Download as rtf, pdf, or txt
Download as rtf, pdf, or txt
You are on page 1of 323

HENRY FIELDING

Tom Jones

Cilt I
EVREN Mina Urgan

LETM YAYINLARI
NSZ

Tom Jones 1749'da yaynlanr yaynlanmaz, bize bu gn garip grnen bir tepkiyle
karland: an birok nemli kiisi, kitabn ahlkszl zerinde durdu. On sekizinci
yzyln bir eit edebiyat diktatr bilinen, azndan kan her sz neredeyse kutsal
saylan nl Dr. Samuel Johnson, Hannah Moree bir mektubunda, onun gibi bir
kadnn byle "rezil" bir kitaptan sz etmesinin yreine indiini; edepli bir kadnn byle
bir kitab okumamas gerektiini; bundan daha ahlksz bir kitap bulmann yolu
olmadn yazd. Dr. Johnson The Rambler'de kan bir denemesinde de, Tom
Jones'un adn vermeden, ama bu kitab dndn yeterince aa vurarak, ba
kiisini akln alamayaca kadar sevimli yapp, okuyucuyu onun kusurlarn
gremeyecek hale getiren roman yazarlarna att. an en nl romancs Samuel
Richardson, bir yandan "bu rezil kitab" okumaya gze alamadn bildirirken, bir
yandan da kitab okuduunu aa vuran bir biimde kyasya yerdi; kitaba adn veren
ba kiiyi aklamak, onun ahlkszln rtbas etmek amacyla aba gstermekle
sulad Fielding'i. Kitabn kt yl yaynlanan yz sayfalk imzasz bir yazda, Tom
Jones'un "pis yazar" da, "le gibi pislik kokan" be kiisi de uzun uzun knand. Hatt
bu romana kar yle akld saldrlara geildi ki, ngiltere'de o srada iki yer sarsnts
olunca, Tom Jones bu depremlerden sorumlu tutuldu. Tanrnn bu ahlksz roman
okuyanlar cezalandrdn; kitabn o srada Franszca'ya evrilmesi yasakland iin,
Fransa'da deprem olmadn ileri srenler kt. Gln bulduumuz bu sulamalar on
dokuzuncu yzyln ikinci yarsnda bile grrz. Fielding'in roman okunmasna
okunurdu ama, kitapln en st rafna, kadnlarla ocuklarn eriemedikleri bir yere
konulurdu o sralarda. Hatt romanc olarak Fieldingin ayrca etkisinde kalan
Thackeray, 1853'de yaynlad n sekizinci yzyln glmece yazarlar stne bir
incelemesinde yola gelmez bir ahlk dkn olarak grr Tom'u. Byle bir
delikanldan ne denli holandn, onu ne denli sevdiini gizlemedii iin, Fielding'i
ayplamaktan kendini alamaz. Yirminci yzyl romanclarndan Ford Madox Ford'un,
ngiliz romann deerlendiren 1930'da yazd bir kitapta, Tom'u sonunda varlkl
yapt, onu Sophia gibi gzel ve erdemli bir kzla evlendirdii iin Fielding'i knamas
daha da garip gelir bize. Kendi iyi bir romanc olan Ford Madox Ford, hi bilemediimiz
nedenlerden tr, Fielding gibi yazarlar hem kt bulur, hem de toplumsal ve siyasal
adan tehlikeli sayar onlar.
Tom Jones'a yneltilen bu saldrlarn doal bir sonucu olarak, adalar, kitabn
yazarn da ahlk dzeyi pek yksek olmayan bir insan sandlar. Fielding'in lm
deinde yazd Journal of a Voyage to Lisbon'da glmece eleri bulunmas,
olsa olsa yazarn huyunun gzelliini, lmn karsnda bile yaama sevincini yitir-
mediini gsterir. Oysa Fielding'in kitaplarnn hepsini ahlksz bulan Thomas Edwards
ayn gr paylaan dostu romanc Richardson'a yazd bir mektupta, bir insann can
ekiirken bile akalamasnn duygu denilen eyden tmyle yoksun olduunun bir
kant saylmas gerektiini ileri srd. Fielding'in ilk yaam yksn yazan Murphy,
onunla ilgili aslsz dedikodular abartarak kaleme ald. Yazar, ancak daha sonralar
yaplan aratrmalar sayesinde aklanabildi; aslnda ok erdemli bir insan olduu ortaya
kt. Kald ki, gnmzn llerine gre, okuyuculara srekli ahlk dersi veren,
genlik taknlklarnn ne denli zararl sonular dourabileceini gsteren bir kitaptr
Tom Jones. Ama Fielding, hem bu ahlk derslerini insanca bir hogryle
glmseyerek, okuyucularn elendirerek verir; hem de genliinde apknlk etti diye
bir delikanly cehennemlik saymaz. Cinsel drtlere kaplarak ilenen "gnahlarn"
ahlkszdan fazla gldrc bir yan vardr Fielding'e baklacak olursa. Puritan
adalarnn ahlk dknl sandklan ey, Fielding'in gerekiliinin sadece bir
kantdr aslnda. Fielding duygulu olmasna duyguludur; hatt duygusalla da kat
olur kimi zaman. Yazar, bencillikten tmyle arnm, ok iyi yrekli bir gen olarak
gsterdii Tom'un, Sophia'y gerek bir akla sevdii konusunda en kk bir kukuya
yer vermez. Ama gerekleri gz ard etmeye yanamadndan, insanlarn cinsel
isteklerine kolayca kar koyamadklarn da bilir.
Henry Fielding 1707'de Somersetshire'da, yani Tom Jones'un balangcna sahne
olan blgede dodu: 1754'de krk yedi yandayken, Lizbon'da ld. Babas general,
kz kardei Sarah da kendisi gibi yazard. Yoksul den soylu bir aileden geliyordu. Ei,
1716'da stanbul'da ngiliz elisi olan, "Trkiye Mektuplar"n yazp iek hastalna
kar alama yntemini ngiltere'de tantan Lady Mary Wortley Montagu, Fielding'in
yakn akrabasyd. Lady Montagu bir mektubunda, "yoksul akrabalarmz Fielding'lerin"
dzenbaz bir bankere tm paralarn kaptrdklarn; bankerin ortadan yok olmasyla,
daha da yoksullatklarn anlatr.
Fielding, soylu ailelerin okulu bilinen Eton'da okudu. Sonra da Yunan ve Latin
edebiyatn okumak zere Leyden'e gitti. Fielding, ada Defoe ya da Richardson gibi
romanclardan ok daha bilgilidir. Onlardan farkl olarak, Yunanca ve Latince okuduu
iin, eski klasiklere itenlikle hayrandr. Ne var ki, Fielding yaamn gldrc yanlarn
grebildii gibi, edebiyat bayaptlarnn da gldrc yanlarn grebildiinden,
gereinde Homeros'un epik anlatmna yknerek, romannn birok yerinde, (rnein
Molly'nin mezarlkta kyllerle dvmesinde ya da Sophia'nn gzelliinin
betimlenmesinde) eski klasiklerin ok elendirici parodilerini yapmaktan ayrca ho-
lanr.
Leyden'de okuduu srada ailesinin parasal durumu iyice bozulduundan, Fielding
eitimini yarda brakp, ngiltere'ye dnmek zorunda kald. Fielding'in bundan sonraki
yaam, geinebilecek kadar para salamak iin srekli bir abadr. Yirmi drt
yandayken, Charlotte Craddock adl bir gen kza tutulmu: kzn anas babas raz
olmadndan, kaarak evlenmilerdi. Hem Tom Jones'un sevgilisi Sophia'y, hem de
son roman Amelia'nn ba kiisini izerken rnek ald Charlotte, Fielding ile on yl
birlikte yaadktan sonra ld. Sevdii kadn yitiren, kk yata ocuklaryla yalnz
kalan Fielding, Charlotte'un hizmetisi ve ok iyi bir kadn olan Mary Daniel ile evlendi.
Yksek snflarn benimsedikleri kurallara byle bakaldrmakla Fielding'in ne denli
yrekli olduunu ak seik kantlayan bu evlilik, byk bir rezalet sayld.
Tiyatroya sansr koyan yasa 1737'de yrrle girdikten sonra, sadece tiyatro oyunu
yazarak ailesini geindiremeyeceini anlayan Fielding, otuz yandan sonra hukuk
renimine balad. Herkesin ancak alt, hatt yedi ylda tamamlayabildii bu renimi
iki buuk ylda bitirerek, 1740'da baroya girdi.
Fielding on yl iinde Londra'nn en sayg gren yarglarndan biri oldu. Saygnlnn
nedeni, Partridge'in Tom Jones'da anlatt "asan yarg" tipinden bambaka
oluuydu. Byk toprak sahibi varlkl kiilerin hi hukuk eitimi grmeden krsal
blgelerde yarglk grevini stlenebildii, yarglama mekanizmasnn hi doru
ilemedii bir ada, sulular geliigzel ar cezalara arptrmakla sorunlarn
zmlenemeyeceini Fielding ok iyi biliyor, suun kaynaklarna inmeyi amalyordu.
ou sulunun salt yoksulluk ve bilgisizlik yznden yasalar inediine inand iin,
yoksullua ve bilgisizlie bir are bulmak istiyordu. Genelevleri ve kumarhaneleri
denetlemek, hapishanelerdeki yaam koullarn dzeltmek, emniyet grevlilerinin
rvet hrslarn ve yolsuzluklarn nlemek amacyla, srekli aba gsteriyordu. Halkn
durumunu kendi gzleriyle grebilmeleri iin, Parlamento yelerini, srasnda kandrp
srasnda zorlayarak, Londra'nn yoksul mahallelerine gtryordu. Szn ksas, bir
iirinde "the glorious lust of doing good" (iyilik yapmann anl ehvetine) kaptrmt
kendini. Bu kadaryla da yetinmeyip, "Son Zamanlarda Soygun Olaylarnn Artmasnn
Nedenleri" ya da "Yoksullara Etkili Yardmda Bulunmak iin Bir neri" gibi konular ele
alan aratrmalar yaynlyordu. Bu yazlarn birinde yle der: Bu kentin varolarnda
gezinip, yoksullarn konutlarna bir gz atarsak, kendini insan sayan bir kiinin yreini
paralamas gereken bir sefaletle karlarz. Yaamlarn srdrmek iin zorunlu
bildiimiz her eyden yoksun kalan bu aileleri; aln, souun, plakln, pisliin ve
hastaln neden olduu bu felketleri grp de tiksinerek burun deliklerini tkayanlara
insan denilebilir mi hi?"
Fielding'in bir yandan yarg olarak, bir yandan da yazar olarak youn almalar,
krkna doru salk durumunun bozulmasna, artk ancak koltuk denekleriyle
yryebilecek hale gelmesine neden oldu. Daha scak bir iklimde biraz iyileebilecei
umuduyla, 1754 ylnn nisan aynda sedyeyle vapura bindirilerek Lizbon'a gtrld. ki
ay sonra da orada ld. Bu lm haberini alan akrabas Lady Montagu, "mutlu olmak
iin yaratlmt; ne yazk ki, lmsz deildi" dedi. Oysa romanc olarak
lmszlnn bilincinde olan Fielding, Tom Jones'un en son ksmnn giri
blmnde "benim yaratclk dnemim ne denli ksa olursa olsun, kitaplarm, kendi
sakat bedenimden de, beni aalamaya kalkan adalarmn yazlarndan da daha
ok yaayacaktr" dedi.
Fielding, tiyatro oyunlar ve romanlar dnda, kendi yaynlad dergilerde ok sayda
deneme yazd. Bunlarn en nemlileri, 1739 ile 1741 arasnda haftada kez kard
The Championdaki yazlaryla, 1752'de haftada iki kez yaynlad Covent Garden
Journal'da takma bir adla kan yazlar ve trelerle ilgili denemeleridir. Fielding'in ne
denli yetenekli bir deneme yazar olduu, Tom Jones'un her ksmnn bana ekledii
on sekiz denemeden de anlalr. Bunlarda, bir yandan roman trnn zellikleri ya da
insan davranlar stne grlerini aklarken; bir yandan da okuyucuyla btn roman
boyunca srecek olan bir diyalog kurar, kendi yazmakta olduu roman yorumlar:
bylece Yunan tragedyalarnda koronun stlendii ilevi yerine getirir bir bakma.
Fielding her zamanki gleryzl hogrsyle, bu denemeleri esas ykye bal
saymayp, yersiz ve skc bulanlara, canlar isterse bunlar atlamalarn syler. Ne var
ki, hem yazarn sevimli kiiliini, hem de roman aydnlatan bu denemelerin
okunmamas ok yazk olur bize kalrsa.
Yazarla tiyatro alannda balayan Fielding, 1729 ile 1737 arasnda, ou komedya
trnde yirmi bee yakn oyun yazd; hatt bir ara Haymarket'i ve Little Theatrei
ynetirken sahneye oyunlar koydu. Artk ne okunan, ne de oynanlan bu yaptlarn en
nls, kendi ann tiyatro yazarlarn alaya alan The Tragedy of Tragedies or Tom
Thumb'dr (1731). Fielding, 1736da oynanan Pasguinde ve bir yl sonra oynanan
Historical Register for 1736da, o srada babakan olan Sir Robert Walpoleu yle
acmaszca talamt ki, hkmet ayn yl, birok edebiyat tarihisine gre aslnda
Fielding'i cezalandrmay amalayan bir sansr yasas koydu; Londra'da ikisi dnda
tm tiyatrolar kapatld; Fielding de oyun yazarlndan vazgemek zorunda kald.
O sralarda ancak otuz yanda olan Fielding, byle bir durumla karlamasayd,
roman trne hi ynelmeyecek, gitgide ustalaarak ann en deerli oyun
yazarlarndan biri olarak geliecekti belki de. Ama tiyatro alannda baarya ulaacak
zaman bulamamt; bunun da bilincinde olduu iin oyun yazarln, tam balamam
gerektii bir dnemde braktm" diyerek yaknd. Ne var ki, Fielding, tiyatro deneyimi
sayesinde romanc olarak byk bir beceri elde etti. Olaylar rgsn ustaca ilemeyi;
zelliklerini aa vurmak amacyla kiilerini canl bir biimde konuturmay; ortaya bek-
lenmedik durumlar kartarak okuyucuyu artp merakn uyandrmay rendi. Tom
Jones'u okuyan herkes, bu romanda birok sahnenin (rnein Sophia, Lord
Fellamar'n saldrsna urarken Western'in bara ara ortaya k, ya da Mrs
Honour Jones'un odasnda saklanrken Lady Bellastan'un ieri girii) tamamiyle
komedya tekniine uygun olarak yazldn anlar.
Bilindii gibi, Fielding'in ada romanc Samuel Richardson'un 1740'da yaynlad
Pamela or Virture Rewarded'de bir zengin evinde hizmetilik eden Pamela Andrews,
evin apkn kk beyinin onu batan karma giriimlerine yle ustaca kar koyar ki,
kz eli geirmenin baka aresini bulamayan kk bey, Pamela ile evlenmek zorunda
kalr sonunda. Gen bir kzn, aslnda gerek erdemle pek ilgisi bulunmayan kalplam
namus kavramn, bylesine hesapl kitapl bir biimde, bylesine beceriyle smrerek,
toplumdaki konumunun ykseltilmesiyle dllendirilii, amzn ou okuyucusunun
sinirine dokunduu gibi, Fielding'in de sinirine dokunmutu anlalan. 1741'de imzasz
yaynlanan An Apology for the Life of Mrs. Shamela Andrew'u ou eletirmenlere
gre Fielding yazmtr. "Shame" utan anlamna geldiine gre, Fielding, ksaca
Shamela diye anlan bu ykde, kendi ahlk ve cinsellik kavramlarna ok ters den
Pamela'y, aslnda utanma nedir bilmeyen yzsz ve fazlasyla becerikli bir kz sayp,
onun yksnn gldrc bir parodisini yapar. Bununla da yetinmeyip, bir yl sonra,
yani 1742'de, Joseph Andrews'u yaynlar. Fielding bu ilk romannda, Pamela'ya
Joseph adl bir erkek karde uydurur. Richardson'un soyadn tam vermeden Mr. B.
dedii gen, hizmetisi Pamela'ya gz koyduu gibi, Lady Booby de ("booby" aptal
anlamna gelir) evinde hizmet eden Joseph'e gz koyar. Yalnz bu soylu bayan deil,
onun hizmetisi Mrs. Slipsolop da Joseph'i batan karmak iin gizlice eitli tuzaklar
kurar. Ne var ki, gerekten erdemli olan bu delikanl, szls Fanny'ye bal kalmaya
kararldr. Bu yzden de, Booby ailesinin evinden kaar szlsnn evine gitmek iin,
yaya olarak yollara der. Bandan, "picaresque" denilen roman trne zg
gldrc birok serven geer bu arada. Sonunda, Joseph'in Pamela'nn kardei
olmad, ok daha saygn bir aileden geldii anlalr. Delikanl muradna erip
sevgilisiyle evlenir.
Joseph Andrews, Pamelann bir parodisi kalsayd, nemli bir roman saylmaz,
giderek bkknlk verebilirdi okuyuculara. yi ki, Joseph, Booby'lerin evinden katktan
sonra, yani onuncu blmden sonra, bu kitap bir parodi olmaktan kar, zgn bir
romana dnr. Bu zgn romann ba kiisi de, Joseph deil, Adams adl bir din
adamdr. Haydutlar delikanlya dayak atp, onun stndeki giysileri bile aldktan sonra,
Joseph'e yardm eden, onunla birlikte yollara den bu "parson" yani ky rahibi, ortaya
kar kmaz, romana adn veren Joseph hemen ikinci plana der. Bunun nedeni de,
bata Hazlitt, birok eletirmenin savunduu gibi, yalnz bu romanda deil, Fielding'in
teki romanlarnda da, Parson Adams kadar canl izilmi baka bir kii
bulunmamasdr.
Fielding, din adamlarn ycelten bir yazar deildi genellikle. Tiyatro oyunlarndan ve
denemelerinden de anlald gibi, onlarn karclklar ve yobazlklaryla alay etmek
frsatn da pek karmazd.
Hatt, Adams'n tam kart olan, Trulliber adnda kasaba ve kara-cahil baka bir ky
papaz da vardr Joseph Andrews'da. Gelgelelim canl olduu kadar da canayakn bir
insan olan Parson Adams, en iyi anlamda bir din adam, bir ermitir nerdeyse. Kendi
gerek bir Hristiyan olduu halde, teki dinlere kar snrsz hogr iindedir. rnein
Tanrnn, iyi yrekli bir Mslman' ya da bir putatapan, kat yrekli bir Hristiyan'dan
ok daha fazla sevdiini ileri srmekten hi ekinmez. Fielding'in dedii gibi, Parson
Adams yeni domu bir bebek kadar saf bir insan olduu iin, kendinde en kk bir izi
bulunmayan ahlkszlklar ve bencillikleri -stelik de din ve erdem kisvesine brnm
olarak -evresinde grdke, hayretten hayrete der. Bu ocuksu safl bir yana,
Parson Adams'n kk zaaflar ve kusurlar vardr. rnein kendi bilgisiyle -gerekten
de bilgilidir -biraz vnr, bu bilgiyi gzler nne sermekten haz duyar. Tanrnn
buyruuna kl kprdamadan boyun emek zorunluluundan sz eder. Oysa kendi
bana gelen felketlere de, sevinlere de youn tepkilerde bulunur; olaylar karsnda
fazlasyla zlr ya da sevinten deliye dner. Yaamn pratik yanlarnda ylesine
beceriksizdir ki, vaazlarn Londra'da kitap halinde bastrmak niyetiyle yola kt halde,
bu vaazlarn metnini yanna almay unutur. Bu kk kusurlar sayesinde, Parson
Adams, gzmzde soyut bir melek kavram olmaktan kar, daha insanca boyutlar
kazanr. Hatt samasapan ve ok gln durumlara dt de olur. Bir kaza sonucu,
stne bir lzmlk boca edilir rnein. Ama bana gelenlere gldmz halde, ona
her zaman sayg, hatt hayranlk duyarz. Parson Adams, Don Quixote'yi andrr bu
bakmdan. Zaten Fielding kendini Cervantes'in mezi bilirdi; Joseph Andrews'u da
Cervantes'e yknerek yazdn sylemiti. Yazar, bu romann "a comic epic poem in
prose" (dzyazyla yazlm gldrc epik bir iir) diye tanmlamt. Parson Adams'n
kiiliinin iirsel yan gz nnde tutulursa, bu tanmlama yanl saylmayabilir.
Joseph Andrews'dan bir yl sonra, 1743'de yaynlanan The Life of Jonathan Wild
the Great roman saylmayacak bambaka trde, bir kitaptr. Kimi adalarna gre, o
srada babakan olan Sir
Robert Walpole'un gizli bir talamasdr bu. Fielding bu kitabnda, genellikle
benimsenen ycelik kavramn yermek amacn gderek alayc bir yaam yks
kaleme alr. Jonathan Wild gerekten yaam, Fielding'in kitab kmadan yirmi yl
kadar nce aslm nl bir soyguncudur. Fieldingden nce Daniel Defoe'nun da ele
ald bu adamn balca marifetleri, bir bro ileterek, soygunculuun bir eit ticaretini
yapmak; kendini hi tehlikeye atmadan baka haydutlar ve hrszlar smrmek;
onlarn canlarn tehlikeye atarak aldklar mallara el koymak; byk cretlere karlk
bunlar, asl sahiplerine satmak; mutlak egemenliine kar bakaldranlar da polise
ihbar etmektir. Fielding, kimi okuyucular tedirgin edecek kadar acmasz ve buruk bir
biimde alay ederek, bir Sezar'dan ya da bir skender'den sz edercesine, ona sanki
hayranlk duyuyormu gibi anlatr bu rezil adamn yaamn. Yalnz Jonathan Wild'n de-
il, tm dnyann gznde "yce" bilinen biroklarnn n, ancak zorbalk, sahtekrlk
ve zulmden kaynaklanr Fielding'e baklacak olursa. Fielding, "yce" bir insan olmakla
"iyi" bir insan olmak arasndaki kartl belirterek, ycelerin dnyann bana eitli
belalar getirdiini, iyilerin ise bu bellar yok etmeye aba gsterdiklerini syler. Gene
Fieldinge gre, iki eit insan vardr yeryznde: alanlarla kendi karlar uruna
bakalarn altranlar. Fetihler yapan byk askerler, mutlak hkmdarlar,
babakanlar ve soyguncular bu ikinci snfa girer. "Yce" Jonathan Wild da, bu ikinci tr
insann arpc bir rneidir. Fielding'in gznde onun asl kt yan hrszl deil;
smrcl, ikiyzll ve muhbirliidir. Fielding, k noktas olarak bu
soyguncunun yksn ele alarak, ktlerin karsnda ezilmedikleri srece, ancak iyi
insanlarn gerekten "yce" olabilecekleri sonucuna varr.
Ayn yl yazlan, ama Jonathan Wild the Great kadar ilgin olmayan Journey from
this World to the Next'de, Fielding, yaknda lecei iine domuasna, ruhunun,
yeni len baz baka kiilerin ruhlaryla birlikte, hzla srlen bir posta arabasnda, bu
dnyadan teki dnyaya nasl gittiini anlatr. Ne var ki, bu son yolculua, bol bol
talama ve glmece eleri katar. Gittii yer de Hristiyanlarn cenneti ya da cehennemi
deil, lenlerin Minos tarafndan yarglandklar Yunan mitolojisinin teki dnyasdr.
Fielding, son roman Ameliada, len eini daha da ok ycelterek, bir kez daha
izdi. Belki de bu yzden Ameliadan "my favourite child" (en ok sevdiim ocuum)
diye sz eder. Amelia, meteliksiz gen bir subay olan Booth'a k olur. Annesine kar
koyarak, onunla kap evlenir. siz kalan Yzba Booth, orduya geri dnmek ister;
tandklarndan hibiri ona destek olmadklar ve t 1871e dein Byk Britanya
ordusunda "commision denilen subay olabilmek hakk paraya karlk satn alnd
iin, mesleine geri dnmenin yolunu bir trl bulamaz. Booth hi de kt deildir; ama
hep yanlmaya mahkm, kiiliksiz, gsz bir adamdr. O kadar ki, Ameliann ona bal
kalmasnn nedenini anlayamadmz anlar olur. stelik, Booth "a superb tart"
(grkemli bir orospu) diye tanmlanan Miss Matthewsa k olup, karsn aldatr.
Amelia, onun btn kusurlarn balad gibi, bunu da balar. Gsz olduu iin
deil, tam tersine, sevgisi sayesinde gl olduu iin balar. Amelia, kocasndan
ektii kadar, esiz gzelliinden tr ona gz koyan baka erkeklerden de eker.
evresi ktlerle doludur. Bunlarn arasnda en ktleri de, yksek sosyetenin kibar
geinen baylardr. Bu adamlar, yle bir kibir, yle kaskat bir bencillik iindedirler ki,
melek huyuna karn Amelia bile "acaba bunlarn yrekleri var m?" diye sormaktan
kendini alamaz. Amelia, ektii skntlardan, yoksulluundan hi bir zaman yaknmaz.
Bu ok duyarl kadn, bir kaya kadar salamdr. Akl almaz bir sabrla ve metanetle
gs gerer her felkete. Amelia kadar erdemli, onun kadar kusursuz bir yarat bir
romanda ya da bir tiyatro oyununda inandrc yapmak hi de kolay deildir.
Anmsadm kadaryla ancak Dostoyevski Alyoa Karamazof'da tam anlamyla
baarabilmitir bu g ii. Dostoyevski gibi dnyann en byk drt be romancsndan
biri saylmakla birlikte, Fielding de Ameliay inandrc yapabilmitir birok eletirmene
gre. Romann sonunda her ey yoluna girer. Amelia'y annesinin mirasndan yoksun
brakan vasiyetnamenin sahte olduu anlalr. Kocasnn da artk akl bana geldii
iin, Amelia hem
huzura hem de servete kavuur.
Amelia, Fielding'in daha nceki romanlarndan bir hayli farkldr. Joseph Andrews
ya da Tom Jones gibi "picaresque" trde servenler anlatan bir yk deil, bir ailenin
sorunlarn ele alan bir romandr. Ama Fielding bununla da yetinmez. Toplumsal
sorunlar da irdeler bu kitapta. Bir hukuku olarak ok yakndan bildii adalet me-
kanizmasnn aksayan yanlarn, yarg ve savclarn bilgisizlik ve beceriksizliklerini,
emniyet grevlilerinin zulmn, hapishanelerdeki berbat yaam koullarn, ar bir dille
eletirir. Amelia teki iki roman gibi "dzyazyla yazlm gldrc bir epik" de deildir.
Geri Amelia'da da glmece eleri vardr ama; bunlar arka plana dm, duygular
ve ahlk sorunlar n plana gemitir. Fielding'in bu romann teki iki romanndan asl
ayran nokta, Amelia'da kiilerin psikolojik yaplarnn ok daha derinliine ilenmi
olmasdr. Ayrca canl izlenimini veren kiiler izmekle birlikte, bunlarn i dnyalarnn
derinliklerine inmemesi eksik bir yandr Fielding'in. Oysa Amelia'y okuyunca, krk yedi
yanda lmeseydi, bu kusurlu yanndan kurtulacan, olaylardan fazla kiiler stnde
duracan dnrz.
nszmzn balangcnda belirttiimiz gibi, anlalmas artk olanaksz
nedenlerden tr, Tom Jones'un ahlka aykr bir roman olduunu ileri srenler
kmt. Ne var ki, okuyucular, bugne dek srp giden bir merakla bu romana hemen
drt elle sarlmlard. On sekizinci yzylda bile, hi ekinmeden Tom Jones'u ve ve
gklere karanlar, an en byk roman sayanlar oldu. Bunlarn arasnda en ilginci
The Decline and Fall of the Roman Empire'in yazar Edward Gibbon'dur. Tom
Jones'u, byk bir ustann elinden km "insan doasnn bir tarihi" sayan Gibbon,
Fielding ailesinin Hapsburg hanedanyla akrabal varsaymna deinerek, "o
hanedann kartalndan da, Escurial sarayndan da daha uzun zaman yaayacaktr bu
roman" dedi.
On dokuzuncu yzylda yermeler azald, Tom Jones'a duyulan hayranlk artt. Lord
Byron "insan doasn anlatrken, iir yerine dzyaz yazan bir Homeros" diye tanmlad
Fielding'i. nl romanc Thackeray, daha nce grdmz gibi Tom Jones'u ahlksal
adan bir yandan yererken, bir yandan da garip bir elikiye derek, nlem
iaretleriyle dolu cokun bir vgye kapld: "O ne deh! O ne g! O ne prl prl zek
ve gzlem yetenei! kiyzllklere ve sinsi hainliklere kar ne denli salkl bir kin! Ne
denli engin bir hogr! Ne sevin! Yaama kar ne denli erkeke bir tutku! nsanlara
ne sevgi! O ne air! Gzlyor, dnyor, yaratyor! O adam nice gerekler brakt
bizlere! Nice kuaklara, akllca ve kimseyi harcamadan glmesini retti!"
Tom Jones'a duyulan hayranln ilgin bir yan da, aslnda tipik bir ngiliz roman
olan bu kitabn evrenselleerek baka lkelerce de benimsenmesidir. rnein ngilizce
ivesini dzeltmek amacyla Tom Jones'u yksek sesle okumay huy edinen Andr
Gide, 1937'de Nouvelle Revue Franaise'e bu roman ven bir dizi not yazd. Bir yl
sonra bu notlar, yeni yaplan Franszca bir eviriye nsz olarak eklendi. kinci Dnya
Sava srasnda stanbul niversitesinde retim yesi olan deerli hocam Erich
Auerbach da Mimesis adl nl incelemesinde, "birok ahlksal, estetik, toplumsal
soruna deinen, derin ve anlaml bir yazar olarak Fielding'i vd.
Tannm bir Fransz eletirmeni, konumu" (stituation) olan yazn rnleriyle "varl"
(prsence) olan yazn rnleri arasnda bir ayrm yapar. Konumu olan yaptlarn, yazn
tarihinde yadsnmaz bir nemi vardr. Yazn tarihinin gerekten deerlendirilebilmesi
iin, belirli bir aamada belirli bir ilevi gren bu yaptlarn incelenmesi arttr. Ne var ki,
ancak uzmanlar ilgilendiren bu yaptlar, "l" diyebileceimiz birer klasik durumuna
dm, gnmzde artk okunmamaktadr. Oysa gerekten byk yazn rnlerinin,
hem konumu vardr, hem de varl. Bu yaptlar, bugn de yaamakta, geni halk
kitlelerince hl okunmaktadr. te Tom Jones da bunlardan biridir. ngiliz yazn
tarihinde hem yadsnmaz bir nem tar, hem de iki yzyl aan bir sreden beri
"varln" ve canlln olduu gibi korur.
Yazn tarihinde Tom Jones'un konumunun nemi, olaylar rgsnn ilenii ve
kiilerin izilmesi asndan, gereki ilk roman saylmasndan kaynaklanr. te bu
yzden eletirmenler -bu arada romanc Walter Scott -"ngiliz romannn babas" derler
Fielding'e. Geri Tom Jones'dan nce de romana benzer bir yn kitap vard, ama
bunlarn ou derme atma kurulmu, kiileri genellikle gereklere uygun bir biimde
ilenmemi, zenle planlanmadan geliigzel anlatlm yklerdi aslnda. Oysa
Fielding'inki gerek anlamda bir romandr. Tom Jones yaynlandktan bir iki yl sonra,
ad bilinmeyen bir eletirmenin "Mr. Fielding'in yaratt yeni bir yazn tr stne bir
deneme" adn tayan yazya baklacak olursa, bunun o srada bile anlald ortaya
kar. Fielding de bunun bilincindeydi herhalde; nk Joseph Andrews'un nsznde
"bu tr bir kitabn imdiye dein dilimizde hi denenmediini sanyorum" diye yazar.
Tom Jones'un ikinci ksmnn banda da, yeni bir edebiyat tr uydurduuna gre, bu
tr, kendi cannn istedii yasalara uyup kaleme alacan bildirerek akalar.
imdi Tom Jones'un varln yani canlln korumasnn, salt konumu sayesinde
nemsenen l bir klasik durumuna dmemesinin nedenlerini ele alalm:
Bu nedenlerin banda, Tom Jones'un ok deiik yanlar oluu, bu sayede de
deiik tipte okuyucularn ilgisini ekmesi gelir: Tom Jones, "srkleyici" denilen trde
bir serven romandr; okuyucuyu duygulandrd kadar, hatt belki
duygulandrdndan da fazla gldren bir komedyadr; on sekizinci yzyln ilk
yarsnda ngiliz toplumunun tre ve geleneklerini yanstan gereki bir belgedir;
yazld a, kimi zaman arballkla, ou zaman da glmseyerek yarglayan bir
talamadr.
Bu "glmseyerek" sz stnde ne denli dursak yeridir. nk Fielding, ektii tm
aclara, geim skntlarna, hastalna, einin lmne karn, akrabas Lady
Montagu'nun dedii gibi, doutan mutlu, her zaman glmseyebilen bir insand.
Okuyucularn da glmsetmek, hatt srasnda kahkahalarla gldrmek de onun bal-
ca amalarndan biriydi. te bu yzden Tom Jones'u "gldrc bir roman" ya da
"dzyazyla yazlm gldrc bir epik" diye tanmlamas da ok yerindedir.
Fielding'de glmece, fkeden ve kinden tmyle arnm, kimi zaman duygusallkla
iie rlm, yumuak ve hogrl bir glmecedir. Fielding'in doal iyimserlii ve
yaama sevinci her zaman ar bastndan, bu glmece ac alaylara, buruk yergilere
dnmez hibir zaman. Yazar, insanlar sadece alaya alarak deil, onlarla birlikte
glerek, olumsuz, irkin ve gln yanlarndan kurtarmak ister onlar.
Fielding'in glmecesindeki lml ve yumuak havay, "ll" diye
nitelendirebileceimiz gerekiliinde de grrz. Onun gerekilii, ada
Smolett'inkinden ya da ok hayran olduu arkada ressam ve karikatrc
Hogarthinkinden farkl olarak, ktmser bir tutum benimseyerek, ayrca irkin ve ac
durumlar deip, okuyucunun gz nne sermekten kanr. te bu yzden, Fielding'in
srekli alaylarna karn, Coleridgein de belirttii gibi, bu romanda gneli ve sevin
veren bir meltem eser sanki.
Fielding, Tom Jones'a ekledii denemelerden birinde, roman yazabilmek iin gerekli
yetenekleri sralarken, bakt her eyi anlayarak "gerekten" grebilmenin; her snftan
her eit insanla iliki kurarak, onlarn kiiliini iyice kavrayabilmenin, bu yeteneklerin
en banda geldiini syler. Szn ettii bu yetenek sahiden vard Fielding'de. Hem
insanlara duyduu scak ilgiden tr, hem de meslei gerei, en yksek tabakadan en
aasna dein, her eit insanla har neir olmutu. On sekizinci yzyl
ngilteresinin, ok geni kapsaml olduu iin "panoramik" diyebileceimiz insan man-
zaralar verilir Tom Jones'da. Roman, krsal blgelerden tutun da Londrann yksek
sosyetesine dein, her tr evreyi, her eit insan ele alr. Ahlk dkn kadn olarak,
hem yoksul korucunun kz Molly Seagrim'i, hem de soylu snftan Lady Bellastonu
grrz. Byk toprak sahibi olarak, hem ince, bilgili, duyarl Allworthy'yi grrz: hem
de kabasaba, avdan baka hibir ey bilmeyen Westerni.
Yaradltan ne denli iyimser, ne denli hogrl olursa olsun, Fielding bu geni
kapsaml tabloyu hep toz pembe renklerle izmez. Aslnda kendi snf olan yksek snf
kyasya eletirmekten de kanmaz. Romandaki soylularn balca iki temsilcisi olan
Lady Bellaston ile Lord Fellamar'n tutulacak yanlar yoktur. Lord Fellamar, Lady
Bellaston'un aklna uyarak, Sophia'nn rzna gemeye kalkar. Lady Bellaston'a gelince,
tam anlamyla rezil bir kadndr. Fielding'in, yoksul Molly'ye gsterdii hogry,
yakkl gen erkek merakls bu kadndan esirgedii bellidir. Fielding, denemelerinden
birinde "ayaktakmnn hi kusuru yoktur demiyorum" diye yazar; "belki bir yn kusuru
vardr. Ancak, ayaktakmnn, onlara tepeden bakanlardan ok daha fazla vlecek
yanlar olduunu da belirtmek isterim." Baka bir denemesinde de, yce bilinen kiilerin
grkemli saraylarn, maskeli sulularn barndklar bir hapishaneye benzetir. Bu
szmona kibar snfn yaantsn sadece ahlka aykr deil; anlamsz ve skc
bulduu da romann birok yerinden anlalr.
Bu tr eletirilerde bulunduu iin, Fielding'i, ann toplumsal dzenini deitirmek
isteyen devrimci saymak hi de yerinde olmaz. ngiliz gereki roman zerine 1941'de
kan incelemesinde bir Sovyet eletirmenin savunduu gibi, Tom Jones'un sonunda
muradna ermesini de bir proleterin zaferi olarak yorumlamak yanltr. nk bu
delikanl, nikhd domakla birlikte, ancak kibar Allworthy ailesinden geldii
anlaldktan sonra toplumda saygn bir yer elde edebilir. Ne var ki, ancak bir tek
sorunu, yani evlilik sorununu ele alrken, Fielding kendi anda benimsenen tutuma
gerekten bakaldrmaktadr:
On sekizinci yzylda evlilik, sevgiden kaynaklanan bir anlama deil; toplumsal
mevki karlarna ve paraya dayanan bir i kontratyd. Bu tr bir kontrat
imzalayanlarn, birbirlerinden hi holanmamalarnn, hatt bakalarn sevmelerinin hi
bir nemi yoktu. O an ou babas, tpk Western gibi, ocuklarna "benim
istediimle evlen de, kimi seversen sev" derlerdi. ocuklarna setikleri ein
parasndan ve toplumdaki yerinden baka hi bir ey dnmeyen ana babalar,
Fielding'in de syledii gibi, bir yolculua karken evin hizmetilerine danmak
gereini duymadklar gibi, ocuklarn evlendirmeden nce onlara danmay da gerekli
saymazlard. Bu tutumu, sadece aklsz Western'de deil; kadnlarn zgrln ve
haklarn szde savunan, feminist akm balamadan ok nce szmona feminist
geinen Mrs. Western'de de grrz; Mrs. Westerne baklacak olursa, erkekler iin
devlet memurluu neyse, kadnlar iinde evlilik odur; yani servet sahibi olmann,
toplumda ykselmenin yoludur. Evlilik bir eit bankadr ayn zamanda: Akl banda
kadnlar, baka yerlerden elde edemeyecekleri yksek faizleri alabilmek iin, neleri var
neleri yoksa bu bankaya yatrrlar. Fielding ise bu tutuma tam anlamyla kar kar.
Fielding'e baklacak olursa, salt para karlarn gzeterek kzn evlendiren bir baba,
onu yasal yoldan dpedz fuha zorlamaktadr. Srf para uruna bir kadnla evlenen,
Blifil gibi bir erkek de, yasal yoldan o kadnn servetine el koymak isteyen bir hrszdan
baka bir ey deildir. Ne gariptir ki, bugn akl banda herkese benimsenen bu g-
rler yznden, Fielding zararl bir yazar sayld. Lady Montagu gibi, ok iyi okumu,
kiiliini gelitirmi biri bile (stelik kendi de kadn olduu ve bu tr evliliklere kurban
gittii halde) Fielding'i bu konuda ayplar; hem ak evlilii yapp, hem mutlu olmay
uman genlere cesaret vermenin ahlkszlk olduunu syler.
Fielding Tom Jones'da, evlilie byle bir adan bakan kendi ana hi ekinmeden
meydan okumaktadr. nk kimin ocuu olduu bilinmeyen meteliksiz Tom, byk
toprak sahibi Western'in erdemli ve dnyalar gzeli kz Sophia ile seviir; onunla
evlenmek ister. an tm kurallarna kar bir bakaldrtr bu. O ada herkese
benimsenen tutum, Sophia'nn, kt yrekli ama varlkl Blifil ile onu evlendirmeyi aklna
koyan babasnn kararna boyun emesini; Tom'un ise sevdii kzla birlemeyi aklnn
kenarndan bile geirmemesini gerektirir. Toplumsal koullar asndan, Jones ile
Sophia'nn evlenmelerinin yolu yoktur. O kadar yoktur ki, Fielding bir dn vermek
zorunda kalr; ba kiisini ancak soyu sopu bilinen, paral pullu bir gence
dntrdkten sonra romann mutlu bir sonla noktalayabilir.
Fielding'in yaad ada ahlka aykr bir yazar saylmasnn nedeni evlilik
konusunda salkl grleri ise, ikinci bir nedeni de romanna ba kii olarak setii
delikanlnn, stne den kadnlara kar koyamayarak, her bakmdan tam anlamyla
kusursuz bir gen kz olan sevgilisini kez aldatmas; byle davrand halde, oku-
yucunun gznde sevimliliini gene de yitirmemesidir. Tom, kadn avlayan apkn
erkeklere hi mi hi benzemez. Hi bir kadn batan karmaya kalkmaz; hi bir kadnn
ac ekmesini istemez. Gen arkada Nightingale gibi, saf bir kz ayartp hamile
braktktan sonra "geri onu ben orospu ettim ama, ne de olsa bir orospuyla gene de
evlenemem" diye mantk yrtmez. Ne var ki, Tom, ona meydan okuyan bir erkekle
nasl dvmek zorunluluunu duyarsa, ona gz koyan bir kadnla da -belki de
huyunun iyiliinden ve hi kimseyi krmak istemedii iin- sevimek zorunluluunu
duyar. Tom, her bakmdan "verici" bir delikanldr. Cebindeki son metelii bakasna
vermeye hazr olduu gibi, Sophia'ya ne denli sevdal olursa olsun, karsna kp ak
dileyen bir kadnn isteini yerine getirmeye hazrdr. Bu yzden sonunda yle bir
ilikiye srklenir ki, onu ilk kez ayplamak gelir iimizden: Londra'da parasz pulsuz, a
bil kalnca, orta yal azgn Lady Bellaston'un jigolosu durumuna der. Eskiden
birinden bor alp borcunu deyemeyenler, alacaklnn klesi olurlarm. Tom da bu
Lady'den para ald, borcunu demenin baka bir yolunu da bulamad iin, kendini
Lady Bellaston'un klesi sayar bir sre.
Tom Jones, yreinin iyilii, bencillikten tmyle arnm olmas, kendinden fazla
bakalarn dnmesi sayesinde, bu utan verici iliki iinde bulunduu srada bile,
okuyucunun gznden dmez. nk Lady'den ald ilk paray, yoksul bir aileye
armaan eder; ba fena halde belya girdii srada bile, kendi skntlarn bir yana itip,
Mrs. Miller'in kznn mutluluunu salamaya alr. Tom Jones'un iyi yreinin baka
kantlarn da grrz roman boyunca: Daha gencecik bir ocukken, Kara George'un
ailesine para yardmnda bulunduunu gizlemek uruna, zel retmeni
Thwackum'dan korkun bir dayak yemee katlanr; kendi cannn tehlikeye gireceini
hi hesaba katmadan, Mrs. Waters'in de, bakalarnn da imdadna koar; oluu
ocuu alktan lmek zere olduu iin. tabancasn ekip onu soymaya kalkan
dama para verir; v.b. Bylece okuyucu, Jones konusunda, eski retmeni Square'in
vard sonuca varr: "Bu delikanlda ok soylu ve zverili bir yrek, en iten dostluk
duygular, yce bir drstlk vardr," Mrs. Miller'in dedii gibi, Jones'un kusurlar,
genliin taknlndan ve atlganlndan doan kusurlard. Zamanla aklnn bana
geleceini, doru yolu bulacan, romandaki kiiler gibi okuyucular da bilir.
Altn yrei, yiitlii ve gzel huyu bir yana; Tom Jones'un kiilik asndan ilgin bir
zellii yoktur. Hatt dorusunu sylemek gerekirse, onu sradan bir delikanl
sayabiliriz. Herkesin "ne iyi ocuk! Ne cana yakn bir gen! diye niteledii trdendir.
Hi aptal olmamakla birlikte, stn bir zeks, aydn bir yan, karmak duygularyla
dnceleri yoktur. Yazar, Jones'un kafasnn iinde olup bitenlerden fazla, yaamnda
olup bitenlerle urar. Gelgelelim bambaka trde kiiler izen Henry James'in
Princess Casamassima'nn nsznde dedii gibi, Fielding bu delikanly ylesine
canl yapabilmitir ki, basitliine karn, canll bile bize yeter.
Ancak on yl gibi ksa bir sre roman zerinde alan Fielding'in eksik yan -Amelia
bir yana -kiilerini derinliine incelememesidir. Dr. Johnson, onunla Richardson'u
karlatrrken, Fielding'in sadece saatin ka olduunu syleyebildiini, Richardson'un
ise saatin mekanizmasn aklayabildiini ileri srer. Bu yzden de Fielding, bir
Tolstoyun, bir Dostoyevski'nin, bir Balzac'n, bir Dickens'in yceliine eriemez. Geri
Fielding, insan denilen yaratn, kendi deyimiyle "akllara smaz deiik yanlarn"
bilir; bunu bilmeyenlerin de ancak szlk ya da dilbilgisi kitaplar yazmalarn nerir. Ne
var ki, Tom Jones'u yazarken, kiilerin deil, toplumsal evrenin stnde durmak;
gene kendi deyimiyle "insanlar deil, treleri anlatmak" ister. Amac, ruhsal yaplarn
karmakln ya da elikilerini incelemek deil; insanlarn tre ve gelenekler
tarafndan koullandrlarak benimsedikleri tutumlar ve davranlar ele alarak, tm
toplumu yanstan bir "gldr roman" yazmaktr. Tom Jones'da gldrc kiilerin
-rnein Mr. Western'in, Mrs. Western'in ya da Partridge'nin -iyilik timsali
Allworthyden, ktlk timsali Blifil'den ya da kusursuz bir gen kz olan gzel
Sophia'dan daha iyi izilmi olmalarnn nedeni de budur.
Yaratt kiilerin birer tip deil de, canl izlenimini veren birer insan oluu asndan,
Fielding, ou gldr yazarlarndan stndr. Kald ki, gldr yazarlar, olaylar
rgsnde ancak nemli rol oynayanlar zenle ileyip, tekileri kaba bir taslak halinde
brakrken, Fielding eitli evrelerden alnm krka yakn kiinin her birini canl
yapmann yolunu bulur.
Ne var ki, demin sylediimiz gibi, Fielding'in amac bu kiilerin stnde durmak
deil; sonuna kadar okuyucularn merakn uyandran bir yk anlatmaktr. Tepedeki
Adam ya da Mrs. Fitzpatrick ile ilgili blmler gibi, baz gereksiz uzatmalara karn,
Fielding bu yky grlmedik bir ustalkla anlatr. Bunun bilincinde olduu iin de,
eletirmenlere alayc uyarlarda bulunur: Anlattmz herhangi bir olay ykmzn
ana plan dnda ve anlamsz diye, acele edip hor grme; nk bu olayn ykmze
ne gibi katkda bulunacan hemen anlayamazsn... Eletirmen geinen kk bir
srngen, olaylarn birbilerine nasl balanacan, sonunda nasl zmleneceini
bilmeden, bu yaptn herhangi bir ksmnda kusur bulmaya kalkarsa, kendini ahmaka
beenmi olur." Fielding, yksn yle bir kurgular ki, dikkatli okuyuculara ipular
vermekle birlikte, Tom'un kimin ocuu olduu ancak romann en sonunda meydana
kar.
Yazarn amac ann deiik evrelerini gzler nne sermek olduu iin, on sekiz
ksmdan oluan romann alt ksm krsal blgede, alt ksm yollarda, son alt ksm da
Londra'da geen olaylara ayrlr. Altnc ksmdan on ikinci ksma dein Tom'un
Londra'ya giderken bandan geen servenler anlatld iin, romann bu blmleri
"picaresque" trde saylabilir. Ama bu ksmlarda bile, picaresque romanlarn balca
kusuru olan derme atma yap yoktur; olaylar da birbirlerini geliigzel izlemezler.
Hatt Tom Jones'un kurgusu yle kusursuzdur ki, Coleridge bu roman, Sophocles'in
Oedipus'u ve Ben Johnson'un The Alchemist'i ile birlikte, olaylar rgsnn en
ustaca ilendii yazn rnnden biri sayar.
Tom Jonesun en ho yanlarndan biri, Fielding'in bu yky anlatrken, okuyucularla
srekli bir diyalog kurmas, giderek onlarla ibirliine girimesidir. rnein "neyse, bu
konuda tam bilgimiz olmadndan, Jones'un u srada ne halde olduunun
saptanmasn okuyucumuza brakyoruz" der. Ya da babas Sophia'y bir odaya
kilitlemiken, kzartlm bir pilicin iinden Tom'un ak mektubu knca, "bu mektup
konusunda Sophia ne dedi, ne yapt, ne dnd; bu mektubu bir kezden fazla m, ka
kez okudu? Tm bunlarn saptanmasn okuyucumuzun d gcne brakyoruz" diye
yazar. Kimi zaman gldrc bir benzetme yaparken, kendi yazdn kendi beenmez,
bir ikincisini dener; sonra "olmad; bu benzetmede de beenmediimiz bir yan var; bir
bakasn deneyelim" diyerek akalar. Okuyucular imdadna ard bile olur.
mein, Lord Fellamar, Sophia'ya saldrrken, kzn babasnn odaya girmesi zerine,
okuyucularna bir arda bulunur: "Eer okuyucu hayal gcn kullanp bana yardm
etmezse, Western odaya dald srada Sophia ile Lord Fellamar'n halini anlatmann
yolu yoktur."
Bu nsz bitirirken, evirmen olarak bir aklama yapmam gerekiyor: Tom Jones'u
eskiden de evirmitim. Milli Eitim Bakanl Dnya Klasikleri arasnda krk yl nce
kan evirim, yanl olmamakla birlikte, Trke asndan kt, hatt ok ktyd.
Nurullah Ata, bana kalrsa yzde yz hakl olarak, kullandm Osmanlca
szcklerden tr beni uyarmt o srada. Eski evirimden nerdeyse bir tek tmce bile
almayan bu yeni eviriyi yaparken, vaktiyle ilediim bir gnahn balanmasn da
istedim. Eer evirileri birine sunmak gelenei olsayd, yeni evirimi Nurullah Ata'n
ansna sunardm.

Mina Urgan
BRNC KISIM

SOKAKTA BULUNAN OCUUN DOUMU


KONUSUNDA, YKNN BALANGICINDA
OKUYUCUYA VERLMES ZORUNLU YA DA UYGUN
OLAN BLG

BLM 1

Kitaba giri ya da lenin yemek listesi

Bir yazar, zel bir len, ya da fakir fukaraya yardm iin yemek veren bir adam deil,
cretini deyen herkesin girebildii bir yerde listedeki yemekleri sunan bir adam
saymal kendini. zel len verenin istedii yiyecekleri sunduu herkese bilinir. Bu
yiyecekler, konuklar istediklerinden bambaka olsa da, hi holarna gitmese de,
lene arlanlar hi bir ey syleyemezler; tam tersine, terbiyeleri, nlerine konulan
her eyi beenmi gibi yapp vmelerini gerektirir. Oysa para karl yemek verenin
durumu bunun tam tersidir. cret deyenler, holandklar yiyecekler ne denli ender ya
da acayip olursa olsun, ille canlarnn istediini yemekte direnirler; yediklerinden
holanmazlarsa da, barp arrlar, kfrederler, kyametleri koparrlar.
te bu yzden, drst ve iyi niyetli aevi sahipleri, mterilerini bu eit hayal
krklklarna uratp kzdrmamak iin, ieri girer girmez herkesin inceleyebilecei bir
yemek listesi salamay det edinmilerdir. Yiyebileceklerini bylece renen
mteriler, ya orada kalp kendilerine sunulan afiyetle yerler, ya da beenilerine daha
uygun baka bir yemek aramaya giderler.
Bize akl ya da bilgelik verecek her insandan bunlar dn almay hor grmediimiz
iin, bu drst aevi sahiplerinden de akl almay hor grmedik. Onun iin, tm
lenimizin bir genel listesini buraya eklemekle yetinmeyeceiz; bu ksmda ve bundan
sonraki ksmlarda sunulacak yemeklerin zel listesini de vereceiz.
Bu len iin aldmz erzak, insan doasndan baka bir ey deildir. Ancak bir tek
erzan adn verdiim iin, midesine ok da dkn olsa, akl banda okuyucumun
aacan, hr karacan, ya da kzacan sanmyorum. Yemek konusunda bilgili
Bristol muhtarnn birok deneyler sayesinde rendii gibi, kabuunun alt ve stnden
baka birok yenilecek yerler vardr kaplumbaada. Bir tek genel adla szn ettiimiz
insan doasnda da yle deiik yanlar vardr ki, bilgili bir okuyucu, bir yazar bylesine
geni bir konuyu tketinceye dein, bir ann dnyann her eit etini ve sebzesini
piirmeye vakit bulacan bilir.
Beenilerinde ayrca titiz olanlar, bu yemei sradan bulup fazla baya diye, bize
kar karlar belki; nk kitaplarn raflarn dolduran bunca yknn, romann, tiyatro
oyununun, iirin, insandan baka bir konusu var m? Ama midesine dkn olanlarn,
ayn ad altnda en aalk yerlerde de satlyor diye, en gzel yemekleri bile sradan ve
baya bulmalar, hor grmeleri gerekir o zaman. Oysa, gerek Bayonne jambonunu ya
da Bolonya sucuunu dkknlarda bulmak ne denli gse, gerek insan doasn da
yazarlarda bulmak o denli gtr.
Ayn benzetmeyi srdrerek, tm sorunun yazarn yemek piirmekteki ustalna bal
olduunu syleyebiliriz; nk Mr. Pope'un dedii gibi,
Gerekten ince sz, doal olann sslenip gzelletirilmesidir;
Sk sk dnlenin ilk kez bylesine kusursuz sylenmesidir.
Etinin bir paras bir dkn sofrasnda yenildii iin onur duyan bir hayvan, baka bir
paras yznden belki de onursuz bir duruma der; daraacnda ipe ekilmiesine,
kentin en baya cameknnda gzler nne serilir. Her ikisi de ayn sr ya da ayn
danay yediklerine gre, soylu bir kiiyle bir hamaln yemekleri arasndaki fark, eer
tuzlanmasnda, biberlenmesinde, sslenmesinde, sunuluunda deilse, nesindedir
yleyse? yi pimi bir yemek en mzmz itah kkrtp coturur; kt pimi bir yemek
ise, en canl, en azgn itah krletip yokeder.
Kafa lenlerinin gzellii de tpk byledir: Konudan fazla, yazarn bu konuyu nasl
piirip kotardna baldr. Bu kitabmzda. kendi amzn, belki de Heliogabalus
ann en usta asnn en yce ilkesini iyice uyguladmz gren okuyucu, kimbilir
ne kadar sevinecektir. Gzel yemeklere tutkun tm kibarlarn bildikleri gibi, bu byk
adam, a konuklarnn nne basit yemekler koymakla ie balar; sonra, mideleri
kldke, salalarn ve baharatn en nefisini sunard onlara. Biz de ayn tutumu
benimseyerek, okuyucumuzun azgn itahna, insan doasn, nce krlk blgelerde
belirdii gibi, sradan ve basit biimiyle gstereceiz; sonra da Fransz ve talyan
yapaylnn ve ahlkszlnn, saraylarn ve kentlerin salad salalar ve baharatla
ssleyeceiz insan doasn. Bylece, biraz nce szn ettiimiz byk adam,
konuklarn boyuna yedirdii gibi, bizim de okuyucumuzda bu kitab boyuna okumak
isteini uyandracamzdan hi kukumuz yok.
Bu kadarn bildirdikten sonra, yemek listemizi beenenleri yemeklerinden daha fazla
yoksun etmeyeceiz, onlar elendirmek iin ykmzn ilk taban hemen sunacaz.

BLM 2

Squire Allworthy'nin ksa bir betimlemesiyle Kzkardei Miss Bridget Allworthy


stne daha ayrntl bilgi

Son zamanlarda, bu lkenin batsnda, herkesin Somersetshire dedii yerde,


Allworthy adnda bir bay yayordu; hl da yaamaktadr belki. Hem doann, hem de
talihin gzdesi diyebiliriz bu baya; nk doayla talih, onu mutlu klmak, onu zengin
etmek iin bir yara girmilerdi sanki. Bu yarmada doann stn kt sanlabilir;
nk doa, saysz armaanlar sunmutu Mr. Allworthy'ye. Oysa talihin, ancak bir tek
armaan sunmaya gc yetiyordu. Gelgelelim talih bunu verirken ylesine cmert
davranmt ki, bu tek armaann deeri, doann bu baya balad eitli erinlerden
stnd kimine gre: Doa, gzel bir biim, salkl bir beden, salam bir akl,
iyiliksever bir yrek vermiti Squire Allworthy'ye; talih ise, miras yoluyla, lkenin en
geni topraklarndan birini balamt ona.
Genliinde, pek deerli ve gzel bir kadnla evlenmiti bu bay. Ondan ocuu
olmu, de kk yata lmt. ykmz balamadan aa yukar be yl nce,
sevgili eini topraa vermek acsna da uramt. Squire Allworthy bu byk acya, akl
banda, salkl bir adam gibi gs germiti ama, bu konuda ikide birde biraz acayip
szler sylediini de gizleyecek deiliz. rnein kendini hl evli saydn, erge
kendinin de gidecei bir yolculua einin biraz daha nce ktn, onunla bir daha
ayrlmamak zere bir yerde buluacandan en kk bir kukusu olmadn sylerdi
zaman zaman. Bu duygular yznden, kimi komular saduyusunu, kimi komular
dinsel inanlarn, kimi komular da itenliini eletirirlerdi.
Squire Allworthy, ok sevdii biricik kzkardeiyle beraber, ou zaman kyde
yayordu imdi. Bu bayan, otuzunu gemiti artk; ve kt niyetli kiilere baklrsa,
"evde kalm kz" deyimi yersiz deildir bu yaa varanlar iin. Miss Bridget Allworthy,
gzelliinden ok, iyi yanlar yznden beenilen kadnlar trndendi. teki kadnlar,
"pek iyi bir kadncaz" derler bylelerine. Tandklarnz arasnda bu kadar iyisi de pek
yoktur, bayan. Eer gzellii bir stnlk sayyorsak, Miss Bridget, bu stnlkten
yoksun oluuna zlmek yle dursun, hor bile grrd bylesi bir stnl. Kimi
yanl davranlara belki de gzellii yznden srklenen u ya da bu bayan kadar
alml olmad iin de sk sk krederdi Tanrsna. Miss Bridget Allworthy, hakl olarak,
hem kendine, hem de bakalarna kar kurulmu bir tuzak sayard bir kadnn bedenen
ekici oluunu. Bununla birlikte, kendi davranlar ylesine llyd ki, kendini yle
titizce koruyordu ki, Miss Bridget'i grenler, kadnlara kar kurulan tm tuzaklardan
ekindiini sanabilirdi onun. Okuyucu bunun nedenini belki aklayamaz ama, ben
una dikkat ettim ki, kendilerini byle titizlikle koruyan kadnlar, tpk ulusal muhafz
alaylar gibi, en kk bir tehlike yokken en hzla grev bana komaya hazr
olanlardr. Oysa kadnlara zg bu korunma gc, tm erkeklerin peinden kotuklar,
uruna i ektikleri, ldkleri, elde etmek iin eit eit tuzaklar kurduklar o gzel
kadnlar korkaka ve alaka savunmasz brakverir de; erkeklerin rkek bir saygyla
t uzaklardan seyrettikleri (bana kalrsa, baar umudu olmad iin) hi bir zaman
stne saldrmadklar daha erdemli kadnlar, hi bir zaman savunmasz brakmaz.
Okuyucu, birlikte biraz daha yol almadan nce, sana unu bildirmeliyim: Bu yk
boyunca, uygun bulduum her frsatta, konudan uzaklamak niyetindeyim. Bu frsatlar
saptamak iinde ise, zavall herhangi bir eletirmenden ok daha yetkili sayyorum
kendimi. Sras gelmiken, tm eletirmenlerin kendi ilerine glerine bakmalarn,
kendileriyle hi ilgisi olmayan ilere ya da kitaplara burunlarn sokmamalarn
isteyeceim; nk onlarda yarglama yetkisi olduunu kantlayan belgeleri
grmedike, boyun emeyeceim yarglarna.

BLM 3

Evine dnnde Mr. Allworthy'nln bana gelen garip bir olay.


Mrs. Deborah Wilkins'in drst davran ve piler konusunda yerli
yerinde baz eletiriler

Bundan nceki blmde, Mr. Allworthy'nin byk bir miras yediini, iyi yrekli
olduunu ve oluu ocuu olmadn bildirdim okuyucuma. Bylece, hi kukum yok
ki, bir oklar u sonuca varacaklar: Mr. Allworthy drst bir insan olarak yaad, hi
kimseye bir kuru borcu olmad, bakasnn malna gz dikmedi, rahat bir ev dzeni
kurdu, sofrasnda konu komuya candanlkla ikramlarda bulundu, sofrasndan artanlar
fakir fukaraya yani almaktansa dilenmeyi yeleyenlere vererek iyilik yapt, ok
zengin olarak ld ve bir hastahane yaplmas iin para balad.
Mr. Allworthy'nin, bu szn ettiimiz eylerden ounu yapt dorudur; ama bu
kadarla yetinseydi, brakrdm onu hastahane kapsnn stndeki o gzel taa kendi
vgsn kazdrsn. Bizim ykmz. bunlardan ok daha olaanst olaylar ele
alacak. yle olmasayd, bu kadar kaln bir kitap yazmakla, vaktimi bouna harcam
saylrdm ben. Siz ise, akl banda dostum, bu kitab okuyacanza, baz akac
yazarlarn alay edercesine "ngiltere Tarihi" adn verdikleri yaptn birka sayfasn
yararlanarak ve elenerek, okurdunuz.
Mr. Allworthy, ne olduunu bilmediim ok nemli bir i yznden drt aydr
Londra'da bulunuyordu. Yllardan beri bir aydan fazla ayrlmad evinden bu kadar
uzun sre uzak kalmas, bu iin nemini yeterince gsteriyordu bana kalrsa. Mr.
Allworthy, akam ok ge vakit evine dnd, kzkardeiyle sofraya oturup ksa sren bir
yemekten sonra, yorgun argn odasna ekildi. Orada diz kt, birka dakika dua etti.
imdiye dek, ne olursa olsun, hi bir zaman bozmamt bu alkanln. Yatmak iin
rtleri kaldrnca, ok ard: Kaba ketenden bezlere sarl bir bebek, tatl ve derin bir
uykuya dalmt araflarn stnde. Bu manzara karsnda hayretten dona kald Mr.
Allworthy. Ama yreinin iyilii her zaman ar bast iin, ok gemeden zavall
ke acmaya balad. Zili ald, yal hizmetinin hemen odasna gelmesini istedi.
Uyuyan bebeklerde her zaman grlen o tertemiz gzelliin canl renklerini sey-
rederken ylesine dalmt ki, yal kadn odasna girince, srtnda gecelik olduunu bile
unutmutu. Oysa hizmeti, giyinebilecek kadar vakit brakmt efendisine: nk acele
arld halde, efendisine belki inme indii ya da herhangi baka ar bir hastala u-
rayp belki can ekitii halde, Mr. Allworthy'ye sayg duyduundan ve rabtal
olduundan tr, sana bana ekidzen vermek iin aynann karsnda nice
dakikalar harcamt hizmeti.
Kendisi bylesine grgl bir insann, bakalarnn en kk bir grgszlne fena
halde bozulmasna amamal hi. Hizmeti kapy ap, elinde bir mum, yatan
yannda gecelikle duran efendisini grr grmez, mthi bir korkuyla geri ekildi. Mr.
Allworthy giyinmemi olduunu anmsayp, srtna bir ey geirip Mrs. Deborah
Wilkins'in edepli gzlerini rencide edemeyecek duruma gelinceye dein kapnn
nnde beklemesini syleyerek onun korkularna bir son vermeseydi, belki de
baylacakt kadncaz. nk Mrs. Deborah Wilkins, elli iki yana bast halde, tm
mr boyunca ceketsiz bir erkek grmediine yeminler ederdi. Hibir eyi ciddiye al-
mayan alayc kiiler, onun bu korkusuyla da alay ederler belki; ama benim arbal
okuyucum, gecenin ilerlemi saatini, yataktan arldn ve efendisinin gecelikli kln
gznnde tutarsa; Mrs. Deborah Wilkins'in davrann ok yerinde bulup alklar. Ne
var ki, Mrs. Deborah yandaki tazelerin bylesine edepli olmalar, okuyucumuzun
hayranln biraz azaltabilir belki de.
Mrs. Deborah, odaya gene girip, kk ocuun nasl bulunduunu renince,
efendisinden bile fazla afallad. Duyduu byk deheti sesiyle de haliyle de aa
vurarak, "ah, efendim! Ne yapacaz imdi?" diye feryat etmekten kendini alamad.
Buna karlk Mr. Allworthy, o gece ocua baklmasn, sabahleyin bir dad bulunmas
iin gereken emirleri vereceini syledi.
Mrs. Deborah, "peki efendim," dedi, "aifte annesinin tutuklanmas iin de gereken
emirleri vereceinizi umarm. Buralarda oturan biridir herhalde. Onun Bridewell'e
kapatlmasn, dvlmesini grmek isterdim. Bylesine kt aifteler ne denli ar
cezalara arptrlsa yeridir. Kabahati sizin stnze atmakla gsterdii yzszlkten
anlyorum ki, bu onun ilk marifeti deil."
"Mr. Allworthy, kabahati benim stme atmak m?" dedi. "Byle bir niyeti olduunu
sanmam. ocua baklmas iin bu yola bavurdu herhalde. Daha kt bir areye
bavurmad iin de memnunum dorusu."
Deborah "bundan daha kt ne olabilir ki!" diye bast feryad. "Bu ahlksz orospular,
gnahlarn namuslu adamlarn kaplarna brakmaktan daha kt ne yapabilirler ki! Siz
susuz olduunuzu biliyorsunuz ama, dnya alem ayplayabilir sizi. Peydahlamadklar
ocuklarn babas sanlmtr nice drst adamlar. Eer ocua bakarsanz, herkes
daha kolayca inanr bu iftiraya. Zaten belediyenin bakmas gereken bir pie ne diye siz
bakacakmsnz? Namuslu bir insann ocuu olsayd, ben de bakardm. Ama hepimiz
gibi Tanrnn kulu saymadm, dnyaya biimsiz gelen bu yaratklara el srmek iime
gelmez benim. Aman! Nasl da le gibi kokuyor! Bir Hristiyan kokmaz byle. Yzm
tutsa da size salk verebilsem, bu pii bir sepete koyup kilise bakcsnn kapsna
gnderin, orada brakn derdim. Bu gece hava gzel. Biraz yamur ve rzgar var
sadece. Eer bunu iyice sarp sarmalayp scak bir sepete koyarsak, sabahleyin biri
onu buluncaya dein yzde elli yaar. Eer lrse, ona iyi baktmz iin, grevimizi
yerine getirmi oluruz gene de. Zaten bu eit yaratklarn byyp analar gibi
olacaklarna, gnah ilemeden lmeleri daha hayrldr belki de; nk ktlkten
baka bir ey beklenemez bu pilerden."
Mr. Allworthy bu sylevi dikkatle dinleseydi, kzacakt belki de: ama u srada
parman ocuun eline uzatmt ve yavrucak, bu parma hafif hafif skarak, ondan
yardm diliyordu sanki. Mrs. Deborah on kat daha gzel de konusa, bu kk el kadar
etkileyemezdi Mr. Allworthy'yi. ocuu kendi yatana almasn kesinlikle emretti Mrs.
Deborahya; ocuk uyannca ona biberon vermesi ve gerekeni yapmas iin gen bir
hizmeti armasn, sabahleyin erkenden bebee amar ve giysi salamasn ve
uyanr uyanmaz kendi odasna getirilmesini istedi.
Mrs. Wilkins akl banda bir kadnd; ev dzeninde kendisine ok gzel bir mevki
balayan efendisine de saygs vard. Bundan tr, ahlk kayglarn bir yana koyup,
Mr. Allworthynin kesin emirlerine boyun edi. Nikhd oluundan tiksindiini belli
etmeden kolunun altna sktrd bebei; tatl bir yavru olduunu akladktan sonra,
kendi odasna doru yneldi.
Mr. Allworthy, iyilik yapmay zleyen bir yrein iyice doyduktan sonra keyfini
srd o tatl uykulara dald. Bol bol yenilen lezzetli bir yemein salad uykudan
belki de daha tatldr bu uykular. nsan hangi iklimin bylesine gzel uyuttuunu
bilseydim, okuyucuma daha ayrntl anlatrdm bunlar.

BLM 4

Bir betimleme yznden okuyucunun ba tehlikeye girer;


okuyucunun bu tehlikeden kurtuluu; ve Miss Bridget Allworthy'nin
byk hogrs
Gotik mimari, Mr. Allworthy'nin evinden daha soylu bir yap yaratamazd. nsanda
dehet uyandran ve en kusursuz Yunan mimarisinin gzelliine ta kartan bir
grkem vard bu evde. Evin d grn ne denli saygdeerse, ii de o denli rahatt.
Mr. Allworthy'nin evi, bir tepenin gney-dousundayd. Nerdeyse yarm millik bir
alana yaylarak yamata ykselen eski narlarla dolu bir koru sayesinde, kuzey-dou
rzgrlarndan korunuyordu. Ev tepenin t stnde bulunmad halde, aadaki
vadinin gzel manzarasndan yararlanacak kadar ykseklerdeydi.
nar korusunun ortalarnda, eve doru uzanan gzel bir imenlik vard; bu imenliin
st ksmnda, am aalaryla rtl kayalar arasndan fkran bir kaynak grlyordu.
Kaynak, dzenli basamaklar stnden deil, yosun tutmu krk ta paralarnn stn-
den yirmi metre uzunluunda bir elale biiminde akarak, kayaln dibine iniyordu.
Sonra, daha kk elalelerin sularyla birleip, akl tal yatanda dolanyor, evin bir
eyrek mil kadar gneyinde, tepenin altnda bir gl oluturuyordu. Evin n
cephesindeki btn pencerelerden grlen bu gl, kayn ve kara aalaryla ssl,
koyunlarn otlad gzel bir ovann ortasndayd. Glden kan rmak, nice ayrlar ve
korular arasnda uzun uzun dolandktan sonra denize dklyordu. Geni bir deniz
paras ve telerde bir adayla tamamlanyordu bu manzara.
Bu vadinin sanda, daha kk baka bir vadi vard. Orada birok kyler, ykk bir
manastrn sarmaklarla rtl kuleleri ve henz ayakta kalan n cephesi grlyordu.
Solda, tepelerin, imenlerin, korularn ve sularn verebilecei her eit gzelliklerle
ssl, hayranlk uyandran bir beeniyle dzenlenmi, ama sanattan ok doaya borlu
olan, inili kl ok gzel bir park vard. Bu parkn tesinde, tepeler yava yava
ykseliyor. doruklar bulutlar aan yabanc dalara dnyordu.
Mays aynn ortalaryd imdi. Grlmedik bir huzur vard sabah havasnda. afak,
biraz nce betimlediimiz o gzel manzaray yava yava aydnlatrken, Mr. Allworthy
taraaya kt. O srada gne, grkeminin habercileri olarak mavi gkyzne ykselen
nlar satktan sonra, annn olanca parlaklyla ykseldi. Gnein altndaki dnyada
ancak bir tek ey gne kadar anl olabilirdi; bu tek eyi de Mr. Allworthy
simgeliyordu: Yaratklara elinden geldiince nasl iyilik yapacan dnerek, Yaratana
elinden geldiince yaklaan iyilik dolu bir insan.
Okuyucum, dikkatli ol. Farkna varmadan, Mr. Allworthy'ninki kadar yksek bir
tepenin doruuna gtrdm seni; boynunu krmadan nasl aa indireceimi de
bilemiyorum. Neyse, seninle yoku aa kaymay bir deneyelim hele; nk Miss
Bridget an ald, Mr. Allworthy'yi kahvaltya ard. Bu kahvaltda bulunmak
zorundaym okuyucum, sen de benimle gelirsen, sevinirim.
Mr. Allworthy ile Miss Bridget birbirini selmladktan ve fincanlara ay konulduktan
sonra, Mr. Allworthy, Mrs. Wilkins'i ard ve kz kardeine bir armaan olduunu
bildirdi. Bu armaann bir giysi ya da bir ss eyas olduunu sanan Miss Bridget,
kardeine teekkr etti. Mr. Allworthy, Miss Bridget'e byle armaanlar verirdi sk sk.
Miss Bridget ise, aabeyini krmamak iin ok zaman harcad sslenme pslenme
iine. Miss Bridget'in, kardeini krmamak iin sslendiini sylyorum; nk Miss
Bridget, btn abalarn giysilere ve giysilerin incelenmesine adayan bayanlar ok hor
grdn syleyip dururdu hep.
Eer umduu bir ss eyas ise, Mrs. Wilkins efendisinin buyruklarna uyarak bebei
ortaya karnca, kim bilir ne byk bir hayal krklna uramt Miss Bridget. Byk
aknlk anlarnda dili tutulur insann. Aabeyi konumaya balayp (bunu nasl olsa
bildii iin okuyucumuza yeniden anlatmayacamz) yky bitirinceye kadar Miss
Bridget sustu.
Miss Bridget, baylarn erdem dedikleri eye yle byk bir sayg besler, kiisel
davranlarnda yle bir arballk gsterirdi ki, herkes, ve zellikle Mrs. Wilkins, bu
konuda onun ok ac szler syleyeceini, bir eit zararl hayvanm gibi, ocuun
evden derhal atlmasn isteyeceini sanyordu. Oysa Miss Bridget, hi beklenilmeyen
bir iyiniyet gsterdi, zavall bebee acyormu gibi konutu, aabeyinin iyi yreini
vd.
Okuyucu, Mr. Allworthy'nin ocua bakmak, onu kendi ocuu gibi yetitirmek
kararyla yksn bitirdiini renince, aabeyinin bir dediini iki etmemeye teden
beri hazr olan Miss Bridget'in, srf Mr. Allworthy'yi krmamak iin byle davrandn
sanacak, belki. Aabeyinin isteklerine hemen hemen hi kar kmazd Miss Bridget.
Erkeklerin dik kafal olmalarndan, akllarna her eseni yapmalarndan yaknd, kiisel
bir servetten yoksun oluuna zld olurdu geri. Ama ancak "homurdanma"
diyebileceimiz alak bir sesle dile getirirdi bu tr yaknmalar.
Ne var ki, ocua sylemediklerini zavall anaya bol bol syledi Miss Bridget. Ad
bilinmeyen kadncazn, ne rezil orospuluu, ne edepsiz yosmal, ne gzpek
kaltakl, ne aalk sokak karl, ne pis rfntl kald. Mise Bridget, kadnln
namusunu lekeleyenleri sulamak iin erdemli dillerin kulland sfatlarn her birine
bavurdu bu arada.
Derken, anann kim olduunu bulmak amacyla bir aratrma yapld. lkin, eve hizmet
eden btn kadnlarn ahlksal durumu inceden inceye gzden geirildi. Mrs. Wilkins,
hepsini temize kard; zaten kendisi birer birer semiti onlar ve bylesine irkin bir
sr korkuluu baka bir evde bulmann pek yolu yoktu.
Bundan sonra, dolaylarda oturanlarn gzden geirilmesine karar verildi. Bu ii
stne alan Mrs. Wilkins, durumu elinden geldii kadar abuk inceleyecek, leden
sonra bir rapor sunacakt bu konuda.
Her ey bylece karara balandktan sonra, Mr. Allworthy, her zaman olduu gibi,
alma odasna ekilirken, yavruyu kz kardeine teslim etti; nk aabeyinin istei
zerine, Miss Bridget bebeye bakmay kabul etmiti.

BLM 5

Olaan birka konu ve bu konularla ilgili hi de olaan olmayan bir


dnce anlatld.

Efendisi gittikten sonra, Mrs. Wilkins azn amadan, Miss Bridget'in ne diyeceini
bekledi. Aklbanda khya kadn, efendisinin gz nnde olup bitenlere hi bel
balamamt; nk Miss Bridget'in aabeyinin yannda belirttii duygularn, aabeyi
yokken belirttii duygulardan bir hayli farkl olduunu grmt ou kez. Ne var ki,
Mrs. Deborah Wilkins'in kukulan pek uzun srmedi; nk Miss Bridget, Mrs.
Deborah'nn kucandaki bebee candan bir ilgiyle bir sre baktktan sonra, onu
itenlikle pmekten kendini alamad; ocuun saf halinden, gzelliinden pek
holandn bildirdi. Mrs. Deborah bunu grr grmez, krk be yalarnda akll uslu
bayanlarn, gen ve grbz gveylere, kendilerinden geercesine cokunlukla
sarldklar gibi, bebei sktrmaya ve pmeye balad. Bunlar yaparken de, crlak bir
sesle baryordu: "Ah, sevimli, tatl, kck, gzel bebek! Vallahi, mrmde
grmedim bylesine gzel bir erkek ocuu!"
Miss Bridget, Mrs. Deborah'nn nlemlerine bir son verip, aabeyinin isteklerini
uygulamaya koyuldu; ocua gereken her eyin hemen salanmasn, evin en gzel
odalarndan birinin ona verilmesini emretti. ylesine cmert davranyordu ki, kendi
ocuuna bile bundan fazlasn yapamazd. Nikhd bir ocua herhangi bir
hayrseverlik gstermek din asndan yasalara aykr olduuna gre, erdemli okuyucu
Miss Bridget'in fazla sevecen tutumunu ayplamasn diye, sonunda onun unlar da
sylediini aklamamz gerekir: Mademki kardeinin aklna esmiti bu pii evlat
edinmek, kk beye sevgi gsterilecekti herhalde. Byle bir davrann ahlkszlktan
yana kmak anlamna geleceini dnmemek elinde deildi Miss Bridget'in. Ama
erkeklerin ne denli dik kafal olduklarn bildiinden, onlarn gln ve marka
isteklerine kar kmaya da niyeti yoktu.
Bundan nce de sylediimiz gibi, Miss Bridget hep byle dnceler ileri srerek
boyun eerdi aabeyine. Katland isteklerin akld ve lgnca eyler olduunu aka
bildirmesi, aabeyinin szn dinlemekle gsterdii erdemi bsbtn deerlendirirdi
sanki. Susarak sz dinleyenleri iradesi grnte zorlanmad iin, boyun een kiinin,
istenileni kolayca yapt sanlr. Ama bir e, bir ocuk, bir akraba ya da bir dost,
sylene sylene, istemeye istemeye, honutsuzluunu ve kar koyuunu belirterek
istenileni yerine getirince, boyun emesinin deeri kat kat artar.
Bylesine derin bir dnceyi okuyucularmdan pek az kavrayabilecekleri iin, onlara
yardmc olmay uygun buldum. Ne var ki, ikide birde buna benzer kolaylklar yapmak
niyetinde deilim bu kitapta. Ancak byle anlarda okuyucuma destek olacam.
Esinlenme yeteneine sahip biz yazarlarn yardmn gerektiren durumlar dnda
aklamalar yaparak, okuyucumu martmayacam.

BLM 6

Mrs. Deborah'nn bir benzetmeyle kye girii. Jenny Jones stne


ksa bilgi ve okumak zlemini duyan gen kadnlarn ekebilecekleri
zorluklar ve aksilikler

Mrs. Deborah, efendisinin isteklerine uyarak, ocuk iin gerekenleri yaptktan sonra,
annesinin gizlenebilecei evleri gezinmeye hazrland.
Sevdal kumrular ve teki saf kk kular, dehet saan atmacann gklere
ykseldiini, tepelerinde uutuunu grnce, tehlikeyi tm tyl soya bildirirler ve
titreyerek saklanacak bir yer ararlar kendilerine. Yceliinin bilincinde olan atmaca ise,
kanatlarn gururla rpar ve yapaca ktlkleri tasarlar.
Kyde oturanlar da tpk byle davrandlar; Mrs. Deborah'nn sokaa kt
duyulunca, titreyerek evine kat herkes. Mrs. Deborah onun evine gelecek diye,
kadnlarn tmnn d kopuyordu. Mrs. Deborah ise sava alannda grkemli
admlarla. gururla ilerliyordu. Kendi yceliiyle vnen, suluyu yakalamak tasarlaryla
dolup taan dik kafas gklere ykseliyordu.
Bu benzetmeden tr, o zavall insanlarn, Mrs. Deborah'nn hangi amala onlara
geldiinin farknda olduklarn sanmasn akll okuyucu. Ne var ki, gelecekte bir yorumcu
bu kitab ele alncaya dek, belki de yzyl boyunca, u benzetmenin esiz gzellii
etkisiz kalmasn diye okuyucuya burada biraz yardm etmeyi uygun gryorum.
unu sylemek istiyorum: Kk kular yutmak yetenei bir atmacada yaradltan
bulunduu gibi, kk insanlar ezmek, onlar horlamak da Mrs. Wilkins gibilerinde
yaradltan vardr. Bu tr kiiler, kendilerinden stn mevkide bulunanlara gsterdikleri
ar dalkavukluun ve uakln hncn alm olurlar bylece. Klelerin ve uaklarn,
kendilerinden stn mevkide olanlara dedikleri vergileri, kendilerinden aa mevkide
olanlardan zorla almalarna hi mi hi amamal.
Mrs. Deborah, Miss Bridget'in nnde ayrca ezilip bzlerek, biraz bozulunca;
keyfini yerine getirmek, yeniden kibar bir kiiye dnmek ve hncn almak amacyla bu
zavalllarn arasna gitmeyi bir alkanlk haline getirmiti. te bu yzden, hi de
sevinle karlanan bir konuk deildi; hatt gerei sylemek gerekirse, herkes korkar
ve nefret ederdi ondan.
Mrs. Deborah kye varr varmaz, yalca bir bayann evine gitti. Bu bayan, gerek
gzellii gerek ya asndan Mrs. Deborah'ya benzeyecek kadar talihli olduu iin,
khya kadn, genellikle tekilere davrandndan biraz daha iyi davranrd ona kar.
Mrs. Deborah, olup bitenleri ve sabah sabah kye niin geldiini anlatt kadna. kisi
babaa verip, dolaylarda oturan gen kzlarn ahlksal durumunu inceden inceye
gzden geirmeye baladlar. Sonunda tm kukular Jenny Jones adl kz stnde
topland; bu kzn byle bir halt edebileceine oy birliiyle karar verdiler.
Bu Jenny Jones, yzne ve biimine baklrsa, pek de gzel saylmazd. Gelgelelim
doa, ondaki bu gzellik eksikliini unutturmak iin, baka bir ey -yani her kula nasip
olmayan bir akl balamt ona. Kendi akllar kusursuz bir olgunlua erien bayanlar,
gzellikten daha ok nem verirlerdi Jenny Jones'un bu yeteneine. Jenny Jones
okuyarak, akln olduka gelitirmiti. Yllarca bir retmenin evinde hizmetilik etmiti.
retmen, bu kzda hzla ileyen bir zek ve bilgi edinmeye grlmedik bir istek
olduunun farkna varmt; nk Jenny Jones, bilginlerin kitaplarn okumakla geirirdi
her bo saatini. retmen, ya iyi niyetinden ya da lgnlndan (iyi niyetinden mi yoksa
lgnlndan m olduuna okuyucu kendi karar versin) Jenny'ye ders vermiti. Bylece
Jenny, Latince'yi iyice renmiti; ada soylu delikanllarn ou kadar bilgiliydi belki
de. Ne var ki, Jenny Jones'un bu stnl, olaanst saylan birok stnlkler gibi,
biraz zararl baz sonular vermiti: Bylesine iyi okumu gen bir kadnn, toplumsal
adan kendi dzeyinde, ama eitim asndan kendi dzeyinden ok daha aa
durumda kiilerin sohbetinden haz almamasna amamal. Jenny'nin bu stnlnn
ve bu stnln sonucu olan davranlarnn herkesin onu kskanmasna ve ona kar
kt niyet beslemesine neden olmasna da amamal. Bu kskanlk ve kt niyet,
Jenny hizmetilikten vazgetii gnden beri komularnn yreinde gizlice yanyordu
belki de.
Ne var ki zavall Jenny, herkesi hayretlere dren ve oralarda oturan tm gen
kadnlarn damarna basan bir davranta bulununcaya, yani bir pazar gn yepyeni bir
ipekli elbise, dantelal bir apka ve bunlara uygun baka ss eyalaryla grnnceye
kadar komularnn kskanl aa kmamt.
Kck olan kskanlk alevi, bu durum karsnda tm gcyle parlad anszn.
Bilgisinden tr Jenny'nin gururu artmt. Oysa komular, onun zledii hayranl
vererek bu gururu beslemeye hi yanamyorlard. Jenny ortaya bylesine ssl
kmakla, sayg ve sevgi yerine kin ve kfrden baka bir ey elde edememiti.
Jenny'nin bu ss eyalarn namusuyla satn alamayacan ileri srd herkes. Analarla
babalar, kendi kzlarnn byle ssl giysilerden yoksun oluuna zlecekleri yerde,
kutladlar birbirlerini.
Yal bayan, bu zavall kzn adn belki ilkin bu yzden Mrs. Wilkins'e sylemiti. Ama
Mrs. Wilkins'in kukularn younlatran baka bir neden de vard: Son zamanlarda
Jenny, Mr. Allworthy'nin evine sk sk gitmiti. Ar bir hastalk geiren Miss Bridget'e
hastabakclk etmi, birok gecelerini bu bayann yannda geirmiti. Bundan baka,
Mr. Allworthy'in dnnden tam bir gn nce, Mrs. Wilkins, kendi gzleriyle grmt
Jenny'yi orada. Ne var ki, keskin zekal Mrs. Wilkins, Jenny'den kukulanmamt o
srada; nk, kendi de dedii gibi, bu konuda pek bilgisi olmad halde, akl banda
bir kz diye Jenny'yi her zaman beenmi; kendilerini gzel sandklar iin haller taknan
baka kzlardan fingirdek aiftelerden kukulanmt.
Mrs. Deborah Wilkins'in karsna kmak zere arlan Jenny, derhal geldi. Mrs.
Deborah, bir yargcn arbal tavrlarna ayrca bir sertlik katarak, "ey, seni gidi yzsz
orospu" szyle balayan bir sylev verdi. Bu sylevinde, tutukluyu sulamyor,
mahkm ediyordu aslnda.
Mrs. Deborah, yukarda anlattmz nedenlerden tr Jenny'nin sululuuna yzde
yz inanyorsa da, Mr. Allworthy, kz mahkum etmeden nce daha keskin kantlar
isteyebilirdi. Ne var ki, Jenny, kendi isteiyle suunu aka itiraf ederek, bu g
durumdan kurtard yarglarn.
Jenny, suunu aklarken pimanln bir hayli belirttii halde, hi mi hi
yumuamayan Mrs. Deborah, daha da ar bir dille, ikinci kez mahkm etti Jenny'yi.
Saylar iyice artan dinleyiciler de hi engellemediler onu. Bu dinleyicilerin bir ou,
"hanmefendinin ipek giysisinden neler kacan biliyorduk," diye bardlar. Bazlar
da ac ac alay ettiler Jenny'nin bilgisiyle. Oradaki kadnlardan her biri, zavall Jenny'ye
ne denli kin duyduunu aa vurmann bir yolunu buldu. Jenny'nin d grnne
deinerek, burun kvrp, "byle bir karya ipek giysiler veren erkein amma da midesi
varm," diyen bir kadnn kt szleri bir yana, her eye byk bir sabrla katland
Jenny. Ama bu lfa ylesine ac bir karlk verdi ki, namusuna yneltilen tm saldrlara
kl kprdamadan gs geren Jenny'nin bu tepkisi karsnda arp kalrd akl
banda bir insan. Belki de kzn sabr tkenmiti artk; nk harcandka azalan bir
erdemdir sabr.
Mrs. Deborah, soruturmasnda umutlarn aan bir baar elde ettikten sonra, bir
zafer kazanmasna eve dnd; ve kararlatrlan saatte, olup bitenler konusunda
gereklere tpatp uygun bir rapor sundu Mr. Allworthy'ye. Buna pek at adamcaz;
nk Jenny'nin olaanst yeteneklerinin vgsn duymu, kza her yl belirli bir
para balayarak, onu komusu olan bir din adamyla evlendirmeye niyetlenmiti. Bu
durum karsnda, Mrs. Deborah ne kadar honut ise, Mr. Allworthy de tam o kadar
zntlyd. Ne var ki, Mr. Allworthy'nin znts, Mrs. Deborah'nn honutluundan
ok daha akla yakn gelecek ou okuyuculara.
Miss Bridget istavroz karp, "bana gelince, hibir kadndan iyi bir ey beklemem
artk," dedi. Oysa bu iler olmadan nce. Miss Bridget'in gzdelerinden biri olmak
mutluluuna erimiti Jenny.
imdi o mutsuz suluyu Mr. Allworthy'nin huzuruna karmak zere, akll uslu khya
kadn yeniden yollara dt. Kiminin ayrca istedii, herkesin de sand gibi, cezaevine
gnderilmek iin deil, doru drst tler ve temiz bir azar iitmek iin arlmt
Jenny. Eitici yazlara baylanlar, gelecek blmde inceleyeceklerdir Mr. Allworthy'nin
bu konuda sylediklerini.

BLM 7
Bu blm, ylesine arbal bir konuyu iler ki, yazara glmek
niyetinde olmayan okuyucular, Bir tek kez bile glemezler btn
blm boyunca

Jenny gelince, Mr. Allworthy onu alma odasna gtrd ve unlar syledi:
"Biliyorsun ki, ocuum, senin yaptn ok ar biimde cezalandrmak benim
elimde. Gnahlarnn sonucunu benim kapma braktn iin, elimdeki yetkiyi
kullanacamdan ayrca korkuyorsun belki de.
Ama sana kar daha yumuak davranmaya karar vermemin nedenlerinden biri bu
olabilir: Kiisel garezlerin bir yargc hibir zaman etkilememesi gerektii iin, yavrunu
benim evime brakman, suunu bsbtn arlatran bir neden deil, doal bir
sevginin sonucu sayacam. nk sen kendinin ya da o kt babann ocua iyi
bakamayacan biliyor, onun daha iyi yetitirileceini umuyorsun byle davranmakla.
Namuslaryla birlikte insanlklarndan da vazgeen baz canavar analar gibi, zavall
kk bebein cann tehlikeye soksaydn, gerekten ok kzardm sana. lediin
suun bu yn iin deil, baka bir yn iin, yani namusun lekelendii iin seni
azarlamak istiyorum. Ahlksz kiiler byle bir suu ayrca nemsemeseler de, bir
kadnn namusunun lekelenmesi iren bir eydir ve korkun sonular dourabilir.
"Dinimizin yasalarna ve dinimizi kurann kesin buyruklarna meydan okuyarak
ilenen bu suun ne denli kt olduunu her Hristiyann yeterince bilmesi gerekir.
"Byle bir suun douraca sonularn korkunluunu kolayca anlayabiliriz; nk
Tanrnn buyruklarna kar karak Tanrnn gznden dmekten, Tanrnn
verebilecei cezalarn en byne arptrlmaktan daha korkun bir ey olabilir mi?
"Btn bunlar gerektii kadar dnlmyor, korkarm. Oysa, bu sylediklerim
ylesine basit ki, insanlara bunlar hatrlatmak zorunluluu olduu halde bu konuda
bilgi vermeye gerek yok aslnda. te bu yzden, seni uyarmak iin, bu konuya ksaca
deinmekle yetineceim; nk ben, umutsuz bir acya kaplman deil, piman olman
istiyorum sadece.
"lediin suun, szn ettiim durum kadar feci ve korkun olmayan baka
sonular da vardr; bu sonular bile yle bir nitelik tar ki, tm kadnlar bu suu
ilemekten alkoyabilir aslnda.
"nk bu su sizleri rezil eder; czamllar eskiden nasl
toplum dna atlyorlarsa, sizler de toplum dna atlrsnz. Ktlerden ve
ahlkszlardan baka hi kimse grmek istemez sizinle.
"Eer varlklysanz, bu su yznden servetinizin keyfini sremezsiniz artk; eer
deilseniz, servet edinmenizin, hatt geinebilecek kadar para kazanabilmenizin yolu
kalmamtr; nk namuslu insanlar evlerine sokmazlar sizleri. Bylece acmasz bir
yoksulluk, hem bedeninizi hem de ruhunuzu ykp yok eder; rezil ve ackl bir duruma
dersiniz.
"Bylesine felketleri ho gsterecek bir haz olabilir mi yeryznde? nsan bylesine
bir pazarla srkleyip batan karan hangi istek bu denli kandrc ve aldatc olabilir?
Bedenin hangi hrs aklnz altedip sizi derin bir uykuya srkleyebilecek g ne olabilir;
her zaman byle bir cezayla sonulanan bir sutan korku ve dehet iinde kamanz
engelleyebilecek g ne olabilir?
"En aa hayvanlar kadar alalmaya katlanan; benliindeki tm yce, soylu ve
tanrsal yanlar, en aalk yaratklarda da bulunan bir hrs uruna gzden karan
kadn, insan adn tamak hakkn veren kafa vakarndan ve namuslu gururdan ne denli
yoksun olmal, ne denli baya ve alak olmal! Bu duruma den hibir kadn, ak
tutkusunu ileri sremez zr olarak; nk erkein elinde bir ara, bir oyuncak
olduunu aa vurur bunu yaparsa. Anlamn ne denli ters yorumlarsak yorumlayalm,
ne denli sapka kirletirsek kirletelim, hem saygdeer hem de akla dayanan bir
duygudur ak; ve ancak karlkl olunca gerekten gl olur. Geri ncil dmanmz
sevmemizi syler ama, dostlarmza doal olarak duyduumuz o cokun sevgiyi
dmanmza da duymamz isteyemez; canmzdan ve canmzdan daha da deerli
olan namusumuzdan dmanmz uruna vazgememizi ise, hi mi hi istemez Tanr.
Sana anlattm btn bu aclar ona ektirmek iin karsndaki kadn batan karan;
ksack sren bo ve aalk bir elence uruna karsndakini mahveden bir erkei,
nasl olur da dman saymaz akl banda bir kadn? stelik geleneklerin kurduu
yasalara gre, bu rezaletin korkun sonularndan yalnz kadn sorumlu tutulur. Her
zaman sevdiinin iyiliini dnen ak, bir kadn aldatp, her eyini yitirmesi iin onu
byle bir alverie srklemeye kalkar m hi? Eer ahlkszn biri kadn gerekten
seviyormu gibi davranmak yzszln gsterirse, aldatlan kadnn o adam yalnz
bir dman deil, dmanlarn en kts saymas: yani yalnz bedenini deil akln da
kirletmek isteyen yalanc, kurnaz, hain ve sahte bir dost saymas gerekmez mi?"
Bu szler zerine Jenny'nin zntsn gren Allworthy, bir an sustu, sonra
konumasn srdrd: "ocuum, gemii dnerek, bir daha geri gelmeyecek
eyleri dnerek, seni krmak amacyla deil, gelecekte daha dikkatli ve gl olman
iin syledim bunlar. Korkun bir yanl yaptn halde, saduyuna inanmasam, su-
unu aklarken gsterdiin itenlie ve candanla dayanarak btn yreinle piman
olduunu ummasam, bunca zahmete katlanmazdm dorusu. Umutlarm yersiz deilse,
rezaletinin sahnesi olan bu yerden uzaklaman salayacam. Seni kimsenin
tanmad bir yere gndererek, suunun cezasn bu dnyada ekmekten kurta-
racam. Gerekten piman olmakla, teki dnyada ekecein ok daha ar cezadan
da kurtulacan umarm. Namuslu bir kadn olarak yaa bundan byle. Kt yola
saparsan, bunun nedeni paraszlk olmayacaktr. Ve inan bana, bu lml dnyada
bile, temiz ve erdemli bir yaant, kokumu ve ahlksz bir yaantdan ok daha
hotur.
"ocuuna gelince, hi dert edinme onu. Umduundan ok daha iyi yetitirilecek o
ocuk. imdi kala kala bir tek ey kald: Seni batan karan kt adamn kim olduunu
bildirmen. Sana gsterdiim fkeden ok daha byk olacaktr ona kar fkem."
Bunun zerine Jenny ilk kez gzlerini yerden kaldrd, alak gnll bir hal ve
terbiyeli bir sesle sze balad:
"Efendim, sizi tanyp da iyiliinize hayran olmayan herhangi bir kii, akldan da
iyilikten de tamamiyle yoksun olduunu kantlam olur. Bana gelince, ltfedip imdi
gsterdiiniz snrsz iyilik karsnda candan duygulanmamam akln alamayaca bir
nankrlk olurdu. Gemii anlatarak yzm kzartmam istemezsiniz, biliyorum. imdi
vereceim bir szden ok daha fazla, gelecekteki davranm gsterecek gerek
duygularm. nann ki, efendim. konumanzn sonundaki cmert neriden fazla
tlerinizdir bana dokunan; nk efendim, belirttiiniz gibi, aklma gvendiinizi
gsteriyor tleriniz."
Bunlar sylerken Jenny'nin gzlerinden yalar boand; birka dakika sustuktan
sonra, konumasn yle srdrd:
"Efendim, beni gerekten eziyor iyiliiniz. Yanlmadnz kantlamak iin elimden
geleni yapacam. Ltfedip bende grdnz akl gerekten varsa, boa gidemez
tleriniz. Zavall aresiz ocuuma gstereceiniz iyilik iin, size candan teekkr
ederim, efendim. Susuzdur o. Yaayp mr boyunca iyiliklerinize minnettar ka-
lacan umarm. imdi nnzde diz kp, ocuumun babasnn adn bildirmemi
benden istememeniz iin yalvaryorum. Sz veriyorum size, bunu reneceksiniz bir
gn. Ama imdi olmaz; nk hem namusum hem de dinim zerine en kutsal yeminleri
ederek bu ad vermemeye and itim. Sizi iyi tandm iin, bilirim ki, namusuma ya da
dinime kar kmam istemezsiniz benden."
Bu kutsal szcklerin Jenny'nin azndan kmasyla heyecandan sendeleyen Mr.
Allworthy, karlk vermeden nce bir an duraklad; sonra, byle bir haine sz vermekle
kt bir i yaptn bildirdi Jenny'ye. Ama mademki sz vermiti, szn bozmas iin
direnemezdi Mr. Allworthy. Bo bir meraktan tr deil, herifi cezalandrmak iin adn
renmek istiyordu. Herifin adn renirse, iyilii hak etmeyenlere iyilik yapmaktan
kanabilirdi hi olmazsa.
Bunu duyan Jenny, o adamn yaknlarda oturmadn, Mr. Allworthy'nin onun
stnde hibir gc olmayacan, ona bir iyilik yapmas olasl da sz konusu
olmadn kesinlikle bildirdi.
Jennynin akllca davrannn yle olumlu bir etkisi olmutu ki, onun sylediklerine
kolayca inand Mr. Allworthy. Jenny, yalanlara snp kendine bir zr arayacak kadar
klmemiti; durumu g olduu halde, bir bakasn ele vererek onurunu ve
namusunu tehlikeye sokmaktansa, Mr. Allworthy'yi bsbtn kzdrmay gze almt.
te bu yzden, Mr. Allworthy onun yalan syleyeceini sanmyordu.
Bylece Mr. Allworthy, Jenny'yi buralardan uzaklatrarak, bu utan verici
durumundan pek yaknda kurtaracan bildirdi. Jenny'nin pimanlk gstermesini bir
kez daha syleyip, "iyilikleri benimkilerden ok daha nemli olan biriyle barman
gerekeceini de unutma, ocuum" diyerek szlerine son verdi.

BLM 8

Miss Bridget ile Mrs. Deborah arasnda bir konuma. Bir nceki
blmden daha az eitici ama daha elencelidir.

Daha nce bildirdiimiz gibi, Mr. Allworthy ile Jenny Jones alma odasna ekilince,
Miss Bridget ile khya kadn, o odaya yakn bir yere yerlemilerdi. Oradan, anahtar
delii yoluyla, Mr. Allworthy'nin eitici sylevini, Jenny Jones'un sylediklerini ve son
blmde tm olup bitenleri kulaklaryla imilerdi.
Eski yklerdeki Thisbe'nin duvardaki nl delii bildii ve sk sk kulland gibi, Miss
Bridget de erkek kardeinin alma odasnn kapsndaki anahtar deliini bilir ve
kullanrd sk sk. Olumlu birok ilere yarard bu delik. Aabeyini her eyi yeniden
sylemek zorunda brakmadan. Miss Bridget onun grlerini reniverirdi bu sayede.
Ne var ki, tatsz eyler de olurdu ara sra. O zaman Miss Bridget, Shakespeare'in
oyunundaki Thisbe gibi, "ah, kt, kt duvar!" diye barrd. Mr. Allworthy bir yarg
olduundan, piler ve buna benzer konular soruturulurken, kz olan kzlarn, zellikle
Miss Bridget gibi krkna yaklaan kz olan kzlarn saf kulaklarna korkun bir hakaret
saylmas gereken szler edilirdi. Ama byle konular grld srada yznn
kzardn hi olmazsa erkeklerin gznden gizleyebilirdi Miss Bridget. Bylece de non
apparentibus, et non existentibus cadem est ratio . Bunun ngilizcesi ise yledir:
"Bir kadnn kzard grlmezse, hi kzarmam saylr."
Mr. Allworthy ile Jenny'nin tm grmesi boyunca, kadnlarn ikisi de azlarn
amadlar. Ama grme biter bitmez, Mr. Allworthy'nin bulunduu yerden uzaklar
uzaklamaz, efendisinin yumuak tutumuna kar feryad basmaktan kendini alamad
Mrs. Deborah. Jenny'nin ocuun babasnn adn sylememesine Mr. Allworthy'nin gz
yummas, Mrs. Deborah'y zellikle ileden karmt. Gne batmadan nce, bu ad
Jenny'den koparacana and iti.
Bunu duyan Miss Bridget, ondan hi beklenmeyen bir ey yapt: Bir glmsemeyle
yznn izgilerini altst etti. Okuyucum bu glmsemeyi, Homeros'un "glmeyi seven
tanra" adn takt Venus'de grlen o uh glmsemelerden biri sanmasn sakn.
Lady Seraphina'nn tiyatro Iocalarndan bir ok gibi frlatt ve byle glmseyebilmek
iin Venus'n lmszlnden vazgemeye katlanaca glmsemelerden deildi bu.
Hayr, grkemli Tysiphone'nin1 ya da kz kardei kk hanmlarn gamzeli
yanaklarnda hayal ettiimiz glmsemelerdendi bu glmseme.
Miss Bridget, byle bir glmsemeyle ve tatl kasm ay akamlar kuzeyden esen
yelleri andran yumuak bir sesle, Mrs. Deborah'nn bylesine merakl oluunu ayplad.
Miss Bridget, Mrs. Deborah'da fazlasyla gze batan bu kusuru ok ac szlerle
yerdikten sonra, unu da ekledi: Geri kendisinin de birok kusurlar olabilirdi ama,
Tanrya kr, dmanlar bile, bakalarnn ilerine burnunu sokuyor diye
knayamazlard onu.
Derken Miss Bridget, Jenny'nin davrannn drstln ve yiitliini vmeye
balad: Jenny'nin olup bitenleri aka sylemesi, na gsterdii drstlk,
beenilecek eylerdi dorusu. Bu konuda aabeyi gibi dnmemek elinde deildi
Miss Bridget'in. Miss Bridget, teden beri ok iyi bir kz biliyordu Jenny'yi. Jenny'den
ok, ama ok daha fazla ayplanmas gereken rezil bir herifin, ya evlenmeye sz
vererek, ya da buna benzer bir hainlik ederek kz batan kardndan hi kukusu
yoktu Miss Bridget'in.
Miss Bridget'in bu tutumu, derin hayretlere drd Mrs. Deborah'y. Bu kibar kadn,
hem efendisinin hem de efendisinin kz kardeinin ne dndklerini anlamak iin
azlarn aramadan nce, pek amazd kendi azn; azn anca ileri srd
grler ise, efendilerinkine tpatp uyard. Bu konuda aklna geleni rahat rahat
syleyebileceini sanmt. Keskin zekl okuyucu, byle yanld iin Mrs. Deborah'y
sulamaktan ok, yanl yolda olduunu anlaynca ne kadar olaanst bir hzla
tornistan ettiine hayran kalmal belki de.
Bu yetenekli kadn, bu gerekten yce politikac, "yle, efendim," dedi, "kzn
yiitliine, sizin kadar benim de hayran kaldm sylemeliyim. Buyurduunuz gibi,
eer zavall kzcaz kt bir adam aldatmsa, ona acmak gerekir. Gene
buyurduunuz gibi, Jenny, iyi yrekli, drst, kendi halinde bir kza benzerdi teden
beri; buralarda grdmz baz fingirdek aifteler gibi, yznn gzelliiyle de
vnmedi hibir zaman."
Doru sylyorsun, Deborah," dedi Miss Bridget. "Eer bu kz, buralarda bol bol
grlen o kendini beenmi rfntlardan biri olsayd, ona hogrl davrand iin
ayplardm kardeimi. Geen gn kilisede, gerdanlar ak iki kyl kz grdm. ok
aypladm, vallahi. Erkekleri tuzaa drmeye kalkan kzlar, istedikleri kadar ac
eksinler! Nefret ederim byle yaratklardan; yzlerinin iek bozuuyla irkinlemesi,
ok daha hayrl olurdu onlar iin. Ama zavall Jenny'de, bu aifte cilvelerinden hibirini
grmedim dorusu. Kurnaz bir hainin onu aldattndan, hatt belki de zorladndan
1 Yunan mitogyasnda tysiphone, sululardan alan korkun yzl tanradan biriydi. (.N.)
hi kukum yok. Candan acyorum zavall kzcaza."
Mrs. Deborah, bu grlerin tmn onaylad. Gzellie kar yneltilen genel ve ac
bir saldryla; yalanc erkeklerin kt hileleri yznden aldatlan tm namuslu ve de
irkince kzlarn ektikleri karsnda sayg ve acma duygularnn belirtilmesiyle sona
erdi bu konuma.

BLM 9

Okuyucuyu hayrete drecek eyler anlatld

Mr. Allworthy'nin davranndan ok honut olarak evine dnen Jenny, yargcn


hogrsn herkese anlatmaya balad hemen. Hem kendi gururunu kurtarmak; hem
de kendini korumak ve komularn yattrp, barp armalarna bir son vermek iin
yapyordu bunu.
Komularn yattrmak umudu -eer Jenny gerekten byle bir umut beslediyse -pek
akla yakn grnebilir ama, olaylar byle bir ey ummann nafile olduunu gsterdi.
Jenny yarg2 nne knca, onun cezaevine gnderileceini sanmt herkes. Baz
gen kadnlar, "haketti bunu!" diye bardlar; Jennyyi srtndaki ipek giysilerle kenevir
dverken hayal ederek keyiflendiler. Ama biroklar da ona acmaya balad.
Gelgelelim Mr. Allworthy'nin tutumu renilince, gene Jenny'ye kar dnd herkes.
"Hanmefendi pek talihli," dedi biri. "Gzde olmann ne demek olduunu anladnz ya!"
diye bard bir ikincisi. "te bilgili olmann sonucu," dedi bir ncs. Bu durum
stne kt kt yorumlar yapt hepsi; adaletin yansz olmad konusunda eitli
grler ileri srld.
Mr. Allworthy'nin ne denli gl ve iyiliksever olduunu bilen okuyucu, bu kiilerin
tepkisini, hem kendi alarndan tehlikeli, hem de bir nankrlk rnei sayabilir. Ne var
ki, Mr. Allworthy, gcn gstermezdi hibir zaman, iyilikseverliini de o kadar sk sk
gsterirdi ki, komular ona ierlemeye balamlard artk; nk yce insanlar, iyilik
yapmakla dost edinmezler her zaman, ynla dman kazanmalar ise iten deildir;
bunu da iyilik bilirler.
Mr. Allworthy'nin onu korumas ve gsterdii iyilik sayesinde, Jenny, hor grld
bu yerlerden uzaklatrld gene de. Dedikoducular Jenny'den hncn alamaynca,
ktleyecek baka bir kii aradlar ve Mr. Allworthy'de karar kldlar: Mr. Allworthynin
bulunan ocuun babas olduu sylentisi, bir fslt halinde ortala yayld ok
gemeden.
Mr. Allworthy yle bir tutum benimsemiti ki, herkes inand bu sylentiye. Mr.
Allworthy'yi fazla hogrl bulup ayplayanlar, imdi az deitirip, zavall kzcaza
zalimce davranmakla suladlar onu. Kyn arbal ve iyi yrekli kadnlar. dnyaya
bir ocuk getiren, sonra da o ocuu kabul etmeyen erkekleri lanetlediler. Hatt Jenny
gittikten sonra, kzcazn aklanamayacak kadar karanlk bir amala buralardan
uzaklatrldn, bu durumun aydnla kavumas iin yasal bir soruturma gerektiini,
kz ortaya kartsnlar diye baz kiileri zorlamaktan baka are kalmadn kapal
biimde ikide birde syleyenler kt.

2 Onsekizinci yzylda byk mal mlk sahiplerine yarg yetkisi verildi. Dolaysyla Mr. Allworthy da
yarglk edebilirdi gerektiinde. (.N.)
Mr. Allworthy'den daha vesveseli ve daha alngan bir kii, bu karalamalara baz kt
tepkiler gsterebilir, bunlara zlebilirdi en azndan. Ama Mr. Allworthy yle iyi
huyluydu ki, bu tr lflar hi mi hi etkilemedi onu. Bylece Yargcn itenlikle
kmsedii bu sylentiler, dolaylardaki dedikoduculara zararsz bir elence
salamakla kald.
imdi, okuyucumuzun huyunu suyunu bilmenin yolu bulunmadndan ve ancak ok
daha sonralar Jenny zerine yeni bir ey duyacandan, Mr. Allworthy'nin bu konuda
hibir su ilemediini, bundan sonra da ilemeyeceini okuyucumuza hemen
bildirmeyi uygun grdk. Mr. Allworthy, yapsa yapsa siyasal bir yanl yapmt. Acma
duygusundan tr, kaskat bir adaletten kanm, zavall Jennyyi ayak takmnn 3 iyi
niyetli merhametine teslim etmemiti. Ayak takm ise, Jennyye acyabilmek iin, onun
ilkin Bridewell'de yz kzartc bir cezaya arptrlmasn, iyiden iyiye yklmasn ve rezil
olmasn istiyordu.
Bu istekleri yerine gelse, Jenny iyi bir insan olmak umudunu tamamiyle yitirecek,
yeniden erdem yolunu tutmak istese bile, nnde tm kaplar kapal kalacakt. Ayak
takmnn bu dileklerine ba emeye hi yanamayan Mr. Allworthy, kzcaz erdem
yoluna yneltebilecek tek areye ba vurmay yeledi. Ne yazktr ki, nice kadnlar,
attklar ilk yanl adm dzeltmek frsatndan yoksun kaldklar iin, alnyazlaryla
babaa braklrlar ve giderek ahlkszln son kertesine derler. Bu kadnlar eski
evrelerinde kaldklar srece, durumlarn dzeltmelerinin yolu yoktur, korkarm. te bu
yzdendir ki, Mr. Allworthy, Jennyyi, adnn lekelenmesinin ac sonularn ektii bir
yerden uzaklatrp, adnn tertemiz sanlmasnn keyfini srebilecei baka bir yere
yerletirmekle ok akllca davranyordu.
Bu yer neresiyse, Jenny oraya giderken, ona iyi yolculuklar diliyor ve okuyucuya
bildirilmesi gereken ok daha nemli konular olduu iin, Jenny'den ve Jenny'nin
ocuundan imdilik ayrlyoruz.

BLM 10

Mr. Allworthynin konukseverlii; bu bayn arlad, biri hekim, teki


de yzba olan iki kardein ksa betimlemeleri

Mr. Allworthy'nin evi de yrei de herhangi bir insana kapal deildi; ama evi de
yrei de deerli insanlara ayrca akt. Doru konumak gerekirse, btn lkede bir
yemei gerekten hakkettiiniz iin yiyebileceiniz tek evdi Mr. Allworthy'nin evi.
Dehas olanlarn ve bilgili kiilerin zel bir yeri vard Mr. Allworthy'nin gnlnde. Bu
konuda Mr. Allworthy'nin sezilerine gvenilirdi; nk salam bilgi veren bir eitimden
yoksun kald halde, byk yetenekleri vard yaradltan. Bu ie biraz ge balad
halde, hem edebiyatn incelenmesine btn gcyle vermiti kendini, hem de bu
alanda nemli saylan kiilerle uzun uzun konumutu. Bylece eitli edebiyat
kollarnda ok yetkili bir adam olmay baarmt.
Edebiyat alannda yetenein pek az moda olduu, hi de rahat bir geim salamad
3 Yazlarmzda "ayaktakm" szcne rastgelince, bilin ki. hangi snftan olursa olsun. erdemsiz ve aklsz
kiiler iin kullanyoruz bu deyimi. Toplumun en yksek tabakalarndan biroklar iin de ayn deyimi
kullandk ou kez. (Y.N.)
bir ada, bu alanda deerli olanlarn, sevinle karlanacaklar bir yere melerine
hi amamal. stelik bu tr kiiler, nerdeyse kendi servetleriymi gibi yararlanrlard
Mr. Allworthy'nin servetinden; nk Mr. Allworthy, akll ve bilgili kiilerden. elence,
eitim dalkavukluk ve her eye boyun eme bekleyerek; onlara bol bol yiyecek, iecek
ve oturacak yer vermee hazr olan cmertlerden deildi; yani szn ksas, akll ve
bilgili konuklarn, uak giysileri giymeyen ve aylk almayan hizmetiler durumuna
sokmazd Mr. Allworthy.
Tam tersine, vaktini can istedii gibi geirirdi herkes Mr. Allworthy'nin evinde. Bir
konuk, yasalarn. erdemin ve dinin snrlarn amadan tm isteklerini gnlnce
doyurabilecei gibi; sal gerektirdii ya da yemek imek konusunda ll
davranmay, az yemeyi yeleyince, can istedii gibi sofraya ya hi gelmez, ya da ye-
mein ortasnda yerinden kalkard. stn mevkili varlkl kiilerin ikramlarnda emir
verircesine bir hava olabilecei iin, Mr. Allworthy de ille yemelerini sylemezdi
konuklarna. Ev sahibi kadar zengin olduklar iin dostluklar bir ltuf saylanlar da;
yoksul olduklar iin byle bir yardma gereksinim duyan ve bundan tr yksek
mevkili kiilerin sofrasnda ho karlanmayanlar da, hibir saygszla boyun emek
zorunda kalmazlard Mr. Allworthy'nin evinde.
Mr. Allworthynin evindeki yoksul konuklardan biri de Dr. Blifildi. nat bir babann
zorlamasyla hi holanmad bir meslee girmek zorunda kalan bu bay, byk
yeteneklerinin salad stnl yitirmek felaketine uramt. Babasnn inad
yznden, genliinde tp okumak, daha dorusu tp okuduunu sylemek zorunda
kalmt. Aslnda her eyi okuyordu da, okumad tek kitap tr tp kitaplaryd. Ne
yazk ki, Dr. Blifil, ekmeini kazanaca bilim dalnn dnda tm bilim dallarnn
ustasyd. Bu yzden de krk yana geldii halde, yiyecek ekmei yoktu.
Mr. Allworthy byle adamlara sevine sevine yer verirdi sofrasnda; nk mutsuz bir
adam, bana gelenlerden sorumlu olmaynca, felketleri bakalarnn lgnlndan ya
da ktlnden kaynaklannca, Mr. Allworthy bir eit tavsiye mektubu sayard bu
felketleri. Bu olumsuz ama deerli yanndan baka, Dr. Blifil'in bir de olumlu yan
vard: Ar dindar grnrd. Elimde gerei sahteden ayran bir mihenk ta
bulunmad iin, bu dindarln gerek mi, yoksa yalnz bir grnt m olduunu
sylemeye kalkmayacam.
Dr. Blifil'in bu dindar yan, Mr. Allworthy'nin houna gitmi, ama kz kardeini
kendinden geirmiti. Doktorla birok dinsel tartmalara girien Miss Bridget, onun
dinsel bilgisinden ok holanm, kendi dinsel bilgisinin de bol bol vlmesinden ayrca
sevin duymutu. Doruyu sylemek gerekirse, Miss Bridget, ngiliz tanrbilimini iyice
okumu ve dolaylardaki din adamlarnn ounu akna evirmiti. Gerekten Miss
Bridget'in szleri ylesine erdemli, hali ylesine bilge, tm davranlar ylesine cidd
ve arbalyd ki, adn tad ermi kadn ya da Roma Kilisesinin kutsal takviminin
herhangi bir baka ermi kadn kadar hak kazanm grnyordu kendi de bir ermi
saylmaya.
Geri yaknlk duygusunun her eidinden sevgi doabilir ama; deneylerimiz bize
gsteriyor ki, birbirlerine dinsel adan yaknlk duyan erkeklerle kadnlar arasnda ak
ayrca kolay douyor. Miss Bridget'in pek houna gittiini bilen Doktor, aa yukar on
yl nce bana gelen mutsuz bir kazadan szlana szlana yaknmaya balad imdi:
Henz yaayan ve -daha da beteri- henz yaadn Mr. Allworthy'nin de bildii bir
kadnla evlenmi olmasyd sz konusu kaza. Evlilii, Miss Bridget sayesinde elde
edeceine gvendii mutluluun nnde uursuz bir engel gibiydi. Ahlk yasalar
dnda bir iliki kurmay ise, aklndan bile geirmiyordu. Byk bir olaslkla din-
darlndan geliyordu bu. Belki de, aknn temizliinden tr, sulu bir ilikinin deil
de, ancak evliliin kendisine yasal olarak salayaca haklar istiyordu.
Bu durumu bir sre dndkten sonra, kendisi gibi eli aya bal olmayan erkek
kardei aklna geldi Dr. Blifil'in. Bayanda evlilie kar bir istek sezdii iin, kardeinin
baarl olacandan hi kukusu yoktu. Okuyucu, bu kardein niteliklerini renince
doktorun, onun baarsna bylesine gvenmesine amayacak belki de.
Sz konusu bay, aa yukar otuz be yalarnda, orta boylu, biimli denilen
erkeklerdendi. Yarm cretli bir subay olduu iin, alnnda bir yara izi vard. Bu yara izi,
yakklln bozmaktan fazla, yiitliini belirtiyordu. Dileri salamd ve can isteyince
glmseyerek, cana yakn bir hal alrd. Geri davrannda, havasnda ve sesinde bir
hayli kabalk vard ama; aklna estike bu kabal stnden silkip atar, pek yumuak ve
gler yzl oluverirdi. Ne kibarlktan tamamiyle yoksundu, ne de akldan. Hatta
genken ok akac ve canlyd. u sralarda arbal bir kiilii benimsedii halde,
can isteyince, eski haline dnverirdi gene.
Aabeyi gibi, bu bay da salam bir eitim grmt; nk babas, nceden de
szn ettiimiz, tartma gtrmez babalk yetkilerini kullanarak, onun bir din adam
olmasna karar vermiti. Ne var ki, resmen rahip olmadan nce baba lnce, Dr. Blifilin
kardei, piskoposun buyruuna gireceine kraln buyruuna girmeyi yeleyerek, subay
oldu.
nce svari temeni rtbesini satn ald;4 sonra da, yzba oldu. Gelgelelim, albay
ile kavga edince, rtbesini satmak zorunda kald. Bundan sonra iyiden iyiye kesine
ekildi, ncil'in incelenmesine adad kendini ve Methodism'e kar bir eilimi olduu
kukusunu uyandrd.
Bu tr bir erkein, evlilie kar genel bir zlemden baka yaamnda hibir ba
olmayan bylesine melek huylu bir bayanla baarl olmasna amamal. Asl alacak
ey Dr. Blifil'in tutumudur: Kardeine ayrca sevgi beslemeyen bu adam, kardeinin
karlar uruna, Mr. Allworthy'nin konukseverliine neden bu denli kt bir karlk
verdii kolayca aklanacak bir i deildir.
Kimi insanlar iyilik etmekten haz duyduklar gibi, kimi insanlar da ktlk etmekten mi
haz duyarlar acaba? Bir hrszl kendimiz yapamaynca, bunu yapabilene yardm
etmek ho mu gelir bize? Yoksa (deneyler, en akla yakn olasln bu ncs
olduunu gsteriyor) ailemizden bir kiiyi hi sevmesek ve saymasak da, onu ycelt-
mek bizi honut mu eder?
Hangi nedenlerin doktoru etkiledii konusunda bir karar vermeyeceim ama, durum
ortada; Dr. Blifil, kardeini ard; ksa bir sre iin, kendisini grmeye geldii kansn
uyandrarak, onu Allworthy'lerin evine yerletirdi.
Yzba eve gireli daha bir hafta bile gememiti ki. doktor, kendi akln beenmekte
hakl olduunu anlad. Eskiden ak sanatnn yce bir ustas olan Ovidius kadar
marifetliydi yzba. stelik, aabeyinden gerekli baz bilgiler edinmi, kendi katklaryla
ayrca yararl bir biimde gelitirmiti bu bilgileri.

BLM 11

Sevdalanmak konusunda birok kurallar ve baz rnekler, gzelliin


betimlemeleri ve evlilie doru ynelenlere serinkanl baz tler

4 Onsekizinci yzylda subaylk, ou zaman belirli bir cret karlnda elde edilirdi. (.N.)
ierir.

Akll erkekler ya da akll kadnlar -erkekler miydi yoksa kadnlar myd unuttum imdi
-her insann yaamnda bir kez sevdalanmasnn nne geilemeyeceini sylerler.
Geri bu i iin belirli bir mevsim saptanmamtr anmsadm kadaryla; ama Miss
Bridgetin vard ya, sevdalanmaya pek uygun bir dnemdir bana kalrsa. ounlukla
daha nce olur bu olay; daha nce olmaynca da, bu yalarda kanmann yolu yoktur
sevdadan. unu da sylemek gerekir ki, bu mevsimlerde sevda, yaamn genlik
dnemlerinde olduundan ok daha arbal ve sreklidir. Gen kzlarn sevdas,
ylesine gvenilmez, ylesine gelip geici, ylesine samadr ki, ou zaman bilemeyiz
kk hanmn ne istediini; hatt kk hanmn kendisi de bunu bilemez ou zaman.
Oysa krkna yaklam bayanlarn ne zledikleri derhal anlalr. O arbal, ciddi,
grm geirmi bayanlarn kendileri de bunu bildikleri iin, en anlaysz erkek bile
kolayca sezer ne istediklerini.
Miss Bridget, ileri srdmz btn bu grlerin bir rneidir. Yzbayla birka
kez konuur konumaz, hemen kapld ak tutkusuna. Ama sska ve aptal bir kzcaz
gibi, bana neler geldiini bilemeden, szlana szlana, oflaya puflaya dolanp durmad
evin iinde. Bu tatl duyguyu biliyor, keyfini sryordu. Bunun temiz, hatt vnlecek
bir duygu olduunu bildii iin de ne korkuyor ne de utanyordu.
Gerei sylemek gerekirse, bu yataki kadnlarn erkeklere duyduklar akll uslu
sevgi, bir gen kzn bir delikanlya duyduu bo ve ocuka sevdadan bambakadr
her bakmdan. Genlerin ak, sevilenin d grnne, aslnda deersiz, gelip geici
eylere taklp kalr ou zaman; yani elma yanaklara. pamuk gibi beyaz kk ellere,
kara ceylan gzlere, uzun kvrck salara, ayva tyl enelere, ince bedenlere. Hatt
zaman zaman daha da deersiz, sevilenin kiiliine daha da az bal olan eylere
taklr. rnein, bir nsann yaradlndan deil de, terziden dantelacdan, berberden,
apkacdan gelen sslere. Gen kzlar, bylesi tutkular, deil bakalarna, kendilerine
bile aklamaktan utanrlar hakl olarak.
Bu eitten bir ak deildi Miss Bridget'in ak. Zppeleri ssleyen esnafn emei hi
grlmyordu Yzbann klnda. Yzba, d grn asndan doaya da borlu
saylmazd. Bu kl ve bu biimiyle bir salonda ya da bir toplantda grnse, oradaki
tm kibar bayanlar onu hor grrler, alay ederlerdi onunla. Yzbann giysileri temiz,
ama basit, kaba, sssz ve modas gemi trdendi. Biimine gelince, onu anlattk bile.
Yanaklar hi de elma gibi deildi; gzlerine kadar kan kara bir sakal yzn
tamamiyle kaplad iin, yanaklarnn doal rengi grlemezdi nasl olsa. Yzbann
bedeni, kollar, bacaklar biimliydi ama, ylesine iri kymd ki, onda kibar bir bayn
deil, bir renberin gc vard sanki. Omuzlar gereinden fazla geni, baldrlar di bir
hamalnkinden daha kalnd. Kaba bir gcn tam tersi olan ve bizim kibar baylar ho
gsteren incelikten ve gzellikten tamamiyle yoksundu Yzba. Bu gzellik ve incelik
ise, ksmen kibar atalarn soylu kanndan; yani en iyi cins araplarla en ar salalardan
oluan bir kandan; ksmen de kentlerde eitim grmekten gelir.
Miss Bridget, pek ince zevkli bir kadn olduu halde, Yzbann sohbetinden
ylesine holand ki, d grnndeki kusurlarn farkna bile varmad. Belki de hakl
olarak Yzbayla geirebilecei tatl anlar. daha yakkl bir erkekle geiremeyeceini
sand: ve daha salam hazlar tatmak amacyla, gze ho gelen bir biimi zlemekten
vazgeti.
Yzba, Miss Bridget'in akn sezer sezmez (ok da abuk sezmiti bunu)
dakikasnda ve itenlikle karlk verdi bu tutkuya. Tpk gibi, bu bayan da
gzelliiyle dikkati ekenlerden saylamazd. Miss Bridgetin resmini izmee
kalkmayacam: nk benden ok daha yetenekli bir usta olan Mr. Hogarth 5 bu resmi
izdi bile. Yllarca nce Miss Bridget, modellik etti Hogarth'a. Bu ressam. bir k
sabahn gsteren bir gravr geenlerde sergiledi. O gravrde, bir k sabahnn uygun
bir simgesi olan Miss Bridget',i peinde alktan sskas km gen bir uak, Covent-
Garden kilisesine yrrken (gerekten yryor gibi resimde) grrz.
Tpk Miss Bridget gibi, Yzba da pek akll davranarak. bu bayandan bekledii
salam hazlar, beden gzelliinin geici ekiciliine yeledi. Kadnlarn gzelliini ok
deersiz ve yzeysel bir nitelik sayan akll erkeklerdendi Yzba. Daha doru
konumak gerekirse, rahata yaamay salayan irkin bir kadn, rahata yaamay
salamayan gzel bir kadndan stn sayan akll erkeklerdendi. Yzbann iyi bir
itah ve yemek semeyen bir midesi olduu iin, evlilik leninden gzellik salas
eksik olsa da, gerekeni yapacakt gene de.
Okuyucuyla ak seik konualm: Yzba, Allworthy'lerin evine geldiinden beri,
kardei onun Miss Bridget ile evlenmesini nerdiinden beri, Miss Bridget'de grd
gururunu okayan o ak belirtileri aa kmadan ok daha nce, fena halde
sevdalanmt -yani Mr. Allworthy'in evine, bahelerine, topraklarna, malna mlkne,
parasna puluna sevdalanmt. Btn bunlara ylesine vurulmutu ki, stne Endor
cadsn bile almak zorunda kalsa, gene de nikhlanrd bu mallarla.
Mr. Allworthy, ikinci kez evlenmeye niyeti olmadn, Miss Bridget'den baka yakn
akrabas bulunmadn ve nesi varsa kz kardeinin ocuuna brakmay dndn
-Mr. Allworthy istemese de yasalar bunu gerektirir nasl olsa- Doktora bildirmiti. Bunun
zerine, Doktorla Yzba, mutluluk salayan her eyden bylesine bol bol
yararlanacak bir yarat dnyaya getirmeyi hayrl bir i saydlar; ve sevimli Miss
Bridget'in batan karlmasna ynelttiler tm dncelerini.
Sevecen bir ana olan ve ayrca dkn olduu ocuklarna hakkettiklerinden ya da
istediklerinden fazlasn veren Talih, Yzba hesabna yle iyi almt ki, adam,
amacna ermek iin tasarlar yaparken, bayan da onu elde etmek isteine kaplyor ve
fazla yzsz grnmeden (nk Miss Bridget, geleneksel edepli davran kurallarna
sk sk balyd) Yzbay harekete geirmenin yollarn dnyordu.
Miss Bridget'in baars kolay oldu. Yzba hep tetikte olduundan, bayann hibir
bakn, hibir kmldann, hibir szn gzden karmyordu.
Ne var ki, Yzbann Mr. Allworthy'den duyduu korku, Miss Bridget'in olumlu
tutumunun verdii honutluu bir hayli bozuyordu. Mr. Allworthy, her ne kadar
karlarn dnmeyen bir adam geinse de, durum ortaya knca, onun da herkes
gibi davranacan, kz kardeinin yararlarna hi de uymayan byle bir evlilie izin
vermeyeceini sanyordu Yzba. Bu gr, gelecei bilen hangi yce gten elde
ettii konusunda okuyucu karar versin. Ama nasl elde edilmise edilsin, bu kayg
Yzbay akna eviriyor; akn bir yandan bayana sezdirmek, bir yandan da
bayann aabeyinden gizlemek iin ne yapacan bilemiyordu. Sonunda Miss Bridget
ile babaa kalnca tutkun grnmek frsatn karmamaya, Mr. Allworthy'nin yannda
ise, elinden geldiince ekingen ve dikkatli olmaya karar verdi. Doktor da ok uygun
buldu bu tutumu.
ok gemeden, akn sevgilisine aka belirtmenin yolunu buldu Yzba.
Sevgilisinden de gereken karl ald. Binlerce yl nce verilen ve o zamandan beri bir
gelenek halinde anadan kza geen bir karlkt bu. Eer bu karl Latince'ye
evirseydim, u iki szc kullanrdm: Nolo episcopar. 6 Eski alardan beri.
5 William Hogarth (1697-1764) karikatrleriyle nl bir yazarn yakn dostu olan bir ngiliz ressam. (.N.)
6 "Piskopos olmak istemiyorum" anlamnda. Kadnlar, geleneklere uyarak. evlenme nerilerine ilkin
"hayr" dedikleri gibi, kraldan piskoposluk nerisi alan rahipler de ilkin "piskopos olmak ilemiyorum"
baka bir durum ortaya knca da kullanlr bu iki szck.
Yzbann bu bilgiyi nereden elde ettiini bilmiyoruz ama. bayann ne demek
istediini pek gzel anlad. Aradan ok zaman gemeden, daha hararetle ve daha
itenlikle, bayana gene bavurdu ve gerektii gibi gene reddedildi. Ne var ki, kurallara
uygun olarak, Yzbann tutkusunun cokunluu arttka, bayann olumsuz kar-
lklarnn kesinlii de azalyordu.
Sevileni elde etmek iin yaplan bu abann tm sahnelerini gstererek, okuyucu mu
yormak niyetinde deilim; (byk bir yazara gre, byle sahneler bunlar oynayanlar
iin yaamlarnn en ho anlar olduu halde, seyirciler iin sradan herhangi bir sahne
kadar skntl ve bezdiricidir.) Yzba gerektii gibi atlmlar yapt, kale gerektii gibi
savunuldu ve sonunda gene gerektii gibi teslim oldu.
Yzba, nerdeyse bir ay sren bu aama srasnda, Mr. Allworthy yanlarndayken,
hi mi hi yaknlk gstermedi bayana. Onunla babaayken baars arttka,
bakalarnn nnde soukluu da ayn oranda artyordu. Bayan gelince, sevgilisini
elde eder etmez, tekilerin nnde son derece kaytsz davrand ona. Bylece, olup
bitenlerden kukulanmas iin, bir eytann sezme gc ve belki de eytannkinden
daha beter nitelikler bulunmas gerekirdi Mr. Allworthy'de.

BLM 12

Bu blmde okuyucunun bekledikleri bulunmaktadr belki de

Dvmek evlenmek, ya da bu trden herhangi baka bir i iin yaplan


pazarlklarda, her iki yan da gerekten istekli olunca, bir yn tren gerekmez bir
sonuca varmak iin. imdi de byle oldu; Yzba ile sevgilisi. bir ay gemeden dnya
evine girdiler.
Artk btn sorun, durumu Mr. Allworthy'ye bildirmekti; bu ii Doktor stne ald.
Allworthy bir gn bahesinde dolarken, Doktor ona yanat. Pek arbal bir tavrla,
olanca ciddiyetini toplayarak, unlar syledi:
"Size son derece nemli bir durumu bildirmek iin geldim, efendim. Ama bunu nasl
syleyeceimi dndke, aklm bamdan gidiyor nerdeyse."
Doktor bunun zerine, en ac szlerle, erkeklere de kadnlara da att. Erkekleri,
karlarndan baka hibir eyi hesaba katmamakla; kadnlar da bir erkekle babaa
braklamayacak kadar ahlk dkn olmak sulad.
"Bylesine uslu, bylesine akll, bylesine bilgili bir bayann, bu kadar uygunsuz bir
sevdaya kaplabilecei nereden aklma gelirdi efendim?" dedi. "Hi dnebilir miydim
ki benim kardeim -ona niin bu ad veriyorum? o benim kardeim deil artk..."
Mr. Allworthy, "elbette kardeiniz," dedi, "stelik benim de kardeim."
Doktor, "ah efendim!" dedi; "bu zc olay biliyor musunuz yoksa?"
yi yrekli Mr. Allworthy, "bana bakn, Mr. Blifil," diye karlk verdi. "Her olay en
olumlu ynden grmeye teden beri altrdm kendimi. Geri kz kardeim benden ok

derlermi gelenekler gerei. (.N.)


daha kktr ama, ne yaptn bilmesi gereken bir yaa da gelmitir artk. Kardeiniz
bir ocuu batan karsayd, daha g balardm onu. Ama otuzunu am bir
kadnn, kendisini en ok neyin mutlu klacan bilmesi gerekir. Kardeim, servet
asndan, belki kendine eit olmayan bir adamla evleniyor. Eer kardeimin gznde
bu eksiklii giderecek erdemleri varsa Yzbann, Bridget'in gnlnce mutlu olmasn
neden engelleyim? stelik ben de, tpk kz kardeim gibiyim; mutluluun ancak byk
bir servetle gerekleebileceine inanmyorum. Her eit neriyi kolayca
benimseyeceimi birok kez bildirdiim iin, bu konuda benimle de danlmasn
isterdim belki. Ama nazik sorunlardr bunlar; her halde kz kardeim ekingenliinden
tr benimle konuamad. Sizin kardeinize gelince, dorusu hi kzmyorum ona.
Sizin kardeiniz, bana kar sorumlu deildir. Biraz nce de sylediim gibi, Bridget,
yasal adan da, ya asndan da sorumlu saylabileceine gre, benden izin almak
zorunda deildir sizin kardeiniz."
Doktor, Mr. Allworthyyi fazla hogrl olmakla sulad; erkek kardeine gene att
ve bundan byle onun yzn grmeyeceini, onu karde saymayacan aklad.
Derken, Mr. Allworthy'nin iyiliini gklere kard, dostluunu ve ve bitiremedi; ve bu
dostluu tehlikeye soktuu iin, kardeini hibir zaman balayamayacan bildirerek
szlerini bitirdi.
Allworthy ise unlar syledi: "Kardeinize kzsaydm bile, susuz olana fkemi
gstermezdim gene de. Ama doru sylyorum, kzm deilim hi. Kardeinizi akll ve
onurlu bir adam biliyorum. Kendi kardeimin onu semesini yanl bulmadm gibi,
Yzbann kardeimi sevdiine de inanyorum. Bana kalrsa, evliliin temeli olmas
gereken sevecenlikle dolu o yce dostluu ancak sevgi yaratabildiine gre, evlilikte
mutluluk salayan tek ey de sevgidir. Baka amalarla yaplan tm evlilikler cinayettir
bence. ok kutsal bir antlamay lekeleyen bu eit evlilikler, tedirginlik ve mutsuzlukla
sonulanr. Bedenin hrslar ya da para uruna bu kutsal baa kymak, korkun bir
ktlktr. Ancak gzel bir bedeni, ya da byk bir serveti elde etmek amacyla yaplan
evlilikler iin baka bir ey sylemenin yolu var m hi?
"Gzellik gze ho gelmiyor, hayranlk uyandrmyor demek de yalan ve sama olur.
ncilde sk sk geen, hep saygyla anlan bir sfattr "gzel." Ben talihliydim herkesin
gzel bulduu bir kadnla evlendim; ve gzellii yznden onu daha fazla sevdiimi de
aka syleyebilirim. Ne var ki, gzellii, evlilikte gz nnde tutulacak tek nemli ey
haline sokmak; gzellik tutkusu uruna tm kusurlar gremeyecek duruma dmek;
bir insanda daha stn nitelikler olan dini, erdemi ve akl, o insan gzellikten yoksun
diye nemsememek, ne akll bir adama yakr, ne de bir Hristiyana. Byleleri, evlilik
yoluyla ancak beden hrslarn doyuruyorlar: oysa evliliin amacnn bu olmad bize
retilmitir.
"Gelelim zenginlik sorununa: Toplumdaki durumumuz bu konuda biraz dikkatli
olmamz gerektirir belki de. Varlkl olmak isteini toptan ve kesinlikle ayplayacak
deilim. Dnyann imdiki dzeni, evlilik yaantsnn gereksinimleri, oluu ocuu
yetitirmek kaygs, ekonomik koullar dediimiz eyi de biraz hesaba katmaya zor-
luyor bizi. Ne var ki, lgnlklar ve zentileri yznden, doal adan bize gerekten
gerekenlerden ok daha fazlasn istiyorlar insanlar. Bylece eleri iin atlar, arabalar,
ocuklar iin byk servetleri, bu gereksinimler listesine koymaya alyorlar. Bunlar
elde etmek iin de, gerekten salam, gzel, erdemli ve dinsel olan her eyi
savsaklyorlar, nemsemiyorlar.
"Bu tutumun eitli aamalar var. Son ve en ar aama, delilikten ayrdedilemez
nerdeyse: nk akln alamayaca kadar varlkl kiiler, hatt her eit isteklerini
karlamak iin gerektiinden ok daha fazla paras olanlar, mallar mlkleri artsn diye,
holanmadklar, hibir zaman da holanamayacaklar insanlarla, yani aptallar ve
rezillerle evleniyorlar. Bunu yapanlar deli saylmak istemiyorlarsa, iki eyden birini
aklamalar gerekir: Ya sevecenlikle dolu dostluklarn en ho yanlarn tadamadklarn:
ya da ounlukla benimsenen bo, belli belirsiz ve aklsz gelenekler uruna, duyabi-
lecekleri en byk mutluluktan vazgetiklerini. Bu eit gelenekler ise, temelini de
gcn de insanlarn budalalndan alr."
Kaslarnn zaman zaman kmldamasna biraz glkle engel olmakla birlikte, Blifil'in
derin bir dikkatle dinledii bu vaaza, Allworthy bu szlerle son verdi. Blifil, krsye ilk
kan bir piskoposla, ayn gn ve ayn sofrada yemee oturmak onurunu tadan gen bir
papazn hararetiyle, duyduklarnn her tmcesini ayr ayr vd.

BLM 13

Doaya aykr saylacan umduumuz bir nankrlk rneiyle


birinci kitaba son verilir bu blmde.

Okuyucu bu sylediklerimizden, barmann (eer buna barma demek doruysa)


ancak bir biim sorunu olduunu anlamtr. Bu nedenle, biim sorunlar stnde
durmayp, iin zne geeceiz hzla.
Doktor, Allworthy ile aralarnda geenleri kardeine anlatt ve glmseyerek unlar
ekledi:
"Bir bilsen neler syledim seni batrmak iini Bu iyi yrekli adamn seni hibir zaman
balamamas iin iyice direndim. Onun gibi bir insann senden yana olduunu
syledikten sonra, bir tehlike yoktu byle konumamda. Hem seni, hem de kendimi
dnerek, en kk bir kukuya bile meydan vermek istemiyordum. Yzba Blifil, bu
szlere dikkat bile etmedi o sralarda; ama daha sonralar, dikkate deer bir biimde
yararland bu szlerden.
eytan dnyaya son geliinde, mezlerine syledii zdeyilerden biri de udur:
Ayaa kalktktan sonra, altnzdaki iskemleyi tekmeleyin." Yani akas: Bir dostun
yardmlar sayesinde talihiniz aldktan sonra, hzla bir kenara atn o dostu.
Yzbann bu vecizeye gre davranp davranmadn kesinlikle syleyemeyeceim
ama, imdiye kadar yaptklarnda bu eytanca ilkeden esinlendii su gtrmez.
Yzbann davranlarn baka nedenlerle aklamann yolu yoktur; nk Yzba
Blifil, Miss Bridget'i elde eder etmez ve Allworthy ile barr barmaz, gnden gne
artan, sonunda terbiyesizlie dnen bir soukluk gstermeye balad aabeyine.
Doktor, Yzbayla yalnz kaldka, bu davranlarndan tr onu azarlad ama,
dobra dobra sylenen u szlerden baka bir ey elde edemedi Yzbadan:
"Efendim, kardeinizin evinde hounuza gitmeyen eyler varsa, gidin. buradan.
Yzbann bu acayip, bu acmasz, bu akl almaz nankrl, zavall Doktorun
yreini parampara eti. nk hibir nankrlk, uruna sular ilediimiz kiilerin
nankrl kadar yaralamaz yreimizi. Uruna gzel ve yce iler yaptmz kiiler,
yaptklarmz nasl deerlendirirse deerlendirsin, kendi iyiliimizle avunmann yolunu
buluruz gene de. Gelgelelim dostumuzun nankrl kadar onulmaz bir acyla kar
karya kalnca, nasl avutabiliriz kendimizi, zellikle yaral vicdanmz bize eziyet eder
de, bylesine deersiz bir insan yznden lekelendii iin bizi azarlarsa!
Mr. Allworthy de, kardeine daha iyi davranmas iin Yzbayla konutu ve Doktorun
ne gibi bir suu olabileceini sordu. O zaman bu ta yrekli kt adam, alaka bir
karlk verdi: Kendisini Mr. Allworthy'nin gznden drmek istedii iin, kardeini
hibir zaman balamayacan, bunu kardeinin azndan zorla aldn, byle bir
cinayetin unutulmamas gerektiini anlatt.
Bunun zerine Yzbaya kzan Allworthy, bu eit szlerin bir insana yakmadn
syledi. Balamasn bilmeyen kiilere yle bir att ki, sonunda Yzba yola gelmi
gibi haller taknarak, kardeiyle baracan bildirdi.
O sralarda balayn yaamakta olan geline gelince, yeni kocasna yle tutkundu ki,
onun yanl bir ey yapabileceini akl almyordu. Einin bir kiiden holanmamas,
Miss Bridget'in de o kiiyi sevmemesi iin yeterince bir nedendi.
Yzba, biraz nce bildirdiimiz gibi, Mr. Allworthy'nin direnmesi zerine, grnte
bart kardeiyle. Ama yreindeki kin, olduu gibi kalmt. Kardeiyle babaayken,
bu kini aa vurmak iin yle frsatlar buldu ki, zavall Doktor artk bu evde yaamaya
dayanamayacak hale geldi. Bunca iyilik yapt kardeinin bu acmasz ve nankrce
aalamalarna katlanmaktansa, yeryznde bana gelebilecek tm skntlara
katlanmay yelerdi.
Mr. Allworthy'ye btn bunlar bildirmeye niyetlendi bir ara. Ne var ki, kendi suunu
da ortaya karacak olan bu aklamadan ekindi. stelik, kardeini ne kadar kt
gsterirse, kendi suu da o oranda artacak; bylece Mr. Allworthy'nin Doktora
fkelenme nedenleri de oalacakt.
Bu yzden Dr. Blifil, bir i yznden gitmek zorundaym gibi davrand, ksa bir sre
sonra dneceine de sz verdi. Kardeinden yle bir honutluk gsterisi iinde ayrld
ve kardei de kendine den rol yle kusursuz oynad ki, barmann gerek olduu
inancna vard Allworthy.
Doru Londra'ya giden Doktor, ksa bir sre sonra, orada zntden ld.
Sandmzdan ok daha fazla insan ldren bu hastala, lm istatistiklerinde nemli
bir yer verilmesi gerekir. teki hastalklardan ancak bir bakmdan farkldr o hastalk:
Hibir doktor iyiletiremez onu.
Bu iki kardein eski yaantlar konusunda, titizlikle yrtlen baz incelemeler
yaptktan sonra, nceden szn ettiimiz o kahrolas ve cehennemlik zdeyiten
baka, Yzbann davrann aklayabilecek bir neden daha buldum: Yzba, ar
gururlu ve ok yabanl bir adamd. Bu iki nitelikten de yoksun bulunan, bambaka
yaradlta olan kardeine hep tepeden bakmt. Ne var ki, Doktor, Yzbadan hem
ok daha bilgili, hem de ou kiilere gre, ok daha akllyd. Yzba bunu biliyor ve
bu duruma katlanamyordu. Kskanlk nasl olsa kt bir hrstr; ama kskandmz
insan hor grnce, kskanln acs bsbtn artar. stelik de kskandmz ve hor
grdmz bir de iyilik yapmsa bize, bu duygunun karmndan minnet deil,
fke kar.
KNC KISIM

YAAMIN ETL KATLARINDA MUTLU EVLLK SAHNELER


VE YZBAI BLFL LE MSS BRIDGET'N EVLLNN LK K
YILINDA GEEN ETL OLAYLAR ANLATILIR

BLM 1

Bu yknn ne biim bir yk olduunu, neye benzediini ve neye


benzemediini gsterir

Bu yaptmza "bir yaam" ya da modaya uyarak "bir yaamn savunmas" demeyip,


"bir yk" demeyi daha yerinde bulduumuz halde; niyetimiz lkelerin tarihlerini
yazanlarn deil, lkelerin devrimlerini yazanlarn yntemini benimsemektir. Arka
arkaya ciltler yaymlayan can skc tarihi, yazdklarnn dzeni bozulmasn diye, in-
sanlk tiyatrosunda en yce sahnelerin yer ald o dikkate deer dnemleri uzun uzun
anlatt gibi, aslnda anlmaya deer hibir olayn gemedii aylarn ve yllarn
ayrntlar stne de tomar tomar kat doldurmak zorunda sanr kendini.
inde haber olsun ya da olmasn, hep ayn szck saysn kapsayan gazetelere
benzer bu eit tarih kitaplar. Bunlar, dolu ya da bo olarak hep ayn yolu izleyen
posta arabalarna da benzetebiliriz. Tarihi, ayan zamann admlarna uydurmak
zorunda bilir kendini. Sanki zamann katibiymi gibi, onun sylediklerini yazar durur.
Arasra dnya sanki uykudadr; keilerin yaantsn andran bir can sknts yzyllar
boyunca srp gider. Tarihi, efendisi zamana uyarak, bu yzyllar ar ar nasl
anlattysa. esiz Romal airin u dizelerinde canlandrd prl prl bir eylem dnemini
de ayn biimde ele alr:
Ad confligendum venientibus undique paenis;
Omnia cum belli trepido concussa tumultu
Horrida contrmuere sub altis aetheris auris:
In dubioque fuit sub utrorum regna cadendum
Omnibus humanis esset, terraque marique.

Bu dizelerin, Mr. Crecch'inkinden daha elverili bir evirisini sunmak isterdik


okuyucumuza:

Korkun Kartaca, silhlaryla Roma'y rktt zaman,


Tm dnya dehet iinde sarsld;
Kimlerin decei, hangi ulusun tekileri ezerek
Dnyann anl efendisi olaca henz bilinmiyordu.

Bundan sonraki sayfalarda, tarihilerin ynteminin kart olan bir yntem izlemek
niyetindeyiz. Ortaya olaanst bir sahne knca (byle sahnelerin sk sk kacan
umuyoruz) olup bitenleri okuyucumuza tm ayrntlaryla verebilmek iin, ne
zahmetimizi esirgeyeceiz, ne de kdmz. Ama yllar, okuyucunun dikkatini ekme-
yecek bir biimde geerse, ykmzde bir boluk olmasndan korkmayacaz; bu bo
dnemleri hi hesaba kalmadan, daha nemli olaylara atlayacaz.
Zamann byk piyangosunda kmayan numaralardr bu bo dnemler. Bu
piyangonun hesabn tutan bizler, Guild-Hall'de ekilen piyangoyu yneten akll kiiler
gibi yaparak, kmayan numaralar da aklayp, okuyucumuzun cann skmayacaz.
Byk ikramiye ekildii zaman ise, tm gazeteler bu haberle dolar hemen. Bu bileti
hangi gienin sattn dnyada herkes bilir; hatt bazen iki ya da ayr gie, bu bileti
salm olmak onurun elde etmek iin savaa girerler. Belki de bu sayede serven
dknleri, kimi borsaclarn talihinin srlarn bildiklerini, hatt talihin kabinesinde
danman olduklarn anlarlar.
Bylece okuyucum bu yaptta bazen ok ksa, bazen de ok uzun. bazen bir gn
bazen de yllar kapsayan blmler bulunca; yani yknn bazen hi kprdamadan
durduunu bazen de utuunu grnce hayretlere dmesin. Hibir eletiri mahkemesi
nnde hesap vermek zorunda deilim bu eit eyler iin. nk gerekten yeni bir
yaz tr alannda kurucu durumunda olduum iin, orada canmn istedii yasalar
yapmakta zgrm ben. Uyruklarm saydm okuyucular, bu yasalara inanmak ve
boyun emek zorundadrlar. Ne var ki, okuyucularmn bu yasalara isteye isteye ve
sevine sevine uymalar iin, her eyden nce onlarn rahatlarn ve yararlarn gz
nnde tutacama imdiden sz veriyorum. nk ben, Tanrnn buyruuyla zorbalk
ettiklerine inananlar gibi, okuyucularm klelerim ya da rahatm salayan yaratklar
saymyorum. Aslnda onlara iyilik etmek iin getim balarna. Benim onlardan deil,
onlar benden yararlansn diye dnyaya geldim. Ve onlarn ilgisini ekmeyi yazlarmn
balca amac yaparken, okuyucularmn da benim onurumu elbirliiyle koruyacaklarna
ve hakkettiim ya da istediim kadar beni kutlayacaklarna gvenim var.

BLM 2

Pilere fazla sevgi gsterenlere ynelen baz dinsel uyarlar ve Mrs.


Deborah Wilkinsin byk bir kefi

Yzba Blifil ile Miss Bridget Allworthy'nin nikh treninden sekiz ay sonra: ok
gzel, ok deerli ve de ok varlkl gen bir bayan olan Miss Bridget, geirdii bir
korkunun etkisiyle, tosun gibi bir olan ocuk dourdu. Geri ocuk grnte
kusursuzdu ama, ebe, bebein vaktinden bir ay nce doduunu hemen anlad.
Sevgili kz kardei, ailenin mirasna konacak bir ocuk dourunca, Mr. Allworthy ok
sevin duymakla birlikte, yatanda bulunduu kk ocua sevecenliini de
yitirmemiti. Kimsesiz bebein vaftiz babas olmu, ona kendi adn, yani Thomas adn
vermiti. Her Allahn gn, en azndan bir kez, gidip ocuu adasnda grrd.
Kz kardei raz olursa, yeni doan ocuun kk Tommy ile birlikte yetitirilmesini
istedi. Aabeyinin isteklerine hep boyun emeye alk olan Miss Bridget, bu neriden
holanmad ama, Mr. Allworthy'ye kar kmad. Bundan sonra da kk Tommy'ye
hep iyi davrand. Oysa, erdemleri kaskat bayanlar, kendileri susuz olduklar iin,
cinsel adan ahlk dknlnn canl bir ant diyebileceimiz byle bebeklere sevgi
gstermezler kolay kolay.
Yzba ise, Tommy'yi hi benimsemiyor, Mr. Allworthy'nin bu kimsesiz ocua kar
tutumunu yanl buluyor, ayplyordu. Kapal bir biimde konuarak, gnah sonucu
doan bu ocuu barna basmakla, Mr. Allworthy'nin gnah ileyenlerden yana
ktn sylyordu ikide bir. "Tanr, babalarn gnahn ocuklara detir," ya da
"babalar koruk yedi, ocuklarn dileri kamat" gibi paralar okuyordu dikkatle
incelemi olduu Kutsal Kitaptan. Bu eit szlere dayanarak, analar babalar su
iledii iin, pileri cezalandrmann yasalara uygun olaca grn savunuyordu.
Yzba derdi ki: "Yasalar, pilerin yok edilmesine kesinlikle izin vermemekle birlikte,
hi kimsenin ocuklar olmadklarn syler onlarn. Kilise de, onlarn hi kimsenin
ocuklar olmadklarna inanr. Durum byle olduuna gre, pilere yapabileceimiz en
byk iyilik, ancak en baya ve en aa grevleri yapabilecek kadar eitmektir onlar."
Mr. Allworthy, tm bunlara ve Yzbann bu konuda syledii daha birok szlere
yle karlk verdi: Ana baba ne denli sulu olursa olsun, ocuklarn hibir suu
yoktur. Yzbann Kutsal Kitaptan alntlarna gelince, bunlardan birincisi, putlara
tapmaya balayp, tanrsal krallarn braktklar, tanrsal krallarndan nefret ettikleri iin,
Musevileri sulamaktadr. kincisi ise, simgesel bir nitelik tar ve gnah yarglamaktan
fazla, gnahn kesin ve zorunlu olan sonularn gsterir. Tanrnn, sulularn hncn
susuzlardan alacan sylemek ayptr, hatt Tanry aalamaktr. Doal adaletin
temel ilkelerine, eriyi dorudan ayran ana kavramlara Tanrnn kar kmas gibi bir
eydir bu. Oysa, bu temel ilkelerle ana kavramlar, Tanr kendi vermitir bize. Tanrsal
gizemleri bile bunlara gre deerlendirmemizi istemitir. Yzba gibi dnen bir ok
kii vardr ama. ben bunun tam tersine itenlikle inanmaktaym. Ayn yerde nikhl bir
iftin ocuunu bulsaydm ona nasl bakacaksam, bu zavall ocua da ayn zenle
bakacam."
Mr. Allworthy'nin ocua dknln kskanmaya balayan Yzba,
kaynbiraderini bu kk ocuktan soutmak iin buna benzer tartmalar srdrrken,
Mrs. Deborah bir keifte bulunmutu. Bu keif ise, zavall Tommy iin Yzbann tm
mantkl szlerinden daha tehlikeli olabilirdi.
Kadncazn bir trl doymak bilmeyen merakndan m; yoksa kimsesiz ocua
grnte iyi davrand halde, ocuu sevdii iin hem erkek kardeini hem de
ocuu sk sk ktleyen Mrs. Blifil'in gzne girmek amacyla m bu ile uratn
bilemeyeceim ama, Mrs. Deborah, kimsesiz ocuun babasnn kim olduunu artk
kesinlikle rendiini sand.
ok nemli sonular dourabilecek bu durumun ana kaynana gitmek gerekebilir.
Onun iin Mrs. Deborah'nn varsaymn ortaya karan gemi olaylar tm ayrntlaryla
anlatacaz. Bu amala, okuyucumun imdiye dein hi tanmad bir ailenin kk
gizlerinin hepsini aa vurmak zorunda kalacaz. Bu ailedeki geinme biimi, yle
garip ve olaanstdr ki, birok evli kiilerin buna pek inanmayacaklarndan korkarm.
BLM 3

Aristo'nun kurallarna tmden aykr kurallar stne kurulu bir ev


dzeninin betimlenmesi

Jenny Jones'un bir retmenin evinde birka yl geirdiini bildirmitik; bunu ltfen
hatrlasn okuyucum. Bu retmen, Jenny'nin candan isteklerine uyarak, ona Latince
retmiti. Jenny'nin stn zeksna hakszlk etmemek iin, unu da syleyelim ki,
hzla gelien gen kz, retmeninden daha bilgili olmutu bir sre sonra.
Bu adamcaz bilgi gerektiren bir meslee girdii halde. aslnda en az vnlecek
yan bilgisiydi onun. Dnyann en iyi huylu insanlarndan biriydi bu retmen. Ayn
zamanda yle hosohbet ve akacyd ki, komu baylar, retmenin konuk olarak
evlerine gelmesini isterlerdi hep. retmen de, "hayr" demesini pek beceremedii iin,
okulda geirmesi gereken zamann ounu, bu baylarn evinde geirirdi.
Bu tr marifetleri ve byle bir yaradl olan bir adam, Eton'un ve Westminster'in
bilgili seminerleri iin bir tehlike saylamazd herhalde. Ak konualm, onun rencileri
iki snfa ayrlmt: st snfla, dolaylarda oturan bir bayn byk olu vard, on yedi
yana bast halde, Latin dilbilgisine balamt bu gen. Alt snfta ise, ayn bayn
ikinci olu ile kyn okuma yazma renen yedi erkek ocuu bulunuyordu.
Buradan ald cret, zavall retmene yaamann keyiflerini pek salayamazd
dorusu. yi ki, ktiplik ve berberlik gibi baka grevleri de vard onun. Bunlardan
baka, Mr. Allworthy, kutsal bayramlarda gnln elendirmesi iin, her yl Noel gn
on ngiliz liras verirdi retmene.
retmenin hazinelerinden biri de karsyd. Mr. Allworthynin mutfanda biriktirdii
serveti uruna, yani yirmi ngiliz liras uruna almt bu kadn.
Grn pek ho deildi kadnn. Arkadam Hogarth'a modellik edip etmediini
kesinlikle syleyemeyeceim ama, "Orospunun Ykselii" dizisinin nc resminde,
bayana ay veren gen kadna benziyordu tpk. Bundan baka, eskiden Xantippe'nin7
kurduu nl Cadaloz Kadnlar Tarikatnn bir meziydi; bu yzden, kocasndan fazla
ondan korkulurdu okulda. Gerei sylemek gerekirse, ne okulda ne de karsnn
bulunduu herhangi baka bir yerde stnlk taslayamazd bu retmen.
Kadnn yaradltan pek tatl olmayan huyu, genellikle evlilik mutluluunu zehir eden
bir durumdan tr bsbtn ekimiti: ocuklara, sevginin armaanlar denilir
hakl olarak. Oysa dokuz yldr evli olduklar halde, kocas henz byle bir
armaan vermemiti sz konusu bayana. Kocasnn bu kusuru, ne yandan ileri
gelebilirdi ne de salkl olmayndan: nk henz otuz yanda bile olma yan
retmen aslan gibi, keyif dolu bir delikanlyd.
Tm bunlardan tr, zavall retmen ok ekiyordu. Kars onu yle kskanrd ki,
kyde tek bir kadnla bir ift lf etmeyi gze alamazd: nk herhangi bir kadna en
kk bir nezaket gstermeye, hatt selm vermeye kalksa, kars, hem o kadnn hem
de retmenin stne saldrverirdi.
retmenin karsnn bir tek hizmetisi vard. Kadncaz evlilik yaantsnda hi
olmazsa kendi dam altnda zarar grmesini engellemek iin, erdemleri konusunda
yzleriyle bir gvence veren kzlar semeye dikkat ederdi hep. Jenny Jones ise,
7 Xantippe, Sokratesin huysuzluuyla nl ei. (.N.)
okuyucumuza daha nce de bildirdiimiz gibi, bu gvenceyi veren kzlardand.
Yz gz pek dzgn olmayan Jenny Jones, olduka salam bir erdem gvencesi
verdii, akll davranyla kendi halinde bir kza benzedii iin, Mr. Partridge'in evinde
(retmenin adyd bu) Mrs. Partridge'de en kk bir kuku uyandrmadan drt yl
geirmiti. stelik ok iyi davranlmt ona. Mrs. Partridge, bundan nce de anlattm
gibi, Jenny'yi okutmas iin kocasna izin bile vermiti.
Ne var ki, kskanlk damla hastalna benzer; kana bir kez bulat m, elle tutulur bir
neden olmadan ve en beklenmedik anlarda anszn patlak vermesi engellenemez.
Kocasnn bu gen kadna ders vermesine, eitimiyle urarken Jenny'nin ev ilerini
zaman zaman savsaklamasna drt yl sreyle katlanan Mrs. Partridge'in hastal da
anszn patlak verdi: Bir gn kz kitap okuyordu, kocas da stne eilmi onunla
beraber okurken, Mrs. Partridge odaya girdi. Jenny Jones, bilmediim bir nedenden
tr irkilince, hanm ilk kez kukuya dt.
Ne var ki, bu kuku hemen aa vurulmad; kendini aka gsterip eyleme
gemeden nce yardmc asker blklerinin gelmesini bekleyen gizli bir dman gibi,
saklanp durdu Mrs. Partridge'in kafasnda. ok gemeden, kadnn kukularn
destekleyen bu yardmc gler de geldi: Gnn birinde, kan koca sofrada otururlarken,
evin efendisi Jennyye, "da mihi aliquid potum" (yani "bana biraz su ver") dedi. Bunu
duyan kz, retmeninin Latincesinin bozukluuna glverdi herhalde. Ama hanm ona
baknca, efendisiyle alay ettiini sanacan dnnce yz kzard. Bunun zerine
Mrs. Partridge fena halde fkelendi; yemek dolu ar tahta taba Jenny'nin bana
frlatarak, "rezil orospu, gzmn nnde kocamla fingirdeyecek misin, yoksa!" diye
bard; bir ba kapt gibi ayakland. Kzcaz, kapya hanmndan daha yakn
olmasayd ve bundan yararlanarak darya kamasayd, Mrs. Partridge, korkun bir
alacakt Jennyden; nk zavall koca, ya hayretten ya da korkudan (korku olasl
daha akla yakn bize kalrsa) donakalm, araya girmeye hi kalkmamt. Gzleri falta
gibi alan retmen, iskemlesinde titreyerek oturuyordu. Jenny'nin peinden kotuktan
sonra geri dnen kars, cann korumak amacyla, onu baz savunma nlemleri almaya
zorlamasayd, retmen ne kmldayacak, ne de konuacakt. Ama saldr kendine
doru ynelince, hizmeti kz gibi, o da kamak zorunda kald.
Mrs. Partridge, Othello gibiydi tpk: "Kskanlklar iinde yaayacak; aylarn
deiikliklerini yepyeni kukularla" izleyecek bir yaradl yoktu onun da. Tpk Othello
gibi, "bir kez kukulanmak, hemen karar vermek" demekti Mrs. Partridge asndan da.
te bundan tr, retmenin kars, hemen plsn prtsn toplamasn ve defolmasn
buyurdu Jennyye. Kzn, o geceyi kendi damnn altnda geirmemesine kararlyd.
Mr. Partridge, eski deneylerinden fazlasyla yararland iin, bu sorunu fazla
kurcalamad. Her zaman yapt gibi, sabr reetesine bavurdu gene; nk Latinceyi
iyi bilmedii halde, "leve fit, quod bene tertur onus" (ngilizcesi, "iyi tanlan yk
hafifler") dn anmsyor, anlamn da iyice kavryordu. Mr. Partridgein dilinden
dmezdi bu t; ve doruyu sylemek gerekirse, bu szn ne denli doru olduunu
sk sk denemiti.
Jenny, susuzluunu ileri srerek kendini savunmaya kalkt ama, frtna yle bir
esiyordu ki, szlerinin duyulmasnn yolu yoktu. Bunun zerine eyalarn toplamaya
balad. Bir tabaka kahverengi kat, tesini berisini paketlemeye yetti. Kk cretini
aldktan sonra, evine dnd,
retmen ile kars pek ho vakit geirmediler o akam. Ama sabah olmadan Mrs.
Partridge'in fkesini yattran baz durumlar meydana geldi. Sonunda Mrs. Partridge,
kocasnn zr dilemesine raz olup, bu zrleri kolayca kabul etti; nk kozas,
Jenny'nin geri arlmasn isteyecei yerde, onun kovulmasna sevindiini, btn
vaktini okumakla geirdii iin Jenny'nin hizmeti olarak artk pek ie yaramadn,
stelik de ok yzsz ve inat olduunu syledi. Aslnda Jenny ile retmen, son
zamanlarda sk sk kavga etmilerdi edebiyat konusunda. Daha nce de sylediimiz
gibi, Jenny bu alanda retmenini oktan getii halde, Mr. Partridge bunu kabul
etmeye hi yanamyordu. Jenny hakl olarak direndii iin, onu inat olmakla
suluyor, ona iyice kin balamaya balyordu.

BLM 4

Kar koca yaantsnda belgelere geen en kanl savalardan,


daha dorusu dellolardan biri anlatlr.

Bundan nceki blmde sz geen nedenlerden tr ve ou kocalarn iyice


bildikleri, ama masonluun srlar gibi saygdeer Kocalar Derneinin yesi
olmayanlardan sk sk sakladklar baz dnler verildii iin, Mrs. Partridge eini
haksz yere thmet altnda braktn anlad; ona kar iyi davranarak, gereksiz
kukularnn balanmasn istedi. Hangi yne ynelirse ynelsin, ok bellyd Mrs.
Partridge'in tutkular. fkesi ar olduu gibi, sevecenlii de ar olabilirdi.
Genellikle Mrs. Partridge'in bu tutkular, birbirini hzla izlerdi. Yirmi drt saat iinde, ya
fkelenirdi retmene, ya da sevgiye board onu. Ne var ki, baz olaanst
durumlarda, Mrs. Partridge fkeden adam akll kudurduktan sonra, yumuama
dnemleri de biraz daha uzun srerdi ou zaman. imdi de yle oldu: Kskanlk n-
beti bittikten sonra, karsnn benimsedii olumlu tutum yle uzun srd ki, retmen
bylesini grmemiti bugne dek; ve eer Xantippe'nin cadaloz mezlerinin her gn
yapmak zorunluluunu duyduklar baz kk talimler olmasayd, aylarca sren tam bir
huzur iinde yaayabilirdi Mr. Partridge.
Deniz araf gibi olunca, usta gemiciler frtna kacak diye kukulanrlar. Genellikle
bo inanlara merakl olmamakla birlikte, olaanst byk sessizlik ve huzurdan
sonra, bunlarn tam tersini bekleyerek korkan nice kiiler tanrm.
ite bu yzden eski Romallar, Nemesis denilen tanraya kurbanlar keserlerdi byle
durumlarda; nk Romallara gre, bu tanra insanlarn mutluluunu kskanr, bu
mutluluu ykmaktan zellikle haz alrd.
Biz, putlara tapanlarn bu tanrasna inanmaya, bo inanlar yaymaya hi
yanamayacaz: onun iin Mr. John Fr'in8 ya da baka bir felsefecinin harekete geip,
talihin anszn talihsizlie dnmesinin gerek nedenini bulmasn diliyoruz. Sk sk
grlen bu beklenmedik deiikliklerin bir rneini vereceiz imdi; nk bizim iimiz
olaylar anlatmaktr ancak: olaylarn nedeninin aklanmasn ise, daha yce yetenekleri
olanlara brakyoruz.
insanlar, bakalarnn davranlarn incelemekten ve bu davranlar stne fikir
yrtmekten holanrlar teden beri. Bylece her ada ve her lkede, merakllarn bir
araya gelip ortak meraklarn doyurabilecekleri toplant yerleri olmutur. Bu yerlerin
arasnda berber dkknlar hakl olarak ilk bata gelir. Eski Yunanllarda "berber

8 Elektriin nitelii konusunu nceleyen John Frebe adl bir bilim adamna deinme. (.N.)
dkkn haberi" deyimi halk diline iyice yerlemitir. Horatius, iirlerinin birinde, Roma
berberlerinden szeder bu durumla ilgili olarak.
ngiltere berberlerinin, Yunanl ya da Romal berberlerden hibir bakmdan aa
kalmadklar bilinir. Berber dkknlarnda d siyaset konusundaki tartmalarn,
kahvelerde yaplan tartmalardan daha aa bir dzeyde olmadn grrsnz.
ilerine gelince, konular, kahvelerde olduundan ok daha genie ve zgrce ele al-
nr berber dkknlarnda. Ne var ki, berber dkknlar erkeklerin iine yarar ancak.
Oysa bizim lkenin kadnlar ok daha fazla kendi aralarnda grtkleri ve merak
konusunda erkeklerden hi aa kalmadklar iin, meraklarn giderebildikleri zel bir
toplant yeri bulunmasayd, ynetimimizin ok kusurlu olduunu syleyebilirdik.
Britanya gzelleri byle toplant yerlerinin keyfini srerken, kendilerini yabanc
lkelerdeki kz kardelerinden ok daha mutlu saymalar gerekir; nk ne tarihte
okudum, ne de yolculuklarmda duydum buna benzer bir eyi.
Sz konusu toplant yeri, mumcunun dkkndr. Tm haberlerin verildii, daha
dorusu her ngiliz kynde dedikodu denilen eyin yapld bir yerdir buras.
Bir gn bu kadnlar toplantsnda, komularndan biri, Jenny Jones ile ilgili yeni bir
haber duyup duymadn sordu Mrs. Partridge'e. Mrs. Partridge, bu konuda hibir ey
bilmediini syledi. Bunun zerine komu glmsedi, Mrs. Partridge'in Jenny'yi
kovmakla btn ky halkna hizmet ettiini ileri srd.
Okuyucunun bildii gibi, kskanl oktan gemi olan ve eski hizmetisine artk kin
beslemeyen Mrs. Partridge, hi ekinmeden konutu; kyde Jenny kadar deerli ikinci
bir kii bulunmadna gre, ky halknn Jenny'nin gidiine neden sevindiini
anlamadn syledi.
Dedikoducu, "onun kadar deerlisi gerekten yok," dedi. "Aiftelerimiz bol olduu
halde, onun gibisi yoktur umarm. Demek Jenny'nin iki pi dourduundan haberiniz
yok sizin? Ne var ki, burada domadklar iin, o pilere burada bakmak zorunda
kalmayacamz sylyorlar kocam la teki khya."
Mr. Partridge tellanarak, "iki pi mil" dedi. "ok atm buna. Pilerin burada
yetitirilmeleri zorunlu mu bilmem ama, burada peydahlandklar su gtrmez. nk
daha dokuz ay olmad kz gideli buradan."
nsan kafas kadar hzla ve dakikasnda ileyemez hibir say. zellikle kskanln
hizmetinde alan umutlar ya da korkular insann kafasn harekete geirirse.
Kendileriyle yaarken, Jenny'nin evden nerdeyse hi kmad hemen aklna geldi Mrs.
Partridge'in. Kocasnn Jenny'nin iskemlesinin stne eilii, Jenny'nin irkilii, g-
lmseyii ve daha birok ey, Mrs. Partridge'in stne hep birden t. Kocasnn
Jenny'nin gidiine sevinmesi, hem sahte hem de gerek grnd Mrs. Partridge'e.
Belki de gerekten sevinmiti kocas. Bunu dnnce, kadnn kskanl bsbtn
artt. Belki Jenny'den usanmt da onun iin sevinmiti gitmesine; belki de yzlerce
baka kt nedenleri vard bu sevincin. Szn ksas, Mrs. Partridge kocasnn
sululuuna inand ve allak bullak bir halde hemen kat bayanlarn toplantsndan.
Kaplan trnden hayvanlarn en k olan gzel kedi, kendi soyundan gelenlerin
daha bykleri kadar yrtcdr. G asndan soylu kaplanla eit olmad halde,
saldrganlk asndan eittir kaplanla aka olsun diye uzun sre eziyet ettii bir fare, bir
an iin penesinden kurtulunca, kedi sylenir, sinirlenir, homurdanr ve kfreder.
Farenin arkasna sakland sandk ya da kutu ortadan kalknca da, avnn stne
yldrm hzyla atlr; kin dolu bir fkeyle hayvanc srr, trmklar, parampara eder.
Mrs. Partridge de tpk byle saldrd zavall retmene. Dili, dileri ve elleri, ayn anda
iniverdi kocasnn stne. Bir saniye iinde Mr. Partridge'in perukas bandan, gmlei
srtndan koparld. Adamcazn yznden be kan deresi akt. Ne yazk ki, doa be
trnak vermiti dmannn eline ve bu be trnan iziydi o be kan deresi.
Mr. Partridge bir sre kendini ancak savunmakla yetindi; yzn elleriyle korumaya
alt yalnz. Ama dmann fkesi yatmaynca, hi olmazsa onu silhsz brakmaya,
daha dorusu kollarn tutmaya alt. O srada kadnn apkas bandan dt; fazla
ksa olduu iin omuzlarna dmeyen salar kafasnda dimdik dikildi. Bir tek yerinden
bal olan uzun korsesi de patlayverdi ve sandan ok daha kabark olan gsleri,
gbeinden aa doru sarkt. Yz kocasnn kanyla lekelenen kadn, fkeden
dilerini gcrdatyor, bir demirci ocandan kan kvlcmlar andran ateler sayordu
gzlerinden. Amazonlara benzeyen byle bir dii yiit, Mr. Partridge'den ok daha
gzpek bir erkein bile dn koparabilirdi.
Sonunda Mr. Partridge karsnn kollarn tuttu; parmaklarnn ucundaki silhlar etkisiz
brakmay baard. Bunun farkna varan Mrs. Partridge'de, kadnlara zg tatllkla
fkesini yendi; hngr hngr alamaya balad; derken ak diye dp bayld.
Mr. Partridge, henz nedenini bilmedii bu dehet sahnesi srasnda koruyabildii o
kck saduyu krntsn artk tmyle yitirdi. Karsnn can ekimekte olduunu,
komularn hemen imdada yetimeleri gerektiini avaz avaz bararak sokaklara att
kendini. Birok kadn retmene inand; bu durumlarda etkili sandklar illarla eve
geldiler. Mrs. Partridge sonunda aylnca, kocas ok sevindi.
Kadnn akl bana gelir gelmez, itii ilcn etkisiyle toparlanr toparlanmaz,
kocasnn yapt saysz ktlkleri odadakilere sayp dkmeye balad. Kocasnn,
onun yatan lekelemekle yetinmediini; kendisine kar klnca, akln alamayaca
bir zulm gsterdiini; karsnn bandan apkasn, bedeninden korsesini ekip
kopardn; salarn yolduunu; bunlar yaparken att dayan izlerini mezara
girinceye kadar tayacan anlatt.
Karsnn fkesinin ok daha belirgin izlerini kendi yznde tayan zavall adam,
sessiz bir aknlk iinde dinliyordu bu sulamalar. Okuyucu, Mrs. Partridge'in
szlerinin gerein snrlarn iyiden iyiye zorladna tanklk edebilir. Aslnda Mr.
Partridge, bir fiske bile vurmamt karsna. Ne var ki, yarglar kurulu, adamcazn
dilinin tutulmasn, sululuunun bir kant diye yorumladlar; az birliiyle onu
azarlamaya, terslemeye koyuldular; ancak korkak erkeklerin kadnlara el kaldrdn
sylediler ikide birde.
Mr. Partridge, sabrla katland btn bunlara. Gelgelelim Mrs. Partridge, kendi
yzndeki kan, kocasnn vahetinin bir kant olarak kullanmaya kalknca, adamcaz,
kendi kanna sahip kmaktan kendini alamad. Gerekten de kendi kanyd karsnn
yzndeki. ldrlenin kan katilden ald gibi, kendi kannn kendisinden
almaya kalkmasn doaya aykr bir durum sayyordu retmen.
Kadnlar, buna karlk, o kann Mr. Partridge'in yreinden akacana yznden
akmasna zldklerini bildirmekle yetindiler. Sonra da, kendilerine el kaldracak
olursa, kocalarnn yreinde bir tek damla kan bile brakmayacaklarn akladlar hep
bir azdan.
Eve gelenler, Mr. Partridge'i gemi iin iyice azarladktan, gelecek iin de iyice
uyardktan sonra, kar kocay babaa brakp ekildiler; ve Mr. Partridge, ok
gemeden, ektii tm aclarn nedenini renebildi.
BLM 5

Okuyucunun yarglama ve dnme yeteneklerini kullanmasn


gerektiren birok konu ele alnr

Ancak bir tek kiiye aklanan srlarn pek az sayda olduu sylenir. Bana kalrsa,
dorudur bu. Ama bir srrn btn bir kye aklandktan sonra evreye yaylmamas,
akl almaz bir durumdur kukusuz.
Aradan birka gn bile gemeden, Little Baddington okulu retmeninin ad dillere
destan oldu. Bu retmenin, karsna korkun bir dayak att syleniyordu; hatt kimi
yerlerde, onu ldrdn bile ileri srenler vard. Blgenin bir yerinde karsnn
kollarn krd, baka bir yerinde ise bacaklarn krd sylentileri duyuluyordu. Szn
ksas, bir insan baka bir insana akla gelebilecek hangi ktl yapabilirse, Mr.
Partridge'in de ayn ktl karsna yapt haberi yaylyordu.
Kar koca arasndaki bu kavgann nedeni stne de eitli sylentiler dolayordu
evrede. Kimine gre, Mrs. Partridge, kocasyla hizmetisini yatakta yakalamt.
Kimine gre de, kavgann baka nedenleri vard. Hatt kary sulu, kocay da
kskan diye anlatanlar bile kyordu bu arada.
Mrs. Wilkins bu kavga haberini oktan almt ama, duyduklarnn gerekle hibir ilgisi
olmadndan, bu haberi gizlemeyi ok daha uygun buldu. Mrs. Wilkins'in bu
davrannn baka bir nedeni de olabilir: Mr. Partridge'i herkes kabahatli gryordu.
Oysa Mr. Partridge'in kars, Mr. Allworthy'nin evinde hizmetilik ederken, Mrs. Wilkins'i
kzdrmt bir gn. Mrs. Wilkins ise, kendisine kar ilenen sular kolay kolay
balayanlardan deildi.
Uzaklar grebilen ve gelecek yllarda olabilecekleri imdiden sezebilen Mrs. Wilkins,
Yzba Blifil'in gnn birinde efendisinin yerini alabileceini iyice anlam durumdayd.
Yzbann, kimsesiz ocua iyi niyet beslemediini aka grd iin, Mr.
Allworthy'nin bu ocua sevgisini azaltacak bir eyler renirse, Yzbann gzne
gireceini sand. Mr. Allworthy'nin ocua sevgisi Yzbay ylesine tedirgin ediyordu
ki, bunu Mr. Allworthy'den gizlemeyi bile tam baaramyordu. Herkesin nnde ok
daha iyi rol oynayabilen kars, ona kendisi gibi davranmasn ikide birde syledii hal-
de; tpk kocas gibi, aabeyinin lgnlnn herkesten fazla farkna vardn ve bu
duruma ierlediini anlatt halde, Yzba gene de gizleyemiyordu duygularn.
Biraz nce anlattmz yknn gerek yann ok daha sonralar, bir rastlant sonucu
duyan Mrs. Wilkins, olup bitenler konusunda ayrntl bilgi edindi. Kk piin asl
babasnn kimliini sonunda rendiini; bu ocua bylesine dkn olduu iin,
efendisinin adnn tm blgede ktye kacak diye zldn syledi Yzbaya.
Yzba, sylevinin son blmnde efendisinin davranlarn eletirdii iin Mrs.
Wilkins'i azarlad. nk Yzbann akl Mrs. Wilkins ile bir antlama yapmaya
yanat halde, gururu byle bir antlamaya hi katlanamyordu. Gerei sylemek
gerekirse, dostlarmza kar kmak amacyla onlarn hizmetileriyle birlemek, hi de
akllca bir tutum deildir. nk bunu yapanlar, kendilerini her an ele verebilecek olan
hizmetilerin klesi durumuna derler. Yzba Blifil, belki bunu bildii iin, Mrs.
Wilkins ile daha ak konumad, Mr. Allworthy'ye kar bir eyler sylemesini nledi.
Ne var ki, Yzba, Mrs. Wilkins'in rendiklerinden honut olduunu
aklamad ama, kimsesiz ocuk konusunda bilgi edinmesine gizlice ok sevindi; bu
durumdan elinden geldiince yararlanmaya karar verdi.
Yzba Blifil, Mr. Allworthy bu haberi baka birinden duyar umuduyla, uzun sre
sustu. Mrs. Wilkins ise, ya Yzbann davranna kzdndan, ya onun kurnazln
anlayamadndan, ya da bu durumun Yzbann houna gitmediini sandndan, bir
daha azn amad bu konuda.
Dnp tandktan sonra, khya kadnn rendiini Mrs. Blifil'e aktarmamasn
olduka garip buldum; nk kadnlar, duyduklar haberleri, erkeklerden fazla kadnlara
sylemekten holanrlar. Bunu ancak Mrs. Wilkins ile hanm arasna artk soukluk
girmesiyle aklayabiliriz bana kalrsa. Bu soukluun nedeni, Mrs. Wilkins'in kimsesiz
ocua fazlasyla sayg gstermesi, Mrs. Blifil'in de buna ierlemesiydi belki. nk
Mrs. Wilkins, Yzbann gzne girmek amacyla, bir yandan kk yetimi
mahvetmeye alyor; bir yandan da Allworthynin ocua sevgisinin gnden gne
arttn hesaba katarak, efendisinin nnde ocuu her gn daha ok vyordu. Mrs.
Wilkins, efendisine sylediklerinin tam tersini hanmna sylemek iin byk abalar
gsterdii halde, nazl Mrs. Blifil gene de ierliyordu ona; hatt khya kadndan
dpedz nefret etmeye balamt. Onu evden kesinlikle kovmuyor, belki de
kovamyordu ama, hayatn zehir etmenin yolunu buluyordu. Sonunda Mrs. Wilkins bu
duruma yle kzd ki, Mrs. Blifil'in damarna basmak iin, kk Tommyye ar bir
sayg ve sevgi gstermeye balad aka.
Yzba, rendii haberin unutulup yok olmak tehlikesine dtn grnce, bunu
aklamann yolunu buldu.
Bir gn Yzba ile Mr. Allworthy, iyilikseverlik konusunu tartyorlard. Yzba,
byk bilgisini kullanarak, iyilikseverliin ncil'de hibir zaman akellilik ya da cmertlik
anlamna gelmediini kantlad; "Hristiyan dini," dedi, "putlara tapan birok filozofun
bize oktandr retmekte olduklar bir dersi anlamamz iin deil, ok daha soylu
amalarla kurulmutur. Geri bu filozoflarn bize rettiklerine ahlaksal bir erdem
diyebiliriz belki. Ne var ki, bu erdemde; ancak Tanrnn inayetiyle eriilen belirtilerin,
meleklerin lekesiz iffetini andran Hristiyanla zg o yce niteliin, o soylu dnce-
nin izleri pek grlmez. yilikseverlii, saf bir iyiniyet ya da kardelerimiz stne iyi
eyler dnmek, onlarn davranlarn olumlu bir biimde yorumlamak anlamnda
kullananlar, bu szcn ncil'de tad anlama en ok yaklaanlardr. evrenize
birka sadaka datmaktan ok daha yce ve ok daha geni kapsaml bir erdemdir
iyilikseverlik. Sadaka datmakla, ailelerimize zarar verebildiimize, hatta ailelerimizi
iflasa srkleyebildiimize karn, pek az sayda yoksula yardm edebiliriz gene de.
Oysa ncil'deki gerek anlamnda iyilikseverlik, btn insanl kapsayabilir.
"sa'nn mezlerinin kimler olduklarn yle bir dnrsek, cmertlik ya da sadaka
datmak ilkesinin bu gibi kiilere retilmi olmasnn samaln anlarz. Hazreti
sa'nn, byle bir ilkeyi uygulayamayacak durumda olanlara retmeye kalkm olmas
aklddr; bu ilkeyi uygulayabilecek durumda olup da uygulamayanlara -
retebilmesinin akld olduu gibi.
"Korkarm ki, aslnda pek deeri yoktur bu cmerte davranlarn. Geri iyi bir insan
bu eit davranlardan haz alabilir ama, hesaba katmas gereken bir durum da vardr:
ou zaman aldanp, cmertlie lyk olmayan kiilere ayrca cmerte davranrz, o
metelik etmeyen herife, o Partridge'e sizin cmerte davrandnz gibi. Bu eitten iki
rnek, iyi bir insann cmerte davrand iin duyduu honutluu bir hayli bozar
herhalde. Hatt iyi bir insan, ahlkszla yardm etmek, ktleri desteklemek suunu
ilememek iin, cmertlikten ekinir belki de; nk ahlkszl desteklemek yle
korkun bir cinayettir ki, bunu hi de istemeyerek yaptmz ileri srmek, cinayetimizin
balanmasn salayamaz. Cmertlik gstereceimiz kiiyi, kl krka yararak semek
zorundayz. Dini btn ve erdemli kiiler, ite bu yzden cmerte davranmaktan e-
kinmilerdir bana kalrsa."
Mr. Allworthy karlk olarak unlar syledi: Yzba ile Yunan dili konusunda bir
tartmaya giremeyeceine gre, "iyilikseverlik diye evrilen szcn gerek anlam
stne bir ey syleyemezdi. Ne var ki, iyilikseverliin her eyden fazla bir davran
biimi olduuna ve yoksullara para vermenin, bu erdemin bir paras saylmas
gerektiine inanmt teden beri.
yilikseverliin bir erde saylmamasna konusuna gelince, Yzbann grlerine
katlyordu. Ancak bir grevi yerine getirmenin ne gibi bir deeri olabilirdi ki? Oysa
"iyilikseverlik" szc nasl yorumlanrsa yorumlansn, ncil'in tm tutumundan bunun
bir grev olduu yeterince anlalyordu. yilikseverlik, gerek Hristiyanla, gerekse
doa yasalarna gre vazgeilemeyecek bir grev saylmaktadr. stelik bu grevi
yerine getirmek ylesine hotur ki, iyilikseverlik yapann kendi kendisine bir dl
baladn, bir yandan verirken, bir yandan da kazandn syleyebiliriz.
"Gerek udur ki," dedi Mr. Allworthy "cmertliin (daha dorusu iyilikseverliin)
ancak bir tek biimi az ok deerli saylabilir: Bu da, iyiliimizden, ya da Hristiyanca
sevgimizden tr, aslnda kendi istediimiz bir eyi bakasna balamamzdr;
bakalarnn aclarn paylamak, bakalarnn aclarn azaltmak iin, kendimize zorunlu
olan eyleri bakalarna vermemizdir. te bu, deerli bir davrantr. Ama kendimize
ancak fazla gelen eylerle kardelerimize yardm etmek; kendi benliimizden vererek
deil de, yalnz kasalarmzdan vererek iyilikseverlik (bu szc kullanmak
zorundaym) yapmak; evimizin duvarlarna ok gzel bir resim asacamza, ya da
buna benzer herhangi bo ve gln bir eye zeneceimize, birka aileyi sefaletten
kurtarmak, erdemli bir davran deil, sradan bir insanlktr ancak. Hatt daha ileri
giderek, bu eit cmertliklerin, keyfine dkn olmann baka bir biimi olduunu
syleyebilirim; nk midesine ayrca dkn bir adam, bir tek azla yemektense,
birok azla yemeyi istemez mi? Birok kiinin kendi cmertlii sayesinde yiyebildiini
bilen adam da, buna benzer bir keyif iindedir.
"Cmertlii hakketmeyenlere cmerte davranmak korkusuna gelince; Biroklarnn
aslnda cmertlie lyk olmadklarn bildii halde, iyi bir insan cmerte davranmaktan
kendini alamaz gene de. Tek tk de olsa, saysz da olsa, nankrlk rnekleri, bir
insann kardelerinin aclarna kar yreini katlatrmasn hakl gsteremez bana
kalrsa. Gerekten iyi bir yrei hibir zaman etkileyemez bu iyi bir insann
iyilikseverliine, ancak tm dnyann ahlksz olduu inanc bir son verebilir. Byle bir
inan ise, iyi bir insan, ya dinsizlie, ya da dengesizlie srkler bence. Bir iki ahlksz
kt diye, herkesi ahlksz sanmann hakszlk olaca besbellidir. yice lp biip,
herkesin kt olduu varsaymna uymayan bir tek kii bulunduka, byle bir sonuca
varamaz insan."
Mr. Allworthy, bunlar syledikten sonra, Blifil'in deersiz bir adam dedii o
Partridge'in kim olduunu sordu.
Yzba, "berber Partridge'i sylyorum, dedi, retmen Partridge'i, ne olduu
belirsiz Partridge'i, hani u yatanzda bulduunuz ocuun babas Partridge'i."
Mr. Allworthy bu szlere pek at, Yzba ise, Mr. Allworthy'nin bunu bilmemesine
daha da ok at. Blifil, bunu reneli bir aydan fazla zaman getiini syledi; belleini
szmona zorlayarak, bunu Mrs. Wilkins'den duyduunu anmsad.
Bunun zerine, Wilkins hemen arld. Yzbann sylediklerini onayladktan sonra,
Blifil'in szne uyan Mr. Allworthy, durumu incelemek zere kadn Little Baddington'a
gnderdi. Yzba, bir su sz konusu olunca, aceleden hi holanmadn,
Partridge'in sululuu kantlanmadan nce, Mr. Allworthy'nin ne baba ne de ocua
kar bir karar almasn hi mi hi istemediini bildirdi. Yzba, Partridge'in sulu
olduunu, onun komularndan birinden kesinlikle renmiti ama, fazla iyi yrekli
olduundan, bunu Mr. Allworthy'yi bildirmek istememiti.

BLM 6

retmen Partridge'in cinsel adan ahlaka aykr davranndan


tr yarglanmas; karsnn tankl; yasalarmzn bilgelii
konusunda ksa bir gr; ve bu eit sorunlar iyice anlayanlarn
ayrca holanacaklar arbal baz konular

Herkese bilinen ve nice konumalara konu olan bir ykden Mr. Allworthy'ye hibir
zaman sz edilmemesi alacak bir eydir. Zaten tm blgede bu yky hi
duymayan tek kii Mr. Allworthy'di belki de.
Bu durumu okuyucuya az buuk aklayabilmek iin, unu bildirmeyi uygun buldum:
Bir nceki blmde "iyilikseverlik" szcnn anlamyla ilgili bir ilke ileri srlmt.
Tm lkede, "iyilikseverlik" szcnn bu anlamna kar kmayacak bir tek kii
varsa, o da Mr. Allworthy idi. Bu iyi insan, iyilikseverliin her iki anlamn da
benimsemiti gerekten. nk hem bakalarnn yoksulluuna herkesten fazla
duyarlk gsterir ve bu yoksulluu nlemenin aresini dnr; hem de bakalarnda bir
ahlk dknl bulunduunu kantlayanlara inanmakta glk ekerdi.
Bundan tr, Mr. Allworthy'nin sofrasna hi yanaamazd dedikodu. Bir insann ne
olduunu dostlarndan anlayabileceimiz ileri srlr teden beri. Ben de unu
sylyorum: nemli bir kiinin sofrasnda konuanlar dinleyerek, bu nemli adamn
dini, siyasal grleri, beenisi ve tm kiilii konusunda bilgi edinebiliriz. nk kendi
zel grlerini her yerde aa vuran tek tk acayip kiiler varsa da, ou insanlar,
konumalarn kendilerinden stn olanlarn beenilerine ve eilimlerine gre
ayarlayacak kadar dalkavukturlar.
Neyse, Mrs. Wilkins'e dnelim gene: Mrs. Wilkins, retmen on be mil uzakta
olduu halde, grevini grlmedik bir hzla yerine getirdikten sonra, Partridge'in
sululuunu yle bir kantlad ki, Mr. Allworthy, bu cinayeti ileyeni armaya ve
dorudan doruya sorguya ekmeye karar verdi. Gelip kendini savunmas iin (eer
savunmasnn yolu varsa) Mr. Partridge'e haber gnderildi.
Kararlatrlan saatte, Partridge, Anne adl kars, savc rolnde Mrs. Wilkins,
Paradise-Hall'da Mr. Allworthy'nin huzuruna ktlar.
Mr. Allworthy yarg sandalyesine oturduktan sonra, Mr. Partridge nne getirildi.
Mrs. Wilkins'in sulamalarn dinleyen retmen, sulu olmadn bildirdi, kendini
savunmak amacyla diller dkt.
Bundan sonra sorguya ekilen Mrs. Partridge, kocasna kar da olsa, gerekleri
sylemek zorunda kald iin, nce ekingen bir tavrla zr diledi. Derken,
okuyucunun bildii tm olaylar anlatt. Kocasnn, suunu nasl olsa kabul ettiini
syleyerek, szlerine son verdi.
Geri Mrs. Partridge'in kocasn balayp balamadn kesinlikle bilemeyeceim
ama, bu davada istemeye istemeye tanklk ettii su gtrmez. Baz baka nedenleri
gznnde tutarak, unu da ileri srebiliriz: Eer Mrs. Wilkins, onu grmeye gittii
srada, byk bir ustalkla her eyi azndan almasayd; kocasnn. ailenin adn
lekelemeyecek biimde cezalandrlacana sz vermeseydi, hi de byle tanklk
etmezdi Mrs. Partridge.
Partridge'e gelince, susuzluu konusunda direnip durdu. Biraz nce szn
ettiimiz itirafta bulunduunu kabul ediyordu ama, bunu yle aklyordu: Karsnn
elinden kurtulmak iin bunu yapmak zorundayd. nk sululuuna kesinlikle inanan
kars, sulu olduunu syleyinceye dein ona eziyete devam edeceine: suunu kabul
ettikten sonra da bu konuyu bir daha azna hi almayacana yemin etmiti. te bu
yzden Partridge, ilemedii bir suu stne almt. yle bir duruma dmt ki, ayn
nedenlerden tr bir cinayeti bile stne alabilirdi.
Mrs. Partridge, bu szlere dayanamad. u srada bulunduu yerde, alamaktan
baka bir ey gelemezdi elinden. Onun iin, sel gibi akan gzyalarn imdadna
ard. Sonra Mr. Allworthy'ye unlar syledi (daha dorusu, unlar bard):
"Ah, efendim, benim bu aalk heriften ektiklerimi, hibir kadncaz ekmemitir
yeryznde. Beni ilk aldat deildir bu. Vallahi efendim. bundan nce de ok lekeledi
yalamn onurunu. Eer kutsal saylan on yasadan birine kar kmasayd.
sarholuuna da, iini savsaklamasna da dayanabilirdim. Bu ii darda yapsayd.
hadi neyse. Ama kendi hizmetimle, kendi evimin iinde, kendi atmn altnda, le gibi
pis orospularla benim namuslu yatam lekelemek! Evet, hain, benim yatam kirlettin.
kirlettin diyorum sana! stelik, gerei sylemen iin sana eziyet etmekle suluyorsun
beni. Ah efendim, bana ne denli zalimce davrandn gsteren izleri tenimde tayorum
hl. Ah hain, sen erkek olsaydn, bir kadna bunlar yapacak kadar klmezdin. Ama
tam erkek deilsin sen, bunu kendin de biliyorsun. Bana da tam bir koca olamadn.
Orospular peinde koacaksn ille, ille koacaksn. Ben biliyorum... Ama mademki
damarma bastn, ikisini de yatakta yakaladma yemin etmeye hazrm efendim. Ben
sana terbiyemi hi bozmadan, beni aldattn syleyince, beni bayltncaya kadar
dvdn. alnmdan kanlar akttn unuttun mu yoksa? Btn komularm da
gzleriyle grdler bunu. Benim yreimi krdn nerdeyse, vallahi krdn, billahi krdn!"
Derken, Mr. Allworthy kadnn szn kesti, hakszla uramayacana and ierek,
yatmasn rica etti. Sonra, aklnn yars aknlktan, yars da korkudan tr bombo,
dona kalan Partridge'e dnd; bylesine kt bir adamn yeryznde var olmasna
zldn bildirdi. Partridge'in kaamaklarnn, yalanlarnn dolanlarnn, durumunu
bsbtn arlatrdn. ancak her eyi aklamakla ve piman olmakla suunu
hafifletebileceini syledi. Yaptklarn hemen itiraf etmesini salk verdi; kendi karsnn
bile aka kantlad bir suu yadsmakta direnmemesini istedi.
Okuyucum, imdi bir dakika sabret de, yasalarmzn ulu adaletini ve bilgeliini hakl
olarak yle bir veyim; nk bir ein kocasndan yana, ya da kocasna kar tanklk
etmesini kabul etmez bizim yasalar. imdiye dein adnn ancak hukuk kitaplarnda
getiini sandm bilgili bir yazar, byle bir tankln, kar koca arasnda bitmez
tkenmez bir anlamazlk yaratacan ileri srmektedir. Bunun sonucu ise, bir yn
yalan yere yeminler, dayak atmalar, ceza yemeler, hapse dmeler, srgn edilmeler
ve ipe ekilmelerdir.
Partridge bir an sustu. Konumas istenince, doruyu sylediini, susuzluunu
Tanrnn bildiini, bu konuda Jenny Jones'un da tanklk edebileceini anlatt. Mr.
Allworthy'nin kz hemen armasn istedi. Ama Partridge, Jenny'nin artk bu blgede
oturmadn ya gerekten bilmiyor, ya da bilmiyormu grnyordu.
Adalete doutan sevgisi ve serinkanll sayesinde ayrca sabrl bir yarg olan Mr.
Allworthy, bir sann kendini savunmak amacyla ortaya karabilecei tm tanklar
dinlemeye hazrd. Jenny'yi armak zere hemen bir adam gnderdi; kesin kararn
vermeden nce, kz da dinleyeceini bildirdi. Sonra, bar iinde yaamalar iin
tler verdi Partridge ile karsna. (Ne var ki, Mrs. Partridge'in kocasna kar iyi
davranmasn syleyecei yerde, yanlp Mr. Partridge'in karsna kar iyi davranmasn
sylyordu.) Jenny'nin imdi oturduu yer bir gnlk yol olduu iin duruma gn
sonraya ertelendi.
Kararlatrlan gn herkes topland; ama Jenny'yi armaya giden adam onu
bulamadan geri dnd; nk Jenny, orduya asker toplayan bir subayla birlikte, birka
gn nce evinden kp gitmiti.
Bunun zerine Mr. Allworthy, bir orospu gibi davranan Jenny'nin tanklnn bir deeri
olmadn syledi. Ama unu da eklemekten kendini alamad: Tm koullarn,
Partridge'in kendi aklamalarnn, kocasn sust yakaladn bildiren Mrs.
Partridge'in yeterince kantlad bu suu, eer mahkemeye gelip gerei
syleyebilseydi, Jenny'nin de kabul edeceini sanyordu. Onun iin Mr. Allworthy,
suunu itiraf etmesini bir kez daha syledi Partridge'e. retmen, susuzluu
konusunda direnince, Mr. Allworthy onun sulu olduu kansna vard. Byle bir adama
yardmda bulunmasnn doru olmayacan bildirerek, ona her yl verdii paray kesti.
teki dnyay dnerek piman olmasn; bu dnyada kendini ve karsn
geindirebilmek iin de, almasn salk verdi Partridge'e.
Belki o srada zavall Partridge'den daha mutsuz bir insan olamazd yeryznde.
Gelirinin ounu karsnn tanklndan tr yitirdii halde, Mrs. Partridge, onun
yznden birok eyden yoksun edildiini, bu parann da gene onun yznden elinden
alndn sylyor, tanrnn gn azarlyordu retmeni. Adamcazn alnyazs
ise, tm bunlara katlanmasn gerektiriyordu.
Bir iki satr nce, retmenden "zavall Partridge" diye szetmeme bakarak, bu
adamn susuzluunu aa vurduumu sanmasn okuyucu. Doutan yufka yrekli
olduum iin bu deyimi kullandm sanmas, daha yerinde olur bana kalrsa. Susuz
olup olmad daha sonralar anlalacaktr belki de. Ama yk anlatanlar esinleyen
peri bana bir sr verdiyse, ondan izin almadan hi mi hi niyetim yok bu srr
aklamaya.
Durum byle olduuna gre, bouna merak etmesin okuyucu. in gerei ne olursa
olsun Partridge'i sulu grmek iin gereinden fazla kant vard Mr. Allworthy'nin elinde.
Nikhd bir ocuk davas grlrken, bundan ok daha yetersiz kantlar bile, ayn
inanc verebilirdi yarglara. Gelgelelim, Mrs. Partridge'in kesin ifadesine, bu konuda
Kutsal Kitap stne yemine hazr olmasna karn, retmenin yzde yz susuzluu
olasl vard gene de. Geri Jenny'nin Little Baddington'dan ayrld gnle ocuu
dourduu gn arasndaki sre hesap edilince, orada gebe kald meydana kyordu
ama, ocuun babasnn ille de Partridge olduu sonucu karlamazd bundan.
Ayrntlara girimeden unu da syleyebiliriz: Ayn evde on sekiz yalarnda bir gen
oturuyordu ve bu delikanlyla Jenny arasnda sk fk dostluk, akla yakn baz kukular
uyandrmaya yetebilirdi. Ama kskanlk ylesine krdr ki, Partridge'in kuduran ka-
rsnn aklna bir kez bile gelmedi bu olaslk.
Partridge'in Mr. Allworthy'nin tlerine uyarak, piman olup olmadn bilmiyoruz.
Mrs. Partridge'e gelince, kocasna kar tanklk ettiine bin piman olduu su
gtrmez. Mrs. Deborah Wilkins'in kendisini aldattn, Mr. Allworthy'nin susuz ee
destek salamaya hi yanamadn anlaynca, bsbtn artt bu pimanlk. Bununla
beraber, Mrs. Partridge, okuyucumun da anlad gibi, Mrs. Deborah'dan ok daha iyi
huylu bir kadn olan Mrs. Blifil ile ok daha baarl oldu. Partridgelere her yl verdii
paray gene vermesi iin kardeine ricalarda bulunmak iini stne ald Mrs. Blifil. Kad-
nn iyi yreinin bunda bir pay vard ama, gelecek blmde greceimiz gibi, byle
davranmasnn ok daha doal ve zorlu bir nedeni de yok deildi.
Ne var ki, bouna yalvard Mrs. Blifil. Geri Mr. Allworthy, geenlerde len baz
yazarlar gibi, sululara acmann tek yolunun onlar cezalandrmak olduunu
inananlardan deildi ama; ii hafife alarak, ar sular ileyenleri durup dururken
balamann gerek bir acma duygusuyla badamayacan da biliyordu. Kesin
kantlarn eksik oluunu ve hafifletici nedenleri hesaba katt halde. sulunun
yalvarmalar ya da bakalarnn ara bulmak giriimleri, Mr. Allworthy'yi hi etkilemezdi.
Szn ksas, sulunun kendisi ya da dostlar onun cezalandrlmasn istemiyorlar diye
balayamazd su ileyenleri.
Bylece Partridge de kars da alnyazlarna boyun emek zorunda kaldlar.
Durumlar gerekten acklyd. Partridge, azalan gelirini arttrmak iin daha fazla
alaca yerde, bir eit umutsuzlua kaptrmt kendini. Yaradltan gelen tembellii
bir kat daha artnca, zaten tek tk olan rencilerini de yitirdi. yle ki, iyi yrekli bir
Hristiyann iyilikseverlii kar kocann yardmna gelip, alktan lmemeleri iin
gerekeni salamasayd, ne Partridge ne de kars bir lokma ekmek bile
bulamayacaklard.
Onlara yaplan yardmn kayna bilinmedii iin, gizli velinimetlerinin Mr. Allworthy
olduunu sandlar. Okuyucum da byle sanacak herhalde. nk Mr. Allworthy,
ahlkszl aka desteklemezdi ama, ahlkszlarn aclar younlanca, ektikleri
aclar iledikleri sular anca, kiisel bir yardmda bulunabilirdi. Bu zavalllarn ac-
larnn sularndan byk olduunu gren kader tanras da sonunda mutsuz ifte
merhamet etti, karsn ortadan kaldrarak, Partridge'in durumunu bir hayli rahatlatt;
Mrs. Partridge, bu olaylardan ksa bir sre sonra, iek hastalna yakalanp ld.
Mr. Allworthynin Partridge'i byle yarglay, nceleri herkese doru bulundu.
Gelgelelim Partridge bu yargnn acsn ekmeye balar balamaz, konu komu
yumuad, onun haline acd. lkin adalet dedikleri eyi, imdi sertlik ve hainlik diye
aypladlar. Bir insan serinkanllkla cezalandranlara kar atp tuttular, yufka yreklilere
ve balayanlara vgler dzdler.
Bu barp armalar, Mrs. Partridge'in lmyle bir hayli ykseldi. Aslnda kadnn
lm, daha nce szn ettiimiz hastalktand; yoksulluun ya da mutsuzluun
sonucu deildi ama, biroklar hi utanmadan, bu lmle imdi "zulm" dedikleri o sert
yarg arasnda bir balant kurmaktan ekinmediler.
Partridge, karsn, rencilerini ve yllk gelirini yitirmiti artk. Ad bilinmeyen kii de
yardmn kesince, retmen, yaamnn getii sahnede bir deiiklik yapmaya karar
verdi. Tm komular acsn paylat halde, alktan lmek tehlikesine dt bu
kasabadan ekip gitti.

BLM 7

Akl banda kar kocalarn kinden elde edebilecekleri mutluluun ksa


bir betimlemesi ve dostlarnn kusurlarnn farkna varmak
istemeyenlerin ksa bir savunmas
Yzba, zavall Partridge'i iyice ykt halde, umduu amaca, yani kimsesiz ocuu
Mr. Allworthy'nin evinden kap dar etmek amacna eriememiti.
Tam tersine, Mr. Allworthy, babaya sertliini unutturmak istercesine, oula
olaanst bir dknlk ve sevgi gsteriyor, kk Tommy'ye gnden gne daha ok
balanyordu.
Yzba Blifil, bu duruma ve Mr. Allworthy'nin her gn gsterdii cmertlie fena
halde bozuluyordu; nk Mr. Allworthy, elini bylesine ak tutmakla, Yzbann
servetini arur ediyordu sanki.
Daha nce de sylediimiz gibi, Yzba karsyla ayn fikirde deildi bu konuda;
aslnda hibir konuda karsyla ayn fikirde deildi. Nice bilge kiiler, akl stne kurulu
sevgileri, gzelliin ekicilii stne kurulu sevgilerden daha salam sayarlar; ama
Yzba Blifil ile karsnn durumu, bu gr dorulamad. Gerekte bu iftin akllarn
kullanmalar, atmalarnn balca konusu, aralarnda zaman zaman kan nice
kavgalarn byk nedeniydi. Sonunda, bu kavgalardan tr, kadn, kocasn fena
halde hor grd; koca ise, karsna yzde yz kin balad.
Her ikisi de yeteneklerini tanrbilim alannda en parlak biimde gsterebildikleri iin,
ilk tantklar andan beri, konumalarnn balca konusuydu bu. Yzba grgl bir
erkek olarak, evlenmeden nce, bayann grlerini benimsemiti her zaman.
Kendinden stn saydklarna srf nezaketinden tr boyun een, ama aslnda kendini
hep hakl gren, kendini beenmi, aptal ve kaba bir erkek gibi de davranmamt bu
tartmalarda. Tam tersine, Yzba dnyann en kibirli adamlarndan biri olduu halde,
kendi zaferini karsndakine yle bir sunuu vard ki, itenliinden hi kukulanmayan
kars, hep kendi aklna hayran kalarak, Yzbann akln da beenerek ekilirdi bu
tartmalardan.
yice hor grd bir kiiye boyun emesi, fazla tedirgin etmiyordu Yzbay. Eer
mesleinde ykselmek umuduyla bir Hoadley'e9 ya da tanrbilim alannda nl baka
birine ayn uysall gstermek zorunda kalsayd, ok daha tedirgin olabilirdi.
Evlenmeden nce belirli bir amaca doru ynelmeseydi, gene de kolay kolay katlana-
mazd Mrs. Bridget tarafndan yenilgiye uratlmaya. Gelgelelim evlenip de amacna
eritikten sonra, Yzba karsnn karsnda boynu byk kalmaktan usand; Mrs.
Blifil'in inanlarn hor grmeye balad. Onunkisi ylesine kibirli ve kstah bir
kmsemeydi ki, ancak kendileri hor grlmeye lyk olanlar bakasn bylesine hor
grebilir ve ancak kendileri hor grlmeye hi lyk olmayanlar bylesine
kmsenmeye katlanabilir.
lk sevgi selleri tkenince, ak nbetleri arasnda uzun ve durgun ara nbetler
balaynca, akl, Mrs. Blifil'in gzlerini at. Tm dncelerini "hadi canm!", "yok
canm!" diye kmseyen Yzbadaki deiiklii grd; bu hareketlere uysal uysal
boyun emeye hi katlanamad. Hatt bu deiiklik Mrs. Blifil'i ilkin ylesine
fkelendirdi ki, korkun bir kaza kabilirdi elinden. yi ki, kocasnn akl n yzde
yz hor grmesinden tr, fkesi zararsz bir hale geldi; ona kar biraz kin
duymakla birlikte nefrete iyice kaplmad.
Yzbann Mrs. Blifil'e duyduu ise, su katlmam bir kindi: Karsn, bir metre
seksen santim boyunda deil diye nasl hor grmyorsa, bilgisi ya da akl kt diye de
hor grmyordu. Kadnlar stne dndkleri, Aristo'nun ask suratl grlerinden de
daha olumsuzdu. Kadn, ancak evde ie yarayan bir eit hayvan sayyordu. Grevleri
biraz daha nemlice olduundan, bir kadn bir kediden birazck daha stnd. Ama
Yzbann asndan bir kadnla bir kedi arasnda yle az fark vard ki, Mr.

9 Ad aslnda "Hoadly olarak yazlan bu adam, (1676-1761) an en nl tanrbilimcilerindendi. (.N.)


Allworthy'nin topraklar ve mallaryla evlendii srada, kadn yerine bir kediyi de
alabilirdi. Ne var ki, Yzba Blifil, kibrinden tr ok alngan olduu iin, Mrs. Blifil'in
onu kmsemesine ierliyordu. Karsnn sevgisinden duyduu usanca bu fke de
eklenince, akln alamayaca bir garez ve kin balad adamda.
Evlilik yaantsnda ancak bir tek ey vardr insana hi mi hi haz vermeyen; o da
kaytszlktr. Sevilen insan sevindirmenin ne denli tatl bir ey olduunu ou
okuyucularm bilir umarm. Ama korkarm ki bir iki okuyucum da, kin duyduklar bir
insana eziyet etmenin honutluunu tatmlardr. Nice kadnlar ve nice erkekler,
elerinden her ne kadar holanmasalar da, az ok rahat edebilirler evliliklerinde. Ama
ne yazk ki, srf bu eziyet etmek zevkinden tr kendi rahatlarna kyarlar. te bu
yzden kadn, ikide birde ak ve kskanlk nbetleri geiriyormu gibi davranr; hatt
kocasnn keyfini bozmak, hazlarn engellemek iin, kendi hazlarndan vazgeer. Buna
karlk erkek de, kendi keyfine kyar; karsn nefret ettii bir eyi yapp eve kapanmaya
zorlamak iin, holanmad insanlarla birlikte kendi de eve kapanr. Gene bu
yzdendir ki, evlilii srasnda srekli bir tedirginlik ve hrgr iinde yaayan bir kadn,
artk hibir zaman eziyet edemeyecei kocasnn ls stne kapanp, bol bol gzya
dker.
Yzba ile karsna gelince, birbirlerine eziyet etmek tadn iyice karyorlard u
sralarda. Birinin bir gr ileri srmesi, tekinin buna tam ters den baka bir
gr savunmas iin yeterince bir nedendi. Biri bir elenceyi nerince, teki bu
elenceye kar kard hep. Ayn insandan holanmalarnn ya da holanmamalarnn,
ayn insan vmelerinin ya da yermelerinin yolu yoktu. te bundan trdr ki, Yzba
kimsesiz ocua kt kt baktka, kars, nerdeyse kendi ocuuymu gibi okamaya
balad Tommyyi.
Okuyucumun da anlayaca gibi, kar koca arasndaki bu durum, Mr. Allworthynin
rahatna byk bir katk saylamazd. Mr. Allworthy bu evliliin, her ne de huzur dolu
bir mutluluk salayacan ummutu. Bu umutlar geri boa kmt ama, gerek
durumu bilmekten de pek uzakt henz. nk Yzba, belli baz nedenlerden tr,
ok dikkatli davranyordu onun nnde. Mrs. Blifil de, aabeyini kzdrmaktan korktuu
iin, ayn dikkatli tutumu benimsemiti. Aslnda bir kar kocann yeterince akl banda
olunca, nc bir kii, bu iftin birbirlerine kar ne denli ac duygular beslediinin
farkna bile varamadan, onlarla ili dl olabilir, hatta ayn evde oturabilir. Neden
derseniz, tek bir gn sevgi iin ok ksa olduu gibi, nefret iin de ok ksa olduu
halde, duygularn az buuk saklayabilen bir kar kocann, tm gzlemcilerden uzak
babaa geirdikleri saatler, hem sevginin hem de kinin keyfini srmelerine bol bol
yeter gene de. te bu yzden, birbirlerini seviyorlarsa, birbirlerini okamadan;
birbirlerinden nefret ediyorlarsa, birbirlerinin yzne tkrmeden bakalarnn arasnda
bulunmaya katlanabilirler.
Ne var ki, Mr. Allworthy'nin grd baz durumlar, onu biraz tedirgin etmiti, gene
de, ocuksu ya da kadns kimi erkekler gibi barp armad iin, bilge bir kiinin hi
krlmadn sanmamal. Mr. Allworthy hi tedirgin olmadan Yzbann kusurlarn
grd belki de. Gerekten akll ve iyi insanlar, kusurlarndan yaknmadan, bu kusurlar
dzeltmeye kalkmadan, insanlar da olaylar da olduu gibi kabul ederler. Dostlarnn,
akrabalarnn, ya da tandklarnn kusurlarn yzlerine arpmadan, bakalarna da
sezdirmeden, grebilirler. stelik kusurlu kiiye sevgileri de azalmaz ou zaman. As-
lnda sezgi yeteneimize bu hogr eilimi eklenmedii srece, hibir kimseyle
dostluk kurmaya yanamamalyz. Kusursuz bir tek kii tanmadm sylersem,
dostlarmn beni balayacaklarn umarm. Benim kusurlarm gremeyecek bir tek
dostum bulunduu dncesi ise, beni zer. Dostlarmzla biz, karlkl balarz ve
balanrz hep. Bir dostluk grevidir bu; hem de en ho dostluk grevlerinden biridir.
stelik dostlarmz balarken, onlarn kusurlarn ille dzeltmelerini istemekten de
ekinmeliyiz. Sevdiklerimizin doutan gelen sakat yanlarn dzeltmeye yeltenmek,
lgnlktan baka bir ey deildir. En gzel porselenlerde bir atlak olabilecei gibi, en
gzel insanda bir kusur bulunabilir. Porselende de insanda da bunu onarmann aresi
yoktur ne yazk ki. Ama atlak ya da kusurlu olsalar da, paha biilmez deeri vardr her
ikisinin de.
Mr. Allworthy, Yzbada baz kusurlar grd. Ama Yzba ok kurnaz olduu ve
onun yannda hep dikkatli davrand iin, Mr. Allworthy bu kusurlar gzel bir ahlkn
lekecikleri sayd. yi bir insan olduundan, bu kusurlara hogryle bakt; akll
olduundan da, bunlarn farkna vardn Yzbaya sezdirmedi. Durumu olduu gibi
bilseydi, tutumu bambaka olacakt herhalde. Kar koca birbirlerine kar byle
davranmay srdrselerdi, Mr. Allworthy durumu belki anlayacakt eninde sonunda. Ne
var ki, yufka yrekli Kader tanras, bunu engelledi; etkili arelere bavurarak, karsnn
Yzbaya yeniden balanmas, onu gene candan sevmesi iin gerekeni zorla yaptrd
Yzbaya.

BLM 8

Bir kadnn kocasn hi sevmezken yeniden sevmesi iin bavurulan


ve en umutsuz durumlarda bile etkisini gsteren bir reete

Yzba, karsyla konuarak geirdii (ve elinden geldii kadar ksa kesmeye
alt) tatsz dakikalarn acsn karmak iin, yalnzken ho dncelere dalard.
Mr. Allworthy'nin servetine adanmt bu dncelerin tm. Yzba, her eyden
nce bu servetin tam deerini hesaplayabilmek iin bir hayli dnd. Bu hesaplar
kendi karlarna uydurarak, ikide birde deitirmenin yollarn da buldu. Bundan sonra
en ok dnd ey, evde ve bahede deiiklikler yapmak ve topraklarn hem
bykln hem de grkemini arttrmak iin, eitli tasarlar hazrlamakt. Bu amala,
mimarinin ve bahe dzeninin incelenmesine verdi kendini. Bu konuda ynla kitap
okudu pepee. Hatt btn vaktini alyor, tek elencesi oluyordu bu bilim dallar.
Sonunda kusursuz bir tasar hazrlad. Bence, amzn tm grkemi bile byle bir
tasaryla baa kamayaca iin, bunu okuyucumuza sunamayacaz. Bu trden ulu
ve de soylu tasarlarn balca iki esine bol bol yer veriliyordu Yzbann dnd
plnda. Bu plnn uygulanabilmesi iin snrsz para ve kusursuz olabilmesi iin de ok
uzun bir zaman sresi gerekiyordu. Mr. Allworthy'den kendisine kalacan umduu ve
snrsz sand servet, gereken paray salayacakt; bedeninin salaml ve henz orta
yal olmas da gereken zaman salayacandan en kk bir kukusu yoktu.
Bu tasary hemen uygulamas iin, Mr. Allworthy'nin lmnden baka hibir ey
eksik deildi. Bu lmn zamann hesaplamak amacyla cebir bilgisine bavurmutu;
insan mrnn uzunluu, mirasa konma ve buna benzer konular ele alan her kitab da
satn almt. Bu kitaplar sayesinde, umduunun her gn gerekleebileceini, birka
yl iinde gereklemesinin ise ayrca akla yakn grndn rendi. Ne var ki,
Yzba bu eit dncelere derin derin dalmken, gnn birinde, dnyann en
uursuz, en zamansz ilerinden biri geldi bana. Kader tanrasnn en korkun kt-
l bile, bylesine zalim, bylesine yersiz, tm tasarlarn bylesine kesinlikle ykan
bir durum yaratamazd. Okuyucuyu fazla meraka drmemek iin ksa kesiyorum: Mr.
Allworthy'nin lmnden sonra ne denli mutlu olacan dnerek, sevinten tam utu-
u bir srada, Yzbaya inme indi ve kendi ld.
Ne yazk ki, akam gezintisinde tek banayken oldu bu durum. Yardmna koulsa,
kurtulabilirdi belki. Ne are ki, yardm edecek hi kimse yoktu yannda. Bylece yere
kapaklanarak, bundan sonraki zlemlerinin tmne yetecek topra, boylu boyunca
lt bedeniyle; ve Horatius'un aada verilen gzleminin byk (ama cansz) bir
rnei olarak, yerde l yatt:

Te secanda marmora
Locas sub ipsum funus: et sepulchri
Immemor, struis domos.

Okuyucuya yle anlatabiliriz bu gzlemi: "Size yalnz bir keser ve bir krek
gerekirken, pahal malzeme aryorsunuz yaplarnz iin; iki metre boyunda, bir metre
eninde evi unutarak, iki yz metre boyunda ve yz metre eninde evler yaptryorsunuz."

BLM 9

Dulun yaknmalar; biraz nce sz edilen reetenin her zaman etkili


olduunun kantlanmas; hekimler ve buna benzer gerekli lm
ssleri; ve sevgi dolu bir mezar ta

Mr. Allworthy, kzkardei ve baka bir bayan, akam yemei iin, yemek odasnda
toplanmlard. Her zamankinden bir hayli fazla bekledikten sonra, Mr. Allworthy,
yemee hep vaktinde gelen Yzbann gecikmesini merak etmeye baladn syledi.
Evin dnda, Yzbann gezinmeye zellikle alk olduu yerlerde ngrak almalarn
istedi.
Bu armalar ie yaramaynca (aksi gibi o akam Yzba bahenin baka bir yerine
gitmiti), Mrs. Blifil, gerekten korktuunu syledi. Bunun zerine, Mrs. Blifilin en yakn
arkadalarndan biri olarak, bu bayann kocasna besledii sevginin tam ne biim oldu-
unu iyice bilen konuk kadn, arkadan yattrmak iin, elinden geleni yapt; merak
etmekte her ne kadar hakl da olsa, umudunu kesmemesi gerektiini syledi. Belki
akamn tatl havas yznden, Yzba her zaman gittii yerlerden daha uzaklara
yrmt: bir komuda alkonulmutu belki. Mrs. Blifil, buna inanmad; kocasnn
bana bir kaza geldiinden emindi. Ne denli evhaml olduunu bildii iin, hibir
zaman ona haber vermeden darda kalmazd kocas. teki bayan, syleyecek baka
bir ey bulamaynca, byle durumlara uygun den lflar etti. Mrs. Blifil 'in bu
korkularnn saln ok kt etkileyeceini ileri srerek, kayglanmamas iin yalvard.
Sonra, koskocaman bir bardaa arap doldurdu, Mrs. Blifil'in bunu imesini istedi.
arab arkadana iirmeye baard da.
O srada, Yzbay aramaya giden Mr. Allworthy geri dnd. aknl ve znts
yznden belliydi; konuacak hali yoktu. Ama ac ekmek herkesi baka trl etkiledii
iin, Mr. Allworthynin sesini ksan korku, Mrs. Blifil'in sesini ykseltti. Mrs. Blifil, pek ac
szlerle yaknmaya koyuldu; inleye inleye gzya selleri dkyordu. Arkada, bu
gzyalarn ayplamamakla beraber, kendini byle koyuvermemesi gerektiini belirtti.
nsann mr boyunca her gn karlat trl trl hayal krklklar konusunda,
filozofa gzlemlere girierek, arkadann aclarn yattrmaya alt. Ne denli ans-
zn, ne denli korkun olursa olsun, bu filozofa dncelerin ruhumuzu her kazaya
kar glendirmeye yettiini ileri srd. Mr. Allworthy'yi rnek alarak, Mrs. Blifilin
sabrl olmasn istedi. Geri Mr. Allworthy, Mrs. Blifil kadar sarslamazd ama, onun da
ok zld belliydi. Ne var ki, Tanrnn buyruuna katlanarak, acsna fazla
kaptrmyordu kendini.
Mrs. Blifil, "aabeyimden szetme bana," dedi. "Yalnz bana acmak gerek. Byle bir
durumda, bir dostun ektii ac, bir ein ektii acyla karlatrlabilir mi hi? Ah,
kocam yok oldu! Onu biri ldrd! Bir daha gremeyeceim onu!"
Bunlar syledikten sonra, gzyalar selleri dken Mrs. Blifil, Mr. Allworthy gibi sustu.
O srada, odaya soluk solua koan bir hizmeti, "Yzba bulundu," diye bard.
Szn srdrmesine vakit kalmadan, ly tayan iki kii grnd.
Merakl okuyucu, acnn etkileri konusunda yeni bir gzlem yapabilir imdi. nk
biraz nce Mr. Allworthy'yi sessiz brakan duygu, kz kardeinin dilini zmt; oysa,
u srada Mr. Allworthy'nin gzlerinden yalar boaltan grnt, Mrs. Blifilin
gzyalarn kesti: Mrs. Blifil, tyler rpertici bir lk att, dp bayld dakikasnda.
Oda, evin adamlaryla dolmutu. Kimi, konuk bayanla birlikte, Mrs. Blifil ile urayor;
kimi de Mr. Allworthy'ye yardm ederek, Yzbay scak bir yataa tayp, onu yeniden
canlandrmak iin, eitli arelere bavuruyordu.
Okuyucumuza, her ikisini de canlandrmay baardklarn bildirmekten sevin
duyardk ama, bayana bakanlar, gerekli ve edepli bir baygnlk sresinden sonra, kadn
kendine getirmeyi baardklar halde; Yzbaya bakanlarn giritikleri tm kan alma,
ovma, damla verme ve buna benzer baka abalar etkisiz kald. lm, o acmasz
yarg, Yzbay mahkm etmiti bir kez. Hemen gelerek, ayn anda cretlerini alp,
Yzba Blifil'in avukatln yapan iki hekim, onun cezasn ertelemenin yolunu
bulamadlar bir trl.
Kt niyetli olduumu sanmamalar iin Dr. Y ve Dr. Z diye adlandracamz bu iki
hekim, (Dr. Y sa bileini, Dr. Z de sol bileini tutarak) cesedin nabzna baktktan
sonra, Yzbann kesinlikle ld kansna vardlar. Ne var ki, hastaln tr ya da
lmn nedeni konusunda, ayn grte deildiler. Dr. Y inmeden, Dr. Z ise saradan
ldn ileri sryordu.
Bylece, bu iki bilgili kii arasnda bir tartmadr balad. Her biri, kendi grlerinin
nedenlerini savundu. Bu nedenler ylesine glyd ki, her iki doktorun da kendi
inancna gvenini pekitiriyor, ama karsndakini hi mi hi etkilemiyordu.
Gerei sylemek gerekirse, nerdeyse her doktorun, tm hastalklar arasnda ayrca
sevdii zel bir hastalk vardr. nsan bedenini yenerek lmn elde ettii her zaferi bu
hastalktan bilirler. Eklem hastaln, romatizmay, safrakesesi tan, bbrek tan,
veremi koruyup ycelten doktorlar vardr. Bunlar arasnda, en gzde hastalklardan biri
de sinir nbetleridir. imdi akladmz bu gerei bilmeyenleri pek artan bir durum
(yani bir hastann lmnn nedeni konusunda, en bilgili doktorlar arasnda zaman
zaman kan gr ayrlklar) ite bu yzdendir.
Bu iki bilgili bayn, hastay canlandracak yerde, lmn nedeni konusunda hemen
kavgaya balamalarna belki hayret edecektir okuyucu. Ne var ki, gereken tm abalar
yaplmt doktorlar gelmeden nce: Yzba scak bir yataa yatrlm, damarlarndan
kan alnm, aln ovulmu, azna ve burun deliklerine eit eit etkili ilalar
damlatlmt.
Doktorlar, salk verecekleri her eyin nceden yapldn grdler; ama aldklar
paraya karlk, bir sre Mr. Allworthy'nin evinde kalmalar gerekli ve uygun
olduundan, konuulacak bir konu aryorlard. u srada akla gelen ilk konu ise, biraz
nce szn ettiimiz lmn nedeni konusundan baka ne olabilirdi?
Doktorlarmz gitmek zereyken, Yzbay kurtarmak umudunu yitiren ve tanrsal
buyrua katlanan Mr. Allworthy, kz kardeinin durumunu merak etmeye balad;
gitmeden nce bir de onu grmelerini istedi.
Mrs. Blifil artk aylmt. "Bu durumda bir kii ne denli iyi olabilirse, o denli iyiydi"
derler ya - Mrs. Blifil de yleydi ite. Dul bayan, yeni bir hasta olduundan, doktorlar,
herkese bilinen trenlerle, onun salk durumunu incelediler. Daha nce lye
yaptklar gibi, biri Mrs. Blifil'in sa elini, teki de sol elini tuttu.
Kadnn durumu, kocasnnkinin tam tersiydi; nk tp bilimi, kocasnn derdine are
bulamazd; kadnn ise, tp bilimine hi gereksinmesi yoktu.
Doktorlar lmn dostudur ayak takmna gre. Bundan daha byk bir hakszlk
olamaz. Tam tersine, iyileenlerin says, tbba kurban gidenlerin saysndan biraz daha
fazladr bana kalrsa. Hatta kimi doktorlar, bu konuda ylesine dikkatlidirler ki, hastay
ldrmek tehlikesini nlemek iin, onu iyiletirmek abasndan da saknrlar; hastaya
ne iyi sonular verebilecek ilalar salk verirler, ne de kt sonular verebileceklerini.
Bunlarn arasnda byk bir arballkla u sz bir vecize gibi benimsemeleri vard:
"ini baarabilmesi iin, doay kendi haline brakmal. Doktor, bir kenarda durup,
doann srtn svazlar; doa iyi iler yapnca onu yreklendirir ancak."
Bizim doktorlarmz, lmden pek holamyorlard. yle ki. bir tek vizite creti
aldktan sonra, cesedi taburcu ettiler. Ama yaayan hastalarndan pek yle
tiksinmiyorlard. Mrs. Blifil'in hastal konusunda hemen ayn gre vardlar ve harl
harl reeteler yazdlar.
Belki Mrs. Blifil, "hastaym" diye ilkin doktorlar kandrmt; imdi de "hastasn" diye
doktorlar onu kandryordu. Bunu kesenkes bilemeyeceim ama, Mrs. Blifil, hastaln
tm sslerini taknd bir ay sreyle: Doktorlar gelip gitti, hastabakclar ona bakt ve
tandklar salk durumunu sorup durdu.
Hastala ve snrsz bir kedere adanmas gereken sre bittikten sonra, doktorlar
savld ve dul bayan dostlarn grmeye balad. Yzn ve bedenini yas rengine
brm olmasndan baka, hibir deiiklik yoktu onda.
Yzba gmlmt artk ve eer Mr. Allworthy'nin dostluu sa yesinde, leni
yakndan tanyan, yksek yetenekli ve drst bir ki iye aadaki mezar ta
yazs yazdrlmasayd, oktan unutulurdu Yzba Blifil:
Burada
Sevin iinde dirileceini
uman Yzba John Blifil'in
bedeni yatyor.
Doumuyla Londra,
eitimiyle Oxford onurland.
Yetenekleri,
meslei ve lkesi iin
bir onur kaynayd.
Yaam
dine ve insan kiiliine
onur salad.
O, grevine dkn bir evlat,
sevecen bir e,sevgi dolu bir baba,
yi yrekli, esiz bir karde, candan bir dost,
dini btn bir Hristiyan
ve iyi bir insand.
Avunma nedir bilmeyen dulu, onun erdeminin
ve einin sevgisinin
bir ant olan
Bu ta diktirdi.
NC KISIM

TOMMY JONES ON DRT YAINDAN ONDOKUZ YAINA


GELNCEYE DEN Mr. ALLWORTHY'NN EVNDE OLUP BTEN
EN LGN OLAYLAR ANLATILIR. OKUYUCU, OCUKLARIN
ETM KONUSUNDA BAZI EYLER RENEBLR BU
KTAPTAN

BLM 1

inde pek az ey vardr, daha dorusu hibir ey yoktur

Bu yknn ikinci kitabnn balangcnda, anlatlmaya deer bir olay olmaynca, uzun
zaman srelerini anlatmaya niyetlendiimizi anmsayacaktr okuyucu.
Byle davranmakla, yalnz kendi saygnlmz ve rahatmz deil, okuyucunun da
iyiliini ve yararn dnyoruz. Okuyucunun tatsz ve yarasz eyler okuyarak, bouna
vakit harcamasn bylece nlyor; o esiz sezme yeteneine bavurup bu bo sreleri
kendi hayal gcyle doldurabilmek olanan veriyoruz ona. Daha nce de belirttiimiz
gibi, okuyucumuza baz yetenekler balamamzn nedeni de budur.
Bir dostun lm zerine, yrei akmak tandan ve kafas ayn kaskat nesneden
olumayan her insan gibi, Mr. Allworthy'nin de kendini kedere kaptrmadn bilmeyen
bir okuyucu var mdr? Felsefenin ve dinin bu kederi zamanla yattrdn, sonunda da
sndrdn hangi okuyucu bilmez? Felsefe, bu kederin lgnca ve nafile bir ey
olduunu retti; din ise, tanrsal yasalara aykr bulduu bu kederi nledi. Zaten dini
btn ve gl bir kiinin gelecekle ilgili yle umutlar ve yle bir gveni vardr ki, lm
deinde bir dostundan, sanki bu dostu uzun bir yolculua kyormu gibi ayrlr;
yolculua kan gnn birinde gene greceini bildii gibi, o dostu da gene
greceinden kuku duymaz.
Akl banda okuyucu, Mrs. Bridget Blifil'in de nasl davrandn bilir herhalde.
Bedenin d grntsnde, kederin gzle grlmesi gerektii srece. geleneklerin ve
edepli bir davrann tm kurallarna sk sk uydu Mrs. Bridget. Yzndeki deiiklikler,
klndaki deiikliklerle tam bir uyum iindeydi: yle ki, kl kyafeti tll karalardan,
dpedz karalara; dpedz karalardan, kuruniye; kuruniden beyaza dnt gibi;
yznde beliren duygular da, dehetten kedere. kederden zntye, zntden
arballa dnt. Ve sonunda eski huzuru gene yerleti Mrs. Bridget'in yzne.
Ancak sradan okuyucularmz iin verdik bu iki rnei. Yksek eletiri okulundan
diploma alanlardan, yarglama ve sezme yeteneklerini kantlayan. ok daha yce ve
ok daha gl abalar beklemek hakkmzdr. Bu yksek diplomallarn, atlamay
uygun grdmz yllar sresince saygdeer Mr. Allworthy'nin evinde olup bitenlerle
ilgili anlatlmaya deer birok eyler bulacaklarndan hi kukum yok. Geri bu sre
boyunca ykmzde yer almas gereken hibir byk olay kmad ama, kk kk
baz eyler oldu. amzn yazarlar, her hafta ve her gn olup bitenleri, dergilerde ve
gazetelerde yazp dururlar. Ve ne yazk ki, birok kii, hibir yarar olmayan bu yazlar
okuyarak, ok zaman harcarlar bouna. Mr. Allworthy'nin evinde olup biten kk
olaylar ise, en azndan dergilerde ve gazetelerde anlatlanlar kadar nemlidir aslnda.
imdi anlatacaklarmz yarglamak iin, insan en stn baz yetenekleri yararl bir
biimde kullanabilir. nk iinde bulunduklar koullar ne olursa olsun, insanlarn
ahlaklarn gznnde tutarak davranlarn yarglamak, davranlarn gznnde
tutarak ahlklarn yarglamaktan ok daha iyidir. Bir kiinin ahlkn gznnde tutarak
davrann yarglamak iin daha keskin bir zek gerektiini kabul ediyorum ama,
gerekten sezgisi olan bir insan, birinin davranlarn gznnde tutarak ahlakn
anlayabilecei gibi, ahlkn gznnde tutarak. bir kiinin davrann da kolayca
anlayabilir.
Bu yetenein ou okuyucularmzda bol bol bulunduuna inandmzdan, sz
konusu yetenei kullanmalar iin. onlara oniki yllk bir sre veriyoruz. Ve birok
okuyucularmzn oktandr onunla tanmak istediinden emin olduumuz iin de.
ykmzn u sralarda ondrt yalarnda olan balca kiisini ortaya karyoruz imdi.

BLM 2

Bu ulu yknn kahraman ok uursuz almetlerle ortaya kyor.


ylesine sradan bir kk masal ki, ou, bunun farkna varmaya bile
yanamayabilir. Toprak sahibi bir bay stne bir iki sz. Bir kolcuyla
bir retmen stne birka sz daha

Bu yky yazmaya balarken, hi kimseye dalkavukluk etmemeye ve kalemimizi


hep gerek yolunda kullanmaya karar verdiimiz iin, kahramanmz istediimizden
ok daha kt biimde sahneye karmak zorundayz. Hatt, ocuu daha grr
grmez, Mr. Allworthy'nin evinde oturanlarn hepsinin, onun yzde yz aslmak zere
dnyaya geldiini sylediklerini namusumuzla aklamamz da gerekir.
zlerek bildiririm ki, fazlasyla haklydlar byle dnmekte. ocuun en kk
yandan beri ahlkszca eilimleri vard. Bu ahlkszca eilimlerden biri, evdekilerin
dedii gibi, onu gerekten srkleyebilirdi daraacna. yle ki, daha imdiden, kez
hrszlkla sulanmt: Bir meyve bahesini yama etmi, bir iftinin avlusundan bir
rdek alm ve gen Mr. Blifil'in cebinden bir top armt.
Bu delikanlnn ahlkszlklar, beraber byd gen Mr. Blifil'in erdemleriyle
karlatrlnca, ayrca korkun grnyordu. Bu gen, kk Jones'dan ylesine
farklyd ki, yalnz ev halk deil, dolaylarda oturanlarn hepsi, onu ve ve
bitiremiyorlard. Mr. Blifil, gerekten esiz bir ocuktu. Yandan beklenilmeyecek kadar
akll, uslu ve dindard. Bu erdemlerinden tr, tanyanlarn tm severdi onu. Tom
Jones'u ise, kimse sevmezdi. Yeeninin ahlkn bozmasndan korkmadan, bylesine
kt bir rnek olan ocuu, gen Mr. Blifil ile byten Mr. Allworthy'ye aarlard
biroklar.
Bir tek olay, anlayl okuyucuya, bu iki ocuun huyunu, en uzun sylevlerden daha
iyi aklar.
Her ne kadar kt olsa da ykmzn ba kiisi saylmas gereken Tom Jones'un
(Mrs. Wilkins ondan oktan vazgetii ve hanmyla bart iin), evin adamlar
arasnda bir tek dostu vard. Bu biricik dostu, gen efendisi gibi, "meum" ile "teum"
(yani "senin maln" "benim malm") arasndaki snrlan kesinlikle gremedii sanlan,
ahlk kurallar asndan olduka gevek bir kolcuydu. Evin adamlar, alayc dnceler
ileri srerlerdi Tom Jones ile kolcunun dostluu konusunda. Ya eskiden beri atasz
olan, ya da imdi atasz saylan bu dncelerin tmn, Latince u ataszyle zet-
leyebiliriz: "Noscitur a socio" yani "tencere yuvarlanm kapan bulmu."
Doru konumak gerekirse, demin rneini verdiimiz tyler rpertici ktln,
belki de bu adama borluydu Jones. Kolcu, iki kez, hukuk deyimiyle, su orta
olmutu delikanlnn: nk rdein tmn, elmalarn da ounu, kolcuyla ailesi
yemiti. Ama yalnz Tom Jones yakaland iin, zavall olan hem bu iin acsn
ekmi, hem de btn suu yklenmiti. imdi anlatacamz olayda da, gene Tom
Jones kabahatli kt.
Mr. Allworthy'nin topraklarnn bitiiinde, "av koruyucusu" denilen baylardan birinin
evi vard. Bir tavan ya da bir keklii avlayanlara verdikleri cezalarn arlna
baklrsa, bu tr adamlarn Hindistan'daki Bannian'lar10 gibi bo inanlar olduu
sanlabilir. Duyduumuza gre, Hindistan'daki Bannian'larn ou, baz hayvanlarn
korunmasna adarlarm yaamlarn. Bizim ngiliz Bannian'larmz ise, hayvanlar
baka dmanlardan korurlar ama, kendileri hi de acmadan, araba dolusu ldrrler
onlar. Onun iin, Hristiyanla aykr byle bo inanlar beslemekle sulayamayz
ngiliz Bannian'larn.
ou kiilere uyarak bu av koruyucularn ktlemem ben. nk bana kalrsa onlar,
doann dzenine ounluktan daha iyi uyduklar gibi, dnyaya hangi amala
geldilerse, o olumlu amaca erimekle de oundan daha baarldrlar. Horatius'un
dedii gibi, "fruges consumere nati," yani "yeryznn meyvelerini yemek iin
yaratlan" kimi kiiler vardr. Bence kimi kiiler de, "feras consumere nati," yani
"krlardaki hayvanlan yemek iin yaratlmlardr." Bu av koruyucusu baylarnda,
avlanan hayvanlarn yiyerek, yeryznde balca amalarna eritiklerini hi kimse
yadsyamaz.
Kk Jones, bir gn kolcuyla ava kmt. O srada Kader tanras, doann akll
uslu amalarn gerekletirmek iin yaratt av hayvan tketicilerinden birinin
topraklarnda, allar arasnda baz kekliklerin olduunu gsterdi Jones ile kolcuya. Bu
topraklarn snr, Mr. Allworthy'nin topraklarndan aa yukar iki yz ya da yz adm
tedeydi.
Mr. Allworthy, bu konuda kesin emirler vermiti kolcuya: Komularn topraklarnda,
hatt bu av koruyucusundan ok daha hogrl olanlarn topraklarnda bile avlanrsa,
yerinden olacan, kovulacan sylemiti. Kolcu, bu yasaa aldrmadan, teki komu-
larn topraklarnda avlanmt birok kez. Ama imdi kekliklerin snd yerde oturann
huyu bilindii iin, hi saldrmaya kalkmamt onun topraklarna. Uan kular ille de
avlamak isteyen Tom Jones, onu kandrmasayd, gene de byle bir ie girimeyecekti;
ama Jones direnince, av merakls kolcu raz oldu ve yasaklanan topraklara girerek,
kekliklerden birini vurdu.
Topran sahibi, onlardan biraz uzakta, ata biniyordu o srada. Tfek sesini duyar
duymaz, sesin geldii yere gitti drt nala. Kolcu allarn iine atlayp gizlenebildii iin,
onu gremedi, zavall Tom'u yakalad.

10 Bannian: Hibir hayvan eti yemeyen bir Hint kast. (.N.)


Av koruyucusu bay, ocuun stn ban arayp bldrcn bulunca, bunu Mr.
Allworthy'ye bildirip cn alacana and iti. Szn de tuttu, atn hemen Mr.
Allworthy'nin evine srd. Sanki evi baslm da en kymetli eyalar alnm gibi,
topraklarna yaplan bu saldrdan, durumu abartarak ac ac yaknd. Tom Jones'un ya-
nnda, gremedii baka birinin de bulunduunu; nk iki tfein ayn anda patladn
ekledi.
"Biz yalnz bu keklii bulduk stnde; ama Allah bilir daha ne haltlar kartrdlar,"
dedi.
Tom eve dner dnmez, Mr. Allworthy onu hemen ard. Tom, suunu kabul etti ve
doruyu syleyerek, bir tek zr ileri srd: Kular, Mr. Allworthy'nin topraklarndan
havalanmt.
Derken Mr. Allworthy, Tom'a yanndakinin kim olduunu sordu. Bunu ille bilmek
istiyordu. nk toprak sahibi bayla iki adam, iki tfek sesinden szetmilerdi. Tom,
"yalnzdm," diye dayatt; ama ilkin ksaca duraksamakla, hem Mr. Allworthy'nin
kukularn, hem de av koruyucusu bayla adamlarnn szlerini dorulam oldu.
Sululardan biri sanlan kolcu, sorguya ekildi. Tm suu stne alacan bildiren
Tom'un szne gvenerek, o srada onun yannda bulunmadn, hatt o gn leden
sonra hi grmediini syledi.
Bunun zerine Mr. Allworthy, onda imdiye dein pek grlmemi bir fkeyle Tom'a
dnd. Su ortann kim olduunu sylemesini, bunu renmeye karar verdiini
bildirdi. Tom direnince de, fena halde kzan Mr. Allworthy, onu yanndan kovdu.
Gerei ertesi sabaha kadar sylemezse, baka birinin onu baka biimde sorguya
ekeceini de syledi.
Zavall Tom Jones, pek zntl bir gece geirdi. Gen Mr. Blifil annesiyle bir yere
konuk gittii iin, yalnz kalmas zntsn bsbtn artrmt. Tom, ekecei
cezadan ayrca korkmuyordu; yreksiz davranp kolcuyu ele vermek bu yzden de
adamcazn hayatn ykmakt balca korkusu.
Kolcu da pek ho vakti geirmiyordu o srada. Tom gibi, korkular iindeydi o da.
Delikanlnn etinin kemiinin cezalandrlmasna aldrmyordu ama, onurunun
korunmasn istiyordu.
Mr. Allworthy, iki ocuun eitimini saygdeer rahip Mr. Thwackum'a emanet etmiti.
Tom sabahleyin, bu saygdeer bayn karsna knca, bir akam nceki sorular gene
soruldu kendisine. Tom da, Mr. Allworthy'ye nasl karlk verdiyse, zel retmenine
de yle karlk verdi. Kimi lkelerde sulular zorla konuturmak iin yaplan
ikencelere nerdeyse benzeyen korkun bir dayak yedi bunun sonucu.
Tom, yreklice dayand bu cezaya. retmeni, sopay indirmeden nce, yanndakinin
kim olduunu hep sorduu halde, Tom, arkadana hainlik etmektense, verdii sz
tutmamaktansa, derisinin yzlmesini gze ald.
Kolcu rahatlamt artk. Mr. Allworthy ise, Tom'un bylesine ac ekmesine zlmeye
balamt. nk ocuu can istedii gibi konuturamad iin fena halde fkelenen
Mr. Thwackum, Mr. Allworthy'nin dndnden de daha sert davranmt. Mr.
Allworthy, av koruyucusunun yanldn da sanyordu artk. Bylesine tutturmas ve
kzmas da, yanlm olabileceini gsteriyordu. Av koruyucusunun adamlarnn,
efendilerini desteklemek amacyla sylediklerine gelince, Mr. Allworthy pek
nemsemiyordu bu szleri.
Mr. Allworthy, zulm ve hakszla bir tek an olsun dayanamad iin, Tom'u artt;
ona candan ve dosta bir yn t verdikten sonra, "sevgili ocuum," dedi, "senden
bo yere kukulandm anladm. Byle insafszca cezalandrlmana zlyorum."
Sonunda da, aclarn unutsun diye, Tom'a kk bir at armaan etti; olup bitenlere
ok zldn syledi gene.
Kendisine sert davranld srada suunu aklamayan Tom, sulu olduunu asl
imdi anlad. Mr. Allworthy'nin cmertliine dayanmak Mr. Thwackum'n dayana
dayanmaktan ok daha zordu. Gzlerinden yalar boand, dize geldi;
"Ah, efendim! Bana kar fazla iyi davranyorsunuz! Vallahi fazla iyisiniz. Bunu
hakketmedim ben" diye alad.
yle duygulanmt ki, srrn ele verecekti nerdeyse. Ama kolcuyu koruyan melek,
bunu yaparsa, zavall adamcazn neler ekeceini Tom'a anmsatt. Bunun zerine,
Tom gene sustu.
Thwackum, "yalan sylemekte direniyor, diyerek, Mr. Allworthy'nin ocua
acmasn, ona iyi davranmasn engellemek iin elinden geleni ardna brakmad. kinci
kez bir dayan, durumu herhalde aydnlatabileceini dolayl yollarla, ileri srd.
Ama Mr. Allworthy, bunu denemeye yanamad. ocuk sulu olsa bile, gerei
gizledii iin yeterince ac ektiini; bunun nedeninin, yanl yorumlanan bir onur
sorunundan baka bir ey olamayacan syledi.
Thwackum biraz kzarak, "onur ha!" diye bard. "nattan ve dik kafallktan baka bir
ey deil. Onur, yalan sylemesini retebilir mi insana? Dine sk sk balanmayan bir
onur olabilir mi?"
Yemek tam bitmiken, sofrada konuuluyordu bunlar. Sofrada, Mr. Allworthy ve Mr.
Thwackum'dan baka, tartmaya ancak imdi katlan bir nc kii vard. ykmz
srdrmeden nce, okuyucumuza ksaca tantacaz onu.

BLM 3

Felsefeci Mr. Square ile tanrbilimci

Mr. Thwackum'n kiilikleri ve 'e stne

bir tartma

Bir sredir Mr. Allworthy'nin evinde oturan bayn ad, Mr. Square'di. Bu bay, pek
parlak olmayan doal yeteneklerini, bilgiyle olduka gelitirmiti. Eski Yunanllarla
Romallar bir hayli okumutu. Platon ile Aristo'nun tm yaptlarn iyice inceledii
herkese biliniyordu. Kimi zaman Platon'un kimi zaman da Aristo'nun grlerine
uyarak, kendi kiiliini bu iki yce rnee gre oluturmutu. Ahlk asndan, aka
Platon'cuydu; din asndan ise, Aristo'culua bir eilimi vard.
imdi sylediimiz gibi, ahlksal grlerini Platon'u rnek alarak kurduu halde,
Aristo'nun tutumunu yzde yz benimseyerek, ulu Platon'u, yasalar yapan bir
hukukudan fazla, bir felsefeci ya da bir dnr sayyordu. Bu inancnda yle ileri
gidiyordu ki, erdem bir kuraldan baka bir ey deildi Mr. Square'e kalrsa. Geri bunu
herhangi bir kiiye aka sylediini duymamtm ama, davranna biraz dikkat
edince, gerek grnn bu olduunu anladm ister istemez. stelik bu gr, Mr.
Square'in kiiliinde beliren kimi elikileri de aklayabilir bence.
Dnce asndan birbirlerinin tam kart olduklar iin, bu bayla Mr. Thwackum,
nerdeyse her karlamalarnda tartmaya giriirlerdi hemen. Square, insan
yaradlnda kusursuz bir erdem grr; beden sakatlnn insan yaradlna aykr bir
ey olduu gibi, ahlkszln da insan yaradlna aykr bir ey olduuna inanrd.
Thwackum ise, bunun tam tersini savunur; Adem ile Havva ilk gnah ilediklerinden
beri, insan kafasnn pislikle dolu bir kubur olduunu; bu pisliin ancak Tanrnn
inayetiyle arnp balanabileceim ileri srerdi. Bu iki bayn grleri, ancak bir
noktada birleirdi: Ahlk stne verdikleri sylevlerde, "iyilik" szn aza almazlard
ikisi de. Mr. Square, "erdemin doal gzelliinden" dem vurur; Mr. Thwackum ise,
"Tanrnn inayetinin kutsal gcnden" szederdi. Mr. Square, her davran, "dorunun
deimez kural" ve "var olan her eyin sonsuz uygunluu ile lerdi; Mr. Thwackum
ise, her sorunu, amaz sand kendi yarglarna gre zmlerdi. Ama bunu
yaparken, yorumlarn esas metin kadar arl olduu iin, avukatlar Coke Upon
Lyttleton 11 kitabna bavurduklar gibi, Mr. Thwackum da ncile ve ncil'in yorumlarna
bavururdu hep.
Bu ksa giriten sonra, saygdeer rahip Mr. Thwackumn, sylevini, zafer
kazanmasna sorduu bir tmceyle, yani "sk sk dine bal olmayan bir onur var
mdr?" sorusuyla tamamladn, okuyucu anmsayacaktr herhalde.
Square, buna karlk, szcklerin anlamn iyice saplamadan nce, bir felsefe
tartmasna girimenin yolu olmadn; Thwackum'n kulland iki szcn anlamnn
ayrca belirsiz ve bulank olduunu; "onur" szc gibi "din" szcnn de ok
deiik anlamlar tadn ileri srd.
"Ne var ki," dedi, "eer onur szcn erdemin doal gzellii anlamnda
kullanyorsanz, onurun herhangi bir dine bal olmadan da var olabileceine
inanyorum ben. Size gre onur, ancak Hristiyan dininde var olabilir. Bir Mslman, bir
Yahudi ve yeryzndeki tm teki dinlere inananlar da, onurun ancak kendi dinlerinde
var olabileceini ileri srerler o zaman."
Thwackum, bu szleri yle yantlad: "Byle konumak, Hristiyan Kilisesinin tm
dmanlarnn allagelmi kt niyetiyle mantk yrtmek demektir. Dnyann tm
dinsizleriyle kfirleri, onuru, kendi sama sapan yanlglar ve kahrolas
aldatmacalaryla snrlarlar ellerinden gelse. Ne var ki, onur konusunda ynla tutarsz
grler bulunduu halde, bir tek onur vardr aslnda. Yeryznde eitli mezhepler ve
din yolundan sapmalar bulunduu halde, aslnda bir tek din olduu gibi. Ben din
derken, Hristiyan dinini dnyorum; yalnz Hristiyan dinini deil, Protestan dinini
dnyorum; yalnz Protestan dinini de deil, ngiltere Kilisesini dnyorum. Onur
deyince de, Tanrnn inayetinin belirli bir biimini dnyorum. Tanrnn inayetinin
ancak Hristiyan dinine uygun, ancak Hristiyan dinine bal bir biimini dnyorum.
imdi kullandm anlamda (bu szc baka bir anlamda kullanmann yolu yoktur
nasl olsa) onur, bir yalan srdrmez, hatt yalan sylemez bile. Onurlu bir kiinin
yalan syleyeceini sanmak, akln alamayaca kadar samadr."
Square, "szlerimden kacak sonucun besbelli olduunu sandm iin, bu sonucu
aka sylemeye gerek duymadm," dedi. "Geri bu sonucu belki siz de sezdiniz ama,
buna bir karlk vermeye kalkmadnz hi. Din konusunu bir yana brakalm imdi. Sizin
sylediklerinizden, onur konusunda bambaka grlerimiz olduu anlalyor. Onur
kavramlarmz eanlaml olsayd, bu szc ayn biimde aklamaz myd k ikimiz de?

11 Sir Thomas Lytleton'un grlerini yorumlayarak, Sir Edward Coke'un 1968'de yaymlad bir hukuk
kitab. (.N.)
Gerek onurla gerek erdemin eanlaml szckler olduunu ileri srdm. Doruluun
deimez kural ve var olan her eyin sonsuz uygunluu stne kuruludur her ikisi de.
Yalan sylemek, doruluk kuralna ve sonsuz uygunlua ters den kt bir ey olduu
iin, gerek onurun yalandan yana olmayaca besbellidir. Bu bakmdan ayn grte
olduumuzu sanyorum. Gelgelelim, dinin onurdan nce var olduunu ve onurun din
stne kurulu olduunu ileri srmek; din derken de
belirli bir yasay dnmek..."
Thwackum, kendinden geerek, "demek, onurun dinden nce geldiini syleyen bir
adamla ben, ayn grteyiz ha!" diye bard. "Mr. Allworthy, byle bir ey dedim mi
ben?"
Thwackum, konumasn srdrecekti ama, Mr. Allworthy araya girdi. ok souk bir
hal ald; her ikisinin de szlerini yanl anladklarn, gerek onur konusunda hibir ey
sylemediini bildirdi. Mr. Allworthy, ikisi de fena halde coan tartmaclar herhalde
kolay kolay yattramayacakt ama, bu konumaya son veren bir durum ortaya kt o
srada.

BLM 4

Hem yazar zr dilemek zorunda kalr, hem de bu blmde anlatlan


ocuksu olayn belki balanmas gerekir

ykm srdrmeden nce, kimi okuyucularmn igzarlk edip yanl yorumlarda


bulunmalarn engelleyeceim izninizle. nk bile bile krmak istemem hi kimseyi;
zellikle din ve ahlk davalarna drt elle sarlanlar.
Onun iin hibir kimsenin, sylediklerimi dpedz yanl yorumlayarak ve
anlamndan iyice saptrarak, insan yaradlnn en ulu ynleriyle, insanolunun yreini
artan ve ycelten balca eylerle alay ettiimi sanmayacak umarm.
Okuyucu (sen ne kadar iyi bir insansan, o kadar ok bana inanacaksn imdi) unu
sylemeyi gze alacam: Bu iki anl davaya zarar vermektense, Thwackum ile
Square'in grlerini sonsuz bir sessizlie gmerdim.
Benim gerek amacm, dinle ahlka hizmet etmek olduu iin, bu yce davalarn iki
sahte ve yalanc savunucusunun yaantlarn ve eylemlerini anlatmak grevini stme
aldm. Hain bir dost, dmanlarn en tehlikelisidir; ve hi ekinmeden unu
syleyebilirim ki, hem din hem de ahlk, ahlkszlarn ve dinsizlerin en keskin zekl-
larndan fazla, dindar ve erdemli geinen ikiyzllerden zarar grr. Dahas var:
Gerek dinle gerek ahlk, uygar bir toplumu birletiren balardr; insanlara en ok
mutluluk balayan deerlerdir. Gelgelelim, dinle ahlk, sahtelik, yalan dolan ve
yapmackla zehirlenip kokuunca, toplum iin bellarn en korkuncu olurlar; insanlarn
birbirlerine en akl almaz zulmleri yapmalarna yol aarlar.
Thwackum ve Square gibilerinin bu tutumuyla alay etmenin genellikle ho
grleceinden hibir kukum yok. Ne var ki, bu iki kii, srasnda bir yn gerek ve
doru szler de sylediklerini hesaba kattm iin, onlarn azndan kan her szle
alay ettiim sanlmasn hi istemem; ok korkarm bundan. Okuyucum ltfen unu
unutmasn: Bu iki adam aptal olmadklarna gre, inandklar her eyin dpedz yanl,
syledikleri her szn dpedz sama olmas beklenemez herhalde. Onlarn yalnz
kt yanlarn seseydim, kiiliklerine yle bir hakszlk etmi olurdum kil Onlarn
dnceleri ylesine rezil ve sakat grnrd ki!
Burada gz nne serilip yarglanan din ve erdem deil, din ve erdemin
yoksunluudur genellikle. Benimsedikleri ayr ayr dnce yntemlerinde, Thwackum
erdeme, Square de dine gereken nemi verseydi; yrekten gelen doal iyilii her ikisi
de bir yana atmasayd, imdi srdreceimiz bu ykde bir alay konusu olmazlard ikisi
de.
Geen blmde szn ettiimiz tartmaya son veren olay, Mr. Blifil ile Tom Jones
arasnda kan bir kavgadan baka bir ey deildi. Bu kavga ise, Mr. Blifil'in burnunun
kanamasyla sulanmt. Geri Mr. Blifil yaa Tom'dan kk olduu halde, ondan
iriydi ama, soylu boks sanatnda Mr. Blifil'den stnd Tom.
Bununla beraber Tom, bu genle arpmamaya dikkat ederdi gene de. nk Tom,
tm serseriliklerine karn, zararsz bir ocuktu ve Blifil'i gerekten severdi. stelik Mr.
Thwackum'n Blifil'i hep savunmas, Tom'un elini kolunu balamaya yeterdi.
Ne var ki, bir yazarn ok doru olarak syledii gibi, "hi kimse her an akll deildir".
Bir ocuun ise, her an akll uslu olmayna fazla amamal. Blifil ile Tom Jones
oynarlarken aralarnda hr knca, Mr. Blifil, Tom'a "dilenci pi!" dedi. Bunun zerine,
huy asndan ayrca serinkanl olmayan Tom, Mr. Blifil'in suratnda. biraz nce szn
ettiimiz grnty meydana getirdi dakikasnda.
Mr. Blifil, gzlerinden boanan yalar, burnundan akan kanlan drt nala izler bir
durumda, daysnn ve dehetengiz Thwackum'n karsna kt. Bu yarg kurulu, Blifil'e
saldrmak, dayak atmak ve onu yaralamakla hemen sulandrd Tom'u. Tom ise, zr
olarak, Mr. Blifil'in aklamad tek eyi, yani Mr. Blifil'in onun damarna basmak iin
syledii sz ileri srd yalnz.
Mr. Blifil'in bu sz anmsamamasnn olasl vard gerekten ve bu saygdeer gen
bay, "byle bir ey hi sylemedim," diye dayatt.
"Tanr beni korusun!" dedi. "Bu ayp sz nasl kar benim azmdan!"
Tom ise, Mr. Blifil'in bu sz syledii konusunda direnerek yasalar inedi.
Bunun zerine, Mr. Blifil, "bunda alacak bir ey yok!" dedi. "Bir yalan syleyenler,
ikincisini de sylemekten ekinirler mi hi? Eer ben retmenime senin sylediin pis
yalan syleseydim, onun yzne bakamazdm bir daha."
Thwackum, bir hayli meraklanarak, "ne yalan, ocuk?" diye bard.
"Keklii" vurduu srada, yannda kimse olmadn sylemiti size; ama (Mr. Blifil'in
gz yalar seller gibi boand bunu sylerken) kolcu Kara George da oradayd. Bana
Tom kendi syledi bunu. Hatt dedi ki ... evet, yle dedin, haydi aksini sylesene ...
retmen beni parampara etse de, doruyu gene sylemeyeceim dedi."
Bunu duyunca, Thwackum'n gzleri alevler sat, bir zafer kazanmasna bard:
Ha! ha! Onur konusunda ne denli yanldnz meydanda ite! te bir kez daha dayak
yememesi gereken olan!"
O srada Mr. Allworthy, retmeninki gibi hain olmayan bir tavrla ocua dnd,
"doru mu bu?" dedi. "Bu yalan bylesine direnerek nasl srdrebildin?"
Tom, yalancl herkes gibi aypladn, ama onurunun onu byle davranmaya
zorladn; zavall kolcuyu koruyacana sz verdiini; kolcunun, av koruyucusunun
topraklarna girmemesi iin ona yalvardn, kolcuyu kandrarak oraya gtrdn
anlatt. "te, her eyi olduu gibi syledim, yemin etmeye de hazrm," dedi. Yalnz
kendisinin sulu olduunu, bu ii yapsn diye Kara George'u zorla kandrdn
syleyerek, zavall adamn ailesine acmas iin, Mr. Allworthy'ye candan yalvard.
"Dorusu, pek yalan sylemi saylmam, efendim," dedi. "nk zavall adamn hi
mi hi suu yoktu. Kularn peinden yalnz gitmeliydim ben. Hatt gitmitim de.
Bama daha byk bir bel gelmesin diye peimden geldi. Yalvarrm efendim, beni
cezalandrn. Kk atm geri aln. Ama n'olur efendim, zavall George'u balayn."
Mr. Allworthy, bir iki saniye duraksadktan sonra, ocuklara bar iinde, dosta
yaamalarn tleyerek, onlar savd.

BLM 5

Tanrbilimciyle felsefecinin iki ocuk stne grleri; bu grlerin


temelindeki baz nedenler ve baka konular

Gen Mr. Blifil, kendisine ok gizli tutulmak zere syleneni aa vurmakla, Tom
Jones'u gzel bir dayaktan kurtard herhalde. Geri burun kanatma suu, Thwackum'n
Tom'u cezalandrmas iin yeterdi ama, bu su, teki suun iinde kaynayp gitti. nk
Mr. Allworthy, bu ikinci sutan tr, ocuun cezalandrlmas deil, dllendirilmesi
gerektiini gizlice syledi Mr. Thwackum'a ve bu genel af, Thwackum'n elini kolunu
balad.
Kafas kzlck sopalaryla dolu olan Thwackum, "bu gsz hogr," hatt daha ileri
giderek, "bu kt hogr" dedii tutuma kar bast feryad. Byle cinayetleri
cezalandrmamann, onlar desteklemek anlamna geleceini syledi. ocuklarn yola
getirilmesi konusunda birok sylev verdi. Hazreti Sleyman'dan ve bakalarndan
alntlar yapt. Bu alntlar bir yn baka kitapta bulabileceiniz iin, bu kitapta
bulmasanz da olur. Derken, yalan syleme sorununu ele ald. Bu konuda da, teki
konuda olduu kadar bilgiliydi.
Square, Tom'un davranyla kusursuz erdem kavramn badatrmann yolunu
aradn, ama bunu baaramadn syledi. Geri bu davranta yiitlie benzer bir
eyler vard ilk bakta; ama yiitlik bir erdem, yalan sylemek de bir ahlkszlk
olduundan, bu iki ey hi mi hi uyuamaz, badaamazd. Square unu da ekledi:
Tom'un davran, bir bakma erdemle ahlkszl birbirine kartrmak anlamna geldii
iin, ona daha usturuplu bir dayak atmann olumlu bir sonu verip vermeyeceini de
belki dnmeliydi Mr. Thwackum.
Bu iki bilgili bay, Tom'u ktlemekte birletikleri gibi, gen Mr. Blifil'i vmekte de
birletiler. Din adam Mr. Thwackum, gerei ortaya karmann, dini btn her insann
grevi olduunu ileri srd. Felsefeci Mr. Square ise, byle bir tutumun, doruluk
kuralna ve var olan her eyin sonsuz ve deimez uyumuna uygun olduunu bildirdi.
Ne var ki, Mr. Allworthy'nin pek aldrd yoktu btn bunlara. Jones'un lm cezas
iin gereken ferman imzalamaya yanamyordu bir trl. Mr. Allworthy'nin yreinde
bir eyler vard ve Tom Jones'un kolcuya gsterdii sarslmaz ballk, Thwackum'n
dinsel inanlarna ve Square'in erdem kavramna pek uymuyordu ama, Mr. Allworthy,
olup bitenlerden tr Tom'u dvmesini sk sk yasak etti Thwackum'a. retmen de,
istemiye istemiye, ocuk marp bozulacak diye homurdana homurdana, Mr.
Allworthy'ye boyun emek zorunda kald.
Mr. Allworthy, kolcuya daha sert davrand. Zavall adam hemen ard, ac szlerle
azarladktan sonra aylklarn dedi ve kap dar etti. nk Mr. Allworthy, kendini
kurtarmak iin yalan sylemenin, bakasn kurtarmak iin yalan sylemekten
bambaka olduuna inanyordu hakl olarak. Kolcuya bu denli acmasz davranmasnn
nedeni olarak da unu ileri srd: Bu adam, gereken aklamay kendi yaparak, bu
durumu engelleyeceine, Tom'un onun yznden bylesine ar bir ceza ekmesine
katlanmt alaka.
Bu olup bitenler evreye yaylnca, iki ocuun bu olaydaki davran konusunda
Square ile Thwackum gibi dnmedi biroklar. Mr. Blifile genellikle "sinsi herif,"
"yreksiz korkan teki" ve buna benzer adlar verildi. Tom Jones ise, "gzpek olan,"
"sevimli kereta," "drst gen" deyimleriyle onurlandrld. Tom, Kara George'a
davran sayesinde, evin tm adamlarnn iyice gzne girdi. nk kolcu iteyken onu
hi kimsecikler sevmedii halde, iinden atlr atlmaz herkes acd ona. Tom Jones'un
dostluu ve yiitlii herkese gklere karlrken; annesini kzdrmamaya dikkat et-
mekle birlikte, Mr. Blifil aka ayplanyordu herkese. Ne var ki, zavall Tom Jones,
gene de bunlarn acsn ekti etinde kemiinde. nk bu iten tr ocuu dvmesi
her ne kadar yasaklandysa da, kolayca bulunan bir nesnedir sopa dediin ve
Thwackum'n zavall Tom'u srekli cezalandrmasn engelleyen tek ey, her an bir
sopa bulunmamasyd elinin altnda.
retmenin sopadan holanmasnn tek nedeni dayak atma sporuna gnl vermesi
olsayd, Mr. Blifil'in de ekecei vard herhalde. Ne var ki, Mr. Allworthy, iki ocuk
arasnda hi fark gzetmemesini sk sk syledii halde, Thwackum, Tom'a kar ne
denli sert, hatt kyc ise, gen Mr. Blifil'e kar da o denli iyi yrekli ve tatl huyluydu.
Gerei sylemek gerekirse, retmeninin gzne iyice girebilmiti Blifil. Bunu hem
ona gsterdii derin sayg sayesinde, hem de retisini byk bir hayranlkla
benimseyerek yapabilmiti. Mr. Blifil, Thwackum'n szlerini ezberler, onlar sk sk
tekrarlard. Bylesine gen bir kiinin, hocasnn tm dinsel ilkelerini tam bir co-
kunlukla benimsemesi, alacak bir eydi dorusu. Saygdeer retmeni, ite bu
yzden Mr. Blifile ayrca dknd.
Tom Jonesa gelince, saygnn hem d gsterilerine bo verir, retmen yaklarken
apkasn karmay ya da selm vermeyi unutur; hem de onun tlerine ve kendini
canl bir rnek olarak ileri srmesine hi mi hi aldrmazd. Yani Tom Jones, gerek
davranyla gerek grnyle, akl be kar havada, zpr bir delikanlyd. ou
zaman da, hi utanmadan, arkadann arbal halleriyle rezilcesine alay ederdi.
Mr. Square de, ayn nedenlerden tr Mr. Blifil'i tutard. nk Tom Jones,
Thwackum'n szlerini nemsemedii gibi, Square'in ltfedip arasra verdii bilimsel
sylevlere de hi mi hi aldrmazd. Dahas var: Gnn birinde doruluk kural stne
bir aka yapmak yzszln bile gstermiti. Baka bir gn de, dnyada var olan
kurallardan hibirinin, babas (Mr. Allworthy kendisini bu adla armasna izin vermiti)
gibi bir adam yaratamayacana inandn sylemiti.
Mr. Blifil ise, Tom'un tam bir kartyd. On alt yandayken bile, birbirine tam
anlamyla ters den bu iki adamn gzne girebilecek kadar becerikliydi. Biriyle
tepeden trnaa din, tekiyle de tepeden trnaa erdem kesilirdi. Her ikisiyle
birlikteyken de, derin bir sessizlie gmlr, retmenler bu sessizlii kendilerinden
yana yorumlayp, Mr. Blifil'i bsbtn beenirlerdi.
Blifil, bu iki baya ayr ayr dalkavukluk etmekle kalmaz, onlar Mr. Allworthy'ye
vmenin yollarn da bulurdu sk sk. Daysyla babaa kalp da, boyuna dile getirdii
dinsel ya da erdemli grlerinden birinden sz edince, days da bu gr beenince,
Blifil, bunlar ya Thwackum'dan ya da Square'den rendiini sylerdi hemen. Bu
sayede, daysnn retmenleri vmesini salam olurdu. Bu vglerin ise, felsefeciyi
de tanrbilimciyi de ok etkilediini anlamt; nk gerei sylemek gerekirse, dolayl
yoldan yaplan dalkavukluklara pek dayanamaz insan.
Bundan baka, Blifil, retmenlerin vlmesinden Mr. Allworthy'nin de ayrca
holandm anlamt ok gemeden. nk aslnda retmenler, Mr. Allworthy'nin
kendi tasarlad acayip eitim plann uyguladklar iin, delikanl onlar vmekle bu
eitim plann da gklere karm oluyordu. Deerli Mr. Allworthy, byk zel okul-
larmzn kusurlu eitimini ve orada yetien ocuklarn birok alardan ahlksz
olabileceklerini dnerek, yeenini de, bir eit evlt sayd Tom'u da kendi evinde
okutmaya karar vermiti. zel bir lisede ya da bir niversitede ahlaklarnn bozulmas
tehlikesinden onlar koruyabileceini sanyordu bylece.
Mr. Allworthy, ocuklar zel bir retmenle yetitirmeye karar verdii srada, aklna
da, drstlne de ayrca gvendii yakn bir arkada, Mr. Thwackum'u salk verdi
ona. Bu Thwackum, zel bir bursla incelemeler yapt niversiteden nerdeyse hi
dar kmazd. Bilgili, dini btn ve akl banda bir kii diye byk bir n kazanmt.
Mr. Allworthy'nin arkada, herhalde bu niteliklerinden tr salk vermiti onu. Bundan
baka, Mr. Thwackum, Mr. Allworthy'nin arkadann Parlamento'da temsil ettii
kasabann en nemli ailesinden geliyordu ve o aile ile arasnn iyi olmasn istiyordu bu
Parlamento yesi.
lkin Thwackum pek houna gitti Mr. Allworthy'nin. Onun anlatld kadar deerli
olduunu sand gerekten. Ne var ki, Mr. Thwackum'u daha yakndan tanyp, onunla
daha ili dl olunca, retmenin baz kusurlu yanlarn grmeye balad. Ama Mr.
Thwackum'un olumlu yanlar, bu kusurlardan ok daha ar bastndan, ona yol
vermeyi dnmedi Mr. Allworthy. Bunu yapmas iin akla yakn bir neden de yoktu
gerekte. nk Mr. Thwackum bu ykde okuyucuya nasl grnyorsa, Mr.
Allworthy'ye de tpk yle grndn sananlar fena halde yanlmaktadr. Bu tanr
bilimciyi ok yakndan tansayd, onu, sezgileriyle aklayabilen biz yazarlar kadar iyi
anlayacan sanan okuyucu, daha da fazla yanlmaktadr. Bu eit yanlglara kaplp,
Mr. Allworthy'nin akln ya da sezgisini kmsemeye kalkan okuyuculara, verdiimiz
bilgiyi ok ktye kullandklarn sylerim hi ekinmeden.
Thwackum'un retisindeki yanlglar, bunlarn tam kart olan Squarein
retisindeki yanlglar byk apta rtmeye yaryordu. Mr. Allworthy, Square'in
yanlglarn da gryor ve ayplyordu. Bu
ikibayn deiik arlklarnn bu deiik kusurlar dzelteceini; ve bu iki retmenden.
Mr. Allworthynin de yardmyla, iki ocuun yeterince gerek din ve gerek erdem ilkesi
renebileceini sanyordu. Eer umduu sonucu elde edemediyse, tasarlanan planda
bir bozukluk vard herhalde. Bu bozukluun ne olduunu da okuyucum bulsun, eer
bulabilirse. Bozukluu aramas iin izin veriyoruz ona. ykmzde kusursuz kiiler var
demiyoruz biz. nk ancak doal olarak insan yaradlnda var olan eylerin bu
ykde bulunacan umuyoruz.
imdi gene konumuza dnelim. ki ocuun biraz nce szn ettiimiz deiik
davranlarnn deiik etkiler yaptn kendi gzyle gren okuyucunun aacan
sanmyorum. stelik, felsefeciyle tanrbilimcinin byle bir tutum benimsemelerinin
baka bir nedeni de vard. Ama bu neden ok nemli olduundan, bir sonraki blmde
aklayacaz onu.
BLM 6

Yukarda sz edilen grleri daha iyi aklayan bir


neden

imdi unu bildirelim ki, ykmzn sahnesinde son zamanlarda sk sk grlen bu


iki bilgili kii, Mr. Allworthy'nin evine ayak basar basmaz, biri ev sahibinin dinine, teki
de erdemine ylesine vurulmulard ki, bu deerli kiiye iyice balanabilmenin aresini
dnmeye balamlard.
Bir sredir szn etmediimiz halde, okuyucunun unutmadn umduumuz o gzel
dula gz koymulard bu amala: Mrs. Blifil'i elde etmek istiyordu ikisi de.
Mr. Allworthy'nin evinde grdmz drt erkekten nn. hibir zaman gzelliiyle
n kazanmayan, stelik de artk ya ilerlemi bir kadna gnl vermeleri, dikkate deer
bir durum saylabilir. Ama bir adamn cancier dostlarnn, yakn arkadalarnn, o ada-
mn evindeki kadnlara doal bir eilimleri vardr. O adamn varlkl byk annesinden,
annesinden. kz kardeinden, kzndan, teyzesinden yeeninden; ve gzel karsndan,
kz kardeinden, kzndan, yeeninden, karde ocuundan, metresinden ya da
hizmetisinden ayrca holanrlar.
Kaskat ahlk kurallarna bal olanlar, Thwackum ile Square'in bu giriimini
ayplayabilirler. Ama bylesine kiilikleri olan bu iki bayn, durumu iyice incelemeden ve
Shakespeare'in dedii gibi, bunun "bir vicdan sorunu" olup olmadn dnmeden
byle bir ie atldklarn sanmasn okuyucu. Thwackum, komunuzun kz kardeine
aknz gstermenin hibir yerde yasak olmad dncesinden g ald bu giriim
srasnda. Tm yasalarn temelindeki kuraln "Expressum facit cessare tacitum"12
olduunu biliyordu. Bunun anlam da udur: Yasalar yapan, tam ne demek istediini
ak seik syleyince, canmz istedii anlamda yorumlayamayz o yasay." Tanrsal
yasa, komumuzun malna gz dikmemizi yasaklad halde, komumuzun kz
kardeine bu mallar arasnda yer vermedii iin, tutumunun yasal olduu inancna vard
Thwackum. Square'e gelince, keyfine dkn, dullarn houna gidebilecek bir erkek
olduu iin, "var olan her eyin lmsz uygunluuyla" kolayca badatrabiIdi bu
isteini.
Mrs. Blifil'in gzne girmek frsatn hi karmayan bu iki bay, dul bayann ocuunu
teki ocuktan hep stn tutmakla amalarna eriebilecekleri kansna vardlar. Mr.
Allworthy'nin kimsesiz ocua gsterdii iyilik ve sevecenlikten kz kardeinin hi de
holanmadn sandklar iin, her frsattan yararlanarak ocuu kk drmek ve
rezil etmekle, dul bayann houna gidecekleri konusunda en kk bir kukular yoktu.
Bu ocuktan nefret ettiine gre, ona ktlk eden her insan sevmesi gerekirdi Mrs.
Blifil'in. Thwackum, Square'den stn durumdayd bu adan. nk Square, zavall
olann ancak adn ktye karabiliyordu; oysa Thwackum, derisini yzyordu onun.
Thwackum, Tom Jones'un srtna indirdii her sopay, sevgilisine bir iltifat sayyordu
aslnda. yle ki, u eski dayak dizesini ikide birde sylemesi, hi de yersiz olmazd:
Castigo te non quod odio habeam, sed quod amem." Yani nefret ettiim iin deil,
sevdiim iin cezalandryorum seni." Thwackum'un azndan, daha dorusu sopay
tutan parmaklarndan pek dmezdi bu sz.

12 "Szle sylenen, sessizce dnleni geersiz duruma getirir." (.N.)


Daha nce de sylediimiz gibi, bu iki bayn Tom Jones ile gen Mr. Blifil konusunda
ayn gr paylamamalarnn balca nedeni buydu ite. Grlerinin uyutuu
nerdeyse tek konuda buydu gerekte. nk ilkelerinin atmas bir yana, ayn amac
gttklerini oktandr seziyor, birbirlerine korkun kin duyuyorlard.
Srayla elde ettikleri baarlar, bu kini bsbtn younlatryordu. nk kzarda
durumu Mr. Allworthyye bildirir diye ok dikkatli davrandklar halde, onlarn neyin
peinde olduklarn oktan anlamt Mrs. Blifil. Ne var ki, Thwackum ile Square'in
korkular yersizdi aslnda. Kendisinden baka hibir kiinin bu baylarn sevdasndan
yararlanmamasna karar veren dul bayan, Thwackum ile Squarein dalkavukluklarndan
ve ak gsterilerinden pek honuttu. Bunu salamak iin de, her iki bay srayla ve eit
srelerle idare ediyordu. Geri Mrs. Blifil, rahibin ilkelerini tutuyordu aslnda; ne var ki,
grn asndan Square daha ho geliyordu ona: Square biimli bir erkekti; oysa
rahip, "Sokak kadnnn yolu" adl resimde, Bridewell hapishanesindeki bayanlara sopa
eken baya benziyordu nerdeyse.
Mrs. Blifil, evliliin tatl yanlarndan bkm myd, yoksa ac yanlarndan tiksinmi
miydi, yoksa bunun baka bir nedeni mi vard bilmem artk. Ama gerek u ki, dul
bayan ikinci bir evlilie hi mi hi yanamyordu. Bununla birlikte, eninde sonunda
Square ile yle ili dl oldu ki, dedikoducular fsl fsl fsldamaya baladlar. Dul ba-
yann hatrn saydmz iin ve byle sylentilerin doruluk kuralna da, "her eyin
sonsuz uyumuna" da ters dtne inandmzdan, bu fsltlara kulak asmayacaz,
bo yere kadmz lekelemeyeceiz bunlarla. Ama su gtrmez bir gerek varsa o da
udur ki, Thwackum, ereine bir adm bile yaklaamadan, dvp durdu Tom Jonesu.
Aslnda Thwackum, byk bir yanlgya dmt ve kendisinden ok nce Square
farkna vard bu yanlgnn: Mrs. Blifil (belki okuyucunun da oktandr anlad gibi) len
kocasnn davranlarndan pek honut kalmamt. Hatt, doruyu sylemek gerekirse,
kocasna iyice kin balam, adamn ancak lmnden sonra ona kar biraz
yumuamt. Bunu gz nnde tutarsak, Blifil'den olan ocua ayrca sevgi
beslememesine pek amayz. Gerekte bu ocua sevgisi ylesine ktt ki,
kklnde onu pek az grr, yzne bile pek bakmazd. te bundan tr, ksa bir
sre direndikten sonra, Mr. Allworthy'nin kimsesiz ocua sevgi gstermesine, onu
kendi olu saymasna, onu hibir bakmdan gen Mr. Blifil'den ayrdetmemesine kar
kmad. Komular ve ailesi, aabeyine gsterdii uysalln bir belirtisi saydlar Mrs.
Blifil'in bu davrann. Tpk Thwackum ve Square gibi, herkes, kimsesiz ocuktan iin
iin nefret ettiini sanyordu. Hatt Mrs. Blifil'in Tom Jones'a yaknlk gsterdii oranda
ondan nefret ettiine, onu ykmak iin etkili dolaplar evirdiine inanyorlard: Mrs.
Blifil'in karlar kimsesiz ocua kin beslemesini gerektirdiine gre, byle bir kin
beslememesini akllar almyordu.
Dayak sporuna kar olan Mr. Allworthy evden uzak bulunduu sralarda, Mrs. Blifil
Thwackum Tom Jones'a sopa eksin diye onu sinsice kkrtt iin, dul bayann bu
ocuktan nefret ettiine ayrca gveni vard Thwackum'un. Bu durum, Square'i de
aldatmt. Dul bayan, kendi olu gen Mr. Blifil'in dvlmesi iin gizlice buyruklar
vermezdi hi. Oysa hi kukusuz nefret ederdi kendi olundan. Bu bize her ne kadar
canavarca grnrse grnsn, z olundan nefret eden tek anann Mrs. Blifil
olmadna da inanyorum. Grnte Mrs. Blifil uysal davranyordu ama, Mr.
Allworthynin kimsesiz ocua gsterdii sevgiden aslnda pek honut deildi herhalde.
Aabeyi srtn evirir evirmez, onun bu tutumundan sk sk yaknr; Thwackum'a da,
Squaree de iyice ekitirirdi Mr. Allworthy'yi. Hatt Mr. Allworthy ile aralarnda kk
bir kavga ya da kaba deyimiyle hr kar kmaz, aabeyinin yzne kar da sylerdi
dndklerini.
Gelgelelim Tom byyp de, kadnlarn erkeklerde ayrca beendikleri yiitlii gzler
nne sermee balaynca, Mrs. Blifilin eskiden ona kar benimsedii olumsuz tutum
yava yava yok olmaya balad. Sonunda, kendi olundan fazla kimsesiz ocuu
sevdii yle bir kesinlikle aa kt ki, artk hi kimse yanlamazd bu konuda. Dul
bayan, Tom Jones'u yle sk sk grmek ister, onun yannda bulunmaktan yle haz
duyard ki, delikanl daha on sekizine basmadan nce, Thwackum'un da Squarne'in de
rakibi olmutu. Beteri var: Eskiden Mrs. Blifil, Square'e gnl verdi diye nasl bol bol
dedikodu yapldysa, imdi de Tom Jones'a gnl verdi diye bol bol dedikodu
yaplmaktayd. te bundan tr. ykmzn zavall kahramanna kyasya bir kin
besliyordu felsefeci.

BLM 7

Bu blmde yazarn kendi sahneye kmaktadr

Geri Mr. Allworthy, olup bitenleri olumsuz bir adan grmekte acele eden bir adam
deildi. Dolaylarda oturanlarn hepsinin azna dt halde, bir erkek kardein ya da
bir kocann kulana eriemeyen dedikodulardan da pek haberi yoktu. Ama Mrs. Blifil'in
kimsesiz delikanlya sevgisi; onu kendi oluna yelediini dpedz aa vurmas,
Tom'un hi de yararna deildi gene de.
Mr. Allworthy'nin yreindeki acma duygusu ylesine glyd ki, ancak adaletin
klc baa kabilirdi bu duyguyla. Ayrca kt saylamayacak bir adamn u ya da bu
nedenden tr mutsuzluunu grr grmez, yufka yrekli Mr. Allworthy'nin acma
duygusu hemen ar basar; bu mutsuz adama dostluk gsterir, iyilik ederdi ona.
Bylece Mr. Allworthy, kz kardeinin kendi z olundan aka nefret ettiini
grnce, srf bu durumdan tr gen Blifil'e acmaya balad. Gzel huylu iyiliksever
insanlarda acmann ne gibi belirtileri olduunu ou okuyucularma imdi anlatmaya
gerek yok bana kalrsa.
Bundan sonra Mr. Allworthy, gen Blifil'de erdeme benzeyen her eye drbnn
byten ucuyla; kusurlarna ise, drbn ters evirerek, klten ucuyla bakmaya
balad. yle ki, delikanlnn kusurlar nerdeyse grlmez oldu. Acma duygusu gzel
bir huyun belirtisi olduu iin, Mr. Allworthy'yi vmek yerinde olur belki. Ne var ki,
bundan sonraki tutumunu balamak iin de, insanlarn gszln gz nnde
tutmamz gerekecek. nk Mr. Allworthy, kz kardeinin Tom'a dknln sezer
sezmez, bu zavall gen Mrs. Blifil'in gzne girdike, onun gznden dmeye balad
susuz olduu halde. Geri Mrs. Blifil'in sevgisi, Tom'un Mr. Allworthy'nin yreinden
sklp atlmasnn tek nedeni olamazd ama, kimsesiz delikanlya byk zarar oldu bu
sevginin. Kz kardeinin Tom'a dknl yznden, Mr. Allworthy delikanlya kar
olumsuz bir tavr taknd. Bu ise, ykmzde ileride anlatacamz mthi olaylara yol
at. Zavall Tom'un, kendi apknl, azgnl ve dikkatsizliinden tr bu olaylara
neden olduunu aka sylemekten de ekinmemeliyiz.
Tomun kusurlarndan baz rnekler anlatarak, ileride okuyucumuz olacak iyi huylu
delikanllara ok yararl bir ders vereceiz eer ne demek istediimizi yanl
anlamazlarsa. ykmz okuyunca, bu delikanllar unun farkna varacaklar: yi yrekli
olmak, iten pazarlkl davranmamak, insana byk bir i huzuru verir, insann kendi
aklyla drste gururlanmasn salar. Ama ne yazk ki, yaamda baar asndan
hibir ie yaramaz. En iyi insanlarn bile, akl banda ve arbal olmalar
gerekmektedir. Akl ve arballk bir eit koruyuculardr erdemin. Bunlarsz gven
iinde yaayamaz erdem. Amalarmzn, hatt davranlarmzn iyi olmas yeterli
deildir. Onlarn bakalarna da iyi grnmesine dikkat etmelisiniz. iniz ne denli gzel
olursa olsun, dnzn da gzel grnmesini salamalsnz. Buna hep dikkat
etmezseniz, kt niyetliler ve kskanlar, size yle bir karaalarlar ki, bir Allworthy'nin
keskin zeks ve iyi yrei bile bu karalarn altnda gizlenen gzellikleri seemez olur.
Gen okuyucularm, u zdeyi hi kmasn aklnzdan: Sagrnn kurallarn
savsaklayacak kadar iyi olamaz hibir insan. Arballk ve kurallara sayg gibi ssleri
taknmadkca, Erdem'in ta kendisi bile gzel grnemez gzmze. Benim deerli
mezlerim, bundan sonraki sayfalar dikkatle okursanz, size vereceim rneklerin bu
dm yeterince destekleyeceini umarm.
Bir tiyatro oyununun korosu gibi, bir sre iin bylece sahneye kmam balaynz.
Bunu yapmakla kendi yararm dnyorum aslnda: Saf ve iyi yrekli kiilerin ne gibi
kayalara balarn arparak yklp gittiklerini aa vururken, deerli okuyucularmn
beni yanl anlamalarn, tehlikeli olarak gsterdiim eyleri vdm sanmalarn
istiyorum. ykmn oyuncularn kandrp bunu onlara syletmediim iin, kendim
sylemek zorunda kaldm.

BLM 8

ocuksu ve kk bir olay olmakla birlikte, Tom Jones'un iyilie ynelik bir
huyu olduunu gsterir

Mr. Allworthy'nin, Tom Jones'un haksz yere cezalandrldn sanp, gnln almak
iin ona kk bir at verdiini okuyucu anmsayacak.
Tom bu ata alt ay baktktan sonra, dolaylardaki pazarlardan birine gtrp onu satt.
Dnnde Thwackum, atn parasyla ne yaptn sorunca, Tom, bunu
sylemeyeceini bildirdi aka.
"Hal Ha!" dedi Thwackum, "demek sylemeyeceksin! yleyse, pantolonunun
kndan renirim bunu.
Kukulu grnen durumlarda, Thwackum'un bilgi edinmek iin bavurduu yer
orasyd hep.
Derken Tom bir uan srtna bindirildi Dayak iin her ey hazr olduu srada, Mr.
Allworthy odaya girdi, sulunun cezasn erteledi, onu baka bir odaya gtrd. Tom ile
babaa kalnca, Thwackum'un sorduu soruyu bir kez daha sordu.
Tom, Mr. Allworthy'nin istedii herhangi bir eye kar kmamay bir grev bildiini;
ama Thwackum denilen o zorba ite gelince, ona ancak sopayla karlk vererek, tm
ektiklerinin acsn yaknda da karabileceini umduunu syledi.
Mr. Allworthy, retmeni iin kulland uygunsuz ve saygsz szlerden tr Tom'u
ok sert bir dille azarlad; almaya niyetlendiini aklad iin aynca tersledi
delikanly. Azndan bir daha byle bir lf karsa, iyice gznden deceini; nk
bir ahlksza hibir zaman dost ya da destek olmayacan anlatarak Tom'a gzda
verdi. Mr. Allworthy'nin bu ve buna benzer szleri, Tom'un vicdann biraz tedirgin eder
gibi grndyse de, bu tedirginlik pek candan deildi aslnda: nk Tom,
retmeninden ald can yakc armaanlara bir karlk vermeyi tasarlyordu. Mr.
Allworthy, Thwackum'a kar fkesini biraz dizginlemeye zorlad Tom'u. yi yrekli Mr.
Allworthy, delikanlya saduyulu tler verdikten sonra, onun konuabileceini bildirdi.
Tom da unlar syledi:
"Yemin ederim, efendim, sizi btn dnyadan ok severim ve sayarm. Size ne denli
borlu olduumu bilirim. Yreimde nankrlk olabileceini sansam, kendimden nefret
ederdim. Bana verdiiniz o kk at konuabilse, armaannz ne denli sevdiimi
sylerdi size. O ata binmekten fazla, onu beslemekten haz duyuyordum. Vallahi
efendim, ondan ayrlmak yreime indi. Byle bir zorunluluktan baka hibir ey bana
sattramazd onu. Siz de benim durumunda olsaydnz, tpk benim gibi yapardnz
efendim, buna inanyorum; nk bakalarnn mutsuzluuna sizin kadar duyarl
deildir hi kimse. Sevgili efendim, ya bu mutsuzlua kendiniz sebep olduunuzu
sansanz, ne yapardnz o zaman? Yemin ederim efendim, yeryznde grlmemitir
onlarnki kadar korkun bir yoksulluk."
Mr. Allworthy, kimlerinki kadar, ocuum? Ne demek istiyorsun?" diye sordu.
Tom, "ah, efendim," dedi, "siz onu iten karal beri kolcunuzla oluk ocuu,
souun ve aln aclarn eke eke mahvoldular. Bu zavalllar rl plak, alktan
lrken grmeye, hem de tm ektiklerinin benim yzmden olduunu bilmeye
dayanamadm. Dayanamadm, yemin ederim dayanamadm, efendim." (Bunu
sylerken, Tom'un gzlerinden yalar boand. Szn yle bitirdi:) Onlar tamamiyle
mahvolmaktan kurtarmak iin, byk deer verdiim sevgili armaannz gzden
kardm: At onlar iin sattm, son meteliine kadar paray olduu gibi onlara verdim."
Mr. Allworthy birka saniye sessiz kald. Konumaya balamadan nce de gzleri
yalarla doldu. Tom'u tatl tatl azarlayp, skntda bulunan birine yardm etmek
isteyince, olaanst arelere bavurmaktansa, kendisine gelmesini tledikten
sonra, ocuu savd.
Bu durum, Thwackum ile Square arasnda bir yn tartmaya neden oldu daha
sonralar. Thwackum, Tom'un byle davranmakla, kolcuyu cezalandrmak niyetinde
olan Mr. Allworthy'ye saygszlk ettii grn savunuyordu. Herkesin acma duygusu
dedii ey, kimi zaman Tanrnn buyruuna kar kmakt Thwackum'a gre; nk
Tanr, belirli baz kiilerin mahvolmasn isterdi. Tom, Tanrya kar kmakla, Mr.
Allworthy'ye de kar kmt. Thwackum, her zaman olduu gibi, kzlck sapasn
itenlikle tleyerek szlerine son verdi.
Square ise, ya Thwackum'a cephe almak iin, ya da Tom Jones'un yaptn ok
doru bulan Mr. Allworthy'ye ho grnmek iin, buna kart bir tutumu iyice benimsedi.
ou okuyucularmn zavall Tom'u Square'den ok daha elverili bir biimde
savunacaklarna inandm iin, felsefecinin bu konuda neler sylediini anlatmay bir
kstahlk sayarm. "Ktlk Kuralna" balanmas olanaksz bir davran "iyilik kural"
ile badatrmak hi de g olmad aslnda.

BLM 9

Daha berbat bir olay ve Thwackum ile Square'in bu konudaki


yorumlar ele alnr

Benden ok daha akll bilinen bir kii, felketlerin genellikle tek bana
gelmediklerine dikkati ekmitir. evirdikleri bir dalavere aa knca, bu ii yapan
baylarn uradklar felkette grrz bunun bir rneini: nk bu aa vurma sreci
bir tek dalavereyle kalmaz, tm dalavereler aa vurulur birer birer. Zavall Tom'a da
tpk byle oldu: At satt iin balanr balanmaz, Mr. Allworthy'nin ona verdii ok
gzel bir Kutsal Kitab bir sre nce satt, sattan elde ettii paray ayn yere verdii
anlald. Kendisinde de bir ei olduu halde, gen Mr. Blifil satn almt bu Kutsal
Kitab. Hem kitaba saygsndan tr, hem de Toma dostluundan yapmt bunu. O
Kutsal Kitabn ailenin dnda birine yar fiyatna satlmasna gnl raz olmamt. Onun
iin yar fiyat kendi demiti. Mr. Blifil, ok ll bir genti; para konusunda da
ylesine hesapl kitaplyd ki, Mr. Allworthyden ald paralar, neredeyse son mete-
liine kadar biriktirmiti.
Kimi kiilerin ancak kendi mallar olan kitaplar okuyabildikleri sylenir. Gen Mr. Blifil
ise, tam tersine, bunu eline geirdiinden beri yalnz Tom'un Kutsal Kitabn okuyordu.
Hatt kendi Kutsal Kitabn okuduundan ok daha sk okuyordu Tomunkini. G
yerleri aklamas iin retmenine ikide birde bavurduundan, ne yazk ki,
Thwackum, kitabn birok sayfalarna Tom'un adnn yazl olduunu grd. Bunun
zerine soruturma balad; gen Mr. Blifil de tm durumu aklamak zorunda kald.
Thwackum, kutsal bir eye kar saygszlk sayd bir cinayetin cezasz
kalmamasna kararlyd. Onun iin, hemen dayak faslna balad. Bununla da
yetinmeyerek, Mr. Allworthy'yi grr grmez, bu canavarca cinayeti ona bildirdi; Tom'a
kar yaman bir saldrya geerek, Tanrnn Tapnandan kovulan alclara ve satclara
benzetti onu.
Square ise, bambaka bir adan gryordu bu durumu. Square'e gre, ha Kutsal
Kitab satmsn, ha herhangi baka bir kitab. Kutsal Kitab satmak Tanr yasalarna
gre de, insan yasalarna gre de bir su saylmad iin, bu ite bir densizlik yoktu.
Thwackum'un bu durum karsnda kapld tel, bir yky anmsatmt Square'e;
yani dine ok bal bir bayann, srf Hristiyanla saygsndan tr, tand baka bir
bayandan Tillotson'un13 vazlarn derleyen kitab armasn ...
Bu yky duyunca, tanrbilimcinin aslnda pek solgun olmayan yz kpkrmz
kesildi. Tartmada hazr bulunan Mrs. Blifil araya girmeseydi, Square'e korkun bir
heyecan ve fkeyle karlk verecekti Thwackum. Ama dul bayan, kesinlikle Mr.
Square'den yana olduunu aklad. Byk bir bilgi gsterisiyle Square'in tutumunu
savundu ve u sonuca vard: Eer Tom bir su ilediyse kendi olunun da onun kadar
sulu olmas gerekirdi; nk alcyla satc arasnda bir ayrm gremiyordu; alc da
Tapnaktan kovulacakt, satc da.
Mrs. Blifil, grn byle aklayarak, tartmaya bir son verdi. Square, zaferiyle
ylesine kendinden gemiti ki, bir eyler daha sylemesi gerekseydi bile, konuacak
hali kalmamt. Thwackum ise, hem anlattmz nedenlerden tr dul bayann
damarna basmay gze alamyor; hem de fkesinden bouluyordu neredeyse. Mr.
Allworthy'ye gelince, ocuk nasl olsa bir kez cezalandrld iin, bu yeni durum
karsnda ne dndn bildirmeyeceini syledi. Mr. Allworthy'nin Tom'a
gerekten kzp kzmad konusunda karar vermeyi okuyucuya brakyorum.
Bu olup bitenlerden ksa bir sre sonra, Mr. Western (yani kekliin vurulduu

13 Vazlaryla ok nl olan John Tillotson (1630-1694) Canterbury bapiskoposlarndan biriydi. (.N.)


topraklarn sahibi) kolcuyu, topraklarnda gene izinsiz avlanmakla sulad. Kara George
iin pek kt oldu bu i. Kolcu, iyice mahvolmak tehlikesine dt. Oysa Mr. Allworthy,
tam balamak zereydi onu; nk yle bir durum olmutu: Bir akam Mr. Allworthy,
yeeni ve evlat edindii ocukla yrrken, Tom Jones, kurnazca davranarak, onu Kara
George'un oturduu yere doru ekmiti. Bu mutsuz adamn ailesini grdler orada.
Tom Jones'dan alnan parann nerdeyse tmyle eski borlar dendii iin, kolcunun
kars ve ocuklar, souun, rl plak olmann ve aln, insanlara ektirebilecei
aclarn en son kertesine varmlard.
Byle bir durumun Mr. Allworthy'nin yreine dokunmamasnn yolu yoktu. Anaya
hemen iki altn lira verdi; bu parayla ocuklara stba almasn syledi. Bu iyilik
karsnda zavall kadn hngr hngr alamaya balad. Mr. Allworthy'ye teekkr
ederken, Tom'a duyduu gnl borcunu belirtmekten de kendini alamad. Uzun sredir
ocuklar ile birlikte kendisinin de alktan lmesine Tom'un engel olduunu syledi:
"Bize iyilik etmeseydi," dedi, ne bir lokma yemek yiyebilirdik, ne de bu zavalllarn
srtna koyabilecek bir paavra bulabilirdik."
At ve Kutsal Kitab bir yana, bu yoksul aileye yardm edebilmek iin, bir geceliini ve
baka eyalarn da gzden karmt delikanl.
Eve dnnce, Tom, bu ailenin yoksulluunu ve Kara George'un pimanln
belirtmek iin nice diller dkt. yle de baarl oldu ki, Mr. Allworthy, kolcunun eski
sularnn acsn yeterince ektiini, onu artk balayacam, ona ve ailesine yardm
etmenin bir aresini dneceini syledi.
Bunu duyan Jones ylesine sevindi ki, eve dndklerinde karanlk bast halde, akr
akr yaan yamurun altnda bir millik yolu yryerek, mjdeyi kadna vermekten
kendini alamad. Ama haber vermekte acele edenlerin tm gibi, Tom Jones da kendi
verdii haberi yalanlamak zorunda kald: Kara George'un kara baht, Tom'un ksa bir
sre uzaklamasndan yararlanarak, her eyi gene altst etmiti.

BLM 10

Gen Mr. Blifil ile Tom Jones deiik bir adan grlr

Gen Mr. Blifil, sevimli bir nitelik olan acma duygusu asndan i de varamamt
arkada Tom Jones'un dzeyine. Ama ok daha yce bir erdem olan adalet duygusu
asndan, arkadan fersah fersah amt. Mr. Blifil, adalet sz konusu olunca, hem
Thwacukum'n hem de Square'in tlerine ve rneklerine uygun bir biimde
davranrd. nk "merhamet" szcn sk sk kullandklar halde, gerekte Square
merhameti doruluk kural ile badatrmyor; Thwackum ise, merhameti Tanrya
brakarak, adaleti yerine getirmekten yana kyordu. Adaletin yceliinin kimlere doru
ynelecei konusunda bu iki bay arasnda az ok gr ayrl vard ama; Thwackum
yeryznde yaayan insanlarn yarsn, Square de teki yarsn yoketmeye hazrlard
gene de adalet uruna.
Gen Mr. Blifil, Tom Jones'un yannda sustuu halde, iyice dnp tandktan
sonra, daysnn iyilii hakketmeyen kiilere iyi davranmasna katlanamad. Onun iin,
biraz nce ksaca deindiimiz durumu Mr. Allworthy'ye bildirmeye karar verdi hemen.
Bu durum ise gerekte yleydi:
Kolcu, Mr. Allworthy'nin hizmetinden kal aa yukar bir yl gemiti. Tom henz
atn satmamt. Kendisini ve ailesini doyurmak iin gerekli yiyecekten yoksun kalan
adamcaz, Mr. Western'in tarlalarnn birinden geerken, yuvasnda oturan bir tavan
grd. fkenin de, avlanmann da yasalarna kar kp, alaka ve vahice bir yumruk
indiriverdi bu tavann bana.
Ne yazk ki, tavan satn alan adam, birka ay sonra, av hayvanlaryla birlikte
yakaland. Mr. Western ile aras iyilesin diye de, yasalara kar avlayan bir iki kiiyi ele
vermek zorunda kald. Mr. Western'in Kara George'u zararl saydn, adamn adnn
ktye ktn bildii iin de, setiklerinden biri kolcuydu. Zaten tavandan beri av
hayvan satcsna hibir mal getirmediinden, canna kylabilecek en uygun kurband
Kara George. Satc, kolcuyu ele vermekle, iine daha ok yarayan mterilerini de
korumu oluyordu; nk Mr. Western, bir tek sula bile canna okuyabilecei Kara
Georgeu cezalandrmaktan yle bir keyif duydu ki, yasalara aldrmadan avlanan teki
sulularla ilgili bir soruturma bile amad.
Eer bu durum Mr. Allworthy'ye olduu gibi anlatlsayd, kolcunun bana byle
bellar gelmezdi herhalde. Ne var ki, sulular cezalandrp adaleti yerine getirmek
sevdasna denlerin gzleri kararr, gerekleri gremez olurlar: Gen Mr. Blifil, bu
olayn eski olduunu unuttu; tam nasl olduunu da deitirdi. Acele edip bir oul eki
katarak, ykye baka bir biim verdi: Kara George'un bir tek tavan deil, tavanlar"
tuzaa drdn syledi. Durumu aklamadan nce, Mr. Blifil, bu ii gizli tutaca
konusunda sz verdirmeseydi Mr. Allworthy'ye, yanllar dzeltilebilecekti herhalde.
Ama Mr. Blifil, zavall kolcunun kendini savunamadan ceza yemesinin yolunu
bulmutu; nk Kara George'un tavan ldrd ve Mr. Western'in onu sulad
kesinlikle doru olduuna gre, tm yknn doruluundan kukulanmyordu Mr.
Allworthy.
Bylece Kara George ile zavall ailesinin sevinci pek ksa srd. Mr. Allworthy, ertesi
sabah (bunun ne olduunu aklamadan) kolcuya kzmas iin yeni bir neden olduunu
bildirdi; Tom'un kara George'un adn bir daha azna almasn kesinlikle yasaklad. Mr.
Allworthy, kolcunun ailesinin alktan lmemesi iin bir are dnecekti; ama
kolcunun kendisini, bu adamn teden beri hie sayd yasalara teslim edebilecekti.
Tom, Mr. Allworthy'nin neden byle fkelendiini anlayamad bir trl. Gen Mr.
Blifil'den en kk bir kuku yoktu. Hayal krklklar Tom'un dostluunu pek
ypratmadndan, kolcuyu korumak iin yeni bir areye bavurmaya karar verdi.
Son zamanlarda Tom Jones, Mr. Western ile sk fk dost olmutu. ok yksek
engelleri atla aarak ve buna benzer marifetler yaparak, Mr. Western'in yle bir gzne
girmiti ki, gereince desteklenirse, Tom'un byk bir adam olacandan hi
kukulanmadn bildirmiti bu bay. Mr. Western, ikide bir, "keke benim de byle
yaman bir olum olsa" derdi. Hatt gnn birinde iki sofrasnda, Tom'un blgenin tm
avclarndan stn olduunu ileri srd; pek arbal bir tavrla bu konuda bin ngiliz
lirasna bahse girdi.
Tom, bu eit yeteneklerinden tr, Mr. Western ile can cier dosttu. Mr. Western'in
sofrasnda hep sevinle karlanan delikanl, ev sahibinin en ok holand av arkada
olmutu. Tom, bu bayn en kymetli mallarn, yani tfeklerini, kpeklerini ve atlarn,
sanki kendi z malym gibi kullanabilirdi. Delikanl, bu zel durumdan, arkada Kara
Geroge'un yararlanmasna karar verdi. Eskiden Mr. Allworthy'ye hizmet eden kolcunun,
imdi de Western ailesinin hizmetine girebileceini umdu.
Mr. Western'in Kara George'u nasl olsa ok zararl bir kii saydn, stelik nemli
bir olaydan tr bu bayn honutsuzluunun bsbtn arttn gz nnde tutan
okuyucu. belki de sama ve umutsuz bir abaya girimekle sulayacaktr Tom'u. Ama
eer okuyucu, Tom'u her bakmdan ayplamyorsa, yaplmas bylesine g bir i
uruna canla bala urat iin, delikanly iyice vmek de gerekir.
Tom, bu amacn gerekletirmek umuduyla Mr. Western'in kzna bavurdu. Bu
onyedi yanda gen kz, biraz nce szn ettiimiz av iin zorunlu aralardan sonra,
Mr. Western'in yeryznde en ok sevdii, en ok beendii eydi. Mr. Western'in kz
babasn bir miktar etkileyebilecei gibi, Tom da kz bir miktar etkileyebilirdi. Bu gen
kz ykmzn balca kadn kiisi saydmz iin, ona fena halde k olduumuz iin
ve okuyucularla ben kitabn sonunda birbirimizden ayrlmadan nce birok
okuyucumuzun da ona sevdalanacan bildiim iin, onu ilk kez bir blm sonunda
ortaya karmam hi de uygun dmeyecektir.
DRDNC KISIM

BR YILLIK SREY KAPSAR

BLM 1

Be sayfa kat tutar

Doann deil, saptm beyinlerin rn olan, canavarlarla dolu o bo masallara


benzemez bizim yazdklarmz. O uydurma masallarn, ancak frna verilen pastalarn
dibi yanmasn diye tepsinin altna serilen katlar gibi, pasta frnlarnda ie
yarayabileceklerini sylemitir nl bir eletirmen. Ancak ve ancak kocaman bir bira
bardann yardmyla okunabildikleri iin, bira fabrikatrlerinin karna yarayan tarih
kitaplarna benzemelerini de istemeyiz yazdklarmzn:

Tarihin arkada bira, bizi uyutururken,


O arbal yknn dertli blmlerini okuruz.

Butler,14 birann ada tarihilerin ikisi, belki de onlar esinleyen peri olduuna
inandna gre, tarih kitaplarn okuyanlarn ikisi de olmas gerekir; nk her kitap,
hangi hava iinde ve ne biim yazldysa yle okunmaldr. te bu yzdendir ki,
Hurlothrumbo'nun15 nl yazar, ok bilgili bir piskoposa yle demiti: "Siz, Lord
Hazretleri, benim yaptmn tadna varamyorsunuz, nk onu okurken elinize bir
keman almyorsunuz. Oysa ben, elimden keman hi brakmadm bu yapt yazdm."
Bizim yaptmz tarihilerin kitaplarna benzemek tehlikesine dmesin diye,
yazdklarmzn urasna burasna eitli benzetmeler, betimlemeler ve bunlara benzer
iirsel sslemeler serpitirmek frsatn hi karmadk. Aslnda bunlar, szn ettiimiz
birann yerini aklda tutar. Uzun bir kitapla urarken, yazara da okuyucuya da uyku
basnca, kafalar uyandrr bunlar. Bu eit sslemeler araya girmezse, salt gerekleri
anlatan en iyi yklerle bile baa kamaz hibir okuyucu; nk okuyucu, Homeros'un
ancak Jpiter'e zg bildii sonsuz uyanklktan yoksunsa, bir gazetenin birka cildi
onun hakkndan gelebilir. Yaptmza ssl paralar eklerken, gereken ustal gsterdik
mi gstermedik mi okuyucu karar versin artk. Ama unu da bilmeli ki, sslemeleri
eklemenin tam srasdr imdi; nk ok nemli bir kiiyi, dzyazyla yazlm bu
tarihsel yiitlik destannn balca kadn kahramann sahneye karmak zereyiz u
srada. Onu karlamaya hazrlansn diye, okuyucunun kafasn doadan
derleyebileceimiz eit eit bo imgelerle doldurmay uygun bulduk. Bizden nce de,
bu ynteme birok kez bavurulduunu ileri srebiliriz. Tragedya yazar airlerimiz, bu

14 Samuel Butler'in (1612-1680) Hudibras adl nl talamas, Fielding'in ayrca beendii bir yaptt.
(.N)
15 Ayn ad tadklar halde, ada nl Dr. Samuel Johnson ile ilgisi olmayan, yar deli bir dans
retmeni Cheshire'li Samuel Johnson'un (1691-1773) bir yapt. (.N.)
sanat iyice bilirler ve seyircileri oyunun balca kiilerini karlamaya hazrlayabilmek
amacyla bu yntemi sk sk uygularlar.
Bylece, seyircilerin sava ruhunu ayaklandrmak, onlarn kulaklarn tantanaya ve
bbrlenmeye hazrlamak iin, oyunun erkek kahraman, hep davul ve boru sesleriyle
girer sahneye. Bu tantanay ve bbrlenmeyi boru seslerine benzetseydi, ayrca
yanlm olmazd Mr. Locke'un kr adam. Ya sevgi dolu bir duygunun yumuakl
iinde seyircileri yattrmak; ya da grecekleri sahnenin etkisiyle dalacaklar ekerleme
uykusuna hazrlk olarak onlara ninni sylemek iin, ou zaman klar tatl bir mzikle
sahneye karlar.
Yalnz oyun yazarlar deil, onlarn efendileri de, yani tiyatro ynetmenleri de, bu iin
srrna varmtr. nk oyunun kahramannn yaklatn haber veren dmbelek
sesleri ve buna benzer grltlerden baka, dekorlar deitiren alt yedi kiilik bir
kalabalk, kahramandan nce sahneye girer. Bu adamlarn ba oyuncuya ne denli
yararl olduklar, imdi anlatacam tiyatro yksnden anlalacaktr:
Kral Pyrrhus roln oynayan oyuncu,16 tiyatrosuna bitiik bir meyhanede
yemekteyken, sahneye kmak zere arld. Hem kemirmekte olduu koyun
budundan vazgeemeyen; hem de seyircileri beklettii iin kardei tiyatro ynetmeni
Mr. Wilks'in fkelenmesini gze alamayan oyuncu, bir sre ortadan yok olmalar iin
dekor deitirenlere rvet verdi. Bylece Mr. Wilks, "Kral Pyrrhus'den nce sahneyi
dzeltecek olan marangozlar nerede!" diye barp arrken, Kral Hazretleri rahat
rahat koyun budunu yedi; seyirciler de ne denli sabrszlanrlarsa sabrszlansnlar, ba
oyuncuyu beklerken mzik dinleyerek oyalanmak zorunda kaldlar.
Ak konualm: ini bilen bir politikac, bu yntemin yararlarn az ok sezmiti
bence. O yce devlet memuru, yani Belediye Bakan Hazretleri, kendisine gsterilen
saygnn ounu, yl boyunca grkemine nclk eden eit eit tantanal gsterilere
borludur bana kalrsa. Hatt unu da aklamalym ki, grne fazla kaplmadm
halde, bu trden atafatl trenlerin etkisinde kalrm ben bile. Yaammzn allagelmi
durumlarnda nemsemediim bir kiiyi, bir geit resminde, onun nnde yrmekten
baka hibir grevi olmayan adamlarn peinden kasla kasla ilerlerken grnce, o
kiinin nemi benim gzmde byr. Ne demek istediimi iyice anlatan bir rnek
vereyim size: Tantanal bir ta giyme treninde, ulu kiiler ortaya kmadan nce, bir
kadnn, tad sepetteki iekleri sahneye serpmesi gelenei vardr. Eski Yunanllarla
Romallar, Flora adl tanraya verirlerdi bu grevi aslnda sradan herhangi bir kadn
tanray temsil ettii, onun iini grd halde, papazlar ya da politikaclar, kadncaz
gerekten bir tanra olarak halka yutturmakta glk ekmezlerdi hi. Ama biz,
okuyucumuzu aldatmak niyetinde olmadmz iin, putlara tapmaktan yana
olmayanlar, canlar isterse, bunun bir tanra deil, szn ettiimiz sepetli kadn
olduunu syleyebilirler. Szn ksas, ykmzde ba rol oynayacak olan gen kz,
en grkemli biimde, yce bir anlatmla ve en deerli sayg duygularn uyandracak
koullar yaratarak okuyucumuza tantmaktr bizim amacmz. Dorusunu syleyelim:
Eer anlatacam gen kz, ne kadar byleyici olursa olsun, doay rnek alarak
izilmeseydi ve lkemizin gzel kadnlarnn bir ou hem sevilmeye lyk hem de bizim
kalemimizin yaratt gen kz kadar kusursuz olmasayd, bedenlerinde duygulu bir
yrek tayan erkek okuyucularmza, ileride yazacaklarmz okumamalarn salk
verirdik baz nedenlerden tr.
imdi bir nsz daha yazmadan, bir sonraki blme geiyoruz.

16 Robert Wilka (1665 - 1732) ann en nl gldr oyuncularndan biriydi. (.N.)


BLM 2

Yce bir konuyu ilerken baarabileceklerimizin kk bir


rnei ve Miss Sophia Western'in betimlemesi

Hain yellerin sesi kesilsin! Rzgrlarn putlara tapan kral, grltl Boreas'n17
cokun kollaryla bacaklar ve ac ac sran Eurus'un sivri burnu zincirlenmesin demir
zincirlerle! Ve sen, ey tatl Zephyrus, misk gibi kokan yatandan kalk, gkyznden
Batya doru yksel de, o sevimli meltemlere nclk et! O meltemler ki, byleri
sayesinde, gzel Flora'y odasndan arrlar da, inci gibi ebnem taneleriyle ssl,
tatl kokular saan, iek aan tanra, doum gn olan Hazirann birinde, rzgrda
uuan bol giysileriyle, kk admlarla yrr yeil ayrlarda ve orada ieklerin her
biri saygyla ayaa kalkar onun nnde; t ki, ayrn her bir yan minelerle sslenir,
renklerle iekler birbirleriyle savarlar onun gzne hangisi daha ok girecek diye!
te, Flora kadar byleyici olan bizim gen kzmz da ksn artk ortaya! Ve sizler,
doann tyl arkclar ki, Handel'in mzii bile sizin kardnz notalar kadar tatl
olamaz, Sophia'nn geliini kutlamak iin uyumlu grtlaklarnz akord edin! Sizlerin
yaratt mzik, sevgiden doup sevgiye geri dnd iin, her erkekte uyandrn tatl
bir tutku! nk bakn! Doann ona verebilecei tm bylerle ykl; gzellik, genlik,
canllk, saflk, alakgnlllk ve sevecenlikle ssl; pembe dudaklarndan tatllk ve
prl prl gzlerinden klar saan gzeller gzeli Sophia geliyor!
Okuyucu, Medici'lerin Vens'nn heykelini18 belki grmsndr sen. Belki
Hampton Court'daki gzeller sergisini19 de grmsndr. Samanyolunun prl prl
Churchill'lerini20 ve Kit-Cat Klbnde21 onuruna iki iilen gzelleri anmsyorsundur
belki. Eer bu gzeller, sen dnyaya gelmeden nce saltanat srdlerse, onlarn
kzlarn, yani analar kadar gz kamatrc olan amzn gzellerini grmsndr hi
olmazsa. O gzeller ki, burada yazmaya kalksak, adlar tm bir cildi doldurur diye
korkarz.
Eer sen bunlarn hepsini grdnse, Lord Rochester'in22 birok eyler gren bir
adama, gnn birinde verdii kaba karlktan ekinme hi. Hayr! Sen bunlarn hepsini
grdn de gzelliin ne olduunu bilmiyorsan, gzlerin kr demektir; eer bunlarn
hepsini grdn de etkisinde kalmadnsa, o zaman da yrein yok demektir!
u da var ki, dostum, sen tm bunlar grmsndr de, gene de bilemezsin
Sophia'nn ne biim olduunu; nk bu gzellerden hi birine tam benzemiyordu
Sophia. Lady Ranelagh'nn portresini andryordu en ok; ve daha da ok nl Duchess
of Mazarine'i andryordu bana sylediklerine gre. Ama herkesden ok, benim
17 Yunan mitologyasnda, Boreas Kuzey rzgarn, Eurus Dou rzgarn, Zephyrus da Bat rzgarn
temsil ederdi. (.N.)
18 imdi Floransa'da Uffizi Mzesinde olan bu Vens heykeli, onyedinci yzylda Medici'lerin Roma'daki
saraynda bulunduu iin, bu ad tard. (.N.)
19 Kneller'in yapt ve Hampton saraynda bulunan oniki tane gzel kadn portresi. (.N.)
20 Marlborough Dk John Churchillin drt gzel kzna bir deinme. (.N.)
21 Whig Partisinin nl kiilerinin kurduklar bir klbn ad. (.N.)
22 Lord Rochester (1648-1680) kinci Charles'n saraynn nl kiilerinden biri ve olduka tannm bir
airdi. (.N.)
yreimden hibir zaman kmayacak olan bir kadna benziyordu. Ve dostum, sen o
kadn anmsyorsan, ite o zaman doru bir fikir edinebilirsin Sophia stne. Ama
yreimdeki kadn tanmak mutluluunu belki tatmamsndr diye ve en yce
yeteneklerimizin bile bu ii baarmaya elverili olmadn bildiimiz halde, tm ustal-
mz kullanarak, bu gzeller gzelini anlatmaya alacaz:
Mr. Western'in biricik kz Sophia, orta boyluydu; hatt uzun boylu da saylabilirdi.
Bedeni hem ok gzel, hem de son derece inceydi. Kollarnn uyumlu biiminden,
bacaklarnn da ayrca dzgn olaca anlalyordu. Kara salar ylesine grd ki,
amzn modasna uyup kesilmeden nce, t beline kadar inerdi. Ensesinde yle
gzel kvrlrd ki bu salar, pek az kii inanrd bunlarn kendi sa olduuna. Eer
kskanlar, yznn herhangi bir izgisini tekilerden daha az vlmeye lyk
bulsalard, alnnn, gzelliini bozmadan biraz daha geni olabileceini dnebilirlerdi
belki. Sophia'nn uzun ve dzgn kalar, hibir sanatn taklit edemeyecei bir kavis
izerdi. Yumuak huyunun sndremedii bir parlt vard kara gzlerinde. Burnu
kusursuz ve dzgnd. inde iki sra fildii bulunan az, Sir John Suckling'in23 aada
verdiimiz dizelerde anlattna tpatp uygundu:

Dudaklar krmzyd ve st duda,


nce kalyordu alt dudann yannda;
Sanki demin bir ar sokmutu bu alt duda.

Yanaklar yusyuvarlak deildi; sa yananda, en kk bir glmsemeyle bile


meydana kveren bir ukur vard. enesinin byk m yoksa kk m olduunu
sylemek gt; ama belki kk deil de byke olan bu enenin de yznn
gzelliine bir katks vard hi kukusuz. Geri Sophia'nn doal teni bir glden fazla
bir zamba andrrd; ama fazla hareket edince, ya da utannca, onun yanaklarnn al
rengi kadar gzel olmazd hibir renk. te o zaman, nl Dr. Donne24 ile birlikte, yle
demek gelirdi insann iinden:

Tertemiz ve gzel szl kan,


ylesine dile geldi ki yanaklarnda,
Sanki dima deil, bedeniydi dnen.

Sophia'nn boynu uzun ve biimliydi. Onun gibi duyarl bir kz gcendirmekten


korkmasaydm, hakl olarak, Medici'lerin nl Vens'nn tm gzelliklerini kat kat
atn sylerdim bu boynun. Bu boyun ylesine akt ki, ne zambaklar, ne fildii, ne de
su mermeri baa kabilirdi bu boynun akl ile. Sanki ak ketenlerin en incesi, ken-
disinden ok daha beyaz olan gsn, srf kskand iin rtyordu. Sophia'nn gs
gerekten "nitor splendens Pario marmore purius" 25 idi; yani "Pario mermerinin en
arnm ltsndan daha ok ldyordu."
te byleydi Sophia'nn d grn; ve bu gzel grne uygun bir kiilii vard
onun. Kafas, bedeni kadar hotu her bakmdan. Hatt Sophia bedeninin gzelliini
biraz da kiiliine borluydu; nk glmseyince, huyunun tatll, en dzgn yz
izgilerinin salayamayaca grkemli bir k saard ehresine. Okuyucumuza ok

23 John Suckling (1609-1642) bir ngiliz airi. (.N.)


24 John Donne (1572-1631)onyedinci yzyl ngiliz Edebiyatnn en byk airlerinden biri. (.N.)
25 Latin air Horatius'dan bir dize.
yakndan tantmak niyetinde olduumuz bu byleyici gen kzn kusursuz kiiliini
zamanla greceimiz iin, bunlar anlatmann gerei yok imdi. Hatt Sophia'nn
kiiliini imdiden anlatmak, hem dolayl bir hakarettir okuyucumuzun zeksna, hem
de bu gen kz deerlendirirken duyaca hazdan yoksun brakmaktr onu.
Bununla birlikte, u kadarn sylemeyi de uygun gryoruz: Sophia'nn doadan
ald stn yetenekler, grd eitim sayesinde olduka gelimi, gzellemiti.
nk genliini sarayda geirdii iin dnyay adamakll bilen, birka yl nce
buralara yerleen akl banda bir kadn olan teyzesi bytmt Sophia'y. Bu teyzenin
sohbeti ve tleri sayesinde, Sophia iyice grgl bir kz olarak yetimiti. Ne var ki
ancak alkanlkla ve "kibar evrelerin kiileri" denilen insanlar arasnda yaamakla
elde edilen o rahat davranlar belki biraz eksikti onda. O rahat davranlarn ylesine
byleri vardr ki, Franszlar, "bunun tam ne olduunu anlatamayz" diye sz ederler bu
davranlardan. Ne var ki, bu ekicilik, bazen fazla pahalya malolur gen kzlara. Saflk
daha deerlidir aslnda; ve saduyusu olanlar, doutan kibar olanlar, hi mi hi
eksikliini duymazlar bu eit rahat davranlarn.

BLM 3

ykmz birka yl nce geen ve nemsiz olduu halde, sonralar


baz sonular douran bir olay anlamak iin gemie dnmektedir
imdi

Sevimli Sophia, ykmzde ilk grnd srada onkesiz yana basmt. Daha
nce de bildirdiimiz gibi, babasnn yeryznde en ok sevdii insand o. te bu
yzden, Tom Jones, arkada kolcuyla ilgilenmesi iin Sophia'ya bavurdu.
Ama bu durumu ele almadan nce, baz gemi olaylar ksaca gzden geirmemiz
gerekebilir.
Mr. Allworthy ile Mr. Western'in huylarnn uyumamas, aralarnda sk fk bir
dostluun domasn engelledii halde, bu iki bay iyi geinmekteydi. Bylece, iki ailenin
genleri, ocukluklarndan beri tanrlard; ve aa yukar ayn yata olduklar iin,
beraber oynarlard ou zaman.
Gen Mr. Blifil'in arbal ve ll hallerinden fazla, Tom'un gler yzllnden
holanrd Sophia. Tom'a daha yaknlk duyduu ylesine belliydi ki, Mr. Blifil'den daha
duyarl bir ocuk biraz ierleyebilirdi bu duruma.
Mr. Blifil grnte ierlemedii iin, onun kafasnn en kuytu kelerini arayp
taramak doru olmaz. nk dostlarnn en gizli ilerine burunlarn sokan,
ekmecelerini ve dolaplarn kartrp, ksr ve baya yanlarn aa vurarak onlar
herkesin gznde rezil eden dedikodu merakls kimi kiiler gibi davranmak istemeyiz
biz.
Ne var ki, birini kzdrdklarn sananlar, kzdrdklar kiinin gerekten kendilerine
kzd inancna varrlar. Bylece Sophia da, gen Mr. Blifil'in imdi anlatacamz bir
davrannn fkeden ileri geldiini sand. Oysa Thwackum ile Square'in stn zeklar,
ok daha deerli bir ilkeye baladlar Mr. Blifil'in bu davrann:
Tom Jones kkken, yuvasndan ald, bytp tmesini rettii bir ku
yavrusunu Sophia'ya vermiti.
O sralarda on yalarnda olan Sophia, bu kua ok dknd. i gc onu
besleyip ona bakmak, balca elencesi de onunla oynamakt. Bylece "Kk
Tommy ad verilen ku, ylesine evcillemiti ki, yiyeceini hanmnn elinden yer,
onun parmana konar; ve kendi mutluluunun tadn karrcasna onun gsnde ya-
tard keyif iinde. Ama Sophia, gene de kuun bacana kk bir sicim balar, uup
gitmesini engellerdi.
Gnn birinde, Mrs. Allworthy ile ailesi Mr. Western'lerde yemek yerken, Sophia ile
bahede kalan gen Mr. Blifil, kk kzn kua ne denli dkn olduunu grd, kuun
bir dakika kendisine verilmesini istedi. Gen Mr. Blifil, kuu eline alr almaz,
bacandaki sicimi zd, kuu havaya att.
Aklsz ku, zgr olduunu anlaynca, Sophia'nn ona gsterdii bunca iyilii
unutuverdi, hemen uup biraz uzakta bir dala kondu.
Kuunun katn gren Sophia, yle bir lk att ki, yaknlarda olan Tom Jones,
kzn imdadna kotu.
Tom, olup bitenleri renince, Blifil'e kfretti, onun aalk ve rezil itin biri olduunu
syledi; sonra, ceketini srtndan att gibi, kuun konduu aaca trmanmaya balad.
Tom, kk adan nerdeyse yakalamt ki, bir su yolunun stne uzanan dal,
atrdayp krlverdi, olancaz tepe taklak suya dt.
Bunun zerine, kuu unutan Sophia, Tom'un telna dt. Olan tehlikede sand
iin, daha da yksek sesle lk att. Derken gen Mr. Blifil de, olanca gcyle barp
ararak, bu grltye katld.
Baheye alan bir odada oturan bykler, tellanp darya frladlar hemen. Ama
onlar su yoluna vardklar srada (iyi ki, olduka sd oralar) Tom sa salim kyya kt.
Thwackum, karsnda srl sklam, titreyerek duran Tom'un stne saldrd
dakikasnda. Ama Mr. Allworthy, sabrl olmasn istedi retmenin. Sonra Blifil'e
dnerek, sordu:
"Syle, ocuum. Nedir bu olup bitenler?"
Mr. Blifil, "vallahi, daycm, yaptklarma ok pimanm," dedi. "Ne yazk ki, benim
yzmden oldu hepsi. Miss Sophia'nn kuu elimdeydi. O zavall kk yaratn
zgrln zlediini sandm; ne yalan syleyeyim, ona zledii eyi vermekten
kendimi alamadm. Herhangi bir yarat hapsetmek zulmdr bana kalrsa. Yaratlan
her eye zgrlk veren doa yasasna aykrdr bu. Hatt Hristiyanla aykrdr; nk
kendimize yaplmasn istemediimiz bir eyi bakasna yapm oluruz bylece. Ama
Miss Sophiann bu kadar zleceini bilseydim, yemin ederim yapmazdm bunu.
Kuun bana gelecekleri de bilseydim, gene yapmazdm. nk Mr. Jones, kuu
almak iin aaca trmanp suya dtkten sonra, zalim bir ahin, onu kapt gibi kat
demin."
Tom Jones'un suya dmesinin tel iinde olan zavall Sophia, olup bitenlerin
farkna varmamt. imdi kuun bana geleni renince, hngr hngr alamaya
balad. Mr. Allworthy, kz yattrmak iin, ona ok daha gzel bir ku vereceini
syledi. Ama artk hibir kuu istemiyordu Sophia. Bu sama ku olay yznden a-
lad iin Mr. Western, bir yandan kzn azarlarken; bir yandan da gen Blifil kendi olu
olsayd, onun srtnn derisini iyice yzeceini sylemekten kendini alamad.
Derken Sophia odasna gitti; iki gen de evlerine gnderildi. tekiler ielerinin
bana dndkten sonra, ku konusuyla ilgili ylesine garip bir sylei balad ki, o
srada sylenenlere bal bana bir blm gerektii inancndayz.
BLM 4

Kimi okuyucularn belki de holanmayacaklar kadar derin ve


arbal sorunlar ele alnr

Square, piposunu yakar yakmaz, Allworthy'ye dnp, konumaya balad. "Efendim,


yeeniniz iin sizi kutlamaktan kendimi alamyorum. ou ocuklarn, ancak elle
dokunulur eyalar farkedebildikleri bir yata, yeeniniz, doruyu eriden ayredebilme
yeteneini elde etmi. zgrlk yaratlan her varln hakk olduuna gre, herhangi bir
eyi hapsetmek doa yasasna aykrdr. te byle dedi yeeniniz. Bu szlerin, benim
stmdeki etkisi hibir zaman silinmez. Doruluk kuraln ve her eyin sonsuz
uyumunu, hangi yetikin insan bundan daha iyi kavrayabilir? afak vakti bylesine par-
lak olan bir ocuun, le vaktine varnca, Yal Brutus ya da gen Brutus26 kadar
parlak olacan umuyorum."
Bu srada Thwackum, Square'in szn tella kesti, arabnn birazn dkp,
birazn da hzla yutarak, unlar syledi:
"Onun kulland baka bir deyimi dnerek, Brutus'lerden ok daha stn bir insan
olacan umuyorum. Doa yasas, hibir anlam olmayan sama bir szdr. Ne byle
bir yasa tanyorum ben, ne de bu yasaya bal bir hak. Bakalarnn bize nasl
davranmalarn istiyorsak, biz de onlara yle davranalm dedi ocuk. te, Hristiyanla
zg bir tutumdur bu. tlerimin bylesine gzel sonular verdiini gryor,
seviniyorum."
Square, "gururlanmak iyi bir ey olsayd, bu durumdan tr ben gururlanrdm," dedi.
"nk ocuun. doru ve eri kavramlarn kimden rendii besbelli. Eer doa
yasas diye bir ey yoksa, eriyle doru da olamaz o zaman."
Thwackum, "ne!" diye haykrd. "Demek, Tanrnn bize baz gerekleri akladna
inanmyorsunuz siz? Tanr ile doay birbirinden ayrdedemeyen bir usu ile mi, yoksa
Tanrnn varln hi tanmayan biriyle mi konumaktaym ben?"
Western, "haydi, ielim," dedi. Chenneme kadar yolu var sizin doa yasalarnzn!
Yok eriymi, yok doruymu! kinizin de ne demek istediine aklm ermiyor benim.
Kzmn kuunu elinden almak kt bir itir bence. Komum Allworthy cannn istediini
yapsn ama, ocuklarnn bu eit davranlarn beenenler, byynce onlar doru
daraacna gitmeye hazrlar bana kalrsa."
Buna karlk Allworthy, yeeninin yaptna zldn syledi. Ne var ki, kt
niyetle deil de, iyi niyetle davrand iin, onu cezalandrmaya gnl raz deildi. Eer
ocuk, kuu alsayd, herkesten nce kendi isterdi onun ar bir cezaya arptrlmasn.
Ama ocuun byle bir amac olmad belliydi. Kendi aklad nedenden baka bir
nedeni yoktu bu davrannn. (Sophia'nn kukuland ktlk, aklndan bile
gememiti Mr. Allworthy'nin) Mr. Allworthy, gen Mr. Blifil'in yaptn bir dncesizlik
sayp ayplayarak ve byle bir davrann ancak bir ocukta balanabileceim
syleyerek, szlerine son verdi.
Square, grlerini ylesine ak seik belirtmiti ki, imdi susarsa, eletirilmeye
katlanmas gerekecekti. Onun iin heyecanla konutu gene. Mr. Allworthy'nin, mal mlk
26 Yal Brutus ya da Lucius Junius Brutus, Roma'nn ilk konsl bilinir. Srgn edilen Tarquin'leri
yeniden iktidara getirmek istedikleri iin, kendi oullarn lm cezasna arptrmtr. Gen Brutus ya da
Marcus Junius Brutus, Julius Caesar' ldren cumhuriyetilerden biridir. (.N.)
gibi metelik etmeyen kavramlara fazla sayg gsterdiini; ulu ve gl eylemleri
yarglarken, tm kiisel kayglan bir yana atmamz gerektiini; dar kafal kurallara
uyarak, gen Brutus'un nankr diye, yal Brutus'un da baba katili diye sulandn
syledi.
Thwackum, "iledikleri cinayetler iin keke ikisi de aslsalard! Hak yerini bulurdul"
diye bard. Putlara tapan hainler ikisi de! Tanrya kr, Brutus'ler yok bizim
amzda! Mr. Square, rencilerimin kafalarn Hristiyanla aykr byle zrvalarla
doldurmaynz ltfen! Eer siz doldurursanz, ben de onlarn eitiminden sorumlu
olduum srece, onlar dve dve bu zrvalar gene de karrm kafalarndan. Sizin
meziniz Tom'un ahlk nerdeyse bozuldu daha imdiden. Geenlerde Mr. Blifil ile
tartrken kulak misafiri oldum: Dinsel inanc olan kii, eer hayr ilemezse, onun
inancnn metelik etmeyeceini sylyordu Tom. Biliyorum, sizin grlerinizden biridir
bu. Herhalde Tom sizden rendi bunu."
"Beni Tom'un ahlkn bozmakla sulamayn," dedi Square. "Doa yasasna gre,
erdemli, edepli, uygun ve doru saylan her eyle alay etmeyi kim retti ona? O sizin
rencinizdir. Ben tutmam onu. Yoo, yoo! Mr. Blifildir benim olum! O kadar gen
olduu halde, yle bir ahlk drstl vardr ki Mr. Blifil'de, siz asl bozamazsnz
onu!"
Thwackum, bu szleri hor grrcesine srtt: "Doru, doru," dedi. "Ben de sizin Mr.
Blifil'i bozacanzdan korkmam. ylesine salam bir z vardr ki onda, sizin o uydurma
felsefelerinizin zararndan koruyabilir kendini. Ben ona yle ilkeler aladm ki--"
Square, "ben de ona baz ilkeler aladm," diye bard. "Bu varla zgrln
balamak dncesi, bylesine gzel bir dnce, yce bir erdem kavramndan
baka nereden kaynaklanabilir ki! Size bir kez daha sylyorum bunu: Eer
gururlanmak gzel bir ey olsayd, bu dnceyi ona aladm iin, ben--"
Thwackum, Square'in szn kesti: "Gururlanmak yasak olmasayd, ben de
vnrdm," dedi. "nk Mr. Blifil, bir grev duygusundan tr byle davrandn
syledi. Grev duygusunu ise, ben rettim ona."
Mr. Western sze kart: "Demek, ikiniz bir olup, benim kzmn kuunu almasn
rettiniz bu gen baya. Bldrcn kafesime gz kulak olmam gerekecek herhalde.
Yoksa erdemli, ya da dini btn herifin biri, zgrle kavuturacak tm bldrcnlarm."
Mr. Western, bunu syledikten sonra, sofrada oturan bir hukukunun srtna vurup
sordu: "Sen ne dersin buna, danman efendi? Yasalara aykr deil mi bu?"
Hukuku, byk bir arballkla aadaki aklamay yapt:
"Eer davann konusu bir bldrcn ise, dava alabilir hi kukusuz. nk bldrcn
ferae naturae 27 olduu halde, talep vukuunda, mal saylabilir. Ne var ki, ten bir ku,
talep vukuunda bile, deersiz bir ey olduu iin, nullius in bonis 28 saylmas gerekir.
Bu durum karsnda, davacnn dava ama hakk olmayabilir sanyorum. te bundan
tr, byle bir davann almasn salk veremem."
Mr. Western, "yle olsun, dedi. "Madem nullus bonusdur, erefe ielim. Ulusun
durumundan, ya da buna benzer hepimizin anlad baka bir konudan szedelim biraz
da. Vallahi, danman efendinin szlerinden bir tek ey anlamadm ben. Belki bilgi
denilen, mantk denilen budur ama, bana yutturamazsnz byle eyleri. Hadi canm!
kiniz de bir tek sz sylemediniz asl vlmesi gereken o zavall Tom iin. Kzm
zlmesin diye, kafasn patlatmay gze ald olan! Ulugnll, yiite bir davrantr

27 Evcillemi hayvanlar iin kullanlan bir hukuk deyimi. (.N.)


28 "Kimsenin mal deil" anlamna gelen bir hukuk deyimi. (.N)
bu! Bunu anlayacak kadar bilgiliyim ben. Hey, haydi Tomun erefine! te bu yzden
mrmn sonuna kadar seveceim o ocuu.
Tartma bylece kesildi. Ama Mr. Allworthy, hemen arabasn arp, iki savay
alp gtrmeseydi, yeniden kavgaya balayacaklard herhalde.
te byle oldu ku serveninin sonu. ykmzn imdi vard aamadan birka yl
nce olup bittii halde, bu serveni ve bununla ilgili konumalar okuyucumuza
anlatmadan edemedik.

BLM 5

Herkesin holand bir konuyu ele alr

"Parva leves capiunt animos" 29 yani "vr zvr eyler, gen kafalar etkiler" demi ak
tutkusunun yce bir ustas; ve ok iyi biliyoruz ki, o gnden sonra, Sophia, Tom Jones'a
sevgi, Mr. Blifil'e de kin duydu.
eitli olaylar, Sophia'nn iindeki bu iki duyguyu gelitirdi zamanla. Tom Jones ile
Mr. Blifil'in deiik huylar stne ksaca anlattklarmzn ve gen kzn Mr. Blifil'in
tutumundan fazla Tom Jones'un tutumuna yaknlk duyduunu bilen okuyucuya gerek
yok tm bunlar anlatmaya. Gerekte Sophia, ok kkken bile durumu hemen sezdi:
Tom, tembel, dncesiz, geveze bir kerata olmakla birlikte, kendinden baka hi
kimseye ktlk etmiyordu; Mr. Blifil ise, ll, akl banda, dilini tutan gen bir bay
olmakla birlikte, ancak bir tek kiinin karn canla bala kolluyordu. Bu tek kiinin kim
olduunu da, bizden yardm grmeden anlayacaktr okuyucu.
Bu iki tr kiiye gerekli tepkiler gsterilmez herkese. Oysa insanlarn, kendi
yararlarn dnerek, her ikisine de ilgi duyacan sanrz biz. Belki de belirli hesaplar
vardr bunun ardnda: insanlar, gerekten iyi niyetli bir kiiyi bulunca, bir hazine
bulduklarn anlarlar hakl olarak ve tm iyi eylere kendileri sahip kmak istedikleri
iin, bu iyi niyetli kiiye de kendileri sahip karlar. Byle bir kiiyi herkese vmek,
durup dururken, aman ne talihliyim ben!" diye barmak gibi bir eydir. Bunu yapanlar,
yalnzca kendi karlar iin kullanmak istedikleri bir eyi bakasyla paylam olurlar.
Eer bu aklamam okuyucuya inandrc gelmediyse, insanl gerekten ycelten,
topluma byk yarar dokunan bu tr kiilere genellikle gsterilen saygszln
nedenlerini bilmiyorum demektir. Ama Sophia herkes gibi deildi. Sayg duymak ve hor
grmek deyimlerinin anlamn anlar anlamaz, Tom Jones'a sayg duydu, gen Mr. Blifil'i
hor grd.
Sophia, yldan fazla teyzesinin yannda, buralardan uzak kalmt. ki genci de pek
az grmt o sralarda. Bir gn teyzesiyle beraber, Mr. Allworthylerde yemek yemiti.
Daha nce anlattmz keklik olayndan birka gn sonrayd bu. Sophia, tm yky
sofrada dinlemi, bir tek sz sylememiti. Eve dndklerinde de, onu pek
konuturamamt teyzesi. Ne var ki, gen kzn soyunmasna yardm ederken,
hizmetisinin "kk hanm, Mr. Blifil'i her halde grdnz bugn" demesi zerine,
Sophia iyice parlamt:

29 Romal air Ovidius'un bir dizesi. (.N.)


"Her alak ve hain eyden nefret ettiim gibi, Mr. Blifil'in adndan bile nefret ederim,"
demiti. "Mr. Allworthy'ye de ayorum: Srf iyi yrekli olduu iin yapt bir iten
tr, o kocam vahi retmenin zavall ocuu bylesine zalimce cezalandrmasna
nasl gz yumar?"
Bu ktan sonra, Sophia, olup bitenleri hizmetisine anlatm, "sence, yiit ve soylu
bir gen deil mi bu?" diye sormutu.
Sophia, artk babasnn evine dnmt. Babas, evin ynetimini ona vermi,
sofrasnn bana oturtmutu kzn. Av tutkusundan tr Mr. Western'in gzdesi olan
Tom da, sk sk yemek yerdi bu sofrada. Kadnlara ilgi gstermek doal bir eilimdir, iyi
huylu, ak gnll delikanllarda. Bu tr delikanllar, stelik de Tom gibi, aslnda zeki
olunca, tm kadnlara hizmet ederler, onlarn houna giden bir tutum benimserler ou
zaman. Bu tutumu sayesinde, hem toprak sahibi baylarn grltl kabalndan, hem
de Mr. Blifil gibilerinin ar arbal ve biraz da ask suratl halinden bambaka bir
havas vard Tom'un. Bylece artk yirmi yana basan Tom, dolaylarda oturan tm
kadnlarn holand bir delikanl olarak n kazanmaya balamt.
Tom'un Sophia'ya kar davrannda bir zellik yoktu. Olsa olsa, bakalarna
gsterdiinden daha byk bir sayg gsterirdi ona. Sophia'nn gzellii, zenginlii, akl
ve sevimli halleri, sanki zorunlu klyordu bu saygy. Ama Tom'un Sophia'da gz
yoktu. Byle bir kzda gz olmad iin, imdilik brakalm da okuyucu Tomu sulasn.
Ama ileride, bu kaytszln nedenini az buuk aklarz belki de.
Sophia, ayrca saf ve edepli olmakla birlikte, alacak kadar canl ve neeli bir kzd.
Bu canllk ve nee, Tomun yannda bulunduu sralarda yle artard ki, ok toy ve akl
be kar havada olmasayd, bunun farkna varrd delikanl. Mr. Westernin akl fikri de
genellikle ya tarlalarda, ya ahrlarda, ya da av kpeklerinin kulbesinde olmasayd, o
da belki biraz kskanrd bu durumu. Ama iyi yrekli Mr. Western bu eit kukular
beslemekten yle uzakt ki, kzna tutkun bir delikanlnn isteyebilecei tm frsatlar
salyordu Tom'a. Tom ise. bu frsatlardan. olanca gcyle yararlanyordu. Oysa gen
Kzda gz olsayd, doutan gelen kibarl ve gzel huyu yznden, byle
yararlanamazd bu frsatlardan.
Zavall Sophia'nn daha kendi farknda olmad bu durumun bakalarnn gznden
kamasna pek amamal: Sophia, tehlikeyi sezemeden nce, aresiz kaptrmt
yreini.
ler byleyken, Tom bir gn leden sonra Sophia'y yalnz bulunca, ksaca zr
diledikten sonra, pek arbal bir halle, ondan bir ey dilediini, Sophia iyi yrekli
olduu iin bu dilei yerine getireceini umduunu sylemeye balad.
Geri delikanlnn davran da, konumaya balama biimi de, niyetinin aktan
szetmek olduu kansn uyandracak gibi deildi; ama ya doa gen kzn kulana bir
eyler fsldad iin, ya da bilemediimiz baka bir nedenden tr, Sophia'nn byle
bir umuda kapld ak seik ortaya kt: Kzn rengi utu, eli aya titredi ve eer Tom
bir karlk beklemek iin sussayd, bir tek sz syleyemeyecekti Sophia. Ne var ki,
Tom, dilediini bildirerek gen kz bu akn halden kurtard: Sophia'nn arabulucuk
etmesini; Mr. Western'in Kara George'a kar dava amasn engelleyerek, hem adam-
caz, hem de ok ocuklu ailesini yok olmaktan kurtarmasn istiyordu.
Sophia, hemen toparland ve ok tatl bir glmsemeyle, "bylesine arbal bir
tavrla istediiniz mthi ey bu mu?" dedi. "Sevine sevine yaparm bunu. Zavall
adama gerekten acyorum. Daha dn kk bir eyler gnderdim karsna."
Sophia'nn "kk bir eyler" dedii, giysilerinden biri, birka i amar ve on
ilingdi. Tom bunu duymu, bundan tr Sophia'ya bavurmay akl etmiti aslnda.
imdi bizim delikanl, baarsyla yreklenerek, daha ileriye gitmeye karar verdi:
Sophia'nn araclyla, kolcunun Mr. Western'in hizmetine girmesini istedi. Kara
George'un lkenin en namuslu adamlarndan biri olduunu; iyi bir rastlantyla u srada
bo bulunan kolculuk ii iin biilmi kaftan sayldn anlatt.
Sophia, "peki, bu ii de yapmaya alrm," dedi. "Ama bunu baaracam diye sz
veremem size. Dava amak konusuna gelince, sz veriyorum, babamn yakasn
brakmam o davaya engel olmadan. Elimden geleni yapacam zavall adamcaz iin:
nk ona da, ailesine de candan acyorum. Ama imdi, Mr. Jones, benim de sizden
bir dileim var."
Tom, "bir dileiniz mi var!" diye heyecanland. "Ah efendim, sizden deil dilek, emir
almak umudu bile sevinlerin en bydr benim gzmde. u sevgili kk eliniz
stne yemin ederim ki, canm vermeye hazrm size hizmet edebilmek iin!"
Bunun zerine Tom, Sophia'nn elini kapt gibi itenlikle pt. Dudaklar ilk kez
dokunuyordu Sophia'ya. Gen kzn yanaklarndan bir sre nce ekilen kan, imdi
hncn alrcasna, yzne ve boynuna yle bir hmla saldrd ki, Sophia kpkrmz
kesiliverdi. imdi Sophia, bugne dek hi bilmedii baz duygulara kapld. Daha
sonralar, bu konuda dnmeye, vakit bulunca, bu duygulan bir takm srlar sylemeye
balad gen kza. Bunlarn ne olduunu okuyucu henz anlamadysa, sras gelince bu
srlar aklanacaktr ona.
Hemen konuamayan Sophia, konuabilecek hale gelir gelmez, Tom'dan ne
istediini bildirdi: Ava ktklarnda, babasnn tehlikeli iler yapmamasn istiyordu. yle
eyler duymutu ki, babasyla Tom ava her gidiinde d kopuyordu. Gnn birinde
Mr. Western'in kolu baca krk bir halde eve getirileceinden korkuyordu. Hatr iin
daha dikkatli olsun diye yalvaryordu Tom'a. Mr. Western'in onun peinden gideceini
biliyordu Tom. Onun iin Tom atn deli gibi srmemeliydi, tehlikeli engelleri
amamalyd bundan byle.
Tom, Sophia'nn emirlerine boyun eeceine itenlikle sz verdi. Dilei ho
karland iin gen kza teekkr ettikten sonra, baarsndan tr byk bir sevin
duyarak, Sophia'dan ayrld.
Zavall Sophia da byk bir sevin iindeydi. Ama bambakayd onun sevinci. Birok
az olan ve kendine sunulan her eyin tadna varan bir airin diliyle konuabilsem bile,
erkek ya da kadn okuyucumuzun bir yrei varsa, Sophia'nn neler duyduunu benden
ok daha iyi anlatabilir.
Mr. Western her akam, ikisini itikten sonra, kznn klavsen almasn dinlemeye
alkt. Mzie kar byk bir tutkusu vard Mr. Western'in ve kentte yaasayd, mzik
merakls geinirdi belki de. nk Mr. Western, Mr. Handel'in30 en gzel
kompozisyonlarna kar kard. Mziin ancak neelisini, hafifini severdi. "Koca Kral
Sir Simon," "Saint George ngiltere'den yanayd," "Zplayan Joan" ve bunlara benzer
eylerdi en ok holand paralar.
Mr. Western'in kz, mzik alannda iyice bilgili olduu ve can ancak Handel'i almak
istedii halde, babasna yle dknd ki, onun gnln ho tutmak iin, bu paralarn
tmn renmiti. Bununla birlikte, kendi beendiklerini babasna da sevdirmek
amacyla urat olurdu ara sra. Mr. Western, ayn arky yeniden almasn
isteyince, "yoo, olmaz, sevgili efendim," derdi Sophia ve baka bir ey almasna izin
vermesi iin yalvarrda babasna.
Ama bu akam, babas iki iesini brakp da bir ey istemeye vakit bulamadan,

30 George Frederich Handel ya da Haendel (1685-1759), 1710''da ngiltere'ye yerleen bu ni Alman


kompozitr hor grmek bir ara moda olmutu. Fielding ise, Haendel'in hayranyd. (.N.)
Sophia stste kez ald Mr. Western'in en holand paralar. Babasnn yle
houna gitti ki bu, oturduu sedirden frlad, kzn pt, Sophia'nn mzik yeteneklerinin
iyice gelitiini syledi. Bu frsattan yararlanan Sophia, Tom'a verdii sz yerine
getirdi. yle de baarl oldu ki, Mr. Western, "Koca Sir Simon"u bir kez daha alarsa,
kolcunun iini yapacan bildirdi. "Koca Sir Simon" stste gene alnd. Sonunda,
mziin byleyici etkisiyle Mr. Western uykuya dald.
Sabahleyin Sophia, verdii sz anmsatt babasna. Mr. Western'in avukat hemen
arld; davay durdurmas iin emir verildi ve Kara George'un istedii oldu.
Tom'un baarl giriimleri, ok gemeden tm evreye yayld ve eitli yorumlara
urad. Kimi bunu bir iyilik rnei olarak gklere karyor; kimi de hor grerek, "bir
serserinin baka bir serseriden holanmasna amamal" diyordu. Gen Blifil, fkeden
kudurmutu. Tom Jones, Kara George'dan ne denli holanrsa, Blifil de teden beri o
denli nefret ediyordu kolcudan. Mr. Blifil, ondan bir ktlk grd iin deil, dine ve
erdeme byk bir tutkusu olduu iin ve Kara George ahlk asndan pek laka bir kii
bilindii iin kin duymaktayd kolcuya. Mr. Blifil'e gre, Western byle davranmakla, Mr.
Allworthy'ye meydan okumutu. Mr. Blifil, ok zlerek, Kara George kadar kt bir
adama iyilik etmenin bundan baka bir nedeni olamayacan bildirdi.
Thwackum ile Square de ayn eyleri geveleyip duruyorlard. Artk her ikisi de
(zellikle Square), dul bayan yznden fena halde kskanyorlard Tom Jones'u. nk
yirmi yana basmak zere olan Tom Jones gerekten yakkl bir delikanlyd; ve ona
teden beri yz veren dul bayann, onu gittike daha yakkl bulduu besbelliydi.
Ne var ki, Thwackum ile Square'in ktl Mr. Alworthy'yi etkilemiyordu. Mr.
Allworthy, Tom'un yaptklarndan ok honut olduunu ileri srd. Tom'un bir dost
olarak gsterdii diren ve drstl ok vlmeye deer buldu ve bylesine olumlu
bir tutumu evresinde daha sk grmek istediini syledi.
Gelgelelim, belki ona candan yalvarp yakarmadklar iin benim dostum Tom Jones
gibi apknlardan pek holanmayan Kader Tanras, bu delikanlnn davranlarn
bambaka bir yne evirdi ve iyi niyetli Mr. Allworthy, Tom'un tutumunu, eskisi gibi
olumlu olmayan bir adan grmeye balad.

BLM 6

Mr. Jonesun sevimli Sophia'nn byleyici gzelliklerine neden


kaplmad aklanr. Belki de bu aklama yznden, Tom Jones, en
yeni gldrlerimizin ba kiilerini beenen ve kadnlara kar ayrca
kibar davranmaktan yana olan akll erkeklerin iyiden iyiye gznden
decektir.

Sophia'ya kar tutumundan tr, ykmn kahramann daha imdiden hor gren
iki insan tr olduundan korkarm. Birincileri, Mr. Western'in maln mlkn ele
geirmek frsatndan yararlanmad iin Tom'u aklsz sayp ayplayacaklar; ikincileri
ise, Tom kollarn aar amaz koup onu kucaklamaya hazr grnen bylesine ho bir
kza yz vermedii iin hor greceklerdir delikanlm.
Bu iki sulama karsnda, Tom Jones'u kesinlikle temize kartamayacam belki.
Mal mlk nemsememenin zr gtren bir yan yoktur nasl olsa. kinci sulamaya
kar syleyeceklerimin ise, pek etkili olacan sanmyorum. Ama dpedz tanklk
etmek bile, kimi zaman bir suu hafiflettii iin, ben olup bitenleri olduu gibi anlatp,
karan okuyucuya brakacam.
Mr. Jones'un yreinde bir ey vard. Bu bir eye verilecek ad konusunda yazarlar bir
anlamaya ne kadar varamadlarsa da, kimi kiilerin yreinde bunun bulunduu su
gtrmez. yiyi ktden ayrdedebilme niteliinden fazla, insanlar iyilie doru ekip
srkleyen, onlar ktlkten alkoyan bir eydir bu aslnda.
Bu ad bilinmeyen ey, tiyatrodaki nl sandkya 31 benzer. Buna sahip olan adam
doru bir i yapnca, ad bilinmeyen ey, kendinden gemi dost bir seyirci gibi, lgnca
alklar adam; ama tam tersine, adam yanl bir i yapnca, eletirmenlerin en amansz
gibi, onu kyasya yuhalar.
Bir eit ilke diyebileceimiz bu ad bilinmeyen eyi hem yceltmek, hem de
adalatrmak iin, unu syleyebiliriz: lkemizin bayargc mahkemesinde oturup,
deer ve adalet llerine gre, bakanlk ettii, ynettii, yol gsterdii, yarglad,
temize kard ya da cezalandrd gibi; bu ilke de kafamzn iindeki tahtna
kurulmutur. Tpk bayarg gibi, onun da bilgisi her eyi grr, onun da akln hibir
ey aldatamaz, onun da drstln hibir ey bozamaz.
Biz insanlar, komularmz hayvanlardan ayran balca snrn bu canl ilke olduunu
syleyebiliriz. Eer bu ilkenin etkisinde olmayan, insan biiminde baz hayvanlar varsa;
insanlardan ayrlp, komularmz hayvanlara kam sayarm bylelerini. Tm kaaklar
gibi, hayvanlar arasnda bile n saflarda yer verilmeyecektir onlara.
ykmzn ba kiisi bunu Thwackum'dan m, yoksa Square'den mi rendi bilmem
artk. Ama Tom Jones, tam anlamyla etkisi altndayd bu ilkenin. Geri her zaman
doru davranmazd ama, yanl bir ey yapnca da, hep bilincine varr, hep acsn
ekerdi yanlgsnn. Bu ilke Tom Jones'a unu retti: Eer konuk olduunuz bir evde
grdnz nezakete ve dostlua karlk, siz o evi soymaya kalkarsanz, hrszlarn en
baya, en aal olursunuz. aldnz eyin deeri, ilediiniz suun alakln
azaltmaz. Tam tersine, bir adamn sofra takmn alan hrszn rezil olmas, lm ce-
zasna arptrlmas gerekiyorsa; bir adamn hem varn younu, hem de ocuunu
alanlara verilecek ar cezay saptamakta glk ekiyordu Tom Jones.
te bundan tr, Tom'un inand ilke, bu eit yollardan mal mlk edinmesini
engelliyordu. (nk nce de sylediimiz gibi, salt bilgi ve inanla yetinmeyip,
yaantmzda da uygulanan bir ilkeydi bu.) Eer Tom, Sophia'ya fena halde tutkun
olsayd, baka trl dnrd belki de. nk izin verin de unu bildireyim sizlere; Bir
adamn kzn ak uruna kapp kamak, onu para uruna kapp kamaktan bambaka
bir itir.
Delikanlmz, Sophia'nn sevimliliine duyarl olduu halde, onun gzelliinden ayrca
holand ve tm olumlu yanlarna byk bir sayg besledii halde, Sophia derinden
etkilemiyordu Tom Jones'un yreini. Tom'un bu yzden aptal olmakla sulanmasa
bile, en azndan zevksiz olmakla sulanacan bildiimiz iin, imdi bir aklama
yapmamz zorunludur:
Gerekte Tom, baka bir kadna kaptrmt yreini. Bu konuda bunca zaman
susmamz, okuyucuyu ok artacak, biliyorum. Sophia ile boy lebilecek bir
kadnla ilgili tek sz bile etmediimiz iin, bu kadnn kim olduunu da anlayamayacak

31 Addison ile Steele'in kardklar The Spectator dergisine gre (say 235), sandk, meeden yaplm
koca bir sopay yere vurarak. oyunun baz yerlerini beendiini gsterirdi. (.N.)
okuyucu. Geri Mrs. Blifil'in Tom'a dknlnden biraz kukulandmz sylemek
zorunda kalmtk ama, delikanlnn dul bayandan holand sansn uyandrabilecek
en kk bir ey sylememitik. stelik (bunu zlerek yazyorum), ister kz ister olan
olsunlar, tm genler, kendilerinden yal kiilerin ltfedip onlara zaman zaman
baladklar sevgiye, bir gnl borcu bile duymazlar ounlukla.
Okuyucu meraktan kurtulmak iin, herkesin Kara George dedii kolcu George
Seagrim'in ailesinden ikide birde sz ettiimizi anmsasn ltfen. Bir ei ve be ocuu
vard Kara George'un.
Bu ocuklarn ikincisi olan Molly, o blgenin en gzel kzlarndan biri saylrd.
Congreve'in32 "baya ruhlarn hayran olamayacaklar bir eyler vardr gerek
gzellikte" demesi ok yerindedir. Ne kirli olmak, ne de paavralara sarlmak, bu bir
eyleri saklayamaz bayaln damgasn tamayan ruhlardan.
u da var ki, kz onalt yana basncaya dein, onun gzellii Tom'u pek
etkilememiti. Ama kz onaltsna gelince, Molly'den aa yukar ya byk olan
Tom, kza tatl gzlerle bakmaya balad. Molly'yi ele geirme abalarna girimeden
ok nce, ona iyice tutkundu Tom; ama bedeni onu kza sokulmaya drtt halde,
ilkeleri Molly'ye yaklamasn engelliyordu ayn gle. Toplumdaki yeri ne denli aa
olursa olsun, gen bir kz batan karmak korkun bir cinayet geliyordu Tom'a. Kzn
babasna iyi niyet beslemesi, aileye candan acmas, Tom'un bu akll uslu tutumunu
iyice pekitirmekteydi. yle ki, bir ara bu duygusunu nlemeye karar veren Tom, tam
ay Seagrim'lerin evine ayak basmad, kolcunun kzn grmedi.
Molly, daha nce de sylediimiz gibi, herkese pek gzel bir kz sayld ve
gerekten yle olduu halde, pek sevimli bir yan yoktu gzelliinin. Aslnda hi de
kadnlara zg bir gzellik deildi bu; bir kadna yakabilecei gibi, bir erkee de
yakr trdendi. Doru konumak gerekirse, genlikle salam bir salk durumunun
birlemesinin byk bir pay vard bu gzelliin olumasnda.
Molly'nin huyu da bedeninden daha kadns deildi hi. Ne kadar uzun boylu ve
grbz ise, o kadar da atlgan ve gzpekti. ekingenlii ylesine azd ki, kendinden
fazla Tom'un saygs vard onun namusuna. Tom ondan holand gibi, o da herhalde
Tom'dan holand iin, delikanl ekindike, Molly stne vard onun. Tom'un evine
gelmediini grnce de, delikanlnn yolunu kesmenin arelerini buldu. Molly yle bir
biimde davrand ki, eer abalar boa gitseydi, Tom'un ya tam yiit bir erkek olduu,
ya da hi mi hi yiit bir erkek olmad meydana kacakt. Szn ksas, ok
gemeden. Tom'un erdemli kararlarn ykp yok etti Molly. Geri i son kerteye gelince,
Molly gereken edepli ekingenlii gsterdi ama; tasarladn baarabildii iin, gerek
zaferi Tom'un deil. Molly'nin elde ettiini bildirmeyi daha uygun gryorum.
Ne var ki, bu iin ayarlanmasnda Molly kendine den rol ok gzel oynad iin,
Tom Jones, zafer stnlnn tmyle kendinden geldiini ve gen kzn, Tom'un
tutkusunun azgn saldrlarna boyun ediini sand. Kzn teslim oluunu da, Tom'a
duyduu sevginin nne geilmez gcnn bir belirtisi olarak yorumlad. Tom'un
olaanst yakkllndan birka kez sz ettiimiz iin, okuyucu, ok doal ve akla
yakn bir yorum sayacak bunu. Gerekten de dnyann en yakkl delikanllarndan
biriydi Tom.
Gen Mr. Blifil gibi, tm sevgilerini bir tek kiiye veren, durum ne olursa olsun, ancak
o tek kiinin yararn ve keyfini dnen; o tek kiinin mutluluuna ya da karlarna bir
katks olmadka, bakalarnn iyiliine de ktlne de hi mi hi aldrmayan insanlar
vardr. Buna karlk, kendi kendilerine duyduklar sevgide bile erdemden
uzaklamayan bambaka insanlar vardr. Bylelerinin kendilerini honut edenleri
32 William Congreve (1670-179) yaad an en nl oyun yazarlarndan biriydi. (.N.)
sevmemek ellerinde deildir ve ancak karlarndaki rahat edince, kendileri de rahata
kavuabilirler.
Bizim delikanl da bu trden bir insand. O zavall kzn mutluluundan ya da
mutsuzluundan sorumlu biliyordu kendini. Molly'nin gzellii onda istek uyandryordu
hl. Ama belki daha etkili ya da daha yeni bir gzellik, daha da ok ilgilendirecekti
onu. Ne var ki, doyurulan isteinin biraz azalmasndan ok daha ar basan ey, kzn
ona kar gsterdii sevgi ve kendi yznden Molly'nin g bir duruma dmesiydi.
Molly'nin sevgisi bir gnl borcu oluturuyordu Tom'da; kzn durumu ise bir acma
duygusu. Bu iki duygu birleip, kza duyduu istek de iin iine karnca, yle bir tutku
uyandryordu ki Tom'da, bu tutkunun yneldii kii pek akllca seilmi olmamakla
birlikte, szcn anlamn fazla zorlamadan, belki de ak diyebilirdik buna.
Tom'un Sophia'nn byl gzelliklerine duyarl olmamasnn, gen kzn ona cesaret
verircesine tutumundan yararlanmamasnn gerek nedeni buydu ite. Tom, ne zavall
yoksul Molly'sini brakmay dnyor ne de Sophia gibi bir gen kz aldatmay
aklndan geiriyordu. Ve besbelliydi ki, eer Sophia'ya tutulursa, hem Molly'yi yz
koyun brakmak, hem de Sophia'y aldatmak cinayetlerini ilemi olacakt. Tom Jones
bu ykde ilk grld srada, onun alnyazsnn daraac olduunu sylemiti
herkes; ve bana kalrsa, bu cinayetlerin herhangi biri, hi hakszlk yapmadan o
daraacna srkleyebilirdi bizim delikanly.

BLM 7

Kitabn en ksa blmdr

lk annesi farkna vard Molly'nin biiminin deitiini. Bu biim deiikliini komular


grmesin diye, Sophia'nn bir sre nce gnderdii bol elbiseyi aklszca giydirdi kzna.
Oysa Sophia, o kadncazn bu ssl elbiseyi kzlarndan birine giydireceini hi aklna
getirmemiti.
mrnde ilk kez gzelliini gzler nne sermek frsatn bulan Molly, sevin
iindeydi. Srtnda paavralarla bile kendini aynada seyre pek l katlanabildiine;
srtnda paavralarla Tom Jones'un ve belki de bakalarn yreine el koyabildiine
gre, sslenmenin, gzelliini bsbtn belirteceine, zafer alann genileteceine
inanyordu.
te bu yzden Molly, bu bol elbiseyi giydi, Tom'un verdii dantelal apkay ve baka
ss eyalarn takp taktrdktan sonra, elinde yelpazesi, Pazar gn kiliseye gitti.
Hrslarn ve zentilerin salt kendilerine zg sanmakla yanlmaktadrlar yeryznn
varlkl ve nl kiileri. Bu soylu nitelikler, bir salonda ya da kck bir zel odada
geliip serpildikleri gibi, bir ky kilisesinde ve kilisenin avlusunda da geliip
serpilebilirler. Bir ky kilisesinin giri blmnde evrilen dolaplar, Papay semek iin
yaplan kardinaller toplantsnda bile hor grlmeyecek kadar ustaca evrilir. Bir kyde
de bakanlklar vardr, muhalefet partileri vardr. Bir kyde de, saraydakilere benzer
entrikalar, dalaveralar, partiler, gruplamalar vardr.
Ky kadnlar da, snf ve varlk asndan kendilerinden stn kadnlar gibi ustaca
kullanrlar diilere zg yce sanatlar. Kylerde de sahte erdemliler ve fingirdekler
vardr. Kylerde de sslenmeler, gz szmeler, yalanlar, kskanlklar, ktlkler,
rezaletler vardr. Szn ksas, en grkemli topluluklarda, en kibar evrelerde grlen
her ey orada da vardr. Onun iin, ykseklerde konuklananlar, aalarda bulunanlarn
bilgisizliini hor grmesinler artk; ayak takm da, st tabakalarn ahlk dklyle
alay etmesinler bundan byle.
Molly kilisede ancak bir sre oturduktan sonra komular onu tanyabildiler. lkin tm
cemaat, "bu da kim?" diye fsldad birbirine. Ama kim olduu anlalnca, kadnlar
arasnda yle bir aalamalar, kkrdamalar, alaylar, kahkahalar balad ki; Mr.
Allworthy onlar yola getirmek iin ok sert davranmak zorunda kald.

BLM 8

Ancak eski alarn klasik yazarlarna dkn olanlar, bizi esinleyen


Perinin, Homeros biemiyle anlatt bu savan keyfine
varabileceklerdir

Mr. Western'in bu kilisenin bulunduu blgede de topraklar vard. Oturduu yerin


kilisesi, biraz daha uzakta olduu iin, sk sk buraya gelirdi. Mr. Western ile gzel
Sophia kilisedeydiler u srada.
Sophia. Molly'nin gzelliinden ok holanmt. evredekilerin onu nasl
kskandklarn grnce, bu biimde giyinmeyi gze alan kzcazn basitliine acd. Eve
dner dnmez, kolcuyu ard, kzn getirmesini emretti. Ona bakacan, hatt, iten
kmak zere olan kendi hizmetisi gidince, zel ilerine bakmak zere, bir yolunu
bulursa, Molly'yi yanna alacan syledi.
Kznn biiminde bir bozukluk olduunu artk bilen zavall Seagrim, yldrmla
arplma dnd bunu duyunca.
"Molly bu eit hizmetler grmedi hi. ok beceriksiz olacandan korkarm," diye
kekeledi.
Sophia, "ziyan yok," dedi, renir abucak. Kzdan holandm; denemeye kararlym
onu."
Bunun zerine Kara George, bu g durumdan kurtulmak umuduyla, akll bir kadn
sayd karsyla danmaya kotu. Ama oraya varnca, evini kargaalk iinde buldu:
Molly'nin elbisesi ylesine kskanlmt ki, Mr. Allworthy ile teki kibar kiiler kilisede
kaldklar srece cemaatn koyuvermedii fke, onlar gidince iyice patlak vermiti. lkin
kfrler, kahkahalar, yuhalamalar ve el hareketleriyle beliren bu fke, baz eylerin
Molly'nin stne frlatlmasna kadar varmt sonunda. Geri bu frlatlanlar, esnek ve
yumuak olduklarndan, Molly'nin ne can tehlikeye girebilir, ne de kolu baca
sakatlanabilirdi. Gelgelelim, bylesine ssl bir bayan iin gene de korkun bir duruma
dmekti bu. Fazlasyla bell bir kz olan Molly, uslu uslu katlanamazd bunlara. Onun
iin Molly -- Ama durun hele! Kendi yeteneklerimize yeterince gvenemediimiz iin,
stn bir gc yardmmza aralm imdi:
Ey sizler, esin perileri, kim olursanz olunuz, sizler ki, savalar yrlamaktan
holanrsnz! zellikle, ey sen, gemi alarda Hudibras ile Trulla'nn33 arptklar
33 Samuel Buller'in (1612-1680) Hudlbras adl nl talamasna bir deinme. (.N.)
meydanlardaki kymlar dile getiren Peri! Eer dostun Butlar ile birlikte alktan
lmedinse34 yardmma ko bu yce abamda! Her ii baarmaya gc yetmez
herkesin.
Zengin bir iftinin avlusunda salan ineklerin grkemli srleri, o srada yaplmakta
olan soygun yznden buzalarnn uzaklarda inlediklerini duyunca nasl brr ve
grlerse, ite yle grledi Somersetshire'n ayak takm. yle bir grltyd ki bu,
kalabaln iinde ne kadar insan varsa, hatt ne kadar deiik hrslar varsa, bunlarn
her birinin azndan baka bir haykr, baka bir lk kmaktayd. Kimi fkeden, kimi
korkudan, kimi de srf elenmek iin baryordu avaz avaz. eytann kz kardei ve
cancier dostu olan kskanlk, herkesi etkisi altna alm, kalabaln arasnda
kouuyor, kadnlar fkeden kudurtuyordu. te bu yzdendir ki, kadnlar, Molly'ye
yaklar yaklamaz, ellerine geirdikleri pislikleri, sprntleri stne bana atmaya
baladlar gen kzn.
Molly, onurunu lekelemeden ekilmeyi dnd ilkin. Bunu yapamayacan
anlaynca, gs gerdi kalabala. Dmanlarnn n safnda ilerleyen, paavralara
brnm Bess'i yakalad gibi, bir tek yumrukla yere serdi. Yze yakn eri olan
dman ordusu, komutanlarnn bana geleni grnce, birka adm geri ekildi, yeni
kazlan bir mezarn ardna snd. nk kilisenin avlusundaki mezarlkta oluyordu bu
sava. Hatt hemen o akam, bir cenaze treni yaplacakt orada. Molly, bu baarl
eylemini srdrerek, mezarn yannda yerde duran bir kafatasn kapt; onu yle bir
frlat frlatt ki, kafatas bir terzinin kafasna deince, bouk bir ses kt bu
arpmadan. Terzi, kendi boyunu lercesine yere serildi; iki kafatas yanyana yerde
kald ve bunlardan hangisinin daha deerli olduunu kararlatrmak gleti. Derken
Molly, bir bacak kemiini kapt gibi, kaan ordunun iine dald; ve sana soluna
yle bir vurdu ki, nice erkek ve dii yiitler yerlere ykld.
Ey esin perisi! O uursuz gn ehit denleri anlat bize! lkin Jemmy Tweedle,
dehet saan o bacak kemiinin acsn banda hissetti. Tatl kvrmlarla dolanan
Stower rmann sevimli kylarnda yetimiti o. Oralarda renmiti mzik sanatn.
imdi o sanatyla enliklerde ve panayrlarda dolanr durur; yeil imenler stnde
kvrak oyunlar oynayan kyn peri kzlaryla kyn olanlarn neelendirir; onlar dans
ederken keman alar, kendi mziiyle zp zp srard. Ah, imdi ne ie yarar onun
keman? Gm diye dt yeil imenlere onun ls! Jemmy Tweedle'den sonra,
Amazonlar andran dii kahramanmz, domuzlan idi eden yal Echepole'un alnna
yle bir vuru vurdu ki, onu hemen yere serdi. Salna salna yryen iko bir herifti o;
ve nerdeyse yklan bir ev kadar grlt kard yere yuvarlanrken. Ayn anda ttn
tabakas cebinden dt. Molly, alnnn akyla elde ettii bir ganimet olarak, el koydu o
tabakaya. Tam o srada, ne acdr ki, Deirmenci Kate tkezledi bir mezar tana
arparak. Kate'in lastikle tutturulmam orabna taklp, doann dzenini altst etti bu
mezar ta; kzn topuklar havada, ba yerde kald. Derken Betty Pippin ile sevgilisi
gen Roger, ayn anda topra boyladlar. Ama kaderin aksiliine bak ki, kzn yz
yere dnk, olannki ise gkyzne! Bundan sonra, demircinin olu Tom Freckle,
kurban gitti Molly'nin fkesine. Usta bir iiydi ve kusursuz nalnlar yapard Tom
Freckle. Hatta kendi emeinin rnyd onu imdi yere seren naln. Eer u anda
kilisede dinsel arklar sylemekte olsayd, ba byle yarlmayacakt imdi. Bir iftinin
kz olan Miss Crow; kendi ifti olan John Giddish; Nan Slouch, Esther Codling, Will
Spray, Tom Bennet, "Krmz Aslan" meyhanesini ileten Potter'in kz, Betty
Chambermaid, Jack Ostler ve bunlar kadar anl sanl olmayan daha niceleri yuvarlanp
duruyorlard mezarlarn arasnda.
Geri Molly'nin zorlu kolu hepsine eriememiti ama; ou kaarlarken yerlere

34 Samuel Butlerin alktan verem olup ld konusunda yaygn bir sylenti vard o sralarda. (.N.)
sermilerdi birbirlerini...
Ne var ki, imdi Kader Tanras, kiiliine yaramayan bir biimde davrandn, bir
yan (stelik de hakl yan) fazla desteklediini anlayp, tella tornistan ediverdi. Bunun
zerine eyleme geti Kocakar Brown. O Kocakar Brown ki, kocas Zekiel Brown kollar
arasna alp okar onu! O Kocakar Brown ki, kocasndan baka kyn yars okar onu!
te bylesine nldr Kocakar Brown, hem ak Tanras Vens'n alanlarnda, hem
de Sava Tanrs Mars'n meydanlarnda! Kocas, Vens'n de Mars'n da
armaanlarn tar yznde ve kafasnda; nk yeryznde hibir erkek kafas, byle-
sine grkemli boynuzlarla gzler nne sermemitir karsnn ak alanlarndaki anl
zaferlerini! Zekiel'in iyice trnaklanm yz ise, karsnn baka alanlardaki marifetlerini
gzler nne sermektedir.
Bu amazon, yandalarnn rezil bozgununa katlanamad artk. Olduu yerde durup,
yle seslendi kaanlara:
"Ey sizler, Somersetshire erkekleri, daha dorusu Somersetshire karlar! Bir tek
diinin nnde byle kamaktan utanmyor musunuz? Eer hibiriniz ona kar
koymayacaksa, ben ve urada duran Joan Top, zaferi kazanmak onurunu
paylaacaz!"
Bunlar syler sylemez, Kocakar Brown, Molly Seagrim'e saldrd; ve saldrmasyla
elindeki kemii, bandaki apkay kapmas bir oldu. Sonra, sol elinin parmaklarn:
Molly'nin salarna dolad; sa eliyle de kzn yzne yle bir vuru vurdu ki, hemen
kanlar damlamaya balad Molly'nin burnundan. Gelgelelim, Molly de bo durmuyordu
btn bunlar olup biterken. O da dakikasnda ba rtsn kopard Kocakar Brown'un
bandan. Derken, bir eliyle salarna yapt, tekisiyle de, kendi burnundan akanlara
benzer kanl dereler aktt dmannn burun deliklerinden.
Savalarn her biri, dmannn bandan yeterince sa ganimeti elde ettikten sonra,
her ikisinin de kudurgan fkesi birbirinin giysilerine yneldi. Bu saldrda ylesine
azgndlar ki, yar bellerine kadar plak kaldlar birka dakika iinde.
yi ki, kadnlar yumruklarken, yumruklarn hedefi, erkeklerin hedef aldklar yerler
deildir. Kadnlar savaa balaynca, kadns niteliklerinden biraz uzaklatklar halde,
grdm kadaryla, birbirlerinin gslerine saldracak kadar unutmazlar
kadnlklarn. nk gslerine inen birka yumruk mahvedebilir ounu. Kimine gre
kadnlar erkeklerden daha ok kana susam olduklar iin byle savarlar; en kolayca
kanayan yer burun olduu iin, saldrrlar birbirlerinin burunlarna. Ama bize kalrsa,
hem abartlm, hem de kt niyetli bir dncedir bu.
Gs asndan Kocakar Brown ok daha stnd Molly'den; nk Kocakar
Brownun memeleri yoktu aslnda. Gs (eer buna gs demek doruysa) hem
rengi, hem de teki nitelikleri bakmndan, eski bir deri parasna benziyordu tpatp.
nne gelen, Kocakar Brown'a pek zarar vermeden, davul alarcasna bu deri para-
sna vurabilirdi uzun sre.
Molly ise, gebelii bir yana, Kocakar Brown'dan bambaka bir yapdayd gs
asndan. Ve belki de bu bakal, dmannn kskanln bsbtn azgnlatrr,
Molly'nin uursuz sonular verebilecek bir yumruk yemesine neden olabilirdi. yi ki, tam
o srada, Tom Jones'un ortada grnmesiyle, hemen sona erdi bu kanl sava.
Tom, Mr. Square sayesinde oraya gelmiti. Kiliseden ktktan sonra, Mr. Square, Mr.
Blifil ve Tom, atlarna binip hava almaya kmlard. Ancak bir eyrek millik yol aldktan
sonra, Mr. Square niyetini deitirmi (bouna deildi bu; vakit bulur bulmaz nedenini
aklayacaz), baka bir yne gitmelerini istemiti. Delikanllar bunu kabul edince,
yeniden kilisenin mezarlna dnmeleri gerekmiti.
Atn nde sren Mr. Blifil, bu kalabal ve iki kadn savay braktmz durumda
grnce, durup, burada neler olup bittiini sordu.
Bir kyl, ban kayarak, "ne olduunu bilmiyorum, baym," dedi; "Kocakar Brown
ile Molly Seagrim kavga ediyorlar galiba."
Tom, "kim, kim?" diye bard.
Ama Molly'sinin allak bullak yzn hemen tand iin, bir yant beklemeden,
atndan tella indi, hayvan ba bo brakt, duvarn stnden atlad gibi, Molly'ye
kotu. imdiye dek gz yalarn tutan Molly, hngr hngr alamaya balad;
kendisine yaplan korkun eyleri anlatt. Bunun zerine Tom Jones, Kocakar
Brown'un kadn olduunu unuttu, belki de fkesinden bunun farkna bile varmad;
(nk aslnda Kocakar Brown'un tek kadn yan, Tom'un belki de o srada gremedii
bir eteklik giymesiydi;) delikanl, bir iki kez kamsn indirdi Kocakar Brown'un srtna.
Sonra, Molly'nin toptan sulad kalabala saldrd. Drt bir yan yle bir kamlad ki,
eer Esin Perisini gene yardma armazsam, o gn ki kamlamay anlatmann yolu
yoktur benim iin. Oysa, iyi huylu okuyucum Esin Perisini daha demin iyice
terlettiimizi bildii iin, onu daha fazla smrmemizi istemez.
Tom Jones, Homeros'un kahramanlarndan biri, ya da Don Kiot, ya da gezgin bir
valye gibi, dmanlarnn tmn darmadan edip Molly'ye dndkten sonra, kz
yle bir halde buldu ki, bunu imdi anlatmaya kalksam, ben de zlrm, okuyucum
da. Bunun zerine Tom, deliler gibi kudurdu, kendi gsn yumruklad, san ban
yoldu, ter ter tepindi ve bu ilere karanlarn hepsinden kyasya alacana and iti.
Sonra ceketini kard, Molly'ye giydirdi, dmeleri ilikledi, kendi apkasn kzn bana
geirdi, yzndeki kan mendiliyle elinden geldiince sildi; uan arp, Molly'yi
sasalim evine gtrebilmek iin, tezelden bir kadn eyeri getirmesini istedi.
Yanlarnda bir tek uak bulunduundan, gen Mr. Blifil, adamn kadn eyeri bulmak
zere gnderilmesine kar koydu. Ama Tom Jones'un verdii emri Square de yerinde
bulduu iin, Blifil boyun emek zorunda kald.
Uak, ksa bir sre sonra eyerle dnd. Molly, plsn prtsn elinden geldii kadar
topladktan sonra ata bindirildi. Square, Blifil ve Tom Jones, onu bylece evine
gtrdler.
Orada Tom ceketini geri ald; Molly'yi gizlice pp, akamst geleceini fsldadktan
sonra, sevgilisinden ayrld; yanndakilerle birlikte uzaklat.

BLM 9

Pek i ac olmayan eyler anlatlr

Molly her gn ki paavralarn giyer giymez, kz kardeleri, zellikle ablas,


kudurmuasna saldrdlar ona.
"Oh olsun!" dedi ablas. "Miss Western'in anamza verdii giysiyi ne yzle srtna
geirirsin sen! Eer aramzdan birinin onu giymeye hakk varsa, o hak benimdir. Ama
sen. o giysinin ancak senin gibi bir dilbere yakacan sandn, deil mi? Hepimizden
gzel sanyorsun kendini herhalde."
Baka bir kz kardei, "dolabn stndeki ayna parasn versene una!" diye bard.
"Gzelliimden sz etmeden nce, yzmdeki kan silerdim senin yerinde olsaydm."
Ablas, "keke papazn sylediklerini dinleseydin de, erkeklerin peinden
komasaydn," dedi.
Anne hngr hngr alyordu: "Ah, keke yle yapsayd! Rezil etti hepimizi.
Soyumuzdan kan orospularn en berbatdr o!"
Molly, "sen beni ne yzle byle azarlarsn, anne," dedi. "urada duran ablam,
evlendikten bir hafta sonra douran sen deil misin yani?"
Ana kudurdu: "Evet, llk, yle oldu! Ama ne kar bundan? Namuslu bir kadn
oluverdim evlenir evlenmez. Sen de evlenip namuslu bir kadn olacaksan, kzmam o
zaman. Ama sen tuttun bir bayla yaptn bu ii. Seni gidi pis orospu! Bir piin olacak
senin! aresiz olacak! Ama hi kimsecikler pi dourdu diyemez bana."
Kara George, nceden szn ettiimiz amala eve dnnce, bu durumda buldu
ailesini. Karsyla kz, hep bir azdan konutuklar, ou zaman da barp
ardklar iin, bir sre sesini duyan olmad. Frsat bulur bulmaz, Sophia'nn
sylediklerini anlatt onlara.
Bunun zerine Bayan Seagrim, yeniden saldrd kzna: "Dorusu pek gzel bir
duruma soktun bizi! Bakalm Miss Western ne buyuracak u koskocaman karnna? Ah,
geberseydim de bu gn grmez olsaydm keke!"
Molly, hi ylmadan konutu: "Baba, neymi benim iin bulduun o nemli i? (Kara
George, Miss Sophia'nn "zel ilerimde kullanlmak zere" deyimini pek iyi
anlamamt.) "Ann buyruunda alacam herhalde. Ama kimsenin bulan
ykamam ben. Benim kibar baym bakacak bana. Bakn, bana ne verdi bugn leden
sonra. Szde verdi, param eksik olmayacak hibir zaman. Anne, eer dilini tutarsan,
haddini bilirsen, senin de paran eksik olmayacak hi."
Molly, bunlar syledikten sonra, birok altn para kard ortaya; altnlarn birini de
annesine verdi.
Altn, her derde deva olan yle ifal bir ilatr ki, kadn paray avucunun iine alr
almaz, yumuamaya balad.
"Kocacm," dedi, ancak senin gibi bir enayi sorup soruturmadan kzna i kabul
eder. Belki de Molly'nin dedii gibi, mutfak iidir bu. Kzmn bulak olmasna
katlanamam, dorusu. Her ne kadar yoksulsam da, bir hanmefendiyim ben. Din adam
olan babam meteliksiz ldnden, bana bir zrnk bile brakmadndan, gzden dp
yoksul bir adama varmak zorunda kaldysam da, bu eit ilere katlanamam gene de.
Hadi canm! Miss Western hazretleri kendi haline baksn da, dedesinin kim olduunu
bir dnsn hele! Kiminin dedeleri yaya yol teperken, arabalara kuruluyorlard benim
dedelerim. Miss Western, bana o eski psk giysiyi gnderirken, yce bir i yaptn
sanmtr herhalde. Benim ailemdekiler, sokakta bulsalar bile, eilip de yerden
toplamazlard byle paavralar. Ne are ki, yoksullar ezilir hep. Ky halk bunlar
yapmamalyd Molly'ye. Keke onlara syleseydin, kzm: Bundan ok daha gzel,
dkkandan yeni km, yepyeni giysiler giyerdi senin hamminen.
Kara George, "peki ama, hi dnmyorsunuz; ne diyeceim ben Miss Western'e?"
diye sordu.
Kars, "ne diyeceini bilemem ben," dedi. "Aileni hep g durumlara sokarsn sen.
Unuttun mu, bamza ne geldiyse, o keklii vurduun iin geldi. Mr. Western'in evine
yaklama dememi miydim sana? Yllarca nce, bunun sonunun ne olacan
sylememi miydim sana? Ama sen bildiini yaparsn hep. Hep yaparsn, pis herif!"
Kara George kendi halinde bir adamcazd aslnda. Kavgac, atlgan bir yan yoktu
hi. Ama damarna baslnca anszn ok fkelenebileceini gz nnde tutup, (eer
biraz akll olsayd) korkmas gerekirdi karsnn. Kara George oktandr bilirdi ki, frtna
iyice kopunca, onu yattran deil, tersine bsbtn azdran yeller gibidir mantkl
szler. Onun iin kolcu, esnek kk bir denei hep yannda tard. "Pis herif" szn
duyunca, ok sk denedii, olaanst etkisi olan bu ilc kullanmay dnd.
Bylece hastaln belirtileri ortaya kar kmaz, hemen sz konusu ilca bavurdu.
Ayrca etkili ou illar gibi, bu da ilkin hastal bsbtn arttrr, alevlendirir gibi
olduysa da, ok gemeden yzde yz bir iyileme salad; hastaya rahat ve huzur
verdi.
Ne var ki, fazlasyla etkili bu ilc sindirebilmek iin ok grbz bir bnye
gerektiinden, ancak ayak takmndan kiiler kullanabilir bunu. Toplumun yksek
tabakalarndan kocalara da salk verebilirdik bu ilc. Gelgelelim byle bir ilc verenin
eli ylesine lekelenir, ylesine kirlenir ki, hibir centilmen, bu kadar aalk, bu kadar
iren bir areden medet ummaya katlanamaz.
ok gemeden Kara George'un ailesi tam bir sessizlie kavutu; nk elektriin
etkisine benziyordu bu ilcn etkisi: Akmn, elektrie dokunan bir tek kiiden birok
bakalarna gemesi gibidir tpk. Dorusunu sylemek gerekirse, bu il da, elektrik
de, srtme yoluyla etkilerini gsterdikleri iin, benzer yanlar olabilir bu iki eyin. Mr.
Freke,35 kitabnn yeni bir basksn yaymlamadan nce, elektrikle sopa atma arasndaki
ilikileri aratrmas, hayrl bir i olur bize kalrsa.
Sonunda Kara George'un ailesi bir toplant yapt. Molly, kimsenin hizmetine
girmemek konusunda direndii iin, birok tartmalardan sonra, yle bir karara
varld: Anneleri Bayan Seagrim, Miss Western'in hizmetine girecek; daha sonralar da,
ok istekli grnen en byk kzna devredecekti bu ii. Gelgelelim, bu aileye dman
grnen Kader Tanras, Molly'nin ablasnn byle bir mevkiye ykselmesine engel
oldu ok gemeden.

BLM 10

Din adam Mr. Supple'n anlatt yk. Mr. Western'in keskin


sezgileri, kzna duyduu byk sevgi ve bu sevginin nasl karlk
grd

Ertesi gn, Tom ile Mr. Western beraber ava gittiler. Eve dnlerinde, Mr. Western,
Tom'u yemee alkoydu.
Sevimli Sophia, her zamankinden daha sevinli ve l ld o gn. Bana kalrsa kendi
de pek farknda deildi bunun, ama hi kukusuz, bataryalarn bizim delikanlya
yneltmiti. Eer amac Tom'u bylemekse, bu ii baardn da syleyebiliriz.
Sofrada oturanlardan biri de, Mr. Allworthy'nin kynn rahibi Mr. Supple'd. yi huylu,
deerli bir adamd Mr. Supple. Dikkati en ok eken yan, sofrada hibir zaman az
kapanmad halde, yemek yerken bir tek sz bile sylememesiydi. Yani anlayacanz,
35 John Freke (1688-1756) elektrikle ilgili denemeler yapan bir hekim. (.N.)
dnyann en itahl insanlarndan biriydi Mr. Supple. Ama sofra rts kalkar kalkmaz,
bol bol alrd enesi. ok candan bir adam olduu iin de, konuurken hi kimsenin
cann skmaz, genellikle elendirirdi dinleyenleri.
Mr. Supple, rosto sofraya konaca srada odaya girmiti. Havadis getirmi gibi bir
hali vard. Daha demin Mr. Allworthy'nin evinden ktn tam anlatmaya balad
srada, gz rostoya iliir ilimez, dili tutuldu sanki. Ancak hayr duasn edebilecek ve
"Baron Hazretleri" dedii rostoya sayglarn sunmas gerektiini bildirecek kadar
konuabildi.
Yemekten sonra, Sophia'nn haberleri sormas zerine, unlar anlatt:
"Kk hanm, sizin giysilerinizden birini giyen gen kadn dn leden sonra
kilisede grdnz galiba. Sizi, tpk ona benzer bir giysiyle grmtm galiba. Ne var ki,
kyde bu tr giysiler, rara avis in terris, nigroque simillima cygno'dur. Yani, kk
hanm, yeryznde binde bir grlen bir kutur ve kara bir kuuya benzer.
Juvenalis'den bir dizedir bu. Neyse, asl konumuza dnelim. Bu tr giysilerin kyde
pek grlmediini sylyordu m. Bunu kimin giydiini hesaba katarsak, o giysi
bsbtn acayip gelir insana. Bana anlattklarna gre, sizin kolcunuz Kara George'un
kzym o kla brnen. Ben de sanyordum ki, bana bunca bel geldikten sonra,
Kara George biraz akllanr da byle atafatl eyler giydirmez kzlarna. Kzn o klkla
ortaya kmas, yle bir kargaalk meydana getirdi ki, Mr. Allworthy herkesi
susturmasayd, dualar duyan bile olmayacakt. Hatt, Kutsal Kitaptan okuduum ilk
paradan sonra, duracaktm nerdeyse. Neyse, dualar bitip de ben eve dndkten
sonra, bu giysi yznden bir sava olmu kilise mezarlnda. Birok baka zarar ziyan
arasnda, gezgin bir kemancnn ba da adamakll yarlm. Bu sabah kemanc, Mr.
Allworthy'ye gelmi davac olarak. Kz da getirmiler oraya. Mr. Allworthy bartrmak
niyetindeymi onlar. Ama (sizden zr dilerim, kk hanm) bir de ne grsn! Kz,
bugn yarn bir pi dourmak zere! Mr. Allworthy, bu piin babasnn kim olduunu
sormu kza. Ama kz direnmi, bir ey sylemeye yanamam. Mr. Allworthy, kz
tutukevine yollamak iin evrak hazrlamak zereydi ben oradan ktm srada."
Mr. Western, "sizin nemli havadis diye verdiiniz bir kzn bir pi dourmas m?"
dedi. "Ben de milleti ilgilendiren bir ey, ulusla ilgili bir haber sanmtm."
Mr. Supple, "evet, ne yazk ki, ok allagelmi bir haberdir bu," dedi. "Ama bana
kalrsa, anlatlmaya deer gene de. Ulusla ilgili haberlere gelince, onlar benden iyi siz
bilirsiniz. Benim merak ettiim konular, kendi kymn snrlar iinde kalr."
"Doru," dedi Mr. Western, "sylediiniz gibi, ulusla ilgili haberleri ben bilirim.
Neyse... Hadi, Tommy, isene! ie orada."
Ama Tom, zel bir ii olduunu syleyerek, zr diledi. Sofradan hemen kalkp, onun
gitmesini engellemek isteyen Mr. Western'in elinden kurtuldu ve grg kurallarna pek
aldrmadan, yemek odasndan kt.
Mr. Western, bir gzel kfretti Tom'un ardndan. Sonra din adamna dnp, "ii
aktm! ii aktm!" diye bard. "Bu piin babas Tom'dur! Yzde yz o'dur. Vay
canna! Papaz efendi, hatrlyor musun Tom nasl tutturmutu kzn babasn ille ie
alaym diye? Tuh! Amma da kurnaz bir orospuymu o kar! Elimi atee koyarm, Tom o
piin babas!"
Mr. Supple, "eer yleyse, ok zlrm, dorusu," dedi.
Mr. Western ok at buna: Ne diye zlyorsun? Bir felket mi bu? Senin hi piin
olmad m yani? Hadi canm! Yemin ederim ki, senin de bir yn piin vardr, hem de
ok ho vakit geirmisindir onlar peydahlarken!"
Din adam, "ok akacsnz" dedi. "Geri ortada ok ayplanacak bir gnah var
kukusuz; ama ben bu iin yalnz gnah yn stnde durmuyorum. Yapt bu kt i
yznden, Tom, Mr. Allworthy'nin gznden der diye korkuyorum. Onu herkes biraz
ba bozuk bildii halde, dorusu, ben zararl bulmuyordum bu delikanly. Sizin imdi
sylediiniz dnda, kt bir ey de duymamtm onunla ilgili. Ki lisede biraz daha
dikkatli olmasn isterdim elbette. Ama aslnda, ingenui vultus puer ingenuique
pudoris 36 grnyor bana bu gen. Bu, klsiklerden alnm bir dizedir, kk hanm.
yle evirebiliriz: Saf grnl ve safl iinde alakgnll bir delikanl. Romallarn
da, Yunanllarn da ok deer verdikleri bir erdemdi bu. Bana kalrsa, bu gen
centilmen (dnyaya nasl geldiini bildiim halde, yerinde buluyorum bu "centilmen"
deyimini), ok terbiyeli, kendi halinde bir ocuktur. Mr. Allworthy'nin gznden derse,
ok zlrm, dorusu."
Mr. Western, hadi canm!" dedi, "Allworthynin gznden decekmi! Ayol,
Allworthy kendi, baylr kzlara! Tom'un kimin olu olduundan haberi olmayan kald m
yeryznde? Sen bunlar bakasna anlat! Ben t niversiteden bilirim Allworthy'nin ne
mal olduunu!"
Din adam, "onun niversiteye gittiini hi bilmiyordum," dedi.
Mr. Western direndi: "Evet, evet, gitti. Ynla kz idare ettik ikimiz beraber. evrenin
sayl zamparalarndan biriydi. Yok, yok, Tom, Allworthy'nin gznden dmez bir pi
peydahlad diye. stelik, kimsenin gznden dmez bu yzden. te, Sophy'ye sor.
Bir delikanl bir pi peydahlad diye, sen onu ayplamazsn deil mi, kz? Yok, yok,
byle iler yapt diye, kadnlar daha da ok holanrlar delikanllardan."
Zavall Sophia'ya ac veren bir soruydu bu. Din adam yksn anlatrken, Tom'un
nasl renkten renge girdiini grmt. Delikanlnn, durup dururken tella kap
gitmesi de, babasnn kukularnn yersiz olmadna inanmas iin yeterli bir nedendi.
Yreinde uzun sredir yava yava gelien gizli duygu, olanca plaklyla gn na
kverdi birden bire. Sophia kendisini bu duyguya iyice kaptrd srada, babasnn
anszn byle densiz bir soru sormas, kukulu bir insan uyarabilecek bir tepki yaratt.
Ama dorusunu syleyelim, kolay kolay kukulanan bir adam deildi Mr. Western.
Onun iin Sophia, oturduu yerden kalkp, babas izin verirse odasna ekilmeye hazr
olduunu syleyince, Mr. Western hayr demedi. Sonra, ok arbal bir tavrla, "bir
kz, gereinden fazla yzsz olacana, gereinden fazla utanga olsun," diye buyurdu.
Din adam da ok doru buldu Mr. Western'in bu szn.
Bundan sonra, gazetelerden ve siyasal yazlardan derlenmi, bilgiyle dolu, ok ilgin
bir konuma oldu Mr. Western ile din adam arasnda.
lkelerinin hayr uruna drt ie arap itiler o srada. Derken, Mr. Western, derin bir
uykuya dald. Mr. Supple ise, piposunu yakp atna bindi, evine dnd.
Mr. Western, yarm saat uyuduktan sonra, klavsen alsn diye, kzn artt. Ama
Sophia, korkun bir ba ars ektiini ileri srerek, o akam almamasn babasnn
ho grmesini diledi. Bu dilei hemen yerine getirildi. nk babas, ylesine candan
severdi ki Sophia'y, bir dediini iki etmezdi hi. Kzn mutlu etmekle, sonsuz bir
mutluluk duyard kendi de. Babasnn ikide birde dedii gibi, Sophia onun "kk
sevgilisi" idi gerekten. yle olmay da iyice hakketmiti; nk babas ona ne denli
dknse, o da yle dknd babasna. Mr. Western'e kar grevlerini titizlikle yerine
getirirdi her zaman. Sevgisinden tr, yalnz kolayca deil. sevinle yapard bunu.
yle ki, gnn birinde, arkadalarndan bir kz, babasnn isteklerini yerine getirmekte
bylesine titiz davranmasyla alay edince, Sophia yle dedi:
36 Romal air Juvenalis'in talamalarndan alnm bir dize. (.N.)
"Bununla vndm sanyorsanz, yanlyorsunuz; nk ben, grevimi yerine
getirirken, kendi houma giden eyi de yapm oluyorum. Gerei sylyorum,
babamn mutluluuna bir katkda bulunmak, hazlarn en by gelir bana. Grevimi
yaptm iin deil, grevimi yaparken babama mutluluk verebildiim iin deer veririm
kendime."
Ne var ki, zavall Sophia, bu eit hazlar tadacak halde deildi o akam. Klavsen
almamak iin zr diledi babasndan. Mr. Western, istemeye istemeye katland bu
duruma: nk atlaryla, kpekleriyle, ya da iesiyle uramad sralarda, Sophia'nn
gzden uzak olmasna gnl raz olmazd. Gene de kznn isteine boyun edi ve tek
bana kalp sklmamak iin, yaknlarda oturan bir iftiyi ard sofrasna.

BLM 11

Molly Seagrim'in bir tehlikeden zorbela kurtuluu ve doann


olduka derinliklerine dalmak zorunda kalarak elde ettiimiz baz
gzlemler

Tom Jones o gn ava karken, Mr. Westernin atlarndan birine binmiti. Bylece,
Mr. Western'in ahrnda at olmad iin, eve yaya gitmek zorunda kald. Bunu da yle
bir hzla yapt ki, yarm saat iinde milden fazla yol kotu.
Mr. Allworthy'nin bahe kapsna varnca, Molly'ye el koymu olan polislerle bekileri
grd. Aa tabakadan kiilerin tek gzel ders alabilecekleri; yani kendilerinden stn
olanlar saymay, onlara alakgnlllkle boyun emeyi renecekleri bir yere
gtryorlard kz. Oraya gidenler, Kader Tanrasnn, kusurlarn dzeltmek zorunda
olanlarla, kusurlarn dzeltmek zorunda olmayanlar arasnda ok byk bir ayrm
yaptn renirler. Korkarm ki, tutukevinde bunu renemeyenler, hibir ey
renmezler orada, kusurlarn da dzeltemezler.
Bir avukat, Mr. Allworthy'nin, imdiki davranyla, yetkilerinin snrlarn biraz atn
sanabilir belki de. Mr. Allworthy'nin elinde kesin bir bilgi olmadndan, davrannn
yasalara uyup uymadn bilemem dorusu. Ama amac gerekten drst olduu iin
(ve amalarnn drst olduunu ileri sremeyecek durumda olan kimi yarglarn,
Tanrnn gn akllarna esen kararlar verdiklerini de hesaba katarak), in foro
conscientiae, yani vicdan asndan, onu ho grmemiz gerekir.
Tom, nereye gideceklerini polis memurundan renir renmez (zaten hibir ey
sormadan bunu kendiliinden az ok anlamt), Molly'yi kucaklad, herkesin gz
nnde onu sevgiyle barna bast, ona el srmeye kalkan ldreceine and iti.
Molly'ye gzlerini silmesini, zlmemesini; nk Molly nereye giderse, kendisinin de
onunla beraber geleceini syledi. Sonra, elinde apkas, tir tir titreyen polis memuruna
dnd; ok yumuak bir sesle, babasnn (imdi yle diyordu Mr. Allworthy'ye) yanna
gitmelerini istedi.
"ok iyi biliyorum ki," dedi, Molly'yi savunmak iin syleyeceklerimi duyunca,
babam, zgrlne kavuturacaktr onu."
Tom'un srf istemesiyle bile Molly'yi brakmaya nasl olsa raz olan polis memuru, bu
neriyi hemen kabul etti. Bylece hep beraber eve girdiler. Tom, onlarn sofada
beklemelerini syledikten sonra, iyi yrekli Mr. Allworthy'yi aramaya gitti. Onu bulur
bulmaz, ayaklarna kapand; sabrla dinlemesi iin yalvardktan sonra, Molly'nin kar-
nndaki ocuun babas olduunu anlatt. Zavall kza acmasn, ortada bir su varsa,
balca sulunun kendisi olduunu gz nnde tutmasn istedi.
Mr. Allworthy, "ortada bir su varsa m!" diye bard heyecanla. "Yoksa sen, Tanrnn
ve insanlarn yasalarna kar kmann, zavall bir kz ayartp mahvetmenin su
olduunu bilemeyecek kadar m rezil ve ahlksz bir zamparasn! Balca sulu sensin,
elbette! Ve bu suun ylesine ar ki, seni ezeceini bilmelisin."
Tom, "benim bama ne gelirse gelsin," dedi, "ama kzcaz kurtarmalym. Biliyorum,
onu ben batan kardm; ama mahvolup olmamas sizin elinizde. Allah akna
efendim, geri aln tutuklama emrini; yzde yz mahvolaca bir yere gndermeyin onu."
Allworthy, Tom'un hemen uaklardan birini armasn istedi. Tom, buna gerek
olmadn syledi; nk bahe kapsnda, onlarla iyi ki, karlam; Mr. Allworthy'nin
erdemli yreine gvenerek, onlar eve getirmiti. imdi Mr. Allworthy'nin kesin kararn
bekliyorlard. Tom ise, diz kp, bu kararn kzdan yana olmas iin yalvaryordu. Kzn
evine, anasnn babasnn yanna dnebilmesini istiyordu. Nasl olsa ok ac ekeceini
bildii iin, ayrca rezil olmamas, ayrca hor grlmemesi iin yalvaryordu.
Tom, "biliyorum," dedi, "haddim olmadan bunu istediimi biliyorum. Btn bu kt
ilerden sorumlu olduumu da biliyorum. Bunlar size unutturmak iin elimden geleni
yapacam. leride beni balamak ltfunda bulunursanz, iyiliinize lyk olmaa
alacam."
Allworthy, bir sre duraladktan sonra, "peki, tutuklama emrini geri alacam, dedi.
"Polis memurunu bana gnder."
Polis arld ve Molly evine gnderildi.
Mr. Allworthy'nin ok sert bir sylev vererek, Tom Jones'u azarladndan hi
kukunuz olmasn. Ama kitabmzn ilk ksmnda Jenny Jones'a sylediklerini harfi
harfine yazdmz ve bu szler kadnlara yneldii kadar erkeklere de ynelebilecei
iin, Mr. Allworthy'nin imdi sylediklerini buraya almaya gerek grmyoruz. Bu azar-
lama, kaarlanm bir gnahkr olmayan delikanly yle bir etkiledi ki, odasna ekilen
Tom Jones, dertli dertli dnerek yapayalnz geirdi tm geceyi.
Allworthy, iyice kzmt Tom'un iledii sua. nk Mr. Western ne derse desin, bu
deerli insann kadnlarla ahlkszca elencelere kendini hibir zaman kaptrmad
besbelliydi. Bakalarnn bu eit ahlkszlklarn da ok ayplard. Mr. Western'in
sylediklerinde en kk bir gerek pay yoktu aslnda. stelik Western, bu
ahlkszlklarn niversiteye gittikleri yllarda olduunu ileri sryordu; oysa Mr.
Allworthy, ayak bile basmamt niversiteye. Mr. Western, genellikle "palavra" denilen
eye dayanan akalamalara ayrca dknd. Bu "palavra" deyimiyle ayn anlama
gelen ok daha ksa bir szck vardr; ve belki de biz, bu tek heceli szcn yerine
bakalarn kullanyoruz gerei olmad halde. Aslnda herkesin nkte ve mizah sand
ey, szckleri yerli yerinde kullanrsak, bu tek heceyle dile getirilmelidir ou zaman.
Ne var ki, grg kurallarna uyarak, bu kk szc yazmaktan ekiniyoruz biz de."
Mr. Allworthy, bu tr ahlk dknlklerinden ya da ahlkszln baka eitlerinden
ne denli nefret ederse etsin, duyduu nefret, sulu kiinin olumlu yanlarn
gremeyecek kadar kr edemezdi onu. Hatt o kiide hibir ahlkszlk yokmu gibi,
ak seik grebilirdi onun erdemlerini. Bylece bir yandan Tom Jones'un yapt ie k-
zarken; bir yandan da delikanlnn onurlu ve drst davranarak kendi kendini
sulamasn beeniyordu. Okuyucumuz bu delikanl stne ne dnyorsa, Mr.
Allworthy de ayn eyi dnyordu artk. Ve Tom Jones'un olumsuz ve olumlu
yanlarn tartnca, olumlu yanlar olumsuz yanlarndan daha ar basyordu.
te bu yzdendir ki, Mr. Blifil'in olup bitenleri dakikasnda Thwackum'a yetitirmesi ve
Thwackum'n zavall Tom'a ate pskrmesi hibir ie yaramad. Mr. Allworthy,
Thwackum'n saldrgan szlerini sabrla dinledikten sonra, souk souk konutu: Tom
gibi delikanllar, bu kt ilere fazlasyla dkndrler. Ama sylediklerinin ona candan
dokunduuna ve ayn suu bir daha ilemeyeceine inanyordu. Dayak atma gnleri
bittii iin, retmen, eyleme geerek hncn alamayan tm gszler gibi, zehrini
yalnzca azndan samak zorunda kald.
Square'e gelince, Thwackum gibi azgn deildi ama, ok daha kurnazd. Tom Jones'a
duyduu kin, belki Thwackum'nkinden bile fazla olduu iin, delikanly Mr.
Allworthy'nin gznden drmeyi daha iyi baard.
Okuyucu, ikinci ksmda anlattmz keklik, at ve Kutsal Kitapla ilgili olaylar
unutmamtr herhalde. Mr. Allworthynin Toma sevgisi, azalacana artmt bu kk
olaylar sayesinde. Dostluun, cmertliin, ruh yceliinin ne olduunu biraz olsun
bilen; yani iinde bir parack iyilik tayan her insan, Mr. Allworthynin Tom'a tutumunu
benimseyecektir bana kalrsa.
Square, Tom'un iyiliini gsteren bu deiik olaylarn, Allworthy'nin tertemiz
yreinde ne denli olumlu izler braktn biliyordu. nk erdemin peinden hi
ylmadan her an komamakla beraber, erdemin ne olduunun bilincindeydi bu
felsefeci. Thwackum'a gelince, nedenini syleyemeyeceim ama, aklndan bile
geirmemiti byle eyler. Kendi Tom Jones'u kt biliyor; Allworthy'nin de onu kt
bildiini, ama Tom konusunda yanldn kabul etmek zorunda kalmamak iin, eskiden
bylesine sevdii bir ocuktan, srf gururundan ve inadndan tr vazgemediini
sanyordu.
Bylece Square, daha nce szn ettiimiz olaylar evirip evirip ktleyerek,
Tom'u can evinden vurmak frsatndan yararland.
"ok zlyorum, efendim," dedi. "Sizin gibi, ben de yanlmm. Geri bu delikanlnn
davranlarnn ar bir yan vard; arya kaan her eyi olumsuz ve kt bulurum.
Ama Tom'un btn bunlar bir dostluk duygusuyla yaptn sandm iin, elimde
deildi yaptklarndan holanmamak. Genliin de pay vardr bu ilerde diyordum
kendi kendime. kimizin de dostluk uruna uydurulduunu sandmz bu yalanlarn
ardnda, ne denli alaka ve rezilce istekler gizlendii aklma bile gelmemiti. Bu
delikanlnn, kolcunun ailesine kar gsterdii szmona iyiliin gerek nedenini
aka anladk artk: Kz batan karmak iin babaya destek oldu; ailenin bir yesini
rezil etmek, mahvetmek iin, tm ailenin alktan lmesini engelledi. Dostluk buna
derler! yilik buna derler! 'Gzel yemekler tknmak iin bol bol para harcayan oburlara
eli ak denilir' diye yazar Sir Richard Steele. Szn ksas, insanlarn kusurlarn ho
grmemeye, amaz doruluk kurallarna uymayan tutumlar erdem saymamaya
kararlym bundan byle."
Allworthy, kendi iyi olduundan. hi dnmemiti bunlar. Ama baka biri syleyince,
hemen ve kesinlikle bir yana atlmayacak kadar akla yakn buldu bu sulamalar.
Square'in szleri, ok derin izler brakt Allworthy'nin iinde. yi yrekli Allworthy,
duyduklarn aa vurmad, fazla bir ey sylemeden konuyu zorla deitirdii halde,
Square, Allworthy'nin ne denli tedirgin olduunu sezdi. Bu grler, Tom
balanmadan nce ileri srlseydi, belki de ok fena olacakt zavall delikanl iin. Hi
kukumuz yok ki, Tom ile ilgili ilk kt izlenimler bylece damgalanm oldu
Allworthy'nin aklna.
BLM 12

Gene bir nceki blmde grdmz kaynaktan gelen, ama ok


daha ak seik bulduumuz olaylar anlatlr

Sanrm ki, okuyucu benimle birlikte Sophia'nn yanna dnmekten honut olacaktr.
Gen kz, onu son grmzden sonra, pek rahat geirmedi geceyi. Az uyudu, gzel
ryalar grmedi. Sabahleyin, hizmetisi Mrs. Honour her zaman geldii saatte odasna
girince, Sophia'y yataktan kalkm, giyinmi buldu.
Krsal blgelerde, birbirlerinden iki mil uzakta oturanlar, kap komusu saylr; bir
evde olup bitenlerin haberi inanlmaz bir hzla baka bir eve uuverir. te bundan tr
Mrs. Honour, Molly'nin bana gelen rezaletin tm ayrntlarn duymutu. ok konukan
olduu iin de, hanmn odasna daha ayak basar basmaz, her eyi anlatmaya balad:
"Ah, kk hanm, ne dersiniz bu olup bitenlere? Pazar gn kilisede grdmz kz
var ya -hani onu ok gzel bulmutunuz- ama biraz daha yakndan baksaydnz, pek o
kadar gzel de bulamazdnz. te o kz, gebe olduu iin yasalarla ba belya girdi.
Bana kalrsa, kendini bir mal sayan rfntnn biridir o. Bebein gen Mr. Jones'dan
olduunu sylemi. Btn ky halkna gre, Mr. Allworthy, yle bir kzm ki, yzne
bile bakmak istemiyormu Mr. Jones'un. Zavall delikanlya acmamak elde deil, elbet.
Ama kendilerini byle rezil edenlere de fazla acmamal aslnda. yle de yakkl bir
bay ki, kap dar edilirse, zlrm dorusu. Herhalde olan kadar kz da gnllyd
bu ie; nk bildim bileli, pek yzsz bir aiftedir o. Kzlar bylesine stlerine
rse, delikanllar da pek fazla ayplamamal; baka ne beklenebilir ki
delikanllardan o zaman? Byle srtklerle dp kalkacak kadar alalanlara oh
olsun! Ama o rfntlardr asl sulu olanlar. sterdim ki, arabalarn arkasna balayp,
sokaklarda kamlaya kamlaya srklesinler hepsini.37 nk ok yazk byle gzel
gzel delikanllar mahvetmeleri. Mr. Jones, grp greceim genlerin en
yakkllarndan biridir. Kimsecikler syleyemez bunun aksini ve ben..."
Mrs. Honour, byle geveze geveze boyuna konuurken, Sophia onun szn kesti.
imdiye dek hizmetinin hi duymad ters bir sesle bard:
Allah akna, ne diye bunlar anlatp da canm skyorsun benim! Mr. Jones'un
yaptklarndan bana ne? Hep birbirinize benzersiniz sizler. Molly'nin bana gelen,
sizlerin de bana gelmedi diye ierliyorsunuz sanki!"
Mrs. Honour, "ben mi ierliyorum?" dedi. "Hakkmda byle bir ey dnmenize
zldm, kk hanm. Hi kimse benim iin byle bir ey syleyemez vallahi!
Dnyann tm delikanllarnn cehenneme kadar yolu vardr bana kalrsa. Onun yakkl
bir erkek olduunu sylediim iin mi bu lflar? Yalnz ben deil, herkes sylyor bunu.
Bir delikanlnn yakkl olduunu sylemenin su olduunu bilmiyordum, dorusu.
Ama yakkl da demeyeceim ona artk; nk yakkl olan yakksz iler yapmaz.
Bir dilenci kzyla..."
Sophia, "Kes artk u kstahlklarn da, git babama sor, beni kahvaltya bekliyor mu?"
diye bard gene.

37 zellikle kendini satan kadnlar ve kadn ticareti yapan erkekler iin, byle bir ceza olaand o
sralarda. (.N.)
Bunun zerine Mrs. Honour. kapnn dna att kendini. Boyuna bir eyler
homurdanyordu ama, duyulabilen tek sz, "hadi canm! vallahi!" idi.
Sophia, Mrs. Honour'a bir ta attna gre, belki okuyucu merak ediyordur
hizmetisinden kukulanmakta gerekten hakl m yoksa haksz m diye. Bu konuda
okuyucuya bir aklama yapamayacamz iin, onun gnln almak amacyla,
Sophia'nn aklndan geenleri anlatacaz.
Bu gen kzn yreine, Tom Jones'a duyduu gizli sevginin yava yava, sinsice
yerletiini anmsayacaktr okuyucumuz. Sophia, durumun farkna vard srada, bu
sevgi iyice byyp serpilmiti. lk belirtileri sezdiinde, duyduklar yle tatl, yle hotu
ki, Sophia, bunlar engellemek, yok etmek gcn bulamad kendinde. Bylece,
sonularn hi mi hi dnmeden, barna basp durdu bu sevgiyi.
Sophia'nn gzn Molly ile ilgili olay at ilkin. Kendini byle koyuvermekle ne denli
sulu olduunu anlad o zaman. Bu olay, Sophia'y altst etti ama, zehir gibi tatsz baz
baka illar gibi, hastal bir sre yokediverdi. la, akln alamayaca bir hzla
gsterdi etkisini. Mrs. Honour odadan uzak kald ksack srede, hastalk belirtilerini
ylesine silip sprd ki, Mrs. Honour, babasnn Sophia'y istediini sylemek iin geri
dnnce, yzde yz rahatlam ve Mr. Jones'a kar tam bir kaytszlk iinde buldu
gen kz.
Nerdeyse her adan beden hastalklarn taklit eder akln hastalklar. Bundan tr,
umarz ki, kendilerine kar byk sayg beslediimiz o bilgili hekimler kurulu, aslnda
onlarn mesleine zg birok szcklere ve deyimlere el koymak zorunda kaldmz
iin, balayacaklardr bizi. Eer bu szckleri ve deyimleri kullanmasaydk,
betimlemelerimizi anlamak olanaksz olacakt ou zaman.
Akln hastalklaryla bedenin hastalklarnn ortak yan ikisinde de grlen kolayca
depreme eilimidir. Hrs ve cimrilik dediimiz ar hastalklarda ayrca belirgindir bu.
Ben nice kiiler bilirim ki, saraydayken ikide birde hayal krklna uradklar iin,
hrslan iyilemitir (nk hrsn tek ilac hayal krkldr). Gelgelelim, krsal blgelerde
yarglar kuruluyla alacak olan byk jrinin bakan seildikleri srada, gene ortaya
kvermitir ayn hrs. evresindekilere alt penilik bir yn para databilecek kadar
cimriliini yenebilen bir adam anlattlar bana. Ne var ki, ayn adam, biricik kzyla
evlenen bir cenaze ileri yneticisiyle, kendi cenazesi konusunda kurnaz ve krl bir
pazarlk yaparak, avunmutur lm deinde.
Stoaclk felsefesini yzde yz benimseyip, bir hastalk olarak ele alacamz sevda
ilerinde de, hasta, durup dururken gene fenalaverir. Zavall Sophia'ya ayn ey oldu:
Tom Jones'u gene grr grmez, tm eski belirtiler gene ortaya kverdi; souktan
rpermelerle ateten yanmalar sarverdi yreini.
Bu gen kzn durumu, eskiden olduundan ok bakayd imdi. Eskiden
dayanlamayacak kadar tatl olan ak duygusu, barnda tad bir akrebe
dnmt artk. Onun iin Sophia, olanca gcyle kar koydu bu tutkuya. Yana
gre alacak kadar gelimi olan aklnn tm olanaklarn kullanarak, bu tutkuyu ezip
yoketmeye alt. yle de baarl oldu ki, zamanla ve Tom'dan uzak durarak, tam
anlamyla iyileeceini ummaya balad. Bu yzden elinden geldii kadar kat
delikanldan. Gene ayn amala, bir sre teyzesinin evinde kalmay tasarlad. Babasnn
gitmesine izin vereceini biliyordu.
Gelgelelim, baka eyler tasarlayan Kader Tanras, gelecek blmde anlatacamz
kazay meydana getirerek, Sophia'nn durumunu gene altst etti.
BLM 13

Sophiann bana gelen korkun kaza; Tom Jones'un yiite


davran ve bu davrann Sophia asndan yaratt daha da
korkun sonular; ve kadnlardan yana kmak amacyla, asl
konumuzdan ksa bir sre uzaklamamz.

Mr. Western'in Sophia'ya dknl, gnden gne artyordu. yle ki, Sophia.
babasnn yreinde sevgili kpeklerinin bile yerini almaya balamt nerdeyse. Ne var
ki, Mr. Western'in gnl kpeklerinden de ayrlmaya raz olmad iin, kurnazca bir
areye bavurdu: Kznn da ava gelmesi iin direnerek, hem kpeklerinden ayrlmad,
hem de kzndan.
Huyuna uymayacak kadar kaba ve erkeklere zg bir elence sayd avdan hi
holanmamakla birlikte, yasalara boyun edii gibi babasnn isteklerine de boyun
een Sophia, Mr. Western'e kar kmay aklndan bile geirmedi. Uysallnn baka
bir nedeni de vard aslnda: Onunla beraber ava giderek, Mr. Western'in atlganln
biraz olsun nlemek, ikide birde cann tehlikeye sokmasn engellemek istiyordu.
Sophia eskiden Tom Jones'u grebilmek iin ava gitmek isterken, imdi bunu
istememesinin balca nedeni, grmemeye karar verdii bu delikanlyla karlamak
korkusuydu. Av mevsiminin sonu artk yaklatndan, ksa bir sre teyzesinin yannda
kalarak, aklnn da yardmyla, bu mutsuz sevdadan kurtulabileceini umuyordu.
Bundan sonraki av mevsiminde ise, en kk bir tehlikeye dmeden, Tom Jones ile
kar karya gelebileceine gveni vard.
Avn ikinci gn, Sophia evine nerdeyse yaklamken, bell bir hayvan olan ve
daha usta bir binici isteyen at, yle bir huysuzlanmaya ve tepinmeye balad ki, gen
kzn dmek zere olduu besbelliydi. Kzn arkasndan gelen, pek uzaklarda olmayan
Tom Jones, durumu grnce, drt nala hemen imdada yetiti. Sophia'nn yanna varr
varmaz, kendi atndan atlamasyla Sophia'nn atnn dizginlerini yakalamas bir oldu.
Azgn hayvan dimdik aha kalkt, sevimli ykn srtndan att ve kz Tom'un kollar
arasna dt.
Sophia, yle korkmutu ki, bir yerinin acyp acmadn ok merak eden Tom'a bir
ey syleyecek hali yoktu. Ama biraz sonra toparland, iyi olduunu syledi, kendisini
koruyan delikanlya teekkr etti.
Tom, "eer sizi koruyabildimse, efendim," dedi, "yeryznde artk isteyeceim bir ey
kalmad demektir. Bilin ki, size en kk bir zarar gelmesin diye bundan ok daha
byk felketlere katlanabilirdim."
Sophia, telland: "Ne felketi? Yoksa bir ey mi oldu size?" Tom Jones,
"aldrmayn, efendim," dedi, "Tanrya kr, siz tehlikeden kurtuldunuz ya. Size bir ey
olacak diye yle korktum ki, kolumu krmam bir hi sayyorum.
Sophia, bir lk att: "Kolunuzu mu krdnz! Allah esirgesin!" Tom, "ne yazk ki, yle."
dedi. "Ama ne olur, izin verin de her eyden nce size yardm edeyim. Nasl olsa bir
sa elim var size hizmet etmek iin. Bitiik tarlaya geelim; biraz yrynce, evinize
varrz oradan."
Tom, sa eliyle onu tutup yrmesine yardm ederken, sol kolunun bolukta
sallandn grnce, Sophia durumu anlad. Gen kzn yz, kendi tehlikedeyken bile
byle sararmamt. Her bir yann yle bir titreme ald ki, Tom onu zorla ayakta
tutabiliyordu. Bedeni gibi, yrei de allak bullak olan Sophia, Tom'a sevgiyle bakmak-
tan kendini alamad. Bu yle bir bakt ki, kadnlarn en seveceni bile, srf acd iin ya
da bir gnl borcu duyduundan byle bakamazd bir erkee. Byle bir bak,
acmadan da, gnl borcundan da daha gl nc bir duygudan gelebilirdi ancak.
Bu kaza olurken biraz ileride bulunan Mr. Western ile teki atllar, geri dndler o
srada. Sophia, Tom'un bana gelenleri onlara anlatt; delikanlya hemen bakmalarn
istedi. Kznn atn binicisiz grp de fena halde tellanan Mr. Western, Sophia'ya bir
ey olmadn anlaynca, sevinten utu.
"yi ki, daha beter eyler olmad, dedi. Tom'un kolu krldysa, onu onaracak bir
marangoz buluruz elbet."
Mr. Western atndan indi, kz ve Tom Jones ile birlikte evine doru yrd. Serinkanl
bir seyirci, onlarla yolda karlap hallerine baksayd, yalnz Sophia'ya acmak
gerektiini sanrd. nk Tom Jones, kendi kol kemiinden baka hibir eyini
krmadan, gen kzn belki de cann kurtard iin, sevin iindeydi. Mr. Western ise,
delikanlnn kazaya uramasna kaytsz kalmamakla birlikte, kznn kazadan ucuz
kurtulmasna sevinten uuyordu.
Gnl ulu bir kz olan Sophia, Tom Jones'un bu davrann, yreini derinden
etkileyen yce bir kahramanlk sayd. Kadnlarn gzne girmenin en kestirme yolu
yiitliktir hi kukusuz. ouna gre bunun nedeni. kadnlarn yaradltan ekingen
olmalardr. Hatta Mr. Osborne'a38 gre, kadn, Tanrnn yeryzne yerletirdii tm
yaratklarn en korkadr. Gereklere uygunluundan fazla, patavatszlyla dikkati
eken bir grtr bu. Aristo, Politika adl yaptnda, "erkeklerdeki ekingenlik ve
yiitlik, kadnlardaki ekingenlik ve yiitlikten farkl bir eydir. Ne derseniz, bir kadna
yaraan yiitlik, erkeklerde korkaklk saylr; bir erkee yaraan ekingenlik de, kadnda
yzszlk saylr" derken, kadnlara kar fazla hakszlk etmemektedir bana kalrsa.
Kadnlarn ar korkak olduklar iin yiit erkeklerden holandklar gr de, pek
doru deildir belki. Mr. Bayle,39 (yanlmyorsam, Helen stne yazd makalede) daha
akla yakn bir yorumla, kadnlarn yiit erkeklerden holanmalarn, ana erefe ayrca
dkn olmalaryla aklar. nsan yreinin derinliklerine herkesten fazla inen bir ozan,
Odvsseia'da, evli iftlerin sevdasnn ve birbirlerine ballklarnn en yce rneklerinden
birini verirken, bu gr destekler; nk destann kadn kiisi, eine duyduu
sevginin tek kayna olarak, onun anl varln gsterir.40
Her neyse, bu kazann Sophia'y ok etkiledii besbelliydi. Durumu iyice
inceledikten sonra, o srada sevimli Sophia'nn da Tom Jones' un yreini ayn gle
etkiledii inancna vard m. Zaten gerei sylemek gerekirse, delikanl, Sophia'nn
gzelliinin dayanlmaz bysne kaplmaya balamt bir sredir.

BLM 14

Hekimin gelii ve yapt iler. Sophia ile hizmetisi arasnda uzun bir
38 Francis Osborne (1593-1559), "Oluma tler" adl, kadnlara kar bir yaznn yazar. (.N.)
39 Pierre Bayle (1647-1706) Usu bir Fransz felsefecisi. (.N.)
40 ngiliz okuyucu, destanda bu duyguyu bulamayacaktr; nk Odyssela'nn ngilizce evirisinde, bu hi
de belirtilmemitir. (Y.N.)
konuma

Evine varnca, glkle, sendeliye sendeliye yryen Sophia, bir iskemleye kt.
Amonyak koklayarak, su ierek baylmasn nlemi; Tom Jones iin arlan hekim
geldii srada, olduka toparlanmt. Ama kznn bu hallerini attan dmesine yoran
Mr. Western, Sophia daha beter bir duruma dmemesi iin, ondan hemen kan
alnmasn istedi. Ayn gr paylaan hekim, kan almay zorunlu klan o kadar ok
neden sayd, kanlan alnmad iin kt duruma den o kadar ok kiiden sz etti ki,
Mr. Western kyametleri kopard, kzndan hemen kan alnmas iin direndi.
Kaza srasnda geirdii korkunun, babasnn ya da hekimin sand kadar tehlikeli
olamayacan sezen Sophia, istemeye istemeye Mr. Western'in emirlerine boyun edi.
O gzel kolunu uzatt; hekim de hazrlanmaya balad
Hizmetiler, gereken teberiyi getirirken, Sophia'nn bu kk ameliyat korktuu iin
istemediini sanan hekim, kan almada en kk bir tehlike olmadn anlatmaya
koyuldu. Ancak szmona cerrahlarn korkun bilgisizlii bir kazaya neden olabilirdi.
Hekim, kendisinin o beceriksizlerden biri olmadn akca sylememekle birlikte, iyice
belirtti.
Sophia, hi korkmadn syledi: "Bir atardamarm delseniz bile, sizi balarm, sz
veriyorum," diye ekledi.
Western, "balarsn ha!" diye bard. "Eer ben balarsam, Allah beni kahretsin!
Sana en kk bir ktlk yaparsa, Allah belm versin eer cierini skmezsem!"
Bu koullara katlanan hekim, syledii gibi, becerikli bir biimde ve abucak
Sophia'dan biraz kan ald. Bir defada fazla kan almaktansa, stste azar azar kan
almann daha doru olduunu anlatt.
Sophia, kolu sarldktan sonra, edasna ekildi. Tom Jones'un kolu tedavi edilirken
orada bulunmak istemiyordu (bulunmas da uygun olmazd belki.) Bunu akca
sylemedii halde, krk kemie bir an nce baklsn diye kendisinden kan alnmasna
kar koymutu aslnda. Sophia sz konusu olunca, Mr. Western, kzndan baka hi
kimseyi dnmezdi. Tom'a gelince, "Kedere glmseyen Sabrn bir ant gibi" 41 oturup
duruyordu. Dorusunu sylemek gerekirse, Sophia'nn o gzel kolundan kanlar
fkrdn grnce, kendi bana gelenleri nerdeyse unutmutu delikanl.
imdi hekim, hastann, belden yukar soyunup, gmleiyle kalmasn istedi. Sonra
kolu aarak, ekitire ekitire yle bir incelemee balad ki, yapt ikenceden tr
Tom'un yz burutu.
Hekim pek at bu yz buruturmalarna: "Ne oluyorsunuz efendim?" diye sordu.
"Cannz yakm olamam; yolu yok bunun."
Sonra, krk kolu kaldrp gstererek, anatomi konusunda ok uzun ve ok bilgili bir
syleve balad. Basit krklarla ifte krklar titizlikle gzden geirdi. Tom Jones'un
kolunun nasl krldn ve nasl krlabileceini; kolun u ya da bu biimde krlmasnn,
hangi adan daha iyi ya da daha kt olabileceini gerekli ayrntlarla aklad.
Hekimi dinleyenler, kulak kesildikleri, onu hayran hayran dinledikleri halde, pek bir
eyler renemediler; nk sylediklerinden bir tek sz bile anlayamamlard aslnda.
Hekim, uzun bir emein rn olan bu sylevini bitirdikten sonra, ie koyuldu ve bir
trl balayamad iini abucak bitiriverdi.

41 Shakespeare'in Onikinci Gece'sinden bir dize (perde II, sahne 4) (.N.)


Derken, Tom'un yatrlmasn emretti. Mr. Western'in "burada kalacaksn" diye
dayatmas zerine, delikanlya bir yatak ve yalnz suda pimi lapa yemek cezas
verildi.
Kemik yerli yerine yerletirilirken, orada bulunanlardan biri de Mrs. Honour'du. Bu
ameliyat biter bitmez, hanm Mrs. Honour'u arp, delikanlnn nasl olduunu
sorunca, hizmeti, Tom'u ve ve gklere kard. Mrs. Honour'un deyimiyle, "bylesine
gzel bir yaratn ulugnll ayrca bylyordu insan." Mrs. Honour, Tom'un
gvdesinin gzelliini verken, ayrca kendinden geti, her eyi ayrntlaryla anlatt,
delikanlnn teninin beyazl stnde durarak, szlerine son verdi.
Anlattklar Sophia'y yle bir etkiledi ki, keskin zekl hizmeti kadn konuurken
hanmnn yzne syle bir baksayd, belki de farkna varrd bunun. Ama gzel bir
rastlantyla Mrs. Honour'un nnde bir ayna bulunduu iin, kadn, dnyada en ok
beendii yz olan kendi yzn bu aynada seyretmek olaslndan yararlanm, ko-
nuurken gzlerini hi ayrmamt aynaya yansyan gzel grntden.
Mrs. Honour, bir yandan anlattklarna, bir yandan da seyrettiklerine yle bir dalmt
ki, kendini toparlayacak zaman verdi hanmna. Sophia, kendine gelir gelmez,
hizmetisine glmsedi:
"Bana kalrsa, sen bu gence tutkunsun" dedi.
"Ben mi tutkunum, kk hanm! Vallahi billahi deilim."
"Olsan da utanlacak bir ey yok bunda. O gerekten ho bir adam."
Mrs. Honour, "oras yle, kk hanm," diye karlk verdi. "Benim grdm
erkeklerin en yakkls. Vallahi yle. Toplumdaki yeri benimkinden stn olmakla
beraber, kk hanmn da buyurduu gibi, onu sevmekten ne diye utanacakmm
bilmem dorusu. Kibar kiiler de etten kandan yaplr, tpk biz hizmetiler gibi. stelik,
Mr. Jones'u bir bay yapan Mr. Allworthy'dir; yoksa douu, benimkinden de aadr
onun. nk ben yoksulum ama, namuslu bir insann ocuuyum. Annemle babam,
nikhlydlar hi olmazsa; ama burunlar Kaf danda nice kiiler var ki, ayn eyi
syleyemezler onlar. Hadi canm! Onun teni ne denli beyaz olursa olsun (dorusu bu
kadar beyazn da mrmde grmedim), ben de Tanrnn kuluyum, tpk onun gibi.
Kimsecikler de soyum sopum bozuk diyemez bana. Bir din adam olan dedem, 42 onun
soyundan birinin, Molly Seagrim'in pis artklarna yz verdiini duysayd, dorusu ok
kzard bence."
Sophia, hizmetisinin enesini kapatmaya belki de yeterince gc olmad iin
(bunun pek kolay bir i olmadn anlar okuyucu), onun byle geveze geveze
konumasna gz yumuyordu. Mrs. Honour'un sylediklerinde, gen kzn hi de
houna gitmeyecek eyler vard, kukusuz. Sophia, sonu gelmeyecekmi gibi akan bu
lf selini kesti sonunda:
"Kendine gvenip, babamn arkadalarndan biri stne byle konumay gze
almana ayorum, dorusu," dedi. "Sana emrediyorum, kzn adn bile syleme benim
nmde. Bu gen bayn doumu sorununa gelince, onda baka kusur bulamayanlar
sussunlar bu konuda; sen de sus artk."
Mrs. Honour, "sizi kzdrdma zlyorum efendim," dedi. "Yemin ederim, sizin
kadar ben de nefret ediyorum Molly Seagrim'den. Mr. Jones'a karaalmama gelince,
evdeki tm hizmetiler bilirler ki, pi lf alr almaz, ondan yana kmmdr ben.
42 Bu ykde Mrs. Honour, toplumun aa tabakalarndan gelip de soyunda bir din adam bulunduunu
syleyen ikinci kiidir. Gelecek alarda kilisede yksek mevkilere eriemeyen din adamlarnn ailelerinin
geimi saland zaman, byle bir yoksulluu, imdi olduundan daha ok yadrgayacamz umarm.
(Y.N.)
Uaa demiimdir ki: Sizi sonradan bir bay yapacaklarn bilseydiniz, pi domaya raz
olmaz mydnz hepiniz? O ok gzel bir baydr, demiimdir. Vallahi billahi dnyann en
beyaz elleri ondadr, demiimdir. O dnyann en tatl, en iyi huylu adamlarndan biridir;
onu buralarda herkes, tm komular ve hizmetiler sever demiimdir. Kzmayacanz
bilsem, kk hanm, size bir ey sylerdim."
"Ne sylerdin, Honour?" diye sordu Sophia.
Mrs. Honour, "hayr, olmaz kk hanm," dedi. "Bir ktlk dnmyordu bunu
yaparken; onun iin kk hanmn kzmasn istemem."
Sophia, ne olur bana syle; bunu hemen renmeliyim," diye direndi.
Mrs. Honour anlatmaya balad: "Kk hanm, Mr. Jones geen hafta, benim
altm odaya girdi orada, bir iskemlenin stnde sizin manonunuz duruyordu. Bir
de ne greyim! Mr. Jones, daha dn sizin bana verdiiniz o manonun iine elini
sokmasn m! Aman, Mr. Jones, dedim, hanmmn manonunu geniletip bozacaksnz.
Ama o, elini ekmedi hi. Derken, manonu pt. Vallahi mrm
boyunca, onun manonu p gibi bir p grmedim ben."
Sophia, "her halde benim manonum olduunu bilmiyordu," dedi.
"Dahas var, dinleyiniz, kk hanm. stste pt manonu. Dnyann en gzel
manonudur bu, dedi. Aman efendim, dedim, yzlerce kez grdnz bunu. Grmesine
grdm, Mrs. Honour, dedi; ama sizin hanmnz orada olunca, onun dnda gzel bir
eyi hi grebilir mi insan, dedi. Dahas da var, ama sakn kzmayn kk hanm,
nk bir ktlk dnmyordu vallahi: Gnn birinde, kk hanm babasna klavsen
alarken, teki odada oturan Mr. Jones pek dertli grnd bana. Ayol, Mr. Jones,
dedim, size ne oluyor byle? Syleyin bana neler dndnz. Mr. Jones, bir d-
ten uyanrcasna silkindi; ah, kadn, dedi, senin o melek hanmn klavsen alarken ben
ne dnebilirim kil Derken, elimi yakalayverdi: Ah, Mrs. Honour, dedi, kim bilir ne
denli mutlu olacak o adam! Sonra iini ekti. Vallahi, bir demet iek kadar tatl
kokuyordu nefesi. Ama yemin ederim, bir ktlk dnd yoktu. Onun iin kk
hanmn ona bir ey sylemeyeceini umarm. Dilimi tutmam iin bana para verdi. Bir
de elimi kitaba bastrp yemin ettirdi; ama o kitap, Kutsal Kitap deildi bana kalrsa."
Aldan daha gzel bir krmz bulununcaya dek, bir tek sz bile sylemeyeceim
Sophia'nn yznn o sradaki rengi konusunda.
Sophia, "Ho-nour," diye kekeledi, "ben - eer bana da, baka birine de bunlardan bir
daha sz etmezsen, seni ele vermem - yani sana kzmam demek istiyorum. Ama
dilinden korkuyorum. Kz, ne diye aklna geleni sylersin byle?"
Honour, "yoo," dedi, "kk hanm kzdrmaktansa, dilimi kesmeye razym, vallahi.
Sizin istemediiniz bir tek sz kmaz azmdan."
"Bundan sz etmeni istemiyorum artk; nk babamn kulana giderse, Mr. Jones'a
kzar," diye aklad Sophia. "Senin de dediin gibi, bir ktlk dnd yoktu bunlar
sylerken, bana kalrsa. Dorusu, ben de ok kzardm, eer..."
Mrs. Honour, hanmnn szn kesti: "Yok, yok, kk hanm, vallahi bir ktlk
dnd yoktu. Kendinden gemiesine konuuyordu. Kendi de syledi o srada
ldrdn. ldrdnza ben de inanyorum, efendim, dedim ona. Haklsn, Honour,
dedi. Kusurumu balayn, kk hanm, dilimi tutup koparabilirim, sizi kzdrdm
iin."
"Hadi, anlat," dedi Sophia. "Daha nce sylemediin bir ey varsa, onu da anlat."
"Evet, Honour, dedi (biraz daha sonralaryd bu; bana paray verdii srada). Ben,
ancak bir tanraya bakar gibi bakabilirim hanmna. Ona baka bir gzle bakacak
kadar aptal da deilim, kt de deilim. Son nefesime dein, bir tanraya taparcasna
tapacam ona, seveceim onu. te, kk hanm, bunlard syledikleri anmsadm
kadaryla. Bir ktlk dnmediini anlayncaya dek, ben de fena halde kzmtm Mr.
Jones'a."
Sophia, "senin beni gerekten sevdiine inanyorum, Honour" dedi. "Geen gn
damarma basmtn da, kendine baka bir i bul, demitim sana. Ama yanmda kalmak
istiyorsan, kalabilirsin."
Mrs. Honour, "ben kk hanmdan hibir zaman ayrlmak istemem, vallahi," diye
yeminler etti. "Kendime baka bir i bulmam sylediiniz zaman, vallahi gzlerimde
ya kalmad alaya alaya. Byk nankrlk olur sizden ayrlmak istemem. Bu kadar
iyi bir yer bulamam bir daha. Kk hanmn yannda yaamak, kk hanmn yannda
lmek isterim ben. nk zavall Mr. Jones'un dedii gibi, ne mutludur o adam ki.."
Yemek an, bu konumay kesti. Sylenenler, Sophia'nn yzn yle bir hale
getirmiti ki, sabahleyin kendisinden kan alnmas, sandndan fazla iine yaramt
imdi. Bu ii baaramayacam bildiim iin, Horatius'un bir kuralna 43 uyarak, gen
kzn u srada neler duyduunu anlatmaya kalkmayacam hi. ou okuyucularm,
kendiliinden anlayacaklardr bunu. Anlayamayan tek tk okuyucuya gelince, ben ne
denli gzel anlatrsam anlataym, ya gene anlamayacaklar, ya da gereklere aykr
bulacaklardr yazdklarm.

BENC KISIM

ALTI AYDAN BRAZ UZUN BR SREY KAPSAR

BLM 1

Arbal yaz tr nedir ve hangi amala kullanlr

Bu koskocaman yaptta, okuyucunun en az houna giden paralar, yazarn en ok


glk ekerek yazd paralardr belki de. Her ksmn bana eklediimiz denemeler
de girer bunlarn arasna; yaratmay aklmza koyduumuz yaz tr iin zorunlu bildik
bu denemeleri.
Yapmaya kararl olduumuz bu i iin, ille bir neden gstermek zorunda deiliz.
Bunu, dzyazyla yazlm gldrc her destann bir kural saymamz, yeter de artar
da. Tiyatro oyunlarnda imdi titizlikle uygulanmas istenilen sre birlii ve yer birlii 44
kurallarnn nedenini soran var m hi? Bir oyun neden ille bir tek gnde gesin de, iki
gnde gemesin diye soran bir eletirmen kt m hi? Seyirciler, (seilmek isteyenlerin

43 Horatius, Ara Poetica'da, iyi anlatlamayacak olan eylerin hi anlatlmamasn ister. (.N.)
44 Aristo'nun tiyatroyla ilgili grlerine dayanan ve bir oyunda ele alnan olaylarn ancak bir tek gn
kapsamasn ve ayn yerin dolaylarnda gemesini isteyen kurallara "sre birlii" ve "yer birlii" kurallar
denilirdi. (.N.)
oy atmaya gtrdkleri semenler gibi, bedava yolculuk etmek artyla) oyunda
gsterilen yerin be mil uzanda olup bitenleri sahnede grsnler de, elli mil uzanda
olup bitenleri neden grmesinler sahnede? Eski bir eletirmenin45 ileri srd bir
kuraln, yani tiyatro oyunlar be perdeden ne bir perde fazla, ne bir perde eksik olabilir
diyen kuraln nedenini doru drst aklayabilen bir yorumcu var mdr? Tiyatrolarmz
yarglayan ada eletirmenler, "baya" szc sayesinde, her eit glmeceyi
baaryla sahneden kovup, tiyatroyu bir salon kadar can skc yaptlar; bu
"baya" szcn tam ne anlamda kullandklarn bir bilen km mdr?
Btn bu sorular karsnda, sanki herkes, yasalarmzdan alnan bir zdeyii
benimsemitir: Cuicunque in arte sua perito credendum est ; (yani "kendi
uzmanlk alannda usta olan her kiiye gvenmek gerekir.") Bir sanat ya da
bilim dalnda temelli bilgiden yoksun bir adamn, bu alanlarda kat ve kesin ku -
rallar ortaya koyabilecek kadar yzszleebileceim aklmz pek al mad iin,
biz bu kuralarn nedenini (ne yazk ki) kavrayacak du rumda olmasak da, aslnda
bunlarn salam ve doru gerekelere dayand sonucuna varrz.
imdi doru konumak gerekirse, eletirmenleri fazla marttk hepimiz; onlar
gerekte olduklarndan ok daha derin kiiler sandk. Bu tutumumuzdan tr yz
bulan eletirmenler, ast astk kestii kestik, diktatrce bir g haline gelmeyi
baardlar; bizim efendilerimiz oldular; aslnda eski yazarlardan rendikleri yasalar,
yeni yazarlara zorla kabul ettirecek kadar kendilerini beenmeye baladlar.
Egemen olduklar eitli bilim dallarnda, dehalarnn engin gc sayesinde yasalar
yaratan, yzde yz yetkili kiiler vardr. Gerekte eletirmenlerin grevi, bu yetkili
kiilerin ortaya koyduklar kurallar ve yasalar bir ktip gibi yazp saptamaktr. Eski
eletirmenler, ne bu grevin snrlarn amay akllarndan geirirler, ne de bir gr
hangi yetkili kiiden aldklarn belirtmeden bir tek tmce yazarlard.
Ama zaman geti ve bilgisizlik alarnda, ktip, efendisinin gcne el koymaya,
onun yce katna yerlemeye balad. yle ki, yaz yazma sanatnn yasalar, artk
yazarn yaptlarna deil, eletirmenin buyruklarna dayanyor. Ktip, yasalar yapann
yerini alyor ve yasalar kada geirmek grevini grenler, yksekten atarak, kendileri
yasa yapyorlar artk.
te, bu durumdan tr, gze batan, ama belki de nlenmesinin yolu olmayan bir
yanlg kt ortaya: Eletirmenler, yetenekleri pek snrl kiiler olduklar iin, yanlp, salt
biim olan eyi z sandlar ok gemeden. Yasalarn cansz szcklerine taklp. gerek
anlamn anlamayan bir yarg gibi davrandlar. Byk bir yazarn, belki de bir rastlant
sonucu kaleme ald nemsiz szleri, o yazarn ayrca nemli bir dncesi saydlar ve
gelecek kuak yazarlarnn buna ille uymasn istediler. Sahtekrln balca iki
destekleyicisi olan zaman ve bilgisizlik, bir eit dokunulmazlk salad bu yanl g-
rlere. Bylece, gereklere de, doaya da uymayan bir takm "gzel yaz yazma
kurallar" meydana kt. Sanki bu kurallarn tek amac, dhileri bask altna almak,
ezmekti. Dans sanat konusunu ileyen bir yn deerli kitapta, ancak zincirlendikten
sonra dans etmek gerektii yazlmas, bir dans retmeninin elini kolunu nasl ba-
larsa, yazar da tpk byle balad bu kurallar.
lerisi iin geerli saylabilecek bir kural, salt ipse dixit (yani "yle dedi, yle oldu")
yetkisi stne kurmakla sulanmak istemeyiz. Gerei sylemek gerekirse, bu eit
karakui kurallara ayrca derin bir sayg da beslememekteyiz. Onun iin, eletirmenlere
balanan sz konusu haktan vazgeip, esas konumuzla ilikisi olmayan bu de-
nemeleri, kitabmzn urasna burasna serpitirmemizin nedenlerini anlatmaya
balayacaz okuyucumuza.

45 Fielding, Horatius'un Ars Poetica'sn dnmektedir. (.N.)


Bunu yaparken de, yeni bir bilgi dalna bavurmak zorunda kalacaz. Kartlar
inceleyen bu bilgi dal kefedilmi olsa bile, eski ya da yeni hibir yazar tarafndan
ilenmemitir bildiimiz kadaryla. Oysa yeryznde yaratlan her eyde grlen bu
kartlklar, hem doal hem de yapay gzellik kavrammzn olumasna nemli bir
katkda bulunur herhalde. nk onun kartndan baka ne kantlayabilir bir eyin
gzelliini ve kusursuzluunu? Bylece, gecenin ve kn irkinlikleri, gnn ve yazn
gzelliklerini belirtir. Eer bir insan, gnden ve yazdan baka bir ey grmeseydi,
bunlarn gzelliklerini gerekten kavrayamazd bana kalrsa.
Hadi, fazla arbal haller taknmaktan kanalm biraz: Bir tek baka kadn
grmemi bir erkein gznde, dnyann en gzel kadn bile stnln biraz
yitirmez mi? Bayanlar bunun ylesine farkndadrlar ki, kendi gzelliklerini belirtecek
kart biimde baka bir kadnla yanyana grlmeye can atarlar. Hatt kimi kadnlar,
kendi kendilerinin kart olmak isterler. zellikle Bath'dayken una dikkat ettim;
Akamleyin gzler nne sermek niyetinde olduklar gzellii iyice belirtmek iin,
sabahleyin ellerinden geldii kadar irkin grnmeye alan kadnlar vardr.
ou sanatlar, bu kuram belki ayrca incelememilerdir ama, bu iin srrna
varmlardr uygulamalarnda. Kuyumcu. en gzel prlantann bile gzelliini belirtmek
iin kart bir eye gerek olduunu bilir. ou zaman bir ressam, izdii biimlerin
kartl sayesinde byk baar kazanr.
lkemizde yetien yce bir dhi, bu grlerimizin doruluunu kantlamaktadr.
Dorusu, sradan sanatlar arasnda bir yer veremem o yce dhiye. nk inventas
qui vitam excoluere per artes 46 yani "sanatlar uydurup, yaam gzelletirenler"
arasndadr o: ngiliz pandomimas denilen o gzeller gzeli elenceyi uyduran
adamdr.47
Bu elence iki blmden oluurdu. Sz konusu dhi, birinci blme "arbal", ikinci
blme de "gldrc" adn verirdi. Arbal blmde, putlara tapan adan kalma
kimi tanrlar ve kahramanlar gz nne serilirdi. Bunlar, seyircilerin sahnede grp g-
rebilecei en tatsz, en can skc kiilerdi kukusuz. Byle olmalarna da (pek az kiinin
bildii bir gizdir bu) zellikle dikkat edilirdi ki, elencenin gldrc blm deer
kazansn, Harlequin'in marifetleri ayrca ho grnsn.
Eski tanrlarla kahramanlar byle bir amala kullanmak pek doru deildi belki de.
Ne var ki, kurnazca bir bulutu bu; etkisi de vard. "Arbal" ve "gldrc"
szcklerinin yerine, "daha skntl" ve "en skntl" szcklerini kullanrsak, bu iin
neden etkili olduunu aka anlarz: Gldrc blm, o gne dek sahnede gsterilen
her oyundan ok daha skntl olduu iin, arbal blmn salad akllara smaz
sknt sayesinde yenilir yutulur bir hal alabilirdi ancak. O tanrlarla kahramanlarda,
ylesine dayanlmaz bir arballk vard ki, Harlequin (bu ngiliz bay, ok daha
arbal olduundan, Fransz soyundan gelen Harlequin'in akrabas saylamaz)
seyircileri ok daha skntl kiilerden kurtard iin, her zaman ho karlanrd
sahneye knca.
Akl banda yazarlar, teden beri byk baaryla kullanmlardr bu kartlk
sanatn. Bundan yararlanyor diye, Horatius'un Homeros'a kar kmasna aarm. Ne
var ki, bunu syledikten bir dize sonra, kendi kendisiyle elikiye dyor Horatius:

46 Vergilius'un Aeneid'inden bir dize. (.N.)


47 Yazarn dnd kii, 1732'den lmne kadar Covent Garden tiyatrosunu yneten John Richdir
(1692-1761). John Rich, bu sessiz oyunlarda Harlequin roln oynard. Fielding, seyircilerin ok tuttuu
pandomimay hi beenmez. ok gln bulurdu. (.N.)
Indignor quandoque bonus dormitat Homerus,
Verum operi longo fas est obripere somnum.
Yani: Eer yce Homeros uyuklayverse zlrm;
Ama dorudur uzun kitaplarn uyku verdii.

Bize kalrsa, kiminin sand gibi, "yazarken yazarn kendi bile uykuya dalar" anlamna
gelmez bu dizeler. Geri okuyucular kolayca uykuya dalabilirler ama; yazarn kendi,
yazmakta olduu kitap Oldmixon'unkiler48 kadar uzun da olsa, ok ho vakit geirdii
iin, uyuklamay aklndan bile geirmez. Mr. Pope'un belirttii gibi, "okuyucular uyusun
diye, uykusuz kalr kendi." Gerei syleyelim: Uyku verici bir ila etkisi yapan bu
paralar kitabmzn teki paralaryla bir kartlk yaratmak, teki paralar daha ho
gstermek iin, yaptmza ustalkla eklenen "arbal" blmlerdir. Son yllarda len
akac bir yazar,49 her zaman zel bir ama gderek okuyucularna can sknts
verdiini sylemekle, benim de dndklerimi aka anlatmaktadr.
Onun iin her ksmn bandaki denemelere bu k altnda, daha dorusu bu karanlk
iinde bakmasn isterim okuyucumun. Ben onu byle uyardktan sonra, okuyucu, bu
kitabn baka blmlerinde de yeterince arballk bulunduu grne varrsa,
uraa uraa elimizden geldii kadar can skc yapmaya altmz bu denemeleri
atlayabilir. Birinci deil, ikinci blmden balayarak okuyabilir bundan sonraki ksmlar.

BLM 2

Hastal srasnda birok dostunun Mr. Jones'u grmeye gelii ve


ak tutkusunun gzle nerdeyse grlmeyen baz belirtileri

Tom Jones hasta yatarken, birok kii onu grmeye geldi. Bunlarn arasnda
delikanlnn ayrca holanmadklar da vard belki. Mr. Allworthy, onu nerdeyse her gn
grd. Jones'un ektiklerine acd. bu ektiklerinin nedeni olan yiite davran ok
beendii halde, Mr. Allworthy bu frsattan yararlanarak, delikanlnn akln bana
getirmek, ileride daha akll uslu davranmasn salamamak istedi. Delikanlya
saduyulu tler vermek iin, bundan daha uygun bir zaman bulunamazd Mr.
Allworthy'ye gre. nk o sralarda Tom Jones, ektii ac ve hastalktan tr
yumuam, tehlikeli davranlardan rkm bir durumdayd; insan keyfe srkleyen o
cokun tutkularn etkisinde deildi.
te bu yzden, iyi yrekli Mr. Allworthy, Tom Jones ile babaa kalnca, zellikle
delikanlnn tedirgin olmad sralarda, onunla konuur, eski uygunsuz davranlarn
ona hatrlatrd. Ne var ki, srf ileride ayn yanlglara dmesin diye, en yumuak ve en
sevecen bir tutumla yapard bunu. Tom'un mutluluunun, baba dedii adamn gzne
girmesinin, ondan iyilik grmesinin gelecekteki davranlarna bal olduunu sylerdi.
"Gemie gelince, her ey unutulur, her ey balanr" derdi. Delikanlnn, bana

48 John Oldmixon (1673-1742). an en nl airi Alexandar Pope'un Dunciad adl talamasnda alaya
ald nemsiz bir yazar. (.N.)
49 Fielding her halde Sir Richard Steele'i dnmektedir. (.N.)
gelen bu kazadan yararlanmasn, bu kazann hayrl sonular vermesini dilerdi.
Tom Jones'u sk sk grmeye gelen Thwackum da, ahlk dersleri dinlemeye uygun
bir yer sayard hasta yatan. Ne var ki, Thwackum'un konuma biimi, Mr.
Allworthy'ninkinden ok daha haindi.
"Tanr sizin gnahlarnz cezalandrmak iin kolunuzu krd," derdi rencisine.
"Boynunuzu krmayp da yalnz kolunuzu krd iin, her gn diz kp kretmelisiniz
Tanrya. Gelecekte, belki de ok yaknlarda, boynunuz da krlacaktr herhalde. Tanrnn
bu gne dek sizi niin cezalandrmadna aardm hep. Ama bu kaza gsteriyor ki,
Tanrnn verdii cezalar gecikse de, nlenemez hibir zaman. Ahlk
dknlnzden tr banza bu bel geldii gibi, ok daha bykleri de
geleceinden hi kukunuz olmasn. Bunu iyice bilmenizi salk veririm size. Bu bellar
nlemenin tek aresi, itenlikle ve yzde yz piman olmaktr. Ama ne yazk ki, gen
yanda bylesine ahlk dkn, kafas bylesine kokumu bir insandan pimanlk
ne umulur ne de beklenir. Gelgelelim, tm tlerimin bouna olduunu, hibir sonu
vermeyeceini fazlasyla bildiim halde, sizi piman olmaya armak gene de
grevimdir benim. Liberavi animan meam, yani kendi ruhumu kurtaryorum. Grevini
savsaklyor diye vicdanm sulayamam: Sizin bu dnyada kesinlikle felkete doru,
teki dnyada da ayn kesinlikle cehenneme doru gittiinizi ok byk bir zntyle
grmekteyim."
Square'in syledikleri bambakayd: "Akl banda bir insan, krlan bir kemik gibi
kazalar dert edinmez" derdi. "Bu eit talihsizliklerin insanlarn en bilgesinin bile bana
gelebileceini ve aslnda yararl olduunu gz nnde tutmak yeter. Ahlk asndan
uygunsuz olmayan eylere kt demek yanltr. Bu eit kazalarn en kt sonucu
bedenen ac ekmektir. Acnn bylesini ise, dnyann en nemsiz eyi saymak
gerekir."
Square, Tully'nin50 Tusculanae Disputationes adl yaptnn ikinci blmnden ve
yce Lord Shaftesbury'den51 alnm, bunlara benzer daha nice szler sylerdi. Bunlar
sylerken yle coard ki, gnn birinde ackl bir ey oldu, dilini srverdi. yle bir
srt ki bu, sylevine bir son vermekle kalmad, allak bullak da oldu Square; bir iki
kfr homurdanmaktan kendini alamad. Bu kazann Thwackumn nnde olmas ise,
iin en kt yanyd. nk bu tr retileri, putlara tapanlara ve Tanrya
inanmayanlara yaktran Thwackum, sz konusu yargy yle kt kt srtarak
vermiti ki, dilini srdndan tr zaten bozulmu olan felsefeci (byle bir deyimi
kullanmama izin verirseniz) iyiden iyiye zvanadan kt. fkesini diliyle aa vuracak
halde olmadndan, cn alabilmek iin daha zorbaca bir ynteme ba vuracakt
belki de. Ama iyi ki, o srada odada bulunan hekim, kendi karlarn hesaba katmadan,
iki adamn arasna girip bar korudu. Mr. Blifil, arkada Jonesu pek seyrek grmeye
geliyor, onunla hibir zaman babaa kalmyordu. Bu saygdeer delikanl, Tom
Jones'a ok ilgi gstermek, bana gelen kazaya ok zldn bildirmekle birlikte;
kendi arbal tutumu bozulmasn diye, arkadayla fazla ili dl olmaktan saknyor;
bunu da dolayl yollardan sylyordu ikide birde. Bu amala, Kutsal Kitap'dan ald bir
sz, Hazreti Sleyman'n kt ilikilerin iyi ahlkl kiileri bozduu konusundaki
ataszn geveleyip duruyordu hep. Ne var ki, Mr. Blifil, Thwackum kadar hain deildi
gene de. Mr. Jones'un gnn birinde adam olaca umudunu besliyor; "daymn
gsterdii esiz iyilik, yzde yz ahlksz olmayan bir kiiyi hi kukusuz etkileyecektir"
diyor; u sonuca varyordu: "Eer Mr. Jones ileride bir su ilerse, onu savunmak iin

50 Cicero olarak bilinen Marcus Tullius Cicero (M.. 106-43), gzel konumasyla nl bir Romal yazar.
(.N.)
51 nc Shaftesbury (1671-1713) Men, Manners, Opinions and Times (nsanlar, Treler, Grler
ve alar) adl yaptn yazar. (.N.)
bir tek sz syleyemem artk."
Mr. Westerne gelince, ava gittii ya da iki itii zamanlar dnda, hasta odasndan
pek kt yoktu. Hatt birasn imek iin de oraya gelirdi ara sra ve g bel engel
olunurdu Tom Jones'a zorla bira iirmesine. Neden derseniz, dzenbaz bir hekim,
uydurma ilcnn nasl her derde deva olduuna inanrsa; Mr. Western de birann her
derdin aresi olduuna, bir eczas dkknndaki tm illardan daha etkili olduuna
inanrd. Bu ilc kullanmas, yalvarp yakararak engellendii halde, her sabah hastann
penceresi altnda durup, av borusuyla Tom Jonesa kk bir seranad yapmasnn
nne geilemedi. Bakalarnn karsna karken "hollo!" diye bard gibi, hastann
uyank ya da uykuda oluunu hi mi hi hesaba katmadan, Jones'un yatt odaya da
"hollo!" diye bararak dalmasna engel olmann yolu da bulunamad.
Mr. Western'in bu takn davranlarnn kt bir amac olmad gibi, kt bir etkisi de
olmad iyi ki. Zaten Tom Jones oturacak duruma gelir gelmez, Mr. Western kzn onun
odasna getirince, delikanl, Mr. Western'in tm patrtsn grltsn balad. ok
gemeden de Sophia, Tom Jones'a klavsen almaya balad. Babas, "Yal Sir
Simon"u ya da sevdii baka bir paray almas iin direnip araya girmezse, Sophia
saatlerce mziklerin en gzeliyle bylyordu delikanly.
Sophia, kendi davranlarn titizlikle denetledii halde, baz eylerin ara sra aa
kmasn engelleyemiyordu gene de. nk ak, u adan da bir hastala benzer: Bir
yerde patlak veremeyince, baka bir yerde patlak vermesinin nne geilemez.
Bylece Sophia'nn dudaklaryla gizlediini; gzleri, yznn kzarmalar ve elinde
olmadan yapt baz kk eyler aa vuruyordu.
Gnn birinde, Sophia klavsen alar, Tom Jones da dinlerken; Mr. Western bara
ara odaya dald.
"e byle, Tom," dedi. "Senin uruna o aptal papaz Thwackum ile attm demin.
Benim nmde, Tanrnn seni cezalandrmak iin kemiini krdn syledi Allworthy'ye.
Vay canna! dedim. Nereden kardn bunu? Gen bir kadn korumak iin bana
gelmedi mi bu i? Tanrnn cezasym! Eer Tom'un tek gnah buysa, lkenin tm
papazlarndan nce cennete gidecektir, dedim. Yapt eyden utanmas deil,
gururlanmas gerekir, dedim."
Jones, "dorusunu isterseniz, efendim," dedi, "utanmam iin de gururlanmam iin de
bir neden yok aslnda. Ama Miss Western'i koruyabildimse, mrmn en mutlu kazas
sayacam bunu."
Mr. Western, "bir de bu yzden Allworthy'yi sana kar kkrtmaya kalkyorlar," dedi.
"Vallahi, srtnda papaz giysileri geirmi olmasayd, herife yle bir sopa ekerdim ki!
Ben seni candan severim, olum. Eer senin iin elimden geleni yapmazsam,
Allah kahretsin beni! Yarn sabah ahrma git, Chevalier ve Miss Slouch bir
yana, cannn istedii at se, senin olsun."
Jones teekkr etti, ama armaan edilen at almaya yanamad.
Mr. Western, "olmaz," dedi. Sophy'nin bindii doru ksra alacaksn. O ksrak elli
altna maloldu bana; bu ilk baharda alt yana basacak."
Jones, "bana bin altna da malolsayd, gene de onu gebertip kpeklere yedirtirdim,"
diye bard heyecanla.
Mr. Western, "ne ayp!" dedi. "Ksrak senin kolunu krd diye mi yapacaksn bu ii?
Aklsz bir hayvana di bilemeyecek kadar erkek sanrdm seni."
Tam bu srada Sophia araya girdi. Babasna klavsen almak istediini syleyerek, bu
konumaya bir son verdi. Mr. Western hibir zaman kar koymazd kznn bu isteine.
Bu konumalar srasnda, Sophia'nn yz renkten renge girmiti. Tom Jones'un
ksraa kar gsterdii candan fkeyi, babasnn gsterdii nedene deil de, baka bir
nedene balyordu her halde. Sophia'nn akl bandan gittii besbelliydi. yle fena
alyordu ki, Western ok gemeden uyuklamaya balamasayd, farkna varacakt
bunun. Ama yeterince uyank olan, kula duyan, gzleri de gren Jones, baz eylere
dikkat etti. Dikkatini eken bu noktalar, daha nceleri olup biten, okuyucunun da
anmsayaca baz olaylarla birletirdi. Bunlarn tmn dnen delikanl, Sophia'nn
sevecen yrein in allak bullak olduu kansna vard. Hi kukum yok ki, birok
delikanl, Tom Jones'un ok daha nceden bu kanya varmamasna pek aacaklardr.
Doruyu sylemek gerekirse, Jones ayrca gvenmiyordu kendine: gen bir bayann
ona gnln kaptrdn hemen sezemiyordu. imdiki modaya uyarak genlerin kent-
lerde eitilmeleri, bu trden byk kusurlar nlemenin tek yoludur.
Bu dnceler Jones'un iinde iyice yer edince, yle bir altst oldu ki, bu durum onun
kadar temiz ve iyi huylu olmayan baka bir delikanlda ok tehlikeli sonular
dourabilirdi u srada. Sophia'nn ne denli deerli bir kz olduunu gerekten biliyordu.
Ona bakmaktan ayrca holanyor, yeteneklerine byk bir hayranlk duyuyor, iyiliini
candan seviyordu. Sophia'y elde etmek dncesini aklnn kenarndan bile
geirmediini, duygularna hi de isteye isteye kaplmadn gz nnde tutarsak,
Sophia'ya kar sandndan ok daha byk bir tutkusu olduunu anlarz. imdi ayn
anda, hem kendi yreindeki sr aa kt, hem de Tom Jones bu tapnlas gen kz
tarafndan sevildiini anlad.

BLM 3

Yreinde duygu diye bir ey olmayanlar kuru grlt


sayacaklardr burada yaz ilanlar

Belki de okuyucu, Jones'un iinde imdi gelien duygular ok tatl ve ayrca gzel
olduklar iin, delikanlda, szn ettiimiz tehlikeli sonular deil de, sevin dolu bir
huzur douracan sanacaktr. Ne var ki, bu eit duygular, ne denli gzel olurlarsa
olsunlar, ilk aa ktklarnda hi de uyuturucu etkisi yapmayp insan iyice allak
bullak ederler. Bundan baka, u sralarda baz koullar, bir burukluk katmt Tom
Jones'un duygularna. Bylece aclkla tatlln birbirine karmasyla, "ac - tatl"
diyebileceimiz bir iki sunulmaktayd delikanlya. nsann azna ikilerin en tatsz,
insann kafasna da ikilerin en zararlsdr byle bir iki.
Geri Tom Jones, Sophia'da grd duygulardan tr ilkin sevinmekte haklyd
ama, baz kukulara da dt: Gen kzn ona acmasn yanl m yorumlamt yoksa?
Sophia'nn gsterdii saygy, saygdan daha scak bir duygu mu sanmt? Sophia'nn
ona sevgi beslediine, bu sevgiyi gelitirip byterek, gnn birinde baarya
eriebileceine hi de gveni yoktu. stelik mutlulua kavumasna kz engel olmasa
bile, babann engel olacandan, hem de kesinlikle engel olacandan hi kukusu
yoktu. nk Mr. Western, elenceleri asndan kye yerlemi kendi halinde bir bay
gibi yaad halde; paras pulu sz konusu olunca, yksek tabakann becerikli bir
yesiydi tam anlamyla. Biricik kzna ar dkn olan bu adam, onu blgenin en
zenginlerinden biriyle evlendirince ne denli sevineceini ikide birde anlatmt kafalar
ektikten sonra. Western'in, ondan holand iin, kzn varlkl bir adama vermekten
vazgeeceini umacak kadar kendini beenmi ve aptal deildi Jones. Genellikle bu
durumlarda analarla babalarn en iyilerinin bile hesaba kattklar balca eyin, hatt tek
eyin para olduunu biliyordu pek l. Dostlarmzn karlarn itenlikle dnrz;
ama onlarn tutkularndan doan inekleri yerine getirmeye hi yanamayz. nk bu
isteklerin yerine getirilmesinin verecei mutluluu anlamamz iin, bizim de ayn
tutkular duymamz gerekir aslnda. Sophia'nn babasnn bu evlilie raz olacak diye bir
umudu yoktu Tom Jones'un. Mr. Western'den izin almadan bu ii baarmaya almak,
adamn hayatta en ok istedii eyi engellemek ise, Sophia'nn babasnn
konukseverliini ok ktye kullanmak, (her ne kadar kabaca da olsa) ondan grd
bir yn kk iyilie nankrce karlk vermek olurdu Tom Jones'a gre. Mr. Western'i
krmak dncesini iren bulan, byle bir davran kendine yaktrmayan delikanl,
Mr. Allworthy'nin bu duruma tepkisini dndke daha da fena oluyordu. Ona, bir
oulun babasna gstermesi gereken saygdan ok daha byn de gstermesi
gerekirdi. Her eit alaklk ve hainlik ylesine aykryd ki bu iyi insana, Mr.
Allworthy'nin byle bir su ilemeye yeltenenden mrnn sonuna kadar nefret
edeceini, onun adn bile duymak istemeyecein biliyordu. Tom Jones'un istekleri ne
denli ateli olursa olsun, bu almaz engel onun umutlarn krmaya yetiyordu. Baka bir
kadna acmas da engelliyordu bu istekleri. Sevimli Molly gznn nne geliyordu
imdi. Onun kollar arasndayken yemin etmiti mrnn sonuna kadar Molly'ye bal
kalacana. Molly de, Tom onu brakrsa asla yaayamayacana and imiti bol bol.
imdi Tom, Mollyyi korkun durumlarda, hatt lm olarak gznn nne
getiriyordu. Bedenini satarak geimini salarken ekecei aclar dnyordu. Molly'yi
nce batan kard, sonra da yz koyun brakt iin, bir kez deil iki kez sorumlu
olacakt bu aclardan. Tom Jones, tm komularnn, hatt kendi kardelerinin Molly'ye
ne denli kin beslediklerini, onu parampara etmeye nasl can attklarn da biliyordu.
Tom yznden. Molly'yi ayplamaktan ok kskanmlard aslnda: daha dorusu,
Molly'yi kskandklar iin ayplamlard. Bu kadnlar, hem Molly'ye orospu diye
kfrediyorlar, hem de onun n, onun ssn psn kskanyorlar; ayn biimde
davranarak ayn eyleri elde etmeye can atyorlard. Zavall kz brakrsa, onun
mahvolmasn nlemenin yolu olmadn seziyordu Tom Jones. Bu ise can evinden
vuruyordu delikanly. Yoksulluk ve umutsuzluk yle felketlerdi ki, hi kimsenin bunlar
arttrmaya hakk yoktu Tom'a gre. Molly'nin aa tabakadan oluu, onun ekecei
aclar nemsiz klmyordu Tom'un gznde. Ona ac ektirdii iin kendini hakl
gremiyor, sululuunun hafiflediine inanamyordu. Ama ne diye kendini hakl
grmekten sz ediyorum sanki? Tom Jones'un yrei, kendisini sevdiine inand, bu
sevgi uruna namusunu hie sayan bir kza kymasn engelliyordu. Tom'un kendi iyi
yrei savunuyordu Molly'yi: paraya dkn souk bir avukat gibi deil, durumla
yakndan ilgilenen, kendi yznden bakasnn ekecei derin aclar candan paylaan
bir kii olarak savunuyordu Molly'yi.
Bu usta avukat, zavall Molly'yi sefaletin en korkun koullar iinde gsterip Tom
Jones'un acma duygularn yeterince ayaklandrdktan sonra; kurnazca davranp baka
bir duyguya ba vurdu. Bu kez Molly'yi genliin, saln ve gzelliin sevimli
renkleriyle canlandrd delikanlnn gz nnde. yi bir insan, bylesine ho bir yara-
tn yrekler acs bir duruma dmesine katlanamazd.
Bu dncelerle zavall Jones, uykusuz uzun bir gece geirdi. Sabahleyin kararn
vermiti: Molly'ye bal kalacak, Sophia'y dnmeyecekti bundan byle.
Bu erdemli karar o gn akama kadar srd; Molly'yi sevgiyle dnd, Sophia'y
hep skp att aklndan. Gelgelelim o uursuz akam, ok entipften bir olay
yznden, Tom Jones'un tm duygulan gene couverdi. Kafas yle bir allak bullak
oldu ki, bu durumu yeni bir blmde bildirmek daha yerinde olacaktr bana kalrsa.
BLM 4

Kk bir olay ele alan kk bir blm.

Hastal srasnda bu gen bay grmeye gelen konuklardan biri de Mrs. Honour'du.
Okuyucu, vaktiyle azndan kard baz szleri dnerek Mrs. Honour'un Mr.
Jones'a ok zel bir dknl olduunu sanacak belki de. Ama aslnda yoktu byle
bir ey. Tom yakkl bir genti; Mrs. Honour ise, bu tr genlerin hibirini ayrca
semeden, tmne birden bir hayli ilgi duyard. Mrs. Honour, soylu bir kiinin uana
mutsuzlukla sonulanan bir sevgi beslemiti eskiden. Bu adam, evleneceiz diye sz
verdikten sonra, onu alaka yz koyun brakmt. Mrs. Honour o gnden sonra, krk
yreinin paralarn yle sk sk saklamt ki, bir tek krnts bile geememiti hibir
erkein eline. Akl banda erdemli kiiler, iyi olan her eye nasl sayg ve iyi niyetle
bakarlarsa, Mrs. Honour da ite yle bakard tm yakkl erkeklere. Sokrates'e
"insanla k" dediimiz gibi, Mrs. Honour'a da "erkeklere k" diyebiliriz. Sokrates,
kafasnn niteliine gre bir insan baka bir insandan stn grrd; Mrs. Honour da
bedeninin niteliine gre, bir erkei baka bir erkekten stn grrd. Ama yaradlnn
filozofa huzurunu bozacak kadar ileriye gtrmezdi yakkl erkeklere duyduu bu
ilgiyi.
Son blmde anlattmz gibi, Mr. Jones'un kendi kendisiyle att gnden bir gn
sonra, Mrs. Honour onun odasna geldi. Delikanly yalnz grnce, yle sze balad:
"Ah efendim! Nerden geldim dersiniz? Elli yl dnseniz, gene bulamazsnz vallahi.
Ama bulsanz bile, gene de sylememeliyim size."
Jones, "yoo!" dedi, "mademki sylememeniz gereken bir eydir, merak edip
soracam bende. Bunu benden gizleyecek kadar hain olmayacanz da biliyorum."
Mrs. Honour, "bunu sizden gizlememin de bir gerei yok bana kalrsa," dedi. "Ama
sakn hi kimseye sylemeyiniz. Zaten niin
gittiimi bilmezseniz, nereye gittiimi bilmenizin pek nemi kalmaz. Vallahi bunu gizli
tutmam iin bir neden yok bence; nk dnyann en iyi bayandr O."
Bunun zerine Jones, gizlenen eyin kendisine sylenmesi iin candan yalvarmaya
balad. Bunun kendisinden baka hi kimsenin kulana gitmeyeceine de sz verdi.
Mrs. Honour anlatmaya balad: "Biliniz ki efendim, kk hanmm, Molly Seagrim'i
grmem iin, kzn bir eksii var m diye sormam iin beni oraya gnderdi. Dorusu hi
iime gelmiyordu Molly'ye gitmek. Ne are ki, emredilenleri yapmak zorundadr
hizmetiler... Siz nasl bylesine alalabildiniz, Mr. Jones?.. Kk hanm git, dedi
bana, ona amar gtr, bir eyler gtr. Gereinden iyidir benim kk hanm... O
yzsz aifteleri Bridewell hapishanesine gnderseler, daha iyi olur. Kk hanma
syledim. Kk hanm dedim, metelik etmeyenleri yreklendiriyorsunuz siz..."
"Demek benim Sophia'm bylesine iyi yrekli," dedi Jones.
Benim Sophia'm demez mi! Va, vay! Ama ya hepsini bilseniz!.. Ben Mr. Jones'un
yerinde olsaydm, Molly Seagrim gibi rfntlara deil, daha iyilerine gz koyardm
dorusu."
"Hepsini bilseniz derken ne demek istiyorsunuz?" diye sordu Tom Jones.
Mrs. Honour, "ne demek istiyorsam onu demek istiyorum" diye karlk verdi.
Vaktiyle kk hanmn manonuna ellerinizi soktuunuzu unuttunuz mu? Vallahi,
kk hanmn kulana gitmeyeceinden emin olsam, bunu sylemek isterdim size."
Bunun zerine Jones, stste yeminler etti hi kimseye sr vermeyeceine.
Mrs. Honour konumasn srdrd: Kk hanm o manonu bana vermiti. Ama
sonradan, sizin ne yaptnz duyunca..."
Jones, Mrs. Honour'un szn kesti: "Demek ne yaptm syledin ona!"
Mrs. Honour, syledim diye bana kzmanza gerek yok," diye karlk verdi. "Kk
hanmn ne dediini duymak iin, kellelerinin uurulmasna raz olurlard nice erkekler.
Bunu duysa, lkenin en yce Lord'unun koltuklar kabarrd... Ama vallahi, size
galiba syleyemeyeceim ne dediini."
Yalvarp yakaran Jones. ok gemeden Mrs. Honour'u kandrp, konumasn
srdrmesini salad:
"Kk hanmn o manonu bana verdiini biliyorsunuz, efendim. Gelgelelim, ben
olup bitenleri ona anlattktan bir iki gn sonra, yeni manonunu beenmez oldu. Oysa
yemin ederim, dnyann en cici manonudur yeni olan. Honour, dedi, bu manon
iren; fazla byk geliyor bana, kullanamyorum. Bir yenisini alncaya kadar, gene
eskisini ver bana. Bu yenisi de senin olsun. te byle dedi. nk unu iyice bilin ki, iyi
bir hanmdr benim kk hanmm. Bir eyi verip, sonra geri alacak kadar klmez.
Bunun zerine, eski manonu getirdim ona. Ve bana yle geliyor ki, o gn bu gn hi
ayrlmad o manondan. Gzden uzak kalnca da, onu ikide birde ptne yemin
ederim."
Mr. Western'in Tom Jones'u klavsen dinlemeye armak zere odaya girmesiyle, bu
konuma yarda kald. Zavall delikanl, yz sapsar, her bir yan zangr zangr
titreyerek, Mr. Western'in peinden gitti. Mr. Western, Jones'un ne halde olduunun
farkna vard ama; Mrs. Honour'u grnce, yanl yorumlad bu hali. Jones'a yar aka
yar cidd bir kfr savurduktan sonra, delikanlnn uzaklarda avlanmasn, Mr.
Western'in av alanna satamamasn buyurdu.
O akam Sophia her zamankinden de daha gzeldi. Sz konusu manonun sa
kolunda oluu da, gzelliini bir hayli arttryordu Mr. Jones'un gznde.
Sophia, babasnn en sevdii paralardan birini almakta, babas da onun
iskemlesine yaslanm dinlemekteyken, manon parmaklarnn stne kayd, almasn
engelledi. Mr. Western bu duruma yle kzd ki, manonu kapt gibi, az dolusu
kfrederek, onu atee frlatverdi. Sophia, dakikasnda ayaa frlad, manonu can
havliyle kurtard alevlerden.
Bu kk olay, herhalde pek nemsiz grnecek ou okuyucularmza. Ama ne
kadar entipften olursa olsun, zavall Jones'u ylesine sarst ki, bunu anlatmay bir
grev bildik. Her eyi gerektii gibi deerlendiremeyen tarihiler, olup bitenlerin ounu
nemsemeyip atlarlar ou zaman. Oysa en nemli olaylar, bu nemsiz saylan
durumlardan kabilir. Aslnda byk bir makineye benzetebiliriz dnyay. Nerdeyse
grlemeyen, ancak en keskin gzlerin seebilecei kck arklar, koskocaman
arklar harekete geirir bu makinede.
te, esiz Sophia'nn ne tm byleri, ne baklarnn gz kamatran parlakl ve
baygn tatll, ne sesinin ve biiminin uyumlu gzellii, ne tm akl, gler yz, ulu
gnl ve tatl huyu, zavall Jonesun yreini elde edememiken; bu kk manon
olay kle etti delikanly. Ozan,52 yle der Troya'y tatl tatl anlatrken:

52 Vergilius, Aeneld, II, 196.


Captique dolis lachrymisque coacti
Quos neque Tydides, nec Larissaeus Achilles,
Non anni domuere decem, non mille carinae.

Yani Dryden'nin evirisiyle:

Diomede'nin, ondan da yce Thetis olunun yapamadn,


Bin geminin, on yl sren bir kuatmann yapamadn,
Sahte gzyalaryla yaltaklanan szler yapt;
Ve kent ele geirildi.

Tom Jones'un kalesi de anszn baskna uramt. Ksa bir sre nce, ykmzn
kahraman, askerlere zg bir bilgelik gstererek, onurlu ve uslu dnceleri, yreine
giden yollara nbeti olarak dikmiti. Ne are ki, bu nbetiler grevleri bandan
kaverdiler. Ve Ak Tanrs, zafer alayyla girdi kaleye.

BLM 5

ok byk bir olay ele alan ok uzun bir blm

Zafer kazanan bu Tanr, Jones'un yreinden can dmanlarn kolayca kovduu


halde, o yree kendi yerletirdii savalar kovmakta glk ekti. Simgelerle
konumaktan vaz geelim: Zavall Molly'nin ne olaca sorunu, bizim deerli
delikanlmzn kafasn iyice kurcalyor, akna eviriyordu onu. Sophia'nn stnl,
teki kzcazn gzelliklerini iyice glgelemi, daha dorusu sndrvermiti. Ne var
ki, sevgiden sonra, hor grme deil, acma duygusu yerlemiti Tom Jones'un
yreine. Molly'nin olanca sevgisiyle, tm mutluluk umutlaryla, yalnz ve yalnz
kendisine bal olduuna inanyordu. Cokun ve ar ak gsterileriyle Molly'ye bu
inanc aladn, bu akn hep srp gidecei konusunda kz kandrmak iin her
areye bavurduunu da pek l biliyordu. Molly ise, arbal hallerle Tom'un verdii
sze candan inandn sylemi; dnyann en mutlu ya da en mutsuz kadn olmasnn,
Tom'un verdii sz tutmasna ya da sznden dnmesine bal olduuna yemin st-
ne yemin etmiti. Bir insana aclarn en korkuncunu ektirmek dncesine, Tom Jones
bir an olsun dayanamyordu. Bu zavall kzn, elinde olan her eye Tom uruna
kydn, Tom'a ho grnmek iin kendini harcadn, u anda bile Tom iin i
ektiini, derdinden kahrolduunu sanyordu. Kendi kendine yle diyordu: "Benim
iyilememi o kadar istedi, benim onu gidip grmem iin yanp tututu. imdi umduu
sevin yerine, hemen aclar ve umutsuzluklar iine mi atacam onu? Bu denli hain mi
olacam?" Tam byle dnmekteyken, zavall Molly'yi koruyan melek zafer kazanm
gibiyken; Sophia'nn ona duyduu sevgi, artk kuku gtrmeyen o sevgi, Tom'un
kafasna saldrd ve tm engelleri silip sprd.
Sonunda, baka bir areye bavurarak, yani ona bir miktar para vererek, Molly'ni
belki gnln alabilecei aklna geldi. Kendisine dnyalar verseler Tom'u gene de
gzden karamayaca konusunda Molly'nin ikide birde ve itenlikle nasl andlar
itiini anmsaynca, pek ummuyordu kzn bu paray almaya yanaacan. Ne var ki,
kzn ar yoksulluu, konu komunun gznde ycelmek merak (Molly'nin bu
huyundan ksaca sz etmitik okuyucuya) Tom Jonesu biraz umutlandryordu. Molly,
Tom'u, boyuna syledii gibi, ne denli severse sevsin: umduundan fazla bir para elde
etmek ve ayn tabakadan kiilere stnln kantlamak mutluluuyla belki yetinirdi
zamanla. Tom Jones ilk frsattan yararlanp, ona byle bir neride bulunmaya karar
verdi.
Mr. Western'in ava kt bir gn, Tom'un genie bir atkya aslan kolu rahat
yrmesini engellemeyecek kadar iyileince, gzelini grmeye gitti delikanl. Molly'nin
ay imekte olan anas ve kz kardeleri, onun evde olmadn sylediler ilkin. Ama
sonradan, Molly'nin ablas, alayc bir glmsemeyle, onun yukarda, yatakta olduunu
bildirdi. Molly'yi yatakta bulmaya hi de kar olmayan Tom, sevgilisinin odasna giden
merdiveni hemen trmand. Yukarya kp da kapnn kilitli olduunu grnce, ok at.
Bir sre ierden ses seda da kmad: nk sonradan syledii gibi, derin bir
uykudaym Molly.
Ar kederle ar sevincin az ok ayn biimde belirdikleri sylenir. Bunlardan biri
anszn stmze saldrnca, yle bir aknla urar, yle bir allak bullak oluruz ki,
aklmz kullanamaz hale geliveririz. Bylece Mr. Jones'un beklenmedik bir anda ortaya
kmasnn. Molly'yi altst etmesine, onu akna evirmesine amamal. O srada
Molly'nin sevinten kendinden gemesini bekleyen okuyucu, aknlndan tr
sevincini bir iki dakika dile getiremediini sanacaktr her halde. Tom Jonesa gelince,
sevgilisini karsnda grmek onu ylesine coturdu, hatt ylesine byledi ki, bir an
iin Sophia'y, dolaysyla buraya hangi amala geldiini bile unutuverdi.
Ama ok gemeden, neden geldiini anmsad. Karlamalarnn ilk heyecan
geince, yolunu buldu yava yava: bir syleve balamann. Molly'yi bir daha grmesini
kesinlikle yasaklamt Mr. Allworthy. Bu ilikinin srdn renirse, sevdalar
asndan bunun korkun sonular olabilirdi. Dmanlarndan tr, Mr. Allworthy'nin
bunu duymas nlenemezdi. Duyunca da, Tom ile birlikte Molly de mahvolacakt.
Mademki alnlarnn karayazs ayrlmalarn zorunlu klmt, Molly gl davranp
katlanmalyd bu duruma. Sevgisinin itenliini mr boyunca gstermek iin hibir
frsat karmayacana yemin ediyordu. Molly'nin umduundan, hatt eline bir olanak
geerse hayal edebileceinden ok daha byk bir gelir salayacakt ona. Tom,
yaknda Molly'yi isteyen bir adamn kabileceini; Tom ile rezil bir hayat srmektense,
bu adam la evlenip ok daha mutlu olabileceini syleyerek szn bitirdi.
Molly birka dakika sustu. Sonra, gzlerinden sel gibi yalar boanarak, Tom'a
atmaya balad:
"Demek buymu senin akn? Beni mahvedip sonra byle brakmak? Erkeklerin
topunun yalanc olduklarn, szlerini tutmadklarn, o kt isteklerini doyurur doyurmaz
bizden bktklarn sana hep syledim durdum. Sen de hep yemin ettin beni hibir
zaman brakmayacana. imdi kancklk m edeceksin byle? Ne kymeti var benim
iin dnyann parasnn, sen olmadka? nk sen benim gnlm eldin, bal gibi
eldin! Ne diye baka bir erkekten sz ediyorsun bana? Ben mrmn sonuna dek
sevemem artk baka bir erkei. teki erkeklerin tm vz gelir bana. lkenin en byk
toprak sahibi yarn gelip de beni istese, yzne bile bakmam onun. Evet, yaadm
srece tm erkeklerden nefret edeceim, hor greceim onlar senin yznden..."
Molly byle atp tutarken, syleyeceklerinin daha yarsn bile ortaya dkememiken,
kk bir kazadan tr dili tutuluverdi: Kzn yatt oda, evin st katnda, yani tavan
arasnda bulunduu iin, Yunan alfabesinin byk Delta harfi gibi meyilliydi dam. Bu
odann ancak ortasnda dik durulabileceini sylersek, okuyucu daha iyi anlar odann
biimini. Burada bir dolap olmadndan, Molly bu eksiklii gidermek iin, evin
kirilerine eski bir kilim ivilemiti. Kilime rtl bu kk oyuu, en ssl giyeceklerini
(rnein daha nce szn ettiimiz bol giysiden arta kalan paavralar), birka
apkay, kendi satn ald baz eyleri asmak ve tozdan korumak iin kullanyordu.
Bu kapal yer, yatak ucunun tam karsna dyordu; yle ki, kilim bir eit yatak
perdesi iini grmekteydi. imdi nasl olduysa oldu, bilemem artk, ya Molly fkeden
can ekiirken bu kilimi ayayla itti, ya da Tom Jones ona dokundu, ya da ivilerle
ineler kendiliinden skld... Ve yukarda yazdmz son szler Molly'nin azndan
kar kmaz, o kahrolas kilim yerinden koptu, arkasnda gizlenenlerin tmn aa
kard. eitli kadn eyalar arasnda bir kadn eyas daha grnd; (ben utanarak
yazyorum, siz de zntden kahrolarak okuyacaksnz bunu): Gizlendii yer dik
durmasn engelledii iin, akln alamayaca kadar gln bir durumda filozof Square!
Boynuyla topuklar birbirine balanm tutsak bir askerinkine benziyordu Square'in
durumu. Daha dorusu, Londra sokaklarnda melenleri andryordu. Bu adamlar, ac
ektikleri iin byle durmazlar; ama byle durduklar iin de cezalandrlmalar gerekir.
Square'in bana, Molly'nin gece takkelerinden biri geirilmiti. Kilim der dmez,
kocaman gzleri Jones'a dikildi. Bir adam bu biimde yakalaynca, stelik de iin iine
felsefe kavram da girince, katla katla glmemek elinde deildi insann.
Bu bilge ve arbal adamn byle bir yerde ortaya kmasnn uyandraca
kukularla, herkesin bu gne dek onda grd kiilik arasnda yle bir tutarszlk var
ki, bu durum karsnda Jones kadar okuyucu da ap kalmtr her halde.
Ama doruyu sylemek gerekirse, gerek deil, hayal rndr bu tutarszlk.
Tanrnn tm kullar gibi, filozoflar da etten kandan yaratlmtr. Kuramsal adan onlar
ne denli yce ve ince olurlarsa olsunlar; uygulamada, lml tm yaratklarn iledii
ufak tefek gnahlar onlar da ilerler. Demin de syledik; filozoflarla sradan insanlar
arasndaki ayrm, uygulamada deil, kuram dadr. nk herkesten ok daha iyi ve
akllca dndkleri halde, tpk herkes gibi davranrlar filozof dediimiz o ulu kiiler.
Onlar, tm hrslar ve tutkular nlemenin yolunu; hem acy, hem de sevinci hor
grmenin yolunu bilirler; kolayca elde ettikleri bu bilgiyi dndke de, pek
keyiflenirler. Gelgelelim bu bilginin uygulanmas can skc ve zahmetlidir. te bu
yzdendir ki, bunu bilecek kadar akll olanlar, bilgilerini uygulamayacak kadar da akll
davranrlar.
Molly'nin, srtnda bol elbisesiyle ortaya kndan tr kyametlerin koptuu o pazar
gn, Mr. Square'in de bir rastlant sonucu kilisede bulunduunu anmsayacaktr
okuyucu. Mr. Square, ilkin orada grd Molly'yi. Kzn gzelliinden ylesine holand
ki, o akam onu bir kez daha grebilmek iin, atlarn baka bir yere srmek isteyen iki
gen bay kandrd, Molly'nin evinin nnden geirdi onlar. Mr. Square bu davrannn
nedenini hi kimseye sylemedii iin, biz de bunu okuyucumuza o srada bildirmeyi
doru bulmamtk.
Mr. Square'in gznde bir eyin uygunsuz diye nitelendirilmesinin nedenlerinden biri
de, o eyin tehlikeli ve g oluuydu. Bu gen kz batan karmann gl ve
batan kardktan sonra kendi adnn lekelenmesi tehlikesi, Mr. Square'i yle
yldryordu ki herhalde adamcaz, gzellii seyretmenin verdii ho hayallerle ye-
tinmeye karar vermiti ilkin. En arbal kiiler bile, arbal dncelerle tka basa
dolduktan sonra, yemein sonunda tatl yerine ho hayallere dalmak hakkn verirler
kendi kendilerine. te bu yzdendir ki, onlarn alma odalarnn en gizli kesinde
bucanda, baz acayip kitaplar ve resimler bulunur ve insan fizyolojisinin ancak
ikiliyken sz edilen yanlar, onlarn konumalarnn ana konusu olur ou zaman.
Felsefeci, Molly'yi grdkten bir iki gn sonra bu erdem kalesinin nceden dm
olduunu duyunca, isteklerini daha az dizginlemeye balad. Baka biri onu tatt diye,
ho bir yemei artk azna alamayan titiz erkeklerden deildi Mr. Square. Szn
ksas, kzn namuslu oluu iine gelmedii iin, namuslu olmadn renince daha da
ok holand ondan: Molly'nin peinden gitti, Molly'yi elde etti.
Eer okuyucu, Molly'nin, gen ndan fazla Square'e dkn olduunu sanyorsa,
yanlmaktadr. Tam tersine: Molly ikisinden birini semek zorunda kalsayd, Tom Jones
ar basard kukusuz. Geri bu hesabn da tutulacak bir yan vard. Ama, Mr. Square
baarsn, Molly'nin klar tek olmaktansa ift olsunlar diye bir hesap yapmasna
borlu deildi. Kazaya urayan Tom'un ortadan yok oluu, olumsuz bir durum
yaratmt. Tam o srada felsefecinin sunduu akllca seilmi baz armaanlar, kzn
yreini ylesine yumuatt ve koruyucusuz brakt ki, baz olaslklardan yararlanma-
mann yolu kalmad. Bylece Square, Mollynin yreinde kalan o zavall erdem
artklarn ayaklar altna alabildi.
te, Square'in zaferinden aa yukar on be gn sonradr ki, Molly ile felsefeci
yataktayken, yukarda anlattmz gibi, Jones sevgilisini grmeye geldi. Molly'nin
anasnn, kzn evde olmadn sylemesinin gerek nedeni de buydu; nk kznn
ahlkszca salad krda pay olan yal kadn, elinden geldiince bu ahlkszl
destekliyor, koruyordu. Gelgelelim ablas, Molly'nin kazancndan ona da belirli bir pay
dt halde, kz kardeini mahvetmek, onun ticaretini bozmak iin, kendi payndan
vazgemeyi gze alabiliyordu. te bu yzdendir ki, Molly'nin ablas, kz Square'in
kollar arasnda yakalar umuduyla, onun yukarda yatakta olduunu bildirmiti
delikanlya. Kap kilitli olduundan, Molly bunu nlemenin yolunu bulmu, n,
yatan ucunda asl olan o kilimin ya da battaniyenin arkasna gizleyebilmiti. Ama ne
yazk ki, Mr. Square ortadayd imdi.
Square grnr grnmez, Molly srt st yataa dt; "mahvoldum" diye bararak
umutsuzlua brakt kendini. Mesleinde henz acemi olan zavall kz, kentlerde oturan
bayanlarn, en g durumlarda bile imdadna yetien ustala daha eriememiti. Kentli
bir bayann kendi benliine yle salam bir gveni vardr ki, ya byle bir durumu
balatacak bir zr uydurur, ya da yzgz olur kocasyla. Koca ise, ya patrtdan
grltden holanmad iin, ya adnn lekeleneceinden korktuu iin, belki de
(tiyatro oyunundaki Mr. Constant53 gibi) kl kuanm zamparadan ekindii iin,
gzlerini yummaya katlanr, boynuzlarn cebine tkar gk demeden. Kentli bayanlarn
tutumunun tam tersini benimseyen Molly, sululuunun bylesine ak bir kant
karsnda sustu. Tertemiz bir sevgi, sonsuz bir vefa duyaca konusunda kutsal ve
cokun yeminler ederek, nice gz yalar dkerek, imdiye dek savunduu dvasndan
drste vaz geti.
Perdenin arkasndaki baya gelince, donup kalmt. Bir sre hi kprdamadan durdu;
ne syleyeceini, nereye bakacan bilemedi. Bu kii arasnda en ok aan Tom
Jones olduu halde, ilk konuabilen gene o oldu. Molly'nin onu azarlad srada
duyduu tedirginlikten hemen kurtularak, gmbr gmbr glmeye balad. Sonra Mr.
Square'i selmlad, yaklap onu elinden tuttu, snd yerden kard.
Square, odada dik durabilecei tek yere, yani odann ortasna varnca, ok arbal
bir tavrla Jones'a bakt ve dedi ki:
"Bu korkun durumu ortaya karmakla ok keyiflendiinizi gryorum, efendim. Beni

53 Vanbrugh'un The Provoked Wife (1697) adl oyunundan beinci perdenin altnca sahnesine bir
deinme (.N.)
ele vermek dncesinin ayrca hounuza gittiinden de hi kukum yok. Ne var ki, bu
olup bitenlere yan tutmadan bakarsanz, sizden baka hi kimsenin sulu olmadn
anlarsnz. Saf bir kz batan karan ben deilim. Dnyada her eyi doruluk kuralna
gre yarglayan kiilerin beni ayplamalarn gerektirecek hibir davranta bulunmadm.
Bir eyin uygun olup olmadn; gelenekler, kalplam tutumlar ve kentlerin yasalar
deil, doann yasalar saplayabilir ancak. Yalnz doaya aykr den bir ey
uygunsuzdur aslnda."
"Gzel mantk yrttn, olum, dedi Jones. "Ama seni ele vermek isteyeceimi
nereden kardn? imdiye dek hi bylesine houma gitmemitin vallahi. Eer sen
kendin bu ii aa vurursan, o baka. Ama benden hi mi hi lf kmaz."
Square, "dorusu, Mr. Jones," dedi, "admn lekelenmesini isteyen bir adam deilim
ben. Kiinin adnn iyiye kmas, bir eit KALONdur; 54 bunu nemsememek uygun
dmez. Bundan baka, bir kiinin kendi adn sann katletmesi, kendini ldrmeye
benzeyen bir eydir; nefret edilmesi gereken, iren bir ahlkszlktr. Onun iin, benim
herhangi bir kusurumu gizlemeyi uygun buluyorsanz (nk hibir kimse yzde
yz kusursuz olamayacana gre, benim de bir kusurum olabilir) bilin ki, ben
kendi kendimi ele vermem. yle eyler vardr ki, bunlar yapmak uygundur da,
yaptm diye vnmek uygun deildir. nk aslnda sulu bir davran olmayan,
hatt vnlmesi gereken bir eyin, dnyann sapk yarglar yznden
aypland grlr."
"Yaa!" diye bard Jones. "Doal bir itahn doyurulmasndan daha susuz bir
davran olabilir mi? nsan trnn srp gitmesini salamak kadar vnlmesi
gereken bir ey olabilir mi?"
Square, "cidd konuuyorum sizinle," dedi; "bunlar hibir zaman su saymadm
aka sylyorum."
Jones, "ama bu kzla benim ilikim ilk meydana kt srada byle
dnmyordunuz," diye karlk verdi.
Square, "Thwackum denilen adam durumu bana yanl yanstt iin, tertemiz bir
kzn rezil edilmesini ayplammdr belki de," dedi. "te yleydi, efendim, yleydi ... Ve
ey... Bilin ki, Mr. Jones, bir durumun uygun olup olmadn lp bierken, ok kk
ayrntlar, efendim, ok kk ayrntlar byk gr deiiklikleriyle sonulanabilir."
Jones, "peki, nasl isterseniz yle olsun," dedi. "Size sz verdim. Eer bu serveni
duyan olursa, kabahat benim deil sizindir. Kza kar iyi davrann; ben de hi kimseye
bir ey sylemem. Sana gelince Molly, dostuna bal kalrsan, hem bana vefaszln
balarm. hem de elimden geldii kadar yardm ederim sana."
Tom Jones bunlar syledikten sonra, ikisiyle de abucak vedalat, merdiveni hzla
inerek gitti.
Square, bu servenin daha kt sonular dourmadna sevindi. Toparlanm olan
Molly ise, ilkin Square'e atmaya balad, onun yznden Tom Jones'u elden
kardn syledi. Ama Mr. Square, bir yandan kz okayarak, bir yandan da
kesesinden her derde deve bir il kararak, Molly'nin fkesini yattrmann yolunu
buldu. Kafadan tm ktlkleri skp atan, insan gler yzl yapan bu ilcn
olaanst etkisi herkese bilinmektedir.
Bunun zerine Molly, yeni an sevda sellerine bodu. Eskiden Jones'a ballk
yemin etmesini de, Jonesun kendisini de alaya ald. Jones bedenine el koyduu halde,
ancak ve ancak Square'in yreine el koyabildii konusunda yeminler etti bu kez.

54 'Kalon' szc Yunanca'da 'ahlak asndan gzel' anlamndadr. (.N)


BLM 6

Okuyucu, bu blmle bundan bir ncekini karlatrarak, ak


szcn kullanrken yapt baz yanllar dzeltebilir belki de

Artk Jones, Mollynin onu aldattn anlamt. Belki baka biri, ondan ok daha fazla
ierlerdi bu duruma; ve Jones, kz dakikasnda braksayd, delikanly pek ayplayan
kmazd bana kalrsa.
Gelgelelim Tom Jones, acyarak bakyordu Mollyye. Geri aldatld iin byk bir
tedirginlik duyacak kadar sevgisi yoktu ama, onu ilk batan karp kt yola drenin
kedisi olduunu dndke bir hayli zlyordu. nk bundan byle srmeye
niyetlendii ahlaksz yaantya Jones ile balamt Molly.
Bunu dnmek, Tom Jones'u olduka tedirgin ediyordu. Ama bir sre sonra,
Molly'nin ablas Betty, kz kardeini ilk batan karann Tom Jones deil de Will Barnes
adnda biri olduunu tlatmak iyiliinde bulunarak, delikanlnn tedirginliini tamamiyle
geirdi. Durum byle olduuna gre, Tom Jonesun imdiye dek kesinlikle kendinden
sandn ocuun babas da Barnes olabilirdi pek ala.
Bu ipucu eline getikten sonra, heyecanlanan Jones, durumu aydnlatmann yollarn
arad. ok ksa bir sre sonra, Betty'nin doruyu syledii, yalnz Will Barnes'n deil,
Molly'nin de sonunda gnah karmasyla saptand.
Will Barnes denilen delikanl bir ky apknyd. lkenin herhangi bir gen astsubay
ya da noter katibi kadar zafer kazanmt ak alannda. Birok kadn tam bir ahlakszlk
iinde yaamaya zorlam; kiminin yreini parampara etmi; zavall bir kzn aclar
iinde lmesinin nedeni olmak onurunu bile elde etmiti; nk bu kz, onun yznden
kendini suya atm, ya da, daha akla yakn olarak, Will Barnes tarafndan suya atlmt.
Bu herifin el koyduu yreklerden biri de Betty Seagrim'inkiydi. Will Barnes, Molly
gnl elencesine elverili olmayacak kadar kkken, ablasyla gnl elendirmiti.
Ama daha sonralar Molly yetiince, ablasndan vazgeip ona el atm, dakikasnda da
baarya ulamt. Aslnda Molly'nin yreinde egemen olan tek erkekti Will Barnes.
Jones ile Square'e gelince, karlar uruna kesilen kurbanlard onlar.
Betty'nin, kz kardeine besledii amansz kinin nedeni buydu ite. Betty'nin Molly'ye
kar olumsuz tutumu kskanlktan da doabilecei iin, daha nce de grdmz bu
kinin gerek nedenini imdiye dek aklamak zorunluluunu duymamtk.
Gizli kalan bu durumu rendikten sonra, Molly asndan iyice rahatlad Tom Jones.
Ne var ki, Sophia asndan hi rahat deildi; hatta. akln alamayaca kadar
huzursuzdu. Byle bir benzetmeyi kullanmama izin verirseniz, yreinin artk
tamamiyle boaltldn ve Sophia'nn oraya tam anlamyla yerletiini syleyebilirim.
Tom, usuz bucaksz bir tutkuyla seviyordu Sophia'y; Sophia'nn da onu sevdii gn
gibi ortadayd. Gelgelelim, bunlar bildii halde, Tom Jones gene de umutsuzdu; nk
gen kzn babas izin vermezdi evlenmelerine. Aalk ve haince arelere bavurarak
Sophia'y elde etmeye kalkmak ise, iren bir ey olurdu.
Byle bir yolu tutarsa Mr. Western'e yapaca ktlk ve Mr. Allworthy'nin bu yzden
ekecekleri, Tom Jones'a sabahtan akama kadar eziyet edene, geceleri yastna
ban koyunca aklndan kmayan dncelerdi. Onurla sevgi arasnda srekli bir
atma vard delikanlnn iinde. Kimi zaman biri, kimi zaman teki stn kyordu bu
atmada. Sophia yannda deilken, onun evinden kp gitmeye, onu artk hi
grmemeye karar veriyordu ikide birde. Ama Sophia gznn nnde olunca, tm bu
kararlar unutuveriyor; can ve canndan daha deerli eyler pahasna da olsa, onun
peini brakmamay aklna koyuyordu.
ok gemeden bu i atmann etkisi, gzle grlecek kadar belirginleti: Tom
Jones. her zamanki canlln ve neesini yitirdi. Sadece yalnzken dertli olmakla
kalmad, bakalarnn nnde de kederli ve dalgn olmaya balad. Mr. Western'in
gnln etmek iin neeli grnmeye alt zamanlar, bunu zorla yapt ylesine
belli oluyordu ki, saklamak istedii skntlar bsbtn aa kyordu.
Tom Jones'un tutkusunu gizlemek iin gsterdii kurnazlk m onu daha ok ele
veriyordu; yoksa kurnazlk bilmeyen doann bu tutkuyu aa vurmak iin ba vurduu
areler mi? Bu sorunu zmlemek kolay olmayacaktr. nk kurnazlk, ar bir
dikkatle davranarak, delikanly Sophia'ya kar her zamankinden daha da ekingen bir
tutum benimsemeye zorlarken; onunla konumasn, hatt onunla gz gze gelmesini
engellerken; tm bunlarn tam tersini yapyordu doa. Bylece gen kz yaklanca,
Tom'un yz sararyordu; bu yaklama beklenmedik bir anda olunca, irkiliyordu. Bir
rastlant sonucu Sophia ile gz gze gelince, kan yanaklarna saldryor, yz
kpkrmz kesiliyordu. Terbiye gerei Sophia ile konumak, rnein sofrada onun
erefine kadeh kaldrmak zorunda kalnca, Tom mutlaka kekeliyordu. Eli, hatt tm
bedeni titriyordu ona dokununca. Ve ne denli dolayl olursa olsun, akla arm olan
herhangi bir sz sylenince, delikanl elinde olmadan iini ekiyordu hep. Doa, byk
bir aba gstererek, tm bunlar her gn yaptryordu Tom Jonesa.
Bu belirtiler, Mr. Western'in gznden kayor, ama Sophia'nn gznden kamyordu
hi. Sophia ok gemeden, Tom Jones'un kafasndaki kargaann farkna vard; bunun
nedenini anlamakta da glk ekmedi; nk Sophia'nn iinde de vard ayn kargaa.
Bence Sophia, sevdallara zg olduu bilinen abucak sezmek yeteneinden tr,
durumu babasndan nce kavramt herhalde.
Ama doruyu sylemek gerekirse, yalnz sevdallarda deil, bakalarnda da grlen,
onlar teki insanlardan stn klan o olaanst sezi yeteneini aklamann, daha
basit ve ak seik bir yolu da vardr. Acaba neden bir namussuz, herhangi bir
namussuzluun tasarlandn genellikle dakikasnda anlar da; ondan ok daha keskin
zekl ve namuslu bir adam, ou zaman aldanr bu namussuzluun karsnda? Oysa
namussuzlar arasnda yaygn bir sevgi yoktur herhalde. Birbirleriyle iliki kurabilmeleri
iin, Mason'larda olduu gibi, ortak bir iaretleri de yoktur onlarn. Ama kafalarn hep
ayn ey kurcalad iin, dnceleri hep ayn eye yneldii iin, anlarlar birbirlerini.
Bylece, sevda kavramnn babann aklnn kenarndan bile gemediini; kzn ise u
sralarda sevdadan baka hibir ey dnemediini gz nnde tutarsak, Tom
Jones'daki ak seik ak belirtilerini Mr. Western grmezken Sophia'nn grmesine hi
amayz.
Sophia, zavall Jones'a ikence eden azgn tutkuyu sezdikten, bu tutkunun kendisine
yneldiini iyice kavradktan sonra, delikanlnn sradaki davrannn gerek nedenini
anlamakta hi mi hi glk ekmedi. Bunu anlaynca da, delikanl, Sophia'nn gzne
bsbtn girdi. Bir n sevgilisinden isteyebilecein en gzel duygulardan ikisi, yani
sayg ve acma duygulan uyand gen kzda. Kendi yznden mutsuz olan bir adama
acd iin kadnlarn en kaskats bile balayabilirdi Sophia'y. Barndaki alevi en
onurlu nedenlerden tr sndrmeye alan, suunu aa vurmaktansa ald
tilkinin barsaklarn demesine katlanan Ispartal ocuk gibi davranan bir erkee sayg
duyduu iin de, hi kimse ayplayamazd gen kz. Bylece Tom Jones'un
ekingenlii, Sophia'dan ka, soukluu ve suskunluu; onun davasnn en gzpek,
en becerikli, en scak kanl ve en gzel konuan savunucular oldular. Bu savunucular,
gen kzn duyarl ve sevecen yreini ylesine derinden etkilediler ki, ok gemeden
Sophia, erdemli ve yce ruhlu bir gen kzn duyabilecei tm tatl duygulara kaplmaya
balad. Yani, ekici bir erkee kar, sayg, gnl borcu ve acmadan doabilecek her
eyi... Szn ksas lgnlar gibi vuruldu Tom Jones'a.
Gnn birinde bu gen ift, bir rastlant sonucu bahede karlatlar. Sophia'nn
yitirdii kk kuu bulmak iin Tom Jones'un iine dp az kalsn boulaca kanala
bitiik iki ayr yolun ucundaydlar birbirlerini grdkleri srada.
Son zamanlarda Sophia ikide birde buraya geliyordu. Ne denli nemsiz olursa olsun,
yreinde imdi bylesine serpilen sevginin belki ilk tohumlarn eken o kk olay,
yan ac ekerek, yar haz duyarak dnp duruyordu burada.
te bu gen ift, ku olaynn getii sahnede karlatlar. Ancak iyice yaklanca
grdler birbirlerini. Onlar o srada seyreden biri olsayd, heyecanlarnn belirtilerini
yeterince anlard her ikisinin de yznden. Ama kendileri, ylesine allak bullak
olmulard ki, bunun farkna varacak durumda deildiler. Tom Jones, biraz toparla-
nnca, gen kza yaklap, olaan nezaket kurallarna uyarak onu selmlad. Sophia da
ayn eyi yaptktan sonra, sradan bir konuyu ele aldlar; o sabahki havann grlmedik
gzelliinden sz ettiler. Derken, bulunduklar yerin gzelliine getiler. Tom Jones,
ve ve gklere kard imdi bulunduklar yeri. Delikanlnn tepesine trmanp sonra
kanala dt aacn yanna gelince, Sophia ona bu kazay anmsatmaktan kendini
alamad:
"Bana kalrsa, Mr. Jones, siz biraz rpeririniz u suyu grnce."
Jones, "inann bana, efendim," dedi, "kk kuunuz kanca duyduunuz znt, o
servenin en nemli noktasdr benim iin. Zavall kk Tommy! te u dala
konmutu. Onu size vermekle onur duymutum. Nasl oldu da byle bir mutluluktan
kaacak kadar lgn davrand o kk kerata? Nankrlnn hakl bir cezasdr
bana gelenler."
Sophia, "dorusunu isterseniz, Mr. Jones," dedi, mertliiniz yznden ayn eyler
sizin de banza gelecekti az kalsn. Herhalde ok sarslyorsunuz bunu anmsadka."
Tom Jones, o kazay dndke beni asl zen ey o suyun biraz daha derin
olmaydr," dedi. "nk o su biraz daha derin olsayd, alnmn yazs olan nice
aclardan kurtulmu olurdum imdi."
Sophia, "yazklar olsun!" diye karlk verdi. "Mr. Jones, u anda itenliinize
inanmyorum dorusu. Yaam bylesine hor grrcesine konumanz, bana kar
beslediiniz iyi niyetten tr. Cannz benim uruma iki kez tehlikeye attnz iin,
size olan gnl borcumu azaltmak istiyorsunuz bunlar sylemekle. Beni nc kez
kurtarmaktan saknn!"
Sophia, anlatlamayacak kadar tatl bir glmseyile sylemiti bu son sz.
Jones, "korkarm ki, i iten geti artk," diye iini ekti. Sonra, sevgi dolu gzlerini
Sophia'dan ayrmadan, "ah, Miss Western!" dedi; "nasl isteyebilirsiniz benim
yaamam? Nasl isteyebilirsiniz bunca ac ekmemi?
Sophia, gzlerini yere dikip, biraz duraksayarak karlk verdi: "Mr. Jones, ac
ekmenizi istemem dorusu."
Jones, ah! bilmez miyim o meleklere zg huyunuzu, dedi heyecanla; "tm
gzelliklerden daha gzel olan o tanrsal iyiliinizi!" Sophia, "hayr, olmaz," diye kar
kt. "Ne demek istediinizi anlayamyorum... Artk burada kalamam... Ben..."
Delikanl, "beni anlamanz istemiyorum," dedi. "Hatt yolu yok beni anlamanzn. Ne
dediimi bilmiyorum. Byle anszn sizinle burada karlanca... Kendimi tutamadm ...
Yalvarrm, balayn beni sizi kzdracak bir ey syledimse... Bir kt niyetim yoktu...
Sizi zmektense, leyim, daha iyi... Hatt bunu dnmek bile ldrr beni."
ok ayorum size," dedi Sophia. Nasl olur da beni zdnz sanrsnz?"
Tom Jones, "korku kolayca lgnla dnyor, efendim," diye karlk verdi. "Sizi
kzdrmak korkusu da, korkularn en bydr benim iin. yleyse nasl
konuabilirim? Hayr, bana fkeyle bakmayn. Bir ka atmanz, beni ykp yok eder...
Ben bir ey sylemek istemedim... Gzlerimi ayplayn, kendi gzelliinizi ayplayn...
Neler sylyorum? Eer fazla konutumsa, balayn beni. Yreimdekiler taverdi.
Olanca gcmle savatm sevgime kar. imi yakan atei gizleyebilmek iin elimden
geleni yaptm. Ve bu ate ylesine yakyor ki iimi, sizi kzdrmak korkusundan artk
kurtulacam umarm yaknda."
Mr. Jones bunlar syledikten sonra, bir stma nbetine tutulmuasna titremeye
balad. Nerdeyse ayn durumda olan Sophia ise, unlar syledi:
Sizi anlamam gibi davranacak deilim, Mr. Jones. Dorusunu isterseniz,
gereinden fazla anlyorum ne demek istediinizi. Ama yalvarrm, bana biraz olsun
sevginiz varsa, izin verin eve dneyim. Oraya varncaya dek ayakta durabilecek gcm
olsa keke!"
Kendi de nerdeyse ayakta duramayacak halde olan Tom Jones, Sophia'ya kolunu
verdi. Gen kz, bu kola girmeyi hor grmedi ama, biraz nceki konuya imdilik hi
deinmemesi iin Tom'a yalvard. Kendi elinde olmadan akn ona zorla sylettii
szlerin balanmasn istemekle yetinen Tom Jones, bu konuda hibir ey syle-
meyeceine sz verdi. Sophia, Mr. Jones'un ancak ilerideki davranlaryla
balanmann yolunu bulabileceini syledi. Ve bu gen ift, sendeleye sendeleye,
titreye titreye yrmeye baladlar. Sevgilisinin eli avucunda olduu halde, bu eli bir tek
kez bile skmay gze alamyordu sevdal delikanl.
Sophia eve varr varmaz hemen odasna ekildi. Mrs. Honour ve amonyak imdadna
yetiti orada. Zavall Tom Jones'a gelince, onun allak bullak akln bana getiren tek
ey kt bir haber almas oldu. Bu haber okuyucunun u srada bulunduu havadan o
denli deiik bir hava yaratacak ki, bunu anlatmadan nce yeni bir blme balamay
uygun bulduk.

BLM 7

Bu blm Mr. Allworthy'yi hasta yatanda gsterir

Jones'un kolu oktan iyiletii halde, Mr. Western delikanly artk yle seviyordu ki,
ondan ayrlmaya yanamyordu. Jones'a gelince, ya ava dknlnden ya da baka
bir nedenden tr, Western'lerde kalmaya raz oluyordu. Mr. Allworthy'nin evine bir
tek kez gitmeden, hatt oradan haber bile almadan, bazen on be gn srekli kalyordu
Mr. Western'in evinde.
Souk alan Mr. Allworthy birka gndr rahatszd, biraz da atei vard. Onu yataa
girmeye zorlamayan ya da eitli ilerini yapmasn engellemeyen hastalklar
nemsemedii gibi, bu rahatszln da nemsememiti. Ne var ki, biz bu eit bir
davran ne doru buluruz ne de okuyucularmzn ayn biimde davranmalarn neri-
riz. Neden derseniz, Tp Tanrs Aesculapius'un mesleine giren baylarn hakk vardr:
Hastalk bir kapdan girer girmez, hekim de teki kapdan girmelidir hemen. Byle
olmasayd; ne anlam vard "venienti occurite morbo" 55 yani "bir hastalk balar
balamaz, o hastala kar kn" diyen eski atasznn? Hekimle hastalk hemen kar-
lanca, bir yan ar basmadan eit koullar iinde birbirleriyle savaabilirler. Oysa
hastala zaman kazandrmakla, onun glenmesine, bir Fransz ordusu gibi siperler
kazmasna gz yummu oluruz ou zaman. Durum byle olunca da, bilgili hekim,
dman ele geirmekte glk ektii, hatt dmana hi ulaamad olur. Zaman
kazanan hastaln, Fransz askerlerinin siyasetini benimseyerek, doay yozlatrp
kendi cephesine ekebilir. Bu durum karsnda da tbbn tm gleri, ancak i iten
getikten sonra hastann yanna varabilirler. Bununla ilgili olarak, yce Doktor
Misaubin'in56 yaknmalar aklma geldi. Tp alanndaki ustalna fazla ge bavu-
rulduu iin dvnp duran bu adam yle derdi:
"Yemin ederim ki, hastalarm beni cenaze ileriyle uraan bir kii sanyorlar; nk
hekim onlar ancak ldrdkten sonra aryorlar beni."
nemsenmemesi yznden Mr. Allworthy'nin hastal yle bir hal ald ki, atei
ykselip de yardm istemek zorunda kalnca, doktor ilk geliinde ban sallad, keke
beni daha nce arsalard," dedi; hastann yaamnn her an tehlikeye girebileceini
bildirdi dolayl yollardan. Bu dnyadaki tm ilerini dzenlemi bulunan, teki dnyaya
da bir insan ne denli hazr olabilirse o denli hazr olan Mr. Allworthy, hi aldrmadan, kl
bile kprdamadan rendi bu durumu. Gerekten de Mr. Allworthy, her gece yatana
uzanrken, tragedyadaki Cato57 gibi yle diyebilirdi:

Varsn sululuk duygusu ya da korku tedirgin etsin kimini;


Ne sululuu bilir Cato, ne de korkuyu;
Ayn eydir onun gznde lmek de, uyumak da.

Aslnda Mr. Allworthy, Cato'dan da, bbrlenen eski ya da yeni kahramanlarn


herhangi birinden de on kat daha hakl olarak ve kendine ok daha fazla gvenerek
syleyebilirdi bu sz. nk yalnz korkusuz olmakla yetinmiyordu; harman sonunda,
eli ak efendisinden dln almak zere arlan drst bir rgat sayyordu kendini.
Bu deerli adam, tm ailesinin toplanmas iin emirler verdi hemen. Ailesinden hi
kimse uzaklarda deildi. Ancak, Mrs. Blifil bir sredir Londra'da bulunuyor, Tom Jones
da Mr. Western'in evinde kalyordu. Delikanl, okuyucunun da bildii gibi, Sophia'dan
tam ayrld srada ald bu ary.
Mr. Allworthy'nin tehlikede olduu haberi (nk uak, efendisinin lmek zere
olduunu sylemiti) sevdayla ilgili tm dnceleri skp atverdi delikanlnn
aklndan. Tom Jones, onu almak iin gnderilen arabaya hemen atlad; elinden
geldiince, hzl srmesini emretti arabacya. Yolda giderken, Sophia'y bir tek kez bile
dnmedi bana kalrsa.

55 Persius'un talamalarndan, iii, 64. (.N.)


56 Fielding'in sk sk alay ettii, hekim geinip szmona esiz ilalar hazrla yan arlatan bir Fransz.
(.N.)
57 Addison'un ilkin 1713'de oynanan Cato adl tragedyasndan bir alnt. (Perde 5, sahne 1) (.N.)
imdi tm aile, yani Mr. Blifil, Mr. Jones, Mr. Thwackum, Mr. Square ve evin
adamlarndan bazlar (onlar da armt efendileri) yatan evresinde toplannca,
Mr. Allworthy yatanda oturdu. Tam azn aaca srada, Mr. Blifil gzyalar dkerek
szlanmaya, bara ara, ac ac yaknmaya balad. Bunun zerine Mr. Allworthy,
onun elini skp yle dedi:
"nsann bana gelebilecek en olaan duruma byle zlme, sevgili yeenim.
Dostlarmz bir felkete uraynca, zlmekte haklyz; nk hem bunu nlemenin yolu
vardr ou zaman, hem de bu felkete urayann alnyazs teki insanlarn
alnyazsndan ok daha ktym izlenimi uyanr bizde. Oysa lm nlemenin yolu
olmadn, lmn herkesin alnyazs olduunu biliriz hepimiz. lmn ne zaman
geleceinin de nemi yoktur. nsanlarn en aklls,58 yaam bir tek admlk bir yola
benzettiine gre, biz de bir tek gne benzetebiliriz yaadmz sreyi. Benim
alnyazm, bu tek gnn akamnda ayrlmaktr sizden. Ama daha erken gidenler, bir-
ka saat yitirirler olsa olsa. O birka saat de, ou zaman didinme, yorgunluk, ac
ekme ve keder saatleri olduundan, zlmeye demez bunlar iin. Romal ozanlardan
birinin,59 yaamdan ayrlmamz bir leni brakmamza benzettiini anmsyorum.
Elence anlarn ille uzatmak, birka dakika daha dostlarnn yannda kalmak iin
abalayanlar grdke, bunu dnrm ara sra. Ah! Ne de ksacktr bu elencelerin
en ok uzatlan bile! lenden en erken gitmekle en sonuna dein kalmak arasndaki
ayrm ne denli nemsizdir! Yaama bakmann en iyi yolu budur ite. lmden korkma-
mzn en doru nedeni, dostlarmzdan ayrlmak istemeyiimizdir. Oysa, doklarmzn
yannda kalmak mutluluu bile, yle ksa srer ki, akll bir kii nemseyemez bunu.
Benim gibi dnenlerin pek az olduunu da biliyorum; nk ou insanlar, ancak
lmn penesine dtkten sonra dnrler lm. Onlara yaklaan lm, her ne
denli dev gibi, her ne denli korkun olursa olsun, onu uzaktan gremezler gene de.
Dahas var: lm tehlikesine dnce, nasl telalanrsa telalansnlar, nasl dleri
koparsa kopsun, bu tehlike geer gemez, korkular da yok oluverir hemen. Ama ne
yazk ki, lmden kurtulan kendileri balanm deildir; cezas ertelenmitir ancak.
stelik pek ksa srer bu erteleme. Onun iin sen artk zlme, sevgili ocuum.
Herhangi bir an gerekleebilecek bir durum yznden: evremizde her eyin, hatt en
kck bir nesnenin meydana getirebilecei ve erge hibir insann atlatamayaca
bir durum yznden, ne amamz gerekir, ne de yas tutmamz.
"Doktorum (bence ok iyi davranarak), pek yaknda sizlerden ayrlabileceimi bildirdi
bana. Mademki ayrlacaz, hzla artan hastalm bunu engellemeden nce, size
birka sz sylemeye karar verdim ... Fazla gcm de yok ama, vasiyetnamem
konusunda sizlerle grmek istiyorum. Vasiyetnamemde yazdklarm oktandr karar-
latrdm, hepinizi dndm renirseniz benim de iim rahat edecei iin, bunlar
size bildirmeyi uygun buldum. Yeenim Blifil, ylda 500 ngiliz liralk iki hisse ve 6000
liralk bir hisse dnda, tm malm mlkm sana brakyorum. Annenin lmnden
sonra, 500 ngiliz liralk hisselerden biri gene senin olacak. teki hisselere gelince,
onlar yle dattm: Ylda ngiliz liralk hisseyi sana veriyorum, Tom Jones. Nakit para
yokluunun insan tedirgin ettiini bildiim iin, buna ayrca 1000 ngiliz liras ekledim.
Sana umduundan daha m fazla, yoksa daha m az verdim, bilmiyorum. Belki de sen
bunu ok az bulurken, bakalar da sana fazla para braktm iin beni ayplayacaklar.
Fazla para brakt diyenleri hor grrm. Ama sen bu paray az bulursan, demek ou
kiiler gibi yanlyorsun sen de. Bu kiilerin ulu gnlllkten tamamiyle yoksun
olduklarn gsteren byle bir yanlgya gre, iimizden gelerek akelli davrannca,
minnet duygular uyandracamz yerde, gittike artan, sonu gelmeyen ve yerine
58 Belki Fielding, "dnya bir su kabarcdr; insan yaam ise, bir admlk yoldan ksadr," diyen Baconu
dnmektedir burada. (.N.)
59 Her halde Fielding, yeterince oynadnz, yeterince yediniz itiniz, leni brakmann zaman gelmitir
sizin iin," diyen Horatius'u dnmektedir burada. (.N.)
getirilmesi olanaksz para istekleriyle karlarz... Ama bunun szn ettiim iin bile
beni bala. Senden en kk bir kukum yok bu konuda."
Jones, kendine bunca iyilik yapan adamn ayaklarna kapand. Onun eline itenlikle
sarlp, Mr. Allworthy'nin imdi de, her zaman da, yalnz lyk olduundan deil,
umduundan da ok, ama ok daha iyi davrandn; bu iyiliini anlatacak sz
bulamadm syledi.
"Biliniz ki, efendim," dedi, "beni tek zen ey, sizin byle hazin bir durumdayken bu
denli ulu gnll oluunuzdur... Ah, dostum benim! Babam!"
Delikanl bunu derken, boaz dmlendi; gzlerine dolan yalar gizlemek iin,
ban evirdi.
Bunun zerine Allworthy, sevecenlikle Tom Jones'un elini skp, konumasn yle
srdrd:
"Senin iyi yrekli, akelli ve onurlu bir insan olduuna inanyorum, ocuum. Bir de
daha akl banda olmay, dine daha ok balanmay renebilsen, mutlulua
eriebilirsin. nk olumlu yanlarndan tr mutlu olmak hakkndr senin. Ama sende
eksik olan o iki eyi ancak elde ettikten sonra srdrebilirsin mutluluunu...
Mr. Thwackum, size bin ngiliz liras verdim. Bu parann, istediinizden de, size
gerekenden de daha fazla olduunu sanyorum. Ne var ki, size kar beslediim
dostluun hatr iin, kabul etmelisiniz bunu. Bu para size fazla gelirse, sk sk bal
olduunuz dinsel inanlar, bunu nasl kullanmanz gerektiini retecektir size.
"Mr. Square, size de ayn miktar baladm. Bu para sayesinde, mesleinizde
imdiye dek olduundan daha baarl olabileceiniz umuyorum. zlerek unu
grdm ki, ou kiiler, zellikle yoksulluun yeteneksizlikten doduunu sanan i
adamlar, mutsuzlara acmyorlar, hor gryorlar onlar. Size brakabildiim bu kk
miktarn, eskiden iinde bocaladnz o g durumlardan sizi kurtaracana, sizin gibi
filozof yaradlta bir adama gereken refah salayacana gveniyorum.
Gcm tkeniyor gittike. Geri kalan paray nasl bldm anlamak iin,
vasiyetnameme bavurun artk. Bana hizmet eden adamlarma, beni unutmasnlar diye
baz armaanlar veriyorum. Vasiyetnamemi aanlarn, hayr ileri iin braktm
paralan da gereince kullanacaklarndan eminim. Tanr korusun hepinizi. Sizlerden
biraz nce yola kyorum ben."
Tam o srada, hzla odaya koan bir uak, Salisbury'den bir noterin geldiini, Mr.
Allworthy'ye bildirilmek zere zel bir haber getirdiini syledi. Uaa gre bu noter,
ylesine korkun bir tel iindeymi, yapacak o kadar ok ii varm ki, kendini drt
paraya blse bile, gene baa kamazm bunca ile.
Allworthy, "git, ocuum," dedi Blifil'e, "bu bayn ne istediini sor. le uraabilecek
halim yok u srada. stelik, benden fazla seni ilgilendirir artk bu eit iler. Aslnda
ben... Kimseyi grecek, kimsenin lfn dinleyecek halde deilim imdi."
Bunlar syledikten sonra Mr. Allworthy, odadakileri selamlad; onlar belki gene
grebileceini, ama konuurken gc iyice tkendii iin, imdi dinlenmek istediini
bildirdi.
Odada bulunanlann bir ksm gz yalan dktler Mr. Allworthy'den ayrlrken. "inin
erimesine" alk olmad halde, felsefeci Mr. Square bile gzlerini sildi. Mrs. Wilkinse
gelince, "Arabistan aalar ifal sakzlarn" 60 ne denli hzla damlatrsa, o da ayn
hzla damlatyordu gzlerinden incileri.

60 Trnak iindeki iki tmce, Shakespearein Othellosunun son sahnesinden aktarlmtr. (.N.)
Bunlar olup bittikten sonra, Mr. Allworthy, ban gene yastna dayayp, dinlenmeye
alt.

BLM 8

Ho olmaktan fazla doal olan durumlar anlatlr

Khya kadnn dalar andran iki elmack kemiinin stnden byle grl grl akan
tuzlu derelerin tek kayna, efendisi iin duyduu znt deildi. Odadan kar kmaz,
sevimli bir biimde kendi kendine sylenmeye balad Mrs. Wilkins:
"Benimle evin teki adamlar arasnda bir fark gzetmesi gerekirdi efendimin. Yas
giysileri alacak kadar para brakmtr bana her halde. Ama brakp brakaca bu
kadarsa, eytan giysin o yas giysilerini benim yerime. ok sayn Baym bilsin ki, ben bir
dilenci deilim. Be yz ngiliz liras biriktirdim sayn Baya hizmet ederken. Sonunda
grdnz bana yaptn! nsana namuslu olmay gstermenin yolu bu mudur? Geri
ara sra baz ufak eyleri ardm oldu; ama evin teki adamlar, benden on kat daha
ok aldlar. Oysa imdi hibir fark gzetmiyor benimle tekiler arasnda. Eer i bu
hale geldiyse, bana balanan parann da, o paray balayann da cehenneme kadar
yolu var. Yoo, bu paradan vazgemeyeceim; nk vazgeersem, buna sevinecek
olanlar kar. Hayr, bu parayla giysilerin en cafcaflsn alp, srtmda o giysi, kr kr
oynayacam koca pintinin mezar stnde. Piini byle yetitirdii iin cmle lem onu
ayplarken, ancak ben savunuyordum onu ikide birde. Bu iyiliime karlk, bakn ne
ktlk etti bana. Ama teki dnyada hepsinin cezasn grecek imdi. Gnahlaryla
vnecei yerde, kendi z soyunun maln mlkn bir pie verecei yerde, piman
olduunu aklamas gerekirdi lm deinde. Yatanda bulmumu! Amma da
masal! Yaa, yledir; saklamasn bilenler, saklanan eyi bulmasn da bilirler. Tanr
balasn gnahlarn! Gerei bilebilsek, onun daha bir yn pii olduu anlalr
vallahi! Ama iyi ki, bunlarn hepsi aa kacak imdi gidecei yerde. Evin adamlar
onu unutmasnlar diye baz armaanlar veriyormu! te tam byle dedi. Bin yl
yaasam bile, hi unutmam byle sylediini. Ya yle, beni de hizmetilerin arasna
attn iin, hibir zaman unutmayacam seni. Vasiyetnamende Square'in ad getii
gibi, benimki de geemez miydi yani! Ne var ki, buraya ilk geldii srada srtna
geirecek bir paavras bile olmad halde, Square bir baydr szmona. Aman,
glerim baylarn bylesine! Yllardr bu evde oturdu ama, ondan bir zrnk alan tek bir
hizmeti bile yoktur bana kalrsa. eytan hizmet etsin baylarn bylesine!"
Mrs. Wilkins, buna benzer daha birok eyler sylendi durdu kendi kendine. Ama bu
kadarn aktarmak, yeter de artar da okuyucuya.
Square ile Thwackum da kendilerine braklan paradan honut deildiler.
erlediklerini Mrs. Wilkins kadar yksek sesle aa vurmadklar halde, hem yzlerinin
ekiliinden, hem de aada verdiimiz konumadan anlyoruz pek sevinmediklerini:
Hasta odasndan ktktan bir saat kadar sonra, sofada Thwackum ile karlaan
Square, "ondan ayrlal beri dostunuzdan bir haber aldnz m, efendim?" diye sordu.
Thwackum, "eer Mr. Allworthy'yi dnyorsanz," diye karlk verdi, "ona benim
dostum deil, sizin dostunuz demeniz, daha yerinde olur bana kalrsa; nk sizin
dostunuz olmaya hak kazand."
Square, "sizin de dostunuz olmaya hak kazand," dedi; "nk onun akellilii (eer
buna akellilik diyebilirsek) ikimize de eit olarak belirdi.
Thwackum heyecanland: "Bu konuya ilk ben deinmek istemezdim ama; mademki
lf atnz, sizin grnze katlmadm bildirmem gerekecek. Bilinle yaplan
iyilikler ve bu iyiliklere karlk verilen dller, birbirlerinden ayr eylerdir. Onun
ailesinde grdm grev ve iki olunun eitimi iin harcadm emek, yle hiz-
metlerdir ki, kimi kiiler daha byk dller beklerdi bunlara karlk. Geri bu yzden
honut olmadm sanmanz istemem; nk Ermi Paulus, az bir eyle yetinmeyi
retti bana. Payma den bu kk para daha da az olsayd, ben gene grevimi
yerine getirirdim. Ne var ki, ncil beni az bir eyle yetinmeye zorlad halde, kendi
deerimi grmemezlikten gelmeye; ya da sizinle eit tutularak hakszla uradmn
farkna varmamaya zorlayamaz beni.
Square, "mademki damarma basyorsunuz," dedi, "size unu syleyeyim: Asl
hakszla urayan benim. Mr. Allworthy'nin, kendisinden cret alan bir adamla beni
ayn kefeye koyacak kadar dostluuma be verecei aklmdan gemezdi dorusu.
Bunun nedenini biliyorum: Yce ve soylu olan her eye kar karak, ona uzun sredir
alamaya abaladnz o dar kafal grlerdir bunun nedeni. Dostluun, gzelliin ve
sevimliliin , fersiz gzleri kamatrr. Ancak o hi amayan doruluk kural
grebilir bu . Siz ise, bu doruluk kuraln gln gstermek iin yle uratnz ki,
sonunda kt yola saptrdnz arkadam."
fkeden kuduran Thwackum, keke ruhunu koruyabilseydi de, sizin o kahrolas
retiniz onun inancn kt yola saptrmasayd! diye bard. Bir Hristiyana hi
yakmayan davrann buna balyorum. Tanrya inanmayan bir kiiden baka kim
dnyadan ayrlabilirdi hesaplarn grmeden nce? Kendi evinde onu balayacak bir
rahip varken, kim dnyadan ayrlabilirdi gnahlarn sylemeden nce? iten
getikten sonra anlayacak bunun eksikliini. niltiler ve di gcrtlaryla dolu o
yere varnca, anlayacak. Sizin ve Kiliseye inanmayan bu an tm dinsizlerinin
tapt, Erdem denilen o putperest tanrann kendisini ne hale drdn,
ite o zaman anlayacak. Rahip bulunmayan o yerde, rahibi aracak yanna;
Gnahlar balanmadan nce ld, gnahlarndan arnp kurtulamad iin
inleyip alayacak."
Square, "gnahlarndan arnmas bu kadar nemliyse, niin kendiliinizden
balamyorsunuz onu?" diye sordu.
Thwackum, "bu balan, ancak balanmay isteyecek kadar Tanrya bal olanlar
etkiler," diye karlk verdi. "Ama ne diye byle konuuyorum putlara tapan dinsiz bir
adamla? Bu kt eyleri ona reten sizsiniz. Ve siz bu dnyada bunun gzel bir
karln grdnz gibi, mezinizin de yaknda teki dnyada bunun karln
greceinden hi kukum yok."
Square, "gzel bir karln grdnz derken ne dndnz bilmiyorum," dedi;
"ama eer bana brakmay uygun grd ve dostluumuz gz nnde tutulunca
yrekler acs bir armaan olan o paray dnyorsanz, ben hi mi hi nemsemem o
paray. Ancak, iinde bulunduum zor durumdan tr kabul edebilirim onu."
Tam o srada gelen hekim, "hastanz nasl?" diye sordu tartanlara.
"Durum berbat," dedi Thwackum.
Doktor, "zaten ben de bunu bekliyorum," dedi. "Ben gittikten sonra, ne gibi belirtiler
kt ortaya?"
Thwackum, "korkarm ki, iyi belirtiler deildi bunlar," diye karlk verdi. "Pek az umut
kald bence."
Beden hekimi, belki yanl anlamt ruh hekiminin ne demek istediini. Ama durum
aydnlanamadan nce, Mr. Blifil, pek ackl bir yzle yanlarna yaklap, kt haberler
getirdiini syledi: Annesi Salisbury'de lmt. Tam eve dnmek zereyken, damla
hastal beynine ve midesine yaylm, birka saat iinde gtrmt kadncaz.
Doktor. "ah!" diye iini ekti, "insan olaylarn nasl gelieceini bilemiyor. Oralarda
olabilseydim de annenize bakabilseydim keke. yiletirilmesi g bir hastalktr bu;
ama, ben baarl tedaviler yaptm gene de."
Square de, Thwackum da, Blifil'e ba sal dilediler. Square, Blifil'in bu acya bir
erkek gibi katlanmasn dilerken, Thwackum da bir Hristiyan gibi katlanmasn diledi.
Gen Mr. Blifil, hepimizin erge leceini bildiini; bu acya elinden geldiince gs
gereceini syledi. Ama alnyazsnn bu grlmedik hainliinden biraz yaknmamak
elinde deildi ne de olsa. nk kaderin ona verip verebilecei aclarn en korkuncunu
tam bekledii srada, bylesine byk bir felketi haber almt anszn. imdiki
durumu, Mr. Thwackum ile Mr. Square'den rendii o gzel dnceleri snamak
olasln salayacakt ona. Bana gelenlerden sonra, ancak bu rendikleri
sayesinde yaamak gcn bulabilecekti kendinde.
Kz kardeinin lm haberinin Mr. Allworthy'ye verilip verilemeyecei konusu tartld
bundan sonra. Doktor, buna kesinlikle kar kt. lkenin tm hekimleri onun gibi
dnrd herhalde. Gelgelelim Mr. Blifil katlmyordu bu gre: Onu tedirgin eder
diye herhangi bir eyin gizlenmesini kesinlikle ve tekrar tekrar yasaklamt days.
Sonucu ne olursa olsun daysnn szn dinlememeyi gze alamazd. Din ve felsefe
asndan daysnn tutumunu bildii iin, doktorun korkularn paylamyordu. te bu
yzden kararlyd kara haberi ona vermeye. nk eer days iyileirse (candan
duacyd iyilemesi iin), byle bir haberi ondan gizleme abalarn hibir zaman
balamayacan biliyordu.
Doktor, Thwackum ile Square gibi iki bilgili bayn da pek yerinde bulduklar bu karara
boyun emek zorunda kald. Bunun zerine Mr. Blifil ile Doktor, hastann odasna
gittiler. Odaya Mr. Blifil'den nce giren Doktor, yataa yaklap hastann nabzna bakt.
Bileini tutar tutmaz da, Mr. Allworthy'nin ok daha iyi olduunu; son kulland ilcn
bir mucize yaratacak kadar baarl saylabileceini, atein dtn; eskiden ne
kadar az umut varsa, imdi de o kadar az tehlike olduunu bildirdi.
Gerei sylemek gerekirse, Mr. Allworthynin durumu, hastalar stnde titreyen bu
doktorun syledii kadar kt olmamt hibir zaman. Ama akl banda bir general,
gsz olsalar bile dmanlarn nemsedii gibi; akl banda bir hekim de, nemsiz
olsa bile, hibir hastal savsaklamaz. General, dman ne denli gsz olursa olsun,
sk bir disiplin srdrd, nbetiler diktii, ncler kulland gibi; hekim de hastalk
ne denli nemsiz olursa olsun, arbal bir yz taknr, anlaml anlaml ban sallar.
kisinin de byle davranmalarnn geerli bir ok nedenleri vardr: Bunlarn en geerlisi
de udur: Eer zafere ularlarsa, anlar bsbtn artar; uursuz bir rastlant sonucu
yenilirlerse de, daha az rezil olurlar.
Mr. Allworthy, iyileecei umuduyla, gzlerini kaldrp Tanrya kreder etmez, Mr.
Blifil, pek kederli bir yzle yataa yaklat. Ya gz yalarn silmek, ya da Ovidius'un
iirlerinin birinde baka bir durumu anlatrken dedii gibi, "si nullus erit, tamen
excute nullum" yani "gz ya yoksa, olmayan eyi silmek iin" mendilini gzlerine
srdkten sonra, okuyucunun demin duyduu haberi daysna illetti.
Allworthy, zlerek, ama sabrla ve Tanrnn buyruklarna katlanarak dinledi bu
haberi. Sevgi dolu gzyalar dktkten sonra, kendini toparlad, "Tanrnn her iedii
olsun," dedi.
Derken, haberi getireni grmek istedi. Ama Blifil, bu haberciyi bir an olsun,
alakoymann yolu olmadn syledi. Herhalde edamn yaplacak ok nemli bir ii
varm ki, grlmedik bir tel iindeymi. Acele etsin diye onu drtklediklerinden, itip
kaktklarndan, canna kyarcasna zorladklarndan yaknyormu. Kendini drde blse,
her drt parann hangi ile uramas gerektiini bildiini de sylyormu.
Bundan sonra Allworthy, cenaze trenini Blifil'in dzenlemesini; kz kardeinin kendi
gmlecei kk kilisede topraa verilmesini istedi. Bu ileri ynetecek adamn adn
sylemekle yetinerek, iin ayrntlarn ona brakt.

BLM 9

Baka lere de yarayabilen bir aynann insann bedenine nasl


yanstrsa, sarholuun da insann kafasnn iini yanstr diyen
Aeschines'in szn aydnlatmaya yarayan bir blmdr

Okuyucu son blmde Mr. Jones konusunda hibir ey duymad iin, biraz
amaktadr belki. Dorusunu isterseniz, onun tutumu, son blmde szn ettiimiz
kiilerin tutumundan ylesine bambakayd ki, Tom Jones'un adn tekilerinkiyle
birlikte anmamay daha yerinde bulduk.
yi yrekli Mr. Allworthy konumasn bitirdikten sonra, odadan kan son kii Jones
olmutu. Hastann odasndan kendi odasna geip, kedere kaptrmt kendini.
Gelgelelim yle huzursuzdu ki, uzun sre orada da kalamam, usulcack Allworthy'nin
kapsna gitmi, dinlemeye balamt. Grltl bir horlamadan baka hibir ey
duyamaynca, korkuya kaplp, bu horlamay bir inilti sanmt. Bunun zerine yle bir
tela dmt ki, kendini tutamayp odaya girmiti: Mr. Allworthy rahat rahat, tatl tatl
uyumakta; yatan ucunda oturan hastabakc ise, demin sylediimiz gibi, horul horul
horlamaktayd. Tom Jones, mzii srp giden bu davudi sesin Mr. Allworthy'yi
rahatsz edeceinden korktuu iin, onu susturmann tek aresine bavurdu. Sonra,
hastabakcnn yanna oturdu. Doktor, nabzna bakmak, Mr. Blifil de annesinin lm
haberini vermek iin gelip de hastay uyandrncaya dek, yerinden hi kprdamad. u
da var ki, eer Jones bunun ne biim bir haber olduunu nceden renseydi, bu kara
haber byle bir anda zor varrd hastann kulana.
Blifil'in daysna ne sylediini duyunca, Jones bu mnasebetsizlik karsnda
duyduu fkeyi yenmekte glk ekti. Doktor da ban sallayp duruyor, bu haberin
hastaya sylenmesini istemediini belli ediyordu. Ama delikanl, ne denli fkelenirse
fkelensin gene de akl banda olduu iin, Blifil'e kt bir ey yaparsa hastann
sarslacan dnerek, fkesini tutuyordu imdilik. Daha sonralar ise, haberin hasta
stnde kt bir etki yapmadn grnce, fkesi kendiliinden geiverdi, Blifil'e hibir
ey sylemedi bu konuda.
O gn Doktor, Mr. Allworthy'lerde yemee kald. Yemekten sonra, hastasn gene
grd. Geri dnnce, mjdeyi verdi oradakilere: Hastasnn artk tehlikede olmadn
gvenle aklayabilirdi; hastann atei dmt; ona kinin vererek atein yeniden
ykselmesini engelleyebilirdi bundan byle.
Bu haber Jones'un yle houna gitti, delikanly yle kendinden geirdi ki, sevinten
sarho olduunu syleyebiliriz gerekten. Byle bir sarholuk, arabn etkisini
bsbtn arttrr. stelik Jones, stste iti o srada. Hem Doktorun, hem de
bakalarnn salna kadeh kaldrd ikide birde. ok gemeden de dpedz sarho
oluverdi.
Jones, yaradltan cokun bir genti. arabn etkisiyle bsbtn azan cokunluu,
akln alamayaca taknlklara yol at. Delikanl, Doktoru pt, sevgi dolu szlerle onu
barna bast. Mr. Allworthy'den sonra, yeryznde en ok sevdii adamn Doktor
olduunu syledi.
"Bu lkenin halk sizin heykelinizi dikse yeridir, Doktor," dedi. "nk hem kendisini
tanyan herkesin sevgilisi, hem de toplumun mutluluk kayna, lkesinin an, insanln
onuru olan bir adamn cann kurtardnz. Eer onu kendi ruhumdan fazla sevmiyorsam,
Allah kahretsin beni!"
"Utamyorsun onu kendi ruhundan fazla sevmee!" diye bard Thwackum. Ama u
da var ki, onu sevmekte haklsn; nk sana bol bol para brakt. Senin gibileri iin
belki daha hayrl olurdu onun imdi lmesi; nk yaarsa, yle hallerini grebilir ki,
hakl olarak geri alr sana balad paray."
Bunun zerine Jones, Thwackum'a tepeden bakp, onu fena halde aalayarak
senin o alak kafan, benim byle eyleri hesaba kattm m sanyor yoksa?" diye
sordu. "O sevgili, o esiz dostumu yitirmektense, milyonlarca dnm topram olsa,
tmn gzden karrdm, yeryz yarlsn da o pis topraklar yutsun isterdim."
O srada Doktor, "quis desiderio sit pudor aut modus tam chari capitis yani
"hangi ekingenlik, hangi ll davran, bylesine sevdiimiz bir dosta zlemimizi
snrlayabilir?" 61 diyerek araya girdi; Jones ile Thwackum'un fkesinin iyice
alevlenmesini engelledi. Bundan sonra Jones kendini iyice datt, iki ak arks
syledi, dizginlenemeyen bir sevincin tm taknlklarna kapld. Kavga etmeye hi
niyeti yoktu; hatt (bunun yolu varsa eer) aykken olduundan on kat daha iyi
huyluydu o srada.
Sarhoken kt huylu ve kavgac olanlarn, aykken ok saygdeer kiiler olduklar
gr kadar yanl bir ey olamaz dorusunu isterseniz. nk iki, gerekte insann
huyunu tersyz etmez; onlarda var olmayan tutkular yaratmaz. ki, akln nbetiliini
ortadan kaldrarak, ou kiilerin aykken gizleyecek kadar kurnaz olduu kimi
belirtileri, aa vurur sadece. Tutkularmz (ou zaman iimizde egemen olan
tutkuyu) coturur ve tututurur. Bylece, fke, ak, akellilik, gleryzllk, cimrilik ve
tm teki duygular, insanlar sarhoken ar basp aa kar.
zellikle alt tabakalarda; hibir milletin ngiliz milleti kadar ok sarho kavgas
karmadn gz nnde tutarak (aslnda ngilizler iin imek ve dvmek e anlaml
szcklerdir) onlarn yeryznn en huysuz insanlar olduklar sonucuna varlmasn
istemem. Belki bu dvmelerin temelinde sadece bir an merak vardr. Bundan
karlacak doru sonu da, tm teki milletlerden fazla ngilizlerin ana ve yiitlie
dkn olduudur. stelik bu dvmeler srasnda, dvenlerin kt, haksz ya da
huysuz yanlar pek seyrek belirir. Hatt dvenler, atma srp giderken bile
birbirlerine iyi niyet gsterirler ou zaman. Sarho neeleri genellikle bir dvmeyle
sonuland gibi, dvmelerinin ou da dostlukla sonulanr.
Neyse, ykmze geri dnelim gene. Jones hi kimseyi kzdrmak amacn gtmedii
halde; Mr. Blifil, kendi arbal ve hesapl kitapl huyuna bylesine ters den
davranlara fena halde fkelendi. u srada bunlar ayrca ayp buluyor, ayrca
bozuluyordu bu hallere. "nk," diyordu, "sevgili annem yznden evde yas tu-

61 Fielding bu tmceyi bir dipnotuyla verdikten sonra, unu ekler "Desiderium szc kolayca
evrilemez. Bu szck, hem dostumuza kavumak zlemini, hem de bu zleme elik eden znty
belirtir." (.N.)
tulmaktadr. Mr. Allworthy iyileecek diye Tanr bize biraz umut verdiyse,
yreklerimizdeki sevinci, sarholuk ve amatayla deil, Tanrya krederek belirtmek
daha yerinde olur. Tanrnn fkesini nlemenin deil arttrmann yoludur sarholuk ve
amata."
Jones'dan ok daha fazla ien, ama akl banda kalan Thwackum, Blifilin dinsel
sylevini destekledi. Square'e gelince, okuyucunun her halde anlayaca nedenlerden
tr, tam bir sessizlie gmld.
arap, Jones'u tam anlamyla sersemletmedii iin, bunun sz edilir edilmez, Mr.
Blifilin bana gelen felketi anmsad. Hi bir kimse kendi kusurlarn aka sylemeye
ve ayplamaya onun kadar hazr olmad iin, Mr. Blifilin elini skmak istedi. "Mr.
Allworthy'nin iyilemesinden duyduum an sevin, bunun dnda kalan her eyi
aklmdan silip sprd" diyerek zr diledi ondan.
Blifil, Jones'un elini hor grp itti ve fkeden kprerek yle karlk verdi: "Korkun
bir olayn kr olanlar etkilememesine pek amamal. Ama ne yazk ki, ben, annemle
babamn kim olduklarn bildiim iin, elbette zleceim onlarn lmne."
Ne denli iyi huylu olursa olsun, sonunda gene de fkelenebilen Jones, oturduu
yerden frlad gibi Blifilin yakasna yapt.
"Allah seni kahretsin, namussuz!" diye bard. "Doumumda bama byle bir felket
geldi diye, bana hakaret etmeye mi kalkyorsun?
Bunu sylerken Tom Jones, elini yle sert bir biimde kulland ki Mr. Blifil'in
barseverlii ie yaramaz oldu ok gemeden. ki delikanlnn dvmesinin kt
sonular olabilirdi. yi ki, Thwackum ile Doktor araya girip, nlediler bunu. Mr.
Square'in felsefesi onu tm tutkulardan uzak tuttuu iin, kl kprdamadan piposunu
iiyordu o srada. Piposu aznda krlacak diye korkmad srece, byle yapard hep.
Birbirlerinden almalar engellenen savalarn fkesi, bastrlan tm fkeler gibi,
kfr savurmaya ve meydan okumaya dnt. Daha nceki gvdeler atmasnda
Jones'dan yana grnen Kader Tanras, imdiki az kavgasnda Jones'un dmann
tutmaya balad iyiden iyiye.
Ancak, yan tutmayanlarn arabuluculuu sayesinde atekes yapld eninde sonunda
ve herkes gene sofraya oturdu. Jones zr dilemeye, Blifil de balamaya hazr
olduu iin, bir bar anlamas imzaland ve statu quo korunmu grnd.
Gelgelelim grnte tam bir bar olduu halde, kavgann bozduu nee bir daha
geri dnmedi. Glp sylemeler bitmiti. Bundan sonra, ancak gereklerle ilgili
arbal konular ele alnd; bu konular stne arbal szler edildi. Geri bu eit
konumalarn cidd ve eitici bir yan vardr ama, hi de elendirmez insan byle lflar.
Biz ise, okuyucumuzu elendirmek amacn gttmz iin, bunlar atlayacaz.
Herkes birer birer ekilip de Square ile Doktor babaa kalp iki gen bay arasnda olup
bitenler yorumlannca, konuma biraz daha ilgin bir biim ald. Doktor, her ikisinin de
rezil adamlar olduunu syledi. Felsefeci ise, akll akll ban sallayarak, bu gre
katldn belirtti.

BLM 10

arabn ou zaman ehvete yol atn yadsnamazcasna


kantlayan Ovidius'un ve daha birok arbal yazarn grlerinin
doruluunu gsterir

Jones, tekilerin yanndan ayrldktan sonra darya kt. Mr. Allwhorthy'nin odasna
gitmeden nce, krlarda biraz yryerek akln bana toplamak istiyordu. Dostu ve
velinimeti Mr. Allworthy'nin tehlikeli hastal yznden bir sredir sevday aklndan
karan delikanl, orada sevgili Sophia'snn dncesine dalmken, bizim aclar iinde
anlatacamz, sizin de kukusuz aclar iinde okuyacanz bir durum oldu. Ne yazk ki,
tm varlmzla bal bulunduumuz tarihsel gerek, bu durumu gelecek kuaklara
iletmek zorunda brakyor bizi,
Haziran aynn sonlarna doru gzel bir akamd. ykmzn ba kiisi, yapraklar
yelpazeleyen sevimli meltemlerin, fsldayan bir derenin tatl mrltlarnn ve blbllerin
uyumlu akmalarnn birleip mziklerin en byleyicisini yaratt ok nefis bir koruda
yrmekteydi. Sevdaya bylesine uygun bir yerde, sevgili Sophia'sn dnyordu
delikanl. Sophia'nn gzelliiyle coan hayalgc, bu byleyici gen kz insan
kendinden geiren biimlerde canlandrrken, Tom Jones'un tutuan yrei sevgiden
eriyordu. Sonunda tatl tatl, rl rl akan bir derenin kysnda kendini yere atarak,
heyecanla unlar syledi:
"Ah Sophia! Tanr istese de, sarlabilsem sanal Ne mutlu olurdum o zaman! Lanetler
olsun bizi birbirimizden uzak tutan servete! stndeki bir iki paavradan baka bir
varln olmasa, gene de yeryznde hibir erkein maln mlkn kskanmazdm,
yeter ki sen benim olasn! O zaman Hindistan'n tm mcevherleriyle ssl erkez
gzellerinin en gzelini bile yle hor grrdm kil Ama ne diye baka bir kadndan sz
ediyorum? Eer gzlerim baka bir kadna akla bakabilse, u ellerim oyard o gzleri!
Hayr, benim Sophia'm! Acmasz bir alnyazs bizi sonsuza dek ayrsa bile, ruhum
yalnz sana tapacaktr. Senden baka hibir kadnn yzne bile bakmadan, sonsuza
dek sana bal kalacam. Senin o gzel gvden hibir zaman benim olmasa bile;
benim dncelerim, sevgim, ruhum her zaman senin olacaktr. Ah, tutkun yreim
senin o yumuak gsne ylesine bal ki, bir gzeller gzeli bile ekemez beni
kendine. Dnyadan elini eteini ekmi yal bir kei kadar souk kalrm onun kollar
arasnda. Sophia! Yalnz Sophia benim olabilir! Sophia ad nasl da beni kendimden
geiriyor! Her aaca kazacam bu ad!"
Jones bunu sylerken, ayaa frlad. Bir de ne grsn! Karsndaki Sophia's deildi.
Hayr, Trk Sultannn sarayna yakr biimde grkemle giyinmi kuanm bir erkez
kz da deil. Hayr! Srtnda kaba ve pek de temiz olmayan, alma gnnn terleriyle
kokmu. uzunca bir gmlekten baka bir ey giymeyen; elinde bir trpan, Molly
Seagrim'di karsndaki!
Yaklaan kz, ykmzn ba kiisinin elinde, aalarn kabuklarna daha nce
bildirdiimiz gibi ad kazmak iin kard aky grnce, "inallah beni ldrmek
niyetinde deilsin, baym!" diye seslendi.
"Seni neden ldrecekmiim?" dedi Jones.
Kz, "seni son grdmde bana kar yle zalimce davrandn ki," diye karlk verdi,
"ldrmek bir hi kalr bunun yannda."
Bunun zerine balayan konumay anlatmak zorunda olmadm iin atlayacam.
u kadarn syleyim ki, tam bir eyrek saat sren bu konumann sonunda, Jones ile
kz, korudaki aalarn en sk olduu yere ekildiler.
Kimi okuyucularm, bu durumu doaya aykr sayarlar belki. Ne are ki, gerekten
olmutur bu. Bu olan aklamak iin de unu ileri srebiliriz: Jones, hi kadn
olmayacana, bir kadn olsun demitir herhalde; Molly ise, bir tek erkek olacana, iki
erkek olsun demitir belki. Jones'un imdiki davrann aklamaya elverili baka bir
neden de var. Bu delikanldan yana kmak amacyla, okuyucunun unu da gz nnde
tutmasn dileriz: Akl, nice arbal ve bilge kiilere, azgn tutkularna egemen
olmasn, bu trden yasak elencelere kendini kaptrmamasn retir. Tom Jones ise,
akln o esiz gcnden az ok yoksundu u srada. arap imdi tamamiyle egemenlii
altna almt delikanly. Jones, yle bir durumdayd ki, akl, srf t vermek iin araya
girseydi, yllarca nce Cleostratus diye birinin verdii karl alabilirdi delikanldan.
Aptaln biri, "sarho olmaktan utanmyor musun?" diye sormutu Cleostratus'a. "Sen de
sarho bir adam azarlamaktan utanmyor musun?" diye karlk vermiti Cleostratus.
Dorusunu isterseniz, mahkemelerde sarholuk bir zr saylmamal. Gelgelelim
vicdan mahkemesinde ok geerli bir zrdr sarholuk. te bu yzdendir ki,
sarholar, iledikleri sulardan tr iki kat daha ar cezalandran Pittacus yasalarn
ven Aristo, bu eit yasalarda adaletten fazla siyasetin ar bastn kabul etmektedir.
Eer sarholuk hafifletici bir neden saylrsa, Mr. Jonesun suunu balamamz
gerekecektir u srada. Okuyucumu elendirebileceimi ya da henz bilmedii eyleri
ona retebileceimi sansaydm, bu konuda geni bilgi sunabilirdim. Ama okuyucumun
cann skmak istemediimden, bilgimi kendime saklyor, ykme dnyorum gene.
Kader Tanras, bir ii yanda brakmaz ou zaman. Dorusunu sylemek gerekirse,
amac insan ister sevindirmek, ister zmek olsun, bu Tanrann yapmayaca
acayiplik yoktur. Delikanlmz, Dido'suyla birlikte kuytu bir keye ekilir ekilmez,
"speluncam Blifil, dux et divinus eandem deveniunt" "Blifil ile byk nder, ayn
maaraya geldiler" yani arbal bir biimde gezmekte olan rahip Thwackum ile gen
Mr. Blifil, koruya giden ite vardlar ve Mr. Blifil, tam ortadan yok olacaklar srada
klar grverdi.
Bu gen bay, yz yardadan daha uzak bir noktada bulunduu halde, Jones'u hemen
tand. Yanndakinin kimliini tam kestirmemekle birlikte bunun bir kadn olduunu
anlaynca da, irkildi, arbal bir nlemle hayretini aa vurdu.
Bu beklenmedik heyecan belirtilerine biraz aan Thwackum, bunun nedenini
sorunca, Blifil, "bir erkekle bir kadn allarn arkasna ekildiler. Niyetlerinin bozuk
olduu konusunda hi bir kukum yok," diye aklad.
Jones'un adn sylememeyi daha uygun grd. Bunun nedenini akll okuyucum
bulsun artk; nk yanlmamz olaslyla karlanca, insanlarn davranlarnn
nedenlerini saptamamay yeleriz biz.
Kendi cinsel adan tam anlamyla erdemli olan, bakalarnn ahlkd davranlarna
da ar bir dmanlk duygusu besleyen rahip, bu haberi duyunca alev ald sanki. Mr.
Blifil'in, onu klarn gittii yere gtrmesini istedi hemen. Oraya yaklarken, bir
yandan ate pskrp alacan sylyor, bir yandan da inleyip yaknyordu. Mr.
Allworthy'ye baz talar atmaktan da alamad kendini: Mr. Allworthy'nin, bir pie kar
bylesine iyi davranmakla ve aifte kzlara ok ar cezalar veren yasalarn doru ve
salkl sertliini yumuatmakla, tm blgede ahlkszln yaylmasn desteklediini
dolayl yollardan ileri srd bu arada.
Avclarmzn izledikleri yol, dikenli al rplarla kapl olduu iin, ilerlemelerini bir
hayli engelliyordu. Bitkilerden de yle bir hrt kyordu ki, Jones, binlerinin geldiini
anlad. stelik fkesini hi mi hi tutamayan Thwackum, her adm atnda yle bir
barp aryordu ki, delikanl, avc deyimiyle "tnekte yakalanabileceini" sezmiti.
BLM 11

Mr. Pope'un szn ettii bir mil uzunluunda tmcelerden alnan


bir benzetmeyle balayp, eliin ya da demirin yardm olmakszn
yaplabilecek savalarn en kanls anlatlr

iftleme mevsiminde (Hampshire'n aal ormannda,62 yaban hayvan trnden


klar arasnda geen o tatl oyunlara bu biimsiz ad takmtr aa tabakadan kiiler)
yce boynuzlu geyik ak oyununa balamay hayal ederken, iki kpek yavrusu ya da
geyiklere dman baka hayvanlar, Geyikler Vens'nn Tapnana iyice yaklanca,
dilber maral, ya korkudan ya da oyun olsun diye, ya kibarlndan ya da cilve yapmak
istediinden, oradan szlp gidiverir; nk doa, ne olduu belirsiz bu duygularla
sslemitir tm diileri, ya da onlara retmitir bu duygularn nasl taklit edileceini; bu
kutsal srlar, erkeklerin kt meraklarndan ve kutsanmam gzlerinden korunmu olur
bylece; nk bu dinsel trenler kutlanrken, herhalde o srada ayn trenle
uramakta olan rahibe, Vergilius'daki rahibe gibi, barr:

Procul, o procul este, profani;

Proclamat vates, totoque absistite luco

Yani, Drydenin evirisiyle,

Buradan uzaklan, ey kutsanmam ruhlar,

Koruya yaklamayn diye seslendi khin kadn.

Eer diyordum, ("genus omne animantium yani tm canl yaratklarda grlen") bu


kutsal trenler, erkek geyikle sevgilisi arasnda balamak zereyken, dman bir
hayvan fazla yaknlarna sokulursa, dii geyiin rktn gsteren ilk belirtilerle
birlikte, erkek geyik, vahi ve korkun bir biimde, fundalklarn dna saldrp,
sevgilisini korur, ayan yere vurur ve boynuzlarn havaya dikerek, dmann savaa
arr yiitesine.
Bizim kahramanmz da tpk o erkek geyik gibiydi, hatt ondan daha da yamand ileri
doru atlrken. Titreyen dii geyii gizlemek, hatt yolunu bulursa, onun kaabilmesini
salamak istiyordu.
Derken Thwackum, ateli gzlerinden bir ka solgun imek aktktan sonra,
"yazklar olsun! diye grledi, yazklar olsun, Mr. Jones! Nasl burada olabilirsiniz siz?
Jones, "gryorsunuz ki, burada olabiliyorum ite," diye karlk verdi.

62 Deiik anlamlara gelen bir tmcedir bu. Sk aal bir orman anlamnda olabilecei gibi, aalar ok
seyrek olan bir orman anlamnda da olabilir. (Y.N.)
Thwackum, "ya yannzdaki o pis orospu kimdir? diye sordu.
Jones "eer yanmda pis bir orospu varsa," diye karlk verdi, "onun kim olduunu
belki sylemeyeceim size."
Thwackum, "bunu hemen sylemenizi emrediyorum," dedi. Delikanl, bu yaa gelmi
olmanz, retim yntemlerinden bazlarn snrlamakla birlikte, retmeniniz olarak
yetkilerimin tmn elimden aldn sanmaynz. nsanlar arasnda teki balar
koparmann yolu olmad gibi, retmen ile renci arasndaki balar koparmann da
yolu yoktur; nk bu balarn tm Tanr buyruudur. Onun iin, size okumasn
yazmasn rettiim srada benim szm dinlemek zorunda kaldnz gibi, imdi de
benim szm dinlemek zorunda kalacanza inanyorum."
Jones, "siz buna inanabilirsiniz ama," dedi, "eskiden olduu gibi, elinizde bir kzlck
sopas tutmadka, beni inandrmanzn yolu yoktur."
Thwackum, "size aka sylyorum," dedi, "bu kt kadnn kim olduunu
renmeye kararlym."
Jones da, "yleyse ben de size aka sylyorum," diye karlk verdi, "bunu
renmemenize kararlym ben de."
Bunun zerine Thwackum, bir iki adm ilerlemeye kalkt. Jones onun kolunu
yakalaynca, Mr. Blifil, "eski hocamn hakarete uramasn dayanamam," diyerek,
Thwackum'un kolunu Jones'un elinden kurtarmak iin davrand.
Jones, iki kiiyle birden uramak zorunda kaldn grnce, dmanlarndan
birinden bir an nce kurtulmak gerektiini anlad. Bu amala, en gszne yneldi
ilkin. Rahibin yakasn brakp, gen Mr. Blifilin gsne bir yumruk att. Hedefine tam
isabet eden bu yumruk, Mr. Blifil'i yere serdi boylu boyunca.
Thwackum, Jonesun yanndakinin kim olduunu renmeye ylesine kararlyd ki,
arkadann bana gelebilecekleri hi dnmeden, Jones'un elinden kurtulur
kurtulmaz, fundalklara dald. Ama daha bir iki adm atmt ki, Blifil'i saf d brakan
Jones, rahibe yetiti; ceketinin eteine yaparak, geriye srkledi onu.
Thwackum, genliinde boks ampiyonu olmu; yumruu sayesinde, gerek okulda,
gerek niversitede, nice dller elde etmiti. Geri bu soylu sanatla uzun yllardr hi
uramamt ama; gene de yiitlii dine ball kadar gl, bedeni ise her ikisinden
de daha glyd. stelik, okuyucunun da belki sezdii gibi, fkeli bir huyu vard.
Bylece arkadan yere serili grnce; bu da yetmiyormu gibi, eski atmalarnda eli
kolu bal kalan bir kii kendisini bylesine hrpalaynca, (bu durum ayrca arna
gidiyordu) sabr tkeniverdi. Eskiden, elinde sopa, Jones'un arka cephesine olanca g-
cyle nasl saldrdysa; imdi de yumruklarn skp, n cephesine saldrd onun.
Dmann gm diye inen yumruuna hi mi hi ylmadan gs geren kahramanmz
da, bir yumruk indirdi rahibin gsne. Ne var ki, ustaca bir hareketle Jones'un elini
aa doru iten Thwackum'un ancak midesine inebildi bu yumruk. O srada bu mide,
bir kilo sr eti ve bir kilo pudding ile tka basa dolu olduundan, gm diye bir ses
kmad rahipten. Okunmasndan ya da anlatlmasndan ok, grlmesi kolay ve ho
olan nice yaman yumruklar atld her iki yandan. Sonunda, Jones dizlerini
Thwackumun gsne saplamasyla, Rahip ylesine gten dt ki, toparlanan Blifil
yeniden savaa katlp Jones'a saldrarak, Thwackum'a kendine gelip soluk almak
olasln vermeseydi, kimin kimleri yenecei konusunda hibir kuku kalmazd.
imdi Thwackum ile Blifil birleip, kahramanmzn stne atldlar. Tom Jonesun
yumruklar eskisi gibi etkili deildi artk. Thwackum ile dvrken, gcn yitirmiti;
nk Rahip, insan denilen mzik leti stnde ancak solo almaktan holand, son
zamanlarda ancak bu solo'lara alk olduu halde; bir "duet"de de kendini gsterecek
kadar unutmamt boks bilgisini.
Bylece, amzn geleneklerine uyarak, sayca stn olanlar sava tam
kazanacaklar srada; drdnc yumruk ifti anszn belirdi sava alannda. Ve bu
drdnc yumruk ifti, hemen Rahibe doru ynelirken, yumruklarn sahibi yle
baryordu:
Allah belnz versin! kiniz birleip, bir tek kiinin stne ullanmaktan utanmyor
musunuz?"
Bunun zerine, drt horozun ayn anda dvmeleri kadar grkemli saylabilecek bu
sava, olanca iddetiyle birka dakika daha srd. Jones, Blifil'i ikinci kez yere serince,
yeni dmanna teslim olacak kadar gnl ycelii gsteren Thwackum bir de bakt ki,
arpmann heyecan iinde hi kimsenin ilkin tanyamad Mr. Western'mi bu yeni
sava!
Bu drst adamcaz, bir ka dostuyla birlikte leden sonra gezinirken, bir rastlant
sonucu, o kanl savan srp gittii tarladan gemiti. kiinin dvtn
grnce, ikisinin ayn yanda olduunu anlam, hemen arkadalarn brakarak, hesapl
olmaktan fazla merte bir davranla, tek bana savaann yardmna komutu.
Bylece Mr. Westernin yiitlii sayesinde, Tom Jones, Thwackum'un fkesine ve
Blifil'in eski retmenine kar besledii dinsel sevgiye kurban olmaktan
kurtuldu. Hem tek bana iki kiiye kar dven, hem de krlan kolu eskisi
kadar gl olmayan delikanl, kt bir duruma debilirdi yoksa. Ne var ki,
destekleyici glerin imdada yetimesiyle, sava ok gemeden sona erdi;
Jones ile ondan yana kan Mr. Western, yendiler dmanlarn.

BLM 12

Thwackum ile Blifil gibilerinin ve onlara benzer daha yirmi kiinin


damarlarndaki tm kann dklmesinden ok daha ackl bir
manzaray anlatr

arpma tam bittii srada, Mr. Western'le birlikte gezintiye km olanlar sava
alanna vardlar. Mr. Western'in sofrasnda evvelce grdmz drst din adam,
Sophia'nn halas Mrs. Western ve gzeller gzeli Sophia idi bu yeni gelenler.
Kanl sava alanndaki durum yleydi o srada: Yenilen Blifil, sapsar bir yzle,
nerdeyse soluksuz, yere serilmiti boylu boyunca. Sava kazanan Jones, onun
yannda, ayakta duruyordu. Nerdeyse her bir yan kan iindeydi. Bu kann bir ksm
kendi gvdesinden akmt; bir ksm da, ok saygdeer Rahip Mr. Thwackum'un
malyd ksa bir sre nce. Kral Porus63 gibi ask bir suratla yenilgiye katlanan
Thwackum, biraz tede duruyordu. Dmana olanca anyla gzda veren Yce
Western, drdnc kiiydi bu tabloda.
ilkin herkes, yaayp yaamad nerdeyse belli olmayan Blifil ile urat. Mrs.
Western, cebinden kard kk amonyak iesini, baygn yatann burun deliklerine
tam yaklatrrken, yle bir durum oldu ki, zavall Blifil unutuluverdi. Aklna esseydi,
63 Porus, M.. 326 ylnda Byk skender'in yenip tutsak ald bir Hint kraldr. (.N )
ruhu hi kimsenin dikkatini ekmeden, br dnyaya uuvermek frsatn bulurdu o s-
rada nk imdi, Blifil'den hem kat kat daha fazla acma duygusu uyandran, hem de
kat kat daha gzel olan bir kii, kprdamadan yatyordu gzlerinin nnde: Gzeller
gzeli Sophia, ya kan grd iin, ya babasnn haline tellandndan, ya da baka
bir nedenden tr, baylp yere dmt kimse onun yardmna koamadan.
Onu herkesten nce gren Mrs. Western, bir lk att. "Miss Western ld!" diye
bard iki ses. Amonyaka, suya, akla gelen her areye bavuruldu ayn anda.
Bu koruyu betimlerken, rl rl akan bir dereden sz ettiimizi anmsayacaktr
okuyucu. Sradan ve baya masallarda olduu gibi bu derenin tek grevi rldamak
deildi yalnz. Hayr, Kader Tanras, Arkadya'nn ovalarn sulayan derelerin hibirine
nasip olmayan bir onuru balamay karar vermiti bu dereye.
Blifil'i gereinden fazla hrpaladndan korkan Jones, onun akaklarn ovarken,
"Miss Western" ve "ld" szlerini duydu anszn. Blifil'i yazgsyla babaa brakarak,
ayaa frlad, Sophia'nn imdadna utu. Herkes bir o yana bir bu yana koup,
birbirlerine arpa arpa kuru patikalarda su ararken, Tom Jones, Sophia'y kapt gibi,
tarladan geti, szn ettiimiz dereye vard. Orada kendini suya atarak, kollar
arasnda tuttuu Sophia'nn, yzne, bana ve boynuna bol bol su serpmenin yolunu
buldu.
aknlklarndan tr Sophia'ya yardm edemeyenlerin, gene aknlklarndan
tr Jonesun yolunu kesmeleri, ok iyi oldu gen kz iin. Onlar Jones'un ne
yaptnn daha farkna bile varmadan, delikanl yolun yarsn amt; onlar suyun
kenarna varamadan da yeniden canlandrmt Sophia'y... Babas, halas ve din
adam, yanna yetitikleri srada, kollarn uzatp gzlerini aan gen kz, "aman Tan-
rm!" diye bard.
O ana dek bu gzel yk kollarnda tayan Jones, imdi onu brakmak zorunda kald;
ama tam brakrken de, sevgiyle okad kz. Eer Sophia tamamiyle kendine gelmi
olsayd, kukusuz farkna varacakt bunun. Bu okamaya ierlediini belirtmediine
gre, anlalan akl iyice bana gelmemiti henz.
imdi bu tragedya sahnesi, bir sevin sahnesine dnt hemen. Bizim
kahramanmz, bu sahnenin ba kiisiydi hi kukusuz. Sophia kurtulduuna
seviniyordu ama: Jones, onu kurtard iin, Sophia'dan ok daha fazla, nerdeyse
kendinden geercesine seviniyordu. Gen kza gsterilen ilgiyse, delikanlya gsterilen
ilgi yannda snk kalyordu. zellikle Mr. Western, kzn bir iki kez kucakladktan son-
ra, Jones'a sarlp sarlp, onu apur upur pt durdu. Sophia'nn kurtarcs dedi ona;
Sophia'nn kendi ve mal mlk bir yana, nesi var nesi yoksa ona vermeye hazr
olduunu bildirdiyse de; biraz dnp tandktan sonra, tilki avnda kulland
kpekleri, Chevalier adl at ve Miss Slouch adn takt en ok sevdii ksra da katt
Jones'a veremeyecei eylerin arasna.
Sophia artk tehlikeyi atlatt iin, Mr. Western, Jones ile uramaya balad:
"Hadi olum, ceketini kar, yzn yka. Berbat bir durumdasn vallahi. Hadi ykan;
beraber gideriz bizim eve. Sana baka bir ceket buluruz orada."
Jones, Mr. Western'in iediini hemen yapt. Ceketini srtndan syrp, dereye gitti;
hem yzn, hem gsn ykad; nk yz ne denli hrpalanm, ne denli kanlar
iindeyse, gs de yle hrpalanm, yle kanlar iindeydi. Geri su, kan temizledi
ama; Thwackum'n delikanlnn yzne de gsne de bast mor ve siyah damgalar
silemedi hi. Bunlar gren Sophia, iini ekti; anlatlmaz bir sevgiyle bakt Jones'a.
Jones, bu bak grd; ve bu bak, biraz nce yedii tm yumruklardan ok, ama
daha fazla sarst onu. Gelgelelim, o yumruklarn etkisi baka, bu bak bakayd; nk
Sophia'nn bak, ylesine yumuak, ylesine tatlyd ki, Jones'un gvdesindeki
rklerin tm bak yaralan olsayd, birka dakika iin, Jones hi duymayacakt
bunlarn acsn.
Derken herkes geriye dnd; Thwackum, Mr. Blifil'i ayaa kaldrmt bile. Bu durum
dolaysyla, kutsal bildiimiz bir istei ileri srmemek elimizde deil imdi: Kavgalarn
tm, insanlara neyin uygun olduunu neyin olmadn bilen doann salad
silhlarla yaplsayd keke. Demir, insanlarn barsaklarn demek iin deil, ancak
topra demek iin kullanlsayd keke. Krallarn elencesi olan sava, nerdeyse
zararsz bir ie dnrd o zaman. Yce ordular, kimi kibar bayanlarn zel istei
zerine arprlard. Bu bayanlar, krallarla birlikte, sava seyrederlerdi. Bir bakardnz,
sava alan lelerle dolar gibi olurdu; bir bakardnz bu ller (hepsi deilse bile,
nerdeyse hepsi) Mr. Bayes'n64 ordular gibi ayaa kalkarlard. nceden nasl
kararlatrldysa yle, yani ya davullara ya da kemanlara ayak uydurarak, bir geit
yaparlard o zaman.
akadan holanmadklarn bildiim arbal kiilerin ve siyaset adamlarnn, "tuh
sana!" diye barmamalar iin, elimde olsayd eer, bu konuyu alaya almaktan
kanrdm ama; bir savan sonucu, neden parampara edilenler, ldrlenler saysna
gre hesaplanyor da; kafas yarlanlar, burnu kanayanlar, gz moraranlar saysna
gre hesaplanmyor aslnda? Belirli bir kentin hangi ordunun eline geecei de, ayn
biimde savaarak saptanamaz m yani? Geri Franszlarn karlar asndan pek
zararl bir i olur bu; nk Franszlar, mhendislerinin ustalndan tr teki uluslara
stnlklerini yitirmi olurlar bylece. Ne var ki, Fransz milletinin yiitliini, ulu
gnlln dndke, dmanlaryla eit koullar altnda, yani silhsz savamaya
katlanacaklarna gvenim var.
Gelgelelim, bu eit olumlu deiiklikler, beklenilen eyler deil, zlenen eylerdir
yalnz. Onun iin, bu konuya ksaca deinip, ykme dnyorum gene.
imdi Western, bu kavgann temel nedenini soruturmaya balad. Ne Blifil, ne de
Jones, Western'in sorularn yantlamaya yanamadlar. Ama Thwackum, suratn
asarak, yle dedi:
"Bu kavgann nedeninin pek uzaklarda olduunu sanmam. Eer u allklara
bakarsanz, onu bulursunuz herhalde."
Western. "Onu bulmak m!" dedi. "Ne! Bir kz iin mi dvyordunuz yoksa?"
Thwackum, "orada duran u yelekli baya sorun," diye karlk verdi. "En iyi o bilir bu
ii."
"Tamam!" diye bard Western. "in iinde bir kz var mutlaka. Ah Tom, Tom! Amma
da sarho bir kpeksin sen! Neyse... Hadi baylar, hepiniz dost olun: birlikte evime
gidelim. Bir ie iki ap, srekli bar kutlayalm."
Thwackum, "efendim, kusuruma bakmayn ama," dedi, "rezil bir orospuyu yakalayp
adalete teslim ederek grevimi yerine getirmek istediim iin, benim gibi bir insann
byle hakszla uramas, bir olan tarafndan byle hrpalanmas, hafife alnacak bir
konu deildir. Ama asl kabahat, Mr. Allworthy ile sizde; nk grevinizi yerine getirip,
yasalar gereince uygulasaydnz, ok gemeden lkeyi kurtarrdnz bu pis
yaratklardan."
Mr. Western, "bunu yapacama, lkeyi tilkilerden kurtarrm, daha iyi olur," dedi.
"Savalarda her gn lenlerin yerini almalar iin, yeni yurttalarn domasndan yana
64 Buckingham'n kimi dostlaryla birlikte 1671'de yazd The Rehearsal adl oyunda, Dryden'i temsil
eden Bayes'a, "len erlerin sahneden nasl kacaklar sorulunca, Bayes, "nasl geldilerse yle giderler,
yrye yrye. diye karlk verir. (.N.)
olmalyz, bana kalrsa. Ama kz nerede? Hadi, Tom, gster onu bana."
Bunu syledikten sonra Mr. Western, tpk bir tavan avlarcasna, bara ara kz
avlamaya koyuldu.
"Hoho!" diye bard bir avc gibi. "Tavan uzaklarda olamaz! Vallahi billahi, ite!
Yakaladk onu!"
Gerekten de yakalamt onu: Kavga ilk balad srada snd yerde, bir tavan
gibi, drt ayak stnde duruyordu kzcaz.
Bunun zerine Sophia, eve dnmek istediini bildirdi babasna; stne fenalk
geldiini, gene baylmaktan korktuunu syledi. Kznn stnde titreyen Mr. Western,
bu istei hemen yerine getirmeye hazrd. Orada bulunanlarn hepsinin, akam
yemeine gelmeleri iin, candan yalvard. Ama Blifil ile Thwackum, bu ary hi de
ho karlamadlar. Blifil, Mr. Western'in evine yemee gitmek onurunu kabul etmemesi
iin, imdi anlatamayaca kadar ok sayda neden olduunu ileri srd. Thwackum ise
(belki de hakl olarak) bir din adamnn, byle bir durumdayken, herhangi bir yerde
grnmesinin doru olmayacan syledi.
Jones'a gelince, Sophia's ile beraber olmak mutluluuna srt evirecek gc
bulamad kendisinde; Mr. Western ve bayanlarla birlikte yola koyuldu. Mr. Western'in
dostu olan teki rahip, en arkadan geliyordu. Bu rahip, dinsel klk giyenlere duyduu
sayg yznden kardei sayd Thwackum'n yannda kalmay istemiti ama;
Thwackum, kendisine gsterilen ilgiyi hor grerek, Mr. Westernin peinden gitsin diye,
rahibi terbiyesizce itmiti.
te byle son buldu bu kanl atma. Biz de bylece son veriyoruz ykmzn
beinci ksmna.

ALTINCI KISIM

AAI YUKARI HAFTAYI KAPSAR

BLM 1

Arbal Ak stne

Son ksmda, ak tutkusuyla epey uramak zorunda kaldk; bundan sonraki


ksmdaysa, bu konuyla daha da ok uramak zorunda kalacaz. Onun iin,
amzn akla ilgili bir retisini incelemenin srasdr imdi. Kimi felsefeciler, akl
almaz birok yeni eyi aa karrken, byle bir tutkunun insan yreinde yeri
olmadn da aa kardlar.
Yeni len Dr. Swift,65 salt dehalar sayesinde, bilginin, hatt kitap okumann yardm
olmakszn, ok derin ve paha biilmez bir gizi, yani Tanrnn var olmadn kefeden
felsefeci grubunu, saygyla anmaktadr. Akn var olmadn savunanlarn, insan

65 ngiltere'nin en nl talama yazar Dr. Jonathan Swift, 1745'de ld.


akna eviren bu gruba m; yoksa insan yaradlnda erdem ya da iyilik gibi eylerin
bulunmadn, en olumlu davranlarmzn gururdan doduunu ileri srerek, vaktiyle
dnyay tela dren baka bir gruba m bal olduunu saptamaya kalkmayacam.
Korkarm ki, bu tr gerekleri bulan bu iki grup da, kiminin "altn bulanlar" 66 dedikleri
adamlara tpk benzemektedirler aslnda. Bu tr gerekleri ararken de, "altn" ararken
de bavurulan yntem ayn: "Altn" arayanlar, pislikle dolu bir yeri aratryorlar,
kucaklyorlar, inceliyorlar; bylesi gerekleri arayanlar da, dnyann en pis yerini, yani
kt bir kafann iini, aratryorlar, kurcalyorlar, inceliyorlar.
Ne var ki, bu adan ve belki de baarlan asndan, gerei bulanla "altn" bulan
birbirine benzedii halde; haddini bilmek asndan, hibir benzerlik yok bu iki insan
tr arasnda. nk altn kendi bulamad iin, "yeryznde altn yoktur" diye
tutturacak kadar yzsz ya da deli bir altn bulucusu var mdr hi? Oysa gerek
bulucusu, o kuburu, yani kendi kafasnn iini kurcalayp, orada tanrsal bir tek ey;
erdemli, iyi, sevilmesi gereken, ya da sevgi duyabilen bir tek ey bulamaynca; tutarl,
drst ve mantkl bir sonuca vararak, evrende byle eylerin var olmadn ileri srer.
Filozof geinen bu adamlarla her eit atmay nlemek, aramzdaki sorunlar bar
yoluyla zmlemek amacyla, tartmay sona erdirebilecek birka dn vereceiz
onlara.
lkin unu kabul ediyorum ki, birok kafalarda, belki de bu filozoflarn kafalarnda da,
ak tutkusunun en kk bir izi bile bulunmamaktadr.
kinci olarak una inanyorum ki, genellikle ak denilen eyin, yani belirli miktarda
krpe beyaz insan etini oburcasna yeyip yutarak bir itah doyurmak ineinin, benim
ak diye savunduum eyle hibir ilikisi yoktur. Bu yeyip yutmak isteine ak deil,
alk demek, daha yerinde olur. Bir obur, kendi itahndan sz ederken, hi sklmadan,
sevgiyle ilgili deyimler kullandna, u ya da bu yemei sevdiini sylediine gre; bu
eit klarn da, u ya da bu kadna a olduklarn sylemeleri yersiz saylmamal.
nc olarak unu kabul ediyorum ki, (bence pek makbule geen bir dn olacaktr
bu) benim savunduum ak, ok daha ince bir biimde doyduu halde, tpk itahlarn
en kabas gibi, kendini doyurmak istemektedir ille.
Son olarak una da inanyorum ki, kendi cinsinden olmayan bir kiiye ynelen ak,
tamamiyle doyabilmek amacyla, yukarda szn ettiimiz al da yardmna
arabilir. Bu tr bir akn al hibir zaman azalmaz; tam tersine, gittike artarak,
dpedz cinsel itahn verdii heyecandan baka hibir ey duyamayanlarn aklnn
nerdeyse alamayaca gzel hazlar verir insana.
Verdiim bu dnlerin tmne karlk, filozoflardan istediim bir tek ey var:
Kimilerinin (bana kalrsa biroklarnn) yreinde, bakalarnn mutluluklarna bir katkda
bulunmaktan holanan bir sevecenlik ve iyilikseverlik bulunduunu kabul etsinler.
Dostluk, anayla babann ocuklarna sevgisi. ocuklarn anayla babalarna
sevgileri ve insanseverlik gibi duygular, genellikle ok ince, ok yce haz lar
verebilir insana. Ak demeyeceiz de ne diyeceiz bu duygul ara? Geri bu
tertemiz aktan doan hazlar, iin iine cinsel istekle rin girmesiyle daha da
younlaabilir, daha da tatllaabilir ama: cin sel istekler yoksa da ak gene
srp gidecei gibi, cinsel isteklerin olmas da bu tertemiz ak yok edemez. En
son olarak unu da bilin ki, bir kiinin genliiyle gzellii nasl istek
uyandrrsa; o kiiye sayg duymak, gnl borcu duymak da, ak uyandrr.
Bylece, cinsel isteklerin yneldii kiinin yalanmas ya da hastalanmasyla,
istek doal olarak bittii halde; yallkla hastalk, ak stne olumsuz bir tepki
yapmad gibi, temelinde saygnn ve gnl borcunun bulun duu bir tutkuyu ya
66 Onsekizinci yzylda, helalar temizlemeleri iin kullanlan argo bir deyim (.N.)
da bir duyguyu, iyi bir insann kafasnda ne sarsabilir; ne de yok edebilir.
Ak seik belirtilerini ikide birde grdmz bir tutkunun varln yadsmak, yle
acayip, yle sama bir itir ki, yukarda szn ettiimiz kiisel eksikliklerden baka bir
nedeni olamaz bunun. Ama bir hakszlk deil mi bu? Kendi yreinde cimriliin ya da
hrsn en kk bir izini gremeyen adam, insan yaradlnda cimrilik ya da hrs gibi
tutkularn bulunmad sonucuna m varacak? Bakalarnn yalnz kt yanlarn deil,
iyi yanlarn da yarglarken, haddimizi bilip neden ayn kurala bavurmuyoruz? Ya da
Shakespeare'in dedii gibi,67 tm dnyay neden yalnz kendi amzdan gryoruz?
Korkarm ki, kendimizi ar beenmemizden trdr bu tutumumuz. Nerdeyse
herkesin kendi aklna duyduu grlmedik hayranlk bylece ortaya kar. Bakalarna
dalkavukluu ne denli hor grrse grsn, kendi kendine dalkavukluklarn en
bayasn etmeyen bir adam yok gibidir yeryznde.
Onun iin, ileri srdm grlerin doruluunu akllaryla kantlayabilenlere, bir
arda bulunuyorum:
Benim gzel okuyucum, kendi yreini yokla da, bir karara var. Bu grlerime
inanyor musun. yoksa inanmyor musun? Eer inanyorsan, gelecek sayfalarda
rneklerini bulacaksn sylediklerimin. Eer inanmyorsan, unu bil ki, aklnn ermedii
eyleri okudun imdiye dek. Ne tadna varabildiin ne de anladn eyleri okumakla
vaktini bouna harcayacana, iinle gcnle uraman; ya da (bu elenceler ne
trden olursa olsun) kendini elenceye vermen, ok daha hayrl olur. Kr doan bir
adama renkler konusunda bir sylev ekmek ne denli samaysa, sana da akn
etkisinden sz etmek o denli samadr. Senin ak konusunda dndklerin, bu krler-
den birinin krmz renginden sz edilirken dndkleri kadar yersizdir belki de:
Anlattklarna gre, doutan kr olan bu adam, krmz rengini, bir borazann kard
sese benzetirmi; senin iin de ak, bir tabak dolusu orbaya ya da bir sr rostosuna
benzer belki.

BLM 2

Mrs. Western'in kiilii.

Byk bilgisi, grm geirmilii ve aklnn stnl sayesinde


elde ettii derin sezgiyi kantlayan bir rnek.

Okuyucu, Mr. Western'i, kz kardeini, kzn, gen Jones'u ve Rahibi, Mr. Western'in
evine giderlerken grd. Orada bulunanlarn ou, sevin ve nee iindeydiler.
Aralarnda yz glmeyen tek kii, Sophia idi. ykmzn ba kiisine gelince, geri
sevda artk yreini batan aa sarmt ama; Mr. Allworthy'nin iyiletiini dnd,
sevgilisinin yannda bulunduu ve Sophia elinde olmadan ona ara sra sevgiyle bakt
iin, Jones candan couyor; dnyann belki en gleryzl kiileri olan Mr. Western'in,
kz kardeinin ve Rahibin sevincine katlyordu o da.
Ertesi sabah kahvaltda, gene arbalyd Sophia. Babasyla halasn babaa
brakarak, her zamankinden nce ekildi sofradan. Mr. Western, kznn davranndaki
67 Shakespeare'in Kuru Grltsnden (perde 11, sahne 1) bir tmceye deinme. (.N.)
deiikliin farkna varmad. Gerei sylemek gerekirse, Mr. Western siyasetle bir
hayli urat, ky kesiminden Parlamentoya adayln koyup seimlere iki kez girdii
halde, evresinde olup bitenleri grebilmek yeteneinden yoksundu. Kz kardei
bambakayd bu adan. Sarayda yaam, dnyay grmt. Dnyay grmek, insana
bilgi salard ona gre. Mrs. Western de bilgi edinmiti bylece. Treler, gelenekler,
trenler, modalar konusunda bilgisi kusursuzdu. Bu kadaryla da bitmezdi bildikleri.
alarak, kafasn iyice gelitirmiti. Kendi ann tiyatro oyunlarn, operalarn,
oratoryolarn, iirlerini, romantik yklerini eletirici bir gzle okumakla yetinmemi;
Rapin'in ngiltere Tarihi'ni, Eachard'n Roma Tarihini ve Franszca yazlm Tarihin
Anlalmasna Yardmc olan Anlar' da gzden geirmi; bunlar da yetmiyormu
gibi, son yirmi ylda yaynlanan siyasal risalelerin ve dergilerin ounu incelemiti. Mrs.
Western, tm bunlar sayesinde, iyice yetkiliydi siyaset alannda; bilgisini gzler nne
sererek, Avrupa sorunlarn tartabilirdi. Bundan baka, ak kuram konusunda bir
ustayd; kimin kiminle olduunu, herkesten iyi bilirdi. Kendi hibir erkekle iliki
kuramad iin, teki kadnlarn ilikilerini izlemeye bol bol vakti vard Mrs. Western'in.
Mrs. Western hi kimseye gnl vermemiti; belki de Mrs. Western'in gnln isteyen
hi kimse kmamt. kinci olaslk, birincisinden ok daha akla yakn bize kalrsa.
nk Mrs. Western'in erkeimsi biimi, nerdeyse bir metre seksene yakn boyu,
davranlar ve bilgisiyle birleiyor, eteklik giydii halde, erkeklerin onu kadn
saymalarn engelliyordu belki de. Ne var ki, Mrs. Western, bilgisini ak alannda
uygulamaya koymamakla birlikte, ak konusunu bilimsel adan inceledii iin, kibar
bayanlarn bir erkei harekete geirmek ya da bir erkekten holandklarn gizlemek
amacyla bavurduklar ustaca davranlarn tmn; kibar evrelerde grlen o
glmsemeleri, o apkn baklar, o gz atmalar ve buna benzer eylerin hepsini ok
yakndan biliyordu. Szn ksas, hibir gizli ya da yapay ey yoktu ki, Mrs. Western'in
gznden kasn. Gelgelelim, doal ve candan bir duygunun sadelikle belirmesini
mrnde grmedii iin, sevdann bylesine pek akl ermezdi.
Mrs. Western, o olaanst akl sayesinde, Sophia'nn yreinde olup bitenleri
sezdii kansna vard. Gen kzn sava alanndaki davran, kukulanmasnn ilk
nedeni oldu. O akam ve ertesi sabah yapt kimi gzlemler, bu kukularn iyice
pekitirdi. Ne var ki, yanlmaktan ayrca ekindii iin, on be gn sreyle hi kimseye
almad. Ancak yapay glckler, gz krpmalar, ba sallamalar ve ara sra anlam
belirsiz bir szckle, Sophia'nn gizledii eyi sezdiini, dolambal yoldan belirtti. Mrs.
Western'in bu davranlar yeenini tela drmekle birlikte, erkek kardeini hi mi
hi etkilemedi.
Sonunda kendi gzlemlerinin doruluuna iyice gvenen Mrs. Western, bir sabah
kardeiyle babaa kalmalarndan yararlanarak, ava gitmek zere kpeklerine slk
alan Mr. Western'e yle bir soru yneltti:
"Syle kardeim, son zamanlarda yeenimde pek acayip bir hal sezmedin mi sen?"
Mr. Western, "hibir eyi sezmedim," dedi. "Bir eyi mi var kzn?"
"Var sanrm, hem de ok nemli bir ey."
Mr. Western telland: "Ama salk durumuyla ba dertte olduunu sylemiyor hi.
iek hastaln da eskiden geirdi."
"Kardeim," dedi Mrs. Western, "gen kzlarn, iekten baka hastalklar da olabilir.
iekten ok beter de olabilir bu hastalklar."
Daha da ok telalanan Western, kz kardeinin szn kesti; Sophia'nn bir derdi
varsa, bu derdin ona hemen bildirilmesi iin yalvard yakard: "Vallahi, kendi canmdan
fazla severim onu; dnyann br ucundan, hekimlerin en iyisini getirtirim ona," dedi.
Mrs. Western glmsedi: "Yoo, yo, yle korkun bir hastalk deil bu. Grm
geirmi bir kadn olduumu bilirsin, kardeim: Ya ben fena halde yanlyorum, ya da
yeenim lesiye sevdal."
Western fkeyle bard: "Ne! Sevdal m? Nasl sevdalanr bana haber vermeden?
Mirasmdan yoksun edeceim onu; rl plak, meteliksiz, kap dar edeceim onu!
Ona gsterdiim iyiliin, sevginin sonu bu mu olacakt? Benden izin almadan
sevdalanmak, ha?"
Mrs. Western. "Kimi seip sevdalandn bilmeden, kendi canndan fazla sevdiin
kzn kap dar edemezsin," dedi. "Ya tam senin istediin kiiyi setiyse? O zaman
kzmazsn, umarm."
"Yoo, yoo! diye bard Mr. Western. "O zaman kzmam elbette. Benim istediim
adamla evlensin de, can kimi isterse onu sevsin. Kimi sevdii vz gelir bana."
Mrs. Western, "akl banda bir adam gibi konutun," dedi. "Senin ona koca olarak
tam seecein erkei sevdi, bana kalrsa. Eer sylediim doru kmazsa, dnyadan
hi mi hi haberim yok demektir. Oysa, bilirsin kardeim, grm geirmi bir kadnm
ben."
"Evet, evet ylesindir. Her kadndan daha ok akln erer bunlara. Nasl olsa kadnlar
ilgilendiren iler tm bunlar. Senin siyaset konumandan holanmam, bilirsin. Bizlerin
iidir siyaset. Etekliler burnunu sokmamal siyasete. Hadi, syle bana. Kim bu adam?"
Mrs. Western terslendi: "Yoo! Senin bulman gerekir kim olduunu. Mademki byle
byk bir siyaset adamsn, kolayca bulursun bunu. Krallarn zel odalarna dalp,
Avrupa'nn siyasal mekanizmalarn harekete geiren byk devlet arklarnn gizli
zembereklerini bilen bir akl; bir kzn basit ve bilgisiz kafasndan gelip geenleri
bilmekte pek glk ekmese gerek.
Mr. Western, "Karde, sana ka kez syledim," diye bard, "u saray azyla
konuma benimle. Anlamyorum bu uydurma dili. Ama ben gazete okurum, Londra'nn
Akam Postas'n da okurum. Geri talama iirlerinde, zel adlarn harflerinin yars
eksik olduu iin, adam akll kavrayamadm satrlar kabilir karma ara sra; ama
gene de akarm durumu; rvet ve yolsuzluklardan tr, ilerimizin bozuk gittiini
bilirim. "
"Senin u kyl cahilliine candan acyorum, dedi Mrs. Western.
yle mi?" diye karlk verdi Mr. Western. "Ben de senin kentli bilgiliine acyorum.
Ne olursam olaym da, tandm kimi kiiler gibi, bir saray adam olmayaym;
Presbyterian Kilisesini ya da Hanover hanedann tutmayaym."
Mrs. Western, "karde," dedi, "eer bana ta atyorsan, bounadr. Biliyorum, ben bir
kadnm. yle ya da byle olmamn hi
mi hi nemi yok. stelik..."
"Senin kadn olduunu pek l biliyorum," diye bard Mr. Western, "kret kadn
olduuna! nk erkek olaydn, bil ki, oktan bir gzel sopa ekmitim sana."
"Tamam!" diye karlk verdi Mrs. Western. "te o sopaya dayanyor sizlerin
szmona stnl. Beyinleriniz deil, ancak bedenleriniz bizden gl. nan bana,
iyi ki dayak atabiliyorsunuz bizlere. Yoksa aklmz, sizlerin aklndan ylesine stn ki,
klemiz yapardk topunuzu... Tm yiit, akll, zeki ve terbiyeli erkekleri klemiz
yaptmz gibi."
"Aklndan geenleri renmem, iyi oldu. Neyse, baka bir gn gene konuuruz
bunlar. imdi, kzmn setii adam kimdir, onu syle bana."
"Bir dakika bekle," diye buyurdu Mrs. Western. "Bir dakika bekle ki, erkekleri ne denli
hor grdm iyice sindireyim iime. Bunu yapmazsam, sana da kzmam gerekecek.
Tamam... Bu hor grme duygusunu yeyip yutmak iin byk bir abada bulundum.
imdi syleyin bana, benim byk politikac efendim, Mr. Blifil'e ne dersiniz? Onu, sesi
soluu kesilmi, yere serili grnce, p diye baylmad m Sophia? Mr. Blifil kendine
geldikten sonra, tarlada onun bulunduu yere dndmzde, Sophia'nn yz gene
sapsar kesilmedi mi? Ltfen syle bana, olaydan sonra akam yemeinde dertli
oluunun, ertesi sabah dertli oluunun, o gnden beri hep dertli oluunun baka bir
nedeni olabilir mi hi?
"Vay canna!" diye bard Mr. Western. "Sen imdi syleyince, anmsadm hepsini.
Dediin gibidir mutlaka. yle bir sevindim ki bu duruma! Bilirim, iyi bir kzdr Sophy;
beni kzdracak birine k olmaz. Hibir eye bylesine sevinmedim mrmde. Benim
topraklarmla Allworthy'ninkiler yle denk dyor ki birbirine! Bir sre nce
dnmtm bu durumu; nk benim topraklarm la onunkiler, bir bakma nikh
kym gibi nasl olsa. Yrekler acs bir i olur onlar birbirinden ayrmak. Geri bu
lkede daha byk toprak sahipleri var ama; bu blgede yok daha by. Kzm
yabana yabancya vereceime, baz eyleri gzden karmaya katlanrm. stelik
lkedeki o byk topraklarn ou Lord'larn elinde. Bense nefret ederim Lord'larn
topundan. imdi syle kardeim, ne salk verirsin bana? nk bilirsin, kadnlar
bizlerden ok daha iyi becerirler bu ileri."
Mrs. Western, "aman efendim," dedi, "gnlm borlu size! Herhangi bir eyi
bileceimizi kabul etmeniz ne byk bir vg! Mademki siz, yce politikac efendim,
benden t istiyorsunuz, unu nerebilirim size: Bu konuyu Allworthy'ye anz.
Evlenme istei, olan tarafndan gelebilecei gibi, kz tarafndan da gelebilir. Kibarla
aykr deildir bu. Mr, Pope'un68 Odyssey'sinde kral Alcinous, kzn sunar Odysseus'a.
Siyaset alannda bylesine yetkili olduunuza gre, kznzn onun yeenine tutkun
olduunu sakn sylemeyin diye sizi uyarmama gerek yok elbette. te tm kurallara
gerekten aykr der bunu sylemeniz."
Mr. Western, "peki," dedi, "kzmn yeeniyle evlenmesini neririm. Ama buna kar
koyarsa, vallahi sopa ekerim ona."
"Korkma, bylesine krl bir evlilie hi kimse kar kamaz."
"Orasn bilmem vallahi. Acayip bir heriftir Allworthy. Hi mi hi gz yoktur parada
pulda."
Mrs. Western, "karde, sana ayorum, dorusu," dedi. "Sen ne biim siyaset
adamsn yle? nsanlarn unu bunu dedi diye onlarn sylediklerine gerekten
inanyor musun yoksa? Mr. Allworthy, paray hor grdn herkesten fazla syledii
iin, onun paray sahiden herkesten fazla hor grdn m sanyorsun? Tanrnn si-
yaset adam olarak yaratt o akll erkeklerden fazla, bizler gibi zavall kadnlara
yarar bylesine bir saflk. Vallahi karde, Franszlara eli gndermeli seni. Srf
kendimizi korumak amacyla kentlere el koyuyoruz diyerek, ok gemeden seni
kandrrlard onlar."
Mr. Western, kz kardeine tepeden bakt: "Senin saraydaki dostlarn hesabn versin
ele geirilen kentlerin. Kabahati sana yklemiyorum; nk sen bir kadnsn. Gizli
tuttuklar eyleri bir kadna gvenip de sylemeyecek kadar akllar balarndadr
herhalde onlarn."
Mr. Western, bunlar sylerken, ylesine ac ac alay ederek bir kahkaha att ki, kz

68 Onsekizinci yzyln nl airi Alexander Pope (1688-1744) Homeros'u ngilizceye evirmiti. Ama Mrs.
Western, bu yaptlar Pope'un yazdn sanmaktadr belki de. (.N.)
kardeinin sabr tkeniverdi. Siyaset alannda kendini gerekten usta bilen, btn
gnlyle yan tutan ve bu konuma srasnda boyuna damarna baslan Mrs. Western'in
fkesi imdi patlak verdi. Kardeinin hem bir soytar, hem de bir salak olduunu, onun
evinde artk kalmayacan syledi.
Mr. Western, Machiavelli'yi belki hi okumamt ama, kusursuz bir politikacyd birok
alardan. Exchange-AIIeyde,* bir aa bir yukar yrye yrye ders grlen o
siyaset okulunda ok iyi retilen akll uslu ilkelerin tmn candan benimsemiti.
Parann deerini bilmenin, parann nasl kullanlacan renmenin bir tek yolu vard: O
da para biriktirmekti. Elden ele geen ya da bir kiiden beklenilen paralarn deeri
konusunda da ayrntl bilgisi vard Mr. Western'in. Kz kardeinin servetinin tam ne
kadar tuttuunu, bu servetin kendine ya da kzyla torunlarna kalmas olasln sk sk
dnmt. Gelip geici bir fke yznden byle bir servete kymayacak kadar
akllyd. Onun iin, fazla ileriye gittiini anlaynca, kz kardeiyle barmak istedi. Mrs.
Western de kardeine dkn, yeenine ayrca dkn olduundan, barmakta pek
glk ekmediler. stelik Mrs. Western, siyaset alannda kendini ok bilgili sand; bu
bilgisi hor grlnce de, abucak gcendii halde; akln alamayaca kadar iyi yrekli,
tatl huylu bir kadnd.
Mr. Western, ilkin atlaryla ilgilendi. Onlar zorla ahra kapatt. Kamamalar iin
pencereden baka hibir yeri ak brakmad. Sonra, kz kardeiyle urat;
sylediklerinin tmn geri alarak, onu fkelendiren szlerin tam tersini syleyerek,
Mrs. Western'in gnln ald, onu yattrd. Sophia'y da yardmna ard; nk
Sophia, hem gzel ve inandrc bir biimde konumasn bilir; hem de ona ayrca zaaf
olan halasn kandrabilirdi.
Sonunda Mrs. Western, tatl tatl glmsedi: "Kardeim" dedi, "sen tam bir Hrvatsn 69
Ama Hrvatlar, mparatarie-Kralienin ordusunda ie yaradklar gibi, senin de ie
yarayan iyi yanlarn var. Onun iin, gene bir bar antlamas imzalyorum seninle. Bu
antlamay bozmamaya dikkat et. Bylesine yaman bir politikac olduuna gre, tpk
Franszlar gibi, antlamay ancak karlarn gerektirince bozacan umarm hi
olmazsa."

BLM 3

Eletirmenlere iki kez meydan okunur bu blmde

Mr. Western, geen blmde grdmz gibi, kz kardeiyle birlikte duruma bir hal
aresi bulduktan sonra; nerisini Allworthy'ye bildirmek konusunda ylesine
sabrszland ki, kz kardei zorla engelledi hastay bu amala gidip grmesini.
Mr. Western'e tam yemee arld bir srada hastalanm olan Mr. Allworthy,
hekimlerin elinden kurtulur kurtulmaz, verdii sz yerine getirmek istedi; nk yle
bir adamd ki o, payna den ilerin tmn (en bynden en kne dek)
yapmakla kendini grevli bilirdi her zaman.
Son blmde anlattmz konumayla bu yemek toplants arasnda geen gnlerde,
Sophia korkuya dmt. Halasnn kimi gizli kapakl ve dolayl szlerinden tr, bu
69 "Hrvat" burada "barbar" anlamnda kullanlmaktadr. "mparatorie Kralie" ise, Kutsal Roma
mparatorluu'nun mparatoriesi Maria Teresadr (.N.)
keskin zekl bayann, Jones'a tutkusunu sezdiini sanmt. Onun iin, bu toplantdan
yararlanp, halasnn tm kukularn yok etmeye, davrann tam bir denetim altna
almaya karar verdi.
Bu amala Sophia'nn ilk yapt ey, son derece en bir yzle pek sevinli haller
taknarak, szlayan yreindeki kederi gizlemek oldu. kinci yapt ey de, yalnz Mr.
Blifil ile konumak btn gn zavall Jones'un yzne bile bakmamak oldu.
Mr. Western, kznn bu davranna ylesine bayld ki, nerdeyse yemek yemeyi bile
unuttu. Ne denli sevindii anlalsn diye, kz kardeine boyuna gz krpmak, ba
sallamak iin frsat kollad durdu. Ne var ki, Mrs. Western, kardei kadar sevinmiyordu
grdklerine.
Szn ksas, Sophia roln ylesine abartarak oynad ki, halas hayretten dona kald
ilkin; gen kzn bir eyler gizlediinden kukuland. Ama yapmack davranlarn
tmn bilen kurnaz bir kadn olduundan, yeeninin bu hallerini de kurnazla yordu.
Sophia'nn sevdaland konusunda birok sz sylemiti ya; imdi gen kzn, Mr.
Blifil'e gereinden fazla ilgi gsterip, halasn yanltmak istediini sand. Sophia'nn ar
neesi de, Mrs. Western'in bu grn dorular gibiydi. imdi elimizde olmadan unu
belirtelim ki, eer Sophia on yl sreyle Grosvenor Square'in havasnda yaasayd,
halas byle dnmekte hakl olabilirdi. nk Londra'dan yz mil uzaktaki
ormanlarda ve korularda oturanlarn ok (hem de pekok) ciddiye aldklar sevda,
Grosvenor Squaredeki gen bayanlarn olaanst bir ustalkla oynamasn
rendikleri elenceli bir oyundan baka bir ey deildir.
in gerei udur ki, bakalarnn kurnazlklarn anlayabilmemiz iin, onlarn
kurnazlnn zembereini kuran anahtarn (izin verin de byle bir deyim kullanaym)
kendi kurnazlmzn zembereini kuran anahtarla e olmas gerekmektedir. nk
baz ok kurnaz kiiler, bakalarn da aslnda olduklarndan ok daha akll; daha
dorusu, ok daha dzenbaz sanarak, yanlmaktadrlar ara sra. leri srdm bu
gr, olduka derin bir anlam tadndan, aada anlatacam ksa ykyle akla
kavuturacam bunu:
Brentford'da kyl, Wiltshire'li bir hrszn peinden kouyorlarm. Bu kylnn
en toyu, stnde "Wiltshire Evi" yazl bir tabel grnce, "buraya girelim; her halde
hemehrilerinin arasnda buluruz onu," diye salk vermi arkadalarna. Bu toy
kylden daha akll olan ikinci kyl, glp gemi bylesine bir safla. Ne var ki,
kincisinden daha da akll olan nc kyl, "gene de girelim buraya," demi; "nk
kendi hemehrilerinin yanna snacam sanacamz. belki de hi gelmemitir onun
aklna." O srada pek yaknlarda olan hrsz kovalayacaklarna, eve girip her bir yan
aramlar. Hrsz da kaabilmi bylece. Hrszn okumas yazmas olmadn
biliyorlarm de; ama hi mi hi akllarna gelmemi bu.
Bylesine paha biilmez bir srr okuyucuya iletmek amacyla, konumuzdan
uzaklatmz iin, balanacam umarm: Her kumarbaz bilir ki, karsndakinin
kazanmasn engellemek iin, onun ne biim oyun oynadn tam anlamyla kavramak
gerekir. ou zaman grld gibi aklsz bir adam, kendinden ok daha akll bir
adam, bu nedenden tr aldatabilir; kendi halinde saf kiilerin, herkese yanl
anlalp yanl yorumlanmalarnn nedeni de budur ite. Bizim iin nemli olan bir
durumu, yani saf Sophia'nn, politikac halasn aldatabilmesini de bununla
aklayabiliriz.
Yemek bitip de herkes baheye knca, kz kardeinin sylediklerine yzde yz
inanan Mr. Western, Mr. Allworthy'yi bir kenara ekip damdan dercesine, Sophia ile
gen Mr. Blifil'in evlenmelerini nerdi.
Hi beklenmedik krl bir ii anszn duyunca, sevinten yrei arpanlardan deildi
Mr. Allworthy. Bir insana ve bir Hristiyana yakan yaam felsefesini gerekten
benimsedii iin, serinkanlyd. Geri haza da acya da, sevince de kedere de metelik
vermezcesine tavrlar taknmazd hi. Ama geliigzel esen rzgarlar onu sarsmaz;
talihin her glmsemesi ya da her ka al onu etkilemezdi. Onun iin, heyecan
gstermeden, yznde gzle grlr bir deiiklik olmadan dinledi Mr. Western'in
nerisini. Sonra, byle bir evlilii candan istediini bildirdi; hakl olarak Sophia'y uzun
uzun vd. Servet asndan da bu birlemeyi olumlu buldu. Yeenini beendii iin
Mr. Western'e teekkr ettikten sonra, eer genler birbirlerinden holanyorlarsa, bu
iin gereklemesine sevineceini bildirerek, szlerini bitirdi.
Mr. Allworthy'nin umduu kadar heyecan gstermemesi, Mr. Western'i biraz hayal
krklna uratt. Mr. Western, genlerin birbirlerinden holanmamalar olasln pek
kmseyerek, "ocuklarn kiminle evlenecei, kiminle evlenmeyecei Konusunda,
ancak analaryla babalarnn sz hakk vardr," dedi. "Benim vereceim kararlara gk
demeden boyun emesini isterim kzmn. Herhangi bir delikanl, benim kzm gibi bir
kz yatak arkada olarak almak istemezse de, ona deyeceim bir ey yoktur artk.
Saygyla eilirim karnzda; bunlar unutalm derim o zaman."
Mr. Allworthy, komusunun kzgnl yatsn diye, Sophia'y bol bol vmee koyuldu.
Mr. Blifil'in byle bir evlilii sevinle kabul edeceinden hi kukusu olmadn da
syledi. Ama bouna urayordu. "Bu kadar yeter... Kt bir ey yapmadm
umarm... te bu kadar... " szlerinden baka bir ey syletemedi Mr. Western'e.
Adamcaz, Mr. Allworthy'den ayrlmadan nce, en azndan yz kez st ste syleyip
durdu bu szleri.
Mr. Allworthy, komusunu ok iyi tandndan, gcenmedi bu davrana. Evlenme
ilerinde kimi ana babalarn ocuklarna ar bask yapmalarna kar olduu iin, e
seme konusunda yeenini hi etkilememeye karar verdii halde; Mr. Western'in
nerisinden ok holand. nk o blgede oturanlarn tm, Sophia'y ve ve gk-
lere karyorlard. Allworthy de, bu gen kzn gzelliine, esiz yeteneklerine ok
hayrand. Sophia'nn ok varlkl oluunu da hesaba katmtr belki de; nk Mr.
Allworthy, para yznden gz dnmeyecek kadar serinkanl olmakla birlikte, paray
hor grmeyecek kadar da akl banda bir adamd.
imdi, hrlayan eletirmenlerin topuna meydan okuyarak, konumuzun dna kp,
gerek bilgelii (Mr. Allworthy, bir iyilik rnei olduu gibi, bu gerek bilgeliin de bir
rneidir) ele almalym ve alacam da!
Mr. Hogarth'n yoksul airi, zenginlie kar ne yazarsa yazsn;" 70 hali vakti yerinde,
midesini tka basa doldurmu din adamlar, elenceye kar ne derlerse desinler,
zenginlii de elenceyi de horgrmezler gerek bilgeler. Bol bol paras olan bir kii,
sokaklarda srnen bir dilenci kadar bilge olabilir. Gzel einin ya da candan bir
dostunun keyfini sren bir adam; toplumla olumlu ilikiler kurmak yeteneklerini topraa
gmen, hem a kalan hem de kendini cezalandrmak iin kendi srtn kamlayan,
dnyadan el etek ekmi, eki yzl bir Katolik kadar bilge olabilir.
Dorusunu isterseniz, en bilge insann, dnyann salayabilecei tm gzelliklerden
ve mutluluklardan en ok yararlanabilecek insan olmas gerekmektedir aslnda. nk
bilgeliin gerei olan ll davranlar, ie yarayan bir servet elde etmenin en
gvenilir yolu olduu gibi; ancak bilge kiiler haz tadabilirler yeryznde. Bilge kiiler,
hrslaryla tutkularnn tmn doyurabilirler; oysa aklszlar, bir tek hrsla bir tek tutkuyu
gna getirircesine tka basa doyurabilmek iin, teki hrslaryla tutkularnn tmne
kyarlar.

70 Hogarth'n "mutsuz air" adl resminde, yoksul airden st parasn demesi istenilir. Ama bu airin
zenginlie kar ne yazdn bilemeyiz. (.N.)
Belki bana kar kacaksnz; "ok bilge kimi kiiler, pintilikleriyle n yapmlardr,"
diyeceksiniz. O zaman benim de, "bu adan bilge deilmiler," derim size. Gene
steleyip," en bilge kiilerin, genliklerinde elenceye ar bir dknlkleri vard,"
diyeceksiniz bana. Ben de, "o srada bilge deillerdi onlar," diye karlk veririm size.
Szn ksas, bilgelik okuluna hi ayak basmayanlar, onun verdii dersleri
renmenin ok g olduunu sanrlar. Oysa bilgelik, herkese bilinen, en yoksul
evrelerde bile uygulanan bir dnceyi biraz daha ileriye gtrmeyi retir ancak. Bu
dncede udur: Fazla pahalya satn almayn hibir eyi.
Dnyann byk arsna bu dnceyle giden; onurlara, zenginliklere, elencelere
ve bu byk arnn salad mallarn tmne bu dnce asndan bakan adamn
bilge bir kii olduunu, herkese de byle bilinmesi gerektiini ileri sreceim hi
ekinmeden. nk ou kii, salklar, drstlkleri, adlarnn temizlii pahasna
alrlar bu arnn mallarn. Bilge kiiyse, saln, drstln, adn hi mi
zedelemeden; ancak pek az zahmet ederek, ucuza ve temelli elde eder szn
ettiimiz bu iyi eylerin tmn.
Bilge bir insan, bu ll davran sayesinde, kiiliini btnleyen iki ey daha
renir: Birincisi, bir eyi ok ucuza elde edince. sevinten kendinden gememek:
ikincisi de, ar bombo ya da oradaki mallar satn alamayaca kadar pahal olunca,
zlmemek.
Neyse, hangi konu stnde yazdm anmsayp, iyi huylu eletirmenlerin sabrn
tarmamalym. Onun iin, bu blme bir son veriyorum imdi.

BLM 4

Bir ok garip ey anlatlr

Mr. Allworthy, evine dner dnmez, Mr. Blifil'i bir kenara ekti. Bir giri yaptktan
sonra, Mr. Western'in nerisini ona iletti. Byle bir evlilii kendisinin ok ho
karlayacan da bildirdi bu arada.
Sophia'nn byleyici gzellii, hi mi hi etkilememiti Blifil'i. Yreini bakasna
kaptrm olmasndan deildi bu. Gzelliin farkna varamayacak kadar duyarsz
olduunu ya da kadnlardan nefret ettiini de syleyemeyiz. Ama Mr. Blifil'in cinsel
istekleri doutan ylesine snrlyd ki, felsefe sayesinde, derslerine alarak ya da
herhangi baka bir yntemle, kolayca bask altna alabilirdi bu istekleri. Bu ksmn ilk
blmnde ele aldmz ak tutkusuna gelince, Mr. Blifil'in yaradlnda en kk bir izi
bile yoktu bu tr bir tutkunun.
Geri Mr. Blifil, Sophia'nn erdemlerini ve gzelliklerini gz nnde tutarak, bu gen
kza duymas gereken szn ettiimiz karmak tutkudan yzde yz yoksundu ama;
buna karlk, baz baka tutkular iyice gelimiti benliinde. Bu tutkularn da tka basa
doyurabilirdi gen kzn paras sayesinde. Mr. Blifil'in kafasnda egemen
olan balca iki tutku, para hrs ve ykselme hrsyd. Sophia'nn servetini ele
geirmenin ok ho bir ey olaca sk sk aklna gelmi; uzaktan uzaa baz eyler
dnmt bu konuda. Ne var ki, kendisinin de bayann da genlii; zellikle Mr.
Western'in yeniden evlenip baka ocuklar da olabilecei dncesi, canla bala
Sophia'nn hemen peine dmekten alkoymutu Mr. Blifil'i.
neri Mr. Western'den geldiine gre, bu ikinci engel, az ok ortadan kalkmt artk.
Bylece Mr. Blifil, pek ksa sren bir duraksamadan sonra evlilik konusunu henz
dnmemi olmakla birlikte, daysnn dosta ve babaca sevgisine kar ayrca gnl
borcu duyduundan, onun her istediini yapacan bildirdi.
Allworthy, doutan cokulu bir adamd. u srada gsterdii arballk,
yaradlndaki soukluktan deil, gerek bilgeliinden ve felsefesinden ileri geliyordu.
Genliinde ok ateliydi. Gzel bir kadna tutulmu, srf sevdii iin evlenmiti onunla.
Bundan tr, yeeninin benimsedii souk tutumdan pek holanmad. Elinde olma-
dan, Sophia'y vmee balad. Eer daha nce baka birine balanmadysa,
bylesine byleyici gzelliklere kar koyabilen bir delikanlya biraz atn
sylemekten kendini alamad.
Blifil, baka birine bal olmadn bildirdikten sonra, sevgi ve evlilik konusunda,
ylesine akll uslu, ylesine dinsel lflar etmeye balad ki, daysndan daha az
dinibtn bir byn bile, susturabilirdi hemen. Sonunda iyi yrekli Allworthy, yeinin
Sophia ile evlenmek dncesine hi kar kmadn; serinkanl ve erdemli kiilerde
dostluun ve sevginin en gvenilir temeli olan saygy bu gen kzdan esirgemediini
anlad. ok gemeden gen kzn da delikanldan holanacan sand iin; bylesine
uygun den, bylesine istenilmesi gereken bir birlemenin, her iki ee de byk
mutluluk salayacan umdu. Bylece, Mr. Blifil'in onayn da aldktan sonra, ertesi gn
Mr. Western'e bir mektup yazd. Yeeninin, bu neriyi, gnl borcu duyarak ve sevinle
karladn; gen bayana uygun den herhangi bir gn onu gelip grmeye hazr
olduunu bildirdi.
Western, pek honut oldu bu mektuptan. Kzna bir tek sz bile sylemeden bir
mektup yazd. Mr. Blifil'in hemen o gn leden sonra gelip, Sophia'ya ak duygularn
aklayabileceini bildirdi.
Bu mektubu yollar yollamaz, kz kardeini arad. Onu bulduu srada, Mrs. Western,
Rahip Supple'a The Gazette adl gazeteyi okuyup yorumlamaktayd. Konumasna
frsat verilmeyen Mr. Western, doutan gelen sabrszln g bela denetleyerek,
nerdeyse bir eyrek saat, bu yorumlar dinlemek zorunda kald. Sonunda, ok nemli
bir i iin onunla grmesi gerektiini syleyebildi kz kardeine.
Mrs. Western, "her istediini yaparm, kardeim," dedi. "Kuzeydeki durumdan tr
yle keyifliyim ki!"
Rahip odadan ekilir ekilmez, Mr. Western, olup bitenlerin hepsini anlatt; kz
kardeinin, bu ii Sophiaya amasn istedi. Mrs. Western, sevine sevine bunu hemen
yapmaya hazrd. Geri Mr. Western, bu evlilik konusunda pek aceleci, pek patavatsz
davranmt ama: belki de Kuzeydeki o ok holand siyasal durumlardan tr, Mrs.
Western, kardeini azarlamad.

BLM 5

Sophia ile halas arasnda olup bitenler anlatlr

Halas ieri girdii srada, Sophia odasnda kitap okumaktayd. Mrs. Western'i grr
grmez, Sophia kitab yle bir tella kapad ki, halas, "bana gstermekten ekindiin
o kitap nedir?" diye sormaktan kendini alamad.
Sophia, "doru sylyorum, efendim," dedi "ne utandm ne de ekindiim bir kitaptr
bu. Yazan kibar evrelerden gelen gen bir bayan. Bana kalrsa, o gzel aklyla
kadnlarn tmn, o gzel yreiyle de insan yaradln yceltiyor bu gen kadn," 71
"Evet, yazar ok iyi bir aileden geliyor. Ama benim evremden deil. Okumadm bu
kitab; nk en yetkili kiiler, pek i olmadn sylyorlar bu romanda."
Sophia, "en yetkili kiilere kafa tutacak deilim, efendim," dedi. "Ama bana kalrsa,
insan yaradln biliyor bu kitab yazan. Birok yerlerinde de, ylesine gerek bir
sevecenlik, bir incelik var ki, gzlerim yaard okurken."
"Ya! Demek alamak houna gidiyor?" diye sordu halas.
"Sevgi dolu duygulardan holanrm. Bu duygularn verdii haza karlk, gzya
dkmeye hazrm her zaman."
"Hadi, ieri girdiim srada hangi yeri okuduunu gster. Bana yle geliyor ki, pek
sevgi dolu, pek de ak dolu bir sayfayd o. Yzn kzaryor, sevgili Sophia. Ah ocuk!
Biraz ikiyzllk retecek kitaplar, aklndan geenleri biraz gizlemesini retecek
kitaplar okumalsn sen."
"Aklmdan geenlerden utanacam sanmam, efendim."
"Elbette utanmazsn," dedi halas. "Utanlacak eyler dndn ben de sanmam.
Ama demin, ak sz azndan knca, kzardn, ocuum. Sevgili Sophy, ocuum,
haberin olsun; Franszlar casuslar sayesinde, biz savata harekete gemeden nce,
ne yapacamz, ne edeceimizi bildikleri gibi, ben de senin aklndan geen her bir
eyi biliyorum. ocuum, babana yutturdun diye, bana da yutturacan m sanyorsun
yoksa? Mr. Blifil'e ar dostluk gsterilerinin nedenini anlamadm m sanyorsun?
Grm geirmi bir kadnm ben; kolay kolay yutmam hibir eyi. Yoo, gene kzarma
yle. Sylyorum sana, utanlacak bir duygu deildir bu. Ben de senden yanaym;
baban da raz ettim bu ie. nk ben, senin duygularndan baka hibir eyi hesaba
katmyorum. Gereinde daha nemli karlardan vazgemek pahasna da olsa, gnl
asndan honut olman istiyorum. imdi sana yle bir mjde vereceim ki, sevinten
uacaksn. Eer benden gizlin sakln olmazsa. seni gnlnce mutlu klmay i edinirim
bundan sonra."
mrnde hibir zaman bylesine akna dnmemiti Sophia. "Ne diyeceimi
bilemiyorum," diye kekeledi. "Nasl oldu da byle bir eyden kukulandnz..."
Mrs. Western terslendi: "Yoo, ikiyzllk istemez. Unutma ki, bir kadnla, kendi z
halanla konuuyorsun. Bir dost la konutuunu da biliyorsun, umarm. unu da unutma
ki, nasl olsa bildiim eyleri syleyeceksin bana. Sen ne denli kurnaz haller taknrsan
takn, dn p diye anlayverdim durumu. Bakalarna yutturursun belki ama benim gibi
grm geirmi bir kadna deil. Son olarak unu da hesaba kat: Candan
destekliyorum senin akn."
"Ah efendim!" dedi Sophia, "yle anszn, yle beklenmedik bir anda yakaladnz ki
beni!... nann bana, ben kr deilim. nsanlara zg en gzel eylerin bir tek insanda
toplandn grmek eer bir kusursa... Ama nasl olur da babamla siz, benim gzmle
grebilirsiniz bu insan?"
"Syledim sana. Candan razym bu ie. Baban karar verdi; bugn leden sonra
n seni grmeye gelecek."

71 Sz konusu kitap, yazarn kendi kzkardei Sarah Fielding'in yazd David Simple (1744) adl roman
olabilir kimi eletirmenlere gre. (.N.)
Sophia'nn yz sarard: "Babam m! Bugn leden sonra m!"
"Evet, ocuum, bugn leden sonra. Kardeimin ne denli sabrsz olduunu
bilirsin. Ona durumu syledim. O gn krda sen bayldn zaman, anlamtm tutkunu.
Kendine gelince de anladm bunu. O akam, yemekte de anladm; ertesi sabah
kahvaltda da anladm (bilirsin, ocuum, grm geirmi bir kadnm ben). Kardeime
durumu bildirir bildirmez, hemen Allworthy ile konumak istedi. Dn konutular.
Allworthy kabul etti. (Sevine sevine kabul etmesi gerekir elbette.) Ve sen bugn
leden sonra, tm marifetlerini gstermelisin."
Sophia nerdeyse bard: "Bugn leden sonra m! Halacm, aklm bandan
gidiyor korkudan!"
"Aman ekerim, akln bana gelir hemen. nk dorusu, ok nefis bir delikanldr
o."
"Oras yle," dedi Sophia. "nsann bu kadar kusursuzunu hi grmedim ben. Hem
yiit, hem de tatl huylu; hem keskin zekl, hem de hi kimseye zarar dokunmaz. yle
iyi yrekli, yle terbiyeli, yle kibar, yle yakkl ki! Bunca gzel yanlar olan bir insan,
varsn nikhd dosun, ne kar!"
Mrs. Western, "nikhd m!" diye bard. "Ne demek istiyorsun sen? Mr. Blifil mi
nikhd dodu!"
Bu ad duyar duymaz, Sophia'nn yz sapsar kesildi. "Mr. Blifil mi?" diyebildi
nerdeyse duyulamayan bir sesle.
"Evet, Mr. Blifil!" diye haykrd halas. "Mr. Blifil elbette. Kimin
szn ettik imdiye dek?"
Baylmak zere olan Sophia, "aman Tanrm! dedi. "Mr. Jones'dan konuuyorduk
sandm. Ondan baka kimse bilmiyorum bylesine vlmeye deer..."
Halas szn kesti: "Vallahi senden korkmaya baladm. Senin tutulduun Mr. Blifil
deil de, Mr. Jones mu yoksa?"
"Mr. Blifil dediniz ha? Doru olamaz bu sylediiniz. Eer ciddi konuuyorsanz,
dnyann en mutsuz kadnym ben."
Mrs. Western, gzlerinden fkeli kvlcmlar saarak birka dakika sustuktan sonra,
olanca gcyle grlemeye balad. Gk grltsn andran bu grlemeler arasnda u
szler duyuldu: "Bir pile evlenerek, soyunu sopunu rezil etmeyi mi dnyorsun
yoksa? Bylesine kirlenmeye katlanabilir mi Western'lerin kan? Bu canavarca
duygularn nleyecek akln yoksa, aile gururun da m yok ki, byle aalk bir tutkuyu
engellemeye uramyorsun? Hangi yzle karma dikilip, dobra dobra sylyorsun
iinden geenleri?"
Sophia tir tir titriyordu: "Benim sylediklerimi siz azmdan aldnz, efendim. imdiye
dek, kimsenin nnde Mr. Jones'un adn anmamtm, onu vmemitim. Onu
beeneceinizi de aklm almyordu hi. O zavall mutsuz delikanlya duyduklarm,
benimle beraber mezara gmlecekti... Artk bam dinleyebileceim tek yer olan me-
zara..."
Sophia, bunu sylerken, gzyalarna boularak iskemlesine kt. Dile gelmeyen
bir acyla susmas, yreklerin en katsna bile dokunabilirdi.
Ne var ki, bu sevgi dolu aclar, hibir acma duygusu uyandrmad halasnda. Tam
tersine, bsbtn azgnlaan bir fkeyle, bangr bangr bard: "Byle biriyle evlenerek,
kendini de aileni de rezil ettiini grmektense, ln mezara gtrrm daha iyi. Hey
Tanrm! Benim zbez yeenimin, byle bir herife tutulduunu da m grecektim!
Bugne dek bylesine aalk bir duyguya kaplan ilk Miss Western sizsiniz; evet,
sizsiniz Miss Western! Kadnlarnn saduyusuyla n kazanm bir soydan gelen siz..."
Bundan sonra, Mrs. Western, tam bir eyrek saat konutu durdu. Sonunda fkesi
gemedi ama, soluu tkendii iin, hemen gidip kardeine durumu bildireceini
syleyerek, szlerine son vermek zorunda kald.
Bunun zerine Sophia, halasnn ellerine sarld, ayaklarna kapand. Azndan ald
srr gizlemesi iin, alaya alaya yalvard Mrs. Western'e: Babasnn ne denli huysuz
olduunu biliyordu. Kimi severse sevsin, babasn kzdracak bir ey yapmayacakt
hibir zaman; buna sz veriyordu.
Mrs. Western, bir an durdu, Sophia'ya bakt. Sonra kendini toparlad, ancak bir tek
artla bu srr kardeinden gizleyeceini bildirdi: Sophia bugn leden sonra, bir
sevgiliyi karlarcasna Mr. Blifil'i karlayacak; ileride kocas olacak erkek sayacakt
onu.
Zavall Sophia, halasnn eline dmt artk. Direnecek durumda olmad iin, Mr.
Blifil'i grp, ona elinden geldiince terbiyeli davranacana sz vermek zorunda kald.
Ama hemen evlendirilmemesi iin, gene de yalvard halasna. Mr. Blifil'den hi mi hi
holanmadn; belki de babasn kandrp, kadnlarn en mutsuzu olmaktan
kurtulabileceini syledi.
Mrs. Western, "bu evlilie kesinlikle karar verildi," dedi. "Hibir ey bunu
engelleyemez, engellememelidir. Sana unu da syleyeyim ki, ilkin pek
ilgilenmiyordum bu ile; hatt kayglarm bile yok deildi bu konuda. Ancak seni ok
istekli sandm iin nleyebildim bu kayglar. Ama imdi, dnyann en uygun evlilii
sayyorum bunu. Bu evlilik bir an nce olmal; bir tek dakika bile yitirilmemeli bana
kalrsa."
Sophia, "hi olmazsa biraz geciktirin, efendim," dedi. "Siz de babam da iyi
yreklisiniz, bana biraz zaman vereceinizi umuyorum. Bana biraz zaman vermelisiniz
ki, bu adama kar duyduum nefreti nlemeye alaym."
"Ben grm geirmi bir kadnm. Beni byle aldatamazsn. Baka bir erkee tutkun
olduunu bildiim iin, seni bir an nce evlendirmesini syleyeceim kardeime.
Dman ordusu yaknlarda olup, davranmaya hazrken bir kuatmay uzatmak, yanl
bir tutum olur siyasal adan. Hayr, hayr, Sophy. mthi bir tutkuya kapldn
biliyorum. Onurunu lekelemeden kendini veremezsin bu tutkuya. Senin onurunun
lekelenmesinden ailenin sorumlu olmamas iin, elimden geleni yapacam:
evlendikten sonra da ancak kocana der bu sorumluluk. Dikkatli olup, sana yarar
biimde davranacan umuyorum. Sana yarar biimde davranmazsan da, evlilik nice
kadnlar kurtarmtr herkesin gznde rezil olmaktan."
Sophia, halasnn ne demek istediini iyice anlad; ama bu konuda bir ey sylemeyi
uygun bulmad. Mr. Blifil'i grmeye, ona elinden geldiince nazik davranmaya karar
verdi. nk halas, kendi kurnazlndan fazla Sophia'nn talihsizlii yznden
rendii ak yksn, ancak bu artla gizli tutmaya raz olmutu.

BLM 6

Sophia ile Mrs. Honour arasnda geen ve bundan nce olup


bitenlerin yufka yrekli okuyucularda uyandrabilecei dokunakl
duygular belki yattrabilecek nitelikte bir konuma

Mrs. Western, yeeninden son blmde anlattmz sz koparp, gider gitmez, Mrs.
Honour ieriye dald. Bitiik odalarn birinde alrken, barp armalar duymu;
gzn anahtar deliine yaptrm, konuma sresince oradan ayrlmamt. Mrs.
Honour, odaya girince, Sophia'y ayakta buldu. Gen kz, hi kprdamyor, gzlerinden
yalar akyordu. Bunun zerine Mrs. Honour, kendi gzlerini de gerekli miktarda yala
doldurdu hemen. Sonra sze giriti:
"Aman Tanrm! Neniz var sevgili hanmm?"
"Hi. Hibir eyim yok."
"Ah, sevgili hanmm! siz bu haldeyken, Mrs. Western ile aranzda byle konumalar
olmuken, nasl hibir eyim yok dersiniz bana?"
"Beni kzdrma!" diye bard Sophia. "Hibir eyim yok diyorum sana... Ah Tanrm,
neden dnyaya geldim ben!"
"Yoo, hanmm! Ortada fol yok yumurta yokken, byle alayp szlayacanza
inandramazsnz beni. Ben bir hizmetiyim geri, ama size balym teden beri.
Vallahi canm veririm size yardm etmek iin"
"Sevgili Honour, bana yardm edemezsin. Ben mahvoldum gittim: aresi yok."
"Allah vermesin! Ama size yardm edemezsem de, gene de syleyin bana neler olup
bittiini ki, biraz iim rahatlasn. Ne olur, syleyin bana derdinizi."
"Babam, hem hor grdm, hem de nefret ettiim bir adamla evlendiriyor beni."
"Aman hanmm, kim bu kt adam? ok kt olmasayd, nefret edemezdiniz ondan."
"Adn sylemek bile sanki zehirliyor beni. Nasl olsa pek yaknda reneceksin kim
olduunu."
Doruyu sylemek gerekirse, Mrs. Honour biliyordu bu adamn adn. Onun iin, fazla
stelemeden szn srdrd: "Size akl retmeye kalkmayacam, hanmm. Ben bir
hizmeti parasndan baka bir ey olmadm iin, nasl olsa benden ok daha iyi
bilirsiniz ne yapacanz. Ne var ki, ngiltere'de hibir baba zorla evlendiremezdi beni.
stelik Mr. Western yle iyi yreklidir ki, sizin bu delikanly hor grdnz, ondan
nefret ettiinizi renirse, onunla evlenmenizi istemez vallahi. Bana izin verseniz de,
efendime sylesem bunu. Elbette sizin sylemeniz daha doru olurdu ama, onun pis
adn aznza almak bile istemediinize gre..."
"Yanlyorsun, Honour. Babam durumu bana bildirmeye gerek bile grmeden, karar
verdi bu ie."
"Yazklar olsun!" diye bard Honour. "O adamla yatacak olan efendim deil, sizsiniz.
Bir erkein eli yz dzgn olur da, gene de her kadn yakkl bulmayabilir onu.
Kalbm basarm ki, efendim byle davranmazd ie bakalar karmasayd. Keke
bakalarnn ilerine burunlarn sokmasalar baz kiiler. Ayn eyin kendi balarna
gelmesini istemezler bana kalrsa. Bir kadna, her erkek ho grnmeyebilir. Kendim
kz olduum halde, anlyorum bunu.
Eer siz, cannzn ektii, on yakkl bulduunuz erkekle evlenmeyecekseniz, ne ie
yarar bylesine varlkl olmanz? Bir ey sylemek haddim deil ama, birinin soyu sopu
belli olmamas pek yazk. Ben kendim, aldrmazdm elbette bu duruma. Onun paras da
pek yokmu ama, ne kar; ikinize de yetecek kadar paranz var sizin, hanmm. Zaten
paranz ondan iyisine mi vereceksiniz yani? nk herkes bilir ki, dnyann en
yakkl, en ekici, en ho, en uzun boylu, en doru drst erkeidir o."
Sophia, ok arbal bir hal ald: Ne diye geveze geveze konuup duruyorsun
byle? Sana yz m verdim aklna geleni syleyesin diye?"
"Balayn beni, efendim, kt bir ey sylemek istemedim. Ne var ki, onu bu sabah
greli beri, aklmdan karamyorum zavall bay. Vallahi, demin onu grseydiniz, siz de
acrdnz haline. Zavall bay! nallah bir felket gelmemitir bana. Sabahleyin,
kollarn kavuturmu, bir aa bir yukar yryp duruyordu. yle dertli bir hali vard
ki! Vallahi billahi, nerdeyse alayacaktm onu grnce."
"Kimi grnce?" diye sordu Sophia.
"Zavall Mr. Jones'u grnce."
"Mr. Jones'u grnce mil Nerede grdn ki onu?"
"Kanaln yannda, efendim. Btn sabah yrd durdu orada. Sonunda uzanp yere
yatt. Herhalde hl yatmaktadr braktm yerde. Kzlmdan tr ekingen
olmasaydm, vallahi gidip konuurdum onunla. zin verin de efendim, lf olsun diye,
gidip bakaym hl orada m?"
"Yok canm!" dedi Sophia, orada olamaz. Yoo, yoo, ne yapacak ki orada? oktan
gitmitir mutlaka. stelik niin... Neden oraya gidip bakacakmsn? Zaten baka bir
ey istiyorum senden. Git, apkamla eldivenlerimi getir. Yemekten nce halamla
yrmek istiyorum koruda."
Honour, istenilenleri hemen getirdi. Sophia, apkay bana geirip de aynaya
baknca, apkay saran kurdelenin renginin yzne yakmadn sand. Hizmetisinin
baka renk bir kurdele getirmesini istedi. Derken, ne olursa olsun, i bandan
ayrlmamasn st ste tembih etti Mrs. Honour'a. Odasnda yaplmas gereken ilerin
ok acele olduunu, hemen o gn bitirilmesi gerektiini bildirdi. Sonra, "koruya
gidiyorum" diye bir eyler mrldanarak, evden kt. Titreyen krpecik bacaklar, onu ne
denli hzl tayabilirse, o denli hzl, koruya giden ynn tam tersine, dosdoru kanala
yrmeye balad.
Mrs. Honour'un syledii doruydu; Jones kanala gelmiti. Sophia'sn dertli dertli
dnerek, orada sabahleyin iki saat geirmi; Sophia bahenin bir kapsndan
girerken, teki kapsndan da Jones kp gitmiti. Bylece, kurdeleleri deitirmek iin
harcanan o uursuz dakikalar, klarn bulumalarn engellemiti. Gzel oku-
yucularm, bu mutsuz olaydan, ayrca salkl bir ders alacaklardr kukusuz. imdi,
erkek eletirmenlerin tmne kesinlikle yasak koyuyorum: Ancak bayanlarn hatr iin
anlattm ve ancak bayanlarn yorumuna ak braktm bu duruma, burunlarn
sokmaya kalkmasnlar sakn.

BLM 7

Gerektii gibi ksa kesilip minyatr olarak izilen resm bir ak iln
etme sahnesiyle ok daha uzun anlatlan dokunakl baka bir
sahne
Adamn biri (belki bakalar) da felketlerin tek bana gelmediini sylemitir hakl
olarak. Bu zdeyiin doruluunu, Sophia bir kez daha anlad imdi. nk sevdii
adam gremeyerek, hayal krklna uramakla kalmad; evine konuk gelen nefret
ettii adam arlamak iin, sslenip pslenmek zorunda da kald.
Ogn leden sonra Mr. Western, onu evlendirmek niyetinde olduunu aklad
kzna. Bunu, halasnn da Sophia'ya sylediini biliyordu. Babasn dinleyen Sophia,
ok ar bal baka bir hal ald; gzlerinin birka tane inciyle dolmasn da nleyemedi.
"Hadi, hadi," dedi Western, "saf gen kz tavrlar taknmaktan vazge! Hepsini
biliyorum. Kardeim, hepsini anlatt bana."
"Yoksa halam beni hemen ele mi verdi?"
"yle. yle! Ele vermek ha! Ayol. dn yemekte kendi kendini ele verdin sen. Kime
tutkun olduunu, iyiden iyi ye aa vurdu n bana kalrsa. Ama siz gen kzlar, ne hall
ettiinizi bilmezsiniz ki! Demek, imdi de alyorsun vurulduun adama seni vereceim
diye! Unutmam hi, anan da alayp szlamt tpk senin gibi. Gelgelelim, evlendikten
yirmi drt saat sonra, alayp szlamalar bitiverdi. Kanl canl bir delikanldr Mr. Blifil.
abucak bir are bulur senin bu nazl hallerine. Haydi, yzn glsn, yzn glsn:
imdi geliyor delikanl!"
Bunun zerine, halasnn drst davrandn anlayan Sophia, geirecei tatsz bir iki
saate yiite katlanp, babasnda en kk bir kuku bile uyandrmamaya karar verdi.
Biraz sonra Mr. Blifil geldi; Mr. Western de, gen ifti babaa brakp, ekip gitti
hemen.
Nerdeyse bir eyrek saat sren uzun bir sessizlik oldu bunun zerine. nk
konumaya balamas gereken bayda, aknlk biiminde beliren yakksz bir
ekingenlik vard. kide birde konumaya abalyorsa da, azndan tam bir laf kaca
srada, gene susuyordu. Sonunda szckler, abartmal ve zorlanm bir iltifatlar seli
halinde, dudaklarndan dklmeye balad. Sophia ise, yere bakarak, hafif eilerek,
terbiyeli ve ksack bir iki szle karlad bu iltifatlar. Hem kadnlarla imdiye dek pek
al verii olmayan, hem de kendini pek beenen Blifil, Sophia'nn bu davrann gen
kzn ekingenliine yordu, iltifatlarnn ho karlandn sand. Artk dayanamayaca
bir duruma son vermek iin, Sophia ayaa kalkp odadan knca; Blifil, bunu da gen
kzn ekingenliiyle aklad. Nasl olsa yaknda Sophia'y gereinden fazla greceini
dnerek, kendi kendini avuttu.
Bu ii baardn sanan Blifil, gerekten honuttu durumdan. Romantik aklarn
zledii ey, yani sevgilisinin yreini yzde yz ve kesinlikle ele geirmek dncesi,
aklnn kenarndan bile gemiyordu. stedii ey, Sophia'nn servetiyle Sophiann
bedeniydi. Mr. Western bu evlilikten yana olduuna gre; Sophiann. babasnn
isteklerine her zaman kolayca ve tam anlamyla boyun ediine gre; gerekirse babas,
kz daha da byk bir uysallk gstermek zorunda brakabileceine gre; Sophia'nn
servetinin de bedeninin de yaknda kendi z mal olaca konusunda hi kukusu
yoktu. stelik Blifil, kendisini de, konuma biimini de pek gzel bulurdu. Kendi
gzellii, Mr. Western'in kararl tutumuyla birleince, baka bir erkee bal olmadna
yzde yz gvendii bir kz, kolay kolay batan karabilirdi.
Blifil, Jones'u hi mi hi kskanmyordu. Kimi zaman dnrm de pek aarm
Jones'u kskanmayna. Jones, o blgede, ngiltere'nin en azgn delikanllarndan biri
olarak n salmt. (Bu n ne denli hakkettiinin saptanmasn okuyucuya
brakyorum.) Belki de Blifil, akll uslu davranlaryla herkese rnek olan bir gen kzn,
byle bir delikanldan tiksineceini sanyordu. Belki de beraber olduklar srada Sophia
ile Jones'un tutumu, Blifil'in kukulanmasna meydan vermemeti. Jones'u
kskanmamasnn balca nedenlerinden biri de, Jones'un bu durumla hibir ilgisi
olamayacana inanmasyd. Blifil, Jones'u iyice tandn sanyor; bu delikanl kendi -
karlarn dnmedii iin, ok aklsz buluyordu onu. Jones'un Sophia'ya tutkun
olabilecei hi aklna gelmiyordu. Sophia'nn parasna gelince, bylesine aptal bir
adam para etkileyemezdi Blifil'e kalrsa. stelik Blifil, Jones ile Molly Seagrim'in
ilikisinin hl srp gittiini, hatt bir evlilikle sonulanacan sanyordu. Aslnda Jo-
nes, ocukluundan beri Blifil'i gerekten severdi. Mr. Allworthy'nin hastal srasnda
Blifil'in davranndan iyice souyuncaya dek, hibir eyini de, gizlememiti ondan.
Jones ile Blifil o gn kavga ettikleri ve henz barmadklar iin, Jones'un eskiden
Molly'ye duyduu sevginin bittiini bilmiyordu Blifil.
ite bu nedenlerden tr, Mr. Blifil, Sophia'y elde etmesine hibir engel
grmyordu. Kendileriyle evlenmek isteyen biri ziyaretlerine ilk kez geldii srada, gen
bayanlarn tm nasl davranrlarsa, Sophia'nn da tpk yle davrand sonucuna vard
Blifil. Zaten Sophia'dan bekledii de byle bir tutumdu.
Mr. Western, sevgilisinden ayrlan n yolunu kesti. Baarsndan tr kabaran.
Sophia'nn onu ok iyi karladn syleyen, szmona fena halde tutkun olan Blifilin
halini grnce, yal adam evin sofasnda zp zp srayp oynamaya, bir yn soytarlk
yaparak sevincini aa vurmaya balad. nk Mr. Western, hibir duygusunu
denetimi altna alamazd. O srada kafasnda hangi duygu egemense, en ar biimde
kaptrrd kendini o duyguya.
st ste pp kucaklad Blifil gider gitmez, kzn aramaya balad Mr. Western.
Sophia'y bulur bulmaz da, sevinten kendinden gemicesine, iini dkmeye koyuldu.
Sophia'nn cannn istedii giysileri ve mcevherleri seebileceini, varnn younun
ancak kzn mutlu klmak asndan ie yaradn anlatt. Cokun bir sevgiyle kzn
okayp durdu, tatl szler syledi ona; yeryznde biricik sevin kaynann Sophia
olduuna yeminler etti.
Sophia, nedenini hi mi hi bilmemekle beraber, babasn byle bir sevecenlik nbeti
iinde grnce (geri Mr. Western'in sevecenlik nbetleri olurdu ama, oundan daha
youndu imdiki nbet) Mr. Blifil konusunda duygularn aklamak iin bundan daha
gzel bir frsat bulamayacan; ok yaknda bu konuda nasl olsa tam bir aklama
yapmak zorunda kalacan dnd.
Bylece Sophia, btn bu gzel szlerinden tr babasna teekkr ettikten sonra,
anlatlamayacak kadar tatl bir halle, sordu: "Sophy'nizin mutluluu gerekten sizin
biricik sevin kaynanz m babacam?"
Western, yle olduunu kantlamak iin, koca koca yeminler etti, kzn pt. Derken
Sophia, babasnn elini yakalayp, diz kt. Babasna duyduu sevgiyi, onun szn
dinlemeye hep hazr olduunu, candan bir heyecanla anlattktan sonra, yalvarmaya
balad:
"Nefret ettiim bir adama zorla vererek, dnyann en mutsuz yarat yapmayn beni.
Yalvarrm size, sevgili efendim: mademki sizin mutluluunuzun benim mutluluuma
bal olduunu syleyecek kadar iyisiniz, yalnz beni dnerek deil, kendinizi
dnerek de yapmayn bunu."
Western, gzleri yerinden frlayarak, "Ne! Nasl!" diye baryordu.
Sophia, yalvaryordu hl: "Ah efendim, zavall Sophy'nizin yalnz mutluluu deil, can
da, var oluu da, bu dileinin gereklemesine bal. Ben Mr. Blifil ile yaayamam.
Beni zorla onunla evlendirmek, beni ldrmek demektir."
"yle mi? Mr. Blifil ile mi yaayamazsn?"
"Canm stne yemin ederim ki, yaayamam."
Mr. Western, kzn iterek bard: "Geber yleyse! Allah kahretsin seni!"
Sophia, babasnn ceketinin eteine yapt: "Ah efendim, acyn bana, yalvarrm.
Byle hain hain bakmayn; byle hain szler... Sophy'nizi byle yrekler acs bir halde
grr de, nasl acmazsnz ona? Benim yreimi byle krabilir mi dnyann en iyi
babas? lmlerin en ktsne, en ac verenine, en uzun srenine mi brakacaksnz
beni?"
"Hadi, hadi!" diye bard Western. "Sama sapan, abuk sabuk lflar bunlar. Gen kz
cilveleri! ldrecekmiim seni! Evlenmek seni ldrecek ha!"
"Ah efendim, byle bir evlilik lmden de beter! Ben o adama kaytsz bile deilim.
Nefret ediyorum, ireniyorum ondan." "stediin kadar nefret et; gene de evleneceksin
onunla."
Ve bu szn pekitirmek iin, Western yle ayp bir kfr bast ki, utannz bunu
yinelemekten. st ste fkeli yeminler ettikten sonra, szlerine yle son verdi:
"Bu adamla evleneceksin, karar verdim. Eer raz olmazsan, sana be para
vermeyeceim, bir metelik bile vermeyeceim. Sokaklarda alktan geberdiini de
grsem, bir lokma ekmek vermeyeceim sana. Kesin kararm budur benim. imdi seni
brakyorum; iyice dn tan sylediklerimi."
Mr. Western bunu syledikten sonra, ceketinin eteini yakalam olan kznn elinden
yle bir hmla syrld ki, Sophia'nn yz yere arpt. Western, kzn yerde brakarak,
dar frlad.
Sofaya gelince, Jones ile karlat. Delikanl, arkadan gz dnm, sapsar, soluk
solua grnce, bu ackl halinin nedenini sormaktan kendini alamad. Bunun zerine
Mr. Western, olup bitenlerin hepsini anlatt Jones'a. Sophia'y ac ac sulad; kz
evltlar olmak felaketine urayan babalarn ektiklerinden yaknd uzun uzun.
Blifil konusunda alnan kararlardan hi haberi olmayan Jones, bunlar duyunca
vurulmua dnd ilkin. Ama sonra biraz toparlanp, (kendi de daha sonralar syledii
gibi) salt umutsuzluundan doan ve dnyann en korkun yzszln gerektiren bir
neride bulundu Mr. Western'e: Babasnn isteine boyun esin diye onu kandrmak
amacyla, gidip Sophia ile konumak iin izin istedi.
Sophia'nn babas akgz bir adam saylmazd; tam tersineydi aslnda. Ama akgz
olsa bile, u srada hrsndan burnunun ucunu bile gremeyecek bir duruma dmt.
Bu ii stne ald iin, Jones'a teekkrler etti: "Hadi git; git, ne olur; elinden geleni
yap,"dedi. Ve Sophia, Blifil ile evlenmezse, onu kap dar edecei konusunda korkun
yeminler bast art arda.

BLM 8

Jones ile Sophia'nn karlamas

Jones, hemen Sophia'y aramaya gitti. Babasnn yerde brakt Sophia, daha yeni
ayaa kalkmt Jones odaya girdii srada. Gzlerinden yalar, dudaklarndan kan
damlalar szyordu.
Jones, doru gen kza kotu; hem sevgi, hem de korku dolu bir sesle, "ah, benim
Sophia'm!" diye bard nerdeyse. "Ne korkun bir ey sizi bu halde grmek!"
Sophia, bir an sustu; tatl tatl Jones'a bakt. Sonra, "Allah akna Mr. Jones," dedi;
"buraya nasl gelirsiniz siz? Yalvarrm, hemen brakn beni."
"Ne olur, bylesine ac buyruklar vermeyin bana. Sizin dudaklarnzdan daha da hzl
kanyor benim yreim. Ah Sophia! O sevgili kann bir tek damlasn korumak iin,
damarlarmdaki kann tmn dkmek, yle kolay geliyor ki bana!"
"Size fazlasyla borluyum nasl olsa. Gnl borcu altnda brakmayn beni byle."
Sophia, aa yukar bir dakika susup, sevgiyle bakt delikanlya. Sonra, can
ekiircesine bir acya kapld:
"Ah Mr. Jones... Niin kurtardnz beni? kimiz iin de daha hayrl olurdu lmem.
"kimiz iin de daha m hayrl olurdu! lmnzden sz etmenize bile
dayanamyorum. Hangi ikence arac Sophia'nn lm kadar ac ektirerek ldrebilir
beni?... Yalnz Sophia uruna yaamyor muyum ben?"
Bu szleri sylerken, delikanlnn sesi de baklar da, anlatlmaz bir sevgiyle dolup
tayordu. Usulca elini tuttu Sophia'nn. Sophia da elini ekmedi; nk dorusunu
sylemek gerekirse, ne yaptnn, nelere gz yumduunun farknda bile deildi
nerdeyse. Sevdallar, byle sessizce durdular birka saniye. Jones'un gzleri,
heyecanla Sophia'ya dikiliydi; Sophia ise, ban emi, yere bakyordu. Sonunda gen
kz, Jones'un gitmesini isteyecek gc buldu kendinde; beraber yakalanrlarsa,
mahvolacan syledi:
"Ah Mr. Jones, bilmiyorsunuz... Bugn leden sonra ne korkun eyler olduunu
bilmiyorsunuz."
"Hepsini biliyorum, benim Sophia'm. Hain babanz hepsini anlatt bana. Beni buraya,
sizin yannza o gnderdi."
"Babam m sizi benim yanma gnderdi! Olamaz, d gryorsunuz herhalde."
Jones, "ah, keke d olsayd bu olup bitenler!" dedi. "Ah Sophia, o iren rakibimi
savunmam iin, sizi kandrp onunla evlenmenizi salamam iin, beni buraya gnderdi
babanz... Sizin yannza varabilmek iin, bu frsattan bile yararlandm... Ah Sophia, bir
ey syleyin bana, kanayan yreimi avutun biraz. Benim gibi sevmemitir, benim gibi
ldrmamtr hibir insan. O sevgili, o yumuack tatl elinizi haince ekmeyin... Belki
bir saniye sonra, sizden sonsuza dek koparacaklar beni. imde size kar korkuyla
kark yle bir sayg var ki, ancak bu uursuz durumdan tr bunlar syleyebildim
size."
Sophia, bir an iin, allak bullak, sessiz kald. Sonra ban kaldrp, Jones'a sevgiyle
bakarak, "size ne dememi istiyorsunuz, Mr.
Jones?" diye sordu.
Delikanl, "sz verin, yeter," dedi, "Blifil'e hibir zaman varmayacanza sz verin."
"Onun adn anmayn. Nefret ediyorum adndan bile. Ondan esirgeyebileceim
herhangi bir eyi ona vermeyeceime inann.
"Mademki bu denli iyisiniz, bir ey daha syleyin; bir umut verin bana... Gnn
birinde benimle...
"Ah Mr. Jones, neler syletmek itiyorsunuz bana? Bende umut var m ki, size umut
vereyim? Babamn kararn biliyorsunuz."
"Ama bildiim bir ey daha var: Babanz sizi zorla evlendiremez."
"Babama kar karsam, korkun sonulan olmaz m bunun? Kendim kahrolaym,
ziyan yok. Ama babam mutsuz etmek dncesine dayanamyorum.
"Doann ona vermedii bir hakk zorla kullanarak, kendi kendini mutsuz ediyor
babanz. Sizi yitirirsem, ekeceim aclar dnn. O zaman anlarsnz kime acmak
gerektiini."
"Dnn diyorsunuz! stediinizi yaparsam, sizi ne gibi bir felkete srkleyeceimi
hi dnmedim mi sanyorsunuz? Bunu nlemek iin, mahvolmanz nlemek iin,
benden kan demek gcn buluyorum kendimde."
"Sophia'y yitirmek felketi bir yana, hibir eyden korkum yok. Eer beni dnyann en
dayanlmaz aclarndan kurtarmak istiyorsanz, o haince kararnzdan vazgein. Ben
sizden ayrlamam... Hibir zaman ayrlamam."
Bunun zerine iki sevdal, tir tir titreyerek, sessiz kaldlar. Sophia, elini Jones'un
elinden ekemiyordu; Jones ise, bu eli tutamayacak durumdayd nerdeyse. Kimi
okuyucularma gre, belki gereinden fazla uzayan bu sahnenin yerini, tam o srada,
ylesine deiik baka bir sahne ald ki, bunu yeni bir blmde anlatmay daha uygun
buluyoruz.

BLM 9

Bir ncekinden ok daha patrtl grltl bir blmdr

imdi sevdallarn bana geleni sylemeden nce, onlar byle tatl tatl
konuurlarken, sofada olup bitenleri anlatmak yerinde olacaktr.
Jones, Western'in yannda ayrlr ayrlmaz, Mrs. Western kageldi. Mr. Western de,
Blifil sorunuyla ilgili olarak Sophia ile konutuklarn ona hemen anlatt.
Mrs. Westerne gre, yeeninin bu davran, Mr. Jones'a sevdasn gizli tutmak
konusunda yaptklar antlamann bozulmas demekti. te bu yzden Mrs. Western,
bildiklerini kardeine aktarmakta artk tamamiyle zgr olduu kansna vard. Bunun
zerine, durumu idare etmeye yeltenmeden, bir nsz bile yapmadan, her eyi en ak
seik biimde anlatt Western'e.
Kznn Jones ile evlenebilecei, aklnn kenarndan bile gememiti Mr. Western'in.
Bu delikanlya en candan sevgi duyduu anlarda bile bunu hi dnmemi, hibir
zaman da byle bir kukuya dmemiti. Mr. Western'e gre, evlenenlerden biri erkek
biri de kadn olmas ne denli gerekliyse; evlilerin parasal ve toplumsal durumlar
arasnda eitlik bulunmas da o denli gerekliydi. Kznn, insan trnden olmayan bir
hayvana sevdalanacandan hi korkmad gibi, yoksul bir adama sevdalanacandan
da hi korkmamt.
Onun iin Mr. Western, kz kardeinin anlattklarn duyunca, vurulmua dnd.
Hayretten donduu iin, nerdeyse soluu kesildi, bir ey sylemedi ilkin. Ne var ki, ok
gemeden soluyabildi yeniden; ve genellikle bu eit kesintilerden sonra hep olduu
gibi, iki kat artan bir hzla ve hmla soluyabildi.
Anszn hayretten dona kalmann sonularndan kurtulup, konuacak hale gelir
gelmez, bast kfr, lanet sat evresine. Sonra sevdallarn bulunduu odaya yrd
hzla. Att her admda, alacan mrldanyor, daha dorusu grlyordu.
Tutun ki, bir ift kumru, ya da bir ift gvercin, ya da (bu daha yerinde olur) Strephon
ile Phillis gibi bir sevdal ift, ssz, gzel bir
koruya ekilmiler. Herkesin nnde konumayan, ancak iki kii bir araya gelince
onlara yarenlik eden Akla, o ekingen ocukla, tatl bir sohbete dalmann keyfini
sryorlar. Tutun ki, o gzel koruda, her ey huzur iindeyken, paralanan bulutlar
arasndan, bouk bir gmbrtyle gk grlyor anszn ve bu gmbrt tm gkyzn
kaplyor. te o zaman, korkan gen kz, uzand yosunlu dere kysndan, ya da yeil
otlarla rtl yumuak topraktan frlayp, ayaa kalkyor; sevdann yanaklarna verdii
kzlln yerini, lmn solgunluu alyor; korku, tm gvdesini sarsyor; ve titreyen,
sendeleyen kz, glkle ayakta tutabiliyor sevgilisi.
Ya da tutun ki, bulunduklar yerde oturanlarn acayip akalara dknlnden
habersiz iki bay, Salisbury'de bir handa ya da bir meyhanede beraberce imekteyken,
orann yerlileri hortlak klna girip, zincir akrtlar arasnda, lgnca ve korkun
gmbrtler karyorlar binann dehlizlerinde. te o zaman, bu tyler rpertici g-
rlty duyan yabanclar, sapsar kesilip ayaa frlyorlar; bu yaklaan tehlikeden kap
snabilecek bir yer aryorlar; ve eer pencerelerdeki kaln demir ubuklar oradan
kamalarn engellemese, stlerine hmla saldrmak zere olan korkun eylerin
elinden kurtulabilmek iin, canlarn tehlikeye atmay bile gze alabilecekler.
te imdi Sophia da, bu szn ettiklerimiz gibiydi tpk. nsann dn koparan bir
sesle barp ararak, kfr ve lanet saarak, Jones'u yok edeceine ant ierek
yaklaan babasn duyunca, Sophia da tpk onlar gibi sapsar kesildi. Gerei
sylemek gerekirse, delikanl da u srada baka bir yerde bulunup cann korumay
yelerdi bence. Ne var ki, Sophia'nn bana bir ey gelecek diye ok korktuu ve
sevgisinden tr Sophia'nn duyduklarn paylat iin, kendini dnecek bir saniye
bile bulamad.
Ve imdi Mr. Western odaya saldrp, kapy ardna kadar anca, Jones'a kar tm
fkesini yok ediveren bir durumla, yani sevgilisinin kollar arasnda baygn yatan
Sophia'nn korkun haliyle karlat. Bu yrekler acs durumu grr grmez, Mr.
Western'in kudurganl geiverdi; kznn imdadna yetimeleri iin, olanca gcyle
bard. nce Sophia'ya kotu, derken su getirmeleri iin kapya kotu, sonra gene
Sophia'ya kotu. Bu koumalar srasnda, Sophia'nn kimin kollar arasnda olduu
aklna bile gelmiyordu; hatta yeryznde Jones diye bir adamn varlndan bile haberi
yoktu belki; nk kznn imdiki halinden baka hibir eyi dnd yoktu bana
kalrsa.
ok gemeden, Mr. Western ile birok hizmeti, su, ila ve bu durumlarda gerekli
eylerle, Sophia'nn imdadna yetitiler. Bavurulan eitli areler yle baarl oldu ki,
Sophia birka dakika iinde kendine gelmeye, canlanmaya balad. Bunun zerine.
halas ve kendi zel hizmetisi, gen kz odadan gtrdler. Sophia'nn halas,
gitmeden nce, bu hrsnn, daha dorusu Mrs. Westernin deyimiyle, bu lgnlnn
korkun sonular stne baz salkl tler verdi erkek kardeine.
Mr. Western, anlam karanlk kalan dolayl szler, omuz silkmeler ve nlem
iaretleriyle verilen bu tleri belki kavrayamad; kavradysa bile, pek yararlanmad
bunlardan. nk kznn bana bir felket gelecek korkusundan kurtulur kurtulmaz,
gene kuduruverdi. Gl kuvvetli bir adam olan Rahip Supple orada bulunmasayd, Mr.
Western'in dmanca davranlarn zorla nlemeseydi, hemen dvmeye
balayacakt Jones ile.
Sophia odadan kar kmaz, Jones, sklm pklm bir halde, Rahibin tutup
zaptettii Mr. Western'e yaklat. Sakinlemesi iin yalvarp yakard; byle fkeli olduu
srece, ona durumu aklamann yolu olmadn syledi.
"imdi sana gsteririm durum nasl aklanr," dedi Mr. Western. "Hadi kar
stndekileri. Eer erkeksen, mrnde yemediin gzel bir dayak yiyeceksin imdi."
Bunun zerine Mr. Western, krsal blgelere yerleen baylarn, birbirine fkelenince
kullandklar zel dille bard ard delikanlya. ngiliz kibar snfnn pek o kadar kibar
olmayan alt tabakalar arasnda, at yarlarnda, horoz dvlerinde ya da baka genel
yerlerde tartma knca, insann bedeninin belirli bir yeri sz konusu olur hep; "orama
selm syle" denilir ikide birde. ou zaman da, aka olsun diye o yerin sz edilir.
Ama bana kalrsa, genellikle yanl anlalr bu aka. nk iin asl gldrc yan
udur ki, karnzdakinin kna tekme atacanz tehdidini savurduunuz iin, onun da
gelip sizin knz pmesini istersiniz. Oysa hi kimse kendi kna tekme atlmasn
istemez ya da bakasnn kn pmeye kalkmaz. Durumu dikkatle izlediimden,
kesinlikle biliyorum bunu.
almas gereken bir ey daha vardr: Krsal blgelere yerlemi baylarla gren
herkesin bildii gibi, bu trden binlerce nazik ar yapld halde, bu istei bir tek kez
olsun yerine getirmemitir hi kimse. Bu da, kylerde oturanlarn ne denli grgsz
olduklarn kantlamamaktadr. nk kentlerde, en kibar baylar bile, hi kimse
onlardan byle bir ey istemeden, bu trene ba vurarak, kendilerinden stn
mevkilerde bulunanlara duyduklar saygy kantlarlar tanrnn gn.
Jones, kl kprdamadan karlad bu akac szlerin tmn.
"Efendim," dedi, "bu davrannzla, size duymam gereken saygnn belki de tmn
ykp yok ettiniz. Ama bir tek adan hep sayg duyacam size: Siz Sophia'nn
babassnz. stediiniz kadar kfredin bana. fkeye kaplarak, Sophia'nn babasna el
kaldrmayacam."
Mr. Western bu sz duyunca bsbtn kudurduundan, Rahip, gitmesi iin Jones'a
yalvard.
"Gryorsunuz, efendim," dedi, "fkeden kuduruyor siz burada kaldka. Onun iin
rica ederim, artk ekilin. Onunla konuup anlaamazsnz, o byle ate pskrrken.
Burada oyalanmamanz daha iyi. Kendinizi savunmak iin syleyeceklerinizi baka bir
zamana brakmanz, daha yerinde olur."
Jones, kendine byle salk veren Rahip Supple'a teekkr edip, hemen uzaklat. Eli
kolu artk zgrle kavuan Mr. Western, onu zorla tutmalarnn aslnda iyi bir ey
olduunu syleyecek kadar toparland.
"Yoksa kafasn patlatp, vallahi beynini darmadan ederdim onun," dedi. "Byle bir it
uruna aslmak da yazk olurdu dorusu."
Barsever abalarnn olumlu sonucunu kutlamaya balayan Rahip, fkeyi ktlemek
amacyla bir sylev vermeye koyuldu. Atlgan bir insanda, fkeyi yattraca yerde
tututuracak trden bir sylevdi bu. Eski Yunan ve Latin yazarlardan, zellikle
Senecadan, birok deerli alntyla ssledi sylevini. Seneca, fkeyi yle derinliine
incelemitir ki, ayrca kzgn bir adamdan baka herkes, ok yararlanarak ve rahata
okuyabilir yazdklarn. Dinbilimi doktoras olan Supple, skender ile Clytus'un 72 nl
yksn anlatarak sylevine son verdi. Ama bu yky not defterimde "sarholuk"
blmne ayrdm iin, imdi ele alacak deilim.

72 Clytus, Granicus'da Byk skender'in cann kurtaran MakedonyalI bir generaldi. Bir lende kan
sarho kavgasnda, skender. kaza sonucu. Clytus'u ldrd. (.N.)
Mr. Western bu ykye kulak asmad. Rahibin sylediklerinin hibirine kulak
asmamt belki. nk adam daha lfn bitirmeden, szn kesti, byk bir bardak
bira istedi; (insan kafasnn bir eit stmas olan fke konusunda sylenen szlerden
belki en doru olanlardan birini syledi) "fke insan susatyor," dedi.
Mr. Western, byk bir yudum bira yutar yutmaz, gene Jones'u diline dolad. Yarn
sabah erkenden Mr. Allworthy'ye gidip, durumu ona bildirmeye karar verdiini syledi.
Rahip, srf iyi huylu bir adam olduundan, arkadann bundan vazgemesini istedi
ama, kandrma abalarnn tek sonucu, Supple'n dindar kulaklarna pek ar gelen bir
yn kfr ve lanet oldu. Western, zgr doan bir ngiliz olarak kfretmek ayrcalna
sahip olduunu ileri srdnden, onu azarlamay gze alamad Supple. Gerei
sylemek gerekirse, bu Rahip, Mr. Western'in sofrasnda az tadyla yiyebilmek
amacyla, kulaklarnn ara sra byle hrpalanmasna katlanyordu. Avunmak iin de,
arkadann bu kt huyunu hi desteklemediini, Mr. Western'in evine hi ayak
basmasa da, bu adamn nasl olsa gene kfredeceini dnyordu. Gelgelelim Rahip
Supple, bir bay kendi evinde azarlayacak kadar grgsz olmamakla birlikte, kilisenin
krssne kp da vaaz verirken, dolayl yoldan hncn alyordu Mr. Western'den.
Geri bu vaazlar kfrbaz yola getirmedi ama, vicdann etkiledi bir bakma; nk Mr.
Western, kfredenleri kyasya cezalandrmaya balad. Bylece Yarg Western'den
baka kyde hi kimse rahata kfredemez oldu.

BLM 10

Mr. Western, Mr. Allworthyyi grmeye gider

Mr. Allworthy ile yeeni, sabah kahvaltsn yeni bitirmilerdi. Gen Mr. Blifil, Sophia
ile baarl grmesini anlatm, Mr. Allworthy de bu duruma sevinmiti; nk
Sophia'nn varlndan fazla kiiliinden tr, bu evlilii ok istiyordu. te tam o
srada, Mr. Western odaya dald ve damdan dercesine yle dedi:
"Pek gzel bir i yaptnz dorusu! Pek yerinde bir ama uruna yetitirmisiniz
piinizi. Geri sizin bu ite parmanz olduunu -yani maksatl olarak diyelim
parmanz olduunu- sanmyorum. Ama evimin altn stne geirdiniz gene de."
"Acaba mesele nedir, Mr. Western?" diye sordu Allworthy.
"Mesele ki, ne mesele! Benim kzm sizin piinize vuruldu, ite mesele! Ama kzma
bir metelik bile vermeyeceim, bir meteliin yansnn yarsnn yarsn bile
vermeyeceim. teden beri dnrdm hep; bir pii bay gibi yetitirmenin, unun
bunun evine dadanmasn ho grmenin sonu ne olacak diye. yi ki, elime geiremedim
onu; yoksa ekerdim sopay. Azgn kediler gibi apknlk etmeyi retirdim ona. Kendi
efendisinden bakasnn iine karmasn o orospu ocuu. Bir lokma yiyecek vermem
ona. Bir lokma yiyecek alsn diye bir tek metelik de vermem. Eer kzm ona varacaksa,
srtndaki gmlekten baka eyizi yoktur kzmn. Varm youmu kzma brakacama,
Hannover hanedan milletimizi mahvetsin diye devlete brakrm, daha iyi."
"Dorusu ok zldm," dedi Allworthy.
"Vz gelir bana zntnz! Ben, biricik ocuumu, zavallck Sophy'mi, gzmn
nurunu, yallmn tek umudu ve biricik avuntusunu yitirdikten sonra, ne iime yarar
sizin zntnz! Ama kararlym, onu kap dar edeceim. Sokaklarda dilenecek, a
kalacak, geberecek. Benden bir tek metalik, bir tek metelik bile alamayacak. O orospu
ocuu pek ustayd tavan avlamakta. Ben nereden bileyim asl avlamak istediinin ne
olduunu. Ama mrnn en kt avn avlam olacak. Bir leten beter olacak eline
geirdii kz. Ancak derisini elde edecek o kzn. Syleyin herife, haberi olsun."
"Sylediklerinize ok atm, dedi Allworthy. "Hele daha dn yeenimle kznz
arasnda olanlardan sonra..."
"Ya efendim, yeeninizle kzm arasnda olanlardan sonra anlald her ey. Mr. Blifil
gider gitmez, o orospu ocuu kageldi. Avc olduu iin, ben onu severdim. Ama
aklmn kenarndan bile gemezdi kzm gizlice hep avlamak istedii."
Allworthy, "keke kznz grmesi iin bunca frsat vermeseydiniz ona, dedi. "Siz de
biliyorsunuz ki, byle bir kukum olmad halde, ikide birde sizin evinizde kalmasna
karydm."
"Allah kahretsin! Kimin aklna gelirdi byle bir ey? Benim kzmn ne ilgisi var
onunla? Kzmla ana fine iin deil, benimle ava kmak iin gelirdi evime."
"Onlar byle sk sk beraber grdnz halde, sevitiklerinin bir belirtisini
grmemenizin yolu var m hi?"
"Bir tek belirtisini bile grmedim vallahi billahi. Kz perken bile grmedim onu. Deil
tatl diller dkmek, kz ortalardayken bsbtn suskunlard. Kza gelince, ondan fazla
teki delikanllara nazik davranrd. Ben kolay kolay aldanan cinsten deilimdir.
Aldanrm sanma, komum."
Bunu duyan Allworthy, az kalsn glecekti; ama zorla tuttu kendini; nk insan
yaradln bilirdi; Mr. Western bu haldeyken, onu gcendirmekten kanacak kadar da
grgl ve iyi huyluydu. Bu durumda ne yapmasn istediini sordu Mr. Westerne.
"O iti benim evimden uzak tutun," dedi Western. "Ben de gidip, kz kilitleyeceim.
nk ne denli direnirse dirensin, kararlym onu Mr. Blifil ile evlendirmeye."
Bunun zerine Mr. Western, Blifil'in elini tutup skt, ondan baka damad
olmayacana and iti. Sonra, evinin altnn stne geldiini, kznn kamamas iin,
acele geri dnmesi gerektiini syledi. Jones'u evinde yakalarsa, onu idi edip
beygirlerin kou yarna katlacak duruma getireceine yeminler ederek, Mr.
Allworthy'den hemen ayrld.
Allworthy ile Blifil babaa kalnca, uzun bir sessizlik oldu. Gen bay, derin derin iini
ekiyordu boyuna. Bu i ekmelerin biraz hayal krklndan, ou da duyduu kinden
geliyordu; nk Sophia'y elden karmaktan fazla, Jones'un baars zyordu Blifil'i.
Sonunda, days ne yapmay dndn sorunca, Mr. Blifil yle dedi: "Ah, ah
efendim! Akl bir yn ak da baka bir yn gsterince, sevdal bir kiinin ne yapaca
sorulur mu hi? Bu g duruma den sevdalnn, tutkusundan yana ynelecei su
gtrmez ne yazk ki! Aklm, baka birini seven bir kadndan vazgememi emrediyor
bana. Gelgelelim tutku m, zamanla onun deiecei, bana balanabilecei umudunu
veriyor. Sevilen bir erkei, bir kadnn yreinden skp atmak, hakszlktr diyerek,
kar kabilirsiniz bana. Eer bu kar knz geerli olsayd, hemen vazgeerdim
sevgimden. Ne var ki, Mr. Western'in yzde yz kararl oluu, sevgimde direnmekle
herkesin mutluluuna bir katkda bulunacam kantlamakta. Byle bir evlilii
engellemekle, yalnz babay aclar ekmekten korumakla kalmayacam; evlenmeye
niyetlenen iftin de mahvolmasn nlemi olacam. Onunla evlenirse, gen bayann
her adan felkete urayaca konusunda en kk bir kukum yok. nk gen
bayan, kiisel servetinin ounu yitirmekten baka, hem bir dilencinin ei olacak, hem
de babas ona biraz para verse bile, o para, adamn hl ilikisini srdrdn
bildiiniz o baya kza harcanacak. Ama btn bunlar solda sfr. Asl stnde
durulmas gereken ey, onun, dnyada tandm en kt adamlardan biri oluu. Sevgili
daym, canla bala urap, imdiye dek gizlediim baz durumlar bilseydi oktan
vazgeerdi bylesine rezil bir heriften."
Allworthy, "nasl?" diye sordu. "Bildiklerimin dnda bir ktl m var onun? Syle
bana, rica ederim."
Blifil, "hayr olmaz," dedi. "Gemi eylerdir bunlar. Belki de pimandr yaptklarna."
"Emrediyorum sana. Grevindir bildiklerini sylemek."
"Sizin her istediinizi yaptm bilirsiniz, efendim. Bunun szn ettiime zgnm;
nk ondan hncm alyormuum gibi olacak imdi. Oysa, Tanrya kr, byle bir
dnce aklma gelmemitir hibir zaman; ve mademki bunu sylemeye beni
zorluyorsunuz, onu balamanz iin, imdiden yalvarrm size."
"Byle artlar ileri srerek, beni balamaya kalkma. Ben gereken sevgiyi ona verdim;
hatt belki seni gcendirecek kadar sevgi gsterdim ona."
"Korkarm ki, hakkettiinden fazlasn gsterdiniz," dedi Blifil. "Sizin hayatnzn en
byk tehlikede olduu gn, ben ve btn aile gzyalar iindeyken, cmb ve
rezalete kendini verdi. ki iti, ark syledi, bard ard. Byle davranmasnn
doru olmadn tlattm zaman, fkeden kprd, st ste kfretti, bana 'hergele'
dedi, beni yumruklad."
Allworthy, "nasl!" diye bard. "Hangi yzle el kaldrr sana."
"Yemin ederim ki, bana vurmasn oktan baladm. Ona en byk iyilikleri yapan
bir insana, dnyann en iyi insanna nankrln de ayn kolaylkla balayabilmek
isterdim. Ama sizin, onun kusuruna bakmayacanz umarm gene de; nk hi
kukum yok ki, bir eytan onun ruhuna girmiti. Ayn akam, Mr. Thwackum ile birlikte,
hava almaya ktk krlara. Salk durumunuzun iyiletiini gsteren ilk belirtilere
sevinirken, ne yazk ki, onu bir kzla, anlatlmas uygun olmayan eyler yaparken
grdk. Kendini korumay dnmeden gzpek davranan Mr. Thwackum, onu
azarlamak iin bir iki adm atnca, o, (bunu zlerek sylyorum) saygdeer Mr.
Thwackum'un stne saldrp, adam yle kyasya dvd ki, bedenindeki rklerin
henz gemediini sanyorum. retmenimi kurtarmaya abalarken, Jones'un
ktlnn acsn ektim ben de. Ama onu oktan baladm. Hatt Mr. Thwackum'
kandrp, onun da Jones'u balamasn; Jones'u mahvedecek bu olay size bil-
dirmemesini saladm. imdi efendim, mademki farkna varmadan bu ie dolayl olarak
deindim ve emirleriniz stne her eyi aklamak zorunda kaldm, yalvarrm size onu
balayn."
"Ah ocuk!" dedi Allworthy, "bylesine kt bir ii bir an olsun saklayacak kadar iyi
yrekli olduun iin, bilemiyorum seni alklamam m gerekiyor, yoksa ayplamam m...
Mr. Thwackum nerede? Sylediklerini dorulamas, aklmdan bile gemez ama; bir
canavar neden cezalandrdm btn dnya rensin diye, bu ii ayrntl olarak
incelemek istiyorum."
Bunun zerine Thwackum hemen arld. Blifil'in sylediklerinin her birini dorulad.
Hatt kendi gsndeki belgeyi de ortaya kard; nk Mr. Jones'un kara ve mavi
mrekkepli el yazs, pek okunakl olarak grlyordu Mr. Thwackum'n gvdesinde...
Mr. Blifil candan yalvarp yakararak nlemeseydi, bu ii oktan Mr. Allworthy'ye
bildireceini de syledi.
"Mr. Blifil esiz bir gen," dedi; "ama dmanlarn byle balamak, ar bir iyilik."
Blifil'in o sralarda retmeninin her eyi aklamasn engellemek iin urat
doruydu. Bunun da birok nedenleri vard: Hastaln insan yumuattn,
gevettiini; hasta bir insann sert davranmayacan biliyordu. Bundan baka, iin
asln bilen, her eyi aa vurabilecek durumda olan hekim daha evdeyken, olup
bitenler hemen anlatlrsa, durumu diledii gibi ktye yoramayacandan korkuyordu.
te bu yzden, Jones gene bir taknlk yapp, evreden yeni yaknmalar gelinceye
dek, bu ii gizli tutmaya karar verdi: nk birok eyle birden sulanrsa delikanlnn
daha kolayca ezilebileceini dnmt. Blifil bylece frsat kollarken, Kader Tan-
ras iyilik edip, gzel bir frsat vermiti eline. Blifil, son olarak, unu da hesaba
katmt: Canla bala urap, Jones'a byk dostluk duyduuna inandrmt Mr.
Allworthy'yi; Thwackum' kandrp, bu ii gizlemesini salamakla da, Mr. Allworthy'nin
inancn daha da pekitirmi oluyordu.

BLM 11

Ksa olmakla birlikte, iyi yrekli okuyucuya dokunacak bir durumu


ele alan bir blm

Mr. Allworthy, fkeli olduu srada hi kimseyi cezalandrmaz, bir hizmetiyi bile kap
dar etmezdi. Onun iin, Jones'un yarglanmasn leden sonraya ertelemeye karar
verdi.
Zavall delikanl, her zamanki gibi yemee geldi. Ama yle zgnd ki, yiyecek hali
yoktu. Mr. Allworthy'nin ona kt kt bakmas, duyduu znty bsbtn
younlatrmaktayd. Western'in, Sophia ile ilikisini Allworthy'ye yetitirdiini anlad bu
baklardan. Ama Blifil'in anlattklarndan hi mi hi haberi yoktu; nk Jones, ner-
deyse susuz saylrd o olayda. Sulu olsa bile, Jones bunu oktan unutup balad
iin, bakalarnn da unutup baladklarn sanyordu.
Yemek bitip de hizmetiler ekilince, Mr. Allworthy konumaya balad. Uzun bir
sylev vererek, Jones'un iledii saysz sular, zellikle bugn ortaya kanlar, sayp
dkmeye koyuldu. Szlerini yle noktalad: Eer Jones susuz olduunu
kantlayamazsa, Mr. Allworthy onun yzne bir daha bakmayacakt.
Savunmasn yaparken, ok g durumdayd zavall Jones. Hatt neyle sulandn
bile kesinlikle bilemiyordu; nk kendini nemsemek istemeyen Mr. Allworthy,
hastal srasnda Jones'un sarholuunu filn anlatrken, delikanlnn balca
cinayetinden, yani onu yetitiren adama kar duygusuzluundan, hi mi hi sz et-
memiti. Bylece Jones, kendini temize karmann yolunu bulamyordu. stelik yrei
paramparayd nerdeyse; ylesine de ktmserdi ki, kendini savunmak iin bir tek sz
syleyemeden, her eyi kabul etti. Umutsuzlua den bir katil gibi, Mr. Allworthy'nin
merhametine snd: Nice lgnlklar, nice dengesizlikler yaptn bildiini; ama
dnyann en byk cezas sayd eyi gene de hakketmediini syledi.
Allworthy ise yle karlk verdi: "Senin genliine acdm; adam olacan umduum
iin, gereinden fazla hogrl davrandm sana kar. Ama imdi gryorum ki, sen
kendinden gemi bir serserisin. Bir insann senden yana kmas, seni desteklemesi,
bir cinayet olur artk. Hatt o gen kzn gnln almak iin yaptn yzsz giriimden
tr, kendi namusumu temize karmak iin, seni cezalandrmam gerekiyor. Yoksa,
sana gsterdiim ilgiyi zaten ayplayanlarn hepsi, bylesine aalk ve kt bir ide,
benim de su orta olduumu sanrlar hakl olarak. Bunu yaptn iin senden nasl
tiksineceimi bilmeliydin. Eer benim rahatm, benim onurumu biraz olsun
dnseydin, benim dostluuma biraz deer verseydin, byle bir ey yapmay aklndan
bile geirmezdin. Delikanl, ayptr bu, ayp! Senin ilediin sulara uygun bir ceza
bulamyorum, dorusu. imdi sana bir ey vereceim iin de, kendimi hakl gremi-
yorum nerdeyse. Ne are ki, seni kendi ocuum gibi byttm; imdi dmdzlak ortada
brakamam. Bu zarf anca, eer alrsan, namusunla yaaman salayacak bir ey
bulacaksn iinde. Ama bunu kt amalar uruna kullanrsan, sana bir yardmda daha
bulunmak zorunluluunu duymayacam. nk ne olursa olsun, bundan byle seninle
grmemeye kararlym. unu da sylemeden edemeyeceim: En ok kzdm ey,
sana bunca sevgi, bunca drstlk gsteren o iyi yrekli gence (Blifil demek istiyordu)
kt davranm olmandr.
Yenir yutulur ey deildi bu son sz. Yalar sel gibi boand Jones'un gzlerinden.
Ne konuabiliyor, ne de kmldayabiliyordu. Gitmesi iin Allworthy'nin verdii kesin
emre, ancak bir sre sonra uyabildi. Yapmack olmasnn da, anlatlmasnn da yolu
olmayan bir heyecanla Allworthy'nin ellerini ptkten sonra, odadan kt.
O srada Mr. Allworthy'nin Jones'a hangi gzle baktn hesaba katp da, bu deerli
adam gene de ayplayan okuyucu biraz aklsz olmal. Ne var ki, o blgede oturanlarn
tm, ya aklsz olduklarndan ya da daha kt nedenlerden tr, bu sert karar
korkun bir hainlik saydlar. Dahas da var: Bir pie (genel kanya gre kendi piine)
gsterdii iyilik ve sevgiden tr Mr. Allworthy'yi eskiden ayplayanlar; kendi z
ocuunu kap dar etti diye kyamet kopardlar imdi. zellikle kadnlarn tm,
Jones'dan yana ktlar; bu blmde anlatamayacam kadar ok sayda masallar
uydurdular bu konuda.
unu da sylemeyi unutmamalyz: Mr. Allworthyyi ayplayanlardan hibiri, Jonesa
verilen zarftaki parann lfn etmediler. Oysa be yz ngiliz liras tutarndayd bu para.
Jonesun, hain babasnn evinden meteliksiz, hatt kimine gre rl plak kovulduu
konusunda az birlii etti herkes.

BLM 12

Ak mektuplar ve buna benzer eyler anlatlr

Jonesa hemen evden kmas emredildi; giysileriyle teberisinin istedii yere


gnderilecei sylendi.
Bylece Jones yola kt. Nereye gittiine bakmadan, nereye gittiini neredeyse
bilmeden, bir milden fazla yrd. Sonunda, kk bir dere yolunu kesince, delikanl,
suyun kysnda yere att kendini. Hakl bir fkeyle, "dinlenmem iin, babam bu yeri de
benden esirgeyecek deildir herhalde," diye sylendi elinde olmadan.
Derken Jones, akln alamayaca kadar youn aclar iine dt; Salarn yoldu;
delilik, ar fke ve umutsuzluk nbetlerinde genellikle yaplan eylerin ounu yapt.
indeki frtnal duygular bylece biraz dattktan sonra, kendine gelmeye balad.
ektii ac imdi biim deitirdi; az ok yumuad. Sonunda, kendi tutkusuna kar
mantn kullanabilecek kadar serinkanl oldu; bu yrekler acs durumda ne yapmas
gerektiini dnmeye balad.
Balca kaygs, Sophia'ya kar nasl bir tutum benimseyecei sorunuydu. Ondan
ayrlacan dndke, nerdeyse parampara oluyordu yrei. Ne var ki, onu
mahvetmek, onu bir dilenci durumuna drmek korkusu (eer daha da ok ac
ekmesinin yolu varsa) daha da ac geliyordu Jonesa. Kar koyamayaca kadar
gl bir istekten tr, yani Sophiaya sahip olmak isteinden tr, onu kandrmaya
kalksa. bunu yapmaya bir an olsun akl yatsa bile, gen kzn, bylesine pahalya
malolacak bir istee boyun eeceine gvenemiyordu. Mr. Allworthy'yi kzdrmak, onun
rahatn huzurunu bozmak kaygs da, bunu engelleyen gl bir nedendi. Son olarak
unu da dnerek akln bana toplad: Sophia'nn da, Mr. Allworthynin de
mutluluunu hi hesaba katmasa bile, gene de yapaca ite baarl olmasnn yolu
yok gibiydi. Bylece, umutsuzluuyla, ona bunca iyilik yapan adama duyduu gnl
borcuyla, Sophia'ya besledii gerek sevgiyle desteklenen onuru, duyduu yakc
istekten ar bast. Sophia'y felkete srklemektense, ondan ayrlmaya karar verdi
sonunda.
Tutkusunu byle yenince, Jones'un yreini bir an iin dolduran o l l scakl,
ayn eyi hi duymam bir adamn anlamas gtr. Gururu ylesine okanmt ki,
belki de tam bir mutluluk sarmt iini. Gelgelelim, uzun srmedi bu. ok gemeden
Sophia'y gene dnmeye balaynca, elde ettii zaferin tad tuzu kalmad. l
ynlarna bakp da, onlarn kann dkmek pahasna kazand an, iyi yrekli bir
komutana ne denli ac gelirse, Jones'a da o denli ac geldi bu zaferi. nk imdi,
sevgiyle ykl binlerce duyguyu ldrp ayaklarnn dibine sermiti bizim anl
delikanlmz.
Dev bir ozan olan Lee'nin73 "Dev Onur" diye adlandrd eyin yolunda ne olursa
olsun ilerlemeyi aklna koyan Jones, Sophia'ya bir veda mektubu gndermeye karar
verdi. Pek uzakta olmayan bir eve urayp, kalem kt ald ve aada grdmz
satrlar yazd:
"Efendim,
"Bunu yazdm srada durumumu gz nnde tutarsanz, hogrl davranp
mektubumdaki tutarszlklar ya da samalklar balayacanza inanyorum; nk
imdi syleyeceim her ey, ylesine dolu bir yrekten akyor ki, bu duygular benden
baka hi kimse dile getiremezdi.
"Efendim, buyruklarnza boyun eip, sizden, o sevgili, o gzel varlnzdan, sonsuza
dek kamaya kararlym. Gerekten haince verilen bir buyruktu sizinkisi. Ama benim
Sophia'mdan deil, kendi alnmn karayazsndan geliyordu bunun hainlii. Benim gibi
mutsuz bir yaratn yeryznde var olduunu unutmanz zorunlu kld benim
alnyazm... Kendinizi koruyabilmeniz iin, zorunlu kld bunu.
"nann bana, ektiim aclar duymamanzn yolu olsayd, bu aclardan hi mi hi sz
etmezdim size. Ne denli iyi, ne denli sevecen bir yreiniz olduunu biliyorum.
Mutsuzlar dndnz zaman duyduunuz zntden sizi korumak isterim. Ah!
leride bama gelecekleri duyunca, bir an olsun zlmeyiniz ne olur! nk sizi yi-
tirdikten sonra, her ey vz gelir bana.

73 Nathaniel Lee (1653-1692) Fielding'in hibir zaman holanmad ve her zaman alay ettii bir tragedya
yazardr. (.N.)
"Ah benim Sophia'm! Sizden ayrlmak ok g: beni unutmanz istemek, daha da
g. Ama sevgilerin en gereini duyduum iin, ikisini de istemek zorundaym. Beni
biraz olsun dnmekle huzurunuzun bozulacan hayal ettiim iin, balayn beni.
Ama mademki bylesine yce bir ama uruna mahvoldum, rahatlamak iin, cannzn
istedii kadar fkelenin bana. Sizi hibir zaman sevmediimi syleyin kendi kendinize:
ya da gerei dnn, yani size hi de layk olmadm. Haddim olmayan bir eyi
baarmaya kalktm iin, ne denli ar ceza grsem, gene de azdr. Bunu da
dnerek, beni hor grmeyi renin... Artk yazacak halde deilim... Melekler,
sonsuza dek korusunlar sizi."
Jones, mektubunu mhrlemek iin, ceplerinde balmumu arad. Ama ceplerinde ne
balmumu buldu, ne de baka bir ey. nk lgnl srasnda, ceplerinde ne var ne
yoksa, atmt. Bu arada, Mr. Allworthy'den ald ve henz amad czdan da att
aklna geldi imdi.
Evde balmumu bulup, mektubunu mhrledikten sonra: yitirdiklerini aramak zere,
acele ederek derenin kysna dnd gene. Yolda, eski dostu Kara George'u grd.
Kara George, bana gelen felketten tr, Jones'a candan acdm syledi. O
blgede oturanlarn hepsi gibi, o da duymutu olup bitenleri.
Jones, czdan yitirdiini kolcuya syledi. Kolcu da hemen Jones ile birlikte, dereye
geldi. ayrda her yeri, her bitkinin dibini, Jones'un gittii yerleri de, gitmedii yerleri de
aradlar. Ama bounayd aramalar. Hibir ey bulamadlar. Geri yitirilen eyler orada,
ayrdayd ama; bulunduklar tek yeri, yani George'un ceplerini aramak akllarna
gelmemiti. Kara George, biraz nce yitirilenleri bulmu, deerlerinin farkna varnca
da, saklamaya karar vermiti onlar.
Kolcu, yitirilen eyleri bulmay umarcasna, canla bala aradktan sonra, Mr. Jones'a
baka bir yere gidip gitmediini sordu: "Eer bunlar yeni kaybettinizse, mutlaka burada
olmalar gerekir," dedi; "nk pek gelip geen yoktur buralardan."
Bath'da oturan bir adamn smarlad tavan yakalayp, ertesi sabah adama
gtrmek isteyen Kara George, aslnda bir rastlant sonucu gemiti bu tarladan.
imdi Jones, yitirdiklerini bulmak umudundan vazgeti; hatt nerdeyse unuttu bile
bunlar yitirdiini. Kara George'da dnp, "bana dnyann en byk iyiliini yapar
msn?" diye sordu candanlkla.
George biraz duraksad: "Sizin iin elimden geleni yapacam bilirsiniz, efendim. ok
isterdim size bir hizmette bulunmak."
Jones bir ey istediini syleyince, kolcu fena halde bozulmutu aslnda. nk Mr.
Western'in hizmetindeyken avlad hayvanlar satarak bir hayli para biriktirdii iin,
Jones'un ondan bor isteyeceinden korkuyordu. Ama Jones, Sophia'ya bir mektup
gtrmesini rica ederek, onu bu korkudan kurtard ok gemeden. Kara George, bunu
sevine sevine yapacana sz verdi. Gerekten de, Jones iin sevine sevine
yapmayaca pek az ey vard. nk yaradl byle olan bir adam ne kadar gnl
borcu duyabilirse, o kadarn duyuyordu Jones'a; ve yeryznde her eyden fazla
paray seven bir adam, ne kadar drst olabilirse, o kadar da drstt.
Jones ile Kara George, bu mektubu ancak Mrs. Honour'un Sophia'ya iletebilecei
konusunda bir anlamaya vardktan sonra, birbirlerinden ayrldlar. Kolcu, Mr.
Western'in evine gitti. Jones da, yarm mil uzakta bulunan bir meyhaneye gidip,
habercisinin geri dnmesini bekledi.
George, efendisi Mr. Western'in evine varr varmaz, Mrs. Honour ile karlat. Birka
soru sorup azn aradktan sonra, Sophia'ya yazlan mektubu verdi; ayn anda da,
Sophia'nn Jones'a yazd mektubu ald. Honour, o mektubu btn gn gsnde
tadn, kiminle gndereceini bilemedii iin, umutsuzlua dtn anlatt.
Sevinen kolcu, hemen Jones'a gitti. Jones, Sophia'nn mektubunu eline alr almaz, bir
kenara ekilip kad at, unlar okudu:
"Efendim,
Sizi son grdmden beri neler hissettiimi anlatamam. Benim yzmden babamn
korkun hakaretlerine katlandnz iin, mrmn sonuna dein borlu kalacam size.
Babamn huyunu bilirsiniz; yalvarrm size, benim hatrm iin, hi gcenmeyin ona.
Size biraz huzur verecek bir ey sylemek isterdim. nann bana, beni ldrmezlerse,
elimi de, yreimi de, istemediiniz bir kiiye vermem."
Jones, yz kez st ste okudu mektubu; yz kez de pt. Heyecanndan tr, sevgi
dolu istekleri gene canland. Bildiimiz mektubu Sophia'ya yazdna piman oldu. Kara
George, Sophia'nn evine gittii srada Mr. Allworthy'ye bir mektup yazp, sevdasndan
vazgemeye kesinlikle sz verdii, yeminler ettii iin, daha da piman oldu. Ne var ki,
akl bana gelince, Sophia'nn mektubunun durumu ne deitirdiini, ne de
iyiletirdiini anlad. Bu mektup, Sophia ona bal kalacak, ileride belki olumlu bir eyler
olacak diye, biraz umut vermiti ancak. te bu yzden, delikanl kararndan caymad.
Kara George ile vedalaarak, aa yukar be mil uzakta bulunan bir kente gitmek
zere yola kt. Jones'a kar tutumunda bir deiiklik olmazsa, eyalarn o kente
gndermesini yazmt Mr. Allworthy'ye.

BLM 13

Sophiann u sradaki davran; ayn biimde davranabilecek tm


kadnlarn onun bu davrann ayplamamalar zorunluluu; ve
vicdan mahkemesinde zmlenmesi g bir sorunun tartlmas

Pek ho saylmazd Sophia'nn son yirmi drt saati. Bu yirmi drt saatin byk bir
ksmn, ll ve dikkatli davranmak konusunda halasnn verdii sylevleri dinlemekle
geirmiti. Halas, kibar evrelerin tutumunu rnek edinmesini istemiti Sophia'dan. Bu
deerli bayana gre, kibar evrelerin gznde sevda bir alay konusuydu artk. Erkekler
iin devlet memurluu neyse, kadnlar iin evlilik de oydu; yani servet sahibi olmann,
toplumda ykselmenin yoluydu. Bu grlerini aklamak iin, Mrs. Western, olanca
ustalyla saatlerce konumutu.
Keskin bir zeknn rn olan bu sylevler, Sophia'nn inanlarna da, duygularna da
ters dmekle birlikte, gen kzn gzn bir tek dakika yummadan geceleri
dndkleri eyler kadar zmyordu onu gene de.
Sophia, ne uyuyabildii ne de dinlenebildii halde yatandan kmad iin,
Allworthy'nin evinden dnen babas, kzn yatakta buldu. Saat sabahn onunu
geiyordu o srada. Mr. Western, doru kznn odasna gitti, kapy at. Sophia'nn
henz kalkmadn grnce, "hey! Demek sa salimsin!" diye bard. "yle de
kalacaksn; aklma koydum bunu."
Derken Mr. Western, kapy kilitledi; anahtar da Honour'un eline tututurdu. Eer
grevini drste yerine getirirse, ona byk dller vereceini; bir hainlik ederse de,
ok korkun cezalara arptracan bildirdi.
Honour'a verilen sk emirlere gre, Sophia, Mr. Western'den izin almadan odasndan
kmayacakt. Sophia'nn odasna, ancak babas ve halas girebilecekti. Honour, yasak
olan kalem, kat, mrekkep dnda, Sophia'nn her istediini ona getirecekti.
imdi Mr. Western, giyinip yemee gelmesini emretti kzna. Sophia bu emri yerine
getirdi. Sofrada her zaman oturduu kadar oturduktan sonra, gene hapishanesine
gtrld.
Akamleyin gardiyan Honour, kolcudan ald mektubu Sophia'ya verdi. Sophia,
mektubu iki kez st ste okudu; sonra yatana kapanarak, hngr hngr
alamaya balad. Mrs. Honour, hanmnn bu davranna at; zntsnn nedenini
renmek iin, candan yalvarmaktan kendini alamad.
Sophia bir sre sustu. Derken anszn ayaa frlayp, hizmetisinin elini yakalad: "Ah
Honour! Ben bittim!" diye bard.
"Allah esirgesin!" dedi Honour. "Keke size getireceime, yaksaydm unu. Bu
mektubun sizi avutacan sanmtm vallahi. Yoksa cehenneme kadar yolu vard bu
mektubun. Bilseydim, elimi bile srmezdim ona."
"Honour, sen iyi bir kzsn. Senden duygularm gizlemeye kalkmak doru deil artk:
Meer ben, beni yz koyun brakan bir adama bouna vermiim yreimi.
"Mr. Jones bylesine hain bir adam olabilir mi ki?
"Bu mektupla sonsuza dek veda ediyor bana. Dahas var: Onu unutmam istiyor. Beni
sevseydi, hi isteyebilir miydi bunu? Bunu dnmeye bile dayanabilir miydi? Byle bir
ey yazabilir miydi?"
"Elbette yazamazd, kk hanm. Vallahi, ngiltere'nin en mkemmel adam bile
'beni unut' dese, hemen unutuveririm onu. Hadi canm! Bu genci aklnzn kenarndan
geirmekle bile, hakketmedii bir onuru baladnz ona. Siz ki, bu blgenin tm
delikanllar arasnda cannzn ektiini seebilirsiniz! Vallahi, ben kendi grlerimi
ileri srecek kadar haddini bilmez deilim ama, gen Mr. Blifil hem namuslu bir ana
babann evld, hem burann en byk toprak sahiplerinden biri olacak; hem de bana
kalrsa, ondan ok daha yakkl, ok daha kibar. stelik de akl banda bir gen.
Hibir komusu, bir tek kusur bulamaz onda. Pis aiftelerin peinden komaz; hi
kimse de piini onun kapsna brakmaz. Mr. Jones, 'unut beni' demimi! Tanrya
kr, can ekisem bile, beni unut diyen bir erkein bunu bir kez daha sylemesine
frsat vermem ben. Yeryznde bunu syleyenden baka bir tek erkek kalmasa da,
'beni unut' diyerek bana hakaret eden, dnyann en stn erkei de olsa, gene de
yzne bakmam bir daha. Demin sylediim gibi, iyi ki Mr. Blifil var..."
"O nefret ettiim ad azna alma!" diye bard Sophia.
"yle olsun, efendim. Mademki ondan holanmyorsunuz, sizden birazck olsun yz
grseler, daha nice nice prl prl, yakkl delikanllar evlenmek ister sizinle. Bana
kalrsa, ne buralarda, ne de baka yerlerde, bir tek gen bay yoktur ki, sizin ona yle
bir bakmanzla hemen koa koa gelip sizinle evlenmek istemesin."
Sophia fkelendi: "Beni cieri be para etmez bir kz m sanyorsun da byle abuk
sabuk lflar ederek, damarma basyorsun? erkeklerin tmnden nefret ediyorum ben."
"Vallahi hanmm, erkeklerden tiksinmekte haklsnz dorusu. u be parasz, pis
dilenci herifin size kar kt davran..."
"O lanet dilini tut!" diye bard Sophia. "Hangi yzle saygszca anarsn onun adn
benim nmde? O mu bana kt davrand? Hayr! Ben o hain szleri okurken ac
ektim ama, onun zavall kanayan yrei daha da ok ac ekti onlar yazarken. Ah,
yiite erdemlerle, meleklere zg bir iyilikle doludur o! Hayran olmam gereken bir
varl aypladm iin, kendi zavalllmdan utanyorum. Ah Honour! Benim iyiliimden
baka bir ey dnd yoktur onun. Ben rahat edeyim diye, hem kendime, hem de
bana kyyor. Beni mahvetmek korkusu, umutsuz bir acya srkledi onu."
"Bunu gz nnde tutmanza ok sevindim," dedi Honour. "Kap dar edilen,
yeryznde bir tek metelii olmayan bir adama gnlnz kaptrmak, mahvolmak deil
de nedir?"
Tellanan Sophia, "kap dar edilmek mi?" diye bard. "Ne demek istiyorsun?
Nasl?"
"Aman efendim, nasl olacak ki! Babanz, Mr. Jones'un size gz koyduunu Mr.
Allworthy'ye syler sylemez, Mr. Allworthy rl plak kap dar etti delikanly."
"Eyvah! Demek onu mahveden o kahrolas, o lnetli kii ben'im! rl plak kap dar
edildi ha!... Al, Honour, ne kadar param varsa al; parmaklarmdaki yzkleri al... te
saatim... Hepsini ona gtr... Git, onu hemen bul."
"Allah akna hanmm, aklnz bana toplaynz. Eer efendim bunlarn yok
olduunun farkna varrsa, kabak benim bama patlar. Onun iin yalvarrm size
hanmm, saatinizi ve mcevherlerinizi vermeyiniz. stelik bu kadar para yeter de artar
da bana kalrsa. Babanzn haberi olmaz paradan."
"Peki, yleyse son meteliime kadar al. Onu hemen bul, ona ver bu paray. Hadi git,
git, bir dakika kaybetme."
Verilen emirlere uyan Mrs. Honour, aa inip Kara George'u bulunca, iinde on alt
altn gini bulunan keseyi ona verdi. Aslnda Sophia'nn tm servetiydi bu: nk babas
ona ok cmerte davrand halde, para biriktiremeyecek kadar eli akt Sophia'nn.
Keseyi alan Kara George, meyhaneye doru yneldi. Yolda giderken, acaba bu
paraya da el koyaym m diye dnmeye balad. Gelgelelim, Vicdan buna raz
olmad: ona bunca iyilik yapan adama kar nankrce davrand iin, vicdan onu
hemen tersledi. Buna karlk, Agzllk yle dedi:
"Vicdann daha nceden, zavall Jones'un be yz ngiliz lirasn alrken,
dnmeliydi bunu. ok daha nemli bir parann i edilmesine sessiz sedasz
katlandktan sonra, bylesine vr zvr bir miktar iin yapmack aclar ekercesine haller
taknmak, samadr: hatt dpedz ikiyzllktr."
Bunun zerine Vicdan, becerikli bir avukatn savn ileri srd: Size emanet edilen bir
paray i ederek, gveni dpedz ktye kullanmann, bulunan bir paraya gizlice el
koymaktan daha ar bir su olduunu syledi.
Ama Agzllk, gln buldu bu dnceyi. kisinin de ayn kapya ktn belirtti.
Onur ve erdem kavramlarndan bir kez vazgeince, onlara artk bavurmann yolu
olmadn anlatt.
Szn ksas, eer Korku imdadna yetimeseydi, bu tartmada mutlaka yenilecekti
zavall Vicdan. Korku, bu iki i arasndaki gerek ayrmn, bir onur sorunu deil, bir
gven sorunu olduunu bildirdi: Be yz ngiliz lirasn i etmekte pek az tehlike vard:
oysa on alt giniye el koymakla, hemen yakay ele verebilirdi.
Bylece, Korkunun dosta yardm sayesinde, Vicdan tamamiyle egemen oldu Kara
George'un kafasna; ve drstln pohpohlayan birka tatl sz syledikten sonra,
on alt giniyi Jones'a vermek zorunda brakt onu.
BLM 14

Mr. Western ile kzkardeinin ksa bir konumasn anlatan ksa bir
blm

O gn Mrs. Westernin sabahtan akama kadar ii vard darda. Eve dnp de erkek
kardeiyle karlanca, Sophia'y sordu. Mr. Western, Sophiann sk bir gz altna
alndn syledi.
"Odasnda kilitli," dedi; "anahtar da Honourda."
Kz kardeine bunu bildirirken, grlmedik bir bilgelik ve keskin bir zek kantlayan
tavrlar taknmasndan, Mrs. Western'in onu candan alklayacan umduu
besbelliydi. Ne var ki, byk bir hayal krklna urad; nk Mrs. Western, onu ok
kmsercesine bir hal alp, yle dedi:
"Vallahi kardeim, dnyann en aklsz adamsn sen. Benim yeenimin idaresini ne
diye bana brakmyorsun? Ne diye burnu nu sokuyorsun bu ie? Diller dkp yapmaya
uratm her eyi mahvettin imdi. Akln bana toplamas iin, ben onun kafasn
zl dncelerle doldururken, sen de bakaldrsn diye onu kkrtmaktasn. Kardeim,
Tanrya kr, kle deildir ngiliz kadnlar. spanya ya da talya'daki evli kadnlar gibi,
kilitlenemeyiz biz. Tpk sizler gibi, bizim de hakkmzdr zgr olmak. Bizleri zorla
ynetemezler; ancak aklmza seslenerek, kandrarak yola getirebilirler bizi. Ben
grm geirmi bir kadnm, kardeim; birini kandrmak iin ne gibi szler sylenmesi
gerektiini bilirim. Aptallk edip bana engel olmasaydn, Sophiay yola getirecektim.
Onun eskiden benden rendii akll ve ll kurallara gre davranmasn
salayacaktm."
Mr. Western, "demek ki, ben hep yanlyorum," dedi.
"Hayr, karde; ancak aklnn ermedii ilere burnunu sokunca, yanlyorsun sen.
Dnyada neler olup bittiinin farkna varm bir kadnm ben; bunu sen de biliyorsun.
Elimden alnmamas, yeenim iin ok daha hayrl olurdu. Buralarda, seninle beraber
yaaya yaaya aklna koydu o romantik ak kavramlarn ve buna benzer sama sapan
eyleri."
"Bunlar ona ben mi rettim sanyorsun yoksa!"
"Karde, yce Milton'un dedii gibi, senin cahilliin benim sabrm tketiyor74
nerdeyse."
"Allah belsn versin Milton'unl" diye bard Mr. Western.
"Eer bunu benim nmde syleyecek kadar yzszleseydi, ne denli yce olursa
olsun, bir tane patlatrdm Milton'a gene de. Sabrlym! Asl ben sabrlym! Beni hl
okula giden iri yar bir ocuk saymana katlanyorum! Sarayda bulunanlar bir yana,
herkes aklsz m yani? Hadi canm! Birka cumhuriyetiyle Hannover hanedann tutan
birka fare dnda, hepimiz aptalsak dnya hap yuttu demektir. nallah pek yaknda
onlarn tmn rezil ederiz de, rahata kavuuruz bizler de. te bu kadar karde, rahata
kavuuruz bizler de. nallah o gnleri greceim, karde; Hannaver fareleri tm
budaymz kemirip, bize kesin olarak algamdan baka bir ey brakmadan nce, o

74 Milton'un yaptlarnda bu sz arayarak, belki okuyucu da kendi sabrn tketir. (Y.N.)


gnleri greceim inallah."
"Yoo, yle ey olmaz karde!" diye bard Mrs. Western. "Artk senin ne dediini
anlamaz oldum. Yok algamm, yok Hannover faresiymi! Bu eit lflar hibir anlam
tamyor benim iin."
"Bunlar duymak iinize gelmez elbette. Ama ne yaparsanz yapn, lkenin yararn
dnenler, gene de baarya ulaabilirler gnn birinde. "
"Siz lkenin yararn brakn da, kznzn yararn dnn biraz. nk bana kalrsa,
lkeden ok, kznzdr tehlikede olan."
"Ama biraz nce onu dndm iin tersledin beni; kzm sana brakmam istedin."
"Eer bu ie burnunu sokmayacana yemin edersen, srf yeenime duyduum
yaknlktan tr, bu iin sorumluluunu stme alrm."
"Al yleyse; nk bilirsin, bir kadn, ancak baka bir kadnn idare edebileceine
inanrm teden beri."
Bu konumadan sonra, Mrs. Western, kardeinin, kadnlar ve ulusun ynetimi
konusunda ileri srd grleri hor grrcesine bir eyler homurdanarak, Mr.
Western'in yanndan ayrld. Doru Sophia'nn odasna gidip, bir gndr hapis yatan
gen kz zgrle kavuturdu.

YEDNC KISIM

GN KAPSAR

BLM 1

Dnya ile tiyatro sahnesi arasnda bir karlatrma

Dnya ou kez tiyatroya benzetilmitir. Nice arbal yazarlar ve airler, insan


yaamnn, neredeyse her adan, ilkin Thespis'in uydurduu ve uygar lkelerin
tmnn beenerek ve sevinerek benimsedikleri o sahne gsterilerini andran yce bir
tiyatro oyunu olduunu ileri srmlerdir.
Bu gr, ylesine ilerlemi, ylesine genellemitir ki, ilkin yalnz tiyatroyla ilgili olan
ve ancak benzetme yoluyla dnya iin kullanlan kimi deyimler, imdi hem tiyatrodan,
hem de dnyadan sz ederken kullanlr. rnein, hem genel olarak yaamdan, hem
de bir tiyatro yaptndan sz ederken, "bir tiyatro sahnesi" ya da "oyunun bir sahnesi"
gibi deyimlere bavururuz. "Perdenin arkasnda olup bitenler" deyince, Drury-Lane
Tiyatrosundan fazla St. James Saray aklmza gelir.
Tiyatro sahnesinin, gerekten varolan bir eyin sergilenmesi ya da Aristo'nun
deyimiyle gerein bir yansmas olduunu dnrsek; bu durumu kolayca
aklayabiliriz. Yazlar ya da davranlaryla, yaamn bir benzerini yle bir baaryla
retenler vardr ki, onlarn yaptlar bir bakma yaamla kaynar, hatt aslnda bir
yknme olduklar halde, gerek saylabilirler. Bu gibi yaptlar yaratanlara byk bir
sayg beslememiz gerekir belki de.
Ne var ki, bu yaratclara fazla sayg gstermekten holanmayz bizler. ocuklar
oyuncaklarn nasl kullanrlarsa, biz de yle kullanrz onlar; stn yeteneklerine
hayran kalacamza, onlar yuhalamaktan, itip kakmaktan haz duyarz. Dnyayla
tiyatro sahnesi arasnda bir benzerlik grmemizin birok baka nedenleri de vardr.
nsanlarn ou birer oyuncudur kimine gre. Bir kral ya da bir imparator roln
oynayan oyuncu. gerekten kral ya da imparator saylamayaca iin, bu gibilerinin
roln oynadklar kiinin yerine gemeye haklar yoktur. te bu yzdendir ki,
ikiyzllere "oyuncu" denilir: hatta ikiyzyle de, oyuncuya da, ayn ad verirlerdi
Yunanllar.
Yaamn ksalnn da bir pay vardr bu benzetmede. lmsz Shakespeare yle
der:
Yaam, beceriksiz bir oyuncudur;
Ksack bir sre, sahnede tedirginlik iinde
Bbrlenerek salnr.
Sonra da, sesi duyulmaz olur. 75

Okuyucularmn, herkese ezbere bilinen bu dizeleri balamalar iin, bana kalrsa


pek az kiinin okuduu, ok soylu baka bir alnt vereceim. Bu dizeler, sanrm aa
yukar dokuz yl nce yaynlanan, uzun sredir de unutulan Tanr 76 adl bir iirden
alnmtr. yi adamlar. kimi zaman ktlerden daha abuk unutulduklar gibi, iyi
kitaplarn da kimi zaman kt kitaplardan daha abuk unutulduklarn kantlar bu iirin
unutulmas:

Tm insan eylemlerinin kaynasn sen,


mparatorluklarn ykseliinin de, krallarn dnn de!
Bak, zamann koskocaman tiyatrosu gzler nne serili;
Sahnede art arda yryor kahramanlar;
Il l gsteriler, tantanayla izliyor birbirini;
Kimi nderler zafere ulayor, kimi krallar kanyor!Tanrnn izdii
alnyazsnn sana verdii rolleri oyna;
O rollerin gururu, tantanas, senin amalarna uysun:
Bir sre parlasnlar gn nda!
Sonra, senin bir ba iaretinle, yok oluyor bu hayaller:
Hibir iz kalmyor bu cvl cvl sahneden.
Ancak "tm bunlar eskiden vard" diyor anlar.

Ne var ki, bu benzetmede de, yaamn tiyatroyla ilikilerini gsteren baka


benzetmelerde de, karlatrmann temeli sahnedir her zaman. Bu byk oyunun
seyircilerini de hesaba katan hi kimse kmamtr bildiim kadaryla.

75 Macbeth'den bir alnt (V.1). Fielding ikinci dizeyi yanl anmsam "strusts and frets" yerine "storms
and struts yazmtr. (.N.)
76 The Deity, Samuel Boyse'un (1708-1749) 1739 ylnda yaynlad bir iirdir. ( N.)
Gelgelelim doa ou zaman en gzel gsterilerini tklm tklm insan dolu bir tiyatro
binasnda gzler nne serdii iin, doann oyuncular gibi seyircileri de, yukarda
verdiimiz benzetmeyi benimsemeyeceklerdir. Zamann koskocaman tiyatrosunda,
dostlar da vardr, eletirmenler de. Alklayp baranlar da vardr, yuhalayp ho-
murdananlar da. Szn ksas, Theatre-Royal'da grlen ya da duyulan her ey vard
orada da.
Bir tek rnei ele alarak, yle bir inceleyelim bu durumu: Bir nceki ksmn onikinci
blmnde Doa, Kara George'un, ona dostluk eden, ona srekli iyilik yapan gencin
be yz ngiliz lirasn ardn gsterdi bize. Bunu seyreden byk seyirci
kalabalnn ne gibi tepkileri olmutur bu sahneye?
Bana kalrsa, dnya tiyatrosunun en ucuz yerlerinde, yani st balkonda oturanlar, her
zamanki gibi barp ararak seyrettiler bu olay; azlara alnmayacak kfrler
ederek, her halde terslediler Kara George'u.
Biraz daha aada ve biraz daha pahal yerlerde oturanlar, o denli grlt
yapmadklar, yakas almadk kfrler etmedikleri halde, st balkondaki seyirciler
kadar tiksindiler Kara George'un bu davranndan. Bunlarn arasnda bulunan iyi
yrekli kadncazlar, Kara George'un cehenneme dek yolu olduunu sylediler; bir
ou da eytann hemen gelip, onu kapvereceini sand.
Daha pahal koltuklarn bulunduu parterde oturanlar arasnda, her zaman olduu
gibi, gr ayrl vard gene: Yiite erdemlerden, ahlk asndan kusursuz kiilerden
holananlar, byle bir ktlk rneinin, herkese ders olsun diye ar bir cezaya
uramadan gzler nne serilmesine kar ktlar. Yazarn kimi dostlar ise, "bakn
efendiler, bu adam kt ama, doada var byle eyler" diye bardlar. an gen
eletirmenlerinin tm, ktipler, raklar, vb., bu sahneyi baya bulup, homurdanmaya
baladlar.
En pahal yerlerde yani localarda oturanlar, her zaman olduu gibi, pek kibar
davrandlar. Zaten bunlarn ou, baka eylerle urayorlard o srada. Sahneye
bakan tek tk seyircilerden bazlar, Kara George'un pek iyi bir adam olmadn ileri
srdler. Bazlar da, en yetkili eletirmenlerin grlerini renmeden ne
dndklerini sylemeye yanamadlar.
Bu byk doa tiyatrosunun perde arkasna girebilen biz yazarlar (byle bir ayrcal
olmayan bir yazara, szlklerden ve iml kitaplarndan baka bir ey yazmak izni
verilmemeli) Kara Georgeun davrann ayplarz ama, onu kiiliine yzde yz kin
duymayz; nk belki de doa, sahneye koyduu tm oyunlarda kt bir rol vermitir
bu adama. unu da unutmamal ki, ou zaman ayn oyuncu, hem kt adam, hem de
kahraman rollerini oynadndan, yaam ayrca benzer tiyatroya. Bugn hayran
olduunuz oyuncudan, yarn tiksinebilirsiniz. Tragedya oyuncular arasnda dnyann
en byk dahisi saydm Garrick, soytar roln oynamay da hor grmezdi ara sra.
Horatius'a gre, Yce Scipio ile Bilge Laelius da ayn eyi yaparlarm yllarca nce.
Hatt Cicero, onlarn "akln alamayaca kadar ocuklatklarn" syler. Geri bunlar,
dostum Garrick gibi, ancak aka olsun diye soytarlk yaparlard ama; nice nl kiiler,
tamamiyle candan davranarak ikide birde ylesine gze batan budalalklar yapmlard
ki, onlarda akln m yoksa aptalln m ar bastn, alklanmalar m yoksa
ayplanmalar m gerektiini, onlara hayran m kalacamz yoksa onlar hor mu
greceimizi, onlar sevmek mi yoksa onlardan nefret etmek mi daha yerinde olacan
kestirmek g bir sorun haline gelmitir.
Bu byk tiyatronun perde arkasnda bir sre bulunanlar; hem oradaki eitli klk
deitirmelerini, hem de bu tiyatronun yneticileri ve mdrleri olan insan tutkularnn
akla smaz mark davranlarn bilenler (nk bu tiyatronun asl yetkili kiisi olan
Akl, hibir aba gstermeyen, ayrca tembel bir kiidir) Horatius'un nil admirari yani
"hibir eye ama" diyen nl sznn tam ne demek olduunu anlamlardr her
halde.
Kt oynanan bir tek rol, insan tiyatroda kt bir oyuncu yapmaz; tpk bir tek kt
davrann insan yaamda kt bir adam yapmad gibi. ou zaman bir tiyatro
yneticisi gibi davranan tutkular, insanlarla akllca danmadan, bazen de insanlarn
yeteneklerini hesaba katmadan, belirli roller oynamaya zorlar onlar. Bylece, bir in-
sann da, bir oyuncunun da, kendi oynad rol hi mi hi beenmedii olur. Hatt
Iago'nun kiilii, oyuncu Mr. William Mills'in o drst yzne ne denli uymazsa,
ahlkszlk da kimi kiilere o denli yakmaz.
Sonu olarak unu syleyebiliriz ki, akyrekli, gerekten anlayl bir insan, hi
kimseyi abucak ayplayamaz. Bir kusuru, bir ahlkszl eletirir ama, suluya kar
fke duymaz. Szn ksas, ayn ocuksu davranlar, ayn grgszlkler ve ayn kt
niyetler, yaamda da tiyatroda da kyametlerin kopmasna neden olur. Tiyatroda en
baya seyirciler, oyuncular en abuk yuhalayanlar olduu gibi; yaamda da genellikle
en kt adamlar, "it!" ya da "pis herif!" szcklerini azlarndan drmeyenlerdir.

BLM 2

Mr. Jones'un kendi kendisiyle bir konumas

Jones, ertesi sabah erkenden, Mr. Allworthy'nin gnderdii eyalar ald. Bir de
mektup geldi eyalarla beraber:
"Efendim,
Daym size unlar bildirmemi emretti: Daym, ancak uzun uzun dndkten ve
iyilie layk olmadnz tam anlamyla kavradktan sonra sizinle ilgili olumsuz bir karar
aldndan tr, bu kararda en kk bir deiiklik yapmak olasl hibir zaman
elinize gemeyecektir.
Daym. o gen bayandan artk vazgetiinizi syleyecek kadar yzsz olmanza pek
at. nk sz konusu gen bayann aile durumu da parasal durumu da, sizin aile
durumunuzdan ve parasal durumunuzdan bin kat stn olduundan, ona gz dikmeye
nasl olsa hakknz yoktu. Son olarak, size unu da bildirmek emrini aldm: Daym
honut edecek ve onun ineklerine boyun ediinizi kantlayacak olan tek ey, buradan
hemen gitmenizdir. Mektubumu bitirmeden nce, bir Hristiyan olarak, size unu da
salk vermekten kendimi alamyorum: Olanca arballnzla yaantnz doru yola
koymann arelerini dnn. Bu konuda Tanrnn size yardm etmesi iin her zaman
duac olan
Alakgnll hizmetkrnz
W. Blifil.

Bu mektup, birok eliik duygular uyandrd Jones'un iinde. Ama sonunda


sevecenlik, fke ve kzgnlktan ar bast. Derken, tam vaktinde imdadna yetien bir
gzya seli, ektii aclar yznden ldrmasn ya da yreinin paralanmasn
engelledi belki de.
Gelgelelim, ok gemeden, byle bir areye bavurduu iin utanmaya balad
delikanl.
Ayaa frlad gibi, "peki, yle olsun!" diye bard. "Mr. Allworthy'nin isteklerine
boyun eeceim. Gitmemi istiyormu, gideceim ben de... Ama nereye?... Rastlantlar
nereye srklerse. Mademki benim gibi bir zavallnn bana geleceklere hi kimsenin
aldrd yok, ben de aldrmayacam bundan byle... Ben neden dnecekmiim hi
kimsenin dnmedii bir kiiyi? Ama belki de baka biri vardr beni dnen. yle biri
ki, tm dnyaya bedel! Sophia'nn, benim bama geleceklere kaytsz kalmayacan
hayal edebilirim; hayal etmeliyim de bunu. Yeryznde tek dostumu brakacak mym?
stelik yle bir dost ki... Onun yannda kalamaz mym?... Ama nerede? Nasl
kalabilirim onunla? Bana benim kadar o da istese bile, babas fkeyle onu
kahretmeden Sophia'y grebileceimi umabilir miyim hi? Byle bir gen kzn kendi
kendini mahvetmesini isteyebilir miyim? Onu ykmak pahasna, kiisel tutkularma
kaplabilir miyim? Byle bir ama gderek, bir hrsz gibi, sinsi sinsi dolanabilir miyim
buralarda?... Hayr, bunu dnecek kadar alalamam; tiksinirim byle bir ey
yapmaktan. Hoakal Sophia, hoakal dnyann en gzeli, en sevileni..."
Osrada delikanly konuamaz hale getiren sevda, yalara dnp gzlerinden
boand.
Artk buralardan uzaklamaya karar verdiine gre, nereye gideceini dnmeye
koyuldu. Milton'un dedii gibi, "tm dnya gzleri nne serildi." Cehennemden
kovulan Ademi avutacak, ona yardmda bulunacak hi kimse olmad gibi, Jones'un da
hi kimsesi yoktu. Tandklarnn hepsi, Mr. Allworthy'nin tandklaryd. Mr. Allworthy'nin
gznden dtkten sonra, onlardan da bir ey bekleyemezdi. Soylu ve iyi yrekli
davranlaryla n salm kiiler, ekmeklerini yiyen adam kovarken, gerekten ok
dikkatli olmaldrlar; nk onlarn kovduu mutsuz kiinin yzne kimsecikler bakmaz
artk.
Jones, nasl yaayacan, hangi ile uraacan da dnyordu. Bunu
dndke de, hazin bir boluk seriliyordu gzlerinin nne. Bir meslek edinmek, bir
i sahibi olmak iin uzun zaman gerekiyordu; beteri var, para gerekiyordu. nk
dnya yle bir dzenlenmitir ki, "hilikten hilik kar" sz, fizik bilimi alannda ne
denli doruysa siyaset alannda da o denli dorudur; paradan tamamiyle yoksun bir
kii, para kazanmak olaslklarndan da tmyle yoksundur.
Sonunda okyanus, tm mutsuzlarn o konuksever dostu, Jones'u barna basmak
iin, engin kollarn at. Jones da bu arya srt evirmemeye karar verdi. Mecazla
konumaktan vazgeeceim: Gemici olmaya karar verdi yani.
Bu aklna gelir gelmez, drt elle sarld bu dnceye. Hemen bir at kiralad; Bristol'a
gidip, bir gemide almak zere yola kt.
Ama bu yolculukta ona arkadalk etmeden nce, ksa bir sre iin Mr. Western'in
evine urayp, sevimli Sophia'nn bana neler geldiini greceiz.

BLM 3

Bu blmde eitli konumalar vardr


Mr. Jones'un gittii gnn sabah, Mrs. Western, Sophia'y odasna ard.
Babasndan izin alp, zgrln saladn bildirdikten sonra, evlilik konusunda uzun
bir ders vermeye balad. Mrs. Western'e gre, evlilik, airlerin anlatt gibi, aktan
doan romantik bir mutluluk tasars deildi; din adamlarnn rettikleri gibi, baz
amalar gerekletiren kutsal bir kurum da deildir. Mrs. Western'e gre. evlilik bir
eit bankayd: Akl banda kadnlar, varlklarndan en iyi biimde yararlanmak, baka
yerlerden elde edemeyecekleri yksek faizleri alabilmek iin, neleri var neleri yoksa bu
bankaya yatrrlard.
Mrs. Western szn bitirdikten sonra, Sophia, halas gibi ok bilgili, grm geirmi
bir bayanla, zellikle evlilik gibi stnde pek az dnd bir konuyu tartacak
durumda olmadn syledi.
"Benimle tartmak m, ocuk!" dedi halas. "Benimle tartman beklemiyorum
elbette. Eer senin kadar gen bir kzla tartmaya kalkarsam, bounadr grm
geirmi olmam. Sokrates'ler, Aldibiades'ler ve eski alarn teki filozoflar,
rencileriyle tartmaya alk deildiler: Sen beni bir Sokrates bil, ocuk: Senin
grn sormuyorum; ancak kendi grm bildiriyorum sana."
Bu bayann, ne Sokrates'in ne de Aldibiades'in felsefesini okumadn, u son
szlerden belki anlayacaktr okuyucumuz. Aldibiades'in felsefesi konusunda,
okuyucumuzun merakn giderecek durumda da deiliz aslnda.
"Efendim," dedi Sophia, "sizin herhangi bir grnze kar kmaya kalkmadm
ben. Evlilie gelince, hibir zaman dnmediim, belki de hibir zaman
dnemeyeceim bir konudur bu."
Mrs. Western, "vallahi, Sophy," dedi, "benden byle eyleri gizlemen, ok sama.
Franszlarn, ancak kendi lkelerini savunmak iin yabanc kentlere el koyduklarn
sylemelerine ne denli inanrsam, sana da o denli inanrm evlilii hi dnmediini
sylediin zaman. Kiminle evlenmek istediini bildiimin pekala farkndasn da, nasl
evlenmek istemiyorum diye bana yutturmaya alrsn. ocuk? Franszlarla ayr bir
antlama yapmak, Hollandallarn karlarna ne denli ters derse; byle bir evlilik
yapmak da senin karlarna o denli ters der, doaya aykr bir ey olur! Evlilik
sorununu imdiye dek hi dnmedinse inan bana, bunu dnmenin zaman geldi de
geti del nk kardeim, Mr. Blifil ile hemen bir antlama yaplmasna kararl. Bense,
bir eit gvence verdim bu i konusunda; senin ibirlii edeceine sz verdim."
Sophia, "sizin ve babamn szn dinlemeyeceim bir tek konu varsa, o da budur,
efendim" diye karlk verdi. "nk bu yle bir evlilik ki, hayr demem iin, pek
dnmeme bile gerek yok."
"Eer ben, Sokrates kadar byk bir filozof olmasaydm, sabrm tketirdin, dorusu.
Bu gen baya kar kmann ne gibi bir nedeni olabilir?"
"ok geerli bir nedeni olabilir, bana kalrsa: Nefret ediyorum ondan."
Szcklerini yerli yerinde kullanmasn hibir zaman renmeyecek misin sen?
Bailey'nin szlne bavurmalsn, ocuk. Sana zarar dokunmayan bir adamdan
nefret etmenin yolu yoktur. Nefret ediyorum derken, ondan holanmadn sylemek
istiyorsun. Ondan holanmamansa, onunla evlenmemen iin yeterli bir gereke
saylmaz. Nice iftler bilirim ki, birbirlerinden hi mi hi holanmadan, rahat rahat, kibar
kibar yaayp gitmilerdir. nan bana, ocuk, bu ileri senden iyi bilirim ben. Grm
geirmi olduumu kabul edersin sen de. Tandm kadnlarn tm, onlarn,
kocalarndan holandklarna deil, holanmadklarna inanlmasn isterler. nk
kocasndan holanmak, ylesine modas gemi, romantik, sama sapan bir eydir ki,
bunu dnmek bile bir kepazeliktir."
"Yemin ederim, efendim," dedi, "holanmadm bir erkekle hibir zaman evlenmem.
Babamn isteklerine aykr biriyle evlenmeyeceime sz verirsem, umarm ki, babam da
benim isteklerime aykr birine vermez beni o zaman."
Sophia'nn halas bir hayli fkelendi: "istekleriymi! steklerim demez mi! Yzszlne
ayorum, dorusu. Senin yanda, stelik de evlenmemi bir gen kz, nasl sz
edebilir isteklerinden! Ama senin ineklerin ne olursa olsun, kardeim kararn verdi.
Dahas var, mademki isteklerinden sz ediyorsun, bir an nce antlamay yapmasn
salk vereceim kardeime. stekleriymi!"
Bunun zerine, Sophia diz st kt: yalar akmaya balad o l l gzlerinden.
Halasnn ona acmas iin: mutsuzluuna kolay kolay katlanmyor diye ona bylesine
kzmamas iin, yalvarp yakarmaya balad. Kiminle evleneceinin ancak kendini
ilgilendirdiini, ancak kendi mutluluunun sz konusu olduunu da aklayp durdu bu
arada.
Bir icra memuru, elindeki yaznn verdii yetkiye dayanarak, karabahtl bir borluyu
gzaltna alrken, adamcazn dkt gzyalarna hi mi hi aldrmaz. Memur ona
acsn diye, bouna urar zavall tutsak: bouna anlatr esiz kalan sevgili karsnn,
geveze geveze konuan ufack olunun, rken kk kznn halini. Derdin her eidine
kr ve sar kalarak, kendi yceliiyle bbrlenen memur, insanlar ezen tm koullara
tepeden bakp, zavall kurbann gardiyann eline teslim eder gene de.
Sophia'nn politika merakls halas da, ite tpk bu memur gibi, gen kzn
gzyalarna kr, yalvarp yakarmalarna sard. Tpk bu memur gibi kararlyd tir tir
titreyen gen kz gardiyan Blifilin kollar arasna atmaya.
Byk bir fkeyle yle dedi: "Evlenmeniz, yalnz sizi ilgilendiren bir i deildir,
hanmefendi; hatt sizi pek az, daha dorusu nerdeyse hi ilgilendirmez. Evlenmenizde
nemli olan, ailenizin onurudur: siz bir aratan baka bir ey deilsiniz. Kral aileleri
arasnda bir evlenme olunca, rnein Fransz hanedanndan bir kz, spanyol
hanedanndan bir erkekle evlenirken, yalnz bu prensesin keyfi mi gz nnde tutulur
sanyorsunuz, kk hanm? Hayr, iki kiinin birlemesi deil, iki kralln birlemesidir
burada nemli olan. Bizim ki gibi soylu ailelerde de, durum ayndr. Aileler arasndaki
birlemedir asl nemli olan. Kendi benliinizden ok, ailenizin onuruna sayg duymanz
gerekir. rnek verdiim prenses, bu soylu dnceleri size esinlemese de, btn
prenseslerin bana gelen, sizin de banza geldi diye, yaknamazsnz herhalde."
Sophia, sesini biraz ykseltti: "Ailemin onurunu lekeleyecek bir ey yapacam hi
sanmam, efendim. Mr. Blifil'e gelince, sonucu ne olursa olsun, onunla evlenmemeye
kararlym. Hibir bask da kararmdan caydramaz beni."
O srada odaya yaklat iin, bu konumann byk bir ksmna kulak misafiri olan
Western'in tm sabr tkenmiti. Korkun bir fkeyle ieriye dalp, barmaya balad:
"Allah belm versin sen onunla evlenmezsen! Allah belm versin evleneceksin. te
bu kadar! te bu kadar! Allah belm versin evlenmezsen onunla!
Mrs. Western, Sophia'ya kar kullanlmak zere bol miktarda fke biriktirmiti. imdi
bu biriken fkeyi, olduu gibi kardeine yneltti: "Gerekli grmelerin ynetimi
konusunda bana tam yetki verdikten sonra, burnunu gene bu ie sokman, alacak bir
ey, karde. Kendi soyuma saygmdan tr, kznn eitim politikasnda yaptn
yanllar dzeltmek amacyla, arabuluculuk grevini stme almtm. Senin yznden,
kardeim, senin sama sapan davranlarn yznden, yeenimin krpe kafasna
eskiden ektiim tm tohumlar rd, yok oldu. Ona, sen kendin rettin sz
dinlememeyi."
Mr. Western'in az kpryordu: "Allah kahretsin! eytann bile sabrn tketirsin
sen! Ben sz dinlememeyi retebilir miyim kendi kzma? te orada duruyor.
Namusunla konu, kz, benim szm dinleme dedim mi hi sana? Senin yzne
glmedim mi, istediklerini yapmadm m benim szm dinleyesin diye? Kkken ok
dinlerdi szm. Sen onu ele alp da, ona saraydakiler gibi dnmeyi retip, huyunu
bozmadan nce, szm dinlerdi. Ne yani... Ne yani... Ne yani... Kendi kulaklarmla
duymadm m ona bir prenses gibi davranmalsn dediini? Kz bir Liberal partili yaptn
ktn! Artk ne babasnn ne de baka birinin szn dinler mi hi?"
Mrs. Western, tepeden bakt erkek kardeine: "Senin her eit siyasal tutumunu ne
denli hor grdm anlatamam, karde. Bakaldrma ilkelerini ona ben mi rettim?
Bu konuda ben de sorguya ekeceim kk hanm. Bunun tam tersini yapmadm m,
yeenim? Toplumda bir insann eit eit ilikileri olduu grn gerekten
benimseyesin diye, elimden geleni yapmadm m? Doa yasalar gerei evltlarn ana
babalara kar grevleri olduunu anlaman iin. sonsuz zahmetlere katlanmadm m?
Bu konuda Platon'un neler sylediini sana anlatmadm m? Elime ilk getiin sralarda
ylesine cahildin ki, bir kzla babas arasndaki ilikilerin ne olduunu vallahi
bilmiyordun, bana kalrsa."
"Yalan!" dedi Western. "Onbir yana basp da babasnn bir akrabas olduunu
bilmeyecek kadar aptal deildi bu kz."
"Ey, ortaan cahilliini bile aan cahillik! Kardeim, siz yle grgszsnz ki, bana
kalrsa, sopa ekmek gerek size."
"Skysa ek sopay bana! diye bard Mr. Western. "urada duran yeenin de sana
yardm etmeye hazrdr herhalde."
"Kardeim, seni anlatamayacam kadar hor grmekle birlikte, kstahlna
dayanmak niyetinde deilim gene de. Onun iin arabam hazrlansn bir an nce. nk
hemen bu sabah evinden gitmeye karar verdim."
Mr. Western, "daha iyi ya, senden kurtulmu olurum," diye karlk verdi. "Ben de
senin kstahlna dayanamyorum artk. Allah belsn versin! Beni hor grdn
sylyorsun ikide bir. Bu bile yeter kzmn benim aklm kmsemesi iin."
"Olmaz! Olmaz!" diye bard Mrs. Western. "Kimse akln kmseyemez byle bir
hdn!"
"Hdk ha! Hdk deilim ben; hayr, eek de deilim; hayr efendim, san da
deilim. Unutma bunu... Bir san deilim ben. Gerek bir ngilizim ben. Milletimi yeyip
bitiren Hannover soyundan da deilim."
"Sama sapan grlerinden tr, milleti ykp yok eden aklllardan birisin sen.
eride hkmetimizi gten dren, darda dostlarmz yldran, dmanlarmz
yreklendirenlerden biri!
"Ha! Gene mi siyasetten laf etmeye baladn? unu ne denli aalk buluyorsam, o
denli aalk buluyorum senin siyasetini de!"
Mr. Western "unu" derken, bu sze en uygun olan ve szlerini ayrca kibarlatran
bir el hareketi yapt.
Ya bu sz ya da siyasal grlerinin kmsenmesi, Mrs. Western'in damarna bast.
Kadncaz fkeden kudurdu; burada yazlmas uygun olmayan lflar etti; ve
dakikasnda evden frlayp gitti. Kardei de, yeeni de, onu tutmay ya da peinden
gitmeyi doru bulmadlar. Zaten kardei ylesine kzgn, yeeni de ylesine zn-
tlyd ki, nerdeyse ta kesilmilerdi ikisi de.
Mr. Western, av srasnda kpekler tarafndan kovalanan tavan kamaya balaynca
nasl barlrsa, yle bard giden kz kardeinin peinden. Bu eit bartlarn
gerekten byk bir ustasyd Mr. Western. Yaantmzn ou durumlarna uygun
den eit eit bartlar bilirdi.
Mrs. Western'i rnek alan grm geirmi, felsefe ve siyasetle uraan kadnlar, Mr.
Western'i kurnazca pohpohlayan bir iki sz ederek, kaan dmann da biraz
harcayarak, adamcazn imdiki durumundan yararlanabilirdi. Gelgelelim, Sophia'nn
haberi bile yoktu byle kurnazlklardan. Bunu sylemekle, Sophia'nn aptal olduunu
demek istemiyoruz. nk aslnda Sophia, stn zekl, ayrca akll bir kzd. Ne var ki,
Sophia, diilerin eitli yararl amalar uruna kullandklar; kafadan ok duygulara
bal olduu iin, ou zaman en aptal kadnlarda bile bulunup ok ie yarayan kimi
kurnazlklardan yoksundu.

BLM 4

Krsal blgede oturan bir bayann gereklere uygun bir portresi

Mr. Western, barp armas bitip de bir soluk alnca, "Allahn bels u ya da bu
kanck karnn, aklna estike hrpalad erkeklerin mutsuzluu" konusunda ok ackl
bir biimde yaknmaa balad.
"Zaten yeterince ekmitim anadan," dedi. "Tam ondan kurtulmuken, baka bir
Kanck karnn eline dtm. Ama Allah belm versin eer bylelerine koyun
eersem."
u uursuz Blifil sorunu kncaya dek, Sophia iye geinmiti babasyla. Ancak
annesini savunmak iin, Mr. Western ile ara sra kavga ederdi. Kendi onbir
yandayken len annesine byk bir sevgisi vard Sophia'nn. Bu zavall kadncaz,
evlilii sresince, iine bal bir eit ba hademe grevini grmt Mr. Western'in
evinde. Buna karlk, Mr. Western de, herkese "iyi bir koca" saylan erkekler gibi
davranmt. Karsna pek seyrek kfrederdi (belki haftada bir tek kez) ve hi de
dvmezdi onu. Sophia'nn annesinin, kocasn kskanmas iin hibir neden yoktu. Bo
zaman olunca da, istediini yapard; nk sabahlar ava kan, akamlar da iki ar-
kadalaryla buluan kocas, onun iine karmazd. Hazrlad yemekleri sofrada
sunmak hazzn tatmak zere, ancak yemek saatleri karlard kocasyla. Srgndeki
Kraln erefine ier imez, teki hizmetilerden be dakika sonra, o da ekilirdi
sofradan. Her halde Mr. Western'in buyruklarna uyarak yapard bunu; nk Mr.
Western'e gre, kadnlarn ilk yemekle birlikte sofraya gelmeleri, ilk kadehten sonra da
sofradan ekilmeleri gerekirdi. Bu buyruklara uymak, g bir i deildi herhalde; nk
iki sofrasndaki konumalar (eer buna konuma denilebilirse) bir bayann
holanaca trden deildi ou zaman. Barp armalardan, ark sylemelerden,
av servenlerinden, ak sak yklerden, kadnlara ve hkmete kfretmelerden
oluurdu bu konumalar.
Mr. Western, ancak sofrada grrd karsn; nk yatmaya gittii srada genellikle
ylesine sarhotu ki, kimseyi grecek durumda deildi. Av mevsiminde, karsnn
yatandan daha gn aarmadan, kalkard. Bylece, Sophiann annesi, istedii gibi
geirirdi zamann. Buyruklarn bekleyen drt atl bir arabas da vard, ama dolaylardaki
yerlerin tatszl ve yollarn bozukluu yznden, pek ie yaramazd bu araba; nk
zamann kymetini bilen bir kii o yerlere gitmez, cannn kymetini bilen bir kii de o
yollardan gemezdi. imdi okuyucuya kar drst davranp unu bktralm ki,
Sophia'nn annesi, bunca iyilie karlk, gereince gnl borcu duymazd kocasna.
Kendisine pek dkn olan babas, istemedii bir kiiyle evlendirmiti onu. Sophia'nn
annesi asndan, bu evlilik kazanl saylrd; nk var you ancak sekiz bin ngiliz
lirasyken, Mr. Western'in yllk geliri bin ngiliz lirasndan fazlayd. Belki tm bun-
lardan tr, Sophia'nn annesi biraz ask suratlyd. yi bir eten fazla, iyi bir
hizmetiydi o. Mr. Western, akln alamayaca kadar grltl kahkahalar atarak onun
karsna knca, huyunun iyiliini gsterip yle bir glmsemek zahmetine bile
katlanamazd her zaman. Onu ilgilendirmeyen ilere burnunu soktuu da olurdu ara s-
ra. rnein, kocas ona byle frsatlar pek vermedii halde, eline bir frsat geince, bu
kadar ok imemesi iin, tatl tatl azarlard onu. mrnde bir tek kez de, kocas iki
aylna onu Londraya gtrmesi iin, itenlikle yalvarmt Mr. Western'e. Ama
Londra'daki kocalarn tmnn boynuzlu olduklarna cangnlden inanan Mr. Western,
kesinlikle hayr demi, hatt byle bir ey istedii iin kzmt karsna.
Bu dilekten ve buna benzer ok esasl baka nedenlerden tr, Western, eninde
sonunda iyice nefret etmiti karsndan. Bu nefreti, karsnn salnda hibir zaman
gizlemedii gibi, lmnden sonra da hi unutmamt. Kk bir aksilik kar kmaz,
rnein kpekleri iyi koku alamaynca, hastalannca ya da buna benzer felketler
olunca, len karsna atarak hncn alrd hep; "karm imdi sa olsayd, buna
sevinirdi," derdi.
Bu eit szleri Sophia'nn nnde sylemeye ayrca can atard; nk yeryznde
en ok sevdii kii Sophia olduu iin, kznn babasndan fazla -annesini sevmi
olmasn gerekten kskanrd. Mr. Western, Sophia'nn annesine kfretmekle
yetinmeyip, Sophia'nn bu kfrleri aka onaylamasn istedike, kz da direnir;
gzda verilse de, alttan alnsa da, bu istee boyun emez; bylece bu kskanl
bsbtn krklerdi ou zaman.
Bu durumu gz nnde tutan kimi okuyucularm, Mr. Western'in karsndan nefret
ettii kadar kzndan da nefret etmeyiine aacaklardr belki de. Ne var ki, kskanlk
bir kin ortam yaratt halde, sevgiden kin doamayacan bildirmeliyim byle dnen
okuyucularma. Kskanlarn. kskandklar kiiyi ldrmelerinin pek l yolu vardr ama,
o kiiden nefret etmelerinin yolu yoktur. Bu grmz, yenilip yutulmas olduka g
bir lokmaya benzedii ve aykr bir dnce havas tad iin, bu lokmay biraz
gevelesin diye blmn sonuna dek biraz zaman veriyoruz okuyucuya.

BLM 5

Sophia'nn halasna kar akyrekli davran

Babas konuurken, Sophia susmu, hi karlk vermeden, iini ekmiti yalnz.


Gelgelelim Mr. Western, insanlarn gzleriyle sylediklerini hi mi hi anlamadndan,
ileri srd grlerin daha ak seik onaylanmasn istedi ille. Her zaman yapt
gibi, gene kzyla uramaya balad.
"O kaltak anan hep tuttuun gibi, bana kar kan herkesi tutmaya hazrsndr
herhalde," dedi.
Sophia gene susunca, Mr. Western basbas bard:
"Ne o? Dilini mi yuttun? Neden konumuyorsun? Senin anan, Allahn bels bir kaltak
gibi davranmad m bana kar? Buna cevap versene. Ne o? Her halde baban adam
yerine koymuyorsun, konuulacak bir adam saymyorsun onu?"
Sophia, "Allah akna efendim," dedi, "bylesine ktye yormayn sessizliimi. Size
kar saygszlk edeceime, leyim daha iyi. Ama syleyeceim her sz, ya sevgili
babam kzdracak, ya da dnyann en iyi annesinin ansn ktleyerek korkun bir
nankr olduumu kantlayacaksa, konumay nasl gze alabilirim? Benim iin,
dnyann en iyi annesiydi anneciim, bundan hi kukum yok."
"Halan da dnyann en iyi kz kardeidir her halde," diye karlk verdi Mr. Western.
"Onun kaltan biri olduunu kabul eder misiniz ltfen? Bunu istemek de hakkmdr
bana kalrsa."
"Size yemin ederim, efendim, ok ey borluyum halama. kinci
bir ana oldu bana."
Bana da ikinci kar oldu yleyse! Demek onunla bir olacaksn! Dnyann en aalk
kz kardei gibi davrandn sylemeyecek misin?"
"Yemin ederim, efendim, kendi yreime kar km, ok kt bir yalan sylemi
olurum bunu sylersem. Geri halamn dndkleriyle sizin dndkleriniz arasnda
uyumazlk olduunu biliyorum; ama halamn, binlerce kez size besledii byk
sevgiden sz ettiini de duydum. Deil dnyann en kt kardei olmak, kardeini
dnyada en ok seven kadnlardan biridir o, bana kalrsa."
"Yani akas, benim haksz olduumu sylemek istiyorsun. Evet, yledir. Kadnlar
mutlaka hakldrlar; erkekler de hakszdrlar her zaman."
"Balayn beni, efendim. yle bir ey demek istemedim."
"Dediin nedir ki? Onun hakl olduunu syleyecek kadar yzszsn. Benim haksz
olduum anlam kmyor mu bundan? Belki de gerekten hakszm Hannover'leri tutan
bir kaltan evime girmesine gz yumduum iin. Belki de bir suikaste filan kart diye
ihbar eder beni de, malma mlkme hkmet el koyar."
"Deil malnza mlknze zarar getirmek, halam dn lseydi, nesi var nesi yoksa
size kalrd bence."
Sophia'nn bunu bilinli syleyip sylemediini kestiremem ama, babasnn
kulaklarnn ok derinliklerine inip, imdiye dek sylediklerinden ok daha etkili oldu bu
son szler. Mr. Western, beyninden vurulmua dnd bunu duyunca. rkildi, sendeledi,
yz sarard. Bir dakikadan fazla sustuktan sonra, duraksaya duraksaya unlar
syledi:
"Dn! Nesi var nesi yoksa bana brakrd dn! Brakr myd? Neden dn de baka bir
gn deil? Demek yarn lrse, baka birine brakacak maln mlkn, belki de
soyumuzdan olmayan birine..."
Sophia, "efendim," dedi, "youn duygular olan bir kadndr halam. Duygularna
kaplnca da, neler yapacan bilemem artk."
"Bilemezsin ha!" diye karlk verdi babas. "Peki, bu youn duygular kimin yznden
ayakland onda? Aslnda onu kim soktu bu hale? Ben odaya ayak basmadan nce,
halanla sen birbirinize girmiyor muydunuz? stne stlk, srf senin yznden kavga
etmedik mi biz? Yllardr ben ancak senin yznden kavga ettim kz kardeimle. imdi
de tm kabahati bana yklemeye kalkyorsun; sanki maln mlkn soyumuzdan
olmayan birine srf benim yzmden brakacakm gibi. Aslnda bundan baka ne
bekleyebilirdim ki senden? Sana dknlmn karl budur ite."
"Yalvarrm size," dedi Sophia, "diz kp yalvarrm. Mademki aranzn almasnn
nedeni ben'im, onunla barmak iin elinizden geleni yapn; o bylesine fkeliyken,
evinizden kp gitmesine raz olmayn. ok iyi huylu bir kadndr o; bir iki tatl szle
gnln alrsnz. Yalvarrm efendim."
Demek senin ilediin sutan tr, gidip ben zr dileyeceim ha? Senin kardn
tavan bulmak iin, ben saa sola koacam? Ama emin olsam ki..."
Mr. Western bunu sylerken duraklad. Gene yalvarp yakaran Sophia, sonunda onu
kandrabildi. Mr. Western, kzyla ac ac alay eden bir iki sz daha ettikten sonra, araba
hazrlanmadan nce kz kardeinin yolunu kesebilmek iin, koup gitti.
Bunlar olup bitince, Sophia yas tuttuu odasna ekildi. Orada (eer bu deyimi
kullanmam yerinde bulursanz) "sevgiyle ykl bir zntnn tm hazlarna" kaptrd
kendini. Jones'dan ald mektubu st ste okudu. Manonu da ie yarad o srada.
Mektubu da, manonu da, kendini de gzyalarna bodu. Dost Mrs. Honour, kederli
hanmn avutabilmek iin, tm marifetlerini ortaya dkt. Nice gen bayn adn sralad
pepee; onlar gerek kiilikleri, gerekse bedensel yaplar asndan cokuyla
vdkten sonra, Sophia'nn bunlarn arasndan cannn istediini seebileceini bildirdi.
Bu tr yntemlerin, Sophia'nnkine benzer hastalklarda baaryla kullanldklarndan
hi kukum yok; nk yle olmasayd, Mrs. Honour kadar usta bir hekim, bunlar
uygulamaya kalkmazd her halde. Hatt duyduuma gre, Hizmetiler Yksek Kurulu,
kadnlarn ecza dolabnn en ifal illar sayarlarm bunlar. Gelgelelim, Sophia'nn
hastal, d belirtileri asndan teki gen kzlarnkine benzemekle birlikte, baka bir
hastalkt belki de. Bu konuda kesin bir ey syleyemeyeceim ama, aslnda iyi yrekli
hizmeti, iyilikten fazla ktlk yapt gen kza. Sonunda da hanmn yle bir kzdrd ki
(kolay bir i deildi bu) Sophia, fkeli bir sesle onu kovdu odasndan.

BLM 6

eit eit konular ele alnr

Mr. Western, kz kardeini tam arabaya binerken yakalad; biraz zorlayarak, biraz da
yalvararak, atlarn gene ahra dnmelerini salad. Ayrca glk ekmeden baard bu
ii; nk nceden de sylediimiz gibi, Mrs. Western pek iyi huylu bir kadnd. Mr.
Western'in baz kusurlarn, zellikle kibar evreleri bilmemesini kmsemekle birlikte,
ok severdi erkek kardeini.
Bu barmaya n ayak olan zavall Sophia, kendi kurduu barn kurban oldu imdi.
Babas da halas da Sophia'nn davrann aypladlar; birleip, ona kar sava atlar.
Bu sava kyasya yrtebilmek iin de, bir toplant yaptlar dakikasnda. Mrs. Western
bu amala, Allworthy ile tasarlanan antlamann abuk imzalanmasn nermekle
kalmad; bu antlamann hemen yrrle girmesini de istedi.
"Ancak zorbala bavurarak yeenimle baa kabiliriz," dedi; "nk Sophia'nn
zorbala kar koyacak gc yoktur, bana kalrsa. Zorbalk derken, zor kullanalm deil
de, acele edelim demek istiyorum. Hapsetmek, dpedz zorlamak gibi arelere
bavuramayz, vurmamalyz da. Bir frtna yaratmadan, anszn bir baskn yapmalyz."
Mr. Blifil, sevgilisini yeniden grmeye geldii srada, bu i kararlatrlmt bile. Mr.
Western, Blifil'in geldiini duyar duymaz, kz kardeinin szn dinleyip, nianlsn
doru drst karlamasn sylemeye gitti kzna. Sophia olumsuz davrannca da, en
ac sulamalarla lanet etmeye, barp armaya balad.
Kyametler koparan Mr. Western, nne kan tm engelleri silip sprd. Halasnn
hakl olarak sezdii gibi, babasna kar koymasnn yolu yoktu Sophia'nn. Babasna
evet diyecek gc bile kalmam, bitkin bir halde, Blifil'i grmeye katland. Sophia iin
kolay deildi bylesine candan sevdii bir babaya kesinlikle hayr demesi. Eer
Sophia, babasn bu kadar ok sevmeseydi, ok daha gsz olsa bile, direnebilirdi
belki. Aslnda sevgiden doan kimi davranlar, yalnzca korku saylmtr ou zaman.
Bylece babasnn kesin buyruklarna uyan Sophia, Mr. Blifil'i arlad. Bu eit
sahneler, ayrntl anlatlnca, okuyucuya pek elenceli gelmez. Onun iin, Horatius'un
bir kuralna sk sk bal kalacaz imdi: Horatius, prl prl bir kla
aydnlatamayacaklar durumlar atlayvermelerini syler yazarlara. Bize kalrsa, bu
kural, tarihilere de airlere de grlmedik yararlar salar. Byk felketlerin tm
(nk tm byk kitaplara 'felket' denilir) kk felketlere dnr bu yntem
sayesinde.
Bu grme srasnda Blifil yle ustaca davrand ki, karsnda o deil de ayn
koullar iinde baka bir erkek olsayd, belki de Sophia onu srda edinir, yreinde
gizlediklerinin tmn sylerdi ona. Ama Sophia, bu gen baya yle olumsuz bir gzle
bakyordu ki, ona gvenmemeye kararlyd. ok saf kiiler, kukulannca, kurnazlarla
bile baa kabilirler zaman zaman. Bylece Sophia da tamamiyle yapay bir tavr
taknd Blifil'e kar. Kocalar olmalar kararlatrlan baylar, resmi bir grme yapmak
zere ikinci kez evlerine gelince, bir gen kzn nasl davranmas gerekirse, ite tpk
yle davrand Sophia da.
Blifil, Sophia'nn babasna ok iyi karlandn syledii halde, kz kardeiyle birlikte
konuulanlarn tmn dinlemi olan Mr. Western, pek o kadar honut kalmamt
durumdan. ok akll bir bayan olan kz kardeinin tlerine uydu; ii tez elden
zmlemeye karar verdi. Sanki ava kmasna bir nara attktan sonra, damad
olacak gence yle bard:
"Onun peine d, olum, peine d! Kstr onu, kstr onu! Ha yle! Gebert, gebert
gebert! ekingen olma sakn! Davran! Allworthy ile ben, hemen bu akam hallediveririz
bu ileri. Yarn da dn yapveririz!"
Blifil, szde sevinmi, akln alamayaca kadar ok sevinmi gibi haller takndktan
sonra, yle dedi:
"Efendim, yeryznde en candan dileim sizin ailenizle birlemek, dolaysyla pek
cana yakn ve deerli bir bayan olan Sophia ile evlenmektir. En yce isteklerim olan bu
iki eyin gereklemesi iin ne denli sabrszlandm kolayca anlarsnz. Bu konuda
sizi imdiye dek tedirgin etmememin nedeni udur: Tm kibarlk ve grg kurallarna
sk sk bal kalmayp, bylesine mutlu bir olayn bir an nce olmasn isteyerek,
bayan gcendirmekten ekiniyordum. Ne var ki, eer bayan, sizin sayenizde, bu mutlu
olayla ilgili trenlerden vazgemeye raz olursa..."
Mr. Western, "ne treni bel" dedi. "Hadi canm! Sama sapan eyler bunlar! Sen beni
dinle: Yarn senin olacaktr o. Benim yama gelince, daha iyi akarsn bu ileri.
Kadnlar he demezler, ellerinden gelirse. Modaya uygun dmez he demek. Onun
anasnn he demesini bekleseydim, bekr kalrdm bugne dek. Saldr, saldr, saldr
ona! Tamam, yakaladn onu,yaa be kpek! Sylyorum sana, yarn sabah senin
olacaktr o!"
Blifil, Mr. Westernin bu gzel konuma gcnn zorlu etkisine artk kar
koyamayacakm gibi bir hal taknd. Western'in o gn leden sonra Allworthy ile
anlamas kararlatrldktan sonra, sevdal delikanl evine dnd. Ama gitmeden nce,
bir Engizisyon mahkemesi yesi, dinsel kurallara aykr dnceler beslediinden t-
r, Katolik Kilisesinin mahkum ettii bir adam gvenlik kuvvetlerine teslim ederken,
ona kar zor kullanmamas iin ne denli candan yalvarrsa; Blifil de tpk yle candan
yalvard acele gerektiren bu durumdan tr, gen bayana zor kullanlmamas iin.
Dorusunu sylemek gerekirse, Blifil de Sophia'y yarglayp mahkum etmiti; nk
Western'e ok iyi karlandn ok sevindiini syledii halde, hi de honut deildi
aslnda. Evlenmek istedii kzn onu hor grdn, ondan nefret ettiini sezmi; buna
karlk kendi de kz hor grm, kzdan nefret etmiti. "Durum byle olduuna gre. bu
iten neden hemen vazgemedi?" diye bir soru sorulabilir belki. Srf Sophia onu
sevmedii iin ve okuyucuya imdi aklayacamz ayn derecede geerli birok baka
nedenden tr vazgemedi bu evlilikten.
Geri Mr. Blifil'in huyu Jones'unkine benzemezdi; karsna kan her kadn yemee
de hazr deildi ama; tm hayvanlarn ortak bir zellii olan cinsel itahtan da tmyle
yoksun saylmazd. O itahla birlikte, insanlar canlarnn ektii eye ya da besine
ynelten belirli bir beeni de vard onda. Bu beeni sayesinde, Sophia'nn azna layk
bir para olduunu anlamt. Midesine ayrca dkn bir adam, ok gzel bir kuun
etini yemeye nasl can atarsa, Blifil de yle can atyordu Sophia'y ele geirmeye.
Sophia'nn ektii aclar, onun irkinletirmiyor, bsbtn gzelletiriyordu; nk ya-
lar gzlerini ayrca parlatyor, i ekmeleri gslerini ayrca dikletiriyordu. Bir gzeli
ac ekerken grmeyenler, onun en gzel anlarn da hi grmemilerdir aslnda. te
bu yzdendir ki, bir gen kz biimini alan bu nefis kuun etine kar Blifil'in duyduu
istek, bsbtn artmt imdi. Sophia'nn ondan tiksinmesi, hi mi hi azaltmyordu
isteini. Tam tersine, bu durum, cinsel duyguya bir zafer havas katarak, gen kzn
gzelliklerini yama ederken duyaca hazz bsbtn younlatryordu. Dahas var:
Sophia'nn tm benliini yzde yz ele geirmek isterken, baka amalar da gdyordu
Blifil; ama bu amalar ylesine irenti ki, szn bile etmek istemiyorum bunlarn.
Blifil'in tadacan umduu hazda, almann da bir pay yok deildi. Zavall Jones'a
rakip kmak, Sophia'nn gnlnde Jones'un yerini almak, Blifil'in isteklerini kamlyor,
ayr bir coku katyordu duyduu hazza.
Blifil'in dndkleri, ahlk asndan ayrca titiz olan kimi kiilere fazlasyla kt
izlenimini verebilir. Gelgelelim pek az okuyucunun byk bir nefretle karlayaca
baka bir zlemi de vard gen bayn. Mr. Western'in zengin olduu, malnn mlknn
kzyla kznn ocuklarna kalaca dncesinden kaynaklanan bir zlemdi bu.
Evladna pek dkn olan Mr. Western'in sevgisi o denli acayipti ki, can istedii
damad ok pahalya satn almaya katlanabilirdi; yeter ki kz da babasnn setii
kocayla mutsuz olmaya katlansn.
Anlattmz nedenlerden tr, Mr. Blifil bu evlilie ylesine can atyordu ki,
Sophia'y aldatmak iin ona tutkunmu gibi, Sophia'nn babasn ve kendi daysn
aldatmak iin de gen kz da ona tutkunmu gibi davrand. Bunu yaparken,
Thwackum'n dindarca duygularndan yararland; nk Thwackum'a gre, ama dinsel
olduktan sonra (evlilik kurumunun dinselliiyse su gtrmezdi) kt arelere
bavurmann hibir zarar yoktu. Deiik durumlara gre, Mr. Blifil, Square'in felsefesini
de uygulama alanna koyard. Bu felsefeye gre de, bavurulan areler adalete ve
ahlk drstlne uyduu srece, ulalmak istenen amacn hibir nemi yoktu.
Gerei sylemek gerekirse, Mr. Blifil bu iki yce dnrn grlerine uyduka, u
ya da bu biimde yararlanmayaca pek az olay vard dnyada.
Mr. Western'in gzn boyamak iin byk abalar gstermeye gerek yoktu; nk
tpk Blifil gibi, onun da hi aldrd yoktu kznn duygularna. Ama Mr. Allworthy'nin bu
ilerde bambaka bir tutumu olduundan, onu iyice aldatmak zorunluluu vard. Blifil,
Mr. Western'in destei sayesinde, glk ekmeden, bunu da baard. Sophia'nn
babas, kznn Blifil'i gereince sevdiine, Jones konusundaki kukularnn tmyle
yersiz olduuna inandrd Mr. Allworthy'yi. Blifil'e ise, bu inanc dorulamak ii kald
sadece. Blifil, bu ii dolambal bir biimde yaparken, vicdann koruyabilmenin yolunu
da buldu; daysn hem bir yalanla aldatt, hem de aka yalan sylememenin keyfini
srd.
"Ne olursa olsun, bir gen kz, isteklerine aykr bir evlilie zorlamaya yardmc
olmayacan" ileri sren Allworthy, Sophia'nn duygular konusunda yeenini sorguya
ekince, Blifil yle konutu:
"Gen kzlarn gerekte ne duyduklarn anlamak ok gtr. Miss Western dilediim
kadar olumlu bana kar. Babasna inanmak gerekirse, sevginin bundan fazlasn
isteyemez hibir k. Size kar haince davrandndan tr ona hain demek her ne
kadar yerindeyse de, gene de hain bir adamdr demeye dilim varmayan Jones'a
gelince, ya kendini fazla beendiinden tr, ya da kt bir amac olduundan. byle
bir yalan uydurarak vnd belki de. Eer Miss Western onu gerekten sevseydi, bu
gen kzn ne denli varlkl olduunu gz nnde tutan Jones, onu yzkoyun brakp
gitmezdi; nk siz de biliyorsunuz, brakp gitti Miss Western'i. Son olarak una da
inanmanz istiyorum, efendim: Miss Western'in, gnlmn diledii kadar beni
sevdiine gvenmeseydim, ne olursa olsun, bana tm dnyay da verseler, onunla
evlenmeye raz olmazdm gene de."
Dolambal yollardan ve dzenbazlk ederek yreiyle yalan syleyip, diliyle yalan
sylememek, nice nl madrabazlarn vicdanna huzur veren ustaca bir yntemdir.
Gelgelelim, bu madrabazlarn her eyi bilen Tanry aldatmaya kalktklarn dnnce,
belki de tm abalarnn aslnda bouna olduunu; bir yalan Eylemekle, ayn yalan
dolayl yollardan iletmek arasndaki ince ve usturuplu ayrm uruna bunca zahmete
katlanmaya belki de demediini anlarz.
Allworthy, Mr. Western ile Mr. Blifil'in sylediklerine inand. ki gn iinde antlama
imzaland. Nikh kyacak olan rahip duruma el koymadan nce, hukukular almalar
yapmaya baladlar. Bu almalarn tamamlanmas o denli uzun srecee benziyordu
ki, Western, gen iftin mutluluunu geciktirmektense, her eit kontrata mhrn
basmaya raz oldu. Gerekten de Western ylesine istekli ve tellyd ki, durumu
uzaktan seyreden bir kii, Western'in kendi evleniyor sanabilirdi. Western, huyu gerei,
hep byle davranrd aslnda. Tm yaamnn mutluluu sanki srf o iin baarsna
balym gibi yapard yapt her ii.
Kzn babasyla damadn ortaklaa abalarndan tr, bakalarna mutluluk vermek
olasln ertelemeye gnl raz olmayan Mr. Allworthy, herhalde onaylayacakt bu
evlilii. Ne var ki, Sophia, yaplan antlamay kesinlikle bozarak, bunu engelledi.
nsanlarn yasalara uygun bir biimde birleip oalmalarndan yararlanan akll din ve
hukuk adamlarn da, alacaklar vergiden yoksun brakt bylece. Bunun nasl olduunu
gelecek blmde anlatacaz.

BLM 7
Sophia'nn garip bir karar ve Mrs.

Honour'un aklna gelen daha da garip bir hile

Mrs. Honour, aslnda ancak kendi karn dnmekle birlikte, Sophia'ya da olduka
balyd. Bu gen kz tanyp da sevmemek, ok gt dorusu. te bu yzden Mrs.
Honour, hanm iin ok nemli sayd bir haberi duyar duymaz, iki gn nce
Sophia'nn onu odasndan kovunca duyduu fkeyi unutuverdi, bu haberi ona hemen
iletmek istedi.
Anszn odaya dalp, soluk bile almadan, konumaya balad: "Ah sevgili hanmcm,
buna ne dersiniz? Vallahi korkudan aklm bamdan gitti. Belki kzacaksnz ama, size
bunu bildirmeyi bir grev saydm. Biz hizmetiler, her zaman bilemeyiz ki hanmmzn
neye kzdn; nk hep hizmetilerdir kabahatli kanlar; hanmlarmzn keyfi
kanca, azarlanan biz oluruz. Sizin de keyfinizin kamasna amam vallahi. Hatt
hayretten dona kalmsnzdr her halde, beyninizden vurulmua dnmsnzdr her
halde."
"Sevgili Honour," dedi Sophia, "lf byle uzatmadan ne olduunu syle. nan bana,
artk pek az ey kald beni artacak; beni vurulmua dndrecek eyse, daha bile az."
"Sevgili hanmm, yemin ederim size, evlenmeniz iin gerekli belgelerin hemen bugn
leden sonra salanmas iin, efendimin Rahip Supple ile konutuunu duydum.
Yarn sabah evleneceinizi sylyordu vallahi billahi."
Sophia'nn yz sapsar kesildi: "Yarn sabah m!"
"Evet, yemin ederim ki efendim byle diyordu."
Sophia, "Honour," dedi, "ylesine atm, ylesine vurulmua dndm ki, ne soluum
kald, ne de konuacak halim. Bu korkun durumda ne yapabilirim ben?"
"Keke bir yol gsterebilsem size."
"Gster, ne olur! Yalvarrm, sevgili Honour, bir are bul derdime. Benim durumumda
olsaydn, ne yapardn, onu dn."
"Ah hanmm! Keke ben sizin durumunuzda olsaydm da, siz de benim durumumda
olsaydnz! Ama size zarar vermek de istemem; yani sizin hizmeti durumuma
dmenizi istemem elbette. Ne var ki, ben sizin imdiki durumunuzda olsaydm, hibir
glk ekmezdim demek istiyorum; nk bana kalrsa, gen Mr. Blifil, nefis, tatl,
yakkl bir erkek..."
"Samalama!" diye bard Sophia.
"Samalamak m? Allah Allah! Eh ne yapalm, bir adamn gzel sandn, baka bir
adam irkin sanr. Kadnlar iin de ayn eyi syleyebiliriz."
"Honour, o iren herifin kars olacama, bir kama saplarm yreime."
"Aman Tanrm! Korkudan dm koparyorsunuz. Yalvarrm hanmm, byle kt
kt eyler koymaynz aklnza. Aman Tanrm! Her bir yanm zangr zangr titriyor
vallahi! Sevgili hanmm, bir dnn hele, kendi cannza kyarsanz, cenazeniz bir
Hristiyan cenazesi gibi kaldrlmayacak. Mezarla deil, herkesin gelip getii yollara
gmleceksiniz. Kaza oturtacaklar cesedinizi, tpk Ox-Cross'daki ifti Halfpenny'ye
yaptklar gibi. Adamcazn hortla o gn bugn ortalarda dolar durur vallahi. Birok
kii grd onu. Yemin ederim, eytandan bakas insann aklna koyamaz byle ey-
leri. Dnyada herkese ktlk etmek, kendi tatl cannza kymaktan daha iyi. Ka
papaz duydum byle syleyen. Eer bylesine tiksiniyorsanz, onunla ayn yataa
girmeyi gze alamayacak kadar nefret ediyorsanz; nk byle eyler olabilir elbette...
ylelerini bilirim ki, kimisinin tenine dokunmaktansa, bir kurbaaya dokunmay
yelerler..."
Kendi dncelerine dald iin, bu gzel szlere fazla kulak vermeyen Sophia,
hizmetisinin szn kesti: "Honour, bir karar verdim," dedi. "Hemen bu gece, babamn
evinden kacam. kide birde sylediin gibi, eer benim dostumsan, sen de
geleceksin benimle."
"Gelirim, efendim, dnyann t br ucuna kadar gelirim. Ama yalvarrm, byle acele
iler yapmadan nce, bunun sonularn da bir dnn hele. Nereye gidebiliriz ki?"
"ok deerli bir bayan vardr Londrada. Benim bir akrabam. Kye gelip, aylarca
kalmt halamla. O srada ok yaknlk gstermiti bana. Benden yle holanmt ki,
beni Londra'ya gtrmek iin, halamdan izin istemiti. Herkese tanlan bir kii
olduundan, nerede oturduunu kolayca renebilirim. Hi kukum yok beni candan
karlayacana."
"Fazla gvenmeyin ona. nk ilk hizmet ettiim hanm, candanlkla evine arrd
herkesi. Ama geleceklerini duyunca, kaard evinden. Geri bu bayan, sizi grdne
ok sevinebilir -vallahi kim sevinmez ki sizi grnce - ama babanzn evinden katnz
duyunca... "
Sophia, "yanlyorsun, Honour," dedi. "O bayan, benim kadar nem vermez bir
babann yetkilerine. ok stme dmt onunla beraber Londra'ya gideyim diye.
Ama ben, babamdan izin almadan gidemeyeceimi syleyince, beni kmsedi, alay
etti benimle; aptal kyl kz dedi bana. Bylesine sz dinleyen bir kz olduuna gre,
kocasna ok dkn, ok erdemli bir kadn da olursun her halde dedi. O bayann beni
iyi karlayacandan; babam beni elinden kardn grp de akln bana
toplayncaya dek beni koruyacandan hi kukum, yok.
Honour, "peki efendim, nasl kaabileceksiniz?" diye sordu. "Atlar, arabay nereden
bulacaksnz? Sizinle efendimin arasnn bozuk olduunu hizmetilerin hepsi az ok
bildikleri iin, Robin aslmay gze alr da, efendim kesin emir vermeden, sizin atnzn
ahrdan kmasna raz olmaz.
"Kaplar alnca, yrye yrye kap gitmek niyetindeyim. Tanrya kr, beni
tayabilecek kadar gldr bacaklarm. Pek ho olmayan erkeklerle btn akam
dansettikten sonra da beni tayabildi bu bacaklar. Bylesine iren bir eten kaarken
de benden yardmlarn esirgemezler herhalde.
"Aman Allahm!" diye bard Honour. "Ne dediinizin farknda msnz siz? Yani gece
yarlar yollara m deceksiniz yapayalnz?"
"Yapayalnz deil. Benimle geleceine sz verdin.
"Verdim, elbette. Dnyann br ucuna dek giderim peinizden. Ama karnza bir
haydut ya da baka kt adamlar knca sizi koruyamayacama gre, ha benimle
birlikte gitmisiniz ha yapayalnz. Sizin ne denli dnz kopacaksa benim de o denli
dm kopacak. kimizin de rzna geerler vallahi. stelik, geceler yle bir souk ki u
srada. kimiz de donup kalrz."
"Hzla, dzenli yrrsek, souu duymayz, Honour. Karmza kt bir adam kar da
sen beni koruyamazsan, ben seni korurum; nk bir pitov alacam yanma. Sofada
hep dolu duran iki pitov var."
"Ah sevgili hanmm! Gittike daha fazla korkutuyorsunuz beni. O pitovla ate
etmeye mi kalkacaksnz yoksa! Her eit tehlikeyi gze almaa razym ben, yeter ki
siz bunu yapmayn!"
Sophia glmseyerek sordu: "Neden yapmayacak mm? Honour, namusunu
lekelemeye kalkan bir adama ate etmez misin sen?"
"Vallahi efendim, namus kymetli bir eydir, zellikle biz hizmetilerin namusu; nk
bir bakma namusumuz sayesinde geiniriz bizler. Ama ateli silhlardan da lesiye
nefret ederim; nk o kadar ok kaza olur ki o silhlar yznden!"
"Peki, peki. Silh tamadan, fazla da glk ekmeden, senin namusunu
koruyabilirim gibi geliyor bana. Zaten ilk vardmz kasabada at kiralarz. Kasabaya
varncaya kadar da bize pek saldran olmaz. Bana bak Honour, ben gitmeye kararlym.
Sen de benimle gelirsen, yemin ediyorum, elimden geleni veririm sana."
Bu son sz, bundan nce sylenenlerin tmnden daha ok etkiledi Honour'u.
Hanmnn ok kararl olduunu grnce, onu caydrmaktan vazgeti. Derken,
tasarladklarn uygulamann yolunu tartmaya baladlar. Bu arada, zmlenmesi pek
g bir sorun kt karlarna: Eyalarn nasl tayacaklar sorunu. Ne var ki, hanmdan
fazla hizmeti iin nem tayordu bu sorun; nk bir hanm, na kamay, ya da
ndan kamay aklna koyunca, engellerin tmn bir hi sayar. Gelgelelim
Honour'un byle bir derdi yoktu. Ne cokun mutluluklara doru kouyor; ne de korkun
mutsuzluklardan kayordu. Yeryznde varnn younun ounu oluturan giysilerinin
gerek deeri bir yana; bunlardan bazlarna ve baz ss eyalarna, marka
diyebileceimiz bir dknl vard. Bunlarn ya kendine ayrca yaktn ya da belirli
bir kiinin armaan olduunu; ya yeni satn alndn, ya da uzun sredir kullanldn;
ya da bunlara benzer geerli baka bir nedeni ileri sryor; fkelenen Western'in,
zavall eyalarndan hncn alacan sand iin, bunlar evde brakmay gze
alamyordu.
Kurnaz Mrs. Honour, hanmn bu iten caydrmak iin, gzel konuma yeteneklerinin
tmn yeniden kullandktan sonra, Sophia'nn kararndan dnmeyeceini anlayp,
giysilerini beraberinde gtrebilmek iin, yle bir hileye bavurdu: Hemen o akam
Mr. Western'in evinden kovulmak. Sophia bu areyi ok yerinde bulmakla birlikte,
bunun nasl yaplacana akl ermiyordu.
Honour, "aman efendim, bana gvenebilirsiniz bu konuda," dedi. "Efendilerimiz ve
hanmlarmz ltfedip bizi kovmalar iin, neler yaplmas gerektiini biliriz biz
hizmetiler. u da var ki, biriken aylklarmz veremeyecek durumda olunca, her eit
kstahlmza katlanrlar, evlerinden kp gitmek istediimizi anlamazlktan gelirler.
Ama bylelerinden deildir Mr. Western. Mademki siz bu gece kamaya kararlsnz,
bilin ki, ben de bu akam kovulacam."
Bunun zerine Mrs. Honour'un, kendi eyalaryla birlikte hanmnn bir geceliini ve
birka i amarn gtrmesi kararlatrld. Bir denizci, kendi cann kurtarmak iin,
bakalarnn eyalarn hi vicdan azab ekmeden, gemiden denize nasl atarsa,
Sophia da tpk yle evinde brakt giysilerinin hepsini.

BLM 8

Sradan saylabilecek kavga sahneleri anlatlr


Gen hanmndan ayrlr ayrlmaz, aklna bir ey geldi Mrs. Honour'un. (Quevedo'nun
yaptndaki yal kadn gibi hakszlk edip bu ile belki de hi bir ilikisi olmayan eytan
sulamak istemediimden. eytana uydu demiyorum) Aklna gelen uydu: Sophia'ya
kyp, onun gizlice tasarladklarn Mr. Western'e bildirmekle, her halde byk karlar
salayabilirdi kendine. Paraya dknlnden tr, bylesine byk, bylesine
yararl bir hizmete karlk alaca dl, ayrca ho grnyordu Mrs. Honour'a.
Hanmyla kamaksa, hem ok tehlikeliydi, hem de baarszlkla sonulanabilirdi. Ge-
cenin karanl. souk, rz dmanlar, dn koparyordu kadncazn. Tm bunlar,
yle bir etkiledi ki Mrs. Honour'u, doru Mr. Western'e gidip, her eyi aa vuracakt
nerdeyse. Ne var ki, Mrs. Honour yan tutmayan bir yarg olduundan, hanmyla
beraber kamann yalnz olumsuz yanlarn deil, olumlu yanlarn da gz nnde
tutmak istedi bir karara varmadan nce: Londra'ya yolculuk olasl, Sophia'ya drst
davranmas asndan ok gl bir etkendi. nk Mrs. Honour, Londra'ya gitmeye
can atyor; ancak kendinden gemi bir ermiin cennetten umduu gzellikleri
bulacan sanyordu orada. Sonra, Sophia'nn elinin babasnnkinden ok daha ak
olduunu bildii iin, haince davranmakla elde edemeyecei kr, ona bal kalmakla
elde edebilirdi. Bunun zerine Mrs. Honour, hanmyla kamann tm olumsuz yanlarn
bir kez daha gzden geirdi. Durumu ince eleyip sk dokuduktan sonra, korkularnn
bouna olduu inancna vard. Terazinin her iki kefesi de, olduka dengeliydi imdi.
Kefelerden birine hanmna duyduu sevgiyi koyup da, drstlk kefesi tam ar
basaca srada, baka bir ey taklverdi Mrs. Honour'un aklna. Eer aklna taklan
olanca arlyla teki kefeye koysayd, Sophia'nn durumu tehlikeye girebilirdi gene:
Mrs. Honour, Sophia'nn verdii sz tutmas iin, uzun zaman gerektiini
dnvermiti anszn. Geri babas lnce, annesinden kalan servet kzn eline
geecekti; yirmi bir yana basnca da, daysndan kalan bin ngiliz lirasn alacakt.
Ama o gnler henz pek uzaklardayd; Sophia'nn gelecekteki cmertliini
engelleyecek birok eyler de olabilirdi. Oysa Mr. Western, hemen para verebilirdi Mrs.
Honour'a. Hizmeti kadn bunlar dnp tanrken, ya Mrs. Honour'un namusunu
koruyan bir melek, ya Sophia'y koruyan baka bir melek, ya da dpedz bir rastlant
yznden yle bir durum oldu ki, Mrs. Honour'un drst davranmas saland gibi,
Sophia ile yapmay dndkleri i de kolaylat.
Mrs. Western'in zel hizmetisi, birok alardan, Mrs. Honour'dan ok daha stn
sayard kendini. Her eyden nce, daha kibar bir aileden geliyordu; nk ana
soyundan byk annesinin annesi, rlandal bir lord'un yeeni olurdu uzaktan. Sonra,
Mrs. Western'in hizmetisi, Sophia'nn hizmetisinden daha yksek bir aylk alyordu.
Son olarak da, Mrs. Western'in hizmetisi Londra'ya gitmiti; dolaysyla daha grm
geirmiti. te tm bunlardan tr, Mrs. Honour'a kar hep souk davranr; toplum
dzeninde kendinden aa kiilerle grrken her kadnn istedii saygy beklerdi on-
dan. Mrs. Honour, teki bayann benimsedii kurallara her zaman uymad, kendinden
beklenilen saygl davran ikide birde bozduu iin, Mrs. Western'in hizmetisi, hi de
memnun deildi Miss. Western'in hizmetisinden. Mrs. Western'in hizmetisi, aslnda
can atyordu kendi hanmnn evine dnp, evin teki adamlarna diledii gibi alikran
bakesenlik etmeye. te bu yzdendir ki, Mrs. Western'in sabahleyin son dakikada fikir
deitirip kardeinin evinde kalmasna fena halde bozulmutu; halk deyimiyle,
yznden den bin para olurdu sabahtan beri.
Mrs. Western'in hizmetisi, pek ho olmayan bu hava iinde, Honour'un biraz nce
anlattmz gibi, kendi kendisiyle tartt odaya girdi.
Honour, onu grr grmez, tatl tatl sze balad: Meer bir sre daha aramzda
kalacakmsnz, bayan. Benim efendimle sizin hanmnzn kavgas yznden, sizi artk
gremeyeceiz diye zlyorduk biz de."
Mrs. Western'in hizmetisi, "biz derken kimi dndnz bilmiyorum, bayan,"
diye karlk verdi. "nann bana, bu evdeki hizmetilerden hibirini kendime layk
grmyorum. Ben onlardan ok stn kiilerle dostluk edebilirim her zaman. Bunu
sylerken, sizi dnmyorum, Mrs. Honour; nk siz terbiyeli gen bir bayansnz.
Hele biraz gezip tozup dnyay grn, sizinle birlikte Londra'nn St. James Parknda
bile dolamaktan utanmam o zaman."
"Vay! Vay! diye bard Mrs. Honour. "Hele bakn hanmefendinin taknd u
hallere!" Mrs. Honour demez mil Benimle konuurken, ltfen soyadm kullann, bayan.
Geri hanmm bana Honour der ama benim de herkes gibi bir soyadm vardr. Benim
yanmda yrmekten utanmazm! Ayol, sen benden stn msn yani!"
"Mademki gsterdiim incelie byle karlk veriyorsunuz, ben de size unu
bildireyim, Mrs. Honour: Siz benim seviyemde deilsiniz. Geri kylerde entipften
kiilerle grmek zorunda kalr insan: ama kentteyken, ancak en kibar bayanlarn
hizmetileriyle grrm ben. Doru sylyorum, Mrs. Honour, gerekten bir fark var
sizinle benim aramda."
"Elbette var," diye karlk verdi Mrs. Honour. "Yalarmz arasnda bir fark var. Ve
bana kalrsa, yzmz gzmz arasnda da..."
Bu son sz sylerken, Mrs. Honour, karsndakini kmsemek iin elinden
geldiini yaparak, onu kkrtmak amacyla, salna salna Mrs. Western'in hizmetisine
yaklat. Yanndan, ba dik, burnu havada geerken de, kendi eteini mahsus Mrs.
Western'in hizmetisinin etekliine srtt.
teki bayan, kt kt srtt: "una bak hele! Sana kzmaya bile demez! Senin gibi
gz dnm, yzsz bir rfntyla dalaacak kadar alalamam. Yalnz sana u
kadarn syleyeyim, llk: Davrann, hem ailenin soysuzluunu, hem de ne denli
baya bir biimde yetitirildiini gsteriyor. Bunlardan tr, tam anlamyla layksn
kyl bir kzn hizmetisi olmaya."
"Benim hanmma lf etmeye kalkma sakn!" diye bard Honour. "Dayanamam bu
kadarna! Benim hanmm, seninkinden kat kat stn; hem daha gen, hem de on bin
kat daha gzel!"
Tam o srada, kt bir rastlant, daha dorusu iyi bir rastlant sonucu, Mrs. Western
odaya girdi, hizmetisini iki gz iki eme buldu. Hanmn grr grmez, hizmeti
daha da ok alad, hngr hngr alad. Mrs. Western, bu zntnn nedenini
sorunca, hizmeti, Honour'u gstererek, bu karnn terbiyesizlii yznden aladn
syledi.
"Bana sylediklerine aldrmazdm ama," dedi, "edepsizliini size hakaret etmeye kadar
gtrd. irkin dedi sizin iin. Evet efendim, sizin irkin yal bir dii kedi olduunuzu
syledi yzme kar. Size irkin demesine dayanamadm."
Mrs. Western, "o edepsizse, sen de neden ikide birde tekrarlyorsun onun edepsizce
szlerini?" dedi. Sonra Mrs. Honour'a dnp sordu: "Sen hangi yzle byle saygszca
anarsn benim adm?"
"Saygszca m? Ama efendim, benim sizin adnz azma almadm ki! Birinin, benim
hanmm kadar gzel olmadn syledim sadece. Bunun doru olduunu, siz de pek
l biliyorsunuz aslnda."
"Seni gidi edepsiz!" dedi Mrs. Western. "Bil ki, senin gibi yzsz bir rfntnn
gevezeliklerine konu olacak kadn deilim ben. Eer kardeim seni hemen u dakika
kovmazsa, bu geceyi onun evinde geiremem ben. Onu imdi bulup, seni
kovduracam."
"Beni kovduracakm!" diye bard Honour. "Kovulursam ne kar! Hizmet edilecek
bir tek ev yok ya yeryznde. Tanrya kr. yi hizmetiler iin alacak yer vardr her
zaman. Ama sizi gzel bulmayanlarn tmn kovarsanz, siz hizmetisiz kalrsnz pek
yaknda; bunu da bilmi olun."
Mrs. Western, buna karlk bir eyler syledi; daha dorusu bir eyler uludu. Ama
ak seik konuacak durumda olmadndan, tam ne dediini kesinlikle bilemeyiz. te
bu yzden, sylediklerini iyiye yorsak da Mrs. Western'e pek onur balayamayacak
olan bir sylevi, buraya koyamayacaz. Sophia'nn halas, sylevini verdikten sonra,
erkek kardeini aramaya gitti. fkeden ylesine kudurmutu ki, Tanrnn yaratt bir
kuldan fazla, Yunan mitologyasnda sulular cezalandran ylan sal tanralara
benziyordu.
Babaa kalan iki hizmeti, ikinci bir kavgaya baladlar. Bu kavgaysa, eylemli bir
savaa dnt ok gemeden. Bu savata, daha aa tabakadan gelen bayan, biraz
kan, biraz sa, biraz amar kuma, biraz da giysi kuma yitirmek pahasna,
dmann yendi.

BLM 9

Yarg olarak Mr. Western'in bilge davran; bir zabt ktibinde


bulunmas gereken nitelikler konusunda krsal blgelerde yarglk
yapanlara dolayl yoldan verilen bir t; ve bir babann
lgnlyla bir evladn sevgisinin baz akl almaz rnekleri

Mantklar bir savlarn ileri srerken, gereinden fazlasn kantlam olurlar kimi
zaman. Siyaset adamlar da, bir tasarlarn uygularken, tasarladklarndan fazlasn
yaparlar ara sra. te ayn ey, Mrs. Honour'un bana gelecekti; giysilerinin tmn
kurtaraym derken, srtndakilerden olacakt az kalsn. nk Mr. Western, Mrs.
Honour'un, kz kardeine saygszlk ettiini duyar duymaz, "onu Bridewell
hapishanesine gndereceim," diye, yirmi kez yemin etti st ste.
Mrs. Western, genellikle kin gtmeyen ok iyi huylu bir kadnd. Bir sre nce,
arabasn hendee deviren bir posta arabacsnn suunu balamt. Dahas var, bir
haydudu mahkemeye vermeye yanamayarak, yasalara bile kar kmt. Bu haydut,
Mrs. Western'in parasn almakla yetinmemi; "senin gibi ahm ahm bir orospuya
daha gzel grnmek iin, mcevher gerekmez! Allah beln versin!" diye kadncaza
kfrederek, kpelerini de almt kulandan. Gelgelelim, insanlarn bir gn bir gnne
uymadndan, Mrs. Western uzaklamaya hi mi hi yanamyordu u srada. Ho-
nour'un pimanm gibi haller almas hizmetisine kylmamas iin Sophia'nn yalandan
yalvarp yakarmas, bir ie yaramad. O yosma, adaletin eline ("adaletin eline" demek,
sadece "adalete" demekten daha etkilidir) teslim edilsin diye, erkek kardeine bask
yapmaktan vazgemedi Mrs. Western.
Ama iyi ki, zabt ktibinin, her yargcn yannda alan zabt ktiplerinde bulunmas
gereken bir zellii vard: lkenin yasalarn az buuk biliyordu. Asayii bozan bir
durum olmadna gre, kz Bridewell'e hapsetmekle, yetkilerini aacan fsldad Mr.
Western'in kulana.
"Ne yazk ki, srf terbiyesiz olduu iin, yasal yoldan kimseyi Bridewell'e
kapatamazsnz, efendim," dedi.
ok nemli durumlar, zellikle avla ilgili durumlar sz konusu olunca, Mr. Western,
zabt ktibinin tlerine pek aldrmazd. Krsal blgelerde yarglk eden birok kii, av
yasalar konusunda ok geni yetkileri olduunu sanrlar. Bu yetkiden yararlanan
yarglar, akllarna estike arama yapmak, av hayvanlarn yok eden silhlara el
koymak bahanesiyle, kendileri yasalarn dna karlar ou zaman. Ara sra da ar
sular ilerler.
Ne var ki, Mrs. Honour'un yapt, izinsiz avlanmak kadar tehlikeli, ar bir su
saylmazd toplum asndan. Onun iin, Mr. Western, zabt ktibinin szn dinledi.
stelik, imdiye dek verdii yarglar yznden, Yksek mahkemeye iki kez ikyet
edilmiti; ayn eyin bir kez daha olmasn istemiyordu.
Bu durumu gz nnde tutan Mr. Western, ok bilge, ok anlaml haller taknd. Sesi
alsn diye, bir sre ksrp tksrdktan sonra, kz kardeiyle konutu. yice dnp
tanm, u gre varmt: Bir kap krlp alnca, iki kiinin topraklarn ayran it
yklnca, birinin kafas krlnca, ya da bunlara benzer herhangi bir vurma krma olay
olunca, yasalar inenmi olur. Ama bu durumda, yasalar inenmemiti, su
ilenmemiti, zarar ziyan da yoktu; onun iin yasalarda cezas yoktu bu olayn.
Mrs. Western, yasalar kardeinden ok daha iyi bildiini; efendilerine terbiyesizlik
ettikleri iin, ok ar cezalara arptrlan hizmetiler tandn syledi. Londra'da oturan
bir yargcn adn verip, "efendisi ya da hanm ister istemez, hizmetileri hemen
Briedwell'e hapseder bu yarg," dedi.
Mr. Western, "olabilir," dedi; "Londra'da yle olabilir; ama kylerde baka trldr
yasalar."
Bunun zerine yasalar konusunda, bilgi dolu bir tartma balad iki karde arasnda.
Sylediklerini kavrayabilecek ok sayda okuyucumuz olduunu sanmadmzdan, bu
tartmay vermiyoruz kitabmzda. Sonunda zabt ktibini hakem seti ikisi de. Zabt
ktibiyse, yargcn, yani Mr. Western'in hakl olduuna karar verdi. Sonunda Mrs.
Western, Honour'u kovmakla yetinmek zorunda kald. Sophia ise, dakikasnda ve
sevine sevine katland bu karara.
Bylece Kader Tanras, huyu gerei bir iki oyun oynayp biraz elendikten sonra,
her eyi Sophia'nn yararna dzenledi. Sophia'nn mrnde ilk hilesinin bu olduunu
hesaba katarsak, baarsna hayran kalmamz gerekir. Zaten dorusunu isterseniz, ben
u kanya vardm ki, drst kiiler sulu olmak zahmetine katlanmay gze alnca, kt
kiiler kolay kolay baa kamaz onlarla.
Honour, roln kusursuz oynad. Aklna korkun eyler getiren Briedwell
hapishanesine dmek tehlikesinden ve duyduu korkudan kurtulur kurtulmaz, gene
kendini beenmi tavrlar taknd. nemli mevkileri brakan kiiler, ilerinden
ayrldklarna seviniyorlarm gibi, hatt o ii hor gryorlarm gibi yaparlar ya; Mrs.
Honour da tpk onlar gibi davrand. Yani okuyucumuz bu deyimi kullanmamza izin
verirse, onun istifa ettiini syleyebiliriz. Zaten istifa, kovulmak ya da kap dar
edilmekle e anlaml bir deyimdir teden beri.
Kz kardei, bylesine yzsz bir llkla ayn at altnda bir gece daha
geirmeyeceini bildirdiinden, Mr. Western, plsn prtsn ok abuk toplamasn
buyurdu Honour'a. Sophia'nn hizmetisi, bu ie yle canla bala koyuldu ki, daha
karanlk basmadan ok nce, her eyi hazrd. Ayln ve tesini berisini alp gidiine,
herkes, herkesten fazla da Sophia sevindi. Gen kz, cinlerle perilerin top oynadklar
korkun bir saatte, yani gecenin tam on ikisinde, hizmetisinin, evden pek uzak
olmayan bir yerde beklemesini syledikten sonra, kendi ka hazrlklarna balad.
Ama gitmeden nce, birincisi halasyla, ikincisi de babasyla olmak zere, iki tatsz
grme yapmak zorunda kald. Bu grmelerin birincisinde Mrs. Western, eskisinden
ok daha kesin bir biimde konutu. Babasna gelince, Sophia'ya kar ylesine akld
bir sertlik gsterdi, ylesine hakaret etti ki, d kopan gen kz, onun isteklerine boyun
eecekmi gibi yapt. Bunun zerine, sevinten uan Mr. Western'in ka atlar
glcklere dnt. Sophia'ya gzda vermekten vazgeip, ona artk birok
konuda sz vermeye balad. Kzn canndan fazla sevdiini syledi. Kz bu
evlilii istedii iin (Sophiann "sizin kesin bir emrinize kar kmamam
gerektiini, kamayacam da biliyorsunuz efendim" demesini by le
yorumlamt) dnyann en mutlu adam olduuna yeminler etti. Derken,
Sophiann cannn istediini alabilmesi iin, ona koskoca man bir banknot verdi;
kzn byk bir sevgiyle pt, kucaklad. Yer yznde en ok sevdii varlk olan
biricik kzna kar bir iki saniye nce ate ve fke saan gzlerinden sevin
gzyalar akyordu imdi.
Ana babalarda bu tr davranlar ylesine olaandr ki, okuyucunun Mr. Western'in
tutumuna pek aacan sanmyorum. Eer okuyucum buna ayorsa, bu tutumun
nedenlerinin aklanmasn hi beklemesin benden. Mr. Western'in Sophia'y candan
sevdii su gtrmezdi. Ayn tutumu benimseyerek, evlatlarnn mutluluk umutlarn
yakp ykan nice baka babalarla analarn da evlatlarn candan sevdiklerinden hi
kukum yok. Bu tr davranlar, analarla babalarn nerdeyse tmnde grld halde,
"insan denilen o garip ve yaman yaratn" 77 aklanabilmesi olanaksz sama
yanlarnn en samas grnd bana teden beri.
Mr. Western'in bu hali, Sophia'nn sevecen yreine ylesine dokundu ki, ne
halasnn siyasal mantk oyunlarnn, ne de babasnn tehditlerinin aklna getiremedii
bir ey geldi aklna. Gen kz, babasna nerdeyse dinsel diyebileceimiz bir sayg
besliyor, onu byk bir tutkuyla seviyordu. Babasn elinden geldiince elendirmek,
ok sevindiriyordu Sophia'y. Ara sra ona daha yce hazlar verince; rnein babasnn
nnde vlnce (hemen hemen her gn olan bu durum karsnda babas sevinten
kendinden getii iin) ayrca honut oluyordu Sophia. te bundan tr, bu evlilie
raz olmakla babasna verecei usuz bucaksz mutluluu dnmeye balad imdi.
Dinsel duygular Sophia'da ok gelimi olduundan. babasnn isteine boyun
emenin, din asndan da ayrca olumlu bir tutum olacan hesaba katt. Bir de u
vard: Babasnn istediini yaparsa ne dinle ac ekeceini; baba sevgisi uruna,
babasna kar grevini yerine getirmek uruna kendi benliine nasl kyacan, nasl
kurban gideceini dnmek, Sophia'nn hissettii, ama adn vermekten ekindiimiz
kk bir duyguya ayrca hogrnd. Aslnda ne dinle ne de erdemle dorudan
doruya ilikili olmayan bu kk duygu, dinsel amalarn da, erdemli amalarn da
gereklemesine ok byk yardmda bulunur.
Bylesine kahramanca bir davran gznn nne getiren Sophia, kendinden geti;
daha ortada fol yok yumurta yokken, kendini beenmeye balad. Ama tam o srada,
manonunun iinde gizlenen kk ak tans Cupid, kukla oyunlarndaki Punchinello
gibi, ortaya frlayarak, nne kan her eyi tekmeleyip yere serdi. Okuyucumuzu
aldatacak kadar klmek istemediimiz iin; Sophia'nn davrann doast
igdlerle aklayarak, ykmzn balca kadn kiisini yceltmeye yeltenmediimiz
iin gerei, syleyeceiz: Sevgili Jones'u Sophia'nn aklna gelmiti. Gereklemeleri
henz olanaksz grnse de, sevgilisiyle yakndan ilgili baz umutlar: babasna duyduu
sevginin, dine balln ve kendini beenmenin bir araya gelip kurmaya alt
tutumu, dakikasnda ykp yere serdi.

77 Earl of Rochester'in A Satire Against Mankind (1675) adl yaptnn balangcndan bir alnt. (.N.)
Ama Sophiann bundan sonra yaptklarn anlatmadan nce, geri dnp Mr. Jones'un
neler yaptna bakalm.

BLM 10

Doal sayld halde belki de baya olan birok ey anlatlr

Bu ksmn balangcnda, talihini denizlerde denemeye, daha dorusu karadaki


alnyazsndan kamaya kararl olan Mr. Jones'u, Bristol yolunda braktmz
anmsayacaktr okuyucu.
Ne yazk ki, Jones'a yol gstermesi gereken rehber (pek acayip saylmayan bir
durumdur bu) yolu bilmiyordu. te bu yzden, doru yolu ardktan sonra, birilerine
sorup bilgi edinmekten utand iin, hava kararp karanlk basncaya dek, bir ileri bir
geri doland durdu. Kukulanan Jones, rehberi uyard. Gelgelelim rehber, doru
yoldayz diye direndi; Bristol'a giden yolu bilmemesinin pek acayip bir ey olacan da
syledi. Ne var ki, Bristol yoluna mrnde ayak basmad iin, bunu bilmesi daha da
acayip olurdu aslnda. Rehberine pek gvenmeyen Jones, bir kye varnca, karsna
kan ilk adama Bristol yolunda olup olmadklarn sordu.
"Siz nereden geldiniz?" dedi adam.
Jones, biraz telland: "Nereden geldiimizin nemi yok. Bu yolun Bristol'a
gidip gitmediini renmek istiyorum."
Adam ban kad: "Bristol'a giden yol hal Bana kalrsa, bu gece Bristol'a zor
varrsnz bu yoldan."
Jones, "peki, dostum," dedi, "yleyse doru yolu gster bize."
"Allah bilir nerede ayrldnz doru yoldan. Ama imdi gittiiniz yol Glocester'e
gider."
"Peki, Bristola giden yol hangisi?"
"Gittiiniz yol Bristol'dan uzaklatm sizi."
"Geri dnmeliyiz yleyse."
"Evet, geri dnmelisiniz."
"Peki, u tepeye varnca, hangi yoldan gitmeliyiz?"
"Doru yoldan elbette."
"Ama biri sada, biri solda iki yol var benim aklmda kaldna gre."
"Sadaki yoldan gideceksiniz elbette. Sonra dmdz yryeceksiniz. Ama
unutmayn, nce saa, sonra sola, sonra gene saa sapacaksnz. Efendinin
topraklarna varnca, gene dmdz gidip sola saparsnz."
O srada bir adam daha geldi, baylarn nereye gittiklerini sordu. Jones nereye
gittiklerini syleyince, adam ban kad, sonra elinde tuttuu uzun denee
yaslanarak, yle dedi:
"Bir mil, ya da bir buuk mil, ya da buna benzer bir ey sadaki yoldan gidin. sonra
hemen sola dnn. te o zaman Mr. Jim Bearnes'in evine varrsnz."
Jones, "ama Mr. Jim Bearnes'in evi nerede ki?" diye sordu.
"Hey Tanrm!" dedi adam, "Nasl olur da bilmezsiniz Mr. Jim Bearnes'i? Kuzum
nereden geliyorsunuz siz?"
Bu iki adam, Jones'un sabrn tam tkettii srada, nc bir adam kt ortaya.
Quaker mezhebine bal, bu sade klkl, sevimli adam, delikanlya yaklap, yle dedi:
"Dostum, gryorum ki, yolunu armsn. Beni dinle de bu gece vazge bu iten.
Karanlk basacak nerdeyse. Yolu bulmak da g. stelik birok haydutluk olay oldu
burasyla Bristol arasnda. urackta gvenilir bir han var. Sen de, atn da rahat
edersiniz sabaha dek."
Adam biraz daha srar edince, Jones geceyi orada geirmeye raz oldu. Yeni dostu
onu hana gtrd.
ok terbiyeli bir adam olan hanc, "rahat etmezseniz, kusuruma bakmayn," dedi.
"Karm, her yeri kilitledi; anahtarlar da alp gitti."
Aslnda yle bir durum olmutu: Hancnn karsnn en sevdii kz, yeni evlenmi,
tam o sabah kocasyla birlikte yeni evine gitmiti. Bu kzla anas bir olup, hancnn
parasnn da, eyalarnn nerdeyse tmn alp, adamcaz soyup soana
evirmilerdi. Hancnn karsnn birok ocuu vard ama, gzdesi olan bu kzdan
baka hi kimseyi dnd yoktu. Bu tek kznn gnln ho tutmak iin, teki
ocuklarnn hepsine de, kocasna da rahat rahat kyabilirdi.
Jones, hi de dostluk edecek havada olmad, u srada yalnz kalmay yeledii
halde, yolda karlat drst Quaker'e kar koyamad. Quaker ise, delikanlnn
zldn yznden de, davranlarndan da sezdii iin, onunla oturmak, onu biraz
olsun avutmak istiyordu.
Jones ile adamcaz, bir sre ylesine sessiz kaldlar ki, dostumuz drst Quaker,
bal olduu dinsel mezhebin hi konuulmayan toplantlarndan birinde sanabilirdi
kendini. Derken bir melek -herhalde merakl bir melek- dostumuz Quakeri drtp,
unlar
syletti ona:
"Arkada, senin bana byk bir felket gelmi anladm kadaryla. Ama ne olur,
zlme. Bir dostunu yitirdinse, hepimizin erge leceini unutma. Ac ekmen,
dostunun iine yaramayacana gre, ne diye ac ekeceksin? Hepimizin alnyzsdr
keder. Senin kadar ben de ekiyorum; belki senden de fazla ekiyorum. Oysa ylda yz
ngiliz liras tutan temiz bir gelirim var; daha fazlasn da istemem nasl olsa. Tanrya
kr, vicdanm da tertemiz; gnah ilemedim hi. Salk durumum sapasalam. Hi
kimseye borlu deilim. Ktlk ettim diye, hi kimse sulayamaz beni. Ama benim ka-
dar senin de mutsuz olduunu sansam, dorusu zlrdm, arkada."
Quaker, derin derin iini ekerek szn bitirince, Jones, "nedeni ne olursa olsun,
mutsuzluunuza ok zldm, efendim," dedi.
"Ah dostum," diye karlk verdi Quaker, "bir kzm var; ite odur benim
mutsuzluumun nedeni. Kzm, yeryznde en byk sevin kaynamd benim. Ama
bu hafta kat; istemediim biriyle evlendi. Ona uygun bir koca bulmutum; akl
banda, hali vakti yerinde bir adam. Ne are ki, kzm aklna eseni yapt; metelik
etmeyen bir delikanlyla basp gitti. Senin dostun herhalde ld; keke benim kzm da
lseydi! Daha hayrl olurdu benim amdan."
Jones, "ok garip bir ey sylediniz, efendim," dedi.
"Dilenci olmaktansa, lmek daha iyi deil mi? Demin dediim gibi, herifin metelii
yok. Ben ise, kza be para vermem elbette. Sevda dedi, evlendi. imdi yalnz sevdayla
geinsin bakalm. arya pazara gtrsn de, sevdasna karlk gm para, hatt
bakr para alsn bakalm."
"Kendi iinizi en iyi kendiniz bilirsiniz, efendim," dedi Jones.
Quaker, konumasn srdrd: "Bana kazk atmak iin, ok nceden tasarlanm bir
iti bu herhalde; nk onlar, ocukluklarndan beri tanrlard birbirlerini. Ben teden
beri akn kt bir ey olduunu syledim durdum ona. Bin kez syledim ona, akn
lgnlk olduunu, ahlkszlk olduunu. Beni dinlermi gibi, tenin hazlarn hor
grrm gibi yapt o kurnaz afte. Ama eninde sonunda, ikinci katn penceresinden
kaverdi. Biraz kukulanmtm; ertesi sabah istediim adamla evlendirmek niyetiyle,
eve kilitlemitim onu. Ne var ki, birka saat sonra hayal krklna uratt beni;
gnlnn istedii adama kat. Herif de hi vakit kaybetmedi: Bir saat iinde evlenip
yataa girdiler. Ama her ikisinin de mrlerinin en kt saati olacak o saat; nk
alktan geberseler de, kap kap dilenseler de, hrszlk etseler de, bir tek metelik
vermem ikisine de."
Bunu duyan Jones, ayaa frlayp, "kusuruma bakmayn ama," dedi, "yalnz kalmak
istiyorum artk."
"Hadi hadi, dostum, kendini byle kedere brakma. Gryorsun ki, bir sen deilsin
mutsuz olan yeryznde."
"Gryorum ki, yeryznde deliler, aptallar ve ktler var," diye barmaya balad
Jones. "Szm dinleyin de, kznzla damadnz evinize arn. Szde sevdiiniz
kznzn felketine sebep olmayn."
Quaker de avaz avaz bard: "Kzmla kocasn evime mi araym! Ha onlar evime
armm, ha yeryznde en korkun iki dmanm!"
Jones, "yleyse kendiniz gidin evinize," dedi; "cannzn istedii yere gidin; nk ben
sizinle dostluk edemem artk."
"yle olsun, arkada. Ben zorla dostluk etmem hi kimseyle."
Bunun zerine Quaker, cebinden para karmaya kalkt; ama Jones, onu ite kaka kap
dar etti.
Quaker'in anlattklar Jones'u ylesine sarsmt ki, gzlerini deli deli amt
konuurken. Hem byle yapmas, hem de delikanlnn tm davran, dostluk ettii
kiinin akl banda olmad izlenimini vermiti adamcaza. Onun iin, hakarete
uradm diye ierleyecei yerde, Jones'un durumuna acd. Hancya da haber verdi; bu
gence ok iyi bakmasn, ona ayrca nezaket gstermesini istedi.
"Dorusunu isterseniz," dedi Hanc, "ona hi nezaket gstermek niyetinde deilim.
Dantelli yeleine filn bakmayn onun. Ben ne denli kibar bir baysam, o da o denli kibar
bir bay. Yani aslnda kyde peydahlanm zavall bir pi. Buradan otuz mil uzakta
oturan varlkl bir toprak sahibi bytt onu. Kim bilir ne haltlar kartrd da kap dar
edildi imdi. Ben de onu bir an nce atacam evimden. Varsn demesin hesabn.
Yeter ki, fazla kaybm olmasn. Gm bir kam alnal daha bir yl olmad."
Quaker, "nereden kardn ky piini, Robin?" diye sordu. "Her halde sen bakasyla
kartrdn bu delikanly."
"Bakasyla filn kartrdm yok," dedi Robin. "Onu ok iyi tanyan rehber anlatt
bana bunlar."
Gerekten de rehber, mutfakta ocan bana oturur oturmaz, Jones konusunda
bildiklerinin ya da duyduklarnn tmn anlatvermiti herkese.
Quaker, Jones'un dnyaya ne biim geldiini, ne denli yoksul olduunu renir
renmez, dakikasnda vazgeti ona acmaktan. Ve bir dk, baya bir kiinin
hakaretine uraynca nasl fkelenirse, bu drst ve kendi halinde adam da Jones'a
yle fkelenerek evine dnd.
Hanc da pek tepeden bakyordu Jones'a. yle ki, delikanl yatmak iin zili alnca, bu
handa ona yatak verilemeyeceini rendi. Jones'un toplumsal durumunun aal bir
yana; Robin, onun han soymak iin bir frsat kolladn sand iin, fena halde
kukulanyordu delikanldan. Aslnda bounayd bu korkulan; nk karsyla kz,
tedbirli davranp yerine mhl olmayan her eyi gtrmlerdi nasl olsa. Ne var ki,
Hanc doutan vesveseliydi ve gm ka alnal beri bsbtn artmt kukular.
Szn ksas, alnacak hibir ey kalmadn dnerek rahat edecei yerde, so-
yulmaktan korkuyordu hep.
Yataksz braklan Jones, hi oral olmad. Kocaman bir hasr koltua yerleti. Son
zamanlarda ok daha gzel odalarda bile delikanldan kaan uyku, pek ulu gnll
davranarak, onu grmeye geldi bu yoksul yerde.
Korkudan yatamayan hanc, mutfakta ocan bana gitti gene. nk Jones'un
koltukta oturduu kk konuk odasna alan tek kapy ancak oradan
gzetleyebiliyordu. O odann, daha dorusu o deliin penceresiyse, o denli kkt ki,
bir kediden biraz irice hibir yaratn o pencereden kamasnn yolu yoktu.

BLM 11

Bir blk askerin serveni

Hanc Robin, konuk odas kapsnn tam karsna yerletikten sonra, btn gece
orada nbet tutmaya karar verdi. Rehberle baka bir adam, hancnn kukularn
bilmedikleri, kendileri de Jones'dan kukulanmadklar halde, uzun sre nbet banda
kaldlar Robin ile. Nbet tutmalarnn gerek nedeni, bu sayede bira iebilmeleriydi. Ne
var ki, bol bol itikleri bu sert ve iyi cins bira, sonunda nbetlerine de bir son verdi. lkin
patrd grlt ettiler, avazlar kt kadar barp ardlar; sonra ikisi de szd.
Gelgelelim Robin'in korkularn yattramyordu iki. Gzleri Mr. Jones'un odasna
alan kapya dikili, iskemlesinde uyank oturduu srada, hann sokak kaps gmbr
gmbr yumrukland. Hanc da oturduu yerden kalkp, kapy amak zorunda kald.
Kapy amasyla birlikte, mutfaa krmz niformal baylar dolutu. Bu baylar, Robin'in
kk kalesine bir baskn yaparcasna, hep birden paldr kldr saldrdlar hancnn
stne.
Ynla mteri "bira!" diye kyamet kopard iin, hanc nbet tuttuu yerden
ayrlmak zorunda kald imdi. ki mahzeninden ikinci ya da nc kez kt srada,
bir de bakt ki Mr. Jones ocan nnde, askerlerin ortasnda durmakta. nk kyamet
gn alnacak borular bizi lm uykusundan uyandraca gibi, bylesine keyifli
konuklarn gelii de, herhangi bir kiiyi uykudan uyandracak kadar grltlyd
kukusuz.
Asker bl biralar iip susuzluunu giderdikten sonra, sra hesab demeye geldi.
Hesap deme iiyse, kibar snfn aa tabakalar arasnda tatszlk ve huzursuzluk
kmasna neden olan bir durum yaratr ou kez. Herkes ne kadar itiyse o kadar
demesini gerektiren adalete uygun bir blme, ok zor gelir bu baylara. Baylardan
bazlar, ier imez ortak hesaba hibir katkda bulunmadan arabuk basp gittikleri
iin, ortaya kan zor durum bsbtn etrefillemiti imdi.
Derken, her szcn bir kfrle pekitii, yani szck saysyla kfr saysnn denk
dt korkun bir kavga balad. Bu tartma srasnda, tm blk bir tek azla
baryor; erlerin her biri, kendi payna den parada indirim yapmaktan baka bir ey
dnmyordu. Bu durum yle sonulanacakt herhalde: Hesabn byk bir ksmn
hancnn demesi gerekecekti; yani hesabn byk bir ksm hi denmeyecekti.
Bunlar olup biterken, Mr. Jones avula konumaktayd; nk avu, hi kimsenin
anmsamayaca kadar eski bir gelenee uyarak, ikilerin denmesine bir katkda
bulunmak zorunda olmadndan, bu konudaki ekimelere de hi mi hi karmyordu.
yiden iyiye kzan kavga askersel bir duruma tam dnecei srada, erlerin arasna
giren Jones, hesab kendi deyeceini bildirerek, barp aranlar susturuverdi.
Hesap, iling ve drt peniden fazla tutmuyordu nasl olsa.
Bunun zerine bln tm, Jones'a sa ol dedi, onu alklad. "Onurlu," "soylu,"
"saygdeer bay" szleriyle oda nlad. Hatt hanc bile, Jones konusunda daha
olumlu bir tutum benimsemeye, rehberin sylediklerine nerdeyse inanmamaya balad.
avu, bakaldranlara78 kar yrdklerini, anl Cumberland Dknn komutas
altna girmeyi umduklarn sylemiti Mr. Jones'a. Bunu renen okuyucu, imdiye dek
ona bildirmek zorunluluunu duymadmz bir durumun, yani bu olup bitenlerin,
Ayaklanma olaynn en azgn dnemine rastladnn farkna varacaktr. imdi haydutlar
ngiltere'ye ayak basmlard; Kraln glerine kar savaarak, bakente varmak
istiyorlard.
Yaradltan yiite yanlar olan Jones, zgrln ve Protestan dininin anl davasn
candan tutanlardand. Ruhsal durumu, bundan ok daha romantik ve akld
giriimlerde bulunmaya bile uygun olduu u srada, bu sefere gnll olarak katlmak
istemesine pek amamamz gerekir.
Jones'un niyetini duyar duymaz, bunu desteklemek ve gerekletirmek iin elinden
geldiince dil dken blk komutan, delikanlnn verdii soylu karar imdi aa
vurunca, herkes pek sevindi. "Yaasn Kral Georges! Siz de ok yaayn!" diye baran
erler, yemin stne yemin ederek, "ikinize da bal kalacaz kanmzn son damlasna
kadar," dediler.
Bir onbann eline tututurduu ve kandrma gc ayrca etkili olan son bir kadeh
sayesinde, btn gece kafalar ekmi olan delikanlnn sefere katlma karan kesinleti.
Bunun zerine, Mr. Jones'un sand, bln yk arabasna konuldu.
Blk tam yola kmak zereyken, rehber, Jones'a yaklat, "efendim," dedi, "atlar
btn gece darda alkoyduunuzu ve sizin yznzden yolumdan bir hayli

78 Burada 1745 Ayaklanmas'ndan sz edilmektedir. Jocabite'lar, yani kaldrlan skoya krallnn yeniden
kurulmasn isteyenler, skoya tahtna gemek iddiasnda olduu iin "Pretender denilen Prens
Charlie'nin komutasnda, ngiliz kralnn ordusuna kar ayaklanmlar; 16 Nisan 1746'da Culoden'de ye-
nilmilerdir. (.N.)
uzaklatm gz nnde tutacamz umarm."
Bu istein yzszl karsnda arp alan Jones, durumu erlere anlatt. Erler de,
bir baya byle kazk atma abalarna giritii iin, hep bir azdan aypladlar rehberi.
Kimi, onu iki bklm edip, boynunu topuklarna balamak gerektiini; kimi, sra
dayan hakkettiini syledi. avu ise, sopasn sallad rehbere. Bu adam kendi
erlerinden biri olsayd, tekilere ibret olsun diye onu bir gzel dveceine candan
yeminler etti.
Ancak, Jones, rehbere kar hibir ey yapmayarak onu cezalandrd. Kfrler edip
Jones'u ktleyerek hncn alabildii kadar alsn diye, onu brakt; yeni arkadalaryla
basp gitti.
Rehberin kfrlerine hanc da katld: "Vallahi, maln gzym bu herif," dedi. "Tam
asker olacak cinsten fiyakal bir bay. Srtndaki dantell yeleklerle halini greceiz
onun! Parlayan her eyi altn sanma diyen atasz, hem eskidir, hem de doru.
Seviniyorum evimden defolup gitmesine."
O gn avula yeni er, hep yanyana yrdler. Akgz bir adam olan avu, yapt
seferler konusunda bir yn ho yk anlatt Jones'a. Ne var ki, hibir sefere
katlmamt aslnda. Orduda yeni grev ald halde, beceriklilii, zellikle er
devirmede byk ustal sayesinde stlerinin gzne girmi, avulua
ykselivermiti.
Erler, yryleri srasnda pek neeli, pek keyifliydiler. Son konaklama yerlerinde
olup bitenleri anlatyorlar, subaylar konusunda ileri geri akalayorlard. Olduka kaba,
nerdeyse rezilce denilebilecek trdendi bu akalarn bir ksm. Bu durum zerine
ykmzn ba kiisi eskiden okuduu bir eyi, yani Yunanllarla Romallarn, kimi
len ve bayramlarda, klelere efendileri stne azna geleni sylemek zgrln
verdiini anmsad.
ki piyade blnden oluan kk ordumuz. o geceyi geirecekleri yere vard.
avu, komutanlk eden Temene, bugnk yryleri srasnda iki kii devirdiklerini
bildirdi. Bunlardan birinin (yani sarhoun) ok uzun boylu, biimli, gl kuvvetli bir
erkek olduunu; tekisinin de (yani Jones'un) arka saflarda ie yarayabileceini anlatt.
Yeni erler subayn karsna karldlar. Temen, ona ilkin gsterilen uzun boylu
adam inceledikten sonra, Jones'a bakt. Jones'u grnce de, elinde olmadan at
biraz. nk bu delikanl, yalnz iyi giyinmi ve doutan kibar olmakla kalmyordu;
halinde grlmedik bir efendilik de vard. Aa tabakadan kiilerde pek ender bulunan,
onlardan stn snflardan gelenlerin yznde de her zaman grlmeyen bir efendilikti
bu.
Temen, "avu, komuta ettiim ble girmek istediiniz syledi," dedi. "Eer bu
doruysa efendim, bu blkte silh tamakla bize byk onur balayacaa
benzeyen bir bay aramza almaktan ayrca honut olacaz."
Jones ise, orduya girmekten sz etmemekle birlikte, uruna savaacaklar davaya
candan bal olduunu; gnll olarak hizmet etmei ok istediini anlatt. Subaya
gnl alan szler syledi; onun komutas altnda savamaktan ayrca sevin duyacan
bildirerek, szlerine son verdi.
Temen de ayn nezaketle konutu; delikanlnn verdii karar verek, onun elini skt;
Jones'u, teki subaylarla birlikte yemee ard.
BLM 12

Bir subay grubunun serveni

Geen blmde szn ettiimiz Temen, nerdeyse altm yandayd. Orduya ok


genken girmi, Tannieres meydan savana astemen olarak katlmt. Bu savata iki
yerinden yaralanp yle yararlk gstermiti ki, Marlborough Dk, savatan hemen
sonra, temenlie ykseltmiti onu.
O gn bugn, yani aa yukar krk yl, adamcaz bu rtbede taklp kalmt. Bu
arada, kendi unutulmuken, bir yn adamn rtbelerinin ykseltildiini grm;
imdiyse, orduya ilk girdii sralarda babalar emzirilen olanlarn komutas altnda
alarak, kk drlmt.
Temenin baarszlnn tek nedeni, iktidar elinde tutanlar arasnda dostu olmay
deildi. Bal olduu alaya uzun yllar komuta eden bir Albayn houna gitmemek
felketine de uramt. Bu Albayn ona kar besledii amansz garez, temenin bir
subay olarak grevini savsaklamasndan, ya da eksik yapmasndan, ya da kiisel bir
kusurundan tr deildi. Bu garezin tek nedeni, karsnn yanl tutumuydu: Temenin
ayrca gzel olan ei, kocasna ok dkn olduu halde, Albayn baz isteklerine
boyun eerek, kocasnn meslekte ykselmesine katlanamyordu bir trl. Zavall
temen, albayn dmanlnn acsn ekmekle birlikte, bu adamn ona dman
olduunu bilmedii, hatt bu konuda bir kukusu bile olmad iin, ayrca g bir
durumdayd. Ona kar su ilemediine gre, komutannn kendisine kt niyet
besleyebilecei hi aklna gelmiyordu. Onuruyla ilgili sorunlarda ayrca titiz davranan
temenin tepkisinden ekinen karsysa, erdeminin zaferini aa vurmaktan kanarak,
namusunu korumakla yetiniyordu sadece.
Bu mutsuz subayn (ona byle diyebiliriz herhalde) mesleindeki yetenekleri dnda,
ok olumlu yanlar da vard: Dinibtn, drst, iyi huylu bir adamd. Grev banda yle
iyi davranmt ki, yalnz kendi blnn erleri deil, alayn tm onu ayrca sayar,
ayrca severdi.
Bu subayn yannda bir de Fransz Temen vard. Bu Fransz. uzun zaman
Fransa'dan ayr kald iin, kendi ana dilini unutmu; ngiltere'de yeterince oturmad
iin de, ngilizceyi renememiti. Bylece, aslnda hibir dili bilmiyor, en basit
durumlarda bile meramn anlatamyordu nerdeyse. ok gen iki de Astemen vard bu
subaylarn arasnda. Biri, bir noterin yannda yetimiti; tekisi de, soylu bir kiinin
yannda uak olarak alan bir adamn karsnn oluydu.
Yemek biter bitmez Jones, erlerin yryleri srasnda nasl akalatklarn anlatt
sofradakilere.
"Ancak, ne denli amata ederlerse etsinler," dedi, "dmanla kar karya gelince,
Troyallardan fazla Yunanllar gibi davranacaklarna kalbm basarm gene de."
Astemenlerden biri, "Troyallar! Yunanllar! Yahu, kim bunlar?" diye sordu.
"Avrupa'daki tm ordular bilirim ama, hi duymadm bunlar."
Saygdeer yal Temen, "aslnda olduunuzdan daha cahilmi gibi konumaynz,
Mr. Northerton," dedi. "Belki Pope'nun Homeros'unu okumamsnzdr ama,
Yunanllarla Troyallardan haberiniz vardr herhalde. Bu bay szn etti de aklma geldi
imdi: Homeros, Troyallarn yrrken karttklar grlty, kazlarn gdaklamasna
benzetir; Yunanllarn sessizliini de ok ver. Onurum stne yemin ederim, bu gencin
sylediinde byk bir gerek pay var."
Fransz Temen, "vallahi, ben ok gzel biliyor onlar," dedi. "Ben okudu onlar okulda,
Madam Daciere kitabnda. Yunanllar, Troyallar sava yapyor bir kan iin. Oui, oui,
ben okudu onlar hepsi."
"Homonun Allah belsn versin!" dedi Northerton. "Kmda hl dayak izleri var
onun yznden. Bizim alayda Thomas adl bir herif, hep Homoyu tar cebinde. O kitap
elime geer de, onu yakmazsam Allah belm versin! Bir de Corderius vard. Al sana
bir orospu ocuu daha! Az m dayak yedim onun yznden."
Temen, "demek siz okula gittiniz, Mr. Northerton?" diye sordu.
"Allah kahretsin, gittim ya! Beni oraya gnderdii iin, babamn cehenneme kadar
yolu var! O salak moruk, papaz yapmak istiyordu beni. Ama ben, enayi herif dedim
kendi kendime, zor yutturursun bana byle zrvalar! Bir zerresini bile yutmam byle
zrvalarn! Bir Jimney Oliver vard bizim alayda. Az kalsn, pezevenk papazn biri
yapyorlard onu da. Dorusu yrekler acs bir ey olurdu bu. nk Allah belm
versin Jimney Oliver dnyann en yakkl heriflerinden biri deilse! Ama o, benden
daha iyi kazk att kendi salak moruuna! Okumasn yazmasn bile renmedi."
Yal Temen, "pek gzel vyorsunuz arkadanz," dedi; "onun vlmee lyk
olduundan da hi kukum yok. Ama rica ederim, Northerton, sama olduu kadar da
irkin olan bu alkanlktan, kfretmek alkanlndan vazgeiniz. Byle konumakla
aklnz ya da grgnz gsterdiinizi sanyorsanz, bilin ki yanlyorsunuz. Benim
szm dinleyin, din adamlarn ktlemekten de vazgein. Herhangi bir meslee
bylesine kfretmek, onu bylesine rezil etmek, ho grlemez hibir zaman. Bu
sulamalar, grevi bunca kutsal olan bir meslee ynelince, bsbtn ho grlmez.
nk o meslei ktlemek, o meslein grevini de ktlemek anlamna gelir.
Protestan dinini savunmak uruna savamaya hazrlanan insanlarn byle
davranmalarnn ne denli tutarsz olduunu, siz kendiniz dnnz artk."
Mr. Adderley adndaki teki Astemen, konuulanlara hi kulak asmyormu gibi, bir
ark mrldanarak, keyifli keyifli oturmutu o ana kadar.
imdi lfa karp, "Monsieur, on ne parle pas de la religion dans la querre" (yani
"savata dinden sz edilmez") dedi.
"Aferin, Jack! diye bard Northerton. "Eer la religion balca ama olsayd,
papazlarn savamalar gerekirdi benim yerime."
Jones, "baylar, diye sze balad, "sizlerin ne dndnz bilmiyorum; ama din,
uruna savalacak davalarn en soylusudur bana kalrsa. Geri ok tarih okumadm
ama, bildiim kadaryla, en yiite savaan askerler, dinsel inanlarndan esinlenen
askerlerdir. Bana gelince, bu lkede yaayan her insan gibi, kralm ve yurdumu
severim ama, gnll olmamn balca neden Protestanln yararn dnmemdir.
Bunun zerine Northerton, Adderley'e sinsice gz krpt, "rezil et bu ukelay, rezil et
onu," diye fsldad. Sonra, Jones'a dnd: "Gnll olarak bizim alay semenize ok
seviniyorum, efendim; nk gnn birinde bizim papaz ikiyi fazla karrsa,
gryorum ki, siz onun yerini alabilirsiniz. Her halde niversitede bulundunuz, efendim.
Ltfedip syler misiniz hangi blmde okuduunuzu?"
Jones, "efendim," dedi, "niversitede okumak yle dursun. ben sizlerin yaptn bile
yapmadm; hi okula gidemedim."
Astemen, "byk bilginizden tr sanmtm ki..." diye konumaya balad.
Jones, szn kesti delikanlnn: "Aman efendim, okula gidip de hibir ey
renmemenin yolu olduu gibi, okula hi gitmeden bir eyler renmenin de yolu
vardr."
Temen, "gzel syledin, gen gnll," dedi. "Vallahi, Northerton, bu delikanlyla
uramasan daha iyi olur. Baa kamayacaksn onunla."
Northerton, pek holanmamt Jones'un alay etmesinden. Ancak, ona bir yumruk
atsa, ya da aklna gelen tek sz olan "it!" "hergele!" gibi kfrler etse, haksz
saylacakt. Onun iin imdilik sustu; ilk frsatta bu akaya karlk, Jones'a hakaret
etmeye karar verdi.
Derken, bir kadnn erefine kadeh kaldrmak sras Mr. Jones'a geldi. O zaman
delikanl, sevgili Sophia'snn adn anmaktan kendini alamad. Orada bulunanlarn
Sophia'nn kim olduunu bilmelerinin yolu olmadn sand iin, hi ekinmeden
yapmt bunu.
Ne var ki, kadeh kaldrma trenini yneten Temen, Sophia adnn yetmediini,
soyadnn da gerektiini syleyince, Jones, biraz durakladktan sonra, "Miss Sophia
Western," dedi.
Bunun zerine Astemen Northerton, bu ad tayann namusu konusunda ona bir
gvence verilmezse, kendi sevgilisinin erefine iilen bir sofrada, bu kadnn erefine
kadeh kaldrmayacan bildirdi.
"Ben Sophy Western adl bir kz tandm," dedi. "Bath'daki delikanllarn yarsyla
yatmt. Belki o'dur sizin sylediiniz."
Jones, ok arbal bir tavrla, bu iki kadnn ayn kii olamayacan; adn verdii gen
bayann ok kibar ve varlkl olduunu aklad.
"Tamam, tamam," dedi Astemen, "benim sylediim de yleydi. Eer ayn kadn
deilse, Allah beni kahretsin! Alt ie Burgonya arabna bahse girerim ki, bizim
alaydan Tom French, Bridges- Street'in herhangi bir meyhanesinde yanmza getiriverir
onu." Bunun zerine Northerton, Sophia'y olduu gibi anlatmaya balad (nk
halasnn yannda grmt onu); "babasnn Somersetshireda byk topraklar vardr,
diyerek, szn bitirdi.
Sevdal kiiler ylesine duyarldrlar ki, sevdiklerinin adnn en kk bir akaya bile
karmasna dayanamazlar. Ancak Jones, yeterince sevdal, yeterince de yiit olduu
halde, belki gereken hzla ierlemedi bu karaalmalara. Dorusunu sylemek
gerekirse, bu tr nktelere pek alk olmadndan, Mr. Northerton'un ne demek is-
tediini hemen anlayamad. Astemenin Sophia'y baka bir kadnla kartrdna
gerekten inand bir sre.
Ama sonunda durumu anlaynca, sert bir yzle Astemene dnd: "Ltfen efendim,
dedi, "baka bir konu sein akalamak iin. Bilin ki, bu bayann kiilii stne
akalamaya gelemem ben." "akalamak m!" diye bard Northerton. "mrmde bu
kadar ciddi olmadm. Bizim alaydan Tom French, Bath'da onunla da yatt, halasyla da!"
Jones, "yleyse, ben de ok ciddi olarak size unu syleyeyim, dedi: "siz dnyann
en rezil itlerinden birisiniz.
Jones bunu syler sylemez, Astemen bir yn kfr savurarak, Jones'un kafasna
bir ie indirdi: Sa akann biraz stne arpan ie, dakikasnda yere serdi
delikanly.
Dmannn yerde kprdamadan yattn, yarasndan da bir hayli kan aktn gren
fatih, artk anl bir eylem yapamayaca bu sava alanndan svmaya hazrland. Ama
Temen, kapda onun yolunu keserek, sava alanndan ekilmesine engel oldu.
Northerton, zgrlne kavuabilmek iin, ok yalvard yakard Temene. Burada
kalrsa, ba belya gireceini syledi. "Bundan baka ne yapabilirdim ki! dedi. "Allah
kahretsin! aka ediyordum herifle. mrmde kt bir ey duymadm Miss Western
stne."
"Duymadnz ha!" dedi Temen. "yleyse, aslmay hakkettiniz siz: hem byle akalar
yaptnz iin, hem de byle bir silh kullandnz iin! Sizi tutukluyorum, efendim. Bir
emniyet gvenlisi gelip sizi alncaya dek, kprdamayacaksnz buradan."
Delikanl bu Temenden ylesine ekinirdi ki, klc yannda olsa bile, zavall Jones'u
yere seren o cokulu yiitlikle Temenine kar kl ekmeyi gze alamazd gene de.
Zaten kavga balar balamaz, Fransz subay, odann duvarlarna asl olan kllarn
tmn gvenilir bir yere kaldrmt. Bylece, bu iin sonunu beklemekten baka are
yoktu Northerton iin."
Fransz subayyla Mr. Adderley, komutanlarnn istei zerine, Jones'u yerden
kaldrmlard. Ama onda pek az (belki de hi) canllk belirtisi gremediklerinden, gene
yere brakvermilerdi onu. Bu arada Adderley, yelei kana buland iin, Jones'a
kfretmiti.
Fransza gelince, yle demiti: "Allah kahretsin ben dokunur ngiliz ls. Ben
duydu ngiliz yasas. Kim dokunuyor en son lye, o asyor ngiliz yasas."
yi yrekli Temen, kapya giderken zili de almt. Meyhanecinin ra hemen
gelince, Temen, gidip silhl askerleri ve bir hekimi armasn syledi ona. Bu
buyruklar duyulup da, meyhanecinin ra da kendi gzleriyle grdklerini anlatnca,
yalnz askerler deil, hanc, kars, hizmetileri ve o srada handa bulunan herkes odaya
dolutu.
Bundan sonraki sahneyi ayrntl olarak anlatmaya, tm konuulanlar aktarmaya
benim gcm yetmez. Ancak krk tane kalemim olsayd: herkes konutuka, bu krk
kalemin tmyle birden ayn anda yazabilseydim, bunu yapabilirdim. Onun iin
okuyucu, dikkati en ok eken olaylarla yetinmek, her eyi anlatamadm iin de beni
balamak zorundadr belki.
Yaplan ilk i, Northerton'u gzaltna almak oldu. Northerton, balarnda bir onba
bulunan alt ere teslim edilerek ayrlmaya can att bir yerden kt ama, ne yazk ki,
gitmeyi hi mi hi istemedii baka bir yere gtrld. Gerei syleyelim: Hrsl
kiilerin istekleri birbirini ylesine tutmaz ki. bu gen Astemen yukarda anlattmz
yiitlii yapt ama, yapar yapmaz da dnyann ssz bir kesine ekilmek istedi;
marifetinin hi kimse tarafndan duyulmamasna can att.
Deerli ve iyi bir insan olan temenin, yaralnn cann kurtaracana, ilk i olarak
suluyu gzaltna almas bizi artt gibi, okuyucuyu da artmtr belki. Bylesine
garip bir davran aklamaya kalktmz iin deil, ileride bir eletirmen kp da buna
ilk kez iaret etmekle vnmesin diye belirtiyoruz bu gzlemimizi. Bay eletirmenler
bilsinler ki, insan kiiliinin garip yanlarn onlar kadar biz de grebiliriz. Ancak, bizim
iimiz, olup bitenleri olduu gibi anlatmaktr. Biz bunu yaptktan sonra, bilgili ve anlayl
okuyucumuza den i, Doa Kitabna bavurmaktr. nk alntlarmzn tam hangi
sayfada bulunduunu bildirmediimiz halde, z kaynamz olan Doa Kitabndan
alnmtr yazdklarmzn tm.
imdi odaya girenlerin tutumu, Temeninkinden farklyd. Gnn birinde onu daha
olumlu bir davran iinde greceklerini umarak, Astemenin kiiliine fazla ilgi
gstermediler. imdilik tm ilgileri ve dikkatleri, yerde yatan kanl eyin stnde
toplanmt. Bu kanl ey, bir iskemleye oturtulduktan ksa bir sre sonra, biraz kprda-
maya, baz canllk belirtileri gstermeye balad. Odadakiler, bu belirtileri grr
grmez, (herkes Jones'un ld sonucuna varmt ilkin) hep bir azdan tedavi
yntemleri nermeye baladlar hemen. Odada hibir hekim bulunmadndan,
oradakilerin her biri kendi stne almt hekimlik grevini.
Herkes oybirliiyle kan almaktan yanayd. Ama ne yazk ki, bu ii yapabilecek bir
adam yoktu aralarnda. Hep bir azdan, "berberi arn!" diye bardlar. Ancak,
yerinden kprdamyordu hi kimse. Ayn beceriksizlik iinde birok il nerildi.
Sonunda hanc, en sert birasnn getirilmesini emretti. Bir marapa dolusu birann iine
bir para da kzarm ekmek konulunca, ngiltere'nin en iyi ilc olacan syledi.
Tm bunlar olup biterken, hancnn kars, ie yarayan, ya da ie yarayacaa benzeyen
tek kiiydi. Bu kadn, kan amay durdurmak iin, kendi bandan kestii bir tutam sa
yarann stne koydu. Delikanlnn akaklarn ovmaya balad. Kocasnn bira
reetesini pek hor grerek, hizmetilerinden birini kendi kilerine gnderip bir ie
konyak getirtti. Daha yeni kendine gelen Jones'u hemen kandrp, bu konya bol bol,
kana kana imesini salad.
Biraz sonra gelen hekim, yaraya bakt, ban sallad, yaplanlarn tmn
ktleyerek, hastann derhal yatrlmasn buyurdu. Jones'un orada, yatakta bir sre
dinlenmesini uygun bulduumuzdan, bu blme bir son veriyoruz.
Yaral yatana gtrlp, bu olayn evde yaratt tel yatmaya balaynca;
hancnn kars yle dedi komuta eden subaya:

BLM 13

Hancnn karsnn byk sylevi; bir hekimin derin bilgisi; ve


deerli Temenin ahlk sorunlarn tartmak konusundaki ustal

Yaral yatana gtrlp, bu olayn evde yaratt tel yatmaya balaynca;


hancnn kars yle dedi komuta eden subaya:
"Korkarm ki, efendim, bu delikanl, sizler gibi saygdeer kiilere dorusu. Kibar
baylar, aa tabakadan birini aralarna alnca, onunla yzgz olmamaldrlar. Ama ilk
kocamn dedii gibi, kibarlar arasnda pek az kii vardr bunu bilen. Ben kendim, byle
bir herifin kibar baylarn arasna haddi olmadan girmesine gz yummazdm dorusu.
Ama u da var ki, avu onun yeni devirilen bir erden baka bir ey olmadn
syleyinceye dek, ben de bir subay sanmtm onu."
"Her eyi yanl anlamsnz, bayan," diye karlk verdi Temen. "O delikanl son
derece iyi davrand. Bana kalrsa, ona hakaret eden Astemenden ok daha kibar.
Eer bu gen lrse, ona el kaldran bin piman olacak. Orduyu rezil eden bir
babels herifi atacaz alaymzdan. Eer o herif adaletin elinden kurtulursa, siz beni
ite o zaman sulayn, bayan. te bu kadar."
"Amann aman!" dedi hancnn kars. "Kimin aklna gelirdi bu? yle, yle, yle!
zatliniz adaleti yerine getireceksiniz, bilirim. Herkes adaleti yerine getirmeli vallahi.
Kibar baylar da cezalarn grmeli fakir fukaray ldrnce. Kibarlarn gibi, yoksullarn
da kurtarlacak bir can vardr."
Temen, "bayan," dedi, "gerekten hakszlk ediyorsunuz bu gnllye. Sz konusu
subaydan daha kibar bir adamdr o."
Hancnn kars, "yledir elbet!" diye bard. "Bakn, beni iyi dinleyin imdi: Benim ilk
kocam akll bir adamd. Birinin dna bakp, iini anlayamazsnz derdi. stelik, ben o
delikanlnn dn da pek gremedim. nk ona ilk baktmda her bir yan kana
bulanmt. Nereden bilecek insan! Belki kara sevdaya den kibar bir gentir
o. Vah vah! Ya lrse, neler ekecek annesi babas! Vallahi o kt herifi her halde
eytan drtt de byle bir i yapt. Zatlinizin dedii gibi, orduyu rezil eden byleleridir.
Benim orduda tandm baylarn ou, bambakadrlar bu heriften. Herkes gibi onlar
da Hristiyan kan dkmeyi ayp sayarlar. Yani ilk kocamn dedii gibi, sivil yaamda
demek istiyorum. Savalara gidince, kan dkecekler elbette. Ama hi kimsecikler onlar
ayplayamaz o zaman. Dmanlarmz ne kadar ok ldrrlerse, o kadar iyi olur. Ve
can gnlden isterdim ki, analarn dourduu tm oullar ldrebilsinler!"
Temen glmsedi: "Ayp, bayan, ayp! Fazla kana susam olursunuz TMN
derseniz."
"Hi de olmam," dedi hancnn kars. Ben ancak dmanlarmzn kanna susamm.
Bunda da bir zarar yok. Dmanlarmzn lmesini, savalarn bitmesini, vergilerin
azalmasn istemeyeceim de ne isteyeceim yani! Bu kadar ok vergi felket bizlere.
Ik alan pencereler iin, krk illingden fazla dyoruz; oysa penelerin ouna duvar
rdrdk. Evimizi kre dndrdk vallahi. Bize bir kolaylk yapn dedim tahsildara. Biz
hkmetten yanayz dedim. Byle avu avu para verdikten sonra, hkmetten yana
olduumuz da su gtrmez elbette. Ama bazen dnrm de, bir tek metelik ver-
meyenlere nasl davranyorsa, bize kar da yle davranyor u hkmet... Dnyann
hali byledir ite."
Kadncaz byle konuup dururken, hekim odaya girdi. Temen, yaralnn nasl
olduunu sordu hemen.
Hekim unu sylemekle yetindi: "Eer beni armasaydnz, imdi olduundan da
beter olacakt; ama daha abuk arlmam daha hayrl olurdu belki de."
Temen "efendim, kafatasnda atlak yoktur umarm," dedi.
"Hmmm!" dedi hekim. "En tehlikeli eyler atlaklar deildir her zaman. ounlukla
ezikler ve yrtlmalar, atlaklardan daha kt durumlar yaratr, daha uursuz sonular
verir. Bu konuda kara cahil olanlar, mademki kafatasnda atlak yok, her ey
yolundadr diye dnrler. Ama bana sorarsanz, bir adamn kafatas parampara
olsun da, vaktiyle grdm baz ezikler hi ilimesin gzme."
Temen, "inallah byle belirtiler yoktur bu yaralda," dedi
"Belirtiler her zaman dzenli ve srekli deildirler," dedi hekim. "Sabahleyin ok kt
olan belirtilerin, leyin hayrl belirtiler halini aldn, geceleyin de gene kt belirtilere
dntn bilirim. Nemo repente fuit turpissimus 79 sz, gerekten ve tam
anlamyla uygun der yaralar sz konusu olunca. Gnn birinde bir hastaya
armlard beni. Adamn tibia kemii fena halde ezilmi, d cutis de yrtlmt; bol
bol kan kaybediyordu. zarlar ylesine paralanmt ki, os ya da kemik, vulnus ya da
yarann azndan grlyordu. Ayn zamanda baz yksek ate belirtileri
bulunduundan (nabzn cokunluu ok phlebotomy olduunu, yani damarn iyice
kesildiini gsterdiinden) hemen bir cesetleme durumuyla karlamaktan ekindim.
Bunu nlemek iin, sol kolun damarnda kocaman bir delik atm, oradan alt yz gram
kan aldm hemen. Pleuritic hastalklarda, yani gs zar iltihaplarnda olduu gibi, bu
kann son derece vck vck ve tutkalms olacan sanyordum. Kann pembeliini ve

79 "Hi kimse anszn son derece kt olamaz" Juvenal'n talamalarndan (ii,83). (:N.)
canlln, younluu asndan turp gibi salkl bilinenlerin kanndan farkl olmadn
grnce. pek atm dorusu. Bunun zerine yaraya scak pansumanlar bastm ve tam
istediim sonucu elde ettim: Pansuman drt kez deitirdikten sonra, yaradan koyu
bir cerahat akmaa balad. Bylece iltisak... Ama belki tam anlayamyorsunuz ne
demek istediimi."
"Evet, yle," dedi temen, "sylediklerinizden bir tek ey anlayamadm."
"Peki, efendim. Sabrnz tketmek istemem. Szn ksas, hastam, tibia's ezilmeden
nce nasl yryorsa, yle gzel gzel yrd alt hafta iinde."
Temen, "rica ederim, efendim," dedi, "ltfedin de bana bildirin: Bu delikanl ne yazk
ki yaraland. Ald yara onu ldrr m, ldrmez mi?"
"Efendim," diye karlk verdi hekim, "bir yarann ilk pansumandan sonra ldrc
olup olmayaca konusunda bir karara varmak, pek anlamsz, pek aptalca bir i olur.
Hepimiz leceiz erge; ve tedavi srecinde yle belirtiler ortaya kverir ki,
mesleimizin en sekin kiileri bile, nceden sezemez bunlar."
"Ama size kalrsa, onun can tehlikede mi?"
"Elbette tehlikede!" diye bard hekim. "Kendini turp gibi salam da bilse, can
tehlikede olmayan var m aramzda! Bylesine ar yaral bir adam iin tehlikede deil
diyebilir miyiz hi? imdilik u kadarn syleyebilirim ancak: yi ki arldm ve daha
abuk arlsaydm daha da iyi olurdu belki. Yarn sabah erkenden hastay gene
greceim. Bu arada hi kprdamadan sessiz yatsn ve bol bol lapa suyu isin."
Hancnn kars, "ona beyaz arapla kark sulandrlm st iirmemize izin vermez
misiniz?" diye sordu.
Hekim, "evet, evet," dedi; "yeter ki, arab ok az olsun."
Hancnn kars sordu: "Peki, birazck tavuk suyuna ne dersiniz?"
"Evet, evet," dedi hekim; "ok ifaldr tavuk suyu."
"Peki, ona birazck da pelte yapsam?"
"Evet, evet; pelteler ok iyi gelir yaralara. ltisak asndan da yararldrlar."
yi ki, hancnn kars orbalardan ya da ok baharatl salalardan sz etmedi; nk
handa kalan mterileri elden karmaktansa, onlara da raz olacakt hekim.
Hekim gider gitmez, kadncaz, onun nn avaz avaz vmeye balad Temene.
Temense, bu ksa grmeleri srasnda, hancnn kars ve tm konu komusu kadar
olumlu bir izlenim edinmemiti hekimin tbbi yetenekleri konusunda. Oysa, hancnn
karsnn ve onun gibi dnenlerin hakk vard: nk hekim, ne yazk ki, biraz aptalca
kendini beenmekle birlikte, usta bir cerraht gene de.
Hekimin bilgi saan szlerinden Mr. Jones'un byk tehlikede olduu kansna varan
Temen, Mr. Northerton'un ok sk bir gzaltnda tutulmasn emretti. Niyeti Mr.
Northerton'u sabahleyin bir yargca teslim etmekti. Erleri Gloucester'e gtrmek
grevini de Fransz Temene brakacakt: nk Fransz Temen, hibir dilde okumas,
yazmas ve konumas olmad halde, iyi bir subayd.
Akamleyin, Temenimiz bir haber gnderdi Mr. Jones'a. Eer rahatsz
etmeyecekse, gelip onu grmek istediini syledi. Jones'a ok dokundu Temenin bu
nezaketi. Temen, Jones'un odasna girince, yaraly sandndan ok daha iyi buldu.
Hatt Jones, hekim kmldamasn kesinlikle yasak etmeseydi, oktan ayaa kalkaca-
n bile syledi. nk kendini her zamanki gibi iyi hissediyordu; onu rahatsz eden tek
ey, bann yaral ksmnn son derece armasyd.
Temen "sandnz kadar iyi olsaydnz, ok sevinirdim," dedi; "nk o zaman
hakknz kendiniz arardnz hemen. Barmak yolu olmayan byle durumlarda tek are,
size vuran bir an nce delloya armaktr. Ama korkarm ki, aslnda olduunuzdan
daha salkl sanyorsunuz kendinizi. Sizi kolayca altedebilir bu durumda."
Jones, "klcm yok," dedi: "eer ltfedip bana bir kl dn verirseniz, dvmeyi
deneyebilirim gene de."
Temen, Jones'u pt: "Sevgili olum, klcm sevine sevine veririm size. Gzpek
bir gensiniz. Yiitliiniz ok houma gidiyor. Ama u srada halsiz olmanzdan
korkuyorum. Byle bir yara, bunca kan kaybetmek, sizi gten drmtr mutlaka.
Yatakta yatarken kendinizi gl hissedebilirsiniz ama; klc bir iki kez salladktan
sonra. her halde arpmaya haliniz kalmaz. Bu gece onunla karlamanza izin
veremem. Ama birka gn sonra, bizim gideceimiz yere yetiirsiniz umarm.
Namusum zerine size sz veriyorum ki, size ktlk eden adam, ya dello etmeye
raz olacak, ya kovulacak bizim alaymzdan."
Jones, "keke her ey bu gece zmlenebilseydi," dedi. "Bunun szn ettiniz ya,
artk iim iime smayacak."
"imdilik unuttun bunu. Birka gn ne farkeder ki! Onuru n ald yaralar, bedenin
ald yaralara benzemez. Tedavinin gecikmesi, onurun yarasn arlatrmaz. Ha bir
hafta sonra hakknz aramsnz, ha hemen imdi."
"Ama ya gittike fenalarsam, ya lrsem bu yaradan?"
"O zaman nasl olsa gerek kalmaz onurunuzu dnmeye. Ben kendim temize
karrm sizi. Eer iyileseydiniz onurlu bir biimde davranacanz bildiririm herkese."
Jones, "ama bu gecikme gene de zyor beni," dedi. Asker olduunuz iin, bunu size
sylemekten ekiniyorum nerdeyse: Ben ok azgn bir gentim ama, arbal
anlarmda bir Hristiyanm aslnda."
"Bilin ki, ben de yleyim. Hatt o kadar candan bir Hristiyanm ki, yemekte din
dvnz savunduunuz iin, ayrca houma gittiniz. imdiyse, size biraz gcendim,
delikanl: Herhangi birinin nnde inancnz aklamaktan ne diye ekinecekmisiniz?"
"Gerek bir Hristiyann, bunu kesinlikle yasaklayan Tanrnn buyruklarna kar gelip,
yreinde kin beslemesi korkun bir ey saylmaz m? Ben, hasta yatamda, nasl
katlanrm kin beslemeye? Yreimde byle bir gnah varken, nasl hesap verebilirim
Tanrya?"
Temen, "geri Tanrnn 'kin besleme' diye bir buyruu vardr ama," dedi, "onurlu bir
erkek boyun eemez bu buyrua. Eer orduya girecekseniz, onurlu bir erkek olmanz
gerekir. Gnn birinde, alayn rahibiyle pun ierken, bu sorundan sz ettim ona. Ra-
hip, bunun, zmlenmesi ok g bir i olduunu kabul etti. Umarm ki, yalnz askerler
iin bir kolaylk yaplabilir, bu gnah belki yalnz onlarda balanabilir dedi. Bunu
ummay bir grev saymalyz hepimiz. nk kim katlanabilir onursuz yaamaya?
Hayr. hayr. sevgili olum. mrn boyunca iyi bir Hristiyan ol ama, onurlu bir erkek de
ol. Bir hakareti sineye ekme hibir zaman. Dnyann tm kitaplar, tm papazlar bir
araya gelse, beni kandramaz bu konuda. Ben dinimi ok severim ama, onurumu daha
da ok severim. Tanrnn bu buyruu yazlrken, bir yanllk oldu; ya kullanlan sz-
cklerde, ya eviride, ya yorumda, ya urada ya burada bir yanl yapld. Ne olursa
olsun, buyrua kar gelmek tehlikesini gze almalyz, onurumuzu korumalyz. Bu
gece gzel gzel dinlenin. Sz veriyorum, hakknz aramak frsatn salayacam
size."
Temen, bunlar syledikten sonra, Jones'u iten gelen bir sevgiyle pt, delikanlnn
elini skt ve gitti.
Ne var ki, Temen kendi yrtt mantkla rahatlamt ama, Jones pek rahat
deildi. Bu sorunu iyice dnp tandktan sonra, gelecek blmde aklayacamz
bir karara vard sonunda.

BLM 14

Gerekten yle korkun bir blmdr ki, akamlar, zellikle


yalnzken, pek az sayda okuyucu bunu okumay gze almal.

Jones, bol bol tavuk (daha dorusu horoz) orbas iti byk bir itahla. Braksalard,
horozun kendini de yeyip yutar; stne de yarm kilo domuz pastrmas katabilirdi.
imdi salk ve yiitlik asndan hibir eksii olmad inancna vararak, kalkp
dmann bulmaya karar verdi.
Ama bu askerler arasnda ilk tand adam avu olduundan, ilkin avuu grmek
istedi. Ne yazk ki, bu saygdeer assubay, ikiyle tka basa dolu olduu iin, bir sre
nce ban yastna dayamt; ve yle bir grltyle horluyordu ki, burun
deliklerinden kan sesi bastrabilecek nitelikte baka bir sesi kulaklarna iletmenin yolu
yoktu.
Jones, onunla ille grmek isteyince, barp aran bir meyhaneci ra. avuu
tatl uykularndan uyandrabildi eninde sonunda: Jones'un onu beklediini bildirdi.
Zaten soyunmam olan avu, Jones'dan gelen haberi kavrar kavramaz, ayaa kalkt,
hemen delikanlnn yanna gitti. Jones, ne yapmak niyetinde olduunu avua
anlatmay uygun bulmad. Oysa ba derde girmeden, bunu yapabilirdi. nk avu
onurlu bir erkekti; o da hakarete uradm diye adam ldrmt vaktiyle. Sr
aklayanlara para dl verilmedike, avu, bu srr da, herhangi baka bir srr da
gizli tutabilirdi. Ne var ki, Jones, onu ksa bir sre nce tandndan ve bu
erdemlerinden haberi olmadndan, byle dikkat gstermekle belki doru ve akllca
davranmt.
Jones, artk orduya girdii halde, bir askerin belki en gerekli eyasndan, yani kltan
yoksun kald iin utandn bildirerek sze balad. Ona bir kl salarsa, avua
duyaca gnl borcunun sonsuz olacan syledi.
"Buna karlk, istediiniz akla yakn paray veririm size," dedi. "Kl gm sapl
olsun diye de tutturmam. Yeter ki salam olsun, bir askerin kuanabilecei gibi olsun."
Olup bitenlerden haberi olan, Jones'un salk durumunun ok ar olduunu bilen
avu, gecenin bu saatinde, bu halde bir adamn byle bir isteiyle karlanca,
delikanlnn sayklad sonucuna vard hemen. "Akl her zaman banda" olduu iin
(bu deyimi en olumsuz anlamda kullanyorum) hastann bu ruh halinden yararlanmay
dnd.
"stediinizi verebileceim galiba efendim," dedi. Elimde ok gzel bir kl var. Geri
gm sapl deil; zaten buyurduunuz gibi, bylesi yakmaz bir askere. Ama sap hi
de fena saylmaz; klcn kendisiyse, Avrupa'nn en yaman kllarndan biri. yle bir kl
ki... yle bir kl ki... Szn ksas, onu size hemen getireyim. Kendiniz grn, elinize
aln. Saygdeer bay, candan seviniyorum bylesine salkl olmanza."
avu, hemen koup klc getirdi, Jones'un eline tututurdu. Jones, klc ald, ekti.
Bunun pek l ie yarayacan syledi avua; fiyatn sordu.
Bunun zerine avu, satmak istedii mal gklere karan sylevler vermeye
balad. Yeminler ederek bu klcn, Dettingen meydan savanda, ok yksek rtbeli bir
Fransz subayndan alndn anlatt.
"Adamn yle bana bana vurdum da, belinden kopardm bu klc," dedi. "Sap
altndand. Bizim kibar baylardan birine sattm sapn. Bilirsiniz ya, klcn azndan fazla
sapna deer verenler de vardr."
Jones, avuun szn kesip, fiyat bildirmesini rica etti. Jones'un tamamiyle
ldrdn, lmek zere olduunu sanan avu, eer dk bir fiyat sylerse, bunun
delikanlnn kibar soyuna sopuna bir hakaret olacan sand. Bir an duraksadktan
sonra, yirmi gini istemekle yetindi. Bu klc, kendi z kardeine bile daha ucuza satma-
yacana yeminler etti.
Jones hayretten dona kald: "Yirmi gini mil Ya mrnzde hi kl grmediniz, ya da
deli sanyorsunuz beni. Yirmi gini hal Bana kazk atmaya kalkacanz, aklmn
kenarndan bile gemezdi. Geri aln unu... Hayr, imdi dndm de vazgetim. Klc
alakoyacam; yarn sabah da subaynza gsterip, buna karlk ka para istediinizi
bildireceim ona."
Demin sylediimiz gibi, in sensu proedicto (yani biraz nce tanmladmz
anlamda) avuu n her zaman akl bandayd. Jones'un sand kadar berbat bir
durumda olmadn, kesinlikle anlayverdi hemen. Onun iin, delikanl ne denli
afalladysa, o da o denli afallam gibi haller taknd imdi:
"Fazla yksek bir fiyat istediimi hi sanmam, efendim," dedi. "Dnn ki, bundan
baka klcm yok. Klsz kaldm iin, subayn bana kzmas tehlikesini de gze almak
zorundaym. Tm bunlar hesaba katnca, bu klcn yirmi illinge akln alamayaca
kadar pahal olduunu sanmam dorusu."
"Yirmi iling mil" dedi Jones. "Ama daha demin yirmi gini istediniz!"
"Nasl olur!" diye bard avu. "Saygdeer bay, herhalde yanl anladnz beni... Belki
de ben yanl bir ey syledim ... nk hl yar uykudaym dorusu ... Yirmi giniymi!
Tevekeli deil byle kplere bindiniz! Ben yirmi gini dedim... Hayr, hayr, yirmi illing
demek istedim vallahi. Saygdeer bay, her eyi hesaba katarsanz, herhalde fazla
pahal diyemezsiniz buna. Geri bunun kadar gzel grnen bir klc daha ucuza
alabilirsiniz ama..."
Jones, avuun szn kesti: "Sizinle tartmaya hi niyetim yok. O kadar ki,
iediinizden bir illing fazla vereceim size."
Jones, avua bir gini verip, gidip yatmasn istedi. Onlar Worcester'e varmadan nce
tmene yetieceini umduunu syleyerek, rahat bir yry yapmalarn diledi.
avu, sayg gsterileriyle ayrld Jones'un yanndan. Yapt sattan pek honut
kalmt. Hastann saykladn sanp, att yanl adm bylesine ustaca
dzeltebildiine de bir hayli seviniyordu.
avu gider gitmez, Jones yataktan kalkp, tepeden trnaa giyindi. Ceketini bile
srtna geirdi. Bu ceket beyaz olduundan, stne oluk oluk akan kanlarn lekeleri,
ayrca gze arpyordu. Delikanl, yeni satn ald klc yakalayp odadan tam kaca
srada, ne yapmak zere olduunu dnd anszn: Birka dakika sonra, ya bir
adamn canna kyacak, ya da kendi canndan olacakt...
"Peki ama," dedi kendi kendine, "ne uruna canm tehlikeye atyorum? Ne uruna
olacak, onurum uruna elbette. Peki, o adam kim? Damarna hi basmadm halde,
beni kk dren, bana ktlk eden bir rezil. Peki, almay yasak etmedi mi
Tanr? Etti ama, insanlar doru buluyorlar almay. Peki, Tanrnn kesin buyruklarna
kar kp, insanlara m boyun eeceim ben? Bana korkak demesinler, bana alak
demesinler diye, Tanrnn gazabna m urayacam... Hayr, dnmeyeceim artk!
Karar verdim, dvmek zorundaym onunla."
Derken saat gece yansn ald. Notherton'u gzaltnda tutan nbetiden baka
herkes uykudayd. Jones, usulcack kapsn at, dmann aramaya kt.
Northerton'un nereye kapatldn, meyhaneci randan renmiti. Akln
alamayaca kadar korkuntu Jones'un hali. Demin sylediimiz gibi, ak renk
ceketinin her bir yannda kan lekeleri vard. Hem ceketini lekeleyen kan yitirdii, hem
de hekim ondan oluk oluk kan ald iin, yz sapsaryd. Sa eliyle bir kl, sol eliyle
bir mum tutuyordu. Kanlar iindeki Banquo80 bile, bir hi kalrd onun yannda. Bana
sorarsanz, bylesine tyler rpertici bir hortlak, ne bir mezarlkta grlmtr, ne de
Somersetshire'da bir Noel gecesi ocan banda toplanan adamcazlarn hayalinde!
Bizim delikanlnn yaklatn grnce, nbetinin dikilen salar, bandaki asker
apkasn hafif hafif yukarya doru itmeye balad. Ayn anda dizleri, kendi aralarnda
dvrcesine, birbirine arpt. Tm bedeni, yle zangr zangr titredi ki, bir stma
nbeti bile solda sfr kalrd bu titremenin yannda. Derken nbeti ate etti ve yz
koyun yere kapakland.
Ate etmesinin nedeni korku mu,yoksa yiitlik miydi? dn koparan eye nian ald
m, yoksa almad m, bilemem. Eer nian aldysa, iyi ki, hedefe vuramad.
Jones, nbetinin yere kapaklandn grnce, niin korktuunu anlad. Yeni atlatt
tehlikeyi hi mi hi dnmeden, elinde olmadan glmsedi. Hl yerinde yzkoyun
yatan adamcazn yanndan geti; Northerton'un szde kapal olduu odaya girdi.
Burada bula bula, bir masann stnde bir bira marapas buldu. Birka damla birann
masaya dklm olmas, ksa bir sre nce burada birinin oturduunu gsteriyordu
ama; oda imdi bombotu.
Jones, belki bu oda baka bir odaya alyordur diye dnd. Ama her bir yana
baknca, kendi girdii ve nbetinin koruduu kapdan baka bir kap gremedi. Bunun
zerine, st ste seslenerek, Northerton'u ard. Karlk veren olmad. Gelgelelim,
yaralanan gnllnn ldne, hortlann da katilin peine dtne artk iyice
inanan nbetinin bsbtn d koptu. Adamcaz, korkudan can ekierek, yerlerde
yatyordu. Akl bandan gidecek kadar rkm bir adam sahnede canlandracak olan
okuyucularn, bu nbetiyi grmelerini ok isterdim dorusu. En st balkonda oturan
seyircileri elendirmek, onlardan alk toplamak amacyla bir yn acayip acayip haller
taknacaklar yerde, geree yknmesini renirlerdi bu sayede...
Kuun uup gittiini gren, onu bulmak umudunu yitiren, handakilerin tmnn
ayaa frlayacaklarndan hakl olarak ekinen delikanlmz, mumunu sndrd ve
usulcack odasna geri dnd; gene yatana yatt. Ayn katta, gut hastalna tutulduu
iin, yatakta kalmak zorunda olan bir tek bay vard ancak. Eer o katta bakalar da
olsayd, Jones yakalanmadan yatana dnemezdi; nk odasnn kapsna daha
varamadan, nbetinin bulunduu sofa bir yn insanla doldu. Bunlarn kimi
gmlekliydi; kimi de giysilerinin yarsn bile srtna geirmemiti. Herkes heyecanla ne
olup bittiini soruyordu birbirine.
Derken nbeti, onu demin braktmz yerde ve durumda bulundu. Birok kii, onu
yerden kaldrmak iin davrand; kimi de l sand onu. Ama yanldklarn hemen
80 Shakespeare'in nl tragedyasnda, Macbeth, Banquo'yu ldrtr; sonra da onun kanl hayaletiyle
karlar. (.N.)
anladlar; nk er, ona el srenlerle dvmekle yetinmedi; bir boa gibi brmeye
de balad. Er, hortlaklarla ifritlerin ona el koyduunu sanyordu aslnda; nk grd
eyin deheti, d gcn yle bir etkilemiti ki, bakt ya da dokunduu her eyi, ya
hortlak biliyordu ya da hayalet.
Sonunda, sayca stn olanlar erle baa kabildiler; onu ayaa kaldrdlar. Mumlar
getirilip de iki arkadan orada grnce, er biraz toparlanabildi.
Ama ne olduu sorulunca, "ben lm bir adamm, ite o kadar," dedi. "Ben lm bir
adamm. Bunun nne geemem. Onu grdm."
Erlerden biri, "Jack, sen ne grdn ki?" diye sordu.
"Ne mi? Dn ldrlen gen gnlly grdm."
Bunun zerine nbeti, tepeden trnaa kana bulanm olan gnlly grdne,
gnllnn az ve burun deliklerinden ate satna, onun yanndan geip Astemen
Northerton'un odasna girdiine, katilinin grtlana sarld gibi Astemenle birlikte gk
grltleri arasnda havalara utuuna, ba stne yemin stne yemin etti.
Dinleyenler, ho karladlar erin anlattn. Orada bulunan kadnlarn tm buna
candan inand: Tanrnn onlar katillerden korumas iin dualer ettiler. Erkeklerin birou
da bu masala inand; ama erin anlattklaryla alay edip glenler de oldu. Bunlarn
arasnda bulunan bir avu da, ok souk bir halle, yle dedi:
"Delikanl, nbet banda uyuklayp, d grdne gre, bu i bu kadarla
kalmayacak."
"Cannz isterse, beni cezalandrabilirsiniz," dedi er. "Ama imdi ne kadar uyanksam,
o zaman da o kadar uyanktm. Eer len adam grmedimse; size sylediim gibi,
lnn gzleri iki kocaman meale kadar iri deilse, ate samyorsa, varsn eytan
beni de kapp karsn, tpk Astemeni kard gibi..."
imdi erlerin komutan da, hann komutan da oraya gelmilerdi. Erlerin komutan,
nbeti ate ettii srada henz uyumamt. Kt bir olay olduundan pek korkmad
halde. hemen yataktan kalkmay bir grev bilmiti. Oysa, hann komutan olan bayan,
byk korkular iindeydi: O, "mar, mar" diye buyruk vermeden, kaklaryla
atallarnn yrye gemi olmasndan korkuyordu.
Bizim zavall nbeti, hayalet sand eyin ortaya kmasndan ne denli
holanmadysa, bu subayn imdi gelmesinden de o denli holanmad. Kan ve atele
ilgili birok ekleme yaparak, korkun yksn bir kez daha anlatt. Ne yazk ki, her iki
komutan da, bu sylediklerine inanmadlar. nk subay, dinibtn bir adam olmakla
birlikte, bu eit korkulardan uzakt. stelik Jones'un iyi durumda olduunu daha yeni
grd iin, onun lm olabileceine hi akl ermiyordu. H ann komutanna gelince:
Geri bu bayan, fazla dindar deildi ama ruhlara inanrd. Okuyucuya birazdan
syleyeceimiz gibi, nbetinin anlattklarnda bir yalan olduunu da biliyordu.
Northerton, ister gk grlts ve ate iinde, ister baka biimde gitmi olsun, ortada
yoktu. Onun bedeninin artk gzaltnda bulunmad besbelliydi. Bunun zerine
Temen, daha nce avuun vardn bildirdiimiz sonutan pek farkl olmayan bir
sonuca vard; nbetinin hemen tutuklanmasn emretti. Bylece, talihin garip bir
cilvesiyle (ne var ki. askerlerin yaantsnda pek olaand saylmaz bu tr
deiiklikler). gzaltnda tutan. imdi gzaltna alnd.

BLM 15
Biraz nce anlattmz servenin bir sonuca balanmas

Subay, uyuduu kukusu bir yana, zavall nbetinin ok daha kt baka bir su
ilediinden de kukulanmaktayd: Nbetinin hayalet konusunda anlattklarnn bir tek
szcne bile inanmad, bunlarn tmnn ilgilileri aldatmak amacyla uydurulmu
bir yalan olduunu ve aslnda nbetinin Northertondan rvet alp, herifin kamasna
gz yumduunu sand iin, onun bir hainlik ettiinden kukulanyordu. Alayn en yiit
ve gzpek erlerinden biri bilinen, birok kez savaa katlan, birok kez yaralanan,
szn ksas teden beri iyi ve mert bir asker gibi davranan bir adamn bylesine
korkmasn doal bulmay, subayn kukularn bsbtn arttryordu.
Okuyucunun nbeti konusunda en kk bir kt dnce beslememesi iin, hi
vakit kaybetmeden, onu temize karacam imdi.
Daha nce belirttiimiz gibi, Mr. Northerton, yapt marifet sayesinde elde ettii
andan pek honut kalmt. Kendisi gibi anl kiileri kskananlar kacan da, ya
grm, ya duymu, ya da tahmin etmiti belki. Bunu yazarken, dolayl yoldan Mr.
Northerton'a ta attm, onda putlara tapma eilimi olduunu, Nemesis81 adl tanraya
inandn ya da taptn sylemek istediimi sanmayn sakn. nk Mr. Northerton'un
byle bir tanrann adn bile duymadna inanyorum aslnda. ann kskananlar
kaca korkusu bir yana, Mr. Northerton hareketli bir yaantdan holanrd. Bir yar-
gcn yardmyla, Gloucester kalesindeki her bir yan kapal klk odalardan birine
yerletirilmesi, hi iine gelmiyordu. Tahtadan yaplm bir sehpaya kmak dncesi
de onu pek tedirgin ediyordu. Herkese benimsenen bir tutuma uyarak, bu sehpann
adn vermekten ekiniyorum. Oysa insanlar. bu tahta yapdan utanacaklarna, onu
onurlanarak anmalar gerekir bana kalrsa; nk devlet eliyle dikilen tm yaplardan
fazla, bu yap topluma yararldr, ya da yararl olabilir. Neyse, Mr. Northerton'un
davrannn nedenlerine deinmekten vazgeip, ksaca unu bildirelim: Mr. Northerton,
hemen o akam yola kmak istiyordu. Tek sorun da bunun quomodo'sunu, yani nasl
yaplabileceinin aresini bulmakt. Buysa, olduka g bir iti.
Mr. Northerton denilen gen bay, ahlak asndan biraz eri br olmakla birlikte,
beden asndan dimdikti; son derece gl ve biimliydi. Yz ablak ve krmz, dileri
de fena olmadndan, ou kadnlar yakkl bulurdu onu. Mr. Northerton'un ekici
yanlar, bu eit gzelliklerden olduka holanan hanc kadn etkilemiti. stelik,
gerekten de acyordu delikanlya. Gnllnn durumunun fena olduunu hekimden
duyduu iin, Astemenin durumunun da pek parlak olamayacan sezmiti.
Gnllnn yaamas konusunda nerdeyse hi umut kalmadn bildirerek, bu derdi
bsbtn detikten sonra; dolayl yoldan baz eyler sylemeye balad. Astemen,
hanc kadnn ne demek istediini kolayca ve arabuk kavraynca, fazla vakit
kaybetmeden iyice anlaverdiler ve sonunda yle bir karar vardlar: Astemen, belirli
bir iareti grnce, odann bacasnn iinden trmanacak, bu bacaya bitiik olan mutfak
bacasna geip, mutfaa inecekti. Hanc kadnsa, o srada evreyi kollayacak, Mr.
Northerton'un kamasn kolaylatracakt.
Ahlak asndan baka bir tutumu benimseyenlerin, bu frsattan yararlanp, topluma
zararl bir lgnlk saydklar yufkayrekliliin her eidini hemen sulamasnlar diye,
hanc kadnn davrannda belki kk bir pay olan bir ayrntdan sz etmeyi de uygun
bulduk: Bir rastlant sonucu, Astemenin cebinde elli ngiliz liras vard o srada. Aslnda
btn bln parasyd bu: nk Yzba, Temeniyle Kavga ettii iin, ble

81 Nemesis, Yunan mitologyasnda alma tanrasdr. Kendini fazla beenip kstahlaanlar


cezalandrr. (.N.)
verilecek cretleri Astemene emanet etmiti. Astemen de sz geen paray han
yneten bayana teslim etti. Bunu, gnn birinde gene ortaya karak yarglar
karsnda kendini savunaca gnn bir gvencesi, bir eit kefalet paras saylmasn
istiyordu belki de. Astemenin byle davranmasnn nedenleri ne olursa olsun, durum
besbelliydi: Hanc kadn paray, astemen de zgrln elde etmiti.
Bu iyi yrekli kadnda acma duygusunun ne denli gl olduunun farkna varan
okuyucu, susuzluunu bildii zavall nbeti tutuklannca, hanc kadnn hemen araya
girip, onu koruyacan sanmtr belki de. Gelgelelim, ya merhametinin tmn biraz
nce anlattmz olayda harcayp tkettiinden, ya da nbetinin yz
Astemeninkinden pek farkl olmamakla birlikte, onda merhamet uyandrmadndan;
hanc kadn, tutuklanan adamcaz savunmak yle dursun, onun sululuunu aa
vurmak amacyla ayrca aba gsterdi. Gzlerini de ellerini de gkyzne doru
kaldrarak, ona tm dnyay verseler de, bir katilin kamasna yardm etmeyeceini
syledi subaya.
imdi etraf yatp da, orada bulunanlarn ou yataklarna geri dnnce, belki
huyunun doal canllndan tr, belki de sofra takmnn alnaca korkusuyla, hanc
kadnn uykusu kat. Bir saat sonra erleriyle birlikte yola kacak olan subay kandrp,
bu saati birlikte bir kse pun ierek geirmelerini salad.
O srada yatanda uyank yatan, bu tel ve koumalar duyan Jones, olup
bitenleri merak ettii iin, odasndaki ngra almaya balad. ngra en azndan
yirmi kez ald hi kimse gelmeden. Hanc bayan, ylesine ho vakit geirmekteydi ki,
kendi ananndan baka an sesi duyacak halde deildi. Garsonla oda hizmetisine
gelince, mutfakta beraber oturuyorlard; nk ne garson yalnz oturmay gze
alabiliyordu, ne de oda hizmetisi tek bana yataa yatmay. kisi de korkudan
yerlerine mhlanm gibi oturuyorlar; ngrak aldka bsbtn dleri kopuyordu.
Sonunda, gevezeliine ara verdii mutlu bir sessizlik annda, ngran sesi, bizim iyi
yrekli hanc bayann kulaklarna eriebildi. Hemen kendi ngran ald;
hizmetilerinin ikisi de dakikasnda yanna geldiler.
"Joo," dedi hanmlar, "bayn ngrann alndn duymuyor musun? Neden yukar
kmyorsun?"
Garson, "odalarda hizmet etmek benim iim deil," dedi; "Betty'ye der o i."
Oda Hizmetisi, baylara hizmet etmek de benim iim deildir yleyse," dedi. "Geri
zaman zaman o ii de grdm ama, mademki sen byle azlar yapyorsun, eytan alp
beni gtrsn, eer bu bayn odasna gidersem bir daha."
O srada ngrak iddetle ve durmadan alnd iin, hanmlar fkeye kapld.
Garson derhal yukar kmazsa, onu hemen o sabah kovacana yemin etti.
Garson, "ne yapalm bayan, dedi, "isterseniz kovun beni. Ben, baka birinin iini
grmem."
Derken hanc kadn, oda hizmetisine dnd; tatl diller dkerek, onu kandrmaya
alt. Ama bouna urat. Joo ne denli kararlysa, Betty de o denli kararlyd; ikisi de
tutturmulard, bu i bana dmez, bu ii yapmam," diye.
Bunun zerine Temen glmee balad. "Haydi," dedi, "bir son vereyim bu
atmaya."
Kararl davranp direndikleri iin, hizmetilerin ikisini de vdkten sonra, biri giderse,
tekinin de gideceinden emin olduunu syledi. Joo da, Betty de, dakikasnda
benimsediler bu neriyi. Aralarnda su szmayacak biimde birbirlerine sokulup,
beraberce yukarya ktlar. Onlar gidince, Temen, bu ii yalnz yapmaktan niin
bylesine ekindiklerini aklayarak, hanc kadnn fkesini yattrd.
Ksa bir sre sonra geri dnen hizmetiler, hasta bayn hi de lye benzemediini,
salk durumunda hibir bozukluk yokmu gibi rahat rahat konutuunu, subaya
sayglarn sunduunu ve erler yrye gemeden nce onunla grebilirse ok
sevineceini sylediini hanmlarna bildirdiler.
yi yrekli Temen, Jones'un bu isteini hemen yerine getirdi. Yatan ba ucuna
oturup, aada olup bitenleri anlatt. teki erlere ders olsun diye, nbetiyi bir gzel
cezalandracan syledi.
Bunun zerine Jones, tm gerei olduu gibi anlatt; zavall eri cezalandrmamas
iin, subaya candan yalvard.
"Bana kalrsa," dedi, "nbeti, astemenin kamas iinde ne denli susuzsa, yalan
uydurmak ya da sizi aldatmaya kalkmak asndan da o denli susuzdur."
Temen, birka saniye duraksayp, yle dedi: "Siz nbetinin bu suun bir ksmn
ilemediini kantlaynca, suun teki ksmn ilediini kantlamak olasl da ortadan
kalkt; nk tek nbeti o deildi. Geri herifi korkakl iin cezalandrmak aklmdan
gemiyor deil ama; bu eit korkularn insan nasl etkilediini de nereden bilebiliriz.
Gerei sylemek gerekirse, dmana kar her zaman yiite davranm bir erdir o.
Byle adamlarda dinsel inan belirtileri grmek de olumlu bir ey aslnda. Onun iin
size sz veriyorum, yola knca onu zgr brakacam. te dinleyin, trampetler
alyor; yrye gemek iin toplanmalyz artk. Sevgili olum, sizi bir kez daha
kucaklaym. Keyfinizi bozmayn, tel da etmeyin. Hristiyanln bize sabrl olmay
rettiini unutmayn. Emin olun ki, ok yaknda adaleti yerine getirip, size ktlk
eden heriften c alabileceksiniz onurunuzla."
Temen, bunlar syledikten sonra, gitti; Jones da uyumaya alt.

SEKZNC KISIM

K GNDEN FAZLA TUTAN BR SREY KAPSAR

BLM 1

Tm teki giri blmlerimizden ok daha uzun, doast olaylar


konusunu ele alan hayret uyandracak kadar uzun bir blmdr

imdi yle bir ksma balyoruz ki, ykmzde bugne dek grlmeyen, garip ve
artc kimi durumlar anlatmak zorunda kalacaz. Onun iin, bu ksmn giriinde, ya
da nsz blmnde, doast olaylar ileyen yazlar konusunda bir eyler yazmay
yerinde bulduk. Bunu yaparken, hem kendimizi, hem de bakalarn dnerek, belirli
baz snrlar amamaya dikkat edeceiz. Byle davranmak bir zorunluluktur bizim iin;
nk deiik huylu eletirmenler,82 birbirlerinden bambaka ve ok arya kaan

82 Burada da, kitabmzn birok baka yerinde de, 'eletirmen' szcnn, yeryznn tm okuyucular
tutumlar benimsemektedirler doast sz konusu olunca. rnein Mansieur Dacier,83
olanaksz bir eyin gene de olas olduunu ileri srerken; bakalarnda tarihsel ya da
iirsel inan, ylesine kttr ki, kendi gzleriyle grmedikleri bir eyi, ne olanakl
sayarlar, ne de olas.
Onun iin, her yazardan hakl olarak istediimiz iki ey, olaslk snrlarn amamas;
bir insann yapabilmesi olanaksz bir eyi yaptna, bakalarnn kolayca
inanamayacan hibir zaman unutmamasdr. Putlara tapanlarn eski tanrlaryla ilgili
birok yks (bunlarn ounun kayna iirseldir) bu inantan domaktadr belki de.
sz ve coku n hayallere kaplmak isteyen air, kendi hayal gcne snr;
okuyucularysa, bu hayal gcnn snrlarn bilmezler; daha dorusu, bu hayal gcn
sonsuz sandklan iin, ona bal doast olaylar ho karlarlar. Homerosun anlatt
tansklar savunmak iin, byle diyenler kmtr. Ama Mr. Pope yanlmaktadr:
Ulysses, ok aklsz bir millet olan Phaecians'lara bir yn sama sapan yalanlar
uydurmutur. Bunun nedeni Homeros'un iirsel masallarn gerek sanan ve putlara
tapan kiileri gz nnde tutarak yazmasdr belki. Bana gelince, aka sylyorum,
yle yufkayrekliyimdir ki, keke Polypheme,84 st perhizini srdrseydi de, gzn
koruyabilseydi diye dnrm. Circe,85 Ulysses'in adamlarn domuza evirince, belki
Ulysses'in kendi bile, benim kadar zlmemitir. Circe, insan etine fazlasyla saygl
olduu iin, bu domuzlar daha sonralar pastrma haline koymaktan ekinmitir bence.
Homeros'un, Horatius tarafndan ngrlen kural, yani doast eleri mmkn
olduu kadar az kullanma kuraln bilmi olmasn da itenlikle isterdim. Eer Homeros
bu kural benimseseydi, tanrlar vr zvr iler grmek iin yeryzne inmezlerdi. ou
zaman gzmzde tm saygnlklarn yitirmekle kalmayp, hor grdmz ve alay
ettiimiz kiiler gibi de davranmazlard. Onlarn davranlar, dinibtn ve akl banda
bir putatapann inancn da sarsm olsa gerek. Zaman zaman, nerdeyse yle bir
dnceye kapldm olur: Yceliinden hi mi hi kukumuz olmayan bu ok yce
air, kendi ann ve kendi lkesinin bo inanlaryla alay etmek amacn gdyordu.
Ancak byle dnrsek, Homeros'un tanrlarnn davranlarn savunmann yolunu
bulabiliriz.
Neyse, bir Hristiyan yazar asndan yararsz olan bir retiye fazla zaman verdim.
Bir Hristiyan yazar, kendi dininin tanrsal varlklarn kitaplarnda ele alamaz. Putatapan
dinbiliminin tanrlarn ele almas ise, berbat bir ocukluk olur; nk lmszlk
tahtndan oktan indirilmitir putatapanlarn o tanrlar. Lord Shaftesbury, ada bir
yazarn Esin Perisini anmas kadar souk bir ey olamayacan ileri srer. Bunun
yalnz souk deil, ayn zamanda sama olduunu da ekleseydi keke. ada bir
yazarn, bir halk iirini anmas (Kimine gre, Homeros'un yapt da budur); ya da
Hudibras' yazanla birlikte, bir bardak biray kutlamas, ok daha ince bir davran
saylmaldr; nk Hippocrene'nin ya da Heliconun86 sularndan, hem ok daha fazla
iirin, hem de ok daha fazla dzyaznn esin kaynadr o bira barda.
Biz ada yazarlarn kullanabilecei tek doast e, hayaletlerdir. Ama bu eyi,
ellerinden geldiince az kullanmalarn salk veririm yazarlara. Hayaletler, arsenik ya da
tpta kullanlan kimi tehlikeli illar gibidir; onlar byk bir zenle ele almak gerekir.

anlamnda kullanyoruz. (Y.N.)


83 rlandal olmay, Monsieur Dacier'nin hayrnadr. (Y.N.) Andr Dacier (16511722). Homeros'u
Franszcaya eviren Madame Dacier'nin eidir. Andr Dacier, Aristo'yu Franszcaya evirmitir. Her halde
Fielding bu notu verirken rlandallar Katolik olduklar iin, bo inanlara kolayca kapldklarn sylemek
ister. (.N.)
84 Adyssey'de (IX) Ulysses'in adamlarndan altsn yiyen, sonra da Ulysses tarafndan kr edilen
Cyclop'un ad. (.N.)
85 Odyssey'deki byc kadnn ad. (.N.)
86 Yunan mitologyasna gre, Helicon dandaki Hippocrene'nin sular bir esin kaynayd. (.N.)
Okuyucularn onlarn kitaplarn okurken katla katla glmelerine fazlasyla zlecek ya
da fazlasyla bozulacak yazarlarn, hayaletleri hi ele almamalar daha yerinde olur
bana kalrsa.
Cinlerden, perilerden ve bunlara benzer baka soytarlklardan sz etmeye hi
niyetim yok. nk bu hayretler verici ve sonu gelmeyen uydurmalar, belirli snrlar
iine almann yolu olmadn bilirim. nsan havsalasna smayan bu uydurma
varlklar, bizim dnyamzn deil, baka bir dnyann yaratklar saymak gerektiine
gre; onlarn, kendilerine zg bir dnyada canlar istedii gibi davranmaya haklar
vardr.
Demek ki, bir tarihi ya da bir air iin (ok olaanst durumlar bir yana) ilenecek
tek konu insandr. Ve insan anlatrken, onun yapabilecei doal eylerin snrlarn
amamaya ok dikkat etmeliyiz.
Olanaklarn snrlar iinde kalmamz da yetmez; olaslk kurallarn da gz nnde
tutmalyz. Bildiime gre, ya Aristo, ya da grleri Aristo'nunkiler kadar eskiyince,
ayn arl tayacak olan bir baka akll adam, yle demitir: "Anlatt gerekten
doru olsa bile, inanlamayacak bir eyi anlatan airi balamann yolu yoktur." iir
alannda belki dorudur bu; ama ayn kural tarihilere uygulamak kolay olmasa gerek.
nk tarihi, her eyi olduu gibi aktarmak zorundadr. Oysa aktardklar,
Horedotus'un anlatt Xerxes'in baaryla silhlanmas ya da Arrian'n anlatt
skender'in baarl seferi gibi, yenilip yutulamayacak kadar olaand olaylar olabilir.
Daha sonralar Beinci Henry'nin kazand Agincourt zaferi ya da sve Kral Onikinci
Charles'n kazand Narva zaferi de bu trdendir. stnde ne denli ok dnrsek, o
denli artc buluruz bu olaylar.
Gelgelelim, bylesi olaylar, anlatt yknn bir ksmn, hatt zn oluturduu
iin, tarihinin, bunlar gerekten olduklar gibi anlatmaya hakk vardr. Hatt bu olaylar
atlarsa ya da deitirirse, balanamayacak kadar byk bir su ilemi olur. Ama pek
nemli olmayan, anlatlmalar pek o kadar zorunlu olmayan baka olaylar da vardr. Bu
olaylar iyice kantlanm olsa da, tarihi, kukucu okuyucularnn damarna basmamak
iin, bunlar bir kenara atp unutabilir. Georges Villiers'nin hayaletinin anlmaya deer
yks, ite bu trdendir. Georges Villiers'nn hayaleti, Ayaklanmann Tarihi gibi
arbal yaptta ortaya kmamas gerekirdi. Bu hayaletin Dr. Drelincourt'a armaan
edilip, lm stne Sylev'in balangcnda Mrs. Veale'in87 hayaletiyle dostluk etmesi
daha yerinde olurdu.
Dorusunu syleyelim: Eer bir tarihi, gerekten olanlarla yetinirse; tanklarca iyice
dorulanm olsa bile, yanl olduunu kesinlikle bildii tm olaylar bir yana atarsa;
bize ara sra doast eyler anlatr ama, inanlmayacak eyler anlatmaz hibir zaman.
Byle bir tarihi, ou zaman okuyucuyu artr, hayretlere drr; ama Horatius'un
szn ettii "inanmamaktan doan kini" uyandrmaz okuyucuda. Demek ki,
uydurduumuz zaman, olaslk kuraln bozmu oluruz genellikle. Tarihi ise,
tarihiliinden vazgeip bir masal yazarna dnmedike, bu kurala nerdeyse her zaman
bal kalr. Tarihsel olaylar anlatan yazarlar, ancak zel yaantlardan alnm sahneleri
anlatmakla yetinen biz romanclardan daha rahata alrlar. Tarihilerin aktardktan,
uzun sredir herkese bilinen olaylardr. Resmi belgeler ve bu belgeleri dorulayan
birok yazarn tankl sayesinde, gelecek kuaklar da tarihinin doru sylediine
inanrlar. Bylece onlardan sonra yaayanlar, bir Trajan ile bir Antoninus'un, bir Neron

87 Earl of Clarendonun ngiltere'deki Ayaklanmann ve Savalarn Tarihi (1702-1704) adl


kitabnda anlatldna gre, Duke of Buckingham'n babas Sir Georges Villiers'in hayaleti, olunu uyarp,
lmden kurtarmaya alr. Fransz yazar Charles Drelincourt'un lm korkusu konusunu ileyen kitab
ngilizceye evrildii srada, Daniel Defoe bu kitabn bana, Mrs. Veael adnda bir kadnn, lmnden bir
gn sonra grlen hayaleti stne bir yk eklemitir. (.N.)
ile bir Caligula'nn gerekliine inanrlar. Trajan ile Antoninus gibi ok iyi ve Neron ile
Caligula gibi ok kt adamlarn, eskiden insanlar egemenlikleri altna aldklarndan hi
kimse kukulanmaz.
zel kiileri ele alan bizlerin, dnyann en gizli kelerini bucaklarn aratrp, erdem
ve erdemsizlik rnekleri bulup ortaya karan bizlerin durumu, tarihinin durumundan
ok daha tehlikelidir. Anlattklarmz herkese bilinmediinden, bize tanklk edenler ve
sylediklerimizi destekleyen ve dorulayan belgeler bulunmadndan, yalnz
olanaklnn deil, olasnn da snrlarn aamayz. ok iyi ve ok canayakn kiileri
anlatrken, buna ayrca dikkat etmeliyiz. Oysa kt niyet, insanlardaki inanma
yeteneini destekledii ve glendirdii iin, ne denli ar olursa olsun, ktle ve
aptalla ok kolayca inanr herkes.
rnein Fisher adl bir adamn yksn anlatrken, bize inanmayacaklar diye
kendimizi tehlikede bilmeyiz belki de: Bu Fisher, uzun sredir arkada Mr. Derby
sayesinde ekmek yemekteydi. Mr. Derby, daha o sabah, bol bol para vermiti Fishere.
Ama Fisher, arkadann yaz masasnn ekmecesinde kalan paraya da gz koyduu
iin, Mr. Derbynin odasna alan bir yere sakland. Mr. Derby, konuklaryla birlikte ho
vakit geirmekteydi o srada ve bu toplantya Fisher'i de armt. Fisher, sakland
yerden, arkadann konumasn saatlerce dinledi. Onu kt amacndan caydracak en
kk bir sevgi, en kk bir gnl borcu duymad bu sre iinde. Konuklar gidince,
Fisher sakland yerden hemen kp, arkadann odasna girdi; usulcack arkasna
geti ve bir kurun skt zavall Mr. Derby'nin kafasna. Fisher'in yrei ne denli rkse,
kemikleri de o denli rd zaman bile, herkes inanacak bu ykye. Hatt una bile
inanacaklar: Bu kt adam, cinayetini iledikten iki gn sonra, baz gen bayanlarla
birlikte Hamlet oyununu seyretmeye gitti. Oyun srasnda, bir katilin yannda
bulunduunun hi farkna varmayan bu gen bayanlardan biri, "aman Tanrm! Mr.
Derbyyi ldren adam ya imdi burada olsayd!" dedii zaman bile, Fisher'in kl
kprdamad. Demek ki, bu adamn vicdan, Neron'unkinden bile daha kupkuru, daha
kaarlanmt. nk Suetonus'a gre, "annesinin lmnden hemen sonra, Neron'un
sululuk duygusu dayanlmaz bir hal ald ve bu hal hep srp gitti. Askerlerin, senato
yelerinin ve halkn kutlamalar bile, vicdannn ektii korkun aclar dindiremiyordu.
Gelgelelim, tandm baka bir adam imdi anlatrsam, okuyucu bana inanmayacak:
Bu adam, balangta hibir yardm grmeden, keskin zeks sayesinde byk bir
servet toplad. Bu serveti toplarken, drstlne hi mi hi halel getirmedi. Hibir
kimseye en kk bir hakszlk etmedii ya da zarar vermedii gibi, ticaretin en olumlu
biimde gelimesini ve ulusal gelirin byk apta artmasn salad. Bu servetin
gelirinin bir ksmn, stn bir beeni gsteren, en gerek ycelikle en has yalnl
birletiren yaptlara harcad. yilik etmek asndan hibir kimsenin onunla boy
lemeyeceini kantlayarak, gelirinin bir ksmn da hayrseverlik ilerinde kulland.
Srf deerli olduklar ya da yoksul olduklar iin, eitli kiilere para balad. Sknt
eken kymetli adamlar, bkmadan usanmadan arad; onlara itenlikle yardm etti;
sonra da yardm ettiini gizlemeye, byk (belki de fazla byk) bir zen gsterdi. Evi,
eyalar, baheleri, sofras, zel yaantsndaki konukseverlii, resm yaantsndaki
akellilii, bu adamn aklnn damgasn tard. Hi gsterili ya da atafatl olmadan,
znde grkemli ve soyluydu yapt her ey. Bu adamn yaamnda kurduu tm
ilikiler, katksz bir erdemle doluydu Tanrya derin bir dinsel duyguyla tapar, kralna
itenlikle ballk duyar, eine sevgi dolu bir koca gibi davranrd. Bu adam, iyi yrekli
bir akraba, eliak bir iveren, candan ve gvenilir bir dost, anlayl ve gler yzl bir
arkadat. Ona hizmet edenlere kar hogrl, konu komuya kar konuksever,
yoksullara kar cmert ve tm insanlara kar iyilikseverdi. Tm bunlar yetmiyormu
gibi, bu adamn bilge, yiit ve zarif olduunu; dilimizde ne kadar olumlu sfat varsa,
hepsine hak kazandn eklersem, hi kuku yok ki, yle diyebilirim:
--- Quis credet? Nemo Hercule! Nemo:

Vel duo, vel nemo. 88

Oysa, burada anlattm adamn tpk ei olan birini tanyorum ben. Ne var ki, bir tek
rnek (bunun ikinci bir rneini gerekten veremem) byle bir insandan, ya da ona
benzer birinden hi haberi olmayan binlerce kiinin gznde yaz yazan bizleri hakl
karamaz. Mezar talarna yaztlar yazanlara; ya da okuyucuyu kzdrmadan, kaytsz
tavrlar taknarak, bylesine erdemli kiileri bir beyite sktrmaya kalkan airlere
brakmal bu trden rarae aves'leri (yani 'ender' kular.)
Son olarak unu da belirtmek isterim: Bir yazarn anlattklar, insanlarn yapabilecei,
ya da yapmalar olas grlen davranlarn snrlarn amamakla kalmamal. Her
davran, bunu yapann kiiliine uygun da olmal. nk bir kiide ancak artc ve
hayret uyandrc olan bir davran; baka bir kiide olaslk d, hatt olanaksz
saylabilir.
Tiyatro eletirmenleri, "kiiliin korunmas" derler ileri srdm bu son gre. Bunu
uygulamak iin de, son derece gelimi bir saduyu, insan yaradl konusunda
eksiksiz bir bilgi gerekmektedir.
ok deerli bir yazar, ayrca beendiim bir gr ileri srer: Hzla akan bir rmak.
kendi akntsna kar karak, bir sandal akntya ters den yne srkleyemeyecei
gibi; bir adam da, ne denli istekli olursa olsun, kendi kiiliine dorudan doruya ters
den eylemlere giriemez. Hatt daha ileri giderek, unu syleyebilirim ki, bir adamn,
yaradlnn buyruklarna kar davranmas, olanaksz olmasa bile, akllara smayacak
kadar olaslk ddr. Antoninus'un yaamnda yapt en gzel eyleri Neron yapt
dersek; ya da Neron'un yaamnda yapt en kt eyleri Antoninus yapt dersek, buna
inanan kar m hi? Antoninus'un iyi davranlarda, Neron'un ise kt davranlarda
bulunmas gerek anlamda olaanst saylmaldr her zaman.
ada gldr yazarlarmzn nerdeyse tm, burada deindiimiz kusuru
ilemilerdir: Genellikle oyunun ilk drt perdesinde, onlarn erkek ba kiileri, ad
ktye km keratalar; kadn ba kiileri de iflah olmaz yosmalardr. Gelgelelim,
beinci perdede, o keratalar, pek saygdeer baylara dnr; o yosmalar da, erdemli
ve akl banda bayanlara. stelik yazar, bu akl almaz deiiklii ve tutarszl
aklamak, bunun nedenlerini gstermek zahmetine bile katlanmaz ou zaman.
nk aslnda, oyunun bitmek zere oluundan baka bir nedeni yoktur bu deiikliin.
Sanki bir keratann, yaamnn son sahnesinde piman olmas ne denli doalsa, bir
oyunun son perdesinde piman olmas da o denli doalm gibi! Sulularn asldklar
Tyburn'de durum gerekten byledir. Zaten kimi gldrlerimizin son perdesinin orada
gemesi, ayrca uygun grnyor bana. nk bu gldrlerin ba kiileri, hem
sulular daraacna srkleyen; hem de orada aslacaklar srada kahramanca tavrlar
taknmalarn salayan tm yeteneklerle n yapmlardr ou kez.
Belirlediimiz bu snrlar iinde, her yazarn olaand konular can istedii kadar
ilemeye hakk vardr bana kalrsa. Hatt, bir yazar, akld olmama kuralna uyduu
srece, okuyucuyu ne kadar ok hayrete drebilirse, onun dikkatini de o kadar ok
ekebilir, onu o kadar ok byleyebilir. ok yce bir dahinin89 Bathos'un beinci
blmnde dedii gibi, "iirde en byk ustalk, inanlr eylerle artc eyleri
badatrmak amacyla, gerek olanla uydurma olan birbirine kartrmaktr."
Geri bir yazar olaslk snrlarn amamaya zen gstermelidir ama; ele ald
88 Persius'un bir talamasndan alnt: "Kim inanr buna? Hi kimse! Herakles adna sylyorum, hi
kimse! Belki ancak iki kii; belki hi kimse." (.N.)
89 Alexander Pope (1688-1744) (.N.)
kiilerin ya da olaylarn, her sokakta, her evde, ya da bir gazetenin i haberlerinde
grlen trden olmas; yani ille basmakalp, sradan, ya da baya olmas gerekmez.
Yazar, ou okuyucularnn belki hi bilmedii trden kiileri ya da durumlar ele al-
maktan da ekinmemelidir. Eer bir yazar, yukarda ileri srdmz kurallara kesinlikle
uyarsa, kendine den grevi yerine getirmi demektir. Okuyucularnn da artk ona
inanmalar gerekir. Yanmayanlara gelince, eletiri asndan inanmama suunu ilemi
saylr byleleri. Bu inan eksikliiyle ilgili olarak yle bir durum anmsyorum: Bir yn
ktip ve rak, sahnede grlen gen ve kibar bir bayan, gereklere uygun bulmayp
aypladlar. Oysa, en yksek tabakadan birok kadn, bu kibar gen bayan gereklere
uygun bulmulard. Hatt bunlardan biri (akl sayesinde n yapm bir kadn), tand
gen kzlarn yarsnn tpk bu bayana benzediini sylemiti.

BLM 2

Hanc kadnn Mr. Jones'u grmeye gelii

Jones, dostu Temenden ayrldktan sonra, gzlerini kapayp, bouna urat uykuya
dalabilmek iin. Duygular fazlasyla canl ve uyank olduundan, gzlerini yumamyordu
bir trl. Bylece, gn yncaya dek Sophia'sn dnerek oyalandktan, daha
dorusu kendi kendine ikence ettikten sonra, biraz ay istedi. Bunun zerine hanc
kadn, Jones'un odasna gitmeye karar verdi.
Hanc kadn, Jones'u ilk kez gryordu; ilk kez grmese bile, ilk kez bakyordu ona.
Temen, Jones'un kibar bir bay olduu konusunda hi kuku beslemediini syledii
iin, hanc kadn, delikanlya elinden geldiince sayg gstermeyi aklna koymutu
imdi. nk dorusunu syleyelim, ilnlarda denildii gibi, baylarn paralaryla orantl
olarak arlandklar hanlardan biriydi buras.
Hanc kadn, Jones'un ayn hazrlamaya balar balamaz, konumaya da balad:
"Ah efendim!" dedi, "sizin gibi yakkl gen bir bayn, kendini bylesine harcayp,
asker denilen o heriflerle dp kalkmas ne yazk! Geri kendilerini kibar baylar
sayarlar onlar: ama ilk kocamn dedii gibi, onlara bizlerin para verdiini unutmasnlar.
Vallahi, askerlere para vermek ok g geliyor bizlere. stelik, biz hanclar, bir de
beslemek zorundayz onlar. Dn gece, subaylar bir yana, yirmi er birden skn etti
buraya. Ama size bir ey syleyeyim mi, subaylar geleceine, erler gelsin daha iyi.
nk o fiyakal subaylar, hibir eycikleri beenmezler. Aman aman! dedikleri
hesaplar bir grseniz! Vallahi efendim, bir hi! yi bir toprak sahibiyle ailesi gelince,
hem bunca zahmet ekmeyiz; hem de, atlar iin denilen para dnda, krk ya da elli
illing alrz bir tek gecede. Oysa, subay denilen herifler arasnda bir tek kii yoktur ki,
ylda 500 ngiliz liras olan bir toprak sahibinden stn grmesin kendini. Hizmet erleri-
nin, 'saygdeer efendim, saygdeer efendim' diye onlarn peinden komasna
baylyorum dorusu. Ne halt edeyim ben, yemek bana bir tek illing deyenlerin
saygdeerliini! Bir de yle kfrl konuuyorlar ki kendi aralarnda, aklm bamdan
gidiyor korkudan. Bylesine ahlksz adamlardan hi hayr gelmez bana kalrsa. Bakn,
onlardan biri, ne kt davrand size kar! tekiler de, o herifi bir gzel kayrdlar.
Birbirlerini tutarlar bunlarn hepsi. yle bir ey olmadna seviniyorum ama, lm
tehlikesi geirseydiniz, vz gelirdi bu ahlksz heriflere. Katili koyuverirlerdi gene de.
Tanr acsn onlara! Bana tm dnyay balasalar bile, byle bir gnah ilemek
istemezdim. Tanrya kr, iyileecee benzersiniz. O zaman mahkemeye verirsiniz o
herifi. Eer avukat Small'u tutarsanz, yemin derim ki, herifi lkeden kamak zorunda
brakr. Ama herif nasl olsa kamtr belki de. nk bugn buradadrlar, yarn yok olu-
verirler byleleri. nallah ileride aklnz banza toplar da, dostlarnzn yanna
dnersiniz. Vallahi perian olmulardr hepsi sizi kaybedince Bir de bilseler neler
olduunu! Aman aman! Dnyada istemem bilmelerini. Haydi, haydi, hepimizin pek ala
haberi var neler dndnden! Biri he demezse, teki der mutlaka. Sizin kadar yakkl
bir bay, bayansz kalr m hi! Vallahi, ben sizin yerinizde olsam, bir kadn uruna
askere gideceime, assnlar o kadn, razym derdim. Yoo, yznz kzarmasn yle!
(Gerekten de Jones'un yz kpkrmz olmutu.) Vay efendim, demek ki, o ii, Madam
Sophia iini, hi bilmiyorum sandnz!"
"Ne!" dedi Jones irkilerek, "siz benim Sophiam tanyor musunuz yoksa?"
"Tanyor muymuum!" diye bard hanc kadn. "0, nice geceler geirdi bu handa."
"Her halde halasyla gelmitir."
"Elbette. Tamam, tamam, tamam. Yal bayan da ok iyi tanrm. Madem Sophia'ya
gelince, tatl bir gen kz vallahi billahi"
Jones, "tatl bir gen kz m!" diye bard. "Ah Tanrm!

Ona benzesin diye, gzel izerler melek resimlerini.


Cennetten umduumuz her ey vardr onda:
alas bir k, saflk, doruluk;
Sonsuz bir sevin ve sonsuza dek srecek sevgi.

Aklma gelir miydi hi, benim Sophia'm tandnz!"


Hanc kadn, "keke onu benim tandmn yars kadar siz de tansaydnz," dedi.
"Neler verirdiniz onun yatann ba ucuna oturabilmek iin? Boynu yle nefis ki! O
gzel kollar, bacaklar, u yataa, sizin imdi yattnz yataa uzand."
"Buraya m!" diye bard Jones. "Sophia bu yatakta m yatt?"
"Evet, evet, burada; yani orada, o yatakta. sterdim ki, imdi de o yatakta, sizin
yannzda olsun. Bana kalrsa, o da isterdi ayn eyi; nk sizden sz etti bana."
"Ah! Szn etti mi zavall Jones'unun? Srf houma gitmek iin sylyorsunuz bunu.
Bu kadarna inanamam."
"Eer sylediklerimde bir tek yalan varsa, eytan kapsn beni, cehenneme gtrsn!
Sizden sz etti. Ama dorusun syleyeyim, nazik ve ekingen bir biimde sz etti Mr.
Jones'dan. Ne var ki, sylediklerinden ok daha fazlasn dndn ben sezdim."
"Ah sevgili bayan," dedi Jones, "hibir zaman lyk olamayacam ona. O tepeden
trnaa tatl, iyi yrekli, erdemli. Keke benim gibi itin biri hi domasayd da, onun tatl
yrei bir an olsun sknt ekmeseydi! Nedir bu bamdaki lanet! Ona biraz olsun iyilik
edebilmek uruna, eytann insanlara eziyet etmek iin uydurabilecei tm bellara,
tm aclara katlanrdm. Bana ikence edilse bile zlmezdim, yeter ki onun mutlu
olduunu bileyim!"
Hanc kadn, "beni dinleyin imdi," dedi. "Sizin vefal bir sevgili olduunuzu ona
bildirdim."
"Ama bayan, ltfen syleyin bana, siz beni ne zaman, nereden tanyorsunuz ki? Ben
buraya daha nce gelmedim hi; sizi de daha nce grdm hi anmsamyorum."
"Elbette anmsamazsnz! Bayn evinde sizi kucama oturttuum srada, kck bir
eydiniz."
"Bayn m? Ne! Demek siz, iyi yrekli, yce ruhlu Mr. Allworthy'yi tanyorsunuz?"
"Elbette tanyorum. Bu lkede onu tanmayan var m ki?"
Jones, "onun iyiliinin n, herhalde daha da uzaklara yaylmtr," dedi. Ama
aslnda Mr. Allworthy'yi ancak Tanr bilebilir. Tanrdan esinlenerek yaratlan, insanlara
rnek olsun diye yeryzne gnderilen o ulu gnlly ancak Tanr bilebilir. nsanlar,
bunca tanrsal bir iyilii, hem bilemezler, hem de ona lyk deildirler. Bense, bu iyilie
en az lyk olan kiiyim. Mr. Allworthy beni yceltti; bildiiniz gibi, nikhd dnyaya
gelmi zavall bir ocuu, evlt edindi, kendi ocuu gibi bytt. Ama ben, lgnca
davranlarm yznden, onu zdm; beni cezalandrmaya zorladm onu. Evet, oh ol-
sun banal Mr. Allworthy'nin bana haksz davrandn dnecek kadar nankr olmak,
aklmdan bile gemez. Evet, beni kap dar etmeye hakk vard; etti de... imdi bayan,
asker olduum iin, her halde ayplayamazsnz beni. stelik cebimdeki tek servet bu
olunca..."
Jones, bu szleri sylerken, kesesini havada sallad. Geri kesede ok az para vard
ama: hanc kadn, aslnda olduundan da daha az sand bu paray.
Bir halk deyimi kullanarak, hanc kadnn bunlar duyunca, fena halde bozulduunu
syleyebiliriz.
ok souk bir tavr taknarak, "ancak belirli bir durumda olanlar, o durumdayken ne
yaplmas gerektiini bilirler herhalde," dedikten hemen sonra, "duydunuz mu?" diye
ekledi. "Aada biri var galiba. Geliyorum, geliyorum! Bizimkilerin iine eytan girmi
olsa gerek. Hi kimsenin kula duymuyor. Aaya inmeliyim. Daha kahvalt isterseniz,
hizmetiyi arn. Geliyorum!"
Bunun zerine hanc kadn, "hoa kaln" bile demeden odadan frlad. nk bu
eit baya insanlar, sayg kurallar konusunda pek cimridirler. Geri kibarlar
bedavaya sayg gstermeye razdrlar ama; zahmetlerinin karln iyice almadan,
kendi tabakalarndan olanlara sayg gstermeye yanamazlar hibir zaman.

BLM 3

Hekim ikinci kez ortaya kar

ykmz srdrmeden nce, okuyucu yanlp da hanc kadnn aslnda bildiinden


fazlasn bildiini sanmasn, bu kadarn bildiine de amasn diye, Sophia adnn
kavgann nedeni olduunu Temenden rendiini aklamak yerinde olur. Bilgisinin
geri kalan ksmn nasl elde ettiini ise, bir nceki sahneden sezebilir akll bir okuyucu.
Hanc kadnn eitli erdemlerinden biri de, byk bir merakt. Mterilerinin adlarn,
aile ve para durumlarn elinden geldii kadar renmeden nce, hi kimsenin
hanndan kp gitmesine kolay kolay katlanamazd.
Hanc kadn gidince, Jones, onun davrann eletirecei yerde, sevgili Sophia'snn
yatt sylenilen yatakta bulunduunu dnmeye balad. Bunun zerine, zlem ve
sevgiyle dolu binlerce ey geldi aklna. Okuyucularmz arasnda bu eit klarn pek
az sayda olduunu bilmeseydik, Jones'un dndkleri stnde biraz daha fazla
dururduk.
Hekim, yaralarna pansuman yapmaya geldii srada, ite bu durumda buldu
delikanly. Jones'u muayene edip, nabznn dzensiz olduunu, geceleyin de
uyumadn renen hekim, hatann tehlikede olduunu bildirdi. Jones'un ateinin
ykseleceinden korkuyor, bunu nlemek iin de, hastadan kan almak istiyordu. Ne
var ki, Jones, daha fazla kan kaybetmek istemediini syleyerek, buna yanamad.
"Doktor," dedi, "ltfen siz yalnz bamn pansumann deitirin. Bir iki gnde
iyileeceimden hi kukum yok."
Hekim, keke bir iki ayda iyileebileceinizi syleyebilseydim size," dedi.
"yileecekmi! Hayr, hayr. Byle yaralandktan sonra, abucak iyileemez insan.
Efendim, benim yapacam ileri bana bir hasta retecek deil yal Pansumandan
nce, ille de ille kan alacam sizden!"
Jones, kan aldrtmamak konusunda kesinlikle direnince, hekim sonunda boyun
emek zorunda kald. Bu inadn kt sonularndan sorumlu olmayacan, kan
aldrtmasn salk verdiini de delikanlnn unutmamasn istedi. Jones da bunu
unutmayacana sz verdi.
Bunun zerine mutfaa giden hekim, Jones'un atei olduu halde kan aldrtmadn
syleyerek, hastasnn dik kafal davranndan ac ac yaknd.
Hanc kadn, demek bu itah aan cinsden bir atemi," dedi; "nk bu sabah
kahvaltda, iki tane koskocaman tereyal kzarm ekmei yutuverdi hastanz."
Doktor, "olabilir," dedi. Yksek atele yiyebilen insanlar vardr. Bunun nedeni
kolayca aklanabilir: Bedendeki ateli maddeden kan asidite, diyafragmann
sinirlerini uyarr. Bylece beliren mide kaznmas, doal bir itahtan kolayca ayrt
edilemez. Ne var ki, alnan besin, bedence sindirilemedii ve lemflerce
benimsenmediinden, damar deliklerini tkar; bylece ate durumu arlar. Bana ka-
lrsa, bu bay byk bir tehlike geirmektedir; ve eer kan alnmazsa, korkarm
lecektir."
"Erge herkes lecektir," dedi iyi yrekli hanc kadn. "Bu beni ilgilendirmez. Ancak,
umarm ki, doktor, hastay benim tutmam istemezsiniz kann alrken ... Ama dinleyin
beni, bir ey syleyeyim kulanza: Onunla daha fazla uramadan nce, paray kimin
deyeceini bir dnn hele."
"Paray kim mi deyecek?" dedi hekim gzlerini falta gibi aarak. "Benim uratm
adam kibar bir bay deil mi yani?"
"Ben de kibar sanyordum. Ama ilk kocam hep sylerdi: Grnd gibi deildir her
ey. Bunu benden renmi olmayn ama, haberiniz olsun, metelii olmayan bir heriftir
sizin hastanz. Bunu size sylyorum; nk ticaret yapanlar, byle eyleri birbirlerine
bildirmelidirler bence."
Doktor fena fkelendi: "Demek byle metelik etmeyen bir herifin, unu yap, unu
yapma diye bana buyruklar vermesine katlandm ha! Bana para veremeyen bir herif,
mesleimi hor mu grecek stelik! yi ki vaktinde rendim durumu. imdi grrz kan
aldrtacak m, yoksa aldrtmayacak m!"
Bunun zerine doktor hemen yukar kata kt. Jones'un kapsn gmbr gmbr
ardna kadar aarak, hastay dald derin uykudan sadece uyandrmakla kalmad,
bundan daha da beter bir ey yapt, Sophia ile ilgili ayrca gzel bir dten de uyandrd
delikanly.
Doktor, "kan aldrtacak msn, yoksa aldrtmayacak msn?" diye bard kudurmu
gibi.
Jones, "Bu konuda kararm size bildirmitim," dedi. "Ah, ne kadar isterdim szm
dinlemi olmanz! nk imdi gelip, mrmde grdm en tatl uykudan
uyandrdnz beni."
Hekim, "yledir, yledir," dedi. "Biroklar uyuya uyuya teki dnyaya gverirler.
Uyku her zaman iyi bir ey deildir, tpk yemein her zaman iyi bir ey olmad gibi.
Neyse, size son kez soruyorum: Kan aldrtacak msnz?"
Ben de size son kez bildiriyorum: Kan aldrtmayacam," dedi Jones.
yleyse artk karmam size. imdiye kadar ektiim zahmetlere karlk bana
borcunuz olan paray da hemen isterim: Her biri be illinge iki vizita: her biri gene de
be illinge iki pansuman; kan almak iin de yarm crown."
"Beni bu durumda yzkoyun brakmazsnz umarm."
"Elbette brakrm!"
"yleyse bana kar ok kt davrandnz. Ben de size bir metelik bile
vermeyeceim."
"yle olsun. Zararn neresinden dnsem krdr. Hanc bayan ne halt etti de beni
byle serserilere bakmaa ard!"
Doktor, bunu sylerken, odadan frlayp kt. Hastas da ok gemeden uykuya dald.
Ama ne yazk ki, ayn d gremedi bir daha.

BLM 4

Gelmi gemi zamanlarn en sevimli berberiyle tanrz; Binbir


Gece Masallarndaki ve Don Kiotdaki berberler bile onun kadar
sevimli deildirler

Saat bei alnca, yedi saat sren bir uykudan uyanan Jones, kendini yle dinlenmi,
yle salkl ve keyifli hissetti ki, ayaa kalkp giyinmeye karar verdi. Bu amala,
sandn ap, temiz amar ve bir takm giysi kard. Ama bunlar giymeden nce,
srtna uzun bir gmlek geirip, midesinde balayan kargaal yattracak bir eyler
bulmak zere, mutfaa indi.
Hanc kadnla karlanca, byk bir nezaketle ona yaklap, "yiyecek ne var
acaba?" diye sordu.
"Yiyecek mil" dedi hanc kadn. "Amma da acayip bir saatte soruyorsunuz yiyecek ne
var diye! Hazr hibir ey yok imdilik, Ate de nerdeyse snd."
"Gzel ama, mutlaka bir eyler yemeliyim ben. Ne bulursam, yerim; nk size
dorusunu syleyeyim, mrmde bu kadar ackmadm."
"Bir para souk etle havu var galiba. inizi grr herhalde."
"Bundan iyisi can sal! Ama o eti biraz kzartrsanz, byk bir iyilik yaparsnz
bana."
Buna raz olan hanc kadn, Jones'un iyiletiine sevindiini syledi glmseyerek.
nk bizim delikanlnn huyu ylesine tatlyd ki, ona kar gelmenin yolu yoktu
nerdeyse. stelik bu kadn kt deildi aslnda; ama paraya fazlasyla dkn
olduundan, yoksullua benzeyen her eye kar kin besliyordu.
Yemei hazrlanrken, Jones giyinmek zere odasna dnd. stei zerine berber de
geldi oraya.
Kk Benjamin denilen bu berber, ok acayip, ok tuhaf bir adamd. Bu yzden de
ikide birde, yzne tokatlar yer, pantolunun arkasna tekmeler atlr, kemikleri krlr ve
bunlara benzer vr zvr bellar gelirdi bana. nk herkes akadan anlamaz;
anlayanlar da aka konusu olmaktan holanmazlar ounlukla. Ne var ki, Kk
Benjamin, birok kez bunun acsn ektii halde, huyunun nne geemiyordu. Aklna
bir aka gelince, karsndakinin kiiliine, zamana ve yere hi mi hi aldrmadan,
yumurtlayveriyordu akasn.
Bir yn baka acayiplikleri de vard Kk Benjamin'in. Okuyucu, bu olaand
adamla daha yakndan tantka, bunlar kolayca grebilecei iin, bunlar anlatacak
deilim imdi.
Kolayca anlayabileceimiz bir nedenden tr bir an nce giyinmeye can atan
Jones, berberin sabun kpklerini hazrlamaya fazla zaman verdiini dnd; biraz
acele etmesi iin yalvard.
Bunun zerine, ne olursa olsun, yz kaslarn hibir zaman kprdatmayan Kk
Benjamin, ok arbal bir halle yle dedi: "Bir usturaya elimi srmeden ok nce
rendiim bir atasz vardr: Festina lente (yava yava acele et.)" 90
"Gryorum ki, bilgilisin, dostum," dedi Jones.
"Pek bilgili saylmam. Non omnia possumus omnes (Hepimiz her eyi yapamayz.)"
"Al sana bir tane daha! Bana kalrsa, iir de uydurabilirsin sen."
Berber. "kusuruma bakmayn ama efendim," dedi, "non tanti dignour honore (byle
bir onura hak kazanm saymam kendimi.)"
Sonra, Jones'u tra etmeye balarken, yle konutu: "Efendim, u sabun
kpkleriyle uramaya baladm gnden beri, tra olmann ancak iki nedenini
kefedebildim: Biri sakal olmak, biri de sakaldan kurtulmak. Sanrm ki, efendim, siz
ksa bir sre nceye kadar, bu birinci nedenden tr tra oluyordunuz. Bu ii baard-
nz da, nk sakalnz, tondenti gravior (berber iin ar bir i) bana kalrsa."
Jones, "bana kalrsa da, sen ok komik bir adamsn," dedi.
"ok yanlyorsunuz, efendim. Ben, felsefe incelemelerine fazlasyla dknm. Hinc
illae lachrymae (gzyalarmn nedeni budur.) te budur benim felketim. Fazla bilgi
edindiim iin, mahvoldum gittim."
"Senin mesleindekilerden daha bilgili olduun doru, dostum. Ama bu sana neden
zarar verdi anlayamyorum."
"Ah efendim! Bilgimden tr babam beni mirasndan yoksun brakt. Babam dans
retmeniydi. Bense, dans etmeyi renmeden nce okumay rendiim iin, bana
ierledi. Nesi var nesi yoksa, son meteliine kadar teki ocuklarna brakt. zin verin
de akaklarnz... Ay; Kusuruma bakmayn; galiba hiatus in manuscriptis (el

90 Kk Benjamin, ikide birde Latinceye bavurduu iin bunlara ayr ayr dipnotu vermektense, Latince
szlerin anlamn ayra iinde vermeyi yeledim. (.N)
yazmasnda bo bir yer) var. Savaa gideceinizi duymutum; ama yanlmm
anlalan."
"Bunu da nereden kardnz?" diye sordu Jones.
"Efendim, krk kafanz savaa tamayacak kadar akll bir adam olduunuzdan hi
kukum yok da ondan. nk kmr madenine kmr tamak gibi bir ey olurdu bu."
"Sen acayip bir adamsn dorusu; akalarna da bayldm. Yemekten sonra gelip
benimle bir kadeh iki iersen, ok sevinirim. Seni daha yakndan tanmaya can
atyorum."
"Ah sevgili efendim, siz raz olduktan sonra, yirmi kat daha byk bir ltufta
bulunabilirim size."
"O ltuf da nedir?"
"Ne olacak, sizinle bir tek kadeh deil, tm bir ieyi ierim, cannz isterse. Neden
derseniz, iyi huylu insanlara baylrm; ve siz benim komik bir adam olduumu
sezdiiniz gibi, ben de sizin dnyann en iyi huylu baylarndan biri olduunu sezdim.
Eer yanlyorsam, insan yznden hi anlamyorum demektir."
Bu konumadan sonra, Jones, derli toplu giyinip, aaya indi. nl Adonis bile,
ondan daha yakkl saylamazd belki. Gelgelelim Hanc kadn iin, bir ekicilii yoktu
Jones'un. nk bu iyi yrekli bayan, biimi asndan Vens'e benzemedii gibi,
beenileri asndan da Vens'e benzemiyordu. Oda hizmetisi Nanny'ye gelince, o da
delikanly hanmnn gzleriyle grebilseydi keke! nk bu zavall kzcaz, be
dakika iinde, Jones'a yle bir vuruldu ki, bu tutkusu yznden nice aclar ekti daha
sonralar. Gerek ad Nancy olan bu kz, pek gzeldi; gzel olduu kadar da nazlyd.
Bir garsonu ve dolaylarda oturan bir iki gen iftiyi reddetmiti; ama bizim delikanlnn
ldayan gzleri, Nancy'nin buzlarn eritiverdi dakikasnda.
Jones mutfaa geri dnd srada, sofras henz kurulmamt. Kurulmas iin de bir
neden yoktu; nk yiyecekleri de, yiyeceklerini piirecek olan ate de olduu gibi
duruyordu. Byle bir hayal krkl, felsefeye yatkn bir insan bile fkelendirebilirdi.
Ama Jones, fkelenmedi. "Souk sr etini stmak o kadar g bir ise, unu souk
yiyeyim bari," diyerek, hanc kadn tatl tatl azarlamakla yetindi. Bunun zerine o iyi
yrekli bayan, ya merhamete geldiinden, ya utandndan, ya da bilemediim baka
bir nedenden tr; vermedii emirleri yerine getirmedikleri iin, hizmetilerini bir gzel
tersledi; garsonun, Gneli Oda denilen yerde bir sofra kurmasn istedi; canla bala
yemek piirme iine giriti; ok gemeden de yemei hazrlad.
Jones'un imdi gtrld Gneli Oda, gerekten bir lucus a non lucendo idi; yani
buraya byle bir ad verilmesi son derece yersizdi. nk Gneli Oda, nerdeyse hi
gne almazd. Aslnda hann en berbat odasyd buras; Jones'un da hayrnayd byle
olmas. Odada kusur bulamayacak kadar a olan delikanlnn karn doyunca, bu
zindana gtrlmesine biraz ierledi; garsonun, daha gzel bir odaya bir ie arap
getirmesini istedi.
Garson, bu emri yerine getirdi. Bir sre sonra, berber de Jones'un yanna geldi.
Kk Benjamin, zavall Jonesun yksn anlatarak, mutfakta evresine toplad
kiileri elendiren hanc kadn dinledii iin, Jonesu ister istemez bekletmiti biraz.
Hanc kadn, bu yknn kimi blmlerini Jones'un kendi azndan alm, kimi
blmlerini de ustaca uydurmutu:
"Kimsesiz yoksul bir ocuktu o," diyordu. "Mr. Allworthy, onu evine ald; rak olarak
yetitirdi. Ama olan, bir haltlar kartrmaya balaynca, zellikle evin gen hanmna
gz koyunca, kap dar edildi. Evi de soymutur bana kalrsa; nk az da olsa,
nerden buldu o paray? stelik de bay saylmak ister byleleri!"
Berber, "Mr. Allworthy'nin adamlarndan biri mi dediniz! Ad nedir?" diye sordu.
"Ad Jones'mu. Ama baka bir ad kullanyordur belki. imdi aralar ak olduu
halde, Mr. Allworthy'nin onu kendi olu gibi byttn de syledi."
Berber, "eer ad Jones ise, demek ki size gerei syledi," dedi. O blgede yaayan
tandklarmdan duymutum. Hatt kimine gre, Jones, Mr. Allworthy'nin oluymu."
"yleyse, neden babasnn adn tamyor?"
"Orasn bilmem," dedi berber. "Kimi adamlarn oullar, z babalarnn adn
tamazlar."
Hanc kadn, "Kibar bir bayn olu olduunu bilseydim," dedi, "ne denli pi olursa
olsun, gene de baka trl davranrdm ona kar. nk bu pilerin birou, byk
adam olurlar eninde sonunda. Benim zavall ilk kocamn hep dedii gibi, kibar
mterilerin damarna basmamal hibir zaman."

BLM 5

Mr. Jones ile Berberin konumas

Berberle hanc kadnn konumasnn bir blm, Jones zindanda yemek yerken, bir
blm de oturma odasnda berberi beklerken olmutu. Bu konuma biter bitmez, Mr.
Benjamin diye tandmz adam, Jones'un yanna gitti. Jones, berbere oturmasn rica
edip, bir kadeh arap doldurdu, doctissime tonsorum (berberlerin en bilgini) dedii
Kk Benjamin'in salna iti.
Berber, "ago tibi gratias, domine (size teekkr ederim, efendim)" dedi.
Sonra, gzlerini Jones'a dikti; eskiden tand bir kiiyi imdi anmsyormu gibi,
arbal bir halde konutu:
"Efendim, adnzn Jones olup olmadn bana bildirir misiniz ltfen."
Delikanl, adnn Jones olduunu bildirdi.
"Proh deum atque hominum fidem! (Tanrlarn ve insanlarn onuru adna!) dedi
berber. "Ne garip eyler oluyor u yeryznde! Emirlerinizi yerine getirmeye hazrm,
Mr. Jones. Anlalan beni tanmadnz. Tanmamanza da aacak deilim; nk beni
ancak bir tek kez grdnz ve pek kktnz o srada. yi yrekli Mr. Allworthy nasl?
Ille optimus omnium patronus (efendilerin en iyisi nasl?)"
"Demek beni gerekten tanyorsunuz. Ama ne yazk ki, ben sizi anmsayamadm."
"Buna pek amyorum. Benim asl atm ey, sizi daha nce tanmam olmam;
nk siz, hi mi hi deimemisiniz. Sormas ayp deilse, byle nerelere
gidiyorsunuz, efendim?"
Jones, kadehinizi doldurun, sayn berber," dedi; "ve artk bana soru sormayn.
Yoo efendim, sizi rahatsz etmek istemem. Beni kstaha merakl bir adam
sanmazsnz umarm; nk beni yle olmakla sulayamaz hi kimse. Sizden zr
dilerim. Sizin gibi bir bay, yannda adamlar olmadan yolculuk ederse, onun casu
incognito (tannmamas gereken bir durumda) olduu anlalr. Adnz bile
anmamalydm belki."
Jones. "beni buralarda byle iyi tanyanlarn kacan hi beklemiyordum," dedi.
"Baz zel nedenlerden tr, ben gidinceye dein hi kimseye adm sylememenizi
rica edeceim."
Berber, "pauca verba (az sz sylemeli)" dedi. "Keke benden baka sizi tanyan
olmasayd burada nk dilini tutamaz kimileri. Ama ben, sr tutmasn bilirim.
Dmanlarm bile, bu erdemimi yadsyamazlar."
"Oysa, sizin mesleinizin bir zellii deildir bu, sayn berber!"
"Eyvah ki, eyvah efendim! Non si male nunc olim sic erat (imdi durum kt ama,
eskiden yle deildi.) Bilin ki, ben ne berber olarak dnyaya geldim, ne de berber
olarak yetitirildim. Vaktimin ounu okumu baylar arasnda geirdim. Bunu kendim
sylememem gerekirdi ama, kibarln ne olduunu da bilirim. Kimi kiileri gveninize
lyk grdnz gibi, beni de gveninize lyk grseydiniz, dilimi onlardan daha iyi
tuttuumu kantlayabilirdim size, mutfaklarda, herkesin nnde, adnz amura
batrmazdm. nann bana, efendim; kimi kiiler ktlk etti size. Sizinle Mr. Allworthy
arasnda getiini kendiniz anlattnz bir anlamazl ulu orta aklamakla
yetinmediler; uydurduklar yalanlar da eklediler buna. Sylediklerinin yalan olduunu
ben biliyordum."
Jones, "beni ok arttnz," dedi.
"Yemin ederim, efendim, doruyu sylyorum. Bunlar uydurann, han ileten bayan
olduunu anlamsnzdr herhalde. Sylediklerini duyunca, ok fena oldum dorusu.
Anlattklarnn yalan olduunu umarm; nk size byk saygm vardr. Kara George'a
gsterdiiniz iyilii duyal beri vard. Oralarda hep sz edildi bu iyiliinizin. Bana birok
mektup geldi bu konuda. Herkes sizi sevdi bundan tr. Balayn beni;
duyduklarma gerekten zldm iin, size baz sorular sordum. Yoksa kstaha
meraklarm yoktur benim. yi huylu insanlar severim. te bu yzden amoris
abundantia ergo te (size bol bol sevgi duydum.)"
Mutsuz olanlar, herhangi bir sevgi gsterisine kolayca inanverirler. Onun iin, yalnz
mutsuz deil, stelik son derece akyrekli bir gen olan Jones'un, Benjamin'in
szlerine hemen inanp, onu barna basmasna amamal. Benjaminin tm
davranlar, kimi zaman yerli yerinde kulland blk prk Ltince szler, derinliine
bir edebiyat bilgisi kantlamamakla birlikte, bu adamn sradan bir berber olmadn
gsteriyordu. Onun iin Jones, Benjamin'in kiilii ve eitimi konusunda sylediklerinin
doruluuna inand.
Bir sre nazlandktan sonra, "dostum," dedi "mademki benimle ilgili bunca ey
duydunuz ve mademki gerei renmek istiyorsunuz, eer sabredip dinlerseniz, tm
olup bitenleri anlatacam size."
"Sabretmek mi!" dedi Benjamin. "Ne denli uzun olursa olsun, sabrederim. Bana bu
onuru baladnz iin de, byk bir gnl borcu duyuyorum size."
Bunun zerine konumaya balayan Jones, tm yksn anlatt. Ancak bir iki olay,
rnein Thwackum ile dvt gn olup bitenleri sylemeyi unuttu. Denizci olmaya
karar verdiini; ama Kuzeydeki ayaklanma yznden fikir deitirip, imdi bulunduu
yere geldiini syleyerek, yksn tamamlad.
Dikkat kesilen Kk Benjamin, Jonesun szn bir tek kez bile kesmedi. Ama
delikanl susunca, dmanlarnn mutlaka baka bir eyler uydurup, Jones'u karalamak
iin uydurduklarn Mr. Allworthy'ye yetitirdiklerini; yoksa Mr. Allworthy gibi iyi bir
insann, bunca sevdii birini byle kovamayacan sylemekten kendini alamad.
Jones, "beni mahvetmek amacyla kt dolaplar dndrldnden hi kukum yok,"
dedi.
Berberin dinlediini kim dinlerse, onun gibi konuurdu dorusu; nk Jones'un
anlattklarnda, onu sulu duruma drecek bir tek ey yoktu. Jones, yanl
yorumlanp Mr. Allworthy'ye aktarld gibi deil, kendi bildii gibi anlatmt olup
bitenleri. Ona kar zaman zaman uydurulan eitli sulamalardan da sz edemezdi;
nk bunlarn hibirinden haberi yoktu. Biraz nce belirttiimiz gibi, nemli kimi
ayrntlar da atlamt. Sylediklerinin tm, kendi asndan ylesine olumlu
grnyordu ki, ktlerin en kts bile, kolayca ayplayamazd Jones'u.
Jones, gerekleri gizlemek ya da gereklere baka bir biim vermek niyetinde deildi
aslnda. Hatt onu cezalandrd iin, Mr. Allworthy'yi ayplayacana, bu cezay
hakkettii iin kendisinin ayplanmasna razyd. Ne var ki, durum her zaman byledir
ve her zaman da byle olacaktr: Bir adam ne denli drst olursa olsun, kendi
davranlarnn hesabn, elinde olmadan ylesine olumlu bir adan verir ki, kiiliinin
bozuk yanlar, iyice szlm berbat bir iki gibi, ktlklerinden tmyle arnm
olarak kar dudaklarnn arasndan. Bir adam kendi yksn anlatrken ve ayn
yky bir dman anlatrken, olaylar ayn olduu halde, nedenler, koullar ve so-
nular ylesine bambakadr ki, aslnda ayn olaylarn anlatldna nerdeyse inanamaz
hale geliriz.
Berber, Jones'un yksn drt kulakla dinlemi, duyduklar sanki ona yetmemiti
gene de. Burnunu her ie sokmazd ama, ok merak ettii bir ey vard: Jones,
sevdalandndan ve Blifilin rakibi oluundan sz ettii halde, sevdii gen bayann
adn gizli tutmaya dikkat etmiti. Berber, biraz duraksadktan ve epey eveleyip ge-
veledikten sonra, tm bu aclarn balca nedeni grnen bayann adn ltfetmesini
diledi Jones'dan.
Delikanl, biraz duraklayp, yle dedi: "Size bylesine gvendiime ve ne yazk ki
onun ad burada gereinden fazla duyulduu na gre, bunu sizden gizlemeyeceim
artk: Ad Sophia Western'dir."
"Proh deum atque fidem! (Tanrlarn ve insanlarn onuru adna!) Demek Mr.
Western'in kz yetikin bir kadn oldu ha!"
"Hem de dnyada ei olmayan bir kadn!" dedi Jones heyecanla. "Onun kadar gzel
bir ey grmemitir hi kimsenin gz! Ama gzellii en nemsiz yan. yle akll! yle
iyi yrekli kil Onu sonsuza dek vsem de, erdemlerinin yarsn bile sayamam.
Berber, demek Mr. Westernin yetikin bir kz var," dedi. "Babas delikanlyd onu
tandm srada. Eh, ne yapalm, tempus edax rerum (zaman her eyi kemirir)."
arap o srada bitmiti. Berber, bundan sonraki ieyi kendi smarlamak iin direndi.
Ama Jones, kesinlikle reddetti bu neriyi.
"Zaten gereinden fazla itim," dedi. "Artk odama gitmek istiyorum. Keke
okuyabilecek bir kitap bulabilsem orada."
"Kitap m!" dedi Benjamin. "Hangi kitab isterseniz? Ltince mi istersiniz, ngilizce mi?
Her iki dilde de baz ilgin kitaplarm var. rnein Erasmi Colloquia, Ovid de
Tristibus, Gradus ad Parnassum. Geri bazlar biraz yrtk prtk ama, ok iyi
ngilizce kitaplarm da var: Stoweun Chronicle'nn byk bir ksm, Pope'un Homer'in
altnc cildi, Spectator'un nc cildi, Echard'n Roman History'sinin ikinci cildi, The
Craftsman, Robinson Crusoe, Thomas a Kempis'in kitab ve Tom Brown'un
yaptlarnn iki cildi."
Jones, "bu son sylediiniz adamn kitaplarn hi grmedim," dedi. "Bana o iki ciltten
birini dn vermenizi rica edeceim."
Berber, Jones'un bu kitab okurken ok ho vakit geireceini syledi; nk o yazan,
ngiliz ulusunun yetitirdii en zeki adamlardan biri sayyordu. ok yaknda bulunan
evine gidip, kitapla geri dnd. Jones, berberin dilini tutmas iin uzun uzun
yalvardktan, berber de dilini tutacana yemin stne yemin ettikten sonra, birbirle-
rinden ayrldlar. Berber evine gitti; Jones da odasna ekildi.

BLM 6

Mr. Benjamin'in hem baz baka yetenekleri,

hem de bu olaand kiinin kim olduu meydana kar

Yarasnn pansuman edilmemesi yznden rahatsz olacandan, hatt tehlikeye


girebileceinden korkan Jones, sabahleyin hekimin grnmemesinden biraz tedirginlik
duyduu iin, yaknlarda baka doktor bulunup bulunmadn garsona sordu. Garson,
bir doktor bildiini, pek uzaklarda da oturmadn; ama bu doktorun, nce baka bir
meslektan aran bir hastayla ilgilenmeye ou zaman yanamadn syledi.
"imdi benim szm dinleyin, efendim," dedi. "Bu lkede hi kimse, dn gece
beraber oturduunuz berber kadar yararl olamaz size. Yaralara are bulmakta
dnyann en usta adamlarndan biri sayarz onu. Buralara geleli daha ay bile olmad
ama, ok baarl tedaviler yapt."
Garson, hemen Kk Benjamin'e gnderildi. Berber, hangi i iin arldn
renince, ona gre hazrlanp, Jones'un yanna gitti. Ne var ki, kolunun altnda berber
leeniyle geldiinden ylesine bambaka bir hali ve tavr vard ki imdi, Berber
Benjamin ile hekim Benjaminin ayn adam olduuna inanmak g geliyordu insana.
"Tonsor (berber)," dedi Jones. "Demek birden fazla ticaret alann varm senin. Nasl
oldu da bana bundan sz etmedin dn gece?"
Benjamin, ok arbal bir tavrla, "hekimlik bir ticaret deil, bir meslektir," dedi.
"Baka bir bayn tedavisi altnda bulunduunuzu sandm iin, bu ide yetkili olduumu
dn gece size bildirmemitim; nk meslektalarmn iine burnumu sokmaktan hi
holanmam. Ars omnibus communis (iyiletirme sanat bu ile uraanlarn ortak
maldr). imdi efendim, izninizle banz inceleyeceim; kafatasnz grnce,
durumunuz konusunda ne dndm bildireceim."
Jones, bu yeni profesr doktora pek gvenmedii halde, Benjamin'in sarglan zp
yarasna bakmasna katland. Benjamin, bu ii yapar yapmaz, ac ac homurdanmaya,
ban hzla sallamaya balad. Bunun zerine sinirlenen Jones, soytarlk etmemesini,
durumun ne olduunu bildirmesini istedi.
Benjamin, "bir hekim olarak m konuaym, yoksa bir dost olarak m?" diye sordu.
Jones, "bir dost olarak ve ciddiyetle konu," dedi.
"yleyse yemin ederim ki, bir iki pansumandan sonra iyilemenizi engellemek iin,
ok byk ustalklar gerekmektedir. Eer kendi yaptm bir merhemi kullanmama izin
verirseniz, baar elde edeceime gvenebilirsiniz."
Jones'un izin vermesi zerine, yaraya merhem srld.
"te efendim," dedi Benjamin. "imdi izninizle eski kiiliime dneceim yeniden.
Hekimlikle ilgili ileri yaparken, insan arbal haller taknmak zorundadr. Yoksa
yeryznde hi kimse raz olmaz ona el srmenize. Arbal bir kii izlenimini vermek
asndan arbal haller taknmann ne denli nemli olduunu aklnz almaz efendim.
Bir berber, insan gldrebilir; ama bir hekimin, insan gldrmek deil, alatmas
gerekmektedir."
Jones, "Bay Berber, ya da Bay Hekim, yada Bay Berber-Hekim diye sze balad.
Ama Berber, Jones'un szn kesti: "Aman efendim, infandum, regina, jubes
renovare dolorem (yani ey kralie, anlatlmaz bir acy yeniden anlatmaya zorluyorsun
beni.) Bu iki karde meslein, birbirinden imdi nasl haince ayrldn aklma getirdiniz.
Vis unita fortior (yani birleen g en byk gtr) diyen eski atasznden de
anlalacana gre, tm ayrlklar gibi, berberlerin de hekimlerin de zararna oldu bu
ayrlk. Her iki meslekte de, bu atasznn doruluunu anlayanlar vardr herhalde.
Ama bu iki meslei kendi kiiliinde birletiren bana, yle ar geldi ki bu ayrl!
Jones, "kendini ister berber say, ister hekim" dedi; "bugne dek tandm adamlarn
en acayibi, en tuhaf olduundan hi kukum yok. Yaam yknn ok artc yanlar
olsa gerek. Bu yky dinlemeye de hak kazandm kabul edersin herhalde.
"Bunu kabul ediyorum" dedi berber. "Yeterince vaktiniz olunca, elbet anlatrm
ykm; nk haberiniz olsun, bir hayli uzun srecek anlatmam."
Jones, u srada bol bol vakti olduunu syleyince, Benjamin, "peki yleyse" dedi,
"buyruunuza boyun eeceim. Ama hi kimsenin bizi rahatsz etmemesi iin, kapy
kilitleyeceim nce."
Benjamin kapy kilitledikten sonra, ok arbal bir halle Jones'a doru yryp, "her
eyden nce size unu bildireyim, efendim" dedi: "imdiye dek benim en byk
dmanm siz oldunuz."
Bu beklenmedik sz duyunca, Jones irkildi. Byk bir hayretle, biraz da serte
konutu:
"Ben mi sizin dmannz oldum efendim!"
"Yoo, kzmayn" dedi Benjamin; "nk yemin ederim ki, ben sizin dmannz
deilim. Bana ktlk etmeye hi niyetiniz de yoktu. Zaten kk bir bebektiniz o
srada. Adm syler sylemez, bu bilmece kendiliinden zmlenecek: Partrigde diye
bir adamn adn hi duymadnz m, efendim? Bu Partridge, sizin babanz sanlmak
onuruna eriti ve bu onur sayesinde de, mahvolup gitti."
Jones, "elbette duydum Partridge adn" dedi. Oldum olas, o adamn olu bilirim
kendimi."
"te efendim, ben Partridge denilen o adamm. Evlat olarak bana kar hibir
greviniz olmadn da hemen u anda bildiriyorum size; nk yemin ederim ki, siz
benim olum deilsiniz."
"Ne! Demek ki, yersiz bir kuku yznden, benim de bildiim tm
o felketler geldi banza! Hi olur mu byle eyi"
"Olur, efendim. Oldu da. Neyse... Birine ac ektiren, aslnda susuz olsa bile, ondan
nefret etmek doaldr belki. Ama benim byle bir huyum yok. Size daha nce de
sylediim gibi, Kara Georgea kar nasl davrandnz duyduum gnden beri sizi
sevdim. Olaand bir rastlant sonucu sizinle byle karlanca, una da inandm: Siz
dodunuz diye ben ok ac ektim ama, aslnda siz, ektiim bunca acy bana
unutturmak iin dnyaya geldiniz. stelik, sizinle karlamadan bir gece nce bir d
grdm: Bir iskemleye arpp tkezliyorum ama, canm yanmyor. Hayrl bir eyler
olacan aka gsteriyor bu. Dn gece gene bir d grdm: St gibi ak bir ksraa
binmi, peinizden gidiyorum. Bu ok gzel bir dtr; talihimin iyiden iyiye alacan
gsterir. Zalimce davranp, talihime engel olamazsnz, umarm."
"Mr. Partridge" dedi Jones, "benim yzmden ektiklerinizi size unutturmak iin
elimden geleni yapmak, benim amdan bir mutluluk olur. Geri u srada bunu
baarabileceimi pek sanmam ama, gene de hibir eyi esirgeyecek deilim sizden."
"Benim istediimi yapmak sizin elinizdedir; nk benim istediim tek ey, sizinle
beraber bu sefere gitmeme izin vermenizdir. Hatt bunu aklma yle bir koydum ki,
hayr derseniz, hem bir berberi, hem bir hekimi ldrverirsiniz bir tek szckle."
Jones glmseyerek, topluma bunca ktlk yapmak niyetinde olmadn syledi.
Sonra, bundan byle Partridge adn vereceimiz Benjamin'i bu iten caydrmak
amacyla, akll uslu birok neden ileri srd. Ama abalan bounayd. St gibi ak ksrak
dne sarslmaz bir gveni vard Partridge'in.
Partridge, "unu da hesaba katn efendim" dedi. "Ben bu davaya candan
inananlardanm. Beni yannza alsanz da, almasanz da, gideceim bu sefere."
Partridge, Jones'dan ne denli holandysa, Jones da o denli holanmt
Partridge'den Kendi keyfini dnerek deil, Partridge'in iyiliini dnd iin sefere
gelmemesini istemiti. Arkadann kararl olduunu grnce, gelmesine izin verdi ama,
biraz sonra da akln bana toplad:
"Mr. Partridge," dedi, size bakabileceimi sanyorsunuz belki. Ama size bakabilecek
durumda deilim aslnda."
Jones, kesesinden kard dokuz giniyi sayd; varnn younun bu olduunu syledi.
Partridge, imdi deil ileride gsterecei ltuflar dnerek Jones'a gvendiini; pek
yaknda Jones'un eline yeterince para geeceine inandn bildirdi.
"imdiyse, efendim" dedi, "ben sizden daha zenginim galiba. Size hizmet etmek
zere, varm youmu emrinize vermeye hazrm. Hepsini almanz istiyorum. Adamnz
olarak yannzda kalaym. Nil desperandum est Teucro duce et auspice Teucro
yani Teucer nderimiz ve koruyucumuz olduu srece, hibir eyden umut kesilmez."
Jones, Partridge'in cmerte yapt bu neriyi benimsemeye hi yanamad.
Ertesi sabah yola kmaya karar vermilerdi. Ama Jones'un eyalaryla ilgili bir
engelle karlatlar: Jones'un sand, atsz tanamayacak kadar bykt.
Partridge, "size akl retiyorum diye kusuruma bakmayn ama" dedi, "iinden birka
gmlek alp, bu sand burada brakmalyz. Gmleklerinizi kolayca tarm. Sanda
gelince, onu kilitleyip, gvenilir bir yerde, benim evimde brakrz."
Jones bu hal aresini dakikasnda benimsedikten sonra, berber,
yolculua hazrlanmak zere kendi evine dnd.

BLM 7
Partridgein davrann imdiye dek anlatlanlardan daha iyi
aklayan baz nedenler gsterilir; Jones'un bir kusuru savunulur;
hanc bayanla ilgili birka kk yk daha anlatlr.

Partridge, bo inanlara dnyada en ok bel balayanlardan biri olduu halde, srf


iskemle ve kr ksrak dlerini hayra yorumladndan tr, ya da sava meydanlarn
yama etmek umuduyla, bu sefere katlp Jones'un peine taklmak istemezdi belki de.
Gerek uydu ki, Jones'un anlattklarn uzun uzun dndkten sonra, Mr.
Allworthynin kendi z olunu (Jones'un Mr. Allworthy'nin olu olduuna kesinlikle
inanyordu) bylesine entipften nedenler yznden kap dar etmesine akl yatmt
Partridge'in. Bundan tr, Jones'dan duyduklarnn bandan sonuna kadar uydurma
bir masal olduu; kynde mektuplat kiilerin ikide birde yazdklar gibi, ii iine
smayan bir delikanl olan Jones'un babasnn evinden kat sonucuna varmt.
Delikanly kandrp, babasnn yanna dnmesini salarsa, Mr. Allworthy'ye hizmet
etmi olacak; bu hizmet sayesinde de, Mr. Allworthy'nin eskiden Partridge'e duyduu
fkeden en kk bir iz bile kalmayacakt. Zaten Partridge'e gre, Mr. Allworthy
gerekten kzmamt ona; ancak kendi adna leke srlmesin diye, haksz yere
sulamt Partridgei. Berberin byle dnmesinin birok nedeni vard: Mr. Allworthy
bu kimsesiz ocua byk sevgi gstermi, Partridge'e kar da ok sert davranmt.
Partridge ise, kendini susuz bildii iin, bakalarnn onu sulu bulacana
inanmyordu. stelik bu iyi yrekli adam, Partridge'e balad yllk geliri herkesin gz
nnde kestikten sonra, ona gizlice para gndermiti gene de. Partridge, teden beri
ald bu paray, kendisine kar yaplan hakszln balanmas iin verilen bir
eit tazminat sayard. Bana kalrsa, nerdeyse herkes, bir insann
akelliliinden yararlannca, bunu o insann su katlmam iyiliksever liine
balamazlar: bu cmertliin baka nedenleri olduunu dnrler. Bir yolunu
bulup delikanly kandrabilirse, evine dnmesini salayabilirse, Mr.
Allworthy'nin gene gzne gireceinden, zahmetlerine karlk bol bol
dllendirileceinden hi kukusu yoktu Partridge'nin. O zaman doup
byd kye dnecekti; ve hi kimse Odysseus bile, zavall Partridge kadar
itenlikle zlememiti kendi z memleketini.
Jones'a gelince, Partridge'in sylediklerine iyice inanmt. Berberin, srf Jones'a
duyduu sevgiden ve bu davaya ballndan tr onunla beraber gitmek istediini
sanyordu. Bakalarnn itenliine bylesine abuk inand iin, Jones'u ok
ayplamamz gerekir. Dorusunu isterseniz, bir insann evresindekilerin szlerini d-
np tandktan sonra, aceleye kaplmadan deerlendirmesinin ancak iki yolu vardr:
Birincisi, o insann uzun sre deneyden gemesi; ikincisi de kendine zg byk
yetenekleri ve bir eit dehas olmasdr. kinci yol, birincisinden kat kat stndr; nk
o zaman insan gen yata da bu konuda ayrca yetenekli olabilir, bakalarnn szlerini
deerlendirmede kesin ve amaz sonulara varabilir. Birok kiinin aldatt bir adam,
bunlardan birinin drst kacan umabilir. Oysa bunun olanak d olduunu iinden
gelen bir sezgiyle kavrayan adam, bir tek kez bile aldatlamayacak kadar aklldr.
Jones'da bu yetenek doutan yoktu. Henz ok gen olduu iin, bunu deney yoluyla
da elde edememiti. Zaten byle bir yetenek, ancak ya iyice ilerledikten sonra elde
edilebilir. te bu yzdendir ki, kimi yallar, kendilerinden biraz daha gen olanlarn ak-
ln kmserler.
Jones, gnn byk bir ksmn yeni tand bir adamla geirdi. Hann sahibi, daha
dorusu hanc bayann kocasyd bu adam. Uzun sren bir gut nbetinden sonra, aa
kata yeni inmiti. Bu illetinden tr, yln yars odasnda kapal kalr; teki yarsn da
handa dolaarak, piposunu tttrerek, eiyle dostuyla iki ierek, hann ilerine hi mi
hi karmadan geirirdi. Kibar bir bay gibi yaayan, yani hibir i grmemek zere
yetitirilen bu adam, alkan bir ifti olan amcasndan kalan kk miras, avda, at
yarlarnda, horoz dvlerinde harcamt. Hanc bayan, baz grevleri yerine getirsin
diye evlenmiti onunla; bu grevleri oktandr yerine getirmedii iin de candan nefret
ediyordu ondan. Ne var ki, bu adam ters huyluydu. te bu yzden hanc bayan, sabah
akam vd birinci kocasyla ikincisini sk sk karlatrp, ikinci kocasn kk d-
rp azarlamakla yetinmek zorunda kalyordu. Hanc bayann kazand parann ou
kendi cebine girdii, ailenin bakm ve ynetiminde de kendi egemen olduu iin, uzun
ve baarsz bir savatan sonra, hanc bayan kocasn kendi haline brakmaya
katlanmt.
Akamleyin Jones odasna ekildikten sonra, bu sevdal ift arasnda, bizim
delikanlyla ilgili kk bir tartma balad.
"O ne yle!" dedi kadn. "o bayla iki itiini grdm."
"Evet, beraber bir ie itik" dedi adam. "ok kibar bir bay. Atlardan da bir hayli
anlyor. Ama daha pek gen olduundan, dnyay gezip tozmam; at yarna da az
gitmi."
"Ya! Demek ki, o da sizin cinsten! At yar merakls olduuna gre, kibarl su
gtrmez! Cehenneme kadar yolu var byle kibarlarn! At yar merakllarn ben
sevmeyeceim de kim sevecek yani!"
"Hakkn var dorusu" dedi koca; "nk eskiden bu merakllardan biri de bendim"
"Oras yle" diye karlk verdi hanc bayan. "lk kocamn dedii gibi, senin bana
yaptn iyiliklerin tmn iki gzme tksam, her eyi olduu gibi grrdm gene de!"
"Allah kahretsin senin u ilk kocan!" diye bard ikinci koca.
"Senden stn bir adama kfretme sakn! Eer lmeseydi, ona kfretmeyi gze
alamazdn."
"Demek ki, senin kadar yrekli olmadm sanyorsun; nk sen, benim nmde ka
kez kfrettin ilk kocana."
"Eer ettimse, ok piman olmuumdur buna. Azmdan kaan bir sz balayacak
kadar ulugnllyd benim ilk kocam. Senin gibilerinin benim damarma basmaya
hakk yoktur. O benim kocamd! Kocam! fkeye kaplp, ona ters bir laf etmiimdir belki.
Ama 'sen bir itsin' dememiimdir ona. Yalan sylemi olurdum byle deseydim."
Hanc bayan daha birok ey sylenip durdu. Ne var ki, kocas bunlar duymuyordu;
nk piposunu yakm, elinden geldiince hzla, topallaya topallaya uzaklamt.
Hanc bayann syledikleri, bu ykye giremeyecek kadar yakksz bir konuya gittike
daha yaklat iin, biz de bu szleri yazmaktan vazgeiyoruz imdi.
Partridge sabahleyin erkenden, srtnda antas, yolculua hazr bir durumda,
Jones'un yatann baucuna dikildi. Bu srt antasn kendi eliyle yapmt; nk
Partridgein marifetlerinden biri de, epeyce usta bir terzi oluuydu. Kendi i
amarlarndan drt gmlek vard bu antada; bizim delikanlnn sekiz gmleini de
ayn antaya yerletirdi. Jones'un sandn kapatp kendi evine tamak zereyken,
hanc bayan Partridge'in yolunu kesti; hesap denmeden herhangi bir eyann handan
kmasna izin vermeyeceini bildirdi.
Daha nce de sylediimiz gibi, hanc bayan bu blgenin mutlak hkmdar
olduundan, onun koyduu yasalara uymak zorunluluu vard. te bu yzden hesap
pusulas hazrland. Jones'un nasl arland gz nnde tutulursa, bu hesap
beklenildiinden ok daha yklyd. Han iletenlerin, mesleklerinin yce gizleri
saydklar kimi kurallar aklamak zorundayz imdi. Birinci kural: Handa iyi bir yiyecek
varsa (ki bu pek ender olur), bu yiyecei, ancak atlarla, arabalarla. uaklarla yolculuk
edenlere sunmak. kinci kural: En iyi yiyecekler iin ka para alnyorsa, en ktleri iin
de ayn paray almak. nc ve son kural: Mteri az yiyor ve iiyorsa; her yediine
ve itiine ok fiyat bierek, hesab denkletirmek.
Hesap pusulas hazrlanp dendikten sonra, Jones, srt antasn tayan Partridge
ile birlikte yola kt. Hanc bayan, ona iyi yolculuklar dilemeye bile yanamad. nk
bu handa kalanlar kibar kiilerdi; ve Allah bilir neden, kibar kiiler sayesinde ekmek
parasn kazananlar, sanki kendileri de ayn kibar snftanm gibi, daha aa
tabakalardan gelenlere kar kstaha davranrlar.

BLM 8

Jones'un Glouceater'e gelip, an adl hana yerlemesi; bu hann


zellikleri ve Jones'un orada karlat dalaverac bir avukatn
kiilii

Mr. Jones ile Partridge ya da Kk Benjamin (bu "kk" sfat adama alay olsun
diye verilmiti belki de; nk Partridge bir metre seksen boyundayd nerdeyse) son
kaldklar yerden anlattmz biimde ayrldktan sonra, yazlmaya deer hibir
servenle karlamadan Gloucester'e vardlar.
Orada, an tabelasn tayan bir handa kalmaya karar verdiler. an adl han
gerekten ok gzeldir. Bu eski kente gidecek olan tm okuyucularma orada
kalmalarn candanlkla salk veririm. Han sahibi, byk bir vaiz saylan Whitefield'in
kardei olduu halde, Metodizm'in ya da Hristiyan Kilisesine aykr herhangi baka bir
mezhebin tehlikeli ilkeleriyle zehirlenmi deildir. Ne Kiliseye ne de Devlete zarar
dokunmayacak, kendi halinde, namuslu bir adamdr bana kalrsa. Eskiden gzelliiyle
n kazanan kars ise, hl ok ho bir kadndr. Grn ve davranyla, toplumun
en st evrelerinde bile bir yldz gibi parlayabilir. Kadn, bunun da daha birok baka
stnl olduunun da farknda herhalde. Ama imdiki durumundan honut
grnyor, toplumda yksek bir yeri olmayn hi yadrgamyor. Bu kadn, srf
saduyusu ve bilgelii sayesinde, alnyazsna katlanyor; nk kocas gibi, o da
Metodizm'e zg grlere hi kaplmam henz. Henz diyorum; nk hancnn
kars, kaynbiraderin yazlarnn onu ilkin bir hayli etkilediini aka sylemekten
ekinmiyor. Hatt Metodistlerin dinsel trenlerine katlabilmek ve "Ruhun Olaanst
Heyecanlarn" duyabilmek iin, bu mezhepteki kadnlarn giydikleri zel giysiyi bile
satn alm. Ne var ki, hafta boyunca gittii bu trenlerde, kendi deyimiyle, be
paralk bir heyecan duyamad iin, akll davranp zel giysisini bir kenara koymu,
mezhepten km. Szn ksas, hancnn ei son derece iyi huylu ve dost bir kadn.
Herkesi ho tutmak iin, yle canla bala urayor ki, onun hannda kalmaktan ayrca
honut olmayan konuklar, gerekten somurtkan kiiler saymak gerekir.
Jones ile yol arkada hana girdikleri srada, bir rastlant sonucu avluda bulunan Mrs.
Whitefield, keskin zeks sayesinde, ykmzn ba kiisinin halinden, onun sradan
bir adam olmadn hemen anlad. Hizmetilerin ona bir oda gstermelerini ve
delikanlnn kendisiyle beraber yemek yemesini istedi. Jones bunu sevine sevine kabul
etti; nk byle yol teptikten ve bu kadar uzun sre a kaldktan sonra, Mrs.
Whitefield'den ok daha az ho olan bir kiinin arsn ve ok daha kt bir yemei de
ho karlard.
Sofrada Mr. Jones ve iyi yrekli Mrs. Whitefield'den baka, Salisbury'li bir noter vard.
Mrs. Blifil'in ld haberini Mr. Allworthy'ye getiren noterin ta kendisiydi bu adam.
Adnn Dowling olduunu henz bildirmemitik sanrm. Avukat olduunu syleyen ve
Somersetshire'da Lidlich'e yakn bir yerlerde oturan bir adam daha vard. Bu adam,
avukat geiniyordu ama, akldan ve bilgiden yoksun, aalk bir dalaveracyd aslnda.
Hukuk mesleinin upuzun giysisinin kuyruunu tayanlardan biri diyebiliriz bu herife.
Noterler, mesleklerinin yedek uaklar saylan bu adamlar beygir olarak kullanrlar.
Byleleri, yarm crown'luk bir cret kazanmak uruna, posta arabalarnda alan gen
ocuklardan fazla yol koarlar.
Yemek srasnda, Somersetshire'l avukat, Jones'u tand; nk Mr. Allworthy'nin
mutfana sk sk urad iin, delikanly orada grmt. Bundan yararlanp, ancak
yakn bir dosta ya da tanda yakacak labali bir tavrla, Mr. Allworthy'nin ailesinin
nasl olduunu sordu. Bu aileyle senli benliymi havasn vermek amacyla byk bir
aba gsteriyordu ama, o evde ancak uakla konuabilmek onurunu elde edebilmiti
imdiye dek. Jones, dalaverac avukat hi grmedii ve bu adamn kendinden stn
kiilerle ili dlym geinmek iddiasnda olduunu herifin her davranndan anlad
halde, onun tm sorularna byk bir nezaketle karlk verdi.
Bu tr heriflerle konumak, akl banda bir insann ayrca arna gittii iin, sofra
rts kalkar kalkmaz, Mr. Jones kesin bir tavr alp, masadan uzaklat: zavall Mrs.
Whitefield'i hanc olmann cezasn ekmeye brakt. Zaten Mr. Timothy Harris'in ve ince
zevkli baka hanclarn yaknarak anlattklarna gre, bu ceza, yani konuklaryla
oturmak zorunluu, en ac yanym bu meslein.
Jones odadan knca, dalaverac avukat, Mrs. Whitefield'e fsldayarak sordu hemen:
"u fiyakal apknn kim olduunu biliyor musunuz?"
Mrs. Whitefield, o bay ilk kez bugn grdn syledi.
"Baym!" dedi dalaverac avukat. "Amma da bay! At hrszl yapt iin aslan bir
herifin piidir o ayol! Bir kutuya koyup, Mr. Allworthy'nin kapsna brakvermiler pii.
Hizmetilerden biri onu bulduu srada, kutu yamur suyuyla ylesine doluymu ki, pi
az kalsn boulacakm. Ama boulmasn deil, baka bir biimde lmesini gerektiriyor
alnyazs."
Dowling alay edercesine srtt: "Tamam, tamam! Sylemene gerek yok. Vallahi
hepimiz anladk alnyazsnn onu ne biim bir lme srkleyeceini."
Dalaverac avukat durmadan konuuyordu: "Herkese bilindii gibi, ekingen bir
adam olan, ba belya girecek diye korkan Mr. Allworthy, piin eve alnmasn
buyurdu. Pi orada bir bay gibi byd, beslendi, sslenip pslendi. Derken, hizmeti
kzlardan birini gebe brakt. Sonra, kz kandrp, karnndaki bebei Mr. Allworthy'nin
peydahladna yemin ettirdi. Onu, orospu peinden kouyor diye srf azarlad iin,
Mr. Thwackum adl bir din adamnn kolunu krd. Derken ate edip, Mr. Blifil'i srtndan
vurmaya kalkt. Gnn birinde Mr. Allworthy hastayken, adamcaz uyuyamasn diye,
eline bir davul ald; davulu ala ala evde bir aa bir yukar doland durdu. Buna
benzer daha nice kepazelikler yapt. te bu yzden, ben oralardan tam ayrlacam
srada, yani drt be gn nce, Mr. Allworthy, rlplak kap dar etti onu."
"ok da hakk varm dorusu" dedi Dowling. "Ben kendi z olumu bile kap dar
ederdim, bu herifin yaptklarnn yarsn bile yapsa. Peki ltfen, syler misin bu kibar
bayn adn?"
"Ad m? Ad Thomas Jonesdur onun."
Dowling biraz heyecanland: "Jones mu? Ne! Yani bizimle birlikte yemek yiyen, Mr.
Allworthy'nin evinde oturan Mr. Jones mu?" "Ta kendisi."
Dowling "bu baydan bana ok sz edildi" dedi; "ama hibir kt ey duymadm
onunla ilgili olarak."
Mrs. Whitefield lfa kart: "Ben de unu syleyim ki, anlattklarnzn yars bile
doruysa, hi kimsenin grn bylesine aldatc olamaz. Mr. Jones'u gren, onu
anlattmzdan bambaka bir insan sanrd. Geri ben onu az grdm ama, dostluk
edilebilecek, kibar ve efendiden bir adama benziyor her haliyle."
Tanklk etmeden nce genellikle mahkemelerde yemin ettiini, ama u srada yeminli
olmadn anmsayan dalaverac avukat, biraz nce sylediklerini kantlamak iin o
kadar ok yemin ve de o kadar ok kfretti ki, bunlar duymak istemeyen Mrs.
Whitefield, srf yeminler ve kfrlerin ard kesilsin diye, onun sylediklerine inandn
bildirdi.
Bunun zerine dalaverac, "bayan" dedi, "sylediklerimin doru olduunu bilmesem,
bunlar syleyecek kadar alalamazdm elbette. Bana hibir zaman ktlk etmeyen bir
adama karaalmakta ne gibi bir karm olabilir? Bilin ki, sylediklerimin hepsi doru-
dur; doru olduundan da herkesin haberi vardr bu lkede."
Dalaverac avukatn Jones'u ktlemesi iin bir nedeni ya da bir istei olmadn
sanan Mrs. Whitefield, adsmn byle stste yeminler ederek ve gvenle konuarak
sylediklerine inand. nand iin de okuyucumuz ayplayamaz kadncaz. Bunun
zerine Mrs. Whitefield, bir insann yzne bakarak onun kiiliini anlamak iddiasndan
vazgeti ve konuunu ylesine kt grmeye balad ki, onun bir an nce gitmesine
can att.
Kocas Mr. Whitefield, mutfaktan ald bir haberi aktardktan sonra, Mrs. Whitefield'in
bizim delikanlya gveni bsbtn sarsld; nk Partridge, mutfaktakilere yle
demiti:
"Srt antasn ben tadm halde; Tom Jones (byle szn ediyordu Mr. Jones'un)
salonda keyfederken, ben hizmetiler arasnda oturmaya katlandm halde; ben onun
hizmetinde deilim. O ne denli kibar bir baysa, ben de o denli kibar bir baym."
Btn bunlar olup biterken, susup oturan Dowling, parmaklarn srd, yzn
buruturdu, srtt ve son derece kurnaz haller taknd. Sonunda azn ap, Mr.
Jones'n byle bir bay olamayacan syledi. Derken, byk bir tel iinde hesap
pusulasn dedi, o akam Hereford'da bulunmas gerektiini bildirdi, acele yaplmas
gereken ilerinin okluundan yaknd; ve yirmi yerde birden bulunabilmek iin, kendini
yirmi paraya blmek istediinden sz etti.
Dalaverac avukat da gittikten sonra, Jones ltfedip kendisiyle birlikte ay imesi iin
Mrs. Whitefield'e bir arda bulundu. Mrs. Whitefield buna yanamaynca, stelik
yemekteki davranndan bambaka bir tavrla bunu reddedince, delikanl bir hayli at.
Jones, bu bayann tutumunun artk deitiinin farkna vard. Mrs. Whitefield doutan
gleryzl olduu iin, onu vmtk biraz nce. Oysa imdi kadnn yznde
zorlanm bir sertlik vard. Bu durum yle tatsz geldi ki bizim delikanlya, vakit iyice ge
olduu halde, bu handan hemen o akam gitmeye karar verdi.
Tom Jones, Mrs. Whitefield'in anszn deimesini yorumlarken, biraz hakszlk
ediyordu aslnda. Kadnlarn genel olarak vefaszl, durup dururken tutumlarn
deitirivermeleri konusunda baz hain ve de haksz yarglar dnda, baka bir
kukuya da kaplmaya balamt: Atlar olmad iin kendisine kar nezaketsiz
davranldn sanyordu. Yatak bana hesap denirken, at denilen hayvanlar araf
kirletmedikleri iin, o atlara binen kiilerden ok daha krl saylrlar hanlarda. te bu
yzden hanclar, binicilerden ok atlarla grmek istemektedirler. Ne var ki, bu tr
hanclardan ok daha uygar bir tutumu benimseyen Mrs. Whitefield'e hakszlk etmek
istemeyiz; nk gerekten kibar bir kadnd o. Yaya yryen baylara da son derece
nazik davranabilirdi. (ykmzn ba kiisini rezil bir herif sand iin, ona yz
vermemiti. Okuyucunun bildiklerinden Jones'un da haberi olsayd, Mrs. Whitefield'i
ayplayamazd. Hatt kadnn davrann doru bulur; kendisine saygszlk gsterdi
diye, kadna daha da ok sayg beslerdi. Durup dururken ad ktye kan susuz bir
adamn durumu gtr. Oysa kt olduunu kendi de bilen bir adam, onu
nemsemeyen ve hor grenlere fkelenirse, hakszlk etmi olur. Hatta. drst bir
adam, karsndakilerle iyice tanp konuarak susuz olduunu kantlamadan nce,
onunla ille dostluk kurmak isteyenleri aalar doal olarak.
Gelgelelim Jones'un durumu byle deildi. Ne olup bittiinden hi haberi
olmadndan, Mrs. Whitefield'in davranna hakl olarak gcenmiti. Onun iin hesab
dedi; handa kalmak iin kyametler koparan Mr. Partridgee hi aldrmadan, yola kt.
Mr. Partridge de srt antasn yklenip, arkadann peinden gitmek yceliini
gsterdi.

BLM 9

Jones ile Partridgein sevda, souk hava, alk ve baka birok


konu stne konumalar; Partridgein ok nemli bir eyi
azndan karmak zereyken, iyi bir rastlant sonucu, son
dakikada kendini bu tehlikeden kurtarmas.

Glgeler yce dalardan alalp yaylmaya balad imdi. Her eitten tyl yaratk
yuvasna ekildi. st tabakadan gelen lml kii ler le yemeine, alt tabakadan
gelen lml kiiler de akam yemeine oturdular. Yani szn ksas, Mr. Jones
Gloucesterden karken saat bei alyordu. Tam k ortas olduundan, bu yle bir
saatti ki, eer ay bunu engellemeseydi, karanln kirli parmaklar, kapkara bir perdeyle
rtecekti evreni. Ne var ki ay, geceyi gndz yapan kimi keyif dkn insanlarn
yzn andran yuvarlak ve krmz bir yzle, gn boyunca uyuduu yatandan btn
gece uyank kalabilmek iin kt o srada.
Jones, biraz yrdkten sonra bu gzel gezegeni vd. Sonra, yol arkadana
dnp, mrnde bylesine nefis bir akam grp grmediini sordu. Partridge bu
soruya hemen karlk vermeyince, Jones ayn gzelliinden dem vurdu. Gkyzn
aydnlatan ay ve yldzlar konusunda teki airlerin tmnden kukusuz stn olan
Milton'dan birka dize aktard. Derken The Spectator'da okuduu bir yky anlatt:
Birbirlerinden ok uzaklarda olduklar srada, belirli bir saatte aya bakmaya karar verip,
ayn anda ayn eyi seyrettikleri dncesiyle avunan iki sevdalnn yksyd bu.
Bizim delikanl bunlar anlattktan sonra, "insanln duyabilecei tm tutkularn en
ycesini gerekten duyuyordu bu sevdallar" diye ekledi.
"Olabilir" dedi Partridge. "Ama souu duyamayan bedenleri olsayd, daha da ok
kskanrdm onlar; nk lesiye dondum. ok korkarm ki, baka bir hana varamadan
nce, burnumdan bir para kopup yokoluverecek bu gidile. an, mrmde grdm
en rahat hanlardan biriydi. Oradan byle geceleyin lgnlar gibi katmz iin
bamza bir bel gelecek herhalde. Vallahi ben orada grdm hibir yerde
grmedim. Bu lkenin en byk Lord'u, kendi evinde ne denli rahat ederse, orada da o
denli rahat edebilir. Ve biz, byle bir yeri brakp, dalarda bayrlarda, Allah bilir
nerelerde, per devia rura viarum, yani ssz kelerde bucaklarda dolanp duruyoruz.
Ben size bir ey sylemiyorum ama; aklmzn bamzda olmadn ileri srecek kadar
hogrsz kiiler de kabilir karmza."
"Ayp, Mr. Partridge" dedi Jones. "Biraz daha yrekli olun. Dmana meydan
okumaya gidiyorsunuz da, imdi birazck mekten mi korkuyorsunuz yoksa? Keke
bir rehberimiz olsayd da, bu yollardan hangisine sapacamz bize syleseydi.
Partridge "izin verin de, size bir tte bulunaym" dedi. "Interdum stultus
opportuna loquitur yani bir budalann da doru syledii olur."
Jones "peki, hangisine sapmamz istiyorsun?" diye sordu.
"kisine de sapmamz istemiyorum" diye karlk verdi Partridge. "Bulabileceimiz tek
yol, geldiimiz yoldur. Sk yrrsek, bir saatte Gloucester'e geri dnebiliriz. Ama
ilerlersek, bir yere ne zaman varacamz Allah bilir; nk nmde en azndan elli
milin uzandn gryorum. Bir tek ev de yok ortalarda."
"Grdm ok gzel bir manzara" dedi Jones. "Il l ldayan ay, bsbtn
gzelletiriyor bu manzaray. Ben soldan gideceim; nk soldaki yol, doru tepelere
doru uzanyor. O tepeler de Worcester'den pek uzak deilmi bize anlattklarna gre.
Cann isterse, sen burada benden ayrlabilir, geri dnebilirsin. Ama ileriye doru
yrmeye kararly m ben."
Partridge "byle bir niyet beslediimden kukulanmanz doru deil, efendim" dedi.
"Ben yalnz kendimi deil, sizi de dnerek bunu salk vermitim. Ama ileriye doru
yrmeyi aklnza koydunuzsa, ben de peinizden gitmeyi aklma koydum. Proe,
sequar te, yani ileri git, arkandan geliyorum."
Birbirleriyle hi konumadan birka mil yrdler. Bu sessizlik srasnda, bizim
delikanl ikide birde iini ekiyor; Partridge de, onun gibi, ac ekercesine inliyordu.
Ama o i ekmelerle o iniltilerin bambakayd nedenleri.
Derken Jones znk diye durdu; dnp arkadana "Partridge!" diye bard.
"Yeryzndeki en gzel yaratn gzleri, imdi benim grdm u aya bakmaktadr
belki!"
"Olabilir efendim" dedi Partridge. "Ama ben imdi gzlerimi gzel bir rostoya
dikebilseydim, ayn da, ayn boynuzlarnn da cehenneme kadar yolu vard."
"Bir barbar bile nasl byle konuur? Ne olur, syle bana Partridge: Sevdann ne
olduunu mrnde duydun mu sen? Yoksa ok eskiden duydun da, zaman tm izlerini
sildi mi anlarnn?"
"Ah ki ah!" diye bard Partridge. "Sevdann ne olduunu hi mi hi bilmeseydim
keke! Infandum regina jubes renovare do orem, yani anlatlmaz bir acy yeniden
dile getirmemi emrediyorsun, ey kralie! Ak tutkusunun tm duygularn, tm
yceliini, tm acsn tattm ben!"
"Peki, sevgilin sana hainlik mi etti?"
"Gerekten ok hainlik etti, efendim; nk benimle evlendi ve dnyann en ba
bels kars oldu. Neyse, Tanrya krler olsun, o yok artk. Vaktiyle okuduum bir
kitaba gre, llerin ruhu aya gidermi. Eer karmn ruhunun da aya gittiine
inansaydm, onu greceim korkusuyla aya bakamazdm bir daha. Ama sizin hatrnz
iin, efendim, ayn bir ayna olmasn ve u srada Miss Sophia Western'in o aynada
kendini seyretmesini dilerdim."
"Sevgili Partridge" dedi Jones heyecanla, "bu ne gzel bir dnce! Bana kalrsa,
ancak bir n aklna gelebilirdi byle bir ey. Ah Partridge! Acaba o yz bir kez
daha grmek bana nasip olacak m! Ne yazk ki, o altn dlerin tm sonsuza dek yok
oldu. Gelecekte mutsuzluktan kurtulmamn bir tek aresi var: Eskiden benim iin tek
mutluluk kayna olan kiiyi unutmak."
"Miss Westerni bir daha grmek umudundan gerekten vazgetiniz mi? Eer benim
szm dinlerseniz, bilin ki, yalnz grmekle kalmayacak, kollarnz arasna bile
alacaksnz onu."
Delikanl ah, aklma byle eyler getirme sakn!" diye heyecanland. "Bu tr
zlemlerden vazgeebilmek iin, yeterince savatm kendi kendimle."
"Olmad dedi Partridge. "Sevgilinizi kollarnz arasna almak istemiyorsanz, pek
acayip bir ksnz dorusu."
"Neyse, neyse... Bu konudan vazgeelim... Peki, nedir senin nerdii n are?"
"Asker olduumuza gre, askerlere zg bir deyimle syleyeyim bunu: Sadan
arkedelim. Nereden geldikse oraya gidelim. Vakit ge de olsa, Gloucestere belki
varabiliriz bu gece. Oysa byle boyuna yrrsek, bir han ya da bir ev grmeden,
ilelebet dolanp dururuz bana kalrsa."
"Yoluma devam etmeye kararl olduumu sana sylemitim. Ama senin geri dnmeni
istiyorum artk. Buraya kadar geldiin iin, sa ol. Sana gnl borcumun kk bir
armaan olarak u altn alman rica ediyorum. Hayr olmaz, benimle gelmeni istemek
hainlik olur; nk sana aka syleyeyim: Kralmn ve lkemin hizmetinde anl bir
lmdr benim balca amacm ve isteim."
Partridge "nce u paray geri aln ltfen" dedi. "Sizden imdi para alamam efendim;
nk bana yle geliyor ki, sizden daha varlklym u srada. Eer yolunuzda gitmeye
kararlysanz, ben de sizin peinizden ayrlmamaya kararlym. Mademki bylesine
uursuz niyetleriniz var, yannzda bulunup size gzkulak olmam arttr bundan byle.
Bu konuda benim benimsediim tutumun sizinkinden ok daha salkl olduuna
gvenebilirsiniz vallahi: Siz savata can vermeyi kesinlikle aklnza koydunuz ya; ben
de bu savata can vermemek iin elimden geleni yapmay ayn kesinlikle aklma
koydum. arpmalarn aslnda pek tehlikeli olmayacan da umuyorum; nk bir
Katolik papaz, bu davann sava olmadan zmleneceini syledi geenlerde."
"Bir Katolik papaz m! Bir Katolik papaz kendi dinsel inanlar yararna konuursa,
ona inanmak gerektiini sylerler teden beri."
"Ama hi de kendi dinsel inanlar yararna konumuyordu bu papaz. Hatt bir
deiiklik olursa, Katoliklerin bu deiiklikten hibir ey elde edemeyeceklerini
sylyordu; nk ngiltere'nin en inanl Protestanlarndan biriymi tahta hak iddia
eden Prens Charles. Onun ve yandalar bilinen Katoliklerin Stuart hanedann
tutmalarnn tek nedeni haktan yana olmalarym."
"Bana kalrsa," dedi Jones, "Protestan olmad gibi, haktan yana da deildir Prens
Charles. Baarmzdan da hi kukum yok. Ama ancak bir savatan sonra baarl
olabiliriz. Yani arpma olmayaca konusunda senin dostun u Katolik papaz kadar
iyimser deilim ben."
"Belki de doru sylyorsunuz efendim; nk benim okuduum kitaplarda,
kehanetlerde bulunanlarn tm, bu kavga uruna ok kan dkleceinden szederler.
Ve u srada yaayan baparmakl deirmenci, diz boyu kana batm kraln
atn tutacakm. Tanr hepimize acr da, daha gzel gnler grrz inallah!"
"Sen kafan amma da samasapan eylerle doldurmusun! Her halde Katolik
papazndan renmisindir bunu da. Acayip ve mantkd ilkeleri savunmak iin,
acayip olaylar gerekiyor anlalan! Kral George'un davas, zgrln ve gerek dinin
dvasdr. Yani saduyunun davasdr olum. Ve Briareus91 yz baparmayla birlikte
yeniden canlanp deirmenci olsa bile, bu davann gene de baarya ulaacan aklna
koy."
Partridge bunu duyunca, sustu. Delikanlnn szleri onu allak bullak etmiti. Uygun bir
frsat bulamadmz iin okuyucumuza henz bildiremediimiz bir gizi aklamann
sras geldi imdi: Aslnda Partridge, Stuart hanedanndan yanayd; Jones'un da ayn
partiden olduunu, bakaldranlara katlmak zere yollara dtn sanyordu. Byle
bir yanlgya kaplmasnn bir nedeni vard; nk Hudibras'n szn ettii Sylenti
denilen o upuzun boylu bayan (Vergilius, bin bir gzl, bin bir dilli, bin bir azl, bin bir
kulakl diye anlatr ayn bayan) Jones ile subay arasnda kan kavgay Partridge'e
aktarrken, gereklere pek saygl davranmamt. Hatt Sylenti, Prens Charles'n adn
Sophia'nn adyla deitoku etmiti. Bylece bizim delikanl, szde Sophia'nn
salna deil, Prens Charles'n salna kadeh kaldrd iin, saldrya urayp yere
serilmiti. Partridge bunun byle olduunu duymu, duyduuna da iyice inanmt. Bu
durumu gznnde tutarak, delikanly Stuart hanedanna yanda sanmasna fazla
amamal... Hatt bu konuda yanldn anlamadan biraz nce, az kalsn Jones'a
aklayacakt ayn davadan yana olduunu. lk tantklar srada Jones'un savaa
katlmak kararn bellibelirsiz bir szle Partridge'e bildirdiini de gznnde tutan
okuyucumuz, adamcazn byle yanlmasna daha da az aar. Partridge tm lkenin
kendi gibi dndn sand iin, Jones'un szlerini bu biimde yorumlayabilirdi
aslnda. Delikanlmzn askerlerle birlikte yolculuk etmesine de pek hayret etmemiti;
nk tm halk gibi, ordunun da Stuart'lardan yana olduuna inanyordu.
Gelgelelim Partridge, James'e ya da Charles'a ne denli candan bal olursa olsun,
Kk Benjamin'e, yani kendi benliine bu ikisinden de fazla balyd. te bundan
tr, yol arkadann ilkelerini renir renmez, kendi ilkelerini gizlemeyi, bunlardan
vazgemi gibi davranmay uygun buldu. Ancak delikanlmz sayesinde refaha
kavuabilirdi. Jones ile Mr. Allworthy'nin arasnn sylendii kadar ak olduuna da hi
mi hi inanmyordu. O blgeden ayrldktan sonra, kimi komularyla srekli
mektuplam; Mr. Allworthy'nin bu delikan!ya besledii byk sevgi konusunda
abartlm raporlar almt. Daha nce sylediimiz gibi, bizim delikanlnn Mr.
Allworthy'nin olu olduuna en kk bir kuku duymadan inanan Partridge'e
bildirdiklerine gre, Jones z babasnn varisi de olacakm.
Bylece Partridge, eskiden ne denli kavga etmilerse etsinler, Mr. Jones eve dner
dnmez baba oulun baracaklarn sanyordu. Delikanlnn gzne girmek frsatn iyi
kullanabilirse, ok yararlanabilirdi bu barmadan.
Jones'un evine dnmesini salarsa, Mr. Allworthy'nin gzne gireceine de
gveniyordu.
Partridge'in iyi huylu bir adam olduunu sylemitik. Jones'a ve Jones'un kiiliine
ok candan bir sevgi duyduunu da Partridge kendi sylemiti. Ama bu sefere
katlmasnda, biraz nce ileri srdmz dncelerin de kk bir pay vard
herhalde. Hele delikanlmzla kendisinin baka partilere bal olduklarn anladktan
sonra, inanlar ayr da olsa, olundan ayrlmaya yanamayan saduyulu bir baba gibi

91 Briareus, Homeros'un anlatt, elli tane ba ve yz tane eli olan bir dev. (.N.)
davranmas, ancak byle aklanabilir. Bu gzlemlerden sonra, unun farkna varm
bulunuyorum: Sevgi, dostluk, sayg ve buna benzer duygular, geri bir insan ok gl
biimde etkiler ama; kendi amac uruna bakalarn kullanmak isteyen akl banda bir
adam, kendi karn da savsaklamaz hibir zaman. Ei grlmemi bir iltr insann
kendi kar. Tpk Dr. Ward'n hap gibi, gereken yere, dilinize, elinize ya da bedeninizin
baka bir yerine ulaverir dakikasnda; hemen de ifal etkisini gsterir.

BLM 10

Yolcularmz ok olaanst bir servenle karlarlar

Jones ile arkada, bir nceki blmdeki konumay tam bitirdikleri srada, ok dik bir
tepenin eteine vardlar. Orada Jones durdu ve gzlerini havaya kaldrp bir sre
sustuktan sonra, yol arkadana seslendi:
"Partridge, keke u tepenin stnde olsaydm! Manzara nefis olmal oradan.
zellikle bu kta; nk ayn her bir yana sat o derin keder, anlatlamayacak kadar
gzel gelir dertli dnceler beslemek isteyen bir insann hayal gcne!"
"Olabilir" dedi Partridge. "Ne var ki, tepenin st dertli dnceler verirse, etei de
neeli dnceler verir herhalde. Ve neeli dnce, dertlisinden ok daha iyidir bana
kalrsa. Vallahi u dan doruundan szetmekle, kanm dondurdunuz sanki. Bana
dnyann en yksek da grnyor bu. Yok, yok! Eer bir yer aryorsak, ayazdan
korunmak iin, yer altnda bir yer arayalm kendimize."
"Sen yle bir yer ara. Ama fazla uzaklarda olmasn ki, geri dndmde seni
arnca, sesimi duyasn."
"Aman efendim! Siz delirdiniz mi yoksa!"
"Eer bu tepeye kmak delilikse, demek ki ben delirdim. Ama sen souktan bunca
yakndna gre, aada kalman istiyorum. Bir saate kadar geri dnerim mutlaka."
"Efendim, kusuruma bakmayn ama, siz nereye giderseniz, ben de peinizden
gitmeye kararlym."
Aslnda Partridge, yalnz kalmaktan korkuyordu. Her eyden korkard ama,
hortlaklardan ayrca d kopard. Gecenin bu saati, bulunduklar yerin sszl da, ok
uygundu hortlaklara.
Tam o srada Partridge'in gz, aalarn arasnda ok yakn grnen bir a takld.
Kendinden geen adamcaz, hemen bard sevinle:
"Ah efendim! Tanr dualarma kulak verdi sonunda; bizi bir eve gtrd. Belki de bir
handr oras. Yalvarrm size efendim, bana ya da kendinize birazck olsun acyorsanz,
Tanrnn bize balad nimeti tepmeyin. Hemen o a doru gidelim. Han m deil
mi bilemem ama, orada oturanlar Hristiyansa, bylesine berbat durumda olanlardan
yatacak kck bir yeri esirgemezler nasl olsa."
Sonunda Jones, candan yalvarp yakaran Partridge'e boyun edi; n geldii yere
doru yrdler.
ok gemeden bir konan ya da bir ky evinin (nk ky evi de denilebilirdi bu
yapya, konak da) kapsna vardlar. Jones birka kez kapya vurduu halde, ierden t
kmad. Derken, kafas hortlaklar, eytanlar, cadlar ve bunlara benzer eylerle dolu
olan Partridge, tir tir titremeye balad.
"Tanr bize acsn!" diye szland. "erdekilerin tm lmtr mutlaka. Ik da yok
artk. Oysa bir dakika nce yanan bir mum grmtm. Ah, byle eyler olduunu
duymutum ben..."
Jones "ne gibi eyler?" diye sordu. "erdekiler ya derin bir uykudadr ya da buras
ssz bir yer olduu iin, kapy amaktan ekiniyorlardr."
Bunun zerine Jones, iyice grlt yapmaya, barp armaya balad. Sonunda
yal bir kadn. st kattaki bir pencereyi at, kim olduklarn ve ne istediklerini sordu.
Jones, yollarn aran yolcular olduklarn, pencerede bir k grdkleri iin,
snabilmek umuduyla buraya geldiklerini syledi.
"Kim olursanz olunuz!" diye bard kadn. "Burada iiniz yok. Kapy kimseye de
aacak deilim gecenin bu saatinde."
nsan sesi duyunca, korkudan biraz kurtulan Partridge, birka dakika ocak banda
oturabilmek iin, canla bala yalvard. Souktan nerdeyse ldn ileri srd.
(Nerdeyse lmesinde, sadece souun deil, korkakln da byk bir pay vard
aslnda.) Yanndaki bayn, lkenin en byk toprak sahiplerinden biri olduunu anlatt;
kadn kandrabilmek iin, gereken her sz syledi. Ama bu szlerden fazla
etkilenmeyen kadn, Jones'un ona yarm Crown vereceini duyunca, yola geldi. Byle
bir rvete dayanamazd byle bir insan. stelik, ay nda ak seik grebildii
Jones'un kibar hali ve terbiyeli davran, kapya gelenlerin hrsz olduklar korkusunu
tamamiyle gidermiti. Onun iin, sonunda yolcular ieriye almaya raz oldu; ve
sevinten uan Partridge, ocakta yanan gzel bir atein onu beklediini grd.
Ne var ki, adamcaz snr snmaz, aklndan bir trl skp atamad korkular
yznden, gene biraz tedirgin olmaya balad. Partridge'in bo inanlar arasnda
cadlar n planda gelirdi; imdi karlarnda duran yal kadn da cad kavramna ayrca
uygundu. Otway'in Yetim adl tiyatro oyununda anlatlan cadya tpatp benziyordu.
Hatta bu kadncaz, Birinci James'in kral olduu sralarda yaasayd, srf grn
yznden, doru drst yarglanmadan aslverirdi hemen.
Kadnn tek bana bylesine ssz bir yerde, d da ii de bu kadar gzel bir evde
oturmas da, Partridge'in kukularn destekler nitelikteydi. Ev, olaanst bir dzen ve
zariflikle denmiti. Jones da evresine baknca, olduka at; nk her eyin son
derece temiz ve derli toplu olduu bu oda, antika merakls bir adamn dikkatini
ekebilecek deerde biblolar ve ufak tefek eyalarla sslyd.
Jones bunlar hayran hayran seyreder ve bir cadnn evinde olduuna kesinlikle
inanan Partridge zangr zangr titrerken, yal kadn, "burada oyalanamayacanz
umarm, baylar" dedi; "nk efendim her an gelebilir. Bana verdiiniz parann iki katn
verseniz bile, sizi burada bulmasn istemem."
Ya, demek ki bir efendin var?" dedi Jones. "Kusuruma bakma ama, btn bu gzel
eyalar senin evinde grnce, amtm."
"Ah efendim, bunlarn yarsnn yars benim olsa, varlkl bir kadn sayardm kendimi ...
Ne olur efendim, burada kalmayn. Evin sahibi her an gelebilir."
"Ama" dedi Jones, "herkesin yapaca bir eyi yaptn da bizi bir sre ieri aldn diye
sana kzamaz bu adam."
"Ah efendim, ah! Garip bir adamdr o. Hi kimseciklere benzemez. Evine hi konuk
gelmez. Onu grmelerini istemedii iin ancak geceleyin ara sra dar kar. Burann
kylleri ondan korkarlar. yle bir kl kyafeti vardr ki, alk olmayanlarn d kopar
onu grnce. Geceleyin oralarda dolat iin, Tepedeki Adam adn taktlar ona. Bana
kalrsa, eytandan bile bylesine korkmuyorlardr kyller. Sizi burada bulursa, fena
halde fkelenir."
"Yalvarrm efendim" dedi Partridge, "bu bay sakn kzdrmayalm. Ben yrmeye
hazrm; mrmde bu denli sndm da bilmiyorum. Gidelim efendim, ne olur. Bakn,
ocan stnde pitovlar var. Allah bilir onlarn dolu olup olmadn. Adamn
onlarla neler yapp yapmayacan da ancak Allah bilir."
"Hi korkma Partridge, ben seni tehlikeden korurum."
Yal kadn lfa kart: "Yoo, yle eyler hi yapmaz. Srf kendi gvenlii asndan
silh bulundurmak zorunda. Evi ka kez soymak istediler. Daha geen gece, hrszlarn
buralarda dolandn duyar gibi olduk. Byle gece yarlar tek bana gezinirken, kt
bir herifin gelip onu ldrmemesine hep aarm. Ama demin sylediim gibi, ondan
korkuyorlar. stnde alnmaya deer bir eyler olabilecei de akllarna gelmiyor."
"Efendinin ok yolculuk ettii, pek ender bulunan bu eyalardan anlalyor."
"Evet, birok yerlere gitmi. Her konuda bylesine bilgili bir adam az grdm
mrmde. Bana yle geliyor ki, mutsuz bir ak yaam ya da buna benzer bir eyler
olmu. Otuz yldan fazla onunla ayn evde yaadm; btn bu sre boyunca, alt kiiyle
konutuunu grmedim."
Yal kadn bunlar syledikten sonra, gitmeleri iin yeniden yalvard. Partridge de
kadndan yana kt. Ne var ki, Jones mahsus oyalanyordu; nk bu olaanst insan
byk bir merak uyandrmt onda. Yal kadn, karln verdii her sorudan sonra,
onlarn gitmelerini istedii; Partridge'in ise arkadann kolunu ekitirecek hale
gelmesine karn, delikanl boyuna yeni sorular uyduruyordu. Ama bir an geldi ki, yal
kadn korkudan irkildi; efendisinin eve gelirken verdii iareti duyduunu syledi. Ve
ayn anda kapnn dnda sesler ykseldi.
"Allah kahretsin seni!" diye baryordu birileri. "Hemen kar paralar! Paralar diyoruz
sana, alak herif! Yoksa beynini darmadan ederiz!"
"Aman Tanrm! diye bard yal kadn. "Haydutlar efendimin stne saldrd
mutlaka. Eyvah! Ben ne yapacam? Ben ne yapacam imdi!"
Jones "bu silhlar dolu mu?" diye sordu.
"Hi dolu olur mu! Bombo efendiciim, bombo! Aman yalvarrm bizi ldrmeyin
baylar!"
Aslnda yal kadn, evin dndakiler konusunda ne dnyorsa, tpk ayn eyi
dnyordu evin iindekiler iin.
Jones, kadna hibir ey sylemeden, duvara asl eski bir klc kapt gibi dar
frlad. ki haydutla bouan yal adamn yalvarp yakardn duydu. Hi soru
sormadan, klcn yle bir savurdu ki, herifler ihtiyarn yakasn braktlar;
kahramanmza saldrmay akllarna bile getirmeden, tabanlar yalayp katlar. Yal
bay kurtarmakla yetinen Jones, onlar kovalamaya kalkmad. Azlarnn payn iyice
verdiini anlamt nasl olsa;nk haydutlarn ikisi de kaarken hem kfrediyorlar,
hem de "ldk!" diye baryorlard bar bar.
Bizim delikanl hemen kotu; bouma srasnda yere den adamcaz ayaa
kaldrd. Bir yerinin acyp acmadn sordu tella.
Yal adam, bir sre Jones'a akn akn baktktan sora, konuabildi: "Yoo, hayr
efendim. Pek bir yerim acmad. Saolun. Tann beni korusun!"
Jones "gryorum ki efendim" dedi, "sizi kurtarmak mutluluuna erienlerden bile
ekiniyorsunuz. Kukulandnz iin sizi ayplayamyorum. Ama kukularnz yersiz.
imdi yannzda olanlar dostunuz sizin. Byle souk bir gecede yolumuzu ardmz
iin, ocanzn banda biraz snmak istedik. Tam yola kacakken, sizin imdada
ardnz duyduk. Dorusunu isterseniz, Tanr bizi buraya gndermi olsa gerek."
Yal adam "gerekten Tanr m sizi buraya gnderdi dersiniz?" diye sordu.
"Evet efendim, yle. yle olduuna gvenebilirsiniz. te klcnz. Sizi korumak iin
bunu kullandm; imdi de size teslim ediyorum."
Yal adam, dmanlarnn kanyla lekelenen klc ald; gzlerini birka saniye
Jones'da diktikten sonra, iini ekti:
"Beni balayn delikanl. Hep byle kukulu deildim eskiden. Nankrlkten yana
bir insan da deilim."
"yleyse bizi buraya gnderip sizi kurtaran Tanrya kredin. Bana gelince, her
insana den bir grevdi benim yaptm. Sizin durumunuzda kim olsayd, ayn eyi
yapardm."
Yal adam heyecanland: "Brakn da size biraz daha bakaym. Demek bir insansnz
siz? Eh belki de ylesinizdir. Buyrun, benim kk kulbeme gelin. Gerekten canm
kurtardnz."
Hizmeti kadn akna dnmt: Bir yandan efendisinden korkuyor; bir yandan da
efendisine ktlk edilecek diye korkuyordu. Daha fazla korkmann yolu varsa,
Partridge hizmetiden de fazla korkuyordu. Ne var ki kadn, efendisinin Jones ile gzel
gzel konutuunu grp, olup bitenlerin bilincine varnca, toparlanarak kendine geldi.
Partridge ise, yal adamn klk kyafetini grnce, bsbtn korkuya kapld. Hizmeti
efendisini anlatrken de, kapnn nnde kyametler koparken de, bylesine d
kopmamt zavall adamcazn.
Dorusu bu klk kyafet, Mr. Partridge'den ok daha yrekli olanlar bile sarsabilirdi:
Yal adam son derece uzun boyluydu; sakal kar gibi beyazd, gsne kadar
uzanyordu. Srtnda az ok bir paltoya benzeterek biilmi bir eek derisi vard.
Ayandaki izmelerle bandaki apka da eitli hayvanlarn derisinden yaplmt.
Yal adam evine ayak basar basmaz, hizmetisi, haydutlarn elinden byle sa salim
kurtulabildii iin onu kutlamaya balad.
"Evet kurtuldum" dedi ev sahibi, "beni koruyan sayesinde gerekten de kurtuldum."
Yal hizmeti "Tanr da onu korusun" dedi. "Vallahi ok iyi bir insan. Onu ieriye
aldm diye bana kzacanzdan korkuyordum. Eer ay nda onun kibar bir bay
olduunu ve de souktan nerdeyse donduunu grmeseydim, inann bana, kapy
amazdm. Onu buraya gnderen iyi melek, kapy aaym diye beni de kandrd her
halde."
Yal bay, Jones'a dnd: "Ne yazk ki efendim, birazck konyaktan baka evde size
ikram edebileceim ne yiyecek bir ey var, ne de iecek. Ama otuz yldr sakladm bu
konyak gerekten gzeldir."
Jones ok terbiyeli bir biimde konyak istemediini syledikten sonra; ev sahibi,
yolunu ard srada nereye gitmeye niyetlendiini sorup, yle dedi:
"Sizin gibi birinin gecenin bu saatinde yaya yolculuk ettiini grnce, atm dorusu.
Buralarda oturuyorsunuz herhalde; nk uzaklara atsz gideceinizi pek sanmam."
Jones "grn insanlar ounlukla aldatr" dedi. "nsanlar grndkleri gibi
deildirler her zaman. nann ki, buralarda oturmuyorum. Nereye gittiimi ise, kendim
de pek bilmiyorum."
"Kim olursanz olunuz, nereye giderseniz gidiniz, size olan borcumu hibir zaman
deyemem."
"Bir kez daha sylyorum size: Bana borlu deilsiniz; nk size hizmet etmek iin,
hi kymetli saymadm bir eyi tehlikeye soktum. Bu davranmn bir deeri olamaz.
Canm kadar hor grdm hibir ey yoktur yeryznde."
Yal adam "delikanl" dedi, "bu denli genken, bylesine mutsuz olmanza zldm."
"Evet, mutsuzum; dnyann en mutsuz adamym."
"Belki bir dostunuz ya da bir sevgiliniz vard eskiden?"
Jones heyecanland: "Dost ve sevgili szlerini aznza almanz bile beni ldrtyor."
Yal adam "bu iki Sz, yalnz sizi deil, herhangi bir insan ldrtmaya yeter dedi.
"Artk size soru sormayacam efendim. Merakmdan tr, belki fazla ileri gittim bile."
"Merak diyorsunuz... u srada kendim fena halde meraka kaplmken, bu konuda
sizi ayplayamam elbette. Beni balayn ama, bu eve ayak basar basmaz, grdm
ve duyduum her ey, bende byk bir merak uyandrd. Ancak olaanst bir olay
sizi bu biimde yaamaya srklemi olabilir. Tpk benim gibi, sizin de baz felketlere
uradnzdan korkarm."
Yal bay iini ekip, birka dakika sessiz kald. Sonra Jones'a dikkatle bakarak,
yle dedi:
"yi bir yzn bir tavsiye mektubu saylabileceini okumutum bir yerde. Eer bu
doruysa, hi kimse sizin kadar itenlikle tavsiye edilmemitir. Canm kurtardnz iin
size yaknlk duymasaydm, yeryznn en nankr canavar saylmam gerekirdi. Sizinle
konuarak, gnl borcumu biraz olsun deyebilirim."
Jones bir an duraksadktan sonra, "benimle konuursanz. ok sevinirim" dedi.
"Merak duyduumu size aka sylemitim, efendim. Bu merakm gidermek ltfunda
bulunursanz, mutlu olurum. Size yalvarrm, eer buna bir engel yoksa, ne olur bana
anlatn niin byle insanlardan uzak, size uymad besbelli bir yaam setiinizi?"
Yal adam, "olup bitenlerden sonra, sizden herhangi bir eyi esirgemeye pek hakkm
yok" dedi. "Mutsuz bir insann bana gelenleri dinlemek istiyorsanz, size anlatrm
ykm. Doru sylediniz, toplumdan kaanlarn alnyazsnda acayip bir yan vardr
ou zaman. Bu size aykr bir dnce gelecek, hatt bir eliki sayacaksnz bunu;
ama insanl en ok sevenler, insanlardan kaanlar, insanlardan nefret edenlerdir
aslnda. Bu nefretin nedeni, zel kusurlar ya da bencillikten doan yanlglar deildir.
Daha genel kusurlardr; yani kskanlk, kt amal dedikodular, hainlik, zulm ve
bunlara benzer her eit ktlk. nsanl gerekten sevenler, bu tr ktlklerden
ylesine nefret ederler ki, bunlar grmektense, bunlarla ili dl olmaktansa,
toplumdan kamay ye tutarlar. Sizi pohpohlamak niyetinde deilim ama, unu da
syleyim ki, kamam gerekenlere, nefret etmem gerekenlere hi benzemiyorsunuz siz.
Pek bir ey sylemediiniz halde, alnyazlarmzn biraz benzedii de anlalyor. Ne
var ki, eninde sonunda sizin, benim kadar karabahtl olmayacanz umuyorum."
Bunun zerine Jones ile ev sahibi, birbirlerine biraz iltifat ettiler. Yal adam tam
yksne balayaca srada, Partridge lfa kart. Korkusundan epeyce kurtulmutu
ama, henz tamamiyle kendine gelememiti. te bu yzden, ev sahibinin szn ettii
o gzel konya anmsamt. ie hemen geldi ve Partridge kocaman bir bardak
dolusu konya yuvarlayverdi.
Yal adam, nsz olarak bundan nce syledikleriyle yetinerek, gelecek blmde
okuyacaklarmz anlatmaya balad.

BLM 11

Tepedeki Adam kendi yksn anlatmaya balar

"1657 ylnda Somersetshire'n Mark adl kynde dnyaya geldim. Babam, hali vakti
yerinde bir iftiydi. Ylda 300 ngiliz Liras getiren kk bir topra vard. Aa yukar
ayn paray getiren baka bir topra da kiralyordu. Babam arbal, alkan bir
adamd. iftliini yle iyi ynetirdi ki, aile yaamn zehirleyen, kt huylu ve lgn bir
ei olmasayd, ok rahat ve skntsz bir biimde geinip giderdi. Byle bir e, babam
mutsuz kld ama, yoksul yapamad gene de; nk babam onu eve kapad. Bu kadnn
darda yapaca lgn masraflar yznden servetini arur edeceine, onu kendi
evinde tutup boyuna azarlanmaya katland.
"Bu Xantippe'den (Partridge lfa karp "Sokrates'in karsnn addr bu" dedi) iki olu
oldu: Aabeyim ve ben. Babam ikimizin de doru drst bir eitim grmesini istiyordu.
Ama ne yazk ki, annemin gzdesi olan aabeyim, okumay tamamiyle savsaklad. O
kadar ki, pek az ya da hi ilerlemeden okula be alt yl gittikten sonra, retmen, onu
orada alkoymann bir anlam kalmadn syledi. Babam, retmene 'zorba' adn
takan annemin szn dinledi; aabeyimi eve getirdi. Aslnda babam bu haylaz olunu
gerektii gibi cezalandrmamt ama, kk bey gene de ierliyordu sert sayd bu
davrana; onun her dediini dinleyen anneme boyuna yaknp duruyordu."
"Evet, evet" dedi Partridge, "ben bilirim o tr analar. Ben de acsn ektim byle
analarn, hem de hi sulu deilken. ocuklar kadar bu analar da cezalandrmak
gerekir."
Jones, ev sahibinin szn kestii iin, eski retmeni azarlad. Sonra yal yabanc
yksn srdrd:
"O sralarda on be yanda olan aabeyim, retime srt evirdi. Kpei ve
tfeinden baka her eye srt evirdi. Belki buna inanmayacaksnz ama, o tfei
kullanmakta ylesine usta olmutu ki, sadece istedii yere nian almakla yetinmez,
havada uan bir kargay bile vurabilirdi. Tavan yakalamakta da derece becerikli
olduu iin, ok gemeden oralarn en iyi avclarndan biri sayld. Sanki blgenin en
bilgili adamlarndanm gibi, kendi de annesi de, vnp duruyorlard bu n yznden.
"Kardeimin durumu, okulda kalmak zorunda olan bana ilkin ar geldi. Ama ok
gemeden, byle dnmekten vazgetim; nk bilgim hzla arttka, almam da
kolaylayordu. Okumaktan yle bir haz duyuyordum ki, yaammn en tatsz gnleri,
tatillerde evde geirdiim gnler olmutu artk. Annem beni teden beri sevmiyor,
babamn aabeyimden fazla bana dkn olduunu sanyordu. Blgede oturan
okumu baylarn, zellikle kasabann rahibinin, byk olundan fazla kk oluna
nem verdiklerini grnce, benden nefret etmeye ve evdeki yaamm zehirlemeye
balad. O kadar ki, rencilerin Kara Pazartesi dedikleri gn, yani okulun yeniden
ald Pazartesileri, gnlerin en ak oldu benim gzmde.
"Tauton okulunu bitirince, Oxford'da Exeter College'e gittim. Orada drt yl okudum.
Drdnc yln sonunda, retimime kesinlikle son veren ve daha sonralar bama
gelenlerin balangc bildiim bir olay oldu.
"Okuduum Exeter College'de ileride byk bir mirasa konacak olan Sir George
Gresham adl bir vard. Geri babas, bu delikanlnn ancak yirmi be yana basnca bu
servete el koyabilmesini vasiyet etmiti ama; vasilerinin akellilii sayesinde, George
Gresham'n hi para sknts ektii yoktu. niversitede kald srada, vasileri ona ylda
be yz ngiliz Liras veriyorlard. Bununla yetinmeyip, bin ngiliz Liras daha
harcamann yolunu bulan delikanl, atlarn ve orospusunu besliyor; servetinin tmne
el koymuasna kt ve rezil bir yaam sryordu. Yirmi yan getii iin de, herkes
ona istedii kadar bor veriyordu.
"Bir yn zararl huylar olan Sir George Greshamn, eytanca diye
nitelendirebileceim ahlksz bir yan vard: Kendi gibi varlkl olmayan
genlere, deyemeyecekleri paralar harcatarak, onlar mahvetmekten, rezil
etmekten byk bir haz alrd. Bu genler ne denli iyi, ne denli deerli, ne denli
akl bandaysa; Gresham onlarn yklmasndan o denli haz duyar, yce bir zafer
kazanmasna sevinirdi. Gresham bylece eytann ta kendisi gibi davranr, yiyip
yutacak adam arard.
"Onunla tanp dostluk kurmamla balad benim felketim. ok alkan bilinmem,
onun kt niyetini sanki ayrca kkrtmt. Huyum da Sir George Gresham'n iini
kolaylatrd. nk kendimi kitaplarma verdiim, okumaktan byk haz duyduum
halde; kitaplarmdan da daha ekici bulduu m baka elencelere meraklydm. Huy
asndan ateli ve cokun, biraz hrsl ve cinsel hazlara son derece dkndm.
"Sir George ile senli benli olduktan ksa bir sre sonra, onun tm elencelerine
katlmaya baladm. Bu sahneye bir kez ktktan sonra, zlemlerimden ve
atlganlmdan tr, ikinci planda bir rol oynamaya katlanamazdm. eitli rezaletler
olurken, kimseden geri kalmyordum. Hatt patrd grlt etmekte, kargaa karmakta
ylesine dikkati ekiyordum ki, adm sulular listesinin bana geiyordu ounlukla.
Sir George'un mutsuz mezi olarak bana acyacaklar yerde, akll uslu geinmek
isteyen bu gen bay batan karan, kt yola saptran kii olarak beni suluyorlard
imdi. nk Sir George her ktl tasarlad ve her zaman eleba durumunda
olduu halde, hi kimse bunun farknda deildi. Sonunda Rektr tarafndan
azarlandm, kovulmaktan zor kurtuldum.
"Hemen anlayacanz gibi, bir yandan byle yaamann, bir yandan da bilgi alannda
ilerlemenin yolu yoktu. Kendimi kt elencelere verdike, doal olarak almalarm
da savsaklamam gerekiyordu. Nitekim yle de oldu. Ama felketim bununla da
kalmad: Harcadm para, gelirimi de, lisans diplomas snavlarn hazrlamak ba-
hanesiyle zavall elliak babamdan kopardm paralar da oktan amt. Sonunda
ondan ikide birde yle akl almaz paralar istemeye baladm ki, babam Oxford'da neler
yaptm konusunda sylenenlere kulak vermeye balad. Annem de, her duyduunu,
olduu gibi ve bara ara yanklyordu. 'Ya yle!' diyordu annem. 'Al sana kusursuz
bir bay! Al sana ailesinin onurunu dnen, ailesini yceltmek iin elinden geleni
yapan, pek bilgili bir bay! Onun bilgisinin eninde sonunda neye varacan biliyordum
ben. Kk bey eitimini tamamlasn diye, aabeyi en zorunlu eylerden bile yoksun
kald. Ama o, hepimizi srndrecek. Eitimi uruna harcadklarmz faiziyle geri
verecekti szde. te al sana faiz!' Annem buna benzer daha birok ey sylyordu.
Onun konuma biimini anlamsnzdr artk.
"Bunun zerine babam, bana para gndereceine, beni azarlayan mektuplar
gndermeye balad. Bu yzden de durumum, sandmdan umutsuz bir hal ald, ok
gemeden. u da var ki, adamcaz tm gelirimi elime verseydi bile, para harcamak
konusunda Sir George Gresham ile boy lmeye kalkan bir gen, ancak ok ksa bir
sre geinebilirdi o gelirle.
"Hibir zaman deyemeyeceim bu borlara grtlama kadar batmadan nce
gzm asaydm, para skntlarm ve bu tr bir yaam srdrmemim olanakszl,
aklm bama getirir, renimimi srdrmemi salard herhalde. Ne var ki, Sir George,
evresindekileri grtlaklarna kadar borca batrmakta byk bir ustayd. Bu ustal
sayesinde, biroklarn ykp yoketmi; sonra kendi gibi varlkl bir adamla ak atmaya
kalktklar iin, onlara aptal ve zppe demi, onlar alaya almt. Hatt o bahtsz
genlere bakalarnn gvenip bor vermelerini salamak iin, Sir George da onlara ara
sra biraz para dn verirdi. Bylece kredisi artan zavalllar iflah olamaz, iyice
mahvolurlard.
"Btn bunlar yznden, para durumum kadar kafam da perian olmutu.
Kurtulabilmek iin dnmediim bir tek are kalmamt nerdeyse. Kendi canma
kymak gnahn ilemek, aklmdan hi kmyordu. Bunu yapmay tam kararlatrdm
srada, bu kadar byk bir gnah olmamakla birlikte, bundan belki ok daha utan ve-
rici olan bir areye bavurdum."
Yal adam bunu sylerken, bir an duraksad, sonra heyecanla, "inann bana dedi,
"aradan bunca yl getii halde, yaptm eyden duyduum utan hl silinmedi. Gene
yzm kzaracak size bunu anlatrken."
Jones, kendisine ac verecek bir eyi anlatmamasn rica etti. Gelgelelim Partridge,
candan bir istekle "aman ne olur efendim, bize bunu mutlaka anlatn!" diye tutturdu.
"yknzn geri kalan ksmndan fazla, bunu merak ediyorum. Size yemin ederim ki,
bu konuda bir tek ey sylemem hi kimseye.
Jones, Partridge'i tam tersleyecei srada, yal adam gene konumaya balad:
"Benim bir oda arkadam vard. Akl banda, ok az parayla yetinen bir genti.
Byk bir geliri yoktu ama, ok tutumlu olduu iin, krk altndan fazla biriktirmiti. Bu
paray yaz masasnda sakladn biliyordum. O uyurken, pantolonunun cebinden
anahtar aldm: tm servetini aldm. Sonra, anahtar gene cebine koyup, gzlerimi hi
kapayamadm halde, uyuyormu gibi yaptm. O kalkp sabah duasna gidinceye kadar
(dua etmek alkanln oktan yitirmitim ben) yle yattm kaldm.
"Kimi zaman ekingen hrszlar, fazla dikkatli davrandklar iin, gzpek hrszlardan
daha kolay ele verirler kendilerini. te bana da yle oldu. Eer yaz masasnn
ekmecesini hi korkmadan krsaydm, belki kukulanmayacakt benden. Ama onu
soyann, anahtar da ald gn gibi belli olduundan, parasn yitirdiini grr grmez,
hrszn oda arkada olduunu da anlad. Huy asndan rkekti; bedenen ne benim
kadar gl, ne benim kadar atlgand. Onun iin hrpalanmak korkusuyla, suumu
yzme vurmay gze alamad. Hemen Rektre bavurdu. Parasnn nasl alnd
konusunda yemini bastktan sonra, tm niversitede ad benimki kadar ktye km
bir rencinin tutuklanmas iin gereken izni kolayca elde etti.
"yi ki, hrszlmn ertesi gecesi niversitede yatmamtm. O gn gen bir bayan
Whitney'ye gtrm, geceyi onunla birlikte. orada geirmitim. Ertesi sabah Oxford'a
dndmzde, eski ahbaplarmdan biriyle karlatm. Verdii haberler, atmn ban
baka yere doru evirmeme yetti.
Partridge "ne olur, syleyiniz efendim; ahbabnz tutuklama izninden sz etti mi?
diye sordu.
Jones ise, ev sahibinin bu trden kstaha sorulara hi aldrmadan, yksn
srdrmesini rica etti.
"Artk niversiteye dnmek umudundan tamamiyle vazgetiim
i in,Londra'ya gitmek aklma geldi. Yanmdaki kadna bu niyetimden szettim. lkin
istemedi ama; ben paray ortaya karr karmaz, hemen raz oldu. Bunun zerine,
kestirme olan byk Cirenster yoluna saptk ve yle acele ettik ki, o gece deil ama,
ertesi gece Londra'ya vardk.
"Gittiim yeri ve yanmda kimin olduunu gz nnde tutarsanz, bylesine
namussuzca elde ettiim paray ok ksa bir srede bitirdiimi de anlarsnz.
"Eskisinden ok daha beter bir durumdaydm imdi. Yaamak iin zorunlu olan
eylerden bile yoksundu m. Artk gereinden fazla dkn olduum metresimin, benim
skntlarm paylamas, beni bsbtn perian ediyordu. Sevdiiniz bir kadnn
mutsuzluunu grmek, ona yardm edememek, onun sizin yznzden bu hale d-
tn anlamak, yle bir lanettir ki, bilmeyene anlatlamaz bunun aclar."
"Size candan inanmyorum" dedi Jones heyecanla; "ve candan da acyorum size."
Bizim delikanl, ne yaptn bilmeyerek, odada iki kez dolandktan sonra, kendini
iskemlesine atp zr diledi. Sonra da "ben bu acdan kurtulduum iin, Tanrya
krediyorum" diye ekledi.
Yal bay, yksn srdrd:
"Bu koullar yznden, durumum yle bir felket halini ald ki, artk dayanamaz oldum.
Kendi doal gereksinimlerimin doyurulmamasna, hatt ala ve susuzlua fazla ac
ekmeden dayanyordum da; lgnca tutkun olduum bu kadnn en sama isteklerini
yerine getirememek, beni perian ediyordu. Tandm erkeklerin en azndan yarsyla
yattn bildiim halde, onunla evlenmeye kesinlikle karar vermitim. Ama kadncaz,
beni herkesin gznden drecek olan byle bir evlenmeye raz deildi. Onun
yznden her gn ac ektiimi de bildii iin, aclarma bir son vermeyi dnd
herhalde. Bunca skntl ve akn bir durumda olan beni, feraha kavuturmann
aresini de buldu ok gemeden: Ben onun gnln ho tutmak iin ne yapabileceimi
dnp dururken, o da bana kar byk bir iyilikte bulundu, Oxford'daki eski
klarndan biriyle aldatverdi beni. Bu yeni an abalar sayesinde de, yakalanp
hapse atldm.
"Eski yaantmn ktln ilk kez hapiste dnmeye baladm. Yaptm yanllar,
kendi bama getirdiim felketleri, babalarn en iyisine verdiim zntleri dndm.
Btn bunlara, bir de metresimin kanckln katnca, yle bir dehete dyordum ki,
yaamak istenilecek bir ey olmaktan kyor, nefret edilecek bir eye dnyordu.
Kendimi ldrmenin aybn gz nnde tutmasaydm, en yakn dostuma kollarm
aarcasna, barma basardm lm.
"ok gemeden soruturma balad. Yarglanmak zere beni Oxford'a gtrdler.
Sulu bulunup mutlaka cezalandrlacam sanyordum. Bana kar kimse tanklk
etmeyince, oturumun sonunda kant yetersizliinden tr zgrlme kavuunca,
hayretler iinde kaldm. Meer oda arkadam, Oxford'dan ayrlm; ya umursamaz-
lndan ya da bilemediim baka bir nedenden tr, bu ile uramaktan
vazgemi."
Partridge lafa kart: "Belki de sizin kannza girmeye niyeti yoktu. Hakk da var. Bir
adama kar tanklk ettim diye, onun aslacan bilseydim, adamn hortlan
greceim korkusuyla, artk tek bana uyuyamazdm bir odada."
Jones "Partridge" dedi, "nerdeyse kukuya dmeye baladm: Acaba yiitliinde mi,
yoksa bilgeliinde mi senin asl stnln?"
"Benimle cannz istedii kadar alay edin efendim" diye karlk verdi Partridge. "Ama
ok ksa ve gereklere kesinlikle uygun olan bir yky anlatmama izin verirseniz,
fikrinizi deitirirsiniz belki de: Benim dnyaya geldiim kasabada..."
Jones, Partridge'in szn kesmek istedi. Ama yal bay, araya girdi; Partridge'in
yksn anlatmasn istedi. Bu arada kendisi de belleini yoklayp, yksnn geri
kalan ksmn toparlayacakt.
Partridge anlatmaya balad:
"Dnyaya geldiim kasabada, ad Bridle olan bir ifti oturuyordu. Bu adamn, Francis
adl ok yetenekli bir olu vard. Bu ocukla beraberdik ortaokulda. Francis'in, szle
bile bavurmadan, Ovidius'dan dizeye kadar evirebildii olurdu. stelik pek iyi bir
ocuktu. Pazar gnleri mutlaka kiliseye giderdi. Dinsel arklar en gzel okuyanlardan
da biriydi kasabada. Ara sra ikiyi biraz fazla karmasndan baka hibir kusuru
yoktu."
"Hadi, hortlak faslna gel artk" dedi Jones.
"Merak etmeyin efendim, hortlak faslna geleceim nasl olsa. Bridle adl bu iftinin
bir ksra yokoluverdi. yi anmsamyorum ama, sanrm ki al bir ksrakt bu. Ksa bir
sre sonra, gen Francis, Hindon'da bir panayra gitti... Tam ne gn oraya gittiini de
anmsamyorum. Neyse... Bir de ne grsn: Babasnn ksrana binmi bir adam! 'Dur,
hrsz!' diye bard Francis hemen. Anlarsnz ya, panayrn tam orta yerinde olduklar
iin, adamcazn svmasnn yolu yoktu. Herifi yakalayp, yargca teslim ettiler. ok
deerli bir kii olan Noyle'lu yarg Willoughby idi bu adam. Yarg, hrsz tuttuu gibi
hapse att. Francis'e de (g bir szdr bu) bir re cognosco yapacana yemin ettirdi.
Yani arlnca, Francis gidip tanklk edecekti. Gel zaman git zaman, bayarg Page'in
bakanlnda ar ceza mahkemesinin durumas balad. Hrsz ve tanklk eden
Francis, yargcn nne ktlar. Francis'e, sank konusunda ne syleyeceini soran
yargcn yzn vallahi unutamam asla. Bu yz, zavall Francis'i zangr zangr
titretiyordu. 'Konu, adam, ne syleyeceksen syle' dedi yarg. 'Hk mk edip durma
yle; ak seik konu.' Ama yarg, biraz sonra, Francise daha nazik davranmaya;
hrsza gmbr gmbr barmaya balad. Kendini savunmak iin bir eyler syleyip
sylemeyeceini sorunca, hrsz, at bulduunu bildirdi. 'Ya, demek yle' dedi yarg.
'Ben krk yldr grevim dolaysyla bu blgelerde dolanp dururum, bir tek at bile bu-
lamadm daha. Sana bir ey syleyeyim mi, ok talihli bir herifsin sen; nk yalnz bir
at deil, boynuna bir ip de buldun vallahi.' Bu sz mrmde unutamam. Yargcn byle
demesi zerine, herkes, elinde olmadan katla katla glmeye balad. Yarg, imdi
aklma gelmeyen buna benzer yirmiye yakn aka yapt. At konusunda yle bilgi bilgi
konuuyordu ki, herkesi gldryordu. Bu yargcn, hem ok ho, hem de ok bilgili
bir adam olduundan hi kukum yok. 92 lm cezasyla yarglananlarn
durumasn dinlemek, gerekten ok elenceli bir eydir. Ama birazck
hakszlk da yapld bu srada: Sann avukat, ancak bir iki szck
syleyeceini bildirdii halde, yarg hazretleri onun konumasna izin vermedi.
Gelgelelim savclardan birinin yarm saatten fazla san sulamasna gz
yumdu. Bu kadar ok sayda kiinin yani bayargcn, teki yarglarn, jri ye -
lerinin, savclarn, tanklarn bir tek adama -stelik de zincirler iin de bir adama-
yklenmeleri, beni olduka zd. Herif asld; aslmamasnn yolu yoktu nasl
olsa. Ne var ki, zavall Francis'in ii hi rahat deildi. Karanlkta yalnz kalr
kalmaz, adamcazn hayaletini grdn sanyordu."
"E? anlatacan bu kadar m?" diye sordu Jones.
"Yok, yok" dedi Partridge. "Tanr beni korusun; nk ykmn asl can alc
noktasna geliyorum imdi: Francis bir gece, meyhaneden dnerken, upuzun, darack,

92 Partridge'in vd bu adam gerekten yaamt. 1741de 80 yandayken len Sir Francis Page'e
"Asan Yarg" diye ad taklmt. (.N.)
kapkaranlk bir yolda, bir hortlakla burun buruna geldi. Beyazlar iinde olan hortlak,
Francis'in stne saldrd. Gl kuvvetli bir gen olan Francis de, kendini savundu.
Orada bouup durdular; ve zavall Francis, fena halde dayak yedi. Sonunda srne
srne evine dnebildi. Ama yle bir dvlm, ylesine d kopmutu ki, iki haftadan
fazla hasta yatt. Bu anlattklarmn harfi harfine doru olduuna tm kasaba halk tank-
lk edebilir."
Yal ev sahibi bu ykye glmserken, Jones kahkahay bast.
"Gln efendim, gln bakalm" dedi Partridge. "Baka glenler de oldu buna.
Tanrya inanmaz diye ad km bir toprak sahibi de vard bu glenlerin arasnda.
Ertesi sabah o dar patikada, beyaz kafal bir danann ls bulundu diye, bu adam,
Francis'in aslnda bir dana ile boutuunu ileri srd. Oysa Francis, bunun bir hortlak
olduunu bildiini syledi bana. Herhangi bir Hristiyan mahkemesinde bu konuda
yemin etmeye hazrd. stelik bir iki litreden fazla iki imemiti o gece. Tanr hepimize
acsn. elimizi kana bu lam aktan bizi korusun derim ben."
"te efendim" dedi Jones. "Mr. Partridge anlatacan anlatt. Rica ederim, yknze
devam edin; artk sznz kesmeyeceini umarm."
Bunun zerine yal adam yeniden anlatmaya balad. Ama soluk almak iin biraz
beklediinden, biz de okuyucumuzun soluk almasn uygun bulduk. Onun iin bir son
veriyoruz bu blme.

BLM 12

Tepedeki Adam yksn srdryor

"zgrlme artk kavumutum ama, adm lekelenmiti. nk yalnz mahkeme


nnde aklanmak baka eydir; kendi gznde ve tekilerin gznde aklanmak baka
eydir. Elediim suun bilincindeydim; kimsenin yzne bakamyordum. Onun iin
ertesi sabah gn madan kimseciklere grnmeden, Oxford'dan uzaklamaya karar
verdim.
"Kentten knca, evime dnp, babamn beni balamas iin elimden geleni
yapmay dndm. Ne var ki, babamn olup bitenlerden haberi olduunu biliyordum.
Her eit namussuzluktan nefret ettiini de ok iyi bildiim iin, beni ho
karlamayaca belliydi. Annem ise, beni ktlemek iin byk bir aba gsterecekti.
stelik babamn bana kzgnlndan ne denli eminsem, beni balayacandan da o
denli emin olduum halde, onun karsna kacak kadar yzsz deildim. Aalk bir
ey yaptm bilen aile evremle de yzyze gelemezdim.
te bundan tr, acele Londra'ya dndm. Eer herkese tanlan nl bir kii
deilse, ac eken ya da utan duyan bir insan Londra'ya snabilir. Orada hem tek
bana, hem de kalabaln arasnda olduu iin, yalnzln zararn deil, yararn grr
sadece. Kimsenin dikkatini ekmeden gezinirken yada bir yerde otururken, ev-
resindeki patrt grlt, tel, srekli deiiklik onu oyalar; kendi kendini yemesini,
daha dorusu dnyann en salksz besinleri olan keder ve utanla kendini
beslemesini engeller. ou insanlar, bakalarnn nnde ne kederin ne olduunu
bilirler, ne de utancn; ama tek bana kalnca, bunlar bol bol yiyip yutarak, fena halde
zehirlenirler.
"Her iyi eyin bir de kt yan olduu iin, bakalar onlara hi aldrmaynca tedirgin
olan kiiler de vardr. Parasz kiileri dnyorum bunu sylerken; nk sizi
tanmayanlar, geri sizi rahatsz etmezler ama, giydirip beslemezler de. Bir adam,
Arabistan llerinde ne denli kolay lrse, Leadenhall arsnda da o denli kolay
lebilir.
"Kimi yazarlar, herhalde gereinden fazla paralar olduundan, ok kt bir ey
saymlardr paray. Bense, bu ok kt eyden, yani paradan, tmyle yoksundum
imdi."
Partridge "izninizle efendim" dedi. "Anmsadm kadaryla hibir yazar, paraya
malorum demez, irritamenta malorum der. Effodientur opes, irritamenta
malorum. Yani ktln kaynaklarndan olan kymetli eyleri topra kazarak
buluruz."
Yal ev sahibi "neyse efendim" diye konumasn srdrd, "para ister iyi olsun, ister
kt, ister ktln sadece kayna olsun; ben paradan tmyle yoksundum o srada.
Yalnz paradan deil, dosttan da yoksundum. Beni hi kimsenin tanmadn
sanyordum. Ama bir akam ok a ve berbat bir halde, Inner Temple'dan geerken,
benimle sanki senli benliymi gibi, soyadm deil de, ilk adm kullanarak birinin bana
seslendiini duydum. Dnp baknca, seslenenin Oxford'daki Exeter College'den bir
arkada olduunu grdm. Bu renci, niversiteden ayrlal bir yldan fazla oluyordu;
yani benim bama gelenlerden hi haberi yoktu. Ad Watson olan bu bay, itenlikle
elimi skt, benimle karlatna ok sevindiini syledi; birlikte hemen bir eyler
imemizi istedi. im olduunu bahane ederek, bu neriyi ilkin kabul etmeye
yanamadm. Ne var ki, Watson ok itenlikle stme dt iin, sonunda alm,
gururumdan ar bast. Cebimde bir meteliim olmadn ona aka syledim ama;
gene de bir yalan uydurdum; Szde o sabah pantolon deitirmitim de, o yzden para
yoktu cebimde. "Jack, biz eski dostuz" dedi Mr. Watson; 'byle eylerden sz etmene
gerek yok' Watson bunu syledikten sonra, koluma girdi ve beni ekmeye balad. Ama
kar koyduum yoktu aslnda; nk kendi zlemlerim, ondan ok daha fazla
ekiyordu beni istedii yere doru.
"Bylece bildiiniz gibi, neeli ve keyifli bir yer olan Friarsa vardk. Meyhaneye
girince, uzun sredir yemek yemediimin hi farknda olmayan Watson, aya hibir
ey sylemeden, iki veren garsona bavurdu. Bunun zerine bir yalan daha
uydurdum: Szde nemli bir i iin, kentin ta br ucuna gitmek zorunda kalmtm;
onun iin acele acele ancak bir koyun pirzolas yiyebilmitim; dolaysyla gene
ackmtm. te bu yzden arkadamn, iki iesiyle birlikte bir biftek smarlamasn
istiyordum."
"Ah efendim" dedi Partridge, "dalgnlkla byle laflar etmemeliydiniz. Sabahleyin
cebinizde koyun pirzolas yiyecek kadar para olduunu keke syleseydiniz adama!"
Yal yabanc "hakknz var" dedi. "Yalanclarn hep byle yanl szler sylemelerini
nlemenin yolu yoktur bana kalrsa. Neyse, ykme devam edeyim. ok mutlu olmaya
balamtm o meyhanede... Yiyerek, ierek iyice comutum. Kendi niversiteden ay-
rldktan sonra, neler olup bittiinden hi haberi yok sandm iin, o eski ahbabmla
konumak beni ok keyiflendirmiti.
"Gelgelelim, ahbabm, bu ho yanlgyla uzun sre oyalanmama izin vermedi. Bir
eliyle kadehini, bir eliyle de beni tutarak 'erefine, olum!' diye bard. 'Sana yneltilen
sulamadan namusunla kurtulduun iin, erefine!' Ne hale dtmn farkna varan
Watson, 'yoo, yoo, utanma be adam!' dedi. 'Aklandn ya; kimse sana sulu demeyi
gze alamaz bundan byle. Ben senin dostunum, ne olur gerei bana syle: Herifi
gerekten soymusundur, umarm. Allah beni kahretsin eer o yrekler acs, o sinsi
herifi soymak gzel bir i deilse! Keke iki yz altnn aracana, iki bin altnn
arsaydn o herifin! Hadi hadi, olum, bana her eyi aka sylemekten ekinme.
Yarg denilen o pezevenk deil, bir arkadan var karnda! Vallahi, bu olay
yznden sana saygm artt. Yemin ederim ki, hi ekinmeden ben de yapardm
ayn eyi. Cehennemlik olaym eer yapmazsam!'
"Duyduum eziklik, bu szlerle biraz geti. arabn da yardmyla, suumu hi
ekinmeden akladm. Syledii kadar deil, o miktarn ancak bete birinden biraz
fazlasn aldm da ekledim. Watson 'buna candan zldm, dorusu' dedi. 'Umarm
ki, biraz daha baarl olursun bir daha sefere. Ama benim szm dinle de, byle
rizikolara girme artk.' Watson, cebinden birka zar karp, 'ite' dedi, 'ite asl mal, ite
sana gereken aralar gereler. te para kesesinin hastalklarn geiriveren minik
hekimler! Benim szm dinlersen, bacakl kantara ekilmek tehlikesine dmeden,
enayilerin cebini boaltmann yolunu renirsin."
" bacakl kantar m?" diye sordu Partridge. "Ne olur efendim, syleyin, neymi o?"
Yal adam "daraac anlamna gelen argo bir deyimdir bu" dedi. "Kumarbazlar, ahlk
asndan soygunculardan pek farkl olmadklar gibi, kullandklar dil asndan da pek
farkl deildirler onlardan. Neyse, ikimiz de birer ie itikten sonra, Mr. Watson, artk
kumar masalarnn kurulduunu, oraya gitmesi gerektiini syledi. Benim de onunla
beraber gelip, ille talihimi denememi istedi. Ona daha nce de bildirdiim gibi, cebimde
bir tek metelik olmad iin, bunu yapamayacam anlattm. Dorusunu sylemek
gerekirse, bana ylesine candan bir dostluk gstermiti ki, kumar oynayabilmem iin,
bir miktar dn para vereceinden hi kukum yoktu. Mr. Watson 'aldrma be adam'
dedi; 'talihin yaver gitmezse, svverirsin. Ama sk salla zar.' (Partridge bunun ne
anlama geldiini tam soraca srada, Jones, azn amasn engelledi.) Watson,
'kiminle zar attna da dikkat et' dedi. 'Ben sana retirim bunu. Kenti iyi bilmediin
iin, enayinin iyisiyle kts arasnda seim yapacak durumda deilsin.'
"O srada hesap pusulasn getirdiler. Kendi payna den paray karp gitmek zere
olan Watson'a, yzm kzararak, meteliim olmadn anmsattm. 'Ne kar bundan?'
dedi. 'Borcunu ya kapnn arkasna yazsnlar, ya taban yala toz ol, ya da ... Dur,
baka bir ey yapalm: Ben aaya indikten sonra, sen, benim demem gereken u
paray al, tezgha gidip ver, kendi borcunu dyormu gibi yap. Ben de seni kede
beklerim.' Bu neriden pek holanmadm, hesabn tmn deyeceini umduumu
syledim. Ama Watson, artk be paras kalmadna yeminler etti.
"Beni kandrmt. O aaya inerken, ben de paray alp peinden gittim. Watson'un
hemen arkasnda durduum iin, garsona paray sofrada braktn sylediini duydum.
Garson yanmdan geip yukarya kt. Bense, rettii biimde tezgha paray dedik-
ten sonra, yle bir hzla kendimi sokaa attm ki, yukar katta, ancak bir fek kiinin
hesab dendii iin hayal krklna urayan garsonun neler sylediini duymadm.
"Derken, kumar masasnn kurulduu yere gittik doru. Mr. Watson cebinden bol bol
para karp, tekiler gibi bunu nne koyunca, pek atm. O kumarbazlardan her biri,
kendi para ynn, teki para ynlarn tuzaa drecek bir rtkan ku sanyordu
her halde.
"Kumarn bir tapna olan bu yerde, talihin, daha dorusu zarlarn oynad tm
oyunlar anlatmak can skc olur. Da gibi altn ynlar, birka saniyede masann bir
ucunda yokolurken, teki ucunda ykseliveriyordu. Zenginler bir anda yoksul oluyor,
yoksullar bir anda zengin oluyordu. Bir filozof, zenginlii hor grmeyi, bunu yapamazsa
bile, zenginliin gelip geici olduunu en iyi bu masada retebilirdi rencilerine.
"Bana gelince, elimdeki kk serveti, bir hayli arttrdktan sonra, tamamiyle
yoketmitim. Talihi ikide birde deien Mr. Watson ise, biraz fkelenerek masadan
kalkt. En azndan yz altn yitirdiini, artk oynamak istemediini bildirdi. Sonra bana
yaklap, beraber meyhaneye dnmemizi nerdi. Ayn g duruma ikinci kez girmek
istemediimi, tm parasn yitirdiine gre, artk onun da benim durumumda olduunu
ileri srerek, buna kesinlikle yanamadm. 'Aldrma be!' dedi Mr. Watson, 'bir
arkadatan iki altn dn aldm demin. Birini size sunuyorum, baym.' Bir altn elime
sktrnca, ona kar koyamadm.
"Bylesine irkin bir biimde ktmz meyhaneye geri dnmek, biraz arma gitti
ilkin. Ama garson, pek terbiyeli bir biimde, her halde hesab demeyi unuttuumuzu
syleyince, tamamiyle rahatladm; ona hemen bir altn verip, hesab demesini
isteyerek, yalan yere sulanmaktan kurtuldum.
"Derken, Mr. Watson, akln alamayaca kadar pahal yemekler smarlad. Bir sre
nce sradan bir krmz arapla yetindii halde, en kymetli Burgonya araplarna gz
koymutu imdi.
"ok gemeden, kumar masasndan kalkan birok bay soframza oturdu. Bunlarn
ounun, meyhaneye imek iin deil, i evirmek iin geldiklerini sonradan rendim.
Bu gerek kumarbazlar, hastalk bahanesiyle, hi arap imiyorlard. Tamamiyle
acmasz olduklar iin, daha sonra soyacaklar iki genci kafese koymak amacyla,
canla bala urayorlard. Bu gizli amalarn bana henz aklamadklar halde, bana
da bir pay dt bu soygundan.
"Meyhanedeki kumarn ok dikkat ekici bir yan vard: Para yava yava ortadan yok
oluyordu. yle ki, balangta yar yarya altnla rtl olan masada, oyun bitmeden
nce (ertesi gn, yani pazar gn leyin bitti oyun) nerdeyse bir tek altn bile
kalmamt. in daha da garip yan uydu ki, ben bir yana, herkes kaybettiini
sylyordu. Peki ne olmutu bu paralar? Yoksa eytan m paralar kapvermiti? Bunu
kestirmek gt dorusu."
Partridge "mutlaka eytan kapmtr" dedi; "nk bir oda ne denli kalabalk olursa
olsun, kt ruhlar, kimsecikler grmeden, istedikleri eyi kapp gtrebilirler. eytan,
yalnz paralar deil, kilisede vaaz dinleyecekleri yerde pazar sabah kumar oynayan o
ahlksz heriflerin topunu karsayd pek amazdm dorusu. Gereklere tamamiyle
uygun bir yk anlatabilirdim sizlere: eytan, evli bir kadnla yatan erkei, yataktan
kapt gibi, kapnn kilit deliinden kard. Bu olayn olup bittii evi, kendi gzlerimle
grdm. Otuz yldr kimse oturmaz o evde."
Partridge'in bu yzszlne biraz kzan Jones, adamcazn basitliine de
glmsemekten kendini alamad. Yal yabanc da glmsedi ve gelecek blmde
grlecei gibi, yksn srdrd.

BLM 13

yk srp gidiyor gene

niversite arkadam, yeni bir yaam trnn sahnesine karmt beni. ok


gemeden, kumarda hile yapanlarn hepsiyle tantm ve onlarn gizlerini rendim.
Daha dorusu, ancak toy ve deneysiz olanlarn yutabilecei hileleri rendim.
Mesleklerinde sivrilmi ancak bir avu kumarbazn bildii daha ince hileler vard ama;
benim bunlar renmek onuruna erimem olas deildi. Neden derseniz, kendimi
ikiye vermi olmam ve duygularmn doal cokunluu, en arbal felsefe okulu
kadar serinkanllk gerektiren bir sanatta stn baar elde etmemi engelliyordu.
"Artk sk fk dost olduum Mr. Watson da, ne yazk ki ikiye ar dknd. Kimi
kumarbazlar gibi mesleinde servet elde edeceine, bir gn varlkl, bir gn yoksuldu.
te bu yzden, kumar masalarnda enayilerden yama ettii paralar, azna iki
koymayan serinkanl ahbaplarna iki masalarnda teslim etmek zorunda kalyordu
ou zaman.
"Bununla birlikte, bir hayli sknt ekerek, geinip gitmenin yolunu bulmutuk ikimiz
de. ki yl sren bu meslek yaantm srasnda, talihin her eidini grdm. Kimi zaman
refah iinde yayor, kimi zaman da akl almaz skntlarla bouuyordum. Bir gn lks
iinde yzyor, bir gn en kaba, en basit yemeklerle yetinmek zorunda kalyordum.
Ssl giysilerim akamlar srtmda, ertesi sabah rehincideydi ou kez.
"Bir gece, kumar masasndan meteliksiz kalmken, sokakta byk bir kargaa
grdm. Yankesicilerden korkacak durumda olmadm iin, kalabaln iine daldm.
Ne olduunu sorup soruturunca, birka haydutun, bir adam soyup fena halde
hrpaladklarn rendim. Kan iinde kalan yaralnn, ayakta duracak hali yoktu. Sr-
dm yaam ve grtm kiiler, bende pek az namus ve utan duygusu brakt
halde, insanlm henz tmyle yitirmediim iin, bu mutsuz adama hemen yardm
etmek istedim. O da yardmm memnuniyetle kabul edip, kendini bana teslim etti. Kan
kaybndan tr nerdeyse baylacak duruma geldiini syleyerek, onu oralardaki
meyhanelerden birine gtrp bir hekim armam istedi. evresindeki kalabalk, klk
kyafet asndan pek gven verici olmad iin, kibar grnen biriyle karlatna
sevinir grnyordu.
"En yakn yer oras olduundan, adamcaz kolundan tutup, her zaman gittiim
meyhaneye gtrdm. yi bir rastlant sonucu, bir hekim bulduk orada. Adamn
yaralarn saran hekim, lm tehlikesi olmadn syleyince, bir hayli rahatlad.
"Hekim abucak ve ustalkla iini bitirdikten sonra, yaralnn nerede oturduunu
sordu. Adamcaz, kente ancak o sabah geldiini, atn Picadilly'de bir handa
braktn, kalacak baka yeri olmadn ve kentte nerdeyse hi kimseyi tanmadn
syledi.
"Adn unuttuum, ancak R harfiyle baladn anmsadm bu hekim, mesleinde n
kazanm, Kraln ba cerrahlar arasna girmiti. Bir yn baka iyi yanlar da vard.
Akelli, gzel huylu, bakalarna yardma hazr bir adamd.
"Picadilly'deki hana gidebilmesi iin, hastaya kendi arabasn verdi; 'gerekirse size
para salayabilirim' diye kulana fsldad.
"Ne var ki, adamcaz bu ulugnll neriye teekkr edecek durumda deildi o
srada; nk gzlerini bir sre bana dikkatle diktikten sonra, 'ah olum, olum!' diye
barp, oturduu iskemlede baylvermiti.
"Orada bulunanlarn ou, yaralnn kan kayb yznden fenalat iin byle
bardn sandlar. Ama o srada babamn yzn grm, bu adamn kim olduunu
anlamtm. Hemen kotum, kollarmn arasna alp onu kaldrdm; dile gelmez bir
heyecanla, souk dudaklarn ptm. Bunu anlatmamn yolu olmad iin, imdi bir
perde ekmeliyim bu sahnenin stne. Geri ben, babam gibi baylmamtm ama,
duyduum aknlk ve dehet yznden, ylesine kendimden gemitim ki, birka
dakika ne olup ne bittiinin farkna bile varamadm. Babamn baygnl geince,
kendimi onun kollarnda buldum. Birbirimize sevgiyle sarlmtk ve yalar hzla
boanyordu ikimizin de gzlerinden.
"Orada bulunanlarn ouna pek dokunakl gelen bu sahnede oyuncu durumunda
olan babamla ben, seyircilerin karsndan elimizden geldii kadar abuk kamak
istiyorduk. Onun iin babam hekimin iyi yrekli nerisini kabul etti; kald hana beraber
gittik.
"Benimle babaa kalnca, babam, mektup yazmam engelleyen sutan hi
szetmeden, onu bunca yl habersiz braktm iin beni tatl tatl azarlad. Annemin
ldn bildirdi. Onunla birlikte eve dnmem iin candan direnerek, unlar syledi:
'Seni dne dne, yllar yl ok ac ektim. leceksin diye korktuumu mu, yoksa
bana lmden bin beter eyler gelebilecei kaygsyla lmeni mi dilediimi
kestiremiyorum. Sonunda, senin dtn batakhaneden kendi olunu yeni kurtaran
bir komum, nerede olduunu syledi. Londra'ya gelmemin tek nedeni, srdn bu
yaamdan seni ekip karmakt. lmmle sonulanabilecek bir olay sayesinde de
olsa, seni bulduum iin Tanrya krediyorum. nsanlndan tr benim canm
kurtardn dnmek, bana byk bir haz veriyor. Baban olduum iin, yani bir grev
duygusuyla deil de, srf bir insan olduum iin byle davranmana ayrca seviniyorum.'
"Ahlkszlk, yreimi biraz yozlatrmt belki; ama sevilmeye layk olmayan bir
oula balanan byle bir baba sevgisi karsnda duygulanmamann da yolu yoktu.
Her isteine boyun eeceime; yola kacak duruma gelir gelmez, onunla birlikte eve
dneceime sz verdim. Ona bakan usta hekimin sayesinde, babam birka gn iinde
yola kmaya hazr oldu.
"Londradan ayrlmadan bir gn nce (o gne kadar hep babamn yanndaydm) baz
yakn dostlarmla, zellikle Mr. Watson ile vedalamaya gittim. Mr. Watson, ne halt
ettiini bilmeyen yal bir adamn sama sapan isteklerine uyarak (onun szleriydi bu)
kendimi canl canl gmmek niyetinden beni caydrmak istedi. Ne var ki, bu tr lflar
beni hi etkilemedi. Babamla beraber evime dndm. Bir sre sonra, babam,
evlenmemi istemeye balad. Ama ben, buna kesinlikle karydm. Sevdalanmann ne
olduunu biliyordum. Tutkularn en younu ve en iddetlisi olan bu duygunun ar
cokunluklarn siz de bilirsiniz belki?"
Bunu sorarken yal adam bir an durup, itenlikle Jones'a bakt. Bizim delikanlnn
yz ise, bir an iinde, kpkrmzdan bembeyaza dnt. Bunun zerine ev sahibi,
Jones'a hibir ey sylemeden, yksn srdrd.
"Artk geim kaygsndan kurtulduum iin, kendimi gene okumaya verdim. stelik,
eskiden olduundan ok daha byk bir aba harcayarak alyordum. O sralarda
ancak felsefeyi ele alan eski ve yeni kitaplar okuyordum. O gerek felsefe ki, ouna
gre, kaba bir gldrden ya da gln bir talamadan farksz deildir... Aristo ve
Platon'un kitaplarn, eski Yunanistan'n dnyaya balad o paha biilmez hazineleri
oluturan yaptlar, hep o sralarda okudum.
"O yazarlar, yeryznde zengin ya da iktidar sahibi olmann bilimini deil; en byk
serveti de, iktidarlarn en byn de hor grmenin yolunu retiyorlard. Onlar, ruhu
yceltiyor, talihin geliigzel saldrlarna kar elik gibi gl klyordu. nsana sadece
bilgelii retmekle kalmyorlar, ona bilgece alkanlklar alyorlard. Yeryznde
gerekten mutlu olmamz iin, evremizi saran, her yandan bizi bastran mutsuzlua
kar kendimizi savunabilmemiz iin bize rehberlik ediyordu onlar.
"ncelediim baka bir konu da vard. Bu yle bir konudur ki, bununla karlanca,
putatapanlarn en akllsnn rettii felsefe bile, bir d kalr; soytarlarn ve aptallarn
uydurduu bo zentilerle dolu bir d... ncelediim konu, bize ancak ncil'in
retebilecei o tanrsal bilgelikti. ncil, bize bu dnyann verebileceklerinden ok daha
deerli eyleri tantr; onlara gvenmemizi salar. Ancak Tanrnn inayetiyle bize
aklanan gereklerdir bunlar. nsanlarn en aklls bile, Tanrnn destei olmadan, bu
gerekler konusunda bir zerre bilgi edinemez. Kutsal Kitab inceledikten sonra,
putatapan filozoflarn en iyisini okurken bile, bouna zaman harcadm dnmeye
baladm. nk onlarn bize rettikleri ne denli ho ve gzel olursa olsun, bu
dnyada davranmz dzenlemek asndan ne denli elverili olursa olsun; onlarn en
yce belgeleri bile, ncil'de aklanan grkemli inanla karlanca bir hi kalr; kk
ocuklarn elencelerini ve oyunlarn dzenleyen entipften kurallara benzer.
Felsefenin bizi daha bilge yapt dorudur ama, ancak Hristiyanlk bizi iyi bir insan
yapabilir. Felsefe, insan akln yceltir ve glendirir; Hristiyanlk ise, akl daha
yumuak ve sevecen yapar. Felsefe, insanlarn bize hayran olmalarn; ncil ise
Tanrnn bizi sevmesini salar. Biri, ancak yeryznde yaadmz srece bizi mutlu
eder; teki, sonsuza dek mutlu klar bizi... Neyse, byle kendimden gemiesine
konuurken, korkarm ki sizi biraz yordum."
"Hi yle ey olur mu!" dedi Partridge. "Gzel szden hi usanr m insan!"
Yal adam konumasn srdrd:
"ok mutlu saydm drt yl bylece geti. Kendimi tmyle dnceye vermi,
dnya ileriyle uramann skntsn hi ekmemitim. Derken, babalarn en iyisini
yitirdim. Onu ylesine candan seviyordum ki, bu lm karsnda duyduklarm size
anlatmann yolu yok. Kitaplarm bir yana atp, bir ay boyunca kedere ve umutsuzlua
kapldm. Ruh aclarn geiren zaman, sonunda beni rahata kavuturdu."
"yledir, yle" dedi Partridge. "Tempus edax rerum, yani zaman her eyi yokeder.
Yal adam, "eskiden olduu gibi gene almaya baladm" diye konumasn
srdrd. "Bu almalar, beni tamamiyle iyiletirdi. Felsefe ile dine, diman idmanlar
diyebiliriz. dman, salksz bir bedene ne denli yararlysa, felsefe ve din de salksz bir
dimaa o denli yararldr; nk idman bedeni glendirdii ve salamlatrd gibi,
bunlar da insann kafasn gl ve salam yapar. Ta ki, insan, Horatius'un dizelerinde
anlatt gibi olur sonunda:

Fortis, et in eipso totus teres atque rotondus


Externi ne quid valeat per loeve morari:
In quem manca ruit semper Fortuna.

Yani Mr. Philip Francis'in evirisiyle:

Kendine gvenen kii, kendi bana gldr;


Kendi izdii yolda, cilal bir top gibi gider;
Ve stn gcyle tm talihsizlikleri yere serer."

O srada aklna bir ey gelen Jones, glmsedi. Ama bu glmsemenin her halde
farkna varmayan yabanc, konumasn srdrd:
"Dnyann en iyi adam olan babamn lmyle, durumumda byk bir deiiklik
oldu. Artk evin efendisi olan aabeyim, huyu asndan da, yaamdaki amalar
asndan da, benden ylesine farklyd ki, hi mi hi geinemiyorduk. Beraber
oturmamz bsbtn gletiren bir ey de, beni grmeye gelen tek tk konuklarn,
aabeyimin peine taklp sofraya doluan o kalabalk avc gruhuna hi uymamasyd.
Bu tr herifler, akl banda adamlar, patrd grltyle, abuk sabuk lflarla tedirgin
etmekle kalmazlar; onlar hor grrler, onlara hakaret ederek saldrmaya da kalkrlar.
Ben de, dostlarm da, sofrada rahat edemiyorduk artk; nk aabeyimin ahbaplar,
avclk deyimlerini bilmediimiz iin, bizimle alay ediyorlard. Gerekten okumu,
nerdeyse her alanda bilgili olan kiiler, bakalarnn bilgisizliini her zaman hogryle
karlarlar. Oysa, ancak kendi entipften ve deersiz alanlarnda usta geinenler, bu
alandan haberi olmayanlar her zaman hor grrler.
"te bu yzden, ok gemeden ayrldm aabeyimden. Bir hekimin salk vermesi
zerine, Bath'daki imelere gittim. Geirdiim byk ac ve evde hep kapal oturmam
yznden, sinir ularmda bir hastalk balamt. Bath'n ifal sular ise, bu eit
rahatszlklara birebir saylr. Bu kente vardmn ikinci gn, rman kysnda do-
layordum. Henz yaz balamad halde, gne yle yakyordu ki, st aalarnn
glgesine snarak, suyun kenarna oturdum. Ksa bir sre sonra, aalarn tesinde,
bir adamn ac ac i ektiini, inlediini duydum. Bu adam, korkun bir kfr bastktan
sonra, 'artk dayanamayacam!' diye barp, kendini suya att. Oturduum yerden
frladm, avazm kt kadar imdat isteyerek, oraya doru kotum. yi ki, biraz tede,
kamlarn yksekliinden tr grmediim biri, balk tutmaktaym. Balk tutan hemen
yanma yetiti. kimiz bir olup, canmz da biraz tehlikeye sokarak, adam kyya ektik.
lin onu l sandk. Ama yardmmza koanlarla birlikte, onu tepetaklak edince,
azndan bir yn su boald. Sonunda adam, hafif hafif soluk almaya; biraz daha
sonra da, elleriyle ayaklarn kprdatmaya balad.
"Aramzda bulunan bir eczac, yuttuu sulan iyice boaltma benzeyen, yerde
kvranp duran bu adamn, hemen scak bir yataa tanmasn salk verdi. Bu ii,
eczacyla ben stmze aldk. Nerede oturduunu bilmediimiz adam bir hana
gtrrken, iyi bir rastlant sonucu, bir kadn karmza kt. Bu kadncaz, bir sre
barp ardktan sonra, kendini ldrmeye kalkan bayn, onun evinde oturduunu
bildirdi.
"Adam oraya tayp, eczacya teslim ettim. Herhalde eczac da gerekenleri yapt;
nk ertesi sabah, adamn tamamiyle kendine geldiini rendim.
"Bunun zerine, kendini ldrmeye kalkan grmeye gittim. Niyetim, onu bylesine
umutsuz bir davrana iten nedenleri renmek; ileride byk bir gnah ilemesini
engellemek iin, elimden geleni yapmakt. Odasna girer girmez, ikimiz de birbirimizi
hemen tandk. Meer kendini ldrmeye kalkan adam, yakn dostum Mr. Watson deil
miymi! Gereksiz ayrntlara girmeyi hi istemediim iin, ilk konumamzda neler
sylediimiz aktararak cannz skacak deilim."
"Ne olur, hepsini dinleyelim" dedi Partridge heyecanla. "Onun niin Bath'a geldiini
renmeye can atyorum."
Yal yabanc "nemli olan hibir eyi atlamayacam" diyerek gven verdi
Partridge'e. Kendimize de okuyucumuza da nefes alabilmek iin ksa bir sre
oturduktan sonra, yabancnn anlattklarn gelecek blmde yazacaz.

BLM 14

Tepedeki Adam yksn bitiriyor

"Mr. Watson, bir talihsizlik dneminden sonra, ok kt bir duruma dt iin,


kendini ldrmeye karar verdiini aka anlatt. Ben de byk bir arballkla, bu
konuyu onunla tartmaya baladm. Bence kendini ldrmek, ancak putatapanlara
yakan, ancak eytann beenecei bir iti. Bu konuda aklma gelen her eyi sy-
ledim. Szlerimin onu nerdeyse hi etkilemediini grnce, ok zldm. Watson,
yaptndan hi piman grnmyordu. Bu feci gnah bir kez daha ileyeceinden
korkuyordum hakl olarak.
"Ben syleyeceklerimi bitirdikten sonra, ileri srdm savlar yantlayaca yerde,
Mr. Watson, yzme dik dik bakp, glmsedi. 'Dostum' dedi, 'seni son grdmden
beri garip bir deiiklik olmu sende. Piskoposlarmz bile, intihara kar, seninkisi
kadar gzel bir sylev ekemezdi dorusu. Ne var ki, bana yz altn bor verecek birini
bulamazsam, ya aslacam, ya boulacam, ya da alktan gebereceim. Ve bu
lmden en korkuncu, ncsdr bana kalrsa!
"Mr. Watson'a byk bir arballkla karlk verirken, onu son grdmden beri
gerekten deitiimi; yaptm lgnlklar dnmeye vakit bulup piman olduum
anlattm. Ayn eyi kendisinin de yapmasn tledikten sonra, eer ilerini dzene
koymasna yarayacaksa ve bu paray zar atarak bouna harcamayacaksa, ona yz
ngiliz Liras dn vermeye hazr olduumu syledim.
"Szlerimin ilk ksmn dinlerken nerdeyse uykuya dalan Mr. Watson, bu son sz
duyar duymaz uyanverdi. Heyecanla elimi yakalad, bana bin bir kez teekkr etti,
gerek dostlarn en iyisi olduumu syledi. imdiye dek bana gelenlerden hi ders
almamasna, onu ka kez aldatan o kahrolas zarlara gvenecek kadar aklsz
olmadna da yeminler etti. 'Yok, yok!' diye bard. 'Hele bir toparlanaym, yeniden
ifls etmi bir tccara dnersem, talihime ksmem o zaman.'
" 'Toparlanmann' da 'iflas etmi tccarn' da ne anlama geldiini pek iyi
bilmiyordum. Onun iin ok arbal bir yzle 'Mr. Watson' dedim, 'geim paranz
salayacak bir i ya da bir memuriyet bulmaya aba gstermelisiniz. Size unu da
syleyeyim: Bu paray gnn birinde bana geri vereceiniz olaslna inansaydm,
drst ve onurlu herhangi bir meslek edinmenize yardmc olabilmek iin, size
bundan ok daha fazlasn bor verirdim. Kumarbazlnza gelince, hem bu kt ve
aalk ii bir meslek saymyorum: hem de bildiim kadaryla siz bu ie hi yatkn
deilsiniz. Eninde sonunda sizi mutlaka mahvedecektir bu! 'te bak, bu garip' dedi
Mr. Watson. 'teden beri, sen de teki ahbaplarm da, kumara akl ermez
sanyorsunuz beni. Oysa sizler kadar ben de ustaym herhangi bir kumar oyununda.
Keke tm varn younu ortaya koysaydn da, seninle bir kumar oynasaydm!
Dorusu bundan daha elenceli bir ey olamazd benim iin. stelik oyunu semeyi
de sana brakrdm... Neyse, sevgili olum, yz altn cebinde hazr m?'
"Yanmda ancak elli ngiliz Liralk bir banknot olduunu syledim. Bunu ona teslim
edip, geri kalan elli liray ertesi sabah getireceime sz verdim. Ona biraz daha
nasihat ettikten sonra, yanndan ayrldm.
"Szm fazlasyla tuttum; nk ertesi sabah deil, hemen o gn leden sonra,
Mr. Watson'un kald eve gittim. Odaya girince, Mr. Watson'u, yatakta oturmu, ad
ok ktye km bir kumarbazla iskambil oynarken grdm. Bu durum karsnda,
ne denli bozulduumu anlarsnz. stelik Mr. Watson'un ellik banknotu kumarbaza
uzatp, buna karlk ancak otuz gini almasna bsbtn fena oldum.
"teki kumarbaz odadan knca, Mr. Watson, utancndan yzme bakamadn
syledi. 'Ama' dedi, 'talihim yle bozuk gidiyor ki, kumara temelli tvbe etmeye
kararlym. Sana verdiim sz hep dnp duruyorum. Ben de sana sz
veriyorum; istediini yapmakta kusur etmeyeceim.'
"Onun sz vermelerine pek gvenmediim halde, srf kendi verdiim sz yerine
getirmek iin, elli ngiliz Lirasn cebimden kardm. Mr. Watson. parama karlk bir
senet verdi bana Bu senetten baka ondan hibir ey elde edemeyeceimi de pekl
biliyordum.
"O srada eczac geldii iin, bu konuyu kesmek zorunda kaldk. Sevin iinde olan
eczac, hastasnn nasl olduunu bile sormadan, anlatmaya balad: Kendisine gelen
bir mektupta, yaknda herkesin duyaca ok nemli bir haber varm: Monmouth Dk,
byk bir Hollanda ordusuyla Bat sahiline karma yapm. Norfolk sahili aklarnda
da ok byk bir filo varm. Bu byk filo, Dke yardmc olmak zere harekete
geecekmi.
"Bu eczac, yaad an en nl politikaclarndan biriydi. En entipften bir haber,
en iyi bir hastadan daha ho gelirdi ona. Herhangi bir haberi, kenttekilerden bir iki saat
nce duyunca, sevinten lgna dnerdi. Gelgelelim evresine yayd haberlerin ou,
gereklere pek uygun deildi; nk duyduu her lfa hemen inand iin, bundan
yararlanp onu hep aldatanlar vard.
"imdi verdii haberin de doru olmadn ksa bir sre sonra rendik: Geri
Monmouth Dk karaya kmt ama, yannda bir ordu deil, bir avu insan vard
ancak. Norfolk aklarndaki filo ise, tamamiyle uydurmayd.
Eczac bunu bize bildirir bildirmez, hastasna bir tek sz bile sylemeden, haberi tm
kente yaymak amacyla kp gitti.
Herkesi ilgilendiren bu tr haberler kiisel sorunlar glgede brakt iin, Mr. Watson
ile konumamz tamamiyle siyasallat imdi. Protestan mezhebini dnerek, bir
sredir derin bir kayg iindeydim. Tehlike ylesine gzle grlr bir hal almt ki,
Protestanlk, ancak Tanrnn araya girmesiyle korunabilecek gibi geliyordu bana. Kral
James, Protestan inanlarna kar gerek bir sava amt. Katolikleri orduya sokmu;
Kilise dzenine ve niversiteye de sokmaya almt. Katolik papazlar, srtlarnda
cppeleri, milletin arasnda, her bir yerde dolanp duruyor; yaknda sokaklarda geit ya-
pacaklarn ileri srerek, meydan okuyorlard. Bizim din adamlarmzn, krsye kp
Katoliklie kar sz sylemeleri yasaklanmt. Piskoposlara emir vermilerdi bunu
yapmay gze alanlar kovulsun diye. Bu yasaklamalarn bir an nce uygulamaya
konulmas amacyla, yasalara aykr bir Kilise komisyonu kurulmutu. Aslnda bir eit
Engizisyon mahkemesiydi bu. Engizisyon yaygnlanca da. bu mahkeme elebalk
grevini stlenecekti. lk grevimiz, hi kukusuz Tanrya, ancak ikinci grevimiz Krala
kardr. Kral, bu ilk grevi srdrmemiz olasln ortadan kaldrmakla, ikinci grevimizi
de geersiz klmtr. Bu kadaryla kalmayarak, ta giyerken verdii yemini bozmutur.
Oysa uyruklaryla ba bu yemine dayanr. Bylece Kral, bu ba da koparm saylr.
Kral, dinlerinden vazgemedikleri iin, piskoposlar hapse atmtr; yasalar ona teslim
etmedikleri iin, yarglar kovmutur. Daha da ileri giderek, yasalara el koymutur.
Yasalar geersiz klmak gcn kendine balayp, tam bir zorba olduunu, hibir
mutlak hkmdarn ondan daha zorba olamayacan kantlamtr. Belki tarih tmn
saptamamtr diye, bu olaylar etrafl olarak gzden geirmek istedim; nk herhangi
bir milletin Kralna kar bakaldrmas ylesine korkun bir gnahtr ki, ancak demin
anlattm kkrtc durumlar, ancak dinlerini ve zgrlklerini kesinlikle ve her an
tehlikede grmeleri, byle bir gnahn ilenmesini hakl gsterebilir ya da hafifletebilir."
Jones "btn bu gerekleri, hatt daha ayrntlsn tarih kitaplarnda okumutum
efendim" dedi. "Yazlmad iin, herhalde sizin de bilmediiniz baka bir olay size
anlataym: u srada bu lkede bir ayaklanma var. Szn ettiiniz Kral James'den
daha da darkafal bir Katolik olan olunu tahta oturtmak iin yaplyor bu ayaklanma.
stelik de Protestanlar ayaklanyor. Bir tek kez bile zgrlklerimizi tehlikeye
sokmayan bir Krala kar ayaklanyorlar!"
"Akllara smaz bir ey!" dedi yal adam. "Biliyorsunuz, Vergilius kadnlar iin
varium et mutabile semper, yani her zaman vefaszdrlar, her an deiiverirler der.
Eer bizim milletimiz de tpk kadnlar gibi olmasayd, inanmazdm bu sylediinize.
Katolikliin korkun hilelerinden, evirdii srekli entrikalardan bizi koruyan Tanrya
kar nankrlk ediyoruz. Katoliklikten bu gne dek korunabilmemiz, yle garip, yle
akl almaz bir eydir ki, davamzn kutsalln kantlayan bir mucize sayabiliriz bunu...
Sylediiniz, gerekten ok acayip! Katolik bir prensin yararna yaplan bir Protestan
ayaklanmas! Namussuz olduu kadar da deli u insan denilen yaratk!... Neyse.
ykm bitireyim. O srada lkemi, dinimi ve zgrlm savunabilmek amacyla
savamaya karar vermitim. Mr. Watson da bana katld. Gerekli silhlan elde ederek,
Bridgewater'e gidip, Dkn ordusuna girdik.
"Dkn giriiminin mutsuz sonucunu belki siz benden daha iyi bilirsiniz. Hafif bir yara
aldm Sedgemore savandan, gene Mr. Watson ile birlikte canmz kurtardk. Exeter
yolunda aa yukar krk mil ilerledikten sonra, atlarmz brakp, tarlalarda ve
patikalarda srne srne, ssz bir krda bulunan kk bir kulbeye vardk. Orada
yoksul ve yal bir kadn, bize elinden geldiince bakt. Yarama srd merhem, beni
abucak iyiletirdi."
Partridge "ne olur, efendim, yaranzn nerede olduunu syler misiniz?" diye sordu.
Yal adam, kolundan yaralandn bildirdikten sonra, konumasn srdrd:
"Ertesi sabah Mr. Watson beni o kulbede brakt. Yiyecek almak iin Cullumpton
kasabasna gidecekti szde. Ama... Nasl syleyeceim bunu? Sylesem de siz buna
nasl inanacaksnz? O Mr. Watson, o dostum, o aalk, o zalim, o hain herif, Kral
James'in atl askerlerine beni ele verdi. Kulbeye geri dnp, beni teslim etti onlara.
"Onlar beni yakalayp Tauton hapishanesine gtryorlard. Kt bir duruma
dmtm, bama korkun eyler gelebilirdi. Ama benim asl arma giden ey, hain
arkadamla beraber olmak zorunluluuydu. O da teslim olmutu; o da tutuklu
saylyordu. Ne var ki, beni ihbar ettii iin, bana kar kt davranyorlar, ona kar iyi
davranyorlard. Mr. Watson, kalleliine bir zr duyurmak istedi ilkin. Ama ben onu
hor grp, hep tersleyince, tutumunu deitirdi. Beni Krala kar bakaldranlarn en
korkuncu, en haini olmakla sulayp, tm kabahati bana ykledi. Srf ben istedim ve
hatt onu tehdit ettiim iin, ulugnll ve yasal Kralna kar bakaldrmak zorunda
kalmt szde.
"Savaa katlmamz konusunda aslnda benden ok daha istekli davranan bu adamn
yalanc tanklk etmesi yreime indi. yle bir fkeye kapldm ki, ancak ayn fkeyi
duyanlar bilir bunun ne olduunu. Ne var ki, talih sonunda bana acd: Atl muhafzlarm,
Wellington'u getikten biraz sonra, dar bir yolda ilerlerken, dman ordusundan elli
kiinin onlara saldraca konusunda yanl bir haber aldlar. Bunun zerine, beni de,
beni ele vereni de unutarak, kendi balarnn aresine baktlar. Hain Watson hemen
kat yanmdan. Kamasna da seviniyordum; nk kamasayd, yanmda silh ol-
mad halde, ondan cm almaya alacaktm mutlaka.
"imdi yeniden zgrdm. Yoldan hemen uzaklap tarlalara daldm. Her grdm
insann bana hainlik etmeye hazr olduunu sandm iin, yollardan, kasabalardan,
hatt en yoksul evlerden bile kaarak, nereye gittiimi bilmeden yrdm durdum.
"lkel alarda yaayan kardelerim gibi tarlalarda yatp, onlar gibi doann verdii ile
beslenerek, gnlerce krlarda dolandktan sonra, buralara vardm sonunda. Issz ve
yabanl halini beendiim iin, bu blgeye yerlemeye karar verdim. imdi bana hizmet
eden u yal kadnn annesinin evinde gizlenip oturdum bir sre. Grkemli Devrimin93

93 1688'de kansz bir devrimle, kinci James tahttan indirilmi: William of Orange ve ei Mary, kral ve
haberini alp, tehlikeden kurtulunca, ilerime bakmak iin doduum yere dndm.
Aabeyimi de kendimi de memnun ederek, her eyi yoluna koydum: Malm mlkm
aabeyime devrettim. O da buna karlk, bana bin ngiliz Liras deyip yllk bir maa
balad.
"Aabeyim, her zaman olduu gibi, gene bencil ve cimri davranmt. Onu dostum
sayamazdm; dostum saylmak da istemiyordu naslsa. Onunla ve teki tandklarmla
vedalap ayrldm. Ve ite o gnden beri, yaam ykm bo bir sayfa sanki."
Jones "aman efendim, nasl olur?" diye sordu. "O gnden beri hep burada m
oturdunuz?"
"Yoo, hayr efendim" dedi yal bay. "ok yolculuk ettim. Avrupa'da grmediim yer
kalmad nerdeyse."
Jones "sizden bunu istemeye yzm tutmuyor, efendim" dedi. "Siz bu kadar konuup
yorulduktan sonra, bunu istemem de zulm olurdu. Ne var ki, sizin gibi akll, sizin gibi
dnyay grm bir insann, bu uzun yolculuklar srasnda edindii izlenimleri, baka bir
zaman dinlemeye can atyorum."
"Delikanl" dedi yal yabanc, "bu konuda meraknz elimden geldiince gidermeye
alacam."
Jones yeniden zr dilemek istedi ama, ev sahibi bunu nledi; ve dikkat kesilen,
sabrszlanan Jones ile Partridgee, gelecek blmde yazacaklarmz anlatt.

BLM 15

Avrupa'nn ksa bir tarihi ve Jones ile Tepedeki Adam arasnda


geen garip bir konuma

"talya'da hanclar ok sessizdir. Fransada biraz daha ok konuurlar; ama


terbiyelerini bozmadan. Almanya ve Hollanda'da, ounlukla pek kstahtrlar.
Hanclarn namusu sorununa gelince, lkeler arasnda pek fark olduunu sanmyorum.
Yolculuk srasnda tuttuunuz uaklar, sizi dolandrmak iin her frsattan yararlanrlar.
Arabaclara gelince, dnyann her yerinde aa yukar ayndrlar. te efendim,
yolculuklarm srasnda insanlar stne edindiim izlenimler bunlardr. Kendi lkemden
karken, amacm Tanrnn dnyann drt bir yann nasl deiik yarattn grmekti. Bu
deiik grntler, dnme yetenei olan bir seyirciye byk haz verdii gibi, bunlar
yaratann snrsz gcn de gzler nne serer. Tm doada ancak bir tek yaratk
vardr ki, Tanr 'ite bunu ben yarattm' diye vnemez. Bense, o yaratkla yani insan
denilen yaratkla oktan ilikimi kestim."
Jones "kusuruma bakmayn ama" dedi; "yeryznde her ey ne denli deiikse, o
yaratn da o denli deiik olduunu sanyordum teden beri. Huydan kaynaklanan
ayrmlar bir yana, deiik treler ve iklimler yznden, insanlarn birbirlerinden akl
kralie olmutur. (.N.)
almayacak kadar ayr olduklarn sylemilerdi bana."
Yal yabanc "insanlar arasnda pek az fark vardr aslnda" diye karlk verdi.
"Deiik insanlar grmek iin uzun bir yolculua kmak zahmetine katlanacanza,
Venedik'de bir karnavala gidin, yeter. Avrupa'nn u ya da bu bakentinin saraylarnda
ne grecekseniz, ayn eylerin topunu birden grebilirsiniz o karnavalda. Ayn iki-
yzll, ayn sahtelii... Szn ksas, deiik klklarda, ayn lgnlklar ve ayn
ahlkszlklar grrsnz. Bu lgnlklar ve ahlkszlklar, spanya'da pek arbal bir
kla brnr; talya'da grkemli bir hal alr. Fransa'daki namussuzlar, zppe klna
girerler; Kuzey lkelerindeki ayn namussuzlar, pasakl bir hal alrlar. Ama insan, her
yerde ayndr; her yerde ondan nefret etmek, he yerde ondan kamak gerekir. te
efendim, yaam ykm bylece bitirdim. Buraya ekilip geirdiim yllara gelince, sizi
elendirecek bir yan yok o dnemin. Aslnda bir tek gn sayabiliriz tm o yllar."
Jones, yksn anlatmak zahmetine katland iin, yal adama teekkr ettikten
sonra, bunca yalnzla nasl dayanabildiini sordu:
"Tekdzelikten yaknmaya hakknz var" dedi. "Zamannz nasl geirdiinize, daha
dorusu nasl ldrdnze ayorum."
Yal adam buna yle karlk verdi: Duygular ve dnceleriyle dnyaya bal bir
kiinin, benim burada geirdiim saatleri bo saymasna hi amyorum. nsan mr,
ancak bir tek ura asndan ok ksadr: O grkemli, o lmsz, o sonsuza dek
srecek olan Varl dnmek, o Varla tapmak iin zaman yeter mi hi? O Varlk,
akllara smayan eyler yaratmtr. Yalnz bu usuz bucaksz dnyay deil,
gkyznde grdmz, l l yanan saysz yldzlar yaratmtr. Baka dnyalar
aydnlatan gnelerdir belki o yldzlar. Ama iinde yaadmz dnyann yannda,
kk atomlara benzerler. Kendini tanrsal dncelere vererek, bu dile gelmez
gzellikle, bu gizemli grkemle iliki kurabilmek mutluluuna erimi bir insan, gnleri,
yllar ya da alar, fazla uzun sayabilir mi hi? Sayl olan saatlerimizi, dnyann bo
elencelerine, anlamsz hazlarna, budalaca ilerine mi kaptralm? Bylesine yce,
bylesine grkemli. bylesine nemli bir ura olan kii, zaman bir trl gemiyor diye
yaknabilir mi hi? Byle bir yaama hem zaman yetmez, hem de dnyann her bir
yerinde yaanabilir bu. Nereye baksak, Tanrnn gcn, bilgeliini ve iyiliini grrz.
Tanrnn grkemini anlamak iin, doan gnein ateiyle ufku tututurmasna gerek
yok; cokun rzgrlarn maaralarndan kp saldrya geerek ulu orman
sarsmalarna gerek yok; alalan bulutlardan ovalara sel gibi yamurlarn yamasna da
gerek yok. Tanrnn grkemini anlamak iin bunlara gerek yok diyorum; nk yaratlan
kk bir bcek ya da nemsiz bir bitki bile, yce Yaradann damgasn tamaktan
onur duyar. Bu damgada, Tanrnn sadece yceliinin deil, bilgeliinin ve iyiliinin de
izleri grlr. Ancak insan, bu dnyann kral olan, ulu Varln yeryznde meydana
getirdii en son ve en yce yaratk olan insan, ancak insan kendine balanan bu
onura kar alaka davrand. Namussuzluu, zulm, nankrl ve lnetli hainlii
yznden, Yaradandan kukulanmamza neden oldu. Bylesine ulugnll bir Varlk,
bu denli kusurlu ve aalk bir hayvan nasl yaratr diye artt bizi. imdi siz de
gelmi, insanlardan uzak kaldm diye beni mutsuz sanyorsunuz. O mbarek yaratkla-
rn arasnda olmazsam, yaammn can skc ve tatsz olacan dnyorsunuz!"
Jones "sylediklerinizin ilk ksmna, ben de hemen ve itenlikle katlyorum" dedi.
"Ama sonu olarak insanlktan nefret etmekle, yersiz bir genelleme yapyorsunuz bana
kalrsa. Birok kii bu yanlgya dyor grdm kadaryla. En aalk insanlar seip
tm insanl sulamak yanltr. nk ok deerli bir yazarn dedii gibi, insanln
genel niteliklerini, ancak en iyi ve en kusursuz bireyleri seerek saptamalyz aslnda.
Dostlarn ve ahbaplarn seerken gerekli saduyuyu gstermedikleri iin, ahlksz ve
deersiz adamlardan ktlk grenler, genellikle bu yanlgya derler. ki kt
insan grdkleri iin de, tm insanl sularlar."
Yal adam "ben, yeterince denedim insanlar" dedi. "lk sevgilim ve ilk arkadam,
beni namussuzca aldattlar. Sonular ok kt olabilecek, hatt beni utan verici bir
lme srkleyecek davranlarda bulundular."
"Kusura bakmayn ama, o sevgilinin ve o arkadan kimler olduklarn hele bir
dnn. Genelevde doan aktan ve kumar masasnda balayp gelien
arkadalktan ne bekleyebilirdiniz ki, benim gzel efendim! Srf helalarda yle olduu
iin, havann her zaman salksz olduunu, pis koktuunu ileri srmek ne denli
yanlsa; tm kadnlarn sizin sevgiliniz gibi, tm erkeklerin de arkadanz gibi ol-
duunu sylemek de o denli yanltr. Daha ok gencim ama, dostluklarn en ycesine
hak kazanm erkekler, sevgilerin en ycesine hak kazanm kadnlar biliyorum."
"Olabilir, ama siz de sylyorsunuz daha ok gen olduunuzu. Sizden biraz daha
yalyken bile, ben de sizin gibi dnyordum."
"Sevgi besleyeceiniz kiileri seerken, bylesine talihsiz, daha dorusu bylesine
dikkatsiz olmasaydnz, hl benim gibi dnebilirdiniz. Yeryznde ok daha fazla
ktlk olsa bile, insanlara kar bu genel sulamalar gene de, doru sayamayz.
ounlukla rastlantlara baldr ktlk; ktlk eden her insan da, kt ve ahlksz
deildir aslnda. Gerekte ancak kendileri doutan kt olanlar, insanlarn mutlaka ve
her zaman kt olduklarn ileri srebilirler. Sizin ise yle olmadnz biliyorum."
Yal adam, "zaten bunu pek sylemezler yleleri" dedi. "Bir haydut, yolda
soyguncular olduunu size haber vermeyecei gibi, ktler de insanlara kolayca
ahlksz demezler; nk yle deseler, sizi uyarm olurlar, amalarna da eriemezler
o zaman. te bu yzden ahlkszlar, belirli kiilere kolayca karaalarlar ama; genel ola-
rak tm insanlar ktlemekten kanrlar bildiim kadaryla."
Yal adam, bunu yle bir heyecanla sylemiti ki, onu yola getirmek umudunu
yitiren, gcendirmekten de ekinen Jones, bir karlk vermedi.
O srada gn mt. Bizim delikanl, byle uzun sre evinde kald ve belki de
dinlenmesine engel olduu iin, yal yabancdan zr diledi.
Ev sahibi "u srada hi de dinlenmek niyetinde deilim" dedi.
"Geceyle gndz arasnda pek fark yok benim iin. ou zaman gndzleri uyur;
geceleri yrr, dnrm. Ama bu. sabah hava yle nefis ki, eer bir sre daha
uykusuz ve yemeksiz kalmaya katlanrsanz, size henz grmediinizi sandm ok
gzel baz yerleri gsterebilirim."
Jones bu neriyi candan benimsedi; beraberce hemen evden ktlar. Partridge'e
gelince, yal adam yksn tam bitirdii srada derin bir uykuya dalmt; nk
merak artk giderilmiti. Jones ile ev sahibi arasnda balayan tartmann etkisi, onu
byleyen uykuyu datacak kadar gl deildi. Bizim delikanl, adamcaz bu tatl
uykusundan uyandrmak istemedi. u srada belki okuyucumuz da Partridge'inkine
benzer bir uykuya dalmak istedii iin, ykmzn sekizinci ksmna bir son veriyoruz
burada.

DOKUZUNCU KISIM

ON K SAAT KAPSAR
BLM 1

Bu tr ykleri yazmaya yasal hakk olanlar ve olmayanlar


konusunda

Giri niteliinde olan bu blmlerin, birok yararl yan vardr. Bu yararl yanlardan biri
de, bir eit iaret ya da damga saylabilmeleridir. Bu iaret ya da damga sayesinde,
herhangi bir okuyucu, bu tarihsel ykmzde gereklere uygun doru olaylar,
gereklere uymayan uydurma olaylardan ayrdedebilmenin yolunu bulabilir. Bana
kalrsa, byle bir iaret gerekli olacaktr pek yaknda; nk son zamanlarda iki
yazarn bu tr ykleriyle rabet grmeleri, birok baka yazar ayn tr denemek
asndan yreklendirebilir. Bylece bir yn samasapan roman, acayip acayip
masallar yazlabilir. Bu ise, ya kitap yaynlayp satanlarn ifls etmelerine ya da oku-
yucularn bouna vakit harcamalarna ve de ahlklarnn bozulmasna yol aabilir. Hatt
bu yaptlar yznden dedikodular ve karaalmalar yaygnlar, nice deerli ve namuslu
insann ad ktye kar belki de.
Spectator'un akl banda yazar, her denemesinin bana Yunanca ya da Latince
zdeyiler koyar. Hi kukum yok ki, metelik etmeyen yazarlardan korunabilmek
amacyla yapmtr bunu. Neden derseniz, yazar geinenler, onlara okuma yazma
retenlerden edindikleri bilgi dnda hibir eycikler bilmedikleri halde; aslan postuna
brnp anrnca kendini aslan sanan eek kardeleri gibi, en yce dahilerle ak
atmaktan ne korkar ne de utanrlar.
Addison, denemelerinin taklit edilmesini nlemek amacyla, her yazsnn bana,
ancak doru drst okumu kiilerin anlayabilecei Yunanca ya da Latince tmceler
eklemiti. Ben de, dnme yeteneinden ve bir deneme yazmak iin gereken bilgiden
tmyle yoksun olanlarn bana yknmelerini nlemek amacyla, her ksmn bana bir
deneme ekledim.
Bu trden tarihsel yklerin balca deerinin, nsz niteliindeki bu denemelerden
kaynaklandn sylemek istediimi sanmayn sakn. Ne var ki, o szmona yazarlarn,
sadece yk anlatan ksmlara yknmeleri daha kolaydr da; gzlem ve dnceden
oluan denemelere yknmeleri daha gtr aslnda. Bunu yapmaya yeltenenler,
Shakespeare'i taklide kalkan Rowewe'ya; ya da Horatius'un dedii gibi, srf yalnayak
yryp suratlarn astklar iin tpk Cato'ya benzediklerini sanan Roma'llara dnerler.
yi ykler uydurmak, bu ykleri gzel anlatmak, ender bulunur bir yetenektir belki
de. Gelgelelim, bunu hi sklmadan yapmaya kalkan bir yn adam vardr. Dnyann
drt bir bucanda bol bol yazlan romanlar ve ykleri incelersek, hakszlk yapmadan
u sonuca varabiliriz: Bunlar yazanlarn ou, baka bir edebiyat trnde (byle bir
deyimi kullanmama izin verin imdi) karmza kp bize dilerini gstermeyi gze
alamazlard. Roman ve yk dnda kalan herhangi bir alanda da, on ya da on iki
tmceyi bir araya getirmeyi beceremezlerdi. Horatius, scribimus indocti doctuque
passim der. Yani Francis'in evirisiyle "her aresiz budala yazmaya kalkar; yaayan
her yaratn ticaret alandr iir." Bu sz, teki yazarlardan fazla, romanclara ve yaam
ykleri yazanlara uygundur; nk tm sanat dallar ve tm bilim kollar iin (hatt
eletiri iin bile) birazck eitim ve bilgi gerekir. iirin bunun dnda olduunu
dnenler olabilir belki. Ne var ki, iir iin de kouk ve uyak, ya da bunlara benzer bir
eyler bilmeli. Oysa ykler ve romanlar yazmak iin, kat, kalem, mrekkep ve
bunlar kullanacak el becerisinden baka hibir ey gerekmez. Kimi yk ve romanlara
bir gz atnca, bunlar kaleme alanlarn byle dndklerini anlyorum. Bunlar
okuyanlar da (eer byle birileri varsa) ayn eyi dnyorlardr herhalde.
te bu yzdendir ki, yazarlarn ouna bakarak tmn yle sananlar, kt stnde
saptanm gereklere uymayan yk yazarlarn hor grrler. Biz de hor grlmek
istemediimiz iin, yazdklarmza aslnda uygun olan 'romance' yani 'hayal rn
olaylardan kaynaklanan yk' deyimini kullanmaktan ekindik. Evvelce de belirttiimiz
gibi, yarattmz kiilerin tm, doann o yce ve gerek kitabndan alndndan
tr, kendi kitabmza tarihsel yk adn verdik. Dnyann en nkteli adamlarndan
birine gre, kimi yaptlar, onu yazann beyninin ya kanma illetine ya da isale tutul-
masnn bir rndr. Bizim kitabmzn bunlardan farkl olduuna hi kukumuz yok.
Hem en yararl, hem de en elendirici yaz trlerinden birini gzden dren bu kt
yazarlara hogr gstermekle, ok zararl baka bir i de yapm oluyoruz: Toplumun
birok gzel ahlkl ve deerli yesinin adn lekelemi oluyoruz; nk en can skc
dostlar her zaman zararsz olmadklar gibi, en can skc yazarlar da her zaman
zararsz deildirler. Rezil eyler kaleme alabilecek, evrelerine karaalabilecek kadar
dil bilirler bunlarn her ikisi de. imdi sylediimiz eer doruysa, kepaze amalar
gderek yazlan yklerin, kendileri de kepaze olmalarna, bakalarn da kepaze
etmelerine hi amamal.
u sralarda says gittike artan bu kepaze yklerin, ileride okuyucularn bo
zamann, edebiyat ve basn zgrln rezil etmesini engellemek iin, yk
yazarlarna kesinlikle gerekli olan birka nitelii sralayacam imdi:
Bunlardan ilki dehadr. Horatius'a gre, deha olmadka, almak hibir ie yaramaz.
nsan beyninin, evresindeki her eyi ve bunlarn bellibal ayrntlarn kavrayabilen
g, daha dorusu gler anlamnda kullanyorum 'deha' szcn. nsanda
doutan bulunan bu gler, yaratma yeteneiyle yarglama yeteneidir aslnda. Bu iki
eyi birletiriyor, 'deha' diye adlandryorum. Yaratma yeteneiyle yarglama yetenei
konusunda, byk yanlglara denler vardr. Biroklar, yaratma yeteneini uydurma
yeteneiyle ayn ey sayar. Bu doru olsayd, hayal rn masal yazan birok adamda
yaratma yetenei bulunduunu kabul etmemiz gerekirdi. Oysa biz yaratmay, ancak
grebilmek ya da sezebilmek anlamnda kullanyoruz. Yani daha geni anlamda, her
eyin gerek zn abucak ve akll bir biimde kavrayabilmek anlamnda kullanyo-
ruz. Yarglama yeteneinden yoksun bir adamda, yaratma yeteneinin bulunmas pek
olas deildir. Neden derseniz, iki ey arasndaki ayrmlar grmeden, bu iki eyin
gerek zn kavram saylmamzn yolu yoktur. Ayrmlar grebilmek ise, dorudan
doruya yarglama yeteneine baldr. Oysa akl banda bir iki kii, dnyann tm
budalalaryla birleerek, yaratma yeteneiyle yarglama yeteneinin ayn insanda ya
pek ender ya da hibir zaman bulunmadn ileri srmlerdir.
Bir insann, yaratma yeteneiyle yarglama yeteneini kendi kiiliinde birletirmesi
de yetmez. yi bir yazar olmas iin, bu insann bir hayli bilgili olmas da gerekmektedir.
Gene Horatius'dan ve yetkili daha bakalarndan alntlarla, bu grlerimi
kantlayabilirdim. Ama buna gerek yok; nk ustaca bilenmemi el aralarnn bir
iiye yarar olmad, bir iin doru drst yaplabilmesi iin belirli kurallara uymak
zorunluluu, malzemesi olmayan bir iinin hibir ey retmeyecei herkese
bilinmektedir. te, ancak bilgi salayabilir tm bunlar. Doa bize bir yetenei
balamakla kalr; yani bize ancak mesleimizin aralarn verebilir. Bilgi ise, bu
aralar kullanlr hale getirir, bunlar kullanmann yolunu bize retir ve ileyeceimiz
malzemenin hi olmazsa bir ksmn salar. Yazar olmak isteyenin, tarih ve edebiyat
alannda yeterince bilgili olmas arttr. Kerestesiz, kiresiz, tulasz, tasz, ev
yapmaya kalkmak ne denli bounaysa; bilgisi olmadan yk yazmaya kalkmak o denli
bounadr. Yaptlarna iirin sslerini ekledikleri halde, yk yazarlar saydmz
Homeros ve Milton, kendi alarnda bilinmesi gereken her eyi biliyorlard.
Okuyup yazarak deil de, ancak konuarak elde edebileceimiz baka bir bilgi tr
de vardr. Konuma yoluyla salanan bu bilgi, insanlar anlamak asndan ylesine
gereklidir ki, mrlerini niversitelerde, kitaplar arasnda tketen bilgili ukallar, insan
konusunda kara cahil kalrlar. nk yazarlar insanlar ne denli incelikle anlatrlarsa
anlatsnlar, bu konuda gerek bilgi, ancak dnyada yaam akla elde edilebilir. Aslnda
tm bilgi alanlar iin ayn eyi syleyebiliriz. Srf kitap okumakla, fizik alannda da,
hukuk alannda da uygulanr trde bir bilgi elde etmenin yolu yoktur. Hatta topra
ekenler, iftiler, bahvanlar bile, ana kurallarn kitaplardan rendikleri bilgiyi,
uygulamaya geerek, kusursuz bir duruma getirmek zorundadrlar. Akl banda Mr.
Miller, bir bitkiyi ne denli tam tamamna betimlerse betimlesin, mezlerine bu bitkiyi
gidip bahede grmelerini salk verir gene de. Oyunlarn yazarken Shakespeare'lerin,
Johnson'larn, Wycherly'lerin, Otway'lerin en ustaca yarattklar kiileri sahnede bir
Garrick, bir Cibber ya da bir Clive94 canlandrnca; bu kiilerin gzmzden kaan bir
yann kavrayveririz hemen. Dnya sahnesindeki insanlar da kitaplardakilerden daha
canl ve daha arpcdrlar. Bylece bir yazar, izdii kiileri, yaamdan deil de
kitaplardan alnca, o izdii kii, bir kopyann silik kopyasna dnr; gerekliini de,
canlln da yitirir.
Yazarlar, her eit insanla, yani her kattan ve her snftan insanla grmelidir.
nk bir yazar, sadece yksek tabakayla iliki kurmakla da yksek tabakay
tanyamaz. Bir tek snf bilip anlatmas yeter diyeceksiniz ama; her snfn sama
yanlar, teki snfn sama yanlarna k tuttuu iin, bir tek snf ele alan yazar
gerekten byk saylmamaldr. rnein, aa tabakann yaamndaki sadelii
dnnce, yksek tabakann zentileri, bsbtn gze batar, bsbtn gln gelir
insana. Ayn biimde, aa tabakann kabaln ve ilkelliini dnnce, yksek
tabakann nezaketi bsbtn arpc bir hal alr. Dorusunu sylemek gerekirse, unu
da unutmamal: Yazarmz, her iki tabakayla da iliki kurmakla, ahlk ve davran
asndan bir hayli dzelir: Bir tabakadan sadelii, drstl ve itenlii kolayca
renir; teki tabakadan da incelii, zariflii ve dnce zgrln renir; nk
bana kalrsa, aa snftan gelip eitim grmeyenlerde pek ender bulunan bir zelliktir
dnce zgrl.
Son olarak unu da syleyeyim: Eer yazarmzda herkesin iyi yrek dedii ey
yoksa, duygudan yoksunsa, btn bu sraladmz nitelikler be para etmez. "Beni
yazlaryla alatabilecek adam, benden nce kendi alayabilmeli" der Horatius. Kaleme
alnrken duyulmayan bir acnn, bize etkili bir biimde aktarlmasnn yolu yoktur.
Okuyucuya en ok dokunan, en ackl sahnelerin, gzyalar dklerek yazldndan
hi kukum yok. Gldren paralar da, glerek yazlr. Ancak kendim candan gldkten
sonra okuyucumu gldrebilirim bana kalrsa. Ne var ki, beceriksiz davranrsam,
okuyucumun benimle birlikte gleceine, bana gler. Hatt belki de bana gld bile bu
blmn baz paralarn okurken. te, byle bir kaygya dtm iin, imdi bir son
veriyorum bu blme.

BLM 2
94 Bu byk erkek oyuncuyla, hakl olarak n kazanan bu iki kadn oyuncudan sz etmenin tam sras
imdi; nk bu tiyatro sanats, kendilerinden nce sahneye kanlara yknerek deil, gerek
insanlar inceleyerek gelitiler. te bu yzdendir ki, taklitiler srs yaya kalrken, bu , kendilerinden
nce yaayan tm oyuncular atlar. (Y.N.)
Tepedeki Adamla yry srasnda Mr. Jones'un bana gelen
ve gerekten ok hayret uyandran bir serven

Mr. Jones, yal yabancyla beraber Mazard tepesine karken, afak penceresini
am, gn maya balamt. Tepenin doruuna varnca, dnyann en grkemli
grntlerinden biriyle karlatlar. Biz bu grnty okuyucumuza sunmak isterdik
ama, bunu yapmamz engelleyen iki neden var: Birincisi, bunu daha nce grenlerin,
betimlememize hayran kalacaklar konusunda pek umutlu olmaymz. dincisi de, bu
grnty daha nce grmeyenlerin, betimlememizden bir ey anlayacaklar
konusunda kuku duymamz.
Jones, birka dakika, ta kesilmicesine hi kprdamadan durdu, gzlerini gneye
dikti.
Bunun zerine, yal adam, byle dikkatle nereye baktn sordu.
Jones iini ekti: "Ah efendim! Buraya nasl geldiimi anlamaya alyorum. Aman
Tanrml Gloucester yle uzaklarda ki! Kendi evimle buras arasnda yle mesafeler var
kil"
Yal yabanc, "vay, vay, delikanl!" dedi. "inizi ekmenize baklrsa, yalnz evinizden
deil, evinizden ok daha fazla sevdiiniz birinden de ok uzaklara dtnz galiba.
Yoksa yanlyor muyum? Baktnz eyi imdi gremiyorsunuz ama, o yne bakmaktan
gene de haz duyuyorsunuz bana kalrsa."
Jones glmsedi: "Genliinizin duygularn henz unutmadnz anladm, yal
dostum. Dorusunu syleyeyim: Neler dndm tam bildiniz."
Tepenin Kuzey-Batya bakan ynne yrdler. Aalarda koskocaman bir orman
vard. Oraya varr varmaz, ormanda bir kadnn ac ac lk attn duydular. Jones bir
an dinledi; sonra yanndakine bir tek sz bile sylemeden (nk hi kaybedecek
zaman yoktu gerekten) yamatan aa kotu, daha dorusu kayd; ve tehlikeden hi
korkmadan, kendi gvenini hi mi hi dnmeyerek, lklarn geldii yere doru
yneldi.
Oraya varnca, yrekler acs bir durumla karlat: Haydutun biri, yar plak bir
kadnn boynuna orap ban geirmi, onu bir aaca asmaya alyordu. Jones hi
soru sormadan haydutun stne ulland. Elindeki salam mee sopasn yle bir gzel
kulland ki, herif kendini savunamadan, hatt saldrya uradnn farkna bile
varamadan, yere serildi. Kadn, gerekeni yaptn syleyip, artk durmas iin
yalvarncaya kadar da, hayduta vurup durdu bizim delikanl.
Bunun zerine kadncaz Jones'un nnde diz kt; onu kurtard iin binlerce kez
teekkr etti. Jones kadn ayaa kaldrd; kimsenin imdadna yetimesi olas deilken,
akl almaz bir rastlant sonucu orada bulunup yardmna yetiebildiine ok sevindiini
syledi.
"Ne mutlu bana ki," dedi, "sizi koruyabilmem iin Tanr beni bir ara olarak kulland."
Kadn "sizi nerdeyse gzel bir melek olarak gryorum" diye karlk verdi. "Doruyu
sylemek gerekirse, benim iin bir erkekten fazla bir melee benziyorsunuz siz."
Gerekten de, son derece yakkl bir delikanlyd Jones. Eer genliin, saln,
glln, tazeliin, yiitliin, iyi huyluluun damgasn tayan gzel bir yz ve gzel
bir biim bir erkei bir melee benzetebilirse, bizim delikanlnn bir melee benzedii
hi kuku gtrmezdi.
Kurtarlan kadn ise, yan insan yan melek soyundan gelenlere pek benzemiyordu. En
azndan orta yal grnyordu. Yz de pek gzel deildi. Ne var ki, gvdesini rten
giysiler parampara olduu iin, biimli ve son derece beyaz olan gsleri,
kurtarcsnn dikkatini ekti. Kadnla Jones, bir sre sessizce durup birbirlerine baktlar.
O srada yerdeki haydut kprdaynca, Jones, az kalsn Kadn boazlayacak olan orap
ban ald, herifin ellerini arkadan balad. Haydutun yzne dikkatle baknca, hem
arp kald, hem de biraz sevindi belki: Meer bu haydut Astemen Northerton'mul
Eski dmann unutmayan Astemen de, kendine gelir gelmez Jones'u tand.
Herhalde o da Jones kadar at ama: bizim delikanl kadar sevindiini pek sanmam.
Jones, Northerton'un ayaa kalkmasna yardm ettikten sonra, gzlerini herife dikti:
"Bu dnyada benimle bir kez daha karlaacanz herhalde ummuyordunuz,
efendim. Ben de sizi burada bulacam ummuyordum dorusu. Ne var ki, talih bizi bir
kez daha yzyze getirdi. Bana yaptnz hakarete karlk, hi farkna varmadan,
sizden cm alm oldum."
Northerton, "gelip bir adama arkasndan vurarak almak, onurlu bir adama pek
yakr dorusu" dedi. "Klcm olmad iin, sizinle burada dello edemem. Ama eer
gerek bir centilmen gibi davranmay gze alyorsanz, kl bulabileceim bir yere
gidelim. O zaman onurlu bir adamn yapmas gerekeni yaparm size."
Jones fkeyle bard: "Senin gibi rezil bir herifin, bu szc azna alarak onuru
lekelemeye ne hakk var? Neyse, seninle konuarak vakit kaybedecek deilim. Adalete
teslim edilmen gerekiyor: ben de seni adalete teslim edeceim."
Sonra kadna dnp, yaknlarda oturup oturmadn: evinden uzaksa, bu dolaylarda
tand birilerinin bulunup bulunmadn sordu; nk gsn barn rtecek bir giysi
salamadan, yargcn nne kamazd bu zavall.
Kadn, buralarn tamamiyle yabancs olduunu bildirince, Jones, onlara yol
gsterebilecek bir arkadann yaknlarda olduunu syledi. Ne var ki, Tepedeki Adam,
Jonesun peinden gideceine, yamaca oturmu; elinde bir tabanca olduu halde,
byk bir sabr ve kaygszlk iinde, olaylarn sonucunu beklemiti.
Jones ormandan kp, yal adam byle oturur grnce, olanca evikliini
kullanarak, artc bir hzla tepeye trmand.
Yal adam, kadn Upton'a gtrmesini salk verdi Jones'a. Buraya en yakn
kasabann oras olduunu, kadna gereken her eyi orada bulacan syledi. Jones, bu
kasabaya nasl gidileceini rendikten sonra, Tepedeki Adamla vedalat Partridge'in
de oraya gnderilmesini istedi ve acele acele ormana geri dnd.
Jones, yal adamla danmak zere ormandan uzaklarken, Northertonun elleri
arkasndan bal olduuna gre, kadna bir ktlk yapamayacan hesaplamt.
stelik kadn barr barmaz, onu duyacan, gerekirse hemen imdadna
yetiebileceini biliyordu. Bundan baka, bir haltlar evirmeye kalkarsa, adalete teslim
edilmesini beklemeden, onu hemen kendi cezalandracan herife sylemiti. Ama ne
yazk ki, bizim delikanl, Northerton'un elleri bal olduu halde, ayaklarnn bal
olmadn unutmutu. Bacaklarn can istedii gibi kullanmamas iin de herife gzda
vermemiti. te bu yzdendir ki, Northerton, burada kalaca konusunda namusu
zerine yemin etmediini Ve zgrlne kavutuunun kendisine resmen
bildirilmesini beklemek zorunda olmadn gz nnde tutarak, onurunu lekelemeden
buradan gidebileceini dnd. Onun iin, zgr tabanlarn yalayp, kan
kolaylatran ormana dald. Gzlerini Northertondan ok kurtarcsndan ayrmayan ka-
dna gelince, herifin svmasna aldrmam, bunu engellemek iin bir eyler yapmay
aklndan bile geirmemiti.
Bylece Jones ormana gelince, kadn yalnz buldu. Northerton'u aramak istedi ama,
kadn buna kar kt. Jonesun onu, yolunu rendikleri kasabaya gtrmesi iin
yalvarp yakard.
"O herifin kamas. beni hi zmyor" dedi. "Felsefe de, Hristiyanlk da. Dize yaplan
ktlkleri balamamz emreder. Ben asl sizin iin zlyorum efendim. ok zahmet
verdim size. Bu plak halimle yznze bakmaktan bile utan duyuyorum. Sizin gibi
bir koruyucudan vazgeebilseydim. yalnz gitmek isterdim o kasabaya." Jones, kadna
ceketini vermek istedi; ama bilemediim bir nedenden tr, delikanl ne denli
yalvarrsa yalvarsn, kadncaz ceketi giymeye kesinlikle yanamad.
Jones ise, onun yznden zahmet ekmediini plak olmasna da zlmemesini
istedi:
"Sizi korumakla, bana den grevi yerine getirmekten baka bir ey yapmadm.
plak olduunuz iin utanmanza hi gerek kalmayacak; nk yol boyunca nden
yryeceim. Gzlerimin sizi tedirgin etmesinden ekiniyorum. Beni byleyip kendine
doru eken byle bir gzellie kar koyamamaktan da korkuyorum."
Bylece bizim kahramanmzla kurtard bayan, vaktiyle Orpheus ile Eurydice'in95
yrd gibi yrmeye baladlar. Bayann, Jones'un dnp arkasna bakmas
amacyla zel bir aba gsterdiini sanmyorum ama; itleri amas iin, ayaklar bir
yere taklp dt iin, ya da buna benzer kazalara urad iin, ikide birde deli-
kanlnn yardmn istiyor; delikanl da ikide birde dnp ona bakmak zorunda kalyordu.
Ama iyi ki, Jones, zavall Orpheus kadar karabahtl kmad; yol arkadam, daha
dorusu yolda peinden geleni, nl Upton kasabasna sa salim gtrebildi.

BLM 3

Mr. Jones ile bayann hana gelii ve Upton Savann ok ayrntl bir
betimlemesi

Okuyucumuzun bu bayann kim olduunu, Mr. Northerton'un eline nasl dtn


fena halde merak ettiinden hi kukumuz yok. Ama belki daha sonra anlayaca baz
geerli nedenlerden tr, merakn ancak bir sre sonra giderebileceimiz iin,
okuyucumuzun bizi balamasn diliyoruz.
Mr. Jones ile gzeli, kasabann ana caddesine gelince, onlara en rahat grnen hana
gittiler hemen. Jones hizmetiden st katta bir oda istedi. Sa ba perian gzel,
yukar kan delikanlnn peinden tella giderken, hanc yolunu kesti.

95 Yunan milologyasnda anlatldna gre, Orpheus'un algsndan ykselen mziin gzelliine


dayanamayan tanrlar, len kars Eurydice'yi cehennemden kurtarmasna izin vermilerdi. Ancak u artla
ki, cehennem snrlarndan kana dek, Orpheus dnp arkasna bakmayacakt. Eurydicenin peinden ge-
lip gelmediine emin olmak isteyen Orpheus, bu arta uymad iin, Zeus tarafndan ldrld. (.N.)
"Hey!" diye seslendi. "Bu dilenci kz nereye gidiyor byle? Aada kal diyorum
sana!"
Ama Jones, merdivenden "brak, bayan yukar ksn!" diye yle sert bir sesle grledi
ki, adamcaz hemen elini ekti; bayan da yukarya kt.
Odaya varnca Jones, bu kasabaya sa salim gelebildii iin bayan kutladktan
sonra, hanc kadnn ona giyecek bir eyler getirmesini salayacan bildirdi. Zavall
kadncaz da, bizim delikanlya candan teekkr etti. Bin kez daha teekkr edebilmek
iin, onu biraz sonra gene grebileceini umduunu syledi. Bu ksa konumas
srasnda, kadn, beyaz gsn kollaryla rtmek iin elinden geleni yapyordu. Jones
ise, kadna saygszlk etmemek iin akllara smaz bir aba gstermekle beraber,
elinde olmadan, kadnn gsne gz ucuyla bakmaktan kendini alamyordu.
Yolcularmzn bir rastlant sonucu yerletikleri han, olaanst namuslu bir yer olarak
biliniyordu. Son derecede erdemli rlandal kzlar ve ayn derecede erdemli Kuzeyden
gelen ngiliz kzlar, Bath'a giderken hep bu handa kalmaya alktlar. Onun iin hanc
bayan, atsnn altnda uygunsuz herhangi bir durumu kesinlikle yasak etmiti; nk
uygunsuz durumlar, yle ktdr ve bakalarna da yle abuk bular ki, bu tr
ilikilerin kurulduu olaanst erdemli bir hann bile lekelenmesi, adnn ktye
kmas iten bile deildir.
Vesta'nn, yani Roma'llarn evlerinin ve ailelerinin iffetini koruyan tanrann
tapnanda srp giden su katlmam namusun, herkese ak bir handa
korunabileceini sylemek istemiyorum. Ne hanc bayan, ne szn ettiim teki
bayanlar, ne de en kaskat erdemi benimseyen baka bayanlar, bu kadarn
bekleyemezdi elbette. Ama geliigzel kurulan kadn erkek ilikilerini yasaklamak,
paavralar iindeki orospular kap dar etmek kolayd. Paavralar iinde yolculuk
etmeyen erdemli mteriler de, hanc bayann bu tutumunu pek doru buluyordu.
Mr. Jones ile perian klkl yol arkadann, belirli baz iler evirmek amacyla buraya
geldiklerini dnmek iin, ar kukulu bir kii olmaya gerek yoktu. Bu tr ileri, kimi
Hristiyan lkeleri hogryle karlar; kimi Hristiyan lkeleri de grmemezlikten gelir.
Gelgelelim bu lkelerin tmnn ortak dini olan Hristiyanlk, bu tr ileri insan
ldrmek kadar byk bir gnah sayp kesinlikle yasaklad halde, her Hristiyan
lkesinde gene de yaplr bu iler. te bu yzdendir ki, hanc bayan, Jones ile
yanndaki kadnn geldiini duyar duymaz, onlar abucak bandan savmann arelerini
dnmeye balad. Bunu baarabilmek iin de, upuzun ve de ldrc bir silh
kuand. Hizmetiler, barn egemen olduu gnlerde, didinip duran alkan
rmceklerin rettiklerini, bu silhla yokederler. Yani szn ksas, hanc bayan, tavan
sprgesini kapt gibi, mutfaktan kp saldrya geecei srada, ona yaklaan Jones,
yukardaki yar plak hatunu rtmek iin, bir elbise ve gerekli giysiler istedi.
Biri gelip de, fena halde kzdmz bir kiiye olaanst bir iyilik yapmamz istemesi,
elbette ki bizi ileden karr; balca erdemlerimizden biri olan sabrmz da dakikasnda
tketiverir. Desdemona'nn, kocas Othello'ya yaklap, Cassio yararna bir eyler yap-
masn istemesi, ite bu adan Shakespeare'in ok ustaca bir buluudur.
Desdemona'nn bu istei, Othello'nun sadece kskanln deil, fkesini de tututurur.
Karsna armaan ettii kymetli mendili,rakibi sand Cassio'nun elinde grnce
bile bylesine kudurmayan zavall Arap, zrdeli oluverir o srada. Bize bu eit
neriler yaplnca; yani ierlediimiz kiilere bir iyilikte bulunmamz isteni lince,
budala yerine konulduumuzu sanrz. nsan gururu, kolay ko lay katlanamaz
byle bir hakarete.
Geri hanc bayanmz iyi huylu bir kadnd ama, anlalan onda da vard bu gurur.
te bu yzdendir ki, Jones daha szn bitirmeden, kadn saldrya geti. Kulland
silh uzun deildi, keskin deildi, kat deildi, lme ya da yararlanmaya neden
olamazd ama; nice akl banda erkeklerin, hatt nice yiit erkeklerin d kopard bu
silhtan. yle ki, atelenmeye hazr bir topun azna bakmay bile gze alabilen kimi
erkekler, bu silh sallayan bir azn iine bakmay gze alamamlar; byle bir silha
kurban gitmektense, suspus olarak herkesin gz nnde rezil bir duruma dmeyi
ye tutmulardr.
Gerei syleyelim: Ne yazk ki, Mr. Jones da bu erkeklerden biriydi. Szn
ettiimiz silhla saldrya urad, fena halde hrpaland halde, bu silha kar
koyacak gc bulamad kendinde. Kadnn bir an susmas, syleyeceklerini dinlemesi
iin, tam bir korkak gibi dmanna yalvarp yakard. Ne var ki, Mr. Jonesun dilei
yerine gelemeden, hanc baymz savaa katlp, yardma hi gerek duymayan yan
tuttu.
yle kahramanlar vardr ki, dvecekleri insanlarn kiiliini ve davrann lp
bierek, savaa ya girer ya da girmezler. Adamn bilir derler bylelerine. te Jones da
kadnn biliyordu bana kalrsa; nk hanc bayann nnde sklm pklm olduu
halde, hanc bayn saldrsna urar uramaz, dakikasnda aslan kesildi; adamn
susmasn emretti. Bu arada mthi bir lf da etti galiba: Hanc bay hemen dilini
tutmazsa, ona ar bir ceza vereceini; onu oduna evirip hann ocanda yakacan
syledi.
Hanc bay, bizim delikanlya hem fena halde fkelendi, hem de birazck acd:
"nce Tanrya dua et de, bunu yapabilecek gc bul. Ben sana pes dedirtirim. Evet,
evet, ben sana mutlaka pes dedirtirim!"
Hanc bay bunu syledikten sonra, yukarda merdivenlerde duran bayana on iki kez
stste "orospu! orospu!" diye avaz kt kadar bard. Son "orospu" azndan henz
kmamt ki, Jones'un tuttuu sopa, omuzlarnn stne indi.
Bu vurua, nce kadnn m, yoksa kocasnn m karlk verdiini saptamak biraz g.
Elleri bo olan hanc bay, yumruklaryla dvmeye balad. Ei ise, tavan sprgesini
kaldrp, Jones'un bana nian alarak, her halde savaa da delikanlya da bir son
verecekti ki, sprgenin inmesi engellendi. Bu engelleme, putatapanlarn inandklar
tanrlardan birinin bir tansk yaratp araya girmesiyle deil, ok doal ama ok da gzel
bir rastlant sonucu, Partridge'in araya girmesiyle oldu. Duyduu korkudan tr yol
boyunca koup duran Partridge, hana o anda gelmi, efendisini yada arkadan (han-
gisini isterseniz yle deyin siz) tehdit eden tehlikeyi grm, hanc bayann havada
sallanan koluna yaparak, bylesine hazin bir felketi engellemiti.
Hanc bayan, tavan sprgesini neden indiremediini ok gemeden anlad. Kolunu
Partridge'in penesinden kurtaramad iin, silhn drd. Sonra da Jones'u
kocasnn elinde brakt: "Allah kahretsin! Arkadam ldrecek misiniz?" diye bararak
hangi yandan olduunu aa vuran Partridge'in stne akllara smaz bir fkeyle
saldrd.
Geri Partridge savamaya pek merakl deildi ama, dostu tehlikedeyken yle oturup
kalamazd. stelik bir kadnla dvmek iine geliyordu. Onun iin hanc bayan ona
vurunca, o da hanc bayana vurmaya balad. imdi sava olanca dehetiyle srp
gidiyor; talihin kimden yana kaca belli olmuyordu. Tam o srada, st kata kan
merdivende durup, arpmadan nceki az kavgasn dinlemi olan plak hatun,
anszn aaya indi ve iki kiinin bir kiiye kar kmasnn ne denli haksz olduunu
hesaba katmadan. Partridge ile boks yapan hanc bayann stne ulland. Yce
kahraman Partridge ise, yardmna koulduunu grnce, geveyecei yerde.
bsbtn daha iddetle dvt.
Sayca stn olan ordular en yiit askerleri bile yendiine gre, imdi zafer
yolculardan yana grnyordu. Ama tam o srada. hizmeti kz Susan,
hanmnn imdadna yetiti. Bu Susan, blgede "iki elli kzlar" denilenlerin en
yamanlarndan biriydi. Bana kalrsa, nl kralie Thalestris'i de, Thalestris'in
uyruklar olan Amazon'larn tmn de evire evire dvebilirdi. Savamak iin
yaratlm, grbz ve erkeksi bir gvdesi vard. Elleriyle kollar, dmann yere
sermek amacyla biimlenmi gibiydi. Yz pek zarar grmeden, iste diiniz
kadar yumruklanabilirdi; nk burnu nasl olsa yamyass, dudaklar da
iemeyecek kadar kalnd. stelik yumruklardan etkilenmeyecek kadar da sertti
bu dudaklar. Doa, bu kzn kk elmack kemiklerini, gzlerini koruyan iki
kaleye benzetmiti. Yani her adan savamaya yatkn ve savamaya merakl
olarak yaratlmt Susan.
Bu zarif yaratk sava alanna girince, eit olmayan koullar altnda, biri erkek biri
kadn iki dmanla birden uraan hanmnn yanna yneldi. Partridge'e meydan
okuyup, ikisinin babaa dvmelerini istedi. Partridge bunu kabul edince, korkun bir
atma balad.
imdi babo braklan sava kpekleri, kanl dudaklarn yalamaya koyuldular. imdi
altn kanatl zafer, bir o yana bir bu yana havada uutu. imdi terazisini raftan alan
Talih, bir kefeye Tom Jones'un, yanndaki kadnn ve Partridge'in kaderini; teki kefeye
de hancnn, karsnn ve hizmetisinin kaderini koydu. Terazinin iki ketesi tam denk
gelmiti ki, uurlu bir olay, savalarn yarsnn zaten yeterince hrpaland bu kanl
boumaya bir son verdi. Bu uurlu olay, drt atl bir arabann hann kapsnda
durmasyd. Bunun zerine hanc bayla bayan, hemen savatan vazgeip, dman-
larnn da vazgemesini saladlar. Gelgelelim Susan, Partridge'in yakasn
brakmyordu. Bu Amazon dilberi, yere serdii dmannn stne ata binercesine
oturmu; adamcazn ate kes istemesine, "imdat! lyorum!" diye br br
brmesine hi aldrmadan, iki yumruuyla birden canla bala dvyordu onu.
Jones hancy brakr brakmaz, yenilgiye urayan arkadann im dadna yetiti.
Kudurmu hizmeti kzn, zor bel Partridge'in stnden ekebildi. Ama Partridge,
kurtulduunun hemen farkna varamad; yzn elleriyle koruyarak, hl srtst yerde
yatyordu. Jones'un zoruyla evresine bakp savan bittiini grnceye dek,
brmekten de vazgemedi.
Gzle grlr bir yaras olmayan hancyla, iyice trnaklanm yzn mendiliyle
gizleyen ei, kapdaki arabaya tella kotular. Arabadan inenler, gen bir bayanla
hizmetisiydi. Hanc kadn, Mr. Jonesun plak hatunu ilk gtrd oday iki bayana
vermek istedi; nk evin en gzel odasyd oras. Oraya giderken sava alanndan
gemek zorunda kalan iki bayan, kimsenin onlar tanmasn istemiyormu gibi,
yzlerini mendilleriyle rterek, acele acele yrdler. Oysa byle bir nlem almalarna
hi gerek yoktu aslnda; nk bunca kan dklmesine neden olan mutsuz dilber, o
srada kendi yzn gizlemek iin elinden geleni yapyor; Jones ise Partridge'i fkeli
Susan'n penesinden kurtarmaya alyordu. Bu i baarlnca, zavall Partridge
yzn ykamak ve burun deliklerinden Susan'n oluk oluk aktt kanl seli durdurmak
amacyla hemen kuyu bana gitti.

BLM 4

Bir sava gemisinin gelii arpmalar kesinlikle sona erdirir ve


tm savaanlarn salam ve srekli bir bar kurmalarna neden
olur

O srada bir avula birka silahor, gzaltna aldklar bir asker kaayla birlikte
hana geldiler. avu, bu kasabada yargcn kim olduunu hemen sordu. Hanc bay, bu
grevi kendi stlendiini bildirdi. Bunun zerine avu, kalacak yerle bir bardak bira
istedi ve havann soukluundan yaknarak, mutfaktaki ocan bana serildi.
Jonesa gelince, mutfakta bir masaya oturup ban koluna dayam inleyip szlayan
zavall mutsuz dilberi avutmaya alyordu. Gzel okuyucularm sz konusu dilberin
hl plak olduunu sanp zlmesinler diye, onlara unu bildirmeyi uygun grdm;
Kadncaz ortaya kmadan nce odasnda bulduu bir yastk yzyle gvdesini iyice
rtp edepli bir klk kyafete girdii iin, oradaki erkek kalabalndan hi tedirgin
olmuyordu.
Derken, erlerden biri avua yaklap, kulana bir ey fsldad. avu gzlerini
dilbere dikti ve ona nerdeyse bir dakika dikkatle baktktan sonra, yanna gelip yle
dedi:
"Beni balayn, Bayan; ama yanlmadma eminim. Siz, Yzba Waters'in eisiniz
mutlaka."
Perian hali yznden mutfaktakilere pek bakmam olan kadncaz, avuu grr
grmez tand, adn da anmsad.
"Evet, o mutsuz kadn ben'im" dedi. "Ama bu klkta beni tanmanza ayorum."
"Sizi bu klkta grnce, ben de atm. Korkarm banza bir kaza geldi."
Mrs. Waters "evet, gerekten bir kaza geldi bama" dedi. Sonra, eliyle Jones'u
gstererek, "bu baya byk bir gnl borcum var" diye ekledi. Eer o olmasayd, kazay
atlattm size syleyemezdim, lp giderdim."
avu "Yzba bu baya minnet borcunu deyecektir mutlaka" dedi. "Eer size bir
hizmette bulunabilirsem, ok mutlu olurum. Herkes hizmetinize hazr, bayan. Eer bir
iinize yarayabilirsek, Yzbann bizi bol bol dllendireceini biliyoruz hepimiz.
avula Mrs. Waters arasndaki konumay merdivende duyan hanc bayan, hzla
aaya inip Mrs. Waters'e kotu; iledii sular iin zr dilemeye, onun kibar bir
bayan olduunu bilemediinden bunlar yaptn anlatmaya koyuldu:
Aman Tanrm! Sizin gibi kibar bir bayann o kla girecei nereden aklma gelebilirdi
ki! Vallahi zatalinizin zataliniz olduunu bilseydim, dilimi yakardm da o sylediklerimi
sylemezdim. Kendi giysilerinizi elde edinceye kadar, zatalinizin benden bir elbise
kabul buyuracan umarm."
Mrs. Waters, kadn, yle terbiyesiz terbiyesiz konumaktan ltfen vazge artk!" dedi.
Senin gibi baya bir yaratn azndan kan lflara zleceimi mi sandn yoksa?
Ama yzszlne de ayorum, dorusu. Bu olup bitenlerden sonra, senin o pis
elbiseni srtma geirmemin yolu var m hi? Kadn, unu iyi bil ki, tenezzl etmem
byle bir ey yapmaya."
O srada araya giren Jones, hanc bayan balamas ve elbiseyi giymeye raz
olmas iin, Mrs. Waters'e yalvard.
"unu da aka sylemeliyim ki," dedi, biraz kuku uyandracak bir haldeydik buraya
ilk girdiimizde. Kendi de syledii gibi, bu kadncaz, srf hannn ad ktye kmasn
diye bunlar yapt."
Hanc bayan "evet, evet, doru sylyor" diye lfa kart. "Tpk kibar bir bay gibi
konuuyor bu kibar bay. Kibar olduu besbelli. Hibir han bizimkisi kadar namuslu
deildir. Hem rlandal hem de ngiliz kibarlar burada kalrlar. Aksini syleyen varsa,
ksn karma. Demin de sylediim gibi, eer zatalinizin zataliniz olduunu bil-
seydim, parmaklarm yakardm da, kzdrmazdm zatalinizi. Kibarlar buraya gelip para
harcarlar. Pelerinde paradan fazla bit brakan bir yn klksz fakir fukarann, kibarlar
rahatsz etmesine gnlm raz deil dorusu. O parasz pulsuzlara hi mi hi acmam.
Budalalktr ylelerine acmak. Yarglarmz grevlerini doru drst yapsalard,
tmn kamlaya kamlaya atverirlerdi bu lkeden. Hak etmilerdir onlar bunu.
Zataliniz bir felkete uradnz iin fena halde zlyorum. Zatalinizin elbiseleri
gelinceye kadar benimkileri giymeyi kabul buyurursanz, en gzelini hizmetinize sun-
maktan onur duyarm."
d iin mi, utand iin mi, yoksa Mr. Jones onu kandrd iin mi, bilemem
artk. Ama Hanc bayann bu sylevi, Mrs. Waters'i yola getirdi. Doru drst bir eyler
giyebilmek zere, onunla birlikte odadan kt.
Hanc bay da Jones'a bir nutuk atacakt ama, bu ulugnll gen, azn amasna
meydan vermedi adamcazn; elini itenlikle skt, her eyi baladna yemin etti.
"Deerli dostum, eer sen kzgn deilsen, ben de deilim" dedi.
Aslna bakarsanz, Jones'dan fazla hancnn kzmas gerekiyordu; nk delikanlmz
nerdeyse bir tek yumruk bile yemedii halde, hanc bir gzel pataklanmt.
Btn bunlar olup biterken, kuyu banda kanayan burnunu ykamaya uraan
Partridge, efendisiyle hanc tam el skrken mutfaa girdi. Huyu asndan savatan
yana olmad iin, bu bar belirtilerine sevindi. Geri yznde Susann yumruunun
birka damgas, trnaklarnn da bir yn izi vard ama, Partridge yeni bir savala ann
yceltmeye kalkmaktansa, son savan sonularna katlanmay ye tuttu.
Partridge'in ilk saldn srasnda att bir yumrukla bir gz ryp morard halde,
yiit Susan da zaferiyle gurur duyuyordu. ite bundan tr, Partridge ile Susan bir
antlama imzaladlar; savan silhlar olan o eller, imdi barn arabulucular oldu.
Bylece her ey st limand. Tutumu mesleinin ilkelerine aykr gzkmesine karn,
avu duruma sevindiini bildirdi.
"Vallahi" dedi, "iki kii bir gzel dvtkten sonra birbirlerine ks olurlarsa, fena
halde bozulurum. Yumrukla, klla, pitovla ya da akllarna esen herhangi baka bir
eyle, dostlar kavga edince; bu ie dosta bir hal aresi bulurlar. Sonra da olup
bitenleri unutuverirler hemen. Eer dostumu en ok onunla dvrken sevmiyorsam,
Allah canm alsn! Kin beslemek bir ngilizden ok bir Fransza yakr."
Bu tr bar antlamalar trenlerinde tanrlar ho tutmak iin onlara iki sunulduunu
ileri srerek, avu imdi iki getirilmesini nerdi. Okuyucularmz, bu avuun eski
a tarihini ok iyi bildiine inanacak belki. Bilmesi de olasdr ama, bu gelenei hangi
eski Yunan yazarnn kitabndan rendiini sylemedii iin, bunu kesinlikle
dorulayamam. avu byle bir neride bulunurken, tumturakl yeminler ettiine gre,
bilgisinin ok salam dayanaklar olduuna gvenebiliriz herhalde.
Jones bu neriyi duyar duymaz, bilgili avutan yana kt; ikiyle dolu bir kse, daha
dorusu byk bir kabn getirilmesini emretti. Sonra tren balad. Jones sa elini
hanc baya verdi; sol eliyle kab yakalayarak, gereken szleri syleyip, ikiyi tanrlara
sundu. Odada bulunanlarn hepsi ayn eyi yaptlar. Eski Yunan yazarlarnn ve onlar
evirenlerin yaptlarnda anlatlanlardan pek farkl olmad iin, bu treni ayrntl olarak
betimlememize gerek yok. imdiki tren, eski Yunan treninden ancak iki bakmdan
ayrlyordu: Birincisi, trene katlanlarn, ikiyi tanrlara sunmayp kendi boazlarna
dkmeleri; ikincisi de, rahip grevini stlenen avuun herkesten sonra imesiydi.
Ama bana kalrsa, avu, eski trenin geleneklerine uydu gene de; nk hem
herkesten fazla o iti, hem de trene parasal bir katkda bulunmayp ancak rahip
grevini stelemekle yetindi.
imdi bu sevimli kiiler mutfaktaki ocan karsna yerletiler ve nee kesinlikle
egemen oldu herkese. Partridge, utan verici yenilgisini unutmakla kalmayp, aln
susuzlua dntrd; ok gemeden de ar akac bir hal ald. Ne var ki, bu ho
meclisten bir sre ayrlp, Mr. Jones ile birlikte Mrs. Waters'in odasna gitmeliyiz; nk
sofra orada kurulmutu. Yemekler gn nce piirildii ve a bunlar ancak stmak
zahmetine katland iin, bu sofrann hazrlanmas pek uzun srmemiti.

BLM 5

Salam midesi olan tm kahramanlarn savunusu ve bir ak


savann betimlenmesi

Kahramanlar, dalkavuklar sayesinde, kendilerini pek yce kiiler sanrlar, herkes de


onlar yle bilir ama; o kahramanlarn tanrsal varlklardan fazla, lml yaratklara
benzedikleri de su gtrmez. Kahramanlarn dimalar ne denli yce olursa olsun;
varlklarnn byk bir blmn oluturan bedenlerinin hem bir yn gsz yan, hem
de insan doasnn en baya gereksinmelerine boyun emek zorunluluu vardr. Bu
gereksinmelerden biri de yemektir. Birok bilge kiiye gre, son derece di ve bir
filozofun vakarna fena halde aykr bir itir bu yemek zorunluluu. Gelgelelim, yeryz-
nn en ulu hkmdarlarnn da, en ulu kahramanlarnn da, en ulu filozoflarnn da, bir
miktar besin almadan yaamalarnn yolu yoktur. Hatt kimi zaman doa, bu deerli
kiilere bir oyun oynayarak, sradan yaratklara vermedii itah bylelerine verir.
Gerei sylemek gerekirse, bu lml dnyamzda insandan stn bir yaratk
olmadna gre, insan gereksinmelerine boyun emekten utanmak iin bir neden de
yoktur. Ancak, szn ettiim bu nl kiiler, sadece kendileri yemek ister ve
bakalarnn da yemeklerini engellemek amacyla, yiyecek maddelerini istif eder ya da
ortadan kaldrrlarsa, ite o zaman aalk ve alak yaratklar olurlar.
Bu ksa nszden sonra, imdi bizim kahramanmzn da lsz bir cokuyla
yediini bildirirsek, onu gzden drm olmayz her halde. Sras gelmiken
syleyelim: Bir yemek destan olan Odysseia'nn kiileri arasnda en itahls kahraman
Odysseus'dur. Ne var ki, Odysseus bile, Tom Jones'un u srada yedii kadar
yememitir belki de. Bizim delikanl yle bir yiyordu ki, vaktiyle bir kz oluturan etin
en azndan bir buuk kilosu, imdi Mr. Jones'un gvdesiyle birlemek onuruna
erimiti.
Kahramanmzn, yanndaki dilbere bir sre hi aldrmayn baka trl aklamann
yolu olmadndan, bu ayrntlar stnde durmak zorunda kaldk. Dilbere gelince,
delikanlnn hi sezinlemedii bambaka eyler dnyor ve pek az yemek yiyordu.
Gelgelelim yirmi drt saattir azna bir lokma koymayan Jones, yemeini bitirip iyice
doyar doymaz, o da baka eylerle ilgilenmeye balad. te imdi bu baka eyleri
anlatacaz okuyucumuza.
Kiiliinin olumlu yanlar konusunda pek az ey sylediimiz Mr. Jones, dnyann en
yakkl genlerinden biriydi gerekten. Salk fkran yz, huyunun gzelliini ve
tatlln yanstyordu. Gzlerindeki yiitlii ve duyarll, sezme yetenei kstl olanlar
deil de, ancak dikkatli gzlemciler sezebilirdi belki. Ama huyunun iyilii ylesine
belirgindi ki, onu gren herkes bunun hemen farkna varrd.
Bu tatl huydan ve teninin nerdeyse anlatlamayacak kadar gzel oluundan tr,
Tom Jones'un yz, fazla kadns bir izlenim verebilirdi belki. Ne var ki, hem gvdesi,
hem de davranyla tam bir erkekti bu delikanl. Yz Adonis'inkini andrrken, gvdesi
Herakles'inkine benziyordu. Bundan baka, atlgan, terbiyeli, neeli ve
gleryzlyd. Cokusu sayesinde, bulunduu her meclise canllk ka tard.
ykmzn ba kiisinin tm bu ekici yanlarn iyice lp bien, Mrs. Watersin ona
ne denli borlu olduunu da hesaba katan bir okuyucu, bu delikanldan holand diye
kadncaz ho grmezse, biz iyi niyetli deil, dar kafal deriz yle bir okuyucuya.
Neyse, Mrs. Watersi ayplayn cannz isterse. Benim iim, gerek olaylar dosdoru
anlatmaktr. Ve dorusu uydu ki, Mrs. Waters, bizim delikanly sadece beenmekle
kalmyor, byk bir sevgi duyuyordu ona kar. Yeni hi ekinmeden aka konualm:
Mrs. Waters, Tom Jones'a kt. imdi herkese benimsenen anlamyla kullandm bu
'k' deyimini; nk tutkularmzn, itahlarmzn, duyularmzn can istedii her eye
artk k sayyoruz kendimizi. Hatt bu yemei u yemee yeleyince, sz konusu
yemee 'k' olduumuzu sylyoruz.
Bu eitli eylere duyulan akn nitelii deimese bile, akmzn belirtilerinin deiik
olmas nlenemez. Neden derseniz, gzel bir dana rostosuna, bir ie Burgonya
arabna, mor bir gle, Cremona'da yaplm bir kemana ne denli k olursak olalm; o
rostoya, o arap iesine, o gle, o kemana, glmsemeyiz, gz szmeyiz. Onlarn
houna gitmek iin, sslenip pslenemeyiz, onlara dalkavukluk etmeyiz, onlar batan
karmak amacyla baka arelere ve hilelere de bavurmayz. Geri ara sra iimizi
ektiimiz olur ama; bunlarn yanmzda olduu zamana deil, olmadklar zamana z-
gdr bu i ekmeler. Eer bunlarn yannda i ekersek; Pasiphae'nin 96 durumuna
deriz sonra; nk Pasiphae, salonlardaki kibar baylarn duyarl yreklerini baaryla
etkileyen tm cilveleri boaya uygulamaya kalknca, boann lf anlamamasndan,
nankr oluundan yaknmt.
nsan soyundan gelen ve biri erkek biri dii olanlar arasnda, Pasiphae ile boann
durumunun tam tersi olur. Sevdalanr sevdalanmaz sevdiimizi batan karmak,
balca uramz halini alr. Genlerimize gitmenin tm yntemlerini retirken,
bundan farkl bir ama m gdyoruz sanki? Eer ak olmasayd, insan bedenini
ssleyen, insan bedeninin gzelliini belirten tm ticaret alanlarnda alanlar, geim
paras kazanmann yolunu nasl bulurlard? Bizi hayvanlardan farkl yapmaya
abalayanlarn, bizi eitip nasl oturup nasl kalkacamz retenlerin, hatt dans
retmenlerinin toplumda bir yeri olabilir miydi? Szn ksas, yalnz gen bayanlarn
deil, gen baylarn da, bakalarndan rendikleri tm incelikler; aynalarn yardm ve
kendi abalaryla bu inceliklere kattklar yedek incelikler, Ovidius'un ikide birde szn
ettii spicula et faces amoris'den, yani akn oklar ve meale alevlerinden baka bir
ey deildir. Akn topu tfei de diyebiliriz bunlara.
Mrs. Waters ile ykmzn ba kiisi yan yana oturur oturmaz, o dilber hatun, bu top
ve tfekle delikanly hedef almaya koyuldu. Ama imdiye dek ne iirde ne de
dzyazda hi kimsenin denemeyi gze almad bir betimlemeye balamak zereyken,
havada uan kimi doa st yaratklarn yardmn dilemeyi uygun buluyor, bu
96 Pasiphae, deniz tanrsnn armaan olan bir boayla iliki kurmutu. (.N.)
yaratklarn imdadmza yetimek ltfunda bulunacaklarn umuyoruz:
"Siz ey tanrsal katlarda, Seraphina'nn huzurunda yaayan esin perileri! Siz ki, her
dem tanrsalsnz ve de her dem huzurundasnz meleklerin! Sz ki, byleme sanatna
ainasnz, syleyin bana; Mr. Jonesun yreini tutsak almak amacyla hangi silhlarn
kullanldn syleyin bana!
"lkin, imek akan iki mavi aya benzeyen iki nefis gzden, ular sipsivri iki ak
bak frlad. Fakat ne mutlu kahramanmza ki, o srada tabana koymakta olduu
koskocaman bir sr parasna saplanarak, zararsz hale geldi bu baklar. Oklarn
hedefe varmadn sezen dilber sava, ldrc bir gs geirmesini, kl gibi
derhal ekiverdi barndan. yle bir gs geirmesiydi ki bu, duyan rzgryla sarsar,
on iki apkn birden yere seriverirdi. yle yumuak, yle tatl, yle sevgi dolu bir i
ekiiydi ki bu, kahramanmzn yreine dalard ister istemez. Fakat ne mutlu ki Mr.
Jones'a tam o srada bir ieden bira dolduruyordu bardana. Bylece birann kaba
saba grlts, bu tatl sesin kulana erimesine engel oldu. Daha nice nice silhlar
kulland dilber hatun. Gelgelelim, yemek tanrs (byle bir tanrnn var olduunu gvenle
ileri sremem dorusu) ona tapmakta olan delikanly korudu gene. Ortada bir dignus
vindice nodus durumu yoktu belki de; yani zlemeyecek bir dm bulunmad
iin, tanrlarn araya girmesi gerekmiyordu; ve Jonesun u srada emniyette bulunmas,
doal nedenlerden ileri gelmekteydi belki. nk k olanlar, ou zaman aln
saldrlarndan korunduu gibi, a olanlar da, kimi zaman akn saldrlarndan
koruyabilirler kendilerini.
"kide birde hayal krklna urad iin gazaba gelen dilber hatun, ksa bir atekese
karar kld. Saldry yemek bitince yenilemek amacyla, her eitten ak silhn
hazrlad bu arada.
"Bylece sofra rts kalkar kalkmaz, dilber hatun harekta balad. ilkin, sa
gzyle Mr. Jones'a yandan nian alarak, bu gzn ucundan, her eyi delebilecek bir
bak frlatt. Bu bak, kahramanmza varamadan nce gcnn byk bir ksmn
yitirdi ama, gene de bir miktar etkili oldu. Bunun farkna varan dilber hatun, kt bir ey
yapmaktan ekinircesine, hemen gzlerini evirip yere bakt. Ama kahramanmz
savunmasz brakmak, delikanlnn gzleri yoluyla yreine anszn bir baskn
yapabilmekti gerek amac. imdi de, zavall Jones'u biraz sarsmaya balayan o prl
prl gzlerini tatl tatl kaldrarak, glmsedi. Ve bu glmseme ile birlikte, bir yn
kck byler sat yznden. Bir sevin ya da bir nee glmsemesi deil, bir sevgi
glmsemesiydi bu. Hem tatl huylarn, hem gzel gamzelerini, hem bembeyaz
dilerini gzler nne sermeye yarayan bu tr glmsemeler, istenildii vakit
kullanlmak zere, her zaman emrine amadedir ou bayanlarn.
"Bu glmseme tam gzlerine isabet edince, kahramanmz sendeledi. Dmann ne
gibi amalar gttn artk anlam, baarya ulaacan da sezmeye balamt. O
srada savaan iki yan arasnda bir mzakere yapld. Bu mzakere srasnda, kurnaz
dilber, saldrlarn ylesine gizlice ve sinsice srdryordu ki, savaa aka gene
balamadan, dmannn yreini tutsak almt nerdeyse. Gerei sylemek
zorundayz: Korkarm ki Mr. Jones, HollandalIlara zg bir savunma yntemi
uygulad; yani gzel Sophia'ya balln gereince hesaba katmadan, kaleyi
haince teslim etti dmana. Szn ksas, ak mzakeresi bitip de, dman,
szde dikkatsiz bir hareketle gsn rten mendili drerek, en gl
bataryasn ortaya karnca, Mr. Jones'un yrei tamamiyle zaptedildi ve dilber
fatih, zaferinin herkese bilinen ganimetlerine el koydu."
Esin perileri bu betimlemeye bir son verilmesini uygun bulduklar iin, biz de bu
blme bir son vermeyi uygun bulduk.
BLM 6

Mutfakta geen dosta bir konuma.


Bu konuma, allagelmi, ama pek dosta olmayan bir sonuca
varr

Aklarmz bir nceki blmde ksmen anlattmz gibi ho vakit geirirken,


mutfaktaki dostlarna da ho vakti geirmek olasln salyorlard. ki yoldan
yapyorlard bunu: Hem onlara konuacak bir konu, hem de keyiflenmeleri iin gereken
ikinin parasn veriyorlard.
Ara sra gidip gelen hanc bayla einden baka, Mr. Partridge, avu ve gen
bayanla hizmetisinin bindikleri arabay sren arabac, imdi mutfakta, ocan
evresinde toplanmlard.
Partridge, Jones'un Mrs. Waters'i nasl bulduunu Tepedeki Adamdan rendii
kadaryla anlattktan sonra, avu, bu kadn stne kendi bildiklerini aktarmaya
koyuldu: Alaynda yzba olan, yakndan tand Mr. Waters'in eiymi o kadn.
"Gerekten nikhl olup olmadklar konusunda kukular vardr kimilerinin" dedi
avu. "Ben byle ilere burnumu sokmam ama, bana kalrsa, bizlerden pek stn
deil o kadn. Yzbaya gelince, ancak yamurlu bir gnde gne parlarsa cennete
gidebileceklerdendir o. Neyse, ister gitsin, ister gitmesin. Nasl olsa yalnz kalacak deil
her nereye giderse. Bayana ise hakszlk etmek istemem. iyi kadndr; askerleri de pek
sever. Zavall erler durup dururken cezalandrlmasnlar diye, yalvarp yakardn
bilirim. yle iyi niyetlidir ki, hi birinin cezalandrlmasna gnl raz olmaz. Ama doru-
sunu syleyeyim: Son konakladmz yerde, Mrs. Waters ile Astemen Northerton pek
sk fk dost oldular. Yzbann haberi yok bu durumdan. Zaten yzbann payna da
bir eyler dt srece, ne nemi var haberi olmamasnn? Yzba gene de
baylyor karsna. Kalbm basarm ki, karsna hakaret eden adam klcyla delik deik
eder. te ben bu yzden kt sz etmem bu kadn stne. Ancak bakalarnn
sylediklerini aktaryorum. Ve dorusunu isterseniz, herkes ayn eyi sylerse, biraz
gerek pay olmal bu sylenende."
"Evet, evet" diye bard Partridge. "nann bana, biraz deil, byk bir gerek pay
vardr sylenenlerde. Veritas odum parit, yani kin, gerei sylemekten doar."
Hanc kadn "al sana bir yn rezalet!" dedi. "Giyindikten sonra, rabtal bir bayana
benzedi o kadn. Bir bayan gibi de davranyor: Giysilerimi kulland iin, bana bir altn
verdi."
Hanc lfa kart: Gerekten pek iyi bir bayan. Keke tela kaplp hemen kavga
etmeseydim onunla."
Ei "ne yzle bunu sylersin?" dedi. "Sen samalamasaydn, bunlarn hibiri olmazd.
Seni ilgilendirmeyen ilere hep burnunu sokarsn; abuk sabuk konuursun boyuna."
"Peki, peki" dedi hanc. "Olan oldu bir kez. Onun iin lf artk uzatma."
"yle, olan oldu bu kez. Ama bundan sonra akln bana gelecek mi bakalm? Senin
budalaln yznden bama gelmeyen kalmad. Keke hann iinde hep eneni
tutabilsen de, darda ancak seni ilgilendiren ilere burnunu soksan! Aa yukar yedi
yl nce ne olduunu unuttun mu yoksa?"
"Yoo, ekerim. Gemii kartrma. Hadi hadi, artk her ey yolunda. Yaptma da
pimanm." Barsever avu araya girmeseydi, hanc bayan buna da karlk
verecekti. Alaya almak denilen eye pek dkn olan. trajik olaylardan fazla komik
durumlar meydana getiren o zararsz kavgalardan ayrca holanan Partridge, avuun
hancyla kars arasna girmesine bir hayli ierledi.
Derken avu, Partridge ile efendisinin nereye gittiklerini sordu.
"Benim efendim filn yok" dedi Partridge. "Hi kimsenin ua da deilim ben. Bunu
byle bilin. Bama felketler geldi ama, soyadmm nne bir bay sfat eklerim gene
de. Sizlere pek yoksul, pek sradan bir adam grnyorum imdi; ama ben,
retmenlik ettim vaktiyle. Sed hei mihi non sum qoud fui, yani ne yazk ki bana,
eskiden olduum gibi deilim artk."
avu "sizi kzdrmak istemezdim efendim" dedi. "Peki, arkadanzla nereye yolculuk
ettiiniz sorabilir miyim acaba?"
"Arkadanz demekle doru szc ite imdi kullandnz" dedi Partridge. "Amici
sumus, yani arkadaz ikimiz. unu da bilin ki, benim arkadam, bu lkenin en byk
baylarndan biridir."
Bunu duyunca, hanc da kars da, hemen kulak kabarttlar.
Partridge "Mr. Allworthy'nin varisidir o" diye ekledi.
Hanc kadn heyecana kapld: "Ne! Tm blgede onca iyilik yapan bayn varisi mi?"
"Ta kendisi" dedi Partridge.
"yleyse ileride korkun zengin olacak."
"Elbette olacak" dedi Partridge.
"Zaten onu grr grmez, iyi bir bay olduunu hemen anlamtm ben. Ama u kocam
yok mu, herkesten akll bilir kendini."
"Yanl bir i yaptm kabul ediyorum, ekerim."
"Hem de ne yanl!" dedi hanc kadn. "Peki, hi byle yanllar yaptm m ben?"
Hanc heyecanla sordu: "Efendim, nasl oluyor da byle bir bay yrye yrye
yolculuk ediyor?"
"Ne bileyim ben" dedi Partridge. "Akllarna eseni yaparlar o byk baylar.
Gloucester'de on iki atyla adam var u srada. Ama dn gece, sanki hava ok
scakm gibi, serinlemek iin ille o tepeye yryeceim diye tutturdu. Onu yalnz
brakmamak iin, ben de onunla yrdm. Ama zor giderim bir daha oraya. mrmde
bu kadar korktuumu bilmiyorum. Dnyann en garip adamna rastgeldik orada."
Hanc "kalbm basarm ki," dedi, "Tepedeki Adamd rast geldiiniz. Eer sahiden bir
adamsa o... Onun, eytann ta kendisi olduunu sanyor birou."
Partridge "yle, yle," dedi, "haklar da var. imdi siz bunu syleyince, onun eytan
olduuna ben de gerekten inandm; itenlikle inandm. Ne var ki, ayaklarnn kei
aya olup olmadn gremedim. Ama byleleri, kei ayan gizlemenin yolunu da
biliyorlardr belki; nk kt ruhlar, istedikleri biimi alabilirler."
avu da lfa kart: "Ltfen efendim, bana kzmayn ama, ltfen syler misiniz bu
eytan denilenin ne biim bir bay olduunu? Subaylarmzdan birkann, byle biri
yoktur dediklerini duydum. Parasz kalmamak iin papazlar uyduruyorlarm bunu:
nk bar srasnda bizler nasl hibir ie yaramazsak, onlar da artk hibir ie
yaramazlarm eytan diye biri olmadn herkes renirse."
Partridge sordu: "O subaylar ok bilgili kiilerdir herhalde?"
"Pek yle deil, efendim. Bana kalrsa, sizdeki bilginin yars bile yoktu onlarda. Byle
syleyenlerin arasnda yzba rtbeli biri bile olduu halde, ne derlerse desinler,
eytan vardr diye dndm gene de. unu da dndm kendi kendime: Eer
eytan olmasayd, nasl 'eytan alsn onu' derdik ktlerden szederken? Tm bunlar
bir kitapta da okumutum."
Hanc, "o subaylardan birka, eytann var olduunu anlayacaklar gnn birinde"
dedi. "Rezil olacaklar o zaman. eytan, benim de hncm alacak onlardan. Subayn
biri, alt ay kald bu handa. En gzel yataklarmdan birine serilecek kadar yzsz
olduu halde, gnde bir illing bile harcamad burada. stelik, pazar gnleri yemek
vermiyorum diye, adamlarnn mutfaktaki ocakta lahana piirmelerine bile gz yumdu.
Her iyi Hristiyan, eytann var olmasn istemeli ki, byle rezil herifler cezasn bulsun."
"Bana bak, hanc" dedi avu, "niformamza hakaret etmene dayanamam!"
"Allah kahretsin niformanz!" diye karlk verdi hanc. "Yeter artk niformanzdan
ektiklerim!"
"Tanksnz, baylar. Krala kfretti. Vatana ihanettir bu!"
"Ben mi Krala kfrettim? Seni gidi alak, seni!"
"Evet, kfrettin!" diye bard avu. "niformaya kfretmek, Krala kfretmek
demektir. Ha birine kfretmisin, ha tekisine! nk niformaya kfreden her adam,
Krala da kfredebilir bunu gze alabilirse. Ayvaz kasap hepsi bir hesap naslsa!"
Partridge araya girdi: "Bay avu, kusuruma bakmayn ama, bu sylediiniz bir non
sequitur'dur." 97
avu iskemlesinden frlayarak, bard: "Kes bu acayip laflar! Byle oturup,
niformaya hakaret edilmesine gz yummayacam." "Yanlyorsunuz, dostum" dedi
Partridge. "niformaya hakaret etmek istemiyordum. Vardnz sonucun bir non
sequitur olduunu syledim sadece."
"Asl sequitur sana derler!" diye gene bard avu. "Senin kadar sequitur herif
grmedim! Rezilsiniz topun uz ve bunu kantlayacam da! Aranzda erkek varsa, ksn
karma! Yirmi ngiliz lirasna bahse girip, dvrm onunla!"
Daha demin grkemli bir dayak yiyen, karn yeni bir dayaa tok olan Partridge, bu
meydan okuma karsnda suspus oldu. Ama kemikleri szlamayan, dvmeye
Partridgeden biraz daha merakl olan arabac, avuun savurduu hakaretlerden
kendine de bir pay dtn gz nnde tutarak, bu duruma pek yle kolayca boyun
emedi. Oturduu yerden kalkp avua yaklat; kendini ordunun herhangi bir eri
kadar yiit saydn ve bir altna bahse girerek, boks yapacan syledi. avu, boks
man kabul etti ama, bahse girmeye yanamad. Bunun zerine ikisi de derhal
soyunup, yumruklamaya baladlar. Ve insanlar sren adam, atlar sren adam yle
bir hrpalad ki, arabacnn gvdesinde ancak pes diyebilecek kadar soluk kald.
O srada yola kmaya niyetlenen gen bayan, arabasnn hazrlanmasn istedi. Ne
var ki, arabac, grevini yerine getirecek durumda deildi o akam. Putlara tapan bir
eski a adam, arabacnn bu halinden, yalnz sava tanrsn deil, iki tanrsn da
sorumlu tutard. Neden derseniz, dvenlerin ikisi de, bol bol tapmlard her iki

97 avuun fena halde yanlarak bir kfr sand bu sz, bir mantk deyimidir ve byle bir nermeden,
byle bir sonu kmayaca anlamna gelir. (Y.N.)
tanrya da. Yani ak konualm, ikisi de fitil gibi sarhotu. Partridge de ayn
durumdayd. Hancya gelince, onun mesleiydi imek. Handaki ielerle bardaklar
etkilemedii gibi, onu da etkilemezdi iki.
Mr. Jones ile oda arkadana ay vermek zere yukar arlan hanc kadn, biraz
nce olup bitenler konusunda onlara ayrntl bilgi sundu; gen bayana ok acdm
syledi.
"Yola kamad iin, fena halde zlyor" dedi. "ok tatl, ok gzel bir gen kz.
Onu daha nce grdm gibi geliyor bana. Birine ak olduu iin, ailesinden kayor
bence. Kim bilir, yrei onunkisi kadar kederle ykl bir delikanl, onu bir yerlerde
bekliyordur belki de."
Jones, derin derin ah etti bunu duyunca. Dostunun i ektiinin farkna varan Mrs.
Waters, hanc bayan odada kald srece bundan szetmedi. Ama kadn gider gitmez,
Jones'un yreinde ok tehlikeli baka bir kadna yer verdii konusunda baz kukular
beslediini tlatmaktan kendini alamad. Bizim delikanl, ak seik bir sz
sylemeden, utanga bir hal alnca, Mrs. Waters gerei anlad. Ne var ki, ak
alverilerinde ayrca titiz olmadndan, fazla zlmedi bu duruma. Jones'un gzellii,
gzlerini iyice bylyordu; gzleriyle gremedii yreine ise, aldrd yoktu. Mrs.
Waters, ayn sofrada baka birinin de oturduunu ve ileride gene oturacam pek
dnmeden, ak lenlerinde tka basa yiyenlerdendi. Byle bir tutum pek ince
saylmaz ama; onlara baka biri el koymamas artyla, ak olduklar erkekten
vazgemeye kolayca raz olan baz mark, huysuz ve bencil kadnlarn tutumundan
daha iyidir belki de.

BLM 7

Mrs. Waters stne daha ayrntl bilgi verilir; Jones tarafndan


kurtarlmadan nceki ackl duruma nasl dt anlatlr

Doa her insana, ne ayn miktarda merak, ne de ayn miktarda kendini beenme
duygusu vermitir. Ama bu iki nitelik her insanda vardr biraz. Bunlar aa vurmamak,
denetim altnda tutabilmek iinde, bir hayli kurnaz davranmak, bir hayli zahmet ekmek
gerekir. Ne are ki, akl banda ve grgl geinmek isteyen bir kii, merakn mutlaka
nlemek zorundadr.
te bu yzden, gerekten grgl bir adam sayabileceimiz Jones, Mrs. Waters'i o
acayip durumda bulunca duyduu merak hi aa vurmamaya zen gstermiti. ilkin
kadnn azn aramt biraz. Ama Mrs. Waters'in bir aklama yapmaktan ekindiini
grnce, hi stne varmamt. Kadncaz gerekleri olduu gibi sylerse, yzn
kzartabilecek baz durumlar anlatmas gerekebileceini de seziyordu.
Gelgelelim, kimi okuyucularmz, Mrs. Waters konusunda bilgisiz kalmak
istemeyebilir. Biz ise, herkesin gnln ho tutmaya can attmz iin, gerekten olup
bitenler zerine bilgi edinmek amacyla byk zahmetlere katlandk. rendiklerimizi
anlatarak bitireceiz bu blm.
Bu bayan, Mr. Northerton'un alaynda yzba olan Waters ile yaamt birka yl.
Yzbann ei saylyor ve onun adn tayordu. Ama avuun da dedii gibi,
gerekten nikhl olup olmadklar bilinmiyordu. Bu nikh sorununu biz de akla
kavuturmaya kalkmayacaz imdilik.
Ne yazk ki, Mrs. Waters, demin szn ettiimiz Astemenle, adnn ktye
kmasyla sonulanabilecek bir iliki kurmutu bir sre nce. O delikanlya ar dkn
olduu besbelliydi. Bu dknln su ilemeye kadar gidip gitmedii bilinemezdi
elbette. Ne var ki bir kadnn bir erkee her eit ltufta bulunduktan sonra, ondan
ancak bir tek eyi esirgemesini pek olas bulmuyorsak, Mrs. Waters'i sulu saymamz
gerekecek.
Yzba Waters'in bl, Mr. Northerton'un kumanda ettii erlerden iki gn nce
yrye gemiti. Bylece Jones ile Northerton arasnda geen daha nce
anlattmz mutsuz olayn olduu gn, Yzba Waters'in bl Worcester'e varmt
bile.
Yzbayla ei Worcester'e kadar beraber gitmeye karar vermilerdi. Worcester'de
ayrlacaklar; Mrs. Waters, Bath'a gidip, bakaldranlara kar k seferi bitinceye dek
orada kalacakt.
Bu karar, Mr. Northerton'a da bildirilmiti. Hatta dorusunu syleyelim, Mrs. Waters
Astemenle Worcester'de buluacana; alay o kente varncaya kadar delikanly
bekleyeceine sz vermiti. Kadncazn bunu neden ve hangi amala yaptn, artk
okuyucumuz kestirsin. Geri biz, gerekleri anlatmay bir grev biliriz ama, insan
soyunun yarsn oluturan ve kadn denilen o sevimli yaratkla- nn zararna
saylabilecek yorumlarda bulunmay bir zorunluluk saymayz gene de.
Northerton, daha nce anlattmz gibi hapisten kurtulur kurtulmaz, Mrs. Waters'e
yetimek iin acele etti. Bylece Yzba Waters, Worcester'den ayrldktan biraz
sonra, pek tezcanl bir delikanl olan Astemen, sz konusu kente vard. Mr.
Northerton, Mrs. Waters ile buluur bulumaz, bana gelen mutsuz olay daha da
abartarak kadna anlatt. Anlatrken de, kendini yasal adan sulu gsterebilecek
durumlardan szetmekle birlikte onur asndan hi mi hi susuz deilmi gibi bir hava
yaratt.
Kadnlar (onlar yceltmek amacyla sylyorum bunu) sadece sevdiklerinin yararn
dnen o iddetli ve grnte bencillikten arnm ak tutkusunu, erkeklerden fazla
duymaktadrlar ounlukla. ite bu yzden Mrs. Waters, nn bann tehlikeye
girdiini haber alr almaz, onun gvenini salamak dnda hibir eyi dnemez oldu.
Bunu dnmek Astemenin de iine geldii iin, ikisi babaa verip bu konuyu hemen
tartmaya baladlar.
Uzun uzun konuup, sonunda bir anlamaya vardlar: Astemen nce Hereford'a
gidecek; oradan Wales'deki limanlardan birine varmann yolunu bulacak ve Mrs.
Waters ile birlikte, lkeden kaacakt. Kadn, bu tasarnn gerekleebilmesi iin
Northertona son derece gerekli olan paray da salad. O srada cebinde 90 ngiliz Li-
ras tutarnda banknotla bir miktar altn vard; parmanda da olduka kymetli bir
elmas yzk. Kadncaz, tm bunlar hi ekinmeden sylerken, bu kt adamn onu
soymaya kalkacan aklndan bile geirmiyordu. Worcester'den at kiralayp karlarsa,
onlar kovalayanlar nereye gittiklerini anlayaca iin, Astemen yolculuklarnn ilk
ksmn yaya yapmalarn nerdi. Mrs. Waters de bunu kabul etti. Yollarn dondan tr
amursuz olmas, yrylerini ok kolaylatracakt. Mrs. Waters'in eyalarnn byk
bir ksm Bath'a gitmiti bile. Kadnn yannda birka para amardan baka bir ey
yoktu. apkn Mr. Northerton, bunlar cebinde tayabileceini syledi. Bylece
akamdan her ey kararlatrlmt. Ertesi sabah erkenden kalkp, saat bete
Worcester'den ktlar. Gn domasna daha iki saat vard; ama dolunay olduu iin,
her taraf epeyce aydnlkt.
Mrs. Waters, ancak arabann icad sayesinde bir yerden bir yere gidebilen, bu yzden
de arabay vazgeilemeyecek bir ara sayan tkrldm bayanlardan deildi. Bacaklar
gl ve evikti; yiit bir yan olduu iin de, tezcanl kadar hzl yryebiliyordu.
Northerton, Hereford'a gittiklerini sylemiti. Ama bu kasabaya szde giden yolda
birka mil ilerledikten sonra, gn doarken byk bir ormana yaklatlar. Northerton,
orada anszn durup, bir sre kendi kendine dnr gibi yapt. Sonra kalabalk bir
yolda yrmekten ekindiini syleyerek, yol arkadan kolayca kandrd. Bir patikaya
sapp ormandan getikten sonra, Mazard tepesinin eteine vardlar.
O srada yapmaya kalkt uursuz ii nceden mi tasarlam, yoksa bu cinayet imdi
mi aklna gelmiti bilemem ama; birileriyle karlamalar hi de olas olmayan bu ssz
yere varr varmaz, Northerton birden bire orabnn ban ekip kararak, zavall
kadnn stne ulland. Eer Jones hzr gibi yetimeseydi, daha nce szn ettiimiz
o korkun, o iren cinayet ileyecekti.
yi ki. Mrs. Waters. bildiimiz narin bayanlardan deildi. Northerton'un orap bana
bir dm atmasndan ve syledii szlerden, korkun bir i yapmaya kalkacan anlar
anlamaz, kendini canla bala savunmaya koyuldu. Bir yandan dmanyla olanca
gcyle dvrken, bir yandan da avaz kt kadar "imdat!" diye bararak, birka
dakika kazand. Gc tam tkendii, tam yere ylaca srada da, Mr. Jones imdadna
yetiip, onu haydutun elinden kurtard. Dvme srasnda, ancak srtndan koparlan
giysilerini ve elinden ya den ya da Northerton tarafndan zorla alnan yzn
yitirmiti.
te okuyucumuz, bu ackl olaylar, srf seni honut etmek amacyla sorup
soruturduk, rendiklerimizi sana aktardk. Bir insann, sana anlattmz bu lgnlklar
ve ktlkleri yapabileceine nerdeyse inanmazdk. Ama unu da unutmamal ki, bu
Northerton denilen herif, birini ldrdne, kendisinin de nasl olsa lmle ce-
zalandrlacana inanmaktayd o srada. Tek kurtulu aresini kamakta buluyor; bu
zavall kadnn parasn ve yzn alarak, bir su daha ilemekten ekinmiyordu.
Hatt ard paralar sayesinde biraz avunacan umuyordu.
Okuyucumuz, imdi sana kesin bir uyar da bulunmalyz: Bu berbat herifin
ktlne bakp, bizim ordumuz kadar deerli ve drst bir topluluu ayplamaya
kalkma sakn. unu da gz nnde tut: Sana daha nce de sylediimiz gibi, bu herif,
ne ailesi asndan, ne de eitimi asndan, bir centilmen deildi; orduya girmeye de
hak kazanmamt. Bu herifin namussuzluu, kendinden baka birilerini lekeleyecekse,
ancak onu subay yapanlar lekelemelidir.
ONUNCU KISIM

AAI YUKARI ON K SAAT DAHA GEER

BLM 1

ada eletirmenlerce incelenmesi ok gerekli ynergeler ele


alnr

Okuyucu, senin ne biim bir adam olduunu bilmemizin yolu yok. Belki insanlar
konusunda Shakespeare kadar akllsn; belki de, Shakespeare'in oyunlarnn bilimsel
basklarn hazrlayanlar kadar aklszsn bu konuda. kinci olasl gz nnde tutarak,
birlikte yolumuzu srdrmeden nce, Shakespeare'i yaynlayanlardan kimilerinin onu
tamamiyle yanl anlayp, yanl yorumladklar gibi; senin de bizi yanl anlayp yanl
yorumlaman nlemek amacyla, sana baz salkl tler vermeyi uygun grdk.
nce seni uyaryoruz: Anlattmz herhangi bir olay, ykmzn ana plan dnda
ve anlamsz diye, acele edip hor grme; nk bu olayn ykmze ne gibi bir katkda
bulunacan hemen anlayamazsn. Kendi yarattmz byk bir yapt sayyoruz bu
kitab. Eletirmen geinen kk bir srngen, olaylarn birbirlerine nasl balanacan,
sonunda nasl zmleneceini bilmeden, bu yaptn herhangi bir ksmnda kusur
bulmaya kalkarsa, kendini ahmaka beenmi olur. Kimi eletirmenleri kk
srngenlere benzetmekle, ok fazla ileri gittiimizi kabul ediyorum. Ne are ki, birinci
snf bir yazarla, en aa snftan bir eletirmen arasndaki ayrm anlatabilecek baka
bir benzetmeyi gerekten bulamadm.
Sana baka bir uyanda da bulunmak istiyorum, benim gzel srngenim: Bu kitapta
ele alnan kimi kiiler arasnda -rnein yedinci ksmdaki hanc kadnla dokuzuncu
ksmdaki hanc kadn arasnda - fazla bir benzerlik bulmaya kalkma. unu bil ki
dostum, ayn meslei ya da ayn ii yapan ou insanlar arasnda belirli ortak zellikler
vardr. yi bir yazarn marifetlerinden biri, bu zellikleri hem gzler nne sermek, hem
de bunlarn arasndaki ince ayrmlar belirtmektir. Ayn lgnln ya da ayn ahlkszln
kurban olan iki ayr kii arasndaki ince ayrmlar gstermek de, iyi bir yazarn
yeteneklerinden biridir. Geri bu tr sezgiler, hem pek az sayda yazarda, hem de pek
az sayda okuyucuda bulunur ama; bu ayrmlarn farkna varabilenler, okuduklarndan
byk haz alrlar bence. rnein, Sir Epicure Mammon ile Sir Fopling Flutter
arasndaki ayrm herkes grebilir. Gelgelelim Sir Fopling Flutter ile Sir Courtly Nice 98

98 Sir Epicure Mammon, Ben Janson'un The Alchemist'inden (1610) bir kii, Sir Fopling Flutter,
Etheredge'in The Man of Mode'undan (1676) bir zppe tip. Sir Courtly Nice, John Crowne'un (1685)
izdii baka bir zppe tipi. (.N.)
arasndaki ayrm anlamak iin, ok ince bir sezgi gerekmektedir. Bu sezgiden yoksun
olduklarndan tr, sradan tiyatro seyircileri, oyun yazarlarna kar ok hakszca
davranmakta; birbirlerinin oyunlarndan insan tipi armakla sulamaktadrlar onlar. yi
ki, pek az tiyatro eletirmeni Vergilius'u okuyacak kadar Latince biliyor; yoksa korkarm
ki, sahnede grlen her k dul, Dido'nun99 baya bir kopyas olmakla sulanacak bu
gidile.
Deerli dostum, belki yreinin kafandan fazla gelitiini dnerek, sana unu da
salk veriyoruz: Bu ykde hibir kii tam anlamyla kusursuz deil diye, kiiyi kt
olmakla sulama sakn. Eer sen bu kusursuz kiilere meraklysan, houna gidecek bir
yn kitap var. Ama biz, konutuumuz insanlar arasnda hi bylesine rast-
lamadmz iin, ykmze de sokmadk bu kusursuz kiileri. Dorusunu sylemek
gerekirse, insan olunun tam anlamyla kusursuz olabilecei konusunda kukularm
var benim. Juvenal, nulla virtute redemptum a vitiis, yani ahlkszlklaryla kark bir
tek olumlu yan yok der. Bu sz dorulayan bir canavarn yeryznde bulunabileceini
sanmyorum. Zaten hayal gcnn rn olan bir kitaba, melek gibi kusursuz ya da
eytan gibi kt kiileri sokmakta bir yarar yok bana kalrsa. Neden derseniz, bu melei
ya da bu eytan dnnce, insan bunlar rnek alaca yer de, ya zntsnden ya
da utancndan perian olur: Kendisinin hibir zaman eriemeyecei bir kusursuzluk
rnei olan melein karsnda, zlp utanr; eytann karsnda da, insan doasnn
bylesine iren, bylesine tiksindirici bir rneini grd iin, gene tedirgin olur,
gene zlp utanr.
Oysa bir yk kiisinde, iyi niyetli bir okuyucunun saygsn ve sevgisini elde
edebilecek kadar erdemli bir yan varsa; ayn kiide quas humana parum cavit
natura, yani insan doasna zg kk kusurlar da varsa, byle birinden nefret
etmeyiz, ona acrz ancak. Aslnda bu tr kiilerde grlen kusurlar, okuyucunun
ahlkna olumlu bir etki yapmak asndan ok yararldr; nk ok kt ya da ahlk
dkn kiilerin kusurlarn doal karlarz da, iyilerin kusurlar bizi artr, silinmez
bir iz brakr aklmzda. Genellikle ok iyi olan bir adamn zaaflarn ve kusurlarn, ayn
adamdaki erdemlerle karlatrdmz iin, bylelerinin kusurlar bize daha da kt
grnr, daha da ok gzmze batar. Bu gibi kusurlarn, beendiimiz yk kiilerinin
bana felketler getirdiini grnce de, bu kusurlardan sadece kendimiz saknmakla
kalmayz; sevdiklerimiz bu yzden ac ektii iin, nefret de etmesini reniriz
bunlardan.
imdi dostum, sana bu tleri verdikten sonra, izninle, ykmz gene
srdryoruz.

BLM 2

rlandal bir bayn gelii zerine Handa geen olaanst servenler


anlatlr

Titreyen kk tavan ki, saysz dmanlarndan ve hepsinden ok, insan denilen o


kurnaz, o zalim, o etobur hayvandan korkar ve gn boyunca bir delikte saklanr! te
imdi o tavan, imenlerin stnde, apkn apkn hoplayp zplyor! te imdi gecenin

99 Vergilius'un Aeneld adl nl destanndan bir kii. (.N.)


crlak arkcs bayku, ii oyuk bir aacn iinde tyor ve baz ada mzik
merakllar baylyorlar baykuun bu tne! te imdi, sendeleye sendeleye kyn
mezarlnda geen yar sarho, kaba saba kylnn, her bir yanndan kanlar
damlayan inlerden cinlerden d kopuyor! te imdi hrszlarla haydutlar uyank;
namuslu bekiler ise derin bir uykudal Neyse, dpedz konualm: te imdi gece
yars. Handakiler (hem bu ykde anlattmz kiiler, hem de akamleyin gelen
konuklarn tm) yataklarnda u srada. Ayakta olan tek kii hizmeti Susan. Ahrda
alan seyis, onu yanp tutuarak bekliyor ama; Susan kendini nn kollarna
atmadan nce. mutfa silip sprmek zorunda.
te durum byleyken tell bir bay hana geldi. Atndan hemen inip, Susan'a
yaklat. Nefes nefese, karmakark konuarak, handa bir bayan olup olmadn
sordu. Gecenin bu saatinde evresine deli deli bakan adamn hali Susan' biraz
artt iin, bu soruya karlk vermeden nce bir an duraklad. Bunun zerine
bsbtn tellanan adam, doruyu sylemesi iin Susan'a yalvard; yitirdii karsnn
peinde olduunu (rlanda ivesiyle) anlatt.
"Namusum zerine yemin ederim ki," dedi, "iki yerde az kalsn yakalayacaktm
onu. Ama ben tam geldiim srada, o kp gitmi. Ne olur, eer buradaysa, bari
karanlkta yanna gtr; onu gster bana. Eer gittiyse, nereye gittiin syle ki, bu
lkenin yoksul kadnlarnn en zengini yapaym seni."
Bunu sylerken, cebinden bir avu dolusu altn kard. Bunu grmek, o zavall
kzcazdan ok daha nemli kiileri bile batan karabilir, daha da kt iler
yaptrabilirdi onlara.
Susan, rlandal bayn sylediklerinden, peinden koulan kadnn Mrs. Waters, bu
adamn da onun yasal sahibi olduu kansna vard. Bir kadn kocasna teslim
etmekle, son derece namuslu bir biimde para kazanacan da dnd iin,
aranan bayann handa olduunu hi ekinmeden bildirdi. rlandal bay, kzn avucuna
bir miktar altn tututurup, ona daha bol bol para vereceini de syleyince, Susan
adam Mrs. Waters'in yatak odasna gtrmeye raz oldu.
Kibar evrelerde, ok salam ve ok geerli nedenler stne kurulu eski bir gelenek
vardr: Bir koca. kapya vurmadan. karsnn odasna giremez. O kibar evreleri biraz
olsun bilen bir okuyucuya, sz konusu gelenein eitli yararlarn anlatmaya gerek
yoktur. Bay kapya vurunca, bayan, kendine ekidzen vermeye ya da odasnda
bulunan herhangi tatsz bir eyi ortadan kaldrmaya vakit bulur. stelik kimi zaman yle
olur ki, titiz ve ince kadnlar, kocalarnn onlar belirli durumlarda grmelerini istemezler.
Dorusunu syleyelim: Kibar evrelerin birok alkanl, kaba saba olanlara sadece
bir protokol ii grnr ama; akl banda kiiler, bu tr alkanlklarn nemli bir yan
olduunu bilirler. Bizim rlandal bay da bu gelenee uyarak kapya vursayd, ok daha
hayrl olurdu kendi asndan. Geri bay, vurmasna vurdu ama, bu koullarda gereken
tatl tk tk deildi bu vuru: Kapya yle bir yklendi ki. kilit derhal krld ve adam odann
iine frlayp, yere yuvarland.
rlandal ayaa kalkar kalkmaz, (utan ve znt iinde yazyoruz bunu) bizim
delikanl yataktan kalkt. Bell bir sesle, bunu yapann kim olduunu, kapy krarak
odasna nasl saldrdn sordu.
rlandal bay, ilkin bir yanl yaptn sand. zr dileyip ekilmek zereyken; ok
parlak olan ay nda, yere darmadank atlan korselere, giysilere, eteklere,
apkalara, kurdelalara, oraplara, orap balarna, ayakkablara, terliklere ve bunlara
benzer eylere gz iliti anszn. Kskan huylu rlandal bay, bunlar grnce, yle bir
kudurdu ki, konuamayacak hale geldi. Jones'a bir tek ey sylemeden, yataa
yaklamaya kalkt.
Jones bunu hemen engelledii iin balayan iddetli kavga, ok gemeden
yumruklamaya dnt. Derken Mrs. Waters (bu kadnn bizim delikanlyla ayn
yatakta olduunu itiraf etmek zorundayz) uykudan uyand. Yatak odasnda iki erkein
dvtn grnce, "beni ldryorlar! Beni soyuyorlar! lrzma geiyorlar!" diye avaz
avaz barmaya balad. "lrzma geiyorlar!" ln en yksek perdeden att iin,
kimileri buna aacaklardr belki. aanlara unu anmsatalm ki, ark syleyenler
szckleri unutunca "la la la" dedikleri gibi, korkan bayanlar da, belirli bir ey
dnmeden, srf ses karmak iin byle barrlar.
Bayann odasna bitiik odada, hana ge vakit geldii iin, henz szn etmediimiz
baka bir adam yatmaktayd. Bu tr rlandal baylara, kendi yurttalar Calabalaro ya da
Cavalier adn verirler. Geri Cavalierler iyi aileden gelir ama; ailenin tm serveti byk
aabeylerine kald iin, kk kardeler yurt dna kp balarnn aresine bakmak
zorunda kalrlar. te bu gen de, kumar ve kadnlarla talihini denemek zere Bath'a
gidiyordu.
Delikanl yataa yatm, Mrs. Behn'in romanlarndan birini okumaktayd. nk bir
dostu, bayanlarn gzne girmenin en kestirme yolunun, deerli edebiyat rnekleriyle
zeksn gelitirmek ve kafasn doldurmak olduunu sylemiti ona.
Gen rlandal, bitiik odada kopan korkun grlty duyar duymaz, yatandan
frlad; bir eliyle klcn, teki eliyle baucunda yanan mumu yakalad gibi, Mrs.
Waters'in odasna dald.
Srtnda bir gmlekten baka bir ey olmayan bir adam grnce, bayann edep
duygulan ilkin biraz rencide oldu ama, korkular da bir hayli azald; nk Cavalier
odaya girer girmez, rlanda ivesiyle yle barmt:
"Mr. Fitzpatrick! Allah akna neler oluyor burada?"
teki rlandal bay da, "Ah Mr. Maclachlan!" diye karlk vermiti. "Burada olmanza
sevindim. Bu rezil herif karm batan kard. Onunla yataa girdi."
"Hangi karnz?" demiti Maclachlan. "Mrs. Fitzpatrick'i tanmaz mym ben? urada
duran gmlekli bayn koynunda yatan bayann Mrs. Fitzpatrick olmadn grmyor
muyum?"
Bunun zerine Fitzpatrick, hem bayann yzn biraz grd, hem de ok daha
uzaklardan bile duyulabilecek sesini iyice duyduu iin, fena halde yanldn anlayp,
bayandan stste zr dilemeye balad.
Sonra Jones'a dnp, "sizden hi zr dilemediime dikkat edin ltfen" dedi; "nk
siz beni dvdnz. Dvdnz iin de, kannz dkeceim yarn sabah."
Bizim delikanl, bu tehdide hi mi hi aldrmad.
Mr. Maclachlan araya girdi: "Mr. Fitzpatrick. gecenin bu saatinde bu bayla bu bayan
rahatsz ettiiniz iin, kendinizden utanmalsnz vallahi. Handakiler derin bir uykuya
dalm olmasalard, beni uyandrdnz gibi, herkesi uyandracaktnz. Bu bayn, sizi
dvmeye hakk vard. Geri benim karm yok ama; bu bayana yaptnz benim kanma
yapsaydnz, yemin ederim grtlanz keserdim."
Yatan paylat bayann ad ktye kacak diye d kopan Jones, ne diyeceini, ne
yapacan armt. Ama daha nce de grdmz gibi, yalan uydurmak gerekince,
kadnlar erkeklerden ok daha abuk davranrlar: Kendi kapsyla Mr. Jones'un odas
arasnda bir kap olduu, Mrs. Waters'in aklna gelivermiti. Mr. Jones'un onuruna,
kendi soukkanllna da gvenerek, bar bar barmaya balad:
"Bu ne demek oluyor, alaklar! Hibirinizin kars deilim ben! mdat! Irz dmanlar!
Katiller! Irz dmanlar!"
Bu feryatlar zerine hanc kadn odaya girdi. Mrs. Waters korkun bir fkeyle hanc
kadna saldrd:
"Ben bir kerhanede deil, namuslu bir handa sanyordum kendi- mi!.. Ama ya
onurumu lekelemek ya da canma kymak amacyla, bu herifler adama dald. Onurum,
canm kadar kymetlidir benim gzmde."
Bunu duyan hanc kadn, yataktaki zavall kadncaznkinden daha da yksek bir
sesle, "mahvoldum, hann tertemiz ad lekelendi gitti!" diye feryad bast.
Sonra erkeklere dnd: "Allah akna, neden byle kyametler koptu bayann
odasnda?"
Fitzpatrick, boynunu bkp, "yanl bir ey yaptm. Yeniden zr dilerim" dedikten
sonra, teki rlandalyla birlikte odadan kt.
Dilber hatunun uzatt ip ucunu karmayacak kadar keskin zekl olan bizim
delikanl, gzn krpmadan konutu:
"Kapnn krldn duyunca, bayann imdadna kotum. Kapnn neden krldn
bilmiyorum. Her halde bayan soymak istiyorlard. Ne mutlu bana ki, bunu
nleyebildim."
Hanc kadn "ben bu hana el koyduumdan beri, bir tek hrszlk olay olmad burada"
dedi. "Biliniz ki efendim, ben hrszlar barndrmam burada.. Haydut szn azma
almaya bile tenezzl etmem. Ancak drst, namuslu, kibar kiilere hogeldiniz derim.
Allaha kr, mterilerim hep byle oldu. Tklm tklm dolutular buraya. Hanma
gelenler arasnda unlar vardr: Lord..."
Ve hanc kadn, upuzun bir liste halinde, eitli adlar ve nvanlar saymaya balad.
Bunlarn birkan burada yazarsak, haddimiz olmayan bir i yapm oluruz belki.
Jones bir sre sabrla dinledikten sonra, hanc kadnn szn kesti. Srtnda sadece
gmlei olarak karsna kt iin, Mrs. Waters'den zr diledi. Ancak bayann cann
kurtarmak sz konusu olduu iin, byle bir yzszl gze alabildiini bildirdi. Eer
okuyucu, Mrs. Waters'in oynamaya karar verdii rol, yani yabanc erkein odasna
dalmasyla uykusundan uyanan edepli bayan roln gz nnde tutarsa, Jones'a ne
dediini ve bu sahnenin sonuna dek ne gibi bir tutum benimsediini anlar. te Mrs.
Waters edepli bayan roln oynad; hem de yle gzel oynad ki, tiyatromuzun nl
kadn sanatlarndan hibiri, ne sahnede ne de sahne dnda, bu denli gzel
baaramazd bu ii.
Bu olay rnek alarak, erdemin, 'cinsi ltif' denilen kadnlarda akllara smaz bir
doall olduunu savunabiliriz. On bin kadn arasnda, olsa olsa ancak bir tanesi
tiyatro oyuncusu olabildii halde, tiyatro oyuncular arasnda da iyi oynayabilecek iki
kadn zarzor kabildii halde, erdemli kadn roln kadnlarn tm (gerekten erdemli
olanlar da, zerre kadar erdemli olmayanlar da) kusursuz bir biimde
oynayabilmektedirler.
Erkekler odadan knca, Korkusuyla birlikte fkesi de geen Mrs Waters, hanc
kadnla ok daha yumuak bir sesle konutu. Hanc kadn ise, ynettii yerin ad ktye
kt diye hl hayflanyor, hannn namusunu korumak amacyla, ats altnda yatm
olan saysz yce kiileri sayp duruyordu. Sonunda Mrs. Waters, kadnn szn kesti.
Olup bitenler yznden onu sulu bulmadn bildirdi, dinlenebilmek iin yalnz kalmak
istediini, bu gece bir daha rahatsz edilmeden uyuyacan umduunu syledi. Bunun
zerine hanc kadn, bir yn nazik szlerden ve yerlere kadar eilerek verilen
selmlardan sonra, odadan kp gitti.
BLM 3

Hanc bayanla hizmetisi Susan arasnda geen, han iletenlerin


de, onlara hizmet edenlerin de okumas gereken bir konuma. ok
gzel bir gen kzn hana gelii. Bu gen kzn cana yakn
davranyla ilgili olarak, kibar snfn tm dnyann sevgisini elde
edebilmek iin neler yapmas gerektii.

Kap krld srada uyank tek kiinin Susan olduunu anmsayan hanc kadn, bu
kargaaln nasl baladn, yabanc bayn kim olduunu, hana ne zaman ve nasl
geldiini renmek iin, hizmeti kza bavurdu.
Susan, iine gelmeyen ayrntlar deitirerek, ald paray da tamamiyle gizli tutarak,
okuyucunun bildii yky anlatt.
Hanc kadn, erdemi lekelenecek diye byk korkulara kaplan Mrs. Waters'i
dnd iin pek zldn syleyince, Susan bu zntnn yersiz olduunu
bildirmekten kendini alamad; nk stste yeminler edip anlattna gre, Jones'un o
kadnn yatandan frladn kendi gzleriyle grmt.
Bunu duyan hanc kadn, fkeden kudurdu:
"Amma da uydurdun! Eer durum senin sylediin gibi olsayd, o bayan avaz avaz
barp imdat isteyerek, kendini ele verir miydi hi? Bir kadnn, namuslu olduunu
kantlamasnn en kestirme yolu, imdat diye barmasdr. te bu kadn bard;
bardna en azndan yirmi kii tank oldu. Rica ederim hanm, benim konuklarmn
deil, evimin namusunu da lekeler. Buraya gelenler, ne serseridirler, ne de namussuz
dilenciler!"
"yle olsun" dedi Susan. "Demek kendi gzlerimle grdme inanmamalym."
"Evet, kimi zaman inanmamalsn elbette. Namuslu ve de kibar kiiler sz konusu
olunca, ben kendi gzlerime inanmam. Dn gece onlarn smarlad pahal yemei hi
kimsecikler smarlamamtr alt aydan beri. yle iyi huylu, yle gleryzl insanlar ki,
onlara ampanya diye yutturduum Worcestershire'da armutla yaplm ikiye bile
kusur bulmadlar. Armutla yaplan o iki, lkenin en gzel ampanyas kadar lezzetli ve
salkldr elbette. Yoksa onlara vermezdim o ikiden. stelik de iki ie itiler. Hayr,
hayr! Bylesine kibar, bylesine iyi insanlarn bir ktlk yapacana inanamam!"
Susan' bu szlerle susturduktan sonra, hanc kadn baka konulara geti:
"Demek o tanmadmz bay, tel iinde geldi... Bir de ua var darda, atlara
bakan... Onun da nemli ve kibar bir kii olduu anlalyor bylece. Neden 'akam
yemei istiyor musunuz' diye sormadn ona? teki bayn odasnda galiba. Yukar k,
'beni ardnz m?' diye sor hele. Yemei hazrlayacaklarn uyank olduunu anlarsa,
bir eyler smarlar belki de. Atein sndn, tavuklarn henz canl olduunu
syleyerek, her zaman yaptn gibi pot krma gene. Eer koyun eti isterse, 'bizde
koyun eti yok' diye samalama. Ben tam yatmadan nce, kasabn bir koyun kestiini
grdm. Eer istersem, bana taze taze bir et paras verir her zaman. Hadi git. Envai
trl koyun eti, her eit tavuk var filn demeyi de unutma. Git, 'baylar, beni mi
ardnz?' diyerek, kapy a. armadk derlerse, 'zataliniz akam yemeine ne
buyuruyorlar?' diye sor. Zataliniz demeyi sakn unutma. Hadi git. Bunlar iyice
renemezsen, adam olamazsn hibir zaman."
Susan, gittikten biraz sonra geri dnp, iki bayn ayn yatakta yattklarn syledi.
"ki bay ayn yatakta m! Olamaz!" diye bard hanc kadn. "Onlarn basbaya fukara
olduklar anlald. Bana kalrsa, gen Mr. Allworthy, neler olup biteceini anlamt. O
herif sahiden soyacakt bayan. Kibar bir bay, baz kt eyler tasarlayarak, bir bayann
kapsn krmasna krar ama, akam yemei ve yatak paras vermemek iin bakasnn
odasna svmaz. Bunlar hrszdr mutlaka. Kanlarn aramalar filn da bahane."
Hanc bayan, onu byle harcarken, Mr. Fitzpatrick'e byk bir hakszlk ediyordu
aslnda; nk metelii olmad halde, soylu bir aileden geliyordu Mr. Fitzpatrick.
Duygular asndan da, dnceleri asndan da, ufak tefek kusurlar olabilirdi ama;
sinsiliin de cimriliin de yeri yoktu bu kusurlar arasnda. Aslnda ylesine eliakt ki,
evlendikten sonra eline geen byke serveti son kuruuna kadar harcamt bile.
Karsna bu servetten kala kala, ok kk bir gelir kalmt ancak. Mr. Fitzpatrick, bunu
da eline geirmek iin, karsna son derece zalim davranmt. Bu yetmiyormu gibi,
dayanlamayacak kadar da kskant. Einin zulmyle kskanl birleince, zavall
kadna kamaktan baka are kalmamt.
Mr. Fitzpatrick, Chester'den buraya bir gnde geldii iin, bir hayli yorgundu. Jones
ile dvmesi srasnda yedii yumruklar yznden, kemikleri szlyordu. stelik de ok
zntl olduundan, itah diye bir ey kalmamt adamda. Hizmetiye uyarak
odasna girdii kadnn kars olmadn grnce, yle bir hayal krklna uramt ki,
karsnn ayn handa, ama baka bir odada bulunabilecei aklna bile gelmiyordu. Onun
iin arkadann szn dinledi; o gece karsn aramaktan vazgeip, Mr. Maclachlan'n
yatan paylamaya raz oldu.
Mr. Fitzpatrick'in uayla seyisi, efendilerinkinden bambaka bir hava iindeydiler:
Hanc kadn onlara ikramda bulunmaya pek yanamyordu ama; onlar birok ey
istiyorlard. Hanc kadn, uakla seyisten gerek durumu, yani Mr. Fitzpatrick'in hrsz
olmadn renince, onlarn nnde bir para souk et koymaya raz oldu. Bu iki
adam souk eti hapur hupur yerken, Partridge mutfaa girdi. Demin anlattmz patrd
grltden tr uyanm; ban yastna koyup yeniden uyumaya alrken, bir
bayku penceresinin nnde ona yle bir serenad vermiti ki, d kopan Partridge
yatandan frlam, acele acele srtna bir eyler geirmi, seslerini duyduu kiilere
snmak zere, aa kata, mutfaa komutu.
Hanc bayan, uakla seyise hizmet etmek iini Susan'a brakp, tam yatmaya
gidecekti o srada. Ama Partridge'i grnce, bundan vazgeti; nk gen Mr.
Allworthy'nin arkadan byle savsaklamak doru olmazd. stelik Partridge,
bir miktar arabn baharatla kartrlp stlmasn istemiti. Hanc kadn,
Partridge'in isteini yerine getirip, armutla yaplan ikiyi hemen stmaya
balad. Bu iki, her eit arabn yerine geiyordu nasl olsa.
rlandal uak gidip yatmt. Seyis de onun peinden gidecekti; ama Partridge, arab
beraber imeleri iin kalmasn nerdi. Gen seyis bunu sevine sevine kabul etti.
retmen Partridge, tek bana kalp yatmak istemiyordu. Hanc kadnn da
gidebileceini gz nnde tutarak, seyisten ayrlmaya gnl raz olmuyordu. Bu gen
ocuk yannda kalrsa, eytandan da, eytandan yana varlklardan da bir korkusu
yoktu.
Tam o srada, kapda baka bir seyis grnd. Hanc kadnn buyruu zerine dar
kan Susan, klklarndan atla geldikleri anlalan iki gen bayanla geri dnd.
Bunlardan birinin giysisinde yle grkemli ilemeler vard ki, Partridge ile gen seyis,
dakikasnda ayaa frladlar. Hanc kadn ise, yerlere kadar eilip selamlar vermeye,
ikide birde Lady Hazretleri demeye balad.
Gzel klkl gen kz, byk bir nezaketle glmseyerek, "izin verirseniz, bayan" dedi,
"ocanzn banda biraz snaym. Hava gerekten ok souk. Ama rica ederim, kimse
rahatsz olmasn."
Bunu Partridge iin sylemiti; nk Partridge, gen bayann klnn grkemi
karsnda, byk bir hayranla kaplarak, saygsn belirtmek amacyla, mutfan ta
teki ucuna kamt. Ne var ki, dnyann en gzel yaratklarndan biri olan bu bayana,
klndan tr deil, gzelliinden tr sayg duymak gerekiyordu aslnda.
Gen bayan, ocan bandaki iskemlesine dnmesi iin Partridge'e yalvard; ama
onu kandramad. Derken, eldivenlerini syrp iki elini ortaya kard: Atete erimek bir
yana, karn tm niteliklerini tayan o elleri ocaa doru uzatt. Yanndaki hizmetisi
bayan da, eldivenlerini ekip, ss ve rengi asndan donmu bir sr eti parasna
tpatp benzeyen ellerini ortaya kard.
"Rica ederim efendim" dedi hizmeti, "bu gece yola devam etmeyi aklnzdan karn,
ne olur, Bunca yorgunlua dayanamazsnz diye dm kopuyor."
Hanc kadn lfa kart: "Doru vallahi! Byle bir ey yapamaz Lady Hazretleri. Aman
Tanrm! Bu gece yola devam etmek ha! Yalvarrm size Lady Hazretleri, vazgein
bundan. Bunu yapamazsnz zaten. Acaba Lady Hazretleri akam yemeine ne
emreder? Envai trl koyun etim ve ok gzel tavuum var."
Gzel gen kz, "bana kalrsa," dedi, "akam yemei deil, sabah kahvalts demeli
buna. Ama hibir ey yiyecek halim yok. Kalrsam, ancak bir iki saat uzanmak iin
kalrm. nerseniz efendim, bana stle kartrlm biraz beyaz arap getirebilirsiniz."
"Emredersiniz, Lady Hazretleri. Nefis bir arabm var."
"Beyaz arabnz yok mu?"
"Elbette var, Lady Hazretleri. stelik tm lkede ararsanz, bulamazsnz bu kadar
iyisini. Ama yalvarrm Lady Hazretleri, bir eyler yiyin ne olur."
"Azma bir lokma bile koyacak halde deilim. Rica ederim size, bana vereceiniz
oday bir an nce hazrlayn; nk ata binip gitmeliyim saat sonra."
"Susan!" diye bard hanc kadn. "Yaban kaz adn verdiimiz odada ate yakld
m?... Ah Lady Hazretleri, ok zlyorum; nk en gzel odalarm dolu. En kibar
snftan birok kii, imdi o odalarda uyumakta. ok soylu gen bir bay var ve yksek
snftan daha birok kii."
Susan, Yaban Kaz denilen odada rlandal baylarn yattn bildirdi.
"Siz hi byle ey grdnz m!" diye gene bard hanc kadn. "Her gn mutlaka
kibar birilerinin geldiini biliyorum da, en gzel odalar onlara saklamay neden akl
edemiyorum Allah akna! O odadakiler gerekten kibar baylarsa, yerlerini Lady
Hazretlerine vermek iin kalkarlar bana kalrsa."
Gzel gen kz "olmaz" dedi, "benim yzmden kimsenin rahatsz olmasn istemem.
Temizce bir odanz varsa, ne denli basit olursa olsun, yeter bana. Rica ederim efendim,
benim iin bunca zahmete girmeyin."
"Ah, Lady hazretleri! ok gzel odalarm var, var olmasna ama, Lady Hazretlerine
lyk deil hibiri. Ama mademki, tenezzl buyurup, size verebileceim en iyi odada
yatmaya razsnz, Susan hemen kosun, Gl adn verdiimiz odadaki oca yaksn
dakikasnda. Acaba Lady Hazretleri odasna imdi kmak ister mi? Yoksa ate
yaklncaya kadar bekler mi burada?"
"Yeterince sndm sanrm" dedi gzel gen kz. "zninizle gideyim artk. Korkarm ki,
sizleri, zellikle o bay (Partridge'i demek istiyordu) soukta braktm bir hayli zaman.
Bylesine souk bir havada birini ocak bandan uzaklatrmak, ok arma gidiyor."
ki mum tutan hanc kadnn peinde, gen kz ile hizmetisi, mutfaktan ktlar.
Hanc kadn mutfaa dnd srada, herkes gen kzn sevimliliinden sz ediyordu.
Gerekten de, kusursuz bir gzelliin yle bir gc vardr ki, nerdeyse hi kimse buna
kar koyamaz. Akam yemei nerisinin kabul edilmemesine biraz bozulmakla birlikte;
hanc kadn bile, mrnde byle nefis bir yaratk grmediini syledi. Partridge,
giysisindeki altn ilemelere de biraz iltifat ettii halde, gen kzn yzn kendinden
geercesine vd. Seyis, onun iyi yreini ve ve gklere kard. O srada ieriye
giren teki seyis de bu vgleri yanklad.
"nann bana, o gerekten iyi bir insan" dedi; "nk hayvanlara acmasn biliyor.
Yolda giderken, atlar fazla hzl srmenin onlara zarar verip vermeyeceini sordu ara
sra. Buraya gelince de, atlara canlar istedii kadar arpa vermemi syledi."
te gleryzl bir nezaket ylesine ekici bir eydir ki, her eit insan tarafndan
vlr. Bu tr bir nezaketi, nl terzi Mrs. Hussey'nin diktii giysilere benzetebiliriz:
Kadnlarn en gzel yanlarn iyice belirtir; kusurlarn da, ya daha az gze batacak bir
hale getirir; ya da tmyle gizler. Okuyucumuz, bu gen kz gibi davranmann ne ho
bir ey olduunu tam grd srada, bu konuda dndklerimizi ksaca dile
getirmekten kendimizi alamadk. Gereklere uymak zorunluunu duyduumuz iin,
imdi bu davrann tam kartn.

BLM 4

Herkese kmsenmenin ve herkeste nefret uyandrmann en etkili


areleri anlatlr

Gen kz, ban yanna koyar koymaz, hanmnn istemedii gzel yemekleri yemek
zere, hizmeti mutfaa geri dnd.
eri girince, mutfaktakiler, hanmna gsterdikleri saygy ona da gstermek, iin
ayaa kalktlar. Ama hizmeti, onlarn rahatsz olmayp gene oturmalarn istemeyerek
hanm gibi davranmay unuttu. Naslsa oturmalarnn yolu da yoktu aslnda; nk
kadn, iskemlesini ocan nne yle bir yerletirdi ki, ocak banda bakalarna pek
yer kalmad. Derken, hemen bir zgara tavuk istedi; bu tavuk on be dakika iinde hazr
olmazsa, beklemeye niyeti olmadn bildirdi. Sz konusu tavuk ahrdaki kmesine
tnemi bir durumdayd u anda. lzgarann stne konulmadan nce, yakalanmak,
ldrlmek, yolunmak gibi bir yn aamadan gemesi gerekiyordu. Hanc kadn, tm
bu ilemleri on be dakika iinde yapmaya hazr olduunu syleyecekti ama; ne yazk
ki, bu sahnenin perde arkasn bilen konuk bayana bunu yutturmak pek kolay
olamayacakt. Onun iin hanc kadn, hazr tavuk olmadn aka sylemek zorunda
kald.
"Ama" dedi, "size kasaptan envai trl koyun eti alabilirim bir dakikada."
"Koyun eti ha!" diye karlk verdi hizmeti. "Gecenin bu saatinde koyun eti yemek
iin, bir at midesi gerekir insana! Sizler, han iletenler, sizden stn olanlar da
kendiniz gibi sanyorsunuz anlalan. Bu berbat yerde hibir ey bulamayacam
biliyordum aslnda. Hanmmn burada kalmasna ayorum. Bana sorarsanz, bakkal
akkal ve celeplerden baka kimsecikler uramaz buraya."
lettii hann bylesine hakarete uramas, hanc bayan kplere bindirdi. Ama
fkesini tunu, "Tanrya kr, buraya ok kibar kiiler gelir" demekle yetindi.
"Bana kibarlktan sz etme sakn!" diye bard kibar hizmeti. "Sizin gibilerden ok
daha iyi bilirim ben kibarln ne olduunu. Neyse, kstahl artk bir yana brak da, ne
yiyebileceimi syle bana. At eti yiyemem ama, gerekten am."
"Vallahi bayan" dedi hanc kadn "yiyecek asndan mrmde bu kadar g durumda
kalmadm. Yiyecek bir ey olmadn aka sylemek zorundaym. Bir para souk
sr eti vard ama, bir bayn uayla seyisi, onu kemirip kemikten baka bir ey
brakmadlar."
"Kadn!" dedi Mrs. Abigail100 (ayrntlara girmemek iin ona bu ad veriyoruz) "Rica
ederim, midemi bulandrma. Bir ay boyunca a kalsam, yle heriflerin el srdkleri eti
azma koyamam gene. Bu iren yerde yenilebilecek doru drst, temiz bir ey yok
mu?"
"Yumurtayla jambona ne dersiniz bayan?" diye sordu hanc kadn.
"Yumurtalarn taze mi? Gnlk olduklarndan emin misin? Jambonu ince ince, gzel
gzel dora. Kaba eylere katlanamam ben! Ltfen biraz ura da, mrnde ilk kez
olsun, yemee benzer bir ey yap. Karnda bir ifti kars ya da buna benzer baya
bir yaratk olduunu da sanma."
Hanc bayan ba tam eline almt ki, Mrs. Abigail, "kadn, ilkin ellerini yka ltfen"
diyerek onu durdurdu. Akl almayacak kadar titizim ben. Doduum gnden beri de
her eyin son derece kibar olmasna alm."
Kendini zor tutan hanc kadn, gerekli hazrlklar yapmaya balad. Mrs. Abigail,
Susan'n bu ie karmamasn kesinlikle istemiti. stelik Susan' ylesine hor grerek
istemiti ki, hanc kadn dilini tutmakta ne denli zorluk ekiyorsa, zavall kzcaz da,
ellerini denetimi altnda tutup iddete bavurmamak iin ayn zorluu ekmekteydi.
Gelgelelim Susan dilini pek tutamyordu; nk dili, smsk kapad dilerinin
arkasnda kald halde, "hadi hadi, sen kendini ben den stn m sanyorsun yoksa?"
gibi fkeli lflar homurdanyordu gene de.
Yemek hazrlanrken, Mrs. Abigail, oturma odasnda ate yaklmasn emretmedii
iin yaknmaya balad:
"Ama artk i iten geti" dedi. "Neyse, benim iin bir yenilik olacak mutfakta yemek.
Sanrm ki, mrmde yemek yemedim bir mutfakta."
Kibar hizmeti, bundan sonra seyislere dnp "Neden atlarnzla birlikte ahrda
deilsiniz siz ikiniz?" diye sordu. Derken hanc kadna att: "Bayan, kuru ekmeimi
burada yiyeceimi biliyorum. Hi olmazsa unlar mutfaktan uzaklatr da, kasabada ne
kadar it kopuk varsa etraf m sarmasn bari." Bunu syledikten sonra da Partridge'e
dnd: "Size gelince efendim, az buuk kibar bir baya benziyorsunuz siz. Cannz
isterse, burada kalabilirsiniz. Ayak takm bir yana, kimsecikleri rahatsz etmek istemem
ben."
"Evet, evet, bayan, ben bir baym, buna gvenebilirsiniz" dedi Partridge. "yle kolay
100 Abigail, kadnlarn zel hizmetilerine verilen genel bir addr. (.N.)
kolay da rahatsz olmam. Non semper vox causalis est verbo nominativus." 101
Kibar hizmeti, bu Latince tmceyi bir hakaret sand:
"Belki bir baysnz ama efendim, bir kadnla Latince konumak, bir baya hi
yakmaz."
Partridge, nazik bir karlk verip, biraz daha Latince paralad.
Bunun zerine Mrs. Abigail, Partridge'e burun kvrd. "Pek yce bir bilginmisiniz
meer" diyerek, adamcaz horlamakla yetindi.
Derken yemek sofraya geldi. Mrs. Abigail, bylesine zarif bir bayandan
beklenmeyecek bir itahla nndekileri silip sprdkten sonra, ayn yemekten bir
tabak daha emretti. Bu hazrlanrken, hanc kadna dnp sordu:
"Demek buraya ok kibar kiiler geliyor, yle mi?"
"Evet, yle. u srada da bir yn ok kibar, yksek snftan birileri var handa.
urada oturan bayn da bildii gibi, gen Mr. Allworthy de burada."
"Peki. ltfen bana syler misiniz. kimmi bu kibar gen bay, bu Mr. Allworthy?
"Kim olacak ki," diye yantlad Partridge. Somersetshire'l byk Mr. Allworthy'nin
olu ve varisi elbette."
"Vallahi ok garip bir haber verdiniz bana" dedi kibar hizmeti; "nk ben,
Somersetshire'li Mr. Allworthy'yi ok yakndan tanrm, olu olmadn da bilirim."
Bunu duyan hanc bayan, kulak kabartt. Partridge ise biraz bozuldu. Ama ksa bir
duraklamadan sonra yle konutu:
"Evet bayan, bu gencin annesiyle evli olmadndan, onun Mr. Allworthy'nin olu
olduunu herkes bilmez. Ne var ki, olu olduu kukusuzdur. Ve bu gencin adnn
Jones olduunu nasl kesin olarak biliyorsam, Mr. Allworthy'nin varisi olacan da ayn
kesinlikle biliyorum."
Kibar hizmetinin azna tkmak zere olduu jambon, Jones adn duyunca, tabaa
dverdi:
"Hayret, efendim! Nasl olur da Mr. Jones imdi burada bulunabilir?"
"Quare non, yani ne diye olmasn" diye karlk verdi Partridge. Mr. Jones'un
burada bulunmas, sadece bir olaslk deil, bir gerektir ayn zamanda."
Bunun zerine Abigail, yemeini acele bitirip, hanmnn yanna gitti. Gen kzla
hizmetisi arasndaki konumay, gelecek blmde okuyacaksnz.

BLM 5

Sevimli gen bayanla sevimsiz hizmetisinin kimler olduu anlalr

Haziran aynda, bir rastlant sonucu zambaklar arasnda yetien bir gln, kendi al
rengini zambaklarn aklna kartrmas gibi; ya da tatl Mays aynda, cilveli bir inek

101 Patridge'in syledii szle hibir ilgisi olmayan Latince bir dilbilgisi kural. (.N.)
yavrusunun gzel kokulu soluunu, iekli krlara yaymas gibi; ya da iek aan Nisan
aynda, gzel bir dala konup, eini dnen sevimli ve de vefal bir kumru gibi... te
tm bunlar gibiydi Sophia (nk ondan szetmekteyiz imdi). Yrei ne denli temiz ve
satsa, yz de o denli gzel olan bu gen kz, yzlerce gzellik ve yzlerce gzel koku
saarak, o dnya gzeli ban eline dayayp yatm, Tommy'sini dnmekteydi.
te tam o srada, hizmetisi odaya dald; doru yataa koarak, "Efendim, ah
efendim!" diye bard. "Bu handa kim var biliyor musunuz?"
Sophia ayaa frlad: "Babam bizi yakalad m yoksa?"
"Hayr, efendim. Yz babaya bedel biri var burada. Mr. Jones bu handa imdi."
"Mr. Jones mu? Olamaz! Nerede bende o talih!"
Mrs. Honour, doru sylediine yemin etti. Sophia, gidip Jones'u hemen getirmesini
syledi ona. Dakikasnda grmek istiyordu delikanly.
Mrs. Honour anlattmz biimde mutfaktan kar kmaz, hanc kadn, onu kyasya
ktlemeye balad. Kadncazn yrei, syleyemedii kfrlerle dolmutu bir sredir.
imdi, kapa alan bir p arabasndan pislik dkld gibi, kadnn azndan da
kfrler dklmekteydi. Partridge de, kendi payna den kfrleri bol bol savundu. Bu
arada, okuyucuyu biraz hayrete drecek bir ey yapt: Hizmetiye amur atmakla
kalmayp, Sophia'nn bir zambak kadar ak kiiliine de amur atmaya kalkt.
"Ha biri, ha teki" dedi. "Noscitur a socia, yani zm zme baka baka kararr sz
dorudur. Gzel giysili bayan daha terbiyeli elbette. Ama ikisi de ayn mal bana
sorarsanz. Bath'a giden iki aifte onlar. Mutlaka yle. Kibar dediin kiiler, gecenin bu
saatinde uaksz yola karlar m hi?"
"Vallahi billahi hakknz var!" diye bard hanc kadn. "Syledikleriniz tamamiyle
doru; nk ki barlar bir yere gelince, yeseler de yemeseler de, akam yemeini
smarlarlar gene de."
Onlar byle konuurken geri dnen Mrs. Honour, Mr. Jones'u derhal uyandrmasn,
bir bayann onunla konumak istediini sylemesini buyurdu hanc kadna.
Hanc kadn "o bayn arkada burada, onunla konuun. Ben erkeklerin, zellikle kibar
baylarn, odasna giremem asla" diyerek, suratn ast, mutfaktan kt.
Honour, bu kez Partridge'e bavurdu. Ama Partridge de bu ii yapmaya yanamad:
"Arkadam ok ge yatt" dedi. "Onu bu saatte rahatsz edersek, ok kzar.
Mrs. Honour. "neden uyandrldn anlaynca, fkelenmez, sevinten uar, bundan
eminim" diyerek, Jones'un ille arlmasn istedi.
Partridge "baka bir zaman sevinirdi belki" dedi. "Ne are ki, non omnia possumus
omnes, yani her zaman her ii yapamayz. Akl banda bir erkee bir kadn yeter."
"Herif!" diye bard Honour. "Ne demek bir kadn yeter"
Partridge "bana herif filan demeyin" diye terslendikten sonra, Jones'un yatakta bir
karyla olduunu dobra dobra aklad. Bunu sylerken de, kitabmza alamayacamz
kadar kaba bir deyim kulland.
fkeden kplere binen Mrs. Honour, Partridge'e "maymun!" diye barp, akllara
smaz bir tel iinde hanmna kotu ve olup bitenleri ona anlatt. Bununla da
yetinmedi: Jones'a da fena halde kzd iin, Partridge'in azndan kan szleri sanki
o deil de, delikanl kendi sylemi gibi, bunlar abartarak aktard stelik. Jones'a bir
yn kfr ettikten sonra, kendisine teden beri layk olmayan bu adamdan kesinlikle
vazgemesini salk verdi hanmna. Derken, Molly Seagrim yksn kurcalayp, bizim
delikanlnn eskiden Sophiadan ayrlmasn en kt biimde yorumlad. Bu son olay da,
Mrs. Honourun sulamalarn bir hayli doruluyordu ne yazk ki...
zntden perian olan Sophia, hizmetisini susturabilecek halde deildi. Ama
kadnn szn kesebildi sonunda:
"Ben byle bir eye inanamam" dedi. "Ktnn biri, karaalyor ona. Bunu, onun
arkadandan duyduunu sylyorsun; ama byle eyleri aa vurmaz bir insann
arkada."
"Bana sorarsanz, o herif Jonesun pezevengi" diye bard Honour; "nk bylesine
biimsiz bir it grmedim mrmde. stelik Mr. gibi rezil ahlakszlar, hi mi hi
utanmazlar byle ilerden."
Gerei sylemek gerekirse, Partridge'in bu tutumunun ho grlr bir yan yoktu.
Adam bir akam nce itiklerinin etkisindeydi hl. stelik sabahleyin bir hayli arap,
daha dorusu (armutlu iki hanc kadnn dedii kadar salkl olmadndan) alkoll
malt hlsas gibi bir eyler imiti. Doann Partridge'in kafasnda kurduu iki deposu
pek derin deildi. Biraz iince, bu depodaki alkol tayor; Partridge'in yreinin
doutan hi de salam olmayan kapaklarn zorlayp ayor, orada gizlenen her ortaya
dklveriyordu. Partridge'in huyunu, elimizden geldiince olumlu yorumlamak
istersek, onun ok drst bir adam olduunu syleyebiliriz. Neden derseniz, Partridge
dnyann en merakl adamlarndan biriydi; boyuna bakalarnn ilerine burnunu
sokuyordu; ama bildii her eyi de bakalarna aktararak, onlara olan borcunu kuruu
kuruuna demi oluyordu.
Aclar iinde kvranan Sophia, neye inanacan, ne yapacan bilemedii bir srada,
Susan, elinde arap, kagedi. Mrs. Honour, derhal hanmnn kulana bir eyler
fsldad; doruyu syleyebilecek durumda olan bu kzn azn aramasn salk verdi
ona.
Bu ie akl yatan Sophia, yle sze balad:
"Gel buraya, yavrum. imdi sana soracaklarma doru yant verirsen, zahmetini hi
de karlksz brakmayacama gvenebilirsin. Burada gen bir bay var m? ok
yakkl gen bir bay..."
Bunu sorarken, Sophia'nn yz kpkrmz kesildi; szn nasl srdreceini
bilemedi.
Araya giren Honour, "imdi mutfakta oturan o yzsz keratayla birlikte gelen gen
bay soruyor" dedi.
Susan "evet, yle bir bay var" diye karlk verdi.
"Bir de bayan varm" dedi Sophia. "yle bir bayan biliyor musun? "O bayann gzel
olup olmadn sormuyorum sana. Belki gzel deildir, ama bu beni ilgilendirmez. yle
bir bayan var m diye soruyorum?"
"Aman efendim!" diye bard Honour. Siz de hi bilmiyorsunuz sorguya ekmesini...
Dinle beni, kz: O gen bay, imdi pis bir orospuyla yatakta m, deil mi?"
Susan, srtp sustu.
"Dorusunu sylersen, yavru m, sana bir altn veririm" dedi Sophia.
Susan dudak bkt: "Bir altn m, efendim? Bir altn nedir ki! Hanmm bu durumu
rense, dakikasnda kovar beni."
"Al sana bir altn daha" dedi Sophia. "nan bana, hanmn hibir ey duymayacak."
Susan, ok ksa sren bir duraksamadan sonra, altn alp, tm yky anlatt.
Sonunda, "eer ok merak ediyorsanz, efendim" dedi, "odasna usulcack girip, kendi
yatanda olup olmadna bakarm."
Sophia'nn istei zerine bunu yapan Susan, biraz sonra dnd; gen bayn kendi
yatanda olmadn bildirdi.
Bunu duyan Sophia'nn yz bembeyaz kesildi; titremeye balad. Mrs. Honour, byle
metelik etmeyen bir herife aldrmamas, onu artk dnmemesi iin gen kza yalvard.
O srada Susan, "Lady Hazretleri bana kzmaz umarm" dedi; "ama Lady Hazretlerinin
ad Miss Sophia Western deil mi acaba?"
"Nasl olur da beni tanrsn?" diye sordu Sophia.
"Bayann szn ettii o adam, hani mutfaktaki adam, dn gece sizden szetti... Ama
Lady Hazretleri sakn bana kzmasn."
"Sana kzmyorum, yavrum. Bana her eyi anlatrsan, ben de sana bir eyler veririm."
Susan "ey, efendim" diye kekeledi. "Mutfaktaki adam, hepimize, Miss Sophia
Western'in... Bunu nasl syleyeceimi bilemiyorum vallahi..."
Sophia, duraklayan kz yreklendirip, Mrs. Honour da onu iddetle zorlaynca, Susan
szn yle srdrd:
"Hepsi yalandr mutlaka; ama mutfaktaki adam, sizin o gen bayn derdinden
ldnz; gen bayn da sizden kurtulmak iin savamaya gideceini anlatt.
Dndm de, o gen bay, hain yrekli bir rezildir dedim kendi kendime. Sizin gibi
kibar, zengin, gzel bir bayan brakp da, yle baya bir kadnn yzne nasl bakar? O
kadn baya; stelik de baka birinin karsym. Bu yle garip, yle acayip bir ey ki
yani..."
Sophia, Susan'a nc altn verdi. Neler olup bittiini ve Sophia'nn kim olduunu
hi kimseye aklamazsa, onun dostu kalacan bildirdi. Seyise gidip, atlarn hemen
hazrlanmasn sylemesini tembih ettikten sonra, kz bandan savd.
Hizmetisiyle babaa kalan gen kz, "mrmde byle rahat etmemitim" dedi.
"Onun yalnz kt bir adam deil, hor grlmesi gereken aalk bir rezil olduuna
inanyorum artk. Her eyi balarm ama, benim adm byle amurlarda
srklemesini balayamam. te bu yzden onu kk gryorum. Evet Honour, artk
rahatm. Gerekten rahatm. ok rahatm."
Ve Sophia, hngr hngr alamaya balad.
Sophia'nn alayp, hizmetisine ok rahat olduunu ikide birde sylemesiyle geen
ksa bir sreden sonra; Susan geldi, atlarn hazr olduunu bildirdi. te o srada, bizim
gen kzmz, ok garip bir ey yapmay aklna koydu: Bunun sayesinde, Mr. Jones,
hem Sophia'nn handa kaldn renecek; hem de yreinde Sophia'ya kar bir sevgi
kvlcm kaldysa, iledii sularn cezasn grm olacakt.
Okuyucu, bu ykde birka kez sz edilmek onurunu elde eden kk manonu
unutmamtr her halde. Mr. Jones gideli beri, Sophia gndzleri hi ayrlmyordu bu
manondan, geceleri de koynuna alyordu onu. imdi gene kolunda olan bu manonu,
fkeyle ekip kard; bir kat parasna adn yazp, bu kat parasn manona
ilitirdi. Sonra Susan'a bir rvet verdi; bunu Mr. Jones'un bo yatana koymasn
salad. Eer Mr. Jones manonu yatakta bulmazsa, Susan sabahleyin onu gen baya
gstermenin bir aresini bulacakt.
Sophia, Mrs. Honour'un yediklerinin hesabn dedi (kendi yemedikleri de eklenmiti
bu hesaba) ve atna bindi. ok rahat olduunu
hizmetisine bir kez daha syledikten sonra, yola kt.

BLM 6

Partridge'in kurnazl, Jones'un delirmesi, Fitzpatrickin lgnl ve


bu arada baka eyler de anlatlr

imdi sabahn beini gemiti; uyanan konuklar mutfaa gelmeye balad. Gelenler
arasnda bulunan avula arabac artk iyice bartklar iin, cancier bir durumda,
kendilerini ikiye verdiler.
Bu iki fasl srasnda, Partridge garip bir ey yapt: avu, "Kral George'un salna"
deyip, kadeh kaldrmasn isteyince, Partridge, "Kral" szcn syledi ama, George
adn azna almad. nanmad bir dava uruna savamaya gidebilirdi; ne var ki, inan-
mad bir dava onuruna kadeh kaldrmaya gnl raz deildi.
Bu arada kendi yatana dnen Mr. Jones (okuyucularmz kusurumuza bakmasn
ama, Mr. Jones'un hangi yataktan kalkp kendi yatana dndn anlatamayz) ho
vakit geirmekte olan Partridge'i yanna ard.
Partridge, ok resm bir biimde sze balayp, Jones'a t vermek iznini aldktan
sonra, sylevine balad:
"Bir sz vardr, efendim: Bir aptal, ok zeki bir kiiye akl retebilirmi derler. Bu eski
ve ok doru szden cesaret alarak, ben de size bir t vereceim imdi: Bu horrida
bella'y, yani bu korkun, bu kanl savalar, yiyecek baka eyleri olmadndan barut
yutmaya raz olan heriflere brakp, evinize dnn. Evinizde zatalinizin hibir eyi eksik
olmad herkese biliniyor. Durum byle olduuna gre, ne diye yollara
decekmisiniz yani?"
"Partridge, yemin ederim sen korkan birisini" dedi Jones. "Onun iin, sen kendin
evine dn; beni de rahat brak artk."
"Balayn beni, ne olur. Ben kendimi deil, sizi dnerek konutum. Neden
derseniz, benim durumum yle berbat ki, korku nedir bilmiyorum artk. Bir oyuncak
silhtan korkmadm gibi, bir pitov ya da bir tfekten de yle korkmuyorum. Gnn
birinde hepimiz nasl olsa leceiz. Ne biimde leceimizin ne nemi var ki? stelik,
yalnz bir kolumu ya da bir bacam yitirmekle kalrm belki de. nann bana efendim,
hi mi hi korkmuyorum ben. Siz savaa gitmeyi aklnza koydunuzsa, ben de sizin
peinizden gitmeyi aklma koydum. Durum byle olduuna gre, dndklerimi size
sylemek istiyorum. Sizin gibi nemli bir kiinin yaya yrmesi bir rezalettir. Burada
ahrda iki iyi at var. Hancnn size gvenip, onlar bize emanet edeceinden hi
kukum yok. Ama eer gvenmezse, ben o atlar almann aresini kolayca bulurum.
Tutun ki, sonunda i meydana kt. Kral uruna dveceinize gre, Kral da sizi
balar mutlaka."
Partridge'in drstl, aklndan ne biraz eksik, ne biraz fazlayd. Drstl de, akl
da, ancak vr zvr ilerle baa kabilirdi. Atlar almakta en kk bir tehlike olduunu
hesaba katsayd, byle bir kepazelii hi aklna koymazd. Partridge, neyin doru
olduunu, neyin doru olmadn dnmeden fazla, neyin daraacna gtrdn ve
neyin gtrmediini dnenlerdendi. Bu namussuzluu hi tehlikeye girmeden
yapabileceini, Mr. Allworthy'nin adnn hancy yeterince yattracan, olaylar nasl
geliirse gelisin tamamiyle gven iinde kalacaklarn; Kraldan yana olanlarn Jones'u,
Kraldan yana olmayanlarnda kendisini koruyacaklarn sanyordu.
Mr. Jones, Partridge'in byle bir neride bulunurken baya ciddi olduunu anlaynca,
onu fena halde tersledi. yle ac szler syledi ki, Partridge ilkin ii akaya bomaya
kalkt, sonra da konuyu deitirdi.
Kaldklar han sanki bir genelevmi gibi davranan iki karnn, Mr. Jones'u gece yars
rahatsz etmemeleri iin, can ktn anlatt.
"Vay, vay!" dedi. "Odanza girmenin aresini gene de buldular sanrm; nk o
kanlardan birinin manonu urada yerde duruyor."
Jones, karanlk odasna dnerken, yorgann stne konulan manonu hi grmemi;
kendini yataa atarken de, onu yere drmt. Partridge manonu alp cebine
koyacakken, Jones onu grmek istedi. Bu manon, ylesine olaanst bir eydi ki,
stne kt ilitirilmese de, bizim delikanl onu anmsayacakt mutlaka. Anmsamas
iin bir aba gstermesine gerek de kalmad; nk kttaki Sophia Western adn
hemen grmt.
Dakikasnda bir deliye dnen Mr. Jones, heyecanla bard:
"Aman Tanrm! Bu manon nereden geldi buraya!"
Partridge "bunu ben de bilmiyorum ama" dedi; "eer engellemeseydim sizi rahatsz
edecek olan kadnlarn birinin kolunda grdm onu."
Jones, yataktan frlayp giysilerini yakalad:
"Nerede o kadnlar?"
"u srada millerce uzaklardadrlar herhalde."
Bizim delikanl birka soru daha sorduktan sonra, o manonu koluna takann,
dnyalar gzeli Sophia'nn ta kendisi olduunu anlad.
Bu durum karsnda Jones'un davrann, neler dndn, ne hallere girdiini,
neler sylediini, neler yaptn dile getirmenin, hi ama hi yolu yoktur.
Hem Partridge'e hem de kendisine ac ac lanet ettikten sonra; korkudan akl
bandan giden zavall adamcaza, aaya koup, ne yapp yapp at kiralamann
aresini bulmasn emretti. Sonra tel iinde giyindi; kendi verdii emri yerine getirmek
iin, acele acele aaya indi.
Jones mutfaa girdii srada neler olduunu anlatmadan nce, Partridge'in
efendisinin armas zerine yukar ktktan sonra orada olup bitenleri anlatmamz
gerekecek:
avula erler kp gittikten hemen sonra, iki rlandal bay aaya indiler. Handa
kopan grlt yznden ikide birde uyandklarndan, btn gece gzlerini
yummadklarndan yaknyorlard ikisi de.
Gen bayanla hizmetisini getiren araba, Sophia'nn mal deildi; at ve araba ileriyle
uraanlarn en deerli ve en namuslularndan biri olan Bath'l Mr. King'in arabasyd
aslnda. Oralarda yolculuk eden her okuyucumuza, candan salk veririz Mr. King'in bu
arabalarn. Bylece okuyucu muz, bu ykde sz edilen arabaya binmek, o arabay
sren arabacyla yolculu k etmek hazm tadar belki de.
Ancak iki yolcusu olan ve Mr. Maclachlan'n Bath'a gideceini duyan arabac, onu
oraya ok ucuza gtrmeyi nerdi. Arabac, seyisin bir sz zerine yapmt bu
neriyi; nk Mr. Maclachlan'n Worcester'de tuttuu rehber, drt ayakl bir at olmayp,
iki ayakl bir insan olduu iin, uzun bir yolculuk yapmaktansa, Worcester'deki
dostlarnn yanna dnmeyi yeleyeceini sylemiti seyise.
Mr. Maclachlan, arabacnn nerisini derhal benimseyip, arabadaki drdnc yeri
kabul etmesi iin, arkada Fitzpatrick'i kandrd. Kemikleri szladndan, arabaya
binmenin ata binmekten daha ho olacan dnen Fitzpatrick de, karsn naslsa
Bath'da bulacandan emin olduu iin, biraz gecikmeye pek aldrmad.
Arkadandan ok daha akll olan Maclachlan, o bayann Chester'den geldiini ve
baz baka ayrntlar seyisten renir renmez, sz konusu bayann Fitzpatrick'in ei
olabileceini dnd; arkadana bu olaslktan szetti. Oysa Fitzpatrick'in aklnn
kenarndan bile gememiti byle bir ey. Doruyu sylemek gerekirse, doann fazla
tela gelerek yaratt, bu yzden de kafasna beyin koymay unuttuu adamlardand
Fitzpatrick.
Bu tr adamlar, iz srmeyi bilmeyen soysuz av kpeklerine benzerler. Ama kokuyu
alan cins bir kpek azn ap havlamaya balar balamaz, dakikasnda ayn eyi
yapar onlar da; hi koku almadklar halde, olanca gleriyle ileriye doru komaya
balarlar. Bylece Mr. Maclachlan bu kukusundan szeder etmez, Mr. Fitzpatrick
bunun doruluuna dakikasnda inanp, onun nerede olduunu hi bilmeden, karsn
yakalamak iin son hzla yukarya kotu. Ama Talih, kendilerini ona tamamiyle teslim
edenlere oyun oynamaktan holandndan, ne yazk ki Mr. Fitzpatrick birok kapy bo-
una at. Oysa deminki av kpekleri benzetmesini aklma getiren Talih, Mr.
Fitzpatrick'e kar davrandndan ok daha olumlu davrand bana kar; nk avlanan
zavall bir ein tavan andrdn sylemek ok yerinde bir benzetmedir gerekten:
Avlanan e, o zavall kk hayvancaz gibi, onu yakalamak isteyenin sesini duymak
iin kulak kabartr; o sesi duyunca, titreyerek kaar; ve gene o zavall hayvancaz gibi,
ou zaman yakalanp mahvedilir eninde sonunda.
Ne var ki, bu kez byle olmad. Sonu vermeyen uzun bir avlamadan sonra, Mr.
Fitzpatrick mutfaa eli bo geri dnd.
te tam o srada, sanki gerek bir av varm gibi, kpekler yanl iz srnce nasl
avaz avaz barlrsa yle barp aran bir bay, mutfaa dald. Attan demin inmiti ve
peinden gelen birok adam vard.
imdi okuyucum, sana baz konularda aklama yapmam gerekebilir. Eer bunlar
nasl olsa biliyorsan, sandmdan daha akllsn. Sana gereken bilgiyi, bir sonraki
blmde veriyorum.

BLM 7

Uptondaki handa geen servenler sona eriyor

Demin gelen bay, kzn kovalayan Mr. Western'in ta kendisiydi. Bir rastlant sonucu
iki saat nce gelebilseydi, yalnz kzn deil, yeenini de bulabilecekti orada. nk
Mr. Western'in yeeni, o ok bilge bayann yani Mrs. Western'in gzetiminden be yl
nce kam, Mr. Fitzpatrick ile evlenmiti.
Mrs. Fitzpatrick, aa yukar Sophia'nn gittii saatte handan kmt. Kocasnn
sesiyle uyannca, hanc kadn arp durumu renmi; rvet olarak gerektiinden
ok daha fazla para vererek, kamasna yarayacak atlan salayabilmiti. Bu han
iletenler iin, para her eyden daha nemliydi. Hanc kadn, okuyucularn bildiklerini
bilseydi, hizmetisini ahlksz bir aifte olmakla sulayp kovard ama, tpk zavall
Susan gibi, para grnce batan kmaya hazrd kendi de.
Mr. Western ile Mr. Fitzpatrick birbirlerini tanmazlard. Mr. Western, yeeninin
kocasyla tantrlsa bile, yzne bakmazd rlandal bayn; nk bu evlilik kendisinden
izin alnmadan yapldna gre, doaya aykr bir ilikiydi Mr. Western'in gznde. te
bu yzden Mr. Western o srada ancak on sekiz yanda olan yeenini bir canavar
sayp, onunla tm balarn koparm, nnde gen kadnn adnn sylenmesini bile
yasak etmiti.
Mutfakta imdi kyametler kopuyordu: Mr. Western kznn nerede olduunu; Mr.
Fitzpatrick ayn heyecanla karsnn nerede olduunu soruyordu. te tam o srada bizim
delikanl (ne yazk ki, elinde Sophia'nn manonuyla) mutfaa girdi.
Western, Jones'u grr grmez, avlad hayvan gren bir avc gibi, avaz kt
kadar bard; hemen koup delikanlnn yakasna yapt:
"Erkek tilkiyi enseledik! Dii tilki uzaklarda olmasa gerek!"
Herkesin ayn anda bambaka eyler syledii bir grlt koptu birka dakika. Bu
grlty anlatmak benim iin ne denli g olacaksa, sizin iin de o denli tatsz olacak
bunun okunmas.
Sonunda araya binlerin girmesiyle yakasn Mr. Western'in elinden kurtaran
delikanlmz, susuz olduuna, Sophia'nn nerede olduunu da bilmediine yeminler
etti.
Rahip Supple lfa kart: "Aptallk ediyorsun bilmediini sylemekle. Baksana,
suunun kantn elinde tutmaktasn u srada. Miss Sophia'nn manonudur bu. Yemin
etmeye hazrm yle olduuna. Son gnlerde bunu ka kez grdm Miss Sophia'nn
kolunda."
Mr. Western, kudurmuasna bard: "Kzmn manonu ha! Kzmn manonu bu
herifte mil Hepiniz tank olun: alnan mal stnde bulundu. Onu imdi hemen yargcn
nne srkleyeceim. Kzm nerede, rezil herif!"
"Ltfen efendim" dedi Jones, "byle barp armaynz. Manonun kznzn
olduunu kabul ediyorum. Ama size namusum zerine yemin ederim ki, kznz
grmedim.
Bunu duyan Western'in sabr tmyle tkendi; fkeden sz syleyemeyecek hale
geldi.
Handa hizmet edenler, Mr. Western'in kim olduunu Fitzpatrick'e sylemilerdi. Bu
sevimli rlandal da, hsmna hizmete bulunmak ve bylece onun gzne girmek frsatn
bulduunu sanp, Jones'un stne yrd:
"Olur ey deil, efendim!" dedi. "Bu bayn kzn grmediinizi utanmadan nasl
yzme kar sylersiniz! Sizi ayn yatakta bulan ben deil miyim?"
Sonra Western'e dnp, onu kznn u srada yatt odaya hemen gtrebileceini
syledi. Bu nerinin kabul edilmesi zerine, Fitzpatrick, Western, Rahip Supple ve
birka kii daha, doru yukarya ktlar. Bir iddet gsterisi yaparcasna, Mrs.
Western'in odasna ikinci kez daldlar.
rkilerek uyanan zavall kadncaz, baucunda bir tmarhane kaknn yzn
grnce, hem aknlk hem de korku iinde kald. Ne yaptn bilmeyen bir deliye
gerekten benzeyen Mr. Western ise, Mrs. Waters'e bakar bakmaz, bir adm geri
atarak, arad kiiyi bulamadn yeterince belli etti.
Kadnlar, canlarnn tehlikeye dmesinden deil, adlarnn ktye kmasndan
korkarlar asl. Geri bu ikinci saldr srasnda Mrs. Waters'in can daha ok tehlikedeydi
ama, yatanda tek bana olduuna gre, namusunun lekelenmesi sz konusu deildi.
Onun iin, odasna ilk saldrldnda bard kadar ok barmad bu kez. Ama
erkekler kp da tek bana kalr kalmaz, uyumaktan vazgeti. Odasndan bir an nce
uzaklamas iin yeterince neden bulunduundan, elinden geldiince abuk giyindi.
Mr. Western bu arada tm han arad. Ne var ki, Mrs. Waters'i tedirgin etmesi ne denli
bounaysa, her odaya girip kmas da o denli bouna oldu. Mutsuz bir halde mutfaa
geri dnnce, adamlarnn Jones'u gzaltnda tuttuklarn grd.
Daha hava iyice aydnlanmad halde, kopan grlt yznden, handa herkes
ayaktayd. Bunlarn arasnda, Worcester blgesinde yarglk yapmak onuruna erien
arbal bir bay da vard. Mr. Western, bunu duyar duymaz, ona bavurmak istedi.
Yarg, yannda zabt ktibi ve hukuk kitab bulunmadn ileri srerek, bunu yapmaya
yanamad. Kz karmak ve buna benzer konularla ilgili tm yasalar, bann iinde
tayamadn syledi.
Bunun zerine Mr. Fitzpatrick, hukuk okuduunu bildirerek, yargca yardm etmeyi
nerdi. Gerekten de, rlanda'nn Kuzeyinde, bir notere yl sreyle ktiplik etmiti.
Ondan sonra, kendine daha kibar bir ura semi, bu noterin yanndan ayrlm,
ngiltere'ye gelmi; hi eitim gerektirmeyen bir meslei, yani bir bay olmak mesleini
semiti. Daha nce de ksaca deindiimiz gibi, bu meslekte baarl da olmutu.
Mr. Fitzpatrick, kz evltlarla ilgili yasann bu davada uygulanamayacan; manon
almann ise, su gtrmeyen bir su olduunu ve alnan maln alann stnde
bulunmasnn bu suu yeterince kantladn beyan etti.
Yarg, bylesine bilgili bir yardmcnn onu yreklendirmesi ve Mr. Western'in iddetli
srar zerine, adaleti yerine getirmek amacyla makamna oturmaya raz oldu sonunda.
Manon, Jones'un elinden alnp, yargcn nne koyuldu. Rahip Supple, sz konusu
manonun Miss Western'in mal olduuna yemin edince, yarg, Mr. Fitzpatrick'in
hazrlayaca tutuklama tezkeresini imzalayacan bildirdi.
Derken Jones sz istedi. Birok glk karldktan sonra, sonunda konumasna izin
verildi. Delikanl, manonu nasl bulduu konusunda Mr. Partridge'i tank gsterdi.
stelik Susan da tanklk ederek, Sophia'nn su kantn ona teslim ettiini; bunu Mr.
Jonesun odasna gtrmesini buyurduunu anlatt.
Susan' byle bir aklamaya zorlayan etken, doal bir adalet ak myd, yoksa
Jones'un olaanst yakkll myd, bilemem artk. Ama Susan'n tankl ylesine
etkili oldu ki, yarg, oturduu iskemlenin arkalna yaslanarak, eskiden sann
sululuunu aka kantlayan durumun, imdi de onun susuzluunu ayn aklkla
kantladn bildirdi. Rahip Supple da, yargtan yana kt; susuz bir insann
cezalandrlmasna, Allah esirgesin, let olmayacan aklad. Bunun zerine ayaa
kalkan yarg, san aklad, oturuma da son verdi.
Derken Mr. Western, orada bulunanlarn tmne itenlikle kfretti. Yeeninin ei
Fitzpatrick, Mr. Western'in gzne girmek amacyla bunca aba harcad halde,
adamcazn hsmlk iddialarna hi aldrmadan, onun yzne bile bakmadan, atlarnn
hemen hazrlanmasn buyurup. gene kznn peine dt. Telndan ve fkesinden
yle bir haldeydi ki, Jones'dan manonu istemeyi unuttu iyi ki... yi ki diyorum, nk
bizim delikanl o manonu vermektense, hemen orackta lmeyi gze alrd.
Jones da hesabn der demez, arkada Partridge ile yola kt. Dnyalar gzeli
Sophia'sn buluncaya dek onun peine dmeyi ve onu ne olursa olsun bulmay aklna
koydu. Mrs. Waters ile vedalamaya bile gnl raz olamad; nk bu kadncaz,
istemeyerek de olsa, Sophia ile bulumak mutluluuna erimesini engelledii iin,
Jones imdi ona kin duyuyor, Sophia'ya ise, lnceye dek ballk yemini ediyordu.
Mrs. Waters, rlandal iki bayla birlikte, Bath'a giden arabadan yararland. Hanc
kadn, pek nazik davranarak, ona baz giysilerini dn vermi; bunlara karlk, esas
deerlerinin aa yukar iki katn tutan bir paray almakla yetinmiti. Mrs. Waters
arabada giderken, yakkl Mr. Fitzpatrick'den ayrca holand ve einden uzak den
bu delikanly avutmak iin elinden geleni yapt.
Mr. Jones'un Upton'daki handa bandan geen acayip servenler, ite byle sona
erdi. O handa, hl, "Somersetshire Melei" diye anlan sevimli Sophia'nn
gzelliinden ve canayakn davranlarndan bugn bile vgyle szedilmektedir.

BLM 8

ykmz geriye dner

ykmz srdrmeden nce, Sophia ile babasnn umulmadk bir biimde


Upton'daki handa grlmelerini aklamak iin, biraz geriye dnmemiz yerinde olabilir.
Okuyucumuz ltfen anmsasn ki, kitabmzn yedinci ksmnn dokuzuncu blmnde,
ak duygusuyla grev duygusu arasnda uzun sre bocalayan Sophia (kanmzca
ounlukla olduu gibi) aktan yana karar klmt sonunda.
Sophia'nn iindeki bu atma, babas gelip, onu Blifil ile evlenmeye zorladktan
sonra balamt. Sophia, babasnn kesin emrine kar kmamas gerektiini, kar
kamayacan da bildirince, Mr. Western, kznn bu evlilie raz olacan sanmt.
Baarsndan tr sevinten uan Mr. Western, akam ikisini imeye koyulmutu.
evresinde bir dostluk havasnn esmesinden holand, mutluluunu bakalarnn da
paylamasn istedii iin, mutfakta da biralar bol bol akmt. Bylece, saat daha
gecenin on birini almadan, Mrs. Western ile sevimli Sophia'dan baka bir tek ayk kii
kalmamt evde.
Sabahleyin erkenden gnderilen haberci, Mr. Blifil'i armt. Geri Mr. Western,
kznn eskiden Mr. Blifil'e kar duyduu nefretten bu delikanlnn haberi olmadn
sanyordu ama; ona bu mjdeyi vermeye, resmen kabul edildiini bildirmeye gene de
can atmaktayd. Sophia'nn kendisinin de bunu nianlsna syleyeceinden en kk
bir kukusu yoktu. Bir akam nce, iki ailenin erkekleri, nikhn ertesi gn deil de,
ondan bir gn sonraki gnn sabah kylmasna karar vermilerdi.
Oturma odasnda kurulan kahvalt sofrasna, Mr. Blifil, Mr. Western ve kz kardei
Mrs. Western yerletikten sonra, Sophia arld.
Ey Shakespeare, keke senin mrekkepli kalemin bende olsayd! Ey Hogarth, keke
senin kurun kalemin bende olsayd! ite ancak o zaman, sapsar bir yz, yuvalarndan
frlam gzler, birbirine arpan diler, kekeleyen bir dil, zangr zangr titreyen bir
bedenle odaya giren zavall uan halini anlatabilirdim.

te byle bir adam, byle bitkin, byle cansz,


Byle donuk, byle l gibi, byle kederden yklm bir adam,
Gecenin karanlnda Priamos'un yatann perdelerini ap,
Troya'nn yar yarya yandn sylemek istedi ona. 102

te tpk byle bir adam da Miss Sophia'nn ortadan yok olduunu syledi...
Mr. Western oturduu iskemleden frlad:
"Yok mu oldu!" diye bard. "Allah belnz versin! Allah cannz alsn! Nerede, ne
zaman, nasl? Nasl yok oldu? Nerede imdi?" Mrs. Western, gerekten siyasal bir
serinkanllkla konutu: "Aman karde, sende byle fkelenip durursun hep! Yeenim
her halde biraz yrmek iin baheye kmtr. Vallahi yle samalyorsun ki, seninle
ayn evde oturmann yolu kalmad artk!"
Ne kadar abuk kendinden getiyse, ayn hzla kendine gelen Mr. Western, "peki,
peki" dedi. "yleyse mesele yok. Bu herif Sophia'nn ortadan yok olduunu syleyince
aklm bamdan gitti de..."
Mr. Western bahede ngrak alnmasn emredip, rahat rahat yerine oturdu
yeniden.
Bu iki karde birok adan ve zellikle u adan, birbirilerinin tam anlamyla
kartydlar: Erkek karde, olacaklarn hibirini nceden kestiremezdi; ama bunlar olur
olmaz, dakikasnda durumu anlard. Kz kardee gelince, olacaklar her zaman ok
nceden kestirir; ama bunlar olduktan sonra durumu gremez hale gelirdi. iki kardein
bu zellii, okuyucunun da dikkatine arpmtr belki. Ama bu deiik zelliklerin,
ikisinde de fazla arya katn da belirtmeliyiz; nk kz karde, hibir zaman
olamayacak eyleri grrd ounlukla; erkek karde de, aslnda var olmayan birok
eyi grdn sanrd.
Gelgelelim, bu kez durum bakayd: Yatak odasndan gelen haber, imdi baheden
de geldi. Miss Sophia ortadan yok olmutu.
Bunun zerine Mr. Western darya frlad ve vaktiyle Herakles, Hylas'103 nasl
ardysa, o da bouk bouk gmbrdeyen bir sesle "Sophia!" diye grlemeye
balad. Herakles'in bu halini anlatan aire gre, eskiden tm sahil, Hylas denilen gzel
gencin adyla nlamt. imdi tm ev, tm bahe ve evredeki tm tarlalar, erkeklerin
kaln seslerine kadnlarn tiz sesleri kararak. Sophia adyla nlamaktayd. Yank ise,
bu sevgili ad stste sylemekten yle bir haz alyordu ki, Ovidius yanl bilgi vermiti;
Yank bir kz deil, bir erkektir104 bana kalrsa.
Kargaa uzun sre egemen oldu. Sonunda soluu tkenen Mr. Western, oturma
odasna, Mrs. Western ile Mr. Blifil'in yanna dnp, byk bir znt iinde, kendini bir
koltua att. te o zaman Mrs. Western, Sophia'nn babasn yle avuttu: "Karde, bu
olup bitenlere; yeenimin, ailesinin onuruna hi yakmayan bir biimde davranmasna,
ben de zlyorum. Ama bunlardan sen sorumlu olduun iin, kendinden baka hi
kimseyi sulamaya hakkn yok. Sophia, benim nerdiim yntemin tam kartyla
eitildi. ite, sonucunu grdn. Yeenim cannn istediini yapmasn diye, seninle bin
kez tartmadm m? Ama seni yola getiremedim bir trl. Sophia'nn dik kafalln
kknden skp yok etmek, senin izlediin yanl siyaseti dzeltmek iin, bunca
zahmetten sonra, yeenimin elimden alndn biliyorsun. Onun iin, benim hibir

102 Shakespeare'in Henry IV adl oyununun ikinci ksmnda, birinci perdenin birinci sahnesinden bir
alnt. (.N.)
103 Theocritus'a gre, Herakles'in ok dkn olduu Hylas adndaki genci su perileri karmt. (.N.)
104 Ovidius'a gre, Echo yani Yank, Narcissus'a ak olan bir periydi. Narcissus onu sevmedii iin,
eriyip gitti, kala kala sesi kald ancak. (.N.)
sorumluluum kalmad bundan byle. Eer onun eitimi tamamiyle bana verilseydi, bu
felket senin bana gelmezdi. Hepsi senin kabahatin olduunu dn de, avunmaya
al imdi. Sophia'y her aklna eseni yapmakta zgr braktktan sonra, bundan baka
ne bekleyebilirdin ki?"
"Of be kardeim!" dedi Mr. Western, "insan ldrtrsn sen! Ben mi ona fazla yz
verdim? Ben mi aklna eseni yap dedim ona? Daha dn gece ona gzda veren,
szm dinlemezsen, sadece kuru ekmek yiyip su ierek, mrnn sonuna kadar bu
odada kapal kalrsn diyen ben deil miyim! Eyyub Sultann sabr bile taar senin
karnda!"
"Siz byle ey duydunuz mu hi!" diye karlk verdi Mrs. Western. "Karde, ben elli
tane Eyyub Sultan kadar sabrl olmasaydm, gene terbiyemi bozardm senin yznden.
Ne diye burnunu soktun bu ie? Bu ii tamamiyle bana brak diye sana yalvarp
yakarmadm m? Bir tek yanl adm atarak, bu savan tm harektn berbat ettin. Akl
banda bir adam, byle tehditler savurarak, kzn kkrtr m hi? Bir erkez halayna
yaplanlar, bir ngiliz kadnna yapamayacan sana ka kez sylemedim mi?
Hrpalamak, itip kakmak, dayak atmak deil; kibar davranmaktr bizleri elde etmenin
yolu. Tanrya krler olsun, yalnz erkeklerin deil, kadnlarn da tahta kmaya hakk
vardr bu lkede. Kardeim, sen davranlarnda yle kabasn ki, benden baka hibir
kadn dayanamaz buna. Yeenimin, korkudan akln arp, byle bir areye
bavurmasna hi hayret etmiyorum. Sana dorusunu syleyeyim: Bana kalrsa, herkes
hakl bulacak yeenimi. Sana gene sylyorum, karde: Her eyin senin yznden
olduunu dn de, avunmaya al. Ben sana ka kez demedim mi ki..."
Oturduu yerden frlayan Western, korkun bir iki kfr savurduktan sonra, odadan
dar att kendini.
Western gittikten sonra kz kardei, yzne kar sylediklerinden (eer bunun yolu
varsa) daha da ac szler etti arkasndan. Szlerinin onaylanmas iin de, Mr. Blifile
bavurdu. Mr. Blifil, bu grlerin tmn dakikasnda onaylamakla beraber, Mr.
Westernin att yanl admlar hogryle yorumlamak istedi.
"Bir babann, kzna an dknlnden ileri geliyor bunlar" dedi. "Bu ar
dknlk ise, hogrlmesi gereken bir kusurdur."
"Hi de hogrlmemesi gereken bir kusurdur" diye karlk verdi Mrs. Western;
"nk bu ar dknlyle kendi z ocuunu mahvetmiyor mu?"
Blifil, bunun da doru olduunu dakikasnda kabul etti.
Bunun zerine Mrs. Western, Mr. Blifil'in durumunu dndke ne denli zldn
anlatt. Mr. Blifil, damatlar olmak isteyerek, ailesini onurlandrmt. Oysa aile, ona kar
ok kt davranmt. Mrs. Western, yeeninin lgnln ok sert bir dille knamakla
birlikte, gene tm kabahati kardeinin srtna ykledi; nk kznn bu evlilie raz olup
olmayacan kesinlikle bilmeden, bu kadar ileri gitmemesi gerekirdi kardeinin.
Mrs. Western "ama ne are ki," dedi, "teden beri fkeli, dik kafal bir adamdr o. Ona
bouna bunca t verdiim iin, kendimi balayamyorum dorusu."
imdi ayrntl anlatrsak, okuyucumuzu belki pek elendirmeyecek olan bu konuma,
ayn minval zerine daha epey srdkten sonra, Mrs. Western ile vedalaan Mr. Blifil,
kendi evine dnd. Geri hayal krklna uramt ama, Square'den rendii felsefe,
Thwackum'dan rendii din ve belki baka eyler sayesinde, gerek bir tutkuyla
seven ou klardan daha kolayca katlanabiliyordu bu hayal krklna.
BLM 9

Sophia'nn ka

Sophia'nn neler yaptn anlatmann sras geldi imdi. Eer okuyucum bu gen kz,
benim sevdiimin yars kadar bile seviyorsa, onun, tutkulu babasnn penesinden de,
tutkusuz nianlsnn penesinden de kurtulmasna sevinecektir.
Zamann demirden sesi, nlayan ana on iki kez vurarak, hortlaklar ayaklandrp, her
gece olduu gibi evreyi kolaan etmelerini istedi. Yani dpedz konuursak, gece
yarsyd. Evvelce de bildirdiimiz gibi, siyasal bir risaleye dalm olan Mrs. Western ile
Sophia dnda, tm ev halk szm bir durumdayd. imdi Sophia, usulcack aa kata
indi; kaplardan birinin srgsn ekip, kilidini atktan sonra, darya kt;
hizmetisiyle buluaca yere doru gitti acele acele.
Kadnlar, korktuklarn gzler nne sermek amacyla ikide birde sevimli kk
cilvelere bavururlar (tpk erkeklerin korktuklarn gizlemek amacyla ikide birde hileye
bavurduklar gibi). Ama ne var ki, belirli bir yreklilik elbette ki kadnlara yakr; hatt
bu, grevlerini yerine getirmeleri asndan zorunludur ou zaman. Yiitlik deil,
hainliktir kadnlara yakmayan ey. Hakl olarak n kazanan Arria'nn105 yksn
okuyup da, bu kadnn hem tatl ve sevecen yanna, hem de yiitliine hayran
kalmamann yolu var m? Sonra unu da unutmamal ki, bir fare ya da bir san
grnce, lk stne lk atan nice kadnlar, kocalarn pek l zehirleyebilirler; ya
da beterini yapp, onu yle bir hale getirirler ki, adamcaz kendi kendini zehirlemek
zorunda kalr.
Sophia hem alabildiine tatl huylu bir kadnd; hem de kadnlarda olmas gereken
yreklilik vard onda. Onun iin buluma yerine gelip de, orada bekleyecek olan
hizmetisinin yerine atl bir adamn ona yaklatn grnce, ne lk att, ne de p
diye dp bayld. arp ekindii iin, geri nabz ilkin biraz daha hzl att ama,
abucak toparland; nk atl apkasn kararak, terbiyeli terbiyeli "burada baka bir
bayanla buluacaktnz, deil mi Lady Hazretleri?" diye sorduktan sonra, Sophia'y o
bayann yanna gtreceini aklad.
Adamn yalan sylediinden kukulanmas iin bir neden yoktu. ite bu yzden,
atlnn onu terkisine almasndan hi ekinmedi. Bylece Sophia, aa yukar be mil
uzakta bulunan bir kasabaya sa salim varp, Mrs. Honour'a kavutu. Mrs. Honour'un
bedenini saran giysiler, ayn zamanda sk sk ruhuna da sarl olduundan, bu giysileri
bir an olsun gznden karmaya gnl raz olmamt. Onun iin sandna kendi
nbetilik edip, atlya gereken talimat verdikten sonra, hanmn karlamak zere, onu
buluma yerine gndermiti.
Sophia ile hizmetisi, Mr. Western'in birka saat iinde, pelerinden adam
gndereceini biliyorlard. Bu adamlar atlatmak amacyla, hangi yoldan gideceklerini
tarttlar. Londra yolu, Honour'a yle ekici geliyordu ki, dosdoru o yoldan gitmeye
can atyordu. Ertesi sabah ancak saat sekizde ya da dokuzda Sophia'nn katnn
farkna varacaklarna gre, pelerine denler hangi yoldan gittiklerini bilseler bile,
onlara yetiemeyeceklerini ileri sryordu Honour. Ne var ki, Sophia,
yakalanmamalarn bir lm kalm sorunu sayd iin, hibir eyi rastlantya brakmaya
105 Arria'nn kocas Caecina Paetus, mparator Claudius'a kar suikast dzenlemekle sulanp, kendini
ldrmeye mahkm edilmiti. Kocas korkup, bunu yapamaynca, Arria, kamay kendi yreine saplam;
sonra kanl ba kocasna uzatarak, lmeden nce "can yanmyor insann; sen de ayn eyi yap" demiti.
(.N.)
yanamyordu. stelik kurtuluunun bu yarta kendisini kovalayanlardan daha hzl
davranmasna bal olduunu biliyor; kendi bedeninin gcne de pek o kadar
gvenemiyordu. ite bu nedenlerden tr Sophia, bakent yolundan ilkin yirmi ya da
otuz mil uzaklamaya, sonra da doru Londra'ya gitmeye karar verdi. Bylece asl
gitmek istedikleri yerden yirmi mil uzaklamak zere at kiraladlar; Sophia'y karlayan
adam da klavuz olarak yanlarna aldlar. Bu adamn terkisinde, Sophia'dan hem ok
daha ar hem de ok daha sevimsiz bir yk, yani Honour'un giysileriyle tka basa dolu
koskocaman bir sandk vard imdi. Ve dilber Mrs. Honour, bu sandktakiler sayesinde,
nice erkekleri batan karp, Londra kentini fethetmeye niyetleniyordu.
Londra yolundaki handan aa yukar iki yz adm uzaklanca, Sophia atn
klavuzun yanna srd. Aznn iinde bal reten bir ar kovan bulunduu sylenen
ozan Anacreon'unkinden daha da balla dolu, daha da tatl bir sesle, Bristol'a giden ilk
yola sapmasn rica etti.
Okuyucum, beni bo inanlardan yana sanma sakn. amzda tansklar
olabileceine inananlardan da deilim. te bu yzdendir ki, imdi syleyeceimin
kesinlikle doru olduunu savunmuyorum; hatt buna kendim de pek inanmyorum.
Ama ykm anlatrken gereklere bal olmak istediimden, duyduklarm olduu gibi
aktarmak zorundaym: Bana sylendiine gre, Sophia'nn sesi, klavuzun atn
ylesine bylemi ki, hayvan durduu yerde mhlanp kalm, yolunu srdrmeye
yanamam.
Gelgelelim, bu olay dorudur belki de. Sanld gibi bir tansk deil, doal bir
nedenden tr de olabilir; nk Hudibras106 gibi tek mahmuzlu olan klavuz, sa
topuuyla atn mahmuzlamyordu o srada; ve ikide birde duraklamak huyu olan
hayvan, Sophia konuurken belki de bu yzden yerine mhlanm kalmt.
Sophia'nn sesi, at ister etkilemi, ister etkilememi olsun, biniciyi etkilemedii
ortadayd; nk klavuz, suratn asp, yle dedi:
"Bana baka yoldan gitmemi emreden patronumun szn dinlemezsem, sonra
iimden olurum."
Sophia, klavuzu kandrmak iin bouna uratktan sonra, szlerine dayanlmaz
byler eklemeye balad. Eski bir ataszne gre, yerinden kmldamak istemeyen
yal ksraklar trs kotururmu bylesi byler. Eskiden gzel konuma sanat ne
denli etkiliyse, amzda da o denli gl bir etkisi vardr bu tr bylerin... Yani
aka konualm: Sophia, klavuza istedii kadar para vereceini syledi.
Geri adam Sophia'nn szne tam anlamyla sar kalmad ama, bu szn belirsiz
olmas houna gitmedi. "Belirsiz" szn belki mrnde duymamt; ne var ki,
Sophiann tam ne kadar para vereceini belirsiz buluyordu.
Suratn asp "zenginler, yoksullarn durumunu hi dnmezler" dedi. "Mr.
Allworthynin evinden gelen bir baya klavuzluk ettim diye, az kalsn kovuluyordum
geenlerde. stelik o bay, gereince para vermedi bana."
"Hangi bay?" diye sordu Sophia heyecanla.
"Mr. Allworthynin evinden gelen bay. Mr. Allworthy'nin oluymu dediklerine gre."
"Nereye gitti o? Hangi yoldan gitti?"
"Bristol'dan aa yukar yirmi mil uzaktan geti."
"Beni ayn yere gtr" dedi Sophia. Sana bir altn veririm. Bir altn yetmezse, iki altn

106 Samuel Buller'in 1678'de yaynlanan Hudibras adl ni talamasnn ba kiisi. (.N.)
veririm."
"Lady Hazretleri gze aldm tehlikeyi hesaba katarsa, iki altn fazla bulmaz. Verin
bana iki altn, bu ii yapaym. Efendimin atlaryla byle dolanp durmam bir gnahtr
elbette. Ama beni kovarsa, cebimdeki iki altnla avunurum hi olmazsa."
Bylece anlatlar. Gen klavuz Bristol yoluna sapt; Sophia Jonesun peine dt.
Mr. Jones'u grmekten ok, Londray grmeye can atan Mrs. Honour, bu karara
iddetle kar koydu. Aslnda Mrs. Honour, Jones'a kar dosta duygular beslemiyordu:
nk tm ak servenlerinde, zellikle gizli olanlarda, sevilen bayann hizmetisine
belirli parasal nezaketler gstermek gelenei vardr. Jones ise, bu gelenei
savsaklamak suunu ilemiti. Biz bunu, pintiliinden fazla dikkatsizliinden tr
yaptn sanyoruz ama; belki Mrs. Honour bizim gibi dnmyordu bu konuda. Bu
yzden de, delikanldan kyasya nefret ediyor, onu hanmnn gznden drmek iin,
her frsattan yararlanyordu. Jones'un gittii kasabaya onlarn da gitmeleri, kald hana
onlarn da uramalar bir talihsizlik oldu Mrs. Honour asndan. Jones'a yol gsteren
klavuzla karlamalar; Sophia'nn bir rastlant sonucu delikanldan haber almas, bun-
dan da daha kt bir talihsizlik oldu Mrs. Honour iin.
Yolcularmz, gn doarken Hambrook'a107 vardlar. Honour, bunu hi istemedii
halde, Jones'un nereye gittiini sorup soruturmak zorunda kald. Aslnda klavuz da bu
konuda Sophia'ya bilgi verebilirdi ama; Sophia her nedense byle bir ey sormamt
adama. Honour, hancdan rendiklerini Sophia'ya bildirince, gen kz zor bel pek
cins olmayan birka at buldu. Jones'un (kafas yarld iin deil, kendini bir hekime
baktrd iin) bir sre yataklara dt hana vardlar.
Bu handa da bir soruturma yrtmek zorunda kalan Honour, hanc kadna bavurup
Mr. Jones'un ne biim bir delikanl olduunu anlatmaya balar balamaz, pek kurnaz
olan bu kadn (baya bir deyimle syleyelim bunu) "iin iinde i olduunu" sezdi. te
bu yzdendir ki, Sophia odaya girince, hanc kadn, hizmetinin sorularna yant
vereceine, gen hanmna bir sylev vermeye balad:
"Aman Tanrm, aman! Kimin aklna gelebilirdi bu? Vallahi hi kimsecikler bylesine
gzel bir ift grmemilerdir mrleri boyunca! Lady Hazretleri, tevekkeli deil o bay
sizden bakasnn lfn edemiyordu! Sizin dnyann en gzel bayan olduunuzu
syledi. Vallahi ylesiniz de. Ah zavall gen, yastna sarlp, benim sevgili Miss
Sophia'm deyince, ona yle acdm ki, yreim paraland! Savamaya gitmesin diye
elimden geleni yaptm. ldrlmekten baka hibir ie yanamayan bir yn adam
olduunu; bunlardan hibirinin byle gzel bayanlar tarafndan sevilmediini syledim
durdum ona."
"Bu kadncaz mutlaka ldrm" dedi Sophia.
"Hayr, hayr, ldrm filn deilim. Yoksa Lady Hazretleri durumu bilmediimi mi
sanyor? Vallahi her eyi anlatt bana."
"Hanmmdan szetmeye kalkan o yzsz herif kimmi?" diye bard Honour.
"Yzsz herif filan deil, sizin aradnz bayd bunlar anlatan. Pek de yakkl gen
bir bay. Miss Sophia Western'i tm ruhuyla seviyor."
"Hanmm seviyormu ha!" dedi Honour. unu bil ki, kadn, ondan ok stn
olanlara layktr benim hanmm."
Sophia araya girdi: "Yoo, Honour, kadncaza kzma. Kt bir ey sylemek deildi
niyeti."

107 Hambrook, Jones'un Quaker mezhebinden adamla karlat kydr. (Y.N.)


Sophia'nn yumuak szleriyle yreklenen hanc kadn, "elbette kt bir niyetim
yoktu" dedikten sonra, fazla skntl olduu iin burada yazmayacamz uzun bir yk
anlatmaya balad. Bu yknn baz yerleri Sophia'y biraz zd; birok yerine de Mrs.
Honour bozuldu. Hatt yle bozuldu ki, hanmyla babaa kalr kalmaz, frsat bu frsat,
zavall Jones'u fena halde ekitirmeye balad. O aalk herifin, bir kadnn adn
meyhanelerde byle rezil ettiine gre, Sophia'y sevmediini syledi.
Sophia'ya gelince, delikanlnn davrann bu denli olumsuz yorumlamyordu. O hanc
kadn, her eyi abartt gibi, Jones'un cokulu ak belirtilerini de abartmt. Hanc
kadnn yksndeki kimi ayrntlara zlen Sophia, bu ak belirtilerine sevinmiti
herhalde. Zaten gen kz, Jones'un aknn cokusuyla, daha dorusu taknlyla,
yreinin itenliiyle aklyordu onun tm davranlarn.
Ne var ki, Honour, delikanlnn bu gevezeliinin iren yorumlarn yapyordu. Bu
yorumlar, daha sonra Upton'daki tatsz olaylarla da desteklenince, Jones'un ktlne
inanan Sophia, hizmetisine uyup, sevgilisini grmeden gitmeye karar verdi.
Hanc kadn, Sophia'nn ancak atlar hazrlanncaya kadar orada kalacan; hibir ey
yiyip imeyeceini anlaynca, gen kzla hizmetisini kendi hallerine brakt.
O srada Honour, aklna geleni sylemekten ekinmeyerek, uzun bir sylev verdi;
hanmna att. Asl amalarnn Londra'ya varmak olduunu belirtip, bir delikanlnn
peinden komann uygunsuzluuna deindikten sonra, aadaki arbal neriyle
sylevini noktalad:
Allah akna efendim, ne yaptnz, nereye gittiinizi bir dnn!"
Bylesine kt bir havada krk mile yakn yol alan bir gen bayana bu tr tlerde
bulunmak epey sama grnebilir. Sophia iyice dnp tanm, ne yapacana
karar vermie benziyordu. Mrs. Honour'un da bunu anlad, att talardan belli
oluyordu. Gen kzmzn byle bir ama gttne inandklar iin, onu yzsz bir llk
sanan birok okuyucu kacandan da hi kukum yok.
Ne var ki, durum sanld gibi deildi aslnda. Sophia, umutlar ve korkulan, babasna
sevgisini ve ona kar grevini yerine getirmek istei, Blifil'e duyduu kin, Jonse'a
acmas ve (dorusunu sylemekten ne diye ekinelim) onu sevmesi gibi elikili
duygular arasnda bocalayp duruyordu bir sredir. Babasnn, halasnn, herkesin ve
zellikle Jones'un davran, bu sevday krkleyip alevlendirmiti. Sonunda gen kzn
kafas yle bir karmt ki, ne yaptn, nereye gittiini gerekten bilmiyor; daha
dorusu, bir ey yapmasndan, bir yere gitmesinden kacak sonulara aldrmaz hale
geliyordu.
u da var ki, hizmetisinin akll uslu tleri, Sophia'nn akln biraz bana getirdii
iin, Gloucester'e ynelmeye, oradan da doru Londra'ya gitmeye karar verdi sonunda.
Ama ne yazk ki, Sophia ile Honour, Gloucester'e varmadan birka mil nce, evvelce
de sylediimiz gibi, bu kentte Mr. Jones ile yemek yiyen dalaverac hukukuyla
karlatlar. Mrs. Honour ile tanan bu adam, bir sre onunla konutu. Sophia ise,
fazla ilgilenmeden, bu adamn kim olduunu sormakla yetindi.
Gelgelelim. bu adam, daha nce de bildiimiz gibi, hi durmadan ve hzla hep
yolculuk etmekle n kazanmtr. Belki de Honour, nereye gideceklerini ona bildirmiti.
te bu yzden Sophia babasnn, Gloucester'de olduklarn bu adamdan
renebilecei korkusuna kapld. Oradan Londra'ya giderlerse, babas onu mutlaka
yakalayacakt. Sophia, bunun zerine fikir deitirdi. Aslnda gitmeyecei bir yere
gidecekmi gibi davranp, bir haftalk at kiralad. Hizmetisi, Sophia'nn bu kararna
canla bala kar koydu. Han ileten Mrs. Whitefield de, ya nezaketinden ya da
iyiliinden tr (nk zavall gen kz bitkin grnyordu) o geceyi Gloucester'de ge-
irmeleri iin canla bala yalvard. Ama gen kz, yoluna devam etmeyi aklna
koymutu. Atlarn hazrlanmasn beklerken, sadece biraz ay iti; iki saat kadar bir
yataa uzand. Sonra, gecenin on birinde, Mrs. Whitefield'in ilettii handan kp,
doru Worcester'e yneldi; drt saat iinde, onu son grdmz hana vard.
Evinden ayrlndan Upton'a geliine kadar Sophia'nn bandan geenleri, byle
ayrntl anlattktan sonra; imdi bir iki satrla, babasn ayn yere getireceiz: Mr.
Western, kzn Hambrook'a gtren klavuzdan "koku alr almaz" onu kolayca
Gloucester'e kadar izledi. Mr. Western'in avclk deyimini gene kullanarak, Partridge'in
nereye gitse koku braktn syleyebiliriz. Bylece Sophia'nn babas, Mr. Jonesun
Upton'a gittiini rendi; gen kzn da ayn izi srecei inancna vard. Aslnda Mr.
Western, ancak tilki avlayanlarn anlayabilecei, burada yazamayacamz kadar kaba
bir deyim kullanmt bu kansn aklarken.

You might also like