Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

30- Yahudiler, "Uzeyir Allah'n olu" dediler, Hristiyanlar da "Mesih Allah'n olu", dediler.

Bu onlarn kendi azlaryla uydurduklar szlerdir. Daha nce inkra sapm olanlarn szlerine
benzetiyorlar. Allah onlar kahretsin, nasl da saptryorlar!
31- Onlar, Allah'dan baka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem
olu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmulard. Allah'dan baka hibir
ilh yoktur. O, mriklerin ortak kotuu eylerden de mnezzehtir.
32- Allah'n nurunu azlaryla sndrmek istiyorlar, Allah da raz olmuyor. Fakat kfirler
istemeseler de Allah nurunu tamamlamay diliyor.
... 33- O yle bir Allah'dr ki, Resuln hidayetle ve hak dinle btn dinlere stn klmak iin
gndermitir. Mrikler holanmasalar da
28-Ey mminler! Mrikler pislikten baka birey deiller. Mrik olmalar bakmndan onlar
srf pislik demektirler. irk manev pisliklerin en fenasdr. Ayrca bunlar taharetlenmezler, gusl
ve abdest nedir bilmezler, cenabet gezerler, maddi pisliklerden saknmazlar. Ne bedenle ri, ne
elbiseleri
pislikten arnmaz. Bu bakmdan da kendileri aynen ve bizzat pislik deilse de yle denecek
kadar pislie bulanm ve batm olan kimselerdir. Bundan dolay da temiz deillerdir.
Bu mny hakkyla anlatabilmek iin kasr suretiyle ve mbalaa sasyla "pislik"
buyurulmutur ki, ayniyle necasetten baka bir ey deiller demektir. Bundan dolay Abdullah b.
Abbas'dan mrikler tpk "Kpek ve domuz gibi aynyla necistirler." diye, Hasan Basr'den de "Bir
mrikle musafaha eden abdest a lsn." diye birer gr varsa da gnmz Caferileri gibi baz i
gruplardan baka btn mezhepler bu iki kavlin aksinedir.
Zira ylesine ayniyle necis olsalard hibir ekilde temizlenmeleri mmkn olmazd. Halbuki
onlar da iman ve taharet ile temiz olabilirler. Sonra er'an da aklen de aktr ki, bu hkm insan
olarak yaratlmalar asndan deildir, irk gibi kendi kespleri asndan arz bir durumdur. Bu
husus ok ak ve ikr olduu iindir ki, mbalaa sasiyle ayniyle pislik olarak
gsterilmelerinde bir belaat vardr. Yani mrikler de birer insan olmak bakmndan aynen ve
doutan deil, mrik olmalar dolaysyla itikat ve amel ynnden pislie batmlardr. Sanki bir
pislik gibi irenilecek durumdadrlar. Dardan pislikleri grnme s e bile irkleri sebebiyle manen
pistirler. te bundan dolay:
Bu seneden sonra Mescid-i Haram'a yaklamasnlar. Yani bu ilann yapld i bu dokuzuncu
hicri seneden sonra onlar Mescid-i Haram'a yaklamaktan menedilmilerdir. Siz mslmanlar da
bu yasan uygulanmasndan sorumlu tutulacaksnz. yleyse onlar Mescid-i Haram'a
yaklatrmaynz. Harem-i erif'in iine girmek ve orada herhangi bir hizmet ve grev yapmak
yle dursun, hatta yaklamasnlar bile. Harem-i erif'in snrndan ieri adm atamasnlar bile. Bu
mutlak hkme gre, hibir sebep ve maksada ve hatta seyahat ve elilik veya muhakeme iin de
Harem dahiline sokulmamalar gerekir. Oraya girmeye ne haklar vardr, ne de liyakatlar. u halde
bu seneye kadar girmeleri mutad olanlar hakkndaki teaml, artk bu seneden sonra
neshedilmitir. nk pistirler, maddeten olmasa bile manen pistirler. Acaba ayin ve ibadet dnda
baz faydalar ve iler iin de Harem dahiline ve Mekke'ye mslmanlarn izni ve gzetimi altnda
girebilmelerine de cevaz yok mudur? mam Malik Hazretleri demitir ki, gerek Mescid-i Haram'a,
gerek dier mescidlere kfirlerin girmesi yasaktr. Ancak Resulullah'n, Medine'de Mescid-i
Sadet'te Sakif ve Necran heyetlerini kabul buyurduu rivayetlerden bilindiine gre, M escid-i
Haram'n dndaki mescidlere baz hallerde girebilmelerine izin verilebilecei anlalyor. Ve bu
yetteki Mescid-i Haram'a ait olan bu hkme dier mescidleri de katmann yetteki sarahat ve
kyas asndan doru olmayaca da hesaba katlmaldr. Bu ynyle konu, daha ziyade yukardaki
"Mrikler, vicdanlarna kar kendi kfrlerine kendileri ahit olup dururken Allah'n mescidlerini
imar etmeleri kabil deildir." (Tevbe, 9/17) yetinde mlahaza edilebilir. Halbuki orada da mutlak
anlamda gi r me hakkdr ki, bu da baz hallerde mminlerin izniyle girmelerine engel saylamaz.
mam fii Hazretleri demitir ki, kfirler, zellikle Mescid-i Haram'dan menolunurlar. Bundan
dolaydr ki, devlet bakan Mekke'de bulunsa, mriklerden bir eli gelse d evlet bakannn onu
Harem blgesinin dnda Hil'de karlamas ve kabul etmesi gerekir. Yine fii mezhebine gre,
gizlice Mekke'ye girmi olan bir kfir, orada lse ve mslman sanlarak topraa verilmi olsa da
durum sonradan aa ksa, onun kemikle r inin karlp Harem dna gtrlmesi gerekir,
demilerdir. mam Azam Ebu Hanife Hazretleri'nin mezhebine gre, bunlar Mekke'de hac ve
umreden yasaklanmlardr. Mescid-i Haram'a yaklamasnlar demek, hacca ve umreye
gelmesinler demektir. Zira Mescid- i Haram'a yaklamak, onunla ilgili olan ilere ve ibadetlere
mahsus olmak aktr ki, o da hac ile umredir. Nitekim yukarda da anlatld zere bu dokuzuncu
hicri senede ve hac gnnde Hz. Ali bu bereyi ilan ettiinde, "Bu seneden sonra mrikler hacce
t meyecek." diye tebli eylemitir. Ve ite yetin mnsnda btn mezheplerce zerinde ittifak
edilen cihet de bu yasaklamadr. Yani hac iinde Harem dahiline girmelerine, Mekke, Arafat ve
Mzdelife vesair yerlerde mslmanlarla birlikte hac menasikini icr a etmelerine asla izin verilmez.
O seneden sonra hac srf mslmanlara mahsustur. Ve slm usul zere yaplacaktr. u halde
baka mescidlere ve hacla ilgili olmayan hususlarda onlara izin verilebilir, ancak dikkatli olmak ve
ihtiyat elden brakmamak artyla.
Denilebilir ki bu yasak, iktisadn kurallarna aykr, halkn ticaret ve kazancna engel deil
midir? Mrikler Mescid-i Haram'a yaklamaktan menedilip hacdan kesilince onlarn bu evreye
salayageldikleri kr ve faydalar da sona ermeyecek mi? Ve bu yzden Hicaz blgesi ve hatta
btn Arabistan halk zarar grmez mi? Kbe bu adan da "nsanlar ayakta tutan." bir mil, bir
etken deil midir? zellikle balca gelir kaynaklar haccn bereketine bal bulunan bu "ot bitmez,
ekin yetimez" (brahim, 14/37) vadinin halk geim sknts ekmez mi? gibi birtakm sualler ve
endieler hakl olarak akla gelebilir. te btn bu eit sorulara cevaben buyuruluyor ki;
Ve eer fakir ve muhtac duruma dmekten korkarsanz, Allah sizi ilerde kendi fazl u
kereminden zengin edecektir. naallah: Yani dilerse. Gerekten de o seneden itibaren hayr ve
bereket artmaya balam. Tebale ve Cre ahalisi gibi birok blge insanlar mslman olmu.
Mekke'ye eskisinden de fazla yiyecek sevkeylemi l er. Sonra ftuhat devri balaynca yeryznn
her tarafndan insanlar oraya akn akn gelmeye balamlar. Btn bunlar Allahn emirlerinin
icrasna bal olarak gereklemi bulunan ilh vaadlerdir. Bu vaadin inallah ile takyid edilmi
olmasna gelinc e: Evvela btn mitlerin Allah'a yneltilmesi hikmetine, sonra da her fert, her
durum ve her zaman bu refahn deimez birey olmayacana iarette bulunmak ve dikkat
ekmek iindir. phe yok ki, Allah almdir, ahvalinizi, iinizi dnz ok iyi bi l ir. Hakmdir.
Engellemesini de ihsann da hikmetle yapar. Onun iin siz ey mminler, ilh bilgiler ve ilh
hikmetlerle verilmi olan bu emirleri tutun, bu yasaklara uyun!
29- Ne Allah'a, ne ahiret gnne inanmayan, Allah ve ahiret sz ets eler bile, gerekte
yreklerinde ona yer vermeyen, dnya ilelebet kendilerinin olacak ve yle kalacakm gibi sanan,
akbet bir gn gelip yaptklarndan sorumlu tutulacaklarna nem vermeyen, Allah ve Resul'nn
haram klm olduu eyleri haram sayma y an, (yani haramdan kanmayan, Allah'n kitabnda,
Peygamberin snnetinde ve hatta kendilerinin uyduklarn syledikleri kitabn ve Peygamberin
hkmleriyle haram olduu kesin olan eylerin haramln tanmayan, hell veya haram her ne
olursa olsun keyif l erinin istedii gibi, glerinin yettii her eye el uzatmay mbah gren ve
saldran) ve hak dinini din edinmeyen, (dinleri varsa da hak din deil, hakperest deildirler) din
diye tandklar, itaat ve teslimiyet gsterdikleri eyler varsa bile hakk tanmak, hakka teslim
olmak, hak yolunda yrmek, hak ve hukuku gzetmeyi din ve diyanetin en mhim amac olarak
bilmeyen, Hakk'n hkmlerine, hak olan eriatna itikat ve itaat edip hakk ve hukuku korumay,
Hakkn hkmleriyle adalet icra edip, gerek m abud olan Allah Tel'ya ne zatnda, ne sfatnda,
ne de fiileri ve hkmlerinde hibir erik ve nazir tanmadan, halk veya mahluk hereye, herkese
hakkn vermek demek olan bu hususlara hi nem vermeyen, bu anlamda bir din ve diyanetleri
bulunmayanlara kar savan! nk onlarn kendilerine gre dinleri varsa da bu gerek anlamda
hak din deildir. Hatta ksmen hak din de olsa, hakka mahsus olan halis bir hak din deildir. Onlar
halis, muhlis hak din olan slm ile tedeyyn etmezler, hak eriat ile ame l etmeyi kabul
eylemezler. Bundan dolay dinleri batldan ve hakszlktan arnm olmad gibi, dindarlklar ve
dinlerine ballklar da hakkyle bir dindarlk ve ballk deildir. Din namna bile birok zulm ve
hakszlk yapmaya elverili bir arl k, gulvv ve taassup sahibidirler. Bu bakmdan hak ve hukuk
gzetmeyen dindarlklar da dinsizlie eit bir ahlkszlktr.
ok dikkat ekici bir husustur ki, yette "dnelhakk" "hak dini" buyurulmutur. Bu ise "Hak
din" deyiminden daha kuvvetlidir. "Hak dini" deyimi, hak dinin zn ve mahiyetini gsteren bir
tam ve kamil snr belirler. slm'n en byk ve kendine mahsus zellii bulunan hakperestlik
esasna dayanan, hukukun hkmlerini ve amacn, ayn zamanda dinin de en byk amac olarak
t a ntan, Allah'n hakkn, btn haklarn temeli ve balangc sayan, umumun menfaatlarn
hesaba katan, her eyin ve herkesin kendine mahsus bir hakk, bir hukuku bulunduunu beyan
ederek hakkn hakimiyetini ve haklarn kutsalln ilan ederek, hak ve huk u kun gereklerine gre
dev ve grevlerin verilmesini ve seim usullerini emredip bildiren hkmlerinin nemine zellikle
tenbih yaplmtr. nk "Allah katndaki din slm'dr." (l-i mran, 3/19) uyarnca Vciblvcud
olan Allah katnda din, slm'da n ibarettir. Yani dinin hakiki mns Allah'n emirlerine
teslimiyettir. Ceza, sorumluluk vesaire gibi dinin br anlamlar hep bu mndan karlmlardr.
u halde teslimiyet neye ait ise o din ve diyanet de ona ait olmu olur. Bu da batl veya haksz, i
s teyerek veya istemiyerek olabilir. Bundan dolay birok haksz dinler veya dindarlk anlaylar
bulunabilir. O halde Allah dini de Allah'a teslimiyettir. Yani keyfe gre bir teslimiyet deil, "slm,
Allah iin teslimiyet, Allah yoluna teslimiyettir." T am anlamyla ve her trl didimeden uzak salim
bir ihlas ile itaat ve ballktr ki, bunda slm kelimesinin tazammun ettii "silm = sulh" ve selamet
mefhumlarnn hepsi vardr. "Kim slm'dan baka bir din ararsa ondan kabul olunmayacaktr."
(l-i mran 3/85). Dinin anlam bylece bilindikten sonra demek hak slm, hakkn emrettii ve
kabul ettii demektir. zellikle hakka teslimiyet ve balanmakla hakkn ahkamn severek ve
isteyerek ve hibir burukluk duymadan uygulamaktan ibaret olan slm demek olduu aka
ortaya kar. Hasl, bir dinin hak olabilmesi ve hak sfat ile anlmaya hak kazanabilmesi, Hak
Tel'ya izafet-i kmile ile ait olmasna baldr. Bu da kayna ve amac ile yzn ve zn
hakka dnp, hereyden nce Hak Tel'y ve hukuk u nu tanmas ve ona zn balamasyla
mmkn olur. "Biz gkleri ve yeri ve aralarndaki her eyi hak ile ve belli bir ecele gre yarattk."
(Ahkf, 46/3) uyarnca her mahluka bir ecel-i msemma ile beraber verilmi olan bir hak
bulunduunu, o varln hakkna saygl olmak Allah'n hakkna saygl olmak demek olduunu
bilerek Allah'n kullarnn hakkn ve hatta hereyin hakkn, hakkn emirleri erevesinde vermeye
hizmet etmek, din-i hak ile dindar olmak demektir. Her hakikatn snr, hukukunun sn r yla
ayakta durduu gibi, dinin hakikat da hakkn hakk olmasnda, hakk da hakka tahsis edilmi
bulunmasndadr. Onun iin hak dini olmayan, yani hak ile ilikisi bulunmayan, hak meselesini
gzard eden ve hakkn emri olmayan bir din, hak din olamaz. Ha k k gzetmeyen ve onun
gereklerini yerine getirmeyen bir dindarlk da hak dindarlk olamaz. Halbuki burada sz konusu
edilenler hak dinini kabul etmezler, hakka teslim olmazlar, hak ve hukuku tanmazlar, haram hell
semezler ve haklara saldrrlar. Ayrca izah olunaca zere, yalnzca kullarn hukukuna deil,
Allah'n hukukuna, Allah'n hakk olan dinin kurallarna da saldrrlar.
te Allah'a inanmayan, ahireti hesaba katmayan, Allah ve Resul'nn haram kldn haram
tanmayan ve hak dinini din edinmeyenlere, yani kendilerine kitap verilmi olanlarn bir ksmna,
akas u sfatla belirlenmi olan imansz, saygsz ve haksz kimselere kar savanz. Ta ki,
kendi elleriyle getirip cizyeyi versinler, klm olduklar halde. Yani h a k dini olan slm' kabul
etmedikleri takdirde, kendilerine kitap verilmi iken hakka kar gelen, o haksz , saygsz ve
saldrganlarn kuvvetleri tkenip slm eli, slm himayesi altna girmeyi ve buna karlk cizye
vermeyi kabul ve taahht edinceye, z immetlerinde kesinlemi olan cizyeyi hazr elden, iinde
bulunduklar aa durumu unutmadan saygl bir ekilde verecekleri hale gelinceye kadar savan.
Ve bylece onlardan nfus bana vergi alp, Allah'a ve ahirete imandan ayrlmayarak ve harama
el uzatmayarak, hakk hukuku gzeterek, hak dinin emirlerini yerine getirin. Zira Allah' ve ahireti
unutup onlarn yaptn yapacak, haram ve hell tanmayacak, Allah ve Resul'nn haram kld
eyleri haram saymayacak, kitap ve snneti gzetmeyecek, hak d i ni ile amel etmeyecek olduktan
sonra ne sava yapmaya, ne de cizye almaya hakknz olmad ikrdr. nk bu vasflar cihad
edenlerin deil, kendilerine kar harb alacak olanlarn zellikleridir. Cizye almann deil, cizye
vermenin sebepleridir. By l elerinin hakk zaten galibiyet deil, malubiyettir, cizye almak deil,
cizye vermektir.
"Cizye", borcunu dedi demek olan fiilinden bir nevi bor deme anlamn ifade eder. Taahht
sahibinin kendi ahdi gereince verecei vergi demektir ki, hayatnn ve hrriyetlerinin korunmas
karlnda zimmetlerinde terettp eder ve o artla denmesi gereken bir vergi olur. Bunun Farsa
kelimesinin Arapa's olduu da sylenmi ise de bunda er' ve hukuki adan dikkate alnmas
gereken bir zellik yoktur.
"An yedin" kayd u mnlardan her biri iin geerlidir:
1. Hazr elden, ekingenlik gstermeden itaat ve hrmetle, ayrca takip ve tahsiline lzum
gstermiyecek ekilde elini uzatarak,
2. Elden, naklen ve geciktirmeden,
3. Her biri k endi eliyle, vekili veya bir dieri aracl ile deil,
4. Eli i tutandan, gc yetenden, kesbe, kazanp almaya kadir olandan, blua ermi
olandan ki, kazanc ve geliri olmayanlardan aciz ve fakirlerden deil,
Bu drt mnnn drdnde de "yed" kelimesi cizyeyi veren el demek olur. Alan el olmas
asndan ise:
5. zerlerindeki elden dolay, yani kendi kendilerine canlarn ve mallarn ve dier
hukuklarn korumaktan aciz olmalar sebebiyle zerlerinde bulunan koruyucu elin himayesine
muhta olmalarndan dolay, o elin hakk olarak demek olur ki, buna gre "el" kudret ve iktidar
mnsnadr.
6. Uzatlan elden, yani onlara yaplan ihsandan ve in'amdan dolay, nk malup olmak,
kuvvet ve istiklalden mahrum kalmak pek byk bir zillet ve musibet olmakla beraber, byle bir
zillet durumunda bile cizye vererek katile esaretten kurtulup hayat hakkna ve hrriyete
kavumak, dinin icaplarn yerine getiren dil bir hkmetin himayesi altna girmek de byk bir
nimete ve ihsana nail olmak demektir ki, bu da krle karlanmas gereken byk bir nimettir.
Buraya kadar ileri srlen mnlar da bu nimetin hakk ve gereidir. Ve ite "an yedin" kayd
btn mnlar aa kard ve akla getirdii iin "zillete mahkum olmu ve klm olarak"
kayd da o zillet halini ihtardr. nk o zillet hatrlanmadka bu nimetin kadri bilinmez.
"Ahkm'l-Kur'n"da Ebubekr Cessas demitir ki; kaydndan murad eza grmeleri ve
glerinin yetmiyecei sorumluluklara mecbur edilmeleri deil, sadece hafife alnmalar, itibar
grmemeleri ve aalanmalardr..."
Hi phe yok ki, himaye olunmak ne kadar ayan- kran bir nimet olursa olsun, himaye
eden durumunda olmann erefi ve stnl karsnda yine de kklkten, zillet ve
minnettarlktan baka birey deildir. Grlyor ki, bu yette cizye ehl-i kitap hakknda varid
olmutur. Ancak mecusilerin de bundan yararlanmalar "Onlara ehl-i kitaba uygulanan usul
uygulaynz." hadis-i erifi gereincedir. Onlarn cizye deme konusunda eh l -i kitap gibi olduklar
hakknda gr birlii vardr. Ancak onlarn kestikleri yenmez ve kadnlarn nikahlamak da
haramdr. Bu durum hadisi erifin devam ile zerinde ittifak edilmitir. Maide Sresi'nin bu
konuyla ilgili "Bugn size pak nimetler h e ll klnd. Kendilerine kitap verilenlerin yemei size
hell olduu gibi, sizin yemeiniz de onlara helldir." (Mide, 5/5 yetine bkz.) Mecusilerin dnda
kalan dier mriklere gelince: Yukardaki yetlerde onlar iin yalnzca slm zikredilmi, ciz y e
demelerine izin verilmemitir. Burada da zaten cizye ehl-i kitaba mahsustur anlamna gelen bir
tahsis, bir hasr yoktur. Bundan dolaydr ki, mesele ictihada braklmtr. mam- Azam Ebu
Hanife'ye gre; cizye mutlak olarak ehli kitaptan ve Arap olmaya n mriklerden alnr, fakat Arap
mriklerden alnmaz, onlara ancak slm'a girmeleri teklif edilir. Ebu Yusuf'a gre; ehli kitap
olsun veya olmasn Arap'tan alnmaz. Lkin Arap olmayanlarn ehl-i kitap olanlarndan da mrik
olanlarndan da alnr. mam afii'ye gre; Arap olsun, Arap d olsun ehl-i kitaptan alnr, gerek
Arap, gerekse Arap d putperestlerden alnmaz. mam Malik ve Evzai ise "kffarn her
trlsnden alnr" demilerdir.
30-imdi ehl-i kitap iinde Allah'a ve ahirete iman etmeye n kimseler bulunur mu?.. diye
sorulacak olursa ite ispat ve izah Yahudiler, "Uzeyr Allah'n oludur." dediler. Yahudilerden byle
syleyenler olmutu. Rivayet olunduu zere, Resulullah'n huzuruna Yahudi hahamlarndan
Sellam b. Mikem, Numan b. Evfa, as b. Kays, ve Malik b. Sayf gelmilerdi ve bunu sylemilerdi.
Fenhas b. Azura adndaki hahamn "Allah fakirdir, biz zenginiz." diye syledii de ayrca nakledilen
rivayetler arasndadr. Daha eski devirlerde de buna benzer eyler syleyenler olmutu. Bunun
sebebi de yahudiler, Tevrat ile amel etmeyi brakmlar, peygamberlerini de ldrmeye
balamlard. Tevrat' bilen kalmam, kimi lm, kimi ldrlm, kimi de unutmu gitmiti.
Allah Tel onu onlarn kalblerinden silmiti. Nihayet Tevrat ve Tabut (kutsal emanetlerin
bulunduu sandk) ortadan kaldrlmt. Daha sonra Uzeyr Aleyhisselam, yz senelik lmden
sonra, Allah'a tazarru ve niyaz etmi, Tevrat'n hfz kendisine ihsan olunarak, gen yanda
srailoullar'na gelmi ve ezberden Tevrat' ye n iden yazm. Ve ite o vakit "Bu baka trl
olmaz, muhakkak bu Allah'n oludur." demiler ve daha sonra hristiyanlarn "sa Allah'n olu"
szne bir kap amlar. Bu yet nzil olduu zaman da yahudiler "Biz byle bir ey sylemeyiz,
bunun asl yoktur" diye hibir itiraz ve inkrda bulunmamlardr. Ancak bu meselede olsun
zerlerinde slm'n harp tehlikesinin byk bir tesiri olmu ki, daha sonraki yahudilerden bu sz
iitilmez olmutur. u halde hepsi deilse bile ilerinden bazlar bir zamanlar " Uzeyr Allah'n olu"
dediler. Nasara da "Mesih Allah'n olu" dediler. Esasen bunu syleyenler de bir ksm hristiyanlar
ise de sonradan hemen hepsi byle sylemeye baladlar ve hatta byle sylemeyenleri kfirlikle
itham ettiler. Mide Sresi'nde ve r ilen bilgilere baknz (Mide 5/72,73). slm'n douuna kadar
bunlar bunu nesil ve evlat anlamna oul olarak sylyorlard, sonra ilerinden bazlar bunun
"Beytullah" tabiri gibi, srf eref ve itibar mnsna bir izafet, bir mecaz olduunu iddia etme y e
baladlar...
te o, yani yahudi ve hristiyanlarn "Allah'n olu" sz azlaryla sylenmi szleridir. Bu,
onlara bakalar tarafndan isnad olunmu bir iftira deildir, bizzat kendi azlarndan km olan
bir szdr. Fakat yle bir sz ki, gerekte hibir ciddi anlam olmayan bo bir szdr, kuru
grltdr, elikili ve sama sapan bir eydir. Onlar da zaten bunu bir mny belirlemek iin
deil, mns anlalmaz bir laf olarak sylerler. Bunu sylemekle bundan nce kfre denler in
szlerine benzerler. Daha nce sz edilen mrikler de "Melekler Allah'n kzlardr." diyerek kfir
oluyorlard ki, yahudi ve hristiyanlarn bu "oul" cinsinden szleri de tpk ona benzer, onun gibi
bir kfr ve irktir. u halde bunlar ehl-i kitaptan olmakla beraber mriklere benzerler. Bu adan
mrik saylrlar ve Allah'a mmin deil kfirdirler. Allah onlar kahretsin. Arap dilinde bu bir
bedduadr ki, bundan ktalin kendisi deil, gerei olan helak, kahr ve lanet kastedilir. Trke'de
de biz bunu u deyimlerle ifade ederiz: Allah belalarn versin, Allah canlarn alsn, Allah kahretsin,
Allah'n klcna urasnlar. Bunlar nereden eliniyorlar? Nereden batan karlyor, nasl oluyor da
hak yoldan evriliyorlar? Allah'a oul isna d etmek gibi fahi bir yalan ve iftiraya, bu kadar ak
bir kfre ve irke nasl saptrlyorlar? Nereden, hangi noktadan, ne gibi sebeplerden ve ne yzden
bu kt durumlara drlyorlar? Baknz u hale:
31- Allah'dan baka bir de hahamlarn (yahudiler) ve rahiplerini (hristiyanlar) kendilerine
rab edindiler". Allah'n emrine, hakkn hkmne deil, onlarn hkmlerine, onlarn iradelerine tabi
oldular. Onlara Allah'a tapar gibi taptlar, hatta Allah' brakp onlara taptlar, Allah'n emirleri n i
brakp, aka Allah'n emirlerine ters den keyf arzularna itaat eylediler. Allah'n haram kld
eyleri onlarn emriyle hell grdler. Allah'n "yapmayn" dedii eyleri yaptlar, "yapn"
dediklerini de yapmadlar. Allah'n emir ve yasaklarn d eil de onlarn emir ve yasaklarn
dinlediler. Onlara, Allah'n emirlerini uygulayan, O'nun dininin hkmlerini anlayp anlatan
kimseler gzyle deil de, dinde sanki Allah gibi hkmler vermeye ve kurallar koymaya yetkili
imiler gibi baktlar. Dorudan doruya kendi yanlarndan eriat vaz'etmeye, dini hkmler
koymaya haklar varm, sanki birer mdebbir rabm gibi baktlar. Onlarn iradelerine heva ve
heveslerine uydular. Nitekim bu yetin mns hakknda mehur Hatim-i T'nin olu Adiy demitir
ki: " Resulullah'a geldim, boynumda altndan bir ha vard, ki Adiy o zaman henz mslman
olmamt ve hristiyand, Resulullah Beretn Sresi'ni okuyordu, bana "ya Adiy u boynundaki
veseni at" buyurdu. Ben de kardm attm. "Allah'tan baka hahamlarn ve rahiplerini de rab
edindiler." anlamna olan yetine geldi, ben, ya Resulallah, onlara ibadet etmezlerdi, dedim.
Resulullah buyurdu ki: "Allah'n helal kldna haram derler, siz de haram tanmaz mydnz?
Allah'n haram kldna hell derler, sizde hell saymaz mydnz?" Ben de "evet" dedim. "te bu
onlara ibadettir." buyurdu.
Rebi' demitir ki, "Bu Rablk srailoullar'nda nasl idi?" diye Abdul'liye'ye sordum. O da
"Genellikle Allah'n kitabnda hahamlarn szlerine aykr olan yetler bulurlar, bununla beraber
kitabn hkmn brakrlar da hahamlarn szlerini tutarlard." dedi.
Bu rivayetler unu gsterir ki, herhangi birini rab edinmi olmak iin behemahal ona "rab"
adn vermi olmak art deildir. Allah'n emrine uygun olup olmadn hesaba katmayarak, onun
emrine uymak ve zellikle de dinin hkmlerine ait olan hususlarda onu kural koymaya yetkili
sanp ne sylerse, ne emrederse doru farzetmek, ona uyduu zaman Allah'n emrine ters
deceini dnmeden hareket etmek, onun emir l erini taparcasna yerine getirmek onu rab
edinmek ve ona tapmak demektir. u halde burada din limlerine, ulul'emr ad verilen devlet
bakanlarna itaat etmek, Allah'n emri olan bir farz deil midir? O halde yahudilerle hristiyanlarn
kendi limleri ve y neticileri demek olan "ahbar" ve "ruhban"a itaat etmeleri niin muaheze
olunuyor? eklinde dnmeye gerek yoktur. nk burada sz edilen ey, Allah iin itaat ve
teslimiyet deil, "min dunillah" olan, yani Allah'n emrine ters den itaattir. Gerekte n de ilm
hakikatleri kabul ve limlere itaat etmek ve sayg gstermek Allah'n emridir. Ve Allah'n emrine
itaat de Allah'a itaattr. Fakat bu dorudan doruya deil "Allah'a, Resule ve sizden olan emir
sahiplerine itaat ediniz." (Nisa 4/59) yetinde de iaret buyurulduu zere Allah'a ve Resul'ne
itaatn bir blm olarak ve ona balanarak yaplacak olan bir itaattr, Allah'a ve emirlerine
ramen bir itaat deildir. Allah iin bir itaat demek, Allah'n emirleri dorultusunda olan, en
azndan mahluk a itaatte yaratcya isyan bulunmayan bir itaat demektir. Byle bir itaat halka
isyan bulunmamak artyla meru olur. lmin hkmnn hak, emrin de maruf olmas artna
baldr. lmin hakk, hak ve hakikat izlemesinde, gerekle olan ilikisinde, hakkn e mrine uygun
dmesinde ve daima Allahn rzasn aratrmasnda, hakkn ahkmn tanyp kavramasnda, hasl
Allah iin olmasndadr. Yoksa gerekle uyum salamayan, hak temeli zerinde yrmeyen Allah'n
hukukuna aykr olan, Allah'n koyduu kanun ve k u rallara kar gelmek isteyen kuruntular ne
kadar sslenirse sslensin ilim deildir. Ve limlerin deeri, ilim zihniyetine ve haysiyetine
ballklar ile llr. Ulu'l-emr olmalar srf bilgileri ve ilm haysiyetleri bakmndandr. Yani
emredilen marufu tanmalar, uyulacak yetin hkmn iyi bilmeleri ve ondan elde edilecek
mny iyi kavramalar sebebiyledir: "Bunlarn hkm karmaya gc yetenleri elbette onu
anlarlard." (Nis, 4/83), "Allah'n kullar iinde O'ndan en ok korkanlar limlerdir." (Ftr, 35/28)
zelliklerini tamalar ve "Eer bilmiyorsanz, ilim ve hikmet ehline dannz." (Nahl 16/43)
buyurulduu zere, limlerin ehl-i zikir olmalar bakmndandr. lim, bilgi sahibi olmas
bakmndan hibir eyin deil, ancak hakkn kuludur. Delillerin ve hakkn yetlerinin emrindedir.
Lkin delilin erefi bizzat kendinden deil, medlul olan hakka delalet etmesi ve hakkn aa
kmasna yardmc olmas yzndendir. Hakk batl, batl hak yapmaya alanlar ise ilm
haysiyetten mahrum birer tautturlar. lme ve ilmin ortaya koyduu verilere, Hak Tel tarafndan
yaratlm gerekler olduu bakmndan itaat, Allah'n emrine itaat ve hakkn farizasn yerine
getirmektir. Hakka bal olduu mddete ilme ve lime uymamak ilim ve ulema dma n ldr.
Ancak Allah'n emirlerini gzard ederek limlerde velev cz' bir hkm vazetme yetkisi
bulunduunu, hatta bir zerrenin bile hkmnn yerini deitirmeye yetkili olduklarn kabul ve
teslim eylemek Allah'dan bakasna bir rablk hissesi vermekti r, onlar "min dunillah" (Allah'n
gerisinde) rab edinmektir. eytanlara, Tautlara, Nemrudlara, Firavunlara, putlara ve evsana
tapmak nasl bir irk ve kfr ise limlere de haddinden fazla kymet vermek yledir. Mesela;
doruyu yanl, hakk batl ayr m akszn hak ilminin gerei olmayan fikirlerini, szlerini, hakkn
emrine dayanmayan, ondan kaynaklanmayan ahsi grlerini, istek ve arzuya dayanan keyfi
fetvalarn ve iradelerini stn tutmak, sanki onlarda Allah'n haram kldn hell, hell kld n
da haram klma yetkisi varm gibi, hakk deitirebilecek bir haklar varm gibi, kastl sapklklar
yle dursun, Allah'n emrine aykr olduu ak olan hatalarna bile itaat caiz grmek, hasl Allah
bu konuda ne buyuruyor, diye dnmeden, Alla h 'n emrine uymak gerektiini hesaba katmadan,
onlara itaat dahi yle bir irk ve kfrdr. Allah' brakp bakalarna tapmak demektir. Maalesef
yahudiler ve hristiyanlar ite byle yapmlardr: Ahbar ve Ruhbanlarn Rab edinmilerdir. Onlara
gerekten Rab dememilerse bile Rab yerine koymulardr. Dinde hkm koyabilme haklarnn
olduuna inanmlardr. Hele Hristiyanlk tarihinde ruhban snfnn kutsal tannmas ve papalarn
hata etmez saylmas daha fazla resmiyet kazanm olan ok ak bir durumdu r. Bunlarn din
ilerinde yetkili ve dinde her trl tasarrufa salahiyetli olduklarn, ruhani meclislerin kararlaryla
ve papann emriyle dinin ahkmnn ve kitabn kesin emirlerinin deitirilecek derecede te'vil ve
tebdil, hatta tahrif olunabileceini, namaz ve oru gibi temel ibadetlerin, haram ve hell ile ilgili
btn kurallarn ve meselelerin istenilen ekle konulabileceini, her trl gnahn
affedilebileceini, hatta cennet ve cehennem anahtarlarnn papazlarn elinde olup, bunlarn
isteyene satl a bileceini ve btn bunlara hi kimsenin itiraza hakk bulunmadn iddia ve kabul
edecek kadar imtiyazlar tanmlard ki, bu yet ite btn bunlar hatrlatmakta, muaheze
etmektedir. Adiy ile ilgili olan hadisi erif de bunun asgari lde bir bakma tefsiridir.
Hristiyanlkta ruhban snfnn byle bir imtiyaz ve hakimiyetle "min dunillah" (Allah'n gerisinde)
Rab edinilmelerine "klerikalizm" ad verilir. Daha sonra bundan ikayetle Protestanlk zuhur
etmitir. Mide Sresi (yet 64, 65)'ne baknz. Daha sonra bu Rablk imtiyaz, ruhban snfnn
elinden km, parlamenterlere gemitir. Bundan baka protestanlar da dahil olduu halde, ilk
devir hristiyanlar iindeki muvahhidlerden ilgisiz olarak, genelde hristiyanlar arasnda yaygn hl
alm bir irk vardr ki, btn dier irk eitlerinin temelini tekil eder. yle ki:
Meryem olu Mesih'i de Rab edindiler. Hristiyanlar rahiplerini Rab yerine koyduktan ve
onlarn lafyla "sa Mesih Allah'n oludur." dedikten baka bir de "Meryem olu Mesih Rab'dr."
diye tutturdular. Ona byle zl bir inanla mabud ve ilh diye taptlar. Rab kabul edip, Rabl
onda topladlar. Oysa onlar, hakikatte bir tek ilha tapmak ve ancak ona ubudiyet etmekle
emrolunmu idiler ki O'ndan baka ilh yokt u r. Onlarn hepsi; yahudisi, hristiyan, hahamlar ve
papazlar, akl delilleriyle ve Allah kitaplarnn ortaya koyduu naslarla, ilh hkmlerle bakasna
deil, sadece ve sadece Allah'a ibadet etmekle emrolunmulard. Mesih aleyhisselamn diliyle A l
lah'a ibadet ediniz ve O'na aykrlktan saknnz. Benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet
ediniz. Kim Allaha irk koarsa, Allah ona cenneti haram klacak ve yeri cehennem
olacaktr.(Mide, 5/72) buyurulmutu. Bakara Sresi'ne (yet 87 ve 253) b aknz. Byle iken
bunlar bu hak emrinin aksine hareket ederek bir olan Allah'dan baka Rablar da edindiler. Allah'a
ve emirlerine kar geldiler. Kendi nezahet-i sbhaniyyesiyle tenzih O'na, o irk koanlarn
irkinden. Yani, onlar mriklere benzeme k le kalmyorlar, bilfiil mriklik de ediyorlar ve Allah'a
irk kouyorlar. Allah Tel'nn uluhiyetinin an ise gerek gizli, gerek ak her trl irk
aibesinden uzaktr. O, kendi ezeli nezaheti ile mnezzehtir. O'nun zat- sbhanisi hi kimsenin
tenzihine muhta olmadan, O kendisini, onlarn ak ve gizli irk komalarndan tenzih eyler. u
halde Allah Tel, onlardan da "ber"dir, onlarn irklerinden de.

You might also like