Zygmunt Bauman - Çalışma Tüketicilik Ve Yeni Yoksullar

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 156

GNDZ

Basm Yaym Datm


Ticaret ve San. Ltd. ti.

alma, Tketicilik ve Yeni Yoksullar


Work, consumerism and the new poor
Zygmunt Bauman
Birinci Bask: ubat 1999
1999 Onk Ajans / stanbul-Trkiye
Trke Yayn Haklan Gndz Basm Yaym
Datm Ticaret ve San. Ltd. ti.ne Aittir.

Trkesi:
mit ktem
Bask-Cilt
Kayhan Matbaas

SARMAL YAYINEV
ataleme Sk. Merili Apt. 52/3 Caalolu - stanbul
Tel: (0 212) 513 94 23 - 513 95 21 Fax: (0 212) 522 45 78
Zygmunt Bauman

<p<

alma, tketicilik
ve
yeni yoksullar

Trkesi
mit ktem
NDEKLER

Teekkr
Giri 9
I alm ann Anlam : alm a Etii retm ek 13
nsanlar e Komak 16
almazsan Mahvolursun 22
reticileri retmek 29
"Daha yi"den "Daha Fazla"ya 34
II alm a Etiinden Tketim Estetiine 39
B ir Tketici Yaratmak 44
Estetiin Yarglad alma 49
Bir Ayrcalk Olarak Meslek 53
Bir Tketim Toplumunda Yoksul Olmak 58
I II R efah D evletinin Ykselii ve D 67
Kabul Edilme ile Dlanma Arasnda 70
siz Refah Devleti 75
Mutlu ounluk mu? 82
Sonu Getiren Baar 88
IV alma Etii ve Yeni Y oksullar 93
"Snfd"mn Kefi 97
alma Etii Snfd Oluyor 100
Yoksul Olmak Sulu Olmaktr 107
Ahlaki Ykmllkler Evreninden Dlanma 114
V Yeni Yoksullar in Umutlar 121
Herhangi Bir Rol Olmayan Yoksullar 126
Rol Yoksa Ahlaki Grev de Yok 133
alma Etii mi Yaam Etii mi? 138
Notlar 145
T eekkr

ncelikle, alma etiinin geirdii tuhaf deiimler zerinde d


nmeye beni iten Venessa Baird'e; sonra, yllar nce Memories o f
Class kitabmda boutuum fakat o zamandan beri rafta kalan mese
lelere geri dnmemi salayan Peter Beilharz'a; derinden takdir ettiim
ngr, sezgi ve bilgisini benimle paylamay kabul eden Claus Of-
fe'a ve son fakat nemli olarak da azmi ve sabr olmadan tm al
malarmn beyhude olaca Tim Maye teekkr ederim.
Giri

Yoksullar her zaman bizimle birlikte olacak: Yaygn kandan re


nebildiimiz bu kadar. Yoksullarn nasl yoksul hale getirildikleri ve
niin yoksul gibi grldkleri ya da onlarn yoksullatrlmasnn ve
yoksul grlmesinin, ne fakir ne zengin olan biz sradan insanlarn
gnlk hayat nasl yaadmza ve srdrdmz yaam tarzn
nasl vdmze ya da yerdiimize ne lde bal olduu gibi zor
sorular bu genel kannn bu kadar emin ve ak szl olamad konu
lardr.
Bu zc bir eksikliktir; nk yoksullar kendilerine gsterebile
ceimiz tm ilgiye ihtiya duyduklar ve ve bunu hakettikleri gibi biz
de gizli korku ve endielerimizi yoksul imgesi iinde saklarz. Ve bu
nu yap eklimize bakmak bize kendi durumumuz hakknda da
nemli birka ey syleyebilir. Bu kitabn amac, bu nedenle, bu "na
sl, niin" sorularna yant bulmak ve bylece modern sefaletin
hikyesindeki sk sk grmezlikten gelinen, st rtlen ve inatla giz
lenen bu ksm anlatmaktr. Bu sorulara cevap bulmaya almak,
kendimizi tanmamza da bir dereceye kadar katkda bulunabilir.
Yoksullar her zaman bizimle olacaklar, fakat yoksul olmann ne

9
demek olduu, onlarn birlikte olacaklar "biz"in ne tr olduuna ba
ldr. Her bir yetikin yesini retici emee katmak zorunda olan bir
toplumda fakir olmakla, yzyllar boyu emekle biriken g sayesinde,
yelerinin giderek artan geni bir blm katlmadan gerekli hereyi
rahata retebilecek bir toplumda fakir olmak ayn ey deildir. Ev
rensel istihdam ve reticiler toplumunda fakir olmak baka bir eydir;
yaam projelerinin alma, mesleki uzmanlk ve iten daha ok t
ketici tercihleri etrafnda kurulduu tketim toplumunda fakir olmak
ok daha farkl bir eydir. Yoksul olmak bir zamanlar anlamn i
siz olma durumundan aldysa, bugnk anlamn esas olarak yeterince
tketemiyor olma durumundan almaktadr. Bu fark yoksulluk iinde
yaama tecrbesini ve bunun sefaletinden kurtarlma ans ve olaslk
larn farkllatrr.
Bu kitap modern tarih boyunca meydana gelen bu deiimi gster
meye ve deiimin toplumsal sonularnn dkmn yapmaya al
maktadr. Bunu yaparken bymekte olan yoksulluu yenmek ve s
kntlarn dindirmek iin bulunan snanm ve iyi bilinen arelerin,
bugnk ekliyle yoksulluun sorunlarn kavramaya ve zmeye ne
lde uyduunu (ya da uymadn; ki, uymayabilir de) dikkate al
mak amacndadr.
lk ksm, modern zamanlarn bandan beri yoksullar fabrikada
dzenli almaya ekmesi, yoksulluun kkn kurutmas ve top
lumsal huzuru salamas -hepsi birden- umulan alma etiinin kk
lerinin anmsatlmasdr.
kinci ksmda modem toplumun ilk zamanlarndan sonlarna do
ru olan kademeli ama acmasz geiin hikyesi anlatlmaktadr:
"reticiler toplumu"ndan "tketiciler toplumu"na, yani alma etii
nin yol gsterdii bir toplumdan tketim estetiiyle ynetilen bir top
luma. Tketim toplumunda seri imalat artk kitlesel emek gcne ihti
ya duymuyor ve bir zamanlar "yedek sanayi ordusu" olan yoksullar
imdi "defolu tketiciler"e dntrlmtr. Bu onlar, toplumsal
adan yararl bir ilevden -fiilen ya da potansiyel olarak- yoksun du
ruma sokuyor, toplumsal mevkilerini ve iyileme ihtimallerini geni

10
lde etkileyen sonular douruyor.
nc ksm refah devletinin ykseli ve dnden bahset
mektedir. Bu blm, nceki blmde tanmlanan dnmler arasn
daki yakn ilikiyi gsterir: Bireysel felaketler karsnda ortak so
rumluluktan yana genel kan birliinin aniden belirmesi ve yine bu il
ke aleyhinde ayn ekilde beklenmedik bir uzlama.
Drdnc ksm tm bunlarn sonularyla ilgilidir: Yoksullarn
toplumsal olarak retilmesi ve kltrel olarak tanmlanmasnn yeni
biimi. Son zamanlarda moda olan snfd kavram incelenmi ve
bu kavramn birbirinden olduka farkl yoksulluk tr ve sebeplerinin,
ortak eksikliklere maruz braklm ve bu yzden tek bir "sosyal so
run" temsil eden insanlardan oluan tek bir alt kategori imgesi iinde
"iktidar destekli" bir araya getirilmesinde vasta rol oynad anlal
m tr.
Son olarak, hem yoksullar ve yoksulluun olas gelecekleri, hem
de alma etiine, gelimi toplumlarn bugnk artlarna daha uy
gun yeni bir ierik kazandrma olasl dikkate alnmtr. Artk va
rolmayan bir toplum tr iin bulunmu, geleneksel arelerle yoksul
luk ortadan kaldrlabilir mi? Yoksa geim hakknn emek gcnn
satlmasndan "ayrlmas" ve toplumsal olarak tannan alma kavra
mnn emek piyasas tarafndan tannan eklinin tesine geniletilme
si gibi yeni zmler mi aramalyz? Ve bu tr sorunlarla yzlemek
ve onlara pratik zmler bulmaya almak ne kadar acildir?

11
I
almann Anlam:
alma Etii retmek

alma etii nedir? Ksaca, iki ak nermeden ve iki dolayl


varsaymdan oluan bir emirdir.
Birinci ak nerme, kiinin canl kalmak ve mutlu olmak iin
bakalarnn deerli bulduu ve karln demeye deer grd
bir ey yapmas gerektiidir; karlksz hibir ey yoktur; her zaman
quidpro quo, "misliyle mukabele"; almak iin nce vermeniz gerekin
kinci ak nerme, kiinin sahip olduuyla yetinmesinin ve by-
lece daha fazla yerine daha aza raz olmasnn yanl, aptalca ve ahla
ki adan zararl olduudur; kiinin tatmin olduunda kendini an
derecede yormay ve germeyi brakmasnn deersiz ve mantksz ol
duudur; daha fazla almak iin g toplamak artyla deilse din
lenmenin yakk almayan bir davran olduudur. Bir baka deyile
almak, bal bana bir deer, asil ve asalet verici bir faaliyettir./
Hemen ardndan emir gelir: Sahip olmadn veya ihtiyacn oldu
unu dnmediin neler getirebileceini gremesen bile almaya

13
devam etmelisin. almak iyidir, almamak ktdr.
Bu nermelerin ve bu emrin bu kadar ak olmasn salayan do
layl varsaym ise, ou insann alma yeteneini satmak zorunda
olduu ve gerekte hayatlarn bu yetenei satarak ve karlnda
hak ettiklerini alarak kazandklardr; onlarn sahip olduklar ey,
gemi almalar ve almaya devam etme hevesleri karlnda
aldklar dldr. alma tm insanlarn normal durumudur; al
mamak anormaldir. ou insan grevini yerine getirir; bu insanlardan
elde ettiklerini ya da kazanlarn, grevlerini yerine getirebilecek hal
deyken herhangi bir sebeple bunu yapamayan bakalarya paylama
larn istemek hakszlk olacaktr.
Dier dolayl varsaym, sadece byle bir emein, maaa ya da c
rete layk olan, satlan ve satn alnmas muhtemel olan bu emein
bakalar tarafndan kabul grd, alma etiinin takdir ettii ah
laki deere sahip olduudur. Bu, modemite ad altnda ifade edilen
bizimki gibi bir toplumda alma etiinin ald eklin ksa, basit bir
anlatmdr.
nsanlarn ahlak kurallarndan bahsettiini her duyduunuzda
emin olabilirsiniz ki bir yerlerdeki binleri dierlerinin davran bii
minden honut deildir ve farkl biimde davranm olmalarn iste
mektedir. Bu t hemen hemen hibir zaman alma etiinde oldu
undan daha anlalr olm am t/
alma etii, sanayilemenin erken safhalarnda ve onun dolam
bal modernite ve modernleme yolundaki deiimlerinde Avrupa
bilincini kapladndan beri, politikaclara, dnrlere ve benzer tr
deki vaizlere, kurmak niyetinde olduklar yeni cesur dnya karsnda
en byk engel olarak grdkleri yaygn alkanln ne yapp edip
kkn kazma gayretlerinde bir bahane, ya da ok ak bir ar hiz
meti grmtr: Kk kaznmak istenen bu alkanlk, fabrika istih
damnn szmona nimetlerinden eer mmknse saknmaya ve usta
ba, saat ve makine tarafndan ayarlanan yaam ritmine uslu uslu ita
ate direnmeye ynelik szde yaygn eilimdi.^

14
alma etiinin, kamusal tartmaya konu olduundan beri m
cadele etmeye ve yok etmeye alt hastalkl ve iren alkanl
n kk, kiinin ihtiyalarnn verili olduunu kabul etme ve bunlar
tatminden daha fazlasnn arzulanmamas eklindeki geleneksel insa
ni eilimde bulunuyordu. "Geleneki" iiler her zamanki ihtiyalar
bir kez karlandktan sonra almaya devam etmekte ya da daha
fazla para kazanmakta mantk veya anlam grmyorlard; niin gr-
snlerdi ki? nsann sabahtan akama kadar para peinde koarsa
gzden karabilecei ya da ihmal edebilecei ilgin ve tatminkr bir
yn ey vard. Tatminkr yaamn eii alak tutulmutu, sabitti ve
almas yasakt ve bir kere bu eie varldnda daha yukar tr
manmak iin hibir drt yoktu. Bu, iinde bulunduklar zor durumu
evkle anlamaya alan dnemin giriimci ve iktisatlarnn ve i
leri dzeltmeye can atan ahlak vaizlerinin betimledii tabloydu.
Tarihsel bellek himaye altna alnd ve tarih galipler tarafndan ya
zld. Doal olarak bu karmak tablo ilerlemeye kar usd, cahil,
tamamen mantksz ve kesinlikle balanamaz halk direniine kar
alan ve modern usun nclerinin kazand cesur savan resmi
kayd olarak klasik tarih anlatma lt iine girdi. Bu kayda gre sa
van dl krn grmesini salamak, zevzek ve gerizekaly
akln kullanmas iin zorlamak ve insanlara daha iyi bir yaam, yeni
ve gelimi eyleri arzulamay ve bunlar arzularken kendini gelitir
meyi ve daha iyi bireyler haline gelmeyi retmekti. Hatta gerektiin
de dikkafal kiiyi byle arzular varm gibi davranmaya zorlamakt.
Ne var ki, olaylarn gerek seyri ilk giriimcilerin beceriksiz ve
tembel fabrika iilerine kar ikayetlerinde ima ettiklerinin ve ikti
sat ve sosyologlarn daha sonra tarihin kantlanm hakikati olarak
grecekleri eyin tam tersiydi. Gerekte, usta ile ii arasndaki
"alma etii"nin varsayd sevginin bitiini haber veren ey, fabri
ka dzeninin geliiydi.alma etiinin kabul ettirilmesi mcadelesi
olarak (ya da performans ilkesinin tatbiki iin eitim olarak) gsteri
len ahlaki cihat aslnda yeni koullar altnda anlamszlaan, esasen
sanayi ncesi alma davranlarn diriltmek iin bir teebbst.

15
Ahlaki cihad, samimi, fedakr zanaatkrlk taahhdn ve bir zaman
lar ustaya, kendisi kendi iinin kontrol altnda iken doal olarak ge
len "son model" grev performansn iveren kontroll disiplin koul
larndaki fabrika iinde canladrmay amalad.

nsanlar e Komak

John Stuart Mili, "emeki snfnn geneli iinde iyi cret karl
nda iyi almay seecek gururu bouna aryoruz; ounun tek a
bas mmkn olduu kadar ok almak ve karlnda mmkn oldu
u kadar az hizmet vermek ."1 eklinde ikayet ettiinde aslnda ii
lerin (bir zamanki ustalarn) ok hzl bir biimde piyasann maliyet-
fayda mantna ayak uydurmalarndan ve modern ncesi zana-
atkrlkigdlerinin son kalntlarn sratle stlerinden atmalarn
dan yaknyordu.^Paradoksal olarak, alma etiini ileri srmek bu
koullarda fabrika iilerini, onlarn greve ballklar zerinde za
rarl sonular olan piyasa mantndan m uaf tutma hamlesini gizliyor
gibidir. alma etii maskesi altnda bir disiplin etii gelitirilmiti:
Gururu veya onuru, anlam ya da amac boverin; kendinizi harca
makta bir mantk bulamasanz da niin zorladnza anlam veremese-
niz de tm gcnzle, her gn, her saat aln, l)
^M odernlem enin nclerinin karlat asl sorun, yaptklar
iin amacn belirleyerek ve akn kontrol ederek bu ite anlam bul
maya alm insanlar, hnerlerini ve alma kapasitelerini, imdi
bakalar tarafndan tayin ve kontrol edilen ve yerine getirenler iin
artk hibir ey ifade etmeyen grevlerin yrtlmesinde harcamaya
zorlama gereksinimiydi. Bu sorunu zmenin yolu iileri, iyi yaptk
lar bir iin gururundan mahrum kalp anlamn kavrayamadklar bir
grevi yerine getirirken dncesiz bir itaat gstermeye altrmay
amalayan kr bir talimdi. Werner Sombart'n yorumlad gibi, yeni
fabrika dzeninin ksmi-insanlara ihtiyac vard: Karmak bir meka

16
nizma iindeki ruhsuz kk arklar. Sava alan tarafsa, artk ie
yaramayan dier "insan ksm laryd: retici g iin uygunsuz olan
ve retimde kullanlan ksmlara gereksizce engel olan insani hevesler
ve tutkular. alma etii, esas itibariyle, zgrln teslim alnma-
syd.
\ Ahlaki cihadn hedefi olan insanlar iin, bu vaazlarn alma eti
i olarak rtbas ettii gerek anlam, mehul bir orapnn 1806'daki
u szlerinde canl olarak betimlenmiti:

Herhangi bir dzenli alma saatine yada dzenli alkanla duyula


bilecek en byk tiksintiyi iilerde grdm... iler epeyce honut
suzdu, nk istedikleri gibi girip kamyorlar, istedikleri zaman tatil
yapp tekrar dnp eskisi gibi almaya devam edemiyorlard; ve i
saatlerinden sonra dier iilerin ters szlerine o derece maruz kal
yorlard ki tm sistemden tamamen tiksindiler ve ben de sona erdir
mek zorunda kaldm.2

Tm niyet ve amalaryla alma etii iin balatlan cihad bir


denetim ve itaat mcadelesiydi. Her ey adna srdrlen bir g m-
cadelesiydi; alan insanlar, soylu bir alma hayat adna, ne soy
lu ne de ahlaki terbiye ltlerine cevap veren bir hayat kabul etmeye
zorlamak iin bir savat.
Bu cihad, insanlarn yapt eyleri, yaplmaya deer, dolaysyla
yaplmas anlaml olarak grdkleri eylerden ayrmay, almann
kendisini herhangi bir somut ve anlalr erekten ayrmay amalyor
du. alma etii yaamn mantnda yeterince yer eder ve uygula
nrsa dnme, deerlendirme,seme ve ama saptama gibi tm dier
insani etkinliklerin yerine "adet yerini bulsun diye yaplan iler ge
er. Dahas, devinimler de kimsenin kendi belirlemedii ritmler do
rultusundayd. Gelecei parlak modemiteye ynelik eletirilerin, ger
ek insani deerler olarak grlen eyin korunmas adna, "aylaklk
hakk"n desteklemelerinde alacak bir ey yoktur.
alma etii uygulandnda retici emei insani gereksinimler

17
den de koparabildi; tarihte ilk kez "yaplmas gereken" yerine "yapla
bilen1^ ncelik verildi. nsani gereksinimlerin giderilmesini, retici
emein mantyla ve daha da nemlisi snrlaryla alkasz bir hale
soktu; "gelime amal gelime" eklindeki modern paradoksu mm
kn klabildi.

...makinelemenin ve byk apl dzenlerin kurulmasnn bir sonucu


iilerin duyusuzlatrc bir mekanik ve idari rutine maruz kalmalar
oldu. retimin baz erken safhalar iilere yaptklar ite kiilikleri
ni ifade edebilmek iin gerek frsatlar verdi ve hatta bazlar ustalara
zevk veren sanatsal fikirlerin ortaya kmasna bile imkn verdi... An
Authentic Account ofthe Riots of Birmingham'n (1799) mehul yaza
r iilerin ayaklanmalara katlmasn, yle istihdam ediliyorlard ki
"onlara dnmeleri deil hareket etmeleri retilmiti" diyerek ak
lyor. 3

J.L. ve Barbara Hammonds dokunakl metinlerinde yle derler:

yksek tabakadakiler iilere, efendilerin klelere verdikleri deerden


fazlasn vermiyorlard. i alkan ve dikkatli olmalyd, kendisini
dnmemeliydi, sadece efendisine ballk ve sadakat borluydu,
devlet ekonomisindeki yerinin eker kam ekonomisindeki klenin
yeri olduunu idrak etmeliydi. Bir insanda beendiimiz faziletlerin
hepsi, bir klede ahlak bozukluuna dnyor. 4

Gerekten de fabrika emeinin gayri ahsi, gayri insani ve meka


nik ritmine sknetle ve dnmeden boyun emeyi tembihleyen ko
roda, geleneksel adetlerin prangalarndan bir kez kurtulunca, insan ya
ratclnn ve ncelikle doa stndeki hakimiyetinin bir sonucu
olarak ortaya kan harika, mucizevi bir ekilde bereketli dnyann
yeni ve cesur hayaliyle kle ekonomisinin esas olarak sanayi-ncesi
ve anti-modern zihniyetinin grkemli bir harman bulunuyordu.
Wolf Lepenies'in de gzlemledii gibi, "doa"dan (insan akl ve
hneri tarafndan ilemden geirilmemi ve dokunulmam, ilahi ya

18
ratnn ekillendirdii verili her ey anlamnda) sz edilen dil 17.
yzyln sonundan beri askeri kavram ve metaforlarla doldurulmu
tu .5 Francis Bacon hayal gcne hi yer brakmad: Doa felhedilmeli
ve zerinde yle ok allmalyd ki, insann karlarna ve rahatna
tek bana brakldnda yapabileceinden ok daha iyi hizmet ede
bilmeliydi. Diderot pratisyenlerle teorisyenleri doay fetih ve itaat al
tna alma ad altnda birlemeye arrken, Descartes usun ilerleyii
ni doaya kar alm bir dizi muzaffer savaa benzetti; Kari Marx
tarihi geliimi insann doa zerindeki egemenliinin durdurulamaz
ilerleyii olarak tanmlad. Dier fikir ayrlklar bir yana, Claude Sa-
int-Simon ya da August Comte'la Marx arasnda bu konuda hibir ay
rlk yoktur.
Bir defa nihai ama aklandktan sonra, pratik giriimlere atfedi
len tek anlam insan doaya kar kesin zaferinden hl ayrmakta
olan mesafenin ksaltlmas oldu. Tm dier kriterlerin saygnl ba
arl bir ekilde reddedilebildi ve yavaa fakat acmaszca bir hie
dntrld. Adm adm reddedilen deer yarglar arasnda belirgin
ekilde gze arpanlar acma, merhamet ve sorumluluk ilkeleriydi.
Azimli olamayacak kadar gsz kurbanlara acmak, deiimin hz
n kesenlere merhamet duymak ye ilerlemeyi durduran ya da yavala
tan bir ey ahlaki olamazd. Dier yandan doann kesin fethine ya
rayan her ey iyiydi ve "en nihayetinde" ahlaki adan olumluydu,
"uzun vadede" insanolunun ilerleyiine hizmet ediyordu. Zana-
atkrlarn geleneksel haklarn savunmas, sanayi ncesi yoksullarn
mekaniklemi iin ussal, etkili ve verimli dzenine direnmesi, doa
nn, pek yakn sonunu geciktirebilecekmi gibi geliimin nne koy
duu birok engelden biri gibi grld. Bu diren, doann maskesi
drlen, etkisiz hale getirilen ya da tamamen ortadan kaldrlan tm
dier kurnazca hileleri gibi pek az vicdan azabyla krlmalyd.
nsan zeks ve hneriyle ina edilecek olan grkemli dnyann
yol gsteren nclerin (makineleri tasarlayanlar ve onlarn ilk kullan
clar), ilerlemenin asl taycsnn mucitlerin yaratc zeks oldu
undan hi pheleri yoktu. James Watt 1785'te, mucitlerin fikirleri-

19
in vcut bulmas iin ihtiya duyulan fiziki gayrete sahip olan dier
insanlarn "sadece mekanik gleri harekete geiren ncler olarak
grlmesi" gerektiini savundu: "... Onlarn akllarm kullanmalarna
hemen hemen hi gerek yok"6. Bu arada Richard Arkwright yle ya
knyordu:

insanlar "geliigzel alna adetlerini brakmalar ve karmak oto-


matonun deimez intizamyla zdelemeleri" iin eitmek zordu.
Etkili bir kullanm iin karmak otomatonun devaml izlemesi gere
kiyordu; ve gnde on ya da daha fazla saat fabrikaya kapanp makina-
y izlemek fikri sadece birka taralnn ya da kadnn houna gitti.

nsanln birleik abasna katlmaya kar gsterdikleri diren,


yoksullarn ahlaki gevekliklerinin ve kat, zor fabrika disiplininin ah
laki faziletinin sk sk sz edilen kantyd. Yoksulu ve gnll ay
la altrmak sadece iktisadi deil ayn zamanda ahlaki bir grev
di. Zamann aydn fikirleri tm dier konularda birbirlerinden ayrla
bilirken bu noktada hibir anlamazlk yoktu. Blackvvood's Magazine
"iverenin ii zerindeki nfuzu ahlaki geliim dorultusunda atl
m bir adm dr "7 diye yazarken, Edinburgh Review devam eden kl
trel cihada sert bir tavrla iaret ediyordu:

Yeni iyilik giriimleri [hayrseverlik] ruhu iinde tasarlanmyor. Bu


mlk sahiplerinin yoksulluu deil de -bu da pek arzulanr gzkm
yor- ahlakszln, yoksulluun ve fiziki dknln daha aalk
biimlerini ortadan kaldrmak iin... talihsizlerin babacan koruyucula
r olarak yerlerini tekrar aldklan... yeni bir ahlaki dzenin balangc
olarak yceltiliyor.8

Yoksullarn en efkatli, lml ve merhametli destekilerinden biri


olarak tarihe geen yazar ve sosyal aktivist P. Gaskell, acd kiile
rin asli niteliklerinin doann cahil ocuunun doutan niteliklerin
den pek farkl olmadndan ve onlarn hareketlerini izleyecek ve

20
yaptklarnn sorumluluunu tayacak daha olgun kiilere ihtiyalar
olduundan pek phe etmiyordu. Aydn fikirlere katkda bulunanlar
arasndaki ortak gr, mevcut iilerin ya da ii adaylarnn hayat
larn kendi balarna srdremeyecekleriydi. Kendilerini afacan ya
da aptal ocuklardan daha iyi idare edemiyorlard, uzun vadede neyin
"kendilerinin karlarna" daha uygun deceini grmek bir yana,
onlara neyin doru neyin yanl, neyin yararl neyin zararl olduunu
da anlatmak gerekiyordu. Onlar elden geirilecek ve doru ekil veri
lecek ham insani maddeden baka bir ey deildiler; en azndan uzun
bir sre sosyal deiimden zarar grecekler, insan topluluunun de
vam etmekte olan rasyonel revizyonunun zneleri deil nesneleri ola
rak kalacaklard. alma etii kapsaml ahlaki/eitici gndemin
nemli konularndan biriydi ve bu etiin dnce ve aksiyon iileri
iin saptad vazifeler, daha sonradan, modem hareketi venlerin
"uygarlama sreci" olarak adlandracaklar eyin merkezini olutu
ruyordu.
Uygun, edepli ve vlmeye deer davranlar iin sunulan tm di
er ahlaki prensipler gibi alma etii de, hem yapc bir gr hem
de yok olan hizmetlere yelik bir reeteydi. Etik cihadn hedefi olan
insanlarn sahip olduu tutkularn, tercihlerin ve alkanlklarn me
ruluunu tanmyordu. Doru davran trnn yolunu gsteriyordu,
ama hepsinden nemlisi, etik eitim iin belirlenmi insanlarn eitim
dndayken ve zorlama olmadan yapabilecekleri her eye pheyle
bakyordu. Onlarn eilimlerine gvenilemezdi; istedikleri gibi dav
ranmakta serbest kaldklarnda, kendi arzu ve hevesleriyle babaa
brakldklarndaaba sarfetmektense alktan lrler, kendilerini ge
litirmekle uramaktansa pislik iinde yaarlar, bir anlk, geici bir
elenceyi daha uzak fakat kalc bir mutlulua ye tutarlar, sonuta i
yapmak yerine hibir ey yapmamay tercih ederlerdi. Tm bu iren,
denetimsiz drtler, domakta olan endstrinin kar kt, savat
ve sonunda yok etmek zorunda olduu "gelenein" bir parasyd.
Max Weber'in (Michael Rose'un zetinde) iaret ettii gibi, srmekte
olan alma faaliyeti hatrlandnda, alma etii, maddi ihtiya -

21
larn deimez kabul ederek alan ve bylece daha ar ve daha
uzun alarak kazancn arttrma frsat yerine bo vakti tercih eden
"sradan iilerin gelenekilii"ne "saldr anlamna geliyordu". Gele
nekilik "kk drlmt ."110
Gerekten, "gelenek" modernite adndaki yeni, gsterili dnya
nn ncleri iin aalk bir kelimeydi. alma etiinin kar kt
, ahlaki adan utan verici ve knanacak eilimleri temsil ediyordu:
Dn sahip olduklarna bugn de raz olabilmek, "daha fazla"dan ka
nmay kabul eden ve elde etmek iin daha fazla aba gstermek (as
lnda kaba, acmasz, nefret uyandran ve mantk d olan allma
m bir dzene boyun emek) gerektinde daha iyiyle ilgilenmemek
gibi alkanlklar olan kiilerin eilimleri. Sanayi ncesi yoksullarn
"gelenekiliine" kar ilan edilen savan resmi dmanlar, insani
gereksinimlerin alakgnlll ve insani arzularn bayalyd.
Gerek savalar -en vahi ve amansz savalar- fabrika iisi olacak
larn arzulamadklar anlamadklar ve en nemlisi kendi iradeleriyle
semedikleri alma dzenin huzursuzluu ve onursuzluuna katlan
ma isteksizliine kar almt.

almazsan Mahvolursun

alma etii tek tala iki ku vurma amacndayd: Sratle by


yen sanayinin emek-tedariki sorunlarn zmek ve geleneksel-sonras
[post-traditional] toplumun karlat en can skc tatszlklarn bi
rinden kurtulmak: Herhangi bir nedenle koullarn deiimine ayak
uyduramam, iki yakasm bir araya getiremeyen ve yeni artlar al
tnda varln bile devam ettiremeyenlerin geimini salama zorunlu
luu. Elbette herkes fabrikada almann arklar altna itilemezdi;
sanayi istihdamnn sert talepleriyle baa kabileceklerini kimsenin
dnemeyecei sakatlar, hastalar, gszler ve yallar vard. Brian
Inglis zamann ruh halini tasvir ediyor:

22
Yoksullarn, durumlarndan sulu olsalar da olmasalar da, gzden
karlabilir olduu iddias glendi. Toplum iin risk tamadan onlar
dan basite kurtulma yollan olsayd Ricardo ve Malthus kesinlikle bu
nu tavsiye ederlerdi ve hkmetler de, herhangi bir vergi artna yol
amayacan temin ederek zel ilgilerini yine kesinlikle buna ynel
tirlerdi.11

Fakat "onlardan basite kurtulma"ya dair bir yntem mevcut deil


di ve bunun yokluunda, daha az mkemmel olan bir baka zm
bulunmas gerekti. alma hkm -her koulda her ite- birinin ya
ama hakkm elde edebilmesinin tek uygun ve ahlaki adan kabul
edilebilir aresi olacak bu tr bir zm bulana kadar epeyce yol al
d. yilikte ikinci bu stratejiyi Thomas Carlyle'n 1837 tarihli, Char-
tism zerine denemesindeki kadar pervasz ve samimi bir dille kimse
anlatmamt:

Eer yoksullar sefil bir duruma drlrse byk lde azalacaklar


dr. Tm fare avclar u srr bilir: Tahl ambannn deliklerini tka
yn, devaml miyavlamalar, panik ve patlayan tuzaklarla balarna be
la olun, "sulanabilir emekileriniz ortadan kaybolacaklar ve binay
terk edeceklerdir. Aksi takdirde caiz olan, daha ksa, belki de daha az
sorun karan metod arseniktir.

Gertrude Himmelfarb yoksulluu inceledii muazzam almasn


da bu gr yle ayor:

Yoksullar, fareler gibi, bu metodla gerekten ortadan kaldnlabiliyor


ya da en azndan gr menzilinin dna itilebiliyordu. Gereken tek
ey, "yoksullar ve talihsizlerin sadece yok edilmesi gereken bir bela"
olduunu farzederek onlara fareler gibi davranma kararllyd.12

Yoksullarn "byk lde" azalmasn salayan giriimlerde a


lma etiinin katks gerekten paha biilmezdi. Bu etik, igc c

23
retleriyle desteklenen her eit hayatn, ne kadar sefil olursa olsun,
ahlaki ycelik tadn zorla kabul ettirdi. Byle bir ahlaki ltle
yola kan, iyi dileklerde bulunan reformcular toplumun yoksullarna
sunabilecei "alarak kazanlmam" tm yardmlarn "daha az m
nasip olduu" ilkesini ileri srebildiler ve bu ilkeye daha uygar bir
toplum yolunda atlan byk bir ahlaki adm gzyle baktlar. "Daha
az mnasip olma", cretler yerine sadakalara bel balayan insanlara
salanan koullarn, onlarn hayatn, iglerini kiralayan emekiler
arasnda en sefil, en berbat durumda olanlarnkinden daha az cazibeli
olmas demekti. Umuluyordu ki, almayan fakirin hayat daha da
sefiletike ve yoksullua daha da battka, iglerini en sefil cret
ler karlnda satan, alan fakirlerin talihleri ona daha ekici ya
da en azndan daha katlanlr gelsin; ve bylece alma etii davas
na destek olunabilir ve zafer daha da yaklaabilirdi.
Bu ve benzeri dnceler 1820 ve 1830larm "Yoksulluk Yasas"
reformcularnn kafasnda iyi yer etmi olmal ki, nfusun yoksul ks
mna (Jeremy Bentham'n nfusun "dknt ya da sprnt"s de
meyi tercih ettii ksm) ayrlabilecek tm yardmn dknlerevinin
ierisi ile snrlandrlmas karar uzun ve sert tartmalarn sonunda
hemen hemen oybirliiyle alnd. Bu karar alma etii yaygnla
tka bir ok avantaj ierdi.
En bata, dzenli alma rahatszlklarndan saknmak iin klk
deitirerek gerek yoksul gibi grndklerinden phelenilenleri
"gerek yoksullardan ayrd. Eer ierideki koullar yeterince dehet
verici duruma sokulabilirse dknlerevine kapatlmay sadece "ger
ek yoksullar" tercih edebilirdi. Bylelerine yaplan yardmn kst
lanmas, "para varl soruturmasm"n gereksiz klan ya da yoksu
lun kendisine uygulamasn salayan dknlerevinin kasvetli ve ba
kmsz ortamnda mmkn klnabilirdi: Dknlerevine kapatlmaya
raz olan kimsenin gerekten de hayatta kalmak iin baka aresi kal
mam olmalyd.
kinci olarak, d yardmn yrrlkten kaldrlmas, yoksullar,
alma etiinin taleplerinin "kendilerine gre olmadna", dzenli

24
almann talepleriyle baa kamayacaklarna ya da fabrikada a
lmann acmasz ve ou zaman iren zorunluluklarnn alternati
finden daha kt bir seenek olduuna karar vermeden nce bir kez
daha dnmeye itti; en dk cretler ve fabrikadaki en yorucu ve
usandrc angaryalar bile, bununla karlatrldnda daha katlan
labilir, hatta ho gelmeye balad.
Yeni Yoksullar Yasas'nn kurallar, ayrca, slah edilebilir ve a
lma etiinin ilkelerine bal kalmaya ikna edilebilir olanlarla, tama
myla slah edilemez ve alman nlemler ne kadar dahice ve acmasz
ca olsa da toplumun kar iin hibir hizmet kopanlamayacak olanlar
arasna ak ve nesnel bir izgi ekti.
Nihayet, Yoksulluk Yasas, alanlar (ya da potansiyel olarak
alabilir olanlar) grnmez fakat gayet somut olan kltrel yaban
clama duvarlaryla, pek yaknda iki misline karlacak, alamaz,
muazzam duvarlar sayesinde tehlikeden uzak tutarak umutsuz aylakl
n bulac etkisinden korudu. Dknlerevinin duvarlarnn ardn
dan darya szan haberlerin rktcl arttka, fabrika iileri
nin klelii zgrle, perianl da ansa ve nimete daha ok ben
ziyordu.
imdiye kadar anlatlanlardan tahmin edilecei gibi, "gerek yok
sullar"! yanlzca yle olduunu iddia eden sahte yoksullardan temelli
olarak ayrma ve bylece ahlaki irenliin bulama tehlikesini nle
me niyetiyle almaya altrmann umut veren nesnelerini umutsuz
vakalardan ayn tutma projesi asla tam olarak baarya ulaamazd.
Yardma layk ve yardma layk deil eklinde iki yasal kategori
ye ayrlan yoksullar, reformcularn dknlerevinin kurulmasndaki
asl sebep olarak belirttikleri ekilde olmasa bile, birbirlerinin ok et
kilediler.
Doru, dknlk durumundakiler (ya da reformcularn deyiiyle
"bu durumu semi olanlar") iin oluturulan bilhassa korkun ve i
ren bu yeni koullar, yoksullar, kiralanan igcnn pheli cazibe
sine daha ak kld ve "pek dikkat ekilen aylaklk bulamas tehdi-
di"nin nne geti ama ayn zamanda onlara sefalet bulatrd ve bir

25
zamanlar alma etiinin baarl bir ekilde ortadan kaldrmay
amalad ayn felaketin devam etmesine byk katkda bulundu.
Fabrika yaamnn kalitesini deerlendirmekte referans noktas olarak
kullanlan dknlerevi hayatnn mthi irenlii, iverenlerin is
yan ya da emein geri ekilmesi korkusu olmadan iilerin tahamml
snrlarn daha da zorlamalarn salad. En sonunda, alma etii
nin emirlerini kabul edenlerin kaderleriyle, bunu reddedenlerin, ya da
kabul etmeye ve onun buyruklarna gre yaamaya alrken baar
szla urayanlarn kaderleri arasnda pek bir fark kalmamt.
Modernitenin erken safhalarndaki ahlak reformcularnn en zeki,
pheci ve sinik olanlar, yoksullarn iki kategorisi -gerek ve sahte
yoksullar- arasndaki kuramsal olarak yeterince ak ayrmn iki farkl
stratejide ifade edilebilecei yanlsamasna pek aldanmadlar. Byle
bir strateji ayrmnn kaynaklar ekonomisi asndan ya da somut etik
yarar biiminde pratik bir anlam olabileceine de inanmadlar.

zellikle, Jeremy Bentham "endstriyel yaplar"nn


dknlerevi, darlacezeler ve fabrikalar (ayrca cezaevleri, tmarha
neler, hastaneler ve okullar)- ynetimleri arasnda hibir ayrm yap
mad.13 Grnrdeki amalan ne olursa olsun, diye srar ediyordu
Bentham, hepsi ayn pratik sorunla kar karyayd ve ayn kayglar
paylayordu: Bu yaplar, eitlilik ieren ve esasen zaptolunamaz bir
insan kitlesine tek, deimez, dzenli ve kestirilebilir bir davran ka
lbn dayatmak zorundaydlar. zet olarak, tek davran standard
hepsine hitap edebilsin diye tm bu yaplar insan huy ve eilimlerinin
eitliliini ntralize etmek ya da dengelemek zorundayd. Dkn
lerevi yneticilerini de sanayi tesisi denetilerini de ayn grev bekli
yordu. stedikleri eyi -disiplinli ve tekrarlayan rutin- elde etmek ama- --
cyla her iki yerin sakinleri -"alan" ve "almayan" yoksul- ayn
ynetim biimine maruz kalacakt. ki kategorinin ahlaki nitelii ara
sndaki, ahlak vaizlerinin ve reformcularn tartmalarnda zellikle
dikkat gsterilen ve ok nem atfedilen farklar elbette Bentham'n
usavurumunda hemen hemen hi yer almad. Ne de olsa, onun strate

26
jisinin ana noktas, belirtilen ama dorultusunda bu gibi farkllklar
tamamyla yersiz ve neticeye mani olmayacak biimde silik klmakt.
Bentham, bu tavryla, dnemin iktisat bilginleriyle ayn azdan
konumu oluyordu. John Stuart Mill'in de ksa sre sonra yazd gi
bi, siyasal iktisat, "zenginlik arzusuna, yani almaya kar nefrete
ve pahal dknlklerden zevk alma arzusuna kalc bir kartlk
oluturan ilkeler hari "14 insani tutku ve gdlerle ilgilenmez. ktisadi
hayatn "nesnel", tarafsz ve bamsz yasalarn arayan tm bilginler
gibi Bentham da alma etii tartmalarnn ortak konusu olan kut
sal sslemelerle dolu yeni toplumsal dzenin kuruluuna n ayak ol
ma vazifesinin temeline kadar indi; bu, batan aa etkili bir dene
timle desteklenen ve korunan, kaytsz artsz disipline dayal dzenli
rutin davrann muhafaza edildii noktayd. Tinsel aydnlanma ya da
dnce reformuna dair kayglar iin Benthamn hi vakti yoktu; pa-
noptikon benzeri yaplar da zorla tutulanlardan ilerini sevmelerini
beklemiyordu (onlarn tedavisi mmkn olmayan.bir ekilde iten
nefret etmelerini hemen hemen olduu gibi kabul ediyordu) ve al
mann ahlaki olarak yceltici etkisini vmek zahmetine katlanmad.
Eer buralarn sakinleri alma etiinin ilkeleri ile ayn dorultuda
davranmak durumunda kalacaklarsa, bu onlarn ahlaki deiimleri sa
yesinde deil, alma etiinin buyruklarn kabul etmi ve kafalarna
yerletirmi gibi davranma alternatifinden baka tercih iermeyen se-
eneksiz bir durumda olmalar sayesinde mmkn olurdu. Bentham,
tercihte bulunanlarn meziyetlerini gelitirmeye deil, tercihin yalnl
na ya da tercih yokluuna umut balad. Panoptikonda, -bu bir d-
knlerevi, bir darlaceze ya da bir fabrika olabilir- "eer insan al
myorsa, sabahtan akama kadar, konuacak bir kimsesi olmadan ku
ru ekmeini yemekten ve suyunu imekten baka yapacak hibir eyi
yoktur... Elinden gelen gayreti gstermesi iin bu tevik zorunludur;
ama bundan fazlasna gerek yoktur."
alma etiinin tevik edilmesi, kilise krslerindeki vaazlardan,
ahlak dersi veren hikyeler hazrlamaktan ve gen kafalar doru ilke
ve deerlerle doldurmak iin elinden geleni yapan din dersi okullar

27
nn mantar gibi oalmasndan fazlasyla destek buldu; ama tm pra
tik anlam ve amalara ramen, alma etii, Benthamn tipik ak
szll ve soukkanllyla aklad gibi, mevcut ve potansiyel
fabrika iilerinin karlat seenein kkten kstlanmas anlam
na geliyordu. Dknlerevi dnda yardm yok kural, "seenek-
siz" durumu oluturma hamlesinin bir belirtisiydi. Ayn stratejinin bir
dier belirtisi kt kanaat yaamn zendirilmesiydi, yani cretleri, a
r allacak ertesi gnn afana kadar hayatta kalabilecek derece
de dk tutmak ve bylece bu ar alma gnn bir zorunluluk,
bir "seeneksizlik" durumuna sokmak.
Bununla birlikte, en sonunda nesnelerinin ussal yeteneklerine az
da olsa bavurmak durumunda kaldklarndan, her iki tedbir de bir
risk unsuru ieriyordu: Hedeflerine ulamada etkili olabilmek iin her
ikisi de dnen, hesap eden insanlara ihtiya duyuyordu. Ama d
nmek iki yan da keskin bir kl olabilirdi ya da daha dorusu, ne
fes aldrmayacak kadar kaln duvarda braklan tehlikeli bir yark ola
bilirdi. Onurlu bir yaama ynelik insani tutku ya da kendi isteklerini
ne geirmeye doru bir gdlenme gibi ba bahelas, gvenilemez
ve nceden kestirilemez unsurlarn gnderildikleri zorunlu srgnden
geri dnerek bu yarktan szabilmesi muhtemeldi. Yeni bir gvence
bulunmalyd ve fiziki baskdan daha gven verici hibir ey yoktu.
Bedensel ceza, cretleri ya da gda desteini dayanma snrnn altna
drmek ve hepsinden nemlisi, her yerde, her zaman var olan gze
tim ve nemsiz de olsa her hangi bir kuraln ihlalinde hemen verilen
ceza yoksullar "seeneksizlik" durumuyla kar karya getirmek
iin yeterliydi.
Bu, alma etii vaaznn phe uyandrc bir biimde ikiyzl
gzkmesine sebep oldu. Gerekte, sanayi eitiminin insan nesneleri
nin ahlaki salamlna gvenmek onlarn zgrlk alanlarnn -
ahlaki benlik ve sorumluluklarn serpilip geliecei tek alan- genile
mesini gerektirecekti. Ama alma etii, an azndan tarihinin erken
dnemlerinde, seenein kstlanmasn ya da tamamyla ortadan kal
drlmasn seti.

28
kiyzllk ne zorunlu olarak kastlyd ne de her zaman bilinli.
alma etii tevikilerinin kendilerinin ahlaksz olmas bir yana,
yaptklar eyin ahlaki sonularna kaytsz kaldklar bile varsayla-
bilir. nerilen ve uygulanan nlemlerin acmaszl, gerekten de ah
laki dersler veren etkili bir fail ve dolaysyla yce bir ahlaki davra
n, ahlaki cihadn zorunlu paras olarak grlyordu. ok alma
yceltici bir deneyim, kamusal yarara drt nala hizmet ederek varla
bilecek tinsel bir geliim olarak vlyordu. Eer insanlar ok al
maya ikna etmek ve ok almay onlarn bir alkanl haline ge
tirmek zahmet ve strap gerektirse de bu, gelecekteki kazanlar ve
ok alarak elde edilebilecek ahlaki karlar iin olduka az bir be
deldi. Keith McClelland'n iaret ettii gibi, "el emei ounluk tara
fndan zorunlu ve ezici bir zorlama olarak grlse de" ulusa kazand
raca zenginlik ve onurdan ve iilere salayaca ahlaki geliimden
dolay "yceltilmesi gereken bir faaliyet olarak kabul da ediliyor"
du .15

reticileri retmek

Toplumlar ideallemi bir grnme sahip olma eilimindedir. Bu


onlarn "ynlerini kaybetmemelerini" salar: Mevcut grnmlerini
berbat eden yaralar, siilleri ve dier lekeleri ayrt edip saptamalarna
ve bunlar iyiletirecek bir ila tasarlamalarna yardmc olur. al
mak -i sahibi olmak, patron sahibi olmak, karln dedii iin
patronun yararl grd eyleri yapmak- drstl ya da insanl
baka trl salanamayan, phe duyulan ve kendini kantlamak du
rumunda olanlarn saygdeer bir birey olabilmek iin yapmalar gere
ken eydi. Herkese i vermek ve herkesi ii yapmak toplumun (gei
ci olduu umulan) eksiklikleri ve gelimemilii yznden maruz
kald tm hastalk ve skntlar iin bir reete gibi grlyordu.
almann bu tarihsel rol siyasal yelpazmin ne sanda yer

29
alanlar ne de solunda yer alanlarca sorgulanyordu. Bir "sanayi toplu-
mu"nda yaamann bu balang sreci, sanayi iilerine dntr
len insan saysnn durdurulamaz biimde artmaya mecbur olduuna
ve sanayi toplumunun almak zorunda olduu son eklin, toplumun
her salam erkek yesinin retimde kullanld devasa bir fabrika
olacana dair inan ve gvenle birlikte gidiyordu. Evrensel istihdam
henz tam olarak gerekletirilememiti, ama bu hedefleniyordu. Bu
normun nda, almamak isizlik, anormallik, kurallarn ihlali
gibi gzkyordu. "almak" ve "insanlar ie komak" kiisel so
runlar ve toplumsal hastalklar ayn anda ortadan kaldraca umu
lan tevik/aldatmaca iftidir. Bunlar modernitenin kapitalist ve kom
nist versiyonlarn ayran hattn iki tarafnda da yanklanan modern
sloganlard. Kapitalizme kar Marksist-esinli muhalefetin sava na
ras "almayan a kalr"d ve gelecekteki snfsz toplumun grn
ts tm ynleriyle fabrika ekline uygun bir toplumun grntsy-
d. Modern sanayi toplumunun klasik devrinde, alma hem bireysel
hayatn hem de toplumsal dzenin ve tm toplumun hayatta kalma ka
pasitesinin ( tm sistemi etkileyen retim) can damaryd.

Bireysel hayattan balayalm. Bir insann yapt i onun geimini


salyordu; ama yapt iin tr o insann yakn evresinde ve o
"toplum" ad verilen imgesel btn iinde mantkl olarak arzu ve ta
lep edebilecei mevkiyi belirliyordu. alma, kiinin toplumsal sta
tsn ve z saygsn belirleyen ana faktrd: Miras yoluyla ya da
kazanarak elde ettii servet sayesinde kendi kendine yeterek zgr bir
hayat geirenler hari, "Sen kimsin?" sorusu allan iyeri ve bu i-
yerindeki sfat gsterilerek cevaplandrlyordu. Snflandrmaya ve
kmelendirmeye olan dknl ve becerikliliiyle bilinen bir top
lum iin, iin tr, tm dier yaamsal kriterlerden nce gelen belirle
yici ve esas snflandrmayd. Bir kimsenin kendisini karlatrabile-
cei ve kendi yerini belirleyebilecei denklerini, sayg borlu olduu
stlerini ve itaat umabilecei ve talep edecei astlarn belirtiyordu.
in tr, kiinin sosyal yaantsnda yakalayp srdrmesi gereken

30
standardlar, ykselmek iin giriebilecei ve kanmas gereken re
kabetleri belirliyordu. kariyeri hayatn izleyecei yolu gsteriyordu
ve gemie dnp bakldnda kiinin hayati baarlar ve baar
szlklarnn sicilini oluturuyordu; bu kariyer zgvenin ve belirsizli
in, kendini beenmiliin ve kendini kk grmenin, gururun ve
utancn ana kaynayd.
Dier bir ifadeyle, geleneksel-sonras modern toplumda -yelerini
tercih yeteneklerine ve girikenliklerine gre deerlendiren ve buna
gre dllendiren bir toplumda- alma, bir insann kimliini mr
boyu oluturma ve korumasnn merkezindeydi. Yaam projesi bir
ok hevesten trese de bunlarn hepsi tercih edilecek ya da stlenile
cek iin tr etrafnda dnyordu. in trti hayatn tmn etkiliyor
du; sadece alma sreciyle dorudan ilgili hak ve grevleri deil,
ayn zamanda umulan yaam standardn, aile, sosyal hayat, mlkiyet
normlarn ve gnlk rutini de belirledi. Bir insann bunlar ekillen
dirmesine ve varlklarnn tm dier grnmlerini pek az hatayla tah
min edebilmesine msade eden tek "bamsz deiken" almayd.
Bir kez kariyerin ve iin tr saptandnda, tm gerisi yerli yerine
oturuyordu ve yaamn her alannda ne yaplaca yeterince kesinle
iyordu. Ksaca; alma ana ynlendirme noktasyd. Yaamn tm
dier ileri ona gre planlanp dzenlenirdi.
Modern toplumun snai dneminde, ou erkein uyank geen sa
atlerinin ve hayatlarnn erikin dnemlerinin byk ksm ite geti
inden, (Roger Suenn hesaplarna gre, 1850 ylnda, uyank geen
yaamn %70'i almayla ilgiliydi.16) alma etiinin toplumsal d
zeni kurmadaki rolne bal olarak iyeri sosyal btnlemenin ba
lca alanyd; kurallara itaat ve disiplin gibi asl alkanlklarn reti
lebilecei varsaylan ve "sosyal karakter"in -en azndan toplumsal d
zenin devam iin gerekli tm biimleriyle- oluturulduu yer bura-
syd. Dzenli ordunun yan sra, bir dier byk modern icat olan
fabrika moden toplumun balca "panoptikal kurum"uydu.
Fabrikalar ok eitte rn imal etmenin yan sra, hepsi de, mo
dern devletin uysal ve itaatkr uyruklarn rettiler. Bu uyruklarn re

31
tildii ikinci retim hatt, daha az belirgin ve daha az sz edilir olsa
da, endstriyel alma asndan, almann grnr rolnden -
maddi zenginlik retimi- toplumun ayakta kalmas iin daha temel bir
ilev yklenmekteydi. Bu dier gizli ilevin ne kadar nemli olduu,
modern ada nfusun nemli bir blmnn fiziksel olarak dzenli
fabrika istihdamna ve/veya askerlik hizmetine uygun olmad haber
leri patlak verdiinde periyodik olarak ortaya kan paniklerden anla
labilir. Sorunu hakl klacak sebepler ne kadar aikr olursa olsun,
sakatlk, bedensel gszlk ve zihinsel bozukluktan bir tehdit gibi
korkuluyordu, nk bu gibi durumlar kurbanlarn toplumsal dzenin
devamllnn bal olduu panoptikal eitimin eriemeyecei yerle
re itiyordu; almayan insanlar ayn zamanda efendisiz, denetim-
d insanlard; Gzetlenemeyen, izlenemeyen, cezalarla desteklenen
dzenli rutine tabi klmamayan insanlar. 19. yzyl boyunca toplum
sal bilin sahibi tbbi bilimlerin gelitirdii rnek salk modelinin,
fabrika emeinin ve askerlik hizmetinin gerektirdii fiziksel zorlama
ya elverili erkek modeli olmas artc deildir.
Eer erkek nfusun byk ksmnn fabrika almasnn eitici
tesirine maruz kalmas retimin ve toplumsal dzenin korunmasnn
temel metoduysa, alan (ekmek getiren) erkein mutlak, kar
klamaz hkmdar olduu, gl ve salam patriarkal aile de onun zo
runlu devamyd; alma etii vaizlerinin ayn zamanda ailevi er
demlerin ve aile reisinin sarslmaz hak ve devlerinin savunucular ol
malar tesadf deildir. Aile iinde, kocalar/babalar fabrikadaki usta-
balarnm ya da askerdeki baavularn uyguladklar denetim/
disiplin rolnn aynsn kadnlara ve ocuklara uygulamaya tevik
ediliyorlard. Disipline edici modern g, Foucaultnun srarla ileri
srd gibi, kalbin pompalad kan canl organizmann en u doku
ve hcrelerine kadar tayan klcal damarlar rneine uygun datl
yordu. Kocann/babanm aile ii otoritesi emir-reten ve emir-tayan
alarn yapt basky, panoptikal kurumlann baka bir ekilde ula
amayaca nfusun dier ksmna datyordu.
Sonu olarak, almaya, politikaclarn, genellikle toplumun

32
ayakta kalma ve refah sorunu olarak belirttii ve sosyolojik literatre
"tm sistemi etkileyen retim" olarak katlan belirleyici bir rol veril
miti. Modern sanayi toplumunun z, doal kaynaklarn, (yine do
al) iletilebilir enerji destekleri sayesinde yeniden kullanlmak ama
cyla elden geirilrnesiydi ve "zenginlik bu elden geirmenin netice-
siydi. Byle bir elden geirme sermaye sahiplerinin/yneticilerinin
desteiyle rgtleniyordu, ama igcnn kiralanmasyla baarya
ulayordu. Bu srecin devamll, bundan dolay, sermaye sahipleri
nin nfusun geri kalann retici rolne baaryla sokmalarna baly
d.
Zenginliin geniletilmesinde en nemli kaynak olarak kullanlan
retim hacmi, "canl emein" dorudan retici faaliyete sokulmasna
ve bu faaliyetin mantna boyun emesine balyd; retici roller sis
temin balca birimleriydi. Devletin zorlayc gleri aslen, bunu
mmkn klmak iin, yani sermaye ve emein metalatrlmas iin
kullanlmaktayd. Dier bir deyile, zenginlik potansiyelini sermaye
ye (yani daha fazla servet retebilecek servet) ve toplumun bireylerini
"deer-katan" emee dntrmek iin. Aktif sermayenin ve istihda
mn bymesi politikann temel sorunuydu. Politikalarn baarl
olup olmadklar bu grevin ne derece yerine getirildiiyle llyor
du: Sermayenin kiralama gcyle ve nfusun retim srecine ne oran
da dahil edildiiyle.
zetlersek : alma, modern dzenlemenin analidk adan farkl
dzeyinde -bireysel, toplumsal ve sistemle ilgili- merkezi bir ko
num igal etmekteydi. Dahas, alma bu dzeyi birletiriyor ve
bu dzey arasndaki iletiim ve koordinasyonun kurulduu ve ko
runduu ana etken olarak hizmet ediyordu.
\

alma etii modern dzenlemeyi meydana getirmekte nihai


nemde bir vastayd. Sermaye ve emein modern sanayi toplumunun
gnlk ileyii ve devam iin kanlmaz karlkl bamll, a
lma etii tarafndan toplumun tm yeleri iin (daha dorusu tm
erkek yeleri iin) ahlaki bir vazife ve ura olarak gsteriliyordu; a
lma etii insanlar gerekte kanlmaz olan, isteyerek, sevinle,

33
cokuyla kabul etmeye ard; yeni ekonominin pratisyenleri, su or
taklaryla, yani devletin yasa koyucularyla birlikte bu durumu ka
nlmaz klmak iin ellerinden geleni yaptlar. Ama bu zorunluluu is
teyerek kabul etmek, zahmetli bir yk gibi katlanlan bu allmam
kurallara direnmekten vazgemek demekti. yerinde iilerin kendi
lerini idare etmelerine msamaha gsterilmiyordu. alma etii in
sanlar almaya adanm bir hayat tercih etfheye ard; ama a
lmaya adanm bir hayat, seeneksizlik, tercihin eriilemezlii ve
tercihin yasaklanmas anlamna gelmekteydi.

"Daha yi"den "D aha Fazla"ya

alma etiinin ilkeleri, mstakbel iilerin zgrlk kayplarna


kar direnmeleriyle orantl bir evkle vaaz ediliyordu. Vaazn ama
c direnii krmakt. alma etii bir arat ve bu aracn yaknlatr
d son, fabrika dzenini kabul ve bunun sonucunda zgrln orta
dan kalkmasyd.

Arasal akl tm vastalarn ele alnp eletirel biimde deerlendi-


rilmesini ve arzulanan sonuca ynelik etkilerine bal olarak -
gerektiinde- ie yaramaz kabul edilmelerini ve yeiden dzelenmele-
rini olanakl klar. alma etii ve daha genel olarak mevcut mstak
bel iilerin duygularna ve vicdanlarna hitap etme, endstriyel siste
min arklarn dndren birok alternatif vastadan biriydi. Elbette en
etkili olan ya da kesinlikle tek makul olan deildi. En gvenilir olan
da deildi; alma etii vaizlerinin telkin etmeye alt alma
fazileti tm dier erdemler gibi dzensiz ve deikendi: Muhtemel in
san davran iin zayf bir klavuz ve fabrika rutinin gerektirdii sert,
kat ve tekdze almayla boy lecek kadar salam olmayan bir
bask. Fabrika rutini fiziksel zorlamann sabit ritmini korumakta ve'
alma dzenine mutlak itaati salamakta ahlaki duygulara, ahlaki

34
sorumlulua (ve bylece, sonunda, tercihe) bel balayamazd.
alma etiinin, yoksullara ve aylaklara hitap ederken, zorunlu
kapatlma, yasal klelik, dknlerevi hari her trl yardmn redde
dilmesi ve bedensel cezalandrmayla son bulan bir dizi baka gveni
lir arelere bavurduunu zaten belirtmitik. alma etiinin vaaz
ahlaki tercih gerektiriyordu; almann icras ise her trl tercihi s
nrlandryor ya da ortadan kaldryor, nesnelerinin, samimi olsalar da
olmasalar da, alma etiinin retisine inansalar da inanmasalar da,
ikna edilmi gibi davranmalarndan emin olmaya alyordu. Mo
dern rgtlerdeki modern fabrikalarn paylat genel eilim, insan
faillerin ahlaki duygularn eylemlerine ilgisiz ("kaytsz") klmakt;
bylece bu eylemler o derece dzenli ve kestirilebilir olacakt ki ad
ktye km, usd, ahlaki itepilerin bunlar etkileme olasl or
tadan kalkacakt.
alma etii esasen Avrupa'nn icadym gibi grnyor; Ame
rikan toplum tarihilerinin ou Amerikan endstrisinin arklarn a
lma etiinden ok giriimcilik ruhunun ve ykselme arzusunun
dndrdn kabul ediyor. alma, kendini adam alma, ebe
diyen kendini adam alma hem gmenler hem de yerli Amerika
llar tarafndan neredeyse en batan beri kendi iinde bir deer, bir
yaam tarz olmaktan daha ok bir vasta gibi grlyordu: Daha zen
gin ve bylece daha bamsz olpaaik iin bir ara; bakalar iin a
lmann iren zorunluluujdaojkurtulmanm arac. Kt fabrikalar
daki klelik benzeri alma /bile, almann insan soylulatrd
eklindeki herhangi bir aldatmacaya kaplmakszm, gelecekteki z
grlk iin sakince kabulleniliyor ve katlanlyordu. almann se
vilmesine ya da ahlaki faziletin bir belirtisi olduuna inanlmasna ge
rek duyulmuyordu; en iren koullara bile katlanmak, asla uzak ol
mayan zgrln mutluluu iin denen geici bir bedel olarak g
rld srece, disiplinin yklmas riskini tamadan uluorta
yerilebiliyordu.
Michael Rose'a gre17 alma etiine aldrmayp onu bir kenara
itme eilimi, Amerika'da ve yirminci yzyln banda yeni bir ivme

35
kazand; o dnemde yaygnlk kazanan balca idari yenilikler, a
lma abasna ynelik ahlaki sadakati ykacak ekilde uygulanyor
du. Ama bu niteliklerini, muhtemelen, bu tr sadakatin genel olarak
gvenilemez olmasndan aldlar; ya da zenginlerin ve zenginliin l
kesinin gz doymaz ortamnda byle gzktnden byle oldular.
Bu genel eilim Frederick Winslow Taylor'n ncs olduu bilimsel
iletmecilik hareketinde dorua eriti:

alma etiine bavuru Taylor un iletme teknikleri neri listesinde


hemen hemen hi yer almad. Olumlu alma sadakati esasen parasal
teviklerle dikkatli biimde idare ediliyordu. Taylor'n rnek emekisi
yerli Amerikal deil, HollandalI bir gmen, bir Schmidt'di.
Schmidt'de Taylor' byleyen ey, etkili ve maharetli almann
Schmidt'de uyandrd ahlaki sorumluluk duygusu kesinlikle deildi
ama bir dolar banknotu karsnda gsterdii cokulu tepki ve onu el
de etmek uruna Taylor n her sylediini yapma isteiydi.

nsani artlarn eitsizlii gitgide daha belirgin bir hale geldike


ve fabrikann insan aciz brakan disiplini daha da acmaszlatka
emekilerin almann yceltici niteliine olan inanlarna bel bala
mamak yerinde bir tercihti. Ve hatta Amerikan Ryas'nn -tm fabri
ka irenliklerinin geici bir skntdan baka bir ey olmad ve in
sann bir patrona boyun emesinin ileride kendi hakkyla patron ola
bilmek iin bir ara olduu- vaadini nemsememenin avantajlar bile
gitgide belirginleiyordu. Nihayet, insann kendi ayaklan zerinde
durabilme ihtimali giderek pheli ve uzak bir hal alyordu ve el eme
inden "kendi hesabna alma" zgrlne giden yollar daralyor
du. in, alma hayatnn erdemlerinin abartlm grntlerinden
ve almaya duyulan ahlaki sadakatten bamszl baka aralarla
gvence altna alnmalyd.
Amerika'da ve baka yerlerde "almay maddi olarak tevik edi
ci" baka aralar bulundu: Fabrika .disiplinine sessiz itaate ve bylece
iinin zgrlnden vazgemesine dller verildi. Sopa tehdidiyle

36
destekli ya da desteksiz skc vaazlarla elde edilen eye, dln ba
tan karc gc sayesinde daha siki olarak ulalmaya allyordu.
alma abasnn, ahlaki adan stn bir hayata giden yol olduunu
iddia etmek yerine artk bunun daha fazla para kazanmak iin bir va
sta olduu eklinde reklam yaplyordu. "Daha iyi" ye boverin, ge
erli olan tek ey "daha fazla"dr!
Sanayi toplumunun balangcndaki g atmas, zgrlk ve
zerklik mcadelesi, artktan daha fazla.pay koparabilme savana ka
demeli ama acmasz biimde dnmt. Bu arada mevcut g ya
ps st kapal biimde onaylanyor ve bunun dzeltilmesinin gn
dem dna itiliyordu. Zanaatkrla fabrika iilerine dntklerinde
kaybolan onuru kurtarmann belirleyici yolu, giderek, artktan daha
fazla pay koparabilme yeteneinden geiyordu. almann ahlaki
adan yceltici kapasitesine bavurma, sre iinde, deerini yitirdi.
reticilerin toplumsal stat ve prestijlerini belirleyen ey artk al
maya duyulan istekli sadakat gibi gerek ya da szde erdemler veya
kaytsz tutum gibi gnahlar deil, cret farkllklaryd.
Sosyal yaamn niteliiyle ilgili g atmasnn parasal gelirin
nicelii iin mcadeleye kayd zerklik ve kendini kabul ettirme tut
kularnn tek ifadesinin iktisadi kazanlar olduu gerei modern sa
nayi toplumunun tm gelime sreci zerinde derin bir etkisi oldu.
Balangtaki alma etiinin iktisadi aralarla ve yeri geldiinde fi-'~.
ziki zorlamann desteiyle bouna oluturmaya alt davran bi
imini meydana kard. Modern reticilerin bilinlerine ve hareketle
rine, insani itibar ve onuru parasal dllerle lme eilimini "kapita
lizmin ruhu"ndan daha kalc biimde yerletirdi. nsann zgrle
olan iddetli isteini ve gdsn salam ve kalc biimde tketim
alanna yneltti. Bu sonular retim toplumundan tketim toplumuna
doru giden modern toplumun sonraki tarihini geni lde belirledi.
Bu ikinci yol modern toplumun her alannda ayn lde ya da ay
n sonularla izlenmedi. Her ne kadar alma etiine itaati salamak
iin modern dnyann her yerinde bask ve tevik karm kullanl-
dysa da bu karmn malzemeleri farkl oranlardayd. En nemlisi,

37
modern toplumun komnist versiyonunda reticinin iindeki gizli t
keticiye yaplan arlar kararsz ve isteksizdi, inandrc olmaktan
uzakt. Bu sebepten dolay, modernitenin iki versiyonu arasndaki ko
pukluk zaman iinde derinleti ve Bat'daki yaam tarzn tamamyla
deitiren tketiciliin ykselii komnist rejimi dehete drd,
onu tamamen hazrlksz, geride kalm ve hatta yenilmi olduunu
kabul edip havlu atm bir durumda yakalad.

38
II
alma Etiinden Tketim Estetiine

Bizim toplumumuz bir tketim toplumudur.


Bir "tketici" olmann ne demek olduunu hepimiz az ok biliyo
ruz. Tketici, tketen kii demektir ve tketmek eyleri kulanp bitir
mek demektir: Onlar yemek, giymek, odlar kullanmak ve de ihtiya
larmz ya da arzularmz herhangi bir biimde tatmin etmelerini
salamak. Yaadmz dnyada ou zaman arzu ile tatmini arasnda
para "araclk yaptndan", tketici olmak tketime ayrlm eyle
rin ounu kendine tahsis etmek demektir: Onlar satn almak, onlar
iin para harcamak ve bylece bakalarnn bunlar izin almadan kul
lanmasn yasaklayarak zel mlkiyet haline getirmek^
Tketmek, ayrca, yok etmek demektir. Tketim esnasnda, tketi
len eylerin varl gerekten ya da manen sona erer. Nesneler yenile
rek ya da eskitilerek fiziksel olarak tamamyla yok olana kadar "kulla
nlp bitirilebilir" ya da ekicilikleri tkeltilerek, artk istek uyandr
mazlar, kiinin gereksinimlerini ve arzularn tatmin etme kapasitele
rini yitirirler ve bylece tketim iin uygunsuz hale gelirler.
Bu bir tketici olmann anlamdr; peki tketim toplumu deyince

39
ne anlyoruz? Tketim toplumunda tketici olmann zel bir anlam
m var? Ayrca, bilinen her toplum, byk ya da kk apta bir tke
tici toplumu deil midir? nceki paragrafta bahsedilen nitelikler, belki
tketilecek eyler iin para deme gereksinimi dnda, kesinlikle her
tr toplumda bulunur. Elbette ne tr nesneleri potansiyel tketim mad
desi olarak grdmz ve onlar nasl tkettiimiz devirden devre ve
bir yerden baka bir yere gre deiebilir ama tketmeden hikimse
hibir yerde, hibir zaman canl kalamaz.
Dolaysyla bizim toplumumuzun bir "tketim toplumu" olduunu
sylediimizde,.bu toplumun tm bireylerinin tkettiine dair alelade,
sradan ve hi de aydnlatc olmayan bir gerekten daha fazlasn d
nyor olmalyz. Bizimkisinin bir "tketim toplumu" olmas, atala
rmzn toplumunun (nceki blmde tarif edilen endstriyel aama
daki modern toplum), insanolunun ezelden beri rettii ve var oldu
u srece retecei gereine ramen, "retim toplumu" ismini haket-
mesine benzer derin ve temel bir anlam ierir. O tr modern topluma
"retim toplumu" denmesinin sebebi yelerini esasen reticiler olarak
kullanyor olmasyd; bu toplumun yelerini ekillendirme tarz, bu
rol oynamalar gereksinimince belirlenmiti ve toplumun yelerine
rnek olarak gsterdii norm bu rol oynama yetenei ve arzusuydu.
Bugnk ge-modern, ikinci-modern ya da post-modern aamasnda,
toplum yelerini -yine esasen- tketici yetenekleriyle kullanr. Gn
mz toplumunun yelerini ekillendirme biimi her eyden nce t
ketici roln oynama gereksinimince belirlenir ve toplumumuzun ye
lerine gsterdii rnek norm, bu rol oynama yetenei ve arzusudur.
Gemile imdi arasndaki fark bir roln terk edilip yerine bir di
erinin geirilmesi kadar kkten deildir. Her iki toplum da, yeleri
nin en azndan bazlar tketilecek nesneleri retme ykn tama
dan olamazd ve her iki toplumun tm yeleri de, elbette, tketmekte.
Aradaki fark bir vurgu farkdr, ama bu vurgu deiiklii gerekte
toplumun her alannda, kltrde ve bireysel yaamda ok byk bir
farkllk yaratyor. Farklar o kadar derin ve yaygndr ki, bizim toplu-
mumuzdan apayr bir tr olarak, bir tketim toplumu olarak bahsetme

40
mizi tamamyla hakl klyor.
retim toplumtndan tketim toplumuna gei birok kkl dei
imi gerektirdi; bunlarn en belirleyicisi yine de, insanlarn, sosyal
kimliklerinin taleplerini karlamak iin hazrlanma've eitilme tarz
dr (yani, kadnlarn ve erkeklerin sosyal dzenle "btnleme" ve
onun iinde bir yer elde etme tarzlar). Bu adan bir zamanlar ok
nemli olan panoptikal kurumlar yavaa kullanmdan kalktlar. Hz
la daralan kitlesel endstri istihdam ve yerini kk, gnll ve pro
fesyonel ordulara brakan evrense! askerlik grevi ile birlikte nfusun
byk bir ksmnn bu kurumlanl dorudan etkisi altnda kalmalar
pek olas deildir. Teknolojik gelime, istihdamn giderek azalmasy
la birlikte verimliliin artt bir noktaya ulat; fabrikada alanlar
topluluu zayflyor ve klyor; "iten karma" modernlemenin
yeni ilkesidir. Financial Times editr Martin Wolf un hesaplad gi
bi, endstriyel verimlilik senede ortalama olarak %2,5 artarken, 1970
ile 1994 arasnda Avrupa Birlii'nde sanayi sektrnde alan insan
larn oram %30'dan %20'ye, ABD'de %28'den %16'ya dt.1
Panoptikal kurumlarn uzman olduu eitim tr tketicilerin ye
titirilmesine pek uygun deildir. Bu kurumlar insanlar rutin, tekdze
davranmakta baaryla eitiyorlard, tercihi snrlandrarak ya da top
tan ortadan kaldrarak bunu baardlar; ama bir tketicinin zellii bi-
hassa rutin yokluu ve aralksz tecih durumunda olmadr. Panoptikal
talim, sanayi sonras ve zorunlu askerlik sonras dnyada yeterince
kstlanmtr ve dahas, tketim toplumunun gereksinimlerine uyma
maktadr. Panoptikal talimin yetitirmekte uzman olduu karakter
zellikleri ve yaam tutumlar ideal tketicilerin retiminde verimsiz
kalmaktadr.
Kazanlm alkanlklar tketicinin omuzlarnda, en iyi durumda
tpk din/ahlak esinli mesleki ve gz doymaz tutkularn, Baxter'dan
yola kan Max Weber'in de tekrarlad gibi, protestan azizin omuz
larnda durduu ekilde durmaldr: "her an kenara atlabilecek, hafif
bir cbbe gibi"2. Alkanlklar gerekten de devaml olarak, her gn,
ilk frsatta kenara atlrlar, asla bir kafesin elik parmaklklar arka-

41
snda kalclamalarna izin verilmez. deal olan ey, hibir eyin t
ketici tarafndan kesin bir ekilde benimsenmemesi, hibir eyin son
suz balla layk olmamas, hibir gereksinimin tam olarak kar
lanm grlmemesi, hibir arzunun nihai kabul edilmemesidir. Her
trl sadakat yemini ya da ballk "ikici bir emre kadar" hkmne ta
bi olmaldr. Geerli olan tek ey, her trl balanmann asli geicili
i ve uuculuudur; bu, arzu nesnesinin tketilmesi iin (ya da tketi
lecek olan o nesnenin arzulanabilirlii iin) gereken zaman amama
s gereken balanmann kendisinden daha nemlidir.
Her tr tketimin zaman almas tketim toplumu iin bir felaket ve
tketim mallar satclar iin byk bir derttir. Normalde, tketicinin
tatmini anlk olmaldr; bu iki anlama gelir. Tketim mallar, zel bir
hner ve uzun bir temel alma gerektirmeden, hi gecikme olmaks
zn, annda tatmin etmelidir; ama tatmin, mallarn tketilmesi iin ge
reken zamann bitiminde sona ermelidir ve bu zaman en aza indirilme
lidir. Bu indirim, tketiciler dikkatlerini ve arzularn herhangi bir nes
neye uzun sre yneltemedikleri zaman en iyi ekilde baarlm
olur: Sabrsz, tezcanl, huzursuz olduklarnda ve hepsinden nemlisi
kolay heyecana kaplp yine ayn kolaylkla ilgileri daldnda.
Beklemek istemekten ve istemek beklemekten ayrldnda tketi
cilerin tketim kapasitesi, herhangi bir doal ya da kazanlm ihtiya
cn ya da arzu nesnelerinin fiziksel dayankllnn saptad snrla
rn ok tesine ekilebilir. Gereksinimler ve onlarn tatmini arasndaki
geleneksel ilikibu durumda tersine dnecektir: Tatmin vaadi ve umu
du gereksinimden nce gelecek ve henz bu vaadi veren mallar iin
duyulan arzuyu nceleyebilecek kadar byk olmayan mevcut gerek
sinimden her zaman daha byk olacaktr. Doal olarak, vaat ne kadar
ok ekici olursa sz konusu gereksinim o kadar yabanc olacaktr;
nceden varl bile bilinmeyen bir deneyimi yaamak son derece
zevklidir. Bu yeni ve ei grlmemi sansasyonun heyecan, tketici-
lik oyununun kuraldr. Mark C. Taylor ve Esa Saarinen'in ifade ettik
leri gibi, "arzu tatmini arzulamyor. Tersine arzu arzuyu arzuluyor."3;
yine de ideal bir tketicinin arzusunu. Snen, dalan, etrafnda onu
canlandracak hibir ey bulunmayan bir arzu ya da arzulanacak hi

42
bir eyi olmayan bir dnya dncesi, ideal tketicinin en uursuz
kabuslarndan biri olmaldr.
Tketim kapasitelerini ykseltmek iin tketicilere asla rahat veril
memelidir. Srekli heyecan ve asla snmeyen cokunluk halinde kal
malar iin devaml olarak cezbedici yeni isteklere maruz braklmala
r, aslnda bir memnuniyetsizlik ve gvensizlik halinde kalmalar ge
rekir. Dikkatlerini vermelerini buyuran ekici tuzaklar onlara memnu
niyetsizlikten kurtulma yolunu gsterirken bu gvensizlii
desteklemek zorundadr: "Hepsini grdn m zannediyorsun? He
nz hibir ey grmedin!"
Tketim piyasasnn tketicileri batan kartt sk sk sylenir.
Ama bunu yapabilmesi iin batan kartlmaya hazr ve istekli tke
ticilere ihtiyac vardr (tpk, fabrika patronunun iilerine emredebil
mesi iin, disiplinli ve itaatkr alkanlklara sahip bir personele ihti
ya duymas gibi). Gerei gibi ileyen bir tketim toplumunda tketi
ciler faal bir ekilde batan kartlma peindedirler. Cazibeden cazi
beye, ayartlmadan ayartlmaya, bir yemden dierine atlarak
yaarlar. Her yeni cazibe, ayart, yem bir ncekinden biraz farkl, bel
ki daha gldr; tpk retici atalarnn bir aktarm kayndan die
rine yaadklar gibi.
Bu ekilde davranmak, iyi eitilmi, olgun tketici iin bir zorla
ma, bir zorunluluktur; ama yine de bu "zorunluluk", bu iselletiril
mi bask, bu hayatn baka trl yaanma imknszl onlara ken
dini hr bir iradi egzersiz gibi gsterir. Pazar onlar zaten semi, t
ketici biiminde eitmi ve bylece onlar pazarn ekiciliini inkr
etme zgrlnden yoksun brakm olmaldr. Ama alveri mer
kezine yaplan her ziyarette, tketiciler kendilerini buyuruyormu gibi
hissetmek iin her nedene sahiptirler. Yarglayan, eletiren ve seen
onlardr. Onlar, nihayetinde, sunulan sonsuz seeneklerden herhangi
birine -elbette ilerinden birini seme seenei hari- olan ballkla
rn reddedebilirler. TCendini tanma, toplumda bir yer edinme, anlaml
denilebilecek bir yaam; tm bunlar alveri merkezine gnlk ziya
retleri gerektirir.

43
Bir Tketici Yaratmak

Son yllarda her trden politikacnn ahenk iinde, evkle ve kan


drc biimde "tketici nderliinde dzelme"den bahsettiini duy
duk. Den verim, bo sipari defterleri, merkezi yerlerdeki ticaretin
canszl; tm bunlarn sorumlusu olarak tketici ilgisinden ya da
"tketici gveni"nden (tketicinin vadeli alveri arzusunun borcunu
deyememe korkusundan daha etkili olacak gte olmas) yoksunluk
grlmektedir. Tm bu skntlardan kurtulma, ilerin tekrar canlan
mas umudu-tketicinin vazifesini -yeniden satn almay, daha fazla
almay ve sonsuza kadar almay istemek- yerine getirmesine baldr.
lerin normal ve yolunda gittiinin balca modern ls, bir toplu
mun gerektii gibi ilediinin gstergesi olan "iktisadi byme", tke
tim toplumunda "ulusun retici gc"nden (salkl ve bereketli emek
gc, mal sahipleri ve yneticilerin dolu kasalar ve cesur giriimci
likleri) ziyade tketicilerin evk ve kuvvetlerine bal gzkyor. Bir
zamanlar almann stlendii rol olan kiisel gdleri, toplumsal
btnlemeyi ve sistemin retimini birbirine balama rol imdi t
ketim faaliyetine devredildi.
Kadnlara ve erkeklere, "trn devam ettirme", iinde doulan
toplumsal snfn standartlarna gre (onlarn stnde deil) yaama
gibi nisbeten kolay bir grev veren, sosyal statnn geleneksel, atfedi-
ci mekanizmalar olan modern ncesini skp paralarna ayran
modernite bireye "kendini ina etme" grevini ykledi: Toplumsal
kimlii, sfrdan olmasa bile, en azndan temelinden itibaren olutur
ma grevi. Bireyin bir zamanlar, soylu, esnaf, cretli asker, zana
atkar, iftlik kiracs ya da iisi olmay gayet ak ifadelerle tarif
eden kurallara uyma sorumluluu, artk toplumsal tanmn kendisini
tercih etmeyi ve bunun toplumsal olarak tannmasn ve uygun bulun
masn salamay da kapsayacak ekilde geniletildi.
Balangta, bu yeni, modern grevin stesinden gelmenin bal
ca arac olarak alma sunulmutu. Peinde koulan, gayretle ina
edilen sosyal kimlik, alma meziyetlerini, sahasn ve i kariyerini

44
ana belirleyiciler olarak almt. Kimlik, bir kere seildikten sonra,
tm yaam iin, ilk ve son kez oluturulmalyd ve bylece, esas iti
bariyle, en azndan iti, meslekti, mr boyu almayd. Kimliin
inas, aka tanmlanm bir dizi aamadan geerek salam ve de
vaml olmalyd ki bu da i kariyeriydi ("ina etme" benzetmesi, p
hesiz meydana getirilmesi gereken "kimlik almas"nn doasn
ifade edebilmek iin seilmitir). kariyerinin sabit yolu ile mr
boyu sren kimlik inasnn n koullar birbirine iyi uymutu.
Ne var ki, salam, daimi, mantksal adan tutarl ve dzenli yap
ya sahip alma kariyeri artk geni lde geerli bir seenek deil
dir. cra edilen meslekten yola karak daimi bir kimlik salanmak
yle dursun, bu kimlik sadece nispeten seyrek durumlarda tanmla
nabiliyor. Daimi, garantili ve sigortal iler artk az bulunur durumda.
Gemiin "mr boyu", hatta bazen miras braklan ileri, birka eski
endstri dalyla ve meslekle snrl ve bunlarn saylar da hzla azal
maktadr. Yeni bo i alanlar belirli dnemler iin geerli ve yeni bir
dzenlemeye kadar yarm-gnlk i olarak gzkyor. Bu kaygan ze
minde gerekten srekli hibir eyin ina edilmesi umulamaz. Aka
ve basite, almaa bal olarak bir mr boyu geerli olacak kimlik
inas ihtimali insanlarn ou iin, (en azndan imdilik, birka stn
yetenek gerektiren ve ayrcalkl kimi meslekler hari) artk lm ve
gmlm durumdadr.
Bununla beraber, bu ok nemli deiiklik, byk bir deprem ya
da hayati bir tehdit olarak yaanmad. nk kimliklere ilikin ortak
kayglarn nitelii, eski moda i kariyerlerini yeni tr kimlik kaygs
nn gerektirdii grev ve skntlarla tamamen uyumsuz klacak ve
gerekten altst edecek ekilde deiti. George Steiner'n zl deyi
iyle tm kltrel rnlerin "azami etki ve annda kullanm d kal
ma" dorultusunda tasarland bir dnyada a priori ekillendirilmi
bir kimliin mr boyu inas gerekten baa bela olabilir. Ricardo
Petrella'nn dedii gibi, mevcut global eilimler, "ekonomileri ksa
mrl ve deiken eylerin -mal ve hizmetlerin dayanma sresinin
ar ksaltlmasyla- ve sallantda olann (geici, esnek, yarm-

45
gnlk iler) retimine"4 yneltiyor.
Umulan ve arzulanan kimlik ne olursa olsun, tpk gnmzn
emek piyasas gibi, esneklik niteliine sahip olmaldr. lk uyaryla ya
da hi uyarsz deitirilmeye uygun olmal ve tm tercihlere ya da en
azndan mmkn olduu kadar ouna ak olmaldr. Gelecek sp-
rizlerle dolu olmak durumundadr, yoksa insan kendini yoksun hisse
debilir: Esiz ve umulmadk hayat nerileri ve yazgnn gelecekteki
aknn getirecei henz bilinmeyen, sadece hayal meyal sezilebilen
krlar engellenir.
Kltrel modalar kamusal moda ve elence dnyasna byk bir
gsterile giriyorlar, fakat girer girmez kamusal ilgiyi ekemeden kul
lanm d oluyorlar ve ironik biimde eski modaya dnyorlar.
Bu nedenle her mevcut kimlii geici klmak, tam benimsememek,
yeni, daha cazibeli ya da basite, denenmemi olann kucaklamak
iin kollar aldnda eskisinin deceinden emin olmak daha iyi
dir. z kimlikten oul olarak bahsetmek belki daha yerinde olabilir:
ou bireyin yaam izgisi skartaya karlm ve kayp kimliklerle
rtldr. Art arda gelen her kimlik muhtemelen eksik ve koullara
bal kalr ve bu durumda beklenmedik glk, kimliin kemikleme
si tehlikesinden nasl kurtulunacadr. Belki de "kimlik" teriminin,
kendisi, ortak yaam tecrbelerinin ounu aa vurmak yerine giz
lediinden beri yararlln kaybetti: Sosyal stat kayglar, gittike
artan biimde, gerektiinde iptal edilemeyecek kadar gl ve inat
olan bir kimlikten duyulan korkuyla besleniyor. Kimlik arzusu ve bu
arzunun tatmin edilmesinden duyulan korku, kimlik dncesinin
artrd cazibe ve tiksinti, ortaya devaml bir kargaa ve belirsiz
lik bileimi karmak iin birbirlerine karyor.
Bu tr kayglara tketim mallarnn uucu, son derece yaratc ve
dzensiz piyasas daha iyi hizmet ediyor. ster daimi ister geici tke
tim iin olsun, tketim mallar, tanm gerei sonsuza dek srmek iin
deildir; "mr boyu sren i kariyeriyle hibir benzerlikleri yoktur.
Tketim mallar kullanlmak ve yok olmak zorundadr; onlarn tke-
'tim nesneleri olarak adlandrlmalarnn esas geicilik dncesidir;

46
tketim inallarnn stnde lm simgeleri yazldr, grnmez bir
mrekkeple olsa bile.
Bylece, tketim mallarnn bu nitelikleriyle, ada kimlik kay
glarna zg ikirciklilik arasnda, nceden saptanm bir eit uyum
ya da rezonans vardr. Kimlikler, tpk tketim mallar gibi, sahip
olunmak iindir, ama sadece tketilmek ve bylece yok olmak arty
la. Sata karlan tketim mallar rneinde olduu gibi, bir kimli
in tketimi, yeni ve gelitirilmi dier kimliklere duyulan arzuyu
sndrmemelidir -sndrmemek zorunda- ve onlar zmseme yete
neini kreltmemelidir. Talep bu iken alveri merkezinden daha
uzaa gitmenin anlam yoktur. Satn alnabilir, uzun sre dayanma
yan, kolaylkla sklebilen, tamamyla deitirilebilir olan semboller
den geveke oluturulmu ve genellikle maazalardan elde edilebi
len "toptan kimlikler", ada yaamn meydan okumalarna kar
koymak isteyen birinin kesin olarak ihtiyac olan ey gibi gzkyor.
Eer kimlik sorunlarnn harekete geirdii enerji bu ekilde har
canyorsa, bu durumda, "normatif dzenleme"ye ya da "durumu mu-
hafaza"ya ynelik hibir sosyal mekanizma gerekli deildir; aynca
bunlar istek de uyandrmaz. Geleneksel panoptikal talim metodlan t
keticinin grevlerine aka aykrdr, arzu ve tercih etrafnda rgt
lenmi bir toplum iin felaket getirebilirler. Bu durumda herhangi bir
alternatif normatif dzenleme metodu daha iyi bir sonu verebilir miy
di? Normatif dzenleme fikrinin kendisi, en azndan global-toplumsal
balamda, gemite kalm bir dnce deil mi? Bir zamanlar nihai,
nem tayan, alan insanlar toplumunda "insanlar altrmak",
tketim toplumunda artk yararsz deil mi? Her normun tek amac
insann zgr tercih gcn, tercih zgrln ksaltmakta ya da
toptan yok etmekte kullanmaktr; bu, tm olaslklar itmek ya da b
tnyle ortadan kaldrmak iindir; biri hari: Normun desteklendii
olaslk. Ama tercihleri, zellikle normatif, dzen salayc dzenle
menin bak asndan en iren grlen -geici, gelge ve kolaylkla
iptal edilebilir tercihi- yok etmenin yan etkisi insanolunun iindeki
tketicinin yok edilmesi olabilir; pazar-merkezli toplumun bana ge-

47
lebilecek en korkun felakettir bu.
Normatif dzenleme bu nedenle "ilevsiz"dir ve tketim piyasas
nn devam, dzgn ilemesi ve refah iin sakncaldr. Ayrca piya
sann mterilerine de tiksindirici gelir. Tketicilerin ve pazar ile
tenlerin karlar burada kesiir; "General Motors iin iyi olan Ameri
ka Birleik Devletleri iin de iyidir" eklindeki eski vecize beklenme
dik ve enteresan bir ekilde ("Amerika Birleik DevletleriTnin,
vatandalarnn toplamndan baka bir ey olmad hkmyle) do
ru kyor. "Tketici ruhu", tpk bu ruha dayanarak gelien reklam
irketleri gibi clzenlemeye bakaldryor. Tketiciler toplumu tercih
zgrlne getirilen her trden yasal kstlamalara, potansiyel tke
tim nesnelerinin tn kanunsuzlatrlmasna kar fkeli ve fkesini,
en ok "devlet mdahalesini kaldrc" nlemlere seve seve verdii
yaygn destekle gsteriyor.
Ayn fke merkezden idare edilen ve gereksinimlerin karlaca-
n garanti eden kamu hizmetlerinin kslmasna verilen ei benzeri
grlmemi onayda da kendini gsteriyor. Ve bu onay hizmetlerdeki
bu kslmann beraberinde vergilerin azaltlmasnn da gelmesini sa
lyor. Siyasal yelpazenin sa ve solunda artk hi muhalefet konusu
olmayacak kadar popler olan "vergi ykmlsnn cebinde daha faz
la para!" slogan, tketicinin tercih etme grevine, oktan iselletiril
mi ve yaamsal yetenek haline dntrlm bu greve hitap edi
yor. Vergiden sonra cepte fazla kalaca vaadi semene, daha fazla t
ketim vaadinden ok tketilecek daha fazla tercih beklentisinden, daha
fazla alveri ve tercih etme zevkinden dolay cazibeli geliyor; hay
ret verici batan kartma gcn, bu daha sk tercih edebilme vaadi
ne borlu olduuna inanlyor.
Burada, hemen hemen her bakmdan geerli olan netice deil ara
tr. Tketicinin grevini yerine getirmesi, bu daha fazla tketimle so
nulansn veya sonulanmasn, daha fazla tercih etmek demektir. Bir
* tketici modelini benimsemek en bata seenee k olmak demek
tir; sadece ikincil olarak, ve hi de zorunlu olmayarak, daha fazla t
ketmek anlamna gelir.

48
Estetiin Yarglad alma

reticiler grevlerini yanhzca toplu halde yerine getirebilirler;


retim kollektif bir abadr, iblmn, reticilerin ibirliini ve ey
lemlerinin koordinasyonunu gerektirir. Kimi ksmi faaliyetler tek ba
na yerine getirilebilir, ama yle olsa bile bu faaliyetleri, nihai r
nn oluturulmas aamasnda ortaya kan dier faaliyetlerle birle
tirme zorunluluu en nemli ksm olarak kalr ve faaliyeti yerine ge
tireni aar. reticiler ayr ayr hareket ederken bile birliktedirler. Her
birinin almas ancak bireyler arasndaki daha fazla iletiim, uyum
ve btnlk sayesinde kr edebilir.
Tketiciler tam tersidir. Tketim tamamen bireysel, izole ve niha
yetinde mnzevi bir faaliyettir; her zaman zel ve hi de ortak olma
yan bir duyum olan arzuyu dindirerek ve azdrarak, hafifleterek ve
tahrik ederek yerine getirilen bir faaliyet. "Kollektif tketim" diye bir
ey yoktur. Doru; tketiciler tketim esnasnda bir araya gelebilirler,
fakat o zaman bile gerek tketim ynlz ve bireysel yaanan bir de
neyimdir, Bir araya gelmek sadece tketim faaliyetinin yanlzlnn
temelini tekil eder ve onun zevklerini anlrr.
Tercih etmek, tercihen tercih etme tarikatna tahsis edilmi ve a
zna kadar tercih mminleriyle dolu bir tapnan iinde, dier tercih
ediciler topluluuyla birlikte yerine getirildii zaman ok daha tatmin
edicidir; bu akam yemeini btn masalar dolu bir restoranda ye
menin, bir elence ya da kalabalk bir alveri merkezinin iinde d
np durmann, grup seksin en bata gelen zevklerinden biridir. Fakat
bu ve benzeri durumlarn hepsinde topluca kutlanlan, tercihin ve t
ketimin bireyselliidir. Eer byle olmasayd, tketici iin topluluk
iinde tketmenin hibir faydas olmazd. Tketim faaliyeti tm ibir
lii ve btnlemelerin doal dmandr. Ayrca onlarn tesirinden
baktr ve tketim eyleminin yanlzlnn stesinden gelmeye a
lan her trl abay bo klar. Tketiciler birlikte hareket ederken
bile yanlzdrlar. ,

49
Tercih zgrl tketim loplumunun tabakalama merdivenini
ve ayrca yelerinin, yani tketicilerin, yaamsal isteklerini belirledik
leri ereveyi -kendini gelitirme abalarnn ynn belirleyen ve
"iyi yaam" imajn evreleyen bir ereve- tayin eder. Tercih zgr
l ne kadar geni ve zellikle zgrce yaplan tercihlerin says ne
kadar ok olursa, kiinin toplumsal hiyeraride edindii yer o kadar
yksektir, umduu toplumsal sayg ve z sayg o kadar fazladr ve
"iyi yaam" idealine o kadar ok yaklamtr. Zenginlik ve gelir
nemlidir elbette; onlarsz tercih kstlanmtr ya da tamamyla orta
dan kaldrlmtr. Ama zenginlik ve gelirin sermaye olarak -yani her-
eyden nce daha ok para retmeye yarayan para- rol, tamamyla
grntden (ve gdler alanndan) kaybolmasa da, ikincil ve daha
aa bir yere ekilmitir. Zenginlik ve refahn balca nemi tketici
tercihi alann geniletmesinde yatar.
Biriktirmek, tasarruf etmek ya da yatrm yapmak sadece tketici
tercihinin gelecekte genilemesi vaadinden dolay bir anlam ifade
eder. Bununla birlikte bunlar sradan tketicilerin ounluunca tercih
edilen seenekler deildir ve eer tketicilerin ounluu tarafndan
benimsenirlerse felakete sebep olurlar. Artan tasarruflar ve azalan kre
di almlan kt haberlerdir; tketici kredilerinin kabarmas "ilerin
doru ynde ilerlediinin" kesin iareti olarak grlr. Bir tketim
toplumu zevki erteleme arsn nazike karlamayacaktr. Tketim
toplumu bir tasarruf czdan deil kredi kartlar toplumudur. Bir
"imdi" toplumudur. steyen bir toplumdur, bekleyen deil.
Dahas, insani ihtiyalarn pazar iletenlerin karlar dorultu
sunda kullanldklarndan emin olmak iin, her yerde hazr ve nazr
denetimi ve disiplin talimiyle normatif dzenlemeye ya da "ekonomi
nin ihtiyalan"h, tketim mallar ekonomisini tketici arzularyla ke
simesi iin yeniden ekillendirmeye hi gerek yoktur. Cazibe, ya
anmam mucizelerin tehiri, henz tadlmam fakat daha nce ta
dlan her eyi klten ve stn rten heyecan vaatleri gayet yeterli-
dir. Elbette cazibe, mesajn istekli kulaklara gitmesini ve iaret arayan
tm gzlerin heyecan belirtisi olan nesnelerin zerine odaklanmasn

50
garanti edecektir. Tketim, hi olmad kadar eitli ve zengin tke
tim, tketicilere zevk alnmas, yararlanlmas gereken bir hak gibi
gzkmelidir, katlanlmas gereken bir grev olarak deil. Tketiciler
ahlaki ilkeler tarafndan deil estetik karlar tarafndan ynlendiril
melidirler.
Tketim toplumunu tamamlamakta, rotada tutmakta ve onu sk sk
krizden kurtarmakta kullanlan ey etik deil estetiktir. Etik gerei gi
bi yerine getirilen bir greve stn deer yklyorsa, estetik yce bir
deneyime tevik etmektedir. Grevin yerine getirilmesi kendi iinde
zaman-belirleyici bir manta sahiptir ve bylece zaman dzenler,
ona yn verir; kademeli birikim ve grevin yerine getirilmesinde ge
cikme gibi kavramlara anlam verir. Bununla birlikte, gecikmeyi "frsa
tn karlmas" izlediinden deneyim araynn ertelenmesinin hi
bir mant yoktur. Deneyim frsatnn, habersiz geldii ve hemen
smsk kavranmazsa (kavrandktan ksa bir sre sonra snecei ke
sindir) ka verdiinden, ne bir temele ihtiyac vardr ne de bir temeli
hakl gsterir. Deneyim frsat byk bir hzla uarken yakalanmas
gereken bir eydir. Bunun iin zel bir an yoktur. Bu hususta bir an
dierinden farkl deildir, her an amaca eit uygunluktadr; "kvamn
da" dr.
Zaten bu ann tercihi, tercih-yapmay hayat tarz olarak tercih et
mi olanlar iin geerli olmayan tek tercihtir. Akllara durgunluk ve
ren bir deneyim frsatnn ne zaman belireceine karar vermek bir t
keticinin ii deildir; o, kapy ap frsat ieri almak iin hazr ol
m aldr Tketici, devaml alarmda, frsat geldiinde deerlendirebile
cek durumda olmal ve bunun iin gerekenin en iyisini yapmaldr.
Eer retim toplumu ihll edilemez kurallar ve nesnelerin temel
biimlerini arayan Platonik bir toplumsa, tketim toplumu Aristocu
dur; dereyi grmeden (ayrca grdkten sonra da) paalar svamama
kuralna bal kalan, pragmatik, esnek bir toplum. Akl banda bir
tketicinin yapmas gereken tek ey, frsatlarn bol olduu o noktada
durmaktr; bilhassa onlarn youn olduu zamanda orada olmaktr. Bu
tr bir giriimi gvenilir reeteler ve algoritmik emirler deil, sadece

51
"phronesis" tr bir bilgelik, bir dizi pratik yol salayabilir. Bu neden
le ok fazla gven gerektirir ve hereyin tesinde bu gvenin yaslana
bilecei emin cennetlere ihtiyac vardr. Hi phesiz, bir tketim top
lumu ayrca, khinler, falclar, sihirli ila satclar ve felsefe ta da
mtclar iin verimli bir toprak olduu gibi ayn zamanda bir dan
manlk ve reklamclk cennetidir.
zetlemek gerekirse: bir zamanlar alma etiinin hkm srd
yerde artk tketim estetii hkm srmektedir. Baarl bir tke
tim rencisi iin dnyay renmek usuz bucaksz bir olaslklar
matrisidir, youn ve daha youn duyumlar, derin ve daha derin dene
yimlerdir (Almanca'da Erfahrung'dan farkl olan Erlebnis kavramnn
ifade ettii anlamda deneyim her iki Almanca terim ngilizce'de (ex-
perience) olarak tercme ediliyor. Kabaca sylemek gerekirse, Erleb
nis "benim grp geirdiklerim", Erfahrung "benim bama gelenler,
bana olanlar", anlamndadr). Dnya ve Dnyann her paras heyeca
na ve Erlebnis'e, yol ama kapasitesiyle deerlendirilir; arzu uyandr
ma kapasitesi, ki bu tketici iin yaam kovalamacalarnn en zevkli
safhasdr, tatminin kendisinden daha tatmin edicidir. Nesneler, olay
lar ve insanlar haritada bu kapasitenin deien miktarlarna gre yer
alrlar; dnya haritas, en sk kullanmyla, ahlaki ya da idraki [cogni-
tive] olmaktan ok estetiktir.5
almnna ya da daha dorusu yaplan iin, tad statnn es
tetik kriterin bu egemenliinden derin lde etkilenmemesi mmkn
deildir. Daha nce grdmz gibi, i ayrcalkl konumunu -tm
dier kendini ina ve kimlik inas gayretlerinin etrafnda dndkleri
eksen- yitirdi. Ama i ahlaki gelimeye, gnahlardan kurtulma ve
tvbeye gtren, tercih edilen bir yol olarak zellikle youn etik ilgi
nin oda olmaya da son verdi. Dier yaamsal faaliyetler gibi, i de
artk hereyden nce estetik inceleme altndadr. in deeri zevkli
bir deneyim meydana getirebilme kapasitesiyle llr. Byle bir ye
tenekten yoksun olan, "gerek tatmin" sunmayan i ayn zamanda de
erden de yoksundur. Dier kriterler (szde ahlaki asalet veren tesiri
de dahil) rekabete dayanamazlar ve ii, estetik nderliindeki heyecan

52
kolleksiyoncusu iin alaltc ve yararsz olarak knanmaktan kurtara
cak kadar gl deildirler.

Bir Ayrcalk Olarak Meslek

lerin, tatmin etme kapasitelerine gre geni lde farkllk gs


termesi yeni bir ey deildir. Baz iler tamamen "tatmin edici" gr
lerek devaml rabet grd, bazlarna ise angarya olarak katlanld.
Baz iler "anlamlaydlar ve bir meslek, bir gurur ve z sayg kayna
olarak grlmeye dier i trlerinden daha uygundular. Yine de,
etik perspektiften bakldnda hibir iin deersiz ve alaltc olduu
ciddi biimde ileri srlemezdi; her i insan onuruna katkda bulunu
yor ve her i edebe ve ruhsal arnmaya ayn lde hizmet ediyordu.
alma etii bak asndan, her i -mevcut haliyle her i- icraclar
iin hazrlad zevkler (ya da onlarn yokluu) ne olursa olsun "insa-
ni"letiriyordu. Ahlaki anlamda konuursak, yerine getirilmi bir va
zifenin verdii duygu iin getirebilecei en dolaysz, en keskin ve ni
hayet en yeterli tatmindi ve bu bakmdan her tr i eitti. Sadece u
ralarn ya da ilerini gerek bir meslek, dnyevi bir misyon olarak
yaayabilen ansl birka kiinin tadabildii, kendi kendine yetmenin
ekici, sarho edici duygusu bile, genel olarak tm mesleklerin, en
aalk ve en az ekici olanlarnn bile icraclarna ak olan "hak
kyla yerine getirilmi grev" bilincine atfediliyordu. alma etii
eitlik mesaj verdi; hem i trleri arasndaki aksi takdirde ok belir
gin olacak farklar, ilerin tatmin ediciliklerini, statlerini ve prestij
salama kapasitelerini, hem de sunduklar maddi kazanlar eitledi.
Ayn ey iin estetik irdelenmesi ve deerlendirilmesi iin geerli
deildir. Bu irdeleme, ayrm vurguluyor, farklar bytyor ve baz
meslekleri estetik -gerekte sanatsal- deneyimin zarif ve ok ekici
nesneleri konumuna ykseltirken, crete dayal, geinmeyi temin eden
dier i trlerine hibir deer vermiyor. Bu "yksek" meslekler sanat

53
sal takdirin talep ettii nitelikleri -ince zevk, kltrllk, kavray,
drste kendini adama ve ok uzun bir eitimi- gerektiriyor. Dier i
trleri o derece aalk ve deersiz grlyorlar ki hibir ekilde ar
zulanmalar ya da gnll olarak tercih edilmeleri dnlemez. n
san bu ileri muhtemelen sadece zorunluluktan dolay ve sadece ha
yatta kalmay salayacak dier yollarna ulaamad iin yapar.
Birinci kategorideki iler "ilgin"tir; ikinci kategoridekiler "can s
kcadr. Bu iki ksa hkm onlara g veren karmak estetik kriteri
zetlemektedir. Bu hkmlerdeki "hibir geerli neden gerekmez",
"itiraz hakk yoktur" patavatszl bir zamanlar etiin hkm srd
i sahasna nfuz eden estetiin ykseliinin gizli tandr. zgr
tketici tercihinin ve arzunun hedefi olmas doal olarak umulan her
ey gibi iler de "ilgin" -eitli, heyecan verici, maceray mmkn
klan, (ar olmasa da) baz risk dereceleri ieren ve yepyeni duyum
lara frsat veren trde- olmaldr. Tekdze, kendini tekrarlayan, rutin,
macerasz, hibir giriime olanak vermeyen, akla meydan okumayan,
kendini test etme ve ne srme imkn tanmayan iler "can sikl
erdir. yi eitilmi hibir tketici seeneksiz bir durumda kalmadk
a (yani, bir tketicinin, zgr tercih edicilik kimlii kaybolmadka,
geri alnmadka ya da farkl biimde inkr edilmedike) bu ileri
kendi isteiyle kabul etmez. Bu tr meslekler estetik deerden yok
sundur ve bu yzden bir deneyim koleksiyoncular toplumunda mes
lek olma anslar azdr.
Bununla birlikte, estetik kriterin mutlak egemenlii altndaki bir
dnyada sz konusu iler eskiden yklendikleri etik deeri de yitirir
ler. Bunlar sadece tketiciler toplumu tarafndan henz ekle sokul
mam, tketicilik inancn kabule ikna edilememi ve bylece sade
ce hayatta kalabilme karlnda emeklerini satmakla tatmin olan in
sanlar (yoksul lkelerden gelen gmenlerin ilk nesli ve "misafir ii
ler", ya da ucuz emeK peinde dolaan gmen sermayenin kurduu
fabrikalarda alan yoksul lke sakinleri bu snfa sokulabilir) tara
fndan isteyerek seilebilir. Dierlerinin estetik tatmin salamayan i
leri kabul etmeleri iin zorlamaya maruz kalmalar gerekir. Bir za

54
manlar alma etii cilasnn altnda saklanan acmasz bask artk
maskesiz ve aktadr. Cazibe ve arzular tahrik, -tketim toplumunun
dier hususlarda kesinlikle etkin biimde btnletirici/harekete gei
rici olan bu vastalar- bu konuda son derece uygunsuz ve yetersiz ka
lr. Estetik lden mahrum ileri tketicilie ikna edilmi insanlarla
doldurfnak iin, bir seeneksizlik durumu, hayatta kalmak iin mca
dele ve zorlanma suni olarak yeniden yaratlmaldr. Ne var ki, bu se
fer, ahlaki ycelticiliin kurtarcl yoktur.
in estetik deeri tketim toplumunda, tercih zgrl ve hare
ketlilik gibi etkili bir tabakalatc faktre dnt. in pf noktas
artk alma zamann asgariye indirerek bo vakte daha fazla yer
brakmak deil, aksine ii uratan, meslei hobiden, almay e
lenceden ayran o snr tmyle ortadan kaldrmakta; iin kendisini
en tatmin edici ve en stn elence mertebesine ykseltmektedir. E
lenceli bir i ok gpta edilen bir ayrcalktr. Ve bu iin ayrcalkl
kld kiiler, byle ilerin sunduu yksek heyecan ve sarsc dene
yim frsatlarna balklama atlarlar. Belli alma saatleri olmayan, i
leriyle gnde yirmi drt saat, haftada yedi gn megul olan "ikolik-
ler", bugn kleler arasnda deil ama ansl ve baarl elit tabaka-
sndadrlar.
Bolca ho deneyim ieren alma, kendi kendine yetme olarak
alma, hayatn anlam olarak alma, deerli olan hereyin merke
zi, gururun ve z saygnn, onurun, hrmetin ya da hretin kayna
olarak alma, ksaca bir meslek olarak alma sadece birka kii
nin ayrcal oldu; bu, dierlerinin ekinerek bakt, hayran hayran
ve uzaktan seyrettii, ama ucuz roman ve ekrana tanm belge-sel
dizilerin sanal gereklii yoluyla sadece dolayl olarak yaayabilecei
bir yaam tarz, farkl klan zel bir elit markadr. Bu insanlarn ile
rini, mesleklerin yaand biimde yaayabilme izni verilmez.
"Esnek emek piyasas" bugn icra edilen ilere balanmay ve tes
limi ne nerir ne de buna izin verir. Eldeki ie balanmak, iin gerek
lerine k olmak, dnyadaki yerini sahip olunan yeteneklerle ya da
icra edilen ile belirlemek kadere boyun emek demektir; bu, szle

55
melerdeki "ikinci bir emre kadar" maddesi ve her tr iin geici doa
s gz nne alnrsa, ne akla yatkn ne de salk verilen bir tutumdur.
Seimi aznln dnda insanlarn ounluu iin gnmz esnek
emek piyasasnda kiinin iini bir meslek olarak benimsemesi ok
yksek riskler ierir ve psikolojik ve hissi bir hastalk belirtisidir.
Bu koullar altnda, aba gstermeye ve kendini adamaya tevik
etmek kulaa ikiyzl ve bo gelmektedir ve akl banda insanlara
bunu byle alglamalar -patronlarnn oynad oyunun iindeki ak
arnn tuzaklarn grmeleri- tavsiye edilir. Patronlar gerekten sy
lediklerinde ciddi olduklarna alanlarn inanmalarn ummazlar;
onlar sadece her iki tarafn da oyunun gerek olduuna inanyor/nn^
gibi yapmalarn ve buna gre davranmalarn isterler. Patronlarn ba
k asndan, alanlar, ilerine mesleki rnek gzyle bakma nu
marasn ciddiye almaya tevik etmek, ileride bir sonraki "klme"
egzersizi ya da baka bir "rasyonelletirme" dnemi sz konusu oldu
unda ortaya kacak sorunlara zemin hazrlamak demektir. Ksa d
nemde baarl olan bir ahlaki nasihat, uzun vadede verimsiz olaca
gibi, ayn zamanda insanlarn dikkatini asl meslekleri olmas gere
kenden -tketim ii- baka yne ekecektir.
Tm bu "yap" ve "yapma"lann, hayallerin ve bedellerinin, teslim
olmaya ayartmalarn ve byle tuzaklara dlmemesi iin uyarmala
rn karmakark biimde i ie gemesi meslee a seyirciye bir gs
teri eklinde sunulur. Mesleki ustalklarnn zirvesine ulam, ama
bu baar derecesine ve ne ulamak iin, baarya giden yolda ha
yatlarndan her eyi karma bedelini demi byk sporcular ya da
baka yldzlar seyrediyoruz. Kendilerini sradan insanlarn ok de
er verdii tm zevklerden mahrum brakyorlar. Baarlar gerek
baarnn her iaretini tayor. "Gerek kalite"nin atletizm pisti ya da
tenis kortundan ok daha inandrc ve daha az tartmal olarak test
edildii hemen hemen hibir yoktur. arkcnn kalabalk meydanla
rn cokulu hezeyanna yansyan mkemmelliinden kim phe du
yabilir? Bu halk gsterisinde yapmackla, gizlilik hilelerine, numa
ralara, sahne arkas dolaplara yer yokmu gibi gzkyor. Tm bun

56
lar gerek, herkesin grp bir hkm vermesi iin. Meslek piyesi ba
ndan sonuna kadar ak havada, sadk kitlelerin nnde oynanyor.
(Ya da yle gzkyor. Oyunun hakikati, gvenilirlii gerekte ok
fazla metin yazma ve sahneleme gerektiriyor).
Tm azizler gibi yldzlk kltnn azizlerine de hayran olmal ve
onlar rnek almal fakat onlarla ak atmamalyz. Onlar hem yaam
idealini hem de bu idealin eriilemezliini ifade ederler. Stadyum ve
sahne yldzlarnn hepsi ar derecede zengindir. Belli ki, onlarn
kendilerini adamalar ve zverileri meslek-gibi-yaanan-iin gebe ol
duu meyveleri vermektedir; din ve inan azizleri kltnde ezbere
okunan ehitlik hikyeleri ya da mucizeler gibi, tenis, golf, bilardo ya
da satran ampiyonas galipleri dllerinin akllara durgunluk veren
meblalarn ya da futbolcu transfer cretlerini ezbere okumak da ta
pnmann hayati bir blmdr.
Bununla birlikte yldzlk klt azizlerinin kazanlar ne kadar
heybetli ise, karlnda vazgetikleri eyler de o kadar rktcdr.
denen bedellerden biri zaferin geiciliidir. Yldzlar bu gkkubeye
hibir yerden frlatlmlardr ve o hibir yere dnmek durumundadr
lar ve onun iin de yok olacaklardr. Hi phe yok ki, meslein bu
kssadan hisse oyununun en iyi aktrleri doal olarak sporculardr:
Ksa mrl olmak, genliin ksal gibi, onlarn baarsnn doa
snda vardr. Sporcular rneinin gsterdii gibi, meslek-gibi-
yaanan-i kendi kendini yok edici, hzl sona doru yaanan bir ya
amdr. Meslek birok ey olabilir, ama kesinlikle olmad -hele bu
rolde asla- bir ey varsa o da yaam projesi iin bir neri ya da bir ha-
yat-boyu stratejidir. Yldzlarn gsterdii gibi, meslek, post-modem
heyecan-toplayclarnn hayatlarndaki tm dier deneyimler gibi di
zinin bir blmdr.
'almayla geen tm yaamlarn derin bir ahlaki gayretle, ilahi
buyruklar yerine getirir gibi yaayan Weber'in "Priten azizler"i,
bakalarnn yapt ileri- her tr ii- balca bir erdem olarak gr
mekten baka bir ey yapmadlar. Bugnn sekinler topluluu, ayn
doallkla, tm ileri aslen estetik bir tatmin meselesi olarak grmeye

57
yatknlar. Toplumsal hiyerarinin en altndaki yaamn gerei sz
konusu olduunda ise, bu kavram kaba, gln bir taklit olur6. Yine
de, tepedekiler tarafndan zgrce ve evkle tercih edilen ve bir kez
seildikten sonra zerine titrenen ve gayretle korunan alma koul
larnn iradi "esneklik"inin herkes iin koulsuz bir ltuf olmas ge
rektiine inanlmasn mmkn klar. Bu herkes, "esneklik"in, g
venlikten yoksunluk, zorla yerinden etme ve belirsiz bir gelecek anla
mna geldii, tercih zgrl, zerklik ve kendini ne srme hakk
nn pek olmad ksm ierir.

Bir Tketim Toplumunda Yoksul Olmak

alma etii, retim toplumundaki sakin ve huzurlu gnlerinde,


fabrika zemininin ve dknlerevi duvarlarnn tesine eriti. Emirle
ri gelecekteki adil ve drst bir toplum hayalinin habercisiydi ve mev
cut giriimlerin ynlendirildii ve mevcut durumun eletirel deer
lendirilmesinin yapld bir fikir ufku vazifesi grd. Ulalacak ni
hai durum hayali tam istihdamn, sadece alan insanlardan oluan
bir toplumun hayaliydi.
"Tam istihdam" hem hak hem grev olan az ok belirsiz bir duru
mu ifade ediyordu, igc kiralama szlemesi"nin hangi tarafnda
bulunulduuna bal olarak tam istihdam prensibinde bu iki zel bi
imden ya biri ya da dieri n plana geiyordu; ama her normda oldu
u gibi, her iki cephe de prensibin tamamyla yrrlkte kalmasn te
min etmeye hazr olunmalyd. "Normal toplum"un kanlmaz bir ni
telii olarak tam istihdam fikri hem evrensel ve gnll olarak kabul
edilen bir grev hem de toplumun genel olarak itirak ettii, evrensel
hak derecesine ykseltilen bir ortak arzu anlamna geliyordu.
Normu tanmlamak ayn zamanda anormali de tanmlar. alma
etii anormallii isizlik fenomeninde zetledi; "anormal" olan al
mamakt. Doal olarak, yoksullarn daimi varl, dnml olarak,

58
ya i yoluuyla ya da alma istei yokluuyla aklanyordu. Char
les Booth ya da Seebohm Rowntree gibilerinin insanlarn tam istih
dam koullarnda da fakir olabileceine ve bundan dolay yoksulluk
fenomeninin alma etii ilkesinin yeterince yaylmam olmasyla
aklanamayacana dair mesajlar ngiliz aydnlarnda bir ok etkisi
yapt. Elbette, alma etii, toplumsal sorunlara kar genel yakla
mda en belirgin biimde yer aldka ve tm sosyal hastalklarn tek
ilac olarak grlmeye devam ettike "alan yoksul" kavram, ifade
nin mmkn olabilecek tm gze batan elikilerini kapsad.
; bireysel gdler, sosyal btnleme ve sistemin retiminin bir
leme noktasndaki merkezi konumundan kademe kademe uzakla
tka alma etii daha nce belirttiimiz gibi yavaa en yksek
dzenleyici ilke olma grevinden alnd. Bu andan itibaren, daha n
ceden dolayl veya dolaysz denetim altnda tuttuu bireysel ve sosyal
yaamn tm alanlarndan geri ekildi ya da dar itildi. Nfusun a
lmayan ksm onun belki de son sma ya da son hayatta kalma
ans olarak kald. Yoksullarn sefaletini onlarn alma isteksizlii
ne atfetmek ve bylece onlar ahlakszlkla sulamak ve yoksulluu
ilenen gnahn cezas olarak gstermek, alma etiinin yeni tke
tim toplumunda yerine getirebilecei son hizmetti.
nsanlk tarihinin byk ksmnda yoksulluk durumu hayatta kal
ma asndan dorudan bir tehlike oluturmutur: Alktan lme, has
talk durumunda tbbi bakmszlk ve bannakszlk tehdidi. Hl dn
yann bir ok blgesinde bu, tehlikeler anlamna gelmektedir. Yoksul
larn durumu yanlz hayatta kalabilme seviyesinin stne ksa bile,
yoksulluk her zaman iin kt beslenme, iklimi deiikliklerine kar
yetersiz korunma ve evsizlik demektir; bunlarn tanm, sz konusu
toplumun beslenme, giyinme ve barnmann kesin standartlarn nasl
algladna baldr.
Bununla beraber yoksulluk fenomeni yanlzca yokluk ve bedensel
tehlike anlamna gelmez. Yoksulluk ayn zamanda sosyal ve psikolo
jik bir durumdur: nsan yaamnn edebe uygunluu, iinde bulundu
u toplumun nezih yaam standartlaryla lld iin bu standartla

59
ra eriememenin kendisi bir sknt, strap, ve zsayg yitimi sebebi
dir. Yoksulluk, "normal yaam" olarak kabul edilen her eyden mah
rum braklma demektir. "stenilen dzeyde olmama" demektir. Bu
durum, kendini beenmeme, utan ya da sululuk duymayla sonula
nr. Yoksulluk, ayrca, mevcut toplumda "mutlu bir yaam" ifade
eden tm imknlardan yoksun braklmak, "hayatn sunmak zorunda
olduu"nu almamak anlamna da gelir. Bu da kendini deersiz gr
meyle, iddet ieren ve kat davranlar biiminde beliren kin ve f
keyle ya da her ikisiyle sonulanr.
. Bir tketim tolumunda, "normal yaam", zevkli duyumlar ile par
lak deneyim frsatlarnn grkemli bir gsteri eklindeki kamusal te
hiri arasnda tercihlerini yapmakla megul tketicilerin yaamdr.
"Mutlu bir yaam", bir ok frsat yakalamak ve ok azn karmakla
ya da hibirini karmamakla, en fazla bahsedilen ve bylece en ok
arzu edilen frsatlar yakalamakla ve bunlar bakalarndan daha ge
deil, tercihen daha erken yakalamakla tanmlanr.
Tm dier toplum trlerinde olduu gibi, tketim toplumu yoksul
lar da mutlu yaam yle dursun, normal yaama bile eriemeyen
insanlardr. Yine de tketim toplumunda mutlu ya da sadece normal
bir yaama eriememek baarsz ya da yeterince tketemeyen tketi
ci olmak demektir. Ve bylece tketim toplumunun yoksullan, her-
eyden nce sakat, arzal, kusurlu ve noksan, dier bir deyile yeter
siz olarak tanmlanrlar ve kendilerini de byle tanmlarlar.
Tketim toplumunda toplumsal aalanmaya ve "i srgn"e ne
den olan hereyden nce,bireyin tketici olarak yetersizliidir. Unu
tulmann, yoksun braklmann ya da aalanmann, bakalarnn gi
rebildii toplumsal lenden darya atlmann zntsne dnen
bu yetersizlik, tketici grevlerini yerine getirememenin gszl
dr. Tek are, onur krc bir durumdan kurtulmann tek k, bu t
ketici yetersizliinin stesinden gelmek gibi gzkmektedir.
Peter Kelvin ve Joanna E. Jarrett'n tketim toplumunda isizliin
sosyal-psikolojik sonularyla ilgili nc almalarnda tespit ettikle

60
ri gibi, durumun bir yn zellikle isizler iin zcdr7: "Hi bil
meyecek gibi gzken bo zaman", onlarn "bu zaman kullanabilme
gszl" ile birleiyor. "Gnlk yaamlarnn byk ksm dze
ne koyulmam durumda" olmasna ramen, isiz bu zaman anlaml,
tatminkr ya da deerli olarak grlen bir ekilde dzenlemek iin
hibir araca sahip deil:

Eve tkl kalma hissi isizlerin en sk ikyetlerinden biri... isiz in


san yanlzca kendini sklm ve hsrana uram olarak grmyor,
[fakat] kendisini byle grmesi (zaten gerekten de byledir) onu ay
rca sinirli de yapyor. Sinirlilik isiz insann gnlk yaamnn daimi
bir zellii haline geliyor .8

Stephen Hutchens aratrmaya katlanlardan (isiz gen erkek ve


kadnlar) yaadklar hayat tarz iin hissettikleri hakknda u bilgi
leri ald: "Sklmtm, kolayca depresyona giriyordum, ou zaman
sadece evde oturuyor ve gazete okuyordum." "Hi param olmuyor ya
da yeteri kadar olmuyor. Gerekten sklyorum." "Evde ok kalyo
rum, sadece param olduunda, o da bbrlenecek kadar hi deil, ar
kadalar grmek ve bara gitmek iin kyorum." Hutchens bulgula
rn u sonula noktalyor: "siz olma tecrbesini tanmlayacak en
yaygn szck kesinlikle "skc"dr... Sknt ve zaman sorunlar;
"yaplacak hibir ey"i olmamak... "9
Sknt, tketim dnyasnda yeri olmayan ve tketim kltrnn
yok etmeye alt bir ikyettir. Tketim kltrnn tanmlad
ekilde mutlu bir yaam, skntya kar bir yaam, iinde devaml
"bir eylerin olduu", yeni, heyecanl, yeni bir eyler olduu iin he
yecanl bir yaamdr. Tketim kltrnn sadk ei ve kanlmaz ta
mamlaycs tketim piyasas hzne, bezginlie, ar doymaya, me
lankoliye, fkeye, bkknlk ve i gemesine -rahatlk ve bolluk iinde
geen bir yaama bir zamanlar musallat olan tm rahatszlklara- kar
bir sigortadr. Tketim piyasas hi kimsenin hibir zaman "here-

61
yi denemi olmak" tan ve bylece hayatn sunmak zorunda olduu
hazlar btnn tketmekten dolay aresiz ve umutsuzca kederli his
setmemesini temin eder.
Freud'un tketim ann hcumundan nce iaret ettii gibi, mut
luluk diye bir durum yoktur; sadece ksa bir sre iin, rahat brakma
yan bir ihtiyacmz tatmin ederken mutlu oluruz, fakat hemen sonra
snda sknt balar. Arzu edilen nesne onu arzu etmek iin bir sebep
kalmaynca cazibesini yitirir. Bununla birlikte tketim toplumu Fre-
ud'dan daha yaratc olduunu kantlad. Freud'un eriilmez olduunu
dnd mutluluk durumunu hayal etti. Arzularn, onlar yattr
mak iin geen zamandan daha hzl bir ekilde uyanmalar ve arzula
nan nesnelerin, onlara sahip olmaktan sklmak ve rahatsz olmak iin
geen zamandan daha hzl bir ekilde deitirilmesi iin gerekeni ya
parak bunu baard. Hibir zaman sklmamak tketici yaamnn
normudur ve gereki bir norm, eriiebilir bir hedeftir. Bylece bu he
defi vuramayanlar, dier insanlarn knama ve kmsemelerinin he
defi olurlarken sadece kendilerini sulamak zorundadrlar.
Sknty hafifletmek iin paraya -eer sknt hayaletinden bir se
ferde tam olarak kurtulmak ve "mutluluk durumu"na eriebilmek iste
niyorsa ok fazla miktarda paraya- ihtiya vardr. Arzu etmek bedava
dr, fakat gereki olarak arzulamak ve bu ekilde arzuyu zevkli bir
durum eklinde yaayabilmek kaynak gerektirir. Skntya kar ila
lar NHS reetelerinde mevcut deildir. Skntnn tedavi edildii yer
lere (alveri, elence ya da salk ve vcut merkezleri gibi) giden
yol paradr; sadece ilerinde bulunmann bile tekbama hastaln
kna engel olduu, koruyucu ilalarn en etkilisi olan yerler; balca
hedefi, arzular, canl, dindirilmemi ve dindirilemez, umulan tatmin
yardmyla hl zevk alabilir klmak olan yerler.
Yani, sknt, tketim toplumuna zg dier tabakalatnc faktr
lerin -tercih bolluu ve zgrl, hareket zgrl, mekn iptal et
me ve zaman dzenleyebilme gc- doal psikolojik sonucudur. Ta
bakalamann psikolojik boyutu olarak sknt baarl tketici ola-
mayanlaca en strapl biimde hissedilen ve en fkeli biimde kar

62
klan eydir. Skntdan kamak ya da onu yattrmak iin duyulan
umutsuz istek muhtemelen bu kiilerin eylemlerinin balca gds
dr.
Bununla birlikte eylemlerinin amacna ulama ihtimali ok dk
tr. Tm tuhaf, dzensiz ve yeniliki kar-tedbirler yasaya aykr di
ye snflandrlrken ve bunlar kullananlar kanun ve dzen koruyucu
larn cezai yetkileriyle kar karya getirilirken, yoksulluk iindeki
ler skntya kar mterek arelerden yararlanamazlar. Paradoksal
olarak, ya da aslnda pek de paradoksal olmayarak, yoksul insann ka
nun ve dzen glerine kafa tutarak meydan okumas zengin tketici
nin, arzu edilen ve izin verilen risklerin dikkatle dengelendii iyi huy
lu, sknt-kart maceralarnn yerine geebilir.
Eer yoksullarn durumunun belirleyici nitelii arzal bir tketici
olmaktan ileri geliyorsa, yoksul bir evrede olanlarn zamanlarn d
zenleme amacyla, zellikle anlaml ve ho olarak kabul edilebilecek
alternatif yollar bulmak iin birlikte yapabilecekleri fazla bir ey yok
tur. Tembelliin yk devaml isizin evi zerinde tehlikeli biimde
sallanp durur. Ve buna kar, (1930'lardaki byk bunalmda olduu
gibi) evin etrafndaki abartl, gsterili ve sonu itibaryla ayinsel
meguliyetle mcadele edilebilir; yerler ve pencereler ovulur, duvar
lar, perdeler, ocuklarn pantalon ve etekleri ykanr, arka bahelerle
ilgilenilir. Buna ramen, yetersiz bir tketici olmann damgasna ve
utancna kar direnebilmek iin yaplabilecek pek bir ey yoktur; ek
sik tketicilerin yaad gettolarda bile. Eksiksiz tketici olmann
standartlar, mahallenin gzkulak olduu alandan ok daha uzakta, t
ketici saadeti iin parlak ekranlar ve gazeteler tarafndan gnde yirmi
drt saat belirlendikleri ve devaml ykseltildikleri srece evrenizde
ki insanlarn standartlarna eriemezsiniz. Yaanlan evrenin stn
yaratc yeteneinin bulabilecei hibir are rekabet edemez, z tatmi
ni garanti edemez ve daha aada olmann keskin acsn dindire-
mez. Kiinin tketici olarak yeterliliinin deerlendirilmesi uzaktan
kumanda edilmektedir ve mahkeme hkmne itiraz edilemez.
Jeremy Seabrook'un okurlarna hatrlatt gibi,10 gnmz toplu-

63
munun sim "suni olarak yaratlm ve zel anlaml bir yetersizlik ge
litirilmesinde yatar ve insanlarn sahip olduklar eylerle tatmin
olduklarn ifade etmelerinden daha fazla bu toplumun temellerini
hibir ey tehdit edemez. Bylece insanlarn sahip olduklar eyler
nemsizmi gibi gsterilir, daha iyi durumda olanlarn gerekletirdi
i lsz tketimin fazla aikr ve sknt verici tehiri tarafndan
kk gsterilir: "Zenginler evrensel hayranln hedefi haline gelir
ler."
Evrensel hayranln kiisel kahramanlar olarak gsterilen zen
ginlerin bir zamanlar, yaamlar azimle ve harfi harfine uyulmu a
lma etiinin yararl sonularnn ideal rnei olan, "kendi gayretle
riyle baarl olmu kiiler" olduunu hatrlatalm. Artk durum by
le deildir. Artk bu sevginin kayna servetin kendisidir; en ssl ve
en savurgan hayatn garantisi olan servet. nemli olan ey, yaplmas
gereken ya da yaplan deil, yaplabilendir. Zengin kiilerde evrensel
olarak hayran olunan ey onlarn, hayatlarnn kapsamn -nerede, ki
minle birlikte yaanaca- titizlikle seme ve gerek grdklerinde a
ba gstermeden deitirme kabiliyetleridir. Onlar asla geri dn ol
mayan noktaya gelmezler, onlarn reenkarnasyonlarnn sonu yokmu
gibi grnyor ve gelecekleri daima ierik olarak daha zengin ve ge
milerinden ok daha batan karcdr. Dahas, onlar ilgilendiriyor
gzken tek ey servetlerinin halka datt umutlarn okluudur.
Bu insanlar, gerekte, tketim estetii tarafndan ynlendirilirler; on
larn byklnde ve onlara duyulan evrensel hayranlkta yatan ey
finansal baarlar deil, uzmanlklar, alma etiinin klesi olmala
r deil, bu estetiin efendileri olmalardr.
"Yoksullar zenginlerden ayr bir kltrde yaamyor" diye hatrla
tyor Seabrook. "Paras olanlarn yarar iin tasarlanm ayn dnya
da yaamak zorundalar. Onlarn yoksulluu, ekonomik gerileme ve
klmeyle artt gibi ekonomik byme ile de iddetleniyor." Bura
da "ekonomik byme ile iddetlenmenin iki anlamda olduunu" ek
leyelim.
lk olarak, bugnk ekliyle "ekonomik byme"den kastedilen ne

64
olursa olsun, bu, ilerin yerine"esnek emek"in, i gvencesinin yerine
"deiken kontratlar"n, sreli hizmetlerin ve rastgele kiralanm
emein yerine gemesini de beraberinde getirmektedir; klme, yeni
den dzenleme ve "rasyonelletirme" -hepsi istihdam hacminin azal
tlmasyla zetlenir- de bunlarla birliktedir. Bu gibi "byme faktrle-
ri"nin en ateli savunucusu ve Bat Dnyas'nn en artc "baarl
ekonomisi" olarak alklanan Thatcher-sonras, nc ngiltere'nin, ay
n zamanda dnyann zengin lkeleri arasnda yoksullarn en sefil du
ruma geldii lke olmas gereinden daha dikkat ekici biimde bu
balanty gsteren hibir ey yoktur. BM Kalknma Program'nn
son nsani Geliim Raporu'na gre, Britanya'nn yoksullar dier Ba
tl ya da Batllam lkelerdeki yoksullardan daha fakir durumda
dr. ngitere'de yal insanlarn neredeyse drtte biri yoksulluk iinde
yayor. Bu oran "ekonomik skntda"ki talya'dan be kat, "geride
kalm" rlanda'dan kat daha fazladr. ngiliz ocuklarnn bete
biri yoksulluk iindedir; bu, Tayvan veya talya'dakinden iki ve Fin-
landiya'dakinden alt kat fazla bir orandr. Genel olarak, "yoksul ge
lirli insanlarn oran [Bayan Thatcher'n] hkmeti dneminde nere
deyse % 60 artt."11
kinci olarak, yoksullar yoksullarken en zenginler -tketim fazi
letlerinin kusursuz rnekleri- daha da zenginleiyor. En son "ekono
mik mucize" lkesi olan ngilterenin en yoksullan, herhangi bir dier
byk Bat lkesindeki yoksullardan daha az alm gcne sahipken,
en varlkllan, o dillere destan Japon elitinin alm gcne sahip olarak
Avrupann en zenginleri durumundalar, En fakir olanlar yoksul, en te
pede ve maymun itahl olanlar ise, yoksullann nlerine serilen, hay
ran olmalan, gpta etmeleri ve onlar gibi olmaya almalar gereken
yaam rnekleridir. Ve bylece, tm lekeleyici ve aalayc acsy
la birlikte "znel anlaml yetersizlik den yaam standartlar ve ar
tan greceli (karlatrmal) yoksulluun ifte basncyla iddetleni
yor; bu ifte basn, gnmzdeki, devlet mdahalesinden uzak, bra
knz yapsnlar eklindeki ekonomik byme tarafndan azaltlmak
yerine pekitiriliyor.

65
Yeryzndekileri cennete karmak iin bir zamanlar tasarlanm
olan kamu-idareli grkemli uan makinelerin nce benzinleri bitmi,
"devre d politikalar hurdalna atlm ya da ardndan polis ara
balarna dntrlmken, tketici hayallerinin snn olan gkyz
daha da ykselmeye devam etmektedir.

66
III
Refah Devletinin Ykselii ve D

"Refah devleti" kavram, tm uyruklarnn refahn (yani sadece


hayatta kalmaktan fazlasn; belirli bir toplumda, belirli bir zamanda,
onurlu bir ekilde hayatta kalmay) salamann devletin ykmll
olduu dncesini ifade eder. Kavram, devletin ilettii ve finanse
ettii kurumlara daha geni bir kamu refah1 dncesinin -bireylerin
onurlu yaamalarnn kolektif garantisi- gerektirdii sorumluluklar
yklemitir. Kamu refah ortaklaa salanan ve topluluun her yesi
ne yaylan kolektif bir sigorta biimi gibi dnlebilir; bireysel de
nen primlerin miktarna gre deil de, bireysel ihtiyacn lsne
oranla karl denen bir sigorta poliesi. Kamu refah ilkesi en saf
ekliyle deme gcndeki, eitsizlii dikkate alnmayan, ihtiyataki
eitliktir. Refah devleti dncesi devlet organlarna bu kamu refah
ilkesini yerine getirme sorumluluunu ykler.
Genel olarak kamu refah fikri ve zellikle refah devleti, alma
etiiyle mulak bir iliki ierisindedir. Gerekten de refah fikri al
ma etiinin dnceleriyle badatrlmas zor iki kart ekilde ili
ki iinde olduundan imdiye kadar tm taraflar iin kabul edilebilir

67
bir zm bulunamam eski bir tartma konusu olarak kalmtr.
Bir taraftan, bireysel refahn kolektif garantisinin savunucular, a
lma destekli bir hayatn normalliini kabul ettiler; bununla birlikte,
herkes iin srekli istihdamn eksikliinden dolay bu fikrin yaygn
olarak desteklenemeyeceine ve alma etii ilkelerinin gereki ola
bilmesi iin denize denlerin kurtarlmas gerektiine dikkati ekti
ler. Bunalm dnemlerinde geici olarak isiz kalanlar da "normal
davranma"ya, yani ekonomi tekrar dzeldiinde ve iler tekrar elde
edilebilir olduunda almaya dnebilmeye hazr tutulmaldr. Bu
iddiaya gre, refah devleti, alma etiinin gcn sosyal canlln
ls ve normu olarak desteklerken, bu normun daimi ve yaygn bi
imde yerine getirilmesinde beliren zorluklarn zararl sonularn as
gariye indirmeye yardm etmek iin de gereklidir.
Dier taraftan, kamu refah fikri, onurlu ve nezih bir yaamn dev
letin tm yelerine onlarn mterek servete olan katklarna bakl
makszn, her zaman "bir hak olarak" salanmas gerektiini ilan ede
rek, geimi, sadece alarak yaplabilecei dnlen "toplumsal
adan faydal", retken katklardan ayrma ihtimalini gz nne ald
ve bylelikle alma etiinin en kutsal ve en az sorgulanabilir ner
mesini ykt. Onurlu bir yaam hakkn, ekonomik performanstan da
ha ziyade, bir siyasal yurttalk meselesi haline getirdi.
Bu iki anlam arasndaki eliki ortadadr ve bu yzden doal ola
rak refah devleti yzyln banda ortaya ktndan beri bir tartma
oda olmutur. Refah devleti bazlar tarafndan, yeterli sebeplerle,
alma etiinin kanlmaz tamamlaycs olarak sunulurken, dier
leri iin, alma etiine kar siyasal amal bir komploydu.
Bununla birlikte tek tartma konusu bu deildi. lan Gough, refah
devleti, "bir bask arac m yoksa insani ihtiyalar arttrmak ve ser
best pazar ekonomisinin skntlarn gidermek iin bir sistem mi?
Sermaye ve kr birikimine bir katk m yoksa cret zarfndaki para gi
bi arttrlmas ve korunmas gereken bir sosyal cret mi? Bir kapitalist
sahtekrl m, ii snf zaferi mi?" diye sorarken uzatlan tart
mann tek neticesi olan belirsizlikten bir anlam karmaya alyor

68
du2. En mantkl cevap, refah devletinin bunlarn tm ve daha fazlas
olduudur.
Refah devleti bir kesime noktasnda ortaya kt: Zayf den,
kendi kurtuluunun koullarn kendi bana ve siyasal yardm ol
makszn yaratmaktan aciz kapitalist ekonominin basklan; kendini
"ekonomik dalgalanmalar" karsnda tek bana ve siyasal yardm
olmakszn korumaktan aciz, rgtlenmi emein basklar; en insaf
sz ve en-az katlanlabilir belirtilerini dindirerek sosyal eitsizlik ilke
sini tekrar yerletirmeye ve korumaya dair iddetli gd; bu ilkenin
yeniden retimine katlmay baaramayanlar marjinalletirerek eit
sizliin kabuln tevik etme arzusu; ve siyasal denetimden yoksun
bir ekonominin kemirici tesirlerini geitirmede devletin yelerine
yardm etmesine duyulan acil ihtiya.
Tm bu heterojen fakat kuvvetli ve bir noktada birletirici gdler
sayesinde modern (endstriyel, kapitalist, pazara dnk ve demokra
tik) toplumun belirli bir ileri safhasnda refah devletinin ortaya k
aslnda "st-belirlenmi"ti. Onu vareden ve yenilenmi bir gle yl
larca besleyen basklar o kadar kar konulmazd ki, devlet yardmla
rm modern yaamn doal bir ierii, seilmi otoritenin ya da teda
vldeki parann bir biimi gibi grmek yaygn kan olmaya balad.

Pek yakn zamana kadar, aydn dnce bu yaygn kany sadakat


le dile getirdi. En kavrayl gzlemciler bile refah devletsiz bir mo
dern toplum dnemediler. ubat 1980'de, Perugia'da takdim edilen
ve Ekim 1981 'de yaynlanan bir makalesinde ada eilimlerin en
zeki analistlerinden biri olan Claus Offe, refah devletinin, bir bakma,
"artk deitirilemez, yrlkten kaldrlmasnn siyasal demokrasiyi
ve rgtleri yrlkten kaldrmaktan ve parti sisteminde kkten dei
iklikler yapmaktan baka bir ey getirmeyecek bir yap" haline gel
diini ileri srd. Offe, refah devletinin almas gr"n "baz
eski orta snf ideologlarnn politik adan gsz hayallerinden ba
ka bir ey deil," eklinde reddederken yaygn kanyla tamamen g
r birlii iindeydi. Gerekten de refah devletinden sonra hayal edi

69
lebilecek pek bir ey yoktu:

Geni lekte devlet destekli barnma, kamusal eitim ve salk hiz


metleri, zorunlu sosyal gvenlik projeleri olmadan sanayi ekonomisi
nin ilemesi tamamen olanaksz olur... Refah devletinin artc sr
r, sermaye birikimi zerindeki tesirinin gayet zararl olabildii... an
cak yrrlkten kaldrlmasnn aka ykc olabileceidir... Kapita
lizmin, refah devletiyle, ne onla ne de onsuz yaayabilmesindedir
eliki.^

Tm bunlar, elbette Offe bunu yazdnda, doru gibi grnd ve


byle grndke de refah devletinin kaldrlmas ya da ciddi biimde
snrlandrlmas, kollektif gvencenin zel teebbse braklmas ve
genel olarak refah yardmlarnn "devletsizletirilme"si veya "devlet
denetiminden karlma"s fikri ideolojik fosiller tarafndan destekle
nen bo bir umuttan te bir ey gibi gzkmedi. Yirmi yldan az bir
zaman sonra olanaksz olan mmkn oldu ve refah devleti olmayan
bir devlet ve devletin idare ettii gvencelerin gvenlik andan yok
sun bir kapitalist ekonomi, varlkl ve "ekonomik adan baarl"
toplumlarda, henz bir gereklik olmasa da gzle grlr bir olaslk
haline geldi. Bu durumu bir gereklik yapma ynndeki basklar im
dilerde kar konulamaz grnyor.
alma etii, refah devletinin talihinin, her dzeyde yaanan bu
dramatik tersine dnnde hangi rol oynad ya da oynar olarak be
timlendi? Ve bu nemli deiim alma etiinin gelecek olaslkla
rnda ne gibi bir etki yapt?

Kabul Edilme ile Dlanma Arasnda

Bugn, Margaret Thatcher, Norman Tebbit ya da Keith Joseph'n


politik destei altndaki zihinsel "neo-liberal" talim yllarndan ve

70
Milton Friedman, Friedrich Hayek'in "neo-liberal" hkmet darbesin
den sonra, birok insan iin Sir William Beveridge'i bir sosyalistten
ziyade liberal olarak dnmek zordur. O, ngiliz refah devletinin ba
bas olmasa da kesinlikle ebesidir ve sosyal demokrat politikalarn
solcu eletirmeni deilse de bir sosyalisttir. Ve yine de Beveridge
kapsaml bir refah devleti iin olan plann, iyi bir topluma ynelik li
beral dncesinin meru ve kanlmaz bir icras olarak grd: "Ya
pldn grmeyi en ok arzuladm icraatlarn esasen liberal icraat
lar olduuna inanyorum: Liberalizmin canl byk geleneklerinin ye
ni dnyaya nakledilmesi." nk "tm temel hrriyetlerden eit dere
cede yararlanma Liberalizmin en byk hedefi" idi... toplumun
organize gcn bireylerin haklarn arttrmada kullanabiliriz ve kul
lanmalyz. Ve eer toplum, "yoksulluktan ve yoksulluk korkusundan
korunmay, isizliin glendirdii avarelikten ve avarelik korkusun
dan korunmay"4 herkes iin gvence altna alamazsa, bu arttrlan
hak ve hrriyetlerden tm bireyler iin eit derecede yararlanamaya
caktr.
William Beveridge gibi bir liberale gre, herkes iin zgrlk ilan
etmek yeterli deildi. Bunun yannda herkesin, kanunlara gre sahip
olduu bu zgrl kullanmak iin vastalar ve eilimleri olduunu
grmek de gerekliydi. Beveridge, zgrln bu nkoullarndan do
lay, kazanlmak zere olan savan ardndan gelecek bar kazan
makla ilgilenen bir hkmete sunulan Sosyal Gvenlik Ve Buna Bal
Hizmetler Raporunu yazd. Beveridge'n kendi szleriyle bu rapor:

lkenin her yurttann, elden geldiince almak ve katkda bulun


mak artyla, herhangi bir sebepten -hastalk, kaza, isizlik ya da ya
llk- dolay alamad' ve kendisinin ve kendisine bal olanlarn
onurlu bir ekilde yaamas iin yeterli geliri salayamadnda onu
yoksulluktan kurtaracak bir gelir, kendisine ait hibir eyi olmasa dahi
yeterli olacak ve kendisine ait bir eyi olduunda hibir varlk soru
turmas tarafndan kesilmeyecek bir gelire sahip olmasn salayacak
bir Sosyal Gvenlik plan aklamaktadr.

71
Raporun alma etiinin mutlak egemenliiyle geen iki arn
hemen ardndan geldii aktr. alma etii grevini yapmt. Zi
hinsel ve bedensel yeterlilie sahip her (erkek) birey alabiliyorsa
almal retisini temellendirmiti ve yirminci yzyln ortalarna
doru artk bu olduu gibi kabul ediliyordu. zlmesi gereken tek
problem, herhangi bir sebepten dolay i mevcut olmad zaman, ya
da olsa da ie girilemedii zaman ne yaplmas gerektii oldu. nsan
larn gzlerini korkutan, giriimlerini engelleyen ve onlar risklerle
kar karya kaldklarnda ihtiya duyacaklar cesaretten mahrum b
rakan ey byle bir durumdan duyulan korkuydu. Bu duruma kar
toplumsal bir gvence, aciz brakan korkular databilir ve bylece
bireylere, her aba ve ar girikenliin getirebilecei riskleri alma
zgrln verebilirdi. Ar girikenlik zgrl yoksulluk ve
avarelikten ve bunlardan duyulan korkudan korunmay gerektiriyordu.
Bu korumalar sadece (zarar meydana geldikten sonra) baarszl
a urayanlara -"kendilerine ait hibir eyi olmayan" anssz ya da
msrif yelere- deil de topluluun her yesine yaylmazsa esasen n-
leyici/kolaylatnc bir tedbir olduu anlalan bu fikrin bir anlam
yoktu. Bugn birok politikacnn nerdii gibi, yardm en ok ge
reksinim duyanlarla snrlamak Beveridge'n gz ykseklerdeki he
definin yanna bile yaklaamazd. Korku ykc tesirini gsterdikten,
yoksulluk ve avarelik dehet verici bir olaslktan geree dntk
ten sonra yardm sunmak ise cesur, ar giriken, kendine gvenen
insanlardan oluan liberal ryay gerekletirmede hibir ie yara
mazd.
Yalnzca kr-zarar hesab bakmndan bile, "odaklanm", varlk
soruturmak yardm kt bir i anlamasyd. Eer Beveridgen
stratejisi ileseydi refah devleti kademe kademe sonuca ulaabilirdi;
ama korkunun insanlar gemite yapt gibi sarmasna izin vermek
sadece kurbanlarn oaltr ve byle bir yardma ihtiyac olanlar
kurtarmann bedelini insafszca ykseltirdi. Bu durumda yaplmas
gereken ey, korkunun kendisiye ilgiliydi ve bu da yanlzca nerilen
yardmlarn "kendilerine ait bir eye sahip olan" ansl ya da tedbirli-

72
Ier karsnda herhangi bir varlk soruturmas nedeniyle kesilme-
mesiyle baarlabilirdi.
Beveridge'n fikri, varlk soruturmasna son verme vaadinden do
lay neredeyse evrensel olarak takdir grd. Gerekten kimse "bunu
karlayamayz" diye (tpk sradan bir aile yelerinin mevcut yeme
in bir listesini yapmadan ve herkesin itahn bastrmaya yetecek ka
dar olup olmadn aratrmadan, herkesin eit yemek yeme hakkna
sahip olduunu kabul etmesi gibi) ikayet etmezken pek az insan bu
nun kendilerine ykleyecei mali masraflara kar kt. Alan Deacon
ve Jonathan Bradshaw'n, varlk soruturmasn anlattklar mkem
mel hikyede dikkati ektikleri gibi5 Beveridge Raporu olaanst
nn gerekten de varlk soruturmasn ortadan kaldrma vaadine
borluydu.
Sosyal Sigorta Yasa Tasars nihayet kanun olarak kabul edildiin
de, The Economist (2 ubat 1946) bunu "varlk soruturmasnn ger
ekten ortadan kaldrlmas" olarak yorumlad. in dorusu bu kal
drma asla gereklemedi: 1948'in sonuna doru ngilterede iki mil
yon insana uygulanan varlk soruturmak tr para yardm mevcut
tu. Bununla birlikte bu rakam varlk soruturmak sosyal hizmetlerin
saysnn daha sonraki yllarda durdurulamaz artyla azald. 1982
Aralk aynda bilumum varlk soruturmalar kamusal yaamn dier
sahalarnda nadiren yakalanan bir byme hzyla daha imdiden yir
mi milyon insan etkiliyordu.
Yaygn ve ayklayc (varlk soruturmak) sosyal yardm denek
leri birbirinden tamamyla farkl iki refah devleti modelini ortaya
karmakta ; sosyal ve kltrel sonularnda, eitli nfus kategorileri
tarafndan alglanlarnda ve de politik yazglannnn olaslklarnda
farkl iki model.
Yaygn sosyal yardm denekleri yerine ayklaym uygulamalarn
yava fakat acmasz geiine kar belki de kimse Richard Titmuss
ve Peter Tovvnsend kadar hrsla mcadele etmedi. Kopmak zere olan
frtnaya ramen umutsuzca ilerlemeye alan Titmuss 1968'de6
okurlarna "fakirler iin hizmetlerin her zaman fakir hizmetler" olduk

73
larn hatrlatt; ayklayc sosyal yardmlar, nfusun politik g ve
kamusal iitilirlik yokluuyla nl yoksul ksmyla snrl tutuldu
unda en iyiden ziyade en kt ynetici ve meslek sahiplerini cezbedi-
yordu. Bununla beraber her iki yazar da bu ok ciddi engel gerek olsa
da olmasa da, sosyal yardmlarn varlk soruturulmasndan geiril
mi yoksullarla snrlandrlmasnm zaten toplumun tmne uzanan
kt sonular ierdiini tekrar tekrar ileri srdler. Sosyal hizmetler
sadece toplumun tmne yneltildiklerinde ve bylece herkes yarar
landnda, "tpk sava srasnda yaptklar gibi sosyal btnlemeyi
ve toplum duygusunu tevik" edebilmilerdi.7
Gerekte, varlk soruturmasnn kaldrlmas, (bu durumda nfu
sun tmyle rten) yardmdan faydalananlarn refah devletinin har
camalarn yerinde harcanm para olarak grmelerini salar; harca
nan para hereyden nce her trl kt olasla kar "birinin satn
alabilecei" en iyi, en cmert ve en doru sigortann bedelini karla
makta kullanlyordu. Bu durumda, toplumun kendisi gvenli bir ev
ve hak ve grevlerin tam (ve optimal) dengesinin her gn saland
bir aland. Yardm deneklerini varlk soruturmasyla snrlandrn,
o zaman toplumu, karlnda hibir ey almadan verenlere ve hibir
ey vermeden alanlara (29 Temmuz 1997 sayl Guardian'a gnderdi
i mektupta, faydasz ve destek olunamaz ilan ettii refah devletini
"paray toplumun bir ksmndan dierine aktarma"ya indirgeyen, yeni
seilen Yeni i Partizi hkmetinin bakan David Blunkettn ok
iyi aklad bir gr) derhal blersiniz. kar ussall bylece da
yanma etiinin karsna karlr ve ahlaki deerler neyin "karla
nabilecei ya da neyi paylamann, siyasi olarak istenebilecei mese
lesine dnr.
Varlk soruturmasnn genel sonucu btnlemeden ziyade b
lnme; ierme yerine dlamadr. Artk daha kk olan, yeni vergi
ykmlleri topluluu, politik gcn yetersiz vatandalar kategorisi
oluturmakta kullanarak ve daha sonra tm snfsal yeteneklerini, bu
kategoriyi marjinalletirmeye, oluturmann ve kendini oluturma
z olarak sunulan standartlara ulaamamaktan dolay cezalandrma

74
ya ynelik azimli bir gayrette toplayarak kendini oluturuyor. R. Boy-
son'unki gibi8, para 'enerjik, baarl ve tutumludan' alnp 'aylak, ba
arsz ve sorumsuza veriliyor1 eklindeki fkeli ve hakllndan
emin hkmler, bu durumda gitgide artan sempatizanlar buluyor. Bu
ekilde gasp edilmi parayla anlalmaz bir benzerlik tayan deme
leri alanlar sorumsuz olmallar ki bylece ounluk talihini tutumlu
luklarna atfedebilsin; baarsz olmallar ki bylece ounluk kendi
yaam biimlerine bir baar yks eklinde bakabilsin. Joel F.
Handler'n iaret ettii gibi, toplumun egemen ksmnn gerek ya da
szde deerleri, dlanmlarn damgalanmas aracyla tekrar doru
lanyor: 'Gzlemciler dierlerini oluturmak yoluyla kendilerini olu
turuyorlar'.9
Grlen zararn listesi burada bitmiyor. Doal olarak, nfusun k
k, yaygn kaanate gre de adi ksmnn gereksinimlerine hizmet et
meye indirgenen refah devletinin uzun vadede sonraki gelimelere yol
amaya en msait sonucu, siyasetin gszletirilmesi ve siyasi ilgi
nin toplumun genelinde snmesidir. Vatandalarn ounun siyasi
idareye gsterdii ilgi mliyenin ellerini ceplerine sokmamasn sala
maktan ibarettir. Gerekten de bu konuda tehlikeye atlacak baka bir
ey yoktur; onlarn devletten bekleyebilecekleri bunun dnda ok az
ey vardr ve bu yzden toplumun siyasal yaamna aktif olarak katl
mak giderek onlara daha az mantkl grnr. Refah devletinin "k-
lme"si aktif siyasal yurttaln snmesini ve gcn yitirmesini
beraberinde getirir.

siz Refah Devleti

Varlk soruturmas uygulamaya ynelik acmasz eilimlerin


"beklenmedik (ya da, Zsuzsa Ferge ve S.M. Miller'in ima ettii gibi10
"neredeyse kastl", "sorumlu olunan fakat tasarlanmam") sonu
lar"! bunlar gibi grnyor. Buna karn "toplum duygusu" olutur

75
mann refah devletinin grev listesinden karlm olmasnn -bir ta
raftan kstl yardmn savunucularnn, dier taraftan da Titmuss
ve Tovvnsend'in ifade ettikleri gibi- sadece lmcl bir basiretsizlik
meselesi mi, yoksa ktye giden iktisadi dengelerin istenmeyen fakat
nne geilememi sonucu mu olduu merak konusudur.
Daha nce belirtildii gibi, refah devletinin dnyann sanayile
mi ksmna tartmal biimde girii, balangtaki artc politik
baars ve ilerlemesine kar gerekten hibir direniin olmay,
onun st-belirlenmesine -birbirine dman kesilebilecek tekellerden
gelen birok bask ve karn birlemesine- atfedilebilirdi. Refah dev
letinin yardmlarn dokunulmaz klmak sosyal snflar arasndaki ya
zsz bir "sosyal szleme"ye tekrar tekrar baland; bu szleme ol
masayd, sosyal snflar birbirlerinin boazna sarlrd. Refah devleti
nin inanlmaz azmi onun bar getirici ve bar koruyucu ileviyle
akland: ilerin kapitalist patronlar tarafndan koyulan kurallara
itaatini daha iyi muhafaza etti ve bunu sadece zorlayc tedbirlerle
desteklenen alma etiinin yapabileceinden ok daha ucuz bir be
del karlnda yapt.
Dier taraftan, refah devletinin ada i-patlamas; bir zamanlar
bu devletin ilemesi iin can atan sokaktaki destein buharlamas;
yardmnn kslmasnn, geri alnmasnn ve hatta szde sarslmaz il
kelerinin terk edilmesinin sessizlikle izlenmesi tm bunlar da benzer
bir "st -belirlenim"i akla getiriyor. Refah devletinin yazgsnn tersi
ne dnmesini, ideolojik beki deiikliiyle ve kamuoyuna neo-
liberal, monetarist ya da neo-muhafazakr propaganda araclyla ya
plan saldryla aklamak ie ters taraftan balamak olur. lk cevap
landrlmas gereken soru neo-liberal propagandann kendine neden
bu kadar geni ve minnettar bir kitle bulduu ve neden hedefi bu ka
dar kolaylkla vurabildiidir. Claus Offe 1987'de yaymlad "De
mokrasi Refah Devletine Kar" gibi yerinde bir balk altndaki ma
kalesinde, refah devletinin politik desteini hzl bir ekilde yitirmesi,
ekonomik ve mali kriz nedenleriyle ya da neo-muhafazakr elitin ve
ideolojilerin ykseliini vurgulayan politik iddialarla tam olarak ak-

76
lanamayaca gibi mevcut refah devleti dzenlemelerinin adaletine ve
meruiyetine yaplan ahlaki itirazlarla da zlemez"11 diye yazd
nda sorunu kavramt.
Gerekte, buna benzer tm yaygn iddialar nihayetinde alnan n
lemlerin aklamas olmaktan ok bunlarn siyasi mazeretleri ve ideo
lojik gerekeleridir. Neo-muhafazakr elitin ykselii, bir aklama
deil, fakat aklama bekleyen bir fenomendir. Aklama bekleyen bir
dier giz ise, bir zamanlar refah devletinin dzenli ekilde genileme
sini salayan ve destekleyen "meruiyete ve adalete ahlaki adan
balanan umutlar"m neden imdi, neredeyse istisnasz biimde, onun
kkten kslmas ve dalmasnda kullanlddr.
Refah devleti tarz kamusal sigorta ile kapitalist ekonominin gerk-
sinimleri arasndaki rezonans olmasayd, tm st-belirlenimiyle refah
devletinin balangtaki politik poplaritesi, sermaye egemenlii al
tndaki bir toplumda dnlemezdi. Tm dier ilevlerinin yannda
refah devleti srekli olarak "emein yeniden metalatnlmas"nda ok
nemli bir rol oynad; iyi nitelikli bir eitim, yeterli bir salk hizmeti,
nezih konutlar ve yoksul ailelerin ocuklar iin salkl beslenme
salayarak kapitalist endstriye altrlmaya msait emekten oluan
dzenli bir stok oluturdu; bu tek bir firmann veya irketler grubu
nun kendi bana ulaamayaca bir sonutur. Kapitalist tarz retimin
devamll emein daimi satna bal olduundan, gelecein emek
gc, gelecein iverenlerinin almay isteyebilecei bir meta haline
dntrlmeliydi; iverenler adi bir rn alamazd ve almazd. Re
fah devleti snai bir "yedek ordu"yu her an aktif hizmete hazr ekilde
tuttu ve hizmetlerine ihtiya duyulmadnda ise doru biim ve du
rumda muhafaza etti.
Bununla birlikte, iverenlerin artk devletin bakm altndaki ye
dek sanayi ordusuna tekrar ihtiya duymalar ihtimali giderek azal
yor. Halihazrda gereinden fazla olan emek gc bir daha asla bir
meta olmayabilir; bunun sebebi talep yokluundan dolay emein ka
litesinin dmesi deildir. emek piyasasnda hl domas muhte
mel olan byle bir talep -gndelik, rastgele ve esnek (yani "son derece

77
gze arpan" ya da "iyi eitilmi" olmayan) iilere olan talep- refah
devletinin sakin ve huzurlu gnlerinde yetitirmeye alt, iyi ei
tim grm, din ve kendine gvenen emek gc eidine muhteme
len nem vermez. Hatta modern sanayinin baz ksmlarnn hl ge
reksinim duyabilecei o eski tip emekten oluan nispeten kk mik
tarlar bile, fnansn ipini koparm yeni hareket zgrl ve devlet
mdahalesiz kapitalist giriiminin stne titrenilen esneklii gz n
ne alndnda, herhangi bir devletin peinden koabilecei ve erie
bileceinden ok uzaklardadr. M artin Woollacott'n son dnemdeki
bir yorumu bu eilimi iyi kavramaktadr:

svire-sve ortak irketler grubu Asea Brown Boveri, Asya'da yeni


iler kuracam ve bu arada Bat Avrupa'da kulland igcnden
57.000 kii azaltacan duyurdu. Bunun ardndan, tm dnyadaki is
tihdamn % 11 orannda azaltacan, iten karmalarn ounun
Avrupa ve Kuzey Amerika'da olacan duyuran EletroIux geldi. Pi-
kington Glass da benzer iten karmalar duyurdu. Sadece on gn
iinde, Avrupa'l firmalar Fransz ve ngiliz hkmetlerinin i sahas
yaratma nerilerinde bahsedilen rakamlarla karlatrmaya yetecek
kadar ok iten karma uyguladlar... Almanya da be ylda 1 mil
yon kii iini yitirirken Alman irketleri ise Dou Avrupa, A sya ve
Latin Amerika'da fabrikalar kurmakla meguld. Eer Bat Avrupa
endstrisi kitlesel biimde Bat Avrupa dna tamyorsa, o zaman
hkmetlerin isizlik sorununa dair en iyi yaklamlar, kstl bir
amaca uygun olmak zorundadr.12

Krl retimin kaderi emek gcnn arttrlmasna balyken, i


verenler "emein yeniden metalatnlmas"nn bedelini hzineye
yklemekten memnundular. Fakat bu durum yava yava deimeye
balad, irketlerin ticari rakamlarndaki kazanlarn ou, daha fazla
emein angajmann iermeyen "doru" harcamalardan (toplam mali
yetin %80'i) geldi. Emein kiralanmas giderek bir avantajdan engele
dnyor. Yneticiler, zellikle st dzey firmalarn st dzey yne
ticileri, personelleri zerinde uyguladklar baarl "klme"ler kar-

78
lmda cmerte dllendiriliyorlar; rnein, 10.000 kiiyi iten
karmadaki rol farkna varlan Chase Manhattan Bank'n genel m
dr Thomas Labrecquein maa dokuz milyon dolar oluyor. Hisse
darlarn ncelikleri borsada paylalyor ve takviye,, ediliyor. Rena-
ult'un patronu Louis Schweitzer, Belika'daki Renault fabrikalarnn
kapatlmasna kar kamuoyunun gsterdii fkeli tepki karsnda
hakl olarak sadece afallamt ve madur duruma dmt; her e
ye ramen bu hamle, Renault hisselerinin deerine %12 ilave ederek
olaya tepki gsteren borsadan -i bilgeliinin en asli ifadesi- tam des
tek ald.13
Bununla birlikte bir irket bymeyi arzuladnda ek bir i gc
nn kiralanmasnn gerekebilecei ve firmalarn emek kaynaklarn
ikmal etmek istediklerinde bunu refah devleti kullanclar topluluun
dan salamak durumunda kalacaklar farz edildiinde, vergilerin han
tal, devlet idareli destek hizmetleri, irketlerin bak asndan yerin
de yatrmlard. Yine de hem gnmzde i sonularm retim hac
minden ok hisse ve pay deerleriyle lme eilimi, hem de emein
retimdeki hzla azalmakta olan rol ve irketlerin zgrlnn glo
bal boyutu gz nne alndnda devlet yardmlarna yatrm o kadar
da kazanl gzkmyor; ayn ve daha iyi neticeler daha az maliyet
lerle de elde edilebilir. Daha az talep yk tayan hkmetlerin hi
mayesindeki uzak yerlerden ucuza alnan "vergi muafiyet haklan" ok
daha iyi bir fikir gibi gzkyor. Bunlann vaadettikleri ey ise so
rumluluk iermeyen elverili frsatlardr ve bu tr "iktisadi anlam ta
r gzken" frsatlar geldiinde, rekabet edebilmenin acmasz talep
leri altnda ezilen pek az mantkl iadam sorumluluklar zerinde s-
rar edecektir.
Bu yeni elde edilmi giriim zgrl iileri takviye etmenin
mali yknden kurtulmay da beraberinde getiriyor: Kaarlanm t
keticilerden ibaret toplumlarla ksmen kaplanm olan bir gezegende
itaatkr el emeinin tketici arzularn tahrik etme zorunluluu olma
dan elde edilebilecei hl bakir, geni topraklar bulunuyor; baka
yerlerde, tatmin iin yaygara koparan yepyeni arzular icat etmeyi ve

79
bu arzularn zorunlu gereksinimlere dnebilm esi iin cretlerin
yksek tutulmasn gerektiren ii, buralarda, hayatta kalm a m cadele
sinin sert talepleri yerine getiriyor.
Kapitalist retimin mant bu olsa gerek: A sl harekete geirici ve
btnletirici g olan ve atma- zm eye ve dzen sa la m a y a g i
den muazzam yolu ifade eden tketici arzularna ynelen kapitalist
yaklam uzun vadede "igcn alm ann stnde fiyatlan d -
ma"ya doru gider. Kapitalist retim tarznn artarda srd her arar
zi er ya da ge topran verimini yitirm esine maruz kalr ve azalan v e
rim kanunun kurban olur. retimi krl tutmak iin, bakir, ilenm e
mi yeni arazilerin aranmas gerekir. B u am az serbest ticaretin ve
hereyin tesinde sermayenin zgr hareketinin nndeki en gelleri
ama basksn aklayabilmektedir. B u bask giderek em ein zgr
dolamnn nnde dikilen duvarlar alm az yap m aya y n elik bir
basky da beraberinde getiriyor, u anda global lekte olan biten,
sermaye peygamberlerinin ok daha uygun ve ucuz em ek dalarna
kmalar ve ardndan da dalar kendilerine katlm aya arm alar
dr.
Ve bylece tm destek yardmlar devletle snrl ve devlet otori
tesi gibi yerel iken, "yedek sanayi ordusu" ve bu ordunun aktif hizme
te hazrlanma bedeli artk globaldir. Devletin kollar itenlikle hedef
ledii yere ulaamayacak kadar ksa kalmaktadr. Sermayenin yayl
mas ve gvenlii karsnda eski tip devlet yardm ar yetersiz ha
le gelmitir. adam olarak kalabilmek iin artk yerel olmay
brakmalar gerektiini ok iyi bilen yerel iadamlar, lkelerinin ba
bakanlarna ve mstearlarna, daha ziyade diplomatik ziyaretleri s
rasnda onlar gittikleri yerlerin otoritelerine takdim eden, sevdiren ve
gerekirse seyahatlere mali destek salayan ticari vekiller olarak gerek
sinim duymaktadrlar.
Ve bylece refah devletinin kkeninde bulunan karlar kmesinin
mantkl olarak ana ekseni olan en nemli kar, bir zamanlar kmeyi
bir arada tutmu olan projeden uzaklatrlmtr. Bu karn yoklu
unda tm kme zellikle iktisadi temelini yitirerek dalr. Bir daha

80
muhtemelen gereksinim duymayacaklar emein "yeniden metalat-
rlmas" iin harcama yapmakta yarar grmeyen saygdeer iadamla
r, refah maliyetlerini paylamalar istendiinde, yeni global zgr
lklerini, paralarn ve giriimlerini darya, daha az talep eden yer
lere aktarmak iin kullanrlar. Refah standardn salam tutmakta srar
eden hkmetler bundan dolay "ifte darbe" yemekten korkarlar. Ev
sizler ve yoksullarn ieriye akn etmesi ve sermayenin (ve dolaysy
la potansiyel gelir kaynaklarnn) darya akn etmesi.
Tahmin edilebilecei gibi, iverenler ancak yerli emein maliyeti
ni drmelerine izin verilirse kalmaya ikna edilebilirler; ama bu du
rumda asgari hayatta kalmaya verilen devlet garantisi, refah devleti
fikrinin z, bir yardmdan ok bir engele dnr. Bunun yannda -
ve belki de daha nemlisi- yerli emek gcnn kitlesel lde baarl
bir ekilde yoksullatrlmas uzun vadede- ya da belki daha ksa s
rede verimsiz bulunabilir. Yerli iiler ayn zamanda yerli tketicileri
dir ve tketim mallarnn reticileri, ekonomik baar umutlarn on
larn deme gcne ve isteine teslim ederler ve diien krlara ve if
laslara kar gvencelerini buralarda ararlar.
ktisadi temelinin yklmas tehdidine ramen, refah devleti, bir
zamanlar yararlanm olduu partiler aras ve snflar aras siyasal
destek sayesinde hl ayakta tutulamaz m? Nihayet, tarih bize yakn
zamana kadar devaml gstermitir ki demokrasi, daha kapsayc ol
duka, gsz koruma ve gszle kar kollektif gvence zerin
de daha ok durur. Oy hakk genelletiinden beri, bunu yapmay -
bireysel olarak yaanan aclar ve sorunlar ortadan kaldrmay- tek
rar tekrar vaat eden politikaclar iktidara getirmek iin kullanld. Re
fah devleti ilkesi demokrasinin kollarnda gvencede gzkt. Ger
ekten de, gszn devlet eliyle korunmasnn durdurulamaz gelii
mi T.H. Marshall'dan itibaren politologlan demokratik yurttalk kav
ramna sosyal haklan dahil etmeye, bu haklan demokrasi mantnn
kanlmaz bir sonucu olarak grmeye tevik etti.
Popler teoriler, bu gibi demokratik uygulamalarn toplumun t
mnn refah iin paylalan sorumluluk duyusunu aladklarn, bi-

81
raz romantik biimde ima ederek bu mant akladlar. Baz analist
ler, politik topluluun yeleri arasnda -buna genellikle daha iyi du
rumda olanlar da dahildir- bir vatanda olarak onurlu bir yaamn ge
rektirdii standartlarn altna denleri koruyan salam bir gvenlik
andan yoksun olunduunda kimse tamamyla gvende olamayaca
ndan, bir tr mterek himayenin, o srada kendi aya stnde du
rabilenler iin bile, gerekli olduunu eklediler. Dier bir ifadeyle, de
mokratik siyasetin aikr mant neredeyse bir asr boyunca gzlem
cileri, her ne kadar baz insanlar sosyal hizmetlere dierlerinden daha
fazla ve daha acil biimde ihtiya duysalar da, bu hizmetlerin varl
nn ve bunlarn genel ulalabilirliliklerinin, herkesin "stnde anla
lm" karna olduunu varsaymaya yneltti.

Mutlu ounluk mu?

Son yirmi yldr siyasal yaamn gerekleri yukardaki karmla


r reddediyor gibidir. Her lkede, semenlerin ounluu desteklerini
aka devlet yardmlarnn kslmasn talep eden ya da kanlmaz
olarak ayn sonuca varan bireysel gelirlerin daha merhametli ekilde
vergilendirilmesini vaat eden partilere veriyorlar. "Artan vergiler" po
litikaclarn azlarnda bir tiksinti kayna ve semenlerin kulanda
bir irenlik oldu.
Siyasal yelpazenin zt taraflarndaki partiler arasnda bu konudaki
artc konsenss baz analistlere, deeri pheli yeni bir "dayan-
ma"mn geliini ileri srmede ana delil hizmeti grd; "san ve solun,
tesinde" yeni bir siyasal mutabakat. Buna ramen, byle bir iddiann
gizledii ey, ksa bir ksa bir zaman nce refah devletine verilen des
tein de tamamyla partisiz, "san ve solun tesinde" bir mesele ve
snflar aras dayanmasnn hakiki temeli ve ifadesi olduu gerei
dir. Refah devleti politikalar tavr, geleneksel biimde geni bir de
mokratik konsensse sahip oldu. Bugn hl, yarm asr nce olduu

82
gibi, konsensse sahip, sadece bugn konsensse sahip olan tutum o
zaman neredeyse evren sel destek gren tutumun tam tersi. A klam a
gerektiren ey , dem okratik konsenssn etrafnda ina edildii ek se
nin bu d eiim id ir.
K am u sal tavrdaki hayrete dren bu dnm ve bunun -daha
yirm i sene nce en k av ray l aydnlar iin bile ngrlem ez olan- si
yasal sonularn kim se John Kenneth Galbraith'in "mutlu ounluk"
zerine olan tartm asnda akladndan daha iyi aklayam ad. N a
sl oluyor da dem okratik bir devletin sem enlerinin ou sosyal eit
sizliin artna serbeste destek vereb iliyor? d iye soruyor Galbraith.
O y hakk tam am yla dem okratikletiinden, m lkiyet sahibi sn flar
dan tm yetikin lere yayld n d an ve genelletiinden beri hi byle
bir ey o lm am t.
Durumun byle olmasnn bir sebebi olmalyd. Nihayet yoksullar
ve tembeller, kt kanaat geinmeye baaramayan ve kendi balarna
iki yakalarn bir araya getiremeyen insanlar her zaman bir aznlkt
lar, hatta politik adan nemsiz bir aznlk. Ayrca onlar oy kabinine
girmeleri en az muhtemel olanlard; onlarn karlarna ve arzularna
aldrmamak her zaman nispeten kolayd ve bu durum bir politikacnn
ansn hibir ekilde tehlikeye atmyordu. ounluun, refahn ye
niden dalmn az da olsa ltfetmesi; eitsizliklerin ortadan kaldrl
mas ve hereyden nemlisi bireysel refahn kollektif garantileri, bu
nedenle ayr ynlerden gelmi olmaldr. Bunlar, kesinlikle, yoksullu
un u noktalarndan emin bir uzakla rahata yerletirilmi "orta
semen "i kapsyordu. Devlet destekli gvenlik ann lehinde oy kul
lananlar bu a hemen kullanma niyetinde olmayan insanlar olmaly
dlar: Hatta bunu hi kullanmak zorunda kalmamay ciddi ekilde
uman insanlar. Grne gre fedakrca hareket etmi olmallar: Ya
kn gelecekte dllendirilmeleri muhtemel olmamasna, hatta asla en
uygun biimde dllendirilmeyecek olmalarna ramen, kiisel bir
zveri gstermeye hazrdr. Peki, onlar byle davranmaya iten neydi?
Byle davranmalarnn gerek sebebi muhtemelen zgven yoklu
uydu. Kendi balarna uzun bir sre idare edebilirlerdi; fakat bu

83
anslarnn -bu bir ans olduundan- sonsuza kadar sreceini nere
den bilebilirlerdi? Yaadklar dnya her tr mlk dzensiz, dei
ken ve sallantl klmaktan dolay ad ktye km bir dnyayd.
Bu, en gz alc servetlerin bile iz brakmadan yok olduunu ve daha
kk ve savunmasz yaamlarn bulunduu uuruma srklendiini
grm bir dnya idi. nsann kendi emniyetinden emin olabilmesi
iin ne kadar akgz olmas gerekiyordu? Emniyet, en gayretli birey
sel abalarn gzmzn nne getirdii hereyden daha gl ve g
venilir dayanaklar gerektirmez mi? Bu artlar altnda, sorulmas tama
men mantkl bir soru gibi grnyordu bu; ve belli bir etki yaratmak
iin sorulan trden, tek bir cevab olan bir soruydu.
Buna ramen, koullar deimi olmal ki soru artk nadiren soru
luyor vc sorulduunda da tamamen farkl bir cevap akla getiriyor. Or
ta tabaka semenlerin ou ilerini kendi balarna yrtrlerse daha
iyi durumda olacaklarndan gayet emin gzkyorlar. Babalarnn ba
na geldii gibi kontrol edemedikleri talihsizliklere ve dier olaslk
lara kar gvenceye ihtiyalar var, ama zel olarak satn alabilecek
leri sigortann devletin salayabilecei dk, ortalamann altnda
hizmetlerden daha ok ve daha iyi yarar salayabilecei kansndalar.
zetlemek gerekirse, yeni kamusal tavr bir zgven sorunu olmaktan
ziyade, tm alternatiflerin, imdi, kendine yetmenin kanlmaz ola
rak getirdii risklerden daha az cazibeli gzkt gereine dayanan
makul bir dncedir.
Bu yeni kanaat (ya da kanlmaz olana yeni boyun ei) devlet
yardmlannn geerliliini korumak iin yaplan fedakrlklarla bu
yardmlarn deeri arasndaki dengeyi deitiriyor; ya da, .en azndan
bu dengenin, devlet yardmna bavurmann kesinlikle ihtimal dahi
linde olmayan bir zorunluluk olarak grld, sakin ve huzurlu gn
lerdeki durumunu deitiriyor. Vergilerin drlmesi sayesinde cep
te kalan para standartlan ve ekicilii, her ekilde, her gn den ka
musal gvencenin pek soyut olaslndan ok daha iyi bir gelecek va-
adediyor. Kamusal yardm, bugnlerde hemen ve basite anlalan bir
biimde sylemek gerekirse, "para iin yksek bir deer" deildir.

84
Ortadaki semenin mali giderler ve refah gelirleri arasndaki den
geye bak as bundan baka iki sebepten daha dolay deiti (el
bette bu sebepler sadece alternatifi daha az cazip klmak yoluyla g
ven duygusunu ve kendine yetebilme arzusunu el altndan glendiren
sebeplerdir).
Birinci sebep varlk soruturmas ilkesinin uzun vadedeki sonula
rdr. Bu sonulardan biri destek hizmetlerinin kalitesinin muntaza
man ve acmaszca dmesidir. Beklentilere uygun olarak, destekler
ihtiyac olanlara tahsis edildiinde, bu hizmetler onlara (en azndan
imdiye kadar) gereksinim duymayanlarn politik gcn hesaba
katmazlar ve bylece politikaclarn vergileri drmek ve bu suretle
daha talihli olan dierlerine yaranmak amacnda olduu ekonomilerin
doal hedefi haline gelirler. Dier taraftan, yoksul insanlarn ise kendi
balarna bir politik gce sahip olamamaktan dolay ad kar.
Tek para biriminin kabul iin bte kriterlerinin yerine getirilme
sini pek yakn zamanda ncelie alan Fransa'nn yeni seilmi sosya
list hkmeti, bugne kadar genel olarak uygulanmakta olan aile yar
dm denekleri iin bir tavan gelir saptayarak uzun ve kanlan bir
yol olan varlk soruturmas yoluna girdi. Bu vesileyle, ayn yola er
ken girmi tm dier lkelerin deneyimini zetleyen Serge Hali
m inin gzlemi udur:

nce, orta snfa baz mterek yardmlardan eit yararlanma hakk


verilmeyerek ie balanyor. Daha sonra bu yardmlar giderek ayrca
lksz -yalnzca bunlardan yararlanan- snfla btnleiyor. Yardmla
ra aynlan miktarlar, bir Amerikan ifadesiyle "yoksullar iin olan prog
ramlar yoksul programlardr" kuralna gre devaml azalyor. "Hile,
aldatma ve ktye kullanma"lar er ya da ge kefediliyor: Bekr bir
anne, genellikle bir siyah, yemek kuponlarn votka almak iin kulla
nyor (bu Reaganc konumada srekli tekrarlanan bir nakarattr), so
rumsuz fakir devlet yardmlarndan cesaret alarak ocuk douruyor,
vb. Son safha; devlet korumasnn poplaritesi yok olurken, onun de
vam ettirilmesiyle artk ilgilenmeyen orta snf yrrlkten kaldrl
masn kabul ediyor.14

85
Refah devletinin yardmlarn potansiyel semenin siyasal adan
marjinalletirilmi ksmyla snrlamak, yardmlarn kalitesini, nfu
sun biraz daha az yoksullatrlm ksmlarnn gznde zel sigor
taclarn sunduu yardmlarn en phelisini bile nispeten tamamyla
lks gsterecek derecede drmek iin kusursuz bir reetedir. (Buna
ramen devlet destekli sigortalarn bozulmasnn da ayn zamanda
zel sigorta yardmlarnn kalitesini ve dolaysyla beklentilerin genel
seviyesini ne derece drdn grmek ilgin olurdu.) Devlet yar
dmlarnn dk (ve gitgide den) kalitesi gerektirdikleri masrafla
ra kar kullanlan en iyi iddiadr: Seviyeleri o kadar dyor ki onlar
iin harcanan her kuru semenin ounluunun gznde arur edil
mi gzkyor.
Uzatlan varlk soruturmasnn bir dier sonucu destek alclar
na yaptrlan damgadr. Yaygn kan, aynen byle ifade edilmese
de, yardma gereksinim duymann, dier insanlarn kolayca ulaabil
dii standartlar erevesinde yaamay baaramama iareti olduu
dur. O halde yardma bavurmak, baarszl kabullenmektir. Bu,
ou insann (vergi tenzilat, profesyonel ayrcalklar ve ekgelirler,
aleni ya da gizli i sbvansiyonlar biiminde aldklar her ey, genel
deyile pasiflerine deil de aktiflerine yazlsa da) devlet hzinesine
masraf karmyor gibi gzkt gerei gz nne alndnda,
utan veren, insann kendini dlamasna, kendini marjinalletirmesi-
ne sebep olan bir karardr. Yardma bavurmak en itici olaslk olarak
tm dier alternatifleri, nitelikleri ne olursa olsun, daha mantkl ve
daha arzu edilebilir klar.
kinci sebep, tketim toplumunun gelii ve tketici kltrnn ko
runmasdr. Tketicilik, tercih etmeyi tevik eder: Tercih etmek, u
tamamen resmi kiplik, kendi iinde bir deer, belki de tketici klt
rnn dorulanmay gerektirmeyen tek deeridir. Seenek, tketim
toplumunun st deeri, tm dier deerlere deer bien ve onlar sra
layan deeridir. Ve phesiz, tketicinin "g beenme"si rekabet
edebilmenin bir yansmas olduundan piyasann can damardr. T
ketim piyasas hayatta kalmak ve dahas bymek iin tketiciyi ken

86
di imgesine gre ekillendirmelidir: Rekabetin sundua ey seenek
tir ve seenei ekici klan ayrm yapabilmektir.
Ayrm yapabilen bir tketici miti ile zgr tercihi salayan ve z
grce ifade edilen tercihlerin gardiyan olan pazar miti birbirini besler
ve gelitirir. Birincisi olmadan kincisi kolay kolay tasavvur edilemez.
deal tketici tercih edilen nesneden ok tercih etme hakknn stne
titreyen, alveri merkezine ziyaretleri uzmanln kamusal tehiri
olarak ycelten kiidir. Sergilenen mallarn ierdii geni eitlilik,
bir nesneden ziyade dierini tercih edebilme imkn, eitilmemi bir
amatr bile uzman konumuna ykseltirken, yetenekli, yetimi bir
tercih edici olmak tketim toplumunda -tercih yetisine gre tabakala-
m bir toplum- en fazla gpta edilen eydir. Yetimi bir tercih sa
natkr olunduuna dair kanaat gayet memnun edicidir.15
Tercihsizlik durumu -kiinin, baka hibir ey sunulmad iin
verileni almas; seerken dncesini belirtme hakk olmamas- bu
nedenle tketim toplumunun kar-deeridir. Tercihten yoksun ol
mak, yoksun olann kiisel durumu stndeki tesiri ne olursa olsun,
kendi iinde kltc ve onur krcdr; ayn zamanda yeterince ho
nutsuz, zevksiz ve sknt veren bir durumdur. rnler ihtiam ve ca
zibelerini tercih edilme srecinde kazanrlar; tercihi ortadan kaldrd
nzda cazibeleri iz brakmadan yok olur. zgrce "tercih edilen" bir
nesne, tercih edicisine, "sadece bltrlm" nesnelerin aka sa
hip olmad o fark balama gcne sahiptir. yi eitilmi bir tke
tici, bu nedenle, ierdii tm riskleri ve bilinmeyen, ou zaman kor
kutucu tuzaklaryla tercihi, datmn ve bltrmenin getirdii g
receli gvenliin stnde tutar16. deal tketici tipi, tketim nesnesi
nin byk orandaki grece adiliini, sadece ve sadece "zgrce tercih
edilmi" olduundan, yoksa bahedilmemi olduundan ho karla
yacaktr.
Bu sebepten tr refah devleti kurumu, yardmlarnn kalitesi ne
olursa olsun, tketim toplumunun havasna gitmemektedir. rn pa
zarlamas, fa rk ve tercih kltrnn (en azndan iten olmayan bir
tutmla) reklam olmadan yaplamyorsa, refah devleti dncesi de

87
insanlk durumunun, insani gereksinimlerin ve insan haklarnn ayn
l fikrine iaret etmeden pek fazla bir anlam ifade etmemektedir. O
halde tketicilik ve refah devleti kart amalardr. Dezavantajlar re
fah devletinden yanadr; tketim zihniyetinin basks kar konula
mazdr. Devletin sunduu hizmetler mevcut durumlarndan ok daha
kaliteli olmu olsalard bile, yine de szm ona zgr tketici terci
hinden yoksun olma temel kusurunun altnda ezilirlerdi; bu, inanm,
sadk ve "yeniden domu" tketicilerin gznde devlet hizmetlerini
slah olmaz biimde gzden dren bir kusurdur.

Sonu Getiren Baar

Tm bunlar sylendikten sonra geriye u soru kalyor: Modem


toplumun sakinleri nasl oldu da kaarlanm tketicilere dntler?
Nasl oluyor da beliin bir ounluk artk kendi tketim tercihlerini
yapmay, tm temel gereksinimlerin garantili bir ekilde salanaca
eklindeki daha az riskli itimata tercih edebiliyor? Nasl oluyor da be
lirgin bir ounluk, kendi akl ve marifetleri dnda artk hibir eye
gvenmeden kendi olanaklaryla ba baa kalmaktan honut oluyor?
Belki aadaki rnek sebepler hakknda bir fikir verebilir.
Yaklak son on ylda, Amerika'y, Reagan-Bush dneminde yk
sek ve federal mahkemelere atanm muhafazakrlarn destekledii
szde "olumlu davran"a (ivermede, terfide ve kolejlere almada da
ha dk bir sosyal tabakadan gelen ve bu yzden sosyal olarak daha
iyi durumda ve "kltrl" olan beyazlara kar ak bir rekabette ok
az anslar olan siyah ve spanyol asll adaylarn lehinde gzetilen
olumlu ayrmclk) kar bir protesto dalgas kaplad. Birok beyaz
ebeveynin kendi oullan ve kzlannn, daha iyi puan almalanna ra
men giremedii niversitelere doluan szde daha aa rencilere
kzgn ve akn olmasndan dolay, protesto beklenen bir eydi. Bu
nunla birlikte, bu protestocularn arasnda nemli ve artan sayda Af

88
rika kkenli Amerikallarn varl bir srprizdi. Gerekten de devlet
yasama meclisinde "ilga platformu"nda "olumlu davram"a son veril
mesini talep ederek yer kazanan ilk Demokrat, Kaliforniyal varlkl
siyah bir iadam olan Ward Connerly idi. Connerly birok siyah ve
spanyol asll eylemci tarafndan knansa ve aalansa da, giderek
zenginleen orta snf Afrika kkenli orta snf Amerikallardan olu
an, byyen toplumsal tabakalardan ak ya da gizli ekilde nemli
lde destek ald. Bu insanlarda hassas duygular depretiren konu,
onur ve ar girikenlik meselesidir. "Olumlu davran"n varl,
"baarl" ve "baar yolundaki" saysz siyahn baarsn kmse
mekte ve deerini drmektedir. Eer baarlarnn hak edilmemi,
-yani bilinli abann, kiisel yetenein, gayretli almann ve doru
yaam tarz seiminin rn olmaktan ok bir dl- olduu dnl-
meseydi bu kesinlikle ok daha memnun edici olurdu.
Connerly'nin destekileri, aslnda, "koltuk deneklerine ihtiyac
mz yok", "kendi ayaklarmzla da gayet gzel yryebiliriz" demek-
teler. Fakat bu ani zgven nereden gelmitir? Cevap Connerly azn
dan kat: "herkes bunu yapabilir, nk oyun sahas imdi ok daha
engebesiz".17 Ama oyun sahas "olumlu davran" sayesinde dzleti-
rilmiti, bu davrann tarihi ve su gtrmez bir baarsyd. u anda
Amerika'da siyah aileden biri ortalama (u anda 35.000 dolar) ya
da ortalamann stnde bir yllk gelire sahiptir; yalnzca 25 yl nce
bu rakam drtte birden daha azd. imdi, be siyah ailenin biri 50.000
dolarn stnde bir gelire -bu Amerika'da zenginliin gstergesidir-
sahip olmakla vnyor. Binlerce saygn siyah avukat, doktor, irket
mdr var. Tm bunlar "olumlu davran" olmadan olabilir miydi?
New York niversitesi Hukuk Fakltesi tarafndan geenlerde ta
mamlanan bir aratrmaya gre hukuk rencisi olan ve bylece
Amerika'nn en kazanl mesleklerinden birine sahip olabilme ansn
yakalayan 3435 siyahtan sadece 687'si okula yanlzca test sonularn
da elde ettikleri baarlarla girebildiler.
"Olumlu davram"m, eyrek yzyldan az bir zamanda, refah dev
letinin kurucularn harekete geirene benzer bir amaca ulat syle

89
nebilir: "yi sonu verdi". Ama bu gerekten olduysa da, kesinlikle ha
yalperestlerin dnd ekilde olmad. Olumlu ayrmclk sayesin
de, zgven sahibi yeni bir siyah orta snf dodu. Bu snfn yeleri,
dier Amerikallarn yapt ya da yapt farzedildii gibi, kendi
akllarn ve abalarn kullanarak deil de kendilerine ans verilerek
yardm edildiinden dolay bulunduklar yere geldiklerinin hatrlatl
masn! istemiyorlar. Kendileri yapabildiler"se herkesin de yapabile
ceini ve eer bazlar yapamyorsa yeterince gayret gstermemi ol
duklarndan dolay yapamadklarn yksek sesle haykrmak onlarn
onur elde etme abalarnn btnleyici bir paras. Sonuta, baarl
olanlarn gerektii ekilde gayret gsterdikleri iin baarl olduklar
anlamna gelir.
Bunun kulaa inanlr gelmesi iin, onlarn daha yoksul ve daha az
akgz kader arkadalarna pheyle ve kmseyerek baklmaldr;
her eyden nemlisi, insann bu "imtiyazlar"dan, bozuk (nk yar
dm edilmi) geliimin bu rahatsz edici damgasndan kurtulmay is
temesi gerekmektedir. Zirveye ulaanlarn artk bu devlet-destekli
merdivene ihtiyalar yoktur ve bunu hurdala gndemeye can at
maktadrlar. Merdiveni faydasz ilan edenler ve onun kullanclar
zerine drd adaletsiz, aalayc glgeden ilk ikayet edenler
merdiveni ilk trmananlardr..
Bununla birlikte, refah devleti veya "olumlu davram"n mucitleri
iin tad anlam bu deildir. Onlarn kafasnda nce, bu mterek
gvence ya da olumlu ayrmcl zorunlu klan sefaletten kurtulmak
vard: Frsat eitsizliini telafi ederek frsatlar eitlemek. Gerekte
vuku bulan ey ise epey farkldr: Toplumun, balangtaki aa ko
numlarndan kurtulmalar iin yardm ettii insanlar sadece yardma
olan ihtiyalarn yitirmekle kalmadlar, ayn zamanda onun en id
detli aleyhtarlarna dntler. Bir bakma, "olumlu davran" kendi
kuyusunu kazd. Nihayet, gettolardan st-orta snf tabakalarna do
rudan doruya ykselen siyah, zengin meslek sahipleri "dad devleti"
knamakta kendilerini hakl hissetmek iin yeni, beyaz arkadalarn
dan daha fazla sebebe ve bunu yaparken samimi ve inanlr gzk

90
mekte onlardan daha fazla ansa sahiptiler: Baarmlar, bunu yapa
bilmiler, bunun yaplabileceini kantlamlard. O zaman dierleri
nin yapmalarna da izin verilmeliydi. Fakat dierleri deri rengine ili
kin eitsizlikleri "alaltc" bir ekilde dzeltmeni^ artk geerli ol
mad bir zamanda aynsn yapabilirler mi? Teksas Hukuk Faklte
sinde geen yl yzde 5.9 orannda siyah birinci snf rencisi
mevcuttu. Bu sene olumlu ayrmcln yasad ilan edilmesiyle bu
oran yzde 0.7 olacak. Peki Ward Connerly'nin fkesini yeni nesle
kim tayacak?
"Olumlu davran" ve refah devleti vakalar elbette birbirinin ay
ns deil (refah devleti fikri balangtaki ekliyle her trl ayrmc
la karyd fakat sonraki safhalarnda nayak olduu ayrmclk
"olumlu ayrmclk"tan baka her eydi) ama her iki durumda da "iyi
sonu verme"nin sosyo-psikolojik mekanizmas benzer biimde ili
yor. Galbraith'in "mutlu ounluk"u refah devletinin hi de azmsan
mayacak bir rn ve onun baarsnn tortusudur.
Refah devleti, kurucularnn sefaleti, aalanmay ve umutsuzlu
u bir seferde tmyle ortadan kaldrmaya ynelik hayallerinin ger
ekletirilmesi konusunda hibir adm atamad; hatta baarsz olan
lara yardm etmenin baaranlarn grevi olduu dncesine verilen
halk desteinin baar ansn yok etmek iin iyi eitim grm, sh
hatli, kendinden emin, zgven sahibi, yeni kazandklar bamsz
lklarn kskanan yeterince geni bir nesil retti. Kollektif sigortann
ve sosyal cretlerin gsz kldna dair iddialar, en ok, maddi yar
dm ve her an yardma hazr toplumun gven veren tesiri olmasa bunu
baaramayacak olan, kendi kendine ykselmi erkek ve kadnlar
dan oluan, refah devletinin glendirdii bu nesil zerinde etkili olu
yor. Buna karn bu iddialarn doruluunun, onlar kabul etmeye en
yatkn nesilden daha uzun yaayp yaayamayaca kesin olarak bili
nemez.
Martin Woollacott'n da ifade ettii gibi, gnmzdeki dnm
savunan yazarlarn refah devletinin gerek ya da atfedilen elikileri
ne zm olarak sunmaktan holandklar eyin aslnda yle zetle-

91
ilebileceini v a r sa y m a k i i n h a k l s e b e p l e r v a rd r:

Tarihsel olarak, yalnzca bir andan yararlanmak; refah devletinin ya


ratt sosyal sermayenin henz tamamyla israf edilmedii ve refah
devletinin dnn sebep olduu yeni toplumsal faturann maliyeti
nin henz yksek olmad o andan. Refah devletli ve refah devletsiz
her iki dnemin de sosyal maliyeti yksektir, fakat her ikisi arasndaki
bir gei dneminin sosyal maliyeti sadece cahillikle ya da yalan sy
leyerek kk gsterilebilir. Belki kk olabilir; ama bu ok ksa bir
sre iindir.*8

92
IV
alma Etii ve Yeni Yoksullar

On dokuzuncu yzyl balarndaki alma etii vaizleri tam ola


rak neden bahsettiklerini ok iyi biliyorlard. O zamanlar emek tek
zenginlik kaynayd; daha fazla retmek ile retim srecinde daha
fazla emek kullanmak ayn eyi ifade ediyordu. Daha fazla retmeye
can atan giriimcilerden oluan byyen snflar ile almaya ve gi
riimcilerin ifadesiyle retmeye isteksiz yoksullardan oluan byyen
snflar vard. alma etii, mantkl olarak, ikisinin birlemesini
salayabilirdi. Ayn zamanda zengin bir ulusa giden yol ve bireysel
sefaletten kurtulu olarak alma fikri doru gibi grnyordu.
Yirminci yzyln sonlarnda alma etii bir kez daha kamusal
tartmann nnde yer alyor; hem mevcut hastalklarn tehisinde
hem de bunlarn tedavi reetelerinde ok nemli ve geni bir yer kap
lyor. Bu en ok, ilk olarak ABD'de balatlan, fakat baladndan
beri dier zengin lkelerdeki (ngitere de dahil) giderek artan saydaki
politikaclar tarafndan (pheli sonularn umursamayarak da olsa)
gptayla izlenen almaya-yardm programlarnda belirgin biimde
grlr. Handler ve Hassenfeld, WIN (Amerikan almaya yardm

93
programlar iin kullanlan ksaltma) hakknda unlar belirtiyorlar:

Balangcndan beri ve karmak tarihi boyunca WIN'i hakl gsteren


yazlar onun gerek tesirleriyle pek ilikili deildir. Tm mevcut ka
ntlar bu programn zc sonular verdiini ortaya koymakta... a
lma politikalar ve programlan genelde destek demelerini nemli
lde drmeyi ya da yoksullarn iktisadi adan kendi kendine ye
terliliini gelitirmeyi baaramadklar ezici gereine ramen eitli
biimlerde var olmaya devam ettiler. O halde bunlarn hl var olma-
lannn nedenleri yoksullar zerindeki faydal neticelerinden ziyade
yoksul.olmayanlara saladklar gze arpar faydalarnda yatar.1

Gnmz refah yoksullarnn retici teebbse katlmamaya dair,


hakiki ya da szde isteksizlikleri verimliliin artmasna hibir ekilde
engel deildir. Gnmz irketlerinin kazanlarn arttrmak iin da
ha ok iiye ihtiyalar yoktur. Eer daha ok iiye ihtiya duyar
larsa onlar, baka yerlerden ve yerli iilere dediklerinden daha iyi
cretler karlnda bulabilirler; bu durum, yerli yoksullarn daha da
yoksullamasna yol asa da bunu yaparlar. Nihayet BM'nin en son
insani Geliim Raporu'na gre dnya nfusunun 1.3 milyar haliha
zrda gnde bir ya da daha az dolarla geinmektedir; bu standartlarda,
alma etiinin anavatan olan, zengin Batda sefalet snrnn altn
da yaayan 100 milyon insann bile daha gidecek ok yolu vardr.
Ama byk irketlerin dnyasnda teknolojik gelime canl eme
in elektronik softvvare ile ikme edilmesi anlamna gelirken, gelime
bugn her eyden nce "klme" demektir. Destek grenlerin al
ma isteksizliklerinden dolay knanmasnn -ve eer sadece u uyu
ukluk ve bamllk alkanlklarndan kurtulsalar geimlerini ko
layca salayabileceklerine dair doal karmn- imdi- ne kadar iki
yzl olduu, irket karlarnn farknda olmadan drst szcs
olan borsann, istihdamdaki dalgalanmalara verdii tepkilerden anla
lyor. Bu sadece, belirli bir lkede isizlik arttnda borsada bra
kn panii, en ufak bir endienin bile belirmemesi meselesi deildir;

94
borsa istihdamn muhtemelen artmayacana dair haberlere bile tepki
veriyor, hem de cokuyla veriyor. Haziran 1996'dan Temmuza kadar
ABD'de boalan yeni ilerin saysnn dt ve dolaysyla resmi
olarak isiz olanlarn orannn ykseldii haberleri "stihdam Verileri
Wall Street'i Keyiflendirdi" balyla verilmiti (Dow Jones bir gn
de 70 puan artt)2. Dev irketler grubu AT&T'nin hisselerinin deeri,
mdrleri 40.000 kiinin iten karldn anons ettikleri gn arp
c biimde ykseldi3 Bu, tm Dnya'daki borsalarda hemen hemen
her gn tekrar eden bir olay.
"almaya geri dn" fikrinin ne kadar mulak, saf ve aldatc
olduu "refah"m -ve iktisadi yaamdaki "iyi" ve "kt" eilimlerin-
kavranmda meydana gelmekte olan bu derin deiimi kantlyor.
Byk Avrupa irketlerinin ("Avrupa'l irketler Acdan Kazanyor"
bal ve duruma iaret eden "Maliyet ksma eni i alanlaryla de
il, krlarla sonulanyor" altbal altnda; bkz. International He-
rald Tribne, 17 Kasm 1997) gvenilir bir derinlik analizini yapan
Tom Buerkle Avrupa ekonomisindeki "olumlu gelimeler"den ho
nutlukla sz ediyor:

Belirgin ekilde dzelme gstermi tablo, Avrupa irketlerinin geti


imiz yllardaki skntl yeniden yaplanmann meyvelerini toplama
ya baladn gsteriyor. Birok Avrupa firmas, 1980'lerde ABD
irketlerinin uygulad metodlar izleyerek, iilerden kurtuluyor,
nemli grmedikleri firmalarm kapatyor ya da elden karyor ve
ynetimi daha byk Joir krlla doru modemize ediyor.

Krlar, iktisadi baarnn grnte daha az nemli olan "yan et


k ile rin e ramen gerekten de hzla artyor; bu durum, hissedarlarn
sevinci ve bilgili analistlerin cokulu tasvibi iin bir nedendir. Buerk
le, "irketlerdeki bu din canlln isizlii azaltmas muhtemel de
il" diye itiraf ediyor. Gerekten de son alt yl iinde imalatta kulla
nlan igc ngiltere'de %17.9, Almanya'da %17.6 ve Fransa'da
%13.4 orannda dt. "Olumlu gelim elerin bir on yl nce bala-

95
d ABD'de imalatta kullanlan igc "sadece" %6.1 orannda bir
d yaad. Fakat bu, emek maliyeti daha nceden en asgariye in
dirildiinden dolay byledir...
Elbette ada AvrupalIlarn kayglar, skntlar ve korkulan
hakkndaki anketlerde isizlik -maruz kalnan ya da maruz kalnma
sndan korkulan isizlik- tartmasz birinci srada bulunuyor. MO-
Rnin yapt byle bir ankete gre FinlandiyalIlarn %85'I, Fransz
ve svelilerin %78'I, Almanlarn %73' ve spanyollarn %72'si i
sizlii lkelerinin en nemli sorunu olarak gryor. Bu arada hatrlat
mak gerekir ki, Avrupa Para Birlii'ne giri kriterleri "salam bir eko
nominin salanmas gz nne alnarak konmutu, fakat den i
sizlik oran bu kriterler arasnda grlmyor. Gerekte bugn "salam
bir ekonominin standartlar olarak kabul edilen dzeylere ulamak
adna umutsuz giriimler, geni lde, i yaratarak istihdam artr
mak amacyla yaplacak etkili herhangi bir eyin nndeki en byk
engel olarak grlyor.
almann en yksek insani grev, ahlaki edebin art, kanun ve
dzenin koruyucusu ve sefalet belasnn aresi olarak yceltilmesi,
rnn artrmak amacyla daha fazla ii talebiyle yaygara koparan
emek-youn sanayi ile bir zamanlar uyum iindeydi. Gnmzn mo-
demize edilmi, kltlm, sermaye-ve bilgi-youn sanayisi, eme
i, verimin artrlmas nnde bir engel haline soktu. Bir zamanlarn
genel kabul gren Smith/Ricardo/Marx emek-deer teorilerine ra
men, emek fazlas bir tiksinti kayna olarak grlyor ve her ussal
lama (yani yatrlan sermayenin daha fazla kr getirmesi) abas n
celikle alan saysnn azaltlmasnda odaklanyor. "ktisadi by
me" ve istihdamn artmas, aslnda, kart amalar; teknolojik geli
me emein baka bir eyle deitirilmesi ve' elenmesiyle llyor.
Bu koullar altnda alma etiinin buyruklar ve kandrmalar kula
a giderek bo gelmektedir. Artk "endstrinin gereksinimlerini" yad
stmyor ve "ulusun zenginlii"nin anahtarn glkle temsil ediyor.
Bunlarn varlklarn srdrme abas ya da daha ziyade son dnem
lerde siyasal sylem iinde dirilmeleri, sadece alma etiinin zama-

96
mmzdaki sanayi sonras tketim toplumu iinde yerine getirecei
umulan birka yeni ilevle aklanabilir.
Ferge ve Miller'in anmsatt gibi4 alma etii propagandasnn
son gnlerdeki yeniden douu "hak eden ve hak etmeyen yoksul ay
rmna suu kincisine ykleyerek ve dolaysyla toplumun bunlar kar
sndaki ilgisizliini aklayarak" hizmet ediyor ve buradan yola ka
rak "sefaleti kiisel kusurlara bal olan kanlmaz bir bela olarak,
yoksul ve yoksun olan karsnda ortaya kan bir kaytszlkla kabul
ediyor". Dier bir ifadeyle, alma etii artk sefaletin azaltlmasna
yardmc olmazken, toplumu yoksullarn ebedi varlyla bartrabi-
lir ve toplumun, onlarn varl iinde kendisiyle bark ve az ok
huzur iinde yaamasn mmkn klabilir.

"Snfd"nn Kefi

"i snf" terimi daha iyi ve daha kt durumda olanlarn grev


lerinin ve ilevlerinin -farkl fakat tamamlayc ekilde- blnd
bir toplumun betimlemesine aittir. "i snf" toplumun yaamnda
oynayacak bir rol olan, bir btn olarak o topluma faydal katks
olan ve buna uygun olarak dllendirilmeyi uman insanlardan oluan
bir snf grntsn artrr.
"Alt s n f terimi sosyal hareketliliin -insanlarn hareket halinde
olduu ve her konumun anlk ve esas itibariyle deiebilir olduu bir
toplumun- betimlemesine aittir. "Alt snf' henz trmanabilecekleri
ve bylece mevcut aalklarndan kabilecekleri bir merdivenin alt
basamanda duran ya da oraya indirilen insanlardan oluan bir snf
grntsn artrr.
"Snfd" terimi herkesi kuatc ve kapsayc olmayan, parala
rnn toplamndan daha kk olan bir toplumun betimlemesine aittir.
"Snfd, snflarn tesinde ve hiyerarinin dnda, ne yeniden
ieri alnma ans ne de zorunluluu olan insanlardan oluan bir snf

97
grntsn artrr; dier insanlarn yaamlarna hibir faydal
katks olmayan ve genel olarak slah edilemez, herhangi bir rol ol
mayan insanlar.
Snfdnn genel grnts ierisinde toplanan insanlar, Her-
bert J. Gans yle tanmlar5:

Bu davransal tanm okulunu terk etmi, almayan insanlar ve ev


lilik d ocuu olup da devlet yardm almaya devam eden insanlar
gen kadnlar adlandrr. Davransal snfd ayrca evsiz, dilenci,
alkol ya da ila bamls6 olanlar ve sokaktaki suluyu da kapsar.
Terim esnek olduu iin sosyal konutlarda yaayanlar, yasad g
menler ve gen ete yeleri de genellikle bu snfdna dahil edilir.
Gerekte, mevcut tutumlar ne olursa olsun yoksullan, damgalamakta
kullanlan bir etiket olmaya elverili olan bir terim olmas, davran
sal tanmn bu esnekliinden kaynaklanr.

Gerekten de tamamen heterojen ve son derece rengrenk bir kol-


leksiyon. Bunlarn hepsini bir araya getirmeyi makul gsteren nedir?
Bekr annelerin alkoliklerle ya da yasad gmenlerin okuldan terk
lerle ortak noktas nedir?
Onlarn tmn damgalayan ayrt edici bir nitelik, dierlerinin on
larn varl iin geerli bir sebep grmemeleri ve onlar etrafta olma
dklarnda kendilerinin ok daha iyi durumda olacaklarn hayal ede
bilmeleridir. nsanlar snfdna atlr nk tamamyla ie yaramaz
grlrler -geride kalan bizler, onlar olmadan da yaammza gayet
gzel devam edebiliriz. Onlar, gerekte, yokluklarnda gzel olan
manzaray bozan lekeler, bahenin uyumlu gzelliine hibir ey kat-
mayp dier bitkilerin besinlerini yiyip irkin hatta obur yabani otlar
dr. Onlarn ortadan kaldrlmas herkesin yararna olurdu..
Snfd tmyle yararsz olduundan, tadklar tehlikeler onla
rn nasl alglandklarn belirler. Bu tehlikeler snfdna dahil edi
len unsurlar kadar eitlidir. Apak iddet, ssz bir caddede pusuya
yatan cinayet ve gasp, insan sefaletinin vicdan rahatsz edici grnt-

98
snn neden olduu dert ve sknt ve "ortak kaynaklara musallat ol-
ma"7ya kadar uzanan geni bir yelpazede yer alrlar. Ve nerede bir
tehlikeden pheniliyorsa, hemen ardndan korku gelir. "Snfd"
en ok kendilerinden korkulmalaryla gze arpan ve grlen insanla
ra ilikindir; korkulan insanlara;..
Yararllk ve tehlike, W.B Gallie'nin geni bir kategori olan "esa
sen tartmal kavramlar" ailesine aittir; bu nedenle bunlar tanm kri
terleri olarak kullanldklarnda, sonuta ortaya kan snflandrma
lar, dank, belirsiz, ama evrede mevcut korkular yznden olduu
kadar herhangi bir yararlln kalclna dair phelerden dolay da
azap eken bir topluma musallat olan ktlk iblislerinin tmn kap
sayacak biimde zarife genileten "esneklii" gsterirler. Bunlar yar
dmyla izilen zihinsel dnya haritas aralksz "ahlak panikleri" iin
sonsuz genilikte bir oyun haritas salar. Mevcut blnmeler yeni
tehditleri kapsamak ve evcilletirmek iin az bir abayla geniletilebi-
lirken, dank korkular da sadece somut olduundan dolay gven
veren bir hedefe odaklamay mmkn klarlar.
Bu, hibir iin ya da meslein uzun vadede yararllndan emin
olamayan bir topluma snfdmn yararszlnn sunduu mantken
son derece nemli bir yarardr; ve neden korkulduunu ve korkunun
giderilmesi iin ne yaplmas gerektiini syleyip gvenliini salaya
madnda saysz endie iinde kvranan bir topluma snfdmn
tehlikesinin sunduu nemli bir hizmettir.
Snfdmn kefinin Souk Sava'n, dehet retici gcnn b
yk ksmn kaybederek, un ufak olup durduu bir zamana rastlamas;
ve "eytani mparatorluk" infilk edip kt bir dnemde snfd
tartmasnn tam faaliyete geip kamusal ilgi odann gbeine yer
lemesi belki de sadece bir tesadf deildir. Tehlike, artk dardan
gelen bir tehdit deildir; "iselletirilmi dar" -yabanc glerin i
tutunma noktalar ve ileri karakollar, dman tarafndan dardan
yerletirilmi beinci kol- da deildi. Dardan kkrtlan ve eiti
len devrimden duyulan siyasal korku artk gerek deildir ve inandr
c klnmas zordur. Fakat Sovyet/Komnist komplosunun yerine ko-

99
nacak yeterince dehet verici bir ey de etrafta gzkmemektedir;
seyrek, dank ve ou zaman amasz siyasal terrizm hareketleri,
vatan ve kii gvenliine dair korkular tekrar tekrar tahrik etmekle
birlikte bunlara pek sk rastlanmamaktadr ve bunlar, sosyal dzenin
btnlne ynelik endie yaratmayacak kadar danktr. Kklerini
salacak hibir yeri olmayan tehlike artk toplum iinde bulunmal,
yerli topraklardan yetimelidir. Eer snfd diye bir ey olmasayd
icat edilmek durumunda kalnaca sylenebilir. in asl, gerektii
biimde icat edilmitir de.
Bu elbette, hi dilenci, uyuturucu bamls ve bekr anne -bir s-
nfdnn varl sorgulandnda srekli olarak gsterilen "sefil" ya
da "tiksindirici" trden insanlar- olmad anlamna gelmez. Bu, buna
karn, onlarn toplumda bulunmasnn hibir ekilde snfdnn
varln kantlamaya yetmedii anlamna gelir. Onlarn hepsini bir
likte bir kategoriye sokmak, geree dayal bir hkm deil smflan-
drc bir karardr, onlarn tmn yararszlkla ve toplumun geri ka
lan iin korkun tehlikeler barndrmakla sulayarak bir btne indir
gemek bir tanm deil, bir deer tercihi ve deer bime kullanmdr.
Her eyden nemlisi, snfd fikri toplumun (kendisini yaanabilir
klan hereyi iinde tutan btnn) paralarnn toplamndan daha k
k olabilecei varsaymna dayanrken, fikrin ifade ettii snfalt,
paralarnn toplamndan byktr, dahil etme eylemi hibir zaman
parann kendi bana sahip olamayaca yeni bir nitelik ilave eder.
Gerekte, "bekr anne" ile bir "snfd kadn" ayn yaratk deildir.
Birinciyi kinciye dntrmek byk bir aba (fakat pek az dnce)
gerektirir.

alma Etii Snfd Oluyor

"Snfd" kelimesi ilk defa 1963'te Gunnar Myrdal tarafndan, -


onun endie ettii gibi- nfusun byyen ksmlarn srekli isiz ve
alamaz bir hale sokmasndan korktuu sanayisizlemenin tehlike-

100
lerine iaret etmek iin kullanld; bunun sebebi kendini isiz bulan
insanlardaki yetersizlikler ya da ahlaksal kusurlar deil, yanlzca ve
tamamyla ie ihtiyac olanlarn ve i isteyenlerin tmne i buluna-
mamasyd. Bu tevik etmeyi baaramayan alma etiinin sonucu
deil, fakat toplumun yaam alma etiinin buyruklarna gre g
vence altna almay baaramamasnn sonucuydu. Snfdnn yele
ri, Myrdal'n kulland anlamda, dlanmann kurbanlaryd. Onlarn
yeni stats darda kalmay tercih etmenin sonucu deildi, dlan
ma iktisadi mantn rnyd ve dlananlarn bu mantk zerinde
hibir etki ve denetimi yoktu.
Snfd kavram, daha sonra, 29 Austos 1977'de Time dergisin
deki bir kapak yks yoluyla herkesin ilgisini ekti. Bu ilgiyi gayet
farkl bir anlam tayarak ekmiti: "Hayal edilemeyecek kadar dik-
kafal, sosyal adan son derece yabanc ve dman insanlardan olu
an geni bir grup. Onlar ulalamaz olanlar: Amerikan snfd".
Bu tanm uzun bir liste izledi. Liste gen sulular, okuldan terkleri,
uyuturucu bamllarn, devletten destek alan anneleri, yamaclar,
kundaklar, canileri, bekr anneleri, pezevenkleri, uyuturucu satc
larn, dilencileri ieriyordu: Nezih insanlarn aka korktuu gizli
vicdani yk olan tm isimler.
"Dikkafal". "Yabanc". "Dman". Ve, tm bunlarn sonucunda;
ulalamaz. Bir yardm eli uzatmann manas yoktur; yardm eli sade
ce havada kalacaktr. Bu insanlar iyiletirilemezdi; ve hastalkl bir
yaam tercih ettiklerinden dolay iyiletirilemezlerdi.
Ulalamaz demek, alma etiinin de ulaamayaca anlamna
geliyordu. Uyarlar, dil dkmeler, vicdana hitaplar; sradan insanlar
iin deerli olan hereyden gnll olarak uzaklama duvarn dele-
mezdi. Bu, sadece almay reddetme ya da avare ve asalak bir haya
t tercih etme deil, ayn zamanda alma etiinin temsil ettii here-
ye kar duyulan ak bir dmanlk meselesiydi.
Ken Auletta, New Yorker'da yaynlanan ve daha sonra geni ve
ok etkileyici bir kitapta toplanan, 1981-82 arasnda "snfd" dn
yasna gerekletirdii bir dizi keif gezisine ktnda vatandalar

m
nn ounun duyduu kaygyla harekete getiini itiraf eder:

Merak ediyordum: Amerikan ehirlerinin ounu krp geiren, patla


ma gsteren sularn, devlet yardmlannn, uyuturucu istatistikleri
nin -ve anti-sosyal davrantaki gayet gze arpar artn- ardndaki
insanlar kimdi?... Sefaletin rencileri arasnda, tamamen farkl bir si
yah ve beyaz snfdnn mevcut olduuna dair tam bir hemfikirlik
olduunu; bu snfdnn kendini genel olarak toplumdan dlanm
hissettiini, ortak deerleri reddettiini, gelir yetersizliinden olduu
kadar iy i d a v r a n grm e yetersizliinden de ektiini abucak ren
dim.' Sadece yoksul olmakla kalmyorlar; onlarn davran ou
Amerikalya sapkn grnyor.8

Smfd imgesinin yaratld ve doruland sylevin kelimele


rine, szdizimine, belgatna dikkat edin. Auletta'nm metni belki de ko
nuyu incelemek iin en iyisidir, nk Auletta kendisinden daha az
drst ardllarnn ou gibi basit bir "snfdn ezme" abasna gir
miyor; tersine nesnelliini korumak ve gstermek iin elinden geleni
yapyor ve yksnn negatif kahramanlarn mahkm ettii kadar
onlara acyor da.9
"Patlama gsteren sular" ve "artan devlet yardmlan"nn olduu
gibi, destek ve uyuturucu istatistiklerinin de ayn anda sylendiine
ve ayn dzeyde tutulduuna dikkat edin. Bunlarn neden ayn evre
de bulunduklarn ve neden hepsinin ayn "anti-sosyal" davrann r
nekleri olarak snflandnldklanm aklamak iin, kant yle dur
sun, hibir iddiaya gerek yoktur. Uyuturucu satmann ve devlet des
tei almann ayn anti-sosyallik, ayn dzeydeki felaketler olduunu
aka gstermek gibi riskli bir adm atmaya gerek yoktur; tamamen
sz dizimsel bir hileyle bu varsaym ima edilebilir (aka sylenseydi
honutsuzlua yol aard).
Snfdnn ortak deerleri reddettiine, ama kendini dlanm
hissettiine de dikkat edin. Amerikal ounlukun teki kahraman
olarak rol ald iki tarafl bir ilikide nfd aktif ve hareket halin-

102
dedir, eylem retici, inisiyatif alan taraftr; eletirel inceleme altna
giren ve sapkn ilan edilen snfdnn, ama yalnzca snfdnn
davrandr. Dier yandan yarglayanlar, hakl olarak, "Amerikal
ounluk"tur, yarglananlar snfdnn davranlardr. Anti-sosyal
davranlar olmasayd snfd mahkemeye verilmezdi. Daha da
nemlisi, eer zerinde dnlecek bir dava, cezalandrlacak bir
su ya da giderilecek bir ihmal olmasayd, o zaman mahkemenin top
lanmasna gerek olmazd.
Tumturakl laflarla sren yaz, deneyimlerle devam ediyor ve bu
deneyimlerden gemie dnk onaylar alyor, ilk bata kullanlsayd
eksik kalacak karmlar elde ediyor. Bu deneyimler geniledike ve
yaygnlatka, szdizimsel hilelerin, kar klmas yle dursun,
farkedilme olasl daha da azalyor. Auletta'nn ampirik malzemesi
nin ou snfd olarak kabul edilen kiileri slah etme ve topluma
kazandrma gibi yce bir amala kurulan bir kurum olan Wildcat Be
ceri Gelitirme Merkezi'nden alnmt. Merkeze kimler girebilirdi?
Merkezde eitilme hakkn drt nitelik kazandryordu. Aday, yeni bir
hapis mahkmu ya da hl tedavi gren eski bir baml, devlet de
nei alan, 6 yandan kk ocuu olmayan bir kadn, ya da 17-20
ya aras okuldan terk bir gen olmalyd. Kabul kurallarn kim koy
duysa, bu kii, amatr bir gzn bile farkl olduunu grebilecei bu
drt "tip"in ayn tr soruna maruz kaldna, hatta ayn tr sorunu
temsil ettiine ve bundan dolay ayn tr tedaviye gereksinimi olduu
na peinen karar vermi olmal. Bununla beraber, kural koyucunun
karar olarak balayan ey W ildcat Merkezi rencilerinin gereine
dnm olmal: Uzunca bir sre boyunca bir arada ayn gruplara kon
dular, ayn ekilde idare edildiler ve yazglarnn ortakl zerine her
gn eitildiler. Ve Wildcat Merkezi'nin iinde bulunmak, o sre bo
yunca, gereksinim duyduklar ve doal olarak meydana getirebilecek
leri tm sosyal tanm salad. Bir kez daha szler gerek olmutu .10
Auletta "snfdlm" bir sefalet meselesi olmadn, ya da, en
azndan, sadece bununla aklanamayacan okurlarna tekrar tekrar
hatrlatmak iin ok urayor. Resmi olarak yoksulluk snrnn al-

103
tndaki 25-29 milyon Amerikaldan "anti-sosyal ya da sapkn davra
nlarndan dolay" bir kenara atlan "yaklak 9 milyonun toplumun
genel kabul gren snrlarnn dna tatm a 11 ve "bu snrlar
zmseyemedikleri"ne iaret ediyor.12 st kapal ima edilen u ki,
eer sefaletin ortadan kaldrlmas tmyle mmkn olsayd, bu yine
de snfdlk olgusuna son vermezdi. Eer biri yoksulsa ve hl
"toplumun kabul gren snrlar iinde kalabiliyorsa", o zaman sefalet
ten baka faktrler snfdna inmeden sorunlu olmalyd. Bu faktr
ler, belki yoksulluk koullarnda daha sk grlen fakat onunla belir
lenmeyen psikolojik ve davransal strap kaynaklar olarak grl
yordu.
Bu imaya gre snfdna dme -kasti ya da ihmal sonucu- bir
tercih neselesidir. Bir kii snfdna, sadece yosulluktan kurtulmak
iin gerekeni yapmay baaramad ya da ihmal ettiinden dolay
dse bile bu bir tercihtir. Bir zgr tercih ediciler lkesinde, gerekeni
yapmamak, basite, baka hibir dnce olmakszn, onun yerine
baka bir eyi -bu durumda "sosyal olmayan davran"- tercih etmek
olarak yorumlanr. Snfdna dmek zgr bir egzersizdir. zgr
tketiciler toplumunda kimsenin zgrlne engel olmaya msaade
edilemez; ama para isteyerek, musallat olarak, tehdit ederek, can ska
rak, vicdanlara rahatszlk vererek dier insanlarn zgrlklerini ks
mak iin kendi zgrln kullanan insanlarn zgrln, kstla
mamak da kabul edilemezdir, ou kii de bu gre katlr -aksi tak
dirde bu dier insanlarn hayatlar tatszlard.
"Snfd sorunu"nu "sefalet meselesi"nden ayr tutmak bir tala
birden fazla ku vurmaya benzetilebilir. En belirgin sonucu -dava a
ma akyla nl bir toplumda- snfdna mensup insanlarn, kendi
lerini toplumsal bozukluun kurbanlar olarak gsterip zararlarnn
telafisini talep etme haklarn ellerinden almaktr. Onlarn durumuy
la ilgili ne tr bir dava alrsa alsn, kantlama zorunluluu tama
myla ve drste "snfd" olanlara yklenecektir. lk adm atma
s, iyi niyetlerini ve iyi olma azimlerini kantlamalar gereken onlar-
dr. Ne yaplmas gerekiyorsa ilk nce snfd olanlar yapmaldr

104
(elbette onlara tam olarak ne yapmalar gerektii konusunda tavsiye
verecek, kendi kendini atam, profesyonel danman yokluu sz
konusu deildir). Eer hibir ey olmazsa, snfd hayaleti ekip
gitmeyi reddederse, aklama basittir; kimin sulanaca da aktr.
Toplumun geri kalannn kendilerini sulayacaklar bir ey varsa o da
snfd olanlarn kt tercihlerini kstlmakta gsterdikleri yetersiz
azimdir. Bu durumda, daha ok polis, daha ok hapishane, daha da
sert ve korkun cezalar bu yanl telafi edecek en aikr vastalar gi
bi grnr.
Belki baka bir sonu daha fazla ufuk acdr: Snfd fenome
ninin anormallii yoksulluk meselesini "normalletirir." Toplumun
kabul gren snrlar dna yerletirilen snfddr, fakat snfd,
hatrlayacamz gibi, "resmi yoksullar'n sadece bir ksmn olutu
rur. Sefalet iinde yaayan insanlarn acil olarak ele alnmas gereken
byk bir mesele olmamas tamamyla snfdnn bu derece byk
ve acil bir sorun olmas yzndendir. Snfdnn irkin ve iren
grnmnn arka plan karsnda yalnzca yoksul olan, geici
olarak anssz, fakat smfdlarn tersine, tm doru tercihleri yapa
cak ve en sonunda toplumun kabul gren snrlan iine geri dnebile
cek olan, aslen edepli insanlar vardr. Snfaltna dmenin ve orada
kalmann bir tercih olmas gibi, sefalet durumundan kurtulabilmek de
bir tercih meselesidir; bu sefer doru tercih. Yoksul bir insann snf-
dna dnn bir tercih sonucu olduu fikrinin st kapal olarak
ima ettii ey bir baka tercihin, tam tersini baarabilecei ve yoksul
lar bulunduklar toplumsal aalanmadan karabileceidir.
f
Tketim toplumunun yazl olmasa da merkezi ve yaygn biimde
tartlmaz bir kural, tercih etmekte zgr olmann ehliyet gerektirdi
idir: Tercih zgrln kullanabilme becerisi ve azmi. Tercih z
grl tm tercihlerin doru olduu anlamna gelmez; iyi ya da kt
tercihler, daha iyi, daha kt tercihler vardr. Yaplan tercihin tr eh
liyetin veya ehliyet yokluunun kantdr. Snfd yelerinin yanl
bireysel tercihlerinin toplam rndr; yelerinin "tercih ehliyetsizli
in in kantdr.

105
Gnmzdeki sefaletin kkleri zerine son derece etkili kitap
nda13, Lawrence C. Mead bu ehliyetsizlii, zenginlik ortasnda sefa
letin ayak diremesinin ve bunu ortadan kaldrmaya alan, art arda
gelen tm devlet politikalarnn utan verici baarszlnn balca
sebebi olarak belirliyor. Yoksullar yanlzca alma hayatnn avan
tajlarn deerlendirebilme ehliyetinden yoksundurlar; "almama"y
almann stne koyarak yanl tercihler yapmaktadrlar. Bu ehli
yetsizlikten dolaydr ki, diyor Mead, alma etiinin ars sar
kulaklara hitap eder ve yoksullarn tercihlerini etkilemeyi baaramaz:

Sorun, yoksullann kendilerinden sorumlu olup olamayacana ve da


has kendi hayatlann yrtme yetenekleri olup olmadna dayan
yor14... Ne tr d sebepler gsterilirse gsterilsin, almamann
znde baka bir giz yatyor; ciddi biimde yoksul olanlarn grnr
de onlar iin olan frsatlardan yararlanmaktaki pasiflikleri... alma
may aklamak iin psikolojiye ve kltre az da olsa gnderme yap
makta saknca grmyorum. ounlukla, ciddi ekilde yoksunluk
iindeki yetikinler ekonomik durumlarndan dolay deil de, inanla
rndan dolay almaktan kanyor gibler15... stihdama kar ya
saklayc engellerin yokluunda, yoksullann kiilii, sefaleti kavra
mak ve stesinden gelmekte asl cevap olabilir. Psikoloji, alma
gayretinin dk olmasnn nedenlerini aklamada son snrdr...
Yoksullar neden [frsatlar] kltrn yapacaklarn varsayd gibi ya
kalamyorlar? Yoksullar tam olarak kim?1^ Yoksulluk ktriinn z,
psikologlarn etkisizlik diye adlandrdklar, kendi hayatn kontrol
edebilme yetersizlii gibi grnyor.17

Frsatlar buradadr; hepimiz bunun canl kantlan deil miyiz? Fa


kat frsatlar olduklan gibi grmek, bunlardan yararlanmak yetenek
gerektirir; biraz akl, biraz istek ve biraz gayret. Yoksullar akas
nden de yoksundur. Yoksullann bu zayfl, herey gz nne
alndnda, gven verici, iyi bir haberdir. Bizler sorumluyuz, yoksul
lara frsatlar sunuyoruz. Yoksullar sorumsuzlar, bunlar deerlendir
meyi reddediyorlar. Tpk, hastalar verilen tedaviye uymay devaml
olarak reddettiinde istemeyerek havlu atan doktorlar gibi, biz de yok-

106
sullann inat alma isteksizlii karsnda i frsatlar salamak
iin gayret gstermeyi brakabiliriz. Bizim yapabileceklerimizin de bir
snn vardr. alma etiinin rettikleri dinleyecek olan herkese
aktr ve frsatlar yakalanmay beklemektedir; gerisi artk yoksulla
rn kendisine kalmtr. Bizden daha fazla bir ey istemeye haklar
yoktur.
Sefalet var olmaya ve artan zenginliin ortasnda artmaya devam
ediyorsa, alma etii etkisiz kalm olmaldr. Ama biz yanlzca
buyruklar yeterince dinlenmedii ve itaat edilmedii iin etkisiz kal
dna inanrsak, o zaman bu dinlenmeme ve etkisiz kalma baarsz
l sadece snfdndan ka bu insanlarn ahlaki eksiklikleri ve sua
olan eilimleriyle aklanabilir.
Tekrarlayaym: Balangta, alma etii daha fazla emee a
olan fabrikalar doldurmakta gayet etkili bir vastayd. Emein yksek
verimlilik nnde bir engele dnmesiyle birlikte, alma etiinin
hl bir rol var, fakat bu sefer, toplumun kabul gren snrlar iinde
ki tm elleri ve vicdanlar, kendi vatandalarndan oluan ok sayda
insan srekli gereksizlie terk etmek suundan iyice temizlemek iin
etkili bir vasta olmak. Ellerin ve vicdanlarn temizliine, yoksullarn
ahlaki mahkmiyeti ve geri kalanlarn ahlaki gnahlarnn affndan
oluan ikiz tedbirle ulalyor.

Yoksul Olmak Sulu Olmaktr

Mead'in, yaamak iin almamay "tercih eden" yoksullar zeri


ne kitap arpc bir dilekle bitiyor: "Sosyal politika, pasif yoksul
lua kar akl sal zorla eitene ve kar koyan sistem kendi ar
l altnda ezilene kadar hakkyla ve sebatla -Bat'nn komnizmi
zaptettii gibi- direnmelidir.18 Metafor kusursuzca seilmi. Snfd-
nm gnmz zengin toplumuna sunduu en nemli hizmetlerden bi
ri, artk kuvvetli bir d dman tarafndan tketilmeyen korku ve en-

107
dieleri stne ekmesidir. Snfd, ortak zihinsel salk iin ok
nemli bir ila olarak, d dmann yerini almaya aday bir i d
mandr; bireysel emniyetsizlikten doan kolektif gerginlikler iin bir
emniyet subabdr.
Snfd zellikle bu' rol oynamaya pek uygundur. Mead, "nor
mal", nezih Amerikallar devletten destek gren asalaklara, canilere
ve okuldan terklere kar birleik bir cephe oluturmaya zorlayan e
yin, bu insanlarda grdkleri korkun eliki olduunu defalarca tek
rarlamakta: Snfdlar, bir yandan, ounluun stne titrenilen tm
deerlerini inerken, dier yandan, bunlara sarlyor ve bakalarnn
kazanm olmakla iftihar ettii tketim yaam hazlannn aynsn ar
zuluyorlar. Dier bir ifadeyle, Amerikallarn kendi aralarnda smfd-
nn aleyhine kullandklar ey, hayallerinin ve arzulad yaam
modelinin kendilerininkine esrarengiz biimde benzemesidir. Ve yine
de benzerlii bir tutarszlk olarak grmek gtr. Peter Townsend'in
iaret ettii gibi, kendi yoksullarn tatminsiz tketiciler olarak biim
lendirmek tketim toplumunun mantdr: "tketici yaam tarzlar,
tarihsel olarak geim maddelerinin ya da temel gereksinimlerim sabit
alm gcne gre tanmlanm dk gelirlere sahip olanlar iin gide
rek eriilmez hale geliyor1'.19 Bununla birlikte, tketim toplumunun
yelerine, mahrumiyetlerin en strapls olarak tatmalar iin gster
dii ey, tamamen tketici yaam tarznn bu eriilmezliidir.
Her tr sosyal dzen kendi kimliini tehdit eden baz tehlike ha
yallerini retir. Ama her bir toplum kendi lsne gre -varmak iste
dii sosyal dzen trnn lsnde- smarlad hayaller retir. Ge
nellikle bu hayaller kendilerini reten toplumun aynadaki grnts
olma eilimindeyken, tehdit grntleri toplumun eksi iaretli bir
portresi olmak durumundadr. Ya da, psikanaliz terimleriyle ifade et
mek gerekirse, tehditler bir toplumun kendi tarzlar ve aralarna dair
kendi i elikisinin yansmalardr; yaamn yaay ve srdr
tarzna dair. Varolu tarznn bekasndan emin olamayan bir toplum,
kendini kuatlm bir kale gibi grme zihniyetine sahip olur. Etrafn
eviren dmanlar, gnlk yaamna, "normalliine" szan, gndelik

108
gereklii katlanlabilir klmak amacyla ezilmesi, gndelik yaant
dan koparlmas ve yabanc bir cisme dntrlmesi gereken, bast
rlm, kuatc korkulardr, toplumun kendi "dahili eytanlaradr:
Bunlarn bkp usanmadan savalan ve hatta yenilmesi umulan so
mut bir dmana dntrlmeleri gerekir.
Bu evrensel kural dorultusunda, klasik dzen-kurucu ve dzen-
saplantl modern devlete musallat olan tehlike devrim tehlikesiydi.
Dmanlar devrimciler, daha dorusu, fkeli, kubeyinli, hepsi de
fazlasyla radikal reformistler, mevcut devlet-idareli dzeni baka bir
devlet-idareli dzenle, gnmz dzeninin birlikte yaad ve yaa
may amalad her ilkeyi reddeden bir kart dzenle deitirmeye
alan bozguncu glerdi.
Sosyal dzenin kendine bak o zamanlardan beri deiti ve by-
lece tehdidin grnts -eksi iaretli dzen grnts- yeni bir biim
kazand. Son yllarda artan su oran (bunun komnist ya da dier al
ternatif dzen partilerinin yelerinin azalmasna paralel giden bir s
re olduunu belirtelim) olarak kaydedilen ey, bir bozulma ya da ih
mal rn deil, fakat tketim toplumunun (yasal olarak deilse de)
mantki olarak meru olan sonucudur. Dahas, bu kanlmaz bir so
nutur. Tketici talebi ne kadar yksek olursa (yani parann cazibesi
ne kadar ok etkili olursa) tketim toplumu o kadar ok gvenli ve
mreffeh olur; hatta, ayn zamanda, arzulayanlar ve arzularn tatmin
edebilenler (ayartlan ve ayartlmann tevik ettii ekilde davranma
ya balayanlar) ile ayartlanlar, ancak, ayartlanlardan beklenildii gi
bi davranamayanlar arasndaki boluk da o kadar geni ve derin olur.
Pazarn cazibesi, hem byk eitleyici hem de byk blcdr. T
ketmeye ve daha ok tketmeye ayartma, etkili olmak iin tm ynle
re iletilmeli ve dinleyecek herkese ayrm yapmadan hitap etmelidir.
Fakat bu ayartc mesaj, elde etmek istedii tarzda cevap verebilen
lerden daha fazla insan dinlemektedir. Bu ekilde kandrlan arzular
dorultusunda hareket edemeyenler, bu dorultuda hareket edebilenle-
rin gz kamatrc gsterisine her gn davetlidirler. Onlara savurgan
tketimin baar belirtisi olduu, kamunun beenisine ve hrete

109
dorudan gtren anayol olduu sylenir. Ayrca baz nesnelere sahip
olmann ve onlar tketmenin, baz yaam tarzlarn uygulamann,
mutluluun zorunlu art olduunu da renirler; hatta belki de insani
onurun...
Baarl yaamann, mutluluun, hatta insan edebinin lt tke
timse, o zaman insani arzularn foyas meydana kar; hibir kazan
miktarnn ve heyecan verici duyumun bir zamanlar vaat edilen "stan
dartlara ulama" yolunda tatmin getirmesi muhtemel deildir; Ula
lacak standart yoktur. Biti izgisi koucuyla birlikte ilerler, amalar
onlara ulamaya abalayandan her zaman bir ya da iki adm ndedir.
Rekorlar devaml krlma durumundadr ve bir insann arzulayabilece-
inin snr yok gzkmektedir. nsanlar balar dnm ve zihinleri
karm bir ekilde, devaml paraya a ciddi kamu kurumlan olarak
hatrladklar yeni zelletirilmi ve bylece "zgrletirilmi" ir
ketlerde, mdr koltuklarndan kovulanlarn, yzlerine gzlerine bu
latrdklar zensiz ileri karlnda milyonlarca pound tazminat
aldn, mevcut mdrlerin yine milyonlarla llen maalar ald
n renirler. Mesaj, her yerden, tm iletiim kanallarndan, mesaj ba
ra bara ve ak bir ekilde gelir: Yamalama dnda hibir stan
dart ve "kartlar doru oynama" zorunlu art dnda hibir kural
yoktur.
Bununla birlikte hibir iskambil oyunu drst deildir. Eer ka
zanmak oyunun yegane amacysa, kendilerine kt el gelenler ulaa
bilecekler tm para kaynaklarn toplamaya alrlar. Gazino sahiple
ri asndan, ancak baz kaynaklar, onlarn bltrdkleri ya da da
ttklar, yasal paradr; onlarn denetimi dndaki tm dierleri ya
saktr. Adil oyunu hileli oyundan ayran izgi, oyuncular asndan
bakldnda ayn gzkmez; zellikle, hevesli oyuncu taslaklar, da
has, yasal paraya ulaamayan, hevesli ama aciz oyuncularn asn
dan bu byledir. Onlar sahip olduktan kaynaklara, -bunlar yasal ola
rak tannsa da yasad ilan edilse de- bavurabilirler veya hep birlik
te oyunun dnda kalmay yeleyebilirler. Fakat bu ikinci tercihi, pa
zarn cazibesi, hemen hemen imknsz klmtr.

110
Demek ki, tatminsiz oyuncularn hale getirilmesi, glerinin elle
rinden alnmas ve zaptedilmesi, pazarn ynlendirdii bir tketiciler
toplumunda cazibe-araclyla-btnlemeye kanlmaz bir ilavedir.
Gsz, tembel oyuncular oyun dnda tutulmaldr. Onlar oyunun
skarta rnleridir. Oyunun ancak durduunda ve alclar geri deme
ye ardnda dar frlatabildii skarta rnler. Oyun skarta ret
meyi durdurursa bir nedenden dolay daha zarar eder: Oyunda kalanla
ra, oyun iindeki hayatlarnn gebe olduu zorluklara ve gerilimlere
katlanma yeteneini ve arzusunu vermek amacyla, (yegane olduu
sylenen) alternatifin rperti veren taraf gsterilmelidir.
u anda oynanan oyunun doas gz nne alnrsa, oyun dna
kanlarn, bir zamanlar mterek aralarla uralmas gereken
mtereken sebep olunmu bir irkinlik olarak grlen, sefaleti sade
ce bireysel bir su olarak yeniden tanmlanabilir. Ve bylece hapisha
neler artk, snen refah kuramlarnn tam ve gerek vekili ve muhte
melen refah denekleri azaldka bunu artan derecelerde yapacaklar
dr.
Su olarak tanmlanan davrann artan oran iyi eitilmi ve her
eyi kucaklayan tketici bir topluma giden yolda bir engel deildir.
Tersine, bu onun doal ei ve nkouldur. Bunun muhakkak ki birok
nedeni vardr, ama bunlar arasmdiaki balca neden belki de u oyun
d kalanlarn -kaynaklar arzularna denk dmeyen ve bu yzden
oyunu resmi kurallaryla oynarken az kazanma ans olan ya da hi
olmayan tatminsiz tketiciler- tketim yaamna zg "i eytan
la r n canl rnei olmalardr. Bunlarn gettolara ve sua itilmeleri,
onlara verilen acnn iddeti ve yazglarnn tm acmaszl -
metaforik bir deyile- bu tr i eytanlar kovmann ve onlarn kukla
larn yakmann yollardr. Sua itilen dlanmlar szmona halk
saln koruma aralar olarak hizmet verirler: Tketici cazibesinin
kanlmaz fakat zehirli akntsnn dkld lamdr onlar, byle
ce tketicilik oyunu iinde kalabilen insanlarn kendi salklar iin
endielenmelerine gerek yoktur. Bununla birlikte, eer bu, Norveli
kriminolog Nils Christie'nin "hapishane endstrisi"20 dedii gnmz

111
taknlna yol aan balca etkense, bu durumda, tketim piyasas
tarafndan canlandrlan ve idare edilen tamamen devlet mdahalesiz
ve zelletirilmi toplumda, bu srecin tersine dnmesi ya da durdu
rulmas yle dursun yavalatlmas umudu bile -en azndan- zayf
tr.
Bu ilikinin, Reagan-Bushun 'herkese ak yar yllarnda, tke
tim piyasasnn mutlak saltanatnn tm dier lkelerden daha ileriye
gittii Amerika'dan daha etraflca sergilendii hibir yer yoktur. Dev
let yardmlarnn parampara edildii devlet mdahalesiz bu yllar,
ayn zamanda, su orannn, polis gcnn ve hapishane nfusunun
artt yllard. Bu yllar ayrca, sessiz, ya da pek o kadar sessiz olma
yan, grnrde baarl tketiciler ounluunun hzla artan korku ve
kayglarna, asabilik ve tereddtlerine, kzgnlk ve fkelerine denk
gelmesi amacyla, her zamankinden daha kanl ve inanlmaz derecede
acmasz bir yazgnn sulu ilan edilenlere tahsis edildii yllard. "
eytanlar" ne kadar glenirse, ounluun suun cezalandrldn
ve adaletin yerine getirildiini grme arzusu da o kadar kabaryordu.
Liberal Bili Clinton bakanlk seimlerini polis gcn artrmay, ye
ni ve daha emniyetli hapishaneler ina etmeyi vaat ederek kazand.
(The London Hanged'in yazar Ohio, Toledo niversitesinden Peter
Linebaugh'n da aralarnda bulunduu) baz gzlemciler Clinton'in se
ilmesini, Arkansas valisi iken byk bir amatayla elektrikli sandal
yeye gnderdii, geri zekl Ricky Ray Rector'n idamna borlu oldu
una inanyorlar. ki yl sonra, Cumhuriyeti Partinin radikal sa ka
nadndaki Clinton muhalifleri, kongre seimlerinde, Clinton'n yapt
nn yeterli olmadna ve kendilerinin daha fazlasn yapacana
semeni inandrarak tm oylar kaptlar. Clinton ikinci zaferini, her
iki adayn da daha gl bir polis kuvveti vaadederek ve toplumun
"deerlerine drt elle sarlrken zarar verenlerii -uygun zelliklere sa
hip deilken ve tketim toplumunun devamna katkda bulunmazken
tketici yaam iin aba gsterenleri- acmaszca bastrma vaatleriyle
birbirlerini ezmeye altklar bir kampanyada kazand.
1972'de, refah devri tam zirveye ulatnda ve dn balama

112
sndan hemen nce, Amerikan Yksek Mahkemesi, dnemin genel
ruh halini yanstan bir kararla lm cezasnn gveilmez ve keyfi ol
duuna, adalete hizmet etmekte yetersiz kaldna karar verdi. Birok
kararn ardndan, Mahkeme 1988'de 16 yandaki bir kzn idamna
izin verdi, 1989da zihinsel zrl birinin idamna izin verdi ve son
olarak da 1992'de Herrera-Collins'in utan verici davasnda, sann
masum olabileceine, fakat eer durumalar gerei gibi yrtldyse
ve anayasaya uygunsa yine de idam edilebileceine hkm getirdi.
Son Ceza Yasa Tasla Senato'dan geti ve Temsilciler Meclisi'nin
lm cezasna arptrd su says 57'ye, hatta baz yorumlara gre
70'e kt. 120 mahkmu kapsamas planlanan bir idamlklar blm
ile birlikte son moda bir federal idam salonu, muazzam bir reklam ve
trenle Terre Haute, ndiana'daki bir cezaevinde ina edildi. 1994'n
banda Amerikan hapishanelerinde 2802 kii hep birlikte idam bek
liyordu. Bunlardan 33' ok gen yata idama mahkum edilmiti ve
1102'si Afrika kkenli Amerikalyd. dam mahkumlarnn ezici o
unluu, doal olarak, tketim toplumunun baarszlklarnn ve s
kartalarnn depoland o muazzam ve giderek byyen depodan ge
liyor. Linebaugh'm ifade ettii gibi, idam gsterisi "byyen bir snf-
dn yldrmak iin politikaclar tarafndan karc bir ekilde kulla
nlyor." Sessizlik iindeki Amerikal ounluk snfdnn
yldrlmasn talep ederek, kendi i gerilimlerini yldrmaya ura
yor.
Herbert Gans'a gre "daha talihli snflarn yoksullar iin besledii
duygular korku, fke ve knama karmdr; ama korku bu karmn
en nemli unsuru olabilir .21 Gerekten de heyecan ykl bu duygu
karm, korku ne kadar youn ve dehet vericiyse gdsel ve siya
sal olarak o kadar etkili oluyor. Yoksullarn, alma etiine ynelik
fazlasyla amatas yaplan meydan okuyuu ve nezih ounluun
youn almalarn paylamadaki isteksizlii byk bir fke ve k
namaya neden olmaya yeter. Bununla beraber, aylak yoksullar imgesi
ne nezih ounluun yaamlarna ve mlklerine ynelik su orann
daki art ve tehlike anlar alan iddet haberleri de eklendiinde

113
honutsuzluk korkuyla tamamlanr; alma etiine itaatsizlik ahlaki
olarak irkin ve tiksindirici olmann yannda, dehet verici bir davra
n da olur.
Sefalet o zaman bir sosyal politika sorunundan infaz ve ceza huku
ku problemine dnr. Yoksullar artk toplu rekabet savalarnda
bozguna uratlan, tketim toplumu skartalar deildir; onlar toplu
mun ak dmanlardr. Devlet yardm grenleri uyuturucu satc
larndan, hrszlardan ve canilerden ayran ince ve kolayca alan bir
snrdan baka bir ey yoktur. Devlet yardm grenler cani eteler
iin doal bir havzadr ve insanlara devlet yardm vermek sulularn
topland alan geniletmek olur.

Ahlaki Ykmllkler Evreninden Dlanma

Sefaleti sululukla birletirmenin bir baka sonucu daha vardr:


Yoksullar ahlaki ykmllkler evreninden def etmeye yardm eder.
Ahlakn z gsz, talihsiz ve ac eken insanlarn btnl ve
mutluluu iin sorumluluk drtsdr; yoksulluun sululuk kayna
olarak grlmesi bu drty kabul etmeme ve ortadan kaldrmaya y
neliktir. Mevcut ya da potansiyel sulu olarak yoksullar etik bir sorun
olmaktan karlar; onlar bizim ahlaki sorumluluumuzdan muaftr.
Artk yoksullar yazglarnn acmaszlna kar koruma gibi bir ah
laki sorun yoktur; bunun yerine nezih insanlarn hakl ve drst ya
amlarn pis sokaklarda, gettolarda, gidilmemesi gereken yerlerde
pusuya yatan saldrganlara kar korumaya dair etik sorun vardr.
Daha nce belirtildii gibi, gnmz toplumunda isiz yoksullar
artk "yedek sanayi ordusu" olmadndan, onlar retici olarak yeni
den aktif hizmete anlma durumuna kar formda tutmann iktisadi
bir anlam yoktur. Bu, yine de, onlara onurlu bir insani yaam artlar
salamakta ahlaki bir anlam olmad anlamna gelmez. Onlarn refa
h verimlilik ve krllk mcadelesine balanamaz, fakat yine de insan

114
toplumunun kendine sayg s anlam nda insana zg ahlaki duygu ve
k ayg lara son derece baldr. Gans kitabna Thom as Paine'den bir
aln tyla devam ediyor:

Dnyann herhangi bir lkesinde, benim yoksulum mutludur dene-


biliyorsa; yoksullar ne strap iindedir ne de cahildir denebiliyorsa;
hapishanelerinde mahkm, sokaklarnda dilenci yoksa; yallar sefil,
vergiler ezici deilse... ; ne zaman bunlar sylenebilirse, ite o zaman
o lke anayasas ve ynetimiyle iftihar edebilir.

Modern trihin erken safhalarnda alma etiinin belirgin avan


taj, Thomas Paine tarafndan aklanan insan soyunun ahlaki kaygla
ryla iktisadi karlar balamasyd. Yoksullar fabrikada almaya
gtrmek reticilerin ve tccarlarn karlarna hizmet etmi olabilir
(ve bu karlar alma etiinin propagandasna en byk destei sa
lam olabilir), ama bu, ayn zamanda isizlerin ektii sefaletin insa
ni ynnden utanan, rahatsz olan ve kayglanan halkn ahlaki hassasi
yetine de seslendi. Kitlesel tketime dnk sanayinin her zaman artan
bir emek gc desteine duyduu doymak bilmez alk gz nne al
nrsa, ahlaki kayglar, alma retisini yayarak meru ve gereki
bir k arayabilirlerdi. Sermayenin karlaryla toplumun genelinin
ahlaki duygular arasnda tarihsel bir kesime vard denilebilir.
Artk durum bu olmadndan alma etiinin grnte dei
memi mesaj kamusal ahlakla yeni bir iliki iine girdi. O artk ahla
ki duygular iin bir k deil; bunun yerine yirminci yzyl sonlan
"duygusuzlatrma" tarznn -ahlaki adan irkin eylemlerden etik
utan duyulmayan bir sre- gl bir vastas oldu.
Bir eylemi "duygusuzlatrmak", onu ahlaki adan ntr duruma
sokmak, ya da daha ziyade ahlaki takdirden m uaf bir ekilde, ahlaki
kriterler dndaki kriterlerle deerlendirmek demektir. alma etii
nin buyruklarna bal kalmaya an artk ahlaki duygudalk iin
eleverililik testi olarak hizmet veriyor. annn hitap ettiklerinin o
u artk bu testi geememi (gememeli) kabul ediliyor. Ve bir kez

115
geemediklerinde de kendilerini ahlaki ykmllk alannn dna,
kendi tercihleri dorultusunda kartm olduklar varsaylarak vic
dan azab duyulmayabiliyor. Toplum artk etik vazifesini terk etmek
ten dolay kendini sulu hissetmeden, yoksullarn iinde bulunduu
amaza dair her trl sorumluluktan vazgeebilir. nsan sefaleti, ac,
keder ve aalanma karsndaki ortak ve doal hassasiyet, ahlaki
drtlerin yaygnl gz nne alndnda bu ok yksek bir baar
dr.
Ahlaki drtler asla tam olarak bastrtlamayacandan ahlaki y
kmllkler evreninden srgn asla mutlak olamaz. almayan yok
sullarn ahlaki bozukluklarna ve sua eilimlerine dair haberlerin dai
mi bombardmanyla vicdanlar ne kadar baarl bir ekilde susturu-
lursa susturulsun, ahlaki drtnn yok edilemeyen artklarna, tekrar
tekrar bir k yolu bulunmas gerekir. Byle bir k yolu, dnem
sel "hayrseverlik karnavallar" -bilhassa korkun straplarn ve daya
nlmaz sefaletin arpc grntlerinin harekete geirdii basrlm
ahlaki duygularn kitlesel fakat ksa mrl patlamalar- tarafndan
salanyor. Bununla birlikte tm karnavallar gndelik gerein kural
larn ykmak deil, dolayl olarak glendirmek anlamna geldikle
rinden, kitlesel hayrseverlik gsterileri her gnk sknet ve ahlaki
kaytszl daha da katlanlabilir klarlar; sonuta, yoksullarn etik
srgnn dorulayan inanlar glendirirler.
ada yaamn en mkemmel gzlemcilerinden biri olan
Ryszard Kapuscinski'nin de geenlerde aklad gibi, bu neticeye
"hayrseverlik panayrlarn kontrol eden medyann daimi olarak
bavurduu birbirine bal yolla varlr.22
lk olarak, art arda gelen alk haberleri ya da evden atlma ve zo
runlu evsizlik dalgasna ilikin haberler, genellikle, "insanlarn 'TV'de
grld gibi' alktan ve hastalktan ld bu uzak topraklarn
Asya Kaplanlarnn doum yeri olduunun hatrlatlmasyla birlik
te verilir. Tm "kaplanlarn yalnzca Asya nfusunun yzde biri bile
etmedii gereinin bir nemi yoktur. Onlar kantlanmas gereken e
yi -alarn ve evsizlerin zc durumunun kendine zg tercihleri ol-

116
duu- gsterdiklerini varsayarlar. Alternatifler mevcuttur, bu durum
sanayi ya da azim yokluunun sonucu olarak deerlendirilmemelidir.
Altta yatan mesaj, yoksullarn kendi yazglarnn sorumluluunu ta
ddr. Onlar bunun yerine, kaplanlarn yapt gibi, bir alma ve
tasarruf hayat seebilirlerdi.
kinci olarak bu gibi haberler sefalet ve yoksulluu yanlzca alk
tan ibaret bir soruna indirgeyecek ekilde yazlr ve okunur. Bu strate
jinin iki sonucu vardr: Sefaletin gerek boyutu kltlr (800 mil
yon insan srekli atr, fakat yaklak 4 milyar gibi bir rakam, yani
dnya nfusunun te ikisi sefalet iinde yaamaktadr) ve bylece
yaplmas gereken ey, alar iin besin bulmakla snrlanr. Ama Ka-
puscinski'nin belirttii gibi, sefalet sorununun bu ekilde gsterilii
(The Economist'in geenlerdeki bir saysnda dnyadaki sefaletin
"Dnya'y Nasl Beslemeli?" bal altnda analiz edilmesi buna r
nektir) "gya yardm etmek istediimiz insanlara gstereceimiz in
sancll son derece azaltr, neredeyse ortadan kaldrr." "Sefalet =
alk" denklemi sefaletin dier pek k karmak grnmn gizler:
"Korkun yaam ve barnma koullar, hastalk, cahillik, saldrgan
lk, paralanan aileler, zlen toplumsal balar, gelecek yokluu ve
retken olamama." Bunlar yksek-proteinli biskviler ve st tozlaryla
giderilemeyen felaketlerdir. Kapuscinski Afrika kylerinde ve kasaba
larnda gezerken kendisinden "ekmek, su, ikolata ya da oyuncak de
il de, kalem dilenen, nk okulda yaz yazacak bir eyleri olma
yan ocuklarla karlatn hatrlyor.
unu da ekleyelim ki, medyann sunduu irkin alk grntle
riyle alma etiinin ilkelerini ihlal etmekle sulanan yoksullarn du
rumu arasndaki her trl balantnn armndan itinayla kan
lr. nsanlar, alklaryla gsterilirler, fakat bununla birlikte seyirciler
gzlerini ne kadar yorsalar da resimde tek bir alma aleti, ekilebilir
bir arazi paras ya da bir kz gremezler. Daha fazla igcne ihti
yac olan bir dnyada alma etiinin vaatlerinin boluuyla, bast
rlm ahlaki drtler iin bir k yolu olarak sunulan bu insanlarn
durumlar arasnda hibir ba yok gibidir. Bu uygulamadan zarar gr

117
m eyen alm a etii yoksullar refah devletinde (bouna) aradklar
snaktan kovm ak iin bir kam olarak tekrar kullanlmaya hazr g
zkr.
nc olarak, felaket gsterileri, medya tarafndan sunulduu
ek liy le, gnlk ahlaki geri ekilii baka trl destekler ve glendi
rir. B irik m i ahlaki duygular rezervinden kurtarmak dndaki uzun
vadeli sonucu udur:

dnyann gelimi ksm kendini shhi bir 'taahht altna girmeme


kuayla evreler, global bir Berlin Duvar diker: "Dan"dan gelen
tm haberler sava grntleri, cinayetler, uyuturucular, yamaclk,
bulac hastalklar, mlteciler ve alktr; yani bizi tehdit eden bir
eydir.

ldrc silahlarn kullanldn sadece nadiren, ksk sesle ve


sivil sava ve katliam sahneleriyle hibir ilikisi olmakszn duyarz
ve hatta bildiimiz fakat bahsedilmesini istemediimiz eyler bize da
ha seyrek olarak hatrlatlr: Uzak lkeleri katliam alanna dndren
tm bu silahlarn -stne titrediimiz refahmzn yaam kayna- si
pari defterlerini kskanan ve rekabet gleriyle vnen silah fabrika
larmz tarafndan tedarik edildii gerei. Kendi anlamn deitiren
kabaln sentetik bir imgesi kamu vicdan iinde tortular: "Pis so
kaklar" ve "gidilmemesi gereken yerler" imgesi, ahlakn ve kurtarc
nn ulaamayaca insanlktan yoksun bir ete, yaratk dnyasnn
abartl bir temsili. Bu dnyay kendi vahiliinin en kt sonularn
dan kurtarma giriimleri sadece geici ve uzun vadede baarszla
uramas kesin olan neticeler verir; frlatlan tm cankurtaran halatla
r daha fazla idam ipine dnecektir.
Ardndan, yeterince denenmi, gvenilir duygusuzlatrma aleti
kendine dner: Mantkl, rasyonel bir kr-zarar hesab. Bu tr insanlar
harcanan para israf edilmi paradr. Ve paray israf etmek, herkesin
hemen hemfikir olabilecei gibi, mali karlayamadmz bir eydir.
Ne etik zneler olarak aln kurbanlar, ne de bizim onlara bak

118
amz ahlaki bir meseledir. Ahlakllk sadece karnavallar -u atafat
l, ipak ve ksa mrl, patlayc acma ve merhamet younlama
lar iindir. Konu bizim (zenginlerin), dnya yoksullarnn devam et
mekte olan sefaletine dair ortak sorumluluumuza geldiinde, ekono
mik hesaplama galip gelir ve ahlak kurallarnn yerini serbest ticare
tin, rekabet edebilirliin ve verimliliin kurallar alr. Ekonominin sz
ald yerde etik sussa daha iyi olur.
Elbette, eer bu, ekonomik kurallarn tolerans gsterdii tek de
iken olan alma etii deilse. alma etii krll ve rekabet
edebilirlii kafasna koymu olan ekonominin dman deildir. Ge
reklidir ve ho karlanr. Dnyann zengin blgeleri ve iyi durumda
olan toplumlarm zengin ksmlar iin alma etii tek tarafl bir me
seledir. Hayatta kalma greviyle abalayanlarn ykmllklerini
aklar; hayatta kalmay ap da daha yksek, daha yce kayglara y
nelenlerin ykmllkleri hakknda hibir ey sylemez. zellikle,
birincinin kinciye bamlln reddeder ve bylece kincinin birinci
iin sorumluluunu ortadan kaldrr.
Bugn alma etii "bamll" itibarszla indirgemekte bir
vastadr. Bamllk, giderek, kt bir kelime olmaktadr. Refah dev
leti bamll gelitirmekle, kendi kendini devam ettiren bir kltr
derecesine ykseltmekle sulanmaktadr ve bu refah devletini ortadan
kaldrmak iimleri srlen iddialarn banda gelir. "teki"nin ba
mll, kiinin kendi sorumluluunun aynadaki grntsnden,
tm ahlaki ilikilerin balang noktas ve tm ahlaki eylemlerin te
mel varsaymndan baka bir ey olmadndan, ahlaki sorumluluk
bamlla kar alan bu kutsal savan ilk kurbandr. Yoksullarn
bamllklarn bir gnah' olarak ktlerken, bugnk yorumuyla a
lma etii zenginlerin ahlaki tereddtlerini aa karr.

119
V
Yeni Yoksullar in Umutlar

nsan olmann birok yolu vardr, ama her toplum tercih ettii ya
da hogrd yolu seer. Eer insanlardan oluan belli bir toplulua
, bu insanlarn "hep birlikte bu topluluun yesi olduunu" ve bir "b-
tn" oluturduklarn ima ederek "toplum" diyorsak bu yaplan ter
cihten dolaydr. (Geri birok olasl dikkatle inceleyerek ve sonra
ilerinden en cazibelisini seerek "iyice dnp tanlm" bir ter
cih nadirdir; tasarlayarak deil de hata sonucu yaplan tercih kolay ko
lay terk edilmez.1) Bir insan topluluunu dierinden farkl gsteren bu
tercih ya da bu tercihin kalntlardr; bu, farkl toplumlardan bahse
derken gnderme yaptmz farkllktr. Bir topluluun "toplum"
olup olmad, snrlarnn nereye uzand ve topluluun oluturdu
u topluma kimin ait olduu, kimin olmad; tm bu tercihi yapma
ve destekleme gcne, bireyleri bir arada tutan kavrayn ve bu terci
he itaatteki uysalln gcne baldr. Bu tercih iki dayatmaya (ya da
daha ziyade, iki sonulu bir dayatma) gelip dayanr; Dzen ve bir
norm.
amzn byk romancs ve dnr Milan Kundera, Elveda

121
Valsi (Galimard, 1976)'nde2 bilinen tm toplumlarda gze arpan "d
zen arzusu" nu tanmlad:

nsan dnyasn, her eyin insanst bir sisteme tabi olarak mkem
mel ve dakik ileyecei inorganik bir dnyaya dntrme arzusu.
Dzen arzusu ayn zamanda bir lm arzusudur, nk yaam devam
l olarak dzenin bozulmasdr. Ya da baka trl ifade etmek gere
kirse: Dzen arzusu etkili bir bahane, iddetli insan dmanl iin
bir mazerettir.

in dorusu, dzen arzusunun ille de insan dmanlndan ileri


gelmesi gerekmiyor. Ancak her eylemin byle bir duygu sayesinde
zorla kabul ettirebileceinden insan dmanlna yol amamas
mmkn deildir. Ayrca her dzen insan dnyasna tek biimlilii,
dzenlilii ve nceden kestirilebilirlilii dayatmaya ynelik umutsuz
bir giriimdir; insanlar ise eitli, dzensiz ve nceden kestirilemez
olmaya yatkndr. nsanlar, Cornelius Castoriadis'in ifade ettii gibi,
"baka bir ey yaratan, bakalk kayna olan ve dolaysyla kendi
kendisini bakalatran bir varlk tr"3 olduundan, insan dnyas
nn (mezarlk dnda) herhangi bir yerde eitli, dzensiz ve nce
den kestirilmez olma olasl sadece zayftr. nsan olmak srekli bir
seim ve her seimin geri evrilebilirlii anlamna gelir ve baka bir
seimi nlemek, yaplan bir seimi geri evrilemez klmak biraz fazla
aba gerektirir. Dzen arzusu yanlzca varln "seebilme nitelii"
sayesinde hayal edilebilir; her tr dzen modelinin kendisi bir seim
dir, ama tm dier seenekleri aradan karmak ve tm dier seimle
re son vermek isteyen bir seimdir. Ancak byle bir son mmkn de
ildir; bunun ardndan, istense de istenmese de insan dmanl ge
lir. phenin, irenmenin ve nefretin, insan dmanlna dnen
duygularn ya da tutkularn gerek hedefi insanlarn inat, kklemi
ve slah edilemez ayrksl, dzensizliin u bitmez tkenmez kay
nadr.
Dier dayatma normun dayatmasdr. Norm, dzen modelinin in

122
san davranna yansmasdr. Norm, dzenlenmi bir toplumda d
zenli bir ekilde davranmann ne anlama geldiini syler; konuarak,
dzen kavramn insan seimlerinin diline tercme eder. Eer her d
zen bir seimse norm da yledir; fakat belli bir dzen trnn seimi
hogrlebilir davran kalplarnn seimini snrlar. Baz davran
biimlerini normal grerek ayrcalkl klarken, tm dier biimleri
anormal ilan eder. "Anormal," revata olan davran kalbndan her
trl uzaklamadr; anormalliin ar hali "sapma"ya kadar genile
yebilir. Eer sz konusu davran tercih edilen kalpla uyumsuzluk
iinde olmann yansra hogrlebilir seimlerin snrn da ayor
sa, sapma tedaviyi ya da cezai bir mdahaleyi gerektirecektir. Yanlz-
ca anormallik ile daha da tehdit edici olan sapma arasndaki ayrm as
la ak deildir ve genel olarak ateli bir tartma sz konusudur; tp
k ikisi arasndaki fark tanmlayan tutum olarak hogr snrlar so
runu gibi.
Dzen ve norma dair bilinli bir kayg -bunlarn toplumda bir so
run olduu ve tartld gerei-, genel olarak, hereyin olmas ge
rektii gibi olmadn, olaylarn mevcut durumlarnda braklamaya
caklarn gsterir. Dzen ve norm kavramlar (bir kez uyduruldukla
rnda insann dzen ve norm sorunu diye bir sorunu varsaymasn,
dnyann elerini dzen ve norm konusuna uygun olup olmadklar
na gre snflandrmasn mmkn klan kavramlar) mevcut durumu
nun kusurlu olduu duygusundan ve bu konuda bir eyler yapmaya
dair iddetli bir drtden doar. Her iki kavram da o halde "pozitif'
ve "yapc"dr: Gereklii henz ulalmam baz standartlara yk
seltmek iin zorlar ve sktrrlar. Dzen ve normdan bahsetmek
bunlarn kabul ettirilmesi yolunda kendi bana gl birer aratr.
Ama bunlarn ima ettikleri "gereklilik" geni insan gereklii par
alarn darda brakmak suretiyle "var olan"n iine dalar. Eer her
eyi kapsayc, tm insanlar ve insanlarn tm yaptklarn ierecek
nitelikte olsalard, her iki fikrin de bir anlam olmazd. Dzen ve
norm bunun tamamen tersidir: u anda var olan hereyin istenen, do
ru biimde ileyen toplulua dahil edilemeyecei ve her seimin uy

123
gun hale getirilemeyeceine dair vurgulu aklama. Dzen ve norm
kavramlar, toplumun mevcut durumuna dayatlan keskin baklardr;
ncelikle, ayrma, koparma, kesme, ayklama ve dlama niyetini be
lirtirler. "Uygunsuz"a dikkati ekerek "uygun"u desteklerler; var olma
haklarndan yoksun braklm, tecrit, srgn ya da imha edilmek
zere ayrlm gereklik ksmlarnn snrlarn izer, onlar belirler
ve damgalarlar.
Dzeni yerletirmek ve desteklemek, dorudan doruya, dlan
mas gerekeni zel bir rejime maruz brakp, bu rejime itaat ettirerek
dlayarak, dlama grevini yerine getirmek demektir. Dier taraftan
norm (her trl norm; alma etii normlar geni bir normlar sn
fn sadece bir trdr), dlanmay daha ok kendi kendini marjinal
letirme olarak gstererek dolayl ekilde hareket eder.
Birinci durumda, sonu dlanma ve srgn olan insanlar, dzeni
bozanlardr. kinci durumda, bunlar norma uygun olmayanlardr.
Her iki durumda da, dlananlar kendi dlanmalarnn gnahn ta
r; dzen ve norm perspektifleri suu nceden bltrr, ac-
sorumluluk kartl sorununda nsel olarak dlanann aleyhinde
karar verirler. Dlanma durumuna sebep olan, dlanmayla damga
lanm dlananlarn eylemleridir; yanl eylemler. Dlanma sre
cinde dlananlarn kendileri faildir, aktif taraftr. Dlanma bylece
sosyal infazn deil sosyal intiharn bir sonucu olarak gsterilir. D
lananlarn hatas dlanmaktan kamak iin hibir ey yapmamak ya
da yeterince yapmamaktr; belki de dlanmay kanlmaz bir sonuca
dntrerek kendi yazglarn davet bile etmi olabilirler. Onlar
dlamak sadece bir temizlik egzersizi deil, ayn zamanda ahlaki bir
davran, cezalarn adil datm, bir adalet eylemidir; dlamaya ka
rar verip infaz uygulayanlar, kanun ve dzenin koruyucular, edep
standartlarnn ve deerlerin gardiyan olarak kendilerini adil hissede
bilirler.
Bu perspektiflerin darda brakt ve gz nne alnmasn n
ledii olaslk ise, dlananlarn kendi kt yazglarndan sorumlu ol
malar yle dursun, ne denetleyebildikleri ne de direnebildikleri g

124
lerin hedefi olabilecekleridir. Dlananlar arasndan bazlarnn varl
ya da yapt ey sonucunda "dzeni bozmu" olmas muhtemel
dir. Tercih etmemelerine ramen sahip olduklar zellikler yznden;
yaptklar eylerden dolay deil, "onlar gibi insanlar" bakalarnn
dzen anlayna uymadklarndan dolay dlanrlar. Dlananlar
arasndaki bakalar ise, isteksizlikten deil, kaynak yokluundan do
lay "norma uygun" olmayabilirler; baka insanlarn sahip olduu
ama onlarn olmad az miktarda bulunduundan, herkes tarafndan
yeterli lde sahip olunamayan bu kaynaklarn yokluu norma uy
gun yaam imkansz klar.
Bylece, dlanan ya da dlanmak zere olanlarn serbest failler
olmaya elverisiz olduu gsterilmi olur. Byle olmalarna izin ver
mek onlarn felaketi olacaktr. Eer serbest braklrlarsa bunu kor
kun eyler izleyebilir. Kendilerini mmkn olabilecek her trl bela
nn iine sokarlar. Fakat dlanm olmak hoa giden bir durum ol
mad iin onlarn gaspedilmi zgrlklerinin sonular dlanm
larn kendileri kadar dzen iinde ve norma uygun olanlar iin de kt
olacaktr. Dlanmlar (mutlaka ktye kullanacaklar ya da harca
yacaklar) hareket zgrlklerinden mahrum brakmak kanun ve dze
nin korunmas iin tartmasz gerekli bir harekettir ve ayrca bunun
dlananlarn kendi iyilikleri iin yapld da ne srlebilir. Dlan
mlarn davrann polis gcyle denetim altnda tutmak, ynetmek
ahlaki bir grev, hayrsever bir davran olarak grlr. Bu iki cephe
birbirine karr ve toplumun standart-d kesimi iin iddetli "bir
eyler yapma" drtsnde birleir. Gcn dzenin yerletirilmesi ve
korunmas kaygsndan alan bu drt en sonunda ahlaki acma ve
merhamet duygularna sebep olur. Bununla beraber harekete geirici
gc ne olursa olsun bu drt, glerini doru ekilde nasl kullana
caklarn bilemeyenlerin gcn alma, onlar "heteronomlatrma",
u veya bu ekilde, sakndklar ya da hie saydklar "kiisellik-
tesi sistem"e boyun edirme abalar eklinde geri teper.
ok eski zamanlardan beri, dzen koruyuculuu ve merhametin
iki cephesi yoksul simgesinin sosyal olarak oluturulmasnda bir ara

125
ya getirilmitir. Yoksullar iinde bulunduklar zaman ve mekn stan
dartlarnn doru ve uygun diye tanmlad biimde beslenmeyen ve
giyinmeyen insanlardr; ama onlar hereyin tesinde "norma uygun",
-bu norm bu tr standartlar yakalayabilme gcdr- olarak yaama
yan insanlardr.

Herhangi Bir Rol Olmayan Yoksullar

Gnmzekadar bilinen her toplumun yoksullar vard. Ve phe


siz, tekrar edersek, madem ki her tr dzen modelinin dayatl bl
c bir eylemdir ve sosyal gerekliin baz ksmlarm elverisiz ve
ilevse-olmayan diye nitelendirir, herhangi bir varolu tarznn norm
statsne ykseltilmesi de eitli alternatif yollar nominal deerin al
tnda ve anormal kategorisine indirir. Yoksullar, "yetersiz," ve "anor
mal olan en ideal rnei ve prototipidir.
Bilinen her toplum yoksullarna kar zellike eliik bir tutumla,
bir tarafta korku ve tiksinme, dier tarafta acma ve merhametten olu
an kolay olmayan bir karmla yaklat. Her iki bileen de ayn de
recede kanlmazd. lki, yoksullara, dzenin korunmasnn gerektir
dii ekilde sert muamele etmeyi mmkn klyordu; kincisi stan
dartlarn altna denlerin acnacak durumlarn vurguluyordu. Bu
durum normlara uymann, nfusun normlara bal ksmnn katland
btn skntlarn anlamsz klyordu. Bylelikle, dolayl bir yolla
da olsa yoksullara, hereyden sonra ve hereye ramen, sosyal dze
nin yeniden retiminde ve norma itaatin korunmas abasnda faydal
bir rol bulundu.
Bununla beraber kendi zel dzen ve norm modeline dayanan her
toplum yoksullann kendi imgesine gre oluturdu ve bunu, onlarn
varlna ilikin deiik aklamalarda bulunarak, onlara farkl bir i
lev ykleyerek ve sefalet sorunuyla uramakta farkl stratejiler kulla
narak yapt.

126
Modern-ncesi Avrupa, yoksullan iin nemli bir ilev bulmakta
modern versiyonundan daha ok adm att. Yoksullar modern-ncesi
Hristiyan Avrupa'daki herkes ve herey gibi Tanr'mn ocukla
rydlar, "ilahi varlklar zinciri" iinde kanlmaz bir halkaydlar;
Tanr'mn yaratsnn bir blmydler ve modern dnyeviletirme ya
da by bozumu ncesi dnyann geri kalan gibi anlam ve amaca
doymulard. Yoksullar ac ekiyordu ve onlarn strab ilk gnahn
tvbesi ve ilahi kurtulu izniydi. Buna karn, onlara gvence ve yar
dm vermek, bylece hayr ileyip sre iinde kurtulularndan pay
almak da daha talihlilere kalmt. O halde yoksullarn varl Tan-
r'nn herkese bir armaanyd: Fedakrlk yapmann, namuslu bir ha
yat yaamann, tvbe etmenin ve ilahi saadete ulamann bir frsaty
d. Dnyevi yaamn anlamn lmden sonraki yaamda arayan bir
toplumun, eer hazrda yoksullar olmasayd, baka bir kurtulu vas
tas icat etmek zorunda kalabilecei bile sylenilebilir.
Olan hibir eyin orada tesadfen olma hakkna sahip olmad ve
olan her eyin orada olma hakk iin meru ve makul bir neden gs
termek zorunda olduu "by bozumuna uram" dnyadaki durum
aa yukar buydu. En nemlisi, modern-ncesi Avrupann aksine
modernitenin cesur yeni dnyas kendi kurallarn koyan ve hibir e
yi olduu gibi doru kabul etmeyen, mevcut hereyi hl akln keskin
incelemesine tbi tutan, kendi otoritesine hi snr tanmayan ve her-
eyin tesinde "lnn yaayan zerindeki gc"n, gelenein, miras
kalan bilginin ya da trenin otoritesini reddeden bir dnyayd. Dzen
ve norm projeleri ilahi varlklar zinciri grntsnn yerini ald. Yeri
alnan grntnn tersine, dzen ve norm insan rnyd, insani ey
lem tarafndan tamamlanacak tasarmlard bulunan ve sknetle uyu
lan eyler deil, ina edilecek ya da yaplacak eyler. Eer miras al
nan gereklik tasarlanan dzene uymadysa, gereklie gemi olsun!.
j /
Ve bylece yoksullarn varl bir sorun oldu (bir sorun skntya
sebep olan ve onu zmek, bertaraf etmek ya da uzaklatrmak iin
duyulan iddetli drty harekete geiren eydir). Yoksullar dzen
iin bir tehdit ve engeldi; ayrca normu hie sayyorlard.

127
Yoksullar ifte tehlikeydi: madem ki onlarn sefaleti artk tanrsal
bir hkm deildi, o zaman durumlarn acizce ve minnettarlkla ka
bul etmeleri iin bir sebep yoktu, fakat onlarn ikayet etmeleri ve da
ha talihlilere isyan etmeleri iin her sebep imdi onlarn sefaletinden
sorumluydu. Dier taraftan, eski Hristiyan hayrseverlik etii artk
ulusun zenginlii iin bir masraf, msamaha gsterilemez bir yk gibi
grnyordu. Birinin talihini, talihin nimetlerinden yararlanamayan
larla paylama grevi bir zamanlar lmden sonraki yaam iin iyi
bir yatrmd, fakat bu dnyada "mantkl deildi", zellikle buradaki
ve imdiki yaamn i mantna kesinlikle aykryd.
Bu iki tehdide bir ncsnn eklenmesi de pek gecikmeden ol
du: Durumlarn takdiri ilahi olarak uysalca kabul eden ve sefaletten
kurtulmak iin hibir aba gstermeyen yoksullar fabrikada alma
kandrmacalarna kulak asmadlar ve almaya baladklar ve "do
al" kabul ettikleri clz ihtiyalar karlandktan sonra emeklerini
satmay reddettiler. Daimi bir emek ktl balangta sanayi toplu-
munun bana dert olmutu. Durumlaryla tatmin olan ya da ona bo
yun een yoksullar bu nedenle snai giriimcilerin kbusuydu: cret
teviklerine bak ve duyarszdlar ve gn kurtaracak kadar ek
mek bulduklarnda saatler srecek klfete katlanmak iin sebep gr
myorlard. Gerek bir ksrdng: yoksullarn sefaletlerine kar
kmas isyan ya da devrim anlamna geliyordu; sefil durumlarna ra
z olmas ise ilerlemeyi gletiriyor ve frenliyordu. Yoksullar fabri
kada daimi igc olmaya zorlamak dngye son vermek iin m
kemmel bir yol gibi grnd.
Ve bylece endstriyel devrin yoksullan yedek sanayi ordusu ek
linde yeniden tanmland. stihdam, daimi istihdam, zarara yer brak
mayan istihdam bir norm olduunda, sefalet isizlikle tanmlanmt;
normun ihlaliydi, anormal bir durumdu. Bu koullarda, sefaleti d
zeltmenin ve zenginlik karsndaki ifte tehdidi bastrmann apak
reetesi yoksullar fabrikada igc olma yazgsn kabul etmeye te
vik etmek ya da gerekirse zorlamakt. Bunu baarmann en aikr .yo
lu, elbette yoksullar tm dier geim kaynaklarndan mahrum brak-

128
inakt: Sunulan koullar ne kadar iren olsa da, onlara ne kadar fke-
lesen de kabul et; ya da bir yardm eli uzatldnda tm hakkndan
vazge! Tam anlamyla ifade edersek, bu gibi bir "alternatif yok" du
rumunda, ahlaki ykmllk vaaz gereksiz olur; tm yoksullan fabri
kaya sokma niyetinin bel balamas gereken ey onlarn ahlaki drt
leri deildi. alma etiine ise sefalet, yetersiz igc stou ve dev
rim tehdidinden oluan l hastalk iin neredeyse hl evrensel ola
rak faydal, belki de kanlmaz bir ey olarak baklyordu. Sunulan
pastann itah karc kalitesizliini rtmek iin stne srlen bir
tr krema olmas isteniyor ve umuluyordu. Tekdze ii, ahlaki y
kmlln yce mevkisine ykseltmek belki bu ie maruz kalanlarn
fkesini yattrkenbu ii zorunlu klanlarn ahlaki vicdanlarn da
tatmin edebilirdi. Dnemin orta snflarnn alma etiine zaten
inanm ve yaamlarn onun altnda kurmu olduklar gerei
gz nne alndnda, alma etii tercihi bunu, elbette daha kolay
lkla -gerekte daha aka ve doallkla- baard.
Zamann aydn fikirleri blnmt, ama yoksullan evcilletiril
mesi gereken vahi ve dikkafal birer hayvan olarak grenlerle ahlak,
vicdan ya da merhametin ynlendiriciliinde dnenler arasnda a
lma etii konusunda tam bir uzlama vard. Ve bylece, bir taraf
tan, John Locke, yoksul ocuklarn dzenli alma iin eitecek
yoksul okullarna ve ebeveynlerini de kat disiplin, lmeyecek kadar
yemek, zorunlu alma ve bedensel cezann hkm srd slahev
lerine kapatarak, "ahlakszlk" ve "tembellik" sorunlarn ortadan kal
drmak iin kapsaml bir program tasarlad. Dier taraftan, yoksulla
rn "kt, perian, hastalkl, gsz ve yararsz" talihinden szlanan
Josiah Child ise "yoksullar ie sokma" vazifesini "insann Tanr'ya
ve Doa'ya kar devi" olarak sayd .4
"nsann Tanr'ya kar devi" olarak alma kavram, dolamba
l bir yolla yoksullan sefalet durumunda tutmann ahlaki damgasyd.
Yoksullar aza raz olup daha fazla kazanmak uruna kendilerini para
lamadklarnda, cretlerin asgari geim seviyesinde tutulmas, geni
biimde paylalan dnceydi. Bylece yoksullar alrken bile g-

129
n gnne yaamak ve hayatta kalmak iin devaml almak duru
munda olacaklard. Arthur Young'n szleriyle "nsan eer budala de
ilse, alt snflarn yoksul tutulmas gerektiini, aksi takdirde asla a
lkan olmayacaklarn bilir." Dnemin bilgili iktisatlar cretler d
k olduunda, yoksullar avarelie ve cmbe kapldklar yksek
cret dnemlerinden "daha ok alyorlar ve gerekten daha iyi ya
yorlar eklindeki hesab alelacele kardlar.
Modern akl dnemin tm dier dnrlerinden daha iyi zetle
yen byk reformist Jeremy Bentham (onun projesi ada bilge d-
ncelilerce "son derece rasyonel ve aydn" bulunarak neredeyse oy
birliiyle gklere karlmt) bir adm daha att ve hibir finansal
teviin istenilen sonular almada gvenilir bir ara olmad sonu
cuna vard; yoksullarn aka gelge ya da olmayan zeklarna yap
lacak her ardan daha faydal olacak tek ey yalnzca zorlamadr.
500 bina ina edip, bunlarn her birine tek bir yneticinin mutlak, b
lnemez otoritesi ve srekli gzetim altnda olacak "yk olan yoksul
lard an 2 bininin yerletirilmesini nerdi. "Dkntler, sprntler",
grnr destek aralarndan yoksun yetikin ve ocuklar, dilenciler,
bekr anneler, dikkafal raklar ve benzerleri, projeye gre, tutuklan
mal ve zel olarak sahip olunan ve idare edilen, "btn sprntlerin
sterline dntrlecei" zorunlu alma binalarna sokulmaldr.
Bentham liberal dnceli birka eletiriye fkeyle cevap verdi: "ti
raz: zgrle tecavz. Cevap: yaramazlk yapma zgrl." Yok
sullarn, yanlzca yoksul olarak, zgrle azgn ocuklardan daha
fazla yatkn olmadklarn kantlam olduklarna inanyordu. Kendi
lerini idare edemiyorlard; idare edilmeliydiler.
Locke, Young ya da Bentham gibi insanlarn, yoksullarn evrensel
kabul grm modern felsefesi olarak kendini yava yava emniyete
almas gereken eyin ne olduunu, yeni ve uzak topraklarn
kiflerine zg cesur bir evkle ilan ettiklerinden beri ok zaman
geti, ok eyler deiti. Bugn pek az insan bu felsefenin ilkelerini
benzer bir kibirli ak szllkle dile getirebilir. Byle yaptklarnda,
onlarn iddialar mutlaka protestolara sebep olacaktr. Ve bu felsefe

130
iki yakasn bir araya getiremeyen ve yaamlarn "alarak elde
edilmemi" yardm olmadan kazanma yeteneinden u ya da bu ne
denle yoksun insanlarla ilgili kamu politikasndan hl daha fazla bil
gilendiriyor. Bugn, "asalaklar", "dolandrclar" ya da "isizlik yar
dm alanlara"a kar art arda yrtlen her kampanyada ve daha yk
sek cret talep eden insanlarn "bedellerini yaptklar iin stnde
gsterme" riski tadklarna dair sk sk tekrarlanan ikazlarda bu fel
sefenin gl bir yanks duyuluyor. Bu felsefenin etkisi, en gl e
kilde, yaamak-iin-al eklindeki evrensel normu ihll etmenin -
aksini ispatlayan dev kantlara ramen-, nceden olduu gibi imdi
de, sefaletin balca nedeni olduu ve sefaletin tedavisinin isizi tek
rar emek piyasasna srmek olduu eklinde inat srarnda hissedili
yor. Kamu politikasnn halkbiliminde emek, hayatta kalmann meta-
latrlm vastalarndan eit olarak yararlanma hakkn yalnzca bir
meta olarak talep edebilir.
Ve bylece bugnn yoksullarnn, modern ve endstriyel yeni
devrin balarnda kendilerine tahsis edilen grevi -yedek sanayi ordu
su grevi- yitirdikleri izlenimi yaratld. Bu grevin tahsisi "aktif hiz
mette olmayanlar"n namusluluuna phe drr ve "onlar tekrar
hizaya sokma" ve bylece aktif hizmetten kanmann bozduu dze
ni yeniden kurma yolunu aka gsterir. Bununla beraber, beklenme
dik engel, bir zamanlar endstriyel devrin ortaya kan gerekliklerini
kavramaya ve birletirmeye alan felsefenin amacndan daha uzun
yaamas ve o an sonunda ortaya kan yeni gereklikle temas
kaybetmesidir. Bir zamanlar dzen kurma abasnn vastas olan bu
felsefe, yoksullarn mevcut durumunda yeni ve grlmemi olan giz
leyen bir sis perdesine yava fakat acmasz biimde dnmtr.
Yoksullar yedek sanayi ordusu olma rolne sokan alma etii bir
vahiy olarak balad yaamna; lmnden sonra rtbas etme gre
viyle devam eder.
^B ugnn yoksullarn yarnn iileri olarak eitmenin iktisadi ve
siyasi bir anlam vard. Endstri temelli ekonominin arklarn yal
yordu ve "sosyal btnleme" -yani dzeni koruma ve normatif d

131
zenleme- grevine baaryla hizmet ediyordu. Artk bu iki anlamdan
hibiri bizim "ge-modern" ya da "post-modern, ama zellikle de t
ketim toplumu olan toplumumuzda geerli deildir. Emei ve maliyet
lerini ksarken sadece krlar deil ayn zamanda retim hacmini de
artrmay renmi olan gnmz ekonomisinin kitlesel emek gcne
ihtiyac yoktur. Ayrca, norma itaat ve "sosyal disiplin" genelde devlet
idareli bask ve panoptikal kurumlar ann uygulad talim sayesin
de deil, geni lde mal piyasasnn cazibeleri ve ayartmalaryla
gven altna alnr. Siyasi ve iktisadi olarak, ge-modem ya da post-
modern tketim, toplumu, yelerinin byk ksmn endstriyel emek
arklarna srklemeden geliebilir. Gerekte, yoksullar artk yedek
sanayi ordusu deildir, alma etiinin yakarlar kulaa had safha
da belirsiz gelmektedir ve gnn gerekliklerinden kopuktur.
ada toplum yelerini esasen tketici olarak grr; onlar, sade
ce ikincil olarak ve ksmen, retici olarak grr. Sosyal norma uyabil
mek, toplumun iyi eitilmi bir yesi olabilmek iin insann tketim
piyasasnn ayartmalarna hemen ve etkili olarak cevap vermesi gere
kir; "arz-temizleyici talebe" katkda bulunmas ve iktisadi bunalm
dneminde "tketici nderliinde iyileme"nin bir paras olmas ge
rekir. Tatminkr bir gelir, kredi kartlan ve daha gzel bir yarn umu
dundan yoksun olan yoksullar bunlar yapmaya uygun deildir. Buna
gre, bugnn yoksullarn ihlal ettii norm, ihlal edilmesinin ihlal
edenleri "anormal" kld norm, alma deil, tketici ehliyeti ya da
yetenei normudur. Bugnn yoksullan ncelikle "isiz" deil, "tke
tici olmayanlardr; onlarn yerine getiremedikleri sosyal ykmllk
lerin en nemlisi pazann sunduu mal ve hizmetlerin aktif ve etkili
alcs olmak olduundan, onlar ncelikle tanmlayan ey defolu t
keticiler olmalardr. Tketim toplumu bilanosunun denklenmesinde,
yoksullar gayet ak biimde pasiftir ve hibir ekilde imdiki ya da
gelecekteki aktif tarafna kaydedilmezler.
Yazl tarihte ilk kez gnmzde yoksullar aka bir dert ve bir
beladrlar. Gnahlarn dengelemek yle dursun, hafifletecek hibir
meziyetleri yoktur. Vergi mkelleflerinin giderleri karlnda suna

132
cak hibir eyleri yoktur. Kr getirmek bir yana, geri demesi bile ol
mayan kt bir yatrmdr yoksullar; yanna yaklaan her eyi emen
ve karlunda, belki de, bela hari hibir eyi dar frlatmayan bir
kara delik. Toplumun nezih ve normal yeleri olan tketiciler, onlar
dan hibir ey istemezler ve hibir ey beklemezler. Yoksullar tama
myla yararszdrlar. Hi kimsenin -doru hesaplayan, doru konuan
ve doru kabul edilen hi kimsenin- onlara ihtiyac yoktur. Onlara
hogr yok! Yoksullar ekip giderse toplum ok daha iyi durumda
olur. Dnya onlarsz daha mutlu olur. Yoksullara ihtiya duyulma
maktadr, onlar istenmemektedir. Ve istenmedikleri iin, vicdan azab
ya da pimanlk duyulmadan, terk edilebilirler.

Rol Yoksa Ahlaki Grev de Yok

Tketicilerin tkabasa doldurduu bir dnyada refah devletine yer


yoktur; sanayi toplumunun o muhterem miras birdenbire tembeli
martan, gnahkra nazl bebek muamelesi yapan, ahlaksz tevik
eden bir "dad devlet"e dnr.
Bazlar refah devletinin yoksullarn ve alt tabakalarn zorlukla ka
zandklar bir baarlan olduunu syler; eer Bismarck'a, Lloyd Ge-
orge'a ya da Beveridge'a refah devletini kabul ettiren gerekten yok
sullarn ve ayncalkszlann mcadelesi olsayd, bu mcadele sonucu
na yanlca yoksullann ok fazla "pazarlk gc" olduu iin ulalabi
lirdi; onlann yerine getirecek nemli bir ilevi vard, reticiler
toplumuna sunacaklar hayati ve kanlmaz bir eye sahiptiler.'lefah
devleti, her ey bir yana, emei yeniden metalatrma, onu ncelikle
satlabilir ve satn alnabilir, ardndan da, geici durgun emek talebi
canlandnda yeniden satn alnabilir klma aracyd. Kapitalistler
yeniden metalatrmann maliyetlerini tek balarna, ayr ayr ya da
birlikte tamaya isteksiz ya da yetersiz kaldklarndan yk devlet
yklenmiti. Endstriyel istihdamn yerine getirdii ifte (iktisadi ve

133
siyasi) vazife gz nne alndnda, refah devleti, bu koullarda,
botagezeni ie sokma anlamnda, gvenilir, kazanl bir yatrmd.
Ama artk deil. Herkesi retici yapmak ne mmkn ne de zorunlu
grnyor. Mantkl bir yatrm gibi gzken ey imdi giderek yan
l bir fikir, vergi mkelleflerinin parasnn haksz yere israf gibi g
zkyor.
Refah devletinin hemen hemen her yerde emekliye ayrlm olma
s pek artc deil. Refah devleti yardmlarna hl dokunulmam
ya da yavaa ve isteksizce ortadan kaldrld birka lke de gn
mz iktisadi otoritelerinin korosu tarafndan knanyor veya dnce
sizlikleri ve modas gemiliklerinden dolay alay konusu oluyorlar;
iktisat bilgeleri ve dnya bankaclk kurumlan bu lkeleri uyaryor.
rnein Norve pek yaknda "ekonomilerinin ar skmas "na ve
yeni icat edilen dier korkulara kar tekrar tekrar ikaz ediliyor. Dou
ve Orta Avrupa'nn post-komnist lkelerine miras kalan sosyal yar
dmlar paralara ayrmann, her trl d yardmn ve gerekte, "z
gr uluslar ailesi"ne kabuln sine olmazsa olmaz olduu kesin talimat
larla buyruluyor. Gnmz iktisadi akl tarafndan hkmetlerin nle
rine sunulan tek seenek, Avrupa'daki gibi hzla artan isizlikle,
ABD'deki gibi alt snflarn daha da hzla den geliri arasndadr.
Amerika Birleik Devletleri, refah devletinden kurtulmu bu yeni
dnyann ban ekiyor. Son 20 ylda, en yoksul Amerikal ailelerin
toplam geliri %21 orannda derken, en zenginlerin %20'sinin top
lam geliri %22 artt.5 Gelirin en yoksullardan en zenginlere doru ye
niden blm durdurulamaz bir ekilde artan bir hzla devam edi
yor. Kongre yelerini drtte nn byk bir hevesle destekledii,
devlet desteklerine indirilen iddetli darbeler (Bili Clintonn szleriy
le "bildiimiz refah devletine son") sefalet iinde byyen Amerikal
ocuklarn saysn 2006 ylna kadar 2 milyondan 5 milyona karta
cakken, herhangi bir sosyal yardmdan yoksun yal, hasta ve sakatla
rn says da artacaktr. Loc Wacquant'n deerlendirmesiyle, Ameri
kan sosyal politikasnn amac artk sefaleti dindirmek deil, yoksulla
rn (resmi olarak byle tannan ve dolaysyla yardma muhta olan)

134
saysn azaltrfaktr: "Aradaki nans nemlidir; tpk bir zamanlar en
iyi kzlderilinin l kzlderili olmas gibi, bugn de "en iyi yoksul"
gze grnmeyen yoksul, kendine bakabilen ve hibir ey istemeyen
yoksuldur. Ksacas yokmu gibi davranan biridir..."6
Destek yasalarnca oluturulan koruma kalkanndan geriye kalan
ey savunmaya allsa, yoksullarn, kendilerini iittirmek iin hi,
dmanlarn bastrmak iin ise az pazarlk gleri kaldnn fark
na ok gemeden varacaklar varsaylabilir. Politikaclar korosu tara
fndan, kalpleri ve kafalaryla deil de czdanlaryla oy vermeye hara
retle tevik edilmi "olaan vatandalar" huzurlu sknetlerinden
uyandrmaya zellikle gleri yetmez.
Bununla beraber, bu varsaymn snanma ihtimali pek az. Yoksul
lar durumlarna aldrmyor gzkyorlar ve eer aldnyorlarsa da f
kelerine ya da bu fkeden dolay harekete geme azmine dair pek az
pratik kant bulunuyor. phesiz, onlar da tm zamanlarn yoksullar
gibi ac ekiyorlar, fakat babalarnn ya da atalarnn aksine aclarn
bir kamusal kayg meselesine dntrmeyi beceremiyorlar, ya da bu
nu denemiyorlar. Xavier Emmanuelli yoksullarn bu artc
sknetlerini ksa sre nce yle aklad:

Akas, gemiten miras alnan, bir nesilden dierine aktarlan,


"klasik sefalet", sanayilemi lkedeki gl ekonomik bymeye
karn devam etti... Fakat buna, iinde yaadmz hzl deiim a
na mahsus olan ve ei benzeri grlmemi boyutta yeni bir feno
men eklendi.
Bu, bireyleri ya da tm aileleri sefalete ve sk sk sokaklara savuran
talihsizlikler zinciri, birikimidir: i kayb, gelir kayb, yoksulluk, bo
anma, ayrlk, evsizlik. Bu zincirin sonucu toplumdan dlanmadr;
sosyal etkileim ve ilikilerden soyutlanma, referans noktalarnn
yokluu, insann gelecee dnk proje yapamamas. Bugnlerde,
"dlanm" diye adlandrlan insanlarn taleplerle ve projelerle geler
memelerinin, haklarnn deerini lememelerinin, insan ve yurtta
olarak sorumluluklarn yerine getirmemelerinin sebebi budur. Baka
larnn gznde var olmadklar iin, yava yava kendi gzlerinde

135
de var olmuyorlar.7
Gnmzde yoksullarn strab ortak bir davay ifade etmiyor.
Her defolu tketici kendi yarasn kendi, ya da olsa olsa henz para
lanmam olan ailesinin yardmyla saryor. Defolu tketiciler yalnz
lar ve uzun sre yalnz brakldklarnda bir mnzevi haline gelmeye
balyorlar; toplumun nasl yardm edebileceini grmyorlar; kendi
lerine yardm edilmesini ummuyorlar, yazglarnn spor toto ya da pi
yango dndaki eylerle deiebileceine inanmyorlar.
Gereksinim duyulmayan, istenmeyen, terkedilmi kiiler; peki on
larn yeri neresi? En ksa ve en zl cevap: Gr alan d, ilk ola
rak, sokaklardan ve yeni, cesur tketim dnyasnn yeleri olan bizle-
rin kulland dier kamusal alanlardan uzak tutulmaldr. Dahas,
eer yeni gelenler olursa ve katlar dzgn deilse srgn edilebilir
ve bylece hep birlikte ykmllkler alanndan tahliye edilebilirler.
Eer srgn iin bir sebep bulunamazsa, yine de uzak hapishanelerde
ya da toplama kamplarnda, hatta Arizona l'nde, gemilerin sefer
rotalarndan uzak yerlere demirlemi gemilerde, ya da kimseyi, onlar
la sk sk yz yze grmek durumunda olan gardiyanlar bile gre
meyecekleri tam otomatik, modern hcrelerde hapsedilebilirler.
Fiziksel tecridi gvenilir klmak iin, bunu, yoksullarn ahlaki
duygudalk evreninden srgnyle sonulanacak ekilde zihinsel
ayrma ile glendirebilirsiniz. Onlar sokaklardan kovarken ayn za
manda insanlar topluluundan, etik grevler dnyasndan da kovabi
lirsiniz. Bu yky yoksulluk dilinden ahlakszlk diline evirerek ye
niden yazmakla olur. Allm dzende ne zaman bir hata tespit edil
se kamusal fkenin elik ettii "olaan pheliler" olma grevini yok
sullar stlenir. Yoksullar kaytsz, gnahkr ve ahlaki deerden
yoksun olarak betimlenir, iren sokaklarn karanlklarnda snacak
yer bulabilen su, uyuturucu ve cinsel geveklik ykl "su unsurla
rnn" korkun resimlerini sansasyona a halka sunan medya polisle
nee iinde ibirlii yapmaktadr. Ve bylece sefalet sorunu, ncelik
le ve belki de yanlzca bir kanun ve dzen meselesi haline getirilir ve
bu meseleye de kanuna aykr dier meselelere yaklald gibi yak-

136
1almaldr.
Gzden rak olan gnlden de rak olur. Bu gerekletiinde sonu
cun ne olacan biliyoruz. tekine ac ektirmenin sebep olduu
herhangi bir etik kaygnn ortadan kaldramad, hatta haffletemedi-
i tam bir babelasna indirgenen fenomenden hep birlikte kurtulma
ya ynelik dayanlmaz istek gldr; manzaray bozan lekeyi silme,
saf bir dzenli dnya ve normal toplum tuvali stndeki pis noktay
temizleme istei gldr. Alain Finkielkraut, son kitabnda bize etik
kayglarn tamamyla susturulduu, duygudaln yok olduu ve ah
laki engellerin kaldrld an ne olabileceini hatrlatyor:

Nazi vaheti, haz iin deil grev gerei, sadizmden deil erdem gere
i, zevkle deil metodla, vahi drtlerin serbest braklmas ve vic
dann terkedilmesiyle deil yce deerler adna, profesyonel maharet
le ve taammden ifa etme vazifesiyle ilenmitik

unu eklememe izin verin ki, bu vahet, insanlk ailesinin yeleri


arasnda uzun sredir saylmayan vahet kurbanlarna ahlaki merha
met gstermek iin hibir sebep grmeyen, kendilerini nezih ve ahlaki
olarak yaratklar olarak kabul eden insanlarn sar edici sessizlii or
tasnda ilendi. Gregory Bateson'n szlerinden yola karsak, ahlaki
topluluun kayb can skc derdi ortadan kaldrmaya ynelik ileri tek
nolojiyle birletiinde, "kurtulu ansnz sfrdr.9 Can skc dert
lere ussal zmler ahlaki kaytszlkla birletiinde gerekten patla
yc bir karm olutururlar. Patlamada saysz insan can verebilir,
ancak, en gze arpan kurban, cehennem azabndan kurtulanlarn in
sanldr.
Tam olarak bu noktada deiliz; henz deiliz. Ama eli kulanda
dr. Bu konuyu da snamaya frsat kalmadan unutulup giden bir fela
ket kehneti gibi bir kenara brakmayalm. Yoksa, henz i iten ge
meden -yalnzca eli kulandayken- fark edememekten dolay, bugn
lerde ok tutan trden gemie dnk ve gecikmi bir zr dileme
modasna uymak zorunda kalabiliriz. nsanolunun ansna, tarih ger

137
ek olmay baaramayan meum kehanetlerle doludur. Ama sularn
birou ve en irenleri uyar yokluundan ya da herhangi bir uyar
yapldnda bunlara kendinden emin bir kukuyla baklmas sayesin
de meydana gelmitir. Gemite hep olduu gibi, imdi de tercih bi
zimdir.

alma Etii mi Yaam Etii mi?

Bir seenek vardr; buna ramen, insani kklerini saklamaktan ve


apak gereklilik havas taknmaktan ad km gerekliklerle birlik
te, ou insann mevcut eilime kar tm alternatifleri "gereki ol
mayan" ve hatta "nesnelerin doasna aykr" -ne demekse bunlar- di
ye reddetmesi umulabilir. Baka bir yaama biimi olasln hayal
etmek, kayplar olup bittikten sonra hesaplamasyla ve kriz ynetimi
ni politik ileri gre tercih etmesiyle mehur, zelletirilmi top
yalar dnyamzn gl bir zellii deildir. Hatta dnyamz gerek
ten de gerek bir alternatif oluturmak iin gereken irade ve azmi
toplamakta daha da gszdr. Politik atmalarda ska ktye kul
lanlan kmseyici "gereki olmayan" etiketi, esasen irade ve azim
yokluunun belirtisidir.

Cornelius Castoriadis'in yaknlarda dikkati ektii gibi Bat Dnya-


s'nn krizi aka "kendini sorgulamay brakmas gereinden iba
rettir."10 "Kendini sorgulamak" Bat Dnyas'nn zgeliim adna a
rtc, emsali grlmemi araynn ve hep daha fazla hrsla sapta
nan amacn peinden komadaki ayn derecede hayret verici baar
snn en gizli srryd. Tm dzenlemelerimizin keyfi olduunun ve
keyfi kalmak durumunda olduunun kefedilmesinden beri "kendini
sorgulamak" mmkn aslnda kanlmazd. Keyfi olduklar iin, eer
deiim iin ortam ikna edici biimde oluturulsayd, elbette yerleri
ne baka dzenlemeleryaplabilirdi. Buna karn artk byle bir ortam

138
yakalanabilir gzkmyor. "Bir insana nesne ya da tamamyla meka
nik bir sistem muamelesi yapmak onu bayku olarak grdn iddia
etmekten daha az deil daha ok hayal rndr" eklindeki gerei
unutma eilimi ierisindeyiz. Ve bunu unuttuumuzda, bu sefer mo
dern toplumu en hareketli ve en yeniliki klan sorular sormay bra
krz. rnein : "her ey imdi etkili olmak durumunda ama kimin
iin, neyi gz nnde tutarak ve ne yapmak amacyla etkili? Ekono
mik byme gerekletirildi; bu nasl, kimin iin, ne maliyetle ve ne
reye varmak iin bir bymedir?"

Bu tr sorular sorulmazsa, hayali, ard arkas kesilmeyen, sre ge


len, hogrl, snrsz ussallatrmalarmzn (insann yerine, "key
fi hedefler sistemine ynelik olarak keyfi olarak seilmi ksmi zel
likler btn" n geirerek eski haline dnen ussallatrma) nesnel
gereklilik derecesine kmasnn ve tm phelerin "airler ve roman
clar gibi gayri ciddi insanlara" ait harici bir alana atlmasnn nnde
hibir engel kalmaz.11

Mevcut krize radikal bir zm iin ikna edici ve gl bir rnek


geenlerde Claus Offe tarafndan gsterilmiti.12 Bu zmn merke
zinde "bireysel gelir hakk gerek gelir kazanma kapasitesinden ayr
labilir fikri" vardr. Buna ramen bu zm alma etiinin ne sr
d cretli emek merkezli zmden, insan varlnn konum ve
onurunu gerektirdii temel hak ve temel gvence varsaymna doru
bir perspektif deiimini kesin olarak gerektirir :

Vergilendirme yoluyla varlk soruturmasnn ve alma isteinin


deerlendirilmesinin kaldrlmas yoluyla sosyal gvenlii finanse et
me ilkesiyle; denklik ilkesinin yerine gereksinim ilkesinin kademeli
olarak geirikmesiyle ve son olarak da hakkn temeli olarak birey ilke
si vastasylabu ayrma somut ekil verilir. Sosyal gvenlik sistemini
bu ilkelere gre deitirerek refah devletinin zgrlk, eitlik ve sos
yal adalet deerlerini kapitalist refah devletlerinin girdii gelime saf
hasna, ki bu tam istihdam amacnn gereki ve azu edilebilir olana

139
dair snrn tesine getii bir safhadr, tamak mmkndr.
Offe'un nerileri, dnyamz sorgulamada artan gszlmz
zerine sylediklerimiz nda beklenebilecei gibi, kulaa belirsiz
geliyor. Semen pazarna bel balayan her bir siyasi gcn ayr bir
ynde kouyor gzkt ve hastalk belirtilerini dzelme, hastalk
sebeplerini tedavi olarak alglad bir dnemde baka trl de ola
mazd. Siyasa] yelpazenin sanda da solunda da Offe'un fikirlerini
ve benzeri fikirleri politik bireysel karlar ve seim zaferleri uruna
reddetme eiliminde olmayan hibir nemli ve rgt politik g yok
gibi gzkyor. Kamuoyu basks altnda olsalar da"sorumlu politika
clar", bugnlerde moda olan kriz ynetimi tedbirlerinin pheli ger
ekiliini rterek, temel gvence projesini karlanamaz ya da siyasi
ve iktisadi anlamda"gerekd" bulunarak muhtemelen reddedecek
lerdir.

Ve Offeun da hakl olarak bellirttii gibi,nerileri sonuta muhafa


zakr nerilerdir.Bunlar bir devrim nerisi deil miras alman kuram
larn artk yerine getirdii Bat uygarlnn kurucusu sosyal dzenle
me ve ahlaki deerlerin korunmas nerisidir.Ve neriler byle bir
muhafazakar ama tadklarndan ispat ykmll kar kanlara
dyor... Ya sava sonrasndaki sosyal etik uzlamaya son vermeyi
istiyorlar ya da taleplerinin uzun vadede temel bir gelirden baka ara
larla karlanabileceini gstermek zorunda kalrlar ki bu ...bize son
derece pheli gzkmektedir.

yle anlalyor ki Offe, muhaliflerinin, akla gelebilecek tm olas


lklara kar, "etik ve sosyal uzlamaya son vermeyi semelerine da
ir tketim toplumu desteindeki gl ihtimali nemsizletirerek ara
clyla direnebilme kapasitelerini hafife almaktadr. Offe gerekte
hakiki bir pratik ikilem olan meseleyi belagtli bir soru gibi sunuyor.
Fakat doru tercihin yaplmas olaslklar ne olursa olsun seim yine
de Offeun tanmlad gibidir. Seimin varln reddederek, ciddi
olarak ele alnmasn engellemenin toplumsal ve etik sonulan, l
lemeyecek kadar nemlidir.

140
Offe'un nermesi ne kadar radikal olursa olsun, yine de baka
bir nermeyle tamamlanmas gerekir: almann emek piyasasndan
ayrlmas. Melissa Bennin yaknlarda yapt gzlemlere gre, "er
kek politikaclar almaktan bahsettiklerinde neredeyse yalnzca c
retli almay kastediyorlar."13 Bu tam olarak doru deil, nk bir
sredir erkek ve kadn politikaclar almaktan bahsettiklerinde "c
retli alma"y kastediyorlar. Kadnlar da birer oyuncu olsa bile siya
set genelde erkek ii gibi duruyor. Doru olan u ki, almann c
retli almayla zdeletirimesi, Max Weber'in ok nce ifade ettii
gibi, artk i olarak grlmeyen ve bylece "ekonomik olarak grl
mez" olan tm dier zorunlu yaamsal faaliyetlerin yerine getirilmesi
ni elerine braktklar ev ilerindenkendi ilerini uzak tutan erkekle
rin tarihsel bir baars olduudur.

alma dncesi siyasete bu ekilde girdi. Ve orada da benzer


ekilde sadece erkeklerin oyun sahas olan ii sendikas haklar ve
i hukuku sava alannda mcadele konusu oldu. Bu ekilde, "al
ma", ticaret defterlerine girebilen bir faaliyet trne indirgendi; yani
satlan ve satn alnan, pazar iinde bir deiim deeri tayan ve
bylece parasal karla sahip olan, trden bir alma. alannn
dnda braklan hemen hemen herey kadnlara ait d bir alan ola
rak belirlendi fakat yanlzca byle deildi. Biri almadan bahsetti
inde akimdan her ikisi de diilerin uzmanlk alan olan skc ev i
leri ya da ocuklarn yetitirilmesi gemiyordu; ayn zamanda, daha
genel biimde, A.H. Halsey ve Michael Young'n "moral iktisat" diye
adlandrdklar eyin gn ar kulanlan sosyal beceriler ve harca
nan saysz saatler de kastedilmiyordu. alma etii youn ve aikr
ayrmla uyum iindeydi: Emek piyasasnn dnda kalmak, satlma
m ve satlamaz i yapmak alma etiinin dilinde isizlik demekti
ve bu da almamak anlamna geliyordu. in tuhaf isiz kaldkla
rnda "aileleriyle daha fazla zaman geirmeye" hazrlanmaktan duy
duklar tatmini aka ilan etmelerine izin verilenler, sadece st d
zey politikaclard.

141
Tm bunlarn sonular her bakmdan ykcdr. Toplumun ve
yresel ilikilerin, yani ayakta tutulmas ne de olsa pek ok zaman, i
ve beceri tketen bir faaliyet olan "sosyal btnln" paralanmas
na yavaa fakat insafszca katkda bulunurlar. Aile yaplarnda ve
yaamlarnda derin ve genellikle zararl izler brakrlar. Tm insan
ilikileri ann ve insanlar arasndaki ahlaki balarn zerinde yk
seldikleri temeli ykarlar. Genel olarak, yaam kalitesine ("yaam
standardndan nadiren ayrdedilen bambaka bir konu) zarar vermi
lerdir ve vermeye devam ederler ve bu zarar hibir piyasa arz, tke
tim kapasitesindeki hibir byme ya da hibir danman tavsiyesi gi
deremez ya da onaramaz.

almann pazar merkezli hesaplardan ve bunun dayatt bask


lardan kurtarlmas emek piyasasnn hizmetinde ekillenmi al
ma etiinin yerine iilik etiinin geirilmesini talep eder. Thorstein
Veblen'in uzun sre nce syledii gibi, "iilik igds" (modern
bir icat olan alma etiinin aksine) insan trnn doal eilimidir.
nsanlar retici varlklardr ve almay almamaktan, gayret gs
termeyi aylaklktan ayrann bir fiyat etiketi olduunu varsaymak al
akmdr; insanlarn o fiyat etiketi olmadan aylak kalmay tercih ettik
lerini ve yeteneklerinin ve hayal glerinin rmesine ve yok olmas
na izin verdiklerini ileri srmek insan doasna aykrdr. ilik etii,
modern kapitalist toplumda oluan ve siperle evrili alma etiinin
reddettii onuru ve toplumsal olarak tannan anlam o insani gdye
geri iade edecektir.

Kendimizi ilk defa tarihsel bir dnemete bulmuyoruz. Dnm nok


talar hangi yne gidileceine dair kararlar gerektirir, fakat alnmas
gereken ilk karar, en nemli ve hi de ak seik olmayan karar, d
nm noktasn dnm noktas olarak grmektir; bu noktadan itibaren,
birok yolun gelecee yneldiini ve bazen gelecee ilerlemenin -
herhangi bir gelecee - keskin dnler gerektirebileceini kabullen
mektir.

142
Gelir hakknn gelir kazanma kapasitesinden ve almann emek
piyasasndan ayrlmas fikrini, genellikle aalayarak "topyalar me
zarl" olarak tanmlanan tarihteki bir baka topya eklinde reddeL-
mek cezbedicidir. amz "bireysel topyalar", zelletirilmi top
yalar devridir ve bu yzden toplu olarak bireylerin nne konan see
nekleri bir daha gzden geirmeyi gerektiren bu tr projelerin (moda
bir davran olarak) alaya alnmas ve gln bulunmas doaldr.

Ve bylece Offe tarafndan gelitirilen dncelerin hibir ciddi ve


gereki aydnn zerinde ikinci bir kez kafa yormasn hak etmedii
dnlebilir. Bunun iin yeterli sebepler de vardr. Roger^Pol Dro-
it'nn belirttii gibi, "Gereklik tatsz bir aka gibidir. yle ki onun
basklarndan kamak neredeyse imknsz bir hal alr. Bu basklarn
ebediyen sreceklerine inanrz; ta ki tarih tarafndan silinmelerine ka
dar."14 Ve Perikles dnemi, Yunanlarda ya da Sezar Romas'nda kle
emeinden yoksun bir dnyay hayal etmenin tpk Bossuet zamann
da monarisiz bir dnyay hayal etmek kadar imknsz olduuna ia
ret ederek devam ediyor. O halde, pazarlarn klesi olmayan bir eko
nominin uygunsuz olduundan ve bu artan eitsizliin durdurulama-
yacandan nasl bu kadar emin olabiliriz? Droit szlerini yle bal
yor: "amz topya dncesini nlemekten ziyade belki de onun
geri dnne zemin hazrlamaktadr. Biz siyasette ryalara yer olma
dn ne kadar ok tekrarlarsak, radikal lde deiik bir dnya ar
zusu o kadar ok ieri szyor." Paul Ricoeur buna kesinlikle katlrd:
Grnrde grnmez olan sistemler tarafndan tkanan amzda, t
kankla kar silah olarak en byk kaynamzn topya haline
geldiini on sene nce o ileri srmt.15 Ve geenlerde Latin Ameri
ka tarihi incelemesini tamamlam olan Fernando Ainsa hibir yer
olan -topyadan bahsetmektense, her yer anlamna gelen pan-
topyadan bahsetmenin daha uygun olacan ne srd.16

Gelir hakkn gelir kazanma kapasitesinden ayrma fikri aslnda hi


de muhafazakr bir fikir deildir. Tersine, bizim mantmza gre

143
onu gerekletirmek iin ok keskin bir dn gerekecektir. ok kut
sal grdmz birka varsaym (dnlemez olduu lde daha
da kutsal) terk etmeyi gerektirebilir. rnein etkililik, neye yarad
ve insana strap veren yan etkileri gz nne alnmazsa iyi bir ey
dir. Ya da "ekonomik byme" denen eyin, yani istatiksel olarak
"bugn dnden daha fazla, yarn bugnden daha fazla" eklinde sunu
lan olgunun, insanlk durumuna ve doaya -tm insanlar tarafndan
paylalan duruma- verdii zarar karsnda kaytsz kalnabilirse, o
da kendi iinde iyi bir eydir.

Gerekli olan keskin dnn kendi kendini rtc bir iddia oldu
u karln verenlere, bir kez daha Cornelius Castoriadis'i anarak
cevap verilebilir. Bir rportaj srasnda kendisine "Ne istiyorsunuz pe
ki? insanl deitirmek mi? diye sorulduunda Castoriadis yle
cevaplamtr: "Hayr, ok daha mtevaz bir ey: insanln dei
mesini istiyorum, daha nce iki ya da kez yapt gibi."17

En azndan insanln ayn zor grevi bir kez daha baarabilmesi


iin biraz umut var. Nihayet, Patrick Curry'nin ok gzel biimde ifa
de ettii gibi "kollektif iradi yalnlk, kollektif savurganln tek
olumlu alternatif haline dnyor."18

144
Notlar

Birinci blm

1. J.S. Mili Principles o f Political Economy, cilt: 2, 4. bask, Londra:


John W. Parker & Son, s. 337.

2. S. Pollard (1963) Factory dicipline in the industrial revolution,


The Economic History Review, 2. seri, 16 (1963-4): 254-271.

3. W. Bowden (1925) industrial Society in England towards the End


o f the Eighteenth Century. Londra: Macmillian, s. 274-275.

4. J.L. Hammonds ve B. Hammonds (1966) The Town Labourer


1760-1832 (ilk kez 1917'de yaymland). Londra: Longman, s. 307.

145
5. W. Lepenies (1986) Historisierung der Natur and Entmoralisi-
erung der Wissenschaften seit dem 18. Jahrhundert, A. Peisl ve A.
Mohler (der) N a tu r und G esch ich te, cilt: 7, Mnih: Schriften der C ari'
Friedrich von Siemens Stiftung, s. 263-288.

6. B. Inglis (1971) P o v e rty a n d the In du strial R evolution. Londra:


Hodder & Stoughton, s. 75.

7. Revolt of the workers, B la c b v o o d 's M agazin e, cilt: 52, 1842, s.


646-647.

8. The claim of labour, E din bou gh R eview , cilt: 81, 1845, s. 304-305.

9. P. Gaskell (1836) A rtisa n s a n d M ach in ery. Londra: Frank Cass


1968, s. 78.

10. Bkz. M. Rose (1985) R e-w o rk in g the W o rk E th ic : E co n o m ic Valu-


es a n d S o c io -C u ltu ra l P o litic s. Londra: B.T. Batsford, s. 30.

11. B. Inglis, a .g .e ., s. 408.

112. G. Himmelfarb (1984) The Id e a s o f P o v e rty : E n g la n d in the E arly


'In du strial A ge. Londra: Faber & Faber, s. 193.

13. Bkz. ilerinde her trden insann denetim altnda tutulaca her
tr binaya uygun olan yeni bir ina prensibi ieren P a n o p tico n , ya da
In sp ectio n H ouse. B. Bentham (1843) The W orks o fJ e r e m y Beniham ,
cilt: 4. Edinburgh: William Tait, s. 40-126.

14. J.S. Mili (1836) Siyasal iktisadn tanm zerine; ve onun incele
me metodu zerine, C o lle c te d VVbrfcy'da, cilt: 4. Londra: Routledge &

146
Kegan Paul 1967, s. 321.

15. K. McClelland (1987) Time to work, time to live: some aspects of


work and the re-formation of class in Britain, 1850-1880, P. Joyce
(der) The H isto ric a l M ean in gs o f W ork' de. Cambridge: Cambridge
University Press, s. 184.

16. R. Sue (1994) T em ps e t O rdre S o cia l. Paris: PUF. Sue 1850den


beri, almada harcanan ortalama zamann sistemli biimde dt
n hesaplyor; bu kitap yazld srada uyank geirilen zamann sa
dece yzde 14 idi.

. 17. M. Rose, a .g .e ., s. 79.

ikinci blm

1. M. W olf (1997) Mais pourquoi cette haine des marches?, Le


M o n d e D ip lo m a tiq u e , Haziran, s. 15.

2. M. Weber (1976) T he P ro te sta n t E th ic a n d the S p irit o f C a p ita -


lism . Londra: George Ailen & Unwin, s. 181.

3. M.C. Taylor ve E. Saarinen Im a g o lo g ies: M e d ia P h ilo so p h y. Lond


ra: Routledge, Telerotics, s. 11.

4. R. Petrella (1997) Une machine infernale, L e M o n d e D ip lo m a ti-


q u e , Haziran, s. 17.

5. Bilisel, estetik ve ahlaki dzeyler arasndaki ayrm iin bkz. Z.

147
Bauman (1993) Postmodern Ethics. Oxford: Blackwell.

6. Xavier Emmanuelli (Le Monde, 15 nisan 1997, s. 11) elitist yoru


mu toplumsal hiyerarinin altnda bulunanlarn yaam tarzlarna yan
stma eiliminin sebep olduu baka bir benzer yanlsamay daha ala
ya ald. Seyahatle geirilen bir hayatn, hareketliliin ve evden bam
sz olmann varlkl turistler arasnda epeyce yksek deerler olarak
kabul edildii bir durumda, genler ailelerinden kopuyor ve "farkl bir
eyler" peinde ehirlere akyorlar. Bireysel giriimi ven ve dl
lendiren toplum, iinde hayata hazrlad farzedilen cesaretleri ve z
gvenlerinden dolay bu genler vlyor (ya da romantikletiriliyor)
(Norman Tebbit'in "Bisiklet stnde"sini hatrlayn). Emmanuelli,
yoksul ocuklarnn gezilerinin genlere "kendilerini bulma" imkn
veren "topluma kabul edilme gezileri" olduu fikri "kadar yanl hi
bir ey olamaz" diyor. "Topluma kabul edilme sreci" ile bu amasz
ve geleceksiz servenler arasnda hibir iliki yoktur. "Hibir ey da
ha fazla ykc olamaz".

7. P. Kelvin ve J.E. Jarret (1985) Unem ployem ent: Its S o c ia l P sych o -


lo g ic a l E ffects. Cambridge: Cambridge University Press, s. 67-69.

8. A .g .e ., s. 67-69

9. S. Hutchens (1994) L ivin g a P redicam ent: Young P e o p le S u rvivin g


U n em ployem en t. Aldershot: Avebuy, s. 58,122.

10. J. Seabrook (1988) T he R a c e f o r Riches: The H um an C o s t o f W e-


Basingstoke: Marshall Pickering, s. 163,164,168-169.
alth .

11. G. Lean ve B. Gunnell, UK poverty is worst in the West, Inde-


p e n d e n t o n Su n day, 15 Haziran 1997.

148
nc blm

1. "Kamu yardm" Kirk Mann tarafndan Richard Titmuss'un 1955te


yapt mali, mesleki ve sosyal yardm ayrm zerine tartmasnda
ne srlmtr. Sosyal yardm dier ikisinden ayrmann, "dier iki
e de aka sosyal" olduu iin "yanltc" olduuna iaret eden
Mann onu kamu yardm ile deitirmeyi nerir, (bkz. K. Mann
(1992) The Making of an English Underclass: The Social Divisions of
Welfare and Labour, Buckingham, pen University Press, s. 13.) Ben
burada "kamu yardm" kavramn Man'n nerdii anlamdan daha
farkl bir anlamda kollektif olarak temin edilen bireysel yardmn da
ha eitli tm anlamlarna zg bir fikirle kullanyorum. Bu yardm
lar herhangi bir biimi alabilir ve herhangi bir ykml kurum tarafn
dan idare edilebilirler.

2. I. Gough (1979) The Political Economy ofthe Welfare State. Lond


ra: Macmillian, s. 11.

3. C. Offe (1984) Contradictions ofthe Welfare State. Londra: Hutc-


hinson, s. 152-153. ' ; '---------->

4. Sir W. Beveridge (1945) W hy l a m a L iberal; aktaran E.K. Brams-


ted ve K.J. Melhuish (der) W e ste m U b e ra lism : A H isto ry in D o cu -
m e n ts fr o m L o ck e to C ro ce. Londra: Longman 1978, s. 712 ve deva
m.

5. A. Deacon ve J. Bradshaw (1983) R e s e r v e d f o r th e P o o r: The M e-


a n s T e st in B ritish S o c ia l P o lic y . Oxford: Basil Blackwell & Martin
Robertson,.s. 1-42

6. R.M. Titmuss (1968) C o m m itm en t to W elfare. Londra: Ailen &


Unwin, s. 143.

149
7. A. Deacon ve J. Bradshaw, a.g.e., s. 65.

8. R. Boyson (der) (1971) Down with the Poor. Londra: Churchill


Press, s. 5.

9. J.F. Handler ve J. Hasenfeld (1991) The Moral Construction ofPo-


verty. Londra: Sage, s. 16.

10. Z. Ferge ve S.M. Miller (der) (1987) Dynamics o f Deprivation.


Aldershot: Govvef, s. 297 ve devam.

11. C. Offe (1996) Modemity and the State: East, West. Cambridge:
Polity Press, s. 172.

12. M. Woollacott (1997) Bosses must learn.to behave better again,


The Guardian, 14 Haziran.

13. D. Duclos (1997) La cosmocratoie, nouvelle classe planetaire,


Le Monde Diplomatique, Austos, s. 14-15.

14. S. Halimi (1997) Allocation, equite, egalite, Le Monde Diplo-


matique, Austos, s. 18.

15. Bu, elbette, tketicilik rencileri tarafndan tekrar tekrar iaret


edildii gibi bir yanlsamadr. Fakat gereklii destekleyen ve yoklu
unda tketim piyasas gerekliinin leyemeyecei bir yanlsama
dr. Gerekte enerjik tercih akna hitap eden seenek vaadi ve see
nein grnrl (Macdonaldn tektip hamburgerini bile deiik
tarzlarda yiyebiliyorsunuz) muhtemel tketicileri seeneklerin kat bi
imde belirlendikleri ve zorunlu klndklar alveri merkezine ek
mekte kullanlr. Tketici hangi tercihi yaparsa yapsn, asla sunulmak
ta olan tercihin tesine geemez; sunulmakta olan tercih bir tketici

150
tercihi meselesi deildir. Bu tercih tercih edilmemi, seilmemi y
neticiler -tketim piyasalar stnde tekel kurmaya giderek daha fazla
yaklamakta olan global irketler- tarafndan zorla kabul ettirilir.
John Vidal'n ( "Empire of Burgers", Guardian, 20 Haziran 1997) tes
pit ettii gibi: "otomotiv, uzay, elektronik, demir-elik, silah ve med
yay ieren sekiz sektrde, zirvedeki be irket tm global pazarn %
50'sini kontrol etmektedir." Ve Vidal szlerini yle balyor: "Bu
g artk sadece fnansal deildir, ayn zamanda kltreldir. Yaamn
temellerini dayatmaya balamaktadr. u anda on irket tm dnya
nn besin zincirinin her cephesini denetimi altnda tutmaktadr. Drt
irket dnyann msr, buday, ttn, ay, ananas, hint keneviri ve or
man rnleri ihracnn % 90'n kontrol etmektedir."

16. Bat'da komnist rejime kar yaplan propaganda savanda kul


lanlan en etkili silahlardan birinin dkknlardaki seenek yokluu ol
duunu hatrlatalm. Tketicilerin alk ve yokluktan ac ekip ek
mediinin ya da temel gereksinimlerinin karlanp karlanmad
nn nemi yoktu. Her eyden daha nemlisi tbbi hizmetlerin kalitesi
ya da ulalabilirliinden ziyade doktorlar arasnda seim yaplama-
masyd; okullarn veya yaanlan yerlerin fiyatlar ve ulalabilirli
inden ziyade, yine onlar arasnda seim yapabilme olanann yoklu
uydu. "Tketici tercihi" yokluuna ynelik yaygn itirazlar, skandi
nav lkelerindeki sorgulanamaz byklkteki devlet idareli hizmetlere
ciddi ekilde zarar verdiler.

17. Bu ve bunu izleyen alntlar Martin Walker'm "God Bless (white)


America" adl makalesinden alnmltr. Guardian, 17 Mays 1997.
18. M. Woollacott (1997) Behind the myth of self-made man, The
Guardian, 17 Mays.

Drdnc blm

1. J.F. Handler ve Y. Hasenfeld (1991) The Moral Construction o f

151
Poverty. Londra: Sage, s. 139, 196-197.

2. International Herald Tribne, 3-4 Austos 1996.

3. C. Julien (1996) Vers le choc social, Le Monde Diplomatique,


Eyll.

4. Z. Ferge ve S.M. Miller (der) (1987) Dynamics of Depriyation. Al-


dershol: Gower, s. 309-310.

5. H J. Gans (1995) The War against the Poor: The Underclass and
Anlipoverty Policy. New York: Basic Books, s. 2.

6. Gans'in iaret ettii gibi, "yoksul olmayan alkolikler evde, hatta


bazen ilerinde bile iebiliyorlar, fakat yoksul olanlar genellikle p
lklerde yayor. stelik daha iyi drmdakilerin ahlaki adan bula
nk bu davranlarnn "altn kural" erevesinde ounlukla yasal ol
duu anlalyor: Altna sahip olan insanlar kurallar koyarlar"
(a.g.e., s. 4).

7. Federal ve yerel her tr devlet yardm harcamalarnn 1992'de 40


milyar dolardan az bir tutar, yani souk sava sonras yllk savunma
btesinin sadece yzde 15'i ve ipotek vergisi indirimlerinin yllk
maliyetinden 10 milyar dolar daha az, ya da irket yardmlar ve zen
ginler iin yergi dleri iin hazrlanan miktarn sadece altda biri
olan bir tutar bulmas bir eyi deitirmez. "Yoksul kadnlarn dev
let yardmna bal olduu kadar silah reticilerinin de Pentagona ba
ml olabilecei"nin bir nemi yoktur (a.g.e., s. 82-84).

8. K. Auletta (1982) The Underclass. New York: Random House, s.

152
9. Snfd olgusuna dair Amerikallar aras tartmalarn dili ou
zaman Edvvard Banfeldn uzlamaz, son derece abartmal diliyle ay
n dorultudadr: "Snfd birey anlk yaar... Davrann drtleri
belirler. Bunun sebebi kendisini gelecekteki tatmin iin o anki tatmin
den feragat etmeye zorlayamamas ya da gelecek hissi tamamasdr.
O bu yzden radikal bir basiretsizdir; birden tketemedii herey
onun iin deersizdir. Onun "eylem" zevki dier hereyi bastrr" (E.
Banfeld (1968) The Unheavenly City: The Nature and Future o fo u r
Urban Crisis, Boston, Little Brown, s. 34-35). Dikkat edilirse Banf-
eld'n "snfd"na ynelik iddetli eletirisi tketici toplumundaki
"ideal tketici" tanmnn en doru ekli gibi durmaktadr. Dier tar
tmalarn ounda olduu gibi burada da "snfd", tketicinin
dertli ruhuna musallat olan eytanlar iin plk olarak hizmet veri
yor.

10. Auettanm saha aratrmas, onu, genelletirilmi kmelerin ve


toptan snflandrmalarn ampirik olarak ne kadar yanl olduunu
dikkate almayan standartlam uygulamalara ynelik itirazlara yakn
klyor. Snfdnn zorla birletirilmesinin uzun bir hikyesini sun
duu kitabnn sonunda (K. Auletta, a.g.e.) yle der: Snfd ve
yoksullar arasndaki grmelerimden kardm nemli derslerden
biri, genelletirmelerin -yapkan etiketlerin- anlamann dman ol
duudur. Aa snflar ... ya da kurbanlar ... gerekten ortadan
kaldrlacak yoksulluk ... ya da sorun ynetimi gibi genellemeler
ok tehlikelidir. Otuzbin metre ykseklikten her ey ve herkes karnca
gibi gzkr. (s. 317) Normal olarak, bu tr uyarlara pek dikkat edi-
mez. Aulettann incelemesi, gazetecilik asndan, siyasal ve popler
alglan asndan, snfdna ait btnkl imgeyi glendiren
baka bir etken oldu.

11. K. Auletta, a.g.e., s. 16.

12. A.g.e., s. 10.

153
13. L.M. Mead (1992) The New Politics o f Poverty: The Nonworking
Poor in America. New New York: Basic Books.

14. A.g.e., s. 10.

15. A.g.e., s. 12.

16. A.g.e., s. 133.

17. A.g.e., s. 145.

18. A.g.e., s. 261.

19. P. Townsend (1993) Poverty in Europe. Z. Ferge ve S.M. Mil


ler (der) Dynamics o f Deprivation. Aldershot: Gower, s. 73.

20. N. Christie (1993) Crime Control as Industry. Londra: Routledge.

21. H J. Gans, a.g.e., s. 75.

22. R. Kapusciski (1997) Lapidarium 3. Warsaw: Czytelnik, s. 146 ve


devam.

Beinci blm

1. Tercih asla "zorunlu" ya da "kanlmaz" deildir. Ksaca ifade


edersek keyfi ve tesadfidir; daha farkl olabilir (bizim bir "tercih"ten
bahsetmemizi olanakl klan da budur). Bununla birlikte tercih, Corne-
lius Castoriadis'in belirttii gibi, bir toplumun yelerinin kendileri ve

154
yaadklar dnyay dn ve dnebilme biiminin temelini
oluturarak toplumu penesinde tutan "dsel"de ifade bulur. "D
s e lin dnce-ncesi, "doallatrlm", gereki karakteri gz
nne alnrsa, yeler tercihi tercih olarak alglayamazlar ve onlar di
er toplumlardan ayran yaama biimlerinin tesadfiliinin farknda
deildirler. Denetimin gc seilen tarzn kar konulamaz
"aikrl"nn ve bunun sonucu olarak da iinde bulunulan toplumu
ve tm dierlerini o "dsel" dndaki baka bir perspektif iinde
hayal edebilme zorluunun dorudan bir yansmasdr. rnein, "feo
dal beylikten bahsederken, ekonomi kavramn aklmzdan karama
yz, ya da ekonomik olarak snflandrmay ihmal edemeyiz, o devrin
insanlar iin durum hi de byle deildi." (C. Castoriadis (1987) The
Im a g in a ry n stitu tio n o f S o ciety, ngilizceye eviren K. Blamey,
Cambridge, Polity Press, s. 163).

2. Peter Kussi'nin (1993) evirisi The F a rew ell P arty' den alnma. Fa-
ber & Faber, s. 85.

3. C. Castoriadis (1997) Anthropology, Philosophy, Politics, D.A.


Curtis (Lozan'da 1989 ylnda yaplan konuma), T hesis E leven , 49,
s. 103-104.

4. G. Himmelfarb (1984) The Id e a o f P o verty: E n g la n d in th e E a rly \


In d u stria l A g e . Londra: Faber & Faber, s. 25,79 ve devam, 193. ]

5. Lynn Karoly'ye (Rand Corporation ekonomisti) gre, In tern a tio


n a l H e r a ld T ribune'den aktarma, 30-31 Mart 1996.

6. L. Wacquant (1996) Quand le president Clinton "reforme" la pa-


uvrete, L e M o n d e D ip lo m a tiq u e , Eyll 1996.

7. X. Emmanuelli (1997) La maladie du lien, L e M o n d e, 15 Nisan.

155
8. A. Finkielkraut (1996) L'Humanite perdue: Essai sur le XX.e
siecle. Paris: Seuil.

9. G. Bateson (1973) Steps to an Ecology ofM ind. Palladin Books, s.


436-437.

10. C. Castoriadis (1996) La nontee de l'insignifiance. Paris: Seuil, s.


64.

11. C. Castoriadis (1987) The Imaginary Institution ofSociety, (ev.)


K. Blamey. Cambridge: Polity Press, s. 157-160.

12. C. Offe (1996) Modernity and the State: East, West. Cambridge:
Polity Press, s. 210 ve devam.

13. M. Benn (1997) Yes, but is there a philosophy to welfare-to-


work?, The Guardian, 2 Haziran.

14. R.P. Droit (1997) L'utopie est dans les etages, Le Monde, 18
Temmuz.

15. Bkz. P. Ricoeur (1997) L'ideologie et l'utopie. Paris: Seuil.

16. Bkz. F. Ainsa (1997) La reconstruction de l'utopie. UNESCO.

17. C. Castoriadis (1990) Le monde morcele. Paris: Seuil, s. 100.

18. P. Curry (1997) Defending Middle-Earth. Edinburgh, Floris Bo


oks, s. 51.

156

You might also like