Zygmunt Bauman - Yasa Koyucular Ile Yorumcular

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 237

Zygmunt Bauman

Yasa Koyucular ile Yarumcular


Modemlte, Postmodemlte
ve Entelekteller zerine
Zygmunt Bauman, Leeds niversitesi'nde sosyoloji pro
fesrdr. Yaptlannn ogunda gnmzn sosyal ko
ullannda siyasal alann snrllklann ve imkAnlann ko
nu almaktadr. Metis'te yaymladgmz Siyaset Aray
dnda Trke'deki diger kitaplan unlardr: Kreselle
me, Toplumsal Sonular (Aynnt, 1999), Modernlik ve
Holocaust (Sarmal, 1997), Modernlik ve MDphemlik
(Aynnt, 2003), Postmodern Etik (Aynnt, 1998).
Metis Yaynlan
Ipek Sokak 9, 34433 Beyoglu, Istanbul

Yasa Koyucular ile Yarumcular


Modernite, Postmodernite ve Entelekteller zerine
Zygmunt Bauman
zgn Ad: Legislators and lnterpreters
On modernity, post-modernity and intellectuals
(Polity Press/ Basil Blackwell, 1987}
Zygmunt Bauman, 1987
Metis Yaynlar, 1995
lik Basm: Kasm 1996
Ikinci Basm: Mays 2003

Yayma Hazrlayanlar: Meltem Ahska, Yldrm Trker

Kapak Tasarm: Semih Skmen


Kapak Resmi: Ben Shahn, Varoluular. 1957
suluboya, 99.0 x 65.9 cm
Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ltd.
Kapak ve I Bask: Yaylack Matbaaclk Ltd.
Cilt: Sistem Mcellithanesi

ISBN 975-342-086-2
Zygmunt Bauman

Yasa Koyucular
ile Yerumcular

eviren:
Kemal Atakay
indekiler

Giri

Entelekteller:
Modem Yasa Koyuculardan
Postmodem Yorumculara, 7

1 Paul Radin ya da Entelektellerin Etiyolojisi, 15


2 Les Philosophes: Arketip ve topya, 30
3 ktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni, 50
4 Bahvanlara Dnen Avlak Bekileri, 65
5 Halk Eitmek, 85
6 Kltrn Kefedilmesi, 100
7 deoloji ya da Fikirler Dnyasn Kurmak, 18
8 Yasa Koyucunun D, 134
9 Yarumcunun Ykselii, 153
10 ki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar, 178
ll ki Ulus, Bugnk Durum: Bastnlanlar, 202
12 Sonular: Gerekenden Bir Fazla, 224

Dizin, 236
Giri

Entelekteller:
ModemYasa Koyuculardan
PostmodemYorumculara

YRMNC YZYlLlN ilk yllannda "entelekteller" szcnn t


retilii, Aydnlanma a boyunca bilginin retilip yaylmasyla ba
lantlandnlm olan o toplumsal merkezilii ve o kresel kayglar
yeniden yakalamaya ve bir kez daha vurgulamaya ynelik bir giri
imdi. Szck, ulusun zihnini etkileyip politik liderlerinin hareketle
rine biim vermek suretiyle siyasal srece dorudan mdahale etme
yi ahlaki sorumluluklan ve kokktif haklan olarak gren romancla
rn, airlerin, sanatlarn, gazetecilerin, bilim adamlannn ve top
lumca bilinen baka kiilerin oluturduu kark bir topluluu kaps
yordu. Szck tretildii sralarda, les philosophes [felsefeciler; bkz.
2. Blm] ya da la republique des lettres'in [edebiyat cumhuriyeti;
bkz. 2. Blm] torunlar, ksmi ilgileri ve belli bir alanda odaklanm
kayglaryla, oktan uzmanlk blgelerine ekilmilerdi. Dolaysyla
szck, meslekler ile sanatsal trlerin sk biimde korunan snrlar
zerinde yanklanan bir toplanma ansyd: Amac, hakikati n, ahla
ki deerlerin ve estetik yarglarn birliini dile getiren ve bunlar ha
yata geiren "bilgili insanlar" geleneini yeniden canlandrmak (ya
da onlarn kolektif belleini ortaya kartmak) olan bir ar.
Paylatklar tartma faaliyeti ve ortak konular sayesinde btn
lemi olan La republique des letres gibi, entelekteller topluluu
nun birlii de, arya verdikleri yantla, arnn ima ettii hak ve
sorumluluklarn kabulyle oluacakt. "Entelekteller" kategorisi
yalnzca grnte, betimsel bir kategori olarak dnlmt. Gs
terdii alann nesnel bir snnn izmiyor, byle bir snrn nceden
8 Yasa Koyucular ile Yarumcular

var olduunu da varsaymyordu (bununla birlikte, iinde seferber


edilecek gnlllerin bulunaca bir gruba iaret ediyordu). Daha
ok, belli kayglara dikkati ekerek, belli ballklar harekete gei
rip, kendi kendini tanmlama giriimlerini tevik ederek ve bylece
uzmanlarla sanatlarn ksmi otoritelerini, bilgili insanlarn olutur
duu kolektif siyasal, ahlaki ve estetik otorite iinde daha etkili bir
biimde kullanarak, kategorinin kendi gndergesini yaratmas bek
leniyordu. Deyim yerindeyse, kategori, evrensel-toplumsal nemde
belli bir tr pratie katlma ynnde olduka ak bir davetti. Bug
ne kadar da bu nitelii deimedi. Bu nedenle, "Entelekteller kim
lerdir?" sorusunu sorup, karlnda bir dizi nesnel lt, hatta "u
u kimseler entelekteldir" biiminde bir saptama beklemenin pek
bir anlam yoktur. yelerini entelektellerin meydana getirdii bir
meslekler listesi oluturmak ya da mesleki hiyeraride bir izgi eke
rek, izginin yukarsndakileri entelekteller olarak tanmlamak an
lamszdr. Her yerde ve her zaman, "entelekteller" bir hizmet iin
bir araya gelmenin ve kendi kendini grevlendirmenin birleik etki
siyle oluurlar. "Entelektel olma"nn anlam, kiinin kendi meslei
ya da sanat tr ile ilgili ksmi urann zerine kmas ve iinde
yaad zamann -hakikat, yarg ve beeni gibi- kresel konulary
la ilgilenmesi demektir. "Entelekteller" ile "entelektel olmayan
lar" ayran izgi hep, belirli bir faaliyet tarzna katlma ynnde ve
rilen kararlarla izilir.
Bat Avrupa szck daarcna girdiinde "entelekteller" kav
ram anlamn Aydnlanma ann kolektif belleinden alyordu.
Modemitenin en belirgin vasf olan iktidaribilgi sendromu bu d
nemde belirginlik kazanmt. Sendrom, modem an balangcn
da meydana gelen iki yeni gelimenin ortak rnyd: Toplumsal
sistemi, nceden tasarlanm bir dzen modeline gre biimlendirip
ynetmek iin gerekli kaynaklara ve iradeye sahip yeni tr bir devlet
iktidarnn ortaya kmas; hem byle bir modeli oluturabilecek,
hem de kullanmnn gerektirdii uygulamalar ieren grece zerk,
kendi kendini yneten bir sylemin kurulmas. Bu kitap u varsay
m aratrmaktadr: Bu iki geliimin birlemesi, belirli bir dnya g
r ve onunla balantl entelektel stratejiler biiminde dile getiri
len ve "modemite" adn alacak olan deneyimi yaratmtr. Bu kita
bn aratrd bir baka varsaym da, devlet sylemi ile entelektel
Giri 9

sylem arasnda daha sonra oluan kopmann, her iki alann geirdi
i i dnrnlerle birlikte, bugn belirli bir dnya gr ve onunla
balantl entelektel stratejiler biiminde dile getirilen ve genellikle
"postmodemite" adyla anlan bir deneyime yol atdr.
Bu ana kadar sylenenlerden u noktann aklk kazanm ol
mas gerekir: Bu kitapta modemite ve postmodemile kavramlar, ge
nellikle kartrldklar, grnte benzer kartlklarn -"sanayi top
lumu" ile "sanayi sonras toplum" ya da "kapitalist toplum" ile "kapi
talizm sonras toplum" gibi- edeeri olarak kullanlmamaktadr.
Keza modernile ile postmodemite, kendi kendine oluturulmu ve
byk lde kendi konumunun bilincinde olan kltrel ve sanatsal
sluplar betirnlemek zere kullanlan "modernizm" ile "postmoder
nizm" terimlerinin eanlamls olarak da kullanlmamtr. Bu kitap
ta kullanld biimiyle modemite ile postmodernile kavramlar,
"entelektel rol"n yerine getirildii birbirinden tamamyla farkl iki
balan ve bunlara yant olarak gelien iki ayr stratejiyi gstermek
tedir. Modemile ile postmodemile kartl burada, Bat Avrupa ta
rihinin (ya da Bat Avrupa'nn egemen olduu tarihin) son yzy
ln entelektel praksis asndan kuramiarmak amacyla kullanl
mtr. Modem ya da postmodem olan bu pratiktir; iki tarzdan biri
nin ya da tekinin egemenlii (bu, isti snalarn olmad anlamna
gelmez), modemite ile postmodemiteye entelektel tarihin dnern
leri niteliini kazandnr. Birbirini izleyen tarihsel dnemler olarak
modemite ile postmodemile fikri tartmal olsa bile (bazlar, hakl
olarak, modem ve postmodem pratiklerin, deien oranlarda da olsa
her iki dnemde birlikte var olduunu belirtmekte, bir rntnn ya
da tekinin egemenliinden yalnzca greceli bir biimde, eilimler
olarak sz edilebileceine iaret etmektedirler), iki pratik arasndaki
ayrm belirtmek, -yalnzca "ideal trler" olarak olsa bile- yararl
dr; bu ayrm, halihazrdaki entelektel ihtilaflarn zn ve mevcut
entelektel stratejiler yelpazesini aa karmak asndan yararl
olacaktr.
Entelektel pratiklere ilikin olarak, modern ile postmodem te
rimleri arasndaki kartlk, dnyann, zellikle de toplumsal dnya
nn doasn anlan.adaki farkllklar, ayn zamanda da entelektel
almann buna bal doasn ve amacn anlamadaki farkllklar
gstermektedir.
lO Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

Dnyaya ilikin tipik modem gr, onun znde dzenli bir


btnl olduu eklindedir; dzensiz olarak dalm olaslklarn
oluturduu bir rntnn varl, olaylara bir aklama getirilmesi
ne olanak salar; bu aklama eer doruysa ayn anda hem bir nce
den tahmin arac hem de (gerekli kaynaklar mevcutsa) bir denetim
arac nitelii tar. Denetim ("doaya egemen olma", toplumun "plan
lanmas " ya da "tasarmlanmas "), olaslklarn ynlendirilmesi (baz
olaylarn daha olas, dierlerinin daha az olas klnmas) olarak an
lalan dzenleme etkinliiyle hemen hemen eanlamldr. Deneti
min etkili olmas, "doal" dzene ilikin bilginin yeterli olmasna
baldr. lke olarak, bu tr yeterli bilgi, elde edilebilir bir eydir. s
ter laboratuvar deneyinde olsun ister toplumsal pratikte, denetimin
etkililii ile bilginin doruluu birbiriyle yakndan balantldr
(ikincisi birinciyi aklar, birincisi ikinciyi dorular). Kendi aralann
da bunlar, var olan pratikleri stn ya da aa olarak snflandrma
ltleri salarlar. Byle bir snflandrma gene ilke olarak nesnel
dir, yani yukarda sz edilen ltlerin her uygulannda, bu lt
leri kamusal olarak snamak ve kantlamak mmkndr. Nesnel ola
rak gerekelendirilemeyen pratikler (rnein geerliliklerinin kant
olarak, belirli bir yer ve belirli bir zamanda geerli alkanlklan ya
da grleri gsteren pratikler}, bilgiyi arpttldan ve denetimin et
kililiini snrladklan iin aadrlar. Denetimibilgi sendromunca
llen pratikler hiyerarisinde yukar doru kmak, ayn zamanda
evrensellie doru ilerlemek ve "dar grl", "ksmi", "snrland
nlm" pratiklerden uzaklamak demektir.
Tipik postmodem dnya gr, ilke olarak, her biri grece
zerk pratikler dizisi tarafndan retilen snrsz sayda dzen modeli
olduunu ne srer. Dzen bu pratiklerden nce gelmez, dolaysyla
onlarn geerliliinin dtan ls olamaz. Birok dzen modelin
den her biri yalnzca onu geerli klan pratikler erevesinde anlam
ldr. Her bir durumda, geerliliin saptanmas belli bir gelenek kap
samnda gelitirilen ltleri devreye sokar; bunlar, bir "anlamlar
topluluu"nun alkanlklar ve inanlannca savunulur ve baka
meruluk snamalarna izin vermezler. Yukanda "tipik olarak mo
dem" biiminde tanmlanan ltler bu kurala bir istisna olutur
maz; en son noktada bunlar, ok sayda olas "yerel gelenek"ten biri
tarafndan geerli klnr ve tarihsel yazglan dayandklan gelenein
Giri ll

getireceklerine baldr. Geleneklerin dnda, "mevziler"in dnda


konunianm yerel pratikleri deerlendirecek ltler yoktur. Bilgi
sistemleri ancak kendi geleneklerinin "iinden" deerlendirilebilir.
Modern bak asna gre, bilginin grecelii mcadele edilip, so
nunda kuramsal ve pratik olarak alt edilecek bir sorun idiyse; post
modern bak asna gre, bilginin grecelii (yani bilginin, toplu
luka paylalan ve bilgiyi destekleyen gelenein "iine gmlm"
olmas hali) dnyann srp giden bir zelliidir.
Entelektel almaya ilikin tipik modern stratejiyi en iyi sergi
leyen eylerden biri de "yasa koyucu" rol eretilemesidir. Bu rol,
gr aynikiarn hkme balayan amirane ifadeler kullanmay ve
bir kez seildiklerinde doru ve balayc hale gelen grleri se
meyi ierir. Bu durumda hkm verme yetkisi, entelektellerin top
lumun entelektel olmayan kesimine oranla daha kolay eritikleri
stn (nesnel) bilgi tarafndan merulatnlr. Hakikate ulamay,
geerli ahlaki yargya varmay ve uygun sanatsal beeniyi semeyi
gvence altna alan usule ilikin kurallar sayesinde bu tr bilgiye da
ha kolay eriilir. Usule ilikin bu kurallar da, bunlann uygulanmas
nn dourduu sonular da evrensel geerlilie sahiptir. Usule ili
kin bu kurallann kullanm, entelektel meslekleri (bilim insanlan,
ahlak felsefecileri, estetler), toplumsal dzenin korunmas ve m
kemmelletirilmesinde dorudan ve nemli bir rol olan, bilginin
kolektif sahipleri haline getirir. Bunun byle olmasnn salanmas,
"asl entelekteller"in, deyim yerindeyse, meslek st bireylerin, ii
dir; onlar usule ilikin kurallann belirlenmesinden sorumlu olacak
lar ve bu kurallann gereince uygulanp uygulanmadn denetleye
ceklerdir. rettikleri bilgi gibi entelekteller de, yerel, cemaate zg
gelenekiere baml deildirler. Entelekteller de, bilgileri de bu
dnyadan deildir. Bu onlara, toplumun farkl kesimlerinin inanla
nn geerli klmak (ya da geersiz klmak) hak ve devini verir. Ger
ekten de, Popper'n belirttii gibi, yetersiz temellere dayanan ya da
temelsiz olan grleri rtmek, usule ilikin kurallann en iyi be
cerdii itir.
Entelektel almaya ilikin tipik postmodern stratejiyi en iyi
sergileyen eylerden biri ise "yorumcu" rol eretilemesidir. Bu rol,
bir toplulua zg gelenek iinde dile getirilmi ifadeleri, bir baka
gelenee dayanan bilgi sistemince anlalabilecek ekle tercme et-
12 Yasa Koyucular ile Yarumcular

meyi ierir. En iyi toplumsal dzeni semeye ynelmek yerine bu


strateji, zerk (bamsz) katlmclar arasnda iletiimi kolaylatr
mak amacn tar; iletiim sreci iinde anlamn arptlmasn nle
meye urar. Bu amala iki gerei ne karr: Tercme edilecek
olan yabanc bilgi sistemine derinden nfuz etmek (rnein, Ge
ertz'in "youn betimleme"si); mesajn hem arptlmamas (gndere
nin ona ykledii anlamla ilgili olarak) hem de anlalmas (alc ta
rafndan) asndan gerekli olan, birbirine zt iki gelenek arasndaki
hassas dengeyi korumak. Postmodem stratejinin, modem stratejinin
ortadan kaldolmas anlamna gelmedii nemle vurgulanmaldr;
tam tersine, postmodem strateji, modem stratejinin sreklilii ol
makszn anlalamaz. Her ne kadar postmodem strateji entelektel
lerin kendi geleneklerine ilikin evrensellik iddialarn terk etmeleri
ni gerektiriyorsa da, entelektellerin kendi geleneklerine ynelik ev
rensellik iddialarn terk etmelerini gerektirmez; kendi gelenekleri
iinde entelekteller, gr anlamazlklannda hkm vermelerine
ve balayc olma amac tayan ifadelerde bulunmalanna olanak
salayan meslek st otoritelerini korurlar. Bununla birlikte, karla
lan yeni glk udur: Yasa koyuculuk pratiklerinin alan olarak
ilev grecek olan cemaatin snrlan nasl izilecektir? Bu, "ksmi"
entelektellerin yerine getirdii, entelektel pratiklerden tremi
ok sayda uzmanlk dal asndan pek de rahatszlk veren bir ey
deildir. Ancak, ada "genel" entelekteller, kendilerine ait oldu
unu ne srdkleri alann tartma konusu haline geldiini grmek
tedirler. Kald ki, postmodem stratejinin gndemde olmas sonucun
da, bu tr alan iddialan z itibaryla kukulu hale gelmekte ve me
rulatrlmalar glemektedir.
Bu kitabn amac, modem dnya grnn ve modem entelek
tel stratejinin olutuu tarihsel koullar; ayn zamanda da bunlarn,
alternatif, postmodem dnya gr ve postmodem strateji tarafn
dan sorguland ve ksmen ikame edildii ya da en azndan tamam
land koullar incelemektir. Bu kitabn varsaym, entelektel pra
tikle ilgili iki farkl eilimin nasl ortaya ktn ve ne gibi etkileri
olduunu anlamann en iyi yolunun, sanayilemi Bat ile dnyann
teki lkeleri arasndaki ilikilerde, Bat toplumlarnn i rgtlen
mesinde, bilginin ve bilgiyi retenterin bu rgtlenme iindeki yer
lerinde ve entelektellerin yaam tarzlarnda meydana gelen dei-
Giri 13

imleri gz nnde bulundurmak olduudur. Baka bir deyile, bu


kitap, Batl entelektellerin st-anlatlanndaki birbirini izleyen ei
limleri anlamak amacyla sosyolojik yorumbilgisini uygulama giri
imidir. Bu st-anlatda, anlatnn reticileri, yani entelekteller g
rnmez -"effaf"- kalrlar. Bu almann iddias, sz konusu effaf
l matlatrmak, bylece grnr ve aratrmaya ak hale getir
mektir.
Son bir noktay belirtnem gerekiyor. Hibir biimde postmo
dem tarzn, modem tarza oranla bir gelime oluturduunu, son de
rece akl kartnc "ilerleme" fikrinin olas herhangi bir anlamnda
bu ikisinin bir ilerleme sras iinde dzenlenebileceini ima ediyor
deilim. stelik, postmodemitenin geliiyle bir entelektel tarz ola
rak modemitenin tamamyla aldna ya da postmodemitenin, mo
demitenin geerliliini yadsdna (tutarl bir postmodem konum
alndnda, insann herhangi bir eyi yadsmas mmknse) inanm
yorum. Beni ilgilendiren tek ey, iki tarzn ortaya kmasn mm
kn klan toplumsal koullar ve iki tarzn deien yazglanndan so
rumlu etmenleri anlamaktr.
Bu alma, Leeds niversitesi'nin salad bir aratrma izni
sayesinde tamamlanmtr.
Yazma srecinde, aada adlarn andm kiilerin ilgi, eletiri
ve fikirlerinin bana ok byk yardm oldu: Judith Adler, Rick
Johnston, Volker Meja, Barbara Neiss, Robert Paine, Paul Piccone,
Peter Sinclair, Victor Zaslavsky ve St John's, Newfoundland'deki
Memorial niversitesi'nden dier arkadalarla meslektalar.
Tony Giddens'in teviki ve yreklendirmesi bu projeye balan
gcndan itibaren yardmc oldu.
Bu insanlarn hepsine kran borcum var.
Zygmunt Bauman
Leeds-St Johns

Paul Radin
ya da
Entelektellerin Etiyolojisi *

ENTELEKTELN ok sayda ve eitli tanmlar vardr. Ancak,


bunlarn hepsinde, onlar dier tm tamniardan ayran ortak bir
zellik sz konusudur: Entelektel tanmlarnn hepsi de, kendini ta
nmlamalardr. Gerekten de, bu tanmlar yapan kiiler, tanmlama
ya altklan nadide trn yeleridir; dolaysyla, nerdikleri her ta
nm, kendi kimliklerinin snnn izmeye ynelik bir giriimdir. Her
snr, alan ikiye aynr: Buras ile oras, ierisi ve dans, biz ve on
lar. Sonuta, her kendini tanmlama, snnn bir yannda bulunup, te
yannda bulunmayan ayrt edici bir zelliin vurguland bir kart
ln dile getirilmesidir.
Bununla birlikte, birok tanm, gerekletirdii eyin gerek do
asn kabul etmekten kanr: ki toplumsal alan tanmlamakla,
bunlar arasndaki snn izme hakkna sahip olduunu varsayar. Oy
sa, grne baklrsa, ilgileri snnn yalnzca bir yanna odaklan
mtr; kendilerini yalnzca bir yanda mevcut olan zniteliklerin dile
getirilmesiyle snrlandrdklan izlenimini verir, ancak bu ilemin
zorunlu olarak blc etkileri hakknda sessiz kalrlar. Birok tan
mn kabul etmekten kand ey, iki alan ayrmann (ve bunlar
arasnda belirli bir ilikiyi merulatrmann), tanm abasnn yan
etkisi deil, amac ve varlk nedeni olduudur.
Bylece, bilinen birok tanmn yaratclar, tanmlanan grubu

* Etiyoloji: Nedenbilim; sebepler bilgisi; herhangi bir eyin, zellikle has


talklann olu nedenlerini aratran bilgi dal. (.n.)
16 Yasa Koyucular ile Yarumcular

toplumun kalanndan ayran mevcut ya da mevcut olduu varsaylan


toplumsal ilikiye herhangi bir gndermede bulunmakszn, entelek
tellerin zelliklerini sralamaya giriirler. Bu srete gz ard edi
len nokta, entelektelleri ayr bir varlk olarak kuran eyin, onlarn
bir grup olarak sahip olduklar zel niteliklerinden ya da donanm
lardan ok, bizzat bu ilikinin kendisi olduudur. Entelekteller, da
ha sonra ayrlklarn kendilerine ait bir kimlie dntrmeye al
rlar. Sz konusu ilemin zgl entelektel biimi -kendini tanm
lama- onun evrensel ieriini gizler: Belirli bir toplumsal yapnn ve
o yap iindeki belirli bir gruba verilen (ya da onun adna talep edi
len) statnn yeniden retilmesi ve pekitirilmesi.
Bu kuraln grece ender istisnalar, entelektellerin dikkatlerini
kendi toplumlarndan nemli lde farkl bir toplum zerinde yo
unlatrdklar durumlarda ortaya kar; ne kadar farkl olursa, o ka
dar iyi. Kendi pratiklerinde ne kan, ancak kendi toplumlaryla u
rarken nadiren aa vurolan yaplar, teki topluma ilikh bilginin
dzenlendii ve yorumland bir deerlendirme erevesi salar.
Grubun kendi statsnn savunulmas ya da artrlmas sz konusu
olduunda, pragmatik nedenlerle kanlmaz olan kendini aldatma,
yabanc deneyimle uramak gerektiinde yararsz hale gelir (hatta,
amalanann tersi bir etki yaratr). Gerek Uvi-Strauss'un gerek Ga
damer'in belirttii gibi, entelektel kii, ancak baka bir kltrle ya
da baka bir metinle kar karya geldiinde (konuya aklk getire
lim: o kltr ya da metinle katksz olarak bilisel, kuramsal bir
tarzda kar karya geldiinde), "kendini anlayabilir". Gerekten de,
teki ile kar karya gelmek, her eyden nce kendini tanmak; ba
ka trl kuramlatrlmam, bilind, dile getirilmemi kalacak
olan eyi bir kurarn erevesinde nesnelletirmek demektir.
nl Amerikal antropolog Paul Radin'in eseri, kltrler-aras
yorumbilgisi al trmasnn bu kendini aa karma zelliinin bel
ki de en iyi rneini oluturmaktadr. Bu durum artc deildir,
nk Radin'i bir mr boyu uratran konu "ilkel dnya gr
"yd; ilkel toplumlarn sahip olduklar fikirler, onlarn dinsel g
rleri, ahlaki sistemleri, felsefeleriydi. nsan hakl olarak, byle bir
konunun, aratrcnn bak asn oluturan eler iinden, fikirler
dnyasnda kendi rolnn ne olduunu kavramasyla dorudan ili
kili olanlarn devreye sokmasn bekleyebilir. Radin'in, "ilkel ilahi-
Paul Radin ya da Entelektellerin Etiya/ojisi 17

yatlar" aratran alan taramadan, "ilkel din" ile uramas pek


mmkn deildi; ilkel felsefeyi anlama abas, ilkel felsefecileri bel
li bir yere oturtmasn (ya da en azndan anlamasn) gerektirmektey
di. Bu grevi yerine getiri biimi, aratncnn toplumunda entelek
tellerin kendilerini oluturma srelerini anlamak isteyenler iin
retici olacaktr.
Radio'in ilkel toplumlarda bulduu ilk ey uydu: "lkel toplu
luklarda iki genel mizacn varl sz konusudur: rahip-dnr ile
'dind' kimse; biri eylemle ikinci dereceden ilikilidir, teki birinci
dereceden ilikili; biri dinsel olgulann zmlenmesiyle ilgilenir,
teki dinsel olgularn etkileriyle. " Balangta, kendi gnlk yaar
kalma savamlaryla -varolu koullannn mutat yeniden retimi
anlamnda "eylem"le- megul sradan insaniann oluturduu byk
ounluk ile "eylem" zerinde dnmeden edemeyen kk grup
arasnda bir kartlk vardr: "Gerek anlamyla dindar insanlar ... sa
yca her zaman az olmutur." Kartlk ayn zamanda bir ilikidir:
Kk grup "belirgin bir zellii olmayan" ounluk iinde, belli
zellikleri dolaysyla (ya da belli zelliklerinin bulunmayyla)
varlk kazanr; deyim yerindeyse, daha geni grubun donanmndaki
belli bir yetersizlikten ya da eksiklikten tr "varlk kazanmaya
anlmtr"; yleyse, kk grup bir anlamda "belirgin bir zellii
olmayan" ounluun gerekli bir tamamlaycsdr; bir baka anlam
da ise, byk gruba oranla, varoluunu baka bir kaynaktan alan,
hatta belki de asalak bir tarzda var olur.
Bu karmak ilikinin iki yn arasndaki bu etkileim, Radio'in
betimlemesinde aka kendini gsterir. "lkel insan tek bir eyden,
yaam mcadelesindeki belirsizliklerden korkar. "2 Belirsizlik her
zaman en nemli korku kayna olmutur. nsaniann yaam mca
delesinde baany ya da baanszl belirleyen ok nemli etmenle
rin rastlantsal nitelii, sonucun nceden kestirilemezlii, yaam
denkleminin iindeki onca bilinmeyenin denetlenemeyii, tm bun
lar, her zaman derin bir ruhsal huzursuzluk kayna olmu ve bu hu
zursuzluu yaayanlan, ancak olaslklann pratik denetiminin ya da

1. Paul Radin, Primitive Religion, /ts Nature and Origin, Hamilton, Londra,
1938, s. 14.
2. a.g.y., s. 23.
18 Yasa Koyucular ile forumcular

zihinsel olarak bunlarn bilincinde olmann getirecei gvenceyi ar


zulamaya yneltmitir. Byclerin, rahiplerin, bilim uzmanlannn,
siyasal kahinierin ya da meslek erbabnn rollerini ekillendiren ana
malzeme bu itki olmutur.
Dini biimlendiren kii, balangta belki de bilinsiz olarak, sradan insania
nn gvensizlik duygusundan yararlanmtr ... Dine biim veren kii, deerli her
eyin, hatta insan ve onun evresindeki dnya ile ilgili deitirilemez ve ngrle
bilir her eyin tehlikeyle kuatlm ve tehlike iinde olduu, bu tehlikelerin de an
cak belirli bir tarz iinde ve kendisince oluturulup, kusursuzlatnlan bir reeteye
gre alt edilebilecei eklindeki kurarn gelitirmitir. 3

"Gvensizlik duygusundan" yararlanma, yalnzca zel insanla


rn zel koullarda eriebildii zel bir gr asnn oluturulmas
eklinde kendisini ortaya koyuyordu; bu bak asndan, yzeydeki
rastlantsalln ardnda bir mantk grmek, bylece rastlantsal ola
n kestirilebilir hale getirmek mmknd. Bylece, dini biimlendi
ren kiilerin nerdii yazgnn denetiminde aracl en bandan iti
baren bilgi yapyordu; Radio'in srarla vurgulad gibi, bu ilemin
nemli bir esi, "zorlayc gcn zneden nesneye aktanlmas"yd.
(Radin'in betimledii toplumdan binlerce Naturgeschichte [doa bil
gisi] yl uzaklktaki bir baka toplumda Francis Bacon'n syleyece
i gibi: "nsan doaya, doann kurallanna teslim olarak egemen
olabilir.") Bir kez yazgnn belirleyicileri nesnelletirildikten, bir kez
znenin d nesneleri boyun emeye zorlama, ikna etme ya da yn
lendirme gc yadsndktan sonra, kesinlie ynelik ilkel itki asn
dan nemli tek g bilgidir. Bilgiyi temsilen de bu, bilgiyi elinde tu
tanlarn gcdr. Dini biimlendirenlerle bunlarn daha sonraki tem
silcilerinin gvensizlik duygusuna yatrm yapmada kullandklar
zgl yntem, "bilgili olma" niteliini hem yntemin nermesi hem
de kanlmaz sonucu olarak yceltmitir.
Ancak Radio'in zmlemesinde aydnlatc baka noktalar var.
Dini biimlendirenlerin sahip ktklan bilgi tr, "sradan insanlar"
her zaman tedirgin etmi olan somut korkularca belirlennedii gibi,
onlarla snrl da deildi. Bilgi edinme srecinin arpc zellii, bu
srecin eski gizemleri zmenin yan sra yeni birok gizemi ret
mesi; ayrca, yattrd eski korkulann yan sra birok yeni korku

3. a.g.y., ss. 24-5.


Paul Radin ya da Entelektellerin Etiyolojisi 19

yaratmasdr. Balangtaki belirsizlikten yararlanma yntemi, ken


di gcyle ilerleyen ve kendini pekitiren sonsuz bir sreci balatt ;
bu srete, abay bir sonuca ulatrma ve belirsizlik durumunu bir
ruhsal denge ve pratik denetim durumuyla ikame etme (yaam sre
cinin verili parametreleri iinde) olana dlanmt. Bir kez bu s
re harekete geirildikten sonra, grnte "deitirilmesi olanaksz
ve nceden kestirilebilen" eylerin bile aslnda "tehlikeyle kuatl
m ve tehlike iinde" olduu ortaya kt. ktidaribilgi kendi kendini
srdren bir rnekanizmaya iaret etmektedir; bu mekanizma, grece
erken bir aamada, srekli ve hep daha enerjik ileyii iin gerekli
koullar yaratarak, balangtaki drtye bal olmaktan kurtulur.
"Dind insanlar"n yaam dnyasna daha ok korku reten belir
sizlikler sokulur. Bunlardan birou o insanlarn gnlk yaamlarn
dan ylesine uzaktr ki, znel adan belirgin etkileri karsnda, ne
bu korkularn ciddilik derecesinin ne de onlara atfedilen iyiletirid
liin doru olup olmadn aratrmak olasdr. Elbette bu durum,
bilginin ve bilgi muhafzlarnn gcn/iktidarn daha da artrr. s
telik, bu gc muhalefet tarafndan incitilemez hale getirir.
"Dini biimlendirenler" ile "sradan insanlar" arasnda, yani "fi
kirlerle ilgilenme" ile "fikirlerin etkileriyle ilgilenme" arasnda izi
len grece zararsz ayrm, her adan stesinden gelinmesi zor so
nulara yol aar: Bu ayrm, toplumsal iktidarn kullanlmasnda cid
di bir asimetriye kaynaklk eder. Statnn, nfuzun ve toplumsal
olarak retilen art deere eriimin belirledii kat kutuplamay ar
trmakta kalmaz, ayn zamanda (belki de daha nemli olarak) miza
lar kartl zerine bir bamllk ilikisi ina eder. Artk, yapanlar
dneniere baml hale gelir; sradan insanlar yaam uralarn,
dini biimlendirenlerin yardmn istemeksizin ve almakszn yr
temezler. Toplumun birer yesi olarak sradan insanlar artk eksik,
kusurlu ve yetersizdir. Marazi kusurlarnn kalc olarak onarlabile
cei belirgin bir yntem yoktur. Sonsuza dek kusurlarn yklenmi
olarak, amanlarn, byclerin, rahiplerin, ilahiyatlarn srekli
varln ve aralksz mdahalesini gereksinirler.
Bu gereksinimin iddeti (dolaysyla, bamlln gc), sra
dan insanlarn varoluuna yerletirilen belirsizliklerin saysna ve a
manlarn, byclerin, vb. bunlar ynlendirmede tekel oluturma
derecelerine bal olarak artar. Bu nedenle, Radio'in belirttii gibi,
20 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

dini biimlendirenler, "otoritelerini glendirme" niyetiyle, hatta da


ha karc bir biimde "ekonomik gvencelerini elde etmek ve artr
mak" arzusuyla hareket ediyorlarsa,4 kullanabilecekleri en aklc
strateji, sradan insanlarn inanlann, yaadklar belirsizlii ve bu
durumun yol at potansiyel kt etkileri savmadaki bireysel yeter
sizliklerini artracak ekilde ynlendirmektir. (Bu strateji, her karma
k sistemde "istikrarszla en yakn alt sistemin hkmettii"ni ne
sren genel sibemetik kuralnn rnek bir uygulamasn oluturmak
tadr.)5 Yukandaki koullardan ikincisini baarmann en iyi yolu, be
lirsizliin ynlendirilmesi asndan vazgeilmez nitelikteki bilginin
gizemli olmas (ya da daha iyisi, gizli tutulmas), belirsizlii ynlen
dirmenin sradan insanlarn sahip olmad aralan gerektirmesi ya
da amann, rabibin, vb. katlmnn srecin ikame edilemez bir esi
olarak grlmesidir. Uzman-uzman olmayan ilikilerinin tarihinde
tm bu taktik ilkelerinin uygulann gzlernek mmkndr.
Radio'in entelektellerin rolnn edimbilimine fpragmatics] y
nelik en artc igrlerinden birini, onun, ilkel felsefeci modeli
nin gemiini, ilk kez amaniann ortaya koyduu bir rntye dek
izleme giriiminde bulabiliriz.

Esicimolar ya da Aruntalar gibi daha basit bir biimde rgtlenmi gruplarda


aman ile byc doktorun temel nitelii, nevrotik-epileptoid olmasdr. Ayn e
kilde, uras aktr ki, daha karmak bir iktisadi rgtlenme biimi olan kabilele
re yaklatka, bu nitelikler halli mevcut olmakla birlikte, yeni nitelikler yannda
ikincil bir konum edinirler. Bunu daha nce aklamtk: Grevin getirdii ka
zanlar arttka, son derece normal olan birok insan rahipliin ekiciliine kapl
mtr. Ancak, davran rnts artk sabit bir nitelik kazanmt ve nevrotik ol
mayan aman, kkeni ve balangtaki gelimesi nevrotik ncelleri ile meslekta
lan tarafndan belirlenen forml kabul etmek zorundayd. Bu forml ... ksm
dan olumaktayd: l ik olarak, nevrotik mizacnn, gerek strabmm ve esrime
(vecd) halinin betimlenmesi; ikincisi, grubun geri kalanndan fiziksel ve ruhsal zo
runlu tecridinin betimlenmesi; nc olarak da, amacyla sapiantl bir zdele
me adn verebileceimiz eyin aynntl betimi. lkinden, bycnn ekmesi ge
reken ilenin niteliine ilikin kuram; ikincisinden, tabular ve annmal ar zerinde
ki srar; ncsnden ise, amann ya amaca zaten sahip olduu ya da amacn be
denini ele geirdii kuram domutur- nc ku ram , ruhun ele geirilmesi kav-

4. a.g.y., s. 18.
5. W. Ross Ashby, "The Application of Cybemetics to Psychiatry", Alfred G.
Smith (yay. haz.), Communication and Culture iinde, Harcourt, Brace and World,
New York, l 966, s. 376.
Paul Radin ya da Entelektellerin Etiyolojisi 21

ram ile balantl her eyi iermektedir. 6

Burada, olgularn tarihsel olarak yeniden kuruluundaki doru


luk ilgilendirmiyor bizi; bu yeniden kurma, temelde snanmas ola
naksz bir "kken mitosu" olarak da grlebilir. Bizim konumuzia
daha dorudan ilikili nokta, Radio'in aa kard, entelektelin
rolnn merulatnlmasndaki baz ada elerle etnoloj i litera
trnde kapsaml olarak betimlenen amanlarn nitelikleri arasnda
ki arpc paralelliktir. Ikincisiyle bir arada deerlendirildiinde, il
kinin en can alc baz zellikleri tam anlamyla belirginlik kazanr;
normal olarak, farkl entelektellerin farkl zamanlarda sunduu ok
sayda renk ve desenin deiik katmanlar altnda gizlenmi olan bu
zellikleri, artk temel ekli iinde incelemek mmkndr.
ile, arnma ve sahip olma; rahip otoritesinin merulatnlma
sndaki bu temel ve kalc enin ortak bir zellii vardr.
zellik de rahipliin geri kalan gruptan ayrln ortaya koymakta
ve aklamakta; rahiplerin, rahip olmayanlarn ulaamayacaklar
hangi bilgelik ya da beceriye sahip olduklarn belirtmektedir. Bu
zellikler, rahiplere zg yollan yceltir, ayn ekilde rahiplik dn
daki gruba zg yollar alaltr; ayrca, bu ilemlerin sonucu olarak
ortaya kan egemenlik ilikisini, bir hizmet etme ve kendini feda et
me ilikisi olarak sunar.
zellie de tarih boyunca eitli k lklar altnda rastlanmtr
(ve hala rastlanmaktadr). Dnemin nde gelen modasna bal ola
rak, bedensel riyazet (asetizm) ve kendini kurban etmeye, keilie
zg alakgnllle, renci yaamnn getirdii uzun sreli sefa
letiere -elenceden yoksun ve tketim toplumunun sunabiiecei
zevklerden yararlanmayan bir varolu biimi- yaplan gndermeler
de "ile kuram"n grebiliriz. "Tabu ve arnma" yn zel bir gay
retle ilenip, gelitirilmitir: Tabu ve arnmann sonsuz envanteri,
antik yazarlarn cinsel perhizinden, Romantik dnem sanatlarnn
bohemciliine, ada bilim adamlanndaki " deer yarglanndan ba
mszlk" ve ideolojik balanma girmeme ediminden, Husserlci
kesinlik arayclannn "akn indirgeme" eklindeki kendilerine Y.
nelik iddetine kadar uzanr. Tm alarda (ancak en ok modem

6. Radin, Primitive Religion, ss. 13 1-2.


22 Yasa Koyucular ile Yarumcular

dnyada) bu yn, bilim adamlarna, dandan mdahalelerin saf ol


madnn ve potansiyel olarak bozucu etkide bulunabileceinin d
nld ve mdahale edenleri uzakta tutmak iin pratik nlemle
rin gelitirildii bir dereceye kadar kurumsallam bir tecridi getir
mitir. "Sahip olma" yn belki de kurumsaliamaya en direnli
yndr; ancak, mesleki bir mitos olarak hibir zaman terk edilme
mitir. Mesleki kanyerlerinin balangcnda, dinsel ya da dind
alanlarda alan bilim adamlar kendilerini mutlak olarak ve yalnz
ca bilginin peinden gitmeye ve bu araytan kaynaklanan becerileri
nin gelitirilmesine adayacaklarna yemin ederler; buna karlk,
meslekler konumlarn, bunun tam da kendi konumlar olduunu ve
ancak bu konumda bulunabileceklerini srarla vurgulayarak savu
nurlar.
Fedakarln an ve asaleti , fedakarlk sayesinde elde edilen bil
giye de yansr. Aralar ile rnler birbirlerini yceltir ve bir kez bu
sre baladktan sonra, birbirlerinin otoritesini pekitirip, karlkl
olarak birbirlerine hakllk kazandrrlar. Sonuta, ikisi de kendileri
nin geerlilik snamas olarak gsterdikleri toplumsal talepten bir l
de bamsz hale gelirler. "Formller", lekesiz bir hret edinirler;
nk bunlar, yetenek ve iradelerinin elvermernesi nedeniyle sra
dan insanlarn srdremeyecei bir yaam srdren "forml olutu
rucular" tarafndan kaleme alnmtr. te yandan, forml oluturu
cular, dzenli olarak son derece saygdeer formller ortaya atmak
suretiyle, daha nce edinmi olduklan saygnl korurlar. Yksek
stat iddialarn bir temele oturtmak iin artk forml oluturucular
ile formllerio gereksindikleri tek ey birbirleridir.
u ana kadar sylediklerimizde (doruyu sylemek gerekirse,
biraz serbest bir biimde), Paul Radio'in 1937 ylnda yaymianm
olan Primitive Religion (lkel Din) adl almasndan yararlandk.
Yukardaki zmlemede yer alan baz daha radikal yorumlarn, Ra
din'in almasnn zn deilse de szn atn kabul etsek bile,
hi kuku yok ki Ilkel Din, Radin'in kendi kendine kurulmu, ancak
salam bir biimde kurumsallam dinsel ya da dind, "ilkel" ya
da modem "dnrler" mitolojisini krmak iin gsterdii youn
abann rndr ("ilkel"i almasnn nesnesi olarak, "modem "i
ise almasnn znesi olarak ele almtr). Radin, dnrlerin ha
reketine geerlilik kazandran, ancak mitosun bire bir iletisiyle yok
Paul Radin ya da Entelektellerin Etiyolojisi 23

saylmaya mahkum edilmi toplumsal ilikiyi aa karmay isti


yordu. ilkel Din'i, Radin'in ondan on yl nce yaymlad Primitive
Man as Philosopher (Felsefeci Olarak lkel nsan) adl yapt ile kar
latrdmzda, bunun ne denli byk bir abay gerektirdii ak
lk kazanmaktadr. Felsefeci Olarak ilkel Insan yaymlandnda,
Radin ilkel Din'de kulland malzemenin auna sahipti; buna kar
n, iki kitapta vanlan sonular gerekten de birbirine hi benzeme
mektedir.
Aadaki uzun alnt, Felsefeci Olarak ilkel insan'daki yoru
mun genel niteliini aktarmaktadr:
Geni bir adan deerlendirildiinde, eylem insan nesneye ynelimlidir,
ncelikle pratik sonularla ilgilenir ve i benliinden gelen taleplerle gl duy
gulara kar kaytszdr. Sunlan bilir, ancak hemen bir yana brakr; o talep ve
duygulann eylemlerinde bir etki yaratmasna da, eylemlerini aklamasna da izin
vermez. Dnre gelince, geri o da kesinlikle pratik sonular elde etmek arzu
sundadr ... ancak gene de tm varlyla, kendi znel durumlann zmlerneye
olduka fazla zaman harcama zorunluluunu duyar ve bu znel durumlann gerek
eylemleri zerindeki, gerek gelitirdii aklamalar zerindeki etkisine byk bir
nem verir.
Ilki dnyann var olmasyla ve olayiann meydana gelmesiyle yetinir. Akla
malar ikincil nemdedir. Karsna kan ilk aklamay kabul etmeye hazrdr.
Sonuta, bu onu hibir biimde ilgilendirmeyen bir meseledir. Bununla birlikte,
belli bir tr aklamay, kart bir baka aklamaya yeler. Bir dizi olay arasnda
salt mekanik bir ilikinin zel olarak vurguland bir aklamay tercih eder. Zi
hinsel ritminin belirleyici zelliini ... ayn olayn sonsuz kez yinelenmesini iste
mesi oluturur. Tekdzelik onun iin korkulacak bir ey deildir...
Dnrn ritmine gelince, onun ritmi tamamen farkldr. 7

Bu yorumda, dnrler ile dnr olmayanlar ("eylem insan


lan"), zihinsel eilim ile yatknlklan arasndaki farklla bal ola
rak birbirinden aynlmaktadrlar. Bu farkllk iki grup arasnda bir
iliki kurmad gibi, byle bir ilikiyi gstermez de. Byle betimle
nen bir farkllktan bir iliki kanlabilirse, bu ancak nl Amerikal
psikiyatr Kurt Goldstein'n yorumunda bir varsaym olarak ortaya
koyduu iliki olabilir:
Btn ilkel toplumlarda iki tr insan ayrt edilebilir: [Radin'in] "dnr ol
mayanlar" adn verdii, toplum kurallanna sk skya bal olarak yaayanlar ile
dnenler, yani "dnrler". Dnrlerin says az olabilir, ancak kabilede b-

7. Paul Radin, Primitive Man as Philosopher, Appleton, New York, 1927, ss.
23 1-3.
24 Yasa Koyucular ile Yarumcular

yk bir rol oynarlar; onlar, dnr olmayaniann genellikle herhangi bir eletiri
getirmeksizin devraldklan kavrarnlara biim verip, bu kavramlan sistemler halin
de dzenleyen kimselerdir. 8

Radio'in on yl sonra tarihsel srecin, toplumsal savamn ve


karmak bamllk ilikisinin bir rn ve etmeni olarak deerlen
direcei ayrm burada haHi mitolojik, "doallatnlm" kabuu iin
de durmaktadr. Olduklarndan baka trl olmak insanlarn elinden
gelmez. Bazlar dnmek zere domutur, bazlar ise almak
zere. almak zere doanlar yazglarndan memnundurlar; aslna
baklrsa, gnlk dertlerinin tekdzelii onlar asndan son derece
uygun olup, endieden uzak bir yaam srdrmelerini salar. Buna
karn, dnrlerin dnmemesi, pheci ve yaratc olmamas
mmkn deildir. Onlarnki zorunlu olarak ok farkl bir yaamdr
dnr olmayanlarn yknmeyi yelemeyecekleri bir yaam. D
nrler hayran olunacak ve sayg duyulacak kahramanlardr, ancak
onlara yknnemek gerekir. Buradan yaplacak karsama, insanla
r bylesine belirgin farkllklarla yaratan Doa'nn, dnrlerin
zel niteliklerini onlarn tekiler arasndaki zel konumlaryla da
balantl hale getirmi olduudur.
Radin, antropologlarn ilkel kltr olarak deerlendirdikleri e
yin, aslnda dn r olmayanlarn "zihinsel ritmi"nin ifadesi olduu
nu belirtir. lkelliin kendi kendini tanmlayan, yorumbilgisel adan
kendi iine kapal ve kendine yeterli olduunu; yani kavramn ancak
gsterdii varlklarn zniteliklerine gndermede bulunarak tam an
lamyla aklanabileceini ne srer. Burada entelektelin "mitolo
jik" tanmyla nedensel olarak ilikili bir baka mistitikasyon ile kar
layoruz. Sz konusu mitolojik tanm, yaplan ayrmn tarihsel ni
teliini, onun ierdii atmalan ve yukanda gsterildii zere en
telektellerin ne kn gizemli hale getirmekle kalmyor, ayn za
manda bunun sonucu olan kartln iledii yn tersine eviriyor.
lkellii kartln belirgin olmayan yan olarak, dolaysyla teki
yan da (szde ilkinin baz zelliklerinin olumsuzlanmas olarak t
retilen, yani ilkel olmayan yan) belirgin yan olarak sunuyor. Bu ge-

8. Kurt Goldstein, "Conceming the Concept of 'Primitivity' ", Stanley Dia


mond (yay. haz.}, Culture in History iinde, Paul Radin'in onuruna denemeler,
New York, 1960, ss. 1 1 1- 1 2.
Paul Radin ya da Entelektellerin Etiyolojisi 25

rek sosyolojik adan (kartlarn kendi olumsuzlanmalar olarak ta


nmlayanlar, ilkel olmayanlardr, yani entelektellerdir; bunun tersi
sz konusu deildir), gerekse semantik adan (ilkelliin anlam,
teki yan niteleyen baz zniteliklerin yokluudur; ilkel olann kar
snda bulunan her ne ise onun anlam olumludur - daha sonra teki
yanda bulunmad belirtilecek olan zelliklerden kurulmutur) bir
tersine evirme ilemidir. Entelektellerin, en azndan belli bir l
de kendi bilincine varm olarak ve stat oyunu iin tasarlanm bir
Ieik bir stratejiyle, ayr bir toplumsal oluum olarak kurulmas, top
lumun bu mevkinin dnda braklan kesimine, kendine has zellik
leri olan bal bana bir varlk rol vermektedir (bu zellikler tama
myla "yokluklar"dan olusa da). Kartln alt izilen taraf ilkel
liktir ve ilkel olan, entelektellerin kendilerini kurmasnn bir yan
rn olarak oluturulmutur.
Bu nedenle ilkel kavram, kavramn gsterdii alann dnda
olan ve kendilerini o alann dnda grenlerce tretilmi greli (da
ha dorusu bantsal, yani kendi bana bir anlam olmayan) bir
kavramdr. Kavram, onun dnda kalanlarn kendileriyle ilgili imge
lerini temel alarak oluturulmu; "dnyann geri kalann " gster
mek zere kurulmutur.
unu belirtmemiz gerekiyor: lkel kavramnn bir baka kav
ramdan tretilmilii ve bantsan hakknda yukarda syledik
lerimiz, bir egemenlik yapsnn yeniden retimini salayan etmen
ler olarak, iktidar asimetrisi kapsamnda ortaya kan btn bir kav
ramlar topluluu iin geerlidir. Hangi zel egemenlik ya da top
lumsal g dalm boyutunun mesele edildiine bal olarak, farkl
kavramlar kullanlmtr. Radin'in kulland biimiyle ilkel kavra
m, aile iindeki akrabalk balarn gstermektedir: Bu ounlukla,
yalnzca Batl (gelimi, ileri, karmak, uygar, vb.) toplum ile Bat
l bak asndan gzden geirilmi dnyann kalan arasndaki b
lnme kapsamnda kullanlan bir kavram olup, burada dnyann
"entelektel olmayan" kesimini gstermekte ve bylece bir baka
egemenlik yaps balamnda kullanlmaktadr. Paylatklar ortak
zellikler yznden bu gruptaki kavramlar, en azndan bir dereceye
kadar birbirlerinin yerine geebilmektedir. Anlamsal aklk duygu
sunu zedelemeksi.lin birbirlerinin yerine geebilmelerini olanakl
klan ey, tabii ki tm asimetrik g dalmlarndaki temel eyapl-
26 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

lktr. Ancak daha ilgin olan nokta, aklamann en azndan bir ks


mn u gerekte bulabilmemizdir: Belirli bir kavramn yanstt ve
hizmet ettii egemenlik yaps hangisi olursa olsun, btn bu tr
kavramlar bir btn olarak yapnn egemen tarafnca deil, entelek
tel tarafnca tretilmekte, rafineletirilmekte ya da mantksal a
dan gelitirilmektedir. Entelektellerin kendileriyle ilgili imgeleri
nin (daha dorusu, zgl olarak entelektel praksis tarznn ekil
verdii bilisel eilimin), g asimetrisinin tm ynlerinin dile geti
riliinde etkisini gstermesi artc deildir.
Bu etki zellikle, baka alardan birbirinden olduka farkl olan
hkmedilen grup ve kategoriler tanmlanrken hemen her zaman ve
her yerde zihinsel eksikliklere gnderme yaplmasnda grlebilir.
ster hkmedilenlerin ilkel, geleneksel, gayri medeni olduu yorumu
yaplsn, ister yorumlanan kategori, Avrupal olmayan kltrlerin,
beyaz olmayan rklarn, alt tabakalarn, kadnlarn, akl sal yerin
de olmayanlarn, hastalarn ya da sulularn oluturduu bir kme
olsun; genel olarak zihin kapasitesinin dkl, zel olarak da ah
laki ilkelerin yeterince kavranamay ya da kendi hakknda dn
me ve kendini rasyonel olarak zmleme eksiklii, tanmn hemen
hemen deimez bir biimde ne kan eleridir. Byle bir evren
selliin btnsel etkisi, bilginin tahta oturtulmasdr; herhangi bir
toplumsal stnln merulatnlmasnda merkezi rol oynayan
bilgi ise, zellikle gl bir biimde entelektel praksis tarzna zg
bir zelliktir. Ayn ekilde, her tr egemenlik ve stnlk iddias,
dotayl olarak da olsa, entelektellerin kendi iktidar iddialarn te
mellendirdikleri etmeniere uymak zorundadr.
Artk bu almada kullanacamz biimiyle entelektel kavra
mnn anlamn ortaya koymak ve entelektellerin oluturduu top
lumsal kategorinin gemiini ve bugnn zmlemede kullanla
cak stratejiyi betimlemek iin gerekli tm eleri bir araya getirmi
bulunuyoruz.
Her eyden nce, entelektel kavram bu almada toplumdaki
belirli bir insan kategorisine atfedilebilecek ya da isnat edilebilecek
gerek ya da varsaymsal zelliklere -doutan gelen nitelikler, elde
edilmi vasflar ya da edinilmi zellikler gibi- gndermede bulun
mamaktadr. Bu kitaptaki varsaymmz udur: Entelekteller kate
gorisi hibir zaman "tanmsal adan kendine yeterli" olmamtr ve
Paul Radin ya da Ente/eklellerin Etiya/ojisi 27

asla olamaz; aynca, toplum iindeki konumunu ve roln aklamak


amacyla, bizzat kategorinin zellikleri zerinde odaklanmay ng
ren gnmzdeki hibir tanm, merulatrmalar dzeyini ap, me
rulatrd toplumsal dzene varamaz. Bu tanmlar iktidar retoriini
kullandklan iin, gelien, kategorinin kendisidir; gnmzdeki bu
tr tanmlar, deyim yerindeyse "tartma konusu edilen eyi gere
in ta kendisi sanmaktadrlar."
kincisi, biz burada bir "parmakla iaret etme" yntemine daya
narak belli bir zamanda, belli bir toplumda, entelektel kategorisine
ait olduu ileri srlen ya da ona ait olduu dnlen becerileri,
megaleleri, tavrlar, biyografik zellikleri, vb. sralayarak entelek
telin kolektif bir tanmn oluturma ynndeki her tr giriimden
kanyoruz. Daha da radikal bir tutumla, hangi bireylerin ya da grup
Iann "hala" entelektel kategorisinin birer parasn "oluturduu
nu", hangilerinin bunu "kl pay kardklann" saptamaya ynelik si
yasal adan nemli, ancak sosyolojik adan ikincil nitelikteki tart
maya katlmaktan da kanyoruz. Bizim grmze gre, bu tart
ma, ya "alan kapatma" mcadelelerine hizmet etmesi amacyla kate
gorinin baz kesimlerince gelitirilen iktidar retoriinin bir esidir
ya da iktidar retorii ile sosyolojik zmlerneyi kantran, darda
kalaniann abalannn bir sonucudur. Bu durumda da, tartlan konu
arenin yerine gemektedir. Katlmay reddettiimiz tartmann ar
dnda yatan ey, srp gitmekte olan siyasal mcadelelerin deien
grnmlerini kuramsal olarak nceden kestirebilme umududur;
eer mcadeleye katlaniann kullanmay yeledikleri silah -siyasal
zmleri konunun asl ile ilgili kararlar olarak sunma- benimseye
rek, bu mcadelenin sonucuna mdahale etme giriimi sz konusu
deilse. Bunun yerine biz aratrmamz, geni toplum yaps iindeki
entelektel kategorisi ni, byle bir yap iindeki bir "nokta", bir "yer
leim alan" olarak belirleme greviyle snrlandnyoruz: tm sra
dan yerleim alanlan gibi, zerinde deien bir nfusun yaad, i
gallere, fetihlere ve yasal hak iddia etmelere ak bir yerleim alan.
Entelektel kategorisini toplumsal biimlenme iindeki yapsal
bir e olarak ele alacaz: Kendi i nitelikleriyle deil, byle bir bi
imlenmenin temsil ettii bamllklar sistemi iinde igal ettii yer
ve bu biimlenmenin yeniden retimi ve geliiminde oynad rol ile
tanmlanan bir e olarak. Kategorinin sosyolojik anlamnn, ancak
28 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

biimlenmenin bir btn olarak incelenmesi sayesinde elde edilebi


leceini varsayyoruz. Ayn zamanda unu da varsaymaktayz: Ente
lektel kategorisinin bir biimlenmede yapsal bir e olarak belir
mesi de, sz konusu biimlenmenin anlalmas -onu bir arada tutan
karlkl bamllklann doasnn ve gerek tutucu gerek yeniliki
ynleriyle onun yeniden retimini salayan mekanizmann anlal
mas- asndan son derece nemlidir. Entelektel kategorisiyle ve
bu kategorinin belirdii biimlenmelerle ilgili zmlemeler, yo
rumbilgisel bir dng iinde ayrlmaz bir biimde birbirine baldr.
Elbette, entelektel kategorisinin yapsal e olarak yer ald
biimlenmelerin bir dizi zellii olmak durumundadr.
Birincisi, sz konusu biimienmeyi oluturanlar arasndaki
nemli bir bamllk, bireylerin (tek balarna ya da oluturduklar
gruplar halinde) yaamlarn kendi baianna srdrmesini olanaksz
klan, toplumsal olarak retilmi yetisizlie dayanmaktadr. Bireyle
rin yaam etkinliklerindeki maddi veya manevi belli aamalar, pratik
ve dnsel ynleri itibanyla kendi denetimlerinin tesinde olmak
zorundadr, bu nedenle bir bakasnn tavsiyesine, yardmna ya da
aktif mdahalesine gerek duyarlar.
kincisi, bu yetersizlik, "yardmclar" belirsizliin kaynaklanna
yakn bir yere, dolaysyla bir egemenlik konumuna yerletirdi i iin
gerek bir bamlla yol aar. Ortaya kan ey, "pastoral" trden
bir iktidardr; bu Michel Foucault'nun betimlemesiyle hkrnedilen
lerin "yaran iin", onlarn karlarn korumak adna, yaarnlarn
uygun ve eksiksiz bir biimde yrtebilrneleri amacyla uygulanan
egemenlik anlamna gelmektedir.
ncs, hkmedilenlerde eksik olan (bu nedenle iktidar pas
toral bir iktidar durumuna getiren) ey, eylemlerinde bilgiyi kullan
mak iin gerekli bilgi ya da kaynaklardr. Ayn ekilde, hkmedenler
bu eksik bilgiyi ellerinde bulundurur ya da bilginin datrnma arac
lk edip onu denetlerler veya sahip olduklan bilgiyi uygulamak ve
byle bir uygularnann rnlerini paylamak iin gerekli kaynaklara
ulama olanana sahiptirler. Dolaysyla, hkmedenler bilge kiiler,
retmenler ve uzmaniardr.
Drdncs, egemenliklerinin iddeti ve kapsam, belli bir bilge
kiiler, retmenler ya da uzmanlar grubunun hizmet verdii bir
alandaki bilgi yokluunun neden olduu belirsizlik ya da yoksunluk
Paul Radin ya da Entelektellerin Etiyolojisi 29

duygusunun ne denli mzminlemi olduuna baldr. Daha nemli


olan, byle bir belirsizlik ya da yoksunluk duygusunu yaratmak ya
da younlatrmak, bir baka deyile denetimleri altnda tuttuklan
bilgi trnn toplumsal adan vazgeilmez olmasn salamak o
grubun becerisine baldr.
Bununla birlikte, iki yorum daha gereklidir. lki, yukarda be
timlediimiz bamllk ve egemenlik tr, bir biimienmeyi olutu
ran ve onun yeniden retimini denetleyen tek bamllk ve egemen
lik tr deildir. Yaam ura zerindeki denetim eksiklii, bilgi
nin iktidanndan baka egemenlik trlerinin ortaya kmasna neden
olur (bunlarn en bilinen ve en kt hretli rnekleri, retim arala
n zerindeki iktidar ile tketim aralarna eriim zerindeki iktidar
dr). Bu yzden, entelektel kategorisiyle ilgili zmleme, yalnzca
bir yanda entelekteller ile te yanda "bilgi hizmetleri mterileri"
arasndaki ilikinin incelenmesini deil, ayn zamanda eitli, kar
lkl olarak zerk egemenlik boyutlan ile bunlarn rettigi toplumsal
kategoriler arasnda rekabet halindeki ilikilerin oluturduu karma
k an incelenmesini gerekli klar. kincisi, yukanda entelektel
kategorisini zmlernek iin ortaya koyduumuz "biimleniler
yntemi"ni, "kresel toplum" adn verdiimiz eyle snrl kalmaya
cak ekilde genel terimlerle akladk; Bu yntem, tek bir snfn, r
gtl grubun ya da toplumsal yaamn ilevsel alannn biimlenme
si iine yerletirilebilecek kategorinin daha kk kesimlerinin ince
lenmesi iin ayn derecede yararl grnmektedir.
2

Les Philosophes:
Arketip ve topya

Kolektif bir ad olarak "entelekteller" szcnn kkeni grece ya


kn bir tarihe dayanr. Kimi zaman Clemenceau'ya, kimi zaman da
Dreyfus davasna kamusal kar kn altna imza atanlara mal edi
lir; ancak her halkarda, szce on dokuzuncu yzyln sonlanndan
nce rastlanmamaktadr. Balangta bu yeni terim, baka trl kar
lamalar pek olas olmayan, i birliine gitmeleri daha da az olas,
kendi mesleki grevlerini yerine getiren olduka farkl uralardan
ve toplumsal konumlardan kadnlarla erkeklerin birliini salama
ynnde bir giriimdi: Bilim adamlar, siyasetiler, yazarlar, sanat
lar, felsefeciler, hukukular, mimarlar, st dzey mhendisler. Yeni
terimin belli belirsiz iaret ettii birletirici e, tm bu uralarda
zihnin oynad merkezi rold. Hepsinin zihinle olan yakn balant
s bu kadnlarla erkekleri nfusun geri kalanndan ayr bir yere koy
makla kalmyor, ayn zamanda onlarn hak ve devlerinde belli bir
benzerlii belirliyordu. En nemlisi, entelektel rolleri stlenenlere,
partizan blnmelerin ve sradan hizipi karlarn zerinde kalarak,
ulusa Akl adna seslenme hakkn (ve devini) veriyordu. Ayn za
manda, onlarn sylediklerine, ancak byle bir szcln salaya
bilecei mutlak doruluu ve ahlaki otoriteyi ekliyordu.
Sosyolojik adan hayli ilgin olan ve bir baka incelemenin ko
nusu olmay hak eden nokta, byle ortak bir stat ve ama birlikteli
inin, Akln eski birliinin ileri derecede bir zlme srecine girdi
i bir zamanda oluturulmu olmasdr. Bilimsel, ahlaki ve estetik
sylemlerin kesin bir biimde birbirinden ayrlmas, modemitenin
Les Philosophes: Arketip ve Otopya 31

merkezi zelliklerinden biriydi. Entelektel kavram tretildiinde,


bu alanlarn zerklii, artk dntrlmesi olanaksz bir noktaya
ulamt. Habermas'n deyiiyle "Birbirinden giderek uzaklaan
sylem evrenlerinin oul bir nitelik kazanmas, zgl olarak mo
dem deneyimin getirdii bir eydir ... imdi bu deneyimin hi ya
anmam olmasn dileyemeyiz; ancak onu yadsyabiliriz ... " Gr
nte, tm rasyonel dncelerde rtk olarak bulunan baz ortak
varsaymlar, sreler ya da etkiler adna bu deneyim yadsnmtr
da, stelik tekrar tekrar yadsnmtr. Normal olarak farkl ve birbi
riyle ilgisi olmayan sylemler iin ortak bir ad tretme (ve bunu ke
sin olarak benimseme), bir yzyldan fazla bir sredir devam eden
ve grnd kadaryla geri dndrlmesi olanaksz olan bir sreci
yadsma (aslnda belki de hi yaanmam olmasn dileme) ynn
de grkemli bir giriimdi, ancak bu yndeki tek giriim deildi.
zlme olgusu, rasyonel sylemdeki ynl blnmeden
ibaret deildir. Yeni sylemler de balangtaki gerek ya da hayali
birliklerinden bu yana uzun bir aamadan gemilerdir. Gerekli a
bay gsteren her "zeki insann", yaad dnemdeki bilgilerin t
mne hakim olmay ve okullar ile kitaplarn sunabiiecei her ey
hakknda (ya da en azndan bilgiye dayal bir gre sahip olmaya
deecek her ey hakknda) bilgiye dayal bir gr gelitirmeyi uma
bilecei gnler geen yzyln balannda sona ermitir. O zamandan
bu yana nesnel olarak mevcut bilgi, znel olarak zmsenmi bilgi
den (gerek ya da olas) ayrlmtr. Rasyonel dncenin szde bir
lii, bilgi retimini gerekletirenler arasndaki karlkl ibirlii
meselesi olmaktan kmtr; byle bir birlik varsaymsal olarak
oluturulabilirdi, ancak bunu denetleyecek hibir pratik ara yoktu.
Byle bir birliin varl ya da yokluu tmevarmsal yoldan snana
mazd; ancak -o da snrl bir yetkiyle olmak kaydyla- bu birlikten
isnat yoluyla sz edilebilirdi.
Byle birok isnat arasnda, kolektif "entelekteller" adnn t
retimi (ve daha sonraki birok kullanm) zel bir yer tutmaktadr.
Her adiandrma bler, ancak entelektellerin bir grup olarak ayrl
masnn ima ettii blnme, zeki, dnen, eitimli, sekin aydn

l . Richard J. Bemstein (yay. haz.), Habermas and Modemity, Polity Press,


Oxford, 1985, s. 192.
32 Yasa Koyucular ile Yarumcular

kategorisinin snrlarn aan bir blnmedir. Sessiz bir biimde, bir


yzyldan fazla bir sredir varln srdren kat i blmn kabul
etmektedir. Ancak bu kategori, "bal bana dnrler" -ilev ya
da karla balantl herhangi bir kaygnn kirletmedii fikirler iin
ve bu fikirlerle yaayan insanlar; Akl ve evrensel ahlaki ilkeler ad
na toplumun geri kalanna (eitimli sekin kesimin dier ksmlar
da dahil) seslenme yeteneini ve hakkn koruyan insanlar- hayaleti
ni, uzmanlarn oluturduu paralanm alann zerine karr. Bu
insanlardan her birinin bir meslei ya da bir ura vardr, her biri i
levsel olarak bir uzman gruba dahildir. Ancak bunun tesinde, kadn
veya erkek her birey, kendisini Akln ve ahiakn sesinin bozulmam
ve arptlmam olarak iitildii bir baka, daha genel bir dzeye
karr. Byle bir kendini yceltme, olaslkla baz mesleklerde dier
mesleklere oranla daha kolaydr ve olma olasl yksektir; gene de
genellikle tamamen olaan ilevlerce belirlenmez. Sonuta bu bir
karar verme ve balanma sorunudur. nsann "entelektel" etiketini
ve bunun yannda grubun teki yelerinin stleurneye raz olduklar
ykmllkleri kabul etmesi, kendi iinde byle bir balanmann
sonucudur. "Entelektel olanlar" entelektel olmayanlardan ayrma
ve entelektellikle balantl mesleklerin, uralarn ya da akade
mik baaniann adlarn sralayarak, grup iin "nesnel" bir snr iz
me giriimi anlamszdr ve daha batan baarsz olmaya mahkum
dur.
Entelektel kavrarru bir toplanma ars olarak ve gemiin ger
ekletirilernemi iddialarn yeniden canlandrma giriimi olarak t
retilmiti. Bir toplanma ars olarak, yirminci yzyln banda, ka
mu szck daarcnda kendilerine yer verilmesi iin haykran daha
nce ad duyulmam uluslarn arlarndan farkl deildi; mesajlar,
seili bir yne dorultulmu yayn yanstclar ile geni, ak bir top
lumsal uzama gnderiliyordu, ancak mesaj alma henz ok saydaki
bireyin alclar amak ya da kapamak iin verecekleri kararlara ba
lyd. Deyim yerindeyse, bunun bir propaganda edimi olmas ama
lanmt. Grnte mesaj, hedeflenen alcnn zaten sahip olduu
niteliklere gndermede bulunuyordu; gerekte, gelecek iin arzula
nan gdleri ve eylemleri artryordu. Gemiin engellenmi
umutlarn yeniden isteme giriimi olarak yeni kavram, doktorlarn,
bilim adamlarnn, mhendislerin, toprak beylerinin, rahiplerin ve
Les Philosophes: A rketip ve topya 33

yazariann mutlu les philosophes ailesine mensup olduu, birbirleri


nin yaptlarn okuduu, birbirleriyle konutuu ve insan soyunun
yargc, yol gsterici si ve vicdan olarak kolektif sorumluluklar pay
lat o olaanst coku ve vaat dolu zamaniann bir yzyllk an
sna sesleniyordu. Yeni tretilen kavram, bu ikinci anlamyla gelece
i de hedef alyordu : Gerek mesaj, gemite kalan ve hzla geri e
kilen zamanlarn ruhunu ya da daha ok, artk tannmayacak lde
deiiklie uram bir dnyada, geriye bakarak o zamanlara yans
tlan ruhu yeniden yakalamann olanakl olduunu iletiyordu. Bu,
zeki ve eitimli kimseler arasndaki kopmu iletiimi kurma, ok sa
ydaki uzmanlam sylemi birletiren ortak bir sylemi yeniden ya
da batan yaratma ve bu temel zerine paylalan bir ama ile ortak
sorumluluu oturtma olanayd. Bu sorumluluk, ancak payiald
zaman, les philosophes'un elde ettii toplumsal etki konumuyla kar
latrlabilecek bir konuma hak kazanacakt.
Tarihi, on sekizinci yzyln felsefecilerinden yirminci yzy
ln eitimli uzmanlarna varan dolambal yol hakknda ne derse de
sin ve bu srecin srecei ya da srmeyecei konusundaki hkm
ne olursa olsun, bizim konumuzia en dorudan ilikili olgu, modem
entelektellerin kendilerini kurma sreci iinde les philosophes gru
bunun elle tutulur varldr. Onlarn ans, onlarn mitosu, onlarn
idealletirilmi (bugnk dlerin gemiin aynasnda yansmas
olarak grlen) imgesi, entelektellerin kendini kurma giriiminde
bal bana ok nemli bir etkendir. Les philosophes'un hatrlanan
ya da geriye dnk olarak yorumlanan tarz ve rol, tutkulann ve ba
anlarn lld, eletirildii ve dzeltildii standart olarak, "ak
tif topya" olarak ilev grmektedir. Tahmin edilecei gibi, modem
entelektellerin kendilerini bir araya toplaylarnda orijinal terim
les philosophes'un dorudan kullanlmamasnn tek nedeni, felsefe
nin aradan geen sre iinde, snrlar daha dar olarak izilen, bir uz
manlk ura haline gelmi olmasdr; onun sahasndan ortaya at
lan bir birleme ars kanlmaz olarak bir emperyalizm altrma
s olarak yorumlanr ve bu yoruma bal olarak direnle ya da istih
zayla karlanrd (aslnda, sk sk byle karlanmtr da). "Entelek
teller" fikrinin, en azndan Aydnlanma ann felsefecilerine on
ca doal grnen bir jeu sans frontiers [snrsz oyun] duygusunu
yeniden canlandrma ans vard. O nedenle, bizim zamanmzdaki
34 Yasa Koyucular ile forumcular

entelekteller fikrinin arkasnda yatan bu modeli kefetmek ve


mmkn olduu lde aa karmak zere imdi tes philosop
hes'a dnmemiz gerekiyor.
Les philosophes bir "dnce okulu" deildi. Gerekten de, phi
losophe'lardan birinin yazd her nerme ya da pozitif gzlem iin,
bir baka philosophe'un yazlannda ya da ayn yazann bir baka ya
ptnda buna kar kan bir nerme ya da gzlem vard . Philosop
he'lar birletiren ve onlarn glk ekmeksizin hem birbirleriyle
iletiim kurmalarn hem de ortak bir amaca katkda bulunmalarn
salayan bir "paradigma" (Kuhn'un kulland anlamda) oluturmak
hayli gtr. Yaantlannn ve yetime tarzlarnn ortak olmasna ge
lince, byle bir ey sz konusu deildi. Bir yzyl sonraki Rus razno
intsi gibi, les philosophes arasnda da her durumdan ve toplumsal
konumdan insanlar yer almaktayd (belki bir tek en alt konumda
olanlar dnda). Onlar bir araya getiren ey, mizalanndaki ya da
beenilerindeki benzerlik de deildi; dier alardan olduu gibi bu
adan da onlan birbirinden ayran eylerin says, birletiren eyle
rin saysndan ok daha fazlayd.
Gene de, insanlk tarihinde, on sekizinci yzyln nc eyre
inde Fransa'daki les philosophes grubuyla karlatnlabilecek, top
lumun eitimli ve dnen kesiminin birlik ve btnlk iinde bir
grup olarak grld -gerek kendilerince gerek bakalannca- za
manlar ve yerler (eer varsa) azdr. Onlar birletiren, o zaman onla
rn grd, bilincinde olduu ve daha sonraki bir an canl belle
inin gl bir biimde pekitirdii ey neydi? Tek, ancak gl ve
belirleyici birletirici etmenin, les philosophes'un yaptklan ite, hat
ta onu yap tarzlarnda deil, yapma ediminin ama ve neminde
aranmas gerektiini ne sreceim. Bu edirne ama ve nem isnat
edenler bizatihi philosophe'lard; ancak ayn zamanda ve daha nem
li olarak, bu edirne o ama ve nemi veren, siyasal tarihle ksa ancak
grkemli ve unutulmaz bir rtmeydi. Les philosophes'un canl ta
rihsel bellekte (felsefelerinden ok) kalc varl -aktif bir topya,
haHi gerekletirilmeyi bekleyen bir vaat, bir kendini tanmlama
rnts, iyi toplum tasanlar iin bir ufuk olarak- benzersiz koul
lann rndr; ancak ksmen philosophe'larn yaptklan eylerle be
lirlenmitir; en azndan, ayn lde, belki daha da ok, ksa devre
yaparak bilgi ile iktidar bir anda birbirine balayan koullarca belir-
Les Philosophes: A rketip ve topya 35

lenmitir.
Bunlar arasnda saylabilecek ok sayda koul var. Hibiri yal
nzca Fransa'ya zg deildi; hibiri sre asndan yzyln o yirmi
be yllk dnemiyle snrl olmad. Ne var ki, hepsi bir arada ancak
tek bir yerde ve ok ksa bir sre iin belirdi. Benzersiz olan -ncl
bulunmayan ve bugne dek yinelenmeyen- ey, bunlarn buluma
syd.
Birincisi, mutlakiyeti monari olgunlua erimek zereydi: za
aflarn olduu kadar gl ynlerini, yaar kalmasnn henz yerine
getirilmemi gerekleriyle, henz tketilmemi devrimci potansiyeli
ni de aa vuracak ekilde.
kincisi, eski ynetici snfn, yani soylularn yok olma noktas
na gelmesiydi; bu, toplumsal dzenin yeniden retimi iin vazgeil
mez olarak deerlendirilen etmenler arasnda iki byk boluk b
rakt: Bunlar doldurmak zere yeni bir toplumsal denetim kavram
ile siyasal otoritenin merulatnlmas iin yeni bir forml gereki
yordu.
ncs, soylu snf, boalan siyasal alanda hak iddia edecek
kadar gl yeni bir toplumsal g belirmeden ok nce, siyasal
nemini yitirmiti. Deyim yerindeyse, siyasal snfn giysisi ak ar
trmaya kanmt ve birbiriyle yaracak teklifiere akt. Bunlar
radikal teklifler olabilirdi; tekliflerin, hi kimsenin yerleik karla
rna uygun olmas gerekmiyordu.
Drdncs, Fransz philosophe'larn ayrt edici nitelii, "top
lumda onlara zellikle uygun, geleneksel bir statlerinin ya da belir
li bir ilevlerinin bulunmayyd. Almanya'da, Aydnlanma'nn tem
silcileri ounlukla niversite profesrleri ya da devlet grevlileriy
di. Genel olarak Protestan lkelerde, bu kiiler ounlukla ruhban .
snfndan geliyordu. Ancak Fransa'da, bu geleneksel uralardan
hibiri philosophe'lar, btn toplumun bamsz entelektelleri ol
duklar eklindeki zimgelerinden uzaklatramad".
Beincisi, hibir kuruma bal olmamalanna ve ihtilaf yaratacak
hibir ballklan bulunmamasna karn, les philosophes yalnzca
bir bireyler topluluu olmann tesinde bir eydi. Les philosophes

2. Leonard Krieger, Kings and Philosophers 1689- 1 789, Weidenfeld and Ni


colson, Londra, 197 1 , s. 174.
36 Yasa Koyucular ile Yarumcular

youn bir iletiim ayla birbirine bal, sk skya kenetlenmi bir


grup oluturuyordu: la republique des lettres, /es societes de pensee
[dnce toplumlar], kulpler, youn yazmalar. karlkl eletiri
ler, karlkl ziyaretler, Voltaire'in Perney'deki evinde kendi papalk
mahkemeleri, jri makamnda dncenin oturduu kendi yarg ve
ceza sistemleri. Onlar bir gruptu, zerk bir grup: Dnceyi, yazy,
konumay ve genelde dili, teki tm toplumsal balarn yerine ge
ecek bir toplumsal ba olarak gndeme getiren bir grup.
Altncs, la republique des lettres'in oluturulmas bundan daha
uygun bir zamanda gerekleemezdi. Bu bir idare, organizasyon ve
iletme yzylyd; alkanlklarn yasama nesnesi haline geldii ve
bir yaam tarznn kltr olarak sorunsallatrld bir yzyl; zel
yaam ile kamu arasndaki eski snrlan radikal bir biimde yeniden
izen ve kamunun boyutunu daha nce grlmemi oranda genile
ten bir yzyl; daha nce doal bir biimde ve pratik yntemlerle ya
plm olan eyleri yapmak iin know-how'a, becerilere, uzmanla
gereksinim duyan bir yzyl; iktidarn bilgiyi gereksindiW. ve arad
bir yzyl.
Bu koullar listesinin eksiksiz olduunu ne srecek deilim.
Elbette, bunlara birka baka koul eklenebilir; herhangi bir erken
dnem modem Fransa tarihisi (ben onlardan biri deilim), bu lke
yi o dnemde dier dnemlerden ve baka lkelerden ayran dier,
belki olduka arpc noktalan belirlemekte glk ekmeyecektir.
Ancak gene de yukanda sunduumuz liste bizim amacmz asn
dan yeterli grnyor, nk u andaki biimiyle bile, baka lkele
rin ya da zamanlarn birbiri ard sra yaad ya da hi yaamad
sorunlarn bir araya gelmesi, younlamas ve birbiriyle kar kar
ya gelmesinin yaratt gerginlik dolu tarihsel durum duygusunu ak
taryor; ayrca, iktidaribilgi bilekesinin kalc bir tortusunu olutur
duu bu olaanst tarihsel sreci aklayacak "ekme" ve "itme" et
menlerini ieriyor.
Tarih literatrnde mutlakiyetiliin ykselmesi olarak anlat
lan olgu, -sosyolojik adan- toprak mlkiyet haklan ile idari grev
ler arasnda balant kuran feodal ilkenin gcn yitirmesinden son
ra ya da onunla ezamanl olarak, siyasal erkin yeniden etkin bir bi
imde dzenlenmesi sreciydi. Erk toprak sahiplerinin elinden kt;
mlkiyetini ve zenginliini korumakla birlikte aristokras " siyasal s-
Les Philosophes: A rketip ve Otopya 37

nf' olarak roln yitirdi; her halkarda, soylularn "haklar gerei ",
topraklarnn mirasnn bir ksm olarak, siyasal erk hiyerarisinde
bir yer edinmeleri son buldu. Toprak sahiplerinden alnan erk tepede
yeniden topland. Mutlak monark, cebir aralarnn tekelini talep et
mesiyle ayrt edilen Weberci "modem devlet"in ilk rneiydi; lke
de yaayan herkesin yalnzca, ayn monarinin koyduu kuraHarca
uygulanan monarinin cebri glerine baml klnmas, bu kimse
leri feodal tebaalktan modem devletin yurttaianna ve bylece top
lu hak ve devleri paylaantardan bireylere dntren balca me
kanizmayd . imdi dorudan bir bamllk hatt, birey yurttalar ile
kral birbirine balyordu: Yurttan devlete kar, devletin de yurt
taa kar ykmllkleri vard; hep birlikte ve her biri ayn ayr. Yii
rtme organ mutlakiyei sistemin iki u noktas arasnda ne tr bir
araclk yaparsa yapsn, bunu ancak kraln onay ya da buyruu ile
yapabiliyordu; tm iktidar yukardan geliyordu.
Topraa dayal zmreterin "depolitizasyonu", saraya daha nce
hibir hkmetin karlamam olduu -en azndan ayn boyutta
bir grev yklyordu. Alexis de Tocqueville mutlakiyetn bu ok
nemli, ancak nceden tahmin edilmemi sonucunu belki de ilk vur
gulayan kiidir. Fransa'da:
lord, gc elinden alnm bulunduundan, artk kendisini geleneksel zorun
luluklanyla baml hissetmiyordu. stelik, lordlann yerini yerel bir otorite, bir
yoksullara yardm kurulu ya da blge meclisi alm deildi ... [M]erkezi hkmet,
bir lde riskli bir biimde, bu devin tek ykmls olmay kabul etti. Her yl
Kabine, kamu fonlanndan alnan bir miktar paray her blgeye yoksullara yardm
iin tahsis etti . . . Her yl Kabine kendisinin belirledii eitli yerlerde, yoksul ky
ltilere dk cretle i verilen dknler evlerinin kurulmas iin kararlar kard.

Ancak yoksullara yardm, merkezi hkmetin ele almas gere


ken -lkenin her yanna dalm- binlerce sorun arasnda kk bir
meseleydi . Mutlakiyei monarinin tekeline almak istedii iktidar
aralar, cebir aralar ile snrl kalmyordu.
Devlet bakanlan lkede olan her eyi yakndan izlemeye ve Paris'ten akla ge
lebilecek her konuda kararlar karmaya zel bir nem veriyorlard. Zaman ge
tike ve idari tekniin etkililii arttka, bu gzetim alkanl merkezi hkme
tin neredeyse bir sapiants haline geldi.

Devletin bu yeni ve emsalsiz urann kanlmaz sonucu, be


lirmekte olan siyasal sistemde ayn derecede emsalsiz bir "tepede y-
38 Yasa Koyucular ile Yarumcular

lma"yd. Merkezi devlet dairelerinin ap ve etkisi hzla byd.


D'Argenson'un 1733'te gzlemlemi olduu gibi:
blm bakanianna yklenen grevler korkun boyutlardadr. Her ey onla
nn ellerinden gemekte, ne yaplacana yalnzca onlar karar vermekte ve bilgileri
yetkileri orannda kapsaml olmadnda, ileri personelin daha alt dzeydeki me
murlanna brakmak zorunda kalmaktadrlar, bu da sz konusu memurlann lke
nin gerek yneticileri durumuna gelmeleri sonucunu dourrnutur. 3

Bu kiilerin kar karya olduu grevlerin bykl, mutlaki


yeti ynetimin olaand glerinin de, korkun zaaflannn da ne
deniydi. O dnemde yaayan bir gzlemci asndan elde tutulan ik
tidarlar artc grnm olmal: Yerel farkllklan ezerek ve tm
lkeye balayc evrensel standartlar koyarak, son derece byk bir
toprak adna yasama yetkisi olan bir hkmet; stelik, yaamn daha
nce hibir zaman yasamaya ve harici i dareye baml olmam alan
larna ulaan -dolaysyla, grnd kadaryla, yasa koyucunun
iradesinin kstlamalada karlamad, serbest, igal edilmemi, si
yasal olarak bir tr sahipsiz blgede i gren- iktidarlar. Bu bakir si
yaset topraklarnda, en azndan kral Tanr roln oynuyordu; grevi,
insan toplumunu "yoktan" var etmekten daha az bir grev deildi.
Helvetius'un bu konuda herhangi bir kukusu yoktu: "Yasalara kim
biim verecek? Aydn despotlar! "4 Turgot ise XVI. Louis'ye unu
neriyordu: "Deiikliin adil, yararl ve verimli olduuna kanaat
getirdiinizde, hibir ey sizi onlarn oluturduu yasalarla onayla
dklan kurumlan deitirmekten alkoymamal dr. "5 Mutlak iktidar,
toplumu, smrgeletirilecek, yasalar konulacak, seilmi bir rn
tde birletirilecek bir ssz toprak gibi gren bir iktidard.
Bu gerekten masallara zg g imgesi mutlakiyeti madalyo
nun bir yz idiyse, zaaflan da madalyonun teki yzyd. Aslnda,
bunlar bir btnn ayrlmaz paralaryd. Bo bir alan zerine bir
yap kurmak, cesur, ancak dikkatlice oluturulmu bir tasarm ge
rektiriyordu ; bu grev daha nce hi gndeme gelmemi olduun-

3. Alexis de Tocqueville, TM Ancient Regime and the French Revolution,


ev. Stuart Gilbert, Collins, New York, 1976, s. 69, 88, 89.
4. Kr. John Passmore, The Perfectibility ofMan, Duckworth, Londra, 1 972,
s. 1 73.
5. Kr. A. Lenin, Enlightened Absolutism, A Documentary Sourcebook, Ave
ro, Newcastle, 1985, s. 1 5 .
Les Philosophes: A rketip ve topya 39

dan byle bir tasan n da yoktu. Olaslkla, grev olaanst olduu


gibi tasarm da olaanst olacakt - bu yzden, ok uzun sre nce
su imparatorluklarnda tek-amal bir koordinasyonu salamak iin
kullanlan teknikten ok daha gl bir idare teknii gerektiriyordu.
lcat edildiinde bu teknik, feodalizmin hiyerarik, aamal iktidar
yapsnn hibir zaman gerek rluymad ve zaten mevcut olmayan
bir lekte, bilgi toplama, saklama ve ileme gereksinimi duyacakt.
Ancak iin hibir yn -tasarm oluturmak, teknii ve onun uygu
lamasn gelitirmek, gerekli bilgiyi idare etmek- geleneksel beceri
lere ya da allagelmi kurumlara dayanarak gerekletirilemezdi.
Eski alkanlklarn ve toplumsal becerilerio belirleyici yn, yeni
dzenin nnde duran ok saydaki engel arasnda yer almalaryd.
Zorunlu olarak, bunlar kamu kanna (yani, yeni dzene) kar ta
rafgir ve bencil yaam biimlerini savunan bat! inanlar ya da n
yarglar olarak alglanyordu. Bu nedenle, yeni becerilere ve bu tr
becerileri olan sekin bir tabakaya gerek vard: Eski ayrcalk meka
nizmaianna bal olmayan, dolaysyla yrelerin ya da zmreterin
yozlaan karlannn zerine kabilecek bir tabaka.
Bu tr becerileri retme ve yeni sekin bir tabakaya dnme ih
timali en az olan kesim toprak sahibi soylulard; de Tocqueville'in
belirttii zere "feodalizm anda, bu snf herkesin imdi hkme
ti grd gibi grlyorrlu . . . [D]zeni koruyor, adalet datyor,
yasalarn uygulanmasn salyor, bask grenlerin yardmna kou
yor ve herkesin karlarn gzetiyordu".6 Soylular ynetiminin dev
redilemez bir yn, idari yetkinin, soylu kiinin sahip olduu toprak
leine indirgenmi olmasyd. Aristokratik ynetim, ancak top
lum federe blgeler halinde paralanm kald lde toplumun
yeniden retimini salayabilirdi. Toprak sahibi aristokrasinin hk
met etme ufku ve idari gayreti, kendi mlkiyet haklaryla sk skya
balyd ve mlkiyet haklarnn snrlaryla belirleniyordu. Merkezi
bir hkmet ile soylutara ait topraklarn snrlarn aan merkezi bir
hukuk sisteminin hizmetinde kullanlabilecek kendilerine has bir ku
rumlar ve yeterli esneklikleri yoktu.
Yaknlarda yaplan bir almada Ellery Schalk'n belirttiine
gre, Fransz tarihinde modern dnemin balangcnda soyluluk "bir

6 de Tocqueville, The Ancient Regime, s. 60.


.
40 Yasa Koyucular ile Yarumcular

insann miras yoluyla devrald bir ey olarak deil, daha ok bir


meslek ya da bir ilev -birinin yapt bir ey- olarak grlyordu" .7
Gerekten de, Schalk soyluluun ayn zamanda her iki ey olarak -
birbiriyle yakn balant iinde- alglandn (ve soylularn kendile
rini yle algladklann) kukuya yer brakmayacak biimde gste
ren ok sayda kant derlemitir. "Miras yoluyla devralma" ve "yap
ma" arasndaki bunca yakn, blnmez birlik, soyluluun imgesinin
ve merulatrma formlnn en arpc zelliiydi. Aristokratik
ykseli ann sonunu belirleyen ve yeni bir sekin zmre iin yo
lu aan ey, ikisi arasnda seim yapmak zorunluluu ve "miras yo
luyla devralma"y, "yapma" olmakszn (ve er ge bunun tersini de)
alglayabilme olanayd.
Soylu snf, erken modem aa "sava snf' olarak girmitir.
Askeri meslein, soylu ailelerin yelerince yerine getirilmesi ve on
larn tekelinde olmas sayesinde, iki kavram, her ikisinin gsterdii
insanlar grubu birbiriyle rtt srece eanlaml olarak kalmtr.
Erken modem dnem yazlannda bu eanlamllk dile getirilmekte,
tartlmakta ve savunulmaktadr - bu, gereklemek zere olan kop
mann tehdit edici bir gstergesidir. On alt yzyl boyunca, aristok
ratk meruluk sylemi race [soy] ve vertu [erdem] kavramlar ev
resinde kurulmutur; ilki, daha sonra "ecere" olarak bilinen eyi
gstermektedir, ikincisinin anlam ise Latince kkenine yakndr
(vis, yani g szcnden, vir, yani erkek, eril szcne; vertu'
nun, kahramanlk, byk glklere kar savamak, ustalk kazan
mak gibi yananlamlar vardr; bir lde uygariam virtuoso kav
ramna hala kattmz bir anlamdr bu. Modem an balangcnda
erdemin dile getirdii yiitliin yalnzca askeri bir uygulamas sz
konusuydu; erdemi olanlar valyelerdi ; erdem askerlerin gereksin
dii bir vasft). Soyluluun, soy ile erdem'in birleimi olduu varsa
ylmtr. Ancak birliin dile getirilmesi ve ok sayda yaynda srar
la tekrar tekrar birlikten sz edilmesi, bu birlikteliin tam anlamyla
gereklemedii durumlarn olmu olabilecei olasln gndeme
getiriyor. Soyluluk iin bir deil, iki lt vardr; eer yleyse, o za
man mantksal adan bakldnda, bu iki lt bir insanda bulua-

7. Ellery Schalk, From Valor to Pedigree, ldeas of Nobility in France in the


Sixteenth and Seventeenth Centuries , Princeton University Press, l 986, s. xiv.
Les Philosophes: A rketip ve topya 41

bilir d e bulumayabilir de. Ancak bunlardan biri eksikse, o zaman o


kiinin "soyluluu" kusurludur ve tartmaya aktr.
ok daha sk olarak, noblesse (soyluluk) bir meslek ya da bir u
ra (ilev) olarak dile getirilir. rnein, Montaigne iin askeri ilev,
Fransz sayiuluunun "tek, uygun ve temel biimi"ydi. Uygun bii
min, en azndan ilke olarak otomatik bir biimde gvence altnda ol
mad aka ortadadr. Ve kanlmaz olan ey gerekleir: nce
ekingen bir biimde, daha sonra daha byk bir enerjiyle, insanlar
kopma ile ilgili uyarlarda bulunur, kopmaya tan koyar ve sonra ha
yflanrlar. Daha 1 539-40'larda Guillaume de la Perrire Le mirroir
politique'i (Siyaset Aynas) yaymlamtr; bu, yzyln kalannda ve
tesinde, meruluk tartmasnn gndemini belirler ve kitapta Guil
laume de la Perrire undan yaknr: "Gnmzde gzlediimiz en
byk hatalardan biri, zamanmzn baz soylularnn kendilerini soy
[race] ile snrlamalar ve erdemsiz soylu olabileceklerini ummalar
dr." Tehis buydu, tedavi reetesi ise uydu: "eer genliklerinden
itibaren [ocuklarnz] iyi eitilmise, soylu olduklarn, iyi ahlak ve
alkanlklara sahip bulunduklarn gstereceklerdir; te yandan,
eer iyi eitilmemi ve yetitirilmemilerse, her zaman kt ve ah
laksz birer alak [villain] olacaklardr." De la Perrire'in endiesinin
zorunlu olarak ahlaki kayglardan kaynaklanyor olmas gerekmez.
Franois de l'Alouete'in yirmi otuz yl kadar sonra ( 1 577'de) Traite
des nobles et des vertus dont ils sont forrris'de (Soylular ve Onlar
Biimlendiren Erdemler zerine) gsterdii gibi, tetikte olmay ve
aciliyet duygusunu gerektiren baka, daha somut nedenler vard : Er
demi gzeterek yaamamalarnn bir sonucu olarak "artk en yksek
onur makamlarn igal etmeye arlanlar, en soylu ve en eski aile
lerden olanlar deil ve artk saray ile yargnn yetkilerini ve grevle
rini ellerinde bulunduranlar centilmenler deil, genellikle en haysi
yetsiz ve alak kyllerle soyluluktan uzak dier kimselerdir". Ve
1 582'de Louis Musset sylennesi gerekeni syler: nsan yaptkla
rndan bamsz olarak, yalnzca atalar yznden soylu deildir. s
On altnc yzyldaki meruluk tartmas srecinde birtakm ye
ni ve devrimci fikirler dile getirilmitir. lk olarak, eski erdem kavra
m, toplumsal stnlk ve ynetme hakknn gemiteki tm meru-

8. a.g.y., ss. 57-8, 60,. 1, 73, 79.


42 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

latrmalannda dile getirilen temel nitelikler, yava yava, neredeyse


farkna vanlmakszn nceki askeri anmlanndan synlmtr. Er
dem daha geni bir anlam kazanm olup, artk kamu yaamnn ta
lep ettii becerileri ve zellikle kraln idari hizmetkarnn gereksin
dii becerileri gstermektedir. Mutlakiyeti monarinin geliiyle
hzla deien siyasal balamda valyece yiitlie yer yoktu, buna
karn hkmette ve yasama alannda alacak istekli ve bilgili g
revlilere byk oranda gereksinim vard . Eer erdemin eski anlam
feodal iktidar hiyerarisine uygun olarak belirlenmi idiyse, deien
anlam yeni talebe yant veriyordu. Ancak grnd kadaryla, te
ki baz yeni formllerin daha nemli sonular olmutur. lki, erde
min doutan gelen bir hak deil, edinilmesi ya da kazanlmas gere
ken bir nitelik olduu fikridir (bu, isnat ynelimli muhakemeden ba
ar ynelimli muhakemeye ak bir geii gstermektedir). kincisi,
daha da nemli sonulan olacak bir kavramdr: Erdem ancak eitim
yoluyla elde edilebilir; yalnzca doutan gelen yetenekleri sergile
me deil, ynlendirilmi bir eitim meselesi dir.
Bu, ilgin bir anlam karklna yol amtr. Bir yandan, nob
lesse (soyluluk) hala betimleyici anlamnda kullanlmaktadr: gele
nein ve yasalann ortak gcyle bir grup nitelii edinmi olan, belli
ecere ve unvaniara sahip bir aileler topluluunun ad olarak. Ayr
ca, Soylular Meclisi, tarttmz bu dramatik deiim sresince hi
toplanmamtr. Baz yazarlar bu kurulu vm, bazlan yermi ve
onunla alay etmitir - siyasal eilimlerine ve snfsal tercihlerine
bal olarak. te yandan, noblesse artk kural oluturan veya deer
yargs ieren bir kavram olarak, ideal, gpta edilen bir insanlk bii
minin ad olarak kullanlmakta, ulusun yasal olarak tanmlanm ke
simlerinden herhangi birisiyle "zel bir iliki"si olmaktan karlm,
bamsz nitelikleri gstermektedir. kinci anlamyla noblesse, ilk
anlamyla noblesse'in, eer onu istiyorsa, herkes kadar alp elde
etmesi gereken bir eydir. On yedinci yzyln eiinde Pierre Cha
non De la sagesse'de (Bilgelik zerine), noblesse naurelle den [do
'

al soyluluk] farkl olarak noblesse personelle [kiisel soyluluk] ya


da noblesse acqu ise den [edinilmi soyluluk] sz etmitir; sadakat
'

igrnn nn tkamam, ancak karkl zmesi pek olas ol


mayan bir terim kartln dayatmtr. Kusursuzluk anlamnda,
sekin bir kamusal rol ve iieve hak kazanma anlamnda soyluluk,
Les Philosophes; A rketip ve topya 43

soyluluu ecereye balayan zinciri krrut. imdi soyluluk, deyim


yerindeyse ihaleye kanlmt. Ve teklifler ancak eitim aracly
la yaplabiliyordu.
On altnc yzyln sonundan on yedinci yzyln ortasna kadar
olan dnem boyunca, Fransa'nn her yerinde soylular iin akademi
ler kurulmu ve serpilmitir. Kurumsallam eitimi tartan ve ide
al okulun mfredat programlanyla derslerin ieriklerine ynelik tas
laklar izen saysz yayn vard. Plunivel'in aka ifade ettii zere,
akademiler ecoles de la vertu [erdem okullan] olacakt. Erdem mo
dernlemi anlamyla tartlyordu: Akademiler amalann kamu
grevleri iin soylu nesilleri yetitirmek, aynca onlara saraydaki ya
ama ayak uydurup ilerlemelerini salayacak zarafetle incelii
retmek olarak aklyorlard ; saray, allagelmi kaba, olgunlama
m tavrlann kesinlikle yersiz olduu yeni kamusal yaam alanyd.
nerilen mfredat programlannn olduka nemli bir blm asker
lik sanatianna ayrlmt; ancak bu sanatlar, pratik anlamyla deil,
daha ok simgesel anlamyla, stat gstergeleri ve el stnde tutulan
bir gelenein simgeleri olarak ele alnyordu. Binicilik, avianma ve
dello beceri leri, sava alanyla daha dorudan balantl olan askeri
know-how'a oranla ncelik tayordu; bunlarn ustaca dntrl
m rol, bir yzyl nceki noblesse ile pek balants olmayan yeni
becerilerde btnyle aklk kazanr. nerilen mfredat programla
rndan birine gre, soylu rencilere unlar retilecekti : "baka
halklarn gelenek ve grenekleri; siyaset ve savata nasl davranmak
gerektii; eski uygarlklara ait bilgi, zarif tavr ve hareketler (gentil
lesse) ile gzellik ve mkemmellii aramalan iin ilgilerini harekete
geirecek daha binlerce baka nemli ey." 9
zetlemek gerekirse: Mutlakiyetiliin ykseliiyle, miras yo
luyla devralnan ya da unvana bal soyluluk (bu tr soyluluun, un
vanlarla ilikili grevlerin toplu halde satn alnmasyla nemli l
de zaafa uram olduunu da ekleyelim) siyasal bir snf olarak ko
lektif roln yitirmitir. Bir kusursuzluk ideali olarak, siyasal nfu
zun merulatrlmas olarak soyluluk ekiciliinden pek az ey yi
tirmekle birlikte, artk rsiyet ve ecere ile olan balantsna son ve
rilmitir. Bunun yerine, yeni, ancak ayn derecede yakn bir balant

9. a.g.y., s. 1 8 1 , 1 92.
44 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

edinmitir: Eitimle olan balant. Kusursuzlua ulaabilmek iin,


insanlarn eitilmesi gerekir. retmeniere gereksinimleri vardr.
Bilen insanlara gereksinimleri vardr. imdi erdeme giden yoldaki
belirleyici aama, retmenierin elinden geme deneyimidir. Ve
retmenlerin erdemi yalnzca belli bir soydan gelenlere aktarmalan
_iin herhangi bir neden yoktur.
imdi retmeniere dnmemiz gerekiyor.
Yaad dnemin tarihilerinde pek rastlanmayan sosyolojik
bir igryle Augustin Cochin yle yazmtr: "Gvde, yani la so
ciete de la pensee; ruhu, yani paylalan inanlan aklyor. Bu ko
nuda Kilise nclk etmi ve ncil'ini yaratmtr; topluluk hakikat
ii n birlemitir, onun tarafndan birletirilmi deildir. Yeniden
Dana, Aydnlanma ahlaki ya da entelektel bir olgu deil, toplum
sal bir olguydu." o Gen yanda Birinci Dnya Sava'nn sperle
rinde ldrlen Cochin bir Fransz Devrimi tarihisiydi. Anlamak is
tedii olay, ksa sreli olarak varlk gsteren Jakoben Terr'yd.
Bu aratrma onu tes philosophes'a gtrd. lmnden sonra ya
ymlanan ateli kitapklarndan, tamamlanmam bulgularn re
niyoruz: Jakoben politika ancak tes philosophes'un yaam biiminin
bir devam, bu yaam tarznn gerekletirilmesi olarak anlalabilir;
tes philosophes'un yksn, Jakoben, pratik evresinde deerlendir
mek, bize onlarn gizleriyle ilgili bir ipucu sunmakta, Aydnlanma'y
bir fikirler topluluu olarak deil, bir yaam tarz olarak grmemizi
salamaktadr.
Cochin'in kk hacimli kitaplan, yaklak 70 yl okur yz gr
memi, Franois Furet tarafndan yeniden kefedilmeyi beklemi
tir. Furet'nin yaptnda, Cochin'in grleri, Alexis de Tocquevil
le'in ayn ekilde ksmen unutulmu gzlemleriyle bulumutur. Bu
iki yazann grlerinin birlikte deerlendirilmesi, modem entelek
tellerin tarihindeki erken, kahramans dnemin yeni, mesafeli , e
kingen bir sosyolojik adan kavranmasn salamaktadr. Grnd
kadaryla, byle bir kavramaya, ancak postmodem an ve bu
an "ksmi entelekteller"inin bak asyla vanlabilirdi.

10. Augustin Cochin, Les societes de pensee et la democratie modeme, Plon,


Paris, 1 92 l , s. l4.
l l . Franois Furet, Penser la Revolution Franaise , Gallimard, Paris, 1 978.
Les Philosophes: A rketip ve Otopya 45

De Tocqueville, soylu snfn yksn brakt noktada ente


lekteller konusunu ele alr:
Gl bir aristokrasi, kamu ilerinin akn biimlendirrnekle kalmaz, ayn
zamanda kamuoyunu ynlendirir, yazariann yaz tarzn etkiler ve yeni fikirlere
otorite salar. On sekizinci yzyl itibanyla Fransz soylu snf bu ykseli bii
mini tamamen yitirrniti, gcyle birlikte itiban azalmt ve kamuoyunda igal et
tii yer bo kald iin yazarlar kamuoyunu ok byk bir kolaylkla gaspedebili
yor ve gzden dme korkusu olmakszn ellerinde tutabiliyorlard. 2

Olayiann kronolojisi tartmasz kabul edilmekle birlikte, artk


tarihsel srecin, Tocqueville'in ne srdnden daha karmak ol
duu izienimi egemendir. Sreci yalnzca deiiklie uramam bir
saray nndeki "nbet deiimi" olarak sergilemek, "bakalan h
kmetin dizginlerini elinde tutmasna karn, yalnzca onlar yetkey
le konutuklan iin pratikte an nc politikaclar haline gelen
yazarlann, zenginlikten, toplumsal sekinlikten, sorumluluklardan
ya da resmi statden yoksun insanlar"nt3 gerek devrimci anlamn
karmaktadr. O yazarlar, modem entelektellerin o ncleri (ve
bugne dek arketipi, topya ufku), kamuoyunun ndediini "stlen
mediler". Onlar bir kamu haline geldiler, kamuoyunu yaratt/ar, bu
kendi yaratlanna "hkmetin dizginlerini elinde tutanlar"n iktida
nyla mzakereye girecek ya da onunla rekabet edecek bir otorite ka
zandrdlar. Dorudur, onlar ecere yoluyla soylu olaniann bitkin el
lerinden den, gzden geirilip yenilenmi ve yeniden tasarlanm
erdem silahna sahip kmlardr; dorudur, soylu snfn yok olma
ya yz tutmas byle bir yenilenme ve yeniden tasann iin verimli
bir zemin oluturmutur. Ancak benzerlik burada sona ermektedir.
Tarihsel ardllk grn savunmak dahi zordur. Eski soylu snf
hibir zaman daha sonra yazariann olduu anlamda kamuoyunun
nderi olmamtr. Deien, yalnzca (ya da daha dorusu ncelikle)
siyasal nderler deildi; siyasetin kendisi deimitir. Gemiin si
yasetinin tersine, siyaset imdi yazariara bir otorite alan sunuyordu.
Franois Furet'nin szleriyle, bu yeni siyasetin zn, zeminini
gr'te bulan yeni bir "politik sosyallik" dnyas oluturuyordu:
"kafelerde, salonlarda, localarda ve 'demeklerde' biimlenen, niteli-

1 2. de Tocqueville, The Ancient Regime , s. 164.


1 3 . a.g.y., s. 1 6 1 .
46 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

i tam belirli olmayan bir eydi bu. " 14 Yeni siyasetin bu eksiksiz ve
kendi iine kapal dnyasnn alanlar, gerek idari iktidar ve siyasal
denetim alanlanndan ok uzakt. O nedenle, bu yerleri igal eden in
sanlar, idareciler ve yasa koyucular iin pratik eylem meseleleri ola
rak grnen sorunlan dandan grebiliyorlard. Siyasal meseleleri,
pratik sorunlar olarak ya da mmkn olann yaplmas sanat olarak
deil, ilkeler erevesinde dnebiliyorlard. Fikirlerini hibir za
man uygulanabilirlik snamasna tabi tutma frsatlan olmamt; ge
erli olan tek snama, tartmaya katlan teki benzer katlmclarn
gr birliiydi. Bu yolla, yeni, gerekten devrimsel bir hakikat l
t yaratlmt: Mutabakat.
Pikirlerin retiminin ve yaylmasnn gerekletii yeni toplum
sal ortam bu adan, modemlik ncesi Avrupa'sndan annsanan her
eyden kesin olarak farklyd. Sz konusu ortam, aristokrasinin ya
am tarznn karsnda durmuyordu: Aristokrasinin gc fikirlere
deil, silahiara ve idari denetime dayanyordu. Karsnda durduu,
kar kutbu olduu kurum Kilise'ydi. La republique des lettres'de fi
kirlerin retim mekanizmas, kilise hiyerarisine yeni ve radikal bir
alternatif sunuyordu. Kilise'nin dikey yaps, dndere ve yazarla
ra sarslmaz ve akn bir hakikat zemini salyordu: Tannsal bilge
lik, Kilise'nin istikrar ile srekliliinde somutluk kazanan kesinlik.
Reformasyon bu istikrar sarsmt; daha kts, Reformasyon o ana
kadar btncl bir nitelik tayan Tanrsal hakikatin yorumlanmas
na okanlamll getiriyordu. Sonuta, dinsel kesinlik yerini Piron
cu bir krize brakyordu; s bu ise yeni, laik felsefeciler kuan on
altnc ve on yedinci yzyllar boyunca megul edecek bir olguydu.
Krize yant bulan, yatay olarak yaplanm republique des lettres ol
du: Kesinlik iin yeni dayanaklar, yeni bir st mahkeme. Mutabakat.
Yapnn yatayh republique des lettres'e iltica edenlere, snrla
n kesin olarak izilmi, dikey iktidar yaplanndan zgrlemeyi sa
lad, bu zgrleme onlarn bilincinde "dnce zgrl" olarak
yanksn buldu. Gerekten de, kolektif mutabakatn bireysel dn
eeye getirdii kstlamalar ne kadar kat olursa olsun, bunlar KiJi-

14. Furet, Penser la Revolution Franaise , s. 59.


15. Kr. Richard H . Popkin, The History of Skepticismfrom Erasmus to Spi
noza, University ofCalifomia Press, 1979, s. 1 04 ve devam.
Les Philosophes: Arketip ve topya 47

se'nin temsil ettii "buyurgan dnce ynetimi" ile karlatnld


nda, geni bir alana yaylm ve yumuak grnmektedir. zgr
lk deneyimi devlet iktidanndan ayrlmakla daha da pekitirilmi tir.
Ren nehrinin dousundaki meslektalarndan farkl olarak, Fransz
philosophe'lar kamu makamlarn igal etmiyorlard; ya da daha
dorusu, la republique'in tek tek yeleri geimlerini o .kadar farkl ti
cari uralardan ve kurumlardan salyorlard ki, tek tek her birinin
bamllklar birbirini hertaraf ediyordu; hibir d g, grubun ka
lannn gcn ortadan kaldracak kadar etkili deildi. Dnce z
grlnn elbette bir baka yn vard, bir lde daha az ekici,
dolaysyla daha az evkle anlan bir baka yn: Gszlk. Dinsel
ve laik iktidarn basklar, les philosophes'un eriim alannn ne ka
dar uzandaysa o kadar az sevimsizdi.
Bu benzersiz toplumsal ortam, bir dizi geree aykr laik haki
kati arama kural biiminde dile getirilmitir; bu da les philosophes'a
modem entelektellerin oluumunda ve tarihinde kalc bir rol ver
mitir. ster aka dile getirilip sergilensinler, ister sessizce uyul
sunlar, ister Jrgen Habermas'n nl "arptlmam iletiim" top
yasnda olduu gibi, arzulanan i lerlemenin d snrlar olarak tasar
lansnlar, bu kurallar hala bizimledir.
Cochin'in gzlemine gre, bir societe de pensee'de "katlmclar
zgr, her tr balanmadan, her tr zorunluluktan ve tm toplumsal
ilevlerden bamsz grnrler" .16 "yeler," diye ekliyor Furet,
"rollerini oynayabilmek iin, kendilerini somut ve zel tm koul
lardan, gerek toplumsal varolularndan bamszlatrrlar . . . ye
lerinden her biri iin societe de pensee'nin ayrt edici zellii, yal
nzca fikirlerle ilikili olmasdr." 1 7 Bunlar elbette geree aykr
varsaymlardr, nk la republique des lettres'in yurttalar, akla
gelebilecek her bakmdan birbirlerinden farklydlar. Daha geni
toplumda olduu gibi, aralarnda zenginler ve yoksullar, gller ve
gszler, iyi balantlar olanlarla toplum dna itilmiler vard.
Ancak republique'in iinde aka gndeme getirilebilen tek g, fi
kir, tartma, mantk gc olup, bu gcn deerlendirilme kstas

1 6. Augustin Co:hin, La revolution et la libre pensee, Plon, Paris, 1 924, s.


xxxvi.
1 7. Furet, Penser la Revolution Franaise , s. 223.
48 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

mutabakatt. Tekrar Cochin'den alnt yaparsak, la republique "her


kesin konutuu, konumadan edemedii ve her grn herkesin
gr birliini, ortak gr arad bir yerdir, tpk gerek dnyada
bir verim ve bir etki arad gibi" . s Yeni kesinliin dayand tek ze
min, insan gr olduu iin, hakikate gtren asal yol tartmadr.
Hakikat insan yapmdr, insan akl en stn otoritedir, insan insani
gerekliin dzenleyici gc olarak kendine yeterlidir; gerekliin
kendisi, insann -iyi ya da kt- iradesine gre yaplmaya, bozulma
ya, yeniden yaplmaya hazr ve esnektir. Yalnzca tartmayla ve
toplumsal olarak tanmlanmam bireylerin gryle btnlenen
bir ortam, znel iradenin tekrar tekrar biimlendirdii bir dnya g
rsnde dile gelmektedir: Yalnzca hasmlarn bulunduu, kstla
malarn yer almad bir dnyadr bu.
Bu nedenle, la republique des lettres toplumsal olarak yaygn ve
sk skya kenetlenmi bir karlkl iletiim a ile entelektel ola
rak byle bir a iler hale getiren bir dizi kart grenee dayanan
bir yaam tarzdr. Varoluunun her iki koulu da, bir toplumun, si
yasal glerin mdahalesinden bamsz zerk bir eylem alanndan
kard ok zel, belki de bir daha yinelenmesi olanaksz siyasal
durumunda olanakl hale gelmitir. Bu durum, yeni yaam tarznn
kurumsallamasna ve bylece siyasal tarihin daha sonraki dalgalan
malarna baklk kazanmasna izin verecek kadar uzun srmtr;
bununla birlikte, bu yaam tarzn belli bir tarihsel ilginlii olan, an
cak siyasal nemi bulunmayan marjinal bir yenilik olarak dondura
cak kadar uzun srmemitir.
zerklik olarak yaanan iktidardan soyutlanma, yukarda ksaca
ele alnan nedenlerden tr ok uzun srmemitir. Mutlak monari,
geleneksel aralarla baa ktiamayacak kadar geni apl idari g
revlerle kar karya kalmtr. Toplumsal yapnn alt st olan den
geleri, allagelmi toplumsal denetim ve btnletirme mekaniz
malannn deerini azaltm ve yalnzca boyutlar asndan deil , ni
.
telik olarak da yeni sorunlar gndeme getirmitir. Grn te snr
sz g artk, toplumsal yapy yeniden biimlendirrne deneylerine
girimenin ekiciliine kaplan mutlak monarkta toplanmtr; top
lumsal yap ise, iktidarn ok geni apl aralaryla karlatrld-

1 8. Cochin, Les sociites de pensee , s. 8.


Les Philosophes: Arketip ve topya 49

nda artk ilenebilir ve esnek yapda grnmektedir. Ancak bu, da


ha iyi bir toplum iin byk bir tasarm zorunlu klmtr; uzmanla
ra, danmanlara, "daha iyi bilenler" e gereksinim vardr.
Bu tr konularda kendilerine danldnda, la republique des
lettres'in yurttalar dev boyutlu "iyi toplum" ekranna en iyi bildik
leri ve kendilerini en ok tatmin eden eyi yanstmak yoluyla yant
veriyorlard: kendi yaam biimlerini. Uzun yllar sonra, 193 1 'de,
Ludwig Wittgenstein defterine unlar yazmtr:

Kitabnn yalnzca kk bir insan evresi (eer evre denebilirse buna) iin
olduunu sylyorsam, bu, o evrenin insan soyunun sekin zmresi olduuna
inandm anlamna gelmiyor; ancak, bana yabanc olan toplumun kalannn aksi
ne, bu evre, (bakalanndan daha iyi ya da daha kt olduklarndan deil), benim
Kulurkreis'm oluturduldanndan, benim Anayurdumun insanlan olduklan ndan,
kendilerine yneldii m insanlan kapsyor. 9

Hi phesiz bu, les philosophes'un harekete geirdii dnemin


ancak sonlarna doru mmkn hale gelen entelektel deerler hiye
rarisinin psikolojik koulu ile ilgili derin bir igrdr; iyi bilinen
ve kolaylkla uygulanan bir slubun rahat ainal burada gerek
ekliyle, evrensel olarak geerli bir yaam biimi olmaktan ok, bel
li bir toplumsal evrenin zellii olarak beliriyor. Ancak, yukarda
szn ettiimiz yanstmann psikoloj ik koullar, Wittgenstein'n
dile getirdii koullara son derece benzer olabilir, grubun zgll
kendini o zaman insan trne zg nitelikler olarak gizlemi olsa,
grup yelerinin geree uymayan maskesi henz kendini "insan ola
rak insan"n arnm doas olarak sunsa bile.
Sorulan sorular, les philosophes'un sorduu sorular deildi. Ya
ntlar ise onlarn yantlaryd. Ve bu yantiara biim veren ey, olsa
olsa la republique des lettres 'in kolektif deneyimi olabilirdi.

1 9. Ludwig Wittgenstein, Culture and Values, Basil Blackwell, Oxford,


1 980, s. 1 0.
3

ktidar/Bilgi Sendromunun
Toplumsal Kkeni

LES PH/LOSOPHES dnyay kendilerinden nce gelenlerden farkl


bir biimde gryordu. Dnyay, yaam uralann srdrebilmek
iin bilginin na gerek duyan, kendilerine uygun koullan ve uy
gun rehberlii salayacak olan devletin bilgeliini bekleyen, kendi
kaynaklanyla ba baa braklm bireylerden olumu gruyarlard
Evet, bu, dnyaya yeni bir bakma biimiydi. Ancak les philosop
hes'un bakt dnya yeni bir dnyayd; kendilerinden nce gelenle
ri n baktklan ndan farkl bir dnya.
"Her zaman korku, her yerde korku" , modem an eiindeki
dnyay byle betimliyordu Lucien Febvre. 1 Korkutucu bir dnyay
d bu, belki de dayanksz insan ruhu asndan gereinden fazla r
ktc bir dnyayd; nk getirdii tehlikeler zayf insani savun
malann baa kamayaca denli bykt. Tabii , -yinelenen sava
!ann ve salgn hastalklann henz belleklerdeki ansyla iddetle
nen- deimez insani korkulardan lm korkusu vard. Sa solu
belli olmayan ve hkmedilemeyen doa karsnda duyulan korku
vard; kiisel talihsizlik korkusu, saln ya da itibann yitirme kor
kusu ve sradan, zamana baml olmayan insani korkulann olutur
duu uzun bir liste. Ancak belki de hepsinden daha gl olan kor
ku, yeni ve giderek artan belirsizliin yol at dehetti. Bu korku,
bilinen ile allm olann kylannda demir atmt, ancak bu kyla

1 . Lucien Febvre, Le probleme de l'incroyance au XVfe siecle, Paris, 1968.


s. 380.
Iktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni 51

gnlk yaam dnyasnn snrlarn zorlamaya balyordu. Bu ky


larda dilenciler, aylaklar ve bohemler bulunuyordu; halkn korku
gzlklerinden bunlar czamllar, hastalk tayclar ve hrszlar
olarak grlyordu. nsan varoluunun temellerine ynettiimi bir
tehditti onlar; onlar iinde eritecek, ntrletirecek ya da kovacak
uygun toplumsal, geleneksel becerilerio olmay nedeniyle daha da
korkunlaan bir tehdit.
Modemlik ncesi ada yaayaniann gvenliklerini savunmak
ve tehlikeye kar savamak iin kullanmay rendikleri tek silah, ne
kadar gsz de olsa, kendi "youn sosyallikleri" (Philippe Aries),
"insan ilikilerinin karmak oyunu" (Robert Muchembled) idi.

Kyller de, kasabalarda oturanlar da kendi gvenliklerini korumak iin ken


dilerinden destek almak zorundaydlar - psikolojik adan olduu kadar fiziksel
adan da. Gvenlik, bir dizi toplumsal dayanma araclyla salanmaya al
lyordu. Ayazdan korunmak iin bedenlerine giysiler giydikleri gibi, kendilerini
aile, akrabalk, ky ya da kasaba cemaati adn verdikleri, birbiri ard sra gelen in
san ilikileri katmanlanyla kuattlar . . .
. Kasaba cemaati; aile, dostluk, komuluk ve eitli meclisler gibi tm boyut
lanyla, etkili ve gerek dayanma ilikilerine nihai biimini verdi. ehrin simgesi
surlar gibi bunlar, tehlikeli "dans" ile eitli topluluk balannn insanlan birbi
rine balad "ierisi" arasndaki snrlan belirliyordu . . . .
Bu, dnemin sosyalliinin kendisini tam olarak ifade edebilmek iin, grece
kstl bir alana, yakn ve sk temaslara, ok sayda ya da ok uzak olmayan bulu
ma mekanianna gerek duyduu anlamna gelmektedir. 2

Cemaat dnyas tablosunda bize en arpc gelen nokta, gele


neksel ortamda ne kadar etkili olmu olurlarsa olsunlar, gvenlik
reten mevcut aralarn (ve aslnda, insanlarn birlikte yaamasnn
temel koullarnn), toplumsal mekanlarnn genilemesine hemen
hi ayak uyduramam olmalardr. Doalar gerei bunlar ancak k
k bir grup iinde, grece snrlar belirli bir sahada ilev grebili
yorlard. Bunlar ayn zamanda, referans noktalarn n, dayanma ili
kilerinin oluturduu salam a iindeki teki katlmclarn, uzun
bir zaman dilimi boyunca sabit kald, grece istikrarl bir ortama
ayarlyd - karlkl hak ve devlerini renmelerine, ykmllk
ler stlenmelerine, etkililik ve gvenilirlik snamasna tabi olmalar
na yetecek uzunlukta bir sre.

2. Robert Muchembled, Culture populaire et culture des elites dans la Fran


ce modeme (XVe-xvme siecles), Flammarion, Paris, 978, s. 45, 52.
52 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

"Youn sosyallik" zeminine dayal gvenlik, geniletilmi ya da


akkan bir toplumsal ortama aktarlamazd; nk retiminde kulla
nlan temel beceri "teki"ni bilinir klmak, onu bilinen dnya iinde
sabit bir konumu olan, tamamen bildik bir bireye dntrmekti . Bu
beceri, ancak tam olarak "gr alan iinde" kaldklar srece tm
"teki"lere uygulanabilirdi. Gerek kyller gerek kasaballar karla
abilecekleri kiilerin ounu tanyorlard, nk onlar izleme -tm
ilevleriyle ve ok farkl durumlarda srekli olarak izleme- konusun
da olduka geni i mkanlar vard. Cemaatleri, birbirini karlkl ola
rak izleme yoluyla yrtlen ve yeniden retilen cemaatlerdi. Mo
dem topya yazarlan nn, ideal toplumun bir gstergesi olarak hayali
ni kurduklar bu "effaflk", aniann gnlk yaamlannn gereiydi;
cemaatin her yesinin yaamnn bakalarnn bakna srekli ve tam
olarak ak olmasnn doal bir sonucuydu. Ancak durum bu oldu
unda, o bakn snrlar, gvenli toplumsal yaamn retilebildii ve
korunabildii dnyann boyutunu da belirliyordu.
Modem a ncesi insannn kk ve i stikrarl, dolaysyla sk
skya denetlenen dnyas, on altnc yzylda byk bir bask altna
girmi ve bir sonraki yzylda geri dndrlmesi olanaksz biimde
paralanmtr. ngiltere iin basknn, I 590'da balayan yarm yz
yllk sre iinde balad saptamas yaplmtr; "artan nfusun id
detlendird ktlk ve salgn hastalklarn, yoksulluk ve bogezerli
in etkisi" o zaman hissedilmeye balad.3 Toplam nfusta ani bir ar
t olmutu. Ancak nfus patlamas bir yana, toprak mlkiyetinin ye
niden dzenlenmesi ve tarm teknolojisinin verimliliindeki bununla
balantl art, geleneksel ky cemaatlerinin yeni nfusa i ve yiye
cek salamasn engelledi. Artan sayda erkek ve kadn ekonomik
adan bir fazlalk ve bunun sonucu olarak toplumsal adan yurtsuz
hale geldi. Tam da eski cemaatler ve korporasyonlar dnyas hastal
nn nihai aamasn yaarken, insan rgtlenmesinin i lkeleri olarak
kardelie, dostlua ve karlkl yardma vg dzen Avrupa !onca
kuramnn Bodin ile Althusius'un yaptlarnda en etkileyici doruu
na ulamas ilgintir. 4

3. Fletcher, Anthony ve Stevenson, John (yay. haz.), Order and Disorder in


Early Modern England, Cambridge University Press, Cambridge, 1985, s. 36.
4. Anthony Black, Guilds and Civil Society in European Political Thought
from the Twelfth Century to the Present, Methuen, Londra, 1984, s. 153.
Iktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni 53

Deiimin birbiriyle balantl iki sonucu vard; her ikisi de gz


le grlr sonular olup, o dnem insanlarnca toplumsal dzenin
kmesi biiminde yaanmtr. lki, "efendisiz insanlar"n apansz
belirii ve saysal olarak srekli genilemesiydi - bu insanlar, mev
cut toplumsal denetim yntemlerinin ya da dzenlemelerinin erie
nedii bir yerde durduklar (ya da daha dorusu hareket ettikleri)
iin, geleneksel toplumsal dzen dayanaklarnn ngrd tm n
lemlere gre tehlikeli bir topluluktu. "Efendisiz insanlar" herhangi
bir yere ait deildi, davranlarndan tr toplumsal sorumluluk ta
yacak bir stleri ve geimlerini salama karlnda onlardan itaat
talep edebilecek somut bir cemaatleri -ky, kasaba ya da blge
yoktu. kinci sonu, "aylaklar"n yerel cemaatterin kk ve esnek
olmayan dnyasna ani aknyd (bunlar da "efendisiz insanlar"d,
ancak yurtsuz, gebe nfus olarak tanmlanyor ve grlyorlard).
"Aylaklar", geleneksel tandk klma ve topluluun bir paras hali
ne getirme yntemiyle ehliletirilemeyecek ve cemaatin yaamna
uyumlu klnamayacak kadar kaygsz ve kalabalk bir topluluktu.
Onlar, hibir uyarda bulunmakszn ortaya kp yok oluyorlar, inat
la yabanc olarak kalyorlar ve cemaat onlar, her yere nfuz eden
bakna tabi tutmak suretiyle iinde eriterneden ortadan kaybolu
yorlard. "Belirli bir ynetim alannn snrlar iinde yaayan her bi
reyin hukuki adan dier her bireyden sorumlu olduu ortaa
frankpledge sistemi, bu gezgin yabanclada uramak sz konusu
olduunda bir ie yaramyordu. " 5
Efendisiz-aylak nfusu kendi iinde bir kategoriye ayrmak ve
ona uursuz, tehlikeli gler atfetmek, toplumsal denetimin mevcut
aralarnn yetersizliinin bir yansmasyd. Sosyolojik olarak bakl
dnda, efendisiz aylaklar toplumsal yeniden retimin geleneksel
mekanizmalarnn eskimiliini aa vuruyordu; sonu olarak, yeni
bir belirsizliin yaratt fke ve tedirginlii kendi zerlerine eki
yorlard. Korku kendi kendini glendiriyordu; gc de azalmyor
du, nk devam etmekte olan topraklarn snrn izme ve daha
ok topra ele geirme sreleri giderek daha ok sayda insan yol
lara dkyor ve efendisizlerin bir yerden bir yere hareket etme al-

5. A . L. Beier, Masterless Men, The Vagrancy Problem in England 1560-


1640, Methuen, Londra, 1 985, s. 146.
54 Yqsa Koyucular ile Yorumcu/ar

kanlklar, halkn bilincinde onlarn gerek saylann oaltyordu;


efendisiz her insan ksa sre iinde ok sayda yere uruyor ve ura
d yerlerde korku sayordu.
Geleneksel toplumsal denetimin iflasna ynelik belirtilere gs
terilen tepki hzl ve radikal oldu.
ncelikle, yoksunann Tann'nn esirgedii kullar ve Hristiyan
hayrseverliinin gzde nesneleri olduu kavram her ynyle yeni
den gzden geirildi.

[Y]ksek Ortaa'daki Fransisken idealletinnesinden kesin bir biimde ayn


I an azimli dilenci kalp yargs geliti. Bu kalp yargnn oluturulmas geni bir
yelpaze iinde yer alan uzman otoritelerin iiydi ve sonunda yasalarda yerini bul
du . . . Muhta, kksz ve efendisiz birisi olarak dilenci, toplumu yok etmeye yne
lik bir komplonun paras gibi grnyordu . 6
l sa'nn sabk ocuklan on sekizinci yzyln ortalannda daha az kutsal bir
ehre edinmilerdi ve genellikle mtecaviz, sarho ve tehditkar olarak betimleni
yorl ard.7

ngiltere'de John Gore, bogezerleri, Tann'sz, yargsz ve efen


disiz yaadklanndan dolay kksz ve tehlikeli olarak betimlemiti;
Fransa'da Guillaume le Trosne, onlann "gizli ve srekli bir ayaklan
ma" ile itigal eden hem disiplinsiz hem tehlikeli bir soy olduunu
yazmt. Yoksunann toplumsal olarak kabul edilen yeni tanm, bir
insann geimini salamadaki yeteneksizliinden kaynaklinan ahla
ki ayp zerinde odaklanmt. in insan ycelten etkisi o kadar
nemli deildi; asl nemli olan, almann, her zaman bir efendiye
sahip olmak, bir cemaate ait bulunmak ve dier durumlarda da gz
nnde, dolaysyla denetim altnda olmak anlamna gelmesiydi.
te yandan, isiz olmak, toplumsal denetimden kamak, "toplumsal
adan grnmez" kalmak demekti. En korkutucu olan, efendisiz in
sanlarn toplumsal kimliinin kaypak oluuydu ve bunun bir adm
tesi, komplo kukusu, kurulu topluma ve onun dzenine kar kt
cl bir ypratma hareketiydi. Yoksullann kastl olarak i yapmadk
lan belirtiliyordu; Robert Crowley'e gre onlar "gerek emekinin
alnndaki terle beslenen, ngiliz Uluslar Topluluu iindeki kurtuk
lar"d ya da Thomas Adams'n grne gre "almaktansa hasta

6. a.g.y., s. 1 2.
7. Alan Forrest, The French Revolution and the Poor, Basil B lackwell, Ox
ford, 1 9 8 1 , s. 19.
iktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni ss

olmay yeleyen" kimselerdi.s Ancak asl tehlike, yoksulluun her


yerde yaratt ahlaki tiksintiden ok, kkszlk durumundan kay
naklanyordu.
Toplumsal dzenin temel birimleri olarak cemaatleri paralayan
bu ktlesel fazlaln belki de en nemli etkisi, uzun vadede, toplu
mun yeniden retiminde devletin roln tamamyla deitiren bir di
zi hukuksal giriimi harekete geirmi olmasyd. Cemaatler yeni
sorunlarla baa kamyorlird. Yeterli ekonomik kaynaklan yoktu.
Hepsinden nemlisi, daha nceleri onca przsz bir biimde ile
yen "Ben seni gzlyorum, sen beni gzlyorsun" eklindeki cema
at denetim sistemi, bir kez ortak yelik zeminine dayal karlkllk
zayflaynca atlamt. Bunun sonucu olarak ortaya kan kriz, top
lumsal iktidann yeniden dzenlenmesini gerektiriyordu.
Michel Foucault toplum tarihilerinin dikkatini "gzetim" ya da
"yola getirici iktidar"n belirmesine, modem an balannda mey
dana gelen "toplumsal denetimde gz teknii"nin geliimine ekmi
ve bu tekniin modem a, insan davrannn her ynnn k h krk
yaran bir ekilde hizaya sokulduu bir bedensel talim dnemi haline
getirdiini belirtmitir.9 Ancak, bu tr bir iktidann yeni olmadn
grdk; bu iktidar modem an geliiyle domamtr. Modemlik
ncesi dnem boyunca nemli bir toplumsal denetim yntemi ola
rak varln srdrmtr. Aslnda erken modem ada olan ey,
gzetim gcnn geleneksel faillerinin iflas etmesiydi. O nedenle,
disipline dayal denetim, gemite olduu gibi sradan bir ey olarak
yap lamazd . Artk bu sorun grnr hale gelmiti, zenle ele aln
mas, tasarlanmas, rgtlenmesi, idare edilmesi ve bilinli bir bi
imde zerine eilinmesi gereken bir eydi. Bu grevi yerine getire
cek yeni, daha gl bir fail gerekiyordu. Yeni fail devletti .
Fransa'da olduu gibi ngiltere'de de on altnc ve on yedinci
yzyllar, hummal bir yasama etkinliinin srdrld zamanlar
d. Yeni hukuki kavramlar tanmlanyor, devlete ait yeni, meru
kar ve ykmllk alanlan belirleniyor, yeni ceza ve slah nlemleri
icat ediliyordu. Tm bu heyecanl etkinliin ardnda, yeni toplumsal

8. Kr. Beier, Masterless Men, s. 86.


9. Michel Foucault, Power/Knowledge, yay. haz. Colin Gordon, Harvester
Press, Brighton, 1 980.
56 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

tehlikenin uursuz hayaleti duruyordu: ktidar ve toplumsal dzen


krizinin canl ve her yeri saran belirtisi olarak kksz ve efendisiz
insanlar, daha sonra onlara verilecek olan adla "tehlikeli snflar".
nce devletin yasalar, yeni olguyu eksiklikler asndan tanmlama
ya alt: Tehlikeli insanlarda eksik olan nedir, geleneksel yaamn
tanmlad biimiyle "normal" faktrlerden onlarn vasflarnda ya
da evrelerinde eksik olan hangisidir? Tarihsel bellein gc ve ye
ni olan allm terimler iine yerletirip, onu snanm zmlere
tabi klarak "ehliletirmek" ya da ntrletirmek ynndeki genel ei
lim hakknda bilinenler nda tmyle beklenebilecek bir tepkiydi
bu. Bununla birlikte, tarihsel sre iinde toplumsal dzenin "nor
mal" faktrleri ne karlm, sorunsallatrlm ve kuramlatrl
mt; Heidegger'in dedii gibi, knlana kadar ekicin ne olduunu
bilmezsiniz. Bylece 153 I tarihli yasa, ayia yle tanmlyordu:
"Bedensel eksiklii ve zr bulunmayan, almaya muktedir, topra
ve efendisi olmayan, geimini salayabilecei yasal herhangi bir
mal, zanaati ya da hikmeti olmayan erkek ve kadnlar. " Bu tanm,
bir efendiye ya da mlkiyete sahip olmay normal, cezalandrlamaz
davrann koullar olarak saptyordu. Ayn ekilde, bu yasa aa
lk aylaklk durumunun nasl dzeltilebileceini de belirliyordu: Bu
koullar dzelterek. Kt niyetten ok bilgisizlikten tr 15 3 1 ta
rihli yasayla onu izleyen yasalarn sessiz kald nokta uydu: Efen
diler, toprak ya da zanaat atlyeleri gl areler olarak grlyor
du, nk bunlar amnsanan gemi boyunca insanlar, srekli ce
maat gzetimi ve cemaatin siaha ynelik basks altnda tutulabilen,
iyi denetlenmi bir ortama balayan kaylar olmulard. Aylakla
kar erken dnem yasalarn kaleme alm olanlar, ayn etkiyi yara
tacak baka bir ara bilmiyorlard, tasalarnn gerek nedeni de buy
du.
Gzetim yoluyla denetim konusu kendi bana bir sorun olarak
belirmeden nce, yeni, daha iyi aralarn bulunmas ya da icat edil
mesi amacyla, eski aracn yetersiz ve etkisiz olduu ortaya konma
lyd. Aylaklar zorla balangta ait olduklar yerlere geri dndr
menin istenen sonular getirmeyecei yava yava belirginlik ka
zand. Aylaklar, kylerin ve kentlerin oluturduu a asndan faz
lalk kiilerdi. Yerel otoritelerin artan saydaki isizle baa kacak
ne aralar ne de becerileri vard. Doduklar kylerden geri evrilen
iktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni 57

yoksullar, az da olsa anonim kalabilecekleri ve tahliyeden kurtulabi


lecekleri umuduyla ynlar halinde kentlere akn ediyorlard. Tm
Avrupa'da kentler "an yoksullar, kimi zaman da umutsuz ve are
siz kimseler iin snak yerlerine" dnmt, "krsal kesimdeki
yoksullua birer ant olarak kentler. . . Yoksulluun kentletirilmesi,
krsal kesimde doan, ancak kendini kentte gsteren bir yoksulluk,
toplumsal dzen sorunlan yaratyor, halk saln tehdit ediyor ve
geleneksel yiyecek salama rntlerinde skntl bir durum dou
ruyordu ".1 0 Her eyden nce, toplumsal dzenin yeniden retildii
geleneksel rntler zerinde katlanlmas olanaksz bir bask olu
turuyordu.
Zaman geri dndrmek olanakszd ; yalnzca kksz kimseleri
kklerine geri dnmeye zorlayarak, dzenin cemaate zg yeniden
retiminin tekdze evrimi yeniden salanamazd. Yasa koyucular
ksa srede meselenin znn, ayiaklann "yerel gzetim yoluyla de
netim" alar dnda kalma konusundaki korkun yetileri olduunu
fark ettiler. S rekli hareket halinde ve her yerde yabanc olan bu in
sanlar, deyim yerindeyse toplumsal olarak grnmez kalmlard.
Bu nedenle, yasa koyucular dikkatlerini efendisiz insaniann "gr
nrlk"n artrma, bylece onlar gzetlenebilir hale getirme ara
larna evirdiler.
En basit yntem, her sr yetitiricisinin bildii bir uygulama
nn akla getirdii yntemdi: Damgalamak. I. James ynetiminde,
daha nce babo koyunlada snrl olan bu uygulamann kapsam,
babo insanlar kapsayacak ekilde geniletilmiti. 1 604 tarihli ya
sa, damgayla ilgili u talimat veriyordu: "deriye ve ete o ekilde
dalanp, ilenneli ki, 'R' harfi grlsn ve byle bir alan (rogue)
zerinde yaam boyunca srekli bir iaret olarak kalsn . " l l Iaret sa
yesinde en azndan zellikle tehlikeli insanlarn ayrt edilip, yakn
gzetim altna alnabilecei ve bylece bu kimselerin hareket halin
de olularnn dauraca sonularn ortadan kaldrlabilecei umu
luyordu.
Ancak cemaate dayal denetimin iflasna ynelik tepkiler arasn-

o. Olin H . Hufon, Europe: Privilege and Protest 1 730-1 789, Harvester


Press, B righton, 1 980, s. 37.
l . Beier, Masterless Men, ss. 59-60.
60 Yasa Koyucular ile Yarumcular

nan (ounlukla yalnzca yllk evrimler halinde) ve yalnzca rn


lerin yeniden datm zerinde younlaan bu iktidar, iktidar sahip
leri ile tebaalar arasndaki yegane iliki olarak, kendini iddet kul
lannakla snrlandrabiliyordu. reticileri, mlklerine el kanmasna
kar direnmenin anlamsz olduu ve byle bir direnmenin baar sz
la yazgl olduu konusunda ikna etmek gerekiyor ve byle bir ik
na normal olarak o grevin insanst gvencelerine inanma biimini
alyordu. Bu etki, bask gcnn belli aralklarla uygulanmasyla ve
elde tutulan bu gcn az ok dzenli, ounlukla trensiletirilmi
tehirlerinden destek almak suretiyle elde edilebiliyordu. Hkmdar
maiyetinin gc ve ihtiam kamusal bir gsteriydi, bu gsteride he
def izleyici kitlesi gszler, izlenmesi beklenenler de iktidar sahip
leriydi. Hi phesiz, hkmdar iktidarna bal tebaann gnlk ya
am srekli gzetime tabiydi. Ancak genellikle bu geni bir alana
yaylm bir gzetim, cemaatin tm yelerinin birbiri ard sra ya da
ezamanl olarak katldklar bir etkinlikti. Gzetim, antropologlann
"genelletirilmi karlkllk" adn verdikleri eye dayanyordu:
Burada denetleme hakk, denetlenen kiinin ayn ya da bir baka du
rumda karlk verme hakkyla merulatrlyordu.
Bentham'n byk tasarm "Panopticon"un simgesel olarak
temsil ettii kurumlar, gzetim asimetrisini toplumda "normal" ikti
dar teknolojisi olarak geni kapsaml biimde uygulayan ilk kurum
lard. Bu tasarm, ounluu, iktidar nesnelerini, karlk verme ya
da kendilerini izleyenlerle yer deitirme haklar ya da bu ynde ger
eki bir umutlar olmakszn, kalc bir biimde "izlenenler" konu
muna koydu. Bu deiim, kurumlar iinde iktidarn blnmesini ve
pei sra, ok nemli sonular olan iki yenilii getirdi . Birincisi, tek
ynl gzetimin sreklilii tamamyla yeni bir niteliin deneti mi
iin uygun koullan yaratt. Tebaann davran, seilmi, belirli, kri
tik durumlarda seilen tasann uyarnca biimlendirilebilmekle kal
myor, artk tm yaam tarzlar sk bir denetim alt na alnabiliyor,
istenen kalba uyduruluyor, dzenli hale getirilebiliyordu. Bedenle
rinin hareketi zerine tekrarlamal bir ritim empoze edilebiliyordu.
Davranlar saiklerinden bamsz hale geti&ilebiliyor, bylece ira
deleri gz ard edilebiliyordu: Bir kez dandan sunulan alkanlklar
oturduunda, bireysel saikler uralacak durumun ciddiye alnabi
lecek etmenleri olmaktan kyordu. Tek-ynl gzetimin silreklilii
Iktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni 61

grnte ikna etmeyi gereksiz, her halUkarda daha az gze arpar


hale getirmiti; talimin balang aamasnda belirgin iken, giderek
daha az bavurulan bir ey haline gelip, sonunda gizil ya da yalnzca
simgesel bir varlk edinmiti. kincisi, srekli gzetimin tek-yn
ll izlenenterin toplumsal tanmn tekbiimli hale getiriyordu;
iktidar ilikilerince tanmlandkianna gre, hepsi ayn kategorinin
mekleriydi. Toplumsal statleri tmyle, ayn gzetim ilemine ta
bi olmalarnca belirleniyordu; bu ise, gzetim altndaki her bireyde
ayn, evrensel, davransal rutini salamay amalyordu. Tek-ynl
gzetimin eilimi, nesneler arasndaki bireysel farkllklar silmek
ve niteliksel eitlilik yerine nice! olarak llebilen bir tekbiimiili
i koymaktr. Bu eilim daha sonra insani nesnelerin istatistiksel i
leme uygun kategoriler halinde bilimsel olarak "nesneletirilme"le
rine yanstlabilir; burada bireysellie, kiisel anlamlara, saiklere ya
placak gndermeler gerekli bir etmen deildir. Bu durumda katego
rileri birbirinden ayran ey, ayn zamanda, iktidar ileminin belli ni
celikteki nesneleri bir lde farkl bir rutin gerektiren konumlara
yerletiren, hatta onlar farkl bir rutine baml hale getiren blme
pratiklerinin bir rndr (tehlikeli ya da tehlikeli olmayan sulular,
akl hastalar, parlak ve geri zekal renciler, vb. gibi).
Gzetim asimetrisinin geni kapsaml bir baka sonucu, denetle
me konumunda bir uzman gerektirmesidir. Gzetim edimi artk g
zetimciyi grubun kalanndan ayr bir yere koyar; zihinsel ve beden
sel glerin tmnn belli bir alanda younlatolmasn gerektiren
tam gnlk bir itir bu, dolaysyla bir "meslek", sabit bir geim kay
na haline gelecektir. Srekli'lii ve ynnn deimezlii ile ken
dine, hkmdar iktidarnn "yaylm" gzetiminin tasavvur edebile
cei amalardan ok daha iddial amalar sapayabilir ve saptamak
tadr. Asimetrik gzetimin yaratt grev, insan davran rntleri
nin batan aa yeniden ekillendirilmesinden daha az bir ey deil
dir; ok saydaki bireyin eitlilik gsteren eilimlerine tekbiimli
bir bedensel ritmin dayatlmas, bir dizi amala hareket eden bir z
neler topluluunu tekbiimli bir nesneler kategori sine dntrme
dir. Bu sradan bir grev deildir, kaba g kullanmndan ok daha
fazlasn gerektirmektedir. Uzmanlam know-how ve becerilerle
donatlm bir aktr, bir insan davran mhendisini gerektirir.
Asimetrik gzetim, yalnzca bask uygulamada uzman kiiden ok
62 Yasa Koyucular ile Yarumcular

"eitimci" roln retmeye eilimlidir (bu iki roln ille de karitlk


iinde olmas gerekmese de).
Uzman rol, ancak kalc iktidar asimetrisinin insan tavrn e
killendirmek ya da deitirmek istedii koullarda ortaya kabilir.
Gerekten de, byle bir rol, modern an douuyla balantl top
lumsal iktidarn nemli lde yeniden dzenlenmesinin bir baka
sonucudur. Bu roln grkemli ykselii, istenen toplumsal dzenin
korunmasna ayarlanm insan davrannn bireysel yarg gcne ya
da gemite bu konuyla gereince ilgilenmi olan "doal gler"e
braklamayacann fark edilmesinin bir sonucuydu. Asimetrik g
zetimin kurumsallatnlmas, insann "yetersizlii"nin, "eksiklii"
nin ya da "doas gerei olgunlamaml"nn fark edilmesinin
pratik eyleme dntrlebilecei, bylece kantlanp, pekitirilebi
lecei arketip bir yap salyordu. Ancak bir yanda insan bireyinin
eksikliklerini yeniden reten ve "nesnel(l)etiren" bu pratik, iktidar
yelpazesinin teki ucuna da eitimeinin roln yerletirdi: insanlar,
uygun biimde "kamu yarar" ad verilen toplumsal dzenin gerek
tirdii mkemmellik dzeyine getiren uzman. Eitim artk iktidarn
vazgeilmez bir bileeni haline gelmiti. ktidar sahipleri "kamu ya
rar"nn (insan soyunun, tm toplumun ya da onlarn ynetimine b
raklan kesimin yarar) ve ona en uygun insan davran rntsnn
ne olduunu; bu davran nasl meydana karacaklarn ve kalc ol
masn nasl gvence altna alacaklarn bilmeliydi. Bu becerllerin
her ikisini de edinmek iin baka insanlarn sahip olmadklan belli
bilgileri ele geirmeleri gerekmekteydi. ktidar bilgiye gereksinim
duyar; bilgi iktidara meruluk ve etkililik kazandrr (bunlarn birbi
riyle balantsz olmas gerekmez). Bilgiye sahip olmak, iktidardr.
Bu biimlenmeden doan yeni tr iktidarn nde gelen iki niteli
i vard: Pasorallik ve ynlendineilik
Bir kez daha iki niteliin de yeni olmadn kabul etmemiz ge
rekiyor, en azndan tamamyla yeni olmadn. Her ikisi de modern
lik ncesi tarihe ait yzyllarda icat edilmi, gelitirilmi ve sman-

* Ynlendiricilik ( ng. proselytization): I ngilizce szck "kendi dinine evir


me", "ihtida ettirme", "baka bir dine, siyasal partiye, vb. katlmaya ikna etme ya
da ikna etmeye alma" anlamianna gelmektedir. eviride, dorudan Mslman
l ve dinsel anm ne karacak olan "ihtida ettirme" yerine "ynlendiici
lik"i kullanmay yeledik. (.n.)
Iktidar/Bilgi Sendromunun Toplumsal Kkeni 63

m t ve ruhhan snfnn ynetimi elinde tuttuu dnemlerde Hristi


yan Kilisesi bunlarn almas olanaksz modeli olarak gsterilebilir
di. Foucault'nun betimlemesine gre, pastoral iktidar kendi adna de
il, tebaasnn iyilii iin kullanlan iktidard; bencil amalar yoktu,
tek amac, tebaasnn daha iyi duruma gelmesini salamakt. Tebaa
s ile kolektif olarak deil, birer birey olarak ilgileniyordu, yani her
bireyin slahn amalyor, dolaysyla bireyi kolektifliin zerk bir
birimi olarak yorumluyordu. Bireyin slahnn anahtarnn bireyin
kendisinde sakl olduunu varsayyordu, bu nedenle dller ve ceza
lar an, bireyi haklar ve sorumluluklar olan, vicdann merkezi,
karar verici ve zerk bir fail olarak ekillendirecek biimde dzenli
yordu. Ynlendinci iktidarn ayrt edici zellii, ynetimi altnda
olanlan bir yaam biiminden bir bakasna dndrmeye kararl ol
masyd; kendisini daha stn bir biimi bilen ve uygulayan olarak,
ynetimindekileri ise byle stn bir dzeye kendilerini karmak
tan aciz varlklar olarak gryordu. ("Saaltc iktidar" [Kittrie] ya
da "vasilik kompleksi" [Donzelot] adlar altnda betimlenen iktidar
eitleri gibi, ynlendinci iktidar, ynetimindekileri zorunlu olarak
kendi imgesine gre biimlendirmek, bylece iki yaam tarz arasn
daki farkll zmek amacn tamamaktadr. Acmaszca ve dn
vermez bir biimde yapmaya alt ey, kendi temsil ettii ve oto
ritesinin kayna olan yaam tarznn stnlnn ynetilenlerce
kabul edilmesidir. Bu kabul, onlarn kurtuluu yolundaki nihai edim
dir; iktidar sahiplerinin vazettii yollann gerekten de stn olduu
na katldklarnda, yneticilerinin sahip olduu bilgiye stnlk at
fetmi olurlar. Ynlendinci iktidarn aka ortaya koyduu amacn
tersine, byle bir gr birlii iktidar sahipleri ile ynettikleri kesim
arasndaki boluu kapatacana, bu boluu pekitirip, lmszle
tirebilir.) Ynlendinci iktidarn temel ilkeleri de, modern an be
lirmesinden ok nce Hristiyan Kilisesi'nce uygulanp snanmtr . .
Modern iktidar biimlenmesinde gerekten yeni olan ey, pasto
ral ve ynlendinci tekniklerin laikletirilmesiydi; tekniklerin kendi
leri yeni deildi, ancak bunlarn Kilise'nin hiyerarik yapsndan ba
mszlatrlmas ve devletin hizmetinde kullanlmas yeni bir ol
guydu. Ancak bu, iki tekniin hedefledii amalarn, daha nce hi
olmad kadar iddial ve kapsaml bir hale geldii anlamn tayor
du. Kilise'nin pastoral ve ynlendinci iktidar, bir inancn bir baka
64 Yasa Koyucular ile Yerumcular

inanca ya da bu inanc sebatla ve btn yrekleriyle kucaklayamaya


cak kadar zayf bireylere olan stnln (kurumsallam szcle
riyle birlikte) retmeyi ve yeniden retmeyi amalyordu. Devletin
pastoral ve ynlendirici iktidar ruhu ele geirmekle yetinemezdi ;
aslna baklrsa, sz konusu olan ey, inan deildi. Devlet, kendi
ynetimine kar potansiyel direnme yuvalar olarak grlen her tr
yaam biimine kar sava ayordu. !stenen, yaama sanatnda
devletin uzmanlnn kabul edilmesiydi; devletin ve onun atayp,
merulatrd uzmanlarn, ynetilenler iin neyin iyi olduunu, ha
yatlarn nasl yaamalar gerektiini ve kendilerine zarar verecek e
kilde davranmaktan nasl kamabileceklerini daha iyi bildiklerini
kabul etmek gerekiyordu. Ynetilenler Tanr'ya giden yolu bulmak
iin gerekli becerilerden yoksun braklnakla kalmam, bilgiiiierin
gzetimi, yardm ve slah edici mdahalesi olmakszn insana yara
r bir yaam srdrme becerileri de ellerinden alnmt.
4

Bahvanlam Dnen Avlak Bekileri

'

"VAH KLTRLER," diyor Ernest Gellner, "bir kuaktan tekine


kendilerini bilinli bir tasarm, nezaret, gzetim ya da zel beslenme
olmakszn yeniden retirler". Buna karn, "ilenmi" ya da "bahe"
kltrleri, ancak okumu ya da uzmanlam kimselerce yrtlebi
lir. l Yeniden retmek iin tasanma ve nezarete gereksinimleri var
dr; onlarsz, bahe kltrleri yok olur, her yan yabani otlar kaplar
d. Her bahede gvenlikten yoksun bir yapaylk duygusu vardr;
bahe bahvann srekli dikkatini gerektirir, nk bir anlk ihmal
ya da dalgnlk onu balangtaki durumuna (kendi varln ortaya
koymak iin yok etmek, temizlemek ya da denetim altna almak zo
runda kald duruma) dndrebilir. Ne kadar iyi yaplm olursa ol
sun, kendini yeniden retmesi konusunda bahe tasarmna gven
mek olanakszdr; benzeri biimde, kendi kaynaklaryla kendini ye
niden retmesi konusunda baheye gvenmek olanakl deildir. Da
yatlan dzenin krlganln vurgulamak zere yabani otlar -
arlmam, tasarlanmam, kendi kendini denetleyen bitkiler- ora
dadr; bunlar, hi bitmeyen nezaret ve gzetim gereklilii konusun
da bahvan uyarrlar.
Modernitenin ortaya k, bylesi bir vahi kltrlerin bahe
kltrlerine dnmesi sreciydi. Ya da daha ok, bahe kltrleri
nin kurulmasnn, gemii yeniden deerlendirdii ve yeni dikilen

1. Emest Gellner, Nations and Nationalism, Basil Blackwell, Oxford, 1983,


s. 50.
66 Yasa Koyucular ile Yarumcular

itlerio tesinde uzanan alanlarla bahvann kendi ekili arazi para


s iinde karlat engellerin "yabani otlar" haline geldii bir s
re. On )'edinci yzyl bu srecin ivme kazand bir zamand; on
dokuzuncu yzyln balarnda sz konusu sre, Avrupa yarmada
snn Bat ucunda genel olarak tamamlanmt. Oradaki baars sa
yesinde, dnyann geri kalannca gpta edilecek ya da onlara dayat
lacak bir rnt haline geldi ayn zamanda.
Vahi kltrden bahe kltrne gei, yalnzca bir toprak par
asnda gerekletirilen bir ilem deildir; ayn zamanda ve belki so
nular asndan daha nemli olarak bu gei, daha nce bilinmeyen
amalara ynelmi ve daha nce var olmayan becerileri gerektiren
yeni bir roln ortaya kmas demektir: Bahvan rolnn. Bahvan
artk avlak bekilerinin yerini almaktadr. Avlak bekileri, bakmala
r iin kendilerine emanet edilen arazideki bitki rtsn ve hayvan
lar beslemezler; arazinin durumunu, tasar ve abalarn rn "ideal
durum"a yakn hale getirmek gibi bir amalar da yoktur. Onlar daha
ok bitkilerin ve hayvanlarn sorunsuz bir biimde yeniden remele
rini gvence altna almaya alrlar: Avlak bekileri, vasilerinin be
cerilerine gvenirler. Buna karn, vasilerin deimez alkanlklar
na mdahale edecek zgvenden yoksundurlar; bu nedenle, sz ko
nusu alkanlklarn ayakta tuttuu durumdan farkl bir durumun
gereki bir alternatif olarak dnlebilecei akllarna gelmez.
A vlak bekileri ok daha basit bir eyin peindedir: Bu deime
alkanlklarn rettii mal varlndan belirli bir pay garantilemek,
payn elde edilmesini kesin olarak salamak ve dzenbaz avlak bek
ilerinin (yasad avlak bekilerine verilen adla, kaak avclarn) et
ten pay almalarn nlemek.
Modemiteyi yaratan iktidar (devletin pastoral iktidar), bah
van modeli zerine kurulmutur. Modemite ncesi ynetici snf bi
anlamda kolektif bir avlak bekisiydi. Modemiteye gei, ilkinin be
lirginlik kazanp, ikincisinin gerileyerek sonunda ikame edildii bi
sre olmutur. Bu sre baheciliin kefinin bir sonucu deildi;
sz konusu sreci meydana karan ey, vahi kltrn kendi denge
sini ve yllk yeniden retim evrimini ayakta tutma konusunda gide
rek artan beceriksizlii, avlak bekilerinin taleplerinin hacmi ile
kendi "deimez alkanlklar"nn rehberliinde olduklar srece
vasilerinin retim kapasiteleri arasndaki rahatsz edici dengesizlik
Bahvanlam Dnen A v/k Bekileri 67

ve son olarak, avlak bekilerinin, geleneksel uralarn srdrre


rek istedikleri mahsul gvence altna alamamalaryd.
Avlak bekileri, insanlarn (ya da kendilerinin) kendi yaamlar
n idare etme konusundaki yetilerine pek inanmazlar. Doal olarak,
dindar kimselerdir. Bekiliini yaptklar vahi kltrn salad
bir "model", "kalp" ya da "biim" olmadndan, insanlar dnyas
nn insani kkeni, insann kendine yeterlilii, insanlk durumunun
biim verilebilir bir ey olduu, vb. konularda fikir oluturmalarn
salayacak bir deneyimden yoksundurlar. Vahi kltrn kendili
inden ileyiine mdahale ederneyileri -ki bu, o kltrn fiili ola
rak "dokunulmazln" getirmitir- dnya dzeninin insanst nite
lii ile ilgili felsefelerine (herhangi bir felsefeleri olmas gerekiyorsa
eer) yansmaktadr. Vahi kltrn kendisini bir kltr olarak, yani
ister bir tasarm ister byle bir tasarmn yokluu sonucu insanlarn
dayatt bir dzen olarak alglamak olanakszdr. Eer zerinde d
nlrse, insanlar arasndaki ak ya da rtk gr birliinin yara
tp, ayakta tutabileceinden ok daha gl bir ey olarak grnr.
Doa olarak, Tanr'nn yarats olarak, insanst yaptrmlarn des
tekledii ve insanst gzetirole srdrlen bir tasarm olarak gr
lr. Entelektel adan, toplumsal dzenin "mutlak" ve insan deneti
minin tesinde bir ey olarak deil, insanlar arasndaki mutabakatn
bir rn olarak yeniden tanmlanmas, moderniteye uzanan yoldaki
en nemli noktayd. Ancak byle bir yeniden tanmlamann gerek
lemesi iin toplumsal dzenin yeniden retilme tarznda bir devri
min gereklemesi gerekiyordu. Ynetici snf n avlak bekisi konu
mu yetersizliini aa vurmal ve baa kmaya hazr olmad kay
glar yaratmalyd.
Hobbes'un, insan trnn "doal durumu"nu, insan yaamn
"kt, irkin ve ksa" hale getiren bir koul olarak sert bir dille red
dedii, olaslkla on yedinci yzyl dnrlerinin daha sonraki ku
aklara aktard tm fikirler arasnda en ok alntlanan ve bilineni
dir. Hobbes'un gr zerinde nemle durolmu ve bu gr byk
lde modern toplum felsefesinin, siyaset biliminin ve sosyolojinin
k noktas olarak kabul edilmitir. Talcott Parsons, tm toplum bi
limi tarihini, Hobbes'un eretilemesinin gndeme getirdii sorunla
olan uzun ve hala sonulanmam bir mcadele eklinde grmenin
mmkn olduunu dnyordu: Bu sorun, evresinde modern top-
68 Yasa Koyucular ile Yarumcular

lum bilim paradigmasnn dzenlenebilecei "bulmaca"y salyor


du. Robbes'un nermesinin Avrupa'nn son yz yllk entelektel
tarihindeki nemini yadsmak olanakszdr. Robbes'un fikri hakkn
daki kapsaml yorumlarn genel olarak sessiz kaldklan ey bir baka
bulmacadr: Hobbes "doal durum" imgesini nereden almtr? Bu
i mgeyi yalnzca kendi hayal gcne dayanarak m oluturmutur?
Bu btnyle kendiliinden bir entelektel yarat myd? Yoksa bir
ok fikir gibi daha ok, Robbes'un hayal gcn, zihninin yneldii
ynde kkrtan yeni bir deneyime gsterdii bir tepki miydi? Abar
tl ve allmadk lde gl olsa bile, gene de bir tepki miydi?
Aksi kantlanmadka, ikinci durumun sz konusu olduu ek
linde makul bir tahminde bulunabiliriz. Eer yleyse, o zaman unu
sormak gerekir: Robbes'un adalarnn yaad dnyada rktc
"doal durum" imgesini esinieyebilecek ne vard?
Grnen o ki, Hobbes sradan bir optik yanlsamann kurbanyd:
Onun doa durumunun yaayan kalntlar olarak grd ey, insan
eliyle kurulmu kat bir toplumsal denetimin ilerlemi zlnn
ortaya kard rnlerdi. inde yaad dnyay kaplayan endie
verici, yabanc bedenler gelecein gstergeleriydi, gelecekteki toplu
ma iaret eden nc bir snft, "normal durum" haline gelecek olan
eyin -artk km olan cemaat denetiminin balayclndan kur
tulmu, serbeste dolaan, kazan ynelimli bireylerden oluan bir
toplumun- az saydaki dank mekleriydi. Gerek bir vahi kltr
de bu tr bireyler, ilevi toplumsal denetimin kanlmaz baarszlk
laryla ve bunun sonularyla baa kmak olan gzetim altndaki bir
ka yerde emniyet iinde tutuluyordu; saylan belliydi, statleri bili
niyordu, davran biimleri gvenli bir biimde kalplatrlmt, bu
nedenle de nceden kestirilip, ynlendirilebilir bir ey olarak algla
nyorlard. Artk, bir nceki blmde ele aldmz nedenlerden t
r, tm bu etkisiz klc unsurlar hzla yok oluyordu. Vahi kltrn
yeniden retim sisteminin atlaklarndan Robbes doa durumunu
balangtaki safl iinde grdn dnm olabilir.
Bununla birlikte, cemaat yaamnn geri ekilmesinin retici
etkilerinden en nemlisi, gnlk insan ileti iminin dayand ilkele
rin znde kolaylkla zlmeye urayabileceinin aa kanlma
syd. Hi phesiz, bu ilkelerin varl (ve mutlak gereklilii) kendi
iinde olaanst bir bulutu. "Bilinli bir tasarm olmakszn" ve -
Bahvan/ara Dnen A vlak Bekileri 69

ekleyelim- denetleyici sistemin baa kamayaca kadar byk,


kestirilmesi olanaksz yan etkiler olmakszn kendini yeniden reten
bir toplumda bu i lkeleri kestirrnek ya da yorumlamak ok gt. 11-
keler gerektii gibi ilev gremeyecek kadar sk ihlal edildii nde,
grlr hale geldiler. Ya da daha dorusu, bir kez "tasarmsz top
lum" geni apta, ngrmedii ve denetleyemedii olgular retmeye
baladnda, ihlal edilmi olan gerek ya da ideal ilkeler hakknda
soru sormak olanakl hale geliyor ve byle bir ihlalin zc etkileri
iin nerilen areleri n bilinli bir tasarm nitelii tamas gerekiyor
du. Toplumsal dzen sorunu bir kez eyann doasnn bir tezahr
deil, bir sorun haline geldiinde, onun oturtulabilecei yegane er
eveler, bir "toplumsal szleme", bir yasama organ ya da tasarm
oluturan despottu.
(nsan yapm) toplumsal dzen ile doa -insan doas da dahil
arasndaki ilikinin yeni alglan biimi, o ok iyi bildiimiz akl
tutkular kartlnda ifadesini buldu. Tutkular giderek insanlarn
"doal donanm" olarak grlmeye baland, insanlarn kendi aba
lar ve baka i nsanlarn yardm olmakszn doutan edindikleri bir
ey olarak. Oysa akl bilgiyi gerektirmektedir, iyi ile kt, doru ile
yanl arasndaki fark bilen baka kimselerce "aktarlmaldr". By
lece, akl ile tutku arasndaki fark, en bandan itibaren ahlaki bir kar
tlktan fazla bir eydi ; toplum kart olgularn "doal", ayn zaman
da da bireysel kkleri ile toplumsal dzenin toplumsal, rgtl, hiye
rarik mekanizmas arasndaki kartl dile getirmek suretiyle, r
tk bir biimde de olsa bir toplum kuram ieriyordu. Bu kartlk, in
sanlar arasnda dzenli bir ilikinin gvence altna alnmas ve srd
rlmesi iin devletin, bireysel karlarn tesindeki iktidannn vazge
ilmezliini ve eldeki iktidarn herhangi bir biimde zayflamasnn
ya da insanlarn "doal eilimleri"ne herhangi bir biimde gvenil
mesinin yol aaca salksz, ykc etkileri ortaya koyuyordu.
Albert O. Hirschman'n belirttii gibi, bu terimler erevesinde
dnen felsefeciler asndan, tutkunun tutsa olmu bireylerle ak
ln devlete yceltilmesinin yan yana getiriliinin ierdii bariz e
liki rahatsz edici olmu olmaldr. Gerekten de, akln ilkeleri na-

2. Albert O. Hirschman, The Passions and the lnterests, Princeton University


Press, 1977.
70 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

sl olup da yalnzca tutkularn yn verdii insanlarn tutumunu etki


leyebilirdi? "Tutkular" kavram insandaki her tr "doal" nitelii,
her tr "vahi " ve kaynan insann yapt (yapay, tasarlanm) ya
salardan almayan eyi gsterdiine gre, akl nasl "tutkularn insa
n"na seslenecek, onun kendisini dinlemesini ve daha nemlisi itaat
etmesini salayabilecekti? Hirschman'n baka alardan son derece
bilgi verici almasnda fark edemedii nokta, bu sorunun yalnzca
mantksal deil, pratik niteliiydi . Yantn ahlak kuramnda deil, si
yasi uygulamada aranmas gerekiyordu; Hirschman'n alntlad
dnrler, yalnzca "insann doas"n tartmaya deil, toplum
(devlet) iktidarnn kurarn ve uygulamasn gelitirmeye urayor
lard.
Tartmaya katlanlarn geni lde paylat endieleri Spi
noza zl bir biimde dile getirmitir: "Hibir duygu, hakikat oldu
u lde, iyi ile kt hakkndaki hakiki bilgiyle kstlanamaz, an
cak bir duygu olarak deerlendirildiinde kstlanabilir. "3 Dnemin
ana ura konusu olan toplumsal dzen edirobilimi asndan okun
duunda, bu mesaj grece aktr: Duygulara -doru ile yanl ara
snda ayrm tanmayan topl.m kart bu gdye- akln sesiyle, ha
kikatin dile getirilmesi ve yaylmas olarak bilgiyle zm getire
mezsiniz; daha dorusu duygulara ancak bilginin kendisinin bir
"duygu" haline geldii durumlarda zm getirebilirsiniz. Bu so
nuncu durumun snrl uygulamas olabileceini de buna ekleyebili
riz. Byle bir ey, kendileri iin bilginin bir tutku olduu insanlar
asndan geerli olurdu: felsefeciler ve belki felsefecilerin kendile
rinde benzeri bir balannay harekete geirebildii o az saydaki in
sanlar asndan. Dierlerine gelince, sorun, duygularn nasl doru
yne kanalize edecekleri deil, arzularn nasl snriayp etkisiz hale
getirecekleridir. Spinoza'nn grne gre, kendini Tanr'ya adama,
Tanr'nn ltfuna kavuma arzusu ve dinin ngrd biimiyle se
lamete giden yolun etkililiine olan inan, insan gereken sonuca
gtrebilirdi.
Hirschman incelemesinde, dnemin bilginleri arasndaki tart
malarda giderek byk bir ilgi ve umutla ele alnan bir tutku olarak

3. Barnch Spinoza, Ethics, ev. N. H. White, Oxford University Press, Ox


ford, 1927, ksm iv, nerrne 14.
Bahvan/ara Dnen A vlak Bekileri 71

kar' grmektedir. Bu seimi, kapitalist gelecein bir "ilk belirtisi "


olarak aklamak ve bylece on yedinci yzyl felsefecilerine pey
gamber ya da en azndan netlik kazanmas bir buuk yzyl alan bir
sistemin habercileri roln vermek kolaydr. Ancak bu, felsefecile
re daha nce ve daha sonra nadiren gsterdikleri bir davran biimi
atfetmek anlamna gelecektir. yle bir deerlendirme daha anlaml
olur: kan, teki tm salksz tutkulan bastracak iyi bir tutku
olarak tevik ederken, felsefeciler kendi dnemlerinin gereklerin
den yola karak dnyor ve ada sorunlarla ada aralan
kullanarak (tarihsel bellein yardmyla yorumlanan "adalk"
kavram da dahil olmak zere) uramay neriyorlard. Gerekten
de, gnmz okuru on yedinci yzylda akland biimiyle kar
fikrini, ancak belli bir abayla artk aina olduumuz kar ynelimi
kavram ile edeer grebilir. On yedinci yzyl dnrlerinin top
lum kart tutkulara bir are olarak ortaya koyduklan karlar, ok
daha geni bir alan kapsamaktayd. La Rochefoucault'nun 6zdeyi
ler inde ( 1 666),
' en sk rastlananlar, eref ile andan gelen kard;
refah ile zenginlikteki kar, birok kardan biriydi ve hibir bi
imde kendi bana kar kavramyla eanlaml deildi. Daha ok
unu syleyebiliriz: kar fikri doal drtlerden ok, toplumsal sa
ikleri kavramak amacn tayordu; doal eilimiere yapay olarak
eklenen bir eydi, insan doasndan kaynaklanan bir ey deil, top
lumsal olarak yaratlan bir eydi. Bir kez daha, karlar ile tutkular
arasndaki gerek kartlk, toplumsal olarak tasarlanan bir dzen
ile insann ilenmerni, vahi, doal durumu arasndayd. kann
z, toplumsal ynelimiyle eanlaml olan yapaylndan daha az
nemliydi.
karlar ile tutkulann kartl konusunda, gene Hirschman'n
gz ard ettii bir baka boyut vard: Snf boyutuydu bu, bireyin do
asnn iki yn ya da ayn bireyin gsterebilecei iki tr davran
biimi arasndaki snf boyutundan ok, iki tr insan arasndaki snf
boyutu. Un homme interesse [kan olan kii], bir bireyin yaamn
daki belli bir evreye verilen isim olabilirdi; ancak ayn terim belli bir
bireyler snfn, harekete geirilmi insanlan, doal igdlerince
ynlendirilmek yerine, topluma ynelik amalarn peinden giden
insanlan da gsterebilirdi, gsteriyordu da. Daha sonraki bir aynm
kullanarak, bu "kar sahibi insanlar" snfn toplumun geri kalann-
72 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

dan ayran eyin, davranlanndaki " . . . amacyla" saikinin -yani


arasal-aklsal davran simgeleyen bu tutumun- oynad baat rol
olduunu syleyebiliriz. Eski dzenin zlmeye urad bir ada
kar tartmas, toplumsal dzenin yeni snf temelleriyle ilgili ku
ramlatrmann yrtld birok kavramsal kisveden biriydi .
kar temelli davran toplumsal adan yararl olarak ne kadar
vlyor idiyse, incelikten yoksun ve kaba insani ann, tutkunun yn
lendirdii, kendilerine dnk tavr o kadar zararl ve mahkOm edil
mesi gereken bir tavr olarak grlyordu. Tartmann katlmclar
kendi ama ynelimli eylemlerini toplumsal olarak yararl ve vl
mesi gereken yaamn bir standard olarak koymakla, yeni snf b
lnmelerinin erevesini ve yeni toplumsal yeniden retim mekaniz
masn tanmlyorlard . Tartmann kavramsal kisvesi ve sernanlik
balan ne kadar farkl olursa olsun, toplumsal ilevi Nietzsche'nin
ahlaksal sylemin temel kategorilerine ilikin olarak byk bir kav
rayla tanmlad ilevden nemli bir fark gstermiyordu:

Kendilerinin ve eylemlerinin, aalk, baya dnen ve avam olan her e


yin kart olarak, iyi, yani en st dzeye ait olduuna karar verenler, bizzat "iyi
olanlar", yani soylu, gl, yksek konumda ve yce gnll olanlard. Onlara de
erler yaratp bunlan adiandrma yelkesini veren ite bu mesafe duygusuydu.
Hiyerarik, snfsal anlamda temel kavram her zaman soyluluk kavram ol
mu ve bundan tarihsel bir zorunluluk olarak, zihip soyiuluunu ve ruhsal sekin
lii iine alan iyi kavram gelimiir. Bu gelime, sradan, avam, aalk kavram
lann zamanla kt kavramna dntren teki gelimeyle yakn bir paralellik
iindedir.4

Ahiakn kkenleriyle ilgili, Nietzsche'nin dneminde moda olan


naturgeschichtliche mtalaalar slubundaki bu deerlendirme, tabii
mitolojik bir deerlendirmedir - ancak Nietzsche'nin, toplumsal
egemenlikle balantl davran zelliklerine olumlu nitelikler yk
leme mekanizmasn aa karmada gsterdii sosyolojik igr
nn gc arpcdr. Ne kann ba tac edilmesi bu genel kuraln bir
i stisnasn oluturuyordu; ne de tutkulann kmsenmesi - tutkular,
giderek, her eyden ok, "daha iyi insanlar"n vlmeye deer "kar
gzeten" davran biimlerinin, dzenli toplumun atsn oluturan
o yaam tarznn aalk kart anlamna gelmeye balad.

4. F. W. Nietzsche, The Genealogy of Mora/s, ev. Francis Gotfrey, Double


day, New York, 1 956, ss. 1 60-2.
Bahvan/ara Dnen Avlak Bekileri 73

Austin'in terminolojisini kullanarak sylemek gerekirse, akl


tutkular syleminin en nemli etkisel* etkisi, toplumsal dzeni yk
malarn nlemek iin yol gsterilmesi ve eitilmesi gereken yoksul
alt sntlara imdi tehlikeli snflar rolnn verilmesiydi; ayn za
manda da, yoksul alt snf yaam tarznn, akl yaamndan aa ve
onunla atma iinde olan, insann hayvans doasnn bir rn
olarak tanmlanmasyd. Her iki etki de vahi kltrn meruluktan
karlmas ve bu kltrn tayclannn, kltr bahvanlarnn
meru (ve edilgen) nesneleri haline getirilmesi anlamna geliyordu.
Jacques Revel'in keskin deerlendirmesine gre, artk

halk, toplumsal ve kltrel arkaizmin bu fosillemi izinin taycs olarak


grlyordu; bu, hem onlann itaatkiir statsnn gstergesi hem o statnn hakl
kanlmasyd. Bu nedenle, halka zg pratikler gerilerde kalm bir a temsil
ediyordu, bunlar insanln yanl inanlanndan oluan bir depodan ve insanolu
nun ocukluk dneminden baka bir ey deildi . . . Kabul edilen akl ya da bilimsel
bilgi adna eletiriimi olan eyler, imdi aa bir toplumsal snfn rn olarak
etiket! en ip hkmsz klnyordu ... Halka zg olann oluturduu alan imdi ya
sad uygulamalann, tuhaf yanl tavrlann, kstlama getirilmemi ifade serbesti
sinin kltre kar doay karan olumsuz dnyasyd. 5

Reve!, tm iyi bilinen anlamazlkianna karn , akl ve rasyonel


karlar muhafziarn birletiren dayanmay ortaya koymaktadr.
Akln doal tutkulara olan stnlyle ilgili kendi versiyonlarn
ne kadar hararetle savunmu olurlarsa olsunlar, bu kimseler "doru
drst ya da hi muhakemede bulunamayanlar"n mahkum edilmesi
sz konusu olduunda, aralarndaki tm farkllklar unutmulardr.
Akl yetisinin evrenselliinin her kutsanmasna, deimez bir biim
de bunu kullanma yeteneinin az sayda insana datlm bir ayrca
lk olduu uyars elik ediyordu. Tm bu sylemi anlamann en iyi
yolu, onu "kapama-dlama"nn bir yn olarak deerlendinnektir;

* 1. L. Austin, sz ile eylem arasndaki ba ile ilgili dncelerinden yola


karak oluturduu sz-eylem kuramnda, sz-eylemin yn olduunu belirtir:
Salt dilsel (locuionary); edimsel (illocutionary) ve etkisel (perlocutionary). S
zn, inandrma, caydrma, artma, ayartma gibi etkileri, sz-eylemin etkisel y
nn oluturur. (Bkz. Akit Gktrk, Okuma Ura, ada Yaynlan, I stanbul,
1 980, ss. 38-42). (.n.)
5. Jacques Reve!, "Forms of Expertise; Intellectuals and the 'popular' culture
in France ( 1 650- 1 800)", Understanding Popu/ar Culture, Europefrom the Middle
Ages to the Nineteenth Century iinde, yay. haz. Steven L. Kaplan, Mouton, Lon
dra, 1984, ss. 262-4.

74 Yasa Koyucular ile Yarumcular

bir kez daha Revel'in sylediklerini aktanrsak, "bu sylem, teknik


bir uzmanlk yetisinden bamsz olarak, kimlii sylemin kullan
mndan kaynaklanan kolektif bir ses tarafndan anonim olarak srd
rlyordu. Bu grup, sylemi kendisini tanmlamak amacyla kullan
yordu".6 Dayanma geni bir alana yaylm ve baka koullarda bir
araya gelmesi mmkn olmayan insanlan bir araya getirmiti; David
Hall yaknlarda yaymlanan bir yazsnda, on yedinci yzyln so
nunda insan trn tutkulann ve bat! inanlarn rktc gcnden
kurtarmak zere "ruhban snfnn, bir kuruma bal olmayan d
nrlerin, felsefecilerin ve bilim insanlarnn" bir araya gelerek bir
koalisyon oluturduklarndan sz etmektedir. 7
Fikirler tarihi ders kitaplanndan birbirlerini ypratma sava
iinde olduklann rendiimiz dnce okullan arasndaki byle
bir gr birlii bir muamma gibi grnebilir - eer bu ders kitap
Iannn yolunu izler, onlarn ilikilerini dnemin sosyo-politik bi
imlenmesinden ayr olarak deerlendirirsek. Aksi takdirde, byle
bir gr birlii hi de artc deildir. Ruhban snf, laiklik yan
llar, felsefeciler, yetimekte olan bilim adamlan - tm bu insan
lar, dnemin sorunlaryla, vahi kltrden bahe kltrne geiin
yaratt "toplumsal talepler" btnyle kar karyayd. Ve bu in
sanlar en iyi reeteleri nerenler olarak, toplumsal denetimi en iyi
gerekletirebilecek kimseler olarak hizmetlerini sunmada birbirle
riyle yar iindeydi. Toplumsal talepler, boyutu ve aciliyeti asn
dan hzla byyordu. Hibir biimde bu, felsefi bululann ya da de
imekte olan bir entelektel bak tarznn yaratt bir ey deildi.
Sz konusu sre, baarszla urayan cemaat denetiminin brak
t boluklara hzla ilerleme durumunun pratii ile sk skya ba
lyd. "[E]rken modem devlet," diye yazyor Gnther Lotte, "yne
timi altndakilerin gnlk yaamn dzenlemek iin byk aba
harcamtr. Gerekten de, erken modem dnem halk kltr ile il
gili bildiklerimizin byk bir blm ya bu amala karlm say
sz buyruk, emir ve fermanlardan ya da kural ihlallerini gsteren
kaytlardan gelmektedir". Devlet mdahalesinin kapsam ylesine
hzla geniliyor ve devletin dzenleyici giriimi yle geni bir alana

6. a.g.y., s. 265.
7. David Hall, "Giri", Understanding Popu/ar Culure iinde, s. 6.
Bahvan/ara Dnen A vlak Bekileri 75

yaylyorrlu ki; "adeta belli bir yaam tarz tmyle taarruza uru
yordu".s
On yedinci yzyl Avrupa'sn saran siyasal bastrmann ap ve
younluu, kltrel bir hal seferi maskesine brnmekle birlikte,
gerekten de benzeri grlmemi bir eydi. Halk kitleleri iin XIII.
Louis ile XIV. Louis ynetimleri, Robert Muchembled'in deerlen
dirmesiyle " un siecle de fer di [demir yzyl].* "Zincire vurulmu
"

bedenler ve boyunduruk altna alnm ruhlar" iktidann yeni meka


nizmalan haline gelmiti. ok uzun saylamayacak bir sre nce, bir
ya da iki yzyl nce, sradan insanlar "bedenlerini istedikleri gibi
kullanmakta grece zgrdler; kendilerini cinsel ve duygusal dr
tlerini davurmaktan srekli olarak alkoymalan gerekmiyordu".
Ancak artk her ey deimiti. Mutlak monarinin ynetimi altnda,
toplumsal uyum tmyle dnme urad.
Artk sorun, insann ait olduu grubun nonnlanna sayg gstennesi sorunu
deildi, sz konusu olan, insann kendisini her yerde ve herkes iin geerli olan
genel bir modele baml klmasyd. Bu, kltrel bastnna anlamna geliyordu.
Saray topluluu, yazarlar, soylular, zengin kentliler, bir baka deyile ayncalkl
aznlklar aralarnda yeni bir kltr modeli gelitirdiler: On yedinci yzyln
l'honnete homme'u.. ya da on sekizinci yzyln l'homme eclaire'i [aydnlanm
insan). Bariz olarak bu, halk kitlelerinin ulaamayaca bir modeldi; ancak halk
kitleleri bu modeli taklit etmeye anlyordu. 9

Yneticilerin tekbiimli ve evrensel olarak balayc kltr mo


deli iin gerekli grdkleri artan balanma ile mutlakiyei iktidann
teknikleriyle balantl yeni, istatistiksel-nfusbilimsel siyasetin
mahiyeti arasnda yakn bir ba varsaymak yanl olmayacaktr. Y
netilenler, yurttalar, tzel kiiler - bunlann hepsi temel olarak dev
letin zde birimleriydi; yerel snrlamalardan kurtulmalan (ve by
lece devletin yerel-tesi iktidanna baml hale gelmeleri}, her biri
ne zg renklerin kaznp, batan aa evrensel yurttalk boyasyla
boyanmalann gerektiriyordu. yknme asndan hibir snr tan -

* Mitolojide iddetin hlikim olduu dnem. (.n.)


** On yedinci yzyl Fransa'snda akl, bilgisi ve davranlanyla sekin ve
kibar evre insan. (.n.)
8. Gnther Lotte, "Popular Culture and the Early Modern State", Understan
ding Popu/ar Culture iinde, s. 167, 162.
9. Robert Muchembled, Culture populaire et culture des elites dans la Fran
ce modeme (XVe -xvme siecles), Flammarion, Paris, 1 978, s. 230, 229, 226.
76 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

mayan davran rntsnn evrensellii fikri, bu siyasal amac ol


duka iyi yanstyordu. Mutlak monari, kendilerine destek sala
mak amacyla yazl ya da yazl olmayan eski yasalan gndeme ge
tiren yerel yasalara ne kadar tahamml gsteriyorsa, bu rnt de
yerel gelenekleri gndeme getirerek meruluk iddiasnda bulunan al
tematiflere o kadar tahamml gsterebiliyordu. Ancak bu, cemaat
zerklik ve ayrcalklannn cra kulelerinin yklnas konusunda
gsterilen kararlla edeer bir kararllkla ve o amala kullanlan
iddetten daha az olmayan bir iddetle yerel kltrlerin girift yaps
nn yerle bir edilmesi anlamn tayordu. lkenin siyasal birliinin
salanmasna elik eden unsur kltrel hal seferiydi; kltrel de
erlerin evrensellii varsaym ise :mun entelektel yansmas
meru klnmasyd. Sonucu zetlemek zere gene Muchembled'in
szlerini aktaralm:
Gerek krsal kesimdeki gerek ehirlerdeki halk kltr Gne Kral'n yneti
mi altnda hemen hemen btncl bir ke urad. l tutarll kesin olarak yok
oldu. Artk bir hayatta kalma sistemi ya da bir varolu felsefesi olarak ilev grme
si olanakszd. Akl Fransa'snda ve daha sonralan les lumieres [Aydnlanma]
Fransa'snda dnya ve yaamla ilgili tek bir kavraya yer vard: Bu, entelektel
kltrn tayclan olan sarayn ve kentli sekin zi.lmrenin kavrayyd. Ruhlara
ve bedeniere hkmetmek gdsnde ve halk ayaklanmalannn, normdan sapan
davranlann, heterodoks inanlann ve bycln acmaszca bastrlmasnda
tank olduumuz gibi, farkll birlie indirgerneye ynelik mthi aba Fransa'da
"uygarlatnc fethin" temelini oluturuyordu ... On yedinci yzyln ortalanna
doru, "kitle" kltrnn domas iin gerekli koullar bir araya gelmiti. 10

Kltrel hal seferinin nedenleri hakknda dnemin bilgili kesi


minin getirdii eletirel sulamalara bakarak hkm verecek olur
sak, ok byk bir olaslkla, artk batl inanlar ve nyarglar olarak
nitelendirilen eski tarziann eitimli sekin zmrenin makul ve insa
na yarar olana ilikin duygularn rencide ettii varsaymn kabul
etmek durumunda kalnz. Ayn zamanda, ilahiyatlann ve felsefe
cilerin tevik ettii dinsel ve laik iktidarlar krsal kesim ve kent nfu
suna her ne yaptysa, onlarn iyilii iin yaptn, eletiri getirenie
rin yalnzca halkn karn dndn kabul etmek zorunda kal
rz. Her eyin tesinde, eski halk greneklerinin eletirilmesinin, ko
vuturma ve yasalarla getirilen yasaklamalarn nesnesi olarak seil-

10. a.g.y., ss. 34 1 -2.


Bahvan/ara Dnen Avlak Bekileri 77

mesinin nedeninin, savunduklan yanl ya da ahlaki adan hatal fi


kirler, bilim adamlannn ne srd ve kandad bilimsel veya
ahlaki hakikatiere ters den fikirler olduu belirtilecektir bize.
Bir kez halk greneklerine kar ortaya atlan sulamalann z
tahlil edildiinde, zellikle, bir kez eitli eletiriler bir araya getiri
lip karlatnldnda, byle bir yorumun ne kadar yanltc olduu
kolaylkla fark edilebilir. Revel'in bulguianna gre, on yedinci ve on
sekizinci yzyl boyunca halkn yaam tarzna kar srekli ve etkin
bir kar k var olmakla birlikte, eski grenekiere kar ileri sr
len savlar ve bunlarn ortadan kaldrlmas iin sunulan nedenler za
man iinde gzle grlr bir biimde deimitir. Hal seferinin
balangcnda, eski grenekler "hakikate aykn " olduklan, tarihin
var olmayan ya da yanl yorumlanm olgulann ycelttikleri, dola
ysyla halkn cahil kalmasna yol atklan gerekesiyle mahkum
edilmitir. Daha sonralar, gereke "rasyonellik"in savunulmasna
kaym ve krsal yrelerle kentlerde dzenlenen festivaller, dinsel
trenler ve oyunlar tutkulan salvermekle ve akln sesini bastrmak
la sulanmtr. En son olarak, on sekizinci yzyln ikinci yansna
doru, olaslkla yetkili merciierin beyanatlannn yapld yeni,
merkezi olarak konunianm mekanlar iyice yerlemi olduundan,
yerel geleneklerin ve bunlan srdrenierin kovuturulmas, onlann
"toplumca benimsenmi" greneklerle ve davran kodlanyla eli
tikleri ne srlerek gerekelendirilmitir.l Birbiri ard sra gelen
bu temel iddialan n kovuturma eyleminde bir etkisi yok gibidir. Uy
gulamadaki sreklilik, tartmann grnteki sreksizliinin ar
dnda yatan anlam gstermektedir; bir sosyolog iin bu, hal seferi
nin gerek nedenlerine ve mekanizmaianna gtren temel ipucunu
oluturmaktadr.
Erken modern dnemde halk festivallerinin yazgsn ele ald
mkemmel incelemesinde Yves-Marie Berce, geleneksel grenek
Iere kar yalnzca daha sonraki dnemlerin deil, o dnemin savlan
arasnda da tutarszlklar ve karlkl elikiler olduunu gsteren
arpc kantlar toplamtr. rnein, Handres'de kasabalarn sokak-

1 . Jacques Reve, "Forns of Expetise", ss. 257-8.


2. Y. M. Bere. Fete et revolte, Des mentalites popu/aires du XVJe-xvme
siecle, Hachette, Paris, 976.
78 Yasa Koyucular ile Yarumcular

lannda geleneksel olarak oynanan dinsel oyunlar, bu oyunlarn Kut


sal Kitap'taki anektodlar ileyiinde szde rtk Papa kart ynler
bulunduu iin Katolik inancndaki yazarlarca saldnya uramtr;
te yandan, Protestanlar dini temsil etme tarzlarndaki naiflik ve ka
balk nedeniyle bu oyunlar kmsemilerdir. Ancak her iki tarafn
yazarlan da dinsel oyunlarn mahkum edilmesi konusunda gr bir
lii iindedirler ve geleneksel festivalierin bahtsz dzenleyicileri bu
iki rakip dinsel gcn hibirinden mahkumiyetlerinin iptalini bekle
yememektedir.
Reformasyon ile Katolik Kar-Reformasyon hareketlerinden
Jakobenlerin devrimci cokusuna, kovuturmalar aralksz olarak
srmtr; bu ise sonunda krsal kesimdeki ve kentteki halk snfla
r'nn tmyle yoksun braklnasn ve kltrel adan tm silahlan
nn ellerinden alnmasn getirmitir. Halk geleneklerini tmyle ve
ayrm gzetmeksizin kmsemek; artk kyllkle ve genel olarak
"eitimsiz" kltrle zdeletirilen irrasyonellii ve grotesklii aa
lamak; belki de kurumsallam Kiliselerin, Pritenlerin, Janse
nistlerin, inanszlann, bilge philosophe'lann ve devrim uygulayc
Iannn szclerinin birletii tek noktayd. Voltaire Felsefe Szl
adl yaptnda ( 1 766) dinsel enlik! eri, kyllerie zanaatkarlarn gz
de azizlerinin gnlerinde sarho olmak, miskinlik ve sefahate dalp
su ilernek iin kullandklan bir frsat olarak tanmladnda, iki
yzyllk sylemi (ve bastrma uygulamalarn) zetlemi oluyor
du.13 "Modemler" ile "eskiler" arasndaki (dnce tarihilerinin o
u zaman yanllkla dnemin nde gelen entelektel temasyla, Ak
ln gelenee olan klece ballndan dolambal kurtuluu tema
syla kantrdklar) kt hretli tartmay anlamann en iyi yolu,
onu iktidarn bu genel yeniden yaplanmasnn bir yn olarak de
erlendirmektir; kltrel hal seferi, sz konusu yeniden yaplan
mann nemli bir tezahr, ayn zamanda da vazgeilmez bir koulu
olmutur. Zamanla ilgili imgelerdeki radikal dnm, imdi halkn
yaam tarznda somutluk kazanan gelenein yeniden deerlendiril
mesine yakndan tekabl ediyordu. "Beeniyi ve devleti yneten ya
zarlarn gznde, gemiin sunuluu ve miras tamamyla deiti.
nsanlar artk iyi grenekler dneminden, Altn a'dan deil, 'nce-
Bahvan/ara Dnen Avlak Bekileri 79

ki alarn cehaletinden ve barbarlndan' (Fontenelle, 1 688) sz


ediyordu. nsanlar hmanist klieleri yineleyerek, 'Gotik' kabalk ile
modem an akl arasnda kartlk kuruyordu ... " Bu yeniden de
erlendirilmi zaman erevesi iinde halk kltr "gemiin bir ka
lnts olarak" deerlendirliyordu; halk kltrne zg grenekler,
aalanabilir, alay edilebilir grenekler olarak, hepsinden nemlisi,
marjinal, giderek geri ekilen ve yok olmaya mahkum grenekler
olarak grlyordu. 4
Berce, "eitimli sekin kltr" (bilinli olarak benimsenmi
idealler evresinde rgtlenii ve alternatif yaam tarziarna olan
ak kartl ile "kltr" adn gerekten hak eden ilk yaam bii
mi) ile bu kltrle bir arada deerlendirildii iin halk kitlelerinin
kltr olarak nitelendirilen kltr arasndaki kopuu, on altnc
yzyl gibi erken bir dneme yerletiriyor. En azndan bu dnemde
Kilise, yerel geleneklerle ve kltlerle olan uzun ve mutlu birlikteli
inden tek tarafl olarak el ekmitir. Geleneksel enliklerle ilgili ye
rel takvimterin karsna kat, evrensel bir Kilise takvimi konmutur.
lahiyatlarn sofistike, olduka entelektelletirilmi ve soyut dini
ne, eitimsiz kesimin rafine olmayan, ancak cokulu ve tutkulu
inanlan karsnda ncelik tannmtr; artk dinsel inancn kabul
edilebilir tek biimi konumuna ykseltilen Kilise kanunlarnn sofis
tikelii, kitleler asndan almas olanaksz bir engel ve onlar s
rekli olarak Kilise'nin pastaral eyleminin nesneleri olarak baml
bir konumda tutmann kusursuz arac ilevini grmtr. Blge ra
hipleri ve blge kiliseleri cemaatlerden ekilmi; kilise blgesi iin
de yaayan cemaatlerin gnll ve dosta, primus inter pares* kat
lmclar olmaktan ok, onlarn denetleyicileri ve yarglar olarak
kendilerini ayr bir yere koymulardr. Simgesel olarak deiim, ki
lise avlulannn ve mezarlklarn evresine itler ekmekle ve evre
siyle birlikte kilise mekann kyl ya da kentli halk panayrlarna,
dansiarna ve dier enliklere vermeyi reddetmekle dile getirilmi
tir. Bir kez daha Kilise'nin davran, "yksek" ve "aa" kltrn
birbirinden ayrlmas, "aa " kltrn nesneletirilmesi ve devlet
zerinde odaklanan glerin bahvan roln ve ynlendinci ilevi-

*eitler arasnda birinci (.n.)


14. a.g.y., ss. l l ?- 1 8.
80 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

ni stloesi biimindeki ok daha geni bir srecin semptomlarn


dan yazca biriydi.
Httlanda, gller ve zenginler bir zamanlar ortak olan ve
payia faaliyetlere artk katlnyor ve desteklerini ekiyorlard;
artk baliyetler tek tarafl olarak avama ait, dolaysyla baya ve
hem An ilkelerine hem de toplumun karlarna kart olarak ta
nmlanrdu. Daha sonraki gelimelerin kantiayaca zere, ege
men slar fkelendiren ve onlar gemite cokuyla katldklar
olaylart evrneye ynlendiren ey, -kendi aklamalarnn ak
sine- vlarn doas ve hi kukusuz biimi deildi; artk toplum
sal initiflerin failieri ve nesneleri olarak net olarak birbirinden
ayrlnlan insanlarn, bu olaylara ayrm gzetilmeden katlmasy
d . Dada kts, ou zaman halk snflar, arada bir gelenein
kutsallrd nderlii stlenme iddiasnda da bulunarak, byle
olaylatasarlanmasnda ve yrtlmesinde eit rol oynuyorlard.
Gl: bu alandan ekilmesi, otorite iin uzun bir savama d
necolan dmanlklarn balangcna iaret ediyordu; bu, her
eydece, toplumsal inisiyatifi alma hakk, toplumsal eylemin z
nesi o hakk (Touraine'in tarihsel geerlilik iin savam), ege
men s arn imdi kendileri, yalnzca kendileri iin istedikleri hak
lar anina geliyordu. Savamn hibir zaman aka dile getiril
memin stratejik sonu, "halk" eylemin edilgen alcs statsne,
artk !(ilerin gcnn ve zenginlerin servetinin gz kamatrc
gsterne dnm olan kamusal olaylarn seyircilerinden biri
dururr. indirgemekti. On sekizinci yzyla gelindiinde, halk en
liklerigrkemi ve ap azalaca yerde artmt. Ancak, "bu en
likleri.psam tamamyla aristokratik bir nitelik tayordu; bunlar,
profesel insanlarn eseri enliklerdi. Halktan izleyiciler yok de
ildi, ak onlarn gsterilere katlm, oyunu paylamlar arzu
edilm1 bir eydi. Cokular memnuniyetle karlanyor, ancak
mdaleri aptallk ya da edepsizlik gsterisi olarak mahkum edi
liyordi
Ei ve Stephen Yeo'nun almalar sayesinde, on dokuzuncu
yzyllarnn ngiltere'sindeki bu otorite savamnn birok y
n zde ok kapsaml bilgiler toplanmtr; bir zamanlar tam an-

1 5y., s. 1 1 7.
Bahvan/ara Dnen A vlak Bekileri 81

lamyla gelime gstermi zerk halk kltrnn son kalntlanna


eine az rastlanr bir iddetle saldrlmtr. Resmi kiJiselerin ve
Anglikan kilisesine bal olmayan kiJiselerin rahipleri, bunun yan
sra laik ilerlemenin vaizleri halk greneklerinin incelikten yoksun
Iuu ve kabal ile ilgili giderek daha ilgi ekici, cafcafl ve insann
kann donduracak tablolar izmede birbirleriyle yar iindedirler
zellikle bizzat halk snflarnca srdrlen ve ynetilen grenekler
le ilgili olarak. Ahlaki ilerlemenin cokulu katipleri, boalarn k
peklerle dvtrlmesi ve horoz dv gibi "kanl sporlar"a yne
li!< saldry kapsaml olarak belgelemilerdir; ancak bu kimselerin
fark edemedikleri n<;>kta, saldry gerekletirenler arasnda en n
saflarda yer alan kiilerin, ayn zamanda sporu avlanmayla ve hay
vanlarn toplu halde ve dzenli olarak ldrlmesiyle zdeletiren
snflar olduu gereidir. ngiltere'nin erken dnem modem halk
elenceleri zerine kapsaml aratrmasnda R. Makolmson burada
ki paradoksa iaret etmi ve bu paradoksu zmtr:
Tpk Avianma Yasalan'nn "kamuoyunun" onay ya da en azndan genel ka
bul ile centilmenlerin sporuna ayncalk tand gibi -bir deneme yazan, "Elbet
te, krsal kesim elenceleri, en alt snfiann zerindeki tm gruplar iin ok zevkli
ve uygun bir elence oluturmaktadr" diye yazyordu- geleneksel elencelere y
nelik saldnlar da toplumsal ve siyasal iktidan n koullan na uyum gsterdiler, dik
katlerini ounluun kltr zerinde younlatrdlar ve ahlaki protestolann
toplumsal disiplini n gereklilikleriyle tutarl bir tarzda biimlendirdiler. 1 6

ok cepbeli savan sahnesinin zellikle sz edilmeye de


er, nk bunlar aka kltrel hal seferinin hedeflerini gster
mektedir.
lki, Whitsun'da, Derby sokaklarnda oynanan nl geleneksel
futbol malandr. Sienna'nn nl at yarlar gibi, bu malar tm
Derby nfusunun katlmyla gerekletiriliyordu ve ma balama
dan ok nce bo vakit etkinliklerinin gayesini oluturuyor, ma bit
tikten sonra da uzun sre halk arasnda tartmalara konu oluyordu.
Ancak on dokuzuncu yzyln banda iin ekJi deiti. Oyuncular
iddete dayal davranlarda bulunmakla suland, herkesin katld
ve herkesin yalnzca bir katlmc olduu ma fikri, Hristiyan cema-

16. R. Malcolmson, Popular Culure: Pas and Preseni iinde, yay. haz. B.
W aites, T. Bennett ve J. Martin, Croom Helm, Londra, I 982, s. 4 I .
82 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

ate yakmayan pagan bir ayinle karlatnld ve etkinlik kamu sa


l ve dzeni asndan tehlikeli ilan edildi. Derby belediye bakan
na yazl ifadeler yamaya balad. Anthony Delves'in setii iki
alnt bu "kamuoyunun" niteliini aktanyor:
[Y]asa tanmaz gruhlar bir araya gelmekte, alkan insaniann zaranna ile
re ara verilmekte, ekingen ve ban yanls insanlarda korku ve panik havas yara
tlmakta, insanlar iddete maruz kalmakta, savunmasziara ve yoksullara zarar ve
rilmekte, oyunu oynayanlarda ahlaki kntye ve biroklannda an yoksullua
neden olmakta, sala zarar vermekte, knlan kol ve hacaklara ve (seyrek olma
mak zere) lniere yol amakta; evleri ssz, kanlan dul ve ocuklan babasz b
rakmakta...
[H]aysiyetsiz ve insanlk d bir gsteri ... H ristiyan Britanya'dan ok pagan
Roma'ya yakan bir grnt ... kaba ve yabani bir barbarln her yl sergilenmesi
... ylesine aalk ve kk drc ki, nceki yllar kpeklerle boalann d
vtrlmesi, horoz dv ve teki vahi sporlann kaldmid gibi topraklan
i
mzdan kanlp atlmal . l

Yoksullann tehdit altndaki bedensel ve ahlaki refah (ki ne za


man tehdide urasa "vergi mkellefi" iin bir yk haline gelir) zeri
ne dklen timsah gzyalanyla kank bu ahlaki fke, ancak zaman
zaman, kar gzetmeyen haktanrln yksek doruklanndan inip,
eski enlie kar ani protesto saanann altnda yatan endieleri
aa vuruyor: Kamusal alan iin savam, artk giderek daha fazla
gzetim altnda tutulan bir yer olarak, dzenli bir yer olarak, yeni
toplumsal gcn kalelerini koruyan, tmsek ve rampalardan olu
mu bir gvenlik sistemi olarak anlalan kamusal alan iin savam.
1 835 ylnda Derby'de bir polis gc oluturulduunda, polise u
ak talimat verilmiti: "Yeterli bir neden olmakszn kaldnmda,
serbeste geilmesini nleyecek ekilde duran ya da oyalanan kim
seler ... tutuklanp yarg nne kanlabilir." s
Halk orkestralannn kiliselerden kanlmas ve onlann yerine
maal orgculann geirilmesi, ayn kltrel hal seferinden bir ba
ka sahneydi ve kamusal nderlik savann tm tipik iaretlerini ta
yordu. Vic Gammon'un aratrmas, kampanyann gerek anlam ko-

I 7. Anthony Delves, "Popular Recreations and Social Conflict in Derby,


1 800-1 850", Eileen ve Stephen Yeo, Popu/ar Culture and Class Conflict 1590-
1914: Explorations in the History ofLabour and Leisure iinde, Harvester, Brigh
ton, 1 98 1 , s. 90, 95.
1 8. a.g.y., s. 98.
Bahvanlara Dnen Avlak Bekileri 83

nusunda hemen hibir kukuya yer brakmyor. Kilise'nin mali a


dan destekledii basn, sz uzatmadan, kilise blgesi iinde yaa
yan aydn topluluu abuk ve kararl eyleme gemenin gereklilii
konusunda uyarmtr. "[B]u iyi ama asndan," diye yazyordu
The Paris Choir, 1846-5l'in yazan, "mziin idaresini kaba ve ince
likten yoksun ellere brakmaktan daha lmcl bir ey olamaz".
anlarn yantlanmas uzun srmedi ; daha 1 857 ylnda The
Church of England Quarterly Review memnuniyetle unu dile geti
riyordu: "Ne mutlu ki, bir keman ile bir fagotun bir kilise korosunun
uygun elik enstrmanlar olarak grld gnler geride kald ...
Orgu olmayan pek az kilise var artk." Gammon u sonuca vanyor:
"[s]ekin kltrn yceltmek iin yoksullan n kltilrnn bir st s
nfa devredilmesi ve bu kltrn bizzat yoksullann gznde deer
siz klnmas gerekiyordu; pederahi hogr yerini orta snfn mah
kum edilmesine brakt. .. Bylece tm sanatn sekin zmrenin stan
dartlanyla deerlendirilmesi gerekiyordu." 9 Doru. Ancak oyunun
dl yalnzca doru estetik yarg deildi, hatta halk beenisinin
gzden drlmesi de deildi. Bundan ok daha fazlas sz konu
suydu: Yarglarn otoriteyle dile getirilebilecei yerler zerinde de
netim. Gnll, kendi isteiyle bir greve gelmi ve kendi kendini
yneten "keman ile fagot" algclan ile, blge rabibinin maan
dedii ve iten kard cretli bir memur olan profesyonel orgcu
arasndaki gerek fark buydu.
Eileen ve Stephen Yeo, kitaplannda bir araya getirdikleri incele
melerde ele alnan olaylarn anlamn amaz bir kesin1ikle kavnyor
Iar: "Bu kitapta sergilenen savarnlar kendi konulanyla ilgili olduk
lan kadar, zaman ile toprak zerindeki denetimle de ilgilidirler.
Bunlar, toplumsal inisiyatif ve o inisiyatife kimin sahip olaca ile
ilgili savamlardr." Yeo'lann kendi katklar, Britanya'da modern
amatr yar sporunun balangc ile ilgili yaptklar incelemedir.
Yeo'lar 1 872 ylnda yaymlanan Sporting Gazette'i aktanyorlar:
"Amatr centilmenlere ak olduu belirtilen sporlar, o unvan ger
ekten hak eden kimselerle snriandnimal ve daha aa olarak de
erlendirilen snflarn insanlanna, grgl ve medeni olmalannn

19. Vic Gammon, " 'Babylonian performances': the Rise and Suppression of
Popular Church Music", Popular Culture iinde, s. 77, 78, 83.
84 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

ve hibir zaman parasz kalmamalannn onlan centilmen yapmaya


yetmedii izah edilmelidir, tpk amatr yapmaya yetmedii gibi."
1 880 tarihli The Times'da ise unu okuyoruz: "Yabanclar, zanaat
karlar, tamirciler ve bu tr benzeri musibet kiiler burada kendilerine
bir yer bulamazlar. Onlan danda tutmak her adan arzu edilir bir
eydir." Bu alntlan n iaret ettii iktidann yeniden dalm, gele
cek rntnn tohumlarn ekmitir: "Halka gereksinim duyduu
eyleri veren yneticiler, retmenler ve 'toplum' bilimciler ile halka
istediini veren giriimciler - szgelimi, kulp elence grevlile
ri. "20
Bu gerekten de modernlik ncesi dnemlerin vahi kltrn
den modernilenin bahe kltrne geiin; uzun sren, her zaman
yrtc, ounlukla ktcl kltrel hal seferinin; inisiyatif hakk
ve zaman ile mekan zerindeki denetim anlamnda toplumsal iktida
rn yeniden dzenlenmesinin; yeni bir egemenlik yapsnn tedrici
olarak kurulmasnn -bilgili olaniann ynetimi ve ynetici g ola-
rak bilgi- en Qnemli sunularndan biriydi. Geleneksel, kendi kendi
ni yneten ve kendi kendini yeniden reten kltr yerle bir edilmiti.
Otoriteden yoksun, topraksal ve kurumsal mal varlklan elinden
alnm, artk yerinden edilen ya da daha alt dzey konumlara getiri
len kendi uzman ve yneticilerinden mahrum olan bu kltr, yoksul
lar ve alt kesimden insanlan kendilerini konrnaktan aciz ve bu i
iin eitilmi profesyonellerin idari giriimlerine baml hale getir
miti. nsan ruhlarn ve bedenlerini dntrmede ve eitmede uz
manlam uzman "yneticiler, retmenler ve 'toplum' bilimciler"e
olan yeni talebi douran temel etmen, modernlik ncesi halk klt
rnn yklmasyd. Kltrn, kendi bilincine varaca ve kendi pra
tiinin bir nesnesi olaca koullar yaratlmt.

20. Eileen ve Stephen Yeo, "Ways of Seeing: Control and Leisure versus
Class and Struggle", Popu/ar Culture iinde, s. 1 29, 1 34, 1 36.
5

Halk Eitmek

ZERNDEN gelenein pespaye giysileri kanldnda halk, "ken


disi olarak insan"n o saf, eski durumuna, insan soyunun ibret alna
cak birer rnei durumuna indirgenmi olacaktr. O zaman yalnzca
bir nitelii paylaacaklardr: Sonsuz ilenme, biim verilme, kusur
suzlatnlma kapasitesi. Eski ve pejmrde giysileri zerlerinden at
tklan iin yeniden giydirilmeye hazr olacaklardr. Bu kez elbise
dikkatle seilecek, titizlikle tasarianacak ve Akln ngrd gibi,
ortak kar lsne uygun olarak biilecektir. Tasannc larn irade
si yalnzca Akl tarafndan snrlandnlacaktr. Sonunda elbiseyi
giyrnek zorunda olaniann ne doru seimi yapabilme yetileri var
dr, ne de olaslkla byle bir eye gnlldrler. lnsan soyu kusur
suzlama gcyle ilgili hibir snr tanmaz. Bununla birlikte, trn
zellii onun yeleri olan bireylerin zelliklerine dnmez. Aksi
ne onlar -bireyler- kendilerini bu marur trn gerek yeleri hali
ne getirecek kaynaklardan yoksundurlar. Byle bir dnm Akl
ile iletiim iinde olan ve dolaysyla ortak kann neyi gerektirdii
ni bilenlerce ynlendirilmelidir. nsanln olaanst potansiyeli
Akln ilkelerini yorumlayan ve onlar zerinde edirnde bulunan,
bylece bireyleri kendi insani anlann izlemeye gnll ya da zo
runlu klacak koullan belirleyenlerin. yardm olmakszn gerek
letirilemez.
Bu, erken modem an sekinlerinin paylat grt. Bu, ay
n zamanda ve daha nemli olarak, halk kltrnn yok edilmesiyle
yaratlan yeni durumun mantyd. Kltrel hal seferinin ardn-
86 Yasa Koyucular ile Yarumcular

dan halk gerekten de kendisini plak ve aciz, yaamn meydan


okuyu una'kar koyacak ve kendi hayatta kalma koullarn yeniden
retebilecek becerilerden ve cemaat desteinden yoksun durumda
buldu. Yapay olarak yaratlan bu boluun doldurulmas gerekiyor
du ; aresizlerin bir lidere, krlerin yol gstericilere gereksinimi var
d. Eitim Akl a'nn bir buluu deildi; eitim, sk sk modem,
uygar an anas ya da en azndan ebesi olduunu okuduumuz en
telektel devrimin bir rn de deildi. Eitim daha ok sonradan
akla gelen bir fikirdi, "kriz-idaresi" trnden bir tepkiydi, dzeni bo
zulmu olann dzenlenmesine, kendi dzenleyici aygtlarndan
yoksun braklm olan toplumsal gereklie dzen getirilmesine y
nelik umutsuz bir giriimdi. Halk kltrnn ve onun gcnn da
yand temelierin birer yknt haline gelmesinin sonucu olarak, ei
tim bir gereklilikti.
Eitim fikri, daha sonraki tarihinde okul eitimi ile ylesine
yakndan balantl olarak grlmtr ki, balangta temsil ettii
hrsiarn tam kapsamn fark etmek gtr. Akl a'nn en ban
dan itibaren okul fikri eitim fikri ile ayrlmaz bir biimde i ie
getiyse, bu yalnzca tm toplumun, tm insani ortamn, bireylerin
rasyonel toplum yaam sanatn renecei, iselletirecei ve uy
gulayaca tarzda biimiendirilmesi anlamnda byleydi. Eitim
hibir biimde toplumsal iblmnde ayr bir alan olarak grl
myordu; aksine, tm toplumsal kurumlarn bir ilevi, gnlk yaa
mn bir yn, toplumu Akln sesine gre tasariamann getirdii b
tncl bir etkiydi. Eer uzmanlam okullara ve profesyonel ei
timcilere olan gereksinim kabul ediliyorduysa, yalnzca geici bir
nlem olarak kabul ediliyordu: Gemite yanl, akld yasalar ve
besledikleri batl inanlarca zehirlenmi belirli bir kua Akln er
demlerini alabilecek duruma getirmek; bu kuan yeni toplumsal
dzeni alglamasn ve okullar gereksiz hale getirecek olan byle
bir dzenili kurulmasna katkda bulunmasn salamak amacyla.
ok daha kapsaml halkn eitimi stratejisinden daha iyi ayrt edil
mesi iin /es philosophes bu tr geici nlemlere l 'instruction pub
lique adn vermeyi yeliyordu. Bununla ilgili olarak Condorcet
ok ak olarak yle demitir: "Bu tr yeni kurumlarn oluturul
mas zerinde alrken, onlara olan gereksinimin ortadan kalkaca
o mutlu ana yaklama abas iinde olmalyz. "! Oysa "eitim",
Halk Eitmek 87

insann formasyonunu, bir btn olarak toplumun ve zellikle yasa


koyuculann tam ve tek sorumluluu klma tasarsn gsteriyordu.
Eitim fikri, devletin yurttalann biimlendirme (bunu en iyi akta
ran kavram Almanca'daki Bildung szcdr) ve onlann davra
nianna yn verme hakkn ve devini gsteriyordu. Ynetilen bir
toplum kavramn ve uygulamasn gsteriyordu.
Ykselmekte olan -modern- iktidar takmyldznda eitim
kavramlannn ve uygulamalannn igal ettii yeri yeniden kefet
mek iin devrim dnemine ait "yzlerce metin"de, "birbirini izleyen
Meclislerdeki saysz tartmalarda, yasa ve karar taslaklannda, e
itli yayn organlannda km makalelerde, yurttalk kitaplannda,
vb. " ierilen zengin bilgi daarcndan yararlanabiliriz. Bu, zorunlu
olarak farkl zamanlan bir araya getirerek bir hata yaptmz anla
mna gelmez; Fransz Devrimi'nin hararetle savunduu ynetilen
toplum; merkezi iktidar tarafndan bilinli olarak tasarlanm, plan
lanm ve denetlenen toplum varsaym, sonuta Akl a'nn ret
tii ve Aydnlanma a'nn srdrd bir sylemin rnnden
baka bir ey deildi. Gerekten de, Aydnlanma a'nn sylemi
tam olgunlua Devrim uygulamasnda ulat; daha nce, kuramsal
reetelerini siyasal uygulama dzeyine ykseltecek gte kaldra
lardan yoksundu. Devrim'in sarho edici atmosferinde iki dzey i
ie gemi gibi grnyordu ve pratik nlemler imgelem zerinde
birer kstlama olarak etki gstermekten ok, kuramn gereklilikleri
ne uyacak ekilde serbeste biimlendiriliyordu. Fransz Devri
mi'nin eitim alannda gerekletirdiklerini ve umutlann derinle
mesine tahlil etmi olan Bronislaw B aczko, dnemin eitim politi
kasnn Aydnlanma'nn mirasnca biimlendirildii sonucuna van
yor - somut bir yaptn ya da belirli bir yazara atfedilebilecek fikirte
rin etkisi anlamnda deil, ok daha nemli olarak l'elan pedagogi
que [pedagojik hamle] anlamnda.2 Eitime biim veren, L'educa
tion peut tout [eitim her eyi yapabilir] (Helvetius) inanc; "nyar
glardan" tamamyla kurtulmu yepyeni bir insan trnn gerekten

1 . " Rapport et projet de decret sur l'instruction publique presente a I'Assemb


lee Nationale le 20 et le 21 avri1 1792", Une education pour la democratie, Textes
et projets de l'epoque revolutionnaire iinde, yay. haz. B. Baczko, Garnier Freres,
Paris, 1982.
2. a.g.y., s. 20.
88 Yasa Koyucular ile Yarumcular

yarat labilecei, la Republique in eitim potansiyelinin yegane snr


'

larnn yasa koyucularn beceri since belidendii duygusuydu. Ay


dnlanma mirasnn bir baka tartma gtrmez izini buna ekleyebi
liriz: Bi'tmek tkeornek bilmeyen Meclis tart malarnn aka orta
ya koyduu gibi, aydnlanmaya zg pedagojik inisiyatifterin her
baanszlnn, Yeni nsan'n ortaya kmasndaki her gecikmenin
karanlk gler tarafndan gerekletiritmi bir komplo olarak deer
lendirilebilecei ve yle deerlendirilmesi gerektii eklindeki inan.
Toplum idaresi, ynlendiricilik ve bireylerin bedensel ve ruhsal rit
mine mdahale balamnda biim kazanan fikirler, gemie uzana
rak les philosophes'un bilgeliine ve onlarn siyasal izleyicilerine
baka bir biim veriyordu; akl ile nyarg arasndaki, bilgi ile ceha
let arasndaki fark, yalnzca eitim etkinliinin varl ya da yokluu
arasndaki bir kartlk olmaktan ok, iyi eitim ile kt eitim ara
sndaki bir kartlk olarak dnlebilirdi. Bu bak asndan, her
tr insan davran eitimin bir rn olarak grlmeye baland ; ya
plmas gereken ey, eitim asndan bakir bir topluma eitim s
relerini getirmek deil; hatal, aydn olmayan ya da kt niyetli
retmenlerin verdii eski, zararl eitimin yerine, akl adna verilen,
toplumsal adan yararl, bireysel adan faydal bir eitimi geir
mekti. Bir baka deyile, yaplmas gereken ey, eitimi veren se
kin kesimlerdeki bir deiiklikten ibaretti. Eitim alanndaki yeni fik
lerin hzl baarsnn nndeki engeller olsa olsa eski, henz tmy
le ortadan kaldrlmam eitim glerinin direncinin sonucu olarak
alglanabilirdi. Rahipler, vieilles femmes [kocakanlar] ve eski ata
szleri karanlk glerin temsilcileri olarak seilmiti. Hi kukusuz,
rahipler Kilise'nin ruhsal hiyerarisini temsil ediyordu - rahip, ente
lektel egemenlik savamnda dorudan bir rakip, alternatif bir en
telektel sekindi, gc zayflatlmal ve baka bir yne kaydrlma
lyd. Daha ilgin olan, kocakarlar yerel, cemaat temelli otoriteyi
gsteriyorlard; eer toplum tarlas evrensel tasanma uygun olarak
ekilecek idiyse, bu otoritenin srlp alt st edilmesi gerekiyordu.
Eski ataszleri ise, halk kltr, bat! inan, kaba, rafinelemenii,
irrasyonel yaam tarzlar alarndan gelenein glerini temsil edi
yordu - son iki yzyln kltrel hal seferinin ortadan kaldrmak
zere yola kt her eyi .
Bu nedenle, devrim dneminin cokulu yasama tela, eylem ha-
Halk Eitmek 89

li ndeki Aydnlanma olarak grlebilir. Devrim'in yasa koyucular


nn yetkeyle konuabilmelerini salayan ey, ykselen mutlakiyei
devletin uzun sreli uygulamas, toplumsal iktidar dalmnn artk
hemen hemen tamamlanm olmas ve devletin pastaral iktidarnn
uzun bir sredir olgunluk kazanmasyd. Sonunda pratiin eksiksiz
kuramsal dile getiriliine kavutuu yer aniann konumalanyd.
L'instruction publique tartmasna katlanlann, eitimi, olduu
haliyle toplumun bir eretilemesi olarak grdklerini anmsayalm;
sonuta, kurmay nerdikleri okullar yalnzca "geici nlemler"di ;
kendisi bir okul olacak olan toplumu, her eyden nce dev bir eitim
kurumu olarak anlalan bir toplumu hazrlayan okullar. Bu nedenle,
okullar tasariama devini, gelecekteki toplumun vazgeilmez zel
liklerinin dnlmesi olarak deerlendirmek, bu okullar olabildi
ince gelecekteki toplumun younlatnlm, minyatr versiyonlar
haline getirmek akla yakn grnyordu. Bu yzden, eitim tart
malar ile ilgili belgeleri okumak, gnmzdeki dar uzmanlk anla
myla eitim kuram hakknda bilgi edinmenin tesinde bir eyler
renmek demektir. Bu belgeler, les philosophes'un siyasal ardlla
rnn, Akln egemenliini gerekletirmek amacyla kesin olarak or
taya karmay istedikleri tr toplumu ve devlet glerinin bu top
lumdaki uralarn ieren eksiksiz bir kurarn ya da daha dorusu
noksansz bir tasarm ierirler.
Bu gzlemler gz nnde bulundurulduunda, tartmann, er
evesi izilen eitimin ierii ve okullarn eittkleri kimselere ak
tarmalar gereken gerek bilgi zerinde grece bu kadar az durmas
gerekten de artcdr. Tam anlamyla kuruniam soylu erdem
ler modeli zerine kurulan, bylece yaratcln, soylu erdemierin
bir kuaktan tekine aktarlmasnda arac olarak profesyonel ret
menin seilmesiyle snrlandran "soylular akademileri"nin ayrntl
mfredat programlarn hatrlaynz. Buna karn, yle grnyor ki,
kamusal eitimin verilecei gelecein kurumlarn tasarlamada, ile
tiim aralar gerekten de iletinin kendisi demekti ve okul ortam
ile bu ortamn dzenlenmesindeki katlk, amalanan eitimin ieri
ini oluturuyordu. Tartmada en sk geen ve byk bir dikkatle
gelitirilmi olan konu, rencilerin gnlk davran iin nerilen
kurallard; daha da semptomatik olan, her durumda kurallara uyul
duunu gvence altna almay salayacak yntemlerdi. En kapsaml
90 Yasa Koyucular ile Yarumcular

olarak ele alnan yntem -beklenebilecei zere- gzetimdi. Gele


cein pedagojik otoritesini temsil edenler -<>kul mdrleri ile ret
menler- her eyden nce disiplinin nezaretinde ve uygulanmasnda
uzman kimseler olarak grlyorlard. Bu belki de eitim kurumla
ryla ilgili tasarlann, toplumun "younlatrlm minyatrleri" ve
genelde toplumsal yaam iin bir eitim zemini olma statsne en
ok yaklatklar durumdu. Bireysel davrann tmyle grlebilir
lii ve ideal tanmn grsel "effaflk" eretilemesinde bulan iliki
ler, okullar iin nerilen yap ile neriyi getirenierin ideal toplum g
rlerini birletiren en nemli balantyd.
Bu noktay aydnlatmak zere, yeniden Baczko'nun aratrd
ve derledii belgelere bakalm.
Lepeletier'nin hazrlad ve bizzat Robespierre'in Kurucu Mec
lis'e sunduu en kapsaml ve en nl (ancak birok baka yasama gi
riimi gibi baarsz) ulusal eitim projesi, rnek okulu iinde her e
yin grlebilir olduu, herkesin gzetim altnda bulunduu ve hibir
ayrntnn kurallarn dna kmad bir okul olarak tanmlyordu.
rnek okulun temel zellii kat disiplini olacak ve bu disiplin, kural
konmam hibir durumun bulunmamasndan ve kurallarn etkisiz
kald davran biimlerinin btnyle dlanmasndan oluacakt.
Srekli olarak uygulanan etkin bir gzetim altnda, her saat, uyuma, yemek
yeme, alma, egzersiz ya da dinlenme saati olarak belirlenecektir; tm yaam
tarz deimez bir biimde dzenlenecektir . . . Geliimi salayc ve tekbiimli bir
dzenleme her aynnty ngrecek ve bunun istikrarl ve kolay bir biimde uygu
lanmas iyi etkiler elde edilmesini salayacaktr . . . Eski soyumuzun nyarglany
la girecekleri yozlatnc her tr temastan almas olanaksz bir duvarla aynlan
yeni, gl, alkan, dzenli ve disiplinli bir rk [yaratlacaktr]. 3

Ksa bir sre sonra Barere'in sunduu bir baka proje, daha kesin
ve temelde ayn ulusal eitim fikrini amlamada hayal gc asn
dan daha zengindi. Bu projede btncl ve her alan kaplayan kural
lar dnyas, bireylerin kendilerine zg tm zelliklerinin silindii
ve saylarn yansz dzeninin, tekbiimli kurallann uygulanmasn
engelleyen niteliksel eitlilii yok ettii bir dnya olarak resmedili
yordu. Lepeletier'nin "nyargl soy"dan uzak tutulma ve tecrit edil-

3. "Plan d'education nationale presente a la Convention Nationale par Maxi


millien Robespierre le 13 juillet I 793", Une educalian iinde, s. 377 ve devam.
Halk Egimek 91

me gereksinimi konusundaki grne de burada daha pratik bir yo


rum getirilmiti.
Cumhuriyeti bir eitime her eyden nce gzetim altnda tutulan bir eitlik
ve saf, kalc bir ahlaktan oluan effaf dzenin yaannas ile ulalacaktr: ren
ciler, Cumhuriyeti l sisteminin ilkelerine uyacak ekilde, binlik, yzlk ve
dzinelik gruplar halinde; kura ekerek tayin edilen onba, yzba, binba g
revlerine blnecektir; kimsenin tek kuru kendi paras olmayacaktr . . . illere,
anne-babayla konumak iin bile olsa on admdan fazla yaklamak yasak olacak
tr.4

Btncl mesaj belki st kapal bir mesajd, hatta amal ola


rak verilmi deildi, ancak son derece akt: Eitimin amac itaati
retmektir. Uyum gsterme igds ve istei , emirleri yerine ge
tirme, stlerin tanmlad biimiyle kamusal kar neyin yaplmas
n gerektiriyorsa onu yapma, planlanm, tasarlanm, btnyle ras
yonelletirilmi bir toplumun yurttalannn en ok gereksindii be
ceriydi. En nemli koul, rencilere aktanlan bilgi deil, bilgi akta
nnnn yrtld talim, rutin ve her eyin nceden kestirilebilirli
i atmosferiydi. Bahe kltrnn habercileri, bireylerden kendi
davranianna toplumsal karla badaacak ekilde yn vermeleri
ni, edinmi olduklar bilginin nda kendi kararlann vermelerini
beklemiyordu. Kamusal karla badaan davran tarz herhangi bir
bireysel eylemden nce toplum tarafndan kararlatnlacakt ve top
lumun karlannn yerine getirilmesi iin bireylerden beklenen tek
beceri disiplin becerisiydi.
Bu sonu artc gelebilir. yle ya, Aydnlanma halka bilgi g
trme, gzleri batl inanla kr olanlara net bir gr salama, cahil
kesimlere bilgelik kazandrma, karanlktan a, cehaletten bilgiye
gei olarak tanmlanan ilerlemeye zemin hazrlama yolunda gl
bir drt olarak kolektif belieimize kaznmtr. Bunlar, les philo
sophes'un vazettii eylerdi. Bu, onlarn Devrim'in idari gayretkeli
i iin nceden sunduktan merulatrmayd. Gene de, daha yakn
dan incelendiinde, aydnlanma kktenciliinin znn, bilgiyi yay
mak deil, yasalatrmak, rgtlernek ve dzenlemek olduu aa
kar. Her eyden ok, sz konusu olan, bireylerin yaratltan gelen

4. " Rapport sur l'education revolutionnaire et republicaine, le 13 prairial, an


Il", Une education iinde, ss. 440- 1 .
92 Yasa Koyucular ile forumcular

zaaflannn, bir btn olarak toplumun yrtme erkinin temsil ettii


snrsz "eitici" potansiyeli araclyla toplumca telafi edilmesi ge
reksinimiydi. Rousseau'nun sk sk aktanlan ve daha sk olarak yeri
len "insanlar zgr olmaya zorlanmaldr" sz, yksek entelektel
felsefenin ana yatandan bir sapnay iaret etmiyordu. Aksine, bu
sz dnemin yapsal kargaasna bir tepki olarak tm Aydnlanma
projesine dayanak oluturan fikri artc bir bilinlilikle yakalyor
ve dile getiriyordu: Toplum dnyasnn ideal dzeni olarak anlalan
Akln yerinin bireyin zihni olmad, bu ikisinin ayn lyle lle
meyecei, her birinin farkl nedenlere ve farkl etkileri olan etmenle
re tabi olduu, ikisi bulutuunda ikincisine oranla ilkine ncelik ve
rilmesi gerektii (ve bu ncelii talep etmesinin meru hakk oldu
u) fikri. En bandan itibaren les philosophes aydn despotun ya da
yasa koyuculann bireyler zerindeki pasoral gc zeminine dayal
bir toplumsal dzen tasarlamlardr; bu, daha sonralan, hakl olarak
"vasilik kompleksi "yle (Kittrie) dolu "saaltc devlet" (Donzelot)
eklinde tanmlanan bir dzendir.
Pikirlerin ynetimi (grnte, Aydnlanma projesinin ana da
yanak noktas) ile gzetime dayal disiplinin akmas, ancak Akl
a'nn toplumsal kkleri gzden uzak tutulursa elikili ve para
doksal grnebilir. Balangta, "on yedinci yzyl krizi"nin bulun
duunu anmsayalm: Krizin, znde, mevcut (ve o ana kadar ku
ramlatnlmam) toplumsal denetim aralannn iflas ya da en azn
dan giderek artan bariz yetersizlii olduunu; dnemin gl ve zen
ginleri arasndaki bu denetim yetersizliinin, toplumsal dzenin teh
dit altnda olduu duygusunun, "efendisiz halk"n -yer deitiren,
yurtsuz, babo bir nfus, dzensiz kalabalk, ayak takm, mobile
vulgus [hareket eden gruh], les dasses dangereuses [tehlikeli snf
lar]- varlndan kaynaklanan deneyimle ortaya ktn; alglanan
tehditin ntrletirilmesi ve ondan kaynaklanan korkulann datlma
s abasnn, en iyi tanmn vahi kltrlerden bahe kltrne ge
ite bulan siyasal uygulamalar biimini aldn; imdi yeni ortaya
kan bahe kltrnn, toplumsal dzenin korunmas ve yeniden
retilmesi iin devletin merkezi iktidannn yeni ykmlln
gndeme getirdiini; nitelik asndan denetleme ve dzeni yeniden
retme glerinin yeni yerinin, yeni tr bir uzmanlk ve sistemle ilgi
li ok nemli yeni bir ilevi yarattn (retmenldenetleyicinin i-
Halk Eitmek 93

levi, insan davrann deitirmede, "davran hizaya sokmada" ve


dzensiz veya yanl eylemleri nleme ya da sonularn snrlama
da uzmanlaan profesyonelin ilevi). Aydnlanma projesi bu algla
malara, pratik sorunsallatrmalara ve taleplere verilen bir yantt.
Bu anmsandnda, paradoks ortadan kalkmaktadr. Tersine, proje
nin en bandan itibaren ve zorunlu olarak iki ynl olduu aklk
kazanmaktadr: Bir yandan, devleti ve onun eylem politikalar ile
yntemlerini "aydnlatma"y, te yandan da devletin ynetimi altn
dakileri denetim altnda tutmay, ehliletirmeyi ya da dzene sokma
y hedefliyordu. Les philosophes iktidar elinde bulunduranlara ko
numutur; zerine konutuklar ey "halk"t. Konuma edimi rasyo
nel fikirlerin yaylmas anlamna geliyordu. Konumann konusunu
toplumsal dzenin yeniden retiminin rasyonel hale getirilmesinde
bavurulacak metodoloji oluturuyordu.
Ayn deerlendirmenin nda, ska karlalan bir baka pa
radoks da ortadan kalkacaktr: Bu paradoks, les philosophes'un
"halk"a ynelik mulakl kabul edilmi tavrdr. Paradoksu sanki
daha da arpc hale getirmek istercesine, mulaklk iki ynlyd.
Bir yandan, halk gelecein yurttalar olarak, "merkez"in yrngesi
ne oturtulup, onun deerleri ve normlaryla donatlacak olan Shilsci
bir "evre" olarak grlyordu; ancak ayn zamanda, kendi rzalar
olsun olmasn, gerekirse zorla denetlenmesi, "merkez"in denetimi
altnda ve "merkez" in bak asnca zararsz hale getirilmi biimde
tutulmas gereken bir yn olarak alglanyordu. te yandan, les
philosophes'un cahil, batl itikatl, deiken ve kestirilmesi olanak
sz mobile vulgus'a kar duyduu dehet, kmseme ve alay kar
m his ile le peuple' [halk] pastoral korumalarnn ve himayelerinin
gelecekteki nesneleri olarak dndklerinde sergiledikleri iyilik
dolu efkat arasnda artc bir fark vard .
Yukarda sralanan elikiler psikolojik adan ne kadar artc
(bilisel adan ne kadar badamaz) grnrse grnsn, Aydn
lanma projesinin iki ynl bir grevle ilikili olarak oluturulduu
ve gelitirildii gz nnde bulundumlduunda elikilerin keskin
lii nemli lde yitmektedir. Halk imgesini elikili klan ey,
devletin, yneten snflarn ve onlarn aydn danmanlarnn bak
asndan algland biimiyle sistemde yaplmas gereken, btn
sistemi etkileyecek devlerin ikiliiydi. devlerden biri, devlet poli-
tikasn rasyonel, yani etkili ve etkin klmakt; dieri, les dasses
dangereuses'n davran biimini idare edilebilir, kestirilebilir, dola
ysyla zararsz hale getirmekti . lk dev, barizdir ki, doru, rasyonel
ve uygun fikirterin oluturulmasn ve yaylmasn gerektiriyordu.
Dier devin gerektirdii ey ise ilk bakta anlalabilecek kadar
bariz deildi. Fikirterle yaayan ve fikirterin yaratc gcne inanan
Iann doal, igdsel tepkisi, ilk dev hangi aralarla yerine getirili
yorsa, ikincisinin de ayn aralarla yerine getirilebileceini ummak
t. Ancak, hemen hemen ayn anda ba gsteren kukular balang
taki cokuyu yok ediyordu: Herkes Akl eit derecede alglayabilir
mi? Gerek fikirterin kavranmas ve zmsenmesi, yalnzca sekin
bir insanlar topluluunun becerebildii zel bir abay gerektirmez
mi? Ve her eyin tesinde, aydnlanma nn yaylmas, kadniann
ve erkeklerin (zellikle kadnlann) toplumun btncl dzeni iin
deki yerlerinden bamsz olarak herkese yararl olacak mdr?
Bu son soru, felsefecilerin "halk"la ilgili yazlannda grd
mz grnteki tutarszlklannn ouna aklk getirmektedir.
Halkn eitiminin biimiyle ilgili somut nerileri ne olursa olsun,
felsefeciler rasyonel fikirterin ve bu fikirterin yaylmasnn hizmet
edecei nihai amac hibir zaman gzden uzak tutmamlardr: D
zenli bir toplumun baanimas ve pekitirilmesi. Dzen, toplumsal
rollerin farkllatnlmas, toplumun sunabiiecei refahn ve dier ya
rarlann eit olmayan bir btimde datlmas anlamna geliyordu; hi
yerarinin ve snf aynmlannn srdrlmesi demekti. Toplumun
rasyonel rgtlenmesi, bu hiyerari iindeki konumu ne olursa olsun
herkesin tatminini salamak durumundadr. Ancak, ayn rasyonel
rgtlenme ilkesi, herkes iin eit eitim fikri ile atmaktadr; ter
sine, eitimin kapsamnn ve ieriinin snfsal konumlan sonucu
halka pay biilen yazg ile rtmesi, toplumsal dzenin evrensel
olarak benimsenmesinin gerekli bir kouludur. B u varsaym olaslk
la en ak ifadesini Holbach'n La politique naturelle'inde (Doal
Politika) bulmaktadr:
Aydnlanma politikalan her yurttaa, doumun kendisini yerletirdii top
lumsal konumda mutlu olma gvencesini verir. Btn snflar iin bir mutluluk bi
imi vardr; devlet gereince oluturulduunda, hkmdardan iftiye uzanan bir
saadet zinciri ortaya kar. Mutlu insan bulunduu alan terk etmeyi pek nadiren
aklna getirir; eitimin ocukluundan balayarak onu altrm olduu ata mesle-
Halk Eitmek 95

i ni sever. Ac ekmedii srece halk memnundur; yaarn basit, doal ihtiyalar


ile snrl olduundan, bak nadiren bunun tesine uzanr. 5

Tm temel fikirler burada yer almaktadr: Toplumsal dzenden


memnunluk duyma ("mutluluk", "saadet"), devletin aydnlanma po
litikasyla ilgili bir meseledir, devletin ynetimi altndakilerin ay
dnlanmas meselesi deildir; devleti aydnlatmann amac, yneti
lenleri olduklar yerde tutmak ve yazglanna kar ayaklanmalann
engellernede yneticilere yardm etmektir. Ve son olarak, zellikle
son cmlede, bu insanlan baka snfiann itici bulaca koullarda
tutmann mazereti olarak daha anssz kesime o tepeden bakma tav
nn seziyoruz (bu, ounlukla hatal bir biimde, ilkel, gelimemi
yaamn isteyerek idealletirilmesi olarak yorumlanmtr).
Bir btn olarak ele alndnda, felsefeciler "halk" imgesini
mutlakiyeti devletin siyasal eyleminin halk yorumlama tarzndan
devralrnlardr. "Halk" bu devlet tarafndan ayn anda hem baskc
nlemlerin hem de toplumsal politikalann sorunu olarak kurulmu
tu. Bir fail olarak "halk" isyankar bir g ve ayaklanmann tohumu
olarak sorunsallatnlm; ayn ekilde, toplumsal dzenin savunul
mas ve tevik edilmesine ynelik her tr eylemin nesnesi olarak g
rlmt. Bu eylemden ayn olarak, kendi kaynaklaryla ba baa b
rakldnda ve kendi tutkulanyla kendisini ynlendirmesine izin ve
rildiinde, "halk" en nefret uyandnc, itici ve toplumsal adan za
rarl eilimlerin taycs olarak sorunsallatnlmtr - tam da ay
dn, rasyonel olarak rgtlenmi devletin, kkn kazmay hedefle
dii kimseler olarak. Les philosophes'un bu yolda getirdikleri neri
lerin bir ksmn okumak bile dehet vericidir.
Aydnlanma dnderinden de Tocqueville'in gr kukuya
yer brakmayacak derecede akt: "llahi G' ne kadar kmse
milerse, kamuyu da hemen hemen o oranda kmsemilerdir. " 6
Bu gr, gereklerle rtmektedir, ancak bir koulla. "lahi G"
ruhhan snfn ve Kilise'nin "hiyerarik entelektelleri"ni gsteri
yordu ve les philosophes'un bunlarla bol bol alay etmeleri "kardeler

5. Alntnn yapld kaynak: Harry C. Payne, The Philosophers and the Pe


ople, Yale University Press, 1976, s. 155.
6. Ancient Regime and the French Revolution, ev. Stuart Gilbert, Collins,
New York, 1976, s. 140.
96 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

arasndaki ekemezlik"in bir ifadesiydi. tki republiques des Lettres


ayn ihtilafl toprak zerinde egemenlik kurmak iin birbiriyle at
yor ve bu savam srecinde birbirlerinin unvaniarn kk dr
yordu. Les philosophes'un kamu (daha dorusu "halk") iin hisset
tikleri kmseme btnyle farkl trden bir kmsemeydi: Bura
da bir gr, adna savalan topran iinden dile getiriliyor ve fetih
bir kez tamamlandnda yerli nfus iin pek de iyi eyler vaat etmi
yordu.
"Halk," diye yazmtr Diderot, "tm insaniann en aptal ve en
ktsdr". Diderot herhangi bir ayrm gzetmemitir. Bir anlamda,
"halk"n zn byle bir ayrmn olmay oluturuyordu. Halk, kii
ye nitelik kazandran toplum ve yerleim alanlannn hepsinden kop
mu erkek ve kadnlarn oluturduu, ayrmsz, gri renkte kitledir,
devletin iki yzyllk tahliyelerinin, snrlamalarnn ve cezai eylem
lerinin rndr. Diderot iin "halk" yalnzca bir "yn"d. Yn
hakknda yazd bir yazs, zel bir szck daarcn gerektirmi
ti: mechancete [ktlk, irkinlik], sottise [aptallk, budalalk], de
raison [aklszlk], hebetee [sersem, akn]. D'Alembert buna kendi
arpc fra darbelerini ekledi: D'Alembert'in yazdna gre yn
lar "cahil ve aptaldr . . . gl ve cmert hareketler gstermekten
aciz" dir. "Halk", Voltaire iin, "yrtc, vahi, fkeden gz dnm,
geri zekal, lgn ve kr hayvanlar"d ("les betes feroces.. fukux,
imbeciles. fous, aveugles"). Onlar "her zaman kaba kimselerden olu
acaklardr". Aslna baklrsa onlar "insan ile hayvan arasnda"drlar.
Holbach iin aa snflar "dzgn dnme yetisinden yoksun, tu
tarsz, kstah, fevri, heyecan nbetlerine tutulmaya ve hr karmaya
hazr" kimselerden oluuyordu. 7
Bu aalama ve kmseme korosundan duyacamz gl,
kalc bir tema varsa, o da mobile vulgus (ksaca, gruh) korkusudur
- sokaklarda ve caddelerde babo dolaan, isterse kalabalklar ha
linde bir araya gelen, fke ve lgnlk patlarnalanna hazr, amasz
ve ne yapaca nceden kestirilemeyen hareket halindeki efendisiz

7. Alntnn yapld kaynaklar: The Philosophers and the People, s. 29; Har
vey Chisick, The Limits of Refonn in the Enlightenment, Attitudes towards the
Education of the Lower Classes in Eighteenth Century France, Princeton Univer
sity Press, 1981, s. 70, 25 1 ; John Passmore, The Perfectibility ofMan, Duckworth,
Londra, 1972, s. 1 73.
Halk Eitmek 97

insanlar. Les philosophes bu korkuyu egemen snflar ve "dzen


yandalar"yla paylayordu. Bunlarn hepsi iin "halk", her eyden
nce, sonulandrlmam ve acil bir siyasal deve -halk davranna
disiplini, kaosa dzeni egemen klma devi ne- iaret ediyordu.
Korku, Aydnlanma'nn yaratt canl bir deneyim ve onun top
lumsal felsefesinin gl bir etkisi olarak yeterince gerekti ; ancak
tm gerei yanstmyordu. Denetim altna alma gerekliliine ek
olarak -ya da daha dorusu bu yzden- "halk" les philosophes'un
gznde birer himaye ve koruma nesnesi olarak grlyordu. Tm
koruma altndaki kimseler de insanda efkat, sempati ve anlay his
si uyandrrlar. zellikle -yukarda belirtildii gibi- etkili bir hima
yecilik, siyasal nderlik savamnda nemli bir noktaysa. Beklene
bilecei gibi, les philosophes'un yazlarna dalm, classes labori
euses'n [alan snf] zor durumuna ilikin sk sk naif, ancak o
unlukla samimi merhameti gsteren saysz ifade vardr. Tekrar ve
tekrar "halk"n yoksulluk ve yoksunluk iinde yaad, "ulusu bes
leyenlerin" abasna layk grlen dln yoksulluk ve alk olduu
(Holbach) vurgulanmtr. Ahlaki bir fke vard; ancak ayn zaman
da bir uyaryd da bu, "halk" halihazrdaki durumu iinde uzun sre
brakmann sorunlara yol aacana iaret ediyordu - gerekten de,
bu durum les classes laborieuses' les classes dangereuses'e [tehli
keli snflar], "hr karmakta usta kimseler" haline dntrd.
Ancak, yerine getirmeleri gereken halk ynlendirme misyonu
ve l 'homme de lumieres'in [aydnlanma insan] ideal biiminin ne ol
mas gerektii hakknda salam fikirleri olan dnrler iin can al
c sorun, nefret uyandran zellikleri ve iinde bulunduklar rezil ko
ullar ortada olduuna gre, "halk"n aydnlanmay ve eitimi ku
caklayp kucaklayamayaca ve bu ikisinden herhangi birine ihtiya
duyup duymadyd (kendi iyilikleri ya da bir btn olarak toplum
sal dzenin yarar a_dna). Bu soruya verilen yantlar farkllklar gs
teriyordu. Eitimle ilgili iddialara kesin snrlar izen ve kyllerle
zanaatkarlar te yanda brakan Rousseau ("Bir kylnn ocuunu
eitmeye kalk ma, nk onlar renim grmeye uygun deildir",
La nouvelle Heloises [Yeni HeloYse], "Yoksullarn eitime ihtiyac
yoktur; kendi durumuna sk skya bal olan bir kimse zorunlu ola-

8. J. J. Rousseau, Oeuvres completes, Gallimard, Paris, 1959, cilt ii, s. 567.


98 Yasa Koyucular ile Yarumcular

rak o durumda kalr ve baka bir duruma gemesi olanakszdr",


Emile9) belki bir ucu temsil ediyordu, Condorcet ise ("tm halk kit
lesini eitmek mmkndr", Escuisse d'un tableau historique [Ta
rihsel Bir Tablo Tasla]) teki ucu. Aydnlanma'nn halkn eitimi
konusundaki tavrn tutarl, elikiler iermeyen bir sre olarak kur
ma giriimlerini elbette kukuyla karlamak gerekir; nk yukar
da belirtilen nedenlerden tr, bu tavrlarn kendileri de tutarl ol
maktan ok uzakt ve ok sk olarak ak ya da rtk biimde birbi
riyle eliiyordu. Bu tartmayla ilgili ulaabildiim tm deerlen
dirmeler arasnda Harvey Chisick'in kapsaml aratrmalara dayanan
gr grece tutarl ve gvenilir grnmektedir:
Yaptlanndan alntlar yaptm yazarlar, halk dorudan kendi dzeylerine
ykseltmek olanan tartmamlardr. Bununla birlikte, halka onu en azndan
entelektel adan toplumsal stleriyle ayn dzeye getirecek geni, liberal bir ei
tim verilmesi gerektii nerisine gsterdikleri tepkiyi inceleyerek, bu sorun hak
kndaki grleriyle ilgili olduka net bir fikir oluturabiliriz. Aydnlar cemaatinin
yeleri byle bir eitimin alan yoksullar zerindeki etkilerini tanmlamada
nemli lde gr birlii iinde olmulardr: Byle bir eyi "tehlikeli" gryor
lard. [Burada, yazariann sz konusu sonucu ortaya koyan beyanlann ieren uzun
bir liste yer alyor.] "Halk aydnlanmal mdr?" sorusunu, Aydnlanma'nn tm
szcleri vurgu! u bir "Hayr" ile yantlamlardr. "Halk eitilmeli midir?" sorusu
na ise sakngan bir "Evet" yant vermilerdir. Aydnlar cemaatinin alt snflar iin
nerdii eitim, onlann saln iyiletirmek, durumlarna uygun beceriler ret
mek ve zihinleriyle yreklerini dine ve vatana bal klmak amacn tayordu. 1 0

"Halk eitilmeli midir?" sorusunun yaln bir "hayr" ile yantla


namayacann yorumunu yapmak durumundayz. Fikirlerle yneti
len bir toplumsal dnya gr les philosophes'u "eitimi olmayan"
bir devletin olanakl olabileceini dnmekten alkoyuyordu. Tpk
Doa'da olduu gibi (dnemin benimsenmi imgesine gre), eitim
de de "bolua yer yoktu". yi retmenierin kart, retmenierin
olmay deil, kt retmenlerdi; bu nedenle, aydn devlet, yneti
mi altndaki insanlar gerek duyduklan beceriler asndan eitme ve
onlara toplumsal adan yararl ya da kabul edilebilir tarzda davran
ma isteini alama grevinden vazgeemezdi. Bu durumda eitim
retim ve talim anlamnda- "halk" snfnn igal ettii ve edecei
konumun ltlerine uygun olarak yaplmal ve hibir koul altnda

9. a.g.y., cilt iv, s. 267.


1 O. Chisick, The Limits ofRefonn , ss. 263-5, 274.
Halk Egitmek 99

"az saydaki bilge insana" (Diderot) ynelik eitimle ayn olmama


lyd. Gene de dikkatle planlanm ve yiitlen bir eitim olmalyd.
"Aydnlanma" btnyle farkl bir meseleydi. Chisick'e gre,
" [Y)ksek Aydnlanma srasnda bile halkn bamsz dnce ve si
yasal seim yetisi olduu dnlmyordu" . 1 "Yn "n doasndan
kaynaklanan kusurlar, net, aklc dnme ve bilgiye dayal kararlar
verme yetisinin gelimesi olarak anlalan aydnlanmaya almas
olanaksz snrlar getirmekteydi. Aydnlanma yneticiler iin gerek
li olan bir eydi; onlarn ynetimi altndakilerin ise disipline ynelik
bir eitime ihtiyac vard.
Tarihe "Aydnlanma a" olarak geen toplumsal-entelektel
akm (Liberallerin tarih deerlendirmesinin aksine) hakikat, Akl,
bilim, aklclk lehine byk bir propaganda uygulamas deildi;
zihni kark, bask altndaki kitlelere bilgeliin n getirmek gibi
soylu bir d de deildi. Aydnlanma, birbiriyle yakndan ilikili ol
makla birlikte farkl iki alanda gerekletirilecek bir uygulamayd.
Bu alanlardan ilkini, devletin gcn ve iddialann geniletmek, da
ha nce Kilise'nin yerine getirdii (bir anlamda, devletinkine oranla
balang aamasnda ve alakgnll olan) pastoral ilevi devlete
aktarmak, devleti toplumsal dzenin yeniden retimini planlama, ta
sarlama ve idare etme ilevi evresinde yeniden rgtlemek; ikinci
sini ise, reten ve idare eden devletin ynetimi altnda olanlarn
toplumsal yaamn dzenlemeyi ve kurall hale getirmeyi amala
yan, terbiye edici eylemin btnyle yeni ve bilinli olarak tasarlan
m toplumsal mekanizmasn yaratmak oluturuyordu.

l l . a.g.y., s. 67.
6

Kltrun Kefi

"KLTR" kavram on sekizinci yzyla kadar tretilmemitir. Da


ha nce bilim dilinde (gnlk dilden sz etmeye bile gerek yok),
"kltr" szcnn yakalamaya alt karmak dnyaya bak
biimine uzaktan da olsa benzeyen hibir ey yoktu. Bu artc bir
olgudur; insanlarn toplumlarnca "biimlendirilmesi"nin, yaamn
en sradan gereklerinden biri durumuna geldii gnmz okuru a
sndan da artc ve anlalmas g bir eydir. Ancak bugn sra
dan olan ey, bir zamanlar bir keifti, stelik insan yaamn algla
ma biimini gerekten tmyle deitiren bir keifti. Bu bilmeceyi
zmek iin gstereceimiz abaya deecektir. zm, modemite
nin -Avrupa yanmadasnn kuzey-bat ucundaki o byk servenin
gizemlerini anlama abalarmz asndan nemli olabilir.
nsanlk tarihinin balangcndan bu yana insanlar yabanc lke
lere yolculuk etmi ve yabanc halklan gzlemilerdir. Yaznn ba
langcndan itibaren, zaman zaman deneyimlerini kada dkm
lerdir. Aralarndan merakl olanlar, tuhaf, allmadk ve kimi za
man artc ya da tiksinti verici yaam tarzlarn kaydetmi; hibir
biimde merakl olmayan birou ise, Margaret Hogden'in olaa
nst ve artk klasiklemi almasnn kapsaml bir biimde kant
lad gibi, baktklan eylerde allmadk hemen hibir ey grme
mitir. "Seyahat edebiyat" trne en cokulu katklarda bulunmu

1. Margaret T. Hogden, Early Anthropology in the Sixteenth and Seventeenth


Centuries, Philadelphia, 1946.
Kltrn Kefi 101

olan Kutsal Toprak'a giden saysz hac kendi ilerleyilerini, yenilen


yemeklerin, barnaklarn, soyguncularn ve yolculuun ierdii al
mas olanaksz bataklklarn betimlemelerini titizlikle kaydederek
anlatm, ancak yerel lehelerin anlalmazl dnda, karlatk
lan insanlarn davrannda tuhaf hibir ey grmemilerdir. Doal
ve geliigzel bir biimde, bu insanlarn davranna, bulmay um
duklar eyleri isnat etmilerdir; tpk o pek aydn ve ok ynl de
nizci Kristof Kolomb'un kaptan gvertesinden gzledii yunuslar,
okyanus dalgalar zerinde dans eden sirenler olarak kayda geirdi
i gibi.
Bu, tuhaf, seici trden bir kolektif krlkt; insanlar -gerek
aydn gerek cahil kesimleri-, eitli lkelerde yaayan insanlarn
birbirlerinden farkl olduunu grmekten ve bilmekten alkoymu
yordu. Ancak sz konusu farkllk, bir meydan okuma gibi grn
myor ve aklama gerektirmiyordu. Nesneler arasndaki btn te
ki farkllklar gibi, her ne ise oydu; Tanr'nn Yaratl gnlerinde
nesnelerin olmasn istedii gibiydi; "Doa"nn -yaratlm dnya
nn- o zamandan beri olageldii gibiydi. Yzyllar boyunca insanla
rn en bilgili olanlar, bizim yreklerimiz ve siyasal tutkulanmz a
sndan o kadar deerli olan ayrm olmakszn -insanlar arasndaki
"doal" (genetik) ve "eitim kkenli" (insan yapm) farklar olmak
szn- yaadlar. Ortaa'n en nde gelen bilim otoritesi Sevilial
sidorus'un yazlannda eitim kkenli farka ne yer vard, ne de by
le bir eyin varsaylmas sz konusuydu: "klim farkiarna bal ola
rak, insanlarn grnmleri, renkleri, csseleri farkllk gsterir ve
zihinsel farkllklar ortaya kar. Dolaysyla, Romallarn arbal,
Yunanllarn istikrarsz, Afrikallarn kurnaz, Gallilerin doalan ge
rei fevri ve iklimierin etkisi sonucu bir lde aceleci olduklarn
gryoruz."2 Ten rengi, boy, miza, grenekler, siyasal kurumlar ...
bunlarn hepsi -o da fark edilip, kayda geirilmilerse eer- ayn d
zeydeydiler: nsan soyunun doal ve kalc eitliliinin gstergesi
olarak alglanyor ve yalnzca nceden belirlenmi, nceden emre
dilmi "varlk zinciri"nin bir yn olarak anlam tayorlard. Hi
kimse, zelliklerden bazlarnn dierlerinden daha kalc olabilece-

2. J. S. Slotkin, Readings in Early Anthropology iinde, Methuen, Londra,


1965.
102 Yasa Koyucular ile Yarumcular

ini, bunlarn zamanla deiebileceini ya da (Tanr korusun) insan


eliyle ve insani tasarmiara uygun olarak bilinli bir biimde deiti
rilebileceini aklndan bile geirmiyordu. Bu alglama biimi sonra
ki dnemlerde de varln srdrd. On sekizinci yzylda bile, o
an standartlarnca bir lde ad kalnakla birlikte, byk s
nflandrmac Linnaeus, homo sapiens [insan] soyu arasnda "mavi
gzl, yasayla ynetilen" Homo Europeus u [Avrupal insan], "siyah
'

sal ve grlerle ynetilen" Homo Asiaticus'u [Asyal insan] ve


"kvrck sal, ipek tenli ve kadnlar utantan yoksun" Homo Afer'i
[Afrikal insan] buluyordu. Doal, dolaysyla ebedi ve nceden bu
yurulmu olarak grlen, yalnzca rklar, uluslar ve lkeler arasnda
ki farkllklar deildi. Ayn alglama, ayn toplum iindeki toplumsal
konumlar ya da cinsiyetler arasndaki farkllklar iin de geerliydi
(her kesim ve ura iin mkemmellik ideali farklyd ve bu snrla
rn ihlali gnaht, insanlarn kutsal varlk dzenini bozacak herhangi
bir ey yapmalarnn gnah olduu gibi). ann en bilgili insanla
rndan biri olan Dante Alighieri'nin cinsiyetler arasndaki farkllk
konusunda herhangi bir kukusu yoktu: "[H]er ne kadar nce kad
nn konutuunun yazlm olduunu gryorsak da, nce erkein
konumu olduunu varsaymamz akla yakn olacaktr; ayrca, insan
soyunun bunca mkemmel bir ediminin erkekten nce kadndan gel
mi olduunu dnmek uygun dmez."* Bu szleri yazarken Dan
te, szck dzeyinde olmasa da, kavray dzeyinde en azndan Tar
suslu Aziz Paulus'a kadar uzanan uzun bir gelenei izliyordu: "Tabi
at da retmiyor mu size? Bir erkein salar uzunsa, bu onun iin
bir utantr; ama bir kadnn salar uzunsa, bu onun iin bir ereftir:
nk salar ona rtnnesi iin verilmitir."
Bu nedenle, modemlik ncesi dnya alglamasnda hemen he
men tmyle eksik olan ey, insan zelliklerinin zamana ball ve
deiebilirlii; zelliklerin kendi aralarnda da farkllk gsterdii,
bazlarnn insann seimlerine, bilinli eylemlerine ayak diredii,
dierlerinin ise grece esnek olup, ynlendirilebildii, deitirilebil
dii fikriydi. Kayda geirilmi yzlerce gerek ya da hayali insan r
k, yaam tarzlar, krsal kesim ile kent sakinleri, tabakalar, uralar
ve cinsiyetler arasnda gnlk olarak gzlenen keskin farkllklarla

* Dante'nin De vulgari eloquentia adl yaptndan. (.n.)


Kltrn Kefi 103

birlikte tm karmakl ve i eitlilii iinde evren, dnemin gz


lemcileri asndan sabit, uyumlu bir yapyd. Saygl bir gzlemin,
hatta belki gayretli bir incelemenin nesnesi olabilirdi; ancak bunun
dnda sabit bir yap olarak kalyor ve ebedi olarak insan pratiinin
ok tesinde yer alyordu.
Byle bir dnya gr, tam olarak vahi kltrlerden olumu
bir oikoumene'den [evren] bekleyeceimiz dnyaya baktr - kendi
ni dengelerneye ve kendini yeniden retmeye ynelik i mekaniz
malann kurmu yaam tarzlan, kendi siyasal yneticilerine bile hi
bir zaman "idari sorunlar" olarak, olduklan gibi kalabilmek iin bi
linli mdahaleyi gerektiren nesneler olarak grnmemi olan bir
likte varolma biimleri. Sonuta, insan dnyasnn, onun uzlamsal
ve tarihsel karakterinin, insan yapm doas ile ilgili bir dncenin
domasn engelleyen, byle bir mdahale deneyiminin eksikliidir.
imdi kltrel krlk olarak bir yana itmeye hazr olduumuz ey,
yegane insani denetim abasnn insan bedenlerinden ok nesnelere
yneltildii; iktidann rnlerin dolamnda uzmaniarken onlan
retenlere kaytsz kald; iktidar sahiplerinin yaam tarznn onla
rn ynetimindeki insanlarn grenek ve alkanlklanndan kat bir
biimde farkl kald, ancak hibir zaman ynetilenlerce yknle
cek bir ideal haline de getirilmedii; iktidar sahiplerinin, ynetilen
lerin yaam tarzlann deitirmeyi hedefleyen bir kampanyaya bi
linli olarak asla kalkmadklar ; dolaysyla o yaam tarzlarn bir
"nesne", ele alnacak, ilenecek bir mesele olarak alglayamadklar
bir yaam dnyasna ok iyi uyuyordu. Ancak insanlar arasndaki
"doal" farkllklara mdahale edildikten sonradr ki, bu farkllklar
"doal" olmaktan kp, "tarihsel", yani bilinli inan eyleminin ger
ek ya da potansiyel nesneleri olmulardr.
Ortaa'n byk bir blm boyunca "doallk"a, insan biim
lerinin nceden belirlenmi karakterine olan inan, ktann zerinde
ki Kilise hiyerarisinin salad sk denetim sayesinde sorgulan
madan varln srdrmtr. Dncenin hiyerarik birlii ancak
hakikatle ilgili kesinlikte kendini gsterebilirdi; bu kesinlii sala
yan, kutsal kkenler ile tm varoluun dayand temellerdi. Ancak
modem an eiinde bu kesinlik paralanmtr; sz konusu kesin
lik, yzyllar boyunca ilk kez sapknlklar olarak marj inalletirile
meyecek kadar nemli diren merkezleri retebilecek bir gce ula-
104 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

an Kilise iindeki i blnme ile zayflatlmtr. ok nemli so


nular olan paralel bir k noktas, mutlak monarilerin oluumuy
du - burada da, lkeler ile uluslar arasndaki farklar aka insana,
topraa, zamana bal temellere atfedebilecek kadar byk iktidar
merkezlerinin yaratlmas sz konusudur. Son olarak, "kltrn ke
f" zerinde en byk etkisi olan etmen, "vahi kltrlerin" giderek
zayflamas ve buna paralel olarak "bahecilik"in gerekliliinin fark
ediliidir. Eski iktidarlarn bunalmna ilk tepki, beklenebilecei gi
bi, kesinliin zlmesi ve kukuculuun ortaya kmasyd.
Kukuculuk (ya da bugn nitelendirildii biimiyle grecilik),
hakikatle ya da yce iyilik ve gzellik deerleriyle ilgili hibir gr
n, alternatif grlere olan stnln inandrc biimde ne s
rebilecek kadar bariz olarak rakip glerden stn bir gcn destei
ne sahip olmad bir dnyay yanstan zihin durumudur. Bugn
byle bir dnyada yayoruz. Atalarmz byle bir dnyaya Orta
a'n son yzyllarnda girdiler; on altnc yzylda, byle bir dn
yada yaadklannn ok iyi farkndaydlar, felsefeleri de pheye
yer brakmayacak biimde byle bir dnyada yaadklarn gster
mektedir.
On altnc yzyl Pironcu krizin -eski, Kilise hiyerarisi zemini
ne dayal kesinliin k ile evrensel hakikatiri yeni, laik zemini
nin zahmetli kuruluu arasndaki boluun- yaand bir dnemdi.
Antik dnem kukuculannn (skeptics) oktan unutulmu savlan ye
niden canlandrlm ve acilen akademik tartmalarn merkezine
yerletirilmiti. Kukucunun, bilgilerimiz ya da inanlan m z iin ge
rekli ve yeterli temeller ya da nedenler gsterilebileceinden kuku
duyan bir kii olduunu hatrlarsak, unu fark ederiz: Yeniden can
landrlan savlar, kendilerini anszn, gereklie ilikin uzlatnlmas
olanaksz bir deerler ve grler atmas karsnda bulan bilim
insanlarnn deneyimiyle ok iyi uy.u maktayd ; stelik, destekleyici
glerin hassas dengesi nedeniyle, bu atimaolas bir zmn ia
retlerini vermiyordu. "Barizlik" ancak iktidar tekeline bal olarak
ortaya kan bir zellik olabilir. Byle bir tekelin olmamas duru
munda, birbiriyle yaran ayn derecede "belirgin" hakikatierin di
renci, ihtilafn net bir zmn olanaksz klacak kadar direngen ve
bak bir tartma haline gelir. nsann kendi hakikatleri de dahil
olmak zere tm hakikatler "zamana ve yere" bal grnr; insann
Kltrn Kefi 105

kendi hakikatleri de dahil olmak zere tm hakikatler, cuius regio,


eius religio [kimin krallysa onun dini] ilkesi uyarnca, yalruzca
bir lkenin snrlar, bir kralln topra, bir ulusun gelenei iinde
anlaml grnr.
On altnc yzylda, sk skya rlm, uyumlu varlk zinciri
birden zlp, yerini nitelik asndan farkl ve zerk biimlerin
oluturduu dzensiz bir derlerneye brakt; bu zerk biimler, ilahi
tasannn salad birlikten oktan kopmu, ancak eitlilii kendi
tasarlad birlik iinde biimlendirme olanan ciddi olarak deer
lendirecek gteki yeni. laik bir iktidarn dayatt ya da hedefledii
ex postfacto [sonradan yaplm olup ncekileri de kapsayan] birlii
de henz gerekletirememiti. Richard H. Popkin'in zenli bir a
lmasnda nkteli bir dille sergiledii gibP, eski kesinliklerin k
ne ilk tepki endie dolu bir oktu. atrdamakta olan Gotik bina
nn yol at yer sarsntlan, kazanma, teslim olma ya da uzlamaya
gitme olasl olmayan ordularn kard sava lklan kakafo
nisi, yceltilmi felsefi karln u konulardaki artan kukularda
bulmutur: Kendi iinde bilginin geerlilii; bilginin gvenilirliini
"kantlama" olana ; alternatif bir nermeyle atan herhangi bir
nermenin kabul edilmesi (ya da reddedilmesi) ynnde zorunlu
olarak balayc savlar bulma olasl. Kuaklar boyunca tanrsal
olarak gvence altna alnan kesinliin rahat sna altnda hareket
eden skolastik felsefe reticilerinin torunlar asndan bu zorunlu
zgven eksiklii felsefi umutsuzluk iin yeterli bir neden di. Bazla
r, daha nce snanm olan petitio principii* silalma sanlarak -
tartmada kantlamas gereken eyin, tartmann kendisinde oldu
unu sessizce varsayarak-, bir ekilde, eski kesinliklerio hezimetten
kurtanlabilecei midini korumaya alyordu. Bylece, umutsuz
luun szcleri ile kesinliin ayn derecede umutsuz mezar kazcla
rnn birbirleriyle konuacak yerde birbirlerinden teye konutuklan
bu tartma dngsel olarak sonsuza dek srp gidebilirdi (ada
okurlar, amza zg Pironcu krizle ilgili felsefi sylemdeki arp-

* Kantlanmas gereken eyin, nennede doru varsayld uslamlama hata


s; hibir kartn doru kabul etmeyecei bir nennenin ileri srlmesinden kay
naldanan uslamlama hatas. (.n.)
3. Richard H. Popkin, The History of Skepticism from Erasmus to Spinoza,
University of Califomia Press, l 979.
106 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

c benzerlii fark edeceklerdir). Dierleri daha gereki bir biimde,


baat zellii evrensel hakikati arayanlarn ar hrsiarn dengele
mek olan orta yolcu ve tedbirli bir tavr taknarak, her geen gn da
ha ksr ve dngsel hale gelen tartmadan kmann yolunu aram
lardr. Byle bir tavr, tm potansiyel kesinlik zeminlerine kar ku
kucu saldrya geerlilik kazandrmay ve kesinlik arayn bir yana
braktktan sonra, "kesin olmayan" bilginin alakgnll, ancak vaz
geilmez ve hi de gz ard edilemeyecek kullanmlanndan geriye
her ne kalm ise onu hakl karnakla ulalacak rahatl aramay
ieriyordu.
Borges, Kafka'yla ilgili olarak her byk yazann kendi ncelle
rini yarattn sylerken hakl idiyse ve bu kural byk dnce
okullarn kapsayacak ekilde geniletilebilirse, o zaman zellikle
Rorty'nin nerdii en son biimiyle modern pragmatizm, rahatlkla
Mercenne ve Gassendi'yi manevi atalar klabilir. Mercenne ile Gas
sendi, pragmatizm terimini hibir zaman kullanmakszn, modern
pragmatizmin tm varsaymlarn ve taktik nerilerini ima eden bir
"kriz idaresi"ni dile getirmilerdir. Onlar bilgimizin, kesinlii ile il
gili olarak kukuya yer brakmayacak, dogmatik temellerinin bulun
mad ve olaslkla bu temelleri hibir zaman edinmeyecei konu
sunda Pironculara katlyorlard; eski kesinliin iflasnn brakt
izin pei sra, byle bir kesinlik iin yeni bir gerekelendirme aray
na girmenin ekiciliine kaplmay kararllkla reddettiler; ancak
gene de kendilerini ve kendilerini izleyenleri, bilimsel inceleme ii
nin, alakgnlllk iinde, snrl deneyim temeline dayanan de
neysel, pratik varsaymlar kurmak olarak grlse bile, yaplmaya de
er olduu konusunda ikna ederek avutmaya altlar. Bilimsel in
celeme, gereklik zerine eksiksiz, sarslmaz bir hakikate gtrd
iin deil, eylemlerimize rehberlik edecek pratik yntemler sunduu
iin yaplmaya deerdir. (Tarihte daha da gerilere, kesinliklerio a
trdad bir baka dneme uzanarak, kukuculua benzeri bir d
nn hemen hemen iki bin yl nce Cerneades'lerce sunulduunu
anmsayalm.)
Geriye bakarak bir deerlendirme yapacak olursak, Mercenne'in
ve Gassendi'nin nerdii zmn, ne kadar ekici olursa olsun (ve
yirminci yzyl sonundaki okurlara ne kadar mantkl grnrse g
rnsn), ancak geici bir poplaritesi olmutur. Yeni bir kesinlik a-
Kltrn Kefi 107

ilerlemekteydi, bu a, prota-pragmatist alakgnlll ar


ballktan uzak ve elbette kendi sonsuz potansiyeli ile badamaz
olarak deerlendirecekti. Prota-pragmatist dn izleyen yzyl
iinde ok daha nemli bir rol oynayacak olan kii, kesinliin gerek
lilii ve olanakld zerindeki srar, daha azna raz olmay kararl
lkla reddedii ve kesinliin olas tm zeminlerinin z ile ilgili i
grsyle Descartes't. Descartes'n malin genie'si, algmz oyuna
getiren, dolaysyla bildiklerimizin gereklii hakknda kuku to
humlar ekebilen bu kt hayalet, sonuta ancak hibir esef verici
nitelii, zellikle aldatma istei olmadndan emin olduumuz,
gl ve ezici bir g tarafndan saf d braklabilirdi. "Aldatma ar
zusu, hi kukusuz hainlii ve zayfl gsterir"; "gcn kumazl
"nn bir iaretidir. Yalnzca zayf ve kurnaz olmayan, aksine gl
ve salam bir gle karlarsak, kesinliimizden emin olabiliriz.
Descartes iin byle bir g Tanr'dr; ancak bu, onun igrsnn
daha az nemli ve geici yn olacakt.
Bununla birlikte, bu arada Montaigne vard - Pironcu kukular
izleyen kesinlik anca hakl olarak un utulan ve ayn derecede hak
l olarak yeni kesinlik snmeye yz tuttuunda yeniden kefedilen
ve yceltilen Montaigne. Bizim yzylmz Montaigne'i modem ant
ropolojinin atas olarak, bulunduu noktann ykseklerinden birer
cce durumuna drd /es philosophes'dan ykseini ve tesini
gren bir dev, gelecein bilgeliinin bir habercisi ve kendi zamann
da bir yabanc olarak grmektedir. Montaigne hakknda baka ne
sylenirse sylensin, kendi dneminde bir yabanc olduu sylene
mez. nsan trelerinin krlganl ve kararszl hakknda syledii
her ey, zgvenini yitirmi bir yzyln ruh haline btnyle uy
gundu. Gerekten de, Pironcu kriz zamanna bundan daha uygun bir
antropoloji tasavvur etmek olanakszdr. Kararllk eksiklii hakkn
da kararl bir beyandan baka ne olabilirdi bu? Bir yaam tarznn,
bir baka yaam tarzna olan stnln kantlayabileceini, bir
grler manzumesinin bir dierine olan avantajn ortaya koyabile
ceini kabul etmeyi kararllkla yadsmaktan baka? nsan grenei
ve elverililii dnda tm hakllk ltlerinin duygudaa reddin
den baka? Gnlk yaam urana hizmet ettiklerine gre, insan
greneklerinin insanst bir yaptnma gerek duymad konusunda
Mercenne-Gassendi slubunda bir srardan baka?
108 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

Yuttalanm, kendilerininkinden farkl herhangi bir grenekten kanmaya


iten o aptal nyargya kaplm grdUrnde utan duyuyorum; kylerinden k
tklannda, sanki sudan km bala dnyorlar. . . Yalnzca her lkenin deil, her
ehrin ve her meslein de kendi zel uygarlk biimi vardr ... Her ulusun baka
herhangi bir ulusa yalnzca tuhaf deil, ayn zamanda artc ve barbarca gelen
birok rf ve adeti vardr . . . Kendi grenekierimize uymayan eylere barbarlk ad
n veriyoruz. Clerekten de, iinde yaadmz Ulkenin grlerinden ve grenek
lerinden oluan rnekle modelden baka hakikat ve akl vastamz yok . . . Kendini
bu grenein gl nyargsndan kurtaran kii, ona elik eden grenein ak saka
lndan ve knklklanndan baka dayana olmayan birok eyin kesin bir kararl
lkla kabul edildiini grecektir ...
Grenein gcnn asal etkisi, bizi ylesine sk kavrayp yakalamas ki,
onun kavrayndan kap, emirlerini tartacak, akln szgecinden geirecek kadar
kendimize gelemiyoruz. Aslnda, grenekieri annemizin style birlikte zmse
diimiz ve dnya ocuk gzlerimize ayn grnd iin, ayn yolu izlemek zere
domuuz gibi grnyor; evremizde mevcut bulduumuz ve ruhiannza baba
lanmzn tohumuyla birlikte ileyen ortak fikirler genel ve doal grnyor. Gre
nein dayanandan uzak eylerin, akln dayanandan da uzak olduuna inanyo
ruz: Tann biliyor ya, ou zaman son derece akld bir biimde. 4

Bir yzyldan az bir sre sonra Descartes, az ok bilinen saysz


grenek ve az ok tuhaf saysz yaam tarzna blnm bir dnyay;
hibir yaam tarznn, kabul edilmesinin koulu olarak kendi ainal
dnda bir eyi gsteremedii bir dnyay bulacaktr karsnda.
Bununla birlikte, Descartes'a gre byle bir dnya sorunlu bir dn
yadr; byle bir dnya rktc ve fkelendirici, dolaysyla hemen
ve acil olarak harekete gemek iin insan uyaran bir dnyadr. Des
cartes byle bir dnyann sunduu derse (insann yalnzca rnek ve
grenek yoluyla kanksad hibir eye kesin olarak inanamayaca
eklindeki derse) hayflanacaktr. nsana zg tarzlarn ve grlerin
grece oluu, ister gnl rahatlyla, ister hayflanarak, ister co
kuyla olsun Descartes'n kendisiyle badatrabilecei bir ey deil
di. Baz grleri kesin olarak kabul edebilmek ve tm teki grle
ri ayn kesinlikle reddedebilmek iin, bu bir sorun, bir endie, kar
klmas, yalnzca rnek ve grenekten daha salam temeller bula
rak alt edilmesi gereken bir meydan okumayd. Yeni kesinlik a
nn gndoumunda Descartes "insanlann davran tarzlan"n, gr
kemli hakikat syleminin otoritesinden yoksun "basit" grenekler
olarak yerip, bir yana brakacak ilk kii olacaktr. Ayn an gnba-

4. Michel Montaigne, Essays, The Modern Library , Londra, 1930.


Kltrn Kefi 109

tmnda Husserl, "insanlarn davran tarzlan"n reddeden son kii


olacaktr. lk hkm, baka hibir gcn denemedii ya da ulaama
yaca yere ulaabileceine inanan gen bir gcn beyanyd; ikinci
si, her biri dayanan kendinden alan teki glerin tm ilgilerini
yi tirdikleri bir eye tutunmak ynnde umutsuz bir giriimdi.
Montaigne iin insann davran biimlerinin grelilii ne bir
sorun ne de bir zmd. Yalnzca dnyann haliydi. Montaigne'in
zmesi gereken bir sorun yoktu; henz ortalkta greneklerinin ha
kikat, tm hakikat ve hakikatn ta kendisi olarak tannmasn (ayn
ekilde, tm tekilerin "salt" nyarg olarak ilan edilmesini ve der
hal ya da ertelenmi bir lm cezas verilmesini) talep edecek kadar
zgvenli ya da gl bir iktidar yoktu. Mutlak hakikatle ilgilenecek
bir alc olmaya aday bir iktidar yoktu ortalkta. Aksine, birbirlerin
den ne kadar farkl olursa olsunlar tm insan davran biimlerinin
ayn derecede iyi (yani, zayf) bir temele oturduu ve dolaysyla
farkllk hakknda fazla yaygara koparnann gereksiz olduu fikri ;
komu topraklar fetheirneyi sorun etmektense, tm olanaklaryla
kendi topraklarn savunma abas iinde olan, her an bozulabilecek
biimde dengelenmi gler arasndaki tedirginlik verici atekes ile
tavize yaslanan bir dnyaya gayet iyi uyuyordu. Bununla birlikte, bu
durum ksa sre iinde deiecekti. O zaman Montaigne'in karlkl
anlay ve hogr iin iyi bir gereke olarak, kvan ve hayranlkla
deerlendirdii ayn insan davran biimleri ve dnceleri yeni bir
kullanma sokulacakt : casus belli [sava nedeni] olarak, bir kltrel
hal seferinin mazareti olarak, mutlak egemenlie gz dikmi ve
hrsianna uyacak mutlak bir hakikati gereksineo glerin sava
l olarak.
Daha 1 930'da ("Civilisation, evolution d'un mot et d'une groupe
d'idees" ["Uygarlk, Bir Szcn ve Bir Fikir Kmesinin Evrimi"]
adl deerli tarih incelemesinde)5 Lucien Febvre artc bir geree
dikkat ekiyordu: iser sonekli bir fiil genel kullanmdaysa isation ile
biten bir isim tretmek ok kolay olmakla birlikte, on yllarca, hatta
on sekizinci yzyln byk bir blmnde, civiliser [uygarlatr
mak] fiili Man Denizi'nin her iki yakasndaki yazarlarca geni l-

5. Civilisation, le mot et l'idee iinde, hazrlayan Lucien Febvre vd., La Rena


issance du Livre, Paris, 1930.
1 10 Yasa Koyucular ile forumcular

de kullanlmasna karlk, civilisation [uygarlk] ismi henz kullan


ma girmemiti. Ancak, uygarlk ve kltr fikrinin fiil biiminde kul
lanma girmesinin tekil bir olay olmadn rendiimizde, bu ger
ein gizemi ksmen aklanm oluyor. Aksine, M. Frey'in gster
mi olduu gibi (Transformations du vocabulaire franais a l'epo
que de La Revolution [Devrim Dneminde Fransz Sz Daarcnn
Geirdii Dnmler]), on sekizinci yzyl Fransa'snn dilinin iser
ile biten fiillerden zellikle holand grlyor. Bilgili yazarlar ile
siyasetiler konumalannda ve yazlarnda, evrelerini kuatan ger
eklii esnek, dnmlere uygun, yumuak, biim verilebilir ve
toplumun nde gelenlerince tasarlanm ekli alabilecek -ayn za
manda da kusurlu, eksik ve daha iyi bir biime gereksinimi olan- bir
gereklik olarak ele alabilecek derecede gl ya da hrsl iktidarla
rn giritii veya en azndan dnd centraliser, federaliser, mu
nicipaliser, nauraliser, utiliser [merkeziletirmek, federalletirmek,
belediyeletirmek, uyruklatrmak, kullanmak] ve benzeri eylemler
den byk bir cokuyla sz ediyorlard. Bu szck daarc, on se
kizinci yzyl bir eylem yzyl olarak gstermektedir: Kararl, hem
kendine gvenen hem de kesinlii yksek bir deer olarak gren bir
eylem. nsann yaad dnyann (ya da bu dnyann iyi tanmlan
m bir ksmnn) bir betimlemesi haline gelmeden nce, civilisation
iktidar retoriine bir proje olarak, bir niyet beyan ve bir eylem tasa
nn olarak girmi olmal.
Etimotojik olarak, civilisation szcnn kkenieri karmak
grnyor. Biimi, civiliser fiilinin kullanma girmesinden en az bir
yzyl nce kullanld kaydedilmi olan grece eski civilite fikriyle
yakn akrabal olduunu dndryor. Civilite, dikkatle izlenen
ve titizlikle uygulanan davran kurallannn ortaya koyduu kibar
lk, grgl davranlar ve karlkl sayg anlamna geliyordu; Fure
tiere'in 1 690'da belirttii gibi, civilite unlar gsteriyordu: "maniere
honnete, douce et poli d'agir, de canverser et ensemble" [beraberce,
drst, ho ve kibar davranma ve konuma tarz]. Bu niteliiyle civi
Lite, artk mutlak monari tarafndan bir sarayllar zmresine indir
genmi olan -ykselme de dme de uygun arkadalar edinmeye ve
uygun insanlan etkilerneye dayandndan (elbette, bu insanlar ara
snda en uygunu krald)- ykselmenin ve dmenin byk bir hzla
gerekletii bir dnyada umutsuz bir abayla yaamn srdrmeye
Kltrn Keif lll

alan soylularn, bir zamaniann gl feodal sava lordlarnn bir


i meselesiydi. Febvre'in deerlendirmesine gre civilite, bir "cila"
dan baka bir ey deildi: zellikle duygularn ve niyetierin gizlen
mesi, insann duygu ve niyetlerinin banl bir alverie mdahale
sini nleyerek kiinin ayn grte olduunu aklamas amacyla ta
sarlanm bir dildi; bunlardan sonuncusu, yani gr birlii, herke
sin kolektif olarak yaamda kalmann koulu olarak grd bir ey
di. Ancak 1 780'de, teki, grnte civiliteyle balantl civiLisation
kavram oktan btnyle farkl bir yananlam edindiinde, Girard
adnda bir rahip civilite"nin bu geleneksel yorumunu savunmay ola
nakl gryordu: "Tanr'yla ilgili olarak kamusal dini arneller ne an
lam tayorsa, insanlarla ilgili olarak da civilite o anlam tamakta
dr: imizdeki duygulann dsal bir gstergesi." Norbert Elias'a
"uygarlatnc sre" kavramn Versailles sarayna yerletirme ve
sreci, her eyden nce kolektif kskanln ve ne geme sava
mnn gdledii snflann, toplumsal sekinlik ve ayrcalkla ba
lantl davranlara yknnesi olarak tanmlama olanan veren de,
civiLite ile civilisation arasnda grnteki etimolojik bala birlikte,
civilite"nin bu anlamyd.
Ancak terimler arasndaki benzerlik bir eyleri aa karmak
tan ok gizliyor. Daha nceki blmlerde, edebiyat cumhuriyetinin
soylu evrelerle ve sarayla yakn balantlan olduunu grmtk.
Ayn szck daarcn kullanmalan artc deildir; yazarlarn
en radikal yeniliki fikirlerini bile dinleyicilerde ve dinleyicilerin en
nemli kesiminde -byle bir rol iin seilen aydn despotlar ya da
monarklar- bir ainalk ve sempati havas yaratmas olasl olan
bir dille ifade etmeleri de artc deildir. Ancak bu durum tek ba
na, biim benzerliinin ardnda bir anlam srekliliinin bulundu
unu gstermez. Sonuta, La repubLique des Lettres'in ilgi alanlar,
sarayllarn hayatta kalma savam verdikleri kk evrenin bir
hayli tesine uzanyordu. Saray soylularnn varolu tarznda civilite
fikrinin civilisation'a dntrlmesini esinieyecek hibir ey yoktu.
te yandan, La republique des Lettres'in yaam tarznda ve toplumsal
konumundaki her ey, bir kavram aray iindeki bir fikirler grubu
na iaret ediyordu, daha sonra yurtlarn civilisation teriminde bula
cak fikirlerdi bunlar.
Bir kez daha Febvre'in tartmasn izlersek: Biiminden ok
1 12 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

ierii asndan bakldnda, civiliser fiili ile olduka farkl, ancak


o da uzun sredir yerlemi bir fiil arasnda arpc bir benzerlik var:
policer fiili. Policer fiili, balangcndan itibaren, bir btn olarak
topluma ya da siyasal alana ynelik olarak kullanlyordu. Tad
anlamlar arasnda, dzenin muhafazas, iddeti insanlar aras iliki
lerden kaldrma (ya da daha dorusu iddeti , devlet destekli yasa hiz
metinde tekelletirme), kamusal mekaniann emniyeti, yakndan de
netlenen ve iyi tanmlanm, anlalmas kolay kurallar iinde tutu
lan bir kamusal alan fikri vard.
Belli bir basitletirmeyle unu syleyebiliriz: Civiliser fiilini po
licer fiiliyle birletiren ve ayn zamanda onu eski civilite fikrinden
ayran ey, ilkinin tek tek bireylerden ok, insanlar aras ilikiler a
zerinde gerekletirilmesi gereken bir ilemi gstermesiydi; te
yandan, civiliser fiilini civilite fikriyle birletiren ve ayn zamanda
onu policer fiilinden ayran ey (ki ksa srede policer szcnn
yerini alm, bu szc hemen hemen tmyle kamu syleminden
karmtr), bireyleri slah etmek suretiyle arzu edilen insanlar aras
ilikiler rntsne ulamay gstermesiydi. "Uygarlatrmak" dola
yml bir etkinlikti; bar iinde ve dzenli bir topluma (societe po
lice [uygarlam toplum] kavramnn ierdii ideale), toplumun
yelerine ynelik bir eitim abasyla ulalacakt.
Grld gibi, bu snrl benzerlikte bile, uygariatrma progra
m ile civilite ideali arasnda ok nemli bir farkllk gizliydi. Civilite
grdmz gibi bir "cila"; ehliletirilmi, ancak temel olarak slah
edilmemi, tutkunun sard bir bedene zorla geirilen bir davran
maskesiydi. Uygarlk bir etiketti: renilmesi ve sadakatle izlenme
si gereken bir davran kodu, seilmiler topluluuna kabul edilen
herkesin kabul etmesi ve uymas istenen bir kurallar dizisiydi; dier
lerinden ise, kurallara uymay, gruba sadakatin ve yelie uygun ol
mann yeterli bir kant olarak kabul etmeleri bekleniyordu. Civilite
yzlerle deil maskelerle ilgiliydi. Maskenin ardodakine ulamak
iin ne bir aba gsteriyor, ne de ona ulamay istiyordu; yz, bire
yin "mahrem" ynn konu d, dolaysyla dzenleme alannn d
nda olarak deerlendiriyordu. Uygarlatrmann ideali ise farkly
d; burada sz konusu olan, bireyin gdlerinin, bireyin iindeki tut
kulann bastrlmas, her bireyde akln duygutani egemenliinin sa
lanmasyd. Uygarlatrmak, insan retim ve eitim yoluyla d-
Kltrn Kefi 1 13

ntrmek ynnde zorlu ve srekli bir abaya girirnek demekti.


Diderot'nun, her zamanki aklyla dile getirdii gibi: "Bir ulusu
eitmek, onu uygarlatrmaktr: Bilgiyi yok etmek, ulusu barbarln
ilkel durumuna indirgemektir."
Uygariatrma projesi, arzu edilen insan davran rnts ile
les lu mieres in yaylmasn, aynlmalan olanaksz biimde birbirine
'

balamtr; bu ikincisi, les philosophes'un uzmanlk alann olutu


ran bir etkinlikti; dolaysyla, uygariatrma projesi, zgl bir top
lum biimine ek olarak onun yrtcleri ile muhafzlannn kuku
ya yer brakmayacak derecede ak bir biimde seimini ngryor
du. Bu anlamda civilisation, bilim ve kltr insanlannn toplumsal
dzenin yeniden retim mekanizmasnda stratejik olarak en nemli
konuma ulama ynndeki kolektif abalanyd.
Uygarlatnclann hrslan ile Montaigne'in kukucu alakg
nlll birbirinden ok uzakt. Artk yresellemi, ulusallkla s
nrl yaam tarzianna kar hogrye yer yoktu. Yeni dzen, tarih
sel olarak gelimi grenekler temeline dayal kolektif deneyince
korunmayacakt. Aksine bu gelenekler knlmalyd. Gelenein oto
rite sahibi olmas nlenmeliydi; sonuta (4. Blm'de grdmz
gibi), gelenek insan ilikileri zerindeki denetimini oktan yitirmi,
dolaysyla yetersizliini ortaya koymutu. Yresellemi gelenek
Ierden kalan her ey, toplumsal dzenin korumasn eline almak ze
re olan mutlakiyei devlet iin dzenli topluma giden yol zerinde
ki engeller olarak grnm olmal. Tm iktidariann hakikate ge
reksinimi vardr; mutlak iktidann ise mutlak hakikate gereksinimi
vardr. ktidann devlet tekeli korumas ile birletii lde uygaria
trma projesi, kendilerini belirgin biimde her tr yerel gelenein
zerine koyan deerleri ve normlan gndeme getirmeliydi. Modem
mutlakiyei devletin tm yerel temelli iktidarlan dar, geri kalm ve
gerici durumuna getirdii gibi, bu tr devletlere meruiyet ve strateji
salayan uygariatrma projesi de yerel zeminlere dayal yaam tarz
lann geri, bat I itikatl ve barbar durumuna getirmek zorundayd.
Febvre'e gre, on sekizinci yzyl, "etnik" ya da "tarihsel" uy
garlklar kavramn bilmiyordu. Bu, kendi iinde bir eliki olurdu;
aslna baklrsa, civilisation isminin oul hali de elikili bir kulla
nm olurdu. Uygariatrma projesi, en znde, grecilikle, dolaysy
la yaam tarzlannn oulluuyla ilgili her tr izin silinmesi ynn-
1 14 Yasa Koyucular ile Yarumcular

de bir abayd . Belirginlik kazanan ey, mutlak bir "insan uygarl"


kavramyd, hibir kartl kaldrmayan ve herhangi bir dn ya da
kendini snrlama tanmayan tutarl ve niter bir kavramd. Kendine
geriplan olarak ister ulusal bir toplumu alsn, ister bir btn olarak
insan soyunu, aka (ancak birok durumda yle olduu dnl
meksizin) hiyerarik bir idealdi;6 uygariatrma ediminin zamanla
tm insanlar etkisi altna alacana kesin gzyle bakyordu; vazett
tii ve yerletirmeyi umduu yaam biimi, bilinen ya da tasavvur
edilen teki yaam biimlerinden ylesine stn grnyordu ki, les
philosophes onun belirgin ekicilik unsurlarnn, utkulu ilerleyiini
gvence altna alacan umuyordu. Dnemin tipik sylemine rnek
olarak Febvre, Mohean'n szlerini aktaryor: "Kaba ve vahi bir in
sann, uygar ve kusursuz bir insana hayranlk duymasna arma
mak gerekir."
zetleyecek olursak: Civilisation kavram B at'da bilgili kesi
min sylemine, bilgili insanlarn yrtt ve vahi kltrlerin -
yerel, gelenee bal yaam tarzlarnn ve birlikte yaama biimleri
nin- kalntlarn ortadan kaldrmay amalayan bilinli bir ynlen
dinci hal seferinin ismi olarak girmitir. ncelikle, daha nce ken
di kaynaklaryla ba baa braklm toplumsal srelere kar aln
m yeni, etkin bir konumu ve byle bir konumu etkili pratik nlem
lere evirebilecek youn toplumsal glerin varln gsteriyordu.
zgl biimiyle civilisation kavram, toplumsal srelerin merkezi
letirilmi ynetimi iin bir strateji seimini de getiriyordu: Civilisa
tion, bilginin yn verdii bir ynetim, her eyden nce bireysel zi
hinlerin ve bedenierin ynetimine ynelik bir ynetim olacakt . Bu
niteliiyle civilisation kavram, la republique des lettres'in yaam tar
z asndan, 4. Blm'de zmlenen yapsal dnmlerin bir yo
rumu olarak deerlendirilebilir.
iktidarn ayn etkinlii kltrn "kefi"nde de grlmtr. Yir
minci yzyln son dneminde yaayan okur, doal olarak bu kefin
aydnlanm Bat'nn zihinsel ufkunun genilemesiyle ya da yaam
tarzlarnn ouBuunun tannmasyla balantl olduunu dne
cektir. Gerek bunun tam tersiydi.

6 . Kr. Z. Bauman, Culture as Praxis, Routledge, Kegan and Paul, Londra,


1972.
Kltrn Kef 1 15

Bu blmn banda, ilgin bir olgu olarak, B at tarihinin byk


bir blm boyunca, Ortaa toplumunun k dnemine kadar,
Bat'nn bir zellii olarak kalan belli bir krlkten sz etmiti k. Bu
gn "kltrlerin oulluu" olarak adlandrdmz ey, tm bu sre
boyunca Avrupal gzlerin nndeydi; Avrupa ona bakm, ancak
onu grmemitir - her halkarda, genellikle Tanr'nn yaratsnn e
itlilii olarak dnlenden nemli lde farkl biimde grme
mitir. Modem an ilk yzyllan boyunca olan ey, uzun bir sre
ve haksz olarak gz ard edilmi bir hakikatin anszn aa kmas
ya da daha nce uyur halde duran bir ilginin birden uyanmas deil
di. "Kltr" fikri iinde kavranacak olan sreler Bat Avrupa toplu
mu ile snrlyd. Balangta, "kltr" (bu rnekte, etimolojik balar
gerekten de aydnlatcdr), toplumu ynetme yntemi olarak "bah
ecilik" niyetini ve pratiini gsteriyordu. Gerek niyet gerek uygula
ma, yapsal zlmeye kar tepkilerdi; bu yapsal zlmenin en
arpc ve telalandnc sonucu, toplumsal yeniden retimin yerel
mekanizmalannn hzla etkinliini yitirmesiydi.
Uzun sre iftilikle ilikilendirilerek dnlen bir kavram
olan kltr, toplumsal yeniden retimin yeni mekanizmalan iin
asal eretileme olarak ilev grmeye ok uygundu - ikisi de tasar
Ianm ve merkezden yrtlen eylerdi. iftilik ve ziraat szl
nde kltr, etkinlik, aba, bir amaca ynelik eylem anlamlarna
geliyordu (bu szlkte, on altnc yzylda, "vahi kltr" gibi bir
deyim, terimsel bir eliki olurdu). Topra ekmek [to culture] iyi
tohumu semek, tohum ekmek, topra ilemek, srmek, yabani ot
larla savamak ve bol, salkl bir rn salamak iin gerekli teki
tm ilemleri yerine getirmek demekti. Kendini yeniden reten me
kanizmalarn iflasnn ardndan beliren insan toplumuyla ilgili gre
vin biimi de tam olarak buydu. Insan yaamnn ve davrannn al
d biimler, artk insan mdahalesini gerektirmeyen ve buna ta
hamml olmayan "eyann doas"nn bir paras olarak ya da tan
rsal dzenin bir paras olarak grnmyordu. Tpk bakmsz bir
tarlay yabani otlann sard ve byle bir tarlann toprak sahibine
ok az ey verebilecei gibi, insan yaam ve davran, kabul edile
mez ve toplumsal dzene zararl ekiliere brnmesin diye biim
lendirilmesi gereken bir ey olarak grlyordu.
Kltr fikrinin erken tarihi ile ilgili en son kapsaml aratrma-
1 16 Yasa Koyucular ile Yarumcular

nn7 yazan Philippe Beneton, kltr kavramnn bir eretileme ola


rak kullanmn on yedinci yzyln ikinci yarsna yerletirrnektedir.
1 69 1 yl itibaryla eretileme gemiinden syrlm ve onu unut
mu, kendi bana, aklayc terimiere gerek olmakszn "ruhun for
masyonu" anlamna gelecek ekilde kullanlmaya balamtr. Bir
kez daha, civilisation kavramnda olduu gibi, kltrn eitim etkin
liinin deil, eitim etkinliinin rnnn bir betimlemesi olarak
kullanlmas iin ( 1 746 ylnda Vauvenergues tarafndan) yarm yz
yldan fazla bir sre gerekmitir. "Her zaman tekil olarak kullanlan
szck on sekizinci yzyln ve o yzyln evrenseki bak asnn
niter idealini yanstyor; tm ulusal ya da toplumsal ayrmlarn te
sinde lnsan'a -evrensel insana- uygulanyordu. " Beneton'un szle
riyle, bu kltr kavramnn belirgin zellii vardr: yimserlik (in
sani zelliklerin snrsz olarak biim verilebilirliine olan inan),
evrensekilik (tm uluslara, yerlere ve zamanlara uygulanabilecek
bir ideale olan inan) ve etnosentrizm (on sekizinci yzyl Avru
pa'snda biim verilen idealin, dnyann teki kesimlerinin taklit et
mek zorunda olduklar, taklit etmeyi isteyecekleri insani yetkinliin
doruunu temsil ettiine olan inan). Beneton aratrmasn u sz
lerle noktalyor: "Kltr ile uygarlk, siyasal bir ilev stlenen mots
de combat 'dr [sava terimleri] . " S
Kltr ile uygarlk kavramnn nce yntemsel, sonra betimleyi
ci tarzda ortaya k, "yeni bir kesinliin" geliini ve kukucu an
greciliinin geici olarak sonunu iaret ediyordu. Aradaki Pironcu
kukuculuktan sonra Ortaa'n kiliseye bal kesinliinin yerini
alan yeni kesinlik, yeni bir damgay tayordu. nsann kendine ye
terlii ve yetkinletirilebilirlii, bu yeni kesinliin en nemli niteli
ini oluturuyordu . Bununla birlikte, sosyolojik adan, ima ettikle
ri, aka sylediklerinden ok daha nemliydi : nsan yaamnn ve
insanlarn birlikteliklerinin biimiendirilmesi artk yeryzne ait, in
sani glerin grevi ve sorumluluuydu. Kesinlik, belli bir amaca
ynelik etkinlikle baarlacak ve canl tutulacak bir eydi. Uygula
mada kesinlik, amaca ynelik etkinliin tm alternatif hakikat iddia-

7. Philippe Bnton, Histoire des mots culture et civilisation, Presses de la


fondation nationale des sciences politiques, Paris, 1975, s. 23 ve devam.
8. a.g.y., s. 92.
Kltrn Kefi 1 17

lanna baskn kma ve onlar nemsiz klma yetisiyle llecekti.


Yeni kesinlik, iktidar ile bilginin ittifakna dayanacakt. ttifak bo
zulmadan kald srece, kukuculuu gerektirecek herhangi bir ne
den yoktu.
7

deoloji
ya da
Fikirler Dnyasnn Kurulmas

MD, 2. Blm'de ksaca betimlediimiz edebiyat cumhuriyetinde,


fes societes de pensee de kurumlatnld biimiyle entelektel ya
'

am dnyasnn kurulmasna dnmemiz gerekiyor; sonuta, "yeni


kesinlik"in temeli bu kurulu zemini zerine oturacakt ve sonucun
geerliliini, entelektel yaam dnyasnn (gerek ya da geree
aykn olarak varsaylan) salaml temsil edecekti. On sekizinci
yzyl sonlarnda entelektel yaam dnyasnn kurulu tarz, ayn
zamanda bilginin iktidarla evlilik szlemesine getirebilecei olas
sermayenin d parametrelerini belirliyordu.
Les philosophes topluluunun yalnzca tartma etkinlii ile
meydana getirildiini, ayakta tutulduunu ve yeniden retildiini
grmtk. On sekizinci yzyln umutlarnn yirminci yzyln bs
raniarna dnt bir an retrospektif bilgelii ile Habermas iki
yzyl sonra, katlmclarn karlkl olarak birbirini anlama ve so
nuta bir mutabakata varma varsaymlar olmakszn tartmalarn
yrtlemeyeceini yeniden dile getirecektir. Bununla birlikte, Ha
bermas'n "arptlmam iletiim" grnn zellikle ok sert ele
tirilere urayan bir unsuru, her tartma ediminde rtk olarak varsa
ylan bir kouldu: Dinsel ya da laik hibir g, katlmclar arasnda
ki hibir toplumsal stat farkll, ekonomik ya da siyasal hibir
kaynak, tartmann sonucu zerinde etki gstermemeli; geerli bir
mutabakat yolunda kullanlabilecek ve destek alnabilecek tek g
tartma gc olmaldr. Habermas' eletireniere bu, bulank bir fi
kir olarak grnmtr; onlara gre Habermas'n arptlmam ileti-
Ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 1 19

im imgesi yirminci yzyl kamu tartmalaryla ylesine elinek


tedir ki, teki iyi niyetli bilgelerin gzel dlerinin tozland rafa
kaldnlmay hak etmektedir. (Bu, Habermas'n grsn, "ideal bir
tr", pratikte ulalan mutabakatn eletirilebilecei ve geersiz ol
duunun kantlanabilecei bir l olarak deil, daha ok kendi dn
yamzda mutabakata varmaya ynelik pratik bir nerme olarak alan
eletirmenlerin ulat sonutu.) Yirminci yzyln sonlannda dile
getirilen arptlmam iletiim fikri, gncel kamu sylemiyle ba
lantsz grld; tpk Weber'e ait rasyonalitenin kalesi ve kayna
olarak brokrasi fikrinin, gnmzdeki eitim kkenli beceriksiz
lik, hedef sapmas, becerilerle grevler arasndaki atma ve dier
tedavisi olanaksz hastalklarn kaplad idari sistemlerle karlat
nidnda balantsz grnd gibi. "arptlmam iletiim" ve
"ideal bilrokrasi" eletirilerinin, bu iki grte de arpc biimde
benzer olan bir varsayma ynelik olduunu kolaylkla fark edebili
riz: lletiime ya da brokratik sistemlere girildiinde, katlmclarn
toplumsal rollerinden ya da en azndan idealletirilmi iletiim (ge
erli mutabakat) veya brokrasi (rasyonel eylem) hedefi nda
toplumsal statlerinin konu d, dolaysyla uygun olmayan unsur
larndan arnabilecekleri ya da bunlan bir yana brakabilecekleri
varsaym. zellikle hayald grnen bu varsaynd - ideal trleri
pratikte geerli nermeler olarak hkmsz klacak lde hayalci .
Bu yirminci yzyl bilgelii, yirminci yzyl entelektellerinin
deneyimini yanstyordu, tpk bu bilgeliin yokluunun les societes
de pensee deneyimini yanstt gibi. Les societes de pensee deneyi
mi nda, katlmclarn Akl mahkemesi nnde kaytsz artsz
eitlii fikri hi de bulank grnmyordu; bunun izlenecek ve uy
gulamaya geirilecek bir nerme olarak "kanunname"de aka dile
getirilmesi ve yazya dklmesi de gerekmiyordu. Aksine, byle bir
eitlik, tartmann doal bir zellii olarak yaanyordu. Hammad
de olarak kullanlan, ilemden geirilip, bu zel fabrikann mamul
rnne dnen tek kaynak szcklerdi. O nedenle, bu bir mutlak
galip-mutlak malup oyunu deildi; mevcut dilsel kaynaklan n, im
dilik nemi olan yegane kaynaklarn orannda (yani, les societes de
pensee halihazrdaki btn dnyevi iktidarlardan tmyle bamsz
olarak zgrlklerini yaad srece), bakalannca "kullanlmakla"
azalma olmamt. llke olarak, dile herkesin ulama olana vard.
120 Yasa Koyucular ile forumcular

Edebiyat cumhuriyeti yelerinin dilin tesinde bir hareket anslan


pek yoktu.
Kolektif deneyimden kendine zg bir dnya grnn kanl
mas, belki de modem entelektellerin tarihindeki bu ok erken d
nemde olmutur: Szcklerden yaplm, fikirlerden ina edilmi, fi
kirlerin iktidanna kendini brakmaya hazr bir dnya gr. dealiz
min akla gelebilecek tm versiyonlann kefeden ve onlarla oynayan
bir imge - fikirlere maddi gereklik zerinde ncelik tanyan bir im
ge. Aslnda, sorunun daha sonraki bir baka formlasyonunu temel
ald iin, dnemin felsefi bilincinin bu ekilde betimlenmesi yanl
olur. Les philosophes iin fikirler dnyann ta kendisiydi. Byle bir
inan hibir biimde aykn bir inan deildi, nk onlann maddi
varoluu -les societes de pensee- gerekten de fikir retmek ve bu
fikirleri ilernek etkinlii zerine kurulmutu. Dnyevi iktidariann
merkezleriyle temasa getiinde z itibanyla idealist bir dnya g
rn yaratan ey, felsefi blnmelerde tarafsz kalan bu kolektif
deneyimdir.
"Yalnzca duyumlanmz ve fikirlerimiz araclyla varoluyo
ruz," demitir Destutt de Tracy. "Onlarla ilgili fikirlerimiz dnda
varolan hibir ey yoktur" (Memoire de 2 jloreal [Nisan I 796]). Ay
n toplantda, Mercier daha da zele inerek konuuyordu: "Dnce
nin dnda olan her ey hiliktedir ... Varolan tek ey fikirlerdir ...
Sonsuz bir dzene uygun olarak, bir dnce her zaman bir baka
dncenin anahtandr."1 I 795'te kurulan Ulusal Enstit'nn bir otu
rumunda bu szler sylendii sralarda, dnyevi iktidariann merkez
leriyle olan temas oktan kurulmutu. Enstit'nn yeleri, Devrim
pratiinin gemie dnerek les philosophes'un kuramianna atfettii
ann kolektif varisleri, fikirlerden oluan kendine yeterli dnyay
oktan terk etmiti. Yanianna aldklan ey, o dnyann bolca ierdi
i tek sermayeydi: Szckler ve onlan kullanma becerisi. Bir kez
dnyevi iktidarlarca yeni, daha iyi bir toplumun kurulmas ile ilgili
nerilerde bulunmaya anldktan sonra, en iyi bildikleri rn ve
retim trn sunmalan son derece doald; yeni bir toplumsal d
zen iin ncelii olan gereksinimleri, geldikleri, en iyi bildikleri ve

1. Fr. Picave, Les ideologues, yeniden basm Burt Franklin, New York,
197 1 , s. 305, 78.
Ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 121

kendilerini rahat hissettikleri dnyadan almalan da doald. Edebi


yat cumhuriyetinin zbilinci artk bir btn olarak topluma ynelik
bir programa dnmt. Siyasal devlete imdi oluturmas syle
nen "iyi toplum", byk harflerle yazlm bir republique des lett- .
res'di. Bir baka deyile, Ulusal Enstit versiyonundaki iyi toplum
imgesi, onun yelerinin kolektif deneyiminin, yaam tarznn, ya
am dnyasnn bir uzants olmak zorundayd ve yleydi. Bilerek
ya da bilmeyerek, byle bir imge ayn zamanda bir iktidar giriimiy
di. Fikirlerden oluan bir dnya, zorunlu olarak fikirleri reten ve
yayan insanlarca ynetilen bir dnyayd . . . sylemin merkezde yer
alp en nemli etkinlik olduu bir dnya, sylemle uraan insania
nn toplumun yazgs asndan ayn derecede merkezi ve nemli ol
duu bir dnya.
Ulusal Enstit'nn nerdii toplum imgesi, Francis Bacon'n
"Sleyman'n Evi" -bilgelerce ynetilen bir toplum- imgesinin yeni
bir versiyonuydu. Bacon iin topik bir d olan ey, kendi dnemi
nin ierdii pratik olanaklann iaret ederneyecei bir toplumla ilgili
bir dahinin nsezisi, mutlakiyeti devletten yz elli yl sonra, zel
likle Devrim'in yaratt genel seferberlik atmosferinde geerli bir
nerme haline gelmiti. Bu, sanki tarihin en yakn kesinde bekle
yen bir toplumun bir anlna grlmesiydi. Theodore Olsen'in be
lirttii gibi, B acon'n projesi "projeyi nerenler, insanlara, mallara,
fonlara ve enerjilere ulus ya da kta leinde hkmedemedikleri s
rece geliemezdi. Bunu yapabilenler, on dokuzuncu yzyln geli
mi ilerlemeciliine inananlard ve zellikle grup iradesi duygulan
gerekli kaynaklan kapsayacak kadar geni lekte olumu olanlar
d ". Ulusal Enstit dnemi entelektellerinin bu koullan yerine ge
tirdiklerine inanmalan iin birok neden vard. Devrim devleti, ikti
dar potansiyelini ve iktidar hrslann mutlakiyei monarinin nem
li baaolannn bile tesinde gelitirdi; kaynaklar, yeniden tasann
lanan toplumun hizmetinde seferber etme iradesine gelince, bu irade
fazlasyla mevcuttu. Hatrlanan tm ncellerini kolaylkla glgede
braktna gre, devletin gc ve yapabilecei ve olaslkla gerek
letirecei eylerin ap zellikle byk grnyordu.

2. Theodore Olsen, Millenarianism, Utopianism, and Progress, University


of Toronto Press, 1982, s. 282.
122 Yasa Koyucular ile Yarumcular

Sleyman'n Evi'ni ynetecek, siyasal iktidarla kaynaacak, ikti


dar olacak tr bilgiyi Destutt de Tracy "ideoloji" olarak adlandrm
tr. Tracy bu szc, "fikirlerin retilmesi" ile ilgilenecek ve ge
mite metafizik ya da psikoloji ibi benzeri ilgi alanlarnn peinden
gitmi, ancak bunu tatmin edici bir biimde gerekletirememi olan
teki tr entelektel almalarn yerini almas amalanan bir bili
min ad olarak kullanma sokmutur.3 Emmet Kennedy'nin betimle
mesiyle, ideoloji yle anlalyordu:
Tm bilimlerin, fikirlerio farkl biimlerde bir araya getirilmesinden oluma
s nedeniyle, soy asndan ilk bilim. Ancak, zgl olarak, dilbilgisinin, dier bir
deyile, fikirleri iletme bilim inin; mantn, dier bir deyile, fikirleri bir araya ge
tirme ve yeni hakikatiere ulama bilirninin; eitimin, dier bir deyile, insanlara
biim verme bilirninin; ahlakn, dier bir deyile, arzulann dzene sokulrnasnn
ve son olarak, "baans iin tm teki sanatiann ibirlii iinde olmas gerektiin
den, sanatiann en by olan toplumu ynetme bilimini n" ternelidir. 4

Fransz Akademisi'nin yaymlad Szlk'e gre, ldeologie "fi


kirler bilimi, fikirlerio kkeni ve ilevi ile ilgili sistem" anlamna ge
liyordu. ldeolojide uzmanlaan bir kiiye -physicist [fiziki], che
mist [kimyager], biologist [biyolog] gibi dier, yerleik bilim insan
laoyla anm kurmak suretiyle- "ideologist" ad verilecekti. ldeo
log szc, de Tracy'nin projesine kar kanlarca (Chateaubriand
ve herkesten nce Napolyon) oluturulan alayc ve ironik bir ad ola
rak daha sonra kullanma sokulacakt. Ancak, Ulusal Enstit'nn ge
litirilmesini nerdii yeni bilimin en dikkate deer ve gze arpan
yan, tanm deil, toplumu kefetmesi nerilen tek bilim olmasyd;
bir baka deyile, dikkate deer nokta, nerinin sunduu deil, orta
dan kaldrd ya da ieriini boaltt eydi . deoloji, toplumun tek
bilimi olacakt; ya da toplumun bilimi ancak ideoloji olabilirdi. Ayn
ekilde toplum, fikirlerio retilmesi ve iletilmesi ile zdeletirili
yordu; fikirleri incelemek, bilinecek her eyi, toplumu bir eylem nes
nesi olarak grenler asndan pratik nemi olan her eyi bilmek de
mekti. (Otuz krk yl sonra, Auguste Comte grnte adn tarafgirli
ini dzeltmek iin onun yerine "sosyoloji"nin geirilmesini nere-

3. Picavet, Les ideologues, s. 2 1 .


4 . Destutt de Tracy and the Origins of "ldeology", The Arnerican Philosophi
cal Society, Philadelphia, 1978, s. 47.
ideoloji ya tk Fikirler Dnyasnn Kurulmas 1 23

cektir; ancak yeni bilimi betimleme tarz Destutt de Tracy'nin eseri


nin nerdii ierikten nemli bir ayrlk gstermeyecektir.)
Marx'n tm yazlar iinde belki de en nl cmle udur: "Fel
sefeciler imdiye kadar yalnzca dnyay akladlar; ancak sorun,
dnyann nasl deitirileceidir." Gerek hayranlar gerek kartlar
bu cmleyi Marx'n kktenciliinin ve Marksizmin benzersizliinin
bir gstergesi olarak almlardr; yirminci yzyl akademilerinin du
varlar arasnda Marx'n sz yersiz bir sz olarak, oray dolduranla
rn, ok nceden, sorgulamak ve tartmak iin bir neden grmedik
leri bir iblm iinde kendi rolleri olarak benimsedikleri eye bir
meydan okuma olarak yanklanmt. Gerek duvarlarn muhafzlar
gerek bu duvarlarn havaya uurulmasn arzuladklarndan kukula
mlanlarn hepsi, bu szde ieriten iletiyi vmek ya da yernekle o ka-
dar megullerdi ki , cmlenin Marx'n ncellerinin bir betimlenmesi
olarak doruluu zerinde dnemiyorlard. Bu gzden karma
esef vericidir, nk Marx'n mahkum edilmesine/ekiciliine daha
yakndan bir bak, Marx'n projesinin, Aydnlanma'ya zg all
m felsefe ve felsefenin grevleri anlaynn gecikmeli bir yeniden
ifadesi olduunu aa karacakt. Marx'n cmlesinin ilk ksm, ya
ni felsefeyi mahkum eden ksm, bir yzyl ya da daha nce yazlm
olsa bir lde doru olabilirdi ; Condorcet, Cabanis, Destutt de
Tracy ve Ulusal Enstit'den sonra yazldna baklrsa, bariz olarak
yanlt. te yandan, cmlenin ikinci ksmnn zgn olduunu sy
lemek ok gt. nceki yzyllarn felsefecileri, dnyay deitir
menin yollarn tartmaktan ve tasarlarnn pratik uygulamalar ile
uramaktan baka ne yapmlard? Cmlenin bu ikinci ksmnda
Marx'n tek yapt, onlarn aklamaya gerek duymayacak kadar
bariz ve tartmasz olarak deerlendirdikleri felsefenin durumunu
dile getirmekti.
Gerekten de, Ulusal Enstit evresinde toplanan felsefecilerin
yaptklarna yn veren, onlarn tutkulu yeniden yapma drtleriydi:
her eyi yeniden yapmak - bireyleri, onlarn gereksinim ve arzular
n, dncelerini, eylemlerini ve birbirleriyle ilikilerini, bu ilikile
re bir ereve izen yasalar, yasalan koyanlan, toplumun kendisini.
Felsefi inceleme ve dnme konularn seme ilkesi -neredeyse ka
bul edilebilecek tek ilke-, seilen konunun deiimi tevik etme,
hztandrma ve deiime ulanada yararl olup olmadna dayan-
124 Yasa Koyucular ile Yorumcular

yordu. Ayn eyi Schutz'un szleriyle aklamak gerekirse, felsefele


rinde ele aldklan konutann nceliini yalnzca tek bir saik belirli
yordu: Toplumsal dnm.
Bu, tefekkre dayal bir felsefe olmaktan ok uzak bir felsefey
di. Ulusal Enstit'nn vazettii ve uygulad felsefe, uzmanlam
eitim kurumlannn duvarlann havaya uurabilecek politikadan
baka bir ey deildi. N apoiyon'un eitim ve kltr bakan muadili
olarak atad Roederer felsefi kimliini, herhangi bir akademi fetse
fecisinin dehetle kartayaca szlerle betimliyordu: "Felsefe artk
bilge insaniann kitaplarnda saklanp kalmyor; felsefe, Gne'in
sat k gibi dan tamtr; bu k gibi imdi tm Yeryz ze
rine dalmtr; herkesin bann ykseklerinde panldyor, toplum
sal kururolann birouna yansyor, hepimizin soluduu havay dol
duruyor. "5 Bu bir eylem felsefesi gryd, aktif bir felsefe, dokun
duu her eyi dntren g olarak felsefe. ok uzun bir zaman di
limi, bu felsefi program ile Wittgenstein'n tevekkl iindeki kabul
nil birbirinden ayrmaktadr: "Felsefe her eyi olduu gibi brakr."
Destutt de Tracy, Wittgenstein'n vard hkm anlamakta glk
ekerdi; onun asndan, ideoloji almas istedii ynde giderse,
hi phesiz "nsanlara izlemeleri gereken (dnce ve eylem) ku
rallann gstermemiz kolay olacaktr". 6
Fizik ya da kimya gibi ideoloji de nesnesi zerinde bir egemen
lik arac olacakt. "Ona egemen olmak iin onu bilmek"; ideologlar
sorgulama gereini duymadklan bu Doa yaklamn, toplumu ve
toplumun yelerini kapsayacak ekilde genilettiler - gene bu so
nuncu grevin kendine zg nitelii zerinde dnme drtilsiln
duymakszn. Eylem felsefesinin kuramsal temelini oluturmas
amalanan Elements d'ideologie (deolojinin eleri) kitabnda, de
Tracy btnyle yabanl topluluklann, uzak kylerin kyllerinin,
ocuklann ve hayvaniann sistemli olarak gzlenmesine dayannay
neriyorrlu - kabul edilecei gibi, bunlar kendi kendilerini dzenle
me yetisine sahip olma olaslklan pek bulunmayan, bylece evcil
letirme, ehliletirme, talim ya da eitimin doal nesnesi olacak tr-

5. Picavet, Les ideologues, s. 1 22.


6. Destutt de Tracy, Traite de la volonte et ces effects, Librairie philosophi
que J. Vrio, Paris, 1970 ( 1 8 1 8 tarihli ikinci basmdan), s. 448.
ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 125

den varlklard. Tracy kitapta, Pinel'in otoritesine bavurmaktadr;


Tracy'ye gre Pinel "akli dengesini yitirmi kimseleri iyiletirme sa
natnn, sradan insanlarn tutkulann dzene sokmaktan ve onlann
grlerini ynlendirmekten kesinlikle farkl olmadn kantlam
tr; her iki durumda da, bu insaniann alkanlkianna biim vermek
sz konusudur" .1 deologlar toplumu ve toplumun yelerini her ey
den nce amal eylemin bir nesnesi olarak alglyorlard; insann,
arzu edilen tasarmlar kurmak amacyla kullanmay diledii baka
herhangi bir malzeme gibi incelenmesi gereken bir malzeme olarak.
Kurmann baanl olmas iin, malzemenin i zellikleri, yaps, es
neklii, dayankll, vb. iyi anlalmaldr. Condorcet insan top
lumlannn, iinde olan her eyin deiken ve sabit nedenlere bal
olduu, hibir gizliliin kalmad ve rastlantsal, beklenmedik ey
lerin yerinin olmad "byk geometrik yaplar" olarak temsil edil
mesinin hayalini kuruyordu.s Cabanis, insan bedenine ynelik ey
lemlerle insan ruhuna ynelik eylemlerin farkl nitelikte pratik so
runlar oluturacan kabul etmiyordu:
Ayn bilimin -insan biliminin- dallan olan tp ve ahlak ortak bir temele da
yanmaktadr. Fikirler, duygular, tutkular, erdemler, kt alkanlklar, ruhun hare
ketleri, bedenierin hastal ya da sal, fiziksel duyarlktan ya da onu belirleyen
rgtlenmeden kaynaklanmaktadr . . . Fiziksel ve ahlaksal durumlar arasndaki
sabit ilikilerin incelenmesi araclyla, insanlan mutlulua kavuturmak ve sa
duyuyu bir alkanlk, ahlakl davran ise bir gereksinime dntrmek mm
kndr; insann becerileri geniJetilebilir ve . . . onlann ilerlemeye ak, sonsuzca
sna snrsz mkemmellii (salanabilir).

Cabanis iin tp gelecekteki tm eitimin -doktorlarca gelitiri


len rnty yakndan izlemek suretiyle, eitimcilerin insan ruhu ve
bedeni zerinde yaptklar almann- bir modeli ve bir esin kayna
yd.9
Devrim ncesi dnemin les philosophes'u ile karlatrldn
da, Ulusal Enstit'ye ve onun ideoloji projesine giden yolda ince, an
cak dnm noktas niteliinde bir deiim gerekleti. Les philosop
hes'un, les lumieres'in iletisinin alcs olarak, devletin yasa koyucu
glerini setiini daha nce grmtk. Aydnlanmas gereken mo-

7. Destutt de Tracy, Etements d'idiologie, cilt i, "ldeologie proprement dite",


Librairie philosophique J. Vrin, Paris, 1970, ss. 299-300.
8. Picavet, Les ideologues, s. 1 1 0. 9. a.g.y., s. 203, 2 1 1 .
126 Yasa Koyucular ile forumcular

narkt, despottu, yasa koyucuydu; bir birey olarak "insan", dotayl


olarak, Akln ilkelerine gre yeniden tasarmianm toplumsal koul
lar yoluyla etkilenecekti. Les philosophes, aydnl dorudan devle
tin ynetimindeki insanlara getirme fikrini gelitirdi, ancak bu fikir
onlarn iyi bir toplumla ilgili tasarlarnda hibir zaman ilk sray al
mad. Eitim etkinlii, /es lumieres in kendileri gibi, yasa koyucular
'

ve toplumun idaresiyle insanlar aras ilikilerden sorumlu teki kii


Ieri aydnlatma zerinde odaklanacakt. deologlar arasnda, nceki
dnemlerin standartlarna gre deerlendirildiinde, artk snrsz
. kaynaklara egemen, grnte her tr yetkiyle donanm devletin de
teviki ve yreklendirmesi yle, eitim fikri programn tam merkezine
doru ilerledi ; iyi toplumla ilgili btnsel tasarmdaki belli bir yne
tilenler snfna ayrlm yere bal olarak, eitim zenle farkllat
rimal ve kesinlikle eit olmayan ller iinde paylatirlmalyd.
(rnein, de Tracy, alan snflar asndan eitimin amacnn "in
celmi bir gelime ve incelikti tartma deil, salkl sonular" oldu
unu vurguluyordu.) o Ancak ideoloji projesinde bir btn olarak
eitimin merkeziliinin en nemli gstergesi, "iyi toplum"un retil
mesi ve yeniden retilmesi sorumluluunun, devletin laik siyasal g
cn elinde bulunduranlardan Akln profesyonel szcleri ne geme
siydi; Akln profesyonel szcleri, bu yeni, ancak hi phesiz "bi
rinci" bilimin temelini oluturan bilim, ideoloji ve uzmanlklarn,
benzersiz konumlarn meru klan bir kant olarak gsteriyorlard .
Terimierin yer deitirmesi ile vurgudaki deiimler n e kadar ince
likli ve ou zaman alglanamaz olsa da, idealletiri Imi iktidar den
gesindeki deiiklikler hibir biimde gz ard edilemezdi . Aka
sylemek gerekirse, yasa koyucularn danmanlarnn torunlar, ya
sa koyuculuk grevini elde etme abas iindeydi. deoloji projesi,
her eyden ok, uygar, dzenli ve mutlu bir toplumu ynetme gre
vinin elbette bilimsel olarak eitilmi profesyonellere ait olduunu
belirten bir manifestoydu. Yeni ideoloji biliminin ortaya kyla,
yeni felsefeciler kua, her eye muktedir bir doa yasas olarak
Akl tartmasna son verdi; artk zgrlk, eitlik ve kardelikten,
ilerleme yasasna bal olarak toplumun er ge uyaca Akln ilkele
ri olarak sz edilmiyordu. Eyann doal dzeni ile ilgili daha nceki

10. a.g.y., s. 331.


Ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 127

tm yasalar ve eilimler artk, insanlarn ruhlarn ve bedenlerini ge


litirmede uzman kiinin bilimsel temellere dayanan, uzmanca ger
ekletirilen almasnn rnleri haline gelmiti. Yalnzca birka
yl sonra, 1 822'de, ideologlarn en gzpek olan Auguste Comte,
hayal gcne en ufak bir yer brakmayacak biimde neriyi getire
cektir:
Ruhsal anari, dnyevi anariden nce gelmi ve onu meydana getirmitir.
imdiki dnemde toplumsal hastalk, ikinci nedenden ok ilk nedene baldr. . .
Yaplmas gereken ilerin nitelii, kendiliinden, bu ilerin hangi snfa brakl
mas gerektiini yeterince gstermektedir. Bu iler kuramsal olduundan, mesle
ki amalan kuramsal bileimler oluturmak olan, bir baka deyile gzlem bilim
leri almalanyla megul olan bilginlerin, gerekli koullan yerine getirecek ka
pasite ve entelektel kltre sahip yegll.ne insanlar olduu aktr. Bu ii sahip ol
duumuz en byk entelektel gler ve stnl evrensel olarak kabul edilen
bir yntem izleyen insanlar dnda birilerine vermek aka anormal bir ey ola
caktr. 1 2

Bu talep, Destutt de Tracy'nin "ideoloji" olarak yaftalad bili


min yeni ad olan "sosyoloji" adna yaplyordu. Ad deimiti, an
cak iddialar duruyordu - ve iktidar sylemiyle olan rtk balant,
rtk kalmak bir yana ncekinden ok daha ak bir biimde dile ge
tiriliyordu.
Napolyon, ideologlada yllarca sren flrt ve dosta ilikiler d
neminden sonra -ki bu dnem boyunca grubun en szn saknmaz
yelerine senatrlk ve st dzey brokratlk gibi prestijli, ancak
yalnzca resmi bir unvanla snrl kalan ayrcalklar vermitir- ideo
loji projesinin ierdii bu iktidar retoriine kar bir sava balatm
tr. Emmet Kennedy, kendi buyrukuluu ile ideologlarn cumhuri
yeti ideallere olan ball arasnda beliren eliki nedeniyle Na
polyon'un cokusunun yava yava yok olduunu aklamaktadr.
Ancak yle grnyor ki, ittifakn geici nitelii daha batan ideolo
ji fikrinin ayrlmaz bir parasn oluturan iktidar hrsnca ve bu ide
olojinin uzmanlannn toplumsal ilevince belirlenmitir - bir kez
devlet yneticilerinin anlayaca kadar netlik kazandktan sonra, sa
vunuculann ve uygulayclarn devlet gleriyle ak ihtilafa d
recek bir fikirdi bu. Zamanla Napolyon ideologlan devlet iktidarna
ortak olmaya aday rakipler olarak grmeye balad; belli bir nokta-

1 1. a.g.y., s. 583. 1 2. Positive Polity, cilt iv, 1 822.


1 28 Yasa Koyucular ile forumcular

da, rakip siyasal glerin en belirgin gstergesi haline geldiler - n


k toplumun ynetimini alglaylan radikal bir farkllk gsteriyor
du. Bu nedenle Napolyon'un, baarszlkla sonulanan Aralk 1 8 1 2
tarihli Malet suikastnn ahlaki sorumlular olarak ideologlar sula
mas artc deildir:
Gzel Fransa'mzn ektii aclar iin ideolojiyi; insan yreinin bildii yasa
lan ve tarihin derslerini kullanmak yerine, incelikli yntemlerle halkiann yasal an
nn dayand ilk nedenleri aratran o aka anlalmas g metafizii sulamak
zorundayz. Bu hatalar kanlmaz olarak kana susam insanlarn ynetimine yol
amak zorundadr ve amtr da. yle ya, ayaklanma ilkesinin bir grev olduunu
aklayanlar kimlerdir? Halk eiten ve halka kullanmaktan aciz olduu bir ege
menlik atfedenler kimlerdir? Yasalan adaletin, eyann doasnn ve sivil adaletin
kutsal ilkeleri olarak deil, sivil, idari, siyasi ve askeri yasadan bihaber insanlar
dan oluan bir meclisin iradesi olarak betimleyerek, yasalara olan saygy ve onla
no kutsalln yok edenler kimlerdir? 1 3

Modem an baka birok nemli ynyle ilgili tutumlarn ba


latcs olan Napolyon, yeni an en nde gelen ve kalc uzlamaz
lklarndan birinin temel parametrelerini ve deerlendirme ereve
sini de belirlemitir: Bilimsel olarak eitilmi uzmanlar ile siyaset
uygulayclan arasndaki; "toplum yasalar" bilgisine atfedilen yetki
ler ile "sivil, idari siyasal ve askeri" deneyime atfedilen yetkiler ara
sndaki; entelektellerin silah "ilk nedenler" ile siyasetilerio sava
l "kutsal ilkeler" arasndaki uzlamazln. Sloganlar ve pro
paganda terimlerini bir yana koyarsak, dolaysz sulamadan geriye
kalan ey, karlkl iddialarn ancak bir ilkeler sava ve toplumsal
dzen kavray biiminde ortaya koyabilen, toplumun ynetimi iin
yaran iki kar grubu arasndaki temel, zlmesi olanaksz uzla
mazlk grntsdr.
Napolyon'un igrsnn bir baka ynnden ksaca da olsa sz
etmek gerekir. Uzmanlar-uygulayclar arasndaki rekabetin daha
sonraki tarihinde, "kana susam insanlarn ynetimi" temas tekrar
lanan bir tema haline gelecektir. Uzmanlar ile pratik siyasetiler ara
sndaki atma, siyasetiler tarafndan tekrar ve tekrar, "daha iyi bil
diklerini" dnen, dolaysyla ideallerini ynettikleri kimselere zor
la dayatmada hibir saknca grmeyen kimseler ile doalan gerei
pragmatist olan ve "halk"n kendilerini izleyemeyecei kadar hzl

13. Destutlde Tracy and the Origins of "ldeology" , s. 75, 2 1 3.


Ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 129

gitmekten ekinen, "olanakllk sanat"n her tr kat doktrinin zeri


ne koyanlar arasndaki bir atma olarak temsil edilecektir. Napol
yon'un ideologlarla olan sz kavgasn izleyen en az bir yzyllk s
re iinde, bu atma her iki tarafa ciddi olarak ele alnacaktr. Bir
yanda ideologlarn torunlan, te yanda devletin yneticileri u inan
ta birlemiti: ktidarn belli bir temele dayanmayan, snanmam ve
bir btn olarak gvenilmez teknikleri gz nnde bulunduruldu
unda; yasa ile yasann sorumluluunu stlenenlerin otoritesi, siya
sal formllin ekicilii ve Weber'in "merulatrma" adn verdii
devlete itaat etme iradesi (tam da bu iradenin toplumun yeniden re
timi asndan nemini yitirmeye balad bir anda), devletin vaz
geilmez dayanaklanyd. Her iki taraf da buna inand srece, ba
ka trl aprak ve soyut bir sorun olan "meruluk kaynaklar", y
netim pratii iin gerekli uzmanlk tr ve yneticilerin yetkilerini
lecek ltler, iktidar atmasnn merkezini oluturmutur. So
run hibir zaman zlemeyecekti, ne kuramsal olarak ne de uygula
mada. Yalnzca bu sorun, modem devletin, denetleme, gzetim al
tnda tutma, snfiara ayrma ve bireyselletirme teknikleriyle mo
dem brokrasi ynetiminin teki yntemlerinin etkililiine olan g
veni arttka nemini yitirmitir. Pratik siyasi etkinlikte tm nerni
ni yitirdiinde, sorun tartmasz biimde felsefecilerin zel mlki
yeti haline gelmitir.
Marx ile Engels'in "Alman ldeolojisi"nde ar bir dille eletir
dikleri ve alay ettikleri Ulusal Enstit'nn alglad ve gelitirdii
bilim, terimin bu zgn anlamndaki bilimdi. Bauer ile Stimer'in
doktrinlerini, Fransz ideologlannn felsefesinin Alman versiyonu
olarak sunmak, Marx'a onlar gzden drmenin ve onlan iddia
edebilecekleri herhangi bir otoriteden yoksun brakmann bir yolu
olarak grnyordu. "deoloji "den Marx tam olarak, bu fikri olutu
ran ve savunanlarn kastettikleri eyi anlyordu: Toplumla ilgili ide
alist bir kuram; felsefecileri "halk, onlar ezen, gereklemesi ola
naksz umut ve hayallerden, fikirlerden, dogmalardan, hayal rn
varlklardan kurtarma"ya aran bir kuram; toplumsal gerekliin,
baz fikirlerle savaan, baz fikirlerio serpilmesini salayan ve baz
baka fikirleri yaratan fikirlerden olutuunu, te yandan insanlarn
yanl fikirler yznden ac ekip, doru fikirlerce kurtarldn ne
sren bir kuram. "Alman deolojisi"ne ynelik saldr felsefi idealiz-
130 Yasa Koyucular ile forumcular

me ynelik bir saldryd ; Marx'n grne gre felsefi idealizm, in


san durumunun gerek belirleyicilerini ve insan eyleminin gerek
kaynaklarn bulandrmakta ve gerekten can alc soruyu felsefi
gndemden uzaklatrmaktayd : Her eyden nce, ister iyi fikirler
sz konusu olsun ister kt fikirler, insanlar belli fikirleri neden ka
bul eder ve neden onlara inanrlar? Marx, felsefecilerin yaam tarz
larndan kp bir toplum kuramma vanlmasna kar km ve top
lum incelemesinin, yaamn maddi koullarnn retildii ve yeniden
retildii dzeye yerletirilmesini istemitir.
deoloji kavramnn Mannheim sonras servenlerinin yaratt
kolektif miyopluk, u gerein gzden kanlmasna yol amtr:
"Alman deolojisi" idealizmin bir eletirisidir; bu niteliiyle, ideolo
ji teriminin (yirminci yzylda tekrar ortaya ktnda yeniden ta
nmlanan ideoloji teriminin) daha sonraki kullanmlarnn geerlilt-
inin de bir eletirisidir. Oysa, "Alman ldeolojisi "nde, tam oluma
m ve balang aamasnda da olsa bir "ideoloji kuram" -imdiki
biimiyle, insan eylemlerini yaratan bir fikirler kuram eklinde alg
lanan ve Marx'n aka ciddiye almad bir kuram- aramakla a
da yorumcularn ounun yapt tam da budur. Marx'n mesajn
doru anlamyla okumak konusundaki beceriksizlik (ya da isteksiz
lik) kendi iinde, ideoloji kavramnn ikinci yaam srasnda maruz
brakld deiiklikleri yorumlamak ve dolaysyla, kavramn se
mantk katmanlar ardna gizlenen toplumsal konum ile onun kulla
nclarnn kolektif pratiklerindeki dnmleri anlamak iin m
kemmel bir anahtar ilevi grmektedir.
Mannheim sonras yeni ideoloji kavram, Destutt de Tracy ile
adalarnn kulland biimiyle eski kavramn tevik ettii bir
toplum kuramnn sessizce kabuln ima etmektedir. Grnteki
semantik sreksizliin ardnda bir sylem sreklilii vardr; gerek
ten de, yeni bir anlamn dile getirilmesini olanakl klan, bu srekli
liktir. Sonuta, yeni kavramn ekicilii ve yarar, fikirleri insan ey
leminin nedenleri olarak tanmlayan bir toplum kuramma baldr;
bu kuram, inanlan toplumsal btnlemenin tek olmasa da asal un
surlar olarak sunar; "merulatrma"nn, yani yneticilerin ynetim
haklarnn entelektel bir biimde dile getiriliinin, halkn iktidara
itaat etmesini salayan tek olmasa da asal unsur olduunu ve byle
ce toplumsal dzenin yeniden retiminden sorumlu olduunu kabul
Ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 131

eder; iktidarn gcnn fikir v e inan retimini ynlendirme beceri


sine dayandn savunur; fikirlerin benzeri biimde ynlendirilme
sini, herhangi bir iktidar yapsnn meruluunu yitirmesine ve by
lece ayrp zlmesine gtren asal yol olarak deerlendirir. Dola
ysyla, insan evreninin kuramsal izelgesi, ideologlar bu izelgeyi,
oynarlklan ya da oynamaya yazgl olduklar rol alglaylarnn
hareket ettirdii bir kalemle ve toplumsal konumlarnn salad
kaynaklardan alnm mrekkeple nasl izmilerse yle kalmtr.
Uzun sre unutulmu olan szcn Mannheim tarafndan canland
rlmasndaki gerek yenilik, szcn izelgenin yalnzca bir bl
mne bal olmasyd. Mannheim'n kullanmnda ideoloji, Napol
yon'un fkeli kndan beri terimin artrd kmseyici e
niyi korumutur; ancak deyim yerindeyse, stnlk Napolyon'un to
runlarndan kar tarafa gemitir.
Mannheim'n ideolojisi, ilk ideologlar ideolojilerini ne ile sava
mak ve neyi yok etmek iin kullanmak istemilerse, onu gsteriyor
du: nyarglar, batl itikatar, yanl yarglar, cet: rlet. nsan kavray
n istila eden ve insann zihinsel yeteneklerini silahsz brakan bu
derderin nedeni olarak imdi, dar snrl, rutin ve tekrarlamal grup
pratiklerinin yol at bilisel perspektifin yanll gsteriliyordu.
Sz konusu dertler bu nitelikleriyle en yksek olaslkla btirokratlar,
askerler, muhafazakar siyasetiler arasnda grlecektir - kolektif
uzmanlk b;lgisinin rettii denetimsiz davran rntlerinin tutsa
olmu aktrlerin, ellerindeki grevleri kendi kolektif bellekleri
erevesinde alglamaya eilimli olan, bu nedenle kendi gemileri
nin rehinelen olarak kalan aktrlerin oluturduu kategoriler arasn
da. Dikkatlice okunduunda, grup bilincinin ideolojik (Mannheim'
n kulland anlamda) karakterinden sorumlu bu unsurlarla, Napol
yon'un profesyonel siyasetinin benzersiz ynetme yeteneinin ka
ntlar olarak belirledii vasflar arasnda arpc bir benzerlik sz
konusudur. Gerekten de, Mannheim'n Ideology and Utopia's (de
oloji ve topya), Napolyon'un knarnalarma kar Ulusal Enstit'
nn verdii gecikmi bir yant gibidir.
teki perspektifierin yanll ile deforme edici potansiyelleri
nin karsna imdi evrensel nitelikli bilisel perspektif konmutur:
Kendisini hibir perspektife balamayan, tekilletirilmi tm top
lumsal konumlarn zerine kan ve dolaysyla tm konumlar tekil-
1 32 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

letirilmi olarak gren, yreselletirilmi hibir rutin pratikle snrl


olmayan ve bylece tm rutin pratikleri dar snrl ve yalnzca kendi
gemileriyle kurulmu olarak damgalayan bir perspektif. Mannhe
im iin "tm perspektifleri ortadan kaldran bu perspektif' entelekt
ellerin (ya da "intelligentsia"nn, eitimiiierin sekin kesiminin) ta
nmlayc zelliiydi. Bu zellik entelektele u misyonu ve hakk
veriyordu: deolojiler arasnda bir yargya varma; onlarn ideoloji ol
ma, yanl ve nyargl dnya grleri olma niteliklerini aa kar
ma; evrensel temelden yoksunluklann, dolaysyla kendi topraklan
dnda geersizliklerini, esas itibaryla "aktarlamazlk"lann ve ev
rensel hakikat standartlanyla kar karya geldiklerinde uygunluk
ve gvenilirlik kantlannn yetersizliini ortaya koyma.
Mannheim'n yeni ideoloji tanmnda, aydn despota yer yoktu.
Mannheim'n ideolojisi, yasa koyuculara bir deerli hizmetler neri
si deildi. Danmanlk grevi iin bir bavuru deildi. B ilenler ile
ynetenler arasndaki kapanmas olanaksz uurum, insan dnyas
nn rgtlenme tarz olarak sakin bir biimde kabul edilmi ve ona
neredeyse ontolojik bir salamlk verilmiti . Ancak bu, Mannhe
im'n ideoloji tanmnn, balangtaki kavramn ardndaki iktidar ta
Jebinden vazgetii anlamna gelmemektedir. Mannheim'n entelek
telleri hala toplumsal dzeni ve bu dzenin retimine en uygun po
litikalar tasariama konusunda kararldrlar; aslnda, artk bu tr iddi
alar stlenebilecek yegane kategoridirier. Ancak artk siyasal liderle
ri evrensel tasarmlarn tayclan olarak -ya da aslna baklrsa, g
revi uygulamada mttefik veya ortak olarak- grmemektedirler.
Mannheim'n entelektelleri, zmleyicileri, yarglar, eletirmen
leri olarak politikaclarn zerinde bir konumda (politikac kimlikle
rini tadklar srece politikaclarn hibir zaman ulaamayacaklar
bir dzeyde) durmaktadrlar. Iktidar bilgili klmak yerine, bilgi ikti
dar sahibi olmay deneyebilir.
Mannheim'n ideoloji kavramna verdii yeni biimin akla yakn
bir yorumlamas u ekilde olabilir: Entelektelleri yasa koyucular
olarak gren eski sylemin, balangta byle bir sylemi olanakl
klan toplumsal koullar tmyle ortadan kalktktan sonra yeniden
canlandrlmas giriimi. Mannheim'n gsterili giriimi, ideologla
rn st dzey yneticilere danmanlk yapma taleplerinin buna k
yasla alakgnll ve rkek grnmesine yol amt, ancak Mann-
Ideoloji ya da Fikirler Dnyasnn Kurulmas 1 33

heim dneminin st dzey yneticileri artk dinlemiyordu. Napol


yon'un aksine, onlar ne ilgileriyle -hatta ne de fkeleriyle- Destutt
de Tracy'nin ve Tracy'den sonraki kuaklarn kuramclarnn gururu
nu okamazlar: Mannheim, Cabanis ya da Volnay apnda bir bilim
insan olmadndan deil; Napolyon'un torunlarnn ynettii dev
let, teknik verimliliine gvenemeyen, dolaysyla temelini yurtta
larnn erdemlerinde ya da ulusun yurtsever evkinde aramaya istek
li devletten ok uzak olduundan. Bu devlet, ynetimindekilerin ita
atini salamak iin fikir retme gereksinimini duymuyordu; dahas,
fikirterin artk her halkarda -haksz denemeyecek biimde- her
hangi bir fark oluturmadna inanyordu. Mannheim'n dnemin
de, toplumsal dzenin yeniden retiminin devlete ynetimi, salam
ve gvenli bir biimde, panoptik, disipliner ve brokratik teknoloji
temeline dayanyordu; Mannheim'n ideoloji kuram aydn despota
ne kadar az yer brakyorsa, bu ynetim de "mutlak hakikat"e o ka
dar az yer brakyordu. Mannheim'n ideologlarn miras stnde
gerekletirdii revizyon, eski dramn son perdesiydi; yeni bir dra
mn balangc deildi. Bir kez daha, Minerva'nn baykuu kanatlar
n alacakaranla ayordu.
Ancak alacakaranln sorunu, ardndan hemen gecenin gelme
sidir; Mannheim'n nerilerinin ierdii erdemler uzun sre grnr
kalamazd. Bir kuak sonra Mannheim'n sunduu ideoloji fikri, a
a karmay ve eletirmeyi amalad bilin kategorileri kadar ta
rafgir grnmeye balad. nsanlar, Mannheim'n ideoloji kavram
nn olumsuz bir ideoloji kavram olduunu belirttiler; oysa gerekli
olan, olumlu bir kavramd. Ancak bu, bizi yasa koyucular ann
tesine, yorumcular dnemine gtrmektedir. Bu nedenle, felsefeci
lerin suretinde kurulan dnyann dolambal tarihinin en son aama
snn tartlmasn daha sonraya brakmak zorundayz.
8

Yasa Koyucunun D

EN AZINDAN on yedinci yzyldan yirminci yzyln ortalanna ka


dar, Bat Avrupa'nn yaz yazan sekin kesimi ve onlarn dier kta
lardaki salam kaleleri, kendi yaam tarzlarn dnya tarihinde radi
kal bir kopma olarak deerlendirmilerdir. Kendi tarznn tm alter
natif yaam tarzlanndan -ada ya da gemi- stnlne olan
hemen hemen hi sorgulanmam bu inan, bu sekinlerin tarihin te
los'unu [erek] yorumlarken referans noktas olarak kendilerini alma
Ianna yol amtr. Bu, nesnel zaman deneyimi asndan bir yenilik
ti; Hristiyan Avrupa tarihinin nemli bir blmnde, zaman hesap
lamas, yava yava uzaklaan gemiteki bir sabit nokta evresinde
dzenleniyordu. imdi, o gne dek yerel olan Hristiyan takvimine
hemen hemen evrensel bir nitelik ykleyen Avrupa, nesnel zamann
referans noktasn harekete geiriyor, tpk gemite evresindeki
alan smrgletirdii biimde, zaman, gelecei smrgeletirme
ye ynelik hamlesiyle sk skya bal hale getiriyordu.
Avrupal aydn sekinin zgveni, yakn insan soyu kategorile
rine -sekin kesimin alglad akrabalk derecesiyle oranl ller
iinde- yanstlyordu. Bylece, aydn yaam tarzyla ayrt edilen
grup, kendi cahil ya da bat! itikatl alan snflanyla ya da kylle
riyle karlatrldnda kesin olarak stn grlyordu. Eitimli ol
sun, eitimsiz olsun Avrupallar, oktan tarihin, teki rklarn -Qlsa
olsa- ulamak iin savam verdikleri tarafna yerlemi bir rk
oluturmaktayd. Eitimli sekin, zgvenini ilerlemeye olan inan
cndan almaktan ok, ilerleme fikrini kendi stnl konusundaki
Yasa Koyucunun D 135

parlak deneyiminden yola karak oluturmutur. nsanlan dn


trmeye ynelik misyonerce, ynlendinci gayretini, insann sonsuz
yetkinletirilebilirliine olan ve eletirisiz kabul edilen inantan al
mak yerine, eitimli sekin kendi dndaki kategorilere ynelik di
sipline etme, terbiye etme, eitme, iyiletirme, cezalandrma ve s
lah etmedeki rolnn getirdii deneyimden yola karak, insan do
asnn esneklii, onun toplumca biimlendirilip, gelitirilebilecei
fikrini tretmitir. teki tm kategorilerle ilikili olarak "bahvan"
roln stlenmi bir kategorinin kolektif deneyimi bir tarih kuram
olarak yeniden kalba dklmt.
Marx'n insan anatomisini maymun anatomisinin bir anahtan
olarak kullanma hakkndaki metodolojik ynergesini izliyormua
sna, eitimli sekin kendi yaam tarzn ya da dnyann ynettii
(veya ynettiine inand) kesiminin yaam tarzn, gemiteki ya
da halihazrdaki teki yaam biimlerini, kendisinin geri, az geli
mi, olgunlamam, eksik, deforme olmu, sakat, arptlm veya
baka bir biimde aa aamalan ya da versiyonlan olarak lp s
nflandraca lm arac olarak kullanmtr. Giderek daha sk ola
rak "modemite" olarak adlandnlan kendi yaam biimi, tarihin ye
rinde durmayan, srekli hareket halindeki ibresi anlamn tar hale
gelmitir; kendi bak asndan, bilinen ya da tahmin edilen teki
tm biimleri, geride kalm aamalar, yan rnler, kmazlar olarak
grmtr. Deimez bir biimde bir tarih kuram ile balantl ola
rak dnlen modemitenin, birbiriyle rekabet halindeki birok kav
ramlatrmas bir noktada birleiyordu: Bu kavramlatrmalann hep
si, Bat dnyasnn belli kesimlerinde gelimi olan yaam biimini,
ikili kartln "verili", "mimlenmemi" birimi olarak alyor; dnya
nn kalanyla tarihsel dnemlerin kalann ise, normal kabul edilen
Bat geliim rntsnden farkll asndan anlalabilecek, so
runlu, "mimlenmi" yan olarak gryordu. Aynm her eyden nce
bir dizi yokluk olarak grlyorrlu - en ileri an kimlii iin vaz
geilmez saylan niteliklerin eksiklii olarak.
Bu tr kavramlatrmalardan birini daha nce ele almtk: Tari
hin les lumieres in durdurolamaz yry olarak grlmesi; Akln
'

duygulara ya da hayvanca igdlere kar, bilimin dine ve byye


kar, hakikatn nyargya kar, doru bilginin bat! itikada kar,
dnmenin eletirel olmayan varolua kar, rasyonelliin duygula-
8

Yasa Koyucunun D

EN AZINDAN on yedinci yzyldan yirminci yzyln ortalanna ka


dar, B at Avrupa'nn yaz yazan sekin kesimi ve onlann dier kta
lardaki salam kaleleri, kendi yaam tarzlarn dnya tarihinde radi
kal bir kopma olarak deerlendirmilerdir. Kendi tarznn tm alter
natif yaam tarzlanndan -ada ya da gemi- stnlne olan
hemen hemen hi sorgulanmam bu inan, bu sekinlerin tarihin te
los'unu [erek] yorumlarken referans noktas olarak kendilerini alma
Ianna yol amtr. Bu, nesnel zaman deneyimi asndan bir yenilik
ti; Hristiyan Avrupa tarihinin nemli bir blmnde, zaman hesap
lamas, yava yava uzaklaan gemiteki bir sabit nokta evresinde
dzenleniyordu. imdi, o gne dek yerel olan Hristiyan takvimine
hemen hemen evrensel bir nitelik ykleyen Avrupa, nesnel zamann
referans noktasn harekete geiriyor, tpk gemite evresindeki
alan smrgletirdii biimde, zaman, gelecei smrgeletirme
ye ynelik hamlesiyle sk skya bal hale getiriyordu.
Avrupal aydn sekinin zgveni, yakn insan soyu kategorile
rine -sekin kesimin alglad akrabalk derecesiyle oranl ller
iinde- yanstlyordu. Bylece, aydn yaam tarzyla ayrt edilen
grup, kendi cahil ya da batl itikatl alan snflanyla ya da kylle
riyle karlatrldnda kesin olarak stn grlyordu. Eitimli ol
sun, eitimsiz olsun Avrupallar, oktan tarihin, teki rkiann -olsa
olsa- ulamak iin savam verdikleri tarafna yerlemi bir rk
oluturmaktayd. Eitimli sekin, zgvenini ilerlemeye olan inan
cndan almaktan ok, ilerleme fikrini kendi stnl konusundaki
Yasa Koyucunun D 135

parlak deneyiminden yola karak oluturmutur. losanlar dn


trmeye ynelik misyonerce, ynlendinci gayretini, insann sonsuz
yetkinletirilebilirliine olan ve eletirisiz kabul edilen inantan al
mak yerine, eitimli sekin kendi dndaki kategorilere ynelik di
sipline etme, terbiye etme, eitme, iyiletirme, cezalandrma ve s
lah etmedeki rolnn getirdii deneyimden yola karak, insan do
asnn esneklii, onun toplumca biimlendirilip, gelitirilebilecei
fikrini tretmitir. teki tm kategorilerle ilikili olarak "bahvan"
roln stlenmi bir kategorinin kolektif deneyimi bir tarih kuram
olarak yeniden kalba dklmt.
Marx'n insan anatomisini maymun anatomisinin bir anahtar
olarak kullanma hakkndaki metodotojik ynergesini izliyormua
sna, eitimli sekin kendi yaam tarzn ya da dnyann ynettii
(veya ynettiine inand) kesiminin yaam tarzn, gemiteki ya
da halihazrdaki teki yaam biimlerini, kendisinin geri, az geli
mi, olgunlamam, eksik, deforme olmu, sakat, arptlm veya
baka bir biimde aa aamalan ya da versiyonlan olarak lp s
nflandraca lm arac olarak kullanmtr. Giderek daha sk ola
rak "modernite" olarak adlandnlan kendi yaam biimi, tarihin ye
rinde durmayan, srekli hareket halindeki ibresi anlamn tar hale
gelmitir; kendi bak asndan, bilinen ya da tahmin edilen teki
tm biimleri, geride kalm aamalar, yan rnler, kmazlar olarak
grmtr. Deimez bir biimde bir tarih kuram ile balantl ola
rak dnlen modemitenin, birbiriyle rekabet halindeki birok kav
ramlatrmas bir noktada birleiyordu : Bu kavramlatrmalann hep
si, B at dnyasnn belli kesimlerinde gelimi olan yaam biimini,
ikili kartln "verili", "mimlenmemi" birimi olarak alyor; dnya
nn kalanyla tarihsel dnemlerin kalann ise, normal kabul edilen
B at geliim rntsnden farkll asndan anlalabilecek, so
runlu, "mimlenmi" yan olarak gryordu. Aynm her eyden nce
bir dizi yokluk olarak grlyorrlu - en ileri an kimlii iin vaz
geilmez saylan niteliklerin eksiklii olarak.
Bu tr kavramlatrmalardan birini daha nce ele almtk: Tari
hin /es lumieres'in durdurolamaz yry olarak grlmesi; Akln
duygulara ya da hayvanca igdlere kar, bilimin dine ve byye
kar, hakikatn nyargya kar, doru bilginin batl itikada kar,
dnmenin eletirel olmayan varolua kar, rasyonelliin duygula-
1 36 Yasa Koyucular ile forumcular

rm egemenlii ile grenein yasasna kar yrtt zorlu, ancak


zaferle sonulanan bir savam. Byle bir kavramatrma iinde,
modern a kendisini her eyin tesinde Akln ve rasyonelliin kral
l olarak tanmlyordu; buna bal olarak, teki yaam biimleri
her iki bakmdan da eksik grlyordu. Bu, moderniteye kendi tan
mn getiren kavramiatrmalarm ilki ve en temel olanyd. Ayn za
manda, en kalc ve bariz biimde, ileri kavramlatrmak olanlarn
en holandklar tanmd. yle ya, bu tanm kavramlatrc larn ken
dilerini tarihin kaldralarn elinde tutan kimseler olarak koyuyor ve
onlar stratejik adan deiimin en nemli ve en gl failieri olarak
sunuyordu. Hatrlayacamz zere, bu kavramiatrma zaten les
philosophes'un dncelerinde rtk olarak vard; en eksiksiz ifade
sine Condorcet ve teki ideologlarn yazlannda ulam, Comte ta
rafndan bir sisteme balanm ve o zamandan bu yana liberal tarih
yorumunun sarslmaz lt ve zorunlu erevesi olarak alnmtr;
Weber'in, tarihi akl gcnn ilerlemesi, modern toplumu ise kendi
gemiini her eyden nce irrasyonel davran biiminin uzun ege
menlii olarak aa vuran radikal bir kopu olarak deerlendiren
grnde, doruk noktasna ve en gelitirilmi biimine ulamtr.
Marshall Serman'n yakn zamanda modernite ile ilgili gzel ve
derin analizinde bize anmsatt gibi, Marx asndan bizim amz
"kat olan her eyin buharlat, kutsal olan her eyin mstehcenle
tirildii" bir ad; soluk kesici hzda bir gelimenin, maddi refahn
oalnn, insanolunun doal evreye giderek daha fazla egemen
oluunun, tarihin ok uzun bir kesimi boyunca insann yaratc po
tansiyelini snrlandran ve engelleyen gerek ya da hayal rn tm
kstlamalardan evrensel olarak bamszlamasnn ayd. Marx'a
gre bu, doaya egemen olmann maddi aralarnn, bunun yan sra
bu aralar kullanma becerisiyle iradesinin birden ortaya kmasnn
bir sonucuydu; sz konusu ortaya k ise, insanln retici abas
nn yeni bir rgtlenmesinin sonucuydu - bireylerin retim etkinlik
lerinin uyumlu hale getirildii, rutinletirildii, koordine edildii,
amal bir tasartma bal klnd, denedendii ve artk darkafal sa
hiplerinin snrl kapasitesi (ve dolaysyla ufku) tarafndan gleri
kstlanmayan retim aralarn iletmekle grevli klnd bir r
gtlenme. Marx'a gre, modern a zamanla doaya pratik olarak
hkmetnenin nnde kalan son birka snr da ortadan kaldracakt;
Yasa Koyucunun D 137

Marx srarla retim aralarnn yaplan itibaoyla zaten "toplumsal"


olduunu ve mlkiyetin ne kadar yaygn olsa da henz evrensel zel
yapsnn, buhartaacak son "kat madde" olacan vurguluyordu.
"nsann zgrl" (ki Doa'yla zdeletirilen zorunluluktan ba
msz olmakla zdeletiriliyordu) o zaman tamamlanm olacakt.
Elbette, tm kavramiatrmalar modemiteye bunca koulsuz bir
vg dzmemitir. zellikle, on dokuzuncu yzyln sonuna doru,
biroklarna modem a hem iyi hem kt ynleri olan bir nimet
olarak grnyordu. nsanln byk bir baarsyd hi phesiz,
ancak bir bedeli vard; belki de ar bir bedel. Giderek eitimli se
kin kesim, ngrlen Akl krallnn gereklemekte geciktiini net
olarak grmeye balad. Daha nemlisi, bu kralln gerekleip ger
ekleemeyecei belirsizdi. Akl krall aslnda her zaman szcle
rinin ynetimi demekti. Byle bir ynetim imdi uzak ve geri ekil
mekte olan bir olaslkt. lnsani bilimler insaniletirememiti, yani
toplumsal dzen tasarmlan ve bunlann uygulanmasna ynelik stra
tejiler insaniletione grevini stlenenlerin dndaki kesimler tara
fndan retilip yrtlyorrlu ve insan soyunun "uygar" kesiminin
artan gc ile uygarlatnclann artan merkezilii arasndaki birlik
bozulmutu. Kavramiatrma dramatik bir renge brnmtil; tarih
sel ilerleme imgeleri giderek, hibir eyin kurban verilmeksizin ba
arlamad ve baan ne kadar sevindirici ise verilen kurbann da o
oranda ac getirdii bir Yunan tragedyasn andnr hale gelmiti.
Nietzsche ile onun izinden gidenlerin, "Faust insan", gcnden
ve stnlnden gurur duyan, tm teki insani tarzlar kendisinden
aa olarak deerlendiren modem a imgesine kaznmtr. Ancak
bu Faust insan artk felsefi ya da giriimci ncellerinin aksine, ken
di zgvenini geliigzel olarak, maddi ya da mane.vi ilerlemenin
amansz ve her yere egemen glerine atfedemezdi; modemiteyi, in
sanln bu en byk baarsn omuzlarnda tamak zorundayd.
Faust insan bir romantikti, bir klasiki ya da pozitivist deildi. Tari
hin yapcsyd, onun bir rn deil; tm olashlklar karsnda, ta
rihi kendi iradesine boyun emeye zorlayarak, stelik ille de tarihin
teslim olma arzusuna gvenmeksizin, tarihi yapmak zorundayd. Ta
rih, liberal sarayllar iin ne idiyse yle kalmt: Cretkar, cesur, i
grl, derin ve kafas iyi alanlarn kle, korkak, batl itikatl, akl
kank ve cahillere kar zaferi. Ancak zafer artk gvence altnda
138 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

deildi - zellikle zaferin ngrlen kahramanlannn iradi abas d


ndaki baka gler byle bir gvenceyi vermiyordu. Tm savam
lar gibi, bu savam da pahalya mal olacakt. Tm fetihlerde, kaza
nanlar olduu kadar kurbanlar da vardr. Faust insan zayflarn be
denleri zerinde yrmenin gerekli olduu konusunda kendisini ik
na etmelidir. Ve bunu yapt iin o bir Faust insan dr.
Modemiteyle ilgili bir baka dramatik gr Freud esinlemi
tir. Bu gr, modemiteyi "gereklik ilkesi"nin "haz ilkesi" zerinde
egemenlik kazand ve bunun sonucu olarak, insanlarn zgrlkle
rinin (ve mutluluklar nn) bir ksmndan, hijyenik adan gvenli, te
miz ve huzurlu bir evre zeminine dayal belli bir emniyet iin vaz
getikleri bir dnem olarak tanmlar. Vazgei karl olabilir, ancak
"doal " drtlerin bastrlmas ve insann eilimleriyle uyumayan,
igdlere ve tutkulara yalnzca dotayl bir k yolu salayan dav
ran rntlerinin dayatlmasnn bir rn olarak gerekleir. Bas
trma ac vericidir, iyiletirilmesi g psikolojik yaralar brakr. Mo
demitenin bedeli, yksek orandaki psikotik ve nevrotik rahatszlk
lardr; uygarlk kendi honutsuzluklarn retir ve bireyi toplumla -
potansiyel ya da ak- kalc bir atma iine sokar.
Birok evreye ok ve hayranlk dalgalar yayan Das Unbeha
gen in der Kultur (Uygarln Huzursuzluu) yaymlandktan ksa
bir sre sonra, gen Norbert Elias Freud'un sezgisel ve ideal-tipik
varsaymlar olarak sunulmu varsaymlarn tarihsel aratrma ala
nnda snamaya karar verdi . Elias'n karar ok nemli Civilising
Process (Uygarlatrma Sreci) kitabyla sonuland; bu kitap, o ana
kadar kefedilmemi ve ihmal edilmi trden bir tarihsel kaynaa
ulaarak ve "gnlk yaam" tarihsel aratrmann odak noktasna
getirerek toplumsal-tarihsel aratrmalara yeni ufuklar at. Elias,
Freud'un olgun modemilenin doasndan karsad "igdlerin
bastrlmas"nn aslnda belli bir zamana, yere ve sosyo-kltrel bi
imlenmelere balanabilecek bir tarihsel sre olduunu kantlad.
Elias'n almasndaki birok parlak gzlemden biri, srecin baar
l sonunun, bastrmann tarihsel sahnesinin unutulmu olmasndan,
yeni ortaya kan rntlere szde-rasyonel meruluklar salanma
sndan ve yaamn tm tarihsel biiminin "doallatrlmas"ndan
ibaret olduu fikridir. Elias'n almasnn radikal bir yorumu, bu
almay Weber'in modemiteyi bir rasyonellik a olarak gren li-
Yasa Koyucunun D 139

beral bak asna dorudan bir saldn olarak grecektir. Modem


toplumu meydana getiren ve onun yeniden retimini denetleyen
glerden Akln onay esirgenmitir. Ancak, baanlannn temeldeki
lerlemeci nitelii sorgulanmamtr.
Simmel'in ehirli toplum gr, modemiteye ynelik karmak
bir sevgi-nefret tutumunu iermektedir; bu gr, Benjamin'in Bau
delaire'in ok nemli igrlerine daha sonra getirdii yorumla ya
kndan ilikilidir. Farkl unsurlardan oluan bu imge bir tragedya im
gesidir, i ie gemi kartikiann aprak diyalektii: Kendisini
yalnzca bireylerin ve onlann karlamalarnn tekilliinde gsteren
mutlak; gelip geici salnelerin ardnda gizlenen kalclk; benzersiz
olann ardndaki normallik. Her eyin tesinde, modemite dram
"kltr tragedyas"ndan, insann insan ruhunun snrsz yaratcl
nn ortaya koyduu ok fazla saydaki kltrel rn zmsemedeki
yeteneksizliinden kaynaklanmaktadr. Bir kez harekete geirildik
ten sonra, kltrel sreler kendi ivmelerini kazanr, kendi mantkla
rn gelitirirler ve bireylerin karsna "yeniden znelletirilemeye
cek" kadar gl ve uzak, d, nesnel bir dnya olarak kan, okkat
l yeni gereklikler retirler. Bu nedenle, nesnel kltrn zenginlii,
(Gnther S. Stent'in, Aziz Francis'in nl ilkesini tersine evirdii
biimiyle)1 artk omnia habentes, nihil passidentes [her eyi var,
hibir eye sahip deil] ilkesine gre hareket eden tek tek bireyler
olarak insaniann kltrel yoksulluu ile sonulanr. Kendinin kl
nacak nesnelerle ilgili hummal aray bouna, yitirilmi anlamlara
yeniden sahip olmann yerini almaya alr. Simmel, "ksmi ente
lekteller"in (daha sonra Foucault'nun trettii bir terim) ortaya k
masndan ve uzmanca bir dille yazlm Principles of Political Eco
nomy'nin (Siyasi Ekonominin lkeleri) tm aydn adalann ortak
mlkiyeti olduu ve Dickens ya da Ruskin gibi "konunun uzman ol
mayanlar"ca kapsaml biimde deerlendirildii zamann gemi ol
masndan yaknyor. Bu, les philosophes'dan devralnan bir roln,
onu tamamyla olanaksz klan koullar -tam da felsefecilerin mira
snn olaanst baans sonucu ortaya kan koullar- altnda sr
drlmesini hayal eden bir bakent entelektelinin gzlerinden g-

1 . Kr. Gnther S. Stent, The Coming ofhe Golden Age, A View ofhe End of
Progress, National History Press, New York, I 969.
140 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

rld biimiyle bir modemite grsdr.


Yukardakiler, yeterince izleyici toplam ya da kamusal bilinte
geleneksel veya klasik olarak tannabilecek derecede etki yaratm
modemite grlerinin olduka kabataslak, basitletirilmi ve hibir
biimde eksiksiz olmayan bir listesidir. Bu grler birbirinden fark
ldr; kimi zaman birbirleriyle kesin kartlk iindedirler. On yllar
ca farkllklar ve kartlklar, ortak zellikleri glgelemi ve toplum
bilimsel tartmaya hkmetmilerdir. Ancak olduka yakn zaman
larda, yeni bir bilisel perspektif sayesinde, farkllklar dikkate deer
lde daha az nemli grnmeye -aile mnakaalanndan daha
nemli olmayacak ekilde grlmeye- balamtr. te yandan, yeni
perspektifin ne kard nokta, grnte kart grler arasnda
ki sk akrabalk bayd - bu ise, tartmann imdi geldii aamada,
farkllklar glgelerne eilimindedir.
Grnd kadaryla, aile ban, en azndan ortak zellik
oluturmaktadr.
lk olarak, sralanan btn grler ve onlann ada alternatif
lerinin ya da versiyonlarnn ou, ak ya da rtk olarak, modemi
tenin gsterdii ya da onun sonucu olarak ortaya kan deiimierin
geri dndrlmesi olanaksz olduunu varsaymlardr. Bu grler,
modem toplumla balantl grlen yaam biimi iindeki iyi-kt
dengesine hevesle, knayarak ya da dorudan eletirel yaklam ola
bilirler, ancak modemite ncesi alternatiflerini boyunduruk altna al
mas, marjinalletirmesi, dlamas ya da yok etmesi anlamnda mo
demitenin "stnl"n hibir zaman sorgulam deillerdir. Bu
grlerden hibirinde (en azndan organik olarak) modemitenin
gsterdii ykselie pheyle yaklalmamaktadr; ou byle bir
ykseliin kanlmaz olduunu varsaymtr. (Bu, ille de determi
nist bir varsaym deildir; modemilenin ortaya knn tarihsel a
dan kanlmaz olduu anlamnda deil, bir kez dnyann bir kesi
minde ortaya ktktan sonra, egemenliinin ya da belki de evrensel
lemesinin durdurolamaz olduu anlamnda bir varsaymdr.) Mo
demiteyi en yksek geliim noktasnda grmek, gelimekte olan l
keler fikrinde belirgin olduu zere, modemiteden nceki toplumsal
biimleri, modemiteden uzaklklarna gre tanmlama ya da deer
lendirme ynndeki yorumu tevik etmitir.
kincisi, sralanan btn grler modemiteyi bir sre olarak
Yasa Koyucunun D 141

alglamlardr: Temel olarak tamamlanmam bir proje olarak. Mo


demitenin ucu akt ve bu kanlmaz olarak byleydi; gerekten
de, ak utuluk modemitenin en nemli, belki de onu tanmlayc
nitelii olarak grlyordu. Modemitenin zndeki hareketlilie
kar, modemite ncesi biimler duraan, denge ve istikrar mekaniz
mas etrafnda rgtlenmi, neredeyse tarihten yoksun grnyordu.
Bu grn, modemiteyi, alternatif toplumlarn zelliklerinin deer
lendirilebilecei bir bak as olarak semekten ve modemiteyi ta
rihsel ya da mantksal adan daha ileri bir biim olarak deerlendir
meyi semekten kaynaklanyordu. Bu seim, teki toplumsal biim
leri kuatp nesneletirmi ve bunlarn tamamlanm, eksiksiz nesne
ler olarak alglanmasn tevik etmitir - onlarn zamansz olduklar
biiminde dile getirilen bir alglamayd bu. Modemiteyle ilgili g
rlere dnersek: Bunlarn hepsi, srmekte olan dnmler sreci
ni in statu nascendi [doarken] kavramaya almtr; bir anlamda
bunlar, yalnzca nceden kestirilebilen, ancak henz tam olarak bi
linmeyen bir hedefi olan bir hareketi betimlediklerinin bilinci iin
deki orta aama raporlaryd. Modemite grnde, yalnzca balan
g noktas az ok kesin olarak belirlenmiti. Kalan, kesin olarak
belirlenmemilik niteliinden tr, bir tasarm, eylem ve savam
alan eklinde beliriyordu.
ncs, tm grler modemiteye "ieriden" baklard . Mo
demite zengin bir n-tarihi olan, ancak onun tesinde gzle grlr
hibir eyi bulunmayan bir olguydu: Olgunun kendisini greceleti
recek ya da nesnelletirecek, onu -ayn ekilde- belirli, snrl bir an
lam olan, tamamlanm bir blmn iine kapatacak hibir eyi
yoktu. Bu ekilde, modemite deneyiminin "ieriden" dile getirili
tarz, modem olmayan yaam biimlerinin alglanmas iin bir ba
vuru erevesi salamt. Ancak ayn zamanda da, modemitenin
kendisini alglamas iin deerlendirme erevesi oluturacak da
rdan bir bak as mevcut deildi. Bir anlamda, modemite -bu g
rlerde- kendinden menkul ve kendi kendini geerli klan bir ol
guydu.
Son zamanlarda deiiklie urayan nokta, bu sonuncu nokta
dr; bu deiikliin, geleneksel ya da klasik modemite grlerini
birletiren dier aile benzerliklerini de etkilernemesi olanakszd.
Dorusunu sylemek gerekirse, deiiklik, bugn klasik grlerin
142 Yasa Koyucular ile Yarumcular

tarihsel greceliinden sorumlu olarak grlen aile benzerliklerinin


ve bunlarn snrlayc rolnn varln su yzne karm oldu.
Son yllardaki gelimeyi, modernitenin snrlar belirli bir nesne, te
mel olarak eksiksiz bir rn ve balangc olduu kadar sonu da olan
tarihsel bir kesit olduu grn olanakl klacak bir bak asnn
belirmesi eklinde dile getirebiliriz.
Byle bir bak asn salayan ey, postmodernst tartma ol
mutur. Yzeysel olarak bakldnda, bu tartma bir kavramlar top
luluu -ki en popler olanlar ve zerinde en yaygn olarak yorum
yaplanlar, endstri sonras ve kapitalizm sonras toplum kavramla
rdr- evresinde dzenlenmi syleme verilen bir baka addr. An
cak, balantlar ve benzerlikler ne olursa olsun, farkllklar ok faz
ladr. Endstri sonras toplum fikri zorunlu olarak modernitenin ge
leneksel alglanma tarzndan bir kopuu gstermez. ou zaman bu
fikir yalnzca, srmekte olan stnln yeni bir tarzda ve deien
sosyo-ekonomik bir temel zerinde yeniden oluturan Bat tr uy
garlk iindeki i dnmlere gndermede bulunmaktadr. Endstri
sonras veya kapitalizm sonras evrenin belirtisi olarak szn ettii
miz dnmler, bu stnl zayftatmak bir yana, geliimin doruk
noktas olarak ya da teki insan toplum biimlerinin yaklamaya ve
ya stnln tanmaya zorunlu olduklar en ileri insan toplumu bi
imi olarak B atl sosyo-kltrel sistem imgesini pekitirmektedir.
Endstri sonras sylemi, ayn zamanda gelimenin srekliliini vur
gulamaktadr; endstri sonras, endstriyel geliimin doal bir rn
olarak, nceki aamay izleyen ve bir anlamda, kendi gemiinin
ierdii vaat ile potansiyeli gerekletiren sonraki aama olarak g
rlmektedir.
te yandan, yakn gemiine, kapanm bir dnem olarak, izlen
mesi olas olmayan bir dorultudaki bir hareket olarak, hatta belki de
bir sapma olarak; yanl bir yolun izlenmesi, artk dzeltilmesi gere
ken tarihsel bir hata olarak bakan da postmodernst sylemdir. Byle
yapmakla, postmodernst tartma kendisini ille de, endstri sonras
sylem kapsamnda yorum getirilen olgusal nermelerin karsna
koyuyor deildir; sk sk karlatmiz karkla ramen, bu iki
tartmann konular farkldr. Endstri sonras sylem, yukarda dile
getirilen anlamda kendisini "modern" olarak gren bir toplumun sos
yo-ekonomik sistemindeki deiiklikler hakkndadr: Tartlan de-
Yasa Koyucunun D 143

iiklikler, toplumun kendisini bu ekilde tanmlamaya son vermesi


gerektii anlamna gelmemektedir. te yandan, postmodemst sy
lem, ister endstri ister endstri sonras, ister kapitalist ister kapita
list sonras olsun, Bat uygarlnn kendi kendisini tanmlamas ola
rak "modemite"nin inandrcl ile ilgilidir. Postmodernst sylem,
modemite fikrinde ierilen, Bat toplumunun kendi kendisine atfetti
i niteliklerin bugn geerli olmadn, belki dn de geerli olma
m olduunu ima etmektedir. Postmodemst tartma, Bat toplu
munun z bilinlilii ve byle bir bilinliliin zemini (ya da zemin
yokluu) hakkndadr.
lk olarak, postmodernizm kavram tretilmitir; ilevselci, bi
limsel temellere dayanan, rasyonel mimariye kar bakaidry gs
teren bir tanm olarak sunulan bu kavram, ksa srede devralnarak,
Bat sanatnn tmnde grlebilen derin yn deiikliklerini iine
alacak biimde geniletilmitir. Postmodemizm, insanlarn olutur
duu dnyaya ya da insan deneyimine zg nihai hakikat araylan
nn sonunu; sanatn siyasal ya da misyonerce iddialarnn sonunu;
egemen slubun, yerleik sanatsal ltlerin, sanatsal kendine gve
nin estetik zeminine ve sanatn nesnel snrlarna ynelik ilginin so
nunu ilan ediyordu. Zeminlerinin olmay, sanatsal olgularn snr
Iarn nesnel bir tarzda izme ynndeki btn giriimlerin boun al
, sanat olmayandan ya da kt sanat olandan ayrt edilebilecek e
kilde gerek bir sanatn kurallarn merulatrmann olanakszl,
nce sanat kltr sylemi kapsamnda biim verilen fikirlerdi (tp
k iki yzyl nce, kltr alan kuatmasnn, tes societes de pensee'
nin siyasal ve toplumsal felsefe alanna genilemesinden nce gel
mesi gibi). Balangta yalnzca sanatlarn tarihiyle snrl olan post
modernizm kavram ancak daha sonralar genilemeye balad. Bu
kavram, entelektel gzlemcilerin gzlerini, ada sanatlardaki d
nmler ile odak noktasndaki olaanst kaymalara, gelenekselci
Jik kart bakaldrya ve felsefeyle felsefi bilgiye dayal toplum bi
limlerinde egemenlii ele geirmek iin yaran arpc derecede
sapkn yeni paradigmalara at. Sanattaki "nesnel zemin" erozyonu
ile toplum bilimlerinde Wittgenstein ve Gadamer sonras yorumsa
mann birden poplerlik kazanmas ya da "yeni pragmatistler"in mo
dem felsefedeki Descartes-Locke-Kant geleneine kar ar saldr
lar arasndaki benzerliin farkna varld. Grnte farkl bu olgu-
144 Yasa Koyucular ile Yarumcular

larn, ayn srecin tezahrleri olduu fikri giderek daha akla yakn
bir fikir nitelii kazand.
Burada postmodemite olarak adlandnlan ey, bu sre ya da
daha ok bu srecin gerekletii koullardr (postmodemizmden
farkl olarak; bu ikincisi, postmodemile koullarnda ya da dnemin
de gerekletirilen sanat yaptlar veya entelektel rnler btnn
gstermektedir). Endstri sonras toplum kavramndan farkl olarak,
postmodemi te kavram entelektel ikiimin belirgin bir niteliine, be
lirgin olarak yeni bir kltr-tesi durua, an belirgin bilinliliine
gndermede bulunmaktadr. Bu bilinliliin (temel unsuru deilse
de) temel unsurlarndan birisi, mdemitenin sona ermi olduunun
farkna varlmasdr; pratik baarlan kadar kuramsal umutlarna ili
kin gemie dnk bilgi temelinde, modemitenin artk her ynyle
irdelenebilecek, tarihin sona ermi blmlerinden birisi olduunun
farkna varlmasdr.
Postmodemite ad verilen bu kendiyle ilgili yeni farkndalk sa
yesinde, o ana kadar Marx "insan anatomisi" ilevini grm olan
modemite, ilk kez olarak, postmodemitenin ex postfacto [sonradan
yaplp ncekileri de kapsayan] bilgeliiyle incelendiinde, anato
misinin kuku uyandrmam ya da an ihmal edilmi ynlerini a
a vuran "maymun" konumuna indirilmitir. Bu bilgelik modemite
hakkndaki bilgimizi yeniden dzeniernekte ve onun deiik ynleri
ne atfettiimiz nemi yeniden belirlemektedir; ayn zamanda, mo
demitenin o zamanki tartlmaz gerekleri ve bunun sonucu olan
kesinlikleri nedeniyle modem an iinden bakldnda fark edil
memi olan ynlerini belirgin hale getirmitir; daha sonraki postmo
dem dnemde bulunmamalan bu ynleri sorunsallatrd iin, bir
den grlr hale gelmilerdir. Her eyden nce bu ynler, modemi
tenin zgveni ile ilikili olan ynlerdir: onun, tarihsel ya da mantk
sal adan "ilkel" olarak grlen alternatif yaam biimleri zerinde
ki stnlne olan inancdr; ve onun, modemlik ncesi toplumlar
ve kltrler zerindeki pragmatik avantajnn, tarihsel bir rastlant
olmak bir yana, nesnel, mutlak temelleri ve evrensel geerlilii oldu
unun gsterilebilecei ynndeki inancdr.
Gerekten de bu, tam da postmodem an bilincinde aka ek
sik olan trden bir inantr; daha arpc olan nokta ise, modernite bi
lincinde byle salam bir inancn varldr. Postmodemst perspek-
Yasa Koyucunun D 145

tiften bakldnda, modemite her eyden ok kesinliin a olarak


grnmektedir.
Bunun byle olmasnn bir nedeni de, postmodem deneyimler
den en keskininin zgven eksiklii olmasdr. Modem a felsefe
cilerinin, Bat aklcl, mant, ahlak, estetii, kltrel ilkeleri,
uygar yaam kurallar, vb.'nin nesnel stnlnn temellerini her
kesi tatmin edecek biimde dile getirmi olup olmad belki de tar
tmaya ak bir noktadr. Ancak gerek u ki, byle bir eyi dile ge
tirme araylar kesintisiz olarak srm ve felsefeciler bu arayn
baar getireceine -getirmesi gerektiine- olan inanlarndan he
men hibir zaman vazgememilerdir. Postmodem dnemin ayrt
edici zellii, bu aray bir yana brakmas, bu arayn bouna ol
duu kansna varm olmasdr. Bunun yerine, postmodem dnem
kalc ve onulmaz belirsizlik koullar altndaki bir yaama; iddiala
rnn, tarihsel olarak ekillenmi greneklerinden daha salam ve
balayc bir zemine dayandn kantlayamayan, kendisiyle birlik
te, yar halindeki snrsz sayda yaam biiminin var olduu bir ya
ama uyum salamaya alr.
Postmodemiteyle karlatrldnda modemite, statsnn ev
rensel temelleri ile ilgili benzeri pheleri hi tamam gibi grn
mektedir. Avrupa yarmadasnn kuzey-bat ucu tarafndan yneti
len dnyaya dayatlm deerler hiyerarisi ylesine saland ve y
lesine ezici glerce destekleniyordu ki, birka yzyl boyunca,
aka tartlan bir sorun olmaktan ok, dnya grnn temel l
t olarak kald. Seyrek olarak bilin dzeyine karlan bu hiyerar
i, an her eyi kapsayacak gte "verili gerei " olarak kald.
Krler ve cahiller dnda herkes biliyordu ki, Bat Dou'dan, beyaz
siyahtan, uygar uygarlamamtan, kltrl eitimsizden, akli den
gesi yerinde olan akli dengesini yitirmi olandan, zenginlik yoksul
luktan, yksek verimlilik dk verimlilikten, yksek kltr alak
kltrden stnd. Tm bu "belirginlikler" artk ortadan kalkmtr.
lerinden kar klnayan bir teki bile yoktur. Dahas, artk bunla
rn birbirinden ayr olarak savunulmadn gryoruz; bunlar, ayn
iktidar btnnn, dnya dzeyindeki ayn iktidar yapsnn bu yap
dokunulmaz kald srece inanlrln koruyan, ancak yapnn
kmesinden sonra varln srdrmesi olas olmayan iktidar yap
snn tezahrleri olarak, birlikte bir anlam oluturuyorlard .
146 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

Kald ki, bu yap daha aa olarak deerlendirilen (pratikte ikti


dar yaps tarafndan, kuramsal olarak ise onunla balantl deerler
hiyerarisi tarafndan) kesimlerin direnci ve mcadelesiyle giderek
kerti lmi tir. Bugn herhangi bir iktidarn kendini, temsil ettii ya
am biiminin nesnel stnln ne srerneyecek durumda his
setmesi, sz konusu direncin ne kadar etkili olduunun bir ls
dr; olsa olsa bir iktidar, Ronald Reagan rneini izleyerek syleye
cek olursak, "kendi yaam tarzn savunmak" hakkn talep edebilir.
Tm mutlak stnlkler, Bat'nn Dou'ya egemenliiyle ilgili ola
rak Ian Miles ile John Irvine'n keskin bir gzlemle dile getirdikleri
yazgya benzer bir yazgyla karlamlardr: Dnyann "az geli
mi" kesiminin itirazlannn aka ortaya koyduu gibi, "artan kre
sel istikrarszlkla birlikte, bu talep ahlaki bir istek olmann tesine
geebilir: Bu talep, siyasal ya da ekonomik eylem araclyla yapt
rm gc kazanabilir".2 Henz olmadysa eer, bu gerekten de ola
bilir ve bu olaslk gz nnde bulundurulduunda, Bat stnl
nn mutlak temellerinin felsefi aratrmas giderek daha fuzuli bir
aratrma olarak grnecektir: Aklk getirilecek olan olgu ortadan
kalkmtr.
Richard Rubenstein'n yaknlarda ortaya koyduu gibi, Cal
vin'den Dawin'e modem an z bilincini, kendi ahlaki deerlen
dirmelerini nesnel hakikati dile getiren ifadelermi gibi sunarken
bunca kendine gvenir hale getiren tartmasz entelektel ve ahlaki
rahatlkla karlatrldnda, bu yeni durum ne kadar farkl grn
yor:
Darwin'in gr, tarihi Kutsal Kitap'a dayanarak aklayan bir teoloji ye ben
ziyor: Ac ekenlerin durumu, Byk Plan'n daha geni perspektifinden gzlen
melidir. Kutsal Kitap'ta, Tann Plan'n Kurucusudur; Darwin'de bu "Doa"dr. Her
ikisinde de, tarih anlamn mutlu aznikiann yazgsndan almaktadr. Gerek Kal
vinizmin gerek Darvinizm'in, aznln mutluluu ile ounluun sefaJetini koz
mik olarak hakl karmas ok nemli bir noktadr. 3

Artk yoksulluklarn itaatkar bir biimde kabul etmeyen birok

2. lan Miles ve John lrvine, The Poverty of Progress; Changing Ways ofLife
in lndustrial Societies , Pergamon Press, 982, s. 2.
3. Richard C. Rubenstein, "The Elect and the Preterite", Modernisation, the
Humanis Response to its Promise and Problems iinde, yay. haz. Richard L. Ru
benstein, Paragon House, Washington DC, 982, s. 83 .
Yasa Koyucunun D 147

insanla birlikte, mutlu aznlk da mutluluunun kozmik olarak hakl


karlmasna pek istekli grnmemektedir. Grnd kadaryla,
trmana geen tehditler karsnda kendi mutluluunu pratik olarak
ve etkili bir biimde savunmak, daha byk bir aciliyet tamakt ve
daha fazla yarar vaat etmektedir.
Avrupa'nn "klmesi" ve kendini zdeletirmeye alm ol
duu deerlerin daha mtevaz boyutlara inmesi, elbette yalnzca
dnyann iktidar dengesindeki deiikliklere indirgenebilecek bir
olgu deildir. Deiiklikler yeterince gerek deiikliklerdir (ve en
azndan Avrupa'nn daha nce verili bir gerek olarak benimsenen
stnln sorunsallatracak kadar geni kapsaml deiiklikler
dir), ancak bir zamanlar Avrupa'nn stnln kuramlatrm
olaniann gvenlerindeki zayflama olmasa, kendi bana bunlar
"mutlak temeller"le ilgili bir gven bunalmn dourmazd. Bir za
manlar dnyay, Akl silahyla kuatlm Avrupa'nn ileyecei bir
tarla olarak grenler, bugn "baarszla uram" ya da "henz
gerekletirilememi" modemite projesinden sz etme eiliminde
ler. (Bir zamanlar insann zerinde dnmedii "geriplan" olan mo
demi te, imdi belirleyici nitelikleri birer birer ortadan kalkmaya
balad bir srada, birderr bir proje olarak alglanmtr.) Kendisin
den nce gelen entelektel iklimde olduu gibi, ada gven buna
lm da entelektel bir kurgudur; nceki gibi bu kurgu da, kendi d
nemlerinin ve toplumlannn kimliklerini dile getirenierin kolektif
deneyimini; kendisini betimleyip tanmlayan ve bunu ancak bir par
as olduu toplumlar betimleyip tanmiayarak gerekletirebilen
tek toplumsal kategoriyi yanstmaktadr.
Entelektellerin, kendisini Avrupa uygarlnn krizi olarak su
nan ktmser ve savunmac ruh hali, entelektellerin geleneksel rol
lerini, yani modem an balamasyla birlikte, yerine getirmeye
altrldklar -ve kendilerini altrdklar- rol yerine getirmeyi
her deneyilerinde karlatklar glkler gz nnde bulunduml
duunda anlalabilir hale gelmektedir. ada dnya, yasa koyucu
lar olarak entelekteller iin uygun bir yer deildir; bilincimize uy
garlk krizi olarak ya da belli bir tarihsel projenin baanszl olarak
grnen ey, belirli bir roln ve buna karlk gelen, bu rol oynama
da uzmanlam kesimin kolektif gereksizlii deneyiminin gerek
bir krizi dir.
148 Yasa Koyucular ile forumcular

Bu krizin bir yn, entelektel yasa koyucularn ilevinin gerek


tirdii trden yetkeli beyanlarn yaplabilecei alanlarn mevcut ol
maydr. Avrupa (ya da Bat) iktidarna ynelik harici snrlamalar
hikayenin yalnzca bir blmn oluturmaktadr. Daha nemli so
nular olduunu ileri srebileceimiz teki blm, B at toplumla
nnn iinde, toplumsal glerin, entelektellerin salayabildikleri,
salamay istedikleri ve umduklar entelektel hizmetlerden giderek
daha bamsz hale gelmesidir. Michel de Certeau bu sreci gayet iyi
yakalamtr:
Eski iktidarlar "otorite"lerini akllca ynlendirmi ve bylece teknik ve idari
donanmlanndaki yetersizlii telafi etmilerdir; bunlar, mvekkillie, ballklara,
"meruiyet" e dayanan sistemlerdi. Bununla birlikte, mekann rasyonalletirilmesi,
denetimi ve dzenlenmesi araclyla kendilerini bu ballldann istikrarszlkla
nndan daha bamsz hale getirmeye almlardr. Bu abann sonucu olarak, bi
zim gelimi toplumlanmzdaki iktidariann elinde, tm toplumsal aiann deneti
mi iin olduka ineeliidi ve sk dokulu yntemler vardr; bunlar, polisin idari ve
"panoptik" sistemleri, okullar, salk hizmetleri, gvenlik, vb.'dir. Ancak bunlar
yava yava gvenilirliklerini yitirmektedir. Daha ok gleri, buna karn daha az
otoriteleri vardr. 4

Burada dikkat edilmesi gereken nokta udur: Devlet bu otorite


knden tr zorunlu olarak daha zayf hale gelmi deildir;
yalnzca iktidarn yeniden retecek ve pekitirecek daha iyi, daha
etkili yollar bulmutur; otorite bir fazlalk durumuna gelmi ve otori
tenin yeniden retimine hizmet etmede uzmanlaan kesim gereksiz
lemitir. Bu tr hizmetleri yalnzca onlar retecek nitelikte ve etki
lilikte olduu iin salamaya devam etmek konusunda srar eden
herkes, bu durumun kritik olduunu alglamak zorundadr.
Elbette, yeni iktidar ve denetim teknolojisinin de uzmanlara ge
reksinimi vardr; ancak geleneksel entelektel-yasa koyucularn bu
yeni talebi kendi yeteneklerine ve hrsiarna uygun bir talep olarak
grmeleri ok zordur. Yeni iktidar rutinlerinin esprili, ancak derin
bir betimlemesi, Stanley Cohen'in yaknlarda yaymlanan bir incele
mesinde yer almaktadr:
Orwell'in korkun totalitarizm-imgesi, sonsuza dek insann yznde tepinen
bir izmeydi. Benim toplumsal denetim grm ok daha gndelik ve rahatlatc.

4. Michel de Certeau, The Practice of Everyday Life, ev. Steven F. Rendeli,


University of Califomia Press, I 984, s. 1 79.
Yasa Koyucunun D 149

Ebedi vaka grmeleri, tehis ve tahsis kurulu ya da yarg ncesi soruturma biri
mi. Ciddi grnrnl doktora rencileri bir masann evresinde oturmaktadrlar.
Her biri ayn bilgisayardan kma kaytlann, psikolojik profillerin, vaka hikayele
rinin ilenmi olduu dzenli dosyalan incelemektedir. Atmosfer saldndir. Orada
bulunan herkes bilir ki, bireysel tedavi yntemleriyle ilgili hibir eletiri, hibir
ampirik aratrma, miadn doldurmu hibir hkm, yaptklan ii yavalatamaz.
Bunun tersi dorudur. Sonular ne kadar olumsuz olursa, seme giriimi o kadar
manik ve barok bir hal alr: Daha ok psikoloji testi, daha ok soruturma birimi,
daha ok yarg ncesi raporu, daha ok yarg sonras tahsis merkezi, daha ok sz
leme formu, daha ok vaka zeti, daha ok sevk kayd, daha ok kestirim aygt. 5

Bu kendi kendine ilerleyen, kendini idame ettiren, kendi kendi


ne blnen, zerk ve kendine yeterli uzman bilgi mekanizmasndan,
yasa koyuculann geleneksel rolnn gerektirdii genel uzmanla
balanan pek bir yol kalmam gibi grnyor. Bellein (ya da "ger
ekletirilememi modernite projesi"nin) bak asndan bakld
nda, modern iktidar rutinleriyle ilgili gerekler, eitim grm uz
manlarn yerini brokrasinin almas olarak, bir kamulatrma edimi
olarak -entelektellerin kendilerine ait olarak grmeye altklan i
lev ve yetkilerden yoksun braklmas olarak- grnebilir, kald ki
yledir.
Entelektellerin zgven eksikliini glendiren bir baka et
men daha vardr. Zamanla modern, yani rasyonel olarak idare edi
len, yksek derecede ve giderek artan biimde retken, bilime daya
l dnyann evrenselletirilmeye elverili toplumsal rgtlenme
rntleri retecei yolundaki umut, d knkhklar arttka snp
gidiyor: u ana kadar modern dnya iinde retilen rntlerden
hibiri, olaslkla entelektel pratikten kaynaklanan beklentileri kar
lamayacaktr. B aka bir biimde sylersek, u ana kadar retilen
ya da halihazrdaki gidiata baklarak retilmesi olas olan hibir
rnt, toplumsal ortam geleneksel rolleri iindeki entelektellere
kucak aacak bir ortam haline getirmeyi vaat etmemektedir. Lukacs
sonras okuldan Agnes Heller ile arkadalarnn ok iyi kavradklar
gibi, bu durumun bilincine vanlmas, k noktasn, modern dn
yann iyi seenekleri olmayan bir durumla kar karya olduu ek
lindeki yaygn histe buluyor. Gerekten de, seenek, Sovyet tr
sistemdeki "gereksinimler zerine diktatrlk" ile insan arzularn

5. Stanley Cohen, Visions ofSocial Control: Crime, Punishment and Classi


fication, Polity Press, Oxford, 1985, s. 1 85.
1 50 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

ortala salan, deerlerin snrlayc rolne hibir alan brakma)p,


bunun yerine durdurulmas olanaks z biimde ien tketim madde
lerinin hacmine paralel olarak durmakszn byyen bir tatminsizli
i besleyen Bat'nn tketici toplumu arasndadr. lk sistemde, de
yim yerindeyse, bir snf olarak entelekteller tasfiye edilmi, yani
devletin ve devletin ynetimindeki insanlarn kullanacaklar ve izle
yecekleri deerleri retme ve tevik etme eklindeki ortak ilevle
rinden kolektif olarak yoksun braklmlardr. Deerler artk devle
tin kendisi tarafndan belirlenmektedir; ancak her eyden nce, top
lumsal yeniden retimin arac olarak bu deerler bir yana braklm
(kuramsal adan olmasa da, uygulamada) ve hepsinin yerine zorla
ma, ynlendirme ve panoptik denetim teknikleri geirilmitir. kinci
sistemde, iki sistem arasndaki bariz farkllklar teslim edilmek kay
dyla, entelektellerin konumu zerindeki pratik etkiler ayndr: De
erler tketim mallarnn niteliklerine dntrlm ve bunun d
nda nemsiz hale getirilmitir. Bu nedenle, artk yarglk, gr
oluturma, deerleri dorulama roln ii stlenen pazar mekanizmas
dr. Entelekteller yine yurtlarndan olmutur. Yzyllarca tartma
sz olarak onlarn tekelci yetke sahas gibi grnen alandan bile d
lanmlardr - genel olarak kltr, zel olarak ise "yksek kltr"
alanndan. David Carrier'in gereki deerlendirmesiyle, "estetik
yarglar, dorudan ekonomik yarglar imlemektedir. Bir [sanat) ya
ptnn iyi olduu konusunda bizi ikna etmek ve sanat dnyasn [ya
ni, sanat satclar ve alclarn] onun deerli olduuna inandrmak,
ayn eylemin iki farkl betimlemesidir. Eletirinin doruluu, sanat
dnyas insanlarnn ona inanmasyla ilikilidir ... Kuram, ancak bu
insanlardan yeterli saydaki blm ona inandklar zaman hakikat
haline gelmektedir".6 Yargda bulunma gc kendilerinden alnan
entelektellerin dnyay "deer nitelemesini hak edecek" deerler
den yoksun bir dnya olarak grmeleri kanlmaz olur. Genel ola
rak, Georg Simmel'in Birinci Dnya Sava'nn arifesinde kaleme
ald skntl n sezisini kabul edeceklerdir: "Tm nceki dnem
lerde yaam insanlarn tersine, bir sredir herhangi bir ortak idea
limiz olmakszn, hatta belki de hibir idealimiz olmakszn yaa-

6. David Carrier, "Art and its Market", Richard Hertz, Theories ofContempo
rary Art iinde, Prentice Hall, Englewood Cliffs, 1985, s. 202, 204.
Yasa Koyucunun D 151

maktayz."7 Byle bir ruh hali iinde, insann kendi tercihinin rn


deerleri mutlak olarak balayc deerler biiminde sunmakta srar
etmesi, olduka cesaret gerektiren bir eydir. Hi phesiz, bazlar
kendilerini, soylu, ancak gene de aka etki li olmayan, ln orta
snda baran ses rolne hazrlayarak bunu yapacaklardr. Dier bir
oklar pragmatik alakgnlll daha makul bir seenek olarak
deerlendirecektir.
Bu, geleneksel yasa koyucu rol krizine (gnmzdeki postmo
dem sylemin ardnda duruyor gibi grnen kriz) aklk getirebile
cek varsaymlada ilgili bir n liste oldu. Postmodernizm kavramnn
arkasnda gizlenen toplumsal gereklik ve daha nemli olarak, post
modemile biimindeki genel ad doal olarak ok daha kapsaml bir
zmlerneyi gerektirmektedir. Kalan blmlerde byle bir zm
lerneye girimeyi ya da en azndan onun gerekli elerinin bir dk
mn karmay deneyeceiz.
Ne denli zenli yaplrsa yaplsn, postmodemile zmlemesi,
bir zamanlarn geleneksel modernite kurarnlarnda grdmz "bir
sonraki aklamaya kadar" zelliini, tamamlanmam nitelii ta
mak zorundadr; modemitenin iinden kurulmu olan bu kuramlar,
modemiteyi henz tamamlanmam, dolaysyla organik olarak ucu
ak bir sre olarak alglyorlard. Postmodemile zmlemesi an
cak bir dnem ortas raporu olabilir. zellikle, bu ana kadar postmo
dernst tartmann kesin ve kukuya meydan vermeyecek tek ger
ekletiriminin, modernizmin bitmi olduunu ne srmesi olduu
na baklrsa, bu zmlemedeki nermelerin deneme niteliinde ol
mas zorunludur; kalanna gelince, sylemdeki birok konudan han
gilerinin kalc ve geri dndrlmez eilimleri gsterdii, modalara
dknlyle kt n yapm bir yzylda hangilerinin geici mo
dalar arasnda yerini alaca ak olmaktan ok uzaktr. Bu belirsiz
lik, konumuz asndan en nemli noktaya kadar uzanmaktadr: En
telektellerin deien toplumsal konumu, dolaysyla rolleri. " Yasa
koyucular" eretilemesinin gsterdii geleneksel roln (ister ger
ekletirilmi ister arzu edilen) yerini yava yava, ideal tanmn

7. Georg Simmel, "The Conflict in Modem Culture", The Conflict in Modern


Culture and Other Essays iinde, ev. K. Peter Etzkom, Teachers College Press,
New York, 1 968, s. 15.
1 52 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

"yorumcular" eretilemesinde bulan rol almaktadr. Bununla birlik


te, bu geri dndrlmesi olanaksz bir dnm mdr yoksa anlk
bir ylgnlk m?
Mdemitenin ortaya kndan nceki yzylda, Avrupa benze
ri bir belirsizlik dneminden gemi ve bu belirsizlie tepki Mercen
ne ya da Gassendi'nin protopragmatizmi olmutu. Bu dnem fazla
uzun srmedi. ok gemeden felsefeciler, protopragmatistlerin yer
letirmeye alt grecilik hayaletini savmak zere glerini bir
letirdiler. Bu savma ilemi o zamandan beri srp gitti, hibir za
man tam olarak baarlamad . u ya da bu kla brnerek Desear
tes'n malin genie si her zaman bizimle birlikte oldu; sanki gemite
'

bu tr giriimlerde hi bulunulmam gibi, grecilik tehdidini yok et


mek ynndeki hep yenilenen umutsuz giriimler, onun varln be
lirgin olarak ortaya koymaktadr. Modemite, perili bir evde yaan
mt. Modemite bir kesinlik ayd, ancak kendi i eytanlar var
d; emniyeti, kuatlm bir kalenin emniyetiydi ; gveni, o ana kadar,
Tanr'ya krler olsun, daha gl olmay baarm bir ordunun ko
mutannn salad gvendi. Ortaa skolastik reticilerinin kesin
liinin aksine, modem felsefecilerin kesinlii deimez bir biimde
grecelik sorunu ile ilgili keskin bir farkndal gerektiriyordu.
Dmanlarca kuatlm, militan bir kesinlik olmak zorundayd. lhti
yatn bir anlna da olsa elden braklmas pahalya mal olabilirdi.
Zaman zaman, oldu da.
imdi benzeri bir dnemden mi geiyoruz? Yoksa yaadmz
a ncekilerden farkl m? Gnmzdeki kesinlik krizi, geici ola
rak ihtiyatn elden braklmasnn bir sonucu mu? Toplumsal rgt
lenmenin birbirini izleyen biimlerinden nce ya da sonra gelen ti
pik bir gei dnemi mi? Yoksa gelecek olan eylerin biiminin ilk
grn m?
Bu olaslktan hibiri gvenle benimsenemez ya da reddedi
lemez. Bu aamada, insann yapabilecei en iyi ey, olas senaryolar
ve bu senaryolarn toplumsal koullara bal olaslklan zerinde d
nmektir.
9

Yorumcunun Ykselii

OULCULUK yeni bir deneyim deildir. Kendi bana, deneyim,


deerler ve doruluk lderindeki oulluun, henz tamamlan
mam bir gerekliin geici, olgunlama sreci iinde ortadan kal
kacak bir zellii eklinde ele alnmasn kesin olarak reddeden
postmodemst entelektel iktimin son zamanlardaki ykselii iin
yeterli bir neden oluturamaz. " [B]irbirinden giderek uzaklaan sy
lem evrenlerinin oul bir nitelik kazanmas," diye belirtiyor Jrgen
Habermas, "zgl olarak modem deneyimin getirdii bir eydir ...
imdi bu deneyimin hi yaanmam olmasn dileyemeyiz; ancak
onu yadsyabiliriz." Kesin olan bir ey varsa, o da Habermas'n bu
rada birbirinden farkl iki tr oulculuu bir araya getirdiidir: Bi
ri, i blmnden, hakikat, yarg ve beeni ile ilgili sylemlerin kar
lkl olarak aynimasndan kaynaklanan, Habermas'n kendi bana
modemitenin en nemli zellii olarak deerlendirdii ve felsefeci
lerle toplum bilimcilerin en azndan birka yzyldr birlikte yaa
makta olduklan oulculuk; teki ise, modemitenin yadsd ve
pratikte alt etmek iin byk bir aba gsterdii hakikat, yarg ve be
eni nin yerelletirilmesini yeniden talep eden cemaat ve gelenek
balaml sylemlerin oulluu. kinci tr oulculuk da yeni bir
gelime deildir; yeni olan (ya da yle grnen ey), ikinci tr o
ulculuun ilkinden daha az kalc ve geri dndrlemez olmad-

. Jrgen Habermas, "Questions and Counterquestions", Habermas and Mo


demity iinde, yay. haz. Richard J. Bemstein, Polity Press, Oxford, 1985, s. 192.
1 54 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

nn kabuldr. Modernitenin ruhu ve uygulamas ile badatrlmas


g olan, bu kabuldr. ki tr oulculuu bir araya getirerek Haber
mas, adeta Batl entelektelin gnmzdeki durumunu z itibary
la yeni bir ey olarak deerlendirme olasln engellemekte ve en
telektel hizmetlerin geleneksel verili tarznda olduka geni kap
saml deiiklikler talep etmektedir.
Buna karlk, Habermas entelektel dnya grnde son za
manlarda meydana gelen deiimleri ancak bir tr sapma olarak al
glayabilmektedir; daha selim biimleriyle ok uzun bir sredir bi
zimle olan tutumlarn esef verici bir katlamas; kavrama yetersizli
i ya da kuramsal hatalarn yaratt bir olay; daha iyi bir kavramay
la ve uygun bir kurarola iyiletirilebilecek bir rahatszlk olarak. Ha
bermas'a gre, aslnda olan ey, tarihselcil ik (hakikatleri n tarihsel
oulluunu kabul eden, ancak bilimden mutabakata dayal bilginin
hem zn hem de meruiyetini salamasn bekleyen bir tavr) ile
aknclk (ki nvarsaym gerektiren, btn rasyonel eylemlerin
zelliklerini ayrtrmay amalar) arasndaki uzun sreli kartln;
(hakikatler arasnda uzlama olasln yadsyan) grecilik i le (ev
rensel akl rasyonel pratiin dnda ve ondan bamsz olarak ara
yan) mutlaklk arasndaki ksr bir kutuplama eklinde keskinle
tirilmesidir. Bu iki stratejinin ikisi de yanltr; aslnda bunlarn en
yanl yn udur: Alternatif felsefi stratejiler arasnda yle geni
bir uurum yaratmlardr ki, artk kart kutuplardaki stratejilerin
birbirlerinin arlklarn yumuatmalarn beklemek olanakszla
mtr.
Gerek greciliin gerek mutlakln ada sylernde gl
eilimler olarak birlikte var olduunu yadsyamayz; greciliin
gsterdii byk ilerlemeler, mutlakl onun varsaymlarn (mut
lak artk pratikte aranamaz - ne ampirik bir genelleme ne de mantk
sal nermeler olarak) dolayl olarak kabul etmeye zorlamtr. Eer
eski kartln keskinleen iki versiyonu gerekte karlkl olarak
birbirine balysa, grnen o ki, bunlarn diyalektik i ie geiinde
ki aktif rol, u gre dayanmaktadr: Hakikat, yarg ya da beeniye
cemaatlerin tesinde evrensel bir zemin bulma yolundaki tm ara
ylar bounadr (olaslkla en bandan itibaren de bounayd). G
reci olarak tanmlanan byle bir gr son yllarda, en azndan iki
yzyldr rastlanmayan bir gle dile getirilmitir.
Yarumcunun Ykselii 155

Lonnie D. Kliever'in, ada oulculuk grn dile getirii,


son zamanlardaki birok yazda karlalabileceimiz gibi keskin
bir slup sergilemektedir:
Hiyeraqik olmayan toplumlarda siyasal iktidann dalm ile dinsel cemaat
oluturma zgrl, bir ulus ile bir Tann'ya ortak balanma iindeki farkllklan
ve gr aynlklann temsil etmektedir. Buna karlk, oulculuk byle genel bir
birlik ya da balanmay varsaymaz. oulculuk, her biri kendi anlama emas ve
rasyonellik ltleri bulunan ok sayda deerlendirme erevesinin var olmas
demektir. oulculuk, uzlatnlmas gerekmeyen, karlatnlabilir ve rekabet ha
lindeki konuniann bir arada var olmas demektir. oulculuk, farkl insanlarla
farkl gruplarn, birbirine indirgenemeyecek farkl dnyalarda yaamalan demek
tir. 2

Kliever, yaznn devamnda, oulcu bir dnyada "tartlmaz


gereklik tanm sistemleri" bulunmadn vurguluyor. Tartmaya
zerinde gr birliine varlm bir zm getirme yolundaki btn
kuramsal giriimler pratikte baarszla urarlna gre, Kliever
srarla unu kabul etmek zorunda olduumuzu belirtiyor: "Yaam bi
imleri, mantksal ve psikolojik olarak kendi kendilerini meru k
larlar." Kliever'e gre, insan byle bir kabulle gayet gzel yaayabi
lir, ancak bir koulla: O da bu kabuln daha nceki evrensel hakikat
projesinin akla yakn olduu konusundaki gr birlii kadar evren
sel olmasdr. Kliever'in korkusu, oulcu bir dnyada, hakikatin ev
rensel temelleri varsaymndan yola kan stratejiler ile anlamn bu
varsaymdan alan davranlarn devam etmesidir. Bu tehlikeyi nle
yebilecek olan ey, oulcu dnyada birlikte var olan btn "yaam
biimleri"nin benimsedii ve uygulad bir tr kendiliinden stle
nilen alakgnlllktr. Bu alakgnlllk olmazsa, yaam bi
imleri arasndaki "birbirini snrlama eitlii"ne uyum salanmaz
sa, eski buyurgan alkanlklar ksa srede yeniden belirecek ve o
ulcu dnya bir "oklu mutlakiyetilik"e dnecektir. Kliever, ok
uzun sren buyurgan, monist bir dnya grnn ardndan kendini
kuran oulculuun durumuna zg bu yeni tehdide kar entelekt
elleri harekete geirmeyi istemektedir. Ona gre entelektellerin ye
ni ura, daha nceki entelektellerin "tarafsz", evrensel bir mutla-

2. Lonnie D. Kliever, "Authority in a Pluralist World", Modernisation, the


Humanis Response to its Promise and Problems iinde, yay. haz. Richard L. Ru
benstein, Paragon House, Washington DC, 1982, s. 8 1 ve devam.
1 56 Yasa Koyucular ile Yarumcular

kiyetilik iin verdikleri sava, ayn enerjiyle tarafl, yerel mutlaki


yetiliklere kar vermektir. Grecelik, bir sorun olmak bir yana,
Kliever iin oulcu dnyann sorununa bir zmdr; stelik, de
yim yerindeyse, bu zmn tevik edilmesi ada entelektellerin
ahlaki bir devidir.
Kliever'in saptad oulculuun dnyann yapsndaki bir d
nm m yoksa entelektellerin dnyay alglamasndaki dnm
m olduu tartmaya ak bir noktadr. Her iki olasl da destekle
yecek geerli savlar vardr. lk olasla iaret eden savlardan bazla
rn ksaca gzden geirdik. kinci olasla, yaam biimlerinin
onulmaz oulculuunun ezici basksyla kar karya kalan ente
lektellerin tedrici olarak nihai yarg arayn bir yana brakmalar
na gelince, sanat alan sz konusu srele ilgili ok arpc bir rnek
sunmaktadr.
Matei Calinescu, postmodernite anda sanatiann iinde bulun
duu durumun zl bir portresini izmitir:
Genel olarak, deiimin giderek artan hz, belirli herhangi bir deiimin ne
mini azalma eilimindedir. Yeni artk yeni deildir. Modernite, bir "atma este
tii"nin oluumundan sorumlu ise, grnd kadanyla bu onun btncl baan
szlk andr. Bugn en farkl sanatsal rnler (kk bir insan topluluuna sesle
nen sofstike sanattan katksz kitsch'e kadar), "kltr pazan"nda yan yana kendi
tketicilerini bekliyorlar. Karlkl olarak birbirini dlayan estetik anlaylar, bir
tr kilitlenme hali iinde bir arada var oluyorlar, hibiri gerek anlamda bir nder
lik rol edinemiyor. ada sanat zmleyicilerinden birou, yaadmz dn
yann, ilke olarak her eyin kabul edildii oulcu bir dnya olduunda birleiyor.
Ykc olsa da bir zamanlar eski avangard, gerekten alacak yeni yollar, kefedi
lecek yeni gereklikler, bulgulanacak yeni tasanlar olduuna inanmak gibi bir ya
nlsamaya kaplmt. Ancak bugn, "tarihsel avangard"n sanatn "kronik koulu"
haline gelecek kadar baanl olduu bir zamanda, gerek ykm retorii gerek yeni
lik retorii destans ekiciliklerini tmyle yitirdi. Yeni, postmodernst avangar
dn kendi dzeyinde giderek artan bir biimde zihinsel dnyamzn "modl er" ya
psn yansttn syleyebiliriz: Bu dnyada, modernilenin byk ideolojileri tu
tarllklann yitirirken, mikro-ideolojilerin tuhaf, kansere zg oalmas eklinde

kendini gsteren ideolo i krizi, inandnc deer hiyerarileri olutunnay giderek
daha g hale getiriyor.

Sanki postmodern sanat Francis Picabia'nn 1 92 1 'de sunduu


d izlemi gibi: "Temiz fikirleriniz olmasn istiyorsanz, onlar

3. Matei Calinescu, Faces of Modemity: Avant-Garde, Decadence, Kitsch,


Indiana University Press, 1977, ss. 146-7.
Yarumcunun Ykselii 1 57

gmlek deitirir gibi deitirin. "4 Ya da daha dorusu, Dadaistlerin


ilkesini gelitirmi gibi: Fikirleriniz yoksa, elbette kirlenmeleri diye
bir ey de sz konusu olmayacaktr. Postmodem sanat, sanat eseri
nin bir kategorisi olarak slubun yokluuyla dikkati eker: Kastl
olarak eklektik niteliiyle, en iyi "kolaj " ve "pasti" stratejisi olarak
betimlenen bir stratejiyle,s her iki stratejinin de slup, ekol, kural,
trn katkszl fikrine meydan okumasyla; bunlarn hepsi, mo
demist sanatta eletirel yargy glendiren zellikler olmutu. Oyu
nun aka tanmlanm kurallarnn olmay her tr yenilii ola
naksz hale getirmektedir. Sanatta artk herhangi bir gelime yoktur,
belki de yn belli olmayan bir deiim, hibir biimin inandnc bir
ekilde ncellerine ve ayn nedenle adalarna ynelik iddiasnn
bulunmad modalarn birbirini izlemesi sz konusudur. Bunun or
taya kard sonu, bir tr srekli bir imdi hali; dzenli, sral bir
deiimden -hele ilerlemeye ynelik bir gelimeden- ok, Brown'
cu kaotik hareketi anmsatan bir yerinde duramazlk halidir. Me
yer'in "statis" olarak adlandrd, her eyin hareket halinde olduu,
ancak hibir eyin belli bir yere doru hareket etmedii durumdur
bu. Peter Brger'in szleriyle:
Avangard hareketler araclyla, tekniklerin ve sluplann tarihsel olarak bir
birini izlemesinden, radikal olarak birbirinden farkl elerin ezamanl birlikteli
ine geilmitir. Bunun sonucu, bugn hibir sanatn sanat olarak baka herhangi
bir sanattan tarihsel bakmdan daha ileri olduunu ne srernemesi olmutur . . .
Tarihsel avangard hareketler bir kurum olarak sanat ortadan kaldramam; ancak
belli bir ekoln evrensel geerlilik iddiasyla ortaya kmas olasln ortadan
kaldrmlardr.

Bu aslnda, "estetik normlarn geerli normlar olarak ne srl


nesi olaslnn ortadan kaldnlmasdr". 6
Postmodem sanat (ki birok aratrnacya gre, ancak 1 970'ler
de n kazanmaya balamtr), Mareel Duchamp'n tabular ykan -

4. Francis Picabia, Dadas on Art, yay. haz. Lucy R. Lippard, Prentice Hall,
Englewood Cliffs, 197 , s. 68.
5. Frederic Jameson, "Postmodernism and Consumer Society", The Anti
Aesthetic, Essays on Postmodern Culture iinde, yay. haz. Hal Foster, Bay Press,
Port Townsend, 983.
6. Peter Brger, Theory of Avant-Garde, ev. Michael Shaw, Manchester
University Press, Manchester, 1984, s. 63, 87.
158 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

kndan bu yana uzun bir yol kat etmitir; Duchamp bir resim sergi
sine, "eme" ad verilmi ve "Richard Mutt" tarafndan imzalanm
bir pisuar gndermi ve u aklamay eklemi ti: "Mr. Mutt'n e
meyi kendi elleriyle yapm ya da yapmam olmasnn nemi yok.
Mutt onu semitir. Yaamdaki sradan bir nesneyi alm, onu yeni
bir balk ve bak asyla yle bir yere koymutur ki, nesnenin kul
lanmsal anlam yok olmutur - nesne iin yeni bir dnce yarat
mtr. "7 Geriye dnp bakldnda, Duchamp'n o dnemde Bat es
tetiinin temsil ettii her eye kar kan bir eylem olarak grlen,
skandal yaratan eylemi postmodem olmaktan ok arpc bir biim
de modem grnmektedir; Mareel Duchamp'n yapt, sanatla ilgili
yeni bir tanm (sanat tarafndan seilen bir ey), sanat eseriyle ilgili
yeni bir kurarn (bir nesneyi allm balarnndan karmak ve onu
allmam bir bak asndan grmek; aslnda, tandk eyleri ola
and hale getirerek Romantiklerin bir yzyl nce yapm olduu
eyi yapmak), sanat yaptyla ilgili yeni bir yntem (bir nesne iin
yeni bir dnce yaratmak) getirmek olmutur. Bugnn ltleriyle
deerlendirildiinde, Duchamp'n hareketi hibir biimde tabular
ykan bir hareket deildi. te yandan, byle bir hareket olarak deer
lendirilebilmitir, nk o dnemde tanmlar, kurarnlar ve yntemler
hala nem tayor ve sanatsal yargnn gerekli koullan ve en nemli
ltleri olarak alglanyorlard. Duchamp'n radikal bir biimde kar
olduu ve meydan okuduu, zerinde gr birliine vanlm, ev
rensel olarak benimsenmi, egemen tanmlar, kurarnlar ve yntemler
vard . Yakn zamanlarda, Duchamp'n hareketleri giderek daha geni
apta ve grnteki radikalizm korunarak yinelendi: Robert Rausc
henberg ready-made [hazr] nesneyi bile aradan kararak, bir resmi
silme edimini bir sanat yapt olarak sunma yoluna gitti; Yves Klein
sanat evrelerinin bin sekin yesini bo bir galerinin grnm
n izlemeye davet etti ; Walter de Maria, bir New York galerisini
yaklak 100.000 kilo toprakla doldurdu ve Kassel yaknlannda top
rakta derin bir ukur kazp, daha sonra ukur grlmesin diye zerini
bir kapakla skca rtt.s Ancak sorun urada: Yeni avangard sana-

7. Picabia, Dadas on Art, s. 143.


8. Kr. Suzanne Gablik, Has Modernism Failed?, Thames and Hudson,
Londra, 1984.
Yarumcunun Ykselii 1 59

tn, sanat eserinin tasavvur edilebilecek ve edilemeyecek snrlarn


ortadan kaldrma ynndeki kolektif abalarnn btnsel etkisi,
imdi ya da gelecekte yaplacak herhangi yeni bir hareketin hzla ra
dikal niteliini yitirmesi ve ayn ekilde, sanat dnyasnn pazar
zmseme, ona uyum salama, onu merulatrma ve en yabans, en
benzeri grlmemi eylerden bile kar elde etme yetisinin hzla ge
limesi olmutur. Sanat eserini sanat dzenine ya da -daha iddial bi
imde- eserin toplumsal yaamn teki alanlaryla tm ilikisini ko
paran topluma kar bir protesto olarak kullanlma olaslnn etkin
biimde ii boaltlmtr. Bir kez daha Brger'in szlerini aktarmak
gerekirse: " [B]ugn bir sanat bir soba borusunu imzalayp sergile
diinde, sanat pazarn knam deil, ona uyum salam olur. . . Ta
rihsel avangardn, kurum olarak sanata kar protestosu artk sanat
olarak kabul edildiinden, yeni avangardn protesto eylemi sahicili
ini yitirmitir."9
Aslnda bu, yzyllk Bat estetiinin etkileri sonucu, felsefe
cilerin, sanat tarihilerinin ve sanat eletirmenlerinin haz rlksz ya
kalandklar yeni bir durumdu. Postmodem sanat gerekten de mo
demizmden radikal olarak farkldr. Ancak imdi, son on yirmi yl
iinde, bu farklln getirdii bak asyla bakldnda, modemis
sanatn dzenli doas, onun bilime, ilerlemeye, nesnel hakikate,
teknoloji zerinde -ve teknoloji araclyla- doa zerinde giderek
artan denetime inanan bir ala yakn ilikisi tmyle grnr hale
gelmitir. Postmodemitenin yaratt byk deiim sayesinde, o
unlukla birbirleriyle ak sava halindeki hzla deien ekol ve s
luplarn rts ardnda gizlenmi olan modemilenin anlamn net
olarak grebiliyoruz artk. Bu yeni alglama tarz Kim Lewin'in
1 979 tarihli nl denemesinde inandrc bir dille aktarlmtr:
Modernizmin dna kanlar iin, modem dnemin, o dnemde birbirlerin
den radikal olarak farkl grnen ardl iisluplan, tadklar ortak zelliklerle bir
lemeye balyor artk - bugiln tuhaf bir biimde n aif grnen zelliklerle . . .
Modem sanat bilimseldL Teknolojik gelecee, ilerlemeye ve nesnel hakikate
olan inan stne kurulmutu. Deneyseldi : Grevi, yeni biimlerin yaratlmasy
d. Izlenimci! ik, optik aratrmalara giritii andan balayarak, bilimin yntem ve
mantn paylat. Kbist geometrinin Einstein fiziine zg grecilikleri, Kons
trktivizm ile Ftrizmin, Stijl ile Bauhaus'un teknolojik grleri, Dadaistlerin e-

9. Brger, Tleory ofAvant-Garde , s. 52, 53.


1 60 Yasa Koyucular ile forumcular

matik aralan vard. Freud'un rya evrenlerinin Gerekstc grselletirilmeleri


ve psikanalitik srelerin Soyut-Davurumcu temsilleri bile irrasyonel olan ras
yonel tekniklerle ehliletirme giriimleriydi. nk modernis dnem bilimsel
nesnellie, bilimsel bululara inanyordu: Bu dnem sanatnda yapnn mant,
ryalann mant, hareket ya da malzemenin mant vard. Kusursuzluu zlyor
ve saflk, berraklk ve dzen istiyordu. Bunun dndaki her eyi, zellikle gemii
yadsyordu: dealist, ideolojik ve iyimser modernizm, utkulu, yeni ve daha iyi bir
gelecek temeline dayanyordu.

Modemist dnemin birbirine rakip ekaileri arasndaki bu yakn


akrabalk, postmodemst sanatn radikal olarak farkl pratiinde su
yzne karlp, tmyle bariz bir hale getirildi; modemst sanatla
keskin bir kartlk iinde olan postmodemst sanat "bilimsel akl ve
mantk ile nesnellik iddiasna deil, mevcudiyete, znel deneyime,
davrana, inanmann ya da anlamann gerekli olmad tuhaf bir iyi
letirici aa karmaya dayanyordu - ie yanyorsa, bu kadar ye
terlidir" . o
Itosalind E. Kraus, modem resmin, zellikle son dneminde,
sapiantl bir biimde yineledii bir izlek olan birbirini kesen yatay
ve dikey izgileri, sanatta modernizmin temel zelliklerini en kap
saml biimde kavrayan bir grng olarak deerlendirmitir; Kraus,
modemlik ncesi sanatta (gemiten kopu) ve gerek yaamda (top
lumdan kopu, sanatn zerkliinin bir manifestosu) var olmayma
iaret ederek, bu izlein simgeselliini ortaya koymutur. 1 lk yoru
ma herhangi bir itiraz getirilemezse de, ikinci yorum bir yanl anla
madan kaynaklanyor gibi grnmektedir. Aslnda, modem resimde
ki birbirini kesen yatay ve dikey izgiler, sanatsal bir ara vastasyla,
toplumsal olarak retilen gereklii yakalama ve ifade etme yolunda
ki en radikal ve tutarl giriim olarak yorumlanabilir; onu, modem
adaki toplumsal dnyann temel zelliklerinin ok byk abalarla
gerekletirilmi zmlemesinin bir rn olarak grmek mmkn
dr. Uvi-Strauss, mitolojinin sisli perdesi ardnda grnmez olarak
kalan Nambiquara sslerini, onlarn otorite yaplarnn gerek bii
minin bilind ifadeleri olarak zmlemiti. Modem resimde, ola-

10. Kim Lewin, "Farewell to Modernism", Richard Hertz, Theories of Con


temporary A rt iinde, Prentice Hall, Englewood Cliffs, 1985, s. 2, 7.
I I . Rosalind E. Kraus, The Originality ofthe Avant-Garde and Other Moder
nis Myths, MIT Press, Boston, 1985, s. 22.
Yarumcunun Ykselii 161

slkla, tmyle bilinli, bilimsel bir zmlemenin sonucu olarak,


yatay ve dikey izgiler, kendisini blme, snflama, kategorize etme,
dosyalama, dzenleme ve balant kurma biiminde gsteren mo
dem otoritenin yapt ii zmlemektedir. zerklii konusundaki
saplants, eserinin en nemli (ya da yegane) konusu ve sorumluluu
nun alan olarak kendi aralan ve teknikleri zerindeki bilinli yo
unlamasyla modem sanat nadiren modem an Zeitgeist'ndan
[Zamann Ruhu] kopmutur; bu an hakikat arayn, onun bilim
sel yntemlerini ve zmlemelerini, onun gerekliin Akln deneti
mine baml klnabilecei -ve klnmas gerektii- eklindeki inan
cn btnyle ve tm kalbiyle paylamtr. Modemist sanatlar, bu
sanatlarn entelektel zmleyicileri ve eletirmenleri ile ayn
dalga boyundan yayn yapmlardr. zmleyicileri ile eletirmen
lerini, laykyla yerine getirebilecekleri ve mesleki eitimleri, devral
dklan, kurumsallam estetik sayesinde yerine getirmeye alm
olduklan devlerle kar karya brakmlardr. zmleyiciler ile
eletirmenler, modemist sanattaki birok gelimeyi bir muamma ola
rak grebilirlerdi, ancak bu bilmecenin bir zm olduunu ve elle
rinde bu zm elde edecek aralarn bulunduunu biliyorlard.
te yandan, postmodemst sanatn sunduu bilmece, postmo
demst sanat zmleyicilerini gerekten de artr. aknlk ve
yeni gelimeler labirentindeki yitmilik duygusu, yeni olann ayn
eyin bir baka biimi olduu, bildik eyin bilinmedik bir biimini
yanstt, tuhaflnn ortadan kalkmasnn, entelektel adan ehli
letirilmesinin yalnzca bir zaman meselesi olduu, bu i iin yeterli
aralarn mevcut olduu ve insann bunlarn nasl uygulanacan
bildii eklindeki rahatlatc inancn yokluundan kaynaklanmakta
dr. Bir baka deyile, tedirginlik, zmleyicilerin geleneksel ilev
lerini yerine getirememesinden kaynaklanmaktadr; artk toplumsal
rollerinin temeli tehdit altnda gibidir. Bugne kadar bu toplumsal
roln ne olduunu Howard S. Becker ksa ve kesin bir dille ifade
ediyor: "Estetikiler, nesneleri yararl kategoriler halinde snflan
drmay amalamakla kalmyor, daha ok deerli olan deersiz
olandan ayrnay ve bunu kesin bir biimde yapmay amalyor
lar . . . Giriimin mant -onurlandnc unvanlar bahetme- onlarn
baz eyleri dlamalann gerektiriyor, nk bir unvanda akla gele
bilecek her nesne ya da etkinliin hak edebilecei zel bir onur yok-
162 Yasa Koyucular ile Yarumcular

tur." 2
Bu gerekten de sorunun en nemli noktasn oluturmaktadr.
Modemst dnem de dahil olmak zere, modem a boyunca, este
tikiler beeni ve sanatsal yarg alann sk skya denetimleri altn
da tutmaktaydlar (ya da imdi geriye bakp, postmodemst gelime
lerin oluturduu durumla karlatrldnda yle grnmektedir).
Denetim altnda tutmak, pek bir kar k olmakszn, belirsizlii
kesinlie dntren mekanizmalan iletmek, kararlar almak, otori
ter beyanlarda bulunmak, blp snflandrmak, gereklie ilikin
balayc tanmlarda bulunmak anlamna geliyordu. Bir baka deyi
le, sanat alan zerinde iktidar sahibi olmak anlamna geliyordu. Es
tetik sz konusu olduunda, entelektellerin iktidar zellikle kar
klmayan, tekelci bir iktidar olarak grnyordu. En azndan Ba
t'da, baka hibir iktidar oda, bu "bilgililer" grubunun verdii h
kmlere mdahale etmeye yeltenmiyordu .
Eitimli, sofistike, stn nitelikli, rafine sekinin balayc este
tik yargda bulunma, deerli olan deerli olmayandan ya da sanat
olmayandan ayrma gc hep, otoritesi tartmal olan yarglara ya
da uygulamalara kar militanlk biiminde dile getiriliyordu. Baka
trl olmas da olanakszd; eitimiiierin otoritesi (ve dolayl olarak,
ancak ok daha nemli bir biimde, eitimin otorite verme kapasite
si), olsa olsa kartn kurma yoluyla kabul ettirilebilirdi : Temelsiz
iddiaclk, geerlilii olmayan beeni, hakk olmakszn seim. Sa
nat kralln yneten sekinin her zaman, kendisine kar bu kuraln
uyguland ve mevcudiyeti kurala gerekli meruiyet salayan bir
kart olmutu: Avam. Gombrich'in szleriyle:
on altnc ve on yedinci yzyln kat hiyerarik toplumunda [bizce, bu yz
yllarda eski hiyerarinin zlme koullan altnda, demek daha uygun olurdu -

Z.B.], "avam" ile "soylu" arasndaki kartlk eletirmenlerin asal uralanndan bi


ri haline gelir. . . Eletirmenler, alt tabakalan n houna gittii iin baz biimlerin
"gerekten" avam olduuna, bazlannn ise ancak gelikin bir beeni tarafndan
takdir edilebilecei iin doalan gerei soylu olduuna inanyorlard. 3

12. Howard S. Becker, Ar Worlds, University of Califomia Press, 1 982, s.


1 37 .
13. I. Gombrich, Mediaions on the Hobby Horse, Phaidon, Londra, 1 963,
ss. 17- 1 8.
Yarumcunun Ykselii 1 63

Bu erken dnemde, sz konusu olan nokta, geleneksel siyasal ve


ekonomik temellerini yitirmek zere olan eski hiyerariyi, yksel
mekle olan otorite yapsna daha uygun biimde yeniden tanmlama
gereksinimiydi; ancak "soylu" ile "avam" arasndaki ayrm hala g
rece bariz ve tartmasz blmlernelere gndermede bulunabiliyor
du. Daha sonra bu mesele, saylan ve satn alma gleri giderek ar
tan, genileme iindeki orta snfn belirii ile entelektellerin rahat
ikili kartl bulandnda daha karmak bir nitelik kazand. Se
kin kesimin vd standartiara gre ne kaba ne tmyle rafine, ne
cahil ne eitimli, ne sanat kendinden stn kimselere brakan ne sa
natsal konularda yarg gcn kullanabilen orta snf, hemen yarg
hiyerarisinin varln ve onunla birlikte estetik olarak eitilmi
sekin kesimin otoritesini tehdit eden o "tiksindirici" eye dnt.
Bu adan, sekin kesimin tm zehirli oklannn onun zerine ynel
mi olmas artc bir ey deildir.
"Avam" kaba bir sz olarak kald, ancak antrd anlam de
iiklie urad ; artk bu szck, kk burjuvaziyi, beeniden yok
sun kesimi, pratikte, kendisine sunulan kltrel rnler arasnda se
im yapmak suretiyle estetik yarglarda bulunan, ancak estetikile
rin otoritesini tanmayan orta snf gsteriyordu. Orta snf zihin g
cnn yanna parann gcn eklemiti; kendi takdirine brakld
nda, anlalabilecei zere, zihin gcn (bu gce kendi alannda
-kuramsal beeni yargs- meydan okuma zahmetine bile kat! anma
dan) bo ve etkisiz hale getirebiliyordu. Entelektel sekinin kendi
iktidanna ynelik bir tehdit olarak alglad ey, tam da pratik kl
trel seimlere getirilen bu alternatif ltlerdi. Bourdieu'nn szle
riyle:
kk bujuvann kltrle olan ilikisine ve dokunduu her eyi "sradanla
trna"sna -tpk meru bakn, k sat her eyi "kurtannas" gibi- biim ve
ren ey, kk burjuvann "doas" deil, onun toplumsal uzamdaki konumudur
. . . Meru kltr onun iin yaratlmamtr, buna bal olarak o da meru kltr
iin yaratlmamtr; ve meru kltr, kk bujuva ona sahip olur olmaz bu nite
liini yitirir . . . 4

Ve bu, kltr tketicisi kendi seimlerini yapt srece bu e-

14. P. Bourdieu, Distinction, a Social Critique of the Judgment ofTaste, ev.


Richard Nice, Routledge and Kegan Paul, Londra, 1984, s. 327.
164 Yasa Koyucular ile Yarumcular

kilde devam edecektir ("avam", "beeniden yoksun" ya da "kk


burjuva" olarak adiandnimas da bu yzdendir). fke ve mahkum
etmeyi davet eden de sanatsal yargnn zerkliidir - sekin kesimin
yargsndan zerklik.
Bununla birlikte, modem an uzunca bir dnemi boyunca bu
fke ve mahkum etme etkili olmu; gerek ya da yle yorumlanan
kesiim noktalarnda sekinci yargnn stnln korumutur. So
nuta, fke ve mahkum etmenin etkili olmasnn nedeni, sekinci
saldrnn kurbanlarnca iselletirilmi olmasyd. Freud'un vicdan
kavram gibi, "avamlk" korkusu, estetik yetersizlik korkusu, orta s
nf "sanat benlikleri"nin "fethedilmi ehirlerdeki karargahlar" ve
sekinci ynetimin en gvenilir gvencesi haline gelmitir. Bu isel
letirme srecini Wylie Sypher ok gzel yakalamtr:
[O]n dokuzuncu yzyl, eski ritelleri krmak zorunda olan ve bizim refaha
kavumu "iiler"imiz gibi honutsuz bir sonradan grmeler gruhu yaratmtr.
Macaulay'n szn saknnayan nitelemesiyle bu dkkan sahiplerinin [unu da
ekleyelin: Hippolite Taine'in "geri zekallarla cahilleri hilik duygusundan kurta
ran vahi ve kaba haddini bilmezlik"i ya da Ortega y Gasset'nin "sradan olduunu
bilen sradan akl, sradanln haklan n ilan etne ve bu haklan her yere dayatma
gvenine sahiptir" i ile karlatnldnda, Macaulay'n aalamada kulland dil
yumuak ve zararsz grnmektedir - ZB.] ykseliine elik eden kltrel huzur
suzluk, st orta snf deerlerinde bir kategori haline gelen avamlk kavramnda
aa kmaktadr. Viktorya dnemine zg avam olma korkusu . . . baanl olma
nn kefaretidir. Baanl insanlar "rafine" olmaldr. s

Sekin kesimin avam sonradan grmelere kar horgr ve aa


lamas gcn yitirmedi ve "rafinelii" lecek standartlar hep da
ha yksek dzeylere yerletirildi; bylece, dnn sonradan grmele
ri iin "ite ulatm" diyerek rahat bir nefes almak, her geen gn da
ha g hale gelmiti. Ancak eitim, hakikat, bilim, akl kltn (ve
bu deerleri temsil edenlerin otoritesine saygy) vazgeilmez ele
rinden biri durumuna getirmi modem toplumun genel yaps, se
kinci yargya ynelik potansiyel tehditleri iinde eritecek ve bylece
etkisizletirecek bir rnekanznay gvence altna almt. Aslna ba
klrsa, ne kadar sklkla yaknlsa ya da grmezlikten gelinse de, so
fistike estetik yargnn stnl hibir zaman gerek anlamda sor-

15. Wylie Sypher, Rococo to Cubism in Art and Literature, Vintage Books,
New York, 1 960, s. 104.
Yarumcunun Ykselii 165

gulanmamtr. Hakl olarak, mdemitenin en derinlikli dnrle


rinden saylan Baudelaire "gzel ve soylu olan her ey, akln ve d
ncenin rndr" ve "iyi, her zaman bir sanatn rn olarak orta
ya kar" derken, estetiin ve onun entelektel rahiplerinin iyice yer
Ieik bir nitelik kazanm olan otoritesini dnyordu. 6
imdi sorgulanan, tam da bu otoritedir; uygulamada etkisiz k
lndndan, bir varsaym olarak deil, bir sorun olarak kuramn
odak noktas haline getirilmitir. Birden u nokta aklk kazanm
tr: Estetik yargnn geerlilii, bu yargnn yapld "yer"e ve o ye
re atfedilmi olan otoriteye baldr; sz konusu otorite bu yerin dev
redilemez, "doal" mlkiyeti deil, onun daha geni bir yap iinde
ki yer deitirmeleriyle birlikte yer deitiren bir eydir; geleneksel
olarak estetikilere -sanatn entelektel uzmanlarna- ayrlm olan
yerin otoritesi artk tartmasz kabul edilmesi gereken bir ey deil
dir.
Sanat uzmanlannn gznde, geleneksel tarzda (yani, her ikisi
de kendini yeniden reten sylernde ve onun ayrcalkl yelerinde
biim kazanan, yerleik bilgi ve yerleik yntemlere bal olarak)
dile getirilen estetik yarglarn, kendi kendilerini dorulayan betim
lemeler olarak ilev grmede apak yetersiz kalmas, bir kaos duru
mu olarak geri tepmektedir. Sonuta, kaos nceden kestiremedii
miz, deitiremedirniz ve denetleyemediimiz bir durumdur. Has
san'n deyiiyle, modernizm "kendi Otorite biimini yaratrken" (ya
ni, profesyonel estetikiler bu otoritenin tartmasz temsilcileri
iken), postmodernizm "paralanp dalan eylerle daha derin bir su
ortakl iinde Anariye doru ynelmitir".'7 Postmodemite teri
minin gnmzdeki kullanmlar, Toynbee'nin irrasyonalite, anari
ve tehditkar belirsizliin eanlamls olarak bu kavram balangta
ki kullanmyla baz yakn balar korumu olabilir.
Sanat felsefecilerine bir anari durumu olarak grnen ey, n
celikle, X ya da Y'nin bir "sanat eseri" klnnasma katlan unsurlarn
yaplarnda barndrd "saf olmay" halidir; ve bunun getirdii,
yalnzca tamamen ve blnmez biimde felsefecilerin denetiminde

16. Baudelaire as a Literary Critic, Selected Essays, ev. Lois Boe Hylsop
ve Francis E. Hylsop, Pennsylvania University Press, 1 964, s. 298.
l 7 . Calinescu, Faces ofModernity , s. l42.
166 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

olan olgulara gndermede bulunarak, sanat sanat olmayandan ya da


iyi sanat kt sanattan ayrmann olanakszldr. Saf olmay , her
eyden nce, felsefecilerin, "kitle kltr"nn -avam ile beeniden
yoksun kesimin stnl ele geirdii yoz, aa kltr- yaratt
bir ey olarak byk bir kukuyla karladklar, hzla yaygnlk ka
zanan "kltr tketimi"nden ve ona kanlmaz olarak elik eden sa
nat pazarndan -ki kendi pratik yarg ltlerini dayatmakta ve ken
di otorite alanlarn oluturmaktadr- kaynaklanmaktadr. Felsefeci
ler doal olarak, bir "saygnlk kuram ", yani itaat edilen ve kendi
kendini hakl karan bir kuramn zlemi iindedir; Howard S. Bec
ker'e gre, bu kuramn dayanaca ana eler unlar olmaldr: "( I )
zel yetenekli insanlar (2) derin insani duygular ve kltrel deerle
ri dile getiren (3) olaanst gzellik ve derinlikte eserler yaratr. (4)
Eserin zel nitelikleri, onu yaratan kimsenin zel yeteneklerini orta
ya koyar ve eseri yaratann zaten bilinen yetenekleri eserin zel nite
liklerini ortaya koyar. " Elbette, bu ema, hepsi de kurarnclarn te
kelci uzmanlklarn varsayan kavramlar evresinde dnmektedir:
"Gzellik", "derinlik", "deerler", vb. ; bu tr bir saygnlk kuram,
kurarnclarn otoritesini pekitirmekte ve yeniden retmektedir. So
run, bu izgiler zerinde kurulmu hibir saygnlk kuramnn bugn
uygulamada tutunamayacak olmasdr. Gerekten de, Becker'in yo
rumuyla "sanatnn, eserlerin ve dier unsurlarn saygnl, sanat
dnyalarnn kolektif etkinliinden kaynaklanmaktadr". Bunun hep
byle olageldii eklinde bir itiraz getirilebilir. Ancak, yle olsa bi
le, "sanat dnyalarnn etkinlii"nin oynad rol, saygnlklar belir
leyen sanat dnyas az ok kat biimde kuramclarla snrl olsayd,
kurarnclar asndan grnmez kalabilirdi. Bir kez denetimin yitimi
kurarnclarn rnlerini "nesneletirdiinde", "yabanclatrdnda"
ve o rnleri bir Vorhanden'a [Mevcut], bir inceleme ve dnme
nesnesine dntrdnde, bu rol grnmez kalamazd.
Becker'in yeni aa karlan saygnlk kazandrma yntemleri
gereine tepkisi, sanat galerileri, sanat koleksiyoncular, kamuoyu
oluturan medya, tketicilerin kendileri gibi teki, saf olmayan, fel
sefi olmayan, estetik olmayan alanlara hakkn veren kurumsal bir
sanat kuramdr. Becker bu kuramn, X ya da Yyi bir sanat eseri,
onun yaratcsn ise bir sanat haline getiren gizemi zeceini um
maktadr; ancak unu da ekler: "Sanat ile sanat olmayan birbirinden
Yarumcunun Ykselii 167

kesin olarak ayrt edebilme ynndeki felsefi arzuyu kurumsal ku


ramla tatmin etmek olanakszdr." Gerekten de olanakszdr. So
nuta bu kuramn aklk kazandrd gerek udur: "Halihazrda
benimsenmi olan sanat dnyas standartlar, her eserin bir sanat
eseri olarak deerlendirilinesine izin vermeyeceinden, yalnzca ta
nmlama ya da mutabakatn salanmas yoluyla, her eyi sanat eseri
ne dntrmek mmkn deildir. Ancak bu, bir eyi sanat klma
nn, onu sanat olarak adlandrmaktan te bir ey olduu anlamna
gelmemektedir. " 1 8
Dorusu, ak konumak gerekirse, kurumsal sanat kuram (ba
ka deer alanlaryla ilgili kurumsal kurarnlar gibi), felsefecilerin de
netim ryasnn lm fermann imzalamaktadr. Yalnzca felsefeci
lerin eriebildikleri ve kendilerinin kullanabildikleri mutlak ilkele
rin yerine konan ey, bu kaygan, denetimi zor ve kestirilmesi ola
naksz "mutabakat" olgusudur. Hi kuku y6k ki, felsefeciler her za
man mutabakattan yana olmulardr; sonuta, mutabakat aray, on
larn kendi sylemlerinin yazya ve sze dklmemi, ancak her yer
de varln gsteren varsaymlaryd . Sonuta felsefeciler u varsa
ymla hareket ediyorlard: Tartma (yani, onlarn tek etkin olma bi
imi), tartmann gc dnda herhangi bir zafer ya da yenilgi l
tne olanak tanmaz, dolaysyla mutabakat tek baar ls olmal
dr. Yeni olan, mutabakat otoritesi deil, artk saygnlk kazandran
otoriteye sahip grnen tr mutabakatn, felsefecilerin mutabakat
olmamasdr. teki, felsefi olmayan evrelerin gr birlii de sa
lanmak durumundadr ve bunun yalnzca tartmann gcyle elde
edilebileceinden hibir biimde emin olunamaz. Marcia Muelder
Eaton, bu otorite salayc mutabakatn yeni, akl kartrc ve endi
e verici biimine belli bir yer salamak iin kurarnclarn gsterdik
leri kahramanca abalarn mkemmel bir rneini sunmaktadr. Ea
ton u sonuca ular: "bir eserin sanat eseri olarak grlmesi, o eseri
belli ekillerde tartmamz gerektirir"; Eaton, "tartmay" yapan
"biz"lerin -geleneksel tartma uzmanlarndan farkl olarak- "top
lumsal, kltrel, siyasal ve ekonomik kurumlarn yeleri" olduu
muzu kabul eder; bunca farkl "yeler" arasndaki bu olas gr bir
liklerinin -ya da bu adan bakldnda, bilgili bir insann en azn-

18. Becker, Art Worlds, ss. 352-3, 360, 1 5 1 , 1 55.


168 Yasa Koyucular ile Yarumcular

dan asgari bir kesinlikle sanatsal bir yargda bulunmasn salayan


herhangi bir noktann- ardndaki kurallan kefetmeye (yas alatrma
ya deil!) alr; ve bu abasn ve kitabn u cmleyle bitirir: "Ro
berta Peters bu akamki konserinde geyik sesi kanrsa, ark syle
mi mi olur? Bunu anlamak iin belki de, yarn kacak eletiri yaz
larn beklememiz gerekecek." 9
Sanatlardaki durum zerinde bunca uzun durmarnn tek nedeni,
postmodem aa giriyor olduumuz duygusunu ncelikle entelekt
ellerin "estetik" koluna borlu olmamz deildir. Bu uzun parantezin
bir baka nedeni, entelektel evrenin ve entelektellerin eserlerinin
ok daha geni bir biimde yeniden dzenlenmesinin (ilk kez olma
mak zere) sanat ve sanat eletirisi alannda gereklemesidir. Top
lumsal yaamda, entelektel olmayan otoritelerin mdahalesinin ge
leneksel olarak bu kadar az ve dolaysyla entelektellerin otoritesi
nin bu kadar eksiksiz ve tartmasz olduu baka hibir alann bu
lunmadn yineleyelim. Yksek kltr dnyas, entelektel etki
alannn zayf noktas olmad gibi, onun en iteki ve saldnlara en
kapal savunma hattdr - gerekten de, bu dnya, teki dnyasal
glerin denetimi altna giren toplumsal pratik alanlaryla uraan
bizler iin pnltl, ancak taklit edilmesi olanaksz bir rnektir. Bu
nedenle, postmodem durumun yaratt ok, en sarsc deiiklie
yol at ve ok salam biimde savunulan mitleri ykt yerde ok
daha derinden hissedilmitir. Dolaysyla, entelektel dnyada yay
gn bir tedirginlik duygusu biiminde yank bulan mekanizmalan ve
postmodem kriz fikrinin aa kard (ya da gizledii) geleneksel
entelektel ura stratejisini yeniden tartma gdsn daha net
olarak grmemize olanak salamaktadr.
Beeni yargsnn, (ki Kant tarafndan, yalnzca akla baml an
lamnda, "yansz" olarak betimlenmitir) bir zamanlar yasa koyucu
eretilemesi evresinde rgtlenen entelektel dnyann tam merke
zini igal ettii gz nnde bulundurulduunda, teki entelektel
alanlarn, bu merkeze ne kadar yakn iseler, postmodem oku o ka
dar derinden yaayacaklarn beklemek doaldr. Gerekten de, du
rum byle grnmektedir. Estetie ek olarak, postmodem meydan

19. Marcia Muelder Eaton, Art and Non-Art, Associated University Press,
1983, s. 1 8, 107, 158.
forumcunun Ykselii 169

okumadan en ok etkilenen alanlar, hakikat, kesinlik ve grecilik


konulann ele alan felsefi sylemler ile toplumsal rgtlenme konu
laoyla uraan felsefi sylemlerdir. ou zaman bu sylemler, mev
cut iktidar hiyerarilerinin oktan yaplandrd gereklerin meru
latrlmalarn retmilerdir; ancak, bu yaplar dokunulmaz ve teh
dit edilmemi olarak kald srece, meruluun dile getirilmesi ile
yasalatrma arasndaki ayrm ortaya koyacak pek az ey vard. Bu
gn hiyerariler dokunulmaz ve tehditten uzak deildir. Bir kez yasa
koyuculuun yasa koyma iktidann stlenmesinin gerekleri aamal
olarak erozyona uradktan sonra, merulatrma ve yasa koyma u
ralan birden birbirinden ok farkl uralar olarak belirmektedir.
Tartmann artk merulatrma edimini gerekletiremeyeceini;
oul yaam biimleri ile oul hakikat biimleri ardnda, daha alt
konuma oturtulamayacak, dolaysyla kendilerinin daha alt konum
da bulunduklan savna teslim olmayacak gler olduunu hissetti
inde, insan nasl belli bir yaam biiminden yana ya da ona kar,
bir hakikat biiminden yana ya da ona kar bir tartma getirebilir
ki? Birden, kesinlie, kusursuzluun ve "iyi yaam"n evrensel l
tlerine yaplan iki yzyllk felsefi yolculuk boa harcanm bir
aba olarak grnmektedir. Bu, sz konusu felsefi abann bizi ge
tirmi olduu alanlan beenmedirniz anlamna gelmemektedir;
aksine, bizi kaygtandran ve hala sylemeyi dilediimiz gzelierne
iin yeni, daha gl bir ezgi aramaya iten ey, bakalannn bu alan
lara hayran olmay ve bizim peimiz sra bu alanlara gelmeyi reddet
meleridir. Yolculuumuzun bizi getirdii yn savunmak istiyor
sak, geriye bakarak bu yolculuun anlamn yeniden tanmlamak zo
rundayz.
Olaslkla Ernest Gellner, drt yzyl nce Avrupa yanmadas
nn kuzey-bat ucunda doan ve son iki yzyl boyunca tm teki ya
am biimlerini egemenlii altna alan o kendine zg yaam biimi
nin en sadk ve en derin savunucusudur. Onun savunusu bu yaam
tarz lehine yaplm belki de en inandnc savunudur:

Her eyi gz nnde bulundurduumuzda, bir seenek -aa yukan atomcu


bir stratejiye dayal bilisel bir geliim gsteren bir toplum-, zariflikten yoksun
bir biimde bir araya getirilen eitli nedenlerden tr, bize daha stn grn
yor; yalnzca bu tr bir toplum insanln ulat byk nfuslan canl tutabilir ve
bylece, aramzda kacak gerek anlamyla vahi bir lm kalm savan nleye-
170 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

bilir; ancak byle bir toplum, alm olduumuz standartta tutabilir bizi; ncelle
rinden ok bu toplum olaslkla daha zgrlk ve daha hogrl bir toplumsal
rgtlenmeyi desteklemektedir. . . Bu tr toplumun da ekici olmayan birok zel
lii vardr ve erdemleri tartmaya aktr. Her ynyle ve kusurlanyla birlikte,
byle bir toplum iin kullanyoruz tercihimizi; ancak zarif, kesin bir seim sz ko
nusu deildir. Ksmen zorunluluun (ktlk korkusu, vb.) basksyla bunu benimsi
yor, ksmen (tmyle gvenmediimiz) zgrlk bolluk vaadiyle buna inanyo
ruz. Gerek ortada, daha iyi nedenlerden yoksun olarak, bu nedenlerle idare etmek
zorundayz.20

Bu, alakgnll bir aklama ve bir bakma bir savunma akla


masdr. Felsefi kantn zarafeti ile ilgili halihazrdaki ltler asn
dan yetersizliinin bilincindedir. Yaamn ve enerjisini, pragmatik
grecilik eytann pragmatik bir tartmayla -nihai bir ironiydi bu
kovmaya adam felsefi gelenein varlk nedenini gerekelendir
mektedir. Ve "alm olduumuz standart" sznn gsterdii gibi,
kulland sav (eminim, gene bilinli olarak) dngseldir: Bu sistem
daha iyidir, nk bize daha ok holanmamz rettii eyleri ver
mektedir. Byle bir savn, isel olarak hibir hatas yoktur. Aksine,
yerini almay nerdii felsefi zarafetten ok daha insani ve gereki
grnmektedir. Tabii , nce evrensellik ynndeki felsefi iddialar
bir yana braknay kabul edersek.
Geliner'in aklyrtmesinin, kendilerine ykledikleri alakg
nlllk, pragmatizm ve dngsellikleri asndan ona benzeyen bir
ok baka sava oranla belirleyici bir avantaj vardr. Geliner'in akl
yrtmesi, kendi amacyla ilgili olarak drsttr: Olumasna kolek
tif olarak katkda bulunduumuz B at tarihinin, son iki yzyllk d
neminin ekil verdii bizler; Batl entelekteller, iyi bir toplum iin
oluturduumuz standartlara, bildiimiz herhangi baka bir dnya
dan daha yakn olduumuzu gryoruz. Bir baka biimde sylemek
gerekirse, Geliner'in sav, Batl entelektel yaam tarzna daha uy
gun bir ortam salayabilecek (bir sreden beri de belli nitelemelerle
salamay srdrd) ve Batl entelektellerin en iyi renmi ol
duklar geleneksel role (yasa koyucu) bir talep yaratabilecek tr bir
dnyann savunusunu aka ortaya koymaktadr. Bu, Geliner'in sa-

20. Ernest Gellner, "Tractatus Sociologico-Philosophicus", Objectivity and


Cu/tura/ Divergence iinde, yay. haz. S. L. Brown, Royal Institute of Philosophy
Lecture Series, 17, 1984, s. 258.
Yarumcunun Ykselii 171

vn zellikle ilgin hale getirmektedir; Bat tr toplumun stnl


n, nesnel, mutlak ya da evrensel terimler iinde tartmann ne
kadar g olduunu -eer tmyle olanaksz deilse- gstermekte
dir. leri srlecek sav, en iyi durumda, kendine snrlar koyan, prag
matik ve aslnda utanmadan dngsel olmak zorundadr.
Postmodern duruma gsterilen teki tepkiler ok daha bulank
olma eilimindedir. Kendilerini rencide eden ya da dehete dren
ey ile her tr gle kar korumak istedikleri ey, ounlukla, ye
ni evrensel tarih felsefelerinin ya da felsefe ve/veya toplum bilime
ynelik evrensel stratejilerin arkasna gizlenmitir. Belki de en az il
gin olan bir grup, grecilik savlarn bir lde deiik ve daha g
l temeller zerine oturtan gerekleri kabul etmeye yanamamakta,
dnyann yadsnamaz oulculuu ile ilgili tanlar kolektif bir sap
ma olarak deerlendirmekle ve "Platon'a dipnotlar" retmeyi srdr
mektedir. Olaslkla saylar daha fazla olan, olaslkla daha heyecan
verici ve kesinlikle daha yksek sesli teki tepkiler, oulculukla
dorudan yzlemekte, onun geriye dndrlmesi olanaksz bir s
re olduunu kabul etmekte ve bir felsefeeinin ya da genel olarak bir
entelektelin bylesine umarszca oulcu bir dnyada, yasa koyu
cu rolnn bir zamanlar getirmi olduu saygnlk ve kazanc koru
yarak gerekletirmeyi renebilecei rol yeniden gzden geir
meyi nermektedirler. Bununla birlikte, byle neriler genellikle
onlarn amacn anlamamza yardmc olmaktan ok, bu amac gr
memizi engelleyen bir tarzda dile getirilmektedir; Geliner'in aksine,
mutlaklk ryasn bir yana brakma nerileri, en mutlak terimler
kullanlarak tartlmaktadr. Bu neriler, "insann doas"n ya da
"toplumsal yaam doas"n veya her ikisini birden her ynyle ku
atan eski tarz kurarnlarn yeni ve gelitirilmi versiyonlan olarak
sunulmaktadr.
Savn yaps ne olursa olsun, ikinci kategorideki tepkilerin hepsi
-aka ya da rtk biimde- tarihsel bilgelik ve beceri birikimleri
ne bal olarak, entelektellerin bakalarnn yararna oynayabile
cekleri yeni bir role i aret etmektedir: Yorumcu rol. Geri dndrl
mesi olanaksz oulculuk, dnya grleri ve deerlerde evrensel
lekte bir mutabakatn olas olmay ve mevcut tm Weltanschau
ungen'n [dnya tasavvurlar] salam biimde kendi kltrel gele
neklerine (daha dorusu: kendi zerk iktidar kurumsallatrmalar-
172 Yasa Koyucular ile Yarumcular

na) bal oluu gibi unsurlar, gelenekler aras bir iletiimi amzn
en nemli sorunu haline getirmektedir. Bu sorun artk geici bir so
run olarak grnmemektedir; Akln durdurulmas olanaksz yry
ile gvence altna alnan bir tr kitlesel inan dnm ile "yle
sine" zleceini uromak mmkn deildir. Tam tersine, olaslkla
uzun, ok uzun bir sre bu sorun bizimle birlikte olacaktr (tabii, uy
gun bir glendinci ilacn yokluu, yaam sresini birden ksaltmaz
sa). Dolaysyla sorun acilen, kltr geleneklerini birbirine tercme
edebilecek uzmanlan gerektirmektedir. Mesele, bu uzmanlan, a
da yaamn gereksinim duyabilecei uzmanlar arasnda en merkezi
konuma yerletirmektedir.
zet olarak, nerilen uzmanln z, uygar konuma sanatdr.
Doal olarak bu, deerlerin kalc atmasna kar -konuma bece
rileri sayesinde entelektellerin en hazrlkl olduklan- bir tr tepki
dir. !nsanlarla kavga etmektense onlarla konumak; trn bozulmu
bir rnei olarak onlan yok etmek ya da ortadan kaldrmaktansa on
Ian anlamak; kendi geleneini fikir alveriine kapamaktansa, ba
ka kaynaklardan serbeste yararlanarak kendi geleneini zenginle
tirmek; srmekte olan tartmalann kurduu entelektel gelenek
imdi bu grevi en iyi biimde yerine getirmeye hazrlanmaktadr.
Ve uygar konuma sanat, oulcu dnyann fazlasyla gereksindii
bir eydir. oulcu dnya bu sanat ancak kendi varoluu pahasna
grmezlikten gelebilir. Ya konuacak ya da yok olacaktr.
Son zamanlarda felsefedeki ve sosyal bilimdeki en etkili geli
imierin ou byle bir uzmanla ynelimi gstermektedir. Yalnz
ca birkan sralamak gerekirse: "Olumsuz" ideoloji kavramndan
"olumlu" ideloji kavramna gei: "Olumlu" ideoloji, nihai olarak
her bilginin temelde irrasyonel, keyfi olarak seilmi varsaymiara
dayandn, her bilginin determinist bir biimde ya da rastlantsal
olarak ksmen kendi iine kapal geleneklerle ya da tarihi deneyim
lerle balantl olduunu kabul eder ve "ideolojik" (yanl) bilgi ile
"ideolojik olmayan" (doru) bilgi arasndaki aynnn yerine, yerel
yapsnn bilincinde olmayan bilgi sistemi ile bu bilinlilii bilgi sis
temleri arasnda mbadeleyi rasyonel (yani, iletiimsel olarak etkili)
hale getirme hizmetinde kullanan bilgi sistemi arasndaki aynm ge- .
irir; yorumbilgisinin yeniden kefi ve felsefecilerle toplum bilimci
lerin Gadamer'in Wahrheit und Methode'unu (Hakikat ve Yntem)
Yarumcunun Ykselii 173

(felsefenin ya da toplum bilimlerinin grevini bir yorumlama grevi


olarak, "teki "ni kavranabilir klan, kendini anlalabilir klan -
bylece yaam biimleri arasndaki mbadeleyi kolaylatran- ve
baka trl birbirlerine kapal kalacak anlam dnyalarn iletiime
aan bir anlam aray olarak yeniden tanmlamaya alan, yntem
sel hakikate ve hakiki ynteme kar sofistike bir manifesto olan bu
yapt) cokuyla karlamalan; son yzyl boyunca Descartes
Locke-Kant geleneinin egemenliini, talihsiz tarihsel durumlarn,
yanl seimlerin ve karklklarn bir sonucu olarak grp yeren,
hakikatn evrensel ve sarslmaz temellerine ynelik felsefi arayn
daha batan yanl ynelimli bir aray olduunu belirten ve bunun
yerine felsefecilerin dikkatlerini evrensel geerlilik gibi rahatlatc,
ancak yanltc bir inanca kaplmakszn Bat'nn uygar konumasn
srdrmede younlatrmalar gerektiini ne sren Rorty'nin eit
lilik kuramnn yeni-pragmatizmi.
Son zamanlardaki bu gelimelerden hibiri, Bat'nn entelekt
ellik mesleinin yerine getirilmesi iin salad ortamn bysn
ortadan kaldracak gibi grnmemektedir (en azndan ana akm te
zahrleri asndan). Grnteki farkllklara ve ok etkilere ra
men, sonuta bunlarn hepsi, bir zamanlar B at toplumunun "belir
gin" stnl zeminine dayal kesinliin aamal zlnn ne
den olduu, tedirginlik iindeki Batl entelektel yaam tarznn sa
vunu biimleridir. Gadamer, yorumbilgisel bilince sahip felsefenin
ve toplum bilimin kendi geleneimizi, kendi yuvamz, kavray ve
bilgeliimizin k noktasn ve ufkunu, bakalanyla olan diyaloga
dayal ve uygar birliktelik alanmz netletireceini, genileteceini
ve zenginletireceini -ve bylece, baka gelenekiere amak sure
tiyle, geleneimizi korumaya yardmc olacan- ummaktadr.
Rorty olduka ak bir dille, konumaya, bakalarn dinlemeye, ey
lemimizin sonulann teki insanlar zerindeki etkisi asndan dik
katle deerlendirmeye ynelik bu istekliliin amacn ortaya koy
makta ve bunun felsefenin kendine zg konusu olduunu ne sr
mektedir: Amac, kukuya yer brakmayacak biimde bizim proje
miz olan konumay, Avrupal entelektel yaam tarzn srdrmek
tir. Yeni felsefe ve toplum bilim ortak bir szck daarc, ortak bir
dnya, bir anlamlar cemaati dilekleriyle dolup tamaktadr. Bu dn
ya insani llere uygundur, yalndr, sevimlidir, bir aile yuvas gibi
174 Yasa Koyucular ile Yarumcular

rahattr. Marx'n pervanelen gibi, evrensel gne gcn yitirdikten


sonra, aile sofras zerindeki mum nn ekiciliine kaplyoruz.
Gerekten de, "cemaat" bilinli olarak postmodem olan felsefe
ve toplum bilimin merkezi kavramdr; akl ile evrensel hakikatn ve
her ikisine gtren yntemin yerine gemitir. B atl entelekteller
profesyonel rollerinin salam temelini insanolunun evrensel ilerle
mesinden ok cemaatte arama eilimindedirler. Bu rol nasl bir rol
olacaktr?
Bu soruya bir yant vermek iin, postmodem felsefe sahnesini
en derinlemesine zmleyenlerden Richard J. Bemstein'a dne
lim.21 Bemstein'n Philosophical Profiles' (Felsefi Profiller) dikkat
le okunduunda, iki ynl bir hedefi aa karmaktadr: Cemaatler
(gelenekler, yaam biimleri) arasnda entelekteller yorumcu ile
vini grmeye arlmaktadr; kendi cemaatleri iinde, yasa koyucu
roln oynamay srdreceklerdir - imdi rolleri, kartlk durumla
rnda yargda bulunmak ya da hakemlik etmek olacaktr (uras ak
tr ki, cemaatler aras kartlklar ile cemaat ii kartlklarda farkl
felsefi yasalar geerli olacaktr). Cemaatin iinde, felsefecilerin kim
lerin rasyonel tartmac olup kimlerin olmadn belirleyen kuralla
r ortaya koyma haklar ve devleri vardr; onlarn rol, grlerle il
gili dorulama ve nesnellik deerlendirmesinde bulunmak ve eletiri
ltlerini saptamaktr - eletiri, bu ltler nedeniyle balayc ola
caktr. Cemaatin iinde, felsefeciler kesinliin varln srdrmesi
ni ve akln egemenliini gvence altna alabilirler, almaldrlar da
ancak bu kez yalnzca kendi eserlerinin salad gce dayanarak.
lk bakta bu ayrm ikna edici grnyor: Mevcut herkesin "or
tak bir szck daarc"n paylamasnn, "ortak dnya"nn bir ye
si olmasnn, "anlamlar cemaati "ne katlmasnn beklendii bir ni
versite seminerini anmsatyor; seminer katklarmda bu tr zmni
umutlara bavururuz, gerekten de bu umutlar olmakszn bir serni
nerin gereklemesi olanakszdr. Tartmada dile getirilen farkl,
hatta birbiriyle elien ifadelerin geerlilii konusunda gr birlii
arayabilmemizin nedeni, tartmann temel varsaymlaryla (yani,
iletiimin koullaryla) ilgili bir mutabakata ulalm olduuna ya da

2 1 . Richard J. Bernstein, Philosophical Profiles, Polity Press, Cambridge,


1986.
Yarumcunun Ykselii 175

en azndan tartma sresince hkm sreceine inanmamzdr. lke


olarak bu tr bir anlamay mmkn klan kurallar vardr; rnein,
"olgular" n ya da "ampirik kantlar" n otoritesi; mantksal tutarlln
otoritesi. Bu tr kurallar "kimlerin rasyonel katlmclar olup, kimle
rin olmadna" karar vernemizi salar. "Meselenin doruluu hak
knda" ya da en azndan meselenin doruluunun belirlenmesi iin
ne yaplaca hakknda bir karara varabiliriz. Bu deneyim, diyelim
ki, karlarn, amalarn, bak alarnn, konuyla ilgili olgulann se
imini n, vb. birbiriyle att, ak biimde dman kamplarn sz
cleri arasndaki bir mzakere oturumundan kesin olarak farkldr;
bu durumda hakikatin otorite salama kapasitesinin ya da mantksal
tutarllk yetisinin, iktidar kaynaklan arasndaki bir asimetriye ar
basmas olasl pek yksek olmazd. Bu iki deneyim, entelektelle
rin i (cemaat ii) ile d (cemaatler aras) rol arasndaki, yasa koyu
cu ile yorumcu rol arasndaki ayrm akla yakn bir hale getirmekte
dir. Ancak sorun udur: ki rolden birini ya da tekini gerektiren du
rumlar ayrt eden izgi nasl izilecektir?
Batl entelektel gelenein gelitii ve biim kazand ortamn
evrensel egemenliinin erozyona uramas, bu gelenein pragmatik
geerlilii ile "yaam biimi" ya da "anlamlar cemaati " arasndaki
daha nce grnmeyen baianty aa karmtr. Ancak sorun,
bu cemaatin ne kadar geni olduudur. Onu gerekli klan nedir? S
nrlar nerede izilecektir?
Bir milletin etkili bir tanmn yapma ynndeki araynda, Er
nest Geliner unu bulgularm tr:
[i]nsanlar snflandrmann doal, Tann vergisi bir yolu olarak, bir i zorun
luluun rn, ancak gecikmi bir siyasal yazg olarak millet kavram bir mittir;
kimi zaman daha nceden var olan kltrleri alp, bunlar milletiere dntren,
kimi zaman bunlar icat eden ve ounlukla daha nceden var olan kltrleri yok
eden milliyetilik . . . iyi de olsa kt de, bir gerekliktir ve genel olarak kanl
mas olanaksz bir gerekliktir. . . Milletler ancak milliyetilik a erevesinde
tanmlanabilir, beklenebilecei zere tam tersi biimde deil. 22

Milletler, kendilerine zg bir cemaat trdr, ancak Geliner'in


igrsnn daha genel uygulamalan olduu aktr. Bu igrnn

22. Emest Gellner, Nations and Nationalism, Basil Blackwell, Oxford, 1 983,
ss. 48-9, 55.
176 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

bizim soronumuzia dorudan balantl bir yn var. Cemaati -


entelektellerin haHi yasa koyucu becerilerini kullanabildikleri bir
lke toprann felsefi ad- her eyden nce bir nerme, bir proje, bir
strateji, bir niyet bildirgesi ve onu izleyen eylem olarak aa kar
maktadr. Sorun, "hangi zel insanlar topluluunun gerek bir cema
at olarak tanmlanabilecei" deildir, hangi insanlar topluluuna bir
"cemaat" iinde geerli, etkili, dolaysyla "rasyonel" olarak grlen
davran trn atfedeceimizdir. Cemaatler "doal, Tanr vergisi
snflandrma" birimleri deil, farkllatnc ve aync bir eylemin
rnleridir. Cemaatler bu tr eylemlerle oluturulur ve yle olutu
rulmalar gerekir.
Geliner'in milletler ile milliyetilik arasndaki iliki hakknda
aklyrtmesini kullanarak unu belirtmi oluyoruz: Grnte bir
snflandrma birimi olan eyin, tasarmsal bir kkeninin olmas yeni
bir ey deildir. eitliliin birlie dnmesi, "kltr"n yaam bi
imleri eitliliinin yerine geirilmesi, B at'nn entelektel tarihinin
en nde gelen zellii olmutur. Yeni gibi grnen ve denenmi, g
venilir zm olmayan sorunlara yol aan ey, gnmz "cemaat
ilii"nin, Geliner'in betimledii "milliyetilik"in tersine, znde
yalnzca felsefi bir giriim olmas ve milliyetiliin yararland,
mutlakiyei devletin ykselen glerinin desteinden yoksun bu
lunmasdr. Erken dnem entelektellerinin ynlendiricilii, deyim
yerindeyse tarihin dalgas zerine binerek baanya doru komu
tur; bu ynlendiricilik, manevi stnl, toplumsal btnletirme
yi, meruluk ve yurduna ballk zeminine dayal denetimi hedefle
yen iktidara ayarlyd. Cemaatilik, milliyetiliin tarihsel ansna
sahip grnmemektedir.
Tarihlerinin nemli bir blm boyunca Batl entelekteller ge
nelde kendi kolektif deneyimlerinden, zelde ise kendi yaam tarzla
rnn getirdii geree aykr varsaymlardan yaptklar karsamay
la daha iyi, uygar ya da rasyonel bir toplumun tasarlarn kurmular
dr. Saysz tasar arasndaki tm belirgin farkllklara karn, "iyi
toplum"un deimez bir zellii vard: Entelektel roln yerine geti
rilmesine ve entelektel yaam tarznn serpilmesine uygun bir top
lumdu bu. Entelektellerin dnyas siyasal olarak blnmt; ente
lekteller, devletin iktidar kaynaklar iin amansz bir atma iine
girmi snfsal kartlardan biri ya da tekiyle saflarn birletirip,
forumcunun Ykselii 177

onlann yazgsna ortak oluyorlard. Ancak yaplan her seim, sei


len snfn, entelektel amalara uygun bir toplumu -uygulamada,
zel olarak entelektel alann (kltr ve eitim gibi) merkeziliini
ve cemaat yaamnn yeniden retiminde fikirlerin nemli roln
kabul eden bir toplumu- yaratmay ya da ayakta tutmay isteyecei
ve bunu gerekletirebilecei umudu erevesinde tartlyor, me
rulatrlyordu.
Bugn hibir tarihsel fail bu betimlemeye karlk gelir gibi g
rnmyor. Dnyann entelektel ura asndan gvenli ve rahat
bir hale getirilebilecei konusunda tarihsel bif odaklanma yok. Tou
raine'in "tarihsel failin yok olmas" ya da Habermas'n "meruiyet
krizi" szlerinde bir lde yceltilmi ifadesini bulan da, belki yeni
an bu ynyle ilgili farkndalk olmutur. Her iki ifade de, ente
lektel yaam tarznn geerliliine zemin oluturan iddialann baa
nszla uradnn tm plaklyla fark edildiini gsteriyor.
Felsefecilerin dne bavuracak szde aydn bir despot yok; yal
nzca umutsuz bir aba iinde cemaatler oluturmaya ve bunlan yal
nzca savlarnn gcyle ayakta tutmaya alan felsefeciler var. u
ana kadar bu tarzda yaratlan ve ayakta tutulan yegane cemaatler en
telektellerin kendi cemaatleri olmutur.
lO

ki Ulus, Bugnk Durum:


Batan kanlanlar

OK UZUN YILLARDAN beri "Priten", entelektellerin urat


sorunlar arasnda an geni bir yer igal etmitir. On yedinci yzyl
da Kral'a kar Meclis'i destekleyen, hkmdar katili, tabu ykc ve
cad avcs Priten deil ; New England srgn, imanl, Tanr'dan
korkan ve bat! inanl Priten deil; aslna baklrsa, belirli, tarihsel
herhangi bir Priten deil. Entelektellerin youn dikkatinin nesnesi
olan Priten, bilgelerin ve azizierin ustaca seilmi yazlarndan, akl
ve rasyonalite alan olarak modemite modelinin salad tasarm
evresinde byk abalarla bir araya getirilerek oluturulmu Pri
ten'dir. Weber'in ahlak masal entelektellerin kullanmna modemi
teye ilikin nedenlerle ilgili ok gl bir mitos sunuyordu . (Masal,
kapitalist sanayinin byk iadamiarn pohpohlayc bir nitelik ta
m olmal; bu masal onlarn servetlerini, aziziere zg bir yaamn,
ileciliin ve soylu hedefler araynn amalanmam, ngrlme
mi yan rn olarak sunuyordu. Ama byk iadamlarnn bu tr
vgye aldn edip etmedikleri ya da masallann tutkulu okurlar ara
snda yer alp almadklar pek ak deildir.) Herkesten ok entelek
teller Weber'in masaln pek beendiler. Priten mitosunda, ente
lekteller kendilerinin bir yansmasn lmszletirdiler, zlem
duyduklar ve zaman zaman -glklere karn- sahip olduklarna
inandklar tarihsel geerlik zerindeki egemenlie ynelik gerek
letirilememi, ancak haHi canl tutkularnn bir yansmasn.
Aslnda, kt hreti olan "ruh yaknl" fikri, ampirik kantla
rn sakin ve mesafeli bir biimde incelenmesinin rn deildi ve
iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 179

olaslkla, ne boyutta olursa olsun hibir tarihsel aratnna ona byle


bir nitelik veremez. Szde iinde yaadmz ya da yarn yaayacak
olduumuz rasyonel dnyann "demir kafes"inden geriye doru ba
klarak kurulmutur; bir zamanlar azizierin omuzlann rten "ince
cppe"nin bir prototipi olarak ilev grecekoan da bu demir kafes
ti. Weber'in mitosunun gerek kahramanlar Calvin, Baxter ya da
Franklin deil, kesin olarak bu "ruh yaknl"yd, rasyonel dnya
ile kusursuzluk, doru bir yaam, ok alma, igdlerin ve duy
gularn bastrlmas, tatminin geciktirilmesi, "mr boyu erdem", in
san bedeni ve yazgs zerindeki denetim tutkusu arasndaki kopmaz
bad. Weber'in masal, hibir zaman tarihsel bir olayn anlatm de
ildir ve olmamtr. Tm mitasiarda olduu gibi, tarihsel zamann
dnda bir yere yerletirilmitir. Hepimizin yazd ve bizim yk
mzden sz eden bir mystery play metnidir; sonsuz, ancak her za
man eksiksiz bir modemite dramnn senaryosudur.
"Ruh yaknl"nn "kapitalizm"i, "rasyonel olarak rgtlenmi
toplum"u gsteriyordu (Weber'in halen revata olan entelektel ta
rih modeline katks olan "rasyonel kar hedefi" bu toplumun, ne ka
dar merkezi de olsa yalnzca bir ynn oluturuyordu). Priten, en
telektellerin kendi yaam tarzlar asndan bakarak, akln ynettii
toplumun merkezi aktr ve byle bir toplumun rn olarak yo
rumladklar bu "ie dnk", nefsine hakim insan temsil ediyordu.
Kendi aralarnda, Priten ile "rasyonel kar hedefi" entelektel proje
nin tasarmn ve olabilirliini temsil ediyordu: Bu ikisinin birleme
si, kendi suretlerinden kurulmu bir dnya iin entelektel atlma
anlam ve gven salad. Voltaire'in sylediklerini yorumlayarak
sylersek, Pritenler olmasa, onlar icat etmek gerekirdi.
Belki de deimez bir kuraldr: Nedenlere ilikin ve zaman-d
bir mitasa olan gereksinim en gl olarak, belli bir tr toplumsal
gereklik yaklamakta olan sonun ilk belirtilerini yaadnda duyu
lur. Daha olas bir baka nokta ise, bu gerekliin "aikar"lnn ve
kendine gveninin azalmasyla, mitosun bir yana braklmasnn yo
unluk kazanmasdr. Yeniden kefedilmesi, gerektii gibi deer
lendirilmesi ve entelektel ilginin tam merkezine oturtulmas iin
Weber'in masalnn zamana ihtiyac vard . Pritenle, onun benzersiz

Ortaa'da, zellikle lsa'nn hayatn konu alan dinsel oyun. (.n.)


so Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

zelliiyle, onun olaanst tarihsel baarsyla ilgili aray ciddi


olarak, toplumlarnn girmi olduu yn deerlendiren dnrler,
yolun yanl olduunu nce sezdiklerinde, daha sonra yksek sesle
toplumun balangtaki plandan sapm olduunu, yanl bir yola
girdiini, ok nemli bir eyin artk var olmadn ya da yok olmak
zere olduunu akladklarnda balamtr. Sanki yokluu daha
keskin olarak hissedilen Priten daha ekici hale geliyordu. Gr
nte, Weber Prometheus mitosunun ada versiyonunu, modemi
tenin kkenini aklamak iin oluturmutu. Son zamanlarda, Pri
ten, modemitenin lmn aklamak amacyla incelenmitir.
Elbette, kusursuzluun rasyonalite biimini ald dnyann (ya
da byle bir dnya umudunun bounalnn) yaklamakta olan sonu
ile ilgili bir nsezinin, Weber'in Priten etiin ilkelerini dzenleme
kararnda nemli bir rol oynamad kesin olarak sylenemez. We
ber almasna dalm olduu srada, Avrupa'nn entelektel iklimi
kyamet kehanetleri ve akl ile yksek kltrel idealler zerine ku
rulmu bir toplumun hayatta kalmasnn kukulu olduu uyanlanyla
dolup tayordu. Priten henz doruarnt ya da doum haberi he
nz Kyamet yazarianna ulamamt, ancak gene de hepsi -her biri
kendi hareket noktasndan yola karak- esrarengiz bir biimde We
ber'in modeline benzer bir eylerin aray iindeydi; modem uygar
ln grkemi arkasnda henz ad konulmam olan bu Priten duru
yordu, onun aradan ekilmesi ya da kap dar edilmesi ise yakla
makta olan dertlere iaret ediyordu.
Ve bylece Nietzsche, adalarnn geici ve anlk olana duy
duklar tutkuya, Moment [an], Meinungen [grler] ve Moden [mo
dalar] biimindeki beHiya kendilerini kaptrmalarna hayflan
yordu: Yaamlarnn, herhangi bir plan ya da tasarm olmakszn,
birbirini izleyen bir dizi geici deneyime, heyecana ve hazza bln
mesi; deerli bir proje adna uzun vadeli, bir amaca ynelik aba
gsterme ya da zveride bulunma yetisinden gzle grlr bir bi
imde yoksun olmalan (insann yle diyesi geliyor: tatmini ertele
meye Pritence hazr olmak). Gustave leBon, yaklamakta olan a
n bir "gruh a" olduunu belirtmi; gruhu, rasyonel yargda

1 . David Frisby, Fragments of Modernity, Themes of Modernity in the Work


ofSimmel, Kracauerand Benjamin , Polity Press, Oxford, 1 985, ss. 28-32.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 181

bulunma yetisi olarak tanmlad bireyselliin yok edildii bir top


lumsal ortam olarak tanmlamtr. Gruhun ynetimi, uygarln
sonudur; nk tm uygar yaam, bireyin kendini kusursuzlatrma
sna ve akl yaamna ynelik bir gdy gvence altna alan ahlaki
gler zeminine oturmaldr. 2 Uygarlk belli bir zihinsel yapnn r
ndr ve temelini halknn karakterinden alr.3 Artk rasyonel zihni
yetin yerini alan halk zihniyetinin baat zellii, safl, naitlii,
bakalannn ynlendirmesine tabi olmas ve kendi denetiedii ey
lemlere giriememesidir (insann yle diyesi geliyor: egemen konu
ma geen halk zihniyeti Priten niteliklerini yitirmitir).4 Ortega y
Gasset'in kart-topyas [dystopia] biraz daha sonra ortaya km,
ancak olsa olsa saysz ncelinin sezgilerini ve igrlerini daha da
keskinletirmitir; hepsinden nemlisi, hemen bir klasik haline gel
mi ve Weber'in masal yeniden gndeme getirilmeden epey nce
Avrupa imgetemini alevlendirmitir. Ortega'da yaklamakta olan k
yamet tehisi, "karn tokluuna" varoluumuz, her tr kstlamadan
uzak bir yaam zlemimiz, "mark ocuk" psikolojimiz, olduu
muzia yetinip, daha iyi olma konusundaki isteksizliimiz zerinde
odaklanmt, oysa gerekten soylu bir yaam "bir mr boyu sren
abayla eanlaml" olmalyd (insann yle diyesi geliyor: bizde ek
sik olan ey, hi phesiz Pfitendeki kendini snrlama ve yetkin
letirme gcdr). s
lncil'i ncelemi birok Vergilius ile birok Ovidius vard. ncil,
onlarn aradklan ve tam olarak tanmlamaya altklar eye bir ad
ve younluk vermitir: Priten ... akln ynettii bir dnyann yarat
cs ve dolaysyla onun ngrlm rn; ancak, vcut bulamam
bir rn.
Pritenin mirasn kefeden yazarlarn hepsi, modemitenin bu
ele avuca smaz habercisine yalnzca koulsuz vgler dzm de
illerdir. Richard Sennett, yorgun mdemitenin yaratt sorunlar
Pritenin lmnden sonraki intikam olarak, Priten kiiliinin

2. Gustave leBon, Psychologie desfoules, Alcan, Paris, 1907 ( 1 2. bask), s. 3,


5 1 , 55-6.
3. Lois psychologiques et l'evoluion des peuples, Alcan, Paris, 1906 (7. bas
k), ss. 64-5, 1 17.
4. La psychologie politique, Flammarion, Paris, 1 9 16, s. 124, 1 36.
5. Jose Ortega y Gasset, Kitlelerin isyan .
1 82 Yasa Koyucular ile Yarumcular

"en rtc" ynlerinin su yzne kmas olarak -kendini hakl


karmaya doru bir yaam srdrmeye, nefsini yadsmaya, ada
narsisizmle sonulanan "iednkle" ynelik ar bir ilgi; benlik
saplants ; bir rol oynama ya da kamu yaamna nderlik etme bece
risinin boa harcanmas; mahremiyetin Iaubalilie, toplumsalln
kiisel kara ynelik sonsuz bir oyuna dntrlerek yozlamas
zmleyen aratrmaclarn belki de en nde gelenidir.6 Weber'in
izdii kahramann ierdii, sorgulanmadan kabul edilmi tehlikele
ri ortaya koymakla birlikte, Protestan etiinin tarihsel adan arp
tlmasnn bu ykc eletirisi ille de, idealletirilmi Pritenin dee
rini yadsyor deildir. Yalnzca bunun gerekd olduunu belirt
mektedir.
Egemen ton, muhalefet tonudur: Priten lmtr ya da lmek
zeredir ve btnyle farkl bir kiilik onun yerini almtr. Les phi
losophes'un biim vermeyi dledii kiilie dorudan kart olduu
ve les philosophes'un ardllarnn sunabi lecekleri ve sunmaya yazgl
hissettikleri trden hizmetlere duyarsz .olduu iin daha da nefret
uyandran bir kiiliktir bu.
Pritenin lmnn ve bunun getirdii kt sonularn olaslk
la en tutkulu anlatmnda John Carroll, "bark kiilik"i reten ve
onun tarafndan retilen "bark bir kltr"n ortaya kn ilan
ediyor.
Sank kltr, tanm gerei ahlaklk kartdr. Priten kltrnde olduu
gibi. ahlak bir kltrde toplumun talepleri ile bireyin arzusu arasndaki kartlk
lar, bir yasan uygulanmas ile zlr; davranlan yneten, tartmasz olarak
benimsenmi normlar, panik ve umutsuzluu yattran unsurlar olarak ilev g
rr. Sank hazemn tek bilinli normu, Priten kart olmak, simgesel olarak
anarist ahlaki taleplere -normlara uymama ynndeki zayf buyruklara- uymak,
nceki kuaklardan devralnm tm deerlerden kuku duymak, zel herhangi bir
rgt ya da ahsiyelin nceliini yadsmaktr. Bu durum "kalc bir kltr devrimi"
durumudur, ancak u koulla: Dzenin eski yaptanna ynelik ok gl bir saldn
nevrotik bir tavrdr, sz konusu dzeni -<>ndan yeterince bamszlaamam ol
maktan dolay- gereinden fazla ciddiye almann gstergesidir . . .
Ancak bu anarizm, herhangi bir gereklikten ok, hank insann kendisiyle
ilgili grn temsil eder. Sank bir slup zorunlu olarak kuralcdr: Iinden
geldii gibi davranmay, itenlii, hazc rahatlamay, duygusal akl benimser,

6. Richard Sennett, The Fall ofthe Public Man, Vintage Books, 1978, ss. 1 1 -
1 2, 333-5; "Destructive Gemeinschaft", Beyand the Crisis iinde, yay. haz. Nor
man Bimbaum, Oxford University Press, Oxford, 1977, s. 1 7 1 ve devam.
iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 1 83

otorite ve denetimi benimsemez, knayc konumu knar . . .


Ahlaksal dzeyde, banklk, tm gnahiann affedilmesini temsil eder; ku
rumsal dzeyde ise, tm denetimlerden kurtutmay . . . Suun nesnel temelleri yok
edilir; sulanacak hi kimse ve hibir ey yoktur, bireyin tad tek sorumluluk,
zevklerini baant bir biimde semesidir.

Carroll'un "bark insan", Pritenin tam kartdr ve hibir


biimde Pritenin soyundan -meru ya da gayri meru- deildir:
" [E]konomik insan, zevklerinden feragat edebilen, anal-tutucu ve
Pritendir; buna karn bark insan, itahna dkn, oral tatmin
ynelimli ve birok adan Katoliktir." Pritenin " [i] otoritesi, ben
liin kstlanmasna ynelik bir yapya ve ethos'un nceliine daya
nr; ancak bark-hazc insan iin bu anlamda ego, sonuta kafes ni
teliini aa vuran, bark-hazc insann zevklerini snrlamaktan
baka ie yaramayan bir eydir". Ve genel olarak zetlemek gerekir
se, "[g]zellik aray ve zel olarak kusursuzluk imgesine ynelik
aray pritanizmin izlerini tar. . . Bunun tersine elence, tamamy
la bir rahatlama arac ilevi grr". 7
Carroll'un iki terimi dolambasz, kasten abartl ve kkrtc
tarzda yan yana koyuu, "Pritenin lm" furyasnn anlamn aa
karmtr: Priten, kstlamann ve birey-st bir otoritenin kabul
iin; duygusal drtleri bastrmak ve onlar akln ilkelerine baml
klmak iin; bir kusursuzluk idealine ve ahlaksal, estetik, toplumsal
stnln nesnel zeminine inan iin; kendini kstlama ve kendini
gelitirme iin bir tr numune ilevi grmektedir. Bir baka deyile,
"Pritenin lm" tartmasnn Priteni, Aydnlanma'nn entelekt
ellerinin kurmak zere yola ktklar dnyann bir sakinini temsil et
mektedir. Ayn zamanda, Akln ynettii toplumu, onun zorlayc k
stlamalarn ve nceden ortaya km rnlerini -onun kurallarn
iselletiren ve "fethedilrni ehirlerdeki gamizonlar"a ibirliki ev
sahipleri olarak hizmet veren insanlar- temsil etmektedir. "Prite
nin lm", bu tr umutlarn geri dndrlmesi olanaksz bir biim
de sona erdii duygusunu gstermektedir. imdi geriye bakldn
da, modemite "projesi" olarak grnen ey, aka ilememitir. Ne
kltr ne de onun tek tek yeleri artk, /es philosophes'un kendini ha-

7. John Carroll, Puritan, Paranoid, Remissive, a Sociology ofModem Cultu


re, Routledge and Kegan Paul, Londra, 1977, ss. 17- 1 9, 2 1 , 45, 56.
1 84 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

zrlad ve onlarn varisierinin gerekletirmek zere kendilerini


eittii trden uygariatrma ilemine boyun eecek durumda deil
dir (daha nce byle bir durumda olmularsa, tabii). Les philosop
hes'un miras brakt ve entelektellerin kolektif kurucu belleinin
kurumsallatrd, gnlk yaamn gerekliiyle hibir balants
olmayan, sradan erkeklerle kadnlarn bedenleriyle ruhlar zerinde
hibir egemenlii bulunmayan yasa koyuculuk hrslar, umarszca
kuramn ve fuzuli eletirinin fildii kulesine kapatlm grnmekte
dir. En iyi durumda bunlar, entelektellerin artk uzmanlk alanlarna
ve farkl blmlere ayrlm birok etkinlii arasnda (ne kadar soylu
ve ne kadar gnendirici olursa olsun) bir etkinliin, amacn deva
mnda bulan bir etkinliin forml ilevini grebi !ir.
Bir zamanlar umutlar gerekten de nefes kesiciydi. Aydnlar,
bilgililer, entelekteller ac eken ve bekleyen insanla sunacaklar
ok nemli bir eyleri olduuna inanyorlard; insan bilimlerinin,
bir kez irdelenip zmsendiinde, insaniletireceine, insanlarn ya
amn, ilikilerini, toplumlarn yeniden biimlendireceine inan
yorlard. Entelektellerin kolektif rn ve ok deer verdikleri
mlkiyetleri olan kltr, insanln toplumsal anari, bireysel ben
cillik ve benliin tek yanl, zarar verici, bozucu geliiminin olutur
duu tehlikeleri savuturabilecei tek ans olarak grlyordu.
Kltr kusursuzlua ulamak iin belli kiilerin ynlendirdii, an
cak cokuyla ve evrensel olarak paylalan bir aba olacakt. Bu
umudu hi kimse Matthew Arnold kadar keskin bir biimde dile ge
tirmemitir:

Mkemmeliin incelenmesi olan kltr bizi, gerek insani mkemmellii,


insanlmzn her ynn gelitiren uyumlu bir mkemmellik olarak ve toplumun
tm kesimlerini gelitiren genel bir mkemmellik olarak kavramaya gtrr . . .
Zihnin v e ruhun ie dnk bir koulu olarak mkemmellik fikri, bizde vgyle
karlanan mekanik ve maddi uygarlkla tezat oluturmaktadr . . . Insan ailesinin
genel genilemesi olarak mkemmellik fikri, gl bireyciliimizle, bireyin kiili
inin kstlamasz deiimine getirilen tm snrlara duyduumuz nefretle, "her
koyun kendi hacandan aslr" zdeyiimizle tezat oluturmaktadr. Her eyden
te, insan doasnn uyumlu davurumu olarak mkemmellik fikri, esneklikten
yoksunluumuzla, bir eyin birden ok ynn gremeyiimizle, izlemekte oldu
umuz belirli bir hedefe youn bir enerjiyle dalmzla tezat oluturmaktadr . . .
Kltr bkp usanmadan, olgunlamam insaniann holanabilecei eyi,
onun kendisini biimlendirdii kural haline getirmeye almaz; kltr, gerekten
gzel, zarif ve uygun olann ne olduunu duyumsamaya daha fazla yaklamaya ve
Iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 185

olgunlamam insan ondan holanr hale getirmeye alr. 8

Arnold, insann "gerekten" gzel, zarif ve uygun olan tanma


sn salayacak kurallar baka hibir yerde aklamamtr. Bu, ma
nifestosunun bir kesinlik ve kendine gven havas yaymasn engel
lememektedir. Arnold, gzel ve uygun olan, "tatllk ve k" bili
yordu, kesin olarak biliyordu; frsat verilse herkesin ona katlacan
da kesin olarak biliyordu. Bu kendine gven, yntemsel bir uzla:na
dayanmyordu; usule ilikin kurallar hakknda kurumsal bir gr
birliine dayanmyordu. Arnold'un kesinlii gcn olas temelierin
en salamndan, tartmasz bir otorite hiyerarisini gsteren tart
masz deerler hiyerarisinden alyordu. Uygarln doruk noktasna
yerlemi olaniann zarif ve uygun olarak grdkleri eyler, gerek
ten zarif ve uygun eylerdi . Gzellik ve deeri lecek baka lt
ler yoktu.
George Steiner'in "In a post-culture" ("Kltr Sonrasnda") ba
lkl iki denemesi, birok bakmdan Arnold'un Culture and Anarchy'
sinin (Kltr ve Anari) yeniden ele alnmasdr.9 Steiner, bugn bil
diklerimizi bilmiyor olmann Arnold'un ya da Voltaire'in avantaj
olduunu belirtir; bilgisizlik kendine gveni getirmiti. Biz onlarn
bilmedikleri bir eyi biliyoruz: nsan bilimleri insaniletirmez - ya
da en azndan byle bir art yoktur. O dnemde hakl olarak uygarl
n doruu saylan yerden aa bakldnda, "bilimsel bilgi aracl
yla bireysel zihnin gelitirilmesi ile yaamn gerekli grlen nite
liklerinin slah arasnda" nceden dzenlenmi bir "uyum" olduu
bariz grnyordu. Bize artk bu hi de bariz bir ey gibi grnm
yor; daha kts, ilerleme aksiyomunu terk ettiimiz, "ileriye dnk
dler kurma" tekniini yitirdiimiz, "ontolojik topya ile heyecan
lanmay " braktmz ve btn bunlarla birlikte "iyi"yi "kt"den
ayrt etme yetimizi kaybettiimiz iin, bir eyi "slah" diye savuna
bilmek bizim amzdan artk ok g bir ey. Yaadmz a, ze
rinde gr birliine varlm (buna egemen de diyebiliriz) hiyerar
ik deer yapsna son verdi ve "kltrel kodun doal kod zerindeki
egemenliini temsil eden ikili kartlklar"n (Bat ile dierleri ara-

8. Matthew Amold, Culture and Anarchy, Cambridge University Press,


Cambridge, 963 (ilk basm 869), s. 1 , 49, 50.
9. George Seiner, Extraterritorial iinde, Atheneum, Londra, 976.
1 86 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

sndaki, eitimliler ile eitim grmemiler arasndaki, yksek ile al


ak tabakalar arasndaki kartlklar gibi) hepsinin yadsnmasn ge
tirdi. Bat kltrnn stnl artk aikar bir ey olarak grnm
yor; bununla, o olmakszn kltrn olmad "gvenli merkez"i yi
tirdik. Bizim yaadmz a, gerekten de "kltr-sonras" adr.
Steiner, kltrn sekinci ve deer yargsna dayal olmas gerektii
ni vurguluyor. Bu iki zelliin tartlr hale gelmesi ve saldrya u
ramasyla birlikte, uygarlmzn gelecei "neredeyse bilinmez" du
rumdadr. yle zetlenebilir sanrm: Arnold'un ikili ayrm yerin
deydi, seim her zaman kltr ile anari arasnda olmutur. Ancak
Arnold seimin hangi ynde yaplacan bilmiyordu.
Modem kltr inceleyen btn sosyologlar konuyu Steiner'in
kyamet nsezilerine kadar vardrmasa da, birou onun tehisinin
zne katlacaktr: Bir zamanlar tartmasz kabul edilen kltrel de
erler hiyerarisi kmtr ve Bat kltrnn bugn en gze ar
pan zellii otoriter deer yarglannn gerekletiTilecei zeminin
yokluudur. Doal olarak, sosyologlar byle bir sonuca yol aan top
lumsal srelerle ilgilenmektedirler. Aydnlanma hamlesinin soluu
toplumun "genel" ve "uyumlu" mkemmelliini gerekletirmeye
neden yetmemitir? Neden bilimsel bilgi ile yaamn arzu edilen ni
telikleri arasnda umulan uyum gerekleememitir? Ters giden ney
di? Ters gitmesi art myd?
Bu sorularn en yaygn yantlarndan biri, insan bilgisinin kendi
kendine ilerleyen ve durdurulmas olanaksz bir biimde, ok sayda
dar kapsaml, ksmi, yalnzca gevek olarak birbiriyle balantl uz
manlklara blnm olmasdr. Konu ok kapsaml bir biimde ve
kesintisiz olarak tartlmaktadr, ancak Georg Simmel'in 70 yldan
fazla bir sre nce sunduu ok nemli deerlendirmesi hala alma
m durumdadr: Simmel, kltrn akbeti ile yalnzca aletlerin man
t ve onlarn biim verdii retici gler tarafndan ynetilen tek
noloji ve bilimin geliimi arasndaki baianty dile getirmiti. Sim
mel'in anlattklar, bycnn ra yksnn modem yaama
uyarlanmasdr: Balangta hizmet ettikleri insani amalardan ba
mszlaan aletler kendi kendilerinin amac haline gelmi, kendi ha
reketlerinin hzn ve ynn dayatr olmulardr.
Ruhun rettiklerini ileriye doru gtren, nesnelerin doal, bilimsel mant
deil, kltrel mantdr. Anlk tketim alannn tesine geer gemez, tm tek-
iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 187

nolojinin yazgsal olarak ikin gds burada yatmaktadr. Bylece, itli rn


lerin snai retimi, bunlarla yakndan balantl, ancak aslnda gereksiz olan bir di
zi yan rn retir. Bu retimi gerekli klan, yalnzca oluturulmu donanmn tam
olarak kullanlmas ynndeki baskdr. Teknolojik sre, ruhsal srecin gereksi
nim duymad balantlarla tamamlanmay gerektirir. znenin kltr asndan
anlamsz olan, yapay bir talebi gerektiren geni bir rn sunum u ortaya kar. Bi
limlerin eitli dallarnda durum farkl deildir. rnein, bir yandan, dilbilimsel
teknikler almas olanaksz bir incelie ve metodolojik kesinlie ulamtr. te
yandan, entelektel kltr iin gerek bir nem tayabilecek bir konunun gzden
geirilmesi ayn abuklukla gereklemez. Bylece, dilbilimsel aba sk sk mik
rolojiye, bilgie aynntc abalara dnr: nemsiz olann, kendi adna varl
n srdrd bir ynteme dntrlmesi, izledii bamsz yol artk yaamn
btnlenmesi anlamndaki kltrn yolu ile akmayan mstakil normlarn ge
niletilmesi halini alr.
Bunun sonsuzluk ynnde oaltlmamas iin, kitabn kitaba, sanat eserinin
sanat eserine, icatlarn icatlara eklenmemesi iin herhangi bir neden yoktur. Byle
bir nesnellik biimi kendini gerekletirmek iin snrsz bir kapasiteye sahiptir.
B iriktirmeye ynelik bu doymak bilmez kapasite, kiisel yaam biimleriyle ok
derin bir uyumsuzluk iindedir. o

Simmel iin "kltrn trajedisi", hepsi de insan ruhunun siaha


ve mkemmellie doru atlm tarafndan retilen bilim, teknoloji
ve sanatlann, tam da baarlan nedeniyle, giderek kendilerini yara
tanlardan ve onlarn balangtaki amalanndan uzak hale gelmele
ridir. nsan bilimleri insaniletirmiyor, nk birok kola ayrlan,
saylan ok fazla artan ve gelien dallar artk "insan bilimleri " nite
liini yitirmi. "Yaratc" yarattklarnda kendini tanyamyor artk.
Yarattklar ona yabanc, nesnel varlklar olarak, yabanclklan ve
"darya ait olulan"yla Yaratc'nn denetim alann tehdit eden
varlklar olarak grnyor.
Farkl bir biimde sylemek gerekirse, Simmel, Aydnlan
ma'nn uygarlatnc niyetlerinin devinim gcn koruduu yerin
aamal olarak yok olduunu dnmektedir. Artk "entelektel"
yalnzca kltr tayclarn eitimsiz, cahil, ilkel ya da kltrden
yoksun kesimlerden ayran bir kavram deil, ayn zamanda birok
bilim insan, teknisyen ve sanatdan da ayran bir kavramdr. Sim
mel'in, entelekteli bir yabanc -bilim, teknoloji ve sanatlarla dolup
taan bir dnyada yabanc- olarak ele almas artc deildir. By-

1 0. Georg Simmel, "On the Concept and the Tragcdy of Culture", The Conf
lict in Modem Culture and Other Essays iinde, ev. Peter Etzkom, Teachers Col
lege Press, New York, 1968, ss. 42-4.
1 88 Yasa Koyucular ile Yarumcular

le bir dnyada entelektel, geleneksel kltrel yasa koyucusu roly


le trajik, yurtsuz bir gezgin olmak zorundadr. Akln birok uzman
lam adacndan hibirinin onu yanllkla ihmal edilmi nder
olarak yeniden barna basmasnn olas olmadn fark etmek,
onun tragedyasn daha da younlatrmaktadr; biroklar onu mo
das gemi, ancak saygy hak eden neeli olarak bile hatrlamaya
caktr. Kendisi gibi bir avu yabanc dnda artk hi kimse onun
rehberliine gereksinim duymamaktadr.
Bycnn rann kendi rn ve miras zerinde denetimi
yitirmi olduu duygusunun kkeni belki de u olguda grlebilir:
Tmyle entelektellerin idaresinde grnen (ve yalnzca entelekt
ellerin gerek katlmclar olduklar) hakikat, yarg ve beeni ile il
gili sylemler artk entelektellerin, yani hakikat, yarg ve beeninin
geerlilii konusundaki st-uzmanlarn pek az denetimlerinin oldu
u, belki de hi olmad glerce denetlenmektedir. Denetim baka
glerin eline gemitir - kurumsal olarak desteklenen mevzuat ta
rafndan srekli retilen, kendi kurallarnn dorulayclndan ba
ka bir dorulanmay gereksinmeyen, uzmanlam aratrma ve bil
ginin zerk kurumlar ile kendi teknolojilerinin retici potansiyeli
dnda bir dorulanmaya gerek duymayan meta retiminin ayn de
recede zerk kurumlarnn eline. Ve bu kurumsal olarak paralanm
dnyann zerinde yeni bir onaylayc st otorite ykselmektedir: Fi
yat ve "fiili talep" ile hakikiyi sahteden, iyiyi ktden, gzeli irkin
den ayrma gcn elinde tutan pazar.
Simmel ile Steiner'in sava, oktan yenilgiye uram entelek
tel yasa koyucunun yapt en kahramanca savat, ancak bir oyala
ma savayd. Baka ufak apl arpmalar, postmodern koul ile
uzlam olan ardllannn memnunluk duyaca trendlerden dehete
dm "kitle kltr" kuramclarnca sahneye konmutur. Bunlarda
pazar birincil hedef haline gelmitir. Pazar, ancak kltrel sekinin
gvenilir bir yargda bulunabilecei konulardaki karar verme hakk
n gasp etmekle sulanmtr. Kltrn geerliliini nicelletirilebi
lir talebin pratik yargsna baml klmakla pazar, kltrel sekini,
tketicinin dikkatini ekebitmek iin birbiriyle yaran birok "bee
ni-kar grubu"ndan birine indirgemitir. Gsterili bir biimde ve
bilinli olarak bir aznla dayanan ve stnlk duygusunu sradan
halka kapal olmasndan alan "yksek kltr" beenisi byle bir re-
ki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 1 89

kabete tmyle hazrlkszd ve kt bir yanma karmas kanl


mazd. Bu nedenle, pazarn ayn zamanda hem yarg hem de jri
makamna oturduu bir mahkemenin yasalln kabul edemezdi.
Farkl bir balamda bir zamanlar David Joravsky, "entelektel
bamszln, modern siyasetilerio zihinsel uralar dnyasna
duyduu kmseyici kaytszla bal" olduunu yazmt. " Pa
noptik denetim tekniklerinin geliimi ve toplumsal iktidarn giderek
daha ince dokulara nfuzundan sonra devlet iktidarnn temellerin
deki nemli deiimden daha nce sz etmitik; bunlar, ideolojik
merulatrmalarn tedrici olarak yer deitirmesine ve sonunda sis
temsel btnlemenin yeniden retimi asndan konu d hale gel
mesine yol aan deiikliklerdir. zgrlk ve konu dlk birbiriyle
ok yakndan ilikili olduundan, kar taraftan bakldnda ayn
sre entelektel uran devletin siyasal kstlamalarndan tedrici
zgrlemesi olarak da betimlenebilir. Bu yaknlk, entelektelleri
sz konusu sreci tam bir tatmin olmuluk duygusuyla deerlendir
mekten alkoymaktadr; ya da daha dorusu, bu durum, bir zamanlar
birlik halindeki (eylemlilikte olmasa da, kendi kendileriyle ilgili ta
nmlamada) eitimli sekinler arasnda derin bir atiaa neden ol
maktadr. Simmel'in szn ettii ok katl uzmanlklar, zgrlkle
rinin tadn karmakta ve alan snrl, ksmi nemleriyle, uzamsal
ve ilevsel olarak snrlandrlm denetimden en iyi ekilde yarar
lanmaktadrlar. Modernite st-sylemini srdren, geleneksel haki
kat, yarg ve beeni sorunsalyla ve geleneksel onaylayc yasa ko
yuculuk deviyle uraan eitimli sekinin ekirdek kadrosunun ise
bildii tek bir nemlilik vardr: Kapsam asndan dnya apnda,
ilevi asndan siyasal. Byle bir nemlilik ortadan kalkm oldu
undan, st-eotelektel kendisini yoksun hissetmektedir. Onun en
gl biimde hissettii yn, konu dlkla balantl zgrlkten
ok, iin konu dlk yndr.
Joravsky'nin yorumu daha geni bir alanla balantldr; onun
yorumu, bir btn olarak kltr alann ilgilendirmektedir. B urada,
"merulatrma sylemi"nde olduu gibi, konu dlk zgrlk ret-

1 1 . David Joravsky, "The Construction of the Stalinis Psyche", Cultural Re


volution in Russia 1928- 1931 iinde, yay. haz. Sheila Fitzpatrick, Indiana Univer
sity Press, 1978, s. 1 2 1 .
1 90 Yasa Koyucular ile forumcular

mektedir. Yerel farkllamann, zerk ve kendi gcyle ilerleyebi


len, cemaat temelli yaam tarzlarnn kkn kazmak ve bunlann
yerine birlii salanm, tm toplumu kuatan disiplin rntsn
geirmek amacyla ortaya kan modem devlet, bu amacn gerek
letirmek iin bir kltrel hal seferine gereksinim duyuyordu.
"Bahe dzenleyicisi" devletin rgtleme alanndaki hrslar, ente
lektel ynlendiriciliin hedeflerini kresel planda gerekletirme
hrslaryla ok iyi badayordu. Devletin ynetim siyaseti ile ente
Iektellerin uygariatrma abas ayn ynde iliyor, birbirini besle
yip pekitiriyor -ve baanlar iin birbirine bal- gibi grnyordu.
Ancak merulatrc sylernde olduu gibi, modem devlet giderek
kltrel hal seferlerinin tekbiimletirici etkisine daha az bal ha
le gelmitir. Tmyle kulland panoptik teknikleriyle devlet b
rokratik blnmeler, ayrlmalar, snflandrmalar zerinde gelimi
tir. "Ou sont les craisades d'autant?" ("Nerede o eski hal seferle
ri?") Neden siyasetiler onlara gerek duymak zorunda olsunlar? El
bette, eitimli sekin stn toplumsal statsn korumutur; ancak
korumakla vnd ve kolektif neminin kant olarak gsterdii
deerler siyasal nemini yitirmi, dolaysyla bu deerlerin stnl
nn aikarl da ortadan kalkmtr.
Merulatrc yknden kurtulan kltr yeni, btnletinci bir
rolde kullanlabilirdi, kullanlmtr da. Kltrn sistem asndan
konu dlndan kaynaklanan zgrlk, belli deerlerin yerletiril
mesi ynnde hrsiar olan eitimli sekine pek az yarar salamtr.
Siyasetilerio boaltt yere geen onlar deildi. Siyasal destekten
yoksun olduundan, yeni kltrel hal seferlerini balatma abalan
giderek fikir olarak hayal rn, uygulama olarak da gln grn
m olmal. Kltrel yasa koyucularn dehete drecek ekilde,
kltrn devlet denetiminden bamszlamas, bunun ayrlmaz bir
paras olarak, kltrn kendi iktidarlarndan bamszlamas sonu
cunu getirmitir. Si stemsel btnleme alannda bir fazlala dn
en kltr, toplumsal btnleme sahasna kaym, burada kendisini
tm teki, ok sayda ve kk paralara ayrm glerin arasnda
bulmu, onlarn odaktan yoksunluunu, eitliliini ve yaylml
n paylamtr.
Bununla birlikte, kltr tarihi asndan bu, kltrn erken mo
dem dnemde, modem devletin sistemsel btnletirmesinin hizme-
iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 9

tinde kullanlmadan nce igal ettii balangtaki alana bir geri d


n deildi . ievsel olarak modemlik ncesi edeerine benzer olan
alan, ok farkl bir yaps olan ve ok farkl sonulara yol aar post
modem bir kurumsal biim almtr. Yerel glerin cemaat temelle
ri, modem devletin uzun iledeyii srasnda etkin biimde yok edil
mitir; kltr, sistemsel yeniden retimde gereksiz hale gelip, alt
sistemsel, toplumsal dzeyine geri dndnde bu temeller kullan
labilir durumda deildi. Ancak, yerellemi iktidarn baka sleri
beklemedeydi - ve bunlar bir sre sonra kltr kendi ynetimleri
nin nesnesi haline getirdiler. Bu sler pazarn kurumsal anda yer
lemiti; kltr, pazarlanabilir bir mala dnt, karlarn ve fiili tale
bin yarg makamnda oturduu yksek mahkemenin yargianna
bal tm teki mallar gibi.
"Kitle kltr" kuramclarnn fkeli yarglamalarnn ardnda
yatan ey, kltrn siyasal bamszlnn, kltrel yasa koyucula
rn gcn yitirmesine yol atnn farkna varlmasyd. Dwight
Macdonald, yeni durumun ierdii tehlikelere kar okurlarn uyar
yordu: "Yava yava, yaylmakta olan bal iinde her eyi yutma
ya hazr lk, yumuak bir yar aydn kltr belirmeye balyor. "
Keskin bir kavrayla Macdonald bu rktc eilimin kklerinin,
kanlmaz olarak zgrlk ve demokrasiye elik eden "ayrmclk
yoksunluu"nda olduunu belirtmektedir: " Kitle Kltr ok ama
ok demokratiktir; hibir biimde herhangi bir ey ya da kimseyi di
erlerinden ayrmaz." Elbette, en tiksindirici grnm olmas gere
ken ey uydu: Uygulamada, ayrmclk yoksuniuu "yksek kl
tr"n deerinin azalmas, onun tm teki kltrel seimlerle ayn
dzeye yerletirilmesi ve yksek kltr rahiplerinin onaylayc h
kmlerine ciddi olak kulak verilmesi anlamna geliyordu. Macdo
nald, fkesinin, zgrlk klf altnda seimler yapan (ve bu seim
leri "dayatan"), bylece yalnzca kltrel sekinin hak talep edebile
cei ayrcalklara sahip kan insanlara (bu seimleri kabul eden ya
da kabul etmeye zorlanan "halk"a deil) ynelik olduunu aka
sylemektedir. Macdonald, kltr ynlendirenlerin uygulad zor
baln aresiz kurbanlar olan "kitle" ile kltr ynlendirenlerin
zerk birer kltr taycs olarak yok ettii gerek "halk" kesin
olarak birbirinden ayrmak iin zel bir aba gstermektedir. Mac
donald'n birok kez vurgulad zere, kitle kltr "halk klt-
192 Yasa Koyucular ile Yarumcular

r"nn bir baka biimi deildir ( "halk . . . bir topluluk, yani birbirle
rine ortak kar, i, gelenekler, deerler ve duygulada bal bir birey
ler grubudur"}, ancak "kitlelerden sz etmek ok farkl bir eydir". 1 2
Macdonald, "halk kltr" ve bu kltrn ayrlmaz bir parasn
oluturduu cemaatlerin yok edilmesinde entelektellerin oynad
rol unutnay yelemitir. Sekinci kltrel denetimden muaf olan,
gemiin cahil, batl itikatl ilkellerinin ardllar birden "vasat" klt
re kar savunulmas gereken deerlerin tayclar haline gelmitir
- stelik, sekinci Kulturtriiger [kltr taycs] ya da eitimcilerin
mdahalelerine kar hibir zaman savunulmadklar bir tarzda. En
telekteller ile "olgunlamam", kltrel formasyondan yoksun, "s
radan" insanlar arasndaki "zel iliki" hakknda Pierre Bourdieu u
yorumu getirmitir:
[Sanat] naiflii "gsteriilik"e yelemektedir. "S radan halk"n vlmeyi
hak eden temel nitelii, "kk burjuva"nn hrsianna esin kayna olan sanat (ya
da iktidar) konusunda herhangi bir iddiasnn olmamasdr. Onlann kaytszl,
sessizce tekeli tanmak anlamna gelmektedir. Dman epeevre kuatma ve g;;;
rekirse yadsdn yadsma eklindeki stratejileri yznden bazen "popler" bee
nilere ve grlere geri dnen sanat ve entelektellerin mitolojisinde, "halk"n
bunca sklkla, kmekte olan aristokrasinin muhafazaklir ideolojilerinde kyl s
nfnn oynad role benzer bir rol oynamasnn nedeni budur. ! 3

teki ynleri asndan kavrayc ve isabetli gzleminde Bour


dieu karlatrmann gerek nemini gzden karmaktadr: "Ky
ly" idealize eden kmekte olan aristokrasiydi; "halk" idealize
edenler, kmekte olan "kltrel yasa koyuculardr" . Dnn avclar,
kaak avclara kar kendi yasal kltrel aviar olan "halk" savun
maktadrlar.
Kitle kltr eletirisinin ieriine gelince - burada "Pritenin
lm" syleminde kefettiimiz izleklerio aynlarn kefetmekte
yiz; ancak bu kez izlekler, nceki gibi imdi de bir retme sreci
olarak, "birine bir ey yapma" olarak alglanan kltr kavram evre
sinde rgtlenmilerdir. "yi sanat" ile "iyi sanat" kavramlarnn

1 2. Dwight Macdonald, "A Theory of Mass Culture", Mass Culure, The Po


pular Arts in America iinde, yay. haz. Bemard Rosenberg ve David Manning
White, Free Press, Glencoe, III., 1957, s. 63, 62, 69.
13. Pierre Bourdieu, Distinction, a Social Critique of the Judgment of Taste,
ev. Richard Nice, Routledge and Kegan Paul, Londra, I 984, s. 62.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 193

karlkl olarak birbirini geerli klmas rneinde olduu gibi, kitle


kltr eletirisinde de "yanl eyler yapma" fikriyle "bu tr eyleri
yapanlar yanl insanlardr" fikri karlkl olarak birbirini geerli
klmaktadr. ada (entelektel olmayan) kltr yneticilerinin
mahkum edilmesi iin onlarn rnlerinin daha aa nitelikte oldu
unu gsterecek bir kant gerekmektedir; ancak rnlerin niteliksiz
liini kantlamann tek yolu, onlarn nitelikli olduunu belirtenierin
yetersizliklerini ortaya koymaktr.
Bylece kitle kltr her eyden nce gayretsizlik kltn te
vik etmekle sulanmaktadr. Macdonald'n yar aydn kltrn
"cokusuz ve zayf' bulmasnn balca nedeni, bu kltrn kendini
kolaylkla anlalabilir eylerle snrlamas ve tketicisinden abayla
uzmanlk eitimi isteyen eyleri reddetmesiydi. Gizemli ve gerek
ten deerli olana ulama ynndeki stn aba her zaman entelekt
ellerin kendilerini merulatrma mitolojilerinin vazgeilmez bir
paras olmutur ( 1 . Blm'e baknz). nsann aba gstermeden,
zveride bulunmadan ve ac ekmeden "kltrl" olabilecei varsa
ym entelektel stnl kknden sarsmaktadr. Bemard Rosen
berg bu konuda unlar yazmtr: "Eitim ve kltr sahibi olma, ted
rici, aamal ve dzenli srelerse, o zaman popler kltr bunun
zttdr. nk kitle kltrn bunca ekici klan ey, aba gster
menin gereksiz olduu imasdr. " 4 Kitle kltrnn etkilerini Er
nest van den Haag zetlemektedir: "Kltr daha ok bir gsteri spo
ru haline gelmekte. " s
Rosenberg ile White'n yazdklan kitap ve bu kitabn 1 950'ler ile
1 960'larda yaratt kitle kltr tartmas belki de ruhun "kmek
te olan aristokrasisi" tarihinde sylenmi son szlerdi. Ayn dnem
de C. W. Mills, kitle iletiim aralannn pazar glerinin denetimin
den karlmas ve yeniden asl ait olduklar kimseleri n, entelektel
lerin eline gemesi gerektiini yazyordu. O dnemde hala, sistem
iindeki eski merulatrc ilevinden koptuktan sonra kltrn al
d yn n geri dndrlebilecei, yasa koyuculuk ilevinin, fes phi-

14. Bemard Rosenberg, "Mass Culture in America", Mass Culture iinde,


s. 5.
15. Emest van den Haag, "A Dissent from the Consensual Society", Mass
Culture Revisired iinde, yay. haz. Bemard Rosenberg ve David Manning White,
Van Nostrand, New York, 197 1 , s. 9 1 .
194 Yasa Koyucular ile Yarumcular

losophes'un ada ardllar olan entelektel sekinin ekirdek kad


rosuna iade edilebilecei izlenimi vard. Bu umutlar yllarn geme
siyle birlikte yava yava yitmi ve onunla birlikte kitle kltr tar
tmas sona ermitir. Ge dnem modern devletin iinde kltr
sanat alannn geri dndrlmesi olanaksz konu dl gz ard
edildii srece, umutlar ve tartma srdrlebilirdi. Gz ard edil
mitir de - gerek kitle kltrn eletirenler, gerek kitle kltrnn
az saydaki hayran tarafndan. kinci kategoride yer alanlardan Ed
ward Shils yeni "kitle toplumu" olgusunda gerekten vgye deer
bir gelime gryordu: Daha nce "evre"ye mahkum edilmi olan
kitleleri toplumun "merkezi"ne, yani merkezi kurumlaryla merkezi
deerler sistemine yaklatrmak. 6 Kitle kltr yorumcular gibi
Shils de kltr eski ve oktan yitirdii ilevi iinde gryordu.
Shils'in grnn tersine, aslnda "merkezi kurumlar" eskisine
oranla "evre"ye yaklamt (misyonerlik u karakollarndan ok,
bu kurumlarn panoptik uzantlar araclyla olsa da), ancak baka
lar iin yararllklan n, dolaysyla ne:n1erini yitirdikleri iin "mer
kezi deer sistemleri" yalnzca entelektellerin ilgi alan olarak kal
mt.
Daha yakn yllarda, kltrn pazar glerince zaptedilmesinin
geri dn olmayan bir noktaya ulat giderek daha fazla aklk
kazanmaktadr. Buna bal olarak, kltr tartmas oda yavaa,
ancak net olarak yn deitirmektedir. Yksek kltrn szclerinin
yeniden hakl kacaklar iddialan giderek daha az duyulur olmu
tur; beklenebilecei zere, bu giderek daha az gereki olan iddialar
la birlikte, pazann arptt kltrel rnlerin salksz ve yozlat
nc etkisi hakkndaki "felaket" yorumlan yerini, eitli "beeni sis
temleri", tketici tercihleri, kltrel modalar ve tm bunlar destek
leyen kurumlar a ile ilgili daha arbal ve daha nesnel inceleme
lere brakmaktadr. Postmodernst kltr kuram bu eilimin doruk
noktasdr. Bu kuramda entelektellerin yasa koyucu rol nihayet bir
yana braklm ve yeni roln, yorumculuk rolnn ana hatlar yava
yava bir araya getirilmitir.
Son yirmi ylda meydana gelen deiiklikler belki de, artk tke-

16. Edward Shils, "Mass Society and lts Culture", Mass Culture Revisired
iinde, s. 61.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Batan kartarilar 1 95
_
tici kltr olarak bilinen eyin kendi kendini srdren ve kendini
yeniden reten mekanizmasnn kefine balanabilir. Bu mekanizma
artk kapsaml olarak betimlenmitir ve burada ayrntl bir zmle
mesini vermenin gerei yoktur. Sz konusu mekanizmann baz te
mel noktalannn ortaya konmasyla snriayabiliriz kendimizi.
Makul olarak, en nemli nokta, tketici pazarnn tketiciyi ken
dine baml hale getirme yetisidir. Wolfgang Fritz Haug'un yerinde
deerlendirmesiyle, " [)nce yeni rnler gnlk ileri ok daha ko
lay hale getirmekte, sonra da gnlk iler yardmsz yaplamayacak
kadar g hale gelmektedir. . . Kamu ulamnn kmesiyle birlikte
zel araba, ehirleri yok edici bir bombardman kadar etkili biimde
paralamakta ve artk arabasz almas olanaksz mesafeler yarat
maktadr." 7 Yeni rnlerin piyasaya srlmesinin birlikte getirdii
becerilerio yok edilmesi olgusu nedeniyle ilk trnce dorudur; yeni
rnn benimsenmesinin gerektirdii evrenin yeniden yaplandrl
mas olgusu nedeniyle de ikinci trnce dorudur. Her iki durumda
da, yeni mallar kendilerini vazgeilmez hale getirmekte; kendi zo
runluluklarn yaratmaktadrlar - ztimleyiciler zaman zaman bunu
pazarn "yapay" gereksinimler yaratma yetisi olarak aklamtr (bu
olguyu pazarn yeni gereksinimleri "doal" gereksinimlerden ayrt
edilemeyecek hale getirme yetisi kapsamnda aklamak ok daha
yerinde olacaktr; birok ada Amerikan ehrinin plan ve ev, i ile
elence yerleri arasndaki ada uzam ilikisi gz nnde bulundu
rulduunda, araba gereksiniminin ya da insann bir yerden bir baka
yere gitmesini salayan herhangi bir aracn "yapay ", daha da kts
"sahte" bir gereksinim olduunu tartmak gerekten de bouna ola
caktr).
Pazar bamll, toplumsal becerilerio -erkeklerle kadnlarn
toplumsal ilikilere girme, bu ilikileri srdrme ve ihtilaf durumun
da ilikileri dzeltme beceri ve isteklerinin- aamal olarak yok edil
mesinden de kaynaklanmaktadr. Richard Sennett'in "mahremi
yet"in "laubalilie", "erotizm"in "cinsellie" dnm ile ilgili de
rin zmlemesi bilinmektedir; Sennett'in grne gre, bu dn
m "ykc bir Gemeinschaft"n kurulmasna yol amaktadr: kat-

17. Wolfgang Fritz Haug, Critique of Commodity Aesthetics, ev. Robert


Bock, Polity Press, Oxford, 1986, s. 53, 54.
196 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

lmclann toplumsal becerilerindeki eksiklik nedeniyle, hak ve dev


leriyle istikrarl ilikiler yaratmaktan kanld tr bir ortam; bu or
tamda "teki" yalnzca bireysel zgnlk iin srdrlen sonu gel
mez (tanmlanabilir bir amac olmadndan) bir savamn arac i
levini grr; keza bu ortamda, tm geici ve "ikinci bir aklamaya
kadar" niteliindeki insanlar aras balarn dayankszl ve kolay
incinebilirlii yznden toplumsal beceri birikiminin olumas ola
nakszdr. Bu, pazarn kolaylkla doldurduu "toplumsal boluk"tur.
Karlkl ilikilerinden doan meydan okumalar ve sorunlarla baa
kamayan erkekler ve kadnlar, pazarlanabilir rnlere, hizmetlere
ve uzman danmanlna ynelmektedirler; bedenlerini toplumsal
olarak anlaml "kiilikler" le doldurmak iin fabrikadan kma aletle
re, daha nceki -ve gelecekteki- yenilgilerin brakt yaralar iyi
letirecek tbbi ve psikiyatrik tavsiyelere, bildik sorunlarn zm
iin daha iyi bir evre salayaca umulan bilinmedik ortamiara ka
mak zere seyahat hizmetlerine ya da toplumsal zaman "askya al
mak" ve toplumsal ilikileri tartma gereini ortadan kaldrmak iin
fabrikada retilmi grltye (szcn gerek ve eretilemeli anla
myla) gereksinimleri vardr.
Toplumsal becerilerio yokluunun yaratt, pazarlanabilir mal
lara ve hizmetlere olan bamllk ksa srede pazar bamllna
dnmektedir. rnler ve hizmetler, gerek insani sorunlarn
zmleri olarak sunarlar kendilerini: Artk u eski genliini ve eki
ciliini yitirmi e ya da anneye ailenin ilgi gstermemesinin aresi
olarak bir sv yumuatc ; gerekten herhangi bir abaya girmeksi
zin (on impulse, "drtsel olarak") kar cinsin ilgisini ekmenin bir
arac olarak yeni marka bir parfm; parti konuklarnn birbirleriyle
kaynamasn ve birbirlerini ilgin bulmasn salayan yeni marka
bir arap. Bunun btnsel etkisi, her insani sorun iin dkkanda bir
yerlerde bekleyen bir zmn var olduu ve erkeklerle kadnlarn
baka herhangi bir beceriden daha fazla gereksindikleri becerinin,
onu bulma yetisi olduu eklindeki inantr. Bu inan tketicileri
mallara ve onlarn vaatlerine kar daha da dikkatli hale getirmekte,
bylece bamllk srmekte ve derinlemektedir. Alveri yapmak,
gereksiz hale gelmi ya da tkenmi tm teki becerilere vekalet
eden beceri haline gelir.
rnler verebileceklerinden daha fazlasn vaat ettikleri ve tke-
iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 197

ticiler er ge tek tek her iinn giinteki kullanm deeriyle ger


ek kullanm deeri arasndaki badamazl fark edecei iin, sz
konusu inan "yeni " ve "gelitirilmi" vaatler ve bunlarn maddi ka
ntlaryla srekli olarak pekitirilmelidir. "sel eskimilik" eklin
deki ayrntl olarak betimlenmi giing buradan kaynaklanmakta
dr - nce bunun fiziksel, teknolojik bir doas olduu dnlm
tr, ancak artk her eyden nce pazarlamann "yna" tekniinin
bir sonucu olarak giilmektedir. Yeni iinlerin asal rol, dnn
iinlerini eskimi gstermektir; "eski" rnlerle birlikte onlarn ger
eklememi vaatlerinin ans da silinir gider. Umut hibir zaman t
myle engellemeye uramaz; bunun yerine, hep hareket zerinde
odaklanan, hep yeni nesnelere doru kayan ilgiyle srekli bir coku
durumunda tutulur. Jean Baudrillard modayla ilgili olarak unlar
sylemektedir: "Moda, yepyeni bir ey bulma gereksinimi ile temel
dzende hibir ey deitirmeme gereksinimi arasndaki uzlamac
tavr somutlatrmaktadr. " s Vurguyu deitirmek istiyoruz: Moda,
"temel dzen"in (pazar bamll) hi tkenmeyen bir bulular zin
ciriyle korunduu bir mekanizma gibi grnmektedir; bulularn s
reklilii, onlarn tek tek (ve kanlmaz) baarszlklarn dzen a
sndan konu d ve zararsz klmaktadr.
Tketiciterin pazara bamllnn tek nedeni, sahip olsalar
kendi teknik ve toplumsal becerileri ve ileriye dnk hayal kurma
yetileriyle stesinden gelecekleri sorunlarla baa kmak deildir;
tketiciler pazara ayn zamanda kendi kesinlikleri ve zgvenleri
asndan gereksinim duymaktadrlar. En stn beceri alveri yap
ma becerisi olduundan, tm teki (olmayan) kesinlikleri telafi et
meyi vaat eden en nemli kesinlik satn alma seimleriyle ilgili ke
sinliktir. teki insanlarn seimlerinin istatistiince desteklenen mo
da byle bir kesinlii salamaktadr; on kediden altsnn "Whis
kas" teki tm yiyeceklere tercih ettiini bilirseniz, bu iin daha
az kiisel yetersizlik korkusu iinde satn alrsnz. iin seiminde
"rasyonel " olmann gururu (yalnzca ounluun yaptn yapmak
anlamnda da olsa), artk var olmayan ve ele geirilmesi imkan bu
lunmayan teknik ya da toplumsal beceriterin sergilenmesine dayal

18. Jean Baudrillard, For a Critique of the Political Economy of the Sign,
ev. Charles Lewin, Telos Press, New York, 198 1 , s. 5 1 .
1 98 Yasa Koyucular ile Yarumcular

gururlandnc kendine saygnn brakt boluu doldurmaktadr.


Ev kadn artk stn amar ykama becerileriyle gurur duymak ye
rine, doru amar tozunu satn almada gsterdii bilgelikle vne
bilir.
Pazar bamll, byyen gereksinimler hacminin smrgele
tirilmesiyle artmtr. Bu tr gereksinimler arasna yaam tasars ge
reksinimini katabiliriz; artk bu tasar, belli bir amaca ynelik satn
almalarn zaman dizisi eklinde dzenlenmektedir. Ya da elenme
gereksinimini; pazarn sunduu, saylar giderek artan oyuncaklarn
ve oyalayc aletlerin yan sra pazar en stn elence olarak kendisi
ni sunmaktadr. Alveri yapmak yalnzca yitirilmi becerilere, ke
sinlie, yaamn amacna olan zlemi tatmin etmek amacyla bir ey
lemde bulunmak anlamna gelmez; ayn zamanda, mkemmel bir
elence, duyumsal uyaranlardan oluan tketilmesi olanaksz bir ha
zine ve herkese paylaldna baklrsa, nihai toplumsal frsattr.
Ayn zamanda servenin, egzotik lkeler kefetmenin, insann ken
disini kk ve ekici tehlikelere atmasnn, cesaret ve risk alma
gsterisinin ada edeeri yerine gemektedir.
ada Bat toplumunun en nemli kurumu -kendisine tam ba
mll retme ve yeniden retme becerisi sayesinde konumunu
saldndan uzak hale getiren bir kurum- olan pazarn destekledii
"tketici kltr" , birok zmleyicinin grne gre yaadmz
an ortadan kaldnlmas olanaksz bir nitelii haline gelmektedir.
Tketici kltr erkeklerle kadnlarn topluma her eyden nce tke
ticiler olarak entegre edildii bir kltrdr. Yalnzca iinden tredik
leri pazarn mant kapsamnda aklanabilen tketici kltrnn
zellikleri, ada yaamn tm teki ynleri zerine salmaktadr
- eer pazar mekanizmasndan etkilenmeyen baka herhangi bir yn
kalm sa. Bylece her kltr maddesi bir meta haline gelmektedir ve
ya dorudan, ekonomik bir mekanizma araclyla ya da dolayl,
psikolojik bir mekanizma araclyla pazarn mantna baml k
lnmaktadr. Tm alglamalar ve beklentiler, bunun yan sra yaam
ritmi, bellek ve dikkat gibi nitelikler ve harekete geirici, gndem
oluturucu ncelikierin saptanmas bu yeni kurum iinde -yani pa
zar kurumunda- ynlendirilmekte ve biimlendirilmektedir. Ayn
zmleyicilere gre, bu nedenlerden tr, ada sanat ya da po
litikay anlamak iin pazar mantna bavurmak gerekmektedir.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 1 99

Tketici kltr, kendi kahramanlanyla rnek kiileri -ok sa


yda kaset satarak, gie rekorlar krarak, spor toto kazanarak, o sra
lar revata olan bir rnn "doru fyat "n tahmin ederek ve Pri
tenlere zg sk alma ve nefsini kreitmenin anlanyla lekelen
memi buna benzer tketicilik erdemlerini kusursuz bir biimde ye
rine getirerek oraya gelmi, halkn ilgi oda olan insanlar- olan,
kendi bana ayakta durabiten ve kendine yeterli bir dnya yarat
maktadr. Bu dnyada youn bir nfus yaamaktadr - bynn bo
zulmasna ynelik tm olaslklan uzaklatrmak amacyla, kahra
manlar yldrm hzyla birbirlerinin yerine geer; tketici yaam tar
znn zamandan bamszln ve srekliliini gstermek zere bir
ka "sper yldz" izleyicinin belleinde tutulur. Tketici kahraman
larn kalabalk dnyas tm tekilere pek az yer brakr; bir haber
programnda, spor, elence ve "insanlar"a (kapsam geniletilmi bir
"dedikodu stunu") ayrlan sre zamann ounu igal edip, izleyici
nin ya da okuyucunun ounun dikkatini eker. Tketici kahraman
lan arasnda skp kalm olan politikaclar ya onlar gibi davrana
cak ya da yok olacaklardr. Politikayla ilgili bilgiler, tketici pazar
nn izleyiciyi hazrlad tarzda sunulmaldr: "Haber" ounlukla
bir unutma aracdr, dnn balklarn izleyicinin bilincinden silip
atma tarzdr. Sonu, Stockhausen'in bestesinin aniatsal edeeri
dir: Sonraki haberin nceki haberce belirlenmedii, bu nedenle tam
anlamyla geliigzel bir art arda dizili iinde verilen, dizimsel
(sentagmatik) bir dzene tabi olmayan bir dizi unsur; beklenti yap
lannn ak seik bir biim almasna izin verilmez ve bylece beste
cinin zgrl kstlanmam olur.
Tketici kltr balamnda yasa koyucu olarak entelektele
yer brak lnad aktr. Pazarda, tek bir iktidar merkezi yoktur,
byle bir merkezi yaratmaya ynelik bir istek de yoktur (bunun al
ternatifi, yasa koyuculuk hrsiar olan entelekteller asndan eit
derecede ekicilikten uzak "gereksinimler zerindeki siyasal dikta
trlk" olurdu). Otoriter beyanlarn yaplabilecei bir yer ve kitlesel
bir dntrme kampanyasnn kaldralar olarak ilev grebilecek
younlukta ve benzersizlikte iktidar kaynaklar yoktur. Buna bal
olarak, geleneksel, gerek ya da umulan "entelektel yasa koyucu
luk" aralan da yoktur. Entelektellerin (baka herkes gibi) pazar
gleri zerinde bir denetimi yoktur ve gereki olarak byle bir de-
200 Yasa Koyucular ile Yarumcular

netimi elde etmeyi bekleyemezler. Tketici kltr, entelektel yasa


koyuculuun yaayan ansnn tarihsel temeli olan les philosophes
geleneinin iinden kt ve ona gre uyarlanm bir toplumdan
ok farkl bir tr toplum anlamna gelmektedir.
Kltrn tketicilik evresinin en derinlikli zmleyicilerinden
biri olan Pierre Bourdieu tketiciliin egemenliinin toplumsal b
tnlemedeki asal egemenlik tarznda nemli bir deiiklik anlam
na geldiini belirtmektedir. Yeni egemenlik tarznn ayrt edici zel
lii, bastrmann yerine batan karmay, zorla dzenlemek yerine
halkla ilikileri, otorite yerine reklamcl, kurallar dayatmann ye
rine gereksinim yaratmay geirmesidir. Bireyleri bugn topluma
balayan ey, onlarn birer tketici olarak etkinlikleri, tketim evre
sinde dzenlenmi yaamlardr. Bu nedenle, bireylerin davranlar
n haz ilkesine baml klma ynndeki doal gdlerinin ve ei
limlerinin hastnlmasna gerek yoktur; gzetim ve denetim altnda
tutulmalarna gerek yoktur. (Bu ilevi pazar stlenmitir - bilgi tek
nolojisini zel tketimin nesnesi haline getirmek suretiyle, Jacques
Atali'nin belirttii gibi, "gzetimli" toplum yerini "kendini gzetim
altnda tutan" topluma brakmtr.)19 Bireyler kendi istekleriyle rek
lamcln itibarna teslim olmakta ve bylece " merulatrma"yla il
gili inanlara gereksinim duymamaktadrlar. Davranlar, kurallarn
katlatrlmasndan ok gereksinimierin oaltlmas yoluyla idare
edilebilir, kestirilebilir, dolaysyla birer tehdit unsuru olmaktan
karlabilir.
Bourdieu'nn kavram garip bir biimde dar bir grn rn
dr; bu kavram ada toplumun nemli bir kesimini ve bildiimiz
kadaryla vazgeilmez, kanlamaz ve azrnsanamaz bir kesimini d
arda brakmaktadr. Elbette, pazarn egemen olduu bir toplum ku
ram olutururken bu kesim kolaylkla gzden karlabilir, nk
onu konu d, marjinal, kuramsal adan "yabanc", "kalntsal" ya
da "henz hertaraf edilememi" klan pazarn egemenliidir (tpk
sermaye merkezli toplum kuramnn "kapitalist olmayan" yaam bi
imlerini; Aydnlanma kaynakl kurarnn "eitimsizler"i ele ald
ya da komnizmin devlet merkezli kurarnnn insan karakterindeki
"sosyalist olmayan" ynleri deerlendiedii biimde). Ancak, Bour-

19. Jacques Attali, Les trois mandes , Fayard, Paris, 198 1, ss. 283-9.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Batan karlanlar 20 1

dieu'nn betimlemesine uymayan, toplumun bu teki kesimi, onun


betimlemesine uyan kesimle eit oranda kanlmaz olarak pazar ta
rafndan yaratlmtr. Bu kesim, "madalyonun br yz"n, mk
natsn teki kutbunu oluturmaktadr. ki kesim ancak birlikte var
olabilir ve ancak birlikte yok edilebilir. Bourdieu'nn kendi zm
lemesinde de belirtildii gibi, batan karma bunca etkili olabil
mektedir, nk batan karmann alternatifi bastrmadr; ve "reka
beti savam ebedi klan, farkl koullar deil, koullar arasndaki
farktr".o Koullar arasndaki fark, zgrlk ile zorunluluk arasn
daki farktr; bunlardan her biri anlamn tekinin varlndan almak
tadr. Ve fark oluturan da paradr. Pazar demokratik bir kurumdur;
Hilton Oteli gibi herkese aktr. Dahili pasaportlar ya da zel izin
leri gerektirmez. eri girmek iin erkeklerle kadnlarn gereksindik
leri tek ey paradr. Ancak bu ey olmakszn, danda kalmak zo
rundadrlar ve orada tamamyla farkl bir yapda bir dnya bulurlar
karlannda. Paray bunca ekici klan ve insanlar onu elde etmek
iin bunca aba gstermeye iten ey, tam da bu ikinci dnyadan k
satn alma olasldr. O dnyann karsnda, pazar ekonomisi
zgrlk imparatorluu ve kurtuluun somutlam hali olarak panl
damaktadr.
Bir yzyldan daha uzun bir sre nce Disraeli, modem an en
unutulmaz szlerinden birini sylemitir: "Bana Ayncalkllar ile
Halk'n ki Ulus oluturduu sylenmitir. "
Disreali'nin kastettii eyin, iverenler ile iilerden, smren
ler ile smrlenlerden oluan iki ulus olduu tahmininde bulunabi
liriz. Bizim toplumumuz da iki ulustan oluur. Ancak bizimkiler,
batan kaolanlarla bastnlanlarn; gereksinimlerinin ard sra git
me zgrl olanlarla kurallara uymaya zorlananlarn oluturduu
uluslardr. ki ulustan ikincisi olmakszn, postmodem dnya tablo
su kanlmaz olarak eksik kalacaktr.

20. Bourdieu, Distinction, s. 154, 164.


ll

ki Ulus, Bugnk Durum: Hastnlanlar

LEV TROK. bir zamanlar Rus "intelligentsia"s ile ilgili olarak


unlan sylemiti: " [t]oplumsal retimde herhangi bir bamsz an
lamdan yoksun, sayca az, ekonomik adan baml, . . . hakl ola
rak kendi gszlnn bilincinde olan Rus intelligentsia's srtn
dayayabilecei byk bir toplumsal snf aramaktadr."' Byk bir
snf aray Rusya'da, baka herhangi bir Bat Avrupa lkesinde ol
duundan daha iddetli ve daha youndu, dolaysyla gzlenmesi
daha kolayd. On dokuzuncu yzyl boyunca, Bat'da entelektel
misyon rntleri salam bir biimde oluturulduktan bir yzyl
sonra, Rus entelektel evrelerinin varlk kazanma tarz (Robert J.
Brym'in kusursuz zmlemesine baknz),2 arlan aydn despotla
ra, onlann ynettikleri devleti ise Akln ilerlemesi iin rgtl bir
ereveye dntrme umuduna ok az yer brakyordu. Rus intelli
gentsia snn, stlendii role sadk kalmak amacyla radikal olmak
'

zorunluluunu duymas artc deildir; entelektellerin misyonla


nn gerekletirrnek iin gereksinim duyduklan ortam yaratmaya
doas gerei daha eilimli olan "byk bir snf' aramalan artc
deildir.
Bununla birlikte, Rusya'nn benzersiz koullan ok daha nemli

l . Lev Troki, 1 905, ev. A. Bostock, Penguin, Harrnondsworth, 197 1 , s. 58.


2. Robert J. Brym, The Jewish lntelligentsia and Russian Marxism, A Socio
logical Study of lntellectual Radicalism and ldeological Divergence, Macmillan,
Londra, 1978, Blm 2.
iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 203

bir durumun g kazanmasna yol amtr. Rusya'da olduu gibi


baka yerlerde de, Avrupa'nn modern tarihi boyunca entelektelleri
birletiren ey, toplumsal dnyann rasyonel rgtlenmesine duyu
lan gereksinim ve byle bir rgtlenmenin rnnn bir tr srekli
"i eitim program" olaca eklindeki imgeydi; beklenebilecei
zere, entelekteller ideal toplum grne kendi kolektif yaam
tarzlanndan yola karak biim vermilerdi ve gene beklenebilecei
zere, byle bir ideale atfetmekten hibir zaman geri durmadklan
bir nitelik, Akl ile onun szclerine tannan yksek otoriteydi.
Mevcut toplum trlerini ayn bak asndan deerlendirme eilimi
sz konusuydu; bu toplumlar hakknda, Akl modeli krallna olan
yaknlk dereceleri ve kendi balarna byle bir modelin tam olarak
uygulanmas noktasna gelebilme olaslklarna gre hkm verili
yordu.
Bu, birletirici eydi; geri kalan btn eler entelektelleri,
ounlukla toplumun herhangi bir baka kesimine ya da toplumsal
snfa kar gsterilen dmanlktan ok daha ac ve ilkesiz bir sava
iindeki, karlkl dman kamplara blmt. En blc etmenler
arasnda, entelektel tabakann deiik kesimlerinin, toplumlarnn
rasyonalletirilmesini tevik etme abas iinde kullanmay nerdik
leri stratejiler ve bu grevi yerine getirmek iin kendi saflarna ek
meyi nerdikleri gler yer alyordu. Balangta grevin, ykselen
mutlakiyei monari ve onun toplumsal ynetim tekniklerine olan,
benzeri grlmemi aptaki talepleri balannda alglandn daha
nce (3. ve 4. Blm'de) grmtk. Aydn despotun ve onun top
lumsal gereklii ferman yoluyla deitirme konusundaki snrsz
potansiyelil)in bariz iktidar ve strateji olarak ne kmas son derece
doald. Bununla birlikte, bu rol uzun sre srdrmesi olanakszd.
Bu erken iyimser an Voltaire, Diderot, D'Alembert ya da Rousse
au'larnn hkmdarlardan bekledikleri tam olarak Rus Katerina ve
ya Prusyal Frederick gibi olmalan deildi. XIV. Louis'nin varisie
rinden hibiri, felsefecilerin gnde, unutulmaz sanat ve bilim ko
ruyucusu "Gne Kral" kadar parlak biimde ldamamtr.
O andan sonra, entelekteller blnm olarak kalacakt. Her
eyden nce, "byk gruptan kopma" sreci g kazand: Ortak
gvdeden dallara ayrlan ilgi ve aratrma alanlar, balangtaki ras
yonalletirme projesinden giderek uzaklat. Kkleri les philosop-
204 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

hes'a uzanan eitli uzmanlk dallan smrgeler yaratm, toplum


iinde kendi istekleri dorultusunda denetlerlikleri sahalar olutur
mu veya bu sahalarda st derecede bir zerklie sahip olmulardr
tm bunlar, balangtaki projenin yazgsyla ancak dolayl olarak
ve zayf bir biimde balantldr. Bu srecin dier sonucu, haHi ken
dilerini kanlmaz olarak devletin siyasal gleriyle ilikiye ya da
ihtilafa sokan bir rol oynamaya kararl genel entelektellerin ekir
dek kadrosunun giderek azalmasyd. Sosyologlar arasnda, srecin
iki ynnn iddetleri asndan ters orantl bir iliki iinde olduu
konusunda genel bir gr birlii vardr. Daha baarllar, ksmi en
telektellerdi; eitimli sekin mevkilerine sonradan gelenler iin
bunlarn uzmanlk alanlar daha makbul ve daha ekiciydi. Genel en
telektellerin varl daha az gze arpyordu, atma siyasetine ka
tlmlar daha az belirgindi (tabii bunun tersi de dorudur, yani at
ma siyasetine katlmlan daha az belirgin olduu iin genel entelek
tellerin varl daha az gze arpyordu). Bu noktay unutmakszn,
gene de genel entelektellerden kalm olanlar zerinde, yani Akl
a'nn umut, baar ve bsraniarn barndran kolektif bellekte ko
runan rntlerin muhafzlar ve uygulayclan zerinde younlaa
lm. Bizi burada ilgilendiren, onlarn i blnmeleridir.
Modem toplumun tm snflarnn ve tabakalarnn ortak bir
zellii vardr. Bunlarn grup portreleri her zaman ayn ressamlar ta
rafndan izilmitir: entelekteller. Bu portreleri izerken, entelekt
eller kanlmaz olarak kendi gzellik ve irkinlik standartlarn uy
gulamlardr. Gzellik ltleri modem a boyunca arpc biim
de ayn kalmtr: Karsna kan her ey pahasna Akl olanann
geniletilmesi olarak anlalan ilerlemeyle yakn bir iliki; rasyonali
te deerinin takdir edilmesi ve srarla zerinde durulan aydnlanma
gereksinimi; hakikat klt ve onu bilen, hakikati yanltan ayrabi
lenlere duyulan sayg ; topluma ve toplumu oluturan kimselerin ya
amna biim vernede ve onu ynetmede Akla nihai otoriteyi verme
istei. irkinlik ltleri de ayn homojen nitelii korumutur: Ras
yonalletirmenin ilkelerine kar olma; uygun grlmeyen hakikate
rin bastrlmas eilimi ; hakikat konusunda uzman kiilerin irrasyo
nel, nyargl ya da mitsel olduunu beyan ettikleri fikirlere balan
ma eilimi; ve "ksmi" (Akln evrenselliiyle badamad iin) il
gileri , toplumun ve toplumu oluturan bireylerin "genel" (evrensel
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 205

Akl tarafndan dikte edildii iin) gereksinimlerinin zerine koy


mak.
Gzellik ve irkinlik standartlan sabit kalmak kaydyla, portre
ler birbiri ard sra gelen entelektel umutlarn ve bunlarn hsrana
uramasnn izini tayacak ekilde zamanla deimi ve farkllklar
gstermitir. Portreler galerisini anlamann en iyi yolu, onu tamam
lanmam romanslar ve karlksz kalm aklar tarihi olarak gr
mektir. Galeri de birok modem kahraman vardr ve bu kahramanlar
dan her biri yllar getike, hem vgye deer hem de kendilerini
kltc portreler sergilemilerdir.
Endstrinin ncsn, Doa'nn ehliletiricisini, bakir toprakla
rn fatihini ve insann ortaya karlmam yaratc glerinin kulla
ncsn Saint-Simon, sevgiyle, kusursuz, korkusuz Akl valyesi
olarak izmitir. Yapt ilerin haber verdii ilerlemeden duydukla
r korkuyla kendilerini frenlemeye alan soylu snfn tersine, Sa
int-Simon'un kahraman sanayicisi merakl, aratrmac ve ak g
rlyd; sayg duyduu, tlerini dinledii bilim adarnma sevgiy
le balyd. Bu tr sanayiciler en cretli entelektel hayallere uyacak
bir dnyay yaratmak zorundaydlar. Byle bir portrenin yaratt
sorun uydu: Bir kez inceleme zahmetine katlanm olsa, modellik
ettiinin farknda olmayan kimse bu resimde kendini gremezdi.
Sorun burada bitmiyordu; baka entelekteller de portreye anlama
dan bakyorlard; onun varsaylan nesnesini, tumturakl fikirlerden
ve bunlar -baarszca- satmaya alanlardan kukulanan kaba sa
ba cahil bir yaratk olarak gryorlard. "Rasyonalite"ye ancak ken
di mlkiyeti snrlarnda tahamml edebilen, itin te yannda ne fe
laketlere yol aarm, ilgilenmeyen birisi olarak. Ve bylece Marx,
sanayi patronlarnn eletirisine tam da Saint-Simon'un onlara atfet
tii erdemierin yokluundan dem vurarak balad.
Galeride baka kahramanlar da vard. rnein, "devletin gerek
leri"ne ya da "genel karlar"a ballklar nedeniyle bencil, ahsi,
yresel, ksmi her eye kstlamalar getirecek olan, demokratik yol
dan seilmi siyasetiler. Bunlar, aydn despotun sorumluluklarnn
ada tayc lar olup, srtlarnda modem devletin karmak meka
nizmasn idare etme grevi; salam bir siyasal eylem kuramna, ev
renselliiyle herkesin kabul edebilect:i bir amaca, bu amac ulusa
iletecek ve ona ulalmasn ynlendirecek ok sayda uzman ile ei-
206 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

tim grm kimseye acilen gereksinim duyuyorlard. Ya da, siyaset


adamlarnn en ok "parti" politikas ile ilgili olduklar, kuramlarla
hedeflerden ok, arpc sloganiara gereksinim duyduklar ve uzak
bir gelecek iin tasarlardan ok, birbirini izleyen karklklarn
iinden kmak iin yntemler bulmakla ilgilendikleri bir kez anla
ldktan sonra, birok entelektel u olaslk zerinde kafa yormaya
balad: Gvenebilecei tek ey kendisi ve kendisine benzer insan
lardr; bu durumda sanat, yazar ve felsefeci, kendi fikirlerinin mev
cut yeryz iktidariarna stn gelecek kuvvette maddi gler haline
gelmesini umarak, ilerleme ykn kendi omuzlarnda tamak zo
rundadr.
Bununla birlikte, tm kahramanlar arasnda, bir tanesi zellikle
kt hretli bir rol stlenmiti: "Proletarya", "dnyann sefilleri",
daha fazla ac ekmeyi gze alamayacak kadar ok ac ekenler, ras
yonel toplumun geliindeki gecikmenin asl ykn tayan ve bu
nedenle kendi yoksulluklaryla ilgili hakikati grdkleri an, ilerle
menin bayra altnda toplanacak olanlar. Bunlar, Rus poplist intel
ligentsia'snn kylleri ya da onlarn daha sonraki ardllar olabilir
Afrikal ya da Latin Amerikal Radikaller. Ancak her eyden nce,
genellikle bilincinde olmakszn, Akln proleter bayrak tayclar
olarak portrelerini yaptrmak zere poz verenler sanayi iileriydi.
iler, insan trn Akln vaat edilmi toprana gtrecek ko
lektif kahramann idealize edilmi portresine modem toplumun her
snfndan daha ok benzer grnyorlard. Her eyden nce, iiler
denenmemiti, dolaysyla toplumun daha ansl snflarnn aksine,
ilkelerinden dn vermemilerdi: Henz umutlarnn smanabiiecei
ve bir yana braklabilecei bir gereklik yoktu. Tarih bilinci olan
hayranlarnn onlara verdii eski ada ramen, modem iilerin in
sanlk tarihinin nceki dnemlerinden herhangi birinde tam bir ede
erleri yoktu. Onlar gerek bir yenilikti ve bu nedenden tr gemi
in ac anlaryla kirlenmemi bir gelecein vaadini tayabiliyorlar
d. Gemiin ac eken teki snflarnn aksine, youn olarak bir
arada bulunuyorlard ve bu yzden grnebilir durumdaydlar, say
lar hzla artyordu, (kabilelerin demirci ustalar gibi) doay ehil ve
ilenebilir hale getiren byl trenler gerekletiriyorlard ve bu
nedenle hayranlarnn etkilenmekten kendilerini alamadklar bir da
yankllk ve fiziksel g gelitirmeleri bekleniyordu.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 207

Ancak, "tarihsel snf' arayn iilerle noktalamak ve onlar


modem an proJetaryas ilan etmek iin daha nemli nedenler var
d. iler ayn yazgy paylatklarnn bilincinde ve onunla ilgili bir
eyler yapmaya kararl olduklarn ortaya koyan iaretler sergiliyor
lard; inat ve militan bir kitleydiler, sokaklara kyor, ayaklanyor,
barikatlar kuruyorlard. Geriye dnp baktmzda, militanlklar
nn "Akln ilerlemesi"ni durdurma yolundaki bouna giriimde, yani
belleklerde kk reticinin zgrl olarak canl kalan eyin yeri
ne fabrikalara tklnann geiini durdurma abasnda doruk nokta
sna ulatn biliyoruz} Ancak o dnemde, byle bir bilgi mevcut
deildi ve tarihsel olarak ortaya kan militanl doallatrmak, hu
zursuz, gvensiz fabrika iilerine sahip olmadklar ilgileri isnat et
mek kolayd . "Rasyonel", kapitalist toplumun disiplinli ve yakndan
gzetleneo bir snfna dntrlmeye kar gsterdikleri amansz
diren, "kendinde snf'n imdiden "kendisi iin snf'a dnmek
te olduunun bir kant olarak grlebiliyordu ; "rasyonelletirici"
toplumda iilerin, mitolojilerini yazan entelekteller asndan do
al bir ey olan "yerleiklie" benzer bir yerleiklikleri olduu var
saylyordu.
Belki de entelektellerin endstri iileriyle ilgili ileriye dnk
hayaller kurmalannn nedenlerinden en nemlisi, burada sonunda
Akln szclerinin, otoritelerini ne imdi ne de bundan sonra sorgu
lama olaslklar bulunmayan bir nfus katmanyla karlam ol
malaryd. Gerekten de, burada sz ko1usu olan, "organik entelek
tel" tasavvuruna bir protatip olarak hizmet etmeye yazgl bir snf
t - kendilerini yararl klmak iin byk abalar gstermek yerine,
yararllklar, bir snfn "tarihsel kar" tarafndan, kelimenin tam
anlamyla kendilerine dayatlm olan entelekteller. iler aka
gelime ve kendilerini mkemmelletirme gereksinimi iindeydiler:
Eitimsizlerdi, cahillerdi, byk ve karnak fikirleri kavrayam
yor, ektikleri ac ile tarihin grkemli ilerleyii arasnda balant ku
ramyorlard. Yoksunluklarnn doas gz nnde bulunduruldu
unda, ancak entelektellerin denetlernede uzman olduklar yntem
le gelitirilebilir ve mkemmellie ulatnlabilirlerdi: retimden

3. Kr. Z. Bauman, Memories of Class, Routledge and Kegan Paul, Londra,


1 982.
208 Yasa Koyucular ile Yarumcular

gemek yoluyla. iler entelektellere, deyim yerindeyse kolektif


bir Pygmalion roln veriyorlard (Bemard Shaw'un Pygmalion'u).
iler entelektellere gereksinim duyduklar gc veriyorlard, an
cak bu g entelektellerin, yalnzca entelektellerin sahip olduklar
erkler tarafndan oluturulacak ve denetlenecekti. ilerin "snf i
gds" ve "doal g"leri ile karlatrarak, kendi etkisiz, coku
suz entelektelliklerini hor grdklerinde bile, entelekteller yalnz
ca marur anne-babalarn yaptklarn yapyorlard: Kendi vasatlk
tarnn karsna ocuklarnn dehasn koyuyorlard. "u ac eken
ler" ile "bu dnenler" i bir araya getirme projesinde, ac ekenlerin
kendi balarna dnemerlikleri varsaylyor ve dndere bir ara
ya getirme grevi uygun grlyordu.
Bu izlek, entelektellerin, modem fabrikalarn "proletarya"s ile
romansnn frtnal tarihi boyunca varln srdrmtr. Bu, Marx'
n "kendinde snf'tan "kendisi iin snf'a gei grsnde aka
grlebilir - toplum ve tarih kuramnn edinilmesi yoluyla gerekle
en bir gei. Bu, Marx'n "kendisi iin snf'a ancak bilimsel al
mayla, yani entelektellerin alkn olduklan ve beceriyle yaptklan
eyle geilebilecei konusundaki srarnda; kendi kaynaklaryla ba
baa braklrsa sendikann "burjuva saygnl"nn bysne kapl
ma eilimi hakkndaki sert yorumlarnda; ve son olarak, sonuta
proleter devrimin kapitalizmi devirmesiyle gerekleecek olan, mo
dem toplumun "rasyonelletirilmesi"ne giden asal yol olarak "ideo
lojinin eletirisi" ya da "ekonomi politiin eletirisi"ni -son derece
karmak ve tam anlamyla entelektel uralar- ele alnda da ak
a grlmektedir. Ayn izlee Marx'n ok sayda ve farkl izleyici
lerinin grlerinde de rastlyoruz. Kautstky, sosyalizmi, ii snf
hareketinin (kendiliindenlik, doal eilimler, snf igds, vb.)
bir sosyalist partiyle (bilimsel kuramn rgtl bir taycs) nikah
olarak deerlendiriyordu. Sosyalist ilkelere dayal rasyonel bir top
lumun alaca biim hakknda bilimsel kuramn neleri sylemesi ge
rektii konusunda tm aykr grlerine karn, Bemstein bu nokta
da Kautsky'ye katlrd. Lenin, Kautsky'nin formln byk bir i
tenlikle benimsemi, kendi balarna iilerin olsa olsa bir "sendika"
zihniyetine (yani, gerekliin imgelerini yerel, dar kapsaml bir de
neyimden derleyen, yalnzca bilimsel bilginin ulaabilecei evren
sellik dzeyine kendisini ykseltme yetenei olmayan cahil kimsele-
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 209

re zg daha aa zihniyete) ulaabileceklerini belirtmitir. Aksiyo


matik olarak zaten kabul edilmi olan ilikiyi en iyi biimde dile ge
tirme aray iinde, Gramsci partiyi bir "kolektif entelektel" olarak
adlandrmtr. Lukacs, entelektel zmlemenin bir iin olan
"snf bilinci"nin "snfn bilinci"ne, yani yalnzca iilerin savun
duklan gii lere stnln kantlamak iin byk aba gster
mitir: Bu sonuncu bilincin kanlmaz olarak "yanl" bir bilin ol
duunu, dzeltilmesi gereken, ancak kapsaml bir tarihsel sre
zmlemesinin getirebilecei iyi haberleri bekleyen bir bilin oldu
unu gstermitir. Althusser fikirleri -entelektellerin yaad ve
kendilerinin sayd dnyay- kendi bana bir gereklik konumuna
ykseltmi ve her tr uygulama asndan bunlarn iine toplumsal
deiimin kklerini ve inisiyatifini yerletirmitir. Marx'tan giderek
daha fazla kopan ve ona kar giderek daha eletirel bir konum alan
byk ve kk sol gruplar bugn (kendi aralanndaki atmalardan
arta kalan vakitlerde) halk "bilinlendirmek" ve "halkn anlamasn
salamak"la meguldrler. Sz konusu gruplar bunu, "genel" ("ks
mi"den hi sz etmeyelim) entelektellerin halihazrdaki kolektif
deneyiminden ok, tarihsel bellein tevikiyle yapmaktadrlar.
Btn bunlar, entelektellerin nemli bir kesiminin ii snfyla
arad nikahn, yalnzca iten pazarikt bir elverililik gerekesi ta
rafndan dayatld anlamna gelmez. Proletarya davasyla kurulan
tutkulu zdelemede, birok durumda olduka gl bir gerek in
sani acma duygusu ve yoksul, ac eken insanlarn yazgsyla ilgi
lenme istei vard. Baz durumlarda bu etmenin kendisi, herhangi
bir tarihsel-felsefi ilginin destei olmakszn, insanlar eyleme ge
meye (Mayhew, Booth ya da Ri is rneklerinin kandad zere) y
neltmitir; bazen tarihsel-felsefi ilginin uyandrd acma duygusu
nun, eylemin aracndan amacna dnt olmutur (en iyi rnei
ni Blanqui'de grdmz bir rnt). Gerekten de, ac ekme, ii
snfnn kt durumuyla ve onun ngrlen rolyle ilgili tm ente
lektel kuramiatrmalarn ayrlmaz bir parasyd. Ancak hibir za
man fabrika iilerinin yoksulluu, tek bana iileri tarihsel rasyo
nalletirmenin birincil faili haline getirebilecek bir etmen olarak g
ii lmemitir. ilerin birincil fail olduklarn ilan etmek iin, acma
duygusunun, durumsal ve isel niteliklerin atfedilmesiyle bulumas
gerekiyordu, fabrika iileri de yukarda saylan nedenlerden tr
2 10 Yasa Koyucular ile forumcular

bu atf hakl kanr grnyordu.


ada entelekteller arasnda emeki snfiara olan ilginin yil
mesinde kendini gsteren ey, byle bir hakl karmann yokluu
nun ya da anmasnn teslim edilmesidir. Bu sre yalnzca, ksa
mrl ii militanlnn ( 1 968'de Fransa'da, 1 970'lerin banda
Britanya'daki grev salgnnda) "semptomatik olarak yorumlanan pat
lamalan" sayesinde, eski umutlann zaman zaman yeniden canlan
masyla kesintiye uramtr; bunun dnda gnmzn genel ente
lektelleri (ya da daha dorusu, bu kategorinin geleneksel, yasa ko
yucu tanrnma hala bal olan ksm) Alvin Gouldner'in nl ifade
siyle yeniden "bir tarihsel fail aray iindedir".4 Bariz olan bir ey
varsa, o da entelektellerin artk .s anayi ii snfnn, u ana kadar
belirgin olarak yapamam olduu eyi gelecekte yapacana inan
mamasdr: (Kendilerine isnat edilmi olan) vaadi yerine getirmek.
"Elveda Proletarya" benzeri balklan olan bir sr kitap, makale ve
manifesto ile bunlarda yer alan bir sr ileti var ortalkta: Bu iletiler
de, sanayi iilerini (o dnemde hakl olarak ya da bandan itibaren
yanl bir biimde) oynamalan beklenen tarihsel roln erimi dnda
brakan deolojik Devlet Aygtlan'nn burjuvalatrma, zelletirme,
iine alma, kleletirme edirolerinden sz ediliyor. Ayn zamanda,
burjuvalatrma, zelletirme, iine alma srecinin dnda kalan g
nmz yoksullannn tarihsel fail mirasn stlenebileceklerine gve
nilmiyor; aslna baklrsa, onlara byle bir miras sunulmuyor da; ac
ekmek insan zorunlu olarak rasyonelliin faili haline getirmiyor.
Resmedilmi teki tm kahramaniann daha balangtan ne oldukla
nnn -resmedilmi kahramanlar- ortaya kt bir durumda, yalnz
ca iki strateji olas grnyor. Biri, ressamn resimlerinin arkasnda
gizlenmeye son vermesi, post-modem sanatlar gibi, resmin kendi
sinden ve kendi teknik sanatndan baka hibir eyi temsil etmedii
ni kabul etmesi ve kendisini gelmekte olan rasyonel toplumun birin
cil faili olarak ilan etmesi (Entelektelleri " sahip olduumuz en
nemli ans" olarak tanmladnda Gouldner'in ima ettii ya da Da
niel Beli'in Coming of Post-lndustrial Society'de [Sanayi Sonras
Toplumun Ykselii] nerdii gibi - ancak Beli Cultural Contradic-

4. Alvin Gouldner, "Prologue to a Theory of Revolutionary lntellectuals", Te


los, Londra, 1975, 26, s. 8.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 211

tions ofCapitalism'de [Kapitalizmin Kltrel elikileri] kendi ne


rilerini tartmaya amtr). Ikincisi, yasa koyuculuk iddialanndan
tmyle vazgemek, dnyann rasyonelliinin gelime gstermedi
ini kabul etmek, ancak insann asal gereksinimi hakikat deil anla
ma olduundan bunun bir sorun oluturmadn ve halkn gereksi
nim duyduu eyin, yasa koyuculuktan ok iyi bir yorum olduunu
ilan etmek - neyse ki, tarihsel bir fail gerektirmeyen ve entelektel
lerin kendilerinin mkemmelen yapabilecekleri bir ey.
Ama neden ii snf entelekteller asndan ekiciliini yitir
di? Ve neden "yeni yoksullar" en bandan itibaren bu ekicilie sa
hip olmad?
Gnmz ekonomik trendlerini inceleyenler arasnda neredeyse
evrensel olarak kabul gren bir nokta var: Sanayi iilerinin says
doyma noktasn oktan amtr ve bu say, sonuta iiler nfusun
grece kk bir aznl haline gelinceye kadar azalmaya devam
edecektir. Gerekten de, snai retimin, tarmn on dokuzuncu yz
ylda yaadna benzer bir sreten getii gr yaygn olarak
kabul grmeye balamtr. On dokuzuncu yzylda toplam tarm
retimindeki genel arta tarmsal i gcndeki nemli orandaki
azalma elik etmiti; yzyln balangcnda nfusun yzde 40' gda
retiminde istihdam edilmiken, yzyln sonunda bu rakam yzde
3'e inmiti. Tarmda olanlar, imdi snai mallarn retiminde gerek
lemektedir; baz hesaplamalara gre, gnmz endstrisinin retti
i toplam rn hacmi, eyrek yzyl iinde toplam i gcnn yal
nzca yzde S'ini gerektirecektir. Giderek daha ok el emekisinin
yerini otomasyon ve robotlar almaktadr, bunlar sonunda "canl" i
ilerden daha ucuz hale gelmitir. Bugnn fabrika binalar, proleter
hiddetin dorua kt ve devrim atlmnn biim kazand -ya da
dardakilere yle grnd- dnn devasa ve irkin "toplama
kamplar "na pek az benzemektedir.
Istihdam edilenlerin toplam says, sanayide istihdam edilenle
rin saysyla ayn hzda azalmamaktadr. Bununla birlikte, arpc
bir etkisi olan dikkate deer bir yeniden yaplanma srecinden geil
mektedir: Istihdam edilen emein gerek znitelikleri ile i koulla
rnn radikalletirdii proJetaryaya bir zamanlar atfedilen nitelikler
arasndaki giderek byyen mesafe. Andre Gorz'un szleriyle belirt
mek gerekirse, i gcnn yeni yapsnn en belirgin zellii udur:
212 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

"alabilir durumdaki nfusun ikici (dalist) bir anlayla blnme


si: Bir yanda, sanayiciliin geleneksel deerlerinin koruyucusu olan,
ilerine ve toplumsal statlerine bal, kalc, gvenli, full-time ye
ler; te yanda, isiz ve gvenlikten yoksun, rastlantsal olarak i bu
lan, snai yapnn gerektirdii niteliklerden ve toplumsal statden
yoksun, en baya ileri yapan bir kitle."5 Hi kuku yok ki, yaplan
ilerin "bayal", sendika korumasnn ortadan kalkmas ile iiye
stat tannmasnn yadsnmasnn bir sonucudur; iyice yerlemi,
sendikalam emein "dlama yoluyla kendini kapatma" taktiinin
bir yan rndr. Grnen o ki, sendika radikalizminin anmasn,
i gcnn genel yeniden yaplanmasndan bamsz olarak deer
lendirilen belli ii kategorilerinde meydana gelen deiikliklerle
aklamaya kalkan zmleyiciler yanl yoldayd. ngiltere'de on
dokuzuncu yzyln nc eyreinde olduu gibi, emek iindeki
blmlenme sendikann ilgi alanlar arasnda en nemli yeri igal et
mektedir; sendikalarn stratejisinin en nemli belirleyicilerinden bi
rini oluturmakta ve rasgele, part-time, sendikalamam, vasfsz ve
dk cret denen emein karsna "bizim ocuklara i" politikas
nn karlmasn salamaktadr. Yeni bir teknolojik devrimin mey
dan okumasyla kar karya kalan sendika rgtlerinin bu ana ka
darki tepkileri, saylan giderek azalan geleneksel, vasfl, full-time
ii mevzilerinin birikmi ayncalklarnn evresinde siperler kaz
mak olmutur. Sendikalarn yapt, hi kukusuz, ok az baan ola
sl bulunan bir oyalama savadr. Mevcut tm hesaplamalara g
re, modem tarihte ilk kez, sermaye yatnm bugn ilerin saysnda
bir azalma anlamna gelmektedir (en azndan, sendikaclk pratiinin
harekete geirdii anlamda). i snf -"tarihsel bir fail" aray
iindeki entelektellerin idealletirdii ve sendikal rgtlenme pra
tiklerinin kurumsallatrd biimiyle- gncelliini yitirmek zere
dir. Bu snfn roln ancak yerine getirilmemi vaatler ve yitirilmi
frsatlar balamnda tartabiliriz.
Bu tartma, "isiz, gvenliksiz ve rasgele iileri"; yeni yoksul
lan, szcn antik Roma dnemindeki anlamyla gerek proletar
yay; fiziksel varolular iin sosyal yardma ya da asgari geim yar-

5. Andre Gorz, Paths to Paradise, On the Liberationfrom Work, Pluto Press,


Londra, 1985, s. 35.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 213

drnma bel balayan, saylan giderek artan milyonlan; en son tekno


lojik devrimin, rasyonalitenin nihai zaferinin (bazlanna gre kalc
bir biimde) ekonomik bir rolden yoksun brakt yoksul, zrl,
vasfsz, toplumd ya da toplumun dna itilmi kimseleri danda
brakyor. Bu insanlar ac ekiyorlar. EntelekteHer onlara acyor ve
bu aclarn dile getiriyorlar, ancak bir biimde dncelerini bu
kendine zg ac ekme biimiyle birletirmeyi nermekten sakn
yorlar. Gnlszlklerinin nedenlerini kuramlatryorlar. Haber
mas, yeni yoksullarn, smrlmedikleri iin devrimci bir g olma
dn syleyecektir. Offe, onlann siyasal olarak etkisiz olduklarn,
nk geriye ekecekleri bir emekleri bulunmadndan, pazarlk et
me gcnden yoksun olduklarn ekleyecektir. Genel olarak, acma
duygusu, efkat ve merhametin yerine gemektedir: Yeni yoksullar,
insani nedenlerle yardma muhtatr; onlar dnyann geleceinin
oluturucular olarak eitilmeye uygun deildir. Tarihsel-felsefi ka
ytszlkla, yoksulluun sihirli yn de sona ermi oluyor. Yoksul
olmak, bir kez daha romantiklikten uzak bir ey olarak grnyor.
Yoksulluun herhangi bir misyonu yok, gelecekteki bir zaferi kendi
sinde banndrmyor. Mantksal ya da tarihsel adan olmasa da, psi
kolojik olarak, kalntsal, marjinal, yabanc olarak grlyor.
Gnmz yoksulluunu "yeni" klan marjinallik, son zmle
mede, sermayenin emekten bamszlamasnn bir rn gibi g
rnmektedir. Bugn, sermaye toplumun kalann retici emek rol
ne angaje etmemekte; daha kesin olarak sylemek gerekirse, bu bi
imde angaje ettii insan says giderek azalmakta ve daha az nemli
hale gelmektedir. Bunun yerine, sermaye toplumun kalann tketi
ciler rolne angaje etmektedir. Daha kesin olarak, bu ekilde angaje
ettii insan says giderek artmakta ve daha nemli hale gelmektedir.
Bourdieu'nn gzlemini aktarmak gerekirse, bu insanlar bastni
maktan ok batan karlan, normlarca kstlama altna alnmaktan
ok gereksinimlerce ynlendirilen insanlardr; polis ile ideolojinin
yerini alan halkla ilikiler tekniklerinin ve reklamcln yneldii
insanlardr. Her eyin tesinde bunlar, sermayenin yeniden retimi
nin ve onunla birlikte sermaye ile pazar evresinde rgtlenmi top
lumsal sistemin devamnn ncelikle kendilerine bal olduu insan
lardr. Sermayenin emekten bamszlamasndan nce, yoksullar
ncelikle ve her eyden nce "yedek emek ordusu"ydu; sermayenin
214 Yasa Koyucular ile Yarumcular

byme seeneklerinin ak olmasn salyor ve sermaye-emek kar


tln, bu kartln sistemin yeniden retimini tehlikeye sokaca
snrn tesinde tutmaya yardmc oluyorlard. Bu nedenle, yoksullar
sistemin yalnzca kanlmaz bir paras olmakla kalmyor, onun
vazgeilmez bir parasn oluturuyorlard - hibir biimde ona ya
banc bir grup deillerdi. Sermayenin emekten bamszlamasndan
sonra, yoksullar benzeri bir "sistem-ii" roln ancak ciddi olarak
"yedek tketim ordusu" olarak deerlendirilmeleri durumunda oyna
yabilirlerdi. Ancak byle deerlendirilmeleri mmkn myd?
B astrma, gzetim altnda tutma, otorite ve uygulanabilir kural
lar tarafndan hizaya sokma, modemitenin ok erken bir aamasnda,
ancak ok az sayda ayrcalkl ve ok zengin bir kesimin muaf oldu
u bir egemen btnletinci mekanizmalar kmesi oluturmutur.
Bu kme, fabrikadaki insan ynetimi gerekliliklerine gerektii gibi
hizmet ediyordu - sermayenin egemenliinin, toplumun kalannn
gerek ya da potansiyel emek gc olarak kurulmasna dayand bir
toplumda en nemli kurum olan fabrikada. Bu elikinin iktisadile
ti rilmesinin denetimin stne kmasyla, toplumun giderek daha ge
ni bir kesimine sz konusu mekanizmalar kmesinden kiisel ola
rak muaf olma ans verilmitir. Sermayenin emekten bamszla
ma yolunda kaydettii ilerlemelerle birlikte, bu ans daha yaygn ha
le gelmitir: Artk tketicilik yetileri retim potansiyellerinden daha
nemli hale gelen giderek daha ok sayda insan iin, eski kme gi
derek retici olmayan (ya da daha dorusu, "tketici olmayan" m
demek gerekiyor?) ve her eyin tesinde konu d bir nitelik edin
mitir. Bu insanlar artk yeni bir mekanizmalar kmesi araclyla
batan karma, halkla ilikiler, reklam, byyen gereksinimler- et
kin ve etkili bir biimde entegre edilmektedirler (byyen sermaye
nin yeniden retimiyle ilgili gerek rolleriyle badaacak bir tarzda).
Ancak, herkes iki dnyay birbirinden ayran snr izgisini gemi
deildir.
Yeni yoksullar, bu snr izgisini geernemi olanlardr. Onlar
tketici deildirler; ya da daha dorusu, onlarn tketimi sermayenin
baarl yeniden retimi asndan pek nemli deildir (tkettikleri
eyler, zaten ounlukla pazar dolam dnda tutulmaktadr). Bu
nedenle, onlar tketim toplumunun birer yesi deildir. Bastrma,
gzetim altnda tutma, otorite ve kuralc dzenlernelerin birlikte ha-
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 215

rekete geirilmesi yoluyla disipline edilmeleri gerekmektedir. Bour


dieu'nn "kltr oyunu" onlar iin dei ldir. Eer aptallk edip, baka
trl dnecek olurlarsa, sonularn neler olabileceini Jeremy Se
abrook dile getirmektedir:
Michelle'i dnyorum. On be yandayken, sa bir gn kzl, ertesi gn
sanyd, sonra simsiyah boyanm oluyordu; bir gn salan n Afrikahlar'a zg bi
imde kvnyor, sonra ryor, daha sonra dzletiriyor, en sonunda banda nere
deyse hi sa brakmayacak ekilde ksack kestiriyordu. Bumuna bir hzna tak
mt, sonra kulaklann deldirmiti; dudaklann nce krmzya, sonra mora, daha
sonra siyaha boyarn t. Yz bir hayaletin yzn andran bir beyaza boyanm,
daha sonra eftali rengine dnm, en sonunda sanki bir kahba dklp biim
verilmiesine bronz rengine brnmt. On alt yanda, kendisini hayallere
kaptrarak, yirmi alt yandaki sevgilisiyle birlikte olmak iin evi terk etmiti.
Eer eve geri gtrrlerse, kendini ldreceini sylyordu. "Ama her zaman ne
istediysen yapnana izin verdim," diyerek kar kyordu annesi. "Istediim bu"
karln veriyordu Michelle. Birlikte olduu erkek tarafndan feci bir biimde
dvldkten sonra, on sekiz yanda, iki ocuuyla birlikte annesine geri dnd.
yl nce kam olduu yatak odasnda oturuyordu; dnn pop yldzlannn
solmu fotoraflan hlila duvardan ona bakyordu. Kendisini yz yandayn gibi
hissettiini syledi. Bitkin hissediyordu kendisini. Yaamn sunabiiecei her eyi
denemiti. Geriye hibir ey kalmamt. 6

Tketim cennetinin kendi portatif cehennem vardr: zinsiz zi


yaretiler iin.
Pazar, tketim toplumuna yelik iin etin bir snavdan geirir
insanlar. Tketim toplumunun talepleri son derece demokratiktir:
Bunlar, ayrm gzetmeksizin, dinlemek isteyen herkese ynettiimi
tir ve herkes dinlemeye tevik edilir ya da duymaya zorlanr. Bu ne
denle, potansiyel olarak, herkes batan karlr ya da batan karl
mas mmkndr. Ancak bir kez batan kanldktan sonra, Michel
le ve benzerleri ksa sre iinde, gpta ettikleri mallarn herkes a
sndan ekici olmas yannda, yalnzca bazlarna mutluluk getirdii
ni kefederler; ya da Michelle'in tahmini bu yndedir, nk kesin
olarak bildii tek ey, kendisinin o "bazlar " arasnda yer almad
dr. Meta oyunu dl getirmez; tek dl oyunun kendisidir, srekli
yenilenen kazanma umudunu sunar oyuna kat lanlara. Ancak bu tr
bir dl elde etmek iin insann sonsuza dek oyunu srdrme yete
nei olmaldr, bylece umudun lmesine hibir zaman olanak ta-

6. Jeremy Seabrook, Landscapes ofPovery, B asil Blackwell, Oxford, I 985,


s. 59.
216 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

nnmaz ve yenilmek her zaman bir arpmay yitirmek demektir, sa


va deil. Bir kez oyunu oynamay brakrsanz, umut ortadan kal
kar ve kaybetmi olduunuzu, yitirdiklerinizi telafi edecek bir baka
sava olmayacan bilirsiniz. Umut tapnana yalnzca oyanayabi
lenlerin girmeye izni vardr. Michelle artk izinsiz olduunu bilmek
tedir: B aka insanlarn oyununda onun yeri yoktur. Ona bir ans ve
rilmi, o ise baarszla uramtr. Artk alakgnll olmas ge
rekmektedir.
Nitekim alakgnlldr de, nk sosyal yardm ya da asgari
geim yardm biiminde devletin yapt "hayrseverlik"ten yararla
nanlar arasndadr. Michelle'le ve ona benzeyen bakalaryla ilgili
olarak Hilary Rose unlar yazmtr: "Asgari Geim Yardm bii
minde var olan 'armaan ilikisi', kiisel aalanmann kamu para
syla deiimidir. . . Ortaa'da bir czamlnn yaralarn gstermesi
gibi, bavuran kii yakarc roln stlenmek zorundadr. "7 Bir kim
senin devlet yardmna muhta olup olmadn saptamak iin yap
lan aratrma sonucu verilen yardm uygulamasnda, refah toplumu
yalvalarnn yce umutlarndan hibir iz kalmamtr. Sir John Wal
ley'in anrusatt gibi, Beveridge Raporu'nda
[b]u yardmdan kaynaklanan demelerin, yasal bir hak olarak, insanlarn ge
im kaynaklar ve karakterleriyle ilgili herhangi bir aratrma olmakszn yaplaca
ve ayrlan denekler erevesinde, bizzat bu demelerin yardm iin yoksul bir
insan olarak bavurma zorunluluundan kurtulmay salayaca gvencesine da
yanan bir umut sz konusuydu. Yurttalar arasndan yalnzca durumu iyi olanlar
deil, btn yurttalar, her eyin artk sosyal gvenliin karlayaca talihsizlik
lerden birinde yitip gitmesi korkusu olmakszn, tasarruf yapabilecekler ve kendi
gelecekleri ya da ailelerinin gelecekleri yararna tasarlar kurabileceklerdi.

Beveridge'in fikirleri, reticiler dnyas iinden baklarak olu


turulmutu - ya da bu fikirlere byle bir dnyann canl anlar
nda biim verilmiti: Byle bir dnyada oyunun dnda kalmak,
henz geici bir talihsizlikti ve kendilerini oyunun kysnda bulan
lar iin, kendilerine yardm edecek devlet sz konusu olduundan,
(Klaus Offe'nin belirtecei gibi, "emeklerini yeniden metalatrmak
zere") oyuna dnmek bir grevdi. Bu nedenle, onlara toplumun ka-

7. Hilary Rose, "Who can Delabel the Claimant?", Justice, Discrimination,


and Poverty iinde, yay. haz. M. Adler ve A. Bradley, Professional Books, New
York, 197 1 , s. 152.
Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 217

lanndan tmyle farkl davranmak iin herhangi bir neden yoktu .


Beveridge'in fikirleri, oluturulduklar anda bile demade fikirlerdi.
Sonraki uygulama bunu kantlam oldu. Gerekte sosyal gvenliin
her alannda, hak kazanlm demelerin yerini "yardm alan kiinin
onurunu zedeleyen" ve doalar gerei "toplumsal olarak blc"
olan maddi durum soruturmalar ald. B Kald ki, tketim toplumuna
getirdikleri en byk yarar toplumu blmeleri olduu iin, bunlarn
blc olmas amalanmt. D. V. Donnisan'un deyiiyle, Britan
ya'nn asgari geim yardmlar "ikinci snf olarak damgalanm in
sanlara verilen ikinci snf damgal bir hizmetti" .9 Bu hizmetten ya
rarlananlar ikinci snf yurttalar olarak kuran ey, hizmetlerin kas
ten ikinci snf olarak korunan niteliidir ya da en azndan bu nitelik,
ondan yararlananlarn ne olduu konusunda evredekileri uyarmak
iin bir yafta ilevi grmektedir.
Batan karlmaya uygun olmadklarn kantlam olanlarn
bekleyebilecekleri tek ey, o eski ve gvenilir bastrmadr. Reklam
clk onlar etkilemeyecek ya da daha kts onlar kzdracaktr (e
hir iindeki protestolar srasnda dkkaniarn yerle bir edilip atee
verilmesinde grld gibi); silahl otorite dalan paralar topla
maya gerek duyar. Yeni gereksinimler yalnzca gelecekteki dertlerin
habercisidir; yoksullarn eski gereksinimiere bal kalmasn gven
ce altna almak iin narrolara gerek vardr. Her ey gz nnde bu
lundurulduunda, ayr m gzetmeksizin yaplan batan karmann
toplumsal dzene getirdii zarar ortadan kaldrmak iin bastrma
gerekmektedir. Elbette, yoksullar iin bastrma ve normlar yeni bir
ey deildir. Ancak artk bunlar bir de ayrrnclk aracdrlar; yeni
yoksul snfn karsna, giderek daha ok sayda insann bastrma,
otorite ya da kuralc dzenlemeden k yolunu bulduklar bir za
manda lkmaktadrlar. Bu yzden, yoksullar, yasa tarafndan ve pra
tikte, kendilerine farkl kurallarn uyguland ayr bir kategori ola
rak oluturulmaldr. New York eyaJetinin Newburgh ehri helediye
bakan Joseph Mitchell u szleri sylediinde, tketim toplumu

8 . Klaus Offe, Social Security - Anather British Failure ?, Charles Knigh,


Londra, 1972, s. 73, lOS.
9. Kr. Paul Spicker, Stigma and Social Welfare, Croom Helm, Londra,
1984, s. 37.
218 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

itinin bu yannda olup rahat edenler adna konumaktayd:


Toplumsal asalaklann vergi deyenierin stnden, gayri meru ocuklar pey
dahiama hakkna kar ktk. Ahlaki dolandnclann ve ayiaklann hkmetten al
dklan yardmla sonsuza dek yan gelip yatma hakkna kar ktk. Dzenbaziann
hkmet yardmndan allarak kazanlandan daha fazla para kazanmalanna kar
ktk. Hkmet yardm alaniann Devlet ve Federal Hkmet kararyla aylak
lk ederek geinme hakkna kar ktk. nsanlarn iten ayrlp, mank ocuklar
gibi devlet yardm alma hakkna kar ktk. Yurttalann, kamuya yk haline gel
me ya da bu durumlann srdrme amacyla g etmesi hakkna kar ktk.

Ahlaksal olarak yceitici bu manifestonun arkasnda, bir aa


lama pratii bulunmaktadr. Joe R. Feagin'in bulguianna gre,
[ABD'dekil yardm brolar yardm alaniann evlilik ve cinsel yaamlarn g
zetim altnda tutmalda kalmam, ayn zamanda bu insaniann yaamlannn teki
ynlerini de nezaret altna almtr. Toplumsal yardm grevlileri davet edilmeksi
zin onlann evine gidip, evi ynetme yntemleriyle ocuk yetitirme uygulamalan
n didikleyebilirler. Yardm alaniann yaamna devletin mdahalesine bir baka
rnek, doum kontrol konusundaki an bask olmutur. 1 970'lerin balarnda,
bir dizi gazete haberi, yerel sosyal yardm kurullarnn, yardm alan annelerio zor
la ksrlatrlmas eylemine katldklann kantlamtr. o

Amerika'yla i lgili bir baka inceleme, halihazrdaki kamusal


yardm sisteminde, yoksullann u saylanlara gereksinimi olduunu
gstermitir: "Byk bir sabr (rnein, toplumsal yardm memurla
n randevu vermediklerinde ya da yardm alanlar ok uzun sreler
beklettiklerinde); kabalk ve hakarete kar byk bir tahamml (r
nein, hastanelerin acil servis odalarn kullanan yoksullar, herhangi
bir soru sormak istediklerinde, insaniann kendilerini fark bile etme
diini grdklerinde) ve zel yaamlarn kamusal hale getirmek
iin olaanst derecede hazrlkl olma (rnein, yardm bavuru
sunda bulunanlara, toplumsal yardm ofisinin ak meannda cinsel
yaam ile ilgili sorular sorulduunda)." Yoksullara, brokrasinin
kendilerine bitii rollerin, yeni ve ayrrnc toplumsal tanmlarnn
retilii ise u ekilde olmaktadr:
[Y]oksullar, " Baml ocuklara Yardm Alan Kii" ya da "i eitimi progra
m katlmcs" biimindeki brokratik kategorilere eklenen senaryolan oynamay
renmek zorundadr. Bu rollerin getirdii sorunlardan biri, sz konusu rolierin

10. Joe R. Feagin, Subordinating the Poor, Welfare and American Beliefs,
Prentice Hall, Englewood Cliffs, 1975, s. 3, 73.
iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 219

yoksul insaniann hkmet daireleri v e kimi zaman kamu tarafndan tannmasn


salayan yeni oluturulmu toplumsal yaftalan (rnein, "ADC mother", yani
"Baml ocuklara Yardm alan anne" gibi) beraberinde getirmesidir. Bir kez ya
ptnldnda bu yaftalann kanlmas g olabilir; yoksul insan, maddi durumu
nu dzeltmek iin ne yaparsa yapsn gene de asal olarak yoksulluk yaftasyla ta
nndru grebilir - ounlukla onur knc, moral bozucu ve insan belli bir bi
imde damgalayc bir yaftadr bu.

Snflandrmann kendi kendini devam ettirmesi amalanmt;


brokratik uygulama her tr rehabilitasyon aldatmacasna son ver
mitir - rnlerini etiketlemek, ayrmak, her birine kalclk damga
sn vurmak istemektedir. Yoksulluk rollerinin verilmesi ve "baar
l" bir biimde renilmesi "kiinin olumlu eyleme ynelik iradesini
yok edebilir. rnein, bu kii kamu memurlarna kar, brokratik
ilemlerin gerektiriyor grnd bamllk ve yaltaklanma tavnn
benimserneyi renebilir; ya da kendisini damgalayan bir yaftay
doru olarak kabul etme noktasna gelebilir ve bylece kendine say
gsn yitirebilir veya kendi zaranna olacak bir fkeyle tepki gstere
bilir".11 Her ey, rollerin renilmesini, benimsenmesini ve bu rol
lerle zdeleilip o ekilde kalnmasn gvence altna alacak ekilde
yaplr. Joel F. Handler ile Ellen Jane Hollingsworth'n ortaya kar
dklar gibi:
Yardm kapsamna alma sreci ve maddi durum soruturmas, yardm ala
caklan belirleyen memurlara son derece geni soruturma yetkileri getirmektedir.
Sosyal yardm iin bavuran kimsenin hemen her eyi dairenin resmi ilgi alan ii
ne girebilir. Ihtiyac belirlemede, yalnzca tm kaynaklar deerlendirilmekle kal
maz, dairenin "kaynaklann hakkyla kullanlabilmesi" amacyla planlar oluturma
yetkisi de vardr . . . [m]addi durum soruturmas bir kap bekisi ilevini grse de,
bu soruturmann uygulanmas yardm kapsamna alnma aamasyla snrl deil
dir. Soruturma uygulamas bavuru zamanndan, yardm alan kii programdan
aynlncaya kadar uzanmaktadr. Herhangi bir anda, kaynaklar ve ihtiyalar dei
ip, yardmdan yararlanabilirlik konumu yilirilebilir . . . Mal varlklannn ve kay
naklann aklanmas, dostlann ve i arkadalannn adlannn verilmesi, harcama
lan ve toplumsal davran ortaya koyan aratrma ve soruturmalara tabi olunma
s - tm bunlar, sosyal yardm almann bedelidir. 1 2

Toplumsal yardm mevzuat ve uygulamasnn btnsel etkisi,

I I . Hristen Gr!llnbjerg, David Street ve GereId D. Suttlcs, Poverty and Social


Change, University of Chicago Press, 1 978, s. 142, 133, 1 34.
1 2. Joel F. Handler ve Ellen J. Hollingsworth, The "Desen,ing Poor", Mark
ham Publishing Company, 197 1, s. 77, 79, 165.
220 Yasa Koyucular ile Yarumcular

yoksullarn gsz klnmasdr. Gsz klmak ayn zamanda yar


dm alan kiinin, tketim toplumunun meru yeleri saflarna katl
masn nlemek demektir. Gerekten de, Edythe Shewbridge'in y
rtt vaka incelemelerininl3 ve benzeri teki aratrmalarn ak
a gsterdii gibi, sosyal yardm kurumlarnda byle bir katlm
kolaylatracak hibir ey yoktur. Aksine, sosyal yardm uygulama
s, tketim toplumu yeliinin gerektirdii becerilerin "unutturul
mas" zerinde younlamaktadr; yardm alanlara artk kendi "satn
alma seimlerini " yapma izni verilmez, bu seimler onlar adna ya
plr.
Sosyal yardm devletinin "yardmdan yararlananlar" ile olan
ilikisinde grdmz insandlktan, ktlkten ve katksz ac
maszlktan oluan bu artc karm ve hepsinden nemlisi nfu
sun byk bir ounluunun sosyal yardm alanlara kar antipatisi
ve kukucu davranlar, genellikle sosyal yardmn bozucu olduu
dnlen niteliiyle aklanmaya allmtr: lkincil aktarrnlara
dayand, emek szlemeleriyle ilikisi bulunmad ve pazar kural
dnda kald iin sosyal yardm sistemi, sermaye-emek ilikileri
nin yeniden retimi asndan vazgeilmez olan "alma etiini" za
yflatyor grnmektedir. Ancak alma etiini zayftatmak iin
yoksullara ne gerek var ki? Britanya'da kredi kartlar u sloganla su
nulmutu: "take the waiting out of wanting" ("istediinizde, bekle
meyin"). Artk karlar i gcnn smrlmesinden ok pazarn
idaresine bal olan ve harcama ile tketme gdlerinin, kazanma ve
tasarruf etme gdlerine egemen olduu bir toplumu gereksinen ser
mayenin yeniden retimi iin alma etii giderek daha az nemli
bir ey haline gelmitir. alma etii, tketici pazarnn tiksinti duy
duu bir eydir. Tketim oyununun srp gitmesini salamak iin
gerekli olan mitolojide, "mr boyu alma"ya olduka alakgnl
l bir yer braklmtr (eer bir yer braklmsa tabii). Jeremy Seab
rook'un gzlemledii gibi, tketim toplumu genlii "usuz bucak
sz hayal rn bir konfor"a gre yetitirilmektedir: "Genler, paray
almayla balantl bir ey olarak deil, emeklerini satmak kadar,
piyangodan, soygundan, disko dan s yeteneinden ya da bir yarma
daki byk ikramiyeden kazanlabilecek bir ey olarak dnmeye

13. Edythe Shewbridge, Portraits ofPoverty, W. W. Norton, 1972.


Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 221

balamlardr. " 14 Bu dnme tarz, devlet yardm deneyiminden


kaynaklanmamaktadr; en yetkin otoriteden gelmektedir - tketici
pazannn kendisiyle ilgili reklamndan, tm ideolojileri alt eden
postmodern ideolojiden.
Devlet yardm sisteminin pazann gcn snrlad, dolaysy
la "meta retimini bozan" bir etmen olduu sylenmektedir; bu y
nyle devlet yardm, hakl olarak, tketiciler toplumuna aykr bir
e olarak, tketidierin ortak kar uyannca ortadan kaldrlmas
ya da en azndan radikal bir biimde azaltlmas gereken bir e ola
rak grlecektir. Tketici pazar asndan ilevsel olan, aslnda bu
inancn kendisidir. Yoksullann devlet yardm alanlar olarak "doal
lktan karlmas", tketiciliin "doallatrlmas"nn vazgeilmez
bir kouludur. Tketidierin kendilerine zg kimlii korumas, t
ketici olmayanlarn o kimliin itici ve nefret edilmesi gereken kart
-ve saknlmas gereken bir tehdit- olarak kurulmasn gerektirmek
tedir. Yoksullar olmasa, onlar icat etmek gerekirdi. Onlar bir tke
tim toplumunda tketici olmamann ne anlama geldiini gzler n
ne sermektedirler. Onlann kt durumu, tketici yaamnn getirdii
gerilimleri ve bsranlar zararsz ve yoksullukla karlatrldnda
rahatlkla katlanlabilir hale getirmektedir. Tabii, onlar gerekte ol
duklan gibi deerlendirmek kaydyla: Yoksullar tketici pazara, t
ketici pazann kabul ettii ve hatta tartp, kamu nnde kantlama
ya istekli olduu yegane alternatifn somut rnekleridirler. Dehet
uyandran alternatif olarak grnr klnnakla yoksullarn tm teki
alternatifleri, "alternatifliin" kendisini dehet uyandrc klmalan
beklenmektedir. Clive Jenkins ile B arrie Sherman gnmz ngiliz
toplumu ile ilgili olarak u yorumda bulunuyorlar: "ngilizler her za
man sevecen, hogrl, uygar bir toplum olmakla, asgari toplumsal
ve siyasal kargaa ile insana yarar, doru dzgn bir yaam srdr
menin olanakl olduu bir toplum olmakla gurur duymulardr. Bir
noktaya kadar bu dorudur, ancak beyaz, erkek, i sahibi, maddi a
dan iyi durumda ya da (tercihan) zengin olmanz; yal, sakat, zihin
sel zrl olmamanz kaydyla. " I S Uygar ol arak tannmas iin tke-

14. Seabrook, Landscapes of Poverty , s. 94.


15. Clive Jenkins ve Barrie Sherman, The Leisure Shock, Methuen, Londra,
1 98 1 , s. 105.
222 Yasa Koyucular ile Yarumcular

tim toplumunun, baansn her gn lebilecei uygar olmayan bir


alternatife gereksinimi vardr. yelerine kar hogrl kalmas
iin, yelerinin, tketici toplumu olmayan her eye kar hogr
szlne gereksinimi vardr.
Aslnda, yeni yoksullar tketici pazarn bir rndr. Yoksullar
(retim ynelimli kapitalist ekonominin marjinalletirdii yoksullar
iin bir zamanlar sylendii gibi) pazarn "kt ileyii"nin deil,
onun varolu ve yeniden retim tarznn bir rndrler. Tketici
toplumu zengini, gsterili tketiciyi bir patron, bir smrc, farkl
bir snfn yesi, bir dman olarak deil, davran modelini belirle
yen birisi, izlenmesi gereken bir rnek, ulalmas, almas ve geri
de braklmas gereken bir hedef olarak, herkesin izlemeye ykn
nesi gereken yolda bir nc ve yknlmesi gereki olan bir olum
lama olarak koymakla kendi yoksulunu yaratmaktadr. Bir kez daha
Seabrook'un sylediklerini aktarmak gerekirse:
[B]izim yoksulluumuz yle bir tarzda yeniden tanmlanmtr ki, insanlan
yoksunluktan kurtannak iin neyin gerekli olduunu belirleme ynndeki tm gi
riimler sonusuz ve ulalamaz grnmektedir, umutsuz bir biimde, gzmz
korkutacak lde yksek maliyetlidir; bunun nedeni ise, yoksulluun ihtiyaca
gre deil, snrsz bir retme ve satma kapasitesine gre belirlenmesidir. Bu yol
la, yoksulluk zmsz bir sorun haline gelmitir; ya da daha dorusu, sorunun
zm yoksullara yardm eyleminde deil, zenginlerdedir - suretinde yoksulun
yeniden retildii zenginlerde. 1 6

Tketim toplumunun trajedisi, giderek artan bir dzeyde eitsiz


likleri yeniden retmeksizin ve tm "toplumsal sorunlar"n pazarla
nabilen metalarn bireysel tketimi yoluyla tatmin edilebilen birey
sel gereksinimiere dntrlmesi konusunda srar etmeksizin ken
dini retememesidir; byle yapmakla tketim toplumu her gn ge
reksinimleri pazar araclyla karlanamayan ve dolaysyla bu ye
niden retimin koulunu zayftatan kendi zrllerini retmektedir.
Gerek anlamda diyalektik bir biimde, tketim toplumu rettii ra
hatszlklar iyiletirememektedir, bu rahatszlklan yan sra mezar
na gtrmedii srece.
Nedenler her ne olursa olsun, gerek u ki, ne kadar refah iinde
de olsa, tketici toplumu iinde bastrlanlar ve zorlayc kurallarla

16. Seabrook, Landscapes ofPoverty , s. 87.


Iki Ulus, Bugnk Durum: Bastrlanlar 223

dzene sokulanlar gzle grlr bir biimde mevcutturlar - tketici


pazan yaamn srdrdke de olaslkla orada kalacaklardr. Bu
nedenle, tketici toplumunun birbirinden aka farkl iki toplumsal
denetim sistemi kullanmas, onun en arpc ve en can alc zellii
dir; tketim evresinde rgtlenen bir toplumun yelerini btnle
tiren birbirinde'n radikal olarak farkl iki mekanizma. Hibir toplum
sal dzen ya da toplumsal yeniden retim modeli, bu ikilie hakkn
vermeksizin eksiksiz hale gelemez.
Ancak, ada toplumun bir "tketici toplumu" olarak kuram
Iatnlmasnda ounlukla bu zellik gz nne alnmaz. Tketici
toplumunun kendisiyle ilgili imgesiyle uyum iindeki bu kuramla
trma, bastnlanlan, betimledii toplumla ancak uzaktan balantl,
marjinal bir olgu olarak deerlendirir; ya geici ya da yabanc, ancak
her iki durumda da temel modelin geerliliini deitirmeksizin ara
dan kanlabilecek bir e ve aklanmas iin tketici toplumunun
kendine zg niteliklerinden farkl bir dizi etmen gerektiren bir olgu
olarak.
12

Sonular:
Gerekenden Bir Fazla

Sonu, Modern slupta

Son blmlerde, modemitenin (bu ana kadar) baarszla uram


ya da en azndan tamamlanmam rasyonalletirme projesinin anla
lmas ve izlenmesi g yksn izlemeye altk. Rasyonanetir
me srecinin, pei sra otorite mevkilerinin an paralanmasn ge
tirdiini grdk; her mevkide, rasyonel teknolojinin varl, sistem
den giderek artan lde zerklemeye olanak salamakta, mevkiler
arasndaki tek balant noktas olarak pazar brakmaktadr. Byle
ce, sistemin paralannn rasyonallemesi bir btn olarak sistemin
rasyonelliine gtrmemektedir. Aksine, pazan toplumsal yeniden
retimin asal mekanizmas olarak vazgeilmez hale getirerek, gide
rek artan oranda bir irrasyonel i sraf retmeye yazgldr. Artk siste
min savunduu hedeflere ve ilkelere bal olmadklanndan paralar
etkinliklerini ancak ellerindeki teknolojik aralann ve yntemlerin
ierdii potansiyel temelinde aklayabilmektedirler. te yandan,
sistem, sistemin ileyiini yar-doal ve denetimsiz bir sreten te
bir ey olarak sunabilecek bir merulatrmay retip bunu makul
klnada giderek artan glklerle kar karyadr. Sistemsel btn
lemenin bir mekanizmas olarak pazar, sistemin akla gelebilecek
btn merulatrmalarn boyunduruk altna alma ve kendine katma
eilimindedir. Devletin rol, siyasal aralarn pazarn egemenlik ko
ullarn gerekletirme hizmetinde kullanmna indirgenmitir.
Devlet her eyden nce bir yeniden metalatrma aracdr.
Sonular: Gerekenden Bir Fazla 225

Sistemsel merulatrmann yokluunda, pazar ayn zamanda


toplumsal btnlemenin temel mekanizmas haline gelmektedir.
Pazann bu rol, toplumun yelerinin radikal olarak bireysellemesi
ni tevik etmektedir; toplumun yeleri, sistem gereksinimlerinin pa
zarn yaratt dolaymla zel tketime dntrlmesi yoluyla bi
reyler olarak kurulmaktadr. Bu bireysellik kurma zellii, bireysel
liin tketim asndan tanmlanmasndan da sorumludur. Pazar,
toplum yelerini bireysel tketicilere dntrmektedir. Artan bi
reysel tketim sistemin irrasyonelliini rtt iin, bu, sistemsel
merulatrma zerindeki basky hafifletmektedir. Bylece, btn
c! rasyonel bir plann yokluu ile balantl gerilimler yer deitir
mektedir. Modern toplumun rasyonel deerlerinin ve amalannn
sylemsel olarak kurtarlmas iin zorunlu bir bask oluturmak yeri
ne, bu gerilimler zel tketimi ve tketimin gerektirdii meta arzn
artrma drtsyle sonulanmaktadr. Bireysel zerklik biimindeki
modern proje, pazarn tanmlad ve pazarn ynlendirdii bir tke
tici seim zgrlnce boyunduruk altna alnm ve ierilmitir.
Bir tketici olarak birey iin, modern projenin baarszlnn
yol at koullar her eyden nce hibir biimde azalmayan bir
meta edinme drts anlamna gelmektedir. Kiisel zerklik, kendi
kendini tanmlama, sahici yaam ya da bireysel mkemmelliyet gibi
bireysel gereksinimierin hepsi, pazarn sunduu rnlere sahip ol
ma, onlar tketme gereksinimine dntrlmtr. Ancak, bu d
ntrme, kullanm deerinden ok, bu tr rnlerin grnrdeki
kullanm deeriyle ilgilidir; bu niteliiyle, doas gerei yetersiz ve
sonuta kendi kendini baltalayan bir ey olup, arzularn anlk olarak
bastrlmasna ve gereksinimierin sonsuz olarak hsrana uramasna
yol amaktadr. Gereksinimierin hsrana uramas geici olarak yal
nzca baka yeni arzular ve onlarn tatmin edilmesine ynelik umut
lar retmekle hafifletilebilir. Bireysel zerklik ve iyi yaam gereksi
nimleri tatmin edilmemekte, ancak bunun yaratt hsrann sistem
sel kayglara dntrlmesi (sistemin meruiyetinin sorgulanmas
gibi) sonsuzcasna ertelenmektedir; te yandan, pazar mbadelesi
egemenliinin koullar sonsuzcasna srdrlmektedir. Insani ge
reksinimler ile bireysel arzular arasndaki uurum, pazar egemenlii
tarafndan retilmektedir; bu uurum ayn zamanda onun yeniden
retiminin bir kouludur. Pazar, rettii mutsuzlukla beslenmekte-
226 Yasa Koyucular ile forumcular

dir: Pazarn krkledii kiisel yetersizlik korkulan, endieleri ve


bunun yol at aclar, pazarn srmesi iin vazgeilmez nitelikteki
tketici davrann ortaya karmaktadr.
lnsani gereksinimierin tatmininin zel tketim ile zdeletiril
mesinin bir sonucu da udur: zel tketime ynlendirilemeyen ge
reksinimler ya bir yana braklmal ya da bastrlmaldr. Bu sonucun
bir gstergesi, Galbraith'in "bireysel zenginlik, kamusal sefalet" ku
raldr: Pazarlanabilir olmayan (ya da pazar araclyla paraya evri
lemeyen) gereksinimler karlanmamaktadr ve henz zelletiril
memi (ya da nfusun ounluunun satn alma gcnn tesindeki)
gereksinimierin tatmini, zel tketim mallaryla ilikili zel stekiere
sunulan annda ve giderek daha gelikin hizmetin gerisinde kalmak
tadr. Kamusal tketimin ihmal edilmesi (yani, kirlenmenin nlen
mesindeki yetersiz nlemler, en yaygn hastalklara yetersiz tbbi
mdahale, toplu ularnn giderek azalmas, toplu konutlarn ve dev
let okullarnn iinde bulunduu sefalet, vb.) yalnzca bireysel mua
fiyetierin satn alnmasyla telafi edilebilmektedir; bu ise gereksi
nimierin tatmininin zel tketimle zdeletirilmesini daha da g
lendirmekte ve Galbraith'in kuralndaki anlam pekitirmektedir.
Daha nce sz edilen sonucun bir baka gstergesi, toplumsal yar
dm hizmetlerinin, u ya da bu nedenle gereksinimlerini pazarn sun
duu mallar araclyla karlayamayan bireylerin gereksinimlerini
bastrma aracna dnmesidir. Devlet yardm alanlara salanan,
byk ya da kk veya daha kk, "ikincil aktarm"a dayanan ge
im imkan pazardan baktr ve bu nitelikleriyle pazarn yaratt
isteklerden farkl olarak dorudan "hakiki gereksinimler" biiminde
adlandrlmaktadr (bu, pazar egemen toplumda "yapay" gereksinim
Ierden ayrt edilerek "hakiki" gereksinimierin varlnn kabul edil
dii yegane balamdr). Pazar egemen bir toplumda yoksunluk, top
lumsal adan, gereksinimierin metalara ynelik bir arzuya dnt
rlmesinin ve metalarn tekeline ald "sahici yaam", zerklii ya
da kiisel mkemmeliyeti elde etme umudunun engellenmesi olarak
tanmlanmaktadr.
Tketicilere gelince, metalarn brnd kullanm deeri gr
nmlerinin peindeki sonu gelmez kovalamaca, kiisel zerklik ya
da bireysel kimlik greviyle uramay etkili bir biimde ertelemek
te, hatta gndemden kaldrmaktadr. Tketici olmayanlarn ya da
Sonular: Gerekenden Bir Fazla 227

"kusurlu" tketkilerin durumunda, artk ikame edecek grnmler


bile olmadndan kiisel zerklik ya da sahici yaam grevi idari
olarak bastnlmaktadr. Her iki durumda da, bireysel gereksinimleri
sistemin rasyonalitesine balayan kpr -modernitenin projesinde
onca vurgulu olarak yer verilen bir kprdr bu- ya grnmez hale
getirilmi ya da ortadan kaldnlmtr. Bu, pei sra bireysel ilgi
alanlannn giderek daha fazla zelletirilmesine, kamu etkinlikleri
ne katlmda bir de ve tedrici, ancak tutarl biimde "meruiyet
sylemi"nin snmesine yol amtr. Kiisel ya da sektrel hedefle
rin kk apl rasyonellikleri, rasyonel bir toplumun btnsel pro
jesinden "ayntnlmtr".
Baka bir deyile, modernile projesi baanszla uramtr. Ya
da daha dorusu, projenin uygulanmas yanl bir yola girmitir. Bu
zorunlu olarak, projenin kendisinin eksik olduu ya da baarszla
yazgl olduu anlamna gelmez. Modemile projesinin bir yant
oluturduu gereksinimler bugn dn olduu kadar canldr ve mo
dernite projesinin belli bir ynelimi ve amac olan toplumsal geli
menin gndemine koyduu grevler tmyle geerliliklerini koru
maktadr. Bu grevlerin gerekletirilmesi iin nerilen stratejiler
tamamyla snanmamtr ve bu nedenle geersiz olduklan ne sr
lemez. Modemite potansiyeli haHi kullanlmam durumdadr ve
modemilenin vaadinin kurtanlmas gerekmektedir.
Gereksinimi duyulan bu kurtarma ilemi, her eyden nce,
zerklik, kendini mkemmelletirme ve sahicilik gibi ok nemli
deerlerin, modern toplumun gnmze zg, tketici versiyonun
daki pazar egemenliince dayatlm uygulamalardan ayrlmasn
gerektirmektedir. Kurtarma ileminin ilk ve gerekli (ancak belki de
yeterli olmayan) koulu, bu deerleri ait olduklan yere dndrmek
tir - kamu sylemi alanna; bunlarn pratik olarak kurtanlmas, kii
sel deerlerin gelitirilmesi ile rasyonel toplumun oluturulmas ara
sndaki kopmaz ban yeniden ne kanld ve grnr hale geti
rildii sylemsel kurtarmadan balamaldr. Sylemsel kurtarma ile
yakndan balantl bir baka i, metalatrma srecinin kii yne
limli amalara yeterli bir ara salad iddi alarndan kurtulmakt r;
ve bunu yapma yolunda ilerlerken, arasal akln snrlarn ortaya
serrnek ve bylece pratik akln ynettii insan iletiimine ve anlam
retimine zerkliini yeniden kazandrmaktr.
228 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

Kesin olan bir ey sylemek gerekirse, o da udur: Sylemsel


kurtarmann aciliyeti, entelektellerin oynayacaklar roln nemini
artrmaktadr. Sylemsel kurtarma hibir kukuya yer brakmayacak
biimde onlarn grevidir. Modernile projesi entelektellerin srd
rp gelitirdikleri kltr geleneine yerlemitir ve halil. orada dur
maktadr. nceden olduu gibi, entelekteller, modern toplumun ha
lihazrda altn olduu biimin ierdii kurtulu olanan aa
karan ve kurtarma pratiinin gereki stratejilerini ortaya koyan ye
terli bir kurarn (tarih, toplumsal sistem ya da iletiim eylemi kuram)
oluturarak ve ikincisi, toplumun giderek daha geni kesimlerini
kurtarma tartmasna sokup gerek demokrasiyi tevik ederek bir
aydnlanma srecini balatmal ve ynlendirmelidirler.
Toplumsal sistemin merulatrlmas bir kez daha kamunun tar
tma konusu haline getirilmelidir; bir kez bu gerekletiinde, ken
disini metalamann baarlar asndan deil, kii ynelimli deer
ler asndan; arasal akl asndan deil, pratik akl asndan me
rulatrmas ynnde toplumsal sistem zerinde oluacak bask zo
runlu olarak bunu izieyecek ve bylece, modernile projesinin vaat
ettii zgrleme koullar yaratlm olacaktr.
Gerek tarihte modernite, balangtaki projesinden farkl ola
rak, nayak olduu bu bireysel zerklii ve demokratik hogry
endstri ve meta retimine zg arasal akln ilevsel gereklilikleri
ne baml klmtr. Bamlln eksiksiz biimde gereklemesi,
tarihsel olarak yaratlan ilikinin doal ve deitirilemez grnmesi
ne yol amtr. Kurtarma kuramnn grevi, ilikinin tarihsel ve rast
lantsal ynn sergilemektir; kurtarma eyleminin grevi, bu ilikiyi
krmaktr.
Grev gerekletirilmeden durduu srece, modernile henz so
na ermi deildir. Bat'nn kltr gelenei ile onun entelektel tay
clarnn kolektif pratii- araclyla ve onunla birlikte canlln ko
rumaktadr. Hakikatin, ahlaksal haklarn ve gzellikle ilgili estetik
lllerin kef, aciliyetinden, neminden ve gerekliinden hibir
ey yitirmemi olarak hala nmzde uzanmaktadr. Postmodern du
rumun habercilerince yazlan lm ilanlar, en hafif deyimiyle, biraz
zamanszdr. Modemile projesi perspektifinden bakldnda post
modem durum, modern entelektellerin grevleri hala yerine getirii
rneyi bekledii ve dolaysyla gereksiz olmad srece, niteliksel
Sonular: Gerekenden Bir Fazla 229

olarak yeni hibir ey getirmemektedir. Modernite a (yani, kiisel


zerklik ve toplumsal rasyonalite eklindeki ikili deerin varlyla
belirginlik kazanan a) sona eremez; ancak tamamlanabilir. Henz
tamamlanm deildir. Modernile projesini tamamlanma aamasna
getirmek hala entelektellerin ilevi olarak kalmaktadr.

Sonu, Postmodern slupta

Son blmlerde, bugn, geriye bakldnda, Pritenin baarszla


uram romans olarak grnen eyin anlalmas ve izlenmesi g
yksn izlemeye altk. ster kendi ilk gnah nedeniyle olsun,
ister baz baka glerin komplosundan tr, Priten tketiciye,
her aynnt syla kartma dnmtr; "haz" ya da "gereklik" ilke
sinin deil, bir tr "rahatlk ilkesi''nin nderlik ettii bir tip: Haz ad
na bile kendini yormaktan kanan, ne gl biimde seven ne de
tutkuyla nefret eden bir tip. Priten, entelektellerin daha iyi, rasyo
nel toplum planlannda ve stratejilerinde gereinden fazla boy gs
terdiinden, bu zgl blfn hayat yks, birok ada entelekt
el tarafndan moderniteden postmoderniteye giden yolda en nemli
olay olarak yaanmtr; zaten, entelektellerin tayin ettii her "ras
yonalite taycsnn" arkasnda Priten boy gsteriyordu ve onun
ortadan yok oluunun tannmas, daha sonraki tm aslna uygun tas
vir abalan n gereksiz hale getirmitir. Bu yzden, postmodern du
rumun en popler betimlemesi/yorumu "tketici toplumu" eklinde
ki betimleme/yorumdur; yeni tarihsel dnemin en nemli zel lii
olarak tketicinin ortaya kn ve (en azndan saysal olarak) ege
menliini gsteren bir betimleme.
Pritenin yok oluu entelektelin yoksul ve ezilmilere olan ba
k asn da deitirmitir. Yoksullar ekiciliklerini yitirmitir -
sorumlusu her kim olursa olsun, onlar "rasyonalitenin tayclar "
olma olaslklan en az olanlardr. Tketicinin egemenlii olarak ku
ramlatrlan bir dnyada, onlar artk Pritenin alter ego' su, mazlum
topluma hakikat, ' k ve mutluluk getirmek iin zincirlerinden kur
tulmay bekleyen zincire vurulmu Prometheus deildirler. Onlar
daha ok yneten tketicinin kimi zaman trajik kimi zaman gln
i karartc kopyalan, onun anlamsz taklitleri olarak yorumlanmak-
230 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

tadr; "serbest braklsalar", hi vakit kaybetmeksizin "tketiciden


ok tketirlerdi". "Birbirlerine saldran, gettolan atee veren, birbir
lerini sakat brakan ve uyuturucu ve alkolle kendi kendilerine zarar
veren" yoksullar "sknt iindeki tketici" kadar albeniden yoksun
dur; dkkaniar yakacaklan yerde onlar didik didik aratrp kendi
lerini daha etkili ve daha pahal uyuturucularla zehirlernek onlarn
yegane "kullanlmam potansiyel"leridir.
Dolaysyla, zenginler tasavvur edebilecekleri her tr zgrlk
ve zerklie sahiptirler; onlar bunu paralaryla almlardr ve zerine
titremektedirler; "gerek" zgrlk ve "hakiki" zerklikle ilgili uzak
fsltlar onlara tmyle anlalmaz gelmektedir; ayet dinieyecek
olurlarsa, bu fsltlara daha fazla rn ve daha az sorun dnda bir
anlam atfedemezler. te yandan, yoksullar zgrl ve zerklii
ancak kendilerinin zengin olmas eklinde dnebilirler: Bana ta
lih kuu konan aralarndaki mutlu aznln (rnein, spor toto kaza
nanlann) ikna edici bir biimde gsterdii gibi.
Elbette bu, gerekliin bir karikatrdr. Ancak bir karikatr
dr, bir fkra deil. Toplumu, rasyonalletirici sre erevesinde
kuramiatrmann nihai rnn temsil etmektedir; entelektellerin
tarihsel olarak biim kazanm rol iinde kurumsallatrlm yasa
koyuculuk iddialarnn bir rn olarak, gemi umutlar gnm
zn hsranlarna dntrmektedir. "Tarihsel fail yokluu" ile he
nz bilinmeyen oyuncunun igal edecei bo bir alan olarak grlen
gnmzdeki tarih sahnesi laflarnn ardnda duran, bir lde daha
az belirgin olarak karikatr zellii gsteren, ancak biimi aka ta
nnabilen tablo budur.
Gerekten de, endstri sonras dnyann hibir toplumsal grup
ya da snf, rasyonalletirme olarak tarih kuramnn "Akln faili"
iin bir kenara ayrd role uygun grnmemektedir. Pratik adan
bakldnda bu, ister egemen durumda olsun ister egemenlik iin
mcadele etsin, grnrde hibir toplumsal grup ya da snfn haki
kat, yarg ya da beeniye ilikin entelektellerin salayabilecei tr
den otoriter versiyonlar iin kar konulmaz bir taleplerinin olmad
anlamna gelmektedir; ya da daha dorusu, hibir toplumsal grubun,
kendi egemenlikleriyle destekleyerek byle otoriter versiyonlar
oluturmas olas deildir. Belki de bu, bugn postmodem durum
kavramnda saptanan tedirginlik ile geleneksel roln iflas duygusu-
Sonular: Gerekenden Bir Fazla 23 1

nun nihai anlamdr.


Bugn rasyonalletirmenin, onun uygulanmasn denetleyecek
faili olmayan bir proje olduu duygusu, "iyi toplum"la ilgili tm o
eski ve gelecee ynelik tasanlar birden yz kzartacak kadar ger
ekd ve naif hale getirmektedir. Sonu, "cesaret yitimi" ya da "ile
riye dnk d kurabilme yetisinin" kayb olarak betimlenen eydir.
Bizim amz kesinlikle bir topyalar a deildir. topyalar a,
topyalarn uygulanabilir ve gereki grnd bir adr; bizim
amz, uygulanabilir olmas amalanan programlarn topik g
rnd bir adr. Durumumuzdaki yetersizlikleri ayrntl ve tu
tarl bir biimde eletirdikten sonra bu yetersizlikleri giderecek bir
reete sunamayan akademisyene fkeleniyoruz. Ancak ayn akade
misyen karmza bir reeteyle karsa, bu reeteye inanmyor ve
onu bir baka topya olarak grp alay ediyoruz. Tek tek reeteler
deil, reete yazma ediminin kendisi gzden dm durumda. Mo
dem a boyunca, ileriye ynelik d kurma saygn bir yere sahipti,
nk rasyonel toplumun imgelerinin dndrd rasyonel ted
birleri gerekletirmeye muktedir ve istekli bir faili -u ya da bu,
ama her zaman deimez bir biimde gl bir faili- hedefliyordu.
Artk hedef grnr olmad iin, ileriye dnk dler kurmak yal
nzca ve yalnzca d kurmadr. Ya da yle grnyor.
ada entelektel stratejiler bu durumun yeni olmasna tepki
ler olarak yorumlanabilir. Bazlan midini kesmeksizin, geleneksel
anlamda bir tarihsel failin -yani, rasyonel olarak rgtlenmi bir
toplum kurmakla ilgilenecek olas bir egemen gcn- bulunmas ge
rektiinde, stelik bunun bakalan ve bizzat o g tarafndan bilin
meyen bir yerde var olmas gerektiinde srar ediyorlar. Bu, henz
tam olarak olumam bir biimde mevcut olmaldr: Kefedilmeyi
ya da daha ok kendi olanaklarn kefetmesi iin yardm edilmeyi
bekleyen, gereklikten ok bir potansiyel olarak; henz kendi ksmi
grsnn zerine kamayan, kendi kreselliini renmesi gere
ken bir fail. Bu, Touraine'in ve biraz deiik bir bii mde Castells'in
nerdii eydir; ya da esiz slubuyla Seabrook'un: "Bu srelere
ancak zenginler ile yoksullarn ortak bir projesiyle direni lebilir; on
lar arasndaki ortak zemini tanma cesaretini gsteren bir zgrle
me hareketiyle; belki de B at'daki zgrleme teolojisinin bir versi
yonuyla: Feminist, B ar ve Yeil hareketleri nin altnda yatan bere-
232 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

ketli, ancak henz birlememi drtleri birletirecek ve bilgilendi


recek bir hareketle.'' 1 Dn bu, feministler, Nkleer Silahszlanma
Kampanyalar ve Yeiller olabilirdi; yarn gazetelerin ba sayfasnda
yer alacak biri de olabilir. En azndan bir sre iin deimeyecek
olan nokta, "kendinde fail"in imdiden domu olduu ve bize den
grevin, a! ile beiin yerini saptayp, ona bizim iin ve "kendisi
iin fail" haline gelmesini sylemek olduu eklindeki inantr. As
lnda bu, Touraine'in "araclk yntemi"nin bizi yapmaya ard
eydir.
Baz baka stratejiler, kresel projelerin btnyle terk edilme
sini istemektedirler. Cesareti umutsuzluktan almay dilemektedirler;
umutsuzluu nihai entelektel cesaret olarak deerlendirmektedir
ler. Dnya iin umut olsa da, dnya iinde umut yoktur; dnya ona
rlmas olanaksz bir biimde yozlam ve rasyonalitenin kendisi bir
bastrma tekniine dntrlm olduundan, Akl orada yeniden
bir yuva bulmay mit edemez. Entelektellerin eletirel ruhu, akln
son snadr. Felsefecilerin bilgelii ancak dardaki dnyayla te
masa gemesi halinde kirletilebilir; kendisi dnda insann zgrle
mesi umudunu canl tutabilecek baka hibir ey olmadndan, by
le temasiara kar korunmal, kendi safl iinde muhafaza edilmeli
ve kendisi iin gelitirilmelidir. Kendilerine zg ok farkl yollar
dan, srgn dnemlerinde (bu temel olarak bir srgn stratejisi oldu
undan, srgnn stratejiyi oluturanlara ok byk yardm olmu
tu) Husserl ile Frankfurt kurarnclar bu tepkinin en sekin temsilci
leri olmulardr. Sk sk belirtildii gibi, bu tepkideki sorun, yant
olmay amalad sorular unutma eilimi gstermesi ve soruyu so
ranlarn, yantlarda sorular tanmayacak olmasdr. Bir kez insan
pratiinden ayrldktan sonra, kurarn geri dn yolunu bulamaya
caktr. Aydnlanma projesini canl tutma karar, onun nihai teslimiy
le sonulanr.
Yasa koyucu otoritenin iddialarna orada meydan okunnas ola
sl bulunmad iin, grece gvenli kald dnlen topraa
geri ekilme eklinde bir strateji vardr. Bylece, Akl ve rasyonellik
adna yasal egemenlik alan ruhun alanyla snrlanm olur: Daha

1 . Jeremy Seabrook, Landscapes of Poverty, B asil Blackwell, Oxford, 1 985,


s. 175.
Sonular: Gerekenden Bir Fazla 233

kesin olarak sylemek gerekirse, bilim ve sanatla. Entelektel roln


yasa koyucu modeli, diyelim ki, hakikatn ya da "iyi sanat"n tanna
bilecei ve yle olduunun yetkeyle kabul edilebilecei koullara
karar verme olarak yorumlanm oluyor. Bu bir tr st-bilim ya da
st-estetik programdr. Amac, temeller, gerekelendirmeler, me
ruluk kazandrmalar salamaktr - bu kez yeryz iktidarlar iin
deil, entelektel etkinliin kendisi iin. Bu nedenle, Popper'n fel
sefesi yanllama ura zerinde younlamtr - yanllama, bi
limleri, kalc olarak kendi stlerinde duran ve bilimlerin kendi ken
dilerine deitiremeyecekleri bir eye baml klmas umulan bir et
kinliktir. Habermas "pozitif bilimler"i kendilerinin muhasebesini
yapmakla ve kendi yntemleriyle bulgularnn kabul iin temeller
gstermekle i lgilenmedikleri iin a r bir dille eletirecektir. Sanat
lara eserlerinin sanatsal ynn hakl karmak iin bir estetik ku
ramna olan gereksinim konusunda vaaz verilecektir. Bu strateji
kendi zerine odaklanm, kendisine dnk bir stratejidir ve bu nite
liiyle, komedyenlerin ounlukla dier komedyenler hakknda a
kalar yaptklar, romanclarn roman yazma konusunda romanlar
yazmaya bayldklar, pastiche'in -baka insanlarn i mgeleri i le ilgili
denemeler- sanatsal imgelemin en popler biimi haline geldii ve
ressamlarn tuvallerinin dzl ile resimlerinin renklerini resimle
rinin ana konusu olarak grdkleri bir dnemin genel entelektel at
mosferince ok iyi desteklenmektedir. Ayn zamanda, bu strateji
hsrana kar bir reetedir. Entelektel etkinliin ana gvdeden ayr
Ian saysz alan ya baarl bir biimde teki glerce smrgeleti
rilmi, ya da kendi kurumsal otorite slerini gelitirmitir; her iki du
rumda da, bu dallar st-bilimcilerin ya da st-estetikilerio yasala
trma ya da temellendirmeye i likin nerileri karsnda byk bir
zerklik -sonuta, tam bamszlk- edinmilerdir. Artk zerinde
entelektellerin denetiminin bulunmad baka etmenlerce hareke
te geiril mekte ve merulatrlmaktadrlar ve bu nedenle gven
iinde, temellendirme sylemini, yapmakta olduklar ve kendi ku
rumsallam ltlerine gre iyi yaptklar ile tamamen balantsz
grerek gz ard edebilmektedirler.
u ana kadar szn ettiimiz, tam olarak tatmin edici olmayan
stratejiye baklrsa, bir drdncsnn son zamanlarda poplerlik
kazanyor olmas artc saylmaz. Bu, yasa koyucu iddialarn ve
234 Yasa Koyucular ile Yarumcular

onunla birlikte merulatrc ve temellendirici sylemiere olan uzun


sreli ball btnyle terk eden bir stratejidir. Belki de "btny
le" sz biraz fazla kayor; drdnc strateji de bir tr yasalatrma
niyeti iermektedir, ancak imdi bu niyet yorumun otoritesine ynel
tilmitir. Yorum fikri, anlam oluturan otoritenin bir baka yerde bu
lunduunu varsayar - yazarda ya da metinde; yorumcunun rol, an
lamn doru olarak okunmasna indirgenmi durumdadr. yi bir yo
rumcu anlam uygun biimde okuyan kimsedir ve anlamn okunma
sna yn veren ve bylece yorumu geerli ya da otoriter klan kural
larn sorumluluunu stlenecek birisine gerek vardr (ya da gerek ol
duu umulabilir): yi yorumlan kt yorumlardan ayrabilecek biri
sine. Ancak yorumlama stratejisi tm yasa koyma stratejilerinden te
mel bir ynyle ayrlmaktadr: Hakikatin, yarg ya da beeninin ev
rensellii varsaymn aka terk etmekte ya da nndeki ile ilgisiz
olduunu belirterek bir yana brakmaktadr; anlam reten cemaatler
arasnda ayrm yapmay reddeder; o cemaatlerin mlkiyet haklarn
ve cemaat kaynakl anlamlarn gereksinim duyabilecei tek temel
olarak mlkiyet haklarn kabul eder. Entelektellere den grev,
anlamlarn arkasnda duran cemaatten olmayanlarn yararna bu an
lamlar yorumlamaktr; "snrl yreler" ya da "anlam cemaatleri"
arasndaki iletiime araclk etmektir. nsan dnyasnn ok sayda,
tamamen ya da ksmen zerk, kurumsal olarak korunan gelenekler
ve "anlam fabrikalar" biimindeki _onulmaz blnmesine baklrsa
ve bunlar arasndaki karlkl iletiim ve birbirini anlama ynndeki
yadsnmas olanaksz gereksinim gz nnde bulundurulursa, azm
sanacak bir grev deildir bu. Bu nedenle, Gadamer'i n nerisi ok
ekici grnmektedir (zellikle Betti'nin yaplmasn istedii ey bu
na eklendiinde: Her eyden nce bir iletiim ve yorumlama sreci
olarak grnen, dnyann koullarna uygun hale getirilmi yasa ko
yuculuk otoritesinin temellendirilmesi). Gene de eski pheler dal
m olmuyor. Yorumlarn en iyisi bile, anlaylarn zenginletirrnek
istedii kimselere geri dnmenin yolunu bulmaldr. Onlar bunu ka
bul edecek midir? Entelektelin geeriilikle ilgili verdii gvence
onlarn bunu kabul etmesini salamaya yetecek midir? Sonuta, in
sanlara yanl bir eviri yerine doru bir eviriyi kabul ettirmek bir
ynlendiricilik biimidir. Bu ynlendirme edimi yalnzca ente!ekt
el uzmanln gcne dayanarak gerekletirilebilir mi?
Sonular: Gerekenden Bir Fazla 235

Bir de Rorty var - postmodem duruma olas tepkilerin en radi


kal olann gsteren. (Felsefesinin byle bir tepki olduunu kabul et
mese bile; ancak felsefecilerin Bat tarihi araclyla kazanlm
olan ve kazanld andan balayarak yer ve zaman koullannca k
stlanmayan felsefe yapma zgrlnde israr ettii srece felsefesi
nin bu tr bir tepki olduunu kabul etmek zorundadr.) Rorty'ninki,
tm stratejilere son verecek bir stratejidir; strateji araynn boa
emek kayb olduunu, yanl amal bir ura olduunu bildiren bir
strateji. Entelektel etkinlik meruiyetini, entelektellerin, kendi i
lerinin deeri ve cemaat geleneklerinin her kafadan bir ses kan or
tamnda boulmamas ya da donup kalmamas iin zenle koruduk
lar, canl tutmaya altklan sylemlerinin deerliliine ilikin ma
nevi inanlarndan almaktadr. Byle bir strateji benimsendiinde,
bakalarnn sunduumuz. merulatrmalara nem vermemesi artk
bir dert deildir. Merulatrmalar ne srmeyiz olur biter. Descar
tes, Locke ya da Kant'tan bu yana, iimiz olduuna inandmz ve
bakalarn inandrdmz eyi artk yapmayz. Tabii, eer bu ii da
ha nce herhangi bir biimde yapmsak.
Rorty'nin kar-stratejisi, akademik fel sefenin zerklii ve ku
rumsal olarak tevik edilen kendini yeniden retme kaygsyla tam
bir uyum iinde grnyor. Tabii, yeni bir darbeye kadar.
236 Yasa Koyucular ile Yorumcu/ar

Dizin

D'Aiembert, Jean Le Rond 96, 203 Cochin, Augustin 44, 47, 48


Althusius, Johannes 52 Cohen, Stanley 148
Aries, Philippe 5 1 Comte, Auguste 1 22, 1 27, 136
Amold, Matthew 1 84-6 Condorcet, Marle-Jean 86, 98, 1 23,
Attali, Jacques 200 1 25, 136

Bacon, Francis 1 8, 1 2 1 Dante Alighieri 102


Baczko, Bronislaw 87, 90 Darwin, Charles 146
batan karma!bastrma 199-20 1 , 2 1 3- Delves, Anthony 82
4, 222 Descartes, Rene 107-8, 1 43, 1 52, 1 73,
Baudelaire, Charles 1 39, 1 65 235
Baudrillard, Jean 197 Diderot, Denis 96, 99, 1 1 3 , 203
Becker, Howard 1 6 1 , 1 66 Disraeli, Benjamin 201
Beier, A. L. 53 Donnison, D. V. 2 1 7
Beli, Daniel 2 1 0 Duchamp, Marcel l 57-8
Beneton, Philippe 1 16
Benjamin, Walter 1 39 Eaton, Marcia 167
Bentham, Jeremy 58-60 eitim fikri 62, 85-99, 1 1 2, 1 26
Berce, Y. M. 77 Elias, Norbert l l l , 1 3 8
Berman, Marshall 136 entelekteller, tanm 7-8, 26-34, 1 86-9,
Bemstein, Richard J. 1 74 203-4, 224
Bodin, Jean 52
Bourdieu, Pierre 163, 1 92, 200, 201 , Feagin, Joe R. 2 1 8
213, 215 Febvre, Lucien 50, 1 09- 1 14
Brym, R. J. 202 Forrest, Alan 54
Brger, Peter 1 57, 1 59 Foucault, M ichel 28, 55, 63, 1 39
Freud, Sigmund 138, 1 60, 1 64
Cabanis, Pierre Jean Georges 1 23, 1 25, Frey, M. 1 1 0
1 33 Furet, Franois 44-7
Calinescu, Matei 1 56
Calvin, John 146, 179 Gadamer, Hans 16, 143, 1 72, 1 73, 234
Carroll, John 1 82-3 Ga1braith, John Kenneth 226
Cemeades 1 06 Gammon, Vic 82-3
Certeau, Michel de 148 Gassendi, Pierre 106-7, 1 52
Chisick, Harvey 98-9 Geertz, Clifford 1 2
Dizin 237

Gellner, Emes 65, 169-7 1 , 1 75-6 74, 205, 208-9


Giddens, Anthony 1 3 merulatnna, ykselii ve d 35,
Goldstein, Kurt 23 4 1 -2, 3, 29-3 , 148, 50, 169,
Gorz, Andre 2 1 89-90, 224, 228, 235
Gouldner, Al vi n 2 1 0 Mills, C. W. 193
grecilik (relativizm)lkesinlik 1 03-9, modem devlet/cemaat dzeni 36-8, 4 1 -
3-7, 44-54, 1 68-7 , 1 85-6 2, 48, 55-6, 63-6, 69-70, 74-5, 87-9,
92-3, 95, 98-9, 04, 1 3 , , 1 75-7,
Habennas, Jrgen 3 1 , 47, 8-9, 53-4, 89-90
1 77, 2 1 3, 233 modemite, tanm 8- 1 0, 65-7, 1 34-45,
Hall, David 74 1 53, 1 59-6 , 89, 227
Haug, W. F. 1 95 Montaigne, Michel 4 1 , 107, 109, 1 1 3
Heidegger, Martin 56 Muchembled, Robert 5 1 , 75-6
Heller, Agnes 49
Helvetius, Claude-Adrien 38, 87 Napoiyon 1 22, 1 24, 27-9, 1 3 1-3
Hirschman, Albert O. 69-7 1 Nietzsche, Friedrich 72, 1 37, 1 80
Hobbes, Thomas 67-8
Hogden, M argare oo Offe, Klaus 2 1 3 , 2 1 6
Holbach, Paul Henri Dietrich 94, 96-7 Olsen, Theodore 1 2 1
Husserl, Edmund 2 , 1 09 Ortega y Gasset, Jose 1 64, 8

iktidarfbilgi sendromu 9, 27, 35, 62, panoptik (disipline dayal) iktidar 5 1 ,


84, 7-22, 1 27-9, 1 30-38 55-60, 90, 99, 1 33, 136, 148-50,
lsidorus, Sevilial 10 190, 194, 2 4-23
Parsons, Talcott 67
Jenkins, Clive 22 pasoral iktidar 28, 62-6, 92-3, 99
Joravsky, David 1 89 pazar ve entelektellerin yoksun bra-
klmas 48-5 , 63-6, 88-9 1 , 1 94-
Kan, Immanuel 43, 68, 73, 235 201 , 22 1 , 224-6
Kennedy, Emme 1 22, 1 27 philosophes, les 1, 33-5, 44-50, 85-99,
Kliever, Lonnie D. 1 55-6 1 07, 1 1 3-4, 1 8, 1 20, 1 25-6, 1 36,
Kraus, Rosalind E. 160 82-4, 200, 203-4
kltrel hal seferi 75-9, 84, 86, 95-6, Picabia, Francis 1 56
1 09, 89-92 Pironcu kriz 46, 1 04-5, 107, 1 16
Popkin, Richard H. 105
leBon, Gustave 1 80 Poppcr, Karl 1, 233
Levi-Strauss, Claude 1 6, 160 postmodem devlet 148-5 1 . 1 89, 1 94,
Lewin, Kim 59 224
Linnaeus, Carolus 1 02 Priten, ykselii ve dllUU 1 78-84,
Locke, John 43, 73, 235 192, 229
Lotte, Gnlher 74
Radin, Paul 1 5-29
Macdonald, Dwight 9 1 -3 Republique des lettres 7, 36, 4f-IJ, 96,
Mannheim, Karl 1 3 0-3 1-2
Marx, Karl 1 23 , 1 29-30, 35-7, 44, Reve!, Jacques 73-4, 77
238 Yasa Koyucular ile Yarumcular

Robespierre, Maximillien 90 8, 73, 92-7


Roty, Richard 106, 173, 235 Tocqueville, Alexis de 37, 39, 44-5, 95
Rose, H i l ary 216 Touraine, Alan 80, 177, 23 1-2
Rosenberg, Bemard 193 Tracy, Destutl de 1 20, 122-4, 127, 1 30,
Rousseau, Jean-Jacques 92, 97, 203 133
Rubenstein, Richard L. 146 Troki, Lev 202
Turgot, Ann-Robert Jacques 38
Saint-Simon, Claude 205
Schalk, Ellery 39, 40 Voltaire, Franois-Marie 36, 78, 96,
Seabrook, Jeremy 215, 220, 222, 23 1 179, 1 85, 203
Sennett, Richard 1 8 1 , 195
Sherman, Barrie 22 1 Walley, Sir John 216
Shils, Edward 194 Weber, Max 37, 1 19, 1 29, 1 36, 1 38,
Simmel, Georg 1 39, 150, 1 86-9 178-82 .
Societes depensee 36, 44, 47, 1 1 8-20, Wittgenstein, Ludwig 49, 124, 143
143
soylular, entelektel dil kullanmna bi- yasa koyucular, tanm l l , 62-4, 1 25-6,
im vermedeki rolleri 35-45, 89-90 1 32, 147-5 1 , 168-75, 1 88, 199-200
Spinoza, Benedictus (Baruch) 70 Yeo, Stephen ve Eileen 80, 83
Steiner, George 185-6, 1 88 yorumcular, tanm 1 1 , 133, 152, 17 1-5,
Stent, Gnther S. 139 194, 233-4
Sypher, Wylie 164 ynlendiricilik (proselytization) 62-4,
73, 79-80, 85, 88, 94, 97, 102, 1 14,
tehlikeli snflar (efendisiz insanlar) 53- 1 76, 190

You might also like