Professional Documents
Culture Documents
Gelenbevi Varlık Düşüncesi
Gelenbevi Varlık Düşüncesi
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
TEMEL SLAM BLMLER (KELAM) ANABLM DALI
Doktora Tezi
Ahmet AKG
Ankara-2006
II
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
TEMEL SLAM BLMLER (KELAM) ANABLM DALI
Doktora Tezi
Ahmet AKG
Danman
Ankara-2006
III
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
TEMEL SLAM BLMLER (KELAM) ANABLM DALI
Doktora Tezi
Ad ve Soyad mzas
NDEKLER
NSZ ............................................................................................................. VI
KISALTMALAR .......................................................................................... VIII
GR................................................................................................................ IX
a) Gelenbev'nin Hayat ve Dneminin Kltrel Ortam ............................... IX
b) Gelenbev'nin Eserlerinin Karekteristii ve Sorunsalmz.....................XVII
BRNC BLM
A- VARLIK ........................................................................................................ 1
1. Kavram Olarak Varlk ve Anlamlar ............................................................. 1
2. Varln Ak Oluu ..................................................................................... 6
3. Varlk Mhiyet Ayrm ................................................................................ 9
4. Varln Mterek Oluu ............................................................................ 15
5. Kategorilerin Varl .................................................................................. 19
B- YOKLUK..................................................................................................... 25
1. Yokluk Kavram......................................................................................... 25
2. Yokluk ve ey likisi ................................................................................ 31
3. Yokun (Madmun) Bilinmesi.................................................................... 38
C- VARLIK VE YOKLUK ARASINDA NC IKKIN VARLII
(HAL) SORUNU ................... 46
KNC BLM
NC BLM
VARLIK MODLARI........................................................................................... 74
Modal Kavramlar ve Akl ......................................................................... 74
A- MMTEN' VE MAHYET ..................................................................... 80
B- ZORUNLU (VACB) VARLIK .................................................................. 84
I- ZORUNLU VARLIK KAVRAMIYLA LGL PROBLEMLER ......... 84
1. Grek Felsefesinde Zorunluluk..................................................................... 84
2. Zorunlu (vucub) Kavramnn Anlamlar...................................................... 86
3. Zorunlu Varlk ve Zt................................................................................. 87
4. Zt- Varlk- Mhiyet Ayrm ..................................................................... 89
5. Zorunlu Varln Zt'nn Nedensiz Oluu .................................................. 90
6. Zorunlu Varln Ztnn Nedeninin Yine Zt Oluu.................................. 94
7. Zorunlu Varln Ztnn zellikleri ........................................................... 99
V
NSZ
blm dolayl ynden desteklemesi asndan birinci blm bir alt yap
oluturmutur. Gelenbev'nin risaleleri, ikinci blmn aydnlatlmasnda, tahkikini
yapp ek olarak koyduumuz 'Miftahu Babi'l-Mvecciht' ise nc ksmn
ekillenmesinde kullanlmtr. Ayrca Hiye ale'l-Celal tahaftleri aratmayacak
nitelikte olup sfatlar konusunda vazgeilmez bir kaynak durumundadr.
Tezimizin hazrlanmasnda bize yardmlarn esirgemeyen danman hocam,
Prof. Dr. aban Ali Dzgn'e, Prof. Dr. Ahmet Akbulut'a , zaman zaman
mzakerelerde bulunduum Prof. Dr. Hseyin Atay, Prof. Dr. Tahir Yaren, Yard.
Yard. Do. Dr. Hadi Adanal, Do. Dr. smail Kz ve Dr. Mahmut Ay'a, teekkr
etmeyi bir bor bilirim.
VIII
KISALTMALAR
age : ad geen eser
AFD : Ankara niversitesi lhiyt Fakltesi Dergisi
Bkz : baknz
c : cilt
ev : eviren
DTCFAD : Dil Tarih Corafya Fakltesi Aratrma Dergisi
h : hicr
haz : hazrlayan
kr : karlatrnz
Ktp : Ktphane
m : mld
md : maddesi
MEBA : Milli Eitim Bakanl slm Ansiklopedisi
nr : nereden
: lm tarihi
s : sayfa
SK : Sleymaniye Ktphanesi
Sl : Selaymaniye
TDVA : Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi
thk : tahkik eden
trsz : tarihsiz
vb : ve bunun gibi
vd : ve devam
vr : varak
IX
GR
1
Salih Zeki, Kams-u Riyziyt, stanbul 1310, c.1, s.318; Ebu'l-l Mardin, Huzur Dersleri (II-III),
stanbul 1966, s.262; Muhammed Zhid el-Kevser, Maklt, 1994, s.553
2
Abdulkuddus Bingl, smail Gelenbev, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1988, s.2
X
Gelenbev hayatta iken iki byk alimin hreti arasnda skp kalmtr. Salih
Zeki'nin ifadesine gre Gelenbev'nin felsefe ilimlerindeki hretini Hocas Mehmet
Emin Efendi, Matematik ilmindeki hretini ise Mulal Mehmet Efendi
bastrmtr.6 Buna karn Gelenbev brakt eserleriyle lmnden sonra her iki
bilgini de geride brakmtr. nk Mehmet Emin Efendi ve Mulal Mehmet
Efendi ilm glerini ortaya koyacak eserler brakmamlardr. Cevdet Paa'nn
ifadesine gre Gelenbev Hoca gelmeseydi o devrin malumatna dair ortada bir ey
olmayacakt.7 Bu ifadelerden o dnemde eser yazmaktan ziyade mevcutlarn okunup
anlalmasna daha fazla rabet edildii anlalmaktadr.
3
Salih Zeki, Kams-u Riyziyt, s.319
4
Mutavvel'in ortaya k sreci yledir: Sekkaki'nin, (.1228 M) belagat konularn ieren Mifthu'l-
Ulum adl eserine Kazvn, (. 1338 M) Telhisu'l-Mifth adyla bir hlasa yazmtr. Taftazn de
(.1388 M) bu esere Mutavvel adnda erh yazmtr. Bkz. smail Hakk Uzunarl, Osmanl
Devletinin lmiye Tekilat, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1965, s.26-27
5
Salih Zeki, age, s.319
6
Salih Zeki, sr- Bkiye, stanbul 1329, c.2, s.265
7
Cevdet Paa, Tarih-i Cevdet, stanbul 1309, c.4, s.259
8
Zhid el-Kevser, age, s.559; Salih Zeki, Kms-u Riyziyt, c.1, s.319
XI
Gelenbev eski usul ile matemakit problemleri zen son matematikidir. Akli
ve nakli ilimlerdeki geniliine ve derinliine ramen mrnn ilk zamanlar geim
sknts iinde gemitir. Kendisi, asrn cehlet asr olduunu, ilme itibar
edilmediini, geimin ilme dayanmadn, bu nedenle ikayet etmeye hakknn
olmadn belirtmektedir.10 Ancak I. Abdulhamit devrinde (1774-1789) Sadrazam
spartal Halil Paa'nn gayreti ve Kaptan- Derya Cezayirli Hasan Paa'nn
nderliinde yeni alan Mhendishane-i Bahri-i Humayun'da altm kuru aylkla
matematik retmeni olarak tayin edilmi bu suretle rahat bir geime kavumutur.
11
aatay Uluay-Enver Kartekin, Yksek Mhendislik Okulu, stanbul 1958. s.31
12
Faik Reit Unat, Trkiye Eitim Sisteminin Geliimine Tarihi Bir Bak, MEB, Ankara 1964, s.60
13
aatay Uluay-Enver Kartekin, age, s.25; Ylmaz ztuna'nn bildirdiine gre Gelenbev, 1791
ylna kadar Mhendishanede bahocalk yapmtr. Bkz.Ylmaz ztuna, Byk Trkiye Tarihi
stanbul 1978, c.10, s.415
14
Salih Zeki, Kmus-u Riyziyt, c.1, s.319
XIII
15
Ebu'l-l Mardin, age, s.933-934
16
Salih Zeki, sr- Bkye, c.2, s.297
17
Bkz. Gelenbev, Hiye le'l-Cell, Matbaa-i mire, 1317, c.1, s.193
18
Gelenbev, age, c.1, s.35
19
Gelenbev, age, c.2, s.13
XIV
birer eser yazmalarn emretmi. Onlar da birer tehft yazarak Gazl'ye hak
vermilerdir.20 Bu olay devletin ilmi tevik ettiine, alimler arasnda ise E'ar
izginin hakim olduunu gstermektedir. ki tehfte, Karaba ve Kemal
Paazde'nin tehftlerini de eklersek toplam alt tehftten drd Osmanl
dneminde yazlmtr.
20
smail Hakk Uzunarl, age, s.24
21
Cevat zgi, Osmanl Medreselerinde lim Riyazi limler I, 1997, s.121
22
Cevat zgi, age, s.121
23
Cevat zgi, age, s.157
XV
XVII. ve XVIII. asrlarda Osmanl'da her eye ramen bir ok alim yetimitir.
Bunlardan birisi tercmeleriyle dikkat eken Yanyal Esat Efendi (.1730)dir. Esat
Efendi, sadece medrese ilimleriyle yetinmeyerek felsefe ve msbet ilimlerle de
ilgilenmitir. Damat brhim Paa'nn emriyle fizikten Aristo'nun Kitabu's-Semniye
isimli eserinin kitabn ayn zamanda erh etmek suretiyle Arapa olarak kaleme
almtr. Yine Esat Efendi, bn Sn'nn if'sn tercme ettii gibi felsefeden
Shreverd'nin Hikmet'l-rkiye'sini erh etmitir.26 Kad rmevi'nin mantk ve
kelama ait mehur eseri olan Metliu'l-Envr'n tercme etmitir. Aristo'nun
24
smail Hakk Uzunarl, age, s.21
25
Hilmi Ziya lken, Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, stanbul 1997, s.186
26
smail Hakk Uzunarl, age, s.237
XVI
29
Hilmi Ziya lken, age, s,317
30
Hilmi Ziya lken, age, s.322
XVIII
durumunda olduu sylenmekle birlikte, onu Trke'ye eviren Abdunnf, iki cilt
haline getirerek daha da gelitirmitir. Ayrca Gelenbev, Burhan kitabna Hiye
yazp gelenei brakmamtr. Mantk alannda kyas risalesi, mantk ve metafiziin
en nemli ve en zor ksm olan modal nermeleri, Miftahu Bb'l-Mvecciht isimli
kitabnda ele almtr. Bu kitabn iki variyantnn ortaya kmas bizim tahkik
yapmamza neden olmutur. Kitaplarn oaltlma esnasnda ne gibi deiime maruz
kaldn bu tahkikte mahede ettik. 'Her ey fn yazdm bki' diyerek ilkokul
retmenin31 (muallimu's-sbyan) ilgisi olmad halde modal nermeler ile ilgili
kitab oaltmaya kalkmas, bunun da ciddiye alnp ktphanelere kaydedilmesi bile
karmaann ve dzensizliin ne boyutlara geldiini gstermektedir. Gelenbev'nin
Hiye l Tehzbi'l-Mantk ve'l-Kelam isimli eseri, mantk ve kelamn
zelliklerinden bahsedilerek bu iki disiplin arasnda bir karlatrma yaplmaktadr.
Eserin esas konusu, mantk ilminin eitli problemleriyle, kelamclarn varlk ve bilgi
teorileridir. Gelenbev'nin bu eseri Taftazn'nin (.1389 M) Tehzbu'l-Mantk ve 'l-
Kelam adl ksa bir eserine dayanmaktadr. Devvn (.1501), bu esere erh
yapmtr. Ebu'l-Feth el-Mr (.1543) bunu Tehzb-i Mr adyla bir Hiye
yazmtr. Gelenbev ise bu Hiyeye Hiye yazmtr.
benzerlik grlmektedir. Gelenbev ise bu esere Hiye yazmakla konular biraz daha
amaktadr. Ancak Hiye ile erh arasnda ok kopukluk vardr. ki sayfalk akidi
ve Devvnnin erhini iyice okuyup renmeden bu Hiyeyi okumann hibir
anlam yoktur. erh ve Hiye arasnda sadece hatrlatc ip ular verilmektedir. Bu
zorluk gz nne alnd iin en son basky (Matbaa-i Amire, 1317) erh ve
Hiyesiyle birlikte yapmlar, yine de danklk ok fazla grlmektedir. Eser,
akidin kelamlamas, kelam kitabnn felsefelemesi eklinde zetlenebilir. Eserin
bu tarz kaleme alnmas tamamen rencilere yneliktir. renim metodunun bir
uzants olarak deerlendirmek mmkndr. Ara gere sknts, dil farkll,
kitabn ieriinin biraz daha almasn gerektirmitir.
33
Abdulkuddus Bingl, Gelenbev smail, s.45
XX
34
Bkz. Ahmet Kayack, 'Osmanl Medreselerinde Mantk Eitimi zerine' slmiyt, say.4, 1999,
s.111-112
XXI
yrtmede doru neticeye ulamak iin delilin, 'mdde ve sret'35 asndan doru
olmas artn aramaktadr. Delilin mddesi, bizzt delilin kendisinin istenen neticeye
uygun olmasdr. Sretin doruluu ise kyas ekilleri ile ilgilidir. Hangi kyasn
doru netice verip vermedii mantk ilminde ortaya konmaktadr. Ortaya kan gr
farkllnn byk lde bu iki artn ihll edilmesinden kaynakland sylenebilir.
Gelenbev'nin mantk kitabna isim olarak verdii Burhan, bir terim olarak,
medlulu kesin olarak isbat eden akl delil anlamna gelir. Bu delillerin msellemt
denilen kar tarafn da kabul ettii hkmlere dayanmas gerekir. Aksi halde burhan
olarak kabul edilen ncllerden oluan kyas, doru netice vermez. Yine mdde ve
sret asndan da doru olmas gerekmektedir. Bu art tamazsa kyas safsata
adn alr. Safsata sadece bir ynyle doru olmad iin dikkatsiz kiiler nazarnda
doru grnr fakat doru deildir. Doruya benzediinden insanlar kendine eker.
Bu gibi safsatalar ok eski zamandan beri felsefi tartmalarda burhan olarak
kullanlmtr. Felsefe tarihinde bunlarn en mehuru Zenon'un Yunan medreselerine
kar dzenlemi olduu burhanlardr ki bunlara Zenon'un tekikat denmitir.36
35
Bkz. Abdulkuddus Bingl, Gelenebvi'nin Mantk Anlay, s.94-95
36
Rza Tevfik Blkba, Mufassal Kmus-u Felsefe, stanbul 1337-1338, c.2, s.20
1
BRNC BLM
A- VARLIK
1. Kavram Olarak Varlk ve Anlamlar
Varlk sahip olmak anlamna da gelmektedir. 'Bu adamn serveti var' demek bu
anlamdadr. Varlk kelimesinin 'bulunmak ve sahip olmak' anlamlarn birbirinden
ayrt etmek gerekmektedir. 'Kat beyazdr' nermesi ile 'nsanlar vardr' nermesi
farkldr. 'At beyazdr' nermesindeki 'dr' varl ifade ediyor ancak yklemi
37
Hilmi Ziya lken, Varlk ve Olu, Ankara 1978, s. 104-105
38
Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk Nazariyesi, Ankara 2001, s.34
39
bn Manzur, Lisanul Arap, Beyrut 1956, c.3, s.445
2
baladmz zaman zel bir varl ifade ettii iin geni olarak alnmamtr. 'Allah
vardr' nermesinde fiil yklemden bamsz olarak kullanld, yani mutlak varlk
olduu iin asl varlk anlamna gelir. Dier taraftan 'nsanlar vardr' nermesindeki
varlk (existence) bundan tamamen farkldr. nk burada birinci nermedeki
mutlak ve deimez bir hali deil, varlk kazanmay kastediyoruz.40
Somut anlamda, sadece elle tutulan gzle grlen eylere var demek yanltr.
nk bakas zerinde etki yapan her ey, her kuvvet ayn derecede vardr.42 Sadece
dncede var olan varlk tr, uzay-zaman ddr, duyularla alglanamaz, elle
tutulur gereklii yoktur.43 Metafiziin, deerlerin, matematik ve mantn
kavramlar bu trdendir. Buna gre dncede var olan, fakat dncenin dnda
gerek varl olmayan her eit objeye44 varlk ismi verilebilir.
Somut anlamda varlk, gerek olarak var olan eylere verilen isime denir.
Gerek ve hakiki olarak var olan her ey mkemmel ve sonsuz varlktan gelir.45
Varlk, bir gereklie sahip olan ey46 dnyada var olmann durumu, art, varlk
biimi47 anlamlarna da kullanlmaktadr.
40
Hilmi Ziya lken, Varlk ve Olu, s.105
41
Hilmi Ziya lken, age, s.106
42
Hilmi Ziya lken, age, s.73
43
Bedia Akarsu, Felsefe Terimleri Szl, Ankara, 1978, s.185
44
Murtaza Korlaeli, "Varlk ve z" Felsefe Dnyas Dergisi, 2003/1, Say.27, s.19
45
Andre Lalande, Vocabulaire Technique et Critique de la Philosofhie, Paris, 1980, s.308
46
Paul Robert, Dictionnaire de la Langue Franaise, Paris 1972, s. 638
47
Emille Littre, Dictionnaire de la Langue Francaise, tome II, Paris 1873, s.1534
3
Genel anlamda varlk; herhangi bir ekilde bir varolua sahipmi gibi
dnlen her ey,48 varolanlarn btn, bir anlamda da var olanlarn varlnn
ifadesidir.49 Bu anlamda varlk, btn varlklar iine alan en genel kavramdr.50
Aristo metafiziinin slm dnyasna etkisini veya ona kar gsterilen tepkiyi
daha iyi anlayabilmek iin bu metafiziin mhiyeti ile birlikte geirdii merhaleleri
yakndan takip etmek gerekmektedir. Aristo, metafizii varolmas bakmndan
varln ilmi veya varolann deiik ifadelerinin ilmi olarak belirtir. limlerden her
birisi, kendi hesabna gerein bir tarafn kavrarken, metafizik, hislerle kavranabilen
ve kavranamayan mevcudun durumunu btn olarak deerlendiren bir ilimdir. Bu
nedenle mevcud kelimesi deiik anlamlarda kullanlrken, dier yandan metafizik
her eyi bir prensibe gre deerlendiren, en st ve umm bir ilim saylmtr.
Sistemin ana mefhumu, varlk olarak mevcut (varolan) tur. Bu ekilde Aristo
metafizii, yalnz varolan objelerle deil, ayn zamanda varolmayan (ma'dm)
nesnelerle de ilgilenmitir. Aristo olgunlama dneminde, metafiziin hususi
konusunun sadece mevcut olmayp, arazlarla birlikte cevher olmas gerektiini kabul
etmitir. Kategoriler nazariyesi, mevcut yerine cevheri kabul ettiinden, daha sonraki
gelenek, filozofu cevher teorisi ile tanmtr. Aristo metafiziinin zirvesini ilhiyt
tekil eder. nk filozof, hislerle kavranabilen mevcudun tecrb tasavvurundan en
yksek varlk fikrine ulamtr.51
48
Emille Littre, age, s.1534
49
Necati ner, Felsefe Yolunda Dnceler, Ankara 1999, s.197
50
Bedia Akarsu, age, s.185
51
Bekir Karla, "Vcud" md. A, MEB, stanbul, 1986, c.13, s.324
4
benzerlikler vardr. Saylarn ana kayna 'bir', varlklarn ana kayna da Tanr'dr.
Tanr varlklarn illetini var etmitir.52
Aristo mant ile birlikte vcud ve cevher tabiri slm Felsefesine girince,
'cevher' lafznn iine Tanr'nn girip girmeyecei kelamclar iin tartma konusu
olmutur. Fakat Tanr hakknda 'ey' lafz gibi, cevher lafznn kullanm da
mslmanlarn ounluu tarafndan benimsenmemitir.53 Mevcud tabiri ise slm
dnyasnda daha az yerlemitir. Mevcut somut varl ifade ettiinden Tanr'ya
mevcut demekte itiyatl davranmak gerekmitir. slmn ok ak olan tevhid inanc
da, bu hususta nemli bir engel olmutur. Fakat mevcut lafznn sadece Tanr'nn
m'alm ve 'kendi nefsi iin kim' olduu manasna geldii belirtilmek suretiyle bu
endie ortadan kaldrlmaya allmtr. Bata Mutezile olmak zere bir ok kelam
alimi meseleye, vcud ile mevcudun ayn ve mevcudun vcuda eklenmi (zit) bir
sfat olup olmad asndan bakmlardr. 54
52
hvnu's-Saf, Resil, Beyrut, trsz, c.2, s.181; c.3, s.201
53
Mturd, Kitbu't-Tevhd, thk. Bekir Topalolu, Muhammed Ari, Ankara 2003, s.62-64
54
Bekir Karla "Vcud" md. A, c.13, s.323
5
kinci gr, varl eyann sfat olarak grr. Eer eya bu varlk sfatn
tarsa 'sfatlar ve hkmler' ortaya kar. Baka bir ifade ile bir ey ncelikle varlk
sfatyla sfatlanmal ki hakknda bir hkm verilebilsin, Burada kastedilen sfat
'hudus' sfatdr. Bir ey nce yaratlmal ki, u veya bu vasfla vasfedilsin, hakknda
hkm verilebilsin.
Gazl'ye gre, akl vcudu tasavvur olarak idrak edebilecei iin onun hadd ve
resme ihtiyac yoktur. Hadd, cins ile fasl birletiren tariftir. Resm ise, gizlinin ak
ile tantlmasdr. Varlktan daha genel bir lafz bulunmad gibi, ondan daha ak ve
55
Kad Abdulcebbar, erhu Usuli'l-Hamse, thk. Abdulkerim Osman, 1965, s. 175-176
56
bn Manzur, age, c.13, s.364-366
6
daha fazla bilinen bir lafz da yoktur.57 Gazl, vcud ve zt tabirleri ile ilgili bn
Sny tenkid eder ve bn Sn'nn Vcudun mterek bir isim olmadn bu sebeple
cins tekil etmeyeceini ve zta sonradan katlm (zit) olduunu, zttan ayrlmayan
umm lzm olduunu sylemekle yanldn belirtir. Bu konuda bn Rd de
Gazl'ye katlmaktadr.58
2. Varln Ak Oluu
Bir eyin varln onun hakknda verdiimiz her trl hkmden nce
dorudan doruya kavrarz. Kendi varlmz hakkndaki kavray da dorudan
doruyadr. Kendimizden bakalarn kavraymz ise kendi varlmz
kavraymza dayal olduu iin dolaysyla olmaktadr. Kendi varlmzn kesin
bilgisi, eskiden beri phecilere kar kullanlm ve kullanlmaya devam eden bir
57
Gazl, Maksudu'l-Felsife, nr. Sleyman Dnya, 1961, s.141
58
Gazl Tehft'l-Felsife, nr. Sleyman Dnya, Kahire 1972, s.163, 182, 197; ev. Bekir Karla,
stanbul 1981, s.84, 101, 106, 118
59
bn Rd, Tehft't-Tehft, nr. Maurice Bouyges, Beyrut 1930, s.295, 302, 370
60
bn Rd, Kitabu Mba'de't-Taba, Msr trsz, s.9; Bekir Karla, "Vcud" md. A, c.13, s.326
7
bilgidir. Sokrat, 'kendini bil' derken kendi varlna ait phe gtrmez bilgiyi
felsefenin temeli yapmtr. Augustin ayn yoldan gitmi, varlndan asla phe
edemeyecei kesin varln kendi uuru olduu sonucunu karmak iin 'phe
ettiim zaman dahi dnyorum yle ise kendi varlmdan phe etmem bile var
olduumu gsterir' eklinde akl yrtmtr. Btn devirler, bu temel fikirden
ayrlmamtr. Gazl, felsef phecilii tenkid ettikten sonra, reddedilmez salam
bilgi olarak kendi varl hakkndaki bilgiye ulamtr.61 Descartes, 'dnyorum
yle ise varm' diyerek bu fikri modern felsefenin temel ta yapmtr. Descartes'e
gre kendi varlmz hakkndaki bilgi her trl akl yrtmeden nce dorudan
doruya sezgidir. Kendi varlmz hakkndaki bilgi apaktr. Kendi varlmzdan
varla, mantk bir akl yrtmeye ba vurmadan ulalr. Descartes, ayet
dndm esnada dnenin ben olmadm kabul etsem, zihnimle elikiye
derim, der. 'Dnyorum yle ise varm' hkm en phesiz ve kesin bir
neticedir.62 Descartes, uyuduunu ve btn grdklerinin hayal olduunu kabul etse
bile, bu hayalleri tekil eden ba, gz, el gibi uzuvlarn da gerek olduundan phe
edilemeyeceini63 belirtir ve pheyi metodik olarak kullanr.
61
Hilmi Ziya lken, Varlk ve Olu, s.94
62
Descartes, Metafizik Dnceler, ev. Mehmet Karasan, stanbul 1998, s.35-39
63
Descartes, age, s.35
64
Hilmi Ziya lken, Varlk ve Olu, s.95
8
65
Nesef, el-Akid, (erhu'l-Akaid'in sonunda) stanbul 1973, s.1
66
Ebu'l-Berekt el-Badd, Kitbu'l-Mu'teber, el-lhiyt , Haydarbd 1358 h, c.3, s.20-21
9
oluu kapsamna ald fertlere inildiinde yani mevcut bireye inildiinde sz konusu
olurken salt bir kavram olarak 'varlk nedir?' dendiinde be tmele gre tarifi
yaplamaz. nk cinsi ve fasl yoktur, ondan daha genel bir kavram
bulunmamaktadr. Ancak bu kavramn iine ald fertler, somut varlklar olarak d
dnyada vardrlar ve tarifleri de yaplabilir.
Mhiyet, 'm hve' veya 'm hiye' kelimelerinden yaplan bir isimdir. Bu nedir?
O nedir? eklinde bir soru sorulduunda verilen cevap o eyin bakalarndan ayrld
bir nitelii ifade eder. Mesela Fir'avun, Hz. Ms'ya 'Alemlerin Rabbi dediin nedir
ki, diye sorunca Ms u cevab verdi: O gklerin, yerin ve ikisi arasndakilerin
Rabbidir.67 Firavun Rabbin ne olduunu mhiyetini sormakta, Ms da alem
kavramnn d gerekliine mukabil gelen yeryz, gkyz ve ikisi arasnda
bulunan zihin d varlk alannn Rabbi diye cevap vermektedir. Hz. Ms zihinsel
varlk olan lem kavramndan zihin d alan olan yeryz ve gkyzne dikkat
ekerek O'nun yaratc vasfna vurgu yapmaktadr. Allah, Ms'ya 'u sa elindeki
nedir? diye sorunca, 'o benim asamdr, ona dayanrm ' diye cevap verir. Bu
ayetteki 'o nedir' sorusu 'sfat nedir, ne ie yarar?'68 anlamna gelmektedir.
Mhiyet, bir felsefe terimi olarak, bir varl (mevcut) ne ise o yapan z ifade
etmek iin kullanlr. Somut bir varlk olan aa iin 'aa nedir'? diye sorulduunda
aalar arasnda mterek olan ve onlar aa olmayanlardan farkl klan bir ze
atfta bulunarak cevaplandrlr. Buna aacn mhiyeti anlamnda 'aalk' denir.
Aristo, tanm teorisine gre bir eyin ne olduu ile ilgili sorunun onun ait
olduu cins ve hass zikrederek cevaplandrlacan bylece elde edilen tanmn o
eyin mhiyetini ifade edeceini sylemektedir.69 Frb, mhiyeti vcuttan ayran ve
varlklar bu ayrma bal olarak inceleyen ilk filozoftur. Frb somut nesnelerin bir
mhiyeti, bir de vcudu olduunu, mhiyetin vcuda kurucu bir unsur olarak dahil
olmad gibi vcudun ayns da olmadn, vcudun mhiyete dardan arz olmas
gerektiini savunmutur. Somut nesnelerin mhiyetleri onlar zorunlu olarak var
67
uara 26/23-24
68
Mturd, Kitbu't-Tevhd, s.166
69
Tahsin Gngr, "Mahiyet" md, TDVA, Ankara 2003, c.27, s.336
10
70
zutsu, slmda Varlk Dncesi, ev. brahim Kaln, stanbul 1995, s.136-141; Hseyin Atay, bn
Sn'da Varlk Nazariyesi, s.79-80
71
zutsu, age, s.141-144
72
zutsu, age, s.144
11
73
Gelenbev, Risle fi'l-Mhiyeti, Sleymaniye, Giesun Yazmalar, 106, vr.149a; Seyyid erif
Crcn, erhu'l-Mevkf, nr. Mahmut mer et-Dimyati, Beyrut 1998, c.3, s.27-32
74
Abdullatif Harpt, Tenkhu'l-Kelam, s.35
75
Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk Nazariyesi, s. 86
76
Hseyin Atay, age, s. 86
77
bn Sn, if, lhiyt II, thk.Ebu'l-Anavt, Sad Zayid, s.350
12
kalmlardr.78 Kelamclar endieye sevk eden bir eye zihinde varlk verdikten
sonra zihin dnda da varlnn olduunu sylemek bir eye iki defa varlk verilmi
olur mu olmaz m sorusudur.
78
Hseyin Atay, age, s. 86-87
79
bn Sn, if lhiyt II, s.295;: Cabiri, Arap slm Kltrnn Akl Yaps, ev. Burhan Krolu,
stanbul 2000, s.568
80
bn Sn, erhu Esulucya, (Abdurrahman Bedevi'nin Aristo nde'l-Arap iinde), Kahire 1974. s.61;
Cabiri, age, s.568
81
Cabiri, age, s.569
13
Bir nesne ancak tahakkuk halinde olduu zaman kendi niteliklerinin kayna ve
mebdei olabilir. Bir ey ancak gerekletiinde bir takm nitelikler ona rz olur ve o
ey bu niteliklerin sebebi olur. nk nitelii gerektiren onun sebebidir. Bir sebep
zorunlu olmadka sebep olduu eyi gerekli klmaz. Fakat bu ey varolmadan da
zorunlu olmaz. Mhiyet, vcud'un hibir ekilde sebebi olamayaca iin vcud'un
mhiyete mhiyetin dndan bir eyden gelmesi gerekir. yle ise vcudu
mhiyetinden ayr olan eyler vcudunu kendisinin dndaki eyden alr. Sebebler
zincirinin, kendisinde vcud-mhiyet ayrm olmayan bir ilkede sona ermesi
gerekir.85
82
Hseyin Atay, "Mahiyet ve Varlk Ayrm", Uluslararas bn Sn Sempozyumu, s.154
83
Frb, Fususu'l-Hikem (erh ile birlikte), Matbaa-i mire, 1291, s.7
84
Frb, age, s.7-17
85
Frb, age, s.7-17
14
'nsan klldir' dediimizde iki kavram arasnda bir ilikiden sz edilir. Klllik
zihinsel bir varlktr. Bunun yannda d alemde bulunan her ey cz ve ferddir.
yle ise d dnyada klllik ile nitelenen hibir ey yoktur. Klllik kavram yine
insan kavramndan devirilmektedir. Buna gre "maklt sniye"de hem 'rz olma'
hem de 'vasflanma' sadece zihinde olmaktadr. Buna mantksal maklt saniye
denir.88 Felsefi maklt sniyede ise uruz sadece zihinde, yani kavramsal olarak
meydana gelir fakat, vasflanma zihin d lemde fiilen vuku bulan bir olaydr. 'Baba
olmak' yahut 'babalk' bu kavram trn aklamak iin verilen bir rmektir. 'Zeyd
Amr'n babasdr' dediimizde 'Zeyd bir babadr' nermesini elde ederiz. Ancak 'Zeyd
bir babadr' nermesine tekabl eden ve gerekten var olan, Zeyd'den baka bir ey
deildir. 'Baba olma' kavram Zeyd'in baka bir kiiyle yani Amr ile olan zel
ilikisinden elde edilmitir. yle ise 'babalk', akln Zeyd'in ierisinde bulunduu
durumu gzlemleyerek karsad soyut bir kavramdr.89
86
zutsu, age, s.143
87
zutsu, age, s.145
88
zutsu, age, s.123-124
89
zutsu, age, s.123-124
90
zutsu, age, s.125
91
zutsu, age, s.125
15
aracsz idrak bedihdir. Yani bunlar tm kavramlarn nih ve temel olandr. Vcud
kavram temeldir, dier tm kavramlar kendisine indirgenebilirken o baka hibir
eye indirgenemez.92
Varlk kavram genel bir kavram olduu iin btn var olanlar iine
almaktadr. Zorunlu varlk, mmkn varlk, mhiyetin varl, arazn varl vb. bu
kavramn iine girmektedir. Varlk kavram olarak zihinseldir ancak bazen zihin d
varlklar da bu kavramn kapsamna girmektedir.
Tanr ile yaratklar arasnda varlk olma bakmndan bir ayrm yaplmas
gerekmektedir. nk varlk genel bir terimdir. Bu ayrm, Tanr'nn zt ve sfatlar
arasnda yapld gibi, Tanr ve mmkn varlklar arasnda da yaplabilmektedir.
te bu ayrm salamak amacyla mtevt ve tekik kavramlar kullanlmtr. Eer
bir terim iine ald fertlere eit derecede yklem oluyorsa buna mtevt denir.
rnein insan kavram, iine ald btn fertlere eit olarak ykleniyorsa mtevt
bir terimdir. Bu anlamda varlk kavram, her varlk iin eit derecede yklem
yaplabilir. Tanr vardr. nsan vardr. Ahmet vardr gibi. Ancak bir terim, iine ald
fertlerinden bir ksmna yklem yaplmaya dierlerinden daha layksa, dierlerinden
daha ncelik tannyorsa buna da mekkik denmitir. Tanr'nn zt ve nitelikleri gz
nne alndnda 'Tanr'nn zt vardr' eklinde varl zta yklem yaptmz gibi
'Tanr'nn ilmi vardr' eklinde ilim niteliini de zta yklem yapabiliriz. Ancak
nitelik zt sayesinde vardr. Yani nitelikler Tanrnn ztna nisbet edilir, zt
92
zutsu, age, s.126
93
Alaaddin Ali Ts, Tehft'l-Felsife (Kitabu'z-Zuhr), ev.Recep Duran, Kltr Bakanl, Ankara
1990, s.119
16
niteliklere deil. yle ise Tanr'nn zt, varln kendisine yklem yaplmasna
vasflarndan daha fazla nceliklidir. Yani 'Zt vardr' ifadesi mekkik bir ifadedir.94
'Vacip vardr' dediimiz gibi 'mmkn varlklar vardr' da diyebiliriz. Ancak
mmkn varlklar Tanr sayesinde varlklarn devam ettirdikleri iin varln
Tanr'ya yklem yaplmas daha ncelikli grlmtr.
94
Kemal Paazde, Hiye ale't-Tehft, cev. Ahmet Aslan, Kltr Bakanl, stanbul 1987, s.419;
Crcn, Ta'rft, s.140, 43
95
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, Matbaa-i mire, 1317, c.1, s.238-239
96
Mustafa Sabri, Mevkfu'l-Akl, Beyrut Tarihsiz, c.3, s.106
97
Gelenbev, Mifthu Babi'l-Mvecciht, thk. Ahmet Akg, Ek-1'de, s.12
98
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.237; Hseyin Atay, "Mustafa Sabri, Mevkf'l-Akl, Vahdet-i
Vcud Tercmesi" AFD, Say.XX, s.271
17
Varlk anlam olarak ve darda (ayan) var olduu srece akl ondan mutlak
varl soyutlar, var olmadnda ise madmlarda olduu gibi mutlak varl ondan
soyutlayamaz. Eer eserlerin ilkesi ztn ayns olursa soyut olarak zttan onu elde
eder. Zta zit bir vasf olduunda ise, bu vasf ile ele alnan zttan onu elde eder,
soyut zttan deil. Filozoflar ve muhakkiklerden bir gurup, elde etmenin ilkesi yani
dardaki eserlerin ilkesi vacibin ztnn ta kendisi olduunu, zta zit bir vasf
olmadn, sylerler. Kelamclar ise bu ilkenin ona zit bir vasf olduunu, ztn
ayns olmadn sylerler. Bu aratrmaya gre iki gurup arasndaki anlamazlk
manevi olmu olur.101 Varlk kavramnn zihinsel bir varlk olduunu daha nce
belirtmitik. Zt ise zihinsel bir kavram deil zihin dnda hviyetiyle var olan ifade
etmektedir. Varlk ile zt arasndaki iliki, zihinsel varlk ile zihin d varlk
arasndaki ilikidir. 'Varlk kavram zta zit olsa ztta oalma olurdu' iddiasnda
bulunmak aslnda zihinsel varl zihin d varlk gibi kabul etmek anlamna gelir.
Buna gre filozoflar zihinsel varlk ve zihin d varlk ayrmn gz ard etmi
olmaktadrlar. Dier taraftan varln zta zit olduunu iddia edenler ise zihinsel
varl, 'zihin d gerek varla isnat etmeyi' aklamann zorluu iindedirler. Biz
zm iki varlk alannn birbirine kartrlmamasnda grmekteyiz.
100
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.239-240
101
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.240
19
bir durum yoktur. Gelenbev, mmkn iin durumun olduunu belirtir. Birincisi,
mhiyet, ikincisi varlktan bir fert, fert de bu mhiyete arzdr. ncs ise harici
varlktan bir pay. Vacip varlkta ise iki durum vardr. Birincisi, varlktan bir fert, ki
bu fert mhiyetinin aynsdr. kincisi ise harici varlktan bir pay, ki bu da ferde
arzdr. Dolaysyla varlk kavramnn kapsamna ald ey, mmkn varlkta zta
zittir, vacip varlkta ise ztn aynsdr.102 Bu ifadelere dayanarak Gelenbev'nin
varlk mhiyet, varlk zt arasndaki ilikide filozoflar gibi dndn
syleyebiliriz.
5. Kategorilerin Varl
102
Gelenbev, age, c.1, s.240
103
smail Kz, Mantk Felsefesi, Ankara 2003, s.83
104
A. Kadir en, Mantk, s.241
105
brahim Emirolu, Klsik Manta Giri, s.73-74
106
Rza Tevfik Blkba, Kms-u Felsefe, "Categorie" md. c.2, s.89-90
20
Arazlarn, sbit hakikatler ve bal bana mevcut olup olmad da ayr bir
problem oluturmutur. Adudiddin c, araz probleminden doan frkalara yer verir
ve yle der: Arazn varln ilk nce bn Keysan el-Esam inkar etti. Zira o u
gr kabul etmitir: Alem btn itibariyle cevherlerden ibarettir. Buna gre
scaklk, soukluk, renk, k vb. ona gre ilinti (araz) deil cevherdir.108 bn
Keysan'n grn kabul edenler yani ilintiyi hakikaten mevcut bir cevher kabul
edenler, onun kendi kendine kim olamayacan kabul ettiler. Ancak Ebu'l-Huzeyl
el-Allaf ve Basrallardan ona tabi olan kk bir grup arazn bizzt kim
olabileceini kabul etti. Rza Tevfik'e gre Mutezile'nin Basra ekol'nn ileri gelen
dnrleri ilintilere harite vcud vermekle realizmin temelini atm oldular.
Nitekim Ebu'l-Huzeyl'in rencilerinden olan Nazzam ve Neccar realizm'de ileri
giderek 'cisimler bir araya gelen ilintilerden ibarettir' demilerdir. c, Maksd'nda
bunlara cevap vermeye almtr.109
107
Bkz. Ahmet e-uc, erhun ala Nazmi'l-Maklt, Msr, 1339; Nihat Keklik, Frb Mant
(saguci-Kategoriler-Levhik), stanbul 1970, s.15-59
108
Tehnev, Kefu stlht'l-Funn, thk. Lutfi Abdulbedi, Msr 1963, c.1, s.370
109
Adudiddin el-c; Mevkf, Beyrut trsz, s.96-103; Rza Tevfik, age, s.109
110
Gelenbev, Risle f Maklti Ar, Milli Ktp, 1006, vr.98a-98b; Mturd, Kitbu't-Tevhd, s.224-
225
111
Aristoteles, Organon I Kategoryalar, ev. Hamdi R. Atademir, MEB yay. stanbul 1989, s.6
21
Aklclar iin hem kavram hem kategoriler hem de akln ilkeleri doutandr.
Deneycilere gre ise tm bunlar deneyden kazandmz eylerdir. Descartes,
Spinoza ve Leibniz iin akl doutan baz bilgi ve kavramlarla dolu olarak gelirken,
Locke ve Hume iin akl doutan hibir bilgiyi getirmez.117 Hegel gibi baz
filozoflara gre bir kategori ancak verili bir objeye tatbik edildiinde gerek olur. Bu
tatbikten bamsz olarak kategorilerin aratrlmas anlamszdr.118
112
Rza Tevfik, age, s.93
113
Rza Tevfik, age, s.96-97
114
smail Kz, Mantk Felsefesi, s.85
115
brahim Emirolu, Klsik Manta Giri, s.84 (77 nolu dipnot)
116
Tahir Yaren, bn Sn Mantna Giri, Ankara 2003, s.19-20
117
Kadir en, Mantk, s.241-243; smail Kz, Mantk Felsefesi, s.88
118
smail Kz, age, s.88
22
119
hsan Turgut, Felsefenin Temel Sorunlar, zmir 1993, s.203
120
smail Kz, Mantk Felsefesi, s.88
121
smail Kz, age, s.89
122
smail Kz, age, s.89; Stace, W.T. Hegel zerine, ev. Murat Belge, Ankara 1986. s.116-123
123
Gelenbev, Risle f Maklti Ar, Milli Ktp. 1006, vr. 98a
23
124
Rza Tevfik, age, "Categorie" md., c,2, s.107
125
smail Emirolu, Klsik Manta Giri, s.70-73; bn Sn, if lhiyt I, s.201
126
Rza Tevfik, age, c.2, s.108
127
Mahmut Kaya, "Maklt" md., TDVA, c.27, s.460-461
24
denilir. Bu sz kabul edilirse her filozofun kendine gre kategori cetveli ortaya
koymasn hakl grmek gerekir. Rza Tevfik'e gre buna 'hasr davas' denir. slm
Filozoflar ve Kelamclar Aristo'nun kategori cetveline tam tamna uymayp
kendilerine gre kategori cetveli dzenlemilerdir. Nitekim ayn gereke ile
gnmze kadar filozoflar da kendilerine zg kategori cetveli ortaya
koymulardr.128 Rza Tevfik'e gre kategoriler konusundaki hasr davas, vacibin
hakikati ile ilikilendirildiinde yle nemli bir sorun ortaya kmaktadr. Madem ki
kategoriler tmevarmn bir neticesidir. O halde, Vacibin hakikati zerine istinat
eden bir snflandrma olarak kabul edilemez. Byle olunca ancak itibari olmas
gerekir. te bu gz nne alnd iin bir ksm slm Filozofu, kategorileri itibari
bir taksim olmaktan kurtarmaya almtr. slm Filozoflarnn byklerinden olan
bn Sn araz nefy ile isbat arasnda kabul etmitir. nde gelen kelamclardan olan
Fahreddin Rz, hasr davasn inkar etmitir. Kant da zorunlu (vacip) hakikatler
zerine kategori dzenlemitir. Kant ile bn Sn'nn niyeti Rza Tevfik'e gre
ayndr.129
Kelam ilminde esas maksatlardan birisi varl zorunlu olan bir yaratcnn
varln isbat etmek, ikna edici delilleri ortaya koymak ve yaratlan yaratcdan
128
Rza Tevfik, age, c.2, s.105-106
129
Rza Tevfik, age, c.2, s.106
130
Rza Tevfik, age, c.2, s.100-101
25
B- YOKLUK
1. Yokluk Kavram
131
Rza Tevfik, age, c.2, s.113
132
Rza Tevfik, age, c.2, s.114-114
133
Gelenbev, Risle f Maklti Ar, vr. 98a-98b
134
Gelenbev, agr, vr. 98a-98
26
135
Yusuf evki Yavuz, "Adem" md, TDVA, stanbul, 1988, c.1, s.356
136
Kad Abdulcebbar, erhu Usuli Hamse, s.176
27
karr ve bunu tevhid ilkesine aykr bulup,137 ina ile ibday birbirine kartrmak
olarak kabul eder.138
Frb yokluu, 'bir eyin iinde bulunduu konudan yoksun olmas' eklinde
tarif eder ve Mutezile gibi o da yokluu 'ey' kabul ederek varln, konuya nisbetle
kavranabileceini dnr. ayet 'yokluk varln zdddr' diyerek iinde bulunduu
imkan art ortadan kaldrlrsa, 'yokluk varlk deildir' eklinde bir anlam ortaya
km olur. Yokluu varla nisbetle 'olabilen yokluk' ve hibir ekilde zt olmayan
'mutlak yokluk' olarak ikiye ayran Frb, Aristo'nun heyula Allah tarafndan ey
olmayandan (la an ey) yaratld dncesinde olduunu belirtmektedir.139 Frb
bu ekilde Aristo'nun slm inancna zt bir gre sahip olmadn ispat etmek
istemitir. Madmu, 'zt bakmndan yok, araz olarak var olan' eklinde tarif eden
Frb onun bu varlk tarafn aklda tasavvur edilebilmesine balamaktadr.140
Frb, mmkn varlklarn adem durumundan vcud durumuna gemelerinin ancak
bir illetle gerekleeceini belirtir.141
137
Mturd, Kitbu't-Tevhd, thk.S. Huleyf, s.86
138
Mturd, Kitbu't-Tevhd, s.135
139
Mbahat Trker Kyel, Aristo ve Frb'de Dnce ve Varlk retileri, Ankara, 1969, s.95-96
140
Frb, et-Ta'likat, Haydarabad, 1349, s.16
141
Frb, erhu Risle Zenon, Haydarabad, 1349, 3
142
bn Sn en-Nect, Kahire 1357, s.101, 238-239
28
Rza Tevfik'e gre, zihinsel varln kabul edilmesi ve buna bal olarak
madmtn sbit olduunu savunmak, mhiyetin bal bana bir varlk (ayan-
sbite) olmas inanc ile sk skya ilikilidir. Eflatun'un ideler nazariyesinin esas da
budur. Madmlarn subutunu inkar edip onlar srf olumsuzluk olarak kabul edenler,
madmlarn 'isimlendirileni olmayan isimler' olarak kabul etmilerdir. Bu
dncede olan kelamclar nominalistlere benzemektedirler.145
D dnyadaki varlk ile zihinsel varlk bir tutulmazsa, madmun sbit olmas
ve ayrt edilme probleminin de ortadan kalkacana inanmaktayz. Bu problemi
gren Adudiddin c, madmlarn ancak aklda birbirinden ayrt edilebileceini147
belirtir. Seyyid erif Crcn de, madmlarn vasflanabilecei hkmler ancak
akldadr. Darda mevcut deildir. Madmlarn d dnyada subutu olmad iin
bir eyle vasflanmas da mmkn deildir, bu nedenle madmlar sadece aklda
ayrt edilirler,148 demektedir.
D dnyada madm olarak bir eyler yoktur ancak onlara dair bizde bir
takm fikirler olduu da phe gtrmez. Madmat dediimiz bu negatif (menfi)
fikirler bir takm hususi vasflar ile zihnimizde ayrt edilmektedirler.149 Mmkn
146
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.294-295
147
c, Mevkf, s.53
148
Crcn, erhu'l-Mevkf, Tarihsiz. c.1, s.294-297
149
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.298
30
mevcut, mutlak mevcut, mmkn madm, mutlak madm, eliik, mmteni' gibi
bir takm tabirler birbirinden zihnen ayrt edilmektedirler.
Madmun var olduunu ileri srenler u rnei verirler. Serap yok olan yani
mevcut olmayan bir eydir. Asl olmad tecrbe ile sbittir. Ancak biz onu ufukta
aka grmekteyiz. Demek ki madmlar bir mekanda yer etmitir. Buna gre d
dnyada mevcut ve gereklemi olabiliyormu.
E'arler, madm kelimesinin bir olumsuz sfat olduunu yani olumsuz bir
terim olmas sebebiyle, gerekten bir mevcut eye delalet etmiyeceini
belirtmilerdir.154
150
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.290
151
c, age, s.53
152
bn Rd, el-Kef an Menhici'l-Edille, thk. Mahmut Kasm, Kahire, 1964, s.33
153
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.302
154
c, age, s.54
31
Mutezile ise ayrt etmenin, sbit olmay gerektirdiini, sbit olann eylii
gerektirdiini kabul ederek yle bir kyas gelitirmitir. Madm ayrt edilir. Her
ayrt edilen (mtemeyyiz) sbittir. Madm da sbittir.155
2. Yokluk ve ey likisi
Her ne olursa olsun bizim irademize tabi olmayan, vicdanmz haricinde bal
bana mevcut olan ve ona temes ettiimizde bize bir ynyle etki eden varla ey
155
c, age, s.55; Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.302
156
c, age, s.59-60
157
c, age, s.60
158
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.303
32
demekteyiz.159 Buna gre eyi varlkla tarif etmek zorunda kalyoruz. Zira varl
olmayann etkisi de olmaz. Bilgi (epistemoloji) alannda gereklik icra edince
anlyoruz ki, irademizin katks olmakszn duyumladmz etkileri daima kendi
nefsimizin dnda bir nedene (amil) isnat ettiimiz iin hakikatini bilemediimiz o
etkene ve onun gibi etkenlerin tamamna ey veya eya demekteyiz. rademize kar
koyan etkenlerin hepsine kendimizden baka birer ey kabul etmekteyiz. Eyann d
dnyadaki varlklardan ibaret olduunun bilgisi bu duyumlamamzdan
kaynaklanmaktadr.
Baka bir adan bakldnda 'ey' kavram, btn niteliklerden arnm olan
mevcuttur. Bu tarif bir felsefe terimi olarak (chose en soi) tabirinin karldr.
Arapa'da buna vcudu baht, vcudu srf veya vcudu mahz denmektedir. Gnmz
felsefesi ise ey kavramna iki anlam vermektedir. Birisi, suje (kart, idees) dieri
ise hdiseler (phenomenes)dir. Bilgilerimizin tamam ey kavramnn kapsamna
girmektedir. ster d dnyada gerekten var olan bir cevher olsun, isterse cevherle
kim olan bir nitelik olsun, isterse kavranan, tasavvur edilen olsun hep birer eydir.
ey kavramna verilen bu geni anlam mutezilenin ey tarifine uygun dmektedir.161
159
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s283-284
160
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.283-284
161
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.309
33
iine alan genel bir kavram olmakla fikirleri ve hayalleri dahi kapsamna
almaktadr.162
Burada zihinleri kartran malmt ile madmat bir tutmak hatasdr. Her
kelimenin mutlaka bir manas olmas gerektiine baklarak, bir ismin de mutlaka
isimleneni (msemma) olmas gerektii kabul edilmitir. Ancak sanal olan Anka
kuu, sadece zihinde tasavvur edilir, d dnyada yer tutan bir mevcut deildir. Buna
gre yok kelimesi de ak bir anlam ifade eden lafzdr. Bir fikre de delaleti vardr.
162
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.309
163
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.285
164
c, age, s.53
34
Ancak bu fikrin d dnyada hakikaten mevcut olan yani bir mekanda hviyetiyle yer
tutan bir eye delalet etmesi lazm gelecei her zaman tartma konusu olmutur. 165
165
Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.287
166
Cveyin, el-rd, Daru'l-Ktb'l-lmiyye, Beyrut 1995, s.23
167
Cveyn, age, s.24
35
E'arlere gre ey mevcuttur. Yani onlara gre ey lafz yalnz mevcut olanlar
iin kullanlr. Her ey mevcuttur, her mevcut da eydir.168 Basra Mutezilesi ve
Cahz'a gre ey, bilinebilen (malm) madde ve niteliklerin hepsine denir. Bu tarifin
iine mmkn ve madm girdii gibi muhal dahi girmektedir. Ebul Hseyin Basri,
ey lafznn mevcut iin hakiki, madm iin mecazi olduunu belirtir.169 Bu
grn, E'arlerinkine yakn olduu grlmektedir. Seyyid erif Crcn de, Ebu'l-
Hseyin el-Basr'nin iddiasnn mutezilenin grne yakn olduunu belirtmektedir.
168
Crcn, erhu'l-Mevkf, thrz. c.1, s.309-310
169
c, age, s.56; Rza Tevfik Blkba, age, c.2, s.304
170
E'ar, Maklt'l-slmiyyn, thk. Muhammed Muhyiddin, Beyrut 1995, C.II, s.202
171
E'ar, age, c.II, s.202
36
cisim diye isimlendirdi, mahluk haline gelmeden nce de Allah onlar mahluklar diye
isimlendirdi, anlamna gelmez. Belki onlarn cisim olacaklarn ve mahluk
olacaklarn Allah bilmeye devam ediyordu anlamna gelir.172 Bu nakilden
Cbbai'nin eya var olmadan nce Allah'n bilgisinde sbit olduunu, varlk bilfiil
var olmadan nce bilgi olarak var olduunu ve ey diye isimlendirildiini kabul
ettiini syleyebiliriz.
"Allah bir ey diledii zaman ona ol emri verir o da oluverir."177 Ayetinde konu
edilen eylemleri sralarsak unu grrz. ey, isteme, ol deme, var olma. En bata
ey vardr. Bu eyin bir dnce veya zihinsel bir varlk olduunu syleyebiliriz.
Buna gre ey zihinsel varl iine almaktadr.
172
E'ar, age, c.II, s.206
173
ura 32/ 11
174
Tr52/ 35
175
Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, c.7, s.4561
176
Ra'd 13/ 16; Zmer 39/62
177
Yasin 36/82
37
178
bn Rd, el-Kef, s.33; aban Ali Dzgn, Nesef ve slm Filozoflarna Gre Allah Alem
likisi, Ankara 1989
179
aban Ali Dzgn, age, s.59
180
bn Sn, if lhiyt I, s.33; aban Ali Dzgn, age, s.60
181
M'minn23/62
182
aban Ali Dzgn, age, s.60; E'ar, Maklt, c.1, s.156
183
Nesef, Bahru'l-Kelam, Konya 1327, s.3
38
zddn bir araya gelmesi, bir cismin iki ayr mekanda ayn anda bulunmas gibi
hususlarn bilgisi madmun bilgisidir. Yine ayn guruptan yle malm olan
madm vardr ki, asla var olmamtr, ebedi olarak da var olmayacaktr, ancak onun
var olmas mmkndr ve var olmaya elverilidir. Allah'n, lm sonras dirilite
insanlar tekrar dnyaya gndermeyeceini, bu dnyann bir benzerini
yapmayacan bildirmesi gibi. Halbuki Allah bunlar yapabilir, gc bunlar
yapmaya yeterli, ancak yapmayacan ayetlerde bildirmitir.187
187
Bklln, et-Temhd, Kahire 1947, s.40
188
Bklln, age, s.40
189
Mlk 67/2
190
Th 20/44
40
Madmun bilinmesi konusunu diyalektik bir metotla ele alan Nesef, Allah'n
eyay varla karmadan nce bildiini, bu bilmenin mevcudu bilmek deil
madmu bilmek olduunu belirtir. Bu durumda madm O'nun bilgisine konu
olmaktadr. Eer Allah'n bilgisine konu olan ey madm deil mevcut olmu
olsayd, gelecekte olacan haber verdii her eyin varla kmadan nce de var
olmas gerekirdi. rnein cennete gideceklerinden bahsettii insanlarn Allah'n
ilmine konu olduklar andan itibaren cennette olmalar gerekirdi ki byle bir eyi
sylemek akla ve manta tersdir.191
Gelenbev, bilgiyi bilen ile bilinen arasndaki iliki olarak ele almaktadr.
Bilenin olmad yerde bilgiden sz etmek mmkn deildir. Bilineni olmad halde
ayn lde bilgiden sz etmek mmkn olur mu olmaz m? Madmun bilgisi,
bilineni bilen yannda olmad halde onunla iliki kurmas anlamna gelmektedir.
'Zihinsel varl inkar eden kelamclar, sonsuz hdislerle Allah'n ilmini isbat
ederler' eklindeki Devvn'nin szne Hiye yapan Gelenbev, malmatn ilm
varlklarn kabul etmemek, hdis olan eyleri Allah'n ezelde bilmedii anlamna
geleceini, nk onlarn ezelde varlklarnn olmadn belirtir. Hdisler, ezelde
Allah'n huzurunda olmadklar iin bilinmeyeceklerdir. Gelenbev'ye gre, zihinsel
varl kabul etmeyenler ilim sfatnn kadm olduunu, fakat bu sfatn hdislerle
olan ilikisinin (taalluk) ise onlarla beraber hdis olduunu ileri srmlerdir.193
191
Nesef, Tabsrat'l-Edille, thk Hseyin Atay, Ankara 1993, C.1, s.256; aban Ali Dzgn, age, s.
61-62
192
Nesef, age, s.257-258; aban Ali Dzgn, age, s.63
193
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.150
41
Allah'n dier subut sfatlarnda olduu gibi ilim sfat da ezeldir. Aksi halde
O'nun, ilim sfatndan yoksun olduu durumlar kabul etmemiz gerekecektir. O'nun
ezel olarak ilim sfat ile vasflanmas bilinenin de ezel olmasn gerektirir mi?
Bilinenin ezel olmas, alemin ezel olduu anlamna gelir. Bilinenin ezel olmadn
kabul ettiimizde ise iki durum sz konusu olacaktr. Ya ilim sfat u anda var olanla
iliki iinde olacaktr ya da ilim sfatnn 'srf yok'a taalluk etmesi gerekecektir.
Halbuki srf yoka ilmin taalluk etmesi muhal grlmektedir. Bilmeyi uygun klan, ya
d dnyada var olmak, ya da zihinsel olarak var olmaktr. Yani bir ey d dnyada
veya zihinde varsa ancak bilinebilir. Aksi halde bilineni olmayan bilgiden sz edilir.
Gelenbev, yok olan eye bilginin taalluk etmesi konusuna bahs aar yani, konu
hakknda leh ve aleyhde ileri srlen grlere yer verdikten sonra probleme zm
getirmeye alr.
Haim'in 'Allah eyleri, ezelde deil hdis olduklar vakitte bilir' dncesinden
dolay dt zor duruma dmemi oldular.195
Hareket noktas olarak kabul edilen "Srf yoka (bi l ey'il -mahz) ilmin taalluk
etmesi muhaldir." nermesi ile "Bilgi ya d dnyadaki varla ya da zihinsel varla
taalluk eder."196 nermeleri gz nne alndnda mutezilenin neden mmkn
madm dncesini ortaya attn tahmin edebiliriz. Bilgi bir nisbet olduundan
husus gerekli olur. Bilen, bilinen, ve ikisi arasndaki ilikiden doan bilgi. Bilinen
olmadnda bilen ne ile iliki kuracaktr? te Mutezile bilenin iliki kuraca
kavram 'mmkn madm' olarak belirlemitir ve ona 'sbit' demitir. lmin taalluku
filozoflardaki gibi ezel olsayd onlarn teklif anlaylarna uymazd. Ebu Haim gibi
'hdis olduklar vakitte bilir' deselerdi, Allah'n ilim sfatnn ezel oluunu aklamak
zor olacakt, nk nesnesi olmayan bir ilimden szetmi olurlard.
gre, kim zihinsel varl kabul ederse, akln kesin olarak hkmettii ayrt etme
madmlar arasnda olur, der. Madmlarn soyut olarak ayrt edilmeleri suretiyle
bilginin onlarla iliki kurmasn uygun grr. Filozoflar ise zihinsel varl kabul
etmez ama madmlarn ayrt edildiini kabul ederler. Zihinsel varl kabul etmeyen
kelamclarn tamam madmlarn ayrt edilemeyeceini kabul ederler, nk onlar
ne darda ne de zihinde sbittirler. Zihinsel varlk konusunda sylenenlere 'akla
gre ayrt etme ayrt edilenin varln gerektirmez' diyerek karlk verilmitir.200
Filozoflar madmun ayrt edildiini kabul ederek ayrt edilen eyle iliki
kurulduunu dolaysyla madmun bilineceini kabul etmi olmaktadrlar.
200
Gelenbev, age, c.1, s.151-152
201
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s. 152
44
202
Gelenbev, age, c.1, s. 153
203
Gelenbev, age, c.1, s.153
204
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.153
205
Gelenbev, age, c.1, s.153-154
45
Gelenbev, 'srf madma ilmin taalluku muhaldir ve taalluk bir nisbettir, iki
tarafn da varln yani bilen ve bilinenin varln gerektirir' grn ileri
srenlerin srf madma taallukun manasn anlamadklarn veya tasavvur
edemedikleri belirtir. Zira bir eyi bilmek, ya eya bilenin yannda ztyla hazr
olmasyla olur. Huzr bilgide byledir. Ya da o eyin suretinin hazr olmasyla olur.
Eer bir eyi bilmek, bilen katnda malmun ayrt edilmesini ve kelamclarn ve
filozoflarn ittifatla kabul ettikleri gibi ikisi arasnda nisbeti gerektirseydi, bu bilgi
vaka ile ilgili gerekletii srece bilenin ayrt edilen eyle iliki kurmasn da
gerektirirdi. Gelenbev ite bu ayrt edilen eyin ya ayrt edilenin zt ya da bilgisinde
mevcut olan sureti olmas lazm geleceini belirtir.
206
Gelenbev, age, c.1, s.154
207
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.154
46
Buna gre, bilenin iliki kurduu ey, bilinenin zt veya ondan elde edilen
suretidir, srf madm deildir. Bu nedenle Gelenbev srf madma ilmin taalluk
etmesinin u anlama geldiini belirtir. Madmun bilinmesi, hem srf madm hem
de bilinenin suretinin, bilenin huzurunda olmakszn bilgisinin ona taalluk etmesidir.
Gelenbevye gre bu kabul edilemez. nk bilginin taalluk edecei ey de yok,
sureti de yoktur. O bunu una benzetir. D dnyada varl olmayan eyi bildim.
Onun sureti hatrma gelmedi. Bu ifade Gelenbev'ye gre bir safsatadr.
Kelamclarn madmlar bilmek ile ilgili problemleri ancak zihinsel varl kabul
etmekle veya varlktan baka bir ayrt etme yolunu isbat etmekle ortadan
kalkabilir.208
Bilgiyi iki ey arasndaki bir nisbet olarak aldmzda, eer vakada nisbet
gerekleir de nisbet edilen taraflardan da sadece birisi gerekleirse, bilen ve
bilinenden ibaret olan mtedaif iki eyden birisi olmadan da bilginin meydana
gelmesi gerekir ki bu Gelenbev'ye gre aka batldr. Ebu Haim, bilineni olmayan
bir bilgiyi isbat ettii iin knanmt. Yukardakini kabul eden, Ebu Haimden daha
kt durumdadr. nk o mmteni olan yani bilineni asla olmayan ve olmayacak
olan kabul ediyor gzkmektedir.209
208
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.154
209
Gelenbev, age, c.1, s.154-155
210
Gelenbev, age, c.1, s. 155
211
Aristoteles, Metafizik, ev. Ahmet Aslan, mir 1985, C.1, s.232; smail Emirolu, Klsik Manta
Giri, s.18
47
yanltr.212 kisi arasnda nc bir hal yoktur. Ancak bir ksm Mutezile ve E'ar
alimleri 'var da olmayan yok da olmayan ikisi arasnda nc bir halin varln
(hal)' ileri srmlerdir. nc kkn imkanszl ilkesine kar alnan tavr,
karlalan gln trne gre farkllk gstermitir. Problem czler ve duyularla
ilgili olduu zaman bu ilke kabul edilmi, fakat konu klller ve soyut ilkelerle ilgili
ise bu ilkeyi inemede hibir tereddt gsterilmemitir. Bu durum 'elimezlik'
ilkesinin inenmesine neden olmutur. Cabiri'ye gre kelam ilmi 'haller' problemi
kadar z yapsn derinden sarsm bir baka problem yaamamtr.
212
smail Emirolu, age, s.18
213
Cabiri, Arap slm Kltrnn Akl Yaps, s.300
214
Yusuf evki Yavuz, "Ahval" md, TDVA stanbul, 1980, c.2, s.190
48
aykr bulmutur. lahi sfatlar zihinde varl bulunmayan 'isimler' olarak kabul
eden ikinci gr ise tevhid ilkesine uygunluu dolaysyla akl asndan doru
grlmekle birlikte sfatlar btnyle inkar sonucuna gtreceinden Kur'an'n
ifadelerine aykr grlmtr.
Ali el-Cbba, Allah'n ztn sfatlarnn sebebi kabul eder ve O'nun ztnn
farkl birok sfatlardan meydana geldiini, Allah'n sfatlar meselesini ahval teorisi
ile zmeye almtr. Ali el-Cbba'ye gre, cevherle araz, varlkla (vcud)
yokluk (adem) arasnda nc bir kavram vardr ki bu da cevhere ok yakndan
bal bulunan, ondan ayr olarak var olamayan, kendi bana bir gereklii
bulunmayan ve cevherin var olu biimi demek olan ahvaldir. Haller arazlar
cevherlere balayan ve cevherlerle arazlar arasnda bulunan vastalardr. Hallere
varlk ve yokluk, ezellik (kdem) ve sonradan olma (hudus) gibi nitelikler
yklenemez. Byle hallerin bamsz varlklar bulunmad iin gerek anlamda var
saylmazlar. Eer haller mstakil olarak var olsayd, 'ey' (mevcut) olmalar
gerekirdi. Halbuki hallere ey denilemez. Bununla birlikte haller, varln ztla
ilikisinin bulunmas ve varl ancak onlar sayesinde tanmann mmkn olmas
sebebiyle yok da saylmazlar. Dolaysyla bunlara 'ey deil' (l ey, ma'dm) da
denilemez. Sonu olarak denebilir ki, Ebu Haim'e gre haller, varln tannmasn
ve baka varlklardan ayrt edilmesini salayan zihn ve itibari nitelikler ve
durumlardr.215
215
Yusuf evki Yavuz, "Ahval" md, TDVA stanbul, 1980C.2, s.190
216
Yusuf evki Yavuz, age,.2, s.190
217
ehristn; Nihyet'l-kdm, nr. Alferd James, s169
218
c, Mevkf, s.57
49
Ahval teorisine kar kanlara gre, kavramlar hakknda iki husus nemlidir.
Kavramn klllii ve muhtevas. Klllik sbjektif bir dncedir, muhteva ise
objektif bir gereklie sahiptir. Ebu Haim'in hatas bu ayrm yapmamasdr. Eer o
bu ayrm yapsayd, bir cinsiyet kavramnn, mesela rengin cinsiyetinin bir araz gibi
veya bir hal gibi beyaz renginin cevherine eklenmediini, ikinci olarak da eyann ve
bizim idrakimizin bir hakikati olduunun inkar edilemeyeceini anlam olacakt.
Ahvali kabul etmeyenlere gre cevherin varlk nitelii ile mhiyeti ayn eydir.
Klllerin harite varl olmayp srf zihn kavramlardr. Akln ilkelerine gre bir
ey ya vardr ya da yoktur, ya bilinir ya bilinmez. Akl iki terim arasnda nc bir
terim kabul etmez. Akln bu prensibi, ahval anlayn reddeder.219
219
Yusuf evki Yavuz, "Ahval" md. TDVA, c.2, s.192
220
Cveyn, e-mil, Beyrut 1999, s.372
50
dierinden daha stn olmu olmaz. Buna gre, bir tarafn alim olmasndaki bu
farklln sadece bir mana ve vasf dolaysyla olduunu sylemekten baka bir yol
kalmamaktadr.221
ehristn, hal ile ilgili daha ak bir kural getirmektedir. Ona gre, var olan
her ey, onu bakalarndan ayran, kendine zg bir takm zelliklere sahiptir. te
bunlar hallerdir. Varlklarn birbirine benzetii, ya da farkllat vasflar hal
denilen eydir.222 Buna gre, kmr, kara tahta, siyah kalem birbirine benzer
eylerdir. Benzeme noktas, siyahlk olup bu onlarn ortak halidir. Bu nn ortak
halleri beyazlk olan kar, tebeir ve stten farkldr.
Rz, akln ve karaln var olmakta birletiklerini, kara veya ak olmakta ise
ayrtklarn belirtir. Rz iki sbit nesne ispatlamaktadr. Birisi, 'karalk' olmas
dieri ise 'karaln varl'dr. Var olmak ve kara olmak hakikatlerine gre ayrr ve
hal olmalarnda ortaklarlar. Oysa Rz'ye gre 'hal olma' sbit bir nitelik deildir.
Bundan dolay, halin "var olmayan ve yok olmayan" nesneden baka bir manas
yoktur.223 Bu ifadelerden Rz'nin var ile yok arasnda nc bir durum olan hali
kabul ettii grlmektedir.
221
Abdulkhir el-Badd, el-Fark Beyne'l-Firak, Beyrut, Daru'l-Araki'l-Cedide, 1973, s.180-181
222
ehristn, age, s.133
223
Rz, Muhassal, ev. Hseyin Atay, Ankara 2002, s.56
51
olmadklarn sylemek gerekecektir. Buna gre ortaya kan sonu udur: Haller ne
mevcuttur ne de madmdur, yani ne vardr ne de yoktur.224
224
Cbir, age, s.302
225
Cveyn, e-mil, s.380; Cbir, age, s.303
226
Cveyn e-mil, nr. Faysal Bedir Avn, skenderiyye 1969, s.640
52
bilmediimiz gibi. Ancak onun bilgili olduunu rendiimizde ikinci durumla ilgili
yeni bir bilgi elde etmi oluruz.227
Hal dncesi, 'ne vardr ne de yoktur' eklinde birbirine zt iki eyi ayn anda
kabul etme tavr ile akli gereklerin inkar ya da en azndan varlklarnda kuku
duyulmasna neden olan, ztlarn da vasf olan akli anlamlar salt isme indirgeme
tavr arasnda bocalamaya yol amtr.
227
Cveyn, e-mil, s.380
228
Gazl, Mi'yru'l-lm, Dru'l-Ktb'l-lmiyye, Beyrut, 1990, s.326-327
53
temel ilkesini inkar etmek demektir. nk akl, insanlk formunu btn insan nevini
kapsayacak ve d dnyadaki u ya da bu insandan ayrtrlm olarak tmel (kll)
ve genel olarak idrak eder. Akl, arazl, renklilik ve siyahlk zellii akla
gelmeksizin tmel ve genel bir tarzda idrak eder. Bu akln zorunlu ilkeleriyle idrak
edilir. Bu terimin kavramsal anlamdr ve aklda tasavvur edilir. Yoksa terimin
kendisi deildir. Zira terim zihinde oluup gerekleecek bir anlama iaret eder. Bu
terimin delalet ettii anlamdr. Terim Arapa, Farsa, Hinte, ve Rumca vb.
dillerinden hangisiyle olursa olsun delalet edilen anlam deimez.229 ehristn, terim
ile terimin delalet ettii anlam farkl deerlendirmektedir. Hali zihinsel bir varlk
olarak grmekte ideal varlk ile reel varlk arasndaki fark aa karmay
amalamaktadr.
ehristn'ye gre halleri kabul edenlerin hatas ise somut bir varln sadece
kendisine zg olan bir takm vasflarnn bulunduunu sylemeleridir. ehristn,
bundan daha gerek d bir ey olmadn belirtir. Zira kendine zg belirli vasfnn
yannda ayrca bakalaryla ortak belirli vasflar da olan ey, bu muayyen vasf
asndan ayn eydir. Buna gre, belirli bir arazn varl ve arazl, renklilii,
siyahl vb. ele alnan bu somut eyden ibarettir.230
Yine halin varln kabul edenler ehristn'ye gre, onun varlk ya da yokluk
ile nitelenemeyeceini sylemekle de hata etmilerdir. Varlk onlara gre bir haldir.
O halde 'varln' varlk ile nitelenmemesi nasl doru olabilir. Bu hkm gerek ifade
gerekse ierdii anlam bakmndan elikiden baka bir ey deildir. Zira varlk ve
yokluk ile nitelenemeyen bir eyin bir takm snflar ve d dnyadaki (ayn)
varlklar kapsamas nasl mmkn olabilir. Ummlik ve kapsam her eyden nce
gerek ve kamil manada var olmay gerektirir. Neticede d dnyada gerekten fertler
varsa ancak bu durumda kavramlar, reel gerekliklerle ilgili genellik ve kapsamll
ifade edebilir.
229
ehristn, age, s.144
230
ehristn, age, s.146
54
Gerekten mevcut olmayan nasl olur da zorunlu olarak var eder. Zira onlara gre
neden de nedenli de haldir.231
ehristn hali kabul edenlerin nc bir hatasn daha tesbit eder ve onlara
yle seslenir. Varlk konusunda btn ortaya koyduunuz halden baka bir ey
deildir. Bu durumda duyular alannda ve d dnyada (ahitte ve gaipte), varlkla ve
yoklukla vasflanmayan yani hal olmayan bir mevcut gsteriniz. ehristn,
gsteremeyeceklerini nk kadim ve hdisi de iine alacak ekilde en genel varln
hal olduunu kendileri belirtmilerdir. Cevherlik, uzayda yer kaplama, arazlara konu
olabilme birer haldir. Ohalde bu teoriye gre halin dnda baka bir eyin var
olmad sonucu kmaktadr. ehristn, bir eyin varln kabul edip de hal
olmad sylenecek olursa yle elikili bir durumun ortaya kacana dikkat
ekmektedir. Bir ey sbit olarak grlr ona da hal deildir, denirse bu ey umum
ve husus kapsamna girer, halbuki umumluk ve hususluk da hal olarak kabul
edilmiti. yle ise elikili durum udur. En genel ve zel olma kategorilerini hal
kabul edenler 'yoktan (l ey) baka bir ey yoktur ve var olmaytan baka bir ey de
mevcut deildir, demi olurlar ki bu akla gelebilecek en imkansz eydir.232
231
ehristn, age, s.147
232
ehristn, age, s.147
233
ehristn, age, s. 147-148
55
ehristn, hal ile madm arasndaki iliki zerinde dururken mutezilenin hal
ve madm konularnda birbirine zt iki gr arasnda gidip geldiklerini nakleder.
Mutezile bazen, cins ve trlerdeki znel gerekliklere hal demektedir. Bu durumda
hal, varlklarn isim ve sfat olup, varlk ya da yoklukla nitelenemez. Mutezile bazen
de bu gereklii 'ey' diye ifade eder ki bu durumda onlar madmlarn sbit olan
halleri ve isimleri olur. Mutezilenin hali, bazen cins ve trlerle ilikilendirmesi,
bazen de madmlarla ilikilendirmesini ehristn, onlarn felsefecilerin baz
szlerini duyup, bir takm kitaplarn okuyup anlatlanlarn knhne ulamadan ve
olgunlatrmadan kelm meselelerin iine almalarna balamaktadr. Mutezile,
mantklarn ve metafiziki filozoflarn cins ve trn hakikati, zihindeki varlk ile
d dnyadaki varlklar arasndaki farkn ortaya konulmas gibi grlerini
almlardr. Bu hususlarda mutezile doru yoldadr. Ancak mutezileden cinsiyeti
234
ehristn, age, s.148
235
ehristn, age, s.148-149
56
belirsiz bir gurup doru yolda deildir nk halleri kabul edip 'onlar ne var ne de
yok' olduunu ileri srmlerdir.236
ehristn, hali kabul edenlerin cevherlik, cisimlik, arazlk, renklik gibi trleri
'yoklukta sbit olan eyler' olarak grmelerine hayret eder. Onlara gre bu
dncenin gerekesini bilgi konusunda grr. Zira bilgi eylere taalluk eder. Bilinen
(malm) eyler olmal ki bilgi onun zerine dayal olsun. Sonra bu eyler somut
varlklar olarak yani cevherlik arazlk, renklilik, siyahlk olarak var olan haller
doas gerei bilgi konusu olmad gibi tek balarna mevcut de deildirler.
ehristn bu ifadelerinden sonra artc olan hususun u olduunu syler. Yok olan
bir ey bilgi konusu kabul edilsin de var olan bir ey bilginin konusu kabul
edilmesin. Eer onlar, eyleri cinsleriyle ve nevileriyle tasavvur etmede akln
kurallarna uysalard, akln eylerin mhiyetlerini cinsleriyle ve nevileriyle tasavvur
etmesinden dolay d dnyada da mevcut olmalarn gerektirmeyeceini
bileceklerdi. nk varlk sebebleri ayrdr, mhiyet sebebleri ayrdr. Mutezile bu
iki ksm arasnda filozoflarn fark gzettiini duyduunda, zihinde tasavvur edilen
eylerin d dnyada somut varlklarnn olduunu zannederek madmun da bir ey
olduuna hkmetmi ayrca cins ve trn zihindeki varlnn d dnyada sbit
haller olduunu zannetmilerdir. Neticede madmun ey olduuna ve halin de sbit
olduuna hkmetmilerdir.237
Grlmektedir ki, hal, bir varlk probemi olmaktan ok bir bilgi problemidir.
D dnyadaki varlk ile zihinsel varlk arasndaki snrlar iyi tesbit edilirse ve insan
kendi bilgisine gvenirse bu problem zlecektir. Mutezilenin madma ey
demesi, nedensellik dncesini benimseyen filozoflarn fikirlerinden etkilenip hi
yoktan yaratma dncesi yerine, 'den' yaratma anlayna daha eilimli
olmalarndan kaynaklanmaktadr. Mutezilenin madma ey demesi, var olmayan
yok da olmayan hali kabule yatkn duruma getirmitir. Zihinsel varln, varlk deeri
akln prensipleriyle eliir gzkm, halin, varlk kategorilerinden hangisine
yerletilmesi gerektii hususunda tereddt edilmitir. Ancak hal, bize gre sadece
zihinsel bir varlk olarak deerlendirilebilir.
236
ehristn, age, s.158-159
237
ehristn, age, s.161-163
57
58
KNC BLM
VARLIK ALANLARI
A- MUTLAK VARLIK
Mutlak varln, terkip olarak iyi anlalmas iin ncelikle mutlak kelimesinin
anlamnn ve ne olduunun bilinmesi nemlidir. Mutlak kelimesi, (t-l-k) kknden
gelir. Salvermek, serbest brakmak, maddi ve manevi hibir arta ve kayda
balamamaktr. Mutlak varla mcerred varlk da denir. Mcerred (c-r-d) kknden
gelir. plak yapmak soymak anlamna gelmektedir. Bunun iin le 'cerda' denir.
Mcerred, soyulmu, plaklatrlm, zerinde hibir rt braklmam, ey ne ise o
olarak btn plakl ile ortaya konmu demektir. Trke'de soymaktan soyut,
mcerredin karl olarak kullanlmaktadr.238
238
Hseyin Atay, Frb ve bn Sn'ya Gre Yaratma, s.11
239
Gelenbev, Risle f Tahkiki Nefsi'l-Emr, Sleymaniye, Yazma Balar, 4140, vr.147a
240
Hseyin Atay, age, s.11
241
Hseyin Atay, age, s.11; bn Sn, el-Mantk el-Medhal, Msr trsz, s.65; bn Sn, Nect, Yeniden
Gzden Geiren. Macit Fahri, Beyrut 1985, s.256
59
Ahmet yazan olsun veya olmasn, mutlak olarak yine insandr.242 Burada Ahmet'in
insan ve hayvan kavramlaryla nitelenmesi, yaz yazma artna balanmas onun
kayt altna alnmas demektir. yle ise art koulan 'yaz yazma' ne tek bana
Ahmet'e insanlk kazandrr, ne de o art yerine gelmedii zaman o insanlndan
olur. Ahmet yaz yazsa da yazmasa da yine insan olmakta devam etmektedir. Buna
gre her hangi bir vasf art komadan da biz somut varlklar mutlak olarak
dnebilmekteyiz.
242
Gelenbev, Vahdet-i Vucut, Sleymaniye Esat Efendi, 3502, vr.13b
243
Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk Nazariyesi, Ankara 2001, s.85
244
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, C.1, s.240
245
Cabiri, age, s.405
60
B- ZHNDE VARLIK
Zihinsel varlk, slm dnce tarihinde herkesin kabul ettii bir varlk tarz
deildir. zellikle baz kelamclar, bir eyin tasavvur edilmesinin, onun zihnimizde
de husuln gerektirmesi halinde, insan zihninin scak-souk, doru-eri gibi
niteliklerle niteleneceini, da, gk gibi eylerin hakikatleri zihne smayacak
byklkte olduu iin bunlarn zihinde hsl olamayacan246 syleyerek zihinsel
varla kar kmlardr.
Zihinsel varla kar kan kelamclar 'hsl olma'247 ifadesine, zihinsel varl
savunanlar ise 'sbut bulma'248 ifadesine dayal olarak fikir yrtrler. Hsl olma, bir
eyin ontolojik olarak mevcut olmas, subut bulma ise bir eyin herhangi bir ekilde
var olduunun nermesel ifadesidir. Sbut, hsl olmaktan daha genel olarak
deerlendirilebilir. Buna gre d dnyada mevcut olan her eyi sbit olarak kabul
edebiliriz, ancak her sbit olann d dnyada bulunma zorunluluu yoktur.
Bir varlk, ontolojik olarak ayn anda ayr iki mekanda (d dnyada ve
zihinde) olsayd, bu durum elimezlik ilkesine249 aykr olurdu. Zihinsel varla
kar kanlarn 'eer d dnyadaki ate zihnimizde hsl olsayd zihnimizi yakard'
eklindeki yaklamlar mantn elimezlik ilkesine dayandrlsa gerektir. Zihnimiz
yanmadna gre ate zihinde hsl olmuyor, hsl olmayan bir ey de yok demektir,
anlayna dayandrlm olabilir. Sadece d gerekliin varln kabul edenler bu
nedenle zihinsel varl kabul edememilerdir. Gelenbev, kelamclar zihinsel varl
246
c, Mevkf, s.52-53
247
c, age, s.53
248
c, age, s.52; Tehnev, Kef, c.1, s.246
249
brahim Emirolu, Klsik Manta Giri, s.16
61
Zihinsel varl kabul edenler u cevab verirler: rnein atein bir mahalde
hsl olmas, o mahallin onunla vasflanmasn gerektirir. Ancak atein suretinin ve
benzerinin zihinde hsl olmas ise o mahal ile vasflanmasn gerektirmez.253 Bir
rnek verecek olursak, ate sobada yanarken sobann scak olmas zorunludur, ancak
iinde ate yanan sobann aynadaki grnts aynay yakmaz ve stmaz. Zihindeki
atei de buna benzetebiliriz.
250
Gelenbev, Risle f'l-Vucdu'z-Zihn, Sleymaniye, Giresun Yazmalar, 106, vr.82a
251
amil al, Kemal Paazde'nin Felsefi ve Kelami Grleri, Ankara 2000, s.82
252
bn Sn, et-Ta'likt, nr. Abdurrahman Bedevi, Kahire 1973, s.146
253
Ali Kuu, erhu't-Tecrd, Matbaa-i mire 1311, (erhu'l-Mevkfn kenarna baslm, c.2 ve
3'de.), c.2, s.30
254
amil al, age, s.104; Kemal Paazde, Vucdu'z-Zihn, Sleymaniye, Ayasofya, 4820, vr.55a
255
c, Mevkf, s.53
62
'scak' derken aslnda kendisinden scaklk hsl olan eyi kastetmekteyiz. Bir eye
souk yargsnda bulunduumuz eyler iin de ayn durum geerlidir.
D dnyada somut olarak var olan nesneler hakknda ate scak, buz souk
dediimizde onlardan elde edilen bir suret zihnimizde hsl olmaktadr. Somut
varln suretinin zihinde hsl olmasna husl bilgi denir. Bir baka deyile husl
bilgi, bilende bilinen eyin suretinin hsl olmasdr.256
Gelenbev'ye gre, bilgi, aklda bir eyden hsl olan surettir.257 Bir eyin
aklda hsl olan sureti, o eyin aklda dierlerinden ayrt edilmesinin bir gereidir.
yle ise bilgi, bir eyin suretinin zihinde hsl olmasyla o eyin dierlerinden ayrt
edilmesidir. Akl bu ayrt etme zelliine sahip olduundan hsl olan bu anlama
suret ad verilmitir. Nitekim d dnyadaki bir eyin kendine has ekli, dier
eylerden kendisini ayrt etmeye sebep olur.258 Gelenbev somut varlklarn bilgisini,
'bir eyin suretinin, zihinde hsl olmas' eklinde tarif etmesi, zihinsel varl kabul
eden filozoflarla ayn gr paylatn gstermektedir.
Zihinsel varl kabul etmeyen kelamclarn bir ouna gre, bilgi, bilen ile
bilinen arasnda zel bir iliki (izafeti mahsuse) kurmaktr. ayet bu suret herhangi
bir ekilde mevcut olmasayd bu izafet de gerekte mevcut olmazd. nk nisbet
edilen eylerin iki taraf da gereklemeden nisbetin gereklemesi muhaldir.259
Burada bilen zihin, bilinen ise surettir. Gelenbev'ye gre kelamclarn zihinsel
varl kabul etmemelerinin anlam 'bir eyi tasavvur veya tasdik ettiklerinde ondan
aklda bir suretin meydana gelmemesi' anlamnda deildir. Zira aklda bu durumda
bir suretin varl apaktr. yle ise bu reddediin anlam nedir? Gelenbev'ye gre
bunun anlam, zihinde hsl olan bu suret, bilinen mhiyetin varlndan baka bir
eit deildir. Zira mhiyet tektir. Mesela, 'Gne' gibi. Gnein iki varl vardr.
Birisi d dnyadaki varl, dieri ise zihindeki varl. Hem zihinsel varl kabul
edenler hem de kabul etmeyenler eyann suretlerinin varln inkar etmiyorlar.
256
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.33; Ahmet Aslan, Kemal Paazde Tehft Hiyesi, s.336;
Ahmet Aslan, Hiye ale't-Tehft Tahlili, stanbul 1987, s.208
257
Gelenbev, Burhan, stanbul, 1306, s.3; Abdulkudds Bingl, Gelenbev'nin Mantk Anlay, s.15
258
Gelenbev, Hiye ala Tehzbi'l-Mantk ve'l-Kelam, 1288, s.175 (1234 Bask, s.240);
Abdulkudds Bingl, age, s.15
259
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.152
63
Yine bilgiyi bir izafet olarak kabul ettiimizde, nisbet edilen eylerin iki taraf
da gereklemeden nisbetin gereklemesi muhaldir. Buna gre kelamclarla
filozoflar arasndaki anlamazlk, bu suretin mhiyet nevi konusunda gkyzndeki
gne ile zihnimizdeki gnein birbirine denk olmas -filozoflarla bir ksm
kelamclar bu grtedir- veya ondan ayrk olmas (mbayin) konusundadr.
Zihindeki bu suret ya misal aleminden ve asl ideler (el-msll muallaka) diye
isimlendirilen soyut benzerlerinden olur. Bunlar o suretleri sbit grenler iin
mevcudatn ayandr. Nitekim bir ksm filozof bu grtedir.261 yle ise ate veya
gne, zihnimizde hsl olsayd, zihnimizi yakard diyerek zihinsel varl inkar eden
kelamclar Eflatun'un ideler alemine ait grlerine tepki gstererek bu sz
sylemi olmaktadrlar.
260
Gelenbev, Hiye al Tehzbi'l-Mantk ve'l-Kelam, s.164
261
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.152
262
Mustafa Sabri, Mevkf'l-Akl ve'l-lmi ve'l-lem, c.3, s.98
64
263
Gelenbev, Risle Ferde Semne, Kprl, Mehmet Asm Bey, 3.ksm, vr.91a
264
brahim Emirolu, Klsik Manta Giri, s.57-58
65
Filozoflarn zihinsel varl isbat etmek iin kullandklar bir delil de udur.
Mmteni', iki zddn bir araya gelmesi, mutlak varln kart olarak yokluk vb. gibi
265
Ali Kuu, erhu't-Tecrd, c.2, s.32-33
266
Gelenbev, Risle Ferde Semne, vr.91b
267
Gelenbev, Burhan, stanbul 1306, s.18; Abulkudds Bingl, Gelenbev'nin Mantk Anlay, s.52-
53
66
268
c, Mevkf, s.52; Taftazn, erhu'l-Maksd, thk. Abdurrahman el-Umeyra, Beyrut 1998, c.1,
s.346
269
Taftazn, age, c.1, s.346
270
Gelenbev, Risle Ferde Semne, vr.91a
271
Gelenbev, Risle Ferde Semne, vr.91a
67
Zihin d varlklar (ayn) fertlerin tek tek ahsiyet kazanm, teayyn etmi
olan gerek varlklardr. Varlk sznn d dnyada fertlerinin bulunmasna
baklarak anlalmasna d dnyada varlk denir.273 Zihin dnda varlk, zihin
dnmeden de var olan ey demektir. Ayn ayn'n ouludur. Ayn, ey ve obje
demektir. D dnyada bir eyin, cevherin cismin, nesnenin olmas demek, o eyin
fiil ve fonksiyonlarnn meydana gelmesi ve bulunmas demektir.274
Ayn kelimesi Kelam ve Felsefede 'bolukta kendi bana yer tutan, arazlarn
taycs olan madde anlamnda kullanlmtr. Bilindii kadaryla ilk defa Abdullah
b. Mukaffa'nn Aristo'nun kategorilerinden birincisi olan cevher kavramn Arapa'ya
'ayn' kelimesiyle evirmesi zerine slm dncesi literatrne giren bu kavram,
sonraki dnemlerde cisimlerdeki suret, kelamclar tarafndan ise arzlarn taycs
olan madde veya 'cevher-i ferd' anlamnda kullanlmtr.275 Ayn, felsefede zihn
(mcerred) varln kart olarak 'duyularla idrak edilen haric (muahhas) varlk'
272
Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk Nazariyesi, s.49
273
Hseyin Atay, Frb ve bn Sn'ya Gre Yaratma, s.12
274
Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk Nazariyesi, s.53
275
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.242; H.Bekir Karla, "Cisim" md. TDVA, c.8, s.28
68
anlamnda kullanlmaktadr. Ayn varlk duyularla idrak edildii veya bal bana
varln srdrebildii iin bu ad almtr.276
Zeyd isimli herhangi bir insan ele alrsak, bu insan duyular olan, bir mekan
igal eden, zaman iinde yer alan, duyular aracl ile idrak edilen, azlk-okluk,
nasllk vb. sfatlara sahip bir varlktr. Fakat 'insan' sadece u veya bu ahs deil,
Zeyd'de, Mehmet'de, Ali'de ve dier tm insanlarda ortak olan kll bir anlamdr. Bu
kll mana, zihinsel bir varlktr ve akl yoluyla kavranr. Ancak bu kll manalarn
Platon'un iddia ettii gibi reel ve somut varlklar yoktur.278 Gelenbev, 'Tabii kll'
dedii varln, zihinsel mi yoksa zihin d bir varlk m olduuna yer vermektedir.
Gelenbev, tabii kllnin d dnyada varln kabul edenlerin, onun ahsi varlkla m
yoksa baka bir varlkla m mevcut olduunda ihtilaf ettiklerini belirtir. Bir ksm
ikincisini kabul emilerdir. Buna gre insan gibi bir mhiyet, hayvan, cisim,
konuan, hassas gibi o mhiyetin czleri onlara gre darda mevcutturlar. Varlklar
da Zeyd gibi fertlerinin varlklarndan farkldr. Tahkik ehli ise birinci grne, yani
d dnyada mevcut olmadklar grne vardlar. nk tabii kllnin fertlerinden
baka bir varlklar olsayd onlara bir eyi yklem yapmamz mmkn olmazd.279
276
Yusuf evki Yavuz, "Ayn" md, TDVA, c.4, s. 256
277
S.Hayri Bolay, "Alem" md. TDVA, c.2, s.360
278
Cabiri, Arap slm Kltrnn Akl Yaps, s.567
279
Gelenbev, Tehzbu'l-Mantk ve'l-Kelam, 1288, s.111
69
Gelenbev'ye gre zorunlu varlk olan Tanr da tek bir ferttir. lk var, taayyn,
fertlii ve ahsiyeti ile zihin dnda vardr.280 'Bir ey darda vardr' eklinde
sylediimiz szn z aynda var olan anlamna gelmektedir.281
D- NEFS'L-EMR'DE VARLIK
280
Gelenbev, Mifthu Babi'l-Mvecciht, Ek-1'de, s:12
281
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.242
282
Seyyid erif Crcn, et-Ta'rft, s.169
283
Celleddin Devvn, Risle f Tahkiki Nefsil-Emr, Sleymaniye, zmirli smail Hakk, 2686
(Rislet'l-mtihan inde) s. 198-199
70
Ancak bazen konu ontolojik olarak var olmayp var olmas mmkn olabilir.
Gelenbev, bunun iin 'anka' kuunu rnek vermektedir. 'Anka mmkndr.'
nermesinde ankann mmkn olmaya nisbet edilmesinin nefs'l-emirde
gereklemesi, zihinde ankann varlndan dolaydr. rnekte, yklem imkandr,
imkann ankaya nisbet edilmesi ondan soyutlamadr. Nefs'l-emirde var olmann
genellii, harici ve zihn varlktandr. Buna gre nisbetin varl ve dier itibar
eyler zihinde olduu iindir.285
284
Gelenbev, Risle f Tahkiki, Nefsi'l-Emr, Sleymaniye, Yazma Balar, 4140, vr.147a
285
Gelenbev, age, vr.147a
286
Gelenbev, age, vr. 147a
71
Grlmektedir ki, 'nefs'l-emr' eklinde ayr bir varlk alan almas sadece
zihinde var olan eylerle ilgili haberde bulunmak iindir. Aksi halde onlarla ilgili
konumann bir anlam olmazd. Bu ayrmn u faydas olabilir. zerinde
konutuumuz eyin varlk deeri ve eidi ortaya konulmakta ve varlk alanlar ve
hkmleri hakkndaki karklk nlenmeye allmaktadr.
Zihin dnda var olan bir eyin zihinde de olmas zorunludur. nk bilen var,
bilinen de vardr. Ancak, zihinde olan her eyin zihin dnda da olma zorunluluu
yoktur. Hayali ve faraz olan eyler gibi. Anka kuu ve Van Gl Canavar gibi. Bu
287
Gelenbev, age, vr. 147a
288
Gelenbev, age, vr.148b
289
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.38
72
gibi durumlarda zihin dnda var olmayp da zihinde var olan eylerin bilgisi ve
yoklarn, ve olumsuz nermelerin bilgisi nefs'l-emirle aklanmak istenmektedir.
Nefsl-emr, eyin kendisi, haddi ztnda eyin kendisi anlamnadr. Bir farz
edenin farz etmesi ve bir dnenin dnmesi olmasa bile, hkmn bir ey iin var
olmasdr. Hakknda hkm verilen bu ey, ister harite ister zihinde var olsun
hkm onun iin yine de sbittir. Bir eyin harite var olmas ise, onun asli
varlnda yle olmasdr. yle ise nefsl-emir, harici ve zihn varl iine alr.
Harite olan her ey kesinlikle nefsl-emirdedir ve aralarnda eksik giriimlilik
vardr290, nk bazen bir ey nefsl-emrde olur ama zihinde olmaz, harite
olmasna ramen zihinde olmad gibi; bazen de zihinde olur ama nefsl-emrde
olmaz, yanllar gibi. O halde harite mevcut olmayan eyler nefsl-emrde baz
sfatlarla sfatlanm olur. Fakat sadece zihinde var olanlarn sfatlanmalar da sadece
zihindedir, aksi takdirde malul yokluu gibi eylerle sfatlanmada zihn varln bir
etkisi olmazd. Akl yle hkmeder: Elin hareketi yok ise anahtarn hareketi de
yoktur ama yle denemez: Anahtarn hareketi yok ise elin hareketi yoktur. Bu,
varla kyasla illiyet delilidir. Akl yle hkmeder:Elin hareketi vardr, anahtarn
hareketi de vardr. Tersi doru deildir. Aksi halde illet yokluu sadece zihinde
gerekleseydi illiyetle sfatlanma bu bakmdan sadece zihn varlkta olurdu ve bu
sfatlanmada zihnin bir etkisi olmazd. 291
Zihin, insandaki idrak etme gcdr. Zihn varlk, yalnz zihinde mevcut olup,
darda vcudu olmayan eylere denir. nsann ztyla deil, birer bamsz vcud ile
mevcut ve belirgin olan harici eyann her trl akl varsaymlardan uzak bir surette
gerekleen zt vcudlarna da nefs'l-emr'e ait varlk denir. Hari'in de iki anlam
vardr: Zihinden hari denilince, bazen soyut varlklar gibi bsbtn idrak snrlar
dnda kalan eyler kast olunur. Bazen da zihnin faraz ynelmesinden, dier bir
ifadeyle mmkn olann ihatasndan hari kalan eyler kast olunur. Alemde hibir
ey zihinden hari deildir. Fakat zihnin faraz ynelmesinden darda kalan pek ok
eyler vardr. Bunlarn zihnin kapsam alannn dnda olmalar nefs'l-emr'e ait
vcud ile mevcut olmalarna engel deildir. Mesela Amerika ktas kefedilmeden
nce, zihnin ihatasndan hari, nefs'l-emr'e ait varlyla mevcut idi. nk byle
290
Eammu min vechin: Mantkta kavramlar aras illikide 'eksik giriimlilik' anlamnadr.
291
Alaaddin Ali Ts, Tehft'l Felsife (Kitabu'z- Zuhr), ev. Recep Duran, s.147
73
Nefs'l-emr, elinden gelen btn gayreti sarf eden aratrmacnn iddia etmi
olduu eydir. Nefs'l-emr, vaki olan, hadd-i ztnda olan ve Tanr'nn bilgisinde
olan eydir.294
292
mer Ferit Kam, Dini Felsefi Sohbetler, Sadeletiren. Sleyman Hayri Bolay, Ankara, s.172,
293
lker ktem, Mestcizade'nin "al-Hilafiyyat Beyne'l-Hkem Ma'a al-Mutekellimn va al-
Hilfiyyt Beyne'l-Mu'tezile ma'al'l-E'ira ve al-Hilfiyyt Beyne'l-E'ira va al-Hilfiyyt Beyne'l
Beyne'l-E'ira Ma'a al Mturidiyye" Adl Eseri, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Ankara 1993 s. 78
294
lker ktem, age, s. 177
74
NC BLM
VARLIK MODLARI
295
A. Kadir en, Mantk, s.31
75
296
Rfat, Vesilet'l-kan, stanbul 1317, s.64-65
297
Necati ner, Klsik Mantk, Ankara 1991, s.76; Necati ner, Klsik Mantkta Modalite (Felsefe
Yolunda Dnceler, iinde) s.162; Necip Taylan, Mantk Tarihesi ve Problemleri, FAV, stanbul
1996, s.113
298
Frb, Peri Hermenias (Kitbu'l-bare) nr. Mbahat Trker-Kyel, Ankara 1990, s.57
299
Hilmi Ziya lken, Mantk Tarihi, stanbul 1942, s.105-106
300
Ahmet Cevdet, Miyar- Sedad, Mantk Metinleri 2 iinde (haz. Kudret Bykcokun), stanbul
1998, s.78
301
Necati ner, Klsik Mantk, s.148
76
302
Gelenbev, Mifthu Babi'l-Mvecciht, Ek-1'de, s.2
303
Gelenbev'nin Mifthu Babi'l-Mvecciht isimli risalesinin, 'imkan risalesi' adyla ayr basks
yaplmtr. lk bask Matbaa-i mirede 1236 tarihinde, ikincisi, Hasan Hilmi Rizevi'nin elle yazp
1303 tarihinde tab' ettii bask, ncs ise 1309 tarihinde baslmtr. Bu basknn ierikleri
ayndr. Bu basklar destekleyen sadece tarihsiz bir yazma nsha Sleymaniye Ktphanesi, Denizli,
68'de kaytl bulunmaktadr. Ancak btn nshalarda giri blmnde mellif tarafndan kitabn ismi
'Mifthu Babi'l-Mvecciht' diye isimlendirilmitir. Bizim incelediimiz sekiz adet el yazma nsha,
basks yaplan kitaplardan ierik ve ifade bakmndan farkllk gstermitir. almamz
salamlatrmak iin Sleymaniye, Esat Efendi, 3850 numarada kaytl en eski olarak grdmz
1195 tarihli nshay esas alarak sekiz nsha ile tahkik yaptk. Dipnotlarda, yaptmz tahkiki
kullandk. Ksaca Miftah olarak belirttik. Arapas Ek-1'de grlebilir.
304
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.1
305
Necati ner, Klsik Mantk, s.83
306
'Frb, Peri-Hermeneias Muhtras', (nr. Mbahat Trker-Kyel.) DTCF Aratrmalar Enstits
Dergisi, Yl. 1966, c.IV, s.29
77
307
smail Kz, slm Mantklarnda Modalite Teorisi, Baslmam Doktora Tezi, Ankara 2000,
s.125-127
308
brahim Emirolu, Klsik Manta Giri, s.121; Ahmet Cevdet, Mi'yar- Sedad. s.92-95; Rfat,
Vesilet'l-kan, stanbul 1317, s.64-66
309
Abdulkuddus Bingl, Gelenbev'nin Mantk Anlay, s.57
310
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.2
311
Necati ner, Klsik Mantk, s.38-40
78
317
smail Kz doktora tezinde gerekeleri farkl olmakla beraber Gelenbev'nin vard neticeye
ulamtr. Konu ile ilgili deerlendirmesi eyledir: "bn Sn'nn zorunlu ile mmkn arasndaki ba
nasl kurduu pek ak deildir. Mmkn m zorunludan kar? Yoksa zorunlu mmknden? Pek ak
deildir. Bunun yannda mmkn imkansz nasl dndryor? Bu da tartlr bir konudur. yle
grnyor ki, en tartmasz modalite imkansz modalitesidir. nk imkansz ne zorunluya ne de
mmkne ilintili deildir. bn Sn'da zorunlu ve mmkn ayn zamanda varlk alannda karln
buluyor, oysa imkansz sadece zihinsel kalyor. Yani imkansz karlayan bir varlk alan yoktur. Bu
daha ok zihnin bir durumunu ifade ediyor. Netice itibariyle imkansz ne zihinsel olarak ne de
ontolojik olarak mmkn ve zorunludan kmaz, ancak, mmkn ve zorunlu bn Sn'nn anlaynda
ontolojik olarak ve mantksal olarak birbiriyle ilintilidir." smail Kz, slm Mantklarnda Modalite
Anlay, s.106-107
318
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.4-5
80
A- MMTEN' VE MAHYET
Mmteni, yokluu ztnn gerei olup, varln aklen tasavvur etmek imkansz
olan ey diye tarif edilir. rnein, 'Allah yoktur', 'drt says tektir' nermeleri gibi.
Muhal ve mstahil de denen mmteninin zellii, hibir surette var olmamaktr.
Yokluk onun mhiyetinin gereidir.319 Crcn muhal iin 'bir czn ayn anda hem
hareketli hem de hareketsiz olmas'n rnek olarak vermektedir.320
319
Taftazn, erhu'l-Maksd, c.1, s.460-461; zmirli smail Hakk, Yeni lmi Kelam, Evkaf-
slamiye Matbaas, stanbul 1339-1341, c.1, s.247; Abdullatif Harpt, Tenkhu'l-Kelam, stanbul
1327, s.34
320
Crcn, Ta'rft, s.143
81
ztnn gerei olana vacip, yokluu ztnn gerei olana mmteni deriz. Gelenbev
mmteniyi, ztyla mmteni ve bakasyla mmteni olmak zere iki ksma
ayrmaktadr. Yokluunun zorunluluu ztndan dolay ise 'zt mmteni' (el-
mmteni' bizzt), bakasndan dolay ise 'bakasyla mmteni' (mmteni' bil-gayr)
demektedir.321
zmirli smail Hakk, mmteniyi yle tarif etmektedir. Yokluu ztnn gerei
olan malmdur ki, varl kabil deildir. Liztihi mmteni olan malm budur.
Bakasyla mmteni ise mmkn ile ilikilidir. Mmkn mmteni olunca ztndan
dolay deil, bakasndan dolay mmteni olmaktadr. Mmteni asla var olmaz, zihin
dnda asla mevcut olmaz, akl onu var olan bir mhiyet olarak asla tasavvur
edemez.322
Rza Tevfik Blkba'na gre mmteni, akln sar kald yani anlayamad
eydir. Aklda yeri olmayan eye mmteni denmitir. d ve akl olmak zere
mmteni iki ksma ayrlmaktadr.323 Baka bir ifade ile tabii ve akl mmteni de
diyebiliriz. Absurd, aklen mmteni' olan ve impossible-imkansz olan eye
denmektedir. Rza Tevfik'e gre bu farkn byk nemi vardr. Zira tecrbeyle
mmkn olmayan bir ey mutlaka aklen de mmteni olmak lazm gelmez. O sadece
u grdmz incelediimiz tabii artlar dairesinde vuku bulmamaktadr. rnein
dnya kendi etrafnda doudan batya dnmektedir. Bunun aksine hareket etmesi
mmkn deildir. Ancak akl byle bir hareketi tasavvur edemedii iin buna
mmteni diyemeyiz. Haddi ztnda akla smayan bir hareket deildir. Ancak drt
keli bir genin bulunmas mmtenidir. Zira gen keli bir geometrik ekil
olduu iin drt keli olmas genin zsel mhiyetiyle elimektedir. Buna gre
drt keli gen aklen mmtenidir. Akl byle bir eyi asla idrak edemez.
boyuttan yoksun bir mekan, yer tutmaktan mahrum olan bir madde, mekandan
bamsz bir hareket de akl tarafndan idrak edilemedii iin mmtenidir. Yine bir
eyin ayn zamanda hem var hem de yok olmas yine mmtenidir.324
321
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.33; Gelenbev, Rislet'l-mkan, Matbaa-i mire, 1263, s.47-48
322
zmirli smail Hakk, age, c1, s.247-250
323
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.59; Rza Tevfik Blkba, age, "Absurde" md, c.1, s.63
324
Rza Tevfik Blkba, age, c.1, s.64
82
gen rneinde de grld gibi mmteni olan akl bir hkmn, kart ile
elimesi gerekmektedir. Bu eliikliin de ak olmas icab eder. nk bir ok
hkm mmteni' olmad halde eliki ok ak grlmedii iin bunlarn mmteni'
olduklarn hemen anlamak kolay deildir. Mantn kurallarndan bazen yardm
almak da gerekebilmektedir. Hemen mmteni hkmn verebilmemiz iin znde
elikinin bulunduu derhal zihne gelmelidir.
Gelenbev, mmteninin zihinlerde hsl olan suretinin 'kll bir suret' olduunu
kabul eder. Her kllnin zihinlerde gereklemi suretleri nefs'l-emirde mevcuttur.
Buna gre mmtenilerin 'hviyetleri' nefs'l-emirde var olmasa da, kll suretleri
nefs'l-emirde vardr. Mmtenilerin d dnyada varlklar yoktur, fakat zihinlerde
kll suretleri vardr. te Gelenbev'ye gre bilen bu tmel suretlerle iliki
kurduundan dolay mmteni olan eyin bilinmesi sz konusu olmaktadr.
325
Rza Tevfik Blkba, age, c.1, s.65
83
326
Gelenbev, Mahiyet'l-Mmteni, Sleymaniye, Yazma Balar, 4140, vr.148b-149b; Gelenbev,
Risle Tabhasu an Mahiyeti'l-Mmknt ve'l-Mmtenit, Sleymaniye, Serez, 3847, vr. 127a-127b
84
327
lhan Kutluer, bn Sn Ontolojisinde Zorunlu Varlk, stanbul 2002, s. 21-22
85
bakyordu. Bunlardan biri sevgi dieri nefretti. Sevgi birletirmekte, nefret ise
ayrmaktayd. Bu sistemde sevgi, Newton'un ekim kavramn hatrlatr tarzda, sk
sk bir i muharrik kuvvet olarak anlmtr. Abdera Okulu yani Atomcularn nl
filozoflarndan Leukippos ve Demokritos, zorunluluk kavramn sebeblilik fikirleri
dorultusunda deerlendirmiler ve "gaye sebep" fikriyle olan ztln
vurgulamlardr. Abdera Atomcular, nesnelerin oluumunu determinist bir
zorunluluk kavramyla aklamlar, gaye sebepten sz etmeden her eyi tabii
zorunluluun ellerine brakp kader kavramn zorunluluk kavram ile
yorumlamlardr. Bu ekole gre atomlar bir sebebin sonucu olarak bir arada
bulunmakta, daha gl bir zorunluluk tarafndan etkilendiklerinde ise
dalmaktadr. Daha gl olan zorunluluk, atomik arpmalarn yaratt bir eydi.
Evrendeki hzl atomik dn hareketi tm olularn sebebi saylm ve bu yzden
zorunluluk diye isimlendirilmitir. Atomcular, her trl hdiseyi atomik
bileenlerinin hareketiyle aklayp, sebeplerin sonular zorunlu olarak
gerektirdiini savunmulardr. 328
328
lhan Kutluer, age, s.22-26
86
Aristotales'e gre bir ksm zorunlu, zorunluluunu kendisinden baka bir eye
borludur. Dier bir ksm zorunlu ise baka eylerde bulunan zorunluluun
kaynadr. yle ise ilk ve temel anlamnda zorunlu basit olandr. nk basit olan,
bir ok biimde olamaz.329 Bu ifadelerden Aristoteles'in "kendisiyle zorunlu" ve
"bakasyla zorunlu" ayrmn yapt aka grlmektedir. yle ise bu ayrm
yapt andan itibaren zorunluluk kavramnn asl metafizik anlamna temas ettii
sylenebilir. Filozof zorunluya verdii metafizik anlam kelimenin ilk ve temel
anlam saym ve onu basit kavramyla zdeletirmitir. Bir ey zorunluluunu
bakasndan almyorsa, naslsa yle olmak, deiime ak bileenlerden olumamak
anlamnda basittir. Bu basit eyin olmamas veya baka trl olmas mmkn
deildir. Aristoteles, zorunluluk kavramn metafizik anlamnda kullandnda her
eyden nce Ezel- Ebed bir lk Hareket Ettirici'nin varln zorunlu olarak kabul
etmektedir. Hareket varsa hareket ettirici de olmaldr, yle ise ilk hareket ettiricinin
varln kabul etmek zorunludur. Bu zorunlu varlk, kendinde kuvve hali
barndrmayan bilfiil varlk olmaldr. Kendinde kuvve hali barndrsayd var
olmamas da mmkn olacakt. Kuvve halinden bamsz olduuna gre lk Hareket
Ettirici'nin maddeden bamsz olmas gerekir. Ayrca sreklilik arz eden devri
hareketler bulunduuna gre bunlara ilk hareketini verenin de Ezel-Ebed olmas
zorunludur. Aristoteles teolojisinde Tanr ayn zamanda gaye sebeptir. Gaye varlk
olduu iindir ki, evrene ilk hareketi o vermektedir. Byle bir gaye sebebin nihai
sebep olabilmesi iin hareketli olmamas gerekir. nk gerek gaye 'fiilin amac
olan ey'dir, bunun yannda deimeyen ve hareket etmeyen varlklar, fiilin kendine
yneldii gaye olabilir ve 'ma'uk' olarak hareket dourur. teki eyler hareket
ettirildikleri iin hareket ederler. Aristoteles'e gre ilk dairevi hareketi meydana
getiren ve kendisi hareket etmeyen ilk hareket ettirici olarak Tanr, zorunlu varlktr.
O iyidir ve 'lk Prensiptir.'330
Vucub kelimesi, bir eyin vuku bulmas ve yere dmesi anlamna gelir. Dier
anlamlar da bu anlamdan domaktadr. Al veri 'vacip oldu' denildiinde
329
lhan Kutluer, a.g.e, s.27-28; Aristoteles, Metafizik, trc. Ahmet Arslan, zmir 1985, I, 248-250
330
lhan Kutluer, a.g.e, s.30
87
gerekleti ve vuku buldu manas kastedilir. 'Vacip' den sakt demektir.331 'Vcub'
lazm olma, gereklilik ve gerekme, sbit olma, sbut bulmadr.332 Gnein batmasna
vcub dendii gibi, evin, duvarn veya herhangi bir eyin yere dmesine de vcub
denmektedir. Kur'an'da hayvanlarn kesilip 'yanlar zerine yere dmesi'333 vcub
kelimesi ile ifade edilmitir. Kesilen devenin yere dp yerlemesi ve orada sbit,
hareketsiz kalmas, aklp kalmas anlamna gelmektedir. 'Vcub' lazm olmak,
yerleik olmak, gerekmek anlamlarna da gelmektedir.334 Vcub, zorunlu, gerekli,
zarr olmak, kanlmaz olmak, zorunlu olarak var olmaktr.335
3. Zorunlu Varlk ve Zt
331
bn Faris Ebul Hseyin Ahmet, Mu'cem Mekayisi'l-Luga, Msr 1368, c.6, s.89
332
bn Manzur, age, c.1, s.793
333
Hacc 22/36
334
bn Manzur, age, c.1, s.794
335
Asm Efendi, Kamus Tercmesi, 4/522
88
Zt ve mhiyet vcuddan nce gelir. Baka bir ifadeyle, herhangi bir nesne
fiilen vcuda gelmezden nce onun zt ve mhiyeti tasavvur halindedir. Crcn'ye
gre 'zt' bir eyin ta kendisidir.340 zmirli smail Hakk'ya gre, tabiatta gereklemi
mevcutlarn bir zt ve mhiyeti olduu gibi, akli mevcutlarn da bir zt ve
mhiyetleri vardr. Demirin nasl bir zt varsa genin de yle zt vardr.341
336
Rahman 55/26-27
337
aban Ali Dzgn, age, s.140
338
Tahnev, Kef, thk. Lutfi Bedi, Msr 1963. s.288
339
Crcn, Ta'rft, s.58
340
Crcn, age, s.78
341
zmirli smail Hakk, Yeni lmi Kelam, c.1, s.255
89
342
Hayrani Altnta, bn Sn Metafizigi, Ankara 1992, s.3
343
zmirli smail Hakk, age, c.1, s.256
344
bn Sn, if lhiyt II, s.344; Mehmet Da, Cveyn'nin Allah Alem Gr, (Baslmam
Doentlik Tezi) s.21
345
zmirli smail Hakk, age, c.1, s.254; Mustafa Sabri, Mevkfu'l-Akl, c.3, s.98
346
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.232
347
Nesef, Bahru'l-Kelam, s.30
90
etmez. Cveyn'ye gre, varlk bir sfat olmayp, ztn kendisidir, varlk yer kaplama
eklinde cevherin ztna katlm bir sfat olmayp, cevherin kendisidir, varl
bilmek zt bilmektir.
u halde metafizik anlamda varln asln ifade eden zt, varla yapay ve
zamansal olarak erien taayynlere bir karlktan ibarettir. Zt cevherden srf soyut
olmasyla, vcuttan da saf anlamda ideal olmasyla ayrlmaktadr.
348
Ahkaf 46/3
349
Lokman 31/11
350
Hadid 57/3
91
Kind'ye gre Ezel yle bir varlktr ki O'nun hakknda mutlak olarak yokluk
sz konusu deildir. Ezel'nin ncesi yoktur ve varln srdrmesi bakasna bal
deildir. O sebebsiz varlktr. Ezel iin drt sebep yani konu (madde), yklem
(suret), etkin (fail) ve gaye sebep yoktur. Grlmektedir ki Kind sebeplilii fizik
alanda, sebepsizlii ise metafizik alanda temel olarak almaktadr. Aristo'nun drt
sebep anlayn benimsediini ve onlarn tabiat alannda gerekletiini kabul
ettiini grmekteyiz. Ayrca Kind, bozulan-bozulmayan, deien-deimeyen
ayrm da yapmaktadr. Ona gre ezel olan bozulmayandr ve deimez, nk
O'nda eksiklikten yetkinlie doru bir gei sz konusu deildir. Bozulu ve deiim
351
Elmall, Hak Dini Kur'an Dili, 1979, c.7, s.4730-4731
352
Mahmut Kaya, slm Filozoflarndan Felsefe Metinleri (Kind), stanbul 2003, s.15
92
bn Sn, zorunlu varln zt ile ilgili bir takm ayrc zellikler (havas) tesbit
eder. Gazl buna ztn lazmlar, son dnem kelamclar ise zorunlu varln
hkmleri derler. bn Sn, Frb gibi akl bakmndan varl iki ksma
ayrmaktadr. Zt dnldnde varl zorunlu olmayan 'mmkn varlk', zt
dnldnde varl zorunlu olan ise 'zorunlu varlk' olarak isimlendirir. bn Sn
353
Mahmut Kaya, age, s.16-17
354
Frb, Uyunu'l-Mesil (Islamic Philosophy Volume 12 iinde) Frankfurt 1999, s.57
93
355
bn Sn, if lhiyt I, s.37-38
356
bn Sn, age, s.37
94
357
bn Sn ifsnda mmteni'nin tarifi hakknda sylenenleri zikreder. Ama bunlar kendi gr
olarak zikretmez. Mmteni' ile ilgili grlere 'm ygl' ifadesiyle balamas bunu gstermektedir.
Bkz. bn Sn, if lhiyt I, s.35
358
bn Sn, Risleler (Rislet'l-Ariyye), ev. Alpaslan Akgen, M.Hayri Krbaolu, Ankara
2004, s.47
359
Gazl, Tehft, s.110-111
95
Gazl'ye gre dier varlklar zorunlu varla bal, zorunlu varln zt ise
onlara bal deildir. Gazlnin maksad zorunlu varln ztnn nedensiz olduunu
ortaya koymak deil, O'nun esersiz olabileceini ispat etmektir. Ona gre Zorunlu
varln dndakiler yok olsalar bile bu yokluk zorunlu varln da yokluunu
gerektirmez. Tersine dier varlklar, zorunlu varln varlna baldrlar. nk
nedenli nedene baldr fakat, neden nedenliye bal deildir.362 Gazl neden-
nedenli ilikisinde endiesini u nakille vurgulamaya alr. 'Baz insanlar, Allah'n
yokluu farz edilse bile bu yokluktan dolay alem var olduktan sonra yok olmas
360
Gazl, Tehft, s.117
Gazl hakknda farkl iki tesbit grmekteyiz. Birisi: Gazl, zorunlu varlk kavramndan 'varl
iin bir illet bulunmayan, zorunlu olarak ve ittifakla sbit olan bir mevcudu' anlamaktadr. kincisi:
Filozoflarn, 'zorunlu varln ya ztndan veya baka bir sebepten dolay sebebi yoktur' szleri
Gazl'ye gre hatal bir blmeyi ifade etmektedir. Birincide zorunlu varl nedeni olmayan, ikincide
ise 'ztndan veya bakasndan dolay nedeni olmayan' ayrmnn hatal olduunun Gazl tarafndan
sylenmesi elikili bir durum sergilemektedir. Bkz. Vahdettin Bac, Ontolojik Delil Ynnden
Zorunlu Varlk zerine Bir nceleme, (Baslmam Doktora Tezi) Erzurum 1985, s.55,61
361
Gazl, Maksdu'l-Felsife, s.203-204
362
Gazl, age, s.212
96
gerekmez, deme cesaretini bile gstermilerdir. Bu iddiay rnek alarak usta ile bina
arasndaki ilikiyi gstermilerdir. Usta binay yaptktan sonra lse, ustann
lmesiyle binann yklmas gerekmez, bina ayakta kalmaya devam eder.363 kisi
arasndaki fark bize gre aktr. Bina, ustaya paralarn hareket ettirip yerine
yerletirmede ihtiya duyarken, alem Allah'a yaratlmada ve yaratldktan sonra
varln devam ettirmede ihtiya duyar. yle ise bina-usta arasndaki nedensellik
ilikisi, Allah-alem arasndaki ilikiye benzememektedir.
363
Gazl, age, s.206
364
Rz, Mabhisu'l-Merikyye, thk. Muhammed Mu'tesimbillah el-Badd, Daru'l-Ktb'l-
lmiyye, Beyrut 1980, c.1, s.208
365
Devvn. sbtu'l-Vcib el-Kadme thk. Seyyid Ahmet Tsrikan, Tahran 2002, s.76; Rfat,
Delilu'l-kan, Dersaadet 1316, s.29-30
366
Devvn, erhu'l-Akidi'l-Adud, (Sayfann i ksm izgi ile iki ksma ayrlm st taraf
Devvn'nin, c'nin Akaid'ine yapm olduu erhdir, alt taraf ise Gelenbev'nin bu erhe yapm
olduu hiyedir.) Matbaa-i mire, 1317, c.1, s.232
97
Gelenbev'ye gre E'arler zihinsel varl kabul etselerdi, varln zta zit
olduunu da kabul ederlerdi. Son dnem E'ar alimlerinin zihinsel varl inkar
etmeleriyle birlikte mmkn ve vacip varlkta varln zta zit olmas ile ilgili
vardklar gr onlarn meseleye vakf olmadklarn gstermektedir. Onlar zihinsel
varl inkar etmiler fakat onun yerine 'taakkul varlk' ad altnda nefs'l-emirde
itibari durumlarn (el-umuru'l-itibariyye) varln kabul etmek zorunda kalmlardr.
Ancak Gelenbev'ye gre byle bir varlk eidi yoktur. E'arlerin ya zihinsel varl
kabul etmeleri ya da varln mhiyete darda arz olmasn kabul etmeleri
gerekmektedir. Gelenbev ihtilafn kaynan yle ortaya koymaktadr. Mmknde
ve vacipte varln zta zit olduunu kabul edenler onun harite mevcut hakiki bir
nitelik mi yoksa sadece zihinde varl bulunan itibari mi olduunda ihtilaf
etmilerdir. Kelamclarn ou o niteliklerin harite mevcut hakiki nitelik olduunu
kabul etmilerdir.
olduu gibi bakasndan dolay vardr. Varl kendi ztndan olan zorunlu varlk,
kim olaca baka bir varla ihtiya duymaz. yle ise filozoflara gre mec'l olan
hass varln mhiyetinin kendisi olur, mhiyetin varlkla vasflanmas deil. Buna
gre zt ile ilgili karmza iki durum kmaktadr. Birisi hass varln mhiyetinin
kendisi (nefsi) dieri ise mhiyetin varlkla vasflanmas.
Gelenbev'ye gre aslnda ztn varlnn ayns olmas ile ilgili filozoflarn
gr yine kelamclarn kastettii bir grtr. Zira zt, mevcut olan ahsiyet
kazanm hviyet zerine yklem yapmalar kelamclar iin mmkn olamaz. nk
varln mevcut mhiyete arz olmas gerekecektir. Neticede ztn iki vcudu olmu
olacaktr. Zihinsel ve zihin d varlk olarak 'ztn hass varln ayns olmasndan'
maksat; varl zorunlu ztn, varl gerektirmesi ve varln zttan ayrlmasnn
mmteni olmasdr. Bu durum 'ztn nedensellii (illiyyet'z-zt) yoluyla olduu gibi
'ztn, varln ayns olmas' yoluyla olmas daha ncelikli olur. nk bir eyin
kendi nefsinden ayrlmas mmtenidir. Bu nedenle yle dediler: Kelamclara gre
ayrln tasavvur edilmesi mmkndr fakat bu tasavvurun gereklemesi (el-
mtesavver) muhaldir. Filozoflara gre ise ikisi de muhaldir. Bunlara dayanarak
Gelenbev 'varln zorunluluu, ztn varln ayns olmas' eklinde olsayd vacipte
de mmknde de vacip olmas gerekirdi, eklindeki iddia aka batl olduu369
368
Gelenbev, Hiye ale'l- Cell, c.1, s.233
369
Gelenbev, age, c.1, s.234
99
Ztyla zorunlu varlk, var olmada bakasna muhta olmaz. Zt varln tam
olarak gerektirdii iin ncesinde yokluk olmadna hkmedilir. Buna gre ztyla
zorunlu varlk hem ezel hem ebedi, hem kadim hem bkdir. Ztyla zorunlu (vacib
li ztihi) ezel olmazsa ncesinde yokluk olur. Halbuki varlk onun ztnn gerei
olduu iin ncesinde yokluk olamaz. Yine ztyla zorunlu kadim olmazsa var
olmas iin bir varla muhta olur. Ancak ztyla zorunlu varlk asla varlnda bir
mevcuda muhta olmaz.373 Muhta olan yaratlan varlklardr. Nihai olarak varl iki
temel ksma ayrabiliriz. Birisi, yaratlm alem, dieri yaratandr. Bu alem, daha
nceden de zerinde durduumuz gibi kendi kendisinin varlk nedeni olamaz. Zira
onda eksiklik ve kusur grlmektedir, tam mkemmel deildir.
370
bn Sn, if lhiyt-I, s.37
371
Gazl, Maksdu'l-Felsife, s.210
372
Kad Beydv, Tavliu'l- Envr, Matbaa-i mire, 1311, c.1, s.148
373
zmirli smail Hakk, Yeni lmi Kelam, c.2, s.246-247
100
Tek bir ey hem ztndan dolay zorunlu (vacib li ztihi) hem de bakasndan
dolay zorunlu (vacib li gayrih) olamaz. nk bir ey bakasndan dolay zorunlu
ise o bakas yok olunca kendisi de yok olur. Ancak znden dolay varl zorunlu
olan bakas yok olunca kendisi de yok olmaz. yle ise bir ey ayn anda hem
znden dolay hem de bakasndan dolay zorunlu olamaz.374 Bakasndan dolay
zorunlu iki farkl ekilde anlalmaktadr. bn Sn alem iin bu kavram
kullanrken375 kelamclar Allah'n sfatlar iin kullanmaktadrlar. bn Sn
zorunluluu aleme aktarmakla temel ayrma aykr hareket ederken, baz kelamclar
zt ve sfat arasnda bakalk (gayr) olduunu dolayl olarak kabul etmi
olmaktadrlar. Bu konuya sfatlar bahsinde tekrar dneceiz.
Ztndan dolay zorunlu olann varl, mhiyeti zerine artk (zit) deildir.
nk zorunlu varlk mhiyetten bamsz ise onun sfat deildir, bamsz deilse
zyle mmkn olup bir etki edene (messir) muhtatr. Eer o etken bu mhiyet ise
iki durum sz konusudur. Ya bu mhiyet varl zorunlu klarken vard ya da yoktu.
Birincisi muhaldir nk, mhiyet bu varlkla var olsayd, bir tek varlk yine kendi
varlnn art olurdu. Eer bakas sayesinde mevcut olsayd, mhiyet iki defa
mevcut olmu olurdu. kinci durum da muhaldir. Yani mhiyet varl zorunlu
klarken yok idiyse bu da muhaldir. nk yok olann varla etken olmasn caiz
grrsek Allah'n varln faili olduuna delil getiremeyiz. nk yok olan bir eyin
varla etki etmesi aka muhaldir.378
olmayan varlk olarak ifade etmekteyiz. linti (araz) ise mmkndr. Her mmknn
varl bakasna baldr.379
Zorunlu varlk dnda kalanlar mmkn olduklar iin bir nedene ihtiya
duyarlar. Nedenler serisinin zorunlu varln ztnda sona ermesi gerekir. O'nun da
tek olmas gerekir.382 Bundan u netice kar. Evreni ncelikle z gerei zorunlu,
her ynyle bir, varl ztndan olan ve srf varln hakikati olan zorunlu varlk var
etmitir. Zorunlu varlk kendi dndaki varlklarn varlk nedenidir.
379
Gazl, age, s.110
380
Gazl, age, s.210
381
sfehn, Metliu'l-Enzar, Matbaa-i mire, 1311, c.1, s.150
382
Gazl, Maksdu'l-Felsife, s.222
102
iin genel olarak varlktr yani evrendir. nananlarn Tanr'ya ykledikleri zellikleri,
inanmayanlar fizik aleme yklemektedirler. Kur'ann temel amalarndan birisi de
yaratcnn varln insanlara telkin etmektir. Mantk, Felsefe ve Kelam bu
kavram temel alarak alt birimleriyle dncelerini rglemeye almlardr. imdi
Gelenbev'nin zorunlulua hangi anlamlar yklediini irdelemeye alacaz.
383
Gelenbev'nin "Mifth Babi'l-Mvecciht" ismiyle tahkikini yaptmz eserini ksaca Mifth
olarak dipnotta kullanarak "Risletl mkan" adl eserinden ayrm olacaz. Bu sayede, ihtiya
duyulduka farkl nshalarn kullanld da ortaya kacaktr.
103
385
Modalitenin maddesi iin bkz. Mmteni konusu.
386
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.7-8
387
Gelenbev, age, Ek-1'de, s.8-9
388
Gelenbev, age, Ek-1'de, s.8-9
105
insan deildir. Konu yani insan mmkn varlktr ancak verilen hkmn
olumsuzluu zorunludur. Bu zorunluluun doruluu da insan ile atn bir birine
kartrlmamasdr. Vacip varlk ile mmkn varln birbirine kartrlmamas da
ayn ekilde zorunlu olmaktadr. Gelenbev mmteni iin ise u rnei vermektedir.
ki zddn bir araya gelmesi zorunlu olarak ta deildir. ki zd ile ta arasnda tam
anlamyla bir ayrklk vardr. Bununla birlikte olumsuz hkm zorunlu olarak ztyla
mmteni olmaktadr. Grlmektedir ki Gelenbev zorunluluu sadece Tanr ve
vasflar iin deil gnlk hayata ve kavramsal alana da olumlu ve olumsuz olarak
uygulayarak kullanm alann geniletmektedir.
9. Ezel Zorunluluk
389
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s19; Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.22-23
390
Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.23
391
Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.23
106
392
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s.20
393
Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.23
394
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.20
395
Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.27
396
Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.23
107
397
Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.23
398
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de. s.20
399
Gelenbev, age, Ek-1'de. s.20
108
Bir ksm sfatlar ayetlerde birer hkm olarak belirtilmekle birlikte zihinde
nesnesi akla gelmektedir. Allah her eye kadirdir, Allah kalplerdekini bilir. Allah
dilediini yapar, eklindeki hkmlerde, neyi sorusunu sorabiliriz. Allah neye
kadirdir? Her eye. Allah neyi bilir? Kalplerdekini gibi. Hayat, ilim, irade, kudret,
semi', basar, kelam eklinde sralanan sfatlar ayetlerde aka hkm olarak getii
iin subuti sfatlar olarak kabul edilmitir. Yine hemen belirtmeliyiz ki sfatlarn
nerme halinde Allah'a nisbet edilmesinde btn ekoller arasnda tartma yoktur.
Tartma hkm olarak belirtilen bu sfatlarn masdar halinde Allah'a nisbet
edilmesindedir. Yani Allah'n ilmi, Allah'n iradesi, Allah'n kudreti demek gibi.
Dier bir ifade ile 'Allah her eyi bilendir' ayetinin anlam ve O'nun bilen olarak
nitelenmesinde herhangi bir ihtilaf olmazken 'Allah'n ilmi' eklindeki bir ifade
sfatlar konusunun en nemli tartma alan olmutur.
Kelam ilminde subuti sfatlar ontolojik ve semantik olmak zere iki ynden ele
alnmtr.
Problemin ontolojik yn yledir: Diri olma, bilme, kadir olma gibi Allah'a
Kur'an'da atfedilen sfatlar (yklemler), Allah'n ztnn dnda, bir gereklie sahip
midirler? Bununla ilgili Kur'anda herhangi bir temellendirme bulmak zordur. Yani
400
hlas 112/ 1-4
109
sfatlar masdar olarak Allah'a nisbet edilmezler. Ancak fiiller masdar halinde Allah'a
nisbet edilirler. Allah'n yardm, Allah'n yarat, Allah'n fazl ve ihsan gibi.
Sfatlarn masdar olarak Allah'a nisbet edilmesi konusundaki tartmalar biz iki
nedene balamaktayz. Birincisi, zihinsel varlk ve zihin d varlk ile ilgili
ayrmdaki anlay farklldr. kincisi ve daha nemlisi de Allah'n subuti
sfatlarnn alem ile iliki kurmasn anlamadaki farkllklardr.
Filozoflar, 'gerek birden sadece bir kar' ilkeleri gerei zorunlu varln bir
defalk neden olduunu dier olaylarn ise akllar vastasyla birbirine neden
olduunu kabul ederler. Dolaysyla Allah tikel olan tabii olaylarn nedeni deil
varln ilk nedenidir. Bize gre filozoflar sfatlar Tanr'nn ztndan ayrmamak
suretiyle 'sudur' teorilerini temellendirmek abasndadrlar. 'Ztn nedenli veya
nedensiz oluu' ile ilgili konumuzda da belirmeye altmz gibi filozoflar
Tanr'nn ztnn nedensiz olduunu kabul etmekteydiler. Tanr'nn ztnn nedensiz
olduunu kabul eden filozoflar haliyle sfatlarnn da nedensiz olacan kabul
401
Devvn, erhu Akidi'l-Adud, Matbaa-i mire 1317, c.1, s.260; Gelenbev, Hiye ale'l-Cell,
C.1, s.260
402
Devvn, erhu Akidi'l-Adud, c.1, s.262-266; Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.262-266
110
403
Abdurrahim Gzel, Karabai ve Tehft, Kltr Bakanl, Ankara 1991, s.214-215; Cihat Tun,
Sistematik Kelam, Kayseri 1994, s.128
404
Cihat Tun, age, s.128
405
Aliyy'l-Kr, erhu Fkh'l-Ekber, Kahire 1323, s.24
111
406
Devvn, erhu Akidi'l-Adud, c.1, s.298; Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.298
407
Cihat Tun, age, s.128
408
Cihat Tun, age, s.125
409
Devvn, erhu Akidi'l-Adud, c.1, s.261-262; Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.261-262
410
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.262
112
Mutezile vacip varlk iin zit izafetler isbat etmilerdir. Bu izafetler, bilinen ve g
yetirilen eylere ztn taalluk etmesidir. Fakat onlar bu taalluku ilim ve kudretten
ibaret olarak kabul etmezler, aksine ilim ve kudretle nedenli bilenlik ve g
yetirenlikten ibaret sayarlar. Bunun iindir ki onlar Allah ztyla bilendir, bilmesi de
ztnn aynsdr, derler. tibari olan zit sfatlar isbat etme ve onlarn ztn ayns
olmas konusunda Mutezile ile filozoflar ayn dnceyi paylamaktadrlar. Ancak
Gelenbev'ye gre bu durum onlarn syledikleriyle badamyor. Zira filozoflar ve
Mutezile Allah'n gerek bir olduunu asla zt olarak veya itibari olarak O'nda
okluun bulunmadn ileri srmektedirler.411 tibari olarak okluu kabul
etmemek onlarn zihinsel olarak okluu veya ayrm da kabul etmediklerini
gstermektedir.
411
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.262
412
Mutevat terimi, birok fert hakknda benzer, eit olarak tasdik edilen onlara eit olarak yklenen
terimdir. Eer bir terim, birok ferde benzer, eit olmayarak yklenmekte ise, o zaman o 'muakkik'
bir terimdir. Mesela 'insan' terimi, 'makul hayvan' ifade eder ve bu 'akll hayvan' fikri, Sokrates,
Platon ve insan nev'inin dier btn fertlerine eit olarak yklenir, yani insan terimi 'mutavat' bir
113
gibi 'scakln scakl atee yklem yaplabilir. Yani 'scakln scakl' atein
aynsdr, eklinde yklem yaplabilir.413
Gelenbev zihinde birbirinden farkl olan iki eyin birini dierine sfat yapar.
Eer bu iki ey d dnyaya gre de birbirinden farkl iseler bu durumda sfat zta
zit yapmaktadr. Bu sfat da gerek sfat olarak isimlendirmektedir. Eer o ikisi d
dnyaya gre biri dierinin ayns ise bu durumda sfat ztn ayns olur. Bu sfat
itibari olarak isimlendirilir. Bunun benzeri oktur. Ztyla k saan k gibi.
Yaknn yaknl, uzan uzakl, beyazn beyazl, siyahn siyahl da byle
itibari ve sfat ztn aynsdr. Cisim, vasf olduu beyazlkla beyazdr. Fakat onun
beyazl kendisi ile kim olan ve ztna zit olan bir beyazlkla deil. Ztyla
beyazdr. Bu rneklere dayanarak Gelenbev 'sfatlarn ztn ayns' olmas ile ilgili
iki temel gr ortaya koymaktadr. E'arler birinci rnee benzer olarak Allah ilmi
ile alim, kudreti ile kadir demektedirler. Filozoflar, Mutezile ve ia ikinci rnee
benzer olarak Allah ztyla alim, ztyla diri, ztyla kadir grndedirler.414
Grlmektedir ki Gelenbev'ye gre zt-sfat zihinde ayr ayr deerlendirilse bile
zihin dnda bu ayrlk sz konusu deildir. Gelenbev bu aklamasyla filozoflarn
ve E'arlerin grlerine katlmadn da ortaya koymaktadr. Gelenbev yukarda
sz konusu ettiimiz iki grn dayandklar iki nermeyi ayn anda
deerlendirmekte, tek tek ele almamaktadr.
Nesef Allah'n sfatlarn zt ve fiili olmak zere ikiye ayrr. Hayat, kudret,
iitme, grme, konuma, irade etme ve istekte bulunma zt sfatlar, yaratma, rzk
verme, iyilikte bulunma v.s. fiili sfatlar olarak kabul etmektedir. Buna gre Nesef
subuti sfatlar zt sfatlar arasna katmaktadr. Ona gre Allah btn sfatlaryla
birdir. Allah bu sfatlar ezeliyetten ebediyete kadar kendisinde tar. Bu sfatlar ve
isimler Allah'n ayns da deildir gayrs da deildir. Eer ayns dersek Allahtan
baka ilahlar kabul etmi oluruz. Halbuki Allah'n eriki yoktur, O tektir. Eer bu
terimdir; cins, nev'i ifade eden btn dier terimler de byledir. Ama mesela 'varlk' terimi 'muakkik'
bir terimdir, nk bu terim, yklendii btn fertlere tek anlaml olarak yklenmez. nk mesela
bu terim hem z, hem ilinek (araz) hakknda tasdik edilir, ama zn varl, ilinein varlndan farkl
bir varlktr, nitekim zn varl, ilinein varlndan nce gelir. Bkz. Ahmet Aslan, Kemal Paa-zade
Tehft Hiyesi, s.419
413
Gelenbev, Tehzbu'l-Mantk ve'l-Kelam, 1234, s.54; 1288, s.37
414
Gelenbev, Tehzbu'l-Mantk ve'l-Kelam, 1234, s.54; Gelenbev, age, 1288, s.37
114
415
Nesef, Bahru'l-Kelam, s.9
416
aban Ali Dzgn, age, s.191
417
aban Ali Dzgn, age, s.191
418
Gazl, Nesef'nin rneine benzer baka bir rnek vermektedir. Kl knnda iken bil-kuvve
keskindir, kesme ilemi yapldnda ise bil-fiil keskindir. Buna dayanarak kl knnda iken keskin
dendii gibi kendisiyle kesme ilemi yapldnda da keskindir, denir. 'Allah ezelde hliktr' diyen
birinci manay kastediyorsa hakldr. Bu ismin ezelde Allah'da bulunmas doru deildir, diyen ise
ikinci manay kastediyorsa o da hakldr. Bkz.Gazl, el-ktisd fi'l-'tikd, Msr 1972, s.136; ev.
Kemal Ik, tikadda Orta Yol, Ankara 1971, s.116
419
Fatiha1/3
115
420
Nesef, Bahru'l-Kelam, s.9
421
Hseyin Atay, Tabsra'ya Giri Ksm, s.26
116
Nesef'ye gre Allah ztyla alim, kadir, semi, basir olsayd ve zt ilmi ile,
kudreti ile vs. ayn olsayd, Allah alim, kadir, basirdir, dendiinde, Allah zttr, zttr,
zttr demek olurdu. Halbuki zt ayr kelime alim ayr bir kelimedir. Kadirden
anlalan mana alimden anlalandan bakadr. O halde bunlar bir ztn sfatlar
olduklar zaman o ztta mevcut olan bir manaya iaret ederler. Etmezlerse, sfat
olmalarnn bir anlam kalmaz. Dil kural, bir isim tremi olduu kkn manasn
tar. Yoksa ilmi kudreti, kudreti de ilmi olmu olur. Bu ise dil mantna aykrdr.422
Seyyid erif Crcn, iradeyi hayat olan iin zorunlu bir sfat olarak tarif
eder. O hayat sahibinden belli bir ekilde fiil kar. Crcn gerek anlamda iradeyi
sadece yoka (madm) taalluk eden bir sfat olduunu belirtir ve bir eyin hsl
olmasn ve vcud bulmasn tercih eden sfat olarak tarif eder. 'Allah'n emri, bir eyi
422
Hseyin Atay, Tabsra'ya Giri Ksm, s.26
423
Kasas 28/68
424
Hud 11/107
425
Enbiya 21/23
117
426
murat edince ona sadece ol demektir, o oluverir' Ayette irade, ol emri ve olma
sras takip edildiine gre olmaktan nce ol emri, emirden nce de irade vardr.
Buna gre lh irade yoka taalluk etmektedir. Zira irade, bir eyin var olmasndan
ncedir.
rade yok'a taalluk ettii gibi var olan eye de taalluk etmektedir. Bu durumda
irade '.meyi istemek' eklinde ifade edilir. 'Allah sizi anne rahminde diledii gibi
ekillendirir'427 Ayette 'ekillendirmeyi diledii gibi yapmak', bir fiil olarak Allah'a
atfedilmektedir. 'Allah size herhangi bir glk karmak istemez, fakat sizi tertemiz
klmak ve size (ihsan ettii) nimetini tamamlamak ister'428 'Ayette glk karmay
istemez, nimetini tamamlamak ister' ifadeleri iyi niyeti ifade etmektedir. Bazen de
irade temenni anlamnda kullanlmaktadr. 'Allah onlarn tevbe etmelerini murad
eder'429 Ayetten Allah'n kullarnn tevbe edip etmemelerine herhangi bir mdahalede
bulunmad ancak onlarn tevbe etmelerini arzu ettii anlalmaktadr. 'Allah hi
kimseye zulmetmek istemez'430 ayetinde zulm gereklemediine gre irade yoka
taalluk etmekte olduu anlalmaktadr.
Btn niteliklerin zta atfedildiini, ztn ise herhangi bir eye atfedilmediini
daha nce zt konusunda belirtmitik. Zt-sfat arasndaki ilikiye deinmitik.
426
Yasin 36/82
427
Ali mran 3/6
428
Maide 5/6
429
Nisa 4/27
430
Al-i mran 3/108
431
Ebu'l-z ed-Dmeki, erhu Akidet't-Tahv, thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Trk, Beyrut
1993, s. 87-88; zmirli smail Hakk, Yeni lmi Kelam, c.2, s.108
118
Sfatlarn varl ve sfatlar aras iliki veya sralamann nasl olduu da konuya bak
asna gre deimektedir.
Nesef, irade ile ihtiyar (tercihte bulunma) arasnda yakn iliki kurar. radenin
talep ve bir eye meyletme anlamna gelen (r-v-d) kknden geldiini, terminolojik
olarak ise zorunluluun kart olarak kabul etmektedir. Zorlamann olmamasn ve
ynelme ve tercihte bulunmay iradenin muhtevasn dolduran kavramlar olarak
ortaya koyar. Allah fiillerinin irade edicisidir, fiillerinin sadr olaca kaynak
iradesidir. Her ey O'nunla balar ve O'nda sona erer. rade bakmndan da O evvel
ve hirdir.435
Frb, Tanr'nn iradesini, varlklarla olan ilgisine gre aklar. Ona gre bir
eyin var olmas ile Tanr'nn iradesi ayn andadr, biri dierinden zaman bakmndan
432
H.A. Wolfson, Kelam Felsefeleri, s.167-168
433
Hseyin Atay, Frb ve bn Sn'ya Gre Yaratma, s.56; Frb, fi'l-Siyse, eyho Neri, Beyrut
1911, s.22
434
Nesef, Tabsrat'l-Edille, thk. Hseyin Atay, Ankara 1993, c.1, s.493
435
Nesef, Tabsrat'l-Edille, c.1, s.490-491
119
sonra deildir, aradaki ncelik sadece zt bakmndandr. Bir ey olup bittikten sonra
Tanr onu irade etmi deildir. Tanr onu dilemi ve sonra o olmutur.436
442
Devvn, erhu Akidi'l-Adud, c.2, s.94-95
443
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2,s.94-95
121
Bir eyi var etmede sadece kudretin yetersiz olduunda ittifak vardr.
Yaratanda irade de gerekmektedir. 'rade iki g yetirilen eyden birisini semeyi
gerektirir' ifadesi daha ok E'arlerin dncesine yakndr. Buna gre irade varlk
sahasnda gereklemektedir. ki g yetirilenden birisi seildiine gre dieri
seilmemitir ve varlk sahasna kmamtr. yle ise iradeyi iki g yetirilen eyle
ilikilendirmenin gerekesi ne olabilir. ki zddn kudrete nisbeti eit olduu iin
birisinin gereklemesi mmkn olduu gibi dierinin de gereklemesi mmkndr.
O iki zddn her birisinin vakitlere nisbeti de eittir. Yani nce veya sonra
gereklemesi de mmkndr. yle ise irade eden, dier vakitleri deil de bu vakti
belirlemektedir. te Devvn'nin daha nce de Gazl'nin irade konusunda zellikle
zerinde durduu husus iradenin, zaman kategorisini belirlemesidir.444
Hayat, ilim kudret gibi sfatlar iradenin yerine kullanlamaz. Hayat sfat bir
eyi semeye taalluk etmedii gibi kudret de btn mmknlere nisbeti eit olduu
ve mmknlere taalluk ettii iin irade eden bir sfat deildir. Yine ilim sfat da
btn mmknlere nisbeti eit olduu iin iki zddn birisine taalluk eden bir irade
sfat olmaldr. Netice olarak iradesiyle iini yapann irade sfat var demektir.
radesi olann kudretinin de olmas gerekir ki mcib olmasn. Zira irade olmazsa
O'nun fail olmas da etki eden olmas da doru olmazd. nk irade olmadan
tercihte bulunmak mmkn deildir.445
444
Devvn, erhu Akidi'l-Adud, c.2, s.96-99
445
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.96
122
deildir, derler. nk onlara gre ilim vakaya tabidir, vuku bulma ilme tabi deil.
Aksi halde ksr dng gerekirdi.
E'ar kelamcs olan c'ye gre iradenin taalluku tasavvur ilme tabidir, tasdk
ilme deil. Vakay tasdk olarak bilmek iradeye, irade de tasavvur bilgiye tabidir.
Mutezile de bu tabi olma konusunda E'arlerle ayn dnmektedir. Filozoflara gre
ise tabi olma infil bilgi konusundadr, fiil bilgi konusunda deildir.446 Sfatlar aras
ilikilerde veya sfatlarn taallukunun sralamasnda E'ar, mutezile ve filozoflar
arasnda ilmin ncelenmesi ortak nokta olarak grlmektedir. radeyi ise ya hdis
olarak kabul etmekteler veya ilme indirgemektedirler. Ancak ilmin ncelenmesinin
zorunlulukla beraber insan sorumluluuna glge drecei endiesi yznden
bilgide farkl anlamlandrma ihtiyac duyulmutur.
lim her eyi kapsamna alyorsa vukua gelen 'u eyin' vuku bulmasnda seici
olmas lazm gelir mi? sorusunu Gelenbev, leh ve aleyhde deerlendirir. O'na gre
ilmin her eyi kapsamas vukua gelen eyi seici olmasn gerektirmez. Eer byle
olsayd bir ksm eyay bilmekle dier bir ksm eyann vukua gelmesini tercih
etmesi de caiz olurdu.
446
Gelenbev, age, c.2, s.97
123
Gelenbev, Devvn'nin zorunlu varlk icab da iine alacak ekilde faili muhtardr,447
grnde olduunu nakletmek suretiyle onun grne katlmadn
gstermektedir.
olduunu kabul etmezler. Ancak Gelenbev bu gibi ayetlerde ilk nce iradenin
taallukunu kabul etmektedir. Mturdler 'ol' szn tekvin sfatnn taallukundan
ibaret sayarken, E'arler etki etmek suretiyle kudretin taallukundan ibaret olduunu
sylemilerdir.448 Gelenbev her iki taallukun da iradenin taalluku tarafndan
ncelenmi olduunu aka kabul ederek irade, kudret ve ilim eklinde sralama
yapmaktadr. Biz bu sralamay ayetlerin ifadesine daha yakn bulmaktayz. Zira bir
ey var olduktan sonra onun var olmasn istemenin bir deeri yoktur. Bilfiil kudreti
olmayan haliyle icad edemez. Bu adan biz irade ve kudretin icaddan nce olduunu
ifade etmek istiyoruz. Klsik kelam kitaplarnda ve slm felsefesinde bu sralamann
banda ilmin geldiini grmekteyiz. lim ncelendii iin cebr dncesinden
kurtulmak iin srekli areler aranmtr.
kavramnn iine neler girer, bu ifadenin dnda tutulacak eyler var mdr sorusu her
zaman akla gelmitir.
branice Kutsal Kitapta Eyyub'un Allah'a 'sen her eyi yapabilirsin bilirim'
(Eyyub 42/2) hitabnda Allah iin her eyin mmkn olduu retisi olmakla birlikte
'Haa ki, Allah ktlk ede ve Kadir hakszlk eyleye' (Eyyub 34/10) ayetlerinde baz
eyleri Allah'n yapamayaca retisi de mevcuttur. Daha sonra Hristiyanlkta,
Yeni Ahitteki 'Allah indinde her ey mmkndr' cmlesine gnderme yaparak yle
denir. 'Biz iddia ediyoruz ki, o takdirde Tanr, Tanr olmaktan vazgemeye muktedir
olaca iin Tanr irkin bir ey yapmaz, nk o eer utanlacak bir ey yaparsa o
zaman o Tanr deildir.451 Grlmektedir ki 'her ey' ifadesinden ktlk
dlanmakta ve ktle kadir olmak Tanr'lktan vazgemek olarak
deerlendirilmektedir.
451
A. Austryn Wolfson, Kelam Felsefeleri, s.442
452
Badd, el-Fark Beyne'l-Frak, M.Badr, Kahire 1328, s.13-114
453
Hayyat, el-ntisar, French by A.N. Nades, Beyrut 1957, s.22
454
Bakara 2/101
126
Allah'n her eye kadir olduu sylenirken mmteni olan eyler kudretin
kapsamndan karlm 'ey' lafz mevcut manasna alnarak kapallk giderilmeye
allmtr. E'arler eyi mevcut manasna almlardr. Fakat Gelenbev 'ey' lafzn
bilfiil var olsun veya olmasn varlk (vcud) anlamnda kullanmaktadr. Zira mevcut
kudretle var hale gelmektedir, yle ise mevcudun vcud bulmasndan nce de
kudretin bulunmas gerekmektedir. Gelenbev, varl zorunlu olan ve onun
sfatlarn kudretin kapsam alanndan karmaktadr. Buna gre 'Allah kendi
benzerini yaratmaktan acizdir' gibi bir polemiin nne gemektedir. E'arler eyi
me'/dilenmi, istenmi ve dilemenin taalluk edecei durumda olan anlamnda
kullanmaktadr. Netice olarak ey lafzndan vacip varl ve sfatlarn kapsam d
tutma ihtiyacn duymamlardr. Mutezile ise eyi bilmenin ve kendisinden haber
vermenin uygun olduu bir nesne olarak kabul etmilerdir. Gelenbev'ye gre
sfatlar kabul etmeyenler 'ey' kavramn mmkn ile snrlandrmlardr ki vacip ve
mmteni ey kavramnn kapsamnn dnda kalsn.455
Hdis olan mmknn icad edilmesiyle hsl olan varl, Vacip varlktan
ihtiyar yoluyla sudur etmitir. Filozoflar ise icab yoluyla sudur ettiini ileri
srmlerdir. O'ndan sadece ilk malul sudur etmitir. Zira gerek birden sadece bir
sudur eder. Bu varln bk kalmas ve yok olmaktan korunmaya devam etmesi yine
Vacibin tesiri iledir. Gelenbev hsl olan varla tesirde bulunmay 'hsl tahsil'
olarak grmez. Zira varlk sahasna kan eyin bk kalmas yeni bir tesir ile
deildir. Varl yoklua tercih etmek anlamnda varln devam ettirmektir.456 Bu
455
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.76-77
456
Gelenbev, age, c.2, s.79
127
457
Gelenbev, age, c.2, s.77
458
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.78
128
459
Gelenbev, age, c.2, s.79
460
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.80
461
Abese 80/25-32
462
Lokman 31/10
463
sra 17/66
464
E'ar Maklt'l-slmiyyn, c.2, s227
129
Allah'n fiili olduunu sylemitir. rnein bir kimse tarafndan ileri doru atlan bir
tan ileri doru hareketi, aaya doru atldnda aa doru hareketi byledir.
Eyadan doan dier fiiller de byledir.465 Nazzam ve Muammer'in tabii nedensellik
anlayndaki ortak nokta, her cisimde bir tabiatn bulunmas ve ondaki btn
deien hdislerin sebebi bu tabiatn olduunun kabul edilmesidir. Bu tabiatn
kaynana gelince ikisine gre de alemin Allah tarafndan yaratlmas esnasnda
cisimlere yerletirilmitir. Bu konu ile ilgili olarak Hayyat'n Muammer hakknda
yapt u rivayet nemlidir. Allah cisimlere tabii bir istidat vermitir. Onunla
cisimler kendi fiillerini tabii olarak meydana getirirler. Muammer'n bu dncesi
mana466 teorisine, Nazzamnki ise kmun467 teorisine dayanmaktadr.
465
E'ar age, c.2, s.88-89
466
Mana teorisi iin bkz. Abdulhadi Ebi Ride, brahim en-Nazzam'da Tabiat Anlay ev. Hseyin
Aydn, Malatya 2003, s.97
467
Kumun teorisi iin bkz. Hayyat, el-ntisar, s.22; Wolfson, Kelam Felsefeleri, s.112-127
468
Wolfson, age s.420-421.
469
Wolfson, age, s.440
130
nc bir gre gne, varlk ve olaylar zerinde etkili olan hibir maddi
sebep yoktur, hibir varlk ve olay baka bir varlk ve olayn sebebi deildir.
Kinattaki btn varlk ve olaylar meydana getiren, ilahi kudrettir. Bu gr
mutlak cebir inancn benimseyenler ve baz sufiler benimsemitir.470
470
Yusuf evki Yavuz, "lliyet" md. TDVA, c.22, s.122
471
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s.59-60
131
472
bn Sn, Nect, s, 262
473
bn Sn, age, s,317
474
Recep Duran, "Seyyid erif Crcn'nin Var Olanlarn Dereceleri Rislesi", DTCFD Ankara 1991,
cilt.37, say.2 s.64-67
132
olarak grmektedir. Onlar, ihtiyara delalet eden lafzlarla problemi rtbas etmekle
sulamaktadr. Filozoflarn bu durumunu E'arlerin kesb anlay ile ilgili dillerde
dolaan 'bu mesele E'ar'nin kesb anlayndan daha zor' eklindeki darbmesele
filozoflarn irade anlayn cmlenin bana getirerek sylemeyi uygun bulmaktadr.
Yani 'Bu mesele filozoflarn irade ve E'ar'nin kesb anlayndan zor' denmelidir.475
475
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.82
476
Devvn, erhu Akaidi'-Adud, c.2, s.86
477
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.87
478
Gelenbev, age, c.2. s.88
133
Bilgi, Zorunlu Varln Ztna nisbet edilen subuti sfatlardan birisidir. Allah
bilinebilecek her eyi bilir. Onun var olan eyleri bildiinde phe yoktur. Allah u
anda var olan eyleri bilir. Yok olan eyler de O'nun bilgisinin konusu olabilir mi?
Bu soruyu birinci blmde madmun bilinip bilinmemesi konusunda tartmtk.
Zaman asndan bilgiye baktmzda u andaki varln bilgisi ezelde ve ebedde
biliniyor muydu? Yoksa bilinmiyor muydu? gibi sorular slm dnrlerinin
gndemlerinde hep kalmtr. Biz de Tanr'nn bilgisini bu adan ele almaya
alacaz.
Kur'anda Tanr'nn bilgisinin alan ile ilgili olarak gizli ve akta olan her eyi,
kalplerdekini bildii anlatlmaktadr. 'O, grlmeyeni de grleni de bilendir.'479
Gelenbev, gayb yaratklarn bilgisinin iliki (taalluk) kuramad ey olarak kabul
etmektedir.480 Bu anlamda gayb yaratklara gre olmaktadr. Ayette sz edilen
gayb, bilen asndan m yoksa bilinen asndan m belli deildir. Eer bilinen
asndan ise yani bilinecek olan bilenin yannda deilse gemite kalm olabilir
veya gelecekte gerekleecek bir durum olabilir. Veya u anda vardr ancak bilen
yannda deildir. Biz son iki durumu gaybn anlam iin daha uygun grmekteyiz.
Gemite kalan durumlarn bilinmesi hafiz481 ismiyle ifade edilmektedir. yle ise
gayb insan asndandr.
479
Har 59/22
480
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.2
481
Hud 11/57; Kaf 50/4
134
Bilgi eitlerini Tanr ve insan bilgisi ayrm yapmadan genel olarak yle
sralayabiliriz. 1. Husl-Huzr bilgi. 2.Fiil-nfil bilgi. 3.Tasavvur-Tasdk bilgi.
4. cml -Tafsl bilgi. 5. Kll -Cz bilgi.
eylerin bilgisi, iki ksma ayrlmaktadr. Birisi husl bilgi, dieri ise huzr
bilgi. Husl bilgi, bilende eylerin suretlerinin hsl olmasyla meydana gelir. Husl
bilgi Allah iin sz konusu olduu gibi, insan iin de sz konusu olabilir. Bir eyin
eklinin bilende yansmasyla olutuu iin bu bilgi varln eklinin bilgisidir.
482
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.2
483
Bakara 2/29
484
Yunus 10/61; Sebe 34/3
485
Mlk 67/13-14
486
Sekiz eit ilim tarifi hakknda geni bilgi iin baknz: Musa Kazm, Klliyat, Evkaf slmiye
Mat. 1336, s.107-111
135
Dieri ise huzr bilgidir ki, eylerin kendileri bilen znede hazr olmasyla meydana
gelir.487 Kiinin zn bilmesi, zyle kim olan eyler hakkndaki bilgisi, Tanr'nn
kendi z hakkndaki bilgisi, bu bilgi eidiyle ifade edilir. Bu bilgide dierinde
olduu gibi bilinenden elde edilen bir suretin bilende hsl olmas gerekmiyor.
Bilinenin ya sureti yoktur ya da suretine ihtiya yoktur. Kiinin kendisini bilmesinde
bilen de kendisi bilinen de kendisidir.
487
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.33-34,73; Kemal Paazde, Tehft Hiyesi, s.336,331
488
Alaaddin Ali Ts, Tehft'l-Felsife (Kitabu'z-Zuhr) ev.Recep Duran, Ankara 1990, s.168
489
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1. s.160
136
Devvn, Allah'n ilminin zt ile ayn olduunu kabul eden filozoflara gre
O'nun ilminde mevcut olan bu mmknler kendi kendileriyle mi yoksa Allah'n
ztyla m kim olduklarnn bir problem olarak ortada durduunu, bn Sn'nn
konuyu enine boyuna tartmasna ramen bir karara varamadn, kendisi bu
konuyla ilgili bir risale yazdn fakat kaybolduunu, ileride tekrar yazmay
dndn dile getirmektedir.493 bn Sn bilginin bir suret olduunu bu suretin ise
490
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.52-53
491
Gelenbev, age, c.2. s.54
492
Gelenbev, age, c.2. s.54
493
Devvn, erhu' Akaidi'l-Adud, c.2, s.56-57
137
dardaki bir durumun misali olduunu, bu durumun kadim bilgi iin geerli olduu
gibi hdis bilgi iin de geerli olduunu belirtir. Allah'n ilmi kadim bir bilgidir ve
dardaki nedenlilerden ncedir. Mevcutlarn suretleri var olmadan nce Allah'ta
hsl olduklarn kabul etmektedir. Bu suretlerin O'nun yanndan baka bir yerde
olmas da sz konusu deildir. Baka bir yerde olsa devr veya teselsl gerekmesi
yannda onu bilmemesi gerekirdi. Eflatun'un ideleri gibi de olamaz, darda varl
da sz konusu olamaz. bn Sn'ya gre bu durumun Rububiyetin ii olmas ihtimali
kalmaktadr. Ayrca bn Sn O'nun ilminin suret olduu ve kendi ztyla kim
olduunu da belirtir.494 Grlmektedir ki 'ilmin bir suret olup Allah'ta hsl olduu ve
o suretlerin kendi ztlaryla kim olduu' eklinde bn Sn'ya ait eliik iki durum
vardr. Gelenbev, Vacibin ilminin kelamclara gre ztyla kim olduunu,
filozoflara gre ise Vacibin zt kendi ilminde mevcut olan bu icml surete taalluk
etmekte olduunu belirtiyor.495 yle grnyor ki filozoflar 'ey olmayana' (l ey)
ilmin taallukunu kabul etmedikleri iin icml ilim eklinde bir suretin varln kabul
etmek zorunda kalmlardr.
494
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.57
495
Gelenbev, age, c.2. s.59
496
Devvn, erhu' Akaidi'l-Adud, c.2, s.62
497
Devvn, age, c.2, s.63-64
138
anlalyor ki, Devvn icml ilmi 'nedenin ztn bilmesi' olarak yorumlamaktadr.
Bu haliyle filozoflarn dncelerinden farksz gzkmektedir. Gelenbev,
Devvn'nin 'Vacibin ztn bilmesi, mmknlerin suretleri vacibin ztyla kim
olmadan onlar huzr olarak icml bir ekilde bilir' eklindeki grne katlmaz ve
eer byle olsayd iki durumdan birisi gerekirdi, diyerek itirazda bulunmaktadr. Ya
Vacibin zt mmknlerin ztna nfuz ederdi, ya da mtedaiften498 birini bilmek
dierini bilmekle ayn olurdu. Fakat Gelenbev'ye gre ikisi de batldr. Mmknleri
icml olarak bilmek Vacibin ztn bilmekle ayn deildir.
498
Mtedaif hakiki ve mehur diye iki ksma ayrlr. Kartlk iki sfat arasnda ise hakiki mtedaif
adn alr. Babalk- oulluk, neden olmak-nedenli olmak, siyahlk-beyazlk, bilme- cahillik gibi
vasflanan iki ey arasnda ise buna mehur mtedaif denir. Baba- oul, neden- nedenli, siyah- beyaz,
alim- cahil gibi. Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.65-66
499
Gelenbev, age, c.2. s.66
139
500
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.70
501
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.52-53
502
bn Sn, if lhiyt II, s.349-355
503
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2. s.10
140
Gelenbev, Allah'n eyaya ilikin bilgisini bir risalesinde ayrca ele almaktadr.
Bilgiden sz edebilmek iin bilenin varl vazgeilmez bir arttr. Bilen zorunlu
varlk olan Tanr veya insan olabilir. Bilgileri mhiyet itibariyle farkl olsa da ikisine
de 'bilen' hkm verilmektedir. Bilgiye konu olan varlktr. Bilen ya varlkla veya
sureti ile iliki kurar. Suretin reel varlktan elde edilmesinde bir tartma yoktur. Reel
varln suretinin zihne yansmasnda da bir tartma yoktur. Tartma varlk reel
olarak var olmadan nce sureti var mdr? sorusu bilgi konusunun en nemli
taraflarndan birisidir. Dier taraftan sureti olmayan eylerin bilginin konusu olmas,
tartmann baka bir boyutunu oluturmaktadr.
504
Gelenbev, age, c.2. s.7
505
Hseyin Atay, Frb ve bn Sn'ya Gre Yaratma, s.113
141
506
Gelenbev, Risle f Tahkiki lmillhi el-Mtealliki bi'l-Ey, (Rislet'l-mtihan inde),
Sleymaniye zmirli smail Hakk, 2686, vr.173
507
Elimizde Sleymaniye zmirli smail Hakk, 2686 numaral nsha el yazmasndan ofset baskdr.
2687 numaral nsha ise 2686'nn matbaa basksdr. Sayfa numaralar bile yaklak olarak ayndr.
Birisindeki yazm hatas dierinde de ayn ekilde grlmektedir. kisi de Rislet'l-mtihan adyla
kaytldr. erisinde birok risale bulunmaktadr.
508
Gelenbev, age, Sleymaniye zmirli smail Hakk, 2686, vr.173
509
deler Nazariye iin Bkz. Kamuran Birand, lka Felsefe Tarihi Ankara 2001, s.53-55,56-57,127
142
iki ayr varlk anlaydr. nce ide sonra reel varlk. delerdeki bu iki zelliin
mutezile, filozoflar ve kelamclar etkilediini, filozoflarda bilginin yaratmaya
indirgenmesi eklinde ortaya ktn syleyebiliriz. Alemin ezel oluunu tenkid
eden kelamclar aleme ilikin bilginin ezel oluuna nedense itiraz etmemiler, aksine
savunmulardr. Halbuki zaman kategorisi yaratmadan sonra sz konusu edilseydi,
bilgi varla bal olarak gelitirilseydi, reel varlktan ideal varla geilseydi, yani
reel varlk ve reel varln zihindeki izdmnn felsefesi yaplsayd, karklk
ortadan kalkard diye dnmek mmkndr.
510
Gelenbev, age, Sleymaniye zmirli smail Hakk, 2686, vr.174
143
C- MMKN VARLIK
511
bn Manzur, age c.13, s.412
512
bn Manzur, age, c.13, s.414-415
144
Mantk ve felsefede bir eyin vcub, imkan ve imtina olmak zere halinden
sz edilir. Bir nermede hkm, bu nitelikten birini ifade eder. Vcup zorunlu
olarak var olmay, imtina zorunlu olarak yok olmay, imkan bu ikisi arasnda yani
513
Asm Efendi, Kamus Tercmesi, stanbul 1887, 4/765; Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk
Nazariyesi, s. 133; Hseyin Atay, Frb ve bn Sn'ya Gre Yaratma, s.30-31
514
Mminn 23/13
515
Enfal 8/71
516
Mahmut Kaya "mkan" md.TDVA, c.22, s.224
517
Gazl, Maksudu'l-Felsife, s.206-276
518
Fatiha 1/1
145
olmas da olmamas da eit dzeyde bulunduunu ifade eder. Bir baka ifadeyle
imkan, olumluluk veya olumsuzluk asndan zorunluluun bulunmamas anlamna
gelmektedir.519 Mantk asndan baktmzda bir nermenin niteliine (olumlu-
olumsuz) ve niceliine (tmel-tikel) bakmadan srf mantk asndan
deerlendirdiimizde yklemi konuya balayan ban zorunlu veya mmkn veya
mmteni olduu grlr. Bu baa nermenin kipi (cihet) denir. Gelenbev, mmkn
tarif ederken konu ile yklem arasndaki nisbeti esas alp zorunluluun kaldrldna
dikkati eker. Ona gre imkan, konudan zorunluluun kaldrlmas anlamna gelir.520
519
Mahmut Kaya, "mkan" md. TDVA, C.22, s.224
520
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s. 34
521
smail Kz, slm Mantklarnda Modalite Teorisi, s.137
522
Kad Abdulcebbar, erhu Usuli Hamse, s.394
146
523
Frb, erhun li Kitabi Aristutalis fi'l-bare, nr. Kutseh and Marrow Beyrut 1971; Eri Lee
Ormsby, slm Dncesinde lh Adlet Sorunu (Teodise), eviren. Metin zdemir, Ankara 2001,
s.171
524
Frb, Uyumu'l-Mesil, s.56
525
Frb, Uyumu'l-Mesil, s.57
147
526
bn Sn, if lhiyt I, s.37
527
Benzer deerlendirme iin Bkz. Hseyin Atay, bn Sn'da Varlk Nazariyesi, s.136
528
bn Sn, if lhiyt I, s.181
529
bn Sn, Nect, s.262
148
(mevcud) mmkn kavramna has olup olmamasndadr. Eer zorunlu varlk da reel
olarak var olmasayd (mevcut) mevcut, mmkn nevi ile snrlandrlm olurdu yani
reel olarak var sadece mmkn varlk olurdu. Eer mmknle snrl olsayd
mmknlerden hi birisinin varl sz konusu olamazd. nk mmkn varln
kendisi ortaya koyan deildir. O vacibin varl sayesinde vardr. Yine onun
varlnn devamll vacib varlk sayesindedir. nk mmkn varln tek bana
elde edemez, varln kendisi salayamaz. Eer salasayd, bir tercih edici
olmakszn mmknn varln tercih etmek sz konusu olurdu. Bu da btn akl
sahiplerine gre batldr.530
530
Gelenbev, Tehzbu'l-Mantk ve'l-Kelam, 1288, s.246
531
Crcn, Ta'rft, s.29
532
Gazl, Mi'yaru'l-lim, Beyrut 1990, s.331
533
Mbahat Trker Kyel, , Tehft Bakmndan Din-Felsefe Mnasebeti, Ankara 1956, s.256
149
Gelenbev'nin verdii rnek yledir: Bir direin tepesinden onu her ynden
rtecek ipler balansa ve yere dikilse, btn o ipler yere dikilmi direk gibi grnr.
534
Gazl, Tehft, s.76, 78
535
Gelenbev, Vahdet'l- Vucud, Sleymaniye Esad Efendi, 3502, vr.13b
536
Marifet Kelimesinin zel kullanm iin bkz. Musa Kazm, Klliyt, Evkaf slmiye Matbaas,
1336, s.107
150
Halbuki hakikatte sadece yere bir direk dikilmitir. Dardan bakldnda ipler dikili
duruyor sanlr. Halbuki iplerin dikili durmas sadece bir tane direin dikili durmas
sayesindedir, farkl farkl dikilmeleri nedeniyle deildir. Gerek olarak yere dikilen
tektir, dikili duran ise oktur. nk ipler direk zerini rtmtr. Her ipin direkle
olan ilikisi devam ettii srece dikili durduu grlr, o irtibat kesilince de ipler
yere der, mevhum olan dikili durma ortadan kalkar. Gelenbev direin dikili
duruunu hakiki varlk olan vacip varlk yerine koymakta, ipleri ise mmkn
varlklar yerine koymaktadr. Mmkn varlklarn bal bana (mstakil) bir
varlklar yoktur. Mmknler Vacip varlk sayesinde vardrlar ve varlklarn onunla
olan irtibatlaryla devam ettirirler. Buna gre zorunlu varlk tek, mmknler ise
oktur.537
3. Mmknn Hkm
Mmkn, ancak bir sebep ile var olur, yine yokluu da bir sebep ile olur. Bu
sebep mmknn dnda olan bir sebebdir. Zira mmknn varl veya yokluu
ztnn gerei deildir. Varl da yokluu da ztna nisbetle eit olduu iin bir
sebebe ihtiya duymaktadr. Eer mmknn varlk veya yokluk taraflarndan birisi
sebepsiz sbit olsa birbirine eit eyden birini dierine tercih eden (mreccih)
olmakszn tercih lazm gelecektir ki bu muhaldir.538
Mmkn ancak sebeble var olduuna gre, mmkn sebebinden nce olamaz.
nk bir sebeble meydana gelen sebebi nne geemez. Eer nne gese, muhta
durumda olan bir ey, ihtiya duyduu eyden nce gelmesi gerekir ki bu ihtiyacn
anlamna aykr olur. yle ise mmkn, vacib varla muhta olmakla ondan nce
bulunamaz.539 Bu ncelik mmkn varlklarn yine mmkn varlklara gre olan
ncelik ve sonral deil, vacibin mmkne olan ncelii, mmknn de vacibten
sonraldr. Burada zaman sz konusu edilmemektedir. Zira zaman mmkn
varlklarn kendi arasnda geerli olan bir kategoridir.
537
Gelenbev, Vahdet'l- Vcud, Sleymaniye Esad Efendi, 3502, vr.15a-15b
538
zmirli smail Hakk, Yeni ilmi Kelam, c.1, s.248; Kd Beydv, Tavliu'l-Envr, Matbaa-i
mire, 1311, c.1, s.151; sfehni, Metliu'l-Enzr Matbaa-i mire, 1311, c.1, s.152
539
zmirli smail Hakk, age, c.1, s.249
151
Mmknn varl, vacibin varl ile beraber de bulunamaz. kisi de ayn anda
beraber bulunsalar, hangisine yaratan hangisine yaratlan denecei dier bir ifade ile
hangisine mmkn, hangisine vacip denecek belirsiz olurdu. Birisine eser dierine
messir demek veya birine vacip dierine mmkn demek bir eyi tercih eden
olmakszn tercih etmek anlamna gelirdi. Bu nedenle mmknn vucudu, vacibin
vucudundan sonra gelmesi gerekmektedir.540
Mmkn balangta var olmasnda sebebe muhta olduu gibi varln devam
ettirmesinde de sebebe muhta olur. nk mmknn zt varln gerektirmez.
Varln yoklua tercih edilmesi iin ancak darda var olan bir sebep lazmdr. Bu
husus imkann mhiyetinin gerei olarak grlmtr. Mmkn var olmada ve
varln devam ettirmede zorunlu varla muhta olduu iin Mmkn iki
tarafndan vucup ile kuatlmtr, denir. Fakat ihtiyacn nedeninin imkan m yoksa
hudus mu olduu konusunda kelamclar ile filozoflar arasnda tartma kmtr. Bir
ksm E'ar kelamclar hudus olduunu ileri srmlerdir. Gelenbev imkan olduu
grn tercih etmektedir.541
4. mm ve Hss mkan
540
zmirli smail Hakk, age, c.1, s.249
541
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.231
542
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s.34
152
'Mmteni olmayan' eklinde bir olumsuzlama var olmayan fakat var olmas
mmkn olan anlamn tar. te buna mm imkan denmektedir. Varl yoktur fakat
var olmas mmkndr. rnein 'Baz insanlar katip deildir' nermesinde bir ksm
insanlar u an katip deildir fakat ileride eitim-retimden getiinde katip olmas
mmkndr.
kaldrlmasayd asla var olmazd. Buna gre imkan- hss, varl ve yokluu zorunlu
(vacip) olmayan anlamna gelmektedir.545 Gelenbev, hss imkan konusunda 'insan
katip deildir' rneinin verildiini fakat en uygun rnein u olmas gerektiini
belirtir. 'nsan iradesiyle hareket edendir veya iradesiyle hareket eden deildir.' Zira
insann ocukluk dneminde yazmamas zorunludur.546 Grlmektedir ki Gelenbev,
iradeye dayal olan fiilleri hss imkana dayandrmaktadr. Yine Gelenbev Allah'n
irade sfatn hss imkanla ilikilendirip547 teselsln nne gemeyi
amalamaktadr. Gelenbev, zt imkan, vukui imkan ve mantki imkan, hass
imkanla ayn anlamda da kullanmaktadr.548
551
zmirli smail Hakk, Felsefe Dersleri, stanbul 1330, s.138; smail Kz, slm Mantklarnda
Modalite Teorisi, s.105
552
Sleyman Hayri Bolay, " bn Sn'da Contingence Anlay", Uluslaras bn Trk, Harezmi,
Frb, Beyruni ve bn Sn Sempozyumu Bildirileri, Ankara 1990, s.149
553
bn Sn, Nect, s.56-57
554
Enbiya 21/69
555
Sleyman Hayri Bolay, "bn Sn'da Contingence Anlay", s.151
155
bizim bilemediimiz baka bir tabii kanun556 araclyla gerekleen bir olay olarak
deerlendirilebilecei gibi tabii bir kanun olan atein yakmas ile ilahi bir kanunu
temsil eden Hz. brahim'in birbirlerini yok etmek zere kar karya getirilii olarak
da deerlendirebilir. Her eyden nce olay imkan sahasnda gereklemektedir. mm
imkan'n zorunluluk ve zorunluluun kaldrlmas gibi iki ynnn oluu, zorunluluk
tarafyla eyann ayn artlar altnda ayn hareketi sergilemesiyle kararllktan doan
bilim ve bilime olan gveni salarken, zorunluluun kaldrlmas ynyle de deiim
ve dnmn iradeyle salanmasnn yolu almaktadr.
556
aban Ali Dzgn, Allah, Tabiat ve Tarih, Ankara 2005, s.143
557
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.48
558
Gelenbev, Rislet'l-mkan, s.89
156
562
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de, s.51
563
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s. 52; Gelenbev, Rislet'l-mkan, 1263, s.87
564
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s. 52
565
Gelenbev, age, Ek-1'de s. 53
158
ilememek gibi iki ihtimal kiinin iradesine braklmtr. kisinin de beraberce vuku
bulmasn tasdik etmek bir insan iin mmkn olmadna gre Vacip varlk iin hi
olamaz. Buna gre tasavvur bilgi fiilin olmasna veya olmamasna yani ikisine
birden taalluk ederken, tasdk bilgi, kulun tercihi ile ortaya koyduu fiile
bakmaktadr.566 Bu ekilde fiili ileyenin sorumluluu temellendirilmektedir.
Gelenbev'ye gre tasdk bilgi vuku bulan eye zorunlu olarak tabidir. Bu bilgi
gnahn meydana gelmesini zorunlu hale getirmez aksine onun vuku bulmas sz
edilen bilgiyi zorunlu hale getirir.567 Gelenbev bu gryle E'ar'nin orta halli
cebir anlayndan ayrlmakta ve tam aksini ileri srmektedir. Bu konuda doru
grn Mturdlerin olduunu belirtmektedir. Dier taraftan E'ar, Allah'n ilmini
ileri srerek Vacibin bildii eyin zorunlu olarak gereklemesi gerektiini, aksi
halde bilginin cehalete dneceini ileri srmektedir. Gelenbev bu dm u
burhan ile zmeye alr. Vacib varln bildii ey, vaktinde meydana gelmesi
artna bal olarak o vakitte vukua gelir. Buna gre sz konusu olan zorunluluk
yklem artyla olan zorunluluktur. Bu zorunluluk da bireyin hr iradesini ortadan
kaldrmaz.568 Gelenbev, kulun cz iradesini fiilinin gereklemesi iin bir art569
olarak grmekte ve bu konuda Mturdlerin grn doru bulmaktadr.
6. mkan Delili
Varlk (kozmoloji) delili, filozoflarn Vacip varl isbat delili olarak bilinir. Bu
delil son dnem kelamclar (mteahhirin) tarafndan da kullanlmtr. Delil, varln
ikiye ayrlmasna dayanr. lk nce varlk zorunlu ve mmkn olmak zere iki ksma
ayrlr. Bu ayrm Aristo tarafndan ele alnm slm filozoflar tarafndan da
gelitirilmitir.
Frb'ye gre varlklar zorunlu ve mmkn olmak zere iki ksma ayrlr.
Zorunlu, yokluu farz edildiinde bundan muhal lazm gelen ve nedeni olmayan
varlktr. Mmkn ise var olmak iin sebebe muhtatr. Mmknn var olmas da var
olmamas da eit derecededir. Mmknn yokluunu dnmek herhangi bir eliki
566
Gelenbev, age, Ek-1'de s.53
567
Gelenbev, age, Ek-1'de s.53
568
Gelenbev, Mifth, Ek-1'de s.53-54
569
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.2, s.78
159
geriye doru sonsuza uzayp giden sebelere sahip deildir. Onlar varl zorunlu
olanda nihayete ererler.573
Birincisi muhaldir zira alemin tamam kendi varlna neden olsayd bir ey
kendi varlna neden olurdu. Bir ey yok iken kendi varlna illet olamaz. llet
mallnden nce bulunur. Bir eyin kendisinden nce bulunmas muhaldir. Alemin
btn czleri alemin kendisidir. Alemin bir paras da yine mmkn alemin
573
Mehmet Aydn, Din Felsefesi, 3. Bast, stanbul, s.57
574
zmirli smail Hakk, Yeni lmi kelam, s.16-18
161
tamamnn illeti olamaz. Zira bir eyin parasnn o eyin varlnn tamamna illet
olmas muhaldir. nk paralardan birleik olan bir eyin illeti, onun paralarnn
da illetidir. Her bir cz mmkn olduu iin bir illete muhtatr. Bir zincirin tamam
nasl bir yapcya muhta ise, bir halkas da ayn ekilde bir yapcya muhtatr. Bu
mmkn alemi icat eden birbirine bal olarak gemi zamana doru sonsuza giden
mmknler serisi de olamaz. Byle bir ihtimal teselsl gerektirir ki bu da muhaldir.
Geriye sadece u kalmaktadr. Mmkn alemin yaratcs mmknlerin dnda
varl kendi ztnn gerei olan zorunlu varlktr.575
575
Gelenbev, Hiye ale'l-Cell, c.1, s.143-144; Devvn, Risle sbatu'l-Vacib, s.71; Musa Kazm,
Klliyyat, s.125; Rfat, Delailu'l-kan, Dersaadet, 1316, s.29-30
162
SONU
Eflatun'a gre gerek bilgi kavramlarn bilgisidir. Kendi deyimi ile idelerin
bilgisidir. Ona gre ideler, ncesiz ve sonsuzdurlar. Ne meydana gelmilerdir ne de
yok olacaklardr. Buna karlk, grnler dnyasnda meydana kan objeler,
gnn birinde yok olmaya mahkumdurlar. Eflatun'un, ideler ve grnler olmak
zere iki alem anlayn ortaya atmas karsnda alternatif bir dnce olarak Aristo,
kavramlarn doutan insanda var olduunu kabul etmeyerek insan aklnn
denemeden kalkarak kavramlara vardn bu kavramlara dayanarak hkmler
verdiini, kyasa kadar ykseldiini ileri srmtr. Aristo, asl olann atlk deil at
olduunu savunmutur. Eflatun idealden reele varrken, Aristo reelden ideale
ulamtr.
Varlk kavram btn var olanlar kapsamna ald iin onun Allah'a nisbet
edilmesinde problem kmtr. Allah'n ztna yaplan bu nisbet neticesinde O'nda
oklua yol aaca endiesi varlk alanlaryla varlk modlar arasndaki dier bir
ifadeyle zihinsel varlk ile zorunlu varlk arasndaki kavramsal ilikinin anlalmasna
dayal olmutur. Filozoflarn 'varlk zta zit olsa O'nda oklua yol aar' endiesi
onlarn zihinsel varla ontolojik bir deer vererek kavramlarn bal bana ezelde
var olduklarn ileri sren Eflatun ve Platon'dan etkilendiklerini gstermitir.
Filozoflarn varlk-zt ilikisinde gsterdikleri tutum, varlk-maiyet, mahiyet-zt, zt-
sfat ilikisinde de kendisini gstermitir. Bir ksm kelamclar, zihinsel varl kabul
etmediklerinden varlk-zt ayrmna gitmemilerdir. Gelenbev 'Gne k sacdr'
ve 'Ik k sacdr' rneklerini vererek varlk ve zt arasndaki nisbeti aklamaya
almtr. Ona gre varln, zorunlu varln ztna yklem yaplmas yani 'zorunlu
varlk vardr' demek 'k k saar' demek kabilindendir. Yklemin kapsamna ald
varl, vacibin ta kendisi olarak grmtr. Gelenbev bu gryle varlk-zt
ayrmna farkl bir aklama getirerek filozoflardan ayrlmtr. 'Varlk zta zit
olsayd onda oalma olurdu' iddias zihinsel varln zihin d varlk gibi grmeye
dayand grlmtr. Zira varlk zihinsel, zt ise zihin dnda hviyetiyle
ahsiyetiyle var olan anlamndadr.
Varlklar eitli olduu gibi yokluklar da eitli grlmtr. Bir vakit var iken
u an yok olanlar, henz var olmam olanlar, u anda var olmayan ancak ileride var
olacak olanlar, mutlak olarak yok olan (ademi mahz) yani hi var olmam ve var da
164
olmayacak olan, gibi. Yok'u, bilgi ile ilikilendirerek Mutezile ve E'ari alimleri
madmu, malm kapsamna almlardr. Madm ne bir eydir, ne de mevcuttur,
ama malm olduu ileri srlmtr. Muhal de mmteni de madm olmakla
beraber malm kapsamna alnmtr.
Madmun sbit grlmesi ve zihinsel varl kabul etme, ilmin taalluk edecei
bir dayanak arama ihtiyacndan kaynaklanmtr. Gelenbev zihinsel varl kabul
ederek bir eyin baka bir eyden ayrt edilmesi iin ayrt edilenin sbit olmas
gerektiini, ayrt edilen bu eyin ya zihinde ya da d dnyada var olmas gerektiini
ileri srmtr. Eer bir ey ikisinde de yoksa ona gre kesinlikle ayrt edilemez.
Eer ayrt edilemeyen eye ilim ezelde taalluk etseydi srf yoka (adem-i mahz)
taalluk edecekti, halbuki ona gre bilen srf yokla iliki kuramaz ancak zihinsel
olarak sbit olanla iliki kurabilir. Gelenbev, ne 'srf madma ilmin taalluk etmesi
muhaldir' szn ne de 'taalluk bir nisbettir iki tarafn da var olmasn gerektirir'
165
szn kabul etmitir. Gelenbev bilgisel nisbet konusunda bilen ve bilinenden ibaret
olan iki tarafn da varln zorunlu grmemekte, takdiri varln nisbet konusunda
yeterli grmektedir. Ona gre yukardaki iddiay ileri srenler, srf madma ilmin
taallukunu anlamamlardr. Gelenbev'ye gre bilenin iliki kurduu ey, bilinenin
zt veya ondan elde edilen sureti olup, srf madm olmad grn ileri
srmtr. Bilginin gereklemesi iin mutlaka vuku bulmak deil, farz etmenin
veya takdir etmenin de yeterli olacan benimsemitir.
Mutezile kelamcs Ebu Haim tarafndan ilk defa ortaya atlan ahval teorisi,
Allah'n sfatlarnn ztyla olan ilikisini aklama tartmalarndan domutur.
Gelenbev zihinsel varl kabul ettii iin 'ne var olan ne de yok olan ikisi arasnda
bir durum olan halin' varlndan sz etmeyi bile gerekli grmemitir.
Masdarlarn sfat olarak zta nisbet edilmesi, zihinsel varln zihin d varla
nisbeti anlamna gelmi, bu nedenle zt-sfat ayrm ztta okluu gerektirmemitir.
Ancak zihinsel varl zihin d varlk gibi var kabul edenler O'nda okluun
gerekeceini kabul etmilerdir. Mutezile ve filozoflarn durumu bunu yanstmaktadr.
E'ariler zihinsel varl kabul etmedikleri iin sfatlarn ztn ayns olmadn,
alemin hdis olduunu kabul ettikleri iin de fiili sfatlarn ztn ayns olduunu
kabul etmilerdir. Bir ksm E'ari kelamclar zihinsel varl inkar ettikleri gibi zt
ve vcut ayrmn ve mahiyetin varln kabul etmediler. 'Atein varl zihnimizde
olsayd zihnimizi yakard' eklindeki ironik cmlenin kimin iddias olduu ve kimin
kimi itham etmek iin kulland belirsiz olmutur. Filozoflar, zt-sfat ayrm
yapmadklar iin alemin ezel oluunu temellendirmeye almlardr. Gelenbev
zihinsel varlk ve zihin d varlk ayrm yaparak Allah'n ztna sfat atfetmekle
O'nda okluk meydana gelmeyeceini ileri srmtr. Zira zt ve sfat ayrm
zihinsel tahlil amacyla yaplmaktadr.
durumu filozoflar iin bir ayp olarak deerlendirmi, filozoflarn irade anlayn
anlalmas zor olmas asndan E'ari'nin kesb anlayna benzetmitir. O'na gre
mmknn var olduu takdir edildiinde onun vacipte son bulmas gerekmektedir.
Vacibin hr iradesiyle i yapt sbit olduunda ayn zamanda kadir olduu da sbit
olacaktr.
Filozoflar aleme 'vacib bil gayr' olarak bakarlarken imkan sadece reel olarak
grmlerdir. Gelenbev ise Vacibin sfatlarn vacib bil gayr olarak ifade edip
zorunlu ve mmknn zihin dnda var olduunu kabul ederek filozoflardan
ayrlmtr. Gelenbev vacip ve mmkn hem hkm olarak hem de zihin dnda
birbirinden ayrk olarak grmtr. Gelenbev zorunlu ile mmkn arasndaki ilikiyi
madmun mevcut yaplmas olarak grerek ikisi arasndaki ilikiyi yaratma olarak
grmtr.
ZET
Akg, Ahmet, smail Gelenbev'de Varlk Dncesi, Doktora Tezi
BBLYOGRAFYA
Eri Lee Ormsby, slm Dncesinde lahi Adalet Sorunu (Teodise), ev.
Metin zdemir, Ankara 2001
E'ar, Makalatl -slmiyyin, thk. Muhyiddin Abdulhamid, Beyrut 1995, (I-
II)
Fahreddin Rz, el-Mebhisl -Merkyye, thk. Muhammed
Mutasimbillih el-Badd, Darul Ktbl lmiyye, Beyrut 1990
--------------------, Kitabul Muhassal, thk. Hseyin Atay, Kahire 1991
--------------------, Muhassal, ev. Hseyin Atay, Ankara 2002
Faik Reit Unat, Trkiye Eitim Sisteminin Geliimine Tarihi Bir Bak,
MEB, Ankara 1964
Frb, et-Talikt, Haydarabad, 1349
---------, fil-Siyase, eyho Neri, Beyrut 1911
---------, Fususl-Hikem (erh ile birlikte) Matbaai Amire, 1291
---------, Fususul-Hikem, F.Dicterici Neri
---------, Peri Hermenias (Kitabul-bare), nr. Mbahat Trker-Kyel, Ankara
1990
---------, Peri-Hermeneias Muhtras, (Mbahat Trker-Kyel Nr.) DTCF
Aratrmalar Enstits Dergisi, Yl 1966, c.IV
---------, erh li Kitabi Aristutalis fil-bare, nr. Kutseh and Marrow, Beyrut
1971
---------, erhu Risale Zenon, Haydarabad, 1349
---------, Uynul-Mesil (slmic Phlosophy Volume 12 Felsefetl-slmiye
iinde) Frankfurt 1995
Gazl Ebu Hamid, el-ktisd fil-tikad, Msr 1972, ev. Kemal Ik,
(tikadda Orta Yol), Ankara 1971
-------------------------, el-Mngizu mined-Dall, ev. Hilmi Gngr, MEB,
stanbul 1948
-------------------------, Tehftl-Felsife, nr. Sleyman Dnya, Kahire 1972
ev. Bekir Karla, stanbul 1981
-------------------------, Maksdul -Felsife, nr. Sleyman Dnya, 1961
-------------------------, Miyarul -lm, Darul -Ktbl -lmiyye, Beyrut,
1990
------------------------, Tehftl -Felsife, thk. Maurice Bouyges, Beyrut 1927
173
1 25b
)( 1
)( , 2
)( )( 4
2
26b
] [5
[ 6
] [7
] [8
26b
)( ] [ 5
)( 6
),( )( 7
),( )( 8
3
]
10
[
] [11
12
27a
13
)( )( 9
)( 10
),( ) ( 11
)( "" )( 12
)( )( 13
4
] [14
27b
]
15
[
),,,,( )( 14
),( 15
5
28a
] [16
] [17
] [18
)( ) ( 16
)( ) ( 17
),( "" 18
6
28b
19
29a ] [20
),,,,( )( 19
)( )( 20
7
29b
21
),,,,,( 21
8
]
22
[
23
] 30a [
24
30b
25
)( 22
),( 23
)( )( 24
)( )( 25
9
26
]
27
[
31a
28
),,,( )( 26
),( 27
)( 28
10
31b
29
] [
] [30
] [31
)( 29
)( )( 30
),,,,( )( 31
11
32a
] [32
]
34 33
[
36 35
] [
][
32b
]
37
[
32 ),( )
(
33 )(
34 ),,,,,(
35 ),(
36 )(
37 )(
12
39 38
40
33a
41
] [
38 ),,,,,( )(
39 ),(
40 ),,,,(
41 )(
13
] [43 42
33b
] [44
] [45
)( )( 42
)( ) ( 43
)( 44
),,( ) ( 45
14
]
46
[
47
48
50 49
34b
),,( )( 46
)( 47
)( 48
),,,,( 49
)( 50
15
51
52
35a
53
54
)( 51
),,,,( 52
)( 53
),( 54
16
35b
] [55
56
] [
57
36a
),( 55
)( 56
)( )( 57
17
58
59
60
] [61
36b ]
63 62
[ ) (
)( , 58
)( )( 59
),( 60
)( 61
)( , ) ( 62
)( 63
18
] [64
65
66
37a
67
] [68
)( )( 64
)( 65
),( 66
),,( 67
)( 68
19
] [69
70
37b
71
] [72
] [73
38a
)( ) ( 69
),( 70
)( , )( )( 71
)( )( 72
),,,,( )( 73
20
74
75
76
77
] 38b
78
[
79
)( )( 74
)( )( 75
)( 76
)( 77
)( 78
),( )( 79
21
80
81
39a
82
] [83
]
84
[
)( 80
)( )( 81
),,( )( )( 82
),,,,( )( 83
) ,,( 84
22
85
39b
86
87
40a
89
] ] [88
90
[
)( 85
),,( 86
),( 87
)( ) ( 88
)( )( 89
)( 90
23
] [91
92
93
40b
94
95
]
96
[
)( ) ( 91
)( 92
),( 93
)( 94
),,,,( 95
)( 96
24
97
]
98
[
] 41a
][99
100
[
101
] [ 102
] [103
97 ),,( )(
98 )(
99 )( )(
100 )(
101 ),,,,,(
102 )( )(
103 ),,( )(
25
41b ]
104
[
] [ 105
106
] [
]
107
[
42a
108
)( 104
)( )( 105
),,,,,( 106
)( 107
)( 108
26
]
109
[
110
42b
112 111
113
)( 110
)( 111
)( 112
),( 113
27
114
115
] [
43a
116
117
118
] [
] [ 119
43b
),,,,( )( 114
),,( 115
)( )( 116
),,,( 117
),( 118
)( )( 119
28
120
] [ 121
]
122
[
]
123
[
44a
124
),,,,( )( 120
)( 121
),,,,( 122
)( 123
)( )( 124
29
125
126
][127
]
129 128
44b [
] [ 130
),,,,,( 125
)( )( 126
)( )( 127
)( 128
)( 129
)( )( 130
30
131
45a
132
][
133
45b
),,,,( 131
)( 132
)( 133
31
]
134
[
] [ 135
136
138 137
][ ] [
139
46a
140
] [
),( 134
),,,,( ) ( 135
),,,( 136
)( 137
),,( )( 138
),( 139
)( 140
32
] [ 141
46b
142
] [
143
144
] [
),,,,,( )( 141
)( 142
)( 143
)( ) ( 144
33
][146 145
] [
147
47a ] [
148
] [
]
149
[
150
] [
151
152
47b
)( 145
)( 146
)( , )( , )( 147
)( 148
)( 149
)( 150
),( )( 151
)( 152
34
153
] [
154
155
] [
48a
] [156
),,,,( 153
)( 154
)( 155
)( 156
35
157
][
160 159 158
] [161
48b
] [ 162
),,,,,( 157
)( 158
)( 159
),,,( 160
)( 161
)( 162
36
163
49a
164
166 165
] [ ] [
167
168
)( )( 163
)( 164
)( 165
)( 166
),,( )( 167
),,,,,( 168
37
169
49b
]
170
[
171
172
50a
)( 169
),,( 170
),( 171
),,,,,( )( 172
38
173
174
] [
50b
] [ 175
]
176
[
177
),,,,,( )( 173
)( 174
)( 175
)( 176
),,,,( 177
39
51a
51b
178
)( , )( 178
40
179
] [
180
][
181
52a
179 ),(
180 ),,,,,(
181 )(
41
] [ 183 182
] [
52b
]
184
) [
185
(
186
),,( 182
),( 183
),( 184
)( 185
),( )( 186
42
53a ]
187
) (
189 188
] [ [
] [ 190
53b
] [
191
187 ),( ) (
188 )(
189 ),,(
190 )(
191 ),,,,(
43
193 192
] [
] [195 194
196
197
54a
] [198 ] [ 199
200
] [
)( 192
)( 193
),( 194
),( )( 195
)( )( 196
)( 197
),( 198
)( 199
)( 200
44
201
] [ 202 ]
203
[
54b
204
] [
]
205
[
55a
)( 201
)( )( 202
),,,( 203
),( 204
)( 205
45
]
206
[
207
] [
][208
209
] [
55b
] [ 210
206 )(
207 ),(
208 )( )(
209 )(
210 ),( )(
46
56a
] [ 211
)( )( 211
47
212
56b
214
]] [ 213 [
215
] [
216
57a
] [ 217
212 )(
213 )(
214 ) ( ),(
215 ,( ) (
216 ),,( )(
217 )( )(
48
218
219
57b
220
)( 218
),( , )( )( 219
)( 220
49
221
]
222
58a [
223
] [224
] [225
58b
),,,( )( 221
)( 222
),( )( 223
)( )( 224
)( )( 225
50
] [226
227
228
59a
229
),,( )( 226
)( 227
),,( 228
),,,,,( 229
51
230
231
59b ] [
233 232
234
235
)( )( 230
)( , )( 231
),( 232
)( 233
)( , )( , )( , )( 234
),( 235
52
60b
] [ 236
237
238
] [
239
240
241
60b
242
)( )( 236
)( )( 237
)( 238
)( 239
)( )( 240
)( )( 241
),( 242
53
] [
] [ 243 ]
244
]
245
61a [
] [ 246
247
] [
248
249
)( )( 243
),,( 244
) , ,( 245
)( )( 246
)( 247
)( 248
)( 249
54
250
251
61b
252
253
)( 250
)( 251
)( 252
)( 253
55
] [ 254
] [255 62a
256
] [
257
258
259
62b ] [
),( )( 254
)( )( 255
)( 256
),( 257
),( 258
)( 259
56
260
[
261
]
262
[
63a
263
] [
]
264
[
)( 260
)( , )( , )( 261
),( 262
),( 263
)( 264
57
265
266
268 267
][
63b ]
269
[
270
271
64a ][
272
),,( 265
),,( 266
),( 267
)( 268
)( 269
)( 270
),,,,,( 271
),,( , )( 272
58
273
] [
64b
] [ 274
]
275
] [
276
[
),( 273
)( ) ( 274
), ,,( 275
),( 276
59
277
]
278
[
65a
279
280
65b
),,,,( 277
)( 278
),( 279
)( 280
60
1. Esas alnan nsha: Sleymaniye Ktphanesi, Esad Efendi, Demirba no: 3580,
Varak: 25b-65b, Tarih: 1195. Sembol:
3. Diyanet leri Bakanl Ktphanesi, No: 775/9, Varak: 43b-62b Tarih: 1261,
Sembol:
4. Sleymaniye Ktphanesi, Hafid Efendi, No: 447, Tarih: 1231, Varak: 271a-313b,
Sembol:
5. Konya Blge Yazma Eserler Ktphanesi, No: 1574/4, Varak: 43b-2b Tarih:
1223, Sembol:
6. Sleymaniye Ktphanesi, Badatl Vehbi, No: 872, Varak: 1b-27a, Tarih: 1213,
Sembol:
8. Millet Ktphanesi, Ali Emiri Arabi, No: 1438, Varak: 1-18, Sembol:
61
1 ...................... ................................
1 ............................... ................................ ................................
2 ............................................................................................................
2 ..................................................................................
2 ...................................................................
5 .............................................................................................................
5 ..................................................................................................................
6 .................................................................
6 .............................................................................................................
6 ..................................................................................................................
][ 11.....................................................................................................
12 ...................................................................
13 ....................................................
13 ................................................................................
15 ........................................................
16 ...........................................................................................................
17 ................................................................................................................
18 .......................................................
19 .....................................................................
20 ......................................................................
24 ..........................................................................................................
62
24 ..............................................................................................
24 ....................................................................................
26 .....................................................................................
27 ......................................................................
28 ...........................................................................................................
29 ................................................................................................................
30 ...........................................................................................................
30 ................................................................................................................
32 ..........................................................................................................
32 .......................................................................................
34 .........................................................................
35 ...........................................................................................................
35 ................................................................................................................
41 ......................................................................
42 ...........................................................................................................
43 ................................................................................................................
44 ................................................................................
44 ................................................................................
45 ............................................................................
45 ................................................................................
46 ....................................................................
46 .........................................................................................................
47 ...............................................................................
48 ...................................................................
50 ...........................................................................................................
50 ................................................................................................................
54 ...........................................................................................................
54 ................................................................................................................
63
56 ......................................................................
58 ........................................................................................................
59 ...........................................................................................................
59 ................................................................................................................