Professional Documents
Culture Documents
Henry Fielding - Tom Jones 1. Cilt
Henry Fielding - Tom Jones 1. Cilt
Tom Jones
Cilt I
EVREN Mina Urgan
LETM YAYINLARI
NSZ
Tom Jones 1749'da yaynlanr yaynlanmaz, bize bu gn garip grnen bir tepkiyle
karland: an birok nemli kiisi, kitabn ahlkszl zerinde durdu. On sekizinci
yzyln bir eit edebiyat diktatr bilinen, azndan kan her sz neredeyse kutsal
saylan nl Dr. Samuel Johnson, Hannah Moree bir mektubunda, onun gibi bir
kadnn byle "rezil" bir kitaptan sz etmesinin yreine indiini; edepli bir kadnn byle
bir kitab okumamas gerektiini; bundan daha ahlksz bir kitap bulmann yolu
olmadn yazd. Dr. Johnson The Rambler'de kan bir denemesinde de, Tom
Jones'un adn vermeden, ama bu kitab dndn yeterince aa vurarak, ba
kiisini akln alamayaca kadar sevimli yapp, okuyucuyu onun kusurlarn
gremeyecek hale getiren roman yazarlarna att. an en nl romancs Samuel
Richardson, bir yandan "bu rezil kitab" okumaya gze alamadn bildirirken, bir
yandan da kitab okuduunu aa vuran bir biimde kyasya yerdi; kitaba adn veren
ba kiiyi aklamak, onun ahlkszln rtbas etmek amacyla aba gstermekle
sulad Fielding'i. Kitabn kt yl yaynlanan yz sayfalk imzasz bir yazda, Tom
Jones'un "pis yazar" da, "le gibi pislik kokan" be kiisi de uzun uzun knand. Hatt
bu romana kar yle akld saldrlara geildi ki, ngiltere'de o srada iki yer sarsnts
olunca, Tom Jones bu depremlerden sorumlu tutuldu. Tanrnn bu ahlksz roman
okuyanlar cezalandrdn; kitabn o srada Franszca'ya evrilmesi yasakland iin,
Fransa'da deprem olmadn ileri srenler kt. Gln bulduumuz bu sulamalar on
dokuzuncu yzyln ikinci yarsnda bile grrz. Fielding'in roman okunmasna
okunurdu ama, kitapln en st rafna, kadnlarla ocuklarn eriemedikleri bir yere
konulurdu o sralarda. Hatt romanc olarak Fieldingin ayrca etkisinde kalan
Thackeray, 1853'de yaynlad n sekizinci yzyln glmece yazarlar stne bir
incelemesinde yola gelmez bir ahlk dkn olarak grr Tom'u. Byle bir
delikanldan ne denli holandn, onu ne denli sevdiini gizlemedii iin, Fielding'i
ayplamaktan kendini alamaz. Yirminci yzyl romanclarndan Ford Madox Ford'un,
ngiliz romann deerlendiren 1930'da yazd bir kitapta, Tom'u sonunda varlkl
yapt, onu Sophia gibi gzel ve erdemli bir kzla evlendirdii iin Fielding'i knamas
daha da garip gelir bize. Kendi iyi bir romanc olan Ford Madox Ford, hi bilemediimiz
nedenlerden tr, Fielding gibi yazarlar hem kt bulur, hem de toplumsal ve siyasal
adan tehlikeli sayar onlar.
Tom Jones'a yneltilen bu saldrlarn doal bir sonucu olarak, adalar, kitabn
yazarn da ahlk dzeyi pek yksek olmayan bir insan sandlar. Fielding'in lm
deinde yazd Journal of a Voyage to Lisbon'da glmece eleri bulunmas,
olsa olsa yazarn huyunun gzelliini, lmn karsnda bile yaama sevincini yitir-
mediini gsterir. Oysa Fielding'in kitaplarnn hepsini ahlksz bulan Thomas Edwards
ayn gr paylaan dostu romanc Richardson'a yazd bir mektupta, bir insann can
ekiirken bile akalamasnn duygu denilen eyden tmyle yoksun olduunun bir
kant saylmas gerektiini ileri srd. Fielding'in ilk yaam yksn yazan Murphy,
onunla ilgili aslsz dedikodular abartarak kaleme ald. Yazar, ancak daha sonralar
yaplan aratrmalar sayesinde aklanabildi; aslnda ok erdemli bir insan olduu ortaya
kt. Kald ki, gnmzn llerine gre, okuyuculara srekli ahlk dersi veren,
genlik taknlklarnn ne denli zararl sonular dourabileceini gsteren bir kitaptr
Tom Jones. Ama Fielding, hem bu ahlk derslerini insanca bir hogryle
glmseyerek, okuyucularn elendirerek verir; hem de genliinde apknlk etti diye
bir delikanly cehennemlik saymaz. Cinsel drtlere kaplarak ilenen "gnahlarn"
ahlkszdan fazla gldrc bir yan vardr Fielding'e baklacak olursa. Puritan
adalarnn ahlk dknl sandklan ey, Fielding'in gerekiliinin sadece bir
kantdr aslnda. Fielding duygulu olmasna duyguludur; hatt duygusalla da kat
olur kimi zaman. Yazar, bencillikten tmyle arnm, ok iyi yrekli bir gen olarak
gsterdii Tom'un, Sophia'y gerek bir akla sevdii konusunda en kk bir kukuya
yer vermez. Ama gerekleri gz ard etmeye yanamadndan, insanlarn cinsel
isteklerine kolayca kar koyamadklarn da bilir.
Henry Fielding 1707'de Somersetshire'da, yani Tom Jones'un balangcna sahne
olan blgede dodu: 1754'de krk yedi yandayken, Lizbon'da ld. Babas general,
kz kardei Sarah da kendisi gibi yazard. Yoksul den soylu bir aileden geliyordu. Ei,
1716'da stanbul'da ngiliz elisi olan, "Trkiye Mektuplar"n yazp iek hastalna
kar alama yntemini ngiltere'de tantan Lady Mary Wortley Montagu, Fielding'in
yakn akrabasyd. Lady Montagu bir mektubunda, "yoksul akrabalarmz Fielding'lerin"
dzenbaz bir bankere tm paralarn kaptrdklarn; bankerin ortadan yok olmasyla,
daha da yoksullatklarn anlatr.
Fielding, soylu ailelerin okulu bilinen Eton'da okudu. Sonra da Yunan ve Latin
edebiyatn okumak zere Leyden'e gitti. Fielding, ada Defoe ya da Richardson gibi
romanclardan ok daha bilgilidir. Onlardan farkl olarak, Yunanca ve Latince okuduu
iin, eski klasiklere itenlikle hayrandr. Ne var ki, Fielding yaamn gldrc yanlarn
grebildii gibi, edebiyat bayaptlarnn da gldrc yanlarn grebildiinden,
gereinde Homeros'un epik anlatmna yknerek, romannn birok yerinde, (rnein
Molly'nin mezarlkta kyllerle dvmesinde ya da Sophia'nn gzelliinin
betimlenmesinde) eski klasiklerin ok elendirici parodilerini yapmaktan ayrca ho-
lanr.
Leyden'de okuduu srada ailesinin parasal durumu iyice bozulduundan, Fielding
eitimini yarda brakp, ngiltere'ye dnmek zorunda kald. Fielding'in bundan sonraki
yaam, geinebilecek kadar para salamak iin srekli bir abadr. Yirmi drt
yandayken, Charlotte Craddock adl bir gen kza tutulmu: kzn anas babas raz
olmadndan, kaarak evlenmilerdi. Hem Tom Jones'un sevgilisi Sophia'y, hem de
son roman Amelia'nn ba kiisini izerken rnek ald Charlotte, Fielding ile on yl
birlikte yaadktan sonra ld. Sevdii kadn yitiren, kk yata ocuklaryla yalnz
kalan Fielding, Charlotte'un hizmetisi ve ok iyi bir kadn olan Mary Daniel ile evlendi.
Yksek snflarn benimsedikleri kurallara byle bakaldrmakla Fielding'in ne denli
yrekli olduunu ak seik kantlayan bu evlilik, byk bir rezalet sayld.
Tiyatroya sansr koyan yasa 1737'de yrrle girdikten sonra, sadece tiyatro oyunu
yazarak ailesini geindiremeyeceini anlayan Fielding, otuz yandan sonra hukuk
renimine balad. Herkesin ancak alt, hatt yedi ylda tamamlayabildii bu renimi
iki buuk ylda bitirerek, 1740'da baroya girdi.
Fielding on yl iinde Londra'nn en sayg gren yarglarndan biri oldu. Saygnlnn
nedeni, Partridge'in Tom Jones'da anlatt "asan yarg" tipinden bambaka
oluuydu. Byk toprak sahibi varlkl kiilerin hi hukuk eitimi grmeden krsal
blgelerde yarglk grevini stlenebildii, yarglama mekanizmasnn hi doru
ilemedii bir ada, sulular geliigzel ar cezalara arptrmakla sorunlarn
zmlenemeyeceini Fielding ok iyi biliyor, suun kaynaklarna inmeyi amalyordu.
ou sulunun salt yoksulluk ve bilgisizlik yznden yasalar inediine inand iin,
yoksullua ve bilgisizlie bir are bulmak istiyordu. Genelevleri ve kumarhaneleri
denetlemek, hapishanelerdeki yaam koullarn dzeltmek, emniyet grevlilerinin
rvet hrslarn ve yolsuzluklarn nlemek amacyla, srekli aba gsteriyordu. Halkn
durumunu kendi gzleriyle grebilmeleri iin, Parlamento yelerini, srasnda kandrp
srasnda zorlayarak, Londra'nn yoksul mahallelerine gtryordu. Szn ksas, bir
iirinde "the glorious lust of doing good" (iyilik yapmann anl ehvetine) kaptrmt
kendini. Bu kadaryla da yetinmeyip, "Son Zamanlarda Soygun Olaylarnn Artmasnn
Nedenleri" ya da "Yoksullara Etkili Yardmda Bulunmak iin Bir neri" gibi konular ele
alan aratrmalar yaynlyordu. Bu yazlarn birinde yle der: Bu kentin varolarnda
gezinip, yoksullarn konutlarna bir gz atarsak, kendini insan sayan bir kiinin yreini
paralamas gereken bir sefaletle karlarz. Yaamlarn srdrmek iin zorunlu
bildiimiz her eyden yoksun kalan bu aileleri; aln, souun, plakln, pisliin ve
hastaln neden olduu bu felketleri grp de tiksinerek burun deliklerini tkayanlara
insan denilebilir mi hi?"
Fielding'in bir yandan yarg olarak, bir yandan da yazar olarak youn almalar,
krkna doru salk durumunun bozulmasna, artk ancak koltuk denekleriyle
yryebilecek hale gelmesine neden oldu. Daha scak bir iklimde biraz iyileebilecei
umuduyla, 1754 ylnn nisan aynda sedyeyle vapura bindirilerek Lizbon'a gtrld. ki
ay sonra da orada ld. Bu lm haberini alan akrabas Lady Montagu, "mutlu olmak
iin yaratlmt; ne yazk ki, lmsz deildi" dedi. Oysa romanc olarak
lmszlnn bilincinde olan Fielding, Tom Jones'un en son ksmnn giri
blmnde "benim yaratclk dnemim ne denli ksa olursa olsun, kitaplarm, kendi
sakat bedenimden de, beni aalamaya kalkan adalarmn yazlarndan da daha
ok yaayacaktr" dedi.
Fielding, tiyatro oyunlar ve romanlar dnda, kendi yaynlad dergilerde ok sayda
deneme yazd. Bunlarn en nemlileri, 1739 ile 1741 arasnda haftada kez kard
The Championdaki yazlaryla, 1752'de haftada iki kez yaynlad Covent Garden
Journal'da takma bir adla kan yazlar ve trelerle ilgili denemeleridir. Fielding'in ne
denli yetenekli bir deneme yazar olduu, Tom Jones'un her ksmnn bana ekledii
on sekiz denemeden de anlalr. Bunlarda, bir yandan roman trnn zellikleri ya da
insan davranlar stne grlerini aklarken; bir yandan da okuyucuyla btn roman
boyunca srecek olan bir diyalog kurar, kendi yazmakta olduu roman yorumlar:
bylece Yunan tragedyalarnda koronun stlendii ilevi yerine getirir bir bakma.
Fielding her zamanki gleryzl hogrsyle, bu denemeleri esas ykye bal
saymayp, yersiz ve skc bulanlara, canlar isterse bunlar atlamalarn syler. Ne var
ki, hem yazarn sevimli kiiliini, hem de roman aydnlatan bu denemelerin
okunmamas ok yazk olur bize kalrsa.
Yazarla tiyatro alannda balayan Fielding, 1729 ile 1737 arasnda, ou komedya
trnde yirmi bee yakn oyun yazd; hatt bir ara Haymarket'i ve Little Theatrei
ynetirken sahneye oyunlar koydu. Artk ne okunan, ne de oynanlan bu yaptlarn en
nls, kendi ann tiyatro yazarlarn alaya alan The Tragedy of Tragedies or Tom
Thumb'dr (1731). Fielding, 1736da oynanan Pasguinde ve bir yl sonra oynanan
Historical Register for 1736da, o srada babakan olan Sir Robert Walpoleu yle
acmaszca talamt ki, hkmet ayn yl, birok edebiyat tarihisine gre aslnda
Fielding'i cezalandrmay amalayan bir sansr yasas koydu; Londra'da ikisi dnda
tm tiyatrolar kapatld; Fielding de oyun yazarlndan vazgemek zorunda kald.
O sralarda ancak otuz yanda olan Fielding, byle bir durumla karlamasayd,
roman trne hi ynelmeyecek, gitgide ustalaarak ann en deerli oyun
yazarlarndan biri olarak geliecekti belki de. Ama tiyatro alannda baarya ulaacak
zaman bulamamt; bunun da bilincinde olduu iin oyun yazarln, tam balamam
gerektii bir dnemde braktm" diyerek yaknd. Ne var ki, Fielding, tiyatro deneyimi
sayesinde romanc olarak byk bir beceri elde etti. Olaylar rgsn ustaca ilemeyi;
zelliklerini aa vurmak amacyla kiilerini canl bir biimde konuturmay; ortaya bek-
lenmedik durumlar kartarak okuyucuyu artp merakn uyandrmay rendi. Tom
Jones'u okuyan herkes, bu romanda birok sahnenin (rnein Sophia, Lord
Fellamar'n saldrsna urarken Western'in bara ara ortaya k, ya da Mrs
Honour Jones'un odasnda saklanrken Lady Bellastan'un ieri girii) tamamiyle
komedya tekniine uygun olarak yazldn anlar.
Bilindii gibi, Fielding'in ada romanc Samuel Richardson'un 1740'da yaynlad
Pamela or Virture Rewarded'de bir zengin evinde hizmetilik eden Pamela Andrews,
evin apkn kk beyinin onu batan karma giriimlerine yle ustaca kar koyar ki,
kz eli geirmenin baka aresini bulamayan kk bey, Pamela ile evlenmek zorunda
kalr sonunda. Gen bir kzn, aslnda gerek erdemle pek ilgisi bulunmayan kalplam
namus kavramn, bylesine hesapl kitapl bir biimde, bylesine beceriyle smrerek,
toplumdaki konumunun ykseltilmesiyle dllendirilii, amzn ou okuyucusunun
sinirine dokunduu gibi, Fielding'in de sinirine dokunmutu anlalan. 1741'de imzasz
yaynlanan An Apology for the Life of Mrs. Shamela Andrew'u ou eletirmenlere
gre Fielding yazmtr. "Shame" utan anlamna geldiine gre, Fielding, ksaca
Shamela diye anlan bu ykde, kendi ahlk ve cinsellik kavramlarna ok ters den
Pamela'y, aslnda utanma nedir bilmeyen yzsz ve fazlasyla becerikli bir kz sayp,
onun yksnn gldrc bir parodisini yapar. Bununla da yetinmeyip, bir yl sonra,
yani 1742'de, Joseph Andrews'u yaynlar. Fielding bu ilk romannda, Pamela'ya
Joseph adl bir erkek karde uydurur. Richardson'un soyadn tam vermeden Mr. B.
dedii gen, hizmetisi Pamela'ya gz koyduu gibi, Lady Booby de ("booby" aptal
anlamna gelir) evinde hizmet eden Joseph'e gz koyar. Yalnz bu soylu bayan deil,
onun hizmetisi Mrs. Slipsolop da Joseph'i batan karmak iin gizlice eitli tuzaklar
kurar. Ne var ki, gerekten erdemli olan bu delikanl, szls Fanny'ye bal kalmaya
kararldr. Bu yzden de, Booby ailesinin evinden kaar szlsnn evine gitmek iin,
yaya olarak yollara der. Bandan, "picaresque" denilen roman trne zg
gldrc birok serven geer bu arada. Sonunda, Joseph'in Pamela'nn kardei
olmad, ok daha saygn bir aileden geldii anlalr. Delikanl muradna erip
sevgilisiyle evlenir.
Joseph Andrews, Pamelann bir parodisi kalsayd, nemli bir roman saylmaz,
giderek bkknlk verebilirdi okuyuculara. yi ki, Joseph, Booby'lerin evinden katktan
sonra, yani onuncu blmden sonra, bu kitap bir parodi olmaktan kar, zgn bir
romana dnr. Bu zgn romann ba kiisi de, Joseph deil, Adams adl bir din
adamdr. Haydutlar delikanlya dayak atp, onun stndeki giysileri bile aldktan sonra,
Joseph'e yardm eden, onunla birlikte yollara den bu "parson" yani ky rahibi, ortaya
kar kmaz, romana adn veren Joseph hemen ikinci plana der. Bunun nedeni de,
bata Hazlitt, birok eletirmenin savunduu gibi, yalnz bu romanda deil, Fielding'in
teki romanlarnda da, Parson Adams kadar canl izilmi baka bir kii
bulunmamasdr.
Fielding, din adamlarn ycelten bir yazar deildi genellikle. Tiyatro oyunlarndan ve
denemelerinden de anlald gibi, onlarn karclklar ve yobazlklaryla alay etmek
frsatn da pek karmazd.
Hatt, Adams'n tam kart olan, Trulliber adnda kasaba ve kara-cahil baka bir ky
papaz da vardr Joseph Andrews'da. Gelgelelim canl olduu kadar da canayakn bir
insan olan Parson Adams, en iyi anlamda bir din adam, bir ermitir nerdeyse. Kendi
gerek bir Hristiyan olduu halde, teki dinlere kar snrsz hogr iindedir. rnein
Tanrnn, iyi yrekli bir Mslman' ya da bir putatapan, kat yrekli bir Hristiyan'dan
ok daha fazla sevdiini ileri srmekten hi ekinmez. Fielding'in dedii gibi, Parson
Adams yeni domu bir bebek kadar saf bir insan olduu iin, kendinde en kk bir izi
bulunmayan ahlkszlklar ve bencillikleri -stelik de din ve erdem kisvesine brnm
olarak -evresinde grdke, hayretten hayrete der. Bu ocuksu safl bir yana,
Parson Adams'n kk zaaflar ve kusurlar vardr. rnein kendi bilgisiyle -gerekten
de bilgilidir -biraz vnr, bu bilgiyi gzler nne sermekten haz duyar. Tanrnn
buyruuna kl kprdamadan boyun emek zorunluluundan sz eder. Oysa kendi
bana gelen felketlere de, sevinlere de youn tepkilerde bulunur; olaylar karsnda
fazlasyla zlr ya da sevinten deliye dner. Yaamn pratik yanlarnda ylesine
beceriksizdir ki, vaazlarn Londra'da kitap halinde bastrmak niyetiyle yola kt halde,
bu vaazlarn metnini yanna almay unutur. Bu kk kusurlar sayesinde, Parson
Adams, gzmzde soyut bir melek kavram olmaktan kar, daha insanca boyutlar
kazanr. Hatt samasapan ve ok gln durumlara dt de olur. Bir kaza sonucu,
stne bir lzmlk boca edilir rnein. Ama bana gelenlere gldmz halde, ona
her zaman sayg, hatt hayranlk duyarz. Parson Adams, Don Quixote'yi andrr bu
bakmdan. Zaten Fielding kendini Cervantes'in mezi bilirdi; Joseph Andrews'u da
Cervantes'e yknerek yazdn sylemiti. Yazar, bu romann "a comic epic poem in
prose" (dzyazyla yazlm gldrc epik bir iir) diye tanmlamt. Parson Adams'n
kiiliinin iirsel yan gz nnde tutulursa, bu tanmlama yanl saylmayabilir.
Joseph Andrews'dan bir yl sonra, 1743'de yaynlanan The Life of Jonathan Wild
the Great roman saylmayacak bambaka trde, bir kitaptr. Kimi adalarna gre, o
srada babakan olan Sir
Robert Walpole'un gizli bir talamasdr bu. Fielding bu kitabnda, genellikle
benimsenen ycelik kavramn yermek amacn gderek alayc bir yaam yks
kaleme alr. Jonathan Wild gerekten yaam, Fielding'in kitab kmadan yirmi yl
kadar nce aslm nl bir soyguncudur. Fieldingden nce Daniel Defoe'nun da ele
ald bu adamn balca marifetleri, bir bro ileterek, soygunculuun bir eit ticaretini
yapmak; kendini hi tehlikeye atmadan baka haydutlar ve hrszlar smrmek;
onlarn canlarn tehlikeye atarak aldklar mallara el koymak; byk cretlere karlk
bunlar, asl sahiplerine satmak; mutlak egemenliine kar bakaldranlar da polise
ihbar etmektir. Fielding, kimi okuyucular tedirgin edecek kadar acmasz ve buruk bir
biimde alay ederek, bir Sezar'dan ya da bir skender'den sz edercesine, ona sanki
hayranlk duyuyormu gibi anlatr bu rezil adamn yaamn. Yalnz Jonathan Wild'n de-
il, tm dnyann gznde "yce" bilinen biroklarnn n, ancak zorbalk, sahtekrlk
ve zulmden kaynaklanr Fielding'e baklacak olursa. Fielding, "yce" bir insan olmakla
"iyi" bir insan olmak arasndaki kartl belirterek, ycelerin dnyann bana eitli
belalar getirdiini, iyilerin ise bu bellar yok etmeye aba gsterdiklerini syler. Gene
Fieldinge gre, iki eit insan vardr yeryznde: alanlarla kendi karlar uruna
bakalarn altranlar. Fetihler yapan byk askerler, mutlak hkmdarlar,
babakanlar ve soyguncular bu ikinci snfa girer. "Yce" Jonathan Wild da, bu ikinci tr
insann arpc bir rneidir. Fielding'in gznde onun asl kt yan hrszl deil;
smrcl, ikiyzll ve muhbirliidir. Fielding, k noktas olarak bu
soyguncunun yksn ele alarak, ktlerin karsnda ezilmedikleri srece, ancak iyi
insanlarn gerekten "yce" olabilecekleri sonucuna varr.
Ayn yl yazlan, ama Jonathan Wild the Great kadar ilgin olmayan Journey from
this World to the Next'de, Fielding, yaknda lecei iine domuasna, ruhunun,
yeni len baz baka kiilerin ruhlaryla birlikte, hzla srlen bir posta arabasnda, bu
dnyadan teki dnyaya nasl gittiini anlatr. Ne var ki, bu son yolculua, bol bol
talama ve glmece eleri katar. Gittii yer de Hristiyanlarn cenneti ya da cehennemi
deil, lenlerin Minos tarafndan yarglandklar Yunan mitolojisinin teki dnyasdr.
Fielding, son roman Ameliada, len eini daha da ok ycelterek, bir kez daha
izdi. Belki de bu yzden Ameliadan "my favourite child" (en ok sevdiim ocuum)
diye sz eder. Amelia, meteliksiz gen bir subay olan Booth'a k olur. Annesine kar
koyarak, onunla kap evlenir. siz kalan Yzba Booth, orduya geri dnmek ister;
tandklarndan hibiri ona destek olmadklar ve t 1871e dein Byk Britanya
ordusunda "commision denilen subay olabilmek hakk paraya karlk satn alnd
iin, mesleine geri dnmenin yolunu bir trl bulamaz. Booth hi de kt deildir; ama
hep yanlmaya mahkm, kiiliksiz, gsz bir adamdr. O kadar ki, Ameliann ona bal
kalmasnn nedenini anlayamadmz anlar olur. stelik, Booth "a superb tart"
(grkemli bir orospu) diye tanmlanan Miss Matthewsa k olup, karsn aldatr.
Amelia, onun btn kusurlarn balad gibi, bunu da balar. Gsz olduu iin
deil, tam tersine, sevgisi sayesinde gl olduu iin balar. Amelia, kocasndan
ektii kadar, esiz gzelliinden tr ona gz koyan baka erkeklerden de eker.
evresi ktlerle doludur. Bunlarn arasnda en ktleri de, yksek sosyetenin kibar
geinen baylardr. Bu adamlar, yle bir kibir, yle kaskat bir bencillik iindedirler ki,
melek huyuna karn Amelia bile "acaba bunlarn yrekleri var m?" diye sormaktan
kendini alamaz. Amelia, ektii skntlardan, yoksulluundan hi bir zaman yaknmaz.
Bu ok duyarl kadn, bir kaya kadar salamdr. Akl almaz bir sabrla ve metanetle
gs gerer her felkete. Amelia kadar erdemli, onun kadar kusursuz bir yarat bir
romanda ya da bir tiyatro oyununda inandrc yapmak hi de kolay deildir.
Anmsadm kadaryla ancak Dostoyevski Alyoa Karamazof'da tam anlamyla
baarabilmitir bu g ii. Dostoyevski gibi dnyann en byk drt be romancsndan
biri saylmakla birlikte, Fielding de Ameliay inandrc yapabilmitir birok eletirmene
gre. Romann sonunda her ey yoluna girer. Amelia'y annesinin mirasndan yoksun
brakan vasiyetnamenin sahte olduu anlalr. Kocasnn da artk akl bana geldii
iin, Amelia hem
huzura hem de servete kavuur.
Amelia, Fielding'in daha nceki romanlarndan bir hayli farkldr. Joseph Andrews
ya da Tom Jones gibi "picaresque" trde servenler anlatan bir yk deil, bir ailenin
sorunlarn ele alan bir romandr. Ama Fielding bununla da yetinmez. Toplumsal
sorunlar da irdeler bu kitapta. Bir hukuku olarak ok yakndan bildii adalet me-
kanizmasnn aksayan yanlarn, yarg ve savclarn bilgisizlik ve beceriksizliklerini,
emniyet grevlilerinin zulmn, hapishanelerdeki berbat yaam koullarn, ar bir dille
eletirir. Amelia teki iki roman gibi "dzyazyla yazlm gldrc bir epik" de deildir.
Geri Amelia'da da glmece eleri vardr ama; bunlar arka plana dm, duygular
ve ahlk sorunlar n plana gemitir. Fielding'in bu romann teki iki romanndan asl
ayran nokta, Amelia'da kiilerin psikolojik yaplarnn ok daha derinliine ilenmi
olmasdr. Ayrca canl izlenimini veren kiiler izmekle birlikte, bunlarn i dnyalarnn
derinliklerine inmemesi eksik bir yandr Fielding'in. Oysa Amelia'y okuyunca, krk yedi
yanda lmeseydi, bu kusurlu yanndan kurtulacan, olaylardan fazla kiiler stnde
duracan dnrz.
nszmzn balangcnda belirttiimiz gibi, anlalmas artk olanaksz
nedenlerden tr, Tom Jones'un ahlka aykr bir roman olduunu ileri srenler
kmt. Ne var ki, okuyucular, bugne dek srp giden bir merakla bu romana hemen
drt elle sarlmlard. On sekizinci yzylda bile, hi ekinmeden Tom Jones'u ve ve
gklere karanlar, an en byk roman sayanlar oldu. Bunlarn arasnda en ilginci
The Decline and Fall of the Roman Empire'in yazar Edward Gibbon'dur. Tom
Jones'u, byk bir ustann elinden km "insan doasnn bir tarihi" sayan Gibbon,
Fielding ailesinin Hapsburg hanedanyla akrabal varsaymna deinerek, "o
hanedann kartalndan da, Escurial sarayndan da daha uzun zaman yaayacaktr bu
roman" dedi.
On dokuzuncu yzylda yermeler azald, Tom Jones'a duyulan hayranlk artt. Lord
Byron "insan doasn anlatrken, iir yerine dzyaz yazan bir Homeros" diye tanmlad
Fielding'i. nl romanc Thackeray, daha nce grdmz gibi Tom Jones'u ahlksal
adan bir yandan yererken, bir yandan da garip bir elikiye derek, nlem
iaretleriyle dolu cokun bir vgye kapld: "O ne deh! O ne g! O ne prl prl zek
ve gzlem yetenei! kiyzllklere ve sinsi hainliklere kar ne denli salkl bir kin! Ne
denli engin bir hogr! Ne sevin! Yaama kar ne denli erkeke bir tutku! nsanlara
ne sevgi! O ne air! Gzlyor, dnyor, yaratyor! O adam nice gerekler brakt
bizlere! Nice kuaklara, akllca ve kimseyi harcamadan glmesini retti!"
Tom Jones'a duyulan hayranln ilgin bir yan da, aslnda tipik bir ngiliz roman
olan bu kitabn evrenselleerek baka lkelerce de benimsenmesidir. rnein ngilizce
ivesini dzeltmek amacyla Tom Jones'u yksek sesle okumay huy edinen Andr
Gide, 1937'de Nouvelle Revue Franaise'e bu roman ven bir dizi not yazd. Bir yl
sonra bu notlar, yeni yaplan Franszca bir eviriye nsz olarak eklendi. kinci Dnya
Sava srasnda stanbul niversitesinde retim yesi olan deerli hocam Erich
Auerbach da Mimesis adl nl incelemesinde, "birok ahlksal, estetik, toplumsal
soruna deinen, derin ve anlaml bir yazar olarak Fielding'i vd.
Tannm bir Fransz eletirmeni, konumu" (stituation) olan yazn rnleriyle "varl"
(prsence) olan yazn rnleri arasnda bir ayrm yapar. Konumu olan yaptlarn, yazn
tarihinde yadsnmaz bir nemi vardr. Yazn tarihinin gerekten deerlendirilebilmesi
iin, belirli bir aamada belirli bir ilevi gren bu yaptlarn incelenmesi arttr. Ne var ki,
ancak uzmanlar ilgilendiren bu yaptlar, "l" diyebileceimiz birer klasik durumuna
dm, gnmzde artk okunmamaktadr. Oysa gerekten byk yazn rnlerinin,
hem konumu vardr, hem de varl. Bu yaptlar, bugn de yaamakta, geni halk
kitlelerince hl okunmaktadr. te Tom Jones da bunlardan biridir. ngiliz yazn
tarihinde hem yadsnmaz bir nem tar, hem de iki yzyl aan bir sreden beri
"varln" ve canlln olduu gibi korur.
Yazn tarihinde Tom Jones'un konumunun nemi, olaylar rgsnn ilenii ve
kiilerin izilmesi asndan, gereki ilk roman saylmasndan kaynaklanr. te bu
yzden eletirmenler -bu arada romanc Walter Scott -"ngiliz romannn babas" derler
Fielding'e. Geri Tom Jones'dan nce de romana benzer bir yn kitap vard, ama
bunlarn ou derme atma kurulmu, kiileri genellikle gereklere uygun bir biimde
ilenmemi, zenle planlanmadan geliigzel anlatlm yklerdi aslnda. Oysa
Fielding'inki gerek anlamda bir romandr. Tom Jones yaynlandktan bir iki yl sonra,
ad bilinmeyen bir eletirmenin "Mr. Fielding'in yaratt yeni bir yazn tr stne bir
deneme" adn tayan yazya baklacak olursa, bunun o srada bile anlald ortaya
kar. Fielding de bunun bilincindeydi herhalde; nk Joseph Andrews'un nsznde
"bu tr bir kitabn imdiye dein dilimizde hi denenmediini sanyorum" diye yazar.
Tom Jones'un ikinci ksmnn banda da, yeni bir edebiyat tr uydurduuna gre, bu
tr, kendi cannn istedii yasalara uyup kaleme alacan bildirerek akalar.
imdi Tom Jones'un varln yani canlln korumasnn, salt konumu sayesinde
nemsenen l bir klasik durumuna dmemesinin nedenlerini ele alalm:
Bu nedenlerin banda, Tom Jones'un ok deiik yanlar oluu, bu sayede de
deiik tipte okuyucularn ilgisini ekmesi gelir: Tom Jones, "srkleyici" denilen trde
bir serven romandr; okuyucuyu duygulandrd kadar, hatt belki
duygulandrdndan da fazla gldren bir komedyadr; on sekizinci yzyln ilk
yarsnda ngiliz toplumunun tre ve geleneklerini yanstan gereki bir belgedir;
yazld a, kimi zaman arballkla, ou zaman da glmseyerek yarglayan bir
talamadr.
Bu "glmseyerek" sz stnde ne denli dursak yeridir. nk Fielding, ektii tm
aclara, geim skntlarna, hastalna, einin lmne karn, akrabas Lady
Montagu'nun dedii gibi, doutan mutlu, her zaman glmseyebilen bir insand.
Okuyucularn da glmsetmek, hatt srasnda kahkahalarla gldrmek de onun bal-
ca amalarndan biriydi. te bu yzden Tom Jones'u "gldrc bir roman" ya da
"dzyazyla yazlm gldrc bir epik" diye tanmlamas da ok yerindedir.
Fielding'de glmece, fkeden ve kinden tmyle arnm, kimi zaman duygusallkla
iie rlm, yumuak ve hogrl bir glmecedir. Fielding'in doal iyimserlii ve
yaama sevinci her zaman ar bastndan, bu glmece ac alaylara, buruk yergilere
dnmez hibir zaman. Yazar, insanlar sadece alaya alarak deil, onlarla birlikte
glerek, olumsuz, irkin ve gln yanlarndan kurtarmak ister onlar.
Fielding'in glmecesindeki lml ve yumuak havay, "ll" diye
nitelendirebileceimiz gerekiliinde de grrz. Onun gerekilii, ada
Smolett'inkinden ya da ok hayran olduu arkada ressam ve karikatrc
Hogarthinkinden farkl olarak, ktmser bir tutum benimseyerek, ayrca irkin ve ac
durumlar deip, okuyucunun gz nne sermekten kanr. te bu yzden, Fielding'in
srekli alaylarna karn, Coleridgein de belirttii gibi, bu romanda gneli ve sevin
veren bir meltem eser sanki.
Fielding, Tom Jones'a ekledii denemelerden birinde, roman yazabilmek iin gerekli
yetenekleri sralarken, bakt her eyi anlayarak "gerekten" grebilmenin; her snftan
her eit insanla iliki kurarak, onlarn kiiliini iyice kavrayabilmenin, bu yeteneklerin
en banda geldiini syler. Szn ettii bu yetenek sahiden vard Fielding'de. Hem
insanlara duyduu scak ilgiden tr, hem de meslei gerei, en yksek tabakadan en
aasna dein, her eit insanla har neir olmutu. On sekizinci yzyl
ngilteresinin, ok geni kapsaml olduu iin "panoramik" diyebileceimiz insan man-
zaralar verilir Tom Jones'da. Roman, krsal blgelerden tutun da Londrann yksek
sosyetesine dein, her tr evreyi, her eit insan ele alr. Ahlk dkn kadn olarak,
hem yoksul korucunun kz Molly Seagrim'i, hem de soylu snftan Lady Bellastonu
grrz. Byk toprak sahibi olarak, hem ince, bilgili, duyarl Allworthy'yi grrz: hem
de kabasaba, avdan baka hibir ey bilmeyen Westerni.
Yaradltan ne denli iyimser, ne denli hogrl olursa olsun, Fielding bu geni
kapsaml tabloyu hep toz pembe renklerle izmez. Aslnda kendi snf olan yksek snf
kyasya eletirmekten de kanmaz. Romandaki soylularn balca iki temsilcisi olan
Lady Bellaston ile Lord Fellamar'n tutulacak yanlar yoktur. Lord Fellamar, Lady
Bellaston'un aklna uyarak, Sophia'nn rzna gemeye kalkar. Lady Bellaston'a gelince,
tam anlamyla rezil bir kadndr. Fielding'in, yoksul Molly'ye gsterdii hogry,
yakkl gen erkek merakls bu kadndan esirgedii bellidir. Fielding, denemelerinden
birinde "ayaktakmnn hi kusuru yoktur demiyorum" diye yazar; "belki bir yn kusuru
vardr. Ancak, ayaktakmnn, onlara tepeden bakanlardan ok daha fazla vlecek
yanlar olduunu da belirtmek isterim." Baka bir denemesinde de, yce bilinen kiilerin
grkemli saraylarn, maskeli sulularn barndklar bir hapishaneye benzetir. Bu
szmona kibar snfn yaantsn sadece ahlka aykr deil; anlamsz ve skc
bulduu da romann birok yerinden anlalr.
Bu tr eletirilerde bulunduu iin, Fielding'i, ann toplumsal dzenini deitirmek
isteyen devrimci saymak hi de yerinde olmaz. ngiliz gereki roman zerine 1941'de
kan incelemesinde bir Sovyet eletirmenin savunduu gibi, Tom Jones'un sonunda
muradna ermesini de bir proleterin zaferi olarak yorumlamak yanltr. nk bu
delikanl, nikhd domakla birlikte, ancak kibar Allworthy ailesinden geldii
anlaldktan sonra toplumda saygn bir yer elde edebilir. Ne var ki, ancak bir tek
sorunu, yani evlilik sorununu ele alrken, Fielding kendi anda benimsenen tutuma
gerekten bakaldrmaktadr:
On sekizinci yzylda evlilik, sevgiden kaynaklanan bir anlama deil; toplumsal
mevki karlarna ve paraya dayanan bir i kontratyd. Bu tr bir kontrat
imzalayanlarn, birbirlerinden hi holanmamalarnn, hatt bakalarn sevmelerinin hi
bir nemi yoktu. O an ou babas, tpk Western gibi, ocuklarna "benim
istediimle evlen de, kimi seversen sev" derlerdi. ocuklarna setikleri ein
parasndan ve toplumdaki yerinden baka hi bir ey dnmeyen ana babalar,
Fielding'in de syledii gibi, bir yolculua karken evin hizmetilerine danmak
gereini duymadklar gibi, ocuklarn evlendirmeden nce onlara danmay da gerekli
saymazlard. Bu tutumu, sadece aklsz Western'de deil; kadnlarn zgrln ve
haklarn szde savunan, feminist akm balamadan ok nce szmona feminist
geinen Mrs. Western'de de grrz; Mrs. Westerne baklacak olursa, erkekler iin
devlet memurluu neyse, kadnlar iinde evlilik odur; yani servet sahibi olmann,
toplumda ykselmenin yoludur. Evlilik bir eit bankadr ayn zamanda: Akl banda
kadnlar, baka yerlerden elde edemeyecekleri yksek faizleri alabilmek iin, neleri var
neleri yoksa bu bankaya yatrrlar. Fielding ise bu tutuma tam anlamyla kar kar.
Fielding'e baklacak olursa, salt para karlarn gzeterek kzn evlendiren bir baba,
onu yasal yoldan dpedz fuha zorlamaktadr. Srf para uruna bir kadnla evlenen,
Blifil gibi bir erkek de, yasal yoldan o kadnn servetine el koymak isteyen bir hrszdan
baka bir ey deildir. Ne gariptir ki, bugn akl banda herkese benimsenen bu g-
rler yznden, Fielding zararl bir yazar sayld. Lady Montagu gibi, ok iyi okumu,
kiiliini gelitirmi biri bile (stelik kendi de kadn olduu ve bu tr evliliklere kurban
gittii halde) Fielding'i bu konuda ayplar; hem ak evlilii yapp, hem mutlu olmay
uman genlere cesaret vermenin ahlkszlk olduunu syler.
Fielding Tom Jones'da, evlilie byle bir adan bakan kendi ana hi ekinmeden
meydan okumaktadr. nk kimin ocuu olduu bilinmeyen meteliksiz Tom, byk
toprak sahibi Western'in erdemli ve dnyalar gzeli kz Sophia ile seviir; onunla
evlenmek ister. an tm kurallarna kar bir bakaldrtr bu. O ada herkese
benimsenen tutum, Sophia'nn, kt yrekli ama varlkl Blifil ile onu evlendirmeyi aklna
koyan babasnn kararna boyun emesini; Tom'un ise sevdii kzla birlemeyi aklnn
kenarndan bile geirmemesini gerektirir. Toplumsal koullar asndan, Jones ile
Sophia'nn evlenmelerinin yolu yoktur. O kadar yoktur ki, Fielding bir dn vermek
zorunda kalr; ba kiisini ancak soyu sopu bilinen, paral pullu bir gence
dntrdkten sonra romann mutlu bir sonla noktalayabilir.
Fielding'in yaad ada ahlka aykr bir yazar saylmasnn nedeni evlilik
konusunda salkl grleri ise, ikinci bir nedeni de romanna ba kii olarak setii
delikanlnn, stne den kadnlara kar koyamayarak, her bakmdan tam anlamyla
kusursuz bir gen kz olan sevgilisini kez aldatmas; byle davrand halde, oku-
yucunun gznde sevimliliini gene de yitirmemesidir. Tom, kadn avlayan apkn
erkeklere hi mi hi benzemez. Hi bir kadn batan karmaya kalkmaz; hi bir kadnn
ac ekmesini istemez. Gen arkada Nightingale gibi, saf bir kz ayartp hamile
braktktan sonra "geri onu ben orospu ettim ama, ne de olsa bir orospuyla gene de
evlenemem" diye mantk yrtmez. Ne var ki, Tom, ona meydan okuyan bir erkekle
nasl dvmek zorunluluunu duyarsa, ona gz koyan bir kadnla da -belki de
huyunun iyiliinden ve hi kimseyi krmak istemedii iin- sevimek zorunluluunu
duyar. Tom, her bakmdan "verici" bir delikanldr. Cebindeki son metelii bakasna
vermeye hazr olduu gibi, Sophia'ya ne denli sevdal olursa olsun, karsna kp ak
dileyen bir kadnn isteini yerine getirmeye hazrdr. Bu yzden sonunda yle bir
ilikiye srklenir ki, onu ilk kez ayplamak gelir iimizden: Londra'da parasz pulsuz, a
bil kalnca, orta yal azgn Lady Bellaston'un jigolosu durumuna der. Eskiden
birinden bor alp borcunu deyemeyenler, alacaklnn klesi olurlarm. Tom da bu
Lady'den para ald, borcunu demenin baka bir yolunu da bulamad iin, kendini
Lady Bellaston'un klesi sayar bir sre.
Tom Jones, yreinin iyilii, bencillikten tmyle arnm olmas, kendinden fazla
bakalarn dnmesi sayesinde, bu utan verici iliki iinde bulunduu srada bile,
okuyucunun gznden dmez. nk Lady'den ald ilk paray, yoksul bir aileye
armaan eder; ba fena halde belya girdii srada bile, kendi skntlarn bir yana itip,
Mrs. Miller'in kznn mutluluunu salamaya alr. Tom Jones'un iyi yreinin baka
kantlarn da grrz roman boyunca: Daha gencecik bir ocukken, Kara George'un
ailesine para yardmnda bulunduunu gizlemek uruna, zel retmeni
Thwackum'dan korkun bir dayak yemee katlanr; kendi cannn tehlikeye gireceini
hi hesaba katmadan, Mrs. Waters'in de, bakalarnn da imdadna koar; oluu
ocuu alktan lmek zere olduu iin. tabancasn ekip onu soymaya kalkan
dama para verir; v.b. Bylece okuyucu, Jones konusunda, eski retmeni Square'in
vard sonuca varr: "Bu delikanlda ok soylu ve zverili bir yrek, en iten dostluk
duygular, yce bir drstlk vardr," Mrs. Miller'in dedii gibi, Jones'un kusurlar,
genliin taknlndan ve atlganlndan doan kusurlard. Zamanla aklnn bana
geleceini, doru yolu bulacan, romandaki kiiler gibi okuyucular da bilir.
Altn yrei, yiitlii ve gzel huyu bir yana; Tom Jones'un kiilik asndan ilgin bir
zellii yoktur. Hatt dorusunu sylemek gerekirse, onu sradan bir delikanl
sayabiliriz. Herkesin "ne iyi ocuk! Ne cana yakn bir gen! diye niteledii trdendir.
Hi aptal olmamakla birlikte, stn bir zeks, aydn bir yan, karmak duygularyla
dnceleri yoktur. Yazar, Jones'un kafasnn iinde olup bitenlerden fazla, yaamnda
olup bitenlerle urar. Gelgelelim bambaka trde kiiler izen Henry James'in
Princess Casamassima'nn nsznde dedii gibi, Fielding bu delikanly ylesine
canl yapabilmitir ki, basitliine karn, canll bile bize yeter.
Ancak on yl gibi ksa bir sre roman zerinde alan Fielding'in eksik yan -Amelia
bir yana -kiilerini derinliine incelememesidir. Dr. Johnson, onunla Richardson'u
karlatrrken, Fielding'in sadece saatin ka olduunu syleyebildiini, Richardson'un
ise saatin mekanizmasn aklayabildiini ileri srer. Bu yzden de Fielding, bir
Tolstoyun, bir Dostoyevski'nin, bir Balzac'n, bir Dickens'in yceliine eriemez. Geri
Fielding, insan denilen yaratn, kendi deyimiyle "akllara smaz deiik yanlarn"
bilir; bunu bilmeyenlerin de ancak szlk ya da dilbilgisi kitaplar yazmalarn nerir. Ne
var ki, Tom Jones'u yazarken, kiilerin deil, toplumsal evrenin stnde durmak;
gene kendi deyimiyle "insanlar deil, treleri anlatmak" ister. Amac, ruhsal yaplarn
karmakln ya da elikilerini incelemek deil; insanlarn tre ve gelenekler
tarafndan koullandrlarak benimsedikleri tutumlar ve davranlar ele alarak, tm
toplumu yanstan bir "gldr roman" yazmaktr. Tom Jones'da gldrc kiilerin
-rnein Mr. Western'in, Mrs. Western'in ya da Partridge'nin -iyilik timsali
Allworthyden, ktlk timsali Blifil'den ya da kusursuz bir gen kz olan gzel
Sophia'dan daha iyi izilmi olmalarnn nedeni de budur.
Yaratt kiilerin birer tip deil de, canl izlenimini veren birer insan oluu asndan,
Fielding, ou gldr yazarlarndan stndr. Kald ki, gldr yazarlar, olaylar
rgsnde ancak nemli rol oynayanlar zenle ileyip, tekileri kaba bir taslak halinde
brakrken, Fielding eitli evrelerden alnm krka yakn kiinin her birini canl
yapmann yolunu bulur.
Ne var ki, demin sylediimiz gibi, Fielding'in amac bu kiilerin stnde durmak
deil; sonuna kadar okuyucularn merakn uyandran bir yk anlatmaktr. Tepedeki
Adam ya da Mrs. Fitzpatrick ile ilgili blmler gibi, baz gereksiz uzatmalara karn,
Fielding bu yky grlmedik bir ustalkla anlatr. Bunun bilincinde olduu iin de,
eletirmenlere alayc uyarlarda bulunur: Anlattmz herhangi bir olay ykmzn
ana plan dnda ve anlamsz diye, acele edip hor grme; nk bu olayn ykmze
ne gibi katkda bulunacan hemen anlayamazsn... Eletirmen geinen kk bir
srngen, olaylarn birbilerine nasl balanacan, sonunda nasl zmleneceini
bilmeden, bu yaptn herhangi bir ksmnda kusur bulmaya kalkarsa, kendini ahmaka
beenmi olur." Fielding, yksn yle bir kurgular ki, dikkatli okuyuculara ipular
vermekle birlikte, Tom'un kimin ocuu olduu ancak romann en sonunda meydana
kar.
Yazarn amac ann deiik evrelerini gzler nne sermek olduu iin, on sekiz
ksmdan oluan romann alt ksm krsal blgede, alt ksm yollarda, son alt ksm da
Londra'da geen olaylara ayrlr. Altnc ksmdan on ikinci ksma dein Tom'un
Londra'ya giderken bandan geen servenler anlatld iin, romann bu blmleri
"picaresque" trde saylabilir. Ama bu ksmlarda bile, picaresque romanlarn balca
kusuru olan derme atma yap yoktur; olaylar da birbirlerini geliigzel izlemezler.
Hatt Tom Jones'un kurgusu yle kusursuzdur ki, Coleridge bu roman, Sophocles'in
Oedipus'u ve Ben Johnson'un The Alchemist'i ile birlikte, olaylar rgsnn en
ustaca ilendii yazn rnnden biri sayar.
Tom Jonesun en ho yanlarndan biri, Fielding'in bu yky anlatrken, okuyucularla
srekli bir diyalog kurmas, giderek onlarla ibirliine girimesidir. rnein "neyse, bu
konuda tam bilgimiz olmadndan, Jones'un u srada ne halde olduunun
saptanmasn okuyucumuza brakyoruz" der. Ya da babas Sophia'y bir odaya
kilitlemiken, kzartlm bir pilicin iinden Tom'un ak mektubu knca, "bu mektup
konusunda Sophia ne dedi, ne yapt, ne dnd; bu mektubu bir kezden fazla m, ka
kez okudu? Tm bunlarn saptanmasn okuyucumuzun d gcne brakyoruz" diye
yazar. Kimi zaman gldrc bir benzetme yaparken, kendi yazdn kendi beenmez,
bir ikincisini dener; sonra "olmad; bu benzetmede de beenmediimiz bir yan var; bir
bakasn deneyelim" diyerek akalar. Okuyucular imdadna ard bile olur.
mein, Lord Fellamar, Sophia'ya saldrrken, kzn babasnn odaya girmesi zerine,
okuyucularna bir arda bulunur: "Eer okuyucu hayal gcn kullanp bana yardm
etmezse, Western odaya dald srada Sophia ile Lord Fellamar'n halini anlatmann
yolu yoktur."
Bu nsz bitirirken, evirmen olarak bir aklama yapmam gerekiyor: Tom Jones'u
eskiden de evirmitim. Milli Eitim Bakanl Dnya Klasikleri arasnda krk yl nce
kan evirim, yanl olmamakla birlikte, Trke asndan kt, hatt ok ktyd.
Nurullah Ata, bana kalrsa yzde yz hakl olarak, kullandm Osmanlca
szcklerden tr beni uyarmt o srada. Eski evirimden nerdeyse bir tek tmce bile
almayan bu yeni eviriyi yaparken, vaktiyle ilediim bir gnahn balanmasn da
istedim. Eer evirileri birine sunmak gelenei olsayd, yeni evirimi Nurullah Ata'n
ansna sunardm.
Mina Urgan
BRNC KISIM
BLM 1
Bir yazar, zel bir len, ya da fakir fukaraya yardm iin yemek veren bir adam deil,
cretini deyen herkesin girebildii bir yerde listedeki yemekleri sunan bir adam
saymal kendini. zel len verenin istedii yiyecekleri sunduu herkese bilinir. Bu
yiyecekler, konuklar istediklerinden bambaka olsa da, hi holarna gitmese de,
lene arlanlar hi bir ey syleyemezler; tam tersine, terbiyeleri, nlerine konulan
her eyi beenmi gibi yapp vmelerini gerektirir. Oysa para karl yemek verenin
durumu bunun tam tersidir. cret deyenler, holandklar yiyecekler ne denli ender ya
da acayip olursa olsun, ille canlarnn istediini yemekte direnirler; yediklerinden
holanmazlarsa da, barp arrlar, kfrederler, kyametleri koparrlar.
te bu yzden, drst ve iyi niyetli aevi sahipleri, mterilerini bu eit hayal
krklklarna uratp kzdrmamak iin, ieri girer girmez herkesin inceleyebilecei bir
yemek listesi salamay det edinmilerdir. Yiyebileceklerini bylece renen
mteriler, ya orada kalp kendilerine sunulan afiyetle yerler, ya da beenilerine daha
uygun baka bir yemek aramaya giderler.
Bize akl ya da bilgelik verecek her insandan bunlar dn almay hor grmediimiz
iin, bu drst aevi sahiplerinden de akl almay hor grmedik. Onun iin, tm
lenimizin bir genel listesini buraya eklemekle yetinmeyeceiz; bu ksmda ve bundan
sonraki ksmlarda sunulacak yemeklerin zel listesini de vereceiz.
Bu len iin aldmz erzak, insan doasndan baka bir ey deildir. Ancak bir tek
erzan adn verdiim iin, midesine ok da dkn olsa, akl banda okuyucumun
aacan, hr karacan, ya da kzacan sanmyorum. Yemek konusunda bilgili
Bristol muhtarnn birok deneyler sayesinde rendii gibi, kabuunun alt ve stnden
baka birok yenilecek yerler vardr kaplumbaada. Bir tek genel adla szn ettiimiz
insan doasnda da yle deiik yanlar vardr ki, bilgili bir okuyucu, bir yazar bylesine
geni bir konuyu tketinceye dein, bir ann dnyann her eit etini ve sebzesini
piirmeye vakit bulacan bilir.
Beenilerinde ayrca titiz olanlar, bu yemei sradan bulup fazla baya diye, bize
kar karlar belki; nk kitaplarn raflarn dolduran bunca yknn, romann, tiyatro
oyununun, iirin, insandan baka bir konusu var m? Ama midesine dkn olanlarn,
ayn ad altnda en aalk yerlerde de satlyor diye, en gzel yemekleri bile sradan ve
baya bulmalar, hor grmeleri gerekir o zaman. Oysa, gerek Bayonne jambonunu ya
da Bolonya sucuunu dkknlarda bulmak ne denli gse, gerek insan doasn da
yazarlarda bulmak o denli gtr.
Ayn benzetmeyi srdrerek, tm sorunun yazarn yemek piirmekteki ustalna bal
olduunu syleyebiliriz; nk Mr. Pope'un dedii gibi,
Gerekten ince sz, doal olann sslenip gzelletirilmesidir;
Sk sk dnlenin ilk kez bylesine kusursuz sylenmesidir.
Etinin bir paras bir dkn sofrasnda yenildii iin onur duyan bir hayvan, baka bir
paras yznden belki de onursuz bir duruma der; daraacnda ipe ekilmiesine,
kentin en baya cameknnda gzler nne serilir. Her ikisi de ayn sr ya da ayn
danay yediklerine gre, soylu bir kiiyle bir hamaln yemekleri arasndaki fark, eer
tuzlanmasnda, biberlenmesinde, sslenmesinde, sunuluunda deilse, nesindedir
yleyse? yi pimi bir yemek en mzmz itah kkrtp coturur; kt pimi bir yemek
ise, en canl, en azgn itah krletip yokeder.
Kafa lenlerinin gzellii de tpk byledir: Konudan fazla, yazarn bu konuyu nasl
piirip kotardna baldr. Bu kitabmzda. kendi amzn, belki de Heliogabalus
ann en usta asnn en yce ilkesini iyice uyguladmz gren okuyucu, kimbilir
ne kadar sevinecektir. Gzel yemeklere tutkun tm kibarlarn bildikleri gibi, bu byk
adam, a konuklarnn nne basit yemekler koymakla ie balar; sonra, mideleri
kldke, salalarn ve baharatn en nefisini sunard onlara. Biz de ayn tutumu
benimseyerek, okuyucumuzun azgn itahna, insan doasn, nce krlk blgelerde
belirdii gibi, sradan ve basit biimiyle gstereceiz; sonra da Fransz ve talyan
yapaylnn ve ahlkszlnn, saraylarn ve kentlerin salad salalar ve baharatla
ssleyeceiz insan doasn. Bylece, biraz nce szn ettiimiz byk adam,
konuklarn boyuna yedirdii gibi, bizim de okuyucumuzda bu kitab boyuna okumak
isteini uyandracamzdan hi kukumuz yok.
Bu kadarn bildirdikten sonra, yemek listemizi beenenleri yemeklerinden daha fazla
yoksun etmeyeceiz, onlar elendirmek iin ykmzn ilk taban hemen sunacaz.
BLM 2
BLM 3
Bundan nceki blmde, Mr. Allworthy'nin byk bir miras yediini, iyi yrekli
olduunu ve oluu ocuu olmadn bildirdim okuyucuma. Bylece, hi kukum yok
ki, bir oklar u sonuca varacaklar: Mr. Allworthy drst bir insan olarak yaad, hi
kimseye bir kuru borcu olmad, bakasnn malna gz dikmedi, rahat bir ev dzeni
kurdu, sofrasnda konu komuya candanlkla ikramlarda bulundu, sofrasndan artanlar
fakir fukaraya yani almaktansa dilenmeyi yeleyenlere vererek iyilik yapt, ok
zengin olarak ld ve bir hastahane yaplmas iin para balad.
Mr. Allworthy'nin, bu szn ettiimiz eylerden ounu yapt dorudur; ama bu
kadarla yetinseydi, brakrdm onu hastahane kapsnn stndeki o gzel taa kendi
vgsn kazdrsn. Bizim ykmz. bunlardan ok daha olaanst olaylar ele
alacak. yle olmasayd, bu kadar kaln bir kitap yazmakla, vaktimi bouna harcam
saylrdm ben. Siz ise, akl banda dostum, bu kitab okuyacanza, baz akac
yazarlarn alay edercesine "ngiltere Tarihi" adn verdikleri yaptn birka sayfasn
yararlanarak ve elenerek, okurdunuz.
Mr. Allworthy, ne olduunu bilmediim ok nemli bir i yznden drt aydr
Londra'da bulunuyordu. Yllardan beri bir aydan fazla ayrlmad evinden bu kadar
uzun sre uzak kalmas, bu iin nemini yeterince gsteriyordu bana kalrsa. Mr.
Allworthy, akam ok ge vakit evine dnd, kzkardeiyle sofraya oturup ksa sren bir
yemekten sonra, yorgun argn odasna ekildi. Orada diz kt, birka dakika dua etti.
imdiye dek, ne olursa olsun, hi bir zaman bozmamt bu alkanln. Yatmak iin
rtleri kaldrnca, ok ard: Kaba ketenden bezlere sarl bir bebek, tatl ve derin bir
uykuya dalmt araflarn stnde. Bu manzara karsnda hayretten dona kald Mr.
Allworthy. Ama yreinin iyilii her zaman ar bast iin, ok gemeden zavall
ke acmaya balad. Zili ald, yal hizmetinin hemen odasna gelmesini istedi.
Uyuyan bebeklerde her zaman grlen o tertemiz gzelliin canl renklerini sey-
rederken ylesine dalmt ki, yal kadn odasna girince, srtnda gecelik olduunu bile
unutmutu. Oysa hizmeti, giyinebilecek kadar vakit brakmt efendisine: nk acele
arld halde, efendisine belki inme indii ya da herhangi baka ar bir hastala u-
rayp belki can ekitii halde, Mr. Allworthy'ye sayg duyduundan ve rabtal
olduundan tr, sana bana ekidzen vermek iin aynann karsnda nice
dakikalar harcamt hizmeti.
Kendisi bylesine grgl bir insann, bakalarnn en kk bir grgszlne fena
halde bozulmasna amamal hi. Hizmeti kapy ap, elinde bir mum, yatan
yannda gecelikle duran efendisini grr grmez, mthi bir korkuyla geri ekildi. Mr.
Allworthy giyinmemi olduunu anmsayp, srtna bir ey geirip Mrs. Deborah
Wilkins'in edepli gzlerini rencide edemeyecek duruma gelinceye dein kapnn
nnde beklemesini syleyerek onun korkularna bir son vermeseydi, belki de
baylacakt kadncaz. nk Mrs. Deborah Wilkins, elli iki yana bast halde, tm
mr boyunca ceketsiz bir erkek grmediine yeminler ederdi. Hibir eyi ciddiye al-
mayan alayc kiiler, onun bu korkusuyla da alay ederler belki; ama benim arbal
okuyucum, gecenin ilerlemi saatini, yataktan arldn ve efendisinin gecelikli kln
gznnde tutarsa; Mrs. Deborah Wilkins'in davrann ok yerinde bulup alklar. Ne
var ki, Mrs. Deborah yandaki tazelerin bylesine edepli olmalar, okuyucumuzun
hayranln biraz azaltabilir belki de.
Mrs. Deborah, odaya gene girip, kk ocuun nasl bulunduunu renince,
efendisinden bile fazla afallad. Duyduu byk deheti sesiyle de haliyle de aa
vurarak, "ah, efendim! Ne yapacaz imdi?" diye feryat etmekten kendini alamad.
Buna karlk Mr. Allworthy, o gece ocua baklmasn, sabahleyin bir dad bulunmas
iin gereken emirleri vereceini syledi.
Mrs. Deborah, "peki efendim," dedi, "aifte annesinin tutuklanmas iin de gereken
emirleri vereceinizi umarm. Buralarda oturan biridir herhalde. Onun Bridewell'e
kapatlmasn, dvlmesini grmek isterdim. Bylesine kt aifteler ne denli ar
cezalara arptrlsa yeridir. Kabahati sizin stnze atmakla gsterdii yzszlkten
anlyorum ki, bu onun ilk marifeti deil."
"Mr. Allworthy, kabahati benim stme atmak m?" dedi. "Byle bir niyeti olduunu
sanmam. ocua baklmas iin bu yola bavurdu herhalde. Daha kt bir areye
bavurmad iin de memnunum dorusu."
Deborah "bundan daha kt ne olabilir ki!" diye bast feryad. "Bu ahlksz orospular,
gnahlarn namuslu adamlarn kaplarna brakmaktan daha kt ne yapabilirler ki! Siz
susuz olduunuzu biliyorsunuz ama, dnya alem ayplayabilir sizi. Peydahlamadklar
ocuklarn babas sanlmtr nice drst adamlar. Eer ocua bakarsanz, herkes
daha kolayca inanr bu iftiraya. Zaten belediyenin bakmas gereken bir pie ne diye siz
bakacakmsnz? Namuslu bir insann ocuu olsayd, ben de bakardm. Ama hepimiz
gibi Tanrnn kulu saymadm, dnyaya biimsiz gelen bu yaratklara el srmek iime
gelmez benim. Aman! Nasl da le gibi kokuyor! Bir Hristiyan kokmaz byle. Yzm
tutsa da size salk verebilsem, bu pii bir sepete koyup kilise bakcsnn kapsna
gnderin, orada brakn derdim. Bu gece hava gzel. Biraz yamur ve rzgar var
sadece. Eer bunu iyice sarp sarmalayp scak bir sepete koyarsak, sabahleyin biri
onu buluncaya dein yzde elli yaar. Eer lrse, ona iyi baktmz iin, grevimizi
yerine getirmi oluruz gene de. Zaten bu eit yaratklarn byyp analar gibi
olacaklarna, gnah ilemeden lmeleri daha hayrldr belki de; nk ktlkten
baka bir ey beklenemez bu pilerden."
Mr. Allworthy bu sylevi dikkatle dinleseydi, kzacakt belki de: ama u srada
parman ocuun eline uzatmt ve yavrucak, bu parma hafif hafif skarak, ondan
yardm diliyordu sanki. Mrs. Deborah on kat daha gzel de konusa, bu kk el kadar
etkileyemezdi Mr. Allworthy'yi. ocuu kendi yatana almasn kesinlikle emretti Mrs.
Deborahya; ocuk uyannca ona biberon vermesi ve gerekeni yapmas iin gen bir
hizmeti armasn, sabahleyin erkenden bebee amar ve giysi salamasn ve
uyanr uyanmaz kendi odasna getirilmesini istedi.
Mrs. Wilkins akl banda bir kadnd; ev dzeninde kendisine ok gzel bir mevki
balayan efendisine de saygs vard. Bundan tr, ahlk kayglarn bir yana koyup,
Mr. Allworthynin kesin emirlerine boyun edi. Nikhd oluundan tiksindiini belli
etmeden kolunun altna sktrd bebei; tatl bir yavru olduunu akladktan sonra,
kendi odasna doru yneldi.
Mr. Allworthy, iyilik yapmay zleyen bir yrein iyice doyduktan sonra keyfini
srd o tatl uykulara dald. Bol bol yenilen lezzetli bir yemein salad uykudan
belki de daha tatldr bu uykular. nsan hangi iklimin bylesine gzel uyuttuunu
bilseydim, okuyucuma daha ayrntl anlatrdm bunlar.
BLM 4
BLM 5
Efendisi gittikten sonra, Mrs. Wilkins azn amadan, Miss Bridget'in ne diyeceini
bekledi. Aklbanda khya kadn, efendisinin gz nnde olup bitenlere hi bel
balamamt; nk Miss Bridget'in aabeyinin yannda belirttii duygularn, aabeyi
yokken belirttii duygulardan bir hayli farkl olduunu grmt ou kez. Ne var ki,
Mrs. Deborah Wilkins'in kukulan pek uzun srmedi; nk Miss Bridget, Mrs.
Deborah'nn kucandaki bebee candan bir ilgiyle bir sre baktktan sonra, onu
itenlikle pmekten kendini alamad; ocuun saf halinden, gzelliinden pek
holandn bildirdi. Mrs. Deborah bunu grr grmez, krk be yalarnda akll uslu
bayanlarn, gen ve grbz gveylere, kendilerinden geercesine cokunlukla
sarldklar gibi, bebei sktrmaya ve pmeye balad. Bunlar yaparken de, crlak bir
sesle baryordu: "Ah, sevimli, tatl, kck, gzel bebek! Vallahi, mrmde
grmedim bylesine gzel bir erkek ocuu!"
Miss Bridget, Mrs. Deborah'nn nlemlerine bir son verip, aabeyinin isteklerini
uygulamaya koyuldu; ocua gereken her eyin hemen salanmasn, evin en gzel
odalarndan birinin ona verilmesini emretti. ylesine cmert davranyordu ki, kendi
ocuuna bile bundan fazlasn yapamazd. Nikhd bir ocua herhangi bir
hayrseverlik gstermek din asndan yasalara aykr olduuna gre, erdemli okuyucu
Miss Bridget'in fazla sevecen tutumunu ayplamasn diye, sonunda onun unlar da
sylediini aklamamz gerekir: Mademki kardeinin aklna esmiti bu pii evlat
edinmek, kk beye sevgi gsterilecekti herhalde. Byle bir davrann ahlkszlktan
yana kmak anlamna geleceini dnmemek elinde deildi Miss Bridget'in. Ama
erkeklerin ne denli dik kafal olduklarn bildiinden, onlarn gln ve marka
isteklerine kar kmaya da niyeti yoktu.
Bundan nce de sylediimiz gibi, Miss Bridget hep byle dnceler ileri srerek
boyun eerdi aabeyine. Katland isteklerin akld ve lgnca eyler olduunu aka
bildirmesi, aabeyinin szn dinlemekle gsterdii erdemi bsbtn deerlendirirdi
sanki. Susarak sz dinleyenleri iradesi grnte zorlanmad iin, boyun een kiinin,
istenileni kolayca yapt sanlr. Ama bir e, bir ocuk, bir akraba ya da bir dost,
sylene sylene, istemeye istemeye, honutsuzluunu ve kar koyuunu belirterek
istenileni yerine getirince, boyun emesinin deeri kat kat artar.
Bylesine derin bir dnceyi okuyucularmdan pek az kavrayabilecekleri iin, onlara
yardmc olmay uygun buldum. Ne var ki, ikide birde buna benzer kolaylklar yapmak
niyetinde deilim bu kitapta. Ancak byle anlarda okuyucuma destek olacam.
Esinlenme yeteneine sahip biz yazarlarn yardmn gerektiren durumlar dnda
aklamalar yaparak, okuyucumu martmayacam.
BLM 6
Mrs. Deborah, efendisinin isteklerine uyarak, ocuk iin gerekenleri yaptktan sonra,
annesinin gizlenebilecei evleri gezinmeye hazrland.
Sevdal kumrular ve teki saf kk kular, dehet saan atmacann gklere
ykseldiini, tepelerinde uutuunu grnce, tehlikeyi tm tyl soya bildirirler ve
titreyerek saklanacak bir yer ararlar kendilerine. Yceliinin bilincinde olan atmaca ise,
kanatlarn gururla rpar ve yapaca ktlkleri tasarlar.
Kyde oturanlar da tpk byle davrandlar; Mrs. Deborah'nn sokaa kt
duyulunca, titreyerek evine kat herkes. Mrs. Deborah onun evine gelecek diye,
kadnlarn tmnn d kopuyordu. Mrs. Deborah ise sava alannda grkemli
admlarla. gururla ilerliyordu. Kendi yceliiyle vnen, suluyu yakalamak tasarlaryla
dolup taan dik kafas gklere ykseliyordu.
Bu benzetmeden tr, o zavall insanlarn, Mrs. Deborah'nn hangi amala onlara
geldiinin farknda olduklarn sanmasn akll okuyucu. Ne var ki, gelecekte bir yorumcu
bu kitab ele alncaya dek, belki de yzyl boyunca, u benzetmenin esiz gzellii
etkisiz kalmasn diye okuyucuya burada biraz yardm etmeyi uygun gryorum.
unu sylemek istiyorum: Kk kular yutmak yetenei bir atmacada yaradltan
bulunduu gibi, kk insanlar ezmek, onlar horlamak da Mrs. Wilkins gibilerinde
yaradltan vardr. Bu tr kiiler, kendilerinden stn mevkide bulunanlara gsterdikleri
ar dalkavukluun ve uakln hncn alm olurlar bylece. Klelerin ve uaklarn,
kendilerinden stn mevkide olanlara dedikleri vergileri, kendilerinden aa mevkide
olanlardan zorla almalarna hi mi hi amamal.
Mrs. Deborah, Miss Bridget'in nnde ayrca ezilip bzlerek, biraz bozulunca;
keyfini yerine getirmek, yeniden kibar bir kiiye dnmek ve hncn almak amacyla bu
zavalllarn arasna gitmeyi bir alkanlk haline getirmiti. te bu yzden, hi de
sevinle karlanan bir konuk deildi; hatt gerei sylemek gerekirse, herkes korkar
ve nefret ederdi ondan.
Mrs. Deborah kye varr varmaz, yalca bir bayann evine gitti. Bu bayan, gerek
gzellii gerek ya asndan Mrs. Deborah'ya benzeyecek kadar talihli olduu iin,
khya kadn, genellikle tekilere davrandndan biraz daha iyi davranrd ona kar.
Mrs. Deborah, olup bitenleri ve sabah sabah kye niin geldiini anlatt kadna. kisi
babaa verip, dolaylarda oturan gen kzlarn ahlksal durumunu inceden inceye
gzden geirmeye baladlar. Sonunda tm kukular Jenny Jones adl kz stnde
topland; bu kzn byle bir halt edebileceine oy birliiyle karar verdiler.
Bu Jenny Jones, yzne ve biimine baklrsa, pek de gzel saylmazd. Gelgelelim
doa, ondaki bu gzellik eksikliini unutturmak iin, baka bir ey -yani her kula nasip
olmayan bir akl balamt ona. Kendi akllar kusursuz bir olgunlua erien bayanlar,
gzellikten daha ok nem verirlerdi Jenny Jones'un bu yeteneine. Jenny Jones
okuyarak, akln olduka gelitirmiti. Yllarca bir retmenin evinde hizmetilik etmiti.
retmen, bu kzda hzla ileyen bir zek ve bilgi edinmeye grlmedik bir istek
olduunun farkna varmt; nk Jenny Jones, bilginlerin kitaplarn okumakla geirirdi
her bo saatini. retmen, ya iyi niyetinden ya da lgnlndan (iyi niyetinden mi yoksa
lgnlndan m olduuna okuyucu kendi karar versin) Jenny'ye ders vermiti. Bylece
Jenny, Latince'yi iyice renmiti; ada soylu delikanllarn ou kadar bilgiliydi belki
de. Ne var ki, Jenny Jones'un bu stnl, olaanst saylan birok stnlkler gibi,
biraz zararl baz sonular vermiti: Bylesine iyi okumu gen bir kadnn, toplumsal
adan kendi dzeyinde, ama eitim asndan kendi dzeyinden ok daha aa
durumda kiilerin sohbetinden haz almamasna amamal. Jenny'nin bu stnlnn
ve bu stnln sonucu olan davranlarnn herkesin onu kskanmasna ve ona kar
kt niyet beslemesine neden olmasna da amamal. Bu kskanlk ve kt niyet,
Jenny hizmetilikten vazgetii gnden beri komularnn yreinde gizlice yanyordu
belki de.
Ne var ki zavall Jenny, herkesi hayretlere dren ve oralarda oturan tm gen
kadnlarn damarna basan bir davranta bulununcaya, yani bir pazar gn yepyeni bir
ipekli elbise, dantelal bir apka ve bunlara uygun baka ss eyalaryla grnnceye
kadar komularnn kskanl aa kmamt.
Kck olan kskanlk alevi, bu durum karsnda tm gcyle parlad anszn.
Bilgisinden tr Jenny'nin gururu artmt. Oysa komular, onun zledii hayranl
vererek bu gururu beslemeye hi yanamyorlard. Jenny ortaya bylesine ssl
kmakla, sayg ve sevgi yerine kin ve kfrden baka bir ey elde edememiti.
Jenny'nin bu ss eyalarn namusuyla satn alamayacan ileri srd herkes. Analarla
babalar, kendi kzlarnn byle ssl giysilerden yoksun oluuna zlecekleri yerde,
kutladlar birbirlerini.
Yal bayan, bu zavall kzn adn belki ilkin bu yzden Mrs. Wilkins'e sylemiti. Ama
Mrs. Wilkins'in kukularn younlatran baka bir neden de vard: Son zamanlarda
Jenny, Mr. Allworthy'nin evine sk sk gitmiti. Ar bir hastalk geiren Miss Bridget'e
hastabakclk etmi, birok gecelerini bu bayann yannda geirmiti. Bundan baka,
Mr. Allworthy'in dnnden tam bir gn nce, Mrs. Wilkins, kendi gzleriyle grmt
Jenny'yi orada. Ne var ki, keskin zekal Mrs. Wilkins, Jenny'den kukulanmamt o
srada; nk, kendi de dedii gibi, bu konuda pek bilgisi olmad halde, akl banda
bir kz diye Jenny'yi her zaman beenmi; kendilerini gzel sandklar iin haller taknan
baka kzlardan fingirdek aiftelerden kukulanmt.
Mrs. Deborah Wilkins'in karsna kmak zere arlan Jenny, derhal geldi. Mrs.
Deborah, bir yargcn arbal tavrlarna ayrca bir sertlik katarak, "ey, seni gidi yzsz
orospu" szyle balayan bir sylev verdi. Bu sylevinde, tutukluyu sulamyor,
mahkm ediyordu aslnda.
Mrs. Deborah, yukarda anlattmz nedenlerden tr Jenny'nin sululuuna yzde
yz inanyorsa da, Mr. Allworthy, kz mahkum etmeden nce daha keskin kantlar
isteyebilirdi. Ne var ki, Jenny, kendi isteiyle suunu aka itiraf ederek, bu g
durumdan kurtard yarglarn.
Jenny, suunu aklarken pimanln bir hayli belirttii halde, hi mi hi
yumuamayan Mrs. Deborah, daha da ar bir dille, ikinci kez mahkm etti Jenny'yi.
Saylar iyice artan dinleyiciler de hi engellemediler onu. Bu dinleyicilerin bir ou,
"hanmefendinin ipek giysisinden neler kacan biliyorduk," diye bardlar. Bazlar
da ac ac alay ettiler Jenny'nin bilgisiyle. Oradaki kadnlardan her biri, zavall Jenny'ye
ne denli kin duyduunu aa vurmann bir yolunu buldu. Jenny'nin d grnne
deinerek, burun kvrp, "byle bir karya ipek giysiler veren erkein amma da midesi
varm," diyen bir kadnn kt szleri bir yana, her eye byk bir sabrla katland
Jenny. Ama bu lfa ylesine ac bir karlk verdi ki, namusuna yneltilen tm saldrlara
kl kprdamadan gs geren Jenny'nin bu tepkisi karsnda arp kalrd akl
banda bir insan. Belki de kzn sabr tkenmiti artk; nk harcandka azalan bir
erdemdir sabr.
Mrs. Deborah, soruturmasnda umutlarn aan bir baar elde ettikten sonra, bir
zafer kazanmasna eve dnd; ve kararlatrlan saatte, olup bitenler konusunda
gereklere tpatp uygun bir rapor sundu Mr. Allworthy'ye. Buna pek at adamcaz;
nk Jenny'nin olaanst yeteneklerinin vgsn duymu, kza her yl belirli bir
para balayarak, onu komusu olan bir din adamyla evlendirmeye niyetlenmiti. Bu
durum karsnda, Mrs. Deborah ne kadar honut ise, Mr. Allworthy de tam o kadar
zntlyd. Ne var ki, Mr. Allworthy'nin znts, Mrs. Deborah'nn honutluundan
ok daha akla yakn gelecek ou okuyuculara.
Miss Bridget istavroz karp, "bana gelince, hibir kadndan iyi bir ey beklemem
artk," dedi. Oysa bu iler olmadan nce. Miss Bridget'in gzdelerinden biri olmak
mutluluuna erimiti Jenny.
imdi o mutsuz suluyu Mr. Allworthy'nin huzuruna karmak zere, akll uslu khya
kadn yeniden yollara dt. Kiminin ayrca istedii, herkesin de sand gibi, cezaevine
gnderilmek iin deil, doru drst tler ve temiz bir azar iitmek iin arlmt
Jenny. Eitici yazlara baylanlar, gelecek blmde inceleyeceklerdir Mr. Allworthy'nin
bu konuda sylediklerini.
BLM 7
Bu blm, ylesine arbal bir konuyu iler ki, yazara glmek
niyetinde olmayan okuyucular, Bir tek kez bile glemezler btn
blm boyunca
Jenny gelince, Mr. Allworthy onu alma odasna gtrd ve unlar syledi:
"Biliyorsun ki, ocuum, senin yaptn ok ar biimde cezalandrmak benim
elimde. Gnahlarnn sonucunu benim kapma braktn iin, elimdeki yetkiyi
kullanacamdan ayrca korkuyorsun belki de.
Ama sana kar daha yumuak davranmaya karar vermemin nedenlerinden biri bu
olabilir: Kiisel garezlerin bir yargc hibir zaman etkilememesi gerektii iin, yavrunu
benim evime brakman, suunu bsbtn arlatran bir neden deil, doal bir
sevginin sonucu sayacam. nk sen kendinin ya da o kt babann ocua iyi
bakamayacan biliyor, onun daha iyi yetitirileceini umuyorsun byle davranmakla.
Namuslaryla birlikte insanlklarndan da vazgeen baz canavar analar gibi, zavall
kk bebein cann tehlikeye soksaydn, gerekten ok kzardm sana. lediin
suun bu yn iin deil, baka bir yn iin, yani namusun lekelendii iin seni
azarlamak istiyorum. Ahlksz kiiler byle bir suu ayrca nemsemeseler de, bir
kadnn namusunun lekelenmesi iren bir eydir ve korkun sonular dourabilir.
"Dinimizin yasalarna ve dinimizi kurann kesin buyruklarna meydan okuyarak
ilenen bu suun ne denli kt olduunu her Hristiyann yeterince bilmesi gerekir.
"Byle bir suun douraca sonularn korkunluunu kolayca anlayabiliriz; nk
Tanrnn buyruklarna kar karak Tanrnn gznden dmekten, Tanrnn
verebilecei cezalarn en byne arptrlmaktan daha korkun bir ey olabilir mi?
"Btn bunlar gerektii kadar dnlmyor, korkarm. Oysa, bu sylediklerim
ylesine basit ki, insanlara bunlar hatrlatmak zorunluluu olduu halde bu konuda
bilgi vermeye gerek yok aslnda. te bu yzden, seni uyarmak iin, bu konuya ksaca
deinmekle yetineceim; nk ben, umutsuz bir acya kaplman deil, piman olman
istiyorum sadece.
"lediin suun, szn ettiim durum kadar feci ve korkun olmayan baka
sonular da vardr; bu sonular bile yle bir nitelik tar ki, tm kadnlar bu suu
ilemekten alkoyabilir aslnda.
"nk bu su sizleri rezil eder; czamllar eskiden nasl
toplum dna atlyorlarsa, sizler de toplum dna atlrsnz. Ktlerden ve
ahlkszlardan baka hi kimse grmek istemez sizinle.
"Eer varlklysanz, bu su yznden servetinizin keyfini sremezsiniz artk; eer
deilseniz, servet edinmenizin, hatt geinebilecek kadar para kazanabilmenizin yolu
kalmamtr; nk namuslu insanlar evlerine sokmazlar sizleri. Bylece acmasz bir
yoksulluk, hem bedeninizi hem de ruhunuzu ykp yok eder; rezil ve ackl bir duruma
dersiniz.
"Bylesine felketleri ho gsterecek bir haz olabilir mi yeryznde? nsan bylesine
bir pazarla srkleyip batan karan hangi istek bu denli kandrc ve aldatc olabilir?
Bedenin hangi hrs aklnz altedip sizi derin bir uykuya srkleyebilecek g ne olabilir;
her zaman byle bir cezayla sonulanan bir sutan korku ve dehet iinde kamanz
engelleyebilecek g ne olabilir?
"En aa hayvanlar kadar alalmaya katlanan; benliindeki tm yce, soylu ve
tanrsal yanlar, en aalk yaratklarda da bulunan bir hrs uruna gzden karan
kadn, insan adn tamak hakkn veren kafa vakarndan ve namuslu gururdan ne denli
yoksun olmal, ne denli baya ve alak olmal! Bu duruma den hibir kadn, ak
tutkusunu ileri sremez zr olarak; nk erkein elinde bir ara, bir oyuncak
olduunu aa vurur bunu yaparsa. Anlamn ne denli ters yorumlarsak yorumlayalm,
ne denli sapka kirletirsek kirletelim, hem saygdeer hem de akla dayanan bir
duygudur ak; ve ancak karlkl olunca gerekten gl olur. Geri ncil dmanmz
sevmemizi syler ama, dostlarmza doal olarak duyduumuz o cokun sevgiyi
dmanmza da duymamz isteyemez; canmzdan ve canmzdan daha da deerli
olan namusumuzdan dmanmz uruna vazgememizi ise, hi mi hi istemez Tanr.
Sana anlattm btn bu aclar ona ektirmek iin karsndaki kadn batan karan;
ksack sren bo ve aalk bir elence uruna karsndakini mahveden bir erkei,
nasl olur da dman saymaz akl banda bir kadn? stelik geleneklerin kurduu
yasalara gre, bu rezaletin korkun sonularndan yalnz kadn sorumlu tutulur. Her
zaman sevdiinin iyiliini dnen ak, bir kadn aldatp, her eyini yitirmesi iin onu
byle bir alverie srklemeye kalkar m hi? Eer ahlkszn biri kadn gerekten
seviyormu gibi davranmak yzszln gsterirse, aldatlan kadnn o adam yalnz
bir dman deil, dmanlarn en kts saymas: yani yalnz bedenini deil akln da
kirletmek isteyen yalanc, kurnaz, hain ve sahte bir dost saymas gerekmez mi?"
Bu szler zerine Jenny'nin zntsn gren Allworthy, bir an sustu, sonra
konumasn srdrd: "ocuum, gemii dnerek, bir daha geri gelmeyecek
eyleri dnerek, seni krmak amacyla deil, gelecekte daha dikkatli ve gl olman
iin syledim bunlar. Korkun bir yanl yaptn halde, saduyuna inanmasam, su-
unu aklarken gsterdiin itenlie ve candanla dayanarak btn yreinle piman
olduunu ummasam, bunca zahmete katlanmazdm dorusu. Umutlarm yersiz deilse,
rezaletinin sahnesi olan bu yerden uzaklaman salayacam. Seni kimsenin
tanmad bir yere gndererek, suunun cezasn bu dnyada ekmekten kurta-
racam. Gerekten piman olmakla, teki dnyada ekecein ok daha ar cezadan
da kurtulacan umarm. Namuslu bir kadn olarak yaa bundan byle. Kt yola
saparsan, bunun nedeni paraszlk olmayacaktr. Ve inan bana, bu lml dnyada
bile, temiz ve erdemli bir yaant, kokumu ve ahlksz bir yaantdan ok daha
hotur.
"ocuuna gelince, hi dert edinme onu. Umduundan ok daha iyi yetitirilecek o
ocuk. imdi kala kala bir tek ey kald: Seni batan karan kt adamn kim olduunu
bildirmen. Sana gsterdiim fkeden ok daha byk olacaktr ona kar fkem."
Bunun zerine Jenny ilk kez gzlerini yerden kaldrd, alak gnll bir hal ve
terbiyeli bir sesle sze balad:
"Efendim, sizi tanyp da iyiliinize hayran olmayan herhangi bir kii, akldan da
iyilikten de tamamiyle yoksun olduunu kantlam olur. Bana gelince, ltfedip imdi
gsterdiiniz snrsz iyilik karsnda candan duygulanmamam akln alamayaca bir
nankrlk olurdu. Gemii anlatarak yzm kzartmam istemezsiniz, biliyorum. imdi
vereceim bir szden ok daha fazla, gelecekteki davranm gsterecek gerek
duygularm. nann ki, efendim. konumanzn sonundaki cmert neriden fazla
tlerinizdir bana dokunan; nk efendim, belirttiiniz gibi, aklma gvendiinizi
gsteriyor tleriniz."
Bunlar sylerken Jenny'nin gzlerinden yalar boand; birka dakika sustuktan
sonra, konumasn yle srdrd:
"Efendim, beni gerekten eziyor iyiliiniz. Yanlmadnz kantlamak iin elimden
geleni yapacam. Ltfedip bende grdnz akl gerekten varsa, boa gidemez
tleriniz. Zavall aresiz ocuuma gstereceiniz iyilik iin, size candan teekkr
ederim, efendim. Susuzdur o. Yaayp mr boyunca iyiliklerinize minnettar ka-
lacan umarm. imdi nnzde diz kp, ocuumun babasnn adn bildirmemi
benden istememeniz iin yalvaryorum. Sz veriyorum size, bunu reneceksiniz bir
gn. Ama imdi olmaz; nk hem namusum hem de dinim zerine en kutsal yeminleri
ederek bu ad vermemeye and itim. Sizi iyi tandm iin, bilirim ki, namusuma ya da
dinime kar kmam istemezsiniz benden."
Bu kutsal szcklerin Jenny'nin azndan kmasyla heyecandan sendeleyen Mr.
Allworthy, karlk vermeden nce bir an duraklad; sonra, byle bir haine sz vermekle
kt bir i yaptn bildirdi Jenny'ye. Ama mademki sz vermiti, szn bozmas iin
direnemezdi Mr. Allworthy. Bo bir meraktan tr deil, herifi cezalandrmak iin adn
renmek istiyordu. Herifin adn renirse, iyilii hak etmeyenlere iyilik yapmaktan
kanabilirdi hi olmazsa.
Bunu duyan Jenny, o adamn yaknlarda oturmadn, Mr. Allworthy'nin onun
stnde hibir gc olmayacan, ona bir iyilik yapmas olasl da sz konusu
olmadn kesinlikle bildirdi.
Jennynin akllca davrannn yle olumlu bir etkisi olmutu ki, onun sylediklerine
kolayca inand Mr. Allworthy. Jenny, yalanlara snp kendine bir zr arayacak kadar
klmemiti; durumu g olduu halde, bir bakasn ele vererek onurunu ve
namusunu tehlikeye sokmaktansa, Mr. Allworthy'yi bsbtn kzdrmay gze almt.
te bu yzden, Mr. Allworthy onun yalan syleyeceini sanmyordu.
Bylece Mr. Allworthy, Jenny'yi buralardan uzaklatrarak, bu utan verici
durumundan pek yaknda kurtaracan bildirdi. Jenny'nin pimanlk gstermesini bir
kez daha syleyip, "iyilikleri benimkilerden ok daha nemli olan biriyle barman
gerekeceini de unutma, ocuum" diyerek szlerine son verdi.
BLM 8
Miss Bridget ile Mrs. Deborah arasnda bir konuma. Bir nceki
blmden daha az eitici ama daha elencelidir.
Daha nce bildirdiimiz gibi, Mr. Allworthy ile Jenny Jones alma odasna ekilince,
Miss Bridget ile khya kadn, o odaya yakn bir yere yerlemilerdi. Oradan, anahtar
delii yoluyla, Mr. Allworthy'nin eitici sylevini, Jenny Jones'un sylediklerini ve son
blmde tm olup bitenleri kulaklaryla imilerdi.
Eski yklerdeki Thisbe'nin duvardaki nl delii bildii ve sk sk kulland gibi, Miss
Bridget de erkek kardeinin alma odasnn kapsndaki anahtar deliini bilir ve
kullanrd sk sk. Olumlu birok ilere yarard bu delik. Aabeyini her eyi yeniden
sylemek zorunda brakmadan. Miss Bridget onun grlerini reniverirdi bu sayede.
Ne var ki, tatsz eyler de olurdu ara sra. O zaman Miss Bridget, Shakespeare'in
oyunundaki Thisbe gibi, "ah, kt, kt duvar!" diye barrd. Mr. Allworthy bir yarg
olduundan, piler ve buna benzer konular soruturulurken, kz olan kzlarn, zellikle
Miss Bridget gibi krkna yaklaan kz olan kzlarn saf kulaklarna korkun bir hakaret
saylmas gereken szler edilirdi. Ama byle konular grld srada yznn
kzardn hi olmazsa erkeklerin gznden gizleyebilirdi Miss Bridget. Bylece de non
apparentibus, et non existentibus cadem est ratio . Bunun ngilizcesi ise yledir:
"Bir kadnn kzard grlmezse, hi kzarmam saylr."
Mr. Allworthy ile Jenny'nin tm grmesi boyunca, kadnlarn ikisi de azlarn
amadlar. Ama grme biter bitmez, Mr. Allworthy'nin bulunduu yerden uzaklar
uzaklamaz, efendisinin yumuak tutumuna kar feryad basmaktan kendini alamad
Mrs. Deborah. Jenny'nin ocuun babasnn adn sylememesine Mr. Allworthy'nin gz
yummas, Mrs. Deborah'y zellikle ileden karmt. Gne batmadan nce, bu ad
Jenny'den koparacana and iti.
Bunu duyan Miss Bridget, ondan hi beklenmeyen bir ey yapt: Bir glmsemeyle
yznn izgilerini altst etti. Okuyucum bu glmsemeyi, Homeros'un "glmeyi seven
tanra" adn takt Venus'de grlen o uh glmsemelerden biri sanmasn sakn.
Lady Seraphina'nn tiyatro Iocalarndan bir ok gibi frlatt ve byle glmseyebilmek
iin Venus'n lmszlnden vazgemeye katlanaca glmsemelerden deildi bu.
Hayr, grkemli Tysiphone'nin1 ya da kz kardei kk hanmlarn gamzeli
yanaklarnda hayal ettiimiz glmsemelerdendi bu glmseme.
Miss Bridget, byle bir glmsemeyle ve tatl kasm ay akamlar kuzeyden esen
yelleri andran yumuak bir sesle, Mrs. Deborah'nn bylesine merakl oluunu ayplad.
Miss Bridget, Mrs. Deborah'da fazlasyla gze batan bu kusuru ok ac szlerle
yerdikten sonra, unu da ekledi: Geri kendisinin de birok kusurlar olabilirdi ama,
Tanrya kr, dmanlar bile, bakalarnn ilerine burnunu sokuyor diye
knayamazlard onu.
Derken Miss Bridget, Jenny'nin davrannn drstln ve yiitliini vmeye
balad: Jenny'nin olup bitenleri aka sylemesi, na gsterdii drstlk,
beenilecek eylerdi dorusu. Bu konuda aabeyi gibi dnmemek elinde deildi
Miss Bridget'in. Miss Bridget, teden beri ok iyi bir kz biliyordu Jenny'yi. Jenny'den
ok, ama ok daha fazla ayplanmas gereken rezil bir herifin, ya evlenmeye sz
vererek, ya da buna benzer bir hainlik ederek kz batan kardndan hi kukusu
yoktu Miss Bridget'in.
Miss Bridget'in bu tutumu, derin hayretlere drd Mrs. Deborah'y. Bu kibar kadn,
hem efendisinin hem de efendisinin kz kardeinin ne dndklerini anlamak iin
azlarn aramadan nce, pek amazd kendi azn; azn anca ileri srd
grler ise, efendilerinkine tpatp uyard. Bu konuda aklna geleni rahat rahat
syleyebileceini sanmt. Keskin zekl okuyucu, byle yanld iin Mrs. Deborah'y
sulamaktan ok, yanl yolda olduunu anlaynca ne kadar olaanst bir hzla
tornistan ettiine hayran kalmal belki de.
Bu yetenekli kadn, bu gerekten yce politikac, "yle, efendim," dedi, "kzn
yiitliine, sizin kadar benim de hayran kaldm sylemeliyim. Buyurduunuz gibi,
eer zavall kzcaz kt bir adam aldatmsa, ona acmak gerekir. Gene
buyurduunuz gibi, Jenny, iyi yrekli, drst, kendi halinde bir kza benzerdi teden
beri; buralarda grdmz baz fingirdek aifteler gibi, yznn gzelliiyle de
vnmedi hibir zaman."
Doru sylyorsun, Deborah," dedi Miss Bridget. "Eer bu kz, buralarda bol bol
grlen o kendini beenmi rfntlardan biri olsayd, ona hogrl davrand iin
ayplardm kardeimi. Geen gn kilisede, gerdanlar ak iki kyl kz grdm. ok
aypladm, vallahi. Erkekleri tuzaa drmeye kalkan kzlar, istedikleri kadar ac
eksinler! Nefret ederim byle yaratklardan; yzlerinin iek bozuuyla irkinlemesi,
ok daha hayrl olurdu onlar iin. Ama zavall Jenny'de, bu aifte cilvelerinden hibirini
grmedim dorusu. Kurnaz bir hainin onu aldattndan, hatt belki de zorladndan
1 Yunan mitogyasnda tysiphone, sululardan alan korkun yzl tanradan biriydi. (.N.)
hi kukum yok. Candan acyorum zavall kzcaza."
Mrs. Deborah, bu grlerin tmn onaylad. Gzellie kar yneltilen genel ve ac
bir saldryla; yalanc erkeklerin kt hileleri yznden aldatlan tm namuslu ve de
irkince kzlarn ektikleri karsnda sayg ve acma duygularnn belirtilmesiyle sona
erdi bu konuma.
BLM 9
2 Onsekizinci yzylda byk mal mlk sahiplerine yarg yetkisi verildi. Dolaysyla Mr. Allworthy da
yarglk edebilirdi gerektiinde. (.N.)
Mr. Allworthy'den daha vesveseli ve daha alngan bir kii, bu karalamalara baz kt
tepkiler gsterebilir, bunlara zlebilirdi en azndan. Ama Mr. Allworthy yle iyi
huyluydu ki, bu tr lflar hi mi hi etkilemedi onu. Bylece Yargcn itenlikle
kmsedii bu sylentiler, dolaylardaki dedikoduculara zararsz bir elence
salamakla kald.
imdi, okuyucumuzun huyunu suyunu bilmenin yolu bulunmadndan ve ancak ok
daha sonralar Jenny zerine yeni bir ey duyacandan, Mr. Allworthy'nin bu konuda
hibir su ilemediini, bundan sonra da ilemeyeceini okuyucumuza hemen
bildirmeyi uygun grdk. Mr. Allworthy, yapsa yapsa siyasal bir yanl yapmt. Acma
duygusundan tr, kaskat bir adaletten kanm, zavall Jennyyi ayak takmnn 3 iyi
niyetli merhametine teslim etmemiti. Ayak takm ise, Jennyye acyabilmek iin, onun
ilkin Bridewell'de yz kzartc bir cezaya arptrlmasn, iyiden iyiye yklmasn ve rezil
olmasn istiyordu.
Bu istekleri yerine gelse, Jenny iyi bir insan olmak umudunu tamamiyle yitirecek,
yeniden erdem yolunu tutmak istese bile, nnde tm kaplar kapal kalacakt. Ayak
takmnn bu dileklerine ba emeye hi yanamayan Mr. Allworthy, kzcaz erdem
yoluna yneltebilecek tek areye ba vurmay yeledi. Ne yazktr ki, nice kadnlar,
attklar ilk yanl adm dzeltmek frsatndan yoksun kaldklar iin, alnyazlaryla
babaa braklrlar ve giderek ahlkszln son kertesine derler. Bu kadnlar eski
evrelerinde kaldklar srece, durumlarn dzeltmelerinin yolu yoktur, korkarm. te bu
yzdendir ki, Mr. Allworthy, Jennyyi, adnn lekelenmesinin ac sonularn ektii bir
yerden uzaklatrp, adnn tertemiz sanlmasnn keyfini srebilecei baka bir yere
yerletirmekle ok akllca davranyordu.
Bu yer neresiyse, Jenny oraya giderken, ona iyi yolculuklar diliyor ve okuyucuya
bildirilmesi gereken ok daha nemli konular olduu iin, Jenny'den ve Jenny'nin
ocuundan imdilik ayrlyoruz.
BLM 10
Mr. Allworthy'nin evi de yrei de herhangi bir insana kapal deildi; ama evi de
yrei de deerli insanlara ayrca akt. Doru konumak gerekirse, btn lkede bir
yemei gerekten hakkettiiniz iin yiyebileceiniz tek evdi Mr. Allworthy'nin evi.
Dehas olanlarn ve bilgili kiilerin zel bir yeri vard Mr. Allworthy'nin gnlnde. Bu
konuda Mr. Allworthy'nin sezilerine gvenilirdi; nk salam bilgi veren bir eitimden
yoksun kald halde, byk yetenekleri vard yaradltan. Bu ie biraz ge balad
halde, hem edebiyatn incelenmesine btn gcyle vermiti kendini, hem de bu
alanda nemli saylan kiilerle uzun uzun konumutu. Bylece eitli edebiyat
kollarnda ok yetkili bir adam olmay baarmt.
Edebiyat alannda yetenein pek az moda olduu, hi de rahat bir geim salamad
3 Yazlarmzda "ayaktakm" szcne rastgelince, bilin ki. hangi snftan olursa olsun. erdemsiz ve aklsz
kiiler iin kullanyoruz bu deyimi. Toplumun en yksek tabakalarndan biroklar iin de ayn deyimi
kullandk ou kez. (Y.N.)
bir ada, bu alanda deerli olanlarn, sevinle karlanacaklar bir yere melerine
hi amamal. stelik bu tr kiiler, nerdeyse kendi servetleriymi gibi yararlanrlard
Mr. Allworthy'nin servetinden; nk Mr. Allworthy, akll ve bilgili kiilerden. elence,
eitim dalkavukluk ve her eye boyun eme bekleyerek; onlara bol bol yiyecek, iecek
ve oturacak yer vermee hazr olan cmertlerden deildi; yani szn ksas, akll ve
bilgili konuklarn, uak giysileri giymeyen ve aylk almayan hizmetiler durumuna
sokmazd Mr. Allworthy.
Tam tersine, vaktini can istedii gibi geirirdi herkes Mr. Allworthy'nin evinde. Bir
konuk, yasalarn. erdemin ve dinin snrlarn amadan tm isteklerini gnlnce
doyurabilecei gibi; sal gerektirdii ya da yemek imek konusunda ll
davranmay, az yemeyi yeleyince, can istedii gibi sofraya ya hi gelmez, ya da ye-
mein ortasnda yerinden kalkard. stn mevkili varlkl kiilerin ikramlarnda emir
verircesine bir hava olabilecei iin, Mr. Allworthy de ille yemelerini sylemezdi
konuklarna. Ev sahibi kadar zengin olduklar iin dostluklar bir ltuf saylanlar da;
yoksul olduklar iin byle bir yardma gereksinim duyan ve bundan tr yksek
mevkili kiilerin sofrasnda ho karlanmayanlar da, hibir saygszla boyun emek
zorunda kalmazlard Mr. Allworthy'nin evinde.
Mr. Allworthynin evindeki yoksul konuklardan biri de Dr. Blifildi. nat bir babann
zorlamasyla hi holanmad bir meslee girmek zorunda kalan bu bay, byk
yeteneklerinin salad stnl yitirmek felaketine uramt. Babasnn inad
yznden, genliinde tp okumak, daha dorusu tp okuduunu sylemek zorunda
kalmt. Aslnda her eyi okuyordu da, okumad tek kitap tr tp kitaplaryd. Ne
yazk ki, Dr. Blifil, ekmeini kazanaca bilim dalnn dnda tm bilim dallarnn
ustasyd. Bu yzden de krk yana geldii halde, yiyecek ekmei yoktu.
Mr. Allworthy byle adamlara sevine sevine yer verirdi sofrasnda; nk mutsuz bir
adam, bana gelenlerden sorumlu olmaynca, felketleri bakalarnn lgnlndan ya
da ktlnden kaynaklannca, Mr. Allworthy bir eit tavsiye mektubu sayard bu
felketleri. Bu olumsuz ama deerli yanndan baka, Dr. Blifil'in bir de olumlu yan
vard: Ar dindar grnrd. Elimde gerei sahteden ayran bir mihenk ta
bulunmad iin, bu dindarln gerek mi, yoksa yalnz bir grnt m olduunu
sylemeye kalkmayacam.
Dr. Blifil'in bu dindar yan, Mr. Allworthy'nin houna gitmi, ama kz kardeini
kendinden geirmiti. Doktorla birok dinsel tartmalara girien Miss Bridget, onun
dinsel bilgisinden ok holanm, kendi dinsel bilgisinin de bol bol vlmesinden ayrca
sevin duymutu. Doruyu sylemek gerekirse, Miss Bridget, ngiliz tanrbilimini iyice
okumu ve dolaylardaki din adamlarnn ounu akna evirmiti. Gerekten Miss
Bridget'in szleri ylesine erdemli, hali ylesine bilge, tm davranlar ylesine cidd
ve arbalyd ki, adn tad ermi kadn ya da Roma Kilisesinin kutsal takviminin
herhangi bir baka ermi kadn kadar hak kazanm grnyordu kendi de bir ermi
saylmaya.
Geri yaknlk duygusunun her eidinden sevgi doabilir ama; deneylerimiz bize
gsteriyor ki, birbirlerine dinsel adan yaknlk duyan erkeklerle kadnlar arasnda ak
ayrca kolay douyor. Miss Bridget'in pek houna gittiini bilen Doktor, aa yukar on
yl nce bana gelen mutsuz bir kazadan szlana szlana yaknmaya balad imdi:
Henz yaayan ve -daha da beteri- henz yaadn Mr. Allworthy'nin de bildii bir
kadnla evlenmi olmasyd sz konusu kaza. Evlilii, Miss Bridget sayesinde elde
edeceine gvendii mutluluun nnde uursuz bir engel gibiydi. Ahlk yasalar
dnda bir iliki kurmay ise, aklndan bile geirmiyordu. Byk bir olaslkla din-
darlndan geliyordu bu. Belki de, aknn temizliinden tr, sulu bir ilikinin deil
de, ancak evliliin kendisine yasal olarak salayaca haklar istiyordu.
Bu durumu bir sre dndkten sonra, kendisi gibi eli aya bal olmayan erkek
kardei aklna geldi Dr. Blifil'in. Bayanda evlilie kar bir istek sezdii iin, kardeinin
baarl olacandan hi kukusu yoktu. Okuyucu, bu kardein niteliklerini renince
doktorun, onun baarsna bylesine gvenmesine amayacak belki de.
Sz konusu bay, aa yukar otuz be yalarnda, orta boylu, biimli denilen
erkeklerdendi. Yarm cretli bir subay olduu iin, alnnda bir yara izi vard. Bu yara izi,
yakklln bozmaktan fazla, yiitliini belirtiyordu. Dileri salamd ve can isteyince
glmseyerek, cana yakn bir hal alrd. Geri davrannda, havasnda ve sesinde bir
hayli kabalk vard ama; aklna estike bu kabal stnden silkip atar, pek yumuak ve
gler yzl oluverirdi. Ne kibarlktan tamamiyle yoksundu, ne de akldan. Hatta
genken ok akac ve canlyd. u sralarda arbal bir kiilii benimsedii halde,
can isteyince, eski haline dnverirdi gene.
Aabeyi gibi, bu bay da salam bir eitim grmt; nk babas, nceden de
szn ettiimiz, tartma gtrmez babalk yetkilerini kullanarak, onun bir din adam
olmasna karar vermiti. Ne var ki, resmen rahip olmadan nce baba lnce, Dr. Blifilin
kardei, piskoposun buyruuna gireceine kraln buyruuna girmeyi yeleyerek, subay
oldu.
nce svari temeni rtbesini satn ald;4 sonra da, yzba oldu. Gelgelelim, albay
ile kavga edince, rtbesini satmak zorunda kald. Bundan sonra iyiden iyiye kesine
ekildi, ncil'in incelenmesine adad kendini ve Methodism'e kar bir eilimi olduu
kukusunu uyandrd.
Bu tr bir erkein, evlilie kar genel bir zlemden baka yaamnda hibir ba
olmayan bylesine melek huylu bir bayanla baarl olmasna amamal. Asl alacak
ey Dr. Blifil'in tutumudur: Kardeine ayrca sevgi beslemeyen bu adam, kardeinin
karlar uruna, Mr. Allworthy'nin konukseverliine neden bu denli kt bir karlk
verdii kolayca aklanacak bir i deildir.
Kimi insanlar iyilik etmekten haz duyduklar gibi, kimi insanlar da ktlk etmekten mi
haz duyarlar acaba? Bir hrszl kendimiz yapamaynca, bunu yapabilene yardm
etmek ho mu gelir bize? Yoksa (deneyler, en akla yakn olasln bu ncs
olduunu gsteriyor) ailemizden bir kiiyi hi sevmesek ve saymasak da, onu ycelt-
mek bizi honut mu eder?
Hangi nedenlerin doktoru etkiledii konusunda bir karar vermeyeceim ama, durum
ortada; Dr. Blifil, kardeini ard; ksa bir sre iin, kendisini grmeye geldii kansn
uyandrarak, onu Allworthy'lerin evine yerletirdi.
Yzba eve gireli daha bir hafta bile gememiti ki. doktor, kendi akln beenmekte
hakl olduunu anlad. Eskiden ak sanatnn yce bir ustas olan Ovidius kadar
marifetliydi yzba. stelik, aabeyinden gerekli baz bilgiler edinmi, kendi katklaryla
ayrca yararl bir biimde gelitirmiti bu bilgileri.
BLM 11
4 Onsekizinci yzylda subaylk, ou zaman belirli bir cret karlnda elde edilirdi. (.N.)
ierir.
Akll erkekler ya da akll kadnlar -erkekler miydi yoksa kadnlar myd unuttum imdi
-her insann yaamnda bir kez sevdalanmasnn nne geilemeyeceini sylerler.
Geri bu i iin belirli bir mevsim saptanmamtr anmsadm kadaryla; ama Miss
Bridgetin vard ya, sevdalanmaya pek uygun bir dnemdir bana kalrsa. ounlukla
daha nce olur bu olay; daha nce olmaynca da, bu yalarda kanmann yolu yoktur
sevdadan. unu da sylemek gerekir ki, bu mevsimlerde sevda, yaamn genlik
dnemlerinde olduundan ok daha arbal ve sreklidir. Gen kzlarn sevdas,
ylesine gvenilmez, ylesine gelip geici, ylesine samadr ki, ou zaman bilemeyiz
kk hanmn ne istediini; hatt kk hanmn kendisi de bunu bilemez ou zaman.
Oysa krkna yaklam bayanlarn ne zledikleri derhal anlalr. O arbal, ciddi,
grm geirmi bayanlarn kendileri de bunu bildikleri iin, en anlaysz erkek bile
kolayca sezer ne istediklerini.
Miss Bridget, ileri srdmz btn bu grlerin bir rneidir. Yzbayla birka
kez konuur konumaz, hemen kapld ak tutkusuna. Ama sska ve aptal bir kzcaz
gibi, bana neler geldiini bilemeden, szlana szlana, oflaya puflaya dolanp durmad
evin iinde. Bu tatl duyguyu biliyor, keyfini sryordu. Bunun temiz, hatt vnlecek
bir duygu olduunu bildii iin de ne korkuyor ne de utanyordu.
Gerei sylemek gerekirse, bu yataki kadnlarn erkeklere duyduklar akll uslu
sevgi, bir gen kzn bir delikanlya duyduu bo ve ocuka sevdadan bambakadr
her bakmdan. Genlerin ak, sevilenin d grnne, aslnda deersiz, gelip geici
eylere taklp kalr ou zaman; yani elma yanaklara. pamuk gibi beyaz kk ellere,
kara ceylan gzlere, uzun kvrck salara, ayva tyl enelere, ince bedenlere. Hatt
zaman zaman daha da deersiz, sevilenin kiiliine daha da az bal olan eylere
taklr. rnein, bir nsann yaradlndan deil de, terziden dantelacdan, berberden,
apkacdan gelen sslere. Gen kzlar, bylesi tutkular, deil bakalarna, kendilerine
bile aklamaktan utanrlar hakl olarak.
Bu eitten bir ak deildi Miss Bridget'in ak. Zppeleri ssleyen esnafn emei hi
grlmyordu Yzbann klnda. Yzba, d grn asndan doaya da borlu
saylmazd. Bu kl ve bu biimiyle bir salonda ya da bir toplantda grnse, oradaki
tm kibar bayanlar onu hor grrler, alay ederlerdi onunla. Yzbann giysileri temiz,
ama basit, kaba, sssz ve modas gemi trdendi. Biimine gelince, onu anlattk bile.
Yanaklar hi de elma gibi deildi; gzlerine kadar kan kara bir sakal yzn
tamamiyle kaplad iin, yanaklarnn doal rengi grlemezdi nasl olsa. Yzbann
bedeni, kollar, bacaklar biimliydi ama, ylesine iri kymd ki, onda kibar bir bayn
deil, bir renberin gc vard sanki. Omuzlar gereinden fazla geni, baldrlar di bir
hamalnkinden daha kalnd. Kaba bir gcn tam tersi olan ve bizim kibar baylar ho
gsteren incelikten ve gzellikten tamamiyle yoksundu Yzba. Bu gzellik ve incelik
ise, ksmen kibar atalarn soylu kanndan; yani en iyi cins araplarla en ar salalardan
oluan bir kandan; ksmen de kentlerde eitim grmekten gelir.
Miss Bridget, pek ince zevkli bir kadn olduu halde, Yzbann sohbetinden
ylesine holand ki, d grnndeki kusurlarn farkna bile varmad. Belki de hakl
olarak Yzbayla geirebilecei tatl anlar. daha yakkl bir erkekle geiremeyeceini
sand: ve daha salam hazlar tatmak amacyla, gze ho gelen bir biimi zlemekten
vazgeti.
Yzba, Miss Bridget'in akn sezer sezmez (ok da abuk sezmiti bunu)
dakikasnda ve itenlikle karlk verdi bu tutkuya. Tpk gibi, bu bayan da
gzelliiyle dikkati ekenlerden saylamazd. Miss Bridgetin resmini izmee
kalkmayacam: nk benden ok daha yetenekli bir usta olan Mr. Hogarth 5 bu resmi
izdi bile. Yllarca nce Miss Bridget, modellik etti Hogarth'a. Bu ressam. bir k
sabahn gsteren bir gravr geenlerde sergiledi. O gravrde, bir k sabahnn uygun
bir simgesi olan Miss Bridget',i peinde alktan sskas km gen bir uak, Covent-
Garden kilisesine yrrken (gerekten yryor gibi resimde) grrz.
Tpk Miss Bridget gibi, Yzba da pek akll davranarak. bu bayandan bekledii
salam hazlar, beden gzelliinin geici ekiciliine yeledi. Kadnlarn gzelliini ok
deersiz ve yzeysel bir nitelik sayan akll erkeklerdendi Yzba. Daha doru
konumak gerekirse, rahata yaamay salayan irkin bir kadn, rahata yaamay
salamayan gzel bir kadndan stn sayan akll erkeklerdendi. Yzbann iyi bir
itah ve yemek semeyen bir midesi olduu iin, evlilik leninden gzellik salas
eksik olsa da, gerekeni yapacakt gene de.
Okuyucuyla ak seik konualm: Yzba, Allworthy'lerin evine geldiinden beri,
kardei onun Miss Bridget ile evlenmesini nerdiinden beri, Miss Bridget'de grd
gururunu okayan o ak belirtileri aa kmadan ok daha nce, fena halde
sevdalanmt -yani Mr. Allworthy'in evine, bahelerine, topraklarna, malna mlkne,
parasna puluna sevdalanmt. Btn bunlara ylesine vurulmutu ki, stne Endor
cadsn bile almak zorunda kalsa, gene de nikhlanrd bu mallarla.
Mr. Allworthy, ikinci kez evlenmeye niyeti olmadn, Miss Bridget'den baka yakn
akrabas bulunmadn ve nesi varsa kz kardeinin ocuuna brakmay dndn
-Mr. Allworthy istemese de yasalar bunu gerektirir nasl olsa- Doktora bildirmiti. Bunun
zerine, Doktorla Yzba, mutluluk salayan her eyden bylesine bol bol
yararlanacak bir yarat dnyaya getirmeyi hayrl bir i saydlar; ve sevimli Miss
Bridget'in batan karlmasna ynelttiler tm dncelerini.
Sevecen bir ana olan ve ayrca dkn olduu ocuklarna hakkettiklerinden ya da
istediklerinden fazlasn veren Talih, Yzba hesabna yle iyi almt ki, adam,
amacna ermek iin tasarlar yaparken, bayan da onu elde etmek isteine kaplyor ve
fazla yzsz grnmeden (nk Miss Bridget, geleneksel edepli davran kurallarna
sk sk balyd) Yzbay harekete geirmenin yollarn dnyordu.
Miss Bridget'in baars kolay oldu. Yzba hep tetikte olduundan, bayann hibir
bakn, hibir kmldann, hibir szn gzden karmyordu.
Ne var ki, Yzbann Mr. Allworthy'den duyduu korku, Miss Bridget'in olumlu
tutumunun verdii honutluu bir hayli bozuyordu. Mr. Allworthy, her ne kadar
karlarn dnmeyen bir adam geinse de, durum ortaya knca, onun da herkes
gibi davranacan, kz kardeinin yararlarna hi de uymayan byle bir evlilie izin
vermeyeceini sanyordu Yzba. Bu gr, gelecei bilen hangi yce gten elde
ettii konusunda okuyucu karar versin. Ama nasl elde edilmise edilsin, bu kayg
Yzbay akna eviriyor; akn bir yandan bayana sezdirmek, bir yandan da
bayann aabeyinden gizlemek iin ne yapacan bilemiyordu. Sonunda Miss Bridget
ile babaa kalnca tutkun grnmek frsatn karmamaya, Mr. Allworthy'nin yannda
ise, elinden geldiince ekingen ve dikkatli olmaya karar verdi. Doktor da ok uygun
buldu bu tutumu.
ok gemeden, akn sevgilisine aka belirtmenin yolunu buldu Yzba.
Sevgilisinden de gereken karl ald. Binlerce yl nce verilen ve o zamandan beri bir
gelenek halinde anadan kza geen bir karlkt bu. Eer bu karl Latince'ye
evirseydim, u iki szc kullanrdm: Nolo episcopar. 6 Eski alardan beri.
5 William Hogarth (1697-1764) karikatrleriyle nl bir yazarn yakn dostu olan bir ngiliz ressam. (.N.)
6 "Piskopos olmak istemiyorum" anlamnda. Kadnlar, geleneklere uyarak. evlenme nerilerine ilkin
"hayr" dedikleri gibi, kraldan piskoposluk nerisi alan rahipler de ilkin "piskopos olmak ilemiyorum"
baka bir durum ortaya knca da kullanlr bu iki szck.
Yzbann bu bilgiyi nereden elde ettiini bilmiyoruz ama. bayann ne demek
istediini pek gzel anlad. Aradan ok zaman gemeden, daha hararetle ve daha
itenlikle, bayana gene bavurdu ve gerektii gibi gene reddedildi. Ne var ki, kurallara
uygun olarak, Yzbann tutkusunun cokunluu arttka, bayann olumsuz kar-
lklarnn kesinlii de azalyordu.
Sevileni elde etmek iin yaplan bu abann tm sahnelerini gstererek, okuyucu mu
yormak niyetinde deilim; (byk bir yazara gre, byle sahneler bunlar oynayanlar
iin yaamlarnn en ho anlar olduu halde, seyirciler iin sradan herhangi bir sahne
kadar skntl ve bezdiricidir.) Yzba gerektii gibi atlmlar yapt, kale gerektii gibi
savunuldu ve sonunda gene gerektii gibi teslim oldu.
Yzba, nerdeyse bir ay sren bu aama srasnda, Mr. Allworthy yanlarndayken,
hi mi hi yaknlk gstermedi bayana. Onunla babaayken baars arttka,
bakalarnn nnde soukluu da ayn oranda artyordu. Bayan gelince, sevgilisini
elde eder etmez, tekilerin nnde son derece kaytsz davrand ona. Bylece, olup
bitenlerden kukulanmas iin, bir eytann sezme gc ve belki de eytannkinden
daha beter nitelikler bulunmas gerekirdi Mr. Allworthy'de.
BLM 12
BLM 13
BLM 1
Bundan sonraki sayfalarda, tarihilerin ynteminin kart olan bir yntem izlemek
niyetindeyiz. Ortaya olaanst bir sahne knca (byle sahnelerin sk sk kacan
umuyoruz) olup bitenleri okuyucumuza tm ayrntlaryla verebilmek iin, ne
zahmetimizi esirgeyeceiz, ne de kdmz. Ama yllar, okuyucunun dikkatini ekme-
yecek bir biimde geerse, ykmzde bir boluk olmasndan korkmayacaz; bu bo
dnemleri hi hesaba kalmadan, daha nemli olaylara atlayacaz.
Zamann byk piyangosunda kmayan numaralardr bu bo dnemler. Bu
piyangonun hesabn tutan bizler, Guild-Hall'de ekilen piyangoyu yneten akll kiiler
gibi yaparak, kmayan numaralar da aklayp, okuyucumuzun cann skmayacaz.
Byk ikramiye ekildii zaman ise, tm gazeteler bu haberle dolar hemen. Bu bileti
hangi gienin sattn dnyada herkes bilir; hatt bazen iki ya da ayr gie, bu bileti
salm olmak onurun elde etmek iin savaa girerler. Belki de bu sayede serven
dknleri, kimi borsaclarn talihinin srlarn bildiklerini, hatt talihin kabinesinde
danman olduklarn anlarlar.
Bylece okuyucum bu yaptta bazen ok ksa, bazen de ok uzun. bazen bir gn
bazen de yllar kapsayan blmler bulunca; yani yknn bazen hi kprdamadan
durduunu bazen de utuunu grnce hayretlere dmesin. Hibir eletiri mahkemesi
nnde hesap vermek zorunda deilim bu eit eyler iin. nk gerekten yeni bir
yaz tr alannda kurucu durumunda olduum iin, orada canmn istedii yasalar
yapmakta zgrm ben. Uyruklarm saydm okuyucular, bu yasalara inanmak ve
boyun emek zorundadrlar. Ne var ki, okuyucularmn bu yasalara isteye isteye ve
sevine sevine uymalar iin, her eyden nce onlarn rahatlarn ve yararlarn gz
nnde tutacama imdiden sz veriyorum. nk ben, Tanrnn buyruuyla zorbalk
ettiklerine inananlar gibi, okuyucularm klelerim ya da rahatm salayan yaratklar
saymyorum. Aslnda onlara iyilik etmek iin getim balarna. Benim onlardan deil,
onlar benden yararlansn diye dnyaya geldim. Ve onlarn ilgisini ekmeyi yazlarmn
balca amac yaparken, okuyucularmn da benim onurumu elbirliiyle koruyacaklarna
ve hakkettiim ya da istediim kadar beni kutlayacaklarna gvenim var.
BLM 2
Yzba Blifil ile Miss Bridget Allworthy'nin nikh treninden sekiz ay sonra: ok
gzel, ok deerli ve de ok varlkl gen bir bayan olan Miss Bridget, geirdii bir
korkunun etkisiyle, tosun gibi bir olan ocuk dourdu. Geri ocuk grnte
kusursuzdu ama, ebe, bebein vaktinden bir ay nce doduunu hemen anlad.
Sevgili kz kardei, ailenin mirasna konacak bir ocuk dourunca, Mr. Allworthy ok
sevin duymakla birlikte, yatanda bulunduu kk ocua sevecenliini de
yitirmemiti. Kimsesiz bebein vaftiz babas olmu, ona kendi adn, yani Thomas adn
vermiti. Her Allahn gn, en azndan bir kez, gidip ocuu adasnda grrd.
Kz kardei raz olursa, yeni doan ocuun kk Tommy ile birlikte yetitirilmesini
istedi. Aabeyinin isteklerine hep boyun emeye alk olan Miss Bridget, bu neriden
holanmad ama, Mr. Allworthy'ye kar kmad. Bundan sonra da kk Tommy'ye
hep iyi davrand. Oysa, erdemleri kaskat bayanlar, kendileri susuz olduklar iin,
cinsel adan ahlk dknlnn canl bir ant diyebileceimiz byle bebeklere sevgi
gstermezler kolay kolay.
Yzba ise, Tommy'yi hi benimsemiyor, Mr. Allworthy'nin bu kimsesiz ocua kar
tutumunu yanl buluyor, ayplyordu. Kapal bir biimde konuarak, gnah sonucu
doan bu ocuu barna basmakla, Mr. Allworthy'nin gnah ileyenlerden yana
ktn sylyordu ikide bir. "Tanr, babalarn gnahn ocuklara detir," ya da
"babalar koruk yedi, ocuklarn dileri kamat" gibi paralar okuyordu dikkatle
incelemi olduu Kutsal Kitaptan. Bu eit szlere dayanarak, analar babalar su
iledii iin, pileri cezalandrmann yasalara uygun olaca grn savunuyordu.
Yzba derdi ki: "Yasalar, pilerin yok edilmesine kesinlikle izin vermemekle birlikte,
hi kimsenin ocuklar olmadklarn syler onlarn. Kilise de, onlarn hi kimsenin
ocuklar olmadklarna inanr. Durum byle olduuna gre, pilere yapabileceimiz en
byk iyilik, ancak en baya ve en aa grevleri yapabilecek kadar eitmektir onlar."
Mr. Allworthy, tm bunlara ve Yzbann bu konuda syledii daha birok szlere
yle karlk verdi: Ana baba ne denli sulu olursa olsun, ocuklarn hibir suu
yoktur. Yzbann Kutsal Kitaptan alntlarna gelince, bunlardan birincisi, putlara
tapmaya balayp, tanrsal krallarn braktklar, tanrsal krallarndan nefret ettikleri iin,
Musevileri sulamaktadr. kincisi ise, simgesel bir nitelik tar ve gnah yarglamaktan
fazla, gnahn kesin ve zorunlu olan sonularn gsterir. Tanrnn, sulularn hncn
susuzlardan alacan sylemek ayptr, hatt Tanry aalamaktr. Doal adaletin
temel ilkelerine, eriyi dorudan ayran ana kavramlara Tanrnn kar kmas gibi bir
eydir bu. Oysa, bu temel ilkelerle ana kavramlar, Tanr kendi vermitir bize. Tanrsal
gizemleri bile bunlara gre deerlendirmemizi istemitir. Yzba gibi dnen bir ok
kii vardr ama. ben bunun tam tersine itenlikle inanmaktaym. Ayn yerde nikhl bir
iftin ocuunu bulsaydm ona nasl bakacaksam, bu zavall ocua da ayn zenle
bakacam."
Mr. Allworthy'nin ocua dknln kskanmaya balayan Yzba,
kaynbiraderini bu kk ocuktan soutmak iin buna benzer tartmalar srdrrken,
Mrs. Deborah bir keifte bulunmutu. Bu keif ise, zavall Tommy iin Yzbann tm
mantkl szlerinden daha tehlikeli olabilirdi.
Kadncazn bir trl doymak bilmeyen merakndan m; yoksa kimsesiz ocua
grnte iyi davrand halde, ocuu sevdii iin hem erkek kardeini hem de
ocuu sk sk ktleyen Mrs. Blifil'in gzne girmek amacyla m bu ile uratn
bilemeyeceim ama, Mrs. Deborah, kimsesiz ocuun babasnn kim olduunu artk
kesinlikle rendiini sand.
ok nemli sonular dourabilecek bu durumun ana kaynana gitmek gerekebilir.
Onun iin Mrs. Deborah'nn varsaymn ortaya karan gemi olaylar tm ayrntlaryla
anlatacaz. Bu amala, okuyucumun imdiye dein hi tanmad bir ailenin kk
gizlerinin hepsini aa vurmak zorunda kalacaz. Bu ailedeki geinme biimi, yle
garip ve olaanstdr ki, birok evli kiilerin buna pek inanmayacaklarndan korkarm.
BLM 3
Jenny Jones'un bir retmenin evinde birka yl geirdiini bildirmitik; bunu ltfen
hatrlasn okuyucum. Bu retmen, Jenny'nin candan isteklerine uyarak, ona Latince
retmiti. Jenny'nin stn zeksna hakszlk etmemek iin, unu da syleyelim ki,
hzla gelien gen kz, retmeninden daha bilgili olmutu bir sre sonra.
Bu adamcaz bilgi gerektiren bir meslee girdii halde. aslnda en az vnlecek
yan bilgisiydi onun. Dnyann en iyi huylu insanlarndan biriydi bu retmen. Ayn
zamanda yle hosohbet ve akacyd ki, komu baylar, retmenin konuk olarak
evlerine gelmesini isterlerdi hep. retmen de, "hayr" demesini pek beceremedii iin,
okulda geirmesi gereken zamann ounu, bu baylarn evinde geirirdi.
Bu tr marifetleri ve byle bir yaradl olan bir adam, Eton'un ve Westminster'in
bilgili seminerleri iin bir tehlike saylamazd herhalde. Ak konualm, onun rencileri
iki snfa ayrlmt: st snfla, dolaylarda oturan bir bayn byk olu vard, on yedi
yana bast halde, Latin dilbilgisine balamt bu gen. Alt snfta ise, ayn bayn
ikinci olu ile kyn okuma yazma renen yedi erkek ocuu bulunuyordu.
Buradan ald cret, zavall retmene yaamann keyiflerini pek salayamazd
dorusu. yi ki, ktiplik ve berberlik gibi baka grevleri de vard onun. Bunlardan
baka, Mr. Allworthy, kutsal bayramlarda gnln elendirmesi iin, her yl Noel gn
on ngiliz liras verirdi retmene.
retmenin hazinelerinden biri de karsyd. Mr. Allworthynin mutfanda biriktirdii
serveti uruna, yani yirmi ngiliz liras uruna almt bu kadn.
Grn pek ho deildi kadnn. Arkadam Hogarth'a modellik edip etmediini
kesinlikle syleyemeyeceim ama, "Orospunun Ykselii" dizisinin nc resminde,
bayana ay veren gen kadna benziyordu tpk. Bundan baka, eskiden Xantippe'nin7
kurduu nl Cadaloz Kadnlar Tarikatnn bir meziydi; bu yzden, kocasndan fazla
ondan korkulurdu okulda. Gerei sylemek gerekirse, ne okulda ne de karsnn
bulunduu herhangi baka bir yerde stnlk taslayamazd bu retmen.
Kadnn yaradltan pek tatl olmayan huyu, genellikle evlilik mutluluunu zehir eden
bir durumdan tr bsbtn ekimiti: ocuklara, sevginin armaanlar denilir
hakl olarak. Oysa dokuz yldr evli olduklar halde, kocas henz byle bir
armaan vermemiti sz konusu bayana. Kocasnn bu kusuru, ne yandan ileri
gelebilirdi ne de salkl olmayndan: nk henz otuz yanda bile olma yan
retmen aslan gibi, keyif dolu bir delikanlyd.
Tm bunlardan tr, zavall retmen ok ekiyordu. Kars onu yle kskanrd ki,
kyde tek bir kadnla bir ift lf etmeyi gze alamazd: nk herhangi bir kadna en
kk bir nezaket gstermeye, hatt selm vermeye kalksa, kars, hem o kadnn hem
de retmenin stne saldrverirdi.
retmenin karsnn bir tek hizmetisi vard. Kadncaz evlilik yaantsnda hi
olmazsa kendi dam altnda zarar grmesini engellemek iin, erdemleri konusunda
yzleriyle bir gvence veren kzlar semeye dikkat ederdi hep. Jenny Jones ise,
7 Xantippe, Sokratesin huysuzluuyla nl ei. (.N.)
okuyucumuza daha nce de bildirdiimiz gibi, bu gvenceyi veren kzlardand.
Yz gz pek dzgn olmayan Jenny Jones, olduka salam bir erdem gvencesi
verdii, akll davranyla kendi halinde bir kza benzedii iin, Mr. Partridge'in evinde
(retmenin adyd bu) Mrs. Partridge'de en kk bir kuku uyandrmadan drt yl
geirmiti. stelik ok iyi davranlmt ona. Mrs. Partridge, bundan nce de anlattm
gibi, Jenny'yi okutmas iin kocasna izin bile vermiti.
Ne var ki, kskanlk damla hastalna benzer; kana bir kez bulat m, elle tutulur bir
neden olmadan ve en beklenmedik anlarda anszn patlak vermesi engellenemez.
Kocasnn bu gen kadna ders vermesine, eitimiyle urarken Jenny'nin ev ilerini
zaman zaman savsaklamasna drt yl sreyle katlanan Mrs. Partridge'in hastal da
anszn patlak verdi: Bir gn kz kitap okuyordu, kocas da stne eilmi onunla
beraber okurken, Mrs. Partridge odaya girdi. Jenny Jones, bilmediim bir nedenden
tr irkilince, hanm ilk kez kukuya dt.
Ne var ki, bu kuku hemen aa vurulmad; kendini aka gsterip eyleme
gemeden nce yardmc asker blklerinin gelmesini bekleyen gizli bir dman gibi,
saklanp durdu Mrs. Partridge'in kafasnda. ok gemeden, kadnn kukularn
destekleyen bu yardmc gler de geldi: Gnn birinde, kan koca sofrada otururlarken,
evin efendisi Jennyye, "da mihi aliquid potum" (yani "bana biraz su ver") dedi. Bunu
duyan kz, retmeninin Latincesinin bozukluuna glverdi herhalde. Ama hanm ona
baknca, efendisiyle alay ettiini sanacan dnnce yz kzard. Bunun zerine
Mrs. Partridge fena halde fkelendi; yemek dolu ar tahta taba Jenny'nin bana
frlatarak, "rezil orospu, gzmn nnde kocamla fingirdeyecek misin, yoksa!" diye
bard; bir ba kapt gibi ayakland. Kzcaz, kapya hanmndan daha yakn
olmasayd ve bundan yararlanarak darya kamasayd, Mrs. Partridge, korkun bir
alacakt Jennyden; nk zavall koca, ya hayretten ya da korkudan (korku olasl
daha akla yakn bize kalrsa) donakalm, araya girmeye hi kalkmamt. Gzleri falta
gibi alan retmen, iskemlesinde titreyerek oturuyordu. Jenny'nin peinden kotuktan
sonra geri dnen kars, cann korumak amacyla, onu baz savunma nlemleri almaya
zorlamasayd, retmen ne kmldayacak, ne de konuacakt. Ama saldr kendine
doru ynelince, hizmeti kz gibi, o da kamak zorunda kald.
Mrs. Partridge, Othello gibiydi tpk: "Kskanlklar iinde yaayacak; aylarn
deiikliklerini yepyeni kukularla" izleyecek bir yaradl yoktu onun da. Tpk Othello
gibi, "bir kez kukulanmak, hemen karar vermek" demekti Mrs. Partridge asndan da.
te bundan tr, retmenin kars, hemen plsn prtsn toplamasn ve defolmasn
buyurdu Jennyye. Kzn, o geceyi kendi damnn altnda geirmemesine kararlyd.
Mr. Partridge, eski deneylerinden fazlasyla yararland iin, bu sorunu fazla
kurcalamad. Her zaman yapt gibi, sabr reetesine bavurdu gene; nk Latinceyi
iyi bilmedii halde, "leve fit, quod bene tertur onus" (ngilizcesi, "iyi tanlan yk
hafifler") dn anmsyor, anlamn da iyice kavryordu. Mr. Partridgein dilinden
dmezdi bu t; ve doruyu sylemek gerekirse, bu szn ne denli doru olduunu
sk sk denemiti.
Jenny, susuzluunu ileri srerek kendini savunmaya kalkt ama, frtna yle bir
esiyordu ki, szlerinin duyulmasnn yolu yoktu. Bunun zerine eyalarn toplamaya
balad. Bir tabaka kahverengi kat, tesini berisini paketlemeye yetti. Kk cretini
aldktan sonra, evine dnd,
retmen ile kars pek ho vakit geirmediler o akam. Ama sabah olmadan Mrs.
Partridge'in fkesini yattran baz durumlar meydana geldi. Sonunda Mrs. Partridge,
kocasnn zr dilemesine raz olup, bu zrleri kolayca kabul etti; nk kozas,
Jenny'nin geri arlmasn isteyecei yerde, onun kovulmasna sevindiini, btn
vaktini okumakla geirdii iin Jenny'nin hizmeti olarak artk pek ie yaramadn,
stelik de ok yzsz ve inat olduunu syledi. Aslnda Jenny ile retmen, son
zamanlarda sk sk kavga etmilerdi edebiyat konusunda. Daha nce de sylediimiz
gibi, Jenny bu alanda retmenini oktan getii halde, Mr. Partridge bunu kabul
etmeye hi yanamyordu. Jenny hakl olarak direndii iin, onu inat olmakla
suluyor, ona iyice kin balamaya balyordu.
BLM 4
8 Elektriin nitelii konusunu nceleyen John Frebe adl bir bilim adamna deinme. (.N.)
dkkn haberi" deyimi halk diline iyice yerlemitir. Horatius, iirlerinin birinde, Roma
berberlerinden szeder bu durumla ilgili olarak.
ngiltere berberlerinin, Yunanl ya da Romal berberlerden hibir bakmdan aa
kalmadklar bilinir. Berber dkknlarnda d siyaset konusundaki tartmalarn,
kahvelerde yaplan tartmalardan daha aa bir dzeyde olmadn grrsnz.
ilerine gelince, konular, kahvelerde olduundan ok daha genie ve zgrce ele al-
nr berber dkknlarnda. Ne var ki, berber dkknlar erkeklerin iine yarar ancak.
Oysa bizim lkenin kadnlar ok daha fazla kendi aralarnda grtkleri ve merak
konusunda erkeklerden hi aa kalmadklar iin, meraklarn giderebildikleri zel bir
toplant yeri bulunmasayd, ynetimimizin ok kusurlu olduunu syleyebilirdik.
Britanya gzelleri byle toplant yerlerinin keyfini srerken, kendilerini yabanc
lkelerdeki kz kardelerinden ok daha mutlu saymalar gerekir; nk ne tarihte
okudum, ne de yolculuklarmda duydum buna benzer bir eyi.
Sz konusu toplant yeri, mumcunun dkkndr. Tm haberlerin verildii, daha
dorusu her ngiliz kynde dedikodu denilen eyin yapld bir yerdir buras.
Bir gn bu kadnlar toplantsnda, komularndan biri, Jenny Jones ile ilgili yeni bir
haber duyup duymadn sordu Mrs. Partridge'e. Mrs. Partridge, bu konuda hibir ey
bilmediini syledi. Bunun zerine komu glmsedi, Mrs. Partridge'in Jenny'yi
kovmakla btn ky halkna hizmet ettiini ileri srd.
Okuyucunun bildii gibi, kskanl oktan gemi olan ve eski hizmetisine artk kin
beslemeyen Mrs. Partridge, hi ekinmeden konutu; kyde Jenny kadar deerli ikinci
bir kii bulunmadna gre, ky halknn Jenny'nin gidiine neden sevindiini
anlamadn syledi.
Dedikoducu, "onun kadar deerlisi gerekten yok," dedi. "Aiftelerimiz bol olduu
halde, onun gibisi yoktur umarm. Demek Jenny'nin iki pi dourduundan haberiniz
yok sizin? Ne var ki, burada domadklar iin, o pilere burada bakmak zorunda
kalmayacamz sylyorlar kocam la teki khya."
Mr. Partridge tellanarak, "iki pi mil" dedi. "ok atm buna. Pilerin burada
yetitirilmeleri zorunlu mu bilmem ama, burada peydahlandklar su gtrmez. nk
daha dokuz ay olmad kz gideli buradan."
nsan kafas kadar hzla ve dakikasnda ileyemez hibir say. zellikle kskanln
hizmetinde alan umutlar ya da korkular insann kafasn harekete geirirse.
Kendileriyle yaarken, Jenny'nin evden nerdeyse hi kmad hemen aklna geldi Mrs.
Partridge'in. Kocasnn Jenny'nin iskemlesinin stne eilii, Jenny'nin irkilii, g-
lmseyii ve daha birok ey, Mrs. Partridge'in stne hep birden t. Kocasnn
Jenny'nin gidiine sevinmesi, hem sahte hem de gerek grnd Mrs. Partridge'e.
Belki de gerekten sevinmiti kocas. Bunu dnnce, kadnn kskanl bsbtn
artt. Belki Jenny'den usanmt da onun iin sevinmiti gitmesine; belki de yzlerce
baka kt nedenleri vard bu sevincin. Szn ksas, Mrs. Partridge kocasnn
sululuuna inand ve allak bullak bir halde hemen kat bayanlarn toplantsndan.
Kaplan trnden hayvanlarn en k olan gzel kedi, kendi soyundan gelenlerin
daha bykleri kadar yrtcdr. G asndan soylu kaplanla eit olmad halde,
saldrganlk asndan eittir kaplanla aka olsun diye uzun sre eziyet ettii bir fare, bir
an iin penesinden kurtulunca, kedi sylenir, sinirlenir, homurdanr ve kfreder.
Farenin arkasna sakland sandk ya da kutu ortadan kalknca da, avnn stne
yldrm hzyla atlr; kin dolu bir fkeyle hayvanc srr, trmklar, parampara eder.
Mrs. Partridge de tpk byle saldrd zavall retmene. Dili, dileri ve elleri, ayn anda
iniverdi kocasnn stne. Bir saniye iinde Mr. Partridge'in perukas bandan, gmlei
srtndan koparld. Adamcazn yznden be kan deresi akt. Ne yazk ki, doa be
trnak vermiti dmannn eline ve bu be trnan iziydi o be kan deresi.
Mr. Partridge bir sre kendini ancak savunmakla yetindi; yzn elleriyle korumaya
alt yalnz. Ama dmann fkesi yatmaynca, hi olmazsa onu silhsz brakmaya,
daha dorusu kollarn tutmaya alt. O srada kadnn apkas bandan dt; fazla
ksa olduu iin omuzlarna dmeyen salar kafasnda dimdik dikildi. Bir tek yerinden
bal olan uzun korsesi de patlayverdi ve sandan ok daha kabark olan gsleri,
gbeinden aa doru sarkt. Yz kocasnn kanyla lekelenen kadn, fkeden
dilerini gcrdatyor, bir demirci ocandan kan kvlcmlar andran ateler sayordu
gzlerinden. Amazonlara benzeyen byle bir dii yiit, Mr. Partridge'den ok daha
gzpek bir erkein bile dn koparabilirdi.
Sonunda Mr. Partridge karsnn kollarn tuttu; parmaklarnn ucundaki silhlar etkisiz
brakmay baard. Bunun farkna varan Mrs. Partridge'de, kadnlara zg tatllkla
fkesini yendi; hngr hngr alamaya balad; derken ak diye dp bayld.
Mr. Partridge, henz nedenini bilmedii bu dehet sahnesi srasnda koruyabildii o
kck saduyu krntsn artk tmyle yitirdi. Karsnn can ekimekte olduunu,
komularn hemen imdada yetimeleri gerektiini avaz avaz bararak sokaklara att
kendini. Birok kadn retmene inand; bu durumlarda etkili sandklar illarla eve
geldiler. Mrs. Partridge sonunda aylnca, kocas ok sevindi.
Kadnn akl bana gelir gelmez, itii ilcn etkisiyle toparlanr toparlanmaz,
kocasnn yapt saysz ktlkleri odadakilere sayp dkmeye balad. Kocasnn,
onun yatan lekelemekle yetinmediini; kendisine kar klnca, akln alamayaca
bir zulm gsterdiini; karsnn bandan apkasn, bedeninden korsesini ekip
kopardn; salarn yolduunu; bunlar yaparken att dayan izlerini mezara
girinceye kadar tayacan anlatt.
Karsnn fkesinin ok daha belirgin izlerini kendi yznde tayan zavall adam,
sessiz bir aknlk iinde dinliyordu bu sulamalar. Okuyucu, Mrs. Partridge'in
szlerinin gerein snrlarn iyiden iyiye zorladna tanklk edebilir. Aslnda Mr.
Partridge, bir fiske bile vurmamt karsna. Ne var ki, yarglar kurulu, adamcazn
dilinin tutulmasn, sululuunun bir kant diye yorumladlar; az birliiyle onu
azarlamaya, terslemeye koyuldular; ancak korkak erkeklerin kadnlara el kaldrdn
sylediler ikide birde.
Mr. Partridge, sabrla katland btn bunlara. Gelgelelim Mrs. Partridge, kendi
yzndeki kan, kocasnn vahetinin bir kant olarak kullanmaya kalknca, adamcaz,
kendi kanna sahip kmaktan kendini alamad. Gerekten de kendi kanyd karsnn
yzndeki. ldrlenin kan katilden ald gibi, kendi kannn kendisinden
almaya kalkmasn doaya aykr bir durum sayyordu retmen.
Kadnlar, buna karlk, o kann Mr. Partridge'in yreinden akacana yznden
akmasna zldklerini bildirmekle yetindiler. Sonra da, kendilerine el kaldracak
olursa, kocalarnn yreinde bir tek damla kan bile brakmayacaklarn akladlar hep
bir azdan.
Eve gelenler, Mr. Partridge'i gemi iin iyice azarladktan, gelecek iin de iyice
uyardktan sonra, kar kocay babaa brakp ekildiler; ve Mr. Partridge, ok
gemeden, ektii tm aclarn nedenini renebildi.
BLM 5
Ancak bir tek kiiye aklanan srlarn pek az sayda olduu sylenir. Bana kalrsa,
dorudur bu. Ama bir srrn btn bir kye aklandktan sonra evreye yaylmamas,
akl almaz bir durumdur kukusuz.
Aradan birka gn bile gemeden, Little Baddington okulu retmeninin ad dillere
destan oldu. Bu retmenin, karsna korkun bir dayak att syleniyordu; hatt kimi
yerlerde, onu ldrdn bile ileri srenler vard. Blgenin bir yerinde karsnn
kollarn krd, baka bir yerinde ise bacaklarn krd sylentileri duyuluyordu. Szn
ksas, bir insan baka bir insana akla gelebilecek hangi ktl yapabilirse, Mr.
Partridge'in de ayn ktl karsna yapt haberi yaylyordu.
Kar koca arasndaki bu kavgann nedeni stne de eitli sylentiler dolayordu
evrede. Kimine gre, Mrs. Partridge, kocasyla hizmetisini yatakta yakalamt.
Kimine gre de, kavgann baka nedenleri vard. Hatt kary sulu, kocay da
kskan diye anlatanlar bile kyordu bu arada.
Mrs. Wilkins bu kavga haberini oktan almt ama, duyduklarnn gerekle hibir ilgisi
olmadndan, bu haberi gizlemeyi ok daha uygun buldu. Mrs. Wilkins'in bu
davrannn baka bir nedeni de olabilir: Mr. Partridge'i herkes kabahatli gryordu.
Oysa Mr. Partridge'in kars, Mr. Allworthy'nin evinde hizmetilik ederken, Mrs. Wilkins'i
kzdrmt bir gn. Mrs. Wilkins ise, kendisine kar ilenen sular kolay kolay
balayanlardan deildi.
Uzaklar grebilen ve gelecek yllarda olabilecekleri imdiden sezebilen Mrs. Wilkins,
Yzba Blifil'in gnn birinde efendisinin yerini alabileceini iyice anlam durumdayd.
Yzbann, kimsesiz ocua iyi niyet beslemediini aka grd iin, Mr.
Allworthy'nin bu ocua sevgisini azaltacak bir eyler renirse, Yzbann gzne
gireceini sand. Mr. Allworthy'nin ocua sevgisi Yzbay ylesine tedirgin ediyordu
ki, bunu Mr. Allworthy'den gizlemeyi bile tam baaramyordu. Herkesin nnde ok
daha iyi rol oynayabilen kars, ona kendisi gibi davranmasn ikide birde syledii hal-
de; tpk kocas gibi, aabeyinin lgnlnn herkesten fazla farkna vardn ve bu
duruma ierlediini anlatt halde, Yzba gene de gizleyemiyordu duygularn.
Biraz nce anlattmz yknn gerek yann ok daha sonralar, bir rastlant sonucu
duyan Mrs. Wilkins, olup bitenler konusunda ayrntl bilgi edindi. Kk piin asl
babasnn kimliini sonunda rendiini; bu ocua bylesine dkn olduu iin,
efendisinin adnn tm blgede ktye kacak diye zldn syledi Yzbaya.
Yzba, sylevinin son blmnde efendisinin davranlarn eletirdii iin Mrs.
Wilkins'i azarlad. nk Yzbann akl Mrs. Wilkins ile bir antlama yapmaya
yanat halde, gururu byle bir antlamaya hi katlanamyordu. Gerei sylemek
gerekirse, dostlarmza kar kmak amacyla onlarn hizmetileriyle birlemek, hi de
akllca bir tutum deildir. nk bunu yapanlar, kendilerini her an ele verebilecek olan
hizmetilerin klesi durumuna derler. Yzba Blifil, belki bunu bildii iin, Mrs.
Wilkins ile daha ak konumad, Mr. Allworthy'ye kar bir eyler sylemesini nledi.
Ne var ki, Yzba, Mrs. Wilkins'in rendiklerinden honut olduunu
aklamad ama, kimsesiz ocuk konusunda bilgi edinmesine gizlice ok sevindi; bu
durumdan elinden geldiince yararlanmaya karar verdi.
Yzba Blifil, Mr. Allworthy bu haberi baka birinden duyar umuduyla, uzun sre
sustu. Mrs. Wilkins ise, ya Yzbann davranna kzdndan, ya onun kurnazln
anlayamadndan, ya da bu durumun Yzbann houna gitmediini sandndan, bir
daha azn amad bu konuda.
Dnp tandktan sonra, khya kadnn rendiini Mrs. Blifil'e aktarmamasn
olduka garip buldum; nk kadnlar, duyduklar haberleri, erkeklerden fazla kadnlara
sylemekten holanrlar. Bunu ancak Mrs. Wilkins ile hanm arasna artk soukluk
girmesiyle aklayabiliriz bana kalrsa. Bu soukluun nedeni, Mrs. Wilkins'in kimsesiz
ocua fazlasyla sayg gstermesi, Mrs. Blifil'in de buna ierlemesiydi belki. nk
Mrs. Wilkins, Yzbann gzne girmek amacyla, bir yandan kk yetimi
mahvetmeye alyor; bir yandan da Allworthynin ocua sevgisinin gnden gne
arttn hesaba katarak, efendisinin nnde ocuu her gn daha ok vyordu. Mrs.
Wilkins, efendisine sylediklerinin tam tersini hanmna sylemek iin byk abalar
gsterdii halde, nazl Mrs. Blifil gene de ierliyordu ona; hatt khya kadndan
dpedz nefret etmeye balamt. Onu evden kesinlikle kovmuyor, belki de
kovamyordu ama, hayatn zehir etmenin yolunu buluyordu. Sonunda Mrs. Wilkins bu
duruma yle kzd ki, Mrs. Blifil'in damarna basmak iin, kk Tommyye ar bir
sayg ve sevgi gstermeye balad aka.
Yzba, rendii haberin unutulup yok olmak tehlikesine dtn grnce, bunu
aklamann yolunu buldu.
Bir gn Yzba ile Mr. Allworthy, iyilikseverlik konusunu tartyorlard. Yzba,
byk bilgisini kullanarak, iyilikseverliin ncil'de hibir zaman akellilik ya da cmertlik
anlamna gelmediini kantlad; "Hristiyan dini," dedi, "putlara tapan birok filozofun
bize oktandr retmekte olduklar bir dersi anlamamz iin deil, ok daha soylu
amalarla kurulmutur. Geri bu filozoflarn bize rettiklerine ahlaksal bir erdem
diyebiliriz belki. Ne var ki, bu erdemde; ancak Tanrnn inayetiyle eriilen belirtilerin,
meleklerin lekesiz iffetini andran Hristiyanla zg o yce niteliin, o soylu dnce-
nin izleri pek grlmez. yilikseverlii, saf bir iyiniyet ya da kardelerimiz stne iyi
eyler dnmek, onlarn davranlarn olumlu bir biimde yorumlamak anlamnda
kullananlar, bu szcn ncil'de tad anlama en ok yaklaanlardr. evrenize
birka sadaka datmaktan ok daha yce ve ok daha geni kapsaml bir erdemdir
iyilikseverlik. Sadaka datmakla, ailelerimize zarar verebildiimize, hatta ailelerimizi
iflasa srkleyebildiimize karn, pek az sayda yoksula yardm edebiliriz gene de.
Oysa ncil'deki gerek anlamnda iyilikseverlik, btn insanl kapsayabilir.
"sa'nn mezlerinin kimler olduklarn yle bir dnrsek, cmertlik ya da sadaka
datmak ilkesinin bu gibi kiilere retilmi olmasnn samaln anlarz. Hazreti
sa'nn, byle bir ilkeyi uygulayamayacak durumda olanlara retmeye kalkm olmas
aklddr; bu ilkeyi uygulayabilecek durumda olup da uygulamayanlara -
retebilmesinin akld olduu gibi.
"Korkarm ki, aslnda pek deeri yoktur bu cmerte davranlarn. Geri iyi bir insan
bu eit davranlardan haz alabilir ama, hesaba katmas gereken bir durum da vardr:
ou zaman aldanp, cmertlie lyk olmayan kiilere ayrca cmerte davranrz, o
metelik etmeyen herife, o Partridge'e sizin cmerte davrandnz gibi. Bu eitten iki
rnek, iyi bir insann cmerte davrand iin duyduu honutluu bir hayli bozar
herhalde. Hatt iyi bir insan, ahlkszla yardm etmek, ktleri desteklemek suunu
ilememek iin, cmertlikten ekinir belki de; nk ahlkszl desteklemek yle
korkun bir cinayettir ki, bunu hi de istemeyerek yaptmz ileri srmek, cinayetimizin
balanmasn salayamaz. Cmertlik gstereceimiz kiiyi, kl krka yararak semek
zorundayz. Dini btn ve erdemli kiiler, ite bu yzden cmerte davranmaktan e-
kinmilerdir bana kalrsa."
Mr. Allworthy karlk olarak unlar syledi: Yzba ile Yunan dili konusunda bir
tartmaya giremeyeceine gre, "iyilikseverlik diye evrilen szcn gerek anlam
stne bir ey syleyemezdi. Ne var ki, iyilikseverliin her eyden fazla bir davran
biimi olduuna ve yoksullara para vermenin, bu erdemin bir paras saylmas
gerektiine inanmt teden beri.
yilikseverliin bir erde saylmamasna konusuna gelince, Yzbann grlerine
katlyordu. Ancak bir grevi yerine getirmenin ne gibi bir deeri olabilirdi ki? Oysa
"iyilikseverlik" szc nasl yorumlanrsa yorumlansn, ncil'in tm tutumundan bunun
bir grev olduu yeterince anlalyordu. yilikseverlik, gerek Hristiyanla, gerekse
doa yasalarna gre vazgeilemeyecek bir grev saylmaktadr. stelik bu grevi
yerine getirmek ylesine hotur ki, iyilikseverlik yapann kendi kendisine bir dl
baladn, bir yandan verirken, bir yandan da kazandn syleyebiliriz.
"Gerek udur ki," dedi Mr. Allworthy "cmertliin (daha dorusu iyilikseverliin)
ancak bir tek biimi az ok deerli saylabilir: Bu da, iyiliimizden, ya da Hristiyanca
sevgimizden tr, aslnda kendi istediimiz bir eyi bakasna balamamzdr;
bakalarnn aclarn paylamak, bakalarnn aclarn azaltmak iin, kendimize zorunlu
olan eyleri bakalarna vermemizdir. te bu, deerli bir davrantr. Ama kendimize
ancak fazla gelen eylerle kardelerimize yardm etmek; kendi benliimizden vererek
deil de, yalnz kasalarmzdan vererek iyilikseverlik (bu szc kullanmak
zorundaym) yapmak; evimizin duvarlarna ok gzel bir resim asacamza, ya da
buna benzer herhangi bo ve gln bir eye zeneceimize, birka aileyi sefaletten
kurtarmak, erdemli bir davran deil, sradan bir insanlktr ancak. Hatt daha ileri
giderek, bu eit cmertliklerin, keyfine dkn olmann baka bir biimi olduunu
syleyebilirim; nk midesine ayrca dkn bir adam, bir tek azla yemektense,
birok azla yemeyi istemez mi? Birok kiinin kendi cmertlii sayesinde yiyebildiini
bilen adam da, buna benzer bir keyif iindedir.
"Cmertlii hakketmeyenlere cmerte davranmak korkusuna gelince; Biroklarnn
aslnda cmertlie lyk olmadklarn bildii halde, iyi bir insan cmerte davranmaktan
kendini alamaz gene de. Tek tk de olsa, saysz da olsa, nankrlk rnekleri, bir
insann kardelerinin aclarna kar yreini katlatrmasn hakl gsteremez bana
kalrsa. Gerekten iyi bir yrei hibir zaman etkileyemez bu iyi bir insann
iyilikseverliine, ancak tm dnyann ahlksz olduu inanc bir son verebilir. Byle bir
inan ise, iyi bir insan, ya dinsizlie, ya da dengesizlie srkler bence. Bir iki ahlksz
kt diye, herkesi ahlksz sanmann hakszlk olaca besbellidir. yice lp biip,
herkesin kt olduu varsaymna uymayan bir tek kii bulunduka, byle bir sonuca
varamaz insan."
Mr. Allworthy, bunlar syledikten sonra, Blifil'in deersiz bir adam dedii o
Partridge'in kim olduunu sordu.
Yzba, "berber Partridge'i sylyorum, dedi, retmen Partridge'i, ne olduu
belirsiz Partridge'i, hani u yatanzda bulduunuz ocuun babas Partridge'i."
Mr. Allworthy bu szlere pek at, Yzba ise, Mr. Allworthy'nin bunu bilmemesine
daha da ok at. Blifil, bunu reneli bir aydan fazla zaman getiini syledi; belleini
szmona zorlayarak, bunu Mrs. Wilkins'den duyduunu anmsad.
Bunun zerine, Wilkins hemen arld. Yzbann sylediklerini onayladktan sonra,
Blifil'in szne uyan Mr. Allworthy, durumu incelemek zere kadn Little Baddington'a
gnderdi. Yzba, bir su sz konusu olunca, aceleden hi holanmadn,
Partridge'in sululuu kantlanmadan nce, Mr. Allworthy'nin ne baba ne de ocua
kar bir karar almasn hi mi hi istemediini bildirdi. Yzba, Partridge'in sulu
olduunu, onun komularndan birinden kesinlikle renmiti ama, fazla iyi yrekli
olduundan, bunu Mr. Allworthy'yi bildirmek istememiti.
BLM 6
Herkese bilinen ve nice konumalara konu olan bir ykden Mr. Allworthy'ye hibir
zaman sz edilmemesi alacak bir eydir. Zaten tm blgede bu yky hi
duymayan tek kii Mr. Allworthy'di belki de.
Bu durumu okuyucuya az buuk aklayabilmek iin, unu bildirmeyi uygun buldum:
Bir nceki blmde "iyilikseverlik" szcnn anlamyla ilgili bir ilke ileri srlmt.
Tm lkede, "iyilikseverlik" szcnn bu anlamna kar kmayacak bir tek kii
varsa, o da Mr. Allworthy idi. Bu iyi insan, iyilikseverliin her iki anlamn da
benimsemiti gerekten. nk hem bakalarnn yoksulluuna herkesten fazla
duyarlk gsterir ve bu yoksulluu nlemenin aresini dnr; hem de bakalarnda bir
ahlk dknl bulunduunu kantlayanlara inanmakta glk ekerdi.
Bundan tr, Mr. Allworthy'nin sofrasna hi yanaamazd dedikodu. Bir insann ne
olduunu dostlarndan anlayabileceimiz ileri srlr teden beri. Ben de unu
sylyorum: nemli bir kiinin sofrasnda konuanlar dinleyerek, bu nemli adamn
dini, siyasal grleri, beenisi ve tm kiilii konusunda bilgi edinebiliriz. nk kendi
zel grlerini her yerde aa vuran tek tk acayip kiiler varsa da, ou insanlar,
konumalarn kendilerinden stn olanlarn beenilerine ve eilimlerine gre
ayarlayacak kadar dalkavukturlar.
Neyse, Mrs. Wilkins'e dnelim gene: Mrs. Wilkins, retmen on be mil uzakta
olduu halde, grevini grlmedik bir hzla yerine getirdikten sonra, Partridge'in
sululuunu yle bir kantlad ki, Mr. Allworthy, bu cinayeti ileyeni armaya ve
dorudan doruya sorguya ekmeye karar verdi. Gelip kendini savunmas iin (eer
savunmasnn yolu varsa) Mr. Partridge'e haber gnderildi.
Kararlatrlan saatte, Partridge, Anne adl kars, savc rolnde Mrs. Wilkins,
Paradise-Hall'da Mr. Allworthy'nin huzuruna ktlar.
Mr. Allworthy yarg sandalyesine oturduktan sonra, Mr. Partridge nne getirildi.
Mrs. Wilkins'in sulamalarn dinleyen retmen, sulu olmadn bildirdi, kendini
savunmak amacyla diller dkt.
Bundan sonra sorguya ekilen Mrs. Partridge, kocasna kar da olsa, gerekleri
sylemek zorunda kald iin, nce ekingen bir tavrla zr diledi. Derken,
okuyucunun bildii tm olaylar anlatt. Kocasnn, suunu nasl olsa kabul ettiini
syleyerek, szlerine son verdi.
Geri Mrs. Partridge'in kocasn balayp balamadn kesinlikle bilemeyeceim
ama, bu davada istemeye istemeye tanklk ettii su gtrmez. Baz baka nedenleri
gznnde tutarak, unu da ileri srebiliriz: Eer Mrs. Wilkins, onu grmeye gittii
srada, byk bir ustalkla her eyi azndan almasayd; kocasnn. ailenin adn
lekelemeyecek biimde cezalandrlacana sz vermeseydi, hi de byle tanklk
etmezdi Mrs. Partridge.
Partridge'e gelince, susuzluu konusunda direnip durdu. Biraz nce szn
ettiimiz itirafta bulunduunu kabul ediyordu ama, bunu yle aklyordu: Karsnn
elinden kurtulmak iin bunu yapmak zorundayd. nk sululuuna kesinlikle inanan
kars, sulu olduunu syleyinceye dein ona eziyete devam edeceine: suunu kabul
ettikten sonra da bu konuyu bir daha azna hi almayacana yemin etmiti. te bu
yzden Partridge, ilemedii bir suu stne almt. yle bir duruma dmt ki, ayn
nedenlerden tr bir cinayeti bile stne alabilirdi.
Mrs. Partridge, bu szlere dayanamad. u srada bulunduu yerde, alamaktan
baka bir ey gelemezdi elinden. Onun iin, sel gibi akan gzyalarn imdadna
ard. Sonra Mr. Allworthy'ye unlar syledi (daha dorusu, unlar bard):
"Ah, efendim, benim bu aalk heriften ektiklerimi, hibir kadncaz ekmemitir
yeryznde. Beni ilk aldat deildir bu. Vallahi efendim. bundan nce de ok lekeledi
yalamn onurunu. Eer kutsal saylan on yasadan birine kar kmasayd.
sarholuuna da, iini savsaklamasna da dayanabilirdim. Bu ii darda yapsayd.
hadi neyse. Ama kendi hizmetimle, kendi evimin iinde, kendi atmn altnda, le gibi
pis orospularla benim namuslu yatam lekelemek! Evet, hain, benim yatam kirlettin.
kirlettin diyorum sana! stelik, gerei sylemen iin sana eziyet etmekle suluyorsun
beni. Ah efendim, bana ne denli zalimce davrandn gsteren izleri tenimde tayorum
hl. Ah hain, sen erkek olsaydn, bir kadna bunlar yapacak kadar klmezdin. Ama
tam erkek deilsin sen, bunu kendin de biliyorsun. Bana da tam bir koca olamadn.
Orospular peinde koacaksn ille, ille koacaksn. Ben biliyorum... Ama mademki
damarma bastn, ikisini de yatakta yakaladma yemin etmeye hazrm efendim. Ben
sana terbiyemi hi bozmadan, beni aldattn syleyince, beni bayltncaya kadar
dvdn. alnmdan kanlar akttn unuttun mu yoksa? Btn komularm da
gzleriyle grdler bunu. Benim yreimi krdn nerdeyse, vallahi krdn, billahi krdn!"
Derken, Mr. Allworthy kadnn szn kesti, hakszla uramayacana and ierek,
yatmasn rica etti. Sonra, aklnn yars aknlktan, yars da korkudan tr bombo,
dona kalan Partridge'e dnd; bylesine kt bir adamn yeryznde var olmasna
zldn bildirdi. Partridge'in kaamaklarnn, yalanlarnn dolanlarnn, durumunu
bsbtn arlatrdn. ancak her eyi aklamakla ve piman olmakla suunu
hafifletebileceini syledi. Yaptklarn hemen itiraf etmesini salk verdi; kendi karsnn
bile aka kantlad bir suu yadsmakta direnmemesini istedi.
Okuyucum, imdi bir dakika sabret de, yasalarmzn ulu adaletini ve bilgeliini hakl
olarak yle bir veyim; nk bir ein kocasndan yana, ya da kocasna kar tanklk
etmesini kabul etmez bizim yasalar. imdiye dein adnn ancak hukuk kitaplarnda
getiini sandm bilgili bir yazar, byle bir tankln, kar koca arasnda bitmez
tkenmez bir anlamazlk yaratacan ileri srmektedir. Bunun sonucu ise, bir yn
yalan yere yeminler, dayak atmalar, ceza yemeler, hapse dmeler, srgn edilmeler
ve ipe ekilmelerdir.
Partridge bir an sustu. Konumas istenince, doruyu sylediini, susuzluunu
Tanrnn bildiini, bu konuda Jenny Jones'un da tanklk edebileceini anlatt. Mr.
Allworthy'nin kz hemen armasn istedi. Ama Partridge, Jenny'nin artk bu blgede
oturmadn ya gerekten bilmiyor, ya da bilmiyormu grnyordu.
Adalete doutan sevgisi ve serinkanll sayesinde ayrca sabrl bir yarg olan Mr.
Allworthy, bir sann kendini savunmak amacyla ortaya karabilecei tm tanklar
dinlemeye hazrd. Jenny'yi armak zere hemen bir adam gnderdi; kesin kararn
vermeden nce, kz da dinleyeceini bildirdi. Sonra, bar iinde yaamalar iin
tler verdi Partridge ile karsna. (Ne var ki, Mrs. Partridge'in kocasna kar iyi
davranmasn syleyecei yerde, yanlp Mr. Partridge'in karsna kar iyi davranmasn
sylyordu.) Jenny'nin imdi oturduu yer bir gnlk yol olduu iin duruma gn
sonraya ertelendi.
Kararlatrlan gn herkes topland; ama Jenny'yi armaya giden adam onu
bulamadan geri dnd; nk Jenny, orduya asker toplayan bir subayla birlikte, birka
gn nce evinden kp gitmiti.
Bunun zerine Mr. Allworthy, bir orospu gibi davranan Jenny'nin tanklnn bir deeri
olmadn syledi. Ama unu da eklemekten kendini alamad: Tm koullarn,
Partridge'in kendi aklamalarnn, kocasn sust yakaladn bildiren Mrs.
Partridge'in yeterince kantlad bu suu, eer mahkemeye gelip gerei
syleyebilseydi, Jenny'nin de kabul edeceini sanyordu. Onun iin Mr. Allworthy,
suunu itiraf etmesini bir kez daha syledi Partridge'e. retmen, susuzluu
konusunda direnince, Mr. Allworthy onun sulu olduu kansna vard. Byle bir adama
yardmda bulunmasnn doru olmayacan bildirerek, ona her yl verdii paray kesti.
teki dnyay dnerek piman olmasn; bu dnyada kendini ve karsn
geindirebilmek iin de, almasn salk verdi Partridge'e.
Belki o srada zavall Partridge'den daha mutsuz bir insan olamazd yeryznde.
Gelirinin ounu karsnn tanklndan tr yitirdii halde, Mrs. Partridge, onun
yznden birok eyden yoksun edildiini, bu parann da gene onun yznden elinden
alndn sylyor, tanrnn gn azarlyordu retmeni. Adamcazn alnyazs
ise, tm bunlara katlanmasn gerektiriyordu.
Bir iki satr nce, retmenden "zavall Partridge" diye szetmeme bakarak, bu
adamn susuzluunu aa vurduumu sanmasn okuyucu. Doutan yufka yrekli
olduum iin bu deyimi kullandm sanmas, daha yerinde olur bana kalrsa. Susuz
olup olmad daha sonralar anlalacaktr belki de. Ama yk anlatanlar esinleyen
peri bana bir sr verdiyse, ondan izin almadan hi mi hi niyetim yok bu srr
aklamaya.
Durum byle olduuna gre, bouna merak etmesin okuyucu. in gerei ne olursa
olsun Partridge'i sulu grmek iin gereinden fazla kant vard Mr. Allworthy'nin elinde.
Nikhd bir ocuk davas grlrken, bundan ok daha yetersiz kantlar bile, ayn
inanc verebilirdi yarglara. Gelgelelim, Mrs. Partridge'in kesin ifadesine, bu konuda
Kutsal Kitap stne yemine hazr olmasna karn, retmenin yzde yz susuzluu
olasl vard gene de. Geri Jenny'nin Little Baddington'dan ayrld gnle ocuu
dourduu gn arasndaki sre hesap edilince, orada gebe kald meydana kyordu
ama, ocuun babasnn ille de Partridge olduu sonucu karlamazd bundan.
Ayrntlara girimeden unu da syleyebiliriz: Ayn evde on sekiz yalarnda bir gen
oturuyordu ve bu delikanlyla Jenny arasnda sk fk dostluk, akla yakn baz kukular
uyandrmaya yetebilirdi. Ama kskanlk ylesine krdr ki, Partridge'in kuduran ka-
rsnn aklna bir kez bile gelmedi bu olaslk.
Partridge'in Mr. Allworthy'nin tlerine uyarak, piman olup olmadn bilmiyoruz.
Mrs. Partridge'e gelince, kocasna kar tanklk ettiine bin piman olduu su
gtrmez. Mrs. Deborah Wilkins'in kendisini aldattn, Mr. Allworthy'nin susuz ee
destek salamaya hi yanamadn anlaynca, bsbtn artt bu pimanlk. Bununla
beraber, Mrs. Partridge, okuyucumun da anlad gibi, Mrs. Deborah'dan ok daha iyi
huylu bir kadn olan Mrs. Blifil ile ok daha baarl oldu. Partridgelere her yl verdii
paray gene vermesi iin kardeine ricalarda bulunmak iini stne ald Mrs. Blifil. Kad-
nn iyi yreinin bunda bir pay vard ama, gelecek blmde greceimiz gibi, byle
davranmasnn ok daha doal ve zorlu bir nedeni de yok deildi.
Ne var ki, bouna yalvard Mrs. Blifil. Geri Mr. Allworthy, geenlerde len baz
yazarlar gibi, sululara acmann tek yolunun onlar cezalandrmak olduunu
inananlardan deildi ama; ii hafife alarak, ar sular ileyenleri durup dururken
balamann gerek bir acma duygusuyla badamayacan da biliyordu. Kesin
kantlarn eksik oluunu ve hafifletici nedenleri hesaba katt halde. sulunun
yalvarmalar ya da bakalarnn ara bulmak giriimleri, Mr. Allworthy'yi hi etkilemezdi.
Szn ksas, sulunun kendisi ya da dostlar onun cezalandrlmasn istemiyorlar diye
balayamazd su ileyenleri.
Bylece Partridge de kars da alnyazlarna boyun emek zorunda kaldlar.
Durumlar gerekten acklyd. Partridge, azalan gelirini arttrmak iin daha fazla
alaca yerde, bir eit umutsuzlua kaptrmt kendini. Yaradltan gelen tembellii
bir kat daha artnca, zaten tek tk olan rencilerini de yitirdi. yle ki, iyi yrekli bir
Hristiyann iyilikseverlii kar kocann yardmna gelip, alktan lmemeleri iin
gerekeni salamasayd, ne Partridge ne de kars bir lokma ekmek bile
bulamayacaklard.
Onlara yaplan yardmn kayna bilinmedii iin, gizli velinimetlerinin Mr. Allworthy
olduunu sandlar. Okuyucum da byle sanacak herhalde. nk Mr. Allworthy,
ahlkszl aka desteklemezdi ama, ahlkszlarn aclar younlanca, ektikleri
aclar iledikleri sular anca, kiisel bir yardmda bulunabilirdi. Bu zavalllarn ac-
larnn sularndan byk olduunu gren kader tanras da sonunda mutsuz ifte
merhamet etti, karsn ortadan kaldrarak, Partridge'in durumunu bir hayli rahatlatt;
Mrs. Partridge, bu olaylardan ksa bir sre sonra, iek hastalna yakalanp ld.
Mr. Allworthynin Partridge'i byle yarglay, nceleri herkese doru bulundu.
Gelgelelim Partridge bu yargnn acsn ekmeye balar balamaz, konu komu
yumuad, onun haline acd. lkin adalet dedikleri eyi, imdi sertlik ve hainlik diye
aypladlar. Bir insan serinkanllkla cezalandranlara kar atp tuttular, yufka yreklilere
ve balayanlara vgler dzdler.
Bu barp armalar, Mrs. Partridge'in lmyle bir hayli ykseldi. Aslnda kadnn
lm, daha nce szn ettiimiz hastalktand; yoksulluun ya da mutsuzluun
sonucu deildi ama, biroklar hi utanmadan, bu lmle imdi "zulm" dedikleri o sert
yarg arasnda bir balant kurmaktan ekinmediler.
Partridge, karsn, rencilerini ve yllk gelirini yitirmiti artk. Ad bilinmeyen kii de
yardmn kesince, retmen, yaamnn getii sahnede bir deiiklik yapmaya karar
verdi. Tm komular acsn paylat halde, alktan lmek tehlikesine dt bu
kasabadan ekip gitti.
BLM 7
BLM 8
Yzba, karsyla konuarak geirdii (ve elinden geldii kadar ksa kesmeye
alt) tatsz dakikalarn acsn karmak iin, yalnzken ho dncelere dalard.
Mr. Allworthy'nin servetine adanmt bu dncelerin tm. Yzba, her eyden
nce bu servetin tam deerini hesaplayabilmek iin bir hayli dnd. Bu hesaplar
kendi karlarna uydurarak, ikide birde deitirmenin yollarn da buldu. Bundan sonra
en ok dnd ey, evde ve bahede deiiklikler yapmak ve topraklarn hem
bykln hem de grkemini arttrmak iin, eitli tasarlar hazrlamakt. Bu amala,
mimarinin ve bahe dzeninin incelenmesine verdi kendini. Bu konuda ynla kitap
okudu pepee. Hatt btn vaktini alyor, tek elencesi oluyordu bu bilim dallar.
Sonunda kusursuz bir tasar hazrlad. Bence, amzn tm grkemi bile byle bir
tasaryla baa kamayaca iin, bunu okuyucumuza sunamayacaz. Bu trden ulu
ve de soylu tasarlarn balca iki esine bol bol yer veriliyordu Yzbann dnd
plnda. Bu plnn uygulanabilmesi iin snrsz para ve kusursuz olabilmesi iin de ok
uzun bir zaman sresi gerekiyordu. Mr. Allworthy'den kendisine kalacan umduu ve
snrsz sand servet, gereken paray salayacakt; bedeninin salaml ve henz orta
yal olmas da gereken zaman salayacandan en kk bir kukusu yoktu.
Bu tasary hemen uygulamas iin, Mr. Allworthy'nin lmnden baka hibir ey
eksik deildi. Bu lmn zamann hesaplamak amacyla cebir bilgisine bavurmutu;
insan mrnn uzunluu, mirasa konma ve buna benzer konular ele alan her kitab da
satn almt. Bu kitaplar sayesinde, umduunun her gn gerekleebileceini, birka
yl iinde gereklemesinin ise ayrca akla yakn grndn rendi. Ne var ki,
Yzba bu eit dncelere derin derin dalmken, gnn birinde, dnyann en
uursuz, en zamansz ilerinden biri geldi bana. Kader tanrasnn en korkun kt-
l bile, bylesine zalim, bylesine yersiz, tm tasarlarn bylesine kesinlikle ykan
bir durum yaratamazd. Okuyucuyu fazla meraka drmemek iin ksa kesiyorum: Mr.
Allworthy'nin lmnden sonra ne denli mutlu olacan dnerek, sevinten tam utu-
u bir srada, Yzbaya inme indi ve kendi ld.
Ne yazk ki, akam gezintisinde tek banayken oldu bu durum. Yardmna koulsa,
kurtulabilirdi belki. Ne are ki, yardm edecek hi kimse yoktu yannda. Bylece yere
kapaklanarak, bundan sonraki zlemlerinin tmne yetecek topra, boylu boyunca
lt bedeniyle; ve Horatius'un aada verilen gzleminin byk (ama cansz) bir
rnei olarak, yerde l yatt:
Te secanda marmora
Locas sub ipsum funus: et sepulchri
Immemor, struis domos.
Okuyucuya yle anlatabiliriz bu gzlemi: "Size yalnz bir keser ve bir krek
gerekirken, pahal malzeme aryorsunuz yaplarnz iin; iki metre boyunda, bir metre
eninde evi unutarak, iki yz metre boyunda ve yz metre eninde evler yaptryorsunuz."
BLM 9
Mr. Allworthy, kzkardei ve baka bir bayan, akam yemei iin, yemek odasnda
toplanmlard. Her zamankinden bir hayli fazla bekledikten sonra, Mr. Allworthy,
yemee hep vaktinde gelen Yzbann gecikmesini merak etmeye baladn syledi.
Evin dnda, Yzbann gezinmeye zellikle alk olduu yerlerde ngrak almalarn
istedi.
Bu armalar ie yaramaynca (aksi gibi o akam Yzba bahenin baka bir yerine
gitmiti), Mrs. Blifil, gerekten korktuunu syledi. Bunun zerine, Mrs. Blifilin en yakn
arkadalarndan biri olarak, bu bayann kocasna besledii sevginin tam ne biim oldu-
unu iyice bilen konuk kadn, arkadan yattrmak iin, elinden geleni yapt; merak
etmekte her ne kadar hakl da olsa, umudunu kesmemesi gerektiini syledi. Belki
akamn tatl havas yznden, Yzba her zaman gittii yerlerden daha uzaklara
yrmt: bir komuda alkonulmutu belki. Mrs. Blifil, buna inanmad; kocasnn
bana bir kaza geldiinden emindi. Ne denli evhaml olduunu bildii iin, hibir
zaman ona haber vermeden darda kalmazd kocas. teki bayan, syleyecek baka
bir ey bulamaynca, byle durumlara uygun den lflar etti. Mrs. Blifil 'in bu
korkularnn saln ok kt etkileyeceini ileri srerek, kayglanmamas iin yalvard.
Sonra, koskocaman bir bardaa arap doldurdu, Mrs. Blifil'in bunu imesini istedi.
arab arkadana iirmeye baard da.
O srada, Yzbay aramaya giden Mr. Allworthy geri dnd. aknl ve znts
yznden belliydi; konuacak hali yoktu. Ama ac ekmek herkesi baka trl etkiledii
iin, Mr. Allworthynin sesini ksan korku, Mrs. Blifil'in sesini ykseltti. Mrs. Blifil, pek ac
szlerle yaknmaya koyuldu; inleye inleye gzya selleri dkyordu. Arkada, bu
gzyalarn ayplamamakla beraber, kendini byle koyuvermemesi gerektiini belirtti.
nsann mr boyunca her gn karlat trl trl hayal krklklar konusunda,
filozofa gzlemlere girierek, arkadann aclarn yattrmaya alt. Ne denli ans-
zn, ne denli korkun olursa olsun, bu filozofa dncelerin ruhumuzu her kazaya
kar glendirmeye yettiini ileri srd. Mr. Allworthy'yi rnek alarak, Mrs. Blifilin
sabrl olmasn istedi. Geri Mr. Allworthy, Mrs. Blifil kadar sarslamazd ama, onun da
ok zld belliydi. Ne var ki, Tanrnn buyruuna katlanarak, acsna fazla
kaptrmyordu kendini.
Mrs. Blifil, "aabeyimden szetme bana," dedi. "Yalnz bana acmak gerek. Byle bir
durumda, bir dostun ektii ac, bir ein ektii acyla karlatrlabilir mi hi? Ah,
kocam yok oldu! Onu biri ldrd! Bir daha gremeyeceim onu!"
Bunlar syledikten sonra, gzyalar selleri dken Mrs. Blifil, Mr. Allworthy gibi sustu.
O srada, odaya soluk solua koan bir hizmeti, "Yzba bulundu," diye bard.
Szn srdrmesine vakit kalmadan, ly tayan iki kii grnd.
Merakl okuyucu, acnn etkileri konusunda yeni bir gzlem yapabilir imdi. nk
biraz nce Mr. Allworthy'yi sessiz brakan duygu, kz kardeinin dilini zmt; oysa,
u srada Mr. Allworthy'nin gzlerinden yalar boaltan grnt, Mrs. Blifilin
gzyalarn kesti: Mrs. Blifil, tyler rpertici bir lk att, dp bayld dakikasnda.
Oda, evin adamlaryla dolmutu. Kimi, konuk bayanla birlikte, Mrs. Blifil ile urayor;
kimi de Mr. Allworthy'ye yardm ederek, Yzbay scak bir yataa tayp, onu yeniden
canlandrmak iin, eitli arelere bavuruyordu.
Okuyucumuza, her ikisini de canlandrmay baardklarn bildirmekten sevin
duyardk ama, bayana bakanlar, gerekli ve edepli bir baygnlk sresinden sonra, kadn
kendine getirmeyi baardklar halde; Yzbaya bakanlarn giritikleri tm kan alma,
ovma, damla verme ve buna benzer baka abalar etkisiz kald. lm, o acmasz
yarg, Yzbay mahkm etmiti bir kez. Hemen gelerek, ayn anda cretlerini alp,
Yzba Blifil'in avukatln yapan iki hekim, onun cezasn ertelemenin yolunu
bulamadlar bir trl.
Kt niyetli olduumu sanmamalar iin Dr. Y ve Dr. Z diye adlandracamz bu iki
hekim, (Dr. Y sa bileini, Dr. Z de sol bileini tutarak) cesedin nabzna baktktan
sonra, Yzbann kesinlikle ld kansna vardlar. Ne var ki, hastaln tr ya da
lmn nedeni konusunda, ayn grte deildiler. Dr. Y inmeden, Dr. Z ise saradan
ldn ileri sryordu.
Bylece, bu iki bilgili kii arasnda bir tartmadr balad. Her biri, kendi grlerinin
nedenlerini savundu. Bu nedenler ylesine glyd ki, her iki doktorun da kendi
inancna gvenini pekitiriyor, ama karsndakini hi mi hi etkilemiyordu.
Gerei sylemek gerekirse, nerdeyse her doktorun, tm hastalklar arasnda ayrca
sevdii zel bir hastalk vardr. nsan bedenini yenerek lmn elde ettii her zaferi bu
hastalktan bilirler. Eklem hastaln, romatizmay, safrakesesi tan, bbrek tan,
veremi koruyup ycelten doktorlar vardr. Bunlar arasnda, en gzde hastalklardan biri
de sinir nbetleridir. imdi akladmz bu gerei bilmeyenleri pek artan bir durum
(yani bir hastann lmnn nedeni konusunda, en bilgili doktorlar arasnda zaman
zaman kan gr ayrlklar) ite bu yzdendir.
Bu iki bilgili bayn, hastay canlandracak yerde, lmn nedeni konusunda hemen
kavgaya balamalarna belki hayret edecektir okuyucu. Ne var ki, gereken tm abalar
yaplmt doktorlar gelmeden nce: Yzba scak bir yataa yatrlm, damarlarndan
kan alnm, aln ovulmu, azna ve burun deliklerine eit eit etkili ilalar
damlatlmt.
Doktorlar, salk verecekleri her eyin nceden yapldn grdler; ama aldklar
paraya karlk, bir sre Mr. Allworthy'nin evinde kalmalar gerekli ve uygun
olduundan, konuulacak bir konu aryorlard. u srada akla gelen ilk konu ise, biraz
nce szn ettiimiz lmn nedeni konusundan baka ne olabilirdi?
Doktorlarmz gitmek zereyken, Yzbay kurtarmak umudunu yitiren ve tanrsal
buyrua katlanan Mr. Allworthy, kz kardeinin durumunu merak etmeye balad;
gitmeden nce bir de onu grmelerini istedi.
Mrs. Blifil artk aylmt. "Bu durumda bir kii ne denli iyi olabilirse, o denli iyiydi"
derler ya - Mrs. Blifil de yleydi ite. Dul bayan, yeni bir hasta olduundan, doktorlar,
herkese bilinen trenlerle, onun salk durumunu incelediler. Daha nce lye
yaptklar gibi, biri Mrs. Blifil'in sa elini, teki de sol elini tuttu.
Kadnn durumu, kocasnnkinin tam tersiydi; nk tp bilimi, kocasnn derdine are
bulamazd; kadnn ise, tp bilimine hi gereksinmesi yoktu.
Doktorlar lmn dostudur ayak takmna gre. Bundan daha byk bir hakszlk
olamaz. Tam tersine, iyileenlerin says, tbba kurban gidenlerin saysndan biraz daha
fazladr bana kalrsa. Hatta kimi doktorlar, bu konuda ylesine dikkatlidirler ki, hastay
ldrmek tehlikesini nlemek iin, onu iyiletirmek abasndan da saknrlar; hastaya
ne iyi sonular verebilecek ilalar salk verirler, ne de kt sonular verebileceklerini.
Bunlarn arasnda byk bir arballkla u sz bir vecize gibi benimsemeleri vard:
"ini baarabilmesi iin, doay kendi haline brakmal. Doktor, bir kenarda durup,
doann srtn svazlar; doa iyi iler yapnca onu yreklendirir ancak."
Bizim doktorlarmz, lmden pek holamyorlard. yle ki. bir tek vizite creti
aldktan sonra, cesedi taburcu ettiler. Ama yaayan hastalarndan pek yle
tiksinmiyorlard. Mrs. Blifil'in hastal konusunda hemen ayn gre vardlar ve harl
harl reeteler yazdlar.
Belki Mrs. Blifil, "hastaym" diye ilkin doktorlar kandrmt; imdi de "hastasn" diye
doktorlar onu kandryordu. Bunu kesenkes bilemeyeceim ama, Mrs. Blifil, hastaln
tm sslerini taknd bir ay sreyle: Doktorlar gelip gitti, hastabakclar ona bakt ve
tandklar salk durumunu sorup durdu.
Hastala ve snrsz bir kedere adanmas gereken sre bittikten sonra, doktorlar
savld ve dul bayan dostlarn grmeye balad. Yzn ve bedenini yas rengine
brm olmasndan baka, hibir deiiklik yoktu onda.
Yzba gmlmt artk ve eer Mr. Allworthy'nin dostluu sa yesinde, leni
yakndan tanyan, yksek yetenekli ve drst bir ki iye aadaki mezar ta
yazs yazdrlmasayd, oktan unutulurdu Yzba Blifil:
Burada
Sevin iinde dirileceini
uman Yzba John Blifil'in
bedeni yatyor.
Doumuyla Londra,
eitimiyle Oxford onurland.
Yetenekleri,
meslei ve lkesi iin
bir onur kaynayd.
Yaam
dine ve insan kiiliine
onur salad.
O, grevine dkn bir evlat,
sevecen bir e,sevgi dolu bir baba,
yi yrekli, esiz bir karde, candan bir dost,
dini btn bir Hristiyan
ve iyi bir insand.
Avunma nedir bilmeyen dulu, onun erdeminin
ve einin sevgisinin
bir ant olan
Bu ta diktirdi.
NC KISIM
BLM 1
Bu yknn ikinci kitabnn balangcnda, anlatlmaya deer bir olay olmaynca, uzun
zaman srelerini anlatmaya niyetlendiimizi anmsayacaktr okuyucu.
Byle davranmakla, yalnz kendi saygnlmz ve rahatmz deil, okuyucunun da
iyiliini ve yararn dnyoruz. Okuyucunun tatsz ve yarasz eyler okuyarak, bouna
vakit harcamasn bylece nlyor; o esiz sezme yeteneine bavurup bu bo sreleri
kendi hayal gcyle doldurabilmek olanan veriyoruz ona. Daha nce de belirttiimiz
gibi, okuyucumuza baz yetenekler balamamzn nedeni de budur.
Bir dostun lm zerine, yrei akmak tandan ve kafas ayn kaskat nesneden
olumayan her insan gibi, Mr. Allworthy'nin de kendini kedere kaptrmadn bilmeyen
bir okuyucu var mdr? Felsefenin ve dinin bu kederi zamanla yattrdn, sonunda da
sndrdn hangi okuyucu bilmez? Felsefe, bu kederin lgnca ve nafile bir ey
olduunu retti; din ise, tanrsal yasalara aykr bulduu bu kederi nledi. Zaten dini
btn ve gl bir kiinin gelecekle ilgili yle umutlar ve yle bir gveni vardr ki, lm
deinde bir dostundan, sanki bu dostu uzun bir yolculua kyormu gibi ayrlr;
yolculua kan gnn birinde gene greceini bildii gibi, o dostu da gene
greceinden kuku duymaz.
Akl banda okuyucu, Mrs. Bridget Blifil'in de nasl davrandn bilir herhalde.
Bedenin d grntsnde, kederin gzle grlmesi gerektii srece. geleneklerin ve
edepli bir davrann tm kurallarna sk sk uydu Mrs. Bridget. Yzndeki deiiklikler,
klndaki deiikliklerle tam bir uyum iindeydi: yle ki, kl kyafeti tll karalardan,
dpedz karalara; dpedz karalardan, kuruniye; kuruniden beyaza dnt gibi;
yznde beliren duygular da, dehetten kedere. kederden zntye, zntden
arballa dnt. Ve sonunda eski huzuru gene yerleti Mrs. Bridget'in yzne.
Ancak sradan okuyucularmz iin verdik bu iki rnei. Yksek eletiri okulundan
diploma alanlardan, yarglama ve sezme yeteneklerini kantlayan. ok daha yce ve
ok daha gl abalar beklemek hakkmzdr. Bu yksek diplomallarn, atlamay
uygun grdmz yllar sresince saygdeer Mr. Allworthy'nin evinde olup bitenlerle
ilgili anlatlmaya deer birok eyler bulacaklarndan hi kukum yok. Geri bu sre
boyunca ykmzde yer almas gereken hibir byk olay kmad ama, kk kk
baz eyler oldu. amzn yazarlar, her hafta ve her gn olup bitenleri, dergilerde ve
gazetelerde yazp dururlar. Ve ne yazk ki, birok kii, hibir yarar olmayan bu yazlar
okuyarak, ok zaman harcarlar bouna. Mr. Allworthy'nin evinde olup biten kk
olaylar ise, en azndan dergilerde ve gazetelerde anlatlanlar kadar nemlidir aslnda.
imdi anlatacaklarmz yarglamak iin, insan en stn baz yetenekleri yararl bir
biimde kullanabilir. nk iinde bulunduklar koullar ne olursa olsun, insanlarn
ahlaklarn gznnde tutarak davranlarn yarglamak, davranlarn gznnde
tutarak ahlklarn yarglamaktan ok daha iyidir. Bir kiinin ahlkn gznnde tutarak
davrann yarglamak iin daha keskin bir zek gerektiini kabul ediyorum ama,
gerekten sezgisi olan bir insan, birinin davranlarn gznnde tutarak ahlakn
anlayabilecei gibi, ahlkn gznnde tutarak. bir kiinin davrann da kolayca
anlayabilir.
Bu yetenein ou okuyucularmzda bol bol bulunduuna inandmzdan, sz
konusu yetenei kullanmalar iin. onlara oniki yllk bir sre veriyoruz. Ve birok
okuyucularmzn oktandr onunla tanmak istediinden emin olduumuz iin de.
ykmzn u sralarda ondrt yalarnda olan balca kiisini ortaya karyoruz imdi.
BLM 2
BLM 3
bir tartma
Bir sredir Mr. Allworthy'nin evinde oturan bayn ad, Mr. Square'di. Bu bay, pek
parlak olmayan doal yeteneklerini, bilgiyle olduka gelitirmiti. Eski Yunanllarla
Romallar bir hayli okumutu. Platon ile Aristo'nun tm yaptlarn iyice inceledii
herkese biliniyordu. Kimi zaman Platon'un kimi zaman da Aristo'nun grlerine
uyarak, kendi kiiliini bu iki yce rnee gre oluturmutu. Ahlk asndan, aka
Platon'cuydu; din asndan ise, Aristo'culua bir eilimi vard.
imdi sylediimiz gibi, ahlksal grlerini Platon'u rnek alarak kurduu halde,
Aristo'nun tutumunu yzde yz benimseyerek, ulu Platon'u, yasalar yapan bir
hukukudan fazla, bir felsefeci ya da bir dnr sayyordu. Bu inancnda yle ileri
gidiyordu ki, erdem bir kuraldan baka bir ey deildi Mr. Square'e kalrsa. Geri bunu
herhangi bir kiiye aka sylediini duymamtm ama, davranna biraz dikkat
edince, gerek grnn bu olduunu anladm ister istemez. stelik bu gr, Mr.
Square'in kiiliinde beliren kimi elikileri de aklayabilir bence.
Dnce asndan birbirlerinin tam kart olduklar iin, bu bayla Mr. Thwackum,
nerdeyse her karlamalarnda tartmaya giriirlerdi hemen. Square, insan
yaradlnda kusursuz bir erdem grr; beden sakatlnn insan yaradlna aykr bir
ey olduu gibi, ahlkszln da insan yaradlna aykr bir ey olduuna inanrd.
Thwackum ise, bunun tam tersini savunur; Adem ile Havva ilk gnah ilediklerinden
beri, insan kafasnn pislikle dolu bir kubur olduunu; bu pisliin ancak Tanrnn
inayetiyle arnp balanabileceim ileri srerdi. Bu iki bayn grleri, ancak bir
noktada birleirdi: Ahlk stne verdikleri sylevlerde, "iyilik" szn aza almazlard
ikisi de. Mr. Square, "erdemin doal gzelliinden" dem vurur; Mr. Thwackum ise,
"Tanrnn inayetinin kutsal gcnden" szederdi. Mr. Square, her davran, "dorunun
deimez kural" ve "var olan her eyin sonsuz uygunluu ile lerdi; Mr. Thwackum
ise, her sorunu, amaz sand kendi yarglarna gre zmlerdi. Ama bunu
yaparken, yorumlarn esas metin kadar arl olduu iin, avukatlar Coke Upon
Lyttleton 11 kitabna bavurduklar gibi, Mr. Thwackum da ncile ve ncil'in yorumlarna
bavururdu hep.
Bu ksa giriten sonra, saygdeer rahip Mr. Thwackumn, sylevini, zafer
kazanmasna sorduu bir tmceyle, yani "sk sk dine bal olmayan bir onur var
mdr?" sorusuyla tamamladn, okuyucu anmsayacaktr herhalde.
Square, buna karlk, szcklerin anlamn iyice saplamadan nce, bir felsefe
tartmasna girimenin yolu olmadn; Thwackum'n kulland iki szcn anlamnn
ayrca belirsiz ve bulank olduunu; "onur" szc gibi "din" szcnn de ok
deiik anlamlar tadn ileri srd.
"Ne var ki," dedi, "eer onur szcn erdemin doal gzellii anlamnda
kullanyorsanz, onurun herhangi bir dine bal olmadan da var olabileceine
inanyorum ben. Size gre onur, ancak Hristiyan dininde var olabilir. Bir Mslman, bir
Yahudi ve yeryzndeki tm teki dinlere inananlar da, onurun ancak kendi dinlerinde
var olabileceini ileri srerler o zaman."
Thwackum, bu szleri yle yantlad: "Byle konumak, Hristiyan Kilisesinin tm
dmanlarnn allagelmi kt niyetiyle mantk yrtmek demektir. Dnyann tm
dinsizleriyle kfirleri, onuru, kendi sama sapan yanlglar ve kahrolas
aldatmacalaryla snrlarlar ellerinden gelse. Ne var ki, onur konusunda ynla tutarsz
grler bulunduu halde, bir tek onur vardr aslnda. Yeryznde eitli mezhepler ve
din yolundan sapmalar bulunduu halde, aslnda bir tek din olduu gibi. Ben din
derken, Hristiyan dinini dnyorum; yalnz Hristiyan dinini deil, Protestan dinini
dnyorum; yalnz Protestan dinini de deil, ngiltere Kilisesini dnyorum. Onur
deyince de, Tanrnn inayetinin belirli bir biimini dnyorum. Tanrnn inayetinin
ancak Hristiyan dinine uygun, ancak Hristiyan dinine bal bir biimini dnyorum.
imdi kullandm anlamda (bu szc baka bir anlamda kullanmann yolu yoktur
nasl olsa) onur, bir yalan srdrmez, hatt yalan sylemez bile. Onurlu bir kiinin
yalan syleyeceini sanmak, akln alamayaca kadar samadr."
Square, "szlerimden kacak sonucun besbelli olduunu sandm iin, bu sonucu
aka sylemeye gerek duymadm," dedi. "Geri bu sonucu belki siz de sezdiniz ama,
buna bir karlk vermeye kalkmadnz hi. Din konusunu bir yana brakalm imdi. Sizin
sylediklerinizden, onur konusunda bambaka grlerimiz olduu anlalyor. Onur
kavramlarmz eanlaml olsayd, bu szc ayn biimde aklamaz myd k ikimiz de?
11 Sir Thomas Lytleton'un grlerini yorumlayarak, Sir Edward Coke'un 1968'de yaymlad bir hukuk
kitab. (.N.)
Gerek onurla gerek erdemin eanlaml szckler olduunu ileri srdm. Doruluun
deimez kural ve var olan her eyin sonsuz uygunluu stne kuruludur her ikisi de.
Yalan sylemek, doruluk kuralna ve sonsuz uygunlua ters den kt bir ey olduu
iin, gerek onurun yalandan yana olmayaca besbellidir. Bu bakmdan ayn grte
olduumuzu sanyorum. Gelgelelim, dinin onurdan nce var olduunu ve onurun din
stne kurulu olduunu ileri srmek; din derken de
belirli bir yasay dnmek..."
Thwackum, kendinden geerek, "demek, onurun dinden nce geldiini syleyen bir
adamla ben, ayn grteyiz ha!" diye bard. "Mr. Allworthy, byle bir ey dedim mi
ben?"
Thwackum, konumasn srdrecekti ama, Mr. Allworthy araya girdi. ok souk bir
hal ald; her ikisinin de szlerini yanl anladklarn, gerek onur konusunda hibir ey
sylemediini bildirdi. Mr. Allworthy, ikisi de fena halde coan tartmaclar herhalde
kolay kolay yattramayacakt ama, bu konumaya son veren bir durum ortaya kt o
srada.
BLM 4
BLM 5
Gen Mr. Blifil, kendisine ok gizli tutulmak zere syleneni aa vurmakla, Tom
Jones'u gzel bir dayaktan kurtard herhalde. Geri burun kanatma suu, Thwackum'n
Tom'u cezalandrmas iin yeterdi ama, bu su, teki suun iinde kaynayp gitti. nk
Mr. Allworthy, bu ikinci sutan tr, ocuun cezalandrlmas deil, dllendirilmesi
gerektiini gizlice syledi Mr. Thwackum'a ve bu genel af, Thwackum'n elini kolunu
balad.
Kafas kzlck sopalaryla dolu olan Thwackum, "bu gsz hogr," hatt daha ileri
giderek, "bu kt hogr" dedii tutuma kar bast feryad. Byle cinayetleri
cezalandrmamann, onlar desteklemek anlamna geleceini syledi. ocuklarn yola
getirilmesi konusunda birok sylev verdi. Hazreti Sleyman'dan ve bakalarndan
alntlar yapt. Bu alntlar bir yn baka kitapta bulabileceiniz iin, bu kitapta
bulmasanz da olur. Derken, yalan syleme sorununu ele ald. Bu konuda da, teki
konuda olduu kadar bilgiliydi.
Square, Tom'un davranyla kusursuz erdem kavramn badatrmann yolunu
aradn, ama bunu baaramadn syledi. Geri bu davranta yiitlie benzer bir
eyler vard ilk bakta; ama yiitlik bir erdem, yalan sylemek de bir ahlkszlk
olduundan, bu iki ey hi mi hi uyuamaz, badaamazd. Square unu da ekledi:
Tom'un davran, bir bakma erdemle ahlkszl birbirine kartrmak anlamna geldii
iin, ona daha usturuplu bir dayak atmann olumlu bir sonu verip vermeyeceini de
belki dnmeliydi Mr. Thwackum.
Bu iki bilgili bay, Tom'u ktlemekte birletikleri gibi, gen Mr. Blifil'i vmekte de
birletiler. Din adam Mr. Thwackum, gerei ortaya karmann, dini btn her insann
grevi olduunu ileri srd. Felsefeci Mr. Square ise, byle bir tutumun, doruluk
kuralna ve var olan her eyin sonsuz ve deimez uyumuna uygun olduunu bildirdi.
Ne var ki, Mr. Allworthy'nin pek aldrd yoktu btn bunlara. Jones'un lm cezas
iin gereken ferman imzalamaya yanamyordu bir trl. Mr. Allworthy'nin yreinde
bir eyler vard ve Tom Jones'un kolcuya gsterdii sarslmaz ballk, Thwackum'n
dinsel inanlarna ve Square'in erdem kavramna pek uymuyordu ama, Mr. Allworthy,
olup bitenlerden tr Tom'u dvmesini sk sk yasak etti Thwackum'a. retmen de,
istemiye istemiye, ocuk marp bozulacak diye homurdana homurdana, Mr.
Allworthy'ye boyun emek zorunda kald.
Mr. Allworthy, kolcuya daha sert davrand. Zavall adam hemen ard, ac szlerle
azarladktan sonra aylklarn dedi ve kap dar etti. nk Mr. Allworthy, kendini
kurtarmak iin yalan sylemenin, bakasn kurtarmak iin yalan sylemekten
bambaka olduuna inanyordu hakl olarak. Kolcuya bu denli acmasz davranmasnn
nedeni olarak da unu ileri srd: Bu adam, gereken aklamay kendi yaparak, bu
durumu engelleyeceine, Tom'un onun yznden bylesine ar bir ceza ekmesine
katlanmt alaka.
Bu olup bitenler evreye yaylnca, iki ocuun bu olaydaki davran konusunda
Square ile Thwackum gibi dnmedi biroklar. Mr. Blifile genellikle "sinsi herif,"
"yreksiz korkan teki" ve buna benzer adlar verildi. Tom Jones ise, "gzpek olan,"
"sevimli kereta," "drst gen" deyimleriyle onurlandrld. Tom, Kara George'a
davran sayesinde, evin tm adamlarnn iyice gzne girdi. nk kolcu iteyken onu
hi kimsecikler sevmedii halde, iinden atlr atlmaz herkes acd ona. Tom Jones'un
dostluu ve yiitlii herkese gklere karlrken; annesini kzdrmamaya dikkat et-
mekle birlikte, Mr. Blifil aka ayplanyordu herkese. Ne var ki, zavall Tom Jones,
gene de bunlarn acsn ekti etinde kemiinde. nk bu iten tr ocuu dvmesi
her ne kadar yasaklandysa da, kolayca bulunan bir nesnedir sopa dediin ve
Thwackum'n zavall Tom'u srekli cezalandrmasn engelleyen tek ey, her an bir
sopa bulunmamasyd elinin altnda.
retmenin sopadan holanmasnn tek nedeni dayak atma sporuna gnl vermesi
olsayd, Mr. Blifil'in de ekecei vard herhalde. Ne var ki, Mr. Allworthy, iki ocuk
arasnda hi fark gzetmemesini sk sk syledii halde, Thwackum, Tom'a kar ne
denli sert, hatt kyc ise, gen Mr. Blifil'e kar da o denli iyi yrekli ve tatl huyluydu.
Gerei sylemek gerekirse, retmeninin gzne iyice girebilmiti Blifil. Bunu hem
ona gsterdii derin sayg sayesinde, hem de retisini byk bir hayranlkla
benimseyerek yapabilmiti. Mr. Blifil, Thwackum'n szlerini ezberler, onlar sk sk
tekrarlard. Bylesine gen bir kiinin, hocasnn tm dinsel ilkelerini tam bir co-
kunlukla benimsemesi, alacak bir eydi dorusu. Saygdeer retmeni, ite bu
yzden Mr. Blifile ayrca dknd.
Tom Jonesa gelince, saygnn hem d gsterilerine bo verir, retmen yaklarken
apkasn karmay ya da selm vermeyi unutur; hem de onun tlerine ve kendini
canl bir rnek olarak ileri srmesine hi mi hi aldrmazd. Yani Tom Jones, gerek
davranyla gerek grnyle, akl be kar havada, zpr bir delikanlyd. ou
zaman da, hi utanmadan, arkadann arbal halleriyle rezilcesine alay ederdi.
Mr. Square de, ayn nedenlerden tr Mr. Blifil'i tutard. nk Tom Jones,
Thwackum'n szlerini nemsemedii gibi, Square'in ltfedip arasra verdii bilimsel
sylevlere de hi mi hi aldrmazd. Dahas var: Gnn birinde doruluk kural stne
bir aka yapmak yzszln bile gstermiti. Baka bir gn de, dnyada var olan
kurallardan hibirinin, babas (Mr. Allworthy kendisini bu adla armasna izin vermiti)
gibi bir adam yaratamayacana inandn sylemiti.
Mr. Blifil ise, Tom'un tam bir kartyd. On alt yandayken bile, birbirine tam
anlamyla ters den bu iki adamn gzne girebilecek kadar becerikliydi. Biriyle
tepeden trnaa din, tekiyle de tepeden trnaa erdem kesilirdi. Her ikisiyle
birlikteyken de, derin bir sessizlie gmlr, retmenler bu sessizlii kendilerinden
yana yorumlayp, Mr. Blifil'i bsbtn beenirlerdi.
Blifil, bu iki baya ayr ayr dalkavukluk etmekle kalmaz, onlar Mr. Allworthy'ye
vmenin yollarn da bulurdu sk sk. Daysyla babaa kalp da, boyuna dile getirdii
dinsel ya da erdemli grlerinden birinden sz edince, days da bu gr beenince,
Blifil, bunlar ya Thwackum'dan ya da Square'den rendiini sylerdi hemen. Bu
sayede, daysnn retmenleri vmesini salam olurdu. Bu vglerin ise, felsefeciyi
de tanrbilimciyi de ok etkilediini anlamt; nk gerei sylemek gerekirse, dolayl
yoldan yaplan dalkavukluklara pek dayanamaz insan.
Bundan baka, Blifil, retmenlerin vlmesinden Mr. Allworthy'nin de ayrca
holandm anlamt ok gemeden. nk aslnda retmenler, Mr. Allworthy'nin
kendi tasarlad acayip eitim plann uyguladklar iin, delikanl onlar vmekle bu
eitim plann da gklere karm oluyordu. Deerli Mr. Allworthy, byk zel okul-
larmzn kusurlu eitimini ve orada yetien ocuklarn birok alardan ahlksz
olabileceklerini dnerek, yeenini de, bir eit evlt sayd Tom'u da kendi evinde
okutmaya karar vermiti. zel bir lisede ya da bir niversitede ahlaklarnn bozulmas
tehlikesinden onlar koruyabileceini sanyordu bylece.
Mr. Allworthy, ocuklar zel bir retmenle yetitirmeye karar verdii srada, aklna
da, drstlne de ayrca gvendii yakn bir arkada, Mr. Thwackum'u salk verdi
ona. Bu Thwackum, zel bir bursla incelemeler yapt niversiteden nerdeyse hi
dar kmazd. Bilgili, dini btn ve akl banda bir kii diye byk bir n kazanmt.
Mr. Allworthy'nin arkada, herhalde bu niteliklerinden tr salk vermiti onu. Bundan
baka, Mr. Thwackum, Mr. Allworthy'nin arkadann Parlamento'da temsil ettii
kasabann en nemli ailesinden geliyordu ve o aile ile arasnn iyi olmasn istiyordu bu
Parlamento yesi.
lkin Thwackum pek houna gitti Mr. Allworthy'nin. Onun anlatld kadar deerli
olduunu sand gerekten. Ne var ki, Mr. Thwackum'u daha yakndan tanyp, onunla
daha ili dl olunca, retmenin baz kusurlu yanlarn grmeye balad. Ama Mr.
Thwackum'un olumlu yanlar, bu kusurlardan ok daha ar bastndan, ona yol
vermeyi dnmedi Mr. Allworthy. Bunu yapmas iin akla yakn bir neden de yoktu
gerekte. nk Mr. Thwackum bu ykde okuyucuya nasl grnyorsa, Mr.
Allworthy'ye de tpk yle grndn sananlar fena halde yanlmaktadr. Bu tanr
bilimciyi ok yakndan tansayd, onu, sezgileriyle aklayabilen biz yazarlar kadar iyi
anlayacan sanan okuyucu, daha da fazla yanlmaktadr. Bu eit yanlglara kaplp,
Mr. Allworthy'nin akln ya da sezgisini kmsemeye kalkan okuyuculara, verdiimiz
bilgiyi ok ktye kullandklarn sylerim hi ekinmeden.
Thwackum'un retisindeki yanlglar, bunlarn tam kart olan Squarein
retisindeki yanlglar byk apta rtmeye yaryordu. Mr. Allworthy, Square'in
yanlglarn da gryor ve ayplyordu. Bu
ikibayn deiik arlklarnn bu deiik kusurlar dzelteceini; ve bu iki retmenden.
Mr. Allworthynin de yardmyla, iki ocuun yeterince gerek din ve gerek erdem ilkesi
renebileceini sanyordu. Eer umduu sonucu elde edemediyse, tasarlanan planda
bir bozukluk vard herhalde. Bu bozukluun ne olduunu da okuyucum bulsun, eer
bulabilirse. Bozukluu aramas iin izin veriyoruz ona. ykmzde kusursuz kiiler var
demiyoruz biz. nk ancak doal olarak insan yaradlnda var olan eylerin bu
ykde bulunacan umuyoruz.
imdi gene konumuza dnelim. ki ocuun biraz nce szn ettiimiz deiik
davranlarnn deiik etkiler yaptn kendi gzyle gren okuyucunun aacan
sanmyorum. stelik, felsefeciyle tanrbilimcinin byle bir tutum benimsemelerinin
baka bir nedeni de vard. Ama bu neden ok nemli olduundan, bir sonraki blmde
aklayacaz onu.
BLM 6
BLM 7
Geri Mr. Allworthy, olup bitenleri olumsuz bir adan grmekte acele eden bir adam
deildi. Dolaylarda oturanlarn hepsinin azna dt halde, bir erkek kardein ya da
bir kocann kulana eriemeyen dedikodulardan da pek haberi yoktu. Ama Mrs. Blifil'in
kimsesiz delikanlya sevgisi; onu kendi oluna yelediini dpedz aa vurmas,
Tom'un hi de yararna deildi gene de.
Mr. Allworthy'nin yreindeki acma duygusu ylesine glyd ki, ancak adaletin
klc baa kabilirdi bu duyguyla. Ayrca kt saylamayacak bir adamn u ya da bu
nedenden tr mutsuzluunu grr grmez, yufka yrekli Mr. Allworthy'nin acma
duygusu hemen ar basar; bu mutsuz adama dostluk gsterir, iyilik ederdi ona.
Bylece Mr. Allworthy, kz kardeinin kendi z olundan aka nefret ettiini
grnce, srf bu durumdan tr gen Blifil'e acmaya balad. Gzel huylu iyiliksever
insanlarda acmann ne gibi belirtileri olduunu ou okuyucularma imdi anlatmaya
gerek yok bana kalrsa.
Bundan sonra Mr. Allworthy, gen Blifil'de erdeme benzeyen her eye drbnn
byten ucuyla; kusurlarna ise, drbn ters evirerek, klten ucuyla bakmaya
balad. yle ki, delikanlnn kusurlar nerdeyse grlmez oldu. Acma duygusu gzel
bir huyun belirtisi olduu iin, Mr. Allworthy'yi vmek yerinde olur belki. Ne var ki,
bundan sonraki tutumunu balamak iin de, insanlarn gszln gz nnde
tutmamz gerekecek. nk Mr. Allworthy, kz kardeinin Tom'a dknln sezer
sezmez, bu zavall gen Mrs. Blifil'in gzne girdike, onun gznden dmeye balad
susuz olduu halde. Geri Mrs. Blifil'in sevgisi, Tom'un Mr. Allworthy'nin yreinden
sklp atlmasnn tek nedeni olamazd ama, kimsesiz delikanlya byk zarar oldu bu
sevginin. Kz kardeinin Tom'a dknl yznden, Mr. Allworthy delikanlya kar
olumsuz bir tavr taknd. Bu ise, ykmzde ileride anlatacamz mthi olaylara yol
at. Zavall Tom'un, kendi apknl, azgnl ve dikkatsizliinden tr bu olaylara
neden olduunu aka sylemekten de ekinmemeliyiz.
Tomun kusurlarndan baz rnekler anlatarak, ileride okuyucumuz olacak iyi huylu
delikanllara ok yararl bir ders vereceiz eer ne demek istediimizi yanl
anlamazlarsa. ykmz okuyunca, bu delikanllar unun farkna varacaklar: yi yrekli
olmak, iten pazarlkl davranmamak, insana byk bir i huzuru verir, insann kendi
aklyla drste gururlanmasn salar. Ama ne yazk ki, yaamda baar asndan
hibir ie yaramaz. En iyi insanlarn bile, akl banda ve arbal olmalar
gerekmektedir. Akl ve arballk bir eit koruyuculardr erdemin. Bunlarsz gven
iinde yaayamaz erdem. Amalarmzn, hatt davranlarmzn iyi olmas yeterli
deildir. Onlarn bakalarna da iyi grnmesine dikkat etmelisiniz. iniz ne denli gzel
olursa olsun, dnzn da gzel grnmesini salamalsnz. Buna hep dikkat
etmezseniz, kt niyetliler ve kskanlar, size yle bir karaalarlar ki, bir Allworthy'nin
keskin zeks ve iyi yrei bile bu karalarn altnda gizlenen gzellikleri seemez olur.
Gen okuyucularm, u zdeyi hi kmasn aklnzdan: Sagrnn kurallarn
savsaklayacak kadar iyi olamaz hibir insan. Arballk ve kurallara sayg gibi ssleri
taknmadkca, Erdem'in ta kendisi bile gzel grnemez gzmze. Benim deerli
mezlerim, bundan sonraki sayfalar dikkatle okursanz, size vereceim rneklerin bu
dm yeterince destekleyeceini umarm.
Bir tiyatro oyununun korosu gibi, bir sre iin bylece sahneye kmam balaynz.
Bunu yapmakla kendi yararm dnyorum aslnda: Saf ve iyi yrekli kiilerin ne gibi
kayalara balarn arparak yklp gittiklerini aa vururken, deerli okuyucularmn
beni yanl anlamalarn, tehlikeli olarak gsterdiim eyleri vdm sanmalarn
istiyorum. ykmn oyuncularn kandrp bunu onlara syletmediim iin, kendim
sylemek zorunda kaldm.
BLM 8
ocuksu ve kk bir olay olmakla birlikte, Tom Jones'un iyilie ynelik bir
huyu olduunu gsterir
Mr. Allworthy'nin, Tom Jones'un haksz yere cezalandrldn sanp, gnln almak
iin ona kk bir at verdiini okuyucu anmsayacak.
Tom bu ata alt ay baktktan sonra, dolaylardaki pazarlardan birine gtrp onu satt.
Dnnde Thwackum, atn parasyla ne yaptn sorunca, Tom, bunu
sylemeyeceini bildirdi aka.
"Hal Ha!" dedi Thwackum, "demek sylemeyeceksin! yleyse, pantolonunun
kndan renirim bunu.
Kukulu grnen durumlarda, Thwackum'un bilgi edinmek iin bavurduu yer
orasyd hep.
Derken Tom bir uan srtna bindirildi Dayak iin her ey hazr olduu srada, Mr.
Allworthy odaya girdi, sulunun cezasn erteledi, onu baka bir odaya gtrd. Tom ile
babaa kalnca, Thwackum'un sorduu soruyu bir kez daha sordu.
Tom, Mr. Allworthy'nin istedii herhangi bir eye kar kmamay bir grev bildiini;
ama Thwackum denilen o zorba ite gelince, ona ancak sopayla karlk vererek, tm
ektiklerinin acsn yaknda da karabileceini umduunu syledi.
Mr. Allworthy, retmeni iin kulland uygunsuz ve saygsz szlerden tr Tom'u
ok sert bir dille azarlad; almaya niyetlendiini aklad iin aynca tersledi
delikanly. Azndan bir daha byle bir lf karsa, iyice gznden deceini; nk
bir ahlksza hibir zaman dost ya da destek olmayacan anlatarak Tom'a gzda
verdi. Mr. Allworthy'nin bu ve buna benzer szleri, Tom'un vicdann biraz tedirgin eder
gibi grndyse de, bu tedirginlik pek candan deildi aslnda: nk Tom,
retmeninden ald can yakc armaanlara bir karlk vermeyi tasarlyordu. Mr.
Allworthy, Thwackum'a kar fkesini biraz dizginlemeye zorlad Tom'u. yi yrekli Mr.
Allworthy, delikanlya saduyulu tler verdikten sonra, onun konuabileceini bildirdi.
Tom da unlar syledi:
"Yemin ederim, efendim, sizi btn dnyadan ok severim ve sayarm. Size ne denli
borlu olduumu bilirim. Yreimde nankrlk olabileceini sansam, kendimden nefret
ederdim. Bana verdiiniz o kk at konuabilse, armaannz ne denli sevdiimi
sylerdi size. O ata binmekten fazla, onu beslemekten haz duyuyordum. Vallahi
efendim, ondan ayrlmak yreime indi. Byle bir zorunluluktan baka hibir ey bana
sattramazd onu. Siz de benim durumunda olsaydnz, tpk benim gibi yapardnz
efendim, buna inanyorum; nk bakalarnn mutsuzluuna sizin kadar duyarl
deildir hi kimse. Sevgili efendim, ya bu mutsuzlua kendiniz sebep olduunuzu
sansanz, ne yapardnz o zaman? Yemin ederim efendim, yeryznde grlmemitir
onlarnki kadar korkun bir yoksulluk."
Mr. Allworthy, kimlerinki kadar, ocuum? Ne demek istiyorsun?" diye sordu.
Tom, "ah, efendim," dedi, "siz onu iten karal beri kolcunuzla oluk ocuu,
souun ve aln aclarn eke eke mahvoldular. Bu zavalllar rl plak, alktan
lrken grmeye, hem de tm ektiklerinin benim yzmden olduunu bilmeye
dayanamadm. Dayanamadm, yemin ederim dayanamadm, efendim." (Bunu
sylerken, Tom'un gzlerinden yalar boand. Szn yle bitirdi:) Onlar tamamiyle
mahvolmaktan kurtarmak iin, byk deer verdiim sevgili armaannz gzden
kardm: At onlar iin sattm, son meteliine kadar paray olduu gibi onlara verdim."
Mr. Allworthy birka saniye sessiz kald. Konumaya balamadan nce de gzleri
yalarla doldu. Tom'u tatl tatl azarlayp, skntda bulunan birine yardm etmek
isteyince, olaanst arelere bavurmaktansa, kendisine gelmesini tledikten
sonra, ocuu savd.
Bu durum, Thwackum ile Square arasnda bir yn tartmaya neden oldu daha
sonralar. Thwackum, Tom'un byle davranmakla, kolcuyu cezalandrmak niyetinde
olan Mr. Allworthy'ye saygszlk ettii grn savunuyordu. Herkesin acma duygusu
dedii ey, kimi zaman Tanrnn buyruuna kar kmakt Thwackum'a gre; nk
Tanr, belirli baz kiilerin mahvolmasn isterdi. Tom, Tanrya kar kmakla, Mr.
Allworthy'ye de kar kmt. Thwackum, her zaman olduu gibi, kzlck sapasn
itenlikle tleyerek szlerine son verdi.
Square ise, ya Thwackum'a cephe almak iin, ya da Tom Jones'un yaptn ok
doru bulan Mr. Allworthy'ye ho grnmek iin, buna kart bir tutumu iyice benimsedi.
ou okuyucularmn zavall Tom'u Square'den ok daha elverili bir biimde
savunacaklarna inandm iin, felsefecinin bu konuda neler sylediini anlatmay bir
kstahlk sayarm. "Ktlk Kuralna" balanmas olanaksz bir davran "iyilik kural"
ile badatrmak hi de g olmad aslnda.
BLM 9
Benden ok daha akll bilinen bir kii, felketlerin genellikle tek bana
gelmediklerine dikkati ekmitir. evirdikleri bir dalavere aa knca, bu ii yapan
baylarn uradklar felkette grrz bunun bir rneini: nk bu aa vurma sreci
bir tek dalavereyle kalmaz, tm dalavereler aa vurulur birer birer. Zavall Tom'a da
tpk byle oldu: At satt iin balanr balanmaz, Mr. Allworthy'nin ona verdii ok
gzel bir Kutsal Kitab bir sre nce satt, sattan elde ettii paray ayn yere verdii
anlald. Kendisinde de bir ei olduu halde, gen Mr. Blifil satn almt bu Kutsal
Kitab. Hem kitaba saygsndan tr, hem de Toma dostluundan yapmt bunu. O
Kutsal Kitabn ailenin dnda birine yar fiyatna satlmasna gnl raz olmamt. Onun
iin yar fiyat kendi demiti. Mr. Blifil, ok ll bir genti; para konusunda da
ylesine hesapl kitaplyd ki, Mr. Allworthyden ald paralar, neredeyse son mete-
liine kadar biriktirmiti.
Kimi kiilerin ancak kendi mallar olan kitaplar okuyabildikleri sylenir. Gen Mr. Blifil
ise, tam tersine, bunu eline geirdiinden beri yalnz Tom'un Kutsal Kitabn okuyordu.
Hatt kendi Kutsal Kitabn okuduundan ok daha sk okuyordu Tomunkini. G
yerleri aklamas iin retmenine ikide birde bavurduundan, ne yazk ki,
Thwackum, kitabn birok sayfalarna Tom'un adnn yazl olduunu grd. Bunun
zerine soruturma balad; gen Mr. Blifil de tm durumu aklamak zorunda kald.
Thwackum, kutsal bir eye kar saygszlk sayd bir cinayetin cezasz
kalmamasna kararlyd. Onun iin, hemen dayak faslna balad. Bununla da
yetinmeyerek, Mr. Allworthy'yi grr grmez, bu canavarca cinayeti ona bildirdi; Tom'a
kar yaman bir saldrya geerek, Tanrnn Tapnandan kovulan alclara ve satclara
benzetti onu.
Square ise, bambaka bir adan gryordu bu durumu. Square'e gre, ha Kutsal
Kitab satmsn, ha herhangi baka bir kitab. Kutsal Kitab satmak Tanr yasalarna
gre de, insan yasalarna gre de bir su saylmad iin, bu ite bir densizlik yoktu.
Thwackum'un bu durum karsnda kapld tel, bir yky anmsatmt Square'e;
yani dine ok bal bir bayann, srf Hristiyanla saygsndan tr, tand baka bir
bayandan Tillotson'un13 vazlarn derleyen kitab armasn ...
Bu yky duyunca, tanrbilimcinin aslnda pek solgun olmayan yz kpkrmz
kesildi. Tartmada hazr bulunan Mrs. Blifil araya girmeseydi, Square'e korkun bir
heyecan ve fkeyle karlk verecekti Thwackum. Ama dul bayan, kesinlikle Mr.
Square'den yana olduunu aklad. Byk bir bilgi gsterisiyle Square'in tutumunu
savundu ve u sonuca vard: Eer Tom bir su ilediyse kendi olunun da onun kadar
sulu olmas gerekirdi; nk alcyla satc arasnda bir ayrm gremiyordu; alc da
Tapnaktan kovulacakt, satc da.
Mrs. Blifil, grn byle aklayarak, tartmaya bir son verdi. Square, zaferiyle
ylesine kendinden gemiti ki, bir eyler daha sylemesi gerekseydi bile, konuacak
hali kalmamt. Thwackum ise, hem anlattmz nedenlerden tr dul bayann
damarna basmay gze alamyor; hem de fkesinden bouluyordu neredeyse. Mr.
Allworthy'ye gelince, ocuk nasl olsa bir kez cezalandrld iin, bu yeni durum
karsnda ne dndn bildirmeyeceini syledi. Mr. Allworthy'nin Tom'a
gerekten kzp kzmad konusunda karar vermeyi okuyucuya brakyorum.
Bu olup bitenlerden ksa bir sre sonra, Mr. Western (yani kekliin vurulduu
BLM 10
Gen Mr. Blifil ile Tom Jones deiik bir adan grlr
Gen Mr. Blifil, sevimli bir nitelik olan acma duygusu asndan i de varamamt
arkada Tom Jones'un dzeyine. Ama ok daha yce bir erdem olan adalet duygusu
asndan, arkadan fersah fersah amt. Mr. Blifil, adalet sz konusu olunca, hem
Thwacukum'n hem de Square'in tlerine ve rneklerine uygun bir biimde
davranrd. nk "merhamet" szcn sk sk kullandklar halde, gerekte Square
merhameti doruluk kural ile badatrmyor; Thwackum ise, merhameti Tanrya
brakarak, adaleti yerine getirmekten yana kyordu. Adaletin yceliinin kimlere doru
ynelecei konusunda bu iki bay arasnda az ok gr ayrl vard ama; Thwackum
yeryznde yaayan insanlarn yarsn, Square de teki yarsn yoketmeye hazrlard
gene de adalet uruna.
Gen Mr. Blifil, Tom Jones'un yannda sustuu halde, iyice dnp tandktan
sonra, daysnn iyilii hakketmeyen kiilere iyi davranmasna katlanamad. Onun iin,
biraz nce ksaca deindiimiz durumu Mr. Allworthy'ye bildirmeye karar verdi hemen.
Bu durum ise gerekte yleydi:
Kolcu, Mr. Allworthy'nin hizmetinden kal aa yukar bir yl gemiti. Tom henz
atn satmamt. Kendisini ve ailesini doyurmak iin gerekli yiyecekten yoksun kalan
adamcaz, Mr. Western'in tarlalarnn birinden geerken, yuvasnda oturan bir tavan
grd. fkenin de, avlanmann da yasalarna kar kp, alaka ve vahice bir yumruk
indiriverdi bu tavann bana.
Ne yazk ki, tavan satn alan adam, birka ay sonra, av hayvanlaryla birlikte
yakaland. Mr. Western ile aras iyilesin diye de, yasalara kar avlayan bir iki kiiyi ele
vermek zorunda kald. Mr. Western'in Kara George'u zararl saydn, adamn adnn
ktye ktn bildii iin de, setiklerinden biri kolcuydu. Zaten tavandan beri av
hayvan satcsna hibir mal getirmediinden, canna kylabilecek en uygun kurband
Kara George. Satc, kolcuyu ele vermekle, iine daha ok yarayan mterilerini de
korumu oluyordu; nk Mr. Western, bir tek sula bile canna okuyabilecei Kara
Georgeu cezalandrmaktan yle bir keyif duydu ki, yasalara aldrmadan avlanan teki
sulularla ilgili bir soruturma bile amad.
Eer bu durum Mr. Allworthy'ye olduu gibi anlatlsayd, kolcunun bana byle
bellar gelmezdi herhalde. Ne var ki, sulular cezalandrp adaleti yerine getirmek
sevdasna denlerin gzleri kararr, gerekleri gremez olurlar: Gen Mr. Blifil, bu
olayn eski olduunu unuttu; tam nasl olduunu da deitirdi. Acele edip bir oul eki
katarak, ykye baka bir biim verdi: Kara George'un bir tek tavan deil, tavanlar"
tuzaa drdn syledi. Durumu aklamadan nce, Mr. Blifil, bu ii gizli tutaca
konusunda sz verdirmeseydi Mr. Allworthy'ye, yanllar dzeltilebilecekti herhalde.
Ama Mr. Blifil, zavall kolcunun kendini savunamadan ceza yemesinin yolunu
bulmutu; nk Kara George'un tavan ldrd ve Mr. Western'in onu sulad
kesinlikle doru olduuna gre, tm yknn doruluundan kukulanmyordu Mr.
Allworthy.
Bylece Kara George ile zavall ailesinin sevinci pek ksa srd. Mr. Allworthy, ertesi
sabah (bunun ne olduunu aklamadan) kolcuya kzmas iin yeni bir neden olduunu
bildirdi; Tom'un kara George'un adn bir daha azna almasn kesinlikle yasaklad. Mr.
Allworthy, kolcunun ailesinin alktan lmemesi iin bir are dnecekti; ama
kolcunun kendisini, bu adamn teden beri hie sayd yasalara teslim edebilecekti.
Tom, Mr. Allworthy'nin neden byle fkelendiini anlayamad bir trl. Gen Mr.
Blifil'den en kk bir kuku yoktu. Hayal krklklar Tom'un dostluunu pek
ypratmadndan, kolcuyu korumak iin yeni bir areye bavurmaya karar verdi.
Son zamanlarda Tom Jones, Mr. Western ile sk fk dost olmutu. ok yksek
engelleri atla aarak ve buna benzer marifetler yaparak, Mr. Western'in yle bir gzne
girmiti ki, gereince desteklenirse, Tom'un byk bir adam olacandan hi
kukulanmadn bildirmiti bu bay. Mr. Western, ikide bir, "keke benim de byle
yaman bir olum olsa" derdi. Hatt gnn birinde iki sofrasnda, Tom'un blgenin tm
avclarndan stn olduunu ileri srd; pek arbal bir tavrla bu konuda bin ngiliz
lirasna bahse girdi.
Tom, bu eit yeteneklerinden tr, Mr. Western ile can cier dosttu. Mr. Western'in
sofrasnda hep sevinle karlanan delikanl, ev sahibinin en ok holand av arkada
olmutu. Tom, bu bayn en kymetli mallarn, yani tfeklerini, kpeklerini ve atlarn,
sanki kendi z malym gibi kullanabilirdi. Delikanl, bu zel durumdan, arkada Kara
Geroge'un yararlanmasna karar verdi. Eskiden Mr. Allworthy'ye hizmet eden kolcunun,
imdi de Western ailesinin hizmetine girebileceini umdu.
Mr. Western'in Kara George'u nasl olsa ok zararl bir kii saydn, stelik nemli
bir olaydan tr bu bayn honutsuzluunun bsbtn arttn gz nnde tutan
okuyucu. belki de sama ve umutsuz bir abaya girimekle sulayacaktr Tom'u. Ama
eer okuyucu, Tom'u her bakmdan ayplamyorsa, yaplmas bylesine g bir i
uruna canla bala urat iin, delikanly iyice vmek de gerekir.
Tom, bu amacn gerekletirmek umuduyla Mr. Western'in kzna bavurdu. Bu
onyedi yanda gen kz, biraz nce szn ettiimiz av iin zorunlu aralardan sonra,
Mr. Western'in yeryznde en ok sevdii, en ok beendii eydi. Mr. Western'in kz
babasn bir miktar etkileyebilecei gibi, Tom da kz bir miktar etkileyebilirdi. Bu gen
kz ykmzn balca kadn kiisi saydmz iin, ona fena halde k olduumuz iin
ve okuyucularla ben kitabn sonunda birbirimizden ayrlmadan nce birok
okuyucumuzun da ona sevdalanacan bildiim iin, onu ilk kez bir blm sonunda
ortaya karmam hi de uygun dmeyecektir.
DRDNC KISIM
BLM 1
Butler,14 birann ada tarihilerin ikisi, belki de onlar esinleyen peri olduuna
inandna gre, tarih kitaplarn okuyanlarn ikisi de olmas gerekir; nk her kitap,
hangi hava iinde ve ne biim yazldysa yle okunmaldr. te bu yzdendir ki,
Hurlothrumbo'nun15 nl yazar, ok bilgili bir piskoposa yle demiti: "Siz, Lord
Hazretleri, benim yaptmn tadna varamyorsunuz, nk onu okurken elinize bir
keman almyorsunuz. Oysa ben, elimden keman hi brakmadm bu yapt yazdm."
Bizim yaptmz tarihilerin kitaplarna benzemek tehlikesine dmesin diye,
yazdklarmzn urasna burasna eitli benzetmeler, betimlemeler ve bunlara benzer
iirsel sslemeler serpitirmek frsatn hi karmadk. Aslnda bunlar, szn ettiimiz
birann yerini aklda tutar. Uzun bir kitapla urarken, yazara da okuyucuya da uyku
basnca, kafalar uyandrr bunlar. Bu eit sslemeler araya girmezse, salt gerekleri
anlatan en iyi yklerle bile baa kamaz hibir okuyucu; nk okuyucu, Homeros'un
ancak Jpiter'e zg bildii sonsuz uyanklktan yoksunsa, bir gazetenin birka cildi
onun hakkndan gelebilir. Yaptmza ssl paralar eklerken, gereken ustal gsterdik
mi gstermedik mi okuyucu karar versin artk. Ama unu da bilmeli ki, sslemeleri
eklemenin tam srasdr imdi; nk ok nemli bir kiiyi, dzyazyla yazlm bu
tarihsel yiitlik destannn balca kadn kahramann sahneye karmak zereyiz u
srada. Onu karlamaya hazrlansn diye, okuyucunun kafasn doadan
derleyebileceimiz eit eit bo imgelerle doldurmay uygun bulduk. Bizden nce de,
bu ynteme birok kez bavurulduunu ileri srebiliriz. Tragedya yazar airlerimiz, bu
14 Samuel Butler'in (1612-1680) Hudibras adl nl talamas, Fielding'in ayrca beendii bir yaptt.
(.N)
15 Ayn ad tadklar halde, ada nl Dr. Samuel Johnson ile ilgisi olmayan, yar deli bir dans
retmeni Cheshire'li Samuel Johnson'un (1691-1773) bir yapt. (.N.)
sanat iyice bilirler ve seyircileri oyunun balca kiilerini karlamaya hazrlayabilmek
amacyla bu yntemi sk sk uygularlar.
Bylece, seyircilerin sava ruhunu ayaklandrmak, onlarn kulaklarn tantanaya ve
bbrlenmeye hazrlamak iin, oyunun erkek kahraman, hep davul ve boru sesleriyle
girer sahneye. Bu tantanay ve bbrlenmeyi boru seslerine benzetseydi, ayrca
yanlm olmazd Mr. Locke'un kr adam. Ya sevgi dolu bir duygunun yumuakl
iinde seyircileri yattrmak; ya da grecekleri sahnenin etkisiyle dalacaklar ekerleme
uykusuna hazrlk olarak onlara ninni sylemek iin, ou zaman klar tatl bir mzikle
sahneye karlar.
Yalnz oyun yazarlar deil, onlarn efendileri de, yani tiyatro ynetmenleri de, bu iin
srrna varmtr. nk oyunun kahramannn yaklatn haber veren dmbelek
sesleri ve buna benzer grltlerden baka, dekorlar deitiren alt yedi kiilik bir
kalabalk, kahramandan nce sahneye girer. Bu adamlarn ba oyuncuya ne denli
yararl olduklar, imdi anlatacam tiyatro yksnden anlalacaktr:
Kral Pyrrhus roln oynayan oyuncu,16 tiyatrosuna bitiik bir meyhanede
yemekteyken, sahneye kmak zere arld. Hem kemirmekte olduu koyun
budundan vazgeemeyen; hem de seyircileri beklettii iin kardei tiyatro ynetmeni
Mr. Wilks'in fkelenmesini gze alamayan oyuncu, bir sre ortadan yok olmalar iin
dekor deitirenlere rvet verdi. Bylece Mr. Wilks, "Kral Pyrrhus'den nce sahneyi
dzeltecek olan marangozlar nerede!" diye barp arrken, Kral Hazretleri rahat
rahat koyun budunu yedi; seyirciler de ne denli sabrszlanrlarsa sabrszlansnlar, ba
oyuncuyu beklerken mzik dinleyerek oyalanmak zorunda kaldlar.
Ak konualm: ini bilen bir politikac, bu yntemin yararlarn az ok sezmiti
bence. O yce devlet memuru, yani Belediye Bakan Hazretleri, kendisine gsterilen
saygnn ounu, yl boyunca grkemine nclk eden eit eit tantanal gsterilere
borludur bana kalrsa. Hatt unu da aklamalym ki, grne fazla kaplmadm
halde, bu trden atafatl trenlerin etkisinde kalrm ben bile. Yaammzn allagelmi
durumlarnda nemsemediim bir kiiyi, bir geit resminde, onun nnde yrmekten
baka hibir grevi olmayan adamlarn peinden kasla kasla ilerlerken grnce, o
kiinin nemi benim gzmde byr. Ne demek istediimi iyice anlatan bir rnek
vereyim size: Tantanal bir ta giyme treninde, ulu kiiler ortaya kmadan nce, bir
kadnn, tad sepetteki iekleri sahneye serpmesi gelenei vardr. Eski Yunanllarla
Romallar, Flora adl tanraya verirlerdi bu grevi aslnda sradan herhangi bir kadn
tanray temsil ettii, onun iini grd halde, papazlar ya da politikaclar, kadncaz
gerekten bir tanra olarak halka yutturmakta glk ekmezlerdi hi. Ama biz,
okuyucumuzu aldatmak niyetinde olmadmz iin, putlara tapmaktan yana
olmayanlar, canlar isterse, bunun bir tanra deil, szn ettiimiz sepetli kadn
olduunu syleyebilirler. Szn ksas, ykmzde ba rol oynayacak olan gen kz,
en grkemli biimde, yce bir anlatmla ve en deerli sayg duygularn uyandracak
koullar yaratarak okuyucumuza tantmaktr bizim amacmz. Dorusunu syleyelim:
Eer anlatacam gen kz, ne kadar byleyici olursa olsun, doay rnek alarak
izilmeseydi ve lkemizin gzel kadnlarnn bir ou hem sevilmeye lyk hem de bizim
kalemimizin yaratt gen kz kadar kusursuz olmasayd, bedenlerinde duygulu bir
yrek tayan erkek okuyucularmza, ileride yazacaklarmz okumamalarn salk
verirdik baz nedenlerden tr.
imdi bir nsz daha yazmadan, bir sonraki blme geiyoruz.
Hain yellerin sesi kesilsin! Rzgrlarn putlara tapan kral, grltl Boreas'n17
cokun kollaryla bacaklar ve ac ac sran Eurus'un sivri burnu zincirlenmesin demir
zincirlerle! Ve sen, ey tatl Zephyrus, misk gibi kokan yatandan kalk, gkyznden
Batya doru yksel de, o sevimli meltemlere nclk et! O meltemler ki, byleri
sayesinde, gzel Flora'y odasndan arrlar da, inci gibi ebnem taneleriyle ssl,
tatl kokular saan, iek aan tanra, doum gn olan Hazirann birinde, rzgrda
uuan bol giysileriyle, kk admlarla yrr yeil ayrlarda ve orada ieklerin her
biri saygyla ayaa kalkar onun nnde; t ki, ayrn her bir yan minelerle sslenir,
renklerle iekler birbirleriyle savarlar onun gzne hangisi daha ok girecek diye!
te, Flora kadar byleyici olan bizim gen kzmz da ksn artk ortaya! Ve sizler,
doann tyl arkclar ki, Handel'in mzii bile sizin kardnz notalar kadar tatl
olamaz, Sophia'nn geliini kutlamak iin uyumlu grtlaklarnz akord edin! Sizlerin
yaratt mzik, sevgiden doup sevgiye geri dnd iin, her erkekte uyandrn tatl
bir tutku! nk bakn! Doann ona verebilecei tm bylerle ykl; gzellik, genlik,
canllk, saflk, alakgnlllk ve sevecenlikle ssl; pembe dudaklarndan tatllk ve
prl prl gzlerinden klar saan gzeller gzeli Sophia geliyor!
Okuyucu, Medici'lerin Vens'nn heykelini18 belki grmsndr sen. Belki
Hampton Court'daki gzeller sergisini19 de grmsndr. Samanyolunun prl prl
Churchill'lerini20 ve Kit-Cat Klbnde21 onuruna iki iilen gzelleri anmsyorsundur
belki. Eer bu gzeller, sen dnyaya gelmeden nce saltanat srdlerse, onlarn
kzlarn, yani analar kadar gz kamatrc olan amzn gzellerini grmsndr hi
olmazsa. O gzeller ki, burada yazmaya kalksak, adlar tm bir cildi doldurur diye
korkarz.
Eer sen bunlarn hepsini grdnse, Lord Rochester'in22 birok eyler gren bir
adama, gnn birinde verdii kaba karlktan ekinme hi. Hayr! Sen bunlarn hepsini
grdn de gzelliin ne olduunu bilmiyorsan, gzlerin kr demektir; eer bunlarn
hepsini grdn de etkisinde kalmadnsa, o zaman da yrein yok demektir!
u da var ki, dostum, sen tm bunlar grmsndr de, gene de bilemezsin
Sophia'nn ne biim olduunu; nk bu gzellerden hi birine tam benzemiyordu
Sophia. Lady Ranelagh'nn portresini andryordu en ok; ve daha da ok nl Duchess
of Mazarine'i andryordu bana sylediklerine gre. Ama herkesden ok, benim
17 Yunan mitologyasnda, Boreas Kuzey rzgarn, Eurus Dou rzgarn, Zephyrus da Bat rzgarn
temsil ederdi. (.N.)
18 imdi Floransa'da Uffizi Mzesinde olan bu Vens heykeli, onyedinci yzylda Medici'lerin Roma'daki
saraynda bulunduu iin, bu ad tard. (.N.)
19 Kneller'in yapt ve Hampton saraynda bulunan oniki tane gzel kadn portresi. (.N.)
20 Marlborough Dk John Churchillin drt gzel kzna bir deinme. (.N.)
21 Whig Partisinin nl kiilerinin kurduklar bir klbn ad. (.N.)
22 Lord Rochester (1648-1680) kinci Charles'n saraynn nl kiilerinden biri ve olduka tannm bir
airdi. (.N.)
yreimden hibir zaman kmayacak olan bir kadna benziyordu. Ve dostum, sen o
kadn anmsyorsan, ite o zaman doru bir fikir edinebilirsin Sophia stne. Ama
yreimdeki kadn tanmak mutluluunu belki tatmamsndr diye ve en yce
yeteneklerimizin bile bu ii baarmaya elverili olmadn bildiimiz halde, tm ustal-
mz kullanarak, bu gzeller gzelini anlatmaya alacaz:
Mr. Western'in biricik kz Sophia, orta boyluydu; hatt uzun boylu da saylabilirdi.
Bedeni hem ok gzel, hem de son derece inceydi. Kollarnn uyumlu biiminden,
bacaklarnn da ayrca dzgn olaca anlalyordu. Kara salar ylesine grd ki,
amzn modasna uyup kesilmeden nce, t beline kadar inerdi. Ensesinde yle
gzel kvrlrd ki bu salar, pek az kii inanrd bunlarn kendi sa olduuna. Eer
kskanlar, yznn herhangi bir izgisini tekilerden daha az vlmeye lyk
bulsalard, alnnn, gzelliini bozmadan biraz daha geni olabileceini dnebilirlerdi
belki. Sophia'nn uzun ve dzgn kalar, hibir sanatn taklit edemeyecei bir kavis
izerdi. Yumuak huyunun sndremedii bir parlt vard kara gzlerinde. Burnu
kusursuz ve dzgnd. inde iki sra fildii bulunan az, Sir John Suckling'in23 aada
verdiimiz dizelerde anlattna tpatp uygundu:
BLM 3
Sevimli Sophia, ykmzde ilk grnd srada onkesiz yana basmt. Daha
nce de bildirdiimiz gibi, babasnn yeryznde en ok sevdii insand o. te bu
yzden, Tom Jones, arkada kolcuyla ilgilenmesi iin Sophia'ya bavurdu.
Ama bu durumu ele almadan nce, baz gemi olaylar ksaca gzden geirmemiz
gerekebilir.
Mr. Allworthy ile Mr. Western'in huylarnn uyumamas, aralarnda sk fk bir
dostluun domasn engelledii halde, bu iki bay iyi geinmekteydi. Bylece, iki ailenin
genleri, ocukluklarndan beri tanrlard; ve aa yukar ayn yata olduklar iin,
beraber oynarlard ou zaman.
Gen Mr. Blifil'in arbal ve ll hallerinden fazla, Tom'un gler yzllnden
holanrd Sophia. Tom'a daha yaknlk duyduu ylesine belliydi ki, Mr. Blifil'den daha
duyarl bir ocuk biraz ierleyebilirdi bu duruma.
Mr. Blifil grnte ierlemedii iin, onun kafasnn en kuytu kelerini arayp
taramak doru olmaz. nk dostlarnn en gizli ilerine burunlarn sokan,
ekmecelerini ve dolaplarn kartrp, ksr ve baya yanlarn aa vurarak onlar
herkesin gznde rezil eden dedikodu merakls kimi kiiler gibi davranmak istemeyiz
biz.
Ne var ki, birini kzdrdklarn sananlar, kzdrdklar kiinin gerekten kendilerine
kzd inancna varrlar. Bylece Sophia da, gen Mr. Blifil'in imdi anlatacamz bir
davrannn fkeden ileri geldiini sand. Oysa Thwackum ile Square'in stn zeklar,
ok daha deerli bir ilkeye baladlar Mr. Blifil'in bu davrann:
Tom Jones kkken, yuvasndan ald, bytp tmesini rettii bir ku
yavrusunu Sophia'ya vermiti.
O sralarda on yalarnda olan Sophia, bu kua ok dknd. i gc onu
besleyip ona bakmak, balca elencesi de onunla oynamakt. Bylece "Kk
Tommy ad verilen ku, ylesine evcillemiti ki, yiyeceini hanmnn elinden yer,
onun parmana konar; ve kendi mutluluunun tadn karrcasna onun gsnde ya-
tard keyif iinde. Ama Sophia, gene de kuun bacana kk bir sicim balar, uup
gitmesini engellerdi.
Gnn birinde, Mrs. Allworthy ile ailesi Mr. Western'lerde yemek yerken, Sophia ile
bahede kalan gen Mr. Blifil, kk kzn kua ne denli dkn olduunu grd, kuun
bir dakika kendisine verilmesini istedi. Gen Mr. Blifil, kuu eline alr almaz,
bacandaki sicimi zd, kuu havaya att.
Aklsz ku, zgr olduunu anlaynca, Sophia'nn ona gsterdii bunca iyilii
unutuverdi, hemen uup biraz uzakta bir dala kondu.
Kuunun katn gren Sophia, yle bir lk att ki, yaknlarda olan Tom Jones,
kzn imdadna kotu.
Tom, olup bitenleri renince, Blifil'e kfretti, onun aalk ve rezil itin biri olduunu
syledi; sonra, ceketini srtndan att gibi, kuun konduu aaca trmanmaya balad.
Tom, kk adan nerdeyse yakalamt ki, bir su yolunun stne uzanan dal,
atrdayp krlverdi, olancaz tepe taklak suya dt.
Bunun zerine, kuu unutan Sophia, Tom'un telna dt. Olan tehlikede sand
iin, daha da yksek sesle lk att. Derken gen Mr. Blifil de, olanca gcyle barp
ararak, bu grltye katld.
Baheye alan bir odada oturan bykler, tellanp darya frladlar hemen. Ama
onlar su yoluna vardklar srada (iyi ki, olduka sd oralar) Tom sa salim kyya kt.
Thwackum, karsnda srl sklam, titreyerek duran Tom'un stne saldrd
dakikasnda. Ama Mr. Allworthy, sabrl olmasn istedi retmenin. Sonra Blifil'e
dnerek, sordu:
"Syle, ocuum. Nedir bu olup bitenler?"
Mr. Blifil, "vallahi, daycm, yaptklarma ok pimanm," dedi. "Ne yazk ki, benim
yzmden oldu hepsi. Miss Sophia'nn kuu elimdeydi. O zavall kk yaratn
zgrln zlediini sandm; ne yalan syleyeyim, ona zledii eyi vermekten
kendimi alamadm. Herhangi bir yarat hapsetmek zulmdr bana kalrsa. Yaratlan
her eye zgrlk veren doa yasasna aykrdr bu. Hatt Hristiyanla aykrdr; nk
kendimize yaplmasn istemediimiz bir eyi bakasna yapm oluruz bylece. Ama
Miss Sophiann bu kadar zleceini bilseydim, yemin ederim yapmazdm bunu.
Kuun bana gelecekleri de bilseydim, gene yapmazdm. nk Mr. Jones, kuu
almak iin aaca trmanp suya dtkten sonra, zalim bir ahin, onu kapt gibi kat
demin."
Tom Jones'un suya dmesinin tel iinde olan zavall Sophia, olup bitenlerin
farkna varmamt. imdi kuun bana geleni renince, hngr hngr alamaya
balad. Mr. Allworthy, kz yattrmak iin, ona ok daha gzel bir ku vereceini
syledi. Ama artk hibir kuu istemiyordu Sophia. Bu sama ku olay yznden a-
lad iin Mr. Western, bir yandan kzn azarlarken; bir yandan da gen Blifil kendi olu
olsayd, onun srtnn derisini iyice yzeceini sylemekten kendini alamad.
Derken Sophia odasna gitti; iki gen de evlerine gnderildi. tekiler ielerinin
bana dndkten sonra, ku konusuyla ilgili ylesine garip bir sylei balad ki, o
srada sylenenlere bal bana bir blm gerektii inancndayz.
BLM 4
BLM 5
"Parva leves capiunt animos" 29 yani "vr zvr eyler, gen kafalar etkiler" demi ak
tutkusunun yce bir ustas; ve ok iyi biliyoruz ki, o gnden sonra, Sophia, Tom Jones'a
sevgi, Mr. Blifil'e de kin duydu.
eitli olaylar, Sophia'nn iindeki bu iki duyguyu gelitirdi zamanla. Tom Jones ile
Mr. Blifil'in deiik huylar stne ksaca anlattklarmzn ve gen kzn Mr. Blifil'in
tutumundan fazla Tom Jones'un tutumuna yaknlk duyduunu bilen okuyucuya gerek
yok tm bunlar anlatmaya. Gerekte Sophia, ok kkken bile durumu hemen sezdi:
Tom, tembel, dncesiz, geveze bir kerata olmakla birlikte, kendinden baka hi
kimseye ktlk etmiyordu; Mr. Blifil ise, ll, akl banda, dilini tutan gen bir bay
olmakla birlikte, ancak bir tek kiinin karn canla bala kolluyordu. Bu tek kiinin kim
olduunu da, bizden yardm grmeden anlayacaktr okuyucu.
Bu iki tr kiiye gerekli tepkiler gsterilmez herkese. Oysa insanlarn, kendi
yararlarn dnerek, her ikisine de ilgi duyacan sanrz biz. Belki de belirli hesaplar
vardr bunun ardnda: insanlar, gerekten iyi niyetli bir kiiyi bulunca, bir hazine
bulduklarn anlarlar hakl olarak ve tm iyi eylere kendileri sahip kmak istedikleri
iin, bu iyi niyetli kiiye de kendileri sahip karlar. Byle bir kiiyi herkese vmek,
durup dururken, aman ne talihliyim ben!" diye barmak gibi bir eydir. Bunu yapanlar,
yalnzca kendi karlar iin kullanmak istedikleri bir eyi bakasyla paylam olurlar.
Eer bu aklamam okuyucuya inandrc gelmediyse, insanl gerekten ycelten,
topluma byk yarar dokunan bu tr kiilere genellikle gsterilen saygszln
nedenlerini bilmiyorum demektir. Ama Sophia herkes gibi deildi. Sayg duymak ve hor
grmek deyimlerinin anlamn anlar anlamaz, Tom Jones'a sayg duydu, gen Mr. Blifil'i
hor grd.
Sophia, yldan fazla teyzesinin yannda, buralardan uzak kalmt. ki genci de pek
az grmt o sralarda. Bir gn teyzesiyle beraber, Mr. Allworthylerde yemek yemiti.
Daha nce anlattmz keklik olayndan birka gn sonrayd bu. Sophia, tm yky
sofrada dinlemi, bir tek sz sylememiti. Eve dndklerinde de, onu pek
konuturamamt teyzesi. Ne var ki, gen kzn soyunmasna yardm ederken,
hizmetisinin "kk hanm, Mr. Blifil'i her halde grdnz bugn" demesi zerine,
Sophia iyice parlamt:
BLM 6
Sophia'ya kar tutumundan tr, ykmn kahramann daha imdiden hor gren
iki insan tr olduundan korkarm. Birincileri, Mr. Western'in maln mlkn ele
geirmek frsatndan yararlanmad iin Tom'u aklsz sayp ayplayacaklar; ikincileri
ise, Tom kollarn aar amaz koup onu kucaklamaya hazr grnen bylesine ho bir
kza yz vermedii iin hor greceklerdir delikanlm.
Bu iki sulama karsnda, Tom Jones'u kesinlikle temize kartamayacam belki.
Mal mlk nemsememenin zr gtren bir yan yoktur nasl olsa. kinci sulamaya
kar syleyeceklerimin ise, pek etkili olacan sanmyorum. Ama dpedz tanklk
etmek bile, kimi zaman bir suu hafiflettii iin, ben olup bitenleri olduu gibi anlatp,
karan okuyucuya brakacam.
Mr. Jones'un yreinde bir ey vard. Bu bir eye verilecek ad konusunda yazarlar bir
anlamaya ne kadar varamadlarsa da, kimi kiilerin yreinde bunun bulunduu su
gtrmez. yiyi ktden ayrdedebilme niteliinden fazla, insanlar iyilie doru ekip
srkleyen, onlar ktlkten alkoyan bir eydir bu aslnda.
Bu ad bilinmeyen ey, tiyatrodaki nl sandkya 31 benzer. Buna sahip olan adam
doru bir i yapnca, ad bilinmeyen ey, kendinden gemi dost bir seyirci gibi, lgnca
alklar adam; ama tam tersine, adam yanl bir i yapnca, eletirmenlerin en amansz
gibi, onu kyasya yuhalar.
Bir eit ilke diyebileceimiz bu ad bilinmeyen eyi hem yceltmek, hem de
adalatrmak iin, unu syleyebiliriz: lkemizin bayargc mahkemesinde oturup,
deer ve adalet llerine gre, bakanlk ettii, ynettii, yol gsterdii, yarglad,
temize kard ya da cezalandrd gibi; bu ilke de kafamzn iindeki tahtna
kurulmutur. Tpk bayarg gibi, onun da bilgisi her eyi grr, onun da akln hibir
ey aldatamaz, onun da drstln hibir ey bozamaz.
Biz insanlar, komularmz hayvanlardan ayran balca snrn bu canl ilke olduunu
syleyebiliriz. Eer bu ilkenin etkisinde olmayan, insan biiminde baz hayvanlar varsa;
insanlardan ayrlp, komularmz hayvanlara kam sayarm bylelerini. Tm kaaklar
gibi, hayvanlar arasnda bile n saflarda yer verilmeyecektir onlara.
ykmzn ba kiisi bunu Thwackum'dan m, yoksa Square'den mi rendi bilmem
artk. Ama Tom Jones, tam anlamyla etkisi altndayd bu ilkenin. Geri her zaman
doru davranmazd ama, yanl bir ey yapnca da, hep bilincine varr, hep acsn
ekerdi yanlgsnn. Bu ilke Tom Jones'a unu retti: Eer konuk olduunuz bir evde
grdnz nezakete ve dostlua karlk, siz o evi soymaya kalkarsanz, hrszlarn en
baya, en aal olursunuz. aldnz eyin deeri, ilediiniz suun alakln
azaltmaz. Tam tersine, bir adamn sofra takmn alan hrszn rezil olmas, lm ce-
zasna arptrlmas gerekiyorsa; bir adamn hem varn younu, hem de ocuunu
alanlara verilecek ar cezay saptamakta glk ekiyordu Tom Jones.
te bundan tr, Tom'un inand ilke, bu eit yollardan mal mlk edinmesini
engelliyordu. (nk nce de sylediimiz gibi, salt bilgi ve inanla yetinmeyip,
yaantmzda da uygulanan bir ilkeydi bu.) Eer Tom, Sophia'ya fena halde tutkun
olsayd, baka trl dnrd belki de. nk izin verin de unu bildireyim sizlere; Bir
adamn kzn ak uruna kapp kamak, onu para uruna kapp kamaktan bambaka
bir itir.
Delikanlmz, Sophia'nn sevimliliine duyarl olduu halde, onun gzelliinden ayrca
holand ve tm olumlu yanlarna byk bir sayg besledii halde, Sophia derinden
etkilemiyordu Tom Jones'un yreini. Tom'un bu yzden aptal olmakla sulanmasa
bile, en azndan zevksiz olmakla sulanacan bildiimiz iin, imdi bir aklama
yapmamz zorunludur:
Gerekte Tom, baka bir kadna kaptrmt yreini. Bu konuda bunca zaman
susmamz, okuyucuyu ok artacak, biliyorum. Sophia ile boy lebilecek bir
kadnla ilgili tek sz bile etmediimiz iin, bu kadnn kim olduunu da anlayamayacak
31 Addison ile Steele'in kardklar The Spectator dergisine gre (say 235), sandk, meeden yaplm
koca bir sopay yere vurarak. oyunun baz yerlerini beendiini gsterirdi. (.N.)
okuyucu. Geri Mrs. Blifil'in Tom'a dknlnden biraz kukulandmz sylemek
zorunda kalmtk ama, delikanlnn dul bayandan holand sansn uyandrabilecek
en kk bir ey sylememitik. stelik (bunu zlerek yazyorum), ister kz ister olan
olsunlar, tm genler, kendilerinden yal kiilerin ltfedip onlara zaman zaman
baladklar sevgiye, bir gnl borcu bile duymazlar ounlukla.
Okuyucu meraktan kurtulmak iin, herkesin Kara George dedii kolcu George
Seagrim'in ailesinden ikide birde sz ettiimizi anmsasn ltfen. Bir ei ve be ocuu
vard Kara George'un.
Bu ocuklarn ikincisi olan Molly, o blgenin en gzel kzlarndan biri saylrd.
Congreve'in32 "baya ruhlarn hayran olamayacaklar bir eyler vardr gerek
gzellikte" demesi ok yerindedir. Ne kirli olmak, ne de paavralara sarlmak, bu bir
eyleri saklayamaz bayaln damgasn tamayan ruhlardan.
u da var ki, kz onalt yana basncaya dein, onun gzellii Tom'u pek
etkilememiti. Ama kz onaltsna gelince, Molly'den aa yukar ya byk olan
Tom, kza tatl gzlerle bakmaya balad. Molly'yi ele geirme abalarna girimeden
ok nce, ona iyice tutkundu Tom; ama bedeni onu kza sokulmaya drtt halde,
ilkeleri Molly'ye yaklamasn engelliyordu ayn gle. Toplumdaki yeri ne denli aa
olursa olsun, gen bir kz batan karmak korkun bir cinayet geliyordu Tom'a. Kzn
babasna iyi niyet beslemesi, aileye candan acmas, Tom'un bu akll uslu tutumunu
iyice pekitirmekteydi. yle ki, bir ara bu duygusunu nlemeye karar veren Tom, tam
ay Seagrim'lerin evine ayak basmad, kolcunun kzn grmedi.
Molly, daha nce de sylediimiz gibi, herkese pek gzel bir kz sayld ve
gerekten yle olduu halde, pek sevimli bir yan yoktu gzelliinin. Aslnda hi de
kadnlara zg bir gzellik deildi bu; bir kadna yakabilecei gibi, bir erkee de
yakr trdendi. Doru konumak gerekirse, genlikle salam bir salk durumunun
birlemesinin byk bir pay vard bu gzelliin olumasnda.
Molly'nin huyu da bedeninden daha kadns deildi hi. Ne kadar uzun boylu ve
grbz ise, o kadar da atlgan ve gzpekti. ekingenlii ylesine azd ki, kendinden
fazla Tom'un saygs vard onun namusuna. Tom ondan holand gibi, o da herhalde
Tom'dan holand iin, delikanl ekindike, Molly stne vard onun. Tom'un evine
gelmediini grnce de, delikanlnn yolunu kesmenin arelerini buldu. Molly yle bir
biimde davrand ki, eer abalar boa gitseydi, Tom'un ya tam yiit bir erkek olduu,
ya da hi mi hi yiit bir erkek olmad meydana kacakt. Szn ksas, ok
gemeden. Tom'un erdemli kararlarn ykp yok etti Molly. Geri i son kerteye gelince,
Molly gereken edepli ekingenlii gsterdi ama; tasarladn baarabildii iin, gerek
zaferi Tom'un deil. Molly'nin elde ettiini bildirmeyi daha uygun gryorum.
Ne var ki, bu iin ayarlanmasnda Molly kendine den rol ok gzel oynad iin,
Tom Jones, zafer stnlnn tmyle kendinden geldiini ve gen kzn, Tom'un
tutkusunun azgn saldrlarna boyun ediini sand. Kzn teslim oluunu da, Tom'a
duyduu sevginin nne geilmez gcnn bir belirtisi olarak yorumlad. Tom'un
olaanst yakkllndan birka kez sz ettiimiz iin, okuyucu, ok doal ve akla
yakn bir yorum sayacak bunu. Gerekten de dnyann en yakkl delikanllarndan
biriydi Tom.
Gen Mr. Blifil gibi, tm sevgilerini bir tek kiiye veren, durum ne olursa olsun, ancak
o tek kiinin yararn ve keyfini dnen; o tek kiinin mutluluuna ya da karlarna bir
katks olmadka, bakalarnn iyiliine de ktlne de hi mi hi aldrmayan insanlar
vardr. Buna karlk, kendi kendilerine duyduklar sevgide bile erdemden
uzaklamayan bambaka insanlar vardr. Bylelerinin kendilerini honut edenleri
32 William Congreve (1670-179) yaad an en nl oyun yazarlarndan biriydi. (.N.)
sevmemek ellerinde deildir ve ancak karlarndaki rahat edince, kendileri de rahata
kavuabilirler.
Bizim delikanl da bu trden bir insand. O zavall kzn mutluluundan ya da
mutsuzluundan sorumlu biliyordu kendini. Molly'nin gzellii onda istek uyandryordu
hl. Ama belki daha etkili ya da daha yeni bir gzellik, daha da ok ilgilendirecekti
onu. Ne var ki, doyurulan isteinin biraz azalmasndan ok daha ar basan ey, kzn
ona kar gsterdii sevgi ve kendi yznden Molly'nin g bir duruma dmesiydi.
Molly'nin sevgisi bir gnl borcu oluturuyordu Tom'da; kzn durumu ise bir acma
duygusu. Bu iki duygu birleip, kza duyduu istek de iin iine karnca, yle bir tutku
uyandryordu ki Tom'da, bu tutkunun yneldii kii pek akllca seilmi olmamakla
birlikte, szcn anlamn fazla zorlamadan, belki de ak diyebilirdik buna.
Tom'un Sophia'nn byl gzelliklerine duyarl olmamasnn, gen kzn ona cesaret
verircesine tutumundan yararlanmamasnn gerek nedeni buydu ite. Tom, ne zavall
yoksul Molly'sini brakmay dnyor ne de Sophia gibi bir gen kz aldatmay
aklndan geiriyordu. Ve besbelliydi ki, eer Sophia'ya tutulursa, hem Molly'yi yz
koyun brakmak, hem de Sophia'y aldatmak cinayetlerini ilemi olacakt. Tom Jones
bu ykde ilk grld srada, onun alnyazsnn daraac olduunu sylemiti
herkes; ve bana kalrsa, bu cinayetlerin herhangi biri, hi hakszlk yapmadan o
daraacna srkleyebilirdi bizim delikanly.
BLM 7
BLM 8
34 Samuel Butlerin alktan verem olup ld konusunda yaygn bir sylenti vard o sralarda. (.N.)
sermilerdi birbirlerini...
Ne var ki, imdi Kader Tanras, kiiliine yaramayan bir biimde davrandn, bir
yan (stelik de hakl yan) fazla desteklediini anlayp, tella tornistan ediverdi. Bunun
zerine eyleme geti Kocakar Brown. O Kocakar Brown ki, kocas Zekiel Brown kollar
arasna alp okar onu! O Kocakar Brown ki, kocasndan baka kyn yars okar onu!
te bylesine nldr Kocakar Brown, hem ak Tanras Vens'n alanlarnda, hem
de Sava Tanrs Mars'n meydanlarnda! Kocas, Vens'n de Mars'n da
armaanlarn tar yznde ve kafasnda; nk yeryznde hibir erkek kafas, byle-
sine grkemli boynuzlarla gzler nne sermemitir karsnn ak alanlarndaki anl
zaferlerini! Zekiel'in iyice trnaklanm yz ise, karsnn baka alanlardaki marifetlerini
gzler nne sermektedir.
Bu amazon, yandalarnn rezil bozgununa katlanamad artk. Olduu yerde durup,
yle seslendi kaanlara:
"Ey sizler, Somersetshire erkekleri, daha dorusu Somersetshire karlar! Bir tek
diinin nnde byle kamaktan utanmyor musunuz? Eer hibiriniz ona kar
koymayacaksa, ben ve urada duran Joan Top, zaferi kazanmak onurunu
paylaacaz!"
Bunlar syler sylemez, Kocakar Brown, Molly Seagrim'e saldrd; ve saldrmasyla
elindeki kemii, bandaki apkay kapmas bir oldu. Sonra, sol elinin parmaklarn:
Molly'nin salarna dolad; sa eliyle de kzn yzne yle bir vuru vurdu ki, hemen
kanlar damlamaya balad Molly'nin burnundan. Gelgelelim, Molly de bo durmuyordu
btn bunlar olup biterken. O da dakikasnda ba rtsn kopard Kocakar Brown'un
bandan. Derken, bir eliyle salarna yapt, tekisiyle de, kendi burnundan akanlara
benzer kanl dereler aktt dmannn burun deliklerinden.
Savalarn her biri, dmannn bandan yeterince sa ganimeti elde ettikten sonra,
her ikisinin de kudurgan fkesi birbirinin giysilerine yneldi. Bu saldrda ylesine
azgndlar ki, yar bellerine kadar plak kaldlar birka dakika iinde.
yi ki, kadnlar yumruklarken, yumruklarn hedefi, erkeklerin hedef aldklar yerler
deildir. Kadnlar savaa balaynca, kadns niteliklerinden biraz uzaklatklar halde,
grdm kadaryla, birbirlerinin gslerine saldracak kadar unutmazlar
kadnlklarn. nk gslerine inen birka yumruk mahvedebilir ounu. Kimine gre
kadnlar erkeklerden daha ok kana susam olduklar iin byle savarlar; en kolayca
kanayan yer burun olduu iin, saldrrlar birbirlerinin burunlarna. Ama bize kalrsa,
hem abartlm, hem de kt niyetli bir dncedir bu.
Gs asndan Kocakar Brown ok daha stnd Molly'den; nk Kocakar
Brownun memeleri yoktu aslnda. Gs (eer buna gs demek doruysa) hem
rengi, hem de teki nitelikleri bakmndan, eski bir deri parasna benziyordu tpatp.
nne gelen, Kocakar Brown'a pek zarar vermeden, davul alarcasna bu deri para-
sna vurabilirdi uzun sre.
Molly ise, gebelii bir yana, Kocakar Brown'dan bambaka bir yapdayd gs
asndan. Ve belki de bu bakal, dmannn kskanln bsbtn azgnlatrr,
Molly'nin uursuz sonular verebilecek bir yumruk yemesine neden olabilirdi. yi ki, tam
o srada, Tom Jones'un ortada grnmesiyle, hemen sona erdi bu kanl sava.
Tom, Mr. Square sayesinde oraya gelmiti. Kiliseden ktktan sonra, Mr. Square, Mr.
Blifil ve Tom, atlarna binip hava almaya kmlard. Ancak bir eyrek millik yol aldktan
sonra, Mr. Square niyetini deitirmi (bouna deildi bu; vakit bulur bulmaz nedenini
aklayacaz), baka bir yne gitmelerini istemiti. Delikanllar bunu kabul edince,
yeniden kilisenin mezarlna dnmeleri gerekmiti.
Atn nde sren Mr. Blifil, bu kalabal ve iki kadn savay braktmz durumda
grnce, durup, burada neler olup bittiini sordu.
Bir kyl, ban kayarak, "ne olduunu bilmiyorum, baym," dedi; "Kocakar Brown
ile Molly Seagrim kavga ediyorlar galiba."
Tom, "kim, kim?" diye bard.
Ama Molly'sinin allak bullak yzn hemen tand iin, bir yant beklemeden,
atndan tella indi, hayvan ba bo brakt, duvarn stnden atlad gibi, Molly'ye
kotu. imdiye dek gz yalarn tutan Molly, hngr hngr alamaya balad;
kendisine yaplan korkun eyleri anlatt. Bunun zerine Tom Jones, Kocakar
Brown'un kadn olduunu unuttu, belki de fkesinden bunun farkna bile varmad;
(nk aslnda Kocakar Brown'un tek kadn yan, Tom'un belki de o srada gremedii
bir eteklik giymesiydi;) delikanl, bir iki kez kamsn indirdi Kocakar Brown'un srtna.
Sonra, Molly'nin toptan sulad kalabala saldrd. Drt bir yan yle bir kamlad ki,
eer Esin Perisini gene yardma armazsam, o gn ki kamlamay anlatmann yolu
yoktur benim iin. Oysa, iyi huylu okuyucum Esin Perisini daha demin iyice
terlettiimizi bildii iin, onu daha fazla smrmemizi istemez.
Tom Jones, Homeros'un kahramanlarndan biri, ya da Don Kiot, ya da gezgin bir
valye gibi, dmanlarnn tmn darmadan edip Molly'ye dndkten sonra, kz
yle bir halde buldu ki, bunu imdi anlatmaya kalksam, ben de zlrm, okuyucum
da. Bunun zerine Tom, deliler gibi kudurdu, kendi gsn yumruklad, san ban
yoldu, ter ter tepindi ve bu ilere karanlarn hepsinden kyasya alacana and iti.
Sonra ceketini kard, Molly'ye giydirdi, dmeleri ilikledi, kendi apkasn kzn bana
geirdi, yzndeki kan mendiliyle elinden geldiince sildi; uan arp, Molly'yi
sasalim evine gtrebilmek iin, tezelden bir kadn eyeri getirmesini istedi.
Yanlarnda bir tek uak bulunduundan, gen Mr. Blifil, adamn kadn eyeri bulmak
zere gnderilmesine kar koydu. Ama Tom Jones'un verdii emri Square de yerinde
bulduu iin, Blifil boyun emek zorunda kald.
Uak, ksa bir sre sonra eyerle dnd. Molly, plsn prtsn elinden geldii kadar
topladktan sonra ata bindirildi. Square, Blifil ve Tom Jones, onu bylece evine
gtrdler.
Orada Tom ceketini geri ald; Molly'yi gizlice pp, akamst geleceini fsldadktan
sonra, sevgilisinden ayrld; yanndakilerle birlikte uzaklat.
BLM 9
BLM 10
Ertesi gn, Tom ile Mr. Western beraber ava gittiler. Eve dnlerinde, Mr. Western,
Tom'u yemee alkoydu.
Sevimli Sophia, her zamankinden daha sevinli ve l ld o gn. Bana kalrsa kendi
de pek farknda deildi bunun, ama hi kukusuz, bataryalarn bizim delikanlya
yneltmiti. Eer amac Tom'u bylemekse, bu ii baardn da syleyebiliriz.
Sofrada oturanlardan biri de, Mr. Allworthy'nin kynn rahibi Mr. Supple'd. yi huylu,
deerli bir adamd Mr. Supple. Dikkati en ok eken yan, sofrada hibir zaman az
kapanmad halde, yemek yerken bir tek sz bile sylememesiydi. Yani anlayacanz,
35 John Freke (1688-1756) elektrikle ilgili denemeler yapan bir hekim. (.N.)
dnyann en itahl insanlarndan biriydi Mr. Supple. Ama sofra rts kalkar kalkmaz,
bol bol alrd enesi. ok candan bir adam olduu iin de, konuurken hi kimsenin
cann skmaz, genellikle elendirirdi dinleyenleri.
Mr. Supple, rosto sofraya konaca srada odaya girmiti. Havadis getirmi gibi bir
hali vard. Daha demin Mr. Allworthy'nin evinden ktn tam anlatmaya balad
srada, gz rostoya iliir ilimez, dili tutuldu sanki. Ancak hayr duasn edebilecek ve
"Baron Hazretleri" dedii rostoya sayglarn sunmas gerektiini bildirecek kadar
konuabildi.
Yemekten sonra, Sophia'nn haberleri sormas zerine, unlar anlatt:
"Kk hanm, sizin giysilerinizden birini giyen gen kadn dn leden sonra
kilisede grdnz galiba. Sizi, tpk ona benzer bir giysiyle grmtm galiba. Ne var ki,
kyde bu tr giysiler, rara avis in terris, nigroque simillima cygno'dur. Yani, kk
hanm, yeryznde binde bir grlen bir kutur ve kara bir kuuya benzer.
Juvenalis'den bir dizedir bu. Neyse, asl konumuza dnelim. Bu tr giysilerin kyde
pek grlmediini sylyordu m. Bunu kimin giydiini hesaba katarsak, o giysi
bsbtn acayip gelir insana. Bana anlattklarna gre, sizin kolcunuz Kara George'un
kzym o kla brnen. Ben de sanyordum ki, bana bunca bel geldikten sonra,
Kara George biraz akllanr da byle atafatl eyler giydirmez kzlarna. Kzn o klkla
ortaya kmas, yle bir kargaalk meydana getirdi ki, Mr. Allworthy herkesi
susturmasayd, dualar duyan bile olmayacakt. Hatt, Kutsal Kitaptan okuduum ilk
paradan sonra, duracaktm nerdeyse. Neyse, dualar bitip de ben eve dndkten
sonra, bu giysi yznden bir sava olmu kilise mezarlnda. Birok baka zarar ziyan
arasnda, gezgin bir kemancnn ba da adamakll yarlm. Bu sabah kemanc, Mr.
Allworthy'ye gelmi davac olarak. Kz da getirmiler oraya. Mr. Allworthy bartrmak
niyetindeymi onlar. Ama (sizden zr dilerim, kk hanm) bir de ne grsn! Kz,
bugn yarn bir pi dourmak zere! Mr. Allworthy, bu piin babasnn kim olduunu
sormu kza. Ama kz direnmi, bir ey sylemeye yanamam. Mr. Allworthy, kz
tutukevine yollamak iin evrak hazrlamak zereydi ben oradan ktm srada."
Mr. Western, "sizin nemli havadis diye verdiiniz bir kzn bir pi dourmas m?"
dedi. "Ben de milleti ilgilendiren bir ey, ulusla ilgili bir haber sanmtm."
Mr. Supple, "evet, ne yazk ki, ok allagelmi bir haberdir bu," dedi. "Ama bana
kalrsa, anlatlmaya deer gene de. Ulusla ilgili haberlere gelince, onlar benden iyi siz
bilirsiniz. Benim merak ettiim konular, kendi kymn snrlar iinde kalr."
"Doru," dedi Mr. Western, "sylediiniz gibi, ulusla ilgili haberleri ben bilirim.
Neyse... Hadi, Tommy, isene! ie orada."
Ama Tom, zel bir ii olduunu syleyerek, zr diledi. Sofradan hemen kalkp, onun
gitmesini engellemek isteyen Mr. Western'in elinden kurtuldu ve grg kurallarna pek
aldrmadan, yemek odasndan kt.
Mr. Western, bir gzel kfretti Tom'un ardndan. Sonra din adamna dnp, "ii
aktm! ii aktm!" diye bard. "Bu piin babas Tom'dur! Yzde yz o'dur. Vay
canna! Papaz efendi, hatrlyor musun Tom nasl tutturmutu kzn babasn ille ie
alaym diye? Tuh! Amma da kurnaz bir orospuymu o kar! Elimi atee koyarm, Tom o
piin babas!"
Mr. Supple, "eer yleyse, ok zlrm, dorusu," dedi.
Mr. Western ok at buna: Ne diye zlyorsun? Bir felket mi bu? Senin hi piin
olmad m yani? Hadi canm! Yemin ederim ki, senin de bir yn piin vardr, hem de
ok ho vakit geirmisindir onlar peydahlarken!"
Din adam, "ok akacsnz" dedi. "Geri ortada ok ayplanacak bir gnah var
kukusuz; ama ben bu iin yalnz gnah yn stnde durmuyorum. Yapt bu kt i
yznden, Tom, Mr. Allworthy'nin gznden der diye korkuyorum. Onu herkes biraz
ba bozuk bildii halde, dorusu, ben zararl bulmuyordum bu delikanly. Sizin imdi
sylediiniz dnda, kt bir ey de duymamtm onunla ilgili. Ki lisede biraz daha
dikkatli olmasn isterdim elbette. Ama aslnda, ingenui vultus puer ingenuique
pudoris 36 grnyor bana bu gen. Bu, klsiklerden alnm bir dizedir, kk hanm.
yle evirebiliriz: Saf grnl ve safl iinde alakgnll bir delikanl. Romallarn
da, Yunanllarn da ok deer verdikleri bir erdemdi bu. Bana kalrsa, bu gen
centilmen (dnyaya nasl geldiini bildiim halde, yerinde buluyorum bu "centilmen"
deyimini), ok terbiyeli, kendi halinde bir ocuktur. Mr. Allworthy'nin gznden derse,
ok zlrm, dorusu."
Mr. Western, hadi canm!" dedi, "Allworthynin gznden decekmi! Ayol,
Allworthy kendi, baylr kzlara! Tom'un kimin olu olduundan haberi olmayan kald m
yeryznde? Sen bunlar bakasna anlat! Ben t niversiteden bilirim Allworthy'nin ne
mal olduunu!"
Din adam, "onun niversiteye gittiini hi bilmiyordum," dedi.
Mr. Western direndi: "Evet, evet, gitti. Ynla kz idare ettik ikimiz beraber. evrenin
sayl zamparalarndan biriydi. Yok, yok, Tom, Allworthy'nin gznden dmez bir pi
peydahlad diye. stelik, kimsenin gznden dmez bu yzden. te, Sophy'ye sor.
Bir delikanl bir pi peydahlad diye, sen onu ayplamazsn deil mi, kz? Yok, yok,
byle iler yapt diye, kadnlar daha da ok holanrlar delikanllardan."
Zavall Sophia'ya ac veren bir soruydu bu. Din adam yksn anlatrken, Tom'un
nasl renkten renge girdiini grmt. Delikanlnn, durup dururken tella kap
gitmesi de, babasnn kukularnn yersiz olmadna inanmas iin yeterli bir nedendi.
Yreinde uzun sredir yava yava gelien gizli duygu, olanca plaklyla gn na
kverdi birden bire. Sophia kendisini bu duyguya iyice kaptrd srada, babasnn
anszn byle densiz bir soru sormas, kukulu bir insan uyarabilecek bir tepki yaratt.
Ama dorusunu syleyelim, kolay kolay kukulanan bir adam deildi Mr. Western.
Onun iin Sophia, oturduu yerden kalkp, babas izin verirse odasna ekilmeye hazr
olduunu syleyince, Mr. Western hayr demedi. Sonra, ok arbal bir tavrla, "bir
kz, gereinden fazla yzsz olacana, gereinden fazla utanga olsun," diye buyurdu.
Din adam da ok doru buldu Mr. Western'in bu szn.
Bundan sonra, gazetelerden ve siyasal yazlardan derlenmi, bilgiyle dolu, ok ilgin
bir konuma oldu Mr. Western ile din adam arasnda.
lkelerinin hayr uruna drt ie arap itiler o srada. Derken, Mr. Western, derin bir
uykuya dald. Mr. Supple ise, piposunu yakp atna bindi, evine dnd.
Mr. Western, yarm saat uyuduktan sonra, klavsen alsn diye, kzn artt. Ama
Sophia, korkun bir ba ars ektiini ileri srerek, o akam almamasn babasnn
ho grmesini diledi. Bu dilei hemen yerine getirildi. nk babas, ylesine candan
severdi ki Sophia'y, bir dediini iki etmezdi hi. Kzn mutlu etmekle, sonsuz bir
mutluluk duyard kendi de. Babasnn ikide birde dedii gibi, Sophia onun "kk
sevgilisi" idi gerekten. yle olmay da iyice hakketmiti; nk babas ona ne denli
dknse, o da yle dknd babasna. Mr. Western'e kar grevlerini titizlikle yerine
getirirdi her zaman. Sevgisinden tr, yalnz kolayca deil. sevinle yapard bunu.
yle ki, gnn birinde, arkadalarndan bir kz, babasnn isteklerini yerine getirmekte
bylesine titiz davranmasyla alay edince, Sophia yle dedi:
36 Romal air Juvenalis'in talamalarndan alnm bir dize. (.N.)
"Bununla vndm sanyorsanz, yanlyorsunuz; nk ben, grevimi yerine
getirirken, kendi houma giden eyi de yapm oluyorum. Gerei sylyorum,
babamn mutluluuna bir katkda bulunmak, hazlarn en by gelir bana. Grevimi
yaptm iin deil, grevimi yaparken babama mutluluk verebildiim iin deer veririm
kendime."
Ne var ki, zavall Sophia, bu eit hazlar tadacak halde deildi o akam. Klavsen
almamak iin zr diledi babasndan. Mr. Western, istemeye istemeye katland bu
duruma: nk atlaryla, kpekleriyle, ya da iesiyle uramad sralarda, Sophia'nn
gzden uzak olmasna gnl raz olmazd. Gene de kznn isteine boyun edi ve tek
bana kalp sklmamak iin, yaknlarda oturan bir iftiyi ard sofrasna.
BLM 11
Tom Jones o gn ava karken, Mr. Westernin atlarndan birine binmiti. Bylece,
Mr. Western'in ahrnda at olmad iin, eve yaya gitmek zorunda kald. Bunu da yle
bir hzla yapt ki, yarm saat iinde milden fazla yol kotu.
Mr. Allworthy'nin bahe kapsna varnca, Molly'ye el koymu olan polislerle bekileri
grd. Aa tabakadan kiilerin tek gzel ders alabilecekleri; yani kendilerinden stn
olanlar saymay, onlara alakgnlllkle boyun emeyi renecekleri bir yere
gtryorlard kz. Oraya gidenler, Kader Tanrasnn, kusurlarn dzeltmek zorunda
olanlarla, kusurlarn dzeltmek zorunda olmayanlar arasnda ok byk bir ayrm
yaptn renirler. Korkarm ki, tutukevinde bunu renemeyenler, hibir ey
renmezler orada, kusurlarn da dzeltemezler.
Bir avukat, Mr. Allworthy'nin, imdiki davranyla, yetkilerinin snrlarn biraz atn
sanabilir belki de. Mr. Allworthy'nin elinde kesin bir bilgi olmadndan, davrannn
yasalara uyup uymadn bilemem dorusu. Ama amac gerekten drst olduu iin
(ve amalarnn drst olduunu ileri sremeyecek durumda olan kimi yarglarn,
Tanrnn gn akllarna esen kararlar verdiklerini de hesaba katarak), in foro
conscientiae, yani vicdan asndan, onu ho grmemiz gerekir.
Tom, nereye gideceklerini polis memurundan renir renmez (zaten hibir ey
sormadan bunu kendiliinden az ok anlamt), Molly'yi kucaklad, herkesin gz
nnde onu sevgiyle barna bast, ona el srmeye kalkan ldreceine and iti.
Molly'ye gzlerini silmesini, zlmemesini; nk Molly nereye giderse, kendisinin de
onunla beraber geleceini syledi. Sonra, elinde apkas, tir tir titreyen polis memuruna
dnd; ok yumuak bir sesle, babasnn (imdi yle diyordu Mr. Allworthy'ye) yanna
gitmelerini istedi.
"ok iyi biliyorum ki," dedi, Molly'yi savunmak iin syleyeceklerimi duyunca,
babam, zgrlne kavuturacaktr onu."
Tom'un srf istemesiyle bile Molly'yi brakmaya nasl olsa raz olan polis memuru, bu
neriyi hemen kabul etti. Bylece hep beraber eve girdiler. Tom, onlarn sofada
beklemelerini syledikten sonra, iyi yrekli Mr. Allworthy'yi aramaya gitti. Onu bulur
bulmaz, ayaklarna kapand; sabrla dinlemesi iin yalvardktan sonra, Molly'nin kar-
nndaki ocuun babas olduunu anlatt. Zavall kza acmasn, ortada bir su varsa,
balca sulunun kendisi olduunu gz nnde tutmasn istedi.
Mr. Allworthy, "ortada bir su varsa m!" diye bard heyecanla. "Yoksa sen, Tanrnn
ve insanlarn yasalarna kar kmann, zavall bir kz ayartp mahvetmenin su
olduunu bilemeyecek kadar m rezil ve ahlksz bir zamparasn! Balca sulu sensin,
elbette! Ve bu suun ylesine ar ki, seni ezeceini bilmelisin."
Tom, "benim bama ne gelirse gelsin," dedi, "ama kzcaz kurtarmalym. Biliyorum,
onu ben batan kardm; ama mahvolup olmamas sizin elinizde. Allah akna
efendim, geri aln tutuklama emrini; yzde yz mahvolaca bir yere gndermeyin onu."
Allworthy, Tom'un hemen uaklardan birini armasn istedi. Tom, buna gerek
olmadn syledi; nk bahe kapsnda, onlarla iyi ki, karlam; Mr. Allworthy'nin
erdemli yreine gvenerek, onlar eve getirmiti. imdi Mr. Allworthy'nin kesin kararn
bekliyorlard. Tom ise, diz kp, bu kararn kzdan yana olmas iin yalvaryordu. Kzn
evine, anasnn babasnn yanna dnebilmesini istiyordu. Nasl olsa ok ac ekeceini
bildii iin, ayrca rezil olmamas, ayrca hor grlmemesi iin yalvaryordu.
Tom, "biliyorum," dedi, "haddim olmadan bunu istediimi biliyorum. Btn bu kt
ilerden sorumlu olduumu da biliyorum. Bunlar size unutturmak iin elimden geleni
yapacam. leride beni balamak ltfunda bulunursanz, iyiliinize lyk olmaa
alacam."
Allworthy, bir sre duraladktan sonra, "peki, tutuklama emrini geri alacam, dedi.
"Polis memurunu bana gnder."
Polis arld ve Molly evine gnderildi.
Mr. Allworthy'nin ok sert bir sylev vererek, Tom Jones'u azarladndan hi
kukunuz olmasn. Ama kitabmzn ilk ksmnda Jenny Jones'a sylediklerini harfi
harfine yazdmz ve bu szler kadnlara yneldii kadar erkeklere de ynelebilecei
iin, Mr. Allworthy'nin imdi sylediklerini buraya almaya gerek grmyoruz. Bu azar-
lama, kaarlanm bir gnahkr olmayan delikanly yle bir etkiledi ki, odasna ekilen
Tom Jones, dertli dertli dnerek yapayalnz geirdi tm geceyi.
Allworthy, iyice kzmt Tom'un iledii sua. nk Mr. Western ne derse desin, bu
deerli insann kadnlarla ahlkszca elencelere kendini hibir zaman kaptrmad
besbelliydi. Bakalarnn bu eit ahlkszlklarn da ok ayplard. Mr. Western'in
sylediklerinde en kk bir gerek pay yoktu aslnda. stelik Western, bu
ahlkszlklarn niversiteye gittikleri yllarda olduunu ileri sryordu; oysa Mr.
Allworthy, ayak bile basmamt niversiteye. Mr. Western, genellikle "palavra" denilen
eye dayanan akalamalara ayrca dknd. Bu "palavra" deyimiyle ayn anlama
gelen ok daha ksa bir szck vardr; ve belki de biz, bu tek heceli szcn yerine
bakalarn kullanyoruz gerei olmad halde. Aslnda herkesin nkte ve mizah sand
ey, szckleri yerli yerinde kullanrsak, bu tek heceyle dile getirilmelidir ou zaman.
Ne var ki, grg kurallarna uyarak, bu kk szc yazmaktan ekiniyoruz biz de."
Mr. Allworthy, bu tr ahlk dknlklerinden ya da ahlkszln baka eitlerinden
ne denli nefret ederse etsin, duyduu nefret, sulu kiinin olumlu yanlarn
gremeyecek kadar kr edemezdi onu. Hatt o kiide hibir ahlkszlk yokmu gibi,
ak seik grebilirdi onun erdemlerini. Bylece bir yandan Tom Jones'un yapt ie k-
zarken; bir yandan da delikanlnn onurlu ve drst davranarak kendi kendini
sulamasn beeniyordu. Okuyucumuz bu delikanl stne ne dnyorsa, Mr.
Allworthy de ayn eyi dnyordu artk. Ve Tom Jones'un olumsuz ve olumlu
yanlarn tartnca, olumlu yanlar olumsuz yanlarndan daha ar basyordu.
te bu yzdendir ki, Mr. Blifil'in olup bitenleri dakikasnda Thwackum'a yetitirmesi ve
Thwackum'n zavall Tom'a ate pskrmesi hibir ie yaramad. Mr. Allworthy,
Thwackum'n saldrgan szlerini sabrla dinledikten sonra, souk souk konutu: Tom
gibi delikanllar, bu kt ilere fazlasyla dkndrler. Ama sylediklerinin ona candan
dokunduuna ve ayn suu bir daha ilemeyeceine inanyordu. Dayak atma gnleri
bittii iin, retmen, eyleme geerek hncn alamayan tm gszler gibi, zehrini
yalnzca azndan samak zorunda kald.
Square'e gelince, Thwackum gibi azgn deildi ama, ok daha kurnazd. Tom Jones'a
duyduu kin, belki Thwackum'nkinden bile fazla olduu iin, delikanly Mr.
Allworthy'nin gznden drmeyi daha iyi baard.
Okuyucu, ikinci ksmda anlattmz keklik, at ve Kutsal Kitapla ilgili olaylar
unutmamtr herhalde. Mr. Allworthynin Toma sevgisi, azalacana artmt bu kk
olaylar sayesinde. Dostluun, cmertliin, ruh yceliinin ne olduunu biraz olsun
bilen; yani iinde bir parack iyilik tayan her insan, Mr. Allworthynin Tom'a tutumunu
benimseyecektir bana kalrsa.
Square, Tom'un iyiliini gsteren bu deiik olaylarn, Allworthy'nin tertemiz
yreinde ne denli olumlu izler braktn biliyordu. nk erdemin peinden hi
ylmadan her an komamakla beraber, erdemin ne olduunun bilincindeydi bu
felsefeci. Thwackum'a gelince, nedenini syleyemeyeceim ama, aklndan bile
geirmemiti byle eyler. Kendi Tom Jones'u kt biliyor; Allworthy'nin de onu kt
bildiini, ama Tom konusunda yanldn kabul etmek zorunda kalmamak iin, eskiden
bylesine sevdii bir ocuktan, srf gururundan ve inadndan tr vazgemediini
sanyordu.
Bylece Square, daha nce szn ettiimiz olaylar evirip evirip ktleyerek,
Tom'u can evinden vurmak frsatndan yararland.
"ok zlyorum, efendim," dedi. "Sizin gibi, ben de yanlmm. Geri bu delikanlnn
davranlarnn ar bir yan vard; arya kaan her eyi olumsuz ve kt bulurum.
Ama Tom'un btn bunlar bir dostluk duygusuyla yaptn sandm iin, elimde
deildi yaptklarndan holanmamak. Genliin de pay vardr bu ilerde diyordum
kendi kendime. kimizin de dostluk uruna uydurulduunu sandmz bu yalanlarn
ardnda, ne denli alaka ve rezilce istekler gizlendii aklma bile gelmemiti. Bu
delikanlnn, kolcunun ailesine kar gsterdii szmona iyiliin gerek nedenini
aka anladk artk: Kz batan karmak iin babaya destek oldu; ailenin bir yesini
rezil etmek, mahvetmek iin, tm ailenin alktan lmesini engelledi. Dostluk buna
derler! yilik buna derler! 'Gzel yemekler tknmak iin bol bol para harcayan oburlara
eli ak denilir' diye yazar Sir Richard Steele. Szn ksas, insanlarn kusurlarn ho
grmemeye, amaz doruluk kurallarna uymayan tutumlar erdem saymamaya
kararlym bundan byle."
Allworthy, kendi iyi olduundan. hi dnmemiti bunlar. Ama baka biri syleyince,
hemen ve kesinlikle bir yana atlmayacak kadar akla yakn buldu bu sulamalar.
Square'in szleri, ok derin izler brakt Allworthy'nin iinde. yi yrekli Allworthy,
duyduklarn aa vurmad, fazla bir ey sylemeden konuyu zorla deitirdii halde,
Square, Allworthy'nin ne denli tedirgin olduunu sezdi. Bu grler, Tom
balanmadan nce ileri srlseydi, belki de ok fena olacakt zavall delikanl iin. Hi
kukumuz yok ki, Tom ile ilgili ilk kt izlenimler bylece damgalanm oldu
Allworthy'nin aklna.
BLM 12
Sanrm ki, okuyucu benimle birlikte Sophia'nn yanna dnmekten honut olacaktr.
Gen kz, onu son grmzden sonra, pek rahat geirmedi geceyi. Az uyudu, gzel
ryalar grmedi. Sabahleyin, hizmetisi Mrs. Honour her zaman geldii saatte odasna
girince, Sophia'y yataktan kalkm, giyinmi buldu.
Krsal blgelerde, birbirlerinden iki mil uzakta oturanlar, kap komusu saylr; bir
evde olup bitenlerin haberi inanlmaz bir hzla baka bir eve uuverir. te bundan tr
Mrs. Honour, Molly'nin bana gelen rezaletin tm ayrntlarn duymutu. ok konukan
olduu iin de, hanmn odasna daha ayak basar basmaz, her eyi anlatmaya balad:
"Ah, kk hanm, ne dersiniz bu olup bitenlere? Pazar gn kilisede grdmz kz
var ya -hani onu ok gzel bulmutunuz- ama biraz daha yakndan baksaydnz, pek o
kadar gzel de bulamazdnz. te o kz, gebe olduu iin yasalarla ba belya girdi.
Bana kalrsa, kendini bir mal sayan rfntnn biridir o. Bebein gen Mr. Jones'dan
olduunu sylemi. Btn ky halkna gre, Mr. Allworthy, yle bir kzm ki, yzne
bile bakmak istemiyormu Mr. Jones'un. Zavall delikanlya acmamak elde deil, elbet.
Ama kendilerini byle rezil edenlere de fazla acmamal aslnda. yle de yakkl bir
bay ki, kap dar edilirse, zlrm dorusu. Herhalde olan kadar kz da gnllyd
bu ie; nk bildim bileli, pek yzsz bir aiftedir o. Kzlar bylesine stlerine
rse, delikanllar da pek fazla ayplamamal; baka ne beklenebilir ki
delikanllardan o zaman? Byle srtklerle dp kalkacak kadar alalanlara oh
olsun! Ama o rfntlardr asl sulu olanlar. sterdim ki, arabalarn arkasna balayp,
sokaklarda kamlaya kamlaya srklesinler hepsini.37 nk ok yazk byle gzel
gzel delikanllar mahvetmeleri. Mr. Jones, grp greceim genlerin en
yakkllarndan biridir. Kimsecikler syleyemez bunun aksini ve ben..."
Mrs. Honour, byle geveze geveze boyuna konuurken, Sophia onun szn kesti.
imdiye dek hizmetinin hi duymad ters bir sesle bard:
Allah akna, ne diye bunlar anlatp da canm skyorsun benim! Mr. Jones'un
yaptklarndan bana ne? Hep birbirinize benzersiniz sizler. Molly'nin bana gelen,
sizlerin de bana gelmedi diye ierliyorsunuz sanki!"
Mrs. Honour, "ben mi ierliyorum?" dedi. "Hakkmda byle bir ey dnmenize
zldm, kk hanm. Hi kimse benim iin byle bir ey syleyemez vallahi!
Dnyann tm delikanllarnn cehenneme kadar yolu vardr bana kalrsa. Onun yakkl
bir erkek olduunu sylediim iin mi bu lflar? Yalnz ben deil, herkes sylyor bunu.
Bir delikanlnn yakkl olduunu sylemenin su olduunu bilmiyordum, dorusu.
Ama yakkl da demeyeceim ona artk; nk yakkl olan yakksz iler yapmaz.
Bir dilenci kzyla..."
Sophia, "Kes artk u kstahlklarn da, git babama sor, beni kahvaltya bekliyor mu?"
diye bard gene.
37 zellikle kendini satan kadnlar ve kadn ticareti yapan erkekler iin, byle bir ceza olaand o
sralarda. (.N.)
Bunun zerine Mrs. Honour. kapnn dna att kendini. Boyuna bir eyler
homurdanyordu ama, duyulabilen tek sz, "hadi canm! vallahi!" idi.
Sophia, Mrs. Honour'a bir ta attna gre, belki okuyucu merak ediyordur
hizmetisinden kukulanmakta gerekten hakl m yoksa haksz m diye. Bu konuda
okuyucuya bir aklama yapamayacamz iin, onun gnln almak amacyla,
Sophia'nn aklndan geenleri anlatacaz.
Bu gen kzn yreine, Tom Jones'a duyduu gizli sevginin yava yava, sinsice
yerletiini anmsayacaktr okuyucumuz. Sophia, durumun farkna vard srada, bu
sevgi iyice byyp serpilmiti. lk belirtileri sezdiinde, duyduklar yle tatl, yle hotu
ki, Sophia, bunlar engellemek, yok etmek gcn bulamad kendinde. Bylece,
sonularn hi mi hi dnmeden, barna basp durdu bu sevgiyi.
Sophia'nn gzn Molly ile ilgili olay at ilkin. Kendini byle koyuvermekle ne denli
sulu olduunu anlad o zaman. Bu olay, Sophia'y altst etti ama, zehir gibi tatsz baz
baka illar gibi, hastal bir sre yokediverdi. la, akln alamayaca bir hzla
gsterdi etkisini. Mrs. Honour odadan uzak kald ksack srede, hastalk belirtilerini
ylesine silip sprd ki, Mrs. Honour, babasnn Sophia'y istediini sylemek iin geri
dnnce, yzde yz rahatlam ve Mr. Jones'a kar tam bir kaytszlk iinde buldu
gen kz.
Nerdeyse her adan beden hastalklarn taklit eder akln hastalklar. Bundan tr,
umarz ki, kendilerine kar byk sayg beslediimiz o bilgili hekimler kurulu, aslnda
onlarn mesleine zg birok szcklere ve deyimlere el koymak zorunda kaldmz
iin, balayacaklardr bizi. Eer bu szckleri ve deyimleri kullanmasaydk,
betimlemelerimizi anlamak olanaksz olacakt ou zaman.
Akln hastalklaryla bedenin hastalklarnn ortak yan ikisinde de grlen kolayca
depreme eilimidir. Hrs ve cimrilik dediimiz ar hastalklarda ayrca belirgindir bu.
Ben nice kiiler bilirim ki, saraydayken ikide birde hayal krklna uradklar iin,
hrslan iyilemitir (nk hrsn tek ilac hayal krkldr). Gelgelelim, krsal blgelerde
yarglar kuruluyla alacak olan byk jrinin bakan seildikleri srada, gene ortaya
kvermitir ayn hrs. evresindekilere alt penilik bir yn para databilecek kadar
cimriliini yenebilen bir adam anlattlar bana. Ne var ki, ayn adam, biricik kzyla
evlenen bir cenaze ileri yneticisiyle, kendi cenazesi konusunda kurnaz ve krl bir
pazarlk yaparak, avunmutur lm deinde.
Stoaclk felsefesini yzde yz benimseyip, bir hastalk olarak ele alacamz sevda
ilerinde de, hasta, durup dururken gene fenalaverir. Zavall Sophia'ya ayn ey oldu:
Tom Jones'u gene grr grmez, tm eski belirtiler gene ortaya kverdi; souktan
rpermelerle ateten yanmalar sarverdi yreini.
Bu gen kzn durumu, eskiden olduundan ok bakayd imdi. Eskiden
dayanlamayacak kadar tatl olan ak duygusu, barnda tad bir akrebe
dnmt artk. Onun iin Sophia, olanca gcyle kar koydu bu tutkuya. Yana
gre alacak kadar gelimi olan aklnn tm olanaklarn kullanarak, bu tutkuyu ezip
yoketmeye alt. yle de baarl oldu ki, zamanla ve Tom'dan uzak durarak, tam
anlamyla iyileeceini ummaya balad. Bu yzden elinden geldii kadar kat
delikanldan. Gene ayn amala, bir sre teyzesinin evinde kalmay tasarlad. Babasnn
gitmesine izin vereceini biliyordu.
Gelgelelim, baka eyler tasarlayan Kader Tanras, gelecek blmde anlatacamz
kazay meydana getirerek, Sophia'nn durumunu gene altst etti.
BLM 13
Mr. Western'in Sophia'ya dknl, gnden gne artyordu. yle ki, Sophia.
babasnn yreinde sevgili kpeklerinin bile yerini almaya balamt nerdeyse. Ne var
ki, Mr. Western'in gnl kpeklerinden de ayrlmaya raz olmad iin, kurnazca bir
areye bavurdu: Kznn da ava gelmesi iin direnerek, hem kpeklerinden ayrlmad,
hem de kzndan.
Huyuna uymayacak kadar kaba ve erkeklere zg bir elence sayd avdan hi
holanmamakla birlikte, yasalara boyun edii gibi babasnn isteklerine de boyun
een Sophia, Mr. Western'e kar kmay aklndan bile geirmedi. Uysallnn baka
bir nedeni de vard aslnda: Onunla beraber ava giderek, Mr. Western'in atlganln
biraz olsun nlemek, ikide birde cann tehlikeye sokmasn engellemek istiyordu.
Sophia eskiden Tom Jones'u grebilmek iin ava gitmek isterken, imdi bunu
istememesinin balca nedeni, grmemeye karar verdii bu delikanlyla karlamak
korkusuydu. Av mevsiminin sonu artk yaklatndan, ksa bir sre teyzesinin yannda
kalarak, aklnn da yardmyla, bu mutsuz sevdadan kurtulabileceini umuyordu.
Bundan sonraki av mevsiminde ise, en kk bir tehlikeye dmeden, Tom Jones ile
kar karya gelebileceine gveni vard.
Avn ikinci gn, Sophia evine nerdeyse yaklamken, bell bir hayvan olan ve
daha usta bir binici isteyen at, yle bir huysuzlanmaya ve tepinmeye balad ki, gen
kzn dmek zere olduu besbelliydi. Kzn arkasndan gelen, pek uzaklarda olmayan
Tom Jones, durumu grnce, drt nala hemen imdada yetiti. Sophia'nn yanna varr
varmaz, kendi atndan atlamasyla Sophia'nn atnn dizginlerini yakalamas bir oldu.
Azgn hayvan dimdik aha kalkt, sevimli ykn srtndan att ve kz Tom'un kollar
arasna dt.
Sophia, yle korkmutu ki, bir yerinin acyp acmadn ok merak eden Tom'a bir
ey syleyecek hali yoktu. Ama biraz sonra toparland, iyi olduunu syledi, kendisini
koruyan delikanlya teekkr etti.
Tom, "eer sizi koruyabildimse, efendim," dedi, "yeryznde artk isteyeceim bir ey
kalmad demektir. Bilin ki, size en kk bir zarar gelmesin diye bundan ok daha
byk felketlere katlanabilirdim."
Sophia, telland: "Ne felketi? Yoksa bir ey mi oldu size?" Tom Jones,
"aldrmayn, efendim," dedi, "Tanrya kr, siz tehlikeden kurtuldunuz ya. Size bir ey
olacak diye yle korktum ki, kolumu krmam bir hi sayyorum.
Sophia, bir lk att: "Kolunuzu mu krdnz! Allah esirgesin!" Tom, "ne yazk ki, yle."
dedi. "Ama ne olur, izin verin de her eyden nce size yardm edeyim. Nasl olsa bir
sa elim var size hizmet etmek iin. Bitiik tarlaya geelim; biraz yrynce, evinize
varrz oradan."
Tom, sa eliyle onu tutup yrmesine yardm ederken, sol kolunun bolukta
sallandn grnce, Sophia durumu anlad. Gen kzn yz, kendi tehlikedeyken bile
byle sararmamt. Her bir yann yle bir titreme ald ki, Tom onu zorla ayakta
tutabiliyordu. Bedeni gibi, yrei de allak bullak olan Sophia, Tom'a sevgiyle bakmak-
tan kendini alamad. Bu yle bir bakt ki, kadnlarn en seveceni bile, srf acd iin ya
da bir gnl borcu duyduundan byle bakamazd bir erkee. Byle bir bak,
acmadan da, gnl borcundan da daha gl nc bir duygudan gelebilirdi ancak.
Bu kaza olurken biraz ileride bulunan Mr. Western ile teki atllar, geri dndler o
srada. Sophia, Tom'un bana gelenleri onlara anlatt; delikanlya hemen bakmalarn
istedi. Kznn atn binicisiz grp de fena halde tellanan Mr. Western, Sophia'ya bir
ey olmadn anlaynca, sevinten utu.
"yi ki, daha beter eyler olmad, dedi. Tom'un kolu krldysa, onu onaracak bir
marangoz buluruz elbet."
Mr. Western atndan indi, kz ve Tom Jones ile birlikte evine doru yrd. Serinkanl
bir seyirci, onlarla yolda karlap hallerine baksayd, yalnz Sophia'ya acmak
gerektiini sanrd. nk Tom Jones, kendi kol kemiinden baka hibir eyini
krmadan, gen kzn belki de cann kurtard iin, sevin iindeydi. Mr. Western ise,
delikanlnn kazaya uramasna kaytsz kalmamakla birlikte, kznn kazadan ucuz
kurtulmasna sevinten uuyordu.
Gnl ulu bir kz olan Sophia, Tom Jones'un bu davrann, yreini derinden
etkileyen yce bir kahramanlk sayd. Kadnlarn gzne girmenin en kestirme yolu
yiitliktir hi kukusuz. ouna gre bunun nedeni. kadnlarn yaradltan ekingen
olmalardr. Hatta Mr. Osborne'a38 gre, kadn, Tanrnn yeryzne yerletirdii tm
yaratklarn en korkadr. Gereklere uygunluundan fazla, patavatszlyla dikkati
eken bir grtr bu. Aristo, Politika adl yaptnda, "erkeklerdeki ekingenlik ve
yiitlik, kadnlardaki ekingenlik ve yiitlikten farkl bir eydir. Ne derseniz, bir kadna
yaraan yiitlik, erkeklerde korkaklk saylr; bir erkee yaraan ekingenlik de, kadnda
yzszlk saylr" derken, kadnlara kar fazla hakszlk etmemektedir bana kalrsa.
Kadnlarn ar korkak olduklar iin yiit erkeklerden holandklar gr de, pek
doru deildir belki. Mr. Bayle,39 (yanlmyorsam, Helen stne yazd makalede) daha
akla yakn bir yorumla, kadnlarn yiit erkeklerden holanmalarn, ana erefe ayrca
dkn olmalaryla aklar. nsan yreinin derinliklerine herkesten fazla inen bir ozan,
Odvsseia'da, evli iftlerin sevdasnn ve birbirlerine ballklarnn en yce rneklerinden
birini verirken, bu gr destekler; nk destann kadn kiisi, eine duyduu
sevginin tek kayna olarak, onun anl varln gsterir.40
Her neyse, bu kazann Sophia'y ok etkiledii besbelliydi. Durumu iyice
inceledikten sonra, o srada sevimli Sophia'nn da Tom Jones' un yreini ayn gle
etkiledii inancna vard m. Zaten gerei sylemek gerekirse, delikanl, Sophia'nn
gzelliinin dayanlmaz bysne kaplmaya balamt bir sredir.
BLM 14
Hekimin gelii ve yapt iler. Sophia ile hizmetisi arasnda uzun bir
38 Francis Osborne (1593-1559), "Oluma tler" adl, kadnlara kar bir yaznn yazar. (.N.)
39 Pierre Bayle (1647-1706) Usu bir Fransz felsefecisi. (.N.)
40 ngiliz okuyucu, destanda bu duyguyu bulamayacaktr; nk Odyssela'nn ngilizce evirisinde, bu hi
de belirtilmemitir. (Y.N.)
konuma
Evine varnca, glkle, sendeliye sendeliye yryen Sophia, bir iskemleye kt.
Amonyak koklayarak, su ierek baylmasn nlemi; Tom Jones iin arlan hekim
geldii srada, olduka toparlanmt. Ama kznn bu hallerini attan dmesine yoran
Mr. Western, Sophia daha beter bir duruma dmemesi iin, ondan hemen kan
alnmasn istedi. Ayn gr paylaan hekim, kan almay zorunlu klan o kadar ok
neden sayd, kanlan alnmad iin kt duruma den o kadar ok kiiden sz etti ki,
Mr. Western kyametleri kopard, kzndan hemen kan alnmas iin direndi.
Kaza srasnda geirdii korkunun, babasnn ya da hekimin sand kadar tehlikeli
olamayacan sezen Sophia, istemeye istemeye Mr. Western'in emirlerine boyun edi.
O gzel kolunu uzatt; hekim de hazrlanmaya balad
Hizmetiler, gereken teberiyi getirirken, Sophia'nn bu kk ameliyat korktuu iin
istemediini sanan hekim, kan almada en kk bir tehlike olmadn anlatmaya
koyuldu. Ancak szmona cerrahlarn korkun bilgisizlii bir kazaya neden olabilirdi.
Hekim, kendisinin o beceriksizlerden biri olmadn akca sylememekle birlikte, iyice
belirtti.
Sophia, hi korkmadn syledi: "Bir atardamarm delseniz bile, sizi balarm, sz
veriyorum," diye ekledi.
Western, "balarsn ha!" diye bard. "Eer ben balarsam, Allah beni kahretsin!
Sana en kk bir ktlk yaparsa, Allah belm versin eer cierini skmezsem!"
Bu koullara katlanan hekim, syledii gibi, becerikli bir biimde ve abucak
Sophia'dan biraz kan ald. Bir defada fazla kan almaktansa, stste azar azar kan
almann daha doru olduunu anlatt.
Sophia, kolu sarldktan sonra, edasna ekildi. Tom Jones'un kolu tedavi edilirken
orada bulunmak istemiyordu (bulunmas da uygun olmazd belki.) Bunu akca
sylemedii halde, krk kemie bir an nce baklsn diye kendisinden kan alnmasna
kar koymutu aslnda. Sophia sz konusu olunca, Mr. Western, kzndan baka hi
kimseyi dnmezdi. Tom'a gelince, "Kedere glmseyen Sabrn bir ant gibi" 41 oturup
duruyordu. Dorusunu sylemek gerekirse, Sophia'nn o gzel kolundan kanlar
fkrdn grnce, kendi bana gelenleri nerdeyse unutmutu delikanl.
imdi hekim, hastann, belden yukar soyunup, gmleiyle kalmasn istedi. Sonra
kolu aarak, ekitire ekitire yle bir incelemee balad ki, yapt ikenceden tr
Tom'un yz burutu.
Hekim pek at bu yz buruturmalarna: "Ne oluyorsunuz efendim?" diye sordu.
"Cannz yakm olamam; yolu yok bunun."
Sonra, krk kolu kaldrp gstererek, anatomi konusunda ok uzun ve ok bilgili bir
syleve balad. Basit krklarla ifte krklar titizlikle gzden geirdi. Tom Jones'un
kolunun nasl krldn ve nasl krlabileceini; kolun u ya da bu biimde krlmasnn,
hangi adan daha iyi ya da daha kt olabileceini gerekli ayrntlarla aklad.
Hekimi dinleyenler, kulak kesildikleri, onu hayran hayran dinledikleri halde, pek bir
eyler renemediler; nk sylediklerinden bir tek sz bile anlayamamlard aslnda.
Hekim, uzun bir emein rn olan bu sylevini bitirdikten sonra, ie koyuldu ve bir
trl balayamad iini abucak bitiriverdi.
BENC KISIM
BLM 1
43 Horatius, Ara Poetica'da, iyi anlatlamayacak olan eylerin hi anlatlmamasn ister. (.N.)
44 Aristo'nun tiyatroyla ilgili grlerine dayanan ve bir oyunda ele alnan olaylarn ancak bir tek gn
kapsamasn ve ayn yerin dolaylarnda gemesini isteyen kurallara "sre birlii" ve "yer birlii" kurallar
denilirdi. (.N.)
oy atmaya gtrdkleri semenler gibi, bedava yolculuk etmek artyla) oyunda
gsterilen yerin be mil uzanda olup bitenleri sahnede grsnler de, elli mil uzanda
olup bitenleri neden grmesinler sahnede? Eski bir eletirmenin45 ileri srd bir
kuraln, yani tiyatro oyunlar be perdeden ne bir perde fazla, ne bir perde eksik olabilir
diyen kuraln nedenini doru drst aklayabilen bir yorumcu var mdr? Tiyatrolarmz
yarglayan ada eletirmenler, "baya" szc sayesinde, her eit glmeceyi
baaryla sahneden kovup, tiyatroyu bir salon kadar can skc yaptlar; bu
"baya" szcn tam ne anlamda kullandklarn bir bilen km mdr?
Btn bu sorular karsnda, sanki herkes, yasalarmzdan alnan bir zdeyii
benimsemitir: Cuicunque in arte sua perito credendum est ; (yani "kendi
uzmanlk alannda usta olan her kiiye gvenmek gerekir.") Bir sanat ya da
bilim dalnda temelli bilgiden yoksun bir adamn, bu alanlarda kat ve kesin ku -
rallar ortaya koyabilecek kadar yzszleebileceim aklmz pek al mad iin,
biz bu kuralarn nedenini (ne yazk ki) kavrayacak du rumda olmasak da, aslnda
bunlarn salam ve doru gerekelere dayand sonucuna varrz.
imdi doru konumak gerekirse, eletirmenleri fazla marttk hepimiz; onlar
gerekte olduklarndan ok daha derin kiiler sandk. Bu tutumumuzdan tr yz
bulan eletirmenler, ast astk kestii kestik, diktatrce bir g haline gelmeyi
baardlar; bizim efendilerimiz oldular; aslnda eski yazarlardan rendikleri yasalar,
yeni yazarlara zorla kabul ettirecek kadar kendilerini beenmeye baladlar.
Egemen olduklar eitli bilim dallarnda, dehalarnn engin gc sayesinde yasalar
yaratan, yzde yz yetkili kiiler vardr. Gerekte eletirmenlerin grevi, bu yetkili
kiilerin ortaya koyduklar kurallar ve yasalar bir ktip gibi yazp saptamaktr. Eski
eletirmenler, ne bu grevin snrlarn amay akllarndan geirirler, ne de bir gr
hangi yetkili kiiden aldklarn belirtmeden bir tek tmce yazarlard.
Ama zaman geti ve bilgisizlik alarnda, ktip, efendisinin gcne el koymaya,
onun yce katna yerlemeye balad. yle ki, yaz yazma sanatnn yasalar, artk
yazarn yaptlarna deil, eletirmenin buyruklarna dayanyor. Ktip, yasalar yapann
yerini alyor ve yasalar kada geirmek grevini grenler, yksekten atarak, kendileri
yasa yapyorlar artk.
te, bu durumdan tr, gze batan, ama belki de nlenmesinin yolu olmayan bir
yanlg kt ortaya: Eletirmenler, yetenekleri pek snrl kiiler olduklar iin, yanlp, salt
biim olan eyi z sandlar ok gemeden. Yasalarn cansz szcklerine taklp. gerek
anlamn anlamayan bir yarg gibi davrandlar. Byk bir yazarn, belki de bir rastlant
sonucu kaleme ald nemsiz szleri, o yazarn ayrca nemli bir dncesi saydlar ve
gelecek kuak yazarlarnn buna ille uymasn istediler. Sahtekrln balca iki
destekleyicisi olan zaman ve bilgisizlik, bir eit dokunulmazlk salad bu yanl g-
rlere. Bylece, gereklere de, doaya da uymayan bir takm "gzel yaz yazma
kurallar" meydana kt. Sanki bu kurallarn tek amac, dhileri bask altna almak,
ezmekti. Dans sanat konusunu ileyen bir yn deerli kitapta, ancak zincirlendikten
sonra dans etmek gerektii yazlmas, bir dans retmeninin elini kolunu nasl ba-
larsa, yazar da tpk byle balad bu kurallar.
lerisi iin geerli saylabilecek bir kural, salt ipse dixit (yani "yle dedi, yle oldu")
yetkisi stne kurmakla sulanmak istemeyiz. Gerei sylemek gerekirse, bu eit
karakui kurallara ayrca derin bir sayg da beslememekteyiz. Onun iin, eletirmenlere
balanan sz konusu haktan vazgeip, esas konumuzla ilikisi olmayan bu de-
nemeleri, kitabmzn urasna burasna serpitirmemizin nedenlerini anlatmaya
balayacaz okuyucumuza.
Bize kalrsa, kiminin sand gibi, "yazarken yazarn kendi bile uykuya dalar" anlamna
gelmez bu dizeler. Geri okuyucular kolayca uykuya dalabilirler ama; yazarn kendi,
yazmakta olduu kitap Oldmixon'unkiler48 kadar uzun da olsa, ok ho vakit geirdii
iin, uyuklamay aklndan bile geirmez. Mr. Pope'un belirttii gibi, "okuyucular uyusun
diye, uykusuz kalr kendi." Gerei syleyelim: Uyku verici bir ila etkisi yapan bu
paralar kitabmzn teki paralaryla bir kartlk yaratmak, teki paralar daha ho
gstermek iin, yaptmza ustalkla eklenen "arbal" blmlerdir. Son yllarda len
akac bir yazar,49 her zaman zel bir ama gderek okuyucularna can sknts
verdiini sylemekle, benim de dndklerimi aka anlatmaktadr.
Onun iin her ksmn bandaki denemelere bu k altnda, daha dorusu bu karanlk
iinde bakmasn isterim okuyucumun. Ben onu byle uyardktan sonra, okuyucu, bu
kitabn baka blmlerinde de yeterince arballk bulunduu grne varrsa,
uraa uraa elimizden geldii kadar can skc yapmaya altmz bu denemeleri
atlayabilir. Birinci deil, ikinci blmden balayarak okuyabilir bundan sonraki ksmlar.
BLM 2
Tom Jones hasta yatarken, birok kii onu grmeye geldi. Bunlarn arasnda
delikanlnn ayrca holanmadklar da vard belki. Mr. Allworthy, onu nerdeyse her gn
grd. Jones'un ektiklerine acd. bu ektiklerinin nedeni olan yiite davran ok
beendii halde, Mr. Allworthy bu frsattan yararlanarak, delikanlnn akln bana
getirmek, ileride daha akll uslu davranmasn salamamak istedi. Delikanlya
saduyulu tler vermek iin, bundan daha uygun bir zaman bulunamazd Mr.
Allworthy'ye gre. nk o sralarda Tom Jones, ektii ac ve hastalktan tr
yumuam, tehlikeli davranlardan rkm bir durumdayd; insan keyfe srkleyen o
cokun tutkularn etkisinde deildi.
te bu yzden, iyi yrekli Mr. Allworthy, Tom Jones ile babaa kalnca, zellikle
delikanlnn tedirgin olmad sralarda, onunla konuur, eski uygunsuz davranlarn
ona hatrlatrd. Ne var ki, srf ileride ayn yanlglara dmesin diye, en yumuak ve en
sevecen bir tutumla yapard bunu. Tom'un mutluluunun, baba dedii adamn gzne
girmesinin, ondan iyilik grmesinin gelecekteki davranlarna bal olduunu sylerdi.
"Gemie gelince, her ey unutulur, her ey balanr" derdi. Delikanlnn, bana
48 John Oldmixon (1673-1742). an en nl airi Alexandar Pope'un Dunciad adl talamasnda alaya
ald nemsiz bir yazar. (.N.)
49 Fielding her halde Sir Richard Steele'i dnmektedir. (.N.)
gelen bu kazadan yararlanmasn, bu kazann hayrl sonular vermesini dilerdi.
Tom Jones'u sk sk grmeye gelen Thwackum da, ahlk dersleri dinlemeye uygun
bir yer sayard hasta yatan. Ne var ki, Thwackum'un konuma biimi, Mr.
Allworthy'ninkinden ok daha haindi.
"Tanr sizin gnahlarnz cezalandrmak iin kolunuzu krd," derdi rencisine.
"Boynunuzu krmayp da yalnz kolunuzu krd iin, her gn diz kp kretmelisiniz
Tanrya. Gelecekte, belki de ok yaknlarda, boynunuz da krlacaktr herhalde. Tanrnn
bu gne dek sizi niin cezalandrmadna aardm hep. Ama bu kaza gsteriyor ki,
Tanrnn verdii cezalar gecikse de, nlenemez hibir zaman. Ahlk
dknlnzden tr banza bu bel geldii gibi, ok daha bykleri de
geleceinden hi kukunuz olmasn. Bunu iyice bilmenizi salk veririm size. Bu bellar
nlemenin tek aresi, itenlikle ve yzde yz piman olmaktr. Ama ne yazk ki, gen
yanda bylesine ahlk dkn, kafas bylesine kokumu bir insandan pimanlk
ne umulur ne de beklenir. Gelgelelim, tm tlerimin bouna olduunu, hibir sonu
vermeyeceini fazlasyla bildiim halde, sizi piman olmaya armak gene de
grevimdir benim. Liberavi animan meam, yani kendi ruhumu kurtaryorum. Grevini
savsaklyor diye vicdanm sulayamam: Sizin bu dnyada kesinlikle felkete doru,
teki dnyada da ayn kesinlikle cehenneme doru gittiinizi ok byk bir zntyle
grmekteyim."
Square'in syledikleri bambakayd: "Akl banda bir insan, krlan bir kemik gibi
kazalar dert edinmez" derdi. "Bu eit talihsizliklerin insanlarn en bilgesinin bile bana
gelebileceini ve aslnda yararl olduunu gz nnde tutmak yeter. Ahlk asndan
uygunsuz olmayan eylere kt demek yanltr. Bu eit kazalarn en kt sonucu
bedenen ac ekmektir. Acnn bylesini ise, dnyann en nemsiz eyi saymak
gerekir."
Square, Tully'nin50 Tusculanae Disputationes adl yaptnn ikinci blmnden ve
yce Lord Shaftesbury'den51 alnm, bunlara benzer daha nice szler sylerdi. Bunlar
sylerken yle coard ki, gnn birinde ackl bir ey oldu, dilini srverdi. yle bir
srt ki bu, sylevine bir son vermekle kalmad, allak bullak da oldu Square; bir iki
kfr homurdanmaktan kendini alamad. Bu kazann Thwackumn nnde olmas ise,
iin en kt yanyd. nk bu tr retileri, putlara tapanlara ve Tanrya
inanmayanlara yaktran Thwackum, sz konusu yargy yle kt kt srtarak
vermiti ki, dilini srdndan tr zaten bozulmu olan felsefeci (byle bir deyimi
kullanmama izin verirseniz) iyiden iyiye zvanadan kt. fkesini diliyle aa vuracak
halde olmadndan, cn alabilmek iin daha zorbaca bir ynteme ba vuracakt
belki de. Ama iyi ki, o srada odada bulunan hekim, kendi karlarn hesaba katmadan,
iki adamn arasna girip bar korudu. Mr. Blifil, arkada Jonesu pek seyrek grmeye
geliyor, onunla hibir zaman babaa kalmyordu. Bu saygdeer delikanl, Tom
Jones'a ok ilgi gstermek, bana gelen kazaya ok zldn bildirmekle birlikte;
kendi arbal tutumu bozulmasn diye, arkadayla fazla ili dl olmaktan saknyor;
bunu da dolayl yollardan sylyordu ikide birde. Bu amala, Kutsal Kitap'dan ald bir
sz, Hazreti Sleyman'n kt ilikilerin iyi ahlkl kiileri bozduu konusundaki
ataszn geveleyip duruyordu hep. Ne var ki, Mr. Blifil, Thwackum kadar hain deildi
gene de. Mr. Jones'un gnn birinde adam olaca umudunu besliyor; "daymn
gsterdii esiz iyilik, yzde yz ahlksz olmayan bir kiiyi hi kukusuz etkileyecektir"
diyor; u sonuca varyordu: "Eer Mr. Jones ileride bir su ilerse, onu savunmak iin
50 Cicero olarak bilinen Marcus Tullius Cicero (M.. 106-43), gzel konumasyla nl bir Romal yazar.
(.N.)
51 nc Shaftesbury (1671-1713) Men, Manners, Opinions and Times (nsanlar, Treler, Grler
ve alar) adl yaptn yazar. (.N.)
bir tek sz syleyemem artk."
Mr. Westerne gelince, ava gittii ya da iki itii zamanlar dnda, hasta odasndan
pek kt yoktu. Hatt birasn imek iin de oraya gelirdi ara sra ve g bel engel
olunurdu Tom Jones'a zorla bira iirmesine. Neden derseniz, dzenbaz bir hekim,
uydurma ilcnn nasl her derde deva olduuna inanrsa; Mr. Western de birann her
derdin aresi olduuna, bir eczas dkknndaki tm illardan daha etkili olduuna
inanrd. Bu ilc kullanmas, yalvarp yakararak engellendii halde, her sabah hastann
penceresi altnda durup, av borusuyla Tom Jonesa kk bir seranad yapmasnn
nne geilemedi. Bakalarnn karsna karken "hollo!" diye bard gibi, hastann
uyank ya da uykuda oluunu hi mi hi hesaba katmadan, Jones'un yatt odaya da
"hollo!" diye bararak dalmasna engel olmann yolu da bulunamad.
Mr. Western'in bu takn davranlarnn kt bir amac olmad gibi, kt bir etkisi de
olmad iyi ki. Zaten Tom Jones oturacak duruma gelir gelmez, Mr. Western kzn onun
odasna getirince, delikanl, Mr. Western'in tm patrtsn grltsn balad. ok
gemeden de Sophia, Tom Jones'a klavsen almaya balad. Babas, "Yal Sir
Simon"u ya da sevdii baka bir paray almas iin direnip araya girmezse, Sophia
saatlerce mziklerin en gzeliyle bylyordu delikanly.
Sophia, kendi davranlarn titizlikle denetledii halde, baz eylerin ara sra aa
kmasn engelleyemiyordu gene de. nk ak, u adan da bir hastala benzer: Bir
yerde patlak veremeyince, baka bir yerde patlak vermesinin nne geilemez.
Bylece Sophia'nn dudaklaryla gizlediini; gzleri, yznn kzarmalar ve elinde
olmadan yapt baz kk eyler aa vuruyordu.
Gnn birinde, Sophia klavsen alar, Tom Jones da dinlerken; Mr. Western bara
ara odaya dald.
"e byle, Tom," dedi. "Senin uruna o aptal papaz Thwackum ile attm demin.
Benim nmde, Tanrnn seni cezalandrmak iin kemiini krdn syledi Allworthy'ye.
Vay canna! dedim. Nereden kardn bunu? Gen bir kadn korumak iin bana
gelmedi mi bu i? Tanrnn cezasym! Eer Tom'un tek gnah buysa, lkenin tm
papazlarndan nce cennete gidecektir, dedim. Yapt eyden utanmas deil,
gururlanmas gerekir, dedim."
Jones, "dorusunu isterseniz, efendim," dedi, "utanmam iin de gururlanmam iin de
bir neden yok aslnda. Ama Miss Western'i koruyabildimse, mrmn en mutlu kazas
sayacam bunu."
Mr. Western, "bir de bu yzden Allworthy'yi sana kar kkrtmaya kalkyorlar," dedi.
"Vallahi, srtnda papaz giysileri geirmi olmasayd, herife yle bir sopa ekerdim ki!
Ben seni candan severim, olum. Eer senin iin elimden geleni yapmazsam,
Allah kahretsin beni! Yarn sabah ahrma git, Chevalier ve Miss Slouch bir
yana, cannn istedii at se, senin olsun."
Jones teekkr etti, ama armaan edilen at almaya yanamad.
Mr. Western, "olmaz," dedi. Sophy'nin bindii doru ksra alacaksn. O ksrak elli
altna maloldu bana; bu ilk baharda alt yana basacak."
Jones, "bana bin altna da malolsayd, gene de onu gebertip kpeklere yedirtirdim,"
diye bard heyecanla.
Mr. Western, "ne ayp!" dedi. "Ksrak senin kolunu krd diye mi yapacaksn bu ii?
Aklsz bir hayvana di bilemeyecek kadar erkek sanrdm seni."
Tam bu srada Sophia araya girdi. Babasna klavsen almak istediini syleyerek, bu
konumaya bir son verdi. Mr. Western hibir zaman kar koymazd kznn bu isteine.
Bu konumalar srasnda, Sophia'nn yz renkten renge girmiti. Tom Jones'un
ksraa kar gsterdii candan fkeyi, babasnn gsterdii nedene deil de, baka bir
nedene balyordu her halde. Sophia'nn akl bandan gittii besbelliydi. yle fena
alyordu ki, Western ok gemeden uyuklamaya balamasayd, farkna varacakt
bunun. Ama yeterince uyank olan, kula duyan, gzleri de gren Jones, baz eylere
dikkat etti. Dikkatini eken bu noktalar, daha nceleri olup biten, okuyucunun da
anmsayaca baz olaylarla birletirdi. Bunlarn tmn dnen delikanl, Sophia'nn
sevecen yrein in allak bullak olduu kansna vard. Hi kukum yok ki, birok
delikanl, Tom Jones'un ok daha nceden bu kanya varmamasna pek aacaklardr.
Doruyu sylemek gerekirse, Jones ayrca gvenmiyordu kendine: gen bir bayann
ona gnln kaptrdn hemen sezemiyordu. imdiki modaya uyarak genlerin kent-
lerde eitilmeleri, bu trden byk kusurlar nlemenin tek yoludur.
Bu dnceler Jones'un iinde iyice yer edince, yle bir altst oldu ki, bu durum onun
kadar temiz ve iyi huylu olmayan baka bir delikanlda ok tehlikeli sonular
dourabilirdi u srada. Sophia'nn ne denli deerli bir kz olduunu gerekten biliyordu.
Ona bakmaktan ayrca holanyor, yeteneklerine byk bir hayranlk duyuyor, iyiliini
candan seviyordu. Sophia'y elde etmek dncesini aklnn kenarndan bile
geirmediini, duygularna hi de isteye isteye kaplmadn gz nnde tutarsak,
Sophia'ya kar sandndan ok daha byk bir tutkusu olduunu anlarz. imdi ayn
anda, hem kendi yreindeki sr aa kt, hem de Tom Jones bu tapnlas gen kz
tarafndan sevildiini anlad.
BLM 3
Belki de okuyucu, Jones'un iinde imdi gelien duygular ok tatl ve ayrca gzel
olduklar iin, delikanlda, szn ettiimiz tehlikeli sonular deil de, sevin dolu bir
huzur douracan sanacaktr. Ne var ki, bu eit duygular, ne denli gzel olurlarsa
olsunlar, ilk aa ktklarnda hi de uyuturucu etkisi yapmayp insan iyice allak
bullak ederler. Bundan baka, u sralarda baz koullar, bir burukluk katmt Tom
Jones'un duygularna. Bylece aclkla tatlln birbirine karmasyla, "ac - tatl"
diyebileceimiz bir iki sunulmaktayd delikanlya. nsann azna ikilerin en tatsz,
insann kafasna da ikilerin en zararlsdr byle bir iki.
Geri Tom Jones, Sophia'da grd duygulardan tr ilkin sevinmekte haklyd
ama, baz kukulara da dt: Gen kzn ona acmasn yanl m yorumlamt yoksa?
Sophia'nn gsterdii saygy, saygdan daha scak bir duygu mu sanmt? Sophia'nn
ona sevgi beslediine, bu sevgiyi gelitirip byterek, gnn birinde baarya
eriebileceine hi de gveni yoktu. stelik mutlulua kavumasna kz engel olmasa
bile, babann engel olacandan, hem de kesinlikle engel olacandan hi kukusu
yoktu. nk Mr. Western, elenceleri asndan kye yerlemi kendi halinde bir bay
gibi yaad halde; paras pulu sz konusu olunca, yksek tabakann becerikli bir
yesiydi tam anlamyla. Biricik kzna ar dkn olan bu adam, onu blgenin en
zenginlerinden biriyle evlendirince ne denli sevineceini ikide birde anlatmt kafalar
ektikten sonra. Western'in, ondan holand iin, kzn varlkl bir adama vermekten
vazgeeceini umacak kadar kendini beenmi ve aptal deildi Jones. Genellikle bu
durumlarda analarla babalarn en iyilerinin bile hesaba kattklar balca eyin, hatt tek
eyin para olduunu biliyordu pek l. Dostlarmzn karlarn itenlikle dnrz;
ama onlarn tutkularndan doan inekleri yerine getirmeye hi yanamayz. nk bu
isteklerin yerine getirilmesinin verecei mutluluu anlamamz iin, bizim de ayn
tutkular duymamz gerekir aslnda. Sophia'nn babasnn bu evlilie raz olacak diye bir
umudu yoktu Tom Jones'un. Mr. Western'den izin almadan bu ii baarmaya almak,
adamn hayatta en ok istedii eyi engellemek ise, Sophia'nn babasnn
konukseverliini ok ktye kullanmak, (her ne kadar kabaca da olsa) ondan grd
bir yn kk iyilie nankrce karlk vermek olurdu Tom Jones'a gre. Mr. Western'i
krmak dncesini iren bulan, byle bir davran kendine yaktrmayan delikanl,
Mr. Allworthy'nin bu duruma tepkisini dndke daha da fena oluyordu. Ona, bir
oulun babasna gstermesi gereken saygdan ok daha byn de gstermesi
gerekirdi. Her eit alaklk ve hainlik ylesine aykryd ki bu iyi insana, Mr.
Allworthy'nin byle bir su ilemeye yeltenenden mrnn sonuna kadar nefret
edeceini, onun adn bile duymak istemeyecein biliyordu. Tom Jones'un istekleri ne
denli ateli olursa olsun, bu almaz engel onun umutlarn krmaya yetiyordu. Baka bir
kadna acmas da engelliyordu bu istekleri. Sevimli Molly gznn nne geliyordu
imdi. Onun kollar arasndayken yemin etmiti mrnn sonuna kadar Molly'ye bal
kalacana. Molly de, Tom onu brakrsa asla yaayamayacana and imiti bol bol.
imdi Tom, Mollyyi korkun durumlarda, hatt lm olarak gznn nne
getiriyordu. Bedenini satarak geimini salarken ekecei aclar dnyordu. Molly'yi
nce batan kard, sonra da yz koyun brakt iin, bir kez deil iki kez sorumlu
olacakt bu aclardan. Tom Jones, tm komularnn, hatt kendi kardelerinin Molly'ye
ne denli kin beslediklerini, onu parampara etmeye nasl can attklarn da biliyordu.
Tom yznden. Molly'yi ayplamaktan ok kskanmlard aslnda: daha dorusu,
Molly'yi kskandklar iin ayplamlard. Bu kadnlar, hem Molly'ye orospu diye
kfrediyorlar, hem de onun n, onun ssn psn kskanyorlar; ayn biimde
davranarak ayn eyleri elde etmeye can atyorlard. Zavall kz brakrsa, onun
mahvolmasn nlemenin yolu olmadn seziyordu Tom Jones. Bu ise can evinden
vuruyordu delikanly. Yoksulluk ve umutsuzluk yle felketlerdi ki, hi kimsenin bunlar
arttrmaya hakk yoktu Tom'a gre. Molly'nin aa tabakadan oluu, onun ekecei
aclar nemsiz klmyordu Tom'un gznde. Ona ac ektirdii iin kendini hakl
gremiyor, sululuunun hafiflediine inanamyordu. Ama ne diye kendini hakl
grmekten sz ediyorum sanki? Tom Jones'un yrei, kendisini sevdiine inand, bu
sevgi uruna namusunu hie sayan bir kza kymasn engelliyordu. Tom'un kendi iyi
yrei savunuyordu Molly'yi: paraya dkn souk bir avukat gibi deil, durumla
yakndan ilgilenen, kendi yznden bakasnn ekecei derin aclar candan paylaan
bir kii olarak savunuyordu Molly'yi.
Bu usta avukat, zavall Molly'yi sefaletin en korkun koullar iinde gsterip Tom
Jones'un acma duygularn yeterince ayaklandrdktan sonra; kurnazca davranp baka
bir duyguya ba vurdu. Bu kez Molly'yi genliin, saln ve gzelliin sevimli
renkleriyle canlandrd delikanlnn gz nnde. yi bir insan, bylesine ho bir yara-
tn yrekler acs bir duruma dmesine katlanamazd.
Bu dncelerle zavall Jones, uykusuz uzun bir gece geirdi. Sabahleyin kararn
vermiti: Molly'ye bal kalacak, Sophia'y dnmeyecekti bundan byle.
Bu erdemli karar o gn akama kadar srd; Molly'yi sevgiyle dnd, Sophia'y
hep skp att aklndan. Gelgelelim o uursuz akam, ok entipften bir olay
yznden, Tom Jones'un tm duygulan gene couverdi. Kafas yle bir allak bullak
oldu ki, bu durumu yeni bir blmde bildirmek daha yerinde olacaktr bana kalrsa.
BLM 4
Hastal srasnda bu gen bay grmeye gelen konuklardan biri de Mrs. Honour'du.
Okuyucu, vaktiyle azndan kard baz szleri dnerek Mrs. Honour'un Mr.
Jones'a ok zel bir dknl olduunu sanacak belki de. Ama aslnda yoktu byle
bir ey. Tom yakkl bir genti; Mrs. Honour ise, bu tr genlerin hibirini ayrca
semeden, tmne birden bir hayli ilgi duyard. Mrs. Honour, soylu bir kiinin uana
mutsuzlukla sonulanan bir sevgi beslemiti eskiden. Bu adam, evleneceiz diye sz
verdikten sonra, onu alaka yz koyun brakmt. Mrs. Honour o gnden sonra, krk
yreinin paralarn yle sk sk saklamt ki, bir tek krnts bile geememiti hibir
erkein eline. Akl banda erdemli kiiler, iyi olan her eye nasl sayg ve iyi niyetle
bakarlarsa, Mrs. Honour da ite yle bakard tm yakkl erkeklere. Sokrates'e
"insanla k" dediimiz gibi, Mrs. Honour'a da "erkeklere k" diyebiliriz. Sokrates,
kafasnn niteliine gre bir insan baka bir insandan stn grrd; Mrs. Honour da
bedeninin niteliine gre, bir erkei baka bir erkekten stn grrd. Ama yaradlnn
filozofa huzurunu bozacak kadar ileriye gtrmezdi yakkl erkeklere duyduu bu
ilgiyi.
Son blmde anlattmz gibi, Mr. Jones'un kendi kendisiyle att gnden bir gn
sonra, Mrs. Honour onun odasna geldi. Delikanly yalnz grnce, yle sze balad:
"Ah efendim! Nerden geldim dersiniz? Elli yl dnseniz, gene bulamazsnz vallahi.
Ama bulsanz bile, gene de sylememeliyim size."
Jones, "yoo!" dedi, "mademki sylememeniz gereken bir eydir, merak edip
soracam bende. Bunu benden gizleyecek kadar hain olmayacanz da biliyorum."
Mrs. Honour, "bunu sizden gizlememin de bir gerei yok bana kalrsa," dedi. "Ama
sakn hi kimseye sylemeyiniz. Zaten niin
gittiimi bilmezseniz, nereye gittiimi bilmenizin pek nemi kalmaz. Vallahi bunu gizli
tutmam iin bir neden yok bence; nk dnyann en iyi bayandr O."
Bunun zerine Jones, gizlenen eyin kendisine sylenmesi iin candan yalvarmaya
balad. Bunun kendisinden baka hi kimsenin kulana gitmeyeceine de sz verdi.
Mrs. Honour anlatmaya balad: "Biliniz ki efendim, kk hanmm, Molly Seagrim'i
grmem iin, kzn bir eksii var m diye sormam iin beni oraya gnderdi. Dorusu hi
iime gelmiyordu Molly'ye gitmek. Ne are ki, emredilenleri yapmak zorundadr
hizmetiler... Siz nasl bylesine alalabildiniz, Mr. Jones?.. Kk hanm git, dedi
bana, ona amar gtr, bir eyler gtr. Gereinden iyidir benim kk hanm... O
yzsz aifteleri Bridewell hapishanesine gnderseler, daha iyi olur. Kk hanma
syledim. Kk hanm dedim, metelik etmeyenleri yreklendiriyorsunuz siz..."
"Demek benim Sophia'm bylesine iyi yrekli," dedi Jones.
Benim Sophia'm demez mi! Va, vay! Ama ya hepsini bilseniz!.. Ben Mr. Jones'un
yerinde olsaydm, Molly Seagrim gibi rfntlara deil, daha iyilerine gz koyardm
dorusu."
"Hepsini bilseniz derken ne demek istiyorsunuz?" diye sordu Tom Jones.
Mrs. Honour, "ne demek istiyorsam onu demek istiyorum" diye karlk verdi.
Vaktiyle kk hanmn manonuna ellerinizi soktuunuzu unuttunuz mu? Vallahi,
kk hanmn kulana gitmeyeceinden emin olsam, bunu sylemek isterdim size."
Bunun zerine Jones, stste yeminler etti hi kimseye sr vermeyeceine.
Mrs. Honour konumasn srdrd: Kk hanm o manonu bana vermiti. Ama
sonradan, sizin ne yaptnz duyunca..."
Jones, Mrs. Honour'un szn kesti: "Demek ne yaptm syledin ona!"
Mrs. Honour, syledim diye bana kzmanza gerek yok," diye karlk verdi. "Kk
hanmn ne dediini duymak iin, kellelerinin uurulmasna raz olurlard nice erkekler.
Bunu duysa, lkenin en yce Lord'unun koltuklar kabarrd... Ama vallahi, size
galiba syleyemeyeceim ne dediini."
Yalvarp yakaran Jones. ok gemeden Mrs. Honour'u kandrp, konumasn
srdrmesini salad:
"Kk hanmn o manonu bana verdiini biliyorsunuz, efendim. Gelgelelim, ben
olup bitenleri ona anlattktan bir iki gn sonra, yeni manonunu beenmez oldu. Oysa
yemin ederim, dnyann en cici manonudur yeni olan. Honour, dedi, bu manon
iren; fazla byk geliyor bana, kullanamyorum. Bir yenisini alncaya kadar, gene
eskisini ver bana. Bu yenisi de senin olsun. te byle dedi. nk unu iyice bilin ki, iyi
bir hanmdr benim kk hanmm. Bir eyi verip, sonra geri alacak kadar klmez.
Bunun zerine, eski manonu getirdim ona. Ve bana yle geliyor ki, o gn bu gn hi
ayrlmad o manondan. Gzden uzak kalnca da, onu ikide birde ptne yemin
ederim."
Mr. Western'in Tom Jones'u klavsen dinlemeye armak zere odaya girmesiyle, bu
konuma yarda kald. Zavall delikanl, yz sapsar, her bir yan zangr zangr
titreyerek, Mr. Western'in peinden gitti. Mr. Western, Jones'un ne halde olduunun
farkna vard ama; Mrs. Honour'u grnce, yanl yorumlad bu hali. Jones'a yar aka
yar cidd bir kfr savurduktan sonra, delikanlnn uzaklarda avlanmasn, Mr.
Western'in av alanna satamamasn buyurdu.
O akam Sophia her zamankinden de daha gzeldi. Sz konusu manonun sa
kolunda oluu da, gzelliini bir hayli arttryordu Mr. Jones'un gznde.
Sophia, babasnn en sevdii paralardan birini almakta, babas da onun
iskemlesine yaslanm dinlemekteyken, manon parmaklarnn stne kayd, almasn
engelledi. Mr. Western bu duruma yle kzd ki, manonu kapt gibi, az dolusu
kfrederek, onu atee frlatverdi. Sophia, dakikasnda ayaa frlad, manonu can
havliyle kurtard alevlerden.
Bu kk olay, herhalde pek nemsiz grnecek ou okuyucularmza. Ama ne
kadar entipften olursa olsun, zavall Jones'u ylesine sarst ki, bunu anlatmay bir
grev bildik. Her eyi gerektii gibi deerlendiremeyen tarihiler, olup bitenlerin ounu
nemsemeyip atlarlar ou zaman. Oysa en nemli olaylar, bu nemsiz saylan
durumlardan kabilir. Aslnda byk bir makineye benzetebiliriz dnyay. Nerdeyse
grlemeyen, ancak en keskin gzlerin seebilecei kck arklar, koskocaman
arklar harekete geirir bu makinede.
te, esiz Sophia'nn ne tm byleri, ne baklarnn gz kamatran parlakl ve
baygn tatll, ne sesinin ve biiminin uyumlu gzellii, ne tm akl, gler yz, ulu
gnl ve tatl huyu, zavall Jonesun yreini elde edememiken; bu kk manon
olay kle etti delikanly. Ozan,52 yle der Troya'y tatl tatl anlatrken:
Tom Jones'un kalesi de anszn baskna uramt. Ksa bir sre nce, ykmzn
kahraman, askerlere zg bir bilgelik gstererek, onurlu ve uslu dnceleri, yreine
giden yollara nbeti olarak dikmiti. Ne are ki, bu nbetiler grevleri bandan
kaverdiler. Ve Ak Tanrs, zafer alayyla girdi kaleye.
BLM 5
53 Vanbrugh'un The Provoked Wife (1697) adl oyunundan beinci perdenin altnca sahnesine bir
deinme (.N.)
ele vermek dncesinin ayrca hounuza gittiinden de hi kukum yok. Ne var ki, bu
olup bitenlere yan tutmadan bakarsanz, sizden baka hi kimsenin sulu olmadn
anlarsnz. Saf bir kz batan karan ben deilim. Dnyada her eyi doruluk kuralna
gre yarglayan kiilerin beni ayplamalarn gerektirecek hibir davranta bulunmadm.
Bir eyin uygun olup olmadn; gelenekler, kalplam tutumlar ve kentlerin yasalar
deil, doann yasalar saplayabilir ancak. Yalnz doaya aykr den bir ey
uygunsuzdur aslnda."
"Gzel mantk yrttn, olum, dedi Jones. "Ama seni ele vermek isteyeceimi
nereden kardn? imdiye dek hi bylesine houma gitmemitin vallahi. Eer sen
kendin bu ii aa vurursan, o baka. Ama benden hi mi hi lf kmaz."
Square, "dorusu, Mr. Jones," dedi, "admn lekelenmesini isteyen bir adam deilim
ben. Kiinin adnn iyiye kmas, bir eit KALONdur; 54 bunu nemsememek uygun
dmez. Bundan baka, bir kiinin kendi adn sann katletmesi, kendini ldrmeye
benzeyen bir eydir; nefret edilmesi gereken, iren bir ahlkszlktr. Onun iin, benim
herhangi bir kusurumu gizlemeyi uygun buluyorsanz (nk hibir kimse yzde
yz kusursuz olamayacana gre, benim de bir kusurum olabilir) bilin ki, ben
kendi kendimi ele vermem. yle eyler vardr ki, bunlar yapmak uygundur da,
yaptm diye vnmek uygun deildir. nk aslnda sulu bir davran olmayan,
hatt vnlmesi gereken bir eyin, dnyann sapk yarglar yznden
aypland grlr."
"Yaa!" diye bard Jones. "Doal bir itahn doyurulmasndan daha susuz bir
davran olabilir mi? nsan trnn srp gitmesini salamak kadar vnlmesi
gereken bir ey olabilir mi?"
Square, "cidd konuuyorum sizinle," dedi; "bunlar hibir zaman su saymadm
aka sylyorum."
Jones, "ama bu kzla benim ilikim ilk meydana kt srada byle
dnmyordunuz," diye karlk verdi.
Square, "Thwackum denilen adam durumu bana yanl yanstt iin, tertemiz bir
kzn rezil edilmesini ayplammdr belki de," dedi. "te yleydi, efendim, yleydi ... Ve
ey... Bilin ki, Mr. Jones, bir durumun uygun olup olmadn lp bierken, ok kk
ayrntlar, efendim, ok kk ayrntlar byk gr deiiklikleriyle sonulanabilir."
Jones, "peki, nasl isterseniz yle olsun," dedi. "Size sz verdim. Eer bu serveni
duyan olursa, kabahat benim deil sizindir. Kza kar iyi davrann; ben de hi kimseye
bir ey sylemem. Sana gelince Molly, dostuna bal kalrsan, hem bana vefaszln
balarm. hem de elimden geldii kadar yardm ederim sana."
Tom Jones bunlar syledikten sonra, ikisiyle de abucak vedalat, merdiveni hzla
inerek gitti.
Square, bu servenin daha kt sonular dourmadna sevindi. Toparlanm olan
Molly ise, ilkin Square'e atmaya balad, onun yznden Tom Jones'u elden
kardn syledi. Ama Mr. Square, bir yandan kz okayarak, bir yandan da
kesesinden her derde deve bir il kararak, Molly'nin fkesini yattrmann yolunu
buldu. Kafadan tm ktlkleri skp atan, insan gler yzl yapan bu ilcn
olaanst etkisi herkese bilinmektedir.
Bunun zerine Molly, yeni an sevda sellerine bodu. Eskiden Jones'a ballk
yemin etmesini de, Jonesun kendisini de alaya ald. Jones bedenine el koyduu halde,
ancak ve ancak Square'in yreine el koyabildii konusunda yeminler etti bu kez.
Artk Jones, Mollynin onu aldattn anlamt. Belki baka biri, ondan ok daha fazla
ierlerdi bu duruma; ve Jones, kz dakikasnda braksayd, delikanly pek ayplayan
kmazd bana kalrsa.
Gelgelelim Tom Jones, acyarak bakyordu Mollyye. Geri aldatld iin byk bir
tedirginlik duyacak kadar sevgisi yoktu ama, onu ilk batan karp kt yola drenin
kedisi olduunu dndke bir hayli zlyordu. nk bundan byle srmeye
niyetlendii ahlaksz yaantya Jones ile balamt Molly.
Bunu dnmek, Tom Jones'u olduka tedirgin ediyordu. Ama bir sre sonra,
Molly'nin ablas Betty, kz kardeini ilk batan karann Tom Jones deil de Will Barnes
adnda biri olduunu tlatmak iyiliinde bulunarak, delikanlnn tedirginliini tamamiyle
geirdi. Durum byle olduuna gre, Tom Jonesun imdiye dek kesinlikle kendinden
sandn ocuun babas da Barnes olabilirdi pek ala.
Bu ipucu eline getikten sonra, heyecanlanan Jones, durumu aydnlatmann yollarn
arad. ok ksa bir sre sonra, Betty'nin doruyu syledii, yalnz Will Barnes'n deil,
Molly'nin de sonunda gnah karmasyla saptand.
Will Barnes denilen delikanl bir ky apknyd. lkenin herhangi bir gen astsubay
ya da noter katibi kadar zafer kazanmt ak alannda. Birok kadn tam bir ahlakszlk
iinde yaamaya zorlam; kiminin yreini parampara etmi; zavall bir kzn aclar
iinde lmesinin nedeni olmak onurunu bile elde etmiti; nk bu kz, onun yznden
kendini suya atm, ya da, daha akla yakn olarak, Will Barnes tarafndan suya atlmt.
Bu herifin el koyduu yreklerden biri de Betty Seagrim'inkiydi. Will Barnes, Molly
gnl elencesine elverili olmayacak kadar kkken, ablasyla gnl elendirmiti.
Ama daha sonralar Molly yetiince, ablasndan vazgeip ona el atm, dakikasnda da
baarya ulamt. Aslnda Molly'nin yreinde egemen olan tek erkekti Will Barnes.
Jones ile Square'e gelince, karlar uruna kesilen kurbanlard onlar.
Betty'nin, kz kardeine besledii amansz kinin nedeni buydu ite. Betty'nin Molly'ye
kar olumsuz tutumu kskanlktan da doabilecei iin, daha nce de grdmz bu
kinin gerek nedenini imdiye dek aklamak zorunluluunu duymamtk.
Gizli kalan bu durumu rendikten sonra, Molly asndan iyice rahatlad Tom Jones.
Ne var ki, Sophia asndan hi rahat deildi; hatta. akln alamayaca kadar
huzursuzdu. Byle bir benzetmeyi kullanmama izin verirseniz, yreinin artk
tamamiyle boaltldn ve Sophia'nn oraya tam anlamyla yerletiini syleyebilirim.
Tom, usuz bucaksz bir tutkuyla seviyordu Sophia'y; Sophia'nn da onu sevdii gn
gibi ortadayd. Gelgelelim, bunlar bildii halde, Tom Jones gene de umutsuzdu; nk
gen kzn babas izin vermezdi evlenmelerine. Aalk ve haince arelere bavurarak
Sophia'y elde etmeye kalkmak ise, iren bir ey olurdu.
Byle bir yolu tutarsa Mr. Western'e yapaca ktlk ve Mr. Allworthy'nin bu yzden
ekecekleri, Tom Jones'a sabahtan akama kadar eziyet edene, geceleri yastna
ban koyunca aklndan kmayan dncelerdi. Onurla sevgi arasnda srekli bir
atma vard delikanlnn iinde. Kimi zaman biri, kimi zaman teki stn kyordu bu
atmada. Sophia yannda deilken, onun evinden kp gitmeye, onu artk hi
grmemeye karar veriyordu ikide birde. Ama Sophia gznn nnde olunca, tm bu
kararlar unutuveriyor; can ve canndan daha deerli eyler pahasna da olsa, onun
peini brakmamay aklna koyuyordu.
ok gemeden bu i atmann etkisi, gzle grlecek kadar belirginleti: Tom
Jones. her zamanki canlln ve neesini yitirdi. Sadece yalnzken dertli olmakla
kalmad, bakalarnn nnde de kederli ve dalgn olmaya balad. Mr. Western'in
gnln etmek iin neeli grnmeye alt zamanlar, bunu zorla yapt ylesine
belli oluyordu ki, saklamak istedii skntlar bsbtn aa kyordu.
Tom Jones'un tutkusunu gizlemek iin gsterdii kurnazlk m onu daha ok ele
veriyordu; yoksa kurnazlk bilmeyen doann bu tutkuyu aa vurmak iin ba vurduu
areler mi? Bu sorunu zmlemek kolay olmayacaktr. nk kurnazlk, ar bir
dikkatle davranarak, delikanly Sophia'ya kar her zamankinden daha da ekingen bir
tutum benimsemeye zorlarken; onunla konumasn, hatt onunla gz gze gelmesini
engellerken; tm bunlarn tam tersini yapyordu doa. Bylece gen kz yaklanca,
Tom'un yz sararyordu; bu yaklama beklenmedik bir anda olunca, irkiliyordu. Bir
rastlant sonucu Sophia ile gz gze gelince, kan yanaklarna saldryor, yz
kpkrmz kesiliyordu. Terbiye gerei Sophia ile konumak, rnein sofrada onun
erefine kadeh kaldrmak zorunda kalnca, Tom mutlaka kekeliyordu. Eli, hatt tm
bedeni titriyordu ona dokununca. Ve ne denli dolayl olursa olsun, akla arm olan
herhangi bir sz sylenince, delikanl elinde olmadan iini ekiyordu hep. Doa, byk
bir aba gstererek, tm bunlar her gn yaptryordu Tom Jonesa.
Bu belirtiler, Mr. Western'in gznden kayor, ama Sophia'nn gznden kamyordu
hi. Sophia ok gemeden, Tom Jones'un kafasndaki kargaann farkna vard; bunun
nedenini anlamakta da glk ekmedi; nk Sophia'nn iinde de vard ayn kargaa.
Bence Sophia, sevdallara zg olduu bilinen abucak sezmek yeteneinden tr,
durumu babasndan nce kavramt herhalde.
Ama doruyu sylemek gerekirse, yalnz sevdallarda deil, bakalarnda da grlen,
onlar teki insanlardan stn klan o olaanst sezi yeteneini aklamann, daha
basit ve ak seik bir yolu da vardr. Acaba neden bir namussuz, herhangi bir
namussuzluun tasarlandn genellikle dakikasnda anlar da; ondan ok daha keskin
zekl ve namuslu bir adam, ou zaman aldanr bu namussuzluun karsnda? Oysa
namussuzlar arasnda yaygn bir sevgi yoktur herhalde. Birbirleriyle iliki kurabilmeleri
iin, Mason'larda olduu gibi, ortak bir iaretleri de yoktur onlarn. Ama kafalarn hep
ayn ey kurcalad iin, dnceleri hep ayn eye yneldii iin, anlarlar birbirlerini.
Bylece, sevda kavramnn babann aklnn kenarndan bile gemediini; kzn ise u
sralarda sevdadan baka hibir ey dnemediini gz nnde tutarsak, Tom
Jones'daki ak seik ak belirtilerini Mr. Western grmezken Sophia'nn grmesine hi
amayz.
Sophia, zavall Jones'a ikence eden azgn tutkuyu sezdikten, bu tutkunun kendisine
yneldiini iyice kavradktan sonra, delikanlnn sradaki davrannn gerek nedenini
anlamakta hi mi hi glk ekmedi. Bunu anlaynca da, delikanl, Sophia'nn gzne
bsbtn girdi. Bir n sevgilisinden isteyebilecein en gzel duygulardan ikisi, yani
sayg ve acma duygulan uyand gen kzda. Kendi yznden mutsuz olan bir adama
acd iin kadnlarn en kaskats bile balayabilirdi Sophia'y. Barndaki alevi en
onurlu nedenlerden tr sndrmeye alan, suunu aa vurmaktansa ald
tilkinin barsaklarn demesine katlanan Ispartal ocuk gibi davranan bir erkee sayg
duyduu iin de, hi kimse ayplayamazd gen kz. Bylece Tom Jones'un
ekingenlii, Sophia'dan ka, soukluu ve suskunluu; onun davasnn en gzpek,
en becerikli, en scak kanl ve en gzel konuan savunucular oldular. Bu savunucular,
gen kzn duyarl ve sevecen yreini ylesine derinden etkilediler ki, ok gemeden
Sophia, erdemli ve yce ruhlu bir gen kzn duyabilecei tm tatl duygulara kaplmaya
balad. Yani, ekici bir erkee kar, sayg, gnl borcu ve acmadan doabilecek her
eyi... Szn ksas lgnlar gibi vuruldu Tom Jones'a.
Gnn birinde bu gen ift, bir rastlant sonucu bahede karlatlar. Sophia'nn
yitirdii kk kuu bulmak iin Tom Jones'un iine dp az kalsn boulaca kanala
bitiik iki ayr yolun ucundaydlar birbirlerini grdkleri srada.
Son zamanlarda Sophia ikide birde buraya geliyordu. Ne denli nemsiz olursa olsun,
yreinde imdi bylesine serpilen sevginin belki ilk tohumlarn eken o kk olay,
yan ac ekerek, yar haz duyarak dnp duruyordu burada.
te bu gen ift, ku olaynn getii sahnede karlatlar. Ancak iyice yaklanca
grdler birbirlerini. Onlar o srada seyreden biri olsayd, heyecanlarnn belirtilerini
yeterince anlard her ikisinin de yznden. Ama kendileri, ylesine allak bullak
olmulard ki, bunun farkna varacak durumda deildiler. Tom Jones, biraz toparla-
nnca, gen kza yaklap, olaan nezaket kurallarna uyarak onu selmlad. Sophia da
ayn eyi yaptktan sonra, sradan bir konuyu ele aldlar; o sabahki havann grlmedik
gzelliinden sz ettiler. Derken, bulunduklar yerin gzelliine getiler. Tom Jones,
ve ve gklere kard imdi bulunduklar yeri. Delikanlnn tepesine trmanp sonra
kanala dt aacn yanna gelince, Sophia ona bu kazay anmsatmaktan kendini
alamad:
"Bana kalrsa, Mr. Jones, siz biraz rpeririniz u suyu grnce."
Jones, "inann bana, efendim," dedi, "kk kuunuz kanca duyduunuz znt, o
servenin en nemli noktasdr benim iin. Zavall kk Tommy! te u dala
konmutu. Onu size vermekle onur duymutum. Nasl oldu da byle bir mutluluktan
kaacak kadar lgn davrand o kk kerata? Nankrlnn hakl bir cezasdr
bana gelenler."
Sophia, "dorusunu isterseniz, Mr. Jones," dedi, mertliiniz yznden ayn eyler
sizin de banza gelecekti az kalsn. Herhalde ok sarslyorsunuz bunu anmsadka."
Tom Jones, o kazay dndke beni asl zen ey o suyun biraz daha derin
olmaydr," dedi. "nk o su biraz daha derin olsayd, alnmn yazs olan nice
aclardan kurtulmu olurdum imdi."
Sophia, "yazklar olsun!" diye karlk verdi. "Mr. Jones, u anda itenliinize
inanmyorum dorusu. Yaam bylesine hor grrcesine konumanz, bana kar
beslediiniz iyi niyetten tr. Cannz benim uruma iki kez tehlikeye attnz iin,
size olan gnl borcumu azaltmak istiyorsunuz bunlar sylemekle. Beni nc kez
kurtarmaktan saknn!"
Sophia, anlatlamayacak kadar tatl bir glmseyile sylemiti bu son sz.
Jones, "korkarm ki, i iten geti artk," diye iini ekti. Sonra, sevgi dolu gzlerini
Sophia'dan ayrmadan, "ah, Miss Western!" dedi; "nasl isteyebilirsiniz benim
yaamam? Nasl isteyebilirsiniz bunca ac ekmemi?
Sophia, gzlerini yere dikip, biraz duraksayarak karlk verdi: "Mr. Jones, ac
ekmenizi istemem dorusu."
Jones, ah! bilmez miyim o meleklere zg huyunuzu, dedi heyecanla; "tm
gzelliklerden daha gzel olan o tanrsal iyiliinizi!" Sophia, "hayr, olmaz," diye kar
kt. "Ne demek istediinizi anlayamyorum... Artk burada kalamam... Ben..."
Delikanl, "beni anlamanz istemiyorum," dedi. "Hatt yolu yok beni anlamanzn. Ne
dediimi bilmiyorum. Byle anszn sizinle burada karlanca... Kendimi tutamadm ...
Yalvarrm, balayn beni sizi kzdracak bir ey syledimse... Bir kt niyetim yoktu...
Sizi zmektense, leyim, daha iyi... Hatt bunu dnmek bile ldrr beni."
ok ayorum size," dedi Sophia. Nasl olur da beni zdnz sanrsnz?"
Tom Jones, "korku kolayca lgnla dnyor, efendim," diye karlk verdi. "Sizi
kzdrmak korkusu da, korkularn en bydr benim iin. yleyse nasl
konuabilirim? Hayr, bana fkeyle bakmayn. Bir ka atmanz, beni ykp yok eder...
Ben bir ey sylemek istemedim... Gzlerimi ayplayn, kendi gzelliinizi ayplayn...
Neler sylyorum? Eer fazla konutumsa, balayn beni. Yreimdekiler taverdi.
Olanca gcmle savatm sevgime kar. imi yakan atei gizleyebilmek iin elimden
geleni yaptm. Ve bu ate ylesine yakyor ki iimi, sizi kzdrmak korkusundan artk
kurtulacam umarm yaknda."
Mr. Jones bunlar syledikten sonra, bir stma nbetine tutulmuasna titremeye
balad. Nerdeyse ayn durumda olan Sophia ise, unlar syledi:
Sizi anlamam gibi davranacak deilim, Mr. Jones. Dorusunu isterseniz,
gereinden fazla anlyorum ne demek istediinizi. Ama yalvarrm, bana biraz olsun
sevginiz varsa, izin verin eve dneyim. Oraya varncaya dek ayakta durabilecek gcm
olsa keke!"
Kendi de nerdeyse ayakta duramayacak halde olan Tom Jones, Sophia'ya kolunu
verdi. Gen kz, bu kola girmeyi hor grmedi ama, biraz nceki konuya imdilik hi
deinmemesi iin Tom'a yalvard. Kendi elinde olmadan akn ona zorla sylettii
szlerin balanmasn istemekle yetinen Tom Jones, bu konuda hibir ey syle-
meyeceine sz verdi. Sophia, Mr. Jones'un ancak ilerideki davranlaryla
balanmann yolunu bulabileceini syledi. Ve bu gen ift, sendeleye sendeleye,
titreye titreye yrmeye baladlar. Sevgilisinin eli avucunda olduu halde, bu eli bir tek
kez bile skmay gze alamyordu sevdal delikanl.
Sophia eve varr varmaz hemen odasna ekildi. Mrs. Honour ve amonyak imdadna
yetiti orada. Zavall Tom Jones'a gelince, onun allak bullak akln bana getiren tek
ey kt bir haber almas oldu. Bu haber okuyucunun u srada bulunduu havadan o
denli deiik bir hava yaratacak ki, bunu anlatmadan nce yeni bir blme balamay
uygun bulduk.
BLM 7
Jones'un kolu oktan iyiletii halde, Mr. Western delikanly artk yle seviyordu ki,
ondan ayrlmaya yanamyordu. Jones'a gelince, ya ava dknlnden ya da baka
bir nedenden tr, Western'lerde kalmaya raz oluyordu. Mr. Allworthy'nin evine bir
tek kez gitmeden, hatt oradan haber bile almadan, bazen on be gn srekli kalyordu
Mr. Western'in evinde.
Souk alan Mr. Allworthy birka gndr rahatszd, biraz da atei vard. Onu yataa
girmeye zorlamayan ya da eitli ilerini yapmasn engellemeyen hastalklar
nemsemedii gibi, bu rahatszln da nemsememiti. Ne var ki, biz bu eit bir
davran ne doru buluruz ne de okuyucularmzn ayn biimde davranmalarn neri-
riz. Neden derseniz, Tp Tanrs Aesculapius'un mesleine giren baylarn hakk vardr:
Hastalk bir kapdan girer girmez, hekim de teki kapdan girmelidir hemen. Byle
olmasayd; ne anlam vard "venienti occurite morbo" 55 yani "bir hastalk balar
balamaz, o hastala kar kn" diyen eski atasznn? Hekimle hastalk hemen kar-
lanca, bir yan ar basmadan eit koullar iinde birbirleriyle savaabilirler. Oysa
hastala zaman kazandrmakla, onun glenmesine, bir Fransz ordusu gibi siperler
kazmasna gz yummu oluruz ou zaman. Durum byle olunca da, bilgili hekim,
dman ele geirmekte glk ektii, hatt dmana hi ulaamad olur. Zaman
kazanan hastaln, Fransz askerlerinin siyasetini benimseyerek, doay yozlatrp
kendi cephesine ekebilir. Bu durum karsnda da tbbn tm gleri, ancak i iten
getikten sonra hastann yanna varabilirler. Bununla ilgili olarak, yce Doktor
Misaubin'in56 yaknmalar aklma geldi. Tp alanndaki ustalna fazla ge bavu-
rulduu iin dvnp duran bu adam yle derdi:
"Yemin ederim ki, hastalarm beni cenaze ileriyle uraan bir kii sanyorlar; nk
hekim onlar ancak ldrdkten sonra aryorlar beni."
nemsenmemesi yznden Mr. Allworthy'nin hastal yle bir hal ald ki, atei
ykselip de yardm istemek zorunda kalnca, doktor ilk geliinde ban sallad, keke
beni daha nce arsalard," dedi; hastann yaamnn her an tehlikeye girebileceini
bildirdi dolayl yollardan. Bu dnyadaki tm ilerini dzenlemi bulunan, teki dnyaya
da bir insan ne denli hazr olabilirse o denli hazr olan Mr. Allworthy, hi aldrmadan, kl
bile kprdamadan rendi bu durumu. Gerekten de Mr. Allworthy, her gece yatana
uzanrken, tragedyadaki Cato57 gibi yle diyebilirdi:
60 Trnak iindeki iki tmce, Shakespearein Othellosunun son sahnesinden aktarlmtr. (.N.)
Bunlar olup bittikten sonra, Mr. Allworthy, ban gene yastna dayayp, dinlenmeye
alt.
BLM 8
Khya kadnn dalar andran iki elmack kemiinin stnden byle grl grl akan
tuzlu derelerin tek kayna, efendisi iin duyduu znt deildi. Odadan kar kmaz,
sevimli bir biimde kendi kendine sylenmeye balad Mrs. Wilkins:
"Benimle evin teki adamlar arasnda bir fark gzetmesi gerekirdi efendimin. Yas
giysileri alacak kadar para brakmtr bana her halde. Ama brakp brakaca bu
kadarsa, eytan giysin o yas giysilerini benim yerime. ok sayn Baym bilsin ki, ben bir
dilenci deilim. Be yz ngiliz liras biriktirdim sayn Baya hizmet ederken. Sonunda
grdnz bana yaptn! nsana namuslu olmay gstermenin yolu bu mudur? Geri
ara sra baz ufak eyleri ardm oldu; ama evin teki adamlar, benden on kat daha
ok aldlar. Oysa imdi hibir fark gzetmiyor benimle tekiler arasnda. Eer i bu
hale geldiyse, bana balanan parann da, o paray balayann da cehenneme kadar
yolu var. Yoo, bu paradan vazgemeyeceim; nk vazgeersem, buna sevinecek
olanlar kar. Hayr, bu parayla giysilerin en cafcaflsn alp, srtmda o giysi, kr kr
oynayacam koca pintinin mezar stnde. Piini byle yetitirdii iin cmle lem onu
ayplarken, ancak ben savunuyordum onu ikide birde. Bu iyiliime karlk, bakn ne
ktlk etti bana. Ama teki dnyada hepsinin cezasn grecek imdi. Gnahlaryla
vnecei yerde, kendi z soyunun maln mlkn bir pie verecei yerde, piman
olduunu aklamas gerekirdi lm deinde. Yatanda bulmumu! Amma da
masal! Yaa, yledir; saklamasn bilenler, saklanan eyi bulmasn da bilirler. Tanr
balasn gnahlarn! Gerei bilebilsek, onun daha bir yn pii olduu anlalr
vallahi! Ama iyi ki, bunlarn hepsi aa kacak imdi gidecei yerde. Evin adamlar
onu unutmasnlar diye baz armaanlar veriyormu! te tam byle dedi. Bin yl
yaasam bile, hi unutmam byle sylediini. Ya yle, beni de hizmetilerin arasna
attn iin, hibir zaman unutmayacam seni. Vasiyetnamende Square'in ad getii
gibi, benimki de geemez miydi yani! Ne var ki, buraya ilk geldii srada srtna
geirecek bir paavras bile olmad halde, Square bir baydr szmona. Aman,
glerim baylarn bylesine! Yllardr bu evde oturdu ama, ondan bir zrnk alan tek bir
hizmeti bile yoktur bana kalrsa. eytan hizmet etsin baylarn bylesine!"
Mrs. Wilkins, buna benzer daha birok eyler sylendi durdu kendi kendine. Ama bu
kadarn aktarmak, yeter de artar da okuyucuya.
Square ile Thwackum da kendilerine braklan paradan honut deildiler.
erlediklerini Mrs. Wilkins kadar yksek sesle aa vurmadklar halde, hem yzlerinin
ekiliinden, hem de aada verdiimiz konumadan anlyoruz pek sevinmediklerini:
Hasta odasndan ktktan bir saat kadar sonra, sofada Thwackum ile karlaan
Square, "ondan ayrlal beri dostunuzdan bir haber aldnz m, efendim?" diye sordu.
Thwackum, "eer Mr. Allworthy'yi dnyorsanz," diye karlk verdi, "ona benim
dostum deil, sizin dostunuz demeniz, daha yerinde olur bana kalrsa; nk sizin
dostunuz olmaya hak kazand."
Square, "sizin de dostunuz olmaya hak kazand," dedi; "nk onun akellilii (eer
buna akellilik diyebilirsek) ikimize de eit olarak belirdi.
Thwackum heyecanland: "Bu konuya ilk ben deinmek istemezdim ama; mademki
lf atnz, sizin grnze katlmadm bildirmem gerekecek. Bilinle yaplan
iyilikler ve bu iyiliklere karlk verilen dller, birbirlerinden ayr eylerdir. Onun
ailesinde grdm grev ve iki olunun eitimi iin harcadm emek, yle hiz-
metlerdir ki, kimi kiiler daha byk dller beklerdi bunlara karlk. Geri bu yzden
honut olmadm sanmanz istemem; nk Ermi Paulus, az bir eyle yetinmeyi
retti bana. Payma den bu kk para daha da az olsayd, ben gene grevimi
yerine getirirdim. Ne var ki, ncil beni az bir eyle yetinmeye zorlad halde, kendi
deerimi grmemezlikten gelmeye; ya da sizinle eit tutularak hakszla uradmn
farkna varmamaya zorlayamaz beni.
Square, "mademki damarma basyorsunuz," dedi, "size unu syleyeyim: Asl
hakszla urayan benim. Mr. Allworthy'nin, kendisinden cret alan bir adamla beni
ayn kefeye koyacak kadar dostluuma be verecei aklmdan gemezdi dorusu.
Bunun nedenini biliyorum: Yce ve soylu olan her eye kar karak, ona uzun sredir
alamaya abaladnz o dar kafal grlerdir bunun nedeni. Dostluun, gzelliin ve
sevimliliin , fersiz gzleri kamatrr. Ancak o hi amayan doruluk kural
grebilir bu . Siz ise, bu doruluk kuraln gln gstermek iin yle uratnz ki,
sonunda kt yola saptrdnz arkadam."
fkeden kuduran Thwackum, keke ruhunu koruyabilseydi de, sizin o kahrolas
retiniz onun inancn kt yola saptrmasayd! diye bard. Bir Hristiyana hi
yakmayan davrann buna balyorum. Tanrya inanmayan bir kiiden baka kim
dnyadan ayrlabilirdi hesaplarn grmeden nce? Kendi evinde onu balayacak bir
rahip varken, kim dnyadan ayrlabilirdi gnahlarn sylemeden nce? iten
getikten sonra anlayacak bunun eksikliini. niltiler ve di gcrtlaryla dolu o
yere varnca, anlayacak. Sizin ve Kiliseye inanmayan bu an tm dinsizlerinin
tapt, Erdem denilen o putperest tanrann kendisini ne hale drdn,
ite o zaman anlayacak. Rahip bulunmayan o yerde, rahibi aracak yanna;
Gnahlar balanmadan nce ld, gnahlarndan arnp kurtulamad iin
inleyip alayacak."
Square, "gnahlarndan arnmas bu kadar nemliyse, niin kendiliinizden
balamyorsunuz onu?" diye sordu.
Thwackum, "bu balan, ancak balanmay isteyecek kadar Tanrya bal olanlar
etkiler," diye karlk verdi. "Ama ne diye byle konuuyorum putlara tapan dinsiz bir
adamla? Bu kt eyleri ona reten sizsiniz. Ve siz bu dnyada bunun gzel bir
karln grdnz gibi, mezinizin de yaknda teki dnyada bunun karln
greceinden hi kukum yok."
Square, "gzel bir karln grdnz derken ne dndnz bilmiyorum," dedi;
"ama eer bana brakmay uygun grd ve dostluumuz gz nnde tutulunca
yrekler acs bir armaan olan o paray dnyorsanz, ben hi mi hi nemsemem o
paray. Ancak, iinde bulunduum zor durumdan tr kabul edebilirim onu."
Tam o srada gelen hekim, "hastanz nasl?" diye sordu tartanlara.
"Durum berbat," dedi Thwackum.
Doktor, "zaten ben de bunu bekliyorum," dedi. "Ben gittikten sonra, ne gibi belirtiler
kt ortaya?"
Thwackum, "korkarm ki, iyi belirtiler deildi bunlar," diye karlk verdi. "Pek az umut
kald bence."
Beden hekimi, belki yanl anlamt ruh hekiminin ne demek istediini. Ama durum
aydnlanamadan nce, Mr. Blifil, pek ackl bir yzle yanlarna yaklap, kt haberler
getirdiini syledi: Annesi Salisbury'de lmt. Tam eve dnmek zereyken, damla
hastal beynine ve midesine yaylm, birka saat iinde gtrmt kadncaz.
Doktor. "ah!" diye iini ekti, "insan olaylarn nasl gelieceini bilemiyor. Oralarda
olabilseydim de annenize bakabilseydim keke. yiletirilmesi g bir hastalktr bu;
ama, ben baarl tedaviler yaptm gene de."
Square de, Thwackum da, Blifil'e ba sal dilediler. Square, Blifil'in bu acya bir
erkek gibi katlanmasn dilerken, Thwackum da bir Hristiyan gibi katlanmasn diledi.
Gen Mr. Blifil, hepimizin erge leceini bildiini; bu acya elinden geldiince gs
gereceini syledi. Ama alnyazsnn bu grlmedik hainliinden biraz yaknmamak
elinde deildi ne de olsa. nk kaderin ona verip verebilecei aclarn en korkuncunu
tam bekledii srada, bylesine byk bir felketi haber almt anszn. imdiki
durumu, Mr. Thwackum ile Mr. Square'den rendii o gzel dnceleri snamak
olasln salayacakt ona. Bana gelenlerden sonra, ancak bu rendikleri
sayesinde yaamak gcn bulabilecekti kendinde.
Kz kardeinin lm haberinin Mr. Allworthy'ye verilip verilemeyecei konusu tartld
bundan sonra. Doktor, buna kesinlikle kar kt. lkenin tm hekimleri onun gibi
dnrd herhalde. Gelgelelim Mr. Blifil katlmyordu bu gre: Onu tedirgin eder
diye herhangi bir eyin gizlenmesini kesinlikle ve tekrar tekrar yasaklamt days.
Sonucu ne olursa olsun daysnn szn dinlememeyi gze alamazd. Din ve felsefe
asndan daysnn tutumunu bildii iin, doktorun korkularn paylamyordu. te bu
yzden kararlyd kara haberi ona vermeye. nk eer days iyileirse (candan
duacyd iyilemesi iin), byle bir haberi ondan gizleme abalarn hibir zaman
balamayacan biliyordu.
Doktor, Thwackum ile Square gibi iki bilgili bayn da pek yerinde bulduklar bu karara
boyun emek zorunda kald. Bunun zerine Mr. Blifil ile Doktor, hastann odasna
gittiler. Odaya Mr. Blifil'den nce giren Doktor, yataa yaklap hastann nabzna bakt.
Bileini tutar tutmaz da, Mr. Allworthy'nin ok daha iyi olduunu; son kulland ilcn
bir mucize yaratacak kadar baarl saylabileceini, atein dtn; eskiden ne
kadar az umut varsa, imdi de o kadar az tehlike olduunu bildirdi.
Gerei sylemek gerekirse, Mr. Allworthynin durumu, hastalar stnde titreyen bu
doktorun syledii kadar kt olmamt hibir zaman. Ama akl banda bir general,
gsz olsalar bile dmanlarn nemsedii gibi; akl banda bir hekim de, nemsiz
olsa bile, hibir hastal savsaklamaz. General, dman ne denli gsz olursa olsun,
sk bir disiplin srdrd, nbetiler diktii, ncler kulland gibi; hekim de hastalk
ne denli nemsiz olursa olsun, arbal bir yz taknr, anlaml anlaml ban sallar.
kisinin de byle davranmalarnn geerli bir ok nedenleri vardr: Bunlarn en geerlisi
de udur: Eer zafere ularlarsa, anlar bsbtn artar; uursuz bir rastlant sonucu
yenilirlerse de, daha az rezil olurlar.
Mr. Allworthy, iyileecei umuduyla, gzlerini kaldrp Tanrya kreder etmez, Mr.
Blifil, pek kederli bir yzle yataa yaklat. Ya gz yalarn silmek, ya da Ovidius'un
iirlerinin birinde baka bir durumu anlatrken dedii gibi, "si nullus erit, tamen
excute nullum" yani "gz ya yoksa, olmayan eyi silmek iin" mendilini gzlerine
srdkten sonra, okuyucunun demin duyduu haberi daysna illetti.
Allworthy, zlerek, ama sabrla ve Tanrnn buyruklarna katlanarak dinledi bu
haberi. Sevgi dolu gzyalar dktkten sonra, kendini toparlad, "Tanrnn her iedii
olsun," dedi.
Derken, haberi getireni grmek istedi. Ama Blifil, bu haberciyi bir an olsun,
alakoymann yolu olmadn syledi. Herhalde edamn yaplacak ok nemli bir ii
varm ki, grlmedik bir tel iindeymi. Acele etsin diye onu drtklediklerinden, itip
kaktklarndan, canna kyarcasna zorladklarndan yaknyormu. Kendini drde blse,
her drt parann hangi ile uramas gerektiini bildiini de sylyormu.
Bundan sonra Allworthy, cenaze trenini Blifil'in dzenlemesini; kz kardeinin kendi
gmlecei kk kilisede topraa verilmesini istedi. Bu ileri ynetecek adamn adn
sylemekle yetinerek, iin ayrntlarn ona brakt.
BLM 9
Okuyucu son blmde Mr. Jones konusunda hibir ey duymad iin, biraz
amaktadr belki. Dorusunu isterseniz, onun tutumu, son blmde szn ettiimiz
kiilerin tutumundan ylesine bambakayd ki, Tom Jones'un adn tekilerinkiyle
birlikte anmamay daha yerinde bulduk.
yi yrekli Mr. Allworthy konumasn bitirdikten sonra, odadan kan son kii Jones
olmutu. Hastann odasndan kendi odasna geip, kedere kaptrmt kendini.
Gelgelelim yle huzursuzdu ki, uzun sre orada da kalamam, usulcack Allworthy'nin
kapsna gitmi, dinlemeye balamt. Grltl bir horlamadan baka hibir ey
duyamaynca, korkuya kaplp, bu horlamay bir inilti sanmt. Bunun zerine yle bir
tela dmt ki, kendini tutamayp odaya girmiti: Mr. Allworthy rahat rahat, tatl tatl
uyumakta; yatan ucunda oturan hastabakc ise, demin sylediimiz gibi, horul horul
horlamaktayd. Tom Jones, mzii srp giden bu davudi sesin Mr. Allworthy'yi
rahatsz edeceinden korktuu iin, onu susturmann tek aresine bavurdu. Sonra,
hastabakcnn yanna oturdu. Doktor, nabzna bakmak, Mr. Blifil de annesinin lm
haberini vermek iin gelip de hastay uyandrncaya dek, yerinden hi kprdamad. u
da var ki, eer Jones bunun ne biim bir haber olduunu nceden renseydi, bu kara
haber byle bir anda zor varrd hastann kulana.
Blifil'in daysna ne sylediini duyunca, Jones bu mnasebetsizlik karsnda
duyduu fkeyi yenmekte glk ekti. Doktor da ban sallayp duruyor, bu haberin
hastaya sylenmesini istemediini belli ediyordu. Ama delikanl, ne denli fkelenirse
fkelensin gene de akl banda olduu iin, Blifil'e kt bir ey yaparsa hastann
sarslacan dnerek, fkesini tutuyordu imdilik. Daha sonralar ise, haberin hasta
stnde kt bir etki yapmadn grnce, fkesi kendiliinden geiverdi, Blifil'e hibir
ey sylemedi bu konuda.
O gn Doktor, Mr. Allworthy'lerde yemee kald. Yemekten sonra, hastasn gene
grd. Geri dnnce, mjdeyi verdi oradakilere: Hastasnn artk tehlikede olmadn
gvenle aklayabilirdi; hastann atei dmt; ona kinin vererek atein yeniden
ykselmesini engelleyebilirdi bundan byle.
Bu haber Jones'un yle houna gitti, delikanly yle kendinden geirdi ki, sevinten
sarho olduunu syleyebiliriz gerekten. Byle bir sarholuk, arabn etkisini
bsbtn arttrr. stelik Jones, stste iti o srada. Hem Doktorun, hem de
bakalarnn salna kadeh kaldrd ikide birde. ok gemeden de dpedz sarho
oluverdi.
Jones, yaradltan cokun bir genti. arabn etkisiyle bsbtn azan cokunluu,
akln alamayaca taknlklara yol at. Delikanl, Doktoru pt, sevgi dolu szlerle onu
barna bast. Mr. Allworthy'den sonra, yeryznde en ok sevdii adamn Doktor
olduunu syledi.
"Bu lkenin halk sizin heykelinizi dikse yeridir, Doktor," dedi. "nk hem kendisini
tanyan herkesin sevgilisi, hem de toplumun mutluluk kayna, lkesinin an, insanln
onuru olan bir adamn cann kurtardnz. Eer onu kendi ruhumdan fazla sevmiyorsam,
Allah kahretsin beni!"
"Utamyorsun onu kendi ruhundan fazla sevmee!" diye bard Thwackum. Ama u
da var ki, onu sevmekte haklsn; nk sana bol bol para brakt. Senin gibileri iin
belki daha hayrl olurdu onun imdi lmesi; nk yaarsa, yle hallerini grebilir ki,
hakl olarak geri alr sana balad paray."
Bunun zerine Jones, Thwackum'a tepeden bakp, onu fena halde aalayarak
senin o alak kafan, benim byle eyleri hesaba kattm m sanyor yoksa?" diye
sordu. "O sevgili, o esiz dostumu yitirmektense, milyonlarca dnm topram olsa,
tmn gzden karrdm, yeryz yarlsn da o pis topraklar yutsun isterdim."
O srada Doktor, "quis desiderio sit pudor aut modus tam chari capitis yani
"hangi ekingenlik, hangi ll davran, bylesine sevdiimiz bir dosta zlemimizi
snrlayabilir?" 61 diyerek araya girdi; Jones ile Thwackum'un fkesinin iyice
alevlenmesini engelledi. Bundan sonra Jones kendini iyice datt, iki ak arks
syledi, dizginlenemeyen bir sevincin tm taknlklarna kapld. Kavga etmeye hi
niyeti yoktu; hatt (bunun yolu varsa eer) aykken olduundan on kat daha iyi
huyluydu o srada.
Sarhoken kt huylu ve kavgac olanlarn, aykken ok saygdeer kiiler olduklar
gr kadar yanl bir ey olamaz dorusunu isterseniz. nk iki, gerekte insann
huyunu tersyz etmez; onlarda var olmayan tutkular yaratmaz. ki, akln nbetiliini
ortadan kaldrarak, ou kiilerin aykken gizleyecek kadar kurnaz olduu kimi
belirtileri, aa vurur sadece. Tutkularmz (ou zaman iimizde egemen olan
tutkuyu) coturur ve tututurur. Bylece, fke, ak, akellilik, gleryzllk, cimrilik ve
tm teki duygular, insanlar sarhoken ar basp aa kar.
zellikle alt tabakalarda; hibir milletin ngiliz milleti kadar ok sarho kavgas
karmadn gz nnde tutarak (aslnda ngilizler iin imek ve dvmek e anlaml
szcklerdir) onlarn yeryznn en huysuz insanlar olduklar sonucuna varlmasn
istemem. Belki bu dvmelerin temelinde sadece bir an merak vardr. Bundan
karlacak doru sonu da, tm teki milletlerden fazla ngilizlerin ana ve yiitlie
dkn olduudur. stelik bu dvmeler srasnda, dvenlerin kt, haksz ya da
huysuz yanlar pek seyrek belirir. Hatt dvenler, atma srp giderken bile
birbirlerine iyi niyet gsterirler ou zaman. Sarho neeleri genellikle bir dvmeyle
sonuland gibi, dvmelerinin ou da dostlukla sonulanr.
Neyse, ykmze geri dnelim gene. Jones hi kimseyi kzdrmak amacn gtmedii
halde; Mr. Blifil, kendi arbal ve hesapl kitapl huyuna bylesine ters den
davranlara fena halde fkelendi. u srada bunlar ayrca ayp buluyor, ayrca
bozuluyordu bu hallere. "nk," diyordu, "sevgili annem yznden evde yas tu-
61 Fielding bu tmceyi bir dipnotuyla verdikten sonra, unu ekler "Desiderium szc kolayca
evrilemez. Bu szck, hem dostumuza kavumak zlemini, hem de bu zleme elik eden znty
belirtir." (.N.)
tulmaktadr. Mr. Allworthy iyileecek diye Tanr bize biraz umut verdiyse,
yreklerimizdeki sevinci, sarholuk ve amatayla deil, Tanrya krederek belirtmek
daha yerinde olur. Tanrnn fkesini nlemenin deil arttrmann yoludur sarholuk ve
amata."
Jones'dan ok daha fazla ien, ama akl banda kalan Thwackum, Blifilin dinsel
sylevini destekledi. Square'e gelince, okuyucunun her halde anlayaca nedenlerden
tr, tam bir sessizlie gmld.
arap, Jones'u tam anlamyla sersemletmedii iin, bunun sz edilir edilmez, Mr.
Blifilin bana gelen felketi anmsad. Hi bir kimse kendi kusurlarn aka sylemeye
ve ayplamaya onun kadar hazr olmad iin, Mr. Blifilin elini skmak istedi. "Mr.
Allworthy'nin iyilemesinden duyduum an sevin, bunun dnda kalan her eyi
aklmdan silip sprd" diyerek zr diledi ondan.
Blifil, Jones'un elini hor grp itti ve fkeden kprerek yle karlk verdi: "Korkun
bir olayn kr olanlar etkilememesine pek amamal. Ama ne yazk ki, ben, annemle
babamn kim olduklarn bildiim iin, elbette zleceim onlarn lmne."
Ne denli iyi huylu olursa olsun, sonunda gene de fkelenebilen Jones, oturduu
yerden frlad gibi Blifilin yakasna yapt.
"Allah seni kahretsin, namussuz!" diye bard. "Doumumda bama byle bir felket
geldi diye, bana hakaret etmeye mi kalkyorsun?
Bunu sylerken Tom Jones, elini yle sert bir biimde kulland ki Mr. Blifil'in
barseverlii ie yaramaz oldu ok gemeden. ki delikanlnn dvmesinin kt
sonular olabilirdi. yi ki, Thwackum ile Doktor araya girip, nlediler bunu. Mr.
Square'in felsefesi onu tm tutkulardan uzak tuttuu iin, kl kprdamadan piposunu
iiyordu o srada. Piposu aznda krlacak diye korkmad srece, byle yapard hep.
Birbirlerinden almalar engellenen savalarn fkesi, bastrlan tm fkeler gibi,
kfr savurmaya ve meydan okumaya dnt. Daha nceki gvdeler atmasnda
Jones'dan yana grnen Kader Tanras, imdiki az kavgasnda Jones'un dmann
tutmaya balad iyiden iyiye.
Ancak, yan tutmayanlarn arabuluculuu sayesinde atekes yapld eninde sonunda
ve herkes gene sofraya oturdu. Jones zr dilemeye, Blifil de balamaya hazr
olduu iin, bir bar anlamas imzaland ve statu quo korunmu grnd.
Gelgelelim grnte tam bir bar olduu halde, kavgann bozduu nee bir daha
geri dnmedi. Glp sylemeler bitmiti. Bundan sonra, ancak gereklerle ilgili
arbal konular ele alnd; bu konular stne arbal szler edildi. Geri bu eit
konumalarn cidd ve eitici bir yan vardr ama, hi de elendirmez insan byle lflar.
Biz ise, okuyucumuzu elendirmek amacn gttmz iin, bunlar atlayacaz.
Herkes birer birer ekilip de Square ile Doktor babaa kalp iki gen bay arasnda olup
bitenler yorumlannca, konuma biraz daha ilgin bir biim ald. Doktor, her ikisinin de
rezil adamlar olduunu syledi. Felsefeci ise, akll akll ban sallayarak, bu gre
katldn belirtti.
BLM 10
Jones, tekilerin yanndan ayrldktan sonra darya kt. Mr. Allwhorthy'nin odasna
gitmeden nce, krlarda biraz yryerek akln bana toplamak istiyordu. Dostu ve
velinimeti Mr. Allworthy'nin tehlikeli hastal yznden bir sredir sevday aklndan
karan delikanl, orada sevgili Sophia'snn dncesine dalmken, bizim aclar iinde
anlatacamz, sizin de kukusuz aclar iinde okuyacanz bir durum oldu. Ne yazk ki,
tm varlmzla bal bulunduumuz tarihsel gerek, bu durumu gelecek kuaklara
iletmek zorunda brakyor bizi,
Haziran aynn sonlarna doru gzel bir akamd. ykmzn ba kiisi, yapraklar
yelpazeleyen sevimli meltemlerin, fsldayan bir derenin tatl mrltlarnn ve blbllerin
uyumlu akmalarnn birleip mziklerin en byleyicisini yaratt ok nefis bir koruda
yrmekteydi. Sevdaya bylesine uygun bir yerde, sevgili Sophia'sn dnyordu
delikanl. Sophia'nn gzelliiyle coan hayalgc, bu byleyici gen kz insan
kendinden geiren biimlerde canlandrrken, Tom Jones'un tutuan yrei sevgiden
eriyordu. Sonunda tatl tatl, rl rl akan bir derenin kysnda kendini yere atarak,
heyecanla unlar syledi:
"Ah Sophia! Tanr istese de, sarlabilsem sanal Ne mutlu olurdum o zaman! Lanetler
olsun bizi birbirimizden uzak tutan servete! stndeki bir iki paavradan baka bir
varln olmasa, gene de yeryznde hibir erkein maln mlkn kskanmazdm,
yeter ki sen benim olasn! O zaman Hindistan'n tm mcevherleriyle ssl erkez
gzellerinin en gzelini bile yle hor grrdm kil Ama ne diye baka bir kadndan sz
ediyorum? Eer gzlerim baka bir kadna akla bakabilse, u ellerim oyard o gzleri!
Hayr, benim Sophia'm! Acmasz bir alnyazs bizi sonsuza dek ayrsa bile, ruhum
yalnz sana tapacaktr. Senden baka hibir kadnn yzne bile bakmadan, sonsuza
dek sana bal kalacam. Senin o gzel gvden hibir zaman benim olmasa bile;
benim dncelerim, sevgim, ruhum her zaman senin olacaktr. Ah, tutkun yreim
senin o yumuak gsne ylesine bal ki, bir gzeller gzeli bile ekemez beni
kendine. Dnyadan elini eteini ekmi yal bir kei kadar souk kalrm onun kollar
arasnda. Sophia! Yalnz Sophia benim olabilir! Sophia ad nasl da beni kendimden
geiriyor! Her aaca kazacam bu ad!"
Jones bunu sylerken, ayaa frlad. Bir de ne grsn! Karsndaki Sophia's deildi.
Hayr, Trk Sultannn sarayna yakr biimde grkemle giyinmi kuanm bir erkez
kz da deil. Hayr! Srtnda kaba ve pek de temiz olmayan, alma gnnn terleriyle
kokmu. uzunca bir gmlekten baka bir ey giymeyen; elinde bir trpan, Molly
Seagrim'di karsndaki!
Yaklaan kz, ykmzn ba kiisinin elinde, aalarn kabuklarna daha nce
bildirdiimiz gibi ad kazmak iin kard aky grnce, "inallah beni ldrmek
niyetinde deilsin, baym!" diye seslendi.
"Seni neden ldrecekmiim?" dedi Jones.
Kz, "seni son grdmde bana kar yle zalimce davrandn ki," diye karlk verdi,
"ldrmek bir hi kalr bunun yannda."
Bunun zerine balayan konumay anlatmak zorunda olmadm iin atlayacam.
u kadarn syleyim ki, tam bir eyrek saat sren bu konumann sonunda, Jones ile
kz, korudaki aalarn en sk olduu yere ekildiler.
Kimi okuyucularm, bu durumu doaya aykr sayarlar belki. Ne are ki, gerekten
olmutur bu. Bu olan aklamak iin de unu ileri srebiliriz: Jones, hi kadn
olmayacana, bir kadn olsun demitir herhalde; Molly ise, bir tek erkek olacana, iki
erkek olsun demitir belki. Jones'un imdiki davrann aklamaya elverili baka bir
neden de var. Bu delikanldan yana kmak amacyla, okuyucunun unu da gz nnde
tutmasn dileriz: Akl, nice arbal ve bilge kiilere, azgn tutkularna egemen
olmasn, bu trden yasak elencelere kendini kaptrmamasn retir. Tom Jones ise,
akln o esiz gcnden az ok yoksundu u srada. arap imdi tamamiyle egemenlii
altna almt delikanly. Jones, yle bir durumdayd ki, akl, srf t vermek iin araya
girseydi, yllarca nce Cleostratus diye birinin verdii karl alabilirdi delikanldan.
Aptaln biri, "sarho olmaktan utanmyor musun?" diye sormutu Cleostratus'a. "Sen de
sarho bir adam azarlamaktan utanmyor musun?" diye karlk vermiti Cleostratus.
Dorusunu isterseniz, mahkemelerde sarholuk bir zr saylmamal. Gelgelelim
vicdan mahkemesinde ok geerli bir zrdr sarholuk. te bu yzdendir ki,
sarholar, iledikleri sulardan tr iki kat daha ar cezalandran Pittacus yasalarn
ven Aristo, bu eit yasalarda adaletten fazla siyasetin ar bastn kabul etmektedir.
Eer sarholuk hafifletici bir neden saylrsa, Mr. Jonesun suunu balamamz
gerekecektir u srada. Okuyucumu elendirebileceimi ya da henz bilmedii eyleri
ona retebileceimi sansaydm, bu konuda geni bilgi sunabilirdim. Ama okuyucumun
cann skmak istemediimden, bilgimi kendime saklyor, ykme dnyorum gene.
Kader Tanras, bir ii yanda brakmaz ou zaman. Dorusunu sylemek gerekirse,
amac insan ister sevindirmek, ister zmek olsun, bu Tanrann yapmayaca
acayiplik yoktur. Delikanlmz, Dido'suyla birlikte kuytu bir keye ekilir ekilmez,
"speluncam Blifil, dux et divinus eandem deveniunt" "Blifil ile byk nder, ayn
maaraya geldiler" yani arbal bir biimde gezmekte olan rahip Thwackum ile gen
Mr. Blifil, koruya giden ite vardlar ve Mr. Blifil, tam ortadan yok olacaklar srada
klar grverdi.
Bu gen bay, yz yardadan daha uzak bir noktada bulunduu halde, Jones'u hemen
tand. Yanndakinin kimliini tam kestirmemekle birlikte bunun bir kadn olduunu
anlaynca da, irkildi, arbal bir nlemle hayretini aa vurdu.
Bu beklenmedik heyecan belirtilerine biraz aan Thwackum, bunun nedenini
sorunca, Blifil, "bir erkekle bir kadn allarn arkasna ekildiler. Niyetlerinin bozuk
olduu konusunda hi bir kukum yok," diye aklad.
Jones'un adn sylememeyi daha uygun grd. Bunun nedenini akll okuyucum
bulsun artk; nk yanlmamz olaslyla karlanca, insanlarn davranlarnn
nedenlerini saptamamay yeleriz biz.
Kendi cinsel adan tam anlamyla erdemli olan, bakalarnn ahlkd davranlarna
da ar bir dmanlk duygusu besleyen rahip, bu haberi duyunca alev ald sanki. Mr.
Blifil'in, onu klarn gittii yere gtrmesini istedi hemen. Oraya yaklarken, bir
yandan ate pskrp alacan sylyor, bir yandan da inleyip yaknyordu. Mr.
Allworthy'ye baz talar atmaktan da alamad kendini: Mr. Allworthy'nin, bir pie kar
bylesine iyi davranmakla ve aifte kzlara ok ar cezalar veren yasalarn doru ve
salkl sertliini yumuatmakla, tm blgede ahlkszln yaylmasn desteklediini
dolayl yollardan ileri srd bu arada.
Avclarmzn izledikleri yol, dikenli al rplarla kapl olduu iin, ilerlemelerini bir
hayli engelliyordu. Bitkilerden de yle bir hrt kyordu ki, Jones, binlerinin geldiini
anlad. stelik fkesini hi mi hi tutamayan Thwackum, her adm atnda yle bir
barp aryordu ki, delikanl, avc deyimiyle "tnekte yakalanabileceini" sezmiti.
BLM 11
62 Deiik anlamlara gelen bir tmcedir bu. Sk aal bir orman anlamnda olabilecei gibi, aalar ok
seyrek olan bir orman anlamnda da olabilir. (Y.N.)
Thwackum, "ya yannzdaki o pis orospu kimdir? diye sordu.
Jones "eer yanmda pis bir orospu varsa," diye karlk verdi, "onun kim olduunu
belki sylemeyeceim size."
Thwackum, "bunu hemen sylemenizi emrediyorum," dedi. Delikanl, bu yaa gelmi
olmanz, retim yntemlerinden bazlarn snrlamakla birlikte, retmeniniz olarak
yetkilerimin tmn elimden aldn sanmaynz. nsanlar arasnda teki balar
koparmann yolu olmad gibi, retmen ile renci arasndaki balar koparmann da
yolu yoktur; nk bu balarn tm Tanr buyruudur. Onun iin, size okumasn
yazmasn rettiim srada benim szm dinlemek zorunda kaldnz gibi, imdi de
benim szm dinlemek zorunda kalacanza inanyorum."
Jones, "siz buna inanabilirsiniz ama," dedi, "eskiden olduu gibi, elinizde bir kzlck
sopas tutmadka, beni inandrmanzn yolu yoktur."
Thwackum, "size aka sylyorum," dedi, "bu kt kadnn kim olduunu
renmeye kararlym."
Jones da, "yleyse ben de size aka sylyorum," diye karlk verdi, "bunu
renmemenize kararlym ben de."
Bunun zerine Thwackum, bir iki adm ilerlemeye kalkt. Jones onun kolunu
yakalaynca, Mr. Blifil, "eski hocamn hakarete uramasn dayanamam," diyerek,
Thwackum'un kolunu Jones'un elinden kurtarmak iin davrand.
Jones, iki kiiyle birden uramak zorunda kaldn grnce, dmanlarndan
birinden bir an nce kurtulmak gerektiini anlad. Bu amala, en gszne yneldi
ilkin. Rahibin yakasn brakp, gen Mr. Blifilin gsne bir yumruk att. Hedefine tam
isabet eden bu yumruk, Mr. Blifil'i yere serdi boylu boyunca.
Thwackum, Jonesun yanndakinin kim olduunu renmeye ylesine kararlyd ki,
arkadann bana gelebilecekleri hi dnmeden, Jones'un elinden kurtulur
kurtulmaz, fundalklara dald. Ama daha bir iki adm atmt ki, Blifil'i saf d brakan
Jones, rahibe yetiti; ceketinin eteine yaparak, geriye srkledi onu.
Thwackum, genliinde boks ampiyonu olmu; yumruu sayesinde, gerek okulda,
gerek niversitede, nice dller elde etmiti. Geri bu soylu sanatla uzun yllardr hi
uramamt ama; gene de yiitlii dine ball kadar gl, bedeni ise her ikisinden
de daha glyd. stelik, okuyucunun da belki sezdii gibi, fkeli bir huyu vard.
Bylece arkadan yere serili grnce; bu da yetmiyormu gibi, eski atmalarnda eli
kolu bal kalan bir kii kendisini bylesine hrpalaynca, (bu durum ayrca arna
gidiyordu) sabr tkeniverdi. Eskiden, elinde sopa, Jones'un arka cephesine olanca g-
cyle nasl saldrdysa; imdi de yumruklarn skp, n cephesine saldrd onun.
Dmann gm diye inen yumruuna hi mi hi ylmadan gs geren kahramanmz
da, bir yumruk indirdi rahibin gsne. Ne var ki, ustaca bir hareketle Jones'un elini
aa doru iten Thwackum'un ancak midesine inebildi bu yumruk. O srada bu mide,
bir kilo sr eti ve bir kilo pudding ile tka basa dolu olduundan, gm diye bir ses
kmad rahipten. Okunmasndan ya da anlatlmasndan ok, grlmesi kolay ve ho
olan nice yaman yumruklar atld her iki yandan. Sonunda, Jones dizlerini
Thwackumun gsne saplamasyla, Rahip ylesine gten dt ki, toparlanan Blifil
yeniden savaa katlp Jones'a saldrarak, Thwackum'a kendine gelip soluk almak
olasln vermeseydi, kimin kimleri yenecei konusunda hibir kuku kalmazd.
imdi Thwackum ile Blifil birleip, kahramanmzn stne atldlar. Tom Jonesun
yumruklar eskisi gibi etkili deildi artk. Thwackum ile dvrken, gcn yitirmiti;
nk Rahip, insan denilen mzik leti stnde ancak solo almaktan holand, son
zamanlarda ancak bu solo'lara alk olduu halde; bir "duet"de de kendini gsterecek
kadar unutmamt boks bilgisini.
Bylece, amzn geleneklerine uyarak, sayca stn olanlar sava tam
kazanacaklar srada; drdnc yumruk ifti anszn belirdi sava alannda. Ve bu
drdnc yumruk ifti, hemen Rahibe doru ynelirken, yumruklarn sahibi yle
baryordu:
Allah belnz versin! kiniz birleip, bir tek kiinin stne ullanmaktan utanmyor
musunuz?"
Bunun zerine, drt horozun ayn anda dvmeleri kadar grkemli saylabilecek bu
sava, olanca iddetiyle birka dakika daha srd. Jones, Blifil'i ikinci kez yere serince,
yeni dmanna teslim olacak kadar gnl ycelii gsteren Thwackum bir de bakt ki,
arpmann heyecan iinde hi kimsenin ilkin tanyamad Mr. Western'mi bu yeni
sava!
Bu drst adamcaz, bir ka dostuyla birlikte leden sonra gezinirken, bir rastlant
sonucu, o kanl savan srp gittii tarladan gemiti. kiinin dvtn
grnce, ikisinin ayn yanda olduunu anlam, hemen arkadalarn brakarak, hesapl
olmaktan fazla merte bir davranla, tek bana savaann yardmna komutu.
Bylece Mr. Westernin yiitlii sayesinde, Tom Jones, Thwackum'un fkesine ve
Blifil'in eski retmenine kar besledii dinsel sevgiye kurban olmaktan
kurtuldu. Hem tek bana iki kiiye kar dven, hem de krlan kolu eskisi
kadar gl olmayan delikanl, kt bir duruma debilirdi yoksa. Ne var ki,
destekleyici glerin imdada yetimesiyle, sava ok gemeden sona erdi;
Jones ile ondan yana kan Mr. Western, yendiler dmanlarn.
BLM 12
arpma tam bittii srada, Mr. Western'le birlikte gezintiye km olanlar sava
alanna vardlar. Mr. Western'in sofrasnda evvelce grdmz drst din adam,
Sophia'nn halas Mrs. Western ve gzeller gzeli Sophia idi bu yeni gelenler.
Kanl sava alanndaki durum yleydi o srada: Yenilen Blifil, sapsar bir yzle,
nerdeyse soluksuz, yere serilmiti boylu boyunca. Sava kazanan Jones, onun
yannda, ayakta duruyordu. Nerdeyse her bir yan kan iindeydi. Bu kann bir ksm
kendi gvdesinden akmt; bir ksm da, ok saygdeer Rahip Mr. Thwackum'un
malyd ksa bir sre nce. Kral Porus63 gibi ask bir suratla yenilgiye katlanan
Thwackum, biraz tede duruyordu. Dmana olanca anyla gzda veren Yce
Western, drdnc kiiydi bu tabloda.
ilkin herkes, yaayp yaamad nerdeyse belli olmayan Blifil ile urat. Mrs.
Western, cebinden kard kk amonyak iesini, baygn yatann burun deliklerine
tam yaklatrrken, yle bir durum oldu ki, zavall Blifil unutuluverdi. Aklna esseydi,
63 Porus, M.. 326 ylnda Byk skender'in yenip tutsak ald bir Hint kraldr. (.N )
ruhu hi kimsenin dikkatini ekmeden, br dnyaya uuvermek frsatn bulurdu o s-
rada nk imdi, Blifil'den hem kat kat daha fazla acma duygusu uyandran, hem de
kat kat daha gzel olan bir kii, kprdamadan yatyordu gzlerinin nnde: Gzeller
gzeli Sophia, ya kan grd iin, ya babasnn haline tellandndan, ya da baka
bir nedenden tr, baylp yere dmt kimse onun yardmna koamadan.
Onu herkesten nce gren Mrs. Western, bir lk att. "Miss Western ld!" diye
bard iki ses. Amonyaka, suya, akla gelen her areye bavuruldu ayn anda.
Bu koruyu betimlerken, rl rl akan bir dereden sz ettiimizi anmsayacaktr
okuyucu. Sradan ve baya masallarda olduu gibi bu derenin tek grevi rldamak
deildi yalnz. Hayr, Kader Tanras, Arkadya'nn ovalarn sulayan derelerin hibirine
nasip olmayan bir onuru balamay karar vermiti bu dereye.
Blifil'i gereinden fazla hrpaladndan korkan Jones, onun akaklarn ovarken,
"Miss Western" ve "ld" szlerini duydu anszn. Blifil'i yazgsyla babaa brakarak,
ayaa frlad, Sophia'nn imdadna utu. Herkes bir o yana bir bu yana koup,
birbirlerine arpa arpa kuru patikalarda su ararken, Tom Jones, Sophia'y kapt gibi,
tarladan geti, szn ettiimiz dereye vard. Orada kendini suya atarak, kollar
arasnda tuttuu Sophia'nn, yzne, bana ve boynuna bol bol su serpmenin yolunu
buldu.
aknlklarndan tr Sophia'ya yardm edemeyenlerin, gene aknlklarndan
tr Jonesun yolunu kesmeleri, ok iyi oldu gen kz iin. Onlar Jones'un ne
yaptnn daha farkna bile varmadan, delikanl yolun yarsn amt; onlar suyun
kenarna varamadan da yeniden canlandrmt Sophia'y... Babas, halas ve din
adam, yanna yetitikleri srada, kollarn uzatp gzlerini aan gen kz, "aman Tan-
rm!" diye bard.
O ana dek bu gzel yk kollarnda tayan Jones, imdi onu brakmak zorunda kald;
ama tam brakrken de, sevgiyle okad kz. Eer Sophia tamamiyle kendine gelmi
olsayd, kukusuz farkna varacakt bunun. Bu okamaya ierlediini belirtmediine
gre, anlalan akl iyice bana gelmemiti henz.
imdi bu tragedya sahnesi, bir sevin sahnesine dnt hemen. Bizim
kahramanmz, bu sahnenin ba kiisiydi hi kukusuz. Sophia kurtulduuna
seviniyordu ama: Jones, onu kurtard iin, Sophia'dan ok daha fazla, nerdeyse
kendinden geercesine seviniyordu. Gen kza gsterilen ilgiyse, delikanlya gsterilen
ilgi yannda snk kalyordu. zellikle Mr. Western, kzn bir iki kez kucakladktan son-
ra, Jones'a sarlp sarlp, onu apur upur pt durdu. Sophia'nn kurtarcs dedi ona;
Sophia'nn kendi ve mal mlk bir yana, nesi var nesi yoksa ona vermeye hazr
olduunu bildirdiyse de; biraz dnp tandktan sonra, tilki avnda kulland
kpekleri, Chevalier adl at ve Miss Slouch adn takt en ok sevdii ksra da katt
Jones'a veremeyecei eylerin arasna.
Sophia artk tehlikeyi atlatt iin, Mr. Western, Jones ile uramaya balad:
"Hadi olum, ceketini kar, yzn yka. Berbat bir durumdasn vallahi. Hadi ykan;
beraber gideriz bizim eve. Sana baka bir ceket buluruz orada."
Jones, Mr. Western'in iediini hemen yapt. Ceketini srtndan syrp, dereye gitti;
hem yzn, hem gsn ykad; nk yz ne denli hrpalanm, ne denli kanlar
iindeyse, gs de yle hrpalanm, yle kanlar iindeydi. Geri su, kan temizledi
ama; Thwackum'n delikanlnn yzne de gsne de bast mor ve siyah damgalar
silemedi hi. Bunlar gren Sophia, iini ekti; anlatlmaz bir sevgiyle bakt Jones'a.
Jones, bu bak grd; ve bu bak, biraz nce yedii tm yumruklardan ok, ama
daha fazla sarst onu. Gelgelelim, o yumruklarn etkisi baka, bu bak bakayd; nk
Sophia'nn bak, ylesine yumuak, ylesine tatlyd ki, Jones'un gvdesindeki
rklerin tm bak yaralan olsayd, birka dakika iin, Jones hi duymayacakt
bunlarn acsn.
Derken herkes geriye dnd; Thwackum, Mr. Blifil'i ayaa kaldrmt bile. Bu durum
dolaysyla, kutsal bildiimiz bir istei ileri srmemek elimizde deil imdi: Kavgalarn
tm, insanlara neyin uygun olduunu neyin olmadn bilen doann salad
silhlarla yaplsayd keke. Demir, insanlarn barsaklarn demek iin deil, ancak
topra demek iin kullanlsayd keke. Krallarn elencesi olan sava, nerdeyse
zararsz bir ie dnrd o zaman. Yce ordular, kimi kibar bayanlarn zel istei
zerine arprlard. Bu bayanlar, krallarla birlikte, sava seyrederlerdi. Bir bakardnz,
sava alan lelerle dolar gibi olurdu; bir bakardnz bu ller (hepsi deilse bile,
nerdeyse hepsi) Mr. Bayes'n64 ordular gibi ayaa kalkarlard. nceden nasl
kararlatrldysa yle, yani ya davullara ya da kemanlara ayak uydurarak, bir geit
yaparlard o zaman.
akadan holanmadklarn bildiim arbal kiilerin ve siyaset adamlarnn, "tuh
sana!" diye barmamalar iin, elimde olsayd eer, bu konuyu alaya almaktan
kanrdm ama; bir savan sonucu, neden parampara edilenler, ldrlenler saysna
gre hesaplanyor da; kafas yarlanlar, burnu kanayanlar, gz moraranlar saysna
gre hesaplanmyor aslnda? Belirli bir kentin hangi ordunun eline geecei de, ayn
biimde savaarak saptanamaz m yani? Geri Franszlarn karlar asndan pek
zararl bir i olur bu; nk Franszlar, mhendislerinin ustalndan tr teki uluslara
stnlklerini yitirmi olurlar bylece. Ne var ki, Fransz milletinin yiitliini, ulu
gnlln dndke, dmanlaryla eit koullar altnda, yani silhsz savamaya
katlanacaklarna gvenim var.
Gelgelelim, bu eit olumlu deiiklikler, beklenilen eyler deil, zlenen eylerdir
yalnz. Onun iin, bu konuya ksaca deinip, ykme dnyorum gene.
imdi Western, bu kavgann temel nedenini soruturmaya balad. Ne Blifil, ne de
Jones, Western'in sorularn yantlamaya yanamadlar. Ama Thwackum, suratn
asarak, yle dedi:
"Bu kavgann nedeninin pek uzaklarda olduunu sanmam. Eer u allklara
bakarsanz, onu bulursunuz herhalde."
Western. "Onu bulmak m!" dedi. "Ne! Bir kz iin mi dvyordunuz yoksa?"
Thwackum, "orada duran u yelekli baya sorun," diye karlk verdi. "En iyi o bilir bu
ii."
"Tamam!" diye bard Western. "in iinde bir kz var mutlaka. Ah Tom, Tom! Amma
da sarho bir kpeksin sen! Neyse... Hadi baylar, hepiniz dost olun: birlikte evime
gidelim. Bir ie iki ap, srekli bar kutlayalm."
Thwackum, "efendim, kusuruma bakmayn ama," dedi, "rezil bir orospuyu yakalayp
adalete teslim ederek grevimi yerine getirmek istediim iin, benim gibi bir insann
byle hakszla uramas, bir olan tarafndan byle hrpalanmas, hafife alnacak bir
konu deildir. Ama asl kabahat, Mr. Allworthy ile sizde; nk grevinizi yerine getirip,
yasalar gereince uygulasaydnz, ok gemeden lkeyi kurtarrdnz bu pis
yaratklardan."
Mr. Western, "bunu yapacama, lkeyi tilkilerden kurtarrm, daha iyi olur," dedi.
"Savalarda her gn lenlerin yerini almalar iin, yeni yurttalarn domasndan yana
64 Buckingham'n kimi dostlaryla birlikte 1671'de yazd The Rehearsal adl oyunda, Dryden'i temsil
eden Bayes'a, "len erlerin sahneden nasl kacaklar sorulunca, Bayes, "nasl geldilerse yle giderler,
yrye yrye. diye karlk verir. (.N.)
olmalyz, bana kalrsa. Ama kz nerede? Hadi, Tom, gster onu bana."
Bunu syledikten sonra Mr. Western, tpk bir tavan avlarcasna, bara ara kz
avlamaya koyuldu.
"Hoho!" diye bard bir avc gibi. "Tavan uzaklarda olamaz! Vallahi billahi, ite!
Yakaladk onu!"
Gerekten de yakalamt onu: Kavga ilk balad srada snd yerde, bir tavan
gibi, drt ayak stnde duruyordu kzcaz.
Bunun zerine Sophia, eve dnmek istediini bildirdi babasna; stne fenalk
geldiini, gene baylmaktan korktuunu syledi. Kznn stnde titreyen Mr. Western,
bu istei hemen yerine getirmeye hazrd. Orada bulunanlarn hepsinin, akam
yemeine gelmeleri iin, candan yalvard. Ama Blifil ile Thwackum, bu ary hi de
ho karlamadlar. Blifil, Mr. Western'in evine yemee gitmek onurunu kabul etmemesi
iin, imdi anlatamayaca kadar ok sayda neden olduunu ileri srd. Thwackum ise
(belki de hakl olarak) bir din adamnn, byle bir durumdayken, herhangi bir yerde
grnmesinin doru olmayacan syledi.
Jones'a gelince, Sophia's ile beraber olmak mutluluuna srt evirecek gc
bulamad kendisinde; Mr. Western ve bayanlarla birlikte yola koyuldu. Mr. Western'in
dostu olan teki rahip, en arkadan geliyordu. Bu rahip, dinsel klk giyenlere duyduu
sayg yznden kardei sayd Thwackum'n yannda kalmay istemiti ama;
Thwackum, kendisine gsterilen ilgiyi hor grerek, Mr. Westernin peinden gitsin diye,
rahibi terbiyesizce itmiti.
te byle son buldu bu kanl atma. Biz de bylece son veriyoruz ykmzn
beinci ksmna.
ALTINCI KISIM
BLM 1
Arbal Ak stne
BLM 2
Okuyucu, Mr. Western'i, kz kardeini, kzn, gen Jones'u ve Rahibi, Mr. Western'in
evine giderlerken grd. Orada bulunanlarn ou, sevin ve nee iindeydiler.
Aralarnda yz glmeyen tek kii, Sophia idi. ykmzn ba kiisine gelince, geri
sevda artk yreini batan aa sarmt ama; Mr. Allworthy'nin iyiletiini dnd,
sevgilisinin yannda bulunduu ve Sophia elinde olmadan ona ara sra sevgiyle bakt
iin, Jones candan couyor; dnyann belki en gleryzl kiileri olan Mr. Western'in,
kz kardeinin ve Rahibin sevincine katlyordu o da.
Ertesi sabah kahvaltda, gene arbalyd Sophia. Babasyla halasn babaa
brakarak, her zamankinden nce ekildi sofradan. Mr. Western, kznn davranndaki
67 Shakespeare'in Kuru Grltsnden (perde 11, sahne 1) bir tmceye deinme. (.N.)
deiikliin farkna varmad. Gerei sylemek gerekirse, Mr. Western siyasetle bir
hayli urat, ky kesiminden Parlamentoya adayln koyup seimlere iki kez girdii
halde, evresinde olup bitenleri grebilmek yeteneinden yoksundu. Kz kardei
bambakayd bu adan. Sarayda yaam, dnyay grmt. Dnyay grmek, insana
bilgi salard ona gre. Mrs. Western de bilgi edinmiti bylece. Treler, gelenekler,
trenler, modalar konusunda bilgisi kusursuzdu. Bu kadaryla da bitmezdi bildikleri.
alarak, kafasn iyice gelitirmiti. Kendi ann tiyatro oyunlarn, operalarn,
oratoryolarn, iirlerini, romantik yklerini eletirici bir gzle okumakla yetinmemi;
Rapin'in ngiltere Tarihi'ni, Eachard'n Roma Tarihini ve Franszca yazlm Tarihin
Anlalmasna Yardmc olan Anlar' da gzden geirmi; bunlar da yetmiyormu
gibi, son yirmi ylda yaynlanan siyasal risalelerin ve dergilerin ounu incelemiti. Mrs.
Western, tm bunlar sayesinde, iyice yetkiliydi siyaset alannda; bilgisini gzler nne
sererek, Avrupa sorunlarn tartabilirdi. Bundan baka, ak kuram konusunda bir
ustayd; kimin kiminle olduunu, herkesten iyi bilirdi. Kendi hibir erkekle iliki
kuramad iin, teki kadnlarn ilikilerini izlemeye bol bol vakti vard Mrs. Western'in.
Mrs. Western hi kimseye gnl vermemiti; belki de Mrs. Western'in gnln isteyen
hi kimse kmamt. kinci olaslk, birincisinden ok daha akla yakn bize kalrsa.
nk Mrs. Western'in erkeimsi biimi, nerdeyse bir metre seksene yakn boyu,
davranlar ve bilgisiyle birleiyor, eteklik giydii halde, erkeklerin onu kadn
saymalarn engelliyordu belki de. Ne var ki, Mrs. Western, bilgisini ak alannda
uygulamaya koymamakla birlikte, ak konusunu bilimsel adan inceledii iin, kibar
bayanlarn bir erkei harekete geirmek ya da bir erkekten holandklarn gizlemek
amacyla bavurduklar ustaca davranlarn tmn; kibar evrelerde grlen o
glmsemeleri, o apkn baklar, o gz atmalar ve buna benzer eylerin hepsini ok
yakndan biliyordu. Szn ksas, hibir gizli ya da yapay ey yoktu ki, Mrs. Western'in
gznden kasn. Gelgelelim, doal ve candan bir duygunun sadelikle belirmesini
mrnde grmedii iin, sevdann bylesine pek akl ermezdi.
Mrs. Western, o olaanst akl sayesinde, Sophia'nn yreinde olup bitenleri
sezdii kansna vard. Gen kzn sava alanndaki davran, kukulanmasnn ilk
nedeni oldu. O akam ve ertesi sabah yapt kimi gzlemler, bu kukularn iyice
pekitirdi. Ne var ki, yanlmaktan ayrca ekindii iin, on be gn sreyle hi kimseye
almad. Ancak yapay glckler, gz krpmalar, ba sallamalar ve ara sra anlam
belirsiz bir szckle, Sophia'nn gizledii eyi sezdiini, dolambal yoldan belirtti. Mrs.
Western'in bu davranlar yeenini tela drmekle birlikte, erkek kardeini hi mi
hi etkilemedi.
Sonunda kendi gzlemlerinin doruluuna iyice gvenen Mrs. Western, bir sabah
kardeiyle babaa kalmalarndan yararlanarak, ava gitmek zere kpeklerine slk
alan Mr. Western'e yle bir soru yneltti:
"Syle kardeim, son zamanlarda yeenimde pek acayip bir hal sezmedin mi sen?"
Mr. Western, "hibir eyi sezmedim," dedi. "Bir eyi mi var kzn?"
"Var sanrm, hem de ok nemli bir ey."
Mr. Western telland: "Ama salk durumuyla ba dertte olduunu sylemiyor hi.
iek hastaln da eskiden geirdi."
"Kardeim," dedi Mrs. Western, "gen kzlarn, iekten baka hastalklar da olabilir.
iekten ok beter de olabilir bu hastalklar."
Daha da ok telalanan Western, kz kardeinin szn kesti; Sophia'nn bir derdi
varsa, bu derdin ona hemen bildirilmesi iin yalvard yakard: "Vallahi, kendi canmdan
fazla severim onu; dnyann br ucundan, hekimlerin en iyisini getirtirim ona," dedi.
Mrs. Western glmsedi: "Yoo, yo, yle korkun bir hastalk deil bu. Grm
geirmi bir kadn olduumu bilirsin, kardeim: Ya ben fena halde yanlyorum, ya da
yeenim lesiye sevdal."
Western fkeyle bard: "Ne! Sevdal m? Nasl sevdalanr bana haber vermeden?
Mirasmdan yoksun edeceim onu; rl plak, meteliksiz, kap dar edeceim onu!
Ona gsterdiim iyiliin, sevginin sonu bu mu olacakt? Benden izin almadan
sevdalanmak, ha?"
Mrs. Western. "Kimi seip sevdalandn bilmeden, kendi canndan fazla sevdiin
kzn kap dar edemezsin," dedi. "Ya tam senin istediin kiiyi setiyse? O zaman
kzmazsn, umarm."
"Yoo, yoo! diye bard Mr. Western. "O zaman kzmam elbette. Benim istediim
adamla evlensin de, can kimi isterse onu sevsin. Kimi sevdii vz gelir bana."
Mrs. Western, "akl banda bir adam gibi konutun," dedi. "Senin ona koca olarak
tam seecein erkei sevdi, bana kalrsa. Eer sylediim doru kmazsa, dnyadan
hi mi hi haberim yok demektir. Oysa, bilirsin kardeim, grm geirmi bir kadnm
ben."
"Evet, evet ylesindir. Her kadndan daha ok akln erer bunlara. Nasl olsa kadnlar
ilgilendiren iler tm bunlar. Senin siyaset konumandan holanmam, bilirsin. Bizlerin
iidir siyaset. Etekliler burnunu sokmamal siyasete. Hadi, syle bana. Kim bu adam?"
Mrs. Western terslendi: "Yoo! Senin bulman gerekir kim olduunu. Mademki byle
byk bir siyaset adamsn, kolayca bulursun bunu. Krallarn zel odalarna dalp,
Avrupa'nn siyasal mekanizmalarn harekete geiren byk devlet arklarnn gizli
zembereklerini bilen bir akl; bir kzn basit ve bilgisiz kafasndan gelip geenleri
bilmekte pek glk ekmese gerek.
Mr. Western, "Karde, sana ka kez syledim," diye bard, "u saray azyla
konuma benimle. Anlamyorum bu uydurma dili. Ama ben gazete okurum, Londra'nn
Akam Postas'n da okurum. Geri talama iirlerinde, zel adlarn harflerinin yars
eksik olduu iin, adam akll kavrayamadm satrlar kabilir karma ara sra; ama
gene de akarm durumu; rvet ve yolsuzluklardan tr, ilerimizin bozuk gittiini
bilirim. "
"Senin u kyl cahilliine candan acyorum, dedi Mrs. Western.
yle mi?" diye karlk verdi Mr. Western. "Ben de senin kentli bilgiliine acyorum.
Ne olursam olaym da, tandm kimi kiiler gibi, bir saray adam olmayaym;
Presbyterian Kilisesini ya da Hanover hanedann tutmayaym."
Mrs. Western, "karde," dedi, "eer bana ta atyorsan, bounadr. Biliyorum, ben bir
kadnm. yle ya da byle olmamn hi
mi hi nemi yok. stelik..."
"Senin kadn olduunu pek l biliyorum," diye bard Mr. Western, "kret kadn
olduuna! nk erkek olaydn, bil ki, oktan bir gzel sopa ekmitim sana."
"Tamam!" diye karlk verdi Mrs. Western. "te o sopaya dayanyor sizlerin
szmona stnl. Beyinleriniz deil, ancak bedenleriniz bizden gl. nan bana,
iyi ki dayak atabiliyorsunuz bizlere. Yoksa aklmz, sizlerin aklndan ylesine stn ki,
klemiz yapardk topunuzu... Tm yiit, akll, zeki ve terbiyeli erkekleri klemiz
yaptmz gibi."
"Aklndan geenleri renmem, iyi oldu. Neyse, baka bir gn gene konuuruz
bunlar. imdi, kzmn setii adam kimdir, onu syle bana."
"Bir dakika bekle," diye buyurdu Mrs. Western. "Bir dakika bekle ki, erkekleri ne denli
hor grdm iyice sindireyim iime. Bunu yapmazsam, sana da kzmam gerekecek.
Tamam... Bu hor grme duygusunu yeyip yutmak iin byk bir abada bulundum.
imdi syleyin bana, benim byk politikac efendim, Mr. Blifil'e ne dersiniz? Onu, sesi
soluu kesilmi, yere serili grnce, p diye baylmad m Sophia? Mr. Blifil kendine
geldikten sonra, tarlada onun bulunduu yere dndmzde, Sophia'nn yz gene
sapsar kesilmedi mi? Ltfen syle bana, olaydan sonra akam yemeinde dertli
oluunun, ertesi sabah dertli oluunun, o gnden beri hep dertli oluunun baka bir
nedeni olabilir mi hi?
"Vay canna!" diye bard Mr. Western. "Sen imdi syleyince, anmsadm hepsini.
Dediin gibidir mutlaka. yle bir sevindim ki bu duruma! Bilirim, iyi bir kzdr Sophy;
beni kzdracak birine k olmaz. Hibir eye bylesine sevinmedim mrmde. Benim
topraklarmla Allworthy'ninkiler yle denk dyor ki birbirine! Bir sre nce
dnmtm bu durumu; nk benim topraklarm la onunkiler, bir bakma nikh
kym gibi nasl olsa. Yrekler acs bir i olur onlar birbirinden ayrmak. Geri bu
lkede daha byk toprak sahipleri var ama; bu blgede yok daha by. Kzm
yabana yabancya vereceime, baz eyleri gzden karmaya katlanrm. stelik
lkedeki o byk topraklarn ou Lord'larn elinde. Bense nefret ederim Lord'larn
topundan. imdi syle kardeim, ne salk verirsin bana? nk bilirsin, kadnlar
bizlerden ok daha iyi becerirler bu ileri."
Mrs. Western, "aman efendim," dedi, "gnlm borlu size! Herhangi bir eyi
bileceimizi kabul etmeniz ne byk bir vg! Mademki siz, yce politikac efendim,
benden t istiyorsunuz, unu nerebilirim size: Bu konuyu Allworthy'ye anz.
Evlenme istei, olan tarafndan gelebilecei gibi, kz tarafndan da gelebilir. Kibarla
aykr deildir bu. Mr, Pope'un68 Odyssey'sinde kral Alcinous, kzn sunar Odysseus'a.
Siyaset alannda bylesine yetkili olduunuza gre, kznzn onun yeenine tutkun
olduunu sakn sylemeyin diye sizi uyarmama gerek yok elbette. te tm kurallara
gerekten aykr der bunu sylemeniz."
Mr. Western, "peki," dedi, "kzmn yeeniyle evlenmesini neririm. Ama buna kar
koyarsa, vallahi sopa ekerim ona."
"Korkma, bylesine krl bir evlilie hi kimse kar kamaz."
"Orasn bilmem vallahi. Acayip bir heriftir Allworthy. Hi mi hi gz yoktur parada
pulda."
Mrs. Western, "karde, sana ayorum, dorusu," dedi. "Sen ne biim siyaset
adamsn yle? nsanlarn unu bunu dedi diye onlarn sylediklerine gerekten
inanyor musun yoksa? Mr. Allworthy, paray hor grdn herkesten fazla syledii
iin, onun paray sahiden herkesten fazla hor grdn m sanyorsun? Tanrnn si-
yaset adam olarak yaratt o akll erkeklerden fazla, bizler gibi zavall kadnlara
yarar bylesine bir saflk. Vallahi karde, Franszlara eli gndermeli seni. Srf
kendimizi korumak amacyla kentlere el koyuyoruz diyerek, ok gemeden seni
kandrrlard onlar."
Mr. Western, kz kardeine tepeden bakt: "Senin saraydaki dostlarn hesabn versin
ele geirilen kentlerin. Kabahati sana yklemiyorum; nk sen bir kadnsn. Gizli
tuttuklar eyleri bir kadna gvenip de sylemeyecek kadar akllar balarndadr
herhalde onlarn."
Mr. Western, bunlar sylerken, ylesine ac ac alay ederek bir kahkaha att ki, kz
68 Onsekizinci yzyln nl airi Alexander Pope (1688-1744) Homeros'u ngilizceye evirmiti. Ama Mrs.
Western, bu yaptlar Pope'un yazdn sanmaktadr belki de. (.N.)
kardeinin sabr tkeniverdi. Siyaset alannda kendini gerekten usta bilen, btn
gnlyle yan tutan ve bu konuma srasnda boyuna damarna baslan Mrs. Western'in
fkesi imdi patlak verdi. Kardeinin hem bir soytar, hem de bir salak olduunu, onun
evinde artk kalmayacan syledi.
Mr. Western, Machiavelli'yi belki hi okumamt ama, kusursuz bir politikacyd birok
alardan. Exchange-AIIeyde,* bir aa bir yukar yrye yrye ders grlen o
siyaset okulunda ok iyi retilen akll uslu ilkelerin tmn candan benimsemiti.
Parann deerini bilmenin, parann nasl kullanlacan renmenin bir tek yolu vard: O
da para biriktirmekti. Elden ele geen ya da bir kiiden beklenilen paralarn deeri
konusunda da ayrntl bilgisi vard Mr. Western'in. Kz kardeinin servetinin tam ne
kadar tuttuunu, bu servetin kendine ya da kzyla torunlarna kalmas olasln sk sk
dnmt. Gelip geici bir fke yznden byle bir servete kymayacak kadar
akllyd. Onun iin, fazla ileriye gittiini anlaynca, kz kardeiyle barmak istedi. Mrs.
Western de kardeine dkn, yeenine ayrca dkn olduundan, barmakta pek
glk ekmediler. stelik Mrs. Western, siyaset alannda kendini ok bilgili sand; bu
bilgisi hor grlnce de, abucak gcendii halde; akln alamayaca kadar iyi yrekli,
tatl huylu bir kadnd.
Mr. Western, ilkin atlaryla ilgilendi. Onlar zorla ahra kapatt. Kamamalar iin
pencereden baka hibir yeri ak brakmad. Sonra, kz kardeiyle urat;
sylediklerinin tmn geri alarak, onu fkelendiren szlerin tam tersini syleyerek,
Mrs. Western'in gnln ald, onu yattrd. Sophia'y da yardmna ard; nk
Sophia, hem gzel ve inandrc bir biimde konumasn bilir; hem de ona ayrca zaaf
olan halasn kandrabilirdi.
Sonunda Mrs. Western, tatl tatl glmsedi: "Kardeim" dedi, "sen tam bir Hrvatsn 69
Ama Hrvatlar, mparatarie-Kralienin ordusunda ie yaradklar gibi, senin de ie
yarayan iyi yanlarn var. Onun iin, gene bir bar antlamas imzalyorum seninle. Bu
antlamay bozmamaya dikkat et. Bylesine yaman bir politikac olduuna gre, tpk
Franszlar gibi, antlamay ancak karlarn gerektirince bozacan umarm hi
olmazsa."
BLM 3
Mr. Western, geen blmde grdmz gibi, kz kardeiyle birlikte duruma bir hal
aresi bulduktan sonra; nerisini Allworthy'ye bildirmek konusunda ylesine
sabrszland ki, kz kardei zorla engelledi hastay bu amala gidip grmesini.
Mr. Western'e tam yemee arld bir srada hastalanm olan Mr. Allworthy,
hekimlerin elinden kurtulur kurtulmaz, verdii sz yerine getirmek istedi; nk yle
bir adamd ki o, payna den ilerin tmn (en bynden en kne dek)
yapmakla kendini grevli bilirdi her zaman.
Son blmde anlattmz konumayla bu yemek toplants arasnda geen gnlerde,
Sophia korkuya dmt. Halasnn kimi gizli kapakl ve dolayl szlerinden tr, bu
69 "Hrvat" burada "barbar" anlamnda kullanlmaktadr. "mparatorie Kralie" ise, Kutsal Roma
mparatorluu'nun mparatoriesi Maria Teresadr (.N.)
keskin zekl bayann, Jones'a tutkusunu sezdiini sanmt. Onun iin, bu toplantdan
yararlanp, halasnn tm kukularn yok etmeye, davrann tam bir denetim altna
almaya karar verdi.
Bu amala Sophia'nn ilk yapt ey, son derece en bir yzle pek sevinli haller
taknarak, szlayan yreindeki kederi gizlemek oldu. kinci yapt ey de, yalnz Mr.
Blifil ile konumak btn gn zavall Jones'un yzne bile bakmamak oldu.
Mr. Western, kznn bu davranna ylesine bayld ki, nerdeyse yemek yemeyi bile
unuttu. Ne denli sevindii anlalsn diye, kz kardeine boyuna gz krpmak, ba
sallamak iin frsat kollad durdu. Ne var ki, Mrs. Western, kardei kadar sevinmiyordu
grdklerine.
Szn ksas, Sophia roln ylesine abartarak oynad ki, halas hayretten dona kald
ilkin; gen kzn bir eyler gizlediinden kukuland. Ama yapmack davranlarn
tmn bilen kurnaz bir kadn olduundan, yeeninin bu hallerini de kurnazla yordu.
Sophia'nn sevdaland konusunda birok sz sylemiti ya; imdi gen kzn, Mr.
Blifil'e gereinden fazla ilgi gsterip, halasn yanltmak istediini sand. Sophia'nn ar
neesi de, Mrs. Western'in bu grn dorular gibiydi. imdi elimizde olmadan unu
belirtelim ki, eer Sophia on yl sreyle Grosvenor Square'in havasnda yaasayd,
halas byle dnmekte hakl olabilirdi. nk Londra'dan yz mil uzaktaki
ormanlarda ve korularda oturanlarn ok (hem de pekok) ciddiye aldklar sevda,
Grosvenor Squaredeki gen bayanlarn olaanst bir ustalkla oynamasn
rendikleri elenceli bir oyundan baka bir ey deildir.
in gerei udur ki, bakalarnn kurnazlklarn anlayabilmemiz iin, onlarn
kurnazlnn zembereini kuran anahtarn (izin verin de byle bir deyim kullanaym)
kendi kurnazlmzn zembereini kuran anahtarla e olmas gerekmektedir. nk
baz ok kurnaz kiiler, bakalarn da aslnda olduklarndan ok daha akll; daha
dorusu, ok daha dzenbaz sanarak, yanlmaktadrlar ara sra. leri srdm bu
gr, olduka derin bir anlam tadndan, aada anlatacam ksa ykyle akla
kavuturacam bunu:
Brentford'da kyl, Wiltshire'li bir hrszn peinden kouyorlarm. Bu kylnn
en toyu, stnde "Wiltshire Evi" yazl bir tabel grnce, "buraya girelim; her halde
hemehrilerinin arasnda buluruz onu," diye salk vermi arkadalarna. Bu toy
kylden daha akll olan ikinci kyl, glp gemi bylesine bir safla. Ne var ki,
kincisinden daha da akll olan nc kyl, "gene de girelim buraya," demi; "nk
kendi hemehrilerinin yanna snacam sanacamz. belki de hi gelmemitir onun
aklna." O srada pek yaknlarda olan hrsz kovalayacaklarna, eve girip her bir yan
aramlar. Hrsz da kaabilmi bylece. Hrszn okumas yazmas olmadn
biliyorlarm de; ama hi mi hi akllarna gelmemi bu.
Bylesine paha biilmez bir srr okuyucuya iletmek amacyla, konumuzdan
uzaklatmz iin, balanacam umarm: Her kumarbaz bilir ki, karsndakinin
kazanmasn engellemek iin, onun ne biim oyun oynadn tam anlamyla kavramak
gerekir. ou zaman grld gibi aklsz bir adam, kendinden ok daha akll bir
adam, bu nedenden tr aldatabilir; kendi halinde saf kiilerin, herkese yanl
anlalp yanl yorumlanmalarnn nedeni de budur ite. Bizim iin nemli olan bir
durumu, yani saf Sophia'nn, politikac halasn aldatabilmesini de bununla
aklayabiliriz.
Yemek bitip de herkes baheye knca, kz kardeinin sylediklerine yzde yz
inanan Mr. Western, Mr. Allworthy'yi bir kenara ekip damdan dercesine, Sophia ile
gen Mr. Blifil'in evlenmelerini nerdi.
Hi beklenmedik krl bir ii anszn duyunca, sevinten yrei arpanlardan deildi
Mr. Allworthy. Bir insana ve bir Hristiyana yakan yaam felsefesini gerekten
benimsedii iin, serinkanlyd. Geri haza da acya da, sevince de kedere de metelik
vermezcesine tavrlar taknmazd hi. Ama geliigzel esen rzgarlar onu sarsmaz;
talihin her glmsemesi ya da her ka al onu etkilemezdi. Onun iin, heyecan
gstermeden, yznde gzle grlr bir deiiklik olmadan dinledi Mr. Western'in
nerisini. Sonra, byle bir evlilii candan istediini bildirdi; hakl olarak Sophia'y uzun
uzun vd. Servet asndan da bu birlemeyi olumlu buldu. Yeenini beendii iin
Mr. Western'e teekkr ettikten sonra, eer genler birbirlerinden holanyorlarsa, bu
iin gereklemesine sevineceini bildirerek, szlerini bitirdi.
Mr. Allworthy'nin umduu kadar heyecan gstermemesi, Mr. Western'i biraz hayal
krklna uratt. Mr. Western, genlerin birbirlerinden holanmamalar olasln pek
kmseyerek, "ocuklarn kiminle evlenecei, kiminle evlenmeyecei Konusunda,
ancak analaryla babalarnn sz hakk vardr," dedi. "Benim vereceim kararlara gk
demeden boyun emesini isterim kzmn. Herhangi bir delikanl, benim kzm gibi bir
kz yatak arkada olarak almak istemezse de, ona deyeceim bir ey yoktur artk.
Saygyla eilirim karnzda; bunlar unutalm derim o zaman."
Mr. Allworthy, komusunun kzgnl yatsn diye, Sophia'y bol bol vmee koyuldu.
Mr. Blifil'in byle bir evlilii sevinle kabul edeceinden hi kukusu olmadn da
syledi. Ama bouna urayordu. "Bu kadar yeter... Kt bir ey yapmadm
umarm... te bu kadar... " szlerinden baka bir ey syletemedi Mr. Western'e.
Adamcaz, Mr. Allworthy'den ayrlmadan nce, en azndan yz kez st ste syleyip
durdu bu szleri.
Mr. Allworthy, komusunu ok iyi tandndan, gcenmedi bu davrana. Evlenme
ilerinde kimi ana babalarn ocuklarna ar bask yapmalarna kar olduu iin, e
seme konusunda yeenini hi etkilememeye karar verdii halde; Mr. Western'in
nerisinden ok holand. nk o blgede oturanlarn tm, Sophia'y ve ve gk-
lere karyorlard. Allworthy de, bu gen kzn gzelliine, esiz yeteneklerine ok
hayrand. Sophia'nn ok varlkl oluunu da hesaba katmtr belki de; nk Mr.
Allworthy, para yznden gz dnmeyecek kadar serinkanl olmakla birlikte, paray
hor grmeyecek kadar da akl banda bir adamd.
imdi, hrlayan eletirmenlerin topuna meydan okuyarak, konumuzun dna kp,
gerek bilgelii (Mr. Allworthy, bir iyilik rnei olduu gibi, bu gerek bilgeliin de bir
rneidir) ele almalym ve alacam da!
Mr. Hogarth'n yoksul airi, zenginlie kar ne yazarsa yazsn;" 70 hali vakti yerinde,
midesini tka basa doldurmu din adamlar, elenceye kar ne derlerse desinler,
zenginlii de elenceyi de horgrmezler gerek bilgeler. Bol bol paras olan bir kii,
sokaklarda srnen bir dilenci kadar bilge olabilir. Gzel einin ya da candan bir
dostunun keyfini sren bir adam; toplumla olumlu ilikiler kurmak yeteneklerini topraa
gmen, hem a kalan hem de kendini cezalandrmak iin kendi srtn kamlayan,
dnyadan el etek ekmi, eki yzl bir Katolik kadar bilge olabilir.
Dorusunu isterseniz, en bilge insann, dnyann salayabilecei tm gzelliklerden
ve mutluluklardan en ok yararlanabilecek insan olmas gerekmektedir aslnda. nk
bilgeliin gerei olan ll davranlar, ie yarayan bir servet elde etmenin en
gvenilir yolu olduu gibi; ancak bilge kiiler haz tadabilirler yeryznde. Bilge kiiler,
hrslaryla tutkularnn tmn doyurabilirler; oysa aklszlar, bir tek hrsla bir tek tutkuyu
gna getirircesine tka basa doyurabilmek iin, teki hrslaryla tutkularnn tmne
kyarlar.
70 Hogarth'n "mutsuz air" adl resminde, yoksul airden st parasn demesi istenilir. Ama bu airin
zenginlie kar ne yazdn bilemeyiz. (.N.)
Belki bana kar kacaksnz; "ok bilge kimi kiiler, pintilikleriyle n yapmlardr,"
diyeceksiniz. O zaman benim de, "bu adan bilge deilmiler," derim size. Gene
steleyip," en bilge kiilerin, genliklerinde elenceye ar bir dknlkleri vard,"
diyeceksiniz bana. Ben de, "o srada bilge deillerdi onlar," diye karlk veririm size.
Szn ksas, bilgelik okuluna hi ayak basmayanlar, onun verdii dersleri
renmenin ok g olduunu sanrlar. Oysa bilgelik, herkese bilinen, en yoksul
evrelerde bile uygulanan bir dnceyi biraz daha ileriye gtrmeyi retir ancak. Bu
dncede udur: Fazla pahalya satn almayn hibir eyi.
Dnyann byk arsna bu dnceyle giden; onurlara, zenginliklere, elencelere
ve bu byk arnn salad mallarn tmne bu dnce asndan bakan adamn
bilge bir kii olduunu, herkese de byle bilinmesi gerektiini ileri sreceim hi
ekinmeden. nk ou kii, salklar, drstlkleri, adlarnn temizlii pahasna
alrlar bu arnn mallarn. Bilge kiiyse, saln, drstln, adn hi mi
zedelemeden; ancak pek az zahmet ederek, ucuza ve temelli elde eder szn
ettiimiz bu iyi eylerin tmn.
Bilge bir insan, bu ll davran sayesinde, kiiliini btnleyen iki ey daha
renir: Birincisi, bir eyi ok ucuza elde edince. sevinten kendinden gememek:
ikincisi de, ar bombo ya da oradaki mallar satn alamayaca kadar pahal olunca,
zlmemek.
Neyse, hangi konu stnde yazdm anmsayp, iyi huylu eletirmenlerin sabrn
tarmamalym. Onun iin, bu blme bir son veriyorum imdi.
BLM 4
Mr. Allworthy, evine dner dnmez, Mr. Blifil'i bir kenara ekti. Bir giri yaptktan
sonra, Mr. Western'in nerisini ona iletti. Byle bir evlilii kendisinin ok ho
karlayacan da bildirdi bu arada.
Sophia'nn byleyici gzellii, hi mi hi etkilememiti Blifil'i. Yreini bakasna
kaptrm olmasndan deildi bu. Gzelliin farkna varamayacak kadar duyarsz
olduunu ya da kadnlardan nefret ettiini de syleyemeyiz. Ama Mr. Blifil'in cinsel
istekleri doutan ylesine snrlyd ki, felsefe sayesinde, derslerine alarak ya da
herhangi baka bir yntemle, kolayca bask altna alabilirdi bu istekleri. Bu ksmn ilk
blmnde ele aldmz ak tutkusuna gelince, Mr. Blifil'in yaradlnda en kk bir izi
bile yoktu bu tr bir tutkunun.
Geri Mr. Blifil, Sophia'nn erdemlerini ve gzelliklerini gz nnde tutarak, bu gen
kza duymas gereken szn ettiimiz karmak tutkudan yzde yz yoksundu ama;
buna karlk, baz baka tutkular iyice gelimiti benliinde. Bu tutkularn da tka basa
doyurabilirdi gen kzn paras sayesinde. Mr. Blifil'in kafasnda egemen
olan balca iki tutku, para hrs ve ykselme hrsyd. Sophia'nn servetini ele
geirmenin ok ho bir ey olaca sk sk aklna gelmi; uzaktan uzaa baz eyler
dnmt bu konuda. Ne var ki, kendisinin de bayann da genlii; zellikle Mr.
Western'in yeniden evlenip baka ocuklar da olabilecei dncesi, canla bala
Sophia'nn hemen peine dmekten alkoymutu Mr. Blifil'i.
neri Mr. Western'den geldiine gre, bu ikinci engel, az ok ortadan kalkmt artk.
Bylece Mr. Blifil, pek ksa sren bir duraksamadan sonra evlilik konusunu henz
dnmemi olmakla birlikte, daysnn dosta ve babaca sevgisine kar ayrca gnl
borcu duyduundan, onun her istediini yapacan bildirdi.
Allworthy, doutan cokulu bir adamd. u srada gsterdii arballk,
yaradlndaki soukluktan deil, gerek bilgeliinden ve felsefesinden ileri geliyordu.
Genliinde ok ateliydi. Gzel bir kadna tutulmu, srf sevdii iin evlenmiti onunla.
Bundan tr, yeeninin benimsedii souk tutumdan pek holanmad. Elinde olma-
dan, Sophia'y vmee balad. Eer daha nce baka birine balanmadysa,
bylesine byleyici gzelliklere kar koyabilen bir delikanlya biraz atn
sylemekten kendini alamad.
Blifil, baka birine bal olmadn bildirdikten sonra, sevgi ve evlilik konusunda,
ylesine akll uslu, ylesine dinsel lflar etmeye balad ki, daysndan daha az
dinibtn bir byn bile, susturabilirdi hemen. Sonunda iyi yrekli Allworthy, yeinin
Sophia ile evlenmek dncesine hi kar kmadn; serinkanl ve erdemli kiilerde
dostluun ve sevginin en gvenilir temeli olan saygy bu gen kzdan esirgemediini
anlad. ok gemeden gen kzn da delikanldan holanacan sand iin; bylesine
uygun den, bylesine istenilmesi gereken bir birlemenin, her iki ee de byk
mutluluk salayacan umdu. Bylece, Mr. Blifil'in onayn da aldktan sonra, ertesi gn
Mr. Western'e bir mektup yazd. Yeeninin, bu neriyi, gnl borcu duyarak ve sevinle
karladn; gen bayana uygun den herhangi bir gn onu gelip grmeye hazr
olduunu bildirdi.
Western, pek honut oldu bu mektuptan. Kzna bir tek sz bile sylemeden bir
mektup yazd. Mr. Blifil'in hemen o gn leden sonra gelip, Sophia'ya ak duygularn
aklayabileceini bildirdi.
Bu mektubu yollar yollamaz, kz kardeini arad. Onu bulduu srada, Mrs. Western,
Rahip Supple'a The Gazette adl gazeteyi okuyup yorumlamaktayd. Konumasna
frsat verilmeyen Mr. Western, doutan gelen sabrszln g bela denetleyerek,
nerdeyse bir eyrek saat, bu yorumlar dinlemek zorunda kald. Sonunda, ok nemli
bir i iin onunla grmesi gerektiini syleyebildi kz kardeine.
Mrs. Western, "her istediini yaparm, kardeim," dedi. "Kuzeydeki durumdan tr
yle keyifliyim ki!"
Rahip odadan ekilir ekilmez, Mr. Western, olup bitenlerin hepsini anlatt; kz
kardeinin, bu ii Sophiaya amasn istedi. Mrs. Western, sevine sevine bunu hemen
yapmaya hazrd. Geri Mr. Western, bu evlilik konusunda pek aceleci, pek patavatsz
davranmt ama: belki de Kuzeydeki o ok holand siyasal durumlardan tr, Mrs.
Western, kardeini azarlamad.
BLM 5
Halas ieri girdii srada, Sophia odasnda kitap okumaktayd. Mrs. Western'i grr
grmez, Sophia kitab yle bir tella kapad ki, halas, "bana gstermekten ekindiin
o kitap nedir?" diye sormaktan kendini alamad.
Sophia, "doru sylyorum, efendim," dedi "ne utandm ne de ekindiim bir kitaptr
bu. Yazan kibar evrelerden gelen gen bir bayan. Bana kalrsa, o gzel aklyla
kadnlarn tmn, o gzel yreiyle de insan yaradln yceltiyor bu gen kadn," 71
"Evet, yazar ok iyi bir aileden geliyor. Ama benim evremden deil. Okumadm bu
kitab; nk en yetkili kiiler, pek i olmadn sylyorlar bu romanda."
Sophia, "en yetkili kiilere kafa tutacak deilim, efendim," dedi. "Ama bana kalrsa,
insan yaradln biliyor bu kitab yazan. Birok yerlerinde de, ylesine gerek bir
sevecenlik, bir incelik var ki, gzlerim yaard okurken."
"Ya! Demek alamak houna gidiyor?" diye sordu halas.
"Sevgi dolu duygulardan holanrm. Bu duygularn verdii haza karlk, gzya
dkmeye hazrm her zaman."
"Hadi, ieri girdiim srada hangi yeri okuduunu gster. Bana yle geliyor ki, pek
sevgi dolu, pek de ak dolu bir sayfayd o. Yzn kzaryor, sevgili Sophia. Ah ocuk!
Biraz ikiyzllk retecek kitaplar, aklndan geenleri biraz gizlemesini retecek
kitaplar okumalsn sen."
"Aklmdan geenlerden utanacam sanmam, efendim."
"Elbette utanmazsn," dedi halas. "Utanlacak eyler dndn ben de sanmam.
Ama demin, ak sz azndan knca, kzardn, ocuum. Sevgili Sophy, ocuum,
haberin olsun; Franszlar casuslar sayesinde, biz savata harekete gemeden nce,
ne yapacamz, ne edeceimizi bildikleri gibi, ben de senin aklndan geen her bir
eyi biliyorum. ocuum, babana yutturdun diye, bana da yutturacan m sanyorsun
yoksa? Mr. Blifil'e ar dostluk gsterilerinin nedenini anlamadm m sanyorsun?
Grm geirmi bir kadnm ben; kolay kolay yutmam hibir eyi. Yoo, gene kzarma
yle. Sylyorum sana, utanlacak bir duygu deildir bu. Ben de senden yanaym;
baban da raz ettim bu ie. nk ben, senin duygularndan baka hibir eyi hesaba
katmyorum. Gereinde daha nemli karlardan vazgemek pahasna da olsa, gnl
asndan honut olman istiyorum. imdi sana yle bir mjde vereceim ki, sevinten
uacaksn. Eer benden gizlin sakln olmazsa. seni gnlnce mutlu klmay i edinirim
bundan sonra."
mrnde hibir zaman bylesine akna dnmemiti Sophia. "Ne diyeceimi
bilemiyorum," diye kekeledi. "Nasl oldu da byle bir eyden kukulandnz..."
Mrs. Western terslendi: "Yoo, ikiyzllk istemez. Unutma ki, bir kadnla, kendi z
halanla konuuyorsun. Bir dost la konutuunu da biliyorsun, umarm. unu da unutma
ki, nasl olsa bildiim eyleri syleyeceksin bana. Sen ne denli kurnaz haller taknrsan
takn, dn p diye anlayverdim durumu. Bakalarna yutturursun belki ama benim gibi
grm geirmi bir kadna deil. Son olarak unu da hesaba kat: Candan
destekliyorum senin akn."
"Ah efendim!" dedi Sophia, "yle anszn, yle beklenmedik bir anda yakaladnz ki
beni!... nann bana, ben kr deilim. nsanlara zg en gzel eylerin bir tek insanda
toplandn grmek eer bir kusursa... Ama nasl olur da babamla siz, benim gzmle
grebilirsiniz bu insan?"
"Syledim sana. Candan razym bu ie. Baban karar verdi; bugn leden sonra
n seni grmeye gelecek."
71 Sz konusu kitap, yazarn kendi kzkardei Sarah Fielding'in yazd David Simple (1744) adl roman
olabilir kimi eletirmenlere gre. (.N.)
Sophia'nn yz sarard: "Babam m! Bugn leden sonra m!"
"Evet, ocuum, bugn leden sonra. Kardeimin ne denli sabrsz olduunu
bilirsin. Ona durumu syledim. O gn krda sen bayldn zaman, anlamtm tutkunu.
Kendine gelince de anladm bunu. O akam, yemekte de anladm; ertesi sabah
kahvaltda da anladm (bilirsin, ocuum, grm geirmi bir kadnm ben). Kardeime
durumu bildirir bildirmez, hemen Allworthy ile konumak istedi. Dn konutular.
Allworthy kabul etti. (Sevine sevine kabul etmesi gerekir elbette.) Ve sen bugn
leden sonra, tm marifetlerini gstermelisin."
Sophia nerdeyse bard: "Bugn leden sonra m! Halacm, aklm bandan
gidiyor korkudan!"
"Aman ekerim, akln bana gelir hemen. nk dorusu, ok nefis bir delikanldr
o."
"Oras yle," dedi Sophia. "nsann bu kadar kusursuzunu hi grmedim ben. Hem
yiit, hem de tatl huylu; hem keskin zekl, hem de hi kimseye zarar dokunmaz. yle
iyi yrekli, yle terbiyeli, yle kibar, yle yakkl ki! Bunca gzel yanlar olan bir insan,
varsn nikhd dosun, ne kar!"
Mrs. Western, "nikhd m!" diye bard. "Ne demek istiyorsun sen? Mr. Blifil mi
nikhd dodu!"
Bu ad duyar duymaz, Sophia'nn yz sapsar kesildi. "Mr. Blifil mi?" diyebildi
nerdeyse duyulamayan bir sesle.
"Evet, Mr. Blifil!" diye haykrd halas. "Mr. Blifil elbette. Kimin
szn ettik imdiye dek?"
Baylmak zere olan Sophia, "aman Tanrm! dedi. "Mr. Jones'dan konuuyorduk
sandm. Ondan baka kimse bilmiyorum bylesine vlmeye deer..."
Halas szn kesti: "Vallahi senden korkmaya baladm. Senin tutulduun Mr. Blifil
deil de, Mr. Jones mu yoksa?"
"Mr. Blifil dediniz ha? Doru olamaz bu sylediiniz. Eer ciddi konuuyorsanz,
dnyann en mutsuz kadnym ben."
Mrs. Western, gzlerinden fkeli kvlcmlar saarak birka dakika sustuktan sonra,
olanca gcyle grlemeye balad. Gk grltsn andran bu grlemeler arasnda u
szler duyuldu: "Bir pile evlenerek, soyunu sopunu rezil etmeyi mi dnyorsun
yoksa? Bylesine kirlenmeye katlanabilir mi Western'lerin kan? Bu canavarca
duygularn nleyecek akln yoksa, aile gururun da m yok ki, byle aalk bir tutkuyu
engellemeye uramyorsun? Hangi yzle karma dikilip, dobra dobra sylyorsun
iinden geenleri?"
Sophia tir tir titriyordu: "Benim sylediklerimi siz azmdan aldnz, efendim. imdiye
dek, kimsenin nnde Mr. Jones'un adn anmamtm, onu vmemitim. Onu
beeneceinizi de aklm almyordu hi. O zavall mutsuz delikanlya duyduklarm,
benimle beraber mezara gmlecekti... Artk bam dinleyebileceim tek yer olan me-
zara..."
Sophia, bunu sylerken, gzyalarna boularak iskemlesine kt. Dile gelmeyen
bir acyla susmas, yreklerin en katsna bile dokunabilirdi.
Ne var ki, bu sevgi dolu aclar, hibir acma duygusu uyandrmad halasnda. Tam
tersine, bsbtn azgnlaan bir fkeyle, bangr bangr bard: "Byle biriyle evlenerek,
kendini de aileni de rezil ettiini grmektense, ln mezara gtrrm daha iyi. Hey
Tanrm! Benim zbez yeenimin, byle bir herife tutulduunu da m grecektim!
Bugne dek bylesine aalk bir duyguya kaplan ilk Miss Western sizsiniz; evet,
sizsiniz Miss Western! Kadnlarnn saduyusuyla n kazanm bir soydan gelen siz..."
Bundan sonra, Mrs. Western, tam bir eyrek saat konutu durdu. Sonunda fkesi
gemedi ama, soluu tkendii iin, hemen gidip kardeine durumu bildireceini
syleyerek, szlerine son vermek zorunda kald.
Bunun zerine Sophia, halasnn ellerine sarld, ayaklarna kapand. Azndan ald
srr gizlemesi iin, alaya alaya yalvard Mrs. Western'e: Babasnn ne denli huysuz
olduunu biliyordu. Kimi severse sevsin, babasn kzdracak bir ey yapmayacakt
hibir zaman; buna sz veriyordu.
Mrs. Western, bir an durdu, Sophia'ya bakt. Sonra kendini toparlad, ancak bir tek
artla bu srr kardeinden gizleyeceini bildirdi: Sophia bugn leden sonra, bir
sevgiliyi karlarcasna Mr. Blifil'i karlayacak; ileride kocas olacak erkek sayacakt
onu.
Zavall Sophia, halasnn eline dmt artk. Direnecek durumda olmad iin, Mr.
Blifil'i grp, ona elinden geldiince terbiyeli davranacana sz vermek zorunda kald.
Ama hemen evlendirilmemesi iin, gene de yalvard halasna. Mr. Blifil'den hi mi hi
holanmadn; belki de babasn kandrp, kadnlarn en mutsuzu olmaktan
kurtulabileceini syledi.
Mrs. Western, "bu evlilie kesinlikle karar verildi," dedi. "Hibir ey bunu
engelleyemez, engellememelidir. Sana unu da syleyeyim ki, ilkin pek
ilgilenmiyordum bu ile; hatt kayglarm bile yok deildi bu konuda. Ancak seni ok
istekli sandm iin nleyebildim bu kayglar. Ama imdi, dnyann en uygun evlilii
sayyorum bunu. Bu evlilik bir an nce olmal; bir tek dakika bile yitirilmemeli bana
kalrsa."
Sophia, "hi olmazsa biraz geciktirin, efendim," dedi. "Siz de babam da iyi
yreklisiniz, bana biraz zaman vereceinizi umuyorum. Bana biraz zaman vermelisiniz
ki, bu adama kar duyduum nefreti nlemeye alaym."
"Ben grm geirmi bir kadnm. Beni byle aldatamazsn. Baka bir erkee tutkun
olduunu bildiim iin, seni bir an nce evlendirmesini syleyeceim kardeime.
Dman ordusu yaknlarda olup, davranmaya hazrken bir kuatmay uzatmak, yanl
bir tutum olur siyasal adan. Hayr, hayr, Sophy. mthi bir tutkuya kapldn
biliyorum. Onurunu lekelemeden kendini veremezsin bu tutkuya. Senin onurunun
lekelenmesinden ailenin sorumlu olmamas iin, elimden geleni yapacam:
evlendikten sonra da ancak kocana der bu sorumluluk. Dikkatli olup, sana yarar
biimde davranacan umuyorum. Sana yarar biimde davranmazsan da, evlilik nice
kadnlar kurtarmtr herkesin gznde rezil olmaktan."
Sophia, halasnn ne demek istediini iyice anlad; ama bu konuda bir ey sylemeyi
uygun bulmad. Mr. Blifil'i grmeye, ona elinden geldiince nazik davranmaya karar
verdi. nk halas, kendi kurnazlndan fazla Sophia'nn talihsizlii yznden
rendii ak yksn, ancak bu artla gizli tutmaya raz olmutu.
BLM 6
Mrs. Western, yeeninden son blmde anlattmz sz koparp, gider gitmez, Mrs.
Honour ieriye dald. Bitiik odalarn birinde alrken, barp armalar duymu;
gzn anahtar deliine yaptrm, konuma sresince oradan ayrlmamt. Mrs.
Honour, odaya girince, Sophia'y ayakta buldu. Gen kz, hi kprdamyor, gzlerinden
yalar akyordu. Bunun zerine Mrs. Honour, kendi gzlerini de gerekli miktarda yala
doldurdu hemen. Sonra sze giriti:
"Aman Tanrm! Neniz var sevgili hanmm?"
"Hi. Hibir eyim yok."
"Ah, sevgili hanmm! siz bu haldeyken, Mrs. Western ile aranzda byle konumalar
olmuken, nasl hibir eyim yok dersiniz bana?"
"Beni kzdrma!" diye bard Sophia. "Hibir eyim yok diyorum sana... Ah Tanrm,
neden dnyaya geldim ben!"
"Yoo, hanmm! Ortada fol yok yumurta yokken, byle alayp szlayacanza
inandramazsnz beni. Ben bir hizmetiyim geri, ama size balym teden beri.
Vallahi canm veririm size yardm etmek iin"
"Sevgili Honour, bana yardm edemezsin. Ben mahvoldum gittim: aresi yok."
"Allah vermesin! Ama size yardm edemezsem de, gene de syleyin bana neler olup
bittiini ki, biraz iim rahatlasn. Ne olur, syleyin bana derdinizi."
"Babam, hem hor grdm, hem de nefret ettiim bir adamla evlendiriyor beni."
"Aman hanmm, kim bu kt adam? ok kt olmasayd, nefret edemezdiniz ondan."
"Adn sylemek bile sanki zehirliyor beni. Nasl olsa pek yaknda reneceksin kim
olduunu."
Doruyu sylemek gerekirse, Mrs. Honour biliyordu bu adamn adn. Onun iin, fazla
stelemeden szn srdrd: "Size akl retmeye kalkmayacam, hanmm. Ben bir
hizmeti parasndan baka bir ey olmadm iin, nasl olsa benden ok daha iyi
bilirsiniz ne yapacanz. Ne var ki, ngiltere'de hibir baba zorla evlendiremezdi beni.
stelik Mr. Western yle iyi yreklidir ki, sizin bu delikanly hor grdnz, ondan
nefret ettiinizi renirse, onunla evlenmenizi istemez vallahi. Bana izin verseniz de,
efendime sylesem bunu. Elbette sizin sylemeniz daha doru olurdu ama, onun pis
adn aznza almak bile istemediinize gre..."
"Yanlyorsun, Honour. Babam durumu bana bildirmeye gerek bile grmeden, karar
verdi bu ie."
"Yazklar olsun!" diye bard Honour. "O adamla yatacak olan efendim deil, sizsiniz.
Bir erkein eli yz dzgn olur da, gene de her kadn yakkl bulmayabilir onu.
Kalbm basarm ki, efendim byle davranmazd ie bakalar karmasayd. Keke
bakalarnn ilerine burunlarn sokmasalar baz kiiler. Ayn eyin kendi balarna
gelmesini istemezler bana kalrsa. Bir kadna, her erkek ho grnmeyebilir. Kendim
kz olduum halde, anlyorum bunu.
Eer siz, cannzn ektii, on yakkl bulduunuz erkekle evlenmeyecekseniz, ne ie
yarar bylesine varlkl olmanz? Bir ey sylemek haddim deil ama, birinin soyu sopu
belli olmamas pek yazk. Ben kendim, aldrmazdm elbette bu duruma. Onun paras da
pek yokmu ama, ne kar; ikinize de yetecek kadar paranz var sizin, hanmm. Zaten
paranz ondan iyisine mi vereceksiniz yani? nk herkes bilir ki, dnyann en
yakkl, en ekici, en ho, en uzun boylu, en doru drst erkeidir o."
Sophia, ok arbal bir hal ald: Ne diye geveze geveze konuup duruyorsun
byle? Sana yz m verdim aklna geleni syleyesin diye?"
"Balayn beni, efendim, kt bir ey sylemek istemedim. Ne var ki, onu bu sabah
greli beri, aklmdan karamyorum zavall bay. Vallahi, demin onu grseydiniz, siz de
acrdnz haline. Zavall bay! nallah bir felket gelmemitir bana. Sabahleyin,
kollarn kavuturmu, bir aa bir yukar yryp duruyordu. yle dertli bir hali vard
ki! Vallahi billahi, nerdeyse alayacaktm onu grnce."
"Kimi grnce?" diye sordu Sophia.
"Zavall Mr. Jones'u grnce."
"Mr. Jones'u grnce mil Nerede grdn ki onu?"
"Kanaln yannda, efendim. Btn sabah yrd durdu orada. Sonunda uzanp yere
yatt. Herhalde hl yatmaktadr braktm yerde. Kzlmdan tr ekingen
olmasaydm, vallahi gidip konuurdum onunla. zin verin de efendim, lf olsun diye,
gidip bakaym hl orada m?"
"Yok canm!" dedi Sophia, orada olamaz. Yoo, yoo, ne yapacak ki orada? oktan
gitmitir mutlaka. stelik niin... Neden oraya gidip bakacakmsn? Zaten baka bir
ey istiyorum senden. Git, apkamla eldivenlerimi getir. Yemekten nce halamla
yrmek istiyorum koruda."
Honour, istenilenleri hemen getirdi. Sophia, apkay bana geirip de aynaya
baknca, apkay saran kurdelenin renginin yzne yakmadn sand. Hizmetisinin
baka renk bir kurdele getirmesini istedi. Derken, ne olursa olsun, i bandan
ayrlmamasn st ste tembih etti Mrs. Honour'a. Odasnda yaplmas gereken ilerin
ok acele olduunu, hemen o gn bitirilmesi gerektiini bildirdi. Sonra, "koruya
gidiyorum" diye bir eyler mrldanarak, evden kt. Titreyen krpecik bacaklar, onu ne
denli hzl tayabilirse, o denli hzl, koruya giden ynn tam tersine, dosdoru kanala
yrmeye balad.
Mrs. Honour'un syledii doruydu; Jones kanala gelmiti. Sophia'sn dertli dertli
dnerek, orada sabahleyin iki saat geirmi; Sophia bahenin bir kapsndan
girerken, teki kapsndan da Jones kp gitmiti. Bylece, kurdeleleri deitirmek iin
harcanan o uursuz dakikalar, klarn bulumalarn engellemiti. Gzel oku-
yucularm, bu mutsuz olaydan, ayrca salkl bir ders alacaklardr kukusuz. imdi,
erkek eletirmenlerin tmne kesinlikle yasak koyuyorum: Ancak bayanlarn hatr iin
anlattm ve ancak bayanlarn yorumuna ak braktm bu duruma, burunlarn
sokmaya kalkmasnlar sakn.
BLM 7
Gerektii gibi ksa kesilip minyatr olarak izilen resm bir ak iln
etme sahnesiyle ok daha uzun anlatlan dokunakl baka bir
sahne
Adamn biri (belki bakalar) da felketlerin tek bana gelmediini sylemitir hakl
olarak. Bu zdeyiin doruluunu, Sophia bir kez daha anlad imdi. nk sevdii
adam gremeyerek, hayal krklna uramakla kalmad; evine konuk gelen nefret
ettii adam arlamak iin, sslenip pslenmek zorunda da kald.
Ogn leden sonra Mr. Western, onu evlendirmek niyetinde olduunu aklad
kzna. Bunu, halasnn da Sophia'ya sylediini biliyordu. Babasn dinleyen Sophia,
ok ar bal baka bir hal ald; gzlerinin birka tane inciyle dolmasn da nleyemedi.
"Hadi, hadi," dedi Western, "saf gen kz tavrlar taknmaktan vazge! Hepsini
biliyorum. Kardeim, hepsini anlatt bana."
"Yoksa halam beni hemen ele mi verdi?"
"yle. yle! Ele vermek ha! Ayol. dn yemekte kendi kendini ele verdin sen. Kime
tutkun olduunu, iyiden iyi ye aa vurdu n bana kalrsa. Ama siz gen kzlar, ne hall
ettiinizi bilmezsiniz ki! Demek, imdi de alyorsun vurulduun adama seni vereceim
diye! Unutmam hi, anan da alayp szlamt tpk senin gibi. Gelgelelim, evlendikten
yirmi drt saat sonra, alayp szlamalar bitiverdi. Kanl canl bir delikanldr Mr. Blifil.
abucak bir are bulur senin bu nazl hallerine. Haydi, yzn glsn, yzn glsn:
imdi geliyor delikanl!"
Bunun zerine, halasnn drst davrandn anlayan Sophia, geirecei tatsz bir iki
saate yiite katlanp, babasnda en kk bir kuku bile uyandrmamaya karar verdi.
Biraz sonra Mr. Blifil geldi; Mr. Western de, gen ifti babaa brakp, ekip gitti
hemen.
Nerdeyse bir eyrek saat sren uzun bir sessizlik oldu bunun zerine. nk
konumaya balamas gereken bayda, aknlk biiminde beliren yakksz bir
ekingenlik vard. kide birde konumaya abalyorsa da, azndan tam bir laf kaca
srada, gene susuyordu. Sonunda szckler, abartmal ve zorlanm bir iltifatlar seli
halinde, dudaklarndan dklmeye balad. Sophia ise, yere bakarak, hafif eilerek,
terbiyeli ve ksack bir iki szle karlad bu iltifatlar. Hem kadnlarla imdiye dek pek
al verii olmayan, hem de kendini pek beenen Blifil, Sophia'nn bu davrann gen
kzn ekingenliine yordu, iltifatlarnn ho karlandn sand. Artk dayanamayaca
bir duruma son vermek iin, Sophia ayaa kalkp odadan knca; Blifil, bunu da gen
kzn ekingenliiyle aklad. Nasl olsa yaknda Sophia'y gereinden fazla greceini
dnerek, kendi kendini avuttu.
Bu ii baardn sanan Blifil, gerekten honuttu durumdan. Romantik aklarn
zledii ey, yani sevgilisinin yreini yzde yz ve kesinlikle ele geirmek dncesi,
aklnn kenarndan bile gemiyordu. stedii ey, Sophia'nn servetiyle Sophiann
bedeniydi. Mr. Western bu evlilikten yana olduuna gre; Sophiann. babasnn
isteklerine her zaman kolayca ve tam anlamyla boyun ediine gre; gerekirse babas,
kz daha da byk bir uysallk gstermek zorunda brakabileceine gre; Sophia'nn
servetinin de bedeninin de yaknda kendi z mal olaca konusunda hi kukusu
yoktu. stelik Blifil, kendisini de, konuma biimini de pek gzel bulurdu. Kendi
gzellii, Mr. Western'in kararl tutumuyla birleince, baka bir erkee bal olmadna
yzde yz gvendii bir kz, kolay kolay batan karabilirdi.
Blifil, Jones'u hi mi hi kskanmyordu. Kimi zaman dnrm de pek aarm
Jones'u kskanmayna. Jones, o blgede, ngiltere'nin en azgn delikanllarndan biri
olarak n salmt. (Bu n ne denli hakkettiinin saptanmasn okuyucuya
brakyorum.) Belki de Blifil, akll uslu davranlaryla herkese rnek olan bir gen kzn,
byle bir delikanldan tiksineceini sanyordu. Belki de beraber olduklar srada Sophia
ile Jones'un tutumu, Blifil'in kukulanmasna meydan vermemeti. Jones'u
kskanmamasnn balca nedenlerinden biri de, Jones'un bu durumla hibir ilgisi
olamayacana inanmasyd. Blifil, Jones'u iyice tandn sanyor; bu delikanl kendi -
karlarn dnmedii iin, ok aklsz buluyordu onu. Jones'un Sophia'ya tutkun
olabilecei hi aklna gelmiyordu. Sophia'nn parasna gelince, bylesine aptal bir
adam para etkileyemezdi Blifil'e kalrsa. stelik Blifil, Jones ile Molly Seagrim'in
ilikisinin hl srp gittiini, hatt bir evlilikle sonulanacan sanyordu. Aslnda Jo-
nes, ocukluundan beri Blifil'i gerekten severdi. Mr. Allworthy'nin hastal srasnda
Blifil'in davranndan iyice souyuncaya dek, hibir eyini de, gizlememiti ondan.
Jones ile Blifil o gn kavga ettikleri ve henz barmadklar iin, Jones'un eskiden
Molly'ye duyduu sevginin bittiini bilmiyordu Blifil.
ite bu nedenlerden tr, Mr. Blifil, Sophia'y elde etmesine hibir engel
grmyordu. Kendileriyle evlenmek isteyen biri ziyaretlerine ilk kez geldii srada, gen
bayanlarn tm nasl davranrlarsa, Sophia'nn da tpk yle davrand sonucuna vard
Blifil. Zaten Sophia'dan bekledii de byle bir tutumdu.
Mr. Western, sevgilisinden ayrlan n yolunu kesti. Baarsndan tr kabaran.
Sophia'nn onu ok iyi karladn syleyen, szmona fena halde tutkun olan Blifilin
halini grnce, yal adam evin sofasnda zp zp srayp oynamaya, bir yn soytarlk
yaparak sevincini aa vurmaya balad. nk Mr. Western, hibir duygusunu
denetimi altna alamazd. O srada kafasnda hangi duygu egemense, en ar biimde
kaptrrd kendini o duyguya.
st ste pp kucaklad Blifil gider gitmez, kzn aramaya balad Mr. Western.
Sophia'y bulur bulmaz da, sevinten kendinden gemicesine, iini dkmeye koyuldu.
Sophia'nn cannn istedii giysileri ve mcevherleri seebileceini, varnn younun
ancak kzn mutlu klmak asndan ie yaradn anlatt. Cokun bir sevgiyle kzn
okayp durdu, tatl szler syledi ona; yeryznde biricik sevin kaynann Sophia
olduuna yeminler etti.
Sophia, nedenini hi mi hi bilmemekle beraber, babasn byle bir sevecenlik nbeti
iinde grnce (geri Mr. Western'in sevecenlik nbetleri olurdu ama, oundan daha
youndu imdiki nbet) Mr. Blifil konusunda duygularn aklamak iin bundan daha
gzel bir frsat bulamayacan; ok yaknda bu konuda nasl olsa tam bir aklama
yapmak zorunda kalacan dnd.
Bylece Sophia, btn bu gzel szlerinden tr babasna teekkr ettikten sonra,
anlatlamayacak kadar tatl bir halle, sordu: "Sophy'nizin mutluluu gerekten sizin
biricik sevin kaynanz m babacam?"
Western, yle olduunu kantlamak iin, koca koca yeminler etti, kzn pt. Derken
Sophia, babasnn elini yakalayp, diz kt. Babasna duyduu sevgiyi, onun szn
dinlemeye hep hazr olduunu, candan bir heyecanla anlattktan sonra, yalvarmaya
balad:
"Nefret ettiim bir adama zorla vererek, dnyann en mutsuz yarat yapmayn beni.
Yalvarrm size, sevgili efendim: mademki sizin mutluluunuzun benim mutluluuma
bal olduunu syleyecek kadar iyisiniz, yalnz beni dnerek deil, kendinizi
dnerek de yapmayn bunu."
Western, gzleri yerinden frlayarak, "Ne! Nasl!" diye baryordu.
Sophia, yalvaryordu hl: "Ah efendim, zavall Sophy'nizin yalnz mutluluu deil, can
da, var oluu da, bu dileinin gereklemesine bal. Ben Mr. Blifil ile yaayamam.
Beni zorla onunla evlendirmek, beni ldrmek demektir."
"yle mi? Mr. Blifil ile mi yaayamazsn?"
"Canm stne yemin ederim ki, yaayamam."
Mr. Western, kzn iterek bard: "Geber yleyse! Allah kahretsin seni!"
Sophia, babasnn ceketinin eteine yapt: "Ah efendim, acyn bana, yalvarrm.
Byle hain hain bakmayn; byle hain szler... Sophy'nizi byle yrekler acs bir halde
grr de, nasl acmazsnz ona? Benim yreimi byle krabilir mi dnyann en iyi
babas? lmlerin en ktsne, en ac verenine, en uzun srenine mi brakacaksnz
beni?"
"Hadi, hadi!" diye bard Western. "Sama sapan, abuk sabuk lflar bunlar. Gen kz
cilveleri! ldrecekmiim seni! Evlenmek seni ldrecek ha!"
"Ah efendim, byle bir evlilik lmden de beter! Ben o adama kaytsz bile deilim.
Nefret ediyorum, ireniyorum ondan." "stediin kadar nefret et; gene de evleneceksin
onunla."
Ve bu szn pekitirmek iin, Western yle ayp bir kfr bast ki, utannz bunu
yinelemekten. st ste fkeli yeminler ettikten sonra, szlerine yle son verdi:
"Bu adamla evleneceksin, karar verdim. Eer raz olmazsan, sana be para
vermeyeceim, bir metelik bile vermeyeceim. Sokaklarda alktan geberdiini de
grsem, bir lokma ekmek vermeyeceim sana. Kesin kararm budur benim. imdi seni
brakyorum; iyice dn tan sylediklerimi."
Mr. Western bunu syledikten sonra, ceketinin eteini yakalam olan kznn elinden
yle bir hmla syrld ki, Sophia'nn yz yere arpt. Western, kzn yerde brakarak,
dar frlad.
Sofaya gelince, Jones ile karlat. Delikanl, arkadan gz dnm, sapsar, soluk
solua grnce, bu ackl halinin nedenini sormaktan kendini alamad. Bunun zerine
Mr. Western, olup bitenlerin hepsini anlatt Jones'a. Sophia'y ac ac sulad; kz
evltlar olmak felaketine urayan babalarn ektiklerinden yaknd uzun uzun.
Blifil konusunda alnan kararlardan hi haberi olmayan Jones, bunlar duyunca
vurulmua dnd ilkin. Ama sonra biraz toparlanp, (kendi de daha sonralar syledii
gibi) salt umutsuzluundan doan ve dnyann en korkun yzszln gerektiren bir
neride bulundu Mr. Western'e: Babasnn isteine boyun esin diye onu kandrmak
amacyla, gidip Sophia ile konumak iin izin istedi.
Sophia'nn babas akgz bir adam saylmazd; tam tersineydi aslnda. Ama akgz
olsa bile, u srada hrsndan burnunun ucunu bile gremeyecek bir duruma dmt.
Bu ii stne ald iin, Jones'a teekkrler etti: "Hadi git; git, ne olur; elinden geleni
yap,"dedi. Ve Sophia, Blifil ile evlenmezse, onu kap dar edecei konusunda korkun
yeminler bast art arda.
BLM 8
Jones, hemen Sophia'y aramaya gitti. Babasnn yerde brakt Sophia, daha yeni
ayaa kalkmt Jones odaya girdii srada. Gzlerinden yalar, dudaklarndan kan
damlalar szyordu.
Jones, doru gen kza kotu; hem sevgi, hem de korku dolu bir sesle, "ah, benim
Sophia'm!" diye bard nerdeyse. "Ne korkun bir ey sizi bu halde grmek!"
Sophia, bir an sustu; tatl tatl Jones'a bakt. Sonra, "Allah akna Mr. Jones," dedi;
"buraya nasl gelirsiniz siz? Yalvarrm, hemen brakn beni."
"Ne olur, bylesine ac buyruklar vermeyin bana. Sizin dudaklarnzdan daha da hzl
kanyor benim yreim. Ah Sophia! O sevgili kann bir tek damlasn korumak iin,
damarlarmdaki kann tmn dkmek, yle kolay geliyor ki bana!"
"Size fazlasyla borluyum nasl olsa. Gnl borcu altnda brakmayn beni byle."
Sophia, aa yukar bir dakika susup, sevgiyle bakt delikanlya. Sonra, can
ekiircesine bir acya kapld:
"Ah Mr. Jones... Niin kurtardnz beni? kimiz iin de daha hayrl olurdu lmem.
"kimiz iin de daha m hayrl olurdu! lmnzden sz etmenize bile
dayanamyorum. Hangi ikence arac Sophia'nn lm kadar ac ektirerek ldrebilir
beni?... Yalnz Sophia uruna yaamyor muyum ben?"
Bu szleri sylerken, delikanlnn sesi de baklar da, anlatlmaz bir sevgiyle dolup
tayordu. Usulca elini tuttu Sophia'nn. Sophia da elini ekmedi; nk dorusunu
sylemek gerekirse, ne yaptnn, nelere gz yumduunun farknda bile deildi
nerdeyse. Sevdallar, byle sessizce durdular birka saniye. Jones'un gzleri,
heyecanla Sophia'ya dikiliydi; Sophia ise, ban emi, yere bakyordu. Sonunda gen
kz, Jones'un gitmesini isteyecek gc buldu kendinde; beraber yakalanrlarsa,
mahvolacan syledi:
"Ah Mr. Jones, bilmiyorsunuz... Bugn leden sonra ne korkun eyler olduunu
bilmiyorsunuz."
"Hepsini biliyorum, benim Sophia'm. Hain babanz hepsini anlatt bana. Beni buraya,
sizin yannza o gnderdi."
"Babam m sizi benim yanma gnderdi! Olamaz, d gryorsunuz herhalde."
Jones, "ah, keke d olsayd bu olup bitenler!" dedi. "Ah Sophia, o iren rakibimi
savunmam iin, sizi kandrp onunla evlenmenizi salamam iin, beni buraya gnderdi
babanz... Sizin yannza varabilmek iin, bu frsattan bile yararlandm... Ah Sophia, bir
ey syleyin bana, kanayan yreimi avutun biraz. Benim gibi sevmemitir, benim gibi
ldrmamtr hibir insan. O sevgili, o yumuack tatl elinizi haince ekmeyin... Belki
bir saniye sonra, sizden sonsuza dek koparacaklar beni. imde size kar korkuyla
kark yle bir sayg var ki, ancak bu uursuz durumdan tr bunlar syleyebildim
size."
Sophia, bir an iin, allak bullak, sessiz kald. Sonra ban kaldrp, Jones'a sevgiyle
bakarak, "size ne dememi istiyorsunuz, Mr.
Jones?" diye sordu.
Delikanl, "sz verin, yeter," dedi, "Blifil'e hibir zaman varmayacanza sz verin."
"Onun adn anmayn. Nefret ediyorum adndan bile. Ondan esirgeyebileceim
herhangi bir eyi ona vermeyeceime inann.
"Mademki bu denli iyisiniz, bir ey daha syleyin; bir umut verin bana... Gnn
birinde benimle...
"Ah Mr. Jones, neler syletmek itiyorsunuz bana? Bende umut var m ki, size umut
vereyim? Babamn kararn biliyorsunuz."
"Ama bildiim bir ey daha var: Babanz sizi zorla evlendiremez."
"Babama kar karsam, korkun sonulan olmaz m bunun? Kendim kahrolaym,
ziyan yok. Ama babam mutsuz etmek dncesine dayanamyorum.
"Doann ona vermedii bir hakk zorla kullanarak, kendi kendini mutsuz ediyor
babanz. Sizi yitirirsem, ekeceim aclar dnn. O zaman anlarsnz kime acmak
gerektiini."
"Dnn diyorsunuz! stediinizi yaparsam, sizi ne gibi bir felkete srkleyeceimi
hi dnmedim mi sanyorsunuz? Bunu nlemek iin, mahvolmanz nlemek iin,
benden kan demek gcn buluyorum kendimde."
"Sophia'y yitirmek felketi bir yana, hibir eyden korkum yok. Eer beni dnyann en
dayanlmaz aclarndan kurtarmak istiyorsanz, o haince kararnzdan vazgein. Ben
sizden ayrlamam... Hibir zaman ayrlamam."
Bunun zerine iki sevdal, tir tir titreyerek, sessiz kaldlar. Sophia, elini Jones'un
elinden ekemiyordu; Jones ise, bu eli tutamayacak durumdayd nerdeyse. Kimi
okuyucularma gre, belki gereinden fazla uzayan bu sahnenin yerini, tam o srada,
ylesine deiik baka bir sahne ald ki, bunu yeni bir blmde anlatmay daha uygun
buluyoruz.
BLM 9
imdi sevdallarn bana geleni sylemeden nce, onlar byle tatl tatl
konuurlarken, sofada olup bitenleri anlatmak yerinde olacaktr.
Jones, Western'in yannda ayrlr ayrlmaz, Mrs. Western kageldi. Mr. Western de,
Blifil sorunuyla ilgili olarak Sophia ile konutuklarn ona hemen anlatt.
Mrs. Westerne gre, yeeninin bu davran, Mr. Jones'a sevdasn gizli tutmak
konusunda yaptklar antlamann bozulmas demekti. te bu yzden Mrs. Western,
bildiklerini kardeine aktarmakta artk tamamiyle zgr olduu kansna vard. Bunun
zerine, durumu idare etmeye yeltenmeden, bir nsz bile yapmadan, her eyi en ak
seik biimde anlatt Western'e.
Kznn Jones ile evlenebilecei, aklnn kenarndan bile gememiti Mr. Western'in.
Bu delikanlya en candan sevgi duyduu anlarda bile bunu hi dnmemi, hibir
zaman da byle bir kukuya dmemiti. Mr. Western'e gre, evlenenlerden biri erkek
biri de kadn olmas ne denli gerekliyse; evlilerin parasal ve toplumsal durumlar
arasnda eitlik bulunmas da o denli gerekliydi. Kznn, insan trnden olmayan bir
hayvana sevdalanacandan hi korkmad gibi, yoksul bir adama sevdalanacandan
da hi korkmamt.
Onun iin Mr. Western, kz kardeinin anlattklarn duyunca, vurulmua dnd.
Hayretten donduu iin, nerdeyse soluu kesildi, bir ey sylemedi ilkin. Ne var ki, ok
gemeden soluyabildi yeniden; ve genellikle bu eit kesintilerden sonra hep olduu
gibi, iki kat artan bir hzla ve hmla soluyabildi.
Anszn hayretten dona kalmann sonularndan kurtulup, konuacak hale gelir
gelmez, bast kfr, lanet sat evresine. Sonra sevdallarn bulunduu odaya yrd
hzla. Att her admda, alacan mrldanyor, daha dorusu grlyordu.
Tutun ki, bir ift kumru, ya da bir ift gvercin, ya da (bu daha yerinde olur) Strephon
ile Phillis gibi bir sevdal ift, ssz, gzel bir
koruya ekilmiler. Herkesin nnde konumayan, ancak iki kii bir araya gelince
onlara yarenlik eden Akla, o ekingen ocukla, tatl bir sohbete dalmann keyfini
sryorlar. Tutun ki, o gzel koruda, her ey huzur iindeyken, paralanan bulutlar
arasndan, bouk bir gmbrtyle gk grlyor anszn ve bu gmbrt tm gkyzn
kaplyor. te o zaman, korkan gen kz, uzand yosunlu dere kysndan, ya da yeil
otlarla rtl yumuak topraktan frlayp, ayaa kalkyor; sevdann yanaklarna verdii
kzlln yerini, lmn solgunluu alyor; korku, tm gvdesini sarsyor; ve titreyen,
sendeleyen kz, glkle ayakta tutabiliyor sevgilisi.
Ya da tutun ki, bulunduklar yerde oturanlarn acayip akalara dknlnden
habersiz iki bay, Salisbury'de bir handa ya da bir meyhanede beraberce imekteyken,
orann yerlileri hortlak klna girip, zincir akrtlar arasnda, lgnca ve korkun
gmbrtler karyorlar binann dehlizlerinde. te o zaman, bu tyler rpertici g-
rlty duyan yabanclar, sapsar kesilip ayaa frlyorlar; bu yaklaan tehlikeden kap
snabilecek bir yer aryorlar; ve eer pencerelerdeki kaln demir ubuklar oradan
kamalarn engellemese, stlerine hmla saldrmak zere olan korkun eylerin
elinden kurtulabilmek iin, canlarn tehlikeye atmay bile gze alabilecekler.
te imdi Sophia da, bu szn ettiklerimiz gibiydi tpk. nsann dn koparan bir
sesle barp ararak, kfr ve lanet saarak, Jones'u yok edeceine ant ierek
yaklaan babasn duyunca, Sophia da tpk onlar gibi sapsar kesildi. Gerei
sylemek gerekirse, delikanl da u srada baka bir yerde bulunup cann korumay
yelerdi bence. Ne var ki, Sophia'nn bana bir ey gelecek diye ok korktuu ve
sevgisinden tr Sophia'nn duyduklarn paylat iin, kendini dnecek bir saniye
bile bulamad.
Ve imdi Mr. Western odaya saldrp, kapy ardna kadar anca, Jones'a kar tm
fkesini yok ediveren bir durumla, yani sevgilisinin kollar arasnda baygn yatan
Sophia'nn korkun haliyle karlat. Bu yrekler acs durumu grr grmez, Mr.
Western'in kudurganl geiverdi; kznn imdadna yetimeleri iin, olanca gcyle
bard. nce Sophia'ya kotu, derken su getirmeleri iin kapya kotu, sonra gene
Sophia'ya kotu. Bu koumalar srasnda, Sophia'nn kimin kollar arasnda olduu
aklna bile gelmiyordu; hatta yeryznde Jones diye bir adamn varlndan bile haberi
yoktu belki; nk kznn imdiki halinden baka hibir eyi dnd yoktu bana
kalrsa.
ok gemeden, Mr. Western ile birok hizmeti, su, ila ve bu durumlarda gerekli
eylerle, Sophia'nn imdadna yetitiler. Bavurulan eitli areler yle baarl oldu ki,
Sophia birka dakika iinde kendine gelmeye, canlanmaya balad. Bunun zerine.
halas ve kendi zel hizmetisi, gen kz odadan gtrdler. Sophia'nn halas,
gitmeden nce, bu hrsnn, daha dorusu Mrs. Westernin deyimiyle, bu lgnlnn
korkun sonular stne baz salkl tler verdi erkek kardeine.
Mr. Western, anlam karanlk kalan dolayl szler, omuz silkmeler ve nlem
iaretleriyle verilen bu tleri belki kavrayamad; kavradysa bile, pek yararlanmad
bunlardan. nk kznn bana bir felket gelecek korkusundan kurtulur kurtulmaz,
gene kuduruverdi. Gl kuvvetli bir adam olan Rahip Supple orada bulunmasayd, Mr.
Western'in dmanca davranlarn zorla nlemeseydi, hemen dvmeye
balayacakt Jones ile.
Sophia odadan kar kmaz, Jones, sklm pklm bir halde, Rahibin tutup
zaptettii Mr. Western'e yaklat. Sakinlemesi iin yalvarp yakard; byle fkeli olduu
srece, ona durumu aklamann yolu olmadn syledi.
"imdi sana gsteririm durum nasl aklanr," dedi Mr. Western. "Hadi kar
stndekileri. Eer erkeksen, mrnde yemediin gzel bir dayak yiyeceksin imdi."
Bunun zerine Mr. Western, krsal blgelere yerleen baylarn, birbirine fkelenince
kullandklar zel dille bard ard delikanlya. ngiliz kibar snfnn pek o kadar kibar
olmayan alt tabakalar arasnda, at yarlarnda, horoz dvlerinde ya da baka genel
yerlerde tartma knca, insann bedeninin belirli bir yeri sz konusu olur hep; "orama
selm syle" denilir ikide birde. ou zaman da, aka olsun diye o yerin sz edilir.
Ama bana kalrsa, genellikle yanl anlalr bu aka. nk iin asl gldrc yan
udur ki, karnzdakinin kna tekme atacanz tehdidini savurduunuz iin, onun da
gelip sizin knz pmesini istersiniz. Oysa hi kimse kendi kna tekme atlmasn
istemez ya da bakasnn kn pmeye kalkmaz. Durumu dikkatle izlediimden,
kesinlikle biliyorum bunu.
almas gereken bir ey daha vardr: Krsal blgelere yerlemi baylarla gren
herkesin bildii gibi, bu trden binlerce nazik ar yapld halde, bu istei bir tek kez
olsun yerine getirmemitir hi kimse. Bu da, kylerde oturanlarn ne denli grgsz
olduklarn kantlamamaktadr. nk kentlerde, en kibar baylar bile, hi kimse
onlardan byle bir ey istemeden, bu trene ba vurarak, kendilerinden stn
mevkilerde bulunanlara duyduklar saygy kantlarlar tanrnn gn.
Jones, kl kprdamadan karlad bu akac szlerin tmn.
"Efendim," dedi, "bu davrannzla, size duymam gereken saygnn belki de tmn
ykp yok ettiniz. Ama bir tek adan hep sayg duyacam size: Siz Sophia'nn
babassnz. stediiniz kadar kfredin bana. fkeye kaplarak, Sophia'nn babasna el
kaldrmayacam."
Mr. Western bu sz duyunca bsbtn kudurduundan, Rahip, gitmesi iin Jones'a
yalvard.
"Gryorsunuz, efendim," dedi, "fkeden kuduruyor siz burada kaldka. Onun iin
rica ederim, artk ekilin. Onunla konuup anlaamazsnz, o byle ate pskrrken.
Burada oyalanmamanz daha iyi. Kendinizi savunmak iin syleyeceklerinizi baka bir
zamana brakmanz, daha yerinde olur."
Jones, kendine byle salk veren Rahip Supple'a teekkr edip, hemen uzaklat. Eli
kolu artk zgrle kavuan Mr. Western, onu zorla tutmalarnn aslnda iyi bir ey
olduunu syleyecek kadar toparland.
"Yoksa kafasn patlatp, vallahi beynini darmadan ederdim onun," dedi. "Byle bir it
uruna aslmak da yazk olurdu dorusu."
Barsever abalarnn olumlu sonucunu kutlamaya balayan Rahip, fkeyi ktlemek
amacyla bir sylev vermeye koyuldu. Atlgan bir insanda, fkeyi yattraca yerde
tututuracak trden bir sylevdi bu. Eski Yunan ve Latin yazarlardan, zellikle
Senecadan, birok deerli alntyla ssledi sylevini. Seneca, fkeyi yle derinliine
incelemitir ki, ayrca kzgn bir adamdan baka herkes, ok yararlanarak ve rahata
okuyabilir yazdklarn. Dinbilimi doktoras olan Supple, skender ile Clytus'un 72 nl
yksn anlatarak sylevine son verdi. Ama bu yky not defterimde "sarholuk"
blmne ayrdm iin, imdi ele alacak deilim.
72 Clytus, Granicus'da Byk skender'in cann kurtaran MakedonyalI bir generaldi. Bir lende kan
sarho kavgasnda, skender. kaza sonucu. Clytus'u ldrd. (.N.)
Mr. Western bu ykye kulak asmad. Rahibin sylediklerinin hibirine kulak
asmamt belki. nk adam daha lfn bitirmeden, szn kesti, byk bir bardak
bira istedi; (insan kafasnn bir eit stmas olan fke konusunda sylenen szlerden
belki en doru olanlardan birini syledi) "fke insan susatyor," dedi.
Mr. Western, byk bir yudum bira yutar yutmaz, gene Jones'u diline dolad. Yarn
sabah erkenden Mr. Allworthy'ye gidip, durumu ona bildirmeye karar verdiini syledi.
Rahip, srf iyi huylu bir adam olduundan, arkadann bundan vazgemesini istedi
ama, kandrma abalarnn tek sonucu, Supple'n dindar kulaklarna pek ar gelen bir
yn kfr ve lanet oldu. Western, zgr doan bir ngiliz olarak kfretmek ayrcalna
sahip olduunu ileri srdnden, onu azarlamay gze alamad Supple. Gerei
sylemek gerekirse, bu Rahip, Mr. Western'in sofrasnda az tadyla yiyebilmek
amacyla, kulaklarnn ara sra byle hrpalanmasna katlanyordu. Avunmak iin de,
arkadann bu kt huyunu hi desteklemediini, Mr. Western'in evine hi ayak
basmasa da, bu adamn nasl olsa gene kfredeceini dnyordu. Gelgelelim Rahip
Supple, bir bay kendi evinde azarlayacak kadar grgsz olmamakla birlikte, kilisenin
krssne kp da vaaz verirken, dolayl yoldan hncn alyordu Mr. Western'den.
Geri bu vaazlar kfrbaz yola getirmedi ama, vicdann etkiledi bir bakma; nk Mr.
Western, kfredenleri kyasya cezalandrmaya balad. Bylece Yarg Western'den
baka kyde hi kimse rahata kfredemez oldu.
BLM 10
Mr. Allworthy ile yeeni, sabah kahvaltsn yeni bitirmilerdi. Gen Mr. Blifil, Sophia
ile baarl grmesini anlatm, Mr. Allworthy de bu duruma sevinmiti; nk
Sophia'nn varlndan fazla kiiliinden tr, bu evlilii ok istiyordu. te tam o
srada, Mr. Western odaya dald ve damdan dercesine yle dedi:
"Pek gzel bir i yaptnz dorusu! Pek yerinde bir ama uruna yetitirmisiniz
piinizi. Geri sizin bu ite parmanz olduunu -yani maksatl olarak diyelim
parmanz olduunu- sanmyorum. Ama evimin altn stne geirdiniz gene de."
"Acaba mesele nedir, Mr. Western?" diye sordu Allworthy.
"Mesele ki, ne mesele! Benim kzm sizin piinize vuruldu, ite mesele! Ama kzma
bir metelik bile vermeyeceim, bir meteliin yansnn yarsnn yarsn bile
vermeyeceim. teden beri dnrdm hep; bir pii bay gibi yetitirmenin, unun
bunun evine dadanmasn ho grmenin sonu ne olacak diye. yi ki, elime geiremedim
onu; yoksa ekerdim sopay. Azgn kediler gibi apknlk etmeyi retirdim ona. Kendi
efendisinden bakasnn iine karmasn o orospu ocuu. Bir lokma yiyecek vermem
ona. Bir lokma yiyecek alsn diye bir tek metelik de vermem. Eer kzm ona varacaksa,
srtndaki gmlekten baka eyizi yoktur kzmn. Varm youmu kzma brakacama,
Hannover hanedan milletimizi mahvetsin diye devlete brakrm, daha iyi."
"Dorusu ok zldm," dedi Allworthy.
"Vz gelir bana zntnz! Ben, biricik ocuumu, zavallck Sophy'mi, gzmn
nurunu, yallmn tek umudu ve biricik avuntusunu yitirdikten sonra, ne iime yarar
sizin zntnz! Ama kararlym, onu kap dar edeceim. Sokaklarda dilenecek, a
kalacak, geberecek. Benden bir tek metalik, bir tek metelik bile alamayacak. O orospu
ocuu pek ustayd tavan avlamakta. Ben nereden bileyim asl avlamak istediinin ne
olduunu. Ama mrnn en kt avn avlam olacak. Bir leten beter olacak eline
geirdii kz. Ancak derisini elde edecek o kzn. Syleyin herife, haberi olsun."
"Sylediklerinize ok atm, dedi Allworthy. "Hele daha dn yeenimle kznz
arasnda olanlardan sonra..."
"Ya efendim, yeeninizle kzm arasnda olanlardan sonra anlald her ey. Mr. Blifil
gider gitmez, o orospu ocuu kageldi. Avc olduu iin, ben onu severdim. Ama
aklmn kenarndan bile gemezdi kzm gizlice hep avlamak istedii."
Allworthy, "keke kznz grmesi iin bunca frsat vermeseydiniz ona, dedi. "Siz de
biliyorsunuz ki, byle bir kukum olmad halde, ikide birde sizin evinizde kalmasna
karydm."
"Allah kahretsin! Kimin aklna gelirdi byle bir ey? Benim kzmn ne ilgisi var
onunla? Kzmla ana fine iin deil, benimle ava kmak iin gelirdi evime."
"Onlar byle sk sk beraber grdnz halde, sevitiklerinin bir belirtisini
grmemenizin yolu var m hi?"
"Bir tek belirtisini bile grmedim vallahi billahi. Kz perken bile grmedim onu. Deil
tatl diller dkmek, kz ortalardayken bsbtn suskunlard. Kza gelince, ondan fazla
teki delikanllara nazik davranrd. Ben kolay kolay aldanan cinsten deilimdir.
Aldanrm sanma, komum."
Bunu duyan Allworthy, az kalsn glecekti; ama zorla tuttu kendini; nk insan
yaradln bilirdi; Mr. Western bu haldeyken, onu gcendirmekten kanacak kadar da
grgl ve iyi huyluydu. Bu durumda ne yapmasn istediini sordu Mr. Westerne.
"O iti benim evimden uzak tutun," dedi Western. "Ben de gidip, kz kilitleyeceim.
nk ne denli direnirse dirensin, kararlym onu Mr. Blifil ile evlendirmeye."
Bunun zerine Mr. Western, Blifil'in elini tutup skt, ondan baka damad
olmayacana and iti. Sonra, evinin altnn stne geldiini, kznn kamamas iin,
acele geri dnmesi gerektiini syledi. Jones'u evinde yakalarsa, onu idi edip
beygirlerin kou yarna katlacak duruma getireceine yeminler ederek, Mr.
Allworthy'den hemen ayrld.
Allworthy ile Blifil babaa kalnca, uzun bir sessizlik oldu. Gen bay, derin derin iini
ekiyordu boyuna. Bu i ekmelerin biraz hayal krklndan, ou da duyduu kinden
geliyordu; nk Sophia'y elden karmaktan fazla, Jones'un baars zyordu Blifil'i.
Sonunda, days ne yapmay dndn sorunca, Mr. Blifil yle dedi: "Ah, ah
efendim! Akl bir yn ak da baka bir yn gsterince, sevdal bir kiinin ne yapaca
sorulur mu hi? Bu g duruma den sevdalnn, tutkusundan yana ynelecei su
gtrmez ne yazk ki! Aklm, baka birini seven bir kadndan vazgememi emrediyor
bana. Gelgelelim tutku m, zamanla onun deiecei, bana balanabilecei umudunu
veriyor. Sevilen bir erkei, bir kadnn yreinden skp atmak, hakszlktr diyerek,
kar kabilirsiniz bana. Eer bu kar knz geerli olsayd, hemen vazgeerdim
sevgimden. Ne var ki, Mr. Western'in yzde yz kararl oluu, sevgimde direnmekle
herkesin mutluluuna bir katkda bulunacam kantlamakta. Byle bir evlilii
engellemekle, yalnz babay aclar ekmekten korumakla kalmayacam; evlenmeye
niyetlenen iftin de mahvolmasn nlemi olacam. Onunla evlenirse, gen bayann
her adan felkete urayaca konusunda en kk bir kukum yok. nk gen
bayan, kiisel servetinin ounu yitirmekten baka, hem bir dilencinin ei olacak, hem
de babas ona biraz para verse bile, o para, adamn hl ilikisini srdrdn
bildiiniz o baya kza harcanacak. Ama btn bunlar solda sfr. Asl stnde
durulmas gereken ey, onun, dnyada tandm en kt adamlardan biri oluu. Sevgili
daym, canla bala urap, imdiye dek gizlediim baz durumlar bilseydi oktan
vazgeerdi bylesine rezil bir heriften."
Allworthy, "nasl?" diye sordu. "Bildiklerimin dnda bir ktl m var onun? Syle
bana, rica ederim."
Blifil, "hayr olmaz," dedi. "Gemi eylerdir bunlar. Belki de pimandr yaptklarna."
"Emrediyorum sana. Grevindir bildiklerini sylemek."
"Sizin her istediinizi yaptm bilirsiniz, efendim. Bunun szn ettiime zgnm;
nk ondan hncm alyormuum gibi olacak imdi. Oysa, Tanrya kr, byle bir
dnce aklma gelmemitir hibir zaman; ve mademki bunu sylemeye beni
zorluyorsunuz, onu balamanz iin, imdiden yalvarrm size."
"Byle artlar ileri srerek, beni balamaya kalkma. Ben gereken sevgiyi ona verdim;
hatt belki seni gcendirecek kadar sevgi gsterdim ona."
"Korkarm ki, hakkettiinden fazlasn gsterdiniz," dedi Blifil. "Sizin hayatnzn en
byk tehlikede olduu gn, ben ve btn aile gzyalar iindeyken, cmb ve
rezalete kendini verdi. ki iti, ark syledi, bard ard. Byle davranmasnn
doru olmadn tlattm zaman, fkeden kprd, st ste kfretti, bana 'hergele'
dedi, beni yumruklad."
Allworthy, "nasl!" diye bard. "Hangi yzle el kaldrr sana."
"Yemin ederim ki, bana vurmasn oktan baladm. Ona en byk iyilikleri yapan
bir insana, dnyann en iyi insanna nankrln de ayn kolaylkla balayabilmek
isterdim. Ama sizin, onun kusuruna bakmayacanz umarm gene de; nk hi
kukum yok ki, bir eytan onun ruhuna girmiti. Ayn akam, Mr. Thwackum ile birlikte,
hava almaya ktk krlara. Salk durumunuzun iyiletiini gsteren ilk belirtilere
sevinirken, ne yazk ki, onu bir kzla, anlatlmas uygun olmayan eyler yaparken
grdk. Kendini korumay dnmeden gzpek davranan Mr. Thwackum, onu
azarlamak iin bir iki adm atnca, o, (bunu zlerek sylyorum) saygdeer Mr.
Thwackum'un stne saldrp, adam yle kyasya dvd ki, bedenindeki rklerin
henz gemediini sanyorum. retmenimi kurtarmaya abalarken, Jones'un
ktlnn acsn ektim ben de. Ama onu oktan baladm. Hatt Mr. Thwackum'
kandrp, onun da Jones'u balamasn; Jones'u mahvedecek bu olay size bil-
dirmemesini saladm. imdi efendim, mademki farkna varmadan bu ie dolayl olarak
deindim ve emirleriniz stne her eyi aklamak zorunda kaldm, yalvarrm size onu
balayn."
"Ah ocuk!" dedi Allworthy, "bylesine kt bir ii bir an olsun saklayacak kadar iyi
yrekli olduun iin, bilemiyorum seni alklamam m gerekiyor, yoksa ayplamam m...
Mr. Thwackum nerede? Sylediklerini dorulamas, aklmdan bile gemez ama; bir
canavar neden cezalandrdm btn dnya rensin diye, bu ii ayrntl olarak
incelemek istiyorum."
Bunun zerine Thwackum hemen arld. Blifil'in sylediklerinin her birini dorulad.
Hatt kendi gsndeki belgeyi de ortaya kard; nk Mr. Jones'un kara ve mavi
mrekkepli el yazs, pek okunakl olarak grlyordu Mr. Thwackum'n gvdesinde...
Mr. Blifil candan yalvarp yakararak nlemeseydi, bu ii oktan Mr. Allworthy'ye
bildireceini de syledi.
"Mr. Blifil esiz bir gen," dedi; "ama dmanlarn byle balamak, ar bir iyilik."
Blifil'in o sralarda retmeninin her eyi aklamasn engellemek iin urat
doruydu. Bunun da birok nedenleri vard: Hastaln insan yumuattn,
gevettiini; hasta bir insann sert davranmayacan biliyordu. Bundan baka, iin
asln bilen, her eyi aa vurabilecek durumda olan hekim daha evdeyken, olup
bitenler hemen anlatlrsa, durumu diledii gibi ktye yoramayacandan korkuyordu.
te bu yzden, Jones gene bir taknlk yapp, evreden yeni yaknmalar gelinceye
dek, bu ii gizli tutmaya karar verdi: nk birok eyle birden sulanrsa delikanlnn
daha kolayca ezilebileceini dnmt. Blifil bylece frsat kollarken, Kader Tan-
ras iyilik edip, gzel bir frsat vermiti eline. Blifil, son olarak, unu da hesaba
katmt: Canla bala urap, Jones'a byk dostluk duyduuna inandrmt Mr.
Allworthy'yi; Thwackum' kandrp, bu ii gizlemesini salamakla da, Mr. Allworthy'nin
inancn daha da pekitirmi oluyordu.
BLM 11
Mr. Allworthy, fkeli olduu srada hi kimseyi cezalandrmaz, bir hizmetiyi bile kap
dar etmezdi. Onun iin, Jones'un yarglanmasn leden sonraya ertelemeye karar
verdi.
Zavall delikanl, her zamanki gibi yemee geldi. Ama yle zgnd ki, yiyecek hali
yoktu. Mr. Allworthy'nin ona kt kt bakmas, duyduu znty bsbtn
younlatrmaktayd. Western'in, Sophia ile ilikisini Allworthy'ye yetitirdiini anlad bu
baklardan. Ama Blifil'in anlattklarndan hi mi hi haberi yoktu; nk Jones, ner-
deyse susuz saylrd o olayda. Sulu olsa bile, Jones bunu oktan unutup balad
iin, bakalarnn da unutup baladklarn sanyordu.
Yemek bitip de hizmetiler ekilince, Mr. Allworthy konumaya balad. Uzun bir
sylev vererek, Jones'un iledii saysz sular, zellikle bugn ortaya kanlar, sayp
dkmeye koyuldu. Szlerini yle noktalad: Eer Jones susuz olduunu
kantlayamazsa, Mr. Allworthy onun yzne bir daha bakmayacakt.
Savunmasn yaparken, ok g durumdayd zavall Jones. Hatt neyle sulandn
bile kesinlikle bilemiyordu; nk kendini nemsemek istemeyen Mr. Allworthy,
hastal srasnda Jones'un sarholuunu filn anlatrken, delikanlnn balca
cinayetinden, yani onu yetitiren adama kar duygusuzluundan, hi mi hi sz et-
memiti. Bylece Jones, kendini temize karmann yolunu bulamyordu. stelik yrei
paramparayd nerdeyse; ylesine de ktmserdi ki, kendini savunmak iin bir tek sz
syleyemeden, her eyi kabul etti. Umutsuzlua den bir katil gibi, Mr. Allworthy'nin
merhametine snd: Nice lgnlklar, nice dengesizlikler yaptn bildiini; ama
dnyann en byk cezas sayd eyi gene de hakketmediini syledi.
Allworthy ise yle karlk verdi: "Senin genliine acdm; adam olacan umduum
iin, gereinden fazla hogrl davrandm sana kar. Ama imdi gryorum ki, sen
kendinden gemi bir serserisin. Bir insann senden yana kmas, seni desteklemesi,
bir cinayet olur artk. Hatt o gen kzn gnln almak iin yaptn yzsz giriimden
tr, kendi namusumu temize karmak iin, seni cezalandrmam gerekiyor. Yoksa,
sana gsterdiim ilgiyi zaten ayplayanlarn hepsi, bylesine aalk ve kt bir ide,
benim de su orta olduumu sanrlar hakl olarak. Bunu yaptn iin senden nasl
tiksineceimi bilmeliydin. Eer benim rahatm, benim onurumu biraz olsun
dnseydin, benim dostluuma biraz deer verseydin, byle bir ey yapmay aklndan
bile geirmezdin. Delikanl, ayptr bu, ayp! Senin ilediin sulara uygun bir ceza
bulamyorum, dorusu. imdi sana bir ey vereceim iin de, kendimi hakl gremi-
yorum nerdeyse. Ne are ki, seni kendi ocuum gibi byttm; imdi dmdzlak ortada
brakamam. Bu zarf anca, eer alrsan, namusunla yaaman salayacak bir ey
bulacaksn iinde. Ama bunu kt amalar uruna kullanrsan, sana bir yardmda daha
bulunmak zorunluluunu duymayacam. nk ne olursa olsun, bundan byle seninle
grmemeye kararlym. unu da sylemeden edemeyeceim: En ok kzdm ey,
sana bunca sevgi, bunca drstlk gsteren o iyi yrekli gence (Blifil demek istiyordu)
kt davranm olmandr.
Yenir yutulur ey deildi bu son sz. Yalar sel gibi boand Jones'un gzlerinden.
Ne konuabiliyor, ne de kmldayabiliyordu. Gitmesi iin Allworthy'nin verdii kesin
emre, ancak bir sre sonra uyabildi. Yapmack olmasnn da, anlatlmasnn da yolu
olmayan bir heyecanla Allworthy'nin ellerini ptkten sonra, odadan kt.
O srada Mr. Allworthy'nin Jones'a hangi gzle baktn hesaba katp da, bu deerli
adam gene de ayplayan okuyucu biraz aklsz olmal. Ne var ki, o blgede oturanlarn
tm, ya aklsz olduklarndan ya da daha kt nedenlerden tr, bu sert karar
korkun bir hainlik saydlar. Dahas da var: Bir pie (genel kanya gre kendi piine)
gsterdii iyilik ve sevgiden tr Mr. Allworthy'yi eskiden ayplayanlar; kendi z
ocuunu kap dar etti diye kyamet kopardlar imdi. zellikle kadnlarn tm,
Jones'dan yana ktlar; bu blmde anlatamayacam kadar ok sayda masallar
uydurdular bu konuda.
unu da sylemeyi unutmamalyz: Mr. Allworthyyi ayplayanlardan hibiri, Jonesa
verilen zarftaki parann lfn etmediler. Oysa be yz ngiliz liras tutarndayd bu para.
Jonesun, hain babasnn evinden meteliksiz, hatt kimine gre rl plak kovulduu
konusunda az birlii etti herkes.
BLM 12
73 Nathaniel Lee (1653-1692) Fielding'in hibir zaman holanmad ve her zaman alay ettii bir tragedya
yazardr. (.N.)
"Ah benim Sophia'm! Sizden ayrlmak ok g: beni unutmanz istemek, daha da
g. Ama sevgilerin en gereini duyduum iin, ikisini de istemek zorundaym. Beni
biraz olsun dnmekle huzurunuzun bozulacan hayal ettiim iin, balayn beni.
Ama mademki bylesine yce bir ama uruna mahvoldum, rahatlamak iin, cannzn
istedii kadar fkelenin bana. Sizi hibir zaman sevmediimi syleyin kendi kendinize:
ya da gerei dnn, yani size hi de layk olmadm. Haddim olmayan bir eyi
baarmaya kalktm iin, ne denli ar ceza grsem, gene de azdr. Bunu da
dnerek, beni hor grmeyi renin... Artk yazacak halde deilim... Melekler,
sonsuza dek korusunlar sizi."
Jones, mektubunu mhrlemek iin, ceplerinde balmumu arad. Ama ceplerinde ne
balmumu buldu, ne de baka bir ey. nk lgnl srasnda, ceplerinde ne var ne
yoksa, atmt. Bu arada, Mr. Allworthy'den ald ve henz amad czdan da att
aklna geldi imdi.
Evde balmumu bulup, mektubunu mhrledikten sonra: yitirdiklerini aramak zere,
acele ederek derenin kysna dnd gene. Yolda, eski dostu Kara George'u grd.
Kara George, bana gelen felketten tr, Jones'a candan acdm syledi. O
blgede oturanlarn hepsi gibi, o da duymutu olup bitenleri.
Jones, czdan yitirdiini kolcuya syledi. Kolcu da hemen Jones ile birlikte, dereye
geldi. ayrda her yeri, her bitkinin dibini, Jones'un gittii yerleri de, gitmedii yerleri de
aradlar. Ama bounayd aramalar. Hibir ey bulamadlar. Geri yitirilen eyler orada,
ayrdayd ama; bulunduklar tek yeri, yani George'un ceplerini aramak akllarna
gelmemiti. Kara George, biraz nce yitirilenleri bulmu, deerlerinin farkna varnca
da, saklamaya karar vermiti onlar.
Kolcu, yitirilen eyleri bulmay umarcasna, canla bala aradktan sonra, Mr. Jones'a
baka bir yere gidip gitmediini sordu: "Eer bunlar yeni kaybettinizse, mutlaka burada
olmalar gerekir," dedi; "nk pek gelip geen yoktur buralardan."
Bath'da oturan bir adamn smarlad tavan yakalayp, ertesi sabah adama
gtrmek isteyen Kara George, aslnda bir rastlant sonucu gemiti bu tarladan.
imdi Jones, yitirdiklerini bulmak umudundan vazgeti; hatt nerdeyse unuttu bile
bunlar yitirdiini. Kara George'da dnp, "bana dnyann en byk iyiliini yapar
msn?" diye sordu candanlkla.
George biraz duraksad: "Sizin iin elimden geleni yapacam bilirsiniz, efendim. ok
isterdim size bir hizmette bulunmak."
Jones bir ey istediini syleyince, kolcu fena halde bozulmutu aslnda. nk Mr.
Western'in hizmetindeyken avlad hayvanlar satarak bir hayli para biriktirdii iin,
Jones'un ondan bor isteyeceinden korkuyordu. Ama Jones, Sophia'ya bir mektup
gtrmesini rica ederek, onu bu korkudan kurtard ok gemeden. Kara George, bunu
sevine sevine yapacana sz verdi. Gerekten de, Jones iin sevine sevine
yapmayaca pek az ey vard. nk yaradl byle olan bir adam ne kadar gnl
borcu duyabilirse, o kadarn duyuyordu Jones'a; ve yeryznde her eyden fazla
paray seven bir adam, ne kadar drst olabilirse, o kadar da drstt.
Jones ile Kara George, bu mektubu ancak Mrs. Honour'un Sophia'ya iletebilecei
konusunda bir anlamaya vardktan sonra, birbirlerinden ayrldlar. Kolcu, Mr.
Western'in evine gitti. Jones da, yarm mil uzakta bulunan bir meyhaneye gidip,
habercisinin geri dnmesini bekledi.
George, efendisi Mr. Western'in evine varr varmaz, Mrs. Honour ile karlat. Birka
soru sorup azn aradktan sonra, Sophia'ya yazlan mektubu verdi; ayn anda da,
Sophia'nn Jones'a yazd mektubu ald. Honour, o mektubu btn gn gsnde
tadn, kiminle gndereceini bilemedii iin, umutsuzlua dtn anlatt.
Sevinen kolcu, hemen Jones'a gitti. Jones, Sophia'nn mektubunu eline alr almaz, bir
kenara ekilip kad at, unlar okudu:
"Efendim,
Sizi son grdmden beri neler hissettiimi anlatamam. Benim yzmden babamn
korkun hakaretlerine katlandnz iin, mrmn sonuna dein borlu kalacam size.
Babamn huyunu bilirsiniz; yalvarrm size, benim hatrm iin, hi gcenmeyin ona.
Size biraz huzur verecek bir ey sylemek isterdim. nann bana, beni ldrmezlerse,
elimi de, yreimi de, istemediiniz bir kiiye vermem."
Jones, yz kez st ste okudu mektubu; yz kez de pt. Heyecanndan tr, sevgi
dolu istekleri gene canland. Bildiimiz mektubu Sophia'ya yazdna piman oldu. Kara
George, Sophia'nn evine gittii srada Mr. Allworthy'ye bir mektup yazp, sevdasndan
vazgemeye kesinlikle sz verdii, yeminler ettii iin, daha da piman oldu. Ne var ki,
akl bana gelince, Sophia'nn mektubunun durumu ne deitirdiini, ne de
iyiletirdiini anlad. Bu mektup, Sophia ona bal kalacak, ileride belki olumlu bir eyler
olacak diye, biraz umut vermiti ancak. te bu yzden, delikanl kararndan caymad.
Kara George ile vedalaarak, aa yukar be mil uzakta bulunan bir kente gitmek
zere yola kt. Jones'a kar tutumunda bir deiiklik olmazsa, eyalarn o kente
gndermesini yazmt Mr. Allworthy'ye.
BLM 13
Pek ho saylmazd Sophia'nn son yirmi drt saati. Bu yirmi drt saatin byk bir
ksmn, ll ve dikkatli davranmak konusunda halasnn verdii sylevleri dinlemekle
geirmiti. Halas, kibar evrelerin tutumunu rnek edinmesini istemiti Sophia'dan. Bu
deerli bayana gre, kibar evrelerin gznde sevda bir alay konusuydu artk. Erkekler
iin devlet memurluu neyse, kadnlar iin evlilik de oydu; yani servet sahibi olmann,
toplumda ykselmenin yoluydu. Bu grlerini aklamak iin, Mrs. Western, olanca
ustalyla saatlerce konumutu.
Keskin bir zeknn rn olan bu sylevler, Sophia'nn inanlarna da, duygularna da
ters dmekle birlikte, gen kzn gzn bir tek dakika yummadan geceleri
dndkleri eyler kadar zmyordu onu gene de.
Sophia, ne uyuyabildii ne de dinlenebildii halde yatandan kmad iin,
Allworthy'nin evinden dnen babas, kzn yatakta buldu. Saat sabahn onunu
geiyordu o srada. Mr. Western, doru kznn odasna gitti, kapy at. Sophia'nn
henz kalkmadn grnce, "hey! Demek sa salimsin!" diye bard. "yle de
kalacaksn; aklma koydum bunu."
Derken Mr. Western, kapy kilitledi; anahtar da Honour'un eline tututurdu. Eer
grevini drste yerine getirirse, ona byk dller vereceini; bir hainlik ederse de,
ok korkun cezalara arptracan bildirdi.
Honour'a verilen sk emirlere gre, Sophia, Mr. Western'den izin almadan odasndan
kmayacakt. Sophia'nn odasna, ancak babas ve halas girebilecekti. Honour, yasak
olan kalem, kat, mrekkep dnda, Sophia'nn her istediini ona getirecekti.
imdi Mr. Western, giyinip yemee gelmesini emretti kzna. Sophia bu emri yerine
getirdi. Sofrada her zaman oturduu kadar oturduktan sonra, gene hapishanesine
gtrld.
Akamleyin gardiyan Honour, kolcudan ald mektubu Sophia'ya verdi. Sophia,
mektubu iki kez st ste okudu; sonra yatana kapanarak, hngr hngr
alamaya balad. Mrs. Honour, hanmnn bu davranna at; zntsnn nedenini
renmek iin, candan yalvarmaktan kendini alamad.
Sophia bir sre sustu. Derken anszn ayaa frlayp, hizmetisinin elini yakalad: "Ah
Honour! Ben bittim!" diye bard.
"Allah esirgesin!" dedi Honour. "Keke size getireceime, yaksaydm unu. Bu
mektubun sizi avutacan sanmtm vallahi. Yoksa cehenneme kadar yolu vard bu
mektubun. Bilseydim, elimi bile srmezdim ona."
"Honour, sen iyi bir kzsn. Senden duygularm gizlemeye kalkmak doru deil artk:
Meer ben, beni yz koyun brakan bir adama bouna vermiim yreimi.
"Mr. Jones bylesine hain bir adam olabilir mi ki?
"Bu mektupla sonsuza dek veda ediyor bana. Dahas var: Onu unutmam istiyor. Beni
sevseydi, hi isteyebilir miydi bunu? Bunu dnmeye bile dayanabilir miydi? Byle bir
ey yazabilir miydi?"
"Elbette yazamazd, kk hanm. Vallahi, ngiltere'nin en mkemmel adam bile
'beni unut' dese, hemen unutuveririm onu. Hadi canm! Bu genci aklnzn kenarndan
geirmekle bile, hakketmedii bir onuru baladnz ona. Siz ki, bu blgenin tm
delikanllar arasnda cannzn ektiini seebilirsiniz! Vallahi, ben kendi grlerimi
ileri srecek kadar haddini bilmez deilim ama, gen Mr. Blifil hem namuslu bir ana
babann evld, hem burann en byk toprak sahiplerinden biri olacak; hem de bana
kalrsa, ondan ok daha yakkl, ok daha kibar. stelik de akl banda bir gen.
Hibir komusu, bir tek kusur bulamaz onda. Pis aiftelerin peinden komaz; hi
kimse de piini onun kapsna brakmaz. Mr. Jones, 'unut beni' demimi! Tanrya
kr, can ekisem bile, beni unut diyen bir erkein bunu bir kez daha sylemesine
frsat vermem ben. Yeryznde bunu syleyenden baka bir tek erkek kalmasa da,
'beni unut' diyerek bana hakaret eden, dnyann en stn erkei de olsa, gene de
yzne bakmam bir daha. Demin sylediim gibi, iyi ki Mr. Blifil var..."
"O nefret ettiim ad azna alma!" diye bard Sophia.
"yle olsun, efendim. Mademki ondan holanmyorsunuz, sizden birazck olsun yz
grseler, daha nice nice prl prl, yakkl delikanllar evlenmek ister sizinle. Bana
kalrsa, ne buralarda, ne de baka yerlerde, bir tek gen bay yoktur ki, sizin ona yle
bir bakmanzla hemen koa koa gelip sizinle evlenmek istemesin."
Sophia fkelendi: "Beni cieri be para etmez bir kz m sanyorsun da byle abuk
sabuk lflar ederek, damarma basyorsun? erkeklerin tmnden nefret ediyorum ben."
"Vallahi hanmm, erkeklerden tiksinmekte haklsnz dorusu. u be parasz, pis
dilenci herifin size kar kt davran..."
"O lanet dilini tut!" diye bard Sophia. "Hangi yzle saygszca anarsn onun adn
benim nmde? O mu bana kt davrand? Hayr! Ben o hain szleri okurken ac
ektim ama, onun zavall kanayan yrei daha da ok ac ekti onlar yazarken. Ah,
yiite erdemlerle, meleklere zg bir iyilikle doludur o! Hayran olmam gereken bir
varl aypladm iin, kendi zavalllmdan utanyorum. Ah Honour! Benim iyiliimden
baka bir ey dnd yoktur onun. Ben rahat edeyim diye, hem kendime, hem de
bana kyyor. Beni mahvetmek korkusu, umutsuz bir acya srkledi onu."
"Bunu gz nnde tutmanza ok sevindim," dedi Honour. "Kap dar edilen,
yeryznde bir tek metelii olmayan bir adama gnlnz kaptrmak, mahvolmak deil
de nedir?"
Tellanan Sophia, "kap dar edilmek mi?" diye bard. "Ne demek istiyorsun?
Nasl?"
"Aman efendim, nasl olacak ki! Babanz, Mr. Jones'un size gz koyduunu Mr.
Allworthy'ye syler sylemez, Mr. Allworthy rl plak kap dar etti delikanly."
"Eyvah! Demek onu mahveden o kahrolas, o lnetli kii ben'im! rl plak kap dar
edildi ha!... Al, Honour, ne kadar param varsa al; parmaklarmdaki yzkleri al... te
saatim... Hepsini ona gtr... Git, onu hemen bul."
"Allah akna hanmm, aklnz bana toplaynz. Eer efendim bunlarn yok
olduunun farkna varrsa, kabak benim bama patlar. Onun iin yalvarrm size
hanmm, saatinizi ve mcevherlerinizi vermeyiniz. stelik bu kadar para yeter de artar
da bana kalrsa. Babanzn haberi olmaz paradan."
"Peki, yleyse son meteliime kadar al. Onu hemen bul, ona ver bu paray. Hadi git,
git, bir dakika kaybetme."
Verilen emirlere uyan Mrs. Honour, aa inip Kara George'u bulunca, iinde on alt
altn gini bulunan keseyi ona verdi. Aslnda Sophia'nn tm servetiydi bu: nk babas
ona ok cmerte davrand halde, para biriktiremeyecek kadar eli akt Sophia'nn.
Keseyi alan Kara George, meyhaneye doru yneldi. Yolda giderken, acaba bu
paraya da el koyaym m diye dnmeye balad. Gelgelelim, Vicdan buna raz
olmad: ona bunca iyilik yapan adama kar nankrce davrand iin, vicdan onu
hemen tersledi. Buna karlk, Agzllk yle dedi:
"Vicdann daha nceden, zavall Jones'un be yz ngiliz lirasn alrken,
dnmeliydi bunu. ok daha nemli bir parann i edilmesine sessiz sedasz
katlandktan sonra, bylesine vr zvr bir miktar iin yapmack aclar ekercesine haller
taknmak, samadr: hatt dpedz ikiyzllktr."
Bunun zerine Vicdan, becerikli bir avukatn savn ileri srd: Size emanet edilen bir
paray i ederek, gveni dpedz ktye kullanmann, bulunan bir paraya gizlice el
koymaktan daha ar bir su olduunu syledi.
Ama Agzllk, gln buldu bu dnceyi. kisinin de ayn kapya ktn belirtti.
Onur ve erdem kavramlarndan bir kez vazgeince, onlara artk bavurmann yolu
olmadn anlatt.
Szn ksas, eer Korku imdadna yetimeseydi, bu tartmada mutlaka yenilecekti
zavall Vicdan. Korku, bu iki i arasndaki gerek ayrmn, bir onur sorunu deil, bir
gven sorunu olduunu bildirdi: Be yz ngiliz lirasn i etmekte pek az tehlike vard:
oysa on alt giniye el koymakla, hemen yakay ele verebilirdi.
Bylece, Korkunun dosta yardm sayesinde, Vicdan tamamiyle egemen oldu Kara
George'un kafasna; ve drstln pohpohlayan birka tatl sz syledikten sonra,
on alt giniyi Jones'a vermek zorunda brakt onu.
BLM 14
Mr. Western ile kzkardeinin ksa bir konumasn anlatan ksa bir
blm
O gn Mrs. Westernin sabahtan akama kadar ii vard darda. Eve dnp de erkek
kardeiyle karlanca, Sophia'y sordu. Mr. Western, Sophiann sk bir gz altna
alndn syledi.
"Odasnda kilitli," dedi; "anahtar da Honourda."
Kz kardeine bunu bildirirken, grlmedik bir bilgelik ve keskin bir zek kantlayan
tavrlar taknmasndan, Mrs. Western'in onu candan alklayacan umduu
besbelliydi. Ne var ki, byk bir hayal krklna urad; nk Mrs. Western, onu ok
kmsercesine bir hal alp, yle dedi:
"Vallahi kardeim, dnyann en aklsz adamsn sen. Benim yeenimin idaresini ne
diye bana brakmyorsun? Ne diye burnu nu sokuyorsun bu ie? Diller dkp yapmaya
uratm her eyi mahvettin imdi. Akln bana toplamas iin, ben onun kafasn
zl dncelerle doldururken, sen de bakaldrsn diye onu kkrtmaktasn. Kardeim,
Tanrya kr, kle deildir ngiliz kadnlar. spanya ya da talya'daki evli kadnlar gibi,
kilitlenemeyiz biz. Tpk sizler gibi, bizim de hakkmzdr zgr olmak. Bizleri zorla
ynetemezler; ancak aklmza seslenerek, kandrarak yola getirebilirler bizi. Ben
grm geirmi bir kadnm, kardeim; birini kandrmak iin ne gibi szler sylenmesi
gerektiini bilirim. Aptallk edip bana engel olmasaydn, Sophiay yola getirecektim.
Onun eskiden benden rendii akll ve ll kurallara gre davranmasn
salayacaktm."
Mr. Western, "demek ki, ben hep yanlyorum," dedi.
"Hayr, karde; ancak aklnn ermedii ilere burnunu sokunca, yanlyorsun sen.
Dnyada neler olup bittiinin farkna varm bir kadnm ben; bunu sen de biliyorsun.
Elimden alnmamas, yeenim iin ok daha hayrl olurdu. Buralarda, seninle beraber
yaaya yaaya aklna koydu o romantik ak kavramlarn ve buna benzer sama sapan
eyleri."
"Bunlar ona ben mi rettim sanyorsun yoksa!"
"Karde, yce Milton'un dedii gibi, senin cahilliin benim sabrm tketiyor74
nerdeyse."
"Allah belsn versin Milton'unl" diye bard Mr. Western.
"Eer bunu benim nmde syleyecek kadar yzszleseydi, ne denli yce olursa
olsun, bir tane patlatrdm Milton'a gene de. Sabrlym! Asl ben sabrlym! Beni hl
okula giden iri yar bir ocuk saymana katlanyorum! Sarayda bulunanlar bir yana,
herkes aklsz m yani? Hadi canm! Birka cumhuriyetiyle Hannover hanedann tutan
birka fare dnda, hepimiz aptalsak dnya hap yuttu demektir. nallah pek yaknda
onlarn tmn rezil ederiz de, rahata kavuuruz bizler de. te bu kadar karde, rahata
kavuuruz bizler de. nallah o gnleri greceim, karde; Hannaver fareleri tm
budaymz kemirip, bize kesin olarak algamdan baka bir ey brakmadan nce, o
YEDNC KISIM
GN KAPSAR
BLM 1
75 Macbeth'den bir alnt (V.1). Fielding ikinci dizeyi yanl anmsam "strusts and frets" yerine "storms
and struts yazmtr. (.N.)
76 The Deity, Samuel Boyse'un (1708-1749) 1739 ylnda yaynlad bir iirdir. ( N.)
Gelgelelim doa ou zaman en gzel gsterilerini tklm tklm insan dolu bir tiyatro
binasnda gzler nne serdii iin, doann oyuncular gibi seyircileri de, yukarda
verdiimiz benzetmeyi benimsemeyeceklerdir. Zamann koskocaman tiyatrosunda,
dostlar da vardr, eletirmenler de. Alklayp baranlar da vardr, yuhalayp ho-
murdananlar da. Szn ksas, Theatre-Royal'da grlen ya da duyulan her ey vard
orada da.
Bir tek rnei ele alarak, yle bir inceleyelim bu durumu: Bir nceki ksmn onikinci
blmnde Doa, Kara George'un, ona dostluk eden, ona srekli iyilik yapan gencin
be yz ngiliz lirasn ardn gsterdi bize. Bunu seyreden byk seyirci
kalabalnn ne gibi tepkileri olmutur bu sahneye?
Bana kalrsa, dnya tiyatrosunun en ucuz yerlerinde, yani st balkonda oturanlar, her
zamanki gibi barp ararak seyrettiler bu olay; azlara alnmayacak kfrler
ederek, her halde terslediler Kara George'u.
Biraz daha aada ve biraz daha pahal yerlerde oturanlar, o denli grlt
yapmadklar, yakas almadk kfrler etmedikleri halde, st balkondaki seyirciler
kadar tiksindiler Kara George'un bu davranndan. Bunlarn arasnda bulunan iyi
yrekli kadncazlar, Kara George'un cehenneme dek yolu olduunu sylediler; bir
ou da eytann hemen gelip, onu kapvereceini sand.
Daha pahal koltuklarn bulunduu parterde oturanlar arasnda, her zaman olduu
gibi, gr ayrl vard gene: Yiite erdemlerden, ahlk asndan kusursuz kiilerden
holananlar, byle bir ktlk rneinin, herkese ders olsun diye ar bir cezaya
uramadan gzler nne serilmesine kar ktlar. Yazarn kimi dostlar ise, "bakn
efendiler, bu adam kt ama, doada var byle eyler" diye bardlar. an gen
eletirmenlerinin tm, ktipler, raklar, vb., bu sahneyi baya bulup, homurdanmaya
baladlar.
En pahal yerlerde yani localarda oturanlar, her zaman olduu gibi, pek kibar
davrandlar. Zaten bunlarn ou, baka eylerle urayorlard o srada. Sahneye
bakan tek tk seyircilerden bazlar, Kara George'un pek iyi bir adam olmadn ileri
srdler. Bazlar da, en yetkili eletirmenlerin grlerini renmeden ne
dndklerini sylemeye yanamadlar.
Bu byk doa tiyatrosunun perde arkasna girebilen biz yazarlar (byle bir ayrcal
olmayan bir yazara, szlklerden ve iml kitaplarndan baka bir ey yazmak izni
verilmemeli) Kara Georgeun davrann ayplarz ama, onu kiiliine yzde yz kin
duymayz; nk belki de doa, sahneye koyduu tm oyunlarda kt bir rol vermitir
bu adama. unu da unutmamal ki, ou zaman ayn oyuncu, hem kt adam, hem de
kahraman rollerini oynadndan, yaam ayrca benzer tiyatroya. Bugn hayran
olduunuz oyuncudan, yarn tiksinebilirsiniz. Tragedya oyuncular arasnda dnyann
en byk dahisi saydm Garrick, soytar roln oynamay da hor grmezdi ara sra.
Horatius'a gre, Yce Scipio ile Bilge Laelius da ayn eyi yaparlarm yllarca nce.
Hatt Cicero, onlarn "akln alamayaca kadar ocuklatklarn" syler. Geri bunlar,
dostum Garrick gibi, ancak aka olsun diye soytarlk yaparlard ama; nice nl kiiler,
tamamiyle candan davranarak ikide birde ylesine gze batan budalalklar yapmlard
ki, onlarda akln m yoksa aptalln m ar bastn, alklanmalar m yoksa
ayplanmalar m gerektiini, onlara hayran m kalacamz yoksa onlar hor mu
greceimizi, onlar sevmek mi yoksa onlardan nefret etmek mi daha yerinde olacan
kestirmek g bir sorun haline gelmitir.
Bu byk tiyatronun perde arkasnda bir sre bulunanlar; hem oradaki eitli klk
deitirmelerini, hem de bu tiyatronun yneticileri ve mdrleri olan insan tutkularnn
akla smaz mark davranlarn bilenler (nk bu tiyatronun asl yetkili kiisi olan
Akl, hibir aba gstermeyen, ayrca tembel bir kiidir) Horatius'un nil admirari yani
"hibir eye ama" diyen nl sznn tam ne demek olduunu anlamlardr her
halde.
Kt oynanan bir tek rol, insan tiyatroda kt bir oyuncu yapmaz; tpk bir tek kt
davrann insan yaamda kt bir adam yapmad gibi. ou zaman bir tiyatro
yneticisi gibi davranan tutkular, insanlarla akllca danmadan, bazen de insanlarn
yeteneklerini hesaba katmadan, belirli roller oynamaya zorlar onlar. Bylece, bir in-
sann da, bir oyuncunun da, kendi oynad rol hi mi hi beenmedii olur. Hatt
Iago'nun kiilii, oyuncu Mr. William Mills'in o drst yzne ne denli uymazsa,
ahlkszlk da kimi kiilere o denli yakmaz.
Sonu olarak unu syleyebiliriz ki, akyrekli, gerekten anlayl bir insan, hi
kimseyi abucak ayplayamaz. Bir kusuru, bir ahlkszl eletirir ama, suluya kar
fke duymaz. Szn ksas, ayn ocuksu davranlar, ayn grgszlkler ve ayn kt
niyetler, yaamda da tiyatroda da kyametlerin kopmasna neden olur. Tiyatroda en
baya seyirciler, oyuncular en abuk yuhalayanlar olduu gibi; yaamda da genellikle
en kt adamlar, "it!" ya da "pis herif!" szcklerini azlarndan drmeyenlerdir.
BLM 2
Jones, ertesi sabah erkenden, Mr. Allworthy'nin gnderdii eyalar ald. Bir de
mektup geldi eyalarla beraber:
"Efendim,
Daym size unlar bildirmemi emretti: Daym, ancak uzun uzun dndkten ve
iyilie layk olmadnz tam anlamyla kavradktan sonra sizinle ilgili olumsuz bir karar
aldndan tr, bu kararda en kk bir deiiklik yapmak olasl hibir zaman
elinize gemeyecektir.
Daym. o gen bayandan artk vazgetiinizi syleyecek kadar yzsz olmanza pek
at. nk sz konusu gen bayann aile durumu da parasal durumu da, sizin aile
durumunuzdan ve parasal durumunuzdan bin kat stn olduundan, ona gz dikmeye
nasl olsa hakknz yoktu. Son olarak, size unu da bildirmek emrini aldm: Daym
honut edecek ve onun ineklerine boyun ediinizi kantlayacak olan tek ey, buradan
hemen gitmenizdir. Mektubumu bitirmeden nce, bir Hristiyan olarak, size unu da
salk vermekten kendimi alamyorum: Olanca arballnzla yaantnz doru yola
koymann arelerini dnn. Bu konuda Tanrnn size yardm etmesi iin her zaman
duac olan
Alakgnll hizmetkrnz
W. Blifil.
BLM 3
BLM 4
Mr. Western, barp armas bitip de bir soluk alnca, "Allahn bels u ya da bu
kanck karnn, aklna estike hrpalad erkeklerin mutsuzluu" konusunda ok ackl
bir biimde yaknmaa balad.
"Zaten yeterince ekmitim anadan," dedi. "Tam ondan kurtulmuken, baka bir
Kanck karnn eline dtm. Ama Allah belm versin eer bylelerine koyun
eersem."
u uursuz Blifil sorunu kncaya dek, Sophia iye geinmiti babasyla. Ancak
annesini savunmak iin, Mr. Western ile ara sra kavga ederdi. Kendi onbir
yandayken len annesine byk bir sevgisi vard Sophia'nn. Bu zavall kadncaz,
evlilii sresince, iine bal bir eit ba hademe grevini grmt Mr. Western'in
evinde. Buna karlk, Mr. Western de, herkese "iyi bir koca" saylan erkekler gibi
davranmt. Karsna pek seyrek kfrederdi (belki haftada bir tek kez) ve hi de
dvmezdi onu. Sophia'nn annesinin, kocasn kskanmas iin hibir neden yoktu. Bo
zaman olunca da, istediini yapard; nk sabahlar ava kan, akamlar da iki ar-
kadalaryla buluan kocas, onun iine karmazd. Hazrlad yemekleri sofrada
sunmak hazzn tatmak zere, ancak yemek saatleri karlard kocasyla. Srgndeki
Kraln erefine ier imez, teki hizmetilerden be dakika sonra, o da ekilirdi
sofradan. Her halde Mr. Western'in buyruklarna uyarak yapard bunu; nk Mr.
Western'e gre, kadnlarn ilk yemekle birlikte sofraya gelmeleri, ilk kadehten sonra da
sofradan ekilmeleri gerekirdi. Bu buyruklara uymak, g bir i deildi herhalde; nk
iki sofrasndaki konumalar (eer buna konuma denilebilirse) bir bayann
holanaca trden deildi ou zaman. Barp armalardan, ark sylemelerden,
av servenlerinden, ak sak yklerden, kadnlara ve hkmete kfretmelerden
oluurdu bu konumalar.
Mr. Western, ancak sofrada grrd karsn; nk yatmaya gittii srada genellikle
ylesine sarhotu ki, kimseyi grecek durumda deildi. Av mevsiminde, karsnn
yatandan daha gn aarmadan, kalkard. Bylece, Sophiann annesi, istedii gibi
geirirdi zamann. Buyruklarn bekleyen drt atl bir arabas da vard, ama dolaylardaki
yerlerin tatszl ve yollarn bozukluu yznden, pek ie yaramazd bu araba; nk
zamann kymetini bilen bir kii o yerlere gitmez, cannn kymetini bilen bir kii de o
yollardan gemezdi. imdi okuyucuya kar drst davranp unu bktralm ki,
Sophia'nn annesi, bunca iyilie karlk, gereince gnl borcu duymazd kocasna.
Kendisine pek dkn olan babas, istemedii bir kiiyle evlendirmiti onu. Sophia'nn
annesi asndan, bu evlilik kazanl saylrd; nk var you ancak sekiz bin ngiliz
lirasyken, Mr. Western'in yllk geliri bin ngiliz lirasndan fazlayd. Belki tm bun-
lardan tr, Sophia'nn annesi biraz ask suratlyd. yi bir eten fazla, iyi bir
hizmetiydi o. Mr. Western, akln alamayaca kadar grltl kahkahalar atarak onun
karsna knca, huyunun iyiliini gsterip yle bir glmsemek zahmetine bile
katlanamazd her zaman. Onu ilgilendirmeyen ilere burnunu soktuu da olurdu ara s-
ra. rnein, kocas ona byle frsatlar pek vermedii halde, eline bir frsat geince, bu
kadar ok imemesi iin, tatl tatl azarlard onu. mrnde bir tek kez de, kocas iki
aylna onu Londraya gtrmesi iin, itenlikle yalvarmt Mr. Western'e. Ama
Londra'daki kocalarn tmnn boynuzlu olduklarna cangnlden inanan Mr. Western,
kesinlikle hayr demi, hatt byle bir ey istedii iin kzmt karsna.
Bu dilekten ve buna benzer ok esasl baka nedenlerden tr, Western, eninde
sonunda iyice nefret etmiti karsndan. Bu nefreti, karsnn salnda hibir zaman
gizlemedii gibi, lmnden sonra da hi unutmamt. Kk bir aksilik kar kmaz,
rnein kpekleri iyi koku alamaynca, hastalannca ya da buna benzer felketler
olunca, len karsna atarak hncn alrd hep; "karm imdi sa olsayd, buna
sevinirdi," derdi.
Bu eit szleri Sophia'nn nnde sylemeye ayrca can atard; nk yeryznde
en ok sevdii kii Sophia olduu iin, kznn babasndan fazla -annesini sevmi
olmasn gerekten kskanrd. Mr. Western, Sophia'nn annesine kfretmekle
yetinmeyip, Sophia'nn bu kfrleri aka onaylamasn istedike, kz da direnir;
gzda verilse de, alttan alnsa da, bu istee boyun emez; bylece bu kskanl
bsbtn krklerdi ou zaman.
Bu durumu gz nnde tutan kimi okuyucularm, Mr. Western'in karsndan nefret
ettii kadar kzndan da nefret etmeyiine aacaklardr belki de. Ne var ki, kskanlk
bir kin ortam yaratt halde, sevgiden kin doamayacan bildirmeliyim byle dnen
okuyucularma. Kskanlarn. kskandklar kiiyi ldrmelerinin pek l yolu vardr ama,
o kiiden nefret etmelerinin yolu yoktur. Bu grmz, yenilip yutulmas olduka g
bir lokmaya benzedii ve aykr bir dnce havas tad iin, bu lokmay biraz
gevelesin diye blmn sonuna dek biraz zaman veriyoruz okuyucuya.
BLM 5
BLM 6
Mr. Western, kz kardeini tam arabaya binerken yakalad; biraz zorlayarak, biraz da
yalvararak, atlarn gene ahra dnmelerini salad. Ayrca glk ekmeden baard bu
ii; nk nceden de sylediimiz gibi, Mrs. Western pek iyi huylu bir kadnd. Mr.
Western'in baz kusurlarn, zellikle kibar evreleri bilmemesini kmsemekle birlikte,
ok severdi erkek kardeini.
Bu barmaya n ayak olan zavall Sophia, kendi kurduu barn kurban oldu imdi.
Babas da halas da Sophia'nn davrann aypladlar; birleip, ona kar sava atlar.
Bu sava kyasya yrtebilmek iin de, bir toplant yaptlar dakikasnda. Mrs. Western
bu amala, Allworthy ile tasarlanan antlamann abuk imzalanmasn nermekle
kalmad; bu antlamann hemen yrrle girmesini de istedi.
"Ancak zorbala bavurarak yeenimle baa kabiliriz," dedi; "nk Sophia'nn
zorbala kar koyacak gc yoktur, bana kalrsa. Zorbalk derken, zor kullanalm deil
de, acele edelim demek istiyorum. Hapsetmek, dpedz zorlamak gibi arelere
bavuramayz, vurmamalyz da. Bir frtna yaratmadan, anszn bir baskn yapmalyz."
Mr. Blifil, sevgilisini yeniden grmeye geldii srada, bu i kararlatrlmt bile. Mr.
Western, Blifil'in geldiini duyar duymaz, kz kardeinin szn dinleyip, nianlsn
doru drst karlamasn sylemeye gitti kzna. Sophia olumsuz davrannca da, en
ac sulamalarla lanet etmeye, barp armaya balad.
Kyametler koparan Mr. Western, nne kan tm engelleri silip sprd. Halasnn
hakl olarak sezdii gibi, babasna kar koymasnn yolu yoktu Sophia'nn. Babasna
evet diyecek gc bile kalmam, bitkin bir halde, Blifil'i grmeye katland. Sophia iin
kolay deildi bylesine candan sevdii bir babaya kesinlikle hayr demesi. Eer
Sophia, babasn bu kadar ok sevmeseydi, ok daha gsz olsa bile, direnebilirdi
belki. Aslnda sevgiden doan kimi davranlar, yalnzca korku saylmtr ou zaman.
Bylece babasnn kesin buyruklarna uyan Sophia, Mr. Blifil'i arlad. Bu eit
sahneler, ayrntl anlatlnca, okuyucuya pek elenceli gelmez. Onun iin, Horatius'un
bir kuralna sk sk bal kalacaz imdi: Horatius, prl prl bir kla
aydnlatamayacaklar durumlar atlayvermelerini syler yazarlara. Bize kalrsa, bu
kural, tarihilere de airlere de grlmedik yararlar salar. Byk felketlerin tm
(nk tm byk kitaplara 'felket' denilir) kk felketlere dnr bu yntem
sayesinde.
Bu grme srasnda Blifil yle ustaca davrand ki, karsnda o deil de ayn
koullar iinde baka bir erkek olsayd, belki de Sophia onu srda edinir, yreinde
gizlediklerinin tmn sylerdi ona. Ama Sophia, bu gen baya yle olumsuz bir gzle
bakyordu ki, ona gvenmemeye kararlyd. ok saf kiiler, kukulannca, kurnazlarla
bile baa kabilirler zaman zaman. Bylece Sophia da tamamiyle yapay bir tavr
taknd Blifil'e kar. Kocalar olmalar kararlatrlan baylar, resmi bir grme yapmak
zere ikinci kez evlerine gelince, bir gen kzn nasl davranmas gerekirse, ite tpk
yle davrand Sophia da.
Blifil, Sophia'nn babasna ok iyi karlandn syledii halde, kz kardeiyle birlikte
konuulanlarn tmn dinlemi olan Mr. Western, pek o kadar honut kalmamt
durumdan. ok akll bir bayan olan kz kardeinin tlerine uydu; ii tez elden
zmlemeye karar verdi. Sanki ava kmasna bir nara attktan sonra, damad
olacak gence yle bard:
"Onun peine d, olum, peine d! Kstr onu, kstr onu! Ha yle! Gebert, gebert
gebert! ekingen olma sakn! Davran! Allworthy ile ben, hemen bu akam hallediveririz
bu ileri. Yarn da dn yapveririz!"
Blifil, szde sevinmi, akln alamayaca kadar ok sevinmi gibi haller takndktan
sonra, yle dedi:
"Efendim, yeryznde en candan dileim sizin ailenizle birlemek, dolaysyla pek
cana yakn ve deerli bir bayan olan Sophia ile evlenmektir. En yce isteklerim olan bu
iki eyin gereklemesi iin ne denli sabrszlandm kolayca anlarsnz. Bu konuda
sizi imdiye dek tedirgin etmememin nedeni udur: Tm kibarlk ve grg kurallarna
sk sk bal kalmayp, bylesine mutlu bir olayn bir an nce olmasn isteyerek,
bayan gcendirmekten ekiniyordum. Ne var ki, eer bayan, sizin sayenizde, bu mutlu
olayla ilgili trenlerden vazgemeye raz olursa..."
Mr. Western, "ne treni bel" dedi. "Hadi canm! Sama sapan eyler bunlar! Sen beni
dinle: Yarn senin olacaktr o. Benim yama gelince, daha iyi akarsn bu ileri.
Kadnlar he demezler, ellerinden gelirse. Modaya uygun dmez he demek. Onun
anasnn he demesini bekleseydim, bekr kalrdm bugne dek. Saldr, saldr, saldr
ona! Tamam, yakaladn onu,yaa be kpek! Sylyorum sana, yarn sabah senin
olacaktr o!"
Blifil, Mr. Westernin bu gzel konuma gcnn zorlu etkisine artk kar
koyamayacakm gibi bir hal taknd. Western'in o gn leden sonra Allworthy ile
anlamas kararlatrldktan sonra, sevdal delikanl evine dnd. Ama gitmeden nce,
bir Engizisyon mahkemesi yesi, dinsel kurallara aykr dnceler beslediinden t-
r, Katolik Kilisesinin mahkum ettii bir adam gvenlik kuvvetlerine teslim ederken,
ona kar zor kullanmamas iin ne denli candan yalvarrsa; Blifil de tpk yle candan
yalvard acele gerektiren bu durumdan tr, gen bayana zor kullanlmamas iin.
Dorusunu sylemek gerekirse, Blifil de Sophia'y yarglayp mahkum etmiti; nk
Western'e ok iyi karlandn ok sevindiini syledii halde, hi de honut deildi
aslnda. Evlenmek istedii kzn onu hor grdn, ondan nefret ettiini sezmi; buna
karlk kendi de kz hor grm, kzdan nefret etmiti. "Durum byle olduuna gre. bu
iten neden hemen vazgemedi?" diye bir soru sorulabilir belki. Srf Sophia onu
sevmedii iin ve okuyucuya imdi aklayacamz ayn derecede geerli birok baka
nedenden tr vazgemedi bu evlilikten.
Geri Mr. Blifil'in huyu Jones'unkine benzemezdi; karsna kan her kadn yemee
de hazr deildi ama; tm hayvanlarn ortak bir zellii olan cinsel itahtan da tmyle
yoksun saylmazd. O itahla birlikte, insanlar canlarnn ektii eye ya da besine
ynelten belirli bir beeni de vard onda. Bu beeni sayesinde, Sophia'nn azna layk
bir para olduunu anlamt. Midesine ayrca dkn bir adam, ok gzel bir kuun
etini yemeye nasl can atarsa, Blifil de yle can atyordu Sophia'y ele geirmeye.
Sophia'nn ektii aclar, onun irkinletirmiyor, bsbtn gzelletiriyordu; nk ya-
lar gzlerini ayrca parlatyor, i ekmeleri gslerini ayrca dikletiriyordu. Bir gzeli
ac ekerken grmeyenler, onun en gzel anlarn da hi grmemilerdir aslnda. te
bu yzdendir ki, bir gen kz biimini alan bu nefis kuun etine kar Blifil'in duyduu
istek, bsbtn artmt imdi. Sophia'nn ondan tiksinmesi, hi mi hi azaltmyordu
isteini. Tam tersine, bu durum, cinsel duyguya bir zafer havas katarak, gen kzn
gzelliklerini yama ederken duyaca hazz bsbtn younlatryordu. Dahas var:
Sophia'nn tm benliini yzde yz ele geirmek isterken, baka amalar da gdyordu
Blifil; ama bu amalar ylesine irenti ki, szn bile etmek istemiyorum bunlarn.
Blifil'in tadacan umduu hazda, almann da bir pay yok deildi. Zavall Jones'a
rakip kmak, Sophia'nn gnlnde Jones'un yerini almak, Blifil'in isteklerini kamlyor,
ayr bir coku katyordu duyduu hazza.
Blifil'in dndkleri, ahlk asndan ayrca titiz olan kimi kiilere fazlasyla kt
izlenimini verebilir. Gelgelelim pek az okuyucunun byk bir nefretle karlayaca
baka bir zlemi de vard gen bayn. Mr. Western'in zengin olduu, malnn mlknn
kzyla kznn ocuklarna kalaca dncesinden kaynaklanan bir zlemdi bu.
Evladna pek dkn olan Mr. Western'in sevgisi o denli acayipti ki, can istedii
damad ok pahalya satn almaya katlanabilirdi; yeter ki kz da babasnn setii
kocayla mutsuz olmaya katlansn.
Anlattmz nedenlerden tr, Mr. Blifil bu evlilie ylesine can atyordu ki,
Sophia'y aldatmak iin ona tutkunmu gibi, Sophia'nn babasn ve kendi daysn
aldatmak iin de gen kz da ona tutkunmu gibi davrand. Bunu yaparken,
Thwackum'n dindarca duygularndan yararland; nk Thwackum'a gre, ama dinsel
olduktan sonra (evlilik kurumunun dinselliiyse su gtrmezdi) kt arelere
bavurmann hibir zarar yoktu. Deiik durumlara gre, Mr. Blifil, Square'in felsefesini
de uygulama alanna koyard. Bu felsefeye gre de, bavurulan areler adalete ve
ahlk drstlne uyduu srece, ulalmak istenen amacn hibir nemi yoktu.
Gerei sylemek gerekirse, Mr. Blifil bu iki yce dnrn grlerine uyduka, u
ya da bu biimde yararlanmayaca pek az olay vard dnyada.
Mr. Western'in gzn boyamak iin byk abalar gstermeye gerek yoktu; nk
tpk Blifil gibi, onun da hi aldrd yoktu kznn duygularna. Ama Mr. Allworthy'nin bu
ilerde bambaka bir tutumu olduundan, onu iyice aldatmak zorunluluu vard. Blifil,
Mr. Western'in destei sayesinde, glk ekmeden, bunu da baard. Sophia'nn
babas, kznn Blifil'i gereince sevdiine, Jones konusundaki kukularnn tmyle
yersiz olduuna inandrd Mr. Allworthy'yi. Blifil'e ise, bu inanc dorulamak ii kald
sadece. Blifil, bu ii dolambal bir biimde yaparken, vicdann koruyabilmenin yolunu
da buldu; daysn hem bir yalanla aldatt, hem de aka yalan sylememenin keyfini
srd.
"Ne olursa olsun, bir gen kz, isteklerine aykr bir evlilie zorlamaya yardmc
olmayacan" ileri sren Allworthy, Sophia'nn duygular konusunda yeenini sorguya
ekince, Blifil yle konutu:
"Gen kzlarn gerekte ne duyduklarn anlamak ok gtr. Miss Western dilediim
kadar olumlu bana kar. Babasna inanmak gerekirse, sevginin bundan fazlasn
isteyemez hibir k. Size kar haince davrandndan tr ona hain demek her ne
kadar yerindeyse de, gene de hain bir adamdr demeye dilim varmayan Jones'a
gelince, ya kendini fazla beendiinden tr, ya da kt bir amac olduundan. byle
bir yalan uydurarak vnd belki de. Eer Miss Western onu gerekten sevseydi, bu
gen kzn ne denli varlkl olduunu gz nnde tutan Jones, onu yzkoyun brakp
gitmezdi; nk siz de biliyorsunuz, brakp gitti Miss Western'i. Son olarak una da
inanmanz istiyorum, efendim: Miss Western'in, gnlmn diledii kadar beni
sevdiine gvenmeseydim, ne olursa olsun, bana tm dnyay da verseler, onunla
evlenmeye raz olmazdm gene de."
Dolambal yollardan ve dzenbazlk ederek yreiyle yalan syleyip, diliyle yalan
sylememek, nice nl madrabazlarn vicdanna huzur veren ustaca bir yntemdir.
Gelgelelim, bu madrabazlarn her eyi bilen Tanry aldatmaya kalktklarn dnnce,
belki de tm abalarnn aslnda bouna olduunu; bir yalan Eylemekle, ayn yalan
dolayl yollardan iletmek arasndaki ince ve usturuplu ayrm uruna bunca zahmete
katlanmaya belki de demediini anlarz.
Allworthy, Mr. Western ile Mr. Blifil'in sylediklerine inand. ki gn iinde antlama
imzaland. Nikh kyacak olan rahip duruma el koymadan nce, hukukular almalar
yapmaya baladlar. Bu almalarn tamamlanmas o denli uzun srecee benziyordu
ki, Western, gen iftin mutluluunu geciktirmektense, her eit kontrata mhrn
basmaya raz oldu. Gerekten de Western ylesine istekli ve tellyd ki, durumu
uzaktan seyreden bir kii, Western'in kendi evleniyor sanabilirdi. Western, huyu gerei,
hep byle davranrd aslnda. Tm yaamnn mutluluu sanki srf o iin baarsna
balym gibi yapard yapt her ii.
Kzn babasyla damadn ortaklaa abalarndan tr, bakalarna mutluluk vermek
olasln ertelemeye gnl raz olmayan Mr. Allworthy, herhalde onaylayacakt bu
evlilii. Ne var ki, Sophia, yaplan antlamay kesinlikle bozarak, bunu engelledi.
nsanlarn yasalara uygun bir biimde birleip oalmalarndan yararlanan akll din ve
hukuk adamlarn da, alacaklar vergiden yoksun brakt bylece. Bunun nasl olduunu
gelecek blmde anlatacaz.
BLM 7
Sophia'nn garip bir karar ve Mrs.
Mrs. Honour, aslnda ancak kendi karn dnmekle birlikte, Sophia'ya da olduka
balyd. Bu gen kz tanyp da sevmemek, ok gt dorusu. te bu yzden Mrs.
Honour, hanm iin ok nemli sayd bir haberi duyar duymaz, iki gn nce
Sophia'nn onu odasndan kovunca duyduu fkeyi unutuverdi, bu haberi ona hemen
iletmek istedi.
Anszn odaya dalp, soluk bile almadan, konumaya balad: "Ah sevgili hanmcm,
buna ne dersiniz? Vallahi korkudan aklm bamdan gitti. Belki kzacaksnz ama, size
bunu bildirmeyi bir grev saydm. Biz hizmetiler, her zaman bilemeyiz ki hanmmzn
neye kzdn; nk hep hizmetilerdir kabahatli kanlar; hanmlarmzn keyfi
kanca, azarlanan biz oluruz. Sizin de keyfinizin kamasna amam vallahi. Hatt
hayretten dona kalmsnzdr her halde, beyninizden vurulmua dnmsnzdr her
halde."
"Sevgili Honour," dedi Sophia, "lf byle uzatmadan ne olduunu syle. nan bana,
artk pek az ey kald beni artacak; beni vurulmua dndrecek eyse, daha bile az."
"Sevgili hanmm, yemin ederim size, evlenmeniz iin gerekli belgelerin hemen bugn
leden sonra salanmas iin, efendimin Rahip Supple ile konutuunu duydum.
Yarn sabah evleneceinizi sylyordu vallahi billahi."
Sophia'nn yz sapsar kesildi: "Yarn sabah m!"
"Evet, yemin ederim ki efendim byle diyordu."
Sophia, "Honour," dedi, "ylesine atm, ylesine vurulmua dndm ki, ne soluum
kald, ne de konuacak halim. Bu korkun durumda ne yapabilirim ben?"
"Keke bir yol gsterebilsem size."
"Gster, ne olur! Yalvarrm, sevgili Honour, bir are bul derdime. Benim durumumda
olsaydn, ne yapardn, onu dn."
"Ah hanmm! Keke ben sizin durumunuzda olsaydm da, siz de benim durumumda
olsaydnz! Ama size zarar vermek de istemem; yani sizin hizmeti durumuma
dmenizi istemem elbette. Ne var ki, ben sizin imdiki durumunuzda olsaydm, hibir
glk ekmezdim demek istiyorum; nk bana kalrsa, gen Mr. Blifil, nefis, tatl,
yakkl bir erkek..."
"Samalama!" diye bard Sophia.
"Samalamak m? Allah Allah! Eh ne yapalm, bir adamn gzel sandn, baka bir
adam irkin sanr. Kadnlar iin de ayn eyi syleyebiliriz."
"Honour, o iren herifin kars olacama, bir kama saplarm yreime."
"Aman Tanrm! Korkudan dm koparyorsunuz. Yalvarrm hanmm, byle kt
kt eyler koymaynz aklnza. Aman Tanrm! Her bir yanm zangr zangr titriyor
vallahi! Sevgili hanmm, bir dnn hele, kendi cannza kyarsanz, cenazeniz bir
Hristiyan cenazesi gibi kaldrlmayacak. Mezarla deil, herkesin gelip getii yollara
gmleceksiniz. Kaza oturtacaklar cesedinizi, tpk Ox-Cross'daki ifti Halfpenny'ye
yaptklar gibi. Adamcazn hortla o gn bugn ortalarda dolar durur vallahi. Birok
kii grd onu. Yemin ederim, eytandan bakas insann aklna koyamaz byle ey-
leri. Dnyada herkese ktlk etmek, kendi tatl cannza kymaktan daha iyi. Ka
papaz duydum byle syleyen. Eer bylesine tiksiniyorsanz, onunla ayn yataa
girmeyi gze alamayacak kadar nefret ediyorsanz; nk byle eyler olabilir elbette...
ylelerini bilirim ki, kimisinin tenine dokunmaktansa, bir kurbaaya dokunmay
yelerler..."
Kendi dncelerine dald iin, bu gzel szlere fazla kulak vermeyen Sophia,
hizmetisinin szn kesti: "Honour, bir karar verdim," dedi. "Hemen bu gece, babamn
evinden kacam. kide birde sylediin gibi, eer benim dostumsan, sen de
geleceksin benimle."
"Gelirim, efendim, dnyann t br ucuna kadar gelirim. Ama yalvarrm, byle acele
iler yapmadan nce, bunun sonularn da bir dnn hele. Nereye gidebiliriz ki?"
"ok deerli bir bayan vardr Londrada. Benim bir akrabam. Kye gelip, aylarca
kalmt halamla. O srada ok yaknlk gstermiti bana. Benden yle holanmt ki,
beni Londra'ya gtrmek iin, halamdan izin istemiti. Herkese tanlan bir kii
olduundan, nerede oturduunu kolayca renebilirim. Hi kukum yok beni candan
karlayacana."
"Fazla gvenmeyin ona. nk ilk hizmet ettiim hanm, candanlkla evine arrd
herkesi. Ama geleceklerini duyunca, kaard evinden. Geri bu bayan, sizi grdne
ok sevinebilir -vallahi kim sevinmez ki sizi grnce - ama babanzn evinden katnz
duyunca... "
Sophia, "yanlyorsun, Honour," dedi. "O bayan, benim kadar nem vermez bir
babann yetkilerine. ok stme dmt onunla beraber Londra'ya gideyim diye.
Ama ben, babamdan izin almadan gidemeyeceimi syleyince, beni kmsedi, alay
etti benimle; aptal kyl kz dedi bana. Bylesine sz dinleyen bir kz olduuna gre,
kocasna ok dkn, ok erdemli bir kadn da olursun her halde dedi. O bayann beni
iyi karlayacandan; babam beni elinden kardn grp de akln bana
toplayncaya dek beni koruyacandan hi kukum, yok.
Honour, "peki efendim, nasl kaabileceksiniz?" diye sordu. "Atlar, arabay nereden
bulacaksnz? Sizinle efendimin arasnn bozuk olduunu hizmetilerin hepsi az ok
bildikleri iin, Robin aslmay gze alr da, efendim kesin emir vermeden, sizin atnzn
ahrdan kmasna raz olmaz.
"Kaplar alnca, yrye yrye kap gitmek niyetindeyim. Tanrya kr, beni
tayabilecek kadar gldr bacaklarm. Pek ho olmayan erkeklerle btn akam
dansettikten sonra da beni tayabildi bu bacaklar. Bylesine iren bir eten kaarken
de benden yardmlarn esirgemezler herhalde.
"Aman Allahm!" diye bard Honour. "Ne dediinizin farknda msnz siz? Yani gece
yarlar yollara m deceksiniz yapayalnz?"
"Yapayalnz deil. Benimle geleceine sz verdin.
"Verdim, elbette. Dnyann br ucuna dek giderim peinizden. Ama karnza bir
haydut ya da baka kt adamlar knca sizi koruyamayacama gre, ha benimle
birlikte gitmisiniz ha yapayalnz. Sizin ne denli dnz kopacaksa benim de o denli
dm kopacak. kimizin de rzna geerler vallahi. stelik, geceler yle bir souk ki u
srada. kimiz de donup kalrz."
"Hzla, dzenli yrrsek, souu duymayz, Honour. Karmza kt bir adam kar da
sen beni koruyamazsan, ben seni korurum; nk bir pitov alacam yanma. Sofada
hep dolu duran iki pitov var."
"Ah sevgili hanmm! Gittike daha fazla korkutuyorsunuz beni. O pitovla ate
etmeye mi kalkacaksnz yoksa! Her eit tehlikeyi gze almaa razym ben, yeter ki
siz bunu yapmayn!"
Sophia glmseyerek sordu: "Neden yapmayacak mm? Honour, namusunu
lekelemeye kalkan bir adama ate etmez misin sen?"
"Vallahi efendim, namus kymetli bir eydir, zellikle biz hizmetilerin namusu; nk
bir bakma namusumuz sayesinde geiniriz bizler. Ama ateli silhlardan da lesiye
nefret ederim; nk o kadar ok kaza olur ki o silhlar yznden!"
"Peki, peki. Silh tamadan, fazla da glk ekmeden, senin namusunu
koruyabilirim gibi geliyor bana. Zaten ilk vardmz kasabada at kiralarz. Kasabaya
varncaya kadar da bize pek saldran olmaz. Bana bak Honour, ben gitmeye kararlym.
Sen de benimle gelirsen, yemin ediyorum, elimden geleni veririm sana."
Bu son sz, bundan nce sylenenlerin tmnden daha ok etkiledi Honour'u.
Hanmnn ok kararl olduunu grnce, onu caydrmaktan vazgeti. Derken,
tasarladklarn uygulamann yolunu tartmaya baladlar. Bu arada, zmlenmesi pek
g bir sorun kt karlarna: Eyalarn nasl tayacaklar sorunu. Ne var ki, hanmdan
fazla hizmeti iin nem tayordu bu sorun; nk bir hanm, na kamay, ya da
ndan kamay aklna koyunca, engellerin tmn bir hi sayar. Gelgelelim
Honour'un byle bir derdi yoktu. Ne cokun mutluluklara doru kouyor; ne de korkun
mutsuzluklardan kayordu. Yeryznde varnn younun ounu oluturan giysilerinin
gerek deeri bir yana; bunlardan bazlarna ve baz ss eyalarna, marka
diyebileceimiz bir dknl vard. Bunlarn ya kendine ayrca yaktn ya da belirli
bir kiinin armaan olduunu; ya yeni satn alndn, ya da uzun sredir kullanldn;
ya da bunlara benzer geerli baka bir nedeni ileri sryor; fkelenen Western'in,
zavall eyalarndan hncn alacan sand iin, bunlar evde brakmay gze
alamyordu.
Kurnaz Mrs. Honour, hanmn bu iten caydrmak iin, gzel konuma yeteneklerinin
tmn yeniden kullandktan sonra, Sophia'nn kararndan dnmeyeceini anlayp,
giysilerini beraberinde gtrebilmek iin, yle bir hileye bavurdu: Hemen o akam
Mr. Western'in evinden kovulmak. Sophia bu areyi ok yerinde bulmakla birlikte,
bunun nasl yaplacana akl ermiyordu.
Honour, "aman efendim, bana gvenebilirsiniz bu konuda," dedi. "Efendilerimiz ve
hanmlarmz ltfedip bizi kovmalar iin, neler yaplmas gerektiini biliriz biz
hizmetiler. u da var ki, biriken aylklarmz veremeyecek durumda olunca, her eit
kstahlmza katlanrlar, evlerinden kp gitmek istediimizi anlamazlktan gelirler.
Ama bylelerinden deildir Mr. Western. Mademki siz bu gece kamaya kararlsnz,
bilin ki, ben de bu akam kovulacam."
Bunun zerine Mrs. Honour'un, kendi eyalaryla birlikte hanmnn bir geceliini ve
birka i amarn gtrmesi kararlatrld. Bir denizci, kendi cann kurtarmak iin,
bakalarnn eyalarn hi vicdan azab ekmeden, gemiden denize nasl atarsa,
Sophia da tpk yle evinde brakt giysilerinin hepsini.
BLM 8
BLM 9
Mantklar bir savlarn ileri srerken, gereinden fazlasn kantlam olurlar kimi
zaman. Siyaset adamlar da, bir tasarlarn uygularken, tasarladklarndan fazlasn
yaparlar ara sra. te ayn ey, Mrs. Honour'un bana gelecekti; giysilerinin tmn
kurtaraym derken, srtndakilerden olacakt az kalsn. nk Mr. Western, Mrs.
Honour'un, kz kardeine saygszlk ettiini duyar duymaz, "onu Bridewell
hapishanesine gndereceim," diye, yirmi kez yemin etti st ste.
Mrs. Western, genellikle kin gtmeyen ok iyi huylu bir kadnd. Bir sre nce,
arabasn hendee deviren bir posta arabacsnn suunu balamt. Dahas var, bir
haydudu mahkemeye vermeye yanamayarak, yasalara bile kar kmt. Bu haydut,
Mrs. Western'in parasn almakla yetinmemi; "senin gibi ahm ahm bir orospuya
daha gzel grnmek iin, mcevher gerekmez! Allah beln versin!" diye kadncaza
kfrederek, kpelerini de almt kulandan. Gelgelelim, insanlarn bir gn bir gnne
uymadndan, Mrs. Western uzaklamaya hi mi hi yanamyordu u srada. Ho-
nour'un pimanm gibi haller almas hizmetisine kylmamas iin Sophia'nn yalandan
yalvarp yakarmas, bir ie yaramad. O yosma, adaletin eline ("adaletin eline" demek,
sadece "adalete" demekten daha etkilidir) teslim edilsin diye, erkek kardeine bask
yapmaktan vazgemedi Mrs. Western.
Ama iyi ki, zabt ktibinin, her yargcn yannda alan zabt ktiplerinde bulunmas
gereken bir zellii vard: lkenin yasalarn az buuk biliyordu. Asayii bozan bir
durum olmadna gre, kz Bridewell'e hapsetmekle, yetkilerini aacan fsldad Mr.
Western'in kulana.
"Ne yazk ki, srf terbiyesiz olduu iin, yasal yoldan kimseyi Bridewell'e
kapatamazsnz, efendim," dedi.
ok nemli durumlar, zellikle avla ilgili durumlar sz konusu olunca, Mr. Western,
zabt ktibinin tlerine pek aldrmazd. Krsal blgelerde yarglk eden birok kii, av
yasalar konusunda ok geni yetkileri olduunu sanrlar. Bu yetkiden yararlanan
yarglar, akllarna estike arama yapmak, av hayvanlarn yok eden silhlara el
koymak bahanesiyle, kendileri yasalarn dna karlar ou zaman. Ara sra da ar
sular ilerler.
Ne var ki, Mrs. Honour'un yapt, izinsiz avlanmak kadar tehlikeli, ar bir su
saylmazd toplum asndan. Onun iin, Mr. Western, zabt ktibinin szn dinledi.
stelik, imdiye dek verdii yarglar yznden, Yksek mahkemeye iki kez ikyet
edilmiti; ayn eyin bir kez daha olmasn istemiyordu.
Bu durumu gz nnde tutan Mr. Western, ok bilge, ok anlaml haller taknd. Sesi
alsn diye, bir sre ksrp tksrdktan sonra, kz kardeiyle konutu. yice dnp
tanm, u gre varmt: Bir kap krlp alnca, iki kiinin topraklarn ayran it
yklnca, birinin kafas krlnca, ya da bunlara benzer herhangi bir vurma krma olay
olunca, yasalar inenmi olur. Ama bu durumda, yasalar inenmemiti, su
ilenmemiti, zarar ziyan da yoktu; onun iin yasalarda cezas yoktu bu olayn.
Mrs. Western, yasalar kardeinden ok daha iyi bildiini; efendilerine terbiyesizlik
ettikleri iin, ok ar cezalara arptrlan hizmetiler tandn syledi. Londra'da oturan
bir yargcn adn verip, "efendisi ya da hanm ister istemez, hizmetileri hemen
Briedwell'e hapseder bu yarg," dedi.
Mr. Western, "olabilir," dedi; "Londra'da yle olabilir; ama kylerde baka trldr
yasalar."
Bunun zerine yasalar konusunda, bilgi dolu bir tartma balad iki karde arasnda.
Sylediklerini kavrayabilecek ok sayda okuyucumuz olduunu sanmadmzdan, bu
tartmay vermiyoruz kitabmzda. Sonunda zabt ktibini hakem seti ikisi de. Zabt
ktibiyse, yargcn, yani Mr. Western'in hakl olduuna karar verdi. Sonunda Mrs.
Western, Honour'u kovmakla yetinmek zorunda kald. Sophia ise, dakikasnda ve
sevine sevine katland bu karara.
Bylece Kader Tanras, huyu gerei bir iki oyun oynayp biraz elendikten sonra,
her eyi Sophia'nn yararna dzenledi. Sophia'nn mrnde ilk hilesinin bu olduunu
hesaba katarsak, baarsna hayran kalmamz gerekir. Zaten dorusunu isterseniz, ben
u kanya vardm ki, drst kiiler sulu olmak zahmetine katlanmay gze alnca, kt
kiiler kolay kolay baa kamaz onlarla.
Honour, roln kusursuz oynad. Aklna korkun eyler getiren Briedwell
hapishanesine dmek tehlikesinden ve duyduu korkudan kurtulur kurtulmaz, gene
kendini beenmi tavrlar taknd. nemli mevkileri brakan kiiler, ilerinden
ayrldklarna seviniyorlarm gibi, hatt o ii hor gryorlarm gibi yaparlar ya; Mrs.
Honour da tpk onlar gibi davrand. Yani okuyucumuz bu deyimi kullanmamza izin
verirse, onun istifa ettiini syleyebiliriz. Zaten istifa, kovulmak ya da kap dar
edilmekle e anlaml bir deyimdir teden beri.
Kz kardei, bylesine yzsz bir llkla ayn at altnda bir gece daha
geirmeyeceini bildirdiinden, Mr. Western, plsn prtsn ok abuk toplamasn
buyurdu Honour'a. Sophia'nn hizmetisi, bu ie yle canla bala koyuldu ki, daha
karanlk basmadan ok nce, her eyi hazrd. Ayln ve tesini berisini alp gidiine,
herkes, herkesten fazla da Sophia sevindi. Gen kz, cinlerle perilerin top oynadklar
korkun bir saatte, yani gecenin tam on ikisinde, hizmetisinin, evden pek uzak
olmayan bir yerde beklemesini syledikten sonra, kendi ka hazrlklarna balad.
Ama gitmeden nce, birincisi halasyla, ikincisi de babasyla olmak zere, iki tatsz
grme yapmak zorunda kald. Bu grmelerin birincisinde Mrs. Western, eskisinden
ok daha kesin bir biimde konutu. Babasna gelince, Sophia'ya kar ylesine akld
bir sertlik gsterdi, ylesine hakaret etti ki, d kopan gen kz, onun isteklerine boyun
eecekmi gibi yapt. Bunun zerine, sevinten uan Mr. Western'in ka atlar
glcklere dnt. Sophia'ya gzda vermekten vazgeip, ona artk birok
konuda sz vermeye balad. Kzn canndan fazla sevdiini syledi. Kz bu
evlilii istedii iin (Sophiann "sizin kesin bir emrinize kar kmamam
gerektiini, kamayacam da biliyorsunuz efendim" demesini by le
yorumlamt) dnyann en mutlu adam olduuna yeminler etti. Derken,
Sophiann cannn istediini alabilmesi iin, ona koskoca man bir banknot verdi;
kzn byk bir sevgiyle pt, kucaklad. Yer yznde en ok sevdii varlk olan
biricik kzna kar bir iki saniye nce ate ve fke saan gzlerinden sevin
gzyalar akyordu imdi.
Ana babalarda bu tr davranlar ylesine olaandr ki, okuyucunun Mr. Western'in
tutumuna pek aacan sanmyorum. Eer okuyucum buna ayorsa, bu tutumun
nedenlerinin aklanmasn hi beklemesin benden. Mr. Western'in Sophia'y candan
sevdii su gtrmezdi. Ayn tutumu benimseyerek, evlatlarnn mutluluk umutlarn
yakp ykan nice baka babalarla analarn da evlatlarn candan sevdiklerinden hi
kukum yok. Bu tr davranlar, analarla babalarn nerdeyse tmnde grld halde,
"insan denilen o garip ve yaman yaratn" 77 aklanabilmesi olanaksz sama
yanlarnn en samas grnd bana teden beri.
Mr. Western'in bu hali, Sophia'nn sevecen yreine ylesine dokundu ki, ne
halasnn siyasal mantk oyunlarnn, ne de babasnn tehditlerinin aklna getiremedii
bir ey geldi aklna. Gen kz, babasna nerdeyse dinsel diyebileceimiz bir sayg
besliyor, onu byk bir tutkuyla seviyordu. Babasn elinden geldiince elendirmek,
ok sevindiriyordu Sophia'y. Ara sra ona daha yce hazlar verince; rnein babasnn
nnde vlnce (hemen hemen her gn olan bu durum karsnda babas sevinten
kendinden getii iin) ayrca honut oluyordu Sophia. te bundan tr, bu evlilie
raz olmakla babasna verecei usuz bucaksz mutluluu dnmeye balad imdi.
Dinsel duygular Sophia'da ok gelimi olduundan. babasnn isteine boyun
emenin, din asndan da ayrca olumlu bir tutum olacan hesaba katt. Bir de u
vard: Babasnn istediini yaparsa ne dinle ac ekeceini; baba sevgisi uruna,
babasna kar grevini yerine getirmek uruna kendi benliine nasl kyacan, nasl
kurban gideceini dnmek, Sophia'nn hissettii, ama adn vermekten ekindiimiz
kk bir duyguya ayrca hogrnd. Aslnda ne dinle ne de erdemle dorudan
doruya ilikili olmayan bu kk duygu, dinsel amalarn da, erdemli amalarn da
gereklemesine ok byk yardmda bulunur.
Bylesine kahramanca bir davran gznn nne getiren Sophia, kendinden geti;
daha ortada fol yok yumurta yokken, kendini beenmeye balad. Ama tam o srada,
manonunun iinde gizlenen kk ak tans Cupid, kukla oyunlarndaki Punchinello
gibi, ortaya frlayarak, nne kan her eyi tekmeleyip yere serdi. Okuyucumuzu
aldatacak kadar klmek istemediimiz iin; Sophia'nn davrann doast
igdlerle aklayarak, ykmzn balca kadn kiisini yceltmeye yeltenmediimiz
iin gerei, syleyeceiz: Sevgili Jones'u Sophia'nn aklna gelmiti. Gereklemeleri
henz olanaksz grnse de, sevgilisiyle yakndan ilgili baz umutlar: babasna duyduu
sevginin, dine balln ve kendini beenmenin bir araya gelip kurmaya alt
tutumu, dakikasnda ykp yere serdi.
77 Earl of Rochester'in A Satire Against Mankind (1675) adl yaptnn balangcndan bir alnt. (.N.)
Ama Sophiann bundan sonra yaptklarn anlatmadan nce, geri dnp Mr. Jones'un
neler yaptna bakalm.
BLM 10
BLM 11
Hanc Robin, konuk odas kapsnn tam karsna yerletikten sonra, btn gece
orada nbet tutmaya karar verdi. Rehberle baka bir adam, hancnn kukularn
bilmedikleri, kendileri de Jones'dan kukulanmadklar halde, uzun sre nbet banda
kaldlar Robin ile. Nbet tutmalarnn gerek nedeni, bu sayede bira iebilmeleriydi. Ne
var ki, bol bol itikleri bu sert ve iyi cins bira, sonunda nbetlerine de bir son verdi. lkin
patrd grlt ettiler, avazlar kt kadar barp ardlar; sonra ikisi de szd.
Gelgelelim Robin'in korkularn yattramyordu iki. Gzleri Mr. Jones'un odasna
alan kapya dikili, iskemlesinde uyank oturduu srada, hann sokak kaps gmbr
gmbr yumrukland. Hanc da oturduu yerden kalkp, kapy amak zorunda kald.
Kapy amasyla birlikte, mutfaa krmz niformal baylar dolutu. Bu baylar, Robin'in
kk kalesine bir baskn yaparcasna, hep birden paldr kldr saldrdlar hancnn
stne.
Ynla mteri "bira!" diye kyamet kopard iin, hanc nbet tuttuu yerden
ayrlmak zorunda kald imdi. ki mahzeninden ikinci ya da nc kez kt srada,
bir de bakt ki Mr. Jones ocan nnde, askerlerin ortasnda durmakta. nk kyamet
gn alnacak borular bizi lm uykusundan uyandraca gibi, bylesine keyifli
konuklarn gelii de, herhangi bir kiiyi uykudan uyandracak kadar grltlyd
kukusuz.
Asker bl biralar iip susuzluunu giderdikten sonra, sra hesab demeye geldi.
Hesap deme iiyse, kibar snfn aa tabakalar arasnda tatszlk ve huzursuzluk
kmasna neden olan bir durum yaratr ou kez. Herkes ne kadar itiyse o kadar
demesini gerektiren adalete uygun bir blme, ok zor gelir bu baylara. Baylardan
bazlar, ier imez ortak hesaba hibir katkda bulunmadan arabuk basp gittikleri
iin, ortaya kan zor durum bsbtn etrefillemiti imdi.
Derken, her szcn bir kfrle pekitii, yani szck saysyla kfr saysnn denk
dt korkun bir kavga balad. Bu tartma srasnda, tm blk bir tek azla
baryor; erlerin her biri, kendi payna den parada indirim yapmaktan baka bir ey
dnmyordu. Bu durum yle sonulanacakt herhalde: Hesabn byk bir ksmn
hancnn demesi gerekecekti; yani hesabn byk bir ksm hi denmeyecekti.
Bunlar olup biterken, Mr. Jones avula konumaktayd; nk avu, hi kimsenin
anmsamayaca kadar eski bir gelenee uyarak, ikilerin denmesine bir katkda
bulunmak zorunda olmadndan, bu konudaki ekimelere de hi mi hi karmyordu.
yiden iyiye kzan kavga askersel bir duruma tam dnecei srada, erlerin arasna
giren Jones, hesab kendi deyeceini bildirerek, barp aranlar susturuverdi.
Hesap, iling ve drt peniden fazla tutmuyordu nasl olsa.
Bunun zerine bln tm, Jones'a sa ol dedi, onu alklad. "Onurlu," "soylu,"
"saygdeer bay" szleriyle oda nlad. Hatt hanc bile, Jones konusunda daha
olumlu bir tutum benimsemeye, rehberin sylediklerine nerdeyse inanmamaya balad.
avu, bakaldranlara78 kar yrdklerini, anl Cumberland Dknn komutas
altna girmeyi umduklarn sylemiti Mr. Jones'a. Bunu renen okuyucu, imdiye dek
ona bildirmek zorunluluunu duymadmz bir durumun, yani bu olup bitenlerin,
Ayaklanma olaynn en azgn dnemine rastladnn farkna varacaktr. imdi haydutlar
ngiltere'ye ayak basmlard; Kraln glerine kar savaarak, bakente varmak
istiyorlard.
Yaradltan yiite yanlar olan Jones, zgrln ve Protestan dininin anl davasn
candan tutanlardand. Ruhsal durumu, bundan ok daha romantik ve akld
giriimlerde bulunmaya bile uygun olduu u srada, bu sefere gnll olarak katlmak
istemesine pek amamamz gerekir.
Jones'un niyetini duyar duymaz, bunu desteklemek ve gerekletirmek iin elinden
geldiince dil dken blk komutan, delikanlnn verdii soylu karar imdi aa
vurunca, herkes pek sevindi. "Yaasn Kral Georges! Siz de ok yaayn!" diye baran
erler, yemin stne yemin ederek, "ikinize da bal kalacaz kanmzn son damlasna
kadar," dediler.
Bir onbann eline tututurduu ve kandrma gc ayrca etkili olan son bir kadeh
sayesinde, btn gece kafalar ekmi olan delikanlnn sefere katlma karan kesinleti.
Bunun zerine, Mr. Jones'un sand, bln yk arabasna konuldu.
Blk tam yola kmak zereyken, rehber, Jones'a yaklat, "efendim," dedi, "atlar
btn gece darda alkoyduunuzu ve sizin yznzden yolumdan bir hayli
78 Burada 1745 Ayaklanmas'ndan sz edilmektedir. Jocabite'lar, yani kaldrlan skoya krallnn yeniden
kurulmasn isteyenler, skoya tahtna gemek iddiasnda olduu iin "Pretender denilen Prens
Charlie'nin komutasnda, ngiliz kralnn ordusuna kar ayaklanmlar; 16 Nisan 1746'da Culoden'de ye-
nilmilerdir. (.N.)
uzaklatm gz nnde tutacamz umarm."
Bu istein yzszl karsnda arp alan Jones, durumu erlere anlatt. Erler de,
bir baya byle kazk atma abalarna giritii iin, hep bir azdan aypladlar rehberi.
Kimi, onu iki bklm edip, boynunu topuklarna balamak gerektiini; kimi, sra
dayan hakkettiini syledi. avu ise, sopasn sallad rehbere. Bu adam kendi
erlerinden biri olsayd, tekilere ibret olsun diye onu bir gzel dveceine candan
yeminler etti.
Ancak, Jones, rehbere kar hibir ey yapmayarak onu cezalandrd. Kfrler edip
Jones'u ktleyerek hncn alabildii kadar alsn diye, onu brakt; yeni arkadalaryla
basp gitti.
Rehberin kfrlerine hanc da katld: "Vallahi, maln gzym bu herif," dedi. "Tam
asker olacak cinsten fiyakal bir bay. Srtndaki dantell yeleklerle halini greceiz
onun! Parlayan her eyi altn sanma diyen atasz, hem eskidir, hem de doru.
Seviniyorum evimden defolup gitmesine."
O gn avula yeni er, hep yanyana yrdler. Akgz bir adam olan avu, yapt
seferler konusunda bir yn ho yk anlatt Jones'a. Ne var ki, hibir sefere
katlmamt aslnda. Orduda yeni grev ald halde, beceriklilii, zellikle er
devirmede byk ustal sayesinde stlerinin gzne girmi, avulua
ykselivermiti.
Erler, yryleri srasnda pek neeli, pek keyifliydiler. Son konaklama yerlerinde
olup bitenleri anlatyorlar, subaylar konusunda ileri geri akalayorlard. Olduka kaba,
nerdeyse rezilce denilebilecek trdendi bu akalarn bir ksm. Bu durum zerine
ykmzn ba kiisi eskiden okuduu bir eyi, yani Yunanllarla Romallarn, kimi
len ve bayramlarda, klelere efendileri stne azna geleni sylemek zgrln
verdiini anmsad.
ki piyade blnden oluan kk ordumuz. o geceyi geirecekleri yere vard.
avu, komutanlk eden Temene, bugnk yryleri srasnda iki kii devirdiklerini
bildirdi. Bunlardan birinin (yani sarhoun) ok uzun boylu, biimli, gl kuvvetli bir
erkek olduunu; tekisinin de (yani Jones'un) arka saflarda ie yarayabileceini anlatt.
Yeni erler subayn karsna karldlar. Temen, ona ilkin gsterilen uzun boylu
adam inceledikten sonra, Jones'a bakt. Jones'u grnce de, elinde olmadan at
biraz. nk bu delikanl, yalnz iyi giyinmi ve doutan kibar olmakla kalmyordu;
halinde grlmedik bir efendilik de vard. Aa tabakadan kiilerde pek ender bulunan,
onlardan stn snflardan gelenlerin yznde de her zaman grlmeyen bir efendilikti
bu.
Temen, "avu, komuta ettiim ble girmek istediiniz syledi," dedi. "Eer bu
doruysa efendim, bu blkte silh tamakla bize byk onur balayacaa
benzeyen bir bay aramza almaktan ayrca honut olacaz."
Jones ise, orduya girmekten sz etmemekle birlikte, uruna savaacaklar davaya
candan bal olduunu; gnll olarak hizmet etmei ok istediini anlatt. Subaya
gnl alan szler syledi; onun komutas altnda savamaktan ayrca sevin duyacan
bildirerek, szlerine son verdi.
Temen de ayn nezaketle konutu; delikanlnn verdii karar verek, onun elini skt;
Jones'u, teki subaylarla birlikte yemee ard.
BLM 12
BLM 13
79 "Hi kimse anszn son derece kt olamaz" Juvenal'n talamalarndan (ii,83). (:N.)
canlln, younluu asndan turp gibi salkl bilinenlerin kanndan farkl olmadn
grnce. pek atm dorusu. Bunun zerine yaraya scak pansumanlar bastm ve tam
istediim sonucu elde ettim: Pansuman drt kez deitirdikten sonra, yaradan koyu
bir cerahat akmaa balad. Bylece iltisak... Ama belki tam anlayamyorsunuz ne
demek istediimi."
"Evet, yle," dedi temen, "sylediklerinizden bir tek ey anlayamadm."
"Peki, efendim. Sabrnz tketmek istemem. Szn ksas, hastam, tibia's ezilmeden
nce nasl yryorsa, yle gzel gzel yrd alt hafta iinde."
Temen, "rica ederim, efendim," dedi, "ltfedin de bana bildirin: Bu delikanl ne yazk
ki yaraland. Ald yara onu ldrr m, ldrmez mi?"
"Efendim," diye karlk verdi hekim, "bir yarann ilk pansumandan sonra ldrc
olup olmayaca konusunda bir karara varmak, pek anlamsz, pek aptalca bir i olur.
Hepimiz leceiz erge; ve tedavi srecinde yle belirtiler ortaya kverir ki,
mesleimizin en sekin kiileri bile, nceden sezemez bunlar."
"Ama size kalrsa, onun can tehlikede mi?"
"Elbette tehlikede!" diye bard hekim. "Kendini turp gibi salam da bilse, can
tehlikede olmayan var m aramzda! Bylesine ar yaral bir adam iin tehlikede deil
diyebilir miyiz hi? imdilik u kadarn syleyebilirim ancak: yi ki arldm ve daha
abuk arlsaydm daha da iyi olurdu belki. Yarn sabah erkenden hastay gene
greceim. Bu arada hi kprdamadan sessiz yatsn ve bol bol lapa suyu isin."
Hancnn kars, "ona beyaz arapla kark sulandrlm st iirmemize izin vermez
misiniz?" diye sordu.
Hekim, "evet, evet," dedi; "yeter ki, arab ok az olsun."
Hancnn kars sordu: "Peki, birazck tavuk suyuna ne dersiniz?"
"Evet, evet," dedi hekim; "ok ifaldr tavuk suyu."
"Peki, ona birazck da pelte yapsam?"
"Evet, evet; pelteler ok iyi gelir yaralara. ltisak asndan da yararldrlar."
yi ki, hancnn kars orbalardan ya da ok baharatl salalardan sz etmedi; nk
handa kalan mterileri elden karmaktansa, onlara da raz olacakt hekim.
Hekim gider gitmez, kadncaz, onun nn avaz avaz vmeye balad Temene.
Temense, bu ksa grmeleri srasnda, hancnn kars ve tm konu komusu kadar
olumlu bir izlenim edinmemiti hekimin tbbi yetenekleri konusunda. Oysa, hancnn
karsnn ve onun gibi dnenlerin hakk vard: nk hekim, ne yazk ki, biraz aptalca
kendini beenmekle birlikte, usta bir cerraht gene de.
Hekimin bilgi saan szlerinden Mr. Jones'un byk tehlikede olduu kansna varan
Temen, Mr. Northerton'un ok sk bir gzaltnda tutulmasn emretti. Niyeti Mr.
Northerton'u sabahleyin bir yargca teslim etmekti. Erleri Gloucester'e gtrmek
grevini de Fransz Temene brakacakt: nk Fransz Temen, hibir dilde okumas,
yazmas ve konumas olmad halde, iyi bir subayd.
Akamleyin, Temenimiz bir haber gnderdi Mr. Jones'a. Eer rahatsz
etmeyecekse, gelip onu grmek istediini syledi. Jones'a ok dokundu Temenin bu
nezaketi. Temen, Jones'un odasna girince, yaraly sandndan ok daha iyi buldu.
Hatt Jones, hekim kmldamasn kesinlikle yasak etmeseydi, oktan ayaa kalkaca-
n bile syledi. nk kendini her zamanki gibi iyi hissediyordu; onu rahatsz eden tek
ey, bann yaral ksmnn son derece armasyd.
Temen "sandnz kadar iyi olsaydnz, ok sevinirdim," dedi; "nk o zaman
hakknz kendiniz arardnz hemen. Barmak yolu olmayan byle durumlarda tek are,
size vuran bir an nce delloya armaktr. Ama korkarm ki, aslnda olduunuzdan
daha salkl sanyorsunuz kendinizi. Sizi kolayca altedebilir bu durumda."
Jones, "klcm yok," dedi: "eer ltfedip bana bir kl dn verirseniz, dvmeyi
deneyebilirim gene de."
Temen, Jones'u pt: "Sevgili olum, klcm sevine sevine veririm size. Gzpek
bir gensiniz. Yiitliiniz ok houma gidiyor. Ama u srada halsiz olmanzdan
korkuyorum. Byle bir yara, bunca kan kaybetmek, sizi gten drmtr mutlaka.
Yatakta yatarken kendinizi gl hissedebilirsiniz ama; klc bir iki kez salladktan
sonra. her halde arpmaya haliniz kalmaz. Bu gece onunla karlamanza izin
veremem. Ama birka gn sonra, bizim gideceimiz yere yetiirsiniz umarm.
Namusum zerine size sz veriyorum ki, size ktlk eden adam, ya dello etmeye
raz olacak, ya kovulacak bizim alaymzdan."
Jones, "keke her ey bu gece zmlenebilseydi," dedi. "Bunun szn ettiniz ya,
artk iim iime smayacak."
"imdilik unuttun bunu. Birka gn ne farkeder ki! Onuru n ald yaralar, bedenin
ald yaralara benzemez. Tedavinin gecikmesi, onurun yarasn arlatrmaz. Ha bir
hafta sonra hakknz aramsnz, ha hemen imdi."
"Ama ya gittike fenalarsam, ya lrsem bu yaradan?"
"O zaman nasl olsa gerek kalmaz onurunuzu dnmeye. Ben kendim temize
karrm sizi. Eer iyileseydiniz onurlu bir biimde davranacanz bildiririm herkese."
Jones, "ama bu gecikme gene de zyor beni," dedi. Asker olduunuz iin, bunu size
sylemekten ekiniyorum nerdeyse: Ben ok azgn bir gentim ama, arbal
anlarmda bir Hristiyanm aslnda."
"Bilin ki, ben de yleyim. Hatt o kadar candan bir Hristiyanm ki, yemekte din
dvnz savunduunuz iin, ayrca houma gittiniz. imdiyse, size biraz gcendim,
delikanl: Herhangi birinin nnde inancnz aklamaktan ne diye ekinecekmisiniz?"
"Gerek bir Hristiyann, bunu kesinlikle yasaklayan Tanrnn buyruklarna kar gelip,
yreinde kin beslemesi korkun bir ey saylmaz m? Ben, hasta yatamda, nasl
katlanrm kin beslemeye? Yreimde byle bir gnah varken, nasl hesap verebilirim
Tanrya?"
Temen, "geri Tanrnn 'kin besleme' diye bir buyruu vardr ama," dedi, "onurlu bir
erkek boyun eemez bu buyrua. Eer orduya girecekseniz, onurlu bir erkek olmanz
gerekir. Gnn birinde, alayn rahibiyle pun ierken, bu sorundan sz ettim ona. Ra-
hip, bunun, zmlenmesi ok g bir i olduunu kabul etti. Umarm ki, yalnz askerler
iin bir kolaylk yaplabilir, bu gnah belki yalnz onlarda balanabilir dedi. Bunu
ummay bir grev saymalyz hepimiz. nk kim katlanabilir onursuz yaamaya?
Hayr. hayr. sevgili olum. mrn boyunca iyi bir Hristiyan ol ama, onurlu bir erkek de
ol. Bir hakareti sineye ekme hibir zaman. Dnyann tm kitaplar, tm papazlar bir
araya gelse, beni kandramaz bu konuda. Ben dinimi ok severim ama, onurumu daha
da ok severim. Tanrnn bu buyruu yazlrken, bir yanllk oldu; ya kullanlan sz-
cklerde, ya eviride, ya yorumda, ya urada ya burada bir yanl yapld. Ne olursa
olsun, buyrua kar gelmek tehlikesini gze almalyz, onurumuzu korumalyz. Bu
gece gzel gzel dinlenin. Sz veriyorum, hakknz aramak frsatn salayacam
size."
Temen, bunlar syledikten sonra, Jones'u iten gelen bir sevgiyle pt, delikanlnn
elini skt ve gitti.
Ne var ki, Temen kendi yrtt mantkla rahatlamt ama, Jones pek rahat
deildi. Bu sorunu iyice dnp tandktan sonra, gelecek blmde aklayacamz
bir karara vard sonunda.
BLM 14
Jones, bol bol tavuk (daha dorusu horoz) orbas iti byk bir itahla. Braksalard,
horozun kendini de yeyip yutar; stne de yarm kilo domuz pastrmas katabilirdi.
imdi salk ve yiitlik asndan hibir eksii olmad inancna vararak, kalkp
dmann bulmaya karar verdi.
Ama bu askerler arasnda ilk tand adam avu olduundan, ilkin avuu grmek
istedi. Ne yazk ki, bu saygdeer assubay, ikiyle tka basa dolu olduu iin, bir sre
nce ban yastna dayamt; ve yle bir grltyle horluyordu ki, burun
deliklerinden kan sesi bastrabilecek nitelikte baka bir sesi kulaklarna iletmenin yolu
yoktu.
Jones, onunla ille grmek isteyince, barp aran bir meyhaneci ra. avuu
tatl uykularndan uyandrabildi eninde sonunda: Jones'un onu beklediini bildirdi.
Zaten soyunmam olan avu, Jones'dan gelen haberi kavrar kavramaz, ayaa kalkt,
hemen delikanlnn yanna gitti. Jones, ne yapmak niyetinde olduunu avua
anlatmay uygun bulmad. Oysa ba derde girmeden, bunu yapabilirdi. nk avu
onurlu bir erkekti; o da hakarete uradm diye adam ldrmt vaktiyle. Sr
aklayanlara para dl verilmedike, avu, bu srr da, herhangi baka bir srr da
gizli tutabilirdi. Ne var ki, Jones, onu ksa bir sre nce tandndan ve bu
erdemlerinden haberi olmadndan, byle dikkat gstermekle belki doru ve akllca
davranmt.
Jones, artk orduya girdii halde, bir askerin belki en gerekli eyasndan, yani kltan
yoksun kald iin utandn bildirerek sze balad. Ona bir kl salarsa, avua
duyaca gnl borcunun sonsuz olacan syledi.
"Buna karlk, istediiniz akla yakn paray veririm size," dedi. "Kl gm sapl
olsun diye de tutturmam. Yeter ki salam olsun, bir askerin kuanabilecei gibi olsun."
Olup bitenlerden haberi olan, Jones'un salk durumunun ok ar olduunu bilen
avu, gecenin bu saatinde, bu halde bir adamn byle bir isteiyle karlanca,
delikanlnn sayklad sonucuna vard hemen. "Akl her zaman banda" olduu iin
(bu deyimi en olumsuz anlamda kullanyorum) hastann bu ruh halinden yararlanmay
dnd.
"stediinizi verebileceim galiba efendim," dedi. Elimde ok gzel bir kl var. Geri
gm sapl deil; zaten buyurduunuz gibi, bylesi yakmaz bir askere. Ama sap hi
de fena saylmaz; klcn kendisiyse, Avrupa'nn en yaman kllarndan biri. yle bir kl
ki... yle bir kl ki... Szn ksas, onu size hemen getireyim. Kendiniz grn, elinize
aln. Saygdeer bay, candan seviniyorum bylesine salkl olmanza."
avu, hemen koup klc getirdi, Jones'un eline tututurdu. Jones, klc ald, ekti.
Bunun pek l ie yarayacan syledi avua; fiyatn sordu.
Bunun zerine avu, satmak istedii mal gklere karan sylevler vermeye
balad. Yeminler ederek bu klcn, Dettingen meydan savanda, ok yksek rtbeli bir
Fransz subayndan alndn anlatt.
"Adamn yle bana bana vurdum da, belinden kopardm bu klc," dedi. "Sap
altndand. Bizim kibar baylardan birine sattm sapn. Bilirsiniz ya, klcn azndan fazla
sapna deer verenler de vardr."
Jones, avuun szn kesip, fiyat bildirmesini rica etti. Jones'un tamamiyle
ldrdn, lmek zere olduunu sanan avu, eer dk bir fiyat sylerse, bunun
delikanlnn kibar soyuna sopuna bir hakaret olacan sand. Bir an duraksadktan
sonra, yirmi gini istemekle yetindi. Bu klc, kendi z kardeine bile daha ucuza satma-
yacana yeminler etti.
Jones hayretten dona kald: "Yirmi gini mil Ya mrnzde hi kl grmediniz, ya da
deli sanyorsunuz beni. Yirmi gini hal Bana kazk atmaya kalkacanz, aklmn
kenarndan bile gemezdi. Geri aln unu... Hayr, imdi dndm de vazgetim. Klc
alakoyacam; yarn sabah da subaynza gsterip, buna karlk ka para istediinizi
bildireceim ona."
Demin sylediimiz gibi, in sensu proedicto (yani biraz nce tanmladmz
anlamda) avuu n her zaman akl bandayd. Jones'un sand kadar berbat bir
durumda olmadn, kesinlikle anlayverdi hemen. Onun iin, delikanl ne denli
afalladysa, o da o denli afallam gibi haller taknd imdi:
"Fazla yksek bir fiyat istediimi hi sanmam, efendim," dedi. "Dnn ki, bundan
baka klcm yok. Klsz kaldm iin, subayn bana kzmas tehlikesini de gze almak
zorundaym. Tm bunlar hesaba katnca, bu klcn yirmi illinge akln alamayaca
kadar pahal olduunu sanmam dorusu."
"Yirmi iling mil" dedi Jones. "Ama daha demin yirmi gini istediniz!"
"Nasl olur!" diye bard avu. "Saygdeer bay, herhalde yanl anladnz beni... Belki
de ben yanl bir ey syledim ... nk hl yar uykudaym dorusu ... Yirmi giniymi!
Tevekeli deil byle kplere bindiniz! Ben yirmi gini dedim... Hayr, hayr, yirmi illing
demek istedim vallahi. Saygdeer bay, her eyi hesaba katarsanz, herhalde fazla
pahal diyemezsiniz buna. Geri bunun kadar gzel grnen bir klc daha ucuza
alabilirsiniz ama..."
Jones, avuun szn kesti: "Sizinle tartmaya hi niyetim yok. O kadar ki,
iediinizden bir illing fazla vereceim size."
Jones, avua bir gini verip, gidip yatmasn istedi. Onlar Worcester'e varmadan nce
tmene yetieceini umduunu syleyerek, rahat bir yry yapmalarn diledi.
avu, sayg gsterileriyle ayrld Jones'un yanndan. Yapt sattan pek honut
kalmt. Hastann saykladn sanp, att yanl adm bylesine ustaca
dzeltebildiine de bir hayli seviniyordu.
avu gider gitmez, Jones yataktan kalkp, tepeden trnaa giyindi. Ceketini bile
srtna geirdi. Bu ceket beyaz olduundan, stne oluk oluk akan kanlarn lekeleri,
ayrca gze arpyordu. Delikanl, yeni satn ald klc yakalayp odadan tam kaca
srada, ne yapmak zere olduunu dnd anszn: Birka dakika sonra, ya bir
adamn canna kyacak, ya da kendi canndan olacakt...
"Peki ama," dedi kendi kendine, "ne uruna canm tehlikeye atyorum? Ne uruna
olacak, onurum uruna elbette. Peki, o adam kim? Damarna hi basmadm halde,
beni kk dren, bana ktlk eden bir rezil. Peki, almay yasak etmedi mi
Tanr? Etti ama, insanlar doru buluyorlar almay. Peki, Tanrnn kesin buyruklarna
kar kp, insanlara m boyun eeceim ben? Bana korkak demesinler, bana alak
demesinler diye, Tanrnn gazabna m urayacam... Hayr, dnmeyeceim artk!
Karar verdim, dvmek zorundaym onunla."
Derken saat gece yansn ald. Notherton'u gzaltnda tutan nbetiden baka
herkes uykudayd. Jones, usulcack kapsn at, dmann aramaya kt.
Northerton'un nereye kapatldn, meyhaneci randan renmiti. Akln
alamayaca kadar korkuntu Jones'un hali. Demin sylediimiz gibi, ak renk
ceketinin her bir yannda kan lekeleri vard. Hem ceketini lekeleyen kan yitirdii, hem
de hekim ondan oluk oluk kan ald iin, yz sapsaryd. Sa eliyle bir kl, sol eliyle
bir mum tutuyordu. Kanlar iindeki Banquo80 bile, bir hi kalrd onun yannda. Bana
sorarsanz, bylesine tyler rpertici bir hortlak, ne bir mezarlkta grlmtr, ne de
Somersetshire'da bir Noel gecesi ocan banda toplanan adamcazlarn hayalinde!
Bizim delikanlnn yaklatn grnce, nbetinin dikilen salar, bandaki asker
apkasn hafif hafif yukarya doru itmeye balad. Ayn anda dizleri, kendi aralarnda
dvrcesine, birbirine arpt. Tm bedeni, yle zangr zangr titredi ki, bir stma
nbeti bile solda sfr kalrd bu titremenin yannda. Derken nbeti ate etti ve yz
koyun yere kapakland.
Ate etmesinin nedeni korku mu,yoksa yiitlik miydi? dn koparan eye nian ald
m, yoksa almad m, bilemem. Eer nian aldysa, iyi ki, hedefe vuramad.
Jones, nbetinin yere kapaklandn grnce, niin korktuunu anlad. Yeni atlatt
tehlikeyi hi mi hi dnmeden, elinde olmadan glmsedi. Hl yerinde yzkoyun
yatan adamcazn yanndan geti; Northerton'un szde kapal olduu odaya girdi.
Burada bula bula, bir masann stnde bir bira marapas buldu. Birka damla birann
masaya dklm olmas, ksa bir sre nce burada birinin oturduunu gsteriyordu
ama; oda imdi bombotu.
Jones, belki bu oda baka bir odaya alyordur diye dnd. Ama her bir yana
baknca, kendi girdii ve nbetinin koruduu kapdan baka bir kap gremedi. Bunun
zerine, st ste seslenerek, Northerton'u ard. Karlk veren olmad. Gelgelelim,
yaralanan gnllnn ldne, hortlann da katilin peine dtne artk iyice
inanan nbetinin bsbtn d koptu. Adamcaz, korkudan can ekierek, yerlerde
yatyordu. Akl bandan gidecek kadar rkm bir adam sahnede canlandracak olan
okuyucularn, bu nbetiyi grmelerini ok isterdim dorusu. En st balkonda oturan
seyircileri elendirmek, onlardan alk toplamak amacyla bir yn acayip acayip haller
taknacaklar yerde, geree yknmesini renirlerdi bu sayede...
Kuun uup gittiini gren, onu bulmak umudunu yitiren, handakilerin tmnn
ayaa frlayacaklarndan hakl olarak ekinen delikanlmz, mumunu sndrd ve
usulcack odasna geri dnd; gene yatana yatt. Ayn katta, gut hastalna tutulduu
iin, yatakta kalmak zorunda olan bir tek bay vard ancak. Eer o katta bakalar da
olsayd, Jones yakalanmadan yatana dnemezdi; nk odasnn kapsna daha
varamadan, nbetinin bulunduu sofa bir yn insanla doldu. Bunlarn kimi
gmlekliydi; kimi de giysilerinin yarsn bile srtna geirmemiti. Herkes heyecanla ne
olup bittiini soruyordu birbirine.
Derken nbeti, onu demin braktmz yerde ve durumda bulundu. Birok kii, onu
yerden kaldrmak iin davrand; kimi de l sand onu. Ama yanldklarn hemen
80 Shakespeare'in nl tragedyasnda, Macbeth, Banquo'yu ldrtr; sonra da onun kanl hayaletiyle
karlar. (.N.)
anladlar; nk er, ona el srenlerle dvmekle yetinmedi; bir boa gibi brmeye
de balad. Er, hortlaklarla ifritlerin ona el koyduunu sanyordu aslnda; nk grd
eyin deheti, d gcn yle bir etkilemiti ki, bakt ya da dokunduu her eyi, ya
hortlak biliyordu ya da hayalet.
Sonunda, sayca stn olanlar erle baa kabildiler; onu ayaa kaldrdlar. Mumlar
getirilip de iki arkadan orada grnce, er biraz toparlanabildi.
Ama ne olduu sorulunca, "ben lm bir adamm, ite o kadar," dedi. "Ben lm bir
adamm. Bunun nne geemem. Onu grdm."
Erlerden biri, "Jack, sen ne grdn ki?" diye sordu.
"Ne mi? Dn ldrlen gen gnlly grdm."
Bunun zerine nbeti, tepeden trnaa kana bulanm olan gnlly grdne,
gnllnn az ve burun deliklerinden ate satna, onun yanndan geip Astemen
Northerton'un odasna girdiine, katilinin grtlana sarld gibi Astemenle birlikte gk
grltleri arasnda havalara utuuna, ba stne yemin stne yemin etti.
Dinleyenler, ho karladlar erin anlattn. Orada bulunan kadnlarn tm buna
candan inand: Tanrnn onlar katillerden korumas iin dualer ettiler. Erkeklerin birou
da bu masala inand; ama erin anlattklaryla alay edip glenler de oldu. Bunlarn
arasnda bulunan bir avu da, ok souk bir halle, yle dedi:
"Delikanl, nbet banda uyuklayp, d grdne gre, bu i bu kadarla
kalmayacak."
"Cannz isterse, beni cezalandrabilirsiniz," dedi er. "Ama imdi ne kadar uyanksam,
o zaman da o kadar uyanktm. Eer len adam grmedimse; size sylediim gibi,
lnn gzleri iki kocaman meale kadar iri deilse, ate samyorsa, varsn eytan
beni de kapp karsn, tpk Astemeni kard gibi..."
imdi erlerin komutan da, hann komutan da oraya gelmilerdi. Erlerin komutan,
nbeti ate ettii srada henz uyumamt. Kt bir olay olduundan pek korkmad
halde. hemen yataktan kalkmay bir grev bilmiti. Oysa, hann komutan olan bayan,
byk korkular iindeydi: O, "mar, mar" diye buyruk vermeden, kaklaryla
atallarnn yrye gemi olmasndan korkuyordu.
Bizim zavall nbeti, hayalet sand eyin ortaya kmasndan ne denli
holanmadysa, bu subayn imdi gelmesinden de o denli holanmad. Kan ve atele
ilgili birok ekleme yaparak, korkun yksn bir kez daha anlatt. Ne yazk ki, her iki
komutan da, bu sylediklerine inanmadlar. nk subay, dinibtn bir adam olmakla
birlikte, bu eit korkulardan uzakt. stelik Jones'un iyi durumda olduunu daha yeni
grd iin, onun lm olabileceine hi akl ermiyordu. H ann komutanna gelince:
Geri bu bayan, fazla dindar deildi ama ruhlara inanrd. Okuyucuya birazdan
syleyeceimiz gibi, nbetinin anlattklarnda bir yalan olduunu da biliyordu.
Northerton, ister gk grlts ve ate iinde, ister baka biimde gitmi olsun, ortada
yoktu. Onun bedeninin artk gzaltnda bulunmad besbelliydi. Bunun zerine
Temen, daha nce avuun vardn bildirdiimiz sonutan pek farkl olmayan bir
sonuca vard; nbetinin hemen tutuklanmasn emretti. Bylece, talihin garip bir
cilvesiyle (ne var ki. askerlerin yaantsnda pek olaand saylmaz bu tr
deiiklikler). gzaltnda tutan. imdi gzaltna alnd.
BLM 15
Biraz nce anlattmz servenin bir sonuca balanmas
Subay, uyuduu kukusu bir yana, zavall nbetinin ok daha kt baka bir su
ilediinden de kukulanmaktayd: Nbetinin hayalet konusunda anlattklarnn bir tek
szcne bile inanmad, bunlarn tmnn ilgilileri aldatmak amacyla uydurulmu
bir yalan olduunu ve aslnda nbetinin Northertondan rvet alp, herifin kamasna
gz yumduunu sand iin, onun bir hainlik ettiinden kukulanyordu. Alayn en yiit
ve gzpek erlerinden biri bilinen, birok kez savaa katlan, birok kez yaralanan,
szn ksas teden beri iyi ve mert bir asker gibi davranan bir adamn bylesine
korkmasn doal bulmay, subayn kukularn bsbtn arttryordu.
Okuyucunun nbeti konusunda en kk bir kt dnce beslememesi iin, hi
vakit kaybetmeden, onu temize karacam imdi.
Daha nce belirttiimiz gibi, Mr. Northerton, yapt marifet sayesinde elde ettii
andan pek honut kalmt. Kendisi gibi anl kiileri kskananlar kacan da, ya
grm, ya duymu, ya da tahmin etmiti belki. Bunu yazarken, dolayl yoldan Mr.
Northerton'a ta attm, onda putlara tapma eilimi olduunu, Nemesis81 adl tanraya
inandn ya da taptn sylemek istediimi sanmayn sakn. nk Mr. Northerton'un
byle bir tanrann adn bile duymadna inanyorum aslnda. ann kskananlar
kaca korkusu bir yana, Mr. Northerton hareketli bir yaantdan holanrd. Bir yar-
gcn yardmyla, Gloucester kalesindeki her bir yan kapal klk odalardan birine
yerletirilmesi, hi iine gelmiyordu. Tahtadan yaplm bir sehpaya kmak dncesi
de onu pek tedirgin ediyordu. Herkese benimsenen bir tutuma uyarak, bu sehpann
adn vermekten ekiniyorum. Oysa insanlar. bu tahta yapdan utanacaklarna, onu
onurlanarak anmalar gerekir bana kalrsa; nk devlet eliyle dikilen tm yaplardan
fazla, bu yap topluma yararldr, ya da yararl olabilir. Neyse, Mr. Northerton'un
davrannn nedenlerine deinmekten vazgeip, ksaca unu bildirelim: Mr. Northerton,
hemen o akam yola kmak istiyordu. Tek sorun da bunun quomodo'sunu, yani nasl
yaplabileceinin aresini bulmakt. Buysa, olduka g bir iti.
Mr. Northerton denilen gen bay, ahlak asndan biraz eri br olmakla birlikte,
beden asndan dimdikti; son derece gl ve biimliydi. Yz ablak ve krmz, dileri
de fena olmadndan, ou kadnlar yakkl bulurdu onu. Mr. Northerton'un ekici
yanlar, bu eit gzelliklerden olduka holanan hanc kadn etkilemiti. stelik,
gerekten de acyordu delikanlya. Gnllnn durumunun fena olduunu hekimden
duyduu iin, Astemenin durumunun da pek parlak olamayacan sezmiti.
Gnllnn yaamas konusunda nerdeyse hi umut kalmadn bildirerek, bu derdi
bsbtn detikten sonra; dolayl yoldan baz eyler sylemeye balad. Astemen,
hanc kadnn ne demek istediini kolayca ve arabuk kavraynca, fazla vakit
kaybetmeden iyice anlaverdiler ve sonunda yle bir karar vardlar: Astemen, belirli
bir iareti grnce, odann bacasnn iinden trmanacak, bu bacaya bitiik olan mutfak
bacasna geip, mutfaa inecekti. Hanc kadnsa, o srada evreyi kollayacak, Mr.
Northerton'un kamasn kolaylatracakt.
Ahlak asndan baka bir tutumu benimseyenlerin, bu frsattan yararlanp, topluma
zararl bir lgnlk saydklar yufkayrekliliin her eidini hemen sulamasnlar diye,
hanc kadnn davrannda belki kk bir pay olan bir ayrntdan sz etmeyi de uygun
bulduk: Bir rastlant sonucu, Astemenin cebinde elli ngiliz liras vard o srada. Aslnda
btn bln parasyd bu: nk Yzba, Temeniyle Kavga ettii iin, ble
SEKZNC KISIM
BLM 1
imdi yle bir ksma balyoruz ki, ykmzde bugne dek grlmeyen, garip ve
artc kimi durumlar anlatmak zorunda kalacaz. Onun iin, bu ksmn giriinde, ya
da nsz blmnde, doast olaylar ileyen yazlar konusunda bir eyler yazmay
yerinde bulduk. Bunu yaparken, hem kendimizi, hem de bakalarn dnerek, belirli
baz snrlar amamaya dikkat edeceiz. Byle davranmak bir zorunluluktur bizim iin;
nk deiik huylu eletirmenler,82 birbirlerinden bambaka ve ok arya kaan
82 Burada da, kitabmzn birok baka yerinde de, 'eletirmen' szcnn, yeryznn tm okuyucular
tutumlar benimsemektedirler doast sz konusu olunca. rnein Mansieur Dacier,83
olanaksz bir eyin gene de olas olduunu ileri srerken; bakalarnda tarihsel ya da
iirsel inan, ylesine kttr ki, kendi gzleriyle grmedikleri bir eyi, ne olanakl
sayarlar, ne de olas.
Onun iin, her yazardan hakl olarak istediimiz iki ey, olaslk snrlarn amamas;
bir insann yapabilmesi olanaksz bir eyi yaptna, bakalarnn kolayca
inanamayacan hibir zaman unutmamasdr. Putlara tapanlarn eski tanrlaryla ilgili
birok yks (bunlarn ounun kayna iirseldir) bu inantan domaktadr belki de.
sz ve coku n hayallere kaplmak isteyen air, kendi hayal gcne snr;
okuyucularysa, bu hayal gcnn snrlarn bilmezler; daha dorusu, bu hayal gcn
sonsuz sandklan iin, ona bal doast olaylar ho karlarlar. Homerosun anlatt
tansklar savunmak iin, byle diyenler kmtr. Ama Mr. Pope yanlmaktadr:
Ulysses, ok aklsz bir millet olan Phaecians'lara bir yn sama sapan yalanlar
uydurmutur. Bunun nedeni Homeros'un iirsel masallarn gerek sanan ve putlara
tapan kiileri gz nnde tutarak yazmasdr belki. Bana gelince, aka sylyorum,
yle yufkayrekliyimdir ki, keke Polypheme,84 st perhizini srdrseydi de, gzn
koruyabilseydi diye dnrm. Circe,85 Ulysses'in adamlarn domuza evirince, belki
Ulysses'in kendi bile, benim kadar zlmemitir. Circe, insan etine fazlasyla saygl
olduu iin, bu domuzlar daha sonralar pastrma haline koymaktan ekinmitir bence.
Homeros'un, Horatius tarafndan ngrlen kural, yani doast eleri mmkn
olduu kadar az kullanma kuraln bilmi olmasn da itenlikle isterdim. Eer Homeros
bu kural benimseseydi, tanrlar vr zvr iler grmek iin yeryzne inmezlerdi. ou
zaman gzmzde tm saygnlklarn yitirmekle kalmayp, hor grdmz ve alay
ettiimiz kiiler gibi de davranmazlard. Onlarn davranlar, dinibtn ve akl banda
bir putatapann inancn da sarsm olsa gerek. Zaman zaman, nerdeyse yle bir
dnceye kapldm olur: Yceliinden hi mi hi kukumuz olmayan bu ok yce
air, kendi ann ve kendi lkesinin bo inanlaryla alay etmek amacn gdyordu.
Ancak byle dnrsek, Homeros'un tanrlarnn davranlarn savunmann yolunu
bulabiliriz.
Neyse, bir Hristiyan yazar asndan yararsz olan bir retiye fazla zaman verdim.
Bir Hristiyan yazar, kendi dininin tanrsal varlklarn kitaplarnda ele alamaz. Putatapan
dinbiliminin tanrlarn ele almas ise, berbat bir ocukluk olur; nk lmszlk
tahtndan oktan indirilmitir putatapanlarn o tanrlar. Lord Shaftesbury, ada bir
yazarn Esin Perisini anmas kadar souk bir ey olamayacan ileri srer. Bunun
yalnz souk deil, ayn zamanda sama olduunu da ekleseydi keke. ada bir
yazarn, bir halk iirini anmas (Kimine gre, Homeros'un yapt da budur); ya da
Hudibras' yazanla birlikte, bir bardak biray kutlamas, ok daha ince bir davran
saylmaldr; nk Hippocrene'nin ya da Heliconun86 sularndan, hem ok daha fazla
iirin, hem de ok daha fazla dzyaznn esin kaynadr o bira barda.
Biz ada yazarlarn kullanabilecei tek doast e, hayaletlerdir. Ama bu eyi,
ellerinden geldiince az kullanmalarn salk veririm yazarlara. Hayaletler, arsenik ya da
tpta kullanlan kimi tehlikeli illar gibidir; onlar byk bir zenle ele almak gerekir.
Oysa, burada anlattm adamn tpk ei olan birini tanyorum ben. Ne var ki, bir tek
rnek (bunun ikinci bir rneini gerekten veremem) byle bir insandan, ya da ona
benzer birinden hi haberi olmayan binlerce kiinin gznde yaz yazan bizleri hakl
karamaz. Mezar talarna yaztlar yazanlara; ya da okuyucuyu kzdrmadan, kaytsz
tavrlar taknarak, bylesine erdemli kiileri bir beyite sktrmaya kalkan airlere
brakmal bu trden rarae aves'leri (yani 'ender' kular.)
Son olarak unu da belirtmek isterim: Bir yazarn anlattklar, insanlarn yapabilecei,
ya da yapmalar olas grlen davranlarn snrlarn amamakla kalmamal. Her
davran, bunu yapann kiiliine uygun da olmal. nk bir kiide ancak artc ve
hayret uyandrc olan bir davran; baka bir kiide olaslk d, hatt olanaksz
saylabilir.
Tiyatro eletirmenleri, "kiiliin korunmas" derler ileri srdm bu son gre. Bunu
uygulamak iin de, son derece gelimi bir saduyu, insan yaradl konusunda
eksiksiz bir bilgi gerekmektedir.
ok deerli bir yazar, ayrca beendiim bir gr ileri srer: Hzla akan bir rmak.
kendi akntsna kar karak, bir sandal akntya ters den yne srkleyemeyecei
gibi; bir adam da, ne denli istekli olursa olsun, kendi kiiliine dorudan doruya ters
den eylemlere giriemez. Hatt daha ileri giderek, unu syleyebilirim ki, bir adamn,
yaradlnn buyruklarna kar davranmas, olanaksz olmasa bile, akllara smayacak
kadar olaslk ddr. Antoninus'un yaamnda yapt en gzel eyleri Neron yapt
dersek; ya da Neron'un yaamnda yapt en kt eyleri Antoninus yapt dersek, buna
inanan kar m hi? Antoninus'un iyi davranlarda, Neron'un ise kt davranlarda
bulunmas gerek anlamda olaanst saylmaldr her zaman.
ada gldr yazarlarmzn nerdeyse tm, burada deindiimiz kusuru
ilemilerdir: Genellikle oyunun ilk drt perdesinde, onlarn erkek ba kiileri, ad
ktye km keratalar; kadn ba kiileri de iflah olmaz yosmalardr. Gelgelelim,
beinci perdede, o keratalar, pek saygdeer baylara dnr; o yosmalar da, erdemli
ve akl banda bayanlara. stelik yazar, bu akl almaz deiiklii ve tutarszl
aklamak, bunun nedenlerini gstermek zahmetine bile katlanmaz ou zaman.
nk aslnda, oyunun bitmek zere oluundan baka bir nedeni yoktur bu deiikliin.
Sanki bir keratann, yaamnn son sahnesinde piman olmas ne denli doalsa, bir
oyunun son perdesinde piman olmas da o denli doalm gibi! Sulularn asldklar
Tyburn'de durum gerekten byledir. Zaten kimi gldrlerimizin son perdesinin orada
gemesi, ayrca uygun grnyor bana. nk bu gldrlerin ba kiileri, hem
sulular daraacna srkleyen; hem de orada aslacaklar srada kahramanca tavrlar
taknmalarn salayan tm yeteneklerle n yapmlardr ou kez.
Belirlediimiz bu snrlar iinde, her yazarn olaand konular can istedii kadar
ilemeye hakk vardr bana kalrsa. Hatt, bir yazar, akld olmama kuralna uyduu
srece, okuyucuyu ne kadar ok hayrete drebilirse, onun dikkatini de o kadar ok
ekebilir, onu o kadar ok byleyebilir. ok yce bir dahinin89 Bathos'un beinci
blmnde dedii gibi, "iirde en byk ustalk, inanlr eylerle artc eyleri
badatrmak amacyla, gerek olanla uydurma olan birbirine kartrmaktr."
Geri bir yazar olaslk snrlarn amamaya zen gstermelidir ama; ele ald
88 Persius'un bir talamasndan alnt: "Kim inanr buna? Hi kimse! Herakles adna sylyorum, hi
kimse! Belki ancak iki kii; belki hi kimse." (.N.)
89 Alexander Pope (1688-1744) (.N.)
kiilerin ya da olaylarn, her sokakta, her evde, ya da bir gazetenin i haberlerinde
grlen trden olmas; yani ille basmakalp, sradan, ya da baya olmas gerekmez.
Yazar, ou okuyucularnn belki hi bilmedii trden kiileri ya da durumlar ele al-
maktan da ekinmemelidir. Eer bir yazar, yukarda ileri srdmz kurallara kesinlikle
uyarsa, kendine den grevi yerine getirmi demektir. Okuyucularnn da artk ona
inanmalar gerekir. Yanmayanlara gelince, eletiri asndan inanmama suunu ilemi
saylr byleleri. Bu inan eksikliiyle ilgili olarak yle bir durum anmsyorum: Bir yn
ktip ve rak, sahnede grlen gen ve kibar bir bayan, gereklere uygun bulmayp
aypladlar. Oysa, en yksek tabakadan birok kadn, bu kibar gen bayan gereklere
uygun bulmulard. Hatt bunlardan biri (akl sayesinde n yapm bir kadn), tand
gen kzlarn yarsnn tpk bu bayana benzediini sylemiti.
BLM 2
Jones, dostu Temenden ayrldktan sonra, gzlerini kapayp, bouna urat uykuya
dalabilmek iin. Duygular fazlasyla canl ve uyank olduundan, gzlerini yumamyordu
bir trl. Bylece, gn yncaya dek Sophia'sn dnerek oyalandktan, daha
dorusu kendi kendine ikence ettikten sonra, biraz ay istedi. Bunun zerine hanc
kadn, Jones'un odasna gitmeye karar verdi.
Hanc kadn, Jones'u ilk kez gryordu; ilk kez grmese bile, ilk kez bakyordu ona.
Temen, Jones'un kibar bir bay olduu konusunda hi kuku beslemediini syledii
iin, hanc kadn, delikanlya elinden geldiince sayg gstermeyi aklna koymutu
imdi. nk dorusunu syleyelim, ilnlarda denildii gibi, baylarn paralaryla orantl
olarak arlandklar hanlardan biriydi buras.
Hanc kadn, Jones'un ayn hazrlamaya balar balamaz, konumaya da balad:
"Ah efendim!" dedi, "sizin gibi yakkl gen bir bayn, kendini bylesine harcayp,
asker denilen o heriflerle dp kalkmas ne yazk! Geri kendilerini kibar baylar
sayarlar onlar: ama ilk kocamn dedii gibi, onlara bizlerin para verdiini unutmasnlar.
Vallahi, askerlere para vermek ok g geliyor bizlere. stelik, biz hanclar, bir de
beslemek zorundayz onlar. Dn gece, subaylar bir yana, yirmi er birden skn etti
buraya. Ama size bir ey syleyeyim mi, subaylar geleceine, erler gelsin daha iyi.
nk o fiyakal subaylar, hibir eycikleri beenmezler. Aman aman! dedikleri
hesaplar bir grseniz! Vallahi efendim, bir hi! yi bir toprak sahibiyle ailesi gelince,
hem bunca zahmet ekmeyiz; hem de, atlar iin denilen para dnda, krk ya da elli
illing alrz bir tek gecede. Oysa, subay denilen herifler arasnda bir tek kii yoktur ki,
ylda 500 ngiliz liras olan bir toprak sahibinden stn grmesin kendini. Hizmet erleri-
nin, 'saygdeer efendim, saygdeer efendim' diye onlarn peinden komasna
baylyorum dorusu. Ne halt edeyim ben, yemek bana bir tek illing deyenlerin
saygdeerliini! Bir de yle kfrl konuuyorlar ki kendi aralarnda, aklm bamdan
gidiyor korkudan. Bylesine ahlksz adamlardan hi hayr gelmez bana kalrsa. Bakn,
onlardan biri, ne kt davrand size kar! tekiler de, o herifi bir gzel kayrdlar.
Birbirlerini tutarlar bunlarn hepsi. yle bir ey olmadna seviniyorum ama, lm
tehlikesi geirseydiniz, vz gelirdi bu ahlksz heriflere. Katili koyuverirlerdi gene de.
Tanr acsn onlara! Bana tm dnyay balasalar bile, byle bir gnah ilemek
istemezdim. Tanrya kr, iyileecee benzersiniz. O zaman mahkemeye verirsiniz o
herifi. Eer avukat Small'u tutarsanz, yemin derim ki, herifi lkeden kamak zorunda
brakr. Ama herif nasl olsa kamtr belki de. nk bugn buradadrlar, yarn yok olu-
verirler byleleri. nallah ileride aklnz banza toplar da, dostlarnzn yanna
dnersiniz. Vallahi perian olmulardr hepsi sizi kaybedince Bir de bilseler neler
olduunu! Aman aman! Dnyada istemem bilmelerini. Haydi, haydi, hepimizin pek ala
haberi var neler dndnden! Biri he demezse, teki der mutlaka. Sizin kadar yakkl
bir bay, bayansz kalr m hi! Vallahi, ben sizin yerinizde olsam, bir kadn uruna
askere gideceime, assnlar o kadn, razym derdim. Yoo, yznz kzarmasn yle!
(Gerekten de Jones'un yz kpkrmz olmutu.) Vay efendim, demek ki, o ii, Madam
Sophia iini, hi bilmiyorum sandnz!"
"Ne!" dedi Jones irkilerek, "siz benim Sophiam tanyor musunuz yoksa?"
"Tanyor muymuum!" diye bard hanc kadn. "0, nice geceler geirdi bu handa."
"Her halde halasyla gelmitir."
"Elbette. Tamam, tamam, tamam. Yal bayan da ok iyi tanrm. Madem Sophia'ya
gelince, tatl bir gen kz vallahi billahi"
Jones, "tatl bir gen kz m!" diye bard. "Ah Tanrm!
BLM 3
BLM 4
Saat bei alnca, yedi saat sren bir uykudan uyanan Jones, kendini yle dinlenmi,
yle salkl ve keyifli hissetti ki, ayaa kalkp giyinmeye karar verdi. Bu amala,
sandn ap, temiz amar ve bir takm giysi kard. Ama bunlar giymeden nce,
srtna uzun bir gmlek geirip, midesinde balayan kargaal yattracak bir eyler
bulmak zere, mutfaa indi.
Hanc kadnla karlanca, byk bir nezaketle ona yaklap, "yiyecek ne var
acaba?" diye sordu.
"Yiyecek mil" dedi hanc kadn. "Amma da acayip bir saatte soruyorsunuz yiyecek ne
var diye! Hazr hibir ey yok imdilik, Ate de nerdeyse snd."
"Gzel ama, mutlaka bir eyler yemeliyim ben. Ne bulursam, yerim; nk size
dorusunu syleyeyim, mrmde bu kadar ackmadm."
"Bir para souk etle havu var galiba. inizi grr herhalde."
"Bundan iyisi can sal! Ama o eti biraz kzartrsanz, byk bir iyilik yaparsnz
bana."
Buna raz olan hanc kadn, Jones'un iyiletiine sevindiini syledi glmseyerek.
nk bizim delikanlnn huyu ylesine tatlyd ki, ona kar gelmenin yolu yoktu
nerdeyse. stelik bu kadn kt deildi aslnda; ama paraya fazlasyla dkn
olduundan, yoksullua benzeyen her eye kar kin besliyordu.
Yemei hazrlanrken, Jones giyinmek zere odasna dnd. stei zerine berber de
geldi oraya.
Kk Benjamin denilen bu berber, ok acayip, ok tuhaf bir adamd. Bu yzden de
ikide birde, yzne tokatlar yer, pantolunun arkasna tekmeler atlr, kemikleri krlr ve
bunlara benzer vr zvr bellar gelirdi bana. nk herkes akadan anlamaz;
anlayanlar da aka konusu olmaktan holanmazlar ounlukla. Ne var ki, Kk
Benjamin, birok kez bunun acsn ektii halde, huyunun nne geemiyordu. Aklna
bir aka gelince, karsndakinin kiiliine, zamana ve yere hi mi hi aldrmadan,
yumurtlayveriyordu akasn.
Bir yn baka acayiplikleri de vard Kk Benjamin'in. Okuyucu, bu olaand
adamla daha yakndan tantka, bunlar kolayca grebilecei iin, bunlar anlatacak
deilim imdi.
Kolayca anlayabileceimiz bir nedenden tr bir an nce giyinmeye can atan
Jones, berberin sabun kpklerini hazrlamaya fazla zaman verdiini dnd; biraz
acele etmesi iin yalvard.
Bunun zerine, ne olursa olsun, yz kaslarn hibir zaman kprdatmayan Kk
Benjamin, ok arbal bir halle yle dedi: "Bir usturaya elimi srmeden ok nce
rendiim bir atasz vardr: Festina lente (yava yava acele et.)" 90
"Gryorum ki, bilgilisin, dostum," dedi Jones.
"Pek bilgili saylmam. Non omnia possumus omnes (Hepimiz her eyi yapamayz.)"
"Al sana bir tane daha! Bana kalrsa, iir de uydurabilirsin sen."
Berber. "kusuruma bakmayn ama efendim," dedi, "non tanti dignour honore (byle
bir onura hak kazanm saymam kendimi.)"
Sonra, Jones'u tra etmeye balarken, yle konutu: "Efendim, u sabun
kpkleriyle uramaya baladm gnden beri, tra olmann ancak iki nedenini
kefedebildim: Biri sakal olmak, biri de sakaldan kurtulmak. Sanrm ki, efendim, siz
ksa bir sre nceye kadar, bu birinci nedenden tr tra oluyordunuz. Bu ii baard-
nz da, nk sakalnz, tondenti gravior (berber iin ar bir i) bana kalrsa."
Jones, "bana kalrsa da, sen ok komik bir adamsn," dedi.
"ok yanlyorsunuz, efendim. Ben, felsefe incelemelerine fazlasyla dknm. Hinc
illae lachrymae (gzyalarmn nedeni budur.) te budur benim felketim. Fazla bilgi
edindiim iin, mahvoldum gittim."
"Senin mesleindekilerden daha bilgili olduun doru, dostum. Ama bu sana neden
zarar verdi anlayamyorum."
"Ah efendim! Bilgimden tr babam beni mirasndan yoksun brakt. Babam dans
retmeniydi. Bense, dans etmeyi renmeden nce okumay rendiim iin, bana
ierledi. Nesi var nesi yoksa, son meteliine kadar teki ocuklarna brakt. zin verin
de akaklarnz... Ay; Kusuruma bakmayn; galiba hiatus in manuscriptis (el
90 Kk Benjamin, ikide birde Latinceye bavurduu iin bunlara ayr ayr dipnotu vermektense, Latince
szlerin anlamn ayra iinde vermeyi yeledim. (.N)
yazmasnda bo bir yer) var. Savaa gideceinizi duymutum; ama yanlmm
anlalan."
"Bunu da nereden kardnz?" diye sordu Jones.
"Efendim, krk kafanz savaa tamayacak kadar akll bir adam olduunuzdan hi
kukum yok da ondan. nk kmr madenine kmr tamak gibi bir ey olurdu bu."
"Sen acayip bir adamsn dorusu; akalarna da bayldm. Yemekten sonra gelip
benimle bir kadeh iki iersen, ok sevinirim. Seni daha yakndan tanmaya can
atyorum."
"Ah sevgili efendim, siz raz olduktan sonra, yirmi kat daha byk bir ltufta
bulunabilirim size."
"O ltuf da nedir?"
"Ne olacak, sizinle bir tek kadeh deil, tm bir ieyi ierim, cannz isterse. Neden
derseniz, iyi huylu insanlara baylrm; ve siz benim komik bir adam olduumu
sezdiiniz gibi, ben de sizin dnyann en iyi huylu baylarndan biri olduunu sezdim.
Eer yanlyorsam, insan yznden hi anlamyorum demektir."
Bu konumadan sonra, Jones, derli toplu giyinip, aaya indi. nl Adonis bile,
ondan daha yakkl saylamazd belki. Gelgelelim Hanc kadn iin, bir ekicilii yoktu
Jones'un. nk bu iyi yrekli bayan, biimi asndan Vens'e benzemedii gibi,
beenileri asndan da Vens'e benzemiyordu. Oda hizmetisi Nanny'ye gelince, o da
delikanly hanmnn gzleriyle grebilseydi keke! nk bu zavall kzcaz, be
dakika iinde, Jones'a yle bir vuruldu ki, bu tutkusu yznden nice aclar ekti daha
sonralar. Gerek ad Nancy olan bu kz, pek gzeldi; gzel olduu kadar da nazlyd.
Bir garsonu ve dolaylarda oturan bir iki gen iftiyi reddetmiti; ama bizim delikanlnn
ldayan gzleri, Nancy'nin buzlarn eritiverdi dakikasnda.
Jones mutfaa geri dnd srada, sofras henz kurulmamt. Kurulmas iin de bir
neden yoktu; nk yiyecekleri de, yiyeceklerini piirecek olan ate de olduu gibi
duruyordu. Byle bir hayal krkl, felsefeye yatkn bir insan bile fkelendirebilirdi.
Ama Jones, fkelenmedi. "Souk sr etini stmak o kadar g bir ise, unu souk
yiyeyim bari," diyerek, hanc kadn tatl tatl azarlamakla yetindi. Bunun zerine o iyi
yrekli bayan, ya merhamete geldiinden, ya utandndan, ya da bilemediim baka
bir nedenden tr; vermedii emirleri yerine getirmedikleri iin, hizmetilerini bir gzel
tersledi; garsonun, Gneli Oda denilen yerde bir sofra kurmasn istedi; canla bala
yemek piirme iine giriti; ok gemeden de yemei hazrlad.
Jones'un imdi gtrld Gneli Oda, gerekten bir lucus a non lucendo idi; yani
buraya byle bir ad verilmesi son derece yersizdi. nk Gneli Oda, nerdeyse hi
gne almazd. Aslnda hann en berbat odasyd buras; Jones'un da hayrnayd byle
olmas. Odada kusur bulamayacak kadar a olan delikanlnn karn doyunca, bu
zindana gtrlmesine biraz ierledi; garsonun, daha gzel bir odaya bir ie arap
getirmesini istedi.
Garson, bu emri yerine getirdi. Bir sre sonra, berber de Jones'un yanna geldi.
Kk Benjamin, zavall Jonesun yksn anlatarak, mutfakta evresine toplad
kiileri elendiren hanc kadn dinledii iin, Jonesu ister istemez bekletmiti biraz.
Hanc kadn, bu yknn kimi blmlerini Jones'un kendi azndan alm, kimi
blmlerini de ustaca uydurmutu:
"Kimsesiz yoksul bir ocuktu o," diyordu. "Mr. Allworthy, onu evine ald; rak olarak
yetitirdi. Ama olan, bir haltlar kartrmaya balaynca, zellikle evin gen hanmna
gz koyunca, kap dar edildi. Evi de soymutur bana kalrsa; nk az da olsa,
nerden buldu o paray? stelik de bay saylmak ister byleleri!"
Berber, "Mr. Allworthy'nin adamlarndan biri mi dediniz! Ad nedir?" diye sordu.
"Ad Jones'mu. Ama baka bir ad kullanyordur belki. imdi aralar ak olduu
halde, Mr. Allworthy'nin onu kendi olu gibi byttn de syledi."
Berber, "eer ad Jones ise, demek ki size gerei syledi," dedi. O blgede yaayan
tandklarmdan duymutum. Hatt kimine gre, Jones, Mr. Allworthy'nin oluymu."
"yleyse, neden babasnn adn tamyor?"
"Orasn bilmem," dedi berber. "Kimi adamlarn oullar, z babalarnn adn
tamazlar."
Hanc kadn, "Kibar bir bayn olu olduunu bilseydim," dedi, "ne denli pi olursa
olsun, gene de baka trl davranrdm ona kar. nk bu pilerin birou, byk
adam olurlar eninde sonunda. Benim zavall ilk kocamn hep dedii gibi, kibar
mterilerin damarna basmamal hibir zaman."
BLM 5
Berberle hanc kadnn konumasnn bir blm, Jones zindanda yemek yerken, bir
blm de oturma odasnda berberi beklerken olmutu. Bu konuma biter bitmez, Mr.
Benjamin diye tandmz adam, Jones'un yanna gitti. Jones, berbere oturmasn rica
edip, bir kadeh arap doldurdu, doctissime tonsorum (berberlerin en bilgini) dedii
Kk Benjamin'in salna iti.
Berber, "ago tibi gratias, domine (size teekkr ederim, efendim)" dedi.
Sonra, gzlerini Jones'a dikti; eskiden tand bir kiiyi imdi anmsyormu gibi,
arbal bir halde konutu:
"Efendim, adnzn Jones olup olmadn bana bildirir misiniz ltfen."
Delikanl, adnn Jones olduunu bildirdi.
"Proh deum atque hominum fidem! (Tanrlarn ve insanlarn onuru adna!) dedi
berber. "Ne garip eyler oluyor u yeryznde! Emirlerinizi yerine getirmeye hazrm,
Mr. Jones. Anlalan beni tanmadnz. Tanmamanza da aacak deilim; nk beni
ancak bir tek kez grdnz ve pek kktnz o srada. yi yrekli Mr. Allworthy nasl?
Ille optimus omnium patronus (efendilerin en iyisi nasl?)"
"Demek beni gerekten tanyorsunuz. Ama ne yazk ki, ben sizi anmsayamadm."
"Buna pek amyorum. Benim asl atm ey, sizi daha nce tanmam olmam;
nk siz, hi mi hi deimemisiniz. Sormas ayp deilse, byle nerelere
gidiyorsunuz, efendim?"
Jones, kadehinizi doldurun, sayn berber," dedi; "ve artk bana soru sormayn.
Yoo efendim, sizi rahatsz etmek istemem. Beni kstaha merakl bir adam
sanmazsnz umarm; nk beni yle olmakla sulayamaz hi kimse. Sizden zr
dilerim. Sizin gibi bir bay, yannda adamlar olmadan yolculuk ederse, onun casu
incognito (tannmamas gereken bir durumda) olduu anlalr. Adnz bile
anmamalydm belki."
Jones. "beni buralarda byle iyi tanyanlarn kacan hi beklemiyordum," dedi.
"Baz zel nedenlerden tr, ben gidinceye dein hi kimseye adm sylememenizi
rica edeceim."
Berber, "pauca verba (az sz sylemeli)" dedi. "Keke benden baka sizi tanyan
olmasayd burada nk dilini tutamaz kimileri. Ama ben, sr tutmasn bilirim.
Dmanlarm bile, bu erdemimi yadsyamazlar."
"Oysa, sizin mesleinizin bir zellii deildir bu, sayn berber!"
"Eyvah ki, eyvah efendim! Non si male nunc olim sic erat (imdi durum kt ama,
eskiden yle deildi.) Bilin ki, ben ne berber olarak dnyaya geldim, ne de berber
olarak yetitirildim. Vaktimin ounu okumu baylar arasnda geirdim. Bunu kendim
sylememem gerekirdi ama, kibarln ne olduunu da bilirim. Kimi kiileri gveninize
lyk grdnz gibi, beni de gveninize lyk grseydiniz, dilimi onlardan daha iyi
tuttuumu kantlayabilirdim size, mutfaklarda, herkesin nnde, adnz amura
batrmazdm. nann bana, efendim; kimi kiiler ktlk etti size. Sizinle Mr. Allworthy
arasnda getiini kendiniz anlattnz bir anlamazl ulu orta aklamakla
yetinmediler; uydurduklar yalanlar da eklediler buna. Sylediklerinin yalan olduunu
ben biliyordum."
Jones, "beni ok arttnz," dedi.
"Yemin ederim, efendim, doruyu sylyorum. Bunlar uydurann, han ileten bayan
olduunu anlamsnzdr herhalde. Sylediklerini duyunca, ok fena oldum dorusu.
Anlattklarnn yalan olduunu umarm; nk size byk saygm vardr. Kara George'a
gsterdiiniz iyilii duyal beri vard. Oralarda hep sz edildi bu iyiliinizin. Bana birok
mektup geldi bu konuda. Herkes sizi sevdi bundan tr. Balayn beni;
duyduklarma gerekten zldm iin, size baz sorular sordum. Yoksa kstaha
meraklarm yoktur benim. yi huylu insanlar severim. te bu yzden amoris
abundantia ergo te (size bol bol sevgi duydum.)"
Mutsuz olanlar, herhangi bir sevgi gsterisine kolayca inanverirler. Onun iin, yalnz
mutsuz deil, stelik son derece akyrekli bir gen olan Jones'un, Benjamin'in
szlerine hemen inanp, onu barna basmasna amamal. Benjaminin tm
davranlar, kimi zaman yerli yerinde kulland blk prk Ltince szler, derinliine
bir edebiyat bilgisi kantlamamakla birlikte, bu adamn sradan bir berber olmadn
gsteriyordu. Onun iin Jones, Benjamin'in kiilii ve eitimi konusunda sylediklerinin
doruluuna inand.
Bir sre nazlandktan sonra, "dostum," dedi "mademki benimle ilgili bunca ey
duydunuz ve mademki gerei renmek istiyorsunuz, eer sabredip dinlerseniz, tm
olup bitenleri anlatacam size."
"Sabretmek mi!" dedi Benjamin. "Ne denli uzun olursa olsun, sabrederim. Bana bu
onuru baladnz iin de, byk bir gnl borcu duyuyorum size."
Bunun zerine konumaya balayan Jones, tm yksn anlatt. Ancak bir iki olay,
rnein Thwackum ile dvt gn olup bitenleri sylemeyi unuttu. Denizci olmaya
karar verdiini; ama Kuzeydeki ayaklanma yznden fikir deitirip, imdi bulunduu
yere geldiini syleyerek, yksn tamamlad.
Dikkat kesilen Kk Benjamin, Jonesun szn bir tek kez bile kesmedi. Ama
delikanl susunca, dmanlarnn mutlaka baka bir eyler uydurup, Jones'u karalamak
iin uydurduklarn Mr. Allworthy'ye yetitirdiklerini; yoksa Mr. Allworthy gibi iyi bir
insann, bunca sevdii birini byle kovamayacan sylemekten kendini alamad.
Jones, "beni mahvetmek amacyla kt dolaplar dndrldnden hi kukum yok,"
dedi.
Berberin dinlediini kim dinlerse, onun gibi konuurdu dorusu; nk Jones'un
anlattklarnda, onu sulu duruma drecek bir tek ey yoktu. Jones, yanl
yorumlanp Mr. Allworthy'ye aktarld gibi deil, kendi bildii gibi anlatmt olup
bitenleri. Ona kar zaman zaman uydurulan eitli sulamalardan da sz edemezdi;
nk bunlarn hibirinden haberi yoktu. Biraz nce belirttiimiz gibi, nemli kimi
ayrntlar da atlamt. Sylediklerinin tm, kendi asndan ylesine olumlu
grnyordu ki, ktlerin en kts bile, kolayca ayplayamazd Jones'u.
Jones, gerekleri gizlemek ya da gereklere baka bir biim vermek niyetinde deildi
aslnda. Hatt onu cezalandrd iin, Mr. Allworthy'yi ayplayacana, bu cezay
hakkettii iin kendisinin ayplanmasna razyd. Ne var ki, durum her zaman byledir
ve her zaman da byle olacaktr: Bir adam ne denli drst olursa olsun, kendi
davranlarnn hesabn, elinde olmadan ylesine olumlu bir adan verir ki, kiiliinin
bozuk yanlar, iyice szlm berbat bir iki gibi, ktlklerinden tmyle arnm
olarak kar dudaklarnn arasndan. Bir adam kendi yksn anlatrken ve ayn
yky bir dman anlatrken, olaylar ayn olduu halde, nedenler, koullar ve so-
nular ylesine bambakadr ki, aslnda ayn olaylarn anlatldna nerdeyse inanamaz
hale geliriz.
Berber, Jones'un yksn drt kulakla dinlemi, duyduklar sanki ona yetmemiti
gene de. Burnunu her ie sokmazd ama, ok merak ettii bir ey vard: Jones,
sevdalandndan ve Blifilin rakibi oluundan sz ettii halde, sevdii gen bayann
adn gizli tutmaya dikkat etmiti. Berber, biraz duraksadktan ve epey eveleyip ge-
veledikten sonra, tm bu aclarn balca nedeni grnen bayann adn ltfetmesini
diledi Jones'dan.
Delikanl, biraz duraklayp, yle dedi: "Size bylesine gvendiime ve ne yazk ki
onun ad burada gereinden fazla duyulduu na gre, bunu sizden gizlemeyeceim
artk: Ad Sophia Western'dir."
"Proh deum atque fidem! (Tanrlarn ve insanlarn onuru adna!) Demek Mr.
Western'in kz yetikin bir kadn oldu ha!"
"Hem de dnyada ei olmayan bir kadn!" dedi Jones heyecanla. "Onun kadar gzel
bir ey grmemitir hi kimsenin gz! Ama gzellii en nemsiz yan. yle akll! yle
iyi yrekli kil Onu sonsuza dek vsem de, erdemlerinin yarsn bile sayamam.
Berber, demek Mr. Westernin yetikin bir kz var," dedi. "Babas delikanlyd onu
tandm srada. Eh, ne yapalm, tempus edax rerum (zaman her eyi kemirir)."
arap o srada bitmiti. Berber, bundan sonraki ieyi kendi smarlamak iin direndi.
Ama Jones, kesinlikle reddetti bu neriyi.
"Zaten gereinden fazla itim," dedi. "Artk odama gitmek istiyorum. Keke
okuyabilecek bir kitap bulabilsem orada."
"Kitap m!" dedi Benjamin. "Hangi kitab isterseniz? Ltince mi istersiniz, ngilizce mi?
Her iki dilde de baz ilgin kitaplarm var. rnein Erasmi Colloquia, Ovid de
Tristibus, Gradus ad Parnassum. Geri bazlar biraz yrtk prtk ama, ok iyi
ngilizce kitaplarm da var: Stoweun Chronicle'nn byk bir ksm, Pope'un Homer'in
altnc cildi, Spectator'un nc cildi, Echard'n Roman History'sinin ikinci cildi, The
Craftsman, Robinson Crusoe, Thomas a Kempis'in kitab ve Tom Brown'un
yaptlarnn iki cildi."
Jones, "bu son sylediiniz adamn kitaplarn hi grmedim," dedi. "Bana o iki ciltten
birini dn vermenizi rica edeceim."
Berber, Jones'un bu kitab okurken ok ho vakit geireceini syledi; nk o yazan,
ngiliz ulusunun yetitirdii en zeki adamlardan biri sayyordu. ok yaknda bulunan
evine gidip, kitapla geri dnd. Jones, berberin dilini tutmas iin uzun uzun
yalvardktan, berber de dilini tutacana yemin stne yemin ettikten sonra, birbirle-
rinden ayrldlar. Berber evine gitti; Jones da odasna ekildi.
BLM 6
BLM 7
Partridgein davrann imdiye dek anlatlanlardan daha iyi
aklayan baz nedenler gsterilir; Jones'un bir kusuru savunulur;
hanc bayanla ilgili birka kk yk daha anlatlr.
BLM 8
Mr. Jones ile Partridge ya da Kk Benjamin (bu "kk" sfat adama alay olsun
diye verilmiti belki de; nk Partridge bir metre seksen boyundayd nerdeyse) son
kaldklar yerden anlattmz biimde ayrldktan sonra, yazlmaya deer hibir
servenle karlamadan Gloucester'e vardlar.
Orada, an tabelasn tayan bir handa kalmaya karar verdiler. an adl han
gerekten ok gzeldir. Bu eski kente gidecek olan tm okuyucularma orada
kalmalarn candanlkla salk veririm. Han sahibi, byk bir vaiz saylan Whitefield'in
kardei olduu halde, Metodizm'in ya da Hristiyan Kilisesine aykr herhangi baka bir
mezhebin tehlikeli ilkeleriyle zehirlenmi deildir. Ne Kiliseye ne de Devlete zarar
dokunmayacak, kendi halinde, namuslu bir adamdr bana kalrsa. Eskiden gzelliiyle
n kazanan kars ise, hl ok ho bir kadndr. Grn ve davranyla, toplumun
en st evrelerinde bile bir yldz gibi parlayabilir. Kadn, bunun da daha birok baka
stnl olduunun da farknda herhalde. Ama imdiki durumundan honut
grnyor, toplumda yksek bir yeri olmayn hi yadrgamyor. Bu kadn, srf
saduyusu ve bilgelii sayesinde, alnyazsna katlanyor; nk kocas gibi, o da
Metodizm'e zg grlere hi kaplmam henz. Henz diyorum; nk hancnn
kars, kaynbiraderin yazlarnn onu ilkin bir hayli etkilediini aka sylemekten
ekinmiyor. Hatt Metodistlerin dinsel trenlerine katlabilmek ve "Ruhun Olaanst
Heyecanlarn" duyabilmek iin, bu mezhepteki kadnlarn giydikleri zel giysiyi bile
satn alm. Ne var ki, hafta boyunca gittii bu trenlerde, kendi deyimiyle, be
paralk bir heyecan duyamad iin, akll davranp zel giysisini bir kenara koymu,
mezhepten km. Szn ksas, hancnn ei son derece iyi huylu ve dost bir kadn.
Herkesi ho tutmak iin, yle canla bala urayor ki, onun hannda kalmaktan ayrca
honut olmayan konuklar, gerekten somurtkan kiiler saymak gerekir.
Jones ile yol arkada hana girdikleri srada, bir rastlant sonucu avluda bulunan Mrs.
Whitefield, keskin zeks sayesinde, ykmzn ba kiisinin halinden, onun sradan
bir adam olmadn hemen anlad. Hizmetilerin ona bir oda gstermelerini ve
delikanlnn kendisiyle beraber yemek yemesini istedi. Jones bunu sevine sevine kabul
etti; nk byle yol teptikten ve bu kadar uzun sre a kaldktan sonra, Mrs.
Whitefield'den ok daha az ho olan bir kiinin arsn ve ok daha kt bir yemei de
ho karlard.
Sofrada Mr. Jones ve iyi yrekli Mrs. Whitefield'den baka, Salisbury'li bir noter vard.
Mrs. Blifil'in ld haberini Mr. Allworthy'ye getiren noterin ta kendisiydi bu adam.
Adnn Dowling olduunu henz bildirmemitik sanrm. Avukat olduunu syleyen ve
Somersetshire'da Lidlich'e yakn bir yerlerde oturan bir adam daha vard. Bu adam,
avukat geiniyordu ama, akldan ve bilgiden yoksun, aalk bir dalaveracyd aslnda.
Hukuk mesleinin upuzun giysisinin kuyruunu tayanlardan biri diyebiliriz bu herife.
Noterler, mesleklerinin yedek uaklar saylan bu adamlar beygir olarak kullanrlar.
Byleleri, yarm crown'luk bir cret kazanmak uruna, posta arabalarnda alan gen
ocuklardan fazla yol koarlar.
Yemek srasnda, Somersetshire'l avukat, Jones'u tand; nk Mr. Allworthy'nin
mutfana sk sk urad iin, delikanly orada grmt. Bundan yararlanp, ancak
yakn bir dosta ya da tanda yakacak labali bir tavrla, Mr. Allworthy'nin ailesinin
nasl olduunu sordu. Bu aileyle senli benliymi havasn vermek amacyla byk bir
aba gsteriyordu ama, o evde ancak uakla konuabilmek onurunu elde edebilmiti
imdiye dek. Jones, dalaverac avukat hi grmedii ve bu adamn kendinden stn
kiilerle ili dlym geinmek iddiasnda olduunu herifin her davranndan anlad
halde, onun tm sorularna byk bir nezaketle karlk verdi.
Bu tr heriflerle konumak, akl banda bir insann ayrca arna gittii iin, sofra
rts kalkar kalkmaz, Mr. Jones kesin bir tavr alp, masadan uzaklat: zavall Mrs.
Whitefield'i hanc olmann cezasn ekmeye brakt. Zaten Mr. Timothy Harris'in ve ince
zevkli baka hanclarn yaknarak anlattklarna gre, bu ceza, yani konuklaryla
oturmak zorunluu, en ac yanym bu meslein.
Jones odadan knca, dalaverac avukat, Mrs. Whitefield'e fsldayarak sordu hemen:
"u fiyakal apknn kim olduunu biliyor musunuz?"
Mrs. Whitefield, o bay ilk kez bugn grdn syledi.
"Baym!" dedi dalaverac avukat. "Amma da bay! At hrszl yapt iin aslan bir
herifin piidir o ayol! Bir kutuya koyup, Mr. Allworthy'nin kapsna brakvermiler pii.
Hizmetilerden biri onu bulduu srada, kutu yamur suyuyla ylesine doluymu ki, pi
az kalsn boulacakm. Ama boulmasn deil, baka bir biimde lmesini gerektiriyor
alnyazs."
Dowling alay edercesine srtt: "Tamam, tamam! Sylemene gerek yok. Vallahi
hepimiz anladk alnyazsnn onu ne biim bir lme srkleyeceini."
Dalaverac avukat durmadan konuuyordu: "Herkese bilindii gibi, ekingen bir
adam olan, ba belya girecek diye korkan Mr. Allworthy, piin eve alnmasn
buyurdu. Pi orada bir bay gibi byd, beslendi, sslenip pslendi. Derken, hizmeti
kzlardan birini gebe brakt. Sonra, kz kandrp, karnndaki bebei Mr. Allworthy'nin
peydahladna yemin ettirdi. Onu, orospu peinden kouyor diye srf azarlad iin,
Mr. Thwackum adl bir din adamnn kolunu krd. Derken ate edip, Mr. Blifil'i srtndan
vurmaya kalkt. Gnn birinde Mr. Allworthy hastayken, adamcaz uyuyamasn diye,
eline bir davul ald; davulu ala ala evde bir aa bir yukar doland durdu. Buna
benzer daha nice kepazelikler yapt. te bu yzden, ben oralardan tam ayrlacam
srada, yani drt be gn nce, Mr. Allworthy, rlplak kap dar etti onu."
"ok da hakk varm dorusu" dedi Dowling. "Ben kendi z olumu bile kap dar
ederdim, bu herifin yaptklarnn yarsn bile yapsa. Peki ltfen, syler misin bu kibar
bayn adn?"
"Ad m? Ad Thomas Jonesdur onun."
Dowling biraz heyecanland: "Jones mu? Ne! Yani bizimle birlikte yemek yiyen, Mr.
Allworthy'nin evinde oturan Mr. Jones mu?" "Ta kendisi."
Dowling "bu baydan bana ok sz edildi" dedi; "ama hibir kt ey duymadm
onunla ilgili olarak."
Mrs. Whitefield lfa kart: "Ben de unu syleyim ki, anlattklarnzn yars bile
doruysa, hi kimsenin grn bylesine aldatc olamaz. Mr. Jones'u gren, onu
anlattmzdan bambaka bir insan sanrd. Geri ben onu az grdm ama, dostluk
edilebilecek, kibar ve efendiden bir adama benziyor her haliyle."
Tanklk etmeden nce genellikle mahkemelerde yemin ettiini, ama u srada yeminli
olmadn anmsayan dalaverac avukat, biraz nce sylediklerini kantlamak iin o
kadar ok yemin ve de o kadar ok kfretti ki, bunlar duymak istemeyen Mrs.
Whitefield, srf yeminler ve kfrlerin ard kesilsin diye, onun sylediklerine inandn
bildirdi.
Bunun zerine dalaverac, "bayan" dedi, "sylediklerimin doru olduunu bilmesem,
bunlar syleyecek kadar alalamazdm elbette. Bana hibir zaman ktlk etmeyen bir
adama karaalmakta ne gibi bir karm olabilir? Bilin ki, sylediklerimin hepsi doru-
dur; doru olduundan da herkesin haberi vardr bu lkede."
Dalaverac avukatn Jones'u ktlemesi iin bir nedeni ya da bir istei olmadn
sanan Mrs. Whitefield, adsmn byle stste yeminler ederek ve gvenle konuarak
sylediklerine inand. nand iin de okuyucumuz ayplayamaz kadncaz. Bunun
zerine Mrs. Whitefield, bir insann yzne bakarak onun kiiliini anlamak iddiasndan
vazgeti ve konuunu ylesine kt grmeye balad ki, onun bir an nce gitmesine
can att.
Kocas Mr. Whitefield, mutfaktan ald bir haberi aktardktan sonra, Mrs. Whitefield'in
bizim delikanlya gveni bsbtn sarsld; nk Partridge, mutfaktakilere yle
demiti:
"Srt antasn ben tadm halde; Tom Jones (byle szn ediyordu Mr. Jones'un)
salonda keyfederken, ben hizmetiler arasnda oturmaya katlandm halde; ben onun
hizmetinde deilim. O ne denli kibar bir baysa, ben de o denli kibar bir baym."
Btn bunlar olup biterken, susup oturan Dowling, parmaklarn srd, yzn
buruturdu, srtt ve son derece kurnaz haller taknd. Sonunda azn ap, Mr.
Jones'n byle bir bay olamayacan syledi. Derken, byk bir tel iinde hesap
pusulasn dedi, o akam Hereford'da bulunmas gerektiini bildirdi, acele yaplmas
gereken ilerinin okluundan yaknd; ve yirmi yerde birden bulunabilmek iin, kendini
yirmi paraya blmek istediinden sz etti.
Dalaverac avukat da gittikten sonra, Jones ltfedip kendisiyle birlikte ay imesi iin
Mrs. Whitefield'e bir arda bulundu. Mrs. Whitefield buna yanamaynca, stelik
yemekteki davranndan bambaka bir tavrla bunu reddedince, delikanl bir hayli at.
Jones, bu bayann tutumunun artk deitiinin farkna vard. Mrs. Whitefield doutan
gleryzl olduu iin, onu vmtk biraz nce. Oysa imdi kadnn yznde
zorlanm bir sertlik vard. Bu durum yle tatsz geldi ki bizim delikanlya, vakit iyice ge
olduu halde, bu handan hemen o akam gitmeye karar verdi.
Tom Jones, Mrs. Whitefield'in anszn deimesini yorumlarken, biraz hakszlk
ediyordu aslnda. Kadnlarn genel olarak vefaszl, durup dururken tutumlarn
deitirivermeleri konusunda baz hain ve de haksz yarglar dnda, baka bir
kukuya da kaplmaya balamt: Atlar olmad iin kendisine kar nezaketsiz
davranldn sanyordu. Yatak bana hesap denirken, at denilen hayvanlar araf
kirletmedikleri iin, o atlara binen kiilerden ok daha krl saylrlar hanlarda. te bu
yzden hanclar, binicilerden ok atlarla grmek istemektedirler. Ne var ki, bu tr
hanclardan ok daha uygar bir tutumu benimseyen Mrs. Whitefield'e hakszlk etmek
istemeyiz; nk gerekten kibar bir kadnd o. Yaya yryen baylara da son derece
nazik davranabilirdi. (ykmzn ba kiisini rezil bir herif sand iin, ona yz
vermemiti. Okuyucunun bildiklerinden Jones'un da haberi olsayd, Mrs. Whitefield'i
ayplayamazd. Hatt kadnn davrann doru bulur; kendisine saygszlk gsterdi
diye, kadna daha da ok sayg beslerdi. Durup dururken ad ktye kan susuz bir
adamn durumu gtr. Oysa kt olduunu kendi de bilen bir adam, onu
nemsemeyen ve hor grenlere fkelenirse, hakszlk etmi olur. Hatta. drst bir
adam, karsndakilerle iyice tanp konuarak susuz olduunu kantlamadan nce,
onunla ille dostluk kurmak isteyenleri aalar doal olarak.
Gelgelelim Jones'un durumu byle deildi. Ne olup bittiinden hi haberi
olmadndan, Mrs. Whitefield'in davranna hakl olarak gcenmiti. Onun iin hesab
dedi; handa kalmak iin kyametler koparan Mr. Partridgee hi aldrmadan, yola kt.
Mr. Partridge de srt antasn yklenip, arkadann peinden gitmek yceliini
gsterdi.
BLM 9
Glgeler yce dalardan alalp yaylmaya balad imdi. Her eitten tyl yaratk
yuvasna ekildi. st tabakadan gelen lml kii ler le yemeine, alt tabakadan
gelen lml kiiler de akam yemeine oturdular. Yani szn ksas, Mr. Jones
Gloucesterden karken saat bei alyordu. Tam k ortas olduundan, bu yle bir
saatti ki, eer ay bunu engellemeseydi, karanln kirli parmaklar, kapkara bir perdeyle
rtecekti evreni. Ne var ki ay, geceyi gndz yapan kimi keyif dkn insanlarn
yzn andran yuvarlak ve krmz bir yzle, gn boyunca uyuduu yatandan btn
gece uyank kalabilmek iin kt o srada.
Jones, biraz yrdkten sonra bu gzel gezegeni vd. Sonra, yol arkadana
dnp, mrnde bylesine nefis bir akam grp grmediini sordu. Partridge bu
soruya hemen karlk vermeyince, Jones ayn gzelliinden dem vurdu. Gkyzn
aydnlatan ay ve yldzlar konusunda teki airlerin tmnden kukusuz stn olan
Milton'dan birka dize aktard. Derken The Spectator'da okuduu bir yky anlatt:
Birbirlerinden ok uzaklarda olduklar srada, belirli bir saatte aya bakmaya karar verip,
ayn anda ayn eyi seyrettikleri dncesiyle avunan iki sevdalnn yksyd bu.
Bizim delikanl bunlar anlattktan sonra, "insanln duyabilecei tm tutkularn en
ycesini gerekten duyuyordu bu sevdallar" diye ekledi.
"Olabilir" dedi Partridge. "Ama souu duyamayan bedenleri olsayd, daha da ok
kskanrdm onlar; nk lesiye dondum. ok korkarm ki, baka bir hana varamadan
nce, burnumdan bir para kopup yokoluverecek bu gidile. an, mrmde grdm
en rahat hanlardan biriydi. Oradan byle geceleyin lgnlar gibi katmz iin
bamza bir bel gelecek herhalde. Vallahi ben orada grdm hibir yerde
grmedim. Bu lkenin en byk Lord'u, kendi evinde ne denli rahat ederse, orada da o
denli rahat edebilir. Ve biz, byle bir yeri brakp, dalarda bayrlarda, Allah bilir
nerelerde, per devia rura viarum, yani ssz kelerde bucaklarda dolanp duruyoruz.
Ben size bir ey sylemiyorum ama; aklmzn bamzda olmadn ileri srecek kadar
hogrsz kiiler de kabilir karmza."
"Ayp, Mr. Partridge" dedi Jones. "Biraz daha yrekli olun. Dmana meydan
okumaya gidiyorsunuz da, imdi birazck mekten mi korkuyorsunuz yoksa? Keke
bir rehberimiz olsayd da, bu yollardan hangisine sapacamz bize syleseydi.
Partridge "izin verin de, size bir tte bulunaym" dedi. "Interdum stultus
opportuna loquitur yani bir budalann da doru syledii olur."
Jones "peki, hangisine sapmamz istiyorsun?" diye sordu.
"kisine de sapmamz istemiyorum" diye karlk verdi Partridge. "Bulabileceimiz tek
yol, geldiimiz yoldur. Sk yrrsek, bir saatte Gloucester'e geri dnebiliriz. Ama
ilerlersek, bir yere ne zaman varacamz Allah bilir; nk nmde en azndan elli
milin uzandn gryorum. Bir tek ev de yok ortalarda."
"Grdm ok gzel bir manzara" dedi Jones. "Il l ldayan ay, bsbtn
gzelletiriyor bu manzaray. Ben soldan gideceim; nk soldaki yol, doru tepelere
doru uzanyor. O tepeler de Worcester'den pek uzak deilmi bize anlattklarna gre.
Cann isterse, sen burada benden ayrlabilir, geri dnebilirsin. Ama ileriye doru
yrmeye kararly m ben."
Partridge "byle bir niyet beslediimden kukulanmanz doru deil, efendim" dedi.
"Ben yalnz kendimi deil, sizi de dnerek bunu salk vermitim. Ama ileriye doru
yrmeyi aklnza koydunuzsa, ben de peinizden gitmeyi aklma koydum. Proe,
sequar te, yani ileri git, arkandan geliyorum."
Birbirleriyle hi konumadan birka mil yrdler. Bu sessizlik srasnda, bizim
delikanl ikide birde iini ekiyor; Partridge de, onun gibi, ac ekercesine inliyordu.
Ama o i ekmelerle o iniltilerin bambakayd nedenleri.
Derken Jones znk diye durdu; dnp arkadana "Partridge!" diye bard.
"Yeryzndeki en gzel yaratn gzleri, imdi benim grdm u aya bakmaktadr
belki!"
"Olabilir efendim" dedi Partridge. "Ama ben imdi gzlerimi gzel bir rostoya
dikebilseydim, ayn da, ayn boynuzlarnn da cehenneme kadar yolu vard."
"Bir barbar bile nasl byle konuur? Ne olur, syle bana Partridge: Sevdann ne
olduunu mrnde duydun mu sen? Yoksa ok eskiden duydun da, zaman tm izlerini
sildi mi anlarnn?"
"Ah ki ah!" diye bard Partridge. "Sevdann ne olduunu hi mi hi bilmeseydim
keke! Infandum regina jubes renovare do orem, yani anlatlmaz bir acy yeniden
dile getirmemi emrediyorsun, ey kralie! Ak tutkusunun tm duygularn, tm
yceliini, tm acsn tattm ben!"
"Peki, sevgilin sana hainlik mi etti?"
"Gerekten ok hainlik etti, efendim; nk benimle evlendi ve dnyann en ba
bels kars oldu. Neyse, Tanrya krler olsun, o yok artk. Vaktiyle okuduum bir
kitaba gre, llerin ruhu aya gidermi. Eer karmn ruhunun da aya gittiine
inansaydm, onu greceim korkusuyla aya bakamazdm bir daha. Ama sizin hatrnz
iin, efendim, ayn bir ayna olmasn ve u srada Miss Sophia Western'in o aynada
kendini seyretmesini dilerdim."
"Sevgili Partridge" dedi Jones heyecanla, "bu ne gzel bir dnce! Bana kalrsa,
ancak bir n aklna gelebilirdi byle bir ey. Ah Partridge! Acaba o yz bir kez
daha grmek bana nasip olacak m! Ne yazk ki, o altn dlerin tm sonsuza dek yok
oldu. Gelecekte mutsuzluktan kurtulmamn bir tek aresi var: Eskiden benim iin tek
mutluluk kayna olan kiiyi unutmak."
"Miss Westerni bir daha grmek umudundan gerekten vazgetiniz mi? Eer benim
szm dinlerseniz, bilin ki, yalnz grmekle kalmayacak, kollarnz arasna bile
alacaksnz onu."
Delikanl ah, aklma byle eyler getirme sakn!" diye heyecanland. "Bu tr
zlemlerden vazgeebilmek iin, yeterince savatm kendi kendimle."
"Olmad dedi Partridge. "Sevgilinizi kollarnz arasna almak istemiyorsanz, pek
acayip bir ksnz dorusu."
"Neyse, neyse... Bu konudan vazgeelim... Peki, nedir senin nerdii n are?"
"Asker olduumuza gre, askerlere zg bir deyimle syleyeyim bunu: Sadan
arkedelim. Nereden geldikse oraya gidelim. Vakit ge de olsa, Gloucestere belki
varabiliriz bu gece. Oysa byle boyuna yrrsek, bir han ya da bir ev grmeden,
ilelebet dolanp dururuz bana kalrsa."
"Yoluma devam etmeye kararl olduumu sana sylemitim. Ama senin geri dnmeni
istiyorum artk. Buraya kadar geldiin iin, sa ol. Sana gnl borcumun kk bir
armaan olarak u altn alman rica ediyorum. Hayr olmaz, benimle gelmeni istemek
hainlik olur; nk sana aka syleyeyim: Kralmn ve lkemin hizmetinde anl bir
lmdr benim balca amacm ve isteim."
Partridge "nce u paray geri aln ltfen" dedi. "Sizden imdi para alamam efendim;
nk bana yle geliyor ki, sizden daha varlklym u srada. Eer yolunuzda gitmeye
kararlysanz, ben de sizin peinizden ayrlmamaya kararlym. Mademki bylesine
uursuz niyetleriniz var, yannzda bulunup size gzkulak olmam arttr bundan byle.
Bu konuda benim benimsediim tutumun sizinkinden ok daha salkl olduuna
gvenebilirsiniz vallahi: Siz savata can vermeyi kesinlikle aklnza koydunuz ya; ben
de bu savata can vermemek iin elimden geleni yapmay ayn kesinlikle aklma
koydum. arpmalarn aslnda pek tehlikeli olmayacan da umuyorum; nk bir
Katolik papaz, bu davann sava olmadan zmleneceini syledi geenlerde."
"Bir Katolik papaz m! Bir Katolik papaz kendi dinsel inanlar yararna konuursa,
ona inanmak gerektiini sylerler teden beri."
"Ama hi de kendi dinsel inanlar yararna konumuyordu bu papaz. Hatt bir
deiiklik olursa, Katoliklerin bu deiiklikten hibir ey elde edemeyeceklerini
sylyordu; nk ngiltere'nin en inanl Protestanlarndan biriymi tahta hak iddia
eden Prens Charles. Onun ve yandalar bilinen Katoliklerin Stuart hanedann
tutmalarnn tek nedeni haktan yana olmalarym."
"Bana kalrsa," dedi Jones, "Protestan olmad gibi, haktan yana da deildir Prens
Charles. Baarmzdan da hi kukum yok. Ama ancak bir savatan sonra baarl
olabiliriz. Yani arpma olmayaca konusunda senin dostun u Katolik papaz kadar
iyimser deilim ben."
"Belki de doru sylyorsunuz efendim; nk benim okuduum kitaplarda,
kehanetlerde bulunanlarn tm, bu kavga uruna ok kan dkleceinden szederler.
Ve u srada yaayan baparmakl deirmenci, diz boyu kana batm kraln
atn tutacakm. Tanr hepimize acr da, daha gzel gnler grrz inallah!"
"Sen kafan amma da samasapan eylerle doldurmusun! Her halde Katolik
papazndan renmisindir bunu da. Acayip ve mantkd ilkeleri savunmak iin,
acayip olaylar gerekiyor anlalan! Kral George'un davas, zgrln ve gerek dinin
dvasdr. Yani saduyunun davasdr olum. Ve Briareus91 yz baparmayla birlikte
yeniden canlanp deirmenci olsa bile, bu davann gene de baarya ulaacan aklna
koy."
Partridge bunu duyunca, sustu. Delikanlnn szleri onu allak bullak etmiti. Uygun bir
frsat bulamadmz iin okuyucumuza henz bildiremediimiz bir gizi aklamann
sras geldi imdi: Aslnda Partridge, Stuart hanedanndan yanayd; Jones'un da ayn
partiden olduunu, bakaldranlara katlmak zere yollara dtn sanyordu. Byle
bir yanlgya kaplmasnn bir nedeni vard; nk Hudibras'n szn ettii Sylenti
denilen o upuzun boylu bayan (Vergilius, bin bir gzl, bin bir dilli, bin bir azl, bin bir
kulakl diye anlatr ayn bayan) Jones ile subay arasnda kan kavgay Partridge'e
aktarrken, gereklere pek saygl davranmamt. Hatt Sylenti, Prens Charles'n adn
Sophia'nn adyla deitoku etmiti. Bylece bizim delikanl, szde Sophia'nn
salna deil, Prens Charles'n salna kadeh kaldrd iin, saldrya urayp yere
serilmiti. Partridge bunun byle olduunu duymu, duyduuna da iyice inanmt. Bu
durumu gznnde tutarak, delikanly Stuart hanedanna yanda sanmasna fazla
amamal... Hatt bu konuda yanldn anlamadan biraz nce, az kalsn Jones'a
aklayacakt ayn davadan yana olduunu. lk tantklar srada Jones'un savaa
katlmak kararn bellibelirsiz bir szle Partridge'e bildirdiini de gznnde tutan
okuyucumuz, adamcazn byle yanlmasna daha da az aar. Partridge tm lkenin
kendi gibi dndn sand iin, Jones'un szlerini bu biimde yorumlayabilirdi
aslnda. Delikanlmzn askerlerle birlikte yolculuk etmesine de pek hayret etmemiti;
nk tm halk gibi, ordunun da Stuart'lardan yana olduuna inanyordu.
Gelgelelim Partridge, James'e ya da Charles'a ne denli candan bal olursa olsun,
Kk Benjamin'e, yani kendi benliine bu ikisinden de fazla balyd. te bundan
tr, yol arkadann ilkelerini renir renmez, kendi ilkelerini gizlemeyi, bunlardan
vazgemi gibi davranmay uygun buldu. Ancak delikanlmz sayesinde refaha
kavuabilirdi. Jones ile Mr. Allworthy'nin arasnn sylendii kadar ak olduuna da hi
mi hi inanmyordu. O blgeden ayrldktan sonra, kimi komularyla srekli
mektuplam; Mr. Allworthy'nin bu delikan!ya besledii byk sevgi konusunda
abartlm raporlar almt. Daha nce sylediimiz gibi, bizim delikanlnn Mr.
Allworthy'nin olu olduuna en kk bir kuku duymadan inanan Partridge'e
bildirdiklerine gre, Jones z babasnn varisi de olacakm.
Bylece Partridge, eskiden ne denli kavga etmilerse etsinler, Mr. Jones eve dner
dnmez baba oulun baracaklarn sanyordu. Delikanlnn gzne girmek frsatn iyi
kullanabilirse, ok yararlanabilirdi bu barmadan.
Jones'un evine dnmesini salarsa, Mr. Allworthy'nin gzne gireceine de
gveniyordu.
Partridge'in iyi huylu bir adam olduunu sylemitik. Jones'a ve Jones'un kiiliine
ok candan bir sevgi duyduunu da Partridge kendi sylemiti. Ama bu sefere
katlmasnda, biraz nce ileri srdmz dncelerin de kk bir pay vard
herhalde. Hele delikanlmzla kendisinin baka partilere bal olduklarn anladktan
sonra, inanlar ayr da olsa, olundan ayrlmaya yanamayan saduyulu bir baba gibi
91 Briareus, Homeros'un anlatt, elli tane ba ve yz tane eli olan bir dev. (.N.)
davranmas, ancak byle aklanabilir. Bu gzlemlerden sonra, unun farkna varm
bulunuyorum: Sevgi, dostluk, sayg ve buna benzer duygular, geri bir insan ok gl
biimde etkiler ama; kendi amac uruna bakalarn kullanmak isteyen akl banda bir
adam, kendi karn da savsaklamaz hibir zaman. Ei grlmemi bir iltr insann
kendi kar. Tpk Dr. Ward'n hap gibi, gereken yere, dilinize, elinize ya da bedeninizin
baka bir yerine ulaverir dakikasnda; hemen de ifal etkisini gsterir.
BLM 10
Jones ile arkada, bir nceki blmdeki konumay tam bitirdikleri srada, ok dik bir
tepenin eteine vardlar. Orada Jones durdu ve gzlerini havaya kaldrp bir sre
sustuktan sonra, yol arkadana seslendi:
"Partridge, keke u tepenin stnde olsaydm! Manzara nefis olmal oradan.
zellikle bu kta; nk ayn her bir yana sat o derin keder, anlatlamayacak kadar
gzel gelir dertli dnceler beslemek isteyen bir insann hayal gcne!"
"Olabilir" dedi Partridge. "Ne var ki, tepenin st dertli dnceler verirse, etei de
neeli dnceler verir herhalde. Ve neeli dnce, dertlisinden ok daha iyidir bana
kalrsa. Vallahi u dan doruundan szetmekle, kanm dondurdunuz sanki. Bana
dnyann en yksek da grnyor bu. Yok, yok! Eer bir yer aryorsak, ayazdan
korunmak iin, yer altnda bir yer arayalm kendimize."
"Sen yle bir yer ara. Ama fazla uzaklarda olmasn ki, geri dndmde seni
arnca, sesimi duyasn."
"Aman efendim! Siz delirdiniz mi yoksa!"
"Eer bu tepeye kmak delilikse, demek ki ben delirdim. Ama sen souktan bunca
yakndna gre, aada kalman istiyorum. Bir saate kadar geri dnerim mutlaka."
"Efendim, kusuruma bakmayn ama, siz nereye giderseniz, ben de peinizden
gitmeye kararlym."
Aslnda Partridge, yalnz kalmaktan korkuyordu. Her eyden korkard ama,
hortlaklardan ayrca d kopard. Gecenin bu saati, bulunduklar yerin sszl da, ok
uygundu hortlaklara.
Tam o srada Partridge'in gz, aalarn arasnda ok yakn grnen bir a takld.
Kendinden geen adamcaz, hemen bard sevinle:
"Ah efendim! Tanr dualarma kulak verdi sonunda; bizi bir eve gtrd. Belki de bir
handr oras. Yalvarrm size efendim, bana ya da kendinize birazck olsun acyorsanz,
Tanrnn bize balad nimeti tepmeyin. Hemen o a doru gidelim. Han m deil
mi bilemem ama, orada oturanlar Hristiyansa, bylesine berbat durumda olanlardan
yatacak kck bir yeri esirgemezler nasl olsa."
Sonunda Jones, candan yalvarp yakaran Partridge'e boyun edi; n geldii yere
doru yrdler.
ok gemeden bir konan ya da bir ky evinin (nk ky evi de denilebilirdi bu
yapya, konak da) kapsna vardlar. Jones birka kez kapya vurduu halde, ierden t
kmad. Derken, kafas hortlaklar, eytanlar, cadlar ve bunlara benzer eylerle dolu
olan Partridge, tir tir titremeye balad.
"Tanr bize acsn!" diye szland. "erdekilerin tm lmtr mutlaka. Ik da yok
artk. Oysa bir dakika nce yanan bir mum grmtm. Ah, byle eyler olduunu
duymutum ben..."
Jones "ne gibi eyler?" diye sordu. "erdekiler ya derin bir uykudadr ya da buras
ssz bir yer olduu iin, kapy amaktan ekiniyorlardr."
Bunun zerine Jones, iyice grlt yapmaya, barp armaya balad. Sonunda
yal bir kadn. st kattaki bir pencereyi at, kim olduklarn ve ne istediklerini sordu.
Jones, yollarn aran yolcular olduklarn, pencerede bir k grdkleri iin,
snabilmek umuduyla buraya geldiklerini syledi.
"Kim olursanz olunuz!" diye bard kadn. "Burada iiniz yok. Kapy kimseye de
aacak deilim gecenin bu saatinde."
nsan sesi duyunca, korkudan biraz kurtulan Partridge, birka dakika ocak banda
oturabilmek iin, canla bala yalvard. Souktan nerdeyse ldn ileri srd.
(Nerdeyse lmesinde, sadece souun deil, korkakln da byk bir pay vard
aslnda.) Yanndaki bayn, lkenin en byk toprak sahiplerinden biri olduunu anlatt;
kadn kandrabilmek iin, gereken her sz syledi. Ama bu szlerden fazla
etkilenmeyen kadn, Jones'un ona yarm Crown vereceini duyunca, yola geldi. Byle
bir rvete dayanamazd byle bir insan. stelik, ay nda ak seik grebildii
Jones'un kibar hali ve terbiyeli davran, kapya gelenlerin hrsz olduklar korkusunu
tamamiyle gidermiti. Onun iin, sonunda yolcular ieriye almaya raz oldu; ve
sevinten uan Partridge, ocakta yanan gzel bir atein onu beklediini grd.
Ne var ki, adamcaz snr snmaz, aklndan bir trl skp atamad korkular
yznden, gene biraz tedirgin olmaya balad. Partridge'in bo inanlar arasnda
cadlar n planda gelirdi; imdi karlarnda duran yal kadn da cad kavramna ayrca
uygundu. Otway'in Yetim adl tiyatro oyununda anlatlan cadya tpatp benziyordu.
Hatta bu kadncaz, Birinci James'in kral olduu sralarda yaasayd, srf grn
yznden, doru drst yarglanmadan aslverirdi hemen.
Kadnn tek bana bylesine ssz bir yerde, d da ii de bu kadar gzel bir evde
oturmas da, Partridge'in kukularn destekler nitelikteydi. Ev, olaanst bir dzen ve
zariflikle denmiti. Jones da evresine baknca, olduka at; nk her eyin son
derece temiz ve derli toplu olduu bu oda, antika merakls bir adamn dikkatini
ekebilecek deerde biblolar ve ufak tefek eyalarla sslyd.
Jones bunlar hayran hayran seyreder ve bir cadnn evinde olduuna kesinlikle
inanan Partridge zangr zangr titrerken, yal kadn, "burada oyalanamayacanz
umarm, baylar" dedi; "nk efendim her an gelebilir. Bana verdiiniz parann iki katn
verseniz bile, sizi burada bulmasn istemem."
Ya, demek ki bir efendin var?" dedi Jones. "Kusuruma bakma ama, btn bu gzel
eyalar senin evinde grnce, amtm."
"Ah efendim, bunlarn yarsnn yars benim olsa, varlkl bir kadn sayardm kendimi ...
Ne olur efendim, burada kalmayn. Evin sahibi her an gelebilir."
"Ama" dedi Jones, "herkesin yapaca bir eyi yaptn da bizi bir sre ieri aldn diye
sana kzamaz bu adam."
"Ah efendim, ah! Garip bir adamdr o. Hi kimseciklere benzemez. Evine hi konuk
gelmez. Onu grmelerini istemedii iin ancak geceleyin ara sra dar kar. Burann
kylleri ondan korkarlar. yle bir kl kyafeti vardr ki, alk olmayanlarn d kopar
onu grnce. Geceleyin oralarda dolat iin, Tepedeki Adam adn taktlar ona. Bana
kalrsa, eytandan bile bylesine korkmuyorlardr kyller. Sizi burada bulursa, fena
halde fkelenir."
"Yalvarrm efendim" dedi Partridge, "bu bay sakn kzdrmayalm. Ben yrmeye
hazrm; mrmde bu denli sndm da bilmiyorum. Gidelim efendim, ne olur. Bakn,
ocan stnde pitovlar var. Allah bilir onlarn dolu olup olmadn. Adamn
onlarla neler yapp yapmayacan da ancak Allah bilir."
"Hi korkma Partridge, ben seni tehlikeden korurum."
Yal kadn lfa kart: "Yoo, yle eyler hi yapmaz. Srf kendi gvenlii asndan
silh bulundurmak zorunda. Evi ka kez soymak istediler. Daha geen gece, hrszlarn
buralarda dolandn duyar gibi olduk. Byle gece yarlar tek bana gezinirken, kt
bir herifin gelip onu ldrmemesine hep aarm. Ama demin sylediim gibi, ondan
korkuyorlar. stnde alnmaya deer bir eyler olabilecei de akllarna gelmiyor."
"Efendinin ok yolculuk ettii, pek ender bulunan bu eyalardan anlalyor."
"Evet, birok yerlere gitmi. Her konuda bylesine bilgili bir adam az grdm
mrmde. Bana yle geliyor ki, mutsuz bir ak yaam ya da buna benzer bir eyler
olmu. Otuz yldan fazla onunla ayn evde yaadm; btn bu sre boyunca, alt kiiyle
konutuunu grmedim."
Yal kadn bunlar syledikten sonra, gitmeleri iin yeniden yalvard. Partridge de
kadndan yana kt. Ne var ki, Jones mahsus oyalanyordu; nk bu olaanst insan
byk bir merak uyandrmt onda. Yal kadn, karln verdii her sorudan sonra,
onlarn gitmelerini istedii; Partridge'in ise arkadann kolunu ekitirecek hale
gelmesine karn, delikanl boyuna yeni sorular uyduruyordu. Ama bir an geldi ki, yal
kadn korkudan irkildi; efendisinin eve gelirken verdii iareti duyduunu syledi. Ve
ayn anda kapnn dnda sesler ykseldi.
"Allah kahretsin seni!" diye baryordu birileri. "Hemen kar paralar! Paralar diyoruz
sana, alak herif! Yoksa beynini darmadan ederiz!"
"Aman Tanrm! diye bard yal kadn. "Haydutlar efendimin stne saldrd
mutlaka. Eyvah! Ben ne yapacam? Ben ne yapacam imdi!"
Jones "bu silhlar dolu mu?" diye sordu.
"Hi dolu olur mu! Bombo efendiciim, bombo! Aman yalvarrm bizi ldrmeyin
baylar!"
Aslnda yal kadn, evin dndakiler konusunda ne dnyorsa, tpk ayn eyi
dnyordu evin iindekiler iin.
Jones, kadna hibir ey sylemeden, duvara asl eski bir klc kapt gibi dar
frlad. ki haydutla bouan yal adamn yalvarp yakardn duydu. Hi soru
sormadan, klcn yle bir savurdu ki, herifler ihtiyarn yakasn braktlar;
kahramanmza saldrmay akllarna bile getirmeden, tabanlar yalayp katlar. Yal
bay kurtarmakla yetinen Jones, onlar kovalamaya kalkmad. Azlarnn payn iyice
verdiini anlamt nasl olsa;nk haydutlarn ikisi de kaarken hem kfrediyorlar,
hem de "ldk!" diye baryorlard bar bar.
Bizim delikanl hemen kotu; bouma srasnda yere den adamcaz ayaa
kaldrd. Bir yerinin acyp acmadn sordu tella.
Yal adam, bir sre Jones'a akn akn baktktan sora, konuabildi: "Yoo, hayr
efendim. Pek bir yerim acmad. Saolun. Tann beni korusun!"
Jones "gryorum ki efendim" dedi, "sizi kurtarmak mutluluuna erienlerden bile
ekiniyorsunuz. Kukulandnz iin sizi ayplayamyorum. Ama kukularnz yersiz.
imdi yannzda olanlar dostunuz sizin. Byle souk bir gecede yolumuzu ardmz
iin, ocanzn banda biraz snmak istedik. Tam yola kacakken, sizin imdada
ardnz duyduk. Dorusunu isterseniz, Tanr bizi buraya gndermi olsa gerek."
Yal adam "gerekten Tanr m sizi buraya gnderdi dersiniz?" diye sordu.
"Evet efendim, yle. yle olduuna gvenebilirsiniz. te klcnz. Sizi korumak iin
bunu kullandm; imdi de size teslim ediyorum."
Yal adam, dmanlarnn kanyla lekelenen klc ald; gzlerini birka saniye
Jones'da diktikten sonra, iini ekti:
"Beni balayn delikanl. Hep byle kukulu deildim eskiden. Nankrlkten yana
bir insan da deilim."
"yleyse bizi buraya gnderip sizi kurtaran Tanrya kredin. Bana gelince, her
insana den bir grevdi benim yaptm. Sizin durumunuzda kim olsayd, ayn eyi
yapardm."
Yal adam heyecanland: "Brakn da size biraz daha bakaym. Demek bir insansnz
siz? Eh belki de ylesinizdir. Buyrun, benim kk kulbeme gelin. Gerekten canm
kurtardnz."
Hizmeti kadn akna dnmt: Bir yandan efendisinden korkuyor; bir yandan da
efendisine ktlk edilecek diye korkuyordu. Daha fazla korkmann yolu varsa,
Partridge hizmetiden de fazla korkuyordu. Ne var ki kadn, efendisinin Jones ile gzel
gzel konutuunu grp, olup bitenlerin bilincine varnca, toparlanarak kendine geldi.
Partridge ise, yal adamn klk kyafetini grnce, bsbtn korkuya kapld. Hizmeti
efendisini anlatrken de, kapnn nnde kyametler koparken de, bylesine d
kopmamt zavall adamcazn.
Dorusu bu klk kyafet, Mr. Partridge'den ok daha yrekli olanlar bile sarsabilirdi:
Yal adam son derece uzun boyluydu; sakal kar gibi beyazd, gsne kadar
uzanyordu. Srtnda az ok bir paltoya benzeterek biilmi bir eek derisi vard.
Ayandaki izmelerle bandaki apka da eitli hayvanlarn derisinden yaplmt.
Yal adam evine ayak basar basmaz, hizmetisi, haydutlarn elinden byle sa salim
kurtulabildii iin onu kutlamaya balad.
"Evet kurtuldum" dedi ev sahibi, "beni koruyan sayesinde gerekten de kurtuldum."
Yal hizmeti "Tanr da onu korusun" dedi. "Vallahi ok iyi bir insan. Onu ieriye
aldm diye bana kzacanzdan korkuyordum. Eer ay nda onun kibar bir bay
olduunu ve de souktan nerdeyse donduunu grmeseydim, inann bana, kapy
amazdm. Onu buraya gnderen iyi melek, kapy aaym diye beni de kandrd her
halde."
Yal bay, Jones'a dnd: "Ne yazk ki efendim, birazck konyaktan baka evde size
ikram edebileceim ne yiyecek bir ey var, ne de iecek. Ama otuz yldr sakladm bu
konyak gerekten gzeldir."
Jones ok terbiyeli bir biimde konyak istemediini syledikten sonra; ev sahibi,
yolunu ard srada nereye gitmeye niyetlendiini sorup, yle dedi:
"Sizin gibi birinin gecenin bu saatinde yaya yolculuk ettiini grnce, atm dorusu.
Buralarda oturuyorsunuz herhalde; nk uzaklara atsz gideceinizi pek sanmam."
Jones "grn insanlar ounlukla aldatr" dedi. "nsanlar grndkleri gibi
deildirler her zaman. nann ki, buralarda oturmuyorum. Nereye gittiimi ise, kendim
de pek bilmiyorum."
"Kim olursanz olunuz, nereye giderseniz gidiniz, size olan borcumu hibir zaman
deyemem."
"Bir kez daha sylyorum size: Bana borlu deilsiniz; nk size hizmet etmek iin,
hi kymetli saymadm bir eyi tehlikeye soktum. Bu davranmn bir deeri olamaz.
Canm kadar hor grdm hibir ey yoktur yeryznde."
Yal adam "delikanl" dedi, "bu denli genken, bylesine mutsuz olmanza zldm."
"Evet, mutsuzum; dnyann en mutsuz adamym."
"Belki bir dostunuz ya da bir sevgiliniz vard eskiden?"
Jones heyecanland: "Dost ve sevgili szlerini aznza almanz bile beni ldrtyor."
Yal adam "bu iki Sz, yalnz sizi deil, herhangi bir insan ldrtmaya yeter dedi.
"Artk size soru sormayacam efendim. Merakmdan tr, belki fazla ileri gittim bile."
"Merak diyorsunuz... u srada kendim fena halde meraka kaplmken, bu konuda
sizi ayplayamam elbette. Beni balayn ama, bu eve ayak basar basmaz, grdm
ve duyduum her ey, bende byk bir merak uyandrd. Ancak olaanst bir olay
sizi bu biimde yaamaya srklemi olabilir. Tpk benim gibi, sizin de baz felketlere
uradnzdan korkarm."
Yal bay iini ekip, birka dakika sessiz kald. Sonra Jones'a dikkatle bakarak,
yle dedi:
"yi bir yzn bir tavsiye mektubu saylabileceini okumutum bir yerde. Eer bu
doruysa, hi kimse sizin kadar itenlikle tavsiye edilmemitir. Canm kurtardnz iin
size yaknlk duymasaydm, yeryznn en nankr canavar saylmam gerekirdi. Sizinle
konuarak, gnl borcumu biraz olsun deyebilirim."
Jones bir an duraksadktan sonra, "benimle konuursanz. ok sevinirim" dedi.
"Merak duyduumu size aka sylemitim, efendim. Bu merakm gidermek ltfunda
bulunursanz, mutlu olurum. Size yalvarrm, eer buna bir engel yoksa, ne olur bana
anlatn niin byle insanlardan uzak, size uymad besbelli bir yaam setiinizi?"
Yal adam, "olup bitenlerden sonra, sizden herhangi bir eyi esirgemeye pek hakkm
yok" dedi. "Mutsuz bir insann bana gelenleri dinlemek istiyorsanz, size anlatrm
ykm. Doru sylediniz, toplumdan kaanlarn alnyazsnda acayip bir yan vardr
ou zaman. Bu size aykr bir dnce gelecek, hatt bir eliki sayacaksnz bunu;
ama insanl en ok sevenler, insanlardan kaanlar, insanlardan nefret edenlerdir
aslnda. Bu nefretin nedeni, zel kusurlar ya da bencillikten doan yanlglar deildir.
Daha genel kusurlardr; yani kskanlk, kt amal dedikodular, hainlik, zulm ve
bunlara benzer her eit ktlk. nsanl gerekten sevenler, bu tr ktlklerden
ylesine nefret ederler ki, bunlar grmektense, bunlarla ili dl olmaktansa,
toplumdan kamay ye tutarlar. Sizi pohpohlamak niyetinde deilim ama, unu da
syleyim ki, kamam gerekenlere, nefret etmem gerekenlere hi benzemiyorsunuz siz.
Pek bir ey sylemediiniz halde, alnyazlarmzn biraz benzedii de anlalyor. Ne
var ki, eninde sonunda sizin, benim kadar karabahtl olmayacanz umuyorum."
Bunun zerine Jones ile ev sahibi, birbirlerine biraz iltifat ettiler. Yal adam tam
yksne balayaca srada, Partridge lfa kart. Korkusundan epeyce kurtulmutu
ama, henz tamamiyle kendine gelememiti. te bu yzden, ev sahibinin szn ettii
o gzel konya anmsamt. ie hemen geldi ve Partridge kocaman bir bardak
dolusu konya yuvarlayverdi.
Yal adam, nsz olarak bundan nce syledikleriyle yetinerek, gelecek blmde
okuyacaklarmz anlatmaya balad.
BLM 11
"1657 ylnda Somersetshire'n Mark adl kynde dnyaya geldim. Babam, hali vakti
yerinde bir iftiydi. Ylda 300 ngiliz Liras getiren kk bir topra vard. Aa yukar
ayn paray getiren baka bir topra da kiralyordu. Babam arbal, alkan bir
adamd. iftliini yle iyi ynetirdi ki, aile yaamn zehirleyen, kt huylu ve lgn bir
ei olmasayd, ok rahat ve skntsz bir biimde geinip giderdi. Byle bir e, babam
mutsuz kld ama, yoksul yapamad gene de; nk babam onu eve kapad. Bu kadnn
darda yapaca lgn masraflar yznden servetini arur edeceine, onu kendi
evinde tutup boyuna azarlanmaya katland.
"Bu Xantippe'den (Partridge lfa karp "Sokrates'in karsnn addr bu" dedi) iki olu
oldu: Aabeyim ve ben. Babam ikimizin de doru drst bir eitim grmesini istiyordu.
Ama ne yazk ki, annemin gzdesi olan aabeyim, okumay tamamiyle savsaklad. O
kadar ki, pek az ya da hi ilerlemeden okula be alt yl gittikten sonra, retmen, onu
orada alkoymann bir anlam kalmadn syledi. Babam, retmene 'zorba' adn
takan annemin szn dinledi; aabeyimi eve getirdi. Aslnda babam bu haylaz olunu
gerektii gibi cezalandrmamt ama, kk bey gene de ierliyordu sert sayd bu
davrana; onun her dediini dinleyen anneme boyuna yaknp duruyordu."
"Evet, evet" dedi Partridge, "ben bilirim o tr analar. Ben de acsn ektim byle
analarn, hem de hi sulu deilken. ocuklar kadar bu analar da cezalandrmak
gerekir."
Jones, ev sahibinin szn kestii iin, eski retmeni azarlad. Sonra yal yabanc
yksn srdrd:
"O sralarda on be yanda olan aabeyim, retime srt evirdi. Kpei ve
tfeinden baka her eye srt evirdi. Belki buna inanmayacaksnz ama, o tfei
kullanmakta ylesine usta olmutu ki, sadece istedii yere nian almakla yetinmez,
havada uan bir kargay bile vurabilirdi. Tavan yakalamakta da derece becerikli
olduu iin, ok gemeden oralarn en iyi avclarndan biri sayld. Sanki blgenin en
bilgili adamlarndanm gibi, kendi de annesi de, vnp duruyorlard bu n yznden.
"Kardeimin durumu, okulda kalmak zorunda olan bana ilkin ar geldi. Ama ok
gemeden, byle dnmekten vazgetim; nk bilgim hzla arttka, almam da
kolaylayordu. Okumaktan yle bir haz duyuyordum ki, yaammn en tatsz gnleri,
tatillerde evde geirdiim gnler olmutu artk. Annem beni teden beri sevmiyor,
babamn aabeyimden fazla bana dkn olduunu sanyordu. Blgede oturan
okumu baylarn, zellikle kasabann rahibinin, byk olundan fazla kk oluna
nem verdiklerini grnce, benden nefret etmeye ve evdeki yaamm zehirlemeye
balad. O kadar ki, rencilerin Kara Pazartesi dedikleri gn, yani okulun yeniden
ald Pazartesileri, gnlerin en ak oldu benim gzmde.
"Tauton okulunu bitirince, Oxford'da Exeter College'e gittim. Orada drt yl okudum.
Drdnc yln sonunda, retimime kesinlikle son veren ve daha sonralar bama
gelenlerin balangc bildiim bir olay oldu.
"Okuduum Exeter College'de ileride byk bir mirasa konacak olan Sir George
Gresham adl bir vard. Geri babas, bu delikanlnn ancak yirmi be yana basnca bu
servete el koyabilmesini vasiyet etmiti ama; vasilerinin akellilii sayesinde, George
Gresham'n hi para sknts ektii yoktu. niversitede kald srada, vasileri ona ylda
be yz ngiliz Liras veriyorlard. Bununla yetinmeyip, bin ngiliz Liras daha
harcamann yolunu bulan delikanl, atlarn ve orospusunu besliyor; servetinin tmne
el koymuasna kt ve rezil bir yaam sryordu. Yirmi yan getii iin de, herkes
ona istedii kadar bor veriyordu.
"Bir yn zararl huylar olan Sir George Greshamn, eytanca diye
nitelendirebileceim ahlksz bir yan vard: Kendi gibi varlkl olmayan
genlere, deyemeyecekleri paralar harcatarak, onlar mahvetmekten, rezil
etmekten byk bir haz alrd. Bu genler ne denli iyi, ne denli deerli, ne denli
akl bandaysa; Gresham onlarn yklmasndan o denli haz duyar, yce bir zafer
kazanmasna sevinirdi. Gresham bylece eytann ta kendisi gibi davranr, yiyip
yutacak adam arard.
"Onunla tanp dostluk kurmamla balad benim felketim. ok alkan bilinmem,
onun kt niyetini sanki ayrca kkrtmt. Huyum da Sir George Gresham'n iini
kolaylatrd. nk kendimi kitaplarma verdiim, okumaktan byk haz duyduum
halde; kitaplarmdan da daha ekici bulduu m baka elencelere meraklydm. Huy
asndan ateli ve cokun, biraz hrsl ve cinsel hazlara son derece dkndm.
"Sir George ile senli benli olduktan ksa bir sre sonra, onun tm elencelerine
katlmaya baladm. Bu sahneye bir kez ktktan sonra, zlemlerimden ve
atlganlmdan tr, ikinci planda bir rol oynamaya katlanamazdm. eitli rezaletler
olurken, kimseden geri kalmyordum. Hatt patrd grlt etmekte, kargaa karmakta
ylesine dikkati ekiyordum ki, adm sulular listesinin bana geiyordu ounlukla.
Sir George'un mutsuz mezi olarak bana acyacaklar yerde, akll uslu geinmek
isteyen bu gen bay batan karan, kt yola saptran kii olarak beni suluyorlard
imdi. nk Sir George her ktl tasarlad ve her zaman eleba durumunda
olduu halde, hi kimse bunun farknda deildi. Sonunda Rektr tarafndan
azarlandm, kovulmaktan zor kurtuldum.
"Hemen anlayacanz gibi, bir yandan byle yaamann, bir yandan da bilgi alannda
ilerlemenin yolu yoktu. Kendimi kt elencelere verdike, doal olarak almalarm
da savsaklamam gerekiyordu. Nitekim yle de oldu. Ama felketim bununla da
kalmad: Harcadm para, gelirimi de, lisans diplomas snavlarn hazrlamak ba-
hanesiyle zavall elliak babamdan kopardm paralar da oktan amt. Sonunda
ondan ikide birde yle akl almaz paralar istemeye baladm ki, babam Oxford'da neler
yaptm konusunda sylenenlere kulak vermeye balad. Annem de, her duyduunu,
olduu gibi ve bara ara yanklyordu. 'Ya yle!' diyordu annem. 'Al sana kusursuz
bir bay! Al sana ailesinin onurunu dnen, ailesini yceltmek iin elinden geleni
yapan, pek bilgili bir bay! Onun bilgisinin eninde sonunda neye varacan biliyordum
ben. Kk bey eitimini tamamlasn diye, aabeyi en zorunlu eylerden bile yoksun
kald. Ama o, hepimizi srndrecek. Eitimi uruna harcadklarmz faiziyle geri
verecekti szde. te al sana faiz!' Annem buna benzer daha birok ey sylyordu.
Onun konuma biimini anlamsnzdr artk.
"Bunun zerine babam, bana para gndereceine, beni azarlayan mektuplar
gndermeye balad. Bu yzden de durumum, sandmdan umutsuz bir hal ald, ok
gemeden. u da var ki, adamcaz tm gelirimi elime verseydi bile, para harcamak
konusunda Sir George Gresham ile boy lmeye kalkan bir gen, ancak ok ksa bir
sre geinebilirdi o gelirle.
"Hibir zaman deyemeyeceim bu borlara grtlama kadar batmadan nce
gzm asaydm, para skntlarm ve bu tr bir yaam srdrmemim olanakszl,
aklm bama getirir, renimimi srdrmemi salard herhalde. Ne var ki, Sir George,
evresindekileri grtlaklarna kadar borca batrmakta byk bir ustayd. Bu ustal
sayesinde, biroklarn ykp yoketmi; sonra kendi gibi varlkl bir adamla ak atmaya
kalktklar iin, onlara aptal ve zppe demi, onlar alaya almt. Hatt o bahtsz
genlere bakalarnn gvenip bor vermelerini salamak iin, Sir George da onlara ara
sra biraz para dn verirdi. Bylece kredisi artan zavalllar iflah olamaz, iyice
mahvolurlard.
"Btn bunlar yznden, para durumum kadar kafam da perian olmutu.
Kurtulabilmek iin dnmediim bir tek are kalmamt nerdeyse. Kendi canma
kymak gnahn ilemek, aklmdan hi kmyordu. Bunu yapmay tam kararlatrdm
srada, bu kadar byk bir gnah olmamakla birlikte, bundan belki ok daha utan ve-
rici olan bir areye bavurdum."
Yal adam bunu sylerken, bir an duraksad, sonra heyecanla, "inann bana dedi,
"aradan bunca yl getii halde, yaptm eyden duyduum utan hl silinmedi. Gene
yzm kzaracak size bunu anlatrken."
Jones, kendisine ac verecek bir eyi anlatmamasn rica etti. Gelgelelim Partridge,
candan bir istekle "aman ne olur efendim, bize bunu mutlaka anlatn!" diye tutturdu.
"yknzn geri kalan ksmndan fazla, bunu merak ediyorum. Size yemin ederim ki,
bu konuda bir tek ey sylemem hi kimseye.
Jones, Partridge'i tam tersleyecei srada, yal adam gene konumaya balad:
"Benim bir oda arkadam vard. Akl banda, ok az parayla yetinen bir genti.
Byk bir geliri yoktu ama, ok tutumlu olduu iin, krk altndan fazla biriktirmiti. Bu
paray yaz masasnda sakladn biliyordum. O uyurken, pantolonunun cebinden
anahtar aldm: tm servetini aldm. Sonra, anahtar gene cebine koyup, gzlerimi hi
kapayamadm halde, uyuyormu gibi yaptm. O kalkp sabah duasna gidinceye kadar
(dua etmek alkanln oktan yitirmitim ben) yle yattm kaldm.
"Kimi zaman ekingen hrszlar, fazla dikkatli davrandklar iin, gzpek hrszlardan
daha kolay ele verirler kendilerini. te bana da yle oldu. Eer yaz masasnn
ekmecesini hi korkmadan krsaydm, belki kukulanmayacakt benden. Ama onu
soyann, anahtar da ald gn gibi belli olduundan, parasn yitirdiini grr grmez,
hrszn oda arkada olduunu da anlad. Huy asndan rkekti; bedenen ne benim
kadar gl, ne benim kadar atlgand. Onun iin hrpalanmak korkusuyla, suumu
yzme vurmay gze alamad. Hemen Rektre bavurdu. Parasnn nasl alnd
konusunda yemini bastktan sonra, tm niversitede ad benimki kadar ktye km
bir rencinin tutuklanmas iin gereken izni kolayca elde etti.
"yi ki, hrszlmn ertesi gecesi niversitede yatmamtm. O gn gen bir bayan
Whitney'ye gtrm, geceyi onunla birlikte. orada geirmitim. Ertesi sabah Oxford'a
dndmzde, eski ahbaplarmdan biriyle karlatm. Verdii haberler, atmn ban
baka yere doru evirmeme yetti.
Partridge "ne olur, syleyiniz efendim; ahbabnz tutuklama izninden sz etti mi?
diye sordu.
Jones ise, ev sahibinin bu trden kstaha sorulara hi aldrmadan, yksn
srdrmesini rica etti.
"Artk niversiteye dnmek umudundan tamamiyle vazgetiim
i in,Londra'ya gitmek aklma geldi. Yanmdaki kadna bu niyetimden szettim. lkin
istemedi ama; ben paray ortaya karr karmaz, hemen raz oldu. Bunun zerine,
kestirme olan byk Cirenster yoluna saptk ve yle acele ettik ki, o gece deil ama,
ertesi gece Londra'ya vardk.
"Gittiim yeri ve yanmda kimin olduunu gz nnde tutarsanz, bylesine
namussuzca elde ettiim paray ok ksa bir srede bitirdiimi de anlarsnz.
"Eskisinden ok daha beter bir durumdaydm imdi. Yaamak iin zorunlu olan
eylerden bile yoksundu m. Artk gereinden fazla dkn olduum metresimin, benim
skntlarm paylamas, beni bsbtn perian ediyordu. Sevdiiniz bir kadnn
mutsuzluunu grmek, ona yardm edememek, onun sizin yznzden bu hale d-
tn anlamak, yle bir lanettir ki, bilmeyene anlatlamaz bunun aclar."
"Size candan inanmyorum" dedi Jones heyecanla; "ve candan da acyorum size."
Bizim delikanl, ne yaptn bilmeyerek, odada iki kez dolandktan sonra, kendini
iskemlesine atp zr diledi. Sonra da "ben bu acdan kurtulduum iin, Tanrya
krediyorum" diye ekledi.
Yal bay, yksn srdrd:
"Bu koullar yznden, durumum yle bir felket halini ald ki, artk dayanamaz oldum.
Kendi doal gereksinimlerimin doyurulmamasna, hatt ala ve susuzlua fazla ac
ekmeden dayanyordum da; lgnca tutkun olduum bu kadnn en sama isteklerini
yerine getirememek, beni perian ediyordu. Tandm erkeklerin en azndan yarsyla
yattn bildiim halde, onunla evlenmeye kesinlikle karar vermitim. Ama kadncaz,
beni herkesin gznden drecek olan byle bir evlenmeye raz deildi. Onun
yznden her gn ac ektiimi de bildii iin, aclarma bir son vermeyi dnd
herhalde. Bunca skntl ve akn bir durumda olan beni, feraha kavuturmann
aresini de buldu ok gemeden: Ben onun gnln ho tutmak iin ne yapabileceimi
dnp dururken, o da bana kar byk bir iyilikte bulundu, Oxford'daki eski
klarndan biriyle aldatverdi beni. Bu yeni an abalar sayesinde de, yakalanp
hapse atldm.
"Eski yaantmn ktln ilk kez hapiste dnmeye baladm. Yaptm yanllar,
kendi bama getirdiim felketleri, babalarn en iyisine verdiim zntleri dndm.
Btn bunlara, bir de metresimin kanckln katnca, yle bir dehete dyordum ki,
yaamak istenilecek bir ey olmaktan kyor, nefret edilecek bir eye dnyordu.
Kendimi ldrmenin aybn gz nnde tutmasaydm, en yakn dostuma kollarm
aarcasna, barma basardm lm.
"ok gemeden soruturma balad. Yarglanmak zere beni Oxford'a gtrdler.
Sulu bulunup mutlaka cezalandrlacam sanyordum. Bana kar kimse tanklk
etmeyince, oturumun sonunda kant yetersizliinden tr zgrlme kavuunca,
hayretler iinde kaldm. Meer oda arkadam, Oxford'dan ayrlm; ya umursamaz-
lndan ya da bilemediim baka bir nedenden tr, bu ile uramaktan
vazgemi."
Partridge lafa kart: "Belki de sizin kannza girmeye niyeti yoktu. Hakk da var. Bir
adama kar tanklk ettim diye, onun aslacan bilseydim, adamn hortlan
greceim korkusuyla, artk tek bana uyuyamazdm bir odada."
Jones "Partridge" dedi, "nerdeyse kukuya dmeye baladm: Acaba yiitliinde mi,
yoksa bilgeliinde mi senin asl stnln?"
"Benimle cannz istedii kadar alay edin efendim" diye karlk verdi Partridge. "Ama
ok ksa ve gereklere kesinlikle uygun olan bir yky anlatmama izin verirseniz,
fikrinizi deitirirsiniz belki de: Benim dnyaya geldiim kasabada..."
Jones, Partridge'in szn kesmek istedi. Ama yal bay, araya girdi; Partridge'in
yksn anlatmasn istedi. Bu arada kendisi de belleini yoklayp, yksnn geri
kalan ksmn toparlayacakt.
Partridge anlatmaya balad:
"Dnyaya geldiim kasabada, ad Bridle olan bir ifti oturuyordu. Bu adamn, Francis
adl ok yetenekli bir olu vard. Bu ocukla beraberdik ortaokulda. Francis'in, szle
bile bavurmadan, Ovidius'dan dizeye kadar evirebildii olurdu. stelik pek iyi bir
ocuktu. Pazar gnleri mutlaka kiliseye giderdi. Dinsel arklar en gzel okuyanlardan
da biriydi kasabada. Ara sra ikiyi biraz fazla karmasndan baka hibir kusuru
yoktu."
"Hadi, hortlak faslna gel artk" dedi Jones.
"Merak etmeyin efendim, hortlak faslna geleceim nasl olsa. Bridle adl bu iftinin
bir ksra yokoluverdi. yi anmsamyorum ama, sanrm ki al bir ksrakt bu. Ksa bir
sre sonra, gen Francis, Hindon'da bir panayra gitti... Tam ne gn oraya gittiini de
anmsamyorum. Neyse... Bir de ne grsn: Babasnn ksrana binmi bir adam! 'Dur,
hrsz!' diye bard Francis hemen. Anlarsnz ya, panayrn tam orta yerinde olduklar
iin, adamcazn svmasnn yolu yoktu. Herifi yakalayp, yargca teslim ettiler. ok
deerli bir kii olan Noyle'lu yarg Willoughby idi bu adam. Yarg, hrsz tuttuu gibi
hapse att. Francis'e de (g bir szdr bu) bir re cognosco yapacana yemin ettirdi.
Yani arlnca, Francis gidip tanklk edecekti. Gel zaman git zaman, bayarg Page'in
bakanlnda ar ceza mahkemesinin durumas balad. Hrsz ve tanklk eden
Francis, yargcn nne ktlar. Francis'e, sank konusunda ne syleyeceini soran
yargcn yzn vallahi unutamam asla. Bu yz, zavall Francis'i zangr zangr
titretiyordu. 'Konu, adam, ne syleyeceksen syle' dedi yarg. 'Hk mk edip durma
yle; ak seik konu.' Ama yarg, biraz sonra, Francise daha nazik davranmaya;
hrsza gmbr gmbr barmaya balad. Kendini savunmak iin bir eyler syleyip
sylemeyeceini sorunca, hrsz, at bulduunu bildirdi. 'Ya, demek yle' dedi yarg.
'Ben krk yldr grevim dolaysyla bu blgelerde dolanp dururum, bir tek at bile bu-
lamadm daha. Sana bir ey syleyeyim mi, ok talihli bir herifsin sen; nk yalnz bir
at deil, boynuna bir ip de buldun vallahi.' Bu sz mrmde unutamam. Yargcn byle
demesi zerine, herkes, elinde olmadan katla katla glmeye balad. Yarg, imdi
aklma gelmeyen buna benzer yirmiye yakn aka yapt. At konusunda yle bilgi bilgi
konuuyordu ki, herkesi gldryordu. Bu yargcn, hem ok ho, hem de ok bilgili
bir adam olduundan hi kukum yok. 92 lm cezasyla yarglananlarn
durumasn dinlemek, gerekten ok elenceli bir eydir. Ama birazck
hakszlk da yapld bu srada: Sann avukat, ancak bir iki szck
syleyeceini bildirdii halde, yarg hazretleri onun konumasna izin vermedi.
Gelgelelim savclardan birinin yarm saatten fazla san sulamasna gz
yumdu. Bu kadar ok sayda kiinin yani bayargcn, teki yarglarn, jri ye -
lerinin, savclarn, tanklarn bir tek adama -stelik de zincirler iin de bir adama-
yklenmeleri, beni olduka zd. Herif asld; aslmamasnn yolu yoktu nasl
olsa. Ne var ki, zavall Francis'in ii hi rahat deildi. Karanlkta yalnz kalr
kalmaz, adamcazn hayaletini grdn sanyordu."
"E? anlatacan bu kadar m?" diye sordu Jones.
"Yok, yok" dedi Partridge. "Tanr beni korusun; nk ykmn asl can alc
noktasna geliyorum imdi: Francis bir gece, meyhaneden dnerken, upuzun, darack,
92 Partridge'in vd bu adam gerekten yaamt. 1741de 80 yandayken len Sir Francis Page'e
"Asan Yarg" diye ad taklmt. (.N.)
kapkaranlk bir yolda, bir hortlakla burun buruna geldi. Beyazlar iinde olan hortlak,
Francis'in stne saldrd. Gl kuvvetli bir gen olan Francis de, kendini savundu.
Orada bouup durdular; ve zavall Francis, fena halde dayak yedi. Sonunda srne
srne evine dnebildi. Ama yle bir dvlm, ylesine d kopmutu ki, iki haftadan
fazla hasta yatt. Bu anlattklarmn harfi harfine doru olduuna tm kasaba halk tank-
lk edebilir."
Yal ev sahibi bu ykye glmserken, Jones kahkahay bast.
"Gln efendim, gln bakalm" dedi Partridge. "Baka glenler de oldu buna.
Tanrya inanmaz diye ad km bir toprak sahibi de vard bu glenlerin arasnda.
Ertesi sabah o dar patikada, beyaz kafal bir danann ls bulundu diye, bu adam,
Francis'in aslnda bir dana ile boutuunu ileri srd. Oysa Francis, bunun bir hortlak
olduunu bildiini syledi bana. Herhangi bir Hristiyan mahkemesinde bu konuda
yemin etmeye hazrd. stelik bir iki litreden fazla iki imemiti o gece. Tanr hepimize
acsn. elimizi kana bu lam aktan bizi korusun derim ben."
"te efendim" dedi Jones. "Mr. Partridge anlatacan anlatt. Rica ederim, yknze
devam edin; artk sznz kesmeyeceini umarm."
Bunun zerine yal adam yeniden anlatmaya balad. Ama soluk almak iin biraz
beklediinden, biz de okuyucumuzun soluk almasn uygun bulduk. Onun iin bir son
veriyoruz bu blme.
BLM 12
BLM 13
O srada aklna bir ey gelen Jones, glmsedi. Ama bu glmsemenin her halde
farkna varmayan yabanc, konumasn srdrd:
"Dnyann en iyi adam olan babamn lmyle, durumumda byk bir deiiklik
oldu. Artk evin efendisi olan aabeyim, huyu asndan da, yaamdaki amalar
asndan da, benden ylesine farklyd ki, hi mi hi geinemiyorduk. Beraber
oturmamz bsbtn gletiren bir ey de, beni grmeye gelen tek tk konuklarn,
aabeyimin peine taklp sofraya doluan o kalabalk avc gruhuna hi uymamasyd.
Bu tr herifler, akl banda adamlar, patrd grltyle, abuk sabuk lflarla tedirgin
etmekle kalmazlar; onlar hor grrler, onlara hakaret ederek saldrmaya da kalkrlar.
Ben de, dostlarm da, sofrada rahat edemiyorduk artk; nk aabeyimin ahbaplar,
avclk deyimlerini bilmediimiz iin, bizimle alay ediyorlard. Gerekten okumu,
nerdeyse her alanda bilgili olan kiiler, bakalarnn bilgisizliini her zaman hogryle
karlarlar. Oysa, ancak kendi entipften ve deersiz alanlarnda usta geinenler, bu
alandan haberi olmayanlar her zaman hor grrler.
"te bu yzden, ok gemeden ayrldm aabeyimden. Bir hekimin salk vermesi
zerine, Bath'daki imelere gittim. Geirdiim byk ac ve evde hep kapal oturmam
yznden, sinir ularmda bir hastalk balamt. Bath'n ifal sular ise, bu eit
rahatszlklara birebir saylr. Bu kente vardmn ikinci gn, rman kysnda do-
layordum. Henz yaz balamad halde, gne yle yakyordu ki, st aalarnn
glgesine snarak, suyun kenarna oturdum. Ksa bir sre sonra, aalarn tesinde,
bir adamn ac ac i ektiini, inlediini duydum. Bu adam, korkun bir kfr bastktan
sonra, 'artk dayanamayacam!' diye barp, kendini suya att. Oturduum yerden
frladm, avazm kt kadar imdat isteyerek, oraya doru kotum. yi ki, biraz tede,
kamlarn yksekliinden tr grmediim biri, balk tutmaktaym. Balk tutan hemen
yanma yetiti. kimiz bir olup, canmz da biraz tehlikeye sokarak, adam kyya ektik.
lin onu l sandk. Ama yardmmza koanlarla birlikte, onu tepetaklak edince,
azndan bir yn su boald. Sonunda adam, hafif hafif soluk almaya; biraz daha
sonra da, elleriyle ayaklarn kprdatmaya balad.
"Aramzda bulunan bir eczac, yuttuu sulan iyice boaltma benzeyen, yerde
kvranp duran bu adamn, hemen scak bir yataa tanmasn salk verdi. Bu ii,
eczacyla ben stmze aldk. Nerede oturduunu bilmediimiz adam bir hana
gtrrken, iyi bir rastlant sonucu, bir kadn karmza kt. Bu kadncaz, bir sre
barp ardktan sonra, kendini ldrmeye kalkan bayn, onun evinde oturduunu
bildirdi.
"Adam oraya tayp, eczacya teslim ettim. Herhalde eczac da gerekenleri yapt;
nk ertesi sabah, adamn tamamiyle kendine geldiini rendim.
"Bunun zerine, kendini ldrmeye kalkan grmeye gittim. Niyetim, onu bylesine
umutsuz bir davrana iten nedenleri renmek; ileride byk bir gnah ilemesini
engellemek iin, elimden geleni yapmakt. Odasna girer girmez, ikimiz de birbirimizi
hemen tandk. Meer kendini ldrmeye kalkan adam, yakn dostum Mr. Watson deil
miymi! Gereksiz ayrntlara girmeyi hi istemediim iin, ilk konumamzda neler
sylediimiz aktararak cannz skacak deilim."
"Ne olur, hepsini dinleyelim" dedi Partridge heyecanla. "Onun niin Bath'a geldiini
renmeye can atyorum."
Yal yabanc "nemli olan hibir eyi atlamayacam" diyerek gven verdi
Partridge'e. Kendimize de okuyucumuza da nefes alabilmek iin ksa bir sre
oturduktan sonra, yabancnn anlattklarn gelecek blmde yazacaz.
BLM 14
93 1688'de kansz bir devrimle, kinci James tahttan indirilmi: William of Orange ve ei Mary, kral ve
haberini alp, tehlikeden kurtulunca, ilerime bakmak iin doduum yere dndm.
Aabeyimi de kendimi de memnun ederek, her eyi yoluna koydum: Malm mlkm
aabeyime devrettim. O da buna karlk, bana bin ngiliz Liras deyip yllk bir maa
balad.
"Aabeyim, her zaman olduu gibi, gene bencil ve cimri davranmt. Onu dostum
sayamazdm; dostum saylmak da istemiyordu naslsa. Onunla ve teki tandklarmla
vedalap ayrldm. Ve ite o gnden beri, yaam ykm bo bir sayfa sanki."
Jones "aman efendim, nasl olur?" diye sordu. "O gnden beri hep burada m
oturdunuz?"
"Yoo, hayr efendim" dedi yal bay. "ok yolculuk ettim. Avrupa'da grmediim yer
kalmad nerdeyse."
Jones "sizden bunu istemeye yzm tutmuyor, efendim" dedi. "Siz bu kadar konuup
yorulduktan sonra, bunu istemem de zulm olurdu. Ne var ki, sizin gibi akll, sizin gibi
dnyay grm bir insann, bu uzun yolculuklar srasnda edindii izlenimleri, baka bir
zaman dinlemeye can atyorum."
"Delikanl" dedi yal yabanc, "bu konuda meraknz elimden geldiince gidermeye
alacam."
Jones yeniden zr dilemek istedi ama, ev sahibi bunu nledi; ve dikkat kesilen,
sabrszlanan Jones ile Partridgee, gelecek blmde yazacaklarmz anlatt.
BLM 15
DOKUZUNCU KISIM
ON K SAAT KAPSAR
BLM 1
Giri niteliinde olan bu blmlerin, birok yararl yan vardr. Bu yararl yanlardan biri
de, bir eit iaret ya da damga saylabilmeleridir. Bu iaret ya da damga sayesinde,
herhangi bir okuyucu, bu tarihsel ykmzde gereklere uygun doru olaylar,
gereklere uymayan uydurma olaylardan ayrdedebilmenin yolunu bulabilir. Bana
kalrsa, byle bir iaret gerekli olacaktr pek yaknda; nk son zamanlarda iki
yazarn bu tr ykleriyle rabet grmeleri, birok baka yazar ayn tr denemek
asndan yreklendirebilir. Bylece bir yn samasapan roman, acayip acayip
masallar yazlabilir. Bu ise, ya kitap yaynlayp satanlarn ifls etmelerine ya da oku-
yucularn bouna vakit harcamalarna ve de ahlklarnn bozulmasna yol aabilir. Hatt
bu yaptlar yznden dedikodular ve karaalmalar yaygnlar, nice deerli ve namuslu
insann ad ktye kar belki de.
Spectator'un akl banda yazar, her denemesinin bana Yunanca ya da Latince
zdeyiler koyar. Hi kukum yok ki, metelik etmeyen yazarlardan korunabilmek
amacyla yapmtr bunu. Neden derseniz, yazar geinenler, onlara okuma yazma
retenlerden edindikleri bilgi dnda hibir eycikler bilmedikleri halde; aslan postuna
brnp anrnca kendini aslan sanan eek kardeleri gibi, en yce dahilerle ak
atmaktan ne korkar ne de utanrlar.
Addison, denemelerinin taklit edilmesini nlemek amacyla, her yazsnn bana,
ancak doru drst okumu kiilerin anlayabilecei Yunanca ya da Latince tmceler
eklemiti. Ben de, dnme yeteneinden ve bir deneme yazmak iin gereken bilgiden
tmyle yoksun olanlarn bana yknmelerini nlemek amacyla, her ksmn bana bir
deneme ekledim.
Bu trden tarihsel yklerin balca deerinin, nsz niteliindeki bu denemelerden
kaynaklandn sylemek istediimi sanmayn sakn. Ne var ki, o szmona yazarlarn,
sadece yk anlatan ksmlara yknmeleri daha kolaydr da; gzlem ve dnceden
oluan denemelere yknmeleri daha gtr aslnda. Bunu yapmaya yeltenenler,
Shakespeare'i taklide kalkan Rowewe'ya; ya da Horatius'un dedii gibi, srf yalnayak
yryp suratlarn astklar iin tpk Cato'ya benzediklerini sanan Roma'llara dnerler.
yi ykler uydurmak, bu ykleri gzel anlatmak, ender bulunur bir yetenektir belki
de. Gelgelelim, bunu hi sklmadan yapmaya kalkan bir yn adam vardr. Dnyann
drt bir bucanda bol bol yazlan romanlar ve ykleri incelersek, hakszlk yapmadan
u sonuca varabiliriz: Bunlar yazanlarn ou, baka bir edebiyat trnde (byle bir
deyimi kullanmama izin verin imdi) karmza kp bize dilerini gstermeyi gze
alamazlard. Roman ve yk dnda kalan herhangi bir alanda da, on ya da on iki
tmceyi bir araya getirmeyi beceremezlerdi. Horatius, scribimus indocti doctuque
passim der. Yani Francis'in evirisiyle "her aresiz budala yazmaya kalkar; yaayan
her yaratn ticaret alandr iir." Bu sz, teki yazarlardan fazla, romanclara ve yaam
ykleri yazanlara uygundur; nk tm sanat dallar ve tm bilim kollar iin (hatt
eletiri iin bile) birazck eitim ve bilgi gerekir. iirin bunun dnda olduunu
dnenler olabilir belki. Ne var ki, iir iin de kouk ve uyak, ya da bunlara benzer bir
eyler bilmeli. Oysa ykler ve romanlar yazmak iin, kat, kalem, mrekkep ve
bunlar kullanacak el becerisinden baka hibir ey gerekmez. Kimi yk ve romanlara
bir gz atnca, bunlar kaleme alanlarn byle dndklerini anlyorum. Bunlar
okuyanlar da (eer byle birileri varsa) ayn eyi dnyorlardr herhalde.
te bu yzdendir ki, yazarlarn ouna bakarak tmn yle sananlar, kt stnde
saptanm gereklere uymayan yk yazarlarn hor grrler. Biz de hor grlmek
istemediimiz iin, yazdklarmza aslnda uygun olan 'romance' yani 'hayal rn
olaylardan kaynaklanan yk' deyimini kullanmaktan ekindik. Evvelce de belirttiimiz
gibi, yarattmz kiilerin tm, doann o yce ve gerek kitabndan alndndan
tr, kendi kitabmza tarihsel yk adn verdik. Dnyann en nkteli adamlarndan
birine gre, kimi yaptlar, onu yazann beyninin ya kanma illetine ya da isale tutul-
masnn bir rndr. Bizim kitabmzn bunlardan farkl olduuna hi kukumuz yok.
Hem en yararl, hem de en elendirici yaz trlerinden birini gzden dren bu kt
yazarlara hogr gstermekle, ok zararl baka bir i de yapm oluyoruz: Toplumun
birok gzel ahlkl ve deerli yesinin adn lekelemi oluyoruz; nk en can skc
dostlar her zaman zararsz olmadklar gibi, en can skc yazarlar da her zaman
zararsz deildirler. Rezil eyler kaleme alabilecek, evrelerine karaalabilecek kadar
dil bilirler bunlarn her ikisi de. imdi sylediimiz eer doruysa, kepaze amalar
gderek yazlan yklerin, kendileri de kepaze olmalarna, bakalarn da kepaze
etmelerine hi amamal.
u sralarda says gittike artan bu kepaze yklerin, ileride okuyucularn bo
zamann, edebiyat ve basn zgrln rezil etmesini engellemek iin, yk
yazarlarna kesinlikle gerekli olan birka nitelii sralayacam imdi:
Bunlardan ilki dehadr. Horatius'a gre, deha olmadka, almak hibir ie yaramaz.
nsan beyninin, evresindeki her eyi ve bunlarn bellibal ayrntlarn kavrayabilen
g, daha dorusu gler anlamnda kullanyorum 'deha' szcn. nsanda
doutan bulunan bu gler, yaratma yeteneiyle yarglama yeteneidir aslnda. Bu iki
eyi birletiriyor, 'deha' diye adlandryorum. Yaratma yeteneiyle yarglama yetenei
konusunda, byk yanlglara denler vardr. Biroklar, yaratma yeteneini uydurma
yeteneiyle ayn ey sayar. Bu doru olsayd, hayal rn masal yazan birok adamda
yaratma yetenei bulunduunu kabul etmemiz gerekirdi. Oysa biz yaratmay, ancak
grebilmek ya da sezebilmek anlamnda kullanyoruz. Yani daha geni anlamda, her
eyin gerek zn abucak ve akll bir biimde kavrayabilmek anlamnda kullanyo-
ruz. Yarglama yeteneinden yoksun bir adamda, yaratma yeteneinin bulunmas pek
olas deildir. Neden derseniz, iki ey arasndaki ayrmlar grmeden, bu iki eyin
gerek zn kavram saylmamzn yolu yoktur. Ayrmlar grebilmek ise, dorudan
doruya yarglama yeteneine baldr. Oysa akl banda bir iki kii, dnyann tm
budalalaryla birleerek, yaratma yeteneiyle yarglama yeteneinin ayn insanda ya
pek ender ya da hibir zaman bulunmadn ileri srmlerdir.
Bir insann, yaratma yeteneiyle yarglama yeteneini kendi kiiliinde birletirmesi
de yetmez. yi bir yazar olmas iin, bu insann bir hayli bilgili olmas da gerekmektedir.
Gene Horatius'dan ve yetkili daha bakalarndan alntlarla, bu grlerimi
kantlayabilirdim. Ama buna gerek yok; nk ustaca bilenmemi el aralarnn bir
iiye yarar olmad, bir iin doru drst yaplabilmesi iin belirli kurallara uymak
zorunluluu, malzemesi olmayan bir iinin hibir ey retmeyecei herkese
bilinmektedir. te, ancak bilgi salayabilir tm bunlar. Doa bize bir yetenei
balamakla kalr; yani bize ancak mesleimizin aralarn verebilir. Bilgi ise, bu
aralar kullanlr hale getirir, bunlar kullanmann yolunu bize retir ve ileyeceimiz
malzemenin hi olmazsa bir ksmn salar. Yazar olmak isteyenin, tarih ve edebiyat
alannda yeterince bilgili olmas arttr. Kerestesiz, kiresiz, tulasz, tasz, ev
yapmaya kalkmak ne denli bounaysa; bilgisi olmadan yk yazmaya kalkmak o denli
bounadr. Yaptlarna iirin sslerini ekledikleri halde, yk yazarlar saydmz
Homeros ve Milton, kendi alarnda bilinmesi gereken her eyi biliyorlard.
Okuyup yazarak deil de, ancak konuarak elde edebileceimiz baka bir bilgi tr
de vardr. Konuma yoluyla salanan bu bilgi, insanlar anlamak asndan ylesine
gereklidir ki, mrlerini niversitelerde, kitaplar arasnda tketen bilgili ukallar, insan
konusunda kara cahil kalrlar. nk yazarlar insanlar ne denli incelikle anlatrlarsa
anlatsnlar, bu konuda gerek bilgi, ancak dnyada yaam akla elde edilebilir. Aslnda
tm bilgi alanlar iin ayn eyi syleyebiliriz. Srf kitap okumakla, fizik alannda da,
hukuk alannda da uygulanr trde bir bilgi elde etmenin yolu yoktur. Hatta topra
ekenler, iftiler, bahvanlar bile, ana kurallarn kitaplardan rendikleri bilgiyi,
uygulamaya geerek, kusursuz bir duruma getirmek zorundadrlar. Akl banda Mr.
Miller, bir bitkiyi ne denli tam tamamna betimlerse betimlesin, mezlerine bu bitkiyi
gidip bahede grmelerini salk verir gene de. Oyunlarn yazarken Shakespeare'lerin,
Johnson'larn, Wycherly'lerin, Otway'lerin en ustaca yarattklar kiileri sahnede bir
Garrick, bir Cibber ya da bir Clive94 canlandrnca; bu kiilerin gzmzden kaan bir
yann kavrayveririz hemen. Dnya sahnesindeki insanlar da kitaplardakilerden daha
canl ve daha arpcdrlar. Bylece bir yazar, izdii kiileri, yaamdan deil de
kitaplardan alnca, o izdii kii, bir kopyann silik kopyasna dnr; gerekliini de,
canlln da yitirir.
Yazarlar, her eit insanla, yani her kattan ve her snftan insanla grmelidir.
nk bir yazar, sadece yksek tabakayla iliki kurmakla da yksek tabakay
tanyamaz. Bir tek snf bilip anlatmas yeter diyeceksiniz ama; her snfn sama
yanlar, teki snfn sama yanlarna k tuttuu iin, bir tek snf ele alan yazar
gerekten byk saylmamaldr. rnein, aa tabakann yaamndaki sadelii
dnnce, yksek tabakann zentileri, bsbtn gze batar, bsbtn gln gelir
insana. Ayn biimde, aa tabakann kabaln ve ilkelliini dnnce, yksek
tabakann nezaketi bsbtn arpc bir hal alr. Dorusunu sylemek gerekirse, unu
da unutmamal: Yazarmz, her iki tabakayla da iliki kurmakla, ahlk ve davran
asndan bir hayli dzelir: Bir tabakadan sadelii, drstl ve itenlii kolayca
renir; teki tabakadan da incelii, zariflii ve dnce zgrln renir; nk
bana kalrsa, aa snftan gelip eitim grmeyenlerde pek ender bulunan bir zelliktir
dnce zgrl.
Son olarak unu da syleyeyim: Eer yazarmzda herkesin iyi yrek dedii ey
yoksa, duygudan yoksunsa, btn bu sraladmz nitelikler be para etmez. "Beni
yazlaryla alatabilecek adam, benden nce kendi alayabilmeli" der Horatius. Kaleme
alnrken duyulmayan bir acnn, bize etkili bir biimde aktarlmasnn yolu yoktur.
Okuyucuya en ok dokunan, en ackl sahnelerin, gzyalar dklerek yazldndan
hi kukum yok. Gldren paralar da, glerek yazlr. Ancak kendim candan gldkten
sonra okuyucumu gldrebilirim bana kalrsa. Ne var ki, beceriksiz davranrsam,
okuyucumun benimle birlikte gleceine, bana gler. Hatt belki de bana gld bile bu
blmn baz paralarn okurken. te, byle bir kaygya dtm iin, imdi bir son
veriyorum bu blme.
BLM 2
94 Bu byk erkek oyuncuyla, hakl olarak n kazanan bu iki kadn oyuncudan sz etmenin tam sras
imdi; nk bu tiyatro sanats, kendilerinden nce sahneye kanlara yknerek deil, gerek
insanlar inceleyerek gelitiler. te bu yzdendir ki, taklitiler srs yaya kalrken, bu , kendilerinden
nce yaayan tm oyuncular atlar. (Y.N.)
Tepedeki Adamla yry srasnda Mr. Jones'un bana gelen
ve gerekten ok hayret uyandran bir serven
Mr. Jones, yal yabancyla beraber Mazard tepesine karken, afak penceresini
am, gn maya balamt. Tepenin doruuna varnca, dnyann en grkemli
grntlerinden biriyle karlatlar. Biz bu grnty okuyucumuza sunmak isterdik
ama, bunu yapmamz engelleyen iki neden var: Birincisi, bunu daha nce grenlerin,
betimlememize hayran kalacaklar konusunda pek umutlu olmaymz. dincisi de, bu
grnty daha nce grmeyenlerin, betimlememizden bir ey anlayacaklar
konusunda kuku duymamz.
Jones, birka dakika, ta kesilmicesine hi kprdamadan durdu, gzlerini gneye
dikti.
Bunun zerine, yal adam, byle dikkatle nereye baktn sordu.
Jones iini ekti: "Ah efendim! Buraya nasl geldiimi anlamaya alyorum. Aman
Tanrml Gloucester yle uzaklarda ki! Kendi evimle buras arasnda yle mesafeler var
kil"
Yal yabanc, "vay, vay, delikanl!" dedi. "inizi ekmenize baklrsa, yalnz evinizden
deil, evinizden ok daha fazla sevdiiniz birinden de ok uzaklara dtnz galiba.
Yoksa yanlyor muyum? Baktnz eyi imdi gremiyorsunuz ama, o yne bakmaktan
gene de haz duyuyorsunuz bana kalrsa."
Jones glmsedi: "Genliinizin duygularn henz unutmadnz anladm, yal
dostum. Dorusunu syleyeyim: Neler dndm tam bildiniz."
Tepenin Kuzey-Batya bakan ynne yrdler. Aalarda koskocaman bir orman
vard. Oraya varr varmaz, ormanda bir kadnn ac ac lk attn duydular. Jones bir
an dinledi; sonra yanndakine bir tek sz bile sylemeden (nk hi kaybedecek
zaman yoktu gerekten) yamatan aa kotu, daha dorusu kayd; ve tehlikeden hi
korkmadan, kendi gvenini hi mi hi dnmeyerek, lklarn geldii yere doru
yneldi.
Oraya varnca, yrekler acs bir durumla karlat: Haydutun biri, yar plak bir
kadnn boynuna orap ban geirmi, onu bir aaca asmaya alyordu. Jones hi
soru sormadan haydutun stne ulland. Elindeki salam mee sopasn yle bir gzel
kulland ki, herif kendini savunamadan, hatt saldrya uradnn farkna bile
varamadan, yere serildi. Kadn, gerekeni yaptn syleyip, artk durmas iin
yalvarncaya kadar da, hayduta vurup durdu bizim delikanl.
Bunun zerine kadncaz Jones'un nnde diz kt; onu kurtard iin binlerce kez
teekkr etti. Jones kadn ayaa kaldrd; kimsenin imdadna yetimesi olas deilken,
akl almaz bir rastlant sonucu orada bulunup yardmna yetiebildiine ok sevindiini
syledi.
"Ne mutlu bana ki," dedi, "sizi koruyabilmem iin Tanr beni bir ara olarak kulland."
Kadn "sizi nerdeyse gzel bir melek olarak gryorum" diye karlk verdi. "Doruyu
sylemek gerekirse, benim iin bir erkekten fazla bir melee benziyorsunuz siz."
Gerekten de, son derece yakkl bir delikanlyd Jones. Eer genliin, saln,
glln, tazeliin, yiitliin, iyi huyluluun damgasn tayan gzel bir yz ve gzel
bir biim bir erkei bir melee benzetebilirse, bizim delikanlnn bir melee benzedii
hi kuku gtrmezdi.
Kurtarlan kadn ise, yan insan yan melek soyundan gelenlere pek benzemiyordu. En
azndan orta yal grnyordu. Yz de pek gzel deildi. Ne var ki, gvdesini rten
giysiler parampara olduu iin, biimli ve son derece beyaz olan gsleri,
kurtarcsnn dikkatini ekti. Kadnla Jones, bir sre sessizce durup birbirlerine baktlar.
O srada yerdeki haydut kprdaynca, Jones, az kalsn Kadn boazlayacak olan orap
ban ald, herifin ellerini arkadan balad. Haydutun yzne dikkatle baknca, hem
arp kald, hem de biraz sevindi belki: Meer bu haydut Astemen Northerton'mul
Eski dmann unutmayan Astemen de, kendine gelir gelmez Jones'u tand.
Herhalde o da Jones kadar at ama: bizim delikanl kadar sevindiini pek sanmam.
Jones, Northerton'un ayaa kalkmasna yardm ettikten sonra, gzlerini herife dikti:
"Bu dnyada benimle bir kez daha karlaacanz herhalde ummuyordunuz,
efendim. Ben de sizi burada bulacam ummuyordum dorusu. Ne var ki, talih bizi bir
kez daha yzyze getirdi. Bana yaptnz hakarete karlk, hi farkna varmadan,
sizden cm alm oldum."
Northerton, "gelip bir adama arkasndan vurarak almak, onurlu bir adama pek
yakr dorusu" dedi. "Klcm olmad iin, sizinle burada dello edemem. Ama eer
gerek bir centilmen gibi davranmay gze alyorsanz, kl bulabileceim bir yere
gidelim. O zaman onurlu bir adamn yapmas gerekeni yaparm size."
Jones fkeyle bard: "Senin gibi rezil bir herifin, bu szc azna alarak onuru
lekelemeye ne hakk var? Neyse, seninle konuarak vakit kaybedecek deilim. Adalete
teslim edilmen gerekiyor: ben de seni adalete teslim edeceim."
Sonra kadna dnp, yaknlarda oturup oturmadn: evinden uzaksa, bu dolaylarda
tand birilerinin bulunup bulunmadn sordu; nk gsn barn rtecek bir giysi
salamadan, yargcn nne kamazd bu zavall.
Kadn, buralarn tamamiyle yabancs olduunu bildirince, Jones, onlara yol
gsterebilecek bir arkadann yaknlarda olduunu syledi. Ne var ki, Tepedeki Adam,
Jonesun peinden gideceine, yamaca oturmu; elinde bir tabanca olduu halde,
byk bir sabr ve kaygszlk iinde, olaylarn sonucunu beklemiti.
Jones ormandan kp, yal adam byle oturur grnce, olanca evikliini
kullanarak, artc bir hzla tepeye trmand.
Yal adam, kadn Upton'a gtrmesini salk verdi Jones'a. Buraya en yakn
kasabann oras olduunu, kadna gereken her eyi orada bulacan syledi. Jones, bu
kasabaya nasl gidileceini rendikten sonra, Tepedeki Adamla vedalat Partridge'in
de oraya gnderilmesini istedi ve acele acele ormana geri dnd.
Jones, yal adamla danmak zere ormandan uzaklarken, Northertonun elleri
arkasndan bal olduuna gre, kadna bir ktlk yapamayacan hesaplamt.
stelik kadn barr barmaz, onu duyacan, gerekirse hemen imdadna
yetiebileceini biliyordu. Bundan baka, bir haltlar evirmeye kalkarsa, adalete teslim
edilmesini beklemeden, onu hemen kendi cezalandracan herife sylemiti. Ama ne
yazk ki, bizim delikanl, Northerton'un elleri bal olduu halde, ayaklarnn bal
olmadn unutmutu. Bacaklarn can istedii gibi kullanmamas iin de herife gzda
vermemiti. te bu yzdendir ki, Northerton, burada kalaca konusunda namusu
zerine yemin etmediini Ve zgrlne kavutuunun kendisine resmen
bildirilmesini beklemek zorunda olmadn gz nnde tutarak, onurunu lekelemeden
buradan gidebileceini dnd. Onun iin, zgr tabanlarn yalayp, kan
kolaylatran ormana dald. Gzlerini Northertondan ok kurtarcsndan ayrmayan ka-
dna gelince, herifin svmasna aldrmam, bunu engellemek iin bir eyler yapmay
aklndan bile geirmemiti.
Bylece Jones ormana gelince, kadn yalnz buldu. Northerton'u aramak istedi ama,
kadn buna kar kt. Jonesun onu, yolunu rendikleri kasabaya gtrmesi iin
yalvarp yakard.
"O herifin kamas. beni hi zmyor" dedi. "Felsefe de, Hristiyanlk da. Dize yaplan
ktlkleri balamamz emreder. Ben asl sizin iin zlyorum efendim. ok zahmet
verdim size. Bu plak halimle yznze bakmaktan bile utan duyuyorum. Sizin gibi
bir koruyucudan vazgeebilseydim. yalnz gitmek isterdim o kasabaya." Jones, kadna
ceketini vermek istedi; ama bilemediim bir nedenden tr, delikanl ne denli
yalvarrsa yalvarsn, kadncaz ceketi giymeye kesinlikle yanamad.
Jones ise, onun yznden zahmet ekmediini plak olmasna da zlmemesini
istedi:
"Sizi korumakla, bana den grevi yerine getirmekten baka bir ey yapmadm.
plak olduunuz iin utanmanza hi gerek kalmayacak; nk yol boyunca nden
yryeceim. Gzlerimin sizi tedirgin etmesinden ekiniyorum. Beni byleyip kendine
doru eken byle bir gzellie kar koyamamaktan da korkuyorum."
Bylece bizim kahramanmzla kurtard bayan, vaktiyle Orpheus ile Eurydice'in95
yrd gibi yrmeye baladlar. Bayann, Jones'un dnp arkasna bakmas
amacyla zel bir aba gsterdiini sanmyorum ama; itleri amas iin, ayaklar bir
yere taklp dt iin, ya da buna benzer kazalara urad iin, ikide birde deli-
kanlnn yardmn istiyor; delikanl da ikide birde dnp ona bakmak zorunda kalyordu.
Ama iyi ki, Jones, zavall Orpheus kadar karabahtl kmad; yol arkadam, daha
dorusu yolda peinden geleni, nl Upton kasabasna sa salim gtrebildi.
BLM 3
Mr. Jones ile bayann hana gelii ve Upton Savann ok ayrntl bir
betimlemesi
BLM 4
O srada bir avula birka silahor, gzaltna aldklar bir asker kaayla birlikte
hana geldiler. avu, bu kasabada yargcn kim olduunu hemen sordu. Hanc bay, bu
grevi kendi stlendiini bildirdi. Bunun zerine avu, kalacak yerle bir bardak bira
istedi ve havann soukluundan yaknarak, mutfaktaki ocan bana serildi.
Jonesa gelince, mutfakta bir masaya oturup ban koluna dayam inleyip szlayan
zavall mutsuz dilberi avutmaya alyordu. Gzel okuyucularm sz konusu dilberin
hl plak olduunu sanp zlmesinler diye, onlara unu bildirmeyi uygun grdm;
Kadncaz ortaya kmadan nce odasnda bulduu bir yastk yzyle gvdesini iyice
rtp edepli bir klk kyafete girdii iin, oradaki erkek kalabalndan hi tedirgin
olmuyordu.
Derken, erlerden biri avua yaklap, kulana bir ey fsldad. avu gzlerini
dilbere dikti ve ona nerdeyse bir dakika dikkatle baktktan sonra, yanna gelip yle
dedi:
"Beni balayn, Bayan; ama yanlmadma eminim. Siz, Yzba Waters'in eisiniz
mutlaka."
Perian hali yznden mutfaktakilere pek bakmam olan kadncaz, avuu grr
grmez tand, adn da anmsad.
"Evet, o mutsuz kadn ben'im" dedi. "Ama bu klkta beni tanmanza ayorum."
"Sizi bu klkta grnce, ben de atm. Korkarm banza bir kaza geldi."
Mrs. Waters "evet, gerekten bir kaza geldi bama" dedi. Sonra, eliyle Jones'u
gstererek, "bu baya byk bir gnl borcum var" diye ekledi. Eer o olmasayd, kazay
atlattm size syleyemezdim, lp giderdim."
avu "Yzba bu baya minnet borcunu deyecektir mutlaka" dedi. "Eer size bir
hizmette bulunabilirsem, ok mutlu olurum. Herkes hizmetinize hazr, bayan. Eer bir
iinize yarayabilirsek, Yzbann bizi bol bol dllendireceini biliyoruz hepimiz.
avula Mrs. Waters arasndaki konumay merdivende duyan hanc bayan, hzla
aaya inip Mrs. Waters'e kotu; iledii sular iin zr dilemeye, onun kibar bir
bayan olduunu bilemediinden bunlar yaptn anlatmaya koyuldu:
Aman Tanrm! Sizin gibi kibar bir bayann o kla girecei nereden aklma gelebilirdi
ki! Vallahi zatalinizin zataliniz olduunu bilseydim, dilimi yakardm da o sylediklerimi
sylemezdim. Kendi giysilerinizi elde edinceye kadar, zatalinizin benden bir elbise
kabul buyuracan umarm."
Mrs. Waters, kadn, yle terbiyesiz terbiyesiz konumaktan ltfen vazge artk!" dedi.
Senin gibi baya bir yaratn azndan kan lflara zleceimi mi sandn yoksa?
Ama yzszlne de ayorum, dorusu. Bu olup bitenlerden sonra, senin o pis
elbiseni srtma geirmemin yolu var m hi? Kadn, unu iyi bil ki, tenezzl etmem
byle bir ey yapmaya."
O srada araya giren Jones, hanc bayan balamas ve elbiseyi giymeye raz
olmas iin, Mrs. Waters'e yalvard.
"unu da aka sylemeliyim ki," dedi, biraz kuku uyandracak bir haldeydik buraya
ilk girdiimizde. Kendi de syledii gibi, bu kadncaz, srf hannn ad ktye kmasn
diye bunlar yapt."
Hanc bayan "evet, evet, doru sylyor" diye lfa kart. "Tpk kibar bir bay gibi
konuuyor bu kibar bay. Kibar olduu besbelli. Hibir han bizimkisi kadar namuslu
deildir. Hem rlandal hem de ngiliz kibarlar burada kalrlar. Aksini syleyen varsa,
ksn karma. Demin de sylediim gibi, eer zatalinizin zataliniz olduunu bil-
seydim, parmaklarm yakardm da, kzdrmazdm zatalinizi. Kibarlar buraya gelip para
harcarlar. Pelerinde paradan fazla bit brakan bir yn klksz fakir fukarann, kibarlar
rahatsz etmesine gnlm raz deil dorusu. O parasz pulsuzlara hi mi hi acmam.
Budalalktr ylelerine acmak. Yarglarmz grevlerini doru drst yapsalard,
tmn kamlaya kamlaya atverirlerdi bu lkeden. Hak etmilerdir onlar bunu.
Zataliniz bir felkete uradnz iin fena halde zlyorum. Zatalinizin elbiseleri
gelinceye kadar benimkileri giymeyi kabul buyurursanz, en gzelini hizmetinize sun-
maktan onur duyarm."
d iin mi, utand iin mi, yoksa Mr. Jones onu kandrd iin mi, bilemem
artk. Ama Hanc bayann bu sylevi, Mrs. Waters'i yola getirdi. Doru drst bir eyler
giyebilmek zere, onunla birlikte odadan kt.
Hanc bay da Jones'a bir nutuk atacakt ama, bu ulugnll gen, azn amasna
meydan vermedi adamcazn; elini itenlikle skt, her eyi baladna yemin etti.
"Deerli dostum, eer sen kzgn deilsen, ben de deilim" dedi.
Aslna bakarsanz, Jones'dan fazla hancnn kzmas gerekiyordu; nk delikanlmz
nerdeyse bir tek yumruk bile yemedii halde, hanc bir gzel pataklanmt.
Btn bunlar olup biterken, kuyu banda kanayan burnunu ykamaya uraan
Partridge, efendisiyle hanc tam el skrken mutfaa girdi. Huyu asndan savatan
yana olmad iin, bu bar belirtilerine sevindi. Geri yznde Susann yumruunun
birka damgas, trnaklarnn da bir yn izi vard ama, Partridge yeni bir savala ann
yceltmeye kalkmaktansa, son savan sonularna katlanmay ye tuttu.
Partridge'in ilk saldn srasnda att bir yumrukla bir gz ryp morard halde,
yiit Susan da zaferiyle gurur duyuyordu. ite bundan tr, Partridge ile Susan bir
antlama imzaladlar; savan silhlar olan o eller, imdi barn arabulucular oldu.
Bylece her ey st limand. Tutumu mesleinin ilkelerine aykr gzkmesine karn,
avu duruma sevindiini bildirdi.
"Vallahi" dedi, "iki kii bir gzel dvtkten sonra birbirlerine ks olurlarsa, fena
halde bozulurum. Yumrukla, klla, pitovla ya da akllarna esen herhangi baka bir
eyle, dostlar kavga edince; bu ie dosta bir hal aresi bulurlar. Sonra da olup
bitenleri unutuverirler hemen. Eer dostumu en ok onunla dvrken sevmiyorsam,
Allah canm alsn! Kin beslemek bir ngilizden ok bir Fransza yakr."
Bu tr bar antlamalar trenlerinde tanrlar ho tutmak iin onlara iki sunulduunu
ileri srerek, avu imdi iki getirilmesini nerdi. Okuyucularmz, bu avuun eski
a tarihini ok iyi bildiine inanacak belki. Bilmesi de olasdr ama, bu gelenei hangi
eski Yunan yazarnn kitabndan rendiini sylemedii iin, bunu kesinlikle
dorulayamam. avu byle bir neride bulunurken, tumturakl yeminler ettiine gre,
bilgisinin ok salam dayanaklar olduuna gvenebiliriz herhalde.
Jones bu neriyi duyar duymaz, bilgili avutan yana kt; ikiyle dolu bir kse, daha
dorusu byk bir kabn getirilmesini emretti. Sonra tren balad. Jones sa elini
hanc baya verdi; sol eliyle kab yakalayarak, gereken szleri syleyip, ikiyi tanrlara
sundu. Odada bulunanlarn hepsi ayn eyi yaptlar. Eski Yunan yazarlarnn ve onlar
evirenlerin yaptlarnda anlatlanlardan pek farkl olmad iin, bu treni ayrntl olarak
betimlememize gerek yok. imdiki tren, eski Yunan treninden ancak iki bakmdan
ayrlyordu: Birincisi, trene katlanlarn, ikiyi tanrlara sunmayp kendi boazlarna
dkmeleri; ikincisi de, rahip grevini stlenen avuun herkesten sonra imesiydi.
Ama bana kalrsa, avu, eski trenin geleneklerine uydu gene de; nk hem
herkesten fazla o iti, hem de trene parasal bir katkda bulunmayp ancak rahip
grevini stelemekle yetindi.
imdi bu sevimli kiiler mutfaktaki ocan karsna yerletiler ve nee kesinlikle
egemen oldu herkese. Partridge, utan verici yenilgisini unutmakla kalmayp, aln
susuzlua dntrd; ok gemeden de ar akac bir hal ald. Ne var ki, bu ho
meclisten bir sre ayrlp, Mr. Jones ile birlikte Mrs. Waters'in odasna gitmeliyiz; nk
sofra orada kurulmutu. Yemekler gn nce piirildii ve a bunlar ancak stmak
zahmetine katland iin, bu sofrann hazrlanmas pek uzun srmemiti.
BLM 5
97 avuun fena halde yanlarak bir kfr sand bu sz, bir mantk deyimidir ve byle bir nermeden,
byle bir sonu kmayaca anlamna gelir. (Y.N.)
tanrya da. Yani ak konualm, ikisi de fitil gibi sarhotu. Partridge de ayn
durumdayd. Hancya gelince, onun mesleiydi imek. Handaki ielerle bardaklar
etkilemedii gibi, onu da etkilemezdi iki.
Mr. Jones ile oda arkadana ay vermek zere yukar arlan hanc kadn, biraz
nce olup bitenler konusunda onlara ayrntl bilgi sundu; gen bayana ok acdm
syledi.
"Yola kamad iin, fena halde zlyor" dedi. "ok tatl, ok gzel bir gen kz.
Onu daha nce grdm gibi geliyor bana. Birine ak olduu iin, ailesinden kayor
bence. Kim bilir, yrei onunkisi kadar kederle ykl bir delikanl, onu bir yerlerde
bekliyordur belki de."
Jones, derin derin ah etti bunu duyunca. Dostunun i ektiinin farkna varan Mrs.
Waters, hanc bayan odada kald srece bundan szetmedi. Ama kadn gider gitmez,
Jones'un yreinde ok tehlikeli baka bir kadna yer verdii konusunda baz kukular
beslediini tlatmaktan kendini alamad. Bizim delikanl, ak seik bir sz
sylemeden, utanga bir hal alnca, Mrs. Waters gerei anlad. Ne var ki, ak
alverilerinde ayrca titiz olmadndan, fazla zlmedi bu duruma. Jones'un gzellii,
gzlerini iyice bylyordu; gzleriyle gremedii yreine ise, aldrd yoktu. Mrs.
Waters, ayn sofrada baka birinin de oturduunu ve ileride gene oturacam pek
dnmeden, ak lenlerinde tka basa yiyenlerdendi. Byle bir tutum pek ince
saylmaz ama; onlara baka biri el koymamas artyla, ak olduklar erkekten
vazgemeye kolayca raz olan baz mark, huysuz ve bencil kadnlarn tutumundan
daha iyidir belki de.
BLM 7
Doa her insana, ne ayn miktarda merak, ne de ayn miktarda kendini beenme
duygusu vermitir. Ama bu iki nitelik her insanda vardr biraz. Bunlar aa vurmamak,
denetim altnda tutabilmek iinde, bir hayli kurnaz davranmak, bir hayli zahmet ekmek
gerekir. Ne are ki, akl banda ve grgl geinmek isteyen bir kii, merakn mutlaka
nlemek zorundadr.
te bu yzden, gerekten grgl bir adam sayabileceimiz Jones, Mrs. Waters'i o
acayip durumda bulunca duyduu merak hi aa vurmamaya zen gstermiti. ilkin
kadnn azn aramt biraz. Ama Mrs. Waters'in bir aklama yapmaktan ekindiini
grnce, hi stne varmamt. Kadncaz gerekleri olduu gibi sylerse, yzn
kzartabilecek baz durumlar anlatmas gerekebileceini de seziyordu.
Gelgelelim, kimi okuyucularmz, Mrs. Waters konusunda bilgisiz kalmak
istemeyebilir. Biz ise, herkesin gnln ho tutmaya can attmz iin, gerekten olup
bitenler zerine bilgi edinmek amacyla byk zahmetlere katlandk. rendiklerimizi
anlatarak bitireceiz bu blm.
Bu bayan, Mr. Northerton'un alaynda yzba olan Waters ile yaamt birka yl.
Yzbann ei saylyor ve onun adn tayordu. Ama avuun da dedii gibi,
gerekten nikhl olup olmadklar bilinmiyordu. Bu nikh sorununu biz de akla
kavuturmaya kalkmayacaz imdilik.
Ne yazk ki, Mrs. Waters, demin szn ettiimiz Astemenle, adnn ktye
kmasyla sonulanabilecek bir iliki kurmutu bir sre nce. O delikanlya ar dkn
olduu besbelliydi. Bu dknln su ilemeye kadar gidip gitmedii bilinemezdi
elbette. Ne var ki bir kadnn bir erkee her eit ltufta bulunduktan sonra, ondan
ancak bir tek eyi esirgemesini pek olas bulmuyorsak, Mrs. Waters'i sulu saymamz
gerekecek.
Yzba Waters'in bl, Mr. Northerton'un kumanda ettii erlerden iki gn nce
yrye gemiti. Bylece Jones ile Northerton arasnda geen daha nce
anlattmz mutsuz olayn olduu gn, Yzba Waters'in bl Worcester'e varmt
bile.
Yzbayla ei Worcester'e kadar beraber gitmeye karar vermilerdi. Worcester'de
ayrlacaklar; Mrs. Waters, Bath'a gidip, bakaldranlara kar k seferi bitinceye dek
orada kalacakt.
Bu karar, Mr. Northerton'a da bildirilmiti. Hatta dorusunu syleyelim, Mrs. Waters
Astemenle Worcester'de buluacana; alay o kente varncaya kadar delikanly
bekleyeceine sz vermiti. Kadncazn bunu neden ve hangi amala yaptn, artk
okuyucumuz kestirsin. Geri biz, gerekleri anlatmay bir grev biliriz ama, insan
soyunun yarsn oluturan ve kadn denilen o sevimli yaratkla- nn zararna
saylabilecek yorumlarda bulunmay bir zorunluluk saymayz gene de.
Northerton, daha nce anlattmz gibi hapisten kurtulur kurtulmaz, Mrs. Waters'e
yetimek iin acele etti. Bylece Yzba Waters, Worcester'den ayrldktan biraz
sonra, pek tezcanl bir delikanl olan Astemen, sz konusu kente vard. Mr.
Northerton, Mrs. Waters ile buluur bulumaz, bana gelen mutsuz olay daha da
abartarak kadna anlatt. Anlatrken de, kendini yasal adan sulu gsterebilecek
durumlardan szetmekle birlikte onur asndan hi mi hi susuz deilmi gibi bir hava
yaratt.
Kadnlar (onlar yceltmek amacyla sylyorum bunu) sadece sevdiklerinin yararn
dnen o iddetli ve grnte bencillikten arnm ak tutkusunu, erkeklerden fazla
duymaktadrlar ounlukla. ite bu yzden Mrs. Waters, nn bann tehlikeye
girdiini haber alr almaz, onun gvenini salamak dnda hibir eyi dnemez oldu.
Bunu dnmek Astemenin de iine geldii iin, ikisi babaa verip bu konuyu hemen
tartmaya baladlar.
Uzun uzun konuup, sonunda bir anlamaya vardlar: Astemen nce Hereford'a
gidecek; oradan Wales'deki limanlardan birine varmann yolunu bulacak ve Mrs.
Waters ile birlikte, lkeden kaacakt. Kadn, bu tasarnn gerekleebilmesi iin
Northertona son derece gerekli olan paray da salad. O srada cebinde 90 ngiliz Li-
ras tutarnda banknotla bir miktar altn vard; parmanda da olduka kymetli bir
elmas yzk. Kadncaz, tm bunlar hi ekinmeden sylerken, bu kt adamn onu
soymaya kalkacan aklndan bile geirmiyordu. Worcester'den at kiralayp karlarsa,
onlar kovalayanlar nereye gittiklerini anlayaca iin, Astemen yolculuklarnn ilk
ksmn yaya yapmalarn nerdi. Mrs. Waters de bunu kabul etti. Yollarn dondan tr
amursuz olmas, yrylerini ok kolaylatracakt. Mrs. Waters'in eyalarnn byk
bir ksm Bath'a gitmiti bile. Kadnn yannda birka para amardan baka bir ey
yoktu. apkn Mr. Northerton, bunlar cebinde tayabileceini syledi. Bylece
akamdan her ey kararlatrlmt. Ertesi sabah erkenden kalkp, saat bete
Worcester'den ktlar. Gn domasna daha iki saat vard; ama dolunay olduu iin,
her taraf epeyce aydnlkt.
Mrs. Waters, ancak arabann icad sayesinde bir yerden bir yere gidebilen, bu yzden
de arabay vazgeilemeyecek bir ara sayan tkrldm bayanlardan deildi. Bacaklar
gl ve evikti; yiit bir yan olduu iin de, tezcanl kadar hzl yryebiliyordu.
Northerton, Hereford'a gittiklerini sylemiti. Ama bu kasabaya szde giden yolda
birka mil ilerledikten sonra, gn doarken byk bir ormana yaklatlar. Northerton,
orada anszn durup, bir sre kendi kendine dnr gibi yapt. Sonra kalabalk bir
yolda yrmekten ekindiini syleyerek, yol arkadan kolayca kandrd. Bir patikaya
sapp ormandan getikten sonra, Mazard tepesinin eteine vardlar.
O srada yapmaya kalkt uursuz ii nceden mi tasarlam, yoksa bu cinayet imdi
mi aklna gelmiti bilemem ama; birileriyle karlamalar hi de olas olmayan bu ssz
yere varr varmaz, Northerton birden bire orabnn ban ekip kararak, zavall
kadnn stne ulland. Eer Jones hzr gibi yetimeseydi, daha nce szn ettiimiz
o korkun, o iren cinayet ileyecekti.
yi ki. Mrs. Waters. bildiimiz narin bayanlardan deildi. Northerton'un orap bana
bir dm atmasndan ve syledii szlerden, korkun bir i yapmaya kalkacan anlar
anlamaz, kendini canla bala savunmaya koyuldu. Bir yandan dmanyla olanca
gcyle dvrken, bir yandan da avaz kt kadar "imdat!" diye bararak, birka
dakika kazand. Gc tam tkendii, tam yere ylaca srada da, Mr. Jones imdadna
yetiip, onu haydutun elinden kurtard. Dvme srasnda, ancak srtndan koparlan
giysilerini ve elinden ya den ya da Northerton tarafndan zorla alnan yzn
yitirmiti.
te okuyucumuz, bu ackl olaylar, srf seni honut etmek amacyla sorup
soruturduk, rendiklerimizi sana aktardk. Bir insann, sana anlattmz bu lgnlklar
ve ktlkleri yapabileceine nerdeyse inanmazdk. Ama unu da unutmamal ki, bu
Northerton denilen herif, birini ldrdne, kendisinin de nasl olsa lmle ce-
zalandrlacana inanmaktayd o srada. Tek kurtulu aresini kamakta buluyor; bu
zavall kadnn parasn ve yzn alarak, bir su daha ilemekten ekinmiyordu.
Hatt ard paralar sayesinde biraz avunacan umuyordu.
Okuyucumuz, imdi sana kesin bir uyar da bulunmalyz: Bu berbat herifin
ktlne bakp, bizim ordumuz kadar deerli ve drst bir topluluu ayplamaya
kalkma sakn. unu da gz nnde tut: Sana daha nce de sylediimiz gibi, bu herif,
ne ailesi asndan, ne de eitimi asndan, bir centilmen deildi; orduya girmeye de
hak kazanmamt. Bu herifin namussuzluu, kendinden baka birilerini lekeleyecekse,
ancak onu subay yapanlar lekelemelidir.
ONUNCU KISIM
BLM 1
Okuyucu, senin ne biim bir adam olduunu bilmemizin yolu yok. Belki insanlar
konusunda Shakespeare kadar akllsn; belki de, Shakespeare'in oyunlarnn bilimsel
basklarn hazrlayanlar kadar aklszsn bu konuda. kinci olasl gz nnde tutarak,
birlikte yolumuzu srdrmeden nce, Shakespeare'i yaynlayanlardan kimilerinin onu
tamamiyle yanl anlayp, yanl yorumladklar gibi; senin de bizi yanl anlayp yanl
yorumlaman nlemek amacyla, sana baz salkl tler vermeyi uygun grdk.
nce seni uyaryoruz: Anlattmz herhangi bir olay, ykmzn ana plan dnda
ve anlamsz diye, acele edip hor grme; nk bu olayn ykmze ne gibi bir katkda
bulunacan hemen anlayamazsn. Kendi yarattmz byk bir yapt sayyoruz bu
kitab. Eletirmen geinen kk bir srngen, olaylarn birbirlerine nasl balanacan,
sonunda nasl zmleneceini bilmeden, bu yaptn herhangi bir ksmnda kusur
bulmaya kalkarsa, kendini ahmaka beenmi olur. Kimi eletirmenleri kk
srngenlere benzetmekle, ok fazla ileri gittiimizi kabul ediyorum. Ne are ki, birinci
snf bir yazarla, en aa snftan bir eletirmen arasndaki ayrm anlatabilecek baka
bir benzetmeyi gerekten bulamadm.
Sana baka bir uyanda da bulunmak istiyorum, benim gzel srngenim: Bu kitapta
ele alnan kimi kiiler arasnda -rnein yedinci ksmdaki hanc kadnla dokuzuncu
ksmdaki hanc kadn arasnda - fazla bir benzerlik bulmaya kalkma. unu bil ki
dostum, ayn meslei ya da ayn ii yapan ou insanlar arasnda belirli ortak zellikler
vardr. yi bir yazarn marifetlerinden biri, bu zellikleri hem gzler nne sermek, hem
de bunlarn arasndaki ince ayrmlar belirtmektir. Ayn lgnln ya da ayn ahlkszln
kurban olan iki ayr kii arasndaki ince ayrmlar gstermek de, iyi bir yazarn
yeteneklerinden biridir. Geri bu tr sezgiler, hem pek az sayda yazarda, hem de pek
az sayda okuyucuda bulunur ama; bu ayrmlarn farkna varabilenler, okuduklarndan
byk haz alrlar bence. rnein, Sir Epicure Mammon ile Sir Fopling Flutter
arasndaki ayrm herkes grebilir. Gelgelelim Sir Fopling Flutter ile Sir Courtly Nice 98
98 Sir Epicure Mammon, Ben Janson'un The Alchemist'inden (1610) bir kii, Sir Fopling Flutter,
Etheredge'in The Man of Mode'undan (1676) bir zppe tip. Sir Courtly Nice, John Crowne'un (1685)
izdii baka bir zppe tipi. (.N.)
arasndaki ayrm anlamak iin, ok ince bir sezgi gerekmektedir. Bu sezgiden yoksun
olduklarndan tr, sradan tiyatro seyircileri, oyun yazarlarna kar ok hakszca
davranmakta; birbirlerinin oyunlarndan insan tipi armakla sulamaktadrlar onlar. yi
ki, pek az tiyatro eletirmeni Vergilius'u okuyacak kadar Latince biliyor; yoksa korkarm
ki, sahnede grlen her k dul, Dido'nun99 baya bir kopyas olmakla sulanacak bu
gidile.
Deerli dostum, belki yreinin kafandan fazla gelitiini dnerek, sana unu da
salk veriyoruz: Bu ykde hibir kii tam anlamyla kusursuz deil diye, kiiyi kt
olmakla sulama sakn. Eer sen bu kusursuz kiilere meraklysan, houna gidecek bir
yn kitap var. Ama biz, konutuumuz insanlar arasnda hi bylesine rast-
lamadmz iin, ykmze de sokmadk bu kusursuz kiileri. Dorusunu sylemek
gerekirse, insan olunun tam anlamyla kusursuz olabilecei konusunda kukularm
var benim. Juvenal, nulla virtute redemptum a vitiis, yani ahlkszlklaryla kark bir
tek olumlu yan yok der. Bu sz dorulayan bir canavarn yeryznde bulunabileceini
sanmyorum. Zaten hayal gcnn rn olan bir kitaba, melek gibi kusursuz ya da
eytan gibi kt kiileri sokmakta bir yarar yok bana kalrsa. Neden derseniz, bu melei
ya da bu eytan dnnce, insan bunlar rnek alaca yer de, ya zntsnden ya
da utancndan perian olur: Kendisinin hibir zaman eriemeyecei bir kusursuzluk
rnei olan melein karsnda, zlp utanr; eytann karsnda da, insan doasnn
bylesine iren, bylesine tiksindirici bir rneini grd iin, gene tedirgin olur,
gene zlp utanr.
Oysa bir yk kiisinde, iyi niyetli bir okuyucunun saygsn ve sevgisini elde
edebilecek kadar erdemli bir yan varsa; ayn kiide quas humana parum cavit
natura, yani insan doasna zg kk kusurlar da varsa, byle birinden nefret
etmeyiz, ona acrz ancak. Aslnda bu tr kiilerde grlen kusurlar, okuyucunun
ahlkna olumlu bir etki yapmak asndan ok yararldr; nk ok kt ya da ahlk
dkn kiilerin kusurlarn doal karlarz da, iyilerin kusurlar bizi artr, silinmez
bir iz brakr aklmzda. Genellikle ok iyi olan bir adamn zaaflarn ve kusurlarn, ayn
adamdaki erdemlerle karlatrdmz iin, bylelerinin kusurlar bize daha da kt
grnr, daha da ok gzmze batar. Bu gibi kusurlarn, beendiimiz yk kiilerinin
bana felketler getirdiini grnce de, bu kusurlardan sadece kendimiz saknmakla
kalmayz; sevdiklerimiz bu yzden ac ektii iin, nefret de etmesini reniriz
bunlardan.
imdi dostum, sana bu tleri verdikten sonra, izninle, ykmz gene
srdryoruz.
BLM 2
Kap krld srada uyank tek kiinin Susan olduunu anmsayan hanc kadn, bu
kargaaln nasl baladn, yabanc bayn kim olduunu, hana ne zaman ve nasl
geldiini renmek iin, hizmeti kza bavurdu.
Susan, iine gelmeyen ayrntlar deitirerek, ald paray da tamamiyle gizli tutarak,
okuyucunun bildii yky anlatt.
Hanc kadn, erdemi lekelenecek diye byk korkulara kaplan Mrs. Waters'i
dnd iin pek zldn syleyince, Susan bu zntnn yersiz olduunu
bildirmekten kendini alamad; nk stste yeminler edip anlattna gre, Jones'un o
kadnn yatandan frladn kendi gzleriyle grmt.
Bunu duyan hanc kadn, fkeden kudurdu:
"Amma da uydurdun! Eer durum senin sylediin gibi olsayd, o bayan avaz avaz
barp imdat isteyerek, kendini ele verir miydi hi? Bir kadnn, namuslu olduunu
kantlamasnn en kestirme yolu, imdat diye barmasdr. te bu kadn bard;
bardna en azndan yirmi kii tank oldu. Rica ederim hanm, benim konuklarmn
deil, evimin namusunu da lekeler. Buraya gelenler, ne serseridirler, ne de namussuz
dilenciler!"
"yle olsun" dedi Susan. "Demek kendi gzlerimle grdme inanmamalym."
"Evet, kimi zaman inanmamalsn elbette. Namuslu ve de kibar kiiler sz konusu
olunca, ben kendi gzlerime inanmam. Dn gece onlarn smarlad pahal yemei hi
kimsecikler smarlamamtr alt aydan beri. yle iyi huylu, yle gleryzl insanlar ki,
onlara ampanya diye yutturduum Worcestershire'da armutla yaplm ikiye bile
kusur bulmadlar. Armutla yaplan o iki, lkenin en gzel ampanyas kadar lezzetli ve
salkldr elbette. Yoksa onlara vermezdim o ikiden. stelik de iki ie itiler. Hayr,
hayr! Bylesine kibar, bylesine iyi insanlarn bir ktlk yapacana inanamam!"
Susan' bu szlerle susturduktan sonra, hanc kadn baka konulara geti:
"Demek o tanmadmz bay, tel iinde geldi... Bir de ua var darda, atlara
bakan... Onun da nemli ve kibar bir kii olduu anlalyor bylece. Neden 'akam
yemei istiyor musunuz' diye sormadn ona? teki bayn odasnda galiba. Yukar k,
'beni ardnz m?' diye sor hele. Yemei hazrlayacaklarn uyank olduunu anlarsa,
bir eyler smarlar belki de. Atein sndn, tavuklarn henz canl olduunu
syleyerek, her zaman yaptn gibi pot krma gene. Eer koyun eti isterse, 'bizde
koyun eti yok' diye samalama. Ben tam yatmadan nce, kasabn bir koyun kestiini
grdm. Eer istersem, bana taze taze bir et paras verir her zaman. Hadi git. Envai
trl koyun eti, her eit tavuk var filn demeyi de unutma. Git, 'baylar, beni mi
ardnz?' diyerek, kapy a. armadk derlerse, 'zataliniz akam yemeine ne
buyuruyorlar?' diye sor. Zataliniz demeyi sakn unutma. Hadi git. Bunlar iyice
renemezsen, adam olamazsn hibir zaman."
Susan, gittikten biraz sonra geri dnp, iki bayn ayn yatakta yattklarn syledi.
"ki bay ayn yatakta m! Olamaz!" diye bard hanc kadn. "Onlarn basbaya fukara
olduklar anlald. Bana kalrsa, gen Mr. Allworthy, neler olup biteceini anlamt. O
herif sahiden soyacakt bayan. Kibar bir bay, baz kt eyler tasarlayarak, bir bayann
kapsn krmasna krar ama, akam yemei ve yatak paras vermemek iin bakasnn
odasna svmaz. Bunlar hrszdr mutlaka. Kanlarn aramalar filn da bahane."
Hanc bayan, onu byle harcarken, Mr. Fitzpatrick'e byk bir hakszlk ediyordu
aslnda; nk metelii olmad halde, soylu bir aileden geliyordu Mr. Fitzpatrick.
Duygular asndan da, dnceleri asndan da, ufak tefek kusurlar olabilirdi ama;
sinsiliin de cimriliin de yeri yoktu bu kusurlar arasnda. Aslnda ylesine eliakt ki,
evlendikten sonra eline geen byke serveti son kuruuna kadar harcamt bile.
Karsna bu servetten kala kala, ok kk bir gelir kalmt ancak. Mr. Fitzpatrick, bunu
da eline geirmek iin, karsna son derece zalim davranmt. Bu yetmiyormu gibi,
dayanlamayacak kadar da kskant. Einin zulmyle kskanl birleince, zavall
kadna kamaktan baka are kalmamt.
Mr. Fitzpatrick, Chester'den buraya bir gnde geldii iin, bir hayli yorgundu. Jones
ile dvmesi srasnda yedii yumruklar yznden, kemikleri szlyordu. stelik de ok
zntl olduundan, itah diye bir ey kalmamt adamda. Hizmetiye uyarak
odasna girdii kadnn kars olmadn grnce, yle bir hayal krklna uramt ki,
karsnn ayn handa, ama baka bir odada bulunabilecei aklna bile gelmiyordu. Onun
iin arkadann szn dinledi; o gece karsn aramaktan vazgeip, Mr. Maclachlan'n
yatan paylamaya raz oldu.
Mr. Fitzpatrick'in uayla seyisi, efendilerinkinden bambaka bir hava iindeydiler:
Hanc kadn onlara ikramda bulunmaya pek yanamyordu ama; onlar birok ey
istiyorlard. Hanc kadn, uakla seyisten gerek durumu, yani Mr. Fitzpatrick'in hrsz
olmadn renince, onlarn nnde bir para souk et koymaya raz oldu. Bu iki
adam souk eti hapur hupur yerken, Partridge mutfaa girdi. Demin anlattmz patrd
grltden tr uyanm; ban yastna koyup yeniden uyumaya alrken, bir
bayku penceresinin nnde ona yle bir serenad vermiti ki, d kopan Partridge
yatandan frlam, acele acele srtna bir eyler geirmi, seslerini duyduu kiilere
snmak zere, aa kata, mutfaa komutu.
Hanc bayan, uakla seyise hizmet etmek iini Susan'a brakp, tam yatmaya
gidecekti o srada. Ama Partridge'i grnce, bundan vazgeti; nk gen Mr.
Allworthy'nin arkadan byle savsaklamak doru olmazd. stelik Partridge,
bir miktar arabn baharatla kartrlp stlmasn istemiti. Hanc kadn,
Partridge'in isteini yerine getirip, armutla yaplan ikiyi hemen stmaya
balad. Bu iki, her eit arabn yerine geiyordu nasl olsa.
rlandal uak gidip yatmt. Seyis de onun peinden gidecekti; ama Partridge, arab
beraber imeleri iin kalmasn nerdi. Gen seyis bunu sevine sevine kabul etti.
retmen Partridge, tek bana kalp yatmak istemiyordu. Hanc kadnn da
gidebileceini gz nnde tutarak, seyisten ayrlmaya gnl raz olmuyordu. Bu gen
ocuk yannda kalrsa, eytandan da, eytandan yana varlklardan da bir korkusu
yoktu.
Tam o srada, kapda baka bir seyis grnd. Hanc kadnn buyruu zerine dar
kan Susan, klklarndan atla geldikleri anlalan iki gen bayanla geri dnd.
Bunlardan birinin giysisinde yle grkemli ilemeler vard ki, Partridge ile gen seyis,
dakikasnda ayaa frladlar. Hanc kadn ise, yerlere kadar eilip selamlar vermeye,
ikide birde Lady Hazretleri demeye balad.
Gzel klkl gen kz, byk bir nezaketle glmseyerek, "izin verirseniz, bayan" dedi,
"ocanzn banda biraz snaym. Hava gerekten ok souk. Ama rica ederim, kimse
rahatsz olmasn."
Bunu Partridge iin sylemiti; nk Partridge, gen bayann klnn grkemi
karsnda, byk bir hayranla kaplarak, saygsn belirtmek amacyla, mutfan ta
teki ucuna kamt. Ne var ki, dnyann en gzel yaratklarndan biri olan bu bayana,
klndan tr deil, gzelliinden tr sayg duymak gerekiyordu aslnda.
Gen bayan, ocan bandaki iskemlesine dnmesi iin Partridge'e yalvard; ama
onu kandramad. Derken, eldivenlerini syrp iki elini ortaya kard: Atete erimek bir
yana, karn tm niteliklerini tayan o elleri ocaa doru uzatt. Yanndaki hizmetisi
bayan da, eldivenlerini ekip, ss ve rengi asndan donmu bir sr eti parasna
tpatp benzeyen ellerini ortaya kard.
"Rica ederim efendim" dedi hizmeti, "bu gece yola devam etmeyi aklnzdan karn,
ne olur, Bunca yorgunlua dayanamazsnz diye dm kopuyor."
Hanc kadn lfa kart: "Doru vallahi! Byle bir ey yapamaz Lady Hazretleri. Aman
Tanrm! Bu gece yola devam etmek ha! Yalvarrm size Lady Hazretleri, vazgein
bundan. Bunu yapamazsnz zaten. Acaba Lady Hazretleri akam yemeine ne
emreder? Envai trl koyun etim ve ok gzel tavuum var."
Gzel gen kz, "bana kalrsa," dedi, "akam yemei deil, sabah kahvalts demeli
buna. Ama hibir ey yiyecek halim yok. Kalrsam, ancak bir iki saat uzanmak iin
kalrm. nerseniz efendim, bana stle kartrlm biraz beyaz arap getirebilirsiniz."
"Emredersiniz, Lady Hazretleri. Nefis bir arabm var."
"Beyaz arabnz yok mu?"
"Elbette var, Lady Hazretleri. stelik tm lkede ararsanz, bulamazsnz bu kadar
iyisini. Ama yalvarrm Lady Hazretleri, bir eyler yiyin ne olur."
"Azma bir lokma bile koyacak halde deilim. Rica ederim size, bana vereceiniz
oday bir an nce hazrlayn; nk ata binip gitmeliyim saat sonra."
"Susan!" diye bard hanc kadn. "Yaban kaz adn verdiimiz odada ate yakld
m?... Ah Lady Hazretleri, ok zlyorum; nk en gzel odalarm dolu. En kibar
snftan birok kii, imdi o odalarda uyumakta. ok soylu gen bir bay var ve yksek
snftan daha birok kii."
Susan, Yaban Kaz denilen odada rlandal baylarn yattn bildirdi.
"Siz hi byle ey grdnz m!" diye gene bard hanc kadn. "Her gn mutlaka
kibar birilerinin geldiini biliyorum da, en gzel odalar onlara saklamay neden akl
edemiyorum Allah akna! O odadakiler gerekten kibar baylarsa, yerlerini Lady
Hazretlerine vermek iin kalkarlar bana kalrsa."
Gzel gen kz "olmaz" dedi, "benim yzmden kimsenin rahatsz olmasn istemem.
Temizce bir odanz varsa, ne denli basit olursa olsun, yeter bana. Rica ederim efendim,
benim iin bunca zahmete girmeyin."
"Ah, Lady hazretleri! ok gzel odalarm var, var olmasna ama, Lady Hazretlerine
lyk deil hibiri. Ama mademki, tenezzl buyurup, size verebileceim en iyi odada
yatmaya razsnz, Susan hemen kosun, Gl adn verdiimiz odadaki oca yaksn
dakikasnda. Acaba Lady Hazretleri odasna imdi kmak ister mi? Yoksa ate
yaklncaya kadar bekler mi burada?"
"Yeterince sndm sanrm" dedi gzel gen kz. "zninizle gideyim artk. Korkarm ki,
sizleri, zellikle o bay (Partridge'i demek istiyordu) soukta braktm bir hayli zaman.
Bylesine souk bir havada birini ocak bandan uzaklatrmak, ok arma gidiyor."
ki mum tutan hanc kadnn peinde, gen kz ile hizmetisi, mutfaktan ktlar.
Hanc kadn mutfaa dnd srada, herkes gen kzn sevimliliinden sz ediyordu.
Gerekten de, kusursuz bir gzelliin yle bir gc vardr ki, nerdeyse hi kimse buna
kar koyamaz. Akam yemei nerisinin kabul edilmemesine biraz bozulmakla birlikte;
hanc kadn bile, mrnde byle nefis bir yaratk grmediini syledi. Partridge,
giysisindeki altn ilemelere de biraz iltifat ettii halde, gen kzn yzn kendinden
geercesine vd. Seyis, onun iyi yreini ve ve gklere kard. O srada ieriye
giren teki seyis de bu vgleri yanklad.
"nann bana, o gerekten iyi bir insan" dedi; "nk hayvanlara acmasn biliyor.
Yolda giderken, atlar fazla hzl srmenin onlara zarar verip vermeyeceini sordu ara
sra. Buraya gelince de, atlara canlar istedii kadar arpa vermemi syledi."
te gleryzl bir nezaket ylesine ekici bir eydir ki, her eit insan tarafndan
vlr. Bu tr bir nezaketi, nl terzi Mrs. Hussey'nin diktii giysilere benzetebiliriz:
Kadnlarn en gzel yanlarn iyice belirtir; kusurlarn da, ya daha az gze batacak bir
hale getirir; ya da tmyle gizler. Okuyucumuz, bu gen kz gibi davranmann ne ho
bir ey olduunu tam grd srada, bu konuda dndklerimizi ksaca dile
getirmekten kendimizi alamadk. Gereklere uymak zorunluunu duyduumuz iin,
imdi bu davrann tam kartn.
BLM 4
Gen kz, ban yanna koyar koymaz, hanmnn istemedii gzel yemekleri yemek
zere, hizmeti mutfaa geri dnd.
eri girince, mutfaktakiler, hanmna gsterdikleri saygy ona da gstermek, iin
ayaa kalktlar. Ama hizmeti, onlarn rahatsz olmayp gene oturmalarn istemeyerek
hanm gibi davranmay unuttu. Naslsa oturmalarnn yolu da yoktu aslnda; nk
kadn, iskemlesini ocan nne yle bir yerletirdi ki, ocak banda bakalarna pek
yer kalmad. Derken, hemen bir zgara tavuk istedi; bu tavuk on be dakika iinde hazr
olmazsa, beklemeye niyeti olmadn bildirdi. Sz konusu tavuk ahrdaki kmesine
tnemi bir durumdayd u anda. lzgarann stne konulmadan nce, yakalanmak,
ldrlmek, yolunmak gibi bir yn aamadan gemesi gerekiyordu. Hanc kadn, tm
bu ilemleri on be dakika iinde yapmaya hazr olduunu syleyecekti ama; ne yazk
ki, bu sahnenin perde arkasn bilen konuk bayana bunu yutturmak pek kolay
olamayacakt. Onun iin hanc kadn, hazr tavuk olmadn aka sylemek zorunda
kald.
"Ama" dedi, "size kasaptan envai trl koyun eti alabilirim bir dakikada."
"Koyun eti ha!" diye karlk verdi hizmeti. "Gecenin bu saatinde koyun eti yemek
iin, bir at midesi gerekir insana! Sizler, han iletenler, sizden stn olanlar da
kendiniz gibi sanyorsunuz anlalan. Bu berbat yerde hibir ey bulamayacam
biliyordum aslnda. Hanmmn burada kalmasna ayorum. Bana sorarsanz, bakkal
akkal ve celeplerden baka kimsecikler uramaz buraya."
lettii hann bylesine hakarete uramas, hanc bayan kplere bindirdi. Ama
fkesini tunu, "Tanrya kr, buraya ok kibar kiiler gelir" demekle yetindi.
"Bana kibarlktan sz etme sakn!" diye bard kibar hizmeti. "Sizin gibilerden ok
daha iyi bilirim ben kibarln ne olduunu. Neyse, kstahl artk bir yana brak da, ne
yiyebileceimi syle bana. At eti yiyemem ama, gerekten am."
"Vallahi bayan" dedi hanc kadn "yiyecek asndan mrmde bu kadar g durumda
kalmadm. Yiyecek bir ey olmadn aka sylemek zorundaym. Bir para souk
sr eti vard ama, bir bayn uayla seyisi, onu kemirip kemikten baka bir ey
brakmadlar."
"Kadn!" dedi Mrs. Abigail100 (ayrntlara girmemek iin ona bu ad veriyoruz) "Rica
ederim, midemi bulandrma. Bir ay boyunca a kalsam, yle heriflerin el srdkleri eti
azma koyamam gene. Bu iren yerde yenilebilecek doru drst, temiz bir ey yok
mu?"
"Yumurtayla jambona ne dersiniz bayan?" diye sordu hanc kadn.
"Yumurtalarn taze mi? Gnlk olduklarndan emin misin? Jambonu ince ince, gzel
gzel dora. Kaba eylere katlanamam ben! Ltfen biraz ura da, mrnde ilk kez
olsun, yemee benzer bir ey yap. Karnda bir ifti kars ya da buna benzer baya
bir yaratk olduunu da sanma."
Hanc bayan ba tam eline almt ki, Mrs. Abigail, "kadn, ilkin ellerini yka ltfen"
diyerek onu durdurdu. Akl almayacak kadar titizim ben. Doduum gnden beri de
her eyin son derece kibar olmasna alm."
Kendini zor tutan hanc kadn, gerekli hazrlklar yapmaya balad. Mrs. Abigail,
Susan'n bu ie karmamasn kesinlikle istemiti. stelik Susan' ylesine hor grerek
istemiti ki, hanc kadn dilini tutmakta ne denli zorluk ekiyorsa, zavall kzcaz da,
ellerini denetimi altnda tutup iddete bavurmamak iin ayn zorluu ekmekteydi.
Gelgelelim Susan dilini pek tutamyordu; nk dili, smsk kapad dilerinin
arkasnda kald halde, "hadi hadi, sen kendini ben den stn m sanyorsun yoksa?"
gibi fkeli lflar homurdanyordu gene de.
Yemek hazrlanrken, Mrs. Abigail, oturma odasnda ate yaklmasn emretmedii
iin yaknmaya balad:
"Ama artk i iten geti" dedi. "Neyse, benim iin bir yenilik olacak mutfakta yemek.
Sanrm ki, mrmde yemek yemedim bir mutfakta."
Kibar hizmeti, bundan sonra seyislere dnp "Neden atlarnzla birlikte ahrda
deilsiniz siz ikiniz?" diye sordu. Derken hanc kadna att: "Bayan, kuru ekmeimi
burada yiyeceimi biliyorum. Hi olmazsa unlar mutfaktan uzaklatr da, kasabada ne
kadar it kopuk varsa etraf m sarmasn bari." Bunu syledikten sonra da Partridge'e
dnd: "Size gelince efendim, az buuk kibar bir baya benziyorsunuz siz. Cannz
isterse, burada kalabilirsiniz. Ayak takm bir yana, kimsecikleri rahatsz etmek istemem
ben."
"Evet, evet, bayan, ben bir baym, buna gvenebilirsiniz" dedi Partridge. "yle kolay
100 Abigail, kadnlarn zel hizmetilerine verilen genel bir addr. (.N.)
kolay da rahatsz olmam. Non semper vox causalis est verbo nominativus." 101
Kibar hizmeti, bu Latince tmceyi bir hakaret sand:
"Belki bir baysnz ama efendim, bir kadnla Latince konumak, bir baya hi
yakmaz."
Partridge, nazik bir karlk verip, biraz daha Latince paralad.
Bunun zerine Mrs. Abigail, Partridge'e burun kvrd. "Pek yce bir bilginmisiniz
meer" diyerek, adamcaz horlamakla yetindi.
Derken yemek sofraya geldi. Mrs. Abigail, bylesine zarif bir bayandan
beklenmeyecek bir itahla nndekileri silip sprdkten sonra, ayn yemekten bir
tabak daha emretti. Bu hazrlanrken, hanc kadna dnp sordu:
"Demek buraya ok kibar kiiler geliyor, yle mi?"
"Evet, yle. u srada da bir yn ok kibar, yksek snftan birileri var handa.
urada oturan bayn da bildii gibi, gen Mr. Allworthy de burada."
"Peki. ltfen bana syler misiniz. kimmi bu kibar gen bay, bu Mr. Allworthy?
"Kim olacak ki," diye yantlad Partridge. Somersetshire'l byk Mr. Allworthy'nin
olu ve varisi elbette."
"Vallahi ok garip bir haber verdiniz bana" dedi kibar hizmeti; "nk ben,
Somersetshire'li Mr. Allworthy'yi ok yakndan tanrm, olu olmadn da bilirim."
Bunu duyan hanc bayan, kulak kabartt. Partridge ise biraz bozuldu. Ama ksa bir
duraklamadan sonra yle konutu:
"Evet bayan, bu gencin annesiyle evli olmadndan, onun Mr. Allworthy'nin olu
olduunu herkes bilmez. Ne var ki, olu olduu kukusuzdur. Ve bu gencin adnn
Jones olduunu nasl kesin olarak biliyorsam, Mr. Allworthy'nin varisi olacan da ayn
kesinlikle biliyorum."
Kibar hizmetinin azna tkmak zere olduu jambon, Jones adn duyunca, tabaa
dverdi:
"Hayret, efendim! Nasl olur da Mr. Jones imdi burada bulunabilir?"
"Quare non, yani ne diye olmasn" diye karlk verdi Partridge. Mr. Jones'un
burada bulunmas, sadece bir olaslk deil, bir gerektir ayn zamanda."
Bunun zerine Abigail, yemeini acele bitirip, hanmnn yanna gitti. Gen kzla
hizmetisi arasndaki konumay, gelecek blmde okuyacaksnz.
BLM 5
Haziran aynda, bir rastlant sonucu zambaklar arasnda yetien bir gln, kendi al
rengini zambaklarn aklna kartrmas gibi; ya da tatl Mays aynda, cilveli bir inek
101 Patridge'in syledii szle hibir ilgisi olmayan Latince bir dilbilgisi kural. (.N.)
yavrusunun gzel kokulu soluunu, iekli krlara yaymas gibi; ya da iek aan Nisan
aynda, gzel bir dala konup, eini dnen sevimli ve de vefal bir kumru gibi... te
tm bunlar gibiydi Sophia (nk ondan szetmekteyiz imdi). Yrei ne denli temiz ve
satsa, yz de o denli gzel olan bu gen kz, yzlerce gzellik ve yzlerce gzel koku
saarak, o dnya gzeli ban eline dayayp yatm, Tommy'sini dnmekteydi.
te tam o srada, hizmetisi odaya dald; doru yataa koarak, "Efendim, ah
efendim!" diye bard. "Bu handa kim var biliyor musunuz?"
Sophia ayaa frlad: "Babam bizi yakalad m yoksa?"
"Hayr, efendim. Yz babaya bedel biri var burada. Mr. Jones bu handa imdi."
"Mr. Jones mu? Olamaz! Nerede bende o talih!"
Mrs. Honour, doru sylediine yemin etti. Sophia, gidip Jones'u hemen getirmesini
syledi ona. Dakikasnda grmek istiyordu delikanly.
Mrs. Honour anlattmz biimde mutfaktan kar kmaz, hanc kadn, onu kyasya
ktlemeye balad. Kadncazn yrei, syleyemedii kfrlerle dolmutu bir sredir.
imdi, kapa alan bir p arabasndan pislik dkld gibi, kadnn azndan da
kfrler dklmekteydi. Partridge de, kendi payna den kfrleri bol bol savundu. Bu
arada, okuyucuyu biraz hayrete drecek bir ey yapt: Hizmetiye amur atmakla
kalmayp, Sophia'nn bir zambak kadar ak kiiliine de amur atmaya kalkt.
"Ha biri, ha teki" dedi. "Noscitur a socia, yani zm zme baka baka kararr sz
dorudur. Gzel giysili bayan daha terbiyeli elbette. Ama ikisi de ayn mal bana
sorarsanz. Bath'a giden iki aifte onlar. Mutlaka yle. Kibar dediin kiiler, gecenin bu
saatinde uaksz yola karlar m hi?"
"Vallahi billahi hakknz var!" diye bard hanc kadn. "Syledikleriniz tamamiyle
doru; nk ki barlar bir yere gelince, yeseler de yemeseler de, akam yemeini
smarlarlar gene de."
Onlar byle konuurken geri dnen Mrs. Honour, Mr. Jones'u derhal uyandrmasn,
bir bayann onunla konumak istediini sylemesini buyurdu hanc kadna.
Hanc kadn "o bayn arkada burada, onunla konuun. Ben erkeklerin, zellikle kibar
baylarn, odasna giremem asla" diyerek, suratn ast, mutfaktan kt.
Honour, bu kez Partridge'e bavurdu. Ama Partridge de bu ii yapmaya yanamad:
"Arkadam ok ge yatt" dedi. "Onu bu saatte rahatsz edersek, ok kzar.
Mrs. Honour. "neden uyandrldn anlaynca, fkelenmez, sevinten uar, bundan
eminim" diyerek, Jones'un ille arlmasn istedi.
Partridge "baka bir zaman sevinirdi belki" dedi. "Ne are ki, non omnia possumus
omnes, yani her zaman her ii yapamayz. Akl banda bir erkee bir kadn yeter."
"Herif!" diye bard Honour. "Ne demek bir kadn yeter"
Partridge "bana herif filan demeyin" diye terslendikten sonra, Jones'un yatakta bir
karyla olduunu dobra dobra aklad. Bunu sylerken de, kitabmza alamayacamz
kadar kaba bir deyim kulland.
fkeden kplere binen Mrs. Honour, Partridge'e "maymun!" diye barp, akllara
smaz bir tel iinde hanmna kotu ve olup bitenleri ona anlatt. Bununla da
yetinmedi: Jones'a da fena halde kzd iin, Partridge'in azndan kan szleri sanki
o deil de, delikanl kendi sylemi gibi, bunlar abartarak aktard stelik. Jones'a bir
yn kfr ettikten sonra, kendisine teden beri layk olmayan bu adamdan kesinlikle
vazgemesini salk verdi hanmna. Derken, Molly Seagrim yksn kurcalayp, bizim
delikanlnn eskiden Sophiadan ayrlmasn en kt biimde yorumlad. Bu son olay da,
Mrs. Honourun sulamalarn bir hayli doruluyordu ne yazk ki...
zntden perian olan Sophia, hizmetisini susturabilecek halde deildi. Ama
kadnn szn kesebildi sonunda:
"Ben byle bir eye inanamam" dedi. "Ktnn biri, karaalyor ona. Bunu, onun
arkadandan duyduunu sylyorsun; ama byle eyleri aa vurmaz bir insann
arkada."
"Bana sorarsanz, o herif Jonesun pezevengi" diye bard Honour; "nk bylesine
biimsiz bir it grmedim mrmde. stelik Mr. gibi rezil ahlakszlar, hi mi hi
utanmazlar byle ilerden."
Gerei sylemek gerekirse, Partridge'in bu tutumunun ho grlr bir yan yoktu.
Adam bir akam nce itiklerinin etkisindeydi hl. stelik sabahleyin bir hayli arap,
daha dorusu (armutlu iki hanc kadnn dedii kadar salkl olmadndan) alkoll
malt hlsas gibi bir eyler imiti. Doann Partridge'in kafasnda kurduu iki deposu
pek derin deildi. Biraz iince, bu depodaki alkol tayor; Partridge'in yreinin
doutan hi de salam olmayan kapaklarn zorlayp ayor, orada gizlenen her ortaya
dklveriyordu. Partridge'in huyunu, elimizden geldiince olumlu yorumlamak
istersek, onun ok drst bir adam olduunu syleyebiliriz. Neden derseniz, Partridge
dnyann en merakl adamlarndan biriydi; boyuna bakalarnn ilerine burnunu
sokuyordu; ama bildii her eyi de bakalarna aktararak, onlara olan borcunu kuruu
kuruuna demi oluyordu.
Aclar iinde kvranan Sophia, neye inanacan, ne yapacan bilemedii bir srada,
Susan, elinde arap, kagedi. Mrs. Honour, derhal hanmnn kulana bir eyler
fsldad; doruyu syleyebilecek durumda olan bu kzn azn aramasn salk verdi
ona.
Bu ie akl yatan Sophia, yle sze balad:
"Gel buraya, yavrum. imdi sana soracaklarma doru yant verirsen, zahmetini hi
de karlksz brakmayacama gvenebilirsin. Burada gen bir bay var m? ok
yakkl gen bir bay..."
Bunu sorarken, Sophia'nn yz kpkrmz kesildi; szn nasl srdreceini
bilemedi.
Araya giren Honour, "imdi mutfakta oturan o yzsz keratayla birlikte gelen gen
bay soruyor" dedi.
Susan "evet, yle bir bay var" diye karlk verdi.
"Bir de bayan varm" dedi Sophia. "yle bir bayan biliyor musun? "O bayann gzel
olup olmadn sormuyorum sana. Belki gzel deildir, ama bu beni ilgilendirmez. yle
bir bayan var m diye soruyorum?"
"Aman efendim!" diye bard Honour. Siz de hi bilmiyorsunuz sorguya ekmesini...
Dinle beni, kz: O gen bay, imdi pis bir orospuyla yatakta m, deil mi?"
Susan, srtp sustu.
"Dorusunu sylersen, yavru m, sana bir altn veririm" dedi Sophia.
Susan dudak bkt: "Bir altn m, efendim? Bir altn nedir ki! Hanmm bu durumu
rense, dakikasnda kovar beni."
"Al sana bir altn daha" dedi Sophia. "nan bana, hanmn hibir ey duymayacak."
Susan, ok ksa sren bir duraksamadan sonra, altn alp, tm yky anlatt.
Sonunda, "eer ok merak ediyorsanz, efendim" dedi, "odasna usulcack girip, kendi
yatanda olup olmadna bakarm."
Sophia'nn istei zerine bunu yapan Susan, biraz sonra dnd; gen bayn kendi
yatanda olmadn bildirdi.
Bunu duyan Sophia'nn yz bembeyaz kesildi; titremeye balad. Mrs. Honour, byle
metelik etmeyen bir herife aldrmamas, onu artk dnmemesi iin gen kza yalvard.
O srada Susan, "Lady Hazretleri bana kzmaz umarm" dedi; "ama Lady Hazretlerinin
ad Miss Sophia Western deil mi acaba?"
"Nasl olur da beni tanrsn?" diye sordu Sophia.
"Bayann szn ettii o adam, hani mutfaktaki adam, dn gece sizden szetti... Ama
Lady Hazretleri sakn bana kzmasn."
"Sana kzmyorum, yavrum. Bana her eyi anlatrsan, ben de sana bir eyler veririm."
Susan "ey, efendim" diye kekeledi. "Mutfaktaki adam, hepimize, Miss Sophia
Western'in... Bunu nasl syleyeceimi bilemiyorum vallahi..."
Sophia, duraklayan kz yreklendirip, Mrs. Honour da onu iddetle zorlaynca, Susan
szn yle srdrd:
"Hepsi yalandr mutlaka; ama mutfaktaki adam, sizin o gen bayn derdinden
ldnz; gen bayn da sizden kurtulmak iin savamaya gideceini anlatt.
Dndm de, o gen bay, hain yrekli bir rezildir dedim kendi kendime. Sizin gibi
kibar, zengin, gzel bir bayan brakp da, yle baya bir kadnn yzne nasl bakar? O
kadn baya; stelik de baka birinin karsym. Bu yle garip, yle acayip bir ey ki
yani..."
Sophia, Susan'a nc altn verdi. Neler olup bittiini ve Sophia'nn kim olduunu
hi kimseye aklamazsa, onun dostu kalacan bildirdi. Seyise gidip, atlarn hemen
hazrlanmasn sylemesini tembih ettikten sonra, kz bandan savd.
Hizmetisiyle babaa kalan gen kz, "mrmde byle rahat etmemitim" dedi.
"Onun yalnz kt bir adam deil, hor grlmesi gereken aalk bir rezil olduuna
inanyorum artk. Her eyi balarm ama, benim adm byle amurlarda
srklemesini balayamam. te bu yzden onu kk gryorum. Evet Honour, artk
rahatm. Gerekten rahatm. ok rahatm."
Ve Sophia, hngr hngr alamaya balad.
Sophia'nn alayp, hizmetisine ok rahat olduunu ikide birde sylemesiyle geen
ksa bir sreden sonra; Susan geldi, atlarn hazr olduunu bildirdi. te o srada, bizim
gen kzmz, ok garip bir ey yapmay aklna koydu: Bunun sayesinde, Mr. Jones,
hem Sophia'nn handa kaldn renecek; hem de yreinde Sophia'ya kar bir sevgi
kvlcm kaldysa, iledii sularn cezasn grm olacakt.
Okuyucu, bu ykde birka kez sz edilmek onurunu elde eden kk manonu
unutmamtr her halde. Mr. Jones gideli beri, Sophia gndzleri hi ayrlmyordu bu
manondan, geceleri de koynuna alyordu onu. imdi gene kolunda olan bu manonu,
fkeyle ekip kard; bir kat parasna adn yazp, bu kat parasn manona
ilitirdi. Sonra Susan'a bir rvet verdi; bunu Mr. Jones'un bo yatana koymasn
salad. Eer Mr. Jones manonu yatakta bulmazsa, Susan sabahleyin onu gen baya
gstermenin bir aresini bulacakt.
Sophia, Mrs. Honour'un yediklerinin hesabn dedi (kendi yemedikleri de eklenmiti
bu hesaba) ve atna bindi. ok rahat olduunu
hizmetisine bir kez daha syledikten sonra, yola kt.
BLM 6
imdi sabahn beini gemiti; uyanan konuklar mutfaa gelmeye balad. Gelenler
arasnda bulunan avula arabac artk iyice bartklar iin, cancier bir durumda,
kendilerini ikiye verdiler.
Bu iki fasl srasnda, Partridge garip bir ey yapt: avu, "Kral George'un salna"
deyip, kadeh kaldrmasn isteyince, Partridge, "Kral" szcn syledi ama, George
adn azna almad. nanmad bir dava uruna savamaya gidebilirdi; ne var ki, inan-
mad bir dava onuruna kadeh kaldrmaya gnl raz deildi.
Bu arada kendi yatana dnen Mr. Jones (okuyucularmz kusurumuza bakmasn
ama, Mr. Jones'un hangi yataktan kalkp kendi yatana dndn anlatamayz) ho
vakit geirmekte olan Partridge'i yanna ard.
Partridge, ok resm bir biimde sze balayp, Jones'a t vermek iznini aldktan
sonra, sylevine balad:
"Bir sz vardr, efendim: Bir aptal, ok zeki bir kiiye akl retebilirmi derler. Bu eski
ve ok doru szden cesaret alarak, ben de size bir t vereceim imdi: Bu horrida
bella'y, yani bu korkun, bu kanl savalar, yiyecek baka eyleri olmadndan barut
yutmaya raz olan heriflere brakp, evinize dnn. Evinizde zatalinizin hibir eyi eksik
olmad herkese biliniyor. Durum byle olduuna gre, ne diye yollara
decekmisiniz yani?"
"Partridge, yemin ederim sen korkan birisini" dedi Jones. "Onun iin, sen kendin
evine dn; beni de rahat brak artk."
"Balayn beni, ne olur. Ben kendimi deil, sizi dnerek konutum. Neden
derseniz, benim durumum yle berbat ki, korku nedir bilmiyorum artk. Bir oyuncak
silhtan korkmadm gibi, bir pitov ya da bir tfekten de yle korkmuyorum. Gnn
birinde hepimiz nasl olsa leceiz. Ne biimde leceimizin ne nemi var ki? stelik,
yalnz bir kolumu ya da bir bacam yitirmekle kalrm belki de. nann bana efendim,
hi mi hi korkmuyorum ben. Siz savaa gitmeyi aklnza koydunuzsa, ben de sizin
peinizden gitmeyi aklma koydum. Durum byle olduuna gre, dndklerimi size
sylemek istiyorum. Sizin gibi nemli bir kiinin yaya yrmesi bir rezalettir. Burada
ahrda iki iyi at var. Hancnn size gvenip, onlar bize emanet edeceinden hi
kukum yok. Ama eer gvenmezse, ben o atlar almann aresini kolayca bulurum.
Tutun ki, sonunda i meydana kt. Kral uruna dveceinize gre, Kral da sizi
balar mutlaka."
Partridge'in drstl, aklndan ne biraz eksik, ne biraz fazlayd. Drstl de, akl
da, ancak vr zvr ilerle baa kabilirdi. Atlar almakta en kk bir tehlike olduunu
hesaba katsayd, byle bir kepazelii hi aklna koymazd. Partridge, neyin doru
olduunu, neyin doru olmadn dnmeden fazla, neyin daraacna gtrdn ve
neyin gtrmediini dnenlerdendi. Bu namussuzluu hi tehlikeye girmeden
yapabileceini, Mr. Allworthy'nin adnn hancy yeterince yattracan, olaylar nasl
geliirse gelisin tamamiyle gven iinde kalacaklarn; Kraldan yana olanlarn Jones'u,
Kraldan yana olmayanlarnda kendisini koruyacaklarn sanyordu.
Mr. Jones, Partridge'in byle bir neride bulunurken baya ciddi olduunu anlaynca,
onu fena halde tersledi. yle ac szler syledi ki, Partridge ilkin ii akaya bomaya
kalkt, sonra da konuyu deitirdi.
Kaldklar han sanki bir genelevmi gibi davranan iki karnn, Mr. Jones'u gece yars
rahatsz etmemeleri iin, can ktn anlatt.
"Vay, vay!" dedi. "Odanza girmenin aresini gene de buldular sanrm; nk o
kanlardan birinin manonu urada yerde duruyor."
Jones, karanlk odasna dnerken, yorgann stne konulan manonu hi grmemi;
kendini yataa atarken de, onu yere drmt. Partridge manonu alp cebine
koyacakken, Jones onu grmek istedi. Bu manon, ylesine olaanst bir eydi ki,
stne kt ilitirilmese de, bizim delikanl onu anmsayacakt mutlaka. Anmsamas
iin bir aba gstermesine gerek de kalmad; nk kttaki Sophia Western adn
hemen grmt.
Dakikasnda bir deliye dnen Mr. Jones, heyecanla bard:
"Aman Tanrm! Bu manon nereden geldi buraya!"
Partridge "bunu ben de bilmiyorum ama" dedi; "eer engellemeseydim sizi rahatsz
edecek olan kadnlarn birinin kolunda grdm onu."
Jones, yataktan frlayp giysilerini yakalad:
"Nerede o kadnlar?"
"u srada millerce uzaklardadrlar herhalde."
Bizim delikanl birka soru daha sorduktan sonra, o manonu koluna takann,
dnyalar gzeli Sophia'nn ta kendisi olduunu anlad.
Bu durum karsnda Jones'un davrann, neler dndn, ne hallere girdiini,
neler sylediini, neler yaptn dile getirmenin, hi ama hi yolu yoktur.
Hem Partridge'e hem de kendisine ac ac lanet ettikten sonra; korkudan akl
bandan giden zavall adamcaza, aaya koup, ne yapp yapp at kiralamann
aresini bulmasn emretti. Sonra tel iinde giyindi; kendi verdii emri yerine getirmek
iin, acele acele aaya indi.
Jones mutfaa girdii srada neler olduunu anlatmadan nce, Partridge'in
efendisinin armas zerine yukar ktktan sonra orada olup bitenleri anlatmamz
gerekecek:
avula erler kp gittikten hemen sonra, iki rlandal bay aaya indiler. Handa
kopan grlt yznden ikide birde uyandklarndan, btn gece gzlerini
yummadklarndan yaknyorlard ikisi de.
Gen bayanla hizmetisini getiren araba, Sophia'nn mal deildi; at ve araba ileriyle
uraanlarn en deerli ve en namuslularndan biri olan Bath'l Mr. King'in arabasyd
aslnda. Oralarda yolculuk eden her okuyucumuza, candan salk veririz Mr. King'in bu
arabalarn. Bylece okuyucu muz, bu ykde sz edilen arabaya binmek, o arabay
sren arabacyla yolculu k etmek hazm tadar belki de.
Ancak iki yolcusu olan ve Mr. Maclachlan'n Bath'a gideceini duyan arabac, onu
oraya ok ucuza gtrmeyi nerdi. Arabac, seyisin bir sz zerine yapmt bu
neriyi; nk Mr. Maclachlan'n Worcester'de tuttuu rehber, drt ayakl bir at olmayp,
iki ayakl bir insan olduu iin, uzun bir yolculuk yapmaktansa, Worcester'deki
dostlarnn yanna dnmeyi yeleyeceini sylemiti seyise.
Mr. Maclachlan, arabacnn nerisini derhal benimseyip, arabadaki drdnc yeri
kabul etmesi iin, arkada Fitzpatrick'i kandrd. Kemikleri szladndan, arabaya
binmenin ata binmekten daha ho olacan dnen Fitzpatrick de, karsn naslsa
Bath'da bulacandan emin olduu iin, biraz gecikmeye pek aldrmad.
Arkadandan ok daha akll olan Maclachlan, o bayann Chester'den geldiini ve
baz baka ayrntlar seyisten renir renmez, sz konusu bayann Fitzpatrick'in ei
olabileceini dnd; arkadana bu olaslktan szetti. Oysa Fitzpatrick'in aklnn
kenarndan bile gememiti byle bir ey. Doruyu sylemek gerekirse, doann fazla
tela gelerek yaratt, bu yzden de kafasna beyin koymay unuttuu adamlardand
Fitzpatrick.
Bu tr adamlar, iz srmeyi bilmeyen soysuz av kpeklerine benzerler. Ama kokuyu
alan cins bir kpek azn ap havlamaya balar balamaz, dakikasnda ayn eyi
yapar onlar da; hi koku almadklar halde, olanca gleriyle ileriye doru komaya
balarlar. Bylece Mr. Maclachlan bu kukusundan szeder etmez, Mr. Fitzpatrick
bunun doruluuna dakikasnda inanp, onun nerede olduunu hi bilmeden, karsn
yakalamak iin son hzla yukarya kotu. Ama Talih, kendilerini ona tamamiyle teslim
edenlere oyun oynamaktan holandndan, ne yazk ki Mr. Fitzpatrick birok kapy bo-
una at. Oysa deminki av kpekleri benzetmesini aklma getiren Talih, Mr.
Fitzpatrick'e kar davrandndan ok daha olumlu davrand bana kar; nk avlanan
zavall bir ein tavan andrdn sylemek ok yerinde bir benzetmedir gerekten:
Avlanan e, o zavall kk hayvancaz gibi, onu yakalamak isteyenin sesini duymak
iin kulak kabartr; o sesi duyunca, titreyerek kaar; ve gene o zavall hayvancaz gibi,
ou zaman yakalanp mahvedilir eninde sonunda.
Ne var ki, bu kez byle olmad. Sonu vermeyen uzun bir avlamadan sonra, Mr.
Fitzpatrick mutfaa eli bo geri dnd.
te tam o srada, sanki gerek bir av varm gibi, kpekler yanl iz srnce nasl
avaz avaz barlrsa yle barp aran bir bay, mutfaa dald. Attan demin inmiti ve
peinden gelen birok adam vard.
imdi okuyucum, sana baz konularda aklama yapmam gerekebilir. Eer bunlar
nasl olsa biliyorsan, sandmdan daha akllsn. Sana gereken bilgiyi, bir sonraki
blmde veriyorum.
BLM 7
Demin gelen bay, kzn kovalayan Mr. Western'in ta kendisiydi. Bir rastlant sonucu
iki saat nce gelebilseydi, yalnz kzn deil, yeenini de bulabilecekti orada. nk
Mr. Western'in yeeni, o ok bilge bayann yani Mrs. Western'in gzetiminden be yl
nce kam, Mr. Fitzpatrick ile evlenmiti.
Mrs. Fitzpatrick, aa yukar Sophia'nn gittii saatte handan kmt. Kocasnn
sesiyle uyannca, hanc kadn arp durumu renmi; rvet olarak gerektiinden
ok daha fazla para vererek, kamasna yarayacak atlan salayabilmiti. Bu han
iletenler iin, para her eyden daha nemliydi. Hanc kadn, okuyucularn bildiklerini
bilseydi, hizmetisini ahlksz bir aifte olmakla sulayp kovard ama, tpk zavall
Susan gibi, para grnce batan kmaya hazrd kendi de.
Mr. Western ile Mr. Fitzpatrick birbirlerini tanmazlard. Mr. Western, yeeninin
kocasyla tantrlsa bile, yzne bakmazd rlandal bayn; nk bu evlilik kendisinden
izin alnmadan yapldna gre, doaya aykr bir ilikiydi Mr. Western'in gznde. te
bu yzden Mr. Western o srada ancak on sekiz yanda olan yeenini bir canavar
sayp, onunla tm balarn koparm, nnde gen kadnn adnn sylenmesini bile
yasak etmiti.
Mutfakta imdi kyametler kopuyordu: Mr. Western kznn nerede olduunu; Mr.
Fitzpatrick ayn heyecanla karsnn nerede olduunu soruyordu. te tam o srada bizim
delikanl (ne yazk ki, elinde Sophia'nn manonuyla) mutfaa girdi.
Western, Jones'u grr grmez, avlad hayvan gren bir avc gibi, avaz kt
kadar bard; hemen koup delikanlnn yakasna yapt:
"Erkek tilkiyi enseledik! Dii tilki uzaklarda olmasa gerek!"
Herkesin ayn anda bambaka eyler syledii bir grlt koptu birka dakika. Bu
grlty anlatmak benim iin ne denli g olacaksa, sizin iin de o denli tatsz olacak
bunun okunmas.
Sonunda araya binlerin girmesiyle yakasn Mr. Western'in elinden kurtaran
delikanlmz, susuz olduuna, Sophia'nn nerede olduunu da bilmediine yeminler
etti.
Rahip Supple lfa kart: "Aptallk ediyorsun bilmediini sylemekle. Baksana,
suunun kantn elinde tutmaktasn u srada. Miss Sophia'nn manonudur bu. Yemin
etmeye hazrm yle olduuna. Son gnlerde bunu ka kez grdm Miss Sophia'nn
kolunda."
Mr. Western, kudurmuasna bard: "Kzmn manonu ha! Kzmn manonu bu
herifte mil Hepiniz tank olun: alnan mal stnde bulundu. Onu imdi hemen yargcn
nne srkleyeceim. Kzm nerede, rezil herif!"
"Ltfen efendim" dedi Jones, "byle barp armaynz. Manonun kznzn
olduunu kabul ediyorum. Ama size namusum zerine yemin ederim ki, kznz
grmedim.
Bunu duyan Western'in sabr tmyle tkendi; fkeden sz syleyemeyecek hale
geldi.
Handa hizmet edenler, Mr. Western'in kim olduunu Fitzpatrick'e sylemilerdi. Bu
sevimli rlandal da, hsmna hizmete bulunmak ve bylece onun gzne girmek frsatn
bulduunu sanp, Jones'un stne yrd:
"Olur ey deil, efendim!" dedi. "Bu bayn kzn grmediinizi utanmadan nasl
yzme kar sylersiniz! Sizi ayn yatakta bulan ben deil miyim?"
Sonra Western'e dnp, onu kznn u srada yatt odaya hemen gtrebileceini
syledi. Bu nerinin kabul edilmesi zerine, Fitzpatrick, Western, Rahip Supple ve
birka kii daha, doru yukarya ktlar. Bir iddet gsterisi yaparcasna, Mrs.
Western'in odasna ikinci kez daldlar.
rkilerek uyanan zavall kadncaz, baucunda bir tmarhane kaknn yzn
grnce, hem aknlk hem de korku iinde kald. Ne yaptn bilmeyen bir deliye
gerekten benzeyen Mr. Western ise, Mrs. Waters'e bakar bakmaz, bir adm geri
atarak, arad kiiyi bulamadn yeterince belli etti.
Kadnlar, canlarnn tehlikeye dmesinden deil, adlarnn ktye kmasndan
korkarlar asl. Geri bu ikinci saldr srasnda Mrs. Waters'in can daha ok tehlikedeydi
ama, yatanda tek bana olduuna gre, namusunun lekelenmesi sz konusu deildi.
Onun iin, odasna ilk saldrldnda bard kadar ok barmad bu kez. Ama
erkekler kp da tek bana kalr kalmaz, uyumaktan vazgeti. Odasndan bir an nce
uzaklamas iin yeterince neden bulunduundan, elinden geldiince abuk giyindi.
Mr. Western bu arada tm han arad. Ne var ki, Mrs. Waters'i tedirgin etmesi ne denli
bounaysa, her odaya girip kmas da o denli bouna oldu. Mutsuz bir halde mutfaa
geri dnnce, adamlarnn Jones'u gzaltnda tuttuklarn grd.
Daha hava iyice aydnlanmad halde, kopan grlt yznden, handa herkes
ayaktayd. Bunlarn arasnda, Worcester blgesinde yarglk yapmak onuruna erien
arbal bir bay da vard. Mr. Western, bunu duyar duymaz, ona bavurmak istedi.
Yarg, yannda zabt ktibi ve hukuk kitab bulunmadn ileri srerek, bunu yapmaya
yanamad. Kz karmak ve buna benzer konularla ilgili tm yasalar, bann iinde
tayamadn syledi.
Bunun zerine Mr. Fitzpatrick, hukuk okuduunu bildirerek, yargca yardm etmeyi
nerdi. Gerekten de, rlanda'nn Kuzeyinde, bir notere yl sreyle ktiplik etmiti.
Ondan sonra, kendine daha kibar bir ura semi, bu noterin yanndan ayrlm,
ngiltere'ye gelmi; hi eitim gerektirmeyen bir meslei, yani bir bay olmak mesleini
semiti. Daha nce de ksaca deindiimiz gibi, bu meslekte baarl da olmutu.
Mr. Fitzpatrick, kz evltlarla ilgili yasann bu davada uygulanamayacan; manon
almann ise, su gtrmeyen bir su olduunu ve alnan maln alann stnde
bulunmasnn bu suu yeterince kantladn beyan etti.
Yarg, bylesine bilgili bir yardmcnn onu yreklendirmesi ve Mr. Western'in iddetli
srar zerine, adaleti yerine getirmek amacyla makamna oturmaya raz oldu sonunda.
Manon, Jones'un elinden alnp, yargcn nne koyuldu. Rahip Supple, sz konusu
manonun Miss Western'in mal olduuna yemin edince, yarg, Mr. Fitzpatrick'in
hazrlayaca tutuklama tezkeresini imzalayacan bildirdi.
Derken Jones sz istedi. Birok glk karldktan sonra, sonunda konumasna izin
verildi. Delikanl, manonu nasl bulduu konusunda Mr. Partridge'i tank gsterdi.
stelik Susan da tanklk ederek, Sophia'nn su kantn ona teslim ettiini; bunu Mr.
Jonesun odasna gtrmesini buyurduunu anlatt.
Susan' byle bir aklamaya zorlayan etken, doal bir adalet ak myd, yoksa
Jones'un olaanst yakkll myd, bilemem artk. Ama Susan'n tankl ylesine
etkili oldu ki, yarg, oturduu iskemlenin arkalna yaslanarak, eskiden sann
sululuunu aka kantlayan durumun, imdi de onun susuzluunu ayn aklkla
kantladn bildirdi. Rahip Supple da, yargtan yana kt; susuz bir insann
cezalandrlmasna, Allah esirgesin, let olmayacan aklad. Bunun zerine ayaa
kalkan yarg, san aklad, oturuma da son verdi.
Derken Mr. Western, orada bulunanlarn tmne itenlikle kfretti. Yeeninin ei
Fitzpatrick, Mr. Western'in gzne girmek amacyla bunca aba harcad halde,
adamcazn hsmlk iddialarna hi aldrmadan, onun yzne bile bakmadan, atlarnn
hemen hazrlanmasn buyurup. gene kznn peine dt. Telndan ve fkesinden
yle bir haldeydi ki, Jones'dan manonu istemeyi unuttu iyi ki... yi ki diyorum, nk
bizim delikanl o manonu vermektense, hemen orackta lmeyi gze alrd.
Jones da hesabn der demez, arkada Partridge ile yola kt. Dnyalar gzeli
Sophia'sn buluncaya dek onun peine dmeyi ve onu ne olursa olsun bulmay aklna
koydu. Mrs. Waters ile vedalamaya bile gnl raz olamad; nk bu kadncaz,
istemeyerek de olsa, Sophia ile bulumak mutluluuna erimesini engelledii iin,
Jones imdi ona kin duyuyor, Sophia'ya ise, lnceye dek ballk yemini ediyordu.
Mrs. Waters, rlandal iki bayla birlikte, Bath'a giden arabadan yararland. Hanc
kadn, pek nazik davranarak, ona baz giysilerini dn vermi; bunlara karlk, esas
deerlerinin aa yukar iki katn tutan bir paray almakla yetinmiti. Mrs. Waters
arabada giderken, yakkl Mr. Fitzpatrick'den ayrca holand ve einden uzak den
bu delikanly avutmak iin elinden geleni yapt.
Mr. Jones'un Upton'daki handa bandan geen acayip servenler, ite byle sona
erdi. O handa, hl, "Somersetshire Melei" diye anlan sevimli Sophia'nn
gzelliinden ve canayakn davranlarndan bugn bile vgyle szedilmektedir.
BLM 8
te tpk byle bir adam da Miss Sophia'nn ortadan yok olduunu syledi...
Mr. Western oturduu iskemleden frlad:
"Yok mu oldu!" diye bard. "Allah belnz versin! Allah cannz alsn! Nerede, ne
zaman, nasl? Nasl yok oldu? Nerede imdi?" Mrs. Western, gerekten siyasal bir
serinkanllkla konutu: "Aman karde, sende byle fkelenip durursun hep! Yeenim
her halde biraz yrmek iin baheye kmtr. Vallahi yle samalyorsun ki, seninle
ayn evde oturmann yolu kalmad artk!"
Ne kadar abuk kendinden getiyse, ayn hzla kendine gelen Mr. Western, "peki,
peki" dedi. "yleyse mesele yok. Bu herif Sophia'nn ortadan yok olduunu syleyince
aklm bamdan gitti de..."
Mr. Western bahede ngrak alnmasn emredip, rahat rahat yerine oturdu
yeniden.
Bu iki karde birok adan ve zellikle u adan, birbirilerinin tam anlamyla
kartydlar: Erkek karde, olacaklarn hibirini nceden kestiremezdi; ama bunlar olur
olmaz, dakikasnda durumu anlard. Kz kardee gelince, olacaklar her zaman ok
nceden kestirir; ama bunlar olduktan sonra durumu gremez hale gelirdi. iki kardein
bu zellii, okuyucunun da dikkatine arpmtr belki. Ama bu deiik zelliklerin,
ikisinde de fazla arya katn da belirtmeliyiz; nk kz karde, hibir zaman
olamayacak eyleri grrd ounlukla; erkek karde de, aslnda var olmayan birok
eyi grdn sanrd.
Gelgelelim, bu kez durum bakayd: Yatak odasndan gelen haber, imdi baheden
de geldi. Miss Sophia ortadan yok olmutu.
Bunun zerine Mr. Western darya frlad ve vaktiyle Herakles, Hylas'103 nasl
ardysa, o da bouk bouk gmbrdeyen bir sesle "Sophia!" diye grlemeye
balad. Herakles'in bu halini anlatan aire gre, eskiden tm sahil, Hylas denilen gzel
gencin adyla nlamt. imdi tm ev, tm bahe ve evredeki tm tarlalar, erkeklerin
kaln seslerine kadnlarn tiz sesleri kararak. Sophia adyla nlamaktayd. Yank ise,
bu sevgili ad stste sylemekten yle bir haz alyordu ki, Ovidius yanl bilgi vermiti;
Yank bir kz deil, bir erkektir104 bana kalrsa.
Kargaa uzun sre egemen oldu. Sonunda soluu tkenen Mr. Western, oturma
odasna, Mrs. Western ile Mr. Blifil'in yanna dnp, byk bir znt iinde, kendini bir
koltua att. te o zaman Mrs. Western, Sophia'nn babasn yle avuttu: "Karde, bu
olup bitenlere; yeenimin, ailesinin onuruna hi yakmayan bir biimde davranmasna,
ben de zlyorum. Ama bunlardan sen sorumlu olduun iin, kendinden baka hi
kimseyi sulamaya hakkn yok. Sophia, benim nerdiim yntemin tam kartyla
eitildi. ite, sonucunu grdn. Yeenim cannn istediini yapmasn diye, seninle bin
kez tartmadm m? Ama seni yola getiremedim bir trl. Sophia'nn dik kafalln
kknden skp yok etmek, senin izlediin yanl siyaseti dzeltmek iin, bunca
zahmetten sonra, yeenimin elimden alndn biliyorsun. Onun iin, benim hibir
102 Shakespeare'in Henry IV adl oyununun ikinci ksmnda, birinci perdenin birinci sahnesinden bir
alnt. (.N.)
103 Theocritus'a gre, Herakles'in ok dkn olduu Hylas adndaki genci su perileri karmt. (.N.)
104 Ovidius'a gre, Echo yani Yank, Narcissus'a ak olan bir periydi. Narcissus onu sevmedii iin,
eriyip gitti, kala kala sesi kald ancak. (.N.)
sorumluluum kalmad bundan byle. Eer onun eitimi tamamiyle bana verilseydi, bu
felket senin bana gelmezdi. Hepsi senin kabahatin olduunu dn de, avunmaya
al imdi. Sophia'y her aklna eseni yapmakta zgr braktktan sonra, bundan baka
ne bekleyebilirdin ki?"
"Of be kardeim!" dedi Mr. Western, "insan ldrtrsn sen! Ben mi ona fazla yz
verdim? Ben mi aklna eseni yap dedim ona? Daha dn gece ona gzda veren,
szm dinlemezsen, sadece kuru ekmek yiyip su ierek, mrnn sonuna kadar bu
odada kapal kalrsn diyen ben deil miyim! Eyyub Sultann sabr bile taar senin
karnda!"
"Siz byle ey duydunuz mu hi!" diye karlk verdi Mrs. Western. "Karde, ben elli
tane Eyyub Sultan kadar sabrl olmasaydm, gene terbiyemi bozardm senin yznden.
Ne diye burnunu soktun bu ie? Bu ii tamamiyle bana brak diye sana yalvarp
yakarmadm m? Bir tek yanl adm atarak, bu savan tm harektn berbat ettin. Akl
banda bir adam, byle tehditler savurarak, kzn kkrtr m hi? Bir erkez halayna
yaplanlar, bir ngiliz kadnna yapamayacan sana ka kez sylemedim mi?
Hrpalamak, itip kakmak, dayak atmak deil; kibar davranmaktr bizleri elde etmenin
yolu. Tanrya krler olsun, yalnz erkeklerin deil, kadnlarn da tahta kmaya hakk
vardr bu lkede. Kardeim, sen davranlarnda yle kabasn ki, benden baka hibir
kadn dayanamaz buna. Yeenimin, korkudan akln arp, byle bir areye
bavurmasna hi hayret etmiyorum. Sana dorusunu syleyeyim: Bana kalrsa, herkes
hakl bulacak yeenimi. Sana gene sylyorum, karde: Her eyin senin yznden
olduunu dn de, avunmaya al. Ben sana ka kez demedim mi ki..."
Oturduu yerden frlayan Western, korkun bir iki kfr savurduktan sonra, odadan
dar att kendini.
Western gittikten sonra kz kardei, yzne kar sylediklerinden (eer bunun yolu
varsa) daha da ac szler etti arkasndan. Szlerinin onaylanmas iin de, Mr. Blifile
bavurdu. Mr. Blifil, bu grlerin tmn dakikasnda onaylamakla beraber, Mr.
Westernin att yanl admlar hogryle yorumlamak istedi.
"Bir babann, kzna an dknlnden ileri geliyor bunlar" dedi. "Bu ar
dknlk ise, hogrlmesi gereken bir kusurdur."
"Hi de hogrlmemesi gereken bir kusurdur" diye karlk verdi Mrs. Western;
"nk bu ar dknlyle kendi z ocuunu mahvetmiyor mu?"
Blifil, bunun da doru olduunu dakikasnda kabul etti.
Bunun zerine Mrs. Western, Mr. Blifil'in durumunu dndke ne denli zldn
anlatt. Mr. Blifil, damatlar olmak isteyerek, ailesini onurlandrmt. Oysa aile, ona kar
ok kt davranmt. Mrs. Western, yeeninin lgnln ok sert bir dille knamakla
birlikte, gene tm kabahati kardeinin srtna ykledi; nk kznn bu evlilie raz olup
olmayacan kesinlikle bilmeden, bu kadar ileri gitmemesi gerekirdi kardeinin.
Mrs. Western "ama ne are ki," dedi, "teden beri fkeli, dik kafal bir adamdr o. Ona
bouna bunca t verdiim iin, kendimi balayamyorum dorusu."
imdi ayrntl anlatrsak, okuyucumuzu belki pek elendirmeyecek olan bu konuma,
ayn minval zerine daha epey srdkten sonra, Mrs. Western ile vedalaan Mr. Blifil,
kendi evine dnd. Geri hayal krklna uramt ama, Square'den rendii felsefe,
Thwackum'dan rendii din ve belki baka eyler sayesinde, gerek bir tutkuyla
seven ou klardan daha kolayca katlanabiliyordu bu hayal krklna.
BLM 9
Sophia'nn ka
Sophia'nn neler yaptn anlatmann sras geldi imdi. Eer okuyucum bu gen kz,
benim sevdiimin yars kadar bile seviyorsa, onun, tutkulu babasnn penesinden de,
tutkusuz nianlsnn penesinden de kurtulmasna sevinecektir.
Zamann demirden sesi, nlayan ana on iki kez vurarak, hortlaklar ayaklandrp, her
gece olduu gibi evreyi kolaan etmelerini istedi. Yani dpedz konuursak, gece
yarsyd. Evvelce de bildirdiimiz gibi, siyasal bir risaleye dalm olan Mrs. Western ile
Sophia dnda, tm ev halk szm bir durumdayd. imdi Sophia, usulcack aa kata
indi; kaplardan birinin srgsn ekip, kilidini atktan sonra, darya kt;
hizmetisiyle buluaca yere doru gitti acele acele.
Kadnlar, korktuklarn gzler nne sermek amacyla ikide birde sevimli kk
cilvelere bavururlar (tpk erkeklerin korktuklarn gizlemek amacyla ikide birde hileye
bavurduklar gibi). Ama ne var ki, belirli bir yreklilik elbette ki kadnlara yakr; hatt
bu, grevlerini yerine getirmeleri asndan zorunludur ou zaman. Yiitlik deil,
hainliktir kadnlara yakmayan ey. Hakl olarak n kazanan Arria'nn105 yksn
okuyup da, bu kadnn hem tatl ve sevecen yanna, hem de yiitliine hayran
kalmamann yolu var m? Sonra unu da unutmamal ki, bir fare ya da bir san
grnce, lk stne lk atan nice kadnlar, kocalarn pek l zehirleyebilirler; ya
da beterini yapp, onu yle bir hale getirirler ki, adamcaz kendi kendini zehirlemek
zorunda kalr.
Sophia hem alabildiine tatl huylu bir kadnd; hem de kadnlarda olmas gereken
yreklilik vard onda. Onun iin buluma yerine gelip de, orada bekleyecek olan
hizmetisinin yerine atl bir adamn ona yaklatn grnce, ne lk att, ne de p
diye dp bayld. arp ekindii iin, geri nabz ilkin biraz daha hzl att ama,
abucak toparland; nk atl apkasn kararak, terbiyeli terbiyeli "burada baka bir
bayanla buluacaktnz, deil mi Lady Hazretleri?" diye sorduktan sonra, Sophia'y o
bayann yanna gtreceini aklad.
Adamn yalan sylediinden kukulanmas iin bir neden yoktu. ite bu yzden,
atlnn onu terkisine almasndan hi ekinmedi. Bylece Sophia, aa yukar be mil
uzakta bulunan bir kasabaya sa salim varp, Mrs. Honour'a kavutu. Mrs. Honour'un
bedenini saran giysiler, ayn zamanda sk sk ruhuna da sarl olduundan, bu giysileri
bir an olsun gznden karmaya gnl raz olmamt. Onun iin sandna kendi
nbetilik edip, atlya gereken talimat verdikten sonra, hanmn karlamak zere, onu
buluma yerine gndermiti.
Sophia ile hizmetisi, Mr. Western'in birka saat iinde, pelerinden adam
gndereceini biliyorlard. Bu adamlar atlatmak amacyla, hangi yoldan gideceklerini
tarttlar. Londra yolu, Honour'a yle ekici geliyordu ki, dosdoru o yoldan gitmeye
can atyordu. Ertesi sabah ancak saat sekizde ya da dokuzda Sophia'nn katnn
farkna varacaklarna gre, pelerine denler hangi yoldan gittiklerini bilseler bile,
onlara yetiemeyeceklerini ileri sryordu Honour. Ne var ki, Sophia,
yakalanmamalarn bir lm kalm sorunu sayd iin, hibir eyi rastlantya brakmaya
105 Arria'nn kocas Caecina Paetus, mparator Claudius'a kar suikast dzenlemekle sulanp, kendini
ldrmeye mahkm edilmiti. Kocas korkup, bunu yapamaynca, Arria, kamay kendi yreine saplam;
sonra kanl ba kocasna uzatarak, lmeden nce "can yanmyor insann; sen de ayn eyi yap" demiti.
(.N.)
yanamyordu. stelik kurtuluunun bu yarta kendisini kovalayanlardan daha hzl
davranmasna bal olduunu biliyor; kendi bedeninin gcne de pek o kadar
gvenemiyordu. ite bu nedenlerden tr Sophia, bakent yolundan ilkin yirmi ya da
otuz mil uzaklamaya, sonra da doru Londra'ya gitmeye karar verdi. Bylece asl
gitmek istedikleri yerden yirmi mil uzaklamak zere at kiraladlar; Sophia'y karlayan
adam da klavuz olarak yanlarna aldlar. Bu adamn terkisinde, Sophia'dan hem ok
daha ar hem de ok daha sevimsiz bir yk, yani Honour'un giysileriyle tka basa dolu
koskocaman bir sandk vard imdi. Ve dilber Mrs. Honour, bu sandktakiler sayesinde,
nice erkekleri batan karp, Londra kentini fethetmeye niyetleniyordu.
Londra yolundaki handan aa yukar iki yz adm uzaklanca, Sophia atn
klavuzun yanna srd. Aznn iinde bal reten bir ar kovan bulunduu sylenen
ozan Anacreon'unkinden daha da balla dolu, daha da tatl bir sesle, Bristol'a giden ilk
yola sapmasn rica etti.
Okuyucum, beni bo inanlardan yana sanma sakn. amzda tansklar
olabileceine inananlardan da deilim. te bu yzdendir ki, imdi syleyeceimin
kesinlikle doru olduunu savunmuyorum; hatt buna kendim de pek inanmyorum.
Ama ykm anlatrken gereklere bal olmak istediimden, duyduklarm olduu gibi
aktarmak zorundaym: Bana sylendiine gre, Sophia'nn sesi, klavuzun atn
ylesine bylemi ki, hayvan durduu yerde mhlanp kalm, yolunu srdrmeye
yanamam.
Gelgelelim, bu olay dorudur belki de. Sanld gibi bir tansk deil, doal bir
nedenden tr de olabilir; nk Hudibras106 gibi tek mahmuzlu olan klavuz, sa
topuuyla atn mahmuzlamyordu o srada; ve ikide birde duraklamak huyu olan
hayvan, Sophia konuurken belki de bu yzden yerine mhlanm kalmt.
Sophia'nn sesi, at ister etkilemi, ister etkilememi olsun, biniciyi etkilemedii
ortadayd; nk klavuz, suratn asp, yle dedi:
"Bana baka yoldan gitmemi emreden patronumun szn dinlemezsem, sonra
iimden olurum."
Sophia, klavuzu kandrmak iin bouna uratktan sonra, szlerine dayanlmaz
byler eklemeye balad. Eski bir ataszne gre, yerinden kmldamak istemeyen
yal ksraklar trs kotururmu bylesi byler. Eskiden gzel konuma sanat ne
denli etkiliyse, amzda da o denli gl bir etkisi vardr bu tr bylerin... Yani
aka konualm: Sophia, klavuza istedii kadar para vereceini syledi.
Geri adam Sophia'nn szne tam anlamyla sar kalmad ama, bu szn belirsiz
olmas houna gitmedi. "Belirsiz" szn belki mrnde duymamt; ne var ki,
Sophiann tam ne kadar para vereceini belirsiz buluyordu.
Suratn asp "zenginler, yoksullarn durumunu hi dnmezler" dedi. "Mr.
Allworthynin evinden gelen bir baya klavuzluk ettim diye, az kalsn kovuluyordum
geenlerde. stelik o bay, gereince para vermedi bana."
"Hangi bay?" diye sordu Sophia heyecanla.
"Mr. Allworthynin evinden gelen bay. Mr. Allworthy'nin oluymu dediklerine gre."
"Nereye gitti o? Hangi yoldan gitti?"
"Bristol'dan aa yukar yirmi mil uzaktan geti."
"Beni ayn yere gtr" dedi Sophia. Sana bir altn veririm. Bir altn yetmezse, iki altn
106 Samuel Buller'in 1678'de yaynlanan Hudibras adl ni talamasnn ba kiisi. (.N.)
veririm."
"Lady Hazretleri gze aldm tehlikeyi hesaba katarsa, iki altn fazla bulmaz. Verin
bana iki altn, bu ii yapaym. Efendimin atlaryla byle dolanp durmam bir gnahtr
elbette. Ama beni kovarsa, cebimdeki iki altnla avunurum hi olmazsa."
Bylece anlatlar. Gen klavuz Bristol yoluna sapt; Sophia Jonesun peine dt.
Mr. Jones'u grmekten ok, Londray grmeye can atan Mrs. Honour, bu karara
iddetle kar koydu. Aslnda Mrs. Honour, Jones'a kar dosta duygular beslemiyordu:
nk tm ak servenlerinde, zellikle gizli olanlarda, sevilen bayann hizmetisine
belirli parasal nezaketler gstermek gelenei vardr. Jones ise, bu gelenei
savsaklamak suunu ilemiti. Biz bunu, pintiliinden fazla dikkatsizliinden tr
yaptn sanyoruz ama; belki Mrs. Honour bizim gibi dnmyordu bu konuda. Bu
yzden de, delikanldan kyasya nefret ediyor, onu hanmnn gznden drmek iin,
her frsattan yararlanyordu. Jones'un gittii kasabaya onlarn da gitmeleri, kald hana
onlarn da uramalar bir talihsizlik oldu Mrs. Honour asndan. Jones'a yol gsteren
klavuzla karlamalar; Sophia'nn bir rastlant sonucu delikanldan haber almas, bun-
dan da daha kt bir talihsizlik oldu Mrs. Honour iin.
Yolcularmz, gn doarken Hambrook'a107 vardlar. Honour, bunu hi istemedii
halde, Jones'un nereye gittiini sorup soruturmak zorunda kald. Aslnda klavuz da bu
konuda Sophia'ya bilgi verebilirdi ama; Sophia her nedense byle bir ey sormamt
adama. Honour, hancdan rendiklerini Sophia'ya bildirince, gen kz zor bel pek
cins olmayan birka at buldu. Jones'un (kafas yarld iin deil, kendini bir hekime
baktrd iin) bir sre yataklara dt hana vardlar.
Bu handa da bir soruturma yrtmek zorunda kalan Honour, hanc kadna bavurup
Mr. Jones'un ne biim bir delikanl olduunu anlatmaya balar balamaz, pek kurnaz
olan bu kadn (baya bir deyimle syleyelim bunu) "iin iinde i olduunu" sezdi. te
bu yzdendir ki, Sophia odaya girince, hanc kadn, hizmetinin sorularna yant
vereceine, gen hanmna bir sylev vermeye balad:
"Aman Tanrm, aman! Kimin aklna gelebilirdi bu? Vallahi hi kimsecikler bylesine
gzel bir ift grmemilerdir mrleri boyunca! Lady Hazretleri, tevekkeli deil o bay
sizden bakasnn lfn edemiyordu! Sizin dnyann en gzel bayan olduunuzu
syledi. Vallahi ylesiniz de. Ah zavall gen, yastna sarlp, benim sevgili Miss
Sophia'm deyince, ona yle acdm ki, yreim paraland! Savamaya gitmesin diye
elimden geleni yaptm. ldrlmekten baka hibir ie yanamayan bir yn adam
olduunu; bunlardan hibirinin byle gzel bayanlar tarafndan sevilmediini syledim
durdum ona."
"Bu kadncaz mutlaka ldrm" dedi Sophia.
"Hayr, hayr, ldrm filn deilim. Yoksa Lady Hazretleri durumu bilmediimi mi
sanyor? Vallahi her eyi anlatt bana."
"Hanmmdan szetmeye kalkan o yzsz herif kimmi?" diye bard Honour.
"Yzsz herif filan deil, sizin aradnz bayd bunlar anlatan. Pek de yakkl gen
bir bay. Miss Sophia Western'i tm ruhuyla seviyor."
"Hanmm seviyormu ha!" dedi Honour. unu bil ki, kadn, ondan ok stn
olanlara layktr benim hanmm."
Sophia araya girdi: "Yoo, Honour, kadncaza kzma. Kt bir ey sylemek deildi
niyeti."