Download as txt, pdf, or txt
Download as txt, pdf, or txt
You are on page 1of 33

Sevgi Neredeyse Tanr Oradadr

TOLSTOY
Trkesi: ihsan zdemir
ANTK DNYA KLASKLER stanbul 2005
KARZMA YAYIN ETM DANIMANLIK REKLAM HZMETLER A..
Lev Nikolayevi Tolstoy (1828-1910)
Toprak sahibi soylu bir ailenin olu olarak 28 Austos 1828'de dodu. Babas Kont
Nikolay lyi Tolstoy, 1812 yl Na-polyon savalarna katlm emekli bir
yarbayd. On alt yanda Kazan niversi'ne balad. Resmi eitime duyduu tepki
nedeniyle okulu brakp Yasnaya Polyana'daki iftliine dnd.
Yirmi drt yanda orduya katlarak Krm ve Kafkasya'da drt yla yakn subaylk
yapt. Sava ve iddete duyduu nefret yznden ordudan ayrld.
Yirmi dokuz yanda Avrupa seyahatine kt. Proudhon'la tanarak bata eitim
olmak zere pek ok konuda yakn ilikiye girdi. Rusya'ya dndnde iftliindeki
kyl ocuklar iin at okulda alternatif bir eitim deneyini baaryla
uygulad. Yasya-na Polyana dergisinin yan sra Rusya'nn birok blgesindeki
okullarda da kabul gren ders kitaplar yaymlad. 1869'da yaymlad "Sava ve
Bar"n ardndan ruhsal bir bunalm yaad. Varln manasn anlama abasyla bir
sre Optima Manastr'na ekildi, ilahiyatlarla srdrd tartmalar sonucunda
resmi Hristiyanlk inancna duyduu gvensizliin yersiz olmadn
grd. Yeni Ahit'in zne bal kalarak kendini aray servenini srdrd.
ok istedii halde, ailesi kar kt iin topraklarn kyllere brakamad.
Fakat, kiisel harcamalarn byk lde azaltt; aristokrat yaam tarzn brakp
bedensel ilerde dzenli olarak almaya balad. Huzur iinde lm karlayaca
bir yer aray iin 1910 ylnn 28 Ekim gecesi malikanesini terk etti. On gn
sonra bir tren istasyonunda ld.
Tolstoy'un lm btn dnyada byk yank uyandrd. Birok lke yasn tuttu.
Doumunun yznc ylnda balatlan bir almayla eserleri 90 ciltte topland.
Tolstoy, Shakespeare'den sonra dnya dillerine en ok tercmesi yaplan yazardr.
Sevgi Neredeyse Tanr Oradadr
4
ehrin birinde Martin Avdeiteh adnda bir ayakkab tamircisi yayordu. Bodrum
katnda, tek penceresi caddeye bakan kk bir odas vard. Pencereden sadece
yoldan geenlerin ayaklan grlebiliyordu. Ama Martin insanlar izmelerinden
tanyabiliyordu. Orada oktandr yayordu ve pek ok tand vard. O civarlarda
onun elinden bir ya da iki kez gememi bir ift izme hemen hemen yok gibiydi.
Dolaysyla pencereden baknca ounlukla kendi elinden kma izmeleri gryordu.
Bazsna yeni pene vurmu, bazsn yamam, bazsn dikmi, bazsna yeni yz
bile koymutu. yi i kard, kaliteli malzeme kulland, fazla cret
istemedii ve de gvenilir biri olduu iin elinde bir sr i oluyordu. Bir ii
istenen gnde bitirebilecekse o ii alyor, bitiremeyecekse bo yere sz
vermiyordu. Bu yzden iyi bir hreti vard ve hi isiz kalmyordu.
Martin her zaman iyi bir insan olmutu; ama imdi yalanm ve ahiret hayatyla
ilgili daha ok dnmeye ve Tanr'ya yaklamaya balamt. Henz bir ustann
yannda alrken, kendi iini kurmazdan nce, kars lm, onu yandaki
oullaryla yalnz brakmt. Daha byk ocuklarnn hibiri yaamam, hepsi
bebekken lmlerdi. lkin Martin kk olunu taradaki kz kardeinin yanna
gndermeyi dnm, ama sonra ocuktan ayrlaca iin znt duymu ve yle
dnmt: "Benim kk Kapiton'um baka bir ailenin yannda zorlanr, yapamaz.
Benimle kalsn"
Martin ustasnn yanndan ayrlm, kk oluyla birlikte bir oda kiralamt. Ama
ocuklarndan yana hi ans yoktu. ocuk tam babasna yardm edebilecei ve ona
nee kayna kadar destek de olabilecei bir yaa gelmiti ki hastaland ve bir
hafta ateler ierisinde yattktan sonra ld. Martin olunu topraa verdi ve yle
byk ve kahredici bir mitsizlie kapld ki Tann'ya sitemde bulundu. O kederle,
kendisinin de cann almas iin defalarca yakard. O gnden sonra Martin kiliseye
gitmeyi brakt.
Bir gn, Martin'in doduu kyden, sekiz yldr hac olan yal bir adam Troitsa
Manastrndan dnte onun yanma urad. Martin yreini bu adama at ve ona
kederinden bahsetti.
"Artk yaamak bile istemiyorum sevgili hac" dedi Martin, "Tanr'dan tek dileim
tez elden canm almas. u dnyada tamamen mitsiz bir haldeyim"
Yal adam yle cevap verdi: "Byle eyler sylemeye hakkn yok, Martin. Tanr'nn
hikmetinden sual olunmaz. Bizim aklmzn deil, Tann'nn dedii olur. ayet Tanr
olunun lmesini ve senin yaaman dilediyse bu en dorusu demektir. mitsizliine
gelince; bu, senin srf kendi mutluluun iin yaamak istemenden ileri geliyor"
"insan baka ne iin yaamal ki?" diye sordu Martin. "Tanr iin Martin" dedi
yal adam. "Sana O hayat veriyor
ve sen de O'nun iin yaamalsn. Tanr iin yaamay rendiinde artk
zntlerin son bulacak ve her ey sana kolay gelecek"
Martin bir sre sustuktan sonra sordu: "Peki insan Tanr iin nasl yaayabilir?"
Yal adam cevap verdi: "insann nasl Tanr iin yaayacan peygamberler bize
gsterdi. Okuman var m? O halde kutsal kitab satn al ve oku. Tann'nn seni nasl
yaattn greceksin. Her ey var orada"
Bu szler Martin'in yreine iledi ve ayn gn gidip kendisine harfleri byk
baslm bir incil satn alarak okumaya balad.
ilk balarda niyeti incil'i sadece tatil gnlerinde okumakt, ama kitab bir kez
okuyunca yreinin mthi hafiflediini hissetti ve her gn okumaya balad. Baz
gnler okumaya ylesine kaptryordu ki kitaptan kendisini alncaya kadar
lambasnn gaz bitmi oluyordu. Okumaya her gece devam etti. Okuduka Tann'nn
ondan ne istediini ve Tanr iin nasl yaayabileceini daha ak bir ekilde
anlyordu. Ve yrei git gide daha da hafifliyordu, nceleri, arlam bir
yrekle yataa girer ve kk Kapiton'unu dndke sylenir dururdu. Ama imdi
durmakszn u szleri tekrarlar olmutu: "Ey Tanrm, sana krler olsun, sana
krler olsun! Senin dediin olur!"
O gnden sonra Martin'in btn hayat deiti. Eskiden tatil gnleri meyhaneye
gidip ay imeyi alkanlk haline getirmiti. Hatta bir iki bardak votkaya da
hayr demezdi. Bazen bir arkadayla oturup bir yudum iki itikten sonra
meyhaneden ayk ayrlrd. yle zamanlarda son derece neeli olur ve azndan
aptalca szler kard: ya birisine barr ya da kfrederdi. imdi
8
btn o eyier geride kalmt. Azna tek yudum iki koymuyordu. Hayat huzurlu ve
mutlu bir hal almt. Sabahleyin iinin bana oturuyor, o gnk iini bitirince
duvardan lambay alarak masann stne koyuyor, raftan kitabn alyor, kitab
ayor ve okumaya koyuluyordu. Okuduka daha iyi anlyor, zihnini daha berrak ve
kendisini daha mutlu hissediyordu.
Bir keresinde Martin kitaba kendisini kaptrm bir vaziyette ge vakte kadar
oturmutu. Altnc blmde u yetlere rastlad:
"Bir yananza vuran kiiye br yananz da dnn; sizden cppenizi alandan
paltonuzu da esirgemeyin. Sizden kim ne isterse ona istediini verin ve
verdiklerinizi bir daha geri istemeyin; ve size nasl davranmalarn istiyorsanz
insanlara yle davrann"
Rabbimizin yle buyurduu u ayetleri de okudu: "Bana Rabbim, Rabbim diyorsunuz da
sylediim eyleri neden yapmyorsunuz? Her kim bana gelir de dediklerimi iitir ve
yaparsa onun neye benzediini size gstereyim: O bir ev yaparken temeli derin kazan
ve bir kayann stne oturtan bir adama benzer. Sel sular ykseldiinde sular evi
iddetle dvd, ama sarsamad. nk ev bir kayann stne yaplmt. Ama
dediklerimi iitmeyen ve yapmayan kimse topran stne temelsiz bir ev ina eden
bir adam gibidir. Sel sular evi iddetle dvd ve ev derhal kt. Ve evden geriye
byk bir enkaz kald"
Martin bu szleri okuyunca ruhu huzur buldu. Gzlklerini kard ve kitabn
zerine koydu. Dirseklerini masaya dayayarak okuduklaryla ilgili derin dncelere
dald. Kendi nayatn bu szlerin leine vurdu ve kendisine u soruyu sordu:
"Benim evim kay* stne mi yoksa kum stne mi ina edilmi? ayet kaya stnde
duruyorsa, iyi. Burada yalnz bana oturarak Tanr'nn btn emirlerini yerine
getirdiini dnmek kolay. Ama ne zaman tetikte olmay brakrsam tekrar gnah
iliyorum. Gene de sebat edeceim. Bu, insan o kadar mutlu ediyor ki. EyTanr'm,
bana yardm et!"
Btn bunlar dndkten sonra yatmak zereydi ki kitab brakmaya gnl elvermedi
ve yzbayla -dul kadnn olu-John'un mritlerine verilen cevapla ilgili olan
yedinci blm okumaya devam etti. Zengin bir Ferisi'nin Hz. sa'y evine davet
ettii blme geldi. Bir gnahkar olan kadnn Hz. sa'nn ayaklarna kutsal ya
srn ve onlar gzyalaryla ykayn ve Allah'n kadnn gnahlarn
affediini okudu.
"Ve kadna dnerek, Simon'a, bu kadn gryor musun? dedi. Evine geldim ama sen
bana ayaklarm iin su vermezken bu kadn ayaklarm gzyalaryla slatt ve
salaryla ykad. Sen beni pmedin, ama bu kadn geldiimden beri ayaklarm
pmeyi brakmad. Sen bama kutsal yadan srmedin. Ama o ayaklarm kutsal yala
yalad"
Martin bu ayetleri okudu ve yle dnd: "Adam Hz. sa'ya ayaklar iin su
vermedi, onu pmedi, kutsal yala ban yalamad ...." Martin bir kez daha
gzlklerini karp kitabn stne koydu ve dnmeye balad.
"O Ferisi de benim gibi. O da srf kendini dnd. Nasl bir fincan ay
iebileceini, nasl soukta kalmayacan, ve de nasl rahatna bakacan.
Misafirini hi dnmedi. Srf kendisiyle ilgilendi ama misafiriyle hi
ilgilenmedi. Ya misafiri kimdi? Hz. isa'nn kendisi! Benim evime gelse ben byle mi
davranrm?"
Sonra ban kollarnn stne koydu ve farkna varmadan uyuyakald.
10
"Martin!" Aniden biri kulann dibinde sylemi gibi bu sesi iitti.
Uykusundan uyand. "Kim var orada?" dedi. Arkasn dnp kapya bakt; kimsecikler
yoktu. Tekrar seslendi. Sonra apak bir ekilde unu iitti: "Martin, Martin!
Yarn caddeye bak, nk ben geleceim"
Martin doruldu, sandalyesinden ayaa kalkt ve gzlerini ovuturdu. Bu szleri
ryasnda m yoksa uyankken mi duy- 5 duunu karamyordu. Lambay sndrd ve
yatt.
Ertesi gn gne domadan kalkt ve dualarn okuduktan s sonra atei yakp lahana
orbasyla karabuday lapasn piirdi. Sonra semaveri yakt ve i nln giyerek
pencerenin yanna, iinin bana geip oturdu, iini yaparken bir nceki gece
olanlar dnyordu. Ara ara sanki bir ryaym gibi geliyor, ara ara ise sesi
gerekten duyduunu dnyordu. "Byle eyler bundan nce de olmutu" diye
dnd.
Bylelikle pencere kenarnda oturmaya devam etti. almaktan ok caddeye bakyor,
yoldan ne zaman kendisinin tanmad izmeler giyen birisi gese, o geen kiinin
yalnz ayaklarn deil, yzn de grmek iin eilip yukar bakyordu.
Yeni keeli izmeleriyle bir kapc geti, sonra bir su hamal. imdi elinde
kreiyle Nikola dneminde askerlik yapm olan birisi pencerenin yanna geldi.
Martin adam zerlerine deri geirilmi, eski, yrtk prtk, keeli izmelerinden
tanyordu. Yal adamn ad Stepanitch'ti. O civarda oturan bir tccar srf hayr
olsun diye onu evine almt. Adamn ii kapcya yardm etmekti. Yal adam
Martin'in penceresinin nndeki kar k-rmeye balad. Martin adama hzl bir
bak atp iine devam etti.
"Yalandka aklm karyorum herhalde" dedi Martin kendi hayal gcne glerek,
"Stepanitch kar krmeye gelmi, ben de Hz. Isa beni ziyarete geldi zannediyorum.
Amma buna-dm ha!"
Gene de be on diki attktan sonra tekrar pencereden dar bakmaktan kendini
alamad. Stepanitch'in kreini duvara dayam olduunu grd. Adam bir yandan
dinleniyor bir yandan da snmaya alyordu. Yalyd ve bitik bir haldeydi.
Grne gre kan kryecek kadar bile gc yoktu.
"Onu ieri arp ay versem ya" diye dnd Martin. "Semaver de kaynad."
Bizini yerine koydu ve ayaa kalkt. Semaveri masaya koydu ve ay hazrlad. Sonra
parmaklaryla pencereye tklad. Stepanitch o tarafa dnd ve pencerenin yanma
geldi. Martin ona eliyle ieri gelmesi iin iaret yapt ve kendisi de kapy
amaya gitti.
"ieri gel," dedi, "gel de sn biraz. msndr eminim."
"Tanr senden raz olsun!" dedi Stepanitch. "Kemiklerim szlyor yemin ederim."
ieri girdi, hemen stndeki kar silkelemeye ve yerleri kirletmemek iin
ayaklarn silmeye balad. Ama bunlar yapt srada sendeledi ve dmesine ramak
kald.
"Ayaklarn temizlemeye urama," dedi Martin, "ben yerleri silerim. Her gn
yaptm i. Gel dostum, otur biraz ay i."
Sapsz, ksa ve geni bardaklardan ikisine ay doldurarak birini misafire uzatt ve
kendisininkini bardak altlna dkerek flemeye balad.
Stepanitch bardan bitirdi, ters evirdi ve arta kalan ekerlerini bardan
stne koydu. Teekkr etti, ama belliydi ki bir bardak daha aya hayr
demeyecekti.
12
"Bir bardak daha i" dedi Martin, kendisinin ve misafirinin bardaklarn
doldurarak. Ancak Martin bir yandan ayn ierken dier yandan da caddeye bakmaya
devam ediyordu. "Birisini mi bekliyorsun?" diye sordu misafiri. "Birisini mi
bekliyorum? ey, anlatmaya utanyorum. Aslnda gerekten birini falan beklediim
yok. Ama dn gece bir ey duydum ve imdi aklmdan kmyor. D myd yoksa bir
hayal mi, imdi karamyorum. Dostum bilirsin ite, dn gece incil'i okuyordum,
Efendimiz isa'y, ile ekiini ve yeryznde insanlara gzkn. Bunlar
duymusundur zannedersem."
"Duydum" dedi Stepanitch. "ama ben cahil bir adamm ve okumam yazmam da yok"
"ite, isa'nn yeryznde dolap nasl insanlara gzktn okuyordum. O blme
geldim, hani, onu iyi karlamayan Ferisi'nin evine gittii blme. Okuduka,
dostum, adamn Efendimiz isa'y erefine yakr bir ekilde arlamadn
dnmeye baladm. Varsayalm ki byle bir ey benim gibi bir adamn bana geldi,
diye dndm, onu arlamak iin neler yapmazdm! Ama o adam ona hi konukseverlik
gstermedi, ite dostum, bunu dnrken uyuyakalmm. Uyurken birisinin bana
admla seslendiini duydum. Kalktm ve birinin bana fsldadn duyar gibi oldum.
"Beni bekle, yarn geleceim" Bu iki kere daha oldu. Ve sana gerei sylemek
gerekirse, bu sz zihnimde ylesine yer etti ki, u an her ne kadar sylemeye
utanyor da olsam, onu, yani, sevgili Efendimizi bekliyorum!"
Stepanitch susarak ban sallad. Bardan bitirdi ve yan yatrd. Martin barda
dorulttu ve iine tekrar ay koydu. "Al bir bardak daha i, afiyet olsun! Ben unu
da dn-
yordum; nasl yeryzpde dolatn ve hi kimseyi hor grmediini, en ok da
sradan halkn arasna kartn. Basit insanlarla birlikte oluyor ve mritlerini
bizim gibiler arasndan, bizim gibi iiler, gnahkrlar arasndan seiyordu.
"Kendini ycelten alaltlacak," diyordu, "ve kendini alaltan yceltilecek" "Siz
bana Yce Efendim deyin," diyordu, "ben sizin ayaklarnz ykayaym" "Ba olacak
olan," diyordu, "herkesin hizmetkr olacak, nk Tanr'nn kutsadklar
alakgnlller, yumuak ballar ve merhametlilerdir"
Stepanitch ayn unutmutu. abucak gzyalarna boulan, yal bir adamd.
Oturmu ylece dinlerken gzyalar yanaklarndan aa szlmeye balad.
"Haydi, isene" dedi Martin. Ama Stepanitch gzyalarn sildi, Martin'e teekkr
etti ve bardan uzaa ittirerek kalkt.
"Sa ol, Martin Avdeitch," dedi, "hem ruhuma hem bedenime gda ve huzur verdin"
"Bir ey deil. Baka zaman gene gel. Misafir arlamaktan mutluluk duyarm" dedi
Martin.
Stepanitch uzaklat. Martin ayn sonunu koyup iti. Sonra ayla ilgili teberiyi
kaldrp iinin bana oturdu. Bir izmenin arka dikilerini dikiyordu. Dikerken de
gz hep dardayd. Hz. sa'y bekliyor, onu ve yaptklarn dnyordu.
Kafasnn ii Hz. isa'nn szleriyle doluydu.
Birinin ayanda hkmetin verdii izmeler, dierininse kendi izmeleri olan iki
asker geti; sonra, ayaklarna parlak deri geirmi olan komu evlerden birinin
beyi, sonra da elinde bir sepet tayan ekmeki. Bunlarn hepsi geip gittiler.
Derken kamgam orapl, kyllerin yaptklar ayakkablardan giyen bir kadn
kageldi. Pencerenin nnden geti, ama
14
15
duvarn yannda durdu. Martin pencereden yukar doru kadna bir bak att ve
kadnn yoksul giyimli, kucanda bir bebek tayan bir yabanc olduunu grd.
Kadn duvarn yannda durmu, srtn rzgara vermi, bebei sarp sarmalamaya
alyordu. Ama stnde bebei sarabilecei gibi bir ey de yoktu. stnde sadece
yazlk giysiler vard ve onlar da yrtk prtk ve eskiydiler. Martin pencereden
bebein aladn ve kadnn onu susturmaya altn, ama baarl olamadn
duyabiliyordu. Yerinden kalkt, kapdan ve merdivenlerden karak kadna seslendi.
"Sevgili bayan, size sylyorum, sevgili bayan!" Kadn Martin'i duydu ve arkasn
dnd.
"Orada kucanda bebekle soukta durma, gel ieri. Scakta daha iyi sararsn
bebei. Gel byle!"
nlkl, gzlkl, yal bir adamn kendisine seslenmesi kadn artmt ama
adam takip ederek dkkana girdi.
Merdivenlerden inip kk odadan ieri girdiler. Yal adam kadn yataa doru
gtrd.
"Otur kzm sobann yanna. Isn, bebeini emzir" "Stm yok hi. Sabahtan beri
hibir ey yemedim" dedi kadn, ama gene de bebei gsne gtrd.
Martin ban sallad. Gidip bir tasla biraz ekmek getirdi. Frnn kapan aarak
tasa biraz lahana orbas koydu. Lapa tenceresini de kard, ama lapa henz
olmamt. Masaya bir rt yayd ve kadnn nne sadece orbayla ekmei koydu.
"Otur ye kzm, ben bebekle ilgilenirim. Benim de ocuklarm oldu. Nasl ba
edileceini bilirim"
Kadn masaya oturarak yemeye balad. Bu arada Martin de bebei yataa koymu ve
yanna oturmutu. Bebee gd gd
16
yapyordu, ama aznda hi di olmadndan bunu iyi yapamyordu ve bebek de
alamaya devam ediyordu. Sonra Martin parmayla bebei drtmeyi denedi. Parman
doruca bebein azna doru gtryor sonra hzla geri ekiyordu. Bunu durmadan
tekrar ediyordu. Bebein parma azna almasna izin vermiyordu, nk parma
ayakkab cilasndan simsiyaht. Bebek ilkin parma seyrederek sakinleti ve sonra
glmeye balad. Martin ok mutlu olmutu.
Kadn yemeini yiyor, bir yandan da Martin'e kim olduunu, nereden geldiini
anlatyordu.
"Ben bir asker eiyim" dedi kadn, "kocam sekiz ay nce uzaklara bir yere
gnderdiler ve o gnden beri ondan hi haber alamadm. Bebek doana kadar alk
yapyordum, ama sonra beni ocukla istemediler. imdi aydr urayorum, ama bir
i bulamadm. Yiyecek alabilmek iin elimde neyim var neyim yoksa sattm. St
annelik yapmak istedim, ama kimse bana i vermedi. Alktan lecek gibi, zayf
olduumu sylediler. imdi bir tccarn einin yanndan dnyorum. (Bizim kyden
bir kadn onun hizmetinde alyor) Kadn beni yanma alacana sz verdi. Tam
sonunda her ey halloldu derken bana gelecek haf- taya kadar gelmememi syledi. Evi
ok uzakta, ve benim de yorgunluktan anam alad. Bebek de ld alktan, zavall
yavrucaz. Allah'tan, ev sahibemiz bize acd da para demeden kalmamza izin
veriyor, yoksa ne yapardk bilemiyorum"
Martin iini ekti. "Daha kaln giysileriniz yok mu?" diye sordu.
"Daha kaln giysiyi neyle alacam?" dedi kadn. "Dn son alm da alt pense
rehin braktm"
Sonra gelip ocuunu ald. Martin ayaa kalkt. Gidip duvarda asl duran eyleri
kartrd ve eski bir pelerin getirdi.
17
"Al," dedi, "eskimi, ypranm da olsa bebei bununla sarabilirsin"
Kadm bir pelerine, bir de yal adama bakt ve pelerini alarak gzyalarna
bouldu. Martin arkasna dnerek yatan altnda el yordamyla bir eyler arad.
Kk bir sandk kard. Sand kartrd ve tekrar kadnn karsna geip
oturdu. Kadn ona yle dedi:
"Tanr sizden raz olsun. Beni sizin pencerenize O'ndan bakas gndermi olamaz.
Aksi takdirde ocuk donmu olurdu. Yola ktmda hava yumuakt, ama imdi bakn
nasl soua kesti. Sizin pencereden bakmanz ve bana, bu zavallya acmanz
salayan kesinlikle Tanr'dan bakas olamaz.'"
Martin glmsedi ve, "ok doru, bana bunu yaptran oydu. Dar bakmam tesadf
deildi" dedi.
Ve Martin kadna ryasn ve Hz. isa'nn onu o gn ziyarete geleceine sz veriini
nasl duyduunu anlatt.
"Kim bilebilir? Her ey mmkndr" dedi kadm. Ayaa kalkt ve pelerini omuzlarna
ald, kendisini ve bebei pelerine sard. Sonra eilip selam verdi ve Martin'e bir
kez daha teekkr etti.
"Tann akna bunu al" dedi Martin ve kadna aln rehinden kurtarmas iin alt
pens verdi. Kadn teekkr etti. Martin kadn uurlad.
Kadn gittikten sonra Martin biraz lahana orbas yedi, etraf toplad ve tekrar
iinin bana oturdu. alyor, ama bir yandan da pencereyi ihmal etmiyordu.
Pencereye her glge dnde kimin getiini grmek iin ban kaldrp yukar
bakyordu. Tand insanlar ve yabanclar geip gittiler, ama ilerinde dikkat
eken biri yoktu.
18 *
Aradan bir sre getikten sonra Martin elma satan bir kadnn tam penceresinin
nnde durduunu grd. Kadnn byk bir sepeti vard, ama sepetin iinde ok elma
kalm gibi gzkmyordu. Grne baklrsa kadm elindeki elmalarn ounu
satmt. Srtnda evine gtrd ii yonga dolu bir uval vard. Yongalar bir
inaattan topladna phe yoktu. Grne gre uval srtn actyordu. uval
bir omzundan br omzuna almak istedi, bunun iin uval yere koydu, sepetini bir
diree geirdi ve yonga dolu uval sallamaya balad. Kadm bunu yaparken banda
yrtk prtk bir apka olan bir erkek ocuu koarak geldi, sepetten bir elma
kapt ve sessizce tymeye alt. Ama yal kadn durumu fark etti ve arkasn
dnerek ocuu elbisesinin kolundan yakalad. ocuk kamaya abalad, fakat yal
kadn ocuu iki eliyle tuttu, apkasn bandan drd ve salarndan yakalad.
ocuk baryor, kadn da ocuu azarlyordu. Martin yerine bile saplamadan
elindeki bizi brakt ve aceleyle kapdan dar kt. O tela ierisinde
merdivenlerde aya takld ve gzlklerini drd. Caddeye frlad. Yal kadn
ocuun salarn ekiyor, onu azarlyor ve polise gtrmekle tehdit ediyordu.
ocuk rpmyor, itiraz ediyordu. "Almadm onu. Vurmasana! Brak beni gideyim!"
Martin onlar ayrd. ocuu elinden tuttu ve kadna, "Brak gitsin nine. Tanr
akna bala onu" dedi.
"Ona bunu yle bir deteceim ki mr boyunca unutamayacak! Namussuzu polise
gtreceim!"
Martin kadna dil dkmeye balad.
"Brak gitsin nine. Bir daha yapmayacak. Tanr akna brak gitsin!"
Yal kadn ocuu brakt. ocuk koup uzaklamak istedi ama Martin onu durdurdu.
19
"Nineden zr dile bakalm!" dedi. "Bir daha da sakn ayn eyi yapaym deme.
Elmay aldn grdm" ocuk alamaya ve zr dilemeye balad. "imdi oldu. Al
bakalm sana bir elma," dedi Martin ve sepetten bir elma alarak ocua verdi.
"Parasn ben deyeceim nine"
"Byle yaparak o kk namussuzlar martyorsun" dedi yal kadn.
"Krbalayacaksn ki bir hafta acsn unutamasm." "Ah nine, nine," dedi Martin,
"bu bizim izlediimiz yol; ama Tanr'nn izledii yol bu deil. Onu bir eJma
ald iin krbalamak gerekiyorsa ya gnahlarmz iin bize ne yapmal?" Yal
kadn susuyordu.
Martin kadna hizmetkrnn kendisine olan ykl miktardaki borcunu affeden lort
meselini anlatmaya balad. Hizmetkrn sonra gidip kendisine borcu olan bir
bakasnn boazna nasl yaptn anlatt. Yal kadm meseli batan sona
dinledi. ocuk da durup dinledi.
"Tanr bize affetmemizi emrediyor," dedi Martin, "yoksa O da bizi affetmeyecek. Kim
olursa olsun affet, ncelikle de akl ermeyen bu ocuu"
\i
Yal kadn ban sallad ve iini ekti.
"Dediklerin doru ama," dedi, "ok mark yetiiyorlar"
"O zaman biz byklerin onlar daha iyi yetitirmemiz gerekir" dedi Martin.
"Ben de bunu diyorum zaten" dedi yal kadn. "Kendimin yedi ocuu oldu. Tek bir
kzm hayatta" Ve yal kadn kzyla nerede, nasl yaadndan ve ka tane torunu
olduundan bahsetti. "Artk gcm takatim kalmad, gene de torunlarm
iin var gcmle alyorum. Onlar iyi ocuklar. ocuklar dnda kimse beni
karlamak iin dar kmyor. Kk Annie beni hi kimselere deimez.
'Anneanne, anneanneciim, canm anneannem'" Bu dnce yal kadn yumuatmt.
"Tabii, ocuk daha, Tanr doru yola iletsin" dedi ocuu kastederek.
Yal kadn uvaln srtlanmak zereydi ki ocuk ne frlayp, "Ben tayaym
nine, ben de o tarafa gidiyorum" dedi.
Yal kadn 'olur' anlamnda ban sallad ve uval ocuun srtna ykledi.
kisi birlikte cadde boyunca yrmeye baladlar. Yal kadn Martin'den elmann
parasn istemeyi tamamen unutmutu. Martin durup, yrrlerken bir yandan da sohbet
eden kadnla ocuu seyretti.
Onlar grnmez olunca Martin eve geri dnd. Gzlklerini merdivende buldu,
krlmamt. Bizini eline ald ve tekrar iinin bana oturdu. Biraz alt ama
ok gemeden gzleri derinin deliklerinden geirdii sert kl seememeye balad.
Tam o anda sokak lambalarn yakan grevlinin geldiini fark etti.
"Lambay yakmann zaman gelmi" diye geirdi iinden. Fitilin ucunu kesti ve
lambay yerine ast. Tekrar almaya koyuldu. izmelerin tekini bitirdi. Elinde
evirip evirerek inceledi. Tamamd. Sonra alet edevatn toplad, kesik deri
paralarn sprd, sert kllar, iplikleri ve bizleri kaldrd, lambay aa
alarak masaya koydu. Sonra incili raftan ald. Kitab nceki gn bir para
marokenle iaretledii yerden amak istedi, ama kitap baka bir yerden ald.
Martin kitab aarken aklna tekrar nceki gn grd rya geldi ve bu olur olmaz
da ayak sesleri duyar gibi oldu. Sanki arkasnda hareket eden birileri vard.
Arkasn dnnce karanlk kede insanlar grr gibi ol-
20
F
>d
O
c
p
1. Blm
Polikey bir boyarinia'nn (asil bir hanmefendinin) maliknesinde alan
hizmetkrlardan biriydi.
Malikne de olduka nemsiz bir ii vard. Kars ve ocuklaryla birlikte kk ve
bakmsz bir evde yayordu.
Evi, artk hayatta olmayan asil beyefendi yaptrmt. Polikey imdi bu
beyefendinin dul eine hizmet ediyordu. Evi u ekilde tarif etmek mmknd: tek
oday evreleyen drt duvar tatan yaplmt ve ierisi yaklak sekiz dokuz
metrekareydi. Odann tam ortasnda etrafndan rahata dolalabilen bir Rus sobas
duruyordu. Kelerin her biri yaklak bir metre yksekliinde parmaklklarla
evrilmiti. Kapya en yakn ve de en kk olan kenin ad 'Polikey'in
Kesi'ydi. Odann geri kalannda ise (stnde yorgan, araflan ve pamuk
yastklanyla) yatak, (iinde bir bebek olan) beik ve de yemeklerin hazrland ve
zerinde ailenin amarlarnn ykand ayakl bir masa duruyordu. Masann
stnde Polikey'in de mesleinde -Polikey amatr bir veteriner-cerraht-
kullanaca baz malzemeleri hazrlyordu. Bir buza, birka tavuk, giysiler, kap
kaaklar ve de
25
'------'"a cu Dirica ufak t h sindehanmefendinin
yazhanfsindeydi ve yle eskimiti ki artk a-
g teberi arasnda bir ift derj yuj J*/ "^ yakaJandi- a]-lrmyordu.
Hanmefendi saati sadece bir aile yadigar olarak ye aitti. Kyl onu adamakll
patakla ^^ YularbirJ>yl-rnuhafaza ediyordu. Polikey bir gn kimsecikler yokken
han-yet et- ayip hanrnefendiye sika- rnefendinin yazhanesine girmi ve eski
saati grmt. Saat gnden sonra Polikey artk " zellikle ilgisini ekmiti.
Saati gz ap kapayncaya kadar al-defa dara benzer ekilde v v * Uphelenilen
bir insand, iki m, kyn pek de uzanda olmayan bir kasabaya gtrm
kfrpH;,^^.. ^ yaKay ele verdi ln<.on_. . ,
, , ,.,_,_,. _._. ~..___*,,
enzer ekilde yaka ir insand, iki m, kyn pek de
uzanda olma
kfrediyordu. Duruma katibiTnu^ **"**' ln$anlar artk ona ve de kolaylkla bir
alc bulmutu. (Bu, kyllerce byk bir ceza ^^ l
irilirdi.) Asil hanmefendisi onu ad k niteJen- rabas
kmasn m? Polikey iin cezadan ka yok! Ad
endini drd durumdan htr * ^maMh azarlad. Kars, rindeki ilk kutsal
gnde akrabasn ziyarete gelince saae ilgili r ey bsbtn ktye gitti. PoUkZ
buT ^^ ^ Ve her ey anlatml" TtabmtJl bf nSandl" Ne var &, ikiy" o?6"3
ragmen a Um ^^ duy^ b T dU?nl
tehdit ei. Dkkn sahibi maliknenin hizmetkrlarndan birinin ak-
hanmefendisi onu ad^ ^^^ Jarak niteJen- rabas kmasn m? Polikey iin
cezadan ka yok! Adam nle-
endini drd durumd * ^maMh azarlad Kar idki ilk kutsal
gnde akrabasn ziyarete gelince saae ilgili bb
______- - - j
^ - -"; "y^n*lar Su yzne knn? ve
_. ....h jayeolan dknl on- tgrylailgili btU"?
^^efendiPolikey'ihuzurur daki her trl ahlak duyguya baskn kyordu, yle ki,
ou ye rapor edlrn -^ ^ ^ ,...__ i-zaman yaptklarnn
sorumluluklarn alacak bir halde olmuyordu. Bu kt alkanlndan kurtulmak iin
bo yere abalyordu. Eve sarho geldiinde sk sk, kars btn sabrn
yitiriyor, iyice sayp svdkten sonra onu bir gzel de pataklyordu. Polikey bazan
ocuklar gibi alyor, ve "Ben ne talihsiz adam-mm, elimden ne gelir? ki gzm
kr olsun ki bir daha azma iki koymayacam.' Bir daha votkaya elimi bile
srmeyi im" diyerek kaderinden yaknyordu.
ece-
den yakny
Verdii onca deime szne ramen aradan ksa bir sre (belki bir ay) gemeden
tekrar esrarl bir ekilde eve uramaz oluyor ve kayplara kararak birka gn
lgnlar gibi iiyordu. "Nereden buluyor da byle bol keseden harcyor paray?"
diye komular birbirlerine soruyor, zntyle balarn sallyorlard.
Giritii en talihsiz maceralardan biri maliknesindeki bir duva
ma esindeki bir duvar
hanmefendis
n biri hanmefendisinin saatini almas olmutu. Saat asil
28
Derhal bir soruturma balam ve Polikey'in saati nasl sat-
hammefendi-huzuruna artm ve
Polikey hrszlk hikayesiyle yz yze gelince zlp her eyi itiraf etmi.
Bu asil kadnn nnde diz kp kendisini affetmesi iin yalvarm. yi kalpli
hanmefendi ona Tanr'dan, ruhunun kurtuluundan ve ahiret hayatndan bahsetmi.
Kadn ayrca ona ailesine verdii sknt ve utanc da anlatm ve Polikey'in
hislerine seslenmi. Polikey bir ocuk gibi alamaya balam. Szn bitirirken
mfik hanmefendi ona yle demi: "Seni bu seferlik affediyorum, ama bir artla;
sen de deieceine ve bir daha asla sana ait olmayan bir eye elini srmeyeceine
btn kalbinle sz vereceksin."
Polikey boyuna alamakl, u cevab vermi: "Hayatm boyunca bir daha asla
almayacam, szm tutmazsam eer u yer yarlsn da iine gireyim, kor demirler
dalasn tm vcudumu!"
Polikey evine dnp ocan zerindeki yataa kendini at-
29
m ve btn gn alayarak hanmefendisine verdii sz tel rariayp durmu.
O gnden sonra bir daha hi kimse Polikey'i hrszlk yapar ken yakalamadysa da,
hayat son derece kederli bir ha] alm Herkes ona pheyle yaklayor, hrsz diye
parmaklaryla gs-teriyorlarm nk.
Orduya asker alma zaman gelince btn kyller ilk alnacak kii olarak onu
gstermiler. Khya ondan zellikle kurtulmak istiyormu ve hanmefendiye gidip onu
Polikey'i gndermesi konusunda ikna etmeye alm, iyi kalpli ve merhametli kadn
Polikey'in yaptndan ne kadar byk bir pimanlk duyduunu hatrlam ve
khyann isteini geri evirerek ona Polikey'in yerine bir bakasn semesini
sylemi.
2. Blm
Bir gece Polikey masann yanbandaki yatanda oturmu srlar iin ila
hazrlamakla meguld ki aniden kap ardna kadar savrularak ald ve Aksiutka
adndaki, maliknede alan gen bir kz tella ieri girdi. Neredeyse soluk
solua kalmt. "Hanmefendi seni istiyor, Polikey Illitch derhal malikneye
geleceksin!" dedi.
Kz ayakta dikiliyor ve az nce harcad efordan dolay hl nefes nefese bir
vaziyette konumasna devam ediyordu. "Khya Egor Mikhailovitch senin orduya
alnmanla ilgili hanmefendiyle grt, ve Polikey Illitch, dierlerinin yannda
senin adn da geiyordu. Hanmefendi beni sana yollad, derhal malikneye gelmeni
istiyor."
Aksuitka hanmefendinin mesajn Polikey'e iletir iletmez tpk geldii gibi gene
ani bir hareketle oday terk etti.
Akulina tek bir sz sylemeksizin ayaa kalkp kocasnn izmelerini getirdi.
izmeleri Polikey'e bir asker vermiti. Eski psk, yrtk prtktlar. Akulina
kocasnn suratna bakmadan izmelerini uzatt.
30
"Gmleini deitirecek misin Illitch?" diye sordu en so nunda.
"Hayr" diye cevap verdi Polikey.
Akulina kocasnn suratna, o, izmelerini giydii ve malikneye gitmeye
hazrland btn o anlar boyunca bir daha bakmad. Hem byle yapmamas belki daha
yerindeydi. Polikey'in beti benzi atmt ve dudaklar da titriyordu. Ar ar
salarn tarad. Tam kmak zereydi ki Akulina onu durdurdu ve gm-leindeki
eridi dzeltti, ksa bir sre ceketin oras burasyla oynadktan sonra Polikey'in
basma apkasn geirdi ve Polikey kk evden kt.
Polikey'in yan komular bir doramac ile karsyd, iki ailenin yaadklar yeri
ince bir blme birbirinden ayryordu. Aileler birbirlerinin konutuklarn ve
yaptklarn duyabiliyordu. Polikey'in evden ayrlmasnn hemen ardndan bir kadn
yle dedi: "Evet Polikey Illitch, hanmefendin artm bakalm seni.'"
Ses blmenin arka tarafndaki doramacnn karsna aitti. Akulina ve bu kadn o
sabah Akulinalarm ocuklarnn yapt ufak bir ey yznden kavga etmilerdi ve
imdi komusunun asil hanmefendisinin huzuruna arlm olmas kadna
mutluluklarn en byn tattryordu.
Kadn byle bir durumu hayra yormuyordu. Kendi kendisiyle konumaya devam etti.
"Belki hanmefendi onu kasabaya yollayp malikne iin alveri yaptrtacak. Ama
zannetmem, senin gibi sadk bir adam byle bir hizmet iin semi olsun. ayet
seni sahiden de kasabaya yollayacaksa, o zaman bana da yz gram ay alver. Olur
mu, PoJikey IUitch?"
Zavall Akulina ise doramacnn karsnn kendi kocas hakknda byle kaba bir
ekilde konutuunu duyunca gzya-
m
larna mani olamyordu. Tirad devam ettike o da sonunda fkelendi ve kadn bir
ekilde cezalandrabilmeyi istedi.
Ama az sonra komusunun kabaln unuttu ve dnceleri bir baka yne doru
kayd. Uyuyan ocuklarna bakarak kendi kendisine ocuklarn ok gemeden ksz
kalabileceklerini ve kendisinin de l bir askerin dul ei olabileceini syledi.
Bu dnce onu iyice bunaltt. Yzn elleriyle kapatarak ocuklarndan bir kann
deliksiz bir uykuda olduklar yataa oturdu. O anda, "Mamuka (Anneciim),
eziyorsun beni" diyen ince bir ses dncelerini bld. Kz ocuu pijamasn
annesinin kolunun altndan ekti.
Akulina kafasn hl ellerine dayam bir vaziyette, "Belki de en iyisi hepimizin
lmesi. Besbelli sizi bu dnyaya ac ve sknt ekesiniz diye getirmiim" dedi.
zntsne daha fazla hakim olamayan Akulina hkra hkra alamaya balad. Onun
bu hkrklar ise sabahki atmay unutmayan doramacnn karsnn neesine nee
katt sadece. Kadn komusunun acsna kahkalanyla cevap verdi.
32
33
3. Blm
En kk ocuklar alamaya balayncaya kadar yaklak bir yanm saat gemiti.
Akulina ocua yemeini vermek iin ayaa kalkt. Alamas kesilmiti. ocuu
yedirdikten sonra yzn ellerinin arasna ald ve tekrar eski pozisyonuna dnd.
Rengi solmutu, ama bu sadece gzelliine gzellik katyordu. Bir mddet sonra
ban kaldrd ve gzlerini yanan muma dikip bakarak kendi kendisine sanki ne diye
evlendim ki ve de arn ne diye bu kadar askere ihtiyac var ki, gibisinden sorular
sormaya balad.
Tam o anda dardan gelen ayak seslerini duydu. Kocasnn dndn anlamt.
Kocas odann ortasna doru geebilsin diye ona yol vermek iin ayaa kalkarken
aceleyle yznde kalan son damlalar da sildi.
Polikey odaya yznde bir zafer ifadesiyle girmi, apkasn yatan zerine
frlatm ve aceleyle ceketini karm, ama tek bir sz etmemiti.
Akulina merakn yenemeyerek sordu: "Syle bakalm, ne istiyormu senden?"
35
i\7
^^^^^ * W sulanabilecei her trl ktlkle sulanm olsam
tabii" hm Se^1^ dersin? Kimi' T*? nemU U hanmefendi, size kar
asla ciddi bir kabahat ilemi dei-
N aCak' PoJikuJca^.. Bu
ekilde hanmefendiyle onu itenlikle piman olduu-
asl br imi bu?" diye sordu Akuf a ikne edene
kadar konutum, o da bana kar epey yumua-
Ama PoJiJcey kansjnm >na elangen bir tavirl Bana, "ayet ii
kotarrsan seni malikanedeki en nemli po-
etmed, Heybetii bif ^ p^^P vennek iin hi9 ace;syona getireceim" dedi.
^ ^^ *** *^ ^^ dip
dedi.
rd
Srd^rek, Benden v hir"ieblay tahsil ^
sadece h eCe*Sn?"
sordu Akulina
ve b7 ?VenJemeyecelc birisi 2 u rum<" dedi '?1 Wr ba^mdanSa
sana e
Polikey tm k
sesle sylyor^, " kmUSU da duyabilsin h-
<..B J dU' W dlV
"'Bana dej fendim, Ve ben u ren^lciioJacagm tccarn
getirmeni i
mz bam stne
emirdir'"
Sonra
**SZ verdw' dedi h bu sz kl
ner
glnz bemm iin bir Polikey,
"Ka para tahsil edeceksin?" di} "Bin be yz ruble" diye ka^
Akulina kaygyla ban sallad ve, "Ne zaman yola kyor-"mn?" diye sordu.
"Yarn yola kmam istedi" at istiyorsan onu al" dedi bana gel de sana iyi
yolculuklar dileyeyim" dedi.
"Tanrm sana krler olsun!" dedi Akulina ayaa kalkt srada. Blmenin br
tarafndakiler duymasn diye de fsltyla ekledi: "Eminin Tanr yolunu ak
edecektir" Btn bu esnada kocasnn ceketinin koluna yapmt. "Illitch," dedi
en sonunda heyecan ierisinde, "Tanr akna bana sz ver, azna bir yudum dahi
votka koymayacaksn. Tanr'nm huzurunda
et!. Bylece ben de sznden dnmeyeceini bileyim!" Polikey karsndakini kk
gren bir ses tonuyla cevap verdi: "Bu kadar ykl bir mebla bana emanet
edilmiken sence hi votkaya dokunmaya cesaret edebilir miyim?"
"Akulina, sabaha temiz gmlek hazrla" Polikey'in o geceki son szleri oldu.
Kar koca mutlu bir ekilde uyudular ve gelecee dair parlak ryalar grdler.
* 36
37
4. Blm
Ertesi sabah ok erken, henz neredeyse yldzlar gkyznde gizlenmeden, kahyann
kendisinin bindii, alak boylu bir at arabas Polikey'in evinin nnde grlmt
bile. Arabaya iri kemikli, koyu kahverengi, bilinmedik bir sebepten tr Baraban
(davul) diye arlan bir ksrak koulmutu. Polikey'in en byk kz Aniutka yaan
iddetli yamura ve esen souk rzgra ramen darda yalnayak durmu, bir eliyle
(biraz korkarak da olsa) dizginleri tutarken dier eliyle de vcudunu saran yeil
ve sar renkli paltosunu ve bir de babasnn koyun derisi ceketini tutmaya
alyordu.
Evin ierisinde byk bir grlt ve karmaa vard. Hava henz yle karanlkt ki
varolan azck gn da ieriye souk girmesin diye eski bez ve kt paralar
sktrlm krk pencere camlarndan ieriye szamyordu.
Akulina yemek piirmeyi bir sreliine brakarak Polikey'in yolculuk iin
hazrlanmasna yardm etmeye balad. Akulina ocuklarn ounlukla zerlerine
rttkleri byk paltoyu alm, yerine kendi atksn brakmt. ocuklarn
39
ou muhtemelen souktan korunmak iin hl yataktan kmamlard.
Polikey'in gmlei hazrd, gzel ve de temiz. Ama ayakkablarnn adamakll bir
tamire ihtiyac vard ve bu durum kendisini ailesine adam olan Akulina'nn bir
hayli cann skyordu. Kendi ayandaki kaln yn oraplar karp kocasna
verdi. Sonra kocasnn ayakkablarn tamire giriti, kocasnn ayaklar slanmasn
diye delikleri yamad.
Btn bunlar olurken Polikey de yatan kenarna oturmu, ayaklarn sarktyor ve
paltosunu belden saran kua dndrmeye alyordu. Olabildiince temiz gzkmek
istiyordu; kuann kirli bir ip gibi gzktn syledi.
Kzlarndan birini koyun derisi bir paltoya sarp sarmalayarak dn bir apka
almas iin komulardan birinin evine yolladlar.
Evin ierisinde byk bir karmaa yaanmaya devam ediyordu. Maliknedeki
hizmetkrlardan drd srekli gelip gidip saysz kk sipariler veriyor,
Polikey'den siparilerini kasabada tedarik etmesini istiyorlard. lerinden bir
tanesi ine istiyordu, bir dieri ay, bir bakas ttn. En son doramacnn
kars geldi. Semaverde ay demlemi, bir nceki gnk kavgay unutturmak iin yola
kmak zere olan Polikey'e bir fincan ay getirmiti.
Komular Nikita apkay dn vermeyi reddetmiti, bu yzden eski apkann
yolculuk iin yamanmas gerekiyordu. Bu biraz vakit ald, nk apka delik
deikti.
Sonunda Polikey hazrd, nce bir istavroz kard, sonra arabaya atlayarak
yolculuuna balad.
Son dakikada kk olu Mika kapya kotu ve babasna azck kendisini de
gezdirmesi iin yalvarmaya balad. Sonra
I
kk kz Maska kt sanneye ve o da babasndan kendisini gezdirmesini, krkl
paltosu olmasa da meyeceini syledi. Polikey ocuklarn barlar zerine
arabay durdurdu, Akulina da onlar arabaya yerletirdi. Kendi ocuklaryla
birlikte bir komularnn iki ocuunu da yerletirdi arabaya. ocuklarn hepsi
ksa bir gezinti iin can atyorlard.
Akulina ocuklarn arabaya kmalarna yardm ederken bir yandan da Polikey'e
yolculuk boyunca azna votka koymayacana dair verdii ciddi sz hatrlatyordu.
Polikey ocuklar nalbantn oraya kadar gtrd, sonra eve dnmelerini syleyerek
arabadan indirdi. Sonra stne bana ekidzen verip apkasn bana skca
geirdi ve at trs koturmaya balad.
Mika ile Maska, her ikisi de yalnayak, ylesine hzl komaya baladlar ki bir
baka kyden gelen yabanc bir kpek onlarn yolda uarcasna kotuklarn grnce
kuyruunu bacaklarnn arasna ald ve ac ac havlayarak evinin yolunu tuttu.
Hava ok souktu, keskin ve sert bir rzgr aralksz esiyordu, ama bu durum ho
dncelere dalm olan Polikey'i rahatsz etmiyordu. iddetli esen k rzgarnn
iinde arabayla yol alrken kendi kendisine unu tekrarlyordu: "Sibirya'ya
gndermek istedikleri o adam benim ite, askere almakla tehdit ettikleri o adam.
te ben o adamm, herkesin kfrettii, herkesin tembel dedii, hrsz diye
parmakla gsterilen, maliknede kendisine en pis iler verilen o adam! imdi ben
byk bir mebla tahsil edeceim, hanmefendim beni bunun iin yollad, nk bana
gveniyor. stelik altmda da khyann malikneyi temsilen bir yerlere giderken
kulland araba. Ayn koum takmlar, ayn deri hamut ve ayn dier btn
donanm"
40
41
Kendisine verilen grevi dnnce Polikey'in iini bir gurur kaplyordu. Gururla,
daha bir dik oturmaya balad. apkasn kafasna daha bir skca geirdi,
paltosunun dmelerini ilikledi ve at hzlanmas iin daha hzl kamlamaya
balad.
"Bir dnsene," diye devam etti, "stmde bin rublenin yans kadar ruble
olacak. (Meblan olduundan da byk gzkmesi iin kyllerin yaptklar,
kendilerine zg bir konuma ekliydi bu) Ve ben bu paralan gsmde tayacam.
stesem, paralan hanmefendime gtrmek yerine Odesa'ya da kaabilirim. Ama hayr,
bunu yapmayacam. Paralan kesinlikle, doruca, bana gvenecek kadar iyi kalpli
olan o insana gtreceim"
Polikey yolunun zerindeki ilk kabaa (meyhaneye) vardnda ksran kafasn
alkanlkla, doal olarak meyhaneden tarafa evirdiini fark etti, ama kendisine
hem yiyecek hem de iki alacak para verilmi olmasna ramen atn durmasna izin
vermedi.
Hayvana sk bir kam darbesi indirerek meyhanenin nnden geip gitti. Ayn ey
epey cezbedici gzken bir sonraki kabakta da tekrarland. eriye girmeme
konusunda kararl bir yz ifadesi taknd ve yoluna devam etti.
lene doru gidecei yere vard. Arabadan inerek maliknenin hizmetkrlarnn hep
nnde durduu, tccarn evinin bahe kapsna doru yaklat. Kapy at, ksra
ieri ald ve (koumlarn kartarak) hayvana yem verdi. Bu i bittikten sonra eve
girdi ve tccarn yannda altrd adamlarla yemek yedi. Taknd azametli
havayla kendini gln duruma drerek onlara oraya ne kadar nemli bir grevle
geldiini anlatt. Yemek bittikten sonra, asil hanmefendisinin kendisine verdii
mektubu tccara gtrd.
Tccar, Polikey'in kt hretini ok iyi bildiinden ona o
42
kadar paray emanet dip etmeme konusunda phede kald ve bir para endieli bir
ekilde ona gerekten de o kadar ok paray stnde tama emri alp almadn
sordu.
Polikey bu soru karsnda gcenmi gzkmeye altysa da baaramad ve
glmsemekle yetindi.
Tccar mektubu ikinci kez okuduktan ve mektupta yazlan her eyin doru olduuna
ikna olduktan sonra Polikey'e paray verdi. Polikey paray saklamak iin gsne
koydu.
Eve giderken nnden getii dkknlarn hibirisinde bir kere bile durmad. Elbise
maazalar onu hi cezbetmiyordu. Hepsini gvenli bir ekilde getikten sonra bir
an duraklad, eytana uymad iin kendini mutlu hissediyordu, yoluna devam etti.
"Her eyi satn alacak kadar param var," dedi, "ama ben yle yapmayacam"
stne alm olduu saysz grev onu arya gitmeye mecbur brakt. ardan
sadece kendisine verilen siparileri ald. Ama eytana uydu ve dikkatini eken ok
gzel, koyun derisi bir paltonun fiyatn da sormadan edemedi. Konutuu tccar
Polikey'e bakt ve glmsedi, o kadar pahal bir paltoyu almaya parasnn
yeteceine inanmamt.
Ama Polikey gsn iaret ederek isterse btn dkkn satn alabileceini syledi
ve maaza sahibine lsn almasn buyurdu. Paltoyu giyip denedi, kalitesine
bakt, tyler kyor mu diye zerlerine fledi. En sonunda derin bir i ekerek
paltoyu kard.
"Fiyat ok yksek," dedi, "bana on be rubleye brakabilir-sen..."
Ama tccar onu konuturmad bile, paltoyu elinden kapt gibi fkeyle bir kenara
frlatt..
Polikey ardan ayrlp nee ierisinde tccarn evine dnd.
Akam yemeinden sonra dar kp ksraa yem verdi, gece iin hazrlklarn
yapt. Eve dnerek dinlenmek iin frnn stndeki yere kt, orada, iinde para
olan zarf kard, uzun uzun, ciddi ciddi zarfa bakt. Okumas yoktu.
Oradakilerden birine zarfn zerinde ne yazdn sordu. Yaz sadece adresten ve
zarfta bin be yz ruble olduu bilgisinden ibaretti.
Zarf sradan bir kttan yaplm, koyu kahverengi bir mhr mumuyla
mhrlenmiti. Zarfn ortasnda byk bir mhr, kelerde de drt adet daha kk
mhrler vard. Polikey zarf dikkatle incelemeye devam etti, hatta gcr gcr
banknotlara dokununcaya kadar ieri parman da soktu. stnde bu kadar ok para
tamaktan ocuka bir keyif alyor gibiydi.
incelemesini bitirdikten sonra zarf eski, ypranm apkasnn astarna, iindeki
zarfla birlikte apkasn da bann altna koyup uyudu. Ama gece sk sk uyanyor,
para gvende mi deil mi diye eliyle yokluyordu. Parann gvende olduunu her
anlaynda aklna, kendisine, herkese hrsz diye kfredilen Polikey'e, bu kadar
byk bir meblan emanet edildii, kendisinin de bu parayla birlikte khyann
ancak kendisinin yapabilecei kadar gvenli bir ekilde malikneye geri dnecei
geliyor ve mutlu oluyordu.
44
5. Blm
Ertesi sabah afak skmeden Polikey yataktan kalkm, ksra arabaya kotuktan ve
parann hl orada olup olmadn grmek iin apkasnn iine baktktan sonra
dn yolculuuna balamt.
Yolda pek ok kereler Polikey apkasn kararak parann gvende olup olmadna
bakyordu. Kendi kendisine, "Belki de gsme koysam daha iyi olacak" dedi. Ama
bunu yapmas iin kuan zmesi gerekecekti, bu yzden yolun yansnda ata yem
vermek ve dinlenmek iin durmak zorunda kalaca ana kadar paray apkasnda
tutmaya karar verdi. "Astar ok salam dikilmemi, zarf iinden debilir, en iyisi
mi eve varncaya kadar apkay bamdan hi karmayaym" dedi sonra kendi kendine.
Para gvendeydi -ya da en azndan o yle dnyordu-hanmefendisinin ona nasl
minnettar olacan dnmeye balad. Heyecanl heyecanl hayal kuruyor, kendisini
alacandan emin olduu be rubleyi alrken hayal ediyordu.
. 45 .
Parann gvende olduunu grmek iin bir kere daha apkasn inceledi ve her eyin
yolunda olduunu grerek apkasn bana geirdi ve aklna gelen dncelerle
glmseyerek apkay kulaklarna kadar ekti.
Akulina apkadaki btn delikleri dikkatle dikmiti ama apka Polikey'in ikide bir
karp takmasndan imdi baka yerlerden yrtlmt.
Polikey karanlkta yeni oluan yrtklar fark etmemi ve zarf astarn iine doru
iyice ittirmeye alm, byle yaparak da zarfn bir kesini pel apkadan
dar ittirmiti.
Gne gkyznde ykseliyordu. Polikey bir nceki gece ok az uyuduu iin, gnein
scak nlarn hissedince, nce apkay kafasna iyice bastrdktan sonra
uyuyakald. Bu hareketle de zarf pel apkadan daha da dar ittirmi oldu.
Arabay srerken ba da aa yukar sallanyordu.
Polikey evinin yaknlarna varncaya kadar uyanmad, uyandmdaysa ilk ii apkann
hl durup durmadn anlamak iin elini bana gtrmek oldu. apkann banda
olduunu anlaynca parann durup durmadn anlamak iin apkay bir daha inceleme
gerei duymad. Ksraa kamyla hafife bir dokununca hayvan trs gitmeye
balad. O da bir yandan arabay kullanyor, bir yandan da bu iten ka para
alacann hesabn yapyordu. Maliknede imdiden yksek mevki sahibi biri
edasyla etrafna kibirli ve kmseyici bir yz ifadesiyle bakyordu.
Evine yaklanca fakirhanelerini oluturan o tek oday ve bitiikteki, elindeki
amar topunu tayan doramacnn karsn grd. O dakikada drst, gvenilir
biri olduunu kantlayacan umduu, maliknenin yazhanesi ile hanmefendisinin
oturduu evi de grd.
46
Kendi kendisine hefkese kfredilebileceini, ama hanmefendisinin onu grnce,
"Aferin Polikey, drst bir insan olabileceini kantladn. Bu -be de
olabilirdi, on da- ruble senin" diyeceini dnyordu. Hanmefendisi ona ay ikram
edecek, belki de votka ikram edecekti, kim bilir?
Votka dncesi ona byk bir keyif vermiti, nk ok mt.
Kendi kendisine yksek sesle, "On rubleyle kutsal gne kadar geinebiliriz! O kadar
ok param olunca Nikita'ya olan drt ruble elli kpeklik borcumu da derim, daha da
ocuklara ayakkab almaya para artar"
Eve yaklanca Polikey stne bana ekidzen vermeye balad, krk yakasn
dzeltti, kuan zp tekrar balad, salarn svazlad. Bu son fiili yapmak
iin apkasn karmas gerekmiti. apkasn kardktan sonra elleriyle astar
yoklayp zarf arad. Elini astarn etrafnda hzl hzl gezdirdi, zarf
bulamaynca da iki elini birden kulland, ilk nce birini sonra dierini. Ama zarf
bulamad.
Polikey imdi mthi bir panik yayordu, yz korkudan bembeyaz kesilmiti, elini
apkann tepesinde gezdirdi. Ksra durdurdu, arabay ve iindekileri dikkat ve
sabrla arad. Deerli zarf bulamaynca btn ceplerine de bakt. Ama paradan eser
yoktu!
Deliler gibi, salarn tutarak haykrmaya balad: "Batiuka! imdi ben ne
yapacam? Bama neler gelecek?" ayn anda komusunun evlerine yakn olduunu ve
onlar tarafndan grlebileceini fark etti. Ksra geri dndrd ve apkasn
basma smsk geirerek arabay kayp hazinesini aramak iin hzl hzl srd.
47
6. Blm
Btn gn, Pokrovski kynde hi kimse Polikey'den haber alamadan geti. leden
sonra hanmefendi defalarca Poli-key'in nerede kaldn sordu, srekli olarak
Aksiutka'y Akuli-na'ya yollad, Akulina da her defasnda Polikey'in daha geri
dnmediini, belki de tccann onu alkoyduunu ya da yolda ksraa bir ey olduunu
syleyip Aksiutka'y geri yollad.
Zavall Akulina yreinin stnde byk bir arlk hissediyordu. G bela, ev
ilerini yaparak ertesi gn (kutsal gn) iin etraf derleyip toparlad. ocuklar
da endie ierisinde babalarnn kp gelmesini bekliyorlar, farkl sebeplerden de
olsa, sabrszlklarn gizleyemiyorlard.
Asil hanmefendi ile Akulina sadece Polikey'in kendisi iin endieleniyorlar,
ocuklarsa en ok babalarnn kasabadan onlara ne getireceiyle ilgileniyorlard.
Gn boyunca Polikey'le ilgili kyllerin ald tek haber civar kylerin ahalisinin
onu yolda yukar aa koarken ve rastlad herkese bir zarf bulup bulmadklarn
sorarken grdkleri eklindeydi.
/
49
ilerinden biri onu, yorgunluktan tkenmi atn yrtrken de grmt. "Ben,"
dedi, "adamn sarho olduunu ve atna iki gndr yem vermediini zannetmitim.
Hayvann yle bitmi bir hali vard"
Gzne uyku girmeyen Akulina o gece duyduu her seste yrei azna gelerek,
Polikey'in dnn bo yere bekledi ve gzn krpmad. Horoz nc kez tnce
atee bakmak iin kalkmak zorunda kald. afak yeni skyordu ve kilise anlar
almaya balamt. ok gemeden ocuklarn da hepsi kalktlar, ama henz kayp
kocadan ve babadan bir haber yoktu.
Sabahn souk yeli fakirhanelerinden ieri giriyordu. Dar baknca evlerin,
tarlalarn ve yollarn kaln bir kar tabakasyla kaplanm olduunu grdler. Sanki
kutlamaya hazrlandklar kutsal gne yakrcasna hava ak ve souktu. Evden ok
uzak mesafeleri grebiliyorlard, ama grnrde kimsecikler yoktu.
Akulina harl harl kek yapmakla meguld ve ocuklarn nee dolu barlar
olmasa Polikey'in yolda, gelmekte olduunu anlamayacakt. Birka dakika sonra
Polikey elinde bir bohayla ieri girdi ve sessizce kesine doru yrd. Yznn
ok solgun olduu ve strap ekiyormu gibi -sanki alamak istemi de alayamam
gibi- bir ifadeyle bakt Akuli-na'nn gznden kamamt. Ama durup kocasnn
yz ifadesini daha fazla incelemedi, onun yerine heyecanla sordu: "N'en var?
Ulitch, sen iyi misin?"
Polikey ar ar bir eyler mnldandysa da kars onun ne dediini anlamad.
"N'en var?" diye bard Akulina, "Hanmefendinin yanna gittin mi?"
Poiikey hl kesinde, yatan zerinde oturuyor, delirmi
50
gibi bir yz ifadesiyle etjafna bakyor, ac ac glmsyordu. Uzun sre cevap
vermedi. Bunun zerine Akulina tekrar bard:
"H? Illitch! Bana cevap versene! Neden susuyorsun?"
En sonunda Polikey, "Akulina, paray hanmefendiye teslim ettim, o da bana ah nasl
teekkr etti!" dedi. Sonra aniden endieli, irkilmi bir edayla ve dudaklarnda
kederli bir glmsemeyle etrafna baknd. Btn dikkati odadaki iki ey zerinde
younlamt: Beikteki bebek ve de merdivene bal duran ip. Beie yaklaarak
ince parmaklaryla hzl hzl ipi merdivene balayan dm zd. Bunu yaptktan
sonra bir an durup sessizce bebee bakt.
Akulina bunlarn hi farknda olmad, elindeki kek dolu yemek tepsisini gtrp bir
keye koydu.
Polikey ipi abucak paltosunun iine saklad ve tekrar yatan zerine oturdu.
"Cann skan nedir, Illitch?" diye sordu Akulina. "Hi kendinde deilsin"
"Uykusuzum" diye yantlad Polikey.
Aniden pencerenin nnden koyu bir glge geti ve az sonra Aksiutka adndaki kz
telala ieri girdi ve yksek sesle:
"Boyarinia seni emrediyor, Polikey Illitch, derhal yanma gideceksin!"
Polikey nce karsna sonra kza bakt. "Derhal mi! diye bard, "Daha ne istiyor
ki?"
Son cmleyi o kadar yumuak sylemiti ki Akulina hanmefendinin kocasn belki
dllendirmek istediini dnerek sakinleti.
"Syle derhal geliyorum" dedi Polikey.
51
Ama Polikey kz takip etmedi, onun yerine baka bir yere gitti.
Evin verandasnda tavanarasna erien bir merdiven duruyordu. Merdivenin banda
duran Polikey etrafna baknd ve kimseyi gremeyince abucak tavanarasna
trmand.
Bu arada kz da hanmefendinin evine varmt.
"Ne demek Polikey gelmiyor?" dedi asil kadn sabrszca. "Nerede olabilir? Neden
hemen gelmiyor?"
Aksiutka tekrar uarcasna Polikey'in evine gitti ve onu sordu.
"kal epey oldu," dedi Akulina ve korku dolu bir yz ifadesiyle etrafna
baknarak, "Yolda bir yerde uyuyup kalmtr" diye de ekledi.
Tam bu srada doramacnn kars, salar dank, pejmrde kyafetleriyle
kurumas iin brakt amarlar toplamak iin tavanarasna kmt. Aniden
dehet dolu bir lk iitildi, ve kadn gzleri kapal, korkudan deliye dnm
bir halde bir kedi gibi merdivenden aa indi.
"Illitch," diye haykrd, "kendini asm!"
evredeki evlerden gelen nsanlardan hibiri kendisini durdurmaya frsat bulamadan
zavall Akulina merdivenden yukar kt. Sanki bir ceset gibi, korkun bir lk
atarak arka st dt. Aada toplananlardan biri kollaryla onu tutmasayd
mutlak bir lmle yz yze gelecekti.
Ayn gn hava kararmadan o kyden birisi kasaba dn iinde Polikey'e emanet
edilen parann olduu zarf yol kenarnda buldu ve ok gemeden getirip
Boyarinia'ya teslim etti.
lm
52
1. Blm
Sonbahard.
iki atl araba yolda hzla ilerliyordu, ilkinde iki kadn oturuyordu. Biri zayf,
solgun bir hanmefendiydi. Dieri ise hanmefendinin tombul, parlak krmz tenli
hizmetisi. Hizmetinin ksa ve kuru, lle lle salar rengi solmu bir baln
altndan dar frlamt. Kadn yrtk bir eldiven giydii kzl renkli eliyle
salarn balnn iine ani bir hareketle geri ittirdi. Goblen kumatan bir
alla sard iri gslerinin inip kalkndan kadnn salkl biri olduu
anlalyordu. Keskin bakl siyah gzleri kh pencereden, yanlarndan hzla geen
tarlalara bakyor, kh hanmefendinin zerine odaklanyor, kh merak ve dikkatle
faytonun ke bucan szyordu.
Yukarki eyalarn konduu blmeden sarkan hanmefendinin backl bonesi
hizmetinin yznn nnde sallanyordu. Hizmetinin dizlerinin stnde bir kpek
yavrusu yatyordu. Kadnn ayaklar yerdeki paketlere bastndan yukarda
kalmt. Yaylarn gcrts ve pencerelerin takrtsnn yansra kadnn
ayaklaryla bu paketlere vurarak kard davulumsu ses de belli belirsiz
duyuluyordu.
55
Basnda beyaz bir etraf,na mavi bi mdan d2 bit lzgj
'"" aymyordu ve bu ntran
Ocaklar, kuruydu ferini C
kuma
dr, glu at, ta,, gl a dnp. J

<* boynu-
teni kurU| ^
,eni b0, b, veyanakla^
vard,. ince kirler,
ara s,ra da ar!
e oz kokuyordu. Hasta, 1"t b8UCU>'du' W- zlerini act, lri gzCTi *, ^
yaS'ad' Ve >S ya-teydi 8Z'en ""eSendi ve g2el koyu blr
m'" dedi k<i.n sinirli blr eki,de

gzel eliyle, ikide bir batana arpan, hizmetisinin paltosunun ucunu teye
itelerken. Az acyla kasld.
Matrioa iki eliyle paltosunu yukarya kaldrd, gl bacaklar zerinde ayaa
kalkt ve uzaa, tekrar oturdu. Yzn parlak bir kzllk kaplamt.
Hastann gzel, koyu renk gzleri hizmetinin hareketlerini sabrszlkla takip
etti, sonra hasta, iki eliyle birden koltua tutundu ve kendini biraz yukar ekmek
iin var gcyle urat, ama gc yetmiyordu.
Tekrar az kasld ve yznde nafile, fkeli bir alayclk ifadesi belirdi.
"Yardm ediver... ah! Gerek kalmad. Kendim yapabilirim. Tanr akna u yastklar
koyma arkama yeter. Aslnda, yastklara hi dokunma, anladn m!"
Hanmefendi gzlerini kapad ve sonra gzkapaklarn abucak kaldrarak
hizmetisine tekrar dik dik bakt.
Matrioa hanmefendiye bakt ve krmz alt dudan srd. Hasta kadnn
gsnden derin bir i eki ykseldi, ama bu i eki bir trl bitmedi ve bir
ksrk nbetine dnt. Kadnn kalar atld ve kadn her iki eliyle gsn
tutarak ban yan tarafa evirdi. ksrk nbeti bitince bir kez daha gzlerini
kapad ve hi kmldamadan oturmaya devam etti. Fayton ile baro bir kye girdi.
Matrioa tombul elini atksnn altndan kararak istavroz kard.
"Neresi buras?" diye sordu hanmefendi. "Mola vereceimiz bir ky, madam" "Neden
istavroz kardn, bilmek istiyorum?" "Madam, kilise"
56
57
Hasta kadn pencereden dar bakt ve o an arabayla nnden getikleri byk ky
kilisesinden gzlerini ayrmakszn ar ar istavroz kard.
iki ara birlikte konaklama tesisinin nnde durdu. Hasta kadnn kocas ve doktoru
barotan inip faytona doru geldiler. "Kendini nasl hissediyorsun?" diye sordu
doktor kadnn nabzn tutarak. "Sevgilim, yorulmadn m?" diye kocas Franszca
sordu, 'Arabadan inmek istemez misin?"
Matrioa konumaya katlmamak iin st ste yd paketlerle kendini keye
sktrmt.
"Fark etmez, hep ayn ey," dedi hasta kadn, "ben inmeyeceim"
Kadnn kocas bir mddet orada dikildikten sonra tesisten ieri girdi.
Matrioa faytondan aa atlad, amurlu yolu parmaklarnn ucuna basarak geti ve
binaya girdi.
"Ben kendimi kt hissediyorum diye sizin de kahvalt yapmamanz iin bir sebep
yok" dedi hasta kadn, penceresinin nnde duran doktora belli belirsiz
glmseyerek.
"Nasl olduum umurlarnda deil" dedi kendi kendine, bu arada doktor kadndan ar
admlarla uzaklaarak binann merdivenlerini hzl admlarla kmaya balamt.
"Onlar iyiler, bir ey fark etmez onlar iin, ey yce Tanr'm!"
"Nasl imdi, Edouard Ivanovitch?" dedi kadnn kocas doktorla karlanca.
Neeyle glmsyor, ellerini ovuturuyordu. "Seyahat sandm getirmelerini
syledim, buna ne diyorsun?" "Bu dikkate deer bir davran" diye karlk verdi
doktor. Adam i ekerek, sesini alaltarak ve kalarn kaldrarak, "Peki ya
karm?" diye sordu.
58
"Size sylediim giHi, italya'ya varmak yle dursun Moskova'ya bile varamaz,
zellikle de bu havada"
"O halde ne yaplmas gerekiyor? Ah! Tanr'm! Tanr'm!"
Adam elleriyle gzlerini kapad.
"Buraya getir" dedi seyahat sandm getiren uana.
"Gzergh zerinde bir yerde durmak zorunda kalacaksnz" diye cevap verdi doktor
omuzlarn silkerek.
"Ama syle bana, ne yapabilirim?" diye tekrar sordu kadnn kocas, "onu
yolculuktan vazgeirmek iin her trl areye bavurdum, ona madd durumumuzdan,
arkamzda brakmak zorunda kalacamz ocuklarmzdan ve benim iimden bahsettim.
Azmdan kan tek bir sz bile dinlemedi. Sanki iyiymi gibi yurtdnda yaamaya
karar verdi. Ona gerekte salnn nasl olduunu syleyecek olsam bu onu
ldrr"
"O u an zaten l bir kadn, bunu sen de biliyorsun, Vasili Dmitritch. Hi kimse
akcierleri olmadan yaayamaz ve ne yaparsanz yapn akcierlerin tekrar bymesini
salayamazsnz. zc ve zor bir durum, ama elden ne gelir ki? Bana da size de
den grev onun son gnlerini mmkn olduunca rahat geirmesini salamaktr,
ihtiyacmz olan ey ona gnah kartacak bir papaz"
"Aman Tanr'm! Ona son arzusunu sorarkenki halimi bir dnsenize. Ne olursa olsun,
onunla bu konuda konuamam. Onun ne kadar iyi-bir kadn olduunu siz de bilirsiniz"
"En azndan yollar buz tutuncaya kadar beklemesi iin onu ikna etmeye aln,"
dedi doktor kafasn anlaml bir ekilde sallayarak, "yolculuk srasnda bir eyler
olabilir" dedi.
"Aksiua, hey, Aksiua!" diye bard reisin kz. Kz stne bir palto alm,
amurlu arka merdivenlerden aa iniyordu.
59
"Gel haydi. Shirkinskaya Hanmefendiye bakalm. Dediklerine gre cierlerinden
rahatszm, onu yurtdna gtryorlar-m. Daha nce hi veremli hasta grmedim"
Aksiua kapnn eiinden aa atlad, iki kz el ele bahe kapsndan dar
ktlar. Yava admlarla faytonun yanndan yrdler ve alak pencereden ieri
baktlar. Hasta ban ne eip onlara bakt, ama onlarn merakl baklarn
grnce kalarn atp ban teki tarafa evirdi.
'Aman Tanr'm! Ne kadar harikulade, gzel bir kadnd, ne kadar deimi! Korkun
bir ey! Grdn m? Grdn m Aksiua?" "Evet, ve ne kadar zayflam! diye onay
verdi Aksiua. "Haydi gidip bir daha bakalm, kuyuya gittiimizi syleriz. Grdn
m bizden ban evirdi, gene de ben gayet iyi grdm. Ne feci, deil mi Maa?"
"Evet, korkun da amur var ama!" dedi Maa ve iki kz bahe kapsndan ieri doru
kotular.
"Besbelli ok irkinletim," diye geirdi iinden hasta kadn, "ama acele, acele
etmemiz lzm, yurtdnda fazla srmez dzelirim"
"Nasl oldun tatlm?" diye sordu kocas, aznda hala bir lokma, faytonun yanma
gelerek.
"Hep ayn soru," diye dnd kadn, "stelik az da dolu!" "Ne nemi var?" diye
mrldand fkeyle dilerini skarak. "Tatlm biliyor musun, korkarm bu yolculuk
bu havada seni daha kt yapacak. Edouard Ivanovitch de ayn eyi sylyor. Geri
dnsek daha iyi etmez miyiz?" Kadn bir sre fkeli bir ekilde sustu. "Belki hava
dzelir, yollar iyileir, bylesi senin iin daha iyi olur, en azndan hep beraber
yola karz"
"Afedersin ama bunfa zaman seni dinlemeseydim, u an Berlin'de ve de tamamen
iyilemi olurdum"
"Meleim, elimden ne gelir? Mmkn olmad, biliyorsun. Ama imdi bir ay beklersen
ok daha iyi olursun. Ben de ilerimi hallederim, ocuklar da yanmza alrz"...
"ocuklarn bir eyi yok, iyi olmayan benim" "Ama akm bak, ya bu havada yolda
daha ktleirsen... Hi olmazsa evde olsaydk"
"Evde olmann faydas ne?... Evde mi leyim yani?" diye cevap verdi hasta sinirli
bir ekilde.
lmek szc belli ki kadn irkiltmiti, kadn kocasna yalvaran ve sorgulayan
bir bak frlatt. Adam gzlerini ne edi ve hibir ey demedi.
Hasta kadnn az aniden ocuksu bir hareketle kasld ve gzlerinden ya gelmeye
balad. Adam yzn mendiliyle kapatarak sessizce faytondan uzaklat.
"Hayr, gideceim" diye haykrd hasta, gzlerini gkyzne doru kaldrd,
ellerini kavuturdu ve anlaml anlamsz, szckler mrldanmaya balad. "Tanrm!
Neden olmak zorunda?" dedi ve gzlerinden bu defa yalar daha bir hzla boanmaya
balad.
Uzun uzun, hararetle dua etti. Ama gsndeki skma ve ar hl devam ediyor ve
gkyzn, tarlalar ve yolu kaplayan o kurun kasvet hl varln srdryordu;
havada gene o ayn sonbahara zg sis, ne daha kaim ne de daha ince bir tabaka
halinde, kendi tekdzelii iinde ayn ekilde, amurlu yolun, atlarn, arabann
ve de arabay yalarken ve ayarlarn yaparken kendi aralarnda gl, en seslerle
konuan ofrlerin koyun derisi paltolarnn zerine iniyordu.
60
61

2. Blm
Fayton yola kmaya hazrd ama ofr oyalanyordu. ofrler odasna (izbaya)
girmiti. Izbanm ierisi scak, havasz, karanlk ve boucuydu, insan kokusu, pien
ekmek ile lahanann kokusu ve koyunderisi giysilerin kokusu vard ieride.
Odada birka ofr vard. A ocan yannda meguld. Ocan zerindeki sedirde
ise koyunderisi giysilerine sarnm yatan hasta bir adam vard.
Kemerinde bir krba tayan gen bir adam, tulum giyen bir ofr odaya girerek
hasta adama, "Khveodor Day! Hey! Khveodor Day!" diye seslendi.
"Ne istiyorsun kukafa? Fyedka'ya ne diye sesleniyorsun?"2 diye sordu ofrlerden
biri. Araban darda seni bekliyor."
"izmelerini dn almak istiyorum. Benimkiler eskidi" diye cevap verdi gen adam
kakllerini geriye attrarak ve parmaksz bir eldiven giydii eliyle kemerini
dzelterek. "N'lodu?
2 Fyedka ve Fyedya, Feodor'dan (Theodor'dan) tretilmi kltme szckleridir.
ofr burada szc yanl telaffuz ediyor.
63

Uyuyor musun? Konusana Khveodor Day!" diye seslenmeye devam etti, ocan yanma
giderek.
"Ne var?" dedi zayf bir ses ve hastalktan kurumu bir yz ocan zerinden beri
uzand.
Adam tylerle kapl, kan ekilmi, byk, sska eliyle, bir deri bir kemik kalm
omuzlarn rten kirli gmleinin zerine paltosunu ekti. "Bana iecek bir ey
ver, karde, istediin nedir?" dedi. Gen adam ona kk bir anakta su uzatt.
"Diyorum ki Fyedya," dedi ekinerek, "zannederim izmelerine u an ihtiyacn
olmayacak, bana verir misin onlar? Byk ihtimalle onlara artk ihtiyacn
olmayacak."
Hasta adam vernikli kasenin iine doru bitkin bam eerek ve de ince, sarkk
sakaln kahverengi suya batrarak gsz ve sabrsz bir ekilde suyu iti.
Adamn dank sakal pisti; kk, karanlk gzlerini zorlukla gen adamn yzne
doru kaldrd. Suyu itikten sonra dudaklarn silmek iin elini kaldrmak
istediyse de gc yetmedi, dudaklarn paltosunun koluna sildi. Sessizce ve
burnundan zorlukla nefes alarak dosdoru gen adamn gzlerinin iine bakt ve
gcn toplamaya alt.
"Yoksa onlar baka birine mi sz verdin?" dedi gen ofr. "yleyse eer, tamam,
iin kt taraf, darda her yer slak, iime de gitmek zorundaym, ben de dedim
ki kendi kendime, "Fyedka'ya izmelerini bir soraym, sanrm onlara ihtiyac
yoktur'Ama ihtiyacn varsa syle.."
Hasta adamn gsnden fokurtular gelmeye balad, adam ne doru eildi ve
boazndan gelen hrltl bir ksrkle boulur gibi oldu,
" Merak ediyorum acaba onlara nerede ihtiyac, olacak?" di-
64
ye a beklenmedik bfr ekilde fkeyle patlad, harap haldeki kulbedeki herkese
konuuyordu. "ki ay oldu ocan zerinden inemiyor. Baksanza adam harap
vaziyette! Duymuyor musunuz, ii nasl acyor? izmelere nerede ihtiyac olacak?
Ayanda yeni izmelerle gmecek halleri yok ya! O ok eskidendi, Tanr beni
balasn. Bakn adam nasl bouluyor! Buradan alp baka bir odaya ya da baka
bir yere gtrmeli onu. ehirde hastaneler varm diyorlar, ben bununla ne
yapacam. Btn oday kaplyor, bu kadar fazla. Hi yer kalmyor. Sonra da buray
temiz tutmam beklersiniz"
"Hey! Seryoha, gel haydi, bin arabana, insanlar seni bekliyor" diye bard kyn
reisi kapya gelerek.
Seryoha hasta adamdan cevap beklemeden kmaya hazrland, ama hasta adam
ksrklerin arasnda, konuacana dair korkun bir bak frlatt.
"Al izmeleri Seryoha" dedi ksrn yenerek ve azck soluklanarak. "Sadece,
ldmde bana bir mezar ta satn al, duyuyor musun?" diye de bouk bir sesle
ekledi.
"Saol Day, o halde izmeleri alyorum, taa gelince, evet, evet, sana bir
mezarta alacam"
"ocuklar ahitsiniz" dedi hasta adam zorlukla ve tekrar ne eilip ksrklere
bouldu.
"Tamam, duyduk" dedi ofrlerden biri. "Seryoha sen ko, yoksa reis gene seni
arayacak. Shirkinskaya hanmefendinin hasta olduunu biliyorsun"
Seryoha abucak ayandaki yrtk prtk, hantal izmeleri karp kanapenin altna
frlatt. Feodor Daynn yeni izmeleri ayaklarna tam olmutu. Gen ofr arabaya
doru yrrken izmelere bakmaktan kendini alamyordu.
"Vaav! Ne muhteem izme bunlar! Al biraz ya var" dedi
65
elinde ya kutusu tutan bir baka ofr. Seryoha ofr mahali-ne kt ve
dizginleri toplad. "Bedavaya m aldn?"
"Kskandn demek, yle mi?" diye bard Seryoha ayaa kalkarak ve paltosunun
eteklerini bacaklarnn altna sktrarak. "Yryn gzellerim" dedi atlara
krbacn aklatarak. Fayton ile baro ilerindeki insanlar, bagaj ve teki
eyalarla birlikte kaln sonbahar sisinin iinde kayboldular ve slak yolda hzla
uzaklatlar.
Hasta ofr harap vaziyetteki kulbede ocan zerindeki yerde yatmaya devam
ediyordu. Balgam karmay baaramaynca olaanst bir gayretle br yanna dnd
ve ksrmeyi brakt.
Akama kadar odaya srekli gelen giden oldu, yemekler yendi ve hasta adamla
ilgilenen olmad. Gece olmadan nce a ocan zerine kt ve koyun derisi
paltoyu adamn bacaklarnn br tarafndan ald.
"Bana kzma Nastasya" dedi hasta adam. Yaknda odandan ayrlacam.
"Tamam, tamam, nemli deil" diye mrldand kadn. "Senin derdin ne day? Anlat
bana"
"Btn iimi kemirdi. Tanr bilir neyin nesi!" "Eminim yle ksrrken boazn da
aryordun'" "Her tarafm aryor, lmm yakn, olup olaca bu. h-h! hh!
hh! diye inledi hasta adam.
"imdi bacaklarn bununla rt" dedi Nastasya paltoyla onu rahat ettirecek ekilde
adamn stn rterek. Sonra aa indi.
Geceleyin tek bir ince mum oday belli belirsiz aydnlatyordu. Yerde ve
kanapelerin zerinde Nastasya ve de on kadar ofr uyuyor, sesli bir ekilde
horluyorlard. Sadece hasta adam
grltyle boazn temizliyor, ksryor ve ocan zerinde bir yanndan dier
yanna dnyordu.
Sabah olduunda ondan hi ses kmyordu.
"Ryamda harika bir ey grdm" dedi a kadn ertesi sabah erkenden,
alacakaranlkta. "Khveodor Daynn ocan zerinden indiini ve korulua aa
kesmeye gittiini grdm sanki. 'Bak,' diyor bana, 'Nastya sana yardm edeceim'
Ben de ona diyorum ki, 'Sen odunu nasl yaracaksn?' Ama o baltay alyor ve yle
hzl, yle hzl kesmeye balyor ki havada yongalar uuuyor. 'Nasl olur?'
diyorum ben, 'Sen hasta deil miydin?' - 'Hayr,' diyor, 'ben iyiyim' Baltay yle
bir kaldrd ki ben korktum, lk attm ve uyandm. lm olamaz, deil mi?
-Khveodor Day! Hey, Day!"
Feodor kmldamad.
"lm olamaz, deil mi? Gidip bir bak" dedi ofrlerden biri, yeni uyanm olan.
Ocan zerinden sarkan, kzl tylerle kapl zayf el souk ve soluktu.
"Git reise syle, galiba lm" dedi ofr.
Feodor'un hi akrabas yoktu. Bir yabancyd. Ertesi gn koruluk arkasndaki yeni
mezarla gmdler onu. Nastasya gnlerce herkese grd ryay ve Feodor'un
ldn anlayan kiinin nasl ilk kendisi olduunu anlatmak zorunda kald.
66
fi!
3. Blm
ilkbahar gelmiti.
ehrin slak caddeleri boyunca hayan pislikleriyle kapl buzlarn arasndan
derecikler hzl hzl, nldayarak akyordu, nsanlarn parlak renkli elbiseler
giymi ve canl ses tonlaryla konuuyorlar, caddede telala yryorlard.
Etraflarm duvarlarn evirdii bahelerde aalardaki tomurcuklar filizleniyor ve
taze meltem dallan yumuak, nazik bir mrltyla sallyordu.
Sereler bcr bcr gevezelik ediyor, kk kanatlarn rparak etrafta
uuuyorlard. Duvarlarn, evlerin, aalarn gne gren taraflarnda her ey
hayat ve canllk doluydu. Gkyz, yeryz ve insanolunun kalbi genlik ve
mutlulukla dolup tayordu.
Ana caddelerden birindeki, bir beyefendiye ait byk bir konan nne taze saman
serilmiti. Evin ierisinde yurtdna gitmek iin acele ediine tank olduumuz, o
lm yakn-lam hasta yatmaktayd.
Hasta kadnn odasnn kapal kaplarnn yaknnda kadnn kocas ve olduka yal
bir kadn ayakta duruyordu. Gnah
kartmakla grevli papaz bir divanda zgn gzlerle oturuyor, boyun atksnn
altnda sanl bir ey tutuyordu. Bir kede, Vol-taire tarz bir koltukta yal bir
kadn -hasta kadnn annesi- arkasna yaslanm hngr hngr alyordu.
Yal kadnn yanbanda hizmeti kz dikiliyor, yal kadn isterse diye elinde
temiz bir mendil tutuyordu.
Bir baka hizmeti kz yal kadnn akaklarn ovuyor ve balnn altndaki
kuruni yzne flyordu.
"Tann seninle olsun, sevgili kuzen" dedi hasta kadnn kocas kendisiyle birlikte
kapnn yannda dikilen yal kadna. "Sana yle byk bir gveni var ki, sen
onunla nasl konuacan biliyorsun, girip konu onunla biraz, ltfen gir ieri!"
Kapy onun iin aacakt ki kuzen onu tuttu. Yal kadn mendiliyle gzlerini
siliyor, kafasn sallyordu.
"imdi oldu, aladm anlamasn" dedi ve hastann yanna girdi.
Koca son derece byk bir heyecan ierisindeydi ve kendinden gemi gibiydi.
Karsnn yal annesine doru yrmeye balad, ama birka adm attktan sonra
geri dnd ve oday boylu boyunca geip papazn yanma geldi.
Papaz ona bakt, kalarn ge doru kaldrd ve i ekti. Adamn gri sakal da
nce yukar kalkt, sonra tekrar aa indi. "Tanr'm! Tanr'm!" dedi koca.
"Elinden ne gelir?" dedi papaz iini ekerek ve kaslaryla sakaln tekrar yukar
kaldrp indirerek.
"u yal annesine bakn!" dedi koca, neredeyse tam bir aresizlik iinde. "Bu
acya dayanamaz. Gryorsunuz ya kzn o kadar ok, o kadar ok seviyordu ki...
bilemiyorum. Onu sakin-
70
lertirmeyi deneseniz papaz efendi, buradan uzaklamaya ikna etseniz."
Papaz ayaa kalkt ve yal kadna doru gitti. "Dorudur, hi kimse bir annenin
yreini yeterince takdir edemez," dedi kadna, "ama Tanr merhamet sahibidir."
Yal kadnn yz aniden kasld ve kadn histerik hkrklarla sarslmaya
balad.
"Tanr merhamet sahibidir" diye tekrar etti papaz, kadn biraz yatnca. "Bakn
size ne diyeceim, benim papaz olduum mahallede hasta bir adam vard, durumu Marya
Dmitriev-na'dan ok daha ktyd. Adam sadece bir dkkan sahibi olmasna ramen
bitkilerle ok ksa srede tedavi oldu. imdi bu adam Moskova'da. Vasili
Dmitrievitch'e ondan bahsettim. Bir denemekte fayda var, bilirsiniz. En azndan
hastay rahatlatr. Tanr'nn yardmyla her ey mmkndr"
"Hayr, o iyilemeyecek" diye srar etti yal kadn. "Tanr beni deil de neden
onu alyor yanna?"
Ve kadn tekrar histerik hkrklara bouldu. O kadar iddetle hkryordu ki
sonunda kendinden geti.
Hasta kadnn kocas elleriyle yzn kapatarak koarak odadan kt. Koridorda ilk
rastlad insan, var gcyle kz kardeini yakalamaya alan alt yandaki bir
ocuk oldu.
"ocuklar annelerinin yanma gtrmemi ister misiniz?" diye sordu dad. "Hayr,
onlar grmek istemiyor. Onlardan rahatsz oluyor"
Kk ocuk bir an durdu ve babasnn yzne heyecanla bakarak bacayla oyunlar
yaptktan sonra en lklar atarak komaya devam etti.
71
:i-
'Atlk oynuyorum babacm" diye bard eJiyJe kz kardei ni gstererek.
Bu arada bitiikteki odada kuzen hasta kadnn yanbana oturmu ve konumay
marifetli bir ekilde yava yava ynlendirerek hastay lm fikrine hazrlamaya
alyordu. Doktor pencerenin yannda dikiliyor, elindeki bir para ilac
kartryordu.
zerinde kaponlu beyaz bir palto olan hasta her taraf yastklarla evrilmi bir
halde yatakta oturuyor ve gzlerini dikmi sessizce kuzenine bakyordu.
'Ah gzelim.'" dedi beklenmedik bir ekilde, "beni hazrlamaya alma, bana kk
bir ocukmuum gibi davranmaktan vazge! Ben dindar bir kadnm. Her eyi
biliyorum. Fazla vaktimin kalmadm biliyorum. unu da biliyorum ki kocam beni
daha nce dinleseydi imdiye kadar italya'da ve de belki, evet byk ihtimalle
iyilemi olurdum. Herkes ona bunu syledi. imdi elden ne gelir? Tanr byle
takdir etti. Hepimiz gnah iledik, biliyorum. Ama umut ediyorum, Tanr merhame-
tiyle btn gnahlarmz balar. Kendi yreimi sorguya ekiyorum. Ben de gnah
iledim. Ama kefareti ok ar oldu.' ektiim aclara sabretmeye altm"
"O halde sana gnah kartacak olan papaz ieri araym m tatlm? Gnahlarn
affedildikten sonra senin iin her ey daha kolay olacak" dedi kuzen.
Hasta kadn onay verir bir ekilde ban ne drd. "Ey Tanr'm! Bu gnahkr
affet" diye mrldand.
Kuzen dar kp papaz ard. "O bir melek," dedi kadnn kocasna gzlerinde
yalarla. Koca alamaya balad. Papaz hastann odasna girdi, yal kadn hl
kendine gelmemiti. Bi-
72
tiikteki odada kusursuz bir sessizlik vard. Be dakika sonra papaz dar kt,
boynundaki atky kararak salarn dzeltti.
"Tanr'ya krler olsun, imdi daha sakin," dedi, "sizi grmek istiyor"
Kuzen ile koca hastann odasna girdiler. Hasta usul usul alyor, resimlere
bakyordu.
"Harikaydn akm" dedi kadnn kocas.
"Saol! imdi kendimi harika hissediyorum! O kadar tarifsiz bir tecrbeydi ki!"
dedi hasta kadn, ince dudaklarnda belli belirsiz bir glmseme belirdi. "Tanr o
kadar merhametlidir ki! Deil midir? O merhametlidir ve onun her eye gc yeter!"
Ve tekrar inanla dua ederek yal gzlerini gkyzne evirdi.
Derken birdenbire aklna bir ey geldi, eliyle iaret ederek kocasn ard.
"Hi benim istediimi yapmyorsun" dedi zayf, ikayeti bir sesle.
Kocas boynunu esnetiyor, itaatkr bir ekilde onu dinliyordu.
"Ne oldu akm?"
"Sana ka kere dedim bu doktorlar hibir ey bilmiyorlar diye! Basit, kadn
doktorlar var, onlar iyiletiriyorlar hastalan, iyi kalpli papaz efendi yle
syledi... Bir dkkn sahibi varm ... onu getirt buraya"...
"Kimin iin akm?"
"Tanr akna! Beni asla anlamyorsun"
lmn eiinde olan kadn kalarn att ve gzlerini kapad.
Doktor kadnn yanma geldi ve elini tuttu. Nabz hissedilir bir ekilde git gide
zayflyordu. Doktor, kadnn kocasna bir
73
iaret yapt. Hasta kadn bu iareti fark etti ve korkuyla etrafna baknd. Kuzen
gzyalarn gizlemek iin arkasn dnd.
"Alamayn, benim iin kendinize eziyet etmeyin" dedi hasta kadn. "Beni son
tesellimden mahrum brakmayn"
"Sen bir meleksin!" dedi kuzen, kadnn elini perek.
"Hayr, beni buramdan p. Sadece llerin eli plr. Tan-r'm! Tann'm"
O akam hasta kadn ld. Cesedi tabut ierisinde byk konan salonuna
yerletirdiler. Kaplar kapatlan bu koskoca salonda papaz oturmu, genzinden
kard korkun sesiyle ilahiler okuyordu.
Gmten yaplm, yksek kollu amdanlardaki mumlarn parlak klar lnn beyaz
alnna, soluk ellerine ve dizleriyle ayaklarn korkun kabarklklar olarak ortaya
karan rtnn kat kvrmlarnn zerine dyordu.
Papaz ses tonunu deitirmeksizin durmadan okuyor ve szleri lm odasnn
sessizliinde nladktan sonra yitip gidiyordu. Arada srada uzak odalardan
ocuklarn oyun oynarken kardklar grltler geliyordu.
"Sen yzn gizlersin, onlar bir keder alr; sen nefeslerini alrsn, onlar lr
ve topraa dnerler.
"Sen ruhunu gnderirsin, onlar var olur; ve sen yeryznn gereini yeniden
yaratrsn."
"Tanr'nn zaferi sonsuza kadar srecektir." lnn yzndeki ifade sert ve
grkemliydi. Ama ne kusursuz, souk alnnda ne de sk skya kapanm dudaklarnda
bir kprt vard. Tam esas durutayd! Ama acaba o an, sylenen o grkemli szleri
anlyor muydu?
74
4. Blm
O ayn sonunda len kadnn mezarnn stne tatan k-k bir kilise ina edildi,
len ofrn mezarnn stnde ise imdilik bir ta yoktu ve byle bir adamn
gemiteki varlna dair tek kant olan tmsein stnde sadece, filizlenen taze
yeil imenler bulunuyordu.
"Khveodor'a bir mezarta almazsan," dedi konaklama yerindeki a kadn bir gn,
"sana hem ayp hem gnah Seryo-ha. Hep 'k, k' dedin, peki imdi niye szn
tutmuyorsun? Ben her eyi iittim. imdiden bir kez sana mezartan neden
almadn sormak iin geri geldi. Ona ta almazsan gene gelecek. Seni boacak"
"Peki inkr ettim mi ben?" diye zerine basa basa syledi Seryoha, "dediim gibi
ona bir ta alacam. Bir buuk rubleye bir tane bulabilirim. Ta unutmu deilim.
Alacam. ehre gider gitmez ona bir tane mezarta alacam"
"Mezarna en azndan bir ha koymalsn, bunu yapman gerekir" dedi yal bir ofr.
"Hi doru bir ey deil, bak o izmeler imdi ayanda."
75

"Evet. Ama ona ha nereden alaym. Eski bir denekten yapamam ya?"
"O nasl sz? Eski denekten mi yapacaksn? Olmaz, al baltan eline, korulua her
zamankinden erken git, baltayla yontarak ha yaparsn. Kimseye gstermemi
olursun. O vakitte gidersen bekiye votka vermek zorunda kalmazsn. Her ufak tefek
ey iin insann votka verecek hali yok ya. imdi ben dn dingili krdm, gittim
gen aatan yeni bir tane yonttum. Kimseler bir ey demedi"
Seryoha ertesi sabah erkenden, neredeyse daha afak skmeden, baltasn ald ve
korulua gitti.
Her eyin zeri gne nlarnn henz demedii souk, donuk bir sis rtsyle
kaplanmt.
Dou git gide aydnland, oradan gelen soluk k hl, yk hafif bulutlarn
kaplad gkkubbeye yansd. Aada tek bir imen yapra bile kprdamyordu.
Bir aacn tepesindeki dallarda tek bir yaprak kmldad. Sadece, arada srada sk
allklar ierisinde kanat rpan kularn sesleri ya da yerdeki bir hrt
koruluun sessizliini bozuyordu.
Aniden koruluun sonlarna doru bu doa parasna yabanc tuhaf bir ses yankland
ve sonra iitilmez oldu. Ses tekrar duyuldu ve ok yal ve yerinden
oynatlamayacak denli byk aalarn birinin dibinde tekdze bir ekilde
tekrarlanmaya devam etti.
Aalardan birinin tepesi olaanst bir ekilde sallanmaya balad. Islak
yapraklar bir eyler fsldyordu ve dallarn birine tnemi olan bir saksaan kuu
kulak trmalayc bir sesle bir oraya bir buraya utuktan sonra kuyruunu
sallayarak en sonunda bir baka aaca kondu.
Balta git gide daha ok nlamaya balad, ileri zsu dolu
yongalar zerleri iyle kapl imenlere yaylyordu. Darbelerin indii yerin
aasnda hafif bir atrt sesi iitildi.
Aa btn gvdesiyle birlikte salland, ne eildi ve abucak doruldu. Alt ksm
korkudan titriyordu.
Bir anda tam bir sessizlik oldu, sonra bir kez daha aa ne eilidi, gvdesinden
bir grleme duyuldu. Aa sk allklar yararak ve dallarn sryerek slak
zemine vurdu. Balta ve ayak sesleri duyulmaz oldu.
Saksaan kuu bir lk att ve daha yksekten umaya balad. Kanatlarn syrp
geen dal bir mddet salland, sonra dier, yemyeil yaprak am dallarla birlikte
o da durdu.
Dier aalar hi olmadklar kadar mutlu bir ekilde hareketsiz dallarn
ortalarnda alan bolua uzattlar.
Gnein ilk klar bulutlar yararak gkyznde ve gkyz ile yeryz arasnda
parlamaya balad.
Sis byk dalgalar halinde ukur yerler boyunca akmaya balad. iy taneleri
parldayarak yeillikler zerinde oyunlar oynuyordu. Beyaz, effaf bulutlar
gkmavisi patikalarnda telala yol alyordu.
Kular allkta oradan oraya sekiyor, sanki kendilerinden gemiesine
mutluluklarn dillendiriyor, slak yapraklar mutlu ve honut bir ekilde aa
tepelerine fsldyor, hayatta olan aalarn dallar ar ar ve grkemli bir
ekilde yerde duran l aacn zerinde sallanyordu.
76
77
Asuri Hkmdar Asarhadon
Asuri Hkmdar Asarhadon, Kral Lailie'nin kralln ele geirmi, ehirleri yakp
ykm, btn halk esir alp kendi lkesine getirmi, askerleri ldrtm, nde
gelen kimselerin kafalarn uurtmu, dierlerini kaza geirtmi ya da derilerini
yzdrm ve Kral Lailie'yi de bir kafese kapattrmt.
Kral Asarhadon bir gece yatanda uzanm yatyor, Kral Lailie'yi nasl idam
ettireceini dnyordu. Tam o srada yatann yannda bir hrt duydu.
Gzlerini at ve karsnda uzun gri sakall, yumuak bakl bir ihtiyar grd.
"Lailie'yi mi idam ettirmek istiyorsunuz?" diye sordu yal adam.
"Evet" dedi Kral. "Ama nasl yapacama bir trl karar veremiyorum"
"Ama Lailie sizsiniz" dedi yal adam.
"Bu doru deil" dedi Kral. "Lailie Lailie'dir, ben de benim."
"Siz ve Lailie ayn kiisiniz" dedi ihtiyar. "Siz sadece sizin Lailie olmadnz,
Lailie'nin de siz olmadn hayal ediyorsunuz."
81
"Onunla neyi
m
ad-
"
buraya
' 82
Kral Asarhadon suyuit altna girer girmez kendisinin artk Asarhadon olmadn,
bir bakas olduunu hissetti. Ve kendisini o bakas olarak hissederek pahal bir
yatakta gzel bir kadnn yannda uzandn grd. O kadn daha nce hi
grmemiti ama onun kendi kars olduunu biliyordu. Kadn dorularak ona:
"Lailie, sevgili kocacm! Dnk iler seni ok yordu ve her zamankinden fazla
uyudun. Ben de sen uyurken uyanmayasn diye elimden geleni yaptm ve seni
kaldrmadm. Ama prensler Byk Salonda seni bekliyor. Giyinip onlarn yanna
gitmelisin" dedi.
Bu szlerden kendisinin Lailie olduunu anlayan Asarhadon bu duruma hi
armayarak, sadece bunu daha nce bilmemesine aarak, yataktan kalkt, stn
giyindi ve prenslerin kendisini bekledii Byk Salona gitti.
Prensler Krallar Lailie'yi yere eilerek selamladlar, sonra doruldular ve onun
bir szyle huzurunda oturdular. lerinde en byk olan konumaya balad ve kt
yrekli Kral Asarhadon'un hakaretlerine daha fazla tahamml etmenin mmkn
olmadn ve ona sava amalar gerektiini syledi. Ama Lailie bu fikre katlmad
ve ikayetlerin iletilmesi iin Kral Asarhadon'a eliler gnderilmesini emretti.
Prenslere huzurundan ayrlmalarn syledi. Sonra nemli bir takm adamlar eli
olarak atad ve onlara Kral Asarhadon'a syleyecekleri szleri iyice belletti. Bu
ii hallettikten sonra kendisini Lailie olarak hisseden Asarhadon yaban eei avna
kt. Av iyi geti, iki yaban eeini kendisi ldrd. Saraya dnnce dostlaryla
ziyafete oturdu ve kle kzlarn dansn izledi. Ertesi gn kendisini davaclar ile
mahkeme edilmek zere getirilen mahkmlarn bekledii mahkeme salonuna gitti ve her
zamanki gibi davalar karara balad, iini bitirdikten sonra tekrar en sevdii
elence-
83
sine, yani ava Jct
A
ili i i,1
2S3?S
pfilli
84
di ve onu bir kafeseTcoydular. Lailie alktan ve ald yaradan ok utancndan
dolay ve de intikamn almaktan aciz oluu yznden strap ekiyordu. Tek
yapabilecei ey dmanlarn kendisinin ac ektiini grmekten mahrum etmekti.
Kendisine yapabilecekleri her trl ikenceye gkn bile karmadan cesaretle
katlanma karan ald. Yirmi gn boyunca o kafeste idamn bekledi. Akrabalarnn ve
dostlarnn lme gidilerini izledi ve ldrlenlerin iniltilerini iitti.
Kimisinin elleri ve ayaklan kesiliyor, kimisinin canl canl derisi yzlyordu.
Ama ne bir rahatszlk, ne bir acma, ne de bir korku belirtisi gsterdi. ok
sevgili karsnn, elleri ayaklan bal bir ekilde iki harem aas tarafndan
gtrln seyretti. Karsnn Asarhadon'a kle yaplacan biliyordu. Buna da
gk bile kmadan katland. Gene de onu izlemekle grevli muhafzlardan birisi
ona, "Sana acyorum Lailie" dedi, "eskiden bir kraldn, ama imdi u haline bir
bak!" Lailie bu szleri iitince aklna btn o yitirdikleri geldi. Elleriyle
kafesin parmaklklarna yapt ve kafasn bu parmaklklara vura vura kendini
ldrmek istedi. Ama bunu bile yapacak gc yoktu ve aresizlik ierisinde
inleyerek kafesin zeminine kapakland. Nihayet iki cellat kafesin kapsn atlar
ve onu ellerini arkadan skca balayarak kanlar iindeki idam yerine gtrdler.
Lailie her yerinden kan damlayan sivri bir kazk grd. Az nce ayn kazktan
Lailie'nin dostlarndan birisinin cesedini paralayarak karmlard. imdi Lailie
bunun kendi idamnn gerekletirilebilmesi iin yapldn anlyordu. Lailie'nin
stndekileri kardlar. Lailie eskiden gl, biimli olan bedeninin zayfl
karsnda aknla dt. ki cellat bu sska bedeni uyluklarndan tutarak
havaya kaldrdlar ve kazn zerine brakmaya hazrlandlar.
"Bu lmn ta kendisi, yok olu!" diye geirdi iinden Lailie ve soukkanlln
sonuna kadar cesurca koruma kararn
85
f$J
S ZF 3 f-i " H re 3"
fo a-

K. O 7^
$ 3 2.
<! < p
a. re a
3 S m
b ^ g 3-
8 ? S. i
S. re ? "
3*- p ^ 3 p, o
D p
o- a
p r
an
(t O:
"Si- O
p p
CTQ< m
s- s-
8
S 5
cT 3
P
03
Bir zamanlar Urfa ehrinde Uyas adnda bir Bakr yaard. Kendisini evlendirdikten
bir yl sonra len babas ona fazla mal mlk brakmamt. lyas'n o zamanlar
sadece yedi ksra, iki inei ve yirmi kadar koyunu vard. Ama ileri iyi idare
ediyordu ve ksa srede daha fazlasn da elde etmesini bildi. O ve kars sabahn
krnden gece yarlarna kadar alyor, herkesten erken kalkp ge yatyorlard.
lyas'n mal varl yldan yla artyordu. Bu ekilde llyas yava yava byk bir
servetin sahibi oldu. Otuz be yl sonra artk iki yz at, yz elli ba sr ve
bin iki yz koyunun sahibiydi. Sahip olduu srlere altrd adamlar bakyor,
gene yannda altrd kadnlar onun ksraklarn ve ineklerini saarak kmz,
tereya ve peynir yapyordu, llyas her eye fazlasyla sahipti ve o yredeki
herkes onu kskanyordu. Onun hakknda yle diyorlard:
"lyas ansl bir adam; her eye fazlasyla sahip. Bu dnya onun iin gzel bir yer
olmal"
Makam mevki sahibi kimseler Ilyas' iitirler ve onunla tanmak isterlerdi.
Uzaktan ziyaretileri gelir, o da herkesi gzel karlar ve onlara yiyecek iecek
ikram ederdi. Kim gelirse gel-
91
sin> nlerine
e"ni,
a.
kald
ordu. y
rten bir
l
ah
* 92
ac
ammet ah
ne
zengin ne de fakirdi. Rah^t bir hayat sryordu ve iyi bir insand, lyas'm nasl
konuksever biri olduunu hatrlyor ve ona acyordu. Ona yle dedi:
"Gelin benimle yaayn lyas, sen ve yal karn. Yazm gcn yettiince kavun
tarlamda alrsn, kn da srlara yem verirsin. Sham-Shemagi de ksraklarm
saar ve kmz yapar. kinize de yiyecek ve giyecek veririm. Neye ihtiyacnz
olursa bana syleyin, ben veririm"
lyas komusuna teekkr etti. O ve kars Muhammet ahn hizmetinde almaya
baladlar, ilk bata iinde bulunduklar durum onlara zor geldi, ama zamanla
altlar ve gleri yettiince alarak hayatlarn srdrdler.
Muhammet ah byle insanlar yannda altrmasnn kendi yararna olduunu
anlamt. nk bu insanlar bir zamanlar kendileri efendi olduklar iin ileri
ekip evirmeyi biliyor ve tembellik etmiyorlard. Ellerinden geleni yapyorlard.
Ne var ki, bir zamanlar ok itibar sahibi olan bu insanlarn dtkleri durum
Muhammet ah'a byk bir znt veriyordu.
Bir gn Muhammet ah'm baz akrabalar ok uzaktan onu" ziyarete geldiler.
lerinde bir de molla vard. Muhammet ah lyas'a bir koyun yakalayp kesmesini
syledi. lyas koyunun derisini yzd. Hayvan piirdi ve misafirlere yollad.
Misafirler koyunun etinden yediler, bir mddet ay itikten sonra kmz imeye
baladlar. Misafirler ev sahipleriyle halnn zerindeki yastklara oturmu sohbet
eder ve bardaklarmdaki kmz yu-dumlarlarken, iini bitirmi olan lyas ak olan
kapnn nnden geti. Onun oradan getiini gren Muhammet ah misafirlerinden
birine, "imdi geen yal adam fark ettin mi?" diye sordu.
"Evet" dedi misafir. "Dikkat edilmesi gereken bir zellii mi var?"
93
Sil*
yere
94
nedersem bizi grdnze zlmsnzdr. Eski varlkl gnleriniz ve bugnk
kederleriniz gelmitir aklnza" Ilyas glmsedi ve yle dedi:
"Size mutluluun ve talihsizliin ne olduunu anlatmaya kalksam bana inanmazsnz.
Siz en iyisi bunu karma sorun. O bir kadn olduu iin yreindeki neyse dilindeki
de odur. O size btn gerei anlatr."
Misafir perdeye doru dnd..
"Nineciim" dedi, "eski mutluluunuzla bugn yaadnz talihsiz durumu anlatr
msn bana!"
Sham-Shemagi perdenin arkasndan cevap verdi: "Ben yle dnyorum: ihtiyar
kocamla ben elli yl boyunca mutluluu aradk, ama bulamadk. Her eyimizi yitirip
de ii olarak almaya baladmz son iki yldr ancak bulduk gerek mutluluu.
u an, sahip olduumuzdan daha gzel bir hayat diliyor deiliz."
Misafirler armt, patron da yle. Hatta yal kadnn yzn grmek iin
kalkp perdeyi ekti. Kadm orada kollarn kavuturmu, kocasna bakyor ve
glmsyordu. Kocas da ona glmsedi. Yal kadn devam etti:
"Size doruyu sylyorum ve de aka yapmyorum. Tam yarm asr boyunca mutluluu
aradk ve zengin olduumuz mddete onu bulamadk. Ne zaman ki hibir eyimiz
kalmad ve ii olarak almaya baladk, yle mutlu olduk ki baka hibir ey
istemez olduk."
"Ama neden mutlusunuz?" diye sordu misafir. "undan," dedi yal kadn, "zenginken
ilgilenmemiz gereken o kadar ok ey vard ki kocamla ben ne birbirimizle
konumaya, ne ahiret hayatmz dnmeye, ne de Allah'a dua
95
!'i S
i

mmm

m
b
y eg1'
ger-
96
ei. Biz de ilk bala aklszdk ve mal varlmz yitirdiimiz iin gzya
dkmtk. Ama Allah bize hakikati gsterdi. Biz bunu kendimizi teselli etmek iin
deil, sizlerin iyilii iin anlatyoruz."
Ve Molla yle dedi:
"Bunlar bilgece szler. Ilyas tam da hakikati syledi. Onun dediklerinin ayns
Kur'an- Kerim'de de var.
Misafirler glmeyi braktlar ve tefekkre daldlar.
97
Kkler Byklerden Akll kt
O yl Paskalya Yortusu erken kutlanyordu. Kzaklar daha yeni kalkyordu.
Bahelerde hl kar vard. Kyn caddesinden aa derecikler akyordu.
Farkl evlerden iki kk kz iki evin arasnda kalan dar bir sokakta
bulumulard. iftliklerden geip gelen kirli sular sokakta byk bir glck
oluturmutu. Kzlardan biri ok kkt, dieri ise azck ondan byke. Anneleri
her ikisine de yeni elbiseler giydirmiti. Kk olan mavi bir elbise giyiyordu,
br ise sar basmadan bir elbise. Her ikisinin de banda krmz earp vard.
Bulutuklarnda kiliseden az nce kmlard ve ilk olarak birbirlerine cicili
bicili elbiselerini gstermilerdi. Sonra da oynamaya balamlard. ok gemeden
akllarna suda oynamak geldi. Kzlarda kk olan tam ayanda ayakkablaryla
glce girecekti ki byk olan ona engel oldu. "Girme Malaa," dedi, "annenden
azar iitirsin. Ben ayakkablarm ve oraplarm karacam, sen de kar"
yle de yaptlar. Sonra eteklerini toplayarak glcn iin-
101
z "8* w s sr
L S- 3" -g gr k
"E5 r" t' 2T 3 ""
b, S h d
" < re cl "
i1
> O
2?
N
3 3 cr
C:
re w ffi a erg. 2
S
a
" S sr
s
3 re
re <;
CO CO
(D
3 ^
O" P
2 *<
re
a 5
3 re
re ^ ta ta
3
cr
!=*' a
R- cr <<'
re re re
re E C
a a
"> 2 o
re
3 S

3 5v 2 c
ta tu 3
CTQ "t-1 riTj
3' & 3 a
rt "S 3 rS
cr re
Cl re"
O: 3. g-
o. 3.
"? re re
S 3 3
2l cr v^"
a a.
Cl ->
3

3 re =. t-
S
Q M 2. C
& s g
o- cr 3
C* '"t C C? <-+ N
s g-
a 'o >
Q, r+ O
"D ^ C
3 9- "" ~ 5
p" 4n p
E5 ^ 3
o. (TD <*
F S ^
O) "T"" ^j
W ta ^
IS <E X
3" i & 3 I c
ta "j Cna< 3 w C
E &>
cr re"
co
N
RJ 3
21
re cf
Cl 3
T T
N ?r f
Cl re
a
?fg
cr
tu
CO
ET
3" re ta
ta n. &
S lar.
aT Di
Cl c_
>t
inle i
~2Zh%S3Z-
3
re >
0Q CL
a- 3
(T ^
< s
t?
re
C/ re
n. ^.
ocu unul
kla :tul
tu
1-1
n' <
Pl re
re rr
I
3 O-3. 3

S-S"
o
imu a re
o_ re_
p" re"
0 t-l
?? 3'
c-- CL
-o re

C/
5!' re
3 3
re
3 g- 5*
?r s a
% ?r
o
S
EL
g. N.
C N >1
S
f ;
& "2.
p -S
3 cr
CL P
>- 7T
re C
<. sr
re -t
5. <
"s 3. "S
o re o
Cl 3" p P
3 P
0Q< P
I E
et ?r
P n P
- \^ w
5 ^ 5
^Hgs lli
&! SS ^ &I a
&^
re T3
re _. cl p c 2' & 2 o
t- o
^o
P O-
3 3
CL P
3 re
en
s s.
3 P re re 5*. 5*
.. P-cr W g
s-^ s.
o r 3
s* e o y. sj. >
t" BS > il w CTQ< 5<
^^ "i n\ i. /T\ ^"^ ^^
re
-O P
& "p p -3
1 s 5 I & .4 i-
P W- C/ O l-t ^ &> l-l
P C
S B- 9- "<
^^ |p s
II Is I i III
o C
p p
re p p
Cl W
co p
5 3. B. rr
H- M Cl3
3 * r &
p p
p p
Q (X
3 t
re p
p n
p
^i5iHa&I
-<? ^s. >.
p p
<JQ<
ti. o tr
et p
t- p
w
Cl 7T
s B. ' ^
CfQ! 5"
3 H <JQ'
S"- "S "
2 # s g p
Ej <
p 5^
O T3 0Q

CO
O 3"
11111
li- *W -1 ^2
S 8 K
R p N
51 S" sL
cra
p'
3. p
x- fer
& S- S fr
p
f P < s
e-
g Ol
3 D-
3 2 5 S 3 H
^ 2i 3
3 ^
O- re re ^j
o" P o: *O "-< Cf re" er* cr g s*' n
en
. S
R- *
Ti re
C7Qt
N
3 Ct
re p
S a
3 o
s- <?
S 3
cl e
CT*
P N,
Bir gn birka ocuk derin bir dere ukurunda ekli bir buday tanesine benzeyen,
ortas yivli bir ey buldular. Bulduklar ey bir tavuk yumurtas byklndeydi.
Oradan gemekte olan bir yolcu o eyi grd ve bir peni karlnda ocuklardan
satn ald. ehre giderek bu tuhaf eyi Krala satt.
Kral bilge adamlarn artt ve onlardan o eyin ne olduunu bulmalarm istedi.
Bilgeler dndler, dndler, bir trl iin iinden kamadlar. Ta ki o ey
bir gn bir pencere nnde dururken ieri bir tavuun umas ve tavuun o eyi bir
delik aana kadar gagalamasna kadar. O zaman herkes o eyin bir buday tanesi
olduunu anlad. Bilgeler Kraln yanna giderek:
"O ey bir buday tanesi" dediler.
Kral buna ok ard. Bilge adamlara bu budayn ne zaman ve nerede yetitiini
bulmalarn emretti. Bilgeler tekrar dnp tandlar, kitaplarna baktlar, ama
bu konuda hibir eye rastlayamadlar. Tekrar Kraln yanma gittiler ve ona yle
dediler:
107
"Size her hangi bir cevap veremiyoruz. Bu eyle ilgili kitaplarda hibir bilgi yok.
Kyllere sormanz gerekecek. Belki ilerinde buday tanelerinin ne zaman ve nerede
bu bykle ulatn babalarndan iitmi olanlar vardr"
Bunun zerine Kral ok yal bir kylnn bulunup huzuruna getirilmesini emretti.
Kraln hizmetkrlar byle birisini buldular ve Kraln huzuruna getirdiler. Yal
ve iki bklm, rengi kl gibi solmu ve disiz adam Kraln huzurunda koltuk de-
nekleriyle, dmeden zor duruyordu.
Kral yal adama buday tanesini gsterdi. Ama adam buday tanesini glkle
grebiliyordu. Eline alp parmaklaryla yoklad. Kral ona yle sordu:
"Bu byklkteki budayn nerede yetitiini bize syleyebilir misin ihtiyar? Sen
hi byle buday satn aldn ya da kendi tarlanda yetitirdin mi?"
Yal adamn kulaklar o kadar ar iitiyordu ki Kraln dediklerini zorlukla
duyabildi ve bin bir glkle anlayabildi.
"Hayr!" dedi en sonunda. "Tarlamda bunun gibi buday ne ektim ne de bitim, ne de
bylesini hayatmda satn aldm. Bizim satn aldmz budaylar imdikilerle ayn
byklkteydi. Ama babama sorabilirsiniz. O byle budaylarn nerede yetitiini
belki iitmitir"
Bunun zerine Kral yal adamn babasn artt. Adam bulundu ve Kraln huzuruna
getirildi. Adam tek bir koltuk de-neiyle yryordu. Kral ona buday tanesini
gsterdi. Grme yeteneini hl kaybetmemi olan yal kyl buday tanesine iyice
bir bakt. Kral ona sordu:
"Byle budayn nerede yetitiini bize syleyemez misin ihtiyar? Hi bylesini
satn aldn ya da kendin tarlanda ektin mi?"
108
Yal adam bir hayli zr iitse de hl olundan daha iyi duyabiliyordu.
"Hayr" dedi. "Ben tarlamda byle buday ne ektim ne de bitim. Satn almaya
gelince, hi satm almadm, nk benim zamanmda para henz kullanlmyordu. Herkes
kendi budayn kendi yetitiriyordu. Bir ihtiya olduunda birbirimizle
paylayorduk. Bu byklkteki budayn nerede yetitiini bilmiyorum. Bizim
yetitirdiimiz budaylar imdikinden daha bykt ve o budaylardan daha ok un
elde ediliyordu. Ama hi bylesini grmedim. Ancak, ben de babamdan onun
zamanndaki budaylarn bizim zamanmzdakilerden daha byk olduunu ve o
budaylardan bizim yetitirdiklerimizden daha fazla un elde edildiini iitmitim.
Ona sorsanz daha iyi olur"
Kral bunun zerine yal adamn babasn artt. Kraln adamlar onu da buldular
ve Kraln huzuruna getirdiler. Adam koltuk denekleri olmadan kolaylkla yryerek
ieri girdi. Gzleri iyi gryor, kulaklar iyi iitiyordu. Ne dedii iyi
anlalyordu. Kral ona buday tanesini gsterdi. Yal bykbaba buday tanesine
bakt, elinde evirip evirdi.
"Byle gzel bir buday tanesi grmeyeli uzun zaman oldu" dedi ve srp taneden
bir para kopararak tadna bakt. "Ayn cins" diye ekledi.
"Syle bana bykbaba," dedi Kral, "bu byklkteki budaylar ne zaman ve nerede
yetimiti? Hi bylesini satn aldn ya da kendin tarlana ektin mi?" Yal adam
yle cevap verdi:
"Benim zamanmda bunun gibi budaylar her yerde yetiirdi. Genliimde ben kendim
hep bu budaydan yerdim ve dierlerine de yedirirdim. Bu buday ekip bier, harman
ederdik"
109
Kral sordu:
"Syle bana bykbaba, baka yerden satn aldnz olur muydu, yoksa srf kendiniz
mi yetitirirdiniz?"
Yal adam glmsedi.
"Benim zamanmda," dedi yal adam, "ekmek satn almak ya da satmak gibi bir gnah
kimsenin aklndan bile gemezdi. Para diye bir ey de bilmezdik. Herkesin buday
kendisine yeterdi."
"O halde syle bana," dedi Kral, "tarlan neredeydi ve bu byklkteki budaylar
nerede yetitiriyordun?"
Bykbaba cevap verdi:
"Tarlam Tanr'nn btn topraklaryd. Nereyi srersem oras benim tarlamd. Toprak
bedavayd. Hi kimsenin sahiplenmedii bir eydi. nsanlar bir tek kendi emeklerini
sahiplenirlerdi."
"iki soruma daha cevap ver" dedi Kral. "lki, toprak niin o zamanlar byle buday
veriyordu da artk vermiyor? kincisi, nasl oluyor da torunun iki koltuk
degneiyle, olun bir koltuk degneiyle yrrken sen kendin hi deneksiz
yryebiliyorsun? Gzlerin parlak, dilerin salam; sylediklerin anlalyor ve
kulaa ho geliyor. Nasl oluyor bu byle? Ve yal adam cevap verdi:
"Byle oluyor, nk insanlar kendi altklaryla yaamay braktlar ve
bakalarnn emeine muhta duruma geldiler. Eskiden insanlar Tanr'nn kanunlarna
gre yayorlard. Kendilerinin olanla yetiniyor, bakalarnn rettiklerine gz
dikmiyorlard.
110
Bu kitap, Tolstoy'un mrnn son 25 ylnda yazd Sevgi Neredeyse Tanr Oradadr,
Polikka, lm. Astri Hkmdar Asarbadon. liyas. Kkler Byklerden Akll
kt, Tavuk Yumurtas Byklndeki Tohum adl yklerden olumaktadr,
"Sanat zenginlerin, aydnlarn elinde bir imtiyaz olmaktan kurtulmal, insanlarn
birbiriyle kaynamasna, iyilik, hakikat, ak yolunda yrmelerine yardm
etmelidir." anlayyla yazlm bu ykler. Tolstoy'un ktle iyilikle kar
koymay
felsefesinin rndr.
1,60 YTL
(1.600-;000 TL)
ISBN 975-687O-3 1-1 K II
8703 :
Antik Dnya Klasikleri: 5 Tolstoy Kitapl: 2 ISBN: 975-6870-31-1
Bask ve Cilt: Prizma Pres Matbaaclk
Merter Keresteciler Sitesi Fatih Cad. Yksei Sok. Merter/stanbul
Tel: (0212) 637 48 02
irtibat iin: AlaykkO Cad. No: 11 Caalolu / istanbul
P.K. 50 Sirkeci / stanbul
Telefon: (0212) 513 84 15 Faks:(0212)512 40 00

You might also like