Otostopçunun Galaksi Rehberi Douglas Adams PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1186

Otostopunun Galaksi

Rehberi

1. Kitap: Her Otostopunun Galaksi Rehberi

eviren: Serhat Dalkr

Isnb: 00000IDE30201

2. Kitap: Evrenin Sonundaki Restoran

eviren: rem Kutluk

3. Kitap: Evren, Yaam ve Her ey

eviren: rem Kutluk

Isnb: 9757380733

4. Kitap: Hoakal Balk in Teekkrler

eviren: rem Kutluk

Isnb: 9757380741

5. Kitap: ounlukla Zararsz

eviren: rem Kutluk


3/1186

Isnb: 975738075X
Her Otostopunun Galaksi Rehberi

Jonny Brock, Clare Gorst


ve tm br Arlingtonianllarca
sunulan ay, ilgi ve rahat koltuk iin

G alaksimizin haritas bile izilmemi cra bir kesinde, pek


fazla bilinmeyen Bat Sarmal kolunda gzden rak, kk, sar bir
gne vardr. Bu gnein yrngesinde, aa yukar doksan iki
milyon mil uzaklkta, pek gze batmayan yeil-mavi bir gezegen
vardr. Bu gezegende yaayan maymundan tremi yaam
biimleri o kadar ilkeldirler ki dijital saatlerin ok parlak bir bulu
olduunu dnrler hl. Bu gezegenin yle bir derdi vardr -ya
da daha dorusu vard-: zerinde yaayanlarn byk bir blm
yaamlarnn byk bir blmnde mutsuzdular. Bu soruna
birok zm nerildi, fakat zmlerin ou kk yeil kat
paralarnn hareketlerine ilikindi. Bu da ok samayd nk
eninde sonunda mutsuz olan kk kat paralar deildi.
Bylece sorun varln srdrd; insanlarn ou rahatszd,
birou da sefil, dijital saati olanlar bile.
5/1186

Her eyden nce aalardan inmekle byk bir yanl yaptk-


larn dnenlerin says gnden gne artyordu. Bazlar ise as-
lnda aalarn bile kt bir yer olduunu, okyanuslar terk et-
memi olmalar gerektiini sylemekteydi. Sonra, adamn birinin
sadece deiiklik olsun diye, insanlara iyi davranmann ne kadar
ho olabileceini syledii iin bir aaca ivilenmesinden yaklak
olarak ikibin yl sonra, bir Perembe gn, Rickmonsworthda
kk bir kafede yalnz bana oturan bir kz birdenbire btn bu
zaman iinde ters giden eyin ne olduunu kavrayverdi. Artk kz
dnyann nasl iyi ve mutlu bir yer haline getirilebileceini biliy-
ordu. Bu kez doruydu, bu zm ileyecek ve kimsenin bir
yerlere ivilenmesi gerekmeyecekti.

zc olan, kzn bir telefon bulup da buluunu birilerine sy-


leyemeden, korkun ve aptalca bir felaketin gereklemesi ve bu
parlak fikrin sonsuza kadar yitip gitmesi. Bu o kzn yks deil.
Fakat o korkun ve aptalca felaketin ve baz sonularnn yks.
Ayn zamanda bir kitabn, Her Otostopunun Galaksi Rehberi
adnda bir kitabn yks. Kitap bir Dnya kitab deil, Dnya'da
hi yaynlanmad, o korkun felaket olana kadar da hibir Dnyal
onu grmedi, hatt adn bile duymad. Yine de batan sona
dikkate deer bir kitap.

Gerekte, belki de Kk Ay takmyldznn hibir


Dnyal'nn duymad byk yaynevlerinin kard btn
zamanlarn en dikkate deer kitab. Yalnzca dikkate deer deil,
ayn zamanda byk bir baarnn sahibi de: Gezegenleraras Ev
Bakm Derlemesi'nden daha popler, Sfr Yerekiminde
Yaplabilecek Elli ey Daha'dan daha ok satm, ve Oolon Col-
luphidin bombas felsefe lemesi Tanr Nerede Hata Yapt,
Tanr nn En byk Yanllarndan Birka Daha," ve Kimdir Bit
Tanr Denilen, kitaplarndan daha tartmal bir kitap.
6/1186

Galaksinin D Dou Kysnn daha rahat uygarlklarnda


Her Otostopunun Rehberi, btn bilgi ve bilgeliin standart
kayna olan Galaktika Ansiklopedisinin yerini daha imdiden
ald bile, nk birok eksiine ve uydurma, ya da en azndan
ar derecede eksik bilgi iermesine ramen, daha eski olan
ncekini iki noktada yaya brakyor: Birincisi, biraz daha ucuz,
kincisi, kapann zerinde byk dosta harflerle Panie Kapl-
mayn yazmakta.

Fakat o korkun ve aptalca Perembenin olaand


sonularnn ve bu sonularn dikkate deer bu kitapla zlemez
biimde i ie gemesinin yks ok yaln biimde balyor. Bir
evle balyor.

1
Kyn hemen ucundaki yamata tek bana duran evden Bat
Yakasnn usuz bucaksz tarlalar grnmekteydi. Evin dikkat
ekici hibir yan yoktu. Aa yukar otuz yalarndaki gecekon-
duyu andran karemsi, tuladan yaplm bir yapyd ve n
tarafndaki drt pencere boyutlar ve oranlaryla gz honut et-
mekten olduka uzakt.

Evin yalnzca bir tek kii iin bir anlam vard: Arthur Dent,
nk bu onun iinde yaad evdi. Neredeyse yldr, kendisini
sinirli ve alngan yapan Londradan ayrlal beri burada oturuy-
ordu. Otuzlarnda, uzun boylu, siyah salyd ve hibir zaman
kendisiyle bark deildi. Arthur Denti en ok tedirgin eden in-
sanlarn biteviye niye bu kadar endieli grndn sormalary-
d. Arkadalarna her zaman sandklarndan daha ilgin olduunu
syledii yerel radyoda alyordu. Gerekten de yleydi -
arkadalarnn ou reklamcyd.
7/1186

aramda gecesi iddetli bir yamur yamt, yol slak ve


amurluydu. Oysa Perembe sabah Arthur Dentin evine son kez
vuran gne prl prl parlyordu. Belediye Konseyinin evi ykp
yerine bir karayolu geidi yapma karar henz Arthura uygun
biimde tebli edilmemiti. Perembe sabah saat sekizde Arthur
kendini pek iyi hissetmiyordu. Uyandnda gzleri kan anana
dnmt. Kalkt, bulank gzlerle odasnda dolat. Pencereyi
at, buldozr grd. Terliklerini bulup ayaklarn yere vura vura
banyoya yneldi.

te frann zerinde dimacunu, -yleyse frala. Tra aynas


- tavan gsteriyor. Dzeltti. Bir an iin ikinci bir buldozer
grnts yansd banyonun penceresinden. Dzgnce yerletird-
ii ayna Arthur Dentin sakallarn gsteriyordu. Onlar kazd,
yzn ykad, kurulad, attrmak iin bir eyler bulma umu-
duyla mutfaa gitti ayaklarn yere vurarak.

aydanlk, f, buzdolab, st, kahve, esne.

Buldozer" szc kafasnn iinde balant kurabilecei bir


eyler arayarak bir sre gezindi.

Mutfak penceresinden grnen buldozer olduka byk bir


eydi. Ona bakt.

Sar diye dnd ve ayaklarn yere vura vura yatak odasna


giyinmeye gitti sonra.

Banyonun nnden geerken byk bir bardak su imek iin


durdu; sonra bir tane daha. Akamdan kalma olabileceini dn-
meye balad. Niye akamdan kalmayd? mi miydi geen gece?
yle olduunu varsayd. Tra aynasnda bir parlt yakalad.
Sar
8/1186

Durdu ve dnd. Meyhane, diye dnd. Ah tabi, mey-


hane. Hayal meyal kzgn olduunu, o zaman nemli grnen bir
eye kzm olduunu anmsad. evresindekilere bu konudan sz
ediyor, uzun uzun bir eyler anlatyordu. Endie iindeydi. Anm-
sayabildii en berrak grntler, karsndakilerin yz ifadeler-
iydi. Yeni duymu olduu bir karayolu geidi hakknda bir eyler.
Aylardr yrrlkteydi, yine de kimse bu konu hakknda bir ey
biliyormu gibi grnmyordu. Gln. Bir yudum su ald. Kendi
kendine yoluna girer, diye , karar verdi. Kimse bir geit istemiyor,
Belediye Konseyinin tutunacak dal yok. Kendi kendine yoluna
girer.

Tanrm ne korkun bir sarholuun penesindeydi. Elbise


dolabnn aynasnda kendisine bakt. Dilini kard Sar diye
dnd. Sar szc kafasnn iinde balant kurabilecei bir
eyler arayarak bir sre gezindi. On be saniye sonra dardayd,
bahe yolunda ilerleyen byk sar bir buldozerin nnde uzan-
m yatyordu.

***
Bay L. Prosser, onlarn tanmyla bir insand. Dier bir deyile,
maymundan gelen, karbon esasl, iki ayakl bir canl tryd.
Ayrntlara girecek olursak, krk yanda, iman ve klkszd. Yer-
el konseyde alyordu. uras gariptir ki, i ie gemi rklarn
kuaklar boyu kaynamasnn genlerine oynad oyun nedeniyle
fark edilir Mool zellikleri tamasa da, Cengiz Hann baba
tarafndan dorudan torunuydu. Bay L. Prosserdeki yce soy-
unun izleri yalnzca gbek evresindeki fark edilir kalnlk ve
kk krk apkalara olan eilimiydi.

Kesinlikle byk bir sava deildi: ou zaman sinirli ve en-


dieliydi. Bugn zellikle sinirli ve endieliydi nk iiyle -
9/1186

Arthur Dentin evinin gn bitmeden ortadan kaldrldn


grmek- ilgili bir ey ciddi biimde ters gidiyordu.

Kalkn oradan Bay Dent, dedi, kazanamayacanz biliyor-


sunuz. Sonsuza dek buldozerin nnde uzanamazsnz. Gzlerin-
in fkeyle parlamas iin urat ama gzleri bunu beceremedi.

Arthur amurun iinden onun sesini bastrd.

Gzm pektir benim, dedi, ilk kim paslanacak greceiz.

Korkarm bunu kabul etmek zorunda kalacaksnz, dedi Bay


Prosser eliyle kavrad krk apkasn geriye doru iterek bu
geit ina edilmelidir ve edilecektir!

lk kez duyuyorum bunu, dedi Arthur, neden ina edilmek


zorunda olsun ki?

Bay Prosser bir sre parman ona doru sallad, sonra durdu
ve geriye ekti parman.

Neden ina edilmek zorunda olsunla ne demek istiyorsun?


dedi. Bu bir geit. Geitler ina edilmelidir. Karayolu geitleri
bir ksm insann A noktasndan B noktasna hzla ulamasn,
dier taraftan baka bir ksm insann da B noktasndan A nok-
tasna sramasn salayan, gerelerdir. C noktasnda yaayanlar,
tam ortadaki nokta olarak, B noktasndakilerin A noktasna git-
meye, A noktasndakilerin de B noktasna gitmeye neden bu kadar
istekli olduklarn merak ederler. ounlukla da insanlarn bir
kere ve tamamiyle hangi cehennemde olmak istiyorlarsa oraya
gitmelerini dilerler.

Bay Prosser D noktasnda olmay dilerdi. D noktas zel bir yer


deildi, yalnzca A, B ve C noktalarndan ok uzakta herhangi
10/1186

uygun bir noktayd. D noktasnda kk, gzel, kapsnn zer-


inde baltalar olan bir kulbesi olsun, ve E noktasnda, yani D nok-
tasna en yakn meyhanede biraz hoa zaman geirebilsin isterdi.
Kars sarmak gllerini tercih ederdi, ama o baltalar yeliyordu.
Neden olduunu bilmiyordu, yalnzca holanyordu baltalardan.
Buldozer srclerinin alayl srtlar karsnda kpkrmz
kesildi.

Arln bir ayandan dierine veriyordu ama her iki dur-


umda da rahatszd. Birilerinin rkn biimde acizlik iinde
olduu su gtrmezdi. Tanrdan bunun kendisinin olmamasn
diledi.

tirazlarnz ve ikayetlerinizi zamannda yapabilirdiniz.


dedi Bay Prosser. Zamannda? diye uludu Arthur zamannda
ha? Dn evime gelen bir iiden duydum bunu ilk kez. Ona pen-
cereleri silmeye mi geldin diye sorduumda hayr evi ykmaya
geldim dedi. Bunu hemen sylemedi tabii. Hayr. nce birka
pencereyi silip benden bir belik ald. Ondan sonra syledi.

Ama Bay Dent, planlar yerel planlama dairesinde dokuz aydr


aslyd.

A evet, duyar duymaz hemen planlar grmeye gittim dn


leden sonra. Knz koltuklarnzdan kaldrp listelerde ad bu-
lunanlarn hibirine haber vermediniz deil mi? Hi kimseye
hibir ey sylemediniz yani.

Ama planlar askdayd...

Askda? Onlar en sonunda mahzende bulabildim.

te oras ihbar blmdr.


11/1186

Bir fener ile.

Ah, klar sndrmler demek ki

Merdivenler de karanlkt

Bakn, sonunda ihbar buldunuz, deil mi?

yle, dedi Arthur buldum. Kullanlmayan bir helaya


tklm, kapanda Dikkat Leopar yazan kilitli bir dolabnn
dibinde

Balarnn zerinden geen bulutun glgesi souk amurun


iinde dirseine dayanm yatan Arthur Dentin zerine dt.
Ardndan ayn bulutun ayn glgesi Dentin evinin stn kaplad.
Bay Prosser atk kalaryla buluta bakyordu.

Pek de yle gzel bir evmi gibi durmuyor, dedi. zr diler-


im, ama sevmi bulunuyorum onu. Geidi de seveceksiniz.

Kes sesini, dedi Arthur Dent. Kes sesini de git buradan,


boktan geidini de birlikte gtr. Sen de biliyorsun ki tutunacak
bir daln yok.

Kafas bir an iin Arthur Dentin alev alev yanan evinin ve srt
en az yerinden tutumu olarak lk la koan Arthurun
anlatlmas g ama fena halde ekici grntleriyle dolan Bay
Prosser azn birka kez ap kapad. Bu tr hayaller Bay Pross-
eri sk sk ziyaret eder onun sinir sistemini altst ederdi. Bir sre
kekeledikten sonra toparlad kendini.

Bay Dent dedi.

Alo? Efendim? dedi Arthur.


12/1186

Size baz faydal bilgiler. Bu buldozerin zerinize srlmesini


emredersem ne kadar zarar verecei hakknda bir fikriniz var
m?

Ne kadar? dedi Arthur.

Hibir ey dedi Bay Prosser beyninin kendisine barp


aran binlerce kll atlyla dolu olmasna hiddetten kprerek.

***
Garip bir rastlant sonucu Hibir ey maymun soyundan gelen
Arthur Dentin, en yakn arkadalarndan birinin maymun soy-
undan gelmeyip aslnda Betelgeuse evresindeki kk bir geze-
genden deil de hep syledii gibi Guilfordtan geldiinden, tam
olarak ne kadar phe ettiini ifade ediyordu. Arthur Dent, hibir
zaman bundan phe etmemiti.

Bu arkada Dnya gezegenine onbe yl kadar nce geldiinde


Dnya toplumuna karmak iin ok uramt. Olduka baarl
olduu sylenebilir. rnein bu on be yl isiz bir aktrm gibi
yaparak geirdi ki bu bile yeterince makuld. Yine de hazrlk
aratrmalarn eksik yapmas dncesizce bir byk hata yap-
masna yol amt. Toplad bilgi gereince dikkat ekmeyen bir
isim olarak Ford Prefecti semiti.

-Dikkat ekecek kadar uzun boylu deildi, hatlar arpcyd


ama dikkat ekecek kadar yakkl da deildi. Salar kaln telli ve
kahverengiydi, akaklarndan geriye doru taryordu onlar. Cildi
akaklarndan geriye ekilmi gibiydi. Tuhaf bir eyler vard onda,
ama ne olduunu sylemek gt. Belki de gzlerini yeterince sk
krpmamasndand bu. Onunla ne kadar uzun sre konuursanz
konuun, gzleriniz onun yararna istemsizce yaaryordu. Belki
13/1186

de bu biraz yayvan glmsemesinden ve bylece insanlara


boazlarna sarlacakm hissini vermesindendi.

Dnyada kazand arkadalarnn ounun zerinde eksant-


rik ama zararsz biri etkisi brakyordu -tuhaf alkanlklar olan
iflah olmaz bir ayya. rnein sk sk niversitelerde verilen
partilere dalar, zil zurna sarho olur, dar atlncaya kadar
bulabildii herhangi bir astrofizikiyle dalga geerdi.

Bazen tuhaf bir ruh haline girer ve birileri ne yaptn sorana


dek, hipnotize olmuasna gkyzne bakard. O zaman sust
yakalanm gibi srar, sonra rahatlar ve srtrd.

Ah, sadece uan daire aryordum, diye aka yapar, herkes de


glerek ona ne eit uan daire aradn sorard.

Yeillerini! diye karlk verirdi kt bir srtla, bir sre l-


gnca gler, sonunda en yakn bara seirtip byk miktarda iki
smarlard.

Bu gibi akamlar ounlukla kt biterdi. Viski ile akl


bandan gider, kzn birini bir keye sktrp ona kaba saba
szlerle ama drste uan dairelerin renklerinin o kadar da
nemli olmadn anlatrd. Daha sonra, yar felli durumda,
karanlk sokaklarda sendelerken gelip geen polislere Betelgeuse
giden yolu sorard. Polisler ounlukla, Sizce artk eve dnme
vakti gelmedi mi efendim? gibi bir eyler gevelerdi.

alyorum yavrum, alyorum, Fordun bu gibi durum-


lardaki deimez yantyd. Gerekte akn akn gkyzne
bakarken arad herhangi bir uan daire idi. Yeil demesinin
nedeni yeilin Betelgeuse ticaret izcilerinin rengi olmasyd. Ford
Perfect, yaknlarda bir uan dairenin geleceine ilikin tm umut-
larn yitirmenin hrnl iindeydi, nk on be yl, herhangi
14/1186

bir yerde, zellikle dnya gibi akl almaz derecede skc bir yerde
mahsur kalmak iin olduka uzun bir sreydi.

Ford bir an nce bir uan dairenin gelmesini diledi, onlara


aadan iaret vermesini ve kendini aldrmasn biliyordu. Gnde
otuz Altair dolarndan daha az bir paraya Evrenin Mucizelerinin
nasl grlebileceini de biliyordu.

Gerekte, Ford Prefect tamamiyle dikkate deer bir kitap olan


Her Otostopunun Galaksi Rehberi iin alan gezgin bir
aratrmacyd.

***
nsanolu bulunduu ortama her zaman uyum salamtr.
lene doru Arthurun evinin evresi dzenli bir rutine
kavumutu. Arthurun kabullendii rol amurun iinde arada
srada avukatna, annesine grmeyi ya da iyi bir kitap vermelerini
isteyerek sessiz sedasz uzanmak; Bay Prosserin kabullendii rol
Arthurun zerinde Milletin Refah in, Daima leriye, Biliyor
Musun Gnn Birinde Evimi Yktlar Geriye Dnp Bakamadm
Bile gibi sylevlerle yeni ypratma taktikleri ve baka birok
kandrma yntemi denemek ve ona gzda vermekti; buldozer
srclerinin kabullendii rol ise etrafta kahve iip gezinerek bu
durumu maddi adan kendi karlarna evirebilmek iin sendika
dzenlemelerini gzden geirmekti.

Dnya kendi etrafndaki dnn ar ar srdryordu.


Gne Arthurun yatt amuru kurutmaya balamt. stnden
bir glge geti yine.

Merhaba Arthur, dedi glge.


15/1186

Arthur ban yukar kaldrpta gzleri kamaarak gnee


doru baktnda tepesinde dikilen Ford Prefect'i grnce rkt
bir an.

Ford! Merhaba, naaber?

yidir, dedi Ford, bak, megul msn?

Megul muyum? diye haykrd Arthur. Evet, btn bu bul-


dozerleri, falan filan nlerine yatmak iin bama topladm
nk eer yatmazsam evimi ykacaklar, fakat bunun dnda...
hayr zel bir ey yok, neden ki?

Betelgeusede aka yoktu, Ford Prefect zerinde youn-


lamad zaman ounlukla akay anlamyordu. yi konuabile-
ceimiz bir yer var m? diye sordu.

Ne? dedi Arthur Dent.

Ford birka saniye yanndaki arkadan unutup tpk zer-


inden araba gemek zere olan bir tavan gibi sabit baklarla
bakt gkyzne. Derken birden Arthurun bana meldi.

Konumamz gerek, dedi aceleyle.

Gzel, dedi Arlhur, konualm,

Ve ielim, dedi Ford. Konumann ve imenin bizim iin


hayati nemi var. imdi. Kydeki meyhaneye gideceiz. Sinirli ve
umutlu gzlerle yeniden gkyzne bakt.

Bak, anlamyor musun? diye bard Arthur Prosseri gster-


erek, bu adam evimi ykmak istiyor!

Fordun kafas karmt, ona bakt.


16/1186

yi de sen olmadan da ykabilir deil mi? diye sordu.

Ama ykmasn istemiyorum!

Ha.

Bak, derdin nedir senin? dedi Arthur.

Hi, hi derdim yok. Dinle beni, sana imdiye kadar duy-


duun en nemli eyi syleyeceim. imdi sylemem gerek, hem
de At ve Tmar meyhanesinin salonunda.

Ama neden?

nk sk bir ikiye ihtiyacn olacak.

Ford, Arthura bakt, Arthur kararllnn zayflamaya


baladn grerek ard. Bunun nedeninin Ford'un Orion Beta
yldz sistemindeki madranit maden kuaklarna hizmet veren
hiper uzay limanlarnda rendii eski bir iki ime oyunu
olduunu fark etmedi. Oyun Kzlderili Grei denen Dnya oy-
unundan pek farkl deildi, yle oynanyordu:

ki yarmac bir masaya nlerinde birer bardakla karlkl


oturur.

Ortalarna bir ie Janx Spirit konur (bu iki u tarihin Orion


madenci arksyla lmzletirilmitir: Aman vermeyin bana
daha Eski Janx Spirit/Sakn vermeyin bana daha Eski Janx Spir-
it/Bam dner, dilim yalan syler gzlerim fener, i de geber/
Doldur bana bir kadeh daha gnahkar Eski Janx Spirit).

ki yarmacnn her biri kendi dncelerini iede youn-


latrrlar ve bardaktakini bir dikite yuvarlayp ikiyi kendisinden
sonra iecek olan rakibinin bardana boca eder. ie yine
17/1186

doldurulur. Oyun yine oynanr. Yine. Yine. Bir kere kaybetmeye


baladnz m artk hep kaybedersiniz, nk Janx Spiritin
etkilerinden biri de telepatik gc bastrmasdr. nceden kestiri-
len bir miktar tkenir tkenmez kaybedene genellikle iren dere-
cede biyolojik olan bir ceza verilir. Ford Prefect ounlukla kay-
betmeye oynard.

***
Ford, kendi kendine belki de At ve Tmara gitmek istiyorum-
dur diye dnmeye balayan Arthura bakt.

Ama evim ne olacak...? diye yaknd Arthur. Ford, Bay Pross-


ere baknca adice bir fikir geldi aklna birdenbire.

Evini ykmak m istiyor?

Evet, onun yerine bir...

Ama yapamyor nk adamn buldozerinin nnde


yatyorsun.

Evet, ve...

Eminim yeni bir dzenlemeye gidebiliriz dedi Ford. Bakar


msnz diye seslendi Ford.

Bay Prosser (O srada buldozer srclerinin efiyle Arthur


Dentin bir akl hastal geirip geirmediini, eer geiriyorsa ne
kadar ek denek almalar gerektiini tartmaktayd.) etrafna
baknd. Arthurun bir arkadann ortaya kmasna arm,
biraz da tedirgin olmutu.
18/1186

Evet? Merhaba? diye seslendi. Bay Dent kendine gelmedi


mi henz?

imdilik diye seslendi Ford, gelmediini varsayabilir


miyiz?

Eee? diye geirdi Bay Prosser.

Ayn zamanda, dedi Ford, btn gn burada duracam da


varsayabilir miyiz?

Sonra?

Sonra da btn gn adamlarnz hibir ey yapmadan or-


talkta dolaacaklar, yle deil mi?

Olabilir, olabilir...

Peki, eer bunu nceden kabullendiyseniz onun btn bu za-


man boyunca burada yatmas gerekmiyor deil mi?

Ne?

Aslnda, dedi Ford nazike, burada ona ihtiyacnz yok.

Bay Prosser biraz dnd.

Hayr deil, yle deil... dedi, tam anlamyla ihtiya


saylmaz...

Prosser endieliydi. lerinden birinin bir mantk hatas


yaptn dnd.

Ford Eer bana katlyorsanz ki katlyorsunuz, o zaman o


burada yokken onu buradaym gibi kabul edebilirsiniz ve bizde
19/1186

yarm saatliine meyhaneye kaabiliriz. Ne dersiniz? Bay Prosser


bunun tam bir salaklk olduunu dnd.

Tamamyla akla yatkn grnyor... dedi yattrc bir tonla,


kimi yattrmaya altn dnerek.

Daha sonra da, siz bir iki tek atmak istediinizde," dedi Ford,
srayla sizin yeriniz alrz.

ok teekkr ederim, dedi Bay Prosser, bundan sonrasn


nasl oynamas gerektiini bilemeden, ok teekkr ederim, evet,
ok naziksiniz... Suratn ast, sonra glmsedi, sonra ikisini
birden yapmay denedi, olmad, krk apkasn tutup banda
evirip evirdi. Oyunu kazandn dnebilirdi artk.

O halde, diye srdrd Ford Prefect, buraya gelip de


uzanabilirseniz...

Ne? dedi Bay Prosser.

Ha, afedersiniz, dedi Ford, belki de iyi anlatamadm. Birin-


in buldozerlerin nne uzanmas gerekmiyor mu? Aksi halde
yryp Bay Dentin evini ykmalarn engelleyecek bir ey olmaz,
deil mi?

Ne? dedi yine Bay Prosser.

ok basit. dedi Ford, Mterim, Bay Dent, yalnzca gelip


onun yerini almanz kouluyla bu amurda yatmaktan
vazgeecek.

Ne diyorsun sen? dedi Arthur, ama Ford ayayla drtt


onu.
20/1186

Benim kalkp, dedi Prosser, bu yepyeni fikri kendi kendine


aklayarak oraya uzanmam istiyorsunuz...

Evet.

Buldozerin nne?

Evet.

Bay Dentin yerine.

Evet.

amura.

Dediiniz gibi, amura.

Bay Prosser aslnda kaybedenin kendisi olduunu anladnda,


omuzlarndan bir yk kalkm gibi oldu: bu bildik dnyasna daha
uygundu. geirdi.

Karlnda siz de Bay Denti meyhaneye gtreceksiniz.

yle, dedi Ford, tam olarak yle.

Bay Prosser birka sinirli adm att ve durdu.

Sz m? dedi.

Sz, dedi Ford. Arthura dnd.

Hadisene, dedi, kalk da adama yer ver. Arthur bir d


grdn dnerek kalkt. Ford, beceriksizce, zgn zgn
amurda oturan Prossere bir ba hareketiyle veda etti. Bay Pross-
er tm yaamnn bir d olduunu dnr ve bazen bunun
21/1186

kimin d olduundan ve dten holanp holanmadklarndan


kukuya derdi. amur, poposunun ve kollarnn altnda ikiye
yarlp pabularnn iine szld.

Ford ciddi ciddi bakt ona.

Bay Dent burada deilken evini sinsice ykmak yok ama


tamam m? dedi.

Bu dnce, diye homurdand Bay Prosser, aklmdan ge-


menin en ufak bir olasln bile, diyerek srdrd, arkasna
yaslanarak, deerlendirmeye balamad daha.

Buldozer srcleri sendikas temsilcisinin yaklatn


grnce ban amura brakp gzlerini yumdu. Kendisinin u
anda bir akl hastal geirmediini kantlamak iin nedenlerini
sraya koymaya alt. u anda bundan emin olmaktan ok uzak-
t. Kafas grltler, atlar, toz duman ve kan kokusuyla doluydu.
Ne zaman kendini sefil ve yorgun hissetse ayn ey olurdu. Hibir
ekilde kendisine aklayamyordu. Alglayamadmz bir boyutta
hiddetle haykryordu yce Kaan, Bay Prosser ise inleyip hafife
titredi. Gzkapaklarnn ardnda kk damlacklar hissetmeye
balyordu. Brokratik ayrntlar, amurda yatan kzgn adamlar,
kk drc hareketler yapan tanmlanamaz yabanclar, ka-
fasnn iinde ona glen tanmsz bir atllar ordusu- ne gn ama.
Ne gn ama. Ford Prefect Arthurun evinin yklp ykamamasnn
hibir kymeti harbiyesi olmadn biliyordu. Arthurun endieleri
sryordu.

Ona gvenebilir miyiz? dedi.

Bana kalrsa dnyann sonuna kadar gvenebiliriz, dedi


Ford.
22/1186

Ah tabii, dedi Arthur, bu sre ne kadar?

Yirmi dakika kadar, dedi Ford, hadi gel, bir ikiye ihtiyacm
var.

2
Galaktik Ansiklopedi'nin alkole ilikin syledikleri unlardr.
Ansiklopedi alkoln fermente ekerlerden oluan renksiz
deiken bir sv olduu sylyor ve baz karbon esasl yaam
biimleri zerindeki zehirleyici etkisine de dikkat ekiyor.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi de deiniyor alkole. Varo-


lan en iyi ikinin Pan Galaktik Gargara Bomba olduundan sz
ediyor. Diyor ki bir tek Pan Galaktik Gargara Bomba imenin
etkisi beynin, etrafna ince bir dilim limon sarlm bir altn
klesiyle sarho olmas gibidir.

Rehber ayrca en iyi Pan Galaktik Gargara Bombanm nerede


harmanlandn, yaklak olarak fiyatn, ve daha sonra aylabil-
meniz iin hangi gnll kurululara bavurabileceiniz
sylemektedir. Rehber bu ikiyi kendi kendinize nasl yapabile-
ceinizi bile anlatr. Bir ie Eski Janx Spirit boaltn der. San-
tragnus V denizlerinden bir l su katn Ah o Santragin deniz
suyu, ah o Santragin Balklar!!!

para Arcturan Megacini bu karmda erimeye brakn


(uygun biimde dondurulmu olmal, aksi halde iindeki benzen
uabilir). Fallia Bataklklarnda mutluluktan len Otostopularn
ansna drt litre Fallian bataklk gaz kprt iinde. Karanlk
Qualactin Hipernane znden bir ly gm bir kak srtyla
23/1186

ekleyin. Bir Algolyal Gnekaplan dii atn. kinin kalbine Al-


golya Gnelerinin alevlerini yayarak zlmesini seyredin.

Az Zamfur serpin.

Bir de zeytin.

in... ama... ok dikkatli.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi Galaktika Ansikloped-


isinden daha ok satlr.

***
Alt yarmlk bira dedi Ford Prefect At ve Tmarn barmen-
ine. Ltfen abuk, dnyann sonu gelmek zere.

At ve Tmarn barmeni bu davran haketmiyordu, yal, say-


gn bir adamd. Gzlklerini burnunun ucuna itip Ford Prefecte
gzlerini krptrarak bakt. Ford onu nemsemeden pencereden
dar baknca barmen de aresizce omuz silkerek hibir ey
sylemeden dnp Arthur'a bakt.

Sonunda barmen, yle mi baym? Bunun iin ok gzel bir


hava, deyip biralar karmaya balad. Sonra bir kez daha
denedi.

leden sonra ma seyrediyor muyuz? Ford ona bakt.

Hayr, faydasz, dedi, baklarn yeniden pencereden dar


evirmeden nce.

Neden? Sonu belli mi sizce baym? dedi barmen.


Arsenal'in hi ans yok mu?
24/1186

Yo yo, dedi Ford, dnyann sonu gelmek zere, ondan.

Evet, sylemitiniz, dedi barmen, bu kez gzlklerinin zer-


inden Arthura bakarak.

Arsenal ancak byle kurtulabilir. Ford, mthi akn, tekrar


bakt ona.

Hayr, deil aslnda, dedi. Suratn ast. Barmen derin bir


nefes alarak, te baym, alt yarmlk, dedi.

Arthur hafife glmsedi ona omuz silkerek. Konuulanlarn


bakalar tarafndan duyulmu olmas olaslna kar dnp
meyhanenin geri kalanna da glmsedi hafife. Barda Fordun
yannda oturan adam bu iki adama bakt, alt yarmlk ieye bak-
t, keskin bir aritmetik hesap yapt kafasndan, houna giden bir
sonu kt ve gzlerinde aptalca bir umutla srtarak onlara bakt.

Uzak dur, dedi Ford, adama Algonyal bir Gne Kaplann


bile kendi iine dndrecek bir bak frlatarak bizim onlar.

Ford bara bir be paund yaptrd. st kalsn dedi. Ne, be-


lik mi? Saolun baym.

Harcamak iin on dakikan var.

Barmen birazck geri ekilmeye karar verdi. Ford dedi Ar-


thur, neler oluyor syler misin bana?

, dedi Ford, bitirilecek yarmln var.

yarmlk ? dedi Arthur, le vakti?


25/1186

Fordun yanndaki adam srtarak ban sallad neeli neeli.


Ford nemsemedi onu. Zaman bir yanlsamadr. Vakit iki bakm-
dan ledir.

ok derin, dedi Arthur, bunu Readers Digest dergisine


yolla. Senin gibiler iin bir sayfalar var.

Niye birden bire yarmlk?

Kas gevetici, ihtiyacn olacak.

Kas gevetici mi?

Kas gevetici.

Arthur birasna bakt.

Bugn yanl bir ey mi yaptm, dedi, yoksa dnya hep


byledi de ben mi fark edemeyecek kadar iine kapanktm.

Anlald, dedi Ford, aklamaya alaym. Birbirimizi ne


zamandr tanyoruz?

Ne zamandr? diye dnd Arthur. Hmmm, be yl gibi,


belki de alt, dedi. Uzunca bir ksm yle ya da byle bir anlam
ifade ediyor u anda.

Tamam, dedi Ford. Guilforddan deil de Betelgeusen


evresinde bir yerlerde kk bir gezegenden geldiimi sylersem
ne dersin?

Arthur fark etmez der gibi omuz silkti.


26/1186

Bilmem, dedi, bir yudum bira ekerek, Neden, sylemek is-


tediin bu trden bir ey mi?

Ford aldrmad. Dnyann sonunun gelmek zere olduu u


anda umursamaya demezdi. Yalnzca; , dedi.

Dnyann sonu geliyor. dedi sezilebilir bir kesinlikle.

Arthur meyhanenin geri kalanna hafife glmsedi yine. Mey-


hanenin geri kalan surat ast ona. Adamn biri glmsemeyi ke-
sip kendi iine bakmasn iaret etti eliyle. Bugn Perembe ol-
mal, dedi Arthur kendi kendine, birasna eilerek, Per-
embelere hi katlanamam.

3
Bu zel Perembe gnnde, gezegen yzeyinin binlerce mil
zerinde, bir eyler iyonosferde ilerliyordu; gerekte birok bir
eyler, onlarca koca sar ktk ynna benzer bir eyler, apart-
manlar kadar kocaman, kular kadar sessiz bir eyler. Gne adl
yldzn elektromanyetik nlar altnda kolayca szlerek, aheste
aheste, toplanyorlar, hazrlanyorlard.

Altlarndaki gezegen, u anda olmasn istedikleri gibi, varlk-


larndan neredeyse tamamiyle habersizdi. Koca sar bir eyler fark
edilmeden Gonnhillye gittiler, oradan sessizce Cape Caneveral
zerinden getiler, Woomera ve Jodrell Bank bakmalarna karn
fark edemediler onlar - ok yazk nk bunca yldr aradklar
eydi onlar.

Fark edildikleri tek yer Etha-Alt Duyu-Matik adnda kendi


kendine yanp snen kk siyah bir kutuydu. Ford Prefectin
27/1186

alkanlkla boynuna ast kk deri antann karanlnda


yuvalanmt. Ford Prefectin antasnn iindekiler gerekten de
herhangi bir dnyal fizikinin gzlerini yuvalarndan frlatacak
kadar ilgi ekiciydi, ite bu yzden onlar sada solda gstermek
iin yannda tayormu gibi yapt kenarlar kvrk birka sena-
ryonun altnda gizliyordu.

Etha-Alt Duyu-Matik ve senaryolar dnda antasnda bir


Elektronik Parmak zerinde birka dmesi ve gstergesi olan
ksa, tknaz, mat ve przsz siyah bir ubuk; ve byke bir
hesap makinesine benzeyen bir alet vard. Bu aletin zerinde yz
kadar kk dme ve on santimetre kare byklnde, bir san-
iye iinde kapsad bir milyona yakn sayfadan birinin
alabilecei bir ekran vard. Delicesine karmak grnyordu.
ine konulduu plastik klfn zerinde byk dosta harflerle
PANE KAPILMAYIN yazmasnn nedenlerinden biri de
buydu. Dier nedeni de bu aletin gerekte Kk Ay'nn byk
yaynclk irketlerinin o gne kadar kardklar tm yaynlar
arasnda dikkati en ok eken olmasyd -Her Otostopunun
Galaksi Rehberi. Rehberin bir mikro mezon-alt elektronik ara
olarak yaynlanmasnn nedeni udur: eer rehber normal bir
kitap biiminde yaynlansayd, gezegenleraras bir otostopu
yannda tama sorunlar yaratan birka tane koca binayla dola-
mak zorunda kalacakt.

Bunlarn altnda, Ford Prefectin antasnda bir not defteri ve


Mark and Spencer maazasndan alnm byke bir banyo
havlusu vard.

***
Her Otostopunun Galaksi Rehberi'nin havlular konusunda da
syleyecek bir ift sz bulunmaktadr. Bir havlu, der rehber,
28/1186

gezegenleraras bir otostopunun yannda bulundurabilecei en


kullanl eydir. Pratik deeri yksektir - Jaglan Betann souk
aylarnda srarken snmak iin sarnabilirsiniz. Santraginus V'in
parlak mermer kumsallarnda keskin deniz buharn soluyarak
zerine uzanabilirsiniz; l gezegen Kakrafoonda kpkrmz
parldayan yldzlarn altnda uyurken stnz rtebilirsiniz;
ar aksak nehir Moth zerinde kk bir kaykta giderken yelken
olarak kullanabilirsiniz; gs gse kavgada kullanmak iin s-
latabilirsiniz; banza sarp zehirli dumanlardan ya da Traaln
Yrtc Crlayan Canavar'ndan (kafa syrtc biimde aptal bir
hayvan, onu gremiyorsanz sizi gremediini farz eder; bir fra
kadar zeki, ama ok ok yrtc) korunabilirsiniz; acil durumlarda
bir imdat sinyali olarak sallayabilirsiniz, veya eer hl yeterince
temiz grnyorsa kurulanabilirsiniz.

Daha da nemlisi, bir havlunun ok byk psikolojik deeri


vardr. Herhangi bir nedenle, bir gezgin (gezgin: otostopu olmay-
an) otostopunun yannda bir havlu tadn kefederse,
dorudan doruya bir di frasnn, kar maskesinin, sabununun,
bir paket biskvisinin, matarasnn, pusulasnn, haritasnn, bir
yumak ipinin, bcek zehirinin, yamur donanmnn, uzay elbises-
inin, vs vs olduunu da varsayacaktr. Dahas gezgin otostopuya
her naslsa kaybetmi olduu bu sz geenleri ve daha birok
malzemeyi seve seve verecektir. Gezgin, galaksiyi enine boyuna
gezen, didinen, uraan, korkun tehlikeler karsnda savaan,
kazanan, ve hl havlusunun nerede olduunu bilen birinin aka
kayda deer birisi olduunu dnecektir.

Bylece otostopu argosuna yle bir deyi yerlemitir: Hey,


u bizim yamru Ford Prefecti derdin mi? Onun havlusunun
nerede olduunu bilen bir gomak grdm.

(Dermek: bilmek, farknda olmak, karlamak, cinsel ilikide


bulunmak; yamru: kafadengi; gomak: fena halde kafadengi).
29/1186

***
Yannda havlun var m? diye sordu Arthura birdenbire.
nc yarml devirmeye uraan Arthur ona bakt.

Neden? Ne... lazm myd? Sonra arm grnmekten


vazgeti, artk anlamsz geliyordu. Ford sinirli sinirli diliyle dam-
andan ck sesi kard.

, diye drtt onu. O anda dardan gelen tok bir gmbrt


meyhanenin hafif uultusundan, mzik dolabnn sesinden,
Fordun yanndaki adamn Forda nihayet smarlatt viskisinin
zerinde kard hkrk sesinden szlerek geldi. Arthur
birasn pskrtp ayaa frlad.

Nedir bu? diye kekeledi.

Endielenme, dedi Ford, henz balamad.

Tanrya kr, dedi Arthur, rahatlamt.

Muhtemelen senin evi ykyorlardr, dedi Ford, son yarml


dikmeden nce.

Ne? diye bard Arthur, Fordun yapt by aniden bozul-


mutu. Arthur hiddetle etrafna bakp pencereye kotu.

Tanrm, evet! Evimi ykyorlar. Bu meyhanede ne iim var


Ford?

u aamada hi fark etmez, dedi Ford, brak da keyiflerine


baksnlar.
30/1186

Keyif? diye kekeledi Arthur. Keyif! Ayn eyden sz edip et-


mediklerini anlamak iin hzla bir gz att darya.

Keyifleri batsn onlarn diye haykrarak frlad meyhaneden


elindeki hemen hemen boalm bira bardan fkeyle savurarak.
Bu le doru drst muhabbet kuramamt meyhanede.

Durun ekiyalar! Ev ykclar! diye haykrd Arthur.

Gz dnm barbarlar, durun diyorum size, durun! Ford


onun arkasndan gitme gerei duydu. Hzla barmene dnp drt
paket fstk istedi.

te baym, dedi barmen, paketleri tezgaha arparak,


yirmisekiz pens rica edeyim zahmet olmazsa. Ford ok iyi
yrekliydi - stnn kalmasn syleyerek barmene ikinci bir be-
lik verdi. Barmen bir paraya, bir Ford'a bakt. Birdenbire rperdi:
ini bilmedii nk dnyada daha nce kimsenin tatmad bir
duygu kaplad bir an iin. Youn gerilim anlarnda varolan her
varlk biimi hafif bir bilinalt sinyali yayar. Bu sinyal varln
doduu yerden olan uzakln doru ve hznl bir biimde ile-
tir. Dnya yznde doum yerinizden on alt bin milden uzakta
olmanza imkan yoktur, bu uzaklk da ok az olduundan sinyaller
alglanamayacak kadar zayftr. Ford Prefect o anda byk gerilim
altndayd ve 600 k yl uzaklkta Betelgeuse civarnda
domutu. Barmen aklalmaz bir uzaklk duygusunun etkisiyle
afallad bir an. Bunun ne anlama geldiini bilmiyordu, Ford Pre-
fecte yenilenen bir saygyla, adeta korkuyla bakt.

Ciddi misiniz baym? dedi meyhanenin sessizlemesine


neden olan hafif bir fsltyla.

"Dnyann sonu mu geldi sizce?


31/1186

Evet, dedi Ford.

Ama, bu leden sonra m? Ford kendini toparlad, Bover-


miti artk.

Evet, dedi tatllkla, iki dakikadan az bir sre sonra tahmin


ederim. Barmen kurduu bu diyaloa inanamyordu ama az
nceki duygularna da inanamyordu.

Yapabileceimiz hibir ey yok mu yani? dedi.

Hayr, hi, dedi Ford fstklar cebine tkarken. Sessiz mey-


hanede biri aniden kaba bir kahkaha ile glmeye balad insan-
larn aknlna. Fordun yannda oturan adam birazck sarho
olmutu artk. Gzleri Forda kayd.

Dnyann sonu geldiinde, dedi yere uzanmak ya da


bamza bir kesekad geirmek gibi bir eyler yapmak gerek-
tiini sanrdm hep.

Eer isterseniz elbette, dedi Ford.

Askerde byle dedilerdi, dedi adam, gzleri viski bardana


doru uzun yolculua balarken.

Yarar olur mu? diye sordu barmen.

Hayr, dedi Ford dosta bir glmsemeyle. afedersiniz,


dedi, gitmem gerekiyor. Bir el iaretiyle ayrld.

Meyhane bir an daha sessiz kald ve daha sonra kaba saba


adam rahatsz edici kahkahasn savurdu yine. Meyhaneye birlikte
srkledii kz son bir saat iinde nefret etmeye balamt ondan,
adamn bir buuk dakika sonra birdenbire bir hidrojen, ozon ve
karbonmonoksit dumanna dneceini dnmek kz faslasyla
32/1186

tahmin ediyor olmalyd. Ama o an geldiinde kendisi de buna


dikkat edemeyecek kadar buharlamakla megul olacakt.
Grtlan temizledi barmen. Dudaklarndan u kelimelerin
dkldn fark etti.

Son sipariler ltfen.

***
Koca sar makinalar hzlanp dala gemilerdi. Ford onlarn
orada olduklarn biliyordu. Byle olsun istemezdi. Darack yolda
komakta olan Arthur evine ulamak zereydi. Havann aniden
nasl souyuverdiini, kan rzgar, birden bire anlamszca
balayan uultulu yamuru fark etmedi. Bir zamanlar evi olan
moloz ynnn zerine reklenmi buldozerlerden baka hibir
ey umurunda deildi.

Barbarlar! diye haykrd. Belediye Konseyini dava


edeceim! Ellerindeki her kuruu alacam! Astracam, krk
katrla ektireceim, krk satrla kestireceim, srm srm
srndreceim! Krbalatacam! Halayacam... sonunda...
sonunda... hakkndan gelene kadar.

Ford ardndan hzla kouyordu. ok ama ok hzl.

Sonra yine yapacam aynsn! diye haykrd Arthur.

Sonra da paralarnn zerinde tepineceim! Arthur adam-


larn buldozerlerden kp kotuklarn fark etmedi;

Bay Prosserin telala gkyzne baktn da. Bay Prosser'in


fark etmi olduu ey kocaman sar bir eylerin bulutlarn
arasndan grltyle syrldyd. Akln alamayaca kadar koca-
man sar bir eyler. stlerinde tepineceim hep, diye haykrd
33/1186

Arthur, koarak, ayaklarm su toplayana dak, ayaklarm su to-


playana dek, ya da aklma daha da kt bir eyler gelene dek,
sonra da... Arthur kendi etrafnda dnd, boylu boyunca yere
yapt sonra, yuvarland ve srtst kalakald. En sonunda tuhaf
bir eyler dndn anlamt. Parmayla yukary gsterdi.

Bu Allahn belas da ne? diye cyaklad. Yukardaki herneyse,


gkyzn insann tylerini rperten bir sesle yarp, arkasnda
kulak arkasnda insann kulaklarn kafatasnn iine gmen
gmbrdeme ile kapanan bir hava boluu brakan devasa
sarlk havada szld.

Onu bir dieri izledi ayn eyi biraz daha yksek sesle
tekrarlayarak.

Gezegen yzeyindeki insanlarn o anda ne yaptklarn syleye-


bilmek gt nk onlar da ne yaptklarn bilmiyordu. Yaptk-
lar hibir ey bir anlam ifade etmiyordu -evlerin iine kamak,
kendini evin dna atmak, korkun sese kar sessizce ulumak.
Tm dnyada sokaklar darya frlayan insanlarla dolduran, ara-
balar birbirine sokan bu ses tepelerin ve vadilerin llerin ve oky-
anuslarn zerinden her eyi yok eden bir gelgit dalgas gibi
yuvarlanp geti.

Yalnzca bir kii gzlerinde korkun bir keder ve kulaklarnda


lastik tkalarla durup gkyzn seyretti. Olup bitenleri bir tek o
anlamaktayd. Baucundaki Etna-Alt Duyu-Matik gecenin sessiz-
liinde sinyal vermeye balayp da onu uykusundan srattndan
beri nelerin yaanacan biliyordu. Bunca yldr bekledii eydi,
ama kk karanlk odasnda mesaj zdnde iini bir rperti
sarm, yreinin sktn hissetmiti. Galaksideki onca rkn
iinde, Dnya gezegenine gelip bir merhaba diyecek olanlar Vo-
gonlar olmamalyd diye dnd. Ne yapmas gerektiini biliy-
ordu. Vogon filosu yukarda grltyle uarken at antasn.
34/1186

Joseph ve Renkli Mthi Dyeleinin bir nshasn alp frlatt,


ardndan da Tanr Kelamnn bir nshasn, gittii yerde onlara
ihtiyac olmayacakt. Her ey hazrd, her ey yolundayd. Havlusu
nerede olduunu biliyordu.

***
Ani bir sessizlik kt Dnyaya. Korkun gmbrtden daha
korkun bir ey varsa o da bu sessizlikti. Bir sre yaprak kmlda-
mad, t kmad. Koca gemiler Dnyadaki her lkenin zerinde
sessizce asl kald. Doaya bir kfr eder gibi byk, ar,
kmltsz, asl duruyorlard. Birok kii grdkleri eye ka-
falarnda bir anlam vermeye alarak aknlkla bakyorlard.
Gemiler gkyznde tulalar gibi dizilmilerdi.

Hl hibir ey olmuyordu. Sonra hafif bir fslt, ak havada


aniden yaylan sesin fslts duyuldu. Dnyadaki btn televizy-
onlar, btn teypler, tm pes sesleri veren hoparlrler, tm tiz
sesleri veren hoparlrler sessizce aldlar. Her konserve kutusu,
her p tenekesi her pencere, her otomobil, her bardak, her pasl
metal paras mkemmel bir ses ykselticisine dnmt.

Dnya yklmadan nce bu en kusursuz ses sistemi, kurulmu


en mkemmel anons cihaz olacakt. Ama ortada konser, mzik,
amata falan yoktu, sadece bir-duyuru okunuyordu. Dnya halk
ltfen dikkat. dedi bir ses, mthiti. ok dk bir distorsiyon
dzeyi, en sert insan bile alatabilecek mthi ve kusursuz kuad-
rofonik bir ses.

Buras Galaktik Uzayst Planlama Konseyi Vogon Filosu,


diye srdrd ses. Hi phesiz bildiiniz zere, Galaksinin uzak
kelerinin imar planlarna gre yldz sisteminizden uzayst
boyutta bir ekspres yol gemektedir; zlerek sylyorum ki
35/1186

gezegeninizin bu nedenle istimlak edilmesi gerekmektedir. lem


sizin Dnya saatinizle iki dakikadan az bir zaman alacaktr.
Teekkr ederim."

Anons kesildi. Tarif edilmesi zor bir dehet kt izleyenlerin


zerine. Dehet dalgas, insanlar demir tozuymu da altlarnda bir
mknats gezdiriliyormucasna ilerledi kalabalkta. Panik fil-
izlendi yeniden, dehetli bir panik, ama kaacak bir yer yoktu.
Bunu gren Vogonlar yeniden anonsa baladlar. Anons yleydi:

Bunda aracak bir ey yok. Projenin btn planlar ve istim-


lak emirleri Dnya zamanyla elli yldr Alfa Centaurideki yerel
planlama blmnde askdayd, yani resmi itirazlar iin yeterince
zaman varken imdi yaygara yapmanz anlamsz.

Anons yeniden kesildi yanks uzaklarda kaybolurken. Koca-


man gemiler zorlanmadan yavaa ters dndler gkyznde.
Herbirinin altnda bir kapak ald, bo, karanlk bir drtgen. Bu
arada bir yerlerde birileri bir radyo vericisi ayarlam, uygun dal-
gaboyunu saptam ve Vogon gemilerine gezegen adna ricada bu-
lunmutu. Onlarn Vogonlara neler sylediini kimse duymad,
duyulan yantt yalnzca. Anons tekrar ald. Ses skknd. yle
dedi:

Ne demek kimse Alfa Centauriye gitmedi? nsanolu yapma


allah akna, Alfa Centrum drt k yl uzakkta. Darlmayn
ama, yerel sorunlarla ilgilenme zahmetine katlanamyorsanz
kendi bileceiniz i.

Tahrip nlarn verin. Drtgenlerden k boand.

Bilemiyorum,' dedi anonsdaki ses, sevimsiz kahrolas geze-


gen, hi sevmedim buray. Ses kesildi.
36/1186

Korkun ve dehetli bir sessizlik.

Korkun ve dehetli bir ses.

Korkun ve dehetli bir sessizlik.

Vogon na Filosu yldzl karanlk bolukta uzaklat.

4
Uzakta, Galaksinin kar sarmal kolunda, Gne gezegeninden
be yz bin k yl uzakta, Zaphod Beeblebrox, Kraliyet Galaktik
Hkmetinin Bakan, Damogran gnei altnda parldayan iyon
motorlu delta teknesiyle Damogran denizleri zerinde ilerliyordu.
Scak Damogran; yaban Damogran; hemen hemen hi bilinmeyen
Damogran.

Damogran, Altn Kalbin gizli yuvas. Tekne suyun zerinde


kaymay srdrd. Hedefine ulamas biraz zaman alacakt nk
Damogran son derece elverisiz yapya sahip bir gezegendi.
Endie verici genilikte okyanuslarla blnm byk ssz
adalardan baka bir ey yoktu zerinde.

Tekne hzla yoluna devam etmekteydi. Topografik arpkl


yznden bo bir gezegen olarak kalmt. te bu yzden Kraliyet
Galaktik Hkmeti buray Altn Kalp projesi iin semiti, nk
buras o kadar sszd ve Altn Kalp projesi de o kadar gizliydi ki.
Tekne denizde, btn gezegende kullanlabilir byklkteki tek
adalar topluluunun ana adalar arasndaki denizde kaymay
srdrd. Zaphod Beeblebrox, Paskalya Adasndaki (tamamiyle
anlamsz bir isim benzerlii, Galaktikede kk dz ve ak
kahverengi anlamna gelir) kk bir uzay ssnden, bir baka
37/1186

anlamsz isim benzerliinden tr Fransa denilen, Altn Kalp


adasna doru yola kmt.

Altn Kalp almalarnn yan etkilerinden biri, bir dizi olduka


anlamsz rastlantyd. Fakat bugnn, yani proje zirvesi gnnn,
perdenin ald ve Altn Kalbin sonunda grkemli bir Galaksiye
tantld bu byk gnn ayn zamanda Zaphod Beeblebrox iin
de byk bir gn olmas bir rastlant deildi. Bakanlk seimler-
ine bugnn hatr iin katlmaya karar vermi ve bu karar Krali-
yet Galaksisinde ok yaratan aknlk dalgalar yaymt. -- Za-
phod Beeblebrox? Bakan? Bizim Zaphod Beeblebrox? Bize
Bakan? Biroklar bunu bilinen btn varlklarn hepten keileri
kardnn perinleyici bir kant olarak grdler.

Zaphod srtt ve tekneyle hz verdi. Zaphod Beeblebrox, ma-


cerac, eski hippi, muhabbeti (dzenbaz? belki de), lgn serbest
gazeteci, insan ilikilerinde son derece kt, genellikle tamamiyle
bota gezer.

Bakan?

Kimse keileri karmamt, en azndan bu kadar deil. Btn


Galakside yalnzca alt kii Galaksinin nasl ynetildiini biliy-
ordu, Zaphod Beeblebrox Bakanlk yarna kalktn ak-
landnda bunun bir oldu bitti olduunu anladlar: Bakanlk iin
ideal bir yemdi. Anlayamadklar ey, Zaphodun bunu neden
yaptyd.

Gnee doru sudan bir duvar sratarak byk bir dalgann


zerinden atlad. Gn bugnd; gn Zaphodun ne dmenler
evirdiini anlayacaklar gnd. Gn Zaphod Beeblebroxun
Bakanlnn ne anlama geldiinin belli olaca gnd. Bugn
ayrca onun iki yznc yagnyd ama bu da anlamsz
rastlandlardan biriydi. Teknesiyle Damogran denizlerinde
38/1186

kayarken kendi kendine ne mthi ve hececanl bir gn yaay-


acan dnd. Geveyip kendini brakt, iki kolunu da uy-
uukluk iinde koltuunun iki yanndan sarktt. Tekneyi daha iyi
kayak boksu yapabilmek iin geenlerde sa omzuna takdrd
takma koluyla kullanyordu. Hey diye sylendi kendi kendine,
gerekten de soukkanl bir hergelesin sen. Ama sinirleri ger-
ilmi tn tn tyorlard.

Fransa adas, yaklak yirmi mil uzunluunda, ortas (be mil


geniliinde hilal biiminde kumluk bir adayd. Gerekte kendi
bana bir ada olmaktan ok kocaman bir koyun snrlarn ve
eklini belirliyordu. Bu izlenimi hilalin i tarafn tamamiyle ka-
playan dik yamal tepeler daha da glendiriyordu. Hafif bir
eim tepelerin zirvesinden dier kyya doru uzanmaktayd.

Tepelerden en ykseinin zirvesinde bir kutlama komitesi


bulunuyordu.

Komiteyi Altn Kalbi ina eden mhendis ve aratrmaclarn


byk blm oluturuyordu - bunlarn ou insansyd, ama
sada solda birka srngensi atom ustas, -drt yeil hayaletsi
maksimegalaktikal, bir veya iki ahtapotsu fizikoyap ustas ve bir
Hooloovoo (Hooloovoo olaanst zeki mavi renkli bir glgedir)
dolamaktayd. Hooloovoonun dnda herkes rengarenk tren
elbiselerini kuanmlard; Hooloovoo ise bu vesileyle kendini
geici olarak havada asl duran bir prizmaya dntrmt.

Hepsinde rpertici, youn bir heyecan hakimdi. Birlikte ve


teker teker fizik yasalarnn en u noktalarna ve tesine gitmiler,
maddenin temel dokusunu yeniden kurmular, olaslk ve olaslk-
szlk kurallarn evirip evirmilerdi, ama yine de en heyecan ver-
ici olan boynunda turuncu kurdelesi olan bir adamla tanmakt.
(Turuncu kurdele Galaksi Bakannn geleneksel aksesuardr.)
Galaksi Bakannn tam olarak ne kadar gl olduunu bilmek
39/1186

bile onlar iin ok ey deitirmeyecekti: Bakann hibir gc


yoktu. Galakside yalnzca alt kii Galaksi Bakannn iinin g
kullanmak deil, dikkatleri bu gten uzak tutmak olduunu
biliyordu.

Zaphod Beeblebrox bu ite ok baarlyd. Koyun giriindeki


burnu dolanp sular yararak koya siren bakanlk teknesinin usta
manevras ve gne karsnda kalabaln nefesi kesilmi
gzleri kamat.

Tekne suyun zerinde geni zigzaglar izerek yaklarken


yanp snen klar sayordu. Aslnda grlmeyen bir iyonize
atom yastnn zerinde ilerleyen teknenin suya falan dedii
yoktu, sadece gsteri olsun diye altnda suya indirilebilen
kntlar vard. Bu kntlar tekne koyda ilerlerken derin kvrm-
lar halinde fsltyla fkrp bklerek teknenin gerisine kpk-
lerle dklen su perdeleri yaratyordu.

Zaphod gsterii severdi: en iyi yapt eydi. Zaphod dmeni


krd aniden, tekne tepe yamacnn karsnda sular bierek lgn
bir dnle savruldu ve dalgal suyun zerinde duruverdi.

Birka saniye sonra gverteye kp milyardan fazla kiiye


glmseyerek el sallad. milyar kii orada deildi ama
Bakann her hareketini havada asl duran kk bir -B, robot
kamerann gznden izliyorlard. -Bler bakann antikalk-
larna her zaman byk bir kitlenin hayranlk duymasn salard-
zaten varlk nedenleri de buydu. Yine srtt. milyar alt kiinin
henz haberi yoktu ama bugn herkesin beklediinden daha an-
tika bir gn olacakt.

Robot kamera Bakann iki bandan daha tannm olann


yakndan grntlemek iin yer deitirirken Bakan tekrar el sal-
lad. Bakan fazladan kafas ile nc kolunu saymazsak,
40/1186

grnte insansyd. Dank sar salar karmakarkt. Mavi


gzleri tmyle tanmlanmas olanaksz bir parltyla parlyordu,
eneleriyse hemen her zaman traszd.

Teknesinin yannda yuvarlanan zplayan alt metre apndaki


saydam kre gnein altnda parlyordu. Krenin iinde yarm
daire biiminde krmz deri deli gzalc bir divan yzyordu:
kre ne kadar yuvarlanp zplarsa zplasn, divan tersine tpk
deli bir kaya gibi kmltsz duruyordu yerinde. Btn her ey
gibi, bu da gsteri iin yaplmt.

Zaphod krenin eperinden geip divana kuruldu. ki kolunu


divann arkalnn zerine atarken, ncs ile de dizindeki
tozlar silkeledi. Balar evrelerine glmseyerek bakarlarken
ayaklarn yukarya uzatt. inden haykrmak geliyordu. Su
krenin altnda kaynamaya, kprmeye, fokurdamaya balad.
Kre bir fskiyenin zerinde zplayp yuvarlanarak havaya frlad.
Tepeye hareler drerek daha yksee trmand. Altna arpan
sular onlarca metre aadaki deniz yzeyine dklrken kre
daha da ykseldi.

Zaphod dardan grnn dnerek glmsedi. Belki


batan aa gln bir tama yntemiydi ama-olduka keyifliydi.
Kre tepenin zirvesinde bir sre duraladktan sonra bir rampaya
srayp kk ukur bir platforma yuvarlanarak durdu.

iddetli alklarla darya adm att Zaphod Beeblebrox, tur-


uncu kurdelesi gnete parlyordu. Galaksi Bakan gelmiti.
Alklarn dinmesini bekleyip selamlamak iin elini kaldrd.

Merhaba dedi.

Hkmet grevlisi bir rmcek yan yan Bakana doru gidip


daha nceden hazrlanan konuma metninin bir kopyasn eline
41/1186

tututurmaya kalkt. Metnin aslnn ten yediye kadar olan say-


falar o anda koydan aa yukar be mil kadar uzakta Damogran
denizinde yzyorlard, ilk iki sayfa ise bir Damogran Tepeli
Kartal tarafndan kurtarlp kartaln icad olan olaand yeni bir
yuvaya yerletirilmiti. Byk oranda kat hamurundan imal
edilmi bu yuvadan yumurtadan yeni km bir yavrunun
dmesi hemen hemen olanakszd. Damogran Tepeli Kartal
trlerin hayatta kalmas kavramn duymutu ama bununla ilgi-
lenmemiti. Zaphod Beeblebroxun nceden hazrlanm
konumaya ihtiyac olmadndan rmcein uzatt kopyay da
nazike geri evirdi.

Merhaba dedi yine.

Herkes ona bakyordu, en azndan hemen hemen herkes.

Kalabalkta Trillian seti. Sylendiine gre Trillian, Za-


phodun bir gezegeni ziyaretinde yalnzca elence olsun diye
tavlad bir kzd. nce, esmer, insans, dalgal uzun siyah sal,
byk azl, kk burunluydu ve gln kahverengi elbisesiyle
bir Arapa benziyordu. Orada tabii ki hi kimse Arap diye bir ey
duymamt. Araplar ok az bir zaman nce yokolmulard,
yokolmadan nce de zaten Damograndan be yz bin k-yl
uzakta bulunuyorlard. Trillian zel biri deildi, ya da Zaphod yle
iddia ediyordu. Kz onunla ok gezip tozmutu ve onun hakknda
dndklerinin hepsini sylemiti.

Merhaba tatlm, dedi kza.

Kz ani ve keskin bir baktan sonra ban evirdi. Tekrar


dnp daha scak bir glmsemeyle baktnda da Zaphod baka
bir yere bakyordu.
42/1186

Merhaba dedi basn denen, kenarda durup Merhaba de-


meyi kesip bir an nce demecine gemesini umut eden yaratk yu-
mana. Onlara zel olarak srtt nk birka saniye sonra de-
mecin ne olduunu greceklerdi.

Daha sonra sylediklerinde basnn kullanaca pek bir ey


yoktu. Parti yetkililerinden biri Bakann kendisi iin yazlm
harika konumay aka okuma eilimi gstermediini zlerek
fark edince cebindeki uzaktan kontrol aletinin dmesine bast.
tede nlerinde gkyzne uzanan koskocaman beyaz bir kubbe
ortasndan atlayp ayrld ve katlanarak kendini yavaa topraa
brakt. Her eyin byle gerekleeceini biliyorlard nk byle
ina etmilerdi ama gene de soluklar kesilmiti.

Tam altnda kocaman, parlak bir kou ayakkabsna benzeyen,


yz elli metre uzunluunda kusursuz ve insann akln kartacak
kadar gzel uzay gemisi uzanyordu. Geminin kalbinde galaksi
tarihinde, bu gemiyi esiz klan o gne kadar icat edilmi en kafa
kartran alet, gemiye adn veren altn kutu iinde duruyordu:
Altn Kalp

Vay be! dedi Zaphod Beeblebrox Altn Kalbe. Syleyebilecei


fazla bir ey yoktu.

Basn kzdracan bildiinden bir kez daha yineledi.

Vay be!

Kalabalk bir beklenti iinde yzlerini tekrar ona evirdiler.


Kalarn kaldrp gzlerini aarak kendisine bakan Trilliana gz
krpt. Kz onun ne sylemek zere olduunu da, bunun byk bir
gsteri olacan da biliyordu.
43/1186

Bu gerekten inanlmaz dedi Zaphod. Bu gerekten tama-


men inanlmaz. yle inanlmaz derecede inanlmaz ki iimden
onu almak geliyor.

Mthi bir Bakanlk demeci, biimsel olarak tamamyla


doru. Kalabalk memnuniyetle gld, gazeteciler sevinle Etha-
Alt Haber-Matiklerinin dmelerine bastlar, Bakan srtt.

Bir yandan srtyordu ama kalbi dayanlmaz bir hzla arpy-


ordu ve cebinde sessizce yatan Fele-Matik bombasnn dmesine
bast. Sonunda kendini daha fazla tutamad. Balarn yukarya
ge kaldrp majr l vahi bir lk koyverdi, bombay yere
att ve bir anda donup kalveren glmseyen yzler denizinin
arasndan ileriye doru komaya balad.

5
Prostetnik Vogon Jeltz dier Vogonlarn gzne dahi ho
grnmezdi. Son derece iri kemerli burnu domuza benzeyen dar
bir alndan ileri uzanyordu. Koyu yeil kauua benzeyen cildi
Vogon Yurttalk Hizmeti Politikas oyununu oynamasna, hem de
adamakll oynamasna elverecek kadar kaln, hibir olumsuz etki-
ye uramadan sonsuza dek denizlerin binlerce metre dibinde
yaamasn salayacak kadar da su geirmezdi.

Tabii ki bu yzmeye olan dknlnden tr byle deildi.


Ykl gnlk program buna izin vermiyordu. O olmas gerektii
gibiydi nk milyarlarca yl nce Voganlar Vogspherein ilkel
hareketsiz denizlerinden darya srnp kendilerini nefes ne-
fese soluyarak gezegenin el dememi kylarna ektiklerinde...
gen parlak Vogsol gneinin ilk klarnn o sabah zerlerine
vurmasyla sanki evrimin gleri onlar orada brakvermiti. Bir
44/1186

daha evrimlemediler: aslnda yaamlarn hi srdrmemeleri


gerekirdi.

Gerekte yaptklar, bu yaratklarn kaz kafal ku-beyinli in-


atlna bir takdir saylrd. Evrim? diyorlard kendi
aralarnda, ne gerei var ki? ve iren anatomik uygunsuzluk-
larn cerrahi yntemlerle dzeltmeyi becerene dek doann onlar
adna yapmadklarndan mahrum yaadlar.

Bu arada Vogon gezegenindeki doal gler nceki ihmallerini


telafi etmek iin fazla mesai yapyorlard. Bu yzden Vogonlarn
demir ekilerle elmas gibi ldayan kabuklarn krp yedikleri
evik yengeler; bunlarn etini kavurmak iin kesip yaktklar
gkyzne uzanan nefes kesici gzellikteki aalar; Vogonlarn
yakalayp stlerine oturduklar ipek tyl, buulu gzl ceylan
gibi yaratklar tasarlamlard. Bu yaratklar tamaclkta kul-
lanlmyordu nk hemen krlveriyordu belleri, Vogonlar yine
de oturuyorlard stlerine.

Canskc bir bin yl bylece geip gitti, ta ki Vogonlar anszn


yldzlararas yolculuun srlarn kefeden dek. Birka ksa Vog
yl iinde btn Vogonlar Galaksinin siyasi merkezi olan Meg-
abrantis yldz kmesine g ettiler, ve imdi Galaktik Vatandalk
Hizmetleri'nin gl belkemiini oluturuyorlar. renmeye, yol
yordam tanmaya, medeni olmaya altlar, ama ada Vogon
birok bakmdan ilkel atalarndan pek farkl deildir. Her yl
anavatanlarndan yirmiyedi bin elmas gibi ldayan evik yenge
getirtilip ikili bir gece sonrasnda demir ekilerle parampara
edip yerler.

Prostetnik Vogon Jeltz tipik Vogon zellikleri gsteren tam bir


alakt. stne stlk de otostopulardan hi hazzetmezdi.
45/1186

***
Prostetnik Vogon Jeltzin sancak gemisinin barsaklarnn de-
rinliklerinde bir yerlere gml kk karanlk bir kabinde minik
bir kibrit alevi akt sinirli sinirli. Kibritin sahibi bir Vogon
deildi, ama onlar hakknda her eyi biliyordu ve sinirli olmakta
haklyd. Bu* Ford Prefectti.

Kabinde evresinde baknd ama iyi gremiyordu; zayf titrek


alevin nda rkn glgeler srayp dolandlar evresinde, her
yer sessizdi. Dentrassilere sessiz bir teekkr etti soluunu veri-
rken. Bir oburlar kabilesi olan Dentrassiler vahi ama canayakn
bir topluluktu. Vogonlar onlar kendilerini fazlasyla kendileri
olarak koruyabildileri iin uzunyol filolarnda iae memuru olarak
ie almlard.

Bu Dentrassilerin de iine geliyordu nk uzaydaki en salam


paralardan biri olan Vogon parasn seviyorlard, ama Vogonlarn
kendilerinden nefret ediyorlard. Bir Dentrassinin isteyebilecei
tek Vogon can skkn bir Vogon du. Ford Prefect bu kck bilgi
paras sayesinde bir hidrojen, ozon ve karbonmonoksit fr
olmaktan kurtulmutur.

Hafif bir inleme iitti. Kibritin nda yerde hafife kmlday-


an ar bir ekil grd. abucak sallad kibriti, elini cebine att,
aradn buldu ve kard. Kabn syrd ve sallad. Yerde
srnerek ilerledi. ekil kmldad yine.

Biraz fstk almtm da, dedi Ford Prefect.

Arthur Dent kmldand, anlamsz bir eyler mrldanarak


inledi.
46/1186

Hadi, ye biraz, diye steledi Ford paketi sallayarak. Madde


nakletme n altna ilk giriinse biraz tuz ve protein kaybetmi
olmalsn. Bira metabolizman biraz olsun korumutur.

Brrrr... dedi Arthur Dent. Gzlerini at.

Karanlk dedi.

yle dedi Arthur Dent

Karanlk k yok.

Ford Prefectin insanlar hakknda anlamakta en ok glk


ektii eylerden biri Gzel bir gn, ok uzun boylusun, veya
Ah canm, otuz metrelik bir kuyuya dm gibisin, iyi misin?
gibi ayan beyan ortadaki eyleri sze dkp yineleme alkanlk-
laryd. lk balarda Ford bu tuhaf davran aklamak iin bir
kuram gelitirmiti. nsanlar dudaklarn altrmazlarsa, diye
dnmt, belki de dudaklar kilitleniyordur. Birka aylk bir
irdeleme ve gzlem dneminden sonra bu kuram yerine bir yen-
isini koyarak terk etti. Dudaklarn altrmazlarsa, diye
dnd, beyinleri almaya balyor. Bir sre sonra bu kuram
da ok kat olduu iin terk etti ve insanlar ne olursa olsun
sevdiine karar verdi ama bilmedikleri eylerin okluu da her za-
man umutsuzca endielendirdi onu.

Evet, diye onaylad Arthuru, k yok. Biraz fstk uzatt


ona. Naslsn? diye sordu.

Tanan bir ordu gibi, dedi Arthur, baz paralarm hl


yolda.

Ford bo bo ona bakt karanlkta.


47/1186

Ne cehennemde olduumuzu sorsam sana, dedi Arthur


yavaa, buna piman olur muyum?

Ford ayaa kalkt. Gvenlikteyiz, dedi.

Ah, iyi, dedi Arthur.

Kk bir mutfak kabinindeyiz, dedi Ford, Vogon na


Filosundan bir uzay gemisinde. Ah, dedi Arthur, bu aka
gvenlikte szcnn benim bilmediim bir kullanm biimi.

Ford bir k dmesi aramak iin baka bir kibrit akt.


rkn glgeler zplayp dolandlar yine. Arthur ayaa kalkarak
gayretle ve rpertiyle omuzlarn kavrad. Grnmeyen yabanl
ekiller evresinde dnyormu gibi grnyordu, hava cierler-
ine szan tanmlayamad rutubetli kokularla arlamt, ve da-
has hafif ama rahatsz edici bir uultu kafasn toplamasn
engelliyordu.

Nasl geldik buraya? dedi, hafife titreyerek.

Otostop ektik, dedi Ford.

Pardon? dedi Arthur. Baparmaklarmz uzatp bekledik,


sonra da karafatma gzl yeil yaratn teki kafasn uzatp, 'Mer-
haba arkada, atlayn arkaya, sizi Basingstroke evresinde bir
yerlerde silkelerim dedi yle mi?

Yaklatn, dedi Ford, baparmak bir elektronik Etha-alt


sinyal cihaz, evresi alt k yl uzaktaki Barnard yldz, ama
sylediin aa yukar doru.

Karafatma gzl yaratk?

Yeil renkli, evet.


48/1186

yi, dedi Arthur, eve ne zaman dnebilirim?

Dnemezsin, dedi Ford Prefect ve k dmesini buldu.

Gzlerini kolla... dedi ve evirdi dmeyi.

Ford kendisi bile ard kald.

Tam bir felaket, dedi Arthur, gerekten buras bir


uandairenin ii mi?

***
Prostetnik Vogon Jeltz evksiz yeil gvdesini ynetim k-
prsnn iinde srkledi. zerinde yerleim olan gezegenleri
yok ettikten sonra belirsiz biimde zgn hissederdi kendini.
Birilerinin gelip bunun ok yanl bir ey olduunu sylemesini,
onlara barp rahatlamay isterdi. Krlsn da kzmak iin bir ba-
hanesi olsun diye, kendini olabildiince hoyrat bir biimde yne-
tim koltuuna brakt, ama koltuk yalnzca bir gacrtyla yaknd.

Defol! diye bard o anda kprye giren bir Vogon


muhafza. Muhafz rahatlam olarak annda yok oldu. Az nce
aldklar raporu gtrenin kendisi olmamasna sevindi. Rapor
bundan sonra btn hiper-uzay yollarn gereksiz klacak yeni
model harika bir uzay gemisi motorunun Damogranda bir
aratrna merkezinde tantldn syleyen resmi bir yazyd.

Baka bir kap kayarak ald, ama bu kez Vogon kaptan bar-
mad nk kap Dentrassilerin yemeini hazrladklar mutfak
blmelerine alyordu. Gelen yemek olunca bann stnde yeri
vard.
49/1186

Kocaman tyl bir yaratk yemek tepsisiyle birlikte kapdan


girdi. Sapka srtyordu. Prostetnik Vogon Jeltz zevkten drt
keydi. Bir Dentrassi kendinden bu kadar honut grndnde
gemide bir yerlerde kendisini ok kzdracak bir eyler dndn
bilirdi.

***
Ford ve Arthur evrelerine bakndlar.

Evet, ne diyorsun? dedi Ford.

Biraz dank deil mi?

Ford fel olmu kabinde orada burada duran pis iltelere, bu-
lak fincanlara, tanmlanamayan kokulu yabanc i amar
paralarna endieyle bakt.

Haliyle, allan bir yer bu gemi, grdn gibi, dedi Ford.


Bunlar Dentrassi uyuma blmleri.

Bunlara Vogon gibi bir ey dendiini sanyordum.

yle, dedi Ford, Gemiyi Vogonlar kullanyorlar, Den-


trassiler a, bizi gemiye onlar ald.

Kafam kart, dedi Arthur.

Gel, una bir bak, dedi Ford. iltelerden birine oturup


antasn kartrd. Arthur nce parmayla ilteyi sinirli sinirli
yoklad. Sonra da zerine oturdu: aslnda sinirlenecek bir ey
yoktu, nk btn ilteler sqomshellous Zetann bataklklarnda
yetitirilir, kullanlmadan nce gzelce ldrlp kurutulurdu.
Aralarndan ok az sonradan dirilirdi.
50/1186

Ford kitab Arthura uzatt.

Nedir bu? diye sordu Arthur.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi. Bir eit elektronik kitap.


Herhangi bir ey hakknda bilmek istediin her eyi syler sana.
i bu.

Arthur elinde sinirli sinirli evirip evirdi kitab. Kabn


sevdim, dedi. Panie kaplmayn. Btn gn boyunca bana
sylenen en faydal ve aklc ey.

Nasl altn gstereyim sana," dedi Ford. Kitab iki hafta


nce lm bir blbl lei gibi iki parmann ucuyla tutan Ar-
thurun elinden kaparak kabndan kard. u dmeye basnca
ekran aydnlanp dizini gsterir.

Yediye on santimlik bir ekran aydnland ve yaz karakterleri


hzla gemeye balad. Vagonlar renmek istiyorsun, yleyse
yazyorum. Parmaklar birka dmeye daha dokundu. te.
Ekranda Vagon na Filolar szckleri yeil renkte belirdi.
Fordun ekrann dibinde byk krmz bir dmeye basmasyla
birlikte szckler ekranda kaymaya balad. Ayn zamanda kitap
ekrandakileri sakin yumuak bir sesle okumaktayd. Kitap unlar
sylemekteydi:

Vagon na Filolar. Bir Vogonun aracna binmek istediin-


izde yapmanz gerek tek ey: vazgemektir. Galaksideki en tatsz
rklardan biridir -sadece dnce ve davranlar ifrite deildir,
ayn zamanda kt huylu, brokratik, resmi ve kaln kafaldrlar.
imzal emirler imzalanmadan; yollanp, geri gnderilip, sor-
uturulmadan; yine yitirilip, sonunda ay boyunca kat bu-
lamacnda bekletilip yakt olarak yeniden dnme
51/1186

uratlmadan kendi z ninelerini Traaln Yrtc Crlayan Canav-


arndan kurtarmak iin parmaklarn bile kmldatmazlar.

Bir Vogon'dan iki koparmann en iyi yolu boazna parmak


atmak, onu zmenin en iyi yolu ise ninesini Traaal'in Yrtc Cr-
layan Canavarna yedirmektir.

Hibir koulda bir Vogonun size iir okumasna meydan


vermeyin.

Arthur gzlerini krptrd.

Ne tuhaf kitap. Peki, nasl alndk buraya?

stne bastn, bu kitap eski, dedi Ford, kitab kabna geri


koyarken. Yeni Gzden Geirilmi Bask ii alan aratrmas
yapyorum, yapmak istediim eylerden biri de Vogonlarn bizim
iin ok kullanl balantlar olabilecek Dentrassileri a olarak
ie almalarndan biraz sz etmek.

Arthurun yzn acl bir ifade kaplad. Ama Dentrassiler de


kim? dedi.

Mthi adamlar, diye yantlad Ford. En iyi a ve en iyi


kokteyl hazrlayclardrlar, baka hibir eyle de uramazlar.
Otostopulara yardm ederler her zaman, bunu biraz yarenlii
sevdiklerinden, ama daha ok Vogonlarn cann skmak iin
yaparlar. Evrenin mucizelerini gnde otuz altarian dolarndan aza
grmek isteyen sefil bir otostopu isen bilmen gereken eylerden
biridir. Bu benim iim. Elenceli deil mi?

Arthurun kafas karmt.


52/1186

Mthi, dedi baka bir ilteye kalarn atarak. Aksi gibi


Dnyaya planladmdan fazla takldm, dedi Ford. Bir haf-
talna geldim ama on be yl saplandm kaldm.

Peki oraya nasl geldin?

Kolay, bir dalgacya otostop ektim.

Dalgac m?

Evet.

Peki nedir bir...

Dalgac m? Dalgaclar genellikle yapacak bir eyi olmayan


zengin ocuklardr. Yldzlararas balant kuramam gezegenler
arayarak dolar ve kafaya alrlar onlar.

Kafaya m alrlar? Arthur, Fordun, hayat zorlatrarak


kendisiyle dalga getii duygusuna kapld.

Evet, dedi Ford. Kafaya alrlar. Issz bir yer bulur, hi kim-
senin asla inanmayaca bir zavallnn yanbana konup yannda
yresinde balarnda antenlerle hindi gibi kabararak bip bip diye
sesler kartp gezinirler. ok ocuka. Ellerini' bann arkasna
koyan Ford ilteye uzand, ldrtc bir ekilde kendinden honut
grnyordu.

Ford. diyerek steledi Arthur, belki de bu aptalca bir soru


olacak ama benim burada ne iim var?

Pekala da biliyorsun yant, dedi Ford. Seni Dnyadan


kurtardm.

Peki Dnyaya ne oldu?


53/1186

Ha. Yok oldu.

Ya, dedi Arthur ll.

Evet. Buharlap uzaya dald.

Bak, dedi Arthur, ite buna biraz zldm.

Ford, bir sre kalarn atp dncelerini tartt.

Evet, bunu anlayabiliyorum, dedi en sonunda. Bunu anly-


orsun! diye bart Arthur. Bunu anlyorsun!

Ford yerinden frlad.

Kitab okumaya devam et! diye fsldad aceleyle. Ne?

Panie kaplmayn.

Panie kaplmadm!

Kapldn.

Peki kapldm diyelim, elimden baka ne gelir ki?" Bana takl


hayatn yaa. Galaksi neeli yerdir. u bal da kulana tk.

Afedersiniz, anlayamadm, diye sordu Arthur, byle


konuarak daha nazik davrandn dnyordu.

Ford iinde kk sar baln gezindii minik bir kavanoz tu-


tuyordu elinde. Arthur gzlerini krptrd. Kafasna yatan an-
lalr, basit bir eylere ihtiyac vard. Dentrassi i amarlar,
sqornshelleus ilte ynlar ve elinde sar bir balk tutup onu ku-
lana koymasn syleyen bu Betelgeuselnn arasnda kck
bir paket msr gevrei grebilseydi kendini daha gvenlikte
54/1186

hissedebilecekti. Ama gremedi, gvenlikte de hissedemedi


kendini.

Birden kartamad bir kaynaktan yrtc bir ses zerlerine


geldi. Kurt srsyle bouurken gargara yapmaya alan bir
adamn hrltlarna benzeyen sesle korkuyla irkildiler.

Ht! dedi Ford. Dinle, nemli olabilir.

... nemli?

Vogonlarn kaptan bir duyuru yapyor.

Yani Vogonlar byle mi konuur?

Dinle!

Fakat Vogonca bilmem!

htiyacn yok. u bal kulana tk yeter.

Ford, yldrm hzyla, elini Arthurun kulana gtrd. Ar-


thur iitme kanalnn derinliklerine kayan baln ani rahat-
szln hissetti. Korkuyla irkilerek bir iki saniye kulan
kartrd, ama sonra yava yava hayretten gzleri yuvalarndan
frlad. ki Siluet yz resmine bakarken birden onun beyaz bir
amdan resmi olduunu grvermenin iitsel edeerini yay-
ordu. Ya da bir kat paras zerinde birden bire alt rakamna
dnen ve doktorunuzun yeni bir gzlk iin sizden tonla para
alaca anlamna gelen bir sr renkli noktaya bakmak gibiydi bu.
Hl uuldayan gargaray dinliyordu, bunun farkndayd ancak
imdi kusursuz tekdze bir ngilizceyi andryordu ses.

yle bir eydi duyduun...


55/1186

6
Ol, Ol, gargra ol, ol ol gargra ol gargra ol ol
gargra ol gargra gargra ol gargra gargra ol rrrp bir neden
gremiyorum. Mesaj tekrarlanyor. Kaptannz konuuyor, her ne
yapyorsanz brakp dinleyin. Her eyden nce gstergelerden
gemide bir ift otostopu olduunu anlyorum. Her neredeyseniz
size merhaba. unu aka ifade etmek isterim ki hi de ho
gelmediniz. Bulunduum yere gelmek iin ok altm. Sapkn bir
takm beleilere hizmet eden bir dolmua evirmek iin bu Vo-
gon na Gemisine kaptan olmadm ben. Bir arama ekibi kardm
yola. Sizi bulur bulmaz kap dar edeceim. Eer ok ok
anslysanz size birka iirimi okuyabilirim.

kincisi, Barnard yldz yolunda hiperuzaya sramak zerey-


iz.Vardmzda boaltma-ykleme iin yetmi iki saat limanda
kalacaz, bu arada kimse gemiden ayrlmayacak. Yineliyorum,
tm gezegen izinleri iptal edilmitir. Mutsuz bir ak macerasndan
daha yeni ktm, bu yzden bakalarnn kp elenmesi iin bir
neden gremiyorum. Mesaj bitti.

Ses kesildi.

Arthur aknlkla yerde kollaryla ban kollayarak bir yumru


halinde yatmakta olduunu fark etti. Hafife glmsedi.

Ne ho adam, dedi, bunlardan biriyle evlenmesini yasaklay-


abileceim bir kzm olsun isterdim..."

Buna gerek kalmazd, dedi Ford. Ancak bir trafik kazas


kadar ekicidirler. Dur, kmldama, diye ekledi Arthur yerde
zlmeye balarken, hiper uzaya sramaya hazr olsan iyi olur.
Akamdan kalm gibi tatsz hissedersin kendini.
56/1186

Akamdan kalmann nesi ktym ki?

Bir bardak su ister cann.

Arthur bunu dnd biraz.

Ford, dedi.

H?

Kulamdaki bu balk ne yapyor?

eviri yapyor sana. Babilbal denir ona. stersen rehberden


bakabilirsin.

Her Otostopunun Galaksi Rehberini arkadana frlatt ve


ana karnndaki bir dlt gibi yere kvrlarak kendini sramaya
hazrlad. O anda yer Arthurun altndan kayp gitti. Gzleri iine
batt. Tepetaklak olup ayaklar tepesinden kmaya balad.
evresindeki mekan dmdz oldu, bkld, yoklua geip onu
kendi iine doru gmlmeye terk etti.

Hiper uzaydan geiyorlard.

Babilbal dedi. Her Otostopunun Rehberi sessizce, kk


ve sardr, sle benzer, belki de evrenin en sradan nesnesidir.
Kendisini tayann deil de onun evresindekilerin beyin
dalgalarnn enerjisiyle beslenir. Beslenmek iin bu beyin dalgas
enerjisinden bilinsizce btn dnce frekanslarn emer. Daha
sonra dnce frekanslarn ald beynin konuma merkezinden
gelen sinir sistemi sinyallerini bilinli dnce frekanslaryla
birletirip taycsnn beynine bunlardan oluan telepatik bir
matris szer. Bunun uygulamaya yansmas kulanza bir Babil-
bal sokacak olursanz evrenizdeki size sylenen her dilden
57/1186

sz anlayabileceinizdir. ittiiniz konumalar Babilbalnn


beyninize gnderdii beyin dalgas matrisini zmler.

Bu kadar yararl bir eyin tamamen rastlant sonucu tremi


olmasn baz dnrlerin Tanrnn var olmadnn bir kant
olarak gstermeleri nasl da tuhaf ve akl almayacak bir olaydr.

Bu akl yrtmenin asl yledir: 'Var olduumu kantlamay


reddediyorum, der Tanr, nk kant inanc reddeder ve inan
olmadan ben hibir eyim?

Ama, der insan, Babilbal bir kmaz sokak, deil mi?


Rastlant sonucu evrimlemi olamaz. Senin varlnn bir
kantdr, yleyse, kendi sylemine gre yoksun. QED2?

Vay canna,' der Tanr, 'bunu dnmemitim ite,' ve ani bir


mantk kp patlatmasyla yok olur ortalktan.

Hah, bu daha bir ey deil, der insan ve tekrar tekrar siyahn


beyaz olduunu kantlamaya giriip bir zebra izgisinde hayata
veda eder.

Birok ndegelen teolog yukardaki sylemin bir avu palav-


radan baka bir ey olmad iddia etmise de, bu Odan Collu-
phidin bunu en ok satan kitaplar listesine giren te Bu Tan-
rnn Defterini Drer adl kitabnn temel fikri olarak gelitirip
kk bir servet yapmasn engellememitir.

Bu arada, zavall Babilbal deiik rklar ve kltrler


arasndaki btn iletiim engellerim ykarak yaratl tarihinin
szn ettii her eyden daha ok sayda kanl savalara neden
olmutur.
58/1186

Arthur hafif bir inilti kard. Hiperuzaydan getikten sonra


hl yaadn grnce dehete kaplmt. Dnyann eskiden
olduu yerden alt k yl uzaktayd.

Dnya dnp durun beyninde dnyann hayalleri rahatsz


edici ekilde uuuyordu. Btn dnyann uup gittiini hayal
edebilmesine bile olanak yoktu, nk dnya ok bykt. Annes-
inin, babasnn ve kzkardeinin yok olduunu dnerek
uyarmaya alt duygularn. Tepki vermedi. Sonra iki gn nce
spermarket kuyruunda nnde duran btnyle yabanc birini
dnnce, ani bir uyar hissetti, btn spermarket iindekilerle
birlikte yok olmutu. Nelson Ant yok olmutu! Nelson Ant yok
olmutu ve hibir yerinme duyulmuyordu, nk yerinecek kimse
kalmamt. imdiden sonra Nelson ant yalnzca aklnda yer ala-
cakt. ngiltere aklnda yer olacakt, bu kokulu, rutubetli, elik
deli uzay gemisine tklm olan aklnda. Bir klostrofobi dalgas
yerleti zerine. ngiltere yoktu artk. Bunu anlamt, bir ekilde
anlayabilmiti bunu. Bir kez daha denedi. Amerika, diye dnd,
yok olmutu. Kavrayamyordu bunu. Daha kkten balamay
dnd yine. New York yok olmutu. Tepki yok. Varolduunu
hibir zaman da ciddi olarak dnmemiti zaten. Dolar, diye
dnd, sonsuza dek dt. Bu noktada kk bir rperme.
Btn Bogard filmleri sonsuza dek silinip gitti, dedi kendi
kendine, tatsz bir sarsnt hissederek. McDonalds diye dnd.
Mc Donalds hamburgeri diye bir ey yoklu artk.

Kendinden geti. Bir saniye sonra yeniden kendine geldiinde


annesi iin alarken buldu kendini. Hrsla ayaa frlad.

Ford!

Ford kendi kendine homurdanarak oturduu keden ona


bakt. Uzay yolculuklarnn gerekten uzayda yolculuk edilen
ksmlar ona her zaman ok yorucu gelmiti.
59/1186

Ne var? dedi.

Bu kitap iinde aratrmacysan ve dnyada bulunduysan


eer, onun hakknda bilgi toplam olmalsn."

Evet, nceden yazlm maddeyi biraz daha gelitirdim.

Bu baskda ne diyor greyim o zaman, grmem gerek.

Peki, olur. Rehberi ona verdi yine. Arthur rehberi kavrarken


ellerinin titremesine engel olmaya alyordu. Sayfay bulabilmek
iin maddeyi yazd. Ekran parldayp krpt ve yazl bir sayfa
kt ortaya. Arthur sayfaya bakt.

Byle bir madde yok! diye patlad. Ford omzunun zerinden


yle bir bakt.

Var, dedi, aada, ekrann altna bak, Eccentrica Gal-


lumbits, Erotikon 6'nn memeli fahiesi maddesine.

Arthur Fordun parman izleyip gsterdii yere bakt. Bir an


iin kavrayamad, sonra akl bandan gitti.

Ne? Zararsz m? Btn syleyecein bu mu? Zararsz ! Tek


bir szck!

Ford omuz silkti.

yi de Galakside yz milyardan fazla yldz var, kitabn mik-


roilemcilerinde de snrl yer. dedi, stelik kimse de dnya
hakknda pek bir ey bilmiyor.

Tanr akna bu maddeyi biraz geniletmisindir umarm.


60/1186

Ha tabii, editre yeni bir madde ulatrmay baardm. Biraz


krpmak zorunda kald ama bu yine de bir ilerleme saylr.

imdi ne yazyor? diye sordu Arthur. Olduka zararsz diye


belirtti Ford skntl bir ksrkle.

Olduka zararsz! diye bard Arthur. Bu ses de ne? diye


fsldad. Ford

Ben baryorum, diye bard Arthur.

Hayr! Kes! dedi Ford. Galiba bamz dertte.

Ya, yle mi?

Kapya yaklaanlarn ayak sesleri aka duyuluyordu.

Dentrassiler mi? diye fsldad Arthur.

Hayr, bunlar elik ulu botlar, dedi Ford.

Kap serte vuruldu.

yleyse kim? dedi Arthur.

Peki dedi Ford, ansmz varsa bizi dar atmaya gelen


Vogonlardr.

Ya ansmz yoksa?

ansmz yoksa, dedi Ford pis pis, kaptann nce bize


iirlerinin bir ksmn okuyaca tehdidi dorudur.
61/1186

7
Vogon iiri herkesin bildii gibi Evrendeki nc en kt
iirdir. kinci en kt Krial Azgothlardr. Usta airleri stat Gazl
Grunthosun nl iiri, Bir Yaz Ortas Sabahnda Koltukaltmda
Bulduum Yeil Macun Parasna Destann sunuluu srasnda
dinleyicilerden drd ikanamadan lm, Orta-Galaktik Sanat
eref Kurulu Bakan kendi bacan kemirmek suretiyle lmden
kurtulmutur. Grunthosun iirinin bu ekilde dinlenmesinden
dolay krgn olduu bildirilmitir. air on iki kitaptan oluan
epik aheseri Banyoda rdklarm okumaya gemeden nce
kendi kaln barsa, birok hayat ve uygarl kurtarmak uruna
boazndan gemek suretiyle beynini datmtr.

Tmnden daha kt olan iir ise yaratcs olan ngiltere, Es-


sex, Greenbridgeden Paula Nancy Millstone Jennings ile birlikte
Dnya gezegeninin ykm srasnda yok olmutur.

***
Prostetnik Vogon Jeltz yavaa srtt. Bu hareketi yalnzca
gsteri amac da tamyordu, nk glmserken kas hareketler-
inin srasn anmsamas gerekmiti. Tutsaklarna gayet saaltc
bir ekilde barmt, imdi iyice rahatlamt, artk biraz
sertleilebilirdi.

Tutsaklar iir Deerlendirme skemlelerine yerletirildiler -


skca balanarak. Vogonlar almalarnn alglan konusunda
hayallere kaplmazlard. Yazn konusundaki ilk admlar, gelimi
ve kltrl bir rk olduklarn kantlama yolundaki azimlerinin
kamlanmasyla atlmt, ama imdi bir lgnln penesindey-
diler. Souk ter Ford Prefectin alnnda birikip akaklarna
62/1186

yaptrlan elektrotlarn evresinden aa kayyordu. Elektrotlar


bir elektronik dzenee balyd, hayal younlatrclar, ritm
dzenleyiciler, kafiye zmleyiciler, tekrar nleyiciler, hepsi iir-
in etkisini artracak, airin dncelerinden bir krntnn bile
boa gitmemesini salayacak ekilde tasarlanmt.

Arthur Dent oturduunda rperdi. Niye buraya getirildiini


bilmiyordu ama bildii tek bir ey vard: imdiye kadar iler iyi
gitmemiti ve bundan sonra da durum deiecekmi gibi grn-
myordu. Vogon okumaya balad -kendi yaratclnn kk
kt kokulu bir blm.

Ey serbestlikli gurultu bceksi... diye balad. Ford'un


gvdesi spazmlarla gerildi -bu kendini hazrlad eyden de
beterdi.

"...isemelerin banadr / iik bir arnn zerindeki oalsm


boboaz lekeler gibi.

Aaaaaarggghhh! diye inledi Ford Prefect, ar yumruklarnn


zonklatt ban arkaya atarak. Yanndaki iskemlede Arthurun
kvrandn hayal meyal grebiliyordu. Dilerini kenetledi.

El yordamla yakaryorum sana! diye srdrd acmasz Vo-


gon, Fkran dvme dolaplarm!

Sesi ateli bir gcrtnn dayanlmaz tonuna ulayordu. Ve


ktrdak ylk engelbeler ile halka halka kaktr beni, yoksa bus-
bulant trdamla lokma lokma dorann seni, gr bakalm!

Nnnnyyyaaaarggghhh diye bararak son bir spazm geirdi


Ford Prefect, son dizenin elektronik oaltm akaklarnn
arasnda bir patlamaya neden olmutu. Yld kald.
63/1186

Arthurun dili dar sarkmt.

imdi Dnyallar... diye hrldad Vogon (Ford Prefectin


Betelgeuse evresinde kk bir gezegenden geldiini bilmiyordu,
bilseydi de bir ey deimezdi.) Sze basit bir seim yapma ans
tanyorum! Ya uzayn boluunda ln, ya da... melodram etkisi
yaratmak iin duraklad, iirimin ne denli gzel olduunu sy-
leyin bana! Kendini geriye, yarasa eklindeki kocaman deri bir
koltuun zerine att. Yine o glmseme kaplad yzn. Ford
soluk soluayd. Kupkuru dilini atlam dudaklarnn zerinde
gezdirip inledi.

Arthur ak seik: Aslnda olduka houma gitti. dedi.

Ford ona dnd, hayretten az ak kalmt. Kendisinin zerre


kadar katlmad bir yaklamd bu. Vogon aknln kann
birini kaldrarak belli etti. Bu mimik burnunu gizliyordu, yani
kt bir ey deildi.

Ya, iyi... diye hrlad hatr saylr bir aknlkla . Ya evet,


dedi Arthur, metafizik imgelerden bazlarnn gerekten zellikle
etkili olduunu dnyorum.

Ford bu btnyle yeni olgunun evresinde dncelerini to-


plamaya alrken ona bakmay srdrd. Gerekten bu ite
kazasz belasz kmay becerebilecekler miydi?

Evet, devam et... dedi Vogon.

Ha... ve de hmm.... diye srdrd Arthur airin efkatli


ruhunun... aaa... eee... diye tekledi. Ford apar topar imdadna
yetiti, ...temel metaforu olan ...eee... O da bekledi ama Arthur
hazrlklyd. ...insanseverlii...
64/1186

Vogonseverlii, diye fsldad Ford ona.

Ah, evet, Vogonseverliindeki srrealizmi karlayan


gereler, Arthur yarn sonuna geldiklerini hissediyordu, ayn
zamanda bu gereler uzak yapsnn at yolda ilerliyor, ona
stn geliyor, ve dierinin temel ayrmlar ile ayn ey demek
oluyor, (bu noktada Arthur bir zafere doru ykseltiyordu ses-
ini...) ve de berikine iirin kastettii ey her neyse, ona, ...eee...
(...ama zafer umudu abuk snd.) Ford bir coup de grace[1] iin
atld.

Engin ve canl bir igrmle yaklamak dyor. diye


bard. Aznn kenaryla: yi i becerdik Arthur, ok iyiydi.

Vogon dikkatle szd onlar. Bir an ta yreindeki rk sevgisi


uyanmt, ama zerinde durmad, ok geti artk. Sesi halda
trnaklarn bileyen kedi tonundayd.

Yani demek istediiniz iir yazyorum nk acmasz kalpsiz


d grnmn altnda sevilmek istenen bir ben var, dedi.
Duraklad. yle mi?

Ford sinirli sinirli gld. Evet yle demek istiyoruz, dedi,


hepimizin iinde bir yerlerde,... eee... yle deil mi?

Vogon ayaa kalkt.

Hayr, btnyle yanl syledikleriniz, dedi, iir yazyorum


nk dmdaki acmasz kalpsiz d grnm teselli etmem
gerekiyor. Her neyse, sizi de gemiden defedeceim. Nbeti!
Esirleri numaral ka gtr ve dar at!

Ne? diye bard Ford.


65/1186

Gen irisi bir Vogon koruma ne kp kaln kollaryla


balandklar iplerden kurtard onlar.

Bizi uzaya atamazsnz, diye bard Ford, bir kitap yazmak


iin urayoruz.

Diren gstermek yararsz! diye karlk verdi Vogon kor-


uma. Vogon Koruma Birliklerinde ilk rendii tmceydi bu.

Kaptan neeyle izledi ve arkasn dnd.

Arthur vahice bakt ona.

lmek istemiyorum imdi! diye bard. Hl bam ary-


or! Cennete bam arrken gidemem, arada her zaman bam
aryacak, berbat bir ey bu!

Koruma ikisini enselerinden kavrayp kaptann srtn, saygyla


eilerek selamlad, sonra itirazlarna aldrmadan kprden dar
kard onlar. elik kap kapandnda kaptan yine yalnzd. Sess-
izce mrldanp dnceye dald iir defterine. Hafife dokunarak.

Hmmm..., dedi, temel metaforunun srrealizmini karlay-


an... Bunu bir an tartt ve zalimce srtarak defterini kapatt.

lm onlara az bile, dedi.

***
Uzun elik koridor Vogonun koltuk altlarna kstrlm in-
sanslarn dermansz debelenmeleriyle yankland.

ok iyi, ok iyi, diye bir eyler zrvalad Arthur, ahane bir


ey bu. Brak beni hayvan herif!
66/1186

Vogon koruma srklemeye devam etti onlar.

Endielenme, dedi Ford, bir eyler dnrz. Pek umutlu


deildi sesi.

Diren gstermek yararsz! diye brd koruma.

Byle eyler syleme diye kekeledi Ford. Byle eyler


sylersen olumlu ve aklc bir tavr nasl srdrebiliriz?

Tanrm, diye serzenite bulundu Arthur, olumlu ve aklc


tavrdan sz ediyorsun ama bugn yok edilen senin gezegenin
deildi. Bu sabah uyandmda rahat iyi bir gn geireceimi
dnyordum. Biraz okuyacak, kpei fralayacaktm..., imdi
saat leden sonra drt ve dnyann duman tten artklarndan
alt k yl tede uzay boluuna atlmak zereyim! Vogon
boazn biraz daha sknca viyaklayp guruldad.

Tamam, dedi Ford, panie kaplma!

Panikten kim sz ediyor? diye arlad Arthur.

Bu yalnzca kltr oku. Duruma uyum salayp dayanak-


larm bulana kadar sabret. Ondan sonra panie kaplacam!

Arthur isterik tepkiler veriyorsun: Kes artk! Ford btn


gcyle dnmeye alt ama barmaya balayan koruma onu
engelledi.

Diren gstermek yararsz!

Biraz ara ver hi olmazsa, dedi Ford. Kendini tutsak alann


dorudan yzne bakncaya kadar evirdi boynunu. Birdenbire
bir fikir geldi aklna.
67/1186

Bunu yapmak gerekten houna gidiyor mu? diye sordu


birdenbire. Vogon annda l gibi akld yerine yzne youn bir
salaklk yavaa yaylrken.

Houma gidiyor mu? diye parlad. Ne demek istiyorsun?

Demek istediim, dedi Ford, bu sana btnyle doyumlu


bir yaam salyor mu? Rap rap gezinmek, barmak, insanlar
gemiden atmak falan...

Vogon alak elik tavana dikti gzlerini. Kalar neredeyse


birbirinin zerindeydi. Az araland.Sonunda, Tabii alma
saatleri uygun... dedi.

yle de olmal, diye katld bu fikre Ford. Forda bakmak iin


ban eviren Arthur.

Ford, ne yapyorsun? diye sordu akn bir fsltyla.

Sadece evremdeki dnyayla ilgileniyorum biraz, tamam m?


dedi. Yani alma saatleri ok uygun yle mi? diye yineledi.

Vogonun tembel dnceleri kasvetli derinliklere doru


dalarken ona bakt.

Ya, dedi, madem konu ald, ou zamanm berbat geiyor.


Bir tek ey dnda... yeniden dnd, yine tavana bakmas
gerekmiti. ok sevdiim barp arma dnda. Cierlerini
iirip haykrd, Diren gstermek...

Mutlaka yledir, diye szn kesti Ford aceleyle, bunu iyi


becerdiin belli. Ama ounlukla berbatsa, dedi szckleri, doru
yerlere ulaabilmeleri iin teker teker syleyerek, neden yapyor-
sun bu ii? Nedir yani?
68/1186

Kzlar m? Deri ceket mi? Maoluk mu? Yoksa btn bunlarn


verdii anlamsz bezginlikle uramak ilgin bir mcadele mi de-
meye getiriyorsun?

Arthur bocalayarak bir ona, bir tekine evirip duruyordu


bakn.

Eeee... dedi koruma, eee... eee... bilmiyorum. Sanrm sa-


dece... yapyorum ite. Teyzem uzay gemisi korumalnn gen
bir Vogon iin iyi bir meslek olduunu sylemiti. Bilirsin ite,
niforma, kemere asl n tabancas, anlamsz bezginlik...

Gryor musun Arthur, dedi Ford kantlamasnn sonuna


varm' biri edasyla, sen de dertliyim diyorsun kendine.

Hem de ok dertliydi Arthur. Kendi gezegeninin bana gelen


tatsz iin yan sra Vogon koruma onu kskvrak tutuyordu ve
uzaya atlma fikri de pek houna gitmemiti.

Biraz da onun sorunlarn anlamaya al. diye srar etti


Ford. u zavall ocua bak, btn hayat rap rap ortalkta gezin-
mek, insanlar gemiden dar atmak... Ve de barmak, diye
ekledi koruma.

Ve tabii ki barmak, dedi Ford boynuna dolanm ikin


kolu dosta, anlayla svazlayarak, ... ve bunlar neden yaptn
bile bilmiyor!

Arthur bunun ok ackl olduu konusunda ayn fikirdeydi.


Dermansz bir hareketle belirtti grn, konumak iin yeterli
soluk alamyordu.

Korumadan honutsuzluunu belirten homurtular gelmeye


balamt.
69/1186

Tamam. Sanrm konuyu bu ekilde ifade etmi


bulunuyorsunuz...

yi ocuk! diyerek yreklendirdi onu Ford.

yi de, diye srdrd homurdanmasn, alternatif nedir?"

Tamam, dedi Ford, kesin ama yava, her ne yapyorsan


brak! Syle onlara, diye srdrd bir daha yapmayacan Bir
eyler daha sylemesi gerektiini dnd ama o anda korumann
zihni sylenenleri lp bimekle yeterince meguld.

Haaammmmnnnn... dedi koruma, hr, kulaa pek de ho


gelmiyor.

Ford birdenbire frsatn elinden kayp gitmekte olduunu


sezdi.

imdi durun bir dakika dedi bu yalnzca bir balang, tah-


min ettiinden daha fazlas bekliyor seni..."

Ama o anda asl grevinin tutsaklar k kabinine tkma


olduunu anmsayan koruma kuvvetle skt onlar. Belli ki ok
etkilenmiti.

Yani eer sizin iin fark etmezse, dedi, size u k kabinine


tkp sonra geri gelip yapmam gereken birka barma iini yerine
getirmem daha doru.

Ford Prefect iin durum kesinlikle fark ederdi.

Dur biraz... dinle ama! dedi, daha az yava daha az anlalr.

Immnnghhh... dedi Arthur anlalr bir vurgudan yoksun


olarak.
70/1186

Dinle ama, diye srdrd Ford, mzik, sonra sanat da var,


sonra daha baka neler neler! Ahrghhhh!

Diren yararsz, diye brd koruma,sonra ekledi,


grdnz gibi, eer byle srdrrsem sonunda Kdemli
Barma Subaylna terfi edebileceim, barmayan ve insanlar
itip kakmayan subaylar iin pek fazla bo kadro yok, en iyisi doru
bildiimi yapmak.

k kabinine varmlard -geminin i kaplamasnda ar ve


kocaman bir kapak. Koruma bir dmeyi evirince sessizce ald.

Yine de ilgilendiiniz iin teekkrler, dedi Vogon koruma.


Hoakaln. Ford ile Arthuru kapaktan ieri kck bir kabine
frlatt. Arthur nefes alabilmek iin rpnyordu. Ford frlayp
umutsuzca kapanmakta olan kapy omuzlad.

Dinle bak, diye bard korumaya, hakknda hibir ey


bilmediin koca bir dnya var ama... buna ne dersin? delicesine
uraarak bildii tek kltr parac olan Beethovenin Beinci
Senfonisinin balang notalarn mrldand.

Da da da daaam! inde bir eyler kmldanmad m?

Yooo, dedi koruma, hi de deil. Ama bundan teyzeme sz


edeceim.

Daha sonra bir eyler sylediyse de duyulmad. Kapak kendi


kendine skca kilitlenmiti. Geminin motorlarnn uzaktan gelen
homurtusu dnda btn sesler kaybolmutu. Bir seksen apnda,
metre uzunluunda parlak silindir biiminde bir blmedey-
diler. Ford soluyarak evresine baknd.
71/1186

Potansiyel olarak zeki bir ocuk. dedi eri duvar


yumruklayarak.

Arthur hl dt yerde blmenin kvrmna uygun yaty-


ordu. Kafasn kaldrp bakmad.Yalnzca soluyordu.

Kapana ksldk, deil mi?

yle, dedi Ford, kapana ksldk.

Peki hibir ey dnmedin mi? Bir eyler dneceini


sylemitin sanki. Belki de dndn de ben fark etmedim.

Ah, evet, bir ey dndm, dedi Ford soluyarak. Arthur bir


eyler umarak bakt ona.

Ama ne yazk ki,dedi Ford, bu hava geirmez kapan teki


yannda olmay gerektiriyor. Az nce ieri itildikleri kapa
tekmeledi.

Ama iyi bir fikirdi deil mi?

Tabii, ok ince.

Neydi peki?

Ayrntlar daha planlamadm. Artk yarar yok, var m?

yleyse, ...eee, ... ne olacak imdi? diye sordu Arthur.

Ha, hmm, nmzde duran kapak birazdan alacak ve uzay


boluuna frlayp boulacaz sanrm. Eer nceden derin bir
nefes alrsan otuz saniye kadar dayanabilirsin... dedi Ford. Eller-
ini arkasnda birletirip kalarn kaldrd ve eski bir Betelgeuse
72/1186

sava destann mrldanmaya balad. Birdenbire Arthurun


gzne ok yabanc grnmt.

te hepsi bu dedi Arthur.

leceiz.

Evet dedi Ford.

Belki de... hayr! Dur biraz!" birdenbire odann dier yanna,


Arthurun gremedii bir yerine atld.

Bu dme nedir! diye haykrd.

Ne? Nerede? diye bard Arthur dnerek.

Yok yok, aka yaptm dedi Ford,

Naslsa leceiz.

Duvar yumruklayp brakt yerden mrldanmay srdrd.

Biliyor musun dedi Arthur, byle zamanlarda, bir Betel-


geuseli ile Vogon k kapslnde uzayn derinliklerinde atlp
orada boularak lmeden nce genliimde annemin szn din-
lemi olmay isterim hep. Neden, ne syledi sana?

Ne bileyim, dinlemedim ki.

Ha. dedi Ford mrldanmaya devam ederken.

Bu bir felaket. diye dnd Arthur, Nelson ant gitti,


McDonalds gitti, geriye kalanlar yalnzca benle Hemen Hemen
Zararsz szckleri. Her an geriye yalnzca Hemen Hemen
73/1186

Zararsz szckleri kalabilir. Oysa dn her ey yolunda


grnyordu.

Bir motor sesi duyuldu. Hafif bir fslt kulaklar sar eden bir
hava akmna dntnde d kapak akln alamayaca kadar
parlak yldzlarla bezeli bombo bir karanla ald. Ford ile Ar-
thur oyuncak tabancadan atlan mantarlar gibi darya, uzaya
frladlar.

Notlar

1 Coup de grace - son darbe bitirici darbe

8
Her Otostopunun Galaksi Rehberi son derece dikkate deer
bir kitaptr. Birok farkl editrn ynetiminde uzun yllar sren
almalarla birok kez yeni batan derlenmitir. Saysz gezgin ve
aratrmacnn katksn iermektedir. Giri blm yle balar:

Uzay, der, Byktr. Gerekten byk. Ne kadar usuz bu-


caksz, kavranamayacak byklkte olduunu aklnz almaz. De-
mek istiyorum ki yolun aasndaki kimyagere giden yolun uzun
olduunu dnebilirsiniz ama bu, uzayn yannda leblebi
ekirdek gibi kalr. Dinleyin... ve byle srer.

(Bir sre sonra uslup biraz daha oturur gibi olur. Gerekten
bilinmesi gereken eylerden sz eder. rnein mthi gzellikteki
Bethselamin gezegeninde yaayanlarn, her yl gezegenlerini zi-
yarete gelen on milyar turistin yaratt topyekn erozyondan en-
dielendikleri iin yediklerinizle kardklarnz arasndaki fark,
gezegenden ayrlmadan nce cerrahi bir mdahaleyle vcut
74/1186

arlnzdan geri aldklarn anlatr: yani her tuvalete gidiinizde


makbuz olmann hayati bir nemi vardr.)

Drst olmak gerekirse, yldzlararas uzakln keskin boyut-


laryla karlaldnda, Rehberin giri yazs sorumlusundan
daha ilek kafalar bile afallayabilir. Kimileri bir an iin Read-
ingdeki (Ingiltere) bir fstk ile Johannesburgdaki (Gney Afrika)
bir cevizi gznzn nne getirmeye ya da bunun gibi gz
kamatrc birok kavram dnmeye davet eder sizi.

Halbuki basit gerek, yldzlararas uzaklklarn insan aklna


smayacadr. Hareket eden bir ey olduunu anlamak birok
rkn binlerce ylna mal olmu n bile yldzlar arasnda yolcu-
luk etmesi zaman alr. In Gne adl yldzdan Dnyann bu-
lunmu olduu yere varmas sekiz dakika alr, Gnein en yakn
komusu olan Alpha Proxima yldzna ulamas iin ise drt yl
daha gerekir. In, Galaksi'nin dier yanna ulamas, rnein
Damograna varmas, daha da ok zaman alr; be yzbin yl. Bu
uzaklkta otostop rekoru be yldan biraz daha azdr, ana yolda
grlecek pek bir ey yoktur.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi eer cierlerinizi hava ile


doldurursanz uzay boluunda otuz saniye dolaynda bir sre
yaayabileceinizi syler. Fakat uzayn akl almaz boyutlar ier-
isinde bu otuz saniye sresince baka bir gemiye alnmanz
olaslnn iki zeri iki yz altm yedi bin yedi yz yedide bir
olduunu da ekler.

Arthurun bir zamanlar Islintonda gittii ve ok ho bir kzla


tanp da birlikte ayrlmay beceremedii bir partinin verildii
dairenin de telefon numaras olmas tamamen akllara durgunluk
veren bir rastlantdr. Kz partiden davetsiz gelen bir misafirle
birlikte ayrlmt. Dnya gezegeni, Islingtondaki daire ve tele-
fonu imha edilmi olsalar da yirmidokuz saniye sonra Ford ile
75/1186

Arthurun kurtarlm olmalar vesilesi ile anldklarn bildirmek


gayet ferahlatc.

9
Hava kilidinin hibir akla yakn aklamas olmadan
kendiliinden alp kapandn fark eden bir bilgisayar kendi
kendine sylendi. Bunun nedeni Akln yemee km olmasyd.

Galakside bir delik belirivermiti. Bu delik tam tamna bir


saniyenin hite biri yksekliinde, bir metrenin hite biri gen-
iliinde ve bir ucundan dierine birok milyon k yl derin-
liindeydi. Hava kilidi kapanrken uzayda kayp giden birok kat
apka ve balon frlad dar. Yedi kiilik doksan santim boyunda
borsa analistinden oluan birtakm, biraz havaszlktan boularak,
biraz aknlktan ldler. Bu arada iki yz otuz alt bin az pimi
yumurta da delikten frlayp Panse yldz sisteminde ktlktan
krlmakta olan Poghrilin topraklarnda titrek bir yn oluturdu.

Poghril kabilesinin bir kii dnda tm alktan lmt, o


son kii ise birka hafta sonra kolestrol zehirlenmesinden br
dnyay boylad. Deliin ak kald zaman sresi saniyenin hite
biri, zamann iinde btnyle olaslk d olarak, bir ileri bir geri
salnd. Issz gemite bir yerlerde uzayn ar boluunda gezinen
rastgele bir atom topluluunu ciddi biimde sarsntya uratp
atomlar en olaand yaplarda birbirleriyle kaynatrd. abu-
cak kendilerinin aynlarn tretmeyi renen bu yaplar (bu, sz
konusu yaplarn olaandlklarndan bir ksmyd yalnzca)
daha sonra srklendikleri her gezegenin bana ktlevi dertler
atlar. te evrende yaam byle balamt.
76/1186

Be vahi Olay Girdab akl diiliin acmasz frtnalarnda


dndler ve kaldrma kusarak ilerindekini boalttlar. Kaldrm-
da Ford Prefect ve Arthur Dent yar l-balklar gibi azlarn
ap kapayarak yatyorlard.

te buradasn diye yutkundu Ford. Bilinmezin nc


Kysna doru uzanan kaldrmn zerinde tutunacak bir yer ara-
mak iin sa-solu trmalarken, sana bir eyler dneceimi
sylemitim.

Ha, yle, dedi Arthur, yle.

Parlak bir fikirdi benimkisi, dedi Ford, geen bir uzay gem-
isi bulup kurtarlmak.

Gerek evren, altlarnda rahatsz edici biimde bkld.


Birok taklit nesneler uutu evrelerinde, rnein da keileri.
lk k, uzay-zaman yourt topaklar gibi pskrterek patlad.
Zaman tomurcuklar ald, madde bzld. En byk asal say
bir keye reklenip kendini sonsuza dek gizledi.

Hadi ama, dedi Arthur, ok kk bir olaslk bu.

Kurcalama, tutturduk ite. dedi Ford.

Ne tr bir gemideyiz? diye sordu Arthur sonsuzluk ukuru


altlarnda gerinirken.

Bilmiyorum, dedi Ford, Henz gzlerimi amadm.

Evet,ben de amadm. dedi Arthur.

Evren srad, durdu, titredi ve birok beklenmedik yne


doru yayld.
77/1186

Arthur ile Ford gzlerini ap hatr saylr bir aknlkla bak-


tlar evrelerine.

Aman Tanrm, dedi Arthur, tpk Gney sahiline benziyor.

Vay canna, bunu sylemene sevindim. dedi Ford.

Neden?

nk delirdiimi sandm.

Belki de delirdin. Belki de yalnzca yle sylemi olduumu


dndn.

Ford bu sz tartt.

yi de, syledin mi sylemedin mi?" diye sordu.

Syledim galiba dedi Arthur.

Belki de her ikimiz de deliriyoruz.

Evet, dedi Arthur, delirdik, gele gele aklmza burann


Gney kys olduu geliyor.

Buras Gney Kys m sence?

Ha, tabii.

Bence de.

yleyse delirdik demek ki.

Bunun iin iyi bir gn.

Evet, dedi oradan geen bir manyak.


78/1186

Kim? Bebal ve ringa bal dolu brtlen dallar tayan


adam m?

Evet.

Bilmem. Birisi ite.

Ha.

Sezilebilir bir rahatszlkla kaldrmda oturup dev ocuklarn


kumsalda grltyle kouturmalarn, vahi atlarn, gkyzne
yeni denmi elik raylar zerinden Belirsiz Blgelere imek
gibi komalarn izlediler.

Biliyor musun, dedi Arthur hafif bir ksrkle,

Eer buras Gney kysysa bu ite bir tuhaflk var...

Denizin ta gibi durgun olup da binalarn aa yukar


dalgalanmasn m kastediyorsun? dedi Ford.

Evet, bu da tuhaf. Gerekte, diye srdrd, byk bir pat-


lamayla Gney kys alt e paraya ayrlp sersemletici ekilde
uar ve hafifmerep ekillerde birbirlerine dolanp dansederken,
hepten tuhaf giden bir eyler var.

Boru ve yayllarn vahice uuldayan sesleri rzgarda


savrulurken, on kurua satlan lokmalar scak scak asfaltta
dklrken ve rkn balklar gkyzn delip stlerine
yaarken Ford ile Arthur ufak ufak tymeye karar verdiler. Ar
ses duvarlarna, kadim dnce dalarna, duygusal mzik
vadilerine, skan ayakkab seanslarna ve akn yarasa ordularna
daldktan sonra birdenbire bir kadn sesi duydular. Olduka dok-
unakl bir sese benziyordu, ama sadece yle dedi, ki zeri yz
binde bir ve dmekte, Hepsi bu kadard.
79/1186

Ford bir k nndan kayd ve sesin geldii yeri arand


evresinde ama gerekten inandrc bir kaynak bulamad.

Bu ses de neyin nesi? diye bard Arthur.

Bilmiyorum, diye seslendi Ford. Bilmiyorum. Olaslk


ls gibi bir eyden sz ediyordu.

Olaslk? Ne gibi yani?

Olaslk. Bilirsin ite, ikide bir, te bir, drtte be gibi me-


sela. ki zeri yz binde bir dedi. Bu olduka dk bir olaslk
yani.

Bir milyon galonluk bir f dolusu krema uyarmakszn


zerlerine boca etti kendini.

Bu da ne anlama geliyor? diye bard Arthur.

Ne, krema m?

Hayr, olanakszlk ls!

Nereden bileyim. Hibir fikrim yok. Sanyorum ki bir tr uzay


gemisinde bulunuyoruz.

Yalnzca, dedi Arthur, birinci mevki kompartmanda ol-


madmz tahmin edebiliyorum.

Uzay-zaman dokusunda kabarklar olutu. Kocaman irkin


kabarklar.

AaaamTgggghhh... dedi Arthur gvdesinin yumuadn ve


eitli ynlere kvrldn hissederek. Gney kys eriyor gibi...
yldzlar dnyor... kurak bir arazi... bacaklarn gnbatmna
80/1186

doru uzuyor... sol kolum da gidiyor. Korkutucu bir dnceye


kapld aniden: Kahretsin, dedi, Dijital saatimi nasl kul-
lanacam imdi? Gzlerini umutsuzca Forda evirdi.

Ford, diye seslendi, bir penguene dnyorsun. Kes unu.

Ses yine duyuldu.

ki zeri yetmi be binde bir ve dmekte.

Ford havuzun evresini hiddetle doland paytak paytak


yryerek.

Hey, sen de kimsin, diye vraklad. Neredesin? Neler oluyor


ve de bunu durdurmann bir yolu yok mu?

Ltfen rahatlayn, dedi ses kibarca, yalnzca bir-kanad


kalm ve iki motorundan biri yanan bir hostesin rahatlatmaya
alan ses tonuyla, btnyle gvenliktesiniz.

Ama mesele bu deil! diye atld Ford. Mesele u anda


btnyle gvenlikte bir penguen olmam, ortamn da hzla
kollarn bacaklarn yitiriyor olmas.

Tamam tamam, ite geri aldm onlar, dedi Arthur.

ki zeri elli binde bir ve dmekte, dedi ses.

Kabul etmek gerekir ki, dedi Arthur, boylar holandm


uzunluktan biraz fazla, ama...

Bize sylemek gerei duydunuz, diye vraklad Ford kulara


zg fkeyle, hi mi bir ey yok?
81/1186

Ses boazn temizledi. Dev bir ptibr (kurabiye) uzaklara


frlad.

Altn Kalp Yldz gemisine ho geldiniz dedi ses.

Ses srdrd.

Ltfen evrenizde olanlara, dedi armayn. ki zeri iki


yz yetmi alt binde bir -muhtemelen daha da dk- olaslk
dzeyinden, mutlak bir lmden kurtarldnz iin balangta
baz kt etkiler hissetmeniz doaldr. u anda iki zeri yirmi be
binde bir dzeyinde seyrediyoruz ve dmekte, normal olann ne
olduundan emin olduumuzda da normaliteye dneceiz.
Teekkrler. ki zeri yirmi birde bir ve dmekte.

Ses kesildi. Ford ile Arthur kk aydnlk bir odadaydlar.

Fordu lgnca bir heyecan kaplamt.

Arthur! dedi bu mthi! Sonsuz Olaslkszlk Motoru kul-


lanlan bir gemi bizi kurtard! nanlmaz! Bunun hakknda birka
sylenti duymutum daha nce! Hepsi resmi azlarca yalanland,
ama sonunda yapmlar ite! Olaszlkszlk Motorunu
yapmlar!

Arthur odann kapsna yapm kapatmaya alyordu, ama


bir trl yerine oturmuyordu kap. Kk tyl eller, mrekkep
lekeli parmaklar kenarlardan ieri uzanyordu; incecik sesler, deli
samas eyler sylyordu. Arthur ona bakt.

Ford! dedi, darda bizimle zerinde altklar Hamlet oy-


unu konusunda grmek isteyen sonsuz sayda maymun var.
10
Sonsuz Olaslkszlk Motoru hiper uzayda bir sr pis ie
gerek kalmakszn yldzlararas o usuz bucaksz mesafeleri sani-
yenin hi de biri kadar bir srede asmay salayan yeni ve mthi
bir yntemdir. Yntem ans eseri bulunmu, daha sonra da
Galaktik Hkmetin Damograndaki aratrma takmnca resmi
bir ulam arac haline dntrlmtr.

Ksaca yntemin bulunuunun yks syledir.

Kk miktarlarda sonlu olaslkszlklarn, Bumbleweeney 57


Mezon-alt beyninin mantk devrelerini gl Brownian Hareket
reticisinin (diyelim ki gzel bir fincan ay) iine sallandrlm
atomik vektr izicisine balanmasyla elde edilme ilkesini bil-
meyen yoktur. -bu tr reteler partilerde, Belirsizlik Teoremi
gereince garson kzn i amar molekllerinin tmn aniden
otuz santim kadar sola saratarak buz krma ileminde kullanl-
maktadr. Birok saygn fiziki buna daha fazla katlanamayacak-
larn akladlar- ksmen fiziin itibar zedelendii iin, ama
ounlukla bu tr partilere davet edilmedikleri iin.

Kazanamadklar dier bir ey de uzay gemilerini akllara dur-


gunluk veren uzaklktaki yldzlara sratacak sonsuz olanakszlk
alann yaratabilen bir makine tasarmnda karlatklar srekli
baarszlkt. Sonunda, ask yzlerle byle bir makine yapmann
fiilen olanaksz olduunu akladlar.

Derken gnlerden bir gn, zellikle baarsz gemi bir


partiden sonra, laboratuvar sprmek iin kalan bir renci yle
bir akl yrtrken buldu kendini. Eer, diye dnd kendi
kendine, byle bir makine yapmak fiili bir olaslkszlk ise,
mantksal olarak sonlu bir imkanszlk olmaldr. yleyse
83/1186

yapmam gereken bunun ne derece olanaksz olduunu hesapla-


mak, bu rakam sonlu olaslkszlk retecine vermek, zerine taze
scack bir fincan ay dkmek... ve altrmak!

Aklndan geenleri yapt ve uzun sredir zerinde allan


altn Sonsuz Olaslkszlk Motorunu yapm olmaktan dolay ok
heyecanland. Hemen sonrasnda Galaktik Enstitnn stn
Zeka dl'n kazandnda daha da heyecanlanmt ki sonunda
bir akl evvele asla tahamml edemeyeceklerini anlayan fkeden
kudurmu bir saygn fiziki kalabalnca lin edildi.

11
Altn Kalpin Olaslkszlk geirmez ynetim kprs yepyeni
olduu iin son derece temiz olmas dnda allagelmi bir uzay
gemisi grmndeydi. Kontrol koltuklarndan bir ksmnn
naylon klflar zerlerinde duruyordu henz. Beyaz rengin hakim
olduu kpr, uzun, dikdrtgen biiminde kk bir restoran
boyutlarnda bir yerdi. Aslnda tam bir dikdrtgen saylmazd; iki
uzun kenar birbirine kout olarak eriydi, odann btn keleri
de heyecan verici kabark ekillerle yuvarlaklatrlmt. Kabin
sradan boyutlu uzun bir dikdrtgen eklinde ok daha basit ve
pratik yaplabilirdi, ancak bu durumda tasarmclar kendilerini
sefalete mahkum etmi olurlard. Kpr heyecan verici derecede
amaca uygun grnyordu, yleydi de, kontrol ve gzlem sistemi
panellerinin zerinde yer alan byk ekranlar ibkey duvarday-
d, dbkey duvarda ise uzun bilgisayar masalar bulunuyordu.
Bir kede parlak elik dizlerinin zerine eilmi parlak elik
bayla bir robot kamburunu karm oturuyordu. O da yeni
saylrd, ama gzelce tasarlanm ve parlatlm olmasna ramen
az ok insans vcudunun paralar birbirine uymam gibi
duruyordu.
84/1186

Aslnda kusursuz biimde uydurulmulard birbirlerine, ama


tanma biimleri dahada uygun olmalarnn mmkn olabile-
ceini ima ediyordu. Zaphod Beeblebroz ellerini prl prl parlay-
an aletlerin zerinde gezdirip heyecandan kkrdayarak odada bir
aa bir yukar dolanyordu. Bir alet ynnn zerine eilmi
olan Trillian bir takm rakamlar okuyordu. Sesi Tannoy sistemi ile
geminin her yerine ulamaktayd.

Bete bir ve dmekte..." dedi, drtte bir ve dmekte... te


bir ... iki... bir... olaslk arpan bir de bir... normale dndk,
yineliyorum normale dndk. Mikrofonunu kapatt. Sonra yen-
iden ap hafife glmseyerek srdrd. Hl stesinden
gelemediiniz bir eyler varsa sizin kendi sorununuz. Ltfen rahat
olun. Yardm geliyor.

Zaphod skknlkla patlad; Kim bunlar Trillian?

Trillian onunla yzyze gelmek iin koltuunu evirip


omuzlarn silkti.

Yalnzca uzaydan topladmz iki herif, dedi ZZ9 oul Z


Alfa Blgesi.

Ah, evet, ok ince bir dnce bu Trillian, diye serzenite bu-


lundu Zaphod, ama gerekten bulunduumuz koullarda sence
bu akllca m? Yani, u anda kayoruz falan filan, Galaksi polis
gcnn yars peimizdedir imdi, ama ne yapyoruz, otostopu-
lar almak iin duraklyoruz. Pekala, artistik puan on zerinden
on, ama kafa altrma eksi bilmem ka milyon, ne dersin?

Parmaklarn kontrol panellerinden birinin zerine sinirli sin-


irli vurmaya balad. Trillian nemli bir eye dokunmadan nce
onun elini yavaa kenara itti. Zaphodun beyinsel zellikleri ne
olursa olsun -saldrganlk, kabadaylk, kibirlilik- sakildi ve
85/1186

abartl bir hareketle btn gemiyi havaya uurabilirdi. Trillian


onun hzl ve baarl hayatn yapt hibir eyin nemini an-
lamam olmasna balyordu.

Zaphod, dedi sabrla, uzay boluunda korunmasz yzy-


orlard... lmelerini istemezdin deil mi?

Doru, aslnda... hayr. Deil, ama...

Bu ekilde? Bu ekilde lmek mi? Ama? Trillian ban yana


evirdi.

Yani, belki baka birileri daha sonra toplard onlar. Bir


saniye fazla kalsalard lm olacaklard.

te, eer sorunu biraz daha dnmek zahmetine katlansay-


dn sorun filan kalmayacakt.

Onlarn lmesi seni sevindirecek miydi?

Bu ekilde sevindirmeyecekti elbette, ama..."

Her neyse, dedi Trillian, kontrol dmelerine ynelirken,

Onlar ben toplamadm.

Nasl yani? Kim toplad yleyse?

Gemi.

Ha?

Gemi yapt. Kendi kendine.

Ha?
86/1186

Olaslkszlk Motoru alrken.

Ama bu inanlmaz.

Hayr Zaphod. Yalnzca ok ok olaslksz.

Hmm, evet.

Bak Zaphod, dedi kz, koluna hafife vurarak, yabanclar


merak etme. Yalnzca iki herif sanrm. Robotu aaya onlar ge-
tirmeye yollarm. Hey, Marvin!

Kede, duran robotun kafas keskin bir dn yapt, ama


sonra istemsizce yerine dnd. Olduundan on kilo daha arm
gibi ayaa kalkt ve dardan bakan birinin kahramanca bir aba
diye niteleyecei ekilde oday geti. Trilliann nnde durup sol
omuzunun ardn grebiliyormu gibi bakmaya balad.

Sanrm kendimi depresyonda gibi hissettiimi bilmenizde


yarar var," dedi. Sesi alak ve umutsuzdu.

Tanrm, diye yakard Zaphod kendini bir koltua atarken.

Gzel, dedi Trillian parlak efkatli bir tonla,

te seni oyalayp akln dncelerinden uzaklatracak bir


ey.

e yaramaz, diye vzldad Marvin, olaanst geni bir


aklm var.

Marvin! diye uyard Trillian.

Peki, dedi Marvin, ne yapmam istiyorsunuz?


87/1186

ki numaral giri blmne gidip oradaki iki yabancya elik


et.

Mikrosaniyelik bir duraklamann ardndan sesinin tonunda ve


rengindeki ince bir ayarla -kimse kusur bulamaz- Marvin, insans
her eye kar olan aalama ve korkularn dile getirdi.

Yalnzca bu mu? dedi.

Evet, dedi Trillian kesinlikle.

Houma gitmeyecek, dedi Marvin.

Zaphod koltuundan frlad.

Senden holanman istemiyor, diye bard, yalnzca yap


dediini, tamam m?

Pekala, dedi Marvin byk atlak bir an gibi, yapacam.

yi... diye patlad Zaphod, mthi... teekkr ederim...

Marvin dnp gen eklinde krmz gzlerini ona dikti.

Cannz skmyorum deil mi? dedi hznle.

Yok yok Marvin, diye akd Trillian, yisin, gerekten...

Cannz sktm dnmek hi de houma gitmez.

Yok, yok takma kafana" dedi Trillian kkrdamay srdrerek


inden geldii gibi davranyorsun sadece. Her ey yoluna
girecek.

Aldrmadnza emin misin?


88/1186

Tabii ki eminim Marvin. cilveyle srdrd. Trillian


konumasn her ey yolunda gerekten. Hayatn bir paras
ite.

Marvin ona elektronik bir bak frlatt.

Hayat, dedi Marvin, bana hayattan sz etmeyin.

Umutsuzca topuunun zerinde dnp odadan dar kt.


Doyurucu bir uultu ve tkrt ile kap arkasndan kapand.

Bu robota daha fazla katlanabileceimi sanmyorum. Za-


phod, diye homurdand Trillian.

***
Galaktik Ansiklopedi robotu insani ilerini yapacak biimde
tasarlanm mekanik bir dzenek olarak tanmlar. Sirius Siber-
netik irketinin pazarlama blm ise robotu Birlikte ok Ele-
neceiniz Plastik Dostunuz" diye tanmlamaktadr.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi ise Sirius Sibernetik ir-


ketinin pazarlama blmn, devrim geldiinde duvara ilk
toslayacak olan bir avu kafasz kazma diye tanmlar, atklar ro-
bot ihalesi ile ilgilenen herkesin teklif verebileceini de ekleyerek.

uras gariptir ki kendisini bin yl ileriye gtren bir zaman


kvrmna den bir Galaktik Ansiklopedi Sirius Sibernetik irketi
pazarlama blmn devrim geldiinde duvara ilk toslayan bir
avu kafasz kazma olarak tanmlamtr.

***
89/1186

Pembe blme birden yok olurken maymunlar da daha iyi bir


boyuta gmlerdi. Ford ile Arthur kendilerini geminin ykleme
blmnde buldular. Akllca tasarlanmt.

Bence bu gemi yepyeni, dedi Ford.

Nereden biliyorsun? diye sordu Arthur. Metallerin yan


len egzotik bir aletin mi var yoksa

Hayr, yerde u tantm brorn buldum. Bir sr Evren


sizin olabilir trnden zrva. Ha! Bak, haklymm.

Ford sayfalardan birini ap Arthura gsterdi.

yle diyor: Olaslkszlk Fiziinde gz yaartc ilerleme.


Geminizin motoru Sonsuz Olaslkszla ulatnda Evrende
ulaamayacanz nokta kalmaz. Btn byk devletlerin zendii
hkmet olun. Vay canna, ite bu ampiyonlua oynar.

Ford arada srada okuduklarna ararak geminin teknik zel-


liklerini gzden geirmeye balad. Srgn yllarnda Galaksi as-
trofiziini ilerletmie benziyordu. Arthur bir sre onu dinledi,
sonra sylediklerinin usuz bucaksz enginlii karsnda
dnceleri orada burada gezinirken parmaklar da anlalmas
zor bir bilgisayar paneli zerinde dolayordu. Yakndaki baka bir
panel zerindeki davetkar krmz dmeye bast.

Panel ltfen bu dmeye bir daha basmayn szleriyle ay-


dnland. Kendine geldi Arthur yeniden.

Dinle unu, dedi, hl 'tantm brorne dalm olan Ford,


geminin sibernetik yapsnda mthi bir eyler yapmlar. Yeni
bir kuak Sirius Sibernetik irketi robot ve bilgisayarlar, yeni
HIK zelliiyle.
90/1186

HK zellii? dedi Arthur. O da ne?

Ha, Hakiki nsan Kiilii demek oluyor.

Ya, dedi Arthur, tyler rpertici.

Arkalarndan bir ses, yle dedi. Ses alak ve umutsuzdu,


gerilerden gelen metalik bir tkrt eliinde kyordu. Arkalarna
dndklerinde kapda dikilen sefil, kambur durulu elik bir
adam grdler.

Ne? dediler bir azdan.

Tyler rpertici diye srdrd Marvin, her ey. Tam an-


lamyla tyler rpertici. zerinde konumaya bile gerek yok. u
kapya bir bakn, dedi kapdan ieriye admn atarak. Tantm
brorn taklit ederken ses modlatrndeki hiciv devreleri
almaya balad: Gemideki btn kaplar ho ve aydnlk bir
tavr sergilerler. Sizin iin almak onlar iin bir zevktir ve daha
sonra baaryla gerekletirilmi bir grevin huzuruyla kapanmak
ise onlar iin bir tatmindir.

Arkalarndan kapanan kapnn sesinde bir doyum iniltisi duy-


duklarndan emin oldular.

Hmmmymmm ah! dedi kap.

Marvin bunu souk irenmeyle izlerken mantk devreleri


tiksintiyle atrdayp kapya fiziksel iddet uygulama kavramyla
tngrdad. Baka baz devreler unu dile getirerek balant kurdu-
lar: Neden ilgilenelim ki? Ne gerek var? Hibir ey uramaya
demez. Baz devreler de kapnn molekllerinin ve insanoid
beyninin molekler bileimini analiz ederek elendiler. Hzl bir
91/1186

salnmla st uzaydaki hidrojen yaym dzeyini ltler ve sknt


iinde kapandlar. Robot dnerken vcudu umutsuzlukla sarsld.

Hadisenize, diye mrldad, sizi kprye gtrme emrini


aldm. Ben ki, gezegen byklnde bir beyne sahibim ama on-
lar sizi kprye gtrmemi istiyorlar. Gel de iinden doyum al-
maktan sz et! Ben de zerre kadar yok.

Dnp nefret ettii kapya doru yrd.

A, afedersiniz, dedi Ford onu izleyerek, bu gemi hangi


devletin?

Marvin onunla ilgilenmedi.

u kapya bir bakn, diye sylendi, yeniden almak zere.


Aniden kard katlanlmaz bulank havadan anlyorum bunu.

Gnl okayan bir sesle alan kapdan dar kt Marvin.

Hadi, hadi, dedi.

Dierlerinin telala onu izlemelerinin ardndan kap


kendinden honut tkrt ve mrltlarla kapand.

Teekkrler, Sirius Sibernetik irketinin pazarlama blm


diye mrldanan Marvin nlerinde uzanan parlak ve yuvarlak kor-
idorda perian bir ekilde isteksizce yrmeye balad. Hakiki
nsan Kiiliinde robotlar yapalm deyip ie benimle baladlar.
Ben, bir kiilikli prototipim. Belli oluyor deil mi?

Ford ve Arthur sklgan birka itiraz szc ettiler.

Bu kapdan nefret ediyorum, diye srdrd Marvin, sizi sk-


myorum deil mi?
92/1186

Hangi devletin... diye balayacak oldu Ford.

Hibir devletin deil bu gemi" diye kesti robot, alnt.

alnt m?

alnt m? diye taklit etti Marvin.

Kim ald? diye sordu Ford.

Zaphod Beeblebrox.

Fordun suratna olaand bir eyler oldu. En azndan be


eit deiik ve ok farkl aknlk ve ok ifadesi yznde kar-
makark olarak istiflendi stste. Sol aya, admnn ortasnda
kalakald ve yeri tekrar bulmakta olduka zorland. Robota bakp
yz kaslarndan birkan zmeyi denedi.

Zaphod Beeblebrox...? diye sordu zayfa.

Afedersiniz, kt bir ey mi dedim? dedi Marvin, farknda


olmadan yrmeyi srdrerek. zr dilerim, azmdan kat,
genellikle yapmam, her neye, bunu neden sylediimi de
bilmiyorum, aman Tanrm bir knt iindeyim. te kendinden
honut bir baka kap daha. Hayati Bana hayattan sz etmeyin.

Kimse sz etmedi ki, diye seslendi alnan Arthur.

Ford sen iyi misin?

Ford ona bakt. Bu robot Zaphod Beeblebrox mu dedi? diye


yineledi sorusunu.
93/1186

12
Zaphod kendisi ile ilgili haberleri etha-alt radyo dalga
boylarndan aranrken Altn Kalpin kprsn yksek sesli bir
gunk mzii tangrts sard. Bu aletleri kullanmak gayet zordu.
Radyolar yllar boyu dmelere basmak ve dalga ayarlarn
dndrmekle kullanld, sonra teknoloji ilerlediinde her ey dok-
unmatik oldu -yalnca parmaklarnzla panellere dokunmanz
yetiyordu; imdi ise elinizi alete doru yle bir sallamanz
gerekiyor. Bu yntemin byk kas enerjisi tasarrufu salad
ak, ama ayn zamanda ayn program kesintisiz dinlemek is-
tediinizde klnz kprdatmadan oturmanz gerektii de ortada.
Zaphod elini sallaynca kanal yine deiti. Yine mzik tangrts
ama bu kez n planda bir haber blteni vard. Haberler her zaman
mzik ritmine uygun olacak ekilde hazrlanrd.

...ve imdi de etha-alt dalga boyu haber bltenini dinliyor-


sunuz, btn Galaksi, yirmidrt saat, diye crlad bir ses, btn
akll yaam biimlerine merhaba... ve dierlerine de merhaba,
iin srr talar birbirine srtmekte ocuklar. Ve tabii ki bu
akamn en byk haberi yeni Olaslkszlk Motoru prototipinin
sansasyonel biimde alnmas, hem de kimin tarafndan? Galaksi
Bakan Zaphod Beehlebrox. imdi herkesin sorduu soru...
Byk Z sonunda frlatt m? Beeblebrox, Pan Galaktik Gargara
Bombay icat eden adam, eski has kat, Byk olanndan bu
yana Eksantrik Gallumbits tarafndan ilan edilen En iyi Patlama
ve yedinci kez Bilinen Evrenin En Kt Giyinen Yarat seilen
kii... bu kez bir yant var m acaba? Onun zel beyin bakm uz-
man olan Grag Halfrunta sorduk...

Mzik bouklat ve bir an kayboldu. Baka bir ses


muhtemelen Halfrunt, konumaya balad. yle diyordu; Evet,
94/1186

aslnda Zaphodda pek bir numara olmadn biliyor muy-


dunuz?, yayn burada kesildi nk kprnn bir ucundan dier-
ine uan bir kalem radyonun ama kapama alanndan gemiti.
Zaphod dnp Trilliana bakt, kalemi o atmt.

Hey, diye seslendi, niye yaptn bunu?

Trillian parman ekran kaplayan ekiller zerinde


tklatyordu.

Bir ey geldi aklma yalnzca. dedi.

yle mi? Benden sz eden bir haber bltenini kesmeye dedi


mi bari?

Zaten kendin hakknda yeterince ey iittin imdiye dek.

ok endieliyim. Bunun farkndayz.

Egonu biran iin unutabilir miyiz? Bu ok nemli.

Eer u anda evrede benim egomdan daha nemli bir eyler


varsa yakalanp susturulmasn istiyorum hemen. Zaphod tekrar
bakt ona, sonra glmeye balad.

Dinle, dedi Trillian, u iki herifi aldmz yer... Hangi iki


herif?

Gemiye aldmz iki herif.

Ha onlar, dedi Zaphod, u iki herif

Onlar ZZ9 oul Z Alfa blgesinden aldk.

yle mi? dedi Zaphod, sonra gzlerini krptrd.


95/1186

Trillian yavaa, Bu sana bir ey ifade ediyor mu? dedi.

Hmmm, dedi Zaphod, ZZ9 oul Z Alfa, ZZ9 oul Z Alfa?

Evet? dedi Trillian.

Hmmm, ... Z'nin anlam ne? dedi Zaphod.

Hangisinin?

Herhangi birinin.

Trillian Zaphod ile ilikisinde karlat en byk zorluk-


lardan biri, Zaphodun insanlar faka bastrmak iin mi aptal nu-
maras yaptn, yoksa kendisi dnmekten enip de bir
bakasna-bu ii ykmak amacyla m aptal numaras yaptn,
yoksa olan bitenden hibir ey anlamadn rtmek iin mi aptal
numaras yaptn, yoksa gerekten mi aptal olduunu ayrt et-
meyi bir trl becerememi olmasyd. artc biimde zeki ol-
mak onuruna erimiti, yleydi de - ama her zaman deil, imdi
olduu gibi, bu yzden endieleniyordu. nsanlarn kibirli olmak
yerine akn olmalarn yelerdi. Btn bunlar Trilliana her ey-
in tesinde gerekten aptalca grnyordu ama artk anlamak
iin uramyordu.

geirip durumu onun iin basitletirmek zere ekrana bir


yldz haritas getirdi. Zaphodun hangi nedenden tr aptal
oynad onu zerre kadar ilgilendirmiyordu.

urada, diye gsterdi, tam urada.

Hey... evet! dedi Zaphod.

Eee? dedi Trillian.


96/1186

Eee ne?

Trilliann kafasnn iinin bir blm kafasnn iinin br bir


blmne baryordu. ok sakin, yle dedi.

Beni ilk kez aldn yer.

Zaphod ona ve sonra tekrar ekrana bakt.

Hey, evet, dedi, ok sper bu. Atba Nebulasnn tam


gbeine dm olmalyz. Nasl gitmitik oraya acaba? Yani or-
as hibir yer deil.

Trillian duymamazlktan geldi.

Olaslkszlk Motoru, dedi efkatle. Sen kendin aklamtn


bunu bana. Evrendeki her noktadan geiyoruz bildiin gibi.

Evet, ama bu sper bir rastlant yle deil mi? Evet.

Birilerini tam bu noktadan almak. Evrendeki bunca nokta


varken. Bu btnyle ok... bunun zerinde almak istiyorum.
Bilgisayar!

Gemideki her parac yneten ve gzleyen Sirius Sibernetik


Gemi Bilgisayar iletiim durumuna geti.

Merhaba! dedi berrak bir sesle, ayn anda kaytlar iin ince
bir erit karrken, eritte Merhaba! yazyordu.

Aman Tanrm dedi Zaphod. Bu bilgisayarla uzun sre


almamt ama ondan nefret etmeyi renmiti.

Bilgisayar deterjan satyormuasna neeli ve kendine gvenli


srdrd konumasn.
97/1186

Sorununuz her neyse bilmek istiyorum. Bunu izmenize


yardm etmek iin burada bulunuyordum.

Anlald, anlald, dedi Zaphod. Bak,bir para kat kul-


lansam daha iyi olacak galiba.

Bittabii, dedi bilgisayar, ayn anda yazd mesaj bir p ku-


tusuna yollarken, Anlyorum, eer isteyecek olursanz...

Kes artk! dedi. Zaphod, bir kalem kaparak konsolda


Trillian'n yanma yerleti.

Tamam, tamam... dedi krgn bir sesle bilgisayar, sonra da


konuma kanaln kapatt yine.

Zaphod ve Trillian Olaslkszlk uu yolu taraycsnn nler-


inde ekrana sessizce yanstt ekiller zerine derin dncelere
daldlar.

Onlarn tarafndan olaya bakarak, dedi Zaphod, kurtarl-


malarnn Olaslkszln hesaplayabilir miyiz?

"Evet, bu bir sabittir, Trillian, iki zeri iki yz yetmi alt bin
yedi yz dokuzda bir,

Bu ok yksek. ok ok ansl herifler bunlar.

yle.

Gemi onlar aldnda yapmakta olduumuz ey gz nne


alndnda..

Trillian rakamlar bilgisayara girdi. Ekranda iki zeri sonsuz


eksi birde bir (yalnzca Olaslkszlk Fiziinde kullanlan irrasy-
onel bir say) grnd.
98/1186

...hayli dk, diye srdrd hafif bir slkla Zaphod.

yle, diye katld Trillian ve sorgularcasna ona bakt.

Bu hesaba katlmas gereken byk bir Olaslkszlk olay.


Eer her ey uygun bir toplama eriecekse bilanonun dier
yannda ok olanaksz bir ey olmas gerekir.

Zaphod bir iki toplama yapt, sonra rakamlar karalayp kalemi


frlatt.

Devenin nal, bulamyorum.

yleyse?

Zaphod kzgnlkla balarn birbirine vurup dilerini


gcrdatt.

Tamam, dedi. Bilgisayar!

Ses devreleri yeniden hayata getiler.

Ne var, merhaba! dediler (yazc tkrdad, tkrdad).

Yapmak istediim tek ey gnnz daha iyi ve daha iyi ve


daha da iyi...

Tamam, iyi, kes sesini de bana yardm et.

Bittabi, diye tkrdad bilgisayar. Olaslkszlklar verilerine


dayanan bir...

Olaslk tahmini istiyoruz, evet.


99/1186

Tamam, diye srdrd bilgisayar. te size ilgin kk bir


tan. Birok insann hayatlarnn telefon numaralarnca idare
edildiini biliyor muydunuz?

Acl bir ifade Zaphodun yzlerinden srayla geti.

Keileri mi kardn? dedi.

Hayr ama syleyeceimi iittiinizde siz karacaksnz.

Trillian yutkundu. Olanakszlk uu gzergah ekranndaki


dmelerle oynad.

Telefon numaras m? dedi. Bu ey telefon numaras m


dedi?

Saylar yanp snd ekranda.

Bilgisayar nazike duraksad, sonra srdrd.

Sylemek istediim ey...

Zahmet etme ltfen, dedi Trillian.

Bak, bu da ne? dedi Zaphod.

Bilmiyorum, dedi Trillian, ama u yabanclar-kprye


doru geliyor olmallar u sefil robotla birlikte. Bir kamerayla iz-
leyebilir miyiz onlar?

13
Marvin hl inleyerek koridordu zorlukla ilerliyordu.
100/1186

...ve sonra sol tarafndaki btn diotlardaki u ar da var...

Yazk, dedi Arthur itenlikle onun yannda yryerek.

Gerekten mi?

Ah evet, dedi Marvin. Deitirmelerini de rica ettim ama


kimsenin umurunda deil.

Tahmin edebiliyorum.

O srada Forddan belli belirsiz fslt ve homurtular geliyordu.


Peki iyi, pek gzel, deyip duruyordu kendi kendine, Zaphod
Beeblebrox...

Yine ne oldu biliyor musunuz?

Hayr, ne? dedi Arthur, aslnda bilmek istemeyerek.

u kaplardan birine daha vardk.

Koridorun yan duvarnda srgl bir kap vard. Marvin phe


ile bakt ona.

Evet, dedi Ford sabrszlkla. Giriyor muyuz?"

Giriyor muyuz? diye taklit etti Marvin. Evet bu kprnn


girii, sizi kprye getirmem sylendi. Muhtemelen entelektel
kapasitelerinden kuku duymayacam birilerinden bugn
alacam en byk emir. Yavaa, byk bir nefretle, avnn zer-
ine yryen bir avc gibi kapya yrd. Birdenbire ald kap.

Teekkr ederim, dedi kap, basit bir kapy ok mutlu et-


tiiniz iin.
101/1186

Marvinin grtlann derinliklerinde dililer gcrdad.

Komik, dedi cenaze merasimindeki gibi bir tonla, Hayat


nasl da tam daha kt olamayacan dndnz anda
oluveriyor.

Kapdan ieri att kendini, geride Ford ile Arthuru birbirlerine


bakp omuz silkerken brakarak. eriden Marvinin sesini duydu-
lar yine.

Yabanclar grmek istersiniz diye dndm. dedi.

Bir keye oturup paslanmam m, yoksa nceden dikildiim


yerde mi durmam istersiniz?

Evet, ieri al onlar Marvin. dedi bir baka ses.

Forda bakan Arthur onun gldn grnce ard.

Neden...?

t, dedi Ford, eri gir.

Kprye girdi.

Arthur sinirli sinirli izledi onu. eride bir koltukta ayaklarn


ynetim konsoluna uzatm sallanarak sol eliyle sa kafasndaki
dilerini kartran bir adam grnce irkildi. Sa kafa tamamiyle
kendini iine vermi grnyordu. Ama soldaki geni, rahat ve
umursamaz bir srtla srtmaktayd. Arthurun grp de inana-
mad eylerin says olduka oktu. Bir sre az bir kar ak
olduu yerde donakald.

Tuhaf adam Forda tembel tembel el sallad ve korkutucu yap-


mack bir umursamazlkla,
102/1186

Ford, selam, naslsn? dedi. Gemiye atlayabildiine mem-


nun oldum.

Ford yumuayacak gibi deildi.

Zaphod, dedi yayvan yayvan, seni grmek ne gzel, iyi


grnyorsun, ek kol yakm sana. yi gemi almsn.

Arthur gzlerini falta gibi ap bakt Forda.

Yani bu adam tanyor musun? dedi parman serte Za-


phoda doru sallayarak.

Tanmak m? diye bard Ford, o... duraklad, tantrmay


tersten yapmak geldi aklna,

Zaphod, bu benim arkadam Arthur Dent, dedi, paralanan


gezegeninden ben kurtardm onu.

Ha, yledir. dedi Zaphod, selam Arthur, kurulabildiine


sevindim. Sa kafas teklifsizce dnd selam deyip dilerin
kartrlmas iine geri dnd.

Ford srdrd tantrmay Arthur, dedi, bu benim yar


yarya kuzenim Zaphod Beeb...

Biz tanyoruz, dedi Arthur keskince.

evre yolunda seyrederken hani birka hzl arabay geersiniz


de kendinizden pek memnunken birden kazayla drtden nc
yerine birinciye takverirsiniz vitesi, motorunuz kaportadan dar-
madank frlayacakm gibi olur, hznz kesilir, ite bu tavr da
Fordun hzn aynen byle kesti.

Eeee...ne? dedi.
103/1186

Tanyoruz dedim.

Zaphod beceriksizce arm gibi yapp damaklarndan birini


aklatt.

Hey... eem, tanm mydk? Hey... eeem...

Ford gzlerinde kzgn bir parlt ile Arthura dnd.

Tam kendini yeniden evine dnm gibi hissederken birden


evren hakknda Ilford meneli bir sivrisinein Pekin hakknda
bildii kadar ey bilen bu ilgisiz ilkel tarafndan madara edilmek
ona dokunmutu.

Ne demek yani tanyoruz? diye sordu. Bildiin gibi bu


Betelgeuse Besde Zaphod Beeldebrox, Croydon'dan allahn cezas
Martin Smith deil.

Beni ilgilendirmez, dedi Arthur souk souk. "Biz tanyor-


uz deil mi Zaphod Beeblebrox, yoksa Phil mi demeliyim?

Ne! diye bard Ford.

Biraz hatrlatmanz gerek dedi Zaphod. Trler konusunda


hafzam berbattr.

Bir partideydik diye srdrd Arthur.

Ah, evet, phelenmeliydim. dedi Zaphod.

Yeter artk Arthur! dedi Ford.

Arthur vazgemiyordu. Alt ay nce verilen bir parti.


Dnyada ngilterede...
104/1186

Zaphod dudaklarn ksp glmseyerek ban sallad.

Londra, diye steledi Arthur. Islington,

Hah, dedi Zaphod sulu sulu, u parti.

Bu Fordun hi houna gitmemiti. Bir Arthura, bir Zaphoda


bakyordu. Ne? dedi Zaphoda. Senin de o sefil gezegende bu-
lunduunu syleme bana.

Yo, tabii ki deildim, dedi Zaphod souka. Yani, belki ksa


bir sre iin yle bir uram olabilirim, hani geerken...

"Ama on be yl orada mahsur kaldm ben!

Evet, ama bunu bilmiyordum ki, deil mi ya?

Peki ama ne yapyordun orada?

ylesine baknyordum ite.

Bir partiye davet edilmeden dald, dedi Arthur, hrsndan


titreyerek, bir kyafet balosuydu..."

yle olmas gerekir, deil mi ama?" dedi Ford.

Bu partide, diye diretti Arthur, bir kz vard... pekala artk


hibir eyin nemi yok. Btn oralar duman oldu gitti.

Allahn cezas gezegenin iin surat asmay brakman diler-


im, dedi Ford. Kimdi bu hanm?

yle biri ite. Peki, tamam, pek iyi gitmiyordu aramz btn
akam uramtm. Kahretsin etin ceviz kmt. Gzel, ekici,
mthi akll, sonunda onunla biraz yalnz kalabilmitik, tam
105/1186

konuacak kvama getiriyordum ki senin bu arkadan yanap


yle dedi Hey, bebek, bu herif iini mi bayyor? Niye gelip ben-
imle konumuyorsun? Ben baka bir gezegendenim. Kz bir daha
hi grmedim.

Zaphod, diye bard Ford.

Evet, dedi Arthur, ona bakp aptal grnmemeye alarak


Yalnzca tek kafas ve iki kolu vard ve kendini Phil olarak tant-
mt, ama...

Ama kabul et ki sonunda baka gezegenden olduu ortaya


kt, dedi Trillian kprnn te ucundan ortaya karak.
Arthur'a bir ton tula gibi gelen ho bir glck yollayp yine
geminin kontrolne dnd.

Birka saniyelik sessizliin ardndan Arthurun alkalanm


beyninden birka kelime szlp geldi.

Tricia MacMillian? dedi. Ne aryorsun burada?"

Senin gibi, dedi Trillian otostop ektim. Bir matematik ve


bir astrofizik diplomas ile baka ne yaplabilir ki? Ya bu ya da her
pazartesi sadaka kuyruu.

Sonsuzluk eksi bir diyerek atrdad bilgisayar Olaslkszlk


toplam imdi denkleti.

Zaphod evresine baknd. Forda Arthura ve sonra da


Trillian'a.

Trillian, dedi, Olaslkszlk Motorunu kullandmz srece


buna benzer eyler gelecek mi bamza?

Gayet olas, korkarm ki dedi Trillian.


106/1186

14
Altn Kalp imdi geleneksel foton motoru ile uzayn karan-
lnda sessizce yol alyordu. Drt kiilik mrettebat kendi iradel-
eri ya da basit rastlantlar ile deil de insanlar arasndaki ilikiler
de atom veya molekller gibi, fiziin birtakm sapknlklar sayes-
inde bir araya geldiklerini bilmekten dolay son derece
rahatszdlar.

Geminin yapay gecesi ktnde her biri ayr kabinlere


ekilip dndklerini akla uygun hale getirmeye alabildikler-
ine krediyorlard.

Trillian uyuyamamt. Bir kanepeye oturup Dnya ile tek ve


son balarnn -beraberinde getirebilmek iin Zaphoda srar ettii
iki beyaz fare- bulunduu kk bir kafesi seyretmeye koyuldu. O
gezegenden bir daha hi geri dnmemecesine ayrlmt, ama
gezegenin yok olduu haberi karsnda olumsuz tepki gstermek-
ten rahatszd. imdi, ona yle uzak ve gerekd geliyordu ki neyi
dnmesi gerektii bir trl aklna gelmiyordu. Fareler dikkatini
btnyle ekene dek kafeste ciyaklamalarn, oyuncak deirmen-
lerinde heyecanla komalarn izledi. Aniden silkilenerek kalkt ve
yanp snen klara bakmaya gitti. Dnmemeye alt eyin
ne olduunu bilmeyi isterdi.

Zaphod uyuyamamt. O da dnmeye urat eyin ne


olduunu bilmeyi isterdi. Hatrlayabildii kadaryla uzaklara dalp
gitmenin bann etini yiyen esrarl duyumundan rahatsz oluy-
ordu ou zaman bu dncesini bir kenara koyup endielerinden
syrlabiliyordu ama Ford Prefect ile Arthur Dentin geliiyle yen-
iden ayaklanmt dnceleri. Bir ekilde bu olay gremedii bir
resmi tamamlyordu.
107/1186

Ford uyuyamamt. Yeniden yollara dmenin heyecan


iindeydi. Tam umudunu kesmeye balamken onbe yllk fiili
hapis sona ermiti. Zaphod ile biraz taklmak ok elenceli olacak-
m gibi geliyordu ama yar-kuzeninde anlayamad ikillendirici
tuhaf bir eyler vard. Galaksi Bakan olmas gerei aka
artcyd, ii terk ederkenki davran da yle. Bunun ardnda
bir neden var myd? Bu soruyu Zaphoda sormak yararszd,
nk yapt hibir eyin arkasnda bir neden varm gibi grn-
mezdi: anlalmazl sanat haline getirmiti. Hayatta her eye
olaand bir deha ve basit yeteneksizliin karmyla sarlrd,
ou zaman hangisinin hangisi olduu anlalmazd.

Arthur uyumutu: Fena halde yorgundu.

***
Zaphodun kapsnda bir tkrt duyuldu. Kayarak ald kap.

Zaphod...?

Evet?

Trillian, arkasndan vuran oval kta bir glge olarak durdu.

Sanrm aradn eyi bulduk.

Ya, yle mi?

***
Ford uyuma abasn yarda kesti. Bulunduu kabinin bir
kesinde kk bir bilgisayar ekran ve bir klavye vard. Rehber
iin Vogonlar konusunda yeni bir madde yazmak amacyla bir
108/1186

sre aletin banda oturdu ama aklna yeteri kadar parlak bir fikir
gelmeyince bundan da vazgeip bir sabahla sarnarak kprnn
yolunu tuttu.

eri girdiinde aletlerin zerine heyecanla eilmi iki glge


grp ard.

Grdn m? Gemi yrngeye girmek zere diyordu Trillian.


Orada bir gezegen var. Tam da ngrdn koordinatlarda.

Zaphod bir ses duyup dnd.

Ford, diye fsldad. Hey, gel de una bir bak. Ford gidip
bakt. Ekranda yanp snen bir dizi ekil vard.

Bu Galaktik koordinatlar tandn m? dedi Zaphod. Hayr.

Sana bir ipucu vereceim. Bilgisayar!

Selam bizim takm! diye cokuyla seslendi bilgisayar.

Gayet sosyal olduk deil mi?

Kes sesini, dedi Zaphod, ekranlar gster bize. Kprnn


klar snd. Konsollarn zerinde oynayan klar dary
grntleyen ekranlara bakan drt ift gzde parldyordu.

Ekranlarda kesinlikle hibir ey grnmyordu.

Bunu tandn m? diye fsldad Zaphod.

Ford geri ekildi.

Eee, hayr, dedi.


109/1186

Ne gryorsun?

Hibir ey.

Tanmadn m?

Neden sz ediyorsun?

Atba Nebulasnda bulunuyoruz. Koca geni kara tek bir


bulut.

Ne yani, bunu bo bir ekrana bakarak m anlayacaktm?

Galakside bo bir ekran grebilecein tek yer karanlk bir Ne-


bulann iidir.

Pek gzel.

Zaphod gld. Aka bir eylerden dolay ocuka bir heyecan


duymutu.

Hey, bu gerekten mthi, bu kadar ok fazla!

Bir toz bulutuna saplanmakta bu kadar bytlecek ne var?


dedi Ford.

Burada ne bulmay tasarlamtn? diye sordu Zaphod.

Hibir ey

Bir yldz? Bir gezegen?

Hayr.

Bilgisayar! diye bard Zaphod, gr asn bir-seksen


dereceye evir ve grdklerin hakknda tek kelime syleme!
110/1186

Bir an hibir ey olmuyormu gibi grnd, sonra dev ekrann


kenarnda bir parlt belirti. Kk bir tepsi byklnde krmz
bir yldz ekranda kayarken onu bir dieri izledi - ikili bir sistem.
Sonra byk bir hilal grntsnn bir kesini dilimledi- geze-
gende gecenin yaand zifiri karanlk blmde bir yarm kzl
fener gibi asl duruyordu.

te onu buldum! diye bard Zaphod, konsola yumruunu


indirerek. Buldum onu!

Ford aknlkla bakt grntye.

Nedir bu? dedi.

Bu... dedi Zaphod, varolan en olanaksz gezegen.

15
(Her Otostopunun Galaksi Rehberinden alnt, sayfa 634784,
Blm 5a. madde: Magrathea)

Gemite, tarihin sisleri iinde, eski Galaktik imparatorluun


byk ve grkemli gnlerinde yaam vahi, zengin ve byk
lde vergiden muaft. Kuvvetli uzay gemileri egzotik gneler
arasnda macera ve ganimet arayarak Galektik uzayn en uzak
ularnda ilerlerdi. O gnlerde yrekler cesur, bahisler yksek,
erkekler gerek erkek, kadnlar gerek kadn, alfa Centaurili tyl
kk yaratklar da gerek Alfa Centauri'li tyl kk yaratk-
lard. Ve btn hepsi gzpeke bilinmeyen tehlikelere atlrlar,
grkemli iler yaparlar, insanolunun gitmedii sonsuzluklara git-
meye cret ederlerdi, ite mparatorluun tavr byle verildi.
111/1186

Doal olarak biroklar fena halde zengin oldular ama bu


tamamen doal bir eydi ve bunda utanlacak bir ey yoktu nk
kimse gerek anlamda fakir saylmazd -en azndan sz edilmeye
deecek hi kimse. Zengin ve baarl birok tccar iin yaam
kanlmaz olarak ok skc ve i bayc bir hale geldi, onlar da
kusuru, zerinde yaadklar gezegende aramaya baladlar -
hibiri tmyle doyumlu deildi: ya iklim leden sonrann ikinci
yarsnda ho deildi, veya gn yarm saat fazlayd ya da deniz
kesinlikle pembenin yanl bir tonundayd.

aknlk verici zel bir zenaat dal iin uygun koullar bylece
yaratld: smarlama lks gezegen yapm. Bu zenaatin asl yeri
hiper uzay mhendislerinin beyaz deliklerden emdikleri madde
ile rya gezegenleri dktkleri Magrathea gezegeniydi - hepsi
Galaksinin en zengin adamlarnn doal olarak bekledikleri
standartlara tam tamna uygun sevimli rnler. Bu i o denli
baarlyd ki Magrathea ksa bir sre sonra Galaksinin geri
kalann sefil bir yoklua srkleyerek btn zamanlarn en zen-
gin gezegeni oldu. Bylece sistem bozuldu, mparatorluk kt ve
bir milyar a dnyann zerine, yalnzca okumularn geceler
boyu planl bir ekonominin faydalar zerine yazdklar kendini
beenmi makalelerin kalem gcrtlarnn bozduu, ask suratl
bir sessizlik kt.

Magratheo da silinip gitti ve ans bir sre sonra sisli bir mas-
ala dnt. u aydnlanm gnmzde tabii ki hi kimse bunun
tek kelimesine dahi inanmyor.

16
Arthur tartanlarn grltleriyle uyanp kprye yolland.
Ford ellerini kollarn sallayp duruyordu.
112/1186

Sen delisin Zaphod diyordu, Magrathea bir mit, bir peri


masal, annelerin byynce ekonomist olmak isteyen ocuk-
larna geceleri anlattklar bir hikaye, bir..."

Ve u anda yrngesinde bulunduumuz ey, diye steledi


Zaphod.

Bak, ahsi olarak u anda neyin yrngesindesin bilemem,


ama bu gemi..."

Bilgisayar! diye bard Zaphod.

Hayr, olamaz.

Herkese selam! Ben Eddie, gemi bilgisayarnz, u anda zmba


gibiyim ocuklar, altracanz btn programlarn stesinden
gelebilirim.

Arthur soru soran baklarla bakt Trilliana. Trillian sessizce


beklemesini iaret etti.

Bilgisayar, dedi Zaphod bize tekrar bulunduumuz


yrngeyi bildir.

Gerek bir zevk, diye homurdand bilgisayar, u anda yz


mil ykseklikte efsane gezegen Magrathea evresinde
yrngedeyiz.

Hibir ey demek deil bu, dedi Ford. Kendi adma bu bil-


gisayara gvenmiyorum. .

Size yardm edebilirim tabii ki, diye yreklendirdi bilgisayar


daha ok erit yazarak. Eer yarar olacaksa kiilik problemlerin-
izi de on ondalk basamaa kadar zmleyebilirim.
113/1186

Trillian araya girdi.

Zaphod, dedi her an gezegenin, ad her neyse, gndz


tarafna dnebiliriz, dedi.

Hey, ne demek istiyorsun yani? Gezegen tam ngrdm


yerde yle deil mi?

Evet, orada bir gezegen var, doru. Kimseyle tartmyorum


ben yalnzca Magratheay dier herhangi bir souk kaya
parasndan ayrt edemem. Eer ilgileniyorsan afak skmek
zere.

Tamam. Tamam, diye sylendi Zaphod, en azndan gzler-


imiz enlensin biraz. Bilgisayar!

Herkese selam! Sizin iin...

Sadece eneni kapa ve bize gezegeni gster yine. Karanlk


ekilsiz bir ktle bir kez daha ekranlar kaplad. Gezegen alt-
larnda dnmekteydi.

Bir sre sessizce izlediler, ama Zaphod heyecandan yerinde


duramyordu.

Ksk bir sesle te imdi gece yzn ayoruz... dedi. Geze-


gen dnmeyi srdrd.

Gezegen yzeyi u anda yzmil altmzda... diye devam


etti. Kendisini cokuya boan bu ann, herkeste ok nemli bir an
olduu duygusunu yaratmaya abalyordu. Magrathea! Fordun
pheci tepkisi onu krmt. Magrathea!

Birka saniye iinde, diye srdrd grebiliyor olmalyz...


ite!
114/1186

Ve o an geldi. En pikin yldzlararas serseri mayn bile uzay-


dan izlenen gndoumu manzaras karsnda rpermekten
kendini alamaz, hele ift gneli bir sistemdeki gndoumu
Galaksinin harikalarndan biridir. Mutlak karanlk aniden gz
kamatrc bir k noktas ile delindi. Yanlara doru hafif bir a
ile uzayarak ince hilal eklinde bir bak az haline geldi ve birka
saniye sonra her iki gne de ortaya kt. ki k frn, ufuun
karanlk kysn akkoru ile dalyordu. iddetli renk ubuklar alt-
larndaki ince atmosferi dilimlemekteydi.

afan alevleri...! diye solukland Zaphod. kiz gneler


soulianis ile Rahm...!

Veya her neyse, diye yavaa sylendi Ford.

Soulianis ile Rahm! diye steledi Zaphod.

Gneler uzayn zifiri karanlnda parldarken hafif mistik bir


mzik kpry okamaktayd: Marvin alayl hrldanyordu, in-
sanlardan ylesine nefret ediyordu ki.

Ford nlerindeki ktan manzaraya bakarken heyecandan


yanp tutuuyordu ama bu yalnzca tuhaf yeni bir gezegen gr-
menin verdii heyecand, onun iin bu yeterliydi. Zaphodun
grntye gln fantaziler ekleyip onu etkilemeye almas onu
hafife yaralamt. Btn bu Magrathea zrvas ocuka geliy-
ordu. Bir bahenin gzel olduunu grmek iin illa da altnda
perilerin yaadna inanmak m gerekiyordu?

Btn bu Magrathea muhabbeti Arthur iin tmyle anlal-


mazd. Trilliana yanap neler dndn sordu.

Yalnzca Zaphodun bana sylediklerini biliyorum diye


fsldad Trillian. Aka grlyor ki Magrathea yks ok
115/1186

eskilere uzanan hi kimsenin inanmad bir efsane gibi bir ey.


Dnyann Atlantisi gibi, ama bir tek farkla, efsaneler
Magratheallarn gezegen imal ettiklerini sylyor.

Arthur ekranlara bakn nemli bir eyler kard hissine


kapld. Birdenbire bunun ne olduunun ayrdna vard.

Bu gemide ay bulunur mu? diye sordu.

Altn Kalp yrngesinde ilerlerken altlarndaki gezegen daha


ayrntl grnmeye balad. ifte gne artk karanlk
gkyznde asl duruyorlard, afan fiek gsterisi sona ermiti
gezegen gnn olaan nda kasvetli ve yasaklanm gibi
grnyordu -gri, tozlu ve zerindeki belli belirsiz yer ekilleri ile.
Bir temel boluu gibi l ve souk grnyordu. Zaman zaman
uzaktaki ufukta bir eyler vaadeden biimler beliriyordu-nehir
yataklar, belki dalar, hatt belki de kentler- ama daha yak-
latka izgiler soluklayor, belirsizlie gmlyor, sonunda or-
taya hibir ey kmyordu. Zaman ve zerinde yzyllar ve yzyl-
lar boyu srklenen ince bayat havann ar hareketleri gezegen
yzeyini bulanklatrmt.

Aka ok ok yalyd gezegen.

Altlarndaki gri manzaray izlerken bir anlk phe uyand


Fordun iinde. Zamann younluu endielendirdi onu, elle
tutulabilecek bir ey gibiydi. Genzini temizledi.

Pekala, diyelim ki..."

Ama yle dedi Zaphod.

Ki yle deil, diye srdrd Ford. Ne istiyorsun? Orada


hibir ey yok.
116/1186

Yzeyde yok dedi Zaphod.

Peki bir eyler olduunu varsayalm, burada endstri


arkeolojisi adna bulunmadn sanyorum. Neyin peindesin?

Zaphod'un balarndan biri uzaklara dald. Dier ba birin-


cisinin neye baktn grmek iin dnd, zel bir eye
bakmyordu.

Evet dedi Zaphod sakince, ksmen merak, ksmen macera


istei, ama galiba en ok para ve hret iin... Ford ona keskin bir
bak frlatt. Zaphodun burada neden bulunduu konusunda en
ufak bir fikri olmad izlenimine kapld.

Biliyor musunuz bu gezegenin grnnden hi holan-


madm. dedi Trillian rpererek.

Aman bover aldrma, dedi Zaphod, zerinde bir yerlerde


eski Galaktik mparatorluunun malvarlnn yars olduktan
sonra biraz rk grnmeyi kaldrabilir.

Kahretsin, diye iinden geirdi Ford. Burann yitip gitmi bir


eski uygarln merkezi olduu gibi birka ar derecede
olaanst ey farz edilse bile, bu gz alabildiince byk hzin-
enin bugn bir deer tamasnn olana yoktu. Omuzlarn silkti.

l bir gezegen ite. dedi.

Bolukta asl kalmaktan skldm, dedi Arthur huysuzca.

***
117/1186

Stres ve tedirginlik gnmzde Galaksinin her yannda


grlen ciddi toplumsal sorunlardr, bu sorunun arlamamas
iin aadaki gerekler peinen aklanmaktadr.

Sz konusu gezegen gerekten Magratheadr. Ksa bir sre


sonra antik bir savunma sistemince balatlacak olan lmcl fze
saldrs ise kahve fincannn ve bir fare kafesinin krlmasna,
birilerinin stkolunun berelenmesine ve bir kase dolusu petunya
ile masum bir spermeek balinasnn zamansz ortaya kna ve
ani lmne neden olacaktr. Bir esrar havasnn korunmas
amac ile kimin st kolunun berelendii konusunda bu noktaya
kadar bir aklama yaplmamtr. Bu gerek bir ey deitirmeye-
cei iin rahatlkla havada kalabilir.

17
Gne olduka keyifsiz balayan Arthurun kafasnda, bir
nceki gnden kalan sarsntl krntlar birlemeye balamt.
Ona hemen hemen, ama tamamen deil, btnyle aya benze-
meyen plastik bir bardak dolusu sv veren bir Beslen-Matik mak-
inesi buldu. Makinenin almas ok ilginti. ecek dmesine
basldnda makine kiinin tad alma bezlerini ksa bir an iinde
detayl olarak inceler, nlarla metabolizmann analizini yapar ve
neyin hoa gidebileceini belirlemek iin kiinin sinir sisteminden
beynin tad alma merkezlerine kk deneysel sinyaller yollard.
Yine de kimse bunlar neden yaptn tam olarak bilmiyordu
nk hi deimeksizin verdii ey bir fincan dolusu, hemen he-
men ama tamamen deil, btnyle aya benzemeyen svyd.
Beslen-Matik, gnmzde ikayet blm Sirius Tau yldz sis-
teminin byk gezegenindeki btn belli bal kara paralarn
kaplayan Sirius Sibernetik irketince tasarlanm ve imal
edilmiti.
118/1186

Arthur svy iince bir canllk hissetti. Tekrar ekranlara bakp


birka yz millik orak griliin daha kayp gemesini izledi.
Birdenbire kendisini rahatsz eden bir soruyu sormak geldi aklna.

Emniyetli mi?

Magrathea be milyon yldr l. dedi Zaphod, tabii ki em-


niyetli. imdiye kadar hayaletler bile yerleip oluk ocua
karmlardr.

Tam o anda tuhaf ve aklanamayan bir ses aniden kprde


yayld... Uzaklarda kalm bir karnaval mzii bo, tiz, sahici ol-
mayan bir ses. Bunu ayn derecede bo, tiz ve sahici olmayan bir
konuma izledi. Ses yle diyordu Selam sizlere..."

l gezegenden birileri onlarla konuuyordu. Bilgisayar! di-


ye bard Zaphod Herkese selam!

Ha, bize yayn yapan be milyon yllk bir kayt yalnzca.

Bir ne? Kayt m?

t! dedi Ford. Devam ediyor.

Ses yal, kibar, neredeyse cana yaknd ama amaz bir te-
hditle ifadenin alt izilmiti.

Bu kaydedilmi bir duyurudur. diyordu ses, ne yazk ki u


anda hi kimse yerinde deil. Magrathea ticaret konseyi deerli zi-
yaretiniz iin teekkr eder..."

(Antik Magratheadan bir ses! diye bard Zaphod. Tamam.


Tamam, dedi Ford.)
119/1186

... fakat ne yazk ki, diye srdrd ses, btn gezegen geici
olarak kapaldr. Teekkr ederiz. Adnz ve sizi bulabileceiniz
bir gezegenin adresini brakmak isterseniz, ltfen ddk sesinden
sonra konuunuz.

Ksa bir parazit izledi bunu, sonra sessizlik.

Bizden kurtulmak istiyorlar, dedi Trillian sinirli sinirli. Ne


yapacaz?

Yalnzca bir kayt bu, dedi Zaphod. Devam ediyoruz. An-


lald m bilgisayar?

Anlald, dedi bilgisayar ve gemiye biraz daha hz verdi.

Beklediler.

Birka saniye sonra karnaval mzii yine duyuldu, ardndan


da ses.

yerimiz alr almaz gnn en moda olan dergilerinde ve


renkli eklerinde gerekli duyurular yapacaz. Bylece mteriler-
imizin yine ada corafyann en iyi rneklerini seebilecekleri
konusunda sizleri temin etmekten mutluluk duyarz. fadedeki te-
hdit daha keskin bir tane brnmt. imdilik mterilerimize
nazik ilgileri iin teekkr eder, uzaklamalarn rica ederiz.
Hemen!

Arthur arkadalarnn sinirli gzlerinde gezdirdi baklarn.

yleyse gitmemiz daha iyi olur, deil mi? diye nemde bu-
lundu Arthur.

t! dedi Zaphod. Endielenecek hibir ey yok. yleyse


herkes neden bu kadar gergin?
120/1186

Sadece merak! diye bard Zaphod. Bilgisayar, atmosfere


girmeye bala ve inie hazrlan.

Bu kez mzik batan savma, ses zellikle souktur.

Gezegenimize olan ilginizin, dedi eksilmeden srmesi mem-


nun edici. Sizi temin ederim ki u anda geminize yaklamakta
olan gdml fzeler btn srarl mterilerimize sunduumuz
hizmetin bir parasdr , tam donanml nkleer balklar da hi
phe yok ki ince bir ayrntdr. likimizin ilerideki hayat-
larnzda da srmesi dileiyle... teekkrler. Ses kesildi.

Oh, dedi Trillian.

Eeem... dedi Arthur.

Sonra? dedi Ford.

Bana bakn, dedi Zaphod, aklnz banza toplayn. Bu yal-


nzca kaytl bir mesaj. Milyonlarca yl nce kaydedilmi. Bizi
balamaz, anladnz m?

Fzelerden, dedi Trillian yavaa, ne haber? Fzeler mi?


Gldrmeyin beni?

Ford Zaphodun omuzuna vurarak ekrann gsterdi.


Arkalarnda, uzakta iki gm ok atmosferde trmanarak gemiye
doru geliyordu. Grntnn abucak bytlmesiyle yakn
ekime getiler. ki sahici ktlevi roket gkyznde imekler
akarak ilerliyordu. Olayn anilii sarscyd.

Bizimle ilgilenmek iin iyi bir yol semiler, dedi Ford. Za-
phod aknlkla onlara bakt.
121/1186

Hey, bu bir felaket! dedi. Aada birileri bizi ldrmeye


alyor!

Felaket, dedi Arthur.

Ama bunun anlamn kavrayamadnz m?

Evet. leceiz.

Evet, ama bundan baka,

Bundan baka?

Demek ki doru yoldayz!

Yoldan ayrlmamz ne kadar srer?

Saniyeler getike ekrandaki fzelerin grntleri byyordu.


imdi de balarn gemiye doru evirmi dikine geliyorlard,
grlebilen tek yerleri sava balklaryd.

Meraktan soruyorum, dedi Trillian, ne yapyoruz imdi?

Yalnzca soukkanllnz yitirmemeye bakn, dedi Zaphod.

Hepsi bu mu? diye bard Arthur.

Hayr, ayrca... eeem... savunma nlemleri alacaz! dedi Za-


phod ani bir panik atayla. Bilgisayar, ne gibi savunma n-
lemleri olabiliriz?

Ehm, korkarm hibir ey yapamayz ocuklar dedi


bilgisayar.
122/1186

,,.veya bir eyler, dedi Zaphod ...eeem... dedi. Yn-


lendirme sistemlerimde bir skma var gibi grnyor, diye
aklad bilgisayar rahata, arpma eksi krkbe saniye. Eer ra-
hatlamanz salayacaksa bana Eddie diyebilirsiniz.

Zaphod ayn anda birka ayn derecede belirleyici yne


kamaya alt. Tamam! dedi. Eem... gemiyi elle yneteceiz.

Bunu uurabilir misin? diye memnuniyetle sordu Ford.

Hayr, ya sen?

Hayr.

Trillian, sen?

Hayr.

yi, dedi Zaphod rahatlayarak. yleyse birlikte yapacaz.

Ben de yapamam, dedi Arthur. Kendini kantlamann


zamannn geldiini hissetmiti.

Bunu tahmin ediyordum zaten, dedi Zaphod. Pekala bil-


gisayar btn kumanday ele almak istiyorum. Kumanda sizde
dedi bilgisayar.

Birok byk masann srgl duvarlar kayarak ald ve


ilerindeki kumanda tablolar nlerine serildi. Polyester ambalaj
ve rlo selefon toplar ekibin nne serildi: Kumanda panelleri
daha nce hi kullanlmamt.

Zaphod vahice bakt olanlara.


123/1186

Tamam Ford dedi, tam yol geri ve sancak tarafna on


derece. Veya bunun gibi bir ey...

ansnz ak olsun ocuklar, diye cvldad bilgisayar,


arpma eksi otuz saniye...

Ford kumanda panellerinin zerine atld... yalnzca birka ilk


bakta anlalabilir gelmiti ona, hepsini ekti. Ynlendirici
roketler gemiyi her yne ayn anda itmek isterken gemi sarsld ve
gcrdad. Kumanda panellerinin yarsn braktnda gemi dar
yarapl bir yay izerek geldii yne, doruca gelen fzelerin
zerine yneldi.

Herkes duvarlara doru frlarken bir anda duvarlardaki hava


yastklar imeye balad. Birka saniye iin eylemsizlik
kuvvetleri onlar yerlerine mhlayarak nefessiz ve hareketsiz
brakt.

Zaphod son bir abayla, delice bir abayla dorulup, sonunda


yn verme sisteminin bir paras olan kk bir kola vahi bir
tekme att.

Kol kapanverdi. Gemi serte kvrlp yukar frlad. Kumanda


odasndakiler iddetle kabinin kar tarafna frlad. Ford'un Her
Otostopunun Galaksi Rehberi de kontrol konsolnn baka bir
ksmna arpmasnn bir sonucu olarak dinlemek isteyen herkese
Antarean papaan bezlerini Antares dna karmann en iyi yol-
larn anlatmaya balad. (Kk bir ubuun ucuna geirilmi
Antarean papaan bezi mide bulandrc ama ayn zamanda ok
aranan bir kokteyl enisidir, bu eni iin dier enayileri etkile-
mek isteyen enayiler tonla para der), ayn anda arpmann baka
bir sonucu olarak gemi gkyznde bir ta gibi dmeye balad.

***
124/1186

Tam bu anda ekipdekilerden birinin omzu fena halde bere-


lendi. Bu noktann belirtilmesi gerekiyor nk nceden ak-
landnn aksine gemidekilerin tm yarasz beresiz kurtulmu
olacaklard. Sonuta lmcl nkleer fzeler gemiyi skaladlar.
Gemidekilerin gvenlii tam olarak saland.

***
arpma eksi yirmi saniye ocuklar... dedi bilgisayar.

yleyse tekrar altr u kahrolas motorlar! diye feryat etti


Zaphod.

Oh, bittabii, ocuklar, dedi bilgisayar. Gevek bir gm-


brtyle motorlar tekrar alt, gemi daltan yumuaka
dorularak burnunu yeniden fzelere evirdi.

Bilgisayar ark sylemeye balad.

Frtnada yrrken...'' diye inledi burnundan, ban dik


tut...

Zaphod ona sesini kesmesi iin bard ama sesi ok-doal


olarak ykmn neden olduunu sandklar patrt iinde gitti.

Ve... karanlktan... sakn korkma! diye figan etti Eddie.

Gemi aslnda baaa dorulmutu ve imdi tavanda uzanyor


olduklarndan ekiptekilerden herhangi birinin sylendirici sis-
temlere erimesi olanakszd.

Frtna sona erdiinde... diye yank yank syledi Eddie.


125/1186

ki ktlevi fze geminin zerine imekler ekerek gelirken


olduklarndan daha rkn grnyorlard.

"...altn bir gkyz..

Fakat olaand ansl bir rastlant sonucu uu rotalarn


dzeltemedii iin dengesizce saa sola yalpalanan gemi fzeler-
ini syrp geti.

Ve blbln tatl gm sesi... Gzden geirilmi arpma


zaman onbe saniye arkadalar... Rzgarda yr hi durmadan
...

Fzeler keskin bir dn yaparak gemiyi yeniden izlemeye


baladlar.

te buraya kadar, dedi Arthur onlara bakarak. te imdi


tam anlamyla leceiz, yle deil mi?

om azn kapasan iyi olur diye bard Ford.

Evet leceiz, lmeyecek miyiz?

Evet, yle

Rzgarda yr... diye akd Eddie.

Bir fikir geldi Arthurun aklna. Ayaa kalkmaya abalad.

Neden kimse u Olaslkszlk Motoru eyini altrmyor?


dedi Zaphod. Uygun biimde programlanmadnda her ey
olabilir.

u aamada fark eder mi? diye bard Arthur.


126/1186

Hayallerin yklm olsa bile... diye akd Eddie.

Arthur tavan ile duvarn birletii noktadaki byk dkme


kvrm paralarndan birine doru trmand.

Yr, yr, yreinde umutla..."

Arthur Olaslkszlk Motorunu neden altramyor bilenin-


iz var m? diye bard Trillian.

Hi yalnz kalmayacaksn yrrken... arpma eksi be sani-


ye, sizi tanmak ok gzeldi ocuklar, Tanr sizi korusun...

Hi...yal...nz...kal...ma...ya...cak...sn...y...rr...ken!

Size soruyorum diye bard Trillian, bileniniz var m...

O anda ba dndrc bir izleyen mthi bir patlama


duyuldu.

18
Bundan sonra gerekleen ilk ses Altn Kalpin olduka alml
yeni bir i dizayn ile normale dnp yoluna devam etmesiydi:
Biraz daha genileyen ierisi yeil ve mavinin lezzetli solgun
glgeleri ile bezenmiti. Tam ortada zel olarak bir yere kmayan
sarmal bir merdiven yerden fkran ereltiotlar ve sar iekler
arasndan ykseliyordu, hemen yanndaki ta gne saati
kaidesinin zerinde bilgisayarn ana terminali duruyordu.
Dalm ustaca yaplm klandrma ve aynalar keyifle dzen-
lenmi geni bir baheye bakan limonlukta bulunulduu duy-
gusunu veriyordu. Limonluun eperinin kysnda oya gibi ilen-
mi demir ayaklar zerinde duran mermer masalar vard.
127/1186

Mermerin parlak yzeyine bakldnda aletlerin bulank


grntleri seilebiliyordu, masaya dokunulduunda ise alet
ellerin altnda maddeleiveriyordu. Doru adan bakldnda
aynalar nereden yansdklar belli olmasa da gerekli btn
gstergeleri yanstyordu. Gerekten nefes kesici gzellikteydi her
ey.

Hasr bir iskemlede gevemekte olan Zaphod Beeblebrox, Ne


oldu? dedi.

Yalnzca, diyordum ki, dedi Arthur kk bir balkl


havuzun kenarna yaylm yatarken, uralarda bir yerde
Olaslkszlk Motoru kolu vard... Kolun olmas gerektii yere
doru sallad elini. Orada saks iinde bir bitki duruyordu artk.

Peki ama nerdeyiz? dedi, elinde iyice soutulmu bir bardak


Pan Galaktik Gargara Bomba ile sarmal merdivende oturan Ford.

Tam tamna nceden olduumuz yerde sanrm... dedi Tril-


lian, evrelerindeki aynalar birdenbire altlarnda uzanan
Magratheann kupkuru manzarasn gstermeye balarken.

Zaphod oturduu yerden frlad.

yleyse fzelere ne oldu? dedi.

Yeni ve hayret verici bir grnt aynalarda grnd.

Bir kase petunya ile akn grnl bir balinaya


dnmler sanki derdi Ford endieyle.

Sekizmilyon yediyzaltm bin yzyirmisekizde bir!" diye


araya girdi hi deimemi olan Eddie dzeyinde bir Olaslk-
szlk Faktr ile, Zaphod Arthura bakt.
128/1186

'Bunu hesaplam miydin, Dnyal? diye sordu.

Aslnda, dedi Arthur, yaptm tek ey...

ok iyi fikir biliyor musun. Kontrol ekranlarn grmeden bir


an iin Olaslkszlk Motorunu altrmak. Hayatlarmz kur-
tardn evlat, bunu biliyor muydun?

Yo, dedi Arthur, nemli bir ey deil canm..."

Ya, yle mi? dedi Zaphod. Peki unut gitsin yleyse. Pekala
bilgisayar indir bizi yere.

Ama...

Unut gitsin dedik.

***
Unutulan baka bir ey de olaslk d olmasna karn bir
sperm halindeki balinann, yabanc bir gezegenin yzlerce kilo-
metre zerinde anszn yetikin bir balinaya dnmesiydi.

Bu bir balina iin doal bir durum olmadndan bu zavall


masum yaratn, bir balina olmama hali ile tanmasnda nce,
bir balina olarak kendi kimlii ile tanmas iin ok az zaman
vard.

Aada yaamaya balad anda bitene kadar dncelerinin


tam bir kaydn bulabilirsiniz.

Ah...! Ne oluyor? diye dnmt.

Eee, afedersiniz, kimim ben?


129/1186

Merhaba?

Niye buradaym? Yaammn amac nedir?

Kimim ben demekle ne kastediyorum?

Sakinle bakalm, sk dur imdi... ah! ok ilgin bir duyum bu,


nedir acaba? Bir eit... esneme, souktan yanma hissi gibi bir ey
var eyimde... neyimde... neyimde... en iyisi eylere adlar bularak
balayaym eer szgelimi dnya diyeceim eyde iyi bir tartma
diyeceim ey konusunda ilerleme salamak adna eylere isim
bularak balamak daha iyi olur.

yi. Vaay, gittike gleniyor. Ve de, hey, evremde slk alp


grleyerek aniden kafam deyiverdiim eyi yalayarak geen ey?
Belki de ey diyebilirim buna... rzgar! yi bir ad m bu? dare
eder... belki de ilerde ne ie yaradn anlarsam daha uygun bir
ad takabilirim ona. ok nemli bir ey olsa gerek evrede bu
kadar ok olduuna gre. Hey bu ey de ne? Bu... kuyruk diyelim
tamam kuyruk. Hey! ok da iyi sallyorum deil mi?

Vay be! Vay be! ok iyi geldi bu! ok da ie yaramad aslnda


ama daha sonra ne ie yaradn bulabilirim. imdi, acaba eyler-
in mantkl ve ak grntlerini oluturdum mu?

Hayr.

Bover, hey, gerekten heyecan verici, kefedilecek, ilgilenile-


cek yle ok ey var ki, sabrszlanyorum.

Belki de rzgardandr.

Gerekten de ok var evrede ondan, deil mi?


130/1186

Vaay! te! Bana doru byk bir hzla gelen bu ey de nedir?


ok ok hzl. yle byk ki. Dz ve yuvarlak, byk ve geni
sesler ieren bir ad bulmak gerekli. yle... ooo... oop... opr... to-
prak! te buldum! Uygun bir ad-toprak!

Acaba iyi arkada olabilecek miyiz onunla?

***
Ani ve slak bir pat sesinin ardndan, sessizlik.

***
uras ilgintir ki kasadaki petunyalarn derken aklndan
geen tek ey Oh hayr, yine mi oldu. Biroklar, eer petun-
yalarn bunu neden dndn tam olarak bilmi olsayd
bugn evrenin doas hakknda bildiklerimizden ok daha fazla
ey biliyor olacamz yorumunu yaptlar.

19
Bu robotu da yanmza alyor muyuz? dedi Ford, kede
kk bir palmiye aacnn altnda kamburunu kartm ekils-
izce duran Marvine honutsuzlukla bakarak.

Zaphod baklarn Altn Kalpin az nce inmi olduu kvrak


topraklar grntleyen ayna ekranlardan evirerek,

Oh, u Paranoid Android,dedi. Evet, onu da gtryoruz.

Ama manik depresif bir robot ile ne yapmay umuyorsun?


131/1186

Sorunlarn farknda olduunu sanyorsun dedi Marvin yeni


kapatlm bir tabuta konuur gibi, eer sen manik depresif bir
robot olsaydn ne yapardn? Hayr, bouna yant aramak iin
urama, ben senden elli bin kere daha zeki olduum halde yant
bilmiyorum. Sizin dzeyinizde dnmeye almaktan bama
arlar giriyorlar!'

Trillian kabininin kapsndan frlad.

Beyaz farelerin kam! dedi.

Derin endie ile ilgi ifadesi Zaphodun iki yzn ayn anda
kaplamay baaramad.

Balarm imdi beyaz farene, diye yantlad kadn.

Trillian ona krgn baklar frlatp kayboldu yine.

nsanolunun (bamsz gzlemcilerin byk ounluunun


dnd gibi) Dnya gezegeninde varolan yaam biimleri
iinde ikinci deil de nc en zeki yaratk olduunun genel
olarak farkna varlm olsayd Trilliann szleri daha fazla dikkat
ekebilirdi.

***
yi akamlar ocuklar.

Ses hem olduka tandk hem de olduka farklyd. Anaerkil


bir tns vard. Ses ekip gezegen yzeyine kmalarn salayan
hava kilitli servis kapsna eritii zaman anonsa balamt.

aknlkla baktlar birbirlerine.


132/1186

Bilgisayar bu, diye aklad Zaphod. Acil durumlarda kul-


lanlabilecek yedek bir kiiliinin olduunu kefettiimde daha iyi
i grebileceini dndm.

***
Bu sizin tuhaf yeni bir gezegendeki ilk gnnz, diye
srdrd Eddienin yeni sesi, giysilerinize sk sk sarnn ve
sakn patlak gzl yaramaz uzay canavarlaryla oynamayn.

Zaphod parmaklaryla sabrszca kapy vurdu.

zr dilerim, dedi, sanrm bir hesap cetveli tasak daha


yararl olur.

Tamam! diyerek sustu bilgisayar. Hanginiz syledi bunu?

Ltfen k kapan aar msnz sayn bilgisayar? dedi Za-


phod kzmamaya alarak.

Biriniz kp da sylediini sahipleninceye kadar amay-


acam, diye steledi bilgisayar birka devresini kapatarak.

Tanrm, diye bard Ford, bir blme perdesine yaslanp ona


kadar saymaya balad. Bir gn duygusal yaam biimlerinin
bunu yapmay unutacaklar konusunda umutsuzca endieleniy-
ordu. nsanlar bilgisayarlardan bamsz olduklarn sadece say
sayarak gsterebilirlerdi.

Hadi ama, dedi Eddie serte.

Bilgisayar... diye balayacak oldu Zaphod...


133/1186

Bekliyorum, diye onun szn kesti Eddie. gerekirse btn


gn beklerim...

Bilgisayar... diye yineledi Zaphod, bilgisayar alt edebilecei


ustaca bir mantk oyunu bulmaya alyordu, sonra onunla onun
plnde ekimemeye karar verdi, eer u kapa hemen u
anda amazsan ana veri depolarn siler seni de koskocaman bir
balta ile yeniden programlarm, anlald m?

Eddie sarslmt, duraklad ve sylenenleri tartt. Ford iinden


saymay srdrd. Bu bir bilgisayara kar taknlabilecek en
saldrgan tavrdr, bir insana yaklap kan... kan... kan... kan... de-
mekle ayn etkiyi yapar. Sonunda Eddie sessizce, Sanyorum bu
ilikinin zerinde hepimizin dnmesi gerekiyor dedi ve servis
kaps ald. Buz gibi bir rzgar yzlerini yalad, kollarn
kovuturup rampann zerinden Magratheann tozlu zeminine
indiler.

Gzyalar temizler ancak bunu, diye bard arkalarndan


Eddie kapa kapamadan nce.

Birka dakika sonra onu btnyle artan, bir komuta


karlk olarak kapy tekrar ap kapatt.
20
Be glge ar orak arazide yrmeye balad. Gezegen yzey-
inin baz yerleri soluk gri baz yerleri soluk kahverengiydi; geri
kalan blmnn ise grlecek herhangi bir ilgin yan yoktu.
Tm bitki rtsn ok uzun zaman nce yetinmiti. imdi iki
santim kalnlnda toz tabakasyla rtl kurumu bir batakl
andryordu. Hava ok souktu.

Zaphod hayal krklna uramt. Kendi kendine bir sre


gezindi, daha sonra da biraz ilerdeki kk bir ykseltinin ar-
dnda kayboldu. Rzgar Arthurun gzlerini ve kulaklarn sryor,
bayat ve keskin hava genzini yakyordu. Ama en ok daralan ey
kendi kafasyd.

Harikulade... dedi, kulaklar kendi sesiyle trmalanmt. Bu


ince atmosferde ses ok kt iitiliyordu.

Harabe bir delik bana soracak olursan, dedi Ford. Bir


ahrda daha ok elenebilirim. Gittike ykselen bir sknt duyuy-
ordu iinde. On be yllk bir srgnden sonra galaksideki bunca
yldz sisteminin, birou vahi ve egzotik hayat fkran bunca
gezegenin iinde, bu mezbelelie gelmek zorunda kalan o deil
miydi? Grnrde bir hamburgerci bile yoktu. Eilip yerden bir
opak souk toprak kopard, bunun altnda binlerce k yln ap
gelmeye deecek hibir ey yoktu.

Hayr, diye srar etti Arthur, anlamyor musun, hayatmda


ilk kez bir baka gezegenin zerinde sahiden geziniyorum...
btnyle yaban bir dnya...! Bir mezbelelik olsa bile fark etmez.

Trillian kollarn kavuturup rpererek kalarn att.


Gznn ucuyla beklenmedik hafif bir hareket grdne yemin
135/1186

edebilirdi, ama dnp o yne baktnda grebildii yalnzca yz


metre tede sessiz ve sakin duran gemiydi. Bir iki saniye sonra
ykseltinin tepesinden kendilerine el sallayp gelmelerini iaret
eden Zaphodu grnce ii rahatlad.

Heyecanl grnyordu, ancak rzgar Ve ince atmosfer


yznden sylediklerini tam olarak duyamyorlard.

Ykseltiye yaklatklarnda bir ember eklinde olduunu


grdler... Yzelli metre geniliinde bir krater. Kraterin d yz
evresindeki eimli yzey siyahl krmzl paralarla bezenmiti.
Durup paralardan birine baktlar. Islakt. Lastik gibi bir eydi.

Birden dehetle bunun taze balina eti olduunu fark ettiler.


Kraterin aznda Zaphod onlar bekliyordu.

Bakn, dedi, krateri gstererek.

Tam ortada kaderine zlecek kadar yaayamayan zavall bir


balinann patlam vcudu yatyordu. Sessizlii yalnzca Tril-
liann boazndaki istemsiz kaslmalar bozmaktayd.

Gmmeye almak yararsz grnyor diye mrldand Ar-


thur, sylediine piman olarak.

Gelin hadi, dedi Zaphod, Kratere inmeye balamt.

Ne, aaya m? dedi Trillian ciddi bir tiksinmeyle. yle,


dedi Zaphod, hadi bakn size ne gstereceim.

Gryoruz, dedi Trillian.

O deil, dedi Zaphod, baka bir ey. Hadisenize. Hepsi


tereddt geirdi onu izlemekte.
136/1186

Hadi ama, diye srar etti Zaphod. eriye bir giri buldum.

eriye mi? dedi dehet iinde Arthur.

Gezegenin iine! Bir yeralt geidi. Balinann arpma kuvveti


krp ortaya karm, ite gitmemiz gereken yer oras. Be milyon
yl boyunca insanolunun ayak basmad yere, zamann kend-
isinin dipsiz derinliklerine. Marvin olup biteni grgra alan
arksn mrldanmaya balamt yeniden.

Zaphodun tokatyla sustu.

Kk irenme titremeleriyle Zaphodun peinden kraterin


dibine yneldi. Kraterin talihsiz yaratcsna bakmamak iin eller-
inden geleni yapyorlard.

Hayat, dedi Marvin hznle ya tiksindirir ya da grmezden


gelirsin, sevmem asla mmkn deil.

Yerde balinann arpmasyla bir delik alm moloz ve ior-


ganlar ile rtl bir tneller ve geitler a ortaya kmt. Za-
phod tnellerden birine doru yol amaya giriti ancak Marvin
bunu ondan ok daha hzl yapabiliyordu. Karanlk derinlerden
nemli bir esinti geldi. Zaphod el feneriyle aydnlatmaya alt
tozlu karanlkta ok az ey seilebiliyordu.

Efsanelere gre, dedi, Magratheallar hayatlarnn byk bir


blmn yeraltnda geirirlermi.

Neden o? dedi Arthur. Yzeyde evre ok mu kirlenmi


yoksa nfus patlamas m olmu?

Hayr, sanmyorum, dedi Zaphod. Sanrm dardan pek


holanmyorlarm.
137/1186

Ne yaptn bildiinden emin misin? dedi sinirli sinirli


karanl gzleyen Trillian. Saldrya uradmz sanrm
unutmadn.

Bak yavrum, bu gezegendeki canl nfusun sfr art


drdmz olduu konusunda sana garanti veriyorum, hadi, gel de
girelim uraya. Eeem, hey Dnyal... Arthur, dedi Zaphod.

Evet, robotla birlikte kalp, geidin bu ucunu gzetiver, olur


mu?

Gzetmek? dedi Arthur. Neye kar? Az nce burada kim-


senin olmadn syledin.

Evet, pekala, yalnzca gvenlik iin tamam m? dedi Zaphod.

Kimin gvenlii? Seninki mi benimki mi?

irin ocuk. Tamam, gidiyoruz ite.

Zaphod, Trillian ve Fordun nnden aceleyle geide inmeye


balad.

nallah hepiniz berbat bir gn geirirsiniz orada, diye


serzenite bulundu Arthur.

Merak etme, diye rahatlatt Marvin onu, yle olacak.

Birka saniye, iinde gzden kayboldular.

Arthur bir sre ortalkta kskn kskn dolandktan sonra bir


balina mezarnn gezinmek iin hi de iyi bir yer olmadna karar
verdi.

Onu bkkn gzlerle izleyen Marvin devrelerini kapatt.


138/1186

***
Zaphod ldrma snrndaki sinirliliini gizlemek iin dik ve
geni admlarla geitten aaya hzla inmeye balad. Bir yandan
da el fenerinin n evresinde gezindiriyordu. Duvarlar koyu
renk fayansla kapl ve souktu, hava ise eskilikten arlamt.

te, ne demitim size? dedi. Canl barndrmayan bir geze-


gen. Magrathea, deyip fayans zemini kaplayan toz ve moloz
iinde geni admlarla yrmeyi srdrd.

Trillian buradan daha az sefil olmasna karn Londrann yer-


altn anmsad.

Duvarlardaki fayanslar yer yer parlak renkli, basit alar


oluturan mozaiklerle kesiliyordu.

Trillian durup ilerinden birini inceledi ancak akla uygun bir


anlam veremedi. Zaphoda seslendi.

Hey, bu garip ekillerin ne olduuna dair bir fikrin var m?

Sanrm bunlar yalnzca bir eit garip ekiller, dedi Zaphod,


geriye yle bir gz atarak.

Trillian omuz silkip ardndan yetiti aceleyle.

Zaman zaman Fordun terk edilmi bilgisayar donanmyla


dolu olduunu kefettii, odalara alan kaplar beliriyordu nler-
inde. Zaphodu bunlardan, birine bakmas iin srkledi Ford.
Trillian da pelerinden gitti.

Bak, dedi Ford, burann Magrathea olduunu dndn...


139/1186

yle, dedi Zaphod, mesaj da dinledik deil mi?

Tamam, yleyse buras Magrathea diyelim... imdilik. imdi-


ye kadar hi szn etmediin bir ey var, Galaksinin iinde nasl
buldun buray? Bir yldz atlasna bakmadn ok ak.

Aratrma. Hkmet arivleri. Dedektiflik. Biraz da yerinde


tahmin. Kolay.

Sonra da gelip buray aramak iin Altn Kalpi aldn yle


mi?

Birok ey aramak iin aldm onu.

Ford ararak Birok ey mi? dedi. Ne gibi yani?

Bilmem?

Ne?"

Ne aradm bilmiyorum.

Neden.bilmiyorsun?

nk... nk... sanrm bilirsem onlar arayamam da


ondan.

Ne, delirdin mi sen?

Henz eleyemediim bir olaslk bu, dedi sessizce Zaphod.


Kendi hakkmda yalnzca aklmn u andaki durumunda kavray-
abilecei kadar ey bilebiliyorum. u andaki durumum da pek iyi
deil.
140/1186

Uzunca bir sre kimsenin azn amad. Ford kafas bir anda
endielerle dolan Zaphoda dikmiti gzlerini.

Dinle, eski dostum, eer istersen... diye balayarak oldu


sonunda Ford.

Hayr, dur biraz... ben sana bir ey diyereceim, dedi


Zaphod.

Ben her zaman babo dolarm byle. Birdenbire bir ey


yapmak gelir aklma ve hey, neden olmasn deyip, yapveririm.
Galaksi Bakan olabileceimi dndm ve oldum, ok basit. Bu
gemiyi almaya, Magratheay aramaya karar verdim. Hepsini
yaptm ite. Tabii, en iyi ekilde yapmak iin urayorum, doru,
ama her zaman yolunda gidiyor ilerim. Borcunu hi demediin
halde iptal edilmeyen bir Galakti-kredi kart gibi. Ne zaman
durup da bunu niye yapmak istedim?... nasl yapacam nasl tas-
arladm diye dnmeye balasam bundan vazgemek iin nle-
nemez bir tutku duyuyorum.

u anda olduu gibi. Bundan bahsetmek ok byk aba


gerektiriyor.

Zaphod bir sre duraklad. Bir sessizlik oldu. Sonra kalarn


atp devam etti. Geen gece yine beynimin bir ksmnn gerektii
gibi almamasndan endielendim. Sonra farkna vardm, beyn-
imin sanki bir bakas tarafndan iyi fikirler elde etmek iin kul-
lanld ve bana bunlar hakknda bir ey sylenmediiydi. ki
fikri bir araya getirdim ve binlerinin bu amala beynimin kullana-
madm bir ksmn kilitlemi olabileceine karar verdim. Bunu
dorulamann bir yolu olup olmadn merak ettim.

Geminin tp blmne gidip kendimi kafatas tarayc


ekranna taktm. Her iki kafam da belli bal btn grnt
141/1186

testlerinden geirdim... Bakan olmadan nce hkmet tp


memurlar denetiminde geirmek zorunda olduum btn testler,
teyid ediliyordu. Hibir ey grnmedi. En azndan beklenmedik
bir eyler. Testler benim zeki, hayalci,'tepkisiz, gvenilmez, da
dnk olduumu gsterdi tahmin edilebilecei gibi. Bunlar
dnda hibir anormallik yoktu. Bylece rastgele yeni testler icad
etmeye koyuldum. Hibir ey yoktu. Sonra bir kafamdan elde et-
tiim sonulan dier kafamdan elde ettiklerimin zerine koymay
denedim. Yine bir ey yoktu. Sonunda aptallatm, yani dav-
ranlarm yalnzca bir paranoya krizi olarak ele alp hepsini
boverdim. Her eyi toparlamadan nce en son yaptm, stste
aktrdm grntleri yeil bir renk filtresi altnda incelemek
oldu. ocukken yeil takntmn olduunu anmsyor musun? Hep
Ticaret filolarnn birinde pilot olmak isterdim deil mi?

Ford ban sallad.

Ve her ey karmdayd, dedi Zaphod, gn gibi ortada. Her


iki beynimin ortasnda evrelerindeki hibir ey ile ilikili olmayp
yalnz kendi aralarnda iletiim kurabilen belli bir blm. Piin
biri btn sinir dmlerini dalayp beyinciin iki lobunu evrel-
erinden soyutlamt.

Ford soluk almaya abalayarak bakt ona. Trillian bembeyaz


kesilmiti.

Bunu sana birileri mi yapt? diye fsldad Ford.

yle.

Kim olduu hakknda bir fikrin var m? Veya neden?

Neden? Bunu yalnzca tahmin edebilirim. Ama kimin


yaptn biliyorum.
142/1186

Biliyor musun? Nereden biliyorsun?

nk adlarnn ba harflerini dalanan sinir balarna


yakarak yazmlar. Benim grebilmem iin brakmlar.

Ford derisinin bzmeye baladn duyumsayarak dehetle


ona bakt.

Adlarnn ba harfleri mi? Beynine mi yazl?

yle.

Peki, Tanr akna neydi onlar?

Zaphod bir an sessizce bakt onlara. Sonra baklarn uzaklara


evirdi.

Z. B. dedi sessizce.

O anda arkalarnda elik bir kapak kapand ve odaya bir gaz


dolmaya balad.

21
Arthur Magratheann yzeyinde karamsar karamsar dolat.
Ford onu dnerek zaman geirmesi iin Her Otostopunun
Galaksi Rehberini brakmt. Rastgele birka dmeye bast.

***
143/1186

Her Otostopunun Galaksi Rehberi ok dzensiz hazrlanm


bir kitap olduundan derleyicilerine zamannda iyi bir fikirmi
gibi gelen birok blm kapsar.

Bunlardan biri (Arthurun bulduu), Maksimegalar


niversitesinin sessiz gen rencisi, antik filoloji, geiken etik,
dalga salnmsal tarihsel alglama teorisi konularnda parlak aka-
demik almalar yapm Veet Voojagig'in deneyimleriyle ilgilidir.
Bu renci Zaphod Bebblebrox ile bir gece Pan Galaktik Gargara
Bomba itikten sonra gemi birka yl iinde satn ald tken-
mez kalemlere ne olduu konusunda gitgide artan bir taknt
edinmitir.

Bunu galaksideki belli bal btn tkenmez kalem kayp


merkezlerine urad ve sonunda zamannda kamuoyunun il-
gisini eken tuhaf kk bir kuram ortaya att uzun ve sancl bir
dnem izlemitir. Kozmosda bir yerlerde, diyordu, insans,
srngensi, yaad btn gezegenler arasnda tamamen tken-
mez kalem varlk biimlerine adanm bir gezegen vardr. Ve bu
gezegendedir ki ilgilenilmeyen tkenmez kalemlere uygun yksek
dereceli uyarmlara karlk vererek ve sonunda genel anlamda iyi
yaamann tkenmez kalem dengine ulaan tmyle tkenmez
kalemlere uygun bir hayat tadarlar.

Ve her ey kat zerindeki kuramlarda iyi ve ho grny-


ordu, ta ki Veet Voojagig aniden bu gezegeni bulduunu, orada
ucuz, yeil, ii deitirebilir bir tkenmez ailesinin limuzininde
ofr olarak altn, sonra gtrlp hapsedildiini, burada bir
kitap yazdn ve en sonunda kendini toplum iinde gln dur-
uma dren herkese yapld gibi vergi srgnne gnder-
ildiini iddia edene dek.

Gnn birinde Voojagigin varolduunu iddia ettii bu geze-


genin uzay koordinatlarna gnderilen bir aratrma ekibi, burada
144/1186

durmakszn hibir eyin doru olmadn tekrarlayan, ama daha


sonra yalan syledii anlalan yal bir adamn yaad kk bir
gkta buldular.

Yine de, bu adamn Brantivogon bankasndaki hesabna her yl


yatrlan 60.000 Altairian dolar ve tabii ki Zaphod Beeblebroxun
yksek karl elden dme tkenmez kalem ileri yantlanamayan
iki soru olarak kald.

***
Arthur bunu okuyup kitab brakt. Robot yerinde, tamamiyle
hareketsiz duruyordu. Arthur kalkp kraterin tepesine doru
yrmeye balad. Kraterin evresini dolat. ki gnein
olaanst biimde Magrathea zerinde batn izledi. Kraterin
iine geri dnd. Robotu uyandrd', nk manik depresif bir ro-
bot bile konumak iin hi yoktan iyiydi.

"Gece kyor, dedi. Bak robot, yldzlar kyor. Karanlk


bir Nebulann gbeindeyken ok az yldz, o da ok soluk olarak
grebilmek mmkndr, ama yine de grlebiliyorlard.

Robot uysalca yldzlara bakp tekrar aaya indirdi


baklarn.

Biliyorum. dedi. Ne sefillik deil mi?

Ama bu gnbatm! En iyi ryalarmda bile bylesini


grmedim... O iki yldz! Ateten dalar eriyip uzaya yaylyor
gibiydi.

Grdm, dedi Marvin. Canskc.


145/1186

Bizim orada yalnzca tek bir gne vard, diye srdrd Ar-
thur. Dnya denen bir gezegenden geliyorum bildiin gibi."

Biliyorum, dedi Marvin, szn edip duruyorsun. Berbat


geliyor kulaa.

Hayr hayr, gzel bir yerdi.

Okyanuslar da var myd?

Ah evet, dedi Arthur i geirerek, byk, engin , kpkl


okyanuslar...

Okyanuslara katlanamyorum. dedi Marvin.

Syle bana, diye sordu Arthur, dier robotlarla anlaabiliy-


or musun?

Nefret ediyorum? dedi Marvin. Nereye gidiyorsun?

Arthur daha fazla dayanamamt. Yine kalkt yerinden.

Bir tur daha atacam galiba, dedi.

Seni sulayamam, dedi Marvin ve bir saniye iinde yeniden


uykuya dalmadan nce be yz doksan yedi bin milyon koyun
sayd.

Arthur grevini aksatmadan yerine getirebilmek iin kollarn


hareket ettirerek kan dolamn hzlandrmaya alt bir sre. Ve
ardndan yeniden kraterin duvarna doru yrd zorlukla. At-
mosfer ok ince olduundan ve ay da olmadndan gece ok
abuk kmt ve ortalk daha imdiden zifiri karanlkt. Bu
yzden Arthur burun buruna geldii yal adam seememiti.
146/1186

22
Son k parltlarnn ufkun gerisindeki karanlkta yok ol-
masn izleyen yal adamn arkas Forda dnkt. Uzun boylu,
yalyd ve tek para gri bir entari giymiti. Arthura dndnde
ince ve saygdeer ifadeli, kayglarn ypratt ama zalim olmayan
yz grnd, gvenle srtnz dnebileceiniz bir yz. Ama
henz tamamyla dnmemiti geriye, Arthurun aknlkla att
la bile tepki gstermemiti.

Gnein son klarnn da tmyle kaybolmasnn ardndan


Arthura dnd. Yz bir yerlerden vuran kla aydnlanmaktay-
d; Arthur n kaynan aradnda birka metre tede bir tr
tekne grd... Kk bir hoverkraft, diye tahmin yrtt. evres-
inde soluk bir k havuzu oluturuyordu.

Adam Arthura bakt, zgn grnyordu.

l gezegenimizi ziyaret etmek iin souk bir gece setiniz,


dedi.

Kim... Kimsin sen?" diye kekeledi Arthur.

Adam baklarn evirdi. Yzn yine o hznl ifade kaplar


gibi oldu.

Adm nemli deil, dedi.

Aklna bir ey gelmi gibi grnd. Karlkl konumaya pek


istekli olmadn aka belli ediyordu. Arthur bir tuhaf hissetti
kendini.

Ben... eee... rkttnz beni... dedi tekleyerek.


147/1186

Adam tekrar ona dnp kalarn hafife kaldrd.

H? dedi.

rkttnz beni dedim.

Korkmayn, size zararm dokunmaz.

Arthur kalarn att ona. Ama ate atnz bize! Fzeler


vard... dedi.

Adam krater kuyusuna gz gezdirdi. Marvinin gzlerinden


yaylan hafif k balinann koca cesedine soluk krmz glgeler
dryordu.

Adam hafife cklad.

Otomatik bir sistem, dedi ve hafife i geirdi. Gezegenin


karnndaki antika bilgisayarlar karanlk milyonlarca yl boyunca
altlar, asrlar tozlu veri bankalarna ar gelmi olmal.
Sanrm bu monotonluu bozmak iin frsat bildiler geliinizi.

Arthura ciddi bir ifadeyle bakarak, byk bir bilim aym,


biliyor musunuz? dedi.

Ya... eee... sahiden mi? dedi Arthur, adamn merakl ve nazik


tavrn rahatsz edici bulmaya balamt.

Ah, evet, dedi yal adam ve konumay kesti yine.

Ah, dedi Arthur, eee... Tam sevimenin en hareketli annda


kadnn kocasnn odaya girip pantolonunu deitirmesi ve
havadan sudan ksa birka laf edip ekip gitmesinin aknln
yaayan acemi apkn gibi hissediyordu kendini.
148/1186

Solgun grnyorsunuz. dedi nazik bir ilgiyle yal adam.

"Eeem, hayr... pekala, evet. Dorusunu isterseniz, buralarda


binlerini bulmay beklemiyorduk. Hepinizin l veya onun gibi
bir eyler olduunuzu duyar gibi olduydum...

l? dedi yal adam. zerime iyilik salk, hayr, yalnzca


uyuduk.

Uyudunuz mu? dedi Arthur inanmayarak.

Evet, ekonomik kriz boyunca, dedi yal adam, aka Ar-


thurun szlerinden bir ey anlayp anlamadna aldrmayarak.

Arthur yine sormak durumundayd.

Eee,... ekonomik kriz mi?

Evet, be milyon yl nce Galaktik ekonomi kt ve smar-


lama gezegenler de lks tketim malzemesi haline geliverdi... an-
larsnz ite...

Duraklayp Arthura bakt.

Gezegen imal ettiimizi biliyorsunuz, deil mi? diye sordu.

Tabii, evet, dedi Arthur, Duyar gibi olmutum..."

ok cazip bir iti, dedi yal adam gzlerinde arzulu bir


bakla, kylar yapmak her zaman en sevdiim iti. Fiordlar
ince ince ilemekten sonsuz zevk duyardm... her neyse ite, dedi
tekrar sznn ucunu bulmaya alarak, kriz geldiinde uyu-
yarak zaman geirmenin birok sknty nleyeceine karar ver-
dik. Bylece bilgisayarlar kriz sona erdiinde bizi uyandrmalar
iin programladk.
149/1186

Adam belli belirsiz esneyip i geirdikten sonra srdrd.

Bilgisayarlar Galaktik borsa endeksine baldr, bylece kriz


atlatlp da ekonomi, olduka pahal olan hizmetlerimize yeniden
doacak kadar dzendiinde uyandrlacaz.

Arthur, dzenli bir Guardian okuyucusu olarak derinden


sarsld.

Bu olduka naho bir davran, deil mi?

yle mi? diye sordu yal adam yumuaka.

zr dilerim, gelimelerden biraz uzak kaldm galiba

Krateri gstererek,

Bu robot sizin mi? diye sordu.

Hayr, diye ince metalik bir ses geldi kraterden, Ben


beninim.

Eer buna robot denebilirse, diye yaknda Arthur, Daha ok


bir eit elektronik somurtma makinesi. Getirin onu, dedi yal
adam. Yal adamn sesinde anszn duyduu bu kesin ifadeyi duy-
mak artmt Arthur'u. Marvine seslendiinde robot yersiz bir
topallama numarasyla yokuu trmanmaya balad.

Bir kez daha dnldnde, dedi yal adam, brakn onu


orada. Siz gelin benimle. Byk eyler olacak. Grnrde bir
iaret verilmedii halde karanln iinde yavaa onlara doru
srklenen aracna doru dnd.

Arthur byk zahmetlerle geri dnp kratere inme numaras


yaparken Marvine bakt.
150/1186

Gel, dedi yal adam, hemen gel yoksa ge olacak.

Ge? dedi Arthur. Ne iin ge?

Adn ne insanolu?

Dent. Arthur Dent, dedi Arthur.

Ge, ge Dentarthurdentte olduu gibi, dedi yal adam ser-


te. Bir eit tehdit bu anlyor musun?" Yine arzulu bir bak yer-
leti yal yorgun gzlerine.

Onlar ahsen pek tanmam, ama ok etkili olabildiklerini


duymutum.

Arthur gzlerini krptrd.

Ne olaanst bir kii. diye sylendi kendi kendine.

Pardon? dedi yal adam.

Ha, yok bir ey afedersiniz, dedi Arthur utanarak. Pekala,


nereye gidiyoruz?

Uzay aracma dedi yal adam Arthuru sessizce yanlarna


gelmekte olan araca buyur ederken.

Irkmn be milyon yllk uykusundan uyand gezegenin de-


rinliklerine iniyoruz. Magrathea uyanyor.

Arthur yal adamn yanna otururken istemsizce rperdi.


Aracn karanlk gkyznde szlrken yapt sessiz kesik
hareketler, geminin tuhafl Arthuru huzursuz etmiti.
151/1186

Yal adama bakt, yz kontrol panelindeki kk klarn


donuk parltsyla aydnlanmt.

afedersiniz, dedi ona, bu arada sizin adnz neydi?

Benim adm? dedi yal adam, ve ayn uzak keder geldi yine
yzne. Duraklad. Adm, dedi, ... Slartibartfast.

Arthur ksrd.

Pardon? diye geveledi aznda.

Slartibartfast, diye yineledi sessizce yal adam.

Slartibartfast,

Yal adam ciddi bir ifadeyle, nemli olmadn sylemi-


tim, dedi.

Uzay arac karanlk gkyznde szlyordu.

23
Baz eylerin aslnda grndkleri gibi olmadklar nemli ve
ok bilinen bir gerektir. rnein, Dnya denen gezegende, insan-
olu her zaman kendisinin yunuslardan daha zeki olduunu
varsaymtr nk bir sr ey becermitir... tekerlek, New York,
savalar, vesaire... bu arada yunuslarn btn yapt ise suya
dalp kmak ve elenmek olmutur. Buna karlk, yunuslar da
her zaman kendilerinin insanolundan ok stn bir zekaya sahip
olduklarna inanmlardr... tamamyla ayn nedenlerden dolay.
152/1186

uras ilgintir ki yunuslar Dnyann yaklaan ykmnn


farkndaydlar ve insanlar bu tehlike karsnda uyarmak iin
birok giriimlerde bulundular: ama iletiim abalarnn birou
futbol toplarn zplatmak ya da yiyecek iin slk almak eklinde
elendirici giriimler olarak yanl yorumland, sonunda yunuslar
her eyi boverip Vogonlar gelmeden az nce kendi yntemleriyle
Dnyay terk ettiler.

En son yunus mesaj da yanl anlalm, Yldzlarla Bezeli


Sancak marn slkla alarken bir halkadan ift ters takla atarak
gemesi son derece iyi eitimin sonucu bir beceri gsterimi olarak
alnmtr. Aslnda mesaj yledir: Elveda ve btn balklar iin
teekkrler.

Gerekte gezegende yunuslardan daha zeki tek bir tr vard,


onlar da zamanlarnn ounu davran aratrma laboratuvar-
larnda tekerleklerin iinde koarak ve insanlar zerinde korku-
tucu derecede ince ve ustaca deneyler yaparak geirdiler. nsan-
larn bir kez daha bu ilikiyi tamamyla yanl yorumlamalar
btnyle bu yaratklarn planlarna uygun dyordu.

24
Karanlk Magrathean gecesinde soluk ve yegane k noktas
olan kk gemi souk karanlkta sessizce szld. evike
hzland. Arthurun yol arkada kendi dncelerine dalm
grnyordu, Arthur onu konumaya zorlayacak bir iki frsattan
yararlanmak istediyse de rahat olup olmadna ilikin bir soruyla
susturulmutu.

Arthur uu hzlarn lmeye alt ama darda mutlak bir


karanlk vard ve gerekli karteriz noktalarndan yoksundu.
153/1186

Hareket duygusu o kadar yumuak ve belirsizdi ki hi hareket et-


mediklerine kanaat getirecekti neredeyse. Sonra uzakta beliren
kck bir k parlts birka saniye iinde yle byd ki Ar-
thur bu cismin muazzam bir hzla kendilerine doru gelmekte
olduunu fark edip ne eit bir ara olduunu kestirmeye alt.
Onu dikkatle gzledi ama net bir ekil seemedi gzleri. Sonra
iinde bulunduu uzay aracnn aniden n iine kafadan dal-
mas onda arptklar duygusu yaratmt.

Greli hzlar inanlmaz grnyordu ve her ey nefes alncaya


kadar ksa srede olup bitmiti. Farkna vard bir sonraki ey
evrelerinin gmi bir sis ile sarlm olduuydu: Ban serte
geriye evirdiinde kk siyah bir noktann arkalarnda hzla
klmekte olduunu grd, olan biteni anlamas iin saniyeler
gerekiyordu.

Yerdeki bir tnele dalmlard. Aslnda arptklarn sand


ey akl almaz bir hzla iine girdikleri tnelin azndaki sabit k-
t. evrelerini saran gmi sis iinde birka yz kilometreyle yol
aldklar tnelin dairesel duvarlaryd.

Dehet iinde gzlerini kapad. Uzunluunu kavrayamad bir


sre sonra hzlarnda hafif bir d olduunu hissetti ve ar-
dndan durmak iin dzenli olarak yavaladklarn fark etti.

Tekrar gzlerini at. Hl gm tneldeydiler, birbirleriyle


kesien tnellerden oluan bir ulam anda ilerliyorlard.
Sonunda elikten ina edilmi kk bir blmedeydiler. Birok
baka tnel de burada sona eriyordu. Arthur blmenin dier
ucunda soluk rahatsz edici byk bir k dairesi grd: Rahatsz
ediciydi nk gz yanltyordu, gerektii gibi odaklamak ya
da ne kadar uzak veya yakn olduunu syleyebilmek imkanszd.
Arthur (olduka hatal olarak) bunun mortesi k olabileceini
tahmin etti.
154/1186

Slartibartfast dnp marur yal gzleriyle Arthura bakt.

Dnyal, dedi, u anda Magratheann kalbinin


derinliklerindeyiz.

Benim Dnyal olduumu nereden bildiniz?" diye sordu


Arthur.

Bunlar ilerde daha iyi anlayacaksn dedi yal adam nazike,


en azndan, diye ekledi sesinde hafif bir phe ile, imdi
olduundan daha iyi.

Devam etti: Gemek zere olduumuz blmenin... gerekte


gezegenimizin iinde yer almad konusunda seni uyarmalym.
Biraz fazlaca... byk. Hiperuzayn usuz bucaksz bir blgesine
alan bir kapdan gemek zereyiz. Seni rahatsz edebilir bu.

Arthur sinirli sesler kard.

Slartibartfast bir dmeyle doldurup, pek de rahatlatc olmay-


an bir ses tonuyla ekledi: Tozumuzu silkeleyecek bu. Sk dur.

Ara dosdoru ktan dairenin iine doru frlad ve Arthur


ansnz sonsuzluun neye benzedii konusunda olduka ak bir
fikir sahibi oldu.

***
Aslnda sonsuzluk deildi bu. Sonsuzluk dz ve tekdze
grnr. Geceleyin gkyzne bakmak sonsuzlua bakmaktr...
uzaklk alglanamaz, yleyse bir anlam da yoktur. Aracn girdii
blme hi de sonsuzluk deildi; ok ok ok bykt, yle byk-
t ki sonsuzluun kendisinden daha fazla sonsuzluk izlenimi
veriyordu.
155/1186

Uzayarac arkalarnda ldayan duvarda imdi belli belirsiz bir


ine delii gibi grnen kapdan kp ak havada usulca
ykselerek akl almaz bir hza eritiinde Arthurun duyular
birbirine kart.

Duvar.

Duvar hayal gcne meydan okuyordu... Onu ayartyor ve


yenilgiye uratyordu. Duvar ylesine fel edici derecede usuz
bucaksz ve dmdzd ki, tepesi, dibi ve kenarlar gr alannn
dnda kalyordu. Keskin ba dnmesi oku insann lmne yol
aabilirdi.

Duvar kusursuzca dz duruyordu. Grnte yukarya sonsu-


za uzanrken, aada bulanklap yiterken, her iki yana taarken,
ayn zamanda hafif bir eim yaptn anlamak iin en duyarl
lazerli lm gerelerini kullanmak gerekirdi. On k saniyesi
tede duvarn ular kavuuyordu. Dier bir deyile duvar ii bo
bir krenin i eperiydi, milyon mil apnda ve akln alamay-
aca bir kla dolup taan bir kre.

Hogeldin, dedi Slartibartfast uzayaras sersemletici uzayda


sesten kat hzla alglanamaz biimde ilerlerken, hogeldin
fabrika alanmza.

Arthur byk bir dehet ile evresine baknd. nlerinde, bu


uzaklktan ayrdedilmesi, hatt tahmin edilmesi bile mmkn ol-
mayan sarkan tuhaf cisimler, bolukta asl glgeli yusyuvarlak
ekillerin evresinde sallanan ince metal ve k izgileri
uzanyordu.

Buras, dedi Slartibartfast, gezegenlerimizin birounu


yaptmz yerdir.
156/1186

Yani, dedi Arthur, kendini toparlayp szckleri semeye


uraarak, her eye yeniden balayacanz m sylemeye
alyorsunuz?

Hayr, hayr, zerime iyilik salk, diye bard anszn yal


adam, Hayr, Galaksi henz bizi tayabilecek kadar gl deil.
Hayr, bir baka boyuttan gelen ok zel mteriler iin olaand
bir i yapmak zere uyandrldk. lgini ekebilir... nmzde,
ileride.

Arthur gsterdii asl duran yapy fark edene kadar adamn


parman izledi. Bu yap gerekten de evrelerinde herhangi bir
etkinlik gstergesi bulunmayan dier yaplar arasnda tekti, ama
ayn zamanda heybetli grnts nedeniyle parmakla gsteril-
meyi her eyden ok hakediyordu.

O anda yapnn zerinde akan bir k karanlk krenin zer-


indeki ekilleri tm plaklyla ortaya kard. Arthur kendisine
kafasndaki donanmn bir paras olan szckler kadar bildik
gelen bu kaba saba ekilleri hemen tand. Birka saniye sersem-
letici bir sessizlikte oturup kafasndakilerle orada grdkleri
arasnda anlaml bir ba kurmaya balad.

Beyninin bir taraf ona bakt eyi pekala da tandn ve


ekillerin ne ifade ettiini sylerken dier taraf gayet mantkl
biimde fikri kabullenmeyi reddediyor, bu yndeki her trl akl
yrtme zerinde sorumluluk stlenmekten kanyordu.

Ik bir kez daha aktnda hi phesi kalmamt. Dnya...


diye fsldad Arthur.

yle, Dnya II demek daha doru aslnda, dedi Slartibartfast


neeyle. Orijinal planlar kullanarak bir kopyasn yapyoruz.
157/1186

Bir duraklama oldu.

Yani imdi bana dedi Arthur, yavaa ve kendini kontrol


ederek. lk dnyay... sizin yaptnz m sylemek istiyorsunuz?

Ha, evet, dedi Slartibartfast. Hi u yere gitmi miydiniz...


galiba Norve deniyordu oraya?

Hayr, dedi Arthur, gitmedim.

Yazk, dedi Slartibartfast, Oras benimdi. Bir dl kazan-


mtm. O gzelim oya gibi ilenmi girintili kntl kylar. mha
edildiini duyduumda ok zldm.

Siz zldnz!

yle. Be dakika sonra hibir ey kalmyor geride. Gayet sar-


sc bir olayd.

Ha? dedi Arthur.

Fareler ok kzgnd

Fareler ok mu kzgnd?

Evet, yle, dedi yal adam yumuaka.

Elbette, sanrm kpekler, kediler ve rdek gagal Avustralya


kunduzlar da yle, ama...

Ah, ama onlar parasn dememilerdi, yle deil mi?

Bakn, dedi Arthur, her eye boverip delirmem size ok za-


man kazandrr m?
158/1186

Uzayarac bir sre uuunu derin bir sessizlik iinde srdrd.


Sonra yal adam sabrla aklamaya alt.

Dnyal, zerinde yaadnz gezegen farelerce smarlanm,


paras farelerce denmi ve farelerce iletilmekteydi. Yaplma
amacna ulalmasndan be dakika nce yok edildi, bylece bir
yenisini yapmak durumunda kaldk.

Yalnzca bir kelime ulamt Arthura.

Fareler mi? dedi.

Gerekten yle Dnyal.

Bakn, afedersiniz... u peynir taknts olan ve altmlarn


balarnda evrilen komedilerde kadnlar masalarn zerine,
kartrp lk attran u kk beyaz tyl eylerden mi sz
ediyoruz?

Slartibartfast efkatle ksrd.

Dnyal, dedi, bazen konuma biimini takip etmek zor


oluyor. Bu magrathea gezegeninde be milyon yldr uykuda
olduumu ve szettiin altmlarn bandaki komediler ko-
nusunda ok az ey bildiimi hatrla ltfen. Adna fare dediin u
yaratklar grndkleri gibi deillerdir aslnda. Tam olarak
mthi zeki ok boyutlu yaratklarn bizim boyutumuza indirgen-
mi ekilleridirler. Peynir ve kardklar cik cik sesi sadece bir
maskedir.

Yal adam duraklad, sempatik bir hznle kalarn atarak


srdrd.

Korkarm ki zerinizde deneyler yapyorlard.


159/1186

Arthur bir sre dnd bunu, sonra yz aydnland.

Ama hayr, dedi, yanl anlamann kaynan buldum.


Hayr, bakn, gerekte biz onlar zerinde deney yapyoruz. Genel-
likle davran aratrmalarnda kullanlrlar, Pavlov ve bunun gibi
eyler. Yani olan ey farelerin btn deneylerden gemesi, zilleri
almay renmeleri, labirentlerde koturmalar, ve renme
srecinin btn doasnn aratrlabilmesini salayacak eyler
yapmalardr. Davranlar zerindeki gzlemlerimizden kendimiz
hakkndaki her tr...

Arthurun sesi kesiliverdi.

Bylesine bir ustalk... dedi Slartibartfast, hayran olmamak


elde deil.

Ne? dedi Arthur.

Gerek doalarn nasl da gizlemiler ve sizin dncenizi


nasl da ynlendirmiler. Birdenbire labirentte yanl yne
komaya balayarak, yanl peynir parasn yiyerek, beklenmedik
ekilde karndaki bir ur nedeniyle lerek... dikkatlice hesa-
plandnda toplu etkileri ok byk.

Sylediklerinin etkisini artrmak iin duraklad.

Gryorsun, Dnyal, bunlar gerekten zellikle aklll


hiperzeki tm boyutlu varlklar. Gezegeniniz ve halknz on mily-
on yllk bir aratrma programn yrten organik bir bilgisayarn
matrisini oluturuyordu... Brak da btn yky anlataym
sana. Biraz zaman alacak.

Zaman, dedi Arthur hafife, u anda benim iin bir sorun


oluturmuyor.
160/1186

25
Bilindii gibi yaamla ilintili birok sorun vardr, bunlardan en
ok bilinenleri, insanlar niye doar? Niye lr? Niye aradaki
zamann byk bir ksmn dijital saat tayarak geirmek isterler.

Milyonlarca yl nce tm- boyutlu hiper zeki bir varlk soyu


(kendi tm-boyutlu evrelerindeki fiziksel grnmleri bizim-
kinden farkl olmayan) en gzde elenceleri Brockian Kriket Oy-
ununa (grnr bir neden olmakszn aniden birine vurup ka-
mak eklinde oynanan ilgi ekici bir oyun) ara vermelerine yol
aan yaamn anlamna ilikin giritikleri az dalana kkl bir
zm getirmeye karar verdiler. Bunun zerine kendilerine
grkemli bir sper bilgisayar yaptlar. Bilgisayar ylesine
muazzam bir zekaya sahipti ki daha veri bankalar balanmadan
nce birileri koup da kapatmaya frsat bulamadan dnyor-
um yleyse varm"dan balayarak stlacn ve gelir vergisinin
varln karsayacak kadar ileri gitmiti. Kk bir kent
boyutlarndayd.

Ana kontrol panosu, zel olarak tasarlanm ynetim odasnda


ultra krmz deri kapl ince ilenmi maun aacndan yaplma dev
bir masaya monte edilmiti. Koyu renkli hal gzalc motiflerle
bezeliydi, egzotik saks bitkileri ve balca bilgisayar program-
claryla ailelerinin isimlerinin yer ald ince oymalar odann
iine rastgele salmt, gsterili pencereler ise aalarn
evreledii bir toplant alanna bakyordu.

Byk Al gn geldiinde mtevazi giyimli iki programc


ellerinde antalaryla geldiler ve saygyla odaya alndlar. O gn
byk anda tm rklarn temsil ettiklerinin bilincindeydiler, yine
de masaya saygl bir tavrla oturup antalarn atklarnda ve
161/1186

deri kapl defterlerini kardklarnda son derece serinkanl ve


sessizdiler.

Adlar Lunkwill ve Fook idi. Bir sre saygl bir sessizlikle


oturdular, sonra, Fook ile sessizce gzgze gelen Lunkwill ne
doru uzanp kk siyah bir panele dokundu. Tiz uultular
devasa bilgisayarn artk tamamiyle alr durumda olduunu be-
lirtiyordu. Bir duraklamadan sonra zengin tonlu ve derin bir ses
konumaya balad onlarla.

yle dedi: Zaman ve Mekan. Evreninin enbyk ikinci bil-


gisayar olan ben, Derin Dncenin varla arlmasn gerek-
tiren o yce grev nedir?

Lunkwill ile Fook aknlkla birbirlerine bakakaldlar.

Bilgisayar, grevin... diye balad Fook.

Hayr, dur bir dakika, bu doru deil, dedi Lunkwill,


endieyle.

Bu bilgisayar zellikle imdiye kadarkilerin en by olarak


tasarladk, ikinci iyi iimize yaramaz. Derin Dnce, diye
seslendi bilgisayara, sen tasarlam olduumuz gibi btn
zamanlarn en byk, en gl bilgisayar deil misin?

Kendimi ikinci en byk olarak tanmladm, diye ahenkli bir


tonla konutu Derin Dnce, ve de yleyim.

Tekrar endieli bir bakma oldu programclar arasnda. Lunk-


will boazn temizledi.

Bir yanllk olmal, dedi, Bir yldzdaki btn atomlar bir


milisaniyede sayabilen Maksimegalondaki Milyar Gargantubey-
inden daha byk bir bilgisayar deil misin?
162/1186

Milyar Gargantubeyin? dedi Derin Dnce ak bir tiksin-


meyle. Tam bir rk, szn etmeye demez.

Peki ya sen, dedi Fook endieyle ne eilerek, be hafta


sren bir Dangrabad Beta kum frtnasndaki her kum parasnn
izdii yolu hesaplayabilen Ik ve Dehann Yedinci Galaks-
isindeki katrilyon Yldz Dnrnden daha iyi bir zmlemeci
deil misin?

Be hafta sren bir kum frtnas m? dedi kibirle Derin


Dnce. Byk Patlamann kendisindeki atomlarn vektrlerini
bulan bana m sylyorsunuz bunu? Ltfen beni bu hesap mak-
inas takm ile rahatsz etmeyin.

ki Programc bir an rahatsz edici bir sessizlikle oturdular.


Sonra Lunkwill tekrar eildi ne.

Fakat sen, dedi, iero 12'nin Sihirbaz ve Yenilmez Byk


Hiperbolik Tm-z Ntron Vuruturucusundan daha eytans bir
tartmac deil misin?

Byk Hiperbolik Tm-z Netron Vuruturucu, dedi Derin


Dnce'leri yutarak, Arkturyal bir Mega. Eein btn ayak-
larn sayabilir, sonra da eee yle bir tur attrp gelir.

yleyse sonun nedir?" diye sordu Fook.

Sorun yok, dedi Derin Dnce muazzam parlak tonlarla.

Sadece Zaman ve Mekan Evreninin ikinci en byk


bilgisayarym.

Ama neden ikinci? diye steledi Lunkwill. Niye ikinci deyip


duruyorsun? Titan Dven okkabuklu Keskin Zekay kastetmiyor-
sun deil mi? Ya da Dn Tan? Ya da...
163/1186

Bilgisayarn konsolunda kibirli klar yanp snd. Bu siber-


netik alklar iin tek bir birim dnce bile ziyan edemem! diye
parlad. Yalnzca benden sonra gelecek bilgisayardan sz
ediyorum!

Fookun sabr tamt. Defterini kenara itip bard, gereksiz


bir kehanete dnmeye balad hava artk

Gelecek hakknda hibir ey bilmiyorsunuz, diye yantlad


serte Derin Dnce, oysa ben saysz devrelerimde gelecekteki
olaslklarn sonsuz delta rmaklarnda yelken aabilir ve gnn
birinde en kk iletim parometrelerini hesaplamaya gcmn
yetmeyecei ama sonunda kaderin beni tasarlamak zorunda
brakaca bir bilgisayarn geleceini ngrebilirim.

Fook derinden bir i geirdi ve gz ucuyla Lunkwille bakp.

Sorumuzu sorabilir miyiz artk? diye fsldad. Lunkwill


beklemesini iaret etti.

Bu szn ettiin hangi bilgisayar? diye sordu.

Arlk ondan hi sz etmeyeceim, dedi Derin Dnce. im-


di. Bundan baka ne iin almam istediinizi syler misiniz?
Konuun.

Birbirlerine omuz silktiler. Fook kendini toplad.

Ey Derin Dnce Bilgisayar, dedi, Senin, zerinde al-


man iin tasarladmz i u. Syle bize... diyerek duraklad, ...
Yant!

Yant? dedi Derin Dnce. Neyin Yant?

Yaam! diye steledi Fook.


164/1186

Evren!" dedi Lunkwill.

Her ey! dediler koro halinde.

Derin Dnce bir on dnmek iin duraklad.

Kark, dedi sonunda.

Peki yapabilir misin?

Yine kesin bir duraklama.

Evet, dedi Derin Dnce, yapabilirim.

Bir yant var m? dedi Fook soluksuz brakan bir heyecanla.

Basit bir yant?" diye ekledi Lunkwill.

Evet, dedi Derin Dnce. Yaam, Evren ve Her ey. Bir


yant var. Ama, diye ekledi, dnmem lazm.

Ani bir grltyle dikkatleri dalverdi: Ardna kadar alan


kapdan iki kzgn adam kaba saba soluk mavi giysileri ve Crux-
man niversitesi kemerleriyle kendilerini engellemeye alan iki
kapcy bir yana iterek hmla ieri dald.

Kabul talep ediyoruz! diye bard adamlarn gen olan gen


gzel bir sekreterin boynundan tutarak.

Hadi, diye bard yal olan, bize engel olamazsnz? K-


demsiz bir programcy kapdan dar itekledi.

Bize engel olamazsnz dedim! diye bard gen olan, oysa


odann iindeydi ve kimse onu durdurmaya kalkmyordu.
165/1186

Sen de kimsin? dedi Lunkwill,yerinden kzgnlkla frlayarak.


Ne istiyorsun?

Ben Majikthise! diye aklad yal olan.

Ve ben de talep ederim ki ben Vroomfondelim! diye bard


gen olan.

Majikthise Vroomfondele dnd. Tamam, diye aklad


kzgnlkla, bunu talep etmesen de olurdu?

Tamam! diye bard Vroomfondel yanndaki masay yum-


ruklayarak. Ben Vroomfondel ve bu bir talep deil, elle tutulur
bir gerek ! Talep ettiimiz elle tutulur gereklerdir!

Hayr deil! diye itiraz etti incinen Majikthise. Bu zellikle


talep etmediimiz bir ey!"

Nefes almak iin gbela duraklayan Vroomfondel bard.


Elle tutulur gerekler talep etmiyoruz! Talep ettiimiz elle tutu-
lur gereklerin tam bir yokluudur. Vroomfondel olabileceim
gibi olmayabilirim de.

Peki allahn belalar sizler kimsiniz diye haykrd fena halde


bozulan Fook.

Biz, dedi Majikthise, Filozofuz.

Olamayabiliriz de," dedi Vroomfondel programalara, uyar-


mak iin parman sallayarak.

Evet yleyiz, diye srar etti Majikthise. Kesin olarak Filozo-


flarn, Bilgilerin, Aydnlarn ve dier Dnen Kiilerin Alam
Birliinin bir temsilcisi olarak bulunuyoruz burada ve bu
166/1186

makinenin, hemen imdi kapatlmasn istiyoruz. Derdiniz


nedir? dedi Lunkwill.

Sana derdimizin ne olduunu syleyeyim ahbap, dedi


Majikthise, tecrit edilme, ite derdimiz bu!

Tecritin, diye bard Vroomfondel, dert olabileceini ya da


olmayacan talep ediyoruz!

Makinelerinizi toplama karma yapmak iin kullann diye


uyard Majikthise, Biz de evrensel gereklikle uraalm ve
sizlee mteekkir olalm. Git de yasal durumunu aratr sen ah-
bap. En stn Gerek Yasas'na gre bu alan dnrlerimizin
devrolunamaz hakkdr. Allahn cezas bir makine gidip de En
stn Gerei bulursa annda iten atlrz yle deil mi? Yani
gece yarlarna dek oturup Tanrnn olup olmadn tartmak
neye yarar bu makine gidip de ertesi sabah size onun kahrolas
telefon numarasn verirse?

Doru, diye bard Vroomfondel. kesin izgilerle belirlen-


mi phe ve belirsizlik alanlar talep ediyoruz! Anszn gk
grltsn andran bir ses patlad odada. Bu noktada bir g-
zlem yapabilir miyim? diye sordu Derin Dnce.

Greve gideceiz! diye bard Vroomfondel.

ok doru! diye katld Majikthise. Ulusal Filozoflar greve


gtreceiz.

Odann iindeki uultu dzeyi, ustaca ilenip cilalanm tahta


kutular iindeki ek bas hoparlrler Derin Dnce'nin sesine
biraz daha g vermek iin devreye girince birdenbire iyice
ykseldi.
167/1186

Btn sylemek istediim," diye kkredi bilgisayar Btn


devrelerim u anda geri evrilemez biimde Yaam, Evren ve Her
eye ait En nemli Bilinmezin yantn hesaplamak iin
almaya balad, duraklayp herkesin dikkatini ekmi olmak-
tan doyum alarak daha alak sesle srdrd, ama programn
almas biraz zaman alacak.

Fook sabrszca saatine bakt.

Ne kadar srer? dedi.

Yedi buuk milyon yl," dedi Derin Dnce.

Lunkwill ve Fook birbirlerine bakp gzlerini krptrdlar.

Evet, diye onaylad Derin Dnce, biraz dnmem gerek-


tiini sylemitim deil mi? Bana yle geliyor ki byle bir pro-
gramn almas genel olarak btn felsefe alannda byk
yanklar uyandracan dnyorum. Benim hangi yantla k-
ageleceim konusunda herkes kendi teorisini tretecek, byle bir
eyi medya pazarnda sizden daha iyi kim paraya evirebilir ki?
Birbirinizle it dalana girerek srekli kavga kartarak, basnda
birbirinize irkef atarak, kada yatkn yneticiler altrarak
kulaa ho geliyor deil mi?

ki filozof azlan ak dinlediler.

Allah Kahretsin. dedi Majikthise, ite buna dnmek


derim. Buyur bakalm Vroomfondel, niye hi byle eyler
dnmeyiz?"

Ne bileyim, dedi Vroomfondel akn bir fslt ile, sanrm


beyinlerimiz ok fazla eitildii iin Majikthise.
168/1186

Byle dedikten sonra, topuklar zerinde ark edip kapdan en


iyi ryalarnda bile gremedikleri bir hayata doru yrdler.

26
Evet son derece ibret verici dedi Arthur, Slartibartfast hikay-
enin dikkat ekici noktalarn ona aklaynca, ama btn
bunlarn Dnya ile, Fareler ile ve br eylerle ne ilgisi var
anlayamadm.

Ama bu yknn yalnzca yars Dnyal, dedi yal adam.


Eer yedi buuk milyon yl sonra, byk yant gnnde neler
olduu ile ilgileniyorsan seni Duyu-Teyp kaytlarm bizzat incele-
men iin alma odama davet etmeme izin ver. Daha nce Yeni
Dnyann yzeyinde yle bir gezinmek istemezsen eer. Kork-
arm henz yar yarya tamamland - daha yerkabuuna yapay
dinazor iskeletleri gmmeyi bile biteremedik, sonra daha Senozo-
ik an nc ve Drdnc Zamanlar var, ve...

Hayr teekkrler, dedi Arthur, hibir ey eskisi gibi


olmayacak.

Hayr, dedi Slartibartfast, olmayacak, dedi ve uzayaracn


dndrerek kafa uyuturan duvara dorulttu burnunu.

27
Slartibartfastn alma odas, iinde bomba patlam bir halk
ktphanesi gibi karmakarkt. eri girdiklerinde yal adam
kalarn att.
169/1186

Fena halde yazk, dedi, yaam-destei bilgisayarlarmzn


birinde bir diot lambas patlam. Temizlikilerimizi yeniden
hayata dndrmeye gittiimizde yaklak otuzbin yldr l olduk-
lar kefettik. imdi cesetlerini ortalktan kim toplayacak merak
ediyorum. Pekala, oraya otur da seni alete takaym.

Arthur'a stegosorus gs kafesinden yaplm gibi duran bir


iskemleyi iaret etti.

Stegosorus dinazorun gs kafesinden yaplmtr, diye


aklad yal adam ince dengelerle ayakta duran kat ynlar ve
izim aletleri arasnda gezinip birtakm tel paralarn
ekitirerek. te, dedi, tut bunlar, ve bir ift ucu kaznm
telin ucunu Arthurun eline tututurdu.

Telleri tutar tutmaz bir ku ona doru utu.

Havada asl duruyor ve kendi vcudunu gremiyordu. Altnda


gzel, aalkl bir ehir meydan vard, meydann evresinde gz
alabildiince geni, haval ama klksz beyaz beton binalar
uzanyordu -birounun svalar yamurdan atlam ve
lekelenmiti.

Ama bugn gne parldyor, insann iini rahatlatan bir


meltem aalarn arasnda hafif hafif dansediyor, meydann ve
evresindeki btn sokaklarn en akrak cokulu insanlarla tk
tk dolu olmas tuhaf bir ekilde btn binalarn sessizce
mrldand izlenimini uyandryordu. Bir yerlerde bir bando
alyor, parlak renkli bayraklar meltemde rpnyordu, her yerde
karnaval havas egemen olmutu. Havada bedensiz bir isim gibi
asl kalan Arthur kendini fena halde yalnz hissetti, ama bunu
dnmeye vakit bulamadan meydanda grleyen bir ses herkesin
dikkatini kendine ekti.
170/1186

Meydana tamamiyle hakim bir binann nne kurulmu par-


lak renkli kumalarla bezeli bir krsde biri kalabala
sesleniyordu.

Ey Derin Dncenin glgesinde bekleyen insanlar! diye


bard. Vroomfondel ile Majikthisenin, Evrenin bilinen En
Byk ve En gerekten lgin Alimlerinin Saygdeer Torunlar...
Bekleme Sremiz doldu!

Kalabalkta mthi bir alk koptu. Bayraklar, flamalar ve izci


bayraklar havada dalgaland. Dar sokaklar daha ok ters dnm,
bacaklarn lgnca sallayan krkayaklara benziyordu.

Yedibuuk milyon yl rkmz bu Byk ve Umutlu Aydn-


lanma Gnn bekledi! diye bard amigo. Yant Gn!

Cokulu kalabalktan lklar koptu.

Artk hibir zaman, diye bard adam, hibir zaman sabah-


lar uyandmzda Ben kimim? Hayattaki amacm nedir? Gerek-
ten, kozmik anlamda konuursak kalkp ie gitmemem bir ey
deitirir mi diye dnmeyeceiz. nk bugn en sonunda
ebediyyen Hayat, Evren ve Her eyin huzursuz edici kk sor-
ularna ak ve basit bir yant alacaz!

Kalabalk bir kez daha cokuyla hep bir azdan bardnda Ar-
thur kendini kalabala seslenen konumacnn arkasndaki bin-
ann birinci katndaki byk heybetli pencerelerden birine doru
havada kayarken buldu. Pencereye doru uarken bir anlk bir
panie kapld, ama bir saniye kadar sonra, kat cama dokunmak-
szn iinden gemi olduunu grd.

Odadakiler Arthurun bu ilgin giriini fark etmemi artc


biimde sanki orada yokmu gibi davranmlard. Tm
171/1186

yaadklarnn bir ftr apkann iine yerletirilmi alt kanall


yetmi milimetrelik bir grnt kayd, olduunu kavramaya
balad.

Oda Slartibartfastn tarifine ok benziyordu. Yedi buuk mily-


on yldr iyi baklm ve hemen hemen her yzylda bir dzenli
olarak temizlenmiti: Ultramaun masann keleri erimiti, hal
biraz daha soluktu, ama byk bilgisayar terminali deri kapl
masann zerinde fabrikadan dn km gibi prl prl duruy-
ordu. ki ciddi giyimli adam terminalin nnde saygyla oturmu
beklemekteydi.

Neredeyse zamandr, dedi biri, Arthur adamn boynunun


yaknnda ince havann iinde bir szcn aniden belirivermes-
ine ok ard. Szck LOONQAWL idi ve birka kez yanp
sndkten sonra yok oldu. Arthur bunu zmseyemeden dier
adam konutu ve boynunda PHOVCHG szc grnd.

Yetmi bin kuak nceki atalarmz bu program


altrmlar, dedi ikinci adam, ve btn bu zaman iinde bil-
gisayarn konutuunu ilk biz duyacaz.

Mthi bir olay bu Phouchg, diye katld ilk adam, Arthur


birdenbire altyazl bir belgesel izlediinin farkna vard.

Byk sorunun yantn ilk duyanlar olacaz. dedi Phouchg.

Hayat...!

Evren...! dedi Loonquawl.

Ve Her ey...!

t, dedi Loonquawl hafif bir iaretle, sanrm Derin


Dnce konumaya hazrlanyor.
172/1186

Konsolun nndeki klar birer ikier hayata dnerken mitli


bir bekleyile bir anlk bir duraklama oldu. Iklar kontrol iin bi-
rer kez yanp sndler, iletiim kanalndan alak yumuak bir
uultu duyuldu.

Gnaydn, dedi sonunda Derin Dnce.

Eeem... Gnaydn, Ey Derin Dnce, dedi Loonquawl sin-


irli sinirli, ey var m... eee, yani...

Size bir yant m? diye araya girdi Derin Dnce vakur bir
tavrla. Evet. Var.

ki adam mitle rperdi. Bekleyileri boa kmamt.

Gerekten de var m? diye soludu Phouchg.

Gerekten de var, diye onaylad Derin Dnce.

Her eye mi? Hayat, Evren ve Her eyi ieren Byk soruya
m?

Evet.

Adamlarn ikisi de bu an iin eitim grmlerdi, hayatlar


bunun iin bir hazrlkt, daha doduklarnda yanta ahit olacak
kiiler olarak seilmilerdi, byle olduu halde heyecanl ocuklar
gibi nefesleri kesiliyor, kvranyorlard.

Peki yant vermeye hazr msn? diye steledi Loonquawl.

Hazrm.

Hemen mi?
173/1186

Hemen, dedi Derin Dnce.

kisi de kuruyan dudaklarn yaladlar.

Yine de, diye ekledi Derin Dnce, yanttan honut


olacanz sanmam.

Fark etmez! dedi Phouchg. Bilmemiz gerek! Hemen!

Hemen mi? diye sordu Derin Dnce.

Evet! Hemen..."

Pekala, dedi bilgisayar ve sessizlie gmld yine. ki adam


kprdand. Gerilim katlanlmaz boyuttayd.

Sahiden holanmayacaksnz ama, diye gzlemde bulundu


Derin Dnce.

Syle hadi!

Pekala, dedi Derin Dnce. Byk sorunun..."

Evet...!

Hayat, Evren ve Her eyin..." dedi Derin Dnce.

Evet...!

Yant... dedi Derin Dnce ve duraklad.

Evet...!!!...???

Krk iki, dedi Derin Dnce sonsuz bir gurur ve ciddiyetle.


174/1186

28
Uzun sre kimsenin azn bak amad.

Phouchy gzucuyla dardaki meydanda gerilmi bekleyen


yzleri grebiliyordu.

Lin edileceiz yle deil mi? diye fsldad.

Zor bir grev, dedi Derin Dnce yumuaka. Krk iki!" di-
ye bard Loonquawl. Yedi buuk milyon yllk bir almann
rn olarak bunu mu gstereceiz?

Dikkatlice kontrol ettim, dedi bilgisayar, ama kesinlikle


yant bu. tenlikle syleyebilirim ki, gerek sorun sizin sorulacak
soruyu bilmemeniz bence.

Ama bu Byk Soru! Hayat, Evren ve Her eyi eren En


stn Soru, diye uludu Loonquawl.

Evet, dedi Derin Dnce enayileri terleten birinin havas-


yla, ama aslnda nedir o?

Adamlar nce bilgisayara, sonra da birbirlerine bakarlarken


zerlerine yavaa alka bir sessizlik kt.

Evet, biliyorsun ite, Her ey... Her ey..." diye sylendi za-
yfa Phouchy.

Tam olarak yle! dedi Derin Dnce. Yani sorunun ne


olduunu bilirseniz eer, yantn ne anlama geldiini de
bilebilirsiniz.
175/1186

Ya, mkemmel, diye atld Phouchy defterine uzanp


yzndeki ince teri silerek.

Bak, pekala, pekala, dedi Loonquawl, ltfen soruyu syler


misin bize?

Yce soruyu?

Evet!

Hayat, Evren ve Her eyin sorusunu?

Evet!

Derin Dnce bunu tartt bir sre.

Kark, dedi.

Fakat yapabilir misin bunu? diye bard Loonquawl.

Derin Dnce yeniden dnmeye balad, bu sefer -daha


uzun srd dnmesi. Sonunda: Hayr, dedi kesin bir tarzda.

ki adam mitsizlik iinde sandalyelerin yldlar.

Ama kimin yapabileceini syleyebilirim, dedi Derin


Dnce.

Aniden kalarn kaldrd ikisi.

Kim? Syle abuk!

Arthur birdenbire engellenemez bir biimde aslnda varolmay-


an bedenini terminale doru giderken buldu. Aslnda bunun kayd
176/1186

yapann gerekletirdii arpc bir zumdan baka bir ey ol-


madn dnd.

Birisinden deil, benden sonra gelecek bir bilgisayardan sz


ediyorum. diye sesini ayarlad Derin Dnce, sesi allm ren-
kli tonlarna kavuuyordu.

En kk ilemsel parametrelerini bile hesaplamaya cret ed-


emeyeceim bir bilgisayar ama yine de sizin iin tasarlayacam
onu. Yce Yantn Sorusunu hesaplayabilecek bir bilgisayar.
ylesine sonsuz ve ustaca bir karmaklkta olacak ki organik
yaamn kendisi bile ilem matrisinin bir parasn oluturacak.
Ve siz de yeni biimler alarak bizzat bilgisayarn iine girecek ve
on milyon yllk bir programn almasn yrteceksiniz! te!
Bu bilgisayar tasarlayacam size. Ayn zamanda sizin iin ad-
landracam onu. Ad u olacak... Dnya

Phouchg az ak bakakald Derin Dnceye.

Ne donuk bir isim, dedi btn vcudunu kabartlar ka-


plarken. Loonquawl spazmlar geirdi. Bilgisayar kontrol
lekelendi ve atlad, duvarlar atrdayp kvrldlar ve oda kendi
tavanna, yukarya doru kt...

Slartibartfast Arthurun nnde iki telin ucunu tutmu


duruyordu.

Kaydn sonu, diye aklad.

29
Zaphod! Uyan!
177/1186

Hmmmnnnnvvrr?

Hey, hadi, uyan.

Brak da iyi yaptm eye drt elle sarlaym ha? diye


sylendi Zaphod ve sesten uzaklaarak tekrar uykusuna dnd.

Seni tekmelememi istiyor musun? dedi Ford.

ok mu houna gidecek? dedi Zaphod, mahmur.

Hayr.

Benim de. yleyse neden? Rahat brakn beni. Zaphod


olduu yerde bzld.

Gazdan ift doz yuttu, dedi Trillian ona bakarak, ift nefes
borusu.

Konumay da kesin, dedi Zaphod, uyumaya almak zaten


yeterince zor. Bu yer de ne byle? Souk ve sert.

Altndan, dedi Ford.

Mthi bir balet hareketiyle Zaphod ayaa frlad ve ufku tara-


maya balad nk altndan toprak ufka kadar uzanyordu,
kusursuz dz ve kat. ey gibi parlyordu... ne gibi parladn
sylemek olanaksz nk Evrende hibir ey kat altndan
yaplma bir gezegen gibi parldayamaz.

Btn bunu buraya kim getirdi? diye bard Zaphod, gzleri


yuvalarndan frlamt.

Heyecanlanma, dedi Ford, yalnzca bir katalog bu.


178/1186

Bir kim?

Bir katalog, dedi Trillian, bir yanlsama.

Nasl sylersiniz bunu? diye bard Zaphod, yerde


emekleyip altna bakarken. Yeri elleriyle yokluyor, parmaklaryla
vuruyordu. ok ar ve biraz yumuakcayd. -trnayla izebiliy-
ordu. ok sar ve ok ltlyd, zerine hohlad zaman nefesi,
soluun altnn zerinde brakt ok zel buuyu brakyordu.

Trillian ve ben bir sre nce geldik, dedi Ford. Birileri


gelene kadar barp ardk, sonra da gelenleri bktrana kadar
barp ardk, sonunda ilgilenmek iin hazrlanana kadar oy-
alamak iin bizi gezegen kataloglarna koydular. Bu yalnzca
Duyu-Teyp.

Zaphod ac ac bakt ona.

Kahretsin, dedi, bakasnnkini gstermek iin beni kusur-


suz gzellikteki kendi dmden uyandrdnz. fke ile oturdu
yere.

u ilerideki vadiler ne yle? dedi.

Ayar damgas, dedi Ford. Gidip baktk.

Seni daha nce uyandrmadk, dedi Trillian. Bundan nceki


gezegen dizboyu balkt.

Balk?

Bazlar ok tuhaf eylerden holanyorlar.

Ondan nce de, dedi Ford, platin vard. Biraz tekdze. Ama
bunu grmek isteyeceini dndk.
179/1186

Baktklar her yerden tek para bir yalaz halinde gelen k


denizleri gzlerini kamatryordu.

ok ho, dedi Zaphod sinirli sinirli.

Gkyznde kocaman yeil bir katalog numaras grnd:


Yanp sndkten sonra deiti, evrelerine baktklarnda evreleri
de deimiti.

Tek bir ses halinde, Vay, dediler.

Deniz mordu. zerinde durduklar ky kk sar ve yeil


akllardan olumutu -Muhtemelen fena halde deerli talar.
Uzaktaki dalar yumuak ve lle lle grnyordu, zirveleri ise
kpkrmzyd. Yaknda frfrl leylak renkli bir gne emsiyesi ile
gm pskll ar gm bir bahe masas duruyordu.

Gkyznde kocaman bir yaz katalog numarasnn yerini ald.


yle diyordu yazda, zevkleriniz ne olursa olsun, Magrathea size
sunar. Bununla vnmeyiz. rlplak be yz kadn
gkyznden paratlerle iniyordu. Bir anda manzara kayboldu
ve kendilerini ineklerle dolu bir ilkbahar kr manzarasnda
buldular.

Ah! dedi Zaphod. Beyinlerim!

Konumak istiyor musun? dedi Ford.

Evet, pekala, dedi Zaphod ve her de manzaralara aldr-


madan oturdular.

unu anladm," dedi Zaphod Beyinlerime her ne olduysa,


ben yaptm onu. yle yaptm ki hkmetin tarama cihazlar al-
glayamad. Kendim dahi hibir ey bilmiyordum. Olduka lgn,
deil mi?
180/1186

Dier ikisi kafalarn sallayarak onayladlar.

yle dndm sonra, kimsenin Galaktik Hkmeti'nin hat-


t kendimin bile bildiimi bilmesini istemeyeceim kadar gizli ey
ne olabilirdi? Bunun yantn bilemem. Bu ok ak. Ama birka
eyi bir araya getirdim, artk tahmin yrtebilirdim. Bakanlk
yarna ne zaman kalktm? Bakan Vooden Vranxn
lmnden ksa bir sre sonra. Voodeni hazrlar msn Ford?

Ya, dedi Ford, ocukken tantmz u adam, Artkturan


kaptan. Esasl adamd. Megailebine daldnda bize at kestanesi
vermiti. Senin tant en akl almaz velet olduunu sylemiti.

Nedir btn bunlar? dedi Tirillan.

Tarih ncesi, dedi Ford, Betelquesede birlikte, ocukken.


Arkturan Megailepleri Galaktik Merkezi ile d blgeler
arasndaki ar mal ticaretinin byk bir blmn yaparlar.
Betelguse ticaret ncleri pazar bulur, Arkturanlar da mallar
tar. Dordellis savalarnda kkleri kaznmadan nce uzay
korsanlar ile balar dertteydi. Megailepler Galaktik biliminin
bildii en mthi savunma kalkanlar ile donanmak zorunday-
dlar. Gerekte kaba saba gemilerdi, irikym. Bir gezegen evres-
inde yrngedeyken gne tutulmasna neden olabiliyorlard.

Bir gn, bizim kk Zaphod birine saldrmaya karar verir.


Stratosferde kullanlmak zere tasarlanm motorlu bir kaykay
ile, tam bir ocuk.

Unutmuum bunlar, deli maymun iinden daha lgncayd.


Ben de onunla gittim nk yapamayacana dair ok gizli
biriktirdiim bir para koymutum ortaya, dzmece kantlarla geri
dnmesini istemiyordum. Ne oldu peki? Glendirip bambaka
bir eye dntrd motorlu kaykaya binerek birka haftada
181/1186

-be kyl katedip nasl yaptmz hl anlayamadm bir


ekilde bir megailebe daldk, elimizde oyuncak tabancalarla k-
prye gidip at kestaneleri istedik. Grlmedik lgnca bir ey. Bir
yllk harlma mal oldu. Ne iin? At kestaneleri.

Kaptan gerekten mthi bir adamd, Yooden Vranx, dedi


Zaphod. Bize yiyecek ve iki verdi -Galaksi'nin olduka garip
yerlerinden- bir sr de at kestanesi tabii ki, inanlmaz gzel vakit
geirdik. Sonra bizi geri nlad. Betelgeuse devlet hapishanesinin
en yksek gvenlik nlemleri olan ksmna. Salam adamd. Son-
radan Galaksi Bakan oldu.

Zaphod duraklad.

evrelerindeki karanlk bir sis onlar sararken fili andran iri


ekiller glgeler iinde belli belirsiz sinsice geziniyorlard. Hava
zaman zaman birtakm hayali varlklarn dier hayali varlklar
katlederken kardklar sesler tarafndan yrtlyordu. Bu iten
para kazanabildiklerine gre byle eylerden holanan insanlar da
var demekti.

Ford, dedi Zaphod sessizce.

Evet?

Yooden lmeden az nce beni grmeye geldi.

Ne? Bana hi sylemedin.

Hayr.

Ne dedi? Seni niye grmek istedi?

Bana Altn Kalpten sz etti: Gemiyi almam onun fikriydi.


182/1186

Onun fikri mi?

yle, dedi Zaphod, almanm tek yolu da al trenine


katlmakt.

Ford bir sre az ak bakt ona, sonra kahkahalara bouldu.

Yani bana, dedi, yalnzca bu gemiyi almak iin Galaksi


Bakan olmaya karar verdiini mi sylemek istiyorsun?

Tam olarak yle, dedi Zaphod birok insann yumuak


duvarlar olan bir odaya kapatlmasn salayabilecek bir srtla.

Ama neden? dedi Ford. Bu gemide ne var ki bu kadar


meraklsn?

Bilmem, dedi Zaphod, eer bu geminin neden bu kadar


nemli olduunu bilinli olarak bilseydim beyin tarama
cihazlarnda grnrd ve testleri asla geemezdim. Sanrm
Yooden bana u anda hl kilitli olan birok ey anlatt.

Yani gidip kendi beynini Yoodenin sana anlattklar eyler


nedeniyle kurcaladn m dnyorsun?

ok iyi sohbeti vard.

Evet, ama eski dostum Zaphod, kendine gz kulak olmalsn

Zaphod omuz silkti.

Yani, btn bunlara neden olan eyin hibir izi kalmam


m? diye sordu Ford.

Zaphod bunun zerinde younlaarak dnd, kafasndan


birtakm endieler geiyor gibiydi.
183/1186

Hayr, dedi sonunda, kendime srlarmn hibirine girme


izni vermiyorum hl, diye ekledi biraz daha dnp, Bunu an-
layabiliyorum. Ancak kendime zerre kadar gvenmiyorum.

Bir an sonra katalogdaki en son gezegen de nlerinde yok oldu


ve gerek yaama dndler. Cam masalar ve tasarm dlleriyle
dolu pelularla kapl bir bekleme odasndaydlar. Uzun boylu bir
Magratheal adam nlerinde duruyordu.

Farder sizi imdi kabul edecekler. dedi.

30
te rendin, dedi Slartibartfast, alma odasndaki rkn
karkl bir para dzene koymak iin sa solu ellemekteydi.
Bir kat tomarnn en stndeki kad ald, koyabilecei bir yer
arad. Uygun bir yer bulamayp eski yerine brakmasyla birlikte
kat tomar devrilip etrafa salverdi.

Derin Dnce tasarlad dnyay, biz ina ettik onu ve siz de


zerinde yaadnz.

Ve de Vogonlar gelip programn sona ermesinden be dakika


nce yok ettiler onu, diye ekledi Arthur acyla.

Evet, dedi yal adam, umutsuzca odada gz gezdirmek iin


duraklayarak. On milyon yllk planlama ve emek byle yok oldu
gitti. On milyon yl, Dnyal... bylesi bir zaman sresini kavray-
abiliyor musun? Bu zamanda btn bir galaktik uygarlk be kez
tek bir solucandan treyebilir. Hepsi gitti. Duraklad.

Bu sizin iin yalnzca brokrasi demek, diye ekledi.


184/1186

Biliyor musun, dedi Arthur dnceli, btn bunlar birok


eyi aklyor. Hayatm boyunca dnyada bir eyler olduu,
byk, hatt uursuz bir eyler olduu, ama kimsenin bana
bundan sz etmedii gibi tuhaf ve anlalmaz bir hisle yaadm.

Hayr, dedi yal adam, bu yalnzca tamamen normal bir


paranoya. Evrendeki herkeste var bu.

Herkeste mi? dedi Arthur. Pekala, eer herkeste varsa belki


bir yarar vardr! Belki de bildik Evrenin dnda bir yerlerde..."

Belki. Bize ne? dedi Slartibartfast Arthuru pek heyecanland-


rmadan. Belki de ben yal ve yorgunum, diye srdrd, ama
gerekten neler olduunu bulmann olasl o denli anlamszca
uzak ki yaplacak tek eyin kendini dinlemeyip bir eylerle ura-
mak olduunu dnrm her zaman. Bak bana: kylar tasar-
larm. Norve iin aldm bir dlm bile var.

Bir dknt ynn eeleyip Norvein bir maketi eklinde


dklm zerinde isminin kazl olduu byk perspleks bir kt-
leyi ekip kard.

Bunun ne anlam var? dedi. Benim yapamayacam bir ey


yok. Hayatm boyunca fiordlar yapp durdum. abucak uup
giden bir an boyunca moda oldular ve ben nemli bir dl aldm.

Omuz silkerek elinde evirip evirip dl, ve sonra rastgele


atverdi bir kenara, yumuak bir yere dmesi iin zen
gstererek.

Bu yeni ina edeceimiz Dnyada bana yapmak iin Afrikay


verdiler ve tabii ki yine her yerine fiordlar yapacam nk bir
kez sevmi bulunuyorum onlar ve ayrca bunlarn bir ktaya
sevimli bir barok hissi verdiini dnecek kadar eski zevklerim
185/1186

var. Bana bunun ekvatora uygun olmadn sylyorlar. Ekvatora


uygunlukmu! Bo bir kahkaha att. Ne deiir? Tabii ki bilim
baz muhteem eyler baard, ama ben her gn mutlu olmay ok
daha fazla yelerim.

yle misiniz peki?

Hayr. te bu noktada kyor her ey.

Ne yazk, dedi Arthur yaknlkla. Bunun dnda olduka iyi


bir yaam tarzna benziyor oysa.

Duvarda bir yerde kk beyaz bir k yand.

Gel, dedi Slartibartfast, farelerle tanacaksn. Gezegene


geliiniz hatr saylr bir heyecana neden oldu. Duyduuma gre
Evrenin tarihindeki nc en olanaksz olay olarak karland.

lk ikisi neydi?

Ah, muhtemelen yalnzca rastlantlar, dedi Slartibartfast


umursamadan. Kapy ap Arthurun gelmesini bekledi. Arthur
evresine bir kez daha baknd, sonra da kendisine, Perembe sa-
bah amurda yatt terli darmadank giysileri zerindeydi.

Yaam tarzmla ilgili mthi dertlerim var, diye sylendi


kendi kendine.

Efendim?" dedi yal adam yumuaka.

Oh, yok bir ey," dedi Arthur, yalnzca aka.


186/1186

31
Dikkatsiz szlerin hayatlara malolduu bilinir, ama bu
sorunun ciddiyetine yine de gereken nem verilmez.

rnein Arthur Yaam tarzmla ilgili mthi dertlerim var,


dedii anda uzay-zamann srekli dokusunda alan garip bir kurt
yenii bu szleri zamann ok ok gerisine, uzayn neredeyse son-
suz ularna, tuhaf ve sava varlklarn korkun bir yldzlararas
savan kysnda dengede durduklar uzak bir Galaksiye tad.

ki rakip lider son kez gryordu.

Grme masasnda rktc bir sessizlik egemendi. VIhurg-


larn komutan, mcevherlerle bezeli siyah sava giysileri iinde
ihtiamla oturuyor ve karsnda yeil, ho kokulu bir sis bulutu
iinde oturan dmanna tepeden bakyordu. Dman komutan
GGugvunttta yannda, besili ve korkun silahlarla donatlm bir
milyon yldz savas, komutanlarnn tek bir iaretiyle lm
kusmaya hazr bekliyordu. atma konusu VIhurglarn
komutannn, GGuvuntttan annesine ilikin syledii ileri geri
szleri, geri almasn istemesiydi.

Yaratk kavurucu hastalkl buhar iinde kmldand, tam o


anda Yaam tarzmla ilgili mthi dertlerim var szleri toplant
masas zerinde esti. Ne yazk ki, VI'hurg dilinde bu akla gelebile-
cek en ar kfrd ve artk yzyllar boyu srecek korkun bir
savan balamasn engelleyebilecek herhangi bir ey yoktu.

Sonunda binlerce yl sren savan ardndan Galaksilerinin


byk bir ksm yok olduktan sonra, aslnda her eyin korkun bir
hata olduu anlald, bylece iki dman sava filosu geriye kalan
birka sorunu da savaa yol aan lafn kayna olduu anlalan
187/1186

bizim Galaksimize bir saldr dzenlemek amacyla aralarnda


zmlediler.

Binlerce yl daha dev sava gemileri uzayn cra bo keler-


inden kalkp rastgeldikleri ilk gezegene lklar atarak dala
getiler -bu gezegen Dnya idi- ama boyutlar ile ilgili korkun bir
hesap hatas nedeniyle btn sava Filosunu kk bir kpek yan-
llkla yutuverdi. Evrenin tarihindeki neden ve sonucun karlkl
karmak etkileimini inceleyenler bu tr eylerin her zaman ola-
geldiini, ancak bunu nleyecek gcmzn olmadn sylerler.

Naapalm, hayat bu, derler.

***
Ksa bir uzay arac yolculuu Arthur ve Yal Magrathealy bir
kapya ulatrd. Aratan kp kapdan geerek cam masalar ve
perspleks dllerle dolu bir bekleme odasna ulatlar. Hemen he-
men ayn anda odann dier tarafndaki kapnn zerinde bir k
yand ve ieri girdiler.

Arthur! Emniyettesin! diye bard bir ses.

yle miyim sahi? dedi Arthur, ok armt. Ha, iyi


yleyse.

Ik olduka gz alcyd, bu yzden egzotik sofra takmlar,


tuhaf etler ve acaip meyvelerle donanm geni bir masann
evresinde oturan Ford, Trillian ve Zaphodu grebilmesi biraz za-
man ald. Tknyorlard.

Neler oldu size? diye sordu Arthur.


188/1186

te, dedi Zaphod, bir elindeki pirzolay kemirirken. Genel


olarak olduka tuhaf olan ev sahiplerimiz kafalarmz iirdiler,
beyinlerimize zapping yaptlar, ve imdi de bunlar telafi etmek
iin harika bir yemek veriyorlar. te, dedi kt kokulu bir para
eti bir kaseden alrken, biraz Vegan Gergedan pirzolas yeseydin.
Eer byle eylerden holanyorsan ok lezzetlidir.

Ev sahipleri mi?dedi Arthur. Hangi ev sahipleri? Etrafta


hi...

Kk bir ses, Yemee ho geldin, Dnyal yaratk. dedi.

Arthur etrafna baknp birden bir lk att.

k!" dedi. Masada fare var!

Herkes gzlerini dikip Arthura bakarken huzursuz bir sessiz-


lik egemen oldu. Masada viski bardana benzeyen eylerin iinde
oturan iki beyaz fareye bakmakla meguld o. Sessizlii fark edip
etrafndaki insanlarn yzlerine bakt.

Oh! dedi, aniden durumu kavrayarak Oh, afedersiniz, buna


hi hazr deildim..."

Seni tantraym, dedi Trillian. Arthur. bu Benjy fare."

Selam, dedi farelerden biri. Byklar viski barda eklindeki


zmbrtnn iindeki dokunmatik panel olmas gereken bir eye
dokununca panel hafife ne doru kmldad.

Ve bu da Frankie fare.

Dier, fare yle dedi. Tantmza mennun oldum, ve o da


ayn hareketi yapt.
189/1186

Arthur az ak bakyordu.

Ama bunlar...

Evet, dedi Trillan, bunlar Dnyadan birlikte getirdiim


fareler.

Trilliann gzlerinin iine bakan Arthur kabullenme an-


lamnda kck bir omuz silkme hareketi grr gibi oldu.

u Arcturan Megaeek kebab kasesini uzatr msn bana?


dedi Trillian.

Slartibartfast nazike ksrd.

Eee, afedersiniz, dedi.

Evet, teekkrler Slartibartfast, dedi Benjy fare keskince,


karabilirsin.

Ne? Oh... eee, pekala, dedi yal adam, biraz arm olarak,
Ben de gidip fiordlarmla ilgileneyim bari."

Ah, aslnda buna gerek kalmad, dedi Frankie fare Yeni


Dnyaya ihtiyacmz olmayacakm gibi grnyor." Kk
pembe gzlerini fr fr dndrd: Yok edilmeden birka saniye
ncesine dek orada bulunmu olan gezegenin bir yerlisini bul-
duumuz u anda artk gereksiz."

Ne?" diye bard Slartibartfast, soluksuz olarak. Bunu


sylemeye hakknz yok! Afrikaya yerletirmek iin bin tane buzul
ktlesi oluturdum.

Belki de onlar yerlerinden skmeden nce ksa bir kayak tat-


ili yapabilirsin, dedi Frankie krc bir tonla. Kayak tatili! diye
190/1186

bard yal adam. Bu buzullar sanat eseri! Gz alc oyma


ekiller, ykseklerde szlen buzdan doruklar, krallara layk derin
atlaklar! Bu yksek sanat eseri zerinde kayak yapmak dinime
kfretmek gibi bir ey olur

Teekkrler Slartibartfast, dedi Benjy kesinlikle. Hepsi bu


kadar.

Evet efendim, dedi souka yal adam, ok teekkr eder-


im. Peki, hoakal Dnyal, dedi Arthur'a, umarm yaam tarzn
yoluna girer.

Odadakilerin geri kalanna belirgin bir selam verdikten sonra


dnd ve zgn zgn dar kt.

Arthur ne diyeceini bilemeden arkasndan bakt.

imdi, dedi Benjy fare, iimize bakalm.

Ford ve Zaphod kadehlerini tokuturdular.

imize! dediler.

Pardon? dedi Benjy.

Ford evresine baknd.

Afedersiniz, kadeh kaldryoruz sanmtm.

ki fare sabrszca cam aralarnn iinde kouturdular.


Sonunda kendilerini toparladlar, Benjy ne uzanp Arthur'a
seslendi.
191/1186

imdi, Dnyal, dedi, bulunduumuz durum u. Bildiin


gibi aa yukar son on milyon yldr u Yce Soru denen acaip
eyi bulmak iin gezegeninizi ynetiyoruz.

Neden? dedi Arthur keskince.

Yo olmaz, bunu daha nce dndk," dedi Frankie araya


girerek, ama yanta uymuyor. Nedeni Krk iki grdn m
olmad.

Hayr, dedi Arthur, demek istediim bunu niye


yapyordunuz?

Ha anladm, dedi Frankie. Evet, sanrm yalnzca alkanlk,


acmaszca iten sylemek gerekirse. Ve aa yukar iin z de
burada yatyor -grtlamza dek hasta etti bu i bizi, ve bu kahro-
las Vogonlar yznden her eye yeniden balama olasl aka
sylemek gerekirse sinir krizleri geirtiyor bana, anlatabiliyor
muyum? Benjy ve benim iimizi abuk bitirip gezegeni ksa bir
tatil iin erken terk etmemiz tam anlamyla bir anst, bylece
arkadalarnzn yardmyla Magratheaya kadar gelebildik.

Magrathea kendi boyutumuza bir geittir, diye belirtti Benjy.

O zaman, diye srdrd sangil meslekta, kendi boyutu-


muzda 5 boyutlu bir gsteri ve eitim dizisi yapmak zere mthi
yal bir kontrat teklifi almtk, bunu kapmay ok istiyorduk.

Ben de olsam yle yapardm, sen yapmaz miydin Ford? dedi


Zaphod yant bekleyerek.

Ha, evet, dedi Ford, atlardm zerine, ok gibi

Arthur bunun nereye varacan merak ederek ona bakt.


192/1186

Ama gryorsunuz ki nce sonuca ihtiyacmz var, dedi


Frankie, yani hl u veya bu ekilde Nihai Soruya ihtiyacmz
var demek istiyorum.

Zaphod Arthura doru eildi.

Gryorsun, dedi, yalnzca ok sakin grnerek stdyoda


oturup da Yaam Evren ve Her eyin yantn bildiklerini syleyip
sonunda da bunun aslnda Krk iki olduunu aklarlarsa gsteri
ok ksa srer. Gerisi yok, gryorsun.

Kulaa ho gelen bir eyler gerekli bize, dedi Benjy.

Kulaa ho gelen bir eyler mi? diye bard Arthur. Kulaa


ho gelen bir Nihai Soru mu? ki fareden mi?

Fareler fkelendi.

Pekala, yani idealizme evet, saf aratrmann asaletine evet,


btn ekilleriyle gerein izini srmeye evet, ama korkarm bir
noktada asl gerein, Evrenin ok boyutlu sonsuzluunun nere-
deyse tamamyla bir avu manyak tarafndan ynetilip
ynetilmedii gereinin varlndan kuku duyuyorsun. Ve i
bunu bulmak iin bir dier on milyon yl harcamak ve dier taraf-
ta paray alp kamak arasnda bir seim yapmaya gelince kendi
hesabma sporu seerim, dedi Frankie.

Ama... diye umutsuzca balayacak oldu Arthur.

Hey, dinle nce Dnyal, diye szn kesti Zaphod.

Bu bilgisayar matrisinin son kuak rnlerindensin, tamam


m, gezegenin yok olana kadar da oradaydn deil mi?

Eeem...
193/1186

Yani beynin bu muazzam bilgisayar tasarmnn organik bir


parasyd, dedi Ford gayet akl banda olduunu dnerek.

Doru mu? dedi Zaphod.

Pekala, dedi Arthur endieyle. Kendini hibir zaman bir ey-


in organik bir paras olarak hissettiini hatrlamyordu. Bunu her
zaman sorunlarndan biri olarak grmt.

Dier bir deyile dedi Benjy, tuhaf kk aracn Arthurun


zerine srerek, sorunun yapsnn beyninin yapsna kodlanm
olmas kuvvetle muhtemel, onu senden satn almak istiyoruz.

Neyi, soruyu mu? dedi Arthur.

Evet, dedi Ford ve Trillian.

Bir sr para, dedi Zaphod.

Hayr, hayr, dedi Frankie, satn almak istediimiz ey


beynin kendisi.

Ne!

Kim karmak ister ki? diye sordu Benjy.

Beynini elektronik olarak okuyabileceinizi sylyorsunuz


sanmtm, diye kt Ford.

Ah elbette, dedi Frankie, ama nce onu dar karmalyz.


Hazrlanmas gerek.

lemden gemeli, dedi Benjy.

Doranm olarak.
194/1186

Sa olun diye bard Arthur, iskemlesini devirip korkuyla


masadan uzaklarken.

Her zaman yenisi taklabilir dedi Benjy akllca, eer sizin


iin gerekten nemliyse.

Evet, elektronik bir beyin, dedi Frankie, basit bir tane


yeterli olur.

Basit bir tane! diye feryat etti Arthur.

Evet, dedi Zaphod kt kt srtarak, yalnzca Ne ve An-


layamadm ve ay Ne Tarafta? demek iin programlamanz
gerekir, kim ayrdedebilir ki?

"Ne?" diye bard Arthur, daha da gerileyerek.

"Anladnz m imdi ne demek istediimi? dedi Zaphod ve o


anda Trilliann yapt bir ey yznden acyla haykrd.

Ben ayrdedebilirim fark, dedi Arthur.

Hayr ayrdedemezsin, dedi Frankie fare, fark etmemek


zere programlanm olacaksn.

Ford kapya doru ilerledi.

"Bakn, zr dilerim eski dostum fareler, dedi. Sizinle bir


iimiz kaldn sanmyorum."

yapmak zorunda olduumuzu dnmeye yeleriz, dedi


koro halinde fareler, slk eklindeki seslerindeki btn ekicilii
bir anda yitirmi olarak. Kk tiz bir lkla fareler cam aralar
ile masadan havalanp iyice gerileyip kr bir keye bsbtn
skp bzm ne bir ey yapabilecek ne de dnebilecek
195/1186

durumda olan Arthura doru szldler. Trillian onu kolundan


tutmu btn gcyle Ford ve Zaphodun amak iin abaladk-
lar kapya doru srklemeye alyordu. Arthur tepesinde uan
kemirgenlerce hipnotize edilmi gibiydi.

Trillian ona baryor, o ise az ak bakyordu. Son bir hamle


ile kapy at Ford ile Zaphod. Kapnn br yannda yalnzca
Magratheann irikym ayak takm izlenimi brakan kk bir
grup irkin adam duruyordu. irkin olan yalnzca kendileri
deildi, ellerindeki tp aletleri de gzel olmaktan ok uzakt.
Saldrdlar.

Yani Arthurun kafatas kesilip almak zereydi, Trillian ona


yardm edemiyordu, Ford ve Zaphodun zerine kendilerinden
daha iri ar silahlarla donanm bir haydutlar takm ullanmak
zereydi. Yine da tam o anda gezegendeki her alarm cihaznn ku-
laklarn zarn patlatan bir amata ile almaya balamas
olaanst bir anst.

32
Acil durum, acil durum diye inledi Magratheann her
yanndaki sirenler Gezegene dman gemisi indi. Silahl
yabanclar blm 8A da. Savunma istasyonlar, savunma
istasyonlar!

Yere dp krlan cam aralarnn paralar arasnda dolaan


fareler fkeyle havay kokladlar.

Lanet olsun, diye syledi Frankie fare, btn bu amata bir


kilo Dnyal beyni iin. Parlayan pembe gzleri ve statik
196/1186

elektrikten dimdik olmu yumuak beyaz tyleri ile oradan oraya


koturuyordu.

u anda yapabileceimiz yegane ey, dedi Benjy yere melip


dnceli dnceli byklarn ekitirirken, urap bir soru uy-
durmak, makul grnen bir ey kefetmek.

Zor, dedi Frankie. Dnd. Hem sar hem de tehlikeli olan


ey nedir?Ne dersin?

Benjy bunu bir sre tartt.

Yo, iyi deil, dedi. Yanta uymuyor.

Birka saniye sessizlie gmldler.

Tamam, dedi Benjy. Altyla yediyi arparsak ne kar.

Hayr, hayr, ok klie ok basit, dedi Frankie, bahisilerin


ihtiyacn karlamaz.

Tekrar dndler.

Frankie yle dedi: te sana bir fikir. Ka tane yoldan


gemedi bir adam."

Hah! dedi Benjy. te gelecek vaaden bir som!

Cmleyi aznda biraz evirip evirdi. Evet, dedi, bu mkem-


mel! nsan anlama balamakszn ok anlaml duruyor. Ka yol
yrmeli bir adam? Krk iki. Mkemmel, mkemmel, bu onlar
kandrr. Frankie, bebeim, oldu bu i!

Heyecanla cokulu bir dansa baladlar. Yaknlarnda yerde


baz tasarm dlleriyle kafalarna vurularak bayltlm birka
197/1186

irkin adam yatyordu. Yarm mil uzakta drt glge bir koridorda
k yolu aranarak kouyordu. Geni bir bilgisayar blmesine
ulatlar. Telala evrelerine bakndlar.

Hangi yne sence Zaphod? dedi Ford.

Rastgele bir atla, buradan gidelim derim, dedi Zaphod,


sadaki bir bilgisayar konsoluyla duvar arasndaki geide koacak.
Dierleri de, ardndan henz komaya balamt ki birka santim
nnde patlayarak arablmenin bir blmn ykan ldr-Matik
silahnn mermisince yaylan enerji Zaphodu durdurdu.

Hoporlerden kan ses evrelerinde yankland. Tamam


Beeblebrox. olduun yerde kal. evren sarld.

Aynaszlar!" diye fsldad Zaphod, srnerek ilerlerken. Sen


bir tahminde bulunmak istemez misin Ford?"

Tamam, buradan, dedi Ford ve drd de iki bilgisayar kon-


solu arasndaki geide kotular.

Geidin br yannda tepeden trnaa silahlanm uzay elbiseli


bir ekil elindeki lmcl ldr-Matik silah sallyordu onlara.

Seni vurmak istemeyiz Beeblebrox! diye bard ekil.

Bana uyar! diye bard geriye Zaphod ve iki veri ileme


birimi arasndaki geni akla dald.

Dierleri de onun ardndan dmen krdlar.

ki kiiler, dedi Trillian. Keye kstrldk

Byk bir bilgisayar veri bankas ile duvar arasndaki bir


keye skmlard.
198/1186

Soluklarn tutup beklediler.

Anszn iki aynaszn ayn anda zerlerine ate a; masyla


hava enerji toplaryla patlad.

Hey, bize ate ediyorlar, dedi Arthur, skca tortop olmu


halde. Bunu yapmay istemiyorlar sanyordum."

Evet, ben de yle dediklerini sanyorum, diye katld Ford.

Zaphod tehlikeyi gze alp kafasn kard.

Hey, dedi, bize ate etmek istemediinizi sylediiniz


sandm! ve yine dald aa.

Beklediler.

Bir an sonra bir ses yantlad, Aynasz olmak kolay deil'

Ne diyor? diye fsldad Ford ararak.

Aynasz olmak kolay deil diyor.

Ama bu kesinlikle onun sorunu, yle deil mi?

Ben de yle dnyorum."

Ford bard, Hey, dinleyin beni! Zaten bamzda bize ate


aan sizin gibi bir bela varken bir de kendi dertlerinizi bize yanst-
maktan kanrsanz hepimiz iin iin altndan kalkmak daha
kolay olacak!

Yeni bir duraklama ve yine hoparlr.


199/1186

imdi buraya bak arkada, dedi hoparlrdeki sesi, sar kt


zekal, habire tetie aslan, ksa sal kk domuz gzl,
konumay bilmeyen moranlar yok karnzda, biz, baka koul-
larda tanm olsaydnz muhtemelen olduka sevimli bulacanz
iki zeki delikanlyz. Ben bildiiniz aynaszlar gibi etrafta insanlara
rastgele atep edip sonra da pis uzay devriyesi barlarnda yksek-
ten atp tutmuyorum! Etrafta insanlara rastgele ate edip sonra
kz arkadama saatlerce dert yanyorum!

Ben de roman yazyorum! diye seslendi dier aynasz.

Ama hibirini henz yaymlamadlar, yani sizi uyarmam yer-


inde olur, kafam ok ama ooook bozuk

Fordun gzleri yuvalarndan frlamt. Kim bu herifler?


dedi.

Ne bileyim, dedi Zaphod, sanrm ate etmeleri daha iyiydi,

imdi sessizce geliyor musunuz, diye bard yine


aynaszlardan biri, yoksa sizi uurmamz m bekleyeceksiniz?

Siz hangisini yelersiniz? diye bard Ford.

Bir bilisaniye sonra ldr-Matik mermileri birbiri ardna n-


lerindeki bilgisayar konsoluna yamaya balaynca evrelerindeki
hava yine enerji doldu. Ate saniyeler boyu katlanlmaz bir youn-
lukla srd. Durduunda, yanklar da susana dek sessizlie yakn
birka saniye geti.

Hl orada msnz? diye bard aynaszlardan biri.

Evet, diye karlk verdiler.


200/1186

Bunu yapmak hi houmuza gitmiyor, diye bard br


aynasz.

Farkndayz, diye bard Ford.

imdi beni dinle, Beeblebrox, ve de iyice dinlemen iyi olur!

Neden? diye karlk verdi Zaphod.

nk, diye bard aynasz, ok zekice, olduka ilgin ve


insancl olacak! imdi... ya hemen teslim olur ve sizi azck patak-
lamamza izin verirsiniz, ama ok da deil nk gereksiz iddete
kesinlikle karyz, ya da bu gezegeni ve yolda karmza kan bir
ikisini daha havaya uururuz.

Ama bu lgnlk! diye bard Trillian. Bunu yapamazsnz!

Evet, yaparz, diye bard aynasz, yapamaz myz? diye


sordu yanndakine.

Tabii, evet, yapmalyz, hi phe yok buna, dedi br.

Ama neden? diye sordu Trillian.

nk duyarllk ve bunun gibi eylerden haberdar aydn lib-


eral bir aynasz olsanz da yapmanz gereken eyler vardr!

Bu heriflere inanmyorum, diye mrldand Ford kafasn


sallayarak.

Aynaszlardan biri dierine bard. Biraz daha ate asak m


onlara?

Evet, neden olmasn?


201/1186

Yeniden yaylm ateine baladlar. Is ve grlt olduka fant-


astikti. Bilgisayar konsolu yava yava dklmeye balamt. n
tarafn tamamna yakn erimi, koyu metal derecikler oluturarak
oturduklar yere doru dne dne akyordu. Birbirlerine daha ok
sokulup atein sona ermesini beklemeye baladlar.

33
Ama sonu gelmedi, en azndan bir sre iin. Ate aniden
durduunda evreyi saran sessizlik birtakm tuhaf grltler ve
dme grltleriyle blnd. Drd birbirlerine baktlar.

Ne oldu? dedi Arthur.

Durdular, dedi Zaphod omuz silkerek.

Neden?

Nereden bileyim, gidip kendilerine sor istersen. Yo...

Beklediler.

Alo? diye seslendi Ford.

Yant yok.

ok skc.

Belki de bir tuzaktr.

O kadar zeki deiller.

O dme sesleri neydi peki?


202/1186

Bilmem.

Birka saniye daha beklediler.

Tamam, dedi Ford, gidip bir bakacam. Dierlerine bakt


birer birer.

Hi kimse, Hayr gidemezsin, ben gideceim demeyecek mi?

Herkes ban sallad.

Peki o zaman. dedi ve ayaa kalkt.

Bir an iin hibir ey olmad. Ardndan, birka saniye daha


hibir ey olmad yine. Ford yanan bilgisayardan tten koyu du-
mann ardndan baknd. htiyatla ortaya kt. Hl hibir ey
olmuyordu.

Yirmi metre tede dumann iinden aynaszlardan birinin uzay


elbiseli bulank eklini grebiliyordu. Yerde buruuk bir yn
halinde yatyordu. Dier ynde, yirmi metre tede ikinci adam
yatyordu. Grnrde baka kimsecikler yoktu. Bu ok tuhaf olay
Fordu artt.

Yavaa, sinirli sinirli ilkine yneldi. Yaklatnda gvde


kesinlikle hareketsizdi, ona ulap ayan parmandan sark-
makta olan ldr-Matik silahnn zerine koyduunda da kesin-
likle hareketsizdi. Uzanp silah yerden ald, hibir direnle
karlamamt.

Aynasz apak lyd:

abuk bir inceleme onun Blaygulon Kappadan olduunu or-


taya koydu - metan soluyan bir varlk biimi, Magratheann ince
oksijen atmosferinde yaamas uzay elbisesiyle salanyordu.
203/1186

Srt antasndaki kk yaam destei sistemi bilgisayar


beklenmedik bir ekilde paralanm gibiydi. Ford hatr saylr
bir aknlkla drtkledi aleti. Bu minyatr elbise bilgisayarlar
genellikle gemideki ana bilgisayarn tam bir kopyasn ierirler ve
ona ethaalt ile dorudan baldrlar. Byle bir sistem hepten
oluacak bir balant arzas dnda -bu imdiye kadar hi duyul-
mam bir eydi- her durumda kusursuz alrd.

Yzkoyun yatan dier ekle kotuunda onun bana da,


muhtemelen ayn anda, tamamyla ayn olanaksz eyin gelmi
olduunu grd.

Bakmalar iin dierlerini de ard. Geldiler, aknln


paylatlar, ama merakn deil.

Hadi kalm u delikten, dedi Zaphod. Aradm ey her-


neyse, burada olsa bile artk istemiyorum onu. kinci ldr-Matik
silahn ald, tamamiyle zararsz bir-muhasebe bilgisayarna ate
etti ve dierlerinin nnde koridorlardan birine doru kotu.
Birka metre tede durmakta olan bir uzayaracna tosluyordu az
daha.

Ara botu, ama Arthur onun Slartibartfastn arac olduunu


anlad. Karmak kullanma panelinde ona bir not braklmt.
Notun zerine izilmi bir ok kontrol dmelerinden birini iaret
ediyordu. yle diyordu notta. Galiba en iyisi bu dmeye
basmal..
204/1186

34
Uzayarac R17'nin stnde bir hzla elik tnelden geerek
atan afakla aydnlanan gezegenin yzeyine kt. Soluk gri klar
gezegenin yzeyinde donuklayordu.

R beden ve ruh salna ve diyelim be dakikadan daha fazla


ge kalmamak gibi etkenlere bal akla uygun bir yolculuk hz
olarak tanmlanr. Yani akas, koullara bal olarak hemen he-
men sonsuz deiken bir deerdir. nk ilk iki deer yalnzca
mutlak olarak alnan hzla deil, nc etmenin bilincinde ol-
makla da deiir. Aklselimle ele alnmadnda bu denklem hatr
saylr gerilim, lser ve hatt lme bile neden olabilir.

R17 sabit bir hz deildi, ama ok hzl olduu akt.

Uzay arac kendini R17 ve zeri hzlarla frlatp donmu


yzeyde beyazlam bir kemik gibi plak duran ve geldiklerini
grdnde, muhtemelen kendi kar uruna onlara doru atl-
maya kalkan Altn Kalpin yanna indirdi onlar.

rpererek, drd de durup gemiye baktlar. Yannda baka bir


gemi vard. Bu Blagulan Kappa polis aracyd, yusyuvarlak kpek-
bal benzeri bir alet, kirli yeil renkte, zerinde ablonla yazlm
deiik boyutlarda dmanlk kusan yazlar vard. Harfler dnp
de bakanlara geminin nereden geldiini, polisin hangi ksmna
bal olduunu ve g giriinin nerede olduunu sylyordu.

ki kiilik mrettebat o anda yerin kilometrelerce altndaki


duman dolu bir odada boulmu yatan bir gemi iin bile fazla
doad bir karanlk ve sessizlik iindeydi. Bu lmn ancak
hissedilebilen ama aklanp betimlenmesi olanaksz garip yzy-
d. Ford bunu hissedebiliyordu ve ok garip buluyordu -bir gemi
205/1186

iki polis ayn anda lm gibiydiler. Oysa Evrende ilerin byle


yrmediini deneyimleriyle renmiti. Dier de bunu
hissediyordu, ama keskin souu daha da ok hissediyorlard ve
bu yzden akut bir merakszlk krizine tutulup aceleyle Altn
Kalpe girdiler.

Ford orada kalp Blagulon gemisin incelemeye gitti. Yrrken


az daha souk tozda yzkoyun yatan hareketsiz elik bir gvdeye
basyordu..

Marvin! diye haykrd. Ne yapyorsun?

Benimle ilgilenmek zorunda hissetme kendini ltfen, dedi


bouk bir vzltyla.

Fakat naslsn metal adam? diye sordu Ford.

Byk knt iinde.

Ne oldu burada?

Bilmiyorum. dedi Marvin. hi girmedim oraya.

Neden, dedi Ford yanna melip rpererek, tozun zerinde


yzkoyun yatyorsun?

Sefil olmann ok etkin bir yolu, dedi Marvin. Benimle


konumak istiyormu gibi yapma, benden nefret ettiini
biliyorum.

Hayr etmiyorum.

Evet ediyorsun, herkes ediyor. Bu Evrenin grnnn bir


paras. Yalnzca birileriyle konumam gerekli ama konutuum-
da herkes benden nefret etmeye balyor. Robotlar bile nefret
206/1186

ediyor benden. Eer beni grmezden gelirsen buradan ekip


gidebilirim.

Bir kaldra hareketiyle kendini aya dikerek kararl biimde


yz ters yne dnk durdu.

Bu gemi nefret ediyor benden, dedi kederli bir ekilde polis


aracn kastederek.

Bu gemi mi? dedi Ford ani bir heyecanla. Ne oldu ona?


Biliyor musun?

Benden nefret etti nk konutum onunla. Konutum mu


onunla?" diye haykrd Ford. Ne demek onunla konutum?

Basit. ok skkndm ve kmtm. Ben de gidip kendimi


geminin d bilgisayar balantsna taktm. Bilgisayarla uzun uzun
konuup ona Evren zerine grlerimi akladm, dedi Marvin.

Sonra en oldu? diye steledi Ford.

ntihar etti, dedikten sonra geni admlarla Altnkalpe doru


yrd Marvin.

35
O gece, Altn Kalp kendisiyle Atba Nebulas arasna birka
k yl eklemekle megulken, Zaphod kprdeki kk palmiye
aacnn altna uzanm ktlevi Pan Galaktik Gargara Bombalarla
beynine bir ekil vermeye alyordu; Ford ile Trillian ise bir
kenarda oturmu hayat ve ondan kaynaklanan olaylar tartyor-
lard; Arthur ise yatanda Fordun Her Otostopunun Galaksi
Rehberi'ni kartryordu. Burada yaamak zorunda olduuma
207/1186

gre, hakknda bir eyler renmeye balamam iyi olur diye


dnyordu.

u maddeye rastlad. yle diyordu: Belli bal her Galaktik


Uygarln tarihi ayr ve belirgin aamadan gemek zorundadr.
Yaamay Srdrme, Sorgulama ve Bilgelik, dier bir deyile
Nasl, Niin ve Nerede yaamalar.

rnein, ilk aama u soru ile tanmlanabilir, Nasl Yiyebilir-


iz? kinci aama Niin yiyoruz? ve nc aama ise lene
nerede yiyelim?

Geminin i haberleme cihaz almadan nce buraya kadar


gelmiti.

Hey Dnyal? A msn evlat? dedi Zaphod'un sesi.

Eee, yle gibi, biraz attrabilirim belki, dedi Arthur.

Tamam canm, sk dur, dedi Zaphod. Evrenin Ucundaki


Restoranda ayakst bir eyler attracaz.

-Kitabn Sonu-
Evrenin Sonundaki Restoran

Otostopunun Galaksi Rehberi

Jane ve James'e, Olaslkszl gerekletirdii iin Geoffrey


Perkins'e, ona yardm ettikleri iin Paddy Kingsiand, Lisa. Braun
ve Alick Hale Munro'ya, Orijinal Milliways metinleriyle ilgili
yardmlar iin John Llyod'a, her eyi balatan kendisi olduu iin
Simon Brett'e kucak dolusu teekkrler.

Bu kitab yazarken, yani be yl gibi ok uzun bir sre boyunca,


hi durmakszn dinlediim Paul Simon'n One Trick Pony al-
bmne ve btn aksiliklere ramen sunduu bitip tkenmeyen
sabr, nezaket ve yemekler iin de Jacqui Graham'a ok zel
teekkrler.

Evrenin tam olarak neye yarad ve niin burada bulunduu


kefedilecek olursa, bir anda ortadan kaybolacam ve kend-
isinden daha da garip ve anlalmaz bir eyle yer deitireceini
ne sren bir kuram var.

Bir baka kuramsa bunun oktan gerekletii iddiasnda.

Eer bir gn biri kp da Evrenin hangi nedenle ve niin


varolduunu kefederse, evrenin birdenbire yok olacan ve
yerini daha garip ve anlalmaz bir eyin alacan ileri sren
bir teori vardr.
209/1186

Bir baka teori ise bunun zaten gerekletiini ileri srer.

1
Hikayenin buraya kadar olan ksm:

in banda Evren yaratld.

Bu, pek ok kiiyi ok kzdrd ve genellikle kt bir adm


olarak deerlendirildi.

Birok kavim Evrenin bir tr tanr tarafndan yaratldna in-


anyorduysa da, Viltvodle VInn Jatravardit halk, aslnda tm
Evrenin, adna Byk Yeil Pene denen bir yaratn haprmas
sonucu burnundan, etrafa sald inancndayd.

Srekli olarak. Byk Beyaz Mendilin Ortaya k diye ad-


landrdklar bir dnemin korkusu iinde yaayan Jatravartidler,
her biri elliden fazla kola sahip olan, kk mavi yaratklar olup,
bu yzden tarihte tekerlekten nce deodorant kefetmi olan tek
kavimdiler.

Bununla birlikte, Byk Yeil Pene kuram Viltvolde VI


dnda pek de yaygn bir kabul grmemekte, bu yzden Evren bir
yandan artc bir yer olmay srdrrken te yandan ona ilikin
baka aklamalar bulabilmek iin yaplan aratrmalar durmak-
szn devam etmekteydi.
210/1186

rnein, bir zamanlar, boyutsal btnle erimi, hiper akll


yaratklarn oluturduu bir kavim, Derin Dnce adn verdik-
leri dev boyutlarda bir sper bilgisayar ina etmi ve bununla,
Yaam, Evren ve Her ey ile ilgili En nemli Sorunun tek ve
kesin Cevabn bulmay amalamlard.

Yedi buuk milyon yl boyunca Derin Dnce alm, abal-


am, hesaplam ve sonunda cevabnn Krk iki olduunu
bildirmiti- ve bu yzden , bu sefer de, bu cevabn sorusunun ne
olduunu bulabilmek iin daha da byk, bir baka bilgisayar ina
edilmesi zorunluluu domutu.

Yerkre olarak adlandrlan bu bilgisayar yle bykt ki, sk


sk bir gezegen olduu yanlgsna dlyordu- zellikle de bil-
gisayarn d yzeyinde dolap duran ve kendilerinin yalnzca dev
bir bilgisayar programnn ufak bir paras olduklar gereinden
tamamen habersiz olan, maymuna benzer yaratklar tarafndan.

Ve bu ok tuhaft, nk olduka basit ve ak olan bu bilgi


paras olmadan, Yerkrede oluan hibir eyin en ufak bir anlam
tamas mmkn deildi.

Bununla birlikte, ne yazk ki, tam elde edilen bilginin okun-


masna sra geldii o kritik anda Yerkre beklenmedik bir ekilde
Vogonlar tarafndan -onlarn iddiasna gre - yeni bir hiperuzay
evreyoluna yer salamak amacyla, yerle bir edilmi ve bylece
yaamn anlamn bulma mitlerinin tm sonsuza kadar yok
olmutu.

Ya da yle grnyordu. Bu ilgin maymunsu, yaratklardan


iki tanesi sa kalmt.

Arthur Dent, son anda kurtulmutu, nk eski bir arkada


olan Ford Prefect, balangta ne srd gibi Guildforddan
211/1186

deil de, Betelgeuseun gr alan iinde bulunan kk bir geze-


genden gelmeydi ve daha da nemlisi uan dairelerle nasl otostop
yaplacan iyi biliyordu.

Tricia MacMillan ya da Trillian- ise alt ay nce, Galaksinin o


zamanki Bakan Zaphod Beeblebroxla birlikte gezegenden
ayrlmt.

ki kii kurtulmutu.

Yaam, Evren ve Her eyle ilgili En nemli Bilinmez ve En


nemli Cevab bulmak iin yaplan, tm zamanlarn bu en byk
deneyinden arta kalan, sadece bu iki kii olmutu.

Ve mrekkep siyahl iindeki uzayda, tembelce seyretmekte


olan yldz-gemilerinden yarm milyon milden az bir mesafe
tede, bir Vogon gemisi yavaa onlara doru ilerlemekteydi.

2
Btn Vogon gemileri gibi bu gemi de hibir modeli yokmu
gibi grnyor, daha ok bir jleyi andryordu.

Aslna bakarsanz, irkin alarla gvdesinden frlayan bu


sevimsiz yaplar ve sar yumrular ou geminin grntsn boz-
acak trden eylerdi, ama yine de, bu gemiler sz konusu
olduunda grntnn daha fazla bozulabilmesi ne yazk ki
imkanszd. Geri gklerde daha irkin eylerin de tespit edildii
syleniyordu ama, bunlara tank olanlar, pek de gvenilir kiiler
saylmazd.

Esasnda, bir Vogon gemisinden de daha irkin bir ey grebil-


meniz iin, geminin iine girip, bir Vogonun kendisine bakmanz
212/1186

gerekir. Bununla birlikte, akll biriyseniz, bu tam da yapmaktan


kanacanz ey olacaktr.

nk ortalama bir Vogon, sizi doduunuza piman edecek -


ya da (daha net grl birisi iseniz) size, kendisinin hi
domam olmasn diletecek- kadar aalk ve iren bir ey
yapmadan nce, asla iki kez dnmeyecektir.

Aslnda, ortalama bir Vogon muhtemelen tek bir kez bile


dnmeyecektir. Bunlar basit zekal, inat, slk beyinli yaratk-
lardr ve dnmenin onlar iin biilmi bir kaftan olduu
sylenemez. Anatomik incelemeler, Vogon beyninin orijinalinin,
fena halde deforme olmu, yanl yere yerletirilmi hazmszlk-
tan muzdarip bir karacier olduunu ortaya koymutur. O halde
Vogonlarla ilgili olarak sylenebilecek en adil ey, onlarn ne is-
tediklerini bildikleri ve isteklerinin de genellikle insanlar incit-
mek ve imkan bulduka bol bol fkelenmek olduudur.

Sevmedikleri ey ise, bir ii yarm brakmaktr- zellikle de bu


Vogon ve zellikle de (eitli nedenlerden tr- bu i.

Bu Vogon, Galaktik Hiperuzay Planlama Konseyinden


Prostetnic Vogon Kaptan Jeltz olup, kendisi szde bir gezegen
olan Dnyay yok etme iini stlenmi olan kiiydi.

Son derece irkin gvdesini, kendisine hi de uygun olmayan


darack koltuuna zorla sdrd ve Altn Kalp isimli yldz gem-
isini sistematik olarak taramakta olan monitr izlemeye
koyuldu.

Sonsuz Olaslkszlk Seyir Sistemine sahip olan Altn Kalp'n


imdiye dek ina edilmi en gzel ve en gelimi gemi olmas
onun umurunda bile deildi. Estetik ve teknoloji, onun iin
213/1186

almam kitaplard ve zaten ona kalsa kitaplarn tmn yakar


ve kllerini gmerdi.

Zaphod Beeblebroxun da o gemide olmas, daha da az umur-


undayd. Zaphod Beeblebrox Galaksinin sabk bakanyd ve son
gnlerde Galaksideki btn polisler onun ve alm olduu bu
geminin peindeydiler, ama bu, Vogonun hi de ilgisini
ekmemekteydi.

Onun daha nemli bir ii vard.

Sylentiye gre, denizin bulutlarn zerinde olduu nasl


doru deilse, Vogonlarn rvet ve ahlakszla karmak
istemedikleri de ayn ekilde doru deildi ve olaymzda bu yarg
tereddde hi yer brakmayacak bir ekilde dorulanmaktayd. O,
iffet veya ahlak gzellii gibi szckler duyduu zaman,
szln aramaya balar, ok miktarda hazr parann ngrts
kulana geldiinde ise ahlak kurallar kitabn tuttuu gibi frlatp
uzaklara atard.

Yerkrenin ve orada bulunan her eyin yok edilmesi iin


bylesine acmaszca urarken, profesyonel grevinin ona
ykledii sorumluluklarn hayli stne ve dna tamaktayd.
Hatta, bahsi geen evre yolunun ina edilip edilmeyecei ile ilgili
baz pheler bile vard ama, mesele rtbas edilmiti.

ren bir memnuniyet homurtusu kard.

Bilgisayar diye atlak bir sesle seslendi,bana derhal beyin


uzmanm bala. Bir ka saniye iinde ekranda Gag Halfruntn
yz grnd. Bakmakta olduu Vogon suratnn kendisinden on
k yl uzakta olduunu bilen bir adamn glmsemesi ard
yznde. Bu glmsemeye alayc bir prlt da karmaktayd.
nk her ne kadar Vogon onu srarla zel beyin bakm
214/1186

uzmanm diye adlandryorduysa da, uzmanlk gsterilmesi


gereken fazla bir beyin yoktu ortalarda ve iin aslna baklacak
olursa, Vogon, Halfruntn deil, Halfrunt, Vogonun patronuydu.
Ona baz kirli ilerini yaptrmak iin yklce bir para dyordu.
Galaksinin en tannm ve baarl psikiyatristlerinden biri olan
kendisiyle br meslektalarndan oluan bir konsorsiyum, tm
psikiyatri biliminin geleceini tehlikede grdkleri zaman, bu ko-
nuda epey bir para harcamaya karar vermilerdi.

Hey, dedi Selam, benim Prostetnik Vogon Kaptanm, bugn


kendimizi nasl hissediyoruz? Vogon Kaptan ona, son birka
saat iinde yapt bir disiplin tatbikatnda, gemi ekibinin nere-
deyse yarsn ortadan kaldrdn bildirdi.

Halfruntn glmsemesindeki lt bir an iin sner gibi oldu.

Eh, dedi sanrm, bir Vogon iin bu tamamen normal bir


davran ekli, deil mi? Yani, saldrgan drtlerin, doal ve
salkl bir biimde, anlamsz iddet hareketlerine kanalize
edilmesi.

Bu, diye skc bir sesle mrldand Vogon, her zaman


sylediin ey.

Eh, dedi Halfrunt sanrm, bir psikiyatrist iin tamamen


normal olan davran biimi de bu. Gzel. Aka grlyor ki,
bugn her ikimiz de zihinsel tavrlarmza iyi adapte olmu dur-
umdayz. imdi syleyin bana, grevle ilgili ne gibi haberleriniz
var?

Gemiyi tespit etmi bulunuyoruz.

Fevkalade, dedi Halfrunt fevkalade! Ya iindekiler?


215/1186

Dnyal orada.

Mkemmel! Ve...?

Ayn gezegenden bir dii. Bunlar sonuncular.

yi, iyi diye memnuniyetle glmsedi Halfrunt, Baka kim


var?

Prefect denen adam.

Evet?

Ve Zaphod Beeblebrox. Halfruntn glmsemesi bir an iin


titreti.

A, evet dedi Bunu bekliyordum. ok zc.

zel bir arkada m? diye soruturdu Vogon. Bu deyimi bir


yerlerde duymu ve kullanmaya karar vermiti.

Yok canm, dedi Halfrunt, bilirsiniz, benim mesleimde zel


arkadalklara yer yoktur.

Ah, diye homurdand Vogon, profesyonel tarafszlk.

Hayr, dedi Halfrunt neeyle, yalnzca byle bir yetenee


sahip deiliz, o kadar. Duraksad. Az glmsemeye devam etti,
ama kalar hafife atlmt.

Fakat, anlarsnz ya, dedi, Beeblebrox benim en krl m-


terilerimden birisiydi. Kendisi, aratrmaclarn ryalarnda bile
gremeyecei kiilik problemlerine sahiptir. Onu isteksizce
aklndan uzaklatrmadan nce bir mddet bu dnceyle
oynat.
216/1186

Yine de, dedi, grevinize hazrsnz, deil mi?

Evet.

Gzel. Gemiyi derhal imha edin.

Ya Beeblebrox?

Eh dedi Halfrunt canl bir ekilde, Zaphod byle biridir, o


kadar. Anlyorsunuz deil mi? Ekrandan kayboldu.

Vogon Kaptan, kendisini ekibinden arta kalanlarla balantya


geirecek bir iletiim dmesine bast.

Hcum, dedi.

***
Tam bu dakikada Zaphod kamarasnda yksek sesle kfrler
savurmaktayd. ki saat nce, Evrenin Sonundaki Restorana
ayakst bir eyler yemee gideceklerini sylemi, hemen ar-
dndan bu yzden geminin bilgisayar ile ateli bir tartmaya gir-
imi ve Olaslkszlk faktrlerini kendi kalemiyle de zebile-
ceini haykrarak, frtna gibi kamarasna dnmt.

Altn Kalpin Olaslkszlk Seyir Sistemi, onu mevcut gemiler


iinde en gl ve hareketlerini nceden tahmin etmenin en
imkansz olduu gemi durumuna getirmiti.

Yaplmak istenen eyin tam olarak ne kadar olaslksz olduu


hesaplanabildii srece, geminin yapamayaca hibir ey yoktu.
217/1186

Zaphod, gemiyi. Bakan olarak onu uua geirmesi beklendii


srada almt. Onu beendiini biliyordu ama, tam olarak neden
aldn bilmiyordu.

Elenceli bir i gibi grnmesi dnda, neden Galaksi Bakan


olduunu da bilmiyordu.

Ama bunlarn dnda aslnda daha iyi sebepler de olduunu


ve bu sebeplerin iki beyninin karanlk ve kilitli kelerinde
gml olduunu biliyordu. Beyinlerinin bu karanlk ve kilitli
kelerinden kurtulabilmeyi isterdi, nk burada sakl olanlar
zaman zaman, bir an iin yzeye kyorlar ve zihninin hafif ve
elenceli blmn garip dncelerle doldurarak, kendisini
yaamnn temel grevi olarak grd eyden, yani fevkalade iyi
zaman geirmekten alkoymaya alyorlard.

te o anlarda, hi de yle aman aman iyi zaman geirmiyordu.

Sabr ve kalemleri tkenmiti ve karnnn son derece acktn


hissediyordu. Hay Yldz Frengisi! diye haykrarak bir kfr
savurdu.

Tam da o anda, Ford Prefect havadayd. Bunun sebebi, yapay


yerekimi alanndaki bir yanllk deil, o srada kendisinin gem-
inin zel kamaralarna giden merdiven kuyusundan aa atla-
makta olmasyd. Bu, tek atlayta almas olduka zor bir yk-
seklikti, onun iin beceriksizce yere konarken tkezlendi, topar-
land ve bir ka minyatr hizmet robotunu saa sola kararak,
hzla koridora dald, keye gelince yalpalad ve Zaphodun
kapsna frtna gibi yklenerek, telala haykrd.

Vogonlar.
218/1186

Bundan hemen ksa bir sre nce, Arthur Dent bir fincan ay
bulmak amacyla kamarasndan dar kmt.

Bu, pek de iyimser bir yaklamla giritii bir aratrma sayl-


mazd, nk tm gemideki tek scak su kaynann Sirius Siber-
netik Anonim irketi tarafndan retilmi bulunan eitimsiz bir
robot olduunu biliyordu.

Adna Nutri-Matik ecek reticisi deniyordu ve Arthur


onunla daha nce de karlamt.

Szm ona, bu robot onu kullanan herkesin kiisel metabol-


izmas ve az tadyla uyumlu, mmkn olan en geni iecek
eidini retebiliyordu. Bununla birlikte, denendii zaman,
deimez bir ekilde tm yapt, plastik bir kap reterek, iini -
ayla tamamen deilse de neredeyse hi benzerlii olmayan- bir
svyla doldurmak oluyordu.

Arthur bu eyle anlamay denedi.

ay dedi.

Payla ve Zevkini kar diye cevaplad makine ve ona


hastalkl svdan bir bardak daha sundu.

Arthur kab frlatp att.

Payla ve Zevkini kar diye tekrarlad makine ve bir tane


daha retti.

Payla ve Zevkini kar szleri, alannda son derece baarl


olan Sirius Sibernetik Anonim irketi ikayetler Departmamnn
logosuydu. imdi, orta byklkte gezegenin ana kara ktlesini
kapsamakta olan bu departman, irketin son yllarda devaml kr
gstermi olan tek blmn oluturmaktayd.
219/1186

Logo, Eadraxdaki uzay limanndaki ikayetler Departmannn


hemen yannda, mil uzunluunda bir kl harfler dizisi olarak
dikili durmaktayd - daha dorusu bir zamanlar dikiliydi.
Dikildikten ksa bir sre sonra, harflerin altndaki toprak gm
ve bu harfler, imdi lm olan birok yetenekli ve gen ikayet
yneticisinin almakta olduu ofis katlar arasndan geerek, he-
men hemen yan boylar kadar aa dmlerdi.

Harflerin darda kalan blmleri, imdi yerel lisana gre Git


kafan bir domuza sapla anlamna gelen bir cmlecik olutur-
maktayd ve zel kutlama gnleri dnda, artk
aydnlatlmyorlard.

Arthur altnc kap svy da att.

Dinle, makine, dedi, var olan her tr iecei retebileceini


iddia ediyorsun, yleyse niin bana durmadan ayn aza koyulmaz
svy verip duruyorsun?

Beslenme ve zevk alnabilir hislerle ilgili veriler diye


fkrdad makine, Payla ve Zevkini kar.

ren bir tad var!

Bu iecei denemekten zevk aldysan, diye devam etti mak-


ine, bu zevki niye arkadalarnla da paylamyorsun?

nk, dedi Arthur kaba bir ekilde, onlar kaybetmek


istemiyorum. Sana ne sylediimi anlamaya alacak msn? Bu
iecek...

Bu iecek, dedi makine tatllkla, zel olarak sizin kiisel be-


slenme gereksinimlerinizi ve damak zevkinizi karlamak zere
retilmitir.
220/1186

Ah dedi Arthur, yleyse ben rejimde olan bir mazoist ol-


malym, yle mi?

Payla ve Zevkini kar.

Oh, kes sesini.

Btn arzunuz bu kadar m? Arthur vazgemeye karar verdi.

Evet. diye cevaplad.

Sonra, vazgeersem lanet olsun bana diyerek karar deitirdi.

Hayr dedi Bak buraya, bu ok, ok basit... btn is-


tediim... bir fincan ay. Bana bir fincan ay hazrlayacaksn.

Sessiz dur ve dinle. Ve oturdu. Nutri-Matike Hindistan an-


latt, ini anlatt, Seylan anlatt. Ona gnete kuruyan geni
yapraklardan bahsetti. Gm aydanlklardan bahsetti.

Arka bahedeki yaz akamlarndan sz at. aydan nce koy-


ulmas ile, stn kesilmesinin nlenebileceini anlatt. Hatta
(ksaca) Bat Hindistan irketinin tarihinden bile sz etti.

O halde bu kadar, tamam m? dedi makine, o bitirdiinde.

Evet, dedi Arthur, benim istediim bu ite.

Kaynam su iinde kurutulmu yaprak tad istiyorsun?

Eee, Evet. Stl olsun.

St bir inekten aktlyor?

Yani, byle de ifade edilebilir, sanrm...


221/1186

Bunun iin biraz yardma ihtiyacm olacak dedi makine


ksaca. Sesindeki neeli cvltlar kaybolmutu, artk i
konuuyordu.

Tamam, ne istersen yapabilirim dedi Arthur.

Sen yapacan yaptn, diye Nutri-Matik onu bilgilendirdi.

Ve geminin bilgisayarna bavurdu.

Hey, selam! dedi geminin bilgisayar.

Nutri-Matik bilgisayara ay anlatt. Bilgisayar tereddt etti,


mantk devrelerini Nutri-Matikle birletirdi ve ikisi birlikle ciddi
bir sessizlie gmldler.

Arthur bir sre izledi ve bekledi. Ama bundan baka bir ey


olmad.

Onu yumruklad ama, gene de bir ey olmad.

En sonunda pes etti ve kpr stne dolamaya kt.

***
Altn Kalp, uzayn bo arsalarnda, hareketsiz bekliyordu.

evresinde Galaksinin trilyonlarca minik parldamaktay-


d. Vogon gemisinin irkin sar yumrusu sinsice ona doru
szlmekteydi.
222/1186

3
Bir aydanl olan var m? diye sorarak kpr stne doru
yrmekte olan Arthur, bir an Trilliann bilgisayarla konuabil-
mek iin neden yle bardn merak etti. Fordun onu neden
yumrukladn, Zaphodun neden tekmelediini ve stelik neden
ekranda fesat grnl bir sar yumru bulunduunu da merak
etmiti.

Tamakta olduu bo fincan bir tarafa brakt ve onlara doru


yrd.

Hayrola? dedi.

O srada, Zaphod foton hzn kontrol eden klasik cihazlarn


barnd cilal mermer yzeye doru atld. Cihazlar ellerinin
altnda grnr hale gelince, onlar abucak elle kontrol konu-
muna geirdi. teledi, ekitirdi, bastrd, kfretti. Foton cihaz
hastalkl bir sarsnt geirdiyse de tekrar devreden kt.

Bir ey mi var? dedi Arthur.

imdi de Sonsuz Olaslkszlk Seyir Sistemini elle kontrol


konumuna geirmekte olan Zaphod, Hey, duydunuz mu? diye
homurdand, Maymun konutu!

ki kk iniltiden sonra, Olaslkszlk Sistemi de devreden


kt.

insan, tarihin ta kendisi, dedi Zaphod, bir yandan Seyir


Sistemini tekmelerken, konuan bir maymun!

Eer cannz skan bir ey varsa... dedi Arthur.


223/1186

Vogonlar! diye terslendi Ford, bize saldryorlar! Arthurun


kafas karmt.

Peki, ama siz ne yapyorsunuz? Hemen buradan kaalm!

Kaamayz. Bilgisayar kilitlenmi.

Kilitlenmi mi?

Btn devrelerinin megul olduunu sylyor. Geminin


hibir yerinde g yok. Ford bilgisayar terminalinden uzaklat,
gmleinin koluyla alnndaki terleri sildi ve tekrar duvarn dibine
kt.

Elimizden bir ey gelmez, dedi. Bolua bakarak dudan


srd.

Eskiden, Yerkrenin yerle bir olmasndan ok nce, Arthur


henz okulda bir renciyken, futbol oynard. Bu ite hibir za-
man iyi olamamt ve en nemli zellii, nemli malarda kendi
kalesine gol atmakt. Bunu ne zaman yapsa, boynunun arkasndan
balayan yanaklarna oradan da alnna hcum eden, garip bir
karncalanma hissetmeye balard. Birden hafzasnda, amurun
ve imenin ve onu hrsla alaya alan bir sr kk ocuun canl
grntleri belirdi.

Boynunun arkasnda balayan garip bir karncalanma hissi


yanaklarna doru szlyor, alnna bir scaklk yaylyordu.

Konumaya balar gibi oldu ve sustu.

Tekrar konumaya balamken, tekrar sustu.

Sonunda konumay baard.


224/1186

Ihm dedi. Boazn temizledi.

Syleyin bana, diye devam etti ve bunu yle huzursuzca


syledi ki, dierleri yzne bakmak iin hep birden ona dndler.
Arthur ekranda yaklamakta olan sar yuvarlaa bir gz att.

Syleyin bana, dedi tekrar, bilgisayar kendisini neyin


megul ettiini anlatt m? Sadece meraktan soruyorum...
Hepsinin gzleri zerine aklmt.

Ve, ee... yalnzca bu kadar, gerekten, yalnzca soruyorum.


Zaphod elini uzatt ve Arthur'u boynundan yakalad.

Ona ne yaptn, Maymunadam? diye soludu.

Yani, dedi Arthur, aslnda hibir ey. Sadece sanyorum ki


ksa bir sre nce nasl...

Evet?

Nasl ay yaplacan bulmaya alyordu.

Bu doru arkadalar, diye bilgisayar akd aniden, tam da


imdi, bu problemi zmeye alyorum ve bu olduka byk bir
problem. Birazdan size dnerim. dedi ve tekrar sessizlie
gmld. Bu sessizliin younluu, ancak gzlerini Arthura
dikmi olan o kiinin iinde olduu sessizlikle
karlatrlabilirdi.

Sanki gerilimi azaltmak istermi gibi, Vogonlar da atee bala-


mak iin bu dakikay setiler.

Gemi sarslyor, gk grltsne benzer sesler karyordu.


225/1186

Darda, bir dzine 30-Megazararlk Mutlaklm In


Topunun atei altnda, geminin etrafn saran bir in kaln-
lndaki g zrh tabakas kabarp, atrdyor ve atlyordu. Fazla
uzun dayanamayacaa benziyordu.

Ford Prefectin tand sre drt dakika idi.

dakika ve elli saniye dedi ksa bir sre sonra.

Krk be saniye diye ekledi zaman gelince. Birtakm gereksiz


dmeyle amasza oynadktan sonra, Arthura hi de arkadaa
olmayan bir bak frlatt.

Bir fincan ay uruna lyoruz, ha? dedi. dakika ve krk


saniye.

u saymay kesecek misin! diye hrlad Zaphod.

Evet dedi Ford Prefect dakika ve otuz be saniye sonra.


Vogon gemisinde Prostetnik Vogon Jeltzin kafas karmt. O,
bir kovalamaca olacam ummutu. ekici nlarla yaplacak
heyecanl bir mcadele bekliyordu.

Altn Kalpm Sonsuz Olaslkszlk Seyir Sistemine karlk,


kendi gemilerine zel olarak monte edilmi olan Yar-Periyodik
Normallik st Zorlayc Ayar Kolunu kullanmak zorunda
kalacan sanmt. Ama Altn Kalp orada ylece durmu, kader-
ini kabullenirken, Normallik Zorlayc Ayar Kolu da bir ie yara-
madan ylece bekliyordu.

Bir dzine 30-Megazararlk Mutlak-lm In Topu Altn


Kalpe ate kusmaya devam etti.
226/1186

Emrindeki tm sensrleri, bu iin iinde bilgisi dnda gelien


anlalmaz bir aldatmaca olup olmadn anlamak iin seferber
etmiti, ama byle bir ey de bulunamamt.

Tabii, ay konusundan haberi yoktu.

Bilmedii bir baka ey de Altn Kalp yolcularnn yaamalar


iin kalan son dakika ve otuz saniyeyi tam olarak nasl harcyor
olduklar idi.

***
Byle bir zamanda, bir seans dzenleme fikrine nasl vard,
Zaphod Beeblebroxun kendisinin de hibir zaman tam olarak
aklayamad bir eydi.

Tahmin edilebilecei gibi, lm havada hissediliyordu, ama


zerinde konuulacak bir eyden ok, kanlacak bir ey olarak.

Belki de Zaphodun lm akrabalaryla tekrar bir araya gelme


olasl yznden geirdii korku, onu, bu akrabalarnn da kend-
isi iin ayn eyleri hissettikleri, dolaysyla da bu birlemeyi er-
telemekte ona yardmc olabilecekleri dncesine gtrm
olabilirdi.

Ya da bunun, Galaksi Bakan olmadan nce zihninin karanlk


alanna hapsetmi olduu ve arasra yzeye vuran garip neriler-
den biri olmas da mmknd.

Byk Bykbabanla konumak istiyorsun, yle mi? diye


bocalad Ford.

Evet.
227/1186

Bunu u anda yapmak zorunda msn? Gemi sarslp, gk


grltsne benzer sesler karmaya devam ediyordu. Is yksel-
mekteydi. erdeki k gittike azalyordu nk bilgisayarn ay
konusunda dnmek iin ihtiya duymad enerjinin tm,
hzla kmekte olan g alanna pompalanmaktayd.

Evet! diye srar etti Zaphod, Dinle Ford, onun bize yardmc
olabileceini dnyorum.

Dnyorum derken doru kelime kullandndan emin


misin? Kelime seiminde dikkatli olmalsn.

Baka bir teklifin var m?

Ee, bilmem ki...

Tamam, herkes merkez nitenin etrafna. Hemen.

Gelin hadi! Trillian, Maymunadam, acele edin. Kafalar


karm bir vaziyette merkez nitenin evresinde toplandlar,
oturdular ve kendilerini son derece aptal hissederek, el tututular.
Zaphod nc eliyle klar sndrd.

Gemiyi karanlk kaplamt.

Darda, Mutlak-lm topunun gk grltsn andran


gmbrts g alann demeye devam ediyordu.

Onun ismi zerinde konsantre olun diye tslad Zaphod.

smi ne? diye sordu Arthur.

Drdnc Zaphod Beeblebrox

Ne?
228/1186

Drdnc Zaphod Beeblebrox. Konsantre ol!

Drdnc m?

Evet. Dinle, Ben Zaphod Beeblebroxum, babam ikinci Za-


phod Beeblebroxdu, bykbabam nc Zaphod Beeblebrox...

Ne?

Bir doum kontrol hap ve bir zaman makinesi ile ilgili bir
kaza. imdi konsantre ol!

dakika dedi Ford Prefect.

Bunu dedi Arthur Dent, niin yapyoruz sanki?

Kapa eneni diye nerdi Zaphod Beeblebrox.

Trillian bir ey sylemedi. Sylenecek ne var ki diye


dnyordu.

Kpr stndeki tek k Marvinin, nam- dier Paronoyak


Androidin, kendi zel ve olduka da sevimsiz dnyasnda,
etrafndakileri umursamadan ve onlar tarafndan da
umursanmadan, kamburunu karp, ban omuzlarnn arasna
gmm bir vaziyette oturup kald uzak bir kedeki ksk kl
iki krmz genden geliyordu.

Merkez nite etrafnda, kamburunu karm drt vcut, sk


bir konsantrasyon iinde, geminin rktc sarsntlarn ve
ierde yanklanan korkun grltleri kafalarndan atmaya
alyorlard.

Btn dikkatlerini toplamlard. Dikkatlerini daha da ok to-


plamaya gayret ettiler. Ve dikkatlerini daha daha ok topladlar.
229/1186

Saniyeler geip gidiyordu.

Zaphodun alnnda ter taneleri birikmiti, nce konsantre ol-


maktan, sonra gerginlikten ve en son da utancndan tr.

Sonunda fkeyle haykrd, ellerini Trillian ve Forddan kur-


tararak k dmesine saldrd.

Oh, ben de klar hi amayacan dnmeye balamtm


dedi bir ses. Hayr, o kadar parlak olmasn ltfen, gzlerim artk
o kadar iyi deil. Drt vcut oturduklar yerden doruldular. Ka-
fataslar olduu yerden kmldamamak iin aka grlebilen bir
eilim sergiliyorduysa da, onlar yine de balarn yavaa
evirdiler.

imdi. Beni bu saatte rahatsz eden kim? dedi kpr


stnn br ucundaki erelti otu dallarnn yannda duran, ufak
tefek, clz ve iki bklm ekil. Seyrek sal iki kk kafasnn
yle eskiden kalma bir grnts vard ki, hayal meyal de olsa
galaksilerin doduu zamanlarla ilgili birtakm bilgiler tayabile-
cei hissini uyandryordu. Bu iki kafadan biri uyukluyor, dieri
keskin ve ksk gzlerle kendilerine bakyordu. Bir zamanlar bu
gzler gz deil, elmas kesici olmalydlar.

Zaphod bir mddet sinirli sinirli kekeledi. ki kk ba


emeden oluan ve aileye saygy belirten Betelgeuse usul
karmak bir selam verdi.

Oh, hm, selam Byk Bykbaba.. nefes nefese kalmt.

Kk yal ekil biraz daha yaklat. Ksk k altnda onlar


inceledi. Kemikli clz parman torunun torununa doru uzatt.
230/1186

Ah, dedi tanyarak, Zaphod Beeblebrox. Byk neslimizin


son yesi. Sfrnc Zaphod Beeblebrox.

Birinci.

Sfrnc diye terslendi ekil. Zaphod onun sesinden nefret


ediyordu. Bu ses ona oldum olas trnaklarn karatahtaya srtn-
mesinden kan i trmalayc sesi hatrlatmt.

Karatahta kendi ruhuydu.

Beceriksizce yerinde kprdad.

Eee, evet, diye mrldand. Eee, bakn, iek konusunda ger-


ekten zgnm. Gndermek istedim ama, biliyorsunuz ite,
dkkandaki btn elenkler bitmiti ve...

Sen de unuttun! diye yaptrd Drdnc Zaphod


Beeblebrox.

Yani...

ok meguller. Bakalarn hi dnmezler. Btn yaayan-


lar hep ayn.

ki dakika, Zaphod. diye huu iinde fsldad Ford.

Zaphod huzursuzca kprdand.

Evet, ama ben gerekten de gndermek istemitim. dedi. Ve


bu iten kurtulur kurtulmaz byk bykanneme de
yazacama...

Byk bykannen, diye elenerek kendi kendine sylendi


kk, clz ekil.
231/1186

Evet dedi Zaphod, Ee, o nasl? Ne yapacam syleyeyim


mi? Gidip onu ziyaret edeceim. Ama nce bu durumdan...

Merhum byk bykannen ve ben gayet iyiyiz, diye


gcrdad Drdnc Zaphod Beeblebrox.

Ah... demeyin.

Ama sen bizi ok hayal krklna urattn gen Zaphod..

Evet, yani... Zaphod bu konumay kontrol edebilme ko-


nusunda kendini garip bir ekilde gsz hissediyordu ve hemen
yanndaki Fordun hzlanm nefesi ona saniyelerin sratle akp
gittiini hatrlatmaktayd.

Grlt ve sallant rktc oranlara ykselmiti. Alaca


karanlkta gz krpmadan oturan Trillian ve Arthurun bembeyaz
yzlerini grd.

I, Byk Bykbabacm...

Gelimeni zntyle takip ediyorduk ve...

Evet, bakn, tam u srada...

Tiksintiyle dememek iin gayret ediyorum!

Ltfen bir an iin beni dinleyebilir misiniz acaba...

Pekala, bana tam olarak syle bakaym, sana neler oluyor?

Bir Vogon filosu tarafndan hayatma kastediliyor! diye


haykrd Zaphod. Bu bir abartma saylrd, ama onu armasnn
esas amacn anlatabilecei tek anst.
232/1186

Beni hi de artmad dorusu dedi kk yal ekil ve


omuzlarn silkti.

Ama bu dediim tam da u srada oluyor, anlyor musunuz,


diye srar etti Zaphod ateli bir ekilde.

br dnyaya ait dede ban sallad, Arthur Dentin getirmi


olduu kab ald ve ilgiyle inceledi.

Eee... Byk Bykbabacm...

Betelgeuse Belisinin yrngesinde, diyerek szn kesti


ruhani ekil, imdi ok hafif bir sapma gelitiini biliyor muy-
dun? Keskin bakyla Zaphodu yerine ivilemiti.

Zaphod bilmiyordu ve btn bu grlt ve yaklaan lm ger-


ei vesaire arasnda ihtiyarn sylediklerine konsantre olmas da
olanakszd.

Eee, hayr., bakn.., dedi.

Bu yzden mezarmda frl frl dnyorum! diye hrlad


dede. Kab yere frlatt ve sopa gibi, titrek ve effaf parman Za-
phoda doru sallad.

Bu senin hatan! diye haykrd trmalayan sesiyle.

Bir dakika otuz saniye diye mrldand Ford, Ban elleri


arasna almt.

Evet, bakn Byk Bykbabacm, gerekten bana yardmc


olup olamayacan syler misiniz ltfen, nk...

Yardm? diye haykrd yal adam sanki kendisinden av eti


istenmi av hayvanym gibi.
233/1186

Evet, yardm, hem de hemen, aksi halde...

Yardm! diye tekrarlad yal adam, sanki yarm ekmek iine


hafife kzarm bir para av eti ve patates kzartmas istemiler
gibi. aknlk iindeydi.

Sen git de o... dede kk gren bir el iareti yapt, o ad


km arkadalarnla galaksi evresini turla. Mezarma bir iek
koyamayacak kadar megulsn. Plastik ieklere bile razydm,
stelik tam da senin tarznd, ama hayr. Fazla megulsn. Fazla
modernsin. Fazla phecisin- ta ki kendini bir kriz iinde bulana
kadar. O zaman birden yldz-akll kesiliveriyorsun! Ka-
falarndan tekini sallad. Bunu dikkatle yapt, nk imdiden,
kprdanmaya balam olan dierinin uyuklamasn bozmak
istemiyordu.

Bilmiyorum, gen Zaphod, diye devam etti. Sanrm, bunu


dnmem gerekecek.

Bir dakika on saniye dedi Ford bo bo.

Drdnc Zaphod Beeblebrox onu merakla inceledi.

Bu adam neden saylarla konuup duruyor?dedi.

O saylar dedi Zaphod huzursuzca, yaamamz iin kalan


zaman.

Oh, dedi Byk Bykbaba, kendi kendine homurdanarak.

Benim iin fark etmez tabii, diyerek, kpr stnn daha az


aydnlk olan, arka kelerinden birine, oyalanacak baka bir
eyler bulmaya gitti.
234/1186

Zaphod deliliin eiinde tirtir titriyor, gemiden atlayp her


eyi bitirmenin ve bu konuda artk bir ey dnmek zorunda
kalmamann nasl olacan merak ediyordu.

Byk Bykbaba, dedi ama bizim iin fark ediyor!

Biz hl hayattayz ama bu hayatlar kaybetmek zereyiz.

yi de olur hani.

Ne dediniz?

Senin hayatnn kime, ne faydas var? Ona yaptklarn


dnnce ister istemez aklma bir uval inciri berbat etmek
deyimi geliyor.

Hey, ama ben Galaksi Bakan bile oldum!

Hh, diye mrldand dedesi, bu bir Beeblebrox iin i saylr


m sence?

Hey, ne yani? Tek bakan, anlyor musunuz? Btn Galak-


sinin tek bakan!

Kandrlm kk megakukla.

Zaphod aresizlik iinde gzlerini krptrd.

Hey, ne demeye alyorsun, adam? Yani, Byk Byk-


babacm demek istemitim.

ki bklm, kk ekil torununun torununa doru azametle


yrd ve serte onun dizine vurdu. Bu Zaphoda bir hayaletle
konutuu gereini hatrlatt, nk hibir ey hissetmemiti.
235/1186

Sen de, ben de Bakan olmann ne demek olduunu biliyoruz,


gen Zaphod. Sen biliyorsun, nk bakanlk yaptn ve ben
biliyorum, nk ben bir lym ve byle olmak insana mkem-
mel ve hibir eyle engellenmemi bir perspektif salyor. Bizim
buralarda Yaam yaayanlarn elinde ziyan oluyor diye bir sz
var.

Evet dedi Zaphod ac ac, ok gzel. ok derin. Byle zdey-


ilere de kafalarmdaki delikler kadar ihtiyacm var dorusu.

Elli saniye diye homurdand Ford Prefect.

Nerde kalmtm? dedi Drdnc Zaphod Beeblebrox.

Bilgilik taslama da, dedi Zaphod Beeblebrox.

Ah, evet.

Bu adam, diye Ford yavaa Zaphoda mrldand, Sence,


gerekten de bize yardmc olabilir mi?

Baka kimse olamaz, diye fsldad Zaphod.

Ford mitsizce onaylad.

Zaphod! diyordu hayalet, Sen bir amala Galaksi Bakan


oldun. Unuttun mu?

Buna daha sonra deinebilir miyiz?"

Unuttun mu? diye srar etti hayalet.

Evet! Tabii ki unuttum! Unutmam gerekiyordu. i aldnz


zaman beyniniz taranyor, biliyorsunuz. Eer kafamn iinin bir
sr kurnaz fikirle dolu olduunu anlasalard, kendimi ikin bir
236/1186

emekli maa, birka sekreter, bir filo dolusu gemi ve boazmda


birka kesikle sokaklarda bulurdum.

Ah, diye tatmin olmu bir ekilde ban sallad hayalet, O


halde hatrlyorsun! Bir an iin durdu.

yi dedi yal adam ve dardaki grlt birdenbire sustu.

Krk sekiz saniye dedi Ford. Tekrar saatine bakt ve camn


tklad. Sonra ban kaldrp bakt.

Hey, grlt durdu, dedi.

Hayaletin sert kk gzlerinde yaramaz bir kvlcm


alevlendi.

Zaman biraz yavalattm, dedi yalnzca bir mddet iin, an-


lyorsunuz ya. Btn syleyeceklerimi dinleyemezsen
kahrolurum.

Hayr, asl sen beni dinle, seni effaf yarasa, dedi Zaphod
iskemlesinden frlayarak, a - Zaman durdurduun iin falan ok
teekkrler. Bu mkemmel, harika, ahane, ama b - verdiin
sylev iin teekkr filan yok, tamam m? Gerekletirmek iin
yaratldm o byk i nedir bilmiyorum, ama bana bilmemem
gerekiyormu gibi geliyor. Ve bundan holanmyorum, tamam
m?"

Eski ben biliyordu. Eski benin umurundayd. Gzel.

Buraya kadar anlatk. Bir nokta dnda; eski benin o kadar


umurundayd ki, kendi beyninin iine girdi -benim beynim- ve bu
bilen ve endielenen blmleri kilit altna ald. nk eer bilip
endielenmeye devam etseydi bunu yapamayacakt. Gidip bakan
olamayacak, bu gemiyi alamayacakt ki galiba en nemlisi de bu.
237/1186

Ama benim daha nceki bu kiiliim, beynimi deitirerek,


kendi kendini bir daha hi geri dnmemek zere bitirdi, yle deil
mi? Tamam, bu onun kendi seimi idi. imdi bu yeni benin de
yapacak kendi seimleri var. Ve byk bir tesadf eseri olarak bu
seimler iine bu byk sr veya her ne ise onu bilmemek ve ona
aldrmamak da dahil. Seimi buydu ve bunu elde etti.

Ancak, eski benliim denetimin kendisinde olmasn istiyor


ve beynimin kilitledii blmlerinden bana emirler gnderiyordu.
Eh, bense bilmek ve onlar duymak istemiyordum.

Bu benim seimim. Kimsenin kuklas olmayacam, zellikle


de kendimin. Zaphod, zerine ektii aptallam baklarn
farkna bile varmadan hrsla niteye vurdu.

Eski ben ld! diye haykrd. Kendini ldrd!

ller ortada dolaarak yaayanlarn ilerine karmamallar!

Byle dnmene ramen, beni arp seni bu zor durumdan


kurtarmam istedin, dedi hayalet.

Ah, dedi Zaphod, tekrar yerine oturarak , ama, bu farkl bir


ey, deil mi? Trilliana bakarak, hafife srtt.

Zaphod, dedi tuhaf grnt, gcrdayarak, Sana nefesimi


harcamamn tek sebebi, sanrm bir l olarak onu kullanacak
baka bir yerimin olmamas.

Pekala, dedi Zaphod, bana o byk srrn ne olduunu


neden anlatmyorsun. Bir dene bakalm.

Zaphod, biliyorsun sen Galaksi Bakan iken, tpk senden


nceki bakan Yooden Vranxn gibi. Bakann bir hi olduunu
biliyordun. O yalnzca bir kukla. Glgeler altnda bir yerde, sonsuz
238/1186

gce sahip bir baka adam, bir baka varlk, bir baka ey var. Bu
adam ya da varlk, ya da ey, bunun ne olduunu senin bulman
gerek -bu Galaksiyi, hatta sanyoruz dierlerini de- kontrol
altnda tutan varlk. Belki de Evrenin tamamn kontrol eden kii.

Niin?

Niin mi? diye haykrd arm hayalet, Niin ha?


Etrafnza bir bakn arkadalar, size iyi ellerde imisiniz gibi geliy-
or mu?

dare eder. Yal hayalet ona kzgn kzgn bakt.

Seninle tartmayacam. Sen sadece bu gemiyi, bu Olaslk-


szlk Seyir Sistemine sahip gemiyi alp istendii yere gtre-
ceksin. Bunu yapacaksn. Amacndan kurtulabileceini sanma.
Olaslkszlklar Alan seni kontrol altnda tutuyor, onun peneleri
arasndasn. Bu da ne? O srada, geminin Bilgisayar Eddienin
terminallerinden birinin yannda durmu parmaklaryla tempo
tutuyordu.

Ne ie yaryor bu.

alyor, dedi Zaphod mkemmel bir ekilde kendine hakim


olarak, ay yapmak iin.

Gzel, dedi Byk Bykbabas, Bunu beendim.

imdi, Zaphod, dedi, ona dnp parman sallayarak, iinde


gerekten baarl olabilecek biri misin bilmiyorum.

Sanrm, bundan kaamayacaksn. Bununla birlikte, imdi


yaptm gibi endie duyabilmek iin fazla uzun bir zamandan
beri lym ve ok da yorgunum.
239/1186

Sana imdi yardm ediyor olmamn esas sebebi, senin ve o


modern arkadalarnn buraya, yanmza gelip de yan gelip yat-
mas fikrine dayanamamamdr. Anlald m?

Evet, kucak dolusu teekkrler.

Ah, Zaphod?

Eee, evet?

Eer gene yardma ihtiyacn olursa, bilirsin ite, eer ban


dertteyse, keye sktysan...

Evet?

Ltfen hi tereddt etmeden, toz ol. Bir saniye iinde, bur-


uuk yal hayaletin elinden bilgisayara doru bir imek akt ve
hayalet kayboldu, kpr stnde bir duman ykseldi ve Altn
Kalp boluk ve zaman iinde bilinmeyen bir mesafeye doru hzla
ileri atld.

4
On k yl tede, Gag Halfrunt glmsemesini bir ka di
daha arttrd. Vogon gemisinin kpr stnden kendisine uzay
yoluyla ulaan ekran, grntlerini izlerken, Altn Kalp''in
paralanan g zrhnn son kalntlaryla geminin kendisinin bir
duman bulutu iinde kaybolup gidiini grd.

yi, diye dnd.

Yok etmesi emredilen Dnyadan artakalan babo canllarn


sonuncusu, diye geirdi kafasndan.
240/1186

Yaam, Evren ve Her ey ile lgili En nemli Bilinmeze ilikin


Soruyu bulmakla ilgili tehlikeli (psikiyatri meslei adna) ve ykc
(yine psikiyatri meslei adna) giriimin de kesin sonu, diye
dnd.

Bu akam arkadalaryla bir kutlama yapacaklar ve ertesi sa-


bah, bundan sonra Yaamn Anlamnn, tek ve kesin, salam ve
gvenilir bir zm olmayacan bilmenin gvencesi iinde,
yeniden, mutsuz, perian ve ok krl mterilerini karlamaya
balayacaklard.

***
Aile her zaman bunaltc olmutur, deil mi? dedi Ford Za-
phoda. Duman dalyordu.

Duraklad, etrafna baknd.

Zaphod nerede? dedi.

Arthur ve Trillian bo bo bakndlar. Renkleri umu ve sar-


slmlard ve Zaphodun nerede olduunu bilmiyorlard.

Marvin? dedi Ford, Zaphod nerede? Bir mddet sonra:

Marvin nerede? diye soruyordu.

Robotun kesi botu.

Gemi mutlak bir sessizlik iindeydi. Kaln, kara uzay iinde


ylece yatmaktayd. Arada bir sallanp, sarslyordu.

Btn cihazlar durmutu, btn grnt ekranlar boalmt.


Bilgisayara dantlar. yle dedi:
241/1186

Ne yazk ki, geici olarak btn iletiime kapal durumdaym.


Bu arada, ite size biraz hafif mzik. Hafif mzii kapattlar.

Artan bir panik ve perianlk iinde geminin her kesini


aradlar. Her taraf lm sessizlii iindeydi. Hibir yerde, ne Za-
phodun ne de Marvinin izine rastlanmyordu.

Baktklar son yerlerden biri Nutri-Matik cihaznn durduu


kk girinti oldu.

Nutri-Matik ecek reticisinin servis masas zerinde, kk


bir tepsi iinde en kaliteli porselenden ay fincanyla tabaklar,
yine ayn porselenden bir stlk iinde st ve Arthurun hayatnda
tatt en lezzetli ayla dolu bir gm demlik ile zerinde
Bekleyin yazan kk bir not vard.

5
Ursa Minr Beta, kimilerine gre, Evrenin bilinen ksm-
larnn en berbat yerlerinden biridir.

Her ne kadar ac verecek lde zengin, rktecek derecede


gneli ve bir narn tanelerinden daha ok sayda harikulade
heyecan verici kiiyle doluysa da, Playvarlk dergisi son saysnda
bir makalesine Ursa Minr Betadan bktnz zaman hayattan
bkmsnz demektir diye balk atnca, bir gece iinde intihar
saysnn drt misline km olmas pek de nemsiz bir ey
saylamaz.

Aslnda Ursa Minr Betada gece de yoktur.

Oras bir Bat blgesi gezegenidir ve aklanmas mmkn ol-


mayan ve olduka pheli bir topografya garabeti yznden
242/1186

neredeyse tamamen, yalnzca tropik plajlardan olumaktadr.


Ayn derecede pheli, geici bir greli statik gariplie bal olarak
da, burada zaman Cumartesi leden sonra, barlarn kapan-
masndan hemen nceki saatlerde durmutur.

Zamanlarnn ounu manevi aydnlanma salamak amacyla


yzme havuzlar etrafnda komak ve Galaktik Geici Corafi
Deiimleri Kontrol Heyetindeki Aratrma Grevlilerini ho bir
gndz anomalisi grmeye davet etmekle geiren Ursa Minr
Betann egemen yaam biimlerinden bu durumlarla ilgili hibir
yeterli bilgi alnamamaktadr.

Ursa Minr Betada yalnzca bir tek ehir vardr ve buraya e-


hir denmesinin tek sebebi, buradaki yzme havuzlarnn yerden
yksekliinin dier yerlerden biraz daha fazla olmasdr.

Ik ehrine havadan yaklarsanz -ki zaten baka ulam yolu


bulunmamaktadr, ne karayolu, ne liman tesisleri vardr- (ayrca
eer umuyorsanz zaten sizi Ik ehrinde grmek de istemeye-
ceklerdir)- ona neden bu ismin verildiini anlarsnz. Burada
gne her yerdekinden daha parlaktr, yzme havuzlar zerinde
ldar, palmiyelerle bezenmi beyaz yollarda titreir, bu yollarda
yryen bronzlam, salkl yaratklar zerinde dolar, vil-
lalardan, puslu hava yastklarndan, plaj barlarndan ve benzeri
yerlerden fkrr.

En ok da otuz katl iki beyaz kuleden oluan ve yar yolda


birbirlerine bir kpr ile balanan yksek ve ok gzel binann
zerinde parlar.

Bu bina bir kitabn rndr. Bina kitabn yaynclar ile


kahvaltlk msr gevrei imal eden bir firma arasnda alan,
olaanst bir telif hakk davas sonunda, elde edilen tazminatla
ina edilmitir.
243/1186

Bu kitap bir seyahat kitab, bir klavuz kitaptr.

Ursa Minordaki byk yayn irketlerinin kard en dikkate


deer ve tabii ki en baarl kitaplardan biridir.

Hayat Be yz Ellisinde Balardan daha popler, Eccenterica


Gallumbits (Eroticon Altnn memeli fahiesi) tarafndan
yazlm olan Byk Patlama- Kiisel Bir Grken daha iyi satan
ve Oolon Colluphidin Seks Hakknda Bilmek stemediin Ama
renmeye Zorlandn Her ey adl sansasyonal kitabndan daha
ok tartma yaratan bir kitap.

(Ve Galaksinin Uzak Dou Blgelerindeki daha rahat medeni-


yetlerin pek ounda, uzun sredir standart bilgi ve akln refer-
ans olan Encydopedia Galactica Ansiklopedisinin yerini almtr.
Her ne kadar birok eksii bulunuyor ve uydurma ya da en
azndan tam olarak doru olmayan pek ok bilgiyi ieriyorsa da,
daha eski ve daha az ilgin bir kaynak olan ansiklopediye iki
nemli adan fark atyordu. Birincisi, biraz daha ucuzdu ve kin-
cisi kapann zerinde geni, dost grnl harflerle PANE
KAPILMAYIN yazyordu.) Evrenin bilinen blgelerinin
harikalarn 30 Altar Dolarnn altnda bir rakama grmek istey-
enlerin ucuz arkada olan Bu kitap, elbette ki Her Otostopunun
Galaksi Rehberi idi.

Rehberlik brolarnn ana giri blmn arkanza alp (im-


diye kadar gemiden indiinizi ve ksa bir yzme ve du seansnn
ardndan kendize geldiinizi farz ederek) sonra da douya doru
yrm olsaydnz, Yaam Bulvarnn yapraklarla rtl glgesi
altndan geerken solunuzda uzanan altn rengi plajlarn sar
ltsna hayran kalr, hi de zel bir ey deilmi gibi tasaszca
dalgalarn yarm metre zerinde, beyin srf yapanlarn
grntsyle bylenir, gn boyunca, ya da buras iin daha
doru bir deyile srekli olarak, melodisiz arklar mrldanan dev
244/1186

palmiye aalarna nce hayret eder, sonra da onlardan biraz ra-


hatsz olurdunuz.

Yrynz Yaam Bulvarnn sonuna kadar


srdrdnzde, dkkanlarn, Betacevizi aalarnn ve kaldrm
kafelerinin bulunduu Lalamatine blgesine gelirsiniz.

Burada plajda geen zor bir akam zerinden sonra rahat-


lamaya gelen UM-Betallar grrsnz.

Lalamatine blgesi devaml Cumartesi leden sonrasn


yaamayan nadir blgelerden biridir- burada bunun yerine bir
Cumartesi akamnn erken saatlerinin bitip tkenmez serinlii
yaanr. Bu blgenin ardnda gece klpleri vard.

Eer sz edilen bu gnde, bu leden sonrada, bu uzayan


akam saatinde -nasl isterseniz yle adlandrn sadan ikinci
kaldrm kahvesine yaklam olsaydnz, UM-Betal kalabaln
her zamanki gibi syleip, iki ierek, son derece rahatlam bir
grnt iinde ve arasra birbirlerinin saatine gz atp, ne kadar
pahal olduunu kestirmeye alarak, oturduklarn grrdnz.

Bundan baka, Algolden gelmi, olduka dank grnl


birka otostopu da gznze arpard. Birka gn olduka basit
yaamak zorunda kalarak Acturan Mega Tamaclk gemisi ile
buraya varmlard. Burada, Otostopunun Rehberi binasnn
gr mesafesi iindeki bu yerde, basit bir bardak meyve suyunun
alt Altar dolarnn zerinde tuttuunu anlamann siniri ve per-
ianl iindeydiler.

Kazklandk dedi biri ac ac.


245/1186

Eer o srada hemen bitiikteki masaya bir gz atacak olsay-


dnz, Zaphod Beeblebroxun da orada oturmakta olduunu ve ok
akn ve akl karm grndn fark ederdiniz.

Aklnn karmasnn sebebi yalnzca be saniye nce Altn


Kalp'n kpr stnde oturuyor olmasyd.

Tam anlamyla kazklandk dedi ses yeniden.

Zaphod gzlerinin kesinden huzursuzca, yan masada otur-


makta olan dank grnl iki otostopuya bakt. Hangi cehen-
nemin dibine gelmiti byle? Buraya nasl ulamt? Gemisi nere-
deydi? Eliyle oturduu sandalyenin kolunu, daha sonra da
nndeki masay yoklad.

Gerek grnyorlard. Hi kprdamadan oturdu.

Byle bir yerde oturup da otostopu rehberi nasl yazabiliyor-


lar? diye devam etti ses. Yani, uraya bakn.

Bakn uraya! Zaphod bakyordu. Gzel yer, diye dnd.


Ama neresi? Ve niye?

ki ift gne gzln bulabilmek iin cebini kartrd.

Ayn cepte sert, dzgn, ne olduunu tanmlayamad ar bir


metal paras eline geldi. Onu karp bakt. ararak gzlerini
krptrd. Bunu da nereden bulmutu? Tekrar cebine yerletirdi
ve gzlklerini takt, metal objenin camlardan birini izmi ol-
masna can skld. Yine de onlarla kendini ok daha rahat his-
setti. Bunlar Joo Janta 200 Sper Kromatik Tehlike Hassasiyetine
sahip iki ift gzlkt. Tehlikeye kar rahat bir yaklam tarz
gelitirebilmek iin zel olarak dizayn edilmilerdi. Bir sorun
246/1186

sinyali alr almaz tamamen kararyorlar ve bylece sizi panie


kaptrabilecek herhangi bir eyi grmenizi engelliyorlard.

izik dnda gzlkler temizdi. Gevedi, ama yalnzca bir


para.

Kzgn otostopu pahal meyve suyuna fkeyle bakmaya devam


ediyordu.

Rehberin bana gelen en kt ey, Ursa Minr Betaya tan-


mak oldu, diye homurdand, hepsi sapttlar.

Ofislerden birinde tam elektronik bir evren yarattklarn bile


duydum. Bylece gn boyu, katlar dolaarak aratrmalarn yap-
abiliyorlar, akamlar da partilere katlabiliyorlarm. Ho, bu
yerde gndz ve akam fazla bir ey ifade etmiyor ya. Ursa Minr
Beta, diye dnd Zaphod. En azndan artk nerede olduunu
biliyordu. Bunun Byk Bykbabasnn marifeti olduunu sany-
ordu, ama niin? Beklemedii bir anda aklna bir dnce geliv-
erdi ve bu ok cann skt. Bu, gayet belirgin ve net bir dnce
idi ve artk bu dncelerin gerekte ne olduunu ayrt
edebiliyordu.

gdsel tepkisi direnmekti. Bunlar zihninin karanlk ve kil-


itli blgelerinden gelen kaderi nceden izilmi nerilerdi.

Kprdamadan oturarak, fkeyle dnceyi grmezden geldi.


Dnce mzmzlk etti. Grmezden geldi.

Dnce bann etini yedi. Grmezden geldi. Dnce drdra


devam etti. Sonunda Zaphod teslim oldu.
247/1186

Can cehenneme, diye dnd, kendini akntya brak.


Direnebilmek iin fazlasyla yorgundu, kafas karm ve ack-
mt. Bu dncenin ne anlama geldiini bile bilmiyordu.

6
Alo? Evet? Megadodo Yaynlar, Her Otostopunun Galaksi
Rehberinin, yani, tm bilinen Evrendeki en dikkate deer kitabn
evi, yardmc olabilir miyim? dedi byk pembe kanatl bcek.
Her Otostopunun Galaksi Rehberi ofislerinin fuayesinde bulun-
an resepsiyon masasnn geni krom uzants zerine dizili yetmi
telefondan birine cevap verirken, kanatlarn rpp, gzlerini
yuvarlyordu. Fuayeyi dolduran, hallar kirletip mobilyalar zer-
inde kirli ellerinin izlerini brakan btn o hrpani klkl kiilere
bakt. Her Otostopunun Galaksi Rehberi'nde alyor olmaktan
ok memnundu, yalnzca btn otostopular buradan uzak tut-
mann bir yolu olabilmesini arzu ediyordu. Bunlarn iren
uzaysporlar veya yle bir eylerin olduu yerlerde dolamalar
gerekmiyor muydu? Kitabn bir yerinde pis uzay sporlarnn
yapld ortamlarda dolamann nemi ile ilgili bir eyler oku-
duundan emindi. Maalesef otostopularn ou da, o son derece
kirli uzaysporlar ile ilgilendikten hemen sonra buraya gelip, bu
gzel, temiz, prl prl fuayeye taklyorlard. stelik btn
yaptklar da ikayet etmekti. Kanatlarn titretti.

Nasl? dedi telefona. Evet, Mr. Zarniwoopa mesajnz ilet-


tim, ama korkarm u an sizi hemen gremeyecek kadar megul.
Kendisi galaksiler aras bir seyahatte. Kzgn bir ekilde dikkatini
ekmeye alan hrpanilerden birine huysuzca antenlerini sallad.
Huysuz antenler, kzgn kiiyi sol taraftaki duvarda asl olan ilana
bakmaya, bylece nemli bir telefon konumasn blmemeye
davet ediyordu.
248/1186

Evet, dedi bcek, ofisinde ama, galaksiler aras bir seyahat


yapyor. Aradnz iin ok teekkr ederiz. Telefonu arparak
kapatt.

Yazy okuyun dedi, kitapta bulunan birok budalaca ve teh-


likeli yanltan biri hakknda daha ikayette bulunmaya alan
kzgn adama.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi, yaamn anlamn son


derece kark ve karmak bir Evrende bulmaya heveslenenler
iin vazgeilmez bir arkadatr.

nk kitap, her ne kadar her trl konuda yararl ve aydn-


latc olmay bekleyemezse de, hi olmazsa kusurlu olduu nok-
talarda kesinlikle kusurlu olduu gvencesini vermektedir. Kitap-
taki bilgilerle gerek arasnda nemli farkllklarla
karlaldnda, yanl olan taraf her zaman gerein kendisidir.

Yaznn zeti buydu. Kesin olann Rehber olduunu syly-


ordu. Gerein kendisi ou zaman kusurluydu.

Bu birtakm ilgin sonulara yol ayordu. rnein, Traal geze-


geniyle ilgili blmn giriindeki yazy kelimesi kelimesine uygu-
lamaya kalktklar iin lenlerin ailelerinin Rehber editrlerine
atklar davalarda olduu gibi. (Kitapta Ziyareti turistler,
canavar itahl Bcekyiyen Yaratklar iin ou kez iyi bir yemek-
tir yerine Ziyareti turistler iin canavar itahl Bcekyiyen Yar-
atklar ou kez iyi bir yemektir yazmaktayd) Editrler yaznn
onlarn yazd eklinin estetik olarak kulaa daha ho geldiini
ne srerek, uzman bir air ardlar ve ona gzelliin gerek,
gerein ise gzellik olduuna dair yeminli ahitlik yaptrdlar,
Bylece, bu davada sulu tarafn ya gzel, ya da gerek olmay
baaramayan Yaamn kendisi olduunu kantlamaya altlar.
249/1186

Yarglar mutabk kaldlar ve gzel bir akamda ultragolf oy-


namaya gitmeden nce, yaptklar duygulu bir konumayla,
Yaamn mahkeme kararna aykr dtn ilan ederek, orada
hazr bulunan herkesin Yaamna el koydular.

Zaphod Beeblebrox fuayeye girdi. Hzl admlarla bcek


resepsiyoniste yneldi.

Pekala, dedi Zarniwoop nerede? Bana Zarniwoopu bulun

Affedersiniz, beyefendi? dedi bcek souk bir ekilde.

Kendisine bu tarzda hitap edilmesinden holanmamt.

Zarniwoop. arn onu, anlald m? Hemen.

Beyefendi, dedi huzursuzca krlgan kk yaratk, Eer


biraz soukkanl olursanz...

Bana bakn, dedi Zaphod, boazma kadar soukkanlym,


tamam m? yle artc ekilde soukkanlym ki, bir para eti
iime koysanz bir ay bozulmadan saklayabilirim. yle sakinim ki,
sizin bile kannz dondurabilirim. imdi, ben patlamadan bir
eyler yapacak msnz?

Beyefendi, eer aklamama msaade ederlerse, dedi bcek


sahip olduu tm antenleri en aksi biimde tkrdatarak, Mr.
Zarniwoop galaksiler aras bir seyahatte olduu iin korkarm, u
an bu mmkn deil. Lanet olsun, diye dnd Zaphod.

Ne zaman dnecek? dedi.

Dnmek mi, beyefendi? Kendisi ofisinde. Zaphod aklndaki


bu garip dnceyi kafasnda zmlemeye alt. Baaramad.
250/1186

Bu yaratk galaksiler aras bir seyahatte ve-... ofisinde, yle


mi? ne doru eilerek tkrdayan antenlere yapt.

Dinle, gzl, dedi Benimle dalga geme. Kahvaltmda


senden daha garip eyler yediimi de unutma.

Yani, sen kim olduunu sanyorsun, tatlm? diyerek abartl


bir biimde evresinde dnerek, fkeyle kanatlarn titretti bcek,
Zaphod Beeblebrox veya yle biri mi?

Kafalar say dedi Zaphod ksk bir hrltyla.

Bcek ona bakarak gzlerini krptrd. Tekrar bakt ve tekrar


gzlerini krptrd.

Siz Zaphod Beeblebroxsunuz? diye nlad.

Evet dedi Zaphod ama yle barmayn, yoksa herkes bir


tane isteyecek.

u Zaphod Beeblebrox?

Yok, herhangi bir Zaphod Beeblebrox, altl paketlerde


satldm duymadnz m yoksa? Bcek zdrap iinde antenlerini
alkalad.

Ama efendim, diye inledi, Az nce uzay radyosu haberlerini


dinledim. Sizin ldnz sylyorlard...

Evet, doru. dedi Zaphod Ama henz can ekimem bit-


medi. imdi. Zarniwoopu nerede buluyorum?

Efendim, ofisi on beinci katta, fakat...


251/1186

Fakat, kendisi galaksiler aras bir seyahatte, evet, evet, oraya


nasl kyorum?

Yeni monte edilen Sirius Sibernetik irketinin Dikey Tama


Aralar u kede, efendim. Ama efendim... Zaphod yola koyul-
mutu. Geri dnd.

Evet? dedi Mr. Zarniwoopu niin grmek istediinizi


renebilir miyim?

Evet, dedi Zaphod, bu noktadan kendisi de pek emin deildi,


kendime grmem gerektiini syledim de ondan.

Tekrarlar msnz, efendim? Zaphod casusvari bir tavrla ne


eildi.

Az nce kendimi kafelerinizden birine nlanm buldum,


dedi bir hayalet olan Byk Bykbabamla bir tartmann so-
nucu olarak. Oraya varr varmaz, nceki kimliim, yani beynimi
ileten kiilik, zihnime srad ve Git Zarniwoop'u gr dedi.
Daha nce bu yaratktan bahsedildiini hi duymadm. te btn
bildiim bu. Bundan ve Evreni yneten adam bulmam gerek-
tiinden baka bir ey bilmiyorum. Gz krpt.

Mr. Beeblebrox, efendim, dedi bcek huu iinde bir


merakla, yle acayipsiniz ki, bu halinizle filmlere yakrsnz.

Evet dedi Zaphod, onun prltl kanadn okayarak Ve sen


de bebeim gerek yaama yararsn"

Bcek huzursuzluundan kurtulmak iin bir an durdu ve sonra


alan telefonlardan birini cevaplamak zere bir antenini uzatt.

Metal bir el onu bunu yapmaktan alkoydu.


252/1186

Affedersiniz, dedi metal elin sahibi, daha duygusal yapdaki


bir bcei gz yalarna boabilecek bir sesle.

Bu yle bir bcek deildi ve robotlardan hi holanmyordu.

Evet, efendim, dedi huzursuzca size yardmc olabilir


miyim?

Sanmyorum dedi Marvin.

Bu durumda, efendim, eer msaade ederseniz... imdi tele-


fonlarn alt tanesi birden alyordu. Bcein ilgisini bekleyen
milyonlarca ey vard.

Bana kimse yardmc olamaz, dedi Marvin ahenkle.

Evet, efendim beyefendi, bu durumda...

Kimse de buna gayret etmi deil zaten. Bcei engelleyen


metal kol geveyerek Marvinin yanna sarkt.

Ba hafife ne doru dt.

yle mi, dedi bcek souk souk.

Kimsenin zaman aalk bir robota yardmc olmak iin har-


canmaya demez, deil mi?

zgnm, efendim beyefendi, eer...

Demek istediim, bir robot minnet devrelerine sahip ol-


madka, ona nazik davranmann ya da yardmc olmann kime ne
yarar olabilir ki?
253/1186

Ve sizin byle bir devreniz yok, deil mi? dedi bcek,


grne baklrsa kendini bu konumadan syrmay
baaramyordu.

renme frsatm hi olmad, diye Marvin bilgi verdi.

Dinle, seni sefil, uyumsuz, metal yn...

Ne istediimi sormayacak msnz? Bcek duraklad. Uzun


ince dilini dar kard, gzlerini yalad ve tekrar yerine soktu.

Deecek mi? diye sordu.

Ne deiyor ki? dedi Marvin hemen.

Ne... is..ti..yor.. sunuz?

Birini aryorum.

Kimi? diye tslad bcek.

Zaphod Beeblebroxu, dedi Marvin, urada ayakta duran.


Bcek fkeyle sarsld. Glkle konuuyordu.

O halde bana niye soruyorsunuz? diye haykrd.

Yalnzca konuabileceim birini istemitim.

Ne!

Ackl, deil mi? Dili gcrtlar iinde Marvin dnd ve


tekerleklerinin zerinde ilerledi. Asansrlere yaklamakta olan
Zaphoda yetiti. Zaphod aknlktan yusyuvarlak oldu.
254/1186

Hey...Marvin? dedi, Marvin! Buraya nasl geldin? Marvin


kendisine ok zor gelen bir yant verdi.

Bilmiyorum dedi.

Ama..

Bir dakika nce geminizde oturmu ve kendimi son derece


mutsuz hissediyordum, bir sonraki dakikada burada ayakta dur-
uyor ve kendimi tam anlamyla sefil hissediyorum. Olaslkszlk
Alan ile ilgili bir konu sanrm.

Evet, dedi Zaphod, sanrm, Byk Bykbabam seni bana


arkadalk etmen iin gndermi olmal.

Kucak dolusu teekkrler Bykpeder, diye ekledi iinden.

O halde, naslsn? dedi yksek sesle.

Oh, iyiyim, dedi Marvin, yani, eer ben olmaktan holana-


cak olursanz, ben ahsen holanmyorum da.

Evet, evet, dedi Zaphod asansrn kaplar alrken.

Merhaba, dedi asansr tatl bir sesle, seeceiniz kata


kadar yapacanz yolculukta sizin asansrnz olacam. Sirius
Sibernetik irketi tarafndan, siz Her Otostopunun Galaksi Re-
hberi ziyaretilerini ofislere gtrmek zere tasarmlandm. Eer
hzl ve ho geecek bu tecrbeden memnun kalrsanz, ksa sre
nce Galaktik Vergi Dairesine, Boobiloo Bebek Mamalar binasna
ve Sirius Devlet Akl Hastanesine de monte edilmi bulunan dier
asansrlerimizle de bu deneyi yineleyebilirsiniz. Buralarda
karlaacanz birok Sirius Sibernetik irketi yneticisi, drt
gzle ziyaretlerinizi, sempatinizi ve d dnyayla ilgili neeli
255/1186

hikayelerinizi bekliyor olacaklardr. Evet, dedi Zaphod, ieri


girerken, konumaktan baka ne yaparsnz?

Yukar karm, dedi asansr, veya aa inerim.

Gzel, dedi Zaphod, Biz yukar kyoruz.

Evet, tamam, yukar ltfen. Bir anlk bir sessizlik oldu.

Aas da ok ho, diye nerdi asansr mitle.

Oh, yle mi?

Sper.

Gzel. dedi Zaphod, imdi bizi yukar karr msnz?

Sorabilir miyim, diye aratrd asansr en tatl, en makul ses-


iyle, Aa inmenin size salayabilecei btn imkanlar gzden
geirdiniz mi? Zaphod kafalarndan birini i duvara vurdu. Buna
hi de ihtiyac olmadn dnd kendi kendine, her ey bir
yana buna hi ihtiyac yoktu. Burada olmay o istememiti.

Eer bu dakikada nerde olmay istedii sorulacak olsa, her-


halde, etrafnda en azndan elli kadnla birlikte bir plajda uzanyor
olmay ve uzmanlardan olumu kk bir ekibin de onu nasl tat-
min edebileceklerini aratryor olmalarn dilerdi. Bu, onun her
zamanki cevabyd. Buna bir de yemekle ilgili itah ac bir ey
eklerdi belki de.

Yapmak istemedii eylerden biri Evreni yneten adamn


peinde komakt. O adamn btn yapt, Zaphodun
srdrmesinde hi mahzur grmedii bir ii yapmakt ve naslsa o
yapmasa bir bakas yapacakt bu ii.
256/1186

Ama bundan da ok yapmak istemedii bir i hannda as-


ansrn biriyle tartyor olmakt.

Ne gibi baka imkanlar? dedi yorgun yorgun.

Eee, diye ses akt, aynen biskvi zerindeki bal gibi, Orada
zemin kat var, micro dosyalarn durduu blmler var, stma
sistemi... hm ,.. Duraklad.

zel olarak heyecan verici bir ey yok, diye itiraf etti, ama
yine de bir alternatif.

Kutsal Zarquon akna. Varoluu bir asansr istemi miydim


ben? diye homurdanp fkeyle yumruk att duvara.

Neyi var bu eyin? diye soludu.

Yukar kmak istemiyor, dedi Marvin ii basite


indirgeyerek.

Sanrm korkuyor.

Korkmak m? diye haykrd Zaphod, Neden korkuyor? Yk-


seklikten mi? Ykseklikten korkan bir asansr, yle mi?

Hayr, dedi asansr bitkin bir halde, gelecekten. "

Gelecekten mi? diye hayretle haykrd Zaphod, Sefil ey ne


istiyormu, ayla balanmay m? Bu srada, arkalarnda bulun-
an resepsiyon alannda bir karklk kt. Birden harekete geen
bir makinenin sesi gelmeye balad.

Bizler hepimiz gelecei grebiliyoruz, diye fsldad asansr,


sesi korkmu gibiydi, programlanmzn bir paras bunu
257/1186

salyor. Zaphod dar bakt- asansr alan evresinde huzursuz


bir kalabalk toplanmt, elleriyle iaret ediyorlar, baryorlard.

Binada bulunan tm asansrler hzla aa inmekteydi.

Kendini saknarak ieriye dnd.

Marvin, dedi, bunu hemen yukar kar, ltfen.

Zarniwoopu grmemiz gerek.

Niin? diye sordu Marvin bezgin bir sesle.

Bilmiyorum, dedi Zaphod, Ama onu bulunca, kendisini


grmek istememin iyi bir sebebi olup olmadn anlayacaz.

***
.

Modern asansrler ilgin ve karmak varlklard.

Eski elektrikli vinler ve Maksimum kapasite sekiz kiiler ile


Sirius Sibernetik irketinin Neeli Dikey Tama Aralar
arasndaki benzerlik soukta kafas yerek dolaan az giyimli
bir ka kii ile Sirian Devlet Akl Hastanesinin bat kanadn dol-
duran kafay tmler arasndaki benzerlik kadard.

Bu farklln sebebi, yeni asansrlerin ilgi uyandrc bir sis-


tem olan tek noktada kstlanmam termal alglama sistemiyle
almasndan ileri gelmekteydi.

Dier bir deyile, bu asansrler zayf da olsa yakn gelecei


grme kapasitesine sahiptiler. Bu kapasite asansrn henz onu
258/1186

armay bile dnmeden bulunduunuz kata gelmesini sala-


yarak, eskiden asansr beklerken yaplmak zorunda kalnan tm
rahatsz edici sohbetleri, gevemeleri ve arkadalk kurma gir-
iimlerini ortadan kaldrmay hedeflemiti.

Zeka ve nceden tahmin yetenekleriyle donatlm pek ok as-


ansrn zeka gerektirmeden yaplabilecek yukar kp aa in-
mekten ibaret olan i yznden mthi bir bunalma girmeleri hi
de olaand bir ey deildir.

Bir eit varoluuluk tepkisi olarak, bunu yatay hareket etme


kavram ile protesto ettiler. Karar mekanizmasnda rol almay is-
tediler ve son olarak da suratlarn asp zemin katnda oturma
grevine baladlar.

Sirius yldz sistemindeki gezegenlerin herhangi birini ziyaret


eden ve paras tkenmi bir otostopu nrotik asansrler iin
danmanlk grevi yaparak kolayca para kazanabilirdi.

***
On beinci katta asansrn kaplar hemen ald.

On be dedi asansr, ve unutmayn, bunu yalnzca robo-


tunuzu sevdiim iin yapyorum. Zaphod ve Marvin derhal
kaplarn kapatp mekaniinin imkan verdii kadar hzla aa in-
en asansrden apar topar ktlar.

Zaphod bkkn bir ekilde etrafna baknd. Koridor terk


edilmi ve sessizdi ve Zarniwoopun nerede olabileceine dair hi
ipucu vermiyordu. Koridora alan kaplarn hepsi kapalyd ve
zerlerinde tek bir iaret yoktu.
259/1186

Binann kulelerini birbirine balayan kprnn hemen


yaknnda idiler. Geni bir pencereden Ursa Minr Betann par-
lak gnei ieri bloklar halinde k sayor bu n iinde, kk
toz zerrecikleri dans ediyordu.

Bir glge uuarak gelip geti.

Bir asansr tarafndan terk edildik, diye mrldand Zaphod,


kendini hi de neeli hissetmiyordu.

kisi de durup, nce saa sonra sola baktlar.

Biliyor musun? dedi Zaphod Marvine.

Tahmininden ok daha fazlasn.

Son derece eminim ki, bu binann u anda sarslyor


olmamas gerek. dedi Zaphod.

Ayaklarnn dibinde hafif bir titreme olmutu -sonra bir tane


daha. Gne nlar iindeki tozlar imdi daha canl dans ediyor-
lard. Bir glge daha uutu.

Zaphod demeye bakt.

Ya, dedi, pek de emin olmadan, personel alrken


kaslarna masaj yapan bir vibratr sistemleri var, veya... Pen-
cereye doru yrd ve birden tkezledi, nk tam da o srada
Joo Janta 200 Super-Kromatik Tehlikeye Hassas gne gzlkleri
tamamen simsiyah olmulard.

Pencerenin nnden byk bir glge, keskin bir vnlamayla


uarak geti.
260/1186

Zaphod gne gzlklerini kard ve o bunu yaparken bina


gk grltsne benzer bir sesle salland.

Ya da, dedi, bu bina bombalanyor. Bina bir baka gm-


brtyle sarsld.

Galakside bir yaynclk irketini bombalamak isteyen kim


olabilir ki? diye sordu Zaphod, ama Marvinin cevabn iitemedi,
nk o anda bina bir baka bomba saldrs ile salland. Tekrar
asansre ulamaya alarak yalpalad -bunun faydasz bir manev-
ra olduunu fark etmiti ama, dnebildii tek ey bu olmutu.

Anszn, bu koridora dik olarak uzanan dier koridorun


sonunda bir ekil gzne arpt, yaklatka bunun bir adam
olduunu grd. Adam da onu grmt.

Beeblebrox, bu tarafta! diye bard.

Patlayan bir baka bomba binay sarsarken, Zaphod gvensiz


gzlerle onu inceledi.

Hayr, dedi Zaphod, Beeblebrox bu tarafta! Kimsin sen?

Bir dost! diye bararak cevap verdi adam. Zaphoda doru


kotu.

Ya, sahi mi? dedi Zaphod, Herhangi birinin zel bir dostu
mu, yoksa herkesle iyi geinen biri mi? Ayaklarnn altndaki
deme bir battaniye gibi sallanrken, adam koridor boyunca ona
doru kouyordu.

Ksa boylu, tknaz bir yaps ve hava artlarndan ypranm bir


yz vard. zerindeki kyafetler sanki Galaksi etrafnda iki tur
atp, ilerine de kendisini alarak geri gelmie benziyorlard.
261/1186

Biliyor musun, diye kulana bard Zaphod, adam yanna


ulatnda, binanz bombalanyor? Adam farknda olduunu
belirtti.

Birden bire klar snd. Zaphod pencereden bakp nedenini


anlamak istediinde soluunu tutmak zorunda kald, nk koyu
yeil metal bir uzay arac bulutlardan syrlarak binann yanndan
gemiti. Bunu iki tanesi daha takip etti.

Terk ettiin ynetim senin peine dm, Zaphod, dedi


adam ylan gibi tslayarak, Bir blk Frogstar Savas gn-
dermiler arkandan.

Frogstar Savalar! diye mrldand Zaphod, Zarquon!

Olay kavrayabildin mi?

Frogstar Savas nedir? Zaphod Bakanlk yapt dnem-


de, birilerinin kendisine onlardan bahsettiinden emindi ama, re-
smi konulara hibir zaman fazla dikkatini vermemiti.

Adam, onu bir kapdan ieri ekiyordu. Onunla gitti.

Kulak trmalayan bir inilti ile birlikte, havada kk, kara


rmcee benzer bir obje belirmi ve koridorun sonunda
kaybolmutu.

Bu neydi? dedi slk gibi bir sesle Zaphod.

Frogstar A snf Keif robotu, seni aryor, dedi adam.

Yaa,-yle mi?

Yere yat! Kar ynden, kara rmcee benzer daha byk


bir obje geldi. Onlar transit geti.
262/1186

Ve bu..?

Seni arayan, B Snf bir Frogstar Keif robotu.

Ve bu? dedi Zaphod, bir ncs vnlayarak yanlarndan


geerken.

Seni aramaya devam eden C Snf Frogstar Keif robotu.

Hey, diye kkrdad Zaphod, kendi kendine. Olduka aptal


eyler, ha? Kpr tarafndan youn bir metal homurtusu geldi.

Dev boyutlu siyah bir ekil, dier kuleden bu tarafa doru iler-
lemekteydi, biimi ve boyutlaryla bir tank andryordu.

Kutsal Foton, bu da ne? dedi Zaphod, nefes nefese.

Bir tank, dedi adam, Seni almaya gelen, D snf Frogstar


robotu"

Buradan ayrlsak m?

Sanrm yle yapmalyz.

Marvin! diye seslendi Zaphod.

Ne istiyorsunuz? Marvin koridorun dibinde bir yknt


kmesinin arasndan dorularak onlara bakt.

Bize doru gelen u robotu gryor musun? Marvin k-


prden onlara doru gelmekte olan dev siyah ekle bakt. Sonra
ban eip, kendi kk metal gvdesini inceledi. Sonra tekrar
tanka bakt.

Sanrm onu durdurmam istiyorsun, dedi.


263/1186

Evet.

Sen postu kurtarrken yani,

Evet, dedi Zaphod, git oraya!

Sadece elveda diyorum, dedi Marvin ben haddimi bilirim


nk. Adam Zaphodun koluna yapt ve onu koridordan aa
srkledi.

Zaphodun aklna bu durumla ilgili bir ey takld.

Nereye gidiyoruz? diye sordu.

Zarniwoopun ofisine.

imdi randevunun zaman m sence?

Hadi gel.

7
Marvin kpr koridorunun sonunda ayakta duruyordu.

Aslnda, pek de kk bir robot saylmazd. Gmi bedeni


tozlu gne nlar altnda parldyor ve hl binay etkilemeye
devam eden yaylm atein sarsntlar ile sallanyordu.

Bununla birlikte dev boyutlu tank gmbrtyle nnde


durduunda gze acnacak kadar kk grnmeye balamt.
Tank onu metal bir sonda aleti ile inceledi.

Sonra sonda geri ekildi.


264/1186

Marvin ylece duruyordu.

Yolumdan ekil, kk robot, diyerek kkredi tank.

Korkarm, dedi Marvin,- burada seni durdurmak iin


brakldm. Sonda acele bir kontrol iin tekrar dar kt. Tekrar
yerine dnd.

Sen? Beni durduracaksn, yle mi? diye gmbrdedi tank,


hadi dene!

Hayr, gerekten de yle ama, dedi Marvin yaln bir ekilde.

Silahlarn nedir? diye yine gmbrdeyerek sordu tank, duy-


duklarna inanamayarak.

Tahmin et, dedi Marvin.

Tankn motorlar uuldad, dilileri gcrdad.

Micro-beyninin derinliklerinde bulunan molekl


byklndeki elektronik devreleri aknlk iinde bir ne, bir
arkaya zpladlar.

Tahmin edeyim, ha?

***
Zaphod ve henz ad konmam adam bir koridoru geip, bir
kincisine ve bir ncsne daldlar. Bina sarslp, sallanmaya
devam ediyor ve bu da Zaphodu dndryordu.

Eer binay havaya uurmak istiyorlarsa, bu niye bu kadar


uzun zaman alyordu? Glkle, hi isimlendirilmemi kaplardan
265/1186

birine ulatlar ve ona yklendiler. Kap ani bir hareketle ald ve


her ikisi birden ieri yuvarlandlar.

Btn bu geldiim yol, diye dnyordu Zaphod, btn bu


sorunlar, btn bu plajda -yan -gelip -yatp -iyi vakit- geirem-
emeler, ne iin? Dekore edilmemi bir ofisin ortasnda tek bir san-
dalye, tek bir masa ve tek bir kl tablas vard. alma masas,
zerinde dans eden bir para toz, ve modem bir kat tutaca
dnda bombotu.

Zarniwoop, nerede? dedi Zaphod, btn bu abann zaten


olduka tutarsz olan balang noktasnn giderek daha da zay-
fladn hissediyordu.

Kendisi Galaksiler aras bir seyahatte. Zaphod adam tart-


maya alt. Samimi bir tip, diye dnd, bir kahkaha reticisi
deil. Herhalde zamannn belirli bir ksmn koridorlarda oradan
oraya kouturarak, kaplar ap bo ofislere anlalmaz laflar at-
arak geiriyor olmalyd.

Size kendimi tantaym, dedi adam, Benim adm Roosta ve


bu da benim havlum.

Selam Roosta, dedi Zaphod.

Selam, havlu, diye de ekledi. Roosta, olduka kirli, eski bir


iekli havluyu kendisine uzatnca onu ne yapacan bilemeyip,
kesinden tutarak sallad.

Pencerenin dndan, kocaman bir sl andran, koyu yeil


metal uzay gemilerinden biri grltyle gemekteydi.

***
266/1186

Evet, devam et, dedi Marvin koca sava makinesine, hayatta


tahmin edemezsin.

Inhm... dedi makine, almad bir dnce ile titreyerek,


Lazer nlar? Marvin ciddiyetle ban olumsuz ynde sallad.

Hayr diye mrldand makine, genizden gelen derin


mrltsyla, Olamayaca ok ak. Maddeye zarar veren nlar?
diye nerdi.

Daha da olmayacak ey, diye azarlad Marvin.

Evet, diye geveledi makine, biraz utanarak, Eee, ya elektron


mancnna ne dersin? Bu Marvin iin yeni bir eydi.

O da ne ? dedi.

unlardan biri dedi makine hevesle.

Silahlarnn sakland yerden, sivri ulu bir ubuk kt ve


azndan tek bir ldrc n parlts pskrtt.

Marvinin arkasnda bir duvar gmbrdeyerek bir toz yn


halinde yere yld. Toz ksa bir sre dalgaland ve sonra duruldu.

Hayr, dedi Marvin, Bunlardan biri de deil.

Ama gzel, deil mi?

ok gzel, diye Marvin onaylad.

Buldum, dedi Frogstar sava makinesi, bir dakika daha


dndkten sonra, sende u yeni Stabilize Olmayan Xanthic
Zenon Yayc silahlardan olmal!
267/1186

Gzel silahlar, deil mi? dedi Marvin.

Sende olan bu mu? dedi makine, belirgin bir korkuyla.

Hayr dedi Marvin.

Oh, dedi makine hayal krkl iinde, o halde bir...

Yanl izgide dnyorsun, dedi Marvin, Robotlarla in-


sanlar aras ilikide olduka temel bir yaklam gz nne almay
unutuyorsun.

Ihm, biliyorum, dedi sava makinesi, yoksa... kuyruunu


sktrp tekrar dnmeye koyuldu.

Yalnzca dn, diye tevik ediyordu Marvin, beni burada


braktlar, sradan, aalk bir robotu yani. Kendileri kap can-
larn kurtarrken, zavall beni, senin gibi dev boyutlu ve dayankl
bir sava makinesini durdurmak zere geride braktlar. Bunun
iin bana ne braktklarn sanrsn?

Oooh, hm, diye mrldand makine panik iinde, sanrm


olduka ba belas bir tahrip edici olmal.

Olmal! dedi Marvin, Oh, tabii, olmal. Sana bana kendimi


korumak iin ne yerdiklerini syleyeyim mi?

Evet, tamam, dedi makine, gergin bir ekilde.

Hibir ey, dedi Marvin.

Tehlikeli bir sessizlik oldu.

Hibir ey mi? diye grledi sava makinesi.


268/1186

Hem de hibir ey, diye ahenkle tekrarlad Marvin, zgn,


zgn. Bir elektronik sosis bile brakmadlar. Makine fkeden
kusacak gibi olmutu.

Bu berbat bir ey deil mi! diye grledi. Hibir ey, ha? Hi


umurlarnda deil, yle mi?

Ve ben, dedi Marvin yumuak, ksk bir sesle, sol tarafm-


daki diyotlarda balayan bu korkun sanc ile burada kalakaldm.

Kusacan geliyor deil mi?

Evet, diye, hissederek onaylad Marvin.

Lanet olsun, bu beni fkeden ldrtyor, diye kkredi mak-


ine, hrsmdan u duvar paralayacam! Elektron mancn
bir n parlts daha pskrterek makinenin yanndaki duvar
yerle bir etti.

Ya ben kendimi nasl hissediyorum sanyorsun? dedi Marvin


ac ac.

ylece kap, seni braktlar, deil mi? derken gk


grltsne benzer sesler kard makine.

Evet, dedi Marvin.

Sanrm onlarn kahrolasca tavanlarn da balarna indire-


ceim! diye ileden kt tank.

Kprnn tavann indirdi.

Bu ok etkileyici diye mrldand Marvin.


269/1186

Daha bir ey grmedin, diye sz verdi makine, bu demeyi


bile skebilirim, hi sorunsuz! Ve demeyi de skt.

Cehennemin anlar! diye kkryordu makine, on be kat


aa yuvarlanp, aadaki zemine arpp kendini paralarken.

Can skacak kadar aptal bir makine, dedi Marvin ve ar ar


uzaklat.

8
yleyse, burada bylece oturacak myz yani, ne yapacaz?
dedi Zaphod fkeyle, dardaki bu adamlarn derdi ne?

ensin, Beeblebrox, dedi Roosta, Seni alp Frogstara -tm


Galaksideki en ktlk dolu yere- gtrecekler.

Oh, yle mi? dedi Zaphod, nce gelip beni yakalamalar


gerekecek

Geldiler ve seni yakaladlar, dedi Roosta, Pencereden dar


baksana Zaphod bakt ve gzleri yuvalarndan frlad.

Yer gidiyor! diye nefes nefese haykrd, yeri nereye


gtryorlar?

Binay gtryorlar, diye dzeltti Roosta, havada tanabi-


len bir binamz var. Bulutlar ofis pencerelerinin nnden hzla
geiyordu.

Zaphod, tekrar ak gkyzne ktklarnda, binann kulesi


evresinde Yeil Frogstar Savalar'nn oluturduu emberi
270/1186

grebiliyordu. zerlerinden yansyan g nlarnn oluturduu


bir iletiim a ile kuleyi skca kavramlard.

Zaphod aknlk iinde kafasn sallad.

Buna layk olmak iin ne yaptm ben? dedi, Bir binaya gir-
iyorum, onu alp gtryorlar.

Endieleri yapm olduun eyle ilgili deil, dedi Roosta,


Yapacan eyle ilgili.

Peki bana bir sz hakk vermiyorlar m?

Seneler nce verdiler. Sk dursan iyi olur. Hzl ve sallantl


bir yolculuk olacak.

Eer kendimle karlaacak olursam, dedi Zaphod, yle bir


yumruk indireceim ki, beni yumruklayann kim olduunu an-
lamayacam. Marvin ar admlarla kapdan ieri girdi, Za-
phoda sulayc gzlerle bakt ve bir keye kerek devrelerini
kapatt.

***
Altn Kalp"n kpr stnde her ey sessizdi. Arthur nnde
duran rafa bakt ve dnd. Trilliann kendisine sorgulayan gz-
lerle baktn grd. Tekrar rafa dnd.

Sonunda onu grd.

kk plastik kareyi eline ald ve rafn hemen nnde dur-


an tablonun zerine koydu.
271/1186

karenin her birinin zerinde harfler vard. E, N, F. Onlar E


ve S harflerinin nne dizdi.

Enfes, dedi, l kelime puan zerinden. Korkarm


olduka yksek bir puan olacak. Gemi sarsld ve harflerin
bazlarn n inci kere yere drd.

Trillian iini ekti ve onlar tekrar dizdi.

Sessiz koridorlarda, suskun cihazlar yumruklayarak, aa


yukar gezinmekte olan Ford Prefectin ayak sesleri duyuluyordu.

Gemi niin titreyip duruyor, diye dnyordu.

Niin sallanp, sarslyordu? Nerede olduklarn niye bulamy-


ordu? Aa yukar neredeydiler?

***
Her Otostopunun Galaksi Rehberi ofislerinin sol taraftaki
kulesi, yldz sistemi iindeki uzayda, daha nce Evrendeki hibir
ofis binasnn eriemedii bir hzla szlmekteydi.

Kulenin orta katlarndaki odalardan birinde, Zaphod


Beeblebrox fkeyle volta atyordu..

Roosta, alma masasnn ucuna ilimi, gnlk havlu bakm


ile meguld.

Hey, bu binay nereye gtryorlar demitin? diye sorgulad


Zaphod.

Frogstara, dedi Roosta, Evrendeki en ktlk dolu yere.


272/1186

Orada yiyecek var m? dedi Zaphod.

Yiyecek mi? Frogstara gidiyorsun ve yiyecek var m diye en-


dieleniyorsun yle mi?

Yiyecek bir ey olmadan Frogstara varamayabilirim. Pen-


cereden baktklarnda yalnzca g nlarnn krpan klar ile
Frogstar Savalarnn hz yznden yasslam ekilleri olmas
gereken yeil izgilerden baka bir ey gremiyorlard. Byle bir
hzda uzayn kendisi bile grnmez, hatta gerekd olmutu.

Al, bunu em, dedi Roosta, Zaphoda havlusunu nererek.

Zaphod ona, sanki alnnn ortasndan frlayacak kk bir yay


zerinde bir palyaonun ortaya kmasn beklermi gibi bakt.

Bu havluya besleyiciler emdirilmitir, diye aklad Roosta.

Nesin sen, her bulduunu yiyen bir obur falan m? dedi


Zaphod.

Sar izgiler yksek protein ierir, yeillerde B ve C vitamini


kompleksleri vardr ve pembe ieklerde ise bol vitaminli buday
z bulunur. Zaphod havluyu alp aknlk iinde inceledi.

Kahverengi lekeler nedir? diye sordu.

Barbek sosu, dedi Roosta, tahl znden bktm zaman-


lar iin. Zaphod elindekini pheyle koklad.

Daha da byk bir pheyle bir ucunu emdi. Sonra gerisin geri
tkrd.

Igh diyerek fikrini belirtti.


273/1186

Evet, dedi Roosta, o ucu emmek zorunda olunca, genellikle


br ucu da bir para emmem gerekir.

Niin, diye sordu Zaphod hl phe iinde, o uta ne var?

Anti-depresif ilalar, dedi Roosta.

Ben bu havludan hemen vazgetim, anlyor musun, dedi Za-


phod onu geri verirken.

Roosta, havluyu ald ve kendini masadan aa brakt,


etrafnda yryp sandalyeye oturdu ve ayaklarn masaya
dayad.

Beeblebrox, dedi, ellerini bann arkasnda kenetleyerek,


Frogstarda sana neler olaca hakknda bir fikrin var m?

Beni besleyecekler mi? diye tahmin yrtt Zaphod mitle.

Seni deil, seninle, dedi Roosta, ok Boyutlu Beyin


Frtnasn besleyecekler! Zaphod bunu hi duymamt. Galak-
side bulunan ve elenceli olan her eyden haberi olduuna inany-
ordu, o halde diye dnd, bu ok Boyutlu Beyin Frtnas pek
de elenceli bir ey olmasa gerek. Roostaya bunun ne olduunu
sordu.

Sadece, dedi Roosta, hissedebilen bir varln dayanabile-


cei en vahi psikolojik ikence tr. Zaphod kabullenmi ekilde
ban sallad.

Yani, dedi, yemek yok, yle mi?

Dinle! dedi Roosta mitsizce, birini ldrebilirsin, onun


vcuduna zarar verebilir, moralini kertebilirsin, ama ok Boy-
utlu Beyin Frtnas adamn ruhunu tamamen ortadan kaldryor,
274/1186

yok ediyor! Sadece bir ka saniyelik bir ilem, ama etkileri hay-
atnn sonuna kadar devam ediyor!

Sen Pan-Galaktik Gargara Bombasn duymu muydun? di-


ye sordu Zaphod serte.

Bu ondan daha kt.

Oooo! diye itiraf etti Zaphod, ok etkilenmiti.

Bu adamlarn bana bunu niin yapmak istediklerine ilikin


bir fikrin var m?diye ekledi bir ka dakika sonra.

Seni sonsuza dek ortadan kaldrmann en iyi yolunun bu


olduuna inanyorlar. Senin neyin peinde olduunu biliyorlar.

Bana bir not yazp bu yapacam eyi benim de renmemi


salarlar m acaba?

Sen biliyorsun, dedi Roosta, sen biliyorsun Beeblebrox.

Senin amacn Evrene hkmeden adam tanmak.

O adam yemek yapmasn biliyor mu? dedi Zaphod.

Hatrlaynca ekledi:

Ama sanmyorum. Eer iyi yemek piirebilseydi. Evrenin


kalan ksm onu ilgilendirmezdi. Benim istediim bir a ile
tanmak. Roosta derin derin iini ekti.

Sahi, senin ne iin var burada? diye sordu Zaphod, Btn


bunlarn seninle alakas ne?
275/1186

Ben sadece bu ii planlayanlardan biriyim. Zarniwoopla,


Yooden Vranxla senin byk bykbabanla, ve seninle birlikte
Beeblebrox.

Benimle mi?

Evet seninle. Bana deitiini sylemilerdi. Ama bu kadar


deitiini...

Fakat..

Ben burada bir tek ii yerine getirmek zere bulunuyorum.

Bunu da senden ayrlmadan nce yapacam.

Ne ii be adam, neden bahsediyorsun sen?

Bunu senden ayrlmadan nce yapacam. Roosta derin bir


sessizlie gmld.

Zaphod buna ok mutlu olmutu.

9
Frogstar yldz sisteminin ikinci gezegeni etrafndaki hava bay-
at ve salkszd.

Yzeyi zerinde durmakszn esen rutubetli ve souk rzgar-


lar, tuz dzlklerini, kurumu ayrlar, birbirine girmi ryen
sebze bahelerini ve harap olmu ehirlerden arta kalan kalntlar
sprmekteydi. Hibir hayat belirtisi yoktu. Galaksinin bu
tarafnda bulunan, birok gezegende olduu gibi, toprak oktan
terk edilmiti.
276/1186

ehirlerde, kmekte olan eski evler arasnda gezinen rzgarn


uuldayan sesi yeterince hzn vericiydi; bir yandan br yana
huzursuzca sallanmakta olan o kapkara yksek gkdelenlerin
temellerini krbalayan rzgar bu hzn daha da artryordu. im-
di, bu kulelerin tepelerinde, bir zamanlar burada egemen olan uy-
garlktan tek sa kalan, kocaman, clz ve ktlk kokan kular
koloniler halinde yaamaktayd.

Bununla birlikte, rzgarn uultusu en fazla, bu terk edilmi


ehirlerin eteklerinde bulunan gri renkli geni bir dzle kurul-
mu, ban ban andran bir yerin zerinden estii zamanlarda
huzursuzluk veriyordu.

Bu aleme Galaksinin en ktlk dolu yeri olma unvann


kazandran ey de bu ban ban andran yerdi.

D grn ile buras, aa yukar dokuz-on metre apnda,


basit elik bir kubbeydi. Oysa ierden, buras akln kavrayabile-
ceinin ok daha tesinde canavarca bir yerdi.

Buradan yz metre kadar tede, yzeyi ukurlarla dolu, hayal


edilebilecek en kurak, verimsiz ve lanet olas bir toprak uz-
antsyla ana binadan ayrlm ve herhalde bir eit ini pisti
olarak tanmlanabilecek bir alan bulunuyordu.

Bir baka deyile, bu olduka geni alan zerinde dank bir


ekilde, iki dzine kadar, mecburi ini yaptrlm hantal bina
gvdesi durmaktayd.

Bu binalarn zerinde ve evresinde uarak dolamakta olan


bir zihin vard, bir eyler bekleyen bir zihin.
277/1186

Zihin btn dikkatini gkyzne ynlendirmiti ve ok


gemeden ufukta, etrafnda kendisinden daha kk lekelerden
olumu bir ember bulunan bir lekenin belirdiini grd.

Byk leke Her Otostopunun Galaksi Rehberi ofislerinin bu-


lunduu binann sol kulesi idi ve Frogstar B blmnn stra-
tosferine doru inie gemiti.

Kule alalrken, Roosta iki adam arasnda olumu, uzun,


huzursuz sessizlii birden bozdu.

Ayaa kalkt ve havlusunu bir torbaya yerletirdi.

Dedi ki;

Beeblebrox, imdi buraya yapmak zere gnderildiim ii


yapacam. Zaphod, Marvinle birlikte konuulmam dncel-
erini paylaarak oturduklar keden ban kaldrp, ona bakt.

Evet?

Bina ksa sre sonra iniini tamamlam olacak. Binay terk


ederken, kapdan kma, dedi Roosta, pencereden k.

yi anslar, diye ekledi, odadan dar kt ve girdii kadar


esrarengiz bir ekilde Zaphodun yaamndan kaybolup gitti.

Zaphod, ayaa frlad ve kapy denedi ama, Roosta onu oktan


kilitlemiti. Omuzlarn silkti ve kesine dnd.

ki dakika sonra, bina dier enkazlar arasna ini yapt. Onu


eskortlam olan Frogstar Savalar g nlarn kestiler ve
aceleyle tekrar ykselerek, tmyle daha yaanabilir bir yer olan,
Frogstar A blmne gittiler.
278/1186

Hibir zaman B blmne inmezlerdi, kimse inmezdi.

ok Boyutlu Beyin Frtnas kurbanlar dnda hi kimse,


onun yzeyinde yrmemiti.

ni Zaphodu ok sarsmt. Bir sre, byk blm bir toz


ynna dnm olan odann sessiz kalnts iinde uzand.
Yaam boyunca ulat en kt ruh hali iinde olduunu fark
ediyordu. Kendisini perian, yalnz ve sevgisiz hissediyordu. Bu
iin sonunda bana gelecekler ne ise onlarla bir an nce
karlamaya karar verdi.

Krk dkk odada etrafna baknd. Kap erevesinin


etrafndaki duvar ayrlm ve kap almt. Pencere ise kapalyd
ve mucize eseri cam da krlmamt.

Bir an iin tereddt etti, sonra eer az nceki ilgin konuu


btn bana gelenlere, sadece ona sylediini syleyebilmek iin
katlanmsa, bunun iin geerli bir sebebi olmas gerektiini
dnd. Marvinin yardm ile cam at. niin kaldrd toz ve
bu binay evreleyen dier binalarn gvdeleri Zaphodun d
dnyay grmesini engelliyordu.

Bu onun ciddi olarak pek de umurunda deildi. Esas ilgi-


lendii aa baktnda grdkleri idi. Zarniwoopun ofisi on
beinci kattayd. Bina krk be derecelik bir ayla yere konmutu
ama, yine de ini yrek durduracak zorlukta gzkyordu.

Nihayet, Marvinden geldiini dnd bir dizi aalayc


baktan incinerek, derin bir nefes ald, el ve ayaklarn kul-
lanarak, binann dik eimli yzeyine kt.
279/1186

Marvin onu takip etti ve birlikte kendilerini yerden ayran on


be kat, eziyet iinde ve yava yava emekleyerek inmeye
baladlar.

Emekledike, rutubetli, pis hava ve toz cierlerine doluyor,


gzlerini yaartyor ve bulunduu ykseklik ban dndryordu.

Arada srada Marvinden gelen Demek siz canllarn


holand eyler bu tr eyler, yle mi? Sadece bilgi edinmek iin
soruyorum, trnden laflar kafa durumunu dzeltmekte ona pek
de yardmc olmuyordu.

Parampara olmu binann hemen hemen yarsna geldikler-


inde, dinlenmek iin durdular. Zaphoda, kendisi orada korku
iinde ve tkenmi bir halde, nefessiz kalmken, Marvin her
zamankinden bir nebze daha neeliymi gibi gelmiti. Daha sonra,
bunun yle olmadn fark etti. Robot sadece kendi ruh haline
gre daha neeli gibi grnyordu o kadar.

Yava yava yerlemekte olan toz bulutu arasndan kanat r-


parak byk, kuru kemikli, siyah bir ku kageldi.

Kemikli bacaklaryla, Zaphoddan birka metre tede, bir pen-


cere kenarna kondu. Biimsiz kanatlarn toplayarak tnei zer-
inde beceriksizce salland.

Kanatlarnn genilii bir buuk-iki metre kadar olmalyd, ka-


fas ve boynu ise bir ku iin dikkat ekecek kadar bykt. Yz
dzd ve ibii de gelimemiti. Kanatlarnn alt yznn tam or-
tasnda, aka grlebilen, ele benzeyen birtakm kalntlar vard.

Hatta, bu ku neredeyse insan andryordu.


280/1186

Durgun gzlerini Zaphoda evirdi ve gnlszce gagasn


takrdatt.

Git buradan dedi Zaphod.

Tamam, diye mrldand ku suratszca ve tekrar toz bulu-


tunun iine dnd.

Zaphod onun uzaklamasn aknlk iinde izledi.

Bu ku az nce benimle konutu mu? diye Marvine sordu


tedirginlikle. Alternatif aklama olan, kendisinin hayal grd
cevabn almaya oklan hazrd.

Evet, diye onaylad Marvin.

Zaphodun kulaklarn derin, ruhani bir ses doldurdu, Zavall


yaratklar. Sesin kaynan bulmak amacyla dehetle arkasn
dnmesi neredeyse Zaphodun binadan aa dmesine sebep
oluyordu. Dar frlam bir pencere erevesine lgnca tutundu
ve eli kesildi. Hzla soluyarak bekledi.

Sesin hibir grnr kayna yoktu -ortada kimseler grn-


myordu. Buna ramen, ses yeniden konumaya balad.

Trajik bir hikayeleri var. Korkun bir afet. Zaphod


ldrmasna etrafna baknd. Ses derin ve sakindi. Baka
artlar altnda yattrc olarak bile tanmlanabilecek bir sesti.
Bununla birlikte, boluktan gelen gvdesiz bir ses tarafndan
hitap edilmenin hibir yattrc taraf yoktu, zellikle de Zaphod
Beeblebrox gibi, arplm bir binann d cephesinde, yerden sek-
iz kat kadar yukarda bir kntya aslyken ve kendini hi de iyi
hissetmezken.

Hey, hm... diye kekeledi.


281/1186

Hikayelerini anlatmam ister misin? dedi ses sakince.

Hey, kimsin sen? diye soluk solua sordu Zaphod,


Neredesin?

O zaman, belki de daha sonra, diye mrldand ses, Benim


adm Gargravarr. Ben ok Boyutlu Beyin Frtnasnn
bekisiyim.

Seni niin gremi...

Eer iki metre kadar soluna doru hareket edersen, dedi ses,
biraz ykselerek, binadan iniinin olduka kolaylatrldn
greceksin. Niye denemiyorsun? Zaphod bakt ve binann
yanndan aa kadar inen ksa yatay oluklar grd. Minnetle, on-
lara doru yneldi.

Neden aada yine grmyoruz? dedi ses kulana ve


kayboldu.

Hey, diye seslendi Zaphod, Nereye...?

Sadece bir ka dakikan alacak... dedi ses ok zayf bir


ekilde.

Marvin, dedi Zaphod itenlikle, kendisinin hemen yannda


mutsuz bir ekilde melmi olan robota, Bir... bir ses., biraz
nce...

Evet, dedi Marvin ksaca.

Zaphod kafalarn sallayarak onaylad. Tehlikeye Hassas


Gne Gzlklerini tekrar cebinden kard. Simsiyahtlar ve bu
sefer cebindeki bilinmeyen metal obje tarafndan kt ekilde
282/1186

izilmilerdi. Onlar takt. Binadan aa inmesi, ne yaptna bak-


mak zorunda kalmadan daha kolay olacakt.

Dakikalar sonra, binann birbirine girmi, sklm temeller-


ine tutunarak ve gzlklerini kararak yere atlyordu.

Bir iki dakika sonra Marvin de ona katld ve toz ve yknt


ynnn zerine yzst uzand. Grne baklrsa kprdamaya
hi niyeti yoktu.

Ah, ite geldiniz dedi anszn ses, Zaphodun kulaklarna,


sizi yle braktm iin kusura bakmayn, ama ykseklik korkum
var da. Yani, en azndan, diye ekledi akac bir edayla, eskiden
ykseklik korkum vard. Zaphod, yava ve dikkatli bir ekilde
etrafn inceleyerek, sesin kendisinin gznden kam bir
kayna olup olmadn aratrd. Bununla birlikte btn
grd toz, ykntlar ve evreleyen binalarn yksek
gvdeleriydi.

Hey, Niin seni gremiyorum? dedi. Niin burada deilsin.

Buradaym dedi ses yavaa, Bedenim de gelmek istedi


ama, u anda biraz megul. Yaplacak ileri var.

Grlecek kiiler. Bir eit ruhani bir i ekiin ardndan


ekledi, Bedenler nasldr, bilirsin. Zaphod bundan pek emin
deildi.

Bildiimi sanyordum. dedi.

Tek midim bir dinlenme krne gitmi olmas, diye devam


etti ses, Son zamanlardaki gibi yaamay srdrrse dirseklerini
tketmek zere olmal.
283/1186

Dirseklerini mi? dedi Zaphod, sfr tketmek demek istiy-


orsun herhalde. Ses, bir mddet hibir ey demedi. Zaphod
huzursuzca etrafna baknd. Hl orda olup olmadm veya ne
yaptn bilmiyordu. Sonra ses yine konutu.

Evet, demek Frtnaya giriyorsun, yle mi?

Eee, yani dedi Zaphod, aldrmaz gibi grnmek iin gster-


dii baarsz bir abayla, biliyorsun, bu adamn hi de acelesi
yok. yle bir dolanp evredeki manzaray da seyredebilir, ne
dersin?

evrenin manzarasna ilikin bir fikrin var m? diye sordu


Gargravarrn sesi.

Ihm, hayr.

Zaphod ykntlarn zerine trmand ve grn engelleyen


yklm binalardan birinin kesinden br tarafa dolat.

Frogstar B Blmnn manzarasna bakt.

Ah, tamam, dedi, o zaman buralarda tembel tembel


dolanaym biraz.

Hayr, dedi Gargravarr, Frtna .artk hazr, seni bekliyor.


Gelmen gerek. Beni takip et.

Ya, yle mi? dedi Zaphod, ve bunu nasl yapmam


bekleniyor?

Senin iin bir eyler mrldanacam. dedi Gargravarr,


mrltm takip et. Havada yumuak, yasl bir ses duyuldu, her-
hangi bir odak noktas olmayan, soluk, zgn bir ses. Zaphod, an-
cak ok dikkatli dinleyerek sesin geldii yn bulabiliyordu.
284/1186

Yavaa, akn akn, onun peinden srklendi.

Baka ne yapabilirdi ki?


10
Eskiden beri bilindii gibi, Evren rahatsz edici byklkte bir
yer olup, pek oklar sakin bir hayat uruna bu gerei grmez-
likten gelme eilimindedir.

Pek ok kimse, kendi kefettikleri daha kk bir yere mem-


nuniyetle tanmakta, hatta ounluk byle yapmaktadr.

rnein, Dou Galaktik Kolunun bir kesinde, byk bir or-


man gezegeni olan Oglaroon yer almakta, ve zeki nfusunun
tamam olduka kk ve kalabalk olan bir ceviz aacnda yaa-
maktadr. Bu aata doup, yaayp, ak olup, onun kabuuna
yaamn anlam, lmn amaszl ve doum kontrolnn
nemi hakknda kk hayal mahsul makaleler kazyp, son
derece kk birka savaa katlp, sonunda ldklerinde, daha
zor ulalabilen dallardan birinin topraa bakan tarafna
balanmaktadrlar.

yle ki, aalarndan ayrlan tek tk Oglaroonlular, baka


aalarda hayat olup olmadn merak etmek ya da br
aalarn, yalnzca fazla Ola meyvesi yemenin yaratt bir hayal
olup olmadn aratrmak gibi korkun bir su iledikleri iin
srgne gnderilmilerdir.

Bu su unsuru davran egzotik bir davran biimi gibi


grnse de, galaksi zerinde ayn sular bir ekilde sulu olmay-
an hibir yaam formu bulunmamaktadr ve ok Boyutlu Beyin
Frtnasnn bu kadar dehet verici olmasnn sebebi de budur.

nk Frtna cihazna sokulduunuzda, size bir an iin tm


yaratln akllara smayan sonsuzluu, sunulmakta ve bu sonsu-
zluun bir yerlerindeki mikroskobik bir noktann zerindeki
286/1186

mikroskobik bir noktada bulunan minicik iaret levhasndaki siz


buradasnz yazs gsterilmektedir.

***
Zaphodun nnde gri bir alan uzanmaktayd, yklm, viran
olmu bir dzlk. Bu alan zerinde lgnca bir rzgar ortal
kasp kavuruyordu.

Orta yerde grnen ey kubbenin elik banba idi.

Bu, diye akl yrtt Zaphod, gittiim yer olmal. Gerekten de


ok Boyutlu Beyin Frtnas buradayd.

Orada durup mitsizce bakarken anszn birinin ruhu beden-


inden yaklarak karlyormuasna insanlk d bir dehet
l ortala yayld.

Zaphod korkuyla irkildi, kan adeta likit helyuma dnmt.

Hey, bu neydi? diye zorlukla fsldad.

Bir bant kayt dedi Gargravarr, en son Frtna cihazna sok-


ulan kiinin sesi. Her zaman bir sonraki kurbana dinlettirilir. Bir
eit preld gibi.

Hey, bu gerekten de berbatt... diye kekeledi Zaphod, yle


bir partiye falan, o cins bir yerlere kap, bu ii batan gzden
geiremez miyiz?

Bildiim kadar ile dedi Gargravarrn ruhani sesi, u an ben


bir partide olabilirim. Yani, benim bedenim. Bensiz birok partiye
gidiyor. Benim ise sadece kendisine engel olduumu sylyor.
Hey gidi.
287/1186

Bedeninle ilgili btn bunlar ne demek oluyor? dedi Zaphod,


bana gelecekler her neyse onlar bir para geciktirebilmek
endiesiyle.

Yani, bedenim... bedenim megul, anlarsn ya, dedi Gargrav-


arr tereddtle.

Onun kendine ait bir beyni olduunu mu sylemek istiyor-


sun? dedi Zaphod.

Gargravarr tekrar konumaya balamadan nce uzun ve hafi-


fe dondurucu bir sessizlik oldu.

Belirtmeliyim ki, diye cevaplad sonunda, bu yorumunu


olduka tatsz buldum. Zaphod akn ve mahcup bir zr
mrldand.

Her neyse, dedi Gargravarr, nereden bilecektin? Ses mut-


suzca titredi.

Gerek u ki, diye devam etti, kulland tonlardan, kon-


troln ok zor koruduu belli oluyordu. Gerek u ki, son gn-
lerde yasal bir ayr yaam deneyinden gemekteyiz.

Sanrm boanma ile sonulanacak. Ses tekrar sakinlemi,


Zaphodu ne syleyeceini bilemez bir durumda brakmt.
Kendinden emin olmayan bir ekilde bir eyler geveledi.

Sanrm pek de birbirimize uygun deildik, dedi bir sre


sonra Gargravarr, ayn eyleri yapmaktan hi mutlu olmuyor gib-
iydik. Seks ve balk tutma zerine her zaman byk kavgalar ettik.
Sonunda ikisini birletirmeye altk, ama belki de tahmin ede-
bilecein gibi, bu sadece felakete yol at. Ve imdi bedenim ben-
im iine girmemi reddediyor. Beni grmek bile istemiyor... Trajik
288/1186

bir hava iinde tekrar durdu. Rzgar dzln zerinde slklar


alyordu.

Benim kendisini sadece kstladm sylyor. Ona gerekten


de onu kstlamak zere yaratldm anlatmaya altm ve o da
bunun bir bedeni sol burun deliine kadar dolduran dahiyane bir
cevap olduunu syledi ve ii orda kestik. Sanrm ilk ismimin
velayetini alacak.

Ya? dedi Zaphod ksk bir sesle, ilk ismin nedir?

en akrak, dedi ses, Benim ismim en akrak Gargravarr.


Bu her eyi aklyor deil mi?

Hmm..., dedi Zaphod sempatiyle.

Ve bu sebeple, vcutsuz bir beyin olarak bu ie girdim, yani


ok Boyutlu Beyin Frtnas bekiliine. Bu gezegenin toprak-
larna kimse ayak basmaz. Frtna kurbanlar dnda- korkarm
onlar saylmyor.

Ah..

Sana hikayeyi anlatmam ister misin?

Eee...

Seneler nce buras canl, salkl ve mutlu bir gezegendi- in-


sanlar, ehirleri, dkkanlar olan normal bir dnyayd. Sadece bu
ehirlerin caddelerinde gerektiinden fazla diyebileceimiz sayda
ayakkabc dkkan bulunuyordu. Ve bu dkkanlarn says sinsice
artmaktayd. Bu, bilinen bir ekonomik fenomen olmakla birlikte,
gidiatn izlemek trajik oluyordu. nk ayakkabc dkkanlar
arttka, daha ok ayakkab yapmalar gerekiyor ve ayakkablar
gittike daha kt ve daha giyilmez oluyordu. Ve onlar giyilmez
289/1186

olduka, ayakkabsz kalmamak iin insanlar daha ok ayakkab


almak zorunda kalyor ve dkkanlar yaylmaya devam ediyordu.

Ta ki blgenin ekonomisi Ayakkab Olay Snr olarak ad-


landrdklarn sandm snr geip, ekonomik olarak
ayakkabdan baka bir ey retme imkannn kalmad bir dur-
uma ulaana kadar. Sonu knt, ykm ve ktlk.

Nfusun ou hayatn kaybetti. Uygun genetik dengesizlie


sahip olup da bakalam geirerek kua dnen bir aznlk -on-
lardan birini sen de grdn- ise ayaklarn lanetledi, topra lan-
etledi ve bu topraklar zerinde bir daha kimsenin yrmeye-
ceine and iti. Mutsuz bir grup. Hadi, seni Frtnaya gtrmeliy-
im. Zaphod aknlk iinde ban sallad ve tkezleyerek
yrmeye devam etti.

Ya sen, dedi, sen de bu cehennem deliinden geliyorsun


yle mi?

Hayr, hayr, dedi Gargravarr, aknlkla, ben Frogstar C


blmnde yayorum. ok gzel bir yer.

Nefis balklk imkanlar var. Geceleri oraya kayorum.

Geri artk tek yapabildiim ey balklar seyretmek.

Bu gezegen zerinde ileyen tek ey ok Boyutlu Beyin


Frtnas. Burada ina edildi, nk baka kimse onu kendi to-
praklarnda istemedi.

Tam o srada bir baka dehetengiz lk havay kaplad ve Za-


phod sarsld.

Bir insana bunu yapan ey nedir? dedi soluk solua.


290/1186

Evren, dedi Gargravarr basite, sonsuz Evrenin btnl.


Sonsuz gneler, aralarndaki sonsuz uzaklklar, ve grnmez bir
nokta zerinde grnmez bir nokta olan, sonsuz kklkteki
kendin.

Hey, ben Zaphod Beeblebroxum biliyorsun ya, arkada? di-


ye mrldand Zaphod, egosunun son krntlarn toplamaya
alarak.

Gargravarr cevap vermedi, yalnzca yasl mrltsn dzln


ortasndaki parlak elik kubbeye ulaana kadar mrldanmay
srdrd.

Oraya yaklatklarnda yan tarafta bir kap vzldayarak ald.


erde kk karanlk bir hcre grnyordu.

Gir, dedi Gargravarr.

Zaphod korkuyla irkildi.

Hey, ne oluyor, imdi? dedi.

abuk. Zaphod tedirgin bir ekilde ieriyi gzledi. Hcre ok


kkt. elik kapl idi ve bir kiiden fazla kimseye yer yok
gibiydi.

Oras., ee.. bana Frtnaym, gibi gelmiyor, dedi Zaphod.

Deil, dedi Gargravarr, o sadece asansr. Gir ieri. Sonsuz


bir panik iinde Zaphod ieri admn att.

Gargravarrn da kendisiyle birlikte olduunun farkndayd


ama o srada bedensiz adam suskundu.

Asansr inie geti.


291/1186

Kendimi bu i iin uygun beyin durumuna sokmalym diye


mrldand Zaphod.

Bu i iin uygun bir beyin durumu yoktur. dedi serte


Gargravarr.

Adam nasl yetersiz hissettireceini gerekten iyi biliyorsun.

Ben deil. Frtna biliyor. Tnelin sonunda asansrn arkas


ald ve Zaphod tkezleyerek, kk saylabilecek fonksiyonel e-
lik bir blmeye dald.

Blmenin en u kesinde iine ancak bir tek adamn sabile-


cei byklkte dikine duran bir elik kutu vard.

Bu kadar basitti.

Bir cihaz ve onun paralarndan oluan kk yna tek bir


kaln telle balanyordu.

Bu o mu? diye aknlkla sordu Zaphod.

Evet bu o. O kadar da kt grnmyor diye dnd


Zaphod.

Ve ben onun iine giriyorum, yle mi?

Oraya giriyorsun, dedi Gargravarr, ve korkarm bunu he-


men yapman gerekiyor.

Tamam, tamam, dedi Zaphod.

Kutunun kapan at ve ieri girdi. Kutunun iinde bekledi.


292/1186

Be saniye sonra bir klik sesi duyuldu ve onunla birlikte tm


Evren kutuya doldu.

11
ok Boyutlu Beyin Frtnasnn, tm Evrenin resmini, bir
blge dnda bulunan fonksiyon deerlerinin bu blgenin iinde
bulunan fonksiyon deerlerine gre hesapland madde analizi
prensibiyle salamaktayd.

Aklamak gerekirse -Evren iindeki her madde paras, bir


ekilde dier madde paralarndan etkilendiine gre, kuramsal
olarak bilinen gerekleri inceleyerek tm yaratln- btn
gnelerin, btn gezegenlerin, bunlarn yrngelerinin, eko-
nomik ve sosyal tarihlerinin resmini kk bir peri pastasndan
yola karak oluturmak mmkndr.

ok Boyutlu Beyin Frtnasn kefeden adam bunu karsn


kzdrmak iin yapmt.

Trin Trangula -ismi buydu- bir hayalci, bir dnr, tahminler


yrten bir filozof yada karsnn ifadesiyle budalann biriydi.

Ve kars, uzaya bakarak harcad snrsz zaman konusunda,


engelli inelerin mekanizmalar zerinde kafa yorduundan
dolay ya da kremal peri pastas paralarnn zerresel spektro-
grafk analizlerini yapt iin durmakszn drdr ederdi.

Biraz orant duygun olsun! derdi kars. Kimi zaman bir


gnde tam otuz sekiz kez.

Ve Tragula bu yzden ok Boyutlu Beyin Frtnasn ina etti -


sadece karsna gnn gstermek iin.
293/1186

Ve bir uca kremal pastadan elde ettii tm gerekleri balad,


dier uca karsn; amac karsnn devreyi atnda btn yar-
atl bir btn halinde grebilmesi ve onun iinde kendi yerini
anlayabilmesiydi.

Trin Tragulay dehete dren ey, bu okun karsnn


beynini tmyle harap etmesi oldu; onu tatmin eden eyse, bu
byklkteki bir Evrende yaam var olacaksa, onun (yaamn)
orant duygusu diye bir eyle baa kamayacan kesin olarak is-
patlam olmasyd.

***
Frtnann kaps ardna kadar ald.

Bedensiz beyni ile Gargravarr mutsuz bir ekilde izlemekteydi.

Garip bir biimde, Zaphod Beeblebroxdan adeta holanmt.


Akas, Beeblebrox birok nitelikleri olan biriydi, bunlar oun-
lukla kt nitelikler olsa bile.

Onun btn dierlerinin olduu gibi kutudan yuvarlanmasn


bekledi.

Bunun yerine, Zaphod yryerek kt.

Selam! dedi.

Beeblebrox... diyerek nefesini tuttu, Gargravarrn beyni


aknlk iinde.

Bir ey iebilir miyim ltfen? dedi Zaphod.


294/1186

Sen... sen... Frtna cihazna girdin mi? diye kekeledi


Gargravarr.

Beni grdn, ufaklk.

Ve o alt m?

Elbette alt.

Ve sen sonsuz yaratln tamamn grdn?

Elbette. Biliyor musun, gerekten muhteem bir yer? Gar-


gravarrn beyni aknlk iinde yzyordu. Bedeni onunla
birlikte olsayd, az bir kar ak bir yere ylverirdi.

Ve kendini de grdn, dedi Gargravarr, her ey iindeki


yerini?

Oh, evet, evet.

Ama... neler hissettin? Zaphod kendini beenmie omuz


silkti.

Bana her zaman bildiim bir eyi anlatt. Ben gerekten de


muhteem ve byk bir adamm. Sana sylemedim mi, bebek,
ben Zaphod Beeblebroxm. Baklarn Frtnaya g salayan
cihazn zerinde dolatrd ve birden aknlk iinde duraklad.

Hzl hzl solumaya balad.

Hey, dedi, u grdm gerekten de kremal peri pastas


m? Sensrlerin zerine bulam olan ekerlemeden bir para
kopard.
295/1186

Eer buna ne kadar ihtiyacm olduunu sana sylemi olsay-


dm, dedi a bir kurt gibi, bunu yemeye vaktim olmayacakt. Ve
onu yedi.

12
Ksa bir sre sonra, yklm ehir ynne doru koarak alan
gemekteydi.

Kfl ve souk hava cierlerinin youn bir ekilde hrldam-


asna yol ayor ve hl gemeyen bitkinlii yznden sk sk
tkezliyordu. Gece de yaklamt ve sert toprak tehlikelerle
doluydu. Bunlara ramen, az nce yaad deneyin ona verdii
mutluluk duygusu hl iindeydi.

Tm Evren. Tm Evrenin sonsuzlua doru etrafnda uz-


andn grmt -her eyiyle. Ve bu grnt ile birlikte kend-
isinin o sonsuzluk iindeki en nemli ey olduunu aka bildiren
o olaanst bilgi de gelmiti.

Kibirli, kendini beenmi bir egoya sahip olmak nemli bir


eydi. Bunun bir makine tarafndan sylenmesi ise daha da
nemliydi.

Bu konu zerinde yeterince dnecek vakti yoktu.

Gargravarr efendilerine olan biteni anlatmas gerektiini, ama


bunu yapmadan evvel kendisine uygun bir sre tanmak niyetinde
olduunu sylemiti. Bu Zaphodun kap saklanacak bir yer bul-
mas iin yetecek bir sreydi.

Ne yapacan bilmiyordu, ama Evrendeki en nemli kii olma


hissi ona bir eylerin deiecei gvencesini veriyordu.
296/1186

Bu lanetli gezegende baka hibir ey ona iyimserlik duygusu


salayabilecek durumda deildi.

Komaya devam etti ve sonunda terk edilmi ehrin


varolarna ulat.

Aalam yaban otlar ile kaplanm, atlak ve yer yer alm


yollardaki ukurlar rm ayakkablarla doluydu. nnden
getii binalar yle ykk dkk ve khne idi ki, onlara girmenin
tehlikeli olacan dnd.

Nereye saklanabilirdi? Aceleyle yrmeye devam etti.

Bir sre sonra yrmekte olduu yoldan saparak geni bir


yolun kalntlarna kt. Bu yolun sonunda evresi eit eit
kk binalarla evrelenmi byk alak bir binay saran ykk
duvarlara ulat. Byk ana bina hl olduka salam grny-
ordu ve Zaphod burann kendisine salayabilecei bir eyler...
yani., herhangi bir ey olup olamayacan anlamak iin oraya
doru yneldi.

Binaya yaklat. Bir kenar boyunca -geni bir beton park


alanna bakt iin, grne gre buras n cephe olmalyd-
belki 18 metre yksekliinde dev boyutlu kap vard. Bunlardan
en sonda olan akt ve Zaphod ona doru kotu.

erde alaca karanlk, toz ve karmaa vard. Her eyin zerini


dev rmcek alar kaplamt. Binann temellerinin bir blm
km, arka duvarn bir ksm oyulmu ve demesinin zeri
kaln boucu bir tozla kaplanmt.

Koyu alaca karanlk iindeki pislikle kaplanm kocaman


ekiller hayaletleri andryordu.
297/1186

Bu ekillerin bir ksm silindirik ekillerdi, bir ksm yuvarlak


ve ikindi, bir ksm da bir yumurtay, daha dorusu krk bir yu-
murtay andryordu. ou ardna kadar alm ve dalm, bir
ksmnn yalnzca iskeleti kalmt.

Bunlarn hepsi terk edilmi uzay aralaryd.

Zaphod, bir engellenme duygusu iinde bu hantal gvdeler


arasnda dolayordu. Burada tamir edilebilir gibi grnen hibir
ey yoktu. Zaphodun admlar bile dengesizce yerinde sallanan bu
harabelerden birinin kendi kendine kmesine neden olmutu.

Binann arkasna doru bir blmde dierlerinden biraz daha


geni ve daha derin bir toz ve rmcek a tabakasna gmlm
eski bir gemi duruyordu. Bununla birlikte geminin d izgileri
bozulmamt. Zaphod ona ilgiyle yaklat, yaklarken de aya
eski bir destek kablosuna takld.

Kabloyu bir tarafa atmak istedi ama ararak hl gemiye


bal olduunu grd.

Daha da byk bir aknlkla kablo da hafif bir titreim


olduunu da fark etti.

nanmaz gzlerle gemiye bakt ve sonra tekrar elindeki


kabloya.

Ceketini syrp bir kenara att. Elleri ve dizleri zerinde


emekleyerek gemiyle baland yere kadar kabloyu takip etti.
Balant salamd ve titreim daha da belirginlemiti.

Kalbi hzla atmaya balad. Bir para pislii eliyle silerek ku-
lan geminin yzne yaptrd. Yalnzca hafif, belirsiz bir
grlt duyabildi.
298/1186

Heyecanla yerdeki pl eeledi ve ksa bir tp ve dnm-


sz plastikten bir kap buldu. Bunlardan kabataslak bir stetoskop
modeli gelitirdi ve geminin bir yzne bunu dayad.

Duyduklar beyninin taklalar atmasna sebep oldu.

Ses yle diyordu:

Yldzlararas Seyahat Acentas olarak, halen srmekte olan


bu gecikmeden tr, siz yolcularmzdan zr dileriz. u srada,
ikrammz olan ve yolculuunuz sresince, serinleme, rahatlama
ve temizlik amal kullanacanz limonlu mendillerin yklenmes-
ini beklemekteyiz.

Bu gecikme esnasnda gsterdiiniz sabr iin teekkr ederiz.


Kabin grevlilerimiz az sonra tekrar kahve ve biskvi servisine
balayacaklardr. Zaphod tkezleyerek geriye ekilirken gemiye
ldrm gibi bakyordu.

Birka dakika, rya gryormuasna ortalarda dolat.

Bunu yaparken de birden, tepesindeki tavanda hl bir


ucundan asl olarak durmakta olan ve kalk saatlerini gsteren
dev boyutlu bir levha gzne iliti. Her taraf pislikle kaplanm
olmasna ramen, yine de baz rakamlar semek mmknd.

Zaphodun gzleri rakamlar arasnda dolat, sonra birtakm


hesaplar yapt. Gzleri fal ta gibi ald.

Dokuz yz yl... dedi, nefessiz bir ekilde, kendi kendine.


Gemi ite bu kadar gecikmiti.

ki dakika sonra gemideydi.


299/1186

Koruyucu blmeyi geer gemez kendisini karlayan hava,


serin ve taptazeydi, havalandrma hl alyordu.

Iklar hl yanmaktayd.

Ufak giri blmesinden, ksa dar bir koridora doru huzursuz


bir adm att.

Birden kap ald ve karsnda beliren ekil dar kt.

Ltfen koltuunuza dnn efendim, dedi android hostes ve


ona arkasn dnerek n sra koridorda yrmeye balad.

Kalbi yeniden atmaya balaynca, Zaphod da onu takip etti.


Hostes koridorun sonundaki kapy at ve br tarafa geti.

Zaphod kapdan geerek onu takibe devam etti.

imdi yolcu kabinindeydiler ve Zaphodun kalbi bir an iin


yeniden durdu.

Her koltukta, koltuuna balanm bir yolcu oturmaktayd.

Yolcularn salar uzun ve bakmszd, trnaklar uzamt ve


erkekler sakallyd.

Aka grlyordu ki hepsi canl fakat uykudayd.

Zaphodun iini bir korku sarmaya balamt.

Koridor boyunca, uykudaym gibi ar ar yryordu.

O yar yola geldiinde, hostes en uca varmt.

Geriye dnerek, konutu.


300/1186

Tnaydn bayanlar ve baylar, dedi tatl bir sesle.

Bu kk gecikme iin gsterdiiniz anlaya teekkr ederiz.


Yapabildiimiz en ksa sre iinde uua geeceiz.

imdi ltfen uyanrsanz, sizlere kahve ve biskvi servisine


balayacam. Belli belirsiz bir uultu balamt.

Haykrarak ve kendilerini skca koltuklarna balayan ke-


merleri ve can yeleklerini trmalayarak uyandlar.

Zaphod kulak zarnn patlamak zere olduunu dnnceye


kadar lklar attlar, feryat ettiler, uludular.

Hostes sabrla koridor boyunca yryerek her birinin nne


kk bir fincan kahve ve bir paket biskvi koyarken, hepsi can
havliyle abalamay ve kvranmay srdryordu.

Sonra bir tanesi yerinden kalkt.

Dnd ve Zaphoda bakt.

Zaphodun derisi sanki kendisinden kurtulmak istercesine ger-


iliyordu. Arkasn dnerek bu tmarhaneden kamaya alt.

Hzla kapy aarak tekrar koridora kt.

Adam onu takip ediyordu.

Korku iinde koridorun sonuna kadar koarak, giri


blmnn teki tarafna geti. Uu kabinine vard. Arkasndaki
kapy kapatp kilitledi. Srtn kapya yaslayarak nefes nefese
beklemeye koyuldu.

Bir-iki saniye sonra kap yumruklanmaya balad.


301/1186

O srada uu kabini iinde bir yerlerden metalik bir ses Za-


phodu uyarmaktayd.

Yolcularn uu kabinine girmeleri yasaktr. Ltfen yerinize


dnerek geminin kalkn bekleyiniz. Kahve ve biskvi servisimiz
devam etmektedir. Otopilotunuz konuuyor, ltfen yerinize
dnnz. Zaphod hi cevap vermedi. Hzl hzl nefes alyor, ar-
kasn dayad kap yumruklanmaya devam ediliyordu.

Ltfen yerinize dnnz, diye tekrarlad otopilot.

Yolcularn uu kabinine girmeleri yasaktr.

Ben yolcu deilim diye soludu Zaphod.

Ltfen yerinize dnnz.

Ben yolcu deilim! diye bard Zaphod, tekrar.

Ltfen yerinize dnnz.

Ben yolcu... hey, beni duyuyor musunuz?

Ltfen yerinize dnnz.

Siz otopilotsunuz yle mi?

Evet, diye cevap verdi ses pilot masasnn arkasndan.

Bu gemiden siz mi sorumlusunuz?

Evet, dedi ses yeniden, Ufak bir gecikme yaanmaktadr.

kram sremiz yolcularmz rahat ve konforu dnlerek


geici olarak uzatlm bulunmaktadr.
302/1186

Kahve ve biskvi servisimiz mevcuttur. Stoklarmz tamam-


land zaman uua geilecektir. Gecikmeden dolay zr dileriz.
Zaphod kapdan uzaklat. Zaten kap da artk
yumruklanmyordu.

Uu masasna yaklat.

Gecikme mi? diye haykrd, Bu geminin dndaki dnyay


grdn m sen? Oras bir harabe, bir l. Medeniyet falan
kalmam. Hibir yerden limonlu mendil filan gelmeyecek!

statistiksel olaslklara gre, diye devam etti otopilot resmi


bir sesle, yeni medeniyetler kurulacaktr. Limonlu mendillerin
olduu bir gn gelecektir. O zamana kadar ufak bir gecikme ola-
caktr. Ltfen yerinize dnnz.

Ama... Ama tam bu srada kap ald. Zaphod, kendisini


oraya kadar izlemi olan ve imdi arkasnda duran adam grmek
zere geriye dnd. Adam byk bir el antas tayordu. k giy-
inmiti ve salar ksayd. Ne sakal, ne de uzun trnaklar vard.

Zaphod Beeblebrox, dedi, smim Zarniwoop. Sanrm beni


grmek istiyordun? Zaphod Beeblebrox afallad. Azndan bir-
takm aptalca sesler kt. Sonra bir koltua kt.

Tanrm, aman tanrm, sen nerden ortaya ktn byle? dedi


Burada seni bekliyordum, diye cevap verdi bir i adam tonuyla.

El antasn yere brakt ve bir baka koltua da o oturdu,


Talimatlar uygulam olmana sevindim, dedi, ofisimden
karken pencere yerine, kapy kullanacandan endie ediy-
ordum. O zaman ban derde girerdi.

Zaphod ban sallad ve bir eyler mrldand.


303/1186

Ofisime girdiinde, elektronik olarak yaratlm Evrenime


girmi oldun, diye izah etti., eer kapdan km olsaydn, ger-
ek olana gemi olacaktn. Yapay olan buradan idare ediliyor.
Kendini beenen bir edayla yavaa el antasn okad.

Zaphod ona kzgnlk ve nefretle bakt.

Ne fark var? diye mrldand.

Hibir fark yok, dedi Zarniwoop, birbirinin aynsdrlar.

h -sanrm gerek olannda Frogstar Savalarnn rengi


gridir.

Neler oluyor? diye tkrrcesine sordu Zaphod.

Basit, dedi Zarniwoop. Adamn kendine gveni ve burnu


bykl Zaphodu ileden karyordu.

ok basit, diye tekrarlad Zarniwoop, Bu adamn -evreni


yneten adam yani- bulunabilecei koordinatlar hesapladm ve
onun dnyasnn bir Olaslkszlk Alan ile korunduunu kefet-
tim. Srrm -ve kendimi- korumak iin bu tamamen yapay
Evrene sndm ve unutulmu bir yolcu gemisinde saklandm.
Bylece gvenlikteydim.

Bu arada sen ve ben...

Sen ve Ben mi? dedi Zaphod fkeli bir ekilde, Yani seni
tanyor muyum?

Evet, dedi Zarniwoop, biz birbirimizi gayet iyi tanyoruz!

ok zevksizmiim, dedi Zaphod ve ask suratl bir sessizlie


gmld.
304/1186

Bu arada, sen ve ben, senin Olaslkszlk Vitesine sahip


gemiyi -yani Evreni yneten adamn dnyasna ulaabilecek
yegane arac- almana ve buraya getirmene karar verdik. imdi
bunu yapm olduuna inanyor ve seni tebrik ediyorum.Kk,
ksk bir srtla glmsedi ve Zaphodun iinden bu suratn or-
tasna bir tula frlatmak geldi.

Ve eer merak ediyorsan, diye ekledi Zarniwoop, Bu Evren


senin geliin iin zel olarak yaratlmtr. Bu yzden, sen bu
Evrendeki en nemli kiisisin. Yoksa, diye devam etti daha da
tulalanabilir bir srtla, gerek Evrendeki ok Boyutlu Beyin
Frtnasndan kurtulmana imkan yoktu. Gidelim mi?

Nereye? dedi Zaphod suratn asarak. Kendini km


hissediyordu.

Gemine. Altn Kalpe. Onu getirdiinden emin olabiliriz deil


mi?

Hayr.

Ceketin nerede? Zaphod bylenmiesine ona bakt.

Ceketim mi? Onu kardm. Darda.

Gzel. Gidip buluruz. Zarniwoop ayaa kalkt ve Zaphoda


kendisini takip etmesini iaret etti.

Darda tekrar giri blmesine geldiklerinde, kahve ve biskvi


ile beslenen yolcularn lklarn hl duyabiliyorlard.

Seni beklemek pek ho bir deneyim olmad dorusu, dedi


Zarniwoop,.
305/1186

Senin iin ho olmad yle mi! diye kkredi Zaphod, Ya


benim iin nasl... k kaps ardna kadar alrken, Zarniwoop
iaret parman dudaklarna gtrerek susmasn iaret etti.

Kendilerinden bir ka adm tede Zaphodun ceketini gre-


biliyorlard, pislik iinde yerde yatmaktayd.

ok artc ve gl bir gemi, dedi Zarniwoop, izle. Onlar


izlerken ceketin cebi birden ikinleti. Yrtlp, paraland. Za-
phodun cebinde bularak akna dnd metal, yani Altn
Kalp''n metal modeli bymekteydi.

Byd, bymeye devam etti. ki dakika iinde tam boyut-


larna ulat.

ok muazzam, dedi Zarniwoop, Oh, ne bileyim, ama


muazzam bir Olaslkszlk Seviyesi. Zaphod bir o yana bir bu
yana sallanyordu.

Yani btn bu zaman boyunca hep benimle miydi demek


istiyorsun? Zarniwoop glmsedi. El antasn yerden kaldrd ve
at.

erde tek bir dmeyi evirdi.

Elveda yapay Evren, dedi, selam gerek olan! nlerindeki


grnt hafife titreti -ve az nceki haliyle tekrar belirdi.

Grdn m? dedi Zarniwoop, tamamen ayns.

Yani, diye tekrarlad Zaphod gergin bir ekilde, btn bu


zaman boyunca o hep benimleydi?

Oh, evet, dedi Zarniwoop, Tabii. Btn ama buydu.


306/1186

Bu kadar, dedi Zaphod, buradan itibaren beni bu iin


dnda sayabilirsin. Btn istediim buydu. Sen iendi oyununu
srdr.

Korkarm, brakamazsn, dedi Zarniwoop, Olaslkszlk


Alanyla evrili durumdasn. Kaamazsn. Zaphodun iinde
vurma istei uyandran glmsemesiyle tekrar glmseyince, Za-
phod bu kez kendini tutamad.

13
Ford Prefect Altn Kalp'n kpr stne doru yneldi.

Trillian! Arthur! diye haykrd, alyor! Gemi tekrar faali-


yete geti! Trillian ve Arthur yerde uyuyakalmlard.

Hadi arkadalar, gidiyoruz, uuyoruz, dedi ayaklaryla


drterek onlar uyandrrken.

Selam, oradakiler! diye kkrdad bilgisayar, tekrar sizinle


birlikte olabilmek, gerekten de ok ho ve diyebilirim ki...

Kapa eneni, dedi Ford, bize hangi cehennemin dibinde


olduumuzu syle.

Frogstar Dnyas B Blm, ve buras bir bataklk, dedi Za-


phod, kpr stne doru koarken, selam ocuklar, beni
grdnze yle memnun olmalsnz ki, kelimeler yiitliimi ve
cengaverliimi anlatmaya yetmemeli.

Neyini vmeye? dedi Arthur bo bo, kendini yerden


kaldrmaya alarak. Olan bitenden hibir ey anlamamt.
307/1186

Neler hissettiinizi biliyorum, dedi Zaphod, yle mthiim


ki, benim bile kendi kendime konuamayacak kadar dilim
tutuldu. Hey, sizleri yeniden grmek ok ho Trillian, Ford, May-
munadam. Hey, ee, bilgisayar...?

Selam, Mr. Beeblebrox, efendim, sizi grmek tabii ki byk


bir eref...

Kes sesini ve bizi hemen buradan kar, abuk, abuk, abuk.

Tabii, arkadalar, nereye gitmek isterdiniz?

Nereye olursa olsun, fark etmez, diye bard Zaphod, Ah,


evet, eder! dedi sonra, yemek yenebilecek en yakn yere gitmek
istiyoruz.

Kolay, dedi bilgisayar nee iinde ve ardndan muazzam bir


patlama kpr stn sarst.

Bundan bir ya da iki dakika sonra, morarm gzyle ieri


giren Zarniwoop, orada grd drt duman stununu ilgiyle
inceledi.

14
Drt hareketsiz vcut frldak gibi dnen bir siyahlk iine
dald. Bilinleri kaybolmutu ve gittike derinleen o yokluk kuy-
usundaki souk unutulmuluk bedenlerini aa, daha aa
ekiyordu. Sessizliin heybetli uultusu kasvetle evrelerinde
yanklanmaktayd. Sonunda, etraflarn yavaa sarmakta olan bir
denizin, kpkrmz dalgalar iindeki ac ve kekremsi karanlna
grne baklrsa sonsuza kadar, gmldler.
308/1186

Hi bitmeyecek gibi gelen bir zaman sresinden sonra, deniz


ekildi ve bedenleri souk, sert bir kumsalda, Yaam, Evren ve
Her eyin akntlarnn srklemi olduu p ve enkaz yn
arasnda, yatar brakt.

Souk kaslmalar onlar sarst, klar midelerini bulandrn-


caya kadar etraflarnda dans etti. Sert, souk kumsal yana yatt ve
uzad, sonra hareketsiz kald. Koyu bir parltyla parldyordu -
buras ok cilal, sert ve souk bir kumsald.

Yeil bir karalt hogrsz gzlerle onlar izlemekteydi.

Hafife ksrd.

yi akamlar, bayan ve beyefendiler, dedi, rezervasyonunuz


var myd acaba?

Ford Prefectin bilinci, gerilmi bir lastik paras gibi, beynini


szlatarak geri dnd. Sersemlemi bir vaziyette yeil karalty
grebilmek iin kafasn kaldrd.

Rezervasyon mu? dedi zor kan bir sesle.

Evet efendim, dedi yeil karalt.

br dnya iin rezervasyona gerek var m?

Bir yeil karaltnn aalayc biimde kalarn kaldr ne


kadar mmknse, bu yeil karalt da yle yapt.

"br dnya m, efendim? Arthur Dent, banyoda drd


sabunu yakalamaya uraan birinin abalad gibi, bilincini
yakalamaya abalyordu.

Buras br dnya m? diye kekeledi.


309/1186

Eh, sanrm, yle, dedi Ford Prefect, yukarnn hangi ynde


olduunu kestirmeye alarak. zerinde yatmakta olduu sert,
souk kumsaln tam aksi ynde olmas gerektii kuramm denedi
ve ayaklar olduunu umduu eylerin zerinde doruldu.

Demek istiyorum ki, dedi yava yava bir o yana bir bu yana
sallanarak, o patlamadan kurtulmu olmamza imkan yok deil
mi?

Hayr, diye mrldand Arthur. Dirsekleri zerinde dorul-


mutu, ama bunun ileri dzeltmeye pek de faydas oluyormu
gibi grnmyordu. Tekrar yere yld.

Hayr, dedi Trillian, bu mmkn deil. Yerden suyun kay-


nama sesine benzeyen donuk, bouk bir ses geldi. Bu, konumaya
abalayan Zaphod Beeblebroxun sesiydi.

Benim kurtulamadm kesin, diye boaznda bir gurultuyla


cevap verdi. Ben tamamen gtm. Gz ap kapayana kadar her
ey bitti.

Evet, sayende, dedi Ford, Hi ansmz olmad.

Paralarmza ayrlm olmalyz. Her yeri kollar, bacaklar ka-


plam olmal.

yle, dedi Zaphod, grltyle ayaa kalkmaya alarak.

Eer hanmefendi ve beyefendiler birer iki smarlamak


isterlerse... dedi yeil karalt, sabrszlkla etraflarnda
dolanrken.

Bam-bum..lap, diye devam etti Zaphod, Molekllerimiz


bir anda ypranm olmal. Hey Ford, dedi etrafndaki
310/1186

karaltlardan birini tanmlayarak, u btn hayatnn gzlerinin


nnden bir erit gibi gemesi durumunu yaadn m?

Sana da m ayn ey oldu?dedi Ford, btn hayatn?

Evet dedi Zaphod, en azndan o geenlerin benim hayatm


olduunu sanyorum. Bilirsin, benim kafataslarmn dnda
geirdiim ok zaman vardr. Etrafnda bulunan ve nihayet ne
id belirsiz, ereti, ekilsiz ekiller yerine doru drst ekillere
dnmeye balayan eylere bakt.

yleyse... dedi.

yleyse ne? dedi Ford.

te," dedi Zaphod, tereddtle, lm ylece yatyoruz...

Ayakta duruyoruz, diye dzeltti Trillian.

Ece, lm ylece ayakta duruyoruz, diye devam etti Za-


phod, bu terk edilmi...

Restoranda, dedi Arthur Dent. Ayaa kalkmt ve bu onu


ok artmasna ramen, artk etraf net olarak grebiliyordu.
Daha dorusu, onu artan ey grebilmesi deil de, grebildii
eylerin neler olduu idi.

lm, ayakta duruyoruz, diye srarla devam etti Zaphod,


burada, bu terk edilmi...

Be yldzl yerde, dedi Trillian.

Restoranda diye bitirdi Zaphod.

Garip deil mi? dedi Ford.


311/1186

Eee, evet.

Ama avizeler ok ho, dedi Trillian.

aknlk iinde etraflarna bakndlar.

Buras pek br dnya gibi deil, dedi Arthur. daha ok,


sonradan grme bir dnyaya benziyor. Avizeler gerekten de
biraz atafatl cinsindendi ve asl olduklar alak, kubbeli tavan,
ideal bir Evrende koyu turkuazn o zel tonuna boyanmazd, boy-
ansa bile, bu ayrca gizli klandrma yoluyla aydnlatlmazd.
Bununla birlikte, mermer demenin gzleri yoran desenlerinden
ve seksen metre boyundaki, mermer tezgahl barn n cephesinin
yapl eklinden de anlalabilecei gibi, bu ideal bir Evren
deildi. Seksen metre uzunluundaki mermer tezgahl bu barn n
cephesi, yaklak yirmi bin kadar Mozaik Antar Kertenkelesi de-
risinin birbirine dikilmesiyle meydana gelirilmiti, bahsi geen
yirmi bin kertenkelenin de yaamak iin bu derilere ihtiyac
olduu gereine ramen.

Birka k giyimli yaratk barda oyalanyor veya bar blgesinde


oraya buraya yerletirilmi olan, rengarenk rahat koltuklarda din-
leniyorlard. VI. Hurgden gen bir subay ve onun gen, ateli ei
barn dier ucundaki fme caml geni bir kapdan geerek,
Restorann arka tarafndaki bol kl ana blmne getiler.

Arthurun arkasnda, perdesi kapal duran geni bir cumba


vard. Gen adam, perdenin ucunu bir para kaldrarak dar, bo
ve rknt veren manzaraya, normal artlarda onu dehete
drecek, gri renkli, iek bozuu bir cildi andran, o kasvetli
manzaraya bakt. Bununla birlikte, normal koullarda deillerdi
ve bu yzden onun kann donduran, derisinde srtndan syrlp,
kafasndan kap gitme hissi uyandran ey gkyz oldu.
Gkyz yle...
312/1186

Grevli bir niformal hizmetkar kibarca perdeyi geri ekerek,


yerine yerletirdi.

Her ey srayla, efendim, sabredin. dedi.

Zaphodun gzleri parlad.

Hey, l arkadalar, durun bir dakika., dedi, Biliyor


musunuz, sanrm burada ultra -nemli bir ey karyoruz.

Birinin syledii ve bizim atladmz bir ey. Arthur dikkatini


az nce grd eyden alabildii iin gerekten ok rahatlamt.

Ben demitim ki, buras daha ok sonradan grme..."

Ya, evet, dememi olmay istemez miydin? dedi Zaphod,


Ford?

Burann tuhaf bir yer olduunu syledim.

Evet, zekice ama sradan, belki de...

Belki de, diye szlerini kesti, imdi, koyu renk takm elbise
iinde bir garsona dnm olan yeil karalt, belki de konuyu
tartmaya ikilerinizi alrken devam etmek istersiniz...

kiler! diye haykrd Zaphod, ite buydu! Eer uyank dav-


ranmazsanz neler karabileceinizi grn.

Gerekten de efendim, dedi garson sabrla, Hanmefendi ve


beyefendiler yemekten nce birer iki almay ltfederlerse...

Yemek! diye ihtirasla haykrd Zaphod, Dinle, kk, yeil


ahsiyet, midem bu fikri beenip, seni eve gtrerek btn gece
okayabilir.
313/1186

...ardndan, keyfinizi arttracak diye devam etti garson, uzun


ve skc grevinden taviz vermemekte direnerek, bir Evren pat-
lamas olacaktr. Fordun kafas yavaa garsona doru evrildi.

Duygu ykl bir ekilde konutu.

Ooo, dedi, Nasl ikilermi bunlar byle? Garson, kk


kibar bir garson glmseyii ile cevap verdi.

Ah, dedi, sanrm, beyefendi beni yanl anladlar.

Umarm doru anlammdr. diyerek soludu Ford.

Garson ufak, kibar garson ksr ile ksrd.

Mterilerimizin zaman yolculuundan tr bir para uy-


umsuz olmalar allmadk bir ey deildir, dedi, Bu yzden
msaade ederseniz...

Zaman yolculuu mu? dedi Zaphod.

Zaman yolculuu mu? dedi Ford.

Zaman yolculuu mu? dedi Trillian.

Yani buras br dnya deil mi demek istiyorsunuz? dedi


Arthur.

Garson kk kibar garson glmseyii ile glmsedi.

Kk kibar glmseme repertuar neredeyse tkenmiti ve


ok yaknda sk dudakl, alayc kk garson roln stlenmeye
mecbur kalacakt.

br dnya m, efendim? dedi, Hayr, efendim.


314/1186

Ve biz lmedik yle mi? diye sordu Arthur.

Garson dudaklarn skt.

Aha, ha, dedi, ok aka grlyor ki, beyefendi bayattalar.


Aksi takdirde beyefendiye servis yapmaya kalkmazdm,
efendim. Tanmlanmasna gerek olmayan abartl bir ekilde, Za-
phod Beeblebrox iki eliyle her iki alnna ve dier eliyle de
kalalarndan birine birer aplak att.

Hey, arkadalar, dedi, Bu lgnca bir ey. Baardk.

Nihayet gelmek istediimiz yere geldik. Buras Milliways!

Milliways! dedi Ford.

Evet, efendim,' dedi garson, adeta sabrnn snrlarn zorla-


yarak. buras Milliways -Evrenin Sonundaki Restoran.

Neyin sonundaki? dedi Arthur.

Evrenin, diye tekrarlad garson, ok net ve gereksiz bir


aklkla.

Ne zaman onun sonuna geldik? dedi Arthur.

Birka dakika nce, efendim, dedi garson. Derin bir nefes


ald. Aslnda bunu yapmasna hi gerek yoktu, nk gvdesi,
damar iine yerletirilerek bacana balanan ufak bir cihaz
vastasyla, yaam iin gerekli garip bir gaz karmyla
desteklenmekteydi.

Bununla birlikte, metabolizmanz ne olursa olsun, derin bir


nefes almanz gerektirecek durumlar vardr.
315/1186

imdi, eer ikilerinizi smarlamak ltfunda bulunursanz,


dedi, ben de sizi masanza gtrebilirim. Zaphod iki lgn
srtla srtt, acelesiz admlarla bara doru gitti ve ikilerin
ounu satn ald.

15
15 Evrenin sonundaki restoran tm beslenme hizmetleri tari-
hindeki en sra d giriimlerden biriydi. Paralanm kalntlar
zerinde ina edilmiti... daha dorusu ina edilecek olan... ...yani
bu vakte kadar ina edilmi olacak olan, hatta edilen...

Zaman yolculuu esnasnda karlalan en nemli sorun-


lardan biri, kazayla kendi anne ya da babanz haline gelmeniz
deildir. Geni grl ve uyumlu bir ailede, kendi anne babanz
olmakla ilgili, baa kamayacanz bir sorununuz olmayacaktr.
Tarihin akn deitirmek gibi bir sorun da mevcut deildir.
Tarihin ak deimez, nk orada her ey birbirine bir zincirin
halkalar gibi kenetlenmitir. Btn nemli deiiklikler,
deitirmeleri beklenen eylerden nce olagelmiler ve bylece
her ey bir anlamda kendi kendini zmlemitir.

Esas sorun, basit bir gramer sorunudur ve bu konuda


bavurulacak ana eser Dr. Dan Streetmentionera ait olan Zaman
Yolcusunun 1001 Zaman Formasyonu le lgili El Kitabdr.
rnein, bu eser size gemite banza gelmek zere olan bir
olayn onu nlemek iin ne doru iki gnlk zaman sramas ile
nlenmeden nceki eklini nasl anlatacanz gsterecektir.
Olay, onun hakknda kendi doal zamannz asndan m yoksa
daha uzaktaki bir gelecek ya da gemiten mi sz ettiinize gre
farkl ekillerde anlatlacak bu arada aslnda kendi anne babanz
olmak amacyla, bir zamandan bir baka zamana seyahat ederken
316/1186

konumalarn srdrlmesi olasl ii daha da karmak hale


getirecektir.

Okuyucularn ounun pes etmeden nce gelebildikleri en ileri


nokta Gelecek Zaman inde Yar artl Olarak Deitirilmi ve
Ters evrilmi Gemi Zaman Yapsal Dilek Kipini anlatan blm
olmaktadr ve zaten kitabn daha sonraki basklarnda bu nok-
tann tesindeki sayfalar, basm masraflarn azaltmak amacyla
bo braklmaya balanmtr.

Otostopunun Galaksi Rehberi, bu akademik kavram


karmaasnn zerinden, hi ciddiye almadan atlam, yalnzca
Gemi Gelecek Zaman kavramnn olmayaca kefed-
ildiinden beri, bu zamann kullanlmadn belirtmekle
yetinmitir.

zetlemek gerekirse:

Evrenin Sonundaki Restoran tm beslenme hizmetleri tari-


hinde rastlanan en sra d giriimdir.

Geni bir zaman kpne sarmalanarak, zaman iinde


Evrenin yok olduu en son ana frlatlm bulunan ve bir sre
sonra harabeye dnm bir gezegenin paralanm kalntlar
zerinde ina edilmitir (edilmi olancakmt).

Byle bir ey, biroklarna gre, mmkn deildir.

erde, misafirler masalardaki yerlerini alr (alm olancak-


dlar) ve bir yandan, etraflarn saran tm yaratlmln pat-
lamasn seyrederlerken (seyredecekyorlar olancaktn), bir
yandan da, lks ve muhteem yemeklerini yerler (yemi olacak-
dydlar). Biroklar, byle bir eyin de imkansz olduunu
syleyeceklerdir.
317/1186

Arzu ettiiniz herhangi bir seans iin, nceden (sonradan n-


ne zaman) rezervasyon yaptrmadan oraya gidebilirsiniz (gidebil-
meniz mmkn olacakt olur olan), nk kendi zamannza
dndnzde, bu rezervasyonu geriye dnk olarak yaptrabil-
meniz mmkn olacaktr (zaman bir nceki kendinize sonradan
dn yaplan rezervasyon olmu olacakt).

imdi, biroklar bunun adamakll imkansz olduunu iddia


edeceklerdir.

Restoranda, tm uzayn ve zamann bir kesitiyle karlap, ye-


mek yemeniz mmkndr (tm gelecek gemi uzay ve zaman
karlalm olurken, yemek yenmi olunacakken imkan olmu
olan).

Bkp usanmadan srar edilebilir ki, bu da imkanszdr.

Restoran istediiniz kadar ok defa ziyaret edebilirsiniz


(tekrar ve tekrar ziyaret etmek yaplabilegelen v.s. v.s - zaman
dzeltme ile ilgili daha fazla bilgi iin, ltfen Dr. Streetmention-
ern kitabna bavurun) yalnz, genellikle skntl bir durum yar-
att iin, bu ziyaretler srasnda, nceki veya sonraki kendinizle
karlamayacanzdan emin olmalsnz.

pheci bir yapya sahip olanlar, dierleri doru bile olsa, ki


deildir, bunun kesinlikle imkansz olduunu syleyeceklerdir.

Btn yapmanz gereken, kendi zaman diliminizdeki bir


bankada bulunan mevduat hesabnza biraz para yatrmaktr.

Bunu yapmak, Zamann Sonuna vardnzda, ilemi olan


bileik faizin, muhteem yemeinizin bedelini karlayaca an-
lamna gelecektir.
318/1186

Biroklar, bunun yalnzca imkansz olmakla kalmayp, stelik


aka lgnlk olduunu da iddia etmektedir.

Bastalon yldz sisteminin reklam yneticilerinin, aadaki


slogan ortaya atmalarnn sebebi de budur: Bu sabah alt
imkansz eyi gerekletirmi bulunuyorsanz, bunu niin Milli-
waysde, yani Evrenin Sonundaki Restoranda bir kahvalt ile
tamamlamayasnz?

16
Barda, Zaphod hzla kafay bulmaktayd. ki kafas birbirine
vuruyor, glmsemeleri arasndaki uyum bozuluyordu.

Perian bir mutluluk iindeydi.

Zaphod, dedi Ford, henz konuma yeteneini yitirmeden,


ne olup bittiini anlatmay ltfeder miydin, foton akna? Bunca
zamandr sen neredeydin? Biz neredeydik? nemsiz bir mesele
belki ama, akla kavumasn istiyorum. Zaphodun sol ba
aylrken, sa ban ikinin bilinmezliklerine daha da fazla
brakt.

Doru, dedi. Buralarda idim. Benden Evreni yneten


adam bulmam istiyorlar, ama onunla tanmak benim umurum-
da deil. Bu adamn iyi yemek piirebildiini hi sanmyorum.
Sol ba, sa bann bunu sylemesini dinledi, sonra ayn fikirde
olduunu belirtmek iin ne eildi.

Doru dedi, bir iki daha al. Ford, bir duble daha Pan-
Galaktik Gargara Bombas ald. Bu, bir gaspn yaratt etkinin, al-
kolik edeerine sahip olduu sylenerek tantlan bir ikiydi-
319/1186

pahal ve akl iin zararl. Ne olacaksa olsun, diye karar verdi


Ford, fazla da aldrmyordu aslnda.

Dinle Ford, dedi Zaphod, her ey sakin ve cengaverce.

Her ey kontrol altnda demek istiyorsun, yani

Hayr. dedi Zaphod, Her ey kontrol altnda demek


istemiyorum. Bu sakin ve cengaverce demek olmazd.

Eer ne olduunu bilmek istiyorsan, tm olup bitenleri cebim-


de tam olduumu bilmen yeterli. Tamam m? Ford omuz
silkti.

Zaphod kprerek bardaktan tap barn mermer yzeyinde


minik dereler oluturan ikisine bakp kkrdad.

Sert derili bir uzay ingenesi yanlarna yaklat ve ve Zaphod


bir yn para verip uzaklatrncaya kadar onlara elektrikli keman
ald.

ingene daha sonra barn baka bir tarafnda oturmakta olan


Arthur ve Trilliana yaklat.

Bu yerin neyin nesi olduunu bilmiyorum, diyordu Arthur,


ama sanrm bana tiksinti veriyor.

Bir iki daha al, dedi Trillian, Elenmene bak.

Hangi ben bunu yapsn? ki benliimden yalnzca biri gerek


olabilir.

Zavall Arthur, bu hayat pek de sana gre saylmaz, deil mi?

Sen buna hayal m diyorsun?


320/1186

Marvin gibi konumaya baladn.

Marvin benim tandm en net dnebilen dnr.

Bu kemancy nasl bamzdan savarz dersin? Garson


yaklat.

Masanz hazr, efendim dedi.

Dardan bakld zaman, ki bu hibir zaman olmuyordu,


Restoran unutulmu bir kaya zerinde gnelenmekte olan,
parltl dev bir deniz yldzn andryordu.

Kollarnn her biri barlar, mutfaklar, sistemi koruyan g


alan jeneratrlerini ve o en nemli anda tm sistemi btnyle
ileri geri yavaa sallayan Zaman Trbinlerini barndrmaktayd.

Neredeyse tam bir kre olan muhteem altn kubbe ortadayd.


Zaphod, Ford, Arthur ve Trilliann imdi getikleri blm de bur-
asyd. Onlar oraya gelmeden nce en az be ton prlt harca-
narak, uygun olan btn yzeyler bununla kaplanmt. Uygun ol-
mayan yzeyler zaten mcevherler, Santraginusdan gelmi
deerli deniz kabuklar, altn varaklar, mozaik fayanslar, kerten-
kele derileri ve milyonlarca tanmlanamayan ss ve dekorasyon
malzemesi ile kaplanm durumdayd. Camlar krdyor, gm
parldyor, altn ldyor ve Arthur gzleri fal ta gibi alm
etraf seyrediyordu.

Oooo, dedi Zaphod, Zappo!

nanlmaz! dedi Arthur nefessiz kalarak, bu kiiler...! bu


eyler...!

eyler de dedi Ford yavaa, kii saylr.


321/1186

Bu kiiler.. diye dzeltti Arthur, dier... kiiler...

Bu klar...! dedi Trillian

Bu masalar... dedi Arthur.

Bu kyafetler.,.! dedi Trillian Garson onlarn bir ift rtkan


andrdn dnd.

Evrenin Sonu ok popler bir yerdir, dedi Zaphod, masa


kalabal arasnda sallanarak yrmeye alrken.

Bu masalarn bazs mermer, bazs zengin grnl ultra kal-


ite maun, bazs ise platinden yaplmt ve her birinde kendi
aralarnda sohbet eden ve menleri inceleyen egzotik tipler
bulunmaktayd.

Buraya gelirken k giyinmeyi severler, diye devam etti Za-


phod, bunu yapmak, zel bir olay yaand hissini yaratyor.
Masalar kk bir orkestrann hafif mzik almakta olduu
yuvarlak sahnenin evresinde alm, geni bir yelpaze dzeni ile
yerletirilmilerdi. Arthurun tahminine gre en azndan bin masa
vard ve bunlarn aralar da, bir o yana bir bu yana sallanan
palmiyeler, rldayan fskiyeler, abartl dekorasyonlar, ksacas
para harcanmasndan saknlmad hissini vermek iin masraftan
ok az kanlm btn restoranlarda bulunabilecek o zel
eylerle doluydu. Etrafna baknan Arthuru neredeyse, birinin
kp American Express reklam yapmas hi de artmazd.

Yalpalayarak yryen Zaphod, Forda doru sendeledi, Ford


da ayn ekilde ona doru.

Oooo, dedi Zaphod.

Zappo dedi Ford.


322/1186

Biliyor musun, Byk Bykbabam bilgisayarn ilerini ar-


apsana dndrm olmal, dedi Zaphod, ben ona bizi yemek
yiyebileceimiz en yakn yere gtrmesini syledim, o bizi
Evrenin sonuna gnderdi. Bir gn onunla ilgilenmem gerektiini
hatrlat bana. Duraklad.

Hey, biliyor musun herkes burada. Bir zamanlar birisi olmu


olan herkes.

Olmu olan m?

Evrenin Sonunda gemi zaman kipini olduka sk kullanmak


zorunda kalrsn dedi Zaphod, nk her ey yaplp bitmitir,
anlyorsun ya. Selam arkadalar, hemen yaknlarnda bir grup
halinde oturmakta olan dev iguanalara sesleniyordu,
Nasldnz?

Bu Zaphod Beeblebrox mu? diye sordu bir iguana dierine.

Sanrm, diye cevaplad ikinci iguana.

in zevki kayor mu dersin, dedi birinci iguana.

Hayat ok garip, dedi ikinci iguana.

Bu onu nasl kullandna bal, dedi birincisi ve tekrar sess-


izlie gmldler. Evrendeki en byk ovu seyretmeyi
bekliyorlard.

Hey, Zaphod, dedi Ford, Zaphodun kolunu yakalamaya


altysa da nc kadeh Pan-Galaktik Gargara Bombas
yznden bunu baaramad. Sallanp duran parmayla iaret et-
meye alt.

urada eski bir arkadam var, dedi, Hotblack Desiato!


323/1186

Platin masada oturan, platin takm elbiseli adam gryor


musun? Zaphod, Fordun parman gzleriyle takip etmeye
alt, ama bu ban dndryordu. Nihayet yakalad.

Ah, evet dedi, esas tanma hissi bir dakika geriden geldi.
Hey, dedi bu adam mega-nemli biri! Gelmi gemi en n-
llerden daha nl. Tabii benim dmda.

Bu adamn kim olmas gerekiyor? diye sordu Trillian.

Hotblack Desiato? dedi Zaphod aknlk iinde, Bilmiyor


musun? Felaket Blgesini hi duymadn m?

Hayr, dedi Trillian duymamt.

En byk, dedi Ford, en yksele sesli...

En zengin... diye ekledi Zaphod.

... rock orkestras, ey...tarihinin... uygun bir kelime arad.

tarihin kendisinin, dedi Zaphod.

Olamaz, dedi Trillian.

Zowee, dedi Zaphod, Burada Evrenin Sonundayz ve sen


henz yaamamsn bile. Karmsn. Zaphod, Trillian btn
bu sre iinde kendilerini beklemekte olan garsonun yannda
durduu masaya gtrd.

Arthur kendini kaybolmu ve yalnz hissederek, onlar takip


etti.

Ford masa yn arasndan glkle yolunu bularak eski bir


tankl yenilemeye gitti.
324/1186

Hey, ee, Hotblack diye seslendi, ne var, ne yok? Seni


grmek ok ho, koca olan, gmbrtden ne haber? Mthi
grnyorsun, gerekten ok ok iman ve salksz grnyor-
sun. Hayret verici. Adamn srtna bir aplak indirdi ve bunun
hibir tepki uyandrmam grnmesine biraz ard. inde
alkalanmakta olan Pan Galaktik Gargara Bombas ona, aldr-
madan olaya dalmasn sylyordu.

Eski gnlerimizi hatrlyor musun? dedi, o zamanlar birlikte


dolardk, yle deil mi? Kanunsuz Bistro, hatrladn m? Slimin
Boaz Maazas? Boozarama? Ne gnlerdi, ha? Hotblack Desi-
ato nasl gnler olduu hakknda bir fikir belirtmedi. Ford hi
telalanmyordu.

Ve sonra acknca halk sal mfettii rol yapardk, hatr-


ladn m? Ve yemeklerle ikilere el koyarak ortalarda dolardk,
deil mi? Ta ki gda zehirlenmesine urayncaya kadar. Oh, sonra
New Betel, Grettchen Towndaki Kafe Lounun pis kokulu
odalarnda geirdiimiz uzun sohbet ye iki geceleri. Sen her za-
man bitiik odada olur ve yeni arklar yazmaya alrdn ve biz
hepsinden nefret ederdik ve sen umurunda, olmadm sylerdin,
biz ise umurumuzda olduunu nk onlardan nefret ettiimizi
sylerdik. Fordun gzleri buulanmaya balamt.

Ve sen bir yldz olmak istemediini sylerdin, diye devam


etti, nostaljinin keyfini kararak, nk yldz sisteminden
holanmazdn. Ve biz de, yani Hadra, Sulijoo ve ben, zaten bir
seenein olmadn dndmz sylerdik. Bir de imdi
yaptn ie bak? Artk yldz sistemlerini satn alyorsun Dnd
ve evre masalardan ilgi arad.

te, dedi. yldz sistemlerini satn alan bir adam! Hotblack


Desiato bu bilgiyi onaylamak ya da yadsmak ynnde hibir gir-
iimde bulunmad ve geici dinleyicilerin ilgisi abucak azald.
325/1186

Sanrm birileri sarho olmu, diye arap kadehinin iine


bakarak mrldand, eflatun renkli, alya benzeyen bir yaratk.

Ford biraz sendeledi ve Hotblack Desiatonun karsndaki


sandalyelerden birine kle gibi kt.

Yaptn o numara nasld? dedi ve bir ieye aklszca tu-


tunarak, destek almaya alt ve onu devirdi- stelik de yaknnda
duran bir bardan zerine. Bu mutlu rastlanty ziyan etmemek
iin bardakta kalan ikiyi kafasna dikti.

Gerekten muhteem bir numarayd, diye devam etti,


nasld? Bwarm! Bwarm! Baderr!! falan gibi bir eyler, ve sizin
ov yaptnz sahne, o geminin dosdoru gnee arpmas ile
sona ererdi ve sen bunu gerekten de yapardn! Ford bir yum-
ruunu br avucunun iine arptrarak bu zor sahneyi grafik
olarak canlandrmak istedi. Tekrar ieyi devirdi.

Gemi! Gne! Bum, bam! diye haykrd. Yani lazer oyun-


larn falan bover, sizler gne alevleri ve gerek gne yangn-
laryla urayordunuz! Ve oh, tabii korkun arklarla. Gzleriyle
ieden masaya dklmekte olan svy takip etti. Buna bir ey
yapmak gerek diye dnd.

Hey, iki ister misin? dedi. kiden srlsklam olduu iin


vck vck sesler karan beyni nihayet bu kavumada eksik bir
eyler olduunu fark etmeye balamt ve bu eksik bir eyler,
karsnda oturmakta olan platin takml ve gmi ftr apkal
adamn, henz Selam Ford veya Bu kadar zamandan sonra seni
grmek ne ho cinsinden bir eyler, hatta hibir eyler syle-
memi olmasyd. Daha da nemlisi henz yerinden bile kpr-
damam olmasyd.

Hotblack? dedi Ford.


326/1186

Arka taraftan uzanan kocaman etli bir e! omzuna kondu ve


onu kenara itti. Ford, hi de zarif olmayan bir biimde
kolluundan kayd ve bu nezaketsiz elin sahibinin kim olduunu
anlayabilmek iin yukarlara bakt.

Elin sahibi hi de g tespit edilir biri deildi, zira yaklak iki


buuk metre boyunda ve bu boya gre de hafif yapl olmayan
biriydi. Bir baka deyile, tpk deri koltuklar gibi, parlak, hantal
ve bol bol sert malzemeyle doldurulmu bir yapdayd. Bu adamn
iine tktrld elbisenin hayattaki tek amac, byle bir vcudu,
byle bir takm iine sktrmann gln anlatmakm gibi
grnyordu. Yznn derisi portakal kabuu gibi, rengi ise
yeille aln kart bir elma gibiydi. Ama lezzetli ve tatl bir
eylerle olan benzerlik burada son buluyordu.

Ufaklk.. dedi adamn azndan kan bir ses, iinde bulun-


duu gs kafesinde zor anlar geiriyormu gibi.

Eee, evet? dedi Ford sohbet eder gibi. Yalpalayarak tekrar


ayaa kalkt ve kafasnn tepesi adamn vcudundan daha yksek
bir seviyeye eriemedii iin hayal krklna urad.

ek araban, dedi adam.

Oh, sahi mi? dedi Ford, bir yandan da bunun ne kadar


akllca bir davran olduunu merak ediyordu.

Sen de kimsin? Adam bunu bir mddet dnd. Bu eit


sorular sorulmasna alkn deildi. Buna ramen, bir mddet
sonra bir cevap bulmutu.

Ben sana buradan araban ekmeni syleyen adamm, dedi


araban senin yerine ektirilmeden nce.
327/1186

imdi beni dinle, dedi Ford fkeyle -bann dnmekten


vazgemesini, yerine yerlemesini ve duruma hakim olmasn arzu
ederdi- Dinle imdi diye devam etti, Ben Hotblackin en eski
arkadalarndan biriyim ve..."

Henz kirpiklerini bile oynatmam olan Hotblack Desiatoya


bir gz att.

...ve... dedi Ford yeniden, ve den sonra sylenebilecek


etkili bir kelimenin ne olabileceini merak ederek.

Byk adam ve den sonra kullanlabilecek cmleler buldu ve


yle dedi;

Ve ben Mr. Desiatonun korumasym, devam etti, ve onun


vcudundan sorumluyum, ve senin vcudunla ilgili olarak da en
ufak bir sorumluluum yok, onun iin hasara uramasn istemiy-
orsan onu buradan uzaklatr.

imdi, dur bir dakika, dedi Ford.

Dakika falan yok! diye grledi koruma, bekleme yok! Mr.


Desiato kimseyle konumaz!

yi ama, belki de bu konuyla ilgili kendisinin konumasna iz-


in versen daha iyi olurdu.

O kimseyle konumaz! diye kkredi fedai.

Ford endieyle tekrar Hotblacke bakt ve gereklerin kor-


umadan yana olduunu kabul etmek zorunda kald.

Brakn Fordun salyla ilgili samimi bir ilgiyi, hl en ufak


bir kprdama iareti bile grlmyordu.
328/1186

Niin? dedi Ford, Neyi var onun? Koruma anlatt.

17
Otostopunun Galaksi Rehberinde belirtildiine gre,
Gagrakacka Akl Yresinin, Felaket Blgesi adndaki plutonyum
rock orkestras, yalnzca Galaksideki en yksek sesli orkestra
olarak kabul edilmekle kalmayp, genellikle her eit grlt
iinde en yksek sesli grlt olarak da ne kmaktadr. Orkestra
elemanlar enstrmanlarn gezegenin etrafndaki yrngede -
hatta bir baka gezegenin yrngesinde- seyreden ve skca ses
yaltm yaplm bir uzay gemisinden, uzaktan kumanda yoluyla
alarlarken, konser merakllar da, en iyi ses dengesinin sahneden
otuz yedi mil kadar uzaktaki byk beton snaklarda elde edile-
bildiinde karar klmaktaydlar.

arklar genellikle, ok basit olup, daha ok erkek varln kz


varlkla gm renkli bir ay altnda bulumas ve daha sonra ye-
terince aratrlmam bir sebepten tr ayn patlamas gibi
tandk bir tema zerine kurulu oluyordu.

Gsterileri birok gezegende yasaklanmt. Bu yasaklama


bazen sanatsal nedenlerle olabildii gibi, daha ziyade orkestrann
ak adres sistemi, yerel stratejik silahlar snrlandran ant-
lamalarla uyumad iin konulmaktayd.

Bu yine de, kazanlarnn hipermatematik snrlarn zor-


lamasna engel olamamt. Felaket Blgesi Vergi adeleri ile ilgili
Genel ve zel Kuramlarnn ksa bir sre nce bilimselliinin kab-
ulnn ardndan, aratrma ile grevli ba muhasebecileri, Maxi-
megalon niversitesine Neomatematik Profesr olarak atan-
mt. Bu kuramlarla uzay-zaman btnlnn tm yapsnn
329/1186

sadece kavisli deil, stelik tamamen kvrk olduu


ispatlanmaktayd.

Ford yalpalayarak, Zaphod, Arthur ve Trilliann oturduu ve


elencenin balamasn bekledikleri masaya dnd.

Bir eyler yemem gerek, dedi Ford.

Selam Ford, dedi Zaphod, byk burunlu ocukla konutun


mu?

***
Ford kendinden emin olmadan ban ne, arkaya, aa
yukar sallad.

Hotblack mi? Konutum saylr, evet.

Ne dedi?

Yani, ok bir ey saylmaz. O... ee..

Evet?

Vergisel nedenlerden tr bir yln l olarak geiriyormu.


Oturmak zorundaym. Ford oturdu.

Garson yaklat.

Meny grmeyi mi arzu ederdiniz? dedi, yoksa Gnn Ye-


mei ile tanmay m tercih edersiniz?

H? dedi Ford.

H? dedi Arthur.
330/1186

H? dedi Trillian.

Bu ok ho. dedi Zaphod, etle tanacaz.

***
Restoran kompleksinin kollarndan birinde uzun boylu, ince
yapl, beceriksiz grnl biri, perdeleri anca dardaki un-
utulmuluk yzne vurdu. Belki de unutulmuluun sk sk arp-
m olmasndan tr, bu yz, gzel bir yz saylmazd. Bir defa
ok uzun bir yzd, gzler dk ve kskt, yanaklar ok ukur,
dudaklar ok ince ve ok uzundu ve birbirlerinden ayrldklarnda
dileri yeni cilalanm cumbal bir pencereye benziyordu. Perdeyi
tutan eller de uzun ve inceydi: stelik de souktular. Perdenin
kvrmlar arasna hafife tutunmaktaydlar ve eer gen adam on-
lar kollamazsa, bir ahin gibi balarn alp oradan uzaklaverip
ve bir kede sylemesi g bir ey yapacaklarm gibi
grnyorlard.

Perde onun brakmasyla kapannca, yz hatlar zerinde oyn-


amakta olan korkun k, daha salkl bir ortamda oyalanmak
zere uzaklat. Kk odas iinde, bir peygamber bceinin
akam av zerinde planlar yapt zamanki haliyle, yava yava ve
dikkatle dolamaktayd.

Sonunda, bir sehpann yannda duran rk bir sandalyeye


oturarak, bir mizah kitabnn sayfalarn kartrmaya balad.

Bir zil ald.

nce kitab bir kenara iterek ayaa kalkt. Ceketini ssleyen


gk kua renklerindeki milyonlarca pulu elleriyle yle bir
okad, kapdan kt.
331/1186

Restoranda klar ksld, orkestra hzn arttrd, sahnenin or-


tasna alan merdivenin karanlna bir k topu sapland.

Merdivenlerin tepesinde duran, parlak renklerle bezeli, uzun


boylu adam figr hoplaya zplaya aa indi.

Sahneye frlad, mikrofonu hafife tklatt, ince uzun elinin tek


bir hareketiyle, onu bal olduu ayaktan kurtard.

Bir an duraklad, saa ve sola eilerek seyircilerin alklarn


cevaplad ve onlara kntlarn sergiledi.

Orada olmasalar bile, seyirciler arasndaki zel arkadalarna


el sallad ve alkn dinmesini bekledi.

Elini yukar kaldrm, yalnzca bir kulandan teki kulana


deil, adeta yznn snrlar tesine de yaylyormu hissini ver-
en bir glmseme ile glmsemekteydi.

Teekkrler, bayanlar ve baylar! diye bard, ok


teekkrler. ok ok teekkrler. Prl prl gzlerle izleyicileri
tarad.

Bayanlar ve baylar, dedi, Bildiimiz gibi Evren yz yetmi


bin milyon bilyon yldan u ana kadar varln srdrmektedir ve
yarm saatten biraz fazla bir sre iinde de sona erecektir. yley-
se, u anda Milliwaysde, yani Evrenin Sonundaki Restoranda
hazr bulunan herkese ho geldiniz diyorum. Bir el hareketiyle
abucak ikinci bir alk dalgas yaratverdi.

Bir baka el hareketiyle bu alk kesti.

Bu akam iin ev sahipliinizi yapacam, dedi, adm Max


Quordlepleen... (Herkes bu ismi tanyordu, gsterisi Galaksinin
tm bilinen blmlerinde mehurdu ama bu cmleyi sebep
332/1186

olduu taze alk dalgasn elde etmek iin sylemiti ve iddiasz


bir glmsemeyle, el sallayarak alklar kabul etti.)... ve buraya
dorudan zamann ok ok bandaki br ucundan, Big Bang
Burgercisindeki ovumdan geliyorum- size orada ok heyecanl
bir akam geirdiimizi syleyebilirim. Bayanlar ve baylar, bu
tarihi frsat sresince, yani Tarihin Sonunda sizlerle birlikte
olacam! Iklar daha da kslrken balayan bir baka alk pat-
lamas abucak snd. Masalardaki tm mumlarn bir anda kendi
kendilerine yanvermesi, akam yemeinde hazr bulunanlarn
hafife nefesinin tutulmasna ve hepsinin binlerce kk, titrek
alev ve milyonlarca samimi glge ile evrelenmesine yol at.
Tepelerindeki altn kubbenin lts ok ok yava bir ekilde
kslmaya, kararmaya, solmaya yz tutmasyla birlikte karanlk
Restoran iinde de bir heyecan dalgas dolanmaya balamt.

Konumasn srdren Maxn sesi giderek kslmaktayd.

te, bayanlar, baylar, diye soludu, mumlar yakld, orkestra


yumuack bir mzik alyor. G alan ile korunmakta olan
kubbe bamzn zerinde effaflarken, imi ve morarm
yldzlarn tarihi altnda arlaan karanlk ve ask suratl
gkyzn ortaya karyor. Muhteem bir akamn tamamen yok
oluunu izlemek zere hepimizin burada olduunu gryorum!
arpc ok, bu manzaray daha nce grmemi olanlarn zerine
kerken, orkestrann yumuak mzii bile susmutu.

zerlerine canavarca, pis ve korkun bir k akn etti.

- ren bir k.

- Fokur fokur kaynayan, veba gibi bir k.

- Cehennemin bile eklini bozacak bir k.


333/1186

Evren sona ermekteydi.

Restoran, birka sonsuz saniye sresince ldran boluk


iinde sessizce bir frldak gibi dnd. Sonra Max tekrar konutu.

Daima tnelin sonundaki grebilmeyi mit etmi olan-


larnz iin dedi ite bu, o k. Orkestra tekrar ykseldi.

Teekkrler bayanlar, baylar, diye haykrd Max, bir ka


dakika sonra tekrar sizlerle olacam. Bu arada sizleri Mr. Reg
Nullify ve onun Tufan Grubunun yetenekli ellerine brakyorum.
Bayanlar, baylar, Reg ve arkadalar iin byk bir alk ltfen!
Gklerin at dolu karmaas devam ediyordu.

Seyirciler tereddtle alklamaya balad ve bir sre sonra


herkes normal konumalarna dnld. Max masalar dolamaya,
akalar patlatmaya, kahkahalar atmaya, yani kazand parann
hakkn vermeye koyuldu.

Kocaman bir mandra hayvan Zaphod Beeblebroxun masasna


yaklat. Byk, yal, etli, sr cinsi bir drt ayaklyd bu ve
nemli gzleri, kk boynuzlar ve dudaklarnda da neredeyse
arkadaa denebilecek bir glmseme vard.

yi akamlar, diye brd ve kst oturdu, Ben Gnn


Yemeiyim. Gvdemin paralar ilginizi eker mi acaba? biraz
gevi getirip, homurdand, arka ayaklarn daha rahat bir pozisy-
ona getirdi ve sakin bir ekilde onlara bakmaya devam etti.

Baklar Arthur ile Trillian'n perian ve akn baklaryla,


Fordun umursamaz omuz silkiiyle ve Zaphod Beeblebroxun
gzle grlr al ile karlat.

Belki bir para kol alrdnz? diye nerdi hayvan.


334/1186

Beyaz arapl sosta pimi?

Eee, siz, sizin kolunuz mu? diyebildi Arthur dehet iinde bir
fsltyla.

Fakat, tabii ki benim kolum, efendim, diye mledi hayvan


mutlu bir ekilde, baka kimseninki benim deil ki ikram edebi-
leyim. Zaphod ayaa kalkt ve hayvann koluna parmayla dok-
unmaya ve beeniyle incelemeye balad.

Veya but da ok gzel, diye mrldand hayvan.

Butlarm uzun zamandr altryorum ve bol bol ot yiyiyor-


um, onun iin orda baya lezzetli et olmas gerek. tatl bir
homurtu kard, tekrar mledi ve gevi getirmeye balad. Sonra
inediklerini gerisin geri yuttu.

Ya da belki bir gvecimi alrdnz?

Bu hayvann aka bizim kendisini yememizi istediini mi


sylyorsunuz yani? diye fsldad Trillian Forda.

Ben mi? dedi Ford, gzlerinde donuk bir bakla Ben hibir
ey demek istemiyorum.

Bu tam anlamyla dehet verici, diye haykrd Arthur, Hay-


atmda duyduum en tiksinti verici ey.

Sorun nedir Dnyal? dedi Zaphod, dikkatini butlarda


younlatrrken.

Sadece nmde durup da beni, kendisini yemee davet eden


bir hayvan yemek istemiyorum o kadar, dedi Arthur. Bu
insafszlk.
335/1186

Yenmek istemeyen bir hayvan yemekten iyidir, dedi


Zaphod.

Konu bu deil, diye Arthur protesto etti. Sonra bunu bir an


dnd. Tamam, dedi, belki de konu bu.

Umurumda deil. imdi bunu dnmeye niyetim yok.

Ben sadece...ee.. evresinde Evren fkeyle can ekiiyordu.

Sanrm ben sadece yeil salata yiyeceim, diye mrldand.

Size cierimi dnmeniz iin srar edebilir miyim? diye


sordu hayvan, imdiye kadar ok zenginlemi ve yumuam ol-
mal, aylardr kendimi zel olarak besliyordum.

Bir yeil salata, dedi Arthur anlayarak.

Bir yeil salata, yle mi? dedi hayvan. Onaylamadn belli


edercesine Arthura gzlerini devirdi.

Bana, dedi Arthur, yeil salata yememem gerektiini mi


syleyeceksiniz?

Evet, dedi hayvan, bu konunun tartmasz dediiniz gibi


olduuna ilikin birok sebze tanyorum.

Zaten sonunda bu arapsana dnm konuyu kestirip atarak,


gerekten de yenilmek isteyen ve bunu aka ve belirgin bir
ekilde ifade edebilen hayvanlarn retilmesine bu yzden karar
verildi. Ve ite karnzdaym. Hafife eilerek selam vermeyi
baarabildi.

Ben bir bardak su alaym ltfen, dedi Arthur.


336/1186

Bak, dedi Zaphod, yemek yemek istiyoruz, yemek konusunu


sorun haline getirmek istemiyoruz. Drt az pimi biftek ltfen ve
acele olsun. Be yz yetmi alt milyon yldr bir ey yemedik.
Hayvan sendeleyerek ayaklar zerinde doruldu.

Tatl bir homurtu kard.

ok akllca bir seim olduunu syleyebilirim, efendim,


dedi, hemen gidip kendimi vuraym. Arthura dnp arkadaa
gz krpt.

Endielenmeyin, efendim, dedi, ok insancl dav-


ranacam. Acelesiz admlarla mutfaa yneldi.

Birka dakika sonra bir garson dumanlar tten drt tabak


biftekle kageldi. Zaphod ve Ford ikinci bir tereddde gerek
duymadan kurt gibi tabaklara daldlar.

Trillian bir an duraklad, sonra omuz silkti ve kendisininkini


yemee koyuldu.

Arthur tabana bakarken hafife midesi buland.

Hey, Dnyal, dedi Zaphod, hnzrca srtarak henz al


sren yze bakt, seni yiyip bitiren ne byle? Ve orkestra al-
maya devam ediyordu.

Restorandaki herkes ve her ey gevemi ve sohbete dalmt.


Hava undan bundan konumalarla, egzotik bitkilerin, muhteem
yemeklerin ve batan karc araplarn birbirine karm koku-
laryla dolmutu. Her ynde sonsuz kilometreler boyunca srp
giden Evren tufan, sersemletici bir zirvede toplanmak zere
trmanmaktayd.

Saatine bir gz atan Max gsterili bir ekilde sahneye dnd.


337/1186

Ve imdi, bayanlar, baylar, diye srtt, herkes son bir kez iyi
vakit geiriyor mu? ovmenlerce kendilerine iyi vakit geirip
geirmedikleri sorulduunda evet diye cevap veren cinsten
kiiler Evet, diye bardlar.

Bu fevkalade, diye heyecanla konutu Max, tam anlamyla


mkemmel. Ve scak krmz gnelerin sonuncusunu parala-
maya hazrlanan foton frtnalar, kalabalk girdaplar halinde
etrafmzda toplanrken, hepiniz arkanza yaslanarak, mthi
heyecan verici bu son deneyimi benimle birlikte yaayp bundan
ok byk bir zevk alacamz biliyorum. Durdu. Parldayan
gzleriyle seyirciyi etkisi altna almt.

nann bana bayanlar, baylar, dedi bu deneyimin en son


yaayacanz deneyimden bir nce yaayacanz deneyim olmak
gibi bir iddias yoktur. Tekrar duraklad. Bu gece zamanlamas
kusursuzdu.

Bu ovu birbiri ardna her gece yapyordu. Aslnda zamann en


u noktalarnn yaand bu yerde gecenin pek bir anlam yoktu.
Tm olay. Restorann, zamann en ucundan nce yavaa ne
doru sallanp sonra geriye gelmesiyle, son ann tekrar tekrar
yaanmasyd. Bununla birlikte bu gece ok iyiydi, seyirciler ince
kemikli avucunun iinde kvranmaktayd. Sesi iyice alald. Onu
duymak iin byk aba harcamalar gerekiyordu.

Bu deneyim, dedi, gerekten de kesin bir biti, iinde


muhteem gzellikteki yaratlmlk dalgasnn yok olduu son
dondurucu yalnzlk olacaktr. Bu, bayanlar ve baylar, herkese
malum sondur. Sesini daha da alaltt. Bu sessizlik iinde, bir
sinek bile, boazn temizlemek iin ses karmaya cesaret
edemezdi.

Buradan sonra, dedi, hibir ey yok. Anlamszlk.


338/1186

Boluk. Unutulmuluk. Kesin hilik... .

Gzleri tekrar parldad - yoksa gz m krpyordu?

Hibir ey...tabii ki Aldebaran likrlerinin en sekin rnekleri


ile tatl servisimiz dnda! Orkestra onun iin bir alk mzii
tngrdatt. O ise bunu yapmamalarn yelerdi, onun apnda bir
sanatnn buna ihtiyac yoktu. O, seyirciyi adeta bir enstrman
gibi alabilecek yetenekteydi. Rahatlamann etkisiyle herkes
glyordu. O devam etti.

Ve ilk defa, diye haykrd neeyle, sabah kalktnzda


kendinizi akamdan kalma hissetmeyeceinizden emin
olabilirsiniz -nk baka sabah olmayacaktr. Glen, mutlu
seyircisine bakarak srtt. Gzlerini kaldrp gkyzne bakt. Bu
sray her gece uyguluyordu, ama bak yalnzca bir saniyenin
onda biri kadar bir sre iindi. Bir profesyonelin dierine
gvendii ekilde, o da gzlerinin kendisine den ii
baaracandan emindi.

Ve imdi, dedi, gururla sahnede dolanrken,Bu gece, burada


hissettiiniz o muhteem deersizlik ve kt kader duygularn bir
para zayflatmak pahasna da olsa, bu akam burada bulunan
birka gruba ho geldiniz demek istiyorum. Cebinden bir kart
kard.

Aramzda... alklar dindirmek iin bir elini havaya


kaldrmt. Aramzda, Qvarne, Vortvoid yresinden Zansellquas-
ure Flamarion Bri Kulb yesi bir grup var m? Kendileri
buradalar m? Arkalardan bir alk ykseldiyse de, o
duymamazlktan geldi. Etrafna baknarak onlar bulmaya alt.
339/1186

Buradalar m? diye daha yksek perdeden bir alk tevik


edebilmek iin tekrar sordu. Her zaman olduu gibi istediini elde
etti.

Ah, ite ordalar. Evet son konumalar beyler -ve hile yok ona
gre, bunun ok ciddi bir an olduunu unutmayn. Gelfen al-
klar hevesle karlad.

Ve ayrca... ayrca... Asgard Salonlarndan gelmekte olan


kk bir ilahlar grubu da aramzda m? teden, kendisinin sa
tarafnda bir yerlerden bir gk grlts gmbrts duyuldu.
Sahnenin zerinde bir imek akt. Kendilerinden memnun bir
eda iinde oturan, balar miferli, kll erkeklerden olumu
kk bir grup kendisine kadeh kaldrmaktayd.

Baarlar gemite kalm diye dnd kendi kendine.

Aman o ekice dikkat edin efendim, dedi.

imek numaralarn yeniden yaptlar. Max onlara ok ince


dudakl bir glck gnderdi.

Ve nc olarak, dedi, nc olarak Sirius Bden bir grup


Gen Muhafazakar, onlar da burada m? k giyimli bir grup gen
kpek birbirlerine ekmek atmay brakp, sahneye ekmek atmaya
baladlar. Pek de zekice olmayan bir ekilde uluyup havladlar.

Evet, dedi Max, bu olanlar hep sizin yznzden, farknda


msnz?

Ve son olarak, dedi Max, ciddi yzn taknp seyircileri


sakinletirirken, sanrm son olarak, Byk Peygamber Zar-
quonun Dn Kilisesine mensup bir grup inan sahibi sofu da
bu akam bizimle birlikte. Hemen hemen yirmi kii kadardlar,
340/1186

inanlarna uygun, basit ve her trl lksden uzak giyimleriyle,


duvarn dibine, yere oturmu, huzursuz bir ekilde maden sularn
yudumluyorlar ve enliklerden uzak kalmaya alyorlard.

Spotlar zerlerine evrildiinde, gcenmi baklarla gzlerini


krptrdlar.

te buradalar, dedi Max, orada oturup, sabrla bekliyorlar.


Peygamberiniz dneceini syledi arkadalar ve siz de uzun bir
sredir beklemektesiniz, o halde umalm ki biraz acele ediyor
olsun, nk bunun iin yalnzca sekiz dakikas kald! Zargonun
mritleri, zerlerinden aan merhametsiz kahkaha dalgalar ile y-
pratlmay reddederek dimdik oturmaktaydlar.

Max seyircilerini dizginledi.

Hayr, ama ciddi olarak arkadalar, ciddi olarak, kimseyi in-


citmek niyetinde deiliz. Hayr, byle derin inanlarla dalga
gemememiz gerektiini biliyorum, bu yzden, sanrm Byk
Zargona byk bir alk gndermeliyiz..

...kendisi her nerede bulunmak zorunda olursa olsun! Seyir-


ciler huu iinde alkladlar.

fadesiz suratl gruba, eliyle bir pck fledi ve sahnenin or-


tasna dnd.

Yksek bir tabureyi kavrayarak ortaya getirdi ve zerine


oturdu.

Yine de bu akam burada bu kadar sekin kiiyi bir arada


grmek diye akd, byk mutluluk- yle deil mi ama? Evet,
kesinlikle muhteem. nk biliyorum ki ounuz buraya zaman
zaman geliyorsunuz ki bence bu harika bir ey, buraya gelip her
341/1186

eyin sonunu byle izledikten sonra kendi alarnza dnmek...


ocuklar yetitirmek, doru olduuna inandnz eyler iin
korkun savalar vermek... bu her trl yaam eidine gelecek
iin bir mit veriyor. Tabii, zerlerinde ve etraflarnda devam
eden ykc frtnay iaret etti, bir gelecek olmadn bildiimizi
saymazsak...

Arthur Forda dnd - bu yeri kafasnda tam olarak


zememiti.

Baksana, dedi, eer Evren sona ermek zereyse, bizde


onunla birlikte yok olmayacak myz? Ford ona kadeh Pan
Galaktik Gargara Bombas imi birinin baklaryla, yani bir
baka deyile, olduka gvenilmez bir bakla bakt.

Hayr, dedi, bak dedi, bu batakhaneye girdiin andan it-


ibaren, bir nevi g zrh ile korunuyor, bu acayip, geici zaman
sapmasnn etkisi altna giriyorsun.

Sanrm.

Oh, dedi Arthur. Dikkatini yeniden garsonun biftei ile


deitirmesini salayabildii orbasna evirdi.

Bak, dedi Ford, sana gstereyim. Masadan kapt


peeteyle bir sre umutsuzca boutu.

Bak, dedi yeniden, Farz et, tamam m, bu peete geici


Evren olsun, tamam m? Ve bu kak da maddenin eimi iinde
geit grevi yapan bir tp olsun... Bu son blm sylemek biraz
vakit almt ve Arthur onun szn kesmeyi istememiti.

O benim yemek yediim kak, dedi.


342/1186

Pekala, dedi Ford, farz et bu kak... tatl tepsisi zerinde


tahta sapl kk bir kak bulmutu ama onu ordan almay biraz
maceral bulduu iin fikrini deitirdi, hayr, daha da iyisi bu
atal...

Hey, atalm brakr msn? diye tersledi Zaphod.

Tamam," dedi Ford, tamam, tamam. Diyelim ki... diyelim ki


bu arap kadehi geici Evren olsun...

Hangisi, biraz nce yere drdn m?

yle bir ey mi yaptm?

Evet,"

Tamam, dedi Ford, unut onu. Demek istediim...

Demek istediim, bak imdi, biliyor musun, en bandan


Evrenin ne ekilde baladn biliyor musun?

Sanrm, hayr, dedi bu konuyu hi amam olmay tercih


eden Arthur, Pekala, dedi Ford, gznn nne unu getir.

Tamam. Bir kvet var. Tamam m. Geni yuvarlak bir kvet.


Ve abanozdan yaplm.

Nereden alnm? dedi Arthur, Harrods Vogonlar


tarafndan yerle bir edilmiti.

Bunun nemi yok.

Hep byle diyorsun.

Dinle.
343/1186

Pekala,

Bu kvet var, anlyor musun? Bu kveti gznn nne getir.


Abanozdan yaplm ve konik bir biimi var,

Konik mi? dedi Arthur, Kvetin konik olan...

Shhh! dedi Ford, Konik, imdi yapacan, anlyor musun,


onu ince beyaz kumla doldurmak, tamam m? Veya toz ekerle.
nce beyaz kum ve/veya eker.

Herhangi biri. nemli deil. eker de olabilir. Ve dolunca t-


pasn aacaksn... dinliyor musun?

Dinliyorum.

Tpasn aacaksn ve hepsi dne dne akp gidecek, anlyor


musun, tpa deliinden akp gidecek.

Anlyorum.

Anlamyorsun. Hibir ey anlamyorsun. Esas can alc nok-


taya gelmedim henz. Can alc noktay duymak ister misin?

Bana can alc noktay syle. Ford biraz dnd, can alc
noktann ne olduunu hatrlamaya alt.

Can alc nokta, dedi, u. Bunun oluunu filme alyorsun.

Gerekten zekice, diye onaylad Arthur.

Bir film makinesi alyor ve bu oluumu filme ekiyorsun."

ok zekice.
344/1186

Can alc nokta bu deil. Can alc nokta u, imdi hatrladm.


Can alc nokta filmi projektre yerletirirken... geriye doru!

Geriye doru mu?

Evet, can alc nokta kesinlikle filmi geriye doru sarmak.


Bylece oturup seyrettiin zaman, her ey yukar doru dne dne
kvetin deliinden ieri giriyormu gibi gzkecek ve kveti dol-
duracak. Anlyor musun?

Ve Evrenin balangc da byleydi, yle mi?

Hayr, ama bu gevemek iin muhteem bir yol. arap kade-


hine uzand.

arap kadehim nerede? dedi.

Yerde.

Ah. Ford , bardaa bakmak iin sandalyesini geriye doru


eince, elinde kablosuz bir telefonla masaya yaklamakta olan
kk yeil garsonla arpt.

Ford iyice kafay bulduunu syleyerek garsondan zr diledi.

Garson bunun hi sorun olmadn ve onu ok iyi anladn


belirtti.

Ford garsona bu nazik davran iin teekkr etti ve kakln


ekitirmek istedi ama hedefi 20 santim kadar skalayarak mas-
ann altna kayd.

Mr. Zaphod Beeblebrox? diye aratrd garson.


345/1186

Eee, evet? dedi Zaphod, nc bifteinden ban


kaldrarak.

Size bir telefon var.

Hey, anlamadm, ne var dedin?

Bir telefon efendim.

Bana m? Burada? Ama nerede olduumu kim biliyor? Akl-


larndan biri aceleyle ilemeye balad. Dieri sevgiyle hala hzla
azna doldurulmakta olan yiyecekler zerinde younlamt.

Ben devam edersem kusura bakmazsnz deil mi? dedi ye-


mekle megul ba ve yemee devam etti.

Artk kendisinin peinde o kadar ok kii vard ki hesabn


kendisi de kaybetmiti. Bu kadar dikkat ekici bir giri yapmam
olmas gerekirdi. Can cehenneme, niye yapmasayd ki, diye
dnd. Eer kimse elendiini grmyorsa, elendiini nasl
anlayacaksn?

Belki buradan birileri Galaktik Polise haber uurmutur,


dedi Trillian, Herkes ieri girdiini grd.

Yani beni telefonda tutuklamak istediklerini mi sylyor-


sun? dedi Zaphod, Mmkndr. Keye sktrldm zaman
olduka tehlikeli bir adam olurum.

Evet, dedi bir ses masann altndan, yle abuk bozulur


paralanrsn ki insanlar arapnelle vurulmua dnerler.

Hey, bu da ne Kyamet Gn m? diye terslendi Zaphod.

Burada onu da m greceiz? diye sordu Arthur, huzursuzca.


346/1186

Benim hi acelem yok, diye mrldand Zaphod, Tamam,


telefondaki yaratk kimmi bakalm? Forda bir tekme indirdi.
Hey, kalk bakalm ufaklk, dedi ona, sana ihtiyacm olabilir.

Bahsi geen madeni beyefendiyi, dedi garson, ahsen


tanmyorum, efendim...

Madeni mi?

Evet efendim.

Madeni mi dedin?

Evet efendim, bahsi geen madeni beyefendiyi ahsen


tanmadm syledim...

Peki devam et.

Ama bana kendisinin epeyce bin yllar sresince sizin


dnnz bekledii bildirildi. Grne baklrsa buradan
ayrlnz olduka ani olmu.

Buradan ayrlm m? dedi Zaphod, Samaladnn


farknda msn? Buraya daha yeni geldik.

Aynen yle efendim, dedi garson inat bir srarla, ama,


efendim, anlyorum ki, buraya gelmeden nce buradan
ayrlmsnz. Zaphod bunu nce beyinlerinden birinde sonra
brnde deerlendirdi.

Sen diyorsun ki, dedi, buraya gelmeden nce, buradan


ayrlmz, yle mi? Bu uzun bir gece olacak diye dnd
garson.

Kesinlikle, efendim, dedi.


347/1186

Psikanalistine risk tazminat demelisin, sen, diye tledi


Zaphod.

Hayr, bir dakika, dedi Ford, tekrar masa seviyesine ykse-


lirken, buras tam olarak neresi?

Tam olarak efendim. Buras Frogstar B Blm.

Ama biz daha oradan yeni ayrldk. diye itiraz etti Zaphod,
oradan ayrldk ve Evrenin Sonundaki Restorana geldik.

Evet efendim, dedi garson, imdi kendi sahasnda olduunu


ve iyi kotuunu hissederek, biri dierinin enkaz zerine ina
edilmiti.

Oh, dedi Arthur zekice, demek istediin biz uzayda deil


zamanda yolculuk yaptk.

Dinle, seni yan gelimi empanze, diyerek onun szn


kesti Zaphod, sen git de aaca trman, olur mu? Arthur
kabalat.

Git de kafalarn birbirine vur, drt gz, diye t verdi Za-


phoda.

Hayr, hayr, efendim, dedi garson Zaphoda, maymununuz


olay doru anlad, efendim. Arthur fkeyle kekeledi ve bunun
tersine bir ey, hatta bununla ilgili bir ey bile syleyemedi.

Tamamen ayn yerde kaldnz halde, sanrm be yz yetmi


alt milyon yl... ileri atldnz. diye aklad garson. Glmsedi.
Baa klamayacak gibi grnen garipliklere en sonunda galip
geldiini dnd iin kendini ok iyi hissediyordu.
348/1186

te bu kadar! dedi Zaphod, Anladm. Ben bilgisayara bizi


yemek yiyebileceimiz en yakn yere gtrmesini sylemitim o
da tam olarak byle yapt. Be yz yetmi alt milyon yl mdr
nedir, o zaman ekle veya kar, hi yerimizden kmldamam
durumdayz. ok ak. Hepsi bunun ok ak olduunda hem-
fikirdi.

Ama kim, dedi Zaphod, bu telefondaki yaratk?

Marvine ne oldu? diye sordu Trillian.

Zaphod ellerini balarna vurdu.

Paranoyak Android! Onu Frogstar Bde mutsuz, umutsuz ve


amasz dolarken brakmtm.

Bu ne zaman olmutu?

Eee, sanrm be yz yetmi alt milyon yl evvel." dedi Za-


phod, Hey. tabak kaptan, bana konuma ubuunu versene..
Kk garsonun kalar karmaa iinde alnnda dolat.

Affedersiniz efendim, anlayamadm? dedi.

Telefonu ver, garson. dedi, aleti elinden kaparak, yani, yle


demodesiniz ki, bu dnyaya nasl ayak uyduruyorsunuz
anlamyorum.

Haklsnz efendim.

Hey, Marvin, sen misin? dedi Zaphod telefona, ne alem-


desin, ufaklk?

nce bir ses hatta duyulmadan evvel uzun bir sessizlik oldu.
349/1186

Sanrm kendimi ok kt hissettiimi biliyor olmalsnz,


dedi.

Zaphod telefonu eliyle kapatt.

Arayan Marvin, dedi.

Hey, Marvin, dedi tekrar telefona, biz ok iyi vakit geir-


iyoruz. Yemek, arap, biraz kiisel istismar ve Evrenin bumlay.
Seni nerede bulabiliriz? Tekrar sessizlik.

Benimle ilgileniyormu gibi grnmek zorunda olmadnz


biliyorsunuz, dedi Marvin sonunda, ben yalnzca el yapm bir
robot olduumun farkndaym.

Tamam, tamam, dedi Zaphod, ama neredesin?

Bana yakt deitir, Marvin diyorlar. nolu hava kilidini


a, Marvin. Marvin u kad yerden alr msn? Kad yerden
alr mymm! u hale bakn, benim bir gezegen byklnde
beynim olsun, onlar benden...

Evet, evet, dedi Zaphod, onu anlyormu gibi, ama zerre


kadar sempati duymadan.

Ama ben aalanmaya alm, diye vzldad Marvin,


sterseniz gidip kafam bir kova suyun iine de daldrabilirim.
Bunu yapmam ister misiniz? Yanmda hazr bir kova var. Bir
dakika bekleyin.

Eee, hey, Marvin... diye szn kesti Zaphod, fakat ok ge


kalmt. Hattan metal tngrtlar ve kederli, kk baloncuk
sesleri geldi.

Ne diyor? diye sordu Trillian.


350/1186

Hibir ey, dedi Zaphod, bizi sadece ban ykayn duyur-


mak iin aram.

te, dedi Marvin, hatta geri dnerek ve bir para daha fok-
urdayarak, Umarm bu sizi mutlu etmitir...

Evet, evet, dedi Zaphod, imdi bize nerede olduunu syler


misin ltfen?

Araba parkndaym, dedi Marvin.

Araba park m? dedi Zaphod, Orada ne yapyorsun?

Araba park ediyorum. Araba parknda baka ne yaplr ki?

Tamam, bekle orda, hemen geliyoruz. Bir hamlede Zaphod


ayaa kalkt, telefonu frlatt ve faturaya Hotblack Desiato yazd.

Hadi ocuklar, dedi. Marvin, araba parkndaym.

Hadi oraya inelim.

Araba parknda ne yapyormu? diye sordu Arthur.

Arabalar park ediyor, baka ne yapsn, bo kafa.

Ama Evrenin sonu ne olacak? Byk an karacaz.

Ben daha nce grdm. Samalktan baka bir ey deil,


dedi Zaphod, bir kyb amaltap o kadar.

Bir ne?
351/1186

Byk patlamann tersi. Hadi, frlayn. Restorann kna


doru ilerlerlerken dier mterilerin ok az onlara dikkat etti.
Hepsinin gzleri gkyzndeki dehete ivilenmiti.

Gkyznn sol st kadrannda diyordu Max onlara,


izlemesi ok ilgin olan bir sonu greceksiniz.

Eer ok dikkatle bakacak olursanz, Hastromil yldz


sisteminin ultra-viole iinde kaynamakta olduunu
izleyebilirsiniz.

Aranzda Hastromilden gelen kimse var myd? Arkalarda


bir yerlerden bir iki hafif tereddtl alk geldi.

Eee, dedi Max neeyle onlara srtarak, gaz ak brakp


brakmadnz dnmek iin artk ok ge.

18
Ana resepsiyon girii hemen hemen bombotu ama Ford yine
de yolu amaya alr gibi yryordu.

Zaphod onu kolundan skca yakalad ve giri holnn


duvarndaki kk bir kabine soktu.

Ona ne yapyorsun? diye sordu Arthur.

Ayltyorum dedi Zaphod ve orada bulunan delie bir jeton


att. Iklar parlad, gazlar kabard.

Selam dedi Ford bir dakika sonra kabinden dar adm at-
arken, nereye gidiyoruz?
352/1186

Aaya araba parkna, hadi abuk olun.

Personel tayan Zaman Teletat yok mu? dedi Ford, Bizi


hemen Altn Kalpe ulatrrd.

Evet ama ben artk o gemiden soudum. stiyorsa Zarni-


woopda kalabilir. Onun oyunlarna ortak olmak istemiyorum.

Hadi, biz gidip, ne bulabileceimize bakalm. Sirius Siber-


netik irketi Neeli Dikey Tama Arac onlar Restorann
altndaki kata indirdi. Daha nceden serserilerin saldrsna
urayan asansr epey ypratlmt.

Bu yzden, onlar aa indirirken neelendirmeye almad


iin, hepsi memnun oldu.

Asansr boluunun sonuna vardklarnda kaplar ald ve


kt kokulu, souk bir hava dalgas suratlarna arpt.

Asansrden ktklarnda ilk grdkleri ey, elli ana yaam for-


munun hepsine tuvalet imkan salayan ve bu i iin zerinde el-
liden fazla kap bulunan uzun bir beton duvar oldu. Galaksinin
tarihi boyunca varolmu btn araba parklar gibi, bu parka da
hakim olan sabrszlk kokusuydu.

Bir keyi dndler ve kendilerini, geni maarams bir


boluun zerinden geip, lo uzakla doru uzanan, ince uzun,
yryen bir kpr zerinde buldular.

Bu yryen kpr kk blmelerle kesintiye uruyordu ve bu


blmelerin her birinde yukarda yemek yemekte olanlara ait gem-
ilerden biri durmaktayd. Bunlarn bazlar kk, gnlk kul-
lanma ynelik halk tipi modeller iken, dierleri kocaman, parlak
limuzin tipi gemiler, yani zengin oyuncaklaryd.
353/1186

Bunlarn nnden geerken Zaphodun gzlerinde, para hrs


olup olmad tartlabilecek bir ey parldyordu.

Aslnda, bu konuda ak olmak gerekir - bu parlt kesinlikle


para hrsyd.

te orada, dedi Trillian, Marvin orada aada. Onun


iaret ettii yere baktlar. Uzaktan, cruiser tipi gm renkli dev
bir yldz gemisinin bir kesini elindeki bezle parlatmakta olan
kederli kk bir metal figr grdler.

Yryen kpr boyunca, yer seviyesine inen geni effaf tpler


vard. Zaphod kprden bu tplerden birine atlad ve yavaa
aa szld. Dierleri de onu takip etti. Daha sonradan bu olay
dnrken Arthur, Galaksiler arasnda yapt yolculuklar iinde
geirdii en zevkli deneyimin bu olduuna karar verdi.

Hey, Marvin, dedi Zaphod robota doru hzl admlarla


yryerek, Hey, ufaklk, seni grdmze memnun olduk.
Marvin dnd ve tamamen hareketsiz metal bir yzn gcenmi
grnmesinin mmkn olabildii kadar gcenmi bir ifadeyle,
Hayr, deilsiniz, dedi, kimse de beni grmekten memnun
olmuyor.

Sen bilirsin, dedi Zaphod ve uzaklaarak gemileri gzden


geirmeye gitti. Ford da onu izledi.

Marvinin yannda sadece Trillianla Arthur kalmt.

Hayr, gerekten memnunuz, dedi Trillian ve Marvinin hi


holanmad bir ekilde omzunu okad, bunca zamandr bizi
burada beklediin iin.
354/1186

Be yz yetmi alt milyon, bin be yz yetmi dokuz sene,


dedi Marvin, saydm.

Eh, ite artk geldik, dedi Trillian bunu sylemenin biraz -


Marvinin grne gre ok da isabetli olarak aptalca bir ey
olduunu hissederek.

lk on milyon yl en kt zamand, dedi Marvin, ve ikinci on


milyon yllk sre de en ktsyd. nc on milyon yllk sre-
den ise hi holanmadm. Zaten ondan sonra, bir para kntye
uradm.

Onlara bir ey sylemeleri gerektiini dndrecek kadar bir


zaman sustu, sonra atld.

Kendini kt hissetmene sebep olan ey, bu i srasnda


karlatn insanlar, dedi ve yine sustu.

Trillian boazndaki gc temizledi.

Yani...

Yaptm en iyi konuma bundan krk milyon yl ncede


kald, diye devam etti Marvin.

Tekrar suskunluk.

Oh, a..

Ve o da bir kahve makinesi ile olmutu. Bekledi.

Bu b...

Benimle konumaktan holanmyorsunuz deil mi? dedi


Marvin ksk ve perian bir sesle.
355/1186

Trillian bu sefer Arthurla konumay tercih etti.

***
Daha aalarda bir yerde Ford Prefect bakmaktan ok
holand bir ey bulmutu, hatta birok ey.

Zaphod, dedi, ksk bir sesle, u kk yldz arabasna bir


bak... Zaphod bakt ve sevdi.

nceledikleri ara aslnda olduka kkt ama olaanst bir


eydi ve aynen bir zengin ocuunun oyuncan andryordu.
Aslnda fazla incelenecek bir eyi yoktu. nce ama sert metal foly-
odan yaplm alt metre boyundaki bu geminin en ok benzetile-
bilecei ey bir ok olabilirdi. Arka uta yatay, iki insan alabilecek
bir uu kabini bulunuyordu. Pek de yksek hzlara kmasna fr-
sat vermeyen narin yapl kk bir motoru vard. Bununla
birlikle sahip olduu gerekten nemli bir ey vard ki bu da s
tank idi. Is tank iki bin trilyon kapasitelik bir gvdeye sahipti ve
gemi uzunluunun ortasnda bir yere yerletirilmi bulunan
elektro manyetik alan iindeki bir kara delie monte edilmiti. Bu
s tank, geminin bir sar gnee bir ka mil uzakla kadar yak-
laabilmesini ve gnein yzeyinde patlayan solar alevleri
yakalayp onlarla yoluna devamn salyordu.

Mevcut sporlar iinde, alev-srf en egzotik ve heyecan verici


olanyd ve buna hem paras hem cesareti yetenler Galaksinin en
kahraman kiileri kabul edilirdi.

Tabii bu, ayn zamanda da artc derecede tehlikeli bir


spordu -alev srf srasnda lmemeyi baaranlar, daha sonra
Daedalus Klbn verdii Alev-Ertesi partilerinde yaadklar
youn cinsellik sonucu tkenerek mutlaka yaamlarn yitirirlerdi.
356/1186

Ford ve Zaphod bakp getiler.

Ya bu yavru, dedi Ford, siyah gne tarayclar olan u


mandalin renkli yldz bcei... Yldz arabas dedikleri bu ara
yine kk bir gemiydi - aslnda bu niteleme tamamen yanltc
idi, nk bu geminin baaramayaca bir ey varsa o da
yldzlararas mesafelere ulamakt. Bu, olmad bir ey gibi gs-
terilmek zere sslenip pslenmi, aslnda gezegen ii kullanla-
cak spor bir arat. Bununla birlikte ho izgileri vard. Onu da
getiler.

Bir sonraki, 30 metre uzunluunda byk bir gemiydi -bu yol-


cu otobs yapsnda bir limuzin gemi idi ve besbelli dizayn edi-
lirken tek bir ama gz nnde tutulmutu ki o da bakan
hasetten atlatmakt. Kullanlan boya ve aksesuar detaylar aka
Ben yalnzca bu gemiye sahip olabilecek kadar deil, ayn zaman-
da onu ciddiye almayacak kadar da zenginim. demekteydi.

Muhteem bir irkinlii vard.

una bir bak, dedi Zaphod, birden fazla motor grubu ile
salanan ekim gc, perspulex kontrol paneli.

Bunun Lazlar Lyricon ii bir zel yapm olmas gerek. Her bir
santimini dikkatle inceledi.

Evet, dedi, Neutron motorunun kapa zerindeki pembe-


tesi kertenkele amblemini gryor musun? Lazlarn ticari
amblemi. Adamn hi utanmas yok.

Bu anasnn gz eylerden biri, bir gn beni Axel Nebula


yolunda gemeye kalkt. dedi Ford, Ben son hzla gidiyordum
ve bu ey yanmdan, adeta salnarak geti, motorunu bile doru
357/1186

drst altrmamt. nanlmaz bir ey. Zaphod hayranlkla


slk ald.

On saniye sonra, dedi Ford, Jaglan Betann nc ayn


dosdoru delip geti.

Ciddi misin?

Ama artc grnl bir gemi. Bala benziyor, balk gibi


hareket ediyor, sr gibi dmen kryor.

Ford dier tarafa doru bakt.

Hey, gel de bir bak, diye seslendi, bu tarafna byk bir res-
im yaplm, patlayan bir gne- Felaket Blgesi Orkestrasnn lo-
gosu. Bu Hotblackin gemisi olmal. ansl kerata. Hani u gsteri
gemisinin gnee arpmasyla biten korkun ark da onlarn
biliyorsun deil mi? Akllara durgunluk veren bir manzara olmas
istenmi. Ama bu durum gsteri gemilerine pahalya mal olmal.
Buna ramen, Zaphodun dikkati baka bir yerdeydi.

lgisi, Hotblack Desiatonun limuzinine bitiik duran bir gemi-


ye evrilmiti. ki az da bir kar almt.

Bu dedi, bu... gzler iin zararl... Ford bakt. O da ard


kald.

Bu, klasik, basit izgileri olan bir gemiydi. Yassltlm bir so-
mon baln andryordu, yirmi metre uzunluunda ok temiz,
ok bakmlyd. ok dikkat ekici bir yan vard.

Bu ok... siyah! dedi Ford Prefect, eklinin ne olduunu an-


lamak ok zor... sanki btn zerine ekiyor! Zaphod hibir
ey sylemedi. Adeta ak olmutu.
358/1186

Siyahl yle aryd ki ona ne kadar yaklaldn bile anla-


mak mmkn deildi.

Gzlerin adeta zerinde duramayp kayyor gibi. dedi Ford


merak iinde. ok duygusal bir and bu. Dudaklarn srd.

Zaphod yavaa gemiye yaklat, bylenmi biri gibi - ya da


daha dorusu onu elde etmek isteyen biri gibi. Okamak iin elini
uzatt. Durdu. Tekrar okamak zere uzand. Tekrar durdu.

Gel ve u yzeyi bir hisset, dedi ksk bir sesle.

Ford ona dokunmak iin elini uzatt. El ylece kald.

Dokuna... dokunamyorum... dedi.

Grdn m? dedi Zaphod, hi srtnme yok. Bu acayip bir


hz yapyor olmal.. Ciddi baklarla Forda dnd. En azndan
balarndan biri dnd - dieri huu iinde gemiyi seyretmeye
devam etti.

Ne diyorsun Ford? dedi.

Yani... ee.. Ford omzunun zerinden bakt. Yani onu


buradan yrtmeliyiz mi demek istiyorsun? Bunu yapmamz
doru olur mu dersin?

Hayr.

Bence de.

Ama yrteceiz deil mi?

Nasl yrtmeyiz ki? Biraz daha izlediler, ta ki Zaphod


birden kendini toparlayncaya kadar.
359/1186

Bir an nce buradan uzaklamalyz, dedi, bir iki dakika


sonra Evren sona ermi olacak ve btn Srngen Kaptanlar
burger-mobillerini bulmak zere buraya akn edecekler.

Zaphod, dedi Ford.

Evet?

Bunu nasl yapacaz?

Basit, dedi Zaphod. Dnd. Marvin! diye seslendi.

Marvin, yava yava, byk bir aba sarf ederek, ve karmay


rendii milyonlarca kk metal grltlerini kararak,
arlara cevap vermek zere arkasna dnd.

Hadi buraya gel, dedi Zaphod, Sana bir i bulduk. Marvin,


ar ar, yorgun ve mutsuz bir ekilde onlara doru yrd.

Bundan holanacam sanmyorum.

Evet, holanacaksn, dedi heyecanla Zaphod, nnde yepy-


eni bir hayat uzanyor.

Oh, baka bir hayat daha m? diye inledi Marvin.

eneni kapat ve dinle! diye tslad Zaphod, bu sefer


heyecan, macera ve gerekten lgnca eyler olacak.

Kulaa korkun geliyor. dedi Marvin.

Marvin! Senden btn istediim...

Sanrm, sizin iin bu geminin kapsn amam


istiyorsunuz?
360/1186

Ne? Ee.. evet. Evet, doru, dedi Zaphod srayarak.

En az gz giri kapsndayd. Zaman snrlyd.

Bende heyecan uyandrmaya alacanza, direk olarak


sylemenizi tercih ederdim, dedi Marvin, nk bende heyecan
denen eyden bulunmuyor. Gemiye yaklat, ona dokundu ve bir
giri kaps ardna kadar ald.

Ford ve Zaphod kapya baktlar.

Bir ey deil, dedi Marvin, oh, teekkr etmediniz ki tekrar


mutsuz bir yorgunluk iinde uzaklat.

Arthur ve Trillian yanlarna yaklat.

Neler oluyor?" diye sordu Arthur.

una bak. dedi Ford, u geminin iine bak.

Gittike daha ilginleiyor, diye soludu Zaphod.

Siyah, dedi Zaphod. indeki her ey tamamen siyah...

***
Restorann iinde, iler hzla artk geriye baka dakikann kal-
mayaca dakikaya doru yaklamaktayd.

Btn gzler kubbeye evrilmiti. Dikkatle Hotblack Desi-


atoya bakmakta olan korumas ile korumann ona olan say-
gsndan tr kapatm olduu Hotblack Desiatonun gzleri
dnda kalan btn gzler.
361/1186

Koruma masann zerine eildi. Hotblack Desiato sa olsayd,


bu ann arkaya yaslanmak, hatta ufak bir yry yapmak iin iyi
bir an olduunu dnrd. Koruma yaknlktan faydalanacak
kiilerden deildi. Ama, Hotblack Desiato, talihsiz artlar
yznden tamamen hareketsiz kalmt ve onun yaknlna
muhtat.

Mr. Desiato, efendim? diye fsldad koruma. Konutuu za-


man, aznn iki tarafndaki kaslar yoldan ekilmek iin birbirinin
zerine trmanyormu gibi oluyordu.

Mr. Desiato, beni duyuyor musunuz? ok doal olarak Hot-


black Desiato bir ey sylemedi.

Hotblack diye slk alar gibi fsldad koruma.

ok doal olarak Hotblack Desiatodan yine cevap gelmedi.


Bununla birlikte, doal olmayan bir cevap gelmiti. nndeki
masada bir arap kadehi ngrdam ve bir atal bir 3 santim
kadar ykselerek barda hafife tkrdatm, sonra tekrar masaya
dnmt.

Koruma honut bir homurtu kard.

Artk gitme zamanmz, Mr. Desiato, diye mrldand kor-


uma, kalabala yakalanmak istemeyiz, sizin durumunuzda ol-
maz. Bir sonraki gsteriye iyi ve dinlenmi vaziyette gitmek
istersiniz. Gerekten byk seyirci vard. En iyi seyircilerdendi.
Kakrafoon. ki Milyon be yz yetmi alt bin yl nce. Bunu drt
gzle beklemiyor muydunuzcakt? atal yine ykseldi, bekledi,
pek de balantya girmez bir ekilde aa yukar hareket edip
tekrar yerine dnd.

Ah, hadi ama, dedi koruma, ok muhteem oldu.


362/1186

Onlarn akln bandan aldnz. Koruma, Dr. Dan Streetmen-


tionerin kalp krizi geirmesine sebep olabilirdi.

Gnee giden siyah gemi her zaman onlar artyor ve bu


yenisi bir gzellik abidesi. Onun gitmesine gerekten zln. He-
men aaya inersek, siyah gemiyi otopilota ayarlarm ve biz de
limuzinle uzaklarz tamam m? atal onay anlamnda bir kez
masaya vurdu ve arap barda esrarengiz bir ekilde kendi
kendini boaltt.

Koruma Hotblack Desiatonun sandalyesini Restorann dna


srd.

Ve imdi, diye haykrd Max sahnenin ortasndan, hepinizin


beklemekte olduu an geldi! Kollarn hzla havaya kaldrd. Ar-
kasnda bulunan orkestra btn enstrmanlara birden vurarak
yaanmakta olan lgnla, lgnca bir grltyle elik etmeye
balad. Max onlarla bu konuda tartm, ama mzisyenler, kon-
tratlarnda yapmalar gerekenin bu olduunun yazl olduunu id-
dia etmilerdi. Bu meseleyi menejerinin halletmesi gerekecekti.

Gkyz kaynamaya balad! diye haykrd. Doa lklar


iinde olan bir bolua yuvarlanyor! Yirmi saniye iinde Evrenin
kendisi sona ermi olacak! Sonsuzluk nn zerimize hcum
ettii yere bakn!

ren hasar kasrgas ortalarda dolamaktayd- o srada, sanki


sonsuz uzaklklardan geliyormu gibi kk sakin bir trompet sesi
doldu kulaklarna. Maxn gzleri orkestraya doru dnd. Hibiri
trompet alar gibi grnmyordu.

Birden sahnede, hemen yan banda, bir duman stunu


dnerek ykselmeye ve yanp snen prltlar samaya balad.
Trompete baka trompetler de katld. Max bu ovu be yz
363/1186

kereden fazla yapm ve hibir seferinde byle bir ey bana gel-


memiti. Dnerek ykselen dumandan panik iinde uzaklat. O
byle yaparken duman iinde eski alardan kalma, sakall, giy-
imli bir adam grnts ekillenmeye ve n altnda kvran-
maya balad. Gzlerinde yldzlar ve alnnda altn bir ta vard.

Bu da ne? diye fsldad Max, lgn gibi bakan gzlerle, nel-


er oluyor? Restorann arkasnda oturmakta olan Byk Peygam-
ber Zarquonun Dn Kilisesinin ifadesiz yzl mritleri
heyecan iinde ayaa frlayarak alamaya ve ilahiler sylemeye
baladlar.

Max aknlk iinde gzlerini krptrd. Kollarn izleyicilere


uzatt.

Byk bir alk, ltfen, bayanlar ve baylar, diye uludu,


Byk Peygamber Zarquon iin! te dnd! Zarquon tekrar
geldi! Max enerjik bir ekilde sahneyi admlayarak Peygambere
mikrofonu uzatrken frtna gibi bir alk koptu.

Zarquon ksrd. Etrafna, orada toplanm kalabala


baknd. Gzlerindeki yldzlar huzursuzca prldad.

Mikrofonu kafas karmakark olarak ald.

Eee... dedi, Selam. Eee, bakn, biraz ge kaldm iin zr


dilerim. Son derece kt eyler geldi bama.

Son dakikada bir sr ey kt ortaya.

Huu iinde her yan saran sessizlikten huzursuz olmu gib-


iydi. Boazn temizledi.

Eee, ne kadar zamanmz var? dedi, benim sadece bir da...-


Ve, bylece Evren sona erdi.
364/1186

19
Her Otostopunun Galaksi Rehberi adndaki ok dikkat ekici
seyahat kitabnn bu kadar ok satlmasnn nemli sebeplerinden
biri, dier kitaplarla karlatrldnda fark edilen ucuzluu ve
kapanda dost grnl harflerle PANE KAPILMAYIN
yazmasnn yan sra, anlalabilir ve arada srada tutarl bir
szle de sahip olmasyd. rnein, Evrenin Jeo-sosyal doasna
ilikin istatistikler, dokuz yz otuz sekiz bin yz yirmi
drdnc sayfa ile dokuz yz otuz sekiz bin yz yirmi altnc
sayfa arasnda ustaca sergilenmekteydi; Yazlm olduklar basit
tarz ksmen yle aklanabilir; Editrler basmla ilgili bir zaman
snrlamas iinde olduklar iin, bilgileri bir msr gevrei ku-
tusunun arkasndan kopya etmiler, sonra da bunlarn anlalmaz
ekilde uzun, karmak ve bilgi vermekten uzak bir kanun olan
Galaktik Telif Haklar Kanunu ile atmasn nleyebilmek iin
aceleyle ssleyici bir iki dipnot eklemilerdir.

Daha sonra gelen, daha hrsl editrlerden birinin, geici bir


zaman dnmnden yararlanarak, kitab zaman iinde geri
gnderip, daha sonra da kahvaltlk msr gevrei reten firmay,
ayn kanunlar ihlal ettikleri gerekesiyle dava ettiini burada be-
lirtmek de sanrm ilgi ekici olacaktr.

te bir rnek:

Evren - iinde yaamanz kolaylatracak baz bilgiler.

Saha: Sonsuz.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi sonsuz kelimesi iin u


tanm sunmaktadr.
365/1186

Sonsuz: En byk eyden daha byk olup biraz da fazlas


olan. Aslnda bundan da byk, gerekten artc muazzamlkta,
tam anlamyla ok edici bir boyutta, gerekten oo, bu ok byk"
dedirtecek bir zaman sresi. Sonsuzluk o kadar byktr ki,
karlatrldnda bykln kendisi onun yannda gerekten
minicik gzkr. Burada anlatmaya altmz kavram, dev gibi
byk arp da gibi muazzam arp artc derecede kocaman
cinsinden bir eydir.

thalat: Hibir ekilde.

Sonsuz bir sahaya herhangi bir ey ithal etmek mmkn


deildir, nk byle bir sahann ierisine bir eyler ithal edile-
bilecek bir dars yoktur.

hracat: Hibir ekilde.

Baknz ithalat.

Nfus : Hibir ekilde.

Sonsuz sayda gezegenler olduu bilinmektedir, bunun en ba-


sit sebebi onlarn iinde bulunabilecei sonsuz byklkte bir
uzay olmasdr. Bununla birlikte, bu gezegenlerin hepsinde yaam
yoktur. Bu, yaam olan gezegenlerin saysnn snrl olduu an-
lamna gelir. Herhangi bir sonu olan saynn sonsuz bir say ile
blnmesinden elde edilecek say fark etmeyecek kadar hie yakn
bir saydr. O halde Evrendeki btn gezegenlerde ortalama n-
fusun sfr olduu sylenebilir.

Bundan karlacak sonu tm Evrenin nfusunun da sfr


olduu ve zaman zaman rastlayabileceiniz kiiler ise sadece
hastalkl beyinlerin hayal rnleri olduudur.
366/1186

Para Birimleri: Hibir ekilde.

Aslnda Galakside serbeste birbirine evrilebilir para


birimi vardr, ama bunlarn hibiri geerli saylmaz.

Altar Dolar ksa sre nce batmtr, Elan akl Boncuu an-
cak bir baka Elan akl Boncuu ile deitirilebilmektedir ve
Trigan Pu (Plutonium)nun da kendine zel sorunlar bulunmak-
tadr. Bu sonuncuya ait deiim oran, yani sekiz Ninginin bir Pu
deerinde olmas yeterince basit bir orant olmakla birlikte, bir
Ningi gen biimli kauuk bir bozuk para olduu ve her bir ken-
ar alt bin sekiz yz mil uzunluunda olduu iin imdiye kadar
kimse bir Pu elde edebilecek sayda Ningi toplayamam bulun-
maktadr. Ningi ise kullanlabilir bir kur deildir, nk Galakt-
ibanklar bozuk para ile uramay kabul etmemektedirler. Bu ba-
sit temelden yola karak, Galaktibanklarn da hastalkl beyinler-
in hayal rnlerinden olduklarn ispat etmek ok kolaydr.

Sanat: Hibir ekilde.

Sanatn grevi doaya ayna tutmaktr oysa ne yazk ki yeter-


ince byk bir ayna mevcut deildir. Baknz madde bir.

Seks : Hibir ekilde.

Aslnda, para, ticaret, banka, sanat veya baka eylerin yok-


luu yznden. Evrenin var olmayan nfusunu oyalayabilecek bir
ey olarak bundan bolca bulunmaktadr.

Bununla birlikte, imdi bu konuyla ilgili uzun tartmalara


balamaya demeyecektir, nk bu konu gerekten mthi
karmaktr. Daha fazla bilgi iin baknz; Rehber blm yedi,
dokuz, on, on bir, on drt, on alt, on yedi, on dokuzuncu
blmler ve yirmi birinci blmn bandan seksen drdnc
367/1186

blmn sonuna kadar olan ksm ve hatta Rehberde kalan baka


ne varsa.
20
Restoran var olmaya devam etti ama, bunun dnda her ey
durmutu. Geici grelistatik onu sadece bir boluk olmayan bir
hilik iinde tuttu ve korudu. Bu yalnzca bir hilikti-iinde bir
boluun varolduu sylenebilecek hibir ey yoktu.

G zrh altndaki kubbe bir kez daha saydam olmayan hale


dndrld. Parti bitmi, misafirler ayrlyorlard, Zarquon
Evrenin kalan ksmyla birlikte ortalktan kaybolmu. Zaman
Trbinleri le seansna yetitirebilmek iin Restoran zaman
snrna ekmeye hazrlanyorlard ve Max Quordlepleen menajer-
ini tempofon konusunda uyarmak iin perdeli, kk giyinme
odasna dnmt.

Siyah gemi, kaplar kapal ve sakin ekilde araba parknda


duruyordu.

Merhum Hotblack Desiato ise Korumas tarafndan yryen


kpr zerinde araba parkna gtrlyordu.

Tplerden biri ile aa indiler. Limuzinogemiye yaklatk-


larnda geminin yan tarafnda bir ambar giri kaps ald ve
tekerlekli iskemlenin tekerleklerini yakalayarak onu ieri ekti,
koruma da onu izledi. Patronunun lmdestek sistemine emni-
yetli bir ekilde balandndan emin olduktan sonra kk kon-
trol kabinine girdi. Burada limuzinin bitiiindeki siyah geminin
otopilot sistemini harekete geiren uzaktan kumanday iletti ve
bylece on dakikadan fazla bir zamandr bu eyi nasl ileteceini
bulmaya alan Zaphod Beeblebroxa byk rahatlk salam
oldu.
369/1186

Siyah gemi bulunduu blmden ya gibi kayarak kt, dnd


ve ana k yoluna doru hzl ve sessiz bir ekilde ilerlemeye
balad. Sonra, abucak hzn arttrd, geici frlatma kabinine
girdi ve uzak gemie doru uzun yolculuuna balad.

***
Milliways len Mens, editrn izniyle, Her Otostopunun
Galaksi Rehber'inden bir pasaj aktarmaktayd.

Pasaj yleydi; nemli Galaktik Medeniyetlerin hepsinin


tarihleri belirgin ve dikkat ekici aamadan geme eilimini
gstermitir. Bunlar Hayatta Kalma, Soruturma ve Gelime ya da
bilinen bir baka ekliyle Nasd, Niin ve Nerede aamalardr.

rnein ilk aama Nasl yiyebiliriz? sorusuyla, ikinci aama


Niin yiyoruz? sorusuyla ve nc aama ise le yemeimizi
nerede yiyeceiz? sorusuyla tanmlanabilir.

Men daha sonra Milliwaysin yani Evrenin Sonundaki


Restorann bu nc soru iin ok uygun ve rafine bir cevap
olacan ne srerek devam ediyordu.

Sylemeye devam etmedii ey ise genellikle byk medeni-


yetlerin bu Nasl, Niin ve Nerede aamalarn geirebilmesi bin-
lerce yl alabilirken, stress artlar altndaki kk, toplumsal
gruplarn bu dnemleri son derece byk bir hzla amasnn
mmkn olabildiiydi.

Nasl gidiyor? dedi Arthur Dent.

Kt dedi Ford Prefect.

Nereye gidiyoruz? dedi Trillian.


370/1186

Bilmiyorum dedi Zaphod Beeblebrox.

Niin bilmiyorsun? diye sordu Arthur Dent.

Kapa eneni, diye homurdand Zaphod Beeblebrox ve Ford


Prefect ayn anda.

Esas olarak, sylemeye altnz ey, dedi Arthur Dent, bu


durumu grmezden gelerek, ilerin kontrolmz dnda
olduu. Ford ve Zaphod kontrol otopilottan alabilmek iin
bouurken, gemi hastalkl bir ekilde sallanp, sarslyordu.

Motorlar spermarkette yorulmu ocuklar gibi, alap,


inlemekteydi.

Beni delirten bu lgn renk emas dedi Zaphod.

Bu gemiye olan ak uua gemelerinden dakika sonra bit-


miti. u siyah zemin zerindeki siyah etiketli garip siyah kontrol
dmelerinden birini ne zaman iletmeye kalksan kk bir siyah
k yanarak sana o dmeyi kullandn belirtiyor. Bu nasl gemi
byle? Bir eit galaktik hipercenaze arac falan m? Sallanan
kabinin duvarlar da siyaht, tavan da siyaht, oturacak yerler de
siyaht -ki bu sonuncular ok temel izgilerdeydi ve gelimemiti,
nk geminin yapaca en nemli yolculuun yolcusuz ger-
ekletirilecei varsaylmt. Kontrol panosu siyaht, cihazlar
siyahl, onlar yerinde tutan kk vidalar siyaht, ince tyl
naylon yer demesi siyaht ve bir kesini kaldrdklarnda
altndaki kpk tabakasnn bile siyah olduunu grmlerdi.

Belki de bunun tasarmn yapan her kimse onun gzleri


deiik bir dalga uzunluuna cevap veriyordu diye fikir yrtt
Trillian.
371/1186

Ya da pek fazla hayal gc yoktu diye mrldand Arthur.

Belki de dedi Marvin, kendini ok bunalml hissediyordu.


Aslnda, onlarn bilmesi gerekmiyordu ama, bu dekor, sahibinin
zc, yasl ve vergiden muaf durumu erefine seilmiti.

Gemi daha da hastalkl bir sarsnt geirdi.

Sakin ol, diye yalvard Arthur, beni uzay tuttu, midem


bulanyor.

Bu zaman tutmas, dedi Ford, zaman iinde geriye doru


yuvarlanyoruz.

Sa ol, dedi Arthur, sanrm imdi gerekten kusacam.

Hi durma, dedi Zaphod, ortalkta biraz renk olmasna bir


itirazmz olmaz.

Bunun kibar bir yemek sonras konumas olmas gerekirdi


deil mi? diye tersledi Arthur.

Zaphod kontrol salama iini Forda brakt ve Arthura


doru sendeledi.

Buraya bak. Dnyal, dedi fkeyle, senin yapman gereken


bir i var, tamam m? Yce Cevabn Sorusunu bulmak, yle mi?

Ne, o mu? dedi Arthur, Ben ona boverdiimizi


sanyordum.

Ben vermedim, bebeim. Kularn sylediine gre, yerini


bulursan bu bilgi ok para ediyormu. Ve bu bilgi senin u
beyninde sakl durumda.
372/1186

Evet, ama...

Ama, yok! Dn bunu. Yaamn anlam! Bu bilgiyi elde eder-


sek Galaksideki btn psikiyatristleri rehin alabiliriz ve bu da
ynla para anlamna gelir. Ben benimkine bir servet borluyum.
Arthur fazla hevesli olmayan derin bir soluk ald.

Tamam, dedi, ama nereden balayacaz? Nasl bilebilirim?


Yce Cevap ya da Krk iki her neyse, bunun sorusunu bilebilmem
nasl beklenir ki? Bu soru her ey olabilir. Yani, alt kere yedi
nedir? Zaphod onu bir mddet ok sk inceledi. Sonra gzleri
heyecanla parlad.

Krk iki! diye haykrd.

Arthur avu iini alnna sildi.

Evet, dedi bunu biliyorum. Zaphodun surat sarkt.

Sadece sorunun herhangi bir ey olabileceini sylyorum.


dedi Arthur, Ve bunu benim bilmem nasl beklenir
anlamyorum.

nk diye ylan gibi tslad Zaphod, senin gezegenin havai


fiek gibi patlarken sen oradaydn.

Dnyada yle bir ey vardr... diye balad Arthur.

Vard, diye dzeltti Zaphod.

Adna taktik denir. Oh, her neyse. Bakn, ben bir ey


bilmiyorum. Ksk bir ses kabinin etrafnda monoton bir
yanklanma yapt.

Ben biliyorum dedi Marvin.


373/1186

Ford kontrollerin olduu keden seslendi. Kaybetmekte


olduu sava hl srdryordu.

Bu iten uzak dur Marvin, dedi, biz organizmadan


bahsediyoruz.

Dnyalnn beyin dalgalarnda bu bilgi yazl durumda, diye


devam etti Marvin, ama bunu renmeye pek de hevesli
olduunuzu sanmyorum.

Yani, dedi Arthur, beynimin iini okuyabileceini mi syly-


orsun sen?

Evet dedi Marvin.

Arthur aknlk iinde bakakald.

Ve...? dedi.

Bu kadar kk bir eyle yaayabildiini grmek beni


artyor.

Ah, dedi Arthur, sama.

Evet, diye onaylad Marvin.

Ah, ona bover, dedi Zaphod, sadece uyduruyor.

Uyduruyor muyum? dedi Marvin, Bir aknlk parodisi


iinde ban dndrerek. Niye bir ey uydurmak isteyeyim ki?
Yaam baka bir ey uydurmaya kalkmadan da yeterince kt
zaten.

Marvin. dedi Trillian, sadece onun bir canskc varlkla


konuurken kullanmay srdrd yumuak ses tonuyla,
374/1186

madem ki bu kadar zamandr biliyordun, bize niin o zaman


sylemedin? Marvinin ba arkaya, ona doru dnd.

Sormadnz ki? dedi basite.

O halde sana imdi soruyoruz, metal adam, dedi Ford, ona


bakmak zere dnerek.

Bu dakikada gemi birden sallanmay, sarslmay brakt, ve


motor sesi yumuak bir mrltya dnt.

Hey, Ford, dedi Zaphod, bu gzel bir ses. Bu geminin diz-


ginlerini ele geirdik mi?

Hayr. dedi Ford, sadece onlarla uramay braktm.

Sanrm bu gemi nereye gidiyorsa oraya gitmemiz ve bu ii


abucak bitirmemiz gerekiyor.

Evet, doru dedi Zaphod.

Gerekten ilgilenmediinizi anlamtm, diye mrldand


Marvin kendi kendisine ve bir keye ylp devrelerini kapatt.

Sorun, dedi Ford, gemide okunabilecek tek cihazn beni en-


dielendiriyor olmasnda. Eer bu cihaz dndm eyse ve
dndm eyi sylyorsa, o zaman daha imdiden gemite
ok derinlere gitmiiz demektir.

Kendi zamanmzdan belki de iki milyon yl ncesine mesela.


Zaphod omuz silkti.

Zaman bir samalktr. dedi.


375/1186

Bu geminin kime ait olduunu merak ediyorum, dedi


Arthur.

Bana. dedi Zaphod.

Hayr. Gerekte kime ait olduunu.

Gerekten bana ait, diye Israr etti Zaphod, bak, zel mlki-
yet hrszlktr, yle mi? O halde hrszlk da mlkiyettir. O halde
bu gemi bana aittir. Tamam m?

Bunu gemiye anlat, dedi Arthur.

Zaphod kontrol paneline doru enerjik admlarla yrd.

Gemi, dedi panellere eliyle vurarak, bu konuan senin yeni


sahibindir... Daha teye gidemedi. Birka ey birden ayn anda
oldu.

Gemi zaman yolculuu modundan kt ve yeniden gerek uza-


ya girdi.

Zaman yolculuu iin kapatlm bulunan btn kontroller


almaya balamt.

Konsolun zerindeki byk grnt ekran yaama gz krp-


m ve geni bir yldz ufku ile uzakta nlerinde kocaman, tek ve
l bir gne gstermeye balamt.

Bununla birlikte, bunlarn hibiri Zaphodun dierleri ile


birlikte geriye, kabinin arkasna doru savrulmasnn sebebi
deildi.
376/1186

Geriye savrulmalarna, grnt ekrann evreleyen monitr


ses aygtlarndan gelen ve gk grltsn andran tok bir ses yol
amt.

21
Kakrafoonun kurak krmz dnyasnda, geni Rudlit lnn
ortasnda, sahne teknisyenleri ses sistemini test etmekteydiler.

Daha dorusu, ln ortasnda olan ses sistemiydi, teknisyen-


ler deil. Onlar gezegenin yzeyinden drt yz mil kadar uzaklkta
bir yrngeye oturmu olan Felaket Blgesine ait dev boyutlu
kontrol gemisinin gvenliine snmlar, ses sistemini buradan
kontrol ediyorlard. Ses nitesi silolarnn be mil yaknnda olan
herhangi birisinin bu akord ilemi srasnda hayatta kalmas
mmkn olmazd.

Eer Arthur Dent ses nitesinin bu silolarna be mil uzaklkta


olsayd, son dncesi, bu ses gsterisinin boyut ve biim
asndan Manhattan andrd olurdu.

Silolardan ykselen ntron fazl ses nitesi demetleri


gkyzne doru dev kuleler halinde ykseliyor, arkalarnda
kalan plutonyum reaktrlerini ve sismik ykselticileri gizliyordu.

Ses niteleri ehrinin arkasnda, mzisyenlerin gemiden uzak-


tan kumandayla idare edecekleri beton koruganlar iine gml
enstrmanlar bulunmaktayd, muazzam byklkteki foton-ajit-
ar, bas detonatr ve mega vurug davul kompleksi.

Bu grltl bir ov olacakt.

Dev boyutlu kontrol gemisinde hareket ve tela hakimdi.


377/1186

Bu geminin yannda bir kurbaa yavrusu gibi kalan Hotblack


Desiatonun limuzini de blgeye varm ve rhtma yanamt.
Yasl centilmen, yksek voltajl koridorlardan aa tanarak,
onun ruhundan gelen ilhamlar ajitar klavyesi zerinde yorumlay-
acak olan medyumla bulumaya gtrlyordu.

Bir kutu hapla birlikte kendini banyoya kilitleyen ve kesinlikle


bir balk olmad kendisine ispat edilmedii srece oradan k-
may reddeden as solist ile konuup onu ikna etmek zere olay
yaratacak byklkte harcamalarla, Maximegalondan getirtilen
bir doktor, bir mantk uzman ve bir deniz biyolou da henz
varmlard.

Bas, makineli tfekle yatak odasn taramakla meguld,


davulcu ise gemide hibir yerde bulunamamt.

mitsiz aratrmalarn sonunda, yarm saatten beri mutlu


olduunu ve arkada olabilecei kk bir ta bulduunu iddia
ettii yz k yl tedeki Santraginus V plajnda ayakta durmakta
olduu kefedilmiti.

Orkestra menajeri ok rahatlamt. Bunun anlam, bu turnede


on yedinci defadr davullarn yine bir robot tarafndan alnacak
olmasyd. Bylece zillerin alnmasyla ilgili zamanlama doru
olacakt.

Hava yoluyla yayn yapan ses niteleri, kanallarn test eden


sahne teknisyenlerinin konumalar ile nlyordu ve siyah gemin-
in iini dolduran grlt buradan gelmekteydi.

Siyah geminin akna dnm igalcileri kabinin arka


duvarnn dibine uzanmlard ve monitr nitelerinden gelen bu
sesleri dinliyorlard.
378/1186

Tamam, dokuzuncu kanal alyor, dedi bir ses, on beinci


kanal deniyorum... Bir baka frtna sesi gemi iinde drtnala
doland.

On beinci kanal tamam, dedi bir baka ses.

nc bir ses araya girdi.

Siyah gsteri gemisi imdi pozisyona girdi, iyi gzkyor.

Gzel bir gne dal olacak. Sahne bilgisayar hatta m? Bir


bilgisayar sesi cevap verdi.

Hatta, dedi.

Siyah geminin kontroln al.

Siyah gemi frlatma programna kitlendi, beklemede.

Yirminci kanal deniyoruz. Zaphod kabinin dier ucuna


doru atld ve bir baka beyin pskrtc grlt onlara
arpmadan nce, havadaki yaynlar kaydeden alcdaki
frekanslar kurcalad.

Orada dururken titriyordu.

Ne demek , dedi Trillian ksk, sakin bir sesle, gne dal


demek?

Bunun anlam, dedi Marvin, geminin gnee dalmasdr.

Gne... dal... Anlamas son derece basit.

Hotblack Desiatonun gsteri gemisini alarsanz baka ne


beklerdiniz ki?
379/1186

Sen nerden biliyorsun... dedi Zaphod, Vegal bir kar ylann


bile dondurabilecek bir sesle, bunun Hotblack Desiatonun gs-
teri gemisi olduunu?

ok basit, dedi Marvin, kendisi iin ben park etmitim."

O halde neden... bize... sylemedin!

Sen heyecan, macera ve gerekten lgnca eyler istediini


syledin,

Bu ok korkun, dedi Arthur, aradaki suskunluk esnasnda,


gereksiz olarak.

Ben de yle sylemitim, diye dorulad Marvin.

imdi de alcnn deiik bir frekanstan yakalad halka ak


bir yayn kabin iinde yanklanyordu.

... burada, bu leden sonra, konser iin uygun gzel bir hava
var. Ben sahnenin hemen nndeyim, diye yalan sylyordu
yaync, Rudlit lnn ortasnda, hiperoptik gzlklerim sayes-
inde etrafmdaki ufku sarm bulunan seyirci kalabaln ancak
alglayabiliyorum. Arkamda ses nitesi demetleri, kayalklar gibi
ykseliyor ve gne kendisine arpacak eyden habersiz, tepemde
parlyor. Ona neyin arpacan bilen evreler lobisi bu konserin
yersarsntlarna, gelgit dalgalarna, hortumlara ve atmosferde on-
arlmaz hasarlara sebep olacan ve byle durumlarda evreciler-
in sylemeyi gelenek haline getirdikleri eyleri sylyorlar.

Ama az nce, bir Felaket Blgesi temsilcisinin le zeri


evrecilerle bulutuunu ve hepsini vurduunu ve bylece gs-
terilerini engelleyecek...

Zaphod devreyi kapatt. Forda dnd.


380/1186

Ne dnyorum biliyor musun? dedi.

Sanrm, dedi Ford.

Ne dndm dndn syle.

Sanrm bu gemiyi terk etmenin zamannn geldiini


dnyorsun.

Sanrm haklsn, dedi Zaphod.

Sanrm haklsn, dedi Ford.

Nasl? dedi Arthur. Sakin ol, dedi Ford, dnyoruz.

te, buraya kadar, dedi Arthur, hepimiz leceiz.

unu sylemekten vazgemeni tercih ederdim. Bu noktada,


Fordun insanolu ile ilk karlamasnda, onun (insann) ak
seik ortada olan eyleri, rnein Gzel bir gn, veya ok, ok
uzun boylusunuz, veya te, buraya kadar, hepimiz leceiz.
gibi szckleri tekrar tekrar syleyerek ifade etmek gibi garip bir
huyu oluunun sebeplerini aklamak zere gelitirdii kuramlar
tekrarlamak faydal olabilir.

lk kuram insanolunun, dudaklarn altrma egzersizlerini


srdrmezse azna el konulabilecei olaslyd.

Birka aylk bir incelemeden sonra, ikinci bir kuramla ortaya


kmt ki bu da uydu - eer insanolu dudaklarn altrmaya
devam etmezse, beyni almaya balar. Aslnda bu ikinci kuram
Kakrafoondaki Belcerebon halk iin szlk anlamyla daha doru
idi.
381/1186

Belcerebon halk eskiden komu rklar ve kavimler arasnda


byk zntlere ve gvensizlie neden olmutu.

nk Galaksideki en aydn, en baarl ve her eyden neml-


isi en sakin uygarlklardan biriydi.

Yakksz bir kendini beenmilik ve kkrtclk olarak kabul


edilen bu davranlar cezalandrmak iin, bir Galaktik zel
Mahkemesi, onlar toplumsal hastalklarn en zalimine yani tele-
patiye mahkum etti.

Bunun sonucu olarak, akllarndan geen en ufak bir dn-


cenin bile, be millik bir ap evresinde yaymlanmasn nleye-
bilmek iin, ok yksek sesle ve durmakszn, hava durumu
hakknda, kk arlar ve aclar hakknda, bu hafta sonu yapla-
cak o ma hakknda ve Kakrafoonun birden ne kadar grltl
bir yer haline geldii hakknda konumak zorunda kaldlar.

Beyinlerini bir sre iin kurutmann bir baka metodu da


Felaket Blgesi konserlerine ev sahiplii yapmakt.

Konserin zamanlamas ok nemliydi.

Geminin, ilgili arknn en iddetli noktasndan alt dakika ve


otuz yedi saniye nce gnee arpabilmesi iin, dalna konser
balamadan nce balamas gerekiyordu, nk solar alevlerin ay-
dnl Kakrafoona ulaacak zaman ancak byle bulabilecekti.

Ford Prefectin siyah geminin br blmlerinde yapt


aratrma bittiinde gemi epeyce bir sredir dala gemi durum-
dayd. Ford yldrm gibi kabine dnd.

Grnt ekrannda Kakrafoon gnei endie verici bir


byklkte gzkmekteydi. Eriyen hidrojen ekirdeinin yaratt
382/1186

parlak, beyaz cehennem, geminin ileriye doru dal devam et-


tike, her dakika daha da byyor, Zaphodun ellerinin kontrol
paneli zerine vurup, onu yumruklamasn umursamyordu. Ar-
thur ve Trilliann baklarnda, geceleri yol zerinde yaklaan far-
larla baa kmann en iyi yolunun gzlerini dikip onlara bakmak
olduunu dnen tavanlarn, sabit ifadesi vard.

Zaphod, lgn baklarla etrafta dnyordu.

Ford, dedi, ka kapsl ka tane?

Hi yok, dedi Ford. Zaphod anlalmaz bir eyler syledi.

Onlar saydn m? diye haykrd.

ki kere, dedi Ford, sen telsizle sahne ekibine ulamay


baarabildin mi?

Evet, dedi Zaphod ac ac, Kendilerine gemide bir grup in-


san olduunu syledim, onlar da herkese merhaba dememi is-
tediler. Ford gzlerini devirdi.

Senin kim olduunu sylemedin mi?

Oh, tabii. Onlar da bunun byk bir eref olduunu


sylediler. Bir de bir restoran faturas ve benim yneticilerimle il-
gili bir eyler. Ford, Arthuru kabaca iteleyerek kontrol panelinin
zerine eildi.

Bunlarn hibiri mi almyor? dedi vahice.

Hepsi geersiz.

Otopilotu parala.
383/1186

nce onu bulmak gerek. Hibir eyin balants yok.

Bir an souk bir sessizlik oldu.

Arthur kabinin arkalarnda bir yerde sendeleyerek


dolamaktayd.

Birden durdu.

Sahi, dedi teletama ne demek? Dierleri yavaa dnerek


yzne baktlar.

Belki de sormak iin yanl bir zaman setim, dedi Arthur,


Sadece bu kelimeyi ksa bir sre nce kullandnz hatrlyorum
da, imdi aklma gelmesinin sebebi...

Nerede, dedi Ford Prefect sakince, teletama yazyor?

Yani, aslnda tam da urada, dedi Arthur, kabinin ar-


kasndaki koyu renkli bir kontrol kutusunu iaret ederek, acil ke-
limesinin altnda, sistem kelimesinin stnde ve bozuktur
yazan iaretin yannda. Hemen bunu takip eden grltl
karmaa srasndaki tek hareket Ford Prefectin kendini kabinin
bir ucundan, dier ucundaki Arthurun gsterdii kk kara ku-
tuya doru atmas ve zerine monte edilmi olan siyah dmeye
arka arkaya bastrmas idi.

ki metrekarelik panel yana kayarak ald ve arkasnda, as-


lnda ok niteli bir du kabiniyken, yaamda yeni bir rol s-
tlenerek elektrik teknisyeninin eski para deposu haline gelmie
benzeyen bir blme ortaya kt.

Yar bitmi kablo tesisat tavanda sallanyor, kullanlmaktan


vazgeilmi nite ynlar yerlerde srnyor, programlama
384/1186

paneli monte edilip emniyete alnm olmas gereken duvar oy-


uundan dar sarkyordu.

Felaket Blgesi muhasebecilerinden kk bir memur, bu


geminin ina edildii tersanede, gemiyi tefti ederken,
ustabandan, yapaca tek bir nemli yolculuk olup, onu da yol-
cusuz yapacak olan bu gemiye ne akla hizmet bu ok pahal
teletat monte etmeye kalktklarn renmek istemiti.
Ustaba teletatn yzde on Iskontolu olarak bulunduunu ak-
lam, muhasebeci ise bunun nemsiz olduunu anlatmt;
ustaba bunun parann satn alaca en iyi, en gl ve en
gelimi teletat olduunu aklam ve muhasebeci ise parann
onu almak istemediini anlatmt. Ustaba insanlarn yine de
gemiye girip kacaklarn hatrlatm, muhasebeci ise geminin
mkemmel bir kaps olduunu sylemiti; ustaba muhase-
becinin cehennem olmasn istemi ve muhasebeci kendisine sol
tarafndan hzla yaklamakta olan eyin bir yumruk sandvii
olduunu aklamt. Aklamalar tamamlandktan sonra
teletatn montesine devam edilmemi ve bu daha sonra hesa-
plarda Gnedal. Akimir. bal altnda ve normal fiyatn be
misli olarak fark edilmeden gemiti.

Cehennemin eekleri, diye sylendi Zaphod, kendisi ve Ford


kablo ynn zmeye gayret ederlerken.

Bir iki dakika sonra Ford ona geri ekilmesini syledi.

Teletata bir madeni para att ve sallanmakta olan kontrol


paneli zerinde bir dmeyi kurcalad. Bir trt ve k salmas
sonunda para ortadan kayboldu.

Bu kadar alyor, dedi Ford, Ama, klavuz sistemi yok.


Klavuz sistemi olmayan bir teletat sistemi sizi , eee... herhangi
bir yere gtrebilir.
385/1186

Kakrafoon gnei kaamayacaklar rktc bir son gibi ekran


zerinde bekliyordu.

Kimin umurunda, dedi Zaphod, nereye gidersek gideriz.

Ve, dedi Ford, oto altrma sistemi de yok. Hep birlikte


gidemeyiz. Birinin kalp onu altrmas gerek.

Kasvetli bir an gelip geti. Gne gittike daha byk ve


kanlmaz bir grnt haline geldi.

Hey, Marvin, ufaklk. dedi Zaphod, neeyle, naslsn?

ok kt, sanrm, diye mrldand Marvin.

Ksa saylabilecek bir sre sonra, Kakrafoondaki konser en


yksek noktasna beklenmedik bir ekilde ulat.

Siyah gemi, huysuz ve iine kapank tek yolcusu ile gnein


nkleer frnna tam vaktinde dald. Gneten fkran muazzam
solar alevler uzayda milyonlarca mile yayld ve gne yzeyine
yakn seyrederek bu an beklemekte olan bir iki dzine alev sr-
fsne heyecan yaatrken, bazlarnn da devrilmesine yol at.

Alev aydnlnn Kakrofoona ulamasndan dakikalar nce,


mziin ritmiyle atmakta olan l, derin bir fay hatt boyunca
yarld, Muazzam ve o vakte kadar tespit edilmemi olup, yzey-
den ok derinlerde akmakta olan bir yeralt nehri yzeye fkrd
ve bunu takip eden birka saniye iinde de, Evrenin bir ucuna
kadar yanklanp geri gelen bir patlamayla, milyonlarca ton kay-
nam lav, yzlerce metre yukar pskrerek, nehrin, topran
hem stnde hem de altnda buharlamasna sebep oldu.

Olaya ahit olup da hayatta kalan -pek az - kii, yz bin mil


karelik ln tamamnn, bir mil kalnlnda bir gzleme gibi
386/1186

havaya ykseldiine ve kendi kendini ters yz ederek, tekrar geri


dtne yemin ediyordu. Bu dakikada alevlerden yaylan solar
radyasyon buharlam suyun oluturduu bulutlarn arasndan
szld ve yere arpt.

Bir yl sonra, yz mil karelik l ieklerle kaplanmt.

Gezegenin evresindeki atmosferin yaps da dolayl olarak


deimiti. Yazlar gne daha az kavuruyor, klar souk daha az
sryor, yumuak yamurlar daha sk yayor ve Kakrafoonun l
dnyas yava yava bir cennete dnyordu. Kakrafoon halknn
lanetlendii telepatik g bile patlamann gcyle tamamen
dalmt. Daha sonra. Felaket Blgesinin bir szcsnn -btn
evrecileri vurmu olan- bunun iyi bir gsteri olduunu
syledii bildirilmiti.

Birok kii duygusallk iinde, mziin iyiletirici gcnden


bahsetti. Birka pheci bilim adam olaylarn kaytlarn daha
yakndan incelediler ve uzayn yakn bir blgesinden ieri doru,
yapay olarak yaratlm bir Mucize Alannn szmakta olduuna
dair zayf bulgular elde ettiler.

22
Arthur uyand ve uyanr uyanmaz da buna piman oldu.
Akamdan kalmann ne demek olduunu iyi biliyordu ama,
bylesi hi bana gelmemiti. Bu bambaka bir eydi, bu en
ktnn ktsyd. Madde transfer nlar, diye kendi kendine
karar verdi, kafana bir tekme yemek kadar bile elenceli deil.

Gmbrts evreye yaylan kalp arpnts yznden yer-


inden kprdamak istemeyen Arthur, bir mddet yatt yerde
387/1186

dnd. Ulam biimlerinin bir ounun sorunu diye geirdi


aklndan, hibirinin ekilen skntlara dememesiydi.
Dnyadayken -bir Dnyann olduu zamanlarda, yani Dnya
henz yeni hiper uzay evreyolu yapmak uruna yerle bir
edilmeden nce- sorun otomobillerdi. Bir yn yapkan, kara
amuru, kimseye zarar vermemesi iin yerden toplayp, araziyi
kaplayan katrana ve havay dolduran dumana evirip, kalan da
denize dkmek, gibi dezavantajlar, bu vastalarla bir yerden bir
yere daha abuk ulamann salad avantajlar bastrr gibi
olmutu -zellikle de vardnz yer, muhtemelen bahsedilen
dezavantajn sonucu olarak, ayrlm olduunuz yere ok benzer
bir hale gelmi bulunuyorsa, yani katranla svanp, dumanla
dolmu ve balklar tkenmise.

Ya madde transfer nlarna ne demeli? Sizi nce atomlarnza


ayrp paralayan, sonra bu atomlar hava yoluyla etrafa savurup,
daha sonra da onlar, tam yllardan beri ilk kez zgrl tat-
mlarken, tekrar bir araya toplamay ngren herhangi bir
ulam biiminin kt olmas gerekir.

Arthur Dentten nce de birok kii aynen byle dnm ve


ve bunun hakknda arklar yazma zahmetine bile katlanmlard.
te, eskiden akrak-Dnya IIIde bulunan Sirius Sibernetik ir-
keti Teletat Sistemleri Fabrikas nnde byk kalabalklar
tarafndan sylenmesi adet olanlardan bir tanesi:

Aldebaran muhteemdir,

Algol de olduka ho,

Betelgeuseun gzel kzlar

Kendinizden geirir sizi.


388/1186

Yaparlar ne isterseniz,

Gerek bir el abukluuyla nce ve sonra yava yava.

Ama beni oralara gtrmek iin paralamak zorundaysan

O zaman oralara gitmeyi istemiyorum ben.

Nakarat:

Paralanmak, atomlara ayrlmak,

Gezmek iin ne yol ama,

Ve eer beni oralara gtrmek iin paralamak zorundaysan.

Kullanrm tercihimi evde kalmaktan yana.

Sirius altn kaldrmlarla bezeli

Diye iittim hep

Delilerden, sonra da dediler

Tauyu gr lmeden evvel

Memnuniyetle kardm otoyola ve hatta ara yola

Ama eer beni oralara gtrmek iin paralamak


zorundaysan,

O zaman kendi adma ben istemiyorum oralara gitmeyi.

Nakarat:

Paralanmak, atomlara ayrlmak


389/1186

Sen karm olmalsn akln

Ve eer beni oralara gtrmek iin paralamak zorundaysan

Yatakta kalmak iin kullanyorum ben hakkm.

...ve byle srp gidiyordu. ok daha ksa bir baka sevilen


ark da yleydi:

Bir akam eve geldim teletatla,

Sid ve Meg ve Ronla, Ron Megginin kalbini ald

Bana Sidneyin baca kald.

Arthur ac dalgalarnn yava yava durulduunu hissetti. Ama


o bouk kalp arpntsn hl fark edebiliyordu. Yavaa, dikkatli
bir ekilde yerinden doruldu.

Bouk bir kalp arpnts duyabiliyor musun? dedi Ford


Prefect.

Arthur kendi etrafnda dnd ve anlalmaz bir eyler


geveledi. Ford Prefect kzarm gzleri ve soluk bir yzle kend-
isine yaklamaktayd.

Neredeyiz? diye nefesini tutarak sordu Arthur.

Ford etrafna baknd. Her iki ynde de sonu grnmeyen,


uzun, kavisli bir koridorda ayakta duruyorlard.

Okullarda, hastanelerde, ruh sal kliniklerinde sakinlerini


bask altnda tutabilmek iin kullanlan i karartan bir soluk yeile
boyanm olan d elik duvar balarnn zerinde kvrlyor ve
390/1186

koyu kahverengi uval kumayla kaplanm dikey i duvarla


birleiyordu.

Yer demesi koyu yeil izgili kauuktand.

Ford d duvara yerletirilmi ok kaln, koyu renk saydam bir


panele yaklat. Bir ka kat derinliinde olmasna ramen uzak
yldzlarn toplu ine ba gibi parldayan klarn grebiliyordu.

Sanrm uzay gemisine benzer bir yerdeyiz, dedi.

Koridorun sonundan bouk, gl ayak seslerine benzer kalp


atlarnn sesi geliyordu.

Trillian? diye seslendi Arthur huzursuzca, Zaphod? Ford


omuz silkti.

Buralarda yoklar, dedi, Ben baktm. Herhangi bir yerde


olabilirler. Programlanmam bir teletat adam herhangi bir
ynde k yllar boyunca uzaklara frlatabilir.

Kendimi nasl hissettiime bakacak olursam, bizim de epeyce


ilerlemi olduumuzu tahmin edebiliyorum.

Nasl hissediyorsun ki?

Kt.

Onlarn...

Nerede olduklarn, nasl olduklarn, bilmemize imkan yok ve


bunun iin de hibir ey gelmez elimizden.

Benim yaptm yap sen de.


391/1186

Ne?

Bunu artk dnme. Arthur bu dnceyi kafasnda evirip


evirdi, isteksizce de olsa mantkl olduunu grd, sarp
sarmalad ve uzak bir keye koydu. Derin bir nefes ald.

Ayak sesleri! diye heyecanla haykrd Ford birden.

Nerede?

O grlt. O gl kalp at. Bunlar yere -Vurulan ayak


sesleri, Dinle! Arthur dinledi. Grlt koridorda, kendilerinden
tahmin edemedikleri bir uzaklktan yanklanyordu. Bu uzaktan
gelen ve yere vuran ayaklarn kard bouk bir sesti.

Buradan uzaklaalm, dedi Ford serte. Her ikisi de uzak-


lat- ama ters ynlere.

O tarafa deil, dedi Ford, oras onlarn geldii yn.

Hayr deil, dedi Arthur, Bu taraftan geliyorlar.

Hayr, bu taraftan... Her ikisi de durdu. Her ikisi de dnd.


Her ikisi de sesin geldii yn dinledi. Her ikisi de birbirine hak
verdi. Her ikisi de daha nce gittiklerinin tersine ama, yine aksi
ynlere doru yrdler.

Korkuya kaplmlard.

Her iki ynden de grlt gittike artmaktayd.

Kendilerinden birka metre ilerde, i duvara dik ayla uzanan


bir baka koridor vard. Ona doru kotular ve koridor boyunca
aceleyle yrdler. Bu karanlk bir koridordu ve ok uzundu.
392/1186

Koridorda aa doru ilerledike onlara hava gittike souyor-


mu gibi geliyordu.

inde ilerledikleri koridora alan sal sollu baka koridorlar


da vard ve hepsi de ok karanlkt. nlerinden geerken buz gibi
bir havann keskin rzgarlarn hissedebiliyorlard.

Bir an iin panik iinde durakladlar. Koridorda aalara


doru ilerledike ayak seslerinin daha da gl gelmeye
baladn fark etmilerdi.

Srtlarn souk duvarlara yaptrarak fkeyle dinlediler.

Ne souk ve karanlk ve ne de gvdesiz ayak sesleri holarna


gidiyordu. Ford titredi. Bu titremenin bir ksm souk yzndense
de, bir ksm da henz gencecik bir Betelgeuslu iken, yani boyu
Arcturlu bir megaekirgenin ayak bileklerine henz ulamken,
en sevdii annesinden dinledii ykler aklna geldii iindi:

eytanlar ve unutulmu tayfalarn hayaletleri ile kaynaan


uzayn derinliklerindeki gizli blgelerde huzursuzca dolaan l
gemilerin ykleri; byle gemiler bularak onlara giren tedbirsiz
yolcularn ykleri; yle ykler ki... - sonra Fordun aklna
birden kahverengi uval kumandan yaplm duvar kaplamas
geldi ve kendini toparlad. Hayaletler ve eytanlar lm tekneler-
ini nasl dekore ederlerse etsinler, diye dnd kendi kendine,
istediiniz paraya bahse girerdi ki, onlar uval kumandan duvar
kaplamas kullanmazlar. Arthurun kolunu yakalad.

Hemen geldiimiz yere dnyoruz, dedi kararl bir ekilde ve


geldikleri yolu takip ederek geri dnmeye baladlar.
393/1186

Bir dakika sonra arm kertenkeleler gibi havaya sradlar,


nk en yakn koridor balantsnn sonunda gl admlarn
sahipleri anszn tam nlerinde ekillenivermiti.

Saklandklar keden, iki dzine kadar eofmanl, iriyar, ok


kilolu kadn ve erkein, bir kalp cerrahn korkutacak kadar hzl
ve zorlukla soluyarak komakta olduunu grdklerinde, gzleri
aknlktan yerinden frlad.

Ford arkalarndan baka kald.

Koucular! diye slk alar gibi fsldad, ayak sesleri koridor


ann iinde aa yukar yanklanrken.

Koucular m? diye fsldad Arthur.

Koucular, dedi Ford Prefect omuz silkerek.

Saklandklar koridor dierleri gibi deildi. ok ksayd ve


byk elik bir kapyla son buluyordu. Ford kapy inceledi,
alma mekanizmasn kefetti ve ardna kadar at.

Gzlerine ilk arpan tabuta benzeyen bir eydi.

Ve ondan sonra gzlerine arpan drt bin dokuz yz doksan


dokuz ey de yine tabuttu.

23
Tabutlarn bulunduu blme alak tavanl, az aydnlatlm ve
dev boyutlu idi. Uzak bir kede, aa yukar yz metre kadar
ilerdeki kemerli kap ayn amala kullanlan benzer bir odaya
almaktayd.
394/1186

Ford Prefect ieri adm atarken ksk bir slk ald.

lgnca, dedi.

l insanlarn bu kadar beenilecek neyi var anlamadm?


diye sordu Arthur - huzursuzca onu takip ederken.

Bilmiyorum, dedi Ford, Hadi anlayalm m? Daha


yakndan incelendiinde tabutlarn daha ok birer lahidi andrd
grlyordu. Hemen hemen bel yksekliinde bir yerde duruyor-
lard ve beyaz mermer grnml bir malzemeden yaplmlard -
ki bu malzemenin asl grnd gibiydi, yani beyaz mermer
grnml bir eydi. Kapaklar yar-saydamd ve kederli lahit
sakinlerini bu kapaklar sayesinde bulank da olsa grmek
mmknd. Bunlar humonoidler yani insans robotlard ve
geldikleri dnya hangisiyse orayla ilgili problemlerini ok geride
brakm olduklar belliydi, ama bunun tesinde pek bir ey
anlalmyordu.

Lahitler arasnda yerde ar, yal beyaz bir gaz usulca dolan-
maktayd. Arthur nce bunun amacnn orada zel bir atmosfer
yaratmak olduunu dndyse de bu yargs gazn bileklerini
dondurduunu kefedene kadar srd. Dokunulduklarnda
lahitler de ele son derece souk geliyorlard.

Ford birden onlardan birinin yanna meldi. Srt antasndan


havlusunun bir ucunu kard ve zorlanarak bir ey ovalamaya
balad.

Bak, bunun zerinde bir plaket var, diye aklad Arthura


zeri donmu. Buzu iyice temizledi ve plakete kazlm olan har-
fleri inceledi. Bunlar Arthura, darda geirdii bir gecede neyin
fazlasn imi olabilirse onu imi bir rmcein ayak izleri gibi
395/1186

geldiyse de Ford, Galaktik Eezzeereedin ilkel bir formu olan


yazy hemen tand.

Burada Golgafrincham Ark Filosu, Gemi B, Blk Yedi, Tele-


fon Tesisats, ikinci snf diye yazyor- ve bir seri numaras var.

Bir telefon tesisats m dedi Arthur, l bir telefon tesisa-


ts m?

En iyisinden.

Ama burada ne yapyor? Ford kapan zerinden ierdeki


ekle bakt.

Pek bir ey yapt sylenemez, dedi, ve birden, onu gren-


lerde son gnlerde fazla alt ve biraz dinlenmesi gerektii
hissini uyandran, o srtlarndan biri belirdi suratnda.

Zplayarak bir baka lahitin yanna gitti. Ksa bir havlu


almas ve ardndan ilan etti.

Buradaki l bir kuafr. Heey! Bundan sonraki lahit, kend-


isinin bir reklamclk irketinin muhasebe mdr iin son din-
lenme yeri olduunu anlatyordu; bundan sonraki nc snf bir
ikinci el araba pazarlamacsn barndryordu.

Birden demeye alan bir kontrol kaps Fordun dikkatini


ekti ve yere melerek onun ne olduunu anlamaya alt. Bir
yandan da kendisini sarmalamakla tehdit eden dondurucu gaz bu-
lutlarn bandan savmaya alyordu.

Arthurun aklna bir ey gelmiti.

Eer bunlar yalnzca birer tabutsa, dedi, niin byle


soutuluyorlar?
396/1186

Ya da niye burada muhafaza ediliyorlar, dedi Ford servis


kapsn ekip aarken. Gaz ordan ieri akt.

Hatta, neden kimse be bin l bedeni uzayda tama zahmeti


ve masrafna girimi olsun?

On bin, dedi Arthur, ikinci blmn hayal meyal grle-


bildii kemerli kapy gstererek.

Ford kafasn demedeki servis kapsndan aa doru


sarktt. Tekrar yukar bakt.

On be bin dedi, Aada da bir sr var.

On be milyon , dedi bir ses.

Bu ok, dedi Ford, ok ok.

Yavaa arkanza dnn; diye hrlad ses, ve ellerinizi


yukar kaldrn. En ufak bir hareketinizde sizi mini mini paralara
ayrrm.

Selam? dedi Ford, yavaa arkasna dnerek, ellerini yukar


kaldrp baka bir harekette bulunmayarak.

Niin?, dedi Arthur Dent, bizi grmekten kimse memnun


olmuyor?

***
eriye girdikleri kapnn eiinde onlar grmekten memnun
olmayan adamn silueti durmaktayd. Memnuniyetsizlii hem ses-
inin hrlayarak hakimiyet ilan eden tonundan hem de onlara
doru tutmakta olduu uzun namlulu gm rengi bir Kill-O-Zap
397/1186

silahndan belli oluyordu. Silahn tasarmcsnn laf dolatrma-


mak zere talimat ald belli idi. Bu silah kt ruhlu yarat de-
milerdi ona. Bu silahn bir doru ucu bir de yanl ucu olduunu
ok aka belirt. Yanl ucunda durmakta olan herkese kendisi
iin ilerin kt gittiini aka belirt.

Eer bunun anlam silahn etrafna her trl oku, ineyi ve


kara eyleri takmaksa o zaman yle yap. Bu minenin zerine as-
mak iin, ya da emsiye kovasna koymak iin yaplm bir silah
deil, bu silah dar kp insanlar perian etmek iin. Ford ve
Arthur silaha mutsuzluk iinde baktlar.

Eli silahl adam kapdan ayrld ve etraflarnda dnmeye


balad. Ia geldike onun siyah ve altn renkli niformasn
grebiliyorlard. niformann dmeleri yle parlatlm ve yle
youn bir ekilde parldyorlard ki yaklamakta olan bir motosik-
letli olsayd, rahatsz olaca iin klarn yakard.

Kapy iaret etti.

Dar, dedi. Bu kadar ate gc olan birinin ayrca bir de laf


gc olmas gerekmezdi. Arthur ve Ford Kill-O-Z a pin yanl ucu
ile dmeleri tarafndan yakdan takip edilerek dar ktlar.

Koridora dndklerinde gelmekte olan yirmi drt koucu ile


karlatlar. Koucular imdi dularn yapm, zerlerini
deimilerdi ve onlarn nnden geerek depolandklar blmeye
gidiyorlard. Arthur arkasna dnerek onlarn ieri girilerini ka-
fas karmakark bir ekilde gzledi.

Yryn! diye bir lk att onlar esir eden adam.

Arthur yrd.
398/1186

Ford omzunu silkip yrd.

Depoda koucular yan duvar boyunca dizili lahitlere


yneldiler, kapaklarn atlar, iine girmek zere trmandlar ve
girer girmez de yirmi drt huzurlu uykuya dalp gittiler.

24
Eee...Kaptan...

Evet, Bir Numara?

Sadece ki Numaradan bir rapor eyi aldm syleyecektim


de.

Oh, tanrm. Yukarda, geminin kpr stnde, Kaptan hafif


bir huzursuzluk iinde uzayn sonsuz derinliklerini
seyretmekteydi.

Yasland yerden, geni kubbeli damlacn ardnda, iinden


getikleri yldzlarn nlerinde ve arkalarnda oluturduklar
grkemli manzaray izliyordu - bu yolculuk sresince fark edilir
derecede incelmi olan manzaray. Dnp, geminin iki millik iri
cssesinin zerinden geriye baknca arkalarnda braktklar ok
daha sk, adeta metal bir erit gibi grnen yldz kmelerini gre-
biliyordu. Bu iinde yol aldklar Galaktik Merkezden grnen
manzara idi. Aslnda senelerdir, u anda pek de hatrlayamad
ama mthi yksek olduunu bildii bir hzda yol almaktaydlar.
Bir eyin hzna yaklaan bir hzd bu. Yoksa bir baka eyin
hznn misli miydi hzlar? Her neyse, ok etkileyici bir hzd
sonu olarak. Geminin arkasndaki parlak uzakl izledi bir eyler
399/1186

grmeye alarak. Bunu her bir-iki dakikada bir yapyordu, fakat


aradn bir trl bulamyordu.

Ama bunun kendisini telalandrmasna da izin vermiyordu.


Bilimadamlar kimse paniklemedii ve herkes kendi zerine
deni dzenli bir biimde yapt srece her eyin mkemmel gi-
deceini sylyorlard.

Kendisi paniklemiyordu. Onu ilgilendiren her ey muhteem


gidiyordu. Byk kpkl bir sngerle omzunu sildi. Bir eyden
dolay ufak bir huzursuzluk hissettiini hatrlad. imdi btn
bunlar ne demek oluyordu? Yan banda duyduu ufak bir k-
srk geminin birinci subaynn hl yannda durduunu ona
hatrlatt.

yi bir ocuktu Bir Numara. En zekilerinden deildi belki,


ayakkab balarn balamakla ilgili garip bir sorunu vard, ama
buna karlk iyi bir subayn birok yeteneine sahipti. Kaptan,
eilip ayakkabsnn balarn balamaya alan bir adam, bu i
ne kadar uzun srerse srsn, tekmeleyecek biri deildi. Ortalkta
kendini beenmi bir ekilde dolanp duran, durmadan dmeler-
ini parlatan, her saat ba raporlar yaynlayan , o sevimsiz ki Nu-
mara gibi deildi o: Gemi hl hareket halinde.

Kaptan. Hl rotamzdayz. Kaptan. Oksijen seviyemiz


hl yeterli. Kaptan. Kaptann nerisi, Brak biraz eksilsin
oluyordu. Ah, evet, bu tr eyler onu tedirgin ediyordu. Bir Nu-
maraya dnd.

Evet, Kaptan, iki Numara baz tutuklular bulduuna ilikin


bir eyler baryordu... Kaptan bunu dnd. Ona pek olacak
eymi gibi gelmedi ama, kendisi emrinde alanlara engel olacak
biri deildi.
400/1186

Eh, belki de bu onu bir mddet iin mutlu eder, dedi, her
zaman byle bir ey istiyordu

***
Ford Prefect ve Arthur Dent geminin sonsuz gibi grnen kor-
idorlarnda ar ar, srklenircesine yrmekteydiler.

ki numara hemen arkalarndan uygun adm geliyor ve arada


srada yanl bir hareket yapmamalar veya olmayacak bir eye
kalkmamalar ynnde emirler yadryordu. En azndan bir
millik kahverengi uval kuma kapl duvar gemilerdi. Sonunda,
ki Numarann seslenmesiyle kendiliinden alan geni, srgl
bir elik kapnn nne geldiler.

eri girdiler.

Ford Prefect ile Arthur Dente burada en ilgi ekici gelen ey,
kpr stn rten, on be metre apndaki yarmkre ile onun
ardndan gzken ve zerlerinde parlayan yldzlarn gz
kamatrc manzaras deildi : Evrenin Sonundaki Restoranda
yemek yemi kiiler iin byle manzaralar olaand. Etraflarn
epeevre saran uzun duvar boyunca sralanm eitli cihaz
kalabal da deildi. Arthura gre geleneksel uzay gemilerinin
tam da byle bir grnts olmas gerekiyordu, Ford iin ise bu
grnt antika kalyordu: Felaket Blgesinin gsteri gemisinin
kendilerini iki milyon yl deilse en azndan bir milyon yl geriye
gtrdne ilikin phelerini dorulayan bir grntyd bu.

Hayr, onlar gerekten sarsan ey bir kvetti.

Kvet, bir buuk iki metre yksekliinde mavi su kristalinden


kabaca yontulmu bir kaide zerinde durmaktayd ve Maximega-
londaki Hastalkl Hayal gleri Mzesi dnda pek
401/1186

rastlanmayan bir barok ekilsizlii idi. Altn varakla belirginletir-


ilmi barsak karmakln andran tesisat borular bir gece
yars alan isimsiz bir mezar andryordu; musluklar ile du
balants ise irkin suratl ta yaratklar bile yerinden sratacak
nitelikteydi.

Bu bir uzaygemisi kprstnn en dikkat ekici paras


olarak son derece uygunsuz bir eydi ve ki Numara, bunu bilen
bir adamn neesiz tavryla ona yaklat.

Kaptan, efendim! diye smsk kapal dilerinin arasndan


haykrd -zor bir numarayd ama bunu mkemmelletirdii yllar
olmutu.

Canavar grnl kvetin bir kenarndan geni dost bir surat


ve kpkle kapl dost bir kol ykseldi.

Ah, selam, ki Numara, dedi Kaptan, elindeki sngeri


neeyle sallayarak, gnn gzel geiyor mu?

ki Numara her zamankinden daha ciddi, hazrol vaziyetinde


bekliyordu.

Size 7 numaral dondurucu blmde tesbit ettiim tutuklular


getirdim efendim! diye bararak rapor verdi.

Ford ve Arthur aknlkla ksrdler.

Eee.. .. Merhaba, dediler.

Kaptan onlara glmsedi. Demek ki ki Numara gerekten


binlerini bulmutu. Eh, kendisi iin iyi bir ey diye dnd
Kaptan, bir adamn en iyi yapt eyi yaptn grmek ho bir
eydi.
402/1186

Oh, oradakiler, merhaba, dedi onlara, Ayaa kalkamadm


iin kusura bakmayn, abucak ykanaym demitim de. Oralarda
cinentonik olacak. Bir Numara, buzdolabna bakver.

Tabii efendim.

sler ilkel ister gelimi olsun galakside bilinen dnyalarn


yzde seksen beini cinentonik, veya gee -NN - Tn-ik, veya
cinon-o-niks veya ayn fonetik balantda binlerce veya daha da
fazla eitlemesi yaplabilecek bir iki icad etmi olmalar ilgin
bir gerekti ve bunun ne derece nemli olduunu kestirmek
gt. simler benzer olmakla birlikte ikilerin kendileri ayn
deildi ve alelade suyun oda ssnn biraz zerinde servis edilmesi
olan Sivolvo usul inanto/mings ile yz admdan bir sn
ldrebilecek gteki Gagrakack usul tsinanthony- ks arasnda
bir sr deiik eidi vard. simlerinin birbirine benzer seslerde
olmalar dnda, hepsinin ortak bir noktas daha bulunuyordu ki
bu da, her bir ikinin kendi dnyasnn, henz dier dnyalarn
hibiri ile bir temas kurmadan nce, bu ikiyi icad etmi ve ismini
koymu olmasyd.

Bu gerekten nasl faydalanlabilirdi? Bu bilgi tamamen tek


bana var olan bir bilgiydi. Herhangi bir yapsal linguistik kur-
amn ilgilendirdii kadar ile belli bir grafii yoktu ama devam
eden bir gerekti. Yal yapsal linguistik uzmanlar, gen yapsal
linguistik uzmanlar bunu devam ettirdikleri iin onlara kzyor-
lard. Gen linguistik uzmanlar bunun iin ok heyecanlanyorlar
ve derin bir neme sahip bir eye ok yaklatklarna inanarak
gece ge vakitlere kadar oturup bunu tartyorlar ve sonunda
vaktinden nce yal yapsal dil uzmanlar haline gelerek, gen
yapsal linguistik dil uzmanlarna ok kzyorlard. Yapsal lin-
guistik uzmanlar ac ekilde blnm, mutsuz bir disiplindiler
ve ilerinden birou sorunlarn Ouisghian Zodahs iine gmerek
uzun geceler geiriyorlard.
403/1186

ki Numara Kaptann banyo kveti nnde engellenme hissi


iinde tirtir titriyordu.

Tutuklular sorgulamak istemiyor musunuz, efendim? diye


uludu.

Kaptan ona elenerek bakt.

Golgafrincham akna, bunu niye yapmak isteyeyim? diye


sordu.

Onlardan bilgi elde edebilmek iin, efendim! Buraya neden


geldiklerini anlamak iin!

Oh, hayr, hayr, hayr, dedi Kaptan, sanrm sadece bir


kadeh cinen tonik imeye uramlardr, siz de yle dnmyor
musunuz?

Ama efendim onlar benim tutuklularm. Onlar sorgu-


lamalym! Kaptan onlara pheyle bakt.

Oh, tamam o zaman, dedi ne gerekiyorsa yle yap. Onlara


ne imek istediklerini sor.

ki Numarann gzlerinde sert souk bir prlt belirdi.

Yavaa Ford Prefect ve Arthur Dente yaklat.

Pekala, pislikler, dedi, sizi san klkl... Fordu Kill-O-Zap


silah ile drtkledi.

Sakin ol, ki Numara. diye uyard Kaptan nezaketle.

Ne imek istiyorsunuz!!!'' diye haykrd ki Numara .


404/1186

Cinen tonik benim kulama ho geliyor, dedi Ford, Sen ne


dersin Arthur? Arthur gzlerini krptrd.

Ne? oh, evet, dedi.

Buzlu mu, buzsuz mu?! diye kkredi ki Numara.

Oh, buzlu ltfen, dedi Ford.

Limon??!!"

Evet, ltfen, dedi Ford, Bir de u kk biskvilerden var


myd acaba? Hani u peynirli olanlarndan?

Sorular ben sorarm!!!" diye haykrd ki numara, vcudu bir


sinir krizi iinde sarslyordu.

Eee, ki Numara... dedi Kaptan yumuak bir sesle.

Buyrun efendim!

Bu iten vazgeer misin ltfen, o iyi bir adam. Rahatlatc bir


banyo yapmaya alyorum burada.

ki Numarann gzleri ksld ve Baran ve nsan ldrenler


dnyasnda souk birer izgi olarak adlandrlabilecek hale geldi.
Burada esas fikir, rakipde gzlklerini kaybettiin veya uyank
kalma gl ektiin imajn yaratabilmekti. Bunun niye
rktc olduu ise henz zlememi bir problemdi.

Kaptana yaklat, az (ki Numarann ) ince, sert bir izgi ha-


lini almt. Byle bir azn niin bir kavga tavr olduunu anla-
mak da bir baka zorluktur. Bir Traal ormannda dolarken,
birdenbire masallardaki Agzl Bcekyiyen Yaratkla
karlasanz ve eer yaratn az, ounlukla olduu gibi, keskin
405/1186

dilerle dolu, salyalar aktan, kocaman alm bir az deil de,


ince, sert bir izgi halinde bir az olsa, sanrm bunun iin yal-
nzca kran duyarsnz.

Size hatrlatabilir miyim efendim, dedi ki Numara, ylan


slna benzer bir sesle Kaptana, seneden fazla bir zamandan
beri bu kvetin iinde olduunuzu?! Bu son at da yaptktan
sonra ki Numara topuklar zerinde dnd ve aynada baklar
ile ok atma egzersizleri yapmak zere, kzgnlk iinde bir keye
yrd.

Kaptan kvetinin iinde kprdand. Ford Prefecte acemice be-


ceriksiz bir glck att.

Eh, benimki gibi bir iiniz olunca, ok gevemeniz gerekiyor,


dedi.

Ford yavaa ellerini indirdi. Bu herhangi bir tepki uyandr-


mad. Arthur da kendininkileri indirdi.

ok yava ve dikkatli bir ekilde ilerleyen, Ford kvet ayann


yanna yaklat. Onu okad.

ok ho diye yalan syledi.

nce srtmasnn bir sorun yaratp yaratmayacan tartt ve


bir sorun kmayacandan emin olunca yava ve dikkatli bir
ekilde srtmaya balad. Sorun yoktu.

Ee..." dedi Kaptana.

Evet? dedi Kaptan.


406/1186

Merak ediyorum, dedi Ford, gerekten de, iinizin ne


olduunu sorabilir miyim acaba? Omzuna bir el dokundu. He-
men arkasna dnd.

Bu Birinci svari idi.

icileriniz, dedi.

Ah, teekkr ederim, dedi Ford. O ve Arthur, cinen tonikler-


ini aldlar. Kendininkinden bir yudum ien Arthur, tadnn ayn
viski soda gibi olduunu kefedince ard.

Yani, fark etmemem mmkn deildi, dedi Ford, o da


ikisinden bir yudum alrken, o cesetler. Depodakiler.

Cesetler mi? dedi Kaptan aknlkla. Ford duraklad ve


kendi kendine dnd. Hibir eyi ylece kabullenme, diye
geirdi iinden. Kaptann, gemisinde on be milyon l gvde
tadm bilmiyor olmas mmkn olabilir miydi? Kaptan
neeyle onaylayarak ban salyordu. Ayn zamanda da lastik bir
rdekle oynar gibiydi.

Ford etrafna baknd. ki Numara da aynadan kendisine


bakyordu, ama yalnzca bir an iin. Gzleri devaml kpr kprd.
Birinci svari orada ylece duruyor ve kibarca glmseyerek iki
tepsisini tutuyordu.

Cesetler mi? dedi kaptan yeniden.

Ford dudaklarn yalad.

Evet, dedi, Btn o l telefon tesisatlar ve muhasebe


mdrleri, biliyorsunuz aada, depoda. Kaptan onu inceledi.
Birden ban geriye doru atarak kahkahalarla gld.
407/1186

Oh, onlar l deil ki,- dedi, oh. Tanrm, hayr, hayr onlar
dondurulmu. Onlar canlandrlacak.

Ford ok az yapt bir ey yapt. Gzlerini krptrd.

Arthur bir transdan km gibiydi.

Yani bir depo dolusu dondurulmu kuafrnz olduunu mu


sylyorsunuz? dedi.

Oh, evet, dedi Kaptan, Milyonlarcas. Kuafrler, yorgun TV


yapmclar, sigorta satclar, personel memurlar, emniyet grev-
lileri, halkla ilikiler uzmanlar, idari danmanlar, aklnza ne
gelirse. Bir baka gezegende bir koloni kuracaz.

Ford ok hafif bir ekilde kprdand.

ok heyecanl deil mi? dedi Kaptan.

Ne, elinizdeki ynla m?

Ah, beni yanl anlamayn. dedi Kaptan, Biz Ark


Filosundaki gemilerden yalnzca bir tanesiyiz. Biz Ark B yiz, an-
lyor musunuz. Pardon, benim iin scak suyu biraz aabilir misin-
iz ltfen? Arthur itaat etti ve pembe kpkl bir su kvetin iine
doldu. Kaptan mutluluk iinde memnuniyetle nefesini brakt.

ok teekkrler, kymetli arkadam. Ltfen kendinize tekrar


iki almaktan ekinmeyin. Ford kendi ikisini bitirdi. Bir Nu-
maradan iki iesini ald ve bardan tekrar azna kadar
doldurdu.

Ark B, dedi nedir?


408/1186

Bu. dedi Kaptan, ve elindeki lastik rdekle neeli sesler


kararak kpkl suyu etrafa sat.

Evet, dedi Ford, Ama...

Olan u ki, dedi Kaptan, bizim gezegenimiz, yani gitmekte


olduumuz dnya, sylemesi uygunsa, lanetli idi.

Lanetli mi?

Oh, evet. Bu yzden herkesin dnd btn nfusu birka


dev boyutlu uzay gemisinde toparlayp, gidip bir baka gezegene
yerlemekti. yksnn bu kadarn anlattktan sonra, halinden
memnun bir homurtuyla arkasna dayand.

Yani daha az lanetli bir gezegene mi? diye cesaretlendirdi


Arthur.

Ne demitiniz kymetli arkadam?

Daha az lanetli bir gezegen diyordum. Gidip yerleecektiniz.

Gidip yerleeceiz, evet. Bu yzden gemi ina edilmesine


karar verildi. Anlyor musunuz, Uzayda Ark, ve... sizi skmyor-
um deil mi?

Hayr, hayr, dedi Ford kesin bir dille,ok ilgi ekici.

Biliyor musunuz, arada srada, deiiklik olarak, diye fikrini


belirtti Kaptan, konuabilecek bir bakasn bulmak ok ho
oluyor dorusu.

ki Numarann gzleri yine ateli bir ekilde oday tarad ve bir


aylk bayat etinin en sevdii parasndan ksa bir sre ayrlmak
409/1186

zorunda kalm bir ift karasinek gibi tekrar aynann zerine


yerleti.

Bunun gibi uzun yolculuklarn sorunu, diyerek devam etti


Kaptan, sonunda sadece kendi kendine konumak zorunda kal-
mak ki bu korkun skc bir hale gelebiliyor, nk bu
konumalarn yarsnda bir sonraki lafn ne olduunu bilir hale
geliyorsunuz.

Sadece yarsnda m? diye sordu Arthur.

Kaptan bir sre dnd.

Evet, hemen hemen yarsnda demeliydim. Her neyse - sabun


nerede? Etrafta arand ve buldu. - Evet, o halde, her neyse, diye
zetledi, Ama, birinci gemiye yani A gemisine, btn parlak
liderlerin, bilim adamlarnn, byk sanatlarn, anlyorsunuz
ite, baarl kiilerin binmesiydi ncsne, yani C gemisine de
esas ileri yapanlar, i sahibi olanlar ve i grenler yerletirile-
cekti; B gemisine ise -bu bizim gemi- kalan herkes binecekti, an-
lyor musunuz, sradan kiiler yani... Mutlu bir ekilde
glmsedi.

Ve ilk olarak biz gnderildik, diye tamamlad yksn.

Ve kk bir banyo arks tutturdu.

Onun dnyasnn en heyecan verici ve retken ark sz yaz-


arlarndan biri (ki u srada, bulunduklar yerden dokuz yz metre
kadar aadaki otuz altnc ambarda uyumaktayd) tarafndan
kendisi iin bestelenmi olan bu banyo arks bir sre iin bile
olsa yaanacak canskc sessizlik ann engelledi. Ford ve Arthur
ayaklarnn yerini deitirdiler ve gzlerini dikkatle birbirlerinden
kardlar.
410/1186

Eee... dedi Arthur bir mddet sonra, O halde sizin gezegen-


inizde tam olarak yolunda gitmeyen ey neydi?

Oh, dediim gibi oras lanetli idi. dedi Kaptan, Anlalan


gnee arpacakt yani, yle bir ey. Ya da belki de ay bize arpa-
cakt. Bu cins bir ey. Her ne ise kesinlikle ok rktc bir
olaslkt.

Oh, dedi birinci svari, Ben gezegenin byk bir metrelik


pirana arlar istilasna urayacan sanyordum.

yle deil miydi?

ki Numara olduu yerde dnd, gzleri souk ve sert bir


atele yanyordu. Bu ate ancak onun yapt miktarda egzersiz ile
salanabilirdi.

Bana sylenen bu deildi! diyerek ylan gibi tslad.

Benim komutanm, bana tm gezegenin dnme uram


korkun byklkte bir yldz keisi tarafndan yenme tehlikesi
iinde olduunu sylemiti!

Oh, sahi mi... dedi Ford.

Evet! Cehennemin dibinden canavar bir yaratk, on bin mil


uzunluunda keskin dileri olan, nefesi okyanuslar kaynatabile-
cek, peneleri ktalar kklerinden kopartabilecek, ve binlerce
gz gne gibi yanan, salyalar aktan eneleri birbirinden bir
milyon yl tede, hi grmediiniz gibi bir canavar... hi...
hayatnzda...

Ve ilk olarak da sizi gnderdiklerinden emin olmak istediler,


yle mi? diye soruturdu Arthur.
411/1186

Oh, evet, dedi Kaptan, yani herkes, ok ho olduunu


dndm bir yaklamla, yeni bir gezegene varldnda iyi bir
sa kestirilebileceinden ya da telefonlarn bakmndan emin
olunabilmesinin moral asndan ok nemli bir ey olduunu
sylyordu.

Oh, evet, diye ayn fikirde olduunu belirtti Ford, Bunun


ok nemli olduunu grebiliyorum. Ve dier gemiler, ee... onlar
da sizi takip ettiler deil mi? Kaptan bir sre cevap vermedi.
Kvetinde kvrlarak geminin parlak galaktik merkeze doru uz-
anan muazzam gvdesine doru bir geri bak frlatt. Akl almaz
uzakla ksk gzlerle bakt.

lgin bir soru dorusu dedi Forda hafife ka atarak bizim-


de merakmz ekmiyor deil hani... onlardan ayrlal be sene
oluyor, o gnden bu yana hibir haber alamadk... ama arkamzda
bir yerde olmallar. Tekrar uzaklar izlemeye devam etti.

Ford da onunla birlikte izledi ve kalar dnceli bir ekil


ald.

Kukusuz yledir, ancak, dedi yumuak bir sesle, bir kei


tarafndan yenmi olmadklar srece...

Ah, evet... dedi kaptan sesine hafif bir tereddt szarken,


kei,... gzleri kpr stn evreleyen cihazlarn ve bilgisayar-
larn zerinde dolat. Hepsi uzaktan masum bir ekilde kendisine
gz krpyorlard.

Dardaki yldzlara bakt, ama hibiri bir kelime


sylemiyordu.

Birinci ve kinci svarilerine bakt ama o an iin, ikisi de kendi


dncelerinde kaybolmu gibiydiler.
412/1186

Kendisine kalarn kaldrarak bakmakta olan Ford Prefecte


bakt.

Bu garip bir ey, biliyor musunuz, dedi sonunda Kaptan,


ama imdi yky bir bakasna anlatrken... yani sana da tuhaf
geldi mi, Bir Numara?

Eeeeeeee... dedi Bir Numara.

Evet, dedi Ford, Aranzda konumak isteyeceiniz ok ey-


iniz olabileceini gryorum, ikiler iin teekkrler, acaba bizi
size en uygun gezegende brakabilir miydiniz diye...

Ah, ama, bu biraz g biliyorsunuz, dedi Kaptan, nk biz-


im ini k programmz biz Golgafrinchamdan ayrlmadan nce
otomatik olarak ayarlanmt, sanrm bunun bir sebebi de benim
rakamlarla aramn pek iyi olmamasndand...

Yani bu gemide kslp kaldmz m sylemek istiyor-


sunuz? diye haykrd Ford btn sabrn ve yapmack nezaketini
aniden kaybederek. Koloni kurmanz beklenen bu gezegene ne
zaman varmanz bekleniyor?

Oh, sanrm hemen hemen gelmi olmalyz, dedi Kaptan,


her dakika bu mmkn. Benim de artk bu banyodan kmam
lazm aslnda. Oh, ama bilmiyorum, tam da zevkini karrken, ni-
ye kaym ki?

Yani bir dakika sonra falan yere iniyoruz yle mi? dedi Ar-
thur. Yani, pek iniyoruz saylmaz, aslnda inmek deil, hayr...
eee..

Neden bahsediyorsunuz siz? diye sordu Ford serte.


413/1186

Yani, dedi Kaptan, kelimeler arasnda yolunu dikkatle


seerek, sanrm, hatrlayabildiim kadaryla, biz oraya arpmak
zere programlanmtk.

arpmak m? diye bard Ford ve Arthur. Eee, evet, dedi


Kaptan, evet, bu da plann bir parasyd.

Bunun u anda tam olarak hatrlayamadm ok iyi bir sebebi


vard. eyle ilgiliydi... ee... Ford patlad. Siz bir yn yararsz Al-
lahn cezas sersemsiniz! diye bard.

Ah, evet, ite bu yzden, diye glmsedi Kaptan, sebep


buydu.

25
Her Otostopunun Galaksi Rehberi Golgafrincham Gezegeni
hakknda u bilgileri vermektedir: Buras efsaneler asndan zen-
gin, yer yer gemi zamanlarda onu igale kalkanlarn kanyla
yeermi, krmz, tarihsel ve gizemli bir gezegendir; kurak ve -
plak topraklar, scak ve tozlu kayalarnn zerinden damlayan ve
arkalarndaki koyu renkli bol kokulu yosunlar besleyen, parfml
kaynaklar ve bu kaynaklarn kokusu ile sarho eden. Tatl, scak
ve skntl bir havas vardr.

Ateli alnlarn ve mest olmu hayallerin lkesiydi buras.

Yosunlarn bymesini durdurmay becerip de altnda otura-


cak bir aa bulanlarn serinkanl ve glgeli dncelerinin
lkesiydi. Ayn zamanda da bir elik, kan ve kahramanlklar
lkesiydi. Vcudun ve ruhun lkesiydi.

Gezegenin tarihi buydu.


414/1186

Ve btn bu eski ve gizemli tarihin en gizemli kiileri hi ph-


esiz Ariumun Daireler izen Byk airleri idi.

Daireler izen airler eskiden uzak da geitlerinde yaar,


buralarda pusuya yatar ve tedbirsiz kk yolcu gruplarnn
etrafnda daireler izerek onlara kaya paralar atarlard.

Ve yolcular barmaya balayp, onlara bu kaya paras atma


iiyle bakalarn rahatsz edeceklerine niin gidip de iir
yazmadklarn sormaya halaynca, birden dururlar ve sonra
byk Vassillian ark Zincirini oluturan yedi yz doksan drt
arkdan birini okumaya balarlard. Bu arklarn her biri
olaanst gzellikte ve olaanst uzunluktayd ve hepsi de ayn
kalptayd.

Her arknn ilk blm, bir zamanlar Vassillian ehrinden


be akll ve bilgin prensin drt atla nasl yola koyulduklarn an-
latrd. Tabii her biri cesur, asil ve akll olan bu prensler, uzak
lkelere yolculuk yaparlar, kt devlere kar savarlar, egzotik
felsefeler srdrrler, tuhaf tanrlarla ay ierler, yakkl canav-
arlar lgn prenseslerin elinden kurtarrlar, sonunda cehaletten
kurtulduklarn ve mucizelerin bu yzden gerekletiini
bildirirlerdi.

Her arknn ikinci ve ok daha uzun olan ksmnda, geri dn-


erken kimin yrmek zorunda kalacana ilikin incir ekirdeini
doldurmayan tartmalar anlatlrd.

Btn bunlar, gezegenin uzak gemiinde kalmt.

Bununla birlikte, Golfrincham halknn, nfusunun bir ie


yaramayan te birlik ksmnn tamamn banda atmasna
olanak salayan, kanlmaz lanetle ilgili uydurma masallar icat
edenler de bu egzantirik airlerdi.
415/1186

Halkn kalan te ikilik ksm evlerinde kalm dolu, zengin ve


mutlu bir yaam srdrmlerdi, ta ki bakmsz bir telefondan
kaptklar bulac bir virs yznden hepsi birden aniden ortadan
silininceye kadar.

26
O gece gemi, Galaksinin Bat spiral kolunda bulunan ve pek de
makbul saylmayan ucunun haritalarda gzkmeyen arka
yzndeki nemsiz, gzden kam sar bir gne etrafnda dn-
en, kk mavi-yeil bir gezegene mecburi ini yapt.

Bu initen nceki saatlerde Ford Prefect belirsizlik iinde, ama


fkeyle geminin kontrollerini daha nce kenetlendirildii uu
yolundan kurtarmak iin savamt.

abucak kavramt ki, gemi, ykn rahat olmasa da, salimen


yeni evine ulatrmak zere planlanm ve stelik her trl tamir
ve deiiklik midine tamamen kapal olacak ekilde bozulmutu.

Atmosferin arasndan lk la, alev alev geii sper


yapsnn ounu ve d zrhn alp gtrm, ve amurlu bir
batakla karn st baarsz inii iindeki ekibe, derin dondurul-
mu ykn canlandrp gemiden karmas iin sadece ksz
birka saat brakmt. Geminin gvdesi inii izleyen birka dakika
sonra yava yava yapkan katrann iine gmlmeye balamt.

Gece boyunca bir iki defa -ini srasnda gemiden kopan en-
kaz- yanmakta olan bir meteor gibi gkyznde parlad.

Gemi gri renkli afak ncesinde, kkreyen iren bir boulma


sesiyle sonsuza kadar le kokulu derinliklerde kalmak zere batt.
416/1186

Gne, o sabah doduunda, solgun ince klarn, mitsizce


kuru topraklara ulamak iin trnaklaryla savaarak alaan
kuafrler, halkla ilikiler uzmanlar, danmanlar ve dierlerinin
doldurduu geni bir alana sat.

Daha az kararl bir gne belki de gerisin geri yerine dnerdi,


ama bu, gkyzndeki yerine trmanmaya devam etti ve bir md-
det sonra lk nlar bitkin bir ekilde mcadele eden yaratklar
zerinde az da olsa onarc bir etki yapmaya balad.

Hi de artc olmayan bir ekilde gece bataklkta saysz


kayplar verilmi ve milyonlarca kii de gemiyle birlikte dibe
ekilmiti, ama kurtulanlar yine de yz binleri buluyordu. Gn
ilerledike etraf evreleyen krlara doru emekliyorlar ve her biri
zerine kapanabilecei ve geirdii son derece tatsz deneyimin
kbusunu zerinden atabilecei birka metrekarelik bir yer
aryordu.

***
ki ekil daha uzaklara ilerlemiti.

Yakn bir tepenin kenarnda Ford Prefect ve Arthur Dent,


kendilerini bir paras olarak hissedemedikleri bu deheti
izliyorlard.

Bu oynanan pis, aalk bir oyun, diye sylendi Arthur.

Ford bir dal parasyla topraa bir eyler izerek omuz silkti.

Bir problemin hayalci bir yoldan zm bence, dedi.

nsanlar birlikte huzur ve uyum iinde yaamay niye bir


trl renemiyorlar? dedi Arthur.
417/1186

Ford yksek sesle, bo bir kahkaha att.

Krk-iki! dedi pis pis srtarak, Hayr ie yaramyor. Bover.


Arthur onun ldrm olabileceini dnerek yzne bakt, or-
tada bunun aksini gsterecek bir ey grmedii iin de, gerekten
ldrdn kabul etmenin son derece makul olacan dnd.

Onlara ne olacan tahmin ediyorsun? dedi bir mddet


sonra.

Sonsuz bir Evrende her ey mmkndr, dedi Ford.

Hatta kurtulu bile. Garip ama gerek. Gzleri, evrenin


manzaras zerinden geip, tekrar nlerindeki sefalet grntleri
zerine dndnde, bir tuhaf bakmaya balad.

Sanrm bir mddet iin baaracaklar.dedi.

Arthur ona keskin bir bak yneltti.

Niye byle sylyorsun? dedi.

Ford omuz silkti.

Sadece bir sezi., dedi ve baka sorular yantlamay reddetti.

Bak, dedi birden.

Arthur onun iaret parman takip etti. Aada yaylm


yatan kalabalklar arasnda hareket eden -veya daha doru bir
tanmlamayla srayan- bir figr vard.

Srtnda bir ey tayor gibiydi. Bir tkenmi biimden br


tkenmi biime srarken, srtnda tad her neyse onu sarho
birinin edasyla onlara doru sallyor gibi gzkyordu. Bir
418/1186

mddet sonra mcadeleden vazgeti ve bir ynn zerine ykld


kald.

Arthurun bunun kendisine ne ifade etmesi gerektiine ilikin


hibir fikri yoktu.

Kamera, dedi Ford. Tarihi an kaydediyor.

Seni bilmiyorum ama, dedi Ford ksa bir sre sonra, bende
mit yok. Bir sre sessizce oturdu.

Bir sre sonra aklama bekleyen gzler bakmaya balad.

Eee, mit yok derken, tam olarak ne demek istemitin? dedi


Arthur.

Gzel bir soru, dedi Ford, ben sessizlikten baka bir ey


duymuyorum. Arthur omzunun zerinden baktnda, onun
kk siyah bir kutu zerindeki dmelerle oynadn grd.

Ford daha nce Arthura bu kutuyu Etha-Alt Duyu-Matik


olarak tanmlam, Arthur bir ey anlamadan sadece ban salla-
makla yetinmi, ve meseleyi benimsememiti.

Onun kafasnda Evren hl iki ksmdan ibaretti -Dnya ve


onun dnda kalan her ey. Dnya bir hiperuzay evreyolu yap-
mak amacyla yerle bir edildiinde bu gr as biraz arplmt
ama. Arthur bu arpkl korumaya meyletti, nk bu onun
eviyle arasndaki en son bad. Etha-Alt Duyu-Matik kesinlikle
kalan her ey kategorisine dahildi.

Bir sosis bile yok, dedi Ford, o eyi sarsarak.


419/1186

Sosis, diye dnd Arthur kendi kendine, bir yandan da


etrafndaki ilkel dnyaya huzursuzca bakarken, lezzetli bir dnya
sosisi iin neler vermezdim.

nanr msn, dedi Ford tkenmi bir ekilde, bu lanet eyle


k yllar boyunca hibir ulam yaplmayacak.

Beni dinliyor musun?

Ne? dedi Arthur.

Bamz dertte, dedi Ford.

Oh, dedi Arthur, bu ona yllanm bir haber gibi gelmiti.

Bu makineden herhangi bir reaksiyon almadmz srece,


dedi Ford, bu gezegenden uzaklama ansmz sfr. Gezegenin
manyetik alanna etki eden kaak bir yayn dalgas olabilir. Bu
durumda temiz bir alan buluncaya kadar etrafta dolamamz
gerekecek. Geliyor musun? Cihazn ald ve enerjik admlarla
yrd.

Arthur tepeden aa bakt. Srtnda kamera olan adam tekrar


ayaa kalkm, dmekte olan meslektalarndan birini tam
zamannda filme alyordu.

Arthur yerden bir para ot kopard ve srklenerek Fordun


arkasndan yrmeye balad.

27
Umarm yemeiniz iyi gemitir? dedi Zarniwoop, Zaphod
ve Trilliana, yldzgemisi Altn Kalp'in kpr stnde tekrar
420/1186

ekillendikleri srada. kisi de yere serilmi, glkle nefes


alyordu.

Zaphod gzlerinden birkan ap ona fkeyle bakt.

Sen, dedi tkrrcesine. Sendeleyerek ayaa kalkt ve bir


sandalye bularak kebilmek iin tkezleyerek etrafna baknd.
Bir tane bularak zerine yld.

Bilgisayar yolculuumuzla ilgili Olaslkszlk koordinatlarna


gre programlam bulunuyorum, dedi Zarniwoop, ksa bir sre
iinde oraya varyoruz. Bu arada sen neden biraz rahatlayarak,
kendini buluma iin hazrla myorsun? Zaphod hibir ey
sylemedi. Tekrar ayaa kalkt ve muntazam admlarla kk bir
dolaba doru yryerek, iinden eski bir Janx iesi kard. ieyi
azna dikti ve uzun bir yudum ekti.

Ve btn bunlar bittikten sonra, dedi Zaphod, hrn bir


ekilde, her ey bitmi olacak, anlald m? stediim yere gide-
bilecek, ne istersem yapabilecek, yan gelip plajlarda yatabile-
ceim, tamam m?

Toplantdan elde edilecek sonulara bal. dedi Zarniwoop.

"Zaphod, kim bu adam? dedi geirdii okla titreyen ve


zorlukla ayaa kalkmaya alan Trillian, Burada ne ii var? Niin
bizim gemimizde?

O ok aptal bir adam, dedi Zaphod, Evreni yneten adamla


tanmay isteyen biri.

Ah, dedi Trillian, ieyi Zaphoddan alp, kendi kendisine


ikram ederken, toplumsal bir dac, trmanarak snf atlamay
seviyor.
421/1186

28
En nemli sorun -ya da en nemli sorunlardan biri, nk bir
sr en nemli sorun vard- halk ynetmekle ilgili en nemli
sorunlardan biri, bu iin kime yaptrtlacan bulmakt. Daha
dorusu halk, kendilerini ynetmesine izin vermeleri iin ikna et-
meyi baaracak birini bulmakt.

zetlersek: yi bilinen bir gerektir ki, halk ynetmeyi en ok


isteyenler, ipso facto, bu ii yapmaya en az uygun olanlardr. zeti
zetleyecek olursak: kendisinin Bakan yaplmasn salayabile-
cek kiilerin bu ii yapmasna hibir surette izin verilmemesi
gerekir. zetin zetinin zeti: Halk bir problemdir.

Ve karlatmz durum udur: Bir dizi Galaktik bakan,


iktidarda olmann elencesinden ve bo telandan yle holan-
mlard ki, iktidarda olmadklarn hemen hi fark etmemilerdi.

Ve onlarn arkasndaki glgede - kim vard? Ynetmek isteyen-


lerin hibirine ynetmeleri izin verilmezken, bunu yapabilecek
olan kim olabilirdi?

29
zellikle hibir yerin ortasnda olmayan, kk, kefed-
ilmemi bir dnyada -geni bir mucize alan ile korunduu iin
bulunmas mmkn olmayan ve bu Galakside ancak alt kii de
anahtar olan o yerde, yamur yayordu.

Bardaktan boanrcasna yayordu ve bu saatlerdir byleydi.


Denizin zerini bir pus bulutu kaplam, aalar dvyor ve
422/1186

denizin yaknndaki kurak ve orak bir kara paras uzantsn


amur banyosuna eviriyordu.

Bu orak kara parasnn tam ortasnda bulunan kk


barakann oluklu metalden yaplm atsnda iddetle yaan
yamur dans ediyordu. Barakadan deniz kenarna ulamak iin
oluturulmu patikay yerle bir ederek oraya yerletirilmi olan il-
gin deniz kabuu ynlarn paralayp geiyordu.

Barakann damnda yamurun kard ses ierdekinin kulak-


larn sar edebilecek younluktayken, onun dikkati baka yerde
olduu iin, olan bitenin neredeyse farknda bile deildi.

Bu, uzun boylu sarsak bir adamd, akan at yznden nem-


lenmi, kaba saman rengi salar vard. Giysileri bakmszd. Srt
kamburlam, gzleri ak olmasna ramen kapal gibi
grnyordu.

Barakasnda eski psk bir koltuk, ypranm bir masa, eski


bir yatak, birka yastk ve kk ama scak bir soba
bulunuyordu...

Bir de yal ve havadan etkilenmie benzeyen bir kedi vard ve


adamn dikkati srekli olarak bu kedinin zerinde toplanmaktay-
d. Sarsak vcuduyla ona doru eildi.

Pisi, pisi, pisi, dedi, gel pisi, pisi... kedicik balk ister mi?
gzel bir para balk... ister mi kedicik? Kedi bu konuda kararsz
gzkyordu. Adamn kendisine doru uzatt bala kendini
stn gren bir edayla bir pene attktan sonra, ilgisini deme
zerindeki toz parasna yneltti.

Kedicik baln yemezse, zayflayacak ve ine iplie dnecek,


sanrm, dedi adam. Sesine bir phe sinmiti.
423/1186

Sanrm olacak olan bu, dedi ama bunu ona nasl an-
lataym? Bal tekrar sundu.

Kedicik dn, dedi, bal yemek veya yememek. Ama


galiba ben karmasam daha iyi olacak. diyerek i ekti.

Ben baln iyi olduunu dnyorum, ama yamurun da


slak olduunu dnyorum, ben kim oluyorum da hkm vere-
biliyorum? Bal kedi iin yerde brakt ve koltuuna ekildi.

Ah, galiba onu yediini gryorum, dedi sonunda.

Kedi, mevcut elenme imkanlarn toz tanecii ile tkettikten


sonra baln zerine atlamt.

Balk yiyiini seyretmeyi seviyorum, dedi adam, nk


bence, yemeyecek olursan ine iplie dnersin. Masadan bir
kat ve ufalm bir kurun kalem paras buldu. Birini bir eline ve
brn de dier eline ald ve onlar bir araya getirmenin eitli
yollarn denedi.

nce kalemi kadn altnda tutmay denedi, sonra zerinde,


sonra kada bitiik. Kad kalemin etrafna sarmay denedi,
kalemin kt ucunu kada srtmeyi denedi, sonra alm ucunu
kada srmeyi denedi. Kalem iz brakmt ve adam her gn
olduu gibi bugn de bulgusuyla mutlu oldu. Masadan bir kat
daha ald. Bunun zerinde bir bilmece vard. yle bir inceledi ve
konuya ilgisini kaybetmeden nce bir iki boluk doldurdu.

Ellerinden birinin zerine oturmay denedi ve kala kemikler-


ini elinde hissederek bylendi.

Balk uzaklardan gelir, dedi, ya da bana yle sylediler.

Ya da ben bana yle sylendiini hayal ediyorum.


424/1186

Adamlar geldiinde, ya da benim hayalimde adamlar siyah ve


parlak alt gemiyle geldiklerinde, senin hayalinde de geliyorlar
m? Sen ne gryorsun kedicik? Kediye bakt. O, bu dnceler-
den ok, asl bir an ince bal mideye indirme konusuyla
ilgileniyordu.

Ve ben onlarn sorduklar sorular duyduumda, sen de sor-


ular duyuyor musun? Onlarn sesleri senin iin ne anlam ifade
ediyor? Belki de sen onlarn sana sadece ark sylediklerini
dnyorsundur. Bunun zerinde dnmeye devam etti ve bu
akl yrtmedeki kusuru grd.

Belki de sana ark sylyorlardr, dedi, ve ben de bana soru


soruyorlar zannediyorumdur.

Tekrar duraklad. Bazen yalnzca nasl olduunu grmek iin,


duraklamasn gnlerce srdrrd.

Bugn de geleceklerini sanyor musun? dedi, Ben sanyor-


um. Yerde amur, masada sigaralar ve viski, bir tabakta senin iin
balk ve benim kafamda da onlarn ans var. Bunlarn hibiri so-
nuca gtren bulgular deil, biliyorum ama ona bakarsan btn
bulgular evre artlarna baldr. Ve bak bana daha neler brak-
mlar. Masaya uzand ve zerinden bir eyler ald.

Bilmeceler, szlkler ve bir hesap makinesi. Bir saat kadar


hesap makinesiyle oyaland. Bu arada kedi uyumutu ve darda
yamur devam ediyordu. Sonunda makineyi bir tarafa brakt.

Bana sorular sorduklarn dnmekte haklym galiba, dedi,


O kadar yoldan gelip, btn bu eyleri sadece sana ark
sylemenin salayaca yararlar asndan getirmi olmalar ok
garip bir davran biimi olurdu. Ya da bana yle geliyor. Kim
425/1186

bilebilir, kim bilebilir ki. Masadan bir sigara ald ve ocaktan


ald bir korla yakt. Derin derin iine ekti ve arkasna dayand.

Sanrm bugn gkyznde bir baka gemi grdm, dedi


sonunda. Byk beyaz bir gemi. Hi byk beyaz bir gemi
grmemitim, daha nce alt tane kk siyah gemi bir de alt
tane yeil gemi grmtm. Ama byk beyaz birini hi
grmemitim. Belki de belli zamanlarda alt siyah kk gemi, bir
beyaz byk gemi gibi gzkyordur. Belki de bir kadeh viskiye
ihtiyacm vardr. Evet, bu daha makul grnyor.

Ayaa kalkt ve yatann yannda yerde duran bir bardak


buldu. ieden bir lek viski doldurdu. Tekrar oturdu.

Belki beni grmeye bakalar geliyordur, dedi.

***
Yz metre kadar tede, bardaktan boanrcasna yaan
yamurun taneleri Altn Kalpi dvmekteydi. Servis kaps ald
ve ekil belirdi, yamur yzlerine gelmesin diye
yumulmulard.

Orada m? diye bard Trillian yamur sesini bastrarak.

Evet, dedi Zarniwoop.

u barakada m?

Evet.

Garip, dedi Zaphod.


426/1186

Ama buras kayp bir yer., dedi Trillain, Yanl bir yere
gelmi olmalyz. Evrene bir barakadan hkmedemezsiniz.
Boanan yamurun altnda aceleyle ilerlediler ve batan aa sr-
sklam bir halde kapya vardlar. Kapy vurdular.

Titreerek beklediler.

Kap ald.

Buyrun? dedi adam.

Ah, zr dilerim, dedi Zarniwoop, Eer elimdeki veriler


yanl deilse...

Evrene siz mi hkmediyorsunuz? dedi Zaphod.

Adam onlara glmsedi.

Bunu yapmamaya gayret ediyorum, dedi, slandnz m?

Zaphod aknlk iinde ona bakt.

Islanmak m? diye haykrd, Islanm gibi gzkmyor


muyuz?

Bana gzken yle, dedi adam, ama sizin bu konuda hisset-


tikleriniz tamamyla farkl olabilir. Eer scan sizi kurutacan
dnyorsanz, ieri girseniz iyi olur. Hep birlikte ieri girdiler.

Minik barakada etraflarna bakndlar. Zarniwoop pek de


holanmadan, Trillian ilgiyle, Zaphod zevkle bakyordu.

Hey, ee... dedi Zaphod, Adnz neydi? Adam onlara tered-


dtle bakt.
427/1186

Bilmiyorum. Niye bir adm olmas gerektiini dnyor-


sunuz? Bir demet belirsiz duygu alglamasna bir isim vermek
bana olduka tuhaf geliyor. Trillian koltuuna oturttu. Kendisi
koltuun koluna oturdu, Zarniwoop dimdik bir ekilde masaya
yasland, Zaphod ise yataa uzand.

Heeyt! dedi Zaphod, Gcn kayna! Kediyi gdklad.

Dinleyin, dedi Zarniwoop, Size baz sorular sormam gerek.

Pekala, dedi adam nezaketle, isterseniz kedime ark


syleyebilirsiniz,

Bunu sever mi? diye sordu Zaphod.

Ona sormanz gerekir, dedi adam.

Konuuyor mu? dedi Zaphod.

Onun konutuuna ilikin hibir anm yok., dedi adam,


ama benim hafzam hi gvenilir deildir. Zarniwoop cebinden
bir takm notlar kard.

imdi, dedi, Evrene sizin hkmettiiniz doru, deil mi?

Bunu nasl bilebilirim? dedi adam.

Zarniwoop katta bir yeri iaretledi.

Bunu ne zamandr yapyorsunuz?

Ah, dedi adam, bu gemile ilgili bir soru deil mi? Zarni-
woop ona kafas kararak bakt. Bekledii durum tam olarak bu
saylmazd.
428/1186

Evet dedi.

Gemiin, benim u anki fiziksel alglamalarmla zihinsel dur-


umum arasndaki uyumsuzluklar gidermek zere tasarmlanm
bir dzmece olmadn, dedi adam, nasl bilebilirim ki? Zarni-
woop ona bakakald. Srsklam giysilerinden buhar ykselmeye
balamt.

Yani btn sorular byle mi cevaplyorsunuz? dedi.

Adam abucak cevap verdi.

nsanlarn konutuklarn duyduumu sandmda aklma


gelenleri sylerim. Daha fazlas elimden gelmez. Zaphod nee
iinde gld.

Ben buna ierim, dedi ve Janx iesinden bir yudum ekti.


Ayaa frlad ve ieyi Evrenin Hkmdarna uzatt, o da mem-
nuniyetle kabul etti.

Bu sizin iin iyi bir ey, byk hkmdar, dedi naslsa yle
syleyin.

Hayr, beni dinleyin, dedi Zarniwoop, Size geliyorlar, yle


deil mi? Gemilerle...

Sanrm, dedi adam. ieyi Trilliana uzatt.

Ve size soruyor ve, dedi Zarniwoop, onlar adna karar ver-


menizi istemiyorlar m? Yaamlar ile ilgili, dnyalaryla ilgili,
ekonomi ile ilgili, savalarla ilgili, orada Evrende olup biten her
eyle ilgili?

Orada m? dedi adam, oras neresi?


429/1186

Orada! dedi Zarniwoop kapy iaret ederek.

Orda bir ey olduunu nasl syleyebilirsiniz? dedi adam


kibarca, kap kapal. Yamur aty dvmeye devam ediyordu.
Barakann ii scakt.

Ama darda koca bir Evren olduunu biliyorsunuz! diye


haykrd Zarniwoop. Var olmadklarn syleyerek sorumluluk-
larnzdan kaamazsnz! Zarniwoop fke iinde titrerken Evren-
in Hkmdar uzun bir sre dnd.

Siz gereklerinizden ok eminsiniz, dedi sonunda, Evreni,


eer yle bir ey varsa tabii, kendisine balanm bir hak gibi ka-
bul eden birinin dncelerine gvenemem. Zarniwoop hl
titriyordu ama susmutu.

Ben yalnzca kendi Evrenimle ilgili karar veririm, diye


devam etti adam sakince, Benim Evrenim gzlerim ve kulak-
larmdr. Bunun dnda her ey sylentidir.

Ama hibir eye inanmaz msnz? Adam omuzlarn silkti ve


kedisini kucana ald.

Ne dediinizi anlamyorum, dedi.

Bu barakada aldnz kararlarn milyonlarca kiinin yaam-


larn ve kaderlerini etkilediini anlamyor musunuz? Bunlar
korkun yanllar!

Bilmiyorum. Bahsettiiniz btn bu kiilerle hi


karlamadm. Ve sizin de karlatnzdan pheliyim.

Onlar yalnzca duyduumuz kelimelerde mevcutlar.


430/1186

Bakalarna ne olduunu bildiinizi sylemek samalktan


baka ey deil. Varolup olmadklarn yalnz onlar bilir. Onlarn
kendi gzleri ve kulaklarndan oluan kendi Evrenleri vardr.
Lafa karan Trillian: Sanrm ben biraz hava almak istiyorum.
Dar karak yamurda yrmeye balad.

Bakalarnn var olduuna inanyor musunuz? diye Zarni-


woop steledi.

Hi bir fikrim yok. Nasl syleyebilirim?

Trilliann neyi olduuna bir baksam iyi olacak, dedi Zaphod


ve dar szld.

Darda ona yle dedi:

Sanrm Evren olduka iyi ellerde, ne dersin?

ok iyi, dedi Trillian. Yamurda birlikte yrmeye


baladlar.

erde Zarniwoop devam ediyordu.

Ama anlamyor musunuz, insanlar sizin bir kelimenizle ly-


or veya yaamaya devam ediyorlar? Evrenin Hkmdar bekleye-
bildii kadar uzun bir sre bekledi. Geminin motorlarnn
altn belirten hafif sesi duyduunda onu bastrmak iin
konutu.

Benimle bir ilgisi yok, dedi, Ben kimseye karmyorum.

Efendim bilir ki, ben zalim biri deilimdir.

Ah, diye bard, Zarniwoop, te Efendim diyorsunuz.


431/1186

Siz de bir eye inanyorsunuz!

Kedim, dedi adam sakin sakin, onu kucana alp okayarak,


ben ona Efendim derim. Ona her zaman iyi davranrm.

Pekala, dedi Zarniwoop, iddiasn srdrerek, onun


varlndan nasl emin olabiliyorsunuz? Onun sizin ona iyi dav-
randnz bildiini ya da sizin iyiliinizle ilgili olarak onun ne
hissettiini nasl biliyorsunuz?

Bilmiyorum, dedi adam glmseyerek, hibir fikrim yok.


Yalnzca kedi gibi gzken bir eye, belli bir tarzda davranmak
beni mutlu ediyor. Sizin farkl bir davran tarznz m var? Rica
etsem, sanrm biraz yoruldum. Zarniwoop hi tatmin olmadn
anlatan bir soluk verdi ve etrafna baknd.

br ikisi neredeler? diye sordu birden.

Hangi br ikisi? dedi Evrenin hkmdar, tekrar koltuuna


yerleip viski kadehini doldururken.

Beeblebrox ve kz! Biraz nce burada olan iki kii!

Ben kimseyi hatrlamyorum. Gemi fiziksel


alglamalarmzla...

Kes unu! diye terslendi Zarniwoop ve dar yamura kotu.

Grnrde gemi filan yoktu. Yamur amuru aktmaya devam


ediyordu. Geminin nerede olduunu gsterebilecek hibir iaret
de yoktu. lgn gibi yamurun altnda komaya balad. Geri
dnp barakaya kotuunda kapnn kitlenmi olduunu grd.

Evrenin hkmdar koltuunda ekerleme yapyordu.


432/1186

Bir sre sonra tekrar kalem ve katla oynamaya balad ve


biriyle brnn zerini iaretleyebildiini fark edince ok mem-
nun oldu. Dardaki grltler devam ediyordu, ama o bunlarn
gerek olup olmadn bilmiyordu.

Sonra bir hafta kadar masasyla konuarak, onun buna nasl


tepki vereceini anlamaya alt.
30
O gece yldzlar ortaya ktklarnda artacak kadar parlak,
berraktlar. Ford ve Arthur tahmin edebilme olanaklarnn ok
zerinde kilometrelerce yrdkten sonra, sonunda dinlenmek
iin durdular. Gece serin ve ferahlatc, hava tertemiz, Etha-Alt
Duyu-Matik tamamen sessizdi.

Adeta onlarn karmak ruh durumlarn yattrmak iin, or-


mann yumuack kokular, bceklerin sakin syleileri, yldzlarn
parlak klar ve sihirli bir sakinlikle birleen muhteem bir dur-
gunluk hkm sryordu.

Uzun bir le sonrasnda sayabileceinden daha fazla


dnyalar grm olan Ford Prefect bile, bunun o grdkleri
iinde en gzeli olup olmadn sorgulayacak kadar duygulan-
mt. Btn gn boyunca zengin otlaklar, vahi kokulu iekler ve
yksek bol yaprakl aalarla dolu yeil tepeler ve vadilerden
gemilerdi.

Gne onlar stm, hafif rzgarlar serinletmi, Ford Prefect


Etha-Alt Duyu-Matik cihazn gittike daha az kontrol eder ve
onun devam eden sessizlii yznden daha az huzursuzlanr
olmutu. Buray sevdiini dnmeye balamt.

Gece havas serin olmasna ramen deliksiz ve rahat bir uyku


uyumular ve birka saat sonra hafif bir i d ile tazelenmi,
fakat a bir ekilde uyanmlard.

Yollarna devam etmeden nce, Fordun Milliwaysde srt


antasna tktrd birka kk ekmek somunu ile kahvalt
ettiler.
434/1186

O zamana kadar tamamen rastgele yrmlerdi, ama artk


kesinlikle douya ynelmilerdi. nk eer bu dnyay tanya-
caklarsa nereden gelip nereye gittikleriyle ilgili fikirlerinin daha
belirgin olmas gerektiini dnyorlard.

leden hemen nce, indikleri bu dnyada birilerinin


yaadna ilikin ilk belirtilerle karlatlar: aalarn arasndan
kendilerini izleyen bir yz yle bir gzlerine iliivermiti. Bu yz,
onu grdkleri anda ortadan kaybolmutu ama, her ikisinin de
aklnda kalan grnt insans bir yaratkt. Yaratk onlar ilgiyle
izlemi ama telaa kaplp ortal ayaa kaldrmamt. Yarm
saat sonra buna benzer bir baka yz grdler ve on dakika sonra
bir tane daha.

Bir dakika sonra geni ve ak bir dzle geldiler ve birden


durdular.

Dzln ortasnda hemen nlerinde aa yukar iki dzine


erkek ve kadndan olumu bir grup duruyordu.

Sessiz ve sakin ylece duruyorlar ve Fordla Arthura


bakyorlard.

Baz kadnlarn etrafnda birka kk ocuk onlara sarly-


ordu. Grubun arkasnda amur ve aa dallarndan yaplm der-
me atma kk barnaklar vard.

Ford ve Arthur nefeslerini tuttular.

Adamlarn en uzun boylusu bir ellinin biraz zerindeydi, hepsi


hafif ne doru eilmi, uzun kollu, dar alnl ve berrak gzl
idiler ve dikkatle yabanclara bakyorlard.
435/1186

Hibir silah tamadklarn ve kendilerine doru hibir saldr-


gan davranta bulunmadklarn gren Ford ve Arthur biraz
rahatladlar.

ki grup, bir mddet iin sadece birbirine bakmakla yetindi.


galciler yznden yerlilerin kafas karm gibiydi ve hibir
saldrganlk iareti gstermemekle birlikte herhangi bir davette de
bulunmuyorlard.

Hibir ey olmad.

Dolu dolu iki dakika hibir ey olmamaya devam etti.

ki dakika sonra Ford bir eyler olmas gerektiine karar verdi.

Selam dedi.

Kadnlar ocuklarn hafife kendilerine doru ektiler.

Erkekler hemen hibir fark edilir harekette bulunmamalarna


ramen, btn davranlaryla selamn hoa gitmediini belli
ettiler -kzm deillerdi, sadece holanmamlard. Grubun kalan
ksmndan biraz daha nde duran, dolays ile nderleri olabilecek
erkeklerden biri bir adm ne kt. Yz duru ve sakindi, nere-
deyse huzurlu denebilirdi.

Uggghhhuuggghhhrrr uh uh ruh uurgh dedi sakin bir


ekilde.

Bu Arthuru ok artt. Kulana yerletirilmi olan Dil Bal


sayesinde duyduu her eyin annda evirisine yle almt ki,
onun varln anmsamaz olmutu Ama imdi adamn kard
sesler karsnda hibir ey anlamamas ona kulandaki cihazn
varln anmsatmt.
436/1186

Birtakm belirsiz anlam glgeleri beyninin gerisinde kprdanr


gibi olduysa da, kavrayabilecei hibir ey yoktu. Buna ramen,
bu insanlarn henz anlaml bir dilin en plak temelinden teye
gidebilecek kadar gelimemi olduklarn doru olarak tahmin et-
miti. Dil Balnn yardmnn gsz kalmas da bu yzdendi. Bu
konularda kesinlikle daha tecrbeli olan Forda bir bak att.

Sanrm, dedi Ford aznn bir kesinden, kyn


etrafndan dolamamzn bir sakncas olup olmadn soruyor.
Bir dakika sonra, erkek yaratktan gelen bir el iareti bunu
dorular gibiydi.

Rrgggghhhh urrggh; urgh urgh (uh ruh) rruurruuh ug, diye


devam etti erkek-yaratk.

Genel anlamyla, dedi Ford, anlayabildiim kadaryla, is-


tediimiz ekilde yolculuumuza devam etmemizde hi saknca
yok, ama kylerinin iinden geeceimize, evresinden dolarsak
kendilerini ok memnun edecekmiiz.

O halde ne yapyoruz?

Sanrm onlar mutlu ediyoruz. dedi Ford.

Yava ve dikkatli bir ekilde dzln evresinden yrdler.


Bu yerliler olumlu bir etki brakma benziyordu.

Hafife eilerek kendilerini selamlamlar ve sonra kendi iler-


ine dnmlerdi.

Ford ve Arthur orman arasnda yollarna devam ettiler.

Dzl bir ka yz metre getikten sonra birden nlerine


kk bir meyve yn kt - ahududu ve karaduta ok benzeyen
ileksi meyveler ve armuda ok benzeyen etli, yeil meyveler.
437/1186

Buraya kadar, aalar ve allar onlarla dolu olduu halde,


grdkleri brtlenlerden ve meyvelerden uzak durmulard.

Bu duruma yle bakmamz gerek, demiti Ford Prefect,


yabanc gezegenlerdeki brtlen ve meyveler seni, ya yaatr, ya
da ldrr. Bu yzden onlarla ilgilenmeye balayacamz nokta,
onlar yemezsek leceimiz zaman olmal. Bu ekilde ayakta
kalabiliriz.

Salkl otostop yapmann yolu hazr yemek cinsi eyler ye-


mektir. Yollarna kan meyve ynna pheyle baktlar.

Meyveler yle itah kamlaycydlar ki bu grnt karsnda


alktan balar dnmeye balad.

Bunu yle ele almalyz, dedi Ford, eee...

Evet? dedi Arthur.

te onlar yememizi salayacak bir k yolu aryorum. dedi


Ford.

Armuda benzeyen eylerin etli gvdeleri zerine yapraklarn


glgesi dyordu. Ahududu ve ilee benzeyen eyler Arthurun
imdiye kadar grdklerinin hepsinden, hatta dondurma reklam-
larndakilerden bile daha dolgun ve olgundular.

Neden nce yiyip, bunu sonra dnmyoruz? dedi.

Belki de yapmamz istedikleri budur.

Pekala, bir de yle bakalm...

Buraya kadar kulaa iyi geliyor.


438/1186

Burada bizim yememiz iin bulunuyorlar. Ya iyiler ya ktler,


ya bizi beslemek istiyorlar ya da zehirlemek.

Eer bunlar zehirli ise ve biz yemezsek bize saldracak bir


baka yol bulacaklardr. Eer yemezsek, her halkarda
kaybedeceiz.

Dnme eklini beendim., dedi Ford, imdi bir tane ye


bakalm. Arthur, tereddt iinde armuda benzeyen meyveyi eline
ald.

Cennet Bahesi yksyle ilgili olarak hep bunu dn-


mmdr, dedi Ford.

Eee?

Cennet Bahesi. Aa. Elma. O srlan lokma, hatrlyor


musun?

Evet, elbette hatrlyorum.

Sizin tanrnz bir bahenin ortasna bir elma koyar ve derki,


arkadalar ne isterseniz yapn ama bu elmay yemeyin. Srpriz,
srpriz, elmay yerler ve o sakland alnn arkasnda frlayarak
sizi yakaladm der. Oysa yemeselerdi de bir ey deimeyecekti.

Niye deimesin?

nk eer karndaki, iten pazarlkl bir kiilik yapsna


sahipse, gayet iyi bilirsin ki bundan vazgemez.

Sonunda seni yakalar.

Sen neden bahsediyorsun?


439/1186

Bover, meyveyi ye.

Biliyor musun, buras neredeyse Cennet Bahesine benziyor.

Meyveyi ye.

Sylediklerin de onu anmsatyor. Arthur armuda benzeyen


eyden bir srk ald.

Bu bir armut, dedi.

Birka dakika sonra, btn yn yiyip bitirmelerinin ar-


dndan, Ford Prefect arkasna dnd ve yksek sesle bard.

Teekkr ederiz, sa olun, ok naziksiniz. Yollarna devam


ettiler.

Douya doru yaptklar yolculuun ikinci elli millik ksmnda


arada srada yollarna serilmi meyve ynlar bulmaya devam et-
tiler. Her ne kadar aalarn arasnda yerli erkek yaratklar grr
gibi oldularsa da, yeni bir dorudan iletiimde bulunmadlar. Sa-
dece kendi balarna kalmak istediklerini aka belirten bu kabi-
leyi sevdiklerine karar verdiler.

Elli mil sonra meyveler sona erdi, nk burada deniz


balyordu.

Zaman asndan onlar sktran yetiecek hibir randevular


olmad iin, bir sal ina ettiler ve denizi bununla getiler. Nis-
peten sakin, yalnzca altm mil geniliinde bir denizdi. Olduka
ho bir gei yaptlar ve en az braktklar kadar gzel bir karaya
vardlar.

Ksacas hayat sama bir ekilde kolayd ve en azndan bir sre


iin amaszlk ve izole olmuluun yaratt sorunlarla, onlar
440/1186

grmezlikten gelmeye karar vererek, baa ktlar. Arkada bulma


arzusu dayanlmaz olunca onu bulabilecekleri yeri biliyorlard,
ama u anda Golgafrinchanllarn kendilerinden kilometrelerce
geride olmalarndan da mutluydular.

Yine de, Ford Prefect Etha-Alt Duyu-Matik cihazn daha sk


kullanmaya balamt. Yalnzca bir keresinde, bir sinyal almt
ama o da yle zayft ve yle uzak bir mesafeden geliyordu ki
Fordu, kesintisiz srmekte olan sessizlikten daha kt
etkilemiti.

Akllarna esti, kuzeye yneldiler. Haftalarca yol aldktan


sonra bir baka denize geldiler, bir baka sal yaptlar ve bunu da
atlar. Bu sefer yolculuk daha zor geiyor, iklim souyordu. Ar-
thur, Ford Prefectde bir mazoizm damarnn varlndan
phelenmeye balamt - yolculuun artan glkleri, onda
baka trl ortaya kma olasl bulunmayan bir irade gc
yaratmt.

Hzl admlarla, yorulmakszn ilerliyorlard.

Kuzeye doru yolculuklar onlar dik, dalk ama nefes kesici


gzellikte bir araziye getirmiti. Usuz bucaksz, inili kl, kar-
larla kapl tepeler duyularn canlardrd.

Souk kemiklerine ilemeye balamt.

Fordun, Hunian Dalarnda bir Zihin-Srf Merkezi ileten ve


bir zamanlar Pralit keii olan iftten rendii teknikle elde ettii
hayvan derileri ve krklerine sarndlar.

Galaksi, hepsi de ok para kazanan, eski Pralite keileri ile


doluydu. nk Tarikat tarafndan bir ibadet disiplini olarak
gelitirilen zihinsel kontrol teknikleri gerekten de sansasyonaldi-
441/1186

ve ibadet disipliniyle ilgili eitimlerini bitirip, hayatlarnn sonuna


kadar kk metal kutularn iinde kilitli kalmak iin ettikleri son
yeminlerinden hemen nce, olaanst sayda kei Tarikattan
ayrlmaktayd.

Fordun teknii esas itibaryla, bir mddet iin kprdamadan


durup glmsemekten ibaretti.

Bir sre sonra bir hayvan -belki bir geyik- aalarn arasndan
ortaya kacak ve dikkatle onu izleyecekti.

Ford ona glmsemeye devam edecek, gzleri yumuayp par-


lamaya balayacak, sanki derin ve evrensel bir ak, btn yaratk-
lar kucaklamak zere uzanan bir sevgiyi evreye yayyormu gibi
bir grnt sergileyecekti.

evredeki krlara muhteem bir sessizlik inecek, mutluluktan


yznn ifadesi deimi bu adamdan etrafa adeta huzur ve
skunet yaylacakt. Geyik, yavaa, adm adm, neredeyse burun
buruna gelecek kadar ona yaklaacak, tam o srada Ford Prefect
uzanacak ve onun boynunu kracakt.

Bunun feroman kontrol olduunu sylemiti, bilmen


gereken tek ey doru kokunun nasl salglanaca.

31
Bu dalk blgeye klarndan bir ka gn sonra gney
batdan kuzey douya doru aprazlamasna uzanan, son derece
etkileyici, derin vadiler ve buz fiyordlarnn ykselen sivri tepeler-
inden olumu muhteem heybette bir ky eridiyle karlatlar.
442/1186

Gzellikler karsnda akna dnm bir vaziyette, iki gn


daha kayalarn ve buzullarn zerine trmanarak dolatlar.

Arthur! diye haykrd Ford aniden.

kinci gnn le sonrasyd. Arthur yksek bir kayann zer-


ine oturmu, dalgalarn denize uzanan dik ve sivri ulu kayalar
zerinde patlayn izliyordu.

Arthur! diye haykrd Ford yeniden.

Arthur rzgarla hafife uzaklara tanan Fordun sesinin


geldii yne doru bakt.

Ford bir buzulu incelemeye gitmiti. Arthur onu mavi buzun


sert duvar altnda melmi vaziyette buldu. Heyecandan kaskat
kesilmiti gzleri ok gibi Arthurunkileri buldu.

Bak! dedi bak!

Arthur bakt. Mavi buzulun sert duvarn grd.

Evet, dedi, bu bir buzul. Onu gryorum.

Hayr, dedi Ford, Sen ona yalnzca baktn, onu grmedin.


Bak. Ford buzulun tam ortasndaki derinlikleri iaret ediyordu.

Arthur bakt, belirsiz glgelerden baka bir ey grmedi.

Geriye ekil diye srar etti Ford, sonra tekrar bak. Arthur
geri ekildi ve tekrar bakt.

Hayr, dedi ve omuz silkti. Neye bakyor olmam lazm? Ve


birden o da grd.
443/1186

Grdn m? Grmt.

Az konumak zere ald, ama beyni henz syleyecek bir


eyi olmadna karar verince yeniden kapand.

Daha sonra beyin gzlerin baktn syledii ey sorununu


zmeye alt, ama byle yaparken, hemen arkadan tekrar alan
azn kontroln da kaybetmi oldu. Bir kez daha eneyi toplayan
beyin, sol elin kontroln kaybederek amasz bir ekilde or-
talarda dolamasna yol at. Azn kontroln brakmadan, bir
iki saniye sol eli yakalamaya gayret etti ve ayn zamanda da buzun
iinde gml olan dnmeye alt. Dizlerin bann kon-
troln kaybetmesi ve Arthurun gevemi bir ekilde yere yl-
masnn sebebi de buydu zaten.

Btn bu sinirsel bozgunun sebebi olan ey, buzulun iinde,


yzeyin aa yukar yarm metre altnda bulunan bir glge a idi.
Dik adan baklnca, bunlarn yabanc bir alfabenin her biri bir
metre yksekliindeki boyutlu harfleri olduu grlyordu;
Magrathea alfabesini okuyamayan Arthur gibileri iin ise harfler-
in zerinde, buzda asl duran bir yzn d hatlar grlebilirdi.

Bu yal bir yzd, ince ve sekin, endieli ama nezaketsiz bir


ifadesi olmayan bir yzd.

Bu yz, u anda zerinde durduklar bu ky eridini tasarm-


lad iin dl alm olan adama aitti.

32
nce bir inilti havay doldurdu. Aalar arasnda dnerek yk-
seldi ve feryadyla sincaplar huzursuz etti. Bir iki ku tiksinti
444/1186

duyarak uzaklara utu. Ses dans ederek dzln evresine


yayld. Heyecanla uludu, kaba saba sesler kard ve herkesi, her
eyi rahatsz etti.

Buna ramen Kaptan, yalnz gaydacy nezaketle izliyordu.

Onun sakinliini bozabilecek pek az ey vard; hatta o kadar ay


nce, bataklkta yaadklar o sevimsizlik srasnda, muhteem
kvetini kaybetmesinin okunu zerinden atabildiinden beri,
yeni yaantsn dikkat ekecek derecede uyumlu bile bulmaya
balamt.

Dzln ortasnda bulunan byk bir kayaya bir oyuk


amlard ve yaamlarn srdrebilenler, zerine su dkerlerken
o, bu oyuk iinde gnlk banyosunu yapabilmekten mutluydu.
Suyun pek de lk bir su olmadn syleyebilirdi, nk henz
suyu stmann bir yolunu bulamamlard. Ama bu o kadar da
nemli deildi, nk naslsa bir gn bulunacakt. Bu arada keif
ekipleri araziyi ke bucak aratrarak evrede bir scak su
kayna olup olmadn ya da daha mkemmel bir olaslk olarak
bir sabun madeninin yaknnda olup olmadklarn anlamaya
alyorlard. Sabunun madenlerde bulunmad eklinde bir
varsaym ne srenlere kar Kaptan, bunun sebebinin imdiye
kadar kimsenin bu konuda yeterince aratrma yapmam ol-
masna balyor ve bu olaslk isteksizce de olsa gz nne
alnyordu.

Hayr, hayal olduka hotu ve bu hayatn en gzel taraf da, s-


cak su kayna ile ardndan aalarla dolu dzln bulunup da
gecikmeksizin gnde be yz kalp sabun elde edilebilecek sabun
madeninin kefini bildiren ln kar tepelerden yanklanarak
gelmesiyle daha da holaacak olmasyd. Her zaman mitle
beklenen bir eylerin olmas son derece nemliydi.
445/1186

Gaydadan ykselen feryat, figan, inilti, ac lk, uluma ve


gcrt sesleri, Kaptann zaten nemli lde yerinde olan neesini
bu grltnn her an sona erebilecei dncesiyle daha da
arttryordu. Bu da onun mitle bekledii eylerden biriydi.

Kendi kendine baka nelerin gzel ve ho olduunu sordu? E,


bir yn ey vard: aalarn krmz ve altn renkleri; kvetinden
birka metre uzakta bir iki berberin, uyuklamakta olan bir sanat
ynetmeniyle onun yardmcs zerinde yeteneklerini deneyen
makaslarnn huzur dolu gevezelikleri; kayadan oyulmu kvetin-
in kenarna dizilmi olan alt adet tertemiz telefonun gne
altndaki prlts gibi. Durmadan almayan (hatta hi almayan)
bir telefondan daha ho olan tek ey, durmadan almayan (hatta
hi almayan) alt telefondu.

Her eyden daha ho olan ise etrafndaki dzlkte leden


sonraki komite toplantsn izlemek iin toplanmakta olan yz-
lerce kiiden kan mutlu mrltlard.

Kaptan lastik rdeinin gagasna akac bir yumruk indirdi.


leden sonraki komite toplantlar en sevdii eylerdi.

Toplanan kalabal izleyen baka gzler de vard.

Meydann kenarndaki aalardan birinin tepesinde melmi


olan Ford Prefect, ksa sre nce yabanc iklimlerden dnm bu-
lunuyordu. Alt ay sren yolculuundan sonra incelmi ve salkl
bir grnm kazanmt. zerinde geyik derisi bir ceket tayor,
gzleri prl prl parlyordu. Sakalnn kalnl ve yznn
bronzluu taral bir rock arkcsn andrmaktayd.

O ve Arthur Dent imdi neredeyse bir haftay bulan bir sredir


Golgafrinchanllar izlemekteydi ve Ford artk ileri biraz kartr-
mann zaman geldiine karar vermiti.
446/1186

Meydan dolmutu. Yzlerce kadn ve erkek tembel tembel


dolanyor, birbirleriyle gevezelik ediyor, meyve yiyor, kat oynuy-
or ve byk ounluu olduka rahat ve huzurlu bir vakit geiriy-
ordu. Eofmanlar artk kirlenmi, hatla yrtlmt, ama hepsinin
salar itinal bir ekilde kesilmiti. ounun eofmanlarnn iini
yapraklarla doldurmu olmalar Fordun akln kartrm, bunu
acaba yaklamakta olan ka bir hazrlk olarak yaltm amacyla
m yaptklarn merak etmiti. Fordun gzleri ksld. Birdenbire
botanikle ilgilenmeye balam olamazlard her halde? Bu
dncelerinin ortasnda Kaptann sesi kalabaln uultusunu
bastrd.

Pekala, dedi, Eer mmknse bu toplantda biraz dzen


rica edeceim. Bu herkes iin uygun mu? Nezaketle glmsy-
ordu. Bir dakika iinde. Hepiniz hazr olduunuzda. Grlt
yava yava kesildi. Gaydacnn mzii dnda.

Gaydac kendisine ait lgn ve ulalmas imkansz bir mzik


dnyasnda yayor gibiydi. Hemen yakn gr uzaklnda olan
bir ka kii ona yaprak att.

O zaman bunun bir sebebi vardysa da, Ford o srada bu sebebi


grememiti.

Kk bir grup, Kaptann etrafnda topland. lerinden birin-


in konumaya hazrland akt. Bunun iin ayaa kalkt,
boazn temizledi ve uzaklara bakarak kalabala birazdan sze
balayacan belirtti.

Tabii kalabalk da kmldand ve herkes gzlerini ona evirdi.

Bunu bir sessizlik an izledi. Ford bu ann kendi giriini yap-


mak iin doru bir an olduuna karar verdi. Konumac
konumasna balamak zere dnd.
447/1186

Ford aatan aa atlad.

Herkese selam, dedi.

Kalabalk sarsld.

Ah, sevgili arkadam, diye seslendi Kaptan, Yannzda kib-


ritiniz var m? Veya akmanz? Buna benzer herhangi bir ey?

Hayr, dedi Ford, biraz bozulmu gibi. Onun hazrlad


gelime bu deildi. Konuya daha kuvvetli aslmas gerektiine
karar verdi.

Hayr, yok, diye devam etti, ateim yok. Bunun yerine size
haberlerim var...

Yazk, dedi Kaptan, Hi birimizde ate kalmad, anlyor


musunuz? Haftalardr scak bir banyo yapamadm.

Ford konunun deitirilmesine izin veremezdi.

Size haberler getirdim, dedi, sizi ilgilendirebilecek bir


keifle ilgili.

Gndemde var myd? diye tersledi Fordun szn kestii


adam.

Ford taral rock arkcs glcyle kocaman gld.

Hadi, yapma, dedi.

Eee, zr dilerim, dedi adam aka rahatsz bir biimde,


ama uzun yllar idari danmanlk yapm biri olarak, komite
yapsn gz nne almann nemi zerinde srarla durmak
zorundaym. Ford kalabala bakt.
448/1186

O akln karm, biliyorsunuz, dedi, buras tarih ncesi bir


gezegen.

Sorununuzu Bakanlk Makamna iletin! diye bozuk att id-


ari danman.

Makam filan yok burada, diye aklad Ford, yalnzca bir kaya
paras var.

dari danman bu durumda srarl davranmak gerektiine


karar verdi.

O halde onu Bakanlk Makam kabul edin, dedi huysuzca.

Niye kaya olarak kabul etmeyeyim? diye sordu Ford.

dari danman, eski moda modem i idaresi metotlar le-


hine, huysuzluunu elden brakmadan, Aka grlyor ki baz
kavramlar sizde hi gelimemi, dedi.

Ve sende de bulunduun yerle ilgili hibir kavram


gelimemii dedi Ford.

Tiz ve bet sesli bir kz yerinden frlayarak bu sesini kulland.

kiniz de susun, dedi, Kurul Makamna bir neri sunmak


istiyorum.

Yani kurul kayasna demek istiyorsun, diye sinirli sinirli


kkrdad bir kuafr.

Sessizlik, sessizlik! diye yrtnd danman.


449/1186

Pekala, dedi Ford, nasl becerdiinizi grelim bakalm.


fkesine ka dakika hakim olabileceini anlamak iin kendisini
yere brakt.

Kaptan uzlatrc olabilecek bir eit grlt kard.

Sizi sessizlie davet etmek istiyorum, dedi kibarca, Fintle-


woodlewixin be yz yetmi nc kolonileme komitesi... On
saniye, diye dnd Ford tekrar ayaa frlarken.

Bunun yarar yok, diye feryat etti, be yz yetmi nc


komite toplants ve siz hl atei bile kefedememisiniz!

Eer ltfeder de, dedi bet sesli kz, gndeme bir gz


atarsanz...

Gndem kayasna, diye kkrdad kuafr neeyle.

Teekkr ederim, bunu sylemitim, diye mrldand Ford.

...greceksiniz...ki... diye devam etti kz kararllkla, bugn


kuafrlerden Ate Gelitirme Alt Komitesinin sunaca bir rapor
alacaz.

Oh...ah dedi kuafr koyunca bir bakla. Bu bak btn


Galakside Eee, acaba bu gelecek sal olamaz myd? anlamna
gelen bir bakt.

Pekala, dedi Ford, onun etrafnda dnerek, Bu konuda ne


yaptnz? Ne yapacaksnz? Ate gelitirme konusundaki fikirler-
iniz nelerdir?

Eee, yani bilmiyorum, dedi kuafr, Bana btn verdikleri


birka ubuktan ibaret...
450/1186

Peki, o ubuklar ne yaptn? Kuafr, huzursuz bir ekilde


eofmanmn cebinde bir eyler arad ve bu abasnn meyvelerini
Forda uzatt.

Ford onlar herkesin grebilecei ekilde yukar kaldrd.

Sa maas dedi.

Kalabalk alklad.

Ziyan yok, dedi Ford, Roma da bir gnde yanmad.


Kalabaln Fordun neden bahsettii hakknda en ufak bir fikri
bile yoktu, ama yine de bundan holanmlard.

Alkladlar.

Anlalan konuya tam anlamyla acemice yaklayorsunuz,


dedi kz, benim bulunduum kadar uzun sre pazarlama
alannda bulunmu olsaydnz, yeni bir rnn gelitirilebilmesi
iin nce yeterli aratrmann yaplm olmas gerektiini bilirdin-
iz. nsanlarn ateten beklediklerinin ne olduunu bulmamz,
onunla nasl iliki kurduklarn renmemiz, onlarn kafasnda
nasl bir imaja sahip olduunu anlamamz gerek. Kalabalk ger-
gindi. Forddan ahane bir eyler bekliyorlard.

Aln da onu burnunuza sokun, dedi.

rnein bu, tam olarak anlamak istediimiz eylerden biri,


diye srarla devam etti kz, insanlar burunlarna sokabilecekleri
cins bir ate istiyorlar m?

stiyor musunuz? diye sordu Ford kalabala.

Evet! diye bard bazlar.


451/1186

Hayr, diye haykrd dierleri.

Bu konuda bir fikirleri yoktu, sadece bunun iyi bir fikir


olduunu dnyorlard.

Ya tekerlek, dedi Kaptan, u tekerlek denen ey neyin nesi?


Mthi enteresan bir projeye benziyor.

Ah, dedi pazarlamac kz, Maalesef, o konuda baz sorun-


larla karlayoruz.

Sorunlar m? diye feryat etti Ford. Sorunlar ha? Sorunlar


demekle neyi kastediyorsunuz? O btn Evren zerindeki en basit
makinedir! Pazarlamac kz onu sert bir bakla azarlad.

Pekala, Bay okbilmi, dedi, yle akllsnz ki, ne renk ol-


mas gerektiini de siz syleyin bakalm. Kalabalk lgna dnd.
Ev sahibi takma bir puan diye dnyorlard. Ford omuzlarn
silkti ve tekrar yerine oturdu.

Byk Zarquon akna, dedi, u ana kadar hibiriniz hibir


ey yapt m? Sorusuna cevap olmak ister gibi, meydann gir-
iinden ani bir metal grlts geldi. Kalabalk bu leden sonra
karlarna kan elencenin bolluuna inanamyordu; imdi de
meydana, zerlerinde Golgafrinchan nc Blnn niform-
alarndan kalanlara brnm, bir dzine kadar adamdan
olumu bir blk uygun adm girmekteydi.

Yarsndan fazlasnn elinde hala Kill-O-Zap silahlar vard,


dierleri yrrken birbirine vurduklar kllar tayorlard.
Bronzlam, salkl ama ok yorgun ve perian grnyorlard.
Yine metal grltleri iinde durdular ve dikkat ekmek zere
grlt yaptlar. lerinden biri yere yld ve bir daha hi
kmldamad.
452/1186

Kaptan, komutanm! diye haykrd ki Numara nk


liderleri oydu, rapor vermek iin izin talep ediyorum, efendim!

Evet, tamam iki Numara, Ho geldiniz filan, falan.

Hi scak su kaynana rastladnz m? dedi Kaptan mitle.

Hayr efendim!

Ben de yle sanyordum.

ki Numara kalabaln arasndan geerek kvetin nnde sil-


ahlarn sergiledi.

Baka bir kta kefettik, komutanm!

Bu ne zaman oldu?

Denizin br tarafnda... dedi ki Numara, gzlerini iyice


ksarak, douya doru!

Ah,

ki Numara yzn kalabala dnd. Silahn bann zerine


kaldrd. Bu ok muhteem olacak diye dnd kalabalk.

Oraya sava atk! Meydann her tarafndan lgnca alklar


ykseldi. - bu btn beklentilerin tesindeydi:

Bir dakika, diye bard Ford Prefect, bir dakika! Ayaa fr-
lad ve sessizlik istedi. Bir sre sonra istedii oldu ya da en
azndan mevcut artlarda salayabilecei en iyi sessizlii yakalad:
artlar gaydacnn hemen orada bir milli mar bestelemesini
ngryordu.
453/1186

Bir gaydacmz olmas art m? diye sordu Ford.

Oh, evet, dedi kaptan, ona bir madalya verdik. Ford bir an
bu fikri tartmaya amay dnd fakat hemen bunun bir lgn-
lk olacana karar verdi. Onun yerine gaydaycya iyice nian alp
bir ta att ve ki Numaraya dnd.

Sava m? dedi.

Evet! dedi ki Numara Forda onu aalayarak.

Bitiik ktada?

Evet, tam bir sava durumu! Btn savalar sona erdirmek


iin bir sava!

Ama henz orda yaayan kimse bile yok! Ah, enteresan, diye
dnd kalabalk, iyi bir nokta.

ki Numarann baklar bu fikirden hi rahatsz olmadan


etrafta dolat. Bu adan gzleri srarla burnunuzun be alt san-
tim tesinde dolaan bir ift sivrisinek gibiydiler, elle kolla,
sineklikle veya bklm bir gazeteyle kovalanmay reddeden in-
at sivrisinekler gibi.

Bunu biliyorum, dedi, ama bir gn olacak! Bu yzden be-


lirsiz bir ltimatom braktk.

Ne?

Ve bir iki askeri tesisi uurduk. Kaptan kvetinin iinden


ne doru eildi.

Askeri tesisler mi ki Numara? dedi.


454/1186

Gzler bir anlk tereddt geirdi.

Evet, efendim. Yani potansiyel askeri tesisler demek istedim.


Pekala... yani aalar. Belirsizlik an geti gzler seyircisinin
zerinde bir krba gibi aklyordu.

Ve diye kkredi, yakaladmz bir ceylan da sorguya


ektik! Kill-O-Zap n k bir hareketle kolunun altna geirdi ve
imdi heyecanl kalabal sarm olan grltl karmaa
arasndan uygun adm gemeye balad. Ancak iki adm gide-
bilmiti ki, omuzlarda tanarak, meydann etrafnda eref turu
attrlmak zere yakaland.

Ford oturduu yerde uyuuk bir ekilde iki ta birbirine


vuruyordu.

Peki, baka ne yaptnz? diye soruturdu kutlamalar dinince.

Bir kltr balattk, dedi pazarlamac kz.

Oh, yle mi?

Evet. Film yapmclarmzdan biri blgenin yerli maara


adamlar hakknda byleyici bir dokmanter ekmeye balad
bile.

Onlar maara adam deil

Maara adamlarna benziyorlar.

Maaralarda yayorlar m?

Eee..

Kulbelerde yayorlar.
455/1186

Belki de u srada maaralarn yeniden dekore ettiriyor-


lardr, diye seslendi kalabalktan bir aklaban.

Ford ona fkeyle karlk verdi.

ok komik, dedi, ama lmek zere olduklarm fark ettiniz


mi? Ford ve Arthur geri dnerlerken yollan zerinde terk edilmi
iki ky ve orman iinde bir yerde, lmek zere kendilerini oraya
saklam olan birok yerlinin cesediyle karlamlard. Hl hay-
atta olanlar da, vcutlarnn deil de, ruhlarnn bir hastalndan
dolay zdrap ekiyormu gibi, bitkin ve neesiz grnyorlard.
Uyuuk uyuuk ve sonsuz bir keder iinde hareket ediyorlard.

Gelecekleri ellerinden alnmt.

lyorlar! diye tekrarlad Ford. Bunun ne anlama geldiini


biliyor musunuz?

Eee... onlara hayat sigortas yapmamamz gerek herhalde?


diye seslendi ayn aklaban.

Ford onu duymamazlktan geldi ve btn kalabala yalvard.

Bir gayret gsterip anlamaya alr msnz ki, dedi, biz


buraya geldiimizden beri lyorlar!

Filmde bu nokta ok etkileyici oluyor dedi pazarlamac kz,


ve gerekten byk dokmanter filmlerin karakteristik zellii
olan, o beklenmedik dokunakl gelimeyi salyor. Yapmc ok
yetenekli.

yle olmal, diye mrldand Ford.


456/1186

Anladm kadaryla, dedi kz, olduu yerde uyuklamaya


balam olan Kaptana dnerek, bundan sonraki filmini sizinle
ilgili olarak yapmak istiyor, Kaptan.

Oh, sahi mi? dedi Kaptan, aknlkla kendine gelirken, Bu


son derece ho bir ey.

Bu yeni filmle ilgili ok gl bir as var, bilirsiniz, sorumlu-


luun arl, komutann yalnzl... Kaptan bu konudaki hisler-
ini aklamak iin bir sre beceriksizce bir eyler mrldand.

Eee, yani, ben bu ay ok da vurgulamazdm, anlatabiliyor


muyum, dedi sonunda, lastik rdei olan biri, hibir zaman yal-
nz saylmaz. rdeini havaya kaldrd ve kalabalktan byk bir
alk ald.

Btn bunlar olurken, dari Danman parmak ular akak-


larna dayal olarak ta gibi bir sessizlik iinde oturarak bekliyor,
icap ederse btn gn bekleyebileceini ima ediyordu.

Ama bu noktada, btn gn beklemeyeceine ve son yarm


saati hi yaamam gibi davranmaya karar verdi.

Ayaa kalkt.

Eer, dedi ksaca, bir dakikalna para politikamz ko-


nusuna dnebilirsek...

Para politikas! diye bir hayret sl ald Ford, Para


politikas!

dari Danman ona sadece bir baln taklit edebilecei bir


bak frlatt.
457/1186

Para politikas... diye tekrarlad, evet, sarf ettiim kelimeler


bunlar.

Eer hibiriniz bir ey retmiyorsa, diye sordu Ford, nasl


paranz olabilir? Para aata yetimez, bilirsiniz.

Eer devam etmeme izin verirseniz... Ford neesiz neesiz


ban sallad.

Teekkr ederim. Birka hafta nce yapra yasal paramz


olarak kabul ettiimizden beri, pek tabiidir ki, hepimiz mthi
zenginletik.

Ford kalabala byk bir inanmazlk iinde bakt.

Herkes memnuniyet iinde mrldanyor ve eofmanlarn tka


basa doldurduklar yaprak banknotlar ihtirasla avuluyordu.

Bununla birlikte, diye devam etti dari Danman, yapran


elde edilebilirlik seviyesindeki ykseklikten kaynaklanan ufak bir
enflasyon sorunuyla da karlatk.

Yani sanrm, u anki piyasa deeri zerinden, yapraklarn


dken mevsimlik aalardan olumu orman ancak bir gemi
dolusu fstk satn alabilmekte. Kalabalktan panik mrltlar
ykselmeye balad.

dari Danman bu mrltlar elinin bir iaretiyle bastrd.

O halde bu sorunu ortadan kaldrmak iin, diye devam etli,


ve yapran deerlendirilmesini etkin bir ekilde yeniden yapab-
ilmek iin, youn bir yaprak drme kampanyas ve...ee, btn
ormanlar yakma kampanyasn balatmak zereyiz. Sanrm
mevcut artlar altnda hepiniz bunun mantkl bir atlm olduu
konusunda hemfikirsinizdir. Kalabalk bir veya iki saniye sreyle,
458/1186

yani aralarndan biri kp da, bunun ceplerindeki yapraklarn


deerini ne kadar ykselteceine dikkat ekene kadar, bu ko-
nudan pek de emin olamad. Sonra memnuniyet slklar ortal
sard ve hepsi ayaa kalkarak dari Danman alkladlar.

Aralarnda bulunan muhasebeciler bolca kr edecekleri bir


sonbahar beklentisine girdiler.

Siz hepiniz ldrmsnz, diye aklad Ford Prefect.

Siz tam anlamyla sersemsiniz, diye haykrd.

Siz bir yn keileri karm atlaksnz, diye sylendi


fkeyle.

Kalabaln kendisine kar tavr sorun yaratacak ekilde


deimeye balamt. Mkemmel bir elence olarak balam
olan ey, imdi kalabaln gznde bir hakaret yamuruna
dnmt ve bu hakaretler dorudan kendilerine yneltildii
iin bundan honut deillerdi.

Havadaki bu deiiklii hisseden kz ona dnd.

O halde btn bu aylar boyunca. diye soruturdu kz, sizin


ne yapmakta olduunuzu sormak dzene uyar m acaba? Siz ve
dier kaak yolcu, buraya vardmzdan beri ortalarda
yoksunuz.

Seyahatteydik, dedi Ford, Bu gezegenle ilgili bir eyler


renmeye gitmitik.

Oh, dedi kz fesata, bu bana pek de verimli bir ura gibi


gelmiyor.
459/1186

Sahi mi? Eh, yine de sizin iin baz haberlerim var, hayatm.
Bu gezegenin geleceini kefetmi bulunuyoruz. Ford bu ak-
lamasnn etkisini gstermesini bekledi.

Hibir etki grlmedi. Neden bahsettiini bile


anlamamlard.

Devam etti.

Sizlerin ne yapmaya karar vereceiniz bundan sonra vahi bir


Dingo kpeinin pis kokulu bbrekleri kadar bile para etmez. Or-
manlar yakn, ne yaparsanz yapn, zerre kadar fark etmez. Gele-
cek tarihiniz imdiden yazlm durumda. ki milyon ylnz var,
hepsi o kadar. Bu srenin sonunda rknz lm olacak, ve gitmi
olacaksnz, iiniz bitmi olacak. Bunu unutmayn, iki milyon yl!
Kalabalk kendi kendine huzursuzluk iinde mrldand.

Kendileri gibi bylesine aniden zenginleivermi kiiler byle


samalklarla uramaya mecbur edilmemeliydiler. Belki de bu
adama biraz bahi verirlerse balarndan savabilirlerdi.

Zahmet etmeleri gerekmedi. Ford kendiliinden kararl adm-


larla meydan terk ediyordu. Bir an iin durdu ve imdiden Kill-O-
Zapi ile yakndaki aalara ate etmeye balam olan ki Nu-
maray knayarak ban iki yana sallad.

ki milyon yl! dedi ve gld.

Pekala, dedi Kaptan yattrc bir glmsemeyle, hl bir


ka banyoluk vaktim var. Birisi bana sngerimi verebilir mi
acaba? Aaya drdm de.
460/1186

33
Bir mil kadar tede, Arthur Dent, Ford Prefectin yaklatn
duyamayacak kadar yapt ie dalmt.

Yapmakta olduu merak uyandran ey uydu: Geni dz bir


kaya paras zerine byk bir kare izmi, bu kareyi de bir ken-
arna on tanesi smak zere, yz altm dokuz adet daha
kk kareye blmt.

Ayrca toplad kk ve dzgn bir yn taa bir harf


kazmt. Kayann etrafnda, hayatta kalan yerlilerden birka,
yzlerinde mutsuz bir ifadeyle oturmaktayd.

Arthur Dent onlara bu talarla ifade edilen ilgin kavram


tantmaya alyordu.

Buraya kadar iler pek de iyi gitmemiti. Yerliler talarn bir


ksmn yemeye kalkmlar, bir ksmn gmmek, kalann da at-
maya yeltenmilerdi. Ancak epeyce uratktan sonra Arthur
ilerinden birini, izdii tablonun zerine birka ta yerletirmeye
ikna edebilmiti.

Bir gn ncesine kadar bunu bile baaramamt. Bu yaratk-


larn morallerindeki kntyle birlikte doal zekalarnda da
buna paralel bir dme oluyor gibiydi.

Onlar heveslendirebilecek bir giriim olarak Arthur tablonun


zerine kendisi bir-iki ta dizdi ve yerlileri bir ka ta da onlarn
eklemesi iin cesaretlendirmeye alt.

Ama iler pek iyi gitmiyordu.


461/1186

Ford yakndaki bir aacn yanndan sessizce onlar izliyordu.

Hayr, dedi Arthur. Yerlilerden biri korkun bir can sknts


krizi srasnda harfleri birbirine kartrmt.

Bak, Q on puan ediyor ve l kelime puan, o halde... bak,


sana kurallar anlatmtm... hayr, hayr, bak ltfen, o ene
kemiini brak... tamam tekrar balyoruz. Bu sefer konsantre ol-
maya al. Ford dirseini aaca ve elini bana dayad.

Ne yapyorsun, Arthur? diye sakin sakin sordu.

Arthur aknlkla ban kaldrd. Birden btn bunlarn ok


sama grnebilecei hissine kaplmt. Btn bildii kendisi
kk bir ocukken bunun bir rya gibi ie yarad idi. Ama o za-
man iler farklyd, ya da farkl olabilirdi.

Maara adamlarna kelime oyunu retmeye alyorum.

Onlar maara adam deil, dedi Ford.

Maara adamlarna benziyorlar. Ford dzeltmekten vazgeti.

Anlyorum. dedi.

ok zorlu bir i, dedi Arthur, tek bildikleri kelime homurtu,


onun da harflerini bilmiyorlar.

ini ekti ve arkasna yasland.

Bunun ne ie yaramas gerekiyor?

Onlar gelimeleri iin cesaretlendirmemiz gerek!


462/1186

lerlemek iin! Arthur fkeyle patlad. Bkkn bir i ekii ve


ardndan da fkenin, iinde kabaran sersemce bir i yapyor olma
hissini bastracan umuyordu. Bastrmad.

Ayaa frlad.

Bu... avanaklardan doacak neslin nasl bir dnya


yaratacan hayal edebiliyor musun? dedi.

Hayal etmek? dedi Ford, kalarn kaldrarak, Hayal et-


memize gerek yok. Biz o Dnya'y grdk.

Ama... diyerek Arthur mitsizlik iinde kollarn sallad.

Grdk, dedi Ford, bundan ka yok. Arthur talardan


birine bir tekme savurdu.

Onlara kefettiimiz eyden bahsettin mi? diye sordu.

Hmmm? dedi Ford, pek konsantre olamayarak.

Norve, dedi Arthur, Buzul iinde Slartibartfastn imzas.


Onlara syledin mi?

Ne anlam var? dedi Ford, onlar iin ne anlam ifade


edecek?

Anlam m? dedi Arthur, Anlam yle mi? Ne anlama


geldiini gayet iyi biliyorsun. Bunun anlam bu gezegenin Dnya
olduu! Buras benim evim! Buras domu olduum yer!

Domu olduun mu?

Pekala, domu olacam.


463/1186

Evet iki milyon yl sonra. Bunu onlara neden sen sylemiyor-


sun? Git ve onlara Affedersiniz, sadece una dikkatinizi ekmeye
alyorum ki, iki milyon yl sonra ben, buradan birka mil tede
domu olacam. Bak bakalm, ne diyorlar. Seni bir aacn zer-
ine kadar kovalayacaklar ve sonra da aac atee vereceklerdir.
Arthur bunu mutsuz bir ekilde iine sindirdi.

Gerei kabul et, dedi Ford, senin atalarn oradaki o atlak-


lar, buradaki bu zavall yaratklar deil. Maymunadamlarn
huzursuz bir ekilde ta harfleri kartrd yere gitti. Ban
sallad.

Kelime oyununu kaldr. Arthur, dedi nsanl kurtaramaya-


cak, nk insan rkn oluturacak grup bu deil. nsan rk u
anda bu tepenin br tarafnda bir kayann etrafnda toplanm,
kendileri hakknda dokmanterler hazrlamakla megul. Arthur
gzlerini krptrd.

Yapabileceimiz bir eyler olmal, dedi. Vcudunda mthi


bir mitsizlik hissi doland. Burada, Dnyadayd. Geleceini de-
het verici, plansz bir felaketle kaybeden Dnya, grne
baklrsa imdi de gemiini kaybetmek zereydi.

Hayr, dedi Ford, yapabileceimiz hibir ey yok.

Bu Dnyann tarihini deitirmez, nk bu zaten onun


tarihi. ster been, ister beenme senin geldiin soy
Golgafrinchanlar.

ki milyon yl sonra Vogonlar tarafndan mahvedilecekler.


Tarih hi deimez, anlyor musun? Ayn bir yap-boz gibi tm
paralar birbirini tamamlar. Garip ey deil mi u yaam?
464/1186

Q harfini ald ve uzaktaki bir imirin dibine doru att, ta


gen bir tavana arpt. Tavan dehet iinde son hzla kat ve bir
tilki tarafndan yutuluncaya kadar da hi durmad. Kemiklerinden
biri tilkinin boazna takld ve tilki, daha sonra leini srkleyip
uzaklara gtren bir nehrin kenarnda ld.

Bunu takip eden haftalarda Ford Prefect gururunu bastrd ve


Golgafrinchamda personel memurluu grevinde bulunmu olan
bir kzla arkadalk kurdu ve kz birdenbire, lm bir tilkinin
leiyle kirlenmi bir glckten itii su yznden zehirlenip
lnce mthi zld.

Bu hikayeden alnabilecek tek ders Q harfinin katiyen bir


imir dibine atlmamas gerektii olabilir. Ama ne yazk ki bazen
yle anlar vardr ki bu kanlmaz olur.

Hayatta gerekleri ok nemli olan baz eyler gibi, bu olaylar


zinciri Ford Prefect ve Arthur Dent tarafndan tamamen grlmez
durumdayd. O srada onlar zlerek, huysuzca dier harfleri
ekitiren yerlilerden birini izlemekteydiler.

Zavall Allahn cezas maara adamlar, dedi Arthur.

Onlar maara adam deil...

Ne?

Oh, bover, dedi Ford.

Talihsiz yaratk ackl bir uluma sesi kararak kayann zerini


yumruklad.

Bu onlar iin biraz zaman kayb oldu, deil mi?dedi Arthur.


465/1186

Uh uh urghhhh, diye sylendi yerli ve tekrar kayay


yumruklad.

Telefon tesisatlar gelimede bunlarn nne gemi.

Urgh, grr grr, gruh! diyen yerli srarlyd ve kayay yumruk-


lamaya devam ediyordu.

Niin kayaya vurup duruyor?dedi Arthur.

Sanrm, kendisiyle tekrar kelime oyunu oynaman istiyor,


dedi Ford, harfleri iaret ediyor.

Herhalde gene crzjgrdwldiwdc kelimesini heceliyor, zavall


ey. Ona crzjgrdwldiwdc kelimesinde yalnzca bir g olduunu sy-
leyip duruyorum. Yerli tekrar kayay yumruklad.

Omzunun zerinden baktlar.

Gzleri yuvalarndan frlad.

Orada karmakark harfler arasnda yedi tanesi net bir dz


izgi zerinde sralanmaktayd.

ki kelime meydana getirmilerdi.

Kelimeler unlard;

KIRK K.

Grrrurgh guh guh, diye aklad yerli. Harfleri fkeyle


savurdu ve yakndaki bir aacn altna giderek arkada ile
amaszca dolanmaya balad.

Ford ve Arthur ona bakakaldlar. Sonra birbirlerine dndler.


466/1186

Orada benim dndm ey mi yazyordu? diye her ikisi


de birbirlerine sordu.

Evet, dedi her ikisi de .

Krk-iki, dedi Arthur.

Krk iki, dedi Ford.

Arthur iki yerliye doru kotu.

Bize ne anlatmaya alyorsunuz? diye bard.

Bunun ne anlama gelmesi gerekiyor?

lerinden biri yerde bir takla att, ayaklarn kaldrarak


havada sallad, tekrar takla att ve sonra uyumaya balad.

Dieri aaca trmand ve Ford Prefecte bir at kestanesi att.


Sylemek istedikleri her ne idiyse, sylemilerdi bile.

Bunun ne anlama geldiini biliyor musun?

Pek deil.

Krk iki. Derin Dncenin Byk Cevap olarak bildirdii


say.

Evet.

Ve Dnya da Derin Dncenin Byk Cevabn Sofusunu


bulmak iin tasarmlad bilgisayar.

nanmamz iin ynlendirildiimiz eyler bunlar.

Doru.
467/1186

Ve organik yaam bilgisayar matriksinin bir parasyd.

yle diyorsan yledir.

yle diyorum. Bu demektir ki bu yerliler, bu maymun adam-


lar da bilgisayar programnn blnmemi bir parasdrlar ve biz
ve Golgafrinchanlar da yle deiliz.

Ama maara adamlar lyorlar ve Golgafrinchanlar aka


onlarn yerini almak iin retilmiler.

Kesinlikle. O halde bunun ne demek olduunu anlyorsun


deil mi?

Ne?

Byk bir yanl, bir yze gze bulatrma, dedi Ford Prefect.

Arthur etrafna baknd.

Bu gezegen bu yzden berbat bir dnemden geiyor dedi.

Ford bir an iin bocalad.

Yine de, ortaya bundan bir ey kmas gerek, dedi sonunda,


nk Marvin Sorunun senin beyin dalgas modellerinde yazl
olduunu grebildiini sylemiti.

Fakat...

Muhtemelen soru da yanl ya da doru olann arplm.

Ama yine de bulabilseydik bize bir ipucu verirdi.


468/1186

Ama bunu nasl yapabileceimizi bilemiyorum. Bir mddet


her eye ilgisiz kaldlar. Arthur yere oturdu ve imenleri
ekitirmeye balad, ama bunun iine gmlebilecei bir ura
olmadn grd. nanabilecei ey imenler deildi, aalar
amasz grnyordu, sra sra tepeler hibir yere doru sralan-
myorlarm gibiydiler ve gelecek aynen iinde emeklenmesi
gereken bir tnele benziyordu.

Ford Elha-All Duyu-Malik ile oynuyordu. Hi ses yoktu. Bir i


ekli ve onu bir kenara brakt.

Arthur kendi yapt tatan harflerden birini eline ald.

Bu bir B idi. ini ekti ve tekrar yerine koydu. Yanna koyduu


harf O idi. kisi birlikte BO okunuyordu. Onlarn yanna bir iki
harf daha att. Bunlarda tesadfen K, T, A ve N idi. lgin bir
rastlantyla Arthurun o iinde olduu his ortamn mkemmel
niteliyorlard. Bir an iin harflere bakakald. Bunu bilerek
yapmamt. Yalnzca rastgele, bir ans eseri olmutu. Beyni
yavaa birinci vitese geti.

Ford, dedi aniden, bak, eer o soru benim beyin dalgalar


modelimde yazl ise ve ben bunun farknda deilsem, onun ben-
im bilinaltmda olmas gerekiyor.

Evet, sanrm yle.

Bu bilin alt modeli ne karmann bir yolu olmal.

yle mi dersin?

Evet, bu modelin ekillendirilebilecei geliigzel eleman


araclyla rastgele bir arac sayesinde, Ne gibi yani?
469/1186

Mesela gzlerim bal iken bir torbadan Kelime Oyunu har-


flerini ekmek gibi Ford ayaa srad.

ok zekice! dedi. antasndan havlusunu kard ve bir iki


dmle onu bir torba haline getirdi.

Tam anlamyla lgnca, dedi, Tam bir samalk.

Ama bunu deneyeceiz, nk bu zekice bir samalk.

Hadi, abuk ol. Gne saygl bir ekilde bir bulutun arkasna
geti.

Birka kk yamur damlac dt.

Kalan tm harfleri bir araya getirdiler ve hepsini torbann


iine attlar. Torbay salladlar.

Tamam, dedi Ford, Kapa gzlerini. ekmeye bala. Hadi,


hadi, hadi. Arthur gzlerini kapad ve elini bir havlu dolusu
harfin arasna daldrd. Onlar kartrd ve drt tanesini ekip
Forda verdi. Ford onlar ald srayla yere dizdi.

A dedi Ford, L, T, I.. ALTI!

Gzlerini krptrd..

Sanrm bu ie yaryor! dedi.

Arthur ona tane daha verdi.

K,E,R,...KER. Oh, belki de yaramyor, dedi Ford.

te bir l daha.
470/1186

E, D ,O , Keredo... korkarm bir anlam yok. Arthur torbadan


harf daha ekti. Ford yerlerine yerletirdi.

K,U,Z, dokuz... Alt kere Dokuz! diye bard Ford, e yary-


or! Hayret verici, gerekten ie yaryor!

Burada daha var. Arthur harfleri ateli bir ekilde eke-


bildiince hzl ekmeye alyordu.

K,A,, dedi Ford,..Alt kere dokuz ka... ..E,D,E,R,... Alt kere


dokuz ka eder... duraklad.

Hadi gerisi nerde?

E, hepsi bu, dedi Arthur, Olanlarn hepsi bu. Geriye


yasland, akl karmt, ne diyeceini bilmiyordu.

Dml havlunun dibini tekrar kartrd ama baka harf


yoktu.

Yani hepsi bu demek istiyorsun, yle mi? dedi Ford.

Hepsi bu.

Alt kere dokuz. Krk iki.

Bu kadar. Hepsi bu.

34
Gne kt ve onlara neeyle glmsedi. Bir ku akd. Ilk bir
rzgar aalar arasnda gezindi ve ieklerin ban kaldrmasn
salarken, kokularm ormann iinden uzaklara tad. Bir bcek
471/1186

vzldayarak bcekler leden sonra ne yaparlarsa, onu yapmaya


gitti. Aalar arasndan gelen ahenkli seslerin hemen ardndan iki
gen kz belirdi. Ford Prefect ve Arthur Dentin, grne gre
yerde zdrap iinde kvranan, gerekte ise sessiz bir kahkaha krizi
iinde sarslan vcutlarn grnce ararak durdular.

Hayr, gitmeyin, diye seslendi Ford Prefect iki nefes


arasnda, imdi yannza geliyoruz.

Ne oluyor byle? diye sordu kzlarn biri. kisinden de daha


ince ve uzun boyluydu. Golgafrinchamda personel memurluu
yapm, ama bundan pek holanmamt.

Ford kendini toparlad.

Affedersiniz, dedi, Merhaba. Arkadam ve ben tam


yaamn anlam zerinde felsefe yapyorduk. Elenceli bir
egzersiz.

Oh, sizsiniz, dedi kz, bu leden sonra gsteri yapmtnz.


Balangta ok komiktiniz ama sonra biraz fazla stlerine
gittiniz.

yle mi? Oh, evet.

Evet, niye yle yaptnz? diye sordu br, daha ksa yuvarlak
yzl olan kz. Golgafrincham'da ufak bir irketin sanat yneti-
ciliini yapmt. u anda iinde olduklar dnyann zorluklar ne
olursa olsun, ertesi sabah uyandnda, karlaaca eyin, hemen
hemen birbirinin ayn yzlerce di macunu tp fotoraf olmay-
acan bilmekten tr, her akam uyurken derin bir kran hissi
duyuyordu.
472/1186

Niye mi? Hi sebebi yok. Hibir eyin sebebi yoktur. dedi


Ford Prefect neeyle. Gelin ve bize katln, Benim adm Ford, bu
da Arthur. Bir sre iin hibir ey yapmayacaktk, ama bu biraz
ertelenebilir. Kzlar onlara pheyle bakt.

Benim adm Ada, dedi uzun boylu olan, ve bu da Mella.

Selam Ada, selam Mella, dedi Ford.

Siz hi konumaz msnz? dedi Mella, Arthura Oh, eninde


sonunda, dedi Arthur glmseyerek, ama yine de Ford kadar
deil.

yi. Biraz sessizlik oldu.

Ne demek istediniz, diye sordu Ada, sadece iki milyon


ylmz olduunu syleyerek? Sylediklerinizden bir anlam
karamadm.

Oh, u i, dedi Ford, Boverin.

Btn mesele bir hiperuzay evreyolu iin Dnyann ykl-


masnda... dedi Arthur omuz silkerek "ama bu iki milyon yl
sonra olacak bir ey, stelik Vogonlar Vogonlarn yapaca eyi
yapyorlar ite.

Vogonlar m? dedi Mella.

Evet, siz tanmazsnz.

Bu fikre nasl kapldnz?

Gerekten de nemli deil. Gemiten ya da gelecekten kalma


bir rya gibi. Arthur glmsedi ve uzaklara bakt.
473/1186

Konutuklarnzn hibir anlam ifade etmemesi sizi en-


dielendiriyor mu? diye sordu Ada.

Dinleyin, bunlar unutun gitsin, dedi Ford, her eyi unutun.


Hibir eyin nemi yok. Bakn nefis bir gn, bunun tadn karn.
Gne, tepelerin yeillii, vadinin dibindeki nehir, yanan aalar.

Bu yalnzca bir rya bile olsa, yine de olduka rktc bir


rya, dedi Mella, sadece bir evreyolu amak iin bir gezegeni
yerle bir etmek.

Oh, ben daha ktlerine de ahit oldum. dedi Ford, Yedinci


boyuttaki bir gezegenin Galaksiler aras bar bilardosunda top
olarak kullanldn okudum. Bir siyah delie atlp gitmi. On
milyar kii lm.

Bu lgnca, dedi Mella.

Ama otuz puan da toplam. Ada ve Mella birbirlerine


baktlar.

Bak. dedi Ada, Komite toplantsndan sonra bir parti var bu


akam. sterseniz siz de gelebilirsiniz.

Evet, tabii, dedi Ford.

sterim . dedi Arthur.

Epeyce saat sonra, Arthur ve Mella oturmu aalarn mono-


ton kzl parltsnn zerinde ykselen ay seyrediyordu.

u Dnyann mahvolaca ile ilgili yk... diye balad


Mella.

ki milyon yl sonra, evet.


474/1186

Syleyiine baklrsa, bunun gerek olduuna inanr gibisin.

Evet, sanrm yle. Sanrm o srada ben oradaydm. Kafasn


aknlkla sallad.

ok garipsin, dedi kz.

Hayr, ben ok sradan saylrm., dedi Arthur, Ama bama


baz ok ilgin eyler geldi. Diyebilirsin ki deitirici olmaktan ok
deitirildim.

Ya arkadann szn ettii o dier gezegen, u siyah bir de-


lie itilen?

Ah, onu bilmiyorum. Kitaptan okuduu bir ey gibi geliyor


kulaa.

Ne kitab? Arthur duraklad.

"Her Otostopunun Galaksi Rehberi, dedi en sonunda.

O da ne?

Oh, bu akam nehre attm bir ey, o kadar . Ona artk ihtiy-
a duyacam sanmyorum. dedi Arthur Dent.

-Kitabn Sonu-
Yaam, Evren ve Her ey

1
Her sabah erkenden iitilen dehet l, Arthur Dentin
uyanp anszn nerede olduunu hatrlaynn sesiydi.

Maarann buz gibi souk oluu tek bana nemli deildi, ru-
tubetli ve pis kokulu oluu da yle. Asl nemli olan gerek, bu
maarann slingtonun ortasnda bir yerde olmas ve bundan
sonraki ikibin yl iinde oraya uramas beklenen bir otobsn
bulunmamas idi.

Sylentiye baklrsa, iinde kaybolunacak en kt ey zamand.


Arthur Dent, zaman ve uzayda birok kere kaybolmu biri olarak,
buna tanklk edebilirdi. Uzayda kaybolunduunda hi olmazsa
vakit geirilecek bir eyler bulunabiliyordu.

Arthurun tarih ncesi Dnyada mahsur kalmas, bir dizi


karmak olayn sonucuydu ve bu olaylar iinde srasyla, Galak-
side var olduunu hayal bile edemeyecei kadar tuhaf blgelerde
havaya uurulmak ve hakarete uramak da bulunuyordu. Her ne
kadar artk burada yaam ok ok ok sakinlemise de, Arthur
kendisini hl fazlasyla tedirgin hissetmekteydi.

Be seneden beri havaya uurulmamt.


476/1186

O ve Ford Prefect, drt sene nce birbirlerinden ayrldk-


larndan beri, Arthur hi kimseyi grmemi olduundan, btn
bu zaman sresince hakarete de uramamt.

Bir kerenin dnda.

Bu, iki sene ncenin bir bahar akam bana gelmiti.

Gn batmndan hemen sonra, bulutlar arasndan akan


rktc klar farkettii iin maarasna dnmekteydi. Anszn
yreine trmanan bir mitle arkasna dnm ve bakmt. Ka-
mak. Buradan kurtulmak. Kazazedenin olanaksz ryas- bir gemi.

Ve o ylece bakp merak ve heyecan iinde izlerken, uzun,


gm renkli bir gemi lk akam havas iinden alalm, sessizce,
hi tela etmeden, kusursuz bir teknoloji dansyla, uzun bacak-
larn gvdesinden dar karmt.

Son derece yumuak bir ekilde topraa konarken kard o


kck mrlt kesilmi, gemi akam sakinlii iinde adeta
uykuya dalmt.

Dar bir rampa uzand.

Bir k szld.

k kapsnda, uzun boylu bir adam belirdi. Rampadan aa


doru yrd ve Arthurun nnde durdu.

Sen bir sersemsin, Dent, dedi yalnzca.

O, baka dnyalardan bir yaratkt, ok farklyd. Yabanc


dnyallara has uzun bir boyu, acayip dmdz bir kafas, yar
kapal kk ve acayip gzleri, gsterili drapelerle ssl altn
renkli bir giysisi, bu giysinin farkl, acayip bir yaka modeli vard.
477/1186

Soluk gri-yeil, farkl bir cilde sahipti. Bu cilt birok gri-yeil sur-
atlnn ancak bol egzersiz ve ok pahal sabunlar sayesinde elde
edebildii przsz parlaklkta bir ciltti.

Arthur yaratktan rkmt.

Yaratk gzlerini dikmi ona bakyordu.

Arthurun mit ve panik karm ilk duygularnn yerini, bir


anda aknlk alm ve o an iin, her trl dncesini yalnzca
ses tellerini kullanabilmek amacyla seferber etmiti.

Nnn...? dedi..

Uuuu.. uh.. diye ekledi.

Kkk. kki . kim? demeyi nihayet baarm ve ardndan lgn


bir sessizlie gmlmt. Hatrlayabildii kadar uzun bir sredir
hi kimseyle tek bir sz etmemenin etkisini imdi hissediyordu.

Bir an iin kalarn atan yabanc yaratk farkl, ince ve gsz


grnml elinde tutmakta olduu bloknota benzeyen eye bir
gz att.

Arthur Dent? dedi.

Arthur aresizce ban sallayarak onaylad.

Arthur Philip Dent? diye srar etti yaratk, kafa tleyen ama
etkileyici bir tonla.

Eee..eee.. evet...eeee. ..ee, diye dorulad Arthur.

Sen sersemin birisin, diye tekrarlad yaratk, tam bir


babelas.
478/1186

Eee..

Yaratk, kendi kendine ban iki yana sallad, notlar zerine


kendine has, tuhaf bir iaret att ve hzla gemisine doru yneldi.

Eee.. diyordu Arthur mitsizce, eee...

Bana masal okuma, diye tersledi yaratk. Sert admlarla ram-


pay trmanm, kapdan ieri girmi ve geminin iinde kay-
bolmutu. Kendi kendini kilitleyen gemi bouk bir motor sesi
karmaya balamt.

Hey, heey! diye seslendi Arthur ve aresizlik iinde gemiye


doru komaya balad.

Bekle bir dakika! diye baryordu. Bu da ne demek? Ne?


Bekle bir dakika!

Gemi sanki tm arln topraa samcasna ykselmi,


ksa bir sre havada asl kalmt. Sonra ilgin bir szlle
akamn iine karm, ksa bir an iin aydnlatt bulutlarn
iine dalp gzden kaybolmutu. Arthuru, bir kara parasnn
sonsuzluu iinde, biare, kendi kendine garip bir dans yaparken
brakmt.

Ne? diye haykryordu Arthur. Ne? Ne? Hey, Ne? Gel


buraya ve tekrar syle!

Atlayp, srayp ayaklan titreyinceye kadar tepinmi, cierleri


tkeninceye kadar barmt. Kimseden hibir cevap gelmemiti.
Onu duyacak ya da onunla konuacak hi kimse yoktu.

Yabanc gemi oktan atmosferin daha st tabakalarna


dorufrtna hzyla ykselmekteydi. Rotasn evrendeki pek az
eyi birbirinden ayran o rktc bolua dorultmutu.
479/1186

Yolcusu, pahal suratl yaratk, tek kiilik koltuunda arkasna


yaslanmt. Ad Sonsuza Kadar Uzatmal Wowbagger idi. O ger-
ekletirecei amac olan bir adamd. Bu pek iyi bir ama deildi
ve bunu ilk itiraf edecek olan da yine kendisi olurdu herhalde.
Ama ne olursa olsun, yine de bir amat bu ve en azndan kend-
isini megul eden bir eydi.

Sonsuza Kadar Uzatmal Wowbagger aslnda

Evrenin ok az saydaki lmszlerinden biriydi- yani biridir.

Doutan lmsz olanlar, bu zellikleriyle nasl baa kacak-


larn igdsel olarak bilmektedirler. Ama Wowbagger onlardan
biri deildi. Hatta o, onlardan, o bir avu soukkanl eytanlar
grubundan nefret ederdi. lmszlk kendi iradesi dnda ve bir
kaza sonucu, zerine kalmt. Bahse konu bu kaza, mantksz
davranlar olan bir atom akseleratr ile sv halindeki bir len
yemei ve bir ift lastik bant arasnda meydana gelmiti. Kazann
tm detaylarnn nemi yoktu, nk imdiye kadar kimse bu
kazay oluturan artlarn aynn bir kez daha gerekletirmeyi
baaramam ve pek ok kii bu yzden ya aptalca bir duruma
dm ya lm ya da bunlarn her ikisi birden bana gelmiti.

Wowbagger ciddi ve yorgun bir ifade ile gzlerini kapad.


Geminin stereo mzik sistemine bir hafif caz paras koydu ve
eer u Pazar leden sonralar olmasa, aslnda bu yaama kat-
lanabileceini dnd, gerekten de katlanabilirdi.

Balangta her ey elenceli idi. Tehlikeli yaayarak, riskler


alarak, yksek kazanl uzun dnem yatrmlardan byk krlar
elde ederek ve en nemlisi de herkesten daha uzun yaayarak
gnn gn ediyordu.
480/1186

Ama sonunda, Pazar leden sonralar, saat 2.55den itibaren,


o gn yaplabilecek gerekli tm banyolarn yapldn, gazeteler-
deki herhangi bir paragrafa ne kadar uzun bakarsan bak ok-
uyamayacan ya da stunlardan birinde nerilen devrim yarata-
cak yeni aa budama tekniini hibir zaman kullanmayacan,
saatin akreple yel-

kovannn durup dinlenmeksizin drde doru ilerlediini ve az


sonra ruhun o uzun karanlk ay saatinin balayacan farket-
tikten sonra, zerine ken o korkun huzursuzluk hissiyle baa
kamaz olmutu.

Yani, Wowbagger iin iler monotonlamaya balamt.


Eskiden bakalarnn cenazesinde taknd neeli tavrlar kay-
bolmaya yz tutmutu. Genel olarak Evreni ve zel olarak da
iindeki herkesi kk grmeye balamt.

Amacn ite byle bir noktada belirledi. Ona itici g olacak ve


grebildii kadaryla sonsuza kadar yle kalacak bir ama. Bu
ama uydu.

Evreni aalayacakt.

Yani iinde bulunan herkese hakaret edecekti. Ayr ayr


herkese, teker teker, bizzat ve (kesinlikle baarmaya gayret
edecei gibi) alfabetik bir sra izleyerek.

Zaman zaman bu plann yalnz yanl ynlendirilmi bir plan


olmakla kalmayp, hi durmadan doan ve lenlerin okluu gz
nne alnacak olursa, aslnda imkansz bir plan olduunu sy-
leyip ona itiraz edenler kyordu. Wowbagger onlara elik gibi bir
bakla bakmakla yetiniyor ve Bir adamn dleri olabilir, yle
deil mi? diyordu.
481/1186

Ve bylece ie koyulmutu. Son derece dayankl ina edilmi


bir uzaygemisini, bilinen Evrenin tm nfusunun hesabn tut-
abilecek ve bu ile ilgili korkun karklktaki yol hesaplamalarn
yapabilecek bilgi ilem kapasitesine sahip bir bilgisayarla
donatmt.

Wowbaggern gemisi bir yandan gne evresinde serbest at


yapmaya hazrlanrken, Sol yldz sisteminin i yrngeleri
arasnda gzden kayboldu ve kendini yldzlar aras bolua
frlatt.

Bilgisayar dedi Wowbagger.

Buradaym, diye hevesle cevap verdi bilgisayar.

imdi nereye gidiyoruz?

Bunu hesaplamam gerek.

Wowbaggern gzleri bir an gecenin muhteem mcevherler-


ine takld. Prlantalar gibi parldayan milyarlarca minik dnya
klaryla sonsuz karanl nokta nokta kaplamaktayd. Tek tek
her biri onun yolculuk program iindeydi. Birouna milyonlarca
kez gitmesi gerekecekti.

Bir sre, tpk ocuklarn noktalan birletirme bulmacalarnda


olduu gibi yolculuunun da gkteki bu noktalar birletirdiini
ve Evrenin her yanndan okunabilecek son derece ayp bir keli-
menin ortaya ktn dledi.

Bilgisayar, hesaplamalarnn sona erdiini bildirmek iin


bipledi.

Folfanga dedi. Bipledi.


482/1186

Folfanga Sisteminin drdnc dnyas, diye devam etti.


Yine bipledi.

Beklenen seyir sresi, hafta, diyerek bilgilendirmeyi


srdrd. Tekrar bipledi.

Orada kk, kabuksuz bir smklbcekle karlaacaz,


bipledi, A-Rth-Urp-Hl Ipdenu trnden bir bcek.

Sanrm, diye ekledi, ksa bir ara vererek ve srekli

bipleyerek, ona beyinsiz geveze demeye karar vermitiniz.

Wowbagger homurdand. Bir iki dakika iin penceresinden


yaratln ihtiamn seyretti.

Galiba biraz kestireceim, dedikten sonra sordu,


nmzdeki bir iki saat iinde geeceimiz blgelerde hangi
iletiim istasyonlar var?

Bilgisayar bipledi.

Kozmovid, Dnce Perisi ve Evdeki Beyin, diye bildirerek


tekrar bipledi.

Otuzbin kez grmemi olduum film kald m?

Hayr.

Uh.

Uzayda Endie var. Bunu yalnzca otuzbinbeyzyetmi kez


grmsnz.

kinci yarda beni uyandr.


483/1186

Bilgisayar bipledi.

yi uykular, diledi.

Gemi, gece iindeki yolculuuna devam ediyordu.

Bu arada, Dnyada yamur yamaya balamt. Maarasnda


dizlerinin stne oturan Arthur Dent, tm yaamnn gerekten
en berbat gecelerinden birini geirmekteydi. Konuabilmi olsayd
yarata syleyebilecei eyleri dnyor, bir yandan da,
kendileri de berbat bir gece geirmekte olan sinekleri avlyordu.

Ertesi gn, iinde gerekli eylerini saklamaya yarayacan


dnerek, kendisine tavan derisinden bir anta yapt.

2
O sabah, bu anlatlanlardan iki yl sonra, daha iyi bir isim bu-
luncaya kadar ev olarak adlandrm olduu veya daha iyisini bu-
lana kadar yaamaya devam edecei maarasndan ktnda,
onu darda mis gibi kokan nefis bir hava karlad.

Geri her sabah att dehet dolu afak l yznden yine


boaz acyordu ama kendini birdenbire son derece iyi hissetmeye
balamt. Ypranm ropdambrn skca vcuduna sard ve
prl prl sabaha bir glck att.

Hava berrak ve ho kokulu idi. Hafif bir rzgar maarann


evresindeki yksek otlarn arasnda dolanyor, kular birbiriyle
cvldayor, kelebekler btn gzellikleriyle ortalarda uuuyor
ve tm doa olabildiince sevimli olabilmek iin elinden gelen her
eyi yapmaya alyordu.
484/1186

Bununla birlikte Arthuru bylesine neeli yapan ey kr


yaamnn tm bu gzellikleri deildi. ok ksa bir sre nce
aklna, burada bu tarih ncesi dnyada ektii korkun yalnzlk
duygusunun, o kabuslarn, tm abalarna karn bahvanlkta
urad baarszlklarn, gelecek yaamnn geleceksizlii ile
boluunun stesinden gelmesine yardmc olabilecek muhteem
bir fikir gelmiti.

Bir glck daha att ve akam yemeinden arta kalan tavan


butundan bir srk ald. Bir ka dakika, mutlu bir ekilde lok-
masn inedikten sonra, bu kararn resmen aklamaya karar
verdi.

Dimdik ayaa kalkarak, krlara ve tepelere korkusuz gzlerle


bakt. Kelimelerine g kazandrmak iin elindeki tavan kemiini
salarnn arasna sktrd. Kollarn ardna kadar iki yana at.

Aklm oynatacam! diye ilan etti.

yi fikir, dedi Ford Prefect, oturmakta olduu kayadan aa


inerken.

Arthurun beyni taklalar atarken, enesi nav ekiyordu.

Ben de bir sre iin oynatmtm, diye devam etti Ford, pek
bir iime yaramad.

Arthurun gzleri yuvalarndan frlayan parendeler


atmaktayd.

Anlyorsun deil mi?, dedi Ford.

Sen nerelerdeydin? diye szn kesti Arthur, kafas jim-


nastik almasn tamamladktan sonra.
485/1186

Etrafta, dedi Ford, orada, burada. ldrtclndan emin


olduu bir tavrla srtarak Bir sre iin kafam takntlardan kur-
tarp daha ekici konulara yneldim. Dnyann bana ihtiyac
olduunda aracan biliyordum. ard da.

yice ypranp lime lime olan srt antasndan Etna-Alt-


Dokun-Matikini kard.

En azndan, dedi, ben ardn sanyorum. Bundan bir


takm sesler gelip duruyor. Cihaz sallad. Eer bunlar yanl
uyarlarsa aklm oynatrm, dedi, yeniden.

Arthur ban iki yana sallad ve yere oturdu. Yukar bakt.

Mutlaka lmtr diye dnmtm... dedi ksaca.

Bir mddet iin ben de yle dnmtm, dedi Ford,


sonra bir ka hafta iin bir limon olduuma karar verdim. Bu za-
man iinde bir cin tonie dalp karak kendimi oyalayp
elendirdim.

Arthur genzini temizledi, sonra bir daha temizledi.

Yani Sen, dedi, nereden...?

Bir cin tonik mi buldunuz diye kesti Arthurun szn Ford


zekice, kendisini cin tonik sanan ufak bir gl buldum ve ona
dalp ktm. En azndan ben onun cin tonik olduunu
dnyordum.

Belki de, diye ekledi, yznde normal bir adam arkasna


bakmadan ormana kartacak bir srtla, yle hayal
ediyordum.
486/1186

Arthurdan bir tepki gelmesini bekledi ama Arthur iini


biliyordu.

Devam et, dedi sakin sakin.

in ana fikri, anlyor musun dedi. Ford, akln oynatmay


nlemek iin kendini akln oynatmaya zorlamann bir anlam
yok. Vazgeip, ruh saln daha sonras iin saklamakta fayda
var.

Ve bu senin tekrar ruh saln yeniden kazanm halin, yle


mi? dedi Arthur, yalnzca bilgi edinmek iin soruyorum.

Afrikaya gittim, dedi Ford.

yle mi?

yle.

Neye benziyordu?

Ve bu da senin maaran yle mi? dedi Ford.

Eee, evet, dedi Arthur. Kendisini ok garip hissediyordu. He-


men hemen drtyl sren tam bir yalnzlktan sonra Fordu
grmekten yle memnun olmu ve rahatlamt ki alayabilirdi
bile. te yandan Ford, insan her an kzdrp lgna evirebilecek
biriydi.

ok ho, dedi Ford, Arthurun maarasna bakarak. Ondan


nefret ediyor olmalsn.

Arthur cevap verme zahmetine girmedi.


487/1186

Afrika ok ilginti, dedi Ford, orada ok garip


davranyordum.

Dnceli bir tavrla uzaklara bakt.

Hayvanlara kt davranr olmutum, dedi dalgn ve hlyal.


Ama yalnzca bir hobi olarak.

Yapma yahu? dedi Arthur kukuyla.

Evet, diyerek ona gvence verdi Ford. Detaylarla seni sk-


mayacam, nk bunlar ...

Ne?

...seni skabilir. Ama gelecekte zrafa olarak tanmlanacak


hayvann biimsel evriminde tek bana rol oynadm bilmekle
ilgilenirsin belki. Ve umay renmeye altm. Bana inanyor
musun?

Anlat, dedi Arthur.

Sonra anlatrm. Yalnzca Rehber de yazlana baklrsa...

Nerede..?

Rehberde. Otostopunun Galaksi Rehberi. Hatrlyor


musun?

Evet. Onu nehre attm hatrlyorum.

Evet, dedi Ford, ama ben onu oltayla oradan karmtm.

Bana sylememitin.
488/1186

Tekrar atman istemiyordum.

Mantkl bir sebep, diye itiraf etti Arthur. Ne yazyor?

Ne?

Rehber, ne yazyor?

Rehber'e gre umak bir sanatm, dedi Ford, ya da daha


ok bir yetenek. Yetenek kendini yere atp, yeri skalamakta yaty-
or. Tereddtle glmsedi. Pantolonunun dizlerini iaret etti ve
dirseklerini gstermek iin kollarn kaldrd. Ypranp ve
paralanmlard.

imdiye kadar pek baarl olamadm, dedi. Elini uzatt.


Seni tekrar grdme ok sevindim Arthur, diye ekledi.

Arthur aniden bastran bir duygusallk ve aresizlik iinde


ban iki yana sallad.

Yllardr kimseyi grmedim, dedi, Bir tek kii bile. Nasl


konuulduunu bile zorlukla hatrlayabildim. Kelimeleri unutup
duruyorum. Pratik yapyorum, anlyor musun. eylerle...
konuarak pratik yapyorum.... eylerle... onlarla konuursan seni
deli sandklar u eyler nedir? Hani nc George gibi.

Krallar m? diye nerdi Ford.

Hayr, hayr, dedi Arthur. Eskiden nc George'un


konutuu eyler. Allah akna, her yanmz onlarla dolu. Yz-
lercesini kendim ektim. Hepsi ldler. Aalar! Aalarla
konuarak pratik yapyorum. Bu ne iin?

Ford hala elini uzatm bekliyordu. Arthur bir ey anlamadan


bu ele bakt.
489/1186

Sk elimi, diye hatrlatt Ford.

Arthur, nce tedirgin bir ekilde, sanki skt el bir bala


dnecekmi gibi yapt bunu. Sonra takn bir rahatlama seli
iinde, Fordun elini iki eliyle birden lgnca kavrad. Sallad, sal-
lad, sallad.

Bir sre sonra Ford ellerini ayrmalarnn uygun olacana


karar verdi. Birlikte, yaknlardaki bir kayaln tepesine tr-
mandlar ve evrelerindeki manzaray incelediler.

Golgafrinchanlara ne oldu? diye sordu Ford.

Arthur omuz silkti.

Birou sene nceki k atlatamad, dedi, ve kalan


birka da baharda bir tatile ihtiyalar olduunu syleyerek bir
salla uzaklatlar. Tarihe gre kurtulmu olmalar gerekiyor....

Hh, dedi Ford, bak, bak. Ellerini kalalarna yaptrarak


tekrar etrafndaki bombo dnyaya bakt. Birdenbire Ford iinin
enerji ve bir eyler yapma duygusuyla dolduunu hissetti.

Gidiyoruz, dedi heyecanla ve enerjiyle titredi.

Nereye? Nasl? dedi Arthur.

Bilmiyorum, dedi Ford, Ama zamann geldiini hissediyor-


um. Bir eyler olacak. Yola kmak zereyiz.

Sesini bir fsltya indirdi.

Kirli amarlar iinde dedi, bir kargaa tespit ettim.


490/1186

Gzlerini merakla uzaklara dikmiti. Rzgarn salarn arpc


bir biimde geriye doru frmesinden mutlu olacakm gibi
grnyordu. Ne yazk ki rzgar, bu srada az tedeki birka
yaprak parasyla oyalanmakla meguld.

Arthur ondan sylediini tekrarlamasn istedi, nk ne de-


mek istediin pek anlayamamt. Ford tekrarlad.

Kirli amarlar m? dedi Arthur.

Uzay-zaman kumalar, dedi Ford, o srada geen rzgara


dilerini gstererek.

Arthur ban sallayarak onaylad, sonra genzini temizledi.

Bir Vogon gemisinin otomatik umumi amarhanesinden mi


sz ediyoruz yani, diye ihtiyatla sordu, neden bahsediyoruz?

Uzay-zaman sreklilii iindeki anaforlar dedi Ford.

Ah, diye ban sallad Arthur, O mu? O ha? Ellerini rop-


dambrnn ceplerine gmd ve bilgi bir edayla uzaklara bakt.

Ne? dedi Ford.

Eee, yani kim, diye kekeledi Arthur, bu Ana, tam olarak?

Ford asabi bir tavrla ona bakt.

Dinleyecek misin? diye terslendi.

Bandan beri dinliyorum, dedi Arthur, ama bunun pek fay-


das olduundan emin deilim.
491/1186

Ford onu rbdambrnn yakalarndan yakalad ve sanki Ar-


thur telefon irketinin muhasebesinde alan biriymicesine,
yava, tane tane ve sabrla anlatt.

Kumata... dedi, birtakm alanlar... olumu gibi... grny-


or... dedi, kararszlk alanlar... dedi..

Fordun tuttuu yerdeki kumaa sersem sersem bakan Arthur,


bu sersem bak, sersem bir soruya evirmeyi baaramadan Ford
atld.

...uzay-zaman kumanda, dedi.

Ah, u, dedi Arthur.

Evet, u, diye onaylad Ford.

Orada, tarih ncesi Dnyada ylece durup, inatla birbirlerinin


yzne bakmaktaydlar.

Ve bu kuma ne yapm? dedi Arthur.

Kararszlk alanlar oluturmu dedi Ford.

yle mi yapm? dedi Arthur, bir an bile gzlerini


karmadan.

yle yapm, dedi Ford benzer bir hareketsizlik iinde.

Gzel, dedi Arthur.

Anlyor musun? dedi Ford.

Hayr, dedi Arthur.


492/1186

Sessiz bir duraklama oldu.

Bu konumann bana zor gelen taraf, dedi Arthur yzn


yava yava kafasnda sarp bir kaya karsnda beklenmedik
glkleri tartan bir dacnn ifadesi kaplamaktayd. Son zaman-
larda yaptm konumalardan ok farkl olmas. Sylediim gibi,
daha ncekileri ounlukla aalarla yapyordum. Onlar byle
olmuyordu. Yalnzca, kara aalarla yaptm konumalar bunun
dnda tutulabilir, nk o konumalarda bazen bataa sa-
plandm oluyordu!

Arthur, dedi Ford.

Alo? Efendim? dedi Arthur.

Sadece sana sylediim her eye inan, ok ok basit olacak


greceksin.

Ah, buna inanabileceimden emin deilim.

Oturup dncelerini birletirdiler. Ford Eta kard. Cihazdan


birtakm zayf grltler gelmekte ve zerindeki minik bir k
belli belirsiz yanp snmekteydi. Aks m bitmi? dedi Arthur.

Hayr, dedi Ford, Uzay-zaman kumanda hareketli bir


karklk var, bir anafor, bir kararszlk alan. Ve bu alan bizim
gr mesafemiz iinde bir yerde. Nerede?

Ford cihaz yavaa, yukar doru hafif bir yarm daire izerek
oynatt. Ik birden parlad.

Orada! dedi Ford, kolunu ne doru uzatarak. Orada, u


kanepenin arkasnda!
493/1186

Arthur bakt. nlerindeki dzlkte zeri al deseni kadife


kapl bir Chesterfield kanepe durmaktayd. Buna zekasyla kar
koydu. Aklna bir sr soru hcum etmiti.

Niin, dedi, bu arazinin ortasnda bir kanepe olsun?

Sana syledim! diye haykrd Ford, ayaa frlayarak. Uzay-


zaman sreklilii iindeki anaforlar!

Ve bu da onun kanepesi yle mi? diye sordu Arthur, ayaa


kalkmaya ve bu konuda pek iyimser olmasa da, aklna tekrar
sahip kmaya alt.

Arthur! diye seslendi Ford ona, bu kanepe, senin lmcl


ekilde pelteleen beyninin kavrayabilmesi iin altm uzay-
zaman kararszl sonucunda orada bulunuyor. Btnlkten
syrlm bir dalga, bir uzay-zaman at, ne olduu nemli deil,
onu yakalamamz gerek, bizim buradan tek k yolumuz o!

Aceleyle kayalklardan aa indi ve mmkn olduu kadar


abuk dzle ulat.

Yakalamak m? diye sylendi Arthur, sonra Chesterfield'n


imenler arasnda rzgarn nne katlm gibi bir aa bir yukar
dalgalanarak tembel tembel uzaklatn grnce aknlk iinde
kalarn att.

Hi beklenmedik bir nee l atarak kayadan aa atlad ve


Ford Prefecti ve mnasebetsiz mobilya parasn yakalamak iin
dala geti.

imenler arasnda srayarak, glerek, birbirlerine koltuun


o tarafa yada bu tarafa yneltilmesi iin talimatlar yadrarak, l-
gnca koutular. Gne bir o yana bir bu yana salman imenler
494/1186

arasnda hlyal hlyal parldyor, getikleri yerlerdeki kk kr


hayvancklar deliler gibi etrafa kayordu.

Arthur kendini mutlu hissediyordu. Bir kerecik olsun gnn


plana ok uygun ekilde geiyor olmasndan memnundu. Sadece
yirmi dakika nce akln oynatmaya karar vermiti ve imdiyse
burada tarih ncesi Dnya'nn krlarnda bir Chesterfield
kanepeyi kovalamakla meguld.

Bir o yana bir bu yana salnarak ilerleyen kanepe hem


yanndan geip gittii aalar kadar somut, hem de aalar
arasnda dolaan bir hayalet gibi uucu bir dt.

Ford ve Arthur bir karmaa iinde grltl admlarla


kouarak onun peinden gidiyorlard. Ama o, adeta kendine has,
karmak ve matematiksel bir toporafya izleyerek, yeni bir yol
buluyor ve kurtuluyordu. Onlar gene de izliyorlar, kanepe
dansediyor, frrl frl dnyordu. Birden geri dnd ve bir felaket
grafiinin balangcn atlamak istercesine dal yapt. Arthur ve
Ford kolayca stne kvermiler lk la orada tutunmaya
alyorlard. Gne bir an iin karard, bir sre mide bulandrc
bir hilik iinde yuvarlandlar ve sonra kendilerini beklenmedik
bir ekilde, Londrada, Lordlar Kriket Sahasnda buldular. 198-
ylnda yaplan Avustralya Serisi Son Deneme Mann bitimine az
bir sre vard ve ngilterenin kazanmas iin yalnzca yirmisekiz
tur daha gerekiyordu.

3
Galaksi tarihiyle ilgili nemli gerekler, No. 1:
495/1186

(Gnlk Sider Habercisi'nin Popler Galaksi Tarihi isimli


kitaptan alnarak oaltlmtr.)

Krikkit gezegenindeki gkyznn gece grnts tm


Evrende en az ilgi eken manzaradr.

4
Ford ve Arthur, bir uzay-zaman anomalisinden geliigzel
yuvarlanp, kusursuz imenler zerine olduka sert bir ekilde
arptklarnda, Lordlar Sahasnda gzel ve ho bir gn
yaanmaktayd.

Kalabalktan ykselen alk muhteemdi. Geri alklananlar


onlar deildi, ama yine de igdsel olarak, eilip selam verdiler.
yi ki yle yapmlard, nk tam o srada kalabaln asl alkla-
makta olduu kk, krmz, ar top Arthurun kafasnn sadece
birka milimetre stnden slk alarak geivermi, kalabaln
iinde bir adam yere ylmt.

Kendilerini yeniden, iren bir ekilde etraflarnda dnyor-


mu gibi gelen topraa attlar.

Bu da neydi? diye hiddetle fsldad Arthur.

Krmz bir ey, diye Ford da onu ayn hiddetle fsldayarak


cevaplad.

Neredeyiz?

Eee, yeil bir yerde.


496/1186

ekiller, diye homurdand Arthur. Bana ekiller gerek.

Kalabaln alklarn, aknlkla braklan nefesler ve az nce


grdklerine inanp inanmamaya henz karar

verememi yzlerce kiinin mnasebetsiz glmeleri


izlemiti.

Bu sizin kanepeniz mi? dedi bir ses.

Neydi o? diye fsldad Ford.

Arthur ban kaldrp bakt.

Mavi bir ey, dedi.

ekli? dedi Ford.

Arthur tekrar bakt.

ekli, diyerek hiddetle Forda fsldarken alnn vahice


krtrmt, bir polisi andryor.

Orada atk kalaryla melmi olarak birka dakika kaldlar.


Polisi andran mavi ekil, ikisinin de omuzuna hafife dokundu.

Hey, siz ikiniz, gelin dedi ekil, sizi bir grelim bakalm.

Bu kelimeler Arthur zerinde bir elektriklenme etkisi yarat-


mt. Telefonunun aldn duyan bir yazar gibi havaya zplad ve
anszn rktc bir sradanlkta karar klm olan etrafndaki
manzaraya bir dizi akn bak frlatt.

Bunu nereden buldun? diyerek polisi andran ekle haykrd.


497/1186

Ne dedin? dedi irkilen ekil.

Buras Lordlar Kriket Sahas, yle deil mi? diye terslendi


Arthur. Onu nereden buldun, buraya nasl getirdin? Sonra,
sanrm, diye elini alnna arparak ekledi, biraz sakinlesem iyi
olacak. Aceleyle Fordun yanna kt.

Bu bir polis, dedi. imdi ne yapc.az?

Ford omuz silkti.

Ne yapmak istiyorsun? dedi.

Senin bana, dedi Arthur, son be senedir rya grmekte


olduumu sylemeni istiyorum.

Arthur tekrar omuz silkti ve emre uydu..

Sen son be senedir rya grmekteydin, dedi. Arthur ayaa


kalkt.

Tamam, memur bey, dedi ben son be senedir rya


grmekteydim. sterseniz ona sorun, diye ekleyerek Fordu iaret
etti, o da ryamn iindeydi.

Bunu syledikten sonra, stn ban silkeleyerek sahann


kenarna doru uyuuk uyuuk yrmeye balad. Sonra rop-
dambrn farketti ve durdu. Ona uzun uzun bakt. Sonra polisin
stne atlad.

Peki ben bu giysileri nereden buldum? diye uludu.

Yere yld ve imenlerin zerinde her yan seyirmeye balad.

Ford ban iki yana sallad.


498/1186

Kt bir iki milyon yl geirdi, dedi polise ve ikisi birlikte Ar-


thuru kanepenin zerine yatrarak sahann dna tadlar.
Kanepenin yar yolda anszn kaybolmas onlar ok az etkilemiti.

Btn bu olanlara kalabalktan gelen reaksiyonlar ok ve


eitli olmutu: ou olanlar seyretmekle baa kamam ve
radyodan dinlemeyi tercih etmiti.

Bu, ilgin bir olay, Brian, diyordu bir radyo yorumcusu


dierine. Sanrm, sahada byle esrarl bir cisimleme olay
uzunca bir sreden beri grlmemiti. Oh, yani -daha dorusu,
daha nce byle bir ey olduunu hi sanmyorum- yle deil mi -
yani hatrladm kadaryla?

1932 de Edgbastondakine ne dersin?

Ah, ama o zaman olan...

Eee, evet, Peter, sanrm o zaman da Willcoxa kar Canter


kapal tribnler tarafndan at yapmak zere ilerliyordu ve tam o
srada izleyicilerden biri anszn kendisini sahann ortasna
atmt.

Birinci yorumcu bunu kafasnda tartarken biraz duraklad.

Ev...e...t dedi, evet, ama aslnda bunda esrarl bir taraf


yoktu, yle deil mi? O adam cisimlemi falan deildi, O yalnzca
ortaya frlamt.

Evet, bu doru, ama o adam sahada bir eyin ci-simletiini


grdn iddia etmiti.

Ah, yle mi?

Evet, sanrm bir eit timsaht bu.


499/1186

Ah, ve bunu baka farkeden olmu muydu? Anlalan hayr.


Ve ondan daha detayl bir tanm alnamad iin, batan savma
bir aratrmayla ye-tinilmiti.

Ya sonra adam ne oldu?

Eee, sanrm birisi onu sahadan karp kendisine le yemei


yedirmeyi teklif etmi, ama o iyi bir yemekten henz kalktn
aklamt. Bylece mesele kapatlm ve Warwickshire say ile
kazanmt.

O halde, bu son olayla aralarnda pek de bir benzerlik ol-


mad anlalyor. Radyosunu yeni am olanlarn, renmek
isteyebilecei gibi,... ee.. iki erkek, sanrm olduka bakmsz giy-
imli iki erkek ve halta bir de kanepe- sanrm bir Chesterfield, yle
deil mi?

Evet, bir Chesterfield.

Az nce, burada, Lordlar Kriket Sahasnn ortasnda anszn


cisimletiler. Bununla birlikte bu kiilerin herhangi bir kt ni-
yetleri olduunu sanmyorum. Son derece yumuak tavrlar
iindeydiler, ve ... .

Pardon, Peter, szn bir saniyeliine kesip kanepenin az


nce yeniden kaybolduunu bildirebilir

miyim.

Ve evet, kanepe ortadan kaybolmu bulunuyor. Gzel,


gizemin bir maddesi eksildi demektir. Yine de,

sanrm bu olay tam rekorlar kitabna geecek cinsten bir


500/1186

olay. zellikle de oyunun bu heyecanl annda ortaya km


olmas asndan. Turnuvay kazanmak iin ngilterenin imdi,
yalnzca yirmidrt tura ihtiyac var. pheli adamlar sahay bir
polis memuru eliinde terkediyorlar. Ve sanrm, artk herkes
tekrar yerlerine oturuyor ve oyun yeniden balamak zere.

Evet, baym, dedi polis merakl kalabaln arasndan geip


Arthurun huzurlu bir hareketsizlik iindeki vcudunu bir battani-
yenin zerine yaptrdklar sonra, belki bana artk kim
olduunuzu, nereden geldiinizi ve bu kk numaranzn ne an-
lama geldiini anlatmak istersiniz?

Ford dengesini bulmaya alr gibi bir an iin gzlerini yere


dikti ve sonra ban dorultup polise bir bak frlatt. Bu bak,
Yerkre ile Fordun Betelgeuse yaknlarndaki evi arasnda bulun-
an alt k yl mesafenin her bir santimetresinin tm gc ile pol-
ise arpt.

Pekala, dedi Ford, gayet sakin bir ekilde, anlatacam.

Evet, tamam, ama gerek olmayacak, dedi polis aceleyle,


bunun bir daha olmasna izin vermeyin yeter. Polis arkasna
dnd ve Betelgeusedan olmayan birini bulabilmek midiyle or-
talkta dolamaya balad. Bereket versin, saha byleleriyle
doluydu.

Arthurun bilinci yavaa, isteksizce ve ok uzaktan geliyormu


gibi gvdesine yanat. O gvdede baz kt anlar vard. Yavaa
ve huzursuzca ieri girdi ve allm yerini ald.

Arthur doruldu.

Neredeyim?
501/1186

Lordlar Kriket Sahasnda, dedi Ford.

Gzel, dedi Arthur ve bilinci tekrar ksa bir teneffs yapmak


zere vcudu terketti. Arthur yeniden imenlerin zerine yld.

On dakika sonra, bfelerin bulunduu adrda, elinde bir fin-


can ayla otururken, yzne yeniden renk gelmeye balamt.

Kendini nasl hissediyorsun? dedi Ford.

Evime dnm gibi, dedi Arthur bouk bir sesle. Gzlerini


yumdu ve ayndan tten duman - Arthura gre ayn sanki
kendisi imi gibi, ki yleydi, doyumsuzca iine doldurdu.

Evime dndm, diye tekrarlad. Buras ngiltere. Gn bugn.


Kabus sona erdi. Tekrar gzlerini at ve sakin sakin glmsedi.
Ait olduum yerdeyim, dedi duygulu bir fsltyla.

Sana sylemem gerektiine inandm iki ey var, dedi Ford,


Guardian bir nshasn masann zerinden Arthura doru uza-
trken. 1 Evime dndm, dedi Arthur.

Evet, dedi Ford. Birincisi, dedi, gazetenin zerindeki tarihi


iaret ederek, iki gn iinde dnya yklm olacak.

Evime dndm, dedi Arthur. ay, dedi, kriket, diye


ekledi mutluluk iinde, biilmi imen, tahta sralar, beyaz keten
ceketler, bira kutulan...

Gzleri yava yava gazeteye uyum salamaya balyordu.


Hafife kalarn atarak ban bir tarafa doru edi.

Bu nshay daha nce grmtm, dedi. Gzleri yava yava,


Fordun tembelce iaret etmekte olduu tarihe doru ykseldi.
Yz bir iki saniye iin dondu, sonra kutup buzullarnn baharda
502/1186

muhteem bir gsteriyle sergiledii krlma sahnesi orada oynan-


maya balad.

Ve dier sylemem gereken ey de , dedi Ford, sakalna bir


kemik taklym gibi grndn. Ona ayn geri verdi.

adrn dnda, gne, mutlu bir kalabaln zerinde parlda-


maktayd. Beyaz apkalar ve kzarm yzlerde parlyordu. Buzlu
ekerlemeler zerinde parlyor ve onlar eritiyordu. Az nce buzlu
ekerlemeleri eriyip, sopalarndan kayarak yere dt iin
alayan ocuklarn gzyalar zerinde parlyordu. Aalar zer-
inde parlyor, havada dnen kriket toplar zerinde yanp sny-
or, grnt ekranlarnn arkasna park edilmi bulunan ve kim-
senin dikkatini ekmemi olan son derece olaand bir nesnenin
zerine klarn sayordu. Arthur tir tir titriyordu.

Belki de, dedi, ben..

Hayr, dedi Ford serte.

Ne? dedi Arthur.

Eve telefon edip, kendini aramaya kalkma.

Nasl anladn...

Ford omuz silkti.

Ama neden yapmayaym? dedi Arthur. Kendileriyle tele-


fonda konuanlar, dedi Ford, hi bir zaman kendileri iin yararl
olabilecek eyler renmemilerdir.

Ama...
503/1186

Bak, dedi Ford. Eline hayali bir telefon ald ve hayali bir nu-
mara evirdi.

Alo? dedi hayali ahizeye. Arthur Dentle mi gryorum?


Ah, evet. Ben Arthur Dent. Dur, kapatma. Hayali telefona d
krkl iinde bakt.

Kapatt, dedi, omuz silkti ve hayali telefonu dzgn bir


ekilde hayali cihaznn zerine yerletirdi.

Benim tecrbem var, dedi bu benim ilk geici anomalim


deil, diye ekledi.

Arthurun yzndeki zaten kederli olan ifadenin yerini daha


da kederlisi ald.

Yani baardmz hibir ey yok, dedi, bir baka deyile,


eve varp kuruyabilmi deiliz.

Yok canm, diye cevaplad Ford, evde olup, havluya sarnp,


kurulanmaya balamaktan bile bahsedemeyiz.

Oyun devam etti. Topu atacak oyuncu uzun bir admla kaleye
yaklat, hzland ve kotu. Birden bir kol ve bacak frtnas
halinde patlad ve bu karmaa iinden bir top frlad. Vurucu,
olduu yerde dnd ve gl bir vurula topu arkasndan,
grnt ekranlarnn zerinden ard. Fordun gzleri topun
yolunu izledi ve bir an iin onunla birlikte kotu. Her taraf ger-
ilmiti. Topun uu rotasn tekrar izledi ve gzleri tekrar
seyirmeye balad.

Bu benim havlum deil, diyordu Arthur, bir yandan tavan


derisi antasn kartrrken.
504/1186

it, dedi Ford. Konsantre olmaya alarak gzlerini iyice


ksmt.

Benimki Golgafrinchan kou havlusuydu, diye devam etti


Arthur, O mavi zerine sar yldzl bir havlu idi. Bu o deil.

it,dedi Ford yine. Bir gzn eliyle kapatm, dieriyle


bakyordu.

Buradaki pembe, dedi Arthur, bu senin deil, deil mi?

Artk senin havlundan bahsetmemeni istiyorum, dedi Ford.

Bu benim havlum deil ki, diye srar etti Arthur, benim vur-
gulamaya altm nokta da bu...

Ve artk havlundan bahsetmemeni istediim zaman da, diye


devam etti ksk bir homurtuyla Ford, imdi.

Pekala, dedi Arthur, havlusunu ilkel ekilde dikilmi tavan


derisi antasna tktrmaya alrken. Bu konunun kozmik
ller iinde pek de nemli olmadnn farkndaym, sadece
epeyce garip. Hepsi bu. Mavi zerine sar yldzl bir havlu yerine,
birdenbire pembe bir havlu.

Ford olduka tuhaf davranmaya balamt yada tuhaf davran-


maya balamamt da, zaten tuhaf olan her zamanki dav-
ranlarndan tuhaf ekilde farkl bir biimde davranmaya
balamt. Yapt ey uydu. Sahann etrafnda birikmi olan
kalabaln dier yelerinde uyandrd akn baklara aldr-
makszn, ellerini serte yznn nnde sallyor, baz kiilerin
arkasnda ban eiyor, bazlarnn arkasnda sryor, sonra
hareketsiz durarak gzlerini krptrmaya balyordu. Bundan bir
iki dakika sonra, yavaa ve sezdirmeden ne doru ilerliyor,
505/1186

konsantre olmaya alan yzne, 500 metre tedeki kzgn ve


tozlu bir dzlkte, grd eyin bo bir kedi mamas konservesi
olup olmadndan emin olamayan bir leoparn yzndeki gizli ve
akn ka at yerleiyordu.

Bu anta da benim antam deil, dedi Arthur anszn.

Fordun konsantrasyon bys bozulmutu. Kzgnlk iinde


Arthura dnd.

Havludan bahsetmiyorum ki, dedi Arthur. Onun benim ol-


madn saptadk. Yalnzca, benim olmayan havlumu koymakta
olduum antann, benimkine olaanst benzemekle birlikte,
benimki olmadn sylyordum. imdi, ben ahsen, bunun son
derece tuhaf olduunu dnyorum, zellikle de tarih ncesi
Dnyadayken kendi yaptm bir anta olduu iin. Bunlar da
benim talarm deil, diye ekledi, antadan bir ka dz ve gri ta
kararak. lgin talardan bir koleksiyon yapyordum. Aka
grld gibi bunlar son derece skc talar.

Kalabaln iinden bir heyecan dalgas geti ve Fordun bu


bilgi paras karlnda verdii cevap her ne ise onu bastrd. Bu
heyecan uyandran kriket topu gklerden yuvarlanarak dosdoru
Arthurun esrarl tavan derisi antasnn iine girdi.

Ben imdi, bunun da ok ilgi ekici bir olay olduunu syleye-


ceim, dedi Arthur, abucak antasn kapatp, topu yerde arar
gibi yaparken.

Burada olduunu sanmyorum, dedi, topu aramak iin bir


anda etrafn sarveren kk ocuklara, herhalde bir yerlere
yuvarland. Sanrm u tarafta. ocuklarn uzaklamasn is-
tedii, belirsiz bir yn iaret ediyordu. Olanlardan biri ona
aratran gzlerle bakt.
506/1186

Siz iyi misiniz? dedi ocuk.

Hayr, dedi Arthur.

yleyse niye sakalnzda bir kemik var? diye sordu ocuk.

Onu, koyduum yeri sevmesi iin eitiyorum. Arthur byle


bir cevap vermi olmaktan dolay kendisi ile gurur duyuyordu. Bu,
diye dnyordu, tam olarak gen beyinleri elendirecek ve can-
landracak cinsten bir cevap.

Oh, dedi kk ocuk, ban bir tarafa yatrp dnerek.


sminiz ne sizin?

Dent, dedi Arthur, Arthur Dent.

Siz sersemin birisiniz, Dent, dedi ocuk, tam bir ba belas.


Gzlerini Arthurun zerinden arp telere bakt, oradan kamak
iin acele etmesini gerektirecek bir neden olmadn gstermek
istiyordu. Sonra burnunu kayarak oradan uzaklat. Arthur
birden, iki gn iinde yerkrenin yeniden yerle bir olacan hatr-
ladysa da bu sefer buna o kadar zlmedi.

Oyun yeni bir topla tekrar balamt. Gne parlamaya, Ford


bir aa, bir yukar zplamaya ve kafasn sallayp, gzlerini
krptrmaya devam ediyordu.

Kafanda bir ey var deil mi? dedi Arthur.

Sanrm, dedi Ford. Kulland ses tonunun son derece


mantk d bir kehanette bulunaca zamanlar kulland o ses
tonu olduunu farketmiti Arthur, orada bir BBS var

Eliyle iaret ediyordu. Yeterince ilgin olacak ekilde, iaret et-


tii yn ile bakmakta olduu yn ayn deildi. Arthur grnt
507/1186

ekranlarnn olduu yne de, oyun sahasnn bulunduu yne de


bakt. Ban sallad, omuzlarn silkti. Tekrar omuzlarn silkti.

Bir ne var? dedi.

Bir BBS"

BirB...?

..BS?

Nedir bu?

Baka Birinin Sorunu, dedi Ford.

Ah, iyi, dedi Arthur ve rahatlad. Bunun ne olduu hakknda


hi fikri yoktu ama hi olmazsa konu kapand diye dnyordu.
Ama kapanmamt.

Orada, dedi Ford, yine grnt ekranlarn iaret edip,


sahaya bakarak.

Nerede? dedi Arthur.

Orada! dedi Ford.

Gryorum, dedi Arthur, grmeden.

Gryor musun? dedi Ford.

Neyi? dedi Arthur.

BBSyi, dedi Ford sabrla, grebiliyor musun? Onun baka


birinin sorunu olduunu sylediini sanmtm.

Bu doru.
508/1186

Arthur dikkatle ve yznde son derece aptal bir ifadeyle ban


sallad..

Ve renmek istediim, dedi Ford, onu grp


gremediin.

yle mi?

Evet.

Neye benziyor? dedi Arthur.

Ben nereden bileyim, budala ey? diye bard Ford. Eer


grebiliyorsan, sen bana anlat.

Arthur, Fordla pek ok konumasnn zel iareti saylabilecek


olan akaklarnn arkasndaki o skc zonklama hissini duymaya
balamt yeniden. Beyni kulbesinde korkutulmu bir kpek
yavrusu gibi yerinden srad. Ford onu kolundan yakalamt.

Bir BBS, dedi, bizim gremediimiz yada grmediimiz


veya beynimizin grmemize izin vermedii bir eydir. nk biz
bunun baka birinin sorunu olduunu dnrz. te BBS bu-
dur. Baka Birinin Sorunu. Beyin onu hemen deitirir. O adeta
kr bir noktadr. Eer ona direkt olarak bakarsanz, tam olarak ne
olduunu bilmediiniz srece hibir ey gremezsiniz. Tek
ansnz gznzn bir ucuyla onu ans eseri
yakalayabilmenizdedir.

Ah, dedi Arthur, sen onun iin...

evet, dedi Ford, Arthurun ne diyeceini bildii iin.

hoplayp, zplyor...
509/1186

Evet.

...ve gzlerini krptrp duruyor...

Evet.

ve...

Sanrm mesaj almsn.

Ben onu grebiliyorum, dedi Arthur, o bir uzay gemisi.

Arthur bir an iin, yapt bu aklamann uyandrd tep-


kiden rkt. Kalabalktan bir kkreme ykselmi ve her ynden
insanlar komaya, barmaya, haykrmaya, bir karmaa tufan
iinde birbirinin zerine yuvarlanmaya balamt. aknlk
iinde gerilerken, tkezlendi ve korkuyla evresine baknd. Sonra
daha da byk bir aknlk iinde etrafna baknmaya devam etti.

Ne kadar heyecan verici, deil mi? diye konutu bir hayalet.


Grne baklrsa Arthurun gzleri nnde bir o yana bir bu
yana sallanmaktayd, ama iin asl herhalde Arthurun gzlerinin
hayaletin nnde salland eklindeydi. Arthurun az da bir
yandan bir yana gidip geliyordu.

Uu...u...u...u...u diyordu az.

Sanrm takmnz kazand, dedi hayalet.

U...U...U...U... diye tekrarlad Arthur, her syledii harfi


Ford Prefect'in srtn drtkleyerek vurgulamaktayd. Ford ise
dehet iinde karmaay izliyordu.

Siz ngilizsiniz, yle deil mi? dedi hayalet.


510/1186

E...e...e...e... evet, dedi Arthur.

yi ya ite, sylediim gibi, sizin takm az nce kazand. Ma


yani. Bunun anlam Kllerin onlarda kalaca. Buna ok mutlu ol-
malsnz. Kriketten olduka holandm itiraf etmeliyim, ama
bu gezegenin dnda kimse bunu sylediimi duymamal. Aman
tanrm, hayr.

Hayalet hnzrca olduu sylenebilecek bir ekilde gld, ama


buna karar vermek olduka zordu. nk gne tam arkasndan
geliyor, bann etrafnda gz kamatrc bir hale oluturarak
gm renkli salaryla sakallarn rktc bir ekilde aydn-
latyor ve hnzr glcklerle badamas zor bir grnm
sergiliyordu.

Yine de, dedi, bir ka gn iinde her ey bitecek, deil mi?


Ama son karlatmzda da belirttiim gibi ben buna son derece
zlyorum. Yine de ne olmu olacaksa, olmu olacak.

Arthur konumaya alt ama sonunda bu eit olmayan


mcadeleden vazgeti. Yine Fordu drtt.

Korkun bir ey oldu zannettim, dedi Ford, oysa yalnzca


oyunun sonuymu. Buradan kmamz gerek. Oh, selam Slartibar-
fast, sen ne aryorsun burada?

Oh, ylesine oyalanyorum, dedi yal adam ciddiyetle.

uradaki senin gemin mi? Bizi bir yerlere brakabilir misin?

Sabrl olun, sabrl olun, diye tledi yal adam.

Pekala, dedi Ford. Sadece bu gezegen ok yaknda ykma


urayacak da.
511/1186

Bunu biliyorum, dedi Slartibarfast.

yi o halde, ben de bu noktaya dikkat ekmek istemitim,


dedi Ford

Dikkat ekilmitir.

Ve bu noktada bir kriket sahasnn evresinde dolanmann


gerekten istediin ey olduunu dnyorsan...

yle yapyorum.

O zaman gemin senin olsun.

Benim zaten.

Sanrm haklsn. Ford byle diyerek sert bir hareketle ar-


kasn dnd.

Selam, Slartibarfast, diyebildi Arthur en sonunda.

Selam, Dnyal, dedi Slartibarfast.

Eninde sonunda, dedi Ford, yalnzca bir kez lebiliriz.

Yal adam bunu duymamazlktan geldi ve merakla sahay izle-


meye balad. Gzleri grnrde darda olanlarla hibir ilikisi
olmayan ifadelerle doluymu gibi grnyordu. Olan ey
kalabaln byk bir halka halinde sahann ortasnda toplan-
masyd. Slartibarfast'n bu olanlarda ne grdn ise yalnzca
kendisi biliyordu.

Ford bir eyler mrldanmaktayd. Bu ayn notann belli aralk-


larla birbiri, ardndan tekrarlanmasyd. Birinin kendisine ne
mrldandn sormasn bekliyordu, ama kimse bunu yapmad.
512/1186

Eer biri sormu olsayd bunun Noel Cowardn bir arks olan O
Gen ocuk in ldryorum isimli parann ilk saln olduunu
ve tekrar tekrar o satr sylediini anlatacakt. Sonra ona yalnzca
tek bir notay tekrarlayp durduu hatrlatlacak, o zaman o da,
aka anlalyor olmasn umduu sebeplerle, ilk satr okurken
O gen ocuk iin blmn attn syleyerek cevaplayacakt.
Kimsenin bir ey sormamasna ierliyordu.

Yalnzca, diyerek patlad sonunda, hemen buradan ayrl-


mazsak, yine her eyin ortasnda kalmamz ok mmkn. Ve beni
bir gezegenin harap edildiini grmekten daha ok zen hibir ey
yok. Bir de, diyerek ekledi alak sesle, kriket malarna takl-
maktan baka. Sabrl olun dedi Slartibarfast yeniden, byk
olaylar yaklayor.

Son kez karlatmzda da byle demitin. yleydi de


ondan, dedi Slartibarfast.

Evet, bu doru, diye itiraf etti Arthur.

Buna ramen, btn yaklaan, bir eit trenmi gibi gzky-


ordu. Seyircilerden ok zellikle TV kanallarnn faydalanmas
iin sahnelenmekteydi. Durduklar yerden olup bitenlere ilikin
tm bilgiyi yaknlarndaki bir radyodan salamaktaydlar. Ford
saldrgan bir ilgisizlik iindeydi.

Kllerin, ngiliz takmnn kaptanna sahada takdim edile-


ceinin aklanmasn duyduunda endieli idi. ngiliz takmnn
bu klleri bilmem kama kez aldn duyunca fkelendi. Kllerin
bir kriket sopasnn kalntlar olduunu anladnda ise aktan
aa hrlamaya balamt. Bunlara ek olarak bir de bahsi geen
kriket sopasnn 1882de Melbourne, Avusturalyada, ngiliz
Kriketinin lmn sembolize etmek amac ile yaklm
olduunu renince kendini zaptedebilmek iin derin bir nefes
513/1186

ald, Slartibarfasta dnd, ama bir ey syleme frsatn bula-


mad, nk yal adam orada deildi. htiyar adam tam o anda
kararl admlarla sahann ortasnda yrmekte salar, sakallar
ve giysileri pei sra srklenmekteydi. Sina, yaygn olarak temsil
edildii gibi dumanlar tten bir da deil de iyi biilmi bir im
saha olsayd, ayn Musa Peygamber de ancak byle grnebilirdi.
Grnecei gibi grnyordu.

Kendisiyle gemide bulumamz syledi, dedi Arthur.

Lanet olsun, yal bunak ne yaptn sanyor? diye patlad


Ford.

ki dakika iinde bizimle gemisinde buluacak, dedi Arthur,


dnmekten tamamen vazgetiini anlatan bir omuz silkile.
Gemiye doru yrmeye baladlar. Kulaklarna garip sesler geliy-
ordu. Dinlememeye altlar. Ama Slartibarfastn kavgac bir
tonla Kllerin iinde bulunduu gm kupann kendisine ver-
ilmesini istediini farketmeden edemiyorlard. Kller, onun
syledii kadaryla, Galaksinin gemii, u an ve gelecei iin
yaamsal neme sahipti ve bu syledikleri lgn kahkahalara se-
bep oluyordu. Grmemezlikten gelmeye karar verdiler.

Ama bundan sonra olan grmemezlik edemezlerdi. Yzbin-


lerce kiinin bir azdan hop demesi gibi bir grlt ile, elik
grnl beyaz bir uzaygemisi anszn kriket sahasnn tam zer-
indeki havada adeta yoktan var olmu ve hafif bir mrlt ve son-
suz bir tehdit ifadesi ile orada asl kalmt.

Bir sre, sanki herkesin normal iiyle ilgilenmesini ve geminin


orada asl kalmasna aldrmamasn bek-lercesine, hibir ey
yapmadan orada ylece durdu.
514/1186

Daha sonra olduka olaand bir ey yapt. Ya da daha


dorusu, kaplarn at ve iinden olduka olaand bir ey,
hatta olduka olaand onbir ey kard.

Bu eyler birer robottu, beyaz birer robot.

Onlarla ilgili en olaand ey ortama uygun biimde zel giy-


imli olarak gelmi olmalaryd. Bunlar yalnzca beyaz robotlar ol-
makla kalmayp, ayn zamanda kriket sopalarna benzer bir eyler
de tutuyorlard, sadece bununla da yetinmeyip, ellerinde kriket
toplarna benzer eyler de tayorlar, bu da yetmezmi gibi ayak-
larnn alt ksmlarna da beyaz lastik rgden yaplm tozluklar
takyorlard. Bu son zellikleri de olaandyd, nk bu tozluk-
lar, bu ilgi ekici medeni grnteki robotlarn, havada asl dur-
an uzay gemilerinden aa doru uarak inmelerini ve aadaki
kiileri ldrmeye balamalarn salayacak jet motorlarna sahip-
tiler. Ve robotlarn yapt da buydu, yani sahadakileri ldrmek.

Hey, dedi Arthur, bir eyler oluyor gibi gzkyor.

Gemiye bin, diye bard Ford. Bilmek istemiyorum, sen


gemiye bin yeter. Komaya balamt, Buras benim gezegenim
deil, burada olmay ben istemedim, bir eye karmak istemiyor-
um, beni buradan uzaklatrn yeter, beni bir partiye, iliki kur-
abileceim kiilerin arasna gtrn!

Sahadan dumanlar ve alevler ykselmekteydi.

Evet, doast glerin, bugn burada, gerekten de gler-


ini kantlad grlmekte.... diyen bir radyo sunucusu neeyle
kendi kendine akalamaktayd.

Benim ihtiyacm olan ey, diye bard Ford, daha nceki


szlerine aklk getirmek zere, kuvvetli bir iki ve bir arkada
515/1186

grubu. Komaya devam etti, yalnz bir an, o da Arthuru


kolundan ekip kendisiyle birlikte srklemek iin duraklad. Ar-
thur, kriz durumlarndaki olaan tavrn taknm az bir kar
ak kendini olaylarn akna brakmt.

Kriket oynuyorlar, diye mrldand Arthur, Fordun ar-


kasndan tkezleyerek yrrken. Yemin ederim, kriket oynuyor-
lar. Bunu neden yaptklarn bilmiyorum, ama yapyorlar. Yal-
nzca insanlar ldrmyorlar, onlar aptal yerine de koyuyorlar,
diye baryordu, Ford, bunlar bizi aptal yerine koyuyorlar!

Arthurun yolculuklar srasnda rendii tarih bilgisinden


daha fazla Galaktik tarih bilgisine sahip olmadan buna inanma-
mak ok gt. Kaln duman tabakas iinde hareket ettii grle-
bilen, hayalet grnl dehet saan figrler, sopalar ile bir dizi
tuhaf kriket parodisi gerekletiriyormu izlenimi veriyorlard.
Tek fark sopalaryla vurduklar her topun dt yerde pat-
lamasyd. Bata Arthurun tepkisi btn bunlarn Avusturalyal
bir margarin yapmcsnn reklam gsterisinden baka bir ey ol-
madn dnmek olmutu.

Sonra birden, balad gibi anszn, her ey sona eriverdi. On-


bir beyaz robot kaynaan youn bulutlarn arasndan ykselip
tren dzeni iinde, son bir ka kez daha alev fkrttktan sonra
havada asl bekleyen gemilerinin iine girdiler. Gemi yzbinlerce
kiinin vuup derken kard sese benzer bir grlt ile iinden
hoplad havada kaybolup gitti.

Bir an, korkun bir sessizlik ortala hakim oldu. Sonra, Slart-
ibarfast soluk silueti ile savrulan dumanlar arasndan kverdi.
Her ne kadar da hala ortalarda olmasa da, en azndan imdi
yrd yer ateler iinde ve dumanlar tten, bakml bir im
sahayd ve bu yzden eskisinden de ok Musa peygamberi
andrmaktayd.
516/1186

O anda aksi yne doru kamakta olan rkm kalabalk


arasndan telala kendilerine yol amaya alan Arthur Dent ve
Ford Prefecti grnceye kadar hiddetle etrafna baknd.
Kalabaln, bu gnn ne kadar olaanst bir gne dntn
dnmekte olduu ve bu kama iinde ne yana dnmeleri
gerektiini bilmedikleri aka grlyordu.

birlikte gemide birlemek zere birbirlerine yaklar-


larken, Slartibarfast, Ford ve Arthura acele acele bir eyler iaret
ediyor ve onlara sesleniyordu. Gemi hala grnt ekranlarnn ar-
kasnda park edilmi durumdayd ve panik iinde kamakta
olan, muhtemelen o srada uraacak yeterince kendi sorunlar
bulunan kalabalk tarafndan hala farkedilmedii anlalyordu.

Onlar dattlar, akdlar, gittiler! diye baryordu titrek


ince sesiyle Slartibarfast.

Ne diyor? diye soludu Ford, bir yandan dirseiyle yolunu


aarak ilerlerken.

Arthur ban sallad.

Onlar... bir eyler yapmlar, dedi

Onlar geldiler, aldlar, gittiler! diye bard yine Slartibarfast.

Ford ve Arthur birbirlerine bakp balarn iki yana sallayarak


anlamadklarn belirttiler.

Kulaa acele bir ey varm gibi geliyor, dedi Arthur. Durdu


ve seslendi.

Ne diyorsun?
517/1186

Onlar, aldlar, gittiler kller! diye haykrd Slartibarfast, hala


onlara elini kolunu sallayarak.

Diyor ki, dedi Arthur, onlar Klleri almlar. Yani sanrm


demek istedii bu. Bir yandan komaya devam ediyorlard.

Neleri...? dedi Ford.

Klleri, dedi Arthur ksaca. Bir kriket sopasnn yanm


kalntlar. Bu bir dl. Gelip... nefes nefese kalmt, aldklar...
ey... bu... olmal. Sanki kafatas iinde beynini biraz daha aa
yerletirmeye alrm gibi hafife ban sallad.

Bize anlatmak istemesi tuhaf bir ey diye terslendi Ford.

Byle bir eye el koyulmas tuhaf bir ey.

Tuhaf bir gemi.

Ona ulamlard. Gemiyle ilgili bir baka tuhaflk da Baka


Birinin Sorunu alann alma srasnda izlemekti. Artk gemiyi
olduu gibi grebiliyorlard, nk orada olduunu biliyorlard.
Buna karlk baka kimsenin onu grmedii ok akt. Bu as-
lnda onun grnmez olduundan yada baka bir hiper imkansz
sebepten tr deildi. Herhangi bir eyi grnmez yapmak iin
gerekli olan teknoloji yle sonsuz bir karmaayd ki bir eyi
grnmez yapmaktansa, o eyi ortadan kaldrp onsuz yaamak
bir trilyonun, dokuzyzdoksan dokuz milyar, dokuzyz doksan-
dokuz milyon, dokuzyzdoksan-dokuzbin dokuzyz doksan dok-
uzu kadar daha kolay ve daha etkili bir yntemdi. Bir zamanlar
bilimsel byc ultra-mehur Wugl Effrafax, bir zamanlar kend-
isine bir yl verilirse, byk mega da Magramal tamamen
grnmez hale sokabileceini iddia ederek, hayat zerine bahse
gimiti.
518/1186

Yln byk bir ksmn muazzam Lks-O-Borular ve


Yanstc-Sfrlayclar ve Spektrum-Baypas-Matikler arasnda
salnp dans ederek geirip de yalnzca dokuz saati kaldnda
bunu baaramayacan anlamt.

Bunun zerine, o ve byk bir yldzlararas tama irketine


sahip olan arkadalar ve arkadalarnn arkadalar,
arkadalarnn arkadalarnn arkadalar ve onlarn baz daha az
yakn arkadalar hep birlikte, bugn tarihte yaygn olarak en zor
gecenin almalar olarak bilinen abalar ortaya koydular. Ertesi
gn Mag-ramal, pek tabii ki artk grnmez durumdayd.
Bununla birlikte, Effrafax iddiay- ve dolays ile hayatn- kay-
betti. nk igzar bir kontrol memuru (a) Magramal'n olmas
gereken blgede dolarken herhangi bir eye arpp tkezlen-
memi veya burnunu krmamt ve (b) ortalkta pheli
grntye sahip bir ekstra ay belirmiti.

Bakasnn Sorunu Alan ise bundan ok daha basit ve ok


daha etkilidir stelik bir yzyldan fazla bir zaman sresince tek
bir fener pili ile iletilebilir. Bunun sebebi alann ileyi ilkesinin,
kiilerin istemedikleri, beklemedikleri veya aklayamadklar bir
eyi grmemek konusundaki doal eilimleri zerine dayal ol-
masdr. Eer Effrafax, da pembeye boyayp zerine de basit ve
ucuz bir Baka Birinin Sorunu alan dikmi olsayd, herkes dan
yanndan geip gidecek, etrafndan dolaacak, hatta zerine tr-
manacak ama hi kimse onun orada olduunu, farkedemeyecekti.

Slartibarfastmgemisiyle ilgili olup bitenler de tam olarak by-


leydi. Pembe bir gemi deildi ama, olsayd bile, bu grntye
dnk sorunlarnn en nemsizi olacak, insanlar onu yine de her-
hangi bir ey gibi grmezlikten geleceklerdi.
519/1186

Geminin en olaanst yan klavuz kanatklar, roket motor-


lar ve acil tehlike kaplar ile bir para uzay gemisine benzese de,
daha ok ters evrilmi kk bir talyan barn andrmasyd.

Ford ve Arthur ona hayretler iinde ve derinden incinmi duy-


gularla bakmaktaydlar.

Evet, biliyorum, dedi Slartibarfast, onlara doru aceleyle


yrrken, nefessiz kalm ve son derece endieli bir ekilde,ama
bir sebebi var. Gelin, hemen gitmemiz gerek. Eski kabus geri
dnd. Kader hepimizle yzleiyor. Bir an nce buradan
ayrlmalyz.

Umarm gneli bir yere gideriz, dedi Ford.

Ford ve Arthur Slartibarfastn arkasndan gemiye girdiler ve


ierisi onlar ylesine afalatt ki darda daha sonra olup bitenler-
den btnyle koptular.

Gm renginde prl prl bir baka uzay gemisi gkten


sahaya szld, ve bir teknolojik bale gsterisindeymicesine tel-
a etmeden yavaa uzun bacaklar uzatt.

Yavaa topraa kondu. Ksa bir rampa uzatt. Uzun boylu gri-
yeil bir ey hzla dar karak az nceki katliamda yaralananlara
yardm etmeye abalayan sahann ortasndaki kk toplulua
sokuldu. Kendinden emin ama, sakin ve gsterisiz bir edayla
nndeki topluluu elleriyle aralayarak mitsiz bir kan glnn
ortasnda yatmakta olan ve artk bu dnyaya ait herhangi bir
ilacn ifa verebilecei noktann tesine gemi olduu aka
grlebilen, son ksrn ksrp, son nefesini alan bir
adamn yannda durdu. Yavaa yanma meldi.

Arthur Philip Deodat? diye sordu.


520/1186

Adam, gzlerinde rkm bir aknlk ifadesiyle ve halsiz bir


ekilde ban eerek onaylad.

Sen hibir ie yaramayan sersemin biri, bir hisin. diye


fsldad yaratk. Gitmeden nce bunu bilmen gerektiini
dndm.

5
Galaksi tarihiyle ilgili nemli gerekler, No. 2:

(Gnlk Sider Habercisi isimli gazetenin kard Popler


Galaksi Tarihi isimli kitaptan alnarak oaltlmtr.)

Bu Galaksinin balangcndan beri, yle sk aralklarla byk


medeniyetler ykselmi ve km, ykselmi ve km, yk-
selmi ve. kmtr ki Galaksideki yaamn

(a) Deniz tutmas- uzay tutmas, zaman tutmas, tarih tutmas


ve buna benzer bir eyle yakn ilikisi olduunu, ve

(b) Aptalca olduunu, dnmek olduka akl elici bir yak-


lam haline gelmitir.
521/1186

6
Arthura sanki tm gkyz anszn bir kenara ekilip onlarn
gemesine izin vermi gibi gelmiti.

Kendi beyninin atomlar ile kozmosun atomlar birbirleri


arasndan akyormu gibi gelmiti.

Evrenin rzgaryla savruluyormu ve o rzgar kendisiymi


gibi gelmiti.

Kendisi Evrendeki dncelerden biri, Evren ise kendisinin


bir dncesiymi gibi gelmiti.

Lordlar Kriket Sahasndaki insanlara, sk sk olduu gibi, bir


baka Kuzey Londra restoran gelip gemi ve bu da Baka Birinin
Sorunuymu gibi gelmiti.

Ne oldu? diye fsldad Arthur gzle grlr bir dehetle.

Kalktk, dedi Slartibarfast.

Arthur akn bir durgunluk iinde hzlandrma koltuunda


yatmaktayd. Bana gelenin uzay tutmas m, yoksa din mi
olduundan pek emin deildi.

yi hz yapyor, dedi Ford, Slartibarfastn gemisinin az


nceki performansndan ne derece etkilendiini gizlemek iin
baarsz bir giriimde bulunarak, dekor ise bir rezalet.

Yal adam bir iki dakika iin cevap vermedi. Evi alevler iinde
yanarken kafasnda Fahrenhayt Santigrat'a evirmeye alan bir
adam havasyla cihazlara bakmaktayd. Sonra alnndaki izgiler
522/1186

dzeldi ve gzleri bir an iin nndeki geni ekranda grd,


gm iplikler gibi akmakta olan yldz karmaasna evrildi.

Dudaklar bir eyler hecelemeye alyormu gibi kprdad.


Anszn panik iinde kalan gzleri, ok gibi tekrar cihazlara dnd,
sonra yzndeki ifade devaml bir ka ata dnt. Tekrar
ekrana bakt. Kendi nabzn lt. Ka at bir an iin derinleti,
sonra gevedi.

Makineleri anlamaya almak bir hata, dedi, Btn yaptk-


lar beni endielendirmek. Ne demitin? Dekor, dedi Ford.
Yazk olmu.

Akln ve Evrenin yreinin derinliklerinde, dedi Slartibar-


fast, bunun bir sebebi var.

Ford serte etrafna baknd. Bu yaklamn ilere iyimser bak-


mak anlamna geldiini dnd akt.

Kprst koyu yeil, koyu kahverengi, koyu krmz renk-


lerde, sk tk ve lotu. Kk bir talyan barna olan anlatlmaz
benzerlik giri kapsnda sona ermiyordu. Kk k huzmeleri
sakslardaki iekleri, parlak fayanslar ve trl trl ne olduu
belirsiz pirin ss eyasn aydnlatmaktayd.

Rafya sarl ieler karanlkta iren bir pusuya yatm gibi


grnyordu.

Slartibarfastn dikkatini zerinde younlatrd cihazlar bet-


ona gml ielerin dibine monte edilmi gibi duruyorlard.

Ford uzanp onlara dokundu.

Beton taklidi. Plastik. Taklit betona gml taklit ieler.


523/1186

Akln ve Evrenin yreinin derinliklerinin can cehenneme di-


ye dnd kendi kendine, bu sprntden baka bir ey deildi.
Dier taraftan, geminin gsterdii performans yannda kendi
gemileri Altn Kalp'in elektrikli beik gibi kald da
yadsnamazd.

Koltuktan aa atlad. zerini silkeledi. Kendi kendine


yavaa bir eyler mrldanmakta olan Arthura bakt. Sonra
ekrana dnd bakt ve bir ey anlayamad. Slartibarfasta evirdi
gzlerini.

Ne kadar yol aldk imdi? dedi.

Kabaca... dedi Slartibarfast, Galaktik diskin hemen hemen


te ikisini am olduumuzu syleyebilirim. Evet, sanrm
kabaca te ikisi.

lgin bir ey, dedi Arthur yavaa, kii Evrende daha hzl
ve daha uzaklara doru seyahat ettike, Evrendeki yeri de gittike
daha nemsizmi gibi grnmeye balyor. Kii, derin ya da adeta
boaltlm bir....

Evet, ok ilgin, dedi Ford. Nereye gidiyoruz? Evrenin,


dedi Slartibarfast, eski bir kabusu ile yzlemeye gidiyoruz.

Bizi nerede brakacaksn?

Bu konuda sizin yardmnza ihtiyacm olacak.

Zor i. Bak, aslnda bizi gtrebilecein ve hep birlikte ele-


nebileceimiz bir yer var, oray neririm. Orada kafalar ekebilir
ve belki de mthi gnahkar bir
524/1186

mzik bile dinleyebiliriz. Bir dakika, bakaym. Otostopu'nun


Galaksi Rehberi'm kard ve iindekiler blmnde seks, uy-
uturucu ve rock and roll ile ilgili balklar arasnda gezindi.

Zamann sisleri arasndan bir lanet ykseliyor, dedi


Slartibarfast.

Evet, yle sanyorum, dedi Ford. Hey, dedi, kitaptaki


rastgele balklardan birini aydnlatrken, Eccentrica Gallumbits,
onunla hi karlatnz m? Erotikon Alt gezegeninin memeli
fahiesi. Bazlarnn dediine gre kadnn erotik blgeleri esas
gvdesinden drt mil teden balyormu. Ben buna katlmyor-
um, ben be mil teden baladn sylyorum.

Bir lanet ki, dedi Slartibarfast, Galaksiyi yangnlar ve


felaketler iine srkleyecek ve belki de Evreni vakitsiz bir sona
gtrecek. ok ciddiyim. diye ekledi.

Kt bir zaman olacaa benziyor, dedi Ford, ansm yaver


giderse o srada ben farkedemiyecek kadar sarho olacam. te,
dedi, parman Rehberin ekranna bastrarak, buras gerek bir
batakhane ve biz oraya gitmeliyiz diyorum. Sen ne dersin, Arthur?
lahiler gevelemeyi brak da biraz ilgi gster. Kanrdn nemli
konular var. Arthur yatt yerden doruldu ve ban iki yana
sallad.

Nereye gidiyoruz?

Eski bir geceyle yzlemeye...

Brak onu, dedi Ford. Arthur, biz seninle Ga-lakside biraz


elenmeye gidiyoruz. Houna gitti mi bu fikir?
525/1186

Slartibarfastn bu kadar endieli grnd konu ne? dedi


Arthur.

Hibir ey, dedi Ford.

Kader, dedi Slartibarfast, gelin, diye ekledi, ani bir


hareketle, size gstermem ve anlatmam gereken ok ey var.

Yeil dvme demirden yaplm ve anlalmaz ekilde uu k-


prsnn orta yerine kurulmu bir dner merdivene doru
yrd. Arthur, kalarn atarak onu takip etti. Ford suratn as-
arak Rehber'i tekrar srt antasna tktrd.

Doktorum benim toplum-grevi bezelerimin pek


gelimediini, ahlak kaslarmda ise doal bir yetersizlik olduunu
sylyor, diye sylendi kendi kendine, ve bu yzden Evreni kur-
tarma grevinin dnda tutulmalymm.

Yine de dierleri ile birlikte isteksizce merdivenleri trmand.

Yukarda grdkleri ey aptallktan baka bir ey deildi, ya da


yle grnyordu. Ford ban sallad, yzn elleri arasna gm-
d ve iek sakslarndan birine toslayarak onun duvara arpp
krlmasna sebep oldu.

Merkezi Hesaplama nitesi, dedi Slatibarfast aldr-


madan,^"buras gemiyi herhangi bir ekilde etkileyen, her trl
hesaplamann yapld yer. Evet, neye benzediini biliyorum
ama, aslnda bu grdnz, bir seri karmak matematiksel
fonksiyondan olumu drt boyutlu karmak bir toporafya
haritasdr.

Karikatre benziyor, dedi Arthur.


526/1186

Neye benzediini biliyorum, dedi Slartibarfast ve onun iine


girdi. O bunu yaparken Arthurun kafasnda bunun ne anlama
gelebileceine ilikin ani bir k akar gibi oldu, ama o buna inan-
may reddetti. Evrenin byle almas mmkn deil, diye
dnd, mmkn deil.

Bu, diye dnd iinden kadar sama kadar

sama, karlatracak bir ey bulamayp bu dnce hattndan


kmaya karar verdi. Dnebildii gerekten sama eylerin ou
oktan gereklemiti nk.

Ve bu da onlardan biriydi.

Bu byk, camdan bir kafesti, veya bir kutu- hatta bir oda.

inde bir masa vard, uzun bir ey. Etrafnda bir dzine kadar
bambu sandalye bulunuyordu. zerinde kusursuzca hesaplanm
matematiksel pozisyonlara yerletirilmi gibi gzken bir ka
sigara yan ile lekelenmi, krmz beyaz kareli bir masa rts
vard.

Ve masa rtsnn zerinde de bir dzine kadar yars yenmi


talyan yemekleri, yans yenmi ekmek dilimleri ve robotlarn
durmakszn yerinden oynatt yars iilmi arap kadehleri
bulunuyordu.

Her ey yapayd. Bir robot servis garsonu, bir robot arap gar-
sonu, ve bir robot ef garson robot mterilere hizmet etmekteydi.
Mobilyalar ve masa rts de yapayd. Her bir yemek, rnein bir
pollo sorpesso, gerek olmad halde, gereinin sahip olduu
btn mekanik zelliklere sahipti.
527/1186

Ve hep birlikte kk bir dans gsterisinin par-asydlar


devaml olarak iddetin eiinde uuup duran, ama gerekte hi
bir sonuca ulamayan menlerin, hesap pusulalarnn, czdan-
larn, kredi kartlarnn, saatlerin, kalemlerin ve kat peetelerin
ustalkla idare edilmesini ieren karmak bir dans.

Slartibarfast aceleyle ieri girdi ve ef garsonla tembel tembel


konumaya balad. Bu srada mteri robotlardan birisi baz
kzlarn zerindeki baz erkeklere yapmay tasarlad eylerden
bahsederek yava yava masann altna kaymaktayd.

Bylece boalan yere oturan Slartibarfast menye kurnazca bir


gz att. Masann evresindeki allm tempo belli belirsiz
hzland. Tartmalar balad. Mteriler birbirlerine peeteler
zerinde bir eyler ispatlamaya almaktayd. Birbirlerine fkeyle
el kol hareketleri yapmaya ve birbirlerinin yedii tavuk
paralarn incelemeye baladlar. Garsonun eli hesap pusulas
zerinde bir insan elinin baarabileceinden ve insan gznn iz-
leyebileceinden daha hzla hareket etmeye balad. Hz daha da
artt. Ksa bir sre sonra gruba olaanst ve srarl bir kibarlk
hakim oldu ve bir ka saniye iinde de aniden bir uzlama nok-
tasna ulalr gibi oldu. Gemiyi yeni bir titreim sard.

Slartibarfast caml odadan dar kt.

Bistromatik, dedi. Doast bilimde kullanlabilecek en


etkili hesaplama yntemi. Hadi gelin, Bilgilendirici Grntler
Merkezine gidelim.

Hzla yryp gitti ve onlar da aknlk iinde peinden


srkledi.
528/1186

7
Bistromatik Seyir Sistemi usuz bucaksz yldzlararas
mesafeleri Olasszlk Faktrlerinin tehlikeli aptallklar olmadan
geebilmenin yeni ve harikulade yoludur.

Bistromatik, rakam davranlarn anlamakta r aacak


yeni bir tarzdr. Einstein'n zamann mutlak olmayp gzlemcin-
in uzaydaki hareketlerine bal olduu gibi uzayn da mutlak ol-
mayp gzlemcinin zaman iindeki hareketlerine bal olduunu
saptad gibi, imdi de rakamlarn mutlak deil, gzlemcinin
restorandaki hareketlerine bal olduu kefedilmitir.

Birinci mutlak- olmayan rakam masann ka kii iin rezerve


edildiidir. Bu rakam restorana gelecek ilk U telefon srasnda
deiecek ve daha sonra restorana gerekten gelenlerin veya bu
gelenlere, gsteri/ma/parti sonras katlanlarn ya da kimlerin
de orada olduunu grdkten sonra geri dnenlerin saysyla
hibir grnr balants olmayacaktr.

kinci mutlak- olmayan rakam bildirilen var saatidir ki


gnmzde artk matematiksel kavramlarn en garibi olarak
kabul edilmektedir. Bu kavram, bir karcinsdndalk ya da
varl yalnzca kendinden baka bir ey olarak tanmlanabilen
bir saydr. Dier bir deyile, bildirilen var saati, grubun her-
hangi bir yesinin restorana varabilmesinin imkansz olduu
tek saattir. Bu noktada karcins dndakiler, istatistik ve
muhasebe de dahil olmak zere, matematiin birok dalnda ve
Baka Birinin Sorunu alanndaki temel eitlikleri kurmak
asndan yaamsal bir rol oynar.

Mutlak- olmama kavramnn nc ve en gizemli ksm ise


hesap pusulas zerinde bulunan madde says, her bir
529/1186

maddenin tutan, masada hazr bulunanlarn says ve her birin-


in demeye hazr olduu para miktar arasndaki ilikilerde
sakldr. (Yannda gerekten belli bir miktar para getirmi olan-
larn says ise bu alann yalnzca bir yan olgusudur.)

Bu noktada daha nce ortaya kan artc farkllklar cid-


diye alan olmadndan bunlar asrlarca aratrlmadan
kalmtr. O zamanlar bu farkllklar nezaket, kabalk, terbiyes-
izlik, gsteri dknl, yorgunluk, duygusallk ya da saatin
ge olmas gibi niteliklere indirgenir ve ertesi sabah da tamamen
unutulurlard. Pek tabii ki bu uyumsuzluklar hibir zaman
laboratuvar artlar altnda denenmemilerdi, nk hi bir za-
man labaratuvarlarda- en azndan n iyi olan labaratuvar-
larda- meydana gelmemilerdi

Bylece artc gerek ancak cep bilgisayarlarnn kefi ile


ortaya kmtr ki o da udur:

Restoran faturalarnda yazl olan rakamlar Evren 'in dier


blgelerinde herhangi bir kat zerine yazlm olan rakam-
larla ayn matematiksel kanunlara tabi deildir.

Tek bana bu gerek bilim dnyasn sarsmaya yetmi, tam


anlamyla bir devrim gerekletirmiti. yle iyi restoranlarda
yle ok matematik konferanslar yaplmaya balanmt ki, o
neslin en iyi beyinlerinin pek ou ar yeme ve kalp krizleri so-
nucu lmler ve by-lece matematik bilimi yllarca gerilemiti.

Bununla birlikte yeni yaklamn sonular yava yava an-


lalmaya balanmt. Balangta, bunlar fazlasyla kat,
fazlasyla delice, fazlasyla sokaktaki adamn syleyebilecei
cinsten eylerdi, "Oh, evet, bunu ben de syleyebilirdim, gibi.
Daha sonra Birbirini Etkileyen znellik Tasla cinsinden
530/1186

deyiler icat edilmi ve herkes rahatlayarak duruma ayak


uydurmutu.

Belli bal aratrma enstitlerinin evresinde dolanarak,


Evren in yalnzca kendi hayal gcnn yalnzca kk bir
paras olduu anlamna gelen garip arklar sylemeyi adet ed-
inmi olan kk bir keiler grubuna bir sokak tiyatrosu dl
verilmi ve keiler oradan uzaklamlard.

8
Gryorsunuz ya, uzay yolculuunda, dedi Slartibarfast, bir
yandan Bilgilendirici Grntler Odasndaki birtakm cihazlar
kartrrken, uzay yolculuunda...

Durdu ve etrafna baknd.

Bilgilendirici Grntler Odas, Merkezi Hesaplama nitesin-


in grsel biimsizliklerinden sonra i ferahlatc bir mekand,
iinde hibir ey yoktu. Ne bir bilgi, ne bir hayal. Yalnzca
kendileri, beyaz duvarlar ve sanki bir file Slartibarfastm bula-
mad bir eye balanmas gerekiyormu gibi grnen birka
kk cihaz.

Evet? diye steledi Arthur. Slartibarfastn aceleciliini ben-


imsemiti, ama bununla ne yapacan bilemiyordu.

Evet, ne? dedi yal adam.

Bir ey diyordun?
531/1186

Slartibarfast ona serte bakt.

Rakamlar, dedi korkuntur. Yeniden aranmaya balad.

Arthur kendi kendine bilmice ban sallamaktayd. Bir md-


det sonra bunun kendisini bir yere gtrmediini fark etti ve
neden sonra Ne? diye sormaya karar verdi.

Uzay yolculuunda, diye tekrarlad Slartibarfast, btn


rakamlar korkuntur.

Arthur tekrar ban sallad ve etrafna baknarak Forddan


yardm istedi, ama Ford surat asma pratii yapyor ve bunda da
olduka baarl oluyordu.

Ben yalnzca, dedi Slartibarfast bir i ekile, sizi, gemiyle


ilgili btn hesaplamalarn neden bir garsonun hesap pusulas
zerine yapldn sorma zahmetinden kurtarmaya
alyordum.

Arthur kalarn att.

Neden, dedi, geminin btn hesaplamalar bir garso....

Durdu.

Slartibarfast nk uzay yolculuunda btn rakamlar


korkuntur.

Derdini anlatamadn grebiliyordu.

Dinle, dedi.Bir garsonun hesap pusulasndaki rakamlar


danseder. Bu durumla daha nce karlam olmalsn.

Yani...
532/1186

Bir garsonun hesap pusulas zerinde, dedi Slartibarfast,


gerek ile gerekd, yle temel bir seviyede arprlar ki, her
biri dieri haline gelir ve belli parametreler iinde, her ey
mmkn olur.

Hangi parametreler?

Bunu sylemek imkansz, dedi Slartibarfast. Bir tanesi bu.


Garip ama gerek. En azndan ben garip olduunu dnyor-
um, diye ekledi, ve gerek olduu konusunda da bana gvence
verildi.

Tam o anda duvarda aramakta olduu yar buldu ve elinde


tuttuu cihaz oraya takt.

Telalanmayn, dedi ve sonra kendisi birden panik iinde


cihaza bakmaya balad ve geriye srad, bu...

Ne dediini duymadlar, nk o anda evrelerinde beliriveren


Mildandsdeki kk bir sanayi kenti byklnde bir yldz-
sava gemisi yldz lazerleri sonuna kadar alm olarak paralan-
m gecenin iinden karak onlara doru frlad.

Yakc klarn yaratt bir kabus frtnas karanl dalad ve


hemen arkalarndaki gezegenden byke bir para kopard.

Yutkundular, gzleri fal ta gibi ald ama baramadlar.

9
Baka bir dnya, baka bir gn, baka bir afak.
533/1186

Sabahn incecik, gmi ilk klan sessizce belirmeye


balamt.

Patlayan milyar, trilyon tonluk, sperscak hidrojen ekirdei


yavaa ufukta ykseldi ve kk, souk ve hafife nemli grn-
meyi baard.

In adeta yzd her afak vaktinde byl bir olaslk an


vardr. Bu srada yaratl nefesini tutmutur.

Squornshellous Zetada bu an her zamanki gibi yine kazasz


belasz geti.

Puslu hava ayrlarn yzeyine yapmt. Bataklk aalarnn


rengi bu yzden gri gzkyor, uzun kamlar ayrdedilemiyordu.
Pus, tutulmu nefes gibi havada asl kalmt.

Hibir ey hareket etmiyordu.

Ortalk sessizdi.

Gne pusla yorgun bir savaa girmiti. uray birazck st-


maya, oraya bir para k vermeye alyordu. Ama bugn gkte
bir baka uzun ekimenin olaca akt.

Hibir ey kprdamyordu.

Yine sessizlik vard.

Hibir ey kprdamyordu.

Sessizdi.

Hibir ey kprdamyordu.
534/1186

Squornshelleous Zetada sk sk btn gnler byle geerdi ve


bu gn de onlardan biri olacakt.

Ondrt saat sonra gne mitsizlik ve tam bir boa aba har-
cama duygusu iinde kar ufuun ardna ekildi. ,

Bir ka saat sonra tekrar grnd, omuzlarm dorulttu ve


yeniden gkyzne trmanmaya balad.

Bununla birlikte, bu sefer, bir eyler olmaktayd. Az nce bir


ilte bir robota rastlamt.

Selam, robot, dedi ilte

Ph, dedi robot ve urat ii srdrmeye, yani kck bir


daire iinde ar ar yrmeye devam etti.

Mutlu musun? diye sordu ilte.

Robot durdu ve ilteye bakt. Alayl bir bakt bu. Aka


grlyordu ki bu ok aptal bir ilteydi. O da robota kocaman
alm gzlerle bakyordu.

Btn iltece eylere kar duyduu genel honutsuzluu ifade


ettii trilyonda bilmem kalk bir duraklama sresinin ardndan,
robot minik daireler eklindeki yryne devam etti.

Sohbet edebilirdik, dedi ilte, bunu ister miydin?

Bu byk bir ilteydi ve herhalde kalitesi de yksek olmalyd.


Aslnda o gnlerde ok az ey retilmekteydi.

nk iinde yaadmz Evren gibi sonsuz byklkteki bir


ortamda, hayal edilebilecek eylerin ou ile hayal edilmese daha
iyi olacak eylerin de nemli bir ksm toprakta yetimekteydi.
535/1186

Ksa sre nce aalarnn ounda meyve yerine ayarl tornavid-


alarn yetitii bir orman kefedilmiti. Ayarl tornavida meyves-
inin yaam devresi ok ilginti. Bu cins tornavida meyvesi aatan
toplandktan sonra iinde yllarca rahatsz edilmeden yatabilecei
tozlu ve karanlk bir ekmeceye ihtiya duyar. Bir mddet sonra,
bir gece anszn kulukadan kp, ufalanp toza dnen d de-
risinden syrlr. Artk, her iki ucunda mandallan olan, vida iin
bir eit keskin kenar ve delie benzer bir eyleri bulunan, tanm-
lanmas g, kk metal bir obje haline gelmitir. Bu objeyi bu-
lan onu bir tarafa atacaktr, nk kimse bunun ne ie yaradn
bilmemektedir. Snrsz bilgelii ile doann bu konu zerinde
almakta olduu tahmin edilmektedir.

Hi kimse ilteler iinde yaamn ne anlama geldiine ilikin


herhangi bir ey bilmiyordu. ilteler, kocaman, dost tavrl, yayl
yaratklar olup Squornshelleous Zeta ayrlarnda kendilerine has
bir yaam srmekteydiler. ou yakalanp, kesilip biilmekte,
kurutulmakta, gemilerle uzaklara gnderilmekte, ve zerinde uy-
unmaktayd. Hibiri buna aldryor gibi grnmemekte ve hepsi
de Zem olarak adlandrlmaktayd.

Hayr dedi Marvin.

Benim adm, dedi ilte, Zem. Biraz havalardan


bahsedebilirdik.

Marvin yorucu dairesel yryne tekrar ara verdi.

Aka grlmekte ki, diye gzlemini belirtti, bu sabah i


taneleri son derece rahatsz edici bir grltyle dmekteler.

Kald yerden yryne devam etti. Sanki bu szl patlama


sonucunda keder ve kasvetin yepyeni doruklarna ulam gibiydi.
Usandrc bir inatla ar aksak yryn srdrmekteydi. Eer
536/1186

dileri olsayd u srada onlar gcrdatyor olacakt. Ama yoktu.


Gcrdatmad. Yry her eyi ifade etmeye yetiyordu.

ilte etrafta fourdayp dolanyordu. Bu, yalnzca bataklk-


lardaki canl iltelerin yapabildii bir eydi, bunu ifade eden keli-
menin yaygn olarak kullanlan bir kelime olmaynn nedeni de
buydu. ilte sempatik hareketlerle fourduyor, byle yaparken de
epeyce bir miktar su ktlesini yerinden oynatyordu. Ho ve ekici
bir tavrla suda hava kabarcklar kartyordu. Beklenmedik
biimde puslu havay delmeyi baaran gne , mavi beyaz iz-
gileri zerinde bir an iin parldad yaratn biraz snmasna
sebep oldu.

Marvin ar aksak yryn srdryordu.

Sanrm, senin aklna bir ey taklm, dedi ilte,


hprdeyerek.

Hayal edebileceinden de ok ey, diye kederlendi Marvin.


Hereit zihinsel aktivite iin sahip olduum kapasite uzayn
sonsuz uzaklklar kadar sonsuzdur. Mutluluk kapasitem buna
dahil deil ne yazk ki.

Pat, pat yrd.

Benim mutlu olma kapasitemi, diye ekledi, iindeki kib-


ritleri bile karmadan bir kibrit kutusuna sdrmak
mmkndr.

ilte ahuflad. Bu kelime bataklkta yaayan canl bir iltenin


onu ok duygulandran trajik bir yk dinledii zaman kard
sestir. Bu kelime Gelmi Gemi Tm Diller in Ultra-Kapasiteli
Maximegalon Szl ne gre ayn zamanda Holloplu Lord High
Sanvalwag'n bu yl ikinci kez karsnn doum gnn
537/1186

unutttuunu farkettii zaman kard ses anlamna da gelmek-


tedir. Yalnzca bir tek Holloplu Lord High Sanvalwag olduu ve o
da hi evlenmemi olduu iin bu kelime kullanlmsa bile, yal-
nzca negatif yada speklatif anlamda kullanlm olmaldr ve
Ultra-Kapasiteli Maximegalon Szlnn mikro basksnn
tanmas iin bir kamyon filosunu balamaya demedii ko-
nusunda fikir birlii iinde olan ve saylar gittike artan bir nfus
mevcuttur. Yeterince ilgintir ki bu szlk hprdeyen bir ey
gibi davranan anlamna gelen hprdeyen kelimesini kapsam
dnda brakmtr.

ilte yeniden ahuflad.

Diyotlarmda derin bir umutsuzluk seziyorum, diye sevecen-


ledi. (sevecenlemek kelimesinin anlamn renmek iin, az
satlan kitaplar indirimli fiyatla pazarlayan bir kitapdan
Squornshellos Bataklk Edebiyat'nn bir kopyasn yada onun
yerine niversitenin deerli park sahalarn tekrar kazanmak iin
memnuniyetle elinden karmak isteyecei Ultra-Kapasite Maxi-
megalon Szl' nn bir basksn almanz gerekmektedir), ve
bu beni kederlendiriyor. Daha iltece davranmalsn. Bizler
bataklkta sakin bir inziva yaants sryoruz. Burada fourdam-
aktan, sevecenlemekten ve slakl olduka hprdetici bir
ekilde ele almaktan memnunuz. Bazlarmz ldrlyor ama
hepimizin ad Zem, bu yzden hangimizin gittiini anlamyoruz
ve bylece ahuflamay en az seviyede tutabiliyoruz. Sen niye
daireler izerek yryorsun?

nk bacam skt, dedi Marvin ksaca.

Bana kalrsa, dedi ilte efkatle baca incelerken, bu


olduka kt durumda bir bacak.

Haklsn, dedi Marvin, kt durumda.


538/1186

Yazk, dedi ilte.

Bence de yle, dedi Marvin, ve ayn zamanda takma bacakl


bir robot fikrini de olduka elendirici bulacan sanyorum.
Daha sonra, arkadalarn Zemle Zemi grnce onlara da anlatr-
sn. Onlar tanyorsam, buna gleceklerine bahse girerim. Ama,
arzu ettiimden ok daha iyi olan btn organik yaam biimler-
ini tanmaktan te, zel bir tanklm yok onlarla tabii ki. Ha,
ama sanki benim yaamm bir kutu vida somunundan baka bir
ey mi ki.

Yeniden, ince elik takma baca amura saplanm gibi kk


daireler izerek, grltyle yrmeye balad.

Peki ama niin durmadan dnp duruyorsun? dedi ilte.

Sadece bunu bir ama edindiimi belli etmek iin, dedi


Marvin ve dnmeye devam etti.

Amacnn anlaldn farzet, sevgili arkadam, diye akd


ilte, tul ki anlald.

Sadece bir milyon yl daha, dedi Marvin, sadece bir milyon


yl. Sonra ayn hareketi geriye doru deneyebilirim. Deiiklik
olsun diye yani, anlyorsun ya.

ilte yaylarnn taa iinde, robotun kendisine bu lzumsuz,


yararsz ve zahmetli yry ne kadar zamandr srdrldn
sorulmas iin can attn hissedebiliyordu, onun iin yine sakin
sakin akyarak sordu.

Oh, sadece bir virgl be milyonun biraz zerinde bir zaman-


dan beri, dedi Marvin hava atarak. Bana hi sklp skl-
madm da sor, hadi sor.
539/1186

ilte sordu.

Marvin soruyu duymamazlktan geldi, yalnzca yorucu


yryn biraz daha nemseyerek turuna devam etti.

Bir keresinde bir konuma yapmtm, dedi birdenbire ve


konuyla hi balants olmakszn. Bu konuyu durup dururken
niye atm hemen anlamayabilirsin, ama bunun sebebi beynim-
in olay yaratacak kadar hzl alyor olmasnda ve ben kabaca bir
hesaplamayla sizden otuz milyar defa daha zekiyim. Dur sana bir
rnek vereyim. Bir say dn, herhangi bir say.

Eee... be, dedi ilte.

Yanl, dedi Marvin. Grdn m?

ilte bundan mthi etkilenmi ve hi de kmsenmeyecek


bir zeka karsnda olduunu farketmiti. Yosunlarla kapl kk
ve s su birikintisinde heyecanl kk dalgacklar oluturarak
boylu boyunca ayaa dikildi.

Hophoplad.

Anlat, diye steledi, bir zamanlar yaptn o konumadan


sz et, duymak istiyorum.

ok kt karlanmt, dedi Marvin, eitli sebeplerden


tr. Konumam buradan diye devam ederken durdu ve zar
zor srtnda tamaya alt pek iyi durumda olmayan koluyla
yapt beceriksiz hareketleri kesip sa tarafna kayakla tutturul-
mu daha iyi durumdaki sa koluyla iaret etti, hemen hemen bir
mil kadar tede yapmtm.

Elinden geldii kadar dzgn bir ekilde iaret etmeye alt


ve bunun yapabileceinin en iyisi olduunu gstermeye abalad
540/1186

ok akt. Gsterdii yer sisin iinde, kamlarn tesinde,


batakln br yanlaryla ayn grnmdeki bir parasyd.

Orada, diye tekrarlad. O zamanlar nl biri saylrdm.

ilteyi bir heyecan sarmt. Squomshelleous Zetada konuma


yapldn hi duymamt. Hele nller tarafndan kesinlikle hi.
Srtndan boylu boyunca bir rperti geerken, zerinden sular
damlamaktayd.

iltelerin ok ender yeltendikleri bir ey yapt. Tm gcn to-


playarak dikdrtgen eklindeki vcudunu geri ekti ve havaya
srayarak bir ka saniye kendisini havada tutup sisler arasndan,
kamlarn tesindeki Marvin'in iaret ettii yeri grmeye alt.
Pek de hayal krklna uramadan burann batakln herhangi
bir blmnden fark olmadn gzlemledi. Sarfettii gayret
onun iin ok fazlayd. Tekrar su birikintisine gmlrken,
Marvin de pis kokulu bir amur, yosun ve yabani otlar saanana
tutuldu.

Ksa bir sre iin nl biriydim, diye hayfland robot


zntyle, Alev alev yanan bir gnein kucanda lmek gibi iyi
bir kaderden bana aclar veren mucizevi kurtuluum sayesinde.
Kurtuluumun ne kadar kl pay olduunu, diye ekledi, halime
bakp tahmin edebilirsin. Bir metal artklar mhendisi tarafndan
kurtarlmm. Dn bir kere. Ben byle bir beyine....neyse, bo
ver.

Bir ka saniye lgnlar gibi yrd.

Bana bu baca uyduran da oydu. Nefretlik bir durum, deil


mi? Beni bir hayvanat bahesine satt, beyinler iin zel bir yer.
Sergilenenlerin yldz bendim. Bir sandk zerine oturup hi-
kayemi anlatmak zorundaydm. Bu arada ziyaretiler bana
541/1186

neelenmem ve olumlu dnmem gerektiini sylyorlard.


Kk robot, bize biraz glmse, diye sesleniyorlard bana, bize
bir glck ver. Onlara yzmn glmseyebilmesi iin bir
atlyede bir ngiliz anahtar ile birka saat geirmeye ihtiyacm
olduunu anlatyordum ve bu ok tutuluyordu.

Konuma, diye steledi ilte. ayrda verdiin konumay


duymak iin can atyorum.

ayr boydan boya geen bir kpr ina edilmiti. Cyborg


yapm bir hiper kpr, yzlerce mil uzunluunda, iyon tayan
aralar ile bataklk tayclar iin.

Bir kpr m? dedi ilte. Burada bataklkta m?

Bir kpr, diyerek onaylad Marvin, burada bataklkta.


Squornshellous Sisteminin ekonomisini canlandrmas bekleniy-
ordu. Benden kprnn aln yapmam istediler. Zavall
aptallar.

Sis iinden pskrtlyormu gibi ince kk bir yamur


balad.

Platforma ktm. Yzlerce mil arkamda ve yzlerce mil


nmde kpr uzanp gidiyordu.

Parldyor muydu? diye heyecanla sordu ilte.

Parldyordu.

Millerce uzakl muhteem bir ekilde kucaklyor muydu?

Millerce uzakl muhteem bir ekilde kucaklyordu.


542/1186

Gm bir iplik gibi ok uzaklara, sisin grnmez derinlikler-


ine doru uzanyor muydu?

Evet. dedi Marvin. Bu hikayeyi dinlemek istiyor musun?

Ben senin konuman dinlemek istiyorum, dedi ilte.

yle dedim. Dedim ki, Bu kpry amak benim iin byk


bir zevk, eref ve ayrcalk, ama bunu yapamam nk yalan
devrelerimin tm bozuk. Hepinizden nefret ediyor ve hepinizi
aalyorum. imdi bu talihsiz Cyborg yapsnn, zerinden
nedensiz geen herkesin dncesizce tecavzne aldn ilan
ediyorum. Ve kendimi al devrelerine doru frlattm.

Marvin, o an hatrlayarak duraklad.

ilte telaland ve heyecanland. Fourdad, hop-hoplad, ay-


aa dikildi; bu sonuncuyu zellikle hprdeyen bir tavrla yapt.

Yazk, diye inledi sonunda, ve btn bunlar muhteem bir


olay myd?

Makul saylacak lde muhteem. Binlerce mil uzunluktaki


kprnn tm o anda, parldayan direklerini katlad ve ala-
yarak batakla dald batt ve zerindeki herkesi de birlikte
gtrd.

Sanki yz binlerce kii beklenmedik bir anda hop demi gibi


sohbet kederli ve korkun bir ekilde kesildi ve bir beyaz robotlar
mangas rzgarda savrulan gelincik tohumlar gibi ve disiplinli bir
askeri dzen iinde gkyznden indiler. Anszn bastran bir de-
het dakikas iinde hepsi birden batakla dalmt. Marvinin
takma bacan ekitirip bktler ve sonra yine gemilerine
dndler ve gemi Vuup dedi.
543/1186

Neyle savamam gerektiini gryorsun deil mi? dedi


Marvin az ak kalm olan ilteye.

Bir dakika sonra, anszn, robotlar bir baka iddet an yarat-


mak zere geri dndler. Bu kez ayrldklarnda, ilte bataklkta
yalnz kalmt. aknlk ve panik iinde ortalkta fourduyordu.
Neredeyse korkudan yataa decekti. Kamlarn zerinden
bakabilmek iin kendini geriye ekti, ama grecek bir ey yoktu,
ne robot, ne parldayan kpr, ne gemi, sadece kamlar. Sesleri
dinledi. Ama ask suratl bataklk boyunca esen rzgarda, yar deli
etimolojistlerin, artk kulaa tandk gelen, uzaktan uzaa
birbirlerine seslenileri dnda it yoktu.
10
Arthur Dentin vcudu uzanm yatyordu.

Etrafn evreleyen Evren milyonlarca prltl paraca


blnd. Kopan her bir parack, gm renkli yzeyinde yakc
alev ve ykmn bir yansmasn tayarak, boluk iinde sessizce
dnmeye balad.

Ve sonra Evrenin ardndaki siyahlk patlad ve siyahln her


bir paras cehennemin kzgn dumanlaryd.

Ve Evrenin ardndaki siyahln ardndaki hilik infilak etti ve


paralanm Evrenin ardndaki siyahln ardndaki hiliin ar-
dnda, kocaman laflar eden kocaman bir adamn karanlk silueti
bulunmaktayd.

O halde, bunlar, dedi grnt, oturmakta olduu kocaman


koltuktan, Krikkit Savalar idi. Yani Galaksimizi ziyaret eden
gelmi gemi en byk felaket. Burada yaadklarnz....

Slartibarfast szlerek yanlarndan geerken elini sallad.

Sadece bir belgesel, diye seslendi. Bu iyi bir blm sayl-


maz. ok affedersiniz, geriye sarma dmesini bulamyorum...

milyarlarca ve milyarlarca masum...

Sakn u anda, diye seslendi Slartibarfast tekrar yanlarndan


getii srada. Bir yandan da fkeyle Bilgilendirici Grntler
Merkezindeki duvara takt ve hala orada takl olan eyi kurcala-
makla meguld, herhangi bir ey satn almaya raz olmayn.

...insann, yaratn, arkadalarnzn....


545/1186

Mzik artarak ykseldi- her ey gibi mzik ve notalar da koca-


mand. Ve adamn arkasndaki girdap gibi dnp duran kocaman
sisten, uzun stun, yavaa syrlarak ortaya kt.

....., denedii, yaad- yada genellikle, yaayamad eyler.


Bunu dnn arkadalarm. Ve unutmayalm ki- ve az sonra ben
daima hatrlamamz salayacak bir neride bulunacam- Krikkit
Savalarndan nce, Galaksimiz ite o zor bulunan muhteem ey,
yani mutlu bir Galaksiydi.

Bu noktada mziin boyutlar iyiden iyiye ileri gidiyordu.

Mutlu bir Galaksi arkadalarm, Wikkit Kaps sembolnde


de simgelendii gibi!

stn artk aka grlebiliyordu. Tepelerinde onlar


birbirine balayan iki parann bulunduu uzun stun, Ar-
thurun sersemlemi beynini aptala evirecek kadar tandk bir
edayla orada durmaktayd.

stun, diye grledi adam. elik Stun Galaksinin


Gcn ve Kudretini simgeliyor!

Projektrler elik yada ona benzer bir eyden yapld aka


grlebilen soldaki stun zerinde bir aa bir yukar gezinerek
lgn danslar yapt. Mzik zonklad ve grledi.

Pleksiglas Stun, diye ilan etti adam, Galakside bulunan


Bilim ve Mantk glerini simgeliyor!

Dier projektrlerin sa taraftaki effaf stun zerinde yine bir


aa bir yukar gezinerek yapt egzotik hareketler, stunun
iinde arpc desenler izerken, Arthur Dentin midesinde de ani
ve aklanamaz bir dondurma yeme arzusu oluturuyordu.
546/1186

Ve, diyerek devam etti grleyen ses, Aa Stunun


simgeledii ey.... ve burada ses harikulade duygularla
yklenerek hafife atallayordu, Doann ve Maneviyatn
gleri.

Iklar ortadaki stunu bulmutu. Mzik cesur bir kprtyla,


szle anlatlamayan duygularn hkm srd alanlara doru
ykseldi.

Aralarnda onlar destekleyen, ses trmanarak en yksek


noktasna yaklamaktayd, Refah simgeleyen Altn ubuk ile
Bar simgeleyen Gm ubuk!

imdi, tm oluum arpc bir k seline bouluyordu. Bereket


versin mzik artk farkedilebilme snrlarnn ok tesine
gemiti. stunun en tepesine ahane prltlar iinde, iki
ubuk oturtulmutu. Onlarn da zerinde kzlar oturuyor gibi
gzkyordu. Belki de bu kzlarn melekleri artrmas isten-
miti. Bununla birlikte, genellikle meleklerin bu kzlardan daha
giyimli olarak temsil edildiini de unutmamak gerekir.

Anszn, herhalde kozmos olmas gereken yerde, dramatik bir


sessizlik oldu ve klar karard.

Galakside tek bir dnya bile yoktur ki, diye heyecanla titredi
adamn uzman sesi, tek bir medeni dnya yoktur ki bu sembol
bugn bile sayg ile anlmasn. lkel dnyalarda bile rklara has
anlarda halen yerini korumaktadr. Krikkit glerinin ykt ey
ite buydu ve imdi onlarn dnyasn sonsuzluun sonuna kadar
kilit altnda tutan ey de budur.!

Ve gsterili bir hareketle adam elinde Wikket Kapsnn bir


modelini oluturdu. Batanbaa olaanst bir gsteri olan bu
547/1186

olay iinde boyutlar tespit etmek son derece zor olmakla birlikte,
modelin boyu bir metre kadar olmalyd.

Tabii ki bu model, anahtarn orijinal deil. Orijinal herkesin


bildii gibi, yklm, uzay-zaman srekliliinin sonsuza kadar
dnp duracak anaforlarnda parampara olmutu. Bu onun
dikkate deer bir kopyas olup, hnerli ustalarmz tarafndan elle
ilenmi, el iiliinin tarihi srlar kullanlarak bir an olmak
zere sevgiyle bir araya getirilmitir. lenlerin ansna ve bu
kiilerin korumak uruna ldkleri Galaksiye -bizim galaksimize-
bir katkda bulunmak zere hepinizin sahip olmakla gurur duy-
aca bir hatra...

Tam bu dakikada Slartibarfast tekrar szlerek geri geldi.

Buldum, dedi. Bu samalklarn hepsini silebiliriz. Yalnzca


banz emeyin, yeter.

imdi borcumuzu demek iin balarmz eelim, diyordu


ahenksiz bir ses, ve bunu tekrarlad ok daha hzl ve geriye doru.

Iklar gelip gitti, stunlar kayboldu, adam geriye doru hzla


geveleyerek hilie kart, Evren enerjik bir ekilde tekrar evrel-
erini sard.

"in esasn anladnz m? diye sordu Slartibarfast.

Ben ardm , dedi Arthur, ve sersemledim.

Ben uyuyordum, dedi tam bu srada szlerek grntye


dnen Ford

Bir ey kardm m?
548/1186

Bir kez daha kendilerini ba dndrc ykseklikte bir kay-


ann ucunda tir tir titrerken buldular. Rzgar yzlerinde ve Galak-
sinin gelmi gemi en byk ve en gl uzay sava filolarnn
kalntlarnn topland ve abucak yaama dnmek iin can at-
tklar alann zerinde bir kam gibi gaklyordu. Gkyz suratsz
bir pembelikten, olduka garip bir renkle karp maviye
dnerek kararyor ve yukar doru siyahlayordu. Duman in-
anlmaz bir gle gklerden dne dne aa doru inmekteydi.

Artk olaylar neredeyse birbirinden ayrdedilmesi mmkn ol-


mayacak bir hzla nlerinden geerek geriye dnyordu ve ksa bir
sre sonra muazzam bir sava gemisi sanki b denip korkutul-
mucasna hzla onlardan uzaklatnda, bunun ieri girdikleri an
olduunu ancak farkedebildiler.

Ama imdi iler ok daha fazla hzlanm, Galaktik tarihin


yzyllar dnerek, kvrlp bklerek, yanp snerek onlara yle
bir dokunarak, onlar hafife sallayarak adeta bulank bir video
seyreder gibi geip gitmekteydi. Yalnzca halann gsn din-
lerken duyulana benzeyen iniltili bir ses duyuluyordu.

Gittike kalnlaan olay karmaas arasnda periyodik olarak


korkun felaketler, derin korkular, byk afetlerin yaratt oklar
hissediyorlar ve bunlar daima, taklalar atan tarihin heyelan
iinde sadece her zaman netleen ve her seferinde tekrarlanan
belli grntlerle balantl oluyordu: kazkla onlarn tepes-
indeki ubuklardan oluan kriket kalesi, kk sert bir krmz
top, zorlu beyaz robotlar ve bir de daha az belirgin, karanlk ve
bulutlu bir ey.

Ama zamann bu titrek geii iinden aka ykselen bir


baka duygu daha vard.
549/1186

Nasl ksa aralklarla duyulan bir tklama sesi serisi


hzlandrldnda, her bir tklama bamsz tanmn kaybedip
devaml ve ykselen bir tnlama tonuna ularsa, burada
karlalan bamsz etkileimler de yle bir-leerek devaml bir
duygu kalitesine erimiti- ama bir duygu haline gelememiti.
Eer bunun ille bir duygu olmasnda srar edilirse, o zaman bu
duygusuz bir duyguydu. Bu, nefretti, kusursuz bir nefret. Souktu,
buz gibi souk deil ama duvar gibi souktu. Kiisel deildi, ama
bir kalabalkta rastgele savrulan bir yumruk gibi deil de, bilgisa-
yarda yazlm park yeri ar belgesi gibi kiisel deildi. Ve
ldrc idi- burada da, bir kurun ya da bak gibi deil, bir
otoyolda karnza kacak bir tula duvar gibi ldrcyd.

Tpk ton ykselen tonun karakteri deitirecei ve yk-


seldike harmonik sese sahip olaca gibi, bu duygusuz duygu da
ayn ekilde, duyulmasa bile tahamml edilemez bir la
dnyor ve anszn bir sululuk ve baarszlk l haline
geliyordu.

Ve yine anszn durmutu.

***
Sakin bir tepenin zerinde huzurlu bir akamda bulmulard
kendilerini.

Gne batmaktayd.

Etraflarnda yumuak bir dalgalanma iinde yavaa uzaklara


doru uzanan yemyeil bir krlk vard. Kular btn bunlar
hakknda dndklerinin arksn sylyorlard ve ortak
fikirleri iyimser gibiydi. Biraz tede oynayan ocuklarn sesleri
550/1186

duyuluyor, bu sesin grnen kaynandan biraz tede ise, solan


akam aydnlndaki kk bir ehrin izgileri sezilebiliyordu.

ehir ounluu beyaz tatan ina edilmi, olduka alak bin-


alardan meydana gelmi gibi grnyordu. Ufuk izgisi yumuak
ho eriler oluturuyordu.

Gne hemen hemen batmt.

Sanki hibir yerden gelmeyen bir mzik balad. Slartibarfast


bir dme evirdi ve ses kesildi.

Bir ses, Bu... dedi Slartibarfast bir baka dmeyi evirdi ve


ses kesildi.

Bunu size aklayacam, dedi yavaa.

Buras huzur dolu bir yerdi. Arthur kendini mutlu hissetti.


Hatta Ford bile neeliydi. ehre doru ksa bir sre yrdler. i-
menlerin Bilgilendirici Grnts ayaklarnn altnda ho ve
taptazeydi ve ieklerin Bilgilendirici Grnts tatl ve ho kok-
uyordu. Yalnzca Slartibarfast honutsuz ve aksi grnyordu.

Durdu ve yukar bakt.

Arthuru birden az nce rpertiyle yaadklar dehete benzer


kt bir eylerin yaklamakta olduu endiesi sard. Bu kadar iir
dolu bir yerde kt eylerin olabileceini dnmek onu da
huzursuz ediyordu. Yukar bakt. Gkyznde hibir ey yoktu.

Buraya saldrmak zere deiller, deil mi? dedi. Bunun yal-


nzca iinde yrmekte olduklar bir video kayd olduunu hatr-
lad ama yine de paniklediini hissetti.
551/1186

Buraya saldrmak zere olan hibir ey yok. dedi Slartibar-


fast, sesi beklenmedik ekilde duyguyla tit-remiti. Buras her
eyin balad yer. Buras o yerin kendisi. Buras Krikkit.

Gkyzne bakt.

Gkyz, bir ufuktan dierine, doudan batya, kuzeyden


gneye, tamamen simsiyaht.

11
Rap rap.

Trrrt.

Yardmc olabildiysem ne mutlu bana.

Kapa eneni.

Teekkr ederim.

Rap rap rap rap rap.

Tirit.

Basit bir kapy sevindirdiiniz iin teekkr ederim.


Umarm yaknda diyotlarn rr.

Teekkr ederim. yi gnler.

Rap rap rap rap rap rap Trrrt.

Sizin iin almak bir zevk...


552/1186

Defol.

ve baarlan bir iin bilinciyle yeniden kapanmak

bir kvan.

Sana defol dedim.

Bu mesaj dinlediiniz iin teekkr ederim.

Rap rap rap rap.

Hop

Zaphod ayan vura vura yrmeyi brakt. Altn Kalp evres-


inde gnlerdir rap rap yryordu ama imdiye kadar hibir kap
ona hop dememiti. imdi de ona hop diyenin bir kap ol-
madndan olduka emindi. Bir kere bu kaplarn syleyecei cin-
sten bir ey deildi. Onlar iin fazla ksa, fazla z bir kelimeydi.
Bunun da tesinde bu sesi karacak yeterince kap da yoktu. Bu
ses yzbinlerce kiininhop demesine benzer bir sesti ve bu Za-
phodu artmt, nk gemideki tek insan kendi siydi.

Ortalk karanlkt. Geminin gerekli olmayan sistemlerinin ou


kapatlmt. Galaksinin uzak bir alannda, uzayn mrekkep ren-
kli siyahl iinde, tembel tembel dolanmaktayd. O halde hangi
yzbinlerce kii bu noktaya toplanacak ve hi beklenmedik bir
hop ekecekti?

Etrafn kolaan etti, koridorun yukarsna ve aasna


baknd. Her yana koyu glgeler egemendi. Yalnzca, susturabil-
mek iin her yolu denedii kaplarn evresindeki ok soluk, pem-
bemsi izgiler vard. Bunlar karanlkta parldyor, kaplar
konutuunda da yanp snyorlard.
553/1186

Iklar, Zaphodun kafalarnn birbirlerine bakmalarn en-


gellemek iin sndrlmt. nk son zamanlarda, bunlarn
ikisinin de zellikle gz okayan bir grnts olduu sylene-
mezdi ve bu ruhuna bakma hatasn yaptndan beri byleydi.

Bunu yapmas gerekten de bir hata olmutu.

Gecenin ge bir vaktiydi- kukusuz.

Zor bir gn geirmiti- kukusuz.

Geminin sisteminde ruhuna hitap eden bir mzik almaktay-


d- kukusuz.

Ve -kukusuz- kendisi de bir para sarhotu.

Dier bir deyile, bir ruhunu arama mcadelesine sebep


olabilecek tm artlar mevcuttu, ama yapt yine de kesinlikle
hatayd.

imdi karanlk koridorda, yalnz ve sessiz ayakta dururken,


yine o an hatrlayarak titredi. Kafalarndan biri bir tarafa, dieri
dier tarafa bakt ve her ikisi de gidilecek ynn dieri olduuna
karar verdi.

Etraf dinledi, ama hibir ey duyamad.

Btn duymu olduu bir hop tu.

Buras, sadece bir tek kelime sylemek iin ok sayda insann


getirilemeyecei kadar uzak bir yermi gibi grnyordu oysa.

Huzursuzca, gidecei yn kpr st olarak belirledi. Orada


hi olmazsa kontroln kendisinde olduunu hissedebilirdi. Tekrar
554/1186

durdu. Aslnda u srada pek de kontrol elinde tutabilecek birine


benzemediini hissediyordu.

Geriye dnp dndnde, o ann ilk okunu, gerekten de


bir ruha sahip olduunu kefetmesi dourmutu.

Aslnda her zaman bir ruhu olduunu, aa yukar bilirdi,


nk o baka her eye tam takm halinde, hatta baz eylerden iki
tanesine birden ayn anda sahip olan biriydi. Ama yine de, iinin
derinliklerinde bir yerde asl duran bu eyle karlamak onu id-
detle sarsmt.

Ve sonra (bu ikinci oktu) bu nesnenin, onun konumundaki


bir erkek iin pek de ho bir ey olmadn keyfetmesiyle yeniden
sarslmt.

Ardndan konumunun ne olduunu dnd ve tekrarlanan


ok neredeyse elindeki ikinin yere salmasna sebep oluyordu.
kisinin bana ciddi bir ey gelmeden onu kafasna dikti. Sonra
birinciyi aa kadar izleyerek, onun halinden memnun olup ol-
madn anlayabilmesi iin kinciyi de midesine gnderdi.

zgrlk, demiti yksek sesle.

Bu srada Trillian kpr stne gelmi ve zgrlk zerine


heyecan verici birok ey sylemiti.

Onunla baa kamyorum, demiti ii kararm bir halde ve


nc kadehi kincinin, birincinin durumunu neden hala rapor
etmediini anlamak amacyla devirmiti. Biraz kararszca iki Tril-
liana da bakm ve sa-dakini tercih etmiti.

br boazndan aa bir iki yuvarlamt. Plan bir nceki


kadehi geitte yakalamak, onunla glerini birletirip ikinci
555/1186

kadehi kendine eki dzen vermesi iin zorlamakt. Sonra


birlikte birincinin peine decekler ve ona iyi bir nutuk ekecek,
belki de biraz ark syleyeceklerdi.

Drdnc ikinin btn bunlar anlayp anlamadndan pek


emin deildi, o yzden beinciyi plan iyice anlatmak ve almcy
da moral destei olmak zere aa gndermiti.

ok fazla iiyorsun, demiti Trillian.

Drt Trilliann iinden kp onlar tek bir vcut olarak gre-


bilmek iin alrken kafalar birbirine arpmt. Bunun zerine
vazgemi ve grnt ekranna bakmaya balamt. Olduka
nemli sayda yldz bir arada grd iin de armt.

Heyecan, macera ve gerekten lgnca eyler, diye


sylenmiti.

Bak, dedi, sesinde sempatik bir tonlamayla Trillian ve onun


yanna oturdu, Bir mddet iin kendini biraz amasz hissedecek
olman tamamen anlalabilir bir durum.

Zaphod ona hayretle bakyordu. Daha nce kendi kendisinin


kucanda oturabilen birini hi grmemiti.

Ooo, diyerek bir iki daha ald.

Yllardr zerinde altn grevin sona erdi.

zerinde almamtm. Hep zerinde almaktan


kanmtm.

Yine de onu tamamladn.


556/1186

Zaphod homurdand. Midesinde mthi bir parti veriliyor gibi


gzkyordu. .

Sanrm o beni tamamlad, demiti. te buradaym, ben Za-


phod Beeblebrox, istediim yere gidebilir, istediim eyi yapabi-
lirim. Bilinen gklerde mevcut en iyi gemiye sahibim, aramn
olduka iyi gittii bir sevgilim var.

Aranz iyi mi gidiyor?

Bana gre yle. Kiisel ilikilerde uzman deilim...

Trillian kalarn kaldrmt.

Ben, diye eklemiti, canavar gibi adamm, istediim her eyi


yapabilirim. Ama ne yapacama ilikin en ufak bir fikrim yok.

Durmutu.

Bir ey, diye eklemiti, bir dierini takip etmeyi aniden


durdurdu. -bu sylediinin aksine son itii ikiyi takiben bir
tane daha yuvarlam ve ardndan gze hi de zarif grnmeyen
bir ekilde sandalyesinden yere yuvarlanmt.

Szarken, Trillian gemideki Otostopunun Galaksi Rehberi


zerinde kk bir aratrma yapyordu. Burada sarholukla ilgili
baz neriler vard.

zerine git, diyordu kitap, ve iyi anslar.

Evrenin bykl ve bununla baa kmann yollar ile ilgili


blme de baklmas neriliyordu.

Sonra Han Wavella ilgili tantm blmn bulmutu. Buras


egzotik bir tatil gezegeniydi ve Galaksinin harikalarndan biriydi.
557/1186

Han Wavel tm rzgar ve yamurun doal erozyonu sonucu


oluan ok sayda muhteem ultralks otel ve gazinonun bulun-
duu bir dnyayd.

Bu oluumun gerekleme ans hemen hemen sonsuzda birdi.


Bunun nasl olutuuna ilikin ok az ey bilinmekteydi. nk
bu oluumu aratrmaya hevesli olan hibir jeofizikinin, olaslk
istatistikisinin, meteoroloji analistinin ve tuhaflk uzmannn
paras, orada kalmaya yetmemekteydi.

Trillian, kendi kendine, mkemmel, diye dnmt. Bir ka


saat sonra, byk beyaz bir kou ayakkabs biimindeki gemileri,
scak ve parlak bir gnein kavurduu gkyznden usulca
syrlarak, canl renklerle kapl kumlu bir uzay meydanna doru
hzn kesmekteydi. Geminin indii yerde kesinlikle bir sansasyon
yaratmas Trillian' ok elendiriyordu. Zaphodun ortalarda
dolatm ye geminin bir yerinde slk aldm duymutu.

Naslsn? diye seslenmiti i haberleme cihazndan.

iyiyim, demiti Zaphod, mthi iyiyim.

Peki, neredesin?

Banyoda.

Ne yapyorsun?

Burada kalyorum.

Bir yada iki saat sonra bunu szlk anlamnda syledii ortaya
km ve gemi kaplarn bir kez bile amadan tekrar gkyzne
dnmt.

Vah vah, demiti Bilgisayar Eddie.


558/1186

Trillian sabrla ban sallayarak onun yorumuna katlm,


biriki kez parmaklarn tkrdatm ve sonra i haberleme
dmesine basmt.

Sanrm bu zorlama elence u anda ihtiyacn olan ey olmasa


gerek.

Herhalde yle, diye cevaplamt Zaphod, bulunduu yer


neresiyse oradan.

Sanrm, biraz vcudunu altrmak seni kendine


getirecektir.

Sen ne dnyorsan, ben de yle dnyorum, dedi


Zaphod.

ELENCEL MKANSIZLIKLAR bir mddet sonra, yine Re-


hber'in sayfalarm kartrmaya balam olan Trilliann gzne
ilien bir baka balkt. Altn Kalp olaslk d bir hzla, belirsiz
bir yne doru ilerlerken kendisi bir yandan Nutri-Matik iecek
reticisinin hazrlad iilecek gibi olmayan bir fincan eyi yu-
dumluyor te yandan da nasl uulacam okuyordu.

Otostopu'nun Galaksi Rehberimde uma konusunda sylen-


enler unlard.

Umak bir sanat ya da daha dorusu bir yetenektir.

Yetenek kendini yere atp, yeri skalayabilmeyi renmekte


yatmaktadr.

Bunun iin gzel bir gn sein, diye neriyordu, ve deneyin. 1

Birinci blm kolayd.


559/1186

Btn istenen sadece kendini ne doru btn arlnla yere


atma yetenei ve cannn yanmasna aldrmama arzusuydu.

nk yeri skalamay baaramadnz zaman cannz


yanacaktr.

ou kii yeri skalamay baaramayacaktr ve eer gerekten


kuralna uygun bir ekilde deniyorlarsa baarszlklar
muhtemelen epeyce sert olacaktr.

Grnen odur ki, zorluklar douran ite bu ikinci ksm, yani


skalama ksmdr.

Birinci sorun, yeri kazayla skalamanz gerektiidir. Bile bile


skalamaya almakta hi fayda yoktur, nk bunu yapamaz-
snz. Dikkatinizi, yar yoldayken, aniden bir baka eye evirmen-
iz gerekir bylece dmeyi, deceiniz yeri, ya da skalamay
baaramadnzda cannzn ne kadar yanacan dnmezsiniz.

Size sunulmu olan saniye krnts iinde bu eyden dikkat-


inizi syrabilmek son derece zordur. Bu nedenle de seyretmesi
heyecan veren bu sporda, pek ok kii baarszla ve hayal
krklna urar.

Bununla birlikte, eer o ok nemli anda, ilginizi eken,


rnein bir ift gzel bacan (anten, takma bacak yani sporu
yapann trne ve/veya kiisel eilimlerine gre deiebilecek
herhangi bir ey), gr mesafeniz iinde patlamakta olan bir
bombann ya da hemen yaknnzdaki bir dalda yryen son
derece ender rastlanan trden bir bcein dikkatinizi datt o
aknlk iinde, yeri skalamanz ve yerden on-onbe santim
yukarda ve bir para aptalca grnebilecek bir durumda asl kal-
manz mmkn olacaktr.
560/1186

Bu an, muhteem ve hassas bir konsantrasyon iin en uygun


andr.

Artk suyun zerinde durmak iin yaptnz, gibi, hafif hafif


hareket etmeli ve szlmelisiniz, szlmeli ve hareket etmelisiniz.

Kendi arlnza ilikin tm hesaplamalara boverin ve yal-


nzca daha yukarlara ykselmenize izin verin.

Bu noktada kimsenin size sylediklerini dinlemeyin nk size


yardmc olacak herhangi bir ey sylemeleri pek mmkn
deildir.

Muhtemelen Aman tanrm, uuyor olman mmkn deil!


gibi eyler sylyor olacaklardr.

Onlara inanmamanz yaamsal nem tamaktadr, yoksa


birden hakl kabilirler.

Ykseklere, daha yukarlara ykselin.

Bir ka dal denemesi yapn. nce yumuak dallar deneyin,


sonra muntazam nefeslerle, aa tepelerinin de zerine ykselin .

KMSEYE EL SALLAMAYIN.

Bunu bir ka kez yaptktan sonra, Dikkat dalma ann baar-


mann giderek kolaylatn farkedeceksiniz.

Bundan sonra uuunuzu, hznz, manevra kapasitenizi nasl


kontrol altnda tutacanz reneceksiniz. in pf noktas, yap-
mak istediiniz eye ilikin pek fazla dnmemekle, olacaklar
kendi seyrine brakmaktadr.
561/1186

Ayrca nasl doru ekilde konacanz da reneceksiniz. lk


denemenizin berbat bir ey olmas, hem de ok berbat olmas he-
men hemen kesindir.

yesi olabileceiniz zel uu kulpleri mevcuttur ve bunlar


size ok nemli olan dikkat dalma annn inceliklerini ren-
menizde yardmc olacaklardr. Kulpler bu anlar iin, allarn
arkasndan frlayarak vcutlarn sergileyip/fikirlerini aklaya-
cak, artc vcutlara veya fikirlere sahip kiiler kiralarlar. Az
sayda otostopu bu kulplere katlabilecek parasal gce sahiptir,
ama bir ksmnn buralarda geici iler bulmas mmkn olabilir.

***
Trillian bunlar hevesle okumu, ama istemeyerek de olsa Za-
phodun umak, ya da Elenceli Ola-slkszlklar bal altnda
listelenen dalarda yrmek, Brantisvogan Gizli Servisini arayp,
bir adres deiiklii kart karmaya almak gibi br eyler iin
havasnda olmadna karar vermiti.

Trillian bunun yerine, gemiyi bir kar ve buz lkesi olan, Allosi-
manius Synecaya, uurmutu. Buras akllar kartracak kadar
gzel ve ok edecek kadar souktu. Liskadaki kar dzlklerinden
Sastantuada bulunan Kristal Buz Piramitlerinin tepesine gitmek,
jet skiler ve Syneca Kar Kpekleri ekibi eliinde bile ok uzun ve
zahmetli bir yolculuktu. Bununla birlikte, tepeden bakldnda
Stin Buzul Sahalarn, l l yanan Prisma Dalarn ve ufukta
danseden ve adeta doa st bir ey gibi grnen buzklarn
iine alan grnt, beyni nce dondurup, sonra yavaa
geveterek gzelliin yaanmam boyutlarna gtren bir man-
zarayd ve Trillian, kendi adna, beyninin bir para donup sonra
gevemesine ve yaanmam gzellikler boyutuna ulamasna
itiraz etmeyeceini hissediyordu.
562/1186

Alak bir yrngeye inmilerdi.

Allosimanius Synecann gm beyaz gzellikleri nlerinde


uzanmaktayd.

Zaphod kafalarndan birini bir yastn altna gizlemi, dieri


ile bulmaca zerek, gece yarlarna kadar yatakta kalmt.

Trillian yine sabrla ban sallam, iinden yeterince yksek


bir sayya kadar saym ve kendi kendine imdi nemli olann Za-
phodu konuturmak olduunu sylemiti.

Btn sentomatik mutfak robotlarn ie koarak piirebilecei


en muhteem lezzetteki yemei hazrlamt, titizlikle yalanm
etler, ho kokulu meyveler, mis kokulu peynirler, kaliteli Alde-
baran araplar.

Bunlar Zaphoda gtrm ve ona cannn olan biteni konu-


mak isteyip istemediini sormutu.

Kaybol, demiti Zaphod.

Trillian kendi kendine sabrla ban sallam ve iinden daha


da yksek bir sayya kadar saym, tepsiyi yavaa kenara itmi ve
doruca transfer odasna giderek bir teletat araclyla kendini
Zaphodun lanet olas yaamndan karmt.

Bunun iin herhangi bir koordinat bile he-saplamamt,


nereye gittiine ilikin en ufak bir fikre bile sahip deildi, sadece
gidiyordu- Evrende rastgele akp giden bir dizi nokta halinde.

Her ey, diyordu ayrlrken, bundan iyidir.

yi oldu, diye mrldanmt Zaphod kendi kendine. Arkasna


dnm ve uyuyamamt.
563/1186

Ertesi gn geminin bo koridorlarn huzursuzca ar-nlamt,


Onu aramyormu gibi yapyordu, ama aslnda orada olmadn
biliyordu. Bilgisayarn ikayeti bir tonla, burada lanet olas neler
olup bittii ile ilgili sorularn terminallerinden birinin zerine
kk elektronik bir tka yerletirerek susturmutu.

Bir mddet sonra klar sndrmeye balamt. Grlecek


hibir ey yoktu. Gereklemek zere olan hibir ey yoktu.

Bir gece yatanda yatarken -ve artk gerek zaman ne olursa


olsun, gemide devaml bir gece hkm srmekteydi- kendini to-
plamaya, ve ileri bir para dzene koymaya karar vermiti.
Birden kalkm ve zerine bir eyler giymeye balamt. Evrende
kendisinden daha sefil, perian ve terkedilmi durumda birinin
olmas gerektii yargsna varm ve gidip onu bulmaya karar
vermiti.

Kpr stne giderken yan yolda, bunun Marvin olabilecei


aklna gelince tekrar yatana dnmt.

te teselli bulmaz bir ekilde karanlk koridorlarda rap rap


yryerek, neeli kaplara kfrler yadrd bu srada hop ses-
ini duymu ve bundan ok huzursuz olmutu.

Gergin bir vaziyette koridor duvarna yasland ve tirbuonu


beyin gcyle dz hale getirmeye uraan bir adam gibi kalarn
att. Parmak ularn duvara dayad ve allmadk bir titreim
hissetti. stelik olduka net bir ekilde bir takm sesler duymaya
ve bu seslerin nereden geldiini anlamaya balamt- sesler k-
pr stnden geliyordu.

Elini duvarda gezdirirken ok sevdii bir ey buldu. Sessizce,


biraz daha ilerledi.
564/1186

Bilgisayar? diye fsldad.

Mmmm? dedi ona en yakn bilgisayar terminali ayn sessiz-


lik iinde.

Bu gemide birileri mi var?

Mmmm, dedi bilgisayar.

Kim bunlar?

Mmmmmm mmmm mmmmmm, dedi bilgisayar.

Ne?

Mmmmm mmmm mm mmmmmmmm.

Zaphod yzlerinden birini avularnn arasna gmd.

Oh, Zarquon, tanrm., diye mrldand kendi kendine. Sonra


koridorun yukarsna, kpr stnn giriine doru bakt. Belirsiz
bir mesafeden ve az tkal terminallerin bulunduu blmden,
gittike daha anlaml sesler gelmekteydi.

Bilgisayar, diyerek hiddetle fsldad yeniden.

Mmmm?

Azndaki tkac kardm zaman...

Mmmm.

eneme bir yumruk atmam hatrlat.

Mmmm mmm?
565/1186

Hangisine olursa. imdi bana yle cevap ver. Evet iin bir
kez mmmm, hayr iin iki kez. Durum tehlikeli mi?

Mmmm.

Tehlikeli?

Mmmm.

ki kez mmmm demedin deil mi?

Mmmmm mmmm.

Hmmm.

Koridordan yukar adm adm yrrken, sanki koarak kor-


idordan aa kamak istermi gibi bir hali vard ki aslnda gerek
arzusu da buydu.

Kpr stne alan kapya yarm metre kalmt ki birden


kapnn kendisine nazik davranaca dncesiyle dehete
kapld. Kaplarn, nezaket sesi devrelerini kapatmay bir trl
baaramamt.

Kpr stne doru giden bu kap aral gzlerden uzakt.


Bunun sebebi, kpr stnn yuvarlak kvrmlardan oluan
heyecan veren ilgin planyd ve Zaphod bu sayede farkedilmeden
ieri girebilmeyi mit ediyordu.

mitsizlik iinde tekrar duvara dayand ve dier kafasn duy-


duunda ok eden bir eyler syledi.

Kapnn soluk pembe kl ana hatlarn incelemeye balad ve


koridorun karanlnda, koridora uzanan ve kapya birisi geldiini
dolaysyla alp ona neeli ve ho bir eyler sylemesi gerektiini
566/1186

haber veren Hassas Alan hayal meyal grebildiini kefetti.


Kendisini skca duvara yaslayarak, kapnn eiine ulat, Alann
ne kadar olduunu bilmedii snrlarnn iine girmekten kan-
mak iin gsn olabildiince ieri ekti. Nefesini tuttu ve son
bir ka gndr geminin jimnastik salonunda gs adalelerini
geniletecek egzersizler yapacana, surat asp yatakta yatm ol-
masndan tr kendi kendisini tebrik etti.

Sonra bu noktada konumak zorunda olduunu farketti.

Bir iki kk nefes ald ve sonra elinden geldiince abuk ve


sessiz olarak, Kap, eer beni duyabiliyorsan, ok ok sessiz
olarak duyabildiini syle.

ok ok sessiz bir ekilde kap mrldand, Sizi


duyabiliyorum.

Gzel. imdi bir dakika sonra, sana alman syleyeceim.


Aldn zaman bunun senin iin bir zevk olduunu sylemeni
istemiyorum, anlald m?

Anlald.

Ve bana basit bir kapy ok mutlu ettiimi veya bana al-


mann senin iin bir zevk ve iyi yaplm bir iin bilinciyle kapan-
mann da bir kvan olduunu sylemeni de istemiyorum, tamam
m?

Tamam.

Ve bana iyi gnler dilemeni de istemiyorum, anlyor musun?

Anlyorum.

Pekala, dedi Zaphod, gergin bir ifadeyle, imdi al.


567/1186

Kap sessizce kayarak ald. Zaphod ieri szld. Kap ar-


kasndan sessizce kapand.

stediiniz gibi oldu mu, Mr. Beeblebrox? dedi kap yksek


sesle.

Szlerin, dedi Zaphod bunun zerine, kendisine bakmak iin


arkalarna dnm olan beyaz robotlar grubuna, elimde son
derece gl bir Kill-O-Zap silah olduunu hayal etmenizi
istiyorum.

Son derece souk ve vahi bir sessizlik oldu. Robotlar iren


l gzleriyle ona bakyorlard. Hi kprdamyorlard.
Grnlerinde byk bir katliamn yaklatn artran bir
eyler vard, zellikle de onlar daha nce ne grm, ne duymu
olan Zaphod iin. Krikkit Savalar Galaksinin kadim gemiine
aitti ve Zaphod tarih derslerinin ounu, yanndaki siberkabind-
eki kzla nasl yatacan planlamakla geirmi ve eitim bilgisa-
yar bu plann bir paras olduu iin de zamanla tarih dersi ile il-
gili btn devrelerini tmyle farkl bir dnceler kmesi ile
deitirmiti. Bunun da sonunda, bu devreler hurdaya km ve
bilgisayar Dejenere Sibermatlar iin kurulmu olan bir eve gn-
derilmi ve farknda olmadan talihsiz makineye ak olan kz da
bilgisayar takip etmiti. Sonu olarak (a) Zaphod kza hibir za-
man sahip olamam ve (b) u anda kendisi iin paha biilmez
kymette olabilecek bir kadim tarih bilgisinden mahrum kalmt.

ok iinde robotlara bakmaktayd.

Nedenini aklamak mmkn deildi, ama robotlarn prz-


sz ve beyaz parlak vcutlar onlarla karlaanlara souk ve saf
bir ktlkle yz yze olduklar duygusunu veriyordu. ren l
gzlerinden, gl cansz ayaklarna kadar aka anlalabiliy-
ordu ki bu robotlar, tek amac ldrmek olan bir beynin
568/1186

hesaplanm rnleriydi. Zaphod buz gibi bir korku iinde


yutkundu.

Kpr stnn arka duvarn skmekteydiler ve geminin baz


yaamsal i nitelerinin iinden gelebilecekleri bir tnel
amlard. Zaphod, gittike artan berbat bir ok iinde, robotlarn
bu tneli geminin kalbine, akln almayaca bir ekilde yoktan var
edilmi olan Olaslkszlk Seyir Sisteminin merkezine, yani Altn
Kalbin kendisine, ulamak iin atklarn grebiliyordu.

Zaphodun en yaknndaki robot ona vcudunun en kk zer-


resini bile hesapladn hissettirmek ister gibi bakmaktayd. Ve
konutuu zaman syledii ey de bu hissi dorular gibiydi. Ne
sylediine gemeden nce bu noktada, Zaphodun, on milyar
yldan beri bu yaratklardan birinin konutuunu duyan yaayan
ilk organik varlk olduunu belirmekte fayda var. Eer kendi or-
ganik varlna daha az, Kadim Tarih derslerine ise daha ok
dikkat etmi olsayd, bu eref onun iin de daha etkileyici
olabilirdi.

Robotun sesi de vcudu gibiydi, souk, dzgn ve cansz.


Nerede ise kltrl bir tns vard.

Elinde zaten bir Kill-O-Zap silah var. dedi.

Zaphod bir an iin robotun ne demek istediini anlayamad,


ama sonra baklarn aaya kendi eline kaydrd ve duvardaki
bir kancaya asl olarak bulduu eyin gerekten de dnd
ey olduunu grerek rahatlad.

yle, dedi. Aslnda rahatlamt ama, bunu belli etmeyip


ustalk isteyen bir kvraklkla robotu aalayarak, eh, hayal
gcn fazla zorlamayaym dedim, robot. diye ekledi. Bir md-
det kimse bir ey sylemedi ve Zaphod ak net bir ekilde
569/1186

robotlarn burada konumak zere bulunmadklarn ve bunun


yalnzca kendi derdi olduunu farketti.

Geminizi, benimkinin iine, dedi kafalarndan birini uygun


yne doru eerek, park ettiinizi fark ettim. Bunun yadsn-
abilecek bir taraf yoktu. Robotlar, uygun boyuta gre davran-
makla ilgili hibir tasa duymadan, gemilerini olmasn istedikleri
yerde olacak ekilde nlamlard. Bunun anlam, gemilerinin
Altn Kalp'le, sanki iki gemi basit iki tarakmasna, i ie gemi
olmasyd.

Buna da hi tepki gstermediler. Zaphod konumann kendine


den ksmn soru biiminde yapacak olursa sohbetin herhangi
bir ivme kazanp kazanmayacan merak etti.

...siz farketmediniz mi? diye ekledi.

Evet, diye cevaplad robot.

Eee, pekala, dedi Zaphod. O halde, siz kedicikler burada ne


aryorsunuz?

Sessizlik.

Robotlar, dedi Zaphod, siz robotlar burada ne


aryorsunuz?

Biz buraya, diye tnlad robot, Altn ubuu almaya geldik.

Zaphod anladn belirterek ban edi. Daha fazla detay is-


tediini belirtmek iin de tfeini sallad. Robot bu dili anlam
gibiydi.

Altn ubuk bizim aradmz Anahtarn bir paras, diye


cevap verdi robot, efendilerimizi Krikkit'den kurtarabilmek iin.
570/1186

Zaphod tekrar ban edi. Tekrar tfeini sallad. Anahtar,


diye devam etti robot basite, zaman ve uzay iinde paralara
ayrlp datlm durumda. Altn

ubuk senin gemini altran sistemin iine gml.


Anahtarn iinde tekrar eski yerini alacak. Efendilerimiz kurtula-
cak. Evrensel Uyum Salama lemi devam edecek.

Zaphod tekrar ban edi.

Siz neden bahsediyorsunuz? dedi.

Robotun aslnda tamamen ifadesiz yznden hafife acl bir


ifade geer gibi oldu. Konumay zc buluyor gibiydi.

Dzeltme, dedi. Biz Anahtar aryoruz. tekrarlad, Tahta,


elik ve Pleksiglass Stunlar bulduk bile. Bir dakika iinde Altn
ubuu da bulacaz. Hayr bunu yapamayacaksnz.

Yapacaz, diye kararlarn bildirdi robot.

Hayr yapamayacaksnz. nk o benim gemimi altran


ey.

Bir dakika sonra, diye tekrarlad robot sabrla, Altn ubuu


alacaz,...

Almayacaksnz, dedi Zaphod.

Ve sonra gitmemiz gerekiyor, dedi robot, btn ciddiyetiyle,


bir partiye.

Oh, dedi Zaphod, ararak. Ben de gelebilir miyim?

Hayr, dedi robot. nk seni vuracaz.


571/1186

Oh, sahi mi? dedi Zaphod, tfeini sallayarak. Evet, dedi


robot ve sonra onu vurdular.

Zaphod yle armt ki, yere dmeden nce onu tekrar


vurmalar gerekti.

12
Shh, dedi Slartibarfast. Dinle ve izle.

Tarihi Krikkite artk gece kmt. Gkyz bo ve karanlk-


t. Tek k, hafif bir esintiyle ho ve keyifli seslerin evreye
yayld biraz ilerideki ehirden geliyordu. Etraflarn saran ba
dndrc kokunun ykseldii bir aacn arkasnda durdular. Ar-
thur topran ve imenin Bilgilendirici Grntlerini yoklamak
iin yere meldi. Parmaklarn otlarn arasnda gezdirdi. Toprak
ar ve zengin, imenler gl idi. Burann her bakmdan ok ho
bir yer olduu izleniminden kanmak zordu.

Bununla birlikte gkyz fazlasyla botu ve Arthura gre bu


boluk, imdilik grnmese de aslnda iir gibi bir manzaras olan
bu yere, bir rperti salyordu. Yine de, diye dnd, bu neye
alk olduuna bal olmal.

Omuzunda bir el hissetti ve ban yukar kaldrd. Slartibar-


fast onun dikkatini sessizce, tepenin dier tarafndaki yamata
bulunan bir eye ekmeye alyordu. Bakt. Btn grebildii
soluk birtakm klarn dansedip dalgalanarak onlara doru
yavaa ilerlediiydi.
572/1186

Yaklatka sesleri de duyulmaya balad ve ksa bir sre sonra


bu k ve grltler, tepeyi ap ehirdeki evlerine gitmekte olan
kk bir gruba dnt.

Gruptakiler, aacn arkasnda durmakta olan izleyicilerin


olduka yaknndan geiyorlard. Ellerindeki lambalar salladka,
yumuak ve deli dolu klar aalarla imenler arasnda
dansediyordu, hallerinden memnun grnen gruptakiler
birbirleriyle sohbet ediyor ve hatta bir ark sylyorlard. ark
her eyin ne kadar ho grndnden, kendilerinin ne kadar
mutlu olduundan, iftlikte almaktan ne kadar holandk-
larndan ve eve dnp ocuklarn ve elerini grmenin gzel-
liinden bahsediyor ve kvrak koro blmnde de yln bu
zamannda ieklerin nasl zellikle daha nefis koktuunu ve
kpein lmnn ok ac olduunu nk onun iekleri ok
sevdiini anlatyorlard. Arthur, neredeyse,. Paul McCartneyin,
bir gece vakti, minenin yannda ayaklarn kaldrm otururken
Lindaya bunlar mrldandn ve arknn geliriyle ne alabile-
ceine kafa yorduunu, belki de Essexi dndn hayal
edebiliyordu.

Krikkitin Efendileri dedi Slartibarfast nefes nefese ve mez-


ardan gelir gibi bir sesle.

Essex ile ilgili kendi dncelerinden syrlmak Arthura ok


zor geldii iin, bu sz onda bir anlk aknlk yaratmt. Sonra
durumun mant, karma kark kafasna kendini zorla kabul et-
tirdiyse de yal adamn ne dediini hala anlamadn farketti.

Ne? dedi.

Krikkitin Efendileri, dedi Slartibarfast yeniden. Eer az


nceki sesi mezardan geliyor gibiyse, bu seferki yer altnda bulun-
an ller ehri Hadesten bronitli birinin sesi gibiydi.
573/1186

Arthur kk gruba bakarak bu noktada hizmetine sunulan bu


ksa bilgiye bir anlam vermeye alt.

Gruptaki kiilerin baka dnyalara ait yabanclar olduklar


akt. Bu, hibir eyden anlalmasa, biraz uzunca, ince, keli ve
hemen hemen beyaz denecek kadar soluk grnlerinden an-
lalabiliyordu. Ama bunun dnda, son derece ho kiiler olduk-
lar izlenimini veriyorlard. Belki bir para allmam olabi-
lirlerdi, insan onlarla uzun bir otobs yolculuunda birlikte olmak
istemeyebilirdi. Ama, nemli olan, eer bu kiilerin iyilik ve
drstlkten en ufak bir sapmalar varsa, bu sapmann, onlarn
yeterince iyi olmamalarndan deil, fazlasyla iyi olmalarndan
kaynaklanabileceiydi. O halde, Slartibarfastn, o hrltl cier eg-
zersizleri de ne demek oluyordu? Onlar olsa olsa, eve i gtren
elektrikli testere operatrlerine ilikin iren filmlerin radyo
reklamlar iin uygun derdi.

Sonra, u Krikkit konusu da zor bir konuydu. Kendisinin


kriket oyunu hakknda bildikleriyle bu kelime arasndaki ilikiyi
henz tam olarak dnp zebilmi

Tam bu srada Slartibarfast, kafasndan geenleri se-zin-


lemicesine, Arthurun dnce zincirinin arasna girdi.

Senin kriket adyla bildiin o oyun, derken, sesi hl yeralt


geitlerinde babo dolar gibiydi, rk anlarn allmam il-
ginliklerinden biri, o kadar. Bu yolla, olaylar zamann sisleri
arasnda gerek nemlerini kaybettikten sonra bile, grntleri
akln sonsuzluu iinde canl tutulabiliyor. Galaksideki tm rklar
iinde, Evreni parampara eden gelmi gemi en korkun
savalarn anlarn canlandrarak, bu anlar, korkarm ounluk
tarafndan son derece skc ve amasz olarak kabul edilen bir oy-
una evirme zelliine yalnzca n-gilizler sahiptir.
574/1186

Kendim de bu oyundan olduka holanrm, diye ekledi,


ama elinizde olmadan siz, pek ok kiinin gznde, en iren
zevklerin sahibi olmakla sulandnz. zellikle de u kk
krmz topun kriket kalesine arpmas blm, bu ok iren.

Imm, dedi Arthur beyin hcrelerinin bu sylenenlerle


elinden geldii kadar baa kmaya altn yanstan bir ka
atla.

Ve her eyi balatanlar, dedi Slartibarfast, mezardan gelen o


kaba saba sesiyle nlerinden gemekte olan Krikkitl adamlar
iaret ederek, ite bunlar ve bu balang bu akam olacak. Gel
onlar izleyelim ve nedenini grelim.

Aacn arkasndan syrldlar ve tepeye giden karanlk yol boy-


unca neeli grubu izlediler. Doal igdleri onlar peinde olduk-
lar yaratklar sessiz ve gizli admlarla izlemeye yneltiyordu.
Ama aslnda, yrdkleri yer yalnzca Bilgilendirici Grntlerin
bant kaytlar olduu iin, en grltl mzik aletlerini alp,
kendilerini batan aa ivit mavisine de boyasalar yine de
Krikkitlilerin dikkatini ekemezlerdi.

Arthur gruptan birka kiinin imdi farkl bir ark sylediini


fark etti. Oynak bir melodi, yumuack akam havas iinden on-
lara ulamaktayd. Bu, tatl ve romantik bir ak arkisiydi ve Mc
Cartneye Kent ve Sussexde kesin baar saladktan baka,
Hampshire'dan da iyi bir teklif almasn garantileyebilirdi.

imdi nelerin gereklemek zere olduunu? dedi Slartibar-


fast Forda, mutlaka biliyorsundur.

Ben mi? dedi Ford, Hayr.

Sen ocukluunda Kadim Galaksi Tarihi okumadn m?


575/1186

Ben Zaphodun arkasndaki siberkabindeydim, dedi Ford,


ok dikkatimi datyordu. Ama bu, olduka arpc birtakm
baka eyler renmediim anlamna gelmez tabii.

Bu srada Arthur, grubun syledii arknn ilgi ekici bir


yann farketmiti. McCartneyin Winchester'daki yerini iyice
salamlatrmasn ve Test Va-disinden New Forestn bereketli
mahsuln seyretmesini salayabilecek gteki orta blmde,
melodinin deitii yerdeki iki drtln baz ilgin szleri vard.
Sz yazar, bir kzla karlamaktan bahsediyordu ama, bu
karlama ay nda veya yldzlarn altnda deil, imen-
lerin stnde gerekleiyordu. Bu Arthura biraz skc ve hay-
alden yoksun gelmiti. Tekrar ban kaldrp yukar, anlalmaz
derecede bo olan gkyzne bakt ve burada nemli bir sorun
olduunu aka hissetti. Keke sorunun ne olduunu da an-lay-
abilseydi. Bu ona Evrende yalnz olduu duygusunu vermiti ve
bunu aklad.

Hayr, dedi Slartibarfast, hafife admlarn hzlandrarak,


Krikkit halk hibir zaman Biz bu Evrende yalnzz. diye dn-
medi. Grdn gibi, Onlar kocaman bir Toz Bulutu ile sarmalan-
m durumdalar. Tek gnelerinin etrafnda bir tek kendi
dnyalar var ve Ga-laksinin en dou ucunda bulunuyorlar. Toz
Bulutu yznden hibir zaman gkyznde grebilecekleri bir ey
olmad. Gn boyunca gne vard, ama gnee dorudan
bakamazsn ve onlar da bakmyorlard. Gkyznden neredeyse
haberleri bile yoktu. Sanki bir ufuktan dierine 180 derecelik
ayla uzanan, kr bir noktada yayor gibiydiler.

Gryorsun ya hibir zaman Evrende yalnzz diye dnm-


emelerinin sebebi, bu akama kadar Evrenden haberleri bile
olmamasyd. Bu akama kadar.

Kelimeleri havada uuarak arkasnda brakrken, ilerliyordu.


576/1186

Baka trls olabilecei akla gelmedii iin Biz Evrende


yalnzz diye dnmeye bile kalkmadn bir hayal et, dedi.

Tekrar ilerledi.

Korkarm bu biraz sinir bozucu olacaktr, diye ekledi.

O konuurken, tepelerindeki grntsz gkyznden ok tiz


kkremeye benzer bir lk geldiini farkettiler. Panik iinde
yukar doru baktlar, ama bir iki dakika iin hibir ey
gremediler.

Sonra Arthur nlerinden geen gruptakilerin de sesi duy-


duunu ama hibirinin ne yapmalar gerektiini bilmediklerini
saptad. Heyecan iinde etraflarna, sola, saa, ne, arkaya hatta
yere bakyorlard. Yukar bakmak akllarna bile gelmiyordu.

Birka dakika sonra, gkyznden kkreyerek ve lk la


yanan bir uzaygemisi enkaz kp, bulunduklar yerden yarm mil
teye akldnda yaanan ok ve dehetin derinliini kavrayabil-
mek ancak orada bulunmakla mmknd.

***
Kimileri ksk sesle Altn Kalpten, kimileri ise Yldzgemisi
Bistromat tan sz eder.

Biroklan da, ok hakl olarak, dev boyutlu efsanevi Yldzgem-


isi Titanic'i, birka yzyl nce Artrifactovol'da gemi imal eden
byk asteroid komplekslerinden birinden havalanan, o
muhteem ve lks yolcu gemisini anlatr.

Titanic sansasyonel gzellikte ve artc byklkteydi. Tari-


hten geriye kalan ne kadar zaman varsa (Bkz. Gerek Zaman iin
577/1186

Kampanya ilannn altndaki not) o zaman iinde gelmi gemi


tm gemilerin en gzel donanmlsyd. Ama Olaslkszlk Fizii
zerinde allan gnlerin ok balarnda, yani bu g ve
tartmal bilim dal henz, deil tam olarak, herhangi bir sevi-
yede bile anlalmadan nce ina edilmi olmas en byk
ansszl idi.

Tasarmc ve mhendisler, btn iyi niyetleri ile, gemi iinde


rnek bir Olaslkszlk Alan imal etmeye karar vermilerdi.
Muhtemelen, bunun amac geminin herhangi bir blmnde her-
hangi bir eyin yanl gitmeyeceini Sonsuz Olaslksz gler
sayesinde gvence altna almakt.

Tm olaslkszlk hesaplamalarnn szde karlkll ve


dairesel doas yznden Snrsz olaslkszlk ile nlenmek isten-
en her eyin tam tersine hemen o anda gerekleme olaslnn
yksekliini ise farketmemilerdi.

Yldzgemisi Titanic, karaya ekildii yerde, yldzlararas


boluun youn karanlna kar, ine ucu gibi keskin klardan
oluan parlak bir bulut iinde ve montaj kulesinin lazerle aydn-
latlm gotik ilemeleri arasnda, gm renkli bir Arctura
Megabalinas gibi, muazzam gzellikte bir grnt sergilemek-
teydi. Ama frlatldktan sonra ilk radyo mesajn bile - bir SOS-
ta-mamlayamadan ani, keyfi ve topyekun bir varolu kaybna
uramt.

Bununla birlikte, bir bilim dalnn henz bebeklik anda


byle felaket ykl bir baarszla uramasna vesile olan bu
olay, bir baka bilim dalnn mkemmel bir baarsna ahit
olmutu. Yaplan tm incelemeler, bu muhteem geminin frlat-
ln boyutlu olarak veren TV yaynlarnn o srada yaamakta
olan tm varlklarn saysndan daha fazla kii tarafndan izlenmi
578/1186

bulunduunu kantlamaktadr. Bu, izleyici aratrmalar biliminin


bugne kadar elde ettii en byk baardr.

O zamanlarn bir baka muhteem medya olay da, birka saat


sonra Ysllodins yldznn bandan geen sper nova olgusunun
izlenebilmesiydi. Ysllodins bir anda olaanst bir parlaklk
kazanm sonra yava yava snmt. Buras Galaksinin en
nemli sigorta irketlerinin sorumlu mdrlerinin yaamakta
olduu, ya da bir zamanlar yaad bir yerdi.

Ama btn bu yldzgemilerinden ya da Galaktik Sava


Gemileri Filosu'nun hemen akla gelen -GSS Cesaret, GSS Cret,
GSS ntihar lgnl gibi- gemilerinden daima huu, gurur,
heyecan, muhabbet, hayranlk, znt, kskanlk, pimanlk yani
aslnda en iyi bilinen btn hislerin ou ile bahsedilirken, bunlar
iinde gerekten en ok hayret uyandran Krikkit Bir, yani
Krikkit'liler tarafndan ina edilen ilk uzaygemisi olmutur.

Bunun sebebi harikulade bir gemi olmas deildi. nk yle


bir gemi deildi.

Bu gemi aptal bir hurda paras idi. Sanki birinin arka bahes-
inde alelacele bir araya getirilmi gibi grnyordu ki alelacele in-
a edildii yer gerekten de bir arka baheydi. Geminin hayret
verici taraf iyi yaplm bir gemi olmas deil (nk iyi yaplm
filan deildi), ama bir ekilde yaplm olmasyd. Krikkit halknn
uzay denen bir eyin varln kefetmesiyle bu ilk uzay gemisinin
frlatlmas arasnda geen zaman neredeyse tam bir yld.

Ford Prefect kemerini balarken bu yalnzca bir Bilgilendirici


Grnt video kayd olduu ve bu yzden de kendisini tamamen
gvende hissedebildii iin kretmekteydi. Gerek yaamda,
indeki btn pirin araplar uruna bile iine admn ataca
bir gemi deildi bu. Gemiye binildiinde akla gelen ilk sz
579/1186

Ziyadesiyle sarsak, ise, bir bakas da Ltfen, inebilir miyim?


oluyordu.

Bu uacak m? dedi Arthur, birbirine skca balanm bor-


ulara ve geminin ok skk olan i blmn donatan kablolara
bakarak.

Slartibarfast ona geminin uaca ve kendilerinin kesinlikle


emniyette olacaklar ve bu deneyimin son derece eitici olup,
hibir hrpalayc yan olmayaca konusunda gvence verdi.

Ford ve Arthur ise gevemeye ve biraz hrpalanmaya karar


verdiler.

Niye, dedi Ford, biraz lgnlk yapmayalm?

Oturduklar yerin nnde aslnda orada olmaylar gibi son


derece geerli bir sebepten tr onlardan tamamen habersiz,
pilot oturuyordu. Gemiyi ina edenler de onlard. O gece de tepeye
giden yolda kalpleri stan o arklar syleyenlerin arasndaydlar.
Uzaydan gelen yabanc geminin ok yaknlarnda yere akl-
masndan beyinleri biraz etkilenmiti. Bu yanp kl olmu uzay
gemisi kalnts zerinde haftalarca almlar ve en mini minicik
srrn bile kefetmeye uramlar ve btn bu sre iinde de
uzaygemisi yamalamakla ilgili kk, kvrak maniler
sylemilerdi. Daha sonra kendi gemilerini ina etmilerdi ve ite
o da buydu. Bu onlarn gemisiydi ve imdi onunla ilgili syledik-
leri kk bir ark ile baar ve sahip olma duygularnn ifte se-
vincini ifade etmekteydiler. Koro ksm biraz kederliydi. lerinin
onlar ok uzun saatler garajda tuttuundan ve kendilerini ok z-
leyen, onlara moral vermek iin yavru kpeklerinin nasl
byd hakknda hikayeler anlatan ocuklaryla elerinden
uzakta kalmann yaratt zntden sz ediyordu.
580/1186

Powvv. Kalkmlard.

Ne yapacan kesinlikle bilen bir gemi gibi kkreyerek


gkyzne ktlar.

Ykselme okundan syrldktan bir mddet sonra, Mmkn


deil, dedi Ford. Gezegenin atmosferinin dna kyorlard.
Mmkn deil, diye tekrarlad, herhangi birinin ne tr itici
gle harekete geirilmi olursa olsun, bir ylda byle bir gemi tas-
armlayp, ina etmesine imkan var m? Buna inanmyorum. Bana
ispat edin, yine de inanmayacam. Dnceli bir ekilde ban
sallad ve kk bir lumbuzdan dardaki hilii seyretmeye
balad.

Yolculuk bir mddet olaysz devam etti ve Slartibarfast band


ileri ald.

Bylece, gnelerini ve evlerinin olduu gezegeni sarmala-


yarak neredeyse ikinci bir yrnge oluturan, ii bo bir kre bii-
mindeki Toz Bulutunun i evresine abucak vardlar.

Adeta uzayn younluu ve dokusunda bir deiiklik olmutu.


Sanki karanlk imdi motorlarn altrm, hzla yanlarndan
geiyor gibiydi. Bu buz gibi, ok bo ve ok ar bir karanlkt. te
bu karanlk, Krikkitdeki gkyznn gece karanlyd.

Karanln soukluu, arl ve siyahl Arthur'un kalbini


hafife sktrmt. Statik bir yk gibi havada asl kalan Krikkit
pilotlarnn hislerini ta iinde duydu. Pilotlar imdi rklarnn
tarihsel bilincinin snrlar ze-rindeydiler. Bu, hibirinin tesini
hesaplamad ve hatta bunun hesaplanmas gerekliini bile
bilmedikleri asl snrd.
581/1186

Bulutun karanl gemiyi sarsyordu. eride ise tarihin sessiz-


lii vard. Bu dnce, Krikkit Gklerinin ardnda yaam olan-
larn snrl beyinleri iin anlalmaz bir ey de olsa, onlarn tarihi
misyonu, gkyznn dier tarafnda, yani enkaz geminin gelmi
olabilecei yerde, herhangi bir ey veya bir yer, belki de baka bir
dnya olup olmadn bulmakt.

Tarih bir baka darbe indirmek iin kendisine eki dzen ver-
iyordu. Karanlk, onlar sarmalayan o bo karanlk, hala kkre-
meye devam ediyordu. Gittike daha ok yaklayor, gittike
kalnlayor, gittike arlayordu. Sonra birden kayboldu.

Bulutun dna kmlard.

Sonsuzluk iinde gecenin arpc mcevherlerini grdler ve


beyinleri endieye bouldu.

Bir mddet ylece umaya devam ettiler. Evrenin sonsuz


hzyla karlatrlnca hareketsiz kalan Ga-laksinin sonsuz hz
iinde hareketsiz kaldlar. Sonra geri dndler.

Buna bir son verilmesi gerekecek. diyordu Krikkitli erkekler


evlerine dnerken.

Dn yolunda bar, adalet, ahlak, kltr, spor, aile yaam ve


kendileri dnda kalan tm dier yaam ekillerinin ortadan
kaldrlmas ile ilgili dncelerini yanstan bir sr gzel ark
sylediler.

13
Nasl olduunu gryorsunuz, ite, diyordu Slartibarfast,
yapay olarak oluturulmu kahvesini yavaa kartrrken. Bunu
582/1186

yapmakla, ayn zamanda gerek saylarla rasyonel ve irrasyonel


saylar arasnda birbirini takip eden etkileim alanlarn ve
Evrenle beynin birbirini etkileyen kavramlarn da harekete
geirmi oluyordu. Bylelikle, gemisinin zaman ve uzay kavram-
larn yeniden ekillendirmesine olanak salayan znellii dolayl
yoldan kapsayacak matrisleri tekrar retiyordu.

Evet, dedi Arthur.

Evet, dedi Ford.

Bu tavuk buduyla, dedi Arthur, ne yapmam gerekiyor?

Slartibarfast ona ciddi ciddi bakt.

Oyna onunla, dedi, oyna.

Kendi elindeki para zerinde ne yapmas gerektiini gsterdi.

Arthur da yle yapt ve pili baca, Slartibarfastn be boyutlu


olduu konusunda gvence verdii uzayda drt boyutlu olarak
hareket ederken, elindeki btn zerinde matematiksel bir
fonksiyonun hafif titreimlerini hissetti.

Bir gece iinde, dedi Slartibarfast, btn Krikkit nfusu


sevimli, ho, akll ...

...ve biraz allmam da olsalar.. diyerek araya girdi Arthur.

...normal insanlardan, dedi Slartibarfast, sevimli, ho,


akll...

...allmam...
583/1186

...manik yabanc dmanlarna dntler. Baka bir deyile,


Evren fikrinin onlarn kafasndaki dnya resmine uymad
sylenebilir. Bununla baa kamadlar, anlayacanz. Ve sevimli,
ho, akll, istersen allmam da diyebileceimiz bir ekilde
Evreni yok etmeye karar verdiler. Hayrola, bu sefer ne oldu?

Ben bu arab pek sevmedim dedi Arthur, koklayarak.

E, geri gnder. Bu onun matematiinin bir paras. Arthur


yle yapt. Garsonun glmseyiindeki toporafy beenmemiti
ama, grafikten de hibir zaman holanmamt zaten.

Nereye gidiyoruz? dedi Ford.

Bilgilendirici Grntler Merkezine dnyoruz, dedi. Slart-


ibarfast, kalkarken bir kat peetenin matematiksel ifadesine
azn silerek, ikinci yar iin.

14
Krikkit halk, dedi adaletin yce temsilcisi, Yarg Pag, BBR
(Bilge, Bamsz ve ok Rahat) ve Krikkit Sava Sular
Mahkemesi Yarglar Kurulu Bakan, bu insanlar, eee, biliyor-
sunuz, bu insanlar bir grup gerekten sevimli insan, yani anlyor-
sunuz ya, tesadfen herkesi ldrmek isteyivermiler. Lanet
olsun, baz sabahlar ben de ayn hislerle dolu kalkyorum
yatamdan. Kahretsin.

Pekala, diye devam etti, bacan nndeki srann zerine


att ve tren ayakkablarnn zerindeki iplii koparmak iin bir
sre oyaland. Anlalan bu adamlarla ayn Galaksiyi paylamak
istemiyorsunuz.
584/1186

Bu doruydu.

Galaksi zerindeki Krikkit saldrs ok etkisi yaratmt. Bin-


lerce ve binlerce byk Krikkit sava gemisi birden hiperuzaydan
frlam ve binlerce ve binlerce nemli dnyaya ayn anda
saldrmt. Bunu yaparken, nce ikinci saldr dalgasn olutur-
abilmek iin gerekli destek malzemesine el koymular sonra
soukkanllkla, bu dnyalar varolu dna zaplamlard.

Bu srada olaanst bir zenginlik ve bar dneminin keyfini


srmekte olan Galaksi, ayrda soyguna uram bir adam gibi
bocalamt.

Demek istediim, diye devam etti Yarg Pag, ultra modern


(bu sahne on milyar yl nce, yani ultra-modern deyince akla bir
yn paslanmaz elik ve cilal betonun geldii bir dnemde geiy-
ordu) ve muazzam byklkteki mahkeme salonunda gzlerini
gezdirirken, bu kiilerin tek sorunu takntl olmak.

Bu da doruydu ve Krikkit halknn yeni ve kesin amalarn-


yani Krikkitli olmayan her eyi yoketmeyi bylesine inanlmaz bir
hzla nasl gerekletirdiklerini aklayabilmeyi henz kimse
baaramamt.

Bu ayn zamanda binlerce sava gemisi ve milyonlarca lm


saan beyaz robot retmekle ilgili hiper teknolojiyi bu kadar hzl
kavrayabilmelerinin tek aklamasyd da.

Onlarla karlaan herkesin kalbine dehet salmlard- ama


ou olayda bu dehet son derece ksa mrl olmutu, tpk ter-
r yaayan kiinin mr gibi. Onlar vahi ve banaz kafal, uan
sava makinalaryd. Dehet saan, ok ilevli sava sopalarn us-
taca kullanyorlard. Bunlar bir tarafa savurunca binalar ykab-
iliyorlar, dier tarafa savurunca para tesirli Her eyi-Yerlebir
585/1186

eden Zap nlarn yayabiliyorlar, baka bir tarafa savurunca da,


kk yangn bombalarndan tutun da, kocaman bir gnei yerle
bir edebilecek gteki Hipernkleer Maxi-Slorta mekan-
izmalarna kadar her trden elbombasn ieren iren bir pat-
layclar sistemini harekete geirebiliyorlard. El bombalarna
sava sopalaryla vurulmas bunlarn ateleme dzeneklerini aktif
hale geirmeye yetiyor ve bylece ister birka metrelik, isterse yz
binlerce millik uzakla kadar eriebiliyorlard.

Pekala, dedi Yarg Pag yeniden, o halde biz kazandk.


Biraz bekledi ve bir yandan kk bir sakz parasn inerken,
Biz kazandk, diye tekrarlad, ama bu nemli bir ey saylmaz.
Yani, kk bir dnyaya karlk orta-boy bir galaksi, stelik, ne
kadar zamanmz ald? Zabt Katibi?

Sayn efendim? dedi siyahlar iindeki hain grnl kk


adam, ayaa kalkarken.

Ne kadar zamanmz ald, ocuum?

Bu konuda kesin olabilmek birazck zor, sayn efendim. Za-


man ve uzaklk...

Rahatla ocuk, kesin olman art deil.

Belirsiz olmaktan hi holanmam, sayn efendim, hele byle


bir...

Sk diini ve belirsiz olmaya al.

Zabt Katibi gzlerini krptrd. Galaksideki hukukularn


ou gibi onun da Yarg Pagn (veya anlalmaz gerek ismi ile,
Zipo Bibrok 5x108) olduka rahatsz edici bir tip olduunu
dnd aka belliydi. Yarg kesinlikle terbiyesiz ve alan
586/1186

biriydi. Kefedilen en iyi hukuk kafasna sahip olmann kendisine


tamamen cannn ektii gibi davranma hakk verdiini
dnd anlalyordu ve ne yazk ki bu konuda hakl gibi
gzkyordu.

Eee, sayn efendim, ok kabaca bir rakamla, ikibin yl, diye


mrldand Katip, mutsuz bir ifadeyle.

Ve ka kiinin canna okundu?

ki Grillion, sayn efendim. Katip yerine oturdu. Bu srada


bir hidrospekroskop ile vcudunun kard snn fotoraf
ekilebilse hafife duman ttmekte olduu ortaya kard.

Yarg Pag mahkeme odasna bir kez daha gz gezdirdi. Meta-


bolizmalarna ve adetlerine bal olarak, hepsi de ya zel tren
vcutlar yada zel tren giysileri iinde olan, Galaksi ynetiminin
en yksek rtbeli memurlarnn yzlercesi, orada toplanmt.
ldrc nlar geirmeyen kristal bir duvarn ardnda da
Krikkit halkn temsil eden bir grup bulunmaktayd. Kendileri
hakknda hkm vermek iin toplanm btn br dnyalardan
gelenlere sakin ve nazik bir nefretle bakyorlard. Bu hukuk tari-
hinin en kritik davas idi ve yarg Pag bunu biliyordu.

Sakzn kard ve koltuunun altna yaptrd.

Bir oda dolusu ceset, dedi yavaa.

Mahkeme salonundaki sessizlik bu grle uyumlu


gzkyordu.

O halde, daha nce de sylediim gibi, bunlar bir grup ok


sevimli adam, ama yaptklarndan vazgemeyecekler ve biraz
gevemeyi renmeyeceklerse onlarla ayn Galaksiyi paylamak
587/1186

istemiyorsunuz. Yani, bu devaml bir huzursuzluk ortam yarata-


caktr, yle deil mi? Bum, bum, bum, bize tekrar ne zaman
saldracaklar, diye mi endieleniyorsunuz? Bar iinde birlikte
yaama kavram kayboldu, yle mi? Birisi bana biraz su versin,
teekkr ederim.

Geriye yasland ve dnceli bir ekilde suyunu yudumlad.

Pekala, dedi, Beni dinleyin, Yarg konuuyor. Bu, yani bu


adamlar, Evrenle ilgili kendi grlerine sahip olma hakkna
sahiptirler. Ve Evrenin onlar mecbur ettii bu grlerine gre,
onlar doru olan yaptlar, tamam m. Kulaa lgnca geliyor ama,
sanrm siz de kabul edeceksiniz. Onlar...

Yarg blucininin arka cebinden kard bir kat parasna


bavurdu.

Onlar bar, adalet, ahlak, kltr, spor, aile yaamna ve


kendileri dndaki btn dier yaam ekillerinin yok edilmesine
inanyorlar...

Omuzlarn silkti.

Bundan ok daha kt inanlar duydum.

Bu sylediini vurgulamak ister gibi pantolonunun nn


kad.

Oooh, dedi Bir yudum su daha ald, sonra barda a


doru tutup kalarn att. Elinde evirip evirdi. Hey, bu suda bir
ey mi var? dedi.

Eee, hayr, sayn efendim, dedi suyu kendisine getiren


Mbair olduka huzursuz ekilde.
588/1186

O halde al unu ve iine bir ey koy, diye tersledi Yarg Pag,


Bir fikrim var.

Barda teye itti ve ne doru eildi.

Yargc dinleyin, dedi

zm ok parlakt ve yle balyordu:

Krikkit gezegeni, devamllk adna bir Yavalatlm-Zaman za-


rfna konulacak, bu arada zarfn iindeki yaam hemen hemen
sonsuz bir yavalk iinde devam edecekti. Zarfn evresindeki
tm klar karartlacak bylece zarfn iinin grnmesi ve ieri
k girmesi nlenmi olacakt. Dardan almad takdirde
Zarftan ka tamamen imkansz olacakt.

Evrenin geri kalan ksm sona ulatnda, tm yaratl lm-


cl de geip (tabii btn bunlar, Evrenin sonunun muhteem
bir restoranclk giriimi olduu renilmeden nceydi) yaam ve
maddenin varl sona erince, Krikkit gezegeni ve gnei
Yavalatlm-Zaman Zarfndan kacak ve Evrensel boluun ala-
cakaranlnda arzu ettikleri gibi tek balarna varlklarn
srdrmeye devam edeceklerdi.

Kilit, Zarfn yrngesinde yavaa dnen bir asteroid olacakt.

Anahtar ise Galaksinin sembol olan- Wikkit kaps.

Mahkeme salonundaki alk dininceye kadar Yarg Pag, yarm


saat nce bir mesaj gnderdii olduka ho jri yelerinden
biriyle, oktan Dokun-Matik duunun altna girmiti bile.
589/1186

15
ki ay sonra, Zipo Bibrok 5x108 resmi Galaktik blucininin
paalarn kesmiti ve verdii mahkeme kararlarnn kendisine
salad muazzam servetin bir ksmn, ayn ho jri yesi ile
birlikte, mcevher gibi bir kumsalda, arkadana srtna Qualactin
Esans srdrerek ve yan gelip yatarak harcamaktayd. Ho jri
yesi, Yaa gezegenindeki Bulut diyarlarnn ardnda bulunan bir
lkeden gelen, Soolfinli bir kzd. Limon ipei gibi bir cildi vard
ve yasal kiilere yakn ilgi duyan birisiydi.

Haberleri duydun mu? dedi.

Weeelaaah! dedi Zipo Bibrok 5xl08. Bununla tam olarak ne


demek istediini anlayabilmeniz iin orada olmanz gerekirdi.
nk bu anlatlanlarn hibiri Bilgilendirici Grntlerin bant-
larnda kaytl olmad iin yalnzca sylentilere dayanmaktadr.

Hayr, diye ekledi, ona Weeelaah dedirten ey bittikten


sonra. Eski alarn Voduna ait gneinden ncs ve en
bynn ilk klarn yakalayabilmek iin vcudunu hafife
evirdi. Gne imdi inanlmaz gzellikteki ufuk izgisi zerine
szyor ve gkyz bilinen en byk bronzlatrc gcn klar
ile parldyordu.

Sakin denizin zerinden ho kokulu, hafif bir rzgar yukarlara


doru ykseldi, kumsal boyunca gezindi ve tekrar denize dn-
erken bundan sonra nereye gideceini dnd. Bir anlk lgn
bir arzuya kendini kaptrarak tekrar kumsala dnd ve tekrar
denize szld.

Umarm iyi haber deildir, diye mrldand Zipo Bibrok


5xl08,nk dayanabileceimi sanmyorum.
590/1186

Bugn Krikkitliler hakknda verdiin hkm yerine getir-


ilmi, dedi kz tantanal bir edayla. Bu kadar ak ve basit bir eyi
byle tantanayla sylemenin hi gerei yoktu, ama kz yine de
aldrmam ve yle yapmt, nk bu, byle davranlmas gerek-
en gnlerden biriydi.Ya almak iin gemiye gittiimde. dedi
radyodan duydum.

Uuhuh, diye mrldand Zipo ve prl prl kumlarda ban


dinlendirmeye devam etti.

Bir ey olmu, dedi.

Mmmm?

Yavalatlm-Zaman zarf kapatldktan az sonra, dedi kz,


ve bir mddet Qualactin Esansn srmeyi kesti. Yok edildii
sanlan kayp bir Krikkit sava gemisinin yalnzca kaybolmu
olduu anlalm. Gemi geri dnerek Anahtar ele geirmeye
alm.

Zipo yerinde dimdik doruldu.

Hey, ne diyorsun? dedi.

Bir ey olmam, dedi kz Byk Patlamay bile yattrabile-


cek bir ses tonuyla. Herhalde, ksa bir atma olmu. Anahtar ve
sava gemisi paralara ayrlm ve uzay zaman btnl iinde
canlarna okunmu. Anlalan, sonsuza kadar ortadan
kaybolmular.

Glmsedi, parmaklarna Qualactin Esansndan bir para


daha ald. Zipo gevedi ve tekrar yerine uzand.

ki dakika nce yaptn yap yine, diye mrldand. Byle


mi? dedi kz.
591/1186

Hayr, hayr, dedi Zipo, br trl.

Kz yeniden denedi.

Byle? diye sordu.

Weeelaaah!

Diyorum ya, orada olmu olmanz gerekirdi.

Ho kokulu rzgar denizden havaland.

Kumsalda bir byc dolamaktayd ama kimsenin ona ihtiy-


ac varm gibi gzkmyordu.

16
Hibir ey tamamen kaybolmaz, dedi Slartibarfast, robot
garsonun masadan kaldrmaya alt mumun nda yz alev
alev kzarm gzkyordu. Chalesm Katedrali dnda.

Neyin dnda? dedi Arthur ararak.

Chalesm Katedrali diye tekrarlad Slartibarfast. Gerek Za-


man Kampanyas ile ilgili almalarm srasnda...

Neyin dnda? dedi Arthur yeniden.

Yal adam durdu, dncelerini toparlad ve bunun anlatt


ykye yaplan son saldn olmasn diliyordu. Robot garson uzay-
zaman matrisleri iinde terslikle igzarl grlmeye deer bir
biimde birletirerek, hareket etmekteydi. Mumu yakalamaya
alt ve baard. Hesap pusulasn istemiler, kimin canelloni
592/1186

yedii ve ka ie arap iildiine ilikin birbirlerini ikna etmek


iin tartmlar ve Arthurun hayal meyal hatrlad kadaryla,
bylece gemiyi usta bir manevra ile znel uzay blgesinden
karp, yabanc gezegenin park yrngesine sokmay
baarmlard. Garson imdi sessiz film oyunun kendi blmn
tamamlamak ve restoran temizlemek iin sabrszlanyordu.

Her ey akla kavuacak. dedi Slartibarfast.

Ne zaman?

Bir dakika iinde. Dinleyin, zaman nehirleri artk ok kir-


lendi. lerinde bir sr vr zvr, pislik, gemi enkaz yzyor ve
bugn nehirlerdekilerin kat kat fazlas karalar kaplam durum-
da. Bunlar uzay-zaman btnlndeki anaforlar, anlyor
musunuz?

yleymi, ben de yle duyuyorum, dedi Arthur. Baksana,


biz nereye gidiyoruz? dedi Ford, sabrszlkla sandalyesini mas-
adan geriye iterken. nk ben bir an nce oraya varmak
istiyorum.

Biz, dedi Slartibarfast, yava ve ll bir sesle, Krikkit


sava robotlarnn Krikkit gezegenini Yavalatlm-Zaman zar-
fndan karp, ordularnn kalan ksmn ve lgn Efendilerini
kurtarmak iin gereken Anahtarn tamamn ele geirmelerini n-
lemeye gidiyoruz.

Hani, dedi Ford, sen bir partiden bahsetmitin? Ettim,


dedi Slartibarfast ve ban edi.

Bunun bir hata olduunu farketmiti. nk bu fikir Ford Pre-


fectin kafasnda ilgin ve salksz bir taknt yaratmt. Slart-
ibarfast Krikkitin ve Krikkit halknn karanlk ve trajik hikayesini
593/1186

anlattka, Ford Prefect daha ok imek ve kzlarla dansetmek iin


daha fazla istek duymaktayd.

Yal adam mecbur kalmadan partiden bahsetmemi olmas


gerektiini hissetmiti. Ama ite bir kez gerek ortaya kmt ve
Ford Prefect bu fikre, Bir Acturan Mega slnn kurbann
tepeleyip gemisiyle kamadan nce ona yapt gibi, yapmt.

Ne zaman oraya ulaacaz? diye hevesle sordu Ford.

Oraya niin gitmemiz gerektiini size anlattm zaman.

Ben kendimin niye gittiini biliyorum, dedi Ford, arkasna


yasland ellerini kafasnn arkasnda birletirdi. rkilten glck-
lerinden biriyle glmsedi.

Oysa Slartibarfast kolay bir emeklilik ummutu.

Emekli olunca, sekiz azlkl bir mzik aleti olan hiybiyfon


almay renmeyi planlyordu bnun ho ama bo bir ura
olacan biliyordu, nk bunu yapabilecek sayda aza sahip
deildi.

Planlad bir baka ey de nemli olduunu dnd bir iki


durumla ilgili kaytlar saptrmak iin ekvatoral fiyordlar ko-
nusunda egzantirik ve acmaszca hatal bir monografi yazmakt.

Bunun yerine nasl olduysa Gerek-Zaman Kampanyas ile


ilgili part-time bir i stlenmeye ikna edilmi ve yaam sresince
ilk kez ii ok ciddiye almaya balamt. Ve sonunda, kendini
hzla uup giden yllarm ktlklerle savamak ve Galaksiyi kur-
tarmaya almakla harcar bulmutu.

Bunun ok yorucu bir i olduunu dnyordu. Derin bir


nefes ald.
594/1186

Dinleyin, dedi Kam-zamda...

Ne? dedi Arthur.

Gerek-Zaman Kampanyas, ne olduunu size daha sonra an-


latacam. Atklar iinde be parann olduka yakn bir zamanda
yeniden ortaya ktn ve bu be parann anahtarn be kayp
paras olduunu farkettim. Tam olarak izini srebildiim yal-
nzca iki tanesi- Tahta stun, ki Arthurun gezegeninde bulundu
ve Gm

ubuk. Bunun da, bir partide olduu anlalyor. Krikkit ro-


botlar onu bulmadan oraya varmak zorundayz, yoksa neler
olabileceini kim bilebilir?

Hayr, dedi Ford kararllkla serte, partiye doya doya imek


ve kzlarla dansetmek iin gitmeliyiz.

Ama sana anlattklarm anlamadn m...

Evet, dedi Ford, beklenmedik bir sertlikle, Her eyi gayet iyi
anladm. Bu yzden henz iilecek iki, dansedilecek kz varken
bundan faydalanmak istiyorum. Eer bize gsterdiin her ey
doruysa...

Doru mu? Elbette doru.

... o halde bir spernovadaki salyangoz kadar bile ansmz


yok demektir.

Neredeki ne kadar? dedi Arthur yeniden dikkat kesilerek. Bu


vakte kadar, konumay inatla takip etmiti ve imdi iin ucunu
karmamaya zen gsteriyordu.
595/1186

Spernovada bir salyangoz kadar ans, diye tekrarlad Ford,


temposunu kaybetmeden.

Bir salyangozla bir spernovann ne ilgisi var? dedi Arthur.

Yok, dedi Ford skc bir sesle, hi ans yok. Meselenin


artk akla kavuup kavumadn anlamak iin bekledi. Ar-
thurun yzne trmanan ve kafasnn yeniden kartn gsteren
taze baklar yle olmadn gsteriyordu.

Bir spernova, dedi Ford syleyebildii kadar abuk ve net


bir ekilde, neredeyse k hznn yan hzyla patlayan ve milyar-
larca gnein verebilecei bir parlaklkla parladktan sonra sper
arlkta bir ntron yldz gibi ken bir yldzdr. O dier
yldzlar yakan bir yldzdr, kavrayabildin mi? Spemovada
hibir eyin hayatta kalma ans yoktur.

Anlyorum, dedi Arthur.

Bu... .

Peki neden zellikle bir salyangoz?

Neden salyangoz olmasn? Bo ver, nemi yok. Arthur bunu


kabullendi ve Ford, elinden geldiince az nceki temposunu
yakalamaya alarak, devam etti.

in asl dedi senin benim gibi insanlar, Slartibarfast ve Ar-


thur gibileri yani- zellikle de ve esas Arthur gibiler- istesen de
istemesen de yzeysel meraklar olan, egzantrik, saa sola
saldran bo gezenin bo kalfalar da diyebiliriz kendimize.

Slartibarfast biraz akl kart biraz da bozulduu iin


kalarn att. Konumaya balad.
596/1186

...... den ileri gidemedi.

Biz hibir eye aklmz takmyoruz, tamam m? diye steledi


Ford.

....

Ve ynlendirici faktr de bu. Fanatizmi yenemeyiz. Onlarn


umurunda, bizimse deil. Kazanan onlar.

Benim umurumda olan bir ok ey var, dedi Slartibarfast,


sesi biraz kzgnlktan, biraz da emin olamamaktan titriyordu.

Ne gibi?

Eee, dedi yal adam, yaam, Evren. Her ey, aslnda.


Fiyordlar.

Bunlar uruna lr mydn?

Fiyordlar uruna m? diye gzlerini krptrd Slartibarfast


aknlk iinde. Hayr.

O halde?

Dorusunu istersen, ne demek istediini anlayamyorum.


Aradaki ilikiyi gremiyorum.

Ve ben de hala dedi Arthur, salyangozlarn ne ilgisi


olduunu anlayamyorum.

Ford konumann kontrolnden ktn hissedebiliyordu ve


bu noktada dikkatinin herhangi bir eyle dalmasna izin
veremezdi.
597/1186

Mesele u, diye fkeyle fsldad, bizler takntl fanatikler


deiliz ve hi ansmz...

Senin salyangozlarla ilgili ani takntn dnda, diye srar etti


Arthur, bunu hala anlayabilmi deilim. Ltfen salyangozlar
konunun dnda tutar msn? Eer sen tutarsan ben de
tutarm., dedi Arthur, Konuyu sen atn.

Bir hatayd, dedi Ford, unut onlar. Mesele u. ne doru


eildi ve ban parmak ularna dayad. Ben neden bahsediy-
ordum? dedi bkknlk iinde. Hadi partiye gidelim , dedi Slart-
ibarfast, ne sebeple olursa, olsun.

Ban iki yana sallayarak ayaa kalkt.

Sanrm benim de sylemek istediim buydu, dedi Ford.

Anlalmaz bir nedenle teleport kabinleri banyoda


bulunmaktayd.

17
Zaman yolculuu gittike artan bir tehlike olarak kabul
edilmeye balyordu. Tarih kirlenmekteydi.

Encyclopedie Galakticann zaman yolculuu kuram ve uygu-


lamas zerinde sylenecek ok eyi vard. Bunlarn ou, en az
drt yaam boyu ileri hipermatematik almam kiiler
tarafndan anlalmas mmkn olmayan eylerdi. Zaman yolcu-
luu yaplmadan byle bir eyi gerekletirebilmek de mmkn
olmad iin bu fikrin ilk kez nasl ortaya atld hakknda bir
takm karklklar bulunmaktadr. Problemin bir aklamasna
gre zaman yolculuu, kendi doas nedeniyle tarihin tm
598/1186

dnemlerinde yaplagelmitir, ama bunun gerek olmayan bir


samalk olduu da ortadadr.

Esas mesele, artk tarihin pek ok ksmnn ayn ekilde


samalktan baka bir ey olmamasndadr.

te bunun bir rnei. Baz kiiler bu rnei nemli bulmayab-


ilir, ama ayn rnek dier bazlar iin son derece nemlidir. Bu
tek olayn nemi Gerek-Zaman Kampanyasn balatan (yoksa
sona erdiren miydi? Bu tarihin akna hangi ynden baktnza
baldr ve artk bu da gittike daha can skc bir soru haline gel-
meye balamtr.) olay olmasndan gelmektedir.

Bir air vardr ya da vard. smi Lallafa idi ve tm Galakside


gelmi gemi en iyi iir olarak bilinen Uzun Diyarn arklar
adl dizeleri yazmt.

Bu iirler tartlmaz biimde ok gzeldir/gzeldi. Onlar oku-


duktan sonra haklarnda hemen konuamazdnz. Yani duygus-
allkla, gereklerle ve varlklarn birlii, btnl hisleri ile
ylesine dolardnz ki ke bana kadar ksa bir yry yapp,
dnte ufak bir kadeh perspektif- soda imek iin bara
uramanza gerek kalmazd. O kadar gzeldi.

Lallafa, Effenn Long Land ormanlarnda yaard. Orada yaar


ve iirlerini de orada yazard. Onlar kurutulmu habra yapraklan
zerine, eitim olanaklarndan ya da mrekkep silgisinin av-
antajlarndan faydalanmadan yazard. Ormandaki ve bunun
hakknda dndklerdi anlatrd. Ormandaki karanlk ve bunun
hakknda dndklerini anlatrd. Kendisini terkeden kz
hakknda ve bununla ilgili tam olarak ne dndn yazard.

lmnden ok uzun zaman sonra iirleri bulundu ve


beenildi. Onlarla ilgili haberler sabah gnei gibi yayld. Asrlar
599/1186

boyunca bu iirler, onlar olmadan yaamlar daha karanlk ve


daha kuru olacak pek ok kiinin yaamlarn aydnlatt ve besledi.

Ardndan, zaman yolculuunun kefinden ksa bir sre sonra,


baz nemli mrekkep silgisi reticileri, eer Lallafa yksek kalite
bir mrekkep silgisine sahip olsayd, iirlerinin daha da iyi olup
olmayacan ve bu konuda bir ka kelime sylemek iin
kandrlp kandrlamayacan merak ettiler.

Zaman dalgalarnda seyahat ettiler, onu buldular. Durumu


kendisine -bir az glkle- akladlar ve gerekten de onu
kandrdlar. Hatta onu ylesine inandrdlar ki Lallafa onlarn
sayesinde ok zengin oldu. Duygusal ayrlk ve hasret iirlerini
yazd kz onu terketmedi. Hatta ormandan karak ehirde
olduka gzel bir apartmana tandlar ve Lallafa sk sk gelecee
yolculuk ederek orada sohbet ovlarna kt ve buralarda mizah
yetenei ile parlad.

Tabii iir yazmaya hi vakti olmad ki bu bir sorun saylabilirdi


ama kolay zld. Mrekkep silgisi reticileri onu kendi kit-
abnn daha sonraki bir basks ve buradaki iirleri kopya edecei
kurutulmu habra yapraklar ile birlikte bir haftalna bir yerlere
gnderdiler, yolda bilerek o garip hatalar ve dzeltmeleri
yaptlar.

Artk birok kii iirlerin anszn deersizletiini sylyordu.


Dierleriyse iirlerin eskilerinin ayn olduunu ne srerek neyin
deitiini soruyorlard. Birinci savn sahipleri sorunun bu ol-
madn sylyordu. Sorunun ne olduundan da tam olarak emin
deillerdi ama bu olmadndan kesinlikle eminlerdi. Gerek-Za-
man Kampanyasn balatarak bir daha bu tr eylerin olmasn
nlemeye altlar. Kampanya baladktan bir hafta sonra duyu-
lan Chalesm Katedrali ile ilgili haberler kampanya tezini olduka
glendirdi. Byk Chalesm Katedrali yalnz yeni bir iyon
600/1186

rafinerisi kurmak iin yklmakla kalmam, rafinerinin yapm o


kadar uzun srm ve iyon retimine zamannda balayabilmek
iin gemite o kadar gerilere gidilmek zorunda kalnmt ki
Chalesm Katedrali daha en banda hi ina edilememi duruma
dmt. Bu yzden Katedralin resmini tayan kartpostallar an-
iden deer kazanmt.

Bylece tarihin pek ok blm tamamen ortadan kalkm


oluyordu. Gerek Zaman Kampanyasna ka-tlanlarn savma
gre, yolculuk yapmak nasl lkeler ve dnyalar arasndaki
farkllklar kolayca ortadan kal-dryorsa, zaman yolculuu da bir
ala dieri arasndaki farkllklar ortadan kaldryordu. Gemi
diyorlard, imdi gerekten de yabanc bir lkeden farksz. Orada
da iler ayn buradaki gibi yryor.

18
Arthur cisimletikten sonra kendine gelirken bir kez daha, bu
nefret ettii zdrapl ilem her bana geldiinde kendisini iinde
bulduu sersemliin boaznn, kalbinin ve eitli kaslarnn
skmas hissinin alkanlk yapmasna izin vermemeye karar
verdi.

Etrafna baknp dierlerini arad.

Orada deillerdi.

Tekrar etrafna baknp onlar arad.

Hala orada deillerdi.

Gzlerini kapad.
601/1186

At. '

Etrafna baknp dierlerini arad.

Dierleri inatla orada olmamakta srar ediyordu.

Tamamen yararsz olduu besbelli olan deneyimini bir kez


daha tekrarlamaya hazrlk olarak yeniden gzlerini kapad.
nk beyni, yalnzca o zaman, yani gzleri kapalyken, gzleri
akken grd eyleri kaydetmeye balyordu. Yzne akn
bir ka at egemen oldu.

Sonra bulduu gerekleri kontrol etmek iin gzlerini yeniden


at ve ka at konduu yerde kald.

Eer bir ey vardysa daha da fazlalat. Eer bu bir partiyse


ok kt bir partiydi, hatta yle ktyd ki kendisinden baka
herkes buray terketmiti. Bu dnce tarzn lzumsuz bularak
vazgeti. Burada bir parti olmad belliydi. Buras bir maara,
veya bir labirent veya bir eyin tneli idi- ne olduunu syleye-
bilecek yeterli k yoktu. Her yer kapkaranlkt, nemli parlak bir
karanlk. Tek ses kendi nefesinin yanks idi ve bunu duymaksa
endie vericiydi. ok hafif ksrd, arkadan ksrnn ince,
hayalet gibi belli belirsiz bir yansmasn duydu. Adeta byk bir
labirentin kvrml koridorlarndan ve grnmez odalarndan
geip, sonunda ayn grnmez koridorlardan yine kendisine
dnyordu, ... Evet, bir ey mi istediniz? der gibi.

kard en ufak sesin bana ayn ey geliyor ve bu onun sin-


irlerini bozuyordu. Neeli bir melodi mrldanmaya alt ama
kendisine geri dnnceye kadar .arks anlamsz bir ata
dnmt, onun iin vazgeti.
602/1186

Kafasnn ii birden Slartibarfastn anlatt ykye ilikin


grntlerle dolmutu. Neredeyse, lm saan beyaz robotlarn
anszn glgelerin arasndan -kvermesini ve kendisini
ldrmeye kalkmasn bekler olmutu. Nefesini tuttu. Gelen
giden yoktu. Tekrar brakt. Gerekte ne beklediini bilmiyordu.

Bununla birlikte, birisi veya bir ey, onu bekliyor olmalyd


nk tam bu srada uzaklarda, karanln iinde anszn meum
yeil bir neon iareti yand.

aret sessizce yle diyordu:

YOLUN DETRLD

aret tekrar snd. Arthur, bundan holanp holan-


madndan hi de emin deildi nk k kibirli bir gsteri
havas iinde snmt. Sonra, bunun sadece kendi hayal
gcnn sama bir oyunu olduuna kendisini inandrmaya alt.
Bir neon iareti ya yanar, ya snerdi bu iinden elektrik geip
gemediine balyd. Bir durumdan tekine geii kibirli bir gs-
teri havasyla etkilemesine olanak yoktu. Yine de ropdambrna
skca sarnarak titredi.

Derinlerdeki neon iareti anszn yeniden yanp, onu artt.


Ortada sadece nokta ve bir virgl vard. yle:

...,

Yeil neon ile yazlmt.

Bu grntye bir iki saniye akn akn baktktan sonra Ar-


thur bunun, cmlenin tamamlanmadn anlatmaya altn
farketti. Neredeyse insanst bir titizlikle dnmeye devam etti.
Veya en azndan insanca olmayan bir titizlikle.
603/1186

Sonra cmle u iki kelimeyle kendini tamamlad:

ARTHUR DENT.

Geri geri gitti. Daha iyi bakabilmek iin kendisini sakinletirdi.


Hala ARTHUR DENT yazyordu, onun iin tekrar geriledi.

Bir kez daha, iaret snd ve onu karanlkta gz krparken


brakt. Yalnzca gzlerinin retinas iinde zp zp zplayan kendi
isminin soluk grnts kalmt.

HOGELDN,

yazmt imdi iaret birden bire.

Bir dakika sonra ekledi:

SANMIYORUM.

Btn bu zaman sresince, etrafnda uuup duran o buz gibi


korku ile bekledii ann geldiini farketti ve Arthurun zerine
kt. Arthur onunla savamaya alt. Bir keresinde televizy-
onda grd gibi ihtiyatla meldi, ama televizyondaki kiinin
dizleri onunkilerden daha salam olmalyd. Karanln iini
aratrarak gzledi.

Hey Eee, kimse yok mu? dedi.

Genzini temizledi ve bu kez daha yksek sesle ve hey


olmadan szn tekrarlad. Koridorun iinde biri sanki aniden
davul almaya balamt.

Bir-iki saniye bu sesi dinledikten sonra bunun kendi kalp


atlar olduunu farketti.
604/1186

Birka dakika daha bekledi ve bu sefer bunun kalp atlar


deil koridorun tesinde birinin ald davul olduuna karar
verdi.

Ter tanecikleri alnnda birikmi, nce kendilerini tutmular,


sonra atlamlard. Bir elini yere dayayarak -melme durumunu
salama ald. aret yine deimiti. yle demekteydi:

PANE KAPILMA.

Bir mddet bekledikten sonra , yle ekledi:

OK, OK KORK, ARTHUR DENT.

Bir kez daha snd. Bir kez daha onu karanlkta brakt. Gz-
leri yuvalarndan frlayacak gibiydi. Gzlerinin bunu, daha iyi
grmek iin mi, yoksa sadece buradan kap gitmek istediinden
mi yaptna emin olmad.

Kimse yok mu? dedi tekrar, bu kez bkkn ypranm ve


saldrgan bir kendine gven notu yklemeye alt sesinin
tonuna. Orada kimse yok mu?

Cevap yoktu, hibir ey.

Bu Arthurun sinirlerini alabilecei bir cevabn bozacandan


daha ok bozdu ve geri geri giderek rktc hilikten kamaya
balad. Geri katka korkusu daha da artyordu. Bir mddet
sonra bunun sebebinin imdiye kadar grd btn o filmler
olduunu farketti. Bu filmlerde kahraman nnde sand bir de-
hetten uzaklamak zere geri geri kaar ama korktuu ey
arkadan gelmekte olduu iin, bu ka birden onunla burun bur-
una gelmesine yardmc olurdu.
605/1186

te tam o srada anszn hzla arkasna dnmesi gerektiini


dnd.

Ama orada da hibir ey yoktu.

Yalnzca karanlk.

Bu onun iin gerekten sinir bozucuydu gerisin geri kamaya


balad, geldii yne doru yani.

Bunu ksa bir sre yaptktan sonra birden aklna ilk seferinde
kamakta olduu ey her ne idiyse, imdi ona doru gerilemekte
olduu geldi.

Bunu yapmak, diye dnmeden edemedi aptalca bir eydi. lk


seferinde geriledii yne doru gerilemenin daha iyi bir zm
olduuna karar verdi ve tekrar arkasna dnd.

Bu dakikada doru olann ikinci nsezisi olduu ortaya kt,


nk anlatlamayacak kadar iren bir canavar sessizce ar-
kasnda durmaktayd. Arthur, derisi bir yana iskeleti bir yana
kamaya alrken lgnca dmen krd. Bu arada beyni de hangi
kulandan kap kurtulabileceini kefetmeye alyordu.

Bahse girerim tekrar benimle karlamay beklemiyordun,


dedi canavar. Arthur bu yaratkla daha nce hi
karlamadndan emin olduu iin bunun ilgin bir sz
olduunu dnmeden edemedi. Bu yaratkla daha nce hi
karlamadn rahata syleyebilmesi basit bir geree dayany-
ordu nk o vakte kadar geceleri rahata uyuyabilmesi mmkn
olmutu. O....O...O...
606/1186

Arthur gzlerini krptrarak ona bakt. Son derece hareketsiz


ylece duruyordu. Gerekten de bir para tandk geliyor
olabilirdi.

Bunun iki metre boylarnda bir evsinei hologram olduunu


farkedince zerine buz gibi bir sakinlik kt.

Bu saatte herhangi bir kiinin kendisine niye bir evsinei holo-


gram gstermek isteyeceini merak etmiti. Duyduu sesin kimin
olduunu da merak ediyordu.

Korkun derecede gerek grnl bir hologramd bu.

Sonra kayboldu.

Ya da belki beni byle daha iyi hatrlarsn, dedi ses aniden.


Bu derin, bo ve kt ruhlu bir sesti ve aklnda ktlk olan,
erimi kzgn ziftin bir davulun iinden akarken kard sese
benziyordu, yani, tavan olarak.

Bir tnlama sesiyle kapkara labirentin iinde kocaman, canav-


arca, iren bir yumuaklk ve sevimlilik iinde bir tavan belirdi.
Yine, yalnzca bir grntyd, ama o yumuak ve sevme hissi
uyandran tylerinin tek tek herbiri son derece gerek grny-
ordu. Arthur onun yumuak, sevimli, krpmayan, kocaman
kahverengi gzlerinde kendi yansmasn grnce armt.

Karanlkta dodum, diye homurdand ses, karanlkta


yetitirildim. Bir sabah ilk kez yeni dnyann parlak na uzat-
tm kafam akmaktandan yapldn sandm bir eyle or-
tasndan ikiye yarld.
607/1186

Bu ey senin tarafndan imal edilmiti Arthur Dent ve senin


tarafndan kullanld. Hatrladm kadaryla, olduka sert bir
ekilde.

Derimi ilgin talar biriktirebilecein bir anta haline getird-


in. Bunu tesadfen biliyorum, nk daha sonraki yaantmda bir
sinek olarak dnyaya geldim ve sen bu sefer de beni vurarak
avladn. Tekrar. Yalnz bu kez bana vurduun ey benim daha
nceki derimden yapm olduun anta idi.

Arthur Dent, sen yalnzca zalim ve kalpsiz bir adam deil, ayn
zamanda artacak kadar da taktikten yoksunsun.

Arthur az bir kar ak baknrken ses duraklad. antay


kaybettiini gryorum, dedi ses. Muhtemelen ondan skldn,
deil mi?

Arthur aresizlik iinde ban iki yana sallad. Aslnda antay


ok sevdiini ve ona ok iyi baktn ve gittii her yere onu da
gtrdn ama her naslsa, her yolculuunun baka bir antay-
la sonulandn anlatmak istiyordu. lginti ama daha imdi
farkediyordu ki, o anda yannda olan anta olduka kt ve suni
leopar derisindendi ve yalnzca birka dakika nce, bu vard yer
her neresi ise oraya gelmeden evvel, yannda olan anta deildi.
Leopar derisi anta kendisinin seecei cinsten bir ey deildi ve
kendisinin olmadna gre iinde ne vard allah bilirdi. O kendi
orijinal antasn hepsine tercih ederdi. stelik, antay, daha
dorusu antay meydana getiren malzemeyi, yani tavan derisini,
esas sahibinden, yani az nce ksaca konuma erefine erdii
tavandan, yle sormadan alm olduu iin de mthi zgn
olduunu ona syleyebilmek isterdi.

Ama gerekten sylemeyi baarabildii tek ey u oldu. Erp


608/1186

zerine basp getiin kertenkele ile de tan, dedi ses.

Ve ite, orada kede Arthurun yanbanda dev gibi, pullu,


yeil bir kertenkele durmaktayd. Arthur dnd, haykrd ve geri-
ye doru srad ve kendini tavann ortasnda buldu. Tekrar
haykrd ama geriye srayacak bir yer bulamad.

O da bendim, diye devam etti ses ksk, tehdit edici tonda bir
mrltyla, sanki bilmiyordun...

Bilmek mi? dedi Arthur ararak, bilmek? Yeniden


douun ilginlii, diye hrltyla devam etti ses, ou kiinin,
ou ruhun, bunun kendisinin bana geldiini farketmemesidir.

Sylediklerinin etkisi anlalsn diye bir mddet sustu. Ar-


thurdan yana zaten olduka youn bir etki hissedilmekteydi.

Oysa ben farkndaydm, diye fkeyle tslad ses, Yani


farkna vardm. Yava yava, derece derece.

O, her kimse, yine sustu ve nefesini toparlad.

Baka trls elimde miydi yani? diye haykrd. ayn ey


durmadan, durmadan durmadan bama gelince! Yaadm her
yaamda, Arthur Dent tarafndan ldrldm. Herhangi bir
dnyada, kim olursam olaym, ne zaman olursa olsun, tam
kendime bir dzen kuruyorum, Arthur Dent geliyor- bang, beni
ldryor.

Farketmemek elde deil. Biraz hafza tazeleyici. Biraz ipucu.


Biraz lanet olas vazgei!

Bu komik, diyordu ruhum kendi kendine, yaayanlar


dnyasndaki Dent tarafndan sona erdirilen bir baka verimsiz
tehlikeli giriimin ardndan, ller diyarna doru kanatlanp
609/1186

uarken, az nce, en sevdiim su birikintisine ulamak iin


kardan karya geerken, beni ezen adam bana biraz tandk
geliyor... ve sonra yava yava paralan birletirdim. Dent,
birok-ben-katili, seni! Sesinin yanklar koridorlarn her
tarafnda grlyordu. Arthur sessiz ve m bir ekilde ylece
duruyor, duyduklarna inanmadan ban sallyordu.

te, Dent, diye lk la haykrd ses, artk ateli bir ne-


fret noktasna ularken, ite seninle son karlatm an!

Arthurun nnde aniden alveren ey anlatlamaz derecede


irenti. Korkudan nefesi kesildi ve rd. te bu eyin ne kadar
iren olduunu tanmlamak iin bir giriim: Bu kocaman, nabz
gibi atan, slak bir maarayd, kocaman, zift gibi, kaba saba bal-
inaya benzer bir yaratk da onun etrafnda yuvarlanmakta ve dev
gibi beyaz mezartalar zerinden kaymaktayd. Maarann ok
stnde geni dalk bir burun ykseliyordu ki bunun zerinde de
iki adet daha da korkun maarann karanlk girileri gze
arpmaktayd...

Arthur Dent, canl bir istiridyenin aresiz biimde bu


maaraya sokulmaya zorlanma dikkatinin ekilmesi istendii bir
srada, aniden bu bakt eyin kendi az olduunu farketti.

Bir lk atp, sendeleyerek geri ekildi ve gzlerini baka


tarafa evirdi.

Tekrar baktnda itici grnt kaybolmutu. Koridor karan-


lkt ve ksaca, sessizdi. Dnceleri ile yalnz kalmt. Bunlar son
derece sevimsiz dncelerdi ve kendilerine gzkulak olacak bir
bakclar olmasn tercih ederlerdi.

Bundan sonra duyulan ilk grlt, kocaman bir para duvarn


kenara ekilirken kard bouk ve ar tekerlek srtnme
610/1186

sesiydi. Bir an iin duvarn arkasndaki karanlk boluk grn-


mt. Arthur bir farenin karanlk bir kpek kulbesine bakt
gibi bu bolua bakt.

Ve ses tekrar ona seslendi.

Bana bunun bir tesadf olduunu syle, Dent, dedi. Bana


bunun bir tesadf olduunu sylemen iin sana meydan
okuyorum!

Tabii yleydi, bir tesadft. dedi Arthur abucak.

Deildi! diye kkredi ses.

yleydi, dedi Arthur, bir...

Eer bu bir tesadfse o zaman benim adm Agrajag deil!!

Herhalde sen de dedi Arthur, isminin bu olduunda srar


edeceksin.

Evet! derken bir ylan gibi tslad Agrajag, sanki bir sarlar
diyalounu az nce tamamlamcasna.

Evet, korkarm bu yine de bir tesadft, dedi Arthur.

Buraya gel de, onu burada syle! diye uludu ses yeni bir fke
dalgasyla.

Arthur ieri doru yrd ve bunun bir tesadf olduunu ya


da en azndan bir tesadf olduunu syledi. Son kelimenin
sonuna doru dili yoldan kt, nk o srada klar yanm ve
iine girdii eyin ne olduunu ortaya karmt. Buras bir Ne-
fret Katedrali idi.
611/1186

Buras sadece arpk deil ayn zamanda burkuk da olan bir


beynin rn idi.

Buras ok bykt. Ve ok dehet vericiydi.

inde bir heykel vard.

Heykel konusuna az sonra geri dneceiz. Bu anlalmaz


ekilde geni oda sanki bir dan iine oyulmu gibiydi ve bunun
sebebi de oyulduu eyin gerekten de bir da olmasyd. ylece
durmu, akn akn bakarken Arthura buras bann zerinde
onu hasta edercesine dnyormu gibi grnd.

Her taraf simsiyaht.

Siyah olmayan yerlerin de, ister istemez yle olmasn istiy-


ordunuz, nk kimi korkun detaylar, ultra iddet eflatunu ve in-
fra lm krmzsndan, cier moru, nefret leyla, madde sars,
yank bordosu ve aylak yeiline kadar uzanan ve gzleri kr ede-
bilecek bir renk spektrumu iinde vurgulanmt.

Bu renklerin ortaya kard dehetengiz detaylar, tatan


yaplm irkin suratlard. Francis Bacon le yemeinde bunlar
grecek olsa itah kesilirdi.

Duvarlarda, stunlarda, payandalarda ve koro blmnde bu-


lunan bu irkin suratlarn hepsi de ieri dnk ve ortadaki
heykele bakar ekilde duruyordu.

Bu heykel konusuna az sonra geleceiz.

Ve eer Francis Baconn itah bu irkin suratlar yznden


kayorsa o zaman bu suratlara bakldnda kolaylkla anlalabi-
lirdi ki, eer onlar canl olsalard, ki deillerdi, ve birileri onlara
612/1186

yemek zere o Heykeli ikram etseydi, ki etmezdi, onlarn itahm


da heykel karacakt.

htiaml duvarlarn etrafnda Arthur Dentce ldrlenlerin


ansna yazlm byk ta tabletler bulunuyordu.

Bu anlan isimlerin bazlarnn yannda asteriks iareti bu-


lunuyordu ve altlar izilmiti. Bir inek kesilmi ve Arthur da
bundan bir ubuk pirzola yemise bu hayvann ad yaln bir
ekilde yazlmt ama, rnein Arthurun kendisinin tuttuu ve
sonra sevmediine karar verip tabann kenarnda brakt bir
baln isminin altnda ift izgi, set asteriks iareti ve dekor
olarak, konuya aklk kazandrmak iin eklenmi ucundan kan
damlayan bir de haner bulunuyordu.

Btn bunlarn iinde, Heykel konusu hari ki, bu konuya da


gittike yaklayoruz, en ok rahatszlk verici olan ey tm bu kii
ve yaratklarn tekrar tekrar, ayn kii olduu izleniminin aka
verilmesiydi.

Ve rahatsz edici olduu kadar belirgin olan bir ey de bu


kiinin, her ne kadar haksz da olsa, bu durumdan tr son
derece zgn ve kzgn olduuydu.

Hatta bu kiinin Evrende ei grlmemi bir kzgnlk dzey-


ine ulatn sylemek daha uygun olabilir. Bu, epik boyutlara
ulaan bir kzgnlk, yakan, dalayan bir alev, sonsuz krgnl
iinde tm zaman ve uzay dolam bir fkeydi.

Ve bu kzgnlk tam ifadesini btn bu irkinliklerin ortasnda


yer alan o Heykelde buluyordu. Bu Arthur Dentin heykeliydi ve
bunun onu ycelten bir vg olduu sylenemezdi. Heykel onbe
metre boyundayd ve tek bir santimi bile, kendisine konu olan
kiiye hakaretle doldurulmaktan kanlmamt. Byle bir eyin
613/1186

onbe metresi de, konu olan kii kim olursa olsun, onun kendini
kt hissetmesine yeterdi. Burnunun kenarndaki kk sivil-
ceden, ropdambrnn kt kesimine kadar Arthur Dentin yer-
den yere vurulup aalanmam tek bir yan braklmamt.

Arthur bir gorgon, yani mitolojide kendisine bakan taa


eviren bir kiilik, bir ktlk sembol, yrtc, yamac bir kiilik,
tekkiilik Evrende kesip bierek yol alan bir gulyabani gibi
grnmekteydi.

Heykeltran ateli bir artistik kriz srasnda kendisine vermeyi


kararlatrd otuz kolundan herbiriyle ya bir tavann beynini
datyor, ya bir sinek ldryor, ya bir lades kemiini kartmaya
urayor, ya sandan bit ayklyor ya da Arthurun ilk bakta ne
olduunu -kartamad bir ey yapyordu.

Ayaklarnn birou karncalar ezmekteydi.

Arthur elleriyle gzlerini kapad, buradaki lgn grntnn


znt ve deheti iinde ban nne edi ve yavaa iki yana
sallad.

Ve gzlerini yeniden atnda btn bu zaman iinde sz-


mona durmakszn katlettii adam ya da yaratk, her kimse ite o
karsnda durmaktayd.

HhhhhhrrrraaaaHHHHH! dedi Agrajag.

Adam veya yaratk, her neyse, lgn iko bir yarasaya benziy-
ordu. Arthurun evresinde hantal yryyle doland ve kvrk
peneleri ile onu drtkledi.

Bana bak...! diye kar kt Arthur.


614/1186

HhhhhhrrrraaaaHHHH! diyerek aklad Agrajag ve Ar-


thur bu iren ve garip bir bkknlk iindeki grntden korkmu
olmasna dayanarak bu aklamay isteksizce kabullendi.

Agrajag kapkara, iko, krklarla dolu ve kay gibi bir eydi.

Nedendir bilinmez, sahip olduu yarasa kanatlar, krk dkk


halleriyle, havay kuvvetle dven gl kanatlardan daha
rktcydler. rkten ey, muhtemelen fiziksel artlarn tm
olumsuzluuna karn inadnn sryor olmasndayd.

Son derece artc dilere sahipti.

Bu diler sanki baka bir hayvana aitmi gibi grnyorlard.


Yzne yle garip bir ekilde yerletirilmilerdi ki bir ey yemeye
kalktnda sanki yznn yarsn da birlikte ineyecekmi ve
bu arada bir gzn de karacakm gibi grnyorlard.

gznn her biri kk ve derin baklyd ve allktaki bir


baln grnebilecei kadar salkl grnyorlard.

Bir kriket mandaydm, dedi gcrtl bir sesle.

Bu, Arthura yle aykr bir fikir gibi gelmiti ki aknlktan


neredeyse boulacakt.

Bu vcudumla deil, diye ac bir lk att yaratk, bu vcu-


dumla deil! Bu benim son vcudum. Son yaamm. Bu benim in-
tikam vcudum. Benim Arthur-Denti-ldr vcudum. Son
ansm. Onu elde edebilmek iin de savamak zorunda kaldm.

Ama...
615/1186

Ben... diye grledi Agrajag, bir kriket mandaydm! Kalbim


biraz zayft, ama, dedim karma, bir kriket manda ne olabilir ki?
Tam seyrederken, ne oldu dersin?

Tam nmde, anszn ve anlalmaz bir ekilde kt niyetli iki


kii adeta yoktan var oldu. Zavall kalbim bu oka dayanamayp
durmadan nce son dikkatimi eken ey bu adamlardan birinin,
sakalnda bir tavan kemii tayan Arthur Dent olduuydu.
Rastlant yle mi?

Evet, dedi Arthur.

Rastlant ha? diye haykrd yaratk, krk kanatlarn ac


iinde rpp sa yananda en berbat dilerinden biriyle bak
yarasna benzer ksa bir yark at. Her ne kadar, o vakte kadar
yakndan incelemekten kandysa da Arthur Agrajagn yznn
siyah yapkan yarabantlar ile kapl olduunu farketti.

Huzursuzca geri ekildi. Elini sakalna att. Sakalnda gerek-


ten de hala bir tavan kemii bulunduunu farkedince irkildi. Tut-
tuu gibi ekip att.

Bak, dedi, bu sadece kaderin seninle kt bir oyunu. Ben-


imle. Bizimle. Tamamen bir rastlant.

Benimle ne alp veremediin var, Dent? diye hrlad yaratk,


ac iinde ona doru ilerlerken.

Hibir ey, diye srar etti Arthur, gerekten hibir ey.

Agrajag parldayan kk baklarn zerine dikti.

Durup durup onu ldrmek, hibir alp veremediin birine


kar garip bir davran biimi. Ben bunu, ok tuhaf bir sosyal
etkileim biimi olarak niteliyorum. Ve buna yalan diyorum!
616/1186

Ama bak, dedi Arthur, ok zgnm. ok kt bir yanl


anlama olmu. Benim gitmem gerek. Saatin var m? Benim
Evreni kurtaryor olmam gerek. Biraz daha geriledi.

Agrajag biraz daha ilerledi.

Bir noktada, diye tslad, bir noktada, vazgemeye karar


vermitim. Evet. Geri dnmeyecektim. ller diyarnda kalacak-
tm. Ve sonra ne oldu?

Arthur arasra kafasn sallayarak hibir fikri olmadn ve bir


fikri olmasn da istemediini belirtmeye alt. Souk karanlk
tan olduu yerden, kendi terliklerinin taklidi olan eylere kadar
gerilemi olduunu farketti. Kimbilir kim tarafndan, Herklvari
bir abayla yontulmutu. zerinde bir kule gibi ykselen kendi
grntsnn korkun, gln kopyasna doru kafasn kaldrp
bakt. Ellerinden birinin ne yapyor olmas gerektiini hala
zememiti.

steim dnda, oradan tekrar koparlp, yaayanlarn


dnyasna ekildim. diye devam etti Agrajag, bir demet petunya
olarak. Bir anak iinde olduumu da ekleyebilirim. Bu, zel,
mutlu kk yaam sresi, benimle, anamn iinde, kimse
tarafndan destek grmeden, irkin, sevimsiz bir gezegenden
yz mil yukarda balad. Bunun bir anak petunya iin doal
olarak kolay bir pozisyon olmadn dnebilirsin. Ve hakl da
olursun. Bu yaam ok ksa bir sre sonra mil aada son
buldu. Yine ekleyebilirim ki bu son bulu bir balinann taze
kalnts iinde oldu. Benim karde ruhum.

Arthura yenilenmi bir nefretle bir yan bak att.

Aa inerken, diye hrlad, parltl grnte bir uzay gem-


isini farketmeden yapamazdm. Ve bu parlak grnl uzay
617/1186

gemisinin lumbozlarndan birinden de kendini beenmi bir Ar-


thur Dentin baktn. Raslant yle mi?!!

Evet! diye yrtnd Arthur. Tekrar yukar bakt. Daha nce ve


ne yaptn anlayamad kol bir anak kadersiz petunyay kayt-
szca yaama armaktayd. Bu gzn kolayca kavrayabilecei bir
kavram deildi. Gitmem gerek, diye steledi Arthur.

Gidebilirsin, Agrajag, ama ben seni ldrdkten sonra.

Hayr, bunun hi faydas olmaz,diye aklad Arthur, tatan


yontulmu terliklerinin dik yokuuna trmanrken. nk benim
Evreni kurtarmam gerek, anlyor musun. Benim bir Gm
ubuk bulmam gerek. nemli olan bu. Bu, lnce yapmas zor bir
ey.

Evreni kurtarmak! diyerek tkrd Agrajag aalayarak.


Bunu bana kar komplolarna balamadan nce dnmeliydin.!
Ya Stavromula Betada olduun ve birisinin...

Ben hi oraya gitmedim, dedi Arthur.

.. seni ldrmeye alrken kafan ediin sefere ne demeli?


Kurunun nereye arptn sanyorsun? Az nce ne dedin?

Orada hi bulunmadm. diye tekrarlad Arthur. Sen neden


bahsediyorsun? Benim gitmem gerek. Agrajag onun bulunduu
yere gelince durdu.

Oh, tabii ki bal gibi de orada bulundun. Oradaki lmmden


de btn dier yerlerdeki lmlerimden olduu gibi sen sorum-
lusun! Masum bir seyircinin lmnden! Titriyordu.
618/1186

Orann ismini hi duymadm diye steledi Arthur. Ve tabii


hi kimse de beni ldrmeye almad. Senden baka. Belki oraya
daha sonra gidiyorumdur, ne dersin?

Agrajag, dondurulmu ama mantkl bir dehet iinde yavaa


gzlerini krptrd.

Sen Stavromula Betaya gitmedin ylemi.... henz!" diye


fsldad.

Hayr, dedi Arthur, Bu yer hakknda hibir ey bilmiyorum.


Tabii ki hi oraya gitmedim ve gitmek zere de hibir planm
yok.

Oh, oraya pekala da gidiyorsun, diye mrldand Agrajag,


oraya gidiyorsun. Oh tanrm! Sendeledi ve decek gibi oldu ve
muazzam Nefret Katedralinin ortasnda lgnca etrafna baknd.
Seni buraya fazla erken getirdim!

Barp haykrp yrtnmaya balad. Seni buraya, lanet olas,


fazla erken getirttim!

Anszn yeniden g buldu ve intikam ve nefret dolu gzlerini


Arthura evirdi.

Seni yine de ldreceim! diye kkredi. Bu mantken


imkansz bile olsa, sonuna kadar deneyeceim, kahrolasca!
Btn bu da havaya uuracam! lklar atyordu. Bundan
nasl kurtulacaksn, grelim bakalm Dent!

Ac iinde sallana sallana kk siyah kutsal mihrap


grnndeki yere kadar gitti. imdi yle lgnca barmaktayd
ki dileri yzn gerekten de fena halde yaralyordu. Arthur
619/1186

kendi ayann tatan oymas zerindeki yerinden aa atlad ve


eyrek lgn yarat zaptetmeye alt.

zerine atlad ve garip yarat mihrabn tepesinden


grltyle yere indirdi.

Agrajag yeniden bir lk att, bir an iin lgn gibi rpnd ve


vahi gzlerini Arthura evirdi.

Ne yaptn biliyor musun? diye ac iinde guruldad. Yine


gelip beni ldrdn. Yani benden istediin nedir senin, kan m?

Bir kriz iinde tekrar rpnd, titredi ve dt, derken de


mihrabn zerindeki byk krmz bir dmeye arpt.

Arthur nce dehet ve korku iinde kendisi sebep olmu gibi


grnen eye bakt, sonra anszn ortal velveleye vererek acil bir
durumu anons etmek iin havay yrtarcasna baran siren ve an
seslerine kulak verdi. lgn gibi etrafna baknd.

Tek k yolu ieri girdii yolmu gibi grnyordu. Oraya


doru yneldi byle yaparken de irkin suni leopar derisi antay
bir tarafa frlatt.

Labirentin karmak yollar arasna kendini rastgele att. Klak-


sonlar, sirenler, yanp snen klar onu gittike daha yakndan
takip ediyor gibiydiler.

Anszn bir keyi dnd. Hemen nnde bir k vard.

Yanp snen bir k deildi. Bu k gn yd.


620/1186

19
Her ne kadar Galaksimizde bir tek Dnyada Krikkitin (ya da
kriket) bir oyun olarak deerlendirildii ve bu yzden Dnyann
kanlan bir yer olduu sylenmekteyse de bu yalnzca bizim
galaksimizle ve zellikle de bizim boyutlarmzla ilgili deildir.
Daha yksek boyutlarn bazlarnn da kendilerini az ok e-len-
direbildiklerini ve milyarlarca yln onlarn boyutlar aras ller-
ine gre karl her ne ise, o kadar yldr Brock tarz Ultra Kriket
oynadklarn biliyoruz.

Ak konualm, bu berbat bir oyun (der Her Otos-topu'nun


Galaksi Rehberi.) ama daha st boyutlarda bulunmu olan
herkes bilir ki, orada yaayanlar da ezilip yokedilmesi gereken in-
ansz, rezil varlklardr ve eer geree dik ayla ate etmenin
yolunu bulacak olan biri ksa, bu yaplacaktr da.

Her Otostopunun Galaksi Rehberi'nin, sokaktan geerken


ylesine ieri girip kendilerine katlmak ve kazklanmak isteyen
herkese i verecei gereinin bir baka rnei de buydu. zellikle
de, bu kiiler sokaktan ieri leden sonra, daimi elemanlardan
pek aznn orada olduu bir zamanda girecek olurlarsa.

Buradaki temel nokta udur:

Her Otostopunun Galaksi Rehberinin tarihi bir idealizm,


mcadele, mitsizlik, ihtiras, baar, baarszlk ve son derece
uzun le tatilleri tarihidir.

Rehberin daha nceki orijinalleri, ou finans raporlar gibi,


imdi zamann sisleri iinde kaybolmutur.
621/1186

Bunlarn nerede kaybolduklaryla ilgili daha baka ve daha il-


gin kuramlar iin, aadaki satrlara bavurunuz.

Dier taraftan, ayakta kalan yklerin ounda Hurling Froot-


mig adnda bir kurucu editrn ad gemektedir.

Anlatldna gre, Hurling Frootmig, Rehberi kurmu,


drstlk ve idealizm olan temel prensiplerini yerletirmi ve
sonra iflas etmiti.

Bunu uzun yllar sren bir yoksulluk ve kendini arama dnemi


takip etmi, bu dnem iinde Frootmig arkadalarna danm, il-
legal zihin durumlarnda karanlk odalarda oturmu, unu bunu
dnm, cansknts iinde aylak aylak dolam ve sonra ans
eseri Voondoon'lu Kutsal le Yemei Rahipleri (ki onlar, le ye-
mei kiinin yaad zamana ait her gnn tam ortasnda yer
aldna ve kiinin yaad zamana ait herhangi bir gn onun in-
an dnyasnn bir yansmas olduuna gre, len yemeinin,

(a) kiinin inan dnyasnn merkezi olarak grlmesi


gerektiini

(b) ok gzel restoranlarda yenmesi gerektiini iddia etmek-


teydiler.) ile karlamt. Rehberi, temel ilkeleri olan drstlk
ve idealizmden feragat ederek yeniden kurdu ve Rehberi ilk ticari
baarsna ulatrd.

Bundan baka editoryal len tatilinin roln de gelitirmeye


ve aratrmaya balamt ki bunun daha sonra Rehber'in tari-
hinde ok nemli bir yeri olmutu. nk bu, esas ilerden
ounun, leden sonra yoldan geerken bo ofislere yle bir
urayp da yapmaya deer bir eyler olduunu gren rastgele
yabanclar tarafndan gerekletirilecei anlamna geliyordu.
Bundan ksa sre sonra, Rehber, Ursa Minr Betadaki Megadodo
622/1186

Yaynlar tarafndan devralnm ve bylece her ey ok salam bir


finansal yapya oturtulmutu. Bu, drdnc editr Lig Lury Jrn
len tatillerinde ylesine nefes kesici hedefleri balatmasna
olanak salyordu ki, yardm kurulularn desteklemek iin len
tatilleri dzenlemeyi zerine alan dier editrlerin gayretleri
bununla karlatrld zaman, kuru birer sandvi gibi
kalyorlard.

Lig hibir zaman resmen editrlkten ayrlmad- o yalnzca bir


sabah, ge saatlerde ofisinden kt ve bir daha hi dnmedi.
Aradan bir asrdan fazla bir zaman gemesine karlk, Rehber
alanlarnn ou, onun hala bir salaml brek almaya ktn
ve sk bir leden sonra almas iin geri dneceini
ummaktadr.

Kesinlikle sylenebilir ki Lig Lury Jrdan beri tm editrler


vekil stattsnde atanmlard ve Ligin masas hala yazl kk
bir levha dnda brakt gibi korunmaktadr. Lig Lury Jr,
Editr, Kayp, lerden bkt tahmin edilmekte.

Baz iftirac ve ykc kaynaklar, Ligin aslnda Reh-berin ilk


olaanst alternatif muhasebe uygulamalar srasnda ortadan
kaybolduu iddiasndaydlar. Bu konuda ok az ey biliniyordu,
sylenenler ise bundan da azd. Herhangi bir kimsenin, Rehberin
muhasebe brosu at her dnyann ksa bir sre sonra ya sava
ya da doal afetler yoluyla kaybolduu gibi tamamen rastlantsal
ve anlamsz bir geree dikkat ekmesi bir yana, bunu farketmesi
bile her bir zerresinin mahkeme edilmesine yol aabilmekteydi.

Dnya gezegeninin yeni bir hiper uzay evre yoluna yer amak
iin yklmasndan iki ya da gn nce yalnzca Londra, St. John
Ormanlarndaki Lordlar Kriket Sahasnda deil, Somerset, Gla-
stonburyde de gkyznde saptanan UFO grntlerinin
623/1186

saysnda belirlenen artc ykseli ilgin, ama konuyla tama-


men ilgisiz bir gerekti.

Glastonbury ad, eskiden beri krallar, bycler, siil tedavisi


efsaneleriyle birlikte anlm olup imdi de yeni alacak
Otostopu'nun Rehberi finans kaytlan ofisinin kurulaca yer
olarak seilmiti ve hatta Vogonlar gelmeden yalnzca bir ka saat
nce, on yllk finans raporlar ehir dndaki sihirli bir tepeye
tanmt.

Bu gerekler ne kadar ilgin ve aklanmalar ne kadar olana-


ksz olsa da, hibiri, yksek boyutlarda oynanan Brock tarz Ultra
Kriket oyunun kurallar kadar ilgin ve aklanmas olanaksz
deildir. Kurallarn tm ylesine karmakt ki bir kez tek bir
ciltte biraraya getirilebilmi ama o da ktle ekim gcne yenik
derek kara delik haline gelmitir.

Yine de, ite bu kurallarn ksa bir zeti:

KURAL BR: En az ekstra bacak bytn. Onlara gerek


duymayacaksnz ama seyircileri elendirecektir.

KURAL K: Bir adet iyi Brock Tarz Ultra Kriket Oyuncusu


bulun. Onu bir laboratuvarda birka kez tretin. Bu sizi, seme ve
yetitirme konusunda muazzam bir abadan kurtaracaktr.

KURAL : Kendi takmnz ve kar takm bir sahaya koy-


arak etraflarna bir duvar rn.

Bunu yapmanzn sebebi, oyun aslnda bir seyirci sporu ol-


makla birlikte seyircilerin ne olup bittiini grmemelerinden
tr yaadklar gerilim, onlara oyunu olduundan daha ilgin ve
heyecanl klmaktadr. Az nce olduka monoton bir oyun
624/1186

seyretmi olan bir kalabaln hayat gvencesi, az nce spor tari-


hindeki en dramatik olay kardna inanan bir gruptan ok
daha azdr.

KURAL DRT: Oyuncular iin eitli spor malzemelerini bu


duvardan aa atn. Bunlar her ey olabilir- kirket sopalar, tenis
raketleri, ski takmlar, yani iyi at yapabileceiniz, ne bulursanz.

KURAL BE: Bylece, oyuncular ellerine ne geirirlerse


onunla birbirlerine tm gleriyle saldrabileceklerdir. Bir oyuncu
bir bakasna vurarak say ald zaman, derhal rakibinden uza-
klamal ve gvenli bir uzaklktan zr dilemelidir.

zrler ksa ve samimi olmal ve maksimum aklkta olmas


ve amaca ulamas iin megafonla yaplmaldr.

KURAL ALTI: Kazanan takm, bu oyunu kazanan ilk takm


olacaktr.

***
lgintir ki, oyuna ilgi arttka daha az oynanmaya balan-
mtr. nk yaran takmlarn ou imdi bu kurallarn yoru-
mu yznden birbirleriyle devaml bir sava iinde bulunmak-
tadrlar. Bu daha iyiye bir giditir, nk uzun vadede, salam
temellere dayanan bir savan yarataca psikolojik hasar, uzayp
giden Brock tarz bir Ultra Kriket mann yarataca hasardan
daha azdr.
625/1186

20
Bir ok gibi frlayan Arthur aceleyle, soluk solua yuvarlanarak
dadan aa iniyordu ki birden dan tm ktlesinin ayaklarnn
altnda ok ok hafif bir ekilde kaymakta olduunu farketti.
Ardnda uzaklardan ve yukarlardan gelen bir grlt, bir
kkreme, ne olduu pek anlalmayan bir hareket ve azck s-
caklk vard. Bir korku krizi iinde kouyordu. Toprak kaymaya
balamt. Ve birden yerkaymas sznn gcn daha nce
hi dikkatini ekmedii bir ekilde hissetti. Bu onun iin herza-
man yalnzca bir kelime olmuken, imdi anszn ve korkun bir
ekilde, bunun yerin yapabilecei garip ve ok rahatsz edici bir
ey olduunu farketmiti. Korku ve titreme yznden kendini
hasta gibi hissetti. Yer kayd, da salland, Arthur kayd, dt,
ayaa kalkt, tekrar kayd ve kotu. balamt.

Aptal kuklalar gibi, ama daha byk, ok daha byk, ok ok


daha sert ve daha ar ve zerinize kerse ldrme olasl son-
suz oranda daha ok olan talar, sonra kayalar sonra kaya
paralar yanndan bir resmi geit yapyorlard. Gzleri onlarla
ayaklarysa toprakla birlikte dans ediyordu. Sanki komak
korkun bir terleme hummas imi gibi kouyor, kalbi, etrafndaki
jeolojik lgnla ayak uyduracak bir ritimle atyordu.

Durumun mant, yani eer Agrajag istemeden l-

drmesi masal nceden bildirildii gibi gerekleecekse,


kendisinin yaamas gereinin akl, Arthurun beyninde
etkisini gstermeyi kesinlikle baaramyor ya da onun zerinde bu
srada hibir kstlayc etki yapamyordu. lm korkusu iinde,
altnda ve stndeydi, salarn dibinden kavramt ve o bu
korkuyla kouyordu.
626/1186

Anszn bir kez daha tkezlenip olduka byk bir hzla ne


doru yuvarland ve tam onu serseme evirecek bir ekilde yere
arpmak zereydi ki, hemen nnde, yerde, koyu lacivert kk
bir valiz dikkatini ekti. Bu valizi tanyordu nk bu, kendisinin
kiisel zaman lsne gre on yl nce, Atina Havaalannda,
bagajlar tayan sistem iinde kaybettii valizdi. Bu aknlkla,
yeri tamamen skaladn ve beyni arklar sylerken havalara
doru ykseldiini farketti.

Yapt ey uydu: O uuyordu. aknlk iinde etrafna


baknd ama yaptnn bu olduuna hi phe yoktu. Hi bir
paras yere demiyor, hatta hi bir paras oraya yaklamyordu
bile. Uzun szn ksas, etrafnda yuvarlanan kaya paralaryla
birlikte o da havada szlyordu.

Artk bir eyler yapabilirdi. Hi aba sarfetmemesine aarak


gzlerini krptrd ve havada daha ok ykseldi. Kaya paralar
imdi onun altndaki bolukta yuvarlanyordu.

Byk bir merak iinde aaya bakt. Kendisi ile titreyen to-
prak arasnda imdi yalnzca dokuz on metrelik bir hava boluu
vard. Tabii iinde fazla zaman harcamadan yerekimi kanun-
larnn elik penesi altnda aa ynelen kaya paralarn say-
mazsak. Ayn kanun, Arthura birden yedi ylda bir gelen tatillere
benzer bir ans verir gibi olmutu.

Kendini koruma igdsnn beyinde damla damla


oluturduu doruyu bulma hissi ile, birden aklna, bunu
dnmemesi gerektii geldi. Eer dnecek olursa, yer ekimi
kanunu aniden kendisine sert bir bak atarak, orada ne yaptn
sormaya kalkabilir ve birden her eyi kaybedebilirdi.

Onun iin laleleri dnd. Zordu ama dnd. Lale dipler-


inin hoa giden sk yuvarlakln dnd, ilgin renk eitlerini
627/1186

dnd. Dnyada yetien ve yetimekte olan lalelerin toplam


saysnn kata kann bir yel deirmeninden bir mil uzaklkta bir
ap iinde bulunabileceini dnd. Bir mddet sonra bylesine
dnce retmekten tehlikeli bir ekilde skld. Havann altndan
kaymakta olduunu, dnmemek iin kendisini o kadar zorlad
zplayan kaya paralarnn bulunduu yere doru srklendiini
hissetti. Onun iin biraz Atina havaalann dnd ve bu onun
be dakika kadar sinirlenmesini salad- bu srenin sonunda im-
di yerden ikiyz metre yksekte umakta olduunu aknlkla
farketti.

Bir an iin tekrar yere nasl dnebileceini dnd ama sonra


bu alandaki hesaplamalardan kamas gerektii aklna geldi ve
duruma soukkanl bir ekilde bakmaya alt.

O uuyordu. Bundan nasl faydalanacakt? Tekrar yere bakt.


Fazla dikkatli bakmam, geerken yle bir bak atabilmek iin
elinden geleni yapmt. Farketmeden geemedii birka ey
vard. Birincisi dadaki patlamann artk kendini tketmek zere
olmasyd. Zirvenin biraz arkasnda kk bir krater vard. Buras
muhtemelen muazzam maara katedralinin, kendi heykelinin ve
istismar edilmi zavall Agrajagn vcudunun tepesine ken kay-
ann bulunduu yerdi.

Dieri valiziydi, Atina Havaalannda kaybettii valizi. Temiz


bir toprak paras zerinde, kaybolmu bir ifadeyle bekliyordu.
Etraf yorgun kaya paralaryla doluydu, ama grne gre
hibiri ona arpmamt. Bunun nedenine ilikin speklasyon-
lardan kand. Zaten bu gizem valizin orada bulunmasnn
dehetengiz ola-slkszlyla glgeleniyordu ve bunun speklasy-
on gtrr yan yoktu. Ancak, oradayd. Ve irkin suni leopar de-
risinden olan anta kaybolmua benziyordu ki bu da tam olarak
aklanmasa da iyi bir eydi.
628/1186

imdi o valizi almas gerektii gerei ile kar karyayd.


Kendisi burada adn bile hatrlayamad yabanc bir gezegenin
yzeyinden ikiyz metre havada uuyordu. Eski yaamnn kk
bir paras olan bu sade grnl eyi, burada toz haline gelmi
evinden bilmem ne kadar k yl uzaktaki bu yerde, grmezlikten
gelemezdi.

stelik, valiz hala kaybettii zamanki durumdaysa, iinde


Evrende kalan yegane Yunan zeytinyan barndran bir de
teneke olmas gerekiyordu.

Yava yava, dikkatlice, yere doru szlmeye balad, bir


yandan bir yana hafife savrularak, huzursuz bir kat yaprak gibi
yere doru iniini hissediyordu.

yi gidiyordu, kendini iyi hissediyordu. Hava hem onu


destekliyor, hem de iinden gemesine izin veriyordu. ki dakika
sonra valizden yalnzca yarm metre yukardayd ve zor bir kararla
kar karyayd. Ban hafife aa yukar sallad. Yine elinden
geldiince hafif kalarn att.

Eer valizi yakalarsa onu tayabilecek miydi? Ekstra arlk


onu doruca yere ekmez miydi?

Yalnzca yerdeki herhangi bir eye dokunma hareketi bile onu


havada tutan gizemli g ne ise onun boalmasna sebep olmaz
myd?

Bu noktada mantkl olup, havadan bir iki dakika ayrlp, yere


dnse kendisi iin daha iyi olmaz myd?

Eer yle yaparsa bir daha umay baarabilecek miydi?


629/1186

Kendi kendini snrlamay braktnda hissettikleri yle hotu


ki, onlar kaybetmenin, belkide sonsuza kadar kaybetmenin
dncesine bile dayanamazd. Sadece o hissi duymak iin, o hi
gayret sarfetmeden yapabildii artc hareketleri denemek iin
biraz yukar ykselip, szld. Kk bir dal denemesi yapt.

Dal muhteemdi. Kollan nnde alm, salar ve rop-


dambr onu arkasndan izleyerek gkyznden aalara pike
yapt. Topraktan yarm metre yksekte bir hava ktlesi boyunca
rzgarla doldu sonra tekrar sallanarak ykseldi, kendini sal-
lantnn tam tepesinde yakalad ve durumunu korudu. Orada
kald.

Muhteemdi.

Ve valizi almann yolunun da bu olduunu farketti. Bir pike


yapacak ve tam ykselme annda onu kapacak ve yukar taya-
cakt. Belki bir para sallanrd ama baaracandan emindi.

Bir iki deneme dal yapt ve gittike ustalat. Yznde his-


settii hava, vcudunun rzgardaki dengesi ve kard ses
birlikte -hatrlayabildii kadaryla- doduundan beri hisset-
medii bir ekilde ruhunun zehirlerinden arnd duygusunu ver-
mekteydi. Kendini esintiye brakarak biraz uzaklat ve manzaray
inceledi. Olduka berbat bir ey olduunu grd. Ziyan edilmi,
viraneye dnm bir grntyd bu. Daha fazla bakmamaya
karar verdi. Sadece valizi kapacak ve sonra... valizi aldktan sonra
ne yapacan bilmiyordu. Yalnzca valizi kapmaya ve sonra ileri
akna brakmaya karar verdi.

Rzgara kar kendini tartt, direndi, onun etrafnda dnd,


bedeni zerinde szld. Kendisi farknda deildi ama vcudu bu
noktada yorulmaya balamt.
630/1186

Hava akntsnn altna ban sokup kard ve dala geti.

Hava onu geerek akt, Arthur heyecanla titredi. Toprak


gvensizce salland, kafasn toplad ve Arthuru karlayp antay
ona sunmak, ypranm plastik saplarn ona doru uzatmak zere
sorunsuzca ykseldi.

Arthur aa szlrken yar yolda bunu yapabileceine ilikin


inancn yitirince neredeyse gerekten baarszla urayaca
tehlikeli bir an yaadysa da kendisini zamannda toparlad ve to-
pra syrarak valizin sapna yapp yeniden yukar trmanmaya
balad. Baaramad ve tm gcn yitirip dt tal yerde
yara bere iinde yuvarland.

Hemen ayaa frlad ve mitsizce, znt ve d krklnn


zdrab iinde, bir yandan valizi etrafnda sallarken, vcudunun
arln saa sola yatryordu.

Ayaklan, birden topraa her zamanki gibi skca basyordu.


Vcudu topran zerinde srklenerek ekilen kaba saba bir pa-
tates uvaln andrmaktayd. Kafasysa bir kurun anta
haffliindeydi.

Ba dnyor, ii sklyor, olduu yerde sallanyor ve her taraf


aryordu. mitsizce komay denedi ama birden bacaklarn ok
zayf hissetti. Aya takld ve ne doru devrildi. O srada imdi
tamakta olduu antada yalnzca Yunan zeytinya tenekesi
deil, bir de havaalanndan vergisiz ald bir ie iki de bulun-
mas gerektiini hatrlad ve bunu anmsamann keyfiyle en
azndan on saniyedir yeniden umaya baladn farkedemedi.

Rahatlama, sevin ve katksz bir fiziksel zevk iinde


haykrarak alad. Dallar yapt, dnler yapt, kayd, havada
taklalar att. Yukarya doru kan bir aknt dalgas zerine
631/1186

muzipe oturdu ve valizinin iindekileri incelemeye koyuldu. Bir


melein, bir toplu ine ba zerinde kendisine tempo tutan filo-
zoflarn nnde nl dansn yaparken duyduunu sand hisler-
in aynn duyuyordu. Valizin iinde gerekten de zeytinya ve iki
ile birlikte, bir ift krk gne gzl, kum iinde bir mayo San-
torininin krm kartpostallar, kocaman zevksiz bir havlu
birka ilgin ta, sebebi zc de olsa tekrar karlamayacan
dnmekten rahatlk duyduu kiilerin adreslerini tayan birka
kat paras olduunu kefetmenin zevkiyle gld. Talar att,
gzlkleri takt ve kat paralarn rzgarda savrulmaya brakt.

On dakika sonra, tembel tembel bir bulutun iinden geerken,


srtnn tam orta yerinden, kocaman ve son derece rezil bir kok-
teyl parti tarafndan vuruldu.

21
imdiye kadar verilen partilerin en uzunu ve en ykcs
drdnc dnemine girmekteydi ve hala hi kimse partiden
ayrlma eilimi gstermiyordu. Birisi bir kez saatine bakmt ama
bu onbir sene nceydi ve onu izleyen kimse olmad.

Karklk olaanstyd ve inanlabilmesi iin grlmesi


gerekirdi. Ama inanmak iin zel bir ihtiyacnz yoksa, gidip bak-
manz nerilmezdi nk bundan holanmazdnz.

Ksa sre nce bulutlarda birtakm grltler olmu ve klar


grlmt. Bunun akbabalar gibi oralarda dolaan eitli hal
temizleme irketleri arasnda yaplmakta olan bir sava olduuna
ilikin fikirler ne srlyordu ama, partilerde duyulan eylere
zellikle de bu partide duyulan hibir eye inanmamak
gerekiyordu.
632/1186

Sorunlardan biri ve giderek daha da derinletii aka


grleni partideki kiilerin hepsinin, partiden ilk ay-rlanlar ol-
mak istemeyenlerin ya ocuklar ya torunlar ya da torunlarnn
torunlar olmasyd. Bunun nedeni seici dllenmeye ve geriye ev-
rilen genlere ilikin almalard ve bunun anlam u anda partide
bulunanlarn ya fanatik parti merakllar ya geveze sersemler ya
da ok daha arlkl olarak her ikisi birden olmalaryd.

Her iki durumda da, genetik bir anlatmla bu yeni nesillerin


partiyi terketme olaslnn bir ncekine gre daha da azald
anlamna gelmekteydi.

Bylece iin iine, ikinin ne zaman bitecei gibi baka fak-


trler de karyordu.

Gerekleen baz eyler yznden o anda iyi bir fikirmi gibi


gelen eyler (ve hi bitmeyen bir partinin sorunlarndan biri de
partide iyi fikirmi gibi gelen eylerin iyi fikirmi gibi grnmeye
devam etmesidir) imdi ok uzaklardaym gibi gzkyordu.

O srada iyi bir fikirmi gibi gelen eylerden biri partinin


umasyd -allm anlamyla partilerdeki umaktan deil szlk
anlamnda umaktan sz ediliyordu.

ok eskilerde bir gece ilk kuaktan, astro-mhendislerin


oluturduu bir sarholar grubu, oray kazarak, buray skerek,
bir baka yeri akarak, binann etrafna trmandlar. Ertesi sabah
gne, ykseldiinde kendini bir sr mutlu ve sarho kiiyle dolu
bir binann zerinde parldarken buldu. Bina, gen ve rkek bir
ku gibi aa tepelerinde szlmekteydi.

Uan parti yalnz bunu baarmakla kalmam kendini olduka


sk ekilde silahlandrmay da becermiti. Eer arap tccarlar
633/1186

ile nemsiz tartmalara giriecek olurlarsa, gcn kendi tara-


flarnda olduundan emin olmak istiyorlard.

Tam gn kokteyl parti konumundan part-time yama


partisine gei kolay oldu ve partiye bylece mzik topluluunun,
yllardr bildii btn paralan sonsuz sayda alm olduu bu
noktada ok ihtiya duyulan ekstra bir lezzet ve hareket eklenmi
oldu.

Yamaladlar, basknlar yaptlar, saldrdlar ve imdiye kadar


uan tankerlerle dardan pompalanmakta olan peynirli kraker,
avakado sosu, pirzola, arap ve iki gibi yiyeceklerin stoklarn
tazelemek iin btn bir ehri rehin aldlar.

Bununla birlikte bir gn ikinin ne zaman bitecei sorunu ile


yzyze gelinmesi kanlmazd.

zerinde utuklar gezegen artk zerinde ilk kez dolatklar o


gezegen deildi.

ekli bozulmutu.

Durmadan saldrya uram ve pek ok yeri ya-malanmt.


Bunu yaparken, gkyznde sarholar gibi sallana sallana
dolaan, belli bir model takip etmeyen ve nceden tahmin edile-
mez bir tarz olan partiye, kar saldrda bulunmay kimse
baaramamt.

Bu, kahrolas, mthi bir partiydi.

Ayrca srtnn tam ortasndan vurulmak iin de kahrolas


mthi bir eydi.
634/1186

22
Arthur ac iinde kvranarak yarlp, paralanm bir beton
blokun zerine oturdu. Bulut ynlar gelip geerken ona hafife
dokunuyor ve nereden geldiini karamad belli belirsiz bir
cmb sesi akln kartryordu.

Kolayca ayrmsayamad bir ses vard. Ayrmsayamamasnn


sebebi ksmen Bacam Jaglan Betada braktm parasnn
melodisini bilmemesinden ve ksmen de alan grup ok yorgun
olduu iin baz yelerin paray -drtlk zamanda, bazlarnn
drtdrtlk ve kafay bulmu bazlarnn da r2 zamanda, bir baka
deyile herbirinin son gnlerde uyuyabildii uyku orannda
okumasyd.

Islak hava altnda, nefes nefese yatyor ve elleriyle yoklayarak


nerelerinden yaralanm olduunu anlamaya alyordu. Dokun-
duu her yeri acmaktayd. Ksa bir sre sonra, bunun, asl acy-
ann eli olmasndan kaynakland anlad. Bilei burkulmu gibi
gzkyordu. Srt da incinmiti ama bir sre sonra kendini
nemli bir eyi olmayp yalnzca birka bere aldna ve biraz sar-
sldna inandrd, kim olsa ayn ey olmaz myd? Bulutlarn
arasnda uan bir binann ne ii olduunu dnd.

Dier taraftan, burada kendi varlyla ilgili olarak da in-


andrc bir aklama bulmakta biraz zorlanabilirdi. Bu yzden
kendisinin ve binann birbirlerini olduu gibi kabul etmeleri
gerektiine karar verdi. Yatmakta olduu yerden yukar bakt. Ar-
kasnda soluk renkli ama lekeli ta dilimlerinden olumu bir
duvarn ykseldii normal bir binayd. Yatt yer, dar doru
yaklak bir-birbuuk metre geniliinde binann etrafn
epeevre saran bir eit knt grnmndeydi. Buras Partinin
verildii binann temellerinin bulunduu topran byke bir
635/1186

parasyd ve binann dalmasn engellemek iin bunu da


birlikte almlard.

Huzursuzca ayaa kalkt ve kenardan aaya/bakmaya


kalknca birden ykseklik midesini bulandrd. i ve nemle
slanm duvara arkasn dayad. Beyni serbest stil yzmeye
devam ediyor, fakat midesinde birileri kelebekte srar ediyordu.

Buraya kendi iradesiyle gelmi olmasna ramen, imdi


nndeki iren bolua bakmay aklndan bile geirmeye day-
anamyordu. Atlayp ansn denemek gibi bir istei yoktu. Hatta
kenara bir santim bile yaklamak niyetinde deildi.

Valizini smsk kavrayarak duvar boyunca ilerledi. Zeytinya


tenekesinin hissedilebilir arl onun iin

bir gvenceydi.

En yakn keye doru duvara srnerek ilerliyor ve her


dnd kenin ardndaki duvarn, ieri girilebilecek bir geit
sunacan umuyordu.

Binann uuundaki dengesizlik kendisini korkudan hasta his-


setmesine sebep oluyordu. Bir sre sonra valizinden havlusunu
kararak havlunun Galaksi evresinde otostop yaparken yanma
alaca eyler listesindeki ncelik srasn hakl karacak bir ey
yapt. Havluyu, yapt eyi grmemesini salamak iin bana
rtt.

Ayaklaryla topran, uzanm eliyle de duvarn kenarn


izliyordu.
636/1186

Sonunda keye ulat ve tam keyi dnecei srada bir baka


elle karlaan elinin yaratt ok neredeyse aa yuvarlan-
masna neden olacakt.

ki el birbirini yakalad.

Havluyu gzlerinden ekmek iin mitsizce br elini kullan-


mak istedi ama bununla iinde zeytinya, iki ve Santorini kart-
postallarnn bulunduu valizi tutmaktayd ve yere brakmay da
hi istemiyordu.

O kendisine dnd anlardan birini yayordu, birden


dnp kendinize baktnz ve Ben kimim? Ne yapmaya
alyorum? imdiye kadar ne baardm? yi miyim? diye
dndnz anlardan biri. Hafife hkrd.

Elini kurtarmaya alt, ama yapamad. br el ken-


disininkini smsk tutmutu. Keye doru ilerlemekten baka
seenei yoktu. Keye doru eildi ve ban sallayarak havluyu
drmek istedi. Bu dier elin sahibinden ykselen anlalmaz bir
duygunun keskin ln harekete geirdi.

Havlu kafasndan syrld ve Arthur gzlerini Ford Prefectink-


ilerin iine bakarken buldu. Onun arkasnda

Slartibarfast durmaktayd ve onlarn arkasnda da bir veranda


ve geni kapal bir giri olduunu rahata grebiliyordu.

Her ikisi de duvara yaslanmlard ve etraflarnda kaln kr


buluta bakarlarken gzleri dehet iinde falta gibi almt ve
binann silkelenip sallanmasna kar koymaya gayret ediyorlard.

Photon, akna sen ne cehennemdeydin? diye tslad Ford,


panik iinde.
637/1186

Eee, yani, diye kekeledi Arthur, her eyi bu kadar ksa nasl
zetleyeceini pek bilemeden. Orada, burada. Ya siz burada ne
aryorsunuz?

Ford lgn gzlerini tekrar Arthura evirdi.

Bir ie iki olmadan bizi ieri almyorlar. diye hrlad.

***
Grlt, boucu scak, inat duman iinden belli belirsiz or-
taya kan lgn renk karm, krlm cam, kl ve avakado ile
kapl hallar ve sevinle karlanan iki iesinin bana km,
yeni bir zevk, yeni bir zevk diye vraklayan tarih ncesi bir
srngen olan, pterodactyllere benzeyen yaratklarn oluturduu
kk bir grup dnda, Arthurun partinin kalabal iine girer
girmez farkettii ilk ey, bir Frtna Tanrs ile sohbet etmekte
olan Trillian oldu.

Sizi Millwaysde grmemi miydim? diyordu Tanr.

Siz elinde eki olan kii miydiniz?

Evet. Buray oraya tercih ediyorum. ok daha az nl, ama


ok daha dolu.

Grltc ve mutlu yaratklarn, birbirlerine hibirinin duya-


mad bir eyler syleyerek nee iinde seslenileri ve arasra kr-
izlere girileri arasnda, d boyutlar anlalamayan iren bir
zevkin lklar salonun evresinde nlyordu.

Elenceli gibi gzkyor, dedi Trillian. Bir ey mi syledin


Arthur?
638/1186

Dedim ki, bu lanet olas yere nasl geldin?

Ben Evrende rastgele uuan bir dizi noktaydm. Thorla


tantn m? O bir frtna yapmcs?

Merhaba, dedi Arthur, Sanrm bu ok ilgin olmal.

Selam, dedi Thor. yle. kiniz var m?

Eee, hayr, aslnda yok.

O halde niye gidip bir iki almyorsunuz?

Sonra grrz, Arthur dedi Trillian. Arthurun kafasn bir


ey kurcalyordu ve aranarak etrafna baknd.

Zaphod burada deil, deil mi? dedi.

Grrz, dedi Trillian kararl bir sesle, sonra. Thor sert


kmr karas gzlerini ona evirdi, sakal parldad, evrelerindeki
azck k tm glerini bir araya toplayarak Thorun mifer-
indeki boynuzlardan tehditkar bir tavrla akt.

Trilliann dirseini kocaman elinin iine alrken st kolundaki


kaslar birbirinin etrafnda, parketmek isteyen birka Volkswagen
gibi harekete gemiti.

Trillian oradan uzaklatrd.

lmsz olmann ilgin yanlarndan biri, dedi Thor, u


ki...

Slartibarfastm Uzayn ilgin yanlarndan biri, dediini duy-


uyordu Arthur. Pembe kuty bir yorganla ettii kavgay kaybet-
mi gibi duran ve kendinden gemiesine yal adamn derin
639/1186

gzlerine ve gm renkli sakalna bakan byk ve hacimli bir


yaratkla konumaktayd, ne kadar skc olduudur.

Skc m? dedi yaratk ve olduka krk ve kan oturmu gz-


lerini krptrd.

Evet, dedi Slartibarfast, son derece skc. ldrtc da. An-


lyor musunuz, iinde o kadar ok ey var, ama bu yine de ok az
ey. Size baz istatistiklerden bahsetmemi ister misiniz?

Eee, bilmem ki..

Ltfen. Anlatmak istiyorum. Onlar da sansasyonal derecede


skc.

Bir dakika iinde dnp, sizi dinleyeceim, dedi yaratk,


Slartibarfastn kolunu okad, bir uan daire gibi eteklerini
kaldrd ve kalabaln iinde kayboldu.

Hi gitmeyecek sandm, diye homurdand yal adam. Gel,


Dnyal...

Arthur.

Gm ubuu bulmak zorundayz. Buralarda bir yerde.

Biraz geveyemez miyiz? dedi Arthur. Zor bir gn geirdim.


Trillian burada, rastlant eseri, nasl olduunu sylemedi, belki de
bu bir ey farketmez.

Evrenin bana gelecek tehlikeleri dn...

Evren, dedi Arthur, kendine ancak yarm saat bakabilecek


kadar byk ve yal. Pekala. dedi Slartibarfastn artan
640/1186

huzursuzluuna cevap olarak, ben kalabala karp onu gren


herhangi birinin olup olmadn aratraym.

Gzel, gzel, dedi Slartibarfat, gzel. Kendisi de kalabala


dald ve yanndan getii herkes ona biraz gevemesini tledi.

Bir yerlerde bir ubuk grdnz m? dedi Arthur, birini din-


lemek iin sabrla bekliyor gibi grnen kk adama. Gmten
yaplm, Evrenin gelecekteki gvenlii iin yaamsal neme
sahip ve u boyda bir ey; Hayr, dedi heyecanla sararan kk
adam, ama bir iki aln ve bana onu anlatn.

Ford Prefect kafasnda Sydney Opera Binasn tayor gibi


grnen bir kadnla, lgn, ateli, pek de masum olmayan bir
dans ederek geti. Bir yandan da bu kadnla salondaki grltnn
zerine kmak iin avaz kt kadar bararak gereksiz bir
konumay srdrmekteydi. apkanz beendim! diye feryat
ediyordu.

Ne dediniz?

apkanz beendiimi syledim.

Benim apkam yok ki.

Ee, o zaman banz beendim.

Ne dediniz?

Banz beendiimi syledim. lgin bir kemik yaps var.

Ne dediniz?

Ford uygulamakta olduu karmak hareketlerin arasna bir de


omuz silkmeyi katt.
641/1186

Muhteem dansediyorsunuz dedim, diye bard, sadece


banz o kadar ok sallamayn.

Ne dediniz?

Yani banz her sallaynzda, dedi Ford, ...oo! diye


ekledi ve partneri bir kez daha Ne dediniz? demek iin ban
sallad ve ne doru sivrilen kafatas ile Fordun alnn bir kez
daha sert bir ekilde gagalam oldu.

Gezegenim havaya uurulduunda sabaht, dedi Arthur.


Kendini hi beklemedii ekilde kk adama yaam yksn,
en azndan nemli noktalarn seip aktarrken bulmutu. Byle
ropdambr ile dolayor olmamn sebebi bu. Gezegenim, iinde
btn giysilerimle birlikte yok oldu, anlyor musunuz? stelik bir
partiye geleceimi de bilmiyordum.

Kk adam heyecanla ban sallad.

Daha sonra, bir uzay gemisinden frlatldm. Ropdambrm


hala zerimdeyken. Normal olarak uzay giysileri iinde olmam
beklenirdi oysa. Bundan ksa bir sre sonra gezegenimin aslnda
bir grup fare iin ina edilmi olduunu rendim. Bu yzden
kendimi nasl hissettiimi tahmin edebilirsiniz. Sonra bir mddet
iin vurulup havaya uuruldum. Aslnda sama sapan bir sklkta
havaya uuruldum. vuruldum, hakarete uradm, durmadan
paralara ayrldm, ay imekten mahrum edildim ve son olarak
da bir batakla saplanp be ylm rutubetli bir maarada
geirmek zorunda kaldm.

Ah, dedi neeyle coarak kk adam, gzel vakit geirmi


olmalsnz!

Arthurun ikisi boaznda kald, iddetle ksrmeye balad.


642/1186

Ne kadar heyecan verici bir ksrk, dedi kk adam,


olduka ararak, size katlmamda saknca var m?

Byle diyerek Arthurun tam bir aknlkla yakaland en


olaanst ve grlmeye deer ksrk krizine katlarak iddetle
ksrmeye balad ve bunu zaten yapmakta olduunu grnce ka-
fas iyice kart.

Arthur tkrkler saarak ksrmesine son vermeyi baarana


kadar, karlkl dolu dolu iki dakika sren cier paralayc bir
det sahnelediler.

Son derece canlandrc bir ey, dedi kk adam, nefes ne-


fese gzlerinden akan yalar silerken. ok heyecan verici bir
yaam sryor olmalsnz. ok teekkr ederim.

Samimiyetle Arthurun elini skt ve kalabaln iine kart.


Arthur aknlk iinde ban iki yana sallad.

Genten bir adam yaklat. engel bir aza, lamba buruna ve


kk boncuk gibi elmack kemiklerine sahip saldrgan grnl
biriydi. Siyah pantolon, siyah ipek gmlek giymiti. Arthur her ne
kadar bu gnlerde tanmaya kalkt kiilerin anatomik
yaplaryla ilgili tahminler yapmay pek renememise de gm-
lein adamn gbeine kadar ak olduunu syleyebilirdi.
Adamn boynu aa sarkan bir sr irkin, sallantl altnla
doluydu. Siyah bir torba iinde bir ey tamaktayd ve evre-
dekilerin bunu farketmeleri iin aba harcadnn farkedilmesini
istedii aka grlyordu.

Hey, ee, az nce ismini sylediini mi duydum? dedi

Bu Arthurun heyecanl kk adama syledii birok eyden


biriydi.
643/1186

Evet, ismim Arthur Dent.

Adam, grubun iler acs bir ekilde almaya zorland mzik-


lerin dnda bir ritme gre hafif hafif dansediyor gibiydi.

Evet, dedi, dada sizi grmek isteyen bir adam vard da.

Onunla tantm.

Evet, ama bu konuda olduka srarl ve endieliydi, anlyor


musun?

Evet, onunla karlatm.

Pekala, sanrm bunu bilmen iyi olur.

Zaten biliyorum. Onunla tantm.

Adam sakz inemek iin duraklad. Sonra Arthurun srtna


hafife vurdu.

Pekala, dedi, tamam. Ben sana sylemi olaym, tamam m?


yi geceler, iyi anslar, dller kazanman dilerim.

Ne? dedi bu srada gerekten zorlanmaya balam olan


Arthur.

Ne olursa yaptn ii yap. Ama iyi yap. inemekte olduu


ey her ne ise onunla bir eit gdaklama sesi kard ve belli be-
lirsiz bir el iareti yapt.

Niin? dedi Arthur.


644/1186

yleyse kt yap, dedi adam, kimin umurunda? Kim nem


veriyor ki? Anszn adamn suratna kan hcum etti ve barmaya
balad.

Niye sinirlendin? dedi, Defol git, d srtmdan, anladn m


adam. Siktir git bamdan!!!

Peki, gidiyorum, dedi Arthur aceleyle.

Benim iin bir gerekti. Adam keskin bir selam akt ve


kalabalk arasnda kayboldu.

Bu da neydi? dedi Arthur yannda durduunu farkettii bir


kza. Bana niin dller kazanmam syledi?

ov yapt, o kadar, diye omuzlarn silkti kz. Ksa sre nce


Yllk Ursa Minr Alfa Elendirici Grntler Entstits dl
Treninde bir dl kazand da. Umurunda deilmi gibi dav-
ranabilmeyi umuyordu ama siz bununla ilgili bir - ey sormaynca
o da byle davranamad.

Oh, dedi Arthur, Oh, hay aksi, sormadma zldm. dl


ne iindi?

Ciddi bir Senaryoda Dzme Kelimesini En Zarif ekilde


Kullanabilme dl. Prestiji yksek bir dl.

Anlyorum, dedi Arthur, peki, dl olarak ne veriyorlar?

Byk siyah bir kaide zerinde ufak gm bir ey.

Ne dediniz?

Ben hibir ey demedim. Sadece gm eyin ne...


645/1186

Oh, yle mi, bana hop dediniz gibi geldi.

Ne demiim? '

Hop.

***
Birka yldr partiye davetsiz misafirler uruyordu. Bunlar
baka dnyalardan gelen k kiilerdi. Bir sredir, aadaki kendi
dnyalarna bakan partidekiler enkaz halindeki ehirleri,
yamalanm avokado iftliklerini, kurumu zm balarn, yeni
llemi geni arazileri, biskvi krklarn ve bir sr pislikle
dolu denizleri gryorlar ve dnyalarnn anlalmaz bir ekilde
eskisi kadar elenceli olmadn farkediyorlard. Bazlar partinin
tamamn uzaya yneltebilecek kadar uzun sre ayk kalp, belki
de onu havann daha temiz olduu, daha az ba ars ekebile-
cekleri bakalarnn dnyasna gtrmelerinin mmkn olup ol-
mayacan aratryorlard.

Gezegenin yar l topra zerinde hala az da olsa i varln


srdrebilmeyi baaran kt beslenmi birka ifti bunu
duysalard ok mutlu olurlard, ama o gn parti lklar iinde
bulutlarn arasndan karken iftiler yeni bir peynir ve arap
yamasnn skntl korkusu iinde balarn kaldrp yukar bak-
tklarnda, partinin daha bir mddet iin hibir yere gitmeyecei
ve ksa sre iinde sona erecei aklk kazanm oldu. ok
yaknda apkalarn, paltolarn toplayp mahmur mahmur
sendeleyerek dar kacaklar, gnn hangi saatinde olduklarn
ve bu yaklp yklm lkede, herhangi bir yere giden bir taksi
olup olmadn anlamaya alacaklard.
646/1186

Parti, yar yarya iine gmlm gibi grnen, ilgin beyaz bir
gemi ile korkun bir kucaklama halindeydi. Birlikte yalpalyor,
srkleniyor ve rktc bir umursamazlkla kendi arlklarn
dikkate almayp gkyz evresinde dnp duruyorlard.

Bulutlar araland. Hava kkreyerek nlerinden ekildi.

Kvranmakta olan parti ve Krikkit sava gemisi iki rdei an-


dryordu. rdeklerden biri kincinin iinde nc bir rdek
oluturmaya alyor, ikinci rdek ise hararetle henz bir nc
rdee hazr olmadn, zaten akl banda hibir nc rdein
bu birinci rdek tarafndan meydana getirilmeyi isteyip istemeye-
ceinin bile belli olmadn, zellikle de ikinci rdek umakla
megulken. bunu istemeyeceinin ak olduunu anlatyormu
gibi grnyordu.

Gkyz btn bunlarn rezilliine, lk la barp


aryor ve topra ok dalgalar ile dvyordu.

Ve anszn bir vuut sesi ile Krikket gemisi uzaklat.

Parti, ak olduunu ummad bir kapya dayanan bir adam


gibi gkyz boyunca aresizce yalpalamaya balad. Havada asl
kalmak iin kulland motorlarn zerine yaslanp dalgaland.
Kendini dorultmaya alrken, eriltti. Sendeleyerek tekrar
gkyzne dnd.

Bir sre bu yalpalamalar devam etti, ama bunun daha da uzun


sremeyecei akt. Artk parti lmcl yara alm bir partiydi.
Elence arasra duyulan krk dkk bir dans mziinin gizleye-
meyecei biimde sona ermiti.

Topraa inmekten ne kadar kanrsa dtnde


karlaaca arpma da o kadar daha ar olacakt.
647/1186

***
eride de iler iyi gitmiyordu. Hatta korkun kt gidiyordu
ve oradakiler bundan nefret ediyorlar ve bunu yksek sesle an-
latyorlard. Krikkit robotlarnn yapm olduklarn yani.

Robotlar, Ciddi Bir Senaryoda Dzme Kelimesini En Zarif


ekilde Kullanabilme dln yerinden skmler ve Arthurun
kendini ikincilik iin savaan biri gibi hasta hissetmesine sebep
olmulard.

Kalp yardm edebilmeyi ok isterdik diye bard Ford, p


ynlar arasndan kendine yol aarken, ama kalmayacaz.

Parti, zerinden dumanlar tten enkazdan ateli haykrlar ve


iniltiler ykselmesine yol aarak tekrar yalpalad.

Gidip Evreni kurtarmamz lazm, anlyor musunuz? dedi


Ford. Bu olduka uydurma bir zr gibi grnyorsa, hakl olabi-
lirsiniz. Ne olursa olsun, biz gidiyoruz.

Birden yerde yatmakta olan almam ve mucize eseri


krlmam bir ieyle karlat.

Bunu almamza izin verir misiniz? dedi, Nasl olsa sizin


ihtiyacnz olmayacak.

Bir paket patates cipsi de ald.

Trillian? diye bard Arthur ok olmu ve zayf bir sesle. Du-


manlan tten karmaa iinde hibir ey g-remiyordu.

Dnyal, gitmemiz gerek, dedi Slartibarfast huzursuzca.


648/1186

Trillian? diye seslendi tekrar Arthur.

Bir iki dakika sonra Trillian yalpalayarak, silkelenerek, yeni


arkada Frtna Tanrsnn eliinde ortaya kt.

Kz benimle kalyor, dedi Thor. Valhallada devam eden


mthi bir parti var biz oraya uuyoruz...

Btn bunlar olurken siz neredeydiniz? dedi Arthur.

st katta, dedi Thor. Onu tartyordum. Umak riskli bir ey


biliyorsunuz, rzgar hesaplamanz gerek...

O bizimle geliyor, dedi Arthur.

Hey, dedi Trillian, benim seim hakkm...

Hayr, dedi Arthur, Sen bizimle geliyorsun.

Thor iten ie yanmaya balayan gzlerle ona bakt. Tanrsal


olmakla ilgili bir eyler ispat etmeye alyordu. Bunun temiz ol-
makla bir ilgisi yoktu.

O benimle geliyor, dedi sakin sakin.

Hadi Dnyal, dedi Slartibarfast sinir iinde Arthurun


kolunu tutarak.

Hadi Slartibarfast, dedi Ford asabice, yal adamn kolunu


tutarak. Slartibarfastn elinde teletat cihaz vard.

Parti yalpalayp sallanarak herkesin yuvarlanmasna sebep


oldu. Thor ve titreyerek Frtna Tanrsnn siyah gzlerinin iine
bakmakta olan Arthur dnda herkesin.
649/1186

Arthur, yava yava, inanlmaz bir ekilde, imdi kck


grnen yumruklarn kaldrd.

Sorun mu yaratmak istiyorsun?

Ne buyurdun?

Dedim ki, diye tekrarlad Arthur, sesindeki titremeyi giz-


leyemeden. sorun mu yaratmak istiyorsun? sersemce yumruk-
larn sallayp duruyordu.

Thor inanmazlk iinde ona bakt. Sonra burun deliklerinden


kk bir duman yukar doru kvrlarak ykseldi. inde kk
bir alev bile vard. Kemerini kavrad.

Gsn kabartp genileterek, ancak bir Sherpa mangasna


sahipseniz amaya cesaret edebileceiniz bir adam olduunu
aka belirtmek istiyordu.

ekicinin sapn kemerindeki kancasndan kurtard. Eline


alarak havaya kaldrd ve onun iri demir ban sergiledi. Bylece
yannda bir telgraf direi tadn sanmak gibi bir yanl an-
lamay nlemi oldu.

Sorun karmak, dedi, elik bir deirmenin iinden geen bir


nehrin uultusuna benzeyen bir sesle, istiyorum yle mi?

Evet, dedi Arthur, anszn ve olaanst gl ve kendinden


emin bir sesle. Tekrar yumruklarn sallad, bu kez gerekten ni-
yetli bir ekilde.

Dar kmak ister misin? diye hrldad Thora.


650/1186

Pekala! diye grledi Thor, zvanadan km bir boa gibi


(hatta daha da etkileyici olan zvanadan km bir Frtna Tanrs
gibi) ve kt.

Gzel, dedi Arthur. bylece onu bamzdan atm olduk.


Slarty bizi kar buradan.

23
Pekala, diye bard Ford, Arthura evet, ben bir korkam,
ama hala hayattaym. Uzaygemisi Bistromat'a geri dnmlerdi.
Slartibarfast da yle. Trillian da yle.

Evet, ama ben de hayattaym, deil mi? diye kar atele


cevap verdi Arthur macera ve kzgnlkla ypranm bir tavrla.
Kalar birbirini yumruklamak ister gibi aa yukar oynuyordu.

Kahrolas, az kalsn olmuyordun. diye patlad Ford.

Arthur serte keskin bir ekilde Slartibarfasta dnd. O pilot


koltuunda oturuyor ve dnceli bir ekilde, kendisine, ne an-
lama geldiini tam olarak -kartamad, bir ey anlatmaya
alan bir ienin dibine bakyordu. Arthur ona bavurdu.

Onun ilk sylediim sz anladn sanyor musun? dedi


duyguyla titreyerek.

Bilmiyorum, diye cevaplad Slartibarfast, biraz kafas


dank bir ekilde. Bildiimden, diye ekledi, bir an iin ban
kaldrarak, pek emin eilim. Aletlere tazelenmi bir canllk ve
aknlkla bakarak. Bize tekrar aklaman gerekecek, dedi.

Eee...
651/1186

Ama daha sonra. imdi korkun eyler olmak zere.

ienin cam taklidi dibine hafife vurdu.

Korkarm, partiden ayrlmz olduka ackl oldu, dedi, ve


tek midimiz imdi robotlarn anahtar kilide sokmalarn nle-
mekte. Bunu nasl baaracamz da bilmiyorum, diye
mrldand. Yalnzca oraya gitmek zorundayz, sanrm. Bu
fikirden hi de holandm syleyemem. Muhtemelen sonumuz
lm.

Sahi, Trillian nerede? dedi Arthur ani bir umursamazlk


havas iinde. Kzm olduu ey Fordun kendisini, oradan ok
daha abuk ayrlabileceklerken, Frtna Tanrs ile zaman kaybet-
tirmi olmasndan dolay azarlamas idi. Arthurun isteyenin kab-
ulne sunduu kendi fikri ise olaanst bir cesaretle ve yaratc
bir biimde davranm olduuydu.

Yaygn gr ise onun fikrinin bir ift le kokulu kpek bbrei


kadar bile etmeyecei idi. Esas ac olan, Trilliann ne bir tarafa ne
dier tarafa pek bir tepki gstermemesi ve bir yerlere kaybolmu
olmasyd.

Ya benim patates cipslerim nerede? dedi Ford.

Her ikisi de, dedi Slartibarfast, ban kaldrp bakmadan,


Bilgilendirici Grntler Merkezi Odasnda. Sanrm sizin gen
bayan arkadanz Galaksi tarihi ile ilgili baz sorunlar anlamaya
alyor. Cipsler de ona yardm ediyor olmal.
652/1186

24
Herhangi nemli bir problemi yalnzca patates ile zeceinizi
sanmak yanl bir eydir.

rnein, bir zamanlar, Striteraxl Silastik Zrhleytanlar


adnda, delicesine saldrgan bir kavim vard. Kavimlerinin ad
buydu. Ordularnn ad ise korkun bir eydi. Ne mutlu ki, Galak-
tik tarihte imdiye kadar karlatmz her eyin daha da teler-
inde yayorlard- yirmi milyar yl nce- galaksi gen ve tazeyken
ve savamaya deecek her fikir henz yeniyken.

Ve sava Striteraxl Silastik Zrhleytanlarn iyi olduklar bir


konuydu ve iyi olduklar iin de ok yaptklar bir eydi. Dman-
lar ile (yani kendileri dnda kalan herkesle) ve birbirleri ile
savarlard. Gezegenleri tam bir harabe idi. Tm yzeyi, iinde
Silastik Zrhl eytanlarn yaayp birbiriyle dalat derin
siperler ve terkedilmi sava makineleri tarafndan kuatlm ha-
rabe halindeki ehirlerle doluydu.

Bir Striteraxl Silastik Zrhleytan ile kavgaya tutumak iin


yalnzca domu olmak yeterlidir. Onlar bundan holanmayacak
ve bundan znt duyacaklardr. Ve bir Zrhleytan zld za-
man, birisinin can yanacak demektir. Ypratc bir yaam diye

dnlebilir, ama aksine pek ok enerjiye sahip olduklar


grlyordu.

Bir Silastik Zrhleytan ile baedebilmenin en iyi yolu onu


kendi bana bir odaya kapatmaktr. nk er veya ge yapaca
ey kendi kendiyle savamaktr.
653/1186

Gn getike onlar da bunun zmeleri gereken bir sorun


olduunu farkettiler ve olaan Silastik iinin gerei silah tayan
her erkek veya kadnn, (polisler, koruma grevlileri, ilkokul
retmenleri, v.s) saldrganlk fazlasn zerilerinden atmak iin
hergn en azndan krk-be dakika bir uval patatesi yumruk-
lamay zorunlu klan bir kanun kardlar.

Bu nlem biri kp da patatesleri yumruklamak yerine vura-


cak olurlarsa bunun ok daha verimli olacan dnnceye
kadar ie yarad.

Bu neri her eit eyi vurmak iin yenilenmi bir heyecana yol
at ve hepsi haftalardr yapacaklar ilk nemli savan beklentisi
ile mthi heyecanlandlar.

Striterax'n Silastik Zrhleytanlar'nn bir baka baars da


onlarn bir bilgisayar ok etmeyi baarm ilk kavim olmalaryd.

Bu, dev boyutlarda, uzayda domu, Hactar adnda bir bilgisa-


yard. Bu bilgisayar, bugne kadar imal edilmi bilgisayarlar
iinde en glsyd. Doal bir beyin gibi ina edilmi olanlarn
ilki idi. Yani her bir hcre parac kendi iinde btnn mod-
elini tayordu. Bu zellik onun daha esnek, daha yaratc dne-
bilmesini ve ayn zamanda, ok olabilmesini salyordu.

Striteraxn Silastik Zrhleytanlar, Stugl Gayretke


Savalarla olaan savalarndan birine girimilerdi, ama
bundan her zamanki kadar zevk almyorlard, nk devaml
olarak Cvvulzendann Radyasyon bataklklarnda ya da
Frazfragann Ate Dalan nda yolculuk etmeleri gerekiyor, on-
larsa her iki blgede de kendilerini evlerinde hissetmiyorlard.

Bu yzden Jajazikstakl Bouan Hanerler kavgaya katlp


onlar Carfraxtaki Gamma maaralarnda ve Varlengootendaki
654/1186

Buz Frtnalar iinde bir baka cephe amaya zorlaynca artk


canlarna yettiine karar verdiler ve kendilerine En Byk Silah
tasarmlamas iin Hactara emir verdiler.

En Bykle neyi kastediyorsunuz?

Striteraxn Silastik Zrhleytanlar buna cevap olarak Bize


soracana, lanet olas bir szle bak dediler ve tekrar
savalarna daldlar.

Bylece Hactar bir En Byk Silah tasarmlad.

Bu ok ok kk bir bomba idi ve hiperuzay iinde bir


balant kutusundan ibaretti. alr duruma geirildiinde her
bir nemli gnein merkezinin bir baka nemli gnein merkezi
ile ayn anda balantya gemesini salayacak, bylece Evreni dev
boyutlu, hiperuzaysal bir spernovaya evirecekti.

Silastik Zrhleytanlar Gamma maaralarndan birinde bu-


lunan Bouan Hanerlere ait bir cephane deposunu havaya
uurmak iin bu silah kullanmaya altklarnda, ie yara-
madn grmekten mthi rahatsz oldular ve bunu Hactara da
sylediler.

Hactar ok olmutu.

Bu En Byk Silah konusu zerinde dnmekte olduunu


aklamaya alt. Aratrmalar sonucunda bombay patlat-
mamann dourabilecei dnlen sonularn hibirinin, bom-
bay patlatmann dourabilecei sonulardan daha vahim ol-
mad kararma varm bu nedenle bombann tasarmna kk
bir hata yerletirme inisiyatifini kullanmt. mit ediyordu ki iin
iindeki herkes, bir kez daha ciddi ekilde dnecek olursa, ka-
bul edecektir ki...
655/1186

Silastik Zrhleytanlar kabul etmediler ve bilgisayar un ufak


edip minik paralara ayrdlar.

Sonra daha da teye giderek hatal bombay da yok ettiler.

Sonra sadece Stugl Gayretke Dvler ile Jajazikstakl


Bouan Hanerlerin canna okumaya ksa bir ara verip kendiler-
ini havaya uurmann yepyeni bir yolunu bulmak iin
aratrmalara giritiler ve buldular da. Galaksideki herkes iin bu
bir rahatlama vesilesi oldu zellikle de Dvler, Hanerler ve
patatesler iin.

25
Trillian btn bunlar ve Krikkitlilerin yksn seyretmiti.
Bilgilendirici Grnt Merkezinden dnceli bir ekilde kt, ve
varmalar gereken yere ok ge vardklarn tam zamannda
anlayabildi.

Yldz Gemisi Bistromath, henz, Krikkitin kapal yldz sis-


teminin evresindeki yalnz ve sonsuz yrngesinde dnn
srdren bir mil geniliindeki bir asteroidde zerine konduu
kk bir kayann tepesinde cisimleme aamasndayken yolcu-
lar orada engellenemez bir tarihi olaya ahit olmak zere bulun-
duklarn biliyordu.

Bilmedikleri, iki olaya ahit olacaklaryd.

Kayann kenarnda m, yalnz ve aresiz bir ekilde


aada olan biteni izleyerek bekletiler. Iktan mzraklar, sadece
yzmetre kadar aada ve nlerinde bulunan bir noktadan
bolua doru uursuz kavisler izerek uumaktayd.
656/1186

Gzleri kr eden bu olay seyrediyorlard.

Gemi alannn bir uzants, bir kez daha beynin doal eilimi
olan oyuna gelme zelliini istismar ederek, orada durabilmeler-
ine yardmc oluyordu: asteroidin minik gvdesinden aa yuvar-
lanmak ya da nefes alamamak gibi sorunlar Bakasnn Sorunlar
oluvermiti.

Beyaz Krikkit sava gemisi asteroidin plak gri kayalklarnn


arasnda parkedilmiti. Kah ktan mzraklarn izdii yaylarn
altnda alev alev parlyor, kah glgeler arasnda kayboluyordu.
Kayalarn oluturduu simsiyah glgeler, bu ktan mzraklar
yanlarndan geip giderken lgn bir koreografi iinde dans
ediyorlard.

Onbir beyaz robot, bir tren dzeni iinde, Wikkit anahtarn


danseden klarn oluturduu bir emberin ortasna doru
tamaktaydlar.

Wikkit Anahtar yeniden oluturulmutu. Onu meydana ge-


tiren paralar bakml ve prl prld: G ve Kuvveti temsil eden
elik Stn (ya da Marvinin baca), Refah temsil eden Altn
ubuk (ya da Sonsuz Olaslkszlk Seyir Sisteminin kalbi), Bilim
ve Akl temsil eden Pleksiglas Stun (ya da Adaletin Bklmez
Asas), Gm ubuk (ya da Ciddi Bir Senaryoda Dzmek Ke-
limesini En Zarif ekilde Kullanabilme dl) ve imdi yeniden
ina edilmi bulunan Tahta Stun (ngiliz Kriketinin ldn
sembolize eden yanm bir kriket sopasnn kllerinden) ki bu da
Doa ve Maneviyat temsil etmekteydi.

Sanrm bu noktada yapabileceimiz hibir ey yok, yle deil


mi? diye sordu Arthur huzursuzca.

Hayr diye iini ekti Slartibarfast.


657/1186

Arthurun yznde beliren d krkl ifadesi son derece


baarszd ve glgede durduu ve yz grnmedii iin bu ifade
imdi yerini bir rahatlama ifadesine brakmt.

Yazk, dedi.

Hi silahmz yok., dedi Slartibarfast, aptallar gibi.

Lanet olsun, dedi Arthur ok sakin bir ekilde.

Ford bir ey demedi.

Trillian da bir ey demedi, ama garip bir ekilde dnceli ve


onlardan uzaktaym gibi bir hali vard. Asteroidin arkasndaki
uzayn karanlna bakmaktayd.

Asteroid, Krikkit, Krikkitin Efendileri ve katil robotlarn yaa-


makta olduu dnyay iine alm olan Ya-valatm Zaman Zar-
fn kuatan Toz Bulutunun evresinde dnyordu.

Biare grubun Krikkit robotlarnn onlarn varlndan hab-


erdar olup olmadklarn bilmelerine olanak yoktu. Sadece
farknda olmalar gerektiini farzedebilirlerdi, ama bu artlarda
korkacak bir ey olmadn da hissediyorlard. Yerine getirmeleri
gereken tarihi bir grevleri vard ve orada bulunanlar sevmek
zorunda deillerdi.

Kt bir gszlk hissi deil mi? dedi Arthur, ama dierleri


duymamazlktan geldi.

Robotlarn yaklamakta olduklar kl alann ortasnda kare


eklinde bir atlak belirmiti. atlak gittike daha fazla belirgin-
leti ve ksa bir sre sonra iki metrekareye yakn byklkte bir
toprak blokunun ykselmekte olduu grld.
658/1186

Ayn zamanda bir baka hareket daha hissettiler ama bu he-


men hemen bilinalt bir kprt idi ve bir iki dakika kadar hareket
edenin ne olduu anlalamad.

Sonra akla kavutu.

Hareket eden asteroid idi. Yavaa Toz Bulutuna doru


hareket etmekteydi. Adeta ilahi bir olta taralndan bulutun derin-
liklerine doru ekilmekteydi.

Bilgilendirici Grntler Merkezinde oktan yapm olduklar


Bulut iindeki yolculuu imdi gerek yaamda da yapmalar
gerekiyordu. Sessizlik iinde donmu gibi beklemekteydiler. Tril-
lian kalarn atmt.

Bir asr gemi gibi geldi. Asteroidin n ucu Bulutun yumuak


ve belirsiz d evresine girerken olaylar sonsuz bir yavalk iinde
gerekleir gibiydi.

Ve az sonra danseden ince bir belirsizliin iine gmldler.


inden getiler, getiler, getiler. Karanlkta sadece belirsiz
biimler ve birbirinden ayrdedilemez helezonlar grebiliyorlard.

Toz parlak n oklarn donuklatrmt. Parlak n oklar


Tozun onbinlerce zerresi zerinde bir yanp bir snyordu.

Trillian geii yine atk kal dnceleri arasndan


gzlemekteydi.

Ve sonunda bitti. Srenin bir dakika m yoksa yarm saat mi


olduundan emin deillerdi, ama gemilerdi ve imdi nlerine
sanki uzay derdest edilip varlktan silinmi gibi taze bir boluk
kmt.

Ve artk her ey hzlanmt.


659/1186

Topraktan bir metre kadar ykselmi olan bloktan kr edici


bir k yn adeta patlarcasna ortaya dkld ve bunun iinden
daha kk, ii danseden gz kamatrc renklerle dolu,
pleksiglas bir blok ykseldi.

Blokun zerinde derin yarklar vard dz ve dikey ikisi


bunlar birletiren yatay yarklar. Wikkit Anahtarna uygun olarak
tasarmland akt.

Robotlar kilide yaklat, anahtar deliine soktu ve tekrar geri


ekildiler. Blok kendiliinden evrildi ve uzay deimeye balad.

Uzay kendini derleyip toparlarken, izleyenlerin gzlerini de


yuvalarnda kuvvetle bker gibiydi. Kendilerini birden, daha
birka saniye nce bir uzay boluunun bile bulunmadn
dndkleri yerde, parlaklyla gzlerini yakan bir gnein
nnde buldular. Yeterince ne olduunu anlayp da korkudan
krelmi gzlerini elleriyle kapamay akl edene kadar bir iki sani-
ye gemesi gerekmiti. Bu bir iki saniye iinde, kk bir noktann
bu gnein ortasna doru yavaa ilerlemekte olduunu
farketmilerdi.

Arkaya doru sendelediler ve kulaklarnda robotlarn hep


birlikte alamalarnn beklenmedik, ince ezgisinin nladn
duydular.

Krikkit! Krikkit! Krikkit! Krikkit!

Bu keskin, souk, bo ve mekanik ses onlarn kann


dondurmutu.

Ayn zamanda da bu kazand zaferle marur bir sesti.


660/1186

Bu iki duygu okuyla yle akna dnmlerdi ki ikinci tarihi


olay az kalsn karyorlard.

Zaphod Beeblebrox, tarihte Krikkit robotlarnn yapt bir


bombal saldrdan kurtulabilen biricik kii, bir Krikkit sava gem-
isinden bir Zap tfeine el koyarak kamt.

Pekala, diye bard, zamanda bu an itibaryla, durum tam


olarak kontrolm altndadr.

k kapsn koruyan tek robot sava sopasn sessizce sallad


ve Zaphodun sol kafasnn arkasna indirdi.

Hangi allahn cezas yapt bunu? dedi sol kafa ve iren bir
ekilde sarkt.

Sa kafas merakla ortaya doru bakmaktayd.

Kim yapt bunu? dedi.

Sopa bu kez de sa kafasnn arkasna arpt.

Zaphod olduka garip ekilli bir gvde halinde boylu boyunca


topraa uzand.

Her ey bir iki saniyelik sre iinde olup bitmiti. Robotlarn


yapt birka ate kilidi bir daha geri gelmemek zere yok etti.
indekileri paralam, eritmi ve dar atmt. Robotlar ciddi
bir ifadeyle ve adeta isteksizce sava gemilerine dndler ve bir
vuup sesiyle oradan uzaklatlar.

Trillian ve Ford dik yokutan aa aceleyle koarak Zaphod


Beeblebroxun hareketsiz vcuduna ulatlar.
26
Bilmiyorum dedi Zaphod, ona otuzyedinci defadr bunu
yapyormu gibi gelerek, beni ldrebilirlerdi, ama ldrmediler.
Belki de sadece benim mkemmel bir adam olduumu falan
dndler. Bunu anlayabilirim.

Dierleri bu kuramla ilgili fikirlerini sessiz kalarak belirttiler.

Zaphod uu kprsnn souk demesi zerinde uzanmak-


tayd. Ac, vcudunda dolatka srt demeyle adeta gree tu-
tuuyor ve kafalaryla arpyordu.

Sanrm, diye fsldad, bu pilli zppelerde yanl bir eyler


var, gerekten garip bir ey.

Onlar herkesi ldrmek zere programlanmlardr. diye


iaret etti Slartibarfast.

Bu olabilir dedi Zaphod sanc krizleri arasnda. Tam olarak


ikna olmu grnmyordu.

Hey, bebeim, dedi Trilliana bunun daha nceki dav-


ranlarn affettireceini mit ederek.

Sen iyi misin? dedi Trillian yumuaka.

Evet, dedi, Ben iyiyim.

Gzel, dedi, Trillian ve dnmek zere uzaklat.

Uu kolluklarnn olduu yerdeki muazzam grnt ekrann


izlemeye balad. Bir dme evirdi ve ekranda yerel grntler
belirdi.
662/1186

Bir grnt Toz Bulutunun boluu idi. Bir dier grnt


Krikkit gnei ve bir dieri de Krikkitin ken-disiydi. Trillian
kzgnlk iinde bir grntden brne atlyordu.

Eh, bunun anlam elveda Galaksi oluyor, o halde dedi Ar-


thur, dizlerine vurup ayaa kalkarken.

Hayr, dedi Slartibarfast, ciddiyetle. Bizim yolumuz ak.


Alnn yle krtrd ki, neredeyse iinde kk kk sebzeler
yetitirilebilecek bir hale geldi. Ayaa kalkt, evreyi admlad.
Tekrar konumaya baladnda kendi syledikleri kendisini
rktt ve tekrar yerine oturmak zorunda kald.

Krikkite dnmeliyiz, dedi. Yal vcudu derin bir i ekile


sarsld ve gzleri neredeyse yuvalarndan frlayacak hale geldi.

Bir kez daha, dedi, ackl bir yenilgiye uradk. ok ackl.

Bu, dedi Ford sakin sakin, yeterince nem vermediim-


izden. Size syledim.

Ayaklarn cihazlarn bulunduu panele dayad ve trnak-


larndan birinde bir ey incelemeye balad.

Ama nlem almaya karar vermediimiz srece, dedi yal


adam tartr gibi, sanki doasnda bulunan derin bir kaygszlk
hissi ile savayor gibiydi. Hepimiz mahvolacaz. Hepimiz le-
ceiz. Eminim, buna yeterince nem veriyoruzdur.

Gidip de ldrlecek kadar deil. dedi Ford. Suratna bo bir


glck yerletirdi ve odada isteyen herkese gnderdi. Slartibar-
fast bu yaklam son derece batan karc buldu ve buna kar
savat. Tekrar, ac iinde terleyen ve dilerini gcrdatan Zaphoda
dnd.
663/1186

Senin bu konuda mutlaka bir fikrin olmal, dedi, yani neden


seni ldrmedikleri konusunda. Son derece garip ve allmadk
grnyor.

Farknda bile olmadklarn dnyorum, diye omuz silkti


Zaphod, Size syledim. Beni en zayf silahla vurdular, sadece
devirdiler, deil mi? Beni gemilerine tktlar, bir keye attlar ve
unuttular. Sanki benim orada olmamdan utanyormu gibiydiler.
Bir ey sylemeye kalktmda bana tekrar vurarak deviriyor-
lard. ok ho konumalarmz oldu. Hey,... ugh!, Selam...ugh!
Acaba...ugh! Beni saatlerce elendirdi , biliyor musunuz. tekrar
gz krpt.

Parmaklar arasnda bir eyle oynuyordu. Onu yukar kaldrd.


Bu Altn ubuktu- Altn Kalp, Sonsuz Olaslkszlk Seyir
Sisteminin kalbi. Kusursuz Kilit Yoketme harekat sonunda yal-
nzca bu ve Tahta Stn kurtulabilmiti.

Geminizin bir para hareket edebildiini sanyorum, dedi.


Beni gemime yollamaya ne dersiniz, siz...

Bize yardmc olmayacak msn? dedi Slartibarfast.

Bize mi? dedi Ford serte, Biz kimiz?

Kalp Evreni kurtarmakta size yardmc olmay ok isterdim,


diye steledi Zaphod, kollarnn zerinde dorularak. Ama bir
ift ba arsnn ana- babas saylrm. stelik bir sr kk ba
arsnn da gelmekte olduunu grebiliyorum. Ama bir daha kur-
tarmaya gerek kalrsa, emrinizdeyim. Hey, Trillian, bebeim?

Trillian yle bir dnp bakt.

Evet?
664/1186

Gelmek ister misin? Altn Kalp'e Heyecan, macera ve gerek-


ten lgnca eyler iin?

Ben aaya, Krikkite gidiyorum, dedi Trillian.

27
Bu ayn tepeydi, ama ayn saylmazd da.

nk bu kez Bilgilendirici Grnt deil, Krikkitin kend-


isiydi ve zerinde durmaktaydlar. Biraz telerinde aalarn ar-
kasnda, onlar, onlarn gerek gvdelerini buraya, gerek, imdiki
Krikkite getiren, garip talyan restoran vard.

Ayaklarnn altndaki gl imenler gerekti. Zengin toprak


da yle. Aatan gelen badndrc kokular da yle, gerekti.
Gece gerek geceydi.

Krikkit.

Herhalde, Galakside Krikkitli olmayanlar iin bu-lunulabile-


cek en tehlikeli yer. zerinde yaayanlarnn, baka herhangi bir
yerin varlna dayanamayan, sevimli, neeli, zeki olduu, ama
kendilerinden olmayan biriyle karlatklarnda korku, vahet ve
lmcl bir nefretle dolduklar yer.

Arthur titredi.

Slartibarfast titredi.

artc ama Ford da titredi.


665/1186

artc olan onun titremesi deil, orada olmasyd. Ama Za-


phodu gemisine gtrdkten sonra, beklenmedik bir ekilde
utan duyarak kendini kamamaya , zorunlu hissetmiti.

Yanl, diye dnyordu kendi kendine, yanl yanl yanl.


Zaphodun cephaneliinden kendilerini silahlandrdklar Zap sil-
ahlarndan birini kendine doru ekti.

Trillian gkyzne bakarken titredi ve kalarn att.

Gkyz de ayn deildi. Artk bo, bombo deildi.

kibin yllk Krikkit savalar ve on milyon yl nce Krikkitin


Yavalandrlm Zaman Zarfna kapatldndan beri geen yal-
nzca be yerel yl iinde ,evredeki krlk grnt ok az
deiirken, gkyznde arpc deiiklikler olmutu.

imdi oray soluk klar ve kalabalk ekiller doldurmutu.

Bir Krikkitlinin hibir zaman bakmad gkyznn


yukarlarnda Krikkitin iirsel krsal alanlarndan ok ok
ykseklerde, O-Yer-ekim alanlarnda Sava Blgeleri, Robot
Blgeleri -muazzam sava gemileri, oda kaleler- bulunuyordu.

Trillian onlara bakarak dnd.

Trillian, diye fsldad Ford Prefect.

Evet? dedi Trillian.

Ne yapyorsun?

Dnyorum.

Dnrken hep byle mi nefes alrsn?


666/1186
1
Nefes aldmn farknda deildim.

Beni endielendiren de bu.-

Sanrm, biliyorum... dedi Trillian.

Shhh! dedi Slartibarfast panik iinde ve elleri titreyerek on-


lara daha geriye, aacn glgesine ekilmelerini iaret etti.

Anszn daha nce bantta olduu gibi, tepeden gelen yolda


klar grnd, ama bu kez danseden klar ilkel lambalardan
deil elektrik fenerlerinden gelmekteydi.-kendi iinde arpc bir
deiiklik saylmazd ama her detay onlarn yreini korkuyla ho-
platmaya yetiyordu. Bu sefer iekler, iftilik, lm kpeklerle
ilgili arklar yoktu. Kslm sesler youn bir tartma iindeydi.

Gkyznde yava hzda bir k hareket etti. Arthur klastro-


fobik bir korkuya kaplmt ve lk rzgar boazna sarlmt.

Birka saniye iinde ikici bir grup grnd. Karanlk tepenin


dier tarafndan yaklamaktaydlar. Hzla ve kararl hareket et-
mekteydiler. Fenerlerini sallayarak etraf kolaan ediyorlard.

Gruplarn birletii aka grlmekteydi ama nemli olan yal-


nzca birlemeleri deil, bilerek tam o noktada, Arthur ve dierler-
inin durduu noktada birlemeleriydi.

Arthur, Ford Prefectin tfeini omuzuna kaldrrken kard


hafif hrty ve Slartibarfastn kendininkini yerletirirken
kard hafif iniltiye benzer ksr duydu. yle ok titriyordu
ki, eer birine o srada ate edecek olsa muhtemelen stnde
imzasnn izini brakabilirdi.

Yalnz Trillian silahn kaldrmamt. O kalarn kaldrd,


tekrar indirdi ve dnceli bir ekilde dudan srd.
667/1186

Hi dndnz m, diye balad ama o srada kimse bir ey


tartmak istemiyordu.

Arkalarndaki karanl delip geen kla irkilip hzla geriye


dndklerinde nc bir grup Krikkitinin fenerleriyle onlar
incelediklerini grdler.

Ford Prefectin silah haince takrdad. Kardan da ate edildi


ve silah elinden dt.

Katksz bir korku an yaand. Yeniden ate edilmeden don-


mu bir saniye geti.

Ve bu saniyenin sonunda da kimse ate etmedi.

Soluk-yzl Krikkitliler tarafndan kuatlmlar ve fener k-


larnn kpnde banyo yapmaktaydlar.

Esir edenler esirlerine, esirler kendilerini esir edenlere


bakyordu.

Merhaba? dedi esir edenlerden biri. Affedersiniz , ama


siz...uzaydan gelen yaratklar msnz?

28
Bu arada, zihnin rahata kavrayabileceinden milyonlarca mil
tede Zaphod Beeblebrox yine bunalmdayd.

Gemisini tamir etmiti- yani bir hizmet robotu bu ii yaparken


onu uyank bir dikkat iinde izlemiti. Gemi imdi yine var olan
en gl ve en olaanst gemiydi. Herhangi bir yere gidebilir,
668/1186

her istediini yapabilirdi. Bir sre bir kitapla oyaland sonra onu
bir kenara att. Bu daha nce okuduu bir kitapt.

letiim masasna gitti ve btn frekanslara ak acil durum


kanaln buldu.

ecek bir ey isteyen var m?

Bu acil bir durum mu, arkada? diye atlak bir ses Galaksin-
in ortalarnda bir yerden seslendi.

Kartrc aleti olan var m? dedi Zaphod.

Sen git de bir kuyruklu yldz gezisi yap.

Pekala, pekala, dedi Zaphod ve kanal kapatt. ini ekti ve


yerine oturdu. Tekrar ayaa kalkt ve bilgisayar ekranna doru
gitti. Bir iki dmeye bast. Ekrann etrafnda birbirlerini yiyerek
kouturmaya balayan kk damlalar belirdi.

Pow! dedi Zaphod. Heeeyo! Pop pop pop!

Selam, dedi bilgisayar, birka dakika sonra neeyle


puannz var. Bundan nceki en iyi skor yedimilyon beyz dok-
sanyedibin ikiyz...

Pekala, pekala, dedi Zaphod ve ekran tekrar karartt.

Tekrar oturdu.. Bir kalemle oynad. Yava yava bu da cazibes-


ini kaybetmeye balad.

Pekala, pekala, dedi ve bilgisayara kendi skorunu ve daha


nceki en iyi skoru yazdrd.

Gemisi, Evreni bulank bir grnt haline getirdi.


669/1186

29
Syleyin, dedi ince, soluk yzl Krikkitli. Rtbesi dierler-
inden daha yksek olduu iin bir adm ne kmt ve mealeler-
in oluturduu emberin ortasnda kendinden pek de emin olma-
yarak, silahn sanki az nce bir yere kadar gitmi olan baka
birinin yerine tutar gibi tutuyordu, Doann Dengesi denen eyle
ilgili bir ey biliyor musunuz?

Esirlerinden bir ka akn mrlt ve homurtu dnda anlalr


hi cevap gelmiyordu. Iklar zerilerinde oynamaya devam ediy-
ordu. Yukarlarda, gkyznde Robot blgelerinin karanlk faali-
yetleri srmekteydi.

Bu yalnzca, diye devam etti Krikkitli huzursuzca, ku-


lamza gelen bir ey, belki de o kadar nemli deildir. Eh, o za-
man artk sizi ldrsek iyi olacak herhalde.

Ban eerek, sanki baslacak yerin neresi olduunu anlamaya


alr gibi silahna bakt.

Ama, dedi, ban kaldrp, sohbet etmek istediiniz bir


konu varsa, o baka tabii.

Yava, uyuuk bir aknlk Slartibarfast, Ford ve Arthurun


vcutlarn sard. ok ksa sre iinde bu aknlk, u an sadece
ene kemiklerini aa yukar oynatmakla megul olan beyinlerine
de aacakt. Trillian sanki bir

yap-boz kutusunu sallayarak bilmeceyi tamamlamaya alr


gibi kafasn iki yana sallayp duruyordu.
670/1186

Bu Evrensel ykm program ile ilgili, dedi kalabalktan bir


adam, endielerimiz var, anlyor musunuz.

Evet, diye ekledi bir bakas, ve doann dengesi ile ilgili.


Bize yle geliyor ki eer Evrenin bizim dmzda kalan ksm yok
edilecek olursa bu bir ekilde doann dengesini bozacaktr. Biz
ekoloji konusunda ok duyarlyz, anlyor musunuz? Sesi mutsuz
bir ekilde zayflamt.

Ve spor, dedi bir dieri, yksek sesle. Bu dierlerinden bir


beeni alk almt.

Evet, diye katld birinci konumac, ve spor... arkaya


dnp huzursuzca arkadalarna bakt ve dnceli bir ekilde
yanan kad. Derin bir i eliki ile savayor gibiydi, sanki
sylemek istedii eylerle dnd eyler birbirinden tamamen
farkl eylermi ve o bunlar arasnda hibir iliki olana
gremiyormu gibiydi.

Bakn, diye mrldand, bir ksmmz... ve onay bekler gibi


tekrar evresine baknd. Dierleri cesaretlendirici sesler
kardlar. Bir ksmmz, diye devam etti, Galaksinin kalan ks-
m ile sportif ilikilerde . bulunmak iin hevesli ve sporu politika
dnda tutma tartmasn anlayabilmeme ramen, dnyorum
ki eer Galaksinin kalan ksm ile sportif ilikilerde bulunmay
istiyorsak, ki istiyoruz, o zaman onu yok etmemiz bir hala olacak-
tr. Ve zaten Evrenin kalan ksm... sesi yine uzaklat ...ki bu
fikir imdi...

Nnn.. dedi Slartibarfast. Nn...

Hhh...? dedi Arthur.

Dr... dedi Ford Prefect.


671/1186

Pekala, dedi Trillian. o zaman bunu konualm. ne kt


ve kafas karm zavall Krikkitlinin koluna girdi. Yirmibe
yalarnda gsteriyordu. Bunun anlam bu blgede meydana gelen
garip zaman deiimleri yznden, on milyon yl nce, Krikkit
savalar bittiinde sadece yirmi yalarnda olduuydu.

Trillian bir eyler sylemeden nce onu fenerlerin nda


azck yrtt. Krikkitli onun pei sra kararszca srklendi. im-
di onlar evreleyen fenerlerin klar sanki bu karanlk Evrende
ne yaptn bilir grnen tek kii olan bu ilgin, sessiz grnl
kza boyun eer-cesine klarn hafife kstlar.

Trillian dnd ve Krikkitlinin yzne bakt ve hafife iki


kolunu tutmaya da devam etti. Krikkitli akn bir perianlk
rneiydi.

Anlat, dedi Trillian.

Adam bir an iin hibir ey sylemedi. Baklar Trilliann bir


gznden brne gidip geliyordu.

Bizlerin ... dedi bizlerin yalnz olmas gerekiyor... sanrm.


Yzn buruturdu ve sonra ban ne edi ve kumbaradan para
karmaya alr gibi onu sallad. Tekrar ban kaldrd. Artk
bir bombamz var, anlyor musunuz, dedi, yle kck bir
ey.

Biliyorum, dedi kz.

Krikkitli sanki Trillian algamlarla ilgili ok garip bir ey


sylemi gibi gzlerini devirerek bakt.

Gerekten de dedi, ok, ok kk.

Biliyorum. dedi kz yeniden.


672/1186

Ama diyorlar ki, sesi tekrar zayflad, diyorlar ki var olan


her eyi yok edebilirmi. Ve bunu yapmak zorundayz, anlyor
musunuz. Bu bizi yalnz yapar m? Bilmiyorum. Ama yine de biz-
im grevimiz bu gibi grnyor, dedi ve kafas tekrar ne dt.

Bu ne anlama gelirse gelsin, dedi kalabalktan bo bir ses.

Trillian kollarn yavaa zavall akn ve perian gen


Krikkitlinin boynuna dolad ve onun titreyen ban kendi
omuzuna dayayarak okad.

Her ey dzelecek, dedi yavaa, ardndan glgeler iindeki


btn kalabaln duyabilecei bir sesle, bunu yapmak zorunda
deilsiniz.

Onu sarst.

Bunu yapmak zorunda deilsiniz. dedi yeniden.

Onu brakt ve biraz geriye ekildi..

Benim iin bir ey yapman istiyorum, dedi ve beklenmedik


bir ekilde gld.

stiyorum ki, dedi ve yine gld. Elini azna kapatt ve


sonra ciddi bir yzle beni liderinize gtrmenizi istiyorum, dedi
ve gklerdeki Sava Blgelerini iaret etti. Liderlerinin orada
olacan biliyormu gibi grnyordu.

Trilliann gl atmosferde bulunan bir eyi adeta dearj et-


miti. Kalabaln arkasnda bir yerden tek bir ses, eer bu besteyi
Paul Mc Cartney yapm olsayd, ona btn dnyay satn aldr-
abilecek bir ark sylemeye balad.
673/1186

30
Zaphod Beeblebrox, mthi bir adam pozunda, tnel boyunca
cesaretle emekliyordu. Kafas son derece karmt ama inatla
emeklemeye devam etti, nk ylesine cesurdu.

Kafas az nce grm olduu bir eyden dolay karmt,


ama bu, az sonra duyaca eyden karacann yars kadar bile
deildi. Onun iin artk nerede olduunu aklamak iyi olacak.

Krikkit gezegeninin yzeyinden millerce yukardaki Robot


Sava Blgelerinde bulunuyordu.

Burada atmosfer inceydi ve herhangi bir na veya uzayn o


tarafa doru savurabilecei herhangi bir eye kar olduka
korunmasz durumdayd.

Zaphod Altn Kalp'i, Krikkit zerindeki gkyzn sk sk


doldurmu olan, donuk grnl, iri hantal gemiler arasnda
park etmiti ve gkyzndeki binalarn en by ve en nemlisi
gibi grnen binalardan birine, zerinde silah olarak bir Zap sil-
ahndan ve ba arsna kar tad eyden baka hibir ey
olmadan girmiti.

Kendini, uzun, geni ve kt aydnlatlm bir koridorda,


bundan sonra ne yapacan saptayana kadar saklanabilme
olana olan bir yerde buldu. Arada srada Krikkit robotlarndan
biri koridordan getii iin gizleniyordu. Her ne kadar imdiye
kadar onlarla ans olduka yaver

gitmise de, son derece zdrapl anlar da geirmiti ve kend-


isinin ancak yar yarya iyi olduunu kabul ettii bu ansn yen-
iden zorlamaya hi niyeti yoktu.
674/1186

Bir ara koridora alan odalardan birine ban sokmu ve bur-


ann kocaman ve yine lo aydnlatlm bir blme olduunu
kefetmiti.

Aslnda buras, iinde sergilenecek tek bir ey olan bir


mzeydi. Bu ey bir uzay gemisi enkazyd. Korkun ekilde yan-
m ve paralanmt. Zaphod okulda kendisine bitiik siberhcre-
deki kzla yatabilmek iin harcad baarsz abalar yznden
kard Galaksi Tarihi bilgilerinden bir ksmn artk tazelemi
olduu iin, imdi bu enkazn o milyarlarca yl ncesindeki Toz
Bulutunun iinde srklenen ve btn bu ileri balatan gemi
olduunu tahmin edebiliyordu.

Ama, bunda doru olmayan bir ey vard ve onun kafasn


kartran da buydu.

Bu gemi gerekten harap olmutu. Gerekten yanmt ama te-


crbeli bir gz tarafndan yaplacak ksa bir inceleme bunun ger-
ek bir uzay gemisi olmadn ortaya karabilirdi. Bu sanki byle
bir geminin tam lde bir kopyas, maket halinde bir mumlu
kopyas fotokopisi idi. Dier bir deyile aniden bir uzay gemisi in-
a etmeye kalkacak olursanz ve bunu nasl yapacanz bilmiy-
orsanz, byle bir eyi yaknnzda bulundurmanz byk kolaylk
salayacaktr. Bununla birlikte bu ey hibir zaman hibir yere
uacak durumda deildi.

Hala bunu zmeye alyordu- hatta bunu henz zmeye


balamt ki odann bir baka blmnde bir kapnn
aralandn ve birka Krikkit robotunun biraz neesiz bir ekilde
oday girdiini grd.

Zaphod onlarn tuzana dmek istemedii iin basiretin


cesaret saylmas gibi korkakln da yle olmas gerektiine karar
vererek dolaplardan birine kahramanca sakland.
675/1186

Dolap aslnda bir kontrol kapsndan geerek aa doru inen


geni bir havalandrma tneli aftnn st blmyd. Zaphod
kendini aa brakt ve tnel boyunca emeklemeye balad. te
onu bulduumuz yer burasyd.

Buray sevmemiti. Souk, karanlk ve son derece rahatsz bir


yerdi ve onu rktyordu. lk frsatta -ki bu frsat yz metre
tedeki bir baka aftt- buradan dar trmand.

Bu sefer kt yer daha kk bir odayd. Bir bilgisayar ana


merkezini andryordu. Byk bir bilgisayar masas ile duvar
arasndaki dar karanlk bir boluktu.

Odada yalnz olmadn hemen farketti ve tam buray terk


edecekken odann dier sakinlerinin birbirleriyle konutuklarn
duyunca ilgiyle onlar dinlemeye koyuldu.

Sorun robotlarda, efendim, dedi bir ses. Yolunda gitmeyen


bir eyleri var.

Tam olarak ne?

Bunlar Krikkitli iki Sava Komutanyd. Btn Sava


Komutanlar gkyzndeki Robot Sava Blgelerinde yayorlard
ve gezegenin yzeyindeki vatandalarn etkileyen sama pheler
ve belirsizliklere kar olduka baklk kazanm
durumdaydlar.

Eee, efendim, sanrm onlar sava mcadelesinden geri


ekerek spernova bombasn patlatmaya ha-zrlanmakla yerinde
bir i yapyoruz. Zarftan serbest brakldmz u ksa sreden
beri....

Sadede gel.
676/1186

Robotlar bundan holanmyor, efendim.

Ne?

Sava efendim, onlar ypratyor gibi. zerlerinde belli bir


dnya -yorgunluu var ya da daha dorusu Uzay yorgunluu
demeliyim belki.

Olabilir, onlar Evreni yok etmeye yardmc olmak iin


yaratld.

Evet, ama bunu zor buluyorlar, efendim. Bir yorgunluk ve il-


gisizlik durumunun etkisi altndalar. in gerisinde kalmay da
ilerine sindiremiyorlar. Oomph eksiklii iindeler.

Ne demeye alyorsun?

Efendim, sanrm bir eye ok canlar sklm. Krikkit


akna, sen ne sylemeye alyorsun?

Son bir iki atmada, kavgaya giriyorlar, ate etmek iin sil-
ahlarn kaldryorlar ama anszn, niye rahatm bozaym?
Kozmik anlamda btn bunlar ne demek oluyor? diye dnmeye
balyorlar. Ve hepsi biraz yorgun ve biraz neesiz grnyordu.

Baka ne yapyorlar?

Eee, daha ok drtl denklemler efendim. Btn muhase-


becilerin eytanca zor bulduu eyler efendim. Ve bir de surat
asyorlar.

Surat m asyorlar?

Evet, efendim.
677/1186

Bir robotun surat astn kim duymu? Bilmiyorum,


efendim.

Bu ses neydi?

Bu ayrlmakta olan Zaphodun kard sesti.

31
Karanln derin kuyusunda sakatlanm bir robot vard.
Metalik karanlnn iinde bir sredir sessiz oturmaktayd. Bur-
as souk ve rutubetliydi, ama bir robot olarak onun bunlar far-
ketmemesi gerekiyordu. Buna ramen, o byk bir irade gc
kullanarak farketmeyi baarmt.

Beyni Krikkit Sava Bilgisayarnn ana bellek merkezine


balanmt. Geirmekte olduu bu tecrbeden ne o, ne de bilgisa-
yar hi zevk almyordu.

Bu zavall metal yarat Squomshellous Zetann bataklk-


larndan kurtaran Krikkit robotlar, bunu ondaki muazzam bellek
gcn hemen farkettikleri ve bu gcn kendilerine yardmc
olabileceini dndkleri iin yapmlard.

Souun, karanln, rutubetin, skmln ve yalnzln


beynin bu zelliine balantl olan kiilik bozukluklarn azalt-
makta bir ie yaramayacan gz nne almamlard.

Robot yapt grevden hi memnun deildi.

Her ey bir yana, bir gezegenin tm askeri stratejisinin


koordinesi onun muazzam beyninin yalnzca minik bir blmn
kaplamt, beyninin kalan ksm ise mthi sklyordu.
678/1186

Kendisininkiler dnda, tm Evrenin nemli matematiksel, fiz-


iksel, kimyasal, biyolojik, sosyolojik, felsefi, etimolojik, meteoro-
lojik ve psikolojik sorunlarn kere zm olduundan, yapa-
cak bir ey bulabilmek iin kvranrken kendini hibir makam
hatta melodisi olmayan ackl kk maniler bestelemeye ver-
miti. Bunlarn sonuncusu bir ninni idi.

Artk dnya uykuya dald, diye Marvin vzldyordu.

Karanlk yutamad kafam, ardnda kald,

Enfra-ruj grmeme yardmc oldu,

Nasl da nefret ederim karanlktan.

Bundan sonraki drtl bulabilmek iin g ve duygu toplay-


abilmek amacyla bir an duraklad.

Artk ben de uyumak iin,

Elektronik koyunlar saymaya alrm,

Tatl ryalar dileini kendine sakla,

Nasl da nefret ederim karanlktan.

Bir ses Marvin! diye fsldad.

Hzla ban kaldrrken, neredeyse kendisini Merkezi Krikkit


Sava Bilgisayarna balayan karmak elektrotlar koparyordu.

Bir kontrol kaps ald ve ele avuca smaz bir ift kafadan
biri alan kapdan ieri bakarken, dieri bir o yana bir bu yana
son derece sinirli baklar frlatmaktayd.
679/1186

Oh, sen misin? diye mrldand robot. Bilmem gerekirdi.

Hey, ufaklk, dedi Zaphod aknlk iinde, Az nce ark


syleyen sen miydin?

Bendim, dedi Marvin ac ac, zellikle formumda saylrm,


parltlar sayorum.

Zaphod ban kapdan ieri soktu ve etrafna baknd.

Yalnz msn?

Evet, dedi Marvin, burada sknt iinde oturuyorum, ac ve


sefalet yegane arkadalarm. Ve bir de sonsuz zekam tabii ki. Ve
sonsuz keder. Ve...

Evet, dedi Zaphod, Hey, senin bu ilerle balantn nedir?

Bunlar, dedi Marvin, daha az incinmi koluyla kendisini


Krikkit Bilgisayarna balayan btn o elektrotlar iaret etti.

O halde, dedi Zaphod beceriksizce, sanrm hayatm kur-


tarm olmalsn. kinci kez.

nc kez, dedi Marvin.

Zaphodun kafas hzla dnd (dieri ahin baklarn tama-


men ters yne evirmiti) ve tam o srada hemen arkasndaki
lm saan, katil robotun hararet yaparak tkendiini ve zer-
inden dumanlar ttmeye baladn grd. Robot sendeleyerek
geriledi ve bir duvara yasland. Sonra nce duvardan yere doru,
sonra yerde yana doru kayd, ban arkaya att ve teselli edile-
mez bir halde hkrmaya balad.

Zaphod Marvine bakt.


680/1186

Mthi bir yaam felsefen olmal, dedi.

Sorma bile, dedi Marvin.

Sormayacam dedi Zaphod ve sormad. Hey, bak, diye


ekledi, mthi bir i baaryorsun.

Sanrm, bunun anlam, dedi Marvin, bu mantk balantsn


yapmak iin zihinsel yeteneklerinin yalnzca milyonda, milyarda,
trilyonda, katrilyonda birini kullanmas yetmiti, beni kur-
tarmaya falan niyetin olmad. Ufaklk, bilirsin ki bunu yap-
may ok isterdim. Ama yapmayacaksn.

Hayr.

Anlyorum.

yi alyorsun.

Evet, dedi Marvin. Ben bundan nefret ederken, sen niye


bunu durdurasn ki, yle deil mi?

Ben Trillian ve dierlerini bulmaya gidiyorum. Hey, nerede


olabilecekleri hakknda fikrin var m? Yani, hangi gezegende
olduklarn bulmam gerek. Bu da zaman alabilir.

ok yakndalar dedi Marvin zntyle, istersen, onlar


buradan izleyebilirsin.

Gidip onlar alsam daha iyi olacak diye srar etti Zaphod,
belki yardma ihtiyalar vardr, tamam m? Belki de, dedi
Marvin kasvetli sesinde aniden beliren otoriter bir ton ile, onlar
buradan izlemen daha iyi olacak. u gen kz, diye ekledi beklen-
medik bir ekilde, benim tanmaktan kanma zevkinin
681/1186

yokluuna eremediim zeki olmayan, en cahil organik yaam


formlarndan biri olmal.

Zaphodun bu olumsuzluklar labirentinin zincirleri arasndan


yolunu bulmas ve dier utaki srprize ulamas bir iki dakikasn
ald.

Trillian m? dedi. O daha ocuk. Sevimli evet, ama ok


deiken ruhlu. Kadnlar nasldr bilirsin. Ya da belki bilmezsin.
Sanrm bilmezsin. Biliyorsan da ben bunu duymak istemiyorum.
Bala bakalm beni onlara.

"... tamamen ynlendirilmi.

Ne? dedi Zaphod.

Konuan Trillian'd. Zaphod arkasna dnd.

Krikkit Robotunun yaslanp hkrmakla olduu duvar aydn-


lanm ve bilinmeyen Krikkit Sava Blgelerinden birinde yer alan
bir sahneyi gsteriyordu. Buras bir eit konsey odasn andry-
ordu. Ama robot ekrana dayand iin bunu tam olarak
anlayamad.

Robotu oradan kaldrmaya alt ama robot zntden iyice


arlamt ve Zaphodu srmaya kalkt. Bunun zerine Zaphod
onun evresinden dolanarak grebildii kadaryla yetinmeye
alt.

Bir dnn. dedi Trilliann sesi, tarihiniz bir dizi all-


madk olaslk d olayla dolu. Ve ben bir olaslk d olay grr
grmez tanrm. En bata sizin Galaksiden izole edilmi olmanz
allmadk, acayip bir olay. Bir Toz Bulutu ile sarlp sarmalan-
mak. Bu bir tertip. ok aka yle..
682/1186

Zaphod ekran grememenin verdii skntdan lgna dn-


mt. Robotun kafas, Trilliann konumakla olduu kiileri,
elindeki ok ilevli sava sopas arkadaki fonu ve trajik bir ifadeyle
alnna dayad kolu ise Trillian grmesini engelliyordu.

Sonra, dedi Trillian, gezegeninize aklan bu uzaygemisi. Bu


gerekten de olabilecek bir ey deil mi? Seyir halindeki bir uzay
gemisinin kazayla bir gezegenin yrngesiyle kesimesindeki
baarszlk olaslnn oran nedir, hibir fikriniz var m?

Hey, dedi Zaphod, neden bahsettii hakknda zerre kadar


fikri yok. Ben o uzay gemisini grdm. O bir taklit. Hi phe
yok.

Ben de yle olabileceini dnmtm dedi Marvin Zaphod


un arkasndaki hcresinden.

Ya, evet. dedi Zaphod. Senin iin bunu sylemek kolay.


Daha imdi benden duydun. Her neyse, bunun ne ilgisi var
anlayamyorum.

Ve hele, diyerek devam etti Trillian, bu uzay gemisinin


Galaksideki belli bir gezegenin yrngesi ya da Evren'in tm ile
kesimesinin baarszlk orann renmeniz tam anlamyla ok
edici olacaktr. Ne kadar ansnz olduunu bilmiyorsunuz yle
mi? ylesine yksek ki, ben de bilmiyorum. O halde yine zel
olarak dzenlenmi bir durumla kar karyayz. Allah bilir, o
uzay gemisi de gerek deildir, hi amam buna.

Zaphod sonunda robotun sava sopasn kaldrmay baard.


Ekrann sopann kapatt blmnde Ford, Arthur ve Slartibar-
fastm tm olan bitenden akna dnm, perian grntleri
vard.
683/1186

Hey uraya bak, dedi Zaphod heyecanla. ocuklarn hepsi


iyi. Ya ya ya a a a! Hadi paralayn onlar ocuklar.

Ya neredeyse bir gecede kendi kendinize ina etmeyi


baardnz bu teknoloji? Birok halk iin bunu becerebilmek
binlerce yl srebilir. Birisi btn bilmeniz gerekenleri size
ulatryordu, birisi sizin baladnz ii bitirmenizi salyordu.

Biliyorum, biliyorum, diye ekledi grnmez bir itiraza cevap


olarak, Bunun olup bittiini farketmediinizi biliyorum. Benim
demek istediim de tam olarak bu ite. Siz olan biteni hi farket-
mediniz. rnein bu Spernova Bombas.

Bunu nasl biliyorsun? dedi grnmez ses.

Sadece biliyorum, dedi Trillian. benim sizlerin bu kadar


zekice bir eyi icat edecek kadar akll ama her eyle beraber sizi
de yok edeceini anlamayacak kadar salak olduunuza inanmam
bekliyorsunuz? Bu sadece aptalca deil, stelik grlmemi dere-
cede ahmaka olur.

Hey bu bomba ii de ne? dedi Zaphod Marvine panik iinde.

Spernova bombas m? dedi Marvin. ok ok kk bir


bomba.

Evet?

Evrenin tamamn yok edecek bir ey., diye ekledi Marvin.


Bana soracak olursan, iyi fikir. altrmayacaklar ama.

O kadar zekice ise niye altramasnlar?

Zekice dedi Marvin, ama onlar zeki deil. Zarfa


kapatlmadan nce tasarm aamasna kadar gelebilmilerdi. Son
684/1186

be seneyi onu ina etmekle geirdiler. Baardklarn sanyorlard


ama baaramadlar. Onlar da btn dier organik yaam biimleri
kadar aptal. Onlardan nefret ediyorum.

Trillian devam ediyordu.

Zaphod Krikkit robotunu ayandan ekerek duvardan uzak-


latrmaya alyordu. Ama robot ona tekmeler atp hrldyor, ar-
dndan yeniden g kazanan tazelenmi bir haykrla hkrmaya
devam ediyordu. Sonra anszn yuvarland ve duygularn ifade et-
meye herkesin ayann altndan uzakta devam etti.

Trillian odann ortasnda yalnz bana durmaktayd. Gzleri


yorgun ama ate gibi alev alevdi.

Onun nnde sraya dizilmi soluk yzl ve krk suratl Yal


Krikkit Efendileri durmaktayd. Onlar geni kvrmlar olan kon-
trol masasnn arkasndan Trilliana aresiz bir korku ve nefretle
bakyorlard.

Onlarn nnde, odann ortasnda Trilliann durmakta olduu


yerle kontrol masasna eit uzaklkta bir yerde tpk bir
mahkemede rastlanaca gibi ince, bir bir-buuk metre boyunda
beyaz bir stun bulunmaktayd. Bunun tepesinde ap sekiz on
santim uzunluunda kk beyaz bir kre vard.

Yannda ok ilevli sava sopas ile bir Krikkit robotu


durmaktayd.

Hatta, diye aklad Trillian, yle uyuuk aptallarsnz ki


siz, (Trillian terliyordu. Zaphod bunun, yani bu srada Trilliann
byle terlemesinin hi de ekici bir ey olmadn dnd)
hepiniz yle uyuuk aptallarsnz ki, son be ylda Hactardan
685/1186

hibir yardm almadan bunu yapm olmann mmkn


olacandan phe ederim, hem de ok phe ederim.

Bu Hactar denen adam da kim? dedi Zaphod, omuzlarn


dikletirerek.

Marvin buna cevap verdiyse bile Zaphod onu duymad. Tm


dikkatini ekranda toplamt.

Krikkitin yallarndan biri Krikkit robotuna doru eliyle bir


iaret yapt. Robot sopasn kaldrd.

Yapabileceim hibir ey yok, dedi Marvin. Dierlerinden


tamamen bamsz bir devre zerinde.

Bir dakika, dedi Trillian.

Yal adam kk bir hareket yapt. Robot durdu. Trillian an-


szn kendi yargsndan phe eder gibi grnmeye balamt.

Btn bunlar nereden biliyorsun diye sordu Zaphod bu


srada Marvine.

Bilgisayar kaytlar, dedi Marvin. Ben onlara


ulaabiliyorum.

Siz ok farklsnz yle deil mi? dedi Trillian Yal


Efendilere. Aadakilerden, yerdeki dnyadalarnzdan ok
farklsnz. Tm yaamlarnz burada, yukarda, atmosferin koru-
masndan uzakta geirdiniz. ok incinebilir bir durumdaydnz.
Halknzn kalan ksm ok korkuyor, biliyorsunuz. Onlarn bunu
yapmanz istemediini biliyorsunuz. Onlarla ilikinizi kesmisin-
iz, niye biraz aratrmyorsunuz?
686/1186

Krikkit Yals sabrszlat. Robota son yapt iaretin tama-


men tersi bir iaret yapt.

Robot sava sopasn sallad. Sopa beyaz kreye vurdu.

Kk beyaz kre Spernova bombas idi.

Bu ok ok kk bir bombayd ve tm Evreni sona erdirmek


iin yaplmt.

Spernova bombas havada utu. Konsey odasnn arka


duvarna arpt ve ok kt bir ekilde zedelendi.

Peki Trillian btn bunlar nasl biliyor? dedi Zaphod.

Marvin ask suratl sessizliini korudu.

Belki de. yalnzca blf yapyordur, dedi Zaphod. Zavall,


ocuk, onu hi yalnz brakmamalydm.

32
Hactar! diye seslendi Trillian. Neler eviriyorsun?

Onlar evreleyen karanlklan ses gelmedi. Trillian huzursuzca


bekledi. Yanlm olamayacandan emindi. Bir ekilde cevap
beklemekte olduu kasvetli karanl gzledi. Ama yalnzca souk
bir sessizlik vard.

Hactar? diye seslendi yeniden. Arkadam Arthurla tan-


man istiyorum. Ben bir Frtna Tanrs ile gitmek istedim ama o
beni brakmad. Bunu yapt iin ok memnunum. Benim gerek
duygularmn ne olduunu anlamama yardmc oldu. Ne yazk ki
687/1186

Zaphod btn bunlardan fazlasyla korktuu iin sana Arthuru


getirdim. Sana btn bunlar niye anlattmdan pek emin
deilim.

Hey? dedi yeniden. Hactar?

Ve sonra o geldi.

nce ve elimsizdi. Uzak mesafelerden rzgarla tanm, yar


duyulur bir sesin bir ans, bir dyd.

ikiniz de ortaya kar mydnz acaba? dedi bu ses. size son


derece gvencede olacanza sz veriyorum.

Birbirlerine baktlar, sonra, mucizevi bir ekilde, Altn Kalp'in


ak kapsndan dar dklen k huzmesi boyunca Toz Bulu-
tunun ince zerrelerden rlm karanlnn iine doru bir adm
ne ktlar.

Arthur, Trilliann elini tutarak onu sakinletirmek ve ona


gven vermek istiyor, ama o buna izin vermiyordu. Havayol-
larndan ald ve iinde zeytinya tenekesi, havlu, krm San-
torini Kartpostallar ve dier vr-zvrn durduu valizi sk sk
tutmaktayd. Trillian yerine bu valiz onu sakinletirip, ona gven
veriyordu.

Hibir eyin iinde ve zerinde durmaktaydlar.

Bulank, tozlu bir hibir ey. Paralanp un ufak edilerek yok


edilmi olan bilgisayarn her bir zerresi dnp, yavaa kvrlrken
hafife prldyor, karanlk iindeki gne n yakalyordu. Bil-
gisayarn herbir zerresi, kendi iinde zayf da olsa btnn mod-
elini tamaktayd. Onu toza dntren Striteraxl Silastik
Zrhleytanlar bilgisayar sadece sakatlamlar, l-
688/1186

drememilerdi. Zayf ve gsz bir alan zerrecikleri birbiri ile


ilikide tutmaktayd.

Arthur ve Trillian bu garip ortamn ortasnda duruyorlar daha


dorusu, yzyorlard. Nefes alabilecekleri bir ortam yoktu, ama
u an bu bir mesele imi gibi grnmyordu. Hactar szn tut-
mutu. Gvencedeydiler. En azndan u an iin.

Size k hileleri dnda ikram edilebilecek hibir eyim yok.


Ama, eer btn sahip olduunuz ey bu olunca k hileleri ile de
rahat edebilmeniz mmkndr.

Ses kayboldu ve karanlk tozlar iinde uzun kadife bir rtyle


kapl bir kanepe belli belirsiz ekilllendi.

Arthur bu kanepenin tarih ncesi Dnyada nne kan ayn


kanepe olduu gereine zor katlanabiliyordu. Evren, ona bu de-
licesine perian edici eyleri yapp durduu iin, barp armak
ve fkeyle tir tir titremek istiyordu.

Bu hislerin iine gmlmesine izin verdi ve kanepeye oturdu


dikkatle. Trillian da onu izledi. Kanepe gerekti.

En azndan eer gerek olmasa bile onlar zerinde tayabiliy-


ordu ve bu kanepelerin yapmalar gereken ey de bu olduuna
gre, ne ekilde bir test uygulanrsa uygulansn, bu gerek bir
kanepeydi.

Gnein rzgar iindeki ses nefesini tekrar onlara gnderdi.

Umarm, rahat etmisinizdir, dedi

Balarn sallayarak olumlu cevap verdiler.


689/1186

Ve bu arada vardnz sonularn kusursuzluu asndan da


sizi tebrik etmeliyim.

Arthur hemen kendisinin vard pek bir sonu olmadn,


bunu yapann Trillian olduunu belirtti. Trillian onun da kendisi
ile gelmesini istemiti nk yaam, Evren, ve her ey kendisini
ilgilendirmekteydi.

Bu benim de ilgilendiim bir ey, diye nefestendi Hactar.

Eh, dedi Arthur, Bir ara birlikte ay iip, bu konuda sohbet


etmeliyiz.

Orada, hemen nlerinde kk bir tahta masa belirdi. zer-


inde gm bir aydanlk, ince, porselenden st kab, ayn
porselenden eker kab ve iki ay fincan vard.

Arthur ne doru uzand, ama bunlar yalnzca k oyunlaryd.


Vcudunun rahat olarak kabul etmeye hazr olduu bir hayal olan
koltukta tekrar arkasna yasland.

Niin, dedi Trillian, Evreni yok etmeniz gerektiine


inanyorsunuz?

zerinde dikkatini toplayabilecei hibir eyin olmad bir


hilie konumay olduka zor buluyordu. Hactar da herhalde
bunu farketmiti. Bir hayaletin kkrdayabilecei lde kkrda-
yarak cevap verdi.

Eer bu o cins bir oturum olacaksa, dedi, o zaman ortam da


buna uygun olmal.

O anda nlerinde yeni bir ey belirdi. Bu, bir psikiyatrisi


koltuunun soluk, bulank grnts idi. Ama parlak ve gsterili
690/1186

bir deri ile denmi olan bu koltuk da, yalnzca bir k oy-
unundan baka bir ey deildi.

Etrafnda da bu sahneyi tamamlayacak olan lambri kapl


duvarlarn bulank grnts yer alyordu. Ve sonra koltuun
zerinde Hactarn grnts belirdi. Bu gzleri yuvalarndan fr-
lattracak bir grnt idi.

Koltuk normal bir psikiyatrisi koltuu llerinde grny-


ordu, yani hemen hemen bir altmbe -bir doksan uzunluunda.

Bilgisayar da uzayda domu, siyah bir bilgisayar uydusu iin


normal boyutlarda, yani bin mil kadar uzunluktayd.

Gzleri yuvalarndan frlattran bunlardan birinin dierinin


stnde oturuyor oluunun grntsyd.

Pekala, dedi Trillian, kararl bir ekilde. Kanepeden kalkt.


Kendisinden fazlasyla rahatlayp, gevemesi ve fazla sayda
grnty kabullenmesi bekleniyormu gibi gelmiti ona.

ok gzel, dedi. Gerek eyler de oluturabilir misin? Yani


elle tutabileceim, somut nesneler?

Sanki Hactarn dalm beyni, dncelerini sa-ld mily-


onlarca ve milyonlarca mil telerden toparlamaya alyormu
gibi, cevap gelmeden nce yine bir sessizlik oldu.

Ah, diye iini ekti, sen uzaygemisini sylemek istiyorsun.

Dnceler uzakln iinde ve uzaklk tarafndan srkleniyor


gibiydiler, tpk havada hareket eden ses dalgalan gibi.

Evet, diye bildirdi sonunda, yapabilirim.


691/1186

Ama bunun iin muazzam zaman ve g gerekir. Benim, bu


zel durumumda, btn yapabileceim, nermek ve cesaret ver-
mektir, anlyorsun ya. Ve neririm...

Koltuun zerindeki Hactarn grnts dalgalanp,


kabaryormu gibi grnyordu, adeta kendini zaptetmekte zor-
lanyor gibiydi.

Yeniden g toplad.

Uzay plerinin zerrelerini, tek bir minik meteor parasn,


orada birka molekl, burada bir iki hidrojen atomunu, dedi,
bir araya gelmeleri iin, ce-saretlendirebilirim. Bunu onlara n-
erip, cesaret verebilirim. Onlar kzdrp bir ekle girmelerini
salayabilirim, ama bu ok zaman alr, sonsuza kadar srebilir.

Peki, uzaygemisi enkaznnn modelini, dedi Trillian, sen mi


yaptn?

Eee...evet, diye mrldand Hactar, Ben... bir iki ey yaptm.


Onlar hareket de ettirebilirim. Uzay gemisini yaptm rnein.
Yaplacak en iyi eymi gibi gelmiti.

O srada bir ey, Arthurun koltuun zerine brakt valizini


alarak onu skca kavramasna yol at. Hactarn paralanm,
eski beyninin rzgar etraflarnda dalgaland. inde huzursuz
dler, ryalar dolayormu gibiydi.

Piman oldum, anlyor musun, diye mrldand, hznle.


Silastic Zrhleytanlar iin tasarmladm kendi modelimi
sabote ettiime piman oldum. Bu tr bir karar vermek benim
iim deildi. Ben bir grev yerine getirmek zere yaratlmtm ve
bunu baaramadm. Kendi varlm reddettim.
692/1186

Hactar iini ekti. Sessizlik iinde onun hikayesine devam et-


mesini beklediler.

Siz haklydnz, dedi sonunda. Ben Krikkit gezegenini,


Silastik Zrhleytanlarla ayn zihinsel duruma gelip, birinci sefer-
inde baarl olamadm bombay kendileri iin yapmam isteye-
cek hale gelene kadar bilerek besledim. Kendimi gezegenin
etrafna sarmalayp onu korumaya aldm. Meydana getirebildiim
olaylar ve yaratabildiim etkilerle manyakasna nefret etmeyi
rendiler. Onlar uzayda yaamaya mecbur ettim. nk yerde
etkilerim olduka zayf kalyordu.

Benim yokluumda, yani Yavalatlm-Zaman Zarfna sokul-


duklarnda, tepkileri ok karmak bir hale geldi ve onlarla baa
edemediler

Ah, ah, ah, diye ekledi, ben yalnzca grevimi yerine ge-
tirmeye alyordum.

Ve yava yava, son derece ar bir ekilde bulutun iindeki


grntler solmaya, erimeye balad.

Sonra birden solmaktan vazgeti.

Tabii, bir de intikam konusu vard, dedi Hactar, sesinde yeni


beliren bir keskinlikle.

Unutma, dedi, darmadan edilmi, sakat ve gsz bir


vaziyette milyarlarca yl terkedilmitim. in drstcesini
isterseniz, aslnda Evreni ortadan kaldrmak isterdim. Siz de ben-
im yerimde olsanz ayn ekilde hissederdiniz, inann bana.

Toz Bulutunun iinden anaforlar geerken, tekrar sustu.


693/1186

Ama ncelikle, dedi, nceki, nkteli ses tonu ile, grevimi


yerine getirmeye alyordum. Ah, ne yapalm.

Trillian, Baarsz olman seni endielendiriyor mu?

Ben baarsz m oldum? diye fsldad Hactar. Psikiyatrist


koltuundaki bilgisayar grnts tekrar yava yava solmaya yz
tuttu.

Ah, ah, ah, diye nlad azalan ses yeniden. Artk hibir
baarszlk beni rahatsz etmiyor.

"Ne yapmamz gerektiini biliyor musun? dedi Trillian, souk


i kadn sesiyle.

Evet, dedi Hactar, beni datacaksnz, bilincimi dar-


madan edeceksiniz. Buyurun- btn bu sonsuzluk gibi gelen as-
rlardan sonra benim btn zlemim hilik. Eer grevimi imdi-
ye kadar yerine getiremediysem, artk ok ge demektir.
Teekkrler ve iyi geceler.

Kanepe ortadan kayboldu.

ay masas kayboldu.

Psikiyatrist koltuu ve bilgisayar kayboldu. Duvarlar da yok


olmutu. Arthur ve Trillian ilgin yolculuklarn tekrarlayp Altn
Kalp'e dndler.

***
Eh, dedi Arthur, olmu gibi gzkyor.
694/1186

Alevler nnde biraz daha ykselerek dansetti ve sonra azald.


Son bir iki kk parltnn ardndan sndler. Onu, birka dakika
nce Doann ve Maneviyatn sembol olan Tahta Stunun
olduu yerde, bir Kl yn ile ba baa braktlar.

Klleri Altn Kalpin Gamma Barbeks zerindeki ocaktan


toplayarak kat bir torbaya koydu ve kprstne geri dnd.

Bunlar geri gtrmemiz gerektiini sanyorum, dedi. Bunu


ok gl bir ekilde hissediyorum.

Bu konuda Slartibarfastla tartmt bile. Yal adam sonunda


kzm ve oradan ayrlmt. Kendi gemisi Bistromat'a dnmt
ve garsonla ateli bir kavgaya tutuup, uzayn ne olduu ile ilgili
tamamen sbjektif bir yaklam iinde kaybolmutu.

Tartma, Arthurun Klleri Lordlar Kriket Sahasna oradan


alndklar orijinal zamanda geri gtrlmesi fikrinin, zaman
iinde bir gn kadar geri yolculuk yaplmasn gerektirmesinden
kmt. nk bu tam da Gerek Zaman Kampanyasnn son
vermeye alt, bir eit sorumsuz ve keyfi davran biimiydi.

Evet, dedi Arthur, ama bunu MCCye anlatmay bir deneyin


bakalm, ve bu fikre kar baka hibir sz iitmedi.

Sanrm, dedi yine ve sustu. Bunu tekrar anlatmaya


balamasnn nedeni ilk seferinde kimsenin onu dinlememi ol-
mas, durmasnn nedeni ise bu sefer de kendisini kimsenin dinle-
meyecek olduunu grmesiydi.

Ford, Zaphod ve Trillian dikkatle grnt ekrann izliyorlard.


Hactar Altn Kalp'in pompalamakta olduu bir titreim alannn
yaratt bask ile darmadan olmaktayd.
695/1186

Ne dedi diye sordu Ford.

yle dediini duyar gibi oldum sanki, dedi Trillian aknca


bir sesle, itir...Ben grevimi yaptm....

Sanrm bunlar geri gtrmek zorundayz. Bunu kuvvetle


hissediyorum.

33
Gne tam bir harabeye dnm olan sahann zerinde sakin
sakin parlamaktayd.

Krikkit robotlar tarafndan Kllerin alnmas olaynn izleri


olan yank imenler zerinde hala duman tt-mekteydi. Bu du-
manlar arasnda insanlar panik iinde kouturuyor, birbirleriyle
arpp, sedyelere ayaklan taklyor, polis tarafndan
tutuklanyorlard.

Polisin biri Sonsuza Kadar Uzatmal Wowbagger hakaretten


tutuklam, ama uzunboylu gri-yeil uzayl yaratn gemisine
dnp kibirli bir ekilde uup gitmesini, bylelikle daha fazla pan-
ik ve karmaaya sebep olmasn nleyememiti.

Btn bunlarn ortasnda, o leden sonra ikinci kez olmak


zere, Arthur Dent ve Ford Prefect anszn sahann ortasnda
ekillenivermilerdi. Bu kez gezegenin evresindeki park
yrngesinde bulunan Altn Kalp' in tele tat ile buraya
inmilerdi.

Aklayabilirim, diye haykrd Arthur. Ben de Kller var! Bu


torbann iinde.
696/1186

Onlarn dikkatini ekebildiini sanmyorum, dedi Ford.

stelik Evrenin kurtarlmasna da yardmc oldum, diye


seslendi Arthur, dinlemeye hazr herhangi birine, bir baka dey-
ile, kimseye.

Bunun kalabal durduracak bir ey olmas gerekirdi, dedi


Arthur, Forda.

yle olmad, dedi Ford.

Arthur koarak geen bir polis memuruna yanat.

Affedersiniz efendim, dedi. Kller. Onlar bende. Bir dakika


nce u beyaz robotlar tarafndan alnmlard. Onlar u torbaya
koydum. Onlar Yavalatlm Zaman Zarfn aacak olan
Anahtarn bir parasyd, anlyor musunuz ve her neyse, sanrm
gerisini tahmin edebilirsiniz, nemli olan imdi onlarn bende ol-
mas. Onlar ne yapmam gerekiyor acaba?

Polis ona ne yapmas gerektii anlatt, ama Arthur onun ancak


mecazi anlamda konuuyor olmas gerektiini dnd.

Teselli bulamadan ortalara dolamaya devam etti.

Kimse ilgilenmiyor mu? diye bard. Bir adam onu koarak


geerken dirseine arpt, kat torbay drd. Torbann
iindekiler topran zerine yayldlar. Arthur smsk kapal az
ile bakakald.

Ford da kendisine bakyordu.

Artk gitmek istiyor musun? dedi.


697/1186

Arthur derin bir i ekti. Dnya gezegeninde yle bir etrafna


baknd. Bu kez bunun son bak olduundan emindi.

Pekala, dedi.

O dakikada, toz dumann arasnda krikket kalelerinden birinin


her eye ramen hala ayakta durmakta

olduunu grd.

Bir dakika bekle, dedi Forda. Ben kk bir ocukken...

Sonra anlatsan?

Krikket hastasydm, anlyor musun, ama ok da iyi bir oyun-


cu saylmazdm.

Ya da hi iyi deildin diyelim, istersen.

Ama her zaman bir gn Lordlar sahasnda oynayacam hay-


al ederdim.

evresindeki panik iinde kouturan kalabala bakt. Kimse


pek aldrmayacakt.

Pekala, dedi Ford bkkn bir ekilde, iini gr. Ben urada
olacam, diye ekledi, sklm olarak. Gitti ve bir blm yan-
m imen zerine oturdu.

Arthur o leden sonraki birinci ziyaretlerinde krikket


topunun antasnn iine girmi olduunu hatrlayarak antay
kartrd.

Bunun o srada yannda olan anta olmadn hatrlayana


kadar topu bulmutu bile. Top Yunanistan anlarnn yannda idi.
698/1186

Onu kard ve kalasna srterek parlatt, zerine tkrp


tekrar cilalad. antay yere koydu. Bunu usulyle yapacakt.

Kk sert topu bir elinden dierine geirerek, arln tartt.

Muhteem bir hafiflik ve umursamazlk hissi iinde, kaleden


geriye doru kotu. Orta hzda bir tempoya karar verdi ve uzun bir
at planlad.

Kafasn kaldrp gkyzne bakt. Kalenin evresinde kular


dnp duruyor, bir ka beyaz bulut hzla nnden geiyordu.
Hava polis ve siren sesleriyle, insanlarn lk ve haykrlaryla
doluydu ama o ilgin bir ekilde mutlu ve etkilenmemi grny-
ordu. O, Lordlar sahasnda bir at yapmak zereydi.

Dnd ve ayandaki yatak odas terlikleriyle, birka kez to-


pra eeledi. Omuzlarn dikletirdi ve topu havaya atp tekrar
yakalad.

Komaya balad.

Koarken kalenin iinde bir kaleci olduunu farketti.

Ahh, iyi diye dnd bu da ie biraz heyecan...

Sonra, koan bacaklar onu daha yakna gtrrken daha net


grd.

Kalenin yannda bekleyen kaleci ngiliz Krikket takmndan


biri deildi. Avustralya takmndan da deildi. Bu Robot
Krikkitlilerden biriydi. Bu souk, sert, lm saan beyaz robot-
lardan biriydi ve herhalde dierleri ile birlikte gemisine
dnmemiti.
699/1186

O anda Arthur Dentin kafasnda birka dnce arpt. Ama


komay durduramyor gibiydi. Zaman, ok ok yava geiyor gibi
olmasna ramen; komay ke-semiyordu.

Bir urup iinde hareket edermicesine dertli ban evirdi ve


kk krmz topu tutmakta olan kendi eline bakt.

aresiz avucu iinde tutmakta olduu topa bakarken, ayaklan


yavaa ve durdurulamaz ekilde ne doru ilerlemekteydi. Top
koyu krmz bir parlt kartyor ve hi durmakszn yanp sny-
ordu. Ve bu arada ayaklan durmakszn ne doru ilerliyordu.

Kusursuz bir hareketsizlik ve kararllk iinde, sopasn


kaldrm ve hazr ekilde orada bekleyen Krikkit robotuna tekrar
bakt. Robotun gzleri derin, byleyici ve souk bir kla yanyor
ve Arthur gzlerini onunkilerden ayramyordu. Onlarn iinde bir
tnele bakyormu gibiydi- var olan baka hibir ey yoktu sanki.

Bu srada kafasnda arpan dncelerden bazlar unlard:

Kendini tam bir salak gibi hissediyordu. Sylendiini iittii


baz eyleri daha dikkatli dinlemi olmas gerektiini hissediy-
ordu. imdi, ayaklan onu kanlmaz bir ekilde Krikkit robotuna
topu frlataca ve robotun da kanlmaz bir ekilde ona vuraca
noktaya doru gtrrken, bu cmleler beyninin iinde dnp
duruyordu Hactarn dediini hatrlad, Baaramadm m?
Baarszlk beni rahatsz etmiyor.

Hactarn iitilmez olan szlerini hatrlad, itir, ben gre-


vimi yerine getirdim.

Hactarn birka ey yapmay baardn sylediini hatrlad.


700/1186

Toz Bulutunda iken, valizini skca kavramasna yol aan, val-


izdeki ani hareketlenmeyi hatrlad.

Lordlara gelebilmek iin zaman iinde birka gn geriye yol-


culuk ettiini hatrlad.

Kendisinin ok iyi bir atc olmadn da hatrlad. Kolunun


etrafnda dndn, Hactarn rettii ve onun zerine yer-
letirdii ve artk Evrenin kesin ve zamansz bir sona ulamasna
sebebiyet verecek bir spernova bombas olduundan emin
olduu topu skca tuttuunu hissetti.

lmden sonra yaam olmamasn mit ederek bunun iin


dua etti. Sonra dua etmenin bu arzusuyla elikili olduunu fark
etti ve sadece mit etmekle yetindi.

Biriyle karlaacak olursa kendisini ok ok mahcup


hissedecekti.

Atnn hatrlad kadar kt olmasn umdu, umdu, umdu.


nk evrensel hilik ile bu an arasnda durmakta olan tek ey
imdi bu umuttu.

Ayaklarnn hala komakta olduunu hissediyordu. Kolunun


dndn, ayaklarnn salaka yolun ortasnda brakt havay-
ollar valizi ile birletiini hissetti. ne doru dtn farketti
ama kafas bu noktada o kadar baka eylerle doluydu ki topraa
arpmay tamamen unuttu ve arpmad.

Sa elindeki topu hala sk sk tutarken, aknlk iinde,


hkrarak havaya ykseldi.

Havada dnd ve savruldu, frldak gibi dnerek kontrolden


kt.
701/1186

Yere doru kvrld, kendini aceleyle havaya frlatrken bom-


bay da zararsz bir ekilde uzaklara frlatt.

arm robota doru arkadan yaklat. Robotun ok amal


sava sopas hala havada bekliyordu ama vurabilecei eyden
mahrum kalmt.

Arthur ani bir g lgnl iinde sopay akn robotun


elinden kapt, havada arpc bir dn gerekletirdi ve fkeli bir
g gdsyle geri dnd ve tek bir lgn vurula robotun ka-
fasn omuzlarndan ayrd.

imdi geliyor musun artk? dedi Ford.

-Kitabn Sonu-
Hoakal Balk in Teekkrler

Jane iin,

Ayrca

Rich ve Heidi'ye kararl olaylarn dn verdikleri iin

Morgan ve Andy ile tm Huttsam Mahkemesi'ne birok


kararsz olay iin

ve zellike Sony Mekta'ya tm olaylarda kararl olduu iin

teekkr ederim.

1
O akam karanlk erken bastrmt. Yln bu zaman iin nor-
maldi byle olmas. Hava souk ve rzgarl idi ve bu da normaldi.

Yamur yamaya balamt ki bu zellikle de ok normaldi.

Yere bir uzay aracnn inmi olmas ise hi de normal


saylmazd.

Etrafta bunu grecek kimse yoktu, olaanst aptallktaki drt


ayakllar dnda tabii. Bu yaratklar, grdkleri bu eyi yiyip
703/1186

yiyemeyeceklerini, buna ne anlam vereceklerini veya herhangi bir


anlam vermelerine gerek olup olmadn bile bilmiyorlard. Bu
konuda en ufak bir fikirleri yoktu. Uzay gemisine de her eye
yaptklarn yapmlar, yani ondan kaarak birbirlerinin altna
saklanmaya almlard ve bu her zamanki gibi hi bir ie
yaramamt.

Gemi, grne baklrsa tek bir k demedi zerinde


dengelenerek bulutlarn iinden yere doru szlmt.

Uzaktan, frtna bulutlar ve imekler arasnda onu fark et-


meniz zor olabilirdi, ama yakndan bakldnda ilgin bir gzel-
lie sahipti- zarif bir ekilde biimlendirilmi, gri bir form:
olduka kk bir ey.

Tabii ki, farkl trlerin ne byklkte veya ekilde olacaklar


hakknda en ufak bir fikre dahi sahip olmak pek mmkn deildi
ama, istatistik ortalamalar iin

kesin l olarak son yaplan Orta-Galaksi Nfs Saymna ait


raporlar gz nne alacak olursanz, aracn aa yukar alt kii
alacak byklkte olduunu tahmin edebilir ve bu tahmininizde
de yanlmazdnz.

Aslnda rapora bakmasanz da byk bir olaslkla bunu bilird-


iniz. Nfus saym raporu, benzer aratrmalarn ou gibi
muazzam bir paraya mal olmu ve kimseye zaten bilmedii bir
bilgi sunmamt- Galakside yaayan her bir bireyin 2.4 adet
baca olduu ve evinde bir srtlan besledii bilgisi dnda. Bu bil-
ginin de doru olmad aka grld iin sonunda raporun
tamam geersiz kabul edilmek zorunda kalnmt.

Gemi, yamurun iinden sessizce szlerek aa inerken


soluk klarnn oluturduu ho bir gkkua ile
704/1186

sarmalanmaktayd. Sakin bir mrlt ile alyor, yere yaklatka


bu mrlt daha yksek ve daha derin bir ton kazanyordu. Yere iki
metre kala ise youn ve titreimli bir homurtuya dnt.

Sonunda ses kesildi ve ortalk sakinleti.

Bir kap ald ve bir ka basamaklk bir merpen kendi kendine


aa indi.

Kapnn aznda bir k belirdi. Bu, slak geceye doru akan ve


iinde glgelerin oynat parlak bir kt.

In iinde uzun boylu bir siluet belirdi, etrafna baknd,


gzlerini krptrd ve abucak basamaklardan aa indi.
Kolunun altnda byk bir alveri torbas tamaktayd.

Arkasna dnerek, gemiye aceleyle el sallad. Yamur


salarnn arasndan szlmeye balamt bile.

Teekkr ederim, diye seslendi, ok teekkr...

Keskin bir gk grlemesiyle sz yarm kald. Endieli


baklarn yukar evirdi ve aniden aklna geliveren bir dn-
ceyle byk plastik torbay telala kartrmaya balad. Bu arada
torbann dibinde bir delik olduunu farketti.

Torbann bir yznde (Centauri alfabesini zebilen herkesin


okuyabilecei) byk harflerle GMRKSZ SATI MAAZASI
MEGA-MARKET, BRASTA MEYDANI, ALFA CENTAUR.
UZAYDA YKSELEN FATLARA KARI SZ DE YRMKNC
FL GB YAPIN- HAYKIRIN! yazlyd.

Bekleyin! diye seslendi siluet, gemiye doru el sallayarak.


705/1186

Kapya doru katlanmaya balam olan merpenler durdu,


tekrar aa indi ve onun gemiye girmesine izin verdi.

Bir ka dakika sonra elinde torbasna tktrmaya alt bir


havluyla yeniden belirdi.

Tekrar el sallad, torbay koltuunun altna sktrd ve uzay


arac havalanmaya balarken o da aalarn altna snmak zere
komaya balad.

Gklerden syrlarak akan bir imek onun bir an iin durak-


lamasna ve yolunu deitirip aalktan uzak durmaya alarak
telala ileriye doru atlmasna neden oldu. Zaman zaman aya
kayyordu. Sanki gkyznden aa doru ekiliyormu gibi git-
tike artan bir younlukla yamaya balayan yamurdan korun-
mak iin srtn kamburlatrarak hzl hzl ilerlemekteydi.

Ayaklar amurlara gmlyordu. Gk grltleri tepelerin


zerinde gmbrdyordu. e yaramayacan bilerek yzndeki
yamuru sildi ve tkezleyerek yoluna devam etti.

Daha fazla imek akt.

Bu sefer ki imek deil, daha geni alana yaylan aydnlatan


ve daha soluk bir kt. Ufukta hafife belirmi ve kaybolmutu.

Bunu grnce tekrar duraklad. Sonra admlarn sklatrarak


dosdoru bu n ufukta grnd noktaya doru ilerledi.

Artk arazi dikleiyor ve yukar doru ykseliyordu. ki yz


metre ilerlemiti ki nne bir engel kt. Siluet yolunu kapayan
bu engeli incelemek zere durdu ve zerine trmanmaya bala-
madan nce kolunun altnda tamakta olduu torbay engelin
zerinden br tarafa ard.
706/1186

br taraftaki topraa aya henz demiti ki yamurun


iinden kendisine doru hzla bir aracn gelmekte olduunu fark
etti. Yamur duvarnn ardndan bir k seli fkrmaktayd. Bu
fazla yksek olmayan, soana benzer bir arabayd ve srf yapan
kk bir balinay andryordu- kaygan, gri ve yuvarlakt.
rktc bir hzla ilerliyordu.

Siluet kendini korumak amacyla, igdsel olarak ellerini ne


doru uzatt, ama ona arpan ey yalnzca arabann hzla karan-
la dalarken oluturduu su ktlesi oldu.

Ksa bir sre iin gkyzn blen bir baka imek tarafndan
aydnlatlan araba kaybolmadan nce ve kendisi yolun kenarnda
sucuk gibi slanm haldeyken, saniyenin onda biri kadar bir
srede arkasndaki levhay okumay baard.

Onu aka grlen inanlmaz bir aknla dren bu


levhada yle yazyordu: Benim br arabam da bir Porche.

2
Rob McKenna sefil serserinin biriydi ve bunu kendisi de biliy-
ordu, nk yllardr birok kii bunu onun yzne vurmutu ve
onlarla ayn fikirde olmamak iin bir neden grmyordu. Tek
neden, bakalaryla ayn dnceyi paylamamaktan zevk almas
olabilirdi, zellikle de holanmad kiilerle. Son sayma gre,
holanmad kiiler tanm herkesi kapsyordu.

geirdi ve vites kltt.

Yoku diklemeye balyordu ve McKenna'nn kamyonu Dani-


marka mal termostatik radyatr kumandalar ile yklyd.
707/1186

Aslnda kabala eilimi doutan deildi, en azndan yle ol-


madn umuyordu. Onu zvanadan karan ey yamur oluy-
ordu, her zaman da yamur olmutu.

imdi de yamur yamaktayd, srf deiiklik olsun diye.

zel bir yamurdu bu. zellikle sevmedii trden, hele de ara-


ba kullanrken yad zamanlarda. Bu yamur iin bir numara
saptamt. Bu, 17 no'lu yamur tipiydi.

Bir yerlerde Eskimolarn kar iin iki yzden fazla farkl ke-
limeye sahip olduklarn okumutu. Bu eitlilik olmadan
konumalar herhalde ok yavan olurdu. Oysa bu kelimeler sayes-
inde ince karla kaln kar, hafif hafif yaan karla dolu dolu yaan
kar, amurlu karla ayanzn altnda gevrek sesler karan kar,
serpitiren karla lapa lapa yaan kar, iglonuza girerek tertemiz
halnz kirleten komunuzun izmelerinin altndaki kar, k
karn, bahar karn, o ocukluk gnlerinizden hatrladnz ve
imdiki an modern karndan ok daha iyi olan kar, ince kar,
ty gibi uuan kar, tepe karn, vadi karn, sabah yaan kar,
gece yaan kar, tam bala kmak zere olduunuz srada birden
bastrveren kar ve eitmek zere onca aba harcadnz eskimo
kpeklerinizin zerinde tabii ihtiyalarn giderdii kar
birbirinden ayrt edebilmeleri mmkn oluyordu.

Rob McKenna'nn kk defterinde de iki yz otuz bir adet


deiik yamur tipi kaytlyd ve o bunlarn hibirinden
holanmyordu.

Bir vites daha kltt. Kamyon, motora yklenerek hzn


arttrrken, bir yandan da, tad btn o Danimarka mal ter-
mostatik radyatr kumandalar hakknda pek de tela etmeden
homurdanyordu.
708/1186

Rob, Danimarka'dan ayrld bir nceki gnn leden son-


rasndan beri eit eit yamurda direksiyon sallamak zorunda
kalmt. Tip 33 (hafif hafif iseleyerek yollan kayganlatran
yamur tipi), tip 39 (iri damlal yamur), 47'den 51'e (dikine ser-
pitiren hafif bir iselemeden, keskin ayla attran hafif yada
orta iddetteki canlandrc serpintiye kadar deiebilen yamur
tipleri), 87 ve 88 (bardaktan boanrcasna sel gibi inen dikey
yamurun birbirinden ok az farkl iki tipi) 100 (bardaktan
boanrcasna yaan yamurun ardndan gelen rzgarl souk
yamur) 192 den 213'e deniz frtnas tipi yamurlarn tekmili
birden, 123, 124, 126 ve 127 (kaporta zerinde dzenli yada ritm
kaydrarak trampet alan ve hafif yada orta soukluktaki ani
rzgarlarla birlikte gelen tip yamurlar) 11 (esintili damlacklar
halindeki yamur) ve imdi de hepsinin iinde en az holand
yamur tipi olan 17.

17 nolu yamur tipi n camlarn iren iniltilerle dven sert


bir yamurdu, yle ki sileceklerinin alp almamasnn hibir
nemi yoktu.

Ksa bir sre iin silecekleri durdurarak bu kuramn


dorulamay denedi, ama bunun gr ok daha fazla
ktletirdiini saptad. Silecekler yeniden almaya baladk-
larndaysa durumda bir iyileme salamay baaramadlar.

stelik, silecek lastiklerinden biri yerinden kurtulup cama


arpmaya balad.

Vyk vyk vyk plof vyk vyk vyk plof vyk plof vyk plof vyk
plof plof plof grr.

Direksiyonu yumrukluyor, yeri tekmeliyor, birden Barry


Manilow almaya balayncaya kadar araba teybini kurcalyor,
709/1186

sonra tekrar susuncaya kadar kurcalamaya devam ediyor ve k-


frediyor, kfrediyor, kfrediyordu.

fkesinin dorua ulat anla farlarn nda yzyormu


gibi grnen bir siluetin, camlar kaplayan amur iinden zar zor
seilebilir ekilde belirmesi, ayn ana rastlamt.

Bu, garip giyimli, amar makinesine girmi bir su samur-


undan daha slak, otostop yapmaya alan zavall ve perian bir
siluetti.

Orada durann, kendisinden daha fazla hakszla uradn


dnmeye hakk olan biri olduunu fark ederek, Zavall sefil
yaratk, diye dnd Rob McKenna kendi kendine. Kemikleri
bile donmutur herhalde. Byle pis bir gecede otostop yapmaya
kalkmas iin aptal olmas gerek. Souktan, slanmaktan ve
stne amur sratan kamyonlardan baka bir ey bulamaz.
Ciddi bir ifadeyle ban sallad, bir kez daha i geirdi, direksiy-
onu evirdi ve bir su tabakasn tam ortasndan vurdu.

Ne demek istediimi anlyor musun? diye dnd hzla su


tabakasnn iinden geerken, yolda byle serserilerle
karlaabiliyorsun.

Birka dakika sonra yol kenarndaki otostopunun srsklam


grnts arka aynasna yansmt.

Bir an iin bu ona kendini iyi hissettirdi. Bir iki dakika sonra
byle bir ey yznden kendini iyi hissettii iin kendini kt his-
setti. Sonra byle bir ey iin kendini iyi hissetmekten dolay
kendini kt hissettii iin kendini iyi hissetti ve tatmin olmu bir
ekilde gecenin iine doru kamyonunu srmeye devam etti.
710/1186

Bu duygular en azndan son yirmi mildir dikkatle engellemeye


alt Porsche'nin nihayet kendisini sollam olmasnn yarat-
t duygular gidermeye yaramt.

Ve o ilerlerken, gkyzndeki yamur bulutlar da onun ar-


kasndan koturmaktayd. Her ne kadar kendisi farknda deilse
de, Rob McKenna bir Yamur Tanrs idi. Onun btn bildii,
alma gnlerinin bir rezalet olduu ve bunlarn ardndan da bir
dizi berbat tatil gnnn geldii bulutlarn btn bildii ise, onu
sevdikleri ve onu besleyip doyurmak ve onu sulamak iin ona
yakn olmakt.

3
Arkadan gelen iki kamyonun srcleri Yamur Tanrlar
deildi, ama onlar da ayn eyi yapmlard.

Siluet, yoku balayp da tehlikeli su birikintileri geride kaln-


caya kadar zorlukla yrmeye daha dorusu amurlara batp k-
maya devam etti.

Bir sre sonra yamur yavalamaya balad ve ay bulutlarn


arasndan ksa sre iin de olsa yzn gsterdi.

Bir Renault geti ve ofr yorgun yryye heyecanl ve


karmak iaretlerle, aslnda kendisini gtrmekten mutlu
olacan ama ne yazk ki bu seferlik bunu yapamayacan nk
onun istedii yer her neresi ise oraya gitmediini ve siluetin bunu
anlayacandan emin olduunu belirtmeye alt. aretlemeyi
baparman neeyle havaya kaldrarak sona erdirdi. Sanki
711/1186

siluetin donmu ve lmcl ekilde slanm olmaktan dolay


kendisini gerekten de iyi hissediyor olmasn ve bir daha ki sefere
greceklerini umduunu anlatmak ister gibiydi.

Siluetin zahmetli yolculuu sryordu. Yanndan bir Fiat geti


ve aynen Renault'nun yapt gibi yapt.

Yolun br tarafndan bir Maxi geti ve ar ar yrmekte


olan siluete klarn yakp sndrd. Bunun bir merhaba an-
lamna m geldii yoksa Kusura bakma biz br yne gidiyoruz
ya da Hey, bak yamurda dolaan biri var, ne aptal ey mi den-
mek istendii hi anlalmyordu. n camn st kesindeki yeil
bant verilmeye allan mesaj ne olursa olsun, bunun Steve ve
Carola'dan geldiini anlatyordu.

Frtna artk tamamen dinmiti ve tartmay kaybettiini itiraf


ettikten yirmi dakika sonra Ha, bir ey daha var.... diyen bir
adam gibi gk grltleri artk uzak tepelerden yanklanyordu.

Hava imdi daha berrak gece daha souktu. Sesler gidecekleri


yerlere olduka rahat ulayordu. mitsizce titremekte olan kayp
siluet imdi sola doru kvrlan bir yan yolun bulunduu bir
kavaa ulamt. Yolun dnd yerin karsnda bir iaret
levhas vard. Aceleyle levhaya yaklat ve heyecanl bir merakla
onu incelemeye balad. Sadece anszn baka bir arabann yan-
larndan gemesiyle levhadan ban evirebildi.

Ve sonra bir araba daha geti.

lki tam bir ilgisizlik iinde geip giderken, kincisi anlamsz


bir ekilde farlarn yakp sndrmt. Ardndan bir Ford Cor-
tina geti ve fren yapt.
712/1186

aknlkla irkilen siluet, torbasn gsne bastrp arabaya


doru telala koturdu. Ama son anda Cortina sularn iindeki
tekerleklerini yeniden dndrd ve yaptyla olduka elenmi
bir ekilde hzla yola kp uzaklat.

Siluet yavalayarak durdu. Kayp ve terkedilmi bir halde


ylece kala kald.

Tesadfe bakn ki ertesi gn Cortina'nn ofr apandistim


aldrtmak iin hastaneye gitti ve olduka elenceli bir karklk
sonucu operatr onun apandisitini alacana yanllkla bacan
kesti. Apandisit ameliyatnn yeniden programlanmasna frsat
kalmadan, bir komplikasyon ba gsterdi ve apandisit elendirici
bir ciddiyetle peritonite evirdi ve bylece hak, kendi usulyle,
yerini bulmu oldu.

Siluet zorlu yoluna devam ediyordu.

Yannda bir Saab durdu.

Cam ald ve dost bir ses Uzaktan m geliyorsunuz? diye


seslendi.

Siluet ona doru dnd, durdu ve kap kolunu yakalad.

***
Siluet, Saab ve onun kap kolu ls, Dnya adnda bir geze-
gende bulunmaktaydlar. Otostopunun Galaksi Rehberi'nde
burayla ilgili olarak verilmi tm bilgi iki kelimeden ibaretti
ounlukla zararsz".

Bu bilgiyi yazan kiinin ad Ford Prefect idi ve kendisi tam da


u anda, zararszlkla uzaktan yakndan ilgisi olmayan bir
713/1186

dnyann, zararszlkla uzaktan yakndan ilgisi olmayan bir


barnda oturmu umursamazca sorun yaratmakla meguld.

4
Rastgele bir gzlemci iin, onun bu tavrlarnn sarho ol-
masndan m, hasta olmasndan m, yoksa intihar eilimli bir l-
gn olmasndan m ileri geldiini anlamak zor olurdu, ama Han
Dold City'nin Gney Blgesinin aa ucunda bulunan Yal
Pembe Kpek Barnda rastgele bir gzlemci bulunmazd zaten.
nk sa kalmak istiyorsanz, girip de rastgele iler yapabile-
ceiniz cinsten bir yer deildi buras. Burada karlalabileceiniz
bir gzlemci, kt huylu, atmaca gibi yrtc, trnann ucuna
kadar silahl, beenmedii bir eyler gzlemledii zaman ka-
fasnda kendisini lgnca eyler yapmaya zorlayacak acl zonk-
lamalar hisseden biri olabilirdi ancak.

Ortala o ho olmayan sessizliklerden biri kmt,


1960'larn bandaki Sovyet-Amerikan fze krizine benzer bir
sessizlik.

Bardaki bir ubuun zerine tnemi fesat grnl ku bile,


bedava sunduu bir servis olan yerel kiralk katillerin isim ve ad-
reslerini haykrma iine ara vermiti.

Btn gzler Ford Prefect'e evrilmiti. Bunlarn bir ksm


tetikteydi.

Ford'un bugn lmle umursamazca zar atmak iin setii yol,


ufak bir savunma btesi apndaki iki faturasn, bilinen
714/1186

Evren'in hibir yerinde geerli olmayan bir Amerikan Ekspres


Kart ile demeye kalkmakt.

Niye endieleniyorsunuz? diye sordu olduka neeli bir sesle.


Endieniz kartn sresi ile mi ilgili? Burada yeni-grecelik kur-
amn iiten kimse yok mu? Fizikte bu tr sorunlar halledebilecek
bir sr yeni alan var artk. Zaman genilemesinin etkileri, geici
greceli-deimezlik kurallar...

Kartn sresi ile ilgili bir endiemiz yok, dedi bu szleri


yneltmi olduu adam. O, bu tehlikeli ehrin, tehlikeli barmen-
lerinden biriydi. Sesi ksk ve yumuak bir mrlt gibiydi, bir
ICBM silosu alrken kan ksk, yumuak sese benzer bir mrlt.
Bu arada, koca bir biftei andran bir el, bar tezgahnn zerinde
parmaklarn yavaa tkrdatrken oray hafiften kertmekle
meguld.

Eh, o halde sorun da yok, dedi Ford, srt antasn toplayp


gitmeye hazrlanrken.

Tezgahn zerini tkrdatmakta olan parmak uzand ve Ford


Prefect'in omzuna yerleti. Onun oradan uzaklamasn engelledi.

Her ne kadar parmak et dilimi gibi bir ele ve el de beyzbol


sopas gibi bir kola balysa da kolun bal olduu bir yer yoktu,
bir kpek sadakatiyle bal olduu bar tezgah dnda. Buras
onun eviydi. nceleri, allm biimiyle barn ilk sahibine baly-
d. Sonra, bar sahibi lm deine dnce, kolunu beklenmedik
bir ekilde tp biliminin hizmetine miras brakm, tp bilimi ise
kolun grntsn beenmediine karar vererek onu gerisin geri
Yal Pembe Kpek barna iade etmiti.

Yeni barmen, doast ya da grnmez glere ya da buna


benzer garip eylere inanmazd ama iine yarayacak bir yardmc
715/1186

grnce de hemen tanrd. El, bar tezgahnn zerinde duruyordu.


Siparileri alyor, iki servislerini yapyor, ldrlmek istiyormu
gibi davranan kiilerle ldresiye urayordu. Ford Prefect yer-
inden kprdamadan oturmay srdrd.

Kartn sresi ile ilgili bir endiemiz yok, diye tekrarlad bar-
men, Ford Prefectin tm dikkatini nihayet toplayabilmi olmak-
tan tr memnun bir ifadeyle, endiem o plastiin kendisi ile
ilgili.

Nasl? dedi Ford. Bir para arm grnyordu.

Byle, dedi Barmen. Kart, iki parmann arasnda sanki


ruhu hafta nce kanatlanarak Balklarn Sonsuza Kadar Kut-
sand lkeye gitmi kk bir bal tutuyormu, gibi tutarak,
biz bunu kullanmyoruz, diye ekledi.

Ksaca Ford, zerinde baka bir deme arac bulunmad ger-


eini syleyip sylememeyi dndyse de imdilik byle devam
etmeye karar verdi. Vcutsuz kol, imdi Ford'un omzunu ba
parma ile dier parmaklar arasnda hafif ama skca kavram
bulunuyordu.

Ama anlamyorsunuz, dedi Ford, yzndeki ifadeyi hafif bir


aknlktan inanamazlk dzeyine ykselterek. Bu bir Amerikan
Ekspres Kart. nsanlarca bilinen en iyi hesap deme ekli.
Gnderdikleri brorleri okumuyor musunuz yoksa?

Ford'un sesinin neeli kalitesi barmenin kulaklarn trmala-


maya balamt. Bu sesi, bir Sava Destannn daha ackl olmas
gereken sahnelerinden birinde kaygszca mzka alan birinin
sesine benzetiyordu.
716/1186

Ford'un omzundaki kemiklerden biri, elin bir krk kk uz-


manndan acyla ilgili tm yntemleri renmi olduunu
dndrtecek ekilde, omzundaki br kemiklerden birine
srtnmeye balamt. Ford, el omzundaki kemiklerden birini
vcudunun br tarafndaki kemiklerden birine srttrmeye
balamadan, bu ii halledebilmeyi umuyordu. Neyse ki, elin tut-
tuu omuz, srt antasnn asl olduu taraftaki omuz deildi.

Barmen kart barn zerinden kaydrarak Ford'a iade etti.

Biz, dedi, bastrlm bir yrtclkla, bu eyi hi duymadk.

Bu pek artc saylmazd.

Ford bu kart, Dnya gezegeni zerinde geirdii on be yllk


misafirlik dneminin sonuna doru, ciddi bir bilgisayar hatas so-
nucu ele geirmiti. Amerikan Ekspres irketi, bu hatann tam
olarak ne lde ciddi olduunu hemen renmek istemi, kredi
blmnn gittike artan ve ortal panik iinde velveleye veren
istekleri, ancak tm gezegen yeni bir hiper uzay evre yolu al-
mas uruna Vogonlar tarafndan beklenmedik ekilde yklnca
son bulmutu.

O zamandan beri kart elinde bulundurmaktayd, nk


yannda kimsenin kabul etmeyecei bir deme ekli bulundur-
mann faydal olacana karar vermiti.

Kredi? diye sordu. Aaaaggghh...

Yal Pembe Kpek barnda bu iki kelimenin genellikle


birbirini izlemesi allm bir eydi.

Burasnn, derken nefesini tuttu Ford, klas bir iletme


olduunu sanmtm...
717/1186

Barn ilerindeki karanlk glgeleri benek benek aydnlatan


ksk kl blmlerin hemen dibinde pusuya ekilmi olan
katiller, ekyalar, kadn satclar ve plak yapmclarndan oluan
acayip toplulua yle bir gz att.

imdi hepsi, zellikle ondan baka bir yerlere bakyorlar ve


zenle daha nce konumakta olduklar cinayet, uyuturucu
balantlar ve mzik yaynlar ile ilgili konularn ucunu to-
plamaya alyorlard. Az sonra olacaklar biliyorlar, ve onlar
imekten alkoyaca iin izlemek istemiyorlard.

Barmen Sen leceksin, ocuk, dedi sakin bir mrltyla Ford


Prefect'e. Btn iaretler adamn barmenin hakl olduunu gs-
teriyordu. Eskiden barda ltfen kredi talebinde bulunmayn,
nk aznzn zerine yiyeceiniz yumruk sizi gcendirebilir
yazl bir levha vard, fakat ifadenin kusursuz olmas amacyla bu
yaz Ltfen kredi talebinde bulunmayn, nk vcutsuz bir el
tarafndan beyniniz datlrken, boaznzn da yrtc bir ku
tarafndan paralanmas sizi gcendirebilir. eklinde deitir-
ilmiti. Ama bu uzun yaz okunmas g bir karklk yaratt ve
ayn anlam pek de vermedii iin indirilmiti. Hikayenin kendi
kendine yaylaca dnlm ve yle de olmutu gerekten.

u hesaba bir daha bakmama izin verin, dedi Ford. Pusulay


eline ald ve barmenle bar tezgahnn zerinde topuklaryla derin
oluklar amakla megul olan kuun eit derecede kt niyetli
baklar altnda onu dnceli gzlerle inceledi.

Bu olduka uzun bir kat parasyd.

En altnda u mzik setlerinin altnda rastlayabileceiniz ve


kayt formlarna kopya ederken olduka zaman alan seri nu-
maralar cinsinden bir rakam bulunuyordu. Ama bununla birlikte
Ford da btn gnn barda geirmi, ii kpklerle dolu bir
718/1186

yn ey imi ve imdi birden onun kim olduunu unutuvermi


bulunan kadn satclar, katiller ve plak yapmclarna bir sr
iki smarlamt.

Olduka sakin saylabilecek bir biimde genzini temizledi ve


ceplerini yoklad. Bildii kadaryla ilerinde hibir ey yoktu. Sol
elini, hafif ama kararl bir ekilde yar ak srt antasnn azna
yerletirdi. Bu srada, vcutsuz el sa omuzundaki basky
arttrmt.

Anlyorsun ya, dedi barmen. Yz Ford'un yznn nnde


haince dalgalanr gibiydi, dnmem gereken bir nm var ben-
im. Bunu anlyorsun, deil mi

Bu kadar, diye dnd Ford. Baka aresi yoktu. Kurallara


uymu, hesab demek iin drste giriimde bulunmu ama bu
reddedilmiti. Ve imdi de hayat tehlikedeydi.

Eee, dedi sakin bir ekilde, eer konu nnz ise...

Ani bir hzla antasn at ve iinden Otostopunun Galaksi


Rehberi'nin kendisine ait kopyas ile kendisinin Rehber iin
aratrmac olarak altn ve imdi yapmakta olduu eyi yap-
masnn kesinlikle yasak olduunu gsteren resmi bir kart
kararak tezgahn zerine att.

Hakknzda bir makale yazmam ister misiniz?

Barmen'in yz dalgalanmay yarda kesti. Kuun topuklar


amakta olduu oluun orta yerinde kalakald. El, yavaa
penesini gevetti.

Bu, dedi barmen zor duyulur bir fsltyla, kurumu dudak-


lar arasndan, ok ho olurdu, efendim.
719/1186

5
Otostopunun Galaksi Rehberi gl bir kurulutu. Hatta,
sz ylesine geerliydi ki bu gcn ktye kullanlmasn nle-
mek amacyla editrlerin kat kurallar koymas zorunlu hale
gelmiti. Bu kurallara gre, Rehber iin alan hibir aratrmac;

a) bir hizmet karlnda normal yolla deme yapmak iin


gerek bir giriimde bulunmadka,

b) hayat tehlikede olmadka,

c) gerekten istemedike,

herhangi bir hizmet, indirim ya da ayrcalkl ilemi kabul et-


me hakkna sahip deildi.

nc kk uygulamak her zaman editre de pay vermeyi


ierdii iin Ford daima ilk iki kuralla yetinmeyi tercih etmiti.

Canl admlarla yryerek caddeye kt.

Hava boucu idi, ama o bundan holanyordu, nk bu


boucu hava ehir havas idi ve ho olmayan ama heyecan verici
kokular, tehlikeli mzikler ve polis ekiplerinin uzaklardan gelen
atma sesleri ile doluydu.

Srt antasn izni olmakszn ondan almaya kalkabilecek her-


hangi birinin kafasna kolayca indirecek bir ekilde tayordu.
Sahip olduu her ey o antann iindeydi ve u anda sahip olduu
pek fazla bir ey de yoktu.

Bir limuzin, yanan p ynlarn ve korkuttuu yal bir


yaban hayvann kollayarak caddeden ta doru hzla ilerledi.
720/1186

Urken hayvan korkuyla haykrp ne doru atld ve tkezleyerek,


doal ilalar satan bir dkkann vitrinine yaslannca tiz sesli bir
alarm harekete geirdi, caddeden aa sendeleyerek ilerlemeye
devam etti ve nihayet kendisini besleyip fotoraflarn ekecekler-
ini bildii bir breki dkkannn merpenlerine yuvarlanma nu-
maras yapt.

Ford kuzeye doru yryordu. Uzay meydanna doru git-


mekte olduunu dnd ama bu biraz nceydi. Kentin, insan-
larn planlarnn sk sk ani deiikliklere urad bir kesiminden
gemekte olduunu biliyordu.

iyi vakit geirmek ister miydin? dedi bir ses bir kap
aralndan.

u srada, dedi Ford, zaten iyi vakit geirdiimi syleyebi-


lirim. Teekkrler.

Zengin misin? diye sordu bir baka ses.

Bu soru Ford'u gldrd.

Dnd ve kollarn iki yana aarak Zengin gzkyor muy-


um? diye sordu

Bilmem, dedi kz. Belki. Belki de gzkmyorsun. Belki


zengin olacaksndr. Zenginler iin ok zel bir servisim var...

Oh, yle mi? dedi Ford, ilgilenerek, ama tedbirli bir tonla.
Ve nedir bu servis?

Onlara zengin olmann kabul edilebilir bir ey olduunu


sylyorum.
721/1186

stlerindeki bir pencereden bir silah sesi geldi. Arka arkaya


notay yanl alan bir bas gitarc vurulmutu, ama Han Dold
City'dc bas gitarclarn bini bir parayd.

Ford durdu ve karanlk kapya doru bakt.

Ne yapyorum dedin? dedi.

Kz gld ve glgeden dar doru bir adm att. Uzun


boyluydu. Baarlabildiinde olduka etkili bir zellik olan
kendinden emin bir utangal vard.

Bu benim byk numaram, dedi. Sosyal Ekonomi ko-


nusunda mastrm var ve ok ikna edici olabilirim. Bundan ok
holanyorlar. zellikle de bu ehirde.

Goosnargh, dedi Ford Prefect. Bu, Betelgeuse dilinde zel bir


kelime idi ve Ford bunu bir ey sylemesi gerektiini bildii, ama
ne syleyeceini kestiremedii zamanlarda kullanrd.

Basamaklardan birine oturdu, antasndan bir ie Ol' Janx


ikisi ve bir havlu kard. ieyi at ve havluyla ienin azn
sildi. Bunun, Ford'un yapmak isteinin tam aksi bir etkisi oldu.
Havlu ienin azn temizleyeceine, 0l' Janx, havlunun kokulu
blmlerinde yava yava karmak ve entelektel bir birim
oluturmaya balam olan mikroplarn milyonlarcasn bir anda
yok eperdi.

Biraz ister misin? dedi, kendisi bir yudum ektikten sonra.

Kz omuzlarn silkti ve uzatlan ieyi ald.

Huzur iinde bitiik binadaki hrsz alarmlarn dinleyerek bir


mddet oturdular.
722/1186

Rastlantya bak ki bana denmesi gereken bir sr para var,


dedi Ford, dolaysyla, onlar geri almam mmkn olursa, o za-
man gelip seni grebilir miyim?

Tabii, ben burada olacam, dedi kz. Peki ne kadar alacan


var

On be senelik geri deme.

Ne iin?

ki kelime yazmak iin.

Tanrm, dedi kz. Hangisi daha ok zaman ald? Birincisi.


Onu yazdktan hemen sonra, yani le yemeinden sonraki akam
zeri, birinci kelimenin ardndan kincisi geldi.

zerlerindeki pencerelerden birinden bir bateri seti frlatld


ve parampara bir ekilde nlerindeki caddeye dt.

Ksa bir sre sonra bitiik binadaki hrsz alarmlarnn polis


ekiplerinden biri tarafndan, baka bir ekibe pusu kurmak
amacyla kastl olarak harekete geirildii ortaya kt. lk
la ten sirenleri ile meydanda toplanan arabalar, az sonra
ehrin da gibi gkdelenleri arasndan grltyle ortaya kan he-
likopterler tarafndan pusuya drldklerini anladlar.

Aslnda, dedi Ford, imdi bu patrtnn zerinden sesini duy-


urmak iin barmak zorunda kalarak, tam da byle oldu sayl-
maz. Ben pek ok kelime yazmtm ama onlar ksalttlar.
antasndan Rehber'i kard.

Sonra gezegen ykma urad, diye bard. Gerekten de


almama demi deil mi? Ama onlar bana yine de borlular.
723/1186

Sen bu ey iin mi alyorsun? diye avaz kt kadar


bararak sordu kz.

Evet.

Esasl i.

Yazdm eyi grmek ister misin? diye bard Ford. Silin-


meden yani? Yeni dzeltmelerin bu leden sonra internet
araclyla yaynlanmas bekleniyor. zerinde on be yl geird-
iim gezegenin ykldn bu vakte kadar birisi duymu olmal.
Son yaptklar dzeltmeler srasnda farknda deillerdi, ama son-
suza kadar dikkatlerinden kamas da mmkn deil.

Konumak imkanszlayor, yle deil mi?

Ne?

Kz omuz silkti ve yukardaki grlty iaret etti. imdi he-


men tepelerinde, st kattaki orkestra ile atma halinde olduu
anlalan bir helikopter vard. Binadan dumanlar ttmekteydi. Bir
ses kayt mhendisi parmak ularndan tutunarak pencerenin
dna sarkm, ldrm bir gitarist de yanmakta olan bir gitarla
onun parmaklarna vurmakla meguld. Helikopter ise hepsine
birden ate etmekteydi.

Buradan uzaklaabilir miyiz?

Grltden uzaklaarak caddede dolamaya baladlar.


Kendileri iin ehir merkezinin sorunlar hakknda ufak bir oyun
sergilemeye alan bir sokak tiyatrosu grubuna rastladlar. Ama
tiyatrocular daha sonra oyundan vazgeip, son zamanlarda bir
yaban hayvannn dadand ufak bir breki dkkanna girmeye
karar verdiler.
724/1186

Btn bu sre iinde Ford, Rehber in iletiim panelini kur-


calamakla meguld. Bir sokak arasna daldlar. Rehberin
ekranndan bilgiler akmaya balaynca Ford bir p tenekesinin
zerine meldi.

Kendi verdii kaytlar buldu.

Dnya: ounlukla zararsz."

Neredeyse annda, ekran bir sistem mesajlar karmaasna


dnt.

te geliyor, dedi Ford.

Ltfen bekleyiniz, diyordu mesajlar. Kaytlar, Sub-Eta


iletiim a zerinden dzeltilmektedir. Sistem on saniye iin hiz-
met d olacaktr.

Sokan ucundan sessizce elik grisi bir limuzin geti.

Hey bana bak, dedi kz, sana deme yapacak olurlarsa beni
ararsn. Ben alan bir kzm ve sokakta bana ihtiyac olan kiiler
var. Gitmem gerek.

Ford'un yarm yamalak protestolarn duymamazlktan geldi


ve onu, reddedilmi bir ekilde p tenekesinin zerinde oturup,
alma yaamnn nemli bir blmnn elektronik olarak silin-
mesini ve havaya karmasn seyretmeye hazrlanrken brakt.

Sokakta iler biraz yatmt. Polis atmas ehrin dier


blgelerine kaym, orkestrann hayatta kalan bir ka yesi mzik
konusundaki farkllklarn kabul etmi ve yalnz balarna
almaya devam etme konusunda anlamlard. Sokak tiyatrosu
grubu breki dkkanndan yaban hayvan da yanlarnda olmak
zere karlarken hayvana, kendisini bildikleri bir bara
725/1186

gtrdklerini ve ona orada saygl davranlacan anlatmaktay-


dlar. Ve biraz ilerde elik grisi bir limuzin kaldrm tarafna sess-
izce park edilmi olarak beklemekteydi.

***
Kz aceleyle ona doru yrd.

Kzn arkasndaki sokan karanl iinde Ford Prefectin yz


yanp snen yeil bir kla ykanrken, gzleri aknlktan fal ta
gibi almt.

nk silinmi, hkm gemi bir kayttan baka hibir ey


bulamayacan sand ekranda devaml bir bilgi ak ile
karlamt metinler, izelgeler, rakamlar, grntler, Avustra-
lya plajlarndaki srfler, Yunan adalarnn yourdu, Los
Angelesdeki restoranlar, stanbulda dikkatli olunmas gereken
dviz alverii, Londrada saknlmas gereken hava artlar, her
yerde gidilecek barlar gibi birok konuda tantmlar vard. Bun-
larn sayfalar ve sayfalarcas. Hepsi oradayd, yazd her ey.

Olan bitenden hibir ey anlamad iin, kalar gittike


atlarak bu bilgiler arasnda ileri geri geziniyor,orada burada
deiik bilgiler zerinde duraklyordu.

***

Uzaydan gelen yabanclar iin New York'la ilgili ipular:


Uzay aracnz istediiniz yere indirebilirsiniz, Central Park'a
veya herhangi bir yere. Kimsenin umurunda olmayacak, hatta
fark etmeyeceklerdir bile.

Hayatta kalabilmek iin: Derhal bir taksi ofr olarak i


bulmalsnz. Taksi ofrnn ii, insanlar adna taksi denilen
726/1186

byk sar makineler iinde istedikleri yere ulatrmaktr. Mak-


inenin nasl altrlacan bilmediiniz, onlarn dilini konua-
madnz, blgenin corafyasn bilmediiniz, hatta o blge ile
ilgili en temel bilgilerden bile haberdar olmadnz ya da
banzn stnde byk yeil antenler tadnz iin endielen-
menize hi gerek yok. nann bana, bunlar gze arpmadan
yaayabilmenizin en byk yardmcs olacaktr.

Eer gerekten garip bir vcuda sahipseniz bunu sokak-


larda insanlara gstermeye alarak da para kazanabilirsiniz.
Swulling, Noxious veya Nausalia sistemlerinden gelen amfibik
yaam biimleri, East River Nehrinden zellikle holanacak-
lardr. Bu nehrin, onlara yaam veren lezzetli besleyiciler
ynnden, imdiye kadar laboratuvarlarda elde edilebilmi olan
en kuvvetli zehre sahip en ince yapkan amurdan bile daha
zengin olduu sylenmektedir.

Elenmek iin: iin en nemli blm budur. Zevk merkez-


lerinizi elektrikle ldrmeden, bu ehirde daha fazla elenmeniz
olanakszdr...

Ford, tarih ncesi dnemin kapal komutunun yerini alan


eski moda kullanma akn yerine konulan iletme konumu
hazr tuuna hafife dokunarak devreyi kapatt.

O, bu gezegenin tamamen yerle bir olduunu kendi gzleriyle


grm, daha dorusu havann ve n cehennem misali yarl-
masyla neredeyse kr olmu, ayaklar altnda bir eki gibi z-
playp kkreyen topran kuvvetli vuruunu hissetmi, sar, iren
Vogon gemilerinden fkran enerjinin yaratt gelgit dalgalarnn
penesine bizzat kaplmt. Ve sonunda, mmkn olabilecek en
son dakikann da getiine karar verdikten be saniye sonra,
kendisi ve Arthur Dent, atmosfer iinden spor bir radyo yayn
727/1186

gibi nlanrlarken duyulan o hafif sarsntl i bulantsn da


hissetmiti.

Bunda yanlm olmasna imkan yoktu, olamazd. Dnya


kesinlikle yerle bir olmutu. Kesinlikle, kesinlikle. Uzayda buhar-
lap gitmiti.

Ama byle olduu halde - Rehber'i yeniden altrd- yapt


en aaal ve karmak aratrma olmasyla vnd ngiltere'de,
Bournemouth, Dorset'de nasl iyi vakit geirilebilecei ile ilgili
kaytlar hala oradayd. Ekrandaki bilgileri tekrar okudu ve tam bir
aknlk iinde ban iki yana sallad.

Birden sorunun cevabnn ne olduunu farketti. Cevap uydu:


son derece garip bir eyler olmaktayd; ve eer son derece garip
bir eyler olmaktaysa, diye dnd, o bunun kendisine olmasn
isterdi.

Rehber'i yeniden antasna tktrd ve aceleyle tekrar caddeye


kt.

Yine kuzeye doru yrmeye balad. Kaldrm kenarnda park


edilmi elik grisi bir limuzinin yanndan geerken bir sesin,
Tamam, tatlm, gerekten tamam, bununla ilgili olarak kendini
iyi hissetmeyi renmen gerek. Tm ekonominin nasl
yaplandna baksana....

Ford srtt, imdi alevler iinde olan bitiik binann etrafnda


bir tur att, caddenin ortasnda sahipsiz duran bir polis helikop-
teri buldu. ine dald, kemerini balad, orta parman iaret
parmann zerine kenetleyerek kendisine ans diledi ve hi de
ustaca olmayan bir manevrayla hzla gklere ykseldi.
728/1186

ehri rktc bir ekilde kanyonlar oluturan yksek bin-


alarnn arasnda onlara arpmamak iin etraflarndan ve
aralarndan dolanarak seyretti ve onlardan kurtulunca da ehrin
zerine yerlemi bulunan krmz ve siyah duman bulutunun
iinden hzla geti.

On dakika sonra Ford Prefect, tm sirenleri ten helikopterin-


in seri ate toplaryla bulutlara rastgele ate ederek, meydandaki
iaret levhalarnn iskeleleri ile ini klar arasndan dev boyutlu,
akn ve grltc bir sivrisinek gibi, Han Dold Uzay Meydanna
inmiti.

Fazlaca bir zarara uramayan Helikopter sistemden ayrlacak


ilk gemide bulduu bir adet birinci snf biletle takas etti ve gem-
inin vcudu hemen sarmalayan kocaman, lks koltuklarndan
birine yerleti.

Bu elenceli olacak diye dnd kendi kendine. O srada


gemi sessizce akl tesi uzaklklara doru gz krpyor ve kabin
servisi tm gsteriiyle balam bulunuyordu.

Kabin memurlar ne zaman bir ey ikram etmek iin sessizce


yanna yaklasalar, Ford onlar Evet, ltfen, diyerek
cevaplyordu.

Dnya gezegeni ile ilgili geri dnen bilgiyi yeniden gzden


geirirken bir eit manik nee iinde glmsyordu. Artk ilgile-
nebilecei, bitmemi, nemli bir ii vard ve yaamn ona anszn
erimesi gereken byle ciddi bir ama sunmu olmasndan son
derece memnudu.

Birden Arthur Dent'in nerede olduunu ve onun bunlardan


haberi olup olmadn merak etti.
729/1186

***
Arthur Dent, bin drt yz otuz yedi k yl tede bir Saab'n
iindeydi ve endie doluydu.

Arkasndaki koltukta, ieri girerken kafasn kapya arp-


masna sebep olan bir kz oturmaktayd. Kafasn arpmasnn se-
bebinin, bu kzn yllardr grd kendi trnden ilk dii varlk
olmas m, yoksa baka bir ey mi olduunu bilemiyordu, ama
kendini ok akn, ok, ok... bu samalk, diye dnd kendi
kendine. Sakinle, diye konutu kendisiyle. Senin, diye devam etti
toparlayabildii en kararl i sesiyle, akln banda ve saln yer-
inde deil. Galaksinin yz binlerce k yl uzaklarndan henz
otostop yapm durumdasn, ok yorgunsun, kafan bir para
kark ve son derece incinebilir bir durumda. Geve, panie
kaplma, derin derin nefes almaya konsantre ol.

Oturduu yerde dnd.

Onun iyi olduundan emin misiniz? dedi yeniden.

Kendisine kalp atlarn hzlandracak kadar gzel grnd


gerei dnda, bu kzn boyunun uzunluunu, salarnn rengini,
ka yanda olduunu pek anlayamamt. Ona kendisiyle ilgili bir
ey sormas da mmkn deildi, nk kz tamamen bilinsiz
durumdayd.

Sadece uyuturucunun etkisi atnda, diyerek omuzlarn


silkti kzn erkek kardei gzlerini nndeki yoldan ayrmadan.

Ve bu normal yle mi? diye sordu Arthur panik iinde.

Bana gre hava ho, dedi karde.


730/1186

Ah, dedi Arthur. Eee, diye ekledi bir dakika dndkten


sonra.

imdilik konuma son derece kt gidiyordu

Balangtaki ilk selamlama faslnn ardndan o ve Russell


birbirlerinden hi holanmadklarn abucak kefetmilerdi -Rus-
sell muhteem kzn erkek kardeinin adyd. Bu isim Arthur'a hep
iri yar, sar bykl, salar fnl adamlar hatrlatmt. Bu cins
adamlar en ufak bir frsat yakaladlar m, kadife smokinler ve
yakas frfrl gmlekler giymeye kalkrlar ve bunlarn bilardo
malar ile ilgili yorumlar yapmalarn engellemek ancak zor kul-
lanarak mmkn olurdu.

Russel iriyar bir adamd. Sar byklar vard. Salar bakml


ve fnlyd. Hakszlk etmemek adna -geri Arthur kendisi iin
bunun bir beyin jimnastii olmas dnda hakszlk etmemek iin
pek bir gerek olduunu dnmyordu- Arthur'un kendisinin de
olduka hain ve suratsz grndn sylemek mmknd.
Yz binlerce k yl teden gelen, stelik bu yolculuu genellikle
baka baka kimselere ait aralarn bagaj blmlerinde yapan
birinin hrnlamaya balamas ok normaldi ve Arthur da ok
hrn ve yorgundu.

O bir sokak serserisi deil, dedi Russel anszn, sanki ara-


bada bulunan bir bakasnn yle olabileceini dnm gibi.
Sadece uyuturucu etkisi altnda.

Ama bu ok kt, dedi Arthur, tekrar ona bakmak iin ar-


kasna dnerek. Kz hafife kprdar gibi olmu ve kafas yana ka-
yarak omzuna dmt. Yzne dklen koyu renk salar, onu
gizliyordu.

Nesi var, hasta m?


731/1186

Hayr, dedi Russel, sadece lgnlar gibi uluyor.

Ne, dedi Arthur dehet iinde.

Kayp, tamamen akln oynatm. Onu tekrar hastaneye


gtrp biraz daha tutmalarn isteyeceim. Kendisini hala bir
bostan kirpisi sanarken onu salvermiler.

Bostan kirpisi mi?

Russel, keyi dnp, yolun onlara ait ksmnn yarsn kapla-


yarak kendilerine doru gelen ve onlarn yoldan kmasna sebep
olan arabaya fkeyle korna ald. fke, kendisini daha iyi hisset-
mesini salamt sanki.

Bostan kirpisi sanmyor olabilir, dedi tekrar sakinletikten


sonra, ama belki de yle sanyor olsayd, baa kmak daha kolay
olabilirdi. Biri kendini kirpi sanacak olursa, eline bir ayna ile
birka kirpi resmi verip, zm kendisinin bulmasn isteyebilir,
kendisini daha iyi hissettiinde tekrar gelmesini syleyebilirsiniz.
Demek istediim, bu tp biliminin baa kabilecei bir ey olurdu
en azndan. Ama Fenny'nin durumu iin bu yeterli deil.

Fenny..?.

Ona Noel iin ne aldm biliyor musunuz? Hayr.

Black Tp Szl

Ho bir hediye.

Ben de yle dndm, iinde binlerce hastalk var, hepsi de


alfabetik sraya gre dizilmi.

Adnn Fenny olduunu sylediniz deil mi?


732/1186

Evet. inden birini se dedim. Buradaki her ey tedavi edile-


bilir. Uygun ilalar tavsiye edilebilir. Ama hayr, ille farkl bir eyi
semesi gerekiyordu. Srf yaam gletirmek iin. Okulda da
byleydi biliyor musunuz?

Demek yleydi?

yleydi. Hokey oynarken dp kimsenin adn bile


duymad bir kemiini krmt.

Bunun nasl huzursuzluk verici bir ey olabileceini anlyor-


um, dedi Arthur dnceli bir ekilde. Adnn Fenny olduunu
renince bir para d krklna uramt. Bu isim, Fenella is-
mine tahamml olmayan evde kalm, irkin bir teyzenin see-
cei cinsten, olduka aptal, ruhsuz bir isimdi.

Anlay gstermiyor deildim, ama az da olsa huzursuzluk


veriyordu aslnda. Aylarca topallad.

Russel yavalad.

neceiniz yer burasyd deil mi?

Ah, hayr, dedi Arthur, eer sakncas yoksa be mil daha


sonra.

Tamam, dedi Russel, aslnda biraz sakncas olabileceini


belirten ksack bir duraksamadan sonra, yeniden hzland.

Esasnda Arthur'un inecei yer gerekten de orasyd, ama


daha uyanmadan bile beynini bylesine ele geirmi olan bu kzla
ilgili daha fazla bir eyler renmeden inmek istememiti.
Bundan sonraki iki kavaktan birinde de inebilirdi.
733/1186

Bir zamanlar evinin bulunduu kye doru ilerliyorlard, ama


orada neyle karlaacan dnrken tereddt iindeydi.
Tandk manzaralar, karanlkta birer hayalet gibi, kayp geiyor,
beynin yalnzca ok, ok normal eylerle, beklenmedik bir k
altnda ve henz onlarla karlamaya hazr deilken
karlamasnn yaratabilecei cinsten titremelere yol ayordu.

Kendi bireysel zaman lsne gre hesaplanabildii


kadaryla, yabanc gnelerin yrngesinde yaad zaman olarak
buralardan ayrldndan bu yana, sekiz yl gemi olmas gerekiy-
ordu. Ama burada geen zamann ne kadar olduunu pek tahmin
edemiyordu. Hele bu arada ne olaylar yaanm olabilecei tken-
mi anlama yeteneinin iyice tesinde kalmt. nk bu geze-
genin, dolays ile evinin, aslnda u anda burada olmamas
gerekiyordu.

Sekiz sene nce, bir le zaman, bu gezegen ykma uramt.


O le vakti, sanki yerekimi kanunu yerel bir uygulamadan baka
bir ey deilmi ve ona uymamak yalnzca bir park cezasn gerek-
tirirmi gibi gkyznde aslp kalm olan kocaman sar Vogon
gemileri onu tamamen yerle bir etmilerdi.

Kuruntular, dedi Russel.

Ne? dedi Arthur, dncelerinden syrlarak.

Gerek dnyada yaad gibi garip kuruntular yznden


azap ektiini sylyor. Ona gerekten de gerek dnyada yaa-
makta olduunu anlatmaya almann hi faydas yok, nk
zaten kuruntularnn bu yzden o kadar garip olduunu sylyor.
Sizi bilmiyorum ama ben bu tr konumalarn dinleyeni canndan
bezdirici ve bo eyler olduunu dnyorum. Benim zmm
ona haplarn verip, bira imeye kamak. Yani, vakit ldrmenin
de bir snr vardr, yle deil mi?
734/1186

Arthur kim bilir kanc kez kalarn att.

Eee...

Ve bu dler ve kabuslar meselesi. Ve doktorlarn onun beyin


dalgalarnda garip sramalar bulduklarn sylemeye devam
etmeleri.

Sramalar m?

Bu, dedi Fenny.

Arthur oturduu yerden arkasna dnerek kzn anszn alan,


ama bombo bakan gzlerine bakt. Bakt ey her neyse arabada
deildi. Gzleri tela iinde aa yukar, saa sola evrildi, ba
bir kez sarsld ve sonra huzurlu bir uykuya dald.

Ne dedi? diye sordu Arthur endie iinde.

'Bu' dedi.

Bu ne?

Bu neymi? Ne cehennem olduunu ben nereden bileyim?


Bu, bostan kirpisi, bu, baca kovas, bu, Don Alfanzo'nun makas.
lgnca ulumalar, size bunu syledim sanyorum.

Pek aldryormu gibi grnmyorsunuz. Arthur bunu


mmkn olduunca sradan bir ekilde sylemeye almt, ama
ie yaramad.

Bana bak serseri..

Tamam, zr dilerim. Beni hi ilgilendirmez. yle demek


istememitim, dedi Arthur. Ne kadar zldnz ok ak,
735/1186

diye ekledi yalan syleyerek. Biliyorum ki, bu ii bir ekilde


zmek zorundasnz. Ltfen benim kusuruma bakmayn. Atba
Nebula'nn ta br tarafndan geliyorum.

fkeyle pencereden dar bakmaya balad.

Sonsuza kadar hilie gmldn sand evine dnd bu


akamda, kafasnn iinde kendisine yer amak iin savaan btn
o duygular iinde, onu en ok zorlayan, hakknda kendisine bu
dediinden baka bir ey bilmedii ve erkek kardeinin bir Vogon
gemisinde olmasn istemedii bu garip kzla ilgili takntyd.

Peki, ey, o sramalar neydi, u bahsettiiniz sramalar? di-


ye becerebildii kadar abucak ilave etli.

Bana bakn, bu benim kardeim. Btn bunlardan size niin


bahsettiimi bile bilmiyorum.

Tamam, zr dilerim. Belki de beni indirseniz daha iyi olacak.


Buras...

Arthur byle dedii anda bunu yapmak imkansz hale geldi,


nk yanlarndan geip gitmi olan frtna anszn yeniden pat-
lamt. imekler gkyzn bir batan bir baa kuatyor, sanki
birileri Atlantik Okyanusuna benzer bir eyi balarnn zerindeki
bir kalburdan boca ediyordu.

Russel bir kfr savurdu ve gkyz melemeyi andrr garip


sesler karrken, bir ka saniye iin tm dikkatini direksiyona
verdi. Kzgnln, aceleyle hzn arttrarak zerinde McKenna-
Her Mevsimde Nakliye yazan bir kamyonu sollamak suretiyle
tketti. Yamur yavalarken gerginlik de azalmt.
736/1186

Her ey su deposunda bulduklar o CIA ajan ile balad.


Hatrlyor musunuz, hani herkes birtakm halusinasyonlar filan
grmeye balamt?

Arthur bir an iin tekrar kendisinin Atba Nebula'dan henz


geldiini ve bu ve bununla ilgili eitli ve artc baka sebepler-
den tr, son gnlerin olaylarndan biraz kopuk kaldndan
bahsedip bahsetmemeyi dnd, sonra bunun yalnzca ileri
daha da kartracana karar verdi.

Hayr, dedi.

te kardeimin datt an, o an oldu. Bir yerlerde bir kafed-


eymi. Ricksmanworth galiba. Orada ne ii olduunu bilmiyorum,
ama dald yer orasyd. Anlalan ayaa kalkm, sakin bir
ekilde, kendisinin olaan st bir sr yada ona benzer bir ey s-
tlenmek zorunda kaldn bildirmi, olduu yerde biraz sallanp
dalgalanm ve nihayet ylp, bir yumurtal sandviin iine
dm.

Arthur gzlerini krptrd. Biraz gergin bir ekilde, Bunu


duyduuma ok zldm, dedi.

Russell bir kzgnlk sesi kard.

Peki, o halde, dedi paralar bir araya koymaya alarak,


CIA ajan su deposunda ne yapyordu?

ine batp kyordu tabii ki. lmt.

Ama ne...

Hadi canm, mutlaka hatrlyor olmalsnz. Halusinasyonlar


yani. Herkes bunun bir tertip, uyuturucu sava veya onun gibi
bir eyle ilgili olarak CIA'in planlad bir tatbikat olduunu
737/1186

sylemiti. Bir lkeyi igal etmek yerine o lkede yaayan herkese


igal altnda olduunu dndrmenin daha ucuz ve daha etkili
bir yntem olduunu ne sren delibozmas bir kuram.

Bunlar tam olarak ne tr halsinasyonlard ...? dedi Arthur


olduka ksk bir sesle.

Ne demek ne tr halsinasyonlar? Byk sar gemilerle ilgili


o sylentilerden bahsediyorum tabii ki, herkesin akln oynatt
ve leceimizi syledii zamanlardan. Sonra bu sylentilerin
etkisi ortadan kalknca, halsinasyonlar da p diye ortadan kay-
boldular. CIA her eyi inkar etti ve bu da kuramn doru olduunu
kantlad.

Arthur'un ba biraz dner gibi oldu, sakinlemek iin eliyle


biryerlere tutundu ve tutunduu eyi skca kavrad. Az sanki
sylemek istedii bir ey varm gibi, ufak hareketlerle alp
kapand, ama hibir ses karamad.

Her neyse, diye devam etti Russel, suya katlan bu uy-


uturucu her neyse Fenny'nin zerindeki etkisi o kadar abuk
gemedi. Ben CIA'yi dava etmekten yanaydm, ama bir avukat
arkadam bana bunun elinde bir muzla deliler evine saldrmak-
tan farksz bir ey olacan syledi, onun zerine... Omuz silkti
ve sustu.

Vogonlar... diye hkrd Arthur. Sar gemiler.... ortadan


kayboldu mu yani?

Eh, tabii ki kayboldular, onlar yalnzca bir halsinasyondu.


dedi Russel ve garip garip Arthur'a bakt. Bunlarn hibirini
hatrlamadnz m sylemeye alyorsunuz? Siz nerelerdeydin-
iz, allah akna?
738/1186

Bu Arthur iin ylesine artc mkemmellikte bir soru idi ki


bu okla oturduu yerden yar yarya frlad.

Tanrm!!! diye haykrd Russel, aniden kaymaya balayan ar-


abay kontrol etmek iin savaarak. Kardan gelen bir kamyonun
altna girmekten son anda kurtularak, imenlik bankete kt. Ara-
ba sarslarak dururken, arka koltuktaki kz Russell'n koltuuna
arpt ve biimsiz bir ekilde olduu yere yld.

Arthur dehet iinde oturduu yerde dnd.

Bir eyi yok ya? diye inledi.

Russel ellerini fkeyle fnl salar arasnda gezdirdi. Sar


byklarn ekitirdi. Arthur'a dnd.

Rica etsem, dedi, u el frenini brakmydnz acaba?

6
Buradan kyne yrmesi gereken drt millik bir mesafe
vard: nce o alak Russel'n kendisini gtrmeyi iddetle reddet-
tii yol ayrmna kadar bir mil ve sonra kvrla kvrla giden
millik bir yol daha.

Saab gecenin iinde kayboluyordu. Arthur onun gidiini izledi.


Be yldr tamamen kr olduuna inanmken anszn, aslnda yal-
nzca ok byk bir apka giymekte olduunu farkeden bir adam
gibi, byk bir aknlk iindeydi.

Bunun, her eyi yerli yerine oturtacak ve insan akna


eviren evrenin bir anlam ifade etmesini salayacak arpc bir
gerei aa kartaca umuduyla ban iddetle iki yana sallad.
739/1186

Ama, eer varsa, bu arpc gerek, hibir ey yapmay be-


ceremediinden, o da tekrar yola koyuldu. Sk bir yryn,
hatta ayaklarnn bir para su toplayp acmasnn, akl
salndan deilse de, hi olmazsa fiziki varlndan emin ol-
masna yardmc olacan umuyordu.

Kye vardnda saat 10.30'du. Bu gerei, At ve Damat


Pab'nn Birahanesinin buulanm, yal penceresinden kefet-
miti. Pab'n duvarnda yllardr ypranm bir Guinness saat as-
lyd ve zerinde, yarm litrelik kocaman bir bira bardana ka-
fasn komik bir biimde boynunun yarsna kadar sokmu bir de-
vekuu resmi vard.

Buras, nce evinin sonra da tm Dnya gezegeninin ykld,


ya da yklm gibi gzkt srada, o meum le vaktini
geirmi olduu Pab'd. Hayr, lanet olsun tabii yklmt, nk
yklmam olsa, kendisi sekiz yl hangi cehennemde geirmi ola-
cakt? Kocaman, sar Vogon gemileri o nefretlik Russell'n az nce
syledii gibi, yalnzca uyuturucunun etkisiyle ortaya kan
halusinasyonlar olsayd, kendisi oraya nasl gelmi olacakt?
Bununla birlikte, eer ykm gereklemise, o zaman da u anda
zerinde bulunduu ey neydi?

Dncelerini bu noktada durdurdu. nk son yirmi kezdir


ayn eyleri tekrarlamasna karn bir adm ileri gidememiti.

Batan balad.

Buras, olan her ne ise onun olduu srada, le vaktini


geirmi olduu o meum pabd. Olan bitenin ne olduu daha
sonra halledecei bir sorundu, ve ...

Hl bir anlam ifade eder hale gelmemiti.


740/1186

Batan balad.

Buras olaylarn balad srada bulunduu pabd....

Buras bir birahane idi.

Pab'larda bira satlrd ve o da birasz yapamazd.

Karmak dncelerinin en sonunda bir sonuca varmasndan


memnun olmutu. Balangta elde edeceini umduundan farkl
bir sonuca da varm olsa, bu onu mutlu eden bir sonutu. Kapya
doru emin admlarla ilerledi.

Ve durdu.

Alak bir duvarn arkasndan frlayan kk, siyah, tyleri


elektrie tutulmu gibi dimdik, Teriye cinsi bir kpek Arthur'u
grnce hrlamaya balamt.

Arthur bu kpei tanyordu, hem de iyi tanyordu. Kpek


reklamc bir arkadana aitti ve ad da Bihaber-Bozo idi, nk
bann zerindeki tylerin diklii insanlara Amerika Birleik
Devletleri Bakann hatrlatyordu. Ve kpek de Arthur'u tany-
ordu, ya da en azndan tanmas gerekti. Aptal bir kpekti, telev-
izyonda kameraya devaml bakabilmesi iin, syleyecei kelimel-
eri gsterme kolayln salayan panoyu bile okumaktan acizdi.
Zaten bazlarnn adyla ilgili itirazlarnn sebebi de buydu. Ama,
yine de, orada yle durup fkeyle tylerini kabartp, zekadan yok-
sun yaamnn en rktc grntsym gibi Arthur'a
bakacana, en azndan onu tanmas gerekirdi.

Bu, Arthur'u gidip yeniden pencereye bakmaya yneltti. Bu se-


fer neredeyse boulmak zere olan bir devekuunu deil, kend-
isini grmeye alyordu.
741/1186

Kendisini ilk kez tandk bir ortam iinde grme frsatn bu-
lunca, kpein ok da haksz olmadn itiraf etmek zorunda
kald.

Daha ok, iftilerin kular korkutmak iin kulland bir


korkuluu andryordu. Bu haliyle pubdan ieri giriverse bouk
bir merak uultusunun ykselivereceine ve daha da kts
oradaki tandklarnca karlamas olanaksz bir soru yamuruna
tutulacana ilikin hibir kukusu yoktu. Arthur ise, o srada
bununla baa kamayacak kadar kt durumdayd.

rnein, tandklardan biri Will Smithers olacakt. Hibir l-


ginlii Olmayan Kpek Bihaber-Bozo'nun sahibi. Yani btn
dier kaplarn iine motor ya dklm olmasna ramen,
mama kaplarndan hangisini tercih etmesi gerektiini anlamaktan
yoksun olduu iin W illin reklamlarndan bile karlacak kadar
aptal olan hayvann.

Will mutlaka ieride olmalyd. Kpei ve arabas buradayd


nk. Araba gri bir 928S Porche idi ve arka camnda Benim
br arabam da bir Porsche yazl bir kartma vard. Lanet
olsun.

Arabaya bakmaya devam etti ve bu arada daha nce bilmedii


birey rendiini farketti.

Will Smithers, Arthur'un tand birok baka paras bl


vicdan az namussuzun yapt gibi, herkesin dikkatini her Aus-
tosta arabasn deitirdiine eker ve bunu yapmaya kendisini
zorlayann muhasebecisi olduunu sylerdi. Oysa aslnda, de-
mek zorunda kald alm satm vergileri v.s yznden, muhase-
becisi onu bunu yapmaktan kesinlikle vazgeirmeye alrd. Par-
ketmi olan araba Arthur'un, Will'in en son sahip olduunu bildii
arabayd. Plakas alnd yl iaret ediyordu.
742/1186

imdi k olduuna ve Arthur'un sekiz kiisel yl ncesi ger-


ekleen ve onun bana bir dolu bela aan olay da eyll
balarnda meydana geldiine gre burada topu topu alt aydan
daha az bir zaman gemi olmalyd.

Bir an hi kmldamad ve Bihaber-Bozo'nun kendisine havla-


yarak bir aa bir yukar zplamasna izin verdi. Anszn artk
grmemezlikten gelmesine imkan olmayan bir eyin farkna
vararak ta kesildi. O imdi kendi dnyasnda uzaydan gelen
yabanc yaratkt.

Ne kadar gayret ederse etsin, hikayesine herhangi birini in-


andrabilmesi olanakszd. Hikayesi kulaa yalnz lgnca gel-
mekle kalmyor, stelik gzle grlr en basit gereklerle bile
eliiyordu. Buras gerekten de Dnya myd? Olaanst bir
yanl yapm olmas iin ufak bir olaslk olsun mevcut muydu?

nndeki pab kendisi iin her detayyla bildikti- her


tulasyla, soyulan yal boyasnn her bir parasyla; ve ierideki
tandk, havasz ve grltl atmosferiyle, plak kirileri, hi de
otantik olmayan dkme demirden yaplma aplikleriyle, tand
insanlarn dirseklerini dayad birayla yap yap olmu bar
tezgahyla, tezgahn zerine bakan duvardaki kartondan yaplm
kzlarn gsleri zerine zmbalanm fstk paketleriyle. Btn
bunlar onun evine ve dnyasna ait eylerdi.

Bu lanet olas kpei bile tanyordu.

Hey, Bihaber!

Will Smithers'n sesi ne yapacana hemen karar vermesi


gerektii anlamna geliyordu. Eer olduu yerde kalrsa, kefed-
ilecek ve gsteri balayacakt. Saklanmak, sadece bu an
743/1186

geciktirmek anlamna geliyordu ve u anda havada ac bir souk


vard.

Sesin sahibinin Will olmas seimini kolaylatrmt. Arthur


ondan nefret filan etmiyordu- Will olduka elenceli biriydi as-
lnda. Ama sorun Will'in biraz bktrc bir biimde elenceli
oluundayd. Reklamclk iinde olduu iin, her zaman ne kadar
elendiini ve zerindeki ceketi nereden satn aldn bilmenizi
isterdi.

Arthur, bunu aklndan karmadan bir karavann arkasna


sakland.

Hey, Bihaber! Neler oluyor?

Kap ald ve Will dar kt, zerinde deri bir pilot ceketi
vard. Ceketin bu ypranm grntsn elde etmek iin Karayol-
lar Aratrma Labratuvarnda alan bir arkadana verip, zel-
likle bir araba kazas geirmesini salamt. Bihaber sevin iinde
havlad ve istedii dikkati ekmi olduu iin Arthur'u byk bir
memnuniyetle unuttu.

Will bir iki arkadayla birlikteydi ve hep birlikte kpekle


oynayacak bir oyunlar vard.

Gelsene! diye baryorlard kpee, koro halinde. Gelsene,


gelsene, gelsene!!!"

Kpek kontroln kaybedip vahileerek havlyor, aa yukar


zp zp zplyor, kk kalbini paralarcasna haykryor, lgn bir
fke iinde kendinden geiyordu. Hep birlikte glyorlar ve
seslerini ykselterek onu tevik ediyorlard, sonra teker teker ara-
balarna daldlar ve gecenin iinde kayboldular.
744/1186

Evet, bu bir eyi akla kavuturuyor, diye dnd Arthur


karavann arkasnda durduu yerden, buras kesinlikle benim
hatrladm gezegen.

7
Evi hl buradayd.

Niin veya nasl, bu konuda hibir fikri yoktu. Pab'n boal-


masn beklerken gidip bir bakmaya karar verdi. Daha sonra,
herkes gidince, pab sahibinden bu gece iin yatacak bir yer isteye-
cekti. Ve ite karsnda duruyordu.

Bahede, tatan bir kurbaann altnda saklad anahtar


alarak aceleyle kapy at. nk artc olmakla birlikte, ieride
telefon alyordu.

Evine giden ara yol boyunca telefonun sesini belli belirsiz iit-
mi ve sesin nereden geldiini fark eder etmez, komaya
balamt.

Eiinde birikmi olan, bir ie yaramaz mektup yn


yznden almas iin kapy zorlamas gerekmiti. Daha sonra,
kapnn zorlanmasna sebep olan eylerin, zaten sahip olduu bir
kredi kart mracaat iin on drt adet adna yazlm, birbirinin
ayn davet mektubu, sahip olmad bir kredi kartna ait borcunu
demedii iin gnderilen on yedi adet birbirinin ayn tehdit mek-
tubu, bugnn karmak, paral ve sosyetik dnyasnda ne is-
tediini ve nereye gittiini bilen, zevkli ve seici biri olarak kend-
isinin bizzat seildiini bildiren ve bu yzden berbat bir czdan
satn almay arzu edip etmediini soran otuz adet birbirinin
ayn mektup ve lm bir tekir kedi yavrusu olduunu kefetmiti.
745/1186

Btn bunlarn izin verdii kadar alan dar geitten kendini


zorla ieri att, hibir seici arap meraklsnn karmak
istemeyecei arap teklifleri ynna ayaklar dolanarak, kum-
saldaki yalda geirilebilecek tatillerin zerinden ylan gibi
kvrlarak, beceriksizce yatak odasna giden karanlk merpenlere
atld ve telefona tam sustuu srada eriebildi.

Kf kokan buz gibi yatana nefes nefese yld ve aka


grld gibi kafasnn etrafnda bana buyruk bir ekilde dn-
en dnyay durdurmaya almaktan bir ka dakika iin vazgeti.

Dnya dnmekten zevkini alp biraz sakinleince, Arthur, as-


lnda yanacan beklemeden baucu lambasna uzand. Onu
artmakla birlikte lamba yand. Arthur'a bu durum mantkl
gelmiti. Elektrik irketi faturalarn demesine ramen her sefer-
inde hi amakszn elektriini kestiine gre, bir ey
demediinde de elektriini ak tutmalar son derece normaldi.
Aka anlalyordu ki, para gndermekle dikkati kendinize ek-
mi oluyordunuz.

Oda aynen brakt gibiydi, yani insan ileden karacak


kadar dank. Bununla birlikte her eyin zerini kaplayan kaln
toz tabakas bu etkiyi bir para olsun bastryordu. Yar okunmu
kitaplar ve dergiler, yar kullanlm havlular arasnda yuvalan-
mt. Yars kayp orap iftleri, yar iilmi kahve fincanlarna
yaslanmaktayd. Bir zamanlar yar yenmi bir sandvi olan ey,
imdi yar yarya Arthur'un ne olduunu grmek istemedii bir
eye dnmt. Bu yn zerine bir imek gnder diye
dnd kendi kendine, yaamn evrimini yeniden balatrsn.

Bir iki dakika, deiik olan eyin ne olduunu gremedi nk


o da iren bir toz tabakas ile rtlyd. Sonra gzleri onu
yakalad ve olduu yerde durdu.
746/1186

Yalnzca Ak niversite almalarn izlemenin mmkn


olduu, biraz daha hareketli bir ey gstermeye kalkacak olsa
heyecandan bozuluveren, ypranm, eski bir televizyonun
yannda duruyordu.

Bu bir kutuydu.

Arthur dirsekleri zerinde doruldu ve ona bakmaya balad.

Bu gri bir kutuydu. Bir eit skc saygnla sahipti. Bir taraf
otuz santimden biraz fazla, kbik, gri bir kutuydu. Tepesinde
dzgn bir fiyonk yaplm, tek bir gri kurdele ile balanmt.

Ayaa kalkt, ona doru yrd ve aknlk iinde ona dok-


undu. Bu her ne ise dikkat ve itinayla hediye paketi yaplm
olarak, orada, onun tarafndan almay bekliyordu.

Dikkatle kaldrd ve yataa tad. stndeki tozu silkeledi ve


kurdeleyi gevetti. Kutunun tepesi kutunun gvdesine dil gibi sok-
ulabilen bir kapak eklindeydi.

Bu dili dar ekti ve kutunun iine bakt. eride camdan bir


kre vard ve yumuak, gri katlar zerine oturtulmutu. Onu
dikkatle dar ekti. Aslnda bu tam bir kre saylmazd, nk
dibi ya da Arthur'un ters evirirken fark ettii gibi tepesi kaln bir
ember biiminde akt. Bu bir kavanozdu. Bir balk kavanozu.

ok gzel bir camdan yaplmt. Mkemmel effaflkta, ama


olaan st kaliteli, gm grisi bir camd bu. Sanki yapmnda
kristal ve siyah mermer karm bir malzeme kullanlmt.

Arthur onu ellerinde yavaa evirip evirdi. Bu, imdiye kadar


grd en gzel nesnelerden biriydi. Ama onun yznden tam
anlamyla akn bir haldeydi. Kutuya bakt, iinde yumuak
747/1186

katlar dnda baka bir ey kalmamt. Kutunun dnda da


hibir ey yoktu.

Kavanozu yeniden evirdi. Mkemmeldi. Muhteemdi. Ama


bu bir balk kavanozuydu. Baparmann trna ile camna
vurdu. Derin ve ihtiaml bir tnlama, sanlandan daha uzun sre
havada asl kald ve kesildiindeyse sanki kaybolup gitmemi de,
baka dnyalara, derin bir deniz ryasna dalm gibi oldu.

Arthur, bylenmicesine onu elinde tekrar tekrar evirdi ve


bu kez tozlu baucu lambasndan gelen k kavanozu bir baka
adan yakalayarak camn yzeyindeki birtakm ince anma izleri
zerinde parlad. Kavanozu, lambadan gelen n krlma asna
gre ayarlayarak kaldrd ve birden, zenle kaznm kelimelerin
camdaki glgesini grd.

Hoakal, yazyordu .... ve teekkrler...

Ve hepsi buydu. Gzlerini krptrd. Bir ey anlamamt.

Be dolu dakika daha nesneyi elinde tekrar tekrar evirdi,


deiik alardan a tuttu, byleyici tnlamasn duymak iin
parmaklaryla tnlatt, harflerin anlam zerinde dnd, ama
hibir ey karamad. En sonunda ayaa kalkt, kavanozu
musluktan akan su ile doldurdu ve televizyonun yanndaki mas-
ann zerine koydu. Ban sallayarak, kulandaki kk Babel
baln kard ve kvrla kvrla yzd suyun iine att. Yabanc
filmleri izledii zamanlar dnda artk ona ihtiyac olmayacakt.

Uzanmak zere yatana dnd, kapad.

Sessiz ve hareketsiz bir ekilde srtst yatt. Kendisini


sarmalayan karanl iine ekti ve kaslarn yavaa, bir utan bir
uca gevetti, nefesini yavalatp dzene soktu, yava yava zihnini
748/1186

btn dncelerden temizleyerek, gzlerini kapad ve bastran


uykuya direnemedi.

***
Gece yamur yznden huzursuzdu. imdi yamur bulutlar
da harekete gemi, Bournemouth'un hemen dndaki kamyon-
cularn urad bir kahvenin zerinde toplanmaktaydlar. Ama
bulutlarn iinden getii gkyz bulutlardan rahatsz olmu,
heyecansz ama kafas karm bir tavr taknm, daha fazla
kzdrlacak olursa nasl bir tavr taknacan pek kestiremiyordu.

Ay, soluk renkli slak bir yola dmt. amar makines-


inden yeni kan bir blucinin arka cebindeki kat yuma andry-
ordu. Eski bir alveri listesi mi, yoksa be poundluk bir banknot
mu olduunu anlamak iin, aradan biraz zaman geip tlenmes-
ini beklemek gerekiyordu.

Rzgar bir sre, bu akam ne eit bir ruh hali iinde olduuna
karar vermeye alan bir atn kuyruu gibi, ksa aralklarla bir o
yana bir bu yana savruldu ve bir yerlerde bir an gece yarsn
ald.

Bir at penceresi gcrdayarak ald.

ereve skmt ve biraz ileri geri oynatlp, almak iin


ikna edilmesi gerekiyordu. nk hafife rmt ve menteesi
de bir zamanlar sk bir ekilde boyanmt. Bunlara ramen,
sonunda yine de ald.

Camn kapanmasn nleyecek bir takoz bulundu ve bir siluet,


zorlanarak, atnn ziftli blgeleri arasndaki dar olua kmay
baard.
749/1186

Ayakta durarak, sessizce gkyzn seyretti.

Siluetin, bir saat kadar nce deli gibi eve dalan o yabani
grnl yaratk olduunu dnmek mmkn deildi. Ypran-
m, iplikleri dklm, yzlerce dnyann amuruna bulanm,
yzlerce sevimsiz uzay meydannn hazr yemek baharatlar ile
lekelenmi olan ropdambr gitmi, dolak sa yn yok olmu,
uzam ve dm edilmi sakal kaybolmutu.

Onun yerini imdi, kadife pantolon ve bol bir sveter giymi


olan Arthur Dent almt. Salar kesilip ykanm, surat tertemiz
tra edilmiti. Yalnzca gzleri hala, Evren'in, kendisine yapmaya
alt her ne ise onu, ltfen durdurmasn istediini sylyordu.

Bunlar, buradan grnen bu manzaraya daha nce bakan gz-


lerle ayn gzler deildi. Gzlerin algladklarn yorumlayan beyin
de ayn beyin deildi. e bir cerrahi operasyon falan
karmamt, yalnzca yaanan deneyimlerin bitip tkenmeyen
burgusuydu buna sebep olan.

Gece, Arthur'a, yaayan bir eymi gibi gelmiti o anda.


Etrafndaki karanlk toprak da kendisinin iine kk salm olduu
bir yaratkt sanki.

En cra sinir ularndaki karncalanmalar hisseder gibi uzak-


taki bir nehrin akn, grnmez tepelerin kvrmlarn, gneye
doru bir yerdeki ykl yamur bulutlarnn dmn
hissedebiliyordu.

Bir aa olmann heyecann da duyabiliyordu ki bu hi


beklemedii bir eydi. Topran iinde ayak parmaklarn kvrab-
ilmenin ok ho bir duygu olduunu biliyordu, ama bu kadar ho
olabileceini daha nce hi fark etmemiti. Neredeyse uygunsuz
saylabilecek bir zevk dalgasnn New Forest ormanlarndan
750/1186

kendisine doru ykseldiini hissedebiliyordu. Bu yaz deneyip di-


ye dnd, yapraklara sahip olmann nasl bir his olduunu
anlamalym.

Baka bir yandan grd uan daire katksnda aran bir


koyunun duygularn hissedebiliyordu. Ama bu hisler karlat
baka bir eye aran koyunlarn hislerinden pek ayrt edilemiy-
ordu. nk koyunlar yaam iindeki yolculuklar srasnda ok
az ey renen yaratklard ve bu yzden sabah doan gnei
grnce ardklar gibi ayrlardaki o yeil eyleri grnce de
akna dnerlerdi.

O sabah ve ondan nceki sabah gnein douuna ve bundan


bir nceki gn ise bir aa kmesine aan koyunlarn aknln
hissedebilmesi onun iin bir srpriz olmutu. Daha da gerilere
dnebilirdi, ama btn hissedebilecei yalnzca bir gn nce
ardklar eylere aran koyunlardan ibaret olaca iin bu
skc oluyordu.

Koyunlardan ayrld ve zihninin genileyen halkalar halinde ve


uykulu bir ekilde uzaklara doru srklenmesini engellemedi.
Dnceleriyle etraftaki br zihinlerin varln hissedebiliyordu.
Yzlercesi, binlercesi bir arada, adeta bir dokuma oluturuyor-
lard. Bir ksm uykulu, bir ksm uykuda, bir ksm son derece
heyecanl, bir tanesi krlm.

Bir tanesi krlm.

Bir an iin yanndan geerek onu yeniden hissetmek istedi,


ama dier zihin onunkinden kanyordu, tpk Pelmanism'de
zerinde elma olan kartn dierinden kand gibi. ini bir
heyecan dalgas sard. nk igdsel olarak onun kim
olduunu, en azndan kim olmasn istediini biliyordu ve bir kez
neyin doru olmasn istediinizi bildiiniz zaman, igdnz
751/1186

bunun o olduunu renmenizi mmkn klan ok faydal bir


arat.

gdsel olarak, onun Fenny olduunu ve kendisinin onu


bulmak istediini biliyordu; ama bunu yapamyordu. Bu konuda
gereinden fazla gerildii iin bu ilgin yeteneini yitirmekte
olduunu hissetti. Onun iin aratrmay biraz gevetti ve zihninin
yeniden ve biraz daha rahat bir hava iinde dolamasna izin
verdi.

Ve yeniden o krlmay hissetti.

Ama onu yine bulamad. Bu seter', igdlerinin ona


sylemekle megul olduu eye inanmasnda bir saknca yoktu.
Bunun Fenny olduundan emin olamyordu- ya da belki bu defa
ki bir baka krkt. Bu da ayn paralanm kaliteye sahipti, ama
bu kez duyduu daha genel bir krlma hissiydi, daha derindi, ama
tek bir zihne ait deildi, belki de bu bir zihin bile deildi. Bu
farklyd.

Dncelerinin, yavaa, dalga dalga, genileyerek Dnyann


iine gmlmesine izin verdi.

Dnyann gnlerini izliyordu. Onun saysz nabz atlarnn


ritmi ile srkleniyor, yaamnn karmak dokusuna szyor, gel-
gitleri ile kabarp arlyla dnyordu. Krlma hep dnp geri
geliyordu, tekdze, balantsz, uzak bir sz olarak.

Ve imdi de bir k diyarnn iinden uarak gemekteydi. Ik


zamand, gelgitleri ise uzaklaan gnler. Fark ettii ikinci krk bu
diyarn kar tarafnda, ondan biraz uzakta, Dnyadaki gnlerin
rya dolu manzarasnn ardnda, tek bir sa teli kalnlnda bir
mesafede bulunmaktayd.
752/1186

Ve anszn kendisini o krn zerinde buldu.

Ryalar diyar anszn yn deitirerek arkasnda kalrken, o,


lgnca dnerek, hilie tutunmaya alarak, dehet verici
bolukta kontrolszce dalgalanarak, derek, hafife ba dnerek
ve atnn kenarlarndan taarak dansediyordu.

Kenarlar trtkl derin yarn br yannda baka bir lke


vard, baka bir zaman, daha yal bir dnya, krlp yarlmam,
ama zor birlemi: iki dnya. O srada uyand.

Alnnda birikmi terleri souk bir esinti sprp gtrd.


Kabus bitmiti ama Arthur da bitmiti, yle hissediyordu.
Omuzlar dt, parmak ular ile gzlerini yavaa ovuturdu.
Sonunda yorulduu kadar uykusu da gelmiti. Btn bunlarn an-
lamna gelince, eer bir anlama geliyorlarsa tabi, bunu sabah
dnecekti. nk imdi yataa gidecek ve uyuyacakt. Kendi
yatanda, kendi uykusunu uyuyacakt.

Uzaktan evini grebiliyordu. Bunun neden byle olduunu


merak etti. Ay altnda evinin izgilerini seebiliyor ve skc
saylabilecek tipini fark edebiliyordu. Etrafna bakt ve komu-
larndan birinin, John Ainsworthun gl fidanlarnn iki buuk
metre zerinde bir yerde olduunu farketti. Fidanlar itinal bir
bakmla, k iin budanm, sopalara balanp, iaretlenmiti ve
Arthur onlarn tepesinde ne ii olduunu merak ediyordu. Onu
orada tutann ne olduunu dnd ve tutan bir ey olmadnn
farkna vardnda, beceriksizce yere yld.

Kendini toparlad, stn ban silkeledi ve incinmi bilei


zerinde topallayarak evine dnd. Soyundu ve yataa gmld.
753/1186

O uyurken yeniden telefon ald. Tam on be dakika almay


srdrd ve Arthurun yatann iinde iki kez dnmesine sebep
oldu. Bununla birlikte onu uyandrma ans hi olmad.

8
Arthur uyandnda kendini ok iyi hissediyordu, tam an-
lamyla muhteem, tazelenmi, eve dnd iin son derece
neeli, enerji dolu ve ubatn ortas olduunu fark ettii iin he-
men hemen hi d krklna uramam vaziyette.

Buzdolabna adeta dans ederek gitti, iindekiler asndan en


az tyl eyi buldu ve onlar bir tabaa koyarak, iki dakika
kadar dikkatle izledi. Bu sre iinde hareket etmek iin bir gir-
iimde bulunmadklarndan dolay onlar kahvalt olarak ad-
landrd ve yedi. Yedii eyler, Arthur'un bir ka gn nce Flarga-
thon Gaz Bataklklarnda farketmeden kapm olduu tehlikeli
bir uzay hastal mikrobunu kimselere duyurmadan ldrdler.
Bunu yapmam olsalard, bu mikrop Dnyann bat yarsnn,
yar nfusunu ldrebilecek, dier yarsn kr edebilecek ve
kalan herkesi psikopat ve ksr hale getirecek gte bir mikroptu.
Bu yzden Dnya ansl saylrd.

Arthur kendini gl hissediyordu, salkl hissediyordu. e


yaramaz mektup ynn gayretke bir ekilde temizledi, sonra
kediyi gmd.

Bu ileri bitirmek zereyken telefon ald. Ama o srada kedi


iin bir dakikalk sayg duruundayd onun iin aldrmad. Arayan
her kimse, eer nemli bir sebebi varsa, naslsa yeniden
arayacakt.
754/1186

Ayakkablarndaki amuru yine ayaklaryla temizledi ve ieri


girdi.

Lzumsuz mektuplar yn arasnda birka tane nemli mek-


tup da vard- bunlar sene nceki tarihli, evinin ykmna ilikin
konseyden gelen birtakm evraklar ile blgeden geecek evre yolu
konusunda kamuoyu aratrmas yaplmasna ilikin baz mektu-
plard; Arthur'un ara sra katkda bulunduu Greenpeace adl
ekolojik bask grubundan gelen eski bir mektup da bunlarn
arasndayd. Orkalarla, yunuslar esaretten kurtarma almalar
iin yardm istiyordu. Bunun dnda, baz arkadalarndan gelen
ve son zamanlarda kendileriyle hi iliki kurmadndan yakman
posta kartlar vard.

Bunlarn hepsini bir araya getirdi ve yaplacak iler adn


verdii karton bir dosyada toplad. O sabah kendisini yle canl ve
dinamik hissediyordu ki, Acil! kelimesini de eklemeyi unutmad.

Havlusunu ve baka bir ka vr zvr Brasta Limanndaki


Mega-Market'den alm olduu plastik torbadan kard. Torb-
ann bir yzndeki slogan Lingua Centauri dilinde yazlm, baka
bir dilde anlalmas mmkn olmayan, zeki ve karmak yapl
bir kelime oyunu idi. Bu yzden aslnda bir uzay meydanndaki
Duty Free dkkannda bulunmas gereksiz bir eydi. stelik
altnda da bir delik olduu iin, Arthur onu att.

Ani bir sz ile, kendisini Dnyaya getirmi ve onu A303 otoy-


olu kenarnda brakabilmek iin yolunu deitirme nezaketini
gstermi olan o kk uzay aracnda bir ey daha drm ol-
mas gerektiini farketti. Boydan boya katettii inanlmaz uzay
boluklarnda yolunu bulabilmesi iin kendisine yardmc olmu
olan eyin, o uzay eskisi hrpalanm kopyasn, Otostopunun
Galaksi Rehberim kaybetmiti.
755/1186

Eh, dedi kendi kendine, bu sefer ona gerekten de yeniden


ihtiyacm olmayacak.

Baz telefon grmeleri yapmas gerekiyordu.

Dn yolculuu srasnda ortaya kan elikiler yuma ile


nasl baa kacana karar vermiti artk. i pikinlie vuracak,
bakalarnn ne dneceine kulak asmayacakt.

BBC'yi arad ve blm bakanna balanmak iediini syledi.

Oh, merhaba, ben Arthur Dent. Alt aydr arayamadm iin


zgnm ama aklm karmtm da.

Oh, yok canm, zlecek bir ey yok ortada. Ben de yle bir
ey olmu olabileceini dnmtm zaten. Buralarda hep oluy-
or bu. Seni ne zaman aramzda greceiz?

Bostan kirpileri ne zaman k uykusundan uyanrlar?

Sanrm baharda.

Onlarn uyanmasnn hemen ardndan dneceim.

Taamamm.

Sar sayfalar arasnda hzla gezindi ve arayaca numaralarn


ksa bir listesini yapt.

Alo, oras Old Elms Hastanesi mi? Evet, Fenella ile biraz
konuabilir miyim diye aramtm, eee... Fenella-Tanrm, ne
aptalm, neredeyse kendi adm da unutacam, eee, Fenella- ne
sama deil mi? Sizin hastanz, siyah sal kz, dn akam geldi....

Korkarm ad Fenella olan hibir hastamz yok.


756/1186

Oh, yok mu? Fiona demek istedim tabii, biz ona Fen...

zgnm, iyi gnler.

Klik.

Bu erevede yapt alt konuma Arthur'un canl, dinamik iy-


imser ruh hali zerindeki yerlerini almaya baladlar. Bu canllk
kendisini tamamen terk etmeden onu pab'a gtrmeye ve bir
para elendirmeye karar verdi.

Kendisi ile ilgili anlatlmaz gariplikteki tm detaylar bir


rpda aklamak gibi mkemmel bir fikri vard ve onu bir gece
nce ylesine rkten kapy aarken, bu kez kendi kendine slk
alyordu.

Arthur!!!

Kendisine pab'n btn kelerinden hayretle dikilmi gzlere


bakarak, neeyle srtt ve onlara Gney Kaliforniya'da ne kadar
muhteem vakit geirdiini anlatt.

9
Kendisine sunulan yarmlk bir biray daha kabul etti ve ondan
bir yudum ekti.

Tabii zel simyacm da vard.

Neyin vard?

Samalamaya balamt ve o da bunun farkndayd.


Exubreance, Hail ve Woodhouse'n Ac Biras gibi markalar
757/1186

dikkatli olunmas gereken bir karmd, ama bu karmn ilk


etkisi insan dikkatli olmas gereken eylerin endiesinden uzak
tutmakt. Ve Arthur'un durup, daha fazla bir ey anlatmamas
gereken nokta ise balad noktayd. Ama o yaratc olmaya
kalkmt.

Oh, evet, diye srar ediyordu mutlu bir glmseme ile. Bu


kadar kilo vermi olamamn sebebi bu.

Ne? dedi izleyicileri.

Oh, evet, diye steledi. KaliforniyalIlar simya bilimini yen-


iden kefetmiler. Oh, evet.

Tekrar glmsedi.

Yalnz, dedi, imdi ok daha faydal bir ekilde kullanlyor,


eskiden ki.... Biraz duraklayarak kafasnda bir iki gramer kural
toparlamaya alt. Eskilerin kulland ekline karlk. Ya da en
azndan, diye ekledi, kullanmay baaramadklar ekline
karlk. Onu kullanmay becerememiler, biliyor musunuz.
Nostradamus ve dierleri. Kesememiler.

Nostradamus mu? dedi seyircilerden biri.

Onun bir simyac olduunu sanmyordum, dedi bir bakas.

Ben onun, dedi bir ncs, bir kahin olduunu


sanyordum.

Sonradan bir kahin oldu, dedi Arthur, baz paralar


dalgalanmaya ve biraz bulanklamaya balam olan izleyicisinin
oluturduu kalabala,"nk yle kt bir simyac idi ki. Bunu
biliyor olmalsnz.
758/1186

Bir yudum daha ekti. Biray sekiz senedir tatmamt bile. Bu


yzden imdi tatmaya devam etti, tatt da tatt.

Simyann, diye sordu izleyiciyi oluturan kalabaln bir


paras, kilo vermekle ne ilgisi var?

Bunu sormana sevindim, dedi Arthur. ok sevindim. Ve


imdi size bunlarn birbiriyle ilgisinin.... Duraklad. u iki eyin
birbiriyle ilgisini, sizin bahsettiiniz eylerin yani. Anlatacam.

Durdu ve dncelerine bir manevra yaptrd. Man Deniz-


indeki ngiliz Kanalnda ard arda -rota deiiklii yapmak
zorunda kalan petrol tankerlerini kollamak gibi bir eydi bu.

Simyaclar fazla vcut yan altna evirmeyi kefetmiler,


dedi, ani bir anlam patlamas iinde.

Dalga geiyorsun.

Oh, evet, dedi, sonra hayr, diyerek dzeltti.


Kefetmiler.

zleyicinin pheyle bakan kesimi evresinde yle bir dnd.


Bu tm izleyiciler anlamna geliyordu, dolaysyla dn tamam-
lamas biraz vakit ald.

Siz Kaliforniya'da bulundunuz mu! diye sorgulad onlar.


Orada neler yaptklarn biliyor musunuz!

zleyicilerin iinden tanesi oray grdklerini ve Arthur'un


samaladn syledi.

Siz hibir ey grmemisiniz. diye srar etti Arthur. Oh,


evet, diye ekledi, nk biri bir duble daha smarlamaktan
bahsediyordu.
759/1186

Bunun kant, dedi, parma ile kendisini iaret ederek ama


topu topu be on santimlik bir farkla bedenini tutturamayarak,
gzlerinizin nnde. On drt saat transda kaldm, dedi, bir
tankn iinde. Transda. Bir tank da idim. Sanrm, diye ekledi
dnceli bir duraksamadan sonra, bunu sylemitim zaten.

Yeni sipariler datlrken sabrla bekledi. Kafasnda hikayes-


inin devamn oluturdu. Bu ksm, tankn Kuzey Yldzndan
Mars'la Vens arasnda izilecek bir anahat zerine dik olarak
drlecek bir izginin hat evresine uyum salamas gerektii
ile ilgili olacakt. Bunu anlatmaya balamaya alrken vazgeti.

Bir tank iinde, dedi bunun yerine, ok uzun bir sre. Trans
halinde. Keskin baklarla izleyicisine bakt. Hepsinin dikkatle
dinlediinden emin olmak istiyordu.

Toparlad.

Nerede kalmtm? dedi.

Transda, dedi biri.

Tankda, dedi bir dieri.

Oh, evet, dedi Arthur. Teekkr ederim. Ve yavaa, dedi,


ne doru bastrarak, yavaa, yavaa, yavaa, btn fazla
vcut yanz... dnyor... eye... szlerinin etkisini grmek
iin duraklad, sabk...sabkuu..sabkt...- nefeslenmek iin
durdu- sabkutan altna, yani deri altnda yaayacak olan ve is-
tediiniz zaman ameliyat yoluyla kartabileceiniz altna
dnyor. Tanktan kmak ise bir mesele. Ne dedin?

Sadece genzimi temizliyordum.

Sanrm sylediklerimden phe ediyorsun"


760/1186

Dedim ya, ben genzimi temizliyordum.

Evet, kadn genzini temizliyordu, diye destekledi izleyicinin


byk bir ksm ksk bir mrlt halinde.

Oh, peki, dedi Arthur, tamam. Ve sonra elde ettiinizi


blyorsunuz... tekrar durdu, paylam orann saptyordu,
simyacyla yar yarya. Dnyann paras ediyor!

Sallanarak etrafndaki seyircilere bakt. Karmakark olmu


yzlerindeki pheci havay sezmemesi mmkn deildi.

Kendini hakarete uram hissetti.

Baka trl, diye sordu, yzm gevettirmeye para yeter


miydi sanyorsunuz?

Dost kollar evine dnebilmesi iin yardm etmeye davrand.


Dinleyin, diye protesto ediyordu o, bir yandan souk ubat
rzgar yzn yalarken, Kaliforniya'da u sralar en byk
moda lgnl grm geirmi bir grntye sahip olmak. Tm
Galaksiyi grm biri gibi gzkmeniz gerekiyor. Yaam demek
istiyorum. Tm yaam deneyimlerinden gemisiniz gibi grn-
meniz gerekiyor. te benim yaptrdm bu. Bir yz gevetmesi.
Grntme sekiz yl ekle dedim. nallah otuzlarnda gzkmek
yeniden moda olmaz, nk o zaman bu yaptrdm ey iin ok
para ziyan ettiim anlamna gelir.

Dost eller evine giden yol boyunca ona yardm ederken, bir
mddet iin sessizlie gmld.

Dn dndm, dedi az dolanarak. Evime dndme ok


ok mutluyum. Veya evime benzer bir yere..
761/1186

Uak tutmas, diye mrldand arkadalarndan biri.


Kaliforniya'dan buras ok uzun yol. Birka gn gerekten de in-
san sersemletir.

Ben oraya gittiini bile sanmyorum, diye mrldand bir


dieri. Ama bunca zamandr neredeydi merak ediyorum. Ve
bana neler geldiini.

Biraz uyuduktan sonra Arthur kalkt ve evin iinde biraz oy-


aland. Kendini bir para halsiz ve kafasn dumanl hissediyordu,
hala yol yorgunluunu atamamt. Fenny'i nasl bulacan merak
ediyordu.

Oturdu, balk kavanozuna bakt. Parmaklaryla camn tklatt


ve iinin suyla dolu olmasna ve kk sar bir Babel balnn
olduka kederli bir havayla iinde dolanmakta olmasna ramen,
yine de o derin ve yankl tnlamas daha nceki kadar net ve
byleyici bir ekilde duyuldu.

Birisi bana teekkr etmeye alyor diye dnd kendi


kendine. Kim ve ne iin diye merak etti.
10
nc vuruta saat bir... otuz ikiyi....yirmi saniye geiyor
olacak.

Biip biip biip.

Ford Prefect, kendini zorlayarak dudaklarna gelen eytanca


bir memnuniyet glcn zorla bastrd, sonra bunu yapmas
iin bir sebep olmadn farketti ve yksek sesle kt ruhlu bir
kahkaha att.

Sub-Eta kanalndan ald sinyali geminin enfes sper nitelikli


hi-fi sistemine balad ve inili kl, olduka doallktan yoksun,
garip bir ses son derece net bir ekilde kabini doldurdu.

nc vuruta saat bir....otuz ikiyi yirmi saniye geiyor


olacak.

Biip.... biip.... biip,

Sesi bir para ykseltirken gzn geminin bilgisayar


ekranndaki hzla deien rakamlar tablosundan bir an iin
ayrmyordu. Onun kafasndaki zaman sresi iin, g tketimi
konusu nemli hale geliyordu. Bir cinayete tank olmak
istemiyordu.

nc vuruta saat bir.... otuz ikiyi krk saniye geiyor


olacak.

Biip....biip....biip.

Kk gemide yle bir etrafna baknd. Ksa koridoru


admlad.
763/1186

nc vuruta...

Kk, ama fonksiyonel, prl prl elik banyodan ieri ka-


fasn uzatt.

..olacak...

Ses buradan iyi geliyordu.

Darack uyuma blmlerine bakt.

...bir... otuz iki...

Burada biraz bouklamt. Hoparlrlerden birinin zerinde


bir havlu aslyd. Onu aa indirdi ....elli saniye geiyor olacak.

Gzel.

Skk bir yer olan kargo deposunu kontrol etti ve ses duru-
munu hi beenmedi. Sesi engelleyecek, kutulanm bir yn l-
zumsuz eya vard ortalkta. Tekrar dar kt ve ardndan
kapnn kitlenmesini bekledi. Kapal kumanda kontrol paneller-
inden birini, krarak at ve frlatma dmesine bast. Bunu daha
nce neden dnmediini merak ediyordu. Hzla ilerleyen bir
eylerin kard uultu, sessizlik iinde abucak kayboldu. Biraz
aradan sonra, yeniden tslamaya benzer hafif bir ses duyulabilir
olmutu.

Durdu.

Yeil n grnmesini bekledi ve ardndan imdi bo olan


kargo deposunun kapsn at.

...bir... otuz .... elli saniye geiyor.


764/1186

ok ho.

Biip biip biip.

Sonra gitti ve Tehlike Annda Acil Ertelenmi Yaam Odasn


son bir kez, iyice gzden geirdi. Buras sesin duyulmasn zel-
likle istedii yerdi.

nc vuruta saat tam....bir...otuz...drt olacak.

zeri buzlanm kapaktan ierideki yaam formunun zor sei-


len vcudunu grmeye alt. Bir gn, kim bilir ne zaman, uyana-
cakt ve uyandnda saatin ka olduunu bilebilecekti. Tam
olarak yerel saati deil belki, ama ne fark ederdi ki.

Buzdan yatan zerindeki bilgisayar ekrann bir kez daha


kontrol etti, klar azaltt, sonra ve yeniden kontrol etti.

nc vuruta...

Parmaklarnn ucuna basarak dar kt ve kontrol kabinine


dnd.

...bir..otuz drd yirmi saniye geiyor

Ses Londra'da bir telefondan gelir gibi net geliyordu. Oysa


Londra'da deillerdi, Londra yaknlarnda bile saylmazlard.

Dardaki mrekkep gibi karanlk geceye bakt. Uzakta bir


biskvit krnts gibi grnen, yldz Zondostina idi. Ya da,
doallktan yoksun inili kl sesin geldii dnyada bilinen
adyla, Pleidas Zeta.

Grnebilir alannn yarsn kaplam bulunan portakal rengi


parlak kvrm, dev boyutlu gaz gezegeni Sesefras Magna idi.
765/1186

Xaxisian sava gemileri burada onarm grrd. Onun ufuk iz-


gisi zerinde ykselmekte olan kk, haval serin ay ise Epun'du.

nc vuruta saat...

Yirmi dakika kadar oturdu ve gemiyle Epun arasndaki uza-


kln kapann izledi. Bilgisayar gemiye kk ayn etrafnda
nce bir ember izdirecek, ardndan bu emberi kapattrarak
gemiyi orada, sonsuz bir yar karanlkta yrngeye sokacak olan
rakamlar seip yourmakla meguld.

Bir ...elli be..

Asl plan gemiyi btn d sinyallere ve radyasyona kapatp


onu, zellikle bakmadnz srece, mmkn olduu kadar grn-
mez hale getirmekti. Ama sonra baka bir fikri tercih etti. Bu
plana gre, gemiden kurun kalem inceliinde tek ve srekli bir
n kacak ve bu n saat ayarn yaynlayan sinyalin geldii yer
olan gezegene yayn yapacakt. Oraya k hzyla drt yz yldan
nce varmas mmkn deildi, ama vard zaman gezegende bir
heyecan yaratacakt herhalde.

Biip...biip...biip..

Ks ks gld.

Kendisini kkrdayp, ks ks glen biri olarak dnmekten


holanmyordu ama neredeyse yarm saattir byle yapmakta
olduunu da itiraf etmesi gerekiyordu.

nc vuruta...

Gemi imdi hemen hemen mkemmel bir ekilde, az tannan


ve hi ziyaret edilmeyen ayn evresindeki deimez yrngesine
oturmu bulunuyordu. Hemen hemen mkemmel bir ekilde.
766/1186

Yalnzca bir ey kalmt. Geminin kk Ka Teknesini fr-


latacak bilgisayar simulatrn yeniden altrd, denge
hareketlerini, kar hareketleri, teetsel gleri, hareketin tm
matematiksel iirini gzden geirdi ve her eyin iyi olduunu
grd.

Ayrlmadan klar sndrd.

Minik, sigara ubuuna benzeyen tahliye arac, Sesefron Li-


manndaki yrngede bulunan uzay istasyonuna kadar olan
gnlk yolculuuna balamak zere kenetlendii yerden ayrld.
Birka saniye kadar yolculuu kendisininkinden daha uzun sre-
cek olan kurun kalem inceliindeki n ile birlikte szld.

nc vuruta saat iki...on ... elli saniye geiyor olacak.

Kkrdad ve ks ks gld. Aslnda rahat rahat ve yksek sesle


glecekti, ama buna yetecek yeri yoktu.

Biip...biip...biip.

11
Nisan yamurlarndan zellikle nefret ederim. Arthur her ne
kadar kaamak cevaplarla homurdanyorduysa da, adam onunla
konumakta kararlyd. Acaba kalkp bir baka masaya gemeli mi
diye dnd, ama tm kafeteryada bir tek bo masa yoktu.
fkeyle kahvesini kartrd.

Allahn cezas nisan yamurlar. Nefret, nefret, nefret.

Arthur kalarn atarak pencereden dar bakt. Hafif ve


gneli bir yamur otoyolun zerinde iselemekteydi. Geri dneli
767/1186

iki ay gemiti. Eski yaantsna dnmek, aslnda glnecek


kadar kolay olmutu. nsanlarn hafzalar olaanst zayft,
kendisininki de yle. Galaksi evresinde geen sekiz yllk lgn
gezgin yaam imdi ona kt bir rya gibi deil de televizyondan
kaydettii ve bir dolabn dibinde saklayp, izlemeye zahmetine
girmedii bir film gibi geliyordu.

Bununla birlikte hala etkisi devam eden ey ise geri dnmek-


ten duyduu neeydi. Artk Dnyann atmosferi darya tama-
men kapand diye dnd yanl bir yaklamla, bu yzden
ieride kalan her ey ona olaanst bir zevk veriyordu. Yamur-
un gm rengi damlacklarna bakarak adam protesto etmek
istedi.

Ben onlar seviyorum, dedi anszn, ve sebebi de ok ak.


Bunlar hafif ve canlandrc yamurlar. Prl parldarlar ve insann
kendisini iyi hissetmesini salarlar. Adam onu aalayarak
burnundan soludu.

Herkesin syledii bu, dedi ve oturduu keden karanlk


gzlerle onu szd.

Adam bir kamyon srcsyd. Arthur bunu biliyordu, nk


kimse tarafndan kkrtlmadan sarf ettii a cmleleri unlar
olmutu, Ben bir kamyon srcsym. Yamurda direksiyon
kullanmaktan nefret ederim. Ne tezat bir durum deil mi? Lanet
olas tezat bir durum.

Bu cmlede sakl bir eliki vardysa da Arthur bunu kefede-


memiti ve kk bir homurtu karmakla yetinmiti, hosohbet
ama zendirici olmayan bir kk ses.

Ama adamn cesareti o zaman da krlmamt, imdi de.


Lanet olas nisan yamurlar hakknda herkes ayn eyi sylyor,
768/1186

dedi. yle lanet olas ho, yle lanet olas canlandrc, yle lan-
et olas cazip bir hava.

ne doru eildi, sanki hkumet hakknda olaanst bir ey


syleyecekmi gibi yzn buruturdu.

Bilmek istediim u, dedi, eer bu hava ho bir hava ola-


caksa, niin, dedi neredeyse tkrr gibi, lanet olas yamur
olmadan ho olamyor?

Arthur vazgeti. Kahvesini imeyip brakmaya karar verdi.


nk kahve abuk iilmeyecek kadar scakt ve souk iilmeye-
cek kadar da berbatt.

Peki, ite, dedi ve kalkt. Hoakal.

Servis istasyonunun dkkannda durdu ve geri dnd,

sonra araba parkna doru yryerek ince yamurun yznde


oynamasnn zevkini karmaya alt. Devon Tepeleri zerinde
parlayan soluk bir gkkua bile kmt. Bundan da zevk ald.

Tm ypranmlna kar hala ok sevdii siyah Golf GTIna


trmand lastikleri bartarak benzin pompalarnn yanndan geti
ve otoyola kan ara yola doru ilerledi.

Dnyann atmosferinin tamamen ve sonsuza kadar


kapandn dnmekle yanlyordu.

Galaktik yolculuklarnn kendisini iine ektii karmak


zmszlkler an geride brakabileceini dnmekle de
yanlyordu.

zerinde yaad byk, sert, yal, kirli, gkkuakl


Dnyann Evrenin hayallere smayan sonsuzluu iinde
769/1186

kaybolmu mikroskobik bir nokta zerindeki baka bir mik-


roskobik nokta olduunu dnmekle yanlyordu.

Arabasn srmeye devam etti, mrldanarak ve btn bu


eyler hakknda yanlarak.

Yanlgsnn sebebi, ara yolda kk bir emsiye altnda ylece


durmaktayd.

Arthurun enesi sarkt. Fren pedalna arpt ayak bileini


incitti ve yle sert bir fren yapt ki neredeyse arabaya takla
attracakt.

Fenny, diye haykrd.

Arabann kza arpmasn son anda engellemiti ama n


kapnn arpmasna mani olamamt.

Kap kzn koluna vurmu ve emsiyenin elinden frlayp l-


gnca bir hzla kar kaldrma yuvarlanmasna yol amt.

Kahretsin! diye baran Arthur, elinden geldii kadar


yardmsever bir tavrla kendi kapsndan frlad, Mc Kennann
Her Mevsimde Nakliye kamyonu tarafndan ezilmekten son anda
kurtularak, dehet iinde, kamyonun kendisi yerine Fenynin
emsiyesini eziini izledi. Kamyon otoyol boyunca uzaklap gitti.

emsiye az nce vurulmu uzun bacakl bir leylek gibi, yerde


ackl bir ekilde uzanm yatyordu. Ufak rzgar esintileri onun
ara sra titremesine sebep oluyordu.

Arthur onu yerden kaldrd.

Eee, dedi. Bu eyi kza geri vermenin pek bir anlam varm
gibi grnmyordu.
770/1186

Adm nasl bildiniz? dedi kz.

Ee, ey, dedi. Bakn, size yeni bir tane alrm.

Kza bakt ve sesi soluu kesildi.

Fenny uzun boyluydu. Koyu renk salar soluk ve ciddi bir


yzn etrafna dalgalar halinde dklyordu. Kprdamadan, tek
bana durduu yerde neredeyse ackl denebilecek bir ifadesi
vard. Resmi bir baheye, nemli ama pek popler olmayan bir
fazilet iin dikilmi bir heykele benziyordu. nsana, bakyor gibi
grnd eyden baka bir eye bakyormu hissini veriyordu.

Ama imdi yapt gibi, glmsedii zaman, bir yerlerden an-


szn geri dnm gibi oluyordu. Yzne scaklk ve yaam akn
etmi, vcuduna imkansz zarafette bir hareketlilik yerlemiti.
Etkisi son derece arpcyd ve Arthuru fena halde arpmt.

Kz glmsedi, antasn arabann arkasna att ve kendisini n


koltua yerletirdi.

emsiye iin zlmeyin, dedi Arthura, arabaya binerken,


kardeimin emsiyesi idi ve sevdiini hi sanmyorum, nk
sevseydi bana vermezdi. Gld ve kemerini balad. Siz
kardeimin bir arkada deilsiniz, deil mi?

Hayr.

Buna memnun oldum demeyen tek paras kzn sesi idi.

Onun arabadaki, kendi arabasndaki, fiziki varl Arthur iin


son derece olaanstyd. Arabay yavaa srmeye balarken,
dnemediini, nefes bile alamadn fark etti ve bu fonksiyon-
larn hibirinin araba kullanmak iin hayati nemi olmamasn
diledi, yoksa balar derde girerdi.
771/1186

O halde, dier arabada, yani Fennynin kardeinin arabasnda,


yldzlarda geen kabus dolu yllardan sonra eve dnd gece
bana gelenlerin yalnzca o ann yaratt bir dengesizlik
olmamas gerektiini dnd. Eer yle olsayd bile, Arthur u
anda o zamankinden en az iki misli dengesizdi ve dengeli insan-
larn zerinde durup denge salamalar beklenen ey her ne ise,
Arthur onun zerinden her an debilecek durumdayd.

O halde... dedi, konumay heyecanl bir balangca


srkleyebileceini umarak.

Beni almas gerekiyordu -kardeimin yani- ama telefon etti ve


gelemeyeceini bildirdi. Otobs saatlerini renmek istedim, ama
oradaki adam saat cetveli yerine takvime bakmaya balaynca
otostop yapmaya karar verdim. te byle.

Demek yle.

Ve ite buradaym. Ama benim adm nereden bildiinizi


renmek isterim.

Belki de daha nce bilmemiz gereken, dedi Arthur arabay


otoyol trafiine sokmaya alrken omzunun zerinden dnp
arkaya bakp, sizi nereye gtreceim.

ok yakma olsun diye diledi yada ok uzaa. Yakna olmas


kendisine yakn bir yerde yaad anlamna gelecekti, uzakta ol-
mas onu oraya kadar gtrebilecei anlamna.

Tauntona gitmek istiyordum, dedi kz, ltfen, eer sizin


iin uygunsa. Fazla uzak deil. Beni eyde brakabilirsiniz...
772/1186

Tauntonda m oturuyorsunuz? dedi Arthur, sesinin


heyecandan len biri gibi deil de ilgi duyan biri gibi km ol-
masn dileyerek. Taunton ona ok yaknd. O zaman...

Hayr, Londra da oturuyorum, dedi kz. Bir saat iinde


oradan bir tren var.

Olabilecek en kt eydi bu. Taunton otoyoldan yalnz birka


dakika uzaklktayd. Ne yapmas gerektiini dnd ve dehet
iinde ne yapacan drrken kendi sesinin, Oh, ben sizi Lon-
draya gtrebilirim. Sizi Londraya benim gtrmeme izin verin,
dediini duydu.

Acemi sersem. Ne diye o kadar sersemce izin szcn


araya sokuturmutu sanki? On iki yanda bir ocuk gibi
davranyordu.

Siz Londraya m gidiyordunuz? diye sordu kz.

Gitmiyordum, dedi, ama... Acemi sersem.

ok naziksiniz, dedi kz, ama hayr gerekten olmaz. Trenle


gitmek istiyorum. Ve birden uzaklavermiti. Daha dorusu, onu
yaama geri gtren taraf ortadan kaybolmutu. Olduka ilgisiz
bir ekilde pencereden dary seyretmeye usulca bir melodi
mrldanmaya balamt.

Buna inanamyordu.

Yalnzca otuz saniye konumutu ve imdiden her eyi berbat


etmiti.

Yetikin erkek, diye sylendi kendi kendine, yetikin erkein


nasl davranmas gerektii ile ilgili asrlardr birikmi kantlarn
tamamen aksine, yetikin bir erkek byle davranmazd.
773/1186

Taunton 5 mil yazd bir iaret levhas.

Direksiyonu yle sk kavrad ki araba sarsld. lgi ekici bir


eyler yapmas gerekiyordu.

Fenny, dedi.

Kz kafasn evirip serte ona bakt.

Hala bana adm nereden....

Dinle, dedi Arthur, syleyeceim, ama hikaye biraz garip.


ok garip.

Kz hala ona bakyordu ama hibir ey sylemedi.

Dinle..

Bunu sylemitiniz.

Syledim mi? Oh. Seninle konumam gereken eyler var ve


sylemem gereken eyler... sana anlatmam gereken bir hikaye var,
ama bu hikaye... Vcudu endie

iinde kvranyordu, senin o gzelim salarnn llelerini


birbirinden ayracak ve tylerinin herbirini huysuz kirpilerin
dikenleri gibi ayaa kaldracak eklinde bir eyler dktrmek is-
terdi, ama bunu srdremeyeceini dnd, stelik kirpi
arm yaptrmak da istemiyordu.

"... be milden uzun srer, demekle yetindi sonunda, kendini


olduka yetersiz hissediyor ve korkuyordu. Eee... .

Sadece farzet, dedi, sadece farzet ki - arkasndan ne gele-


ceini bilmiyordu onun iin sadece oturup kendisini dinlemeye
774/1186

karar verdi- olaan d bir ekilde senin benim iin ok nemli


olduunu, sen bunu bilmesen de benim de senin iin ok nemli
olduumu, ama yalnzca be millik yolumuz olduu iin ve ben de
kamyonlarn altna girmemeye altm bir srada henz
karlatm birine ok nemli bir eyi nasl syleyeceimi bile-
meyecek kadar aptal budalann biri olduum iin, ne yapmam ...
aresizce duraklad ve ona bakt, gerektiini... sylerdin?

Yola dikkat edin! diye haykrd kz.

Lanet olsun!

inde yz adet talyan amar makinas tayan bir Alman


kamyonuna yandan hzla arpmaktan kl pay kurtuldular.

Sanrm, dedi kz, bir an rahatlayarak iini ekerken, trenim


kalkmadan nce bana bir iki smarlamanz gerekecek.

12
Ne sebeptendir bilinmez, istasyon yaknlarndaki pahlarn
zellikle ciddi, ask suratl bir havas, ok acayip bir kirlilii, or-
alarda satlan domuz etli breklerin ise ok zel ve salksz bir
rengi vard.

Bununla birlikte domuz etli breklerden de beteri orada bu-


lacanz sandvilerdi.

ngilteredeki yaygn bir kanya gre sandvileri ilgin ve ekici


klacak veya onlara yenmesi ho eyler grnm vermek iin bir
ey yapmak, yalnzca yabanclara mahsus gnahkar bir iti. Ortak
ulusal bilincin bir yerlerinde gml olan direktif onlar kuru-
tun eklindeydi herhalde. Onlar lastik gibi yapn, lanet olas
775/1186

eyleri taze tutmanz gerekiyorsa, bunu onlar haftada bir yka-


yarak gerekletirmelisiniz. ngilizlerin iledii ne kadar ulusal
gnah varsa onlardan arnmalar, Cumartesi gnleri pablarda
yedikleri sandviler sayesinde mmkn olmaktayd. Bu gnah-
larn ne olduu konusunda pek emin deillerdi ve olmak da
istemezlerdi. nk gnahlar insanlarn bilmek isteyecei eyler-
den deildirler. Ama var olan gnahlarndan, kendilerini yemee
zorladklar bu sandviler sayesinde onlardan yeterince arndk-
lar kesindi.

Sandvilerden daha kt olan bir ey varsa, o da onlarn


yanna kurulmu oturan sosislerdi. Ucuz etlerde bolca bulunan
kkrdak ve sinir artklaryla dolu kasvetli tpler yani. Scak ve
kederli bir eyden oluan bir denizin iinde yzerlerdi. zerlerine
ahbann bal eklinde bir ine batrlmt: bunun dnyadan
nefret eden, Stepneydeki arka merdivenlerde kedileri arasnda
bir bana lm ve unutulmu bir ahbann ansna yapldn
hissederdiniz.

Sosisler gnahlarnn ne olduunu bilip de belirli bir gnahtan


arnmak isteyenler iindi.

Buralarda daha iyi bir yerler olmas gerek, dedi Arthur.

Zaman yok, dedi Fenny, saatine bakarak. Trenim yarn saat


iinde hareket edecek.

Sallanan kk bir masaya oturdular. Masada birka kirli


bardak ve zerinde akalar yazl olan birka lekeli bira altl
vard. Arthur Fennye bir domates suyu ve kendisine de yarm
litrelik bira barda dolusu soda syledi. Ve bir ka sosis. Bunu ni-
ye yaptn bilmiyordu. Onlar, yapacak bir eyler olsun diye
alm olmalyd.
776/1186

Barmen Arthurun para stn bar tezgahnn zerinde


birikmi olan bira havuzuna daldrarak att, Arthur bunun iin
ona teekkr etti.

Pekala, dedi Fenny, saatine bir gz atarak, bana sylemeniz


gereken eyin ne Olduunu anlatn.

Sesi tahmin edilebilecei gibi son derece pheciydi ve Ar-


thurun kalbi skyordu. Fenny orada anszn giriverdii souk ve
savunmac bir tutum iinde otururken, burann ona aklamaya
alaca eyler iin ortam olarak hi de yardmc olamayacan
dnd. Bir eit ryada kazand bir telepati yetenei sayes-
inde Fennynin geirdii zihinsel kn, aksine grntlere ra-
men, Dnyann yeni bir uzay evre yoluna yer amak amacyla
yklmas ile ilgili olduunu hissediyordu. Bu garip gerei
Dnyada tek bilen oydu, nk buna bir Vogon uzay gemisinden
tank olmutu ve bunun da tesinde hem vcudu hem ruhu Fenny
iin dayanlmaz bir sz ile kvranyordu ve onunla mmkn olan
en ksa zamanda yatmak istiyordu.

Fenny, diyerek sze balad.

Acaba ekiliimiz iin bir bilet almak ister miydiniz? Ufak bir
ekili.

Arthur ban kaldrp serte bakt.

Emekli olacak olan Anjie iin.

Ne?

Onun bir bbrek makinasna ihtiyac var da.


777/1186

Sert izgili ince yapl, kurallara uygun rg bir tayyr giymi,


salar kurallara uygun permal, yznde, kurallara uygun kk
bir glck tayan orta yal bir kadn zerine eilmiti.

Kadnn elinde bir bilet koan ile bir kumbara vard. Tanesi
yalnzca on sent, dedi, onun iin belki de iki tane bile alabilirsin-
iz. Bankay iflas ettirmeden yani nlayan, kk bir kahkaha att
ardndan ilgi ekecek kadar uzun bir i geirdi. Bankay iflas et-
tirmeden demi olmann ona sava gnlerinde kendisine birka
ere yatacak yer salama ii verildiinden bu yana, duyduu en
byk zevki verdii ok akt.

Eee, evet, peki, dedi Arthur, aceleyle ceplerini kartrd ve


birka bozuk para kard.

Kadn, insan kzdran bir yavalk ve byle bir zellik varsa,


kurallara uygun bir oyunculukla iki bilet kesti ve onlar Arthura
verdi.

Dilerim siz kazanrsnz, dedi kadn, yznde anszn beliren


ve origami sanatnn gelimi bir rnn andran glmsemeyle,
dller yle ho ki.

Evet, teekkr ederim, dedi Arthur, aceleci bir tavrla bi-


letleri cebine tktrp saatine bir gz atarak.

Sonra Fennye dnd.

Piyango biletlerini satan kadn da yle.

Ya siz ne diyorsunuz, kk hanm? dedi, Bu Anjienin


bbrek makinas iin. Anjie emekliye ayrlyor da. Evet mi?
Yzndeki kk glc daha da yukarlara ekti. Bir an nce
778/1186

bu ie bir son verip glmsemekten vazgemesi lazmd yoksa


cildinin yarlmas kanlmazd.

E, bakn, ite buyurun, dedi Arthur ve kadnn uzaklamasn


salayacan umarak eline bir elli sentlik sktrd.

Oh, paramz var, yle deil mi? dedi kadn uzun ve glm-
seyen bir i ekile. Londral myz?

Arthur keke bu kadar lanet olas yava konumasayd diye


dnd.

Hayr, tamam, gerekten de, dedi, elini sallayarak ve kadn


korkun bir azimle, teker teker be bileti sayp koparmaya balad.

Ama biletlerinizi almanz gerek, diye srar etti, yoksa


dlnz alamazsnz. ok gzel dller, biliyor musunuz? ok
uygun.

Arthur biletleri kadnn elinden kapt ve elinden geldii kadar


sert bir tonla teekkr etti.

Kadn bir kez daha Fennye dnd.

Ve imdi, siz ne...

Hayr! diyerek Arthur neredeyse haykrd. Bunlar onun


iin, diye aklad elindeki be bileti sallayarak.

Oh, anlyorum! Ne ho!

kisine de hastalkl bir ekilde glmsedi.

Eh, umarm....
779/1186

Evet, diye tersledi Arthur, teekkr ederiz.

Kadn nihayet masadan ayrlarak bitiik masaya geti. Arthur


mitsizlik iinde Fennye dnd ve onun sessiz kahkahalarla sar-
sldn grerek bir nebze rahatlad.

ni ekti ve glmsedi.

Nerede kalmtk?

Bana Fenny diyordunuz ve ben de size bunu yapmamanz


sylemek zereydim.

Ne demek istiyorsunuz?

Kz domates suyunun iindeki kk tahta kokteyl ubuunu


iki parmann arasnda tutarak dndryordu.

Bu yzden kardeimin bir arkada olup olmadnz sordum.


Aslnda o benim vey kardeim. Beni Fenny diye aran tek kii o
ve ben bunu yapmasndan holanmyorum.

O halde asl ismin..?.

Fenchurch.

Ne?

Fenchurch.

Fenchurch m?

Kz ona ser sert bakt.


780/1186

Evet, dedi, herkesin sorduu ve bkknlktan beni lk


la bartacak o aptal soruyu sizin de sorup sormayacanz
grmek iin sizi bir vaak gibi keskin gzlerle izliyorum. Eer
bunu yaparsanz ok kzacam ve ok da hayal krklna uray-
acam. stelik lk atacam. zleyin de grn.

Glmsedi, ban sallayarak salarn biraz ne drd ve


onlarn arasndan Arthuru gzledi.

Oh, dedi Arthur, bu biraz hakszlk ama, yle deil mi?

yle.

Gzel.

Pekala, dedi kz glerek, Sorabilirsiniz. Bir an nce bu ii


halletsek iyi olur. Beni Fenny diye armaya devam etmenizden
iyidir en azndan.

Herhalde... dedi Arthur.

Yalnzca iki biletimiz kald, biliyor musunuz, ve sizinle daha


nce konutuumda yle cmerttiniz ki... Ne? diye tersledi
Arthur.

Permal, glckl ve elinde hemen hemen bitmi bilet koan


tutan kadn imdi elindeki son iki bileti Arthurun burnunun di-
binde sallyordu.

Bu ans size vermeliyim diye dndm, nk dller yle


gzel ki.

Kendinden emin bir tavrla burnunu buruturdu.


781/1186

ok zevkli. Onlar seveceinizden eminim. Ve Bu Anjienin


emeklilik hediyesi iin, biliyorsunuz ya. Ona bir...

Bbrek makinesi, evet, dedi Arthur. Buyurun.

Ona iki tane daha onluk uzatt ve biletleri ald. Kadnn aklna
bir fikir gelmi gibiydi. Bu ok yava yava gelen bir fikirdi.
Geliini bir kumsalda uzun bir dalgann geliini izler gibi
izleyebilirdiniz.

Oh, hayatm, dedi, bir eye engel olmuyorum, deil mi?

kisini de endieyle gzlyordu.

Hayr, her ey yolunda, dedi Arthur. Yolunda olabilmesi


mmkn olabilecek her ey, diye srdrd, yolunda, sorun
deil.

Teekkr ederiz. diye ekledi.

Diyorum ki, dedi kadn, mutlu ve endieli bir heyecan


iinde, siz... ak deilsiniz, deil mi?

Bunu syleyebilmek ok g, dedi Arthur. Henz konuma


frsat bulamadk.

Fenchurche bir gz att. O srtyordu.

Kadn ok bilmi bir gvenle ban sallad.

Birazdan size dlleri gstereceim, dedi ve uzaklat.

ekerek dnen Arthur ak olup olmadn anlamakta zor-


land kza bakt.
782/1186

Bana, dedi kz, bir soru sormak zereydiniz. Evet, dedi


Arthur.

sterseniz bunu birlikte yapabiliriz,dedi Fenchurch. Beni


bir...?

el antasnn iinde.... diye ona katld Arthur.

......Kayp Bagaj Ofisinde .. dedi ikisi birlikte.

...... Fenchurch Caddesi stasyonunda m bul

mular, diyerek birlikte bitirdiler.

Ve cevap, dedi Fenchurch, hayr.

Gzel, dedi Arthur.

lk tohumlarm orada atlm.

Ne

lk toh...

Kayp Bagaj Ofisinde mi yani? diye dehet iinde haykrd


Arthur.

Hayr, tabii ki deil. Aptal olmayn. Kayp Bagaj Ofisinde


ailemin ne ii var? dedi kz, bahsi geen dnceyle olduka
irkilerek.

ey, ne bileyim, diye aceleyle cevap verdi Arthur, veya daha


ok...

Bilet kuyruunda imiler.


783/1186

Bilet...

Bilet kuyruunda. Ya da yle olduunu iddia ediyorlar. Detay


vermeyi reddediyorlar. Sadece Fenchurch Caddesi stasyonundaki
bilet kuyruunun nasl skc olabileceine inanamazsnz
diyorlar.

Ciddi bir tavrla domates suyundan bir yudum ekti ve saatine


bakt.

Arthur bir iki dakika yutkunmaya su gibi aldamaya devam


etti.

Biraz sonra gitmek zorundaym dedi Fenchurch, ve siz hala


iinizi dkmek iin o kadar heyecanl olduunuz bu dehetli
olaanst eyin ne olduunu bana anlatmaya balamadnz.

Niin sizi Londraya gtrmeme izin vermiyorsunuz? dedi


Arthur. bugn Cumartesi, zel olarak yapacam hibir iim yok,
isterdim ki...

Hayr dedi Fenchurch, teekkr ederim, ok tatlsnz, ama


hayr. Birka gn iin yalnz kalmaya ihtiyacm var. Glm-
seyerek omuzlarn silkti.

Ama..

Baka bir zaman anlatrsnz. Size telefon numaram


vereyim.

Kz rakam kurun kalemle bir kat paras zerine yazp eline


tututururken Arthurun kalbi kt kt atyordu.

imdi rahatlayabiliriz, dedi kz. Yavaa glmsemesi Ar-


thurun iini ylesine doldurmutu ki, patlayabileceini dnd.
784/1186

Fenchurch, dedi, ismi sylerken bundan haz alarak, Ben...

Bir koli, diye onu bastrd srnak bir ses, vine likr ve
ayrca, buna baylacaksnz biliyorum, bir gramofon pla kay-
dndan isko gayda mzii.

Evet teekkr ederiz, ok ho, diye steledi Arthur.

Londradan geldiiniz iin, dedi permal kadn, ' onlar size


gstersem iyi olur diye dndm...

dlleri Arthurun grebilmesi iin gururla uzatyordu. O da


bunlarn gerekten de bir koli vine likr ve gramofondan kay-
dedilmi bir gayda mzii albm olduunu grebiliyordu.
dller bunlard.

imdi sizi rahat brakaym da ikilerinizi bitirin, dedi kadn,


Arthurun szlayan omzuna hafife dokunarak, ama grmek
isteyeceinizi biliyordum.

Arthur gzlerini Fenchurchnkilerle yeniden birletirdi ve


birden syleyecek bir ey bulamad. kisi arasnda bir an gelip
gemi, ama o ann btn ritmi u lanet olas aptal kadn
tarafndan berbat edilmiti.

Merak etmeyin, dedi Fenchurch, bardann tepesinden ona


gzlerini ayrmadan bakarken, tekrar greceiz. Bir yudum
ald.

Belki de, diye ekledi, o olmasayd buradaki durum bu kadar


iyi gitmezdi. Bilmi bir glle glmsedi ve salarn tekrar
yzne dkt.

Bu hi de yalan deildi.
785/1186

Arthur itiraf etmeliydi ki bu bal gibi de gerekti.

13
O akam Arthur evin iinde uzun admlarla dolaarak, yava
hareketlerle msr tarlasnda geziniyormu gibi yapyor ve dur-
makszn ani kahkaha tufanlarna kaplyordu. Kazand gayda
mzii albmn dinlemeye bile dayanabileceini dnd. Saat
sekizdi ve Fenchurche telefon etmeden nce plan tamamn
dinlemeye, dinlemek iin kendisini zorlamaya karar verdi. Belki
de telefonu yarna bile brakmas daha doru olurdu. Hava atmak
iin byle yapmalyd. Veya gelecek haftaya ertelemeliydi.

Hayr. Hayr oyun yoktu. Onu istiyordu ve bunu kimin


renecei umurunda deildi. Onu kesinlikle ve mutlaka istiy-
ordu, ona hayrand, onu arzuluyordu, onunla yapmak istedii
eylerin says bu dnyada bir ad olan eylerin saysndan daha
fazlayd.

Kendisini resmen Yippee gibi bir eyler haykrrken ve evde


serseri mayn gibi oradan oraya dolarken buldu. Onun gzleri,
onun salar, onun sesi, her eyi...

Durdu.

Gayda plan alacakt. Sonra onu arayacakt.

Yoksa, onu daha nce mi aramalyd?

Hayr. Yapaca ey uydu. Gayda plan almaya balayacak,


onu dinleyecekti, son atn inleyen son namesine kadar dinleye-
cekti. Sonra onu arayacakt. Uygun sra buydu. Yapaca ey de
buydu.
786/1186

Dokunduu zaman ortadan kay bolu verecekleri endiesiyle


bir eye dokunmaktan korkuyordu.

Pla eline ald. Kaybolmad. Karton klfndan kard. Pikab


at, ve ses ykselticileri evirdi. Pikap da, ykselticiler de salam-
d. neyi plan zerine indirirken aptal aptal kkrdad.

Oturdu ve ciddiyetle Bir sko Askeri ni dinledi.

Hayran Eden Zerafeti dinledi.

sko dalarndaki dar, derin vadilerle ilgili bir ey dinledi.

Geirdii mucizevi le vaktini dnd.

Tam ayrlmak zerelerdi ki, berbat bir yuhuu patlamasyla


irkilmilerdi. Korkun permal kadn odann br ucundan krk
kanatl sersem bir ku gibi kendilerine el sallamaktayd. Pabdaki
herkes onlara dnm bir tepki bekliyordu.

Bbrek makinesinin alnabilmesi iin toplanan 4.30 pound


iin Anjienin nasl sevinip mutlu olaca hakkndaki konumay
dinlememilerdi. Bitiik masadan birinin bir koli vine likr
kazandn hayal meyal fark etmiler ve Yu Huu eken bayann
37 numaral biletin onlarda olup olmadn sorduunu kavrayab-
ilmeleri bir iki dakikalarn almt.

Arthur biletin kendisinde olduunu kefetmiti. Kzgnlkla


saatine bakmt.

Fenchurch onu drtmt.

Hadi, demiti, git ve onu al. Aksilik etme. Onlara ne kadar


memnun olduunu anlatan bir konuma yap ve sonra beni arayp
ilerin nasl gittiini anlat. Pla da dinlemek isterim. Hadi.
787/1186

Koluna vurmu ve uzaklamt.

Pabn devaml mterileri Arthurun dln kabul ederken


yapt konumay biraz abartl bulmulard. Alt taraf, kazand
ey bir gayda mzii albm idi.

Arthur bunlar dnd ve mzii dinledi ve durup durup


kahkahalara bouldu.

14
Zrr Zrr.

Zrr zrr.

Zrr Zrr.

Alo, evet? Evet, doru. Evet. Biraz barmanz gerek, burada


ok grlt var. Ne?

Hayr ben sadece akamlar bara bakyorum. le vakti


alanlar Yvonne ve Jim, Jim mal sahibidir. Hayr ben yoktum.
Ne?

Biraz barmanz gerek.

Ne? Hayr, ekiliten falan haberim yok. Ne? Ayrlma, ben


Jimi araym.

Tezgahtaki kz elini alcnn zerine kapatarak grltl barn


zerinden seslendi. Adamn biri telefonda kazand piyangoya
ilikin bir eyler anlatyor. Durmadan biletinin 37 numara
olduunu ve kazandn sylyor.
788/1186

Hayr, burada bir adam vard o kazand, diye bard


barmen.

O biletin bizde olup olmadn soruyor.

Eer bileti bile yoksa kazandn nasl dnebilir ki?

Jim diyor ki, biletin bile olmadan kazandn nasl dnebi-


lirmisin. Ne?

Kz elini tekrar alcnn zerine kapatt.

Jim bu adam bamn etini yiyor. Biletin zerinde bir numara


olduunu sylyor.

Tabii ki biletin zerinde bir numara olacak, lanet olas bir


piyango bileti deil mi bu?

Diyor ki yani biletin zerinde bir telefon numaras yazl


imi.

u telefonu kapatp, lanet olas mterilere servis yapar msn


sen?

15
Oradan sekiz saat uzaklkta, batda, bir adam kumsalda otur-
mu anlatlmaz kayb iin yas tutuyordu. Kaybna ancak ufak
paketler halinde zlebiliyordu, nk tamam, tanmas ok zor
olan byk bir yk oluturuyordu.
789/1186

Uzun yava pasifk dalgalarnn kumsala yaklamasn


seyrediyor ve olmayacan bildii bir hibir ey iin bekliyor,
bekliyor, bekliyordu.

Olmamasnn zaman geldiinde, usule uygun ekilde, olmad.


Akam zeri bylece kendi kendini tkettiinde, gne de denizin
uzun ufuk izgisinin gerisine dt ve gn bitmi oldu.

Kumsal ismini veremeyeceimiz bir kumsald, nk adamn


zel malikanesi orada bulunuyordu. Buras, Los Angelesin nce
batya doru uzanan o yzlerce millik ky eridi zerinde yer alan
kk, kumluk bir uzantyd. Otostopunun Galaksi Rehberi'nin
son basksndaki bir blmde nafile, mafile, menhus, uursuz ve
bu anlamda baka ne kelime varsa o ve her trl kt zellie
sahip bir yer olarak bahsi gemi, bundan bir ka saat sonra
yazlm bir baka blmde ise, burann Amerikan Ekspresin
reklam mektuplarndan olumu ama Amerikan Ekspresin derin
ahlak duygusundan yoksun binlerce dnmlk bir yer olduu,
bunlarn da tesinde, her nedense burada gkyznn de sar
renkli olduu anlatlmt.

Ky eridi batya doru uzanp sonra kuzeye, Rehber in gi-


dilecek gzel bir yer olarak niteledii, San Fransiskonun puslu
krfezine doru dnmekteydi. Orada karlatnz herkesin ayr
zamanda bir uzay yolcusu da olduuna inanmanz ok kolayd.
Onlarn tarznda merhaba demek sizin iin yeni bir din balat-
mak anlamna gelebilirdi. Yerleip de orann usullerini iyice kav-
rayncaya kadar, herhangi birinin sorduu her drt sorunun
n hayr diyerek cevaplamak karnzayd. nk orada
sregelen baz ok garip eyler vard ve bunlarn bir ksm bir ey-
den phelenmeyen uzayl yabancnn ok ihtiya duyduu eyler
olabilirdi. Rehber'de, kvrlarak uzanan yzlerce millik kayalk ve
kumsaldan, palmiyelerden, dalga kranlar ve gn batmlarndan
karlmamas gereken bir frsat olarak bahsedilmekteydi.
790/1186

Ve ky eridinin karlmamas gereken bu uzants zerindeki


bir yerde, biroklarnn deli olarak nitelendirdii, teselli edilemey-
en adamn evi yer almaktayd. Kendisinin sylediine gre, ona
deli denmesinin tek sebebi, yle olmasyd.

nsanlarn onun deli olduunu dnmelerinin birok sebe-


binden bir tanesi, ou kiinin evlerinin yle veya byle garip
olduu bu yerde bile, onun evinin gariplikte olduka arya
kam olmasndand.

Evinin ismi Tmarhanenin D idi.

Kendi ismi sadece John Watsond, ama o- baz arkadalarnn


da imdi isteksizce kabullendii gibi- Akll Wonko olarak arl-
mak istiyordu.

Evinde bir dizi garip ey vard ve altna sekiz kelime kaznm


olan gri bir cam kavanoz da bunlarn iindeydi.

Daha sonra ondan bahsedecek ok frsatmz olacak bu sefer ki


yalnzca gn batmn izlemek ve onun da orada olup izlediini
sylemek iin bir balangt.

Deer verdii her eyi kaybetmiti ve imdi dnyann sonunun


gelmesini bekliyordu- bu sonun oktan gelip getiinin pek
farknda deildi.

16
Arthur, Tauntondaki bir barn arkasndaki p tenekelerini
kartrarak geirdii ve hibir ey ne bir piyango bileti ne de tele-
fon numaras bulabildii iren bir Pazar gnnn ardndan,
791/1186

Fenchurchn kendisini bulabilmek iin elinden gelen her eyi


yapt. O daha ok ey denedike aradan, daha ok haftalar geti.

Kendi kendisini azarlyor, kendisine, kaderine, dnyaya ve


havasna hiddetleniyordu. Bu znts ve fkesi srasnda onunla
karlamadan hemen nce gitmi olduu benzin servis istasy-
onun kafeteryasna bile gidip oturdu.

Beni zellikle huysuzlatran bu ince ince yaan yamur.

Ltfen yamurdan ikayet etmeyi kes artk, diye terslendi


Arthur.

Yamur kesilseydi ben de ikayet etmeyi keserdim. Bak...

Ama sana yamur kesildikten sonra ne olacan anlataym


m?

Hayr.

Meleyecek.

Ne?

Gkgrltleri meleyecek.

Arthur kahve fincannn kenarlar zerinden dardaki berbat


havaya bakt. Burasnn, iinde bulunabilecei en gereksiz yer
olduunu fark etti. Kendisini oraya mantndan ok, batl inanc
ekmiti. Bununla birlikte, kader byle rastlantlarn gerekten de
mmkn olabileceini ortaya atarak onu tavlamak istercesine,
onu orada bulunduu son seferde karlam olduu kamyon
srcs ile yeniden karlatrmt.
792/1186

Onu grmemezlikten gelmeye altka, kendisini adamn in-


san tketen konumasnn yaratt girdabn ekimine daha ok
kaptryordu.

Sanrm, dedi Arthur belli belirsiz bir sesle, bunu syleme


zahmetine katland iin kendi kendisine kfrederek, yamur
azalyor.

Ha!

Arthur sadece omuz silkti. Gitmeliydi. Yapmas gereken


buydu. Sadece kalkp gitmeliydi.

Hi durmuyor! diye sylendi kamyon ofr yksek sesle.


Masay yumruklad, ayn dkt ve bir an iin fkeden ttyor-
mu gibi gzkt.

Byle bir sz zerine yryp gidemezdiniz.

Tabii ki duruyor, dedi Arthur. Bu pek de zarif bir kar ifade


ekli saylmazd ama, sylenmesi de gerekliydi.

Yayor ..... hi.... durmakszn, dedi adam lgn

bir fke iinde kelimelere tempo tutarak masay yeniden


yumruklarken.

Arthur ban sallad.

Hi durmadan yadn sylemek aptalca... dedi. Adamn


kalar hayretle ykseldi.

Aptalca m! Niin aptalca olsun? Hi durmadan yamur


yadn sylemek niin aptalca olsun? Eer hi durmadan,
biteviye yayorsa?
793/1186

Dn yamad.

Darlingtonda yad.

Arthur bkkn bir ekilde duraklad.

Dn bana nerede olduumu mu soracaktn? diye sordu adam.


H?

Hayr dedi Arthur.

Ama sanrm tahmin edebilirsin.

yle mi sanrsn.

D ile balyor.

yle mi?

Ve yamurun orada adam deli ettiini sana syleyebilirim.

Orada oturmamalydn, arkada, dedi yanndan geen, tu-


lum giymi bir yabanc, neeyle. Oras Frtnabulutu Kesi. Biz-
im Raindrops Keep Falling On My Head iin zel rezervasyonlu
kemizdir oras. Buras ile gneli Danimarka arasndaki her
otoyol kahvesinde byle bir ke ayrlmtr. Benim sana tavsi-
yem, buradan dmen krp uzaklaman. Hepimiz yle yapyoruz.
Nasl gidiyor, Rob? Megul musun? Yal hava lastiklerin takl,
deil mi? Hah hah ha.

Tulumlu adam ksa srede oradan uzaklaarak yaknlardaki


masalardan birine bir Brit Ekland fkras anlatmaya gitti.

Gryorsun ya, serseri heriflerin hibiri beni ciddiye almy-


or, dedi Rob McKenna. Ama diye ekledi, karanlk bir ifadeyle
794/1186

ne eilip, gzlerini devirerek, ama hepsi sylediklerimin doru


olduunu biliyor!"

Arthur kalarn att.

Karm gibi, diye tslad Mc Kenna Her Mevsimde Nakliyenin


tek sahibi ve ofr. O bunun sama olduunu ve benim bouna
titizlenip, huysuzlandm sylyor, ama, dramatik bir tavrla
duraklad ve gzlerinden etrafa tehlikeli baklar frlatt, ona ne
zaman telefon edip eve gelmekte olduumu sylesem, hemen
amarlar toplamas gerektiinden bahsediyor! kahvesinin
kan iki parma arasnda evirdi. Buna ne anlam
veriyorsun?

ey..

Benim bir defterim var, diye devam etti, bir defterim var.
Bir gnlk. On be senedir tutuyorum. imdiye kadar gittiim her
yeri kapsyor. Her gnn. Ve orada havann nasl olduunu.
Btn Ingilterede , skoyada, Gallerde bulundum. Btn
Avrupada, talyada, Almanyada. Danimarkaya gidip geldim,
Yugoslavyada bulundum. Hepsi burada iaretli ve kaytl.
Kardeimi ziyaret ettiim bile yazl, diye ekledi, Seattleda.

Evet, dedi Arthur, nihayet gitmek iin ayaa kalkarak, belki


onu birilerine gstermelisin.

Gstereceim, dedi Rob McKenna.

Ve gsterdi.
795/1186

17
Ac. Keder. Daha ok ac ve daha ok keder. Bir projeye ihtiy-
ac vard ve kendisine bir proje yaratt.

Maarasnn nerede olduunu bulacakt.

Tarih ncesi Dnyada bir maarada yaamt. Bu, iyi bir


maara deildi, hatta berbat bir maarayd ama.... Amas yoktu.
Tam anlamyla berbat bir maarayd ve o orada be sene
yaamt. Bu be koca sene boyunca oray evi olarak dnmt
ve insanlar evlerinin izini srmeyi severlerdi. Arthur Dent de
byle insanlardan biriydi. Bu yzden Exetere, bir bilgisayar al-
maya gitti.

Evet, istedii ey buydu, bir bilgisayar. Ama bunun iin ka-


fasnda bilgisayarcya bildirebilecei ciddi bir amac olmas gerek-
tiini dnd. Yoksa ylece gidip, insanlarn oynayacak bir ey
aradn sanmalarn istemiyordu. Arthurun ciddi bir amac
vard. Tarih ncesi Dnyada bir maarann tam yerini tespit et-
mek. Bunu dkkandaki adama aklad.

Niin? dedi dkkandaki adam.

Bu tehlikeli bir soruydu.

Peki, bunu geelim, dedi dkkandaki adam. Nasl?

ey, bu konuda sizin bana yardmc olabileceinizi


umuyordum.

Adam iini ekti ve omuzlan dt.

Bilgisayar kullanmada hi deneyiminiz var m?


796/1186

Arthur sorunlar birka saniye iinde zen Altn Kalpdeki


gemi bilgisayar Eddieden ya da Derin Dnceden bahsedip
bahsetmemeyi dnd- sonra bahsetmemeye karar verdi.

Hayr, dedi.

Elenceli bir leden sonra olacaa benziyor, dedi


dkkandaki adam, ama bunu yalnz kendisi duydu.

Her eye ramen Arthur bir Apple ald. Birka gn sonra as-
tronomi ile ilgili birtakm yazlmlar da temin etti. Yldzlar tespit
etti, geceleri maarasndan bakt zaman yldzlar nasl
grdn hatrlayp onlarn diyagramlarn izdi ve bunlar zer-
inde haftalarca urat ve sonunda varaca kanlmaz sonucu
nee iinde erteledi. Bu kanlmaz sonu projenin batan sona
sama olduuydu.

Hatralardan yola karak izilen tahmini izimler faydaszd.


Yaadklarnn ne kadar uzun bir sre nce yaanm olduunu
bile bilmiyordu. Ford Prefect o zaman birka milyon yl olduuna
ilikin kaba taslak tahminlerde bulunmutu ama onun matem-
atikle aras hi iyi deildi.

Yine de onu en azndan bir sonuca ulatrabilecek bir yntem


buldu. Kulland parmak hesabnn olaanst karmaas, yak-
latrmalarn lgnl ve tahminlerin gizemlilii yznden, doru
galaksiyi bulabilmesi ansa kalmt. Ama o gene de devam etti ve
bir sonuca vard.

Buna doru sonu diyecekti. in asln kim biliyordu ki?

Bununla birlikte, rastlant bu ya, kaderin saysz ve grnmez


cilvelerinden biri onun tam tamna doru sonuca ulamasn
797/1186

salamt, ama tabii o bunu hibir zaman renemeyecekti.


ylece Londraya gitti ve gzne kestirdii bir kapy ald.

Oh, nce telefon edersin sanyordum.

Arthur aknlk iinde nefesini tuttu.

Sadece birka dakikalna girebilirsin, dedi Fenchurch.


Tam da dar kyordum.

18
Islingtonda bir yaz gn. Antika mobilya tamiri yapan makin-
alarn yasl inleyileri ile dolu bir gn.

Fenchurchn leden sonraki iini bo vermesi imkanszd ve


bu yzden Arthur kendi bana, ama onu sonunda bulduu iin
mutluluktan uarak, hlyalar iinde dolat, vitrinleri seyretti.
Eski tahta oyma aletlerine, Boer Sava miferlerine, zenne
kyafetlerine, ofis mobilyasna veya bala ihtiyac olan herkesin
de rahatlkla dorulayabilecei gibi, Islingtonda bu faydal
dkkanlardan bir sr vard.

Gne atlarn ve bahelerin zerinde tm gcyle parly-


ordu. Mimarlar ve musluk tamircileri zerinde, haydutlar ve hr-
szlar zerinde parlyordu. Pizzalar zerinde, emlakilerin zel
eyalar zerinde parlyordu.

Restorasyon grm mobilya dkkanlarndan birine giren Ar-


thurun zerinde parlyordu.

lgin bir bina, dedi sahibi nee iinde. Bodrumda, yakn


pablardan biri ile balant salayan gizli bir geidi var. Anladm
798/1186

kadaryla, Prens Regent iin yaptrlm, istedii zaman kaamak


yapabilsin diye.

Yani birilerinin onu soyulmu am mobilya alrken yakala-


masn engellemek iin kullanlmak zere mi demek istiyor-
sunuz? dedi Arthur.

Hayr, dedi mal sahibi, o sebepten deil.

Beni mazur grmelisiniz, dedi Arthur. Mthi mutluyum


da.

Anlyorum.

Hlyal bir ekilde dolamaya devam etti ve kendini Green-


peace ofislerinin bulunduu yerde buldu. stne Yaplacak ler-
Acil! diye yazm olduu dosyasnn iindekiler aklna geldi. Bu
zaman iinde dosyay bir daha amamt bile. Neeli bir
glmseme ile ieri girdi ve yunuslarn zgrl iin onlara biraz
para vermeye geldiini syledi.

ok komik, dediler ona, git buradan.

Bekledii reaksiyon tam olarak bu olmad iin yeniden dene-


di. Bu sefer ona epeyce kzdlar. Bu yzden, yine de biraz para
brakarak; oradan ayrld ve yeniden dar gne na kt.

Saat alty biraz gee, bir ie ampanyay kapt gibi, dar bir
sokak zerinde bulunan Fenchurchn evine yneldi.

Tut unu diyen Fenchurch eline kaln bir ip tututurdu,


sonra byk beyaz, tahta kapdan ieri girerek kayboldu. Kapnn
zerinde koca bir asma kilit ve onun zerinde de siyah bir demir
ubuk sallanyordu.
799/1186

Ev, artk kullanlmad iin bakmszlktan dklen Islington


Ziraat Odasnn arkasndaki hafif sanayi mahallesinde, ahrdan
bozma kk bir yerdi. Kocaman ahr kaplarnn dnda bir de
normal grnml, cilalanm bir tahtadan yaplm ve siyah yun-
us bal eklinde bir tokma bulunan bir kaps daha vard. Bu
kapdaki tek gariplik eiin iki buuk metre yksekliinde ol-
masyd. Bu nedenle kap iki katn zerine kondurulmutu ve
nceleri muhtemelen atlar doyurmak iin ieriye kuru ot tan-
masnda kullanlyordu.

Giriin zerindeki tulalarn arasndan, dar doru eski bir


makara uzanyordu ve Arthurun tutmakta olduu ip bunun zer-
inden geiyordu. pin br ucuna ise bir ello aslyd.

Kap bann zerinde bir yerden ald.

Tamam, dedi Fenchurch, ipi ek ve elloyu elinle tutup,


dengele. Bana yukar gnder.

Arthur ipi ekti, elloyu tutup, dengeledi.

pi tekrar ekemiyorum, dedi, elloyu brakmadan yani.

Fenchurch aa sarkt.

Ben elloyu tutuyorum, dedi. Sen ipe asl.

ello ile kap arasndaki mesafe azald ve hafife sallanan


elloyu kz usta bir hareketle ieri ekti.

Sen de yukar gel, diye seslendi Fenchurch aa doru.

Arthur eyalarnn durduu torbay ald ve heyecandan uy-


umu bir ekilde ahr kaplarndan geerek ieri girdi.
800/1186

lk geldiinde yle bir grm olduu alt oda pek dzenli


deildi ve bir sr vr zvrla doluydu. Dkme demirden yaplm
byk ve eski silindirli bir amar skma makinas orta yerde
duruyordu. Bir kede ise artc sayda mutfak eyas ylyd.
Arthurun grnce bir an iin panikledii bir bebek beii bile
vard bunlar arasnda, ama neyse ki eski bir eydi ve kitaplarla
doluydu.

Eski ve lekeli beton deme heyecan verici atlaklarla doluydu.


te sallanan tahta merdivenlerden yukar kmaya baladnda,
Arthurun ruh hali buydu. atlaklarla dolu beton deme bile ona
dayanlmaz biimde haz verici bir ey gibi grnyordu.

Bir mimar arkadam bana buraya ne harika eyler yapabile-


ceini syleyip duruyor dedi Fenchurch sohbet eder gibi, Arthur
demenin arasndan grnd srada. Durmadan buraya
geliyor, ortada durup akn bir hayranlkla kullanabilecei
boluklardan, eyalardan, partilerden bahsediyor ve muhteem
k kalitesiyle ilgili birtakm eyler mrldanyor, sonra bir kaleme
ihtiyac olduunu sylyor ve ardndan haftalarca ortadan kay-
boluyor. Bu yzden o muhteem eyleri bugne kadar
gerekletiremedi.

Aslnda diye dnd Arthur etrafna baknrken, en azndan


st oda epeyce dzenliydi. Dekorasyonu son derece sadeydi.
Etrafa koltuk kanepe yerine byk minderler konulmutu. Stereo
set ve hoparlrleri Stonehengein yaratclarn bile etkileyebilecek
cinstendi.

Her yerde solmu iekler ve ilgin resimler vard.

at boluunda Fenchurchn deyii ile ancak bir kedinin s-


abilecei bir banyonun bulunduu asmakat denilebilecek bir yer
vard. Ama diye ekliyordu Fenchurch, kedinin olduka sabrl
801/1186

bir hayvan olmas ve kafasnda alacak birka kt yara


aldrmamas gerekiyor. Yani. te byle.

Evet.

Bir an iin birbirlerine baktlar.

Bu an daha uzun bir an oldu ve anszn ok uzun bir an haline


geldi, ylesine uzundu ki bu kadar zamann nereden ktnn an-
lalmas bile zordu.

sve Peynir Bitkisiyle bile yeterince uzun bir sre yalnz


kaldnda kendini rahatsz hissedip utanmay baarabilen Arthur
iin bu an, gecikmi bir mutluluk anyd ve hi de korktuu gibi
bir ey deildi. Birden, hayvanat bahesinde doan ve hep orada
kapal kalan ve bir sabah uyandnda kafesinin kapsnn sessizce
ardna kadar aldn gren bir hayvan gibi hissetti kendini. Gri
tropik ayrlar, uzakta pembelikler iinde ykselen gnee doru
uzanrken, her tarafta yeni sesler uyanyordu.

Fenchurchn apak bir ilgiyle aydnlanm yzne ve pay-


latklar bir aknlkla glmseyen gzlerine bakarken, bu yeni
seslerin ne olduunu merak etti.

Yaamn insanlarla konutuunu, her zaman merak ettii ve


sorup durduu sorulara cevap verdiini daha nce fark etmemiti,
bunu bilinli olarak hi saptamam veya bu sesin tonlarn
tanmamt, ta ki o ses imdi ona, daha nce hi sylemedii bir
eyi syleyinceye, yani evet deyinceye kadar.

Fenchurch nihayet, ufak bir ba silkile gzlerini indirdi.


802/1186

Biliyorum, dedi. Her zaman, senin basit bir kat parasn


bir dl almadan iki dakika bile elinde tutmayacak cinsten biri
olduunu hatrlamam gerekecek.

Arkasn dnd.

Hadi yrye kalm, dedi abuk abuk. Hyde Parka


gidelim. Ben zerime daha uygun bir eyler giyeyim.

Olduka tutucu grnl, sade, koyu renk bir giysi vard


zerinde. Pek biimli bir ey olduu sylenemezdi ve aslnda ona
da pek yakmamt.

Bunu zellikle ello retmenim iin giyiyorum dedi. yi bir


ocuk ama bazen btn o yay ekme iinin onu biraz heyecan-
landrdm sanyorum. Bir dakikada hazr olurum.

Merdivenleri neeyle karak asma kata kt ve aa seslendi,


ieyi daha sonras iin dolaba koy.

Arthur, ampanya iesini dolabn kapsna yerletirirken ayn


yumurta ikizi bir baka ienin kendisininkine bitiik oturmakta
olduunu grd.

Pencereye doru yrd ve dar bakt. Tekrar dnd ve plak-


lara bakmaya balad. Yukardan elbisesinin yere derken
kard hrty duydu. Kendi kendine ne biim bir insan
olduuna ilikin sylendi. Kendi kendisine, en azndan u an iin,
gzlerini kesinlikle ve hi kaldrmadan onun plaklar zerine kil-
itli tutmasn, plaklarn isimlerini okumasn, beenmi bir
ifadeyle ban sallamasn, mecbur kalrsa lanet olas eyleri say-
masn sk skya tembih etti. Ban aada tutacakt.
803/1186

Bunu yapmakta, tamamen, son derece ve aalk bir ekilde


baarsz oldu.

Fenchurch yukardan kendisine yle srarl bir ekilde baky-


ordu ki Arthurun da yukar kendisine baktn bile fark etmemi
gibiydi. Sonra birden kafasn sallad, hafif yazlk elbisesini zer-
ine geirdi ve abucak banyoya girip kayboldu.

Bir dakika sonra dar ktnda, glmsyordu. Banda bir


gne apkas vard ve basamaklar birer ikier srayarak,
olaanst bir hafiflikle indi. Yry ilgin bir dans figrn
andryordu. Arthurun bunu fark ettiini grd ve ban hafife
bir yana eerek sordu.

Sevdin mi? dedi.

ahane grnyorsun, dedi Arthur yalnzca, nk yleydi.

Hmmmm, dedi kz, sanki Arthur sorusunu gerekten cevap-


lamam gibi.

Btn bu zaman boyunca ak kalm olan st kattaki n


kapy kapatt ve kk odaya, onu bir mddet tek bana
braklabilmesi iin her eyin uygun olup olmadn anlamak
ister gibi yle bir bakt. Arthurun gzleri de onunkileri izledi ve o
baka bir yana bakarken, kz bir ekmeceden ald bir eyi
tad keten antasna sokuturdu.

Arthur tekrar ona bakt.

Hazr myz?

Benim bir sorunum olduunu, dedi kz azck arm bir


glmsemeyle, biliyor muydun?
804/1186

Onun konuya bu kadar dolaysz girii Arthuru hazrlksz


yakalamt.

ey, dedi, baz ne olduu belirsiz eyler iitmitim...

Benim hakkmda ne kadar ey bildiini merak ediyorum,


dedi kz. Eer duyduklarn benim tahmin ettiim yerden
duymusan, o zaman bahsettiim o deil. Russel adeta durduu
yerde bir eyler uyduran tiplerdendir. nk gerek sorunla baa
kamaz o.

Arthurun iinden keskin bir endie dalgas geti.

O zaman nedir bu sorun? dedi. Bana anlatabilir misin?

Endie etme. dedi, Hi kt bir ey deil. Sadece


allmam. Hi, hi allmam.

Arthurun eline dokundu, sonra eilip ona kk bir pck


kondurdu.

Bunun ne olduunu bu akam zp zemeyecein, dedi


benim ok ilgimi ekecek.

Arthur, eer kendisine o srada hafife dokunan biri olsa, an-


layabileyeceini hissetti. Tipti gri balk kavanozuna ba
parmann trnayla vurduu zaman onun kard uzun, derin
nlama sesi gibi sesler karabilirdi.

19
Durmadan silah sesleriyle uyandrlmak Ford Prefecti rahatsz
ediyordu.
805/1186

Bakm atlyesi giriinden yavaa dar szld. Etrafndaki


en parltl makineyi susturup onu havlularla sarmalayarak kend-
isi iin bir yatak haline dntrd. Basamaklardan indi, sessiz
admlarla ve berbat bir ruh hali iinde koridorlarda dolamaya
balad.

Koridorlar ok dard ve kt aydnlatlmlard. Ik devaml


titreiyor ve gemide byk sarslmalara ve gcrtl homurtulara
sebep olan gcn anszn bir orada, bir burada ykselmesiyle
daha da ksklayordu.

Sorun bu deildi.

Soluk kl koridorda aa doru kulak trmalayan berbat


sesler kararak gelen elektrikli matkaba benzer gm renkli
kk bir ey durup duvara dayanan Ford Prefecti syrp geti.

Sorun bu da deildi.

Huzursuz bir ekilde ve glkle trmanarak, gemi blmeler-


inden birinin kapsndan daha geni ama yine kt aydnlatlm
bir baka koridora geti.

Gemi anszn ne doru frlad. Bunu olduka sk yapar


olmutu ama, bu seferki daha kuvvetli bir sarsntyd. Kk bir
manga robot, korkun madeni grltler kararak yanndan
geti.

Ama sorun bu da deildi.

Koridorun bir ucundan keskin bir duman ykseldiini


grnce, dier yne doru yrd.

Bir dizi gzlem monitrnn nnden geti. Monitrler


duvarlarn iindeydiler ve sertletirilmi olduu halde yine de
806/1186

izilmi olan pleksiglas tabakalarn arkasna yerletirilmilerdi.


Ekranlardan biri, Tek Aamal Oy sistemi hakknda abartl ve
sama sapan eyler syleyen, irkin grnl, yeil, pullu bir
srngeni gsteriyordu. Sisteme kar m, yoksa taraftar m
olduunu anlamak zordu, ama bu konuda ok gl eyler hisset-
tii kesindi. Ford sesi kst.

Bununla birlikte, sorun bu da deildi.

Bir baka monitre geti. Bunda, kullandnz takdirde size


kendinizi zgr hissettirecei anlalan bir di macununun
reklam vard. Reklama berbat, atlak boru sesli bir mzik elik
ediyordu, ama Fordu rahatsz eden bu deildi.

Gm renkli, muazzam byklkteki Xaxisian gemisinin


dn kontrol altnda tutan, boyutlu ve daha geni bir baka
ekrann nne geldi.

O izlerken, ayn karanlk glgesinden syrlarak ortaya kan,


rktc ekilde silahl, bin adet Zirzla yldz sava gemisi, Xaxis
yldznn gzleri krelten yuvarla karnda dizildiler ve ayn an-
da Xaxisian gemisinin tm delikleri, onlara doru anlatlmaz,
iren, ktlk dolu bir ate kusmaya balad.

te Fordun sorunu buydu.

Huzursuz bir ekilde kafasn sallad ve gzlerini ovuturdu.


Donuk gmi renkli bir robot enkaznn zerine ylp, oturdu.
Kolayca anlalabilecei gibi bu robot daha nce yanmt, ama
artk zerine oturulabilecek kadar soumu bulunuyordu.

Esnedi ve srt antasnn iinden Otostopunun Rehberi'ni bu-


lup, kard. Ekran at ve nc dzeydeki birtakm kaytlar
arasnda ylesine gezinmeye balad. Uykusuzluuna kar bir
807/1186

are aryordu. DNLENME nerisine rastlad. Buna gerekten


ihtiyac olduunun o da farkndayd. Sonra karsna DNLENME
VE NEKAHAT blm kt. Tam ona gemek zereyken, anszn
kendisinin daha iyi bir fikri olduunu fark etti. Ekrana bakt.
Sava her saniye artan ateli bir fkeyle sryordu ve grlt
korkuntu. Gemi sarslyor, lklar atyor ve gnderdii veya isa-
bet ald her olaanst enerji imei ile, ne doru yeni bir
hamle yapyordu.

Yeniden Rehbere bakt ve bir iki olas blm arasnda dolat.


Birden glmeye balad ve yeniden antasn kartrd.

inden kk bir hafza kopyalama modl kard. zer-


indeki pamukuklar ve biskvi krntlarn silkeledi ve Rehber in
arkasndaki soketlerden birine onun fiini soktu.

lgili olduunu dnd tm bilgiler modle aktarlnca,


balanty kesti, modl avucunun iinde hafife havaya atp
tuttu, Rehberi antasna koydu, alayc bir glmseyile srtt ve
gemi bilgisayarnn bilgi bankasn aramaya gitti.
20
Yazn, zellikle de parklarda, gnein akamlar ufuk iz-
gisine doru yaklamasnn amac, diyordu ses ciddiyetle,
kzlarn memelerinin bir aa bir yukar dalgalannn gzlere
daha net grnmesini salamaktr. Durumun gerekten de byle
olduuna inandm ben.

Arthur ve Fenchurch oradan geerlerken birbirlerine bakp, bu


lafa gltler. Fenchurch bir an iin Arthura daha sk sarld.

Ve eminim ki, diyordu Serpantin kysndaki portatif san-


dalyesinden ahkam kesen ve kvrck, portakal rengi salar, ince
uzun burnu olan gen, eer konu derinlemesine incelenecek
olursa, bunun mkemmel bir doallk ve mantkla her eyden
fkrd grlecektir, kendisininkine komu portatif sandalyede
yaylm oturan, zayf, koyu renk sal, sivilceleri yznden
kendini itilmi hisseden arkadana bakarak tezini savunmaya
devam ediyordu, Darwinin bahsettii her eyden. Bu kesin. Bu
tartlmaz. Ve, diye ekledi, ben buna baylyorum.

Hzla dnd ve gzlklerinin altndan Fenchurche gz krpt.


Arthur kz uzaklatrrken, sessizce sarslarak kkrdadn
hissetti.

kinci tahmin, dedi Fenchurch glmesi bitince, syle


bakalm.

Pekala, dedi Arthur, dirsein. Sol dirsein. Sol dirseinde


bir sorun var.

Yine yanl, dedi kz, hi alakas yok. Tamamen yanl iz


zerindesin.
809/1186

Yaz gnei parktaki aalarn arasndan batyordu, adeta -ney-


se laflar blmeyelim. Hyde Park muhteemdi. Pazartesi gnlerin-
in samal dnda parkn her eyi mkemmeldi. rdekler bile
harikuladeydi. Bir yaz akam Hyde Parka gidip de duygulanmay-
an biri, herhalde oradan ancak bir ambulansn iinde ve yzne
bir araf rtlm olarak geen biri olabilirdi.

Buras, iindeki insanlarn her yerdekinden daha olaanst


eyler yaptklar bir parkt. Arthur ve Fenchurch, bir aacn
altnda, kendi kendine gayda almas yapmakta olan ortlu bir
adamla karlatlar. Gaydac almasna, gaydasn getirdii ku-
tunun iine ekinerek bir ka kuru brakmaya alan Amerikal
bir ifti bandan kovalamak iin ara vermiti.

Hayr! diye haykryordu onlara, Gidin bamdan! Ben sa-


dece pratik yapyorum.

Sonra kararl bir ekilde yeniden gaydasn iirmeye koyuldu.


Bu srada kan sesler bile Arthurla Fenchurchn keyfini
karmaya yetmemiti.

Arthur kollarn Fenchurchn beline dolayarak yavaa aa


doru indirmeye balad.

Poponun bir sorunu olduunu sanmyorum, dedi bir sre


sonra, onunla ilgili hibir yanllk yok gibi grnyor.

Evet, diye onaylad kz, kesinlikle popomla ilgili bir


sorunum yok.

yle uzun ptler ki, sonunda gaydac almasna aacn


br tarafnda devam etmek zorunda kald.

Sana bir hikaye anlatacam, dedi Arthur.


810/1186

Gzel.

Birbirinin zerine yatm iftlerin, baka taraflardakine oranla


daha az saylabilecei bir imen paras buldular ve orada otur-
arak artc gzellikteki rdekleri ve bu rdeklerin altndan akp
geen suyun zerinde batan gnein damlalarn izlediler.

Hikaye, dedi Fenchurch kollarn Arthurunkine dolayarak.

Benim bama gelen cinsten eylerden bahsedecek bir hikaye.


Tamamen gerek.

Bilirsin, bazen insanlar karlarnn kuzenlerinin en iyi


arkadalarnn bana gelmi olmas gereken bir eyle ilgili hi-
kayeler anlatrlar, ama aslnda hikayenin iinde bir yerde an-
latlanlarn aslnda uydurma olduu anlalr.

te benimki de o hikayelerden birine benziyor, tabii gerek


bir hikaye olmas dnda. Ve ben bu hikayenin gerek
olduundan eminim, nk anlatacam eyleri yaayan insan
benim.

Piyango bileti gibi.

Arthur gld. Evet. Yetimem gereken bir tren vard, diye


devam etti. stasyona vardm...

Sana benim ailemin bana, diye szn kesti Fenchurch,


istasyonda ne geldiini sylemi miydim? Evet, dedi Arthur,
sylemitin.

Sadece emin olmak istedim.

Arthur saatine bakt. Sanrm dnmeyi dnebiliriz artk,


dedi.
811/1186

Bana hikayeyi anlat, dedi kararl bir sesle Fenchurch.


stasyona vardn.

Yirmi dakika kadar erken gelmitim. Trenin saatini yanl


biliyormuum. Sanrm, Demir Yolu daresinin saati yanl biliyor
olmas da ayn derecede mmknd, diye ekledi bir mddet
dndkten sonra. Daha nce byle bir ey hi bama gel-
memiti nk.

Hadi anlat artk, diyerek gld Fenchurch.

Bunun zerine bilmecesini zmek zere bir gazete satn


aldm ve bir fincan da kahve almak zere bfeye gittim.

Sen bilmece zer misin?

Evet.

Hangi gazeteninkini?

Genellikle Guardian'mkini.

Bence Guardian fazla sevimli olmaya alyor. Benim ter-


cihim Times. zebildin mi bari?

Neyi?

Guardiandaki bilmeceyi.

Henz bakmaya frsatm olmad, dedi Arthur. Hala kahve


almaya alyorum.

Pekala, o zaman. Kahveni al.

Alyorum. stelik, dedi Arthur, biraz da biskvi alyorum.


812/1186

Ne cins?

Rich Tea.

yi seim.

Ben de severim. Sahip olduum btn bu yeni eylerle gidip


bir masaya oturuyorum. Hangi masaya oturduumu sorma nk
btn bunlar bir sre nce olmutu ve imdi hatrlamyorum.
Herhalde yuvarlak bir masa olmal.

Pekala.

O halde sana plan anlataym. Ben masada oturuyorum.


Solumda gazete var. Samda kahve fincan. Masann ortasnda
biskvi paketi.

Gzmde mkemmel canlandryorum.

Senin grmediin, dedi Arthur, nk henz bahsetmedim,


ben gittiim srada masada oturmakta olan adam. O da orada,
karmda oturuyor.

Neye benziyor.

Tamamen sradan biri. Bir evrak antas var. Takm elbiseli.


Garip birey yapacak biriymi gibi, dedi Arthur gzkmyor.

Ah, o tipleri bilirim. Ne yapt?

unu yapt. Masaya eildi, biskvi paketini ald, yrtp at,


bir tanesini ald, ve...

Ne?
813/1186

Yedi.

NeT Onu yedi.

Fenchurch aknlkla bakt. Sen ne yaptn, tanr akna?

ey, bu artlarda her salkl ve normal ngilizin yapacan


yaptm ve kendimi, dedi Arthur, bunu grmemezlikten gelmeye
zorladm.

Ne? Niin?

ey, zerinde eitildiimiz cinsten bir ey deil bu, yle deil


mi? Ruhumu inceledim ve yetitiriliimle ilgili deneyimlerim
arasnda ya da en temel igdlerim iinde, karmda oturan
birinin, gzlerimin iine baka baka sklmadan soukkanllkla,
biskvilerimden birini ald zaman nasl reaksiyon gstermem
gerektiini anlatan bir ey bulamadm.

Ama ey yapabilirdin... Fenchurch bunu biraz dnd.


Byle bir durumda, kendimin de ne yapabileceini bilemediimi
itiraf etmeliyim. Peki sonra ne oldu? fkeyle bilmeceye bak-
maya baladm, dedi Arthur. Ama bir kelime bile zemedim,
kahvemden bir yudum aldm, iemeyeceim kadar scakt, yapla-
cak baka bir ey de yoktu. Kendimi toparladm. Paketin anlal-
maz bir ekilde nasl alm olduunu fark etmemek iin, diye
ekledi, byk gayret gstererek bir biskvi aldm...

Ama mcadeleye giriyorsun, zor bir yol seiyorsun.

Kendi tarzmda, evet. Biskviyi yedim. Onu ok belirgin ve


grlebilir bir ekilde yedim ki adamn benim ne yaptmla ilgili
hibir phesi olmasn. Ben bir biskvi yediim zaman, dedi Ar-
thur, o biskvi yenmi olur. Peki o ne yapt?
814/1186

Bir tane daha ald. Gerekten de, diye steledi Arthur, olan
tam olarak buydu. Bir biskvi daha ald ve yedi. Gn kadar
ak. u imenlerin zerinde oturduumuz kadar kesin.

Fenchurch huzursuzca kprdand.

Ve sorun, dedi Arthur, ilk seferinde bir ey sylememi


olduum iin, ikinci seferinde konuyu demenin daha da zor bir
duruma gelmi olmasyd. Ne diyecektim? Affedersiniz... fark et-
meden yapamadm... ee.. acaba...J Bunu yapamazdm. Yine grm-
emezlikten geldim, stelik birincisinden de daha canl bir
ekilde.

Yapma...

Tekrar bilmeceye bakmaya baladm, Hala bir kelimesini bile


anlamyordum. Bu yzden, V.Henrynin St.Crispin gnnde ser-
giledii ruha benzer bir ruh sergileyerek...

Ne?

Tekrar anlamazln zerine gittim, dedi Arthur. Bir


biskvi daha aldm. Bir an gzlerimiz karlat.

Byle mi?

Evet, ey, hayr, tam yle saylmaz. Ama karlat. Sadece bir
an iin. Ve ikimiz de gzlerimizi baka yne evirdik. Ama imdi
sana syleyeceim ey u ki, havada bir elektriklenme olduu
akt. Masada gittike artan bir gerilim vard.

Tahmin edebiliyorum.

Btn paketi bu ekilde bitirdik. O, ben, o, ben...


815/1186

'Btn paketi?

Zaten sadece sekiz biskvi vard, ama o srada bana bir mr


dolusu biskviyi bitirmeye alyormuuz gibi geliyordu. Glady-
atrler bile bundan fazla bir zorluk yaam olamazlar.

Gladyatrler, dedi Fenchurch, bunu gne altnda yapmak


zorunda kalrlard. Fiziken daha yorucu olurdu.

O da var. Sonra, boalan paket aramzda cansz bir ekilde


yatmaya baladnda, adam kalkt ve yapt en kt eyi yaparak
oradan ayrld. Ben rahat bir nefes aldm tabii. Rastlantya bak ki
trenimin de bir iki dakika iinde gelmekte olduu anons edilmiti,
onun iin kahvemi bitirdim, ayaa kalktm, gazetemi aldm ve
gazetenin altnda...

Evet?

Kendi biskvilerimi buldum.

Ne? dedi Fenchurch. NeT Doru.

Hayr! diyerek soluunu tuttu Fenchurch ve katlarak


kendini imenlerin zerine att.

Tekrar doruldu.

Seni budala sersem ey seni, diye inledi, seni anadan doma


serseri ve kesinlikle budala adam.

Arthuru imenlerin zerine, geriye doru itti, yuvarlanarak


zerine kt, onu pt sonra tekrar geriye, imenlerin zerine
yuvarland. Arthur onun ne kadar hafif olduuna amt.

imdi sen bana bir hikaye anlat.


816/1186

Sanmtm ki, dedi kz bouk, atall bir sesle, geri dnmek


iin can atyordun.

Acele yok, dedi Arthur haval bir ekilde, bana bir hikaye
anlatman istiyorum.

Pekala, dedi kz, ama ksa bir tane. Ve seninki gibi komik
deil, ama... her neyse.

nne bakt. Arthur bunun o cins anlardan biri olduunu


sezebiliyordu. Etraflarndaki hava kprdamadan duruyor, bekliy-
ordu. Arthur havann gidip kendi iine bakmasn diledi.

Ben kk bir ocukken, dedi kz. Bu tr hikayeler hep


byle balar, deil mi? Ben kk bir ocukken..., her neyse. Bu
blm kzn anszn, ben kk bir ocukken diye balayp iini
dkmeye balad blm. imdi o ksma geldik. Ben kk bir
ocukken, yatamn ayak ucunda bir resim aslyd...Hikayem
hakknda buraya kadar ne dnyorsun?

Sevdim. Sanrm srkleyici. lgiyi abuk ve ho ekilde


yataa ekiyorsun. Sanrm resim konusunu biraz gelitirmemizde
bir saknca yok.

Resim, u ocuklarn holanmas gereken, ama aslnda hi de


holanmadklar cinsten bir eydi, dedi. Bir yn sevimli kk
hayvann sevimli kk eyler yapt resimlerden biri. Onlar bi-
lir misin?

Bilirim. Ben de onlardan rahatsz olurdum. Rzgarlk giymi


tavanlar, rnein.
817/1186

Tam zerine bastn. stelik bu tavanlar bir saln zer-


indeydi, onlara elik eden fareler ve baykularla birlikte. Hatta
salda bir ren geyii bile vard belki.

Saln zerinde?

' Saln zerinde. Ve saln zerinde bir de olan ocuu


oturmaktayd.

Rzgarlk giymi tavanlar ve baykular ve ren geyii ile


birlikte?

Evet, tam da onlarn arasnda. Paavralar iinde, neeli bir


ingene ocuuna benzer trden biri.

Uh.

Resmin beni endielendirdiini sylemeliyim. Saln nnde


yzmekte olan bir su samuru vard ve ben, bu samurun sala bin-
mesi bile gerekmeyen btn o zavall hayvanlar da zerindeyken
sal ekmek zorunda olmasna zlr, uyku uyuyamazdm.
Samurun sal ektii kuyruu ylesine inceydi ki devaml ekil-
mek yznden acyor olmas gerektiini dnrdm. Bu beni en-
dielendirirdi. ok deil, belli belirsiz, ama devaml olarak.

Sonra bir gn -ama bu resme yllar boyu her gece baktm


unutma- anszn saln bir yelkeni olduunu fark ettim. Daha nce
bunu hi grmemitim. Samur iyiydi. O, sala yalnzca refakat
ediyordu.

Omuzlarn silkti.

Gzel mi? diye sordu.


818/1186

Sonu zayf, dedi Arthur, dinleyiciyi alarken brakyor Evet,


ama neye alarken? Buraya kadar gzeldi, ama puan alabilmesi
iin seyirciyi harekete geirecek arpc bir sonu olmas gerek.

Fenchurch gld ve kendi bacaklarna sarld.

Bu ylesine anszn ortaya kan bir keifti ki... Yllar sren


sinsi endienin birden ortadan kalkmas ar yklerin kaldrl-
mas, siyah beyaz olan bir eyin birden renklenmesi, kuru bir dal
parasnn birden yeermesi gibi. Bir anda ortaya kan ve en-
dielerini bir tarafa brak, dnya gzel ve mkemmel bir yer. Ger-
ekten de ok kolay, diyen bir bak as. imdi sen herhalde
bunlar sylememin sebebinin bu akam zeri kendimi byle his-
setmemden kaynakland dnyorsun deil mi? ey, ben...
dedi Arthur. Kendine gveni bir anda parampara olmutu.

Evet, hi nemli deil, bunun zarar yok, dedi

Fenchurch, Bu leden sonra gerekten byle hissettim. His-


settiklerim tam olarak byle. Ama bak, ben bunlar daha nce de
hissetmitim, hatta daha gl bir ekilde. nanlmaz derecede
gl bir ekilde. Korkarm ben, dedi uzaklara bakarak, anszn
ortaya kan artc aklamalar iin yaratlmm.

Arthur allak bullak olmutu, neredeyse hi konuamayacak


haldeydi onun iin o an byle bir giriimde bulunmamay daha
akllca buldu.

ok garipti, dedi kz. Musay izleyen Msrllardan birinin,


Musann sopasn sallamas karsnda Kzl Denizin davrannn
olduka ilgin saylabileceini sylemi olabilecei gibi sylemiti
bunu.
819/1186

ok garip, diye tekrarlad, nk gnlerce nceden iimde


son derece ilgin bir his oluuyor, sanki doum yapacakmm
gibi. Hayr, aslnda yle saylmaz, daha ok sanki bir eyle
balantya geiyormuum gibi, azar azar. Hayr, byle bile deildi;
sanki Dnyann tamam, benim araclmla,...

42 rakam, dedi Arthur yumuak bir tonla, sana bir ey


ifade ediyor mu?

Ne? Hayr, sen neden bahsediyorsun? diye hayretle haykrd


Fenchurch.

Yalnzca bir dnceydi, diye mrldand Arthur. Arthur,


demek istiyorum ki bu, bu benim iin ok gerek, bu ciddi.

Ben de tam anlamyla ciddiyim, dedi Arthur. Benim bir


trl emin olamadm tek ey Evren. Bununla ne demek
istiyorsun?

Bana gerisini de anlat dedi Arthur. Kulana garip

gibi de gelse, merak etme. nan bana, pek ok garip ey


grm geirmi biriyle konuuyorsun, diye ekledi, ve byle
sylerken biskvilerden bahsettiimi sanma. Fenchurch ban
sallad ve ona inanm grnd. Sonra birden koluna yapt.

yle basitti ki, dedi, geldiinde bana ulatnda, yle


mkemmel ve olaanst bir ekilde basitti ki. Neydi bu gelen?
dedi Arthur yavaa.

Arthur, bak, dedi, artk bilmediim ey bu ite. Ve bu


yzden kaybm dayanlacak gibi deil. Geriye dnp onu dne-
cek olduumda, zihnim titremeye ve tedirginlemeye balyor ve
820/1186

eer ok gayret edersem ancak ay fincanna kadar ulaabiliyorum


ve sonra kafam bombo oluyor.

Ne?

ey, senin hikayende olduu gibi, dedi, iin en iyi ksm bir
kafede bama geldi. Orada oturmu bir fincan ay iiyordum.
imdeki o birikimin olumaya balamasndan gnler sonrayd,
birleme hissinin balamasndan yani. Sanrm yavaa
mrldanyordum. Ve sanrm kafenin karsndaki inaat alannda
alma vard. Ben de pencereden oray seyrediyordum. ay fin-
canmn zerinden. Bu, benim dier insanlar alrken seyret-
mek iin bulduum en ho yoldu. Ve birden beynimin iinde be-
liriverdi, u bir yerlerden gelen mesaj. Ve yle basitti ki. Her eyi
yle anlaml klyordu ki. Orada ylece oturup dndm. Oh!
Oh, pekala, o halde herey yolunda, o zaman. yle armtm ki,
neredeyse fincan elimden drecektim. Hatta sanrm
drdm de. Evet, diye ekledi dnceli bir biimde. Eminim
drdm. Sylediklerimin ne kadar bir anlam ifade ediyor?

ay fincanna kadar iyiydi.

Fenchurch ban sallad, tekrar sallad. Sanki onu temizle-


meye alyordu. Gerekten de yapmaya alt buydu.

te, byle. dedi, ay fincanna kadar iyi. Bana, szlk an-


lamyla, dnyann patlam gibi geldii an, ite o and.

Ne...?

Kulaa lgnca geldiini biliyorum ve herkes de bunlarn


halsinasyon olduunu sylyor, ama eer gerekten yle idiysel-
er, o zaman benim halsinasyonlarnn boyutlu Dolby Stereo
sistem halsinasyonlar olmal ve belki de kpek bal
821/1186

filmlerinden sklanlara kendimi kiralamalym. Yer gerek an-


lamda ayaklarmn dibinden ekilmiti, ve ... ve...

Emin olmak istercesine, eliyle hafife imenlere vurdu, sonra


sylemek zere olduu eyle ilgili fikrini deitirmi gibi grnd.

Ve sonra gzlerimi hastanede atm. Sanrm o zamandan


beri de oraya girip, kyorum. Her eyin yoluna gireceine ilikin
artc aklamalarla ilgili, dedi igdsel bir huzursuzluk
duymamn sebebi bu. Ban kaldrp Arthura bakt.

Arthur bir rpda kendisinin eve dnn evreleyen garip-


liklerle ilgili endielenmeyi brakt, ya da daha dorusu, bu garip-
likleri beyninin zerinde Dnlecek eyler- Acil yazl olan
blme emanet etti. te dnya, diye sylendi kendi kendine,
ite, sebebi ne olursa olsun, dnya ve ite burada duruyor ve ben
de onun zerindeyim. Ama imdi etrafnda dalgalanmaya
balamt, ayn o gece arabada Fenchurchn kardeinin ona su
deposunda bulduklar CIA ajan ile ilgili sama hikayeleri anlatt
zaman olduu gibi. Fransz Elilii dalgalanyordu. Aalar
dalgalanyordu. Glck de dalgalanyordu, ama bu normaldi
nk biraz nce zerine gri bir kaz inmiti. Kazlar nefis ve rahat
bir gn geiriyorlard ve cevaplarn bulmak istedikleri hibir
nemli sorular yoktu.

Her neyse dedi Fenchurch birden, canl canl ve kocaman


alm gzleriyle glmseyerek, benim bir yerimde bir yanllk
var ve sen bunun ne olduunu bulmak zorundasn. Hadi, eve
gidiyoruz.

Arthur kafasn iki yana sallad.

Ne oldu? dedi kz.


822/1186

Arthur kafasn sallamt, ama bunun sebebi onunla ayn


fikirde olmadn ifade etmek deildi. Aksine Fenchurchn tekli-
finin gerekten mkemmel olduunu, hatta dnyann en nemli
tekliflerinden biri olduunu dnyordu. Sadece, hi
beklemedii bir anda, Evrenin bir kap arkasndan kp, kend-
isine bh diyebilecei dncesinin kafasnda tekrarlanp duran
etkisinden kurtulmaya alyordu.

Yalnzca bunu kafamda tam olarak netletirmeye alyor-


um, dedi Arthur, sen Dnyann, ayann altnda sanki gerek-
ten...patladn...hissettiini sylyorsun...

Evet. Hissetmenin de tesinde.

Baka herkes ise, dedi tereddtle, bunun bir halsinasyon


olduunu sylyor, yle mi?

Evet, ama Arthur bu ok sama. nsanlar halsinasyon di-


yerek aklamak istedikleri her eyi aklayabildiklerini ve
sonunda, anlamadklar ne varsa her eyin bylece ortadan
kalkacan dnyorlar. Halsinasyon yalnzca bir kelime,
hibir ey aklamyor. Yunuslarn niin kaybolduunu
aklamyor.

Hayr, dedi Arthur. Hayr, diye ekledi dnceli bir


ekilde. Hayr, diye yeniden ekledi daha da dnceli ekilde.
Ne? dedi sonunda.

Yunuslarn kayboluunu aklamyor.

Hayr, dedi Arthur, Bunu anlyorum grebiliyorum. Hangi


yunuslardan bahsediyorsun sen?
823/1186

Ne demek hangi yunuslar? Btn yunuslarn kaybolduu


zamandan bahsediyorum.

Elini Arthurun dizine koymasyla Arthur omurilii zerinde


inip kan karncalanmann sebebinin Fenchurchn yavaa
srtn okamasndan deil, insanlar ona bir ey aklamaya
altnda her zaman bana dert olan o berbat ve sinsi hislerden
kaynaklandn fark etti.

Yunuslar m?

Evet.

Btn yunuslar, dedi Arthur, kayp m oldu? Evet,

Yunuslar yle mi? Btn yunuslarn kaybolduunu sylyor-


sun. Sylemek istediin bu mu ? dedi Arthur, bu noktadan tam
anlamyla emin olmak istiyordu.

Arthur, sen nerede idin tanr akna? Yunuslarn hepsi ayn


gn kayboldu, yani benim...

Fenchurch srarla Arthurun akn gzlerine bakmaya balad.

Ne...?

Hi yunus kalmad. Hepsi gitti. Kayboldu. Arthurun yzn


aratrd.

Bunu gerekten de bilmiyor muydun?

Yzndeki akn ifadeden bilmedii anlalyordu. Peki


nereye gittiler? diye sordu.
824/1186

Kimse bilmiyor. Kaybolmak demek bu demek zaten. durak-


lad. ey, bildiini syleyen bir adam var, ama herkes onun Kali-
forniyada yaadn ve delinin biri olduunu sylyor.dedi
Gidip onu grmeyi dnyordum, nk bama gelenlere
ilikin elimdeki tek ipucu buymu gibi grnyor.

Omuzlarn silkti ve sonra uzun uzun ve sessizce Arthura bak-


t.Gittiin yerleri gerekten de renmek isterdim. Sanrm o
srada senin de bana korkun bir eyler geldi. Ve biz bu yzden
birbirimizi fark ettik.

Etrafna, imdi kendini gn batmnn penelerine kaptrm


olan parka baknd.

Pekala, dedi, artk her eyi anlatabilecein biri var.

Arthur yavaa, bir yl uzunluunda bir nefes brakt. Bu,


dedi, ok uzun bir hikaye.

Fenchurch ona doru uzand ve keten antasnn iinden bir


ey kard.

Bununla bir ilgisi var m? dedi. antasndan kard ey, y-


pranm ve yolculuklar boyunca eskimi bir eydi. Savrulup, tarih
ncesi nehirlere atlm, Kakrafoonun lleri zerinde youn bir
kzllkla parlayan gneler altnda kavrulmu, Jaglan Beta aynn
buzullarnda donmu, Santraginus Vin buharl, azgn oky-
anuslarn snrlayan mermer desenli kumsallarda yar

yarya gml kalm, uzay gemilerinde bulunmu, oradan


oraya atlm, srlm ve genellikle kt kullanlmt. Yapm-
clar onun bana tam da byle eylerin gelebileceini dndk-
leri iin onu salam bir plastik klfa yerletirmiler ve zerine de
kocaman dost harflerle Panie Kaplma yazmlard.
825/1186

Bunu nereden buldun? dedi Arthur, onu elinden alp,


hayretle irkilerek.

Ah, dedi kz, senin olduunu dndm. O gece Russeln


arabasnda. Drmsn. Bu yerlerin ouna gittin mi?

Arthur Otostopunun Galaksi Rehberi'm klfndan kard.


Kk, ince esnek bir el bilgisayar idi bu. Ekran bir metinle ay-
dnlanncaya kadar birtakm tulara bast.

Bir kama, dedi.

Oralara gidebilir miyiz?

Ne? Hayr, dedi Arthur hemen, sonra yumuad, ama isteks-


izce.Gitmek istiyor musun? dedi cevabn hayr olmasn mit
ederek. Soruyu, Gitmek istemiyorsun, deil mi? eklinde
sormam olmas, onun asndan byk bir fedakarlkt.

Evet, dedi, kaybettiim mesajn ne olduunu renmek


istiyorum. Ve nereden geldiini. nk sanmyorum ki, diye
ekledi, ayaa kalkp parkta artan hzne bakarak, buradan gelmi
olsun.

Hatta, diye ekledi, kolunu Arthurun beline dolarken, bur-


ann nerede olduundan bile emin deilim.

21
Otostopunun Galaksi Rehberi daha nce de sk sk ve isabetli
olarak belirtildii gibi, olduka artc cinsten bir eydi. Adndan
da anlalabilecei gibi aslnda bir rehberlik kitabyd. Galaksinin
btn blgelerinde ve zellikle kokumuluun daha fazla olduu
826/1186

yerlerde, sulh hukuk, ticaret ve ceza mahkemelerini nemli or-


anda ve devaml olarak tkayan sorun, ya da sorunlardan biri,
uydu.

Yukardaki cmlenin bir anlam var. Sorun bu deil.

uydu:

Deiim.

Rehberi tekrar okuyun anlayacaksnz.

Galaksi hzl deien bir yerdi. Akas o kadar ok


blmnn her bir paras devaml hareket halinde ve devaml
bir deiim iindeydi ki gayretli ve titiz bir editrn bu mthi de-
tayl ve karmak elektronik kitabn, her gnn her saatinde ve
her dakikasnda deien evre koullarn canla bala gslemes-
inin bir kabus olacan dnebilir ve byk bir yanlgya
derdiniz. Yanlg noktanzsa bu editrn de, Rehberin o
zamana kadar sahip olduu tm dier editrler gibi, gayretli,
titiz veya canla bala kelimelerinin gerek anlamlarn kavra-
maktan uzak olduunu fark etme baarsn gsterememeniz
olurdu.

Sub-Eta nternetinde girdilerin gncelletirilip gncelletir-


ilmemesi ok okunur olup olmamalarna balyd.

rnein, u mitolojide, efsanelerde ve insan aptallatracak


kadar skc olan o boyutlu mini dizilerde sz edilen
muhteem ve sihirli Fuolomis Ate Canavarnn evi Foth of
Avalarsdaki Brequinda meselesi.

Eski gnlerde, yani Sorth of Bragadoxun Kefinden nce, Fra-


gilisin arklar syledii, Queneluxl Saxaquinin gc elinde
827/1186

tuttuu zamanlarda, hava tatl ve ve geceler mis kokulu olmasna


ramen herkes bir ekilde bakire kalmay baarabilmekteydi ya da
yle kaldklarn iddia ediyorlard. Ama o gzel hava ve mis kok-
ulu geceler varken, bylesine olmayacak bir iddiaya herhangi
birinin u ya da bu biimde inanabileceini nasl dnrlerdi bil-
inmez. Foth of Avalasdaki Brequindada en az yarm dzine Ate
Canavarna arpmadan bir tulay dahi yerinden oynatmak
imkanszd.

Bunu yapmay isteyip istemeyeceiniz ise ayr bir konuydu.

Ate canavarlarnn aslnda bar sever yaratklar ol-


madndan deildi bu, nk yleydiler. Bara son damlasna
kadar hayrandlar ama bir eylerin damlalarna duyduklar bu
abartl hayranlklar, bazen sorunu yaratan eyin ta kendisi
olurdu: nk kiinin sevdiini incitmesi yle sk rastlanan bir
eydi ki. zellikle de eer bu kii bir Fuolomis Ate Canavar ise
ve roketatar gibi bir nefese ve bahe parmakl gibi dilere
sahipse. Bir baka problem de bu canavarlarn bir kez havaya
girdiklerinde sk sk bakalarnn sevdiklerini de inciterek ie
devam etmelerindeydi. Btn bunlara, greli olarak saylar daha
az olan ve ortalkta tulalar frlatarak dolaan lgn adamlar da
ekleyince ortaya Foth of Avalasdaki Brequindada pek ok kiinin
canavarlar tarafndan ciddi biimde yaralanmas sonucu
kyordu.

Ama bu umurlarnda myd? Deildi.

Kaderlerine aladklar duyulmu muydu? Hayr.

Fuofomis Ate Canavarlar vahi gzellikleri, asil tavrlar ve


onlara hayranlk ve sayg duymayanlar srma adetleriyle tm
Brequinda topraklarnda hayranlk ve sayg uyandrrlard.
828/1186

Bunun sebebi neydi?

Cevap basitti.

Seks.

Anlalmaz bir sebepten tr, zaten tatl ve mis kokulu olan,


stne stlk bir de ay ile aydnlanm olan gecelerde, or-
talkta alaktan uan ate nefesli kocaman canavarlar bulun-
masnda neredeyse dayanlmaz seksi bir eyler vard.

Foth of Avalasdaki Brequindann ak-delisi halk bunun niye


byle olmas gerektiini size syleyemezdi ve zaten siz de bu etki
bir kez ykselip gcn gstermeye baladnda durup da bunu
tartmaya kalkmazdnz. nk akam ufkuna kar yarm dzine
ipek kanatl, deri gvdeli Fuolomis Ate Canavarndan oluan
sr grntye girer girmez, Brequinda halknn yars, br
yarsyla birlikte ormanlara koturup, orada nefessiz, youn bir
gece geirdiklerini ve gnn ilk klaryla birlikte, glmseyen
mutlu yzlerle ortaya kp olduka sevimli bir ekilde hl bakire
olduklarn iddia ettiklerine tank olurdunuz - hazdan yzleri al al
ve yap yap bakireler.

Pheromenlar diyordu baz aratrmaclar.

Dierleri bunun ses titreimleri ile ilgili bir eyler olduunu id-
dia ediyordu.

Etraf iin temeline inmeye alan ve bunun iin ok zaman


harcayan aratrmaclarla doluydu.

Rehberin bu gezegendeki ilikilerin genel durumuyla ilgili,


batan karc grafik tanmlarnn, onun tarafndan ynlendiril-
meye raz olan otostopular arasnda son derece yaygn olmas
829/1186

artc deildi. Bu yzden, bu blm Rehberden hibir zaman


karlmam ve bylece daha sonra oraya yolculuk yapacak
otostopularn ehir Devleti Avalasdaki bugnn modern Bre-
quindasnn artk beton ynlar, uyuturucular ve Canavar Bur-
ger Barlarndan ibaret olduunu kefetmeleri kendilerine
braklmt.

22
Islingtonda hava tatl ve mis kokuluydu.

Sokakta dolaan Fuolomis Ate Canavarlar falan yoktu tabii,


ama eer bunlardan biri rastlant eseri oralara urayacak olsa
yapaca en iyi ey yolun karsndaki pizzacya gidip kamn doy-
urmak olurdu herhalde, nk burada ona pek de ihtiya yoktu.

Ekstra anezli acl Hot Doglarnn tam yarsnda i


koymalar iin elverili bir durum ktnda, Fuolornis Ate
Canavaryla ayn etkiyi uyandran karya bir haber gnderip,
mzik setinde, Dire Straitsin bir albmn almalar yeterli
olurdu.

Hayr, dedi Fenchurch, daha deil.

Arthur mzik setine Dire Straitsi koydu. Fenchurch yukar


kattaki kapy ieri tatl ve mis kokulu gece havasnn biraz daha
girmesi iin aralk brakt. iltelerden yaplm oturma yerler-
inden birine, alm bir ampanya iesinin hemen ok yaknna
oturdular.
830/1186

Hayr, dedi Fenchurch, bende yanl olan eyin ne olduunu


bulmadan olmaz. Hangi param? Sanrm, diye ekledi ok, ok,
ok yavaa, imdi ellerinin olduu yerden balayabiliriz.

Arthur sordu, Peki ne tarafa doru ilerlememi gitmemi


istersin?

Aa, dedi Fenchurch, bu durumda.

Arthur elini hareket ettirmeye balad.

Aslnda, dedi Fenchurch, aa, dier taraf.

Ah, evet.

Btn bir hafta iyi olmaktan bkt iin imdi sert bir biraya
ihtiyac olan Mark Knopfler, bir cumartesi gecesinde, bir Schecter
Custom Stratocaster bayku gibi ttrp, melekler gibi ark sy-
letebilecek olaanst bir yetenee sahipti. Plak henz o paraya
gelmedii iin u anda konuyla pek ilgisi yoktur ama geldiinde
birok olay patlak verecektir ve de tarihi elinde bir olay listesi ve
kronometre ile hazr ve nazr olamayacana gre, bunu her eyin
hl ar aksak ilerledii u anda irdelemek en iyi yol olarak
grlmektedir.

Ve bylece geliyoruz, dedi Arthur, dizine. Sol dizinin


korkun ve trajik bir sorunu var.

Benim sol dizimin, dedi Fenchurch, hibir eyi yok.

Gerekten de yle.

Biliyor muydun...

Neyi?
831/1186

Ehm, tamam, bildiini grebiliyorum. Hayr, devam et.

O halde bu sorun ayaklarnla ilgili bir ey olmal...

Fenchurch, ksk soluk n altnda glmsedi ve ne anlama


geldii pek de ak olmayan bir ekilde, omuzlarn iltelerin zer-
inde saa sola kvrd. Evrende, kesin bir yer belirtmek gerekirse
Squornshellous Betada, yani minderler bataklnn iki popler
dnyasnda, zerilerinde birilerinin saa sola kvrlmasndan ok
holanacak ilteler bulunduuna gre, onlarn da imdi burada
olmamas ok yazkt. Olsalard, bu grdklerinden ok holanr-
lard, zellikle de omuzlar ritm kaydrarak oynatlp, kvrlma tam
olarak ne anlama geldii pek de ak olmayan bir ekilde yapld
iin. Ne yazk ki orada deillerdi. Deillerdi, nk hayat byleydi
ite.

Arthur Fenchurchun sol ayan kendi kucana koydu ve ona


dikkatle bakt. Bacaklarndan aa kaym olan elbisesiyle ilgili
her ey bu konuda net bir ekilde dnebilmesini ok
zorlatryordu.

tiraf etmem gerekiyor ki, dedi, ben aslnda ne aradm


bilmiyorum.

Bulduun zaman anlayacaksn, dedi kz. Gerekten


anlayacaksn.

Sesinde hafif bir tutukluk vard. Oras deil.

Kendini artan bir aknlk iinde hisseden Arthur kzn sol ay-
an yere brakt ve sa ayan eline alabilecek ekilde kendisi de
yer deitirdi. Fenchurch ne doru eilerek kollarn onun
boynuna dolayarak onu pt, nk bu srada plak eer dinlemi
832/1186

olsanz bunu yapmamann imkansz olacan bileceiniz o


blme gelmiti.

Sonra ona sa ayan verdi.

Arthur onu okarken, parmaklarn kzn bileinin zerinde,


ayak parmaklarnn altnda, ayann bombesinin zerinde
gezdirdi. Hatal hibir ey bulamad.

Fenchurch onu son derece elenerek izliyor, glyor, kafasn


sallyordu.

Hayr, durma, dedi, ama bu deil tabii.

Arthur durdu, yerde duran sol ayana bakarak kalarn att.

Durma.

Sa aya okamaya devam etti, parmaklarn, bilek, ayak par-


maklarnn altn, ayak bombesinin izgisi etrafnda tekrar gezdirdi
ve Yani tuttuum hangi ayakla ilgili olduunu mu sylemek
istiyorsun...?

Fenchurch, Squomshelleous Betadaki basit bir iltenin


yaamna kucak dolusu yaam sevinci katabilecek omuz silkmel-
erinden birini daha yapt.

Arthur kalarn att.

Beni kucana al, dedi kz yavaa.

Onun sa ayan yere koydu ve kendisi ayaa kalkt. Kz da


yle yapt. Onu kollarna alp kaldrd ve yine ptler. Bu bir
sre devam etti. Sonra kz imdi beni tekrar yere indir, dedi.
833/1186

Arthur, hala akn, onun dediklerini yapt.

Evet?

Kz ona neredeyse meydan okur gibi bakyordu.

Peki ayamdaki sorun ne?

Arthur hala anlamyordu. Yere oturdu, sonra onun ayaklarna,


doal artlar altnda ve normalde bulunduklar yerde bakmak
iin, elleri ve dizleri zerinde doruldu. Ve byle yakndan
bakarken garip bir ey dikkatini ekti. Kafasn tamamen yere
yaptrd ve gzledi. Uzun bir sessizlik oldu. Yorgun bir ekilde
geriye ekilip arkasna yasland.

Evet, dedi. Ayaklarndaki sorunun ne olduunu gryorum.


Senin ayaklarn yere demiyor.

Peki... peki ne diyorsun buna?

Arthur ona acele bir bak att ve gzlerini birden koyultan en-
dieyi grd. Kz dudan srmt ve titriyordu.

Ne yapa... diye kekeledi. Sen...? Karanlk, korku dolu


yalarla dolan gzlerini saklamak iin ban sallayarak salarn
sallayarak yzne drd.

Arthur abucak kalkt, kollarn onun boynuna dolad ve ona


tek bir pck verdi.

Belki benim yapabildiimi sen de yapabilirsin, dedi ve st


kattaki kapdan dmdz ylece yryp kt.

Plak en gzel blme gelmiti.


834/1186

23
Xaxis yldz evresinde savan fkesi devam ediyordu.
rktc ekilde silahlandrlm yzlerce kzgn Zirzla gemisi,
gm renkli, muazzam byklkteki Xaxisian gemisinin yayd
kavurucu nlarla parampara olmu ve atomlarna ayrlm
durumdayd.

Ayn da bir blm gitmi, iinden geerken uzayn dokusunu


da silip gtren ayn yakc g silahlar tarafndan havaya
uurulmutu.

Kalan Zirzla gemileri her ne kadar korkun silahlarla da


donatlm olsalar, Xaxisian gemisinin ldrc gc karsnda
devre d kalmlard ve hzla yok olan ayn arkasna snmak
zere kayorlard. Ayn hzla arkalarndan onlar izlemekte olan
Xaxisian gemisi anszn bir tatile ihtiyac olduu anonsunu
yaparak sava alann terk etti.

Bir an iin, hepsinin korku ve aknl ikiye katland, ama


Xaxian Gemisi oktan gzden kaybolmutu bile.

Emrindeki sersemletici glerle birlikte mantkszca ekil-


lendirilmi uzayda abucak, fazla aba harcamadan ve her eyden
nemlisi sessizce ilerliyordu.

Bir bakm onarm atlyesinden yatacak yere dntrlm


yal, kokulu snann derinliklerinde Ford Prefect havlular
arasnda uyuyor, eski av ryalar gryordu. Derin uykusunun bir
noktasndaki ryada kendisini New Yorkta grd.

Gecenin ge bir saatinde Dou Yakasndaki nehrin kysnda


yryordu. Nehir yle acayip kirlenmiti ki, artk iinden her an
835/1186

bir sr yeni yaam formu ortaya kyor, bunlar kendileri iin iyi
yaam artlar ve oy hakk istiyorlard.

Bunlardan biri imdi yzerek yanndan gemi ve el sallamt.


Ford da ona el sallad.

ey akntya kar yzd ve kyya trmanmaya alt.

Selam, dedi, Ben az nce yaratldm. Evren iin, her


ynmle tamamen yeniyim. Bana anlatabilecein bir ey var m?

ff, dedi Ford, biraz hayretle, sanrm baz barlar nerede


bulabileceini anlatabilirim.

Ak ve mutluluktan ne haber. Bu tr eylere ok ihtiya


olduunu hissedebiliyorum, dedi, antenlerini dalgalandrarak.
Bunlarla ilgili bir ipucu verebilir misin? stediin trden
eylerin bir ksmn, dedi Ford, Yedinci Caddede bulabilirsin.

gdsel olarak, dedi yaratk, aceleyle,"gzel olmamn


gerekli olduunu hissediyorum. yle miyim? Biraz fazla
dorucu deil misin?

Saklayp gizleyecek hibir ey yok. yle miyim?

ey imdi btn kaldrma yaylyor, apur upur ve fokur fok-


ur sesler karyordu.

Bana gre mi? dedi Ford. Hayr. Ama dinle, diye ekledi bir
mddet sonra, yle idare edip giden bir sr kii var, biliyorsun.
Orada, aada senin gibi bakalar da var m?

Bana bak, ahbap, dedi yaratk. Dediim gibi, ben burada


yeniyim. Yaam benim iin tam anlamyla yabanc. Anlatsana
neye benziyor?
836/1186

te bu Fordun sz sahibi olduunu hissederek konuabilecei


bir konuydu.

Yaam, dedi, bir greyfurt gibidir.

Ee, nasl yani?

ey, bir eit portakal rengi ile san karm ve d yzeyi


ptrl. Ortas slak ve mrekkep bal gibi bir eydir. inde
ekirdekleri de vardr. Oh, bazlar kahvaltda bir yarm yemekten
holanrlar.

Burada konuabileceim baka kimse bulabilir miyim?

Herhalde bulabilirsin, dedi Ford, bir polise sor. Ford Pre-


fect snann derinliklerinde kprdanarak dier tarafna dnd.
Bu, onun en sevdii ryalardan biri deildi, nk iinde Eroticon
VInn Memeli fahiesi, Eccentrica Gallumbits yoktu. Oysa
onun ryalarnn ounu o sslerdi. Ama en azndan
uyuyabiliyordu.

24
Allahtan ki sokakta yukar doru gl bir hava akm vard,
nk Arthur bu tr bir eyi uzun zamandr denememiti, en
azndan bilinli olarak denememiti. Zaten byle bir eyin
dnlp tanlmas onun yaplmamas anlamna geliyordu.

Hzla aa savruldu, tepetaklak yuvarlanrken kapnn eii


enesinde tam koca bir yark ayordu ki birden yapt eyin ne
kadar aptalca olduunun aknlna kapld ve iin yere arp-
makla ilgili ksmm unuttu. Bylece enesine bir ey olmad.
837/1186

yi bir numara, diye dnd, becerebilirsen.

Yer bann zerinde gzda verircesine asl duruyordu.

Yeri, onun ne kadar olaanst byk bir ey olduunu ve


orada asl durmaktan vazgeip kendi zerine dmeye karar
verecek olursa nasl cann yakacan dnmemeye alt.
Bunun yerine Madagaskarda yaayan lemurlarla ilgili ho eyler
dnmeye urat. Bu tam da yapmas gereken cinsten bir eydi,
nk o srada lemurun tam olarak ne olduunu hatr-
layamamt. Yaad yerdeki muazzam byk srlerle halinde
gezen hayvanlardan biri mi idi, yoksa vahi bir hayvan myd

bilemiyordu. Her eye olumlu yaklamak gibi bir kolaycla


kamadan iyi eyler dnmeye almak hi de kolay bir i
deildi. Btn bunlar dnmek zihnini iyice megul ederken,
vcudu da hibir yere demedii gereine uyum salamaya
alyordu.

Bir Mars ikolatas kad sokaktan aa srklendi.

Bir an gzle grlr bir phe ve kararszlk geirdikten sonra


rzgarn kendisini kaldrmasna ve Arthurla yer arasnda oynat-
masna izin verdi.

Arthur...

Yer, bann zerinde hala ayn tehditkar tavrla asl kalmay


srdryordu ve Arthur bu konuda bir ey yapma zamannn
geldiini dnd, rnein ondan uzaa dmek gibi. Ve yapt
da bu oldu. Yavaa. ok ok yavaa.

Yavaa ok, ok yavaa dmekteyken, gzlerini kapad


yavaa, hibir eyin dengesini bozmamak iin ok dikkatliydi.
838/1186

Gzlerini kapama hissi btn vcudunu dolat. Bir kez ayak-


larna ulanca ve tm vcudu gzlerinin imdi kapal olduu ve
bu yzden panik olmad fikriyle uyarlnca , yavaa, ok ok
yavaa gvdesi bir tarafa evrildi, akl bir baka tarafa.

Bunun yer sorununu zm olmas gerekiyordu.

Artk etrafndaki temiz havay hissedebiliyordu. evresinde


neeli bir ekilde esiyor, oradaki varlndan rahatsz olmuyordu.
Ve Arthur yavaa, ok, ok yavaa, derin ve uzak bir uykudan
uyanrcasna gzlerini at.

Daha nce de umutu tabii. Birok kereler, ta ki ku


konumas dinlemekten bkknlk gelinceye kadar, Krikkit zer-
inde umutu rnein, ama bu farklyd.

Kendisinden , buuk metre aada sert asfalt vard ve bir


ka metre sanda st Caddenin sar sokak klar bulunuyordu.

ans eseri sokak karanlkt. nk gece boyunca yanmalarn


salayacak zamanlama dmesi pek akll saylmazd. le vak-
tinden hemen sonra alyor ve akam bastrmaya balarken
kapanyordu. Bu yzden Arthur koyu bir gizlilik rts ile
sarmalanm durumdayd.

Yavaa, ok, ok, yavaa kafasn Fenchurche doru


kaldrd. Sessiz ve aknlktan nefesi tutulmu bir ekilde evinin
st kapsnn giriinde ylece duruyordu.

Yz Arthura bir metre kadar bir uzaklktayd.

***
839/1186

Sana, dedi ne yaptn sormak zereydim. Ama sonra ne


yaptn grebildiimi fark ettim. Uuyordun. Onun iin, dedi
hafif bir aknlk duraklamasndan sonra, sama bir soru ola-
cakm gibi geldi.

Arthur sordu, Sen yapabilir misin bunu?

Hayr.

Denemek ister misin?

Fenchurch yine dudan srd ve ban sallad, hayr demek


iin deil de, sadece tam bir perianlk ifadesi olarak. Yaprak gibi
titriyordu.

Nasl olduunu bilmiyorsan? diye srar etti Arthur, olduka


kolay bir ey. in nemli ksm burada. Nasl yaptndan kesin-
likle emin olmamak.

Ne kadar kolay olduunu gstermek iin sokak boyunca


szlerek uzaklat, olduka arpc bir ekilde yukar doru
savruldu ve sallanarak ona doru indi, tpk rzgara kaplm bir
banknot gibi.

Bunu nasl yaptm sor.

Nasl... yaptn bunu?

Hi fikrim yok. En ufak bir fikrim bile yok.

Fenchurch perian bir ekilde omuz silkti. O halde ben


nasl...?

Arthur salnarak biraz daha aa indi ve elini uzatt. Elime


basmay denemeni istiyorum, dedi, Yalnzca bir ayanla.
840/1186

Ne?

Bir dene.

Huzursuzca, tereddtle, hemen hemen diyordu kendi kendine


sanki tam nnde havada yzen birinin eline basyormu gibi
yapacaksn ve ayann biriyle Arthurun eline bast.

imdi brn.

Ne?

Arkadaki ayandan arln ek.

Yapamam.

Yapmay bir dene.

Byle mi?

yle.

Huzursuzca, tereddtle, hemen hemen diyordu kendi kendine,


sanki kendisine yaptnn neye benzediini anlatmay kesti,
nk bilmeyi hi de istemedii gibi bir hisse kaplmt.

Gzlerini sk skya kardaki harap deponun damndaki ba-


caya dikmiti. Bu onu haftalardr tedirgin ediyordu, nk kesin-
likle yerinden dmek zereydi ve Fenchurch bunun iin kimsen-
in bir ey yapp yapmayacan veya kimseye bir ey sylemesi
gerekip gerekmediini merak ediyordu. Bu arada bir an iin bile,
hibir eyin zerinde durmayan birinin elinin zerinde
durduunu aklna getirmemiti.

imdi, dedi Arthur, sol ayandan arln ek.


841/1186

Fenchurch deponun hal irketine ait olduunu dnd.


Ofisleri kenin br tarafnda idi. Sol ayandan arln ekti.
Belki gidip baca hakknda onlarla konumalyd.

imdi, dedi Arthur, sa ayandan da arln ek.

Yapamam.

Dene.

Bu adan bacay iyice gremiyordu. Ona sanki orada amur ve


balktan baka bir de ku yuvas varm gibi geliyordu. Eer biraz
ne eilecek ve sa ayan kaldracak olursa, belki daha iyi
grebilirdi.

Arthur aada sokakta birinin Fenchurchn bisikletini al-


maya altn grnce panie kapld. Tam da u srada bir
kavgaya karmak istemiyordu ve adamn iini sessizce grp, ka-
fasn yukar kaldrmamasn diliyordu.

Adamda bisiklet almay alkanlk haline getirmi birinin ses-


siz ve kaygan baklar vard. stelik ald bisikletlerin sahipler-
ini bann birka metre zerinde havada uarken bulmaya da
alk deildi. Her iki alkanlndan dolay da gayet rahatt ve ii
zerine, kararl ve konsantre olmu bir ekilde eilmiti. Bisiklet-
in betona gml demir bir ubua tungsten karbid halkalarla
tartlmaz biimde bal olduunu grnce sakin bir ekilde
bisikletin her iki tekerleini de bkt ve yoluna devam etti. Arthur
uzun sredir tuttuu nefesini brakt.

Bak sana ne gzel bir yumurta buldum, diyordu Fenchurch


kulana.
842/1186

25
Arthur Dentin yaptklarnn devaml izleyicisi olanlar, bu
vakte kadar artk onun karakteri ve alkanlklar ile ilgili bir
izlenim edinmilerdir. Ama bu izlenim, gerei ve tabii ki yalnzca
gerei kapsasa da, gerein btnnn o muhteem boyutlarn
oluturmakta yine de olduka yetersiz kalacaktr.

Bunun sebebi ok aktr. Dzeltme, seme, ilgin olanla ilgili


olan arasndaki dengeyi salama ve olay karsnda alnan tavr-
larla ilgili uzun ve skc blmleri karp atma ihtiyac.

Tpk burada olduu gibi. Arthur Dent yatmaya gitti. On be


basaman her birini teker teker kt. Kapy at, odasna girdi,
ayakkablarn ve oraplarn ve sonra zerindekilerin hepsini
teker teker kard ve onlar dzgn bir biimde katlanm bir
yn halinde yere brakt. Pijamalarn giydi, mavi izgili olanlar.
Yzn ve ellerini ykad, dilerini fralad, tuvalete gitti, bunlar
yanl sra ile yaptn bir kez daha fark etti ve ellerini yeniden
ykamak zorunda kald ve ardndan yatmaya giriti. lk on
dakikay bir gece nce nerede kaldn bulmak iin harcayarak,
on be dakika kadar kitap okudu, sonra kapatt ve bir iki
dakika iinde uykuya geti.

Etraf karanlkt. Tam bir saat, sol taraf zerinde yatt.

Birinci saatin sonunda bir dakika kadar huzursuzca


uykusunda kprdand, sonra sa tarafna dnp uyumaya devam
etti. Bundan bir saat sonra ise gzlerini hafife krptrd,
burnunu hafife kad ama tekrar sol tarafna dnmeden dolu
dolu bir yirmi dakika daha geti. Ve bylece geceyi uyanmadan
geirdi.
843/1186

Saat drtte kalkt ve yeniden tuvalete gitti. Tuvaletin kapsn


at.... ve bu, bu ekilde srp gidebilir.

Bu zrvalamaktr. Btn bu yazlanlarn olayn ilerlemesine


hibir katks yoktur. Ancak Amerikan pazarnn serpilip
gelimesini salayan cicili bicili iman kitaplar yaratrlar. Bun-
larla hibir yere varamazsnz. Ksacas bunlar bilmek isteyecein-
iz detaylar deildir.

Di fralama ve temiz orap bulma gibi deiik eitlemeler


dnda metinden karlan baka konular da vardr ki bunlarn
bazlar insanlarn olaanst ilgisini ekerler.

rnein, insanlar Arthur ve Trillian arasnda balamak zere


gibi olan eyin ne olduunu renmek isterler. likileri hi daha
ileri bir noktaya varm myd acaba?

Byle bir sorunun cevab, tabii ki, bunun onlar hi ilgi-


lendirmedii olacaktr.

Ya da Krikkitde geirdii btn o geceler boyunca Arthurun


ne yaptn merak ederler. Gezegende Fuolornis Ate Canavarlar
ya da Dire Straits albmleri yok diye herkes her gece oturup kitap
okuyacak deildir herhalde.

Ya da daha belirgin bir rnei ele alalm. Tarih ncesi


Dnyadaki komite toplantsnn ertesi gecesi neler olmutu? Hani
Arthurun kendisini, Golgafrincham gezegenindeyken bir reklam
ajansnn sanat blmnde alan ve her sabah birbirinin hemen
hemen ayns saylacak yzlerce, kt ekilmi di macunu fo-
torafna bakmaktan yeni kurtulmu Mella adnda gen ve gzel
bir kzla birlikte bir yamata otururken bulduu o gecede? ten
ie yanan aalarn zerinde ykselen ay seyrederken neler yap-
mlard? Arkasndan neler oldu?
844/1186

Ve tabii burada da cevap kitabn sona erdii olacaktr.

Bir sonraki kitap ise, hikayeyi be yl sonrasndan balatmt


ve bazlarnn iddiasna gre, dikkat ekmeden sessizce yaama
zelliini fazla ileri gtrmt. Galaksinin en uzak kelerinden
haykrlar geliyordu. u Arthur Dent, diyorlard, nedir o, bir
insan m, yoksa bir fare mi? Ve dnmesi bile korkun uzaklk-
taki yabanc bir gezegenden yaylan merakl dnceler uzayn de-
rinliklerine kazlm olarak hala orada beklemekteydi, Bu yar-
atn ay ve yaamn detaylar dnda ilgilendii baka bir ey
yok mudur? Ruhu yok mudur bu adamn? htiraslar yok mudur?
Uzun lafn ksas, bu adam hi kimseyle yatmaz m?

Btn bunlar renmeyi arzu edenler okumaya devam etsin-


ler. Dierleri iyi bir blm olan ve iinde Marvinden bahseden
son ksma atlasnlar.

26
Yukar doru srklenirlerken, Arthur Dent, ksa bir an kend-
isini genellikle ho ama skc, son zamanlardaysa garip ama skc
bulan arkadalarn dnmek iin ayrd. Onlarn pubda iyi vakit
geiriyor olmalarn yrekten diledi. Bu, bir sre iin onlar son
dn oldu.

Birbirleri etrafnda spiral izerek dnerken, yavaa ykseliy-


orlard. Sonbaharda nar aalarndan dne dne den, tyl ve
hafif nar tohumlar gibiydiler, tek fark onlar ters yne doru
hareket ediyorlard.

Ve bedenleri ykselirken, beyinleri de, bu yaptklar eyin ya


tam tamna btnyle imkansz bir ey olduunu, ya da fiziin
845/1186

henz ulamas gereken pek ok yenilik olduunu fark etmenin


heyecan iinde arklar sylyordu.

Fizik, ban nce iki yana sallayp, sonra br tarafa evirdi ve


dikkatini, Euston Caddesinde ile Bat yolundaki st geitte arabal-
arn yollarna devam etmelerini salamak, sokak lambalarn
yank tutmak ve Baker Caddesinde birisi elinden izburgerini
drd zaman, iindekilerin etrafa salmasn garanti etmek
zerinde younlatrd.

Londrann boncuk dizilerine benzeyen klar arkalarnda git-


tike klyor, ve sarho olmucasna bir o yana, bir bu yana
dalgalanyor, dalgalanp dnyor, dnyordu. Arthur durmadan
kendi kendine burann, zerilerinde alan gkyzn belli be-
lirsiz kaplayan aydnlatlm sivilcelere benzeyen klar ve garip
renkli ayrlaryla Galaksinin uzak kelerinden birindeki Krikkit
deil, Londra olduunu hatrlatyordu.

Bir dal yapmay dene, diye seslendi Fenchurche.

Ne?

Fenchurchn sesi geni hava boluu iinde garip bir ekilde


net, ama uzakt. Bu ses, nefes nefese, gvensiz ve zayf bir sesti-
btn bunlarn hepsi bu seste toplanmt, netlik, zayflk, uzaklk,
nefes nefeselik, hepsi bir aradayd.

Biz uuyoruz... diyordu Fenchurch.

Biraz, diye seslendi Arthur, hibir ey dnmemeye al.


Bir dal yapmay dene.

Bir da-
846/1186

Eli Arthurun elini yakalad ve bir saniye iinde kendi arlm


da ona aktard ve beklenmedik bir ekilde, hilie lgnca penel-
er atarak Arthurun altndan yuvarlanp gitti.

Fizik, Arthura bir gz att. Onun da dehet iinde aptallaarak,


bu ba dndrc dle midesi dnm bir ekilde ve sesi
dnda vcudunun her yan lklar atarak uzaklamakta
olduunu grd.

Hzla alalyorlard. nk buras Londrayd ve aslnda


burada byle eyler yapamazdnz.

Arthur Fenchurch tutamamt, nk buras Londrayd ve


buradan bir milyon milden az bir uzaklktaki -tam olarak yedi yz
elli alt mil- Pisa ehrinde, Galileo, ok basit bir ekilde, yere
den iki ktlenin birbirlerine oranla arlklar ne olursa olsun,
d hzlarnn ayn olacan sylemiti.

Dyorlard.

Ba dnp midesi bulanarak den Arthur, basit bir kuleyi


bile dz tutmaktan aciz talyanlarn eer fizie ilikin syledii
her eye inanarak gkyznde dolamaya devam edecek olurlarsa
balar dertten kurtulmayacam fark etti. te kendisi bal gibi de
Fenchurchden hzl dyordu.

Onu yukardan yakalad ve beceriksizce omuzlarn kavramaya


alt. Ve baard.

Gzel. imdi birlikte dyorlard. Bu ok tatl ve romantikti,


ama esas sorunu zemiyor, yani dyor olduklar gereini
deitiremiyordu ve yer Arthurun gizli kalm daha baka
marifetleri de olup olmadn grmek iin beklemiyor, aksine, bir
ekspres tren gibi onlar karlamaya gelmekteydi.
847/1186

Arthur Fenchurchun arln tayamyordu. Ne onu iine


koyarak tayabilecei, ne de onu dayayabilecei bir eyi vard.
Dnebildii tek ey, leceklerinin ok ak olduuydu ve eer
gerekleecei ok ak olarak grlebilen bu eyden baka bir
eyin gereklemesini istiyorsa, ok ak olarak grlebilenin
dnda bir ey yapmas gerekiyordu. Byle dnrken tandk
topraklarda olduunu hissetti.

Kz elinden brakt ve iterek kendisinden uzaklatrd ve Fen-


church aknlktan ta kesilmi bir ekilde yzn ona
dndrd srada, kk parma ile onun kk parman
yakalad ve yukar doru sallayp,

Fenchurch geri gnderdi. Kendisi de beceriksizce onun ar-


kasndan yukar doru yuvarland.

Nefes nefese soluyarak, hibir eyin zerine otururken Fen-


church Lanet olsun, dedi ve kendini toparladnda ikisi birlikte
gecenin iine doru uarak oradan uzaklatlar.

Tam bulutlarn altnda bir dzeye geldiklerinde durdular ve


gelmi olmalar imkansz olan bu yksekliin evresini gzleri ile
taradlar. Yerin fazla srarl ve kararl bir gzle baklacak bir ey
deil ancak geerken gz atlabilecek bir ey olduuna karar
verdiler.

Fenchurch, cesaretle kk dal denemeleri yapt ve kendisini


rzgara kar doru biimde ayarladnda, gerekten gz
kamatrc bir iki dal yapabildiini fark etti. Dallarn ayaklar
zerinde yapt bir dnle bitirdi ve bunu eteini bacaklar
etrafnda dalgalandran kk bir d izledi. Btn bunlar
olurken Marvin ve Ford Prefectin neler evirdiini renmeyi
isteyen okurlarm iin, bu blm brakp sonraki blmlere ge-
menin tam zamandr, nk tam burada, Arthur artk daha fazla
848/1186

bekleyemeyecek ve Fenchurchn elbisesini karmasna yardm


etmeye balayacaktr.

Elbise, rzgarn yardm ile aa doru szlerek bir nokta


haline gelip gzden kayboluncaya kadar srklendi ve sabahleyin
bahesindeki amar ipinin zerinde onu asl olarak bulan ailen-
in yaamn eitli ve karmak nedenlerle altst etti.

Sessizce birbirlerine sarlan Arthur ile Fenchurch, hayaletleri


andran nem bulutlan arasnda yzmeye balayncaya kadar
yukarlara doru ykseldiler. Bu bulutlar, bir uan kanatlar
arasnda ty ty uuurken grdnz, ama scak ve havasz
uan iinde oturduunuz ve baka birinin olu gmleinizin
zerine sabrla scak st dkmeye urarken, siz iziklerle dolu
kk pleksiglas camdan dar bakmaya altnz iin, elinizle
hissetme frsatn hi bir zaman bulamadnz eylerdir.

Arthur ve Fenchurch ise bulutlar elleri ile hissedebiliyorlard.


Tutam tutam, souk ve ince, vcutlar etrafnda elenkler olutur-
an ok souk, ok ince eylerdi bunlar. kisi de, yani bu eylerden
yalnzca Marks and Spencerdan alnma iki minik para sayesinde
korunmakta olan Fenchurch bile, eer yer ekimi gcnn
kendilerini rahatsz etmesine izin vermeyecek olurlarsa, yalnzca
souun ve atmosfer eksikliinin umurlarnda bile olmayacan
hissediyordu.

Fenchurch bulutlarn gizemli gvdelerinin iine doru ykse-


lirken Arthur tarafndan, utuunuz ve ellerinizi kullanmadnz
zaman baka trlsnn mmkn olmad ekilde, yani yavaa
ama ok yavaa karlmakta olan Marks and Spencerdan
alnma paralar, sabah olduunda st ve alt paralar olarak
srasyla Islevvorth ve Richmondda byk grltye sebep
olacakt.
849/1186

Bulutun iinde uzun bir sre kaldlar, nk bulutlar yksek


bir yn oluturmulard. En sonunda slak bir ekilde tepesinden
ktklarnda Fenchurch ykselen ter hava akntsnn dalgalarna
kaplm bir yldz bal gibi kendi etrafnda yavaa dnmek-
teydi. Gecenin gerek bir ay ile aydnland yerin bulutlarn
zeri olduunu anladlar.

Ik koyu ama prl prld. Oradaki dalar farklyd ama


zerilerindeki kutup karlar ile yine de dad bunlar .

Yksek bir kumulo-nimbus bulutu iinden kmlard ve im-


di tembel tembel onun kenarna doru inmekteydiler. Bu sefer,
Fenchurch Arthurun zerindekileri syryor ve giysiler aada
onlar sarmalayan beyazla doru akn bir ekilde kvrla kvrla
inerlerken Arthuru, onlardan kurtulma zgrlyle
dllendiriyordu.

Arthurun boynunu, gsn pyor ve sonra sessiz bir T harfi


eklinde yavaa dnerek, birlikte szlmeye devam ediyorlard.
O srada oradan karn pizzayla tka basa dolu bir Fuolomis Ate
Canavar geecek olsa, bu manzara onun kanatlarn rpp, hafi-
fe ksrmesine sebep olabilirdi.

Bununla birlikte bulutlarda hi Fuolomis Ate Canavar yoktu


ve olamazd da. Boeing 747lerin bolluuna karlk, dinazorlarn,
umasn bilmeyen kocaman dodo kularnn, Fraz Yldz Kmes-
indeki Yzba Stegbartlen Koca Wintwockunun da nesli ne
yazk ki tkenmiti ve Evren onlarn benzerlerini bir daha hi
gremiyecekti.

Boeing 747nin yukardaki listede pek de beklenmedik ekilde


yer almasnn sebebi bir iki dakika sonra Arthur ve Fenchurchn
yaamlarnda oluacak gerekle balantsz olmamasyd.
850/1186

Boeing 747ler kocaman eylerdi, rktc byklkte eyler.


Bunu, ancak bunlardan biri ile havada karlanca anlardnz.
Frtna gibi bir hava akn ve hareketli, lk la bir rzgar
duvar karnza kverirdi. Uan gr alan iinde bir
yerlerde, Arthur ve Fenchurchn o srada yaptna benzer bir ey
yapacak kadar sersemseniz, ikinci dnya savanda Alman bom-
bardman altnda inleyen ngiliz ehirlerindeki kelebekler gibi bir
kenara savruluverirdiniz.

Oysa bu kez nce yrek szlatan bir d veya sinir bozukluu


olmu, ardndan dakikalar sonra tekrar bir araya geli yaanm
ve kulaklar trmalayan ok edici ses onlara heyecan dolu,
muhteem ve yeni bir fikir vermiti.

Boston Massachusettsden Mrs. E. Kapelsen yal bir bayand,


yle ki kendisi artk yaamnn son demlerini yaadn dny-
ordu. ok eyler grm, grdklerinin bazlarna akl erdire-
memiti, ama u son zamanlarda ok sklmaktan ikayetiydi.
Her ey ok ho ama anlalan biraz fazla allm, fazla akla
yaknd.

Bir i geirerek, kk plastik panjurlar kenara ekti ve kanat-


larn zerinden dar bakt.

nce hostesi armas gerektiini dnd, ama sonra, hayr,


dedi, lanet olsun, kesinlikle hayr, bu onun, yalnzca onun iindi.

Yal bayann aklanmas imkansz iki kiisi, en sonunda,


kanattan kayp, kendilerini kuyruktaki hava akmna doru
brakp, yuvarlandklarnda btn neesi yerine gelmiti.

En ok da, herkesin ona sylemi olduu her eyin aslnda


yanl olduunu fark ettii iin rahatlamt.
851/1186

***
Ertesi sabah, Arthur ve Fenchurch tamir edilen mobilyalarn
hi dinmeyen iniltisine ramen ge vakitlere kadar uyudular.

Ertesi akam her eyi yeniden yaadlar ama bu kez bir Sony
Walkmen eliinde.

27
Her ey ne kadar muhteem dedi Fenchurch bir ka gn
sonra. Ama bana ne olduunu yine de renmek zorundaym.
Anlyor musun, ikimizin arasndaki fark bu. Sen bir ey kaybettin
ve onu yeniden buldun, bense bir ey buldum ve onu kaybettim.
Onu tekrar yeniden bulmak zorundaym.

Fenchurchn o gn akama kadar darda olmas gerekiy-


ordu, o yzden Arthur tm zamann telefon etmekle geirdi.

Murray Bost Hensen, sayfalar az, yazlar byk bir gazetede


gazetecilik yapyordu. Onun bu iin en ktlerinden biri ol-
madn syleyebilmek ho olurdu ama ne yazk ki durum byle
deildi. Ama tand tek gazeteci olduu iin Arthur yine de onu
aramt.

Arthur benim eski orba kam, gm orba kasem, senin


sesini duymak ne kadar zel bir srpriz. Birisi bana senin uzaya
veya yle bir yere gittiini sylemiti.

Murrayin kendi kullanmna uygun olarak icat ettii, kendine


has bir konuma dili vard ve bu dili kendisinden bakas kul-
lanamaz hatta anlayamazd bile. Hemen hi bir kelimesi bir
852/1186

anlam ifade etmezdi. Herhangi bir anlam ifade edenleri de yles-


ine mkemmel bir ekilde gizlenmi olurdu ki o samalk heyelan
arasnda kimse onlar fark edemezdi. Daha sonra ne demek is-
tediini fark ettiinizde ise bu ilgili herkes iin kt bir zaman
olurdu.

Ne? dedi Arthur.

Yalnzca bir sylenti benim fildiim, benim kk yeil bezik


masam, yalnzca bir sylenti. Hibir anlam olmasa da bu konuda
senden bir aklama isteyebilirim. Sylenecek bir ey yok. Sa-
dece kahve dedikodusu. Biz o kahve dedikodular ile yayoruz
benim sevgili takma bacam, biz onlarla yayoruz. stelik haf-
tann baka hikayelerinden birindeki baka bir eye de cuk otur-
aca iin senin bunu yalanlaman uygun debilir. Affedersin, az
nce kulamdan bir ey drdm.

Bir anlk bir sessizliin ardndan Murray Bost Henson hatta


dndnde sesinden gerekten sarslm olduu anlalyordu.

Dn akam, dedi, ne garip bir gece geirdiimi imdi hatr-


ladm. Hemeyse, arkadam, ne olduunu anlatacak deilim,
Halley Kuyruklu yldzyla dolam olmak nasl bir his?

Ben, dedi Arthur bastrlm bir i ekile, Halley Kuyruklu


yldzyla dolamadm.

Pekala. Halley Kuyruklu yldz ile dolamadn iin ne


hissediyorsun?

Olduka rahat, Murray.

Paul bunu not alrken bir sessizlik oldu.


853/1186

Benim iin yeter de artar bile Arthur, bana, Ethele ve civ-


civlere yeter de artar bile. Haftann genel gariplii ile uyum
iinde. Bu haftay Gariplikler Haftas olarak adlandrmay
dnyoruz. yi deil mi?

ok iyi.

Kulaa ho geliyor. nce u her gittii yerde yamur yaan


adam var.

Ne?

orap koncu gibi birinci dereceden kesin bir gerek. Btn


bilgiler kk siyah defterinde not edilmi durumda, her sevi-
yedeki elence sever iin biilmi kaftan. Meteoroloji Mdrl
olaya muzlu kremal dondurma misali souk bakyor ve beyaz
ceketli kk garip adamlar ellerinde cetvelleri, kutular ve damla
lerleri biberonlar ile dnyann her tarafndan buraya uuyor-
lar. Bu adam arnn dizleri, Arthur, eek arsnn memeleri. Bu
adam iin syleyebileceim tek ey Bat dnyasnn belli bal her
bir uan bceinin erojen blgelerinin tamam olduu. Ona
Yamur Tanrs diyoruz. yi mi?

Sanrm ben onunla tantm.

Kulaa ho geliyor. Ne dedin?

Onunla tanm olabilirim. Durmadan ikayet ediyor, deil


mi?

nanlmaz, sen Yamur Tanrs ile tantn, ha?

Eer ayn adamdan bahsediyorsak. Ona szlanmay kesip def-


terini birine gstermesini syledim.
854/1186

Telefonun br ucundaki Murray Bost Henson etkilenerek bir


an sessiz kald.

Mthi bir ey yapmsn. Bu kesinlikle senin becerdiin ve


kesinlikle mthi bir i. Dinle, bir tur operatrnn bu adama
Malagaya gitmemesi iin ka para dediini biliyor musun? Yani,
Sahra ln sulamak falan gibi skc eyleri bir tarafa at bu
adamn nnde yepyeni bir i sahas alm durumda, para
karlnda bir takm yerlere gitmemek. Adam bir canavara
dnmek zere Arthur, onun bingo da kazanmasn salamak
zorunda bile kalabiliriz.

Dinle, senin hakknda bir yaz yazabiliriz Arthur, Yamur


Tanrsn Yaratan Adam. Kulaa ho geliyor deil mi?

Evet, ama...

Bir bahe duu altnda senin fotorafn ekmemiz gerekebi-


lir, ama bunu hallederiz. Sen neredesin imdi?

Eee, ben Islingtondaym. Dinle, Murray...

Islington da!

Evet...

Peki, haftann gerek garipliinden ne haber, gerek ve cid-


den allengirli konu. u uan kiilerle ilgili herhangi bir ey biliyor
musun?

Hayr.

Biliyor olmalsn. Esas dumanlar tten lgn haber bu. Bu


gerek bir soslu kfte. evre halk durmadan telefon edip geceleri
uan bu iftten bahsediyor. Fotoraf stdyolarmzda btn gece
855/1186

alp gerek bir fotoraf elde etmeye alan adamlarmz var.


Mutlaka duymu olmalsn.

Hayr.

Arthur, sen nerede idin? Oh, uzayda evet, mesajn aldm.


Ama bu aylar nceydi. Dinle, btn bir hafta boyunca geceleri
srp duruyor bu, benim sevgili peynir rendem, hem de tam sen-
in tepende. Bu ift, gkyznde uarak dolayor ve her trl eyi
de yapyormu. Ve bunu sylerken duvarlarn ardn gzlemekten
veya kutu emberi numaras yapmaktan filan bahsetmiyorum. Bir
ey bilmiyorsun yle mi?

Hayr.

Arthur, arkada, seninle konumak anlatlamaz derecede


zevkliydi inan. Ama imdi gitmem gerek. Sana fotoraf makinas
ve hortumla birlikte birini gndereceim. Adresini ver bana.
Hazrm, yazyorum.

Dinle, Murray, seni bir ey sormak iin aramtm.

Yapacak ok iim var.

Sadece yunuslarla ilgili bir ey renmek istiyordum.

Zevksiz. Geen senenin haberi. Unut onlar. Onlar gitti.

Bu nemli.

Dinle, kimse umursamayacaktr. Bir hikayeyi fazla uzatamaz-


sn. Tek haberin, hikayenin ilgili olduu eyin yokluunun
srmesi olan bir hikayeyi, anlyor musun, daha fazla srdremez-
sin. En azndan bizim ilgi alanmz deil. Pazar gazetelerini ara.
Belki onlar, bir ka sene sonra Austos aynda, Yunuslara Ne
856/1186

Oldu? eklinde bir haber geebilirler. Ama imdi kim ne yapsn?


Yunuslar Hala Kayp m?, Devam Eden Yunus Yokluu, Dolfin-
ler Hala Kayp, Yunuslar- Onlarsz Gemeye Devam Eden Gn-
ler mi desinler? Hikaye ilginliini kaybetmi, lyor Arthur.
Yerde uzanm kk ayaklaryla havay tekmeleyerek can ekiiy-
or ve imdi dikkatler gkyzndeki byk altn oka evrilmi dur-
umda benim sevgili meyve sepetim.

Murray, ben bunun bir haber olup olmad ile ilgilenmiyor-


um. Ben yalnzca Kaliforniyada yunuslarla ilgili bir eyler
bildiini iddia eden o adamla nasl iliki kurabilirim onu ren-
mek istiyorum. Senin bu konuda bir eyler bileceini
dnmtm.

28
nsanlar konumaya balad.dedi Fenchurch o akam, el-
losunu yemlikten ieri aldktan sonra.

Sadece konumakla kalmyorlar, dedi Arthur, stelik koca-


man iri harflerle, gazetelerde bingo dllerinin altnda yaynlyor-
lar. Bunlar almamn sebebi de bu.

Ona hava yollar biletlerinin ince uzun koanlarn gsterdi.

Arthur, dedi kz, onu kucaklayarak. Bu onunla konumay


baardn anlamna m geliyor?

Mthi telefonik bir tkenme yaadm bugn dedi Arthur.


Fleet Streetteki her gazetenin her blm ile konutum ve
sonunda onun numarasn elde edebildim.
857/1186

ok sk altn belli, terden srlsklam olmusun, benim


zavall sevgilim.

Terden deil, dedi Arthur bezginlikle, Az nce burada bir


fotoraf vard. Vazgeirmeye altm ama,-her neyse, nemli
olan, evet baardm.

Onunla konutun.

Karsyla konutum. Adamn telefona gelebilmek iin ok


garip bir durumda olduunu syledi. Tekrar arayp arayamay-
acam sordu.

Yorgun bir ekilde oturdu ve bir eylerin eksik olduunu fark


etti ve onu bulmak iin buzdolabna gitti.

Bir iki ister misin?

Bunun iin cinayet ilemeyi bile gze alabilirim. ello ret-


menim beni yukardan aa szp de Ah, evet, sevgili Fen-
church, sanrm bugn biraz Tchaikovsky yapacaz dediinde
bunun zor anlar geireceim anlamna geldiini rendim artk.

Tekrar aradm, dedi Arthur, ve kars kocasnn u anda 3.2


k yl uzakta olduunu ve tekrar aramam gerektiini syledi.

Ah.

Tekrar aradm. Kadn durumun daha iyi olduunu syledi.


Kocas imdi sadece 2.6 k yl uzaktayd, ama telefona armak
iin bu hala uzun bir mesafe saylrd.

Konuabileceimiz, dedi Fenchurch pheli bir tonla, baka


birinin olabileceini sanmyor musun?
858/1186

Sonra durum daha da ktleti, dedi Arthur, Bir bilim


dergisinde onu ahsen tanyan biri ile grtm ve o bana John
Watsonun o ayn en aptalca hikayesine inanmakla kalmayp,
bunun kendisine altn sakall, yeil kanatl ve Doktor Schol
sandaletli melekler tarafndan dikte ettirilen kantna da sahip
olduunu syledi. Bu grlerin salamln sorgulayan kiiler
iin hemen zafer kazanm bir tavrla sz edilen o engelleri
yaratveriyormu.

lerin bu kadar kt olduunu bilmiyordum, dedi

Fenchurch yavaa. Huzursuz bir ekilde elindeki biletlerle


oynuyordu.

Mrs. Watson tekrar aradm, dedi Arthur. Bu arada,


kadnn adn bilmek istersen, Arcane Jill. Anlyorum.

Anladna memnun oldum. Bunlarn hi birine inanmay-


abileceim dndm ve bu yzden bu kez aradmda
konumalarmz tele sekretere kaydettim. Telefonun yanma
gidip btn dmeleri ile bir mddet oynayp hepsine fkelendi,
bu telefon Hangisi? isimli dergi tarafndan tavsiye edilen bir
markayd ve ldrmadan kullanlmas imkansz bir eydi.

te burada, dedi en sonunda, alnndaki teri silerek. Jeo-


statik uydu yznden ses ince ve atlak geliyordu, ama byleyici
bir sakinlikteydi.

Belki, dedi Arcane Jill Watson, telefonun aslnda onun hi


girmedii bir odada olduunu aklamam gerekirdi. Telefon T-
marhanede, anlyorsunuz ya. Akll Wonko Tmarhaneye girmek-
ten hi holanmaz, onun iin de girmez. Bunu bilmeniz gerek-
tiini dndm, nk bu sizi telefon etme derdinden kurtarr.
Onunla tanmay arzu ediyorsanz bu kolaylkla ayarlanabilir.
859/1186

Btn yapmanz gereken ieri girmek. Yalnzca Tmarhane


dndaki insanlarla tanmay kabul ediyor. Arthurun son
derece kafas karm olduu belli olan sesi: zr dilerim, anla-
madm. Tmarhane neresi? Tmarhane neresi niT' Yine Arcane
Jill Watson konuuyordu. Bir krdan paketi zerinde yazan
eyleri okudunuz mu hi?

Arthurun kasetteki sesi okumadn itiraf etmek zorunda


kalyordu.

Bunu deneyebilirsiniz. Bunun sizin iin ileri biraz daha


akla kavuturduunu greceksiniz. Size Tmarhanenin nerede
olduunu tarif ettiini de fark edebilirsiniz. Teekkr ederim.

Telefon hattndaki ses kesildi. Arthur cihaz kapatt. E,


sanrm bunu bir davet olarak kabul edebiliriz, dedi omzunu
silkerek. Aslnda bilim dergisindeki adamdan adresi almay da
baardm.

Fenchurch ban kaldrp, atlm kalaryla ona ardndan bi-


letlere bakt.

Buna deeceini sanyor musun? dedi.

ey, dedi Arthur, konutuum herkesin onun tn biri


olduuna inanmalar dnda, paylat tek ortak fikir onun yun-
uslar hakknda gerekten de yaayan insanlar arasnda en ok
bilgi sahibi kii olduu.

29
Bu nemli bir anonstur. u anda 121 sefer sayl Los Angeles
uanda bulunmaktasnz. Eer bugnk yolculuk planlarnz
860/1186

iinde Los Angeles bulunmuyorsa, u an, ua terk etmeniz iin


en uygun zamandr.
30
Los Angelesda dier insanlarn attklar arabalar bakalarna
kiralayan yerlerden birinden bir araba kiraladlar.

Keleri dnerken biraz sorun karyor, dedi gne gzlk-


lerinin ardndaki adam anahtarlar verirken, bazen arabay terk
edip o yne giden baka bir araca binmek daha pratik olabiliyor.

Sunset Bulvar zerinde bir otelde bir gece kaldlar. Birisi on-
lara burada biraz kafalarnn karmasndan holanabileceklerini
sylemiti.

Orada kalan herkes ya ngiliz ya acayip ya da bunlarn her


ikisi birdendir. Ayrca fotoraflar iin Dil, Gerek ve Mantk
dergisini okuyan ngiliz Rock yldzlarn izleyebileceiniz yzme
havuzu da vardr. demilerdi.

Bu doruydu. Byle bir havuz vard ve Arthur tam da


sylendii gibi yapyor, dergi okuyan rocklar izliyordu.

Garaj bekisi arabalarn fazla umursamamt ama bu sorun


saylmazd nk onlar da umursamyordu.

Akam ge vakitlerde Hollyvvood tepeleri arasnda ve Mullhol-


land Yolu zerinde arabayla dolatlar ve nce ad Los Angeles
olan gz kamatrc bir yzen k denizinin zerinden bakmak ve
sonra da ad San Femando Vadisi olan gz kamatrc k deniz-
inin kar kysn izlemek iin durdular. Her ikisi de gz
kamatrma hissinin, gzlerinin arkasnda bir yerde anszn
durduuna ve baka hibir taraflarna dokunmadan ve grdkler-
inden garip bir tatminsizlik duyarak ekip gittiine karar verdiler.
Heyecan verici k denizlerine gelince, bunlar iyi hotu ama n
862/1186

anlam bir eyi aydnlatmasndayd ve bu heyecan verici zel k


denizinin aydnlatt eyi ise pek de beenmemilerdi.

Ge ve huzursuz yattlar ve le vakti havann aptalca scak


olduu bir srada uyandlar. Akll Wonkonun btn gnlerini ve
gecelerinin ounu bakarak geirdii Pasifik Okyanusuna ilk bak
iin Santa Monicaya giden parasz yol boyunca arabalaryla
ilerlediler.

Birisi bana,dedi Fenchurch, bir zamanlar bu kumsalda im-


di bizim yaptmz gibi hayatlarnda ilk kez Pasifik Okyanusunu
seyreden iki yal bayann kendi aralarnda konutuklarna kulak
misafiri olduunu sylemiti. Anlalan olduka uzun bir sessiz-
likten sonra bayanlardan biri yle demi, Biliyor musun,
beklediim kadar byk deilmi.

Malibuda ky boyunca yryp, milyonerlerin k sahil


kulbelerinden birbirlerini dikkatle kollayarak kimin ne kadar
zenginletiini anlamaya almalarn izlerlerken neeleri de
yava yava yerine geldi.

Gne gkyznn bat yarsna doru inmeye baladnda,


onlar her tarafndan madeni sesler gelen arabalarna binip, akl
banda hi kimsenin nnde Los Angeles gibi bir ehir ina et-
meye kalkmay hayal bile etmeyecei gn batmna doru
ilerlerlerken neeleri daha da artmt. Kendilerini anszn
artc ve sebepsiz bir mutluluk iinde bulmular, eski ve
korkun araba radyosunun yalnzca iki istasyon almasna, bunlar
da her nedense ayn anda almaya kalkmasna bile aldr etmez
olmulard. Ne fark eder ki, her iki istasyonda da sk birer rock
and roll paras alyordu naslsa.
863/1186

Onun bize yardmc olabileceini biliyorum, dedi Fenchurch


kararl bir ekilde. Biliyorum, olacak. Ad neydi demitin, nasl
arlmak istiyordu?

Akll Wonko

Onun bize yardm edebileceini biliyorum.

Arthur yle olup olmayacan merak etti ve Fenchurchn


kaybettii ey her. ne ise onun burada, Dnyada bulunmas iin
dua etti. Dnyann neyin nesi kaca nemli deildi.

Serpentine glcnn kysnda Fenchurchle konutuklar


gnden beri durmakszn dua ettii gibi, hafzasnn en derin
yerlerine gmerek unutmay, bylece kendisini huzursuz etmesini
nlemeyi umduu bir eyleri yeniden hatrlamak zorunda
kalmamay diledi.

***
Santa Barbarada depodan dntrld anlalan bir
balk restorannda mola verdiler.

Fenchurch krmz barbun yedi ve ok lezzetli olduunu


syledi.

Arthur kl bal zgara yedi ve bunun kendisini kzdrdn


syledi.

Yanndan gemekte olan bir garson kz kolundan yakalayarak


onu azarlad.

Bu balk niin bu kadar gzel olmu? diyerek fkeyle


sorgulad.
864/1186

Ltfen arkadam balayn, dedi Fenchurch akn garson


kza, en sonunda gn iyi gitmeye balad da.

31
Eer bir ift David Bowie alp, David Bowielerden birini br
David Bowienin tepesine tutturur sonra ilk iki David Bowieden
sttekinin kollarnn her iki ucuna da bir baka David Bowie
ilitirir ve btn bu yaptklarnz kirli bir plaj elbisesine saracak
olursanz, elde ettiiniz ey tam olarak John Watsona benzemese
de onu tanyanlar tarafndan aralarnda byleyici bir benzerlik
bulunabilirdi.

Watson uzun boylu ve hantald.

O plaj koltuuna oturup, artk iinde lgn bir pheden ok


huzurlu ve derin bir elem duyarak Pasifike bakarken, tam olarak
nerede koltuunun bittiini ve nerede onun baladn syleye-
bilmeniz kolay olmazd. Btn yapnn bir anda kmesi ve bu
arada sizin baparmanz da birlikte gtrmesi olasl
karsnda elinizi, rnein onun koluna bile dokundurmaktan
ekinirdiniz.

Ama size evirdii glmsemesi ok dikkat ekiciydi. Yaamn


yapabilecekleri iinden en ktlerinin bir araya gelmesinden
oluturulmu gibi gzkrd. Ama o, bunlar o garip sras iinde
zetleyerek yznde bir araya getirdii zaman ona bakar ve
birden Oh. Peki, tamam o zaman, diye dnrdnz.

Konutuu zaman, size sk sk kendinizi byle hissettirdii iin


de bu glmsemeyi kullanmasna memnun olurdunuz .
865/1186

Oh, evet, dedi, gelip beni grrler. Hemen urada otururlar.


Tam sizin oturduunuz yerde. Altn sakall, yeil kanatl, Doktor
Scholl sandaletli meleklerden bahsediyordu.

Geldikleri yerde bulamadklarn syleyerek msr gevrei


yerler. Bol bol kola ierler ve bir dizi eyde mkemmeldirler.

yle mi? dedi Arthur, yle mi? Peki, Ee,.. bu ne zaman


olur? Ne zaman gelirler? diye sordu.

Bir taraftan da Pasifiki gzlyordu. Ky ile okyanus


arasndaki snrda kk kum ulluklar kouturuyordu ve yle
bir sorunlar vard: yiyeceklerini az nce bir dalgann slatt ku-
mun iinde aramalar gerekiyordu, ama onlar ayaklarnn slan-
masna dayanamyorlard. Bu sorunla ba edebilmek iin, sanki
svirede yaayan ok akll biri tarafndan yaplm kuklalar gibi
garip hareketlerle kouyorlard.

Fenchurch kumda oturuyor, parmaklar ile geliigzel ekiller


iziyordu.

Daha ok hafta sonlarnda, dedi Akll Wonko, kk mo-


tosikletlerle gelirler. Mthi aletler, diyerek glmsedi.

Anlyorum, dedi Arthur, Anlyorum. Fenchurchten gelen


kk bir ksrk dikkatini ekti ve dnerek ona bakt. Kumlarn
zerine ikisinin bulutlarn zerindeki halini izmiti. Bir an iin
onun kendisini heyecanlandrmaya altn dnd, sonra
kendisini azarladn anlad. Biz kimiz de, diyordu, onun deli
olduunu sylyoruz?

Evi gerekten de tuhaft. Arthur ve Fenchurchn ilk


karlatklar ey bu olduu iin neye benzer bir ey olduunu an-
latmakta fayda var.
866/1186

yle bir eydi:

Ters yz edilmiti.

Yani kelimelerin gerek anlamyla ii dndayd, o kadar ki ar-


abalarn halnn zerine park etmek zorunda kalmlard.

Zevkli bir i duvar deseni ile pembeye boyanm olan ve as-


lnda d duvar olarak adlandrlabilecek duvarda, kitaplar orta
yerinden duvar gemi hissi uyandran birka st yarm daire
ayakl tuhaf sehpa ve bakanlar dinlendirmek iin izildii aka
grlebilen tablolar vard.

Evin iyice tuhaflat ksm atyd.

Mauritis C. Escherin resimlerinden biriymi gibi kendi zerine


katlanm duruyordu. Eer Mauritis C. Escherin ehirde hzl ge-
celer geirme adeti olsayd ki byle bir eyi ima etmeye kalkmak
bu hikayenin amalar ile hi bir ekilde badamazd ama onun
resimlerine, rnein u ekilsiz basamaklarn olduu resme bakp
da byle bir adeti olmadn dnmemek de gt dorusu, o
zaman bu evin onun byle bir gecenin ardndan esinlenerek
izdii eylerden biri olduu akla gelebilirdi nk ieride asl ol-
mas gereken kk avizeler, darda ve ular yukar doru ev-
rilmi durumdaydlar.

Kafa kartrc bir durum.

n kapnn zerindeki levhada Dar gelin, yazyordu ve on-


lar da huzursuz bir ekilde syleneni yapmlard.

erisi, tabii Darnn olduu yerdi. Tulalar, tulalarn


aralarnda dzgn bir doldurma almas, iyi tamir grm su
867/1186

oluklar, bir bahe yolu, bir ka kk aak ve buraya alan


odalar.

duvarlar aa doru esniyor ve en dipte Mauritus C.


Eschere bile ka attrp nasl becerildiini merak ettirecek optik
bir grntyle, Pasifik Okyanusuna alyordu.

Merhaba, dedi John Watson, nam dier Akll Wonko.

yi diye dndler kendi kendilerine Merhaba baa


kabileceimiz bir ey.

Onlar da Merhaba dediler ve ardndan artc glmeler


geldi.

Olduka uzun bir sre Watson ilgin bir direnle yunuslardan


bahsetmek istemedi. Tuhaf bir ekilde dikkati dank grnyor
ve ne zaman yunuslarn ad geecek olsa Unuttum... diyor ve on-
lara gururla evinin ilginliklerini gstermeye balyordu.

Buras bana acayip bir zevk veriyor, diyordu, stelik be-


cerikli bir gz doktorunun dzeltemeyecei, diye devam ediy-
ordu, bir zarar da vermiyor kimseye.

Onu sevmilerdi. nsan saran ho ve ak bir yaps vard ve


bakalar bunu yapmadan kendi kendisiyle dalga geebilme
yeteneine sahipti.

Karnz, dedi Arthur, etrafna baknarak, baz krdanlardan


bahsetmiti. Bu szleri aratran bir bakla, sanki karsnn
kapnn ardndan kp krdanlardan yeniden bahsedeceinden
endielenir gibi sylemiti.
868/1186

Akll Wonko gld. Bu hafif, rahat bir kahkaha idi ve kulaa


daha nce sk sk kullanp, mutlu olduu kahkahalardan biriymi
gibi geliyordu.

Ah, evet, dedi, bunun dnyann tamamen ldrdn fark


edip o zavally iine koymak iin Tmarhaneyi ina ettiim ve iy-
ilemesini mit ettiim gnle ilgisi var.

Bu noktada Arthur yine bir para huzursuzluk hissetmeye


balad.

Bakn, dedi Akll Wonko, biz tmarhanenin dndayz.


Yine tulalar, tulalar arasndaki doldurma almalarn ve su
oluklarn iaret etti. u kapdan geince, diyerek ilk girdikleri
kapy gsterdi. Tmarhaneye girmi olursunuz. inde yaayan-
lar mutlu klabilmek iin oray ho bir ekilde dekore etmeye
altm, ama yaplabilecek ok fazla ey yok. Artk kendim oraya
hi gitmiyorum. Arada bir bunu yapmaya eilim gsterecek ol-
sam, ki bugnlerde ok az byle hissediyorum, yalnzca kapnn
zerinde yazl olan iarete bakmam bunu yapmaktan kanmama
yetiyor. una m? dedi Fenchurch, biraz akn bir ekilde zer-
inde birtakm direktifler yazl mavi bir plakaya bakarak.

Evet. Beni sonunda imdi yaadm bu her eyden uzak


yaantya zorlayan kelimeler. Bu olduka ani oldu. Bu kelimeleri
grdm ve ne yapmam gerektiine karar verdim.

Levhada unlar yazlyd:

ubuu ortalarnda bir yerinden tutunuz. Sivri ucunu azda


slatnz. Kt ucu di etine bitiik olacak ekilde di oyuunun
iine yerletiriniz. Yavaa ileri geri oynatnz.
869/1186

Bana sanki, dedi Akll Wonko, bir krdan paketi iine det-
ayl bir kullanma klavuzu koyabilecek lde aklm kaybetmi
herhangi bir medeniyetin iinde, daha fazla yaayp da akl
salmn yerinde kalmas mmkn deilmi gibi geldi.

Yeniden Pasifike bir gz att, sanki ona kendisiyle konuup


sylemesi iin cesaret vermeye alr giydi. Ama okyanus, orada
ylece huzur iinde uzanyor ve kum ulluklaryla oynuyordu.

Aklnzdan benim akl salmn yerinde olup olmadn


geirmi olabileceinizi dnerek syleyeyim ki tamamen yer-
inde. Kendime Akll Wonko dememin nedeni de bu zaten, insan-
lara bu konuda gvence vermek. Wonko annemin kk ve sakar
bir ocuk olduum ve her eyi devirdiim zamanlarda beni
ard isimmi ve Akll da benim ne olduum ve diyerek
ekledi, size Oh, peki tamam o zaman dedirten o glmsemeler-
den biriyle, asl ne olarak kalmak niyetinde olduumdur. imdi
kumsala gidip, neler hakknda konumamz gerektiine bir
bakalm m?

Kumsala gittiler. Wonkonun Altn sakall, yeil kanatl ve Dr.


Scholl sandaletli melekler hakknda konumaya balad yer
orasyd.

Yunuslarla ilgili olarak... dedi Fenchurch yavaa, mitle.

Size sandallarn gsterebilirim, dedi Akll Wonko.

Acaba, biliyor musunuz...

Gstermemi ister miydiniz? dedi Akll Wonko, Sandallar


yani. Bendeler, Size getireyim. Dr. Scholl irketi tarafndan
yaplmlar ve melekler bunlarn almalar gereken araziye zel-
likle uygun olduunu sylyorlar. Bir mesaj araclyla uzlama
870/1186

servisi ilettiklerini sylyorlar. Onlara bunun ne anlama


geldiini anlamadm syleyince, tabi anlamazsn diyerek gly-
orlar. Her neyse, gidip onlar getireyim.

O geri dnp, ieri, veya sizin alglamanza bal olarak dar


doru yrrken, Arthur ve Fenchurch birbirlerine soran ve biraz
da mitsiz gzlerle baktlar, sonra ikisi de omuz silkip ve tembel
tembel kumda resimler izmeye baladlar.

Bugn ayaklarn nasl? dedi Arthur yavaa.

dare ediyor. Kumlarn zerinde o kadar garip olmuyor. Ya da


suyun iinde. Su ok rahat ekilde ayaklarma eriebiliyor. Yalnz
burann bizim dnyamz olmadn dnyorum.

Yeniden omuzlarn silkti.

Mesajla, dedi, neyi kastettiini dnyorsun? Bilmiyor-


um, dedi Arthur, ama durmadan kendisine glen Prak isimli
adamn ans zihnini kurcalayp duruyordu.

Wonko dndnde elinde Arthuru artan bir ey tayordu.


artan sandallar deildi, onlar tamamen sradan, tahta tabanl
sandallard.

Meleklerin ayaklarna, dedi, ne giydiklerini grmek isteye-


ceinizi dndm. Sadece meraknz gidermek iin. Yoksa hi
bir ey kantlamaya almyorum. Ben bir bilim adamym ve
kant oluturan eyleri bilirim. Ama kendimi ocukluk ismimle
adlandrmamn bir sebebi de kendime bir bilimcinin ayn zaman-
da tam bir ocuk gibi olmas gerektiini hatrlatmak. Eer bir ey
grrse onu grdn sylemeli, bu ey greceini sand ey
olsa da olmasa da. nce grmeli, sonra dnmeli, denemeli.
Ama her zaman nce grmeli. Aksi halde yalnzca beklediiniz
871/1186

eyleri grrsnz. Birok bilim adam bunu unuturlar. Daha


sonra size bunu daha iyi anlatabileceim bir ey gstereceim.
Kendime Akll Wonko dememin bir baka sebebi de, insanlarn
bu yzden benim bir aptal olduumu dnmeleri. Bu benim
grdm bir eyi grdm sylememe frsat veriyor. nsan-
larn aptaln biri olduunuzu dnmelerine aldracak birisinin
bilim adam olmas mmkn deildir. Hemeyse, bunu da grmek
isteyeceinizi dndm.

Wonkonun tadn grd zaman Arthuru artan ey


buydu. nk bu, muhteem, gm grisi camdan bir balk
kavanozuydu ve Arthurun odasndakinin aynsyd.

Arthur otuz saniye kadar bir zamandr baarsz bir ekilde,


merakla ve sesinde bir yutkunmayla, Bunu nereden buldunuz?
diye sormaya alyordu.

Sonunda sras geldi ama saniyenin binde biri kadar bir zaman
farkyla frsat kard.

Bunu nereden aldnz dedi Fenchurch, merakla ve


yutkunarak.

Arthur Fenchurche merakla bakt ve yutkunarak, Ne? Sen


daha nce bunlardan grm mydn?dedi.

Evet, dedi Fenchurch, ben de de var bir tane, daha dorusu


vard. Russell iine golf toplarn koyabilmek iin onu benden
yrtt. Nereden geldiini bilmiyorum, sadece Russela onu
yrtt iin kzdm biliyorum. Niin sordun, senin de mi var
aynsndan?

Evet, o...
872/1186

kisi de Akll Wonkonun baklarn merakla ikisi arasnda


bir ileri bir geri oynattn ve aradaki snrda da yutkunmaya
altn fark etmilerdi.

Sizin de mi bunlardan var? dedi ikisine birden.

Evet. diyerek cevap verdi ikisi birden.

Her birine uzun uzun ve sakin bir ekilde bakt, sonra


kavanozu havaya kaldrarak Kaliforniya gneinin n yakala-
maya alt.

Kavanoz gnele birlikte adeta ark sylyor, gnein nn


younluu ile nlyor gibiydi ve kumlarn evresinde ve onlarn
zerinde koyu ama parlak gkkuaklar oluturuyordu. Wonko
onu elinde evirdi, evirdi. zerine itinayla kaznm ince izlerin
iinde u kelimeler aka seilebiliyordu. Hoca kaln. Balklar
in Teekkrler.

Bunun ne olduunu, diye yavaa sordu Wonko, biliyor


musunuz?

Her ikisi de merak iinde, yavaa hayr anlamnda balarn


sallayarak, bilmediklerini belirttiler. Gri camn iindeki imek
glgelerinin lts ile neredeyse hipnotize olmulard.

Bu yunuslardan bir ayrlk hediyesi, dedi Wonko ksk sakin


bir sesle, sevdiim, incelediim, birlikte yzdm, balkla be-
slediim ve hatta dillerini renmeye altm, yunuslardan.
Dillerini renmeyi imkansz zorlukta bir i haline getirmiler,
hele imdi fark ettiim gibi istedikleri takdirde bizim dilimizde ra-
hatlkla iliki kurabilecekleri gereini de gz nne alrsanz.
873/1186

Dudaklarnda bir glmseme ile, hafif hafif ban sallad ve


tekrar Fenchurche ve sonra Arthura bakt.

Siz sizinkini... dedi Arthura, sizinkini ne yaptnz? Bunu


sormamda bir saknca var m?

Ee, benimkinin iinde bir balk var., dedi Arthur, hafife


mahcup olarak. Rastlantya bakn ki, kulamda ne yapacam
bilmediim bir balm vard o srada ve ee.. bu kavanoz da
oradayd. Sesi iyice kslmt.

Baka hibir ey yapmadnz m? Hayr, dedi, yapm olsay-


dnz bilirdiniz. Tekrar bam sallad.

Karm bizimkini buday tanelerini saklamak iin kullany-


ordu, diye devam etti Wonko, sesinde yeni bir tonla, dn geceye
kadar...

Ne oldu? dedi Arthur yava ve ksk bir sesle, dn akam?

Budaymz bitti, dedi Wonko, duygusuz bir sesle. Karm,


diye ekledi, biraz daha almaya gitti. Bir an iin kendi dncel-
eri iinde kaybolur gibi oldu.

Ve sonra ne oldu? dedi Fenchurch, ayn nefessiz tonla.

Ben kavanozu ykadm, dedi Wonko. Onu ok dikkatli bir


ekilde ykadm, ok ok dikkatli, buday tanelerini son tanesine
kadar temizledim, sonra yavaa, dikkatle ve havsz bir kuma
paras ile dndre dndre kuruladm. Sonra kulama tuttum.
Siz... siz kendinizinkini kulanza yaklatrdnz m?

Her ikisi de olumsuzluk belirtecek ekilde balarn salladlar,


yine yavaa, yine aptal aptal.
874/1186

Belki de, dedi Wonko, bunu yapmalsnz.

32
Okyanusun derin uultusu.

Dncenin eriebileceinden daha uzak kylarda patlayan


dalgalar.

Deniz dibinin sessiz frtnalar.

Ve bunlarn arasndan aran sesler, yada sesler deil titreen


mrltlar, kelimecikler, yarm yamalak ifade bulmu dnce
arklar.

Selamlamalar, selamlama dalgalar, ifade edilmemi olana


doru kayan, birlikte krlan kelimeler.

Dnyann kylarnda bir keder arpmas.

Neenin dalgalar- Nerede? Tanmlanamaz ekilde bulunmu


bir dnya, tanmlanamaz ekilde eriilmi, tanmlanamaz dere-
cede slak bir su arks.

Sesler imdi ok sesli bir mzik paras oluturuyor, grltl


aklamalar, kanlmaz bir felaketle ilgili, yok edilecek bir dnya
ile ilgili, bir aresizlik dalgas, bir mitsizlik spazm, lmcl bir
d ve yine krlan kelimeler.

Ve sonra bir mit kvlcm, geen zamann izleri arasnda bir


glge Dnyann bulunmas, sulara gmlen boyutlar, paralellerin
ekim gc, derin ekim gc, kararllk duygusunun bir frldak
875/1186

gibi dn, frlatlp paralara ayrl, uu. Eskisinin yerini al-


mas iin yeni bir Dnyann sahaya ekilmesi, giden yunuslar.

Ve sonra artc tek bir ses, yeterince net.

Bu kavanoz size nsanlar Koruyalm Kampanyas tarafndan


iletildi. Size veda ediyoruz.

Ve sonra uzun, ar, mkemmel gri vcutlarn, sessizce


glerek, llemeyecek derinlikte bir bilinmeyene doru yuvar-
lanarak uzaklamasnn sesi.

33
O akam Tmarhanenin dnda kalp, iinden televizyon
seyrettiler.

Bunu grmenizi istiyordum, dedi Akll Wonko yeniden


haberler balaynca, kendisi benim eski bir meslektam. imdi
sizin lkenizde bir soruturma yrtyor. zleyin bakn.

Bu bir basn toplantsyd.

Korkarm, u anda Yamur Tanrs ismi zerinde bir yorumda


bulunamam. Biz kendisini Bir Anda Ortaya kan Neden-tesi
Meteorolojik Oluumlarn Bir rnei olarak adlandryoruz.

Bunun ne demek olduunu bize aklayabilir misiniz?

Pek de emin deilim. Burada drst olalm. Bizler anlaya-


madmz bir ey bulduumuz zaman ona sizin anlayamay-
acanz hatta doru drst sylemenizin bile zor olaca bir isim
vermekten holanyoruz. Yani eer sizin onu yalnzca Yamur
876/1186

Tanrs olarak tanmlamanza izin verecek olsak, bu sizin bizim


bilmediimiz bir eyi bildiiniz anlamna gelecektir ve korkarm
biz de bunu kabul edemeyiz.

Hayr, ona nce yle bir isim vermeliyiz ki bu onun

sizin deil bizim olduunu anlatsn, onun sizin dediiniz deil


de bizim dediimiz bir ey olduunu kantlamann yollarn bul-
maya sonra koyuluruz.

Eer sonuta sizin hakl olduunuz ortaya kacak bile olsa,


siz hala hatal olursunuz nk bu durumda biz onu, e...e.., su-
pernormal... olarak niteleriz, ona normal-tesi veya doast de-
meyiz nk sizler artk bu kelimelerin ne anlama geldiini biliy-
orsunuz. Hayr, bir Supernormal Dksal Tortu ndaktr.
Kendimizi korumak iin de araya herhalde, bu eyin veya kiinin
bahsedilen eyin niteliklerinin tmne neredeyse sahip olduunu
ama yine de, tam o olmadn belirtecek bir kelime sktrrz.
Yamur Tanrs! Hh, Yaamm boyunca byle samalk
grmedim. tiraf etmeliyim ki beni onunla tatile karken
yakalayamazsnz. Teekkrler. imdilik hepsi bu kadar, eer bizi
izliyorsa Wonkoya da bir merhaba yollamak dnda tabii.

34
Dn yolunda yanlarnda kendilerine olduka tuhaf bir
ekilde bakan bir bayan oturuyordu.

Kendi aralarnda yava sesle konutular.

Yine de bilmem gerek, dedi Fenchurch, ve kuvvetle


hissediyorum ki sen bildiin bir eyleri bana anlatmyorsun.
877/1186

Arthur iini ekti ve ortaya bir kat paras kard.

Bir kalemin var m? dedi. Fenchurch arand ve bir tane


buldu.

Ne yapyorsun, tatlm? diye sordu Arthura. O, kalarn


atp, kalemi ineyerek, kadn zerine bir eyler karalayarak,
bir eylerin zerini izerek, yeniden bir eyler kararlayp, yeniden
kalemi ineyerek bir yirmi dakika geirdikten ve kendi kendine
huzursuzca homurdandktan sonra.

Bir zamanlar birinin bana vermi olduu bir adresi hatr-


lamaya alyorum.

Eer kendine bir adres defteri alacak olsan, dedi Fenchurch,


hayatn ok daha kolaylard.

Sonunda Arthur kad ona verdi.

Bunu sen sakla, dedi.

Fenchurch kada bakt. Btn karalamalar ve st izili ke-


limeler arasnda bir adres vard. Quentulus Quazgar Dalar. Se-
vorsbeupstry. Preliumtam Gezegeni. Zarss Gnei. Galaktik blge
kodu QQ7 Aktif J Gamma.

Ve burada ne var?

Grne baklrsa, dedi Arthur, Tanrnn Yaratklarna Son


Mesaj olmal.

Bu kulaa biraz daha anlaml geliyor, dedi Fenchurch.


Oraya nasl gideceiz?

Sen gerekten...?
878/1186

Evet, dedi Fenchurch kesin bir tavrla. Gerekten de bilmek


istiyorum.

Arthur izik pleksiglass pencereden dardaki geni


gkyzne bakt.

Affedersiniz, dedi onlara olduka tuhaf bir ifadeyle bak-


makta olan kadn, anszn, umarm kabalk ettiimi dnmez-
siniz. Bu uzun uularda yle sklyorum ki, birileriyle konumak
iyi oluyor. Benim adm Enid Kapelsen, Bostonluyum. Sylesenize
bana siz sk sk uar msnz?

35
Arthurun Bat Blgesindeki evine gittiler, bir antaya bir iki
havlu ve gerekli eyleri doldurdular, ardndan her Galaktik
otostopunun sonunda vaktinin ounu geirdii eyi yaptlar.

Bir uan dairenin oradan gemesini beklemeye baladlar.

Bir arkadam bu ii on be yl boyunca yapm, dedi Arthur


bir gece kendilerini iyice kaptrm bir ekilde gkyzn
seyrederlerken.

Kimdi o?

Ad Ford Prefect idi.

Anszn kendisini tekrar bir daha hibir zaman yapmayacan


sand bireyi yaparken bulmutu.

Ford Prefectin nerede olduunu merak ederken yani.


879/1186

Olaanst bir rastlant sonucu, ertesi gn gazetede iki haber


yer ald. Birincisi bir uan daire hakknda son derece hayret verici
bir olayla ve dieri de publarda kan bir dizi beklenmedik isyanla
ilgiliydi.

Ford Prefect bundan bir sonraki gn akamdan kalma bir Ar-


thurun telefonlara hi cevap vermediinden yaknarak ortaya
kt.

Gerekten de son derece hasta grnyordu. Yalnzca bir itin


zerinden srklenerek geriye ekilmi bir ey gibi deil, sanki
ayn anda it de bir harman makinasnn iinden geirilmi gibi
bir grnts vard. Arthurun oturma odasna tm yardm
tekliflerini redderek ve sendeleyerek girdi ki bu bir hatayd bir
hatayd, nk yardmlar reddetmek iin elini sallamas onun
dengesini tamamen kaybetmesine ve sonunda Arthurun onu
yerde srkleyerek kanepenin zerine gtrmek zorunda kal-
masna yol at.

Teekkr ederim, dedi Ford, ok teekkr ederim. Senin...


dedi, ve saatlik bir uykuya dald.

....Pleiadesdan ngiliz Telefon Sistemine ulamann, diye


devam etti uyandnda, ne kadar zor olduu hakknda en ufak
bir fikrin var m? Olmadn grebiliyorum, onun iin ben an-
latacam sana, dedi, tabii bana yapmak zere olduun byk
bir kap ac kahve ile birlikte.

Arthur mutfaa giderken Fordda sallanarak onun pei sra


gitti.

Aptal telefon operatrleri durmadan nereden aradn soruy-


orlar ve Letchworthden aradn bildirince de bu hattan
880/1186

aryorsam bunu yapyor olamayacan sylyorlar. Ne yapyor-


sun sen?

Sana ac kahve yapyorum.

Oh, dedi Ford son derece d krklna uram gibiydi.


Perian bir ekilde evresine bir gz att.

Bu nedir? diye sordu.

Pirin gevrei.

Ya bu?

Krmz biber.

Anlyorum, dedi Ford ciddiyetle ve biri brnn zerinde


duracak ekilde ikisini de tekrar yere brakt. Ama pek dengeli
duruyorlarm gibi gzkmedikleri iin bu kez alttakini ste
geirdi. Bu ie yaram gibi grnd.

Biraz uzay -tutmasna uradm da, dedi Neden


bahsediyordum?

Letchwooddan telefon edememekten. Edemiyordum. Bunu


bayana akladm. Eer yaklamnz buysa dedim, Letchworthe
lanet olsun. Ben aslnda Sirius Sibertetik irketinin bir ticari
aratrma gemisinden aryorum, u anda^izin dnyanzda tann-
an, ama sayn bayan sizin tarafnzdan bilinmedii anlalan
yldzlar aras bir yolculuun u anda k-alt hz ayandaym -
sayn bayan dedim diye aklad Ford Prefect, nk kendisinin
cahil bir salak olduunu ima ettiim iin alnmasn
istemiyordum...

nce bir dnce, dedi Arthur Dent.


881/1186

Tam anlamyla, dedi Ford, ince bir dnce. Kalarn


att.

Uzay-tutmas, dedi, yardmc cmlelerde ok kt etkiliyor.


Bana yine yardm etmen gerekecek, diye devam etti, bana ne
hakknda konutuumu hatrlatarak.

Yldzlar arasnda, dedi Arthur, dnyanzda tannan ama


sizin tandnz pek sanmadm yldzlar, sayn bayan,...

Pleiades Epsilon ve Pleiades Zeta, Ford zafer kazanm bir


tavrla sonunu getirdi. Bu konuma cmb olduka elenceli
deil mi?

Biraz kahve al.

Teekkr ederim, hayr. Ve numaray direk evireceime,


dedim, sizi rahatsz etmemin sebebi, burada, Pleiadesde bizim
ok ileri telekomnikasyon sistemlerimiz olduu halde, kur-
uun hesabn yapan bir yldz hayvan rehberin olunun demeli
aramam gerektiinde srar etmesi. Buna inanabiliyor musunuz?

Ve inanabiliyor muydu?

Bilmiyorum. Ben cmlenin sonuna gelinceye kadar o telefonu


kapatmt, dedi Ford, Peki! Sonra ne yaptm tahmin ediyor-
sun? diye sordu fkeyle.

Hibir fikrim yok, Ford, dedi Arthur.

Yazk, dedi Ford, bana hatrlatabileceim umuyordum. Bu


adamlardan gerekten nefret ediyorum, biliyor musun. Bunlar
gerekten de kozmosun iren yaratklar, hibir zaman doru
drst almayan, alt zaman hibir akl banda kiinin on-
lardan istemeyecei eyleri yapan ve bipleyerek size bu
882/1186

yaptklarn haber veren, diye ekledi ldrm gibi, o ie yara-


maz plk art kk makineleriyle, ilahi sonsuzluun iinde
vzldanarak dolap duruyorlar!

Bu, gerekten de doruydu. Yalnzca bu gr benimsedikleri


iin doru dnd kabul edilen insanlar tarafndan da yaygn
olarak paylalan saygn bir grt.

Otostopunun Galaksi Rehberi, birbirinin hemen hemen ayn


be milyon dokuz yz yetmi be bin be yz elli dokuz adet
gncel sayfa iinde rastlanmas g saduyulu bir yaklamla
Sirius Sibernetik irketi rnlerini iler hale getirebildiiniz za-
man, elde ettiiniz baar duygusu ile bu rnlerin temelde ne
kadar lzumsuz olduklarn grmemenizin ne kadar kolay
olduunu anlatmaktayd.

Bir baka deyile- ki bu, Sirius Sibernetik irketinin Galaksi


apndaki baarsnn altnda yatan somut prensiptir- bu rnler-
in temel tasarm hatalar yzeysel tasarm hatalar altnda gizlen-
mi bulunmaktadr yazyordu Rehber de.

Ve bu adam diye sylendi Ford, bu irketin rnlerinden


daha bir srsn satmaya azimliydi! Be yl sren misyonu
srasnda yeni yabanc dnyalar arayp bulmaya, buralardaki
restoranlara, asansrlere ve arap barlarna Gelimi Alternatif
Mzik Sistemleri satmaya alyordu! Ya da bu dnyalarda henz
restoranlar, asansrler ve barlar yoksa bu lanet olas yerlerdeki
medeniyetlerin geliimini yapay olarak hzlandrp, byle yerlerin
yeterince ortaya kmasn salyordu! u kahve nerede kald!

Dktm.
883/1186

Biraz daha yap o zaman. Sonra ne yaptm imdi hatrladm.


Bildiimiz ekliyle medeniyeti kurtardm. Ya da buna benzer bir
ey olmas gerektiini biliyorum.

Kararl bir ekilde tkezleye tkezleye oturma odasna dnd,


orada kendi kendine konumaya devam eder gibi oldu, bir yandan
da mobilyalara tosluyor ve bip bip sesleri karyordu.

Bir ka dakika sonra, en sakin yzn taknm olan Arthur


onun peinden ieri girdi.

Ford arm grnyordu.

Nerelerdeydin?

Kahve yapyordum, dedi Arthur hala en sakin suratn takn-


m olarak. ok ok nceleri, Fordla birlikte olmann tek yolunun
yannda bir sr sakin surat bulundurup, devaml onlar takmak
olduunu kefetmiti.

En heyecanl blm kardn! diye fkelendi Ford. Herifin


zerine atladm ksm kardn! imdi, dedi, batan atlamak
zorunda kalacam.

Kendisini hzla ve dikkatsizce bir sandalyenin zerine att ve


sandalyeyi krd.

Geen sefer, dedi suratn asarak, daha iyiydi ve eliyle,


balayp yemek masasnn zerine yerletirdii bir baka krk
sandalyeyi iaret etti.

Anlyorum, dedi Arthur, balanm enkaza sakin bir gz at-


arak , ve, hm... ya o buz kalplar ne ie yaryordu?
884/1186

Ne? diye haykrd Ford. Ne? O ksm da m kardn? Er-


telenmi Yaam Sistemini! Adam ertelenmi yaam sistemine
baladm. Eh, balamak zorundaydm, yle deil mi?

yle gzkyor, dedi Arthur, sakin sesiyle.

Ona dokunma!! diye haykrd Ford.

Anlalmaz bir sebepten masann zerinde ak braklm olan


ahizeyi yerine koymak zere olan Arthur, soukkanllkla,
duraklad.

Pekala, dedi Ford, sakinleerek, imdi onu kulana gtr


ve dinle.

Arthur kulakl kulana yaklatrd.

Konuan saat, dedi.

Biip, biip, biip dedi Ford, bu adamn tm gemisi iinde duy-


ulan ses de aynen byle, kendisi buzlar iinde uyuyarak, Sese-
fras_Magnann bir kk ay evresinde yava yava dolanrken.
Konuan Londra Saati!

Anlyorum, dedi Athur yeniden, byk soruyu sormann tam


zaman olduuna karar vermiti.

Niin? dedi sakince.

ansm iyi giderse, dedi Ford, telefon faturas o dzenbazlar


iflas ettirecek.

Ter iinde, kendisini kanepenin zerine att.


885/1186

Neyse, dedi, dnm arpc oldu, yle dnmyor


musun?

36
Ford Prefectin iinde kaak yolcu olarak gelmi olduu uan
daire btn dnyay artmt.

Artk ne phe, ne hata olasl, ne halsinasyon sylentisi ne


de su depolarnda yzen anlalmaz CIA ajanlar kalmt.

Bu sefer her ey gerek ve kesindi. ok epeyce kesin olarak


kesindi.

Kendinden te her eye kar muhteem bir umursamazlk


iinde alalm, Harrodsn da byk bir blmn iine alan
dnyann en pahal emlaklarnn yer ald byk bir alana
inmiti.

Muazzam byklkte neredeyse bir mil apnda olduunu


sylyordu grenlerden bazlar, donuk gri renkli, delik deik, in-
sanoluna yabanc gneler altnda vahi glerle girmi olduu
saysz korkun uzay savalarndan ald yaralarla ekli deforme
olmu bir eydi.

Servis kaps, Harrods Yemek Blmnn ortasna ald, Har-


vey Nichollsu yerle bir etti ve ikence gren mimari aheserlerin
iler paralayan son bir l ile Sheraton Park Kulesini devirdi.

Yrekleri donduran uzun bir zaman aralndan sonra, i


atrtlar ve paralanan makine homurtularnn ardndan, uan
dairenin rampasnda 30 metre boyunda, devasa boyutta, gm
renkli bir robot belirdi.
886/1186

Bir elini havaya kaldrd.

Bar iin geliyorum, dedi uzun bir dili gcrtsndan sonra


ve yle devam etti, beni Kertenkelenize gtrn.

Arthurla birlikte oturup televizyonda hi durmadan aktarlan


heyecanl haberleri izleyen Ford Prefectin btn bu olanlar iin
bir aklamas vard tabii ki. Televizyon haberlerinin hibiri bu
eyin benim kadar hasar yaptn, hasarn u kadar trilyon
pounda olduunu ve u kadar sayda insann ldn sylemek-
ten ve sonra ayn eyleri tekrarlamaktan teye gitmiyordu, nk
robotun yalnzca olduu yerde durup, hafife iki yana sallanmak-
tan ve ksa anlalmaz hata mesajlar yaynlamaktan baka bir ey
yapt yoktu.

ok eski bir demokrasiden geliyor, anlyor, biliyor


musunuz...

Yani, bir kertenkeleler diyarndan m geliyor? Hayr, dedi


Ford. Kahve kendisine zorla iirildikten sonra, artk balangtaki
halinden bir para daha mantkl ve anlalr hareket etmeye
balamt. O kadar basit bir ey deil. O kadar ak deil. Geldii
kendi dnyasnda, halk halkt. Liderler ise kertenkele. Halk ker-
tenkelelerden nefret eder ve kertenkeleler de halk idare ederdi.

Garip, dedi Arthur, bunun bir demokrasi olduunu


sylediini sanmtm.

yle dedim, dedi Ford. Bir demokrasi.

O halde, dedi Arthur, samalayan bir kaln kafal gibi


konumadn umarak, neden halk kertenkeleleri bandan
atmyordu?
887/1186

Drst olmak gerekirse, bu akllarna gelmiyordu, dedi Ford.


Hepsinin oy hakk var, bu yzden oy verdikleri hkumetin aa
yukar istedikleri hkumete yaklam olmas gerektiini
dnyorlar.

. Yani, halkn kertenkeleler iin oy verdiini mi sylemek


istiyorsun?

Oh, evet, dedi Ford omuz silkerek, tabii.

Ama, dedi Arthur, yine byk sorusunu sorarak, niin?

nk eer bir kertenkeleye oy vermeyecek olurlarsa, dedi


Ford, yanl kertenkelenin baa gelebileceini dnyorlard.
Hi cinin var m?

Ne?

Dedim ki, dedi Ford, sesine usulca artan bir sabrszlk


havas yerleirken, cinin var m?

Bir bakaym. Sen bana kertenkelelerden bahset.

Ford yine omuz silkti.

Bazlar kertenkelelerin balarna gelen en iyi ey olduunu


sylyor, dedi. Bunlar tamamen yanlyor tabii ki, tamamen ve
btnyle yanlyorlar, ama birilerinin byle sylemesi gerek.

Ama bu korkun, dedi Arthur.

Dinle, arkada, dedi Ford, eer Evrenin bir parasnn


dier bir parasna bakp da bu korkun dediini duyduum her
sefer iin bir Altar dolar alacak olsaydm, burada cin arayan bir
limon gibi oturuyor olmazdm imdi. Ama yle bir para
888/1186

almyorum, onun iin de aynen yle oturuyorum ite. Her neyse,


sen niye byle sakin ve ay-gzl gzkyorsun? Ak falan msn
yoksa?

Arthur, evet dedi, ak olduunu syledi ve bunu sakince


syledi.

Cin iesinin nerede olduunu bilen birine mi bari? Onunla


tanacak mym?

Tant, nk o srada Fenchurch kye almaya gittii bir to-


mar gazete ile birlikte ieri girmiti. Masann zerindeki enkazla
kanepenin zerine uzanm olan Betelgeusel enkaz ayn anda
grp hayretler iinde olduu yerde kald.

Cin nerede? dedi Ford Fenchurche. Ve Arthura Sahi, Tril-


liana ne oldu? diye sordu.

Ee, bu Fenchurch, dedi Arthur, beceriksizce. Trillianla ara-


mzda bir ey yoktu. Onu son gren sen olmalsn.

Oh, evet, dedi Ford, Zaphodla bir yerlere gitti. ocuklar


falan oldu galiba. En azndan, diye ekledi, yle olduklarn
sanyorum. Zaphod ok sakinleti, biliyor musun.

Sahi mi? dedi Arthur, telala Fenchurchn etrafnda dolanp


onu elindeki ykten kurtarmaya alarak.

Evet,dedi Ford, en azndan kafalarndan biri artk aside


gmlm bir devekuundan daha akl banda grnyor.

Arthur, kim bu?dedi Fenchurch.

Ford Prefect, dedi Arthur. sana daha nce ondan bahsetmi


olabilirim.
889/1186

37
tam gn ve gece boyunca gm renkli dev robot ta
kesilmi bir aknlk iinde Knightsbridgein kalntlar arasnda
ar ar iki yana sallanp, bir takm eyleri zmeye alarak,
ylece kala kald.

Hkumet grevlileri onu grmeye geldi, kamyonlar dolusu


gazeteci televizyon programlarnda birbirlerine onun hakknda ne
dndklerini sordu, bombardman uaklar zavall saldrlar
yaptlar, ama hi bir kertenkele ortalkta grnmedi. Bu arada ro-
bot ar ar ufku taramakla meguld

Geceleri, onun hibir ey yapmamay srdrn grntle-


meyi srdren televizyon ekiplerinin projektrleri ile aydnlatlan
grnts muhteemdi.

Dnd, dnd ve bir sonuca vard.

Servis robotlarn kefe gndermek zorundayd.

Bunu daha nce dnm olmas gerekirdi ama, birtakm


sorunlar vard.

Sonunda, bir akam zeri kk uan servis robotlar gcrtlar


iinde ve rktc bir metal bulutu halinde uan dairenin
kapsndan ktlar. Baz eylere lgn gibi saldrp bazlarn kor-
uyarak evredeki araziyi talan ettiler.

En sonunda ilerinden bir tanesi evcil hayvanlar satan bir


dkkanda bir kertenkeleye rastlad. Ama demokrasi adna
dkkan birden ylesine ateli bir ekilde savunmaya kalkt ki,
blgede pek az ey canl kalabildi.
890/1186

Gcrtl uuculardan olumu birinci snf bir ekip Regent


Parkdaki Hayvanat bahesini, zellikle de Srngenler Evini
kefedince bir dnm noktasna gelinmi oldu.

Evcil hayvan satan dkkanda yaptklar yanllardan sonra bir


para dikkatli olmay renmi olan uan delme aletleri ve oyma
testereleri, byk ve besili iguanalarn bir ksmn, onlarla yksek
seviye grmeler yapacak olan gm robota gtrdler.

Bir mddet sonra, robot dnyaya kapsaml, samimi ve yeterli


gr alveriine ramen yksek seviyede devam eden grmel-
erin kesildiini, kertenkelelerin emekliye ayrldn ve kendisinin,
yani robotun da buralarda bir yerde ksa bir tatil yapmaya karar
verdiini ve baz sebeplerden tr bu yerin Boumemouth olarak
seildiini ilan etti.

Ford Prefect TVda bunu izleyince ban sallad, gld ve bir


bira daha iti.

Robotun ayrl iin gerekli tm hazrlklar derhal yerine


getirildi.

Uan alet takmlar gcrdad, btn gn ve gece boyunca n-


larla her eyi kesip, delip, kzarttlar. Sabah olduunda, zerinde
robotun ieriden desteklenerek ayakta durmakta olduu tekerlekli
dev bir rampa batya doru birok yolda ayn anda ilerlemeye
balamt bile.

lgin bir karnaval ekibi gibi yava yava bat ynnde ilerliy-
ordu. evresinde hizmetkarlar, helikopterler, yeni arabalar vzr
vzr dolanyordu. Boumemoutha varncaya kadar araziyi bierek
ilerlemeye devam etti. Boumemoutha varnca robot yavaa nak-
liye sisteminin kucandan indi ve kumsala gidip uzand ve on
gn boyunca orada ylece yatt.
891/1186

Bu tabii ki, uzun zamandr Borunemouthda yaanan en


heyecan verici olayd.

Robotun dinlenme alan olarak iaretlenip koruma altna al-


man alann evresinde her gn kalabalklar topland ve halk onun
ne yaptn grmeye alt.

Hibir ey yapt yoktu. Yalnzca plajda uzanm yatyordu.


Biraz beceriksizce ve yz koyun yatmaktayd.

Yerel gazetelerin birinden bir gazeteci bir gece ge vakit imdi-


ye kadar dnyada kimsenin yapmay baaramad bir eyi
baararak snn koruyan hizmet robotlarndan biriyle ksa, an-
lalabilir bir grme yapmay baard.

Bu olaanst bir baaryd.

Sanrm, haber olabilecek bir eyler var, dedi gazeteci, demir


parmaklklarn zerinde birlikte sigara ierlerken, ama ieriden
salam bir gr asna ihtiya olacak. Elimde bir soru listesi
var, diyerek devam etti, i ceplerinden birini beceriksizce
kartrrken, belki o adamn, o eyin, ona her ne diyorsanz
onun, bu listeye yle bir gz atmasn salayabilirsin.

Kk uan ayarl tornavida bir eyler yapp yapamayacan


deneyeceini syledi ve gcrdayarak uzaklat.

Cevap hibir zaman gelmedi.

Bununla birlikte, ilgintir, kat paras zerindeki sorular, ro-


botun beyninin, sava yaralaryla dolu, muazzam endstriyel kal-
itedeki devrelerinden gemekte olan sorularla hemen hemen
aynyd. Bu sorular unlard:
892/1186

Bir robot olduunuz iin neler hissediyorsunuz? Uzaydan


gelmi olmak nasl bir his? Boumemouthu beendiniz mi?

Ertesi sabah toparlanmaya baladlar ve birka gn iinde ro-


botun buradan tamamen ayrlmaya hazrland aklk kazand.

Mesele, dedi Fenchurch, Forda, bizi gemiye aldrp


aldramayacanda?

Ford lgn bir telala saatine bakt.

Benim tamamlamam gereken bitmemi ve nemli baz iler-


im var, diye haykrd.

38
Kalabalk, gm renkli dev araca olabildiince yaklamaya
alyordu ama yanma pek fazla sokulamyordu.

Aracn en yakn evresi uan minik servis robotlar tarafndan


parmaklklarla evrilmiti. Bunun snr ordu tarafndan korun-
maktayd. Ordu ierideki snr delmekte kesinlikle baarl
olamamt, ama kendi snrn gemeye kalkacak birinin ba
derde girerdi. Ordunun evresi ise polis kordonu altndayd. Geri
polisin oradaki grevinin halk m ordudan, yoksa orduyu mu
halktan korumak olduu yoksa dev geminin diplomatik dokunul-
mazln gzeterek park cezas alnmasn engellemek mi olduu
tamamen belirsizdi ve konu tartmaya akt.

evredeki parmaklk artk sklyordu. Ordu huzursuzca


kprdand, orada bulunmalarnn sebebinin ylece kalkp gidecek
gibi grnd gereine nasl tepki vermeleri gerektiinden pek
emin deillerdi.
893/1186

Dev robot le zaman gemiye km ve imdi saat leden


sonra be olduu halde bir daha kendisinden hi iaret aln-
mamt. Bir ok ses gelmiti- aracn derinliklerinden gelen dili
gcrtlar ve metal akrtlar, bir milyon iren arzann mzii
gibiydi. Ama kalabalk

arasndaki gergin bekleyi hissi kalabaln gergin bir ekilde


d krklna urayacan beklemesinden domutu. Bu son
derece olaanst ey, anszn yaamlarna girmiti ve imdi on-
lar almadan ylece kp gidecekti.

zellikle iki kii bu hissi youn bir ekilde yayordu. Arthur


ve Fenchurch etraf endieli gzlerle taryorlar, Ford Prefecti
kalabaln iinde hibir yerde gremiyorlard.

Ne kadar gvenilir biridir o? diye sordu Fenchurch, bouk


bir sesle.

Ne kadar gvenilir miT dedi Arthur. Bo bir kahkaha att.


Okyanus ne kadar sdr? dedi. Gne ne kadar souktur?

Robotun rampal nakliye sistemi ile ilgili son paralar da gem-


iye tanyor, parmaklklardan kalan bir ka ey, rampann di-
binde dierlerini izlemek zere ylm bekliyordu. Rampann
etrafnda nbet tutmakta olan askerler anlaml bir fke gsterisi
sergiliyor, oraya buraya emirler yadryor, acele toplantlar
yaplyor, ama tabii ki btn bu olanlarla ilgili hibir eye kar-
mak mmkn olmuyordu.

Arthur ve Fenchurch mitsizce ve hibir planlar olmadan,


kalabal yararak ilerliyorlar ama kalabaln tamam da
kalabal yararak ilerlemeye alt iin bu onlar bir yere
ulatrmyordu.
894/1186

Ve birka dakika sonra geminin dnda hibir ey kalmad.


Parmaklk son demirine kadar geminin iine alnmt. Birka
uan testere ve bir tesviye aletinin alan evresinde son bir kontrol
yaptklar grld ve sonra onlar da lk la gcrtlarla dev
kapdan ieri gemiye girdiler.

Birka saniye geti.

eriden gelen mekanik dzensizlik seslerinin younluu


deiti ve sonra yavaa, ar ar kocaman elik rampa kendisini
Harrods Yiyecek Blmnden kaldrmaya balad, bu manzaraya
elik eden ses, binlerce gergin ve heyecanl kiinin tamamen
grmemezlikten gelinmesinin sesiydi.

Durun!

Bir taksiden kan bir megafon dnp duran kalabaln


ucundan durma emri veriyordu.

nemli bir bilimsel zorlama, oldu! diye sesleniyordu mega-


fon. Bilimsel gelime oldu, diyerek kendi kendini dzeltti. Kap
ald ve Betelgeuse yaknlarndan gelen beyaz paltolu kk bir
adam dar kt.

Durun! diye bard tekrar, imdi bu sefer elinde zerinde


klar olan ksa, kt, siyah madeni bir denek sallyordu. Iklar
hafife gz krpt, rampa ykseliini durdurdu ve sonra bapar-
maktan gelen sinyallere uyarak (galaksideki elektronik
mhendislerinin yars bu sinyalleri engelleyebilmenin yeni yol-
larn ararken, dier yar da bu engelleyici sinyalleri engellemenin
yeni yollarn aramaktayd) ynn tekrar aa doru evirdi.

Ford Prefect taksinin iinden megafonu kapt ve onunla


kalabala seslenmeye balad.
895/1186

Yol an, diye baryordu, ltfen yol an, bu nemli bir


bilimsel gelime. Sen ve sen, taksiden malzemeyi karn.

Tamamen rastlantsal olarak, kalabaln iinden kendilerine


yol aarak aceleyle taksiye yaklamaya alan Arthur ve Fen-
church iaret etmiti.

Pekala, imdi birka nemli bilimsel malzeme iin yol a-


manz rica ediyorum, diye grledi Ford. Yalnzca herkes sakin
olsun yeter. Her ey kontrol altnda, grlecek bir ey yok. Yal-
nzca nemli bir bilimsel gelime o kadar. imdi sakin olun.
nemli bilimsel malzeme. Yol an.

Yeni bir heyecana susam ve d krklnn anszn er-


telemesiyle sevinmi olan kalabalk hevesle geri ekilip yol
amaya balad.

Arthur, taksiden tadklar nemli bilimsel malzeme kutu-


larnn zerinde basl yazlar grnce biraz ard.

zerine paltonu rt, diye mrldand Fenchurche, bagajdan


kardklarn onun kollarna istiflerken. Arka koltua sktrlm
olan tekerlekli spermarket arabasn da aceleyle yerinden
kard. Grltyle yere indirdi ve birlikte kutular iine
doldurdular.

Yol an ltfen, diye bard Ford yeniden. Her ey yeterli


bilimsel kontrol altnda.

Taksi ofr Arthura O sizin deyeceinizi syledi, dedi ve


Arthur cebinden bir ka kat para kararak borcu dedi. Uzak-
tan uzaa polis sirenlerinin sesi duyulmaktayd.
896/1186

u tarafa doru aln, kimsenin can yanmasn. Mcrlar


zerinde tngrdayan spermarket arabasn rampaya doru
ekerlerken, arkalarnda dalgalanan kalabalk yeniden
kapanmt.

Sorun yok, diye seslenmeye devam ediyordu Ford.

Grlecek hibir ey yok, her ey bitti. Bunlarn hibiri ger-


ekte olmuyor.

Yolu an ltfen, diye patlad kalabaln arasndan bir polis


megafonu. Bir zorlama oldu, birileri zorla emberi yard, yolu
an, diyordu.

Bir bilimsel gelime, diye haykrd Ford onunla yararak.


Bilimsel bir ilerleme!

Polis! Yol an!

Bilimsel malzeme! Yol an!

Walkmen, diye haykrd Ford ve ceplerinden yarm dzine


kadar minyatr teyp karp kalabala doru att. Bunun sonucu
kan sonsuz karmaa saniyeleri bizimkilere market arabasn
rampann kysna getirebilecek ve onu ilk basamaa karacak
zaman salamt.

Sk tutunun, diye mrldand Ford ve elektronik ba parmak


zerinde bulunan bir dmeye bast. Arkalarndaki koca rampa
sarslarak yavaa yukar doru ykselmeye balad.

Pekala, ocuklar, dedi alkalanan kalabalk arkalarnda kalp


kendileri eimli rampay trmanarak geminin ilerine doru ilerle-
meye baladklarnda, grne gre yola koyulduk.
897/1186

39
Arthur Dent devaml olarak silah sesleri ile uyanmaktan rahat-
sz olmutu.

Hala rahata uyumay baarabilen Fenchurch


uyandrmamaya gayret ederek, kendileri iin yatacak bir yer
haline dntrdkleri bakm atlyesi giriinden dar szld,
kendisini giri merdivenine att ve koridorlarda karamsar bir
ekilde dolanmaya balad.

Koridorlar ok dard ve kt aydnlatlmlard. Aydnlatma


devreleri sinir bozucu bir ekilde vzldyordu.

Ama sorun bu deildi.

Uan bir elektrikli delgi aleti berbat bir czrt ile yanndan
geip ara sra kafas karm bir ar gibi duvarlara arparken,
duraklad ve duvara yasland.

Sorun bu da deildi.

Bir gemi blmesinden geince kendisini daha geni bir kor-


idorda buldu. Koridorun bir ucundan berbat bir duman ykseldii
iin dier uca doru yrd.

Sertletirilmi olduu halde yine de izilmi bir pleksiglas


tabakas altnda, duvara monte edilmi olan bir gzetleme mon-
itrne geldi.

unu ksar msn ltfen? dedi Ford Prefecte. Ford Totenham


Court Roadda bir dkkann vitrininden alm olduu video ka-
setlerinden olumu bir ynn ortasnda bada kurmu
898/1186

oturuyordu. Dkkann vitrinini krabilmek iin cama nce kk


bir tula, sonra bir yn pis bo bira tenekesi frlatmas
gerekmiti.

Shhh, dedi Ford, manik bir konsantrasyon iinde ekran iz-


lerken. Muhteem Yediliyi izlemekteydi.

Birazck olsun, dedi Arthur.

Hayr! diye haykrd Ford. En gzel yerine geliyoruz! Dinle,


sonunda her eyi zdm, voltaj seviyelerini, balantlar, her eyi
ve buras da en gzel ksm.

Ba ars iinde ve iini ekerek Arthur onun yanna oturdu ve


gzel ksm seyretti. Fordun heyecanl haykrlarn ve yeehey
larn olabildii kadar sakin bir ekilde dinledi.

Ford, dedi sonunda, her ey bittikten ve Ford kaset yn


arasndan Casablanca'nn kasetini ararken, nasl oluyorda,
eer....

Bu muhteem bir ey, dedi Ford. Ben ite bunu almak iin
geri dnmtm. Onun tamamn hi seyredemediimin farknda
msn? Sonunu hep karyorum. Vogonlar gelmeden nceki gece
de yarsn izlemitim. Ortal havaya uurduklarnda sonunu hi
gremeyeceimi sanmtm. Hey, o i ne oldu sahi?

Yaam ite, dedi Arthur ve altlk bir paketten bir bira ald.

Oh, yine mi, dedi Ford. Ben de yle olabileceini dn-


mtm. Ben bu seyrettiklerimi tercih ederim, diye ekledi,
Rickin Bar ekranda belirdiinde. Nasl oluyor da, eer ne?

Ne?
899/1186

Nasl oluyor da, eer... diye bir cmleye balamtn...

Eer Dnya hakknda bu kadar kt dnyorsan, nasl


oluyor da ... oh, bo ver, sadece filmi izleyelim.

Tamamen katlyorum.

40
Anlatlacak az bir ey kald.

Saxquinein Bahedilmi Gri Topraklarnm, eskiden


Flanuxun Usuz Bucaksz Ik Tarlalar olarak bilinen alann ar-
kasnda uzand kefedilmeden nce, Flanuxun Usuz Bucaksz
Ik Tarlalarnn arkasnda, Saxquinein Bahedilmi Gri Toprak-
lar uzanrd.

Saxaquinein Bahedilmi Gri Topraklan arasnda, yrnges-


inde Preliumtam gezegeni olan Zarss adndaki yldz da bulun-
maktayd. Sevorbeupstry ite bu gezegendeydi ve Arthur ve Fen-
churchn de sonunda vardklar yer de Sevorbeupstry toprak-
laryd ve yolculuk onlar biraz yormutu.

Ve u srada bulunduklar yer Sevorbeupstry topraklarndaki


Byk Krmz Rar Dzlkleriydi. Buras Quentulus Quazgar
Dalarnn gney etekleri ile snrlyd ve Prakn lmeden nce
syledii szlerine baklrsa, burada on metre yksekliinde
ateten harflerle yazlm Tanrnn Yaratklarna Son Mesajm
bulmalar gerekiyordu.

Arthurun hafzas onu yanltmyorsa, Praka gre burann


Lobun Lajestik Vantrashell muhafzlar tarafndan korunuyor
900/1186

olmas gerekiyordu ve yle olduu da bir anlamda kantlanm


oldu. Bu muhafz ilgin bir apkas

olan kk bir adamd ve onlara bir bilet satt.

Sol tarafta kaln ltfen, dedi, sol tarafta kaln, ve kk bir


tornet zerinde onlarn yanndan aceleyle geip gitti.

Bu yoldan ilk geenlerin kendileri olmadn fark ettiler,


nk Byk Dzln soluna doru giden yol olduka ypran-
mt ve orada burada kk sat tezgahlar ile donanmt. Bun-
lardan birinden, dadaki bir maarada bulunan ve Tanrnn Yar-
atklarna Son Mesajn oluturan harflerin ateiyle snan bir
frnda yaplm bir kutu ekerleme, bir dierinden posta kartlar
satn aldlar. Kartlarn zerindeki harfler hava frasyla yazlm
olduu iin biraz bulankt ve kartlarn arkasnda Byk Srprizi
bozmamak iin! yazlyd.

Mesajn ne olduunu biliyor musunuz? diye sordular


tezgahn ardndaki grm geirmi kk bayana.

Oh, evet, diye cvldad neeyle, oh, evet!

Onlara el sallad.

Her yirmi milde bir iinde du ve temizlik imkanlar bulunan


tatan yaplma kulbeler vard. Ama k zorluydu. Gne, Byk
Krmz Dzl bir frna eviriyor ve Byk Krmz Dzlk
scan altnda titreiyordu.

u kk tornetlerden, diye sordu Arthur daha byk


tezgahlardan birine, kiralamak mmkn m acaba? Lajestik
Ventra m hemeyse onun bindiklerinden?
901/1186

Tometler, dedi dondurma tezgahnda grevli kk bayan


dini btnler iin deildir.

Oh, tamam kolay o zaman, dedi Fenchurch, biz zellikle


dindar deiliz. Yalnzca ilgileniyoruz.

O halde geri dnmelisiniz, dedi kk bayan serte ve onlar


buna itiraz edince, ikisine de birer Son Mesaj gne apkas ve
Rarn Byk Krmz Dzlnde birbirlerine skca sarlm
olarak ekilen fotoraflarn satt.

Tezgahn glgesinde birka soda itikten sonra tekrar gnein


altndaki yorucu yrylerine baladlar.

Koruyucu kremlerimiz bitiyor, dedi Fenchurch bir iki mil


sonra. Bir daha ki tezgah bekleyebilir ya da daha yakn olan bir
ncekine dnebiliriz ama bu da yine ayn yolu yrmemiz gereke-
cei anlamna gelir.

Scan altnda titreen uzaktaki siyah noktaya baktlar; dnp


arkalarna baktlar. Devam etmeyi tercih ettiler.

Sonra bu yolculuu ilk yapanlar olmadklar gibi u srada da


tek yapanlar olmadklarn kefettiler.

Onlardan ilerde hantal ksa bir ekil kendini toprak boyunca


perian bir halde srkleyerek tayor, acyla tkezleyerek yar to-
pallyor, yar emekliyordu.

yle yava ilerliyordu ki ok gemeden ona yetitiler ve onun


ypranm, berelenmi ve bklm bir metalden yaplm
olduunu anladlar.

Onlar yaklarken metal yaratk inlemeye balad ve scak kuru


topran zerine yld kald.
902/1186

O kadar zaman, diye inliyordu, oh, o kadar zaman ve stelik


de ac, bu kadar ve bu kadarn ekecek o kadar zaman. Birinden
biri tek bana olsayd belki dayanabilirdim. Ama beni ypratan
ikisinin birlikte oluu oldu. Oh-, selam yine siz.

Marvin? dedi Arthur ksaca, yanna melerek sen misin?

Sper-zekice sorular soran, diye inledi yal robotun


vcudu, hep sen olurdun deil mi?

Bu da ne? diye telala fsldad Fenchurch, Arthurun yanna


melip koluna yaparak. Eski bir arkada saylr, dedi Arthur.
Ben ...

Arkada! diye karga gibi bir sesle mzldand robot ackl bir
ekilde. Kelime bir eit trt ile az boluunda kayboldu ve
aznn kenarndan ince pas tabakalar dkld. Bu kelimenin ne
anlama geldiini arayp bulabilmem iin, bana biraz zaman ver-
meniz gerekecek. Hafza bankalarm eskiden olduu gibi deil,
biliyorsunuz. Bir ka zillion yl iin kullanlmayan bir kelimenin
yardmc hafza yedek dosyasna geirilmesi gerekiyor. Ah, evet,
ite geliyor.

Robotun ypranm ba dnyormu gibi hafife


dorulmutu.

Hmm, ne ilgin bir kavram.

Biraz daha dnd.

Hayr, dedi en sonunda, ben bunlardan biriyle hi


karlamadm sanyorum. Affedersiniz, size bu konuda
yardmc olamayacam.
903/1186

Tozlarn iinde bir dizini ackl bir ekilde srd sonra ekli
bozulmu dirsekleri zerinde kendini dndrmeye alt.

Size son bir kez yapmam istediiniz bir hizmet var m


acaba? diye sordu bir cins duygusuz takrd ile. Belki sizin iin
toplayabileceim bir kat paras falan olabilir. Veya belki de siz-
in iin bir kap amam isteyebilirsiniz? diyerek devam etti.

Ba pasl boyun bilyeleri evresinde gcrdayarak dnd ve


grne baklrsa uzak ufuklar tarad.

Etrafta u an kapya benzer bir ey grlmyor, dedi, ama


eminim, yeterince beklersek, birisi bir kap yapacaktr. Ve sonra,
dedi Arthuru yeniden grmek iin yavaa ban evirirken, o
zaman sizin iin onu aabilirim. Ben beklemeye alm
bilirsiniz.

Arthur, diye serte fsldad Fenchurch Arthurun kulana,


bana bundan hi bahsetmedin. Bu zavall yarata ne yaptn
byle?

Hibir ey, diye srar etti Arthur zntyle, O her zaman


byle....

Ha! diye yaptrd Marvin. Ha! diye tekrarlad. Her za-


man hakknda sen ne bilirsin? Sen bana her zaman diyorsun
nk, organik yaam formlarnz beni zaman iinde bir sr
kk ie koturuyorlar. Ben imdi Evrenin kendisinden 37 kez
daha yalym. Kelimelerini biraz daha dikkatli semelisin, diye
ksrd ve daha dnceli.

Bir ksrk krizi altnda sarsld ve kendine geldi. Beni


brakn, dedi siz gidin, beni kendi yolumda acyla kvranmaya
brakn. Sonunda artk zamanm geldi. Koum neredeyse bitti.
904/1186

Drt gzle, dedi krk parman onlara doru hafife sallayarak,


sonuncu gelmeyi bekliyorum. Bu uygun olacak. Ben, beyni bir....

Zayf protestolar ve hakaretlerine ramen onu yerden


kaldrdlar, Metal yle scakt ki neredeyse parmaklar yanyordu.
Ama artacak kadar hafifti ve kollar arasnda ylece asl
duruyordu.

Quentulus Quazgar dalarnn evreledii Byk Krmz Rar


dzlklerinin solu boyunca giden yolda onu kendileriyle birlikte
tadlar. Arthur, Fenchurche durumu aklamaya alt ama sk
sk Marvinin ackl sibernetik ikayetleri ile sz kesildi.

Tezgahlardan birinden onun iin birka yedek para ve


yattrc ya alp alamayacaklarn anlamaya altlar, ama
Marvin hibirini istemiyordu.

Her tarafm yedek para dolu diye vzldanyordu.

Beni kendi halime brakn! diye homurdanyordu.

Her bir param, diye inledi, en az elli kez deitirildi... bir


tek... bir an iin anlalmaz bir ekilde canlanr gibi olmutu. Ka-
fas ikisi arasnda hafzasnn gc ile sallanyordu. Benimle ilk
karlatn zaman hatrlyor musun, dedi Arhura. Zeka-
trmalayc bir i olan seni kpr stne gtrme grevi bana ver-
ilmiti, hani? Sana sol tarafmn btn diyotlarnda o korkun
szy duyduumu sylemitim? Onlarn deitirilmesini is-
tediimi, ama hibir zaman deitirilmediklerini sylemitim,
hatrladn m?

Devam etmeden nce uzunca bir duraklama sresi brakt.


Onu aralarnda tamaya devam ediyorlard, brakn batmay
905/1186

yerinden kprdamay o bile dnmeyen kavurucu gne, scak


altnda.

Bak bakalm tahmin edebilecek misin, dedi Marvin, sessiz-


liin yeterince mahcup edici uzunlukta olduuna ikna olduktan
sonra, hi deitirilmeyen paralarm hangileri? Hadi, tahmin
edebilecek misin bakalm?

Ah, diye ekledi, ah, ah, ah, ah, ahh.

Sonunda kk tezgahlarn sonuncusuna vardlar. Marvini


aralarna yerletirerek glgede bir para dinlendiler. Fenchurch-
Russel iin birka kol dmesi ald. Bunlar Tanrnn Yaratk-
larna Son Mesajn yazd alevli harflerin hemen altndaki Quen-
tulus Quazgar Dalarndan toplanm kk cilal akl
talarndan yaplmt.

Arthur tezgahn zerindeki kk bir tezgahta sergilenen dini


brorleri, mesajn anlam ile ilgili dncelerin topland kk
kitapklar inceledi.

Hazr myz? dedi Fenchurche. Fenchurch ban evet an-


lamnda sallad.

Marvini aralarna aldlar.

Quentulus Quazgar dalarnn eteklerini dolandlar ve ite


dan tepesine yakn bir yerde parldayan harfler oradayd. Yz
bu tepeye bakan byk bir kayann zerine bir parmaklk
yaplmt ve burada iyi grnt alnabilecek gzlem iin elverili
kk bir nokta bulunuyordu. Harflere daha detayl bakabilmek
iin kk bir paral teleskop da vard ama bunu kimse kullan-
myordu, nk harfler cennetin kutsal parlakl ile yanmaktayd
906/1186

ve teleskop aracl ile baklacak grlecek olursa retinay ve op-


tik sinirleri kt ekilde zedeliyordu.

Tanrnn Son Mesajna hayranlkla kark bir aknlk iinde


bakakaldlar. Yava yava ve tanmlanmas imkansz bir huzur
duygusu, son ve tam bir anlama hissi ile doldular.

Fenchurch iini ekti. Evet, dedi, buydu.

Dolu dolu on dakika harfleri izledikten sonra omuzlar


arasnda asl olan Marvinin glk iinde olduunu fark ettiler.
Robot artk ban kaldramyordu ve mesaj okuyamamt. Ka-
fasn kaldrmasna yardm ettiler ama gr devrelerinin hemen
hemen tamamen tkendiinden ikayeti oldu.

Bir jeton buldular ve Marvini teleskopa gtrdler. ikayet ve


hakaretler yadrmaya devam etti, ama ona her bir harfe srayla
bakmas iin yardm ettiler. lk harf bir V, kincisi bir e idi.
Sonra r, d, i, , geliyor, bunlar i, m, ile tekrar bir i .ve
z izliyordu. Sonra bir boluk vard.

Sonraki iki kelime rahatszlk ve iin di. Son iki kelimenin


ise biri ksa biri daha uzunca idi ve Marvin bunlarla ba edebil-
mek iin biraz daha dinlenmek istedi.

Son iki kelimenin birincisi harfi ile balyor, zve ile


devam edip r ile son buluyordu.

Son bir duraklamadan sonra Marvin son kelime iin gcn


toplad, d, i ve arkasndan 1, yine e, r, yine i ve nihayet
z yi de okuduktan sonra, kollarna yld kald.
907/1186

Sanrm, diye mrldand en sonunda, ryen gsnden


gelen metal tkrtlar arasnda, bu yaptmdan tr kendimi iyi
hissediyorum.

Gzlerindeki klar kesinlikle son kez olmak zere snd.

Neyse ki, hemen yaknlarnda yeil kanatl adamlardan tornet


kiralanabilecek bir yer vard.

-Kitabn Sonu-
ounlukla Zararsz

Sue Freestone ve Michael Bywater a verdikleri destek ve


yardmlar ile yapc eletirileri iin minnet dolu teekkrler.

Bir ey olacaksa, olacaktr.

Herhangi bir ey, ortaya karken bir baka eyin ortaya


karyorsa, bir baka eyin ortaya kmasna neden oluyor
demektir.

Bununla birlikte, kronolojik bir sra izlenmesi art deildir.

1
Galaksi Tarihi birok sebepten tr biraz karm durumda:
ksmen onun kaydn tutmaya alanlarn kafalar da bir para
karm olduu iin, ama ksmen de zaten ok karmak bir takm
olaylar gelimekte olduundan.

Sorunlardan biri, k hz ve bu hz amaya alrken


karlalan glkler. nk bunu baarmanz mmkn deil.
Hibir ey k hzndan daha hzl yol alamaz. Bu konuda tek
ayrcalk, kendi zel kanunlarndan bakasn tanmayan kt
haberler olabilir. Arkintoofle Minr halkn oluturan Hinge-
freeler bu noktadan hareket ederek, kt haber gcyle alacak
uzay gemileri ina etmeye almlar, ama bunda pek de baarl
olamamlard. nk gemiler vardklar her yerde ylesine kt
909/1186

karlanyorlard ki, oraya varm olmalarnn hibir anlam


kalmyordu.

Bu yzden, genel olarak, Galaksi halklar kendi yerel


karmaalar iinde tembelleme eilimine girdiler ve uzunca bir
sre, Galaksi Tarihi daha ok Evrenin oluumu ve doas ile ilgili
bir alan olarak kald.

Bu, halklarn hi aba gstermedii anlamna gelmiyordu el-


bette. Onlar da savamak ya da i yapmak amacyla uzay gemiler-
inden olumu filolarla uzak blgelere ulamaya alyorlard.
Ama filolarn buralara varmas ounlukla binlerce yl alyordu.
Nihayet hedeflerine vardklarnda ise, hiperuzay kullanarak k
hzn hileli bir yolla aabilen baka yolculuk ekilleri kefedilmi
oluyor, bylece oraya vardklarnda, k hzndan yava seyreden
gemilerin gnderildii savalar hangileri ise onlarn icabna
yzyllar ncesinden baklm oluyordu.

Elbette ki byle olmas, filolardaki askerlerin savama arzu-


larn herhangi bir ekilde etkilemiyordu. Onlar bu konuda eilim
grmlerdi. Buna hazrdlar. Yolculuk srasnda birka bin yllk
uykularn almlar, zor bir i baarmak iin onca yoldan
gelmilerdi ve Tanr Zargonun izniyle bunu yapmaya
kararlydlar.

Galaktik Tarihteki ilk nemli karklklar ite bu sralarda ba


gsterdi. zerinde savalan konularn, halledilmi olmalar
gereken zamandan yzyllar sonra, yeniden ve durmakszn
savalara yol amas yznden. Bununla birlikte, zamanda yolcu-
luk kefedildikten sonra ve savalara sebep olan olaylar henz or-
taya bile kmadan, tarihilerin patlayan savalar zmeye al-
mak zorunda kaldklar zamanlarla karlatrldnda, bu
karklklarn yine de nemsiz kald sylenebilirdi. Snrsz Mu-
cize Seyir Sistemi bulunup da, tm gezegenler beklenmedik
910/1186

ekilde muzlu pastaya dnverdiinde, Maximegalon


niversitesinin byk tarih fakltesi, olaylarla baa kamayp,
kendi kendisini feshetmi ve binalarn, yllardr bu binalarn
peinde olan ve hzla gelien birleik Teoloji ve Su Polosu
fakltesine brakmt.

Btn bunlar iyiydi, hotu ama artk, rnein Grebulonlarn


nereden geldiini ya da tam olarak ne istediklerini, kimsenin,
hibir zaman renemeyecei anlamna da geliyordu. Ve tabii bu
talihsiz bir durumdu, nk eer onlar hakknda bir eyler bilen
birileri olsayd, felaketlerin en korkuncunu nlemek veya en
azndan bir baka ekilde olumasn salamak mmkn
olabilirdi.

***
Klik, mmm.

Byk gri Grebulon keif gemisi kapkara boluun iinde iler-


liyordu. Nefes kesici, muhteem bir hzla ilerlemekte olmasna
ramen, milyarlarca uzak yldzn oluturduu parltl fon
karsnda hi hareket etmiyor mu gibi gzkyordu. Prl prl
gecenin sonsuz paracklar iinde koyu bir benekti yalnzca.

Gemide her ey binlerce yldr olduunun aynyd, yani karan-


lk ve sessiz.

Klik, mmmm.

En azndan hemen hemen her ey.

Klik, klik, mmm.

Klik, mmm, klik, mmm, klik, mmm.


911/1186

Klik, klik, klik, klik, mmm.

Mmmmm.

Geminin yar uykulu siber beyninde bulunan alt dzey bir


denetleme program kendisinden biraz daha st dzeydeki bir
baka denetleme programn uyandrd ve ona ne zaman klik etse
karlnda yalnzca bir mmmm geldiini bildirdi.

Daha st dzeydeki denetleme program buna cevap olarak


ya ne gelmesi gerektiini sordu. Alt dzey program, tam olarak
hatrlayamadn, ama bunun derinden gelen ve honutlua ben-
zer bir ey ifade eden, bir i eki olabileceini dndn
syledi. Oysa mmmn ne anlama geldiini bilmiyordu. Klik,
mmm, klik, mmm. Btn duyduu buydu.

st dzey denetim program durumu gzden geirdi ve been-


medi. Alt dzey programna, denetledii eyin tam olarak ne
olduunu sordu. Alt dzey deneti bunu da hatrlayamadn,
ama imdiye kadar bunun hemen hi aksamadan, nce bir klik ve
on yl kadar sonra da bir i eki eklinde olmas gerektiini
syledi. Kendisinin, nce hata saptama cetveline bakarak neler
olduunu anlamaya altn, ama bunu baaramaynca st
dzey denetim programn uyarmak zorunda kaldn bildirdi.

st dzey deneti hata saptama cetvellerine bakarak alt dzey


denetinin denetlemesi gereken eyin ne olduunu bulmak istedi.

Ama cetveli bulamad.

Bu garipti.

Tekrar arad. Btn bulabildii bir hata mesaj oldu. Hata


mesajnn anlamn bulabilmek iin hata mesaj saptama cetvelini
912/1186

arad, onu da bulamad. Her eyi yeniden gzden geirmek iin


kendisine bir iki saniye izin verdi. Sonra blm ilev denetisini
arad.

Blm ilev denetisi acil sorunlar zmekle ykmlyd.


Bunun iin kendisi de acil sorunlara bakan denetim ajann arad.
Bir saniyenin birka milyonda biri kadar bir zaman iinde, kimi
yllardr, kimi yzyllardr uyuklamakta olan gemi iindeki tm
etkin devreler birden yaama dnmeye balad. Bir yerlerde, bir
eyler, feci ekilde yanl gitmiti, ama deneti programlarn
hibiri bunun ne olduunu syleyemiyordu. Her dzeye ait, en
yaamsal nemdeki direktifler kaypt ve stelik yaamsal nem-
deki bu direktiflerin kayb durumunda ne yaplmas gerektii
hakkndaki direktifleri de bulmak mmkn olamyordu.

Kk yazlm modller -ajanlar- gruplaarak, birbirlerine


danarak ve tekrar gruplaarak tm mantk yollarn taradlar.
Geminin ana grev modl de dahil tm hafzasnn tehlikede
olduunu abucak tespit ettiler. Yaplan hibir deerlendirme tam
olarak neler olup bittiini tespit etmeye yeterli deildi. Ana grev
modlnn kendisi bile hasar grme benziyordu.

Bu, tm sorunu baa klmas gayet basit bir hale indirgey-


iverdi. Ana grev modl deiecekti. Naslsa bir yedek, orijinalin
tpatp ayns bir kopya daha vard. Modln bedenen deiimi
artt, nk gvenlik sebepleri yznden, orijinali ile kopyas
arasnda hibir iletiim mevcut deildi. Ana grev nitesi, bir kez
deitikten sonra, sistemin kalan ksmnn yeniden yaplanmas
ile ilgili her detayla kendisi ilgilenebilir ve bylece her ey yoluna
girebilirdi.

Robotlara, ana grev modlnn yedeini yerine monte ede-


bilmek iin, onu muhafaza ettikleri zrhl koruma blmesinden
geminin beyin odasna getirmeleri direktifi verildi.
913/1186

Bu direktiflerin gerekliinin kantlanmas, uzun bir acil kod


ve protokol deiim ilemini ieriyordu. Sonunda robotlar btn
ilemlerin yerinde ve doru olduu konusunda karar birliine
vardlar. Ana grev modln korunmakta olduu yuvasndan
kardlar, depo odasndan dar tadlar, gemiden dtler ve
bolukta dne dne uzaklatlar.

Neyin yanl olduu ile ilgili ilk ipucu bylece salanm oldu.

Daha ileri aamadaki aratrmalar, olan bitenin ne olduunu


hzla ortaya kard. Bir meteor paras geminin gvdesinde geni
bir delik amt. Geminin bunu daha nce tespit etmesi mmkn
olmamt, nk meteor paras tam da geminin gvdesine bir
meteor arptn tespit etmeye yarayacak alete isabet etmi ve
onu darmadan etmiti.

***
Yaplacak ilk ey, delii kapamakt. Ancak bunun imkansz
olduu ortaya kmt, nk geminin alclar bir delik olduunu
alglayamamaktaydlar. Alclarn iyi almadn sylemekle
ykml denetleyiciler de iyi almyor ve alclarn iyi al-
makta olduunu bildirmeye devam ediyorlard. Gemi, gvdesinde
byle bir delik olduu sonucuna ancak, robotlarn yedek beyinle
birlikte, bu delikten dm olduklar gereinden yola karak
varabilmiti. nk geminin bu delii grebilmesi ancak yedek
beyinle mmknd. Gemi bu konuda mantkl dnmeye alt,
baaramad. Ardndan bir sre iin beyni tamamen boald. Ama
bunu alglayabilmesi mmkn olmad elbette, nk beyni
boalmt. Etrafndaki yldzlarn sradm grmek onu sadece
artmt. Yldzlarn nc srayndan sonra, gemi bu bir
beyin boalmas olsa gerek diye dnd ve birtakm ciddi karar-
lar alma zamannn geldiini fark etti.
914/1186

Rahatlad.

Sonra bu kararlarn henz alnmadm fark etti ve panikledi.


Bir sre iin beyni yeniden boald. Kendine geldiinde, gemide
grnmez deliin olmas gerektiini bildii btn blmeleri
mhrledi.

Varmam gereken yere henz varmadm aka belli, diye


dnd, kesik kesik. Ama artk bu varmas gereken yerin neresi
olduu ya da oraya nasl varmas gerektii konusunda en ufak bir
fikri kalmad iin, devam etmesinin de bir anlam kalmadna
karar verdi. Ana grev modlnnn kalntlar arasndaki mini
minnack direktif krntlarndan bir araya getirebildii bilgilere
bavurdu.

"!!!! !!!! !!!! yl grevin !!!!!!!!!!!!!!!! !!!!!!!!, toprak, !!!! !!!! !!!!
!!!! gvenli bir uzaklkta !!!! !!!! !!!! !!!! geliimini ve deiimini
dzenli olarak kontrol etmek !!!! !!!! !!!! !!!!."

Hepsi bu kadard, gerisi pten baka bir ey deildi.

Geminin beyni tekrar ve tamamen boalmadan nce, bu bil-


gilerin daha ilkel yardmc sistemlere olduu gibi transfer
edilmesi gerekiyordu.

Ayrca geminin tm mrettebatnn da ayltlp, kendine getir-


ilmesi lazmd.

Bir sorun daha vard. Mrettebat k uykusunda iken, hepsinin


beyinleri, hafzalar, kimlikleri ve burada ne yapmak zere bir
araya geldikleri konusundaki yaklamlar ile ilgili bilgiler de,
gvenlik iinde korunabilmesi iin, geminin ana grev modlne
transfer edilmiti. Bu yzden artk mrettebattan kimsenin, kim
915/1186

olduklar ve burada ne aradklar ile ilgili en ufak bir fikri yoktu.


Aman ne ho.

Gemi son kez kendinden gemeden nce motorlarnn da


tkenmek zere olduunu fark etti. Uyanm olmakla birlikte ka-
fas karm halde bulunan mrettebat ve gemi, yardmc oto-
matik sistemler sayesinde seyrediyor, yalnzca nereyi bulabilirse
oraya inmeye alyordu. Ne bulursa onun geliimi ve deiimini
kontrol edeceklerdi. necek yer bulmak asndan pek ansl
deillerdi. Bulduklar gezegen souk ve sszd. Onu stmas
gereken gneten ylesine ac verecek bir uzaklkta idi ki, onu ya
da en azndan onun bir parasn yaanabilir klmak iin be-
raberlerinde getirmi olduklar evre Uy um Cihazlar ve Yaam
Destek Sistemlerinin tamamn bu yolda kullanmak zorunda
kaldlar. Daha yaknlarda daha iyi gezegenler de var olmasna
vard, ama anlalan geminin sava-harekat planlar yapmakla
grevli Strateji-o-Matik bilgisayar Pusu moduna kilitlenmi
olduundan, en uzak ve gzden rak gezegeni semiti. Bu seim
geminin Kdemli Strateji Subay dnda kimse tarafndan
tartlp, deitirilemezdi. Oysa gemide herkes aklm kaybetmi
olduundan, Kdemli Strateji Subaynn kim olduunu bilen
yoktu. Olsa bile kimse ona Strateji-O-Matiin kararn nasl
deitirebileceini syleyebilecek durumda deildi.

Bununla birlikte, gelimesini ve deimesini kontrol edebile-


cekleri bir ey bulma konusunda tam on ikiden vurmulard.

2
Yaamn olaanst ynlerinden biri de, kendini devam ettire-
bilmek iin katlanmaya hazr olduu mekanlarn eitliliidir.
Onun herhangi bir yere tutunmas mmkndr. Bu yer, iindeki
916/1186

balklarn, gittikleri yn zerre kadar umursamadklar, Santra-


ginusun ba dndrc sular da olabilir, yaamn 40.000 dere-
cede balad sylenen Frastrann yangn frtnalar da. Ya da
yaam, srf zevkine, bir sann kaln barsaklarmda seebilir. O
her zaman, bir ekilde, bir yerlere tutunmann yolunu bulacaktr.

Bunu niye yapmak isteyeceini kestirmek g olsa bile, yaam


New Yorkta bile srecektir. Oysa burada k mevsiminde s min-
imum yasal derecenin ok ok altna dmektedir; tabii bunu bu
ekilde ifade edebilmek iin, nce yeterince saduyu sahibi birinin
akl edip de, byle bir yasal derece tespit etmi olmas gerekir.
Oysa New Yorklularn en belirgin yz karakter zellii ile ilgili
yaplan son sralamada, saduyu ancak 79 uncu sray
alabilmitir.

New York yazlar ise kahrolas bir scaklkta yaanr. Frastran-


lar gibi, yaamak iin sya muhta bir yaam formu olup, 40.000
derece ile 40.004 derece arasndaki scaklklar lman iklim
olarak kabul etmek baka eydir, gezegeninizin yrngesi evres-
inde bir noktada, snmak iin birok baka hayvana sarmalan-
mak gereksinimi duyarken, yarm yrnge tede cildinizin fokur-
dadn fark etmek ise tamamen baka bir ey.

New Yorkta ilkbahar abartlr. Pek ok New Yorklu baharn


gzellikleri konusunda ateli nutuklar atar durur. Oysa bu insan-
larn ilkbaharn gzellikleri hakknda en ufak bir fikirleri olsayd,
ayn enlem zerinde, bahar yaamak iin New Yorktan ok daha
uygun en az be bin dokuz yz seksen tane yer olduunu da
bilmeleri gerekirdi.

Bununla birlikte, en kts sonbahardr. New Yorkta sonba-


hardan daha kt ok az ey mevcuttur. Belki sanlarn kaln
barsaklarnda yaayan yaratklardan bir ksm bu fikre itiraz
edebilir, ama zaten bu yaratklar son derece uyumsuz varlklardr.
917/1186

Onlarn fikirleri gz ard edilebilir ve edilmelidir de. New Yorkta,


sonbahar geldii zaman, hava sanki iinde birileri kei kzartyor-
mu gibi kokar. Eer nefes almak konusunda srarc iseniz
yapacanz en iyi ey bir cam ap, kafanz bir binaya
daldrmaktr.

Tricia McMillan New Yorka baylrd. Kendi kendine bunu


durmadan tekrarlyordu. st Bat Yakas. Eveet. Orta ehir. Heey,
bir sr dkkan. SoHo. Dou Yakas. Elbiseler. Kitaplar. Sushi.
talyanlar. arkteriler. Yuppiii..

Sinemalar. Yine yuppiii. Tricia, son olarak Woody Allenn


New Yorkta bir nrotik olmann endieleri ile ilgili yeni filmini
grmt. Woody Ailen daha nce de ayn konuyu aratran bir
iki film yapmt. Tricia onun buradan tanmay dnp dn-
mediini merak ediyordu. Duyduuna gre Woody buna tama-
men karyd. O halde diye dnd Tricia: filmlere devam. Tricia
New Yorku seviyordu nk New Yorku sevmek mesleki adan
iyi bir frsatt. Alveri asndan ve mutfak asndan da iyi bir
frsatt. Ama taksiler konusunda byle olduu sylenemezdi,
kaldrmlar konusunda da yle saylmazd. Oysa en yksek ve en
iyiler arasnda saylan meslei asndan kesinlikle iyi bir frsatt.
Tricia bir TV habercisi idi ve New York dnyann ou televizy-
onun programnn sunulduu yerdi. Triciann habercilii bu
vakte kadar yalnzca ngiltere snrlar iinde kalmt: blgesel
haberler, kahvalt haberleri, akamst haberleri. Ama deyim yer-
indeyse, ona hzla ykselen bir haberci denebilirdi. Aslnda dey-
imin yerinde olup olmamasnn ne nemi var, televizyondan bah-
setmiyor muyuz? Evet, o, hzla ykselen bir haberciydi. Bunun
iin gerekli olan her eyi vard: gzel salar, stratejik nemdeki
dudak cilas ile ilgili derin bilgisi, dnyada ne olup bittiini kav-
rayabilecek bir zekas ve iinde bir yerlerde, hibir eyin umur-
unda olmad anlamna gelen minik, gizli bir l noktas.
918/1186

Herkesin yaamda byk ans yakalad bir an vardr. Eer bu


nemli an karacak olursanz, yaamn kalan ksmnda artk siz-
in iir her eyin rktc derecede kolaylaverdiini grrsnz.

Tricia da bir kez eline geebilecek byle bir ans karmt.


Ama artk bunu dnmek eski gnlerde olduu gibi iini titret-
miyordu. Ruhunun derinliklerinde lm olan noktann da ite bu
olduunu sanyordu.

NBS iin yeni bir haberci gerekiyordu. nk Mo Minetti bir


bebek douracakt ve bu yzden US/AM adl kahvalt programn
brakmak zereydi. Minettiye doumu, canl olarak bu program
iinde gerekletirmesi iin akllar durduracak miktarda bir para
teklif edilmi, ama o zel yaamn ve zevklerini korumas gerek-
tiini ne srerek, beklenmedik bir ekilde bu teklifi reddetmiti.
NBS avukatlar kontratn didik didik ederek, ne srd bu
noktalarn hukuki bir zemin iin yeterli olup olmadn
aratrmlar ve sonunda isteksizce de olsa gitmesine izin vermek
zorunda kalmlard. Bu onlar iin ldrtc bir durumdu, nk
normal olarak birinin gidiine isteksizce izin vermek demek
gc bakasna teslim etmek demekti.

Bir ihtimal olarak, ama yalnzca bir ihtimal olarak, ngiliz ak-
sannn Minettinin yerini doldurmak iin uygun debilecei
sylentisi vard. Salarn, cilt tonunun ve dilerdeki protezlerin
Amerikan yayn standartlarna uygun olmas artt. Ama sahnede
aldklar Oskar iin annelerine teekkr eden ya da Broadwayde
ark syleyen birok ngiliz aksanl grmek mmknd. Rady-
olarn 31 Masterpiece Tiyatrosunun, peruklu, ngiliz aksanl oy-
uncularn dinlemek zere ayarlayan olaanst sayda dinleyici
grubu vard. David Letterman ve Jay Lenonun ovlarnda ngiliz
aksanllar fkra anlatyordu. Geri seyirci akalar anlamyordu
ama aksana alman tepki gerekten de ok olumluydu. O halde
919/1186

zamanlama uygun olabilirdi. Belki. US/AMde ngiliz aksan. Eh,


ne olacaksa olsundu bakalm.

Tricia bu yzden oradayd. New Yorka hayran olmak meslei


asndan bu yzden iyi bir frsatt.

ne srd resmi sebep bu deildi elbette. Yoksa


ngilteredeki televizyon irketi Manhattana i aramaya gitmesi
iin uak ve otel masraflarn biraz zor derdi. Mevcut maann
on misli gibi bir cretin peinde olduuna gre, kendi masra-
flarn kendisinin stlenmesi gerektiini dnebilirlerdi. Ama
Tricia bir hikaye bulmu, bir mazeret uydurmu ve gizli eylerle il-
gili sessizliini korumutu. Dolaysyla yolculuk masraflarm
karladlar. Bileti business-classd elbette ama Triciann tann-
m bir yz vard ve glmsemesiyle kendisine first class itibar
salamay baarmt. Doru yaklamlar sonucu kendisine
Brentwoodda gzel bir oda da bulmutu ve ite imdi, bir sonra
yapmas gerekenin ne olduunu dnerek oradayd.

Ortada dolaan sylentiler bakayd, iliki kurmak baka.

Elinde bir iki isim, bir iki telefon numaras vard, ama imdiye
kadar yapt birka giriim belirsiz bir bekleyile sonulanmt
ve u anda balad yerde saylrd. Bir iki yoklama yapm, baz
yerlere mesajlar gndermiti, ama imdiye kadar bunlarn hibiri
cevaplanmamt. Yapmaya geldii esas ii sabahtan leye kadar
bitirmiti; peinde olduu hayali i ise, mit var bir biimde ve
eriilmez bir ufuk izgisi zerinde donuk donuk titremekle
yetiniyordu.

Kahretsin.

Sinema dn Brentwooda gitmek iin bir taksiye bindi.


Araba kaldrma yanaamamt, nk kocaman, uzun bir
920/1186

limuzin, mevcut her yeri kaplyordu. Kendisine yol ap otele gire-


bilmek iin biraz zorlanmas gerekti. Pis kokulu, kei kzartmal
havann iinden geerek, lobinin mutlu serinliine dald.
Bluzunun ince pamuklusu cildine makine ya gibi yapyordu.
Salar panayr yerinde sopa stnde satlan pamuk helvalara
dnmt. Bir ey olmadn dnd iin ask bir suratla,
resepsiyona kendisi iin braklan bir mesaj olup olmadn
sordu. Oysa bir mesaj vard.

Oh..

Gzel.

e yaramt. Sinemaya zellikle telefonu aldrmak iin git-


miti. Bir otel odasnda oturup beklemeye dayanamyordu.

Dnd. Mesaj burada m amalyd acaba? zerindekiler


yap yapt ve biran nce hepsini karp ylece yataa uzanmak
iin can atyordu. Havalandrmay en dk s derecesine, fan da
en yksek dnme hzna ayarlamt. u anda dnyada her eyden
ok istedii ey tylerinin rpermesiydi. Sonra nce scak, ar-
dndan souk bir du, sonra havlu zerinde yataa serilip hava-
landrmann altnda kurumak. Sonra mesaj okumak. Belki tekrar
tyleri rperebilirdi. Belki her ey olabilirdi.

Hayr. Hayatta her eyden ok istedii ey kendi maann on


kat kadar bir cretle Amerikan televizyonunda bir iti. Dnyada
baka her eyden ok. Dnyada her eyden ok. Ne varsa her ey-
den ok istemi olduu ey ise, artk kapanm bir konu idi.

Lobide bir palmiyenin altna oturarak selefon pencereli kk


mesaj zarfn at. _
921/1186

Ltfen arayn, diyordu. Mutlu deilim ve bir telefon nu-


maras veriyordu. mza Gail Andrews.

Gail Andrews.

Bu bekledii isimlerden biri deildi. Hazrlksz yakalanmt.


Bu ismi bir ekilde tanyordu ama birden kim olduunu sy-
leyemiyordu. Andy Martinin sekreteri olabilir miydi? Hillary
Bassn yardmcs? Martin ve Bass, Triciann NBSdeki iki nemli
temas noktas olan isimlerdi, ya da yle olmas iin abalad
isimlerdi. Peki, Mutlu deilim ne anlama geliyordu?

Mutlu deilim?

Tam anlamyla akna dnmt. Bu takma bir isimle kend-


isine ulamaya alan Woody Allen myd yoksa? Braklan nu-
mara, blge kodu 212 ile balayan bir numarayd, o halde arayan
New Yorktan biri olmalyd. Mutlu olmayan biri. Eh, bu bilgiler
ereveyi biraz daraltyordu, deil mi?

Yeniden resepsiyona dnd.

Az nce bana verdiiniz bu mesajla ilgili bir sorunum var,


dedi. Tanmadm bir hanm beni aramaya alm ve mutlu ol-
madn sylyor.

Resepsiyondaki adam kalarn atarak nota bir gz att.

Bu kiiyi tanyor musunuz?"

Hayr, dedi Tricia.

Hmmm, dedi resepsiyondaki adam. Bir ey yznden mut-


suz olmu birine benziyor.
922/1186

Evet, dedi Tricia.

Burada bir isim yazlym gibi grnyor, dedi resepsiyon-


cu. Gail Andrews. Byle birini tanyor musunuz?

Hayr, dedi Tricia.

Niin mutsuz olabilecei ile ilgili herhangi bir fikriniz olabilir


mi?

Hayr, dedi Tricia.

Verilen numaray aradnz m? Burada bir telefon numaras


var.

Hayr, dedi Tricia, notu bana henz verdiniz. Aramadan


nce biraz daha bilgi toplamaya alyordum. Belki mesaj alm
olan kii ile grebilirim demitim.

Hmm, dedi resepsiyon grevlisi, notu dikkatle inceleyerek.


Burada Gail Andrews isimli birinin olduunu sanmyorum. .

Hayr, bunun farkndaym, dedi Tricia. Ben sadece..

Gail Andrews benim.

Ses Triciann arkasndan geliyordu. Dnp bakt.

Pardon?

Ben Gail Andrewsum. Bu sabah benimle bir grme


yapmtnz. '
923/1186

Oh. Oh, tanrm, evet, dedi Tricia, biraz can sklarak. Mesa-
j birka saat nce brakmtm. Sizden bir haber kmaynca
kendim geldim. Sizi karmak istemedim.

Oh. Hayr. Tabii, dedi Tricia, hzlanmak iin aba harcarken.

Hz kelimesi kendisi iin hibir anlam ifade etmeyen resepsiy-


on grevlisi Mesaj kimin aldn bilmiyorum, dedi. Sizin iin
bu numaray aramam ister misiniz?

Hayr, bu kadar yeterli, teekkr ederim. dedi Tricia,


bundan sonrasn kendim halledebilirim.

Size yardmc olacaksa buradaki oda numarasn arayabi-


lirim, dedi resepsiyon grevlisi, nota tekrar bir gz atarak.

Hayr, buna gerek olmayacak, teekkrler, dedi Tricia. O


benim kendi oda numaram. Mesajn gnderildii kii benim.
Sanrm bunu zdk artk.'

O halde, size iyi gnler, dedi resepsiyon grevlisi.

Tricia zellikle iyi bir gn falan istemiyordu. O meguld.

stelik Gail Andrewsla da grmek istemiyordu. Hristiyan


kardelii ile ilgili konular sz konusu olduunda kafasndaki biti
noktas ok kesindi. Meslektalar, rportaj yapt bu tr kiilere,
Hristiyanlar adn verir ve bunlardan biri Tricia ile grmek
zere muum masum stdyodan ieri girdiinde, zellikle de eer
Tricia dilerini gsteren scak glmseyii ile glmsyorsa, ha
karrlard.

Tricia dnd ve souk bir glmseyile ne yapmas gerektiini


dnd.
924/1186

Gail Andrews krkl yalarnn ortasnda, bakml bir kadnd.


Giysileri pahal ve zevkli olarak tanmlanabilecek giysilerin snr-
lar iinde bulunuyor, ama bu snrlarn, daha uucu giysileri
barndran ksmnda toplanma benziyordu. O bir astrologdu.
Mehur ve eer dedikodular doru ise, etkileyici bir astrologdu.
Sylentiye gre, verdii birok kararda Bakan Hudson
etkilemiti. Bu kararlarn iine, haftann hangi gnnde, hangi
lezzette kremal dondurma yiyeceinden, am bombalayp bom-
balamayacana kadar her ey dahildi.

Tricia onu epeyce eletirmiti. Bakanla ilgili hikayelerin


doru olmad konusunda deildi eletirileri, bu konu eskimiti
artk. O sralarda Bayan Andrews anlayl bir yaklamla, Bakan
Hudson kiisel konular, dinle ilgili konular ve diyetiyle ilgili
konular dnda ynlendirdiini ret etmiti. amn bombalanmas
bu konular iine girmiyordu tabii ki (SAM,KSEL BR EY
DEL BU! diye haykrmt tm magazin basn).

Hayr, bu, Triciann astroloji konusunun tm iinden setii,


kk ama nemli bir bak asyd. Bayan Andrews buna tam
olarak hazrlkl deildi. Dier taraftan, imdi de Tricia, otel
lobisinde yeniden karlamaya pek hazrlkl deildi. Ne
yapmalyd?

Biraz zamana ihtiyacnz varsa, ben sizi barda bekleyebi-


lirim, dedi Gail Andrews. nk sizinle konumam gerek ve ben
bu akam ehirden ayrlyorum.

Bir eye kzm ya da sinirlenmi olmaktan ok hafife en-


dielenmi grnyordu.

Pekala, dedi Tricia. Bana on dakika msaade edin.


925/1186

Odasna kt. Her eyden nce, resepsiyonda mesajlar alan


ocuun, mesaj alma gibi karmak bir eyin stesinden gelebile-
ceine gveni yle azd ki, kapsnn altnda da bir not olup ol-
madndan emin olmak istiyordu. nk varsa bunlar, resepsiy-
ona ve kap altna braklan birbiriyle ilgisiz ilk mesajlar
olmayacakt.

Ama braklan bir ey yoktu.

Bununla birlikte telefonun mesaj yanp snyordu.

Mesaj dmesine basarak otel santraln arad.

Gary Andressden bir mesajnz var, dedi santral memuru.

Evet? dedi Tricia. Tanmad bir isim. Ne diyor?

Dutlu deil, dedi santral memuru.

Ne deil? dedi Tricia.

Dutlu. Syledii bu. Adam dut olmadn sylyor. Sanrm


bunu renmenizi istemi. Numaray ister misiniz?

Santraldaki kz numaray yazdrrken Trica birden bunun az


nce alm olduu mesajn bozulmu hali olduunu fark etti.
Pekala, pekala. dedi. Baka bir ey var m?

Oda numaranz syler misiniz?

Tricia kzn oda numarasn neden konumann bu blmnde


istediini pek anlayamad, ama yine de syledi.

***
926/1186

sminiz?

McMillan, Tricia McMillan. Tricia sabrla heceledi.

Bay McManus deil, yle mi?

Hayr.

Baka mesajnz yok. Klik.

Tricia iini ekti ve yeniden santrali arad. Bu sefer adn ve


oda numarasn en batan syledi. Santral memuru on saniye
nce konuuyor olduklarn belli edecek en ufak bir belirti
gstermedi.

Barda olacam, diye aklad Tricia. Barda. Eer bana tele-


fon gelecek olursa oraya balar msnz ltfen?

sminiz?

Tricia her eyin mmkn olabilecei kadar ak olduundan


emin oluncaya kadar, ayn ilemlerin zerinden birka defa
gittiler.

Tricia bir du yapt, temiz giysiler giydi, profesyonel bir hzla


makyajn tazeledi ve bir i ekile yatana bakarak oday yeniden
terk etti.

Beyninin bir blm kap saklanmak istiyordu.

Hayr. Pek de deil.

Asansr lobisinde beklerken aynadaki grntsne bir gz at-


t. Sakin ve kontroll gzkyordu ve eer kendisini kandrabiliy-
orsa herkesi kandrabilirdi.
927/1186

Gail Andrewsla olan sorunu halletmeliydi.

Tamam, onu biraz zorlamt. zgnm, ama

bu hepimizin iinde olduu oyunun kural ya da yle bir ey.


Bayan Andrews rportaj yapmaya raz olmutu, nk yeni bir
kitab vard ve televizyona kmak bedava reklam demekti. Ama
bedava balang diye bir ey yoktu. Hayr olmamt. Bu satr
yeniden dzenledi.

Olay yle gelimiti:

Geen hafta, astronotlar Pltonun yrngesinin epeyce ar-


kasnda, onuncu bir gezegen kefettiklerini ilan etmilerdi. Bunu
baarabilmek iin, uzak gezegenlerde tespit ettikleri anormallik-
lerden yola karak, yllar sren aratrmalar yapmlard. Bu
yzden sonutan son derece mutluydular. Herkes de onlar adna
mutluydu, vesaire vesaire. Gezegene nce Persephone ad verildi,
hemen ardndan astronotlardan birinin papaannn ad olan Ru-
pert takma adyla anlmaya balad -bunun biraz skc ama i
stan bir yks vard- ve btn bunlarn hepsi ok ho, ok
mkemmeldi.

Tricia, eitli sebeplerden tr olay olduka byk bir ilgiyle


izlemiti.

Sonra, tam irket hesabna New Yorka gitmek iin iyi bir
mazeret ararken, Gail Andrews ve yeni kitab Siz ve Gezegenlerin-
iz hakknda bir gazete haberine rastlamt.

Gail Andrews ok tannm bir isim saylmazd ama Bakan


Hudson, kremal dondurma ve amn amptasyonundan
bahsedilince (dnya bu konudan bahsederken ameliyatla ilgili ter-
imleri benimsemiti. Hatta operasyonun resmi ad bile
928/1186

amsectomi idi, yani amn kesilip karlmas) herkes kimden


bahsedildiini anlyordu.

Tricia burada bir a yakalam ve hemen yapmcsna satmt.

Uzayda dnp duran kocaman kaya paralarnn, sizin


yaamnzla ilgili olup, sizin bilmediiniz eyleri bildii fikri, an-
szn o zamana kadar kimselerin haberi olmayan yeni bir kaya
parasnn ortaya kmasyla bir sarsnt geirmesi beklenirdi
elbette.

Ortaya yeni hesaplamalar kmalyd yle deil mi?

Btn o yldz haritalar ve gezegen hareketleri nasl bundan


etkilenecekti? Neptn Terazi burcuna girince ne olacan hepimiz
biliyorduk. Peki, ama ya Rupert ykselirken ne olacakt? Astro-
lojinin tamamnn yeniden dnlmesi gerekmeyecek miydi? O
halde belki de btn bunlarn deli samas olduunu kabullenip,
onun yerine domuz iftlii iletmeye balamann zaman deil
miydi? Hi olmazsa iftiliin prensipleri mantkl bir temele day-
anyordu nk. Rupert yl nce renmi olsaydk, Bakan
Hudson brtlenli dondurmay perembe yerine cumalar m yi-
yecekti? am hl yerinde duruyor olabilir miydi? Buna benzer
eyler ite.

Gail Andrews, btn bunlar olabilecei kadar iyi karlamt.


Triciay bandan savmak iin, gnlk kavisler, saa doru yk-
seliler ve boyutlu trigonometrinin zor anlalr bir sr baka
kavramlarndan olaan bir ekilde bahsetmeye balamak gibi,
olduka ciddi bir hata yaptnda, bu iddetli hamlenin sarsnts
henz gemeye balamt.

Son derece byk bir aknlkla, Triciaya ynelttii her bil-


ginin, zerinde baa kabileceinden daha fazla bir ivmeyle
929/1186

aynen kendisine geri dndn fark etmiti. Kimse Gaili, Tri-


ciann bir TV yldz olduu ve hayatta bir rol kapmak iin yapt
ikinci giriim olduu konusunda uyarmamt. Chanel dudak boy-
asnn altnda, gzel kesimli salarnn ve kristal mavisi lenslerin-
in ardnda o, yaamnn imdi terkedilmi bulunan bir dne-
minde, kendisine matematik alannda bir birincilik ve astrofizik
alannda bir doktora kazandran bir beyne sahipti.

***
Tricia, kafas biraz megul bir ekilde asansre binmek
zereyken, antasn odada braktn fark etti ve bir kou odaya
dnp onu alp almamay dnd. Hayr. Muhtemelen odada
daha emniyette olacakt ve stelik iinde de zellikle ihtiyac olan
bir ey yoktu. Asansr kapsnn kapanmasna izin verdi.

stelik diye dnd kendi kendine derin bir nefes alrken,


eer yaam ona bir ey retti ise o da uydu:

Hibir zaman antan almak iin geri dnme.

Asansr aa inerken olduka dikkatli bir ekilde tavana


bakyordu. Tricia McMillan tanmayan herhangi biri bu bakn
insanlarn bazen gzyalarn tutmaya altklarnda yukar
doru baklarnn ayns olduunu sylerdi. Oysa Tricia
tavandaki keye monte edilmi bulunan video kamerasna baky-
or olmalyd.

Bir dakika sonra enerjik admlarla asansrden karak yeniden


resepsiyona doru yrmeye balad.

Bunu yazacam, nk bir yanllk olmasn istemiyorum.


930/1186

Bir kat parasnn zerine byk harflerle ismini, sonra oda


numarasn, sonra BARDAYIM kelimesini yazarak resepsiyon
masasna brakt. Resepsiyondaki gen kada bakt.

Bu, ben oradayken bir mesaj gelirse diye. Tamam m?

Gen adam kada bakmaya devam ediyordu.

Bu hanmn odasnda olup olmadn renmemi istiyor-


sunuz, deil mi?

**

ki dakika sonra, Tricia, nnde bir kadeh beyaz arapla otur-


makta olan Gail Andrewsun yanndaki bar sandalyesine kendini
att.

Bana sakin, sessiz sedasz masaya oturacak birinden ok, bar


tezgahnda oturmay tercih edecek biriymisiniz gibi gelmiti
dedi Bayan Andrews.

Bu doruydu ve Triciay biraz afallatmt.

Votka? dedi Gail.

Evet, dedi Tricia pheyle. Nasl bildiniz? dememek iin


kendini zor tutmutu, ama Gail yine de kafasndaki soruyu
cevaplad.

Barmene sordum, dedi, zarif bir glmseyile.

Barmen votkasn hazrlam ve parlak maun tezgah zerinden


Triciaya doru etkileyici bir ekilde kaydrmt.

Teekkr ederim, dedi Tricia, ikisini abucak kartrrken.


931/1186

Birden ortaya kan bu holuklarla ne yapmas gerektiini ke-


stirememiti ve kendisinin bu ekilde yanltlmasna izin verm-
emekte kararlyd. New Yorktaki insanlar sebepsiz yere birbirler-
ine iyi davranmazlard nk.

Bayan Andrews, dedi kararl bir ekilde, Mutlu ol-


madnza zldm. Bu sabah size biraz sert davrandm
dnebilirsiniz, ama eninde sonunda astroloji popler bir
elence aracdr ve bunda yanl bir ey yoktur. ov dnyasnn bir
parasdr ve siz bunu iyi deerlendirdiniz. ansnz ak olsun.
Elenceli bir ey, ama bir bilim deil ve yle olduu yanlgsna da
dlmemeli. Sanrm byle olmadn bu sabah ikimiz de
baarl bir ekilde kantladk. Bunu yaparken de, birlikte popler
bir elence ortam yarattk ki sanrm bu ikimizin de ekmek para-
mz kazandmz konu. Eer bu sizin iin bir sorun yarattysa
zgnm.

Ben son derece mutluyum, dedi Gail Andrews.

Oh, dedi Tricia, bundan ne anlamas gerektiinden pek emin


olamayarak. Ama mesajnzda mutlu olmadnz yazl idi.

Hayr, dedi Gail Andrews, mesajmda sizin mutlu ol-


madnz sandm sylemitim ve sebebini merak ediyorum.

Tricia kendini srtna bir tekme yemi biri gibi hissetti. Gzler-
ini krptrd.

Ne? dedi sessizce.

Yldzlarla ilgili bir ey. Tartmamz srasnda siz yldzlar ve


gezegenlerle ilgili bir eye ok kzgn ve bu yzden mutsuz gib-
iydiniz. Bu beni rahatsz etti ve bir eyiniz olup olmadn anla-
mak iin sizi grmeye geldim.
932/1186

Tricia ona bakt. Bayan Andrews diye sze balad ve sonra


bunu syleyi tarznn tam da onun dedii gibi kzgn ve mutsuz
olduunu fark etti ve yapmaya alt protestoyu biraz hafifletti.

Sizin iin mahzuru yoksa, bana Gail deyin, ltfen. Tricia tek
kelimeyle akna dnmt.

Astrolojinin bir bilim olmadn ben de biliyorum, dedi Gail.


Tabii ki deil. Astroloji geliigzel bir kurallar setinden ibarettir,
satran gibi, tenis gibi, ya da siz ngilizlerin oynad u oyun
neydi, onun gibi

Kriket? Kendi kendinden nefret? Hangisi?

Hayr. Parlamenter demokrasi. Kurallar bir ekilde ortaya


atlmtr. Kendi ilerinden baka bir yerde bir anlam ifade etmez-
ler. Ama bu kurallar uygulamaya baladnz zaman, bir sr
oluumlar ortaya kmaya ve siz, insanlarla ilgili bir yn ey
renmeye balarsnz. Astrolojide kurallar yldzlar ve gezegen-
lerle_ ilgili olarak olumutur. Ama bu kurallar btn ilgisizliine
ramen, rnein dii rdekler ve erkek rdekler hakknda da olab-
ilirdi. Bu, yalnzca sorunun ekillenmesine olanak salayan, o
sorun hakknda dnmenin yollarndan biridir. Kurallar arttka
incelirler. Ne kadar geliigzel olurlarsa o kadar iyidir. Bu, gizli
iaretlerin ne olduunu anlamak iin, bir kat paras zerine bir
avu ince grafit tozu serpmeye benzer. Bylece kadn zerindeki
bir baka kada yazlm ve sonra stteki kadn kaldrlmasyla
grnmez olmu kelimeleri grmeniz salanm olur. Burada
nemli olan, grafit tozu deildir. O, izleri grebilmeniz iin yal-
nzca bir aracdr. O halde gryorsunuz ya, astrolojinin astro-
nomi ile hi ilgisi yoktur. Astroloji sadece insanlarn baka insan-
lar dnmesi ile ilgilidir.
933/1186

O yzden, bu sabah siz, yldzlar ve gezegenler zerine yles-


ine, nasl diyeyim, ylesine duygusal bir ekilde odaklandnzda,
kzgnlnzn astroloji ile ilgisi olmadn dndm. Kendi
kendime, o, yldzlar ve gezegenler yznden kzgn ve mutsuz
dedim. nsanlar genellikle bir ey kaybettikleri zaman bu denli
fkeli ve zgn olurlar. Btn dnebildiim bu kadard, bunun
tesinde bir anlam karamadm. Bu yzden iyi olup olmadnz
grmek zere buraya geldim.

Tricia sersemlemiti.

Beyninin bir ksm bir sr ey retmeye balamt bile. Gaz-


ete fallarnn ne kadar sama olduu, insanlar zerinde nasl istat-
istik hilelere bavurduklar ile ilgili bir sr protesto retmekle
meguld. Ama yava yava bu retim sona erdi, nk beyninin
kalan ksmnn kendisini dinlemediini fark etmiti. Tricia tam
anlamyla sersemlemiti.

On yedi senedir tam bir sr olarak saklad ey, tamamen


yabanc biri tarafndan u an kendisine sylenmiti.

Gaile bakmak zere dnd.

Ben...

Durdu.

Barn arkasndaki minik bir gvenlik kameras hareketini


takip etmek zere ona doru dnmt. Bu onu darmadan etti.
Birok kii onu fark etmezdi bile. nk fark edilmek zere tas-
armlanmamt. New Yorktaki pahal ve lks bir otelin bile, m-
terilerinden birinin anszn silah ekip ekmeyeceinden, ya da
kravat takp takmadndan emin olmadn mterilerine fark
ettirmek amacyla koyulmamt oraya. Ama votkann arkasna
934/1186

ustaca gizlenmi de olsa, bir TV programcsnn, bir kamerann ne


zaman kendisi zerine evrildiini bilmek zere eitilmi olan
igdsn aldatmas mmkn deildi.

Bir ey mi oldu? diye sordu Gail.

Hayr, ben... beni olduka arttnz sylemek


zorundaym, dedi Tricia. Gvenlik kamerasn unutmaya karar
verdi.

Bu, ona beyninin oynad bir oyun olmalyd, nk btn


gn boyunca televizyon beynini yle ok megul etmiti ki. Bu ilk,
kez bana gelmiyordu. Trafii kontrol eden bir kamerann, tam
yanndan geerken onu takip etmek zere kendisine dnd
dncesine kaplm, Bloomingdalesde bir gvenlik kamer-
asnn, apkalar denerken onu gzlemeyi zel bir ama haline ge-
tirdiine inanmt. Anlalan akln karyordu. Hatta Central
Parkta bir kuun bile kendisine epeyce dikkatli bir ekilde bak-
tn bile aklndan geirmiti.

Votkasndan bir yudum alarak bunu kafasndan atmaya karar


verdi. Birisi barn etrafnda dolaarak herkese Bay McMannus
olup olmadn soruyordu.

Pekala, dedi, birden itiraf ederek, Bu sonuca nasl vardnz


bilmiyorum, ama...

Sizin deyiminizle, bir sonuca falan varm deilim. Sadece


sylediklerinizi dinledim o kadar.

Sanrm kaybettiim ey, baka bir yaamn tamam idi.

Bu herkesin bana geliyor. Her gnn her dakikas. Ver-


diimiz her bir kararla, aldmz her bir nefesle baz kaplar
935/1186

alyor, bazlar ise kapanyor. ounu fark etmiyoruz bile.


Bazlarn ise fark ediyoruz. Siz byle bir tanesini fark etmie
benziyorsunuz.

Oh, evet fark ettim, dedi Tricia. Pekala. te sylyorum.


ok basit. Yllar nce, bir partide bir adamla tantm. O bana bir
baka gezegenden olduunu syleyerek, kendisi ile gitmeyi isteyip
istemediimi sordu. Ben isterim dedim. Evet, o eit partilerden
biriydi. Ona, antam almam beklemesini, sonra kendisiyle bir
baka gezegene gitmekten mutlu olacam syledim. O, antama
ihtiyacm olmayacan syledi. Ona, anlalan ok geri kalm bir
gezegenden geldiini, yoksa bir kadnn antasna her zaman
ihtiyac olacan bilmesi gerektiini syledim. Biraz sabrszland.
Ama yalnzca baka bir gezegenden geldiini syledii iin kolay
bir kz olmaya niyetim yoktu.

Yukar ktm. antam bulmak biraz vakit ald, stelik


banyoda da biri vard, onu beklemek zorunda kaldm. Aa in-
diimde o gitmiti.

Tricia duraklad.

Ve...? dedi Gail.

Bahe kaps akt. Dar ktm. Iklar vard. Ve parldayan


bir ey. Tam da gkyzne ykseldiini grebileceim srada
yetimitim. Sessizce bulutlarn arasna ykselerek kayboldu. Bu
kadar. Hikaye burada bitiyor. Bir yaam bufada bitip, bir dieri
balyor. Ama imdiki yaammn bir baka beni dnmeden
geen neredeyse bir dakikas bile olmuyor. antasn almaya git-
memi bir ben. Bana hep o ben, oralarda bir yerdeymi ve ben
onun glgesinde yryormuum gibi geliyor.
936/1186

Otel personelinden biri imdi barn evresinde dolanyor ve in-


sanlara aralarndan birinin Bay Miller olup olmadn soruyordu.
Kimse deildi.

Gerekten bu kiinin.... bir baka gezegenden olduunu mu


dnyorsunuz? diye sordu Gail.

Oh, kesinlikle. Uzay arac vard. Oh, stelik onun iki kafas
vard.

ki? Baka kimse fark etmedi mi peki?

Parti kyafet balosu eklindeydi.

Anlyorum...

stelik de bann zerinde bir ku kafesi vard ve kafes bir


rt ile rtl idi. Papaan klna girmiti. Kafesi tklatyor, bir
sr deli samas Gzel Polly akas yapp, haykryordu falan.
Sonra bir an iin rty kaldryor ve kahkahalar atyordu ierde
kendisi ile birlikte glen bir baka kafa daha vard. Onu
grdm ann endie verici bir dakika olduunu syleyebilirim.
Sanrm doru olan yapmsnz, deil mi, tatlm? dedi Gail.

Hayr, dedi Tricia. Hayr, sanmyorum. Bu yzden


mesleimi de srdremedim. Anlyorsunuz ya, nk ben bir as-
trofiziki idim. Eer siz gerekten baka gezegenden gelen biri ile
karlamsanz, onun iki kafas var ve papaan taklidi yapyorsa,
astrofiziki olmanz pek uygun dmez, yle deil mi? Yapamaz-
snz. En azndan ben yapamadm. Bunun zor olacan gre-
biliyorum. Sanrm kulanza sama sapanm gibi gelen
konumalar yapan baka insanlara biraz sert knzn sebebi de
bu olmal.
937/1186

Evet, dedi Tricia. Sanrm haklsnz. Affedersiniz.

nemli deil.

Bu arada, siz bunu anlattm ilk insansnz. Tahmin etmi-


tim. Evli misiniz?

Eee, hayr. Bugnlerde bunu anlamak ok zor deil mi? Ama


sormakta haklsnz, nk belki de sebep buydu. Birka kez
birileriyle ok yaknlatm, ounlukla da bir ocuk istediim iin.
Ama hepsi de, niin devaml omuzunun zerinden baktm sor-
arak ii bitirdi. Ne diyebilirdim ki? Bir ara bir sperm bankasna
gidip ansm denemeyi bile dndm. Rasgele birinin ocuuna
sahip olmay yani. Bunu ciddi olarak yapamazsnz deil mi?

Tricia gld. Muhtemelen hayr. Hibir zaman gerekten


gidip de aratrmadm. Hibir zaman. Hibir zaman tam olarak
bir ey yapmadm. Yaam hikayem. Gereini tam olarak hi yaa-
madm. Sanrm televizyonda olmamn nedeni de bu. Hibir ey
gerek deil.

Affedersiniz hanmefendi, isminiz Tricia McMillan m


acaba?

Tricia ararak ban kaldrd. Orada, ayakta duran, ofr


apkal bir adam vard.

Evet, dedi, annda kendini toparlayarak. Hanmefendi bir


saattir sizi aryorum. Otel bu isimde birinin burada kalmadn
syledi ama ben Bay Martinin ofisinden kontrol ettim. Onlar
kesin olarak kaldnz yerin buras olduunu syledikleri iin
tekrar sordum. Hl hi adnz duymadklarn sylyorlard. Ben
buna ramen isminizi anons ettirdiim halde, sizi yine de
938/1186

bulamadlar. Bunun zerine, ofisten arabaya bir resminizi fak-


slamalarn istedim ve sizi kendim aramaya karar verdim.

Saatine bakt.

Saat biraz ge oldu ama, hemen gitmek ister miydiniz?

Tricia afallamt.

Bay Martin? Yani NBSden Andy Martin yle mi? Evet,


hanmefendi. US/AM ekran kontrolr.

Tricia oturduu yerden frlad. Bay McManus ve Bay Miller ile


ilgili duyduu o arlar hatrlamaya bile dayanamyordu.

Yalnz acele etmemiz gerek, dedi ofr. Duyduum kadar


ile Bay Martin ngiliz aksam kullanmann denemeye deer
olacan dnyordu. Patronu ise bu fikre tamamen kar. Bay
Zwingler yani. Ve Bay Zwinglerin bu akam deniz kenarna tatile
gideceini de tesadfen biliyorum, nk onu alp havaalanna
gtrmesi gereken de benim.

Pekala., dedi Tricia, Ben hazrm. Gidelim.

Tamam, hanmefendi. Araba n kapda bekleyen byk


limuzin.

Tricia Gaile dnd. Affedersiniz, dedi.

Gidin! Gidin! dedi Gail. Ve iyi anslar. Sizinle birlikte ol-


maktan zevk duydum.

Tricia para almak zere antasna uzand.

Lanet olsun, dedi. Onu yukarda brakmt.


939/1186

kiler benden, diye srar etti Gail. Gerekten. Benim iin


ok ilgin bir grme oldu bu.

Tricia iini ekti.

Bakn bu sabahla ilgili olarak gerekten zgnm....

Bir kelime daha etmeyin. Ben iyiyim. Yalnzca astrolojiden


bahsediyoruz. Bu zararsz bir ey. Dnyann sonu saylmaz.

Teekkrler. Birden iinden gelerek Tricia onu kucaklad.

Her eyiniz yannzda m? dedi ofr. antanz filan almak


istemiyor musunuz?

Eer yaam bana bir ey retti ise, dedi Tricia, bu hibir


zaman antam almak iin geri dnmemem gerektiidir.

Bir saatten biraz fazla bir zaman sonra, Tricia, otel odasndaki
iki yataktan birinin zerinde oturmaktayd. Birka dakika iin
yerinden kprdamad. ylece durup dier yatan zerinde
masum masum oturmakta olan antasna bakyordu.

Bir elinde Gail Andrewsun brakt bir not vard. yle diy-
ordu, Fazla hayal krklna urama. Konumak istersen beni
mutlaka ara. Eer senin yerinde olsaydm, yarn akam evde otur-
urdum. Bir para dinlen. Ama bana aldrma ve endielenme. Bu
yalnzca astroloji. Dnyann sonu deil. Gail.

ofr haklyd. Aslnda ofr NBSde neler olup bittiini Tri-


ciann organizasyonda karlat herkesten daha iyi biliyordu.
Martin hevesliydi, Zwingler deildi. Martini hakl karabilmek
iin tek ans verilmiti ve o bunu kullanamamt.
940/1186

Oh tanrm, oh tanrm, tanrm, tanrm.

Eve dnme zaman. Hava yolunu arayp bu akam Heathrowa


dnme ansnn hl olup olmadm sorma zaman. Koca telefon
rehberine uzand.

Oh. Her ey srayla.

Rehberi tekrar yerine brakt, antasn ald ve banyoya


gtrd. Tezgahn zerine koydu ve iinde kontak lenslerinin bu-
lunduu kk plastik kutuyu kard. Onlar olmadan ne okumas
iin verilen notlar, ne de promptrdaki notlar dzgn bir ekilde
okuyabilmiti.

3
Gln bir ekilde, gemi olarak nitelendirdiimiz zaman-
larda, Otostopunun Galaksi Rehberinin paralel evrenlerle ilgili
syleyecei pek ok eyi vard. Bununla birlikte, Gelimi Tanr
dzeyinin altnda olan biri iin, bunlarn pek az anlalabilir nite-
likteydi. Artk btn bilinen tanrlarn, onlarn genellikle iddia et-
tii gibi, Evrenin balangcndan bir nceki hafta deil de, sonraki
ilk saniyenin milyonda biri kadar bir zamann sonunda ortaya
ktklar iyice anlaldna gre, imdi yapmalar gereken bir
yn aklama olmalyd ve bu yzden u sralar derin fizik konu-
laryla ilgili yorumlar iin vakit ayrmalar mmkn deildi.

Rehber in paralel evrenler konusunda syleyebilecei eyler


arasnda cesaret verici olabilecek tek ey, bu kavram anlayabil-
meniz iin en ufak bir ansnzn bile olmadyd. Dolaysyla
Ne? ve Yaa? gibi nlemler kullanabilir, hatta kendinizi aptal
941/1186

durumuna drme korkusu olmadan, gzlerinizi alatrp, deli


samas eyler bile syleyebilirdiniz.

Paralel evrenler hakknda ilk fark etmeniz gereken ey, yine


Rehberin dediine gre, onlarn paralel olmadyd.

Fark edilmesi nemli bir dier nokta da, bu paralel eylerin


tam anlamyla gerekte evren bile olmaddr. Ama bunu daha
sonra, yani u ana kadar fark ettiiniz hibir eyin doru ol-
madn fark ettikten bir mddet sonra kavramaya almanz en
kolay yol olacaktr.

Bunlarn evren olmamalarnn sebebi, herhangi bir evrenin as-


lnda bir nesne ey olmayp, teknik adyla, yalnzca HGKMye,
yani Her eit Genel Karman ormanlka, bir bak ekli ol-
masdr. Aslnda Her eit Genel Karman ormanlk diye bir ey
de yoktur. Olsayd bile, o da deiik bak alarnn topyekn to-
plamndan baka bir ey olmayacakt.

Evrenlerin paralel olmaylarnn nedeni denizin paralel ol-


may ile ayndr. Bunun hibir anlam yoktur. Her eit Genel
Karman ormanlk istediiniz gibi dilimlere ayrabilir ve
sonunda genellikle, birilerinin ev olarak adlandraca bir ey elde
edebilirsiniz.

imdi siz de istediiniz gibi samalayabilirsiniz, ama sras


sizde, ltfen buyurun.

***
Her eit Genel Karman ormanlka zel uyumu yznden il-
gimizi eken Dnyaya, baka dnyalara arpmayan bir ntrino,
yani ntrondan daha kk bir para arpmt.
942/1186

Bir ntrino arplabilecek kadar byk bir ey deildir.

stelik arplabilecei makul bir ekilde dnlebilecek her


eyden daha kktr. Aslnda, Dnya byklnde bir eye
ntrinolarn arpmas kendi iinde o kadar da olaanst bir olay
deildi. Hatta hi deildi. Asl olaanst saylacak ey, Dnyann
oradan gemekte olan birka milyar ntrino tarafndan vurul-
mad bir saniye paras olabilirdi.

Tabii, maddenin neredeyse hibir eyden olumadn


grnce, her ey arpmakla vurulmakla ne kastettiinize bal
oluyor. Btn bu ba dndrc bomboluk iinde yol alrken, bir
ntrinonun bir eye fiziken arpma ans, bir 747 yolcu uandan
rastgele atlan elik bir bilyann, diyelim bir yumurtal sandvie
arpma ans kadardr.

Her neyse. Bu ntrino bir eye arpmt. Bu arptnn,


nesneler arasnda hi de nemli bir yeri olmad sylenebilirdi.
Ama bunu sylerseniz, gzleri a bir porsuun tkrdnden
bahsetmi gibi olursunuz.

Evren gibi lgncasna karmak bir yerde, bir ey bir kez ger-
ekten olacak olursa, Kevin ilerin nereye varacan bilirdi. Ad
geen Kevin hibir ey hakknda hibir ey bilmeyen rasgele bir
birey anlamna geliyordu.

Ntrino bir atoma arpmt.

Atom bir molekln paras idi. Molekl bir nkleik asitin


paras idi. Nkleik asit bir genin paras idi. Gen bymek iin
gerekli genetik bir tanmn parasyd... ve bu byle uzayp gidiy-
ordu. Btn bu olaylarn sonucunda bir bitki, fazladan bir yaprak
bytmt. Essexde. Ya da, bir yn bo laf ve jeolojik anlamda
yerel sorun sonucu, adna Essex denmi yerde.
943/1186

Bu bitki bir yoncayd. Arlklarn, daha dorusu tohumlarn


her tarafa yayarak, hzla Dnyadaki en yaygn yonca tipi haline
gelmiti. Bu minik biyolojik rastlant ile Her eit Genel Karman
ormanlkn bu diliminde var olan birka ufak deiim (rnein
Tricia McMillann Zaphod Beeblebrox ile birlikte baka bir geze-
gene gitmek iin buradan ayrlmay baaramamas, cevizli don-
durma satlarndaki anormal dklk ve zerinde btn
bunlarn meydana geldii Dnyann, Vogonlar tarafndan, yeni
bir hiper evre yolu amak amacyla yerle bir edilmemi olmas
gibi) u srada, bir zamanlar Maksimegalon niversitesi Tarih
Blmnde bulunan aratrma projeleri ncelik listesinde
4.763.984.132nci srada beklemekteydi ve havuz banda dua iin
toplanm bulunan retim yelerinin hibirinin bu konuda bir
acelesi olmad da ok akt.

4
Triciaya btn dnya kendisine kar birlemi gibi geliyordu.
x Douya doru bir gecelik bir uak yolculuunun ardndan ve an-
szn, kendisini hibir ekilde hazrlkl hissetmedii, anlalmaz
ekilde tehdit dolu bir baka gn daha yaadktan sonra, byle
hissetmesinin son derece normal olduunun farkndayd. Ama
yine de.

Bahesindeki imenler zerinde bir takm izler vard. Bunlar


pek de fazla umursad yoktu, kendisine kalsa bu izler istedikleri
yere gitmekte serbesttiler. Bir cumartesi sabah idi. New Yorktan
evine yeni dnm, kendini yorgun, huzursuz ve paranoyak
hissediyordu. Tek yapmak istedii radyoyu hafife ap yataa
girmek ve Ned Sherrinin bir eyler hakknda mthi zekice yor-
umlar yaptn dinlerken, yava yava uyuyakalmakt.
944/1186

Ama Eric Barlett onun imenler zerindeki izleri iyice in-


celemeden gemesine izin vermiyordu. Eric, Cumartesi gnleri
kyden gelip, bir sopayla topra kartran, yal bir bahvand,
insanlarn sabahn krnde New Yorktan gelmesine inanmazd.
Bundan holanmazd. Bu doaya aykr idi. Bunun dnda her
eye inanrd ama.

Uzay yaratklar olmal, dedi, eilip sopasyla yerdeki kk


entikleri ularndan deerek. Bugnlerde uzay yaratklar ile ok
ey duyuyoruz. Sanrm bu izler onlarn.

yle mi dnyorsun?" dedi Tricia, sabrszca saatine


bakarak. On dakika diye dnd. On dakika ayakta durabilirdi.
Sonra, ister yatak odasnda olsun, isterse burada bahede olsun
devriliverecekti. Bu yalnzca ayakta durmak zorunda kalrsa byle
olacakt. Bir de okbilmi bir edayla ban sallayp, arada srada
yle mi dnyorsun? diye sormak zorunda kalrsa, bu sre
be dakikaya da inebilirdi.

Oh, evet, dedi Eric. Buraya geliyorlar, imenleriniz zerine


iniyorlar ve sonra tekrar ekip gidiyorlar. Bazen kedinizle birlikte
Postanedeki Bayan Williamsn kedisi, biliyorsunuz, hani o tekir
kedi- o uzay yaratklar tarafndan karld. Tabii ertesi gn geri
getirdiler, ama hayvan ok garip bir ruh hali iindeymi. Btn
sabah etrafta dolanp durmu ve leden sonra da uyuyakalm.
Eskiden bunun tersi olurmu, mesele burada. Sabahlar uyur,
leden sonralar etrafta dolanrm. Hava tutmas, anlyorsunuz
ya, gezegenler aras bir arata olmaktan tr.

Anlyorum, dedi Tricia.

stelik Bayan Williams kedisinin tylerini de alacal renklerle


boyadklarn sylyor. Bu iaretler tam onlarn ini takmlarnn
yapaca trden iaretler.
945/1186

im bieceinin izleri olduunu dnmyor musun? diye


sordu Tricia.

Eer iaretler daha yuvarlak olsayd, dnrdm. Ama


bunlar tam yuvarlak deil, anlyorsunuz ya, btnyle baka
dnyalara ait bir grnmde Sahi aklma geldi de, geen gn im
makinesinin sana oyun ettiini ve tamir edilmesi gerektiini,
edilmezse imlerin zerinde delikler amaya balayacan syle-
memi miydin sen?

Bunu syledim Bayan Tricia ve sylediim eyde srar da


ediyorum. Bu izler kesinlikle im makinasna ait deildir demiyor-
um. Btn sylediim bu deliklerin ekillerine baklacak olursa
bana br trl bir aklama daha makul geliyor. u aalarn
zerinden geliyorlar, anlyor musunuz? ni takmlar.

Eric...., dedi Tricia, sabrla.

Buna ramen size ne yapacam syleyeyim Bayan Tricia,


dedi Eric, im bime makinasna bir bakacam, geen hafta yap-
mak istediim gibi. Sizi de yapmak istediiniz eyle ba baa
brakaym.

Teekkr ederim Eric, dedi Tricia. Aslnda imdi yatmaya


gidiyorum. Eer mutfaktan istediin bir ey varsa ekinmeden al.

Teekkrler Bayan Tricia ve size iyi anslar, dedi Eric.


Eilerek imenlerin zerinden bir ey ald.

te, dedi. yaprakl yonca. yi ans demektir, gryor


musunuz?

Bitkiyi yakndan inceleyerek bunun gerek bir yaprakl


yonca olup, bilinen drt yaprakl yoncalarda yapra dm bir
946/1186

tanesi olmadndan emin olmak istedi. Yine de sizin yerinizde


olsam evrede uzayl yaratklarla ilgili hareketleri gzlerdim.
dedi. Ufku merakla izledi. zellikle de u taraf, Henley yn.

Teekkrler Eric, dedi Tricia, Gzlerim.

Kendini yataa att ve papaanlar ve dier kularla ilgili huzur-


suz ryalar grd.

leden sonra uyand ve rahatsz bir ekilde etrafta doland.


Gnn kalan ksmnda ne yapacandan pek emin deildi, hatta
yaamnn kalan ksmnda. Bir saat kadar ehre gidip geceyi Stav-
rosda geirip geirmeme konusunda tereddt etti. Yksekten
uan medya alanlar iin, buras u sralar moda olan bir yerdi
ve bir iki arkadan grmek kendini tekrar ilerin akna brak-
masn kolaylatrabilirdi. Sonunda gitmeye karar verdi. Oras
gzel bir yerdi. Elenceliydi. Stavronun kendisinden de ok
holanyordu. Stavro babas Alman olan bir Yunanlyd- olduka
garip bir kombinasyon. Tricia bir ka gece nce Alphaya gitmiti.
Buras Stavronun New Yorkta ilk at klpt, imdi kendisini
annesi Yunan olan bir Alman olarak kabul eden, kardei Kari
tarafndan iletiliyordu. Stavro Kardeinin New Yorktaki klb
olduka berbat ilettiini duymaktan ok mutlu olurdu. O halde
Tricia gidecek ve onu mutlu edecekti. Stavro ve Kari Mueller
arasnda biraz sevgi kayb olmutu.

Tamam, ite byle yapacakt.

Sonra bir saat kadar daha ne giyecei konusunda karar


veremedi. Sonunda New Yorktan alm olduu kk k bir
siyah elbise zerinde karar kld. O gece kulpte olabilecek bir
arkadana telefon etti ve kulbn bu gece zel bir dn partisi
iin kapal olduunu rendi.
947/1186

Yaam yaptnz herhangi bir plana gre

Yaamaya almann spermarketten bir yemek tarifi iin


alveri etmeye benzediini dnd. u kesinlikle sizin is-
tediiniz yne gitmemekte kararl alveri arabalarndan birini
alrsnz ve bunun sonucunda almay dndklerinizden tama-
men farkl eyler alm olarak iinizi bitirirsiniz. Onlar Ne
yapardnz? Yemek tarifi ne olurdu? Hibir fikri yoktu.

Her neyse, o gece bir uzay arac Triciann imleri zerine ini
yapt.

5
Henley ynnden geliini balangta hafif bir merakla ve bu
klarn neye ait olduklarn anlamaya alarak izlemiti.
Aslnda, oturduu yer Heathrowdan milyonlarca mil tede ol-
mad iin, gkyznde birtakm klar grmeye alkt. Ama o
klar genellikle gecenin bu saatinde ve bu kadar alakta ol-
mazlard. Biraz merak etmesinin sebebi buydu.

Gelen her ne ise o, giderek yaknlatka bu merak aknla


dnt.

Hmm, diye dnd, tm dnebildii de bu kadarla


kald.

Hl uak tutmasnn sarholuundan kurtulamamt ve


kendini uykulu hissediyordu. Beyninin bir tarafndan dier
tarafna gnderilip duran mesajlar zamannda ve doru yere pek
varamyorlard. Kendisine kahve hazrlamakta olduu mutfaktan
948/1186

kt ve baheye bakan arka kapy amaya gitti. Serin akam


havasn derin derin iine ekti, darya kt ve yukar bakt.

Gerekten de oradayd. Orada asl duruyordu. Sessiz sedasz.

Taa iinde, bir yerlerde bir eyler kmldad. Elleri yavaa iki
yanma dt. Scak kahvenin ayaklarna dkldn fark et-
medi bile. Uzay arac yava yava yaklarken Tricia zorlukla nefes
alabiliyordu. Aracn klar topran zerinde yumuak
hareketlerle oynuyor, adeta topra kontrol ediyor, yokluyordu.
Ayn klar Triciann zerinde de oynayorlard.

Ona ele geirip kaybettii ansnn geri verilmesi midi ok


uzak bir ihtimaldi. Yoksa onu bulmu muydu? Yoksa geri mi
gelmiti?

Ara yava yava ykseklik kaybetti ve nihayet yavaa imen-


lerin zerine kondu. Seneler nce havalanrken grdm gemiye
tpatp benzemiyor, diye dnd, ama karanlk gecenin iinde
parlayan klar net ekiller olarak grebilmek de ok gt zaten.

Sessizlik.

Sonra bir klik ve mmmm sesi.

Sonra bir baka klik ve bir baka mmm. Klik mmmm, klik,
mmmm.

Bir kap ald, imenlerin zerinden Triciaya doru bir k


boald.

Tricia titreyerek bekledi.

Ikta yalnzca bir siluet olarak seilebilen bir ekil kapda be-
lirdi. Sonra bir bakas, sonra bir bakas daha.
949/1186

Kocaman gzler ona bakarak yavaa krpt. Eller selamla-


mak zere yavaa ykseldi.

McMillan? dedi sonunda tuhaf, ince bir ses, hecelerle


zorlukla baa karak. Tricia McMillan. Bayan Tricia McMillan?

Evet, dedi Tricia, neredeyse hi sesi kmadan.

Bir sredir sizi gzlyorduk.

G... gzlyor muydunuz? Beni mi?

Evet.

Bir mddet ona baktlar, koca gzleri Triciann zerinde bir


aa bir yukar ve ok yava bir ekilde dolat.

***
Gerek yaamda daha kk grnyorsunuz, dedi sonunda
birisi.

Ne? dedi Tricia.

Evet.

Ben, ben anlamyorum, dedi Tricia. Bunlarn hibirini


beklemiyordu tabii ki, ama beklemedii bir ey iin bile bekleye-
cei ekilde gitmiyordu hibir ey. Sonunda Siz ... siz... Za-
phoddan m geliyorsunuz? diye sorabildi.

Bu soru siluet arasnda kk bir telaa yol at. Kendi


aralarnda, su stnde kayar gibi hoplayp zplayan bir lisanla
tarttktan sonra, tekrar Triciaya dndler.
950/1186

Zannetmiyoruz. En azndan bizim bildiimiz kadaryla yle


deil.

Zaphod nerede? dedi bir dieri, yukar gkyzne bakarak.

Ben... ben bilmiyorum, dedi Tricia aresiz bir ifadeyle.

Buradan ok uzak m? Hangi Ynde? Biz bilmiyoruz.

Tricia kalbi ezilerek fark etti ki, onlar kendisinin kimden bah-
settiinin bile farknda deillerdi. Hatta neden bahsettiinin bile.
Ve Triciann da onlarn neden bahsettii hakknda hibir fikri
yoktu. mitlerini skca sarp sarmalayp yeniden ortalktan uzak-
latrdktan sonra, beynini tekrar vitese takp, alma konumuna
getirdi. Hayal krklna uramann hi anlam yoktu. Burada as-
rn gazetecilik olayn yaadn fark etmek iin biran nce
kendine gelmek zorundayd. Ne yapmalyd? Eve dnp video
kamerasn m almalyd? Geri dndnde gitmi olmazlar my-
d? Stratejik olarak ne yapmas gerektii asndan kafas kar-
makark olmutu. Onlar konuturmaya devam et diye dnd.
Gerisini sonra zersin.

Siz beni mi gzetliyordunuz?

Hepinizi. Gezegeninizdeki her eyi. TVu. Radyoyu.


Telekomnikasyon aralarn. Bilgisayarlar. Video devrelerini.
Depolan.

Ne?

Araba parklarn. Her eyi. Biz her eyi gzetleriz.

Tricia onlara bakakald.

Bu ok skc olmal, yle deil mi? diye kekeledi.


951/1186

Evet.

O halde niin...

Yalnzca...

Evet. Yalnzca ne?

Yarmalar dnda. Biz yarmalara baylrz.

Tricia uzay yaratklarna, uzay yaratklar Triciaya bakar-


larken uzun bir sessizlik oldu.

erden almak istediim bir ey var, dedi Tricia, stne basa


basa. Bakn ne diyeceim. inizden biri, ya da hepiniz benimle
birlikte gelip ieriye bir gz atmak ister mi?

Memnuniyetle, dedi hepsi birden heyecanla. Tricia 35


mmlik video kamerasn ve teybini, yani bulabildii her trl
kayt cihazm kapp gelene kadar de olduka beceriksiz bir
edayla oturma odasnn ortasnda ayakta beklemilerdi. Ev klar
altnda hepsi ok ince ve morumtrak yeil bir renkteydiler.

Beyler, bir dakika iinde yannzdaym, dedi Tricia, ekme-


celerini deip, yedek kaset ve film ararken.

Yaratklar Triciann diskleri, kasetleri ve eski plaklarnn bu-


lunduu raflara bakyorlard. lerinden biri dierini hafife
drtt.

Bak, dedi. Elvis.

Tricia durdu ve yeniden onlara bakt.

Elvisi sever misiniz?


952/1186

Evet.

Tricia video kamerasna yeni bir kaset takmaya urarken


aknlk iinde ban sallad.

Sizin insanlarnzdan bazlar, dedi, ziyaretilerden birisi,


tereddtle, Elvisin uzay yaratklar tarafndan karldna
inanyorlar.

Ne? dedi Tricia. Bu doru olabilir mi?

Mmkndr.

Bana Elvisi karanlarn siz olduunu mu sylemek istiyor-


sunuz? Cihazlarn boa altrm olmamak iin mmkn
olduunca soukkanlln korumaya alyordu ama bu kadar
onun iin bile fazlayd.

Hayr, hayr biz deil, dedi misafirler. Uzay yaratklar yap-


m olabilir. Bu ok ilgin bir ihtimal. Sk sk bunun bahsini
ederiz.

Bunu aa indirmeliyim, diye mrldand Tricia kendi


kendine. Videokasetinin doru taklp taklmadna bakt ve
alp almadn kontrol etti. Kameray onlara doru evirdi.
rktmemek iin gzne yaklatrmamt. Zaten kala hizasnda
ekim yapmakta olduka tecrbeli saylrd.

Pekala, dedi. imdi bana yavaa ve dikkatlice kim


olduunuzu syleyin. nce sen., dedi sol tarafnda durana
dnerek.

Bilmiyorum.
953/1186

Bilmiyorsun yle mi?

Hayr.

Anlyorum, dedi Tricia. Ya siz ikiniz?

Biz de bilmiyoruz.

Gzel. Pekala. O halde belki nereden geldiinizi bana


syleyebilirsiniz.

Kafalarn salladlar.

Nerden geldiinizi bilmiyor musunuz?

Tekrar kafalarn salladlar.

O halde, dedi Tricia. Siz .. ne ...

Ne diyeceini bilemiyordu, ama bir profesyonel olarak bu


arada kameray da sabit tutmaya alyordu.

Biz grevliyiz, dedi yaratklardan bir tanesi. Grevli mi? Ne


yapmak iin grevli?

Bilmiyoruz.

Kamera hl alyordu.

Sizi almaya geldik.

Hareket etme. Hareket etme. Bir kamera aya olsayd keke.


Byle dnyordu, nk u anda duyduklarn sindirebilmek
iin bir iki dakikaya ihtiyac vard. Hayr, diye karar verdi,
954/1186

imdilik kameray elinde tutmak ona daha fazla esneklik saly-


ordu. mdat, diye bard iinden, ne yapacam imdi?

Niye, diye sordu sakin sakin, beni almaya geldiniz?

nk biz aklmz kaybettik.

Affedersiniz, dedi Tricia, ieri gidip bir kamera aya almam


gerek.

Tricia gidip, abucak bir kamera aya bulup, videoyu zerine


monte ederken yaratklar, bir ey yapmadan ylece beklemekten
ikayeti grnmyorlard. Triciann yz tamamen hareketsizdi,
ama ne olup bittii ya da olanlar hakknda ne dnmesi gerektii
konusunda en ufak bir fikri bile yoktu.

Pekala, dedi, hazr olduunda. Niin...

O astrologla olan rportajnz beendik.

Onu seyrettiniz yle mi?

Biz her eyi seyrederiz. Astroloji ile de ok ilgiliyiz. Astrolojiyi


severiz. ok ilgin bir konu. Oysa her ey ayn ekilde ilgin deil.
Yldzlar bize neleri anlatr. Yldzlar bize gelecekle ilgili neler
syler. Buna benzer bilgileri severiz.

Ama...

Tricia nereden balayacan bilmiyordu.

Konuyu sahiplen, diye dnd. Bu durumda hibir eyi tah-


mine brakmann bir yarar yok.
955/1186

Onun iin yle sylenmeye karar verdi, ama ben astroloji ile
ilgili hibir ey bilmiyorum.

Biz biliyoruz.

Biliyor musunuz?

Evet biz burlar izleriz. Bu konuyla ok ilgiliyiz. Btn gazete


ve dergilerinizi okuruz ve onlara da ok meraklyz. Ama liderimiz
bir sorunumuz olduunu sylyor.

Bir lideriniz de mi var?

Evet.

Ad ne?

Bilmiyoruz.

Adnn ne olduunu sylemiyor mu, tanr akna? Affedersin-


iz, bu ksm batan almam gerekecek. Adnn ne olduunu
sylyor?

O da bilmiyor.

O halde onun lideriniz olduunu nereden biliyorsunuz?

Kontrol onun elinde. Burada binlerinin bir eyler yapmas


gerektiini sylyor.

Ah! dedi Tricia, bir ipucu yakalayarak, buras neresi?

Rupert.

Ne?
956/1186

Sizin insanlarnz oraya Rupert diyor. Gneinizin onuncu


gezegeni. Biz yllarca orada yaadk. Olduka souk ve ilgin ol-
mayan bir gezegen oras. Ama gzlem iin iyi bir yer.

Bizi niye gzlyorsunuz?

Yapmasn bildiimiz tek ey bu da ondan. Pekala, dedi


Tricia. Tamam. Lideriniz nasl bir sorununuz olduunu
sylyor?

genlere blmek.

Ne dediniz, anlamadm?

Astroloji ok kesin bir bilimdir. Biz bunu biliyoruz. Eee...


dedi Tricia, sonra sustu.

Ama sizin iin ve burada, Dnya zerinde kesin. Ev...e...t


Bir eylerin belli belirsiz titreimlerini almak gibi kt bir hisse
kaplyordu.

rnein Olak burcunun ykselen yldz Vens ise, bu,


Dnyaya gre byle olacaktr. Rupertda olduumuz zaman ayn
ey nasl ileyecek? Ykselen yldz dnya ise ne olacak? Bunu
ayrt etmek bizim iin ok zor. Unuttuumuz eyler arasnda ki
bunlarn pek ok ve pek derin eyler olduunu sanyoruz, bir
tanesi de trigonometri."

Msaade ederseniz unu doru anlayaym, dedi Tricia. Siz


benim.... sizinle... Ruperta gelmemi istiyorsunuz.

Evet.

Sizin iin Dnya ve Ruperta gre burlarn pozisyonlarn


yeniden hesaplayabilmem iin?
957/1186

Evet.

Telif hakkm olacak m?

Evet.

O halde sizinim, dedi Tricia, bunu en azndan National En-


quirera satabileceini dnerek.

Kendisini gne sisteminin en uzak snrlarna gtrecek olan


gemiye binerken ilk dikkatini eken ey zerinden binlerce
grntnn kayp gemekte olduu video monitrlerinin bulun-
duu tezgah oldu. Banda oturup onlarn hepsini izleyen, ama
dikkatini zellikle, sabit bir grntnn bulunduu belirli bir
tanesine evirmi olan drdnc bir yaratk vard. zledii
grnt Triciann az nce onun meslekta ile yapt hazrlk-
sz rportajd. Triciann endieli bir tavrla ieri trmandn
grd srada ban ekrandan kaldrmt.

yi akamlar, Bayan McMillan, dedi. Gzel bir ekim oldu.

6
Ford Prefect koarken yere arpt. Hatrladna gre kald
yer, havalandrma aftnn on santim kadar tesindeydi. Bu
yzden yere arpabilecei noktay yanl tespit etmi, komaya
erken balam, beceriksizce tkezlemi ve bileini burkmutu.
Lanet olsun! Yine de hafife yalpalayarak, koridordan aa doru
komaya devam etti.

Binann her tarafnda birden bire almaya balayan alarmlar


her zamanki gibi bir heyecan frtnas yaratyordu. Yine her
zamanki gibi, saklanmak zere depolama blmelerinin arkasna
958/1186

dald, grnmediinden emin olmak iin etrafna baknd ve he-


men srt antasnn iini kartrarak her seferinde ihtiya duy-
duu malzemeleri aramaya koyuldu.

Ama bu kez her zamankinin aksine, bilei delicesine cann


yakyordu.

Yalnzca havalandrma aft hatrladndan on santim tede


olmakla kalmyor, binann kendisi de, hatrladndan baka bir
gezegende bulunuyordu. Buna ramen, onu esas artan ey yine
de bu on santimlik fark olmutu. Otostopunun Galaksi Rehberi
ofisleri, yresel iklim artlar, yresel dmanlklar, enerji fatur-
alar veya vergiler gibi nedenlerle ve genellikle ok ksa bir sre
nce bildirilerek, sk sk baka bir gezegene tanr, ama her sefer-
inde de neredeyse en kk moleklne kadar tam olarak ayn
ekilde ina edilirdi. irketin elemanlarndan birou iin, iinde
altklar ofisin plan acmaszca arptlm kiisel evrenleri
iindeki tek deimezlik sembolyd.

Bununla birlikte, bir ey, garipti.

Bu kendi iinde artc bir ey saylmaz diye dnd Ford,


antasndan havlusunu karrken. Aslnda yaamndaki her ey-
in, kimi biraz daha az kimiyse biraz daha ok da olsa, bir para
garip olduu sylenebilirdi. Ama bu seferki, garipliine alt
eylerden biraz farkl bir gariplikti, yani tuhaft. Bununla birlikte,
dikkatini hemen bu konuya odaklayamyordu.

antasndan 3 nolu ama anahtarm da kard.

Alarmlar yine eskisi gibi, tandk bir ekilde almaya devam


ediyor, adeta mrldanabilecei bir melodi meydana getiriyorlard.
Btn bunlar tand, bildii eylerdi. Oysa dardaki dnya Ford
iin yeniydi. Saquo-Pilia Hensha'da daha nce hi bulunmamt,
959/1186

ama buray beenmiti. Bir eit karnaval atmosferine sahip bir


yerdi buras.

Bu kez de antasndan pazardan ald oyuncak bir ok yay


takm kard.

Saquo-Pilia Hensha'daki karnaval havasnn sebebinin yerli


halkn her sene kutlad St.Antwelm Varsaym Yortusu
olduunu kefetmiti. St. Antwelm, yaad dnemde muhteem
ve popler bir varsaymda bulunmu olan, muhteem ve popler
bir krald. Kral Antwelm'in varsaymna gre, dier her eyin eit
olduu dnlrse, insanlarn tmnn en byk arzusu mutlu
olmak ve hep birlikte elenerek mmkn olan en iyi vakti
geirmekti. Bu yzden, lmnden sonra kiisel servetinin
tmnn, herkese bu varsaym hatrlatmak amacyla ve her yl
kutlanacak bir festival dzenlemek zere kullanlmasn vasiyet
etmiti. Bu festivalde ynla lezzetli yiyecek, hareketli danslar ve
Wocket Av gibi deli dolu oyunlar olurdu. Kraln Varsaym yles-
ine akllca bir varsaymd ki kral bundan dolay azizlik mertebes-
ine ykseltilmiti. Yalnz bununla da kalnmam, daha nceden
talanarak tamamen sefil bir lme mahkum olduklar ya da
gbre flar iinde ba aa yaamak zorunda kaldklar iin aziz
ilan edilenlerin bu rtbeleri geri alnm ve onlarn bu hareketleri
artk daha ok utan verici yaklamlar olarak deerlendirilmeye
balanmt.

Otostopunun Galaksi Rehberi ofislerinin bulunduu H-


eklindeki bildik bina ehrin eteklerinde ykselmekteydi ve
Fordun iine girii yine bildik bir ekilde olmutu. Buraya daima
havalandrma sistemi yoluyla giriyor, ana girii tercih etmiyordu.
Bunun sebebi orada grevi ieri giren bro elemanlarnn harca-
malarn sorgulamak olan robotlarn nbet tutmalaryd. Ford
Prefect'in gider hesaplar akl almaz derecede kark ve zordu ve
en nemlisi Ford, bu devriye robotlarnn, hesaplarna ilikin ne
960/1186

srmeyi dnd aklamalara akl erdirebilecek nitelikte ol-


madklarn fark etmiti. Dolays ile binaya giriini bir baka
yoldan yapmay tercih ediyordu.

Bunun anlam, muhasebe departmanndakiler dnda, binada


bulunan neredeyse btn alarm zillerini devreye sokmak oluy-
ordu ki Ford'un istedii de buydu.

Depolama blmelerinin arkasna gizlenerek oyuncak ok


takmnn lastik vantuzunu diliyle slatp yayn iine yerletirdi.

Hemen hemen otuz saniye kadar sonra, kk bir kavun


byklnde bir robot, koridordan aa doru bel yksekliinde
uarak ve bir yandan da olaan d bir ey olup olmadn anla-
mak iin sa-solu tarayarak kendisine doru yaklamaya balad.

Kusursuz bir zamanlama ile Ford oyuncak oku yolun karsna


doru att. Ok koridoru boydan boya geti ve yalpalayarak kar
duvara yapt. Ok uarken, robotun alngalar derhal onun zer-
ine kilitlendi ve robot onu izlemek iin doksan derecelik bir dn
yaparak, ne olup bittiini anlamaya ve okun nereye gittiini
grmeye alt.

Bu Ford'a deerli bir saniye kazandrm oldu. Uan robot


kendisinin olduu ynn aksi tarafna bakt srada zerine
havlusunu frlatt ve onu yakalad.

Robot, zerinde bulunan yumru biimindeki eitli alglama


antenleri yznden havlunun iinde manevra yapamyor, yalnzca
ileri geri hareket edebiliyor, yzn kendisini yakalayan varla
eviremiyordu.

Ford onu kendisine doru ekerek, yere akverdi. Robot ackl


bir ekilde szlanmaya balamt. Seri ve deneyimli bir hareketle,
961/1186

elindeki 3 no.lu ama anahtarn havlunun altna sokarak robotun


tepesinde bulunan ve mantk devrelerinin zerini rten kk
plastik paneli kaldrp atverdi.

Mantk iyi bir eydi belki ama evrim aratrmalar srasnda da


grld gibi, birtakm sakncalarnn olduu da bir gerekti.

Mantkl dnebilen herhangi bir eyin en azndan kendisi


kadar mantkl dnebilen bir baka ey tarafndan aldatlab-
ilmesi kolayca mmknd. Tamamen mantkl bir robotu aldat-
mann en baarl yolu, onu ayn uyar ile tekrar tekrar uyarmak
ve bylece bir kapal devre iine kilitlenmesini salamakt. Bunun
en iyi kant bin yl nce MAOYAYKE'de (Maximegalon artc
Aklkta Olan Yava ve Acl Yoldan Kefetme Enstits) yaplan
mehur Ringa balkl Sandvi Deneyinin sonulardr.

Bu deneyde bir robot Ringa Balkl Sandvii sevdiine in-


andrlr. Deneyin en zor ksm da bu ksmdr zaten. Robot bir kez
balkl sandvileri sevdiine inandrldktan sonra nne bir
balkl sandvi koyulur. Bunun zerine robot kendi kendine Ah!
Ringa balkl bir sandvi! Ben balkl sandvie baylrm. diye
dnmeye balar.

Daha sonra sandviin zerine eilip, kepesiyle onu balkl


sandvi blmesine aktarr ve yeniden dorulur. Robotun
anszl, dorulduu srada balkl sandviin bulunduu
blmeden kayp yere, robotun nne decek ekilde dizayn
edilmi olmasndadr. nk den sandvii grr grmez yen-
iden balar; Ah! Ringa balkl bir sandvi! Ben balkl sand-
vie.... ve bylece ayn hareket st ste tekrarlanr durur. Btn
bu lanet olas ilerden balkl sandviin sklmasn ve ufalanp git-
mesini engelleyen tek ey onun, iki ekmek dilimi arasna
sktrlm bir para l balk olmas, olup bitene kar robottan
daha az duyarllk gstermesidir.
962/1186

Enstitdeki bilim adamlar bu ekilde btn deiimlerin,


gelimelerin ve yeniliklerin ardnda yatan itici gcn ringa balkl
sandvi olduunu kefettiler. Bu anlamda bir tez yaymladlar ve
bu tez son derece aptalca bulunarak yaygn bir eletiri ald. Bunun
zerine rakamlar yeniden kontrol ettiler ve kefettikleri eyin
"can sknts ya da can skntsnn uygulamadaki fonksiyonu
olduunu fark ettiler. Ardndan, bir heyecan frtnas iinde
huzursuzluk, depresyon, isteksizlik, tedirginlik ve bunlara
benzer dier duygular kefe ktlar. kinci byk baarya ringa
balkl sandvileri kullanmay braktklarnda ulatlar. Anszn,
koca bir dalga halinde, zerinde alabilecekleri yeni duygular
ortaya kt: Rahatlama, itah, tamin, ve hepsinden nemlisi
mutluluk iin duyulan arzu gibi.

Bu en byk baar, en byk keifti.

Tm olas arzalarda, robot davranlarn yneten karmak


bilgisayar kodlarnn ynlarcas, kolaylkla deitirilebilir hale
gelmiti. Robotlarn tek ihtiyac olan ey skkn ya da mutlu olma
kapasitesi ile bu durumlar ortaya karacak bir ka kouldu.
Gemiye sonra kalan kendi balarna halledebilirlerdi.

Ford'un havlusu altna hapsettii robot u anda mutlu bir ro-


bot deildi. Onun mutlu olabilmesi iin etrafta dolaabilmesi ve
dier eyleri grebilmesi gerekti. zellikle de hareket eden dier
eyleri grebildiinde mutlu olurdu. Hele de, dier hareket eden
eylerin yapmamalar gereken eyleri yaptklarn gryorsa.
nk bu durumda onlar rapor etmenin doyumsuz zevkini tatma
olanan bulurdu.

Ford ksa bir sre sonra bunu halledecekti.

Robotun zerine melerek ve onu iki dizi arasna sktrd.


Havlu hala robotun tm alglama mekanizmalarn rtyordu
963/1186

ama imdi Ford mantk devresini aa karm bulunuyordu.


Robot ocuklar gibi huysuzca mzldanyor, hareket edemiyor, yal-
nzca huzursuz bir ekilde kprdanyordu. Ford anahtar kul-
lanarak, kk bir ipi soketinden gevetip yerinden kard ve
bunu yapar yapmaz robot sessizleti ve kendinden gemi bir
halde orada oturmaya balad.

Ford'un kartm olduu ip robotun mutlu olabilmesi iin


gerekli koullarla ilgili direktifleri ieren ipti. ipin hemen
solundaki noktaya, ipin hemen sandaki bir baka noktadan
minik bir elektrik akm ulatnda robot mutlu olurdu. ipin
grevi bu akmn bir noktadan bir noktaya ulap ulamayacana
karar vermekti.

Ford havlusunun bir kenarna ilitirilmi olan ksa teli ekip


kard. Bunun bir ucunu ip soketinin sol stndeki delie, dier
ucunu da sa alt ucundaki delie soktu.

te bu kadard. Artk ne olursa olsun robot mutlu olacakt.

Ford abucak ayaa kalkt ve havluyu ekip kaldrd. Robot


heyecan iinde havaya ykseldi ve kvl kvl bir yol izlemeye
balad.

Dnd ve Ford'u grd.

Bay, Prefect, sayn efendim! Sizi grmekten yle mutluyum


ki!

Ben de seni grmekten mutluyum kk arkadam, dedi


Ford.

Robot hemen merkez kontrol nitesine btn dnyalar iinde


en iyisi olan bu dnyadaki her eyin olabilecek en iyi durumda
964/1186

olduu raporunu verdi ve alarmlar hemen kendi kendilerini sus-


turdular. Yaam normale dnd.

Hi deilse, hemen hemen normale.

Burada bir gariplik vard.

Kk robot elektronik bir mutluluk iinde kkrdyordu. Ford


koridordan aa aceleyle yrd ve robotu her eyin ne ho, ve
kendisinin bunu bildirebilmekten tr ne kadar mutlu olduunu
syleyerek, bir aa bir yukar dolansn diye brakt.

Bununla birlikte, Ford mutlu deildi.

Tanmad yzlerin yanndan geiyordu. Bunlar onun


holand trden kiilere benzemiyorlard. Hepsi fazla bakmly-
d. Baklar fazlaca canszd. Uzaktan tandk birini grdn
sand ve selamlamak iin aceleyle yanma yaklat her sefer-
inde bunun baka birisi olduu ortaya kyordu. Ford'un
bildiinden daha dzgn bir sa modeli ve daha gl, daha
amal baklar olan biri.

Merdivenlerden biri be on santim sola ekilmi, bir tavan


belli belirsiz alaltlmt. Lobilerden biri yeniden dzenlenmiti.
Bunlarn hibiri tek bana onu endielendirmiyor, ama yine de
kafasnn karmasna yol ayordu. Onu asl endielendiren ey
dekordu. Eskiden abartl ve prltlyd. Pahalyd- nk Rehber
gelimi ve gelimekte olan Galaksi blgelerinde ok iyi satyordu-
ama ayn zamanda da elendiriciydi. Koridorlar boyunca lgn
oyun makineleri sralyd. Tavanlardan deli dolu boyanm koca-
man piyanolar sarkard, aalarla kapl alanlardaki havuzlarda
Viv gezegeninden gelmi ktlk dolu yaratklar beslenirdi, aptal
gmlekler iinde robot uaklar koridorlarda oradan oraya dolar,
kimin eline bir iki barda sktrabileceklerini gzlerlerdi Koca
965/1186

canavarlar evcilletirirler, ofislerindeki tneklerin zerinde uan


srngenler bulunurdu. nsanlar nasl iyi vakit geireceklerini bi-
lirlerdi. Bilmezlerse de bu sorunu halledebilmek iin katlabile-
cekleri kurslar olurdu.

Btn bunlarn hibiri imdi yoktu.

Biri binann iinde dolanm ve ok kt niyetli bir tarz


deiiklii ortaya kmt.

Ford seri bir hareketle kk bir girintiye doru dnd ve


uan robotu da kendisiyle birlikte ieri ekti. Yere meldi ve
mrl mrl mrldanan siber uucuya gzlerini dikti.

Burada neler olup bitiyor? diye sorgulad.

Oh! Sadece en gzel eyler, efendim. Sadece mmkn olan en


gzel eyler. Ltfen kucanza oturabilir miyim?

Hayr, dedi Ford, elinin bir hareketiyle onu yanndan uzak-


latrarak. Robot bu ekilde uzaklatrlmaktan mthi zevk
almt. Bir aa bir yukar, dalgalanarak umaya balad. Ford
onu yeniden yakalad ve yzne bir kar mesafede havada tuttu.
Robot olduu yerde kalmaya alyor, ama hafife titremekten
kendini alamyordu.

Bir eyler deiti, yle deil mi? diye sordu Ford dilerinin
arasndan.

Oh, evet, diye bir sevin l att kk robot, mmkn


olan en ahane ve muhteem ekilde. Buna yle seviniyorum ki."

O halde nceden nasld her ey?

Mthi lezzetli.
966/1186

Ama deiiklikten holandn syledin? diye sordu Ford.

Ben her eyden holanrm, diye inledi robot. zellikle bana


byle barmanzdan. Yine barn, n'olur.

Bana ne olduunu anlat hemen!

Oh, teekkr ederim, teekkr ederim.

Ford iini ekti. Derin bir nefes ald.

Pekala, pekala, dedi robot nefes nefese,

Rehber'i bakalar devrald. Yeni bir ynetim i banda. Her


ey yle ho ki zevkten eriyebilirim. Eski ynetim de muhteemdi
elbette, ama o srada yle dnp dnmediimden pek emin
deilim.

Btn bunlar kafana bir tel sktrlmadan nceydi. Ne


kadar doru. Ne kadar mkemmelcesine doru. Ne kadar,
mkemmelce, coturucu, kpkl ve bomba gibi bir gerek. Ne
kadar gerek bir mutluluk douran, yerinde bir gzlem.

Ne oldu? diye steledi Ford. Bu yeni ynetim kim? Ne za-


man i bana geldiler? Ben... oh... neyse, bo ver diye ekledi.
Kk robot kontrolsz bir neeyle anlalmaz bir eyler mrldan-
maya ve Ford'un dizlerine srtnmeye balamt. Gidip kendim
anlarm.

***
Ford kendini hzla ba editrn bulunduu odann kapsna
doru savurdu. Kapnn erevesi paralara ayrlp ieri girmesine
uygun hale gelirken, o kendini korumak iin bir top gibi smsk
967/1186

yumulmutu. zerinde geleneksel olarak Galaksinin en kudretli


ve pahal ikilerinin durmas gereken iki arabasnn bulunduu
keye doru hzla yuvarlanarak oday bir batan bir baa geti,
kendisine siper olarak kullanmak zere arabay yakalad, ve onu
odann en gze arpan ksmnda bulunan, pahal, ama son derece
kaba-saba bir heykel olan Leda ile Octopus'un yanma snmak
zere odann teki ucuna doru srd. Bu arada kk gvenlik
robotu gs yksekliinde uarak odaya girmi. Ford'a
yneltilmi bulunan atlarn kendisine yneltilmesinden inta-
harsal bir zevk almaktayd.

En azndan plan byleydi ve bu uygulamak zorunda olduu


bir pland. nk ba editr Stagyar-zil-Doggo tehlikeli ve
dengesiz bir adamd. Personelinden odasna elinde dzeltilmi
yeni sayfalar olmadan girenlere katkda bulunmak zere lmcl
yaklamlar vard. Ve bunun iin oda kapsnn erevesine
monte edilmi zel bir tarama cihaz ile buna bal bir grup lazer
silah bulunuyordu. Bunlarn grev niin hibir ey yazamadk-
larn aklayacak ok salam mazeretler sunmak iin ieri giren-
leri caydrmakt. Bu ekilde ok yksek bir verim elde etmek
mmkn oluyordu.

Ama ne yazk ki iki arabas orada deildi.

Ford kendini mitsizce yana doru savurdu ve bir takla atarak


Leda ile Octopus'un durduu tarafa doru ulamaya alt ama
onlar da orada deillerdi. Panik iinde, geliigzel dnp savrul-
maya balad. Tkezledi, yuvarland, pencereye arpt. Neyse ki
pencere roket saldrlarna kar koyabilecek gte yaplmt. Z-
playarak, yara bere iinde, daha nce orada bulunmayan, buruuk
deriden yaplm k, gri renkli bir kanepenin arkasna snd.

Birka saniye sonra yavaa kanepenin arkasndan yukar


doru ykseldi. ki arabas ve Leda ile Octopus heykelinin
968/1186

yokluu yetmiyormu gibi, lazer atnn da olmay bir baka


artc deiiklikti. Kalar atld. Btn bunlar son derece
yanlt.

Sanrm siz Bay Prefect olmalsnz, dedi bir ses.

Ses seramik ve tik aac karm bir alma masasnn ar-


dnda oturan dzgn suratl birinden gelmekteydi. Stagyar-zil-
Doggo mthi bir ahsiyet olabilirdi ama kimse onun dzgn sur-
atl biri olduunu syleyemezdi. Bu konuan Stagyar-zil-Doggo
deildi.

eri giri tarznza bakarak, Rehberle ilgili yeni dokman-


larn size henz, eee, ulamadn anlyorum, dedi dzgn sur-
atl kii. Dirseklerini masasnn zerine dayam, parmak ular,
aklamas g bir tarzda, hi lmcl bir su ilememiesine
birlemi bir ekilde oturmaktayd.

Ford, olduka ksk bir sesle, meguldm, dedi. Sendeleyerek


dorulup stn ban silkeledi. Sonra ne halt etmeye byle
gsz konutuunu sordu kendi kendine. Durumun kontroln
hemen eline geirmeliydi. Bu kiinin kimin neyi olduunu anla-
mak zorundayd ve birden bunu yapmann bir yolu aklna
gelivermiti.

Sen de neyin nesi oluyorsun? diyerek sorgulad.

Ben yeni ba editrnzm. Yani sizinle i yapmaya devam


etmeye karar verirsek tabii. smim Vann Harl. Elini falan uzat-
mamt. Yalnzca ekledi, o gvenlik robotuna ne yaptnz?

Kk robot tavann etrafnda ok ok yava bir ekilde dnp


duruyor ve kendi kendine sessizce mrldanyordu.
969/1186

Onu ok mutlu ettim, diye yaptrd Ford, Bu benim bir


eit grevim saylr. Stagyar nerede? Daha da nemlisi, iki ara-
bas nerede?

Bay Zil-Doggo artk bu organizasyon iin almyor. Ona ait


olan iki arabas da, sanrm, bu gerek yznden imdi onu
teselli etmeye almakla megul olmal.

Organizasyon mu? diye haykrd Ford. Organizasyon yle


mi? Byle bir kurulu iin ne allahn cezas bir kelime bu!

Aynen bizim hislerimizi yanstyorsunuz. Kt bir yaplanma,


kaynak savurganl, kt idare ve dut gibi sarho. Bu son
sylediim, dedi Harl, editrn kendisi iindi."

akalar ben yaparm, diye hrlad Ford.

Hayr, dedi Harl. Siz restoran stununu stlenebilirsiniz


ancak.

Bir plastik kart karak masann zerinden nne doru


srd.

Ford onu almak iin yerinden kprdamad.

Sen kim oluyorsun? dedi Ford.

Ben Harl'm. Siz Prefect'siniz. Ve siz restoran stunundan


sorumlusunuz. Ben burada oturuyor ve size restoran stununu
zerinize almanz gerektiini sylyorum. Anlalyor mu?

Restoran stunu mu? dedi Ford. Henz gerekten kzamaya-


cak kadar ok aknd.
970/1186

Oturun Prefect, dedi Harl. Dner sandalyesini evirerek ay-


aa kalkt. Yirmi kat aada karnavaln tadn karmakta olan
minik benekleri izlemeye koyuldu.

Bu ie bir eki dzen vermenin tam zaman Bay Prefect. diye


terslendi.

Sonsuz Boyut Giriimcileri olarak biz...

Kim olarak siz?

Sonsuz Boyut Giriimcileri. Rehberi biz satn aldk.

Sonsuz Boyut mu?

Bu isim iin milyonlar harcadk, Prefect. Onun iin ya onu


sevmeye ya da pilinizi prtnz toplamaya balayn.

Ford omuzlarn silkti. Toplayacak bir eyi yoktu.

Galaksi deiiyor. dedi Harl. Biz de onunla birlikte


deimek zorundayz. Pazara uymalyz. Ve pazar ilerliyor. Yeni
esinlenmeler gerek. Yeni teknolojiler gelecek...

Bana gelecekten bahsetme, dedi Ford. Ben gelecein her


yann grdm. Zamanmn yars orada geiyor. Her yerdekinden
farkl bir ey deil. Her zamankinden de yle. Bildiimiz eyler
biraz daha hzl arabalarda, biraz daha kokulu bir havada.

Bu yalnzca bir gelecek, dedi Harl. Eer kabul ederseniz, bu


sizin geleceiniz. Oysa ok boyutlu dnmeyi renmek zorun-
dasnz. Bu dakikann tesinde sonsuz sayda gelecek var
nnzde uzanan. Milyarlarca. Her saniye yeni kavaklara
ayrlan! Her bir elektronun mmkn olan her bir pozisyonu mil-
yarlarca olaslk halinde uumakta! Milyarlarca ve milyarlarca
971/1186

parltl, ltl gelecek! Bunun ne anlama geldiini biliyor


musunuz?

enenden salyalarn akyor.

Milyarlarca ve milyarca pazar!

Anlyorum, dedi Ford. O halde milyarlarca ve milyarca Re-


hber satyor olmalsnz.

Hayr, dedi Harl, mendiline uzanp bulamayarak. Affeder-


siniz, dedi, ama bu beni yle heyecanlandryor ki. Ford ona
havlusunu uzatt.

Milyarlarca ve milyarlarca Rehber satamaymzn nedeni,


diye devam etti Harl, azn sildikten sonra, giderler. Bizim
yaptmz ey bir Rehber'i milyarlarca ve milyarlarca kez satmak.
Maliyet giderlerini drmek iin Evren'in ok boyutlu
doasndan yararlanyoruz. Ve be paras olmayan otostopulara
bir ey satmyoruz. Bu ne kadar sersemce bir fikirmi! Pazarn he-
men hemen hi paras olmayan bir kesimini bul ve onlara sat-
maya al. Hayr. Biz milyarlarca ve milyarlarca deiik gele-
cekte, i seyahatleri yapan varlkl i adamlarna ve onlarn tatil
gezisinde olan elerine sat yapyoruz. Bu, uzay/zaman/olaslk
faktrlerinin ok boyutlu sonsuzluunun tamam iindeki en
radikal, en dinamik ve atlmc giriim.

Ve sen benim restoran kritii olmam istiyorsun, dedi Ford.

almalarnz deerlendirilecektir.

ldr! diye haykrd Ford. Havlusuna sesleniyordu.

Havlu Harl'n ellerinden frlayverdi.


972/1186

Bu onun kendine has bir gc olduundan deil, Harl'n yle


olabileceini dnp armasndand. Onu artan ikinci ey
Ford Prefect'in yumruklar nde, masann zerinden kendisine
doru frlamasn grmekti. Aslnda Ford'un saldrd ey kredi
kart idi, ama Harl'n

iinde bulunduu cinsten bir organizasyonda, yaama kar


salkl bir paranoya gelitirmeden onun bulunduu pozisyona
gelebilmek kolay deildir. Bu yzden bu ataa kar mantkl olan
tedbiri alarak kendisini geriye doru atm ve kafasn rokete day-
ankl cama, sert bir ekilde arpmt. Bunun ardndan, endie
dolu ve son derece zel bir seri ryaya dalmt.

Ford, her eyin nasl yolunda gittiine ararak masann zer-


inde uzanmaktayd. imdi elinde tutmakta olduu plastik
parasna bir gz att. Bu zerinde isminin yazl olduu bir Ye-
sonra-de kredi kart idi. Geerlik sresi bugnden itibaren iki
yld ve byk olaslkla Ford'un o vakte kadar mrnde grd
en heyecan verici tek eydi. Sonra masann zerine trmanarak
Harl' grmeye alt.

Adam olduka rahat bir ekilde nefes alyordu. Ford onun


gsnn zerinde arlk yapan czdan olmadan daha da rahat
nefes alabileceini dnd ve bu yzden Harl'n cebinden
czdan ekip alarak iine bir gz att. Yeterince nakit ve birok
kredi kart vard. Ultragolf yelik kart. Dier klp yelik kartlar.
Birisinin einin ve ailesinin fotoraflar, byk olaslkla bunlar
Harl'n ailesi olmalyd, ama bugnlerde byle eylerden emin ol-
mak pek de kolay olmuyordu. Megul yneticilerin genellikle full-
time bir e ve ocuklar iin pek vakti olmuyor, bu yzden onlar
hafta sonu iin kiralyorlard.

Ha!
973/1186

imdi bulduu eye inanamyordu.

Czdandan, bir tutam fatura arasnda yuvalanm bekleyen,


ldrtc derecede heyecan verici tek para bir plastik karmt
yavaa. ldrtc olan ona bakmak deildi. Hatta olduka skc
bir grnts olduu bile sylenebilirdi. Bir kredi kartndan daha
kk ve daha kaln, yar effaf bir eydi bu. Eer kaldrp a
tutarsanz yzeyinin birka aldatc santim derinliinde, holo-
grafik olarak kodlanm bir sr bilgi ve grnt olduunu fark
edebilirdiniz.

Bu bir Kolay Kimlik kart idi ve Harl iin czdannda tanmas


ok cretkarca ve bir o kadar da aptalca bir ey olmakla birlikte
bunu yapmasnn sebebi hi de anlalmaz deildi. Epistomolojik
adan belirsiz bir fiziki evren iinde, uyumlu bir bilinlilikle
fonksiyonel olmaya almann varolula ilgili daha derin sorun-
larn bir yana brakn, bu gnlerde kimliinizin kesin kantn
gstermeniz gereken yle deiik durumlarla karlayordunuz ki
yalnzca bu nedenle bile yaamn son derece bktrc hale gelmesi
mmknd. rnein u nakit para makineleri. Etraflarnda par-
mak izlerinin okunmasn, retinalarnn taranmasn, boyun-
larnn arkasndan deri paralar alnarak annda (ya da hemen
hemen annda-gerekte dolu dolu alt veya yedi dakikalk tedirgin
bir bekleyiten sonra) genetik analize gnderilmesini, sonra sahip
olduklarm dahi hatrlamadklar aile bireyleri hakknda yantlar
daha nce kaydedilmi en ok sevdikleri masa rts rengi gibi
bir dolu soruyu yantlamay bekleyen kuyruklar dolusu insan
vard. Ve btn bunlara hafta sonunda elinde bir para nakit para
bulunmasn salayabilmek adna katlanmak zorundaydlar. Eer
jet motorlu bir araba iin bor bulmaya alyorsanz, fzelerle il-
gili bir anlama imzalayacaksanz ya da bir restoran faturasnn
tamamn demeye kalkyorsanz iler daha da zorlayordu.
974/1186

te bu yzden Kolay Kimlik kart oluturulmutu. Bu, sizinle,


vcudunuzla ve yaamnzla ilgili her trl bilginin bir makinenin
okuyabilecei ve czdannzda tayabileceiniz ok maksatl bir
kart zerine kodlanm ekli olup, dolays ile de bugne kadar
teknolojinin hem kendisi hem de saduyu zerindeki en byk
baarsn temsil etmekteydi.

Ford onu cebine indirdi. ok mthi bir fikir tam o srada


aklna gelmiti. Harl'n ne kadar sre bilinsiz kalacan merak
etti.

Hey! diye bararak, tavanda hl cokunlukla dolanp dur-


an kk kavun byklndeki robota seslendi. Mutlu kalmak
istiyor musun?

Robot guruldayarak istediini bildirdi.

O halde benimle kal ve sana sylediim her eyi eksiksiz yap.

Robot bu tekliften byk mutluluk duyduunu, teekkr et-


tiini, ama bulunduu yerde, yani tavanda yeterince mutlu
olduunu bildirdi. Daha nce iyi bir tavandan bu kadar youn
ekilde tatl duygular alnabileceini hi fark etmediini ve tavan-
larla ilgili hislerini derinlemesine incelemek istediini syledi.

Sen kal orda, dedi Ford, kal da yeniden yakalanp geici ip-
in deitirilsin. Eer bunu istemiyor, mutlu kalmay diliyorsan
imdi gel.

Robot, cokulu ve kederli bir i ekile isteksizce tavandan


ayrld.

Dinle, dedi Ford, gvenlik sisteminin kalan ksmnn bir ka


dakika iin mutlu kalmasn salayabilir misin?
975/1186

Gerek mutluluun sevinlerinden biri de diye akd robot,


onu paylamaktr. Ben mutlulukla doluyor, tayor, kabaryor..."

Pekala, dedi Ford, gvenlik sistemi civarna biraz mutluluk


sa yeter. Hi bir bilgi verme. Sistemin kendisini iyi hissetmesini
sala ki soru sormaya gerek grmesin.

Havlusunu toplayp nee iinde kapya doru kotu. Son


zamanlarda yaam biraz monotonlamt. imdi ise heyecan dolu
gnlerin balayacann tm iaretlerini veriyordu.

7
Arthur Dent yaam boyunca bir takm cehennem deliklerinde
bulunmutu ama daha nce duvarnda mitsizlik iinde yolcu-
lua devam etmek bile buraya varm olmaktan iyidir yazan bir
havalimannda bulunmamt. Ziyaretilerin karland gelen
yolcu salonunda Bakan imdiNe'nin glmseyen bir resmi yer-
letirilmiti. Bu herhangi birinin onunla ilgili olarak bulabilecei
tek resimdi ve kendini vurduktan hemen sonra ekilmiti. Elbette
fotoraf glmsemenin l glmsemesi gibi rktc olmasn
nleyebilmek iin elden geldiince rtulanmt. Bann kenar
kurun kalemle yeniden izilmiti. Fotoraf, yerine bir yenisi
konulmamt, nk bakann yerine de bir yenisi bulun-
amamt. Gezegende yaayan herkesin tek bir arzusu vard o da
buray terk etmekti.

Arthur yerletii ehrin eteklerindeki kk motelde, nemli


yatan zerinde ask suratla oturmu nemli kk bror
gzden geirmekte idi. Brorde imdiNe gezegeninin adnn,
uzayn kyllar tesinden abalayarak buraya, Galaksinin
kefedilmemi en uzak kesine ulaan ilk nclerin sarf ettii ilk
976/1186

kelimelerden esinlenerek verildii yazyordu. En nemli ehrine


ise Oh yi ad verilmiti. Sz edilebilecek baka ehir de yoktu
zaten. imdiNe pek baarl bir yerleme alan olmamt ve zer-
inde yaayan insanlar da birlikte yaamay isteyeceiniz cinsten
kiiler deildi.

Brorde ticaretten bahsediliyordu. Yrtlen en nemli


ticaret imdiNe bataklklarndaki domuz derisi alveriiydi. Ama
pek de baarl saylmazd, nk akl olan kimse imdi Ne'nin
bataklklarnda yetimi bir domuzun derisini satn almak
istemezdi. Yine de parmak ularndan tutunarak da olsa bu i
sryordu, nk Galakside akl yerinde olmayan nemli sayda
insan her zaman bulunurdu. Arthur buraya gelirken yolda, gemin-
in kk yolcu blmesini kendisiyle paylaan dier sakinlere
bakarken kendini ok rahatsz hissetmiti.

Bror gezegenin tarihinden de biraz bahsediyordu. Aka


grlyordu ki, yazar her kim ise ie balarken, burann her za-
man souk ve nemli olmadn vurgulayarak bu yerle ilgili bir
para heyecan uyandrmaya alm, ama buna ekleyebilecek ok
az olumlu ey bulabildii iin yaznn tonu hemen acmasz bir
alaycla brnmt.

lk yerleim yllar anlatlyordu. imdiNe'lilerin en nemli


uralarnn imdiNe zerindeki en eski ve halen mevcut tek
hayvan cinsi olan bataklk domuzlarn yakalama, onlarn deriler-
ini yzme ve etlerini yeme olduu sylenmekteydi. Dier btn
hayvanlar uzun yllar nce mitsizlikten lp gitmilerdi. Bataklk
domuzlar ufak, mnasebetsiz yaratklard. Onlar iyice yenilmez
olmaktan kurtaran darack snr, gezegen zerindeki yaamn
srdrlebilmesi iin gerekli olan snrla ayn idi.

O halde, ne kadar nemsiz olursa olsun, imdiNe'yi zerinde


yaanmaya deer yapan ey neydi?
977/1186

Aslnda, byle bir ey yoktu. Byle bir tek ey bile yoktu.


Kendinize bataklk domuzu derisinden bir iki koruyucu giysi yap-
mak bile mitsiz ve yararsz bir urat, nk derilerin an-
latlamayacak kadar ince ve su szdran bir yaps vard. Bu durum
orada yerleenlerin akln kartran birok varsayma yol ay-
ordu. Bir bataklk domuzunun kendini scak tutabilmesinin srr
neydi? Eer bu hayvanlarn dilini konuabilen bin olsayd bu iin
hibir srr olmadn da renebilirdi. nk domuzlar da geze-
gende yaayan dier herkes gibi slak ve yerek yayorlard. Bu
dili renmeye kimsenin niyeti olmamasnn basit bir sebebi
vard; bu yaratklar kendi aralarnda iletiimi birbirlerinin
kalalarm gayet gl bir ekilde srarak kuruyorlard.

Mevcut haliyle, imdiNe zerindeki yaamla ilgili olarak, bir


bataklk domuzunun syleyebilecei eylerin ou bu ekilde
kolaylkla vurgulanabiliyordu.

Arthur arad eyi buluncaya kadar bror kartrmaya


devam etti. Arkada gezegenin bir iki haritas bulunuyordu. Bunlar
olduka geliigzel hazrlanmlard, nk kimsenin ilgisini
ekecek eyler gibi grnmyorlard. Bununla birlikte Arthur
renmek istedii eyi orada buldu.

Arad eyi batan fark edemedi. nk haritalar umduu ve


inceledii ekilde deil, aksi ynde izilmi olduklar iin ona hi
tandk gelmemilerdi. Elbette aslnda yukars ya da aas,
kuzey ya da gney tamamen keyfi belirlemelerdir, ama bizler her
eyi altmz ekliyle grmeye alk olduumuz iin, Arthur
haritalardan bir anlam karabilmek iin onlar aa-yukar
evirip evirmek zorunda kalmt.

Sayfann st sol kesinden aa doru kocaman bir toprak


paras inmekteydi. Bu koca gvde nce minik bir bel yapyor
sonra yeniden bir balon gibi ierek byk bir virgl
978/1186

andryordu. Sa tarafta karmakark, geni ekillerden olumu


tandk bir biimde bir araya gelmi bir grup grlyordu. Ana-
hatlar tam olarak ayn deildi ve Arthur bunun haritann bu kadar
geliigzel izilmesinden mi, deniz seviyesinin daha yksek ol-
masndan m, yoksa her eyin burada farkl olmas yznden mi
byle olduunu anlayamamt. Ama bulduu ey tartlmazd.

Buras kesinlikle Dnya idi.

Ya da, en kesin ekliyle, deildi.

Sadece Dnya'ya son derece benziyor ve uzay/zaman iinde


ayn koordinatlar kaplyordu. Olaslk iinde hangi koordinatlar
kapladn tanr bilirdi.

ini ekti.

Bu, diye dnd, eve yaklaabilecei en yakn uzaklkt.


Bunun anlam evden olabilecei kadar uzakta olduuydu. Suratn
asarak bror kapatt ve bundan sonra ne halt edeceini merak
etti.

Kendi kendine, bu dnd ey iin bir kahkaha atma izni


verdi. Eski saatine bakt, kurmak iin biraz sallad. Buraya gelmek
iin, kendi zaman leine gre bir yl sren zor bir yolculuk yap-
mt. Fenchurch'un tamamen ortadan kaybolduu hiperuzay
kazasndan beri bir yl. Dal Jetinde yanndaki koltukta oturan
Frenchurch, geminin son derece normal bir hiperuzay sray
yapmasnn hemen ardndan Arthur tekrar yanna dnp bak-
tnda orada deildi. Oturduu yerin lkl bile kaybolmutu.
Yolcu listesinde ad bile bulunamamt.

ikayeti olduunda uzayyolu irketi ondan sklmt. Uzay


yolculuklar srasnda bir sr mnasebetsiz ey olur ve bunlarn
979/1186

birou da avukatlara bir sr para kazandrrd. Ama Arthur'a


kendisi ve Fenchurch'un hangi Galaktik Blgeden olduklar soru-
lup Arthur ZZ9 oul Z Alpha diye cevapladnda, adamlarda hi
de houna gitmeyen bir geveme olduunu fark etmiti. Hatta bir
para glmlerdi bile, tabii sempatiyle. Bilet kontratnda bulun-
an bir maddeye dikkatini ekmilerdi. Bu madde yaam sreleri
oul blgelerden herhangi birinde ortaya km bireylerin
hiperuzayda yolculuk etmemelerini tavsiye ediyor, byle bir yol-
culuk gerekletii takdirde bunun tamamen yolcunun kendi sor-
umluluunda olacana dikkat ekiliyordu. Bunu herkesin
bildiini sylyorlard. Hafif, asabi bir ifadeyle glmsemiler ve
balarn sallamlard.

Arthur uzayyolu irketinin ofisinden ayrlrken hafife


titrediini fark etmiti. Yalnzca en olmayacak ve en aresiz
ekilde Fenchurch' kaybetmekle kalmam, Galaksiye kp, ne
kadar ok zaman geirirse, hakknda hibir ey bilmedii eylerin
saysnn da o kadar ok arttn da fark etmiti.

Tam bu uyumu anlar arasnda kaybolmuken motel


odasnn kaps vuruldu ve hemen ardndan ald. iman ve
trasz bir adam Arthur'un tek ve kk valizini tayarak ieri
girdi.

Ancak Bunu nereye koymam.. diyebilmiti ki, ani ve iddetli


bir rzgar kt ve adam kapnn zerine kapaklanarak, kk
hastalkl ve bakmsz grnl bir yarat kendinden uzak-
latrmak iin uramaya balad. Hayvan slak gecenin iinden
birden frlam ve adamn korunmak iin giydii kat kat kaln deri
giysilere ramen dilerini adamn kalasna geirivermiti. Ksa,
iren bir kfr ve d karmaas oldu. Adam lgn gibi
baryor ve hayvan iaret ediyordu. Arthur kapnn yannda dur-
an ve bu maksatla konduu belli ar sopay kapt ve onunla
domuza saldrd.
980/1186

Domuz anszn dilerini adamn kalasndan ayrd ve geriye


doru tkezlendi. Odann kesinde endieyle dnmeye balad..
Kuyruunu arka bacaklarnn arasna sktrm, huzursuz bir
ekilde Arthur'a bakyor, kafasn beceriksizce ve hep ayn yne
doru silkeliyordu. enesi yerinden kma benziyordu. Bir para
alat ve nemli kuyruu ile demeyi sprd. Kapnn yannda
Arthur'un valizini tayan iman adam oturmu kfrler savur-
uyor, kalasndan akan kan durdurmaya alyordu. zer-
indekiler yamurdan srsklam olutu.

Arthur hayvana bakmaya devam ediyor, ne yapacan


bilemiyordu. Domuz da ona sorgular gibi bakmaktayd. Kendisine
yaklamaya alyor, kederli kk hkrk sesleri karyordu.
Ac iinde enesini oynatt. Sonra birden Arthur'un bacana
doru atld ama yerinden km olan enesi srabilmek iin ok
gszd zntl bir ekilde yere kt. Aya frlayan iman
adam sopay kapt gibi, domuzun beynini ince halnn zerine
yaylm yapkan bir posa haline getirinceye kadar vurdu.
Ardndan hayvan yeniden saldrtmak iin kkrtrcasna derin
nefesler alarak bir mddet ayakta kald.

Tek bir gz pre haline gelmi kafasnn kalntlar arasnda


sitem dolu bir bakla Arthur'a bakyordu.

Arthur ksk bir sele sordu Ne demeye alyordu dersiniz?

Ah, pek bir ey saylmaz, dedi adam. Bu kendi usulnce


arkadalk kurma ekli. Bu da bizim onun arkadalna cev-
abmz. diye ekledi sopay sk sk tutarak.

Gezegeninizden ayrlacak ilk uak ne zaman? diye sordu


Arthur.

Daha yeni geldiinizi sanmtm, dedi adam.


981/1186

Evet, dedi Arthur, Ksa bir ziyaret olacakt zaten. Yalnzca


burann doru yer olup olmadn anlamak istemitim. zr
dilerim.

Yani yanl gezegene mi gelmisiniz? dedi Adam hznl bir


edayla. Bu kadar ok kiinin ayn eyi sylemesi garip. zellikle
de burada yaayan kiilerin. Domuzdan artakalanlar gemie
duyulan bir pimanlkla gzden geirdi.

Oh, hayr, dedi Arthur, aradm gezegen buras.

Yatan zerinde duran slak bror ald ve cebine koydu.


Sorun yok. Teekkrler. Alaym, diyerek valizini iman adamn
elinden ald. Kapya kt ve dardaki souk, slak geceye bakt.

Evet, doru gezegen, gerekten de, dedi yine. Doru geze-


gen, yanl evren. Uzaylimanna doru dne koyulduunda
havada tek bir ku szlmekteydi.

8
Ford'un kendi ahlak prensipleri vard. nemli eyler deildi
belki ama kendisine aitti ve o da onlara sadkt. Koyduu kural-
lardan biri hibir zaman kendi ikisini kendisinin satn
almamasyd. Bunun bir ahlak kural olarak kabul edilip
edilmeyeceinden pek emin deildi ama, elinde olanla yetinmek
zorundayd. Ayrca kazlar dnda hibir hayvana, ne ekilde
olursa olsun eziyet edilmesine iddetle ve kararllkla karyd.
Bunlarn da tesinde hibir zaman iverenlerinden bir ey
almazd.

Yani, onun yaptna tam anlamyla almak denmezdi.


982/1186

Geri Ford kendi giderlerini muhasebeye teslim ettiinde,


muhasebe efi onlar iyice iirip, binann tm klarn kilitley-
en alarmlar devreye sokmazsa, Ford onun iini gereince yap-
madn dnrd. Ama yine de fiilen almak baka bir eydi.
O, sizi besleyen eli srmak anlamna gelirdi. O eli emebildiiniz
kadar emmek, hatta efkatli bir ekilde kemirmek, kabul edilebi-
lirdi, ama srmanz doru olmazd. Hele o el Rehber ise bunu hi
yapmazdnz. Rehber zel ve kutsal bir eydi.

Ama bu, diye dnd Ford, binann iine dalp yolunu bul-
maya alrken, deimek zereydi. Ve bunun sebebi kendiler-
iydi. Grdklerine inanamyordu. Her yer yan yana, dzgn bir
ekilde dizilmi gri ofis blmeleri ve ynetim istasyonlar ile ev-
riliydi. Her tarafta elektronik iletiim a araclyla gelip geen
toplant tutanaklar ve memorandumlarn rktc mrltsn
duyabilirdiniz. Zark akna, darda sokaklarda herkes okuluk
oynuyor, ama burada Rehber ofislerinin ta kalbinde kimseler kor-
idorlarda bir topu tekmelemeyi bile dnmyor ya da uygunsuz
renkli alacal bulacal plaj gmlekleri giymiyordu.

Sonsuz Boyut Giriimi diyerek kendi kendine sylendi Ford,


bir koridordan dierine hzl hzl dolarken. Kaplar bir biri ar-
dna sihirli bir ekilde kendisine almaktayd. Asansrler onu
gtrme neleri gereken yerlere tamaktan mutluydular. Ford
seebilecei en karmak ve dolambal yolu takip etmeye aly-
or, genel olarak binann alt katlarna doru ilerliyordu. Kk
mutlu robotu onun iin her eyi hallediyor, karlat tm
gvenlik devrelerine uysal bir nee dalgas yayyordu.

Ford onun bir ad olmas gerektiini dnd ve onu Emily


Saunders diye armaya karar verdi. Bu, hakknda ho anlar
olan bir kzn adyd. Sonra Emily Saundersn bir gvenlik robotu
iin aptalca bir isim olduunu dnd ve onu Emily'nin kpei
Colin'in adyla armaya karar verdi.
983/1186

Artk binann derinliklerine doru ilerlemekteydi. Daha nce


hi bulunmad blmlere, daha ok ve daha ok gvenlik isteyen
blgelere. nnden gemekte olduu operatrlerin sorgulayan
baklaryla karlamaya balamt. Bu gvenlik dzeyinde on-
lar kiiler olarak bile dnemezdiniz artk. Byk olaslkla yal-
nzca operatrlerin yapmas gereken ileri yapyorlard. Akamlar
evlerine, ailelerine dndklerinde yeniden yaayan varlklar
haline dnyor olmalydlar. Kk ocuklar parlayan tatl gz-
lerini kaldrp onlara Babacm btn gn neler yaptn? diye
sorduklarnda yalnza bir operatr olarak yapmam gereken gre-
vlerimi yerine getirdim, diyor ve konuyu kapatyor olmalydlar.

in gerei, her trl pheli, dolambal i Rehber' in sergile-


mekten holand neeli, deli dolu yznn ardnda geliiyordu-
ya da eskiden, bu yeni Sonsuz Boyut Giriimi etesi ileri ele alp
her eyi yeterinden fazla pheli hale sokmadan nce byleydi.
Binann prltl grntsnn ardnda her trl vergi kaakl,
kanunsuz para kazanma yolu, yetki istismar ve karanlk i hazr
ve nazrd ve alt katlardaki gizli aratrma ile bilgi merkezi btn
bu ilerin yrtld yerlerdi.

Her iki ylda bir Rehber iini ve hatta binasn yeni bir
dnyaya tard. Bir mddet iin, yani Rehber kklerini yerel
kltr ve ekonomiye daldrmaya alt sre iinde, her ey
gllk glistanlk, prl prl ve kahkaha dolu olur, yeni elemanlar
bulunur, bir macera ve parlt hissi yaylr, ama sonunda gelir hi
de yre halknn bekledii gibi olmazd.

Rehber tanp binasn da kendisiyle birlikte gtrrken, ad-


eta bir gece hrsz gibi davranrd. Hatta byle bir hrszn gece
yaptklarn aynen yapard. ounlukla sabahn ok erken saatler-
inde oradan ayrlr ve ertesi gn, elemanlarn nemli bir ksmnn
geride kald fark edilirdi. Bunun arkasndan btn kltr ve
ekonomi, genellikle bir hafta iinde ker, bir zamanlar kanl canl
984/1186

bir yer olan gezegen, bomba sarsnts geirmi gibi, ssz, sessiz,
ama hala bir ekilde byk bir macerann paras olmann gururu
iinde kalrd.

Ford binann derinliklerine doru ilerlerken, kendisine kafas


karm ekilde bakan operatrler Colin'in mevcudiyeti ile ra-
hatlyorlard. Robot bir duygusal tatmin vzlts iinde onun
yansra uuyor ve her aamada yolu onun iin kolaylatryordu.

Binann dier tarafndaki alarmlar almaya balamt. Belki


bunun anlam Van Harl' imdiden bulmu olmalaryd ki bu
sorun yaratabilirdi. Ford, Harl kendine gelmeden Kolay Kimlii
yeniden onun cebine dndrebilmeyi mit ediyordu. Bu daha
sonrasna ait bir sorundu ve imdi bunu nasl zeceine ilikin
en ufak bir fikri bile yoktu. u an bunu dnmeyecekti. Kk
Colin'le gittii her yerde, etrafn saran bir tatllk ve hafiflik koza-
s ile sarmalanyor, daha da nemlisi hevesli ve katlmc as-
ansrler ve olumlu biimde igzar kaplarla karlayordu.

Ford slk bile almaya balamt ki, bu belki de bir hatayd.

Islk alan birini kimse sevmezdi, hele sonumuzu belirleyecek


olan ilahi gler hi.

Bir sonraki kap almamt.

Ve bu ok yazkt, nk Ford'un esas hedefi bu kapyd. Orda,


nnde duruyor, gri ve kararl bir ekilde zerinde u kelimeleri
tayordu:

GRMEK YASAKTIR.

YETKL PERSONELE BLE.


985/1186

BURADA BOUNA ZAMAN HARCIYORSUNUZ.


HEMEN UZAKLAIN.

Colin binann bu alt katlarnda kaplarn genellikle ok sevims-


izletiini bilirdi.

imdi yer seviyesinin on kat kadar altndaydlar. Burada


havann soutulmas gerekiyordu. Zevkli, uval dokumas tar-
zndaki duvar demesi, yerini merhametsiz grnl, gri vidal,
elik duvarlara brakmt. Colin'in ahlanm cokusu bile bir
eit zorlama neeye dnmt. Yorulmaya baladn syly-
ordu. Buradaki kaplara bir parack olsun iyi huyluluk, yu-
muaklk pompalayabilmeye almak onun btn enerjisini
tketiyordu. Ford kapya bir tekme savurdu, kap ald.

Zevk ve ac karm, diye mrldand. Her zaman ie yarar.

eri girdi, Colin de arkasndan uarak dald. Zevk elektroduna


sktrlm o telle bile Colin'in u anki mutluluu bir eit asabi
mutluluktu. nip karak etrafta biraz doland. Oda kk, gri ve
mrlt doluydu.

Buras Rehber'in sinir sistemi merkeziydi. Duvarlara dizilmi


olan bilgisayarlar Rehber'in tm etkinlikleri ne alan birer pen-
cereydiler. Galaksinin her kesinde bulunan ve yerinde
aratrma yapan grevliler raporlarn editr yardmclarnn
ofislerine SubEta yayn aralyla direk olarak gnderiyorlard.
Gnderilenlerin iindeki btn ilgin ksmlar, editr yardmclar
darda yemekte olduklar iin sekreterler tarafndan bu ofislerde
kesilerek karlrd. Kalan kopya binann dier ksmna-yani 'H'
harfinin dier bacana- gnderilirdi. Bu ksm hukuk blmyd.
Hukuk blm kalanlar iinde hala iyiye yakn bir eyler varsa,
onlar da karr ve geriye kalan, yine yemekte olan ba editrler-
in odasna postalard. Bylece ba editr sekreterleri
986/1186

gnderilenleri okur, aptalca bulur ve kalan ne varsa onun da


ounu makaslard. Editrlerden herhangi biri sonunda yalpala-
yarak yemekten dndnde haykrmaya balard X'in gnder-
dii bu berbat ey de ne? -burada X bahsi geen blge
aratrcsnn ad yerine kullanlmtr- Lanetolas Galaksinin bir
ucundan gndere gndere bunu mu gndermi? yrnge
dnemi zamann tmn Lanet olas Gagrakacka Maden Blges-
inde geirip de, orada btn olan bitene ramen, bize gndere-
bilecei en iyi ey bu anemik samalk olan bir adama para de-
menin alemi ne? Kesin harcrahn!

Bu kopyay ne yapalm? diye sorard sekreter.

Ah, yaynlayn elbette. Yaynlanacak bir eyler de olmas


gerek deil mi? Benim bam aryor. Eve gidiyorum.

Bylece dzeltilmi kopya son bir kesim iin hukuk blmne


gider, sonra tekrar buraya gnderilerek Sub-Eta yayn araclyla
Galaksinin herhangi bir yerinden annda elde edilebilecek bir bilgi
eklinde yayna girerdi. Bu ilem odann sa tarafndaki termin-
aller tarafndan kontrol edilir ve ynetilirdi.

Bu arada, aratrmacnn harcrahn kesme emri de sa


keye sktrlm olan bilgisayara iletilirdi, ite Ford'un aceleyle
yanna gittii terminal bu terminaldi.

(Eer bunu Dnya Gezegeni zerinde bir yerde okuyorsanz, o


halde:

1) ansnz ak olsun. Hakknda hibir ey bilmediiniz


ynla ey var, ama bu durumda olan yalnz siz deilsiniz. Ancak,
zel olarak sizin iin, byle hibir ey bilmemenin sonulan iyice
rktc olacaktr. Ama, hey, kurabiyeyi ezip, un ufak etmenin
yolu da budur, deil mi?
987/1186

2)Sakn bir bilgisayar terminalinin ne olduunu bildiinizi


falan sanmayn.

Bir bilgisayar terminali, nnde bir yaz makinesi bulunan ve


metalik sesler karan eski bir televizyon ekran deildir. O
nnde akl ve vcudun evrenle balant kurabildii ve evrenin
paralarn yerinden kprdatabildii bir iletiim aracdr.)

Ford aceleyle terminale yaklat, nne oturdu ve hzla onun


evrenine dald.

Bu, bildii normal evren deildi. Buras birbiri iine gemi,


adeta birbirini sarmalayan dnyalarn, vahi corafi ekilleri yk-
sek da zirvelerinin, yrek donduran derin vadilerin, denizatlar
zerinden yansyan yakamozlarn, tehlikeli rktc atlaklarn,
sessizce nefes alan, kabaran okyanuslarn bulunduu, usuz bu-
caksz, iinden klmas g, dipsiz frtnalarla savrulan bir
evrendi.

Kendisini toparlayabilmek iin bir an hareketsiz kald. Sonra


nefesini kontrol altna ald, gzlerini kapad ve yeniden at.

Demek muhasebecilerin vakitlerini harcadklar yer burasyd.


Aka anlalyordu ki, ileri grnenin ok tesindeydi. Grdk-
lerinin iip byyerek etrafn sarmalamaya ve kendisini ele
geirmeye kalkmamas iin aba gstererek, dikkatle etrafna
baknd.

Bu evrende yolunu nasl bulacan bilmiyordu. Bu evrenin


boyutlarnn snrn ya da davran biimlerini dzenleyen fizik
kurallarn da bilmiyordu. Ama igdleri ona tespit edebilecei
en gze arpc zellii aramasn ve onu hedef almasn
sylyordu.
988/1186

Belirlenemez bir uzaklkta -bir mil mi, bir milyon mil mi,
yoksa gznn nndeki bir zerre kadar tede mi belli deildi-
gkyzn bir batan bir baa kaplayan, artc ykseklikte bir
tepe vard. Gkyzne doru trmandka trmanyor, ieklenen
aigretler1, agglomeretler 2 ve arimandritlerle 3 birlikte tm ufku
kaplyordu.

Tozu dumana katarak, bin bir glkle zirveye doru ilerledi.


llemeyecek kadar anlamszca uzun bir srenin sonunda, ona
ulat.

Kollarn at ve kaba saba yumrular ve ukurlarla dolu yzey-


ine smsk tutunarak, ona yapt. Kendini gvende hisseder his-
setmez aa bir gz atmak gibi iren bir yanllk yapt.

Karmaa iinde, de kalka trmanrken, aadaki uzaklk onu


ciddi bir ekilde rahatsz etmemiti. Oysa imdi, smsk tutun-
duu bu yerdeki ykseklik, yreini soldurup beynini arptmaya
yetiyordu. Parmaklar acyla gerilmekten bembeyaz kesilmiti.
Dileri, kontrol dnda gcrdayp takrdyordu. bulantsnn
insann iini didik didik eden dalgalanmalar yznden gzleri
yuvalarndan frlamt.

Son derece gl bir inan ve istekle ellerini brakt ve onu itti.

Aalara dmeden, havada szldn hissetti. Uzak-


laarak ve sonra igdsnn tersine, yukar doru. Ve daha da
yukar doru.

Omuzlarn geriye att, kollarn iki yana indirdi, yukar doru


bakarak kendisinin ykseklere, daha ykseklere doru ekilmes-
ine izin verdi.
989/1186

Yava yava nefesini kontrol altna ald. Kendi kendine ve dur-


madan, iinde bulunduu durumun, bir dnyann grafik olarak
resmedilmi halinden baka bir ey olmadn tekrarlyordu.
Sanal bir dnyayd bu. yknm bir gerek. stedii anda
buradan syrlp, kabilirdi.

Ve syrlp kt da.

Kendisini bir bilgisayar terminalinin nnde, mavi, deri tak-


lidi bir dner ofis sandalyesinde oturur buldu.

Rahatlad.

Ba dndrc darlkta bir kntnn kenarna tnemi olan


imkansz ykseklikteki bir tepeninin yzeyine tutunmaya
alyordu.

Onu rkten yalnzca yerin o kadar aalarda kalm olmas


deildi -u dalgalanma ve sarsntnn da durmasn istiyordu.

Yakalayabilmesi artt. Kayann duvarn deil- kaya paras


bir hayaldi. Durumun kontroln yakalayabilmesi gerekiyordu,
iinde olduu fiziki dnyadan kendisini duygusal olarak soyut-
larken, bir yandan da ona bakmay srdrebilmeliydi.

eri doru skca tutundu ve sonra bir yandan kayann yzey-


ini brakrken, bir yandan da bunu aklndan karmaya alt.
Kendisine oraya doru drst ve rahata oturma frsat tand.
Sonra etrafna baknd. Artk dzenli nefes almaya balam,
sakinlemi, tekrar kontrol ele geirmiti.

Rehber'in finans sisteminin drt boyutlu bir topolojik mod-


elinin iinde bulunmaktayd. Ksa bir sre sonra bir eyler veya
birileri bunun nedenini renmek isteyecekti.
990/1186

te geliyorlard.

Sanal boluun iinden, szlerek kendisine doru gelmekte


olan kaba ve sert bakl, kk sivri kafal, kalem byk, yaratk-
lardan oluan ufak bir sr ile onlarn kim olduunu, orada ne
yaptn, yetkisinin ne olduunu, kendisini yetkilendiren ajann
yetkisinin ne olduunu, bacann iten ie lsnn ka
olduunu ve bunun gibi daha bir sr eyi renmek isteyen
huysuz ve titiz sorular gelmekteydi. Lazer nlar, spermarkette
fiyat tespit edilmeye allan bir kutu biskvi imicesine btn
vcudu zerinde yanp snyordu. O an iin, ar lazer silahlar
henz yedekte tutulmaktayd. Btn bunlarn sanal bolukta
geiyor olmas hi nemli deildi. nk sanal bolukta, sanal bir
lazer silah ile gelen sanal bir lm en az gerei kadar etkileyi-
ciydi ve bunun sebebi de insann kendisini ne kadar lm
hissediyorsa o oranda lm olacayd.

Lazer okuyucular Ford'un parmak izleri, gz retinas, sa iz-


gisinin bittii yerdeki hcre modeli zerinde yanp sndke
huzursuzlayorlard. Bulduklar eylerden hi de honut sayl-
mazlard. Son derece kiisel ve cretkar sorulardan oluan laf
kalabalklar ve tiz lklarn tonu gittike ykseliyordu. Nefesini
tutup ok yava bir sesle dualar mrldanrken, operasyonlarda
kullanlan kk bir elik trps de ensesine doru yaklamak-
tayd. Ford tam o srada Vann Harl'n Kolay Kimlik kartn ce-
binden kararak onlara doru sallad.

O anda tm lazerler kk karta evrildi ve onun zerinde bir


ne bir arkaya gezinmeye, onu incelemeye ve her molekln ok-
umaya balad.

Sonra ayn ekilde aniden lazerler durdu.

Kk sanal mfettiler srsnn tamam dikkat kesildi.


991/1186

Sizi grmek ne gzel, Mr. Harl, dediler yapmack bir


kibarlkla ve hep birlikte. Sizin iin yapabileceimiz bir ey var
myd?

Ford yava ve hnzr bir glckle glmsedi.

Biliyor musunuz, dedi sanrm, var?

***
Be dakika sonra oradan kmt.

i gerekletirmek otuz saniye, izleri kapatmak ise dakika


otuz saniye srmt. Sanal yap iinde istedii her eyi yapabi-
lirdi, yani hemen hemen. Tm organizasyonun mlkiyetini kendi
zerine evirebilirdi rnein, ama bunun fark edilmeden srebile-
ceinden pheliydi. Zaten byle bir ey de istemiyordu. Kapsaml
ve zaman tketici sahtekarlk soruturmalarn ve hapiste gee-
bilecek hatr saylr bir zaman bir tarafa brakacak bile olsa, bu,
en azndan, sorumluluk ve ofiste gece ge vakitlere kadar almak
anlamna gelirdi. Onun istedii ise bilgisayardan baka kimselerin
fark etmeyecei bir eydi: otuz saniye sren ksm bu olmutu.

dakika otuz saniye alan ey ise, bilgisayar bir ey fark et-


tiini fark etmeyecek ekilde programlamak olmutu.

Bilgisayarn Ford'un neler evirdiini bilmemeyi istemesi


gerekiyordu. Ford, ancak bundan sonra, bilgisayarn kendisine
dzenli olarak ulaan bilgiler karsnda bilgisayarn kendi savun-
masn harekete geirmesine izin verebilirdi. Bu, daha nceden
aslnda son derece normal olan kiilerde, bu kiiler yksek politik
grevlere getirildikleri zaman ortaya kan saykotik zihinsel en-
gellemelerin incelenmesi ve bu oluumun tersinden yola kl-
masyla gelitirilen bir teknik bir yntemdi.
992/1186

Kalan bir dakika bilgisayar sisteminin de zaten bir belleksel


engelleme programna sahip olduunu kefetmekle geti. Hem de
byk bir programa.

O srada, kendisi de, byle bir belleksel engel program


oluturmaya almakla megul olmasa idi, bunu hibir zaman
fark edemeyecekti. Tam da kendi programn yklemeyi
dnd yerlerde, bir dizi dzgn ve akla yakn yadsma ilemi
ve saptrc yan dzenleme ile karlamt. Bilgisayar bunlarla il-
gili her trl bilgiyi yadsm ve tabii ki daha sonra da, yadsnacak
herhangi bir bilgi olduunu bile kabul etmeyi reddetmiti. Bu
ylesine inandrcyd ki, Ford bile kendisinin bir yanl yapm
olabileceini dnmeye balamt.

Bundan ok etkilenmiti.

Hatta yle etkilenmiti ki, kendi programlad belleksel engel


ilemlerini yklemeye bile gerek duymam, yalnzca orada zaten
mevcut bulunan ve sorgulandklar zaman, kendi kendilerine
bavuran engellere gnderiler yapmt o kadar.

Hemen ardndan, kendi programlad kk ifre kodlarn


kontrol edip, varsa yanllarn dzeltmeye niyetlendiyse de,
orada olmadklarn fark etmiti. Bir yandan kfrederek, her yerde
onlar aram, ama hibirinin izine rastlayamamt.

Tam hepsini yeni batan yklemeye niyetlenmiti ki, onlar


bulamamasnn sebebinin programn imdiden almaya
balam olmas oluunu fark etti.

Honut bir ekilde srtt.

Bilgisayardaki dier belleksel engelin ne olduunu anlamaya


alt, ama hi de yadrganmayacak biimde, bunu nlemek iin
993/1186

de bir baka belleksel engel bulunduunu grd. Hatta artk


onunla ilgili bir tek iz bile bulmas mmkn deildi, program
ylesine mkemmeldi. Yoksa yle bir ey yoktu da ben mi hayal
ediyordum diye dnd. Bunun binada bulunan bir eyle ve 13
rakam ile bir ilgisi olup olmadn merak etti. Bir iki deneme
yapt. Evet, anlalan gerekten de bu yalnzca kendi kendine hay-
al ettii bir eydi.

***
Dolambal yollar iin hi vakti yoktu artk. Genel bir gvenlik
alarmnn uygulanmakta olduu ok akt. Ford asansrle zemin
kata karak orada ekspress asansre geti. Kaybolduu an-
lalmadan Kolay Kimlii bir ekilde Harl'n cebine geri gtrmesi
gerekiyordu. Bunu nasl yapacan ise bilmiyordu.

Asansrn kaplar kayarak ald ve itici grnl silahlarn


sallayarak, dimdik onu beklemekte olan bir manga gvenlik gre-
vlisi belirdi.

Ford'a asansrden kmasn emrettiler.

Omuz silkerek syleneni yapt.

Onu kabaca iterek hep birlikte asansre bindiler ve Fordu


arama almalarna alt katlarda devam etmek zere aa indiler.

Bu elenceliydi diye dnd Ford, Colin'e dosta bir aplak


indirirken, Colin o gne kadar rastlad gerekten faydal ilk ro-
bot olmutu. Kendisinin hemen nnde, havada, heyecanl bir
nee dalgas iinde bir yandan br yana sallanp duruyordu.
Ford ona bir kpek ismi vermi olmaktan memnundu.
994/1186

Bu noktada iin ucunu brakp iyi eylerin olmasn beklemeye


oktan meyilliydi ama en iyi seyir Harln Kolay Kimlik'inin kay-
bolduunu fark etmemesi olduunu da biliyordu. Onu bir ekilde
gizlice geri gtrmesi gerekiyordu.

Ekspres asansrlere ulatlar.

Selam dedi iine girdikleri asansr.

Selam diye cevaplad Ford.

Sizi bugn nereye gtrebilirim, arkadalar?

23. kata, dedi Ford.

Bu kat bugnn popler kat gibi grnyor.

Hmm, diye dnd Ford, bu duyduklarn hi been-


meyerek. Asansrn kl levhas yirmi nc kat aydnlatt ve
yukar doru kmaya balad. Ikl gsterge levhasnda bir ey
Ford'un akln kurcalam ama bunun ne olduunu anlayamam,
sonra da unutmutu. Gittii katn popler olduu fikri onu daha
ok ilgilendiriyordu imdi. Orada yukarda olan her ne ise onunla
nasl baa kabileceini gerekten dnmemiti, nk orada
neyle karlaaca ile ilgili en kk bir fikri yoktu Her ne ise onu
gslemek zorundayd.

te gelmilerdi.

Kaplar kayarak ald.

Uursuz bir sessizlik vard.

Bo bir koridor.
995/1186

Harl'n ofisinin kaps oradayd ve etraf ince bir toz tabakas


ile kaplyd. Ford bu tabakann tahtann iinden dar frlam
milyonlarca minik molekler robottan olutuunu, bunlarn
birbirlerini oluturduktan sonra kapy yeniden ina etliklerini,
birbirlerinden ayrldktan sonra yine tahtann iine girerek yen-
iden hasar olumasn beklediklerini biliyordu. Ford Byle bir
yaamn nasl bir ey olacan merak etti. Ama bu merak uzun
srmedi, nk o dakikada kendi yaamnn nasl olduu ile daha
ok ilgileniyordu.

Derin bir nefes ald ve kama balad.

9
Arthur kendini biraz akn hissediyordu. Kendi kendine, bir
Galaksi dolusu eye sahipken iki eyin eksikliinden ikayet et-
mesinin aklszlk olup olmadn soruyordu: zerinde domu
olduu dnya ve sevdii kadn.

Yazklar olsun, lanetler olsun, diye dnd ve kendisine yol


gsterilmesine ve tlerde bulunulmasna ihtiya hisseti. Bu
yzden Otostopunun Galaksi Rehberine bavurdu.
REHBERLK blmne bakt, orada baknz TLER
blm yazmaktayd. Bunun zerine TLER blmn
at, orada da baknz REHBERLK yazs ile karlat. Son
zamanlarda buna benzer pek ok ey oluyordu ve Arthur rehberin
aslnda sylenildii kadar da ie yarar bir ey olup olmadndan
pek emin deildi.

Galaksinin uzak Dou Blgelerine, saduyu ve gerein bulun-


duunun sylendii yerlere doru yneldi. zellikle de Hawalius
gezegenine doru. Bu gezegen kahinler ve gaipten haberler veren
996/1186

din adamlar ile falclar ve stelik pizzac dkkanlar ile doluydu,


nk bu mistik yeteneklerin ou kendileri iin yemek piirmek-
ten acizdiler.

Bununla birlikte gezegenin zerine bir bela kme benziy-


ordu. Arthur kyn nemli kahinlerinin yaad caddelerde
dolanrken havada bir eit mitsizlik kokusu vard.

ini tasfiye ettii aka belli, bezgin bir hava iindeki kahinle
karlanca ona neler olup bittiini sordu.

Artk kimse bize ihtiya duymuyor, dedi kahin huysuz bir


sesle. Bir taraftan da barakasnn penceresini kapamaya alt
bir tahta parasna ivi akmaya balamt.

Oh, yle mi? Neden ama?

u tahtann ucunu tut da gstereyim.

Arthur tahtann ivilenmemi ucunu tutarken yal kahin


barakann iine dald ve bir iki dakika sonra elinde kk bir Sub-
Etha radyo ile geri dnd. At, biraz kanallar ile oynad ve onu
zerinde oturup kehanetlerde de bulunduu tahta srann zerine
brakt. Sonra yeniden tahtay eline ald ve akmaya devam etti.

Arthur oturup radyoyu dinlemeye balad.

...dorulanacaktr, diyordu radyo.

Yarn, diye devam ediyordu, Poffa Vigus Bakan Yardmcs


Roopy Ga Stip, Bakanlk iin adayln koyacan aklayacak.
Yarn verecei konumada...

Bir baka kanal bul, dedi kahin. Arthur ayar dmesi ile
oynad.
997/1186

....yorum yapmay reddetti, diyordu bir ses. Gelecek hafta


Zabush blgesindeki isiz saysnn, diye devam etti, kaytlarn
baladndan bu yana elde edilen en yksek rakam olmas
bekleniyor. Gelecek ay yaynlanacak bir raporda

Bir tane daha bul, diye hrlad kahin, kzgn bir sesle. Arthur
dmeyle tekrar oynad.

...kategorik olarak reddedilmektedir, diyordu kanal.


"Soofling Hanedanndan Prens Gid ile, Raui Alpha'dan Prenses
Hooli'nin gelecek ay yaplacak olan dn trenleri Bjany Snr-
lar iinde imdiye kadar yaanan en gsterili seremoni olacak.
Muhabirimiz Trillian Astra u anda orada ve bu haberi kend-
isinden dinliyoruz."

Arthur gzlerini krptrd.

Radyodan tezahrat yapan kalabalklarn sesi ve bandonun


grlts dkld. ok tandk bir ses, Evet, Krart, gelecek ayn
ortasnda burada grlen manzara kelimenin tam anlam ile in-
anlmaz. Prl prl grntsyle Penses Hooli...

Kahin srann zerindeki radyoyu elinin tersiyle itip tozlu


demeye frlatt. Radyo, bed sesli bir tavuk gibi gdaklad.

Neyle yetinmemiz gerektiini gryor musun? diye homurd-


and kahin. Tut unu. Hayr, onu deil. yle deil. Bu taraf
yukar doru. Dier taraf, sersem ey.

Sesi dinliyordum, diye szland Arthur, elindeki ekice ares-


izce sarlarak.

Herkes dinliyor. Bu yerin byle hayaletler ehrine dnmesin-


in sebebi de o zaten, diyerek topraa tkrd.
998/1186

Hayr, demek istiyorum ki, o ses tandm birine benziyor.

Prenses Hooli mi? Eer durup da Prenses Hooli'yi tanyan


herkese merhaba demek zorunda olsaydm yeni bir ift ciere
ihtiyacm olurdu."

Prensesi deil, dedi Arthur. Muhabiri. Ad Trillian. Astra


soyadn nereden aldn bilmiyorum. Kendisi benim
gezegenimden.

Oh, o bu gnlerde her yerde. Byk Yeil Peneye krler


olsun, buradan boyutlu TV istasyonlarn alamyoruz. Ama
onun sesini radyoda duyabilirsin. Uzay/ zaman boluunda
oradan oraya gezip tozuyor. Bir yere yerlemeye ve kendisine den-
geli, sakin bir a bulmaya alyor bu gen bayan. Bunun sonu
hsran olacak. Belki de oldu bile. ekicini savurdu ve parman
olduka kt bir ekilde incitti. Bir sr dilden lanetler
yadrmaya balad.

***
Kehanetler ky de bundan iyi durumda deildi.

Ona, iyi bir kehanet istiyorsa, gitmesi gereken yerin, kehanette


bulunan dier rahiplerin de bavurduu bu rahip olduu sylen-
miti. Ama o dkkanm kapatmt. Giriteki yazda yle diyordu:
Artk bir ey bilmiyorum. Bitiik kapy deneyin. Bu yalnzca bir
neri olup, resmi kehanetsel bir tavsiye deildir.

Bitiik kap birka yz metre tedeki maara idi ve Arthur


oraya doru yrd. zerinde dvme tenekeden yaplma bir m-
lein asl olduu kk bir ateten duman ve mlekten de buhar
ykselmekteydi. mlekten ayrca ok kt bir koku da geliyordu.
En azndan Arthur kokunun mlekten geldiini sanyordu.
999/1186

Aslnda, az ilerde amar direklerine gerilmi iplere gnete kur-


umalar iin, o yreye has keiye benzer yaratklarn mesaneleri
aslmt, koku oradan da geliyor olabilirdi. Bundan baka insan
kukulandracak kadar yakn bir mesafede bu keiye benzer yre-
sel hayvanlarn terkedilmi ve birbiri zerine ylm cesetleri
beklemekteydi ve koku buradan da geliyor olabilirdi.

Ama kokunun kaynann bu ceset ynn banda durup


sinekleri uzaklatrmakla megul yal kadn olmas da ok
muhtemeldi. Kadnnki mitsiz bir iti. nk sineklerin her biri
kanatl bir ie tpas boyutunda idi ve bunlarla savaabilmek iin
kadncazn elinde yalnzca bir pinpon raketi vard. stelik yar
krd. Arada srada, ans eseri, lgn sallaylar sineklerden
birine isabet ediyor, kulaklar dolduran tok bir ses duyuluyor,
sinek havada alabora olarak maarann giriinden bir ka yz
metre tedeki kayaya arpyordu.

Kadnn her hali, bu ann yaamnn tm anlam olduunu


belli ediyordu.

Bu egzotik gsteriyi biraz tede durup kibar kibar, seyreden


Arthur, sonunda hafif bir ksrkle onun dikkatini ekmeye
alt. Yumuak ksrk, iyi niyetle dnlmt ama ne yazk
ki gerekleebilmesi iin nce o vakte kadar solumakta olduu
yerel atmosferi daha fazla iine ekmesi gerekmiti. Bu bouk bir
ksrk krizine yol ap Arthur'un gzyalar iinde, boulurc-
asna, kaya yzeyine ylmasna sebep oldu. Nefes alabilmek iin
rpmyor ama ald her nefes daha da ktlemesini salyordu.
Kustu, tekrar neredeyse boulur gibi oldu, kendi kusmuu iinde
yuvarland, birka yz metre yuvarland ve en sonunda dizleri ve
elleri zerinde durmay baararak bir para taze havaya ulaabil-
mek iin nefes nefese emeklemeye balad.

Affedersiniz, dedi. Nefesi biraz yerine gelir gibi olmutu.


1000/1186

Ben gerekten de son derece zgnm. Kendimi tam bir aptal


gibi hissediyorum ve ... mitsizce, maarann giriine yaylm
olan kendi kusmuunu iaret etti.

Ne diyebilirim? dedi. Ne syleyebilirim ki? Bu en azndan


kadnn dikkatini ekmeye yaramt. Arthur'a doru pheyle
bakt, ama yar kr olduu iin bulank ve kayalk arazi iinde onu
saptamakta glk ekti.

Arthur yardmc olmak iin elini sallad. Merhaba! diye


seslendi. En sonunda kadn onu grd, kendi kendine homurd-
and ve sinek avclna geri dnd. Kadn raketi savurduka
yaylan hava akmlarndan rktc bir ekilde anlalabilecei
gibi kt kokunun ana kayna o idi. Kuruyan mesaneler, ryen
leler ve muzr mlek de atmosferin oluumuna pekala iddetli
katklarda bulunuyor olabilirlerdi, ama esas koku kayna kadnn
kendisi idi.

Bir baka iyi vuru daha yapmt. Sinek kayaya arpt ve eer
kadn o uzaklktan grebilseydi, tatmin edici bulaca bir ekilde
i organlarn kayann zerine damla damla aktt.

Huzursuz bir ekilde Arthur ayaklar zerinde doruldu ve bir


avu imle stn ban fralamaya balad. Kendisini duyurab-
ilmek iin baka ne yapmas gerektiini bilmiyordu. Bir yandan
oradan uzaklap gitmek istiyor, ama kadnn evinin giriinde
kendi kusmuundan olumu bir yn brakmak da iine sinmiy-
ordu. Ne yapacan dnyordu. Buralarda yetien fra gibi
sert kuru otlardan toplamaya balad. Bununla birlikte, temizle-
mek iin kusmuuna yaklaacak olursa onu temizlemek yerine,
oaltma ihtimalinden endieleniyordu.
1001/1186

Tam kendi kendine yaplmas gereken doru hareketin ne


olduu konusunda tartrken, kadnn nihayet bir eyler
sylediini fark etti.

Affedersiniz, ne dediniz? diye seslendi.

Diyorum ki, size yardmc olabilir miyim? dedi kadn ince,


kulak trmalayan ama ancak duyulabilecek bir sesle.

Eee, buraya tavsiyenizi sormaya geldim, diye seslendi Ar-


thur. Kendini biraz samalyor gibi hissediyordu. Kadn miyop
gzleri ile ona bakmak iin Arthur'a doru dnd, sonra tekrar
nne dnp bir sinee saldrd ve kard.

Neyle ilgili olarak? diye sordu.

Pardon? dedi Arthur.

Neyle ilgili olarak diye sordum, dedi kadn, adeta lk


la.

Yani, her ey hakknda, genel tavsiyeler. Brorde diyor ki...

Ha! Bror! diye tkrr gibi cevaplad kadn. Artk raketini


neredeyse rasgele savuruyor gibi gzkyordu.

Arthur cebinde burumu bror aramaya koyuldu. Bunu ni-


ye yaptn o da bilmiyordu. Kendisi onu zaten okumutu,
kadnnsa okumay isteyeceini pek sanmyordu. Yine de bir iki
dakika iin ka atp dnceli dnceli bakabilecei bir eyi
olsun diye brorn krklarn dzeltti. Brordeki yaz
Hawalion'un tarihi mistik sanatlarndan, kehanette bulunma ve
gelecei okumadan bahsediyor ve Hawalion'da bulunabilecek
yatak kapasitesini lgnca abartyordu. Arthur yannda hl bir
Otostopunun Galaksi Rehber'i tayordu, ama ona
1002/1186

bavurduunda yazlarn gittike anlalmas daha g ve delice


bir hale geldiini ve iinde devaml artan xler, jler ve &ler
olduunu gryordu. Bir yerlerde bir eyler bozulmutu. Bu
bozukluk onun kendi nitesinde miydi, yoksa Rehber organizasy-
onunun merkezinde biri ya da bir ey, korkun bir hata m yapy-
ordu yoksa kendisi yalnzca halsinasyon mu gryordu, bilmiy-
ordu. Ama yle veya byle, Rehber'e eskisi kadar bile gvenmiy-
ordu. Bunun anlam Rehber'e hi gvenmedii ve onu yalnzca bir
kayann zerinde oturup sandviini yerken bir eylere bakmak
iin kulland idi.

imdi, kadn dnm ve yavaa ona doru ilerlemekteydi. Ar-


thur ok fazla belli etmeden rzgar ynn kestirmeye alt ve
kadn yaklatka evrede bir dalgalanmann olduunu fark etti.

Tavsiye, dedi kadn. Tavsiye, yle mi?

Ee, evet, dedi Arthur. Evet, yani-

Tekrar brore bakarak kalarn att. Sanki onu yanl oku-


madndan ve yanl bir gezegene falan gelmi olma aptalln
yapmadndan emin olmaya alyor gibiydi. Brorde Arkada
canls yerliler tarihin bilgi ve akln sizlerle paylamaktan zevk
alacaktr. Onlarla birlikte gemiin ve gelecein ba dndrc
gizemine daln! yazlyd. Bir takm kuponlar da vard, ama Ar-
thur onlar kesmeyi veya herhangi birine vermeyi deneyemeyecek
kadar ekingendi.

Tavsiye, yle mi? dedi yal kadn yeniden. Yalnzca, genel


anlamda tavsiyeler diyorsun. Ne hakknda. Hayatn nasl harcay-
acaksn falan, yle eyler mi?

Evet, dedi Arthur. yle eyler. Bazen, tam anlamyla drst


olduum zaman, bir takm sorunlarla karlayorum. mitsizce,
1003/1186

minik zplama numaralar ile yal kadnn rzgar dnda kal-


maya alyordu. Kadn aniden sert bir dn yapp maarasna
doru ynelerek onu artt.

O halde bana fotokopi makinesi iin yardm etmen gereke-


cek, dedi.

Ne? dedi Arthur.

Fotokopi makinas, diye tekrarlad kadn, sabrla. Onu dar


karabilmem iin yardm etmen gerekecek. Gne enerjisi ile
alyor. Ama kularn zerini pislememeleri iin maarann
iinde tutmak zorundaym.

Anlyorum, dedi Arthur.

Yerinde olsam bir iki derin nefes alrdm, diye mrldand


yal kadn, bir taraftan maara aznn kasvetine doru grltl
admlarla ilerlerken.

Arthur onun tavsiyesine uydu. Hatta neredeyse hiper


vantilasyon yapt. Hazr olduunu hissedince nefesini tuttu ve
kadn izledi.

Fotokopi makinas tekerlekli bir masa zerine yerletirilmi


kocaman eski bir eydi. Hemen orada maarann soluk glgesinin
iinde duruyordu. Tekerlekler inat bir ifadeyle her biri baka
yne evrilmiti. Zemin sert ve kayalkt.

Git ve darda bir nefes al, dedi yal kadn.

Bu eyi itmeye alrken Arthur'un yz kpkrmz olmutu.

Rahatlayarak ban sallad. Kadn durumdan utanmyorsa, di-


ye karar vermiti, o da utanmayacakt. Dar kt ve bir iki nefes
1004/1186

alarak, bir iki itip kakma daha yapabilmek iin tekrar ieri dnd.
Makine sonunda dar kana kadar bunlar birka kez daha
tekrarlamak zorunda kald.

Gne makinenin zerine iniyordu. Yal kadn yeniden


maarann iinde kayboldu. Dndnde gne enerjisi toplamak
iin makineye balayaca bir takm metal paneller getirmiti.

Gzlerini ksarak gkyzne bakt. Gne olduka parlak ama


gn puslu ve belirsizdi.

Biraz zaman alacak, dedi kadn.

Arthur memnuniyetle bekleyeceini syledi.

Yal kadn omuz silkti ve ayaklarn sryerek atee doru


yrd. Atein zerinde, mlein iindekiler fokur fokur kayna-
maktayd. Kadn bir sopayla onlar drtkleyip, kartrd.

le yemei iin hibir ey istemeyecek misin? diye sordu


Arthura

Ben yedim teekkr ederim, dedi Arthur. Yok, gerekten.


Ben yedim.

Yediinden eminim, dedi yal kadn. nndeki mlei


sopayla kartrmaya devam etti. Birka dakika sonra mlein
iinden bir ey yakalad, soutmak iin fledikten sonra azna
att.

Bir sre dnceli bir ekilde azndakini inedi.

Sonra topallayarak, yavaa lm keiye benzer eylerin


oluturduu yna doru ilerledi. Azndaki lokmay ynn
1005/1186

zerine tkrd. Sonra yine topallayarak mlein bana dnd.


Onu asl olduu ayakl eyden indirmeye alt.

Yardm edebilir miyim? dedi Arthur, kibarca ayaa frlayp, o


tarafa seirterek. Birlikte mlei asl olduu yerden indirdiler ve
onu kadnn maarasndan doru uzanan hafif yokutan, olduka
dik ama s bir su birikintisini evreleyen fra gibi sert ve budakl
aalarn izgisine doru beceriksizce tadlar. Birikintiden i bu-
landrc baka bir koku serisi ykselmekteydi.

Hazr msn? diye sordu yal kadn.

Evet... dedi Arthur, ne iin olduunu bilmeden.

Bir, dedi yal kadn.

ki, dedi.

diye ekledi.

Arthur tam zamannda kadnn ne yapmaya niyetlendiini fark


etti. Birlikte mlein iindekileri su birikintisine boca ettiler.

Bir saat kadar sren iletiimsiz bir sessizlikten sonra, yal


kadn gne panellerinin artk fotokopi makinesini altracak
yeterlikte gne emdiine karar verdi ve maarasnn iinde
kaybolarak bir eyler aramaya koyuldu. Sonunda elinde birka to-
mar katla dar kt ve onlar makineye vermeye balad.

kan kopyalar Arthur'un eline tututurdu.

Bunlar, ee.. bunlar sizin tavsiyeleriniz yle mi? dedi Arthur,


pek de emin olmadan sayfalar kartrrken.
1006/1186

Hayr, dedi yal kadn. Bu benim hayat hikayem. Anlyor


musun, bir kiinin yapabilecei tavsiyelerin o vakte kadar srd
yaamla balantl olarak deerlendirilmesi gerekir. Bu katlar
incelerken, daha belirgin olmalar iin vermi olduum tm
kararlarn altlarn izdiimi greceksin. Hepsi endekslenmi,
ayn konular birbirleriyle aprazlama olarak ilikilendirilmitir.
Anlyorsun deil mi? Sana btn syleyebileceim, eer benim-
kilerin tamamen zdd olan kararlar alacak olursan, o zaman belli
ki senin sonun..." duraklad, cierlerini iyi bir lk iin doldurdu
... benimki gibi byle pis kokulu bir maarada bitmez!

Pinpon raketini yakalad, kollarn svad, l keiye benzeyen


eylerin oluturduu yna doru ayaklarn sryerek yrd.
Eski yerine oturup gayretli ve canl bir ekilde sinekleri avlamaya
balad.

***
Arthur'un ziyaret ettii son kyn tamam son derece yksek
direklerden olumaktayd. yle yksektiler ki, yerden
bakldnda zerlerinde ne olduunu anlamak bile imkanszd ve
Arthur, zerinde ku pislikleri ile dolu bir platformdan baka bir
ey olanna rastlayana kadar tanesine trmanmak zorunda
kalmt.

Kolay i deildi bu. Direklerin tepesine, gvdelere aklm ve


spiral eklinde dnerek ykselen kntlara basarak trmany-
ordunuz. Arthur kadar azimli olmayan turistlerin ou birka kare
resim ekip hemen ardndan, inzivadaki keilerin nnde yiye-
bilecekleri bir sr yapkan ve tatl ikolatal kek bulabilecekleri
en yakndaki Bar&Barbekye giderdi. Ama daha ok bu yzden
keilerin ou artk buray terk etmiti. Hatta ou Galaksinin
Gney Bat kanadndaki daha etkili dnyalarda zengin terapi
1007/1186

merkezleri amlard. Buralarda yaam on- yedi milyon kez daha


kolayd ve ukulatalar tek kelime ile muhteemdi. Yaplan bir
aratrma keiin, kei olmadan nce ikolatay tanmadn or-
taya karmt. Terapi merkezlerine gelen mterilerin ou ise
bunun fazlasyla farkndaydlar.

nc direin tepesinde Arthur biraz nefeslenmek iin


durdu. ok terlemi ve nefessiz kalmt, nk her bir direk
150-200 metre yksekliindeydi. Dnya etrafnda bir anafor gibi
dnyor, ama bu Arthuru pek endielendirmiyordu. Biliyordu ki,
mantken Stavromula Beta'ya gitmeden (Baknz Yaam, Evren ve
Her ey, Blm 18) lemezdi. Bu yzden ok byk kiisel teh-
likelere kar bile tasasz bir yaklam tarz gelitirebilmeyi
baarmt. Havada yz elli metre ykseklikte bir direin tepesine
tnedii iin biraz ba dnyordu ama bir sandvi yiyerek
bununla da baa kabilmiti. Tam kahin kadnn hayat hikayesin-
in yazl olduu fotokopisini okumaya balyordu ki arkasndan
gelen hafif bir ksrk sesiyle irkildi. ylesine ani bir dnd ki
elindeki sandviini drd. Sandvi havada aa doru ev-
rilmi olarak yere ulatnda epeyce klmt.

Arthur'un yz metre kadar aasnda bir baka direk vard ve


dzine kadar direin oluturduu seyrek orman iinde tepes-
inde biri bulunan tek direkti. Bu direk, kafas kalarn atmasna
neden olan derin dncelerle megul gibi grnen yal bir adam
tarafndan igal edilmiti. Afedersiniz, dedi Arthur. Adam onu
grmezlikten geldi. Belki de onu iitemiyordu. Etrafta dolanan
hafif bir rzgar vard. Arthur'un ksr iitebilmesi tamamen
ans eseri idi.

Heey? diye seslendi Arthur, Heey!

Adam sonunda baklarn onun tarafna evirdi. Arthur'u


grmekten arm gibiydi. Arthur ise onun kendisini grmekten
1008/1186

akn ve mutlu mu yoksa yalnzca akn m olduunu


kartamyordu.

Ak msnz? diye seslendi Arthur.

Adam anlamayarak kalarn att. Arthur onun anlamadn


m yoksa iitmediini mi anlayamyordu.

Size bir urayacam, diye seslendi Arthur. Bir yere


gitmeyin.

Kk platformdan dnerek inen kntlara basarak aceleyle


aa indiinde ba sersem gibi olmutu. zerindeki platformda
yal adamn oturduu diree doru ynelmek zereyken, birden
yn duygusunu kaybettiini ve adamn hangi direkte oturduunu
kestiremediini fark etti. Bir iaret bulabilmek iin etrafna
baknd ve doru direin hangisini olduunu tespit etti. Ona tr-
mand. Ama bu o direk deildi.

Lanet olsun, diye sylendi

Afedersin! diye seslendi yal adama. imdi tam nnde ve


12 metre kadar tesindeydi. Kayboldum. Bir dakikaya kadar
yannzdaym. Tekrar aa indi. Ter iinde ve endieliydi.

Terleyerek ve nefes nefese bu kez kesinlikle doru direk


olduundan emin olduu direin tepesine ulatnda Arthur
adamn kendisiyle bir ekilde dalga gemekte olduunu fark etti.

Ne istiyorsun? diye ters bir ekilde bard yal adam


Arthur'a. imdi Arthur'un sandviini yerken oturduu direin te-
pesinde oturmaktayd.

Oraya nasl getiniz? diye seslendi Arthur aknlk iinde.


1009/1186

Benim bir direin tepesinde oturup zebilmek iin krk ba-


harm, yazm, sonbaharm harcadm eyi sana syley-
ivereceimi mi sanyorsun yani?

Ya klardan ne haber?

Ne olmu klara?

Kn direin tepesinde oturmuyor musunuz

Hayatmn ounu bir direin tepesinde geiriyor olmam ille


de salan biri olmamam gerektirmez. Kn gneye giderim.
Orada sahilde evim var. Onun bacasnda otururum.

Bir yolcuya verecek nasihatleriniz var m?

Evet. Sahilde bir ev al.

Anlyorum.

Adam scak, kuru, fra gibi sert araziye bir bak att. Arthur
buradan yal kadn uzakta sinekleri vurabilmek iin aa yukar
srayarak dans eden kk bir benek olarak gryordu.

Onu gryor musun? diye seslendi yal adam, aniden.

Evet, dedi Arthur. Aslnda kendisine danmaktan


geliyorum.

Hibir ey bilmez o. Ben sahildeki evi o geri evirdii iin


aldm. Sana ne nasihatte bulundu.

O ne yaptysa onun tersini yapmam syledi.


1010/1186

Bir baka deyile, sahilde bir ev alman syledi. Sanrm,


dedi Arthur. Eh, belki de bir tane alrm. Hmm. '

Ufuk kt kokulu bir scaklk dalgas iinde yzmekteydi.

Baka bir nasihatiniz var m? diye sordu Arthur. Emlak


alm dnda

Bir yazlk ev almak demek yalnzca bir emlak ii deildir. O


bir ruh halidir, dedi Adam. Dnp Arthur'a bakt. Gariptir ama
adamn yz imdi yalnzca bir iki metre uzaklktayd. Bir yandan
tamamen normal gibi grnyor te yandan, vcudu bacak bacak
stne atm 120 metre tedeki bir direin zerinde otururken,
yz Arthur'unkinden yalnzca bir metre tede duruyordu. Ka-
fasn hareket ettirmeden ve garip herhangi bir ey yapyor grn-
meden, ayaa kalkt ve bir baka direin tepesine admn att. Ar-
thur bu ya scaktan olmal, diye dnd, ya da boluun yal
adam iin farkl bir anlam vard.

Bir yazlk evin, dedi yal adam, sahilde olmas bile gerek-
mez. Ama en iyileri yledir. Hepimiz, snrlarda, diye devam etti
toplanmaktan holanrz.

Gerekten mi?

Karn suyla bulutuu snrda. Topran havayla bulutuu


izgide. Vcudun beyinle bulutuu noktada. Uzayn zamanla
karlat yerde. Bir tarafta olup dier tarafa bakmay severiz.

Arthur mthi heyecanlanmt. Brorde vaat edilen eyler


ite tam bunlard. te Escher boluk iinde hareket ediyor gibi
grnen ve her eyle ilgili olarak derin eyler syleyen bir adam
bulmutu.
1011/1186

Bununla birlikte sinir bozucu bir eydi bu. Adam imdi direin
tepesinden yere, yerden direin tepesine adm atyor, direkten
diree, bir ufuktan br ufua dolayor ve geri dnyordu:

Arthur'un evren boluunun canna okuyordu. Ltfen durun


artk! dedi Arthur anszn.

Dayanamyorsun, yle mi? dedi Adam. En kk bir hareket


yapmadan geri dnm, bacak bacak stne atm vaziyette Ar-
thurdan yz yirmi metre tedeki direin tepesinde oturuyordu.
Nasihat iin bana geliyorsun, ama tanmlayamadn eylerle ba
edemiyorsun.

Hmm. O halde sana yalnzca, aslnda zaten bildiin bir ey


sylemeliyiz, ama onu yeni bir haber gibi sunmalyz, yle mi? Eh,
sanrm her zamanki gibi, i itir. ini ekti ve gzlerini ksarak
kederli bir ifadeyle uzaklara bakt.

Nerelisin ocuum, diye sordu sonra.

Arthur akll olmaya karar vermiti. Karlat herkes


tarafndan sersemin biri olarak alglanmaktan bkmt. Size bir
ey syleyeyim mi, dedi Kehanetlerde bulunabilen sizsiniz.
Neden siz bana sylemiyorsunuz bunu?

Yal adam yeniden iini ekti. Ben yalnzca dedi, eli ile ka-
fasnn arkasn svazlayarak, sohbet etmeye alyordum.

Elini tekrar ne getirdiinde yukar doru kalkm parmann


ucunda dnp durmakta olan bir Dnya bulunuyordu. Yanlm
olmaya imkan yoktu. Onu tekrar yerine koydu. Arthur akna
dnmt.

Siz nasl-
1012/1186

Sana syleyemem.

Niin? Btn bu yolu bunun iin geldim.

Sen benim grdm gremezsin, nk kendi grdn


gryorsun. Benim bildiimi bilemezsin, nk kendi bildiklerini
biliyorsun. Benim grdklerim ve bildiklerim senin grdklerin
ve bildiklerine eklenemez nk ayn cinsten eyler deillerdir. Ne
de senin grdklerin ve bildiklerinle deitirilebilirler, nk bu
senin kendini deitirmen anlamna gelecektir.

Bekle bir dakika, bunu not edebilir miyim? dedi Arthur


heyecanla cebinde bir kalem bulmaya alrken.

Uzay limannda bir kopyasn bulabilirsin, dedi yal adam.


Raflar dolusu var bu laflardan.

Oh, dedi Arthur, hayal krklna uram ekilde. Peki,


birazck bana zel bir eyiniz yok mu?

Herhangi bir ekilde grdn, yaadn veya duyduun bir


ey sana zeldir. Kendi alglay eklinle kendine bir evren yaratr-
sn. Onun iin evrende algladn her ey sana zeldir.

Arthur ona pheyle bakt. Bunu da havalimannda bulabilir


miyim? diye sordu.

Bunu kendin anlamalsn. dedi yal adam.

Brorde diyor ki, dedi Arthur, cebinden karp, tekrar ona


bakarken, zel bir duam olabilirmi, zellikle bana ve ihtiy-
alarma gre biimlendirilmi bir duam.

Oh, tamam, dedi Yal adam. te sana bir dua. Kalemin var
m?
1013/1186

Evet, dedi Arthur.

yle balyor. Bir bakalm: Tanrm beni bilmem gerekmeyen


eyleri renmekten koru. Hatta beni bilmediim eyler olduunu
renmekten de koru. renmemeye karar verdiim eyler
olduunu renmemeye karar verdiimi bilmekten koru. Amin.
te bu kadar. Aslnda zaten iinden sessizce yalvardn eyler
olduuna gre bunu dndan da sylemenin hi zarar yok.

Hmm, dedi Arthur, Yani, teekkr ederim...

Bununla birlikte yaplmas gereken bir baka dua var, ok


nemli, diye devam etti yal adam, onun iin bunu da yazsan iyi
olur.

Tamam.

yle, Tanrm, tanrm, tanrm... Ne olur ne olmaz bu ksm


da eklemelisin. Hibir zaman ok emin olamazsn. Tanrm, tan-
rm, tanrm. Beni yukardaki duann sonularndan koru. Amin.
te bu kadar. Yaamda insanlarn bana gelen eylerin ou bu
son ksm karm olmaktan dolay balarna geliyor."

Stavromula Beta diye bir yerden bahsedildiini hi duydunuz


mu? diye sordu Arthur.

Hayr.

Yine de, yardmlarnza ok teekkr ederim, dedi Arthur.

Hibir ey deil., dedi direin zerindeki adam ve kayboldu.


1014/1186

10
Ford ba editrn odasnn kapsna btn gcyle yklendi.
ereve paralanp, kendisine bir kez daha yol verince, kolunu
bacan smsk birbirine kenetleyerek bir top eklini ald ve
demeyi bir batan bir baa yuvarlanarak geti. Gri buruuk de-
riden yaplm k kanepenin olduu yerde durdu ve stratejik op-
erasyon ssn kanepenin arkasna kurdu. Ya da en azndan plan
byle yapmakt.

Ne yazk ki gri buruuk deriden yaplma k kanepe orada


deildi. Niin, diye dnd Ford, havada kendi etrafnda dnp,
silkinip, yeniden bir topak haline gelip ve hzla seirterek kend-
isini Harln yaz masasnn arkasna atarken. nsanlardaki bu be
dakikada bir ofislerinin dekorasyonunu deitirmek gibi aptalca
takntlarn niye var olduunu sordu kendi kendine. rnein,
pekala da ie yarar bir durumdaki buruuk gri deriden yaplm
k bir kanepeyi kaldrp da yerine grne gre kk bir tanka
benzeyen bir eyi niin koyarlar.

Peki u omuzunda mobil roket atar bulunan adam da kimdi?

Merkez ofisten biri mi? Olamazd. nk merkez ofis burasy-


d. En azndan Rehberin merkez ofisi burasyd. Bu Sonsuz Boyut
Giriimcilerinin nereden geldiini Zarquon bilirdi. Derilerinin
amuru andran renginden ve dokusundan anlald kadaryla
pek de gneli bir yerden olmamalydlar. Bunlarn hepsi ok yan-
l diye dnd Ford. Rehberle ilikisi olan herkes gneli
yerlerden geliyor olmalyd. .

O adamlardan ok sayda vard ortada. stelik hepsi de,


bugnn etin ve karmak i yaantsnda dahi, yneticilerde
grmeyi bekleyeceinizden daha ar ekilde silahl idiler.
1015/1186

Doaldr ki Ford burada bir sr tahmin yrtmekteydi. Bu


kocaman, boa boyunlu, amura benzer adamlarn Sonsuz Boyut
Giriimleri ile bir ekilde bir iliki iinde olduklarn dnmesi
mantkl bir tahmindi nk ellerindeki kalkanlarn zerinde
Sonsuz Boyut Giriimcilik yazan logolar bulunuyordu. Yine de
bunun bir i toplants olmayabilecei gibi rahatsz edici bir
pheye kaplmt. Bu amur yzl yaratklarn kendisine bir yer-
den tandk geldikleri gibi bir baka rahatsz edici hissi de vard.
Tandk, ama klk deitirmi bir tandklk.

imdi odada bulunduu sre neredeyse iki buuk saniyeyi


gemiti ve Ford artk ie yarar bir eyler yapmaya balamann
zaman geldiini dnd. Bir rehin alabilirdi rnein. Bu iyi
olurdu.

Vann Harl dner koltuunda oturmaktayd. Paniklemi, sar-


slm ve sararm bir grnts vard. Kafasnn arkasna isabet
eden o kt vuruun dnda, kt haberler de alma benziyordu.
Ford ayaa frlad ve ellerini hzla onun zerinde kenetledi. Ona
salam bir kafakol ekme grnts altnda, Kolay Kimlii gizlice
Harln i cebine kaydrmay baard.

Bingo! Yapmaya geldii ii yapmt. imdi yalnzca konuarak


buradan kmas gerekiyordu.

Pekala, dedi. Ben... duraklad.

Roket atarl koca adam Ford Prefect'e doru dnm ve sil-


ahnn ucunu ona eviriyordu. Ford bunun son derece sorumsu-
zca ve lgn bir davran olduunu dnmeden edemedi.

Ben... diyerek yeniden sze balad ama sonra ani bir igd
ile olduu yerde bzlmeye karar verdi.
1016/1186

Roket atarn arkasndan alevler fkrrken kulaklar sar eden


bir grlt duyuldu ve silahn nnden bir roket frlad.

Roket Ford'u geerek byk cam pencereye isabet etti. Pat-


lamann gcyle, pencere, milyonlarca cam krndan oluan bir
yamur gibi dar doru pskrd. Odann evresinde grlt ve
hava basncnn yol at muazzam ok dalgalar dolat. Bu
dalgalar birka sandalye, bir dosya dolab ve gvenlik robotu
Colini de nne katp camdan dar srklediler.

Ah! O halde bu camlar roket atarlara kar hi de dayankl


deillermi diye dnd Ford Prefect kendi kendine. Birisinin
bunun hakknda birileriyle konumas gerekiyordu.

Kendisini Harl'dan kurtarp ne yana doru komas gerektiini


hesaplamaya alt. Kuatlmt.

Roket atarl iri adam ikinci bir at iin silahn ayarlyordu.

Ford yapmas gereken ikinci hareketin ne olmas gerektiini


bir trl kestiremiyordu.

Bakn, dedi sert bir sesle. Ama sert bir sesle bakn demek
gibi eylerin kendisine ne derece yardmc olabileceinden pek
emin deildi. stelik zaman onun lehine ilemiyordu. Lanet
Olsun, diye dnd, yalnzca bir kez gen olabilirsin ve kendini
pencereden dar frlatt. Hi olmazsa bu ekilde srpriz fak-
trn kendi tarafnda tutmu oluyordu.

11
Arthur Dent, yapmas gereken ilk eyin, kendisine bir yaam
kurmak olduunu aresizce fark etmiti. Bu, zerinde
1017/1186

yaayabilecei bir gezegen bulmas gerektii anlamna geliyordu.


Bunun, zerinde nefes alabilecei, yerekimsel bir rahatszlk
duymadan oturup kalkabilecei bir gezegen olmas gerekiyordu.
Asit dzeylerinin dk olduu ve bitkilerin size saldrmad bir
yer olmalyd.

Byle antropik davranp, insanl yaama evrenin asl amac


gibi yaklamaktan nefret ediyorum ama, dedi, Pintleton Alpha'da
yeniden yerleim Merkezindeki masann ardnda oturan yarata,
ama yine de yaamm, yaayanlarn bana benzedii bir yerde
srdrmeyi ok isterdim. Yani, anlarsnz biraz insana
benzeseler.

Masann ardndaki ilgin yaratk, bu duyduklarna olduka


arm grnerek, vcudunun daha da ilgin olan paralarndan
bazlarn sallad. Eriyerek oturduu koltuktan aa damlad,
demeyi bir batan bir baa harmanlayarak yavaa ilerledi. Eski
metal dosya dolabn midesine indirdi ve koca bir geirtiyle
arad ekmeceyi dar att. Kulaklarndan birka prltl anten
kard, baz dosyalar bunlar araclyla ekmeceden kard,
ekmeceyi yeniden yutarak dolab ile birletirdi ve yeniden
kusarak dolab yerine brakt. Tekrar demeyi harmanlayarak
yerine dnd, ince bir amur gibi koltua svanarak yerine geti
ve dosyalar masaya yaptrd.

Bunlarn iinde hayal ettiiniz gibi bir yer bulabilecek misin-


iz? diye sordu.

Arthur asabi bir ekilde pis ve rutubetli birka sayfa evirip in-
celedi. Burada, Evrenin tanyp bildii ksmlarna gre sol
tarafnda kalan ve Galaksinin kt blgelerinden birinde bulun-
duu kesindi. Uzayda kendi evinin bulunmas gereken yerde
rm kaba saba bir gezegen vard imdi. Yamurlarla boul-
mu ve iinde ekyalarn ve bataklk domuzlarnn yaad bir
1018/1186

yer. Otostopunun Galaksi Rehberi bile burada yalnzca zaman


zaman iliyor gibiydi ve Arthurun bu eit bilgileri artk byle
ofislerden aratryor olmasnn sebebi de buydu. Bu, tr ofislerde
hakknda bilgi almada alt gezegenlerden biri de Stavromula
Beta idi ama kimse byle bir gezegenin ismini duymamt.

Uygun dnyalar olduka kasvetli grnyordu. Ona verebile-


cekleri ok az eyleri vard nk Arthur'un da onlara verebilecek
pek bir eyi yoktu. Aslnda iinde arabalar, bilgisayarlar, bale ve
Armanyak bulunan bir dnyadan gelmesine ramen, Knlarn
herhangi birinin nasl yapldn bilmedii, son derece utan ver-
ici ekilde fark ettirilmiti kendisine. Yapamyordu. Kendi olanak-
larna brakld zaman bir tost makinesi yapamazd rnein.
Tm yapabildii bir sandviti o kadar. Hizmetlerine pek fazla
ihtiya duyulmuyordu.

Arthurun kalbi derinlere gmld. Bu kendisini artt nk


Arthur onun zaten olabilecei kadar derine batm olduunu
sanyordu. Bir an iin gzlerini kapad. Evde olmay yle istiyordu
ki. Kendi evinin, dnyasnn, zerinde byd gerek
Dnya'nn yklmam olmasn ylesine arzu ediyordu ki. Bun-
larn hibirinin olmam olmasn ylesine ok istiyordu ki. Gz-
lerini at zaman kendini ngilterede, West Country'deki evinin
basamaklarnda bulabilmeyi, gnein yeil tepeler zerinde
parldyor olmasn, posta arabasnn yoldan yukar doru gidiini
seyretmeyi, bahesinde leylaklarn atn ve uzaktaki pabn le
yemei iin aldn grebilmeyi istiyordu. Gazetesini paba
gtrp, bir ie birayla birlikte okumay, bilmecelerini zmeyi
ok istiyordu. Soldan saa on yedince srada taklp kalmay
zlyordu.

Gzlerini at.
1019/1186

lgin yaratk rahatsz edici bir ekilde ona bakarken bir nabz
gibi atyor ve bir eit bacaa benzer uzantlaryla masann zer-
ine hafif hafif vuruyordu.

Arthur ban sallad ve bir sonraki sayfay evirdi.

Kasvetli, diye dnd. Ve bir sonraki sayfa.

ok kasvetli. Ve bir sonraki.

Oh... te bu daha iyi idi.

Buras Bartledan adnda bir dnya idi. Oksijen vard. Yeil


tepeler vard. Hatta tannm bir edebiyat kltrne bile sahipti.
Ama en ok ilgisini uyandran ey, Bartledan insanlarndan
olumu kk bir grubun, bir ky meydannda durup ho bir
ekilde kameraya glmseyerek ektirmi olduu bir fotoraf
oldu.

Ah, dedi, resmi masann arkasndaki garip eye gsterirken.

Yaratn gzleri gcrdayarak yuvalarndan kt, resmin zer-


inde bir aa bir yukar gezindi ve her tarafnda prltl ince bir
amur izi brakt.

Evet dedi grdklerini hi de beenmemi bir ekilde. Tpk


size benziyorlar.

***
Arthur Bartledan'a tand ve bir DNA bankasna ayak
parmandan kesilmi trnak ular ve tkrk satarak kazand
parayla kendisine resmini grd kyde bir oda satn ald. Bur-
as ho bir yerdi. Hava mis kokulu idi. Yaayanlar kendisine
1020/1186

benziyor ve onun da aralarnda olmasna aldr etmiyorlard. Ona


hibir eyle saldrmamlard. Biraz giyecek ey ve onlar koyacak
bir dolap satn ald.

Kendisine bir yaam bulmutu. imdi o yaam iin bir ama


bulmalyd.

lk nce oturup okumay denedi. Ama Bartledan edebiyat,


Galaksinin bu blmnde her yerde derinlii ve zarafeti ile
mehur olduu halde, onun ilgisini devaml klmay baarabilecek
gibi grnmyordu. Sorun yazlanlarn insanlar hakknda
yazlmam olmasndayd. nsanlarn istekleri ile ilgili deildi.
Bartledan halk ilk bakta tpk insana benzemesine ramen,
rnein birisine iyi akamlar dediiniz zaman, hafif bir aknlk
hissi ile etrafna baknmaya kalkacak, havay koklayacak ve Ar-
thur bundan bahsettii iin, evet akamn gerekten de iyice bir
akam olmas gerektiini sandn syleyecektir.

Hayr, demek istediim, size iyi bir akam geirmenizi dile-


mekti. diye aklama getiriyordu Arthur, ya da eskiden yle
yapyordu. Ksa sre iinde bu konumalardan kanmay
rendi. Oysa yani mit ederim iyi bir akam geirirsiniz. diye de
eklerdi eskiden.

Daha da fazla aknla sebep olurdu.

Ummak? derdi Bartledan'l sonunda, kibar bir aknlkla.

Ee, evet, derdi Arthur ardndan. fade etmeye altm yal-


nzca midim, yani...

mit?

Evet.
1021/1186

mit de nedir?

yi soru, diye dnmt Arthur kendi kendine ve odasna


ekilip eyler hakknda dnmeye koyulmutu.

Bir taraftan, Bartledan'llarn Evren'e ilikin grlerine sayg


duymas gerektiini dnyordu. Bu grlere gre, Evren ne ise
oydu, ya kabul eder ya onu terk eder giderdiniz. Ama dier taraf-
tan, hibir ey istememek, dilememek, ya da mit etmemenin
doal bir ey olmadn dnmeden de edemiyordu.

Doal. Bu kritik bir kelimeydi.

ok sre nce, doal olarak dnd pek ok eyin, rnein


Noel iin hediyeler almak, krmz kta durmak veya her saniye,
saniye de 3 metre hzla dmek gibi eyler yalnzca kendi
dnyasna has alkanlklard ve baka bir yerde mutlaka ayn
ekilde ileyeceklerine dair bir bulgu yoktu. Ama hibir ey mit
etmemek- bu gerekten de doal olamazd, deil mi? Bu nefes
almamak gibi bir ey olurdu.

Nefes almak Bartledan'llarn yapmad bir baka eydi. At-


mosferde bulunan onca oksijene ramen. Onlarn btn yapt
yalnzca yle durmakt. Ara sra ortalkta kouur, voleybol oynar-
lard. (Hibir zaman kazanmay dilemeden tabii. Kazanan,
kazanrd) ama hibir zaman nefes almazlard. Bir sebepten tr
bu lzumsuzdu onlar iin. Arthur abucak onlarla voleybol oy-
namann ok zevksiz olduunu rendi. Bunlar insana benzedik-
leri, insan gibi hareket ettikleri ve insan gibi ses kardklar halde
nefes almyorlar ve hibir ey dilemiyorlard.

Oysa Arthurun btn gn nefes almak ve bir eyler dilemek-


ten baka ii yoktu. Bazen bir eyleri yle gl ekilde dilerdi ki
nefes al son derece hzlanr ve onu yoracak hale gelir, bu yzden
1022/1186

zaman zaman gidip biraz uzanarak dinlenmesi gerekirdi. Kendi


kendine. Kk odasnda. Kendisinin doduu dnyadan ylesine
uzakt ki, bu uzakl anlatacak rakam beynini incitmeden dn-
mekten bile acizdi.

Dnmemeyi seiyordu. Sadece oturup okumay tercih


ediyordu -ya da okumaya deecek bir ey olsa yle yapacakt. Ama
Bartledan yklerinde kimse hibir ey istemezdi. Bir bardak su
bile. Eer susamlarsa gidip alrlard tabii, ama eer istedikleri
eyi bulamazlarsa bir daha onu dnmezlerdi. Arthur,
kahramannn bir hafta sresince bahesinde alt, bol bol
voleybol oynad, karsndan olma bir ocua babalk ettii, yol
tamirinde alt ve ardndan son blmden hemen nce,
beklenmedik bir ekilde susuzluktan ld bir kitab henz
bitirmiti. fkeden tkenmi bir halde kitabn okuduu ayi-
alarn yeniden taram ve sonunda ikinci blmn bir yerinde su
borular ile ilgili bir sorundan sz edildiini bulabilmiti. Hepsi bu
kadard. Ve adam bu yzden lyordu. Rastlant eseri.

Bu sonu kitabn en heyecanl yeri bile deildi, nk byle bir


yeri yoktu kitabn. Kahraman sondan bir nceki blmn te
birlik ksmnda lyor ve kitabn kalan ksm yalnzca yol tamiri
hakknda eylerden bahsediyordu. Kitap yz bininci kelimede
birden sona ermiti, nk Bartledan da kitaplar bu uzunlukta
olurdu.

Arthur kitab odann br ucuna frlatp oday satm ve


oradan ayrlmt. Kendini lgnca yolculuk etmeye adam, bi-
letlerini alabilmek iin gittike daha ok tkrk, trnak, kan, sa,
kim ne isterse onu satmaya balamt. Spermleri karlnda
birinci snf yolculuk edebileceini kefetmiti. Hibir yere yer-
lemiyor, yalnzca hiperuzay gemilerinin hava geirmez, ala-
cakaranlk dnyalarnda varlk gsteriyor, yiyor, iiyor, uyuyor,
film seyrediyor, havalimanlarnda yalnzca DNA banda
1023/1186

bulunmak ve bir sonraki uzun yol gemisine kendini atmak iin


duruyordu. Bir baka kazann olmas iin bekliyor, bekliyordu.

Beklenen kazann olumasn salamann zorluu, bunun ol-


mayndadr. Kazann anlam bu deildir nk. Bu yzden
sonunda meydana gelen kazann da onun planlad ile uzaktan
yakndan hibir ilikisi yoktu. inde olduu geminin sinyalleri
hiperbolukta alarma gemi, Galakside doksan yedi deiik
nokta arasnda korkun bir ekilde ayn anda yanp snmeye
balam, bu noktalardan birinde bulunan ve haritada gzkmey-
en gezegenlerden birinin beklenmedik yerekimsel gcne
yakalanm ve onun d atmosferinde kapana kslarak lk
la gezegene doru hzla dmeye balamt.

Geminin sistemleri d boyunca, her eyin tamamen normal


ve kontrol altnda olduunu syleyerek durumu protesto etmiler,
ama gemi alelacele son bir burgu yapp, yarm millik bir ormann
iine lgnca dalp, sonunda bir ate topuna dnnce, durumun
hi de yle olmad akla kavumutu.

Yangn orman sarm, geceyi kaynatm, sonra, belli


byklkteki planlanmam orman yangnlarnn kanunen yap-
mas gerektii gibi dzgn bir ekilde kendi kendini
sndrmt. Bundan ksa bir sre sonra, orda burada baka
kk yangnlar km ve evreye dalm artklar sralar
geldike sessiz sedasz patlamaya devam etmilerdi. Sonra onlar
da bitmiti.

Arthur Dent, bitmez tkenmez yldzlararas uularda duy-


duu can sknts yznden, beklenmedik bir zorunlu ini
srasnda yerine getirilmesi gereken gvenlik ilemlerini gemide
bulunanlar arasnda incelemi olan tek kiiydi ve bu yzden de
hayatta kalan tek canl olmutu. Bir tyl pembe plastikten
yaplm ve zerinde bin deiik dilden iyi gnler yazl bir
1024/1186

eit koza iinde, sersemlemi bir vaziyette, her taraf krk ve yara
bere iinde ylece yata kalmt.

Paralanm zihninde kkreyen kapkara sessizlikler iine bu-


lantlar vererek yzmekteydi. Bir eit isteksiz gvenle biliyordu
ki yaayacakt, nk henz Stavromula Beta'ya varm deildi.

Kendisine sonsuzluk gibi gelen ac ve karanlk dolu bir srenin


sonunda, etrafnda hareket etmekte olan sessiz ekilleri fark
etmiti.

12
Ford, havada, krk cam paracklar ve sandalye kalntlar
arasnda debelenmekteydi. Yine, hibir eyi enine boyuna, ciddi
bir ekilde dnmyor, olaylar akna brakyor ve zaman satn
alyordu. Byle nemli kriz anlarnda, hayatn sinema eridi gibi
gzlerinin nnden geirmenin kendisine ok yardmc olduunu
saptamt. Bu ona olaylar hakknda dnme, olaylar bir per-
spektif iinde grme ans vermi ve zaman zaman ona bundan
sonra ne yapaca ile ilgili yaamsal nemde ipular salamt

Kendisini karlamak zere saniyede on metre hzla yukar


doru seirten toprak aadayd, ama Ford bu sorunla sras
gelince ilgilenirim, diye dnyordu. ncelikler korunmalyd.

Ah, ite. ocukluu. Hep bildik eyler, bunlarn hepsini daha


nce defalarca gzden geirmiti. Grntler bir yanp bir
snerek gelip geiyordu. Betelgeuse Be gezegenindeki skc gn-
ler. Zaphod Beeblebrox'un ocukluu. Evet, bunlarn hepsini
biliyordu. Keke beynimde bir hzl sarma mekanizmas olsayd
1025/1186

diye dnd. Kendisine ilk havlusunun sunulduu yedinci ya


partisi. Hadi. Hadi.

Kvrlyor, aa doru dnyordu, bu ykseklikteki hava


cierleri iin souk ok tesiri yapmaktayd. Nefes alrken cam
krklarn iine ekmemeye alyordu. Dier gezegenlere yaplan
ilk yolculuklar. Oh, Zark akna, bu, esas filmden nce gsterilen
bir eit lanet olas yolculuk belgeseline dnyordu. Rehber iin
ilk almaya balad zamanlar.

Ah!

Ne gnlerdi onlar! Riktamagallar ile Danquedler, Fanalla'y ele


geirmeden nceki bir dnemde Bwenelli Atol zerinde kk
bir kulbede ie balamlard. Yarm dzine adam, birka havlu,
bir avu gelimi dijital cihaz ve en nemlisi bir kucak hayalle.
Hayr. En nemlisi bir sr Falannan romuydu. in asln
sylemek gerekirse, u 0l'Janx Spirit denen iki her eyden nem-
liydi, Fanallan romu onun ardndan gelirdi. Yerli kzlarn takld
Atol plajlarnn bazlar ok nemli idi, ama hayallere de bir o
kadar nem verilirdi. Ne olmutu btn bunlara?

Aslnda bu hayallerin nasl eyler olduunu pek hatrlayamy-


ordu, ama o srada ok nemli grnrlerdi gzlerine. imdi bir
yanndan aa doru yuvarlanmakta olduu bu koca gkdelen
eklindeki ofis binas, pek tabii ki bu hayallerin iinde deildi.
Btn bunlar, kendisi ve dierleri araziye kp aratrmalar ve
otostop denemeleri yapar ve acmasz bir kabus iletmesi ve mi-
mari bir irkinlik abidesi haline dnen Rehber'den yava yava
uzaklatrlrken ilk kuruculardan oluan takmn, yerleik
dzende kalp agzllemeye balamasyla ortaya kmt. Hayal
bunun neresindeydi? Binann yarsn kaplayan btn o iletme
avukatlarn dnd, alt katlar igal etmi 'operatrleri', btn o
yardmc editrler ve sekreterlerini, sekreterlerinin avukatlarn
1026/1186

ve sekreterin avukatlarnn sekreterlerini ve hepsinin en kts


de btn muhasebecileri ve pazarlama elemanlarn dnd.

Beyninin yalnz yarsn dmeye ayrmt. ki parma ile bu


saydklarnn tmne bir zafer iareti ekti.

imdi pazarlama blmnn bulunduu on yedinci kattan


gemekteydi. Rehber'in ne renk olmas gerektiini tartan ve
'olay zldkten sonra akl vermek' eklindeki, hi hata yapma
ans olmayan hnerlerini sergileyen bir okbilmiler srs.
Eer ilerinden biri, o srada pencereden bakacak olsa, kendiler-
ine zafer iareti yaparak, kesin bir lme doru ilerlemekte olan
Ford Prefect'i grecek ve ok aracakt.

On altnc kat. Editr yardmclar. Pi kurular. O krptklar


makaleyi hatrlyorlar myd acaba? Tek bir gezegen zerinde
yapt aratrmalardan oluturduu, on be yllk bir alma sun-
mutu kendilerine ve onlar onu iki kelimeye indirgemilerdi.
"Genellikle zararsz." Onlara da bir zafer iareti.

On beinci kat. Lojistik dareciler. Bu ne anlama geliyorsa!


Hepsinin kocaman arabalar vard. Geldii anlam bu, diye
dnd.

On drdnc kat. Personel. Kendisinin on be yllk sr-


gnn tasarmlayanlarn bu katta alanlar olduu hakknda
ok keskin pheleri vard. Bu sre iinde Rehber tek bir tatan
yaplma koca bir iletme abidesine dntrlmt (ya da daha
dorusu, iki tek tatan bir abide- nk avukatlar da unutmamak
gerekirdi.)

On nc kat. Aratrma ve gelitirme.

Bir dakika.
1027/1186

On nc kat.

O anda hzl dnmesi gerekiyordu, nk olay bir para


acillemiti.

Anszn asansrdeki katlan gsteren kl paneli hatrlad. Bu


panelde on nc kat yoktu. O srada bu konunun zerinde pek
fazla durmamt. nk olduka geri kalm bir gezegen olan ve
on rakam ile ilgili batl inanlara sahip Dnya'da on be yl
geirmi biri olarak, katlarn bu rakam kullanlmadan nu-
maralandrlmasna alkt. Ama burada byle olmas iin hibir
sebep yoktu.

On nc katn pencerelerinin karartlm olduunu


geerken fark etmeden edemedi.

Orada neler olup bitiyordu. Harl'n konuurken bahsettii


btn o eyler aklna gelmeye balad. Tek bir, yeni ve ok boyutlu
Rehber sonsuz saydaki evrenlerin hepsine yaylacakt. Harl'n
ifade edi tarzyla bu, o srada kulana, muhasebecilerin verdii
destekle pazarlamaclar tarafndan ortaya atlm lgn ve anlam-
sz bir hayal gibi gelmiti. Oysa eer bunda bir para gerek pay
varsa, bu ok garip ve tehlikeli bir fikirdi. Gerek olabilir miydi?
zole edilmi on nc kattaki karartlm pencerelerin ardnda
neler dnyordu?

Ford, iinde, ykselen bir merak hissi duydu ve sonra ykselen


bir panik. Duyduu btn ykselen hisler bundan ibaretti. Bunun
dnda her bakmdan hzl bir dteydi. Gerekten de artk zih-
nini bu durumdan nasl canl syrlacam aratrmaya yneltmesi
gerekiyordu. Yere doru bir bak att. Kendisinden otuz-krk
metre aada dolaanlar vard. Bir ksm bir eyler bekler gibi
yukar doru bakmaya balamlard. Aralarnda, debilmesi iin
kendisine yer aanlar da vard. Hatta ara sra muhteem ve tam
1028/1186

anlamyla aptalca bir oyun olan okla avcla bir sre ara verenler
bile oluyordu.

Onlar hayal krklna uratmaktan nefret ediyordu ama


kendisinden elli atm santim aada, daha nceden fark et-
medii Colin'i grmt. Anlalan Colin hayatndan memnun bir
ekilde dansna devam ederek, Fordun kendisinin ne yapmasn
istediine karar vermesini bekliyordu.

Colin! diye haykrd Ford.

Colin cevap vermedi. Ford donup kald. Sonra birden Colin'e


isminin Colin olduunu sylemediini hatrlad.

Buraya yanma gel! diye haykrd bu kez.

Colin dalgalanarak yanma geldi. Aa doru iniin zevkini


karmaktayd ve Ford'un da yle yapyor olmasn umuyordu.

Colin'in dnyas, Ford'un havlusunun kendisini sarvermesiyle


beklenmedik bir anda kararverdi. Anszn kendisini ok ok daha
ar hissetmiti. Ama Ford'un sunduu meydan okuma ans ile
ok heyecanlanm ve zevklenmiti. Yalnzca, baarl olup
olamayacandan pek emin deildi o kadar.

Havlu ylece Colin'in zerine atlvermi, Ford kenar dikiler-


ine tutunarak havluya aslmt. Baka otostopular kendi havlu-
larnda egzotik deiiklikler yaptrmlar, dokumasn her eit
gizli alet, edevatla hatta bilgisayar donanmlar ile rdrt-
mlerdi. Ford ise sadelik taraftaryd. O her eyin basit kalmasn
isterdi. Onun havlusu, ev tipi yumuak dokumalar satan normal
bir dkkandan alnma, normal bir havlu idi. Hatta zerinde,
Ford'un defalarca beyazlatma ve tala ykatma ilemlerine tabi
tutmasna ramen kartamad mavili pembeli bir iek deseni
1029/1186

bile vard. Dokumasnn arasna yalnzca, birka para tel ile bir
adet esnek yaz ubuu ilitirmi ve bir ucuna acil durumlarda
emebilecei baz besleyiciler emdirmiti. Bunun dnda, zerine
yznz kurulayabileceiniz basit bir havluydu.

Bir arkada tarafndan havlusu zerinde yapmaya ikna edile-


bildii tek deiiklik kenar dikilerinin salamlatrlmas
olmutu.

Ford dikilere bir manyan gcyle asld.

Hl initeydiler, ama hz yavalamt.

Colin, yukar! diye bard. Hibir ey olmad.

Senin adn, diye bard Ford, Colin. Onun iin ben 'Colin
yukar!' diye bardm zaman senin, yani Colin'in, yukar doru
ykselmeni istiyorum demek oluyor, tamam m? Yukar, Colin!"

Yine bir ey olmad. Daha dorusu Colinden yalnzca yumuak


bir inleme sesi geldi. Ford ok endieliydi. Artk ok yava iniyor-
lard, ama Ford yaklamakta olduklar yerde toplanp kendisini
bekleyen kiilerin kimlikleri konusunda ok endieleniyordu. Dost
canls, okuluk oynayan yerli tipler dalyor, yerlerini adeta an-
szn ve gizemli bir ekilde beliriveren, omuzlarnda roket atarlar
ile kaln kafal, kz boyunlu, iri yar, kabuksuz smklbceklere
benzer yaratklar alyordu. Galaktik yolcularn tecrbeleriyle ok
iyi bildikleri gibi, bu anszn ve gizemli ekilde belirme olay as-
lnda her zaman ok boyutlu karmaklklarla dolu olurdu.

Yukar! diye haykrd Ford yeniden. Yukar Colin, yukar


yksel!
1030/1186

Colin direniyor ve inliyordu. imdi havada hemen hemen


hareketsiz duruyorlard. Ford parmaklarnn krlacak gibi
olduunu hissediyordu.

"Yukar"

Olduklar yerde aklmlard.

"Yukar, yukar, yukar!"

Smklbceklerden biri ona bir roket atmaya hazrlanyordu.


Ford olanlara inanamyordu. Kendisi bir havlunun ucunda
havada asl kalmt ve smkl bcein biri ona roketler gnder-
meye hazrlanyordu. Yapabileceini dnebildii her ey tken-
iyor ve bu kez ciddi bir ekilde paniklemeye balyordu.

Bu tr belal durumlar, onun genellikle, her ne kadar gvenil-


mez ve sinir bozucu buluyor da olsa, akl danabilmek iin Re-
hbere, gvendii zamanlard. Ama imdi cebine ulamaya al-
mann zaman deildi. stelik Rehber artk hi de bir dost ve mt-
tefik gibi grnmyor, aksine tehlikenin kaynan oluturuyordu.
Zargon akna, dnda asl kald yer Rehber ofislerinin bulun-
duu binayd ve hayatnn tehlikede olmasnn sebebi de bu
nesnenin yeni sahipleriydi. imdi belli belirsiz hatrlayabildii
Bwenclli Atolndeki hayallere ne olmutu? O zaman her eyi
akna brakm olsalard keke. Keke orada. Atol'de kalm
olsalard. Atoln kumsalnda. Gzel kadnlar sevseler, balk yi-
yerek yaasalard. Atriyumdaki deniz canavar havuzunun zer-
ine o koca piyanoyu astklar oda, hibir eyin yolunda gitmediini
anlamalyd aslnda. Kendisini iyice tkenmi ve perian hisset-
meye balad. Gerilmi parmaklar acdan ate gibi yanyordu.
stelik bilei de hl acyordu.
1031/1186

Oh, teekkrler bileim, diye ac ac dnd kendi kendisine.


Tan da bu srada kendi sorunlarn ne srdn iin sana
teekkrler. Sanrm, kendini daha iyi hissetmek iin gzel, lk bir
ayak banyosu yapmak isterdin u anda, yle deil mi? Ya da en
azndan seni....

Aklma bir fikir gelmiti.

Silahl smklbcek, roket atar omzuna kaldrmt. Roket


nnde hareket eden ne varsa onu vurmak zere tasarmlanmt.

Ford terlememeye alyordu, nk havluyu tutan ellerinin


kaydn hissedebiliyordu.

yi ayann burnu ile acyan ayandaki ayakkaby top-


uundan itip, gevetti.

Yukar k, lanet olas! diye mitsizlik iinde Colin'e


sylendi. Colin nee iinde abalyor, ama ykselmeyi baaramy-
ordu. Ford ayakkabsnn topuuyla uramaya devam etti.

Zamanlamay kestirmeye alyordu ama bounayd.

En iyisi hemen yapmakt. Yalnzca bir atlk ans vard. Hepsi


oydu. Artk ayakkabsnn arkas topuundan iyice syrlmt. n-
cinmi bilei kendisini biraz daha iyi hissediyordu. imdi iyi, deil
mi?

Dier aya ile serbest kalan ayakkabnn topuunu itti.


Ayakkab ayandan kayp, havada szlerek dmeye balad.
Bundan yarm saniye kadar sonra, namlusunun ucunda ykselen
bir roket kendi yolunda dmekte olan ayakkabyla karlat,
dosdoru zerine giderek ona vurdu ve byk bir doyum ve baar
duygusuyla dolarak patlad.
1032/1186

Bu, yere drt be metre kalmken olmutu.

Patlamann esas gc yere doru ynelmiti. Bir saniye nce,


Sonsuz Boyut Giriimi yneticilerinin bir blk askerinin ve on-
larn roket atarlarnn bulunduu, Zentalquabuladaki tarihi mer-
mer ocaklarndan getirilmi, lks talardan kesilme geni
dilimlerle deli zarif terasn bulunduu yerde, imdi iinde ber-
bat paracklar bulunan bir ukur bulunuyordu.

Patlamann tesiriyle koca bir scak hava rzgar yerden


ykselerek Ford ve Colin'i iddetle gkyzne frlatmt. Ford
hibir ey gremeden, mitsizlik iinde tutunmaya alm ama
baaramamt. Havada aresizce yukar doru dnm, para-
boln en st noktasna ulam, ksa bir duraklamadan sonra yen-
iden dmeye balamt. Dm, dm, dm ve sonra an-
szn hala ykselmekte olan Colin'in tepesine kt bir ini
yapmt.

Kre eklindeki kk robotun zerine mitsizce kenetlen-


miti. Colin, halinden memnun, Rehber gkdeleninin tepesine
doru lgnca bir hzla ykselirken, kendini kontrol edip hzn
azaltmaya alyordu.

Birbirleri etrafnda kvrlp dnerlerken, Dnya da Ford'un ka-


fasnn etrafnda dnp duruyor ve midesini bulandryordu.
Sonra anszn, ayn mide bulandrc hzla her ey duruverdi.

Ford kendisini sersemlemi bir vaziyette bir pencere eiine


braklm buldu.

Havlusu derek yanndan geerken, uzand, onu yakalad.

Colin, kendisinden bir iki metre tede, havada oradan oraya


dalgalanmaktayd. Ford kan revan iinde ve nefes nefese bir
1033/1186

aknlk iinde kendisini yoklad. Eik sadece otuz santim kadar


geniliinde idi ve kendisi, on kat yukarda, gayet gvensiz bir
biimde onun zerine tnemi durumdayd.

On .

On nc katta olduunu biliyordu, nk pencereler koyu


renkti. Ac bir znt iindeydi. Ayandaki ayakkablar New
York'ta Aa Dou Blgesinden, sama sapan bir fiyata satn
almt. Bunun sonuncunda iyi ayakkab giymenin mutluluu
zerinde koca bir makale yazmt. Bu makale de "genellikle za-
rarsz" fiyaskosu iinde yok edilmiti. Her eye lanet olsun, diye
dnd.

stelik imdi ayakkabnn teki de elinden gitmiti. Kafasn


geriye atarak gkyzne bakt.

Eer bahsi geen gezegen yklm olmasayd, bu

imdiki kadar trajik bir sorun yaratmazd, nk gidip ikinci


bir ift almas mmkn olurdu.

Evet, olaslk hesaplamalarnn yan uzantlar gz nne alna-


cak olursa, neredeyse sonsuz sayda Dnya gezegeni olduu
doruydu tabii, ama iin aslna eilince, iyi bir ift ayakkab ok
boyutlu bir uzay/zaman boluu iinde oradan oraya dolaarak
yerine konabilecek bir ey de deildi dorusu.

ini ekti.

Oh, pekala, iin iyi tarafn grmeliydi. En azndan o ayakkab


yaamn kurtarmt. imdilik.
1034/1186

On nc katta, otuz santim geniliinde bir pencere eiinde


tnemi vaziyette bulunuyordu ve bunun iyi bir ayakkabyla ayn
deerde olup olmadndan pek de emin saylmazd.

Eli-aya kesilmi bir vaziyette karartlm camlardan ieri


bakmaya alt.

erisi bir mezar kadar karanlk ve sessizdi.

Hayr. Bu benzetme yanlt. Mezarlarda pek ok gzel partiye


katlmt.

Bir hareket yakalayabilir miydi acaba? Emin deildi. Sanki bir


eit tuhaf, kanat rpmasn andrr bir hareket grr gibiydi.
Belki de bu yalnzca gzkapaklarnn zerinden damlayan kan-
lard buna sebep olan. Gzlerini silerek kan uzaklatrd. Ah, im-
di bir yerlerde bir iftlie sahip olup, koyun besliyor olmay ne
kadar isterdi. Tekrar camdan ieri bakarak, eklin ne olduunu
anlamaya alt. Ama, bugnk evrende ok yaygn olduu gibi,
sanki optik bir hayale bakyormu ya da gzleri ona oyun
oynuyormu gibi geliyordu.

erde bir eit kua benzer bir ey var myd acaba? Bu


szdrmaz hale getirilmi kat, roket atarlara dayankl bu
karartlm camlar ardnda saklanan ey, bir ku muydu? Buras
birinin ku besledii bir yer miydi? Orada kanat rpan bir ey
olduu belli idi, ama bu kua deil de, daha ok bolukta ku
eklinde bir delie benziyordu.

Gzlerini kapad. Bu naslsa bir sre iin yapmak istedii bir


eydi. Bundan sonraki admn hangi lanet olas adm olmas
gerektiini merak ediyordu. Atlamak m? Trmanmak m? eri
dalmann herhangi bir ekilde mmkn olacam sanmyordu.
Pekala. Rokete dayankl olmas gereken camn, zaman
1035/1186

geldiinde, yani gerek bir roketle karlatnda, yle olmad


ortaya kmt. Ama dnlrse bu ok ksa menzilden ve ier-
den dar frlatlan bir roket olmutu, oysa byk olaslkla onu
tasarmlayan mhendislerin kafasndaki ey bu deildi. Bu
yzden eline bir havlu sarp, cam yumruklamas onu krabilecei
anlamna gelmiyordu. Can cehenneme, diyerek yine de bunu de-
nedi ve yumruunu fena halde incitti. Neyse ki, oturduu yerden
istedii gibi yumruk savuramyordu, yoksa daha da beter olabi-
lirdi. Frogstar'larn saldrsndan sonra bina batanbaa yeni-
lendiinde son derece glendirilmiti. Buras, byk olaslkla,
piyasadaki en ar silahlanm yaynevi idi. Ama birleik bir grup
tarafndan tasarmlanan her sistemin mutlaka zayf noktalar ola-
caktr diye dnd. Bunlardan birini bulmutu bile. Pencereleri
tasarmlayan mhendisler onlarn ierden ve yakn mesafeden bir
roket saldrsna urayacan beklemiyorlard. Bu yzden cam
bekleneni baaramamt.

O halde, mhendisler pencerenin dndaki eikte oturan


birinin ne yapacan da kestiremezlerdi.

Cevab bulmadan nce bir iki dakika kadar beynine yklendi.

Yapmasn ncelikle beklemeyecekleri ey, orada olmas idi bir


kere. Ancak tam anlamyla ahman biri kendisinin oturduu
yerde oturabilirdi, o halde imdiden kazanmaya balamt. Tas-
armclarn bir ahman bile yanl kullanamayaca bir ey tas-
armlamaya kalktklarnda yaptklar en byk yanl, gerek
aptallarn yeni yntemler bulma konusundaki marifetlerini yeter-
ince deerlendirememeleridir.

Cebinden yeni kredi kartn kard. Onu, camn ereve ile bu-
lutuu yerdeki bir atlan iine geirdi ve bir roketin yapmay
baaramayaca eyi baard. Cam bir para yerinden oynatab-
ilmiti. Eliyle yoklayarak bir srg kolu olduunu fark etti.
1036/1186

Pencereyi yana doru srdrerek at ve glmekten neredeyse


krlarak eikten ieri doru yuvarland. Byle yaparken de SrDt
3454'n Byk Havalandrma ve Telefon Ayaklanmasna
teekkrler yadryordu.

***
SrDt 3454'n Byk Havalandrma ve Telefon Ayaklanmas
bir para scak hava ile balamt. Scak hava, doal olarak,
vantilatrlerin zmesi beklenen bir sorundu ve birisi kp da air-
condition sistemini bulana kadar vantilatrler bu ii olduka iyi
idare etmilerdi. Air- condition sistemi soruna daha heyecan ver-
ici zmler salad.

Sistemin grltsne ve su damlatmasna dayanabildikleri


srece her ey iyi gitti. Ta ki bir bakas, air- condition siste-
minden de daha seksi ve k olan ve bina ii iklim kontrol ad
verilen bir zm bulana kadar.

Bu gerekten de farklyd.

Bu yeni sistemin alelade bir havalandrma sisteminden esas


fark, kullanan rpertecek kadar daha pahal olmas ve son
derece karmak lmler ile herkesin ne cins bir hava solumak
istediini dakikas dakikasna tespit edebilecek dzenleme aygt-
larna gerek duymas idi.

stelik rastgele birinin, sistemin kendi yararlarna yapt bu


karmak hesaplamalar berbat etmesini nleyebilmek iin, bin-
adaki btn pencerelerin almayacak ekilde kapal olmas da
gerekiyordu.
1037/1186

Sistemler kurulurken binalarda alacak olanlarn bir ksm


ile k Soluk sistemini monte edenler arasnda yle konumalar
olmaktayd:

"Ama ya biz camlar amak istersek?"

"k Soluk sistemi ile camlar amak istemeyeceksiniz."

"Evet, ama farz edin bir para amak istedik?"

Camlar bir parack bile amak istemeyeceksiniz. Yeni k


Soluk sistemi bunu halledecek.

Hmmm.

k Soluk sisteminizi gle gle kullann!

Pekala. Ya k Soluk sistemi hata yapar, bozulur filan, byle


bir ey olursa?

Ah! k Soluk sisteminin en k zelliklerinden biri bozul-


masnn imkansz oluudur. Onun iin bu konuda hi endielen-
meyin. imdi soluk almann zevkini karn. yi gnler.

Byk Havalandrma ve Telefon Ayaklanmasnn bir sonucu


olarak, artk btn mekanik, elektronik, hidrolik, kuantum
mekaniine sahip, hatta rzgar, buhar veya pistonla alan
cihazlarn bile bir tarafna standart bir yaz yazlmas koulu getir-
ilmiti. Cihazn ne kadar kk olduunun nemi yoktu. Tasarm-
clarn bu yazy bir yerlere sktrmalar gerekiyordu. nk bu
yaz kullanclardan ok, onlarn dikkatini ekmek iindi. Yaznn
yle olmas gerekiyordu:

Bozulabilecek bir eyle bozulmas imkansz olan bir ey


arasndaki en nemli fark, bozulmas imkansz olan ey
1038/1186

bozulduu zaman ona ulamann veya onu tamir etmenin


mmkn olmayacadr.

Neredeyse sihirli denebilecek bir dakiklikle, byk scak hava


dalgalar ile k Soluk sisteminin nemli arzalan st ste gelmeye
balamt. Balangta bu yalnzca buharlaan bir pimanla ve
havaszlk dolaysyla bir iki lme yol at.

Gerek dehet, olay ayn anda ortaya kt zaman yaand.


Birinci olay k Soluk Ltd. in kendi sistemlerinden en iyi
sonularn, sistemlerin lman iklimlerde kullanldnda aln-
acan ifade eden' bir bildiri yaynlamas idi.

kinci olay bir k Soluk sisteminin zellikle scak ve nem or-


an yksek bir gnde bozulmas ve bunun sonucu olarak binadaki
yzlerce kiinin, nc olayla karlatklar caddelere dklmesi
idi. nc olay, her gn ve gn boyunca eline bir telefon geirip
arayan her serseme BS&S'i kullandnz iin teekkrler de-
mekten gna getirmi bir grup fkeli ehirleraras telefon oper-
atrnn, ellerinde teneke kutular, megafonlar ve tfeklerle yol-
lara dklm olmasyd.

Ayaklanmann devam eden gnlerinde, rokete dayankl olsun


olmasn ehirdeki btn camlar krlmt. Bu eyleme genellikle
hattan ekil, ba belas! Hangi numaray istediin de, hangi nu-
maradan aradn da umurumda deil. Git kna kna yak!
yeeeah! Hoo Hoo! Miyaaav! Gaak! ve ilerinin normal ak
srasnda deneme frsat bulamadklar daha bir sr deiik
hayvan sesi ile elik eden telefon operatrleri de katlmt.

Btn bunlarn bir sonucu olarak, tm telefon operatrlerine,


telefonlara cevap verirken saatte en az bir kez BS&S kullan ve ge-
ber! demek anayasal bir hak olarak tannd ve btn ofis
1039/1186

binalarndaki pencerelerin ok az da olsa alabilir yaplmas art


kouldu.

Beklenmeyen bir baka sonu ise intihar saysndaki arpc


dme oldu. k Soluk zulmnn karanlk gnlerinde intihar ede-
bilmek iin kendilerini trenlerin nne atmaya veya baklamaya
zorlanan stres iindeki her eit ykselen ynetici, artk kolayca
kendi penceresinin eiine trmanabilme ve bo bir zamannda
kendini oradan atabilme zgrlne sahip olmutu. Bununla
birlikte, genellikle u oluyordu: pencereye ktklar bir iki dakika
iinde etraflarna yle bir bakp dncelerini topluyorlar ve an-
szn btn gerek duyduklar eyin rahat bir soluk almak, olaylara
farkl bir uzaklktan bakabilmek ve belki de bir-iki koyun
yetitirebilecekleri bir iftlikte yaamak olduunu fark
ediyorlard.

Bir baka hi akla gelmeyen sonu ise, bir havlu ve bir kredi
kartndan baka bir eyi olmayan Ford Prefect'in, on nc
katnda kslp kald fena halde silahl bir binaya trmanp szde
rokete dayankl bir pencereden ieri dalarak kurtulmay
baarmas olmutu.

Pencereyi dzgn bir ekilde kapad. Tabii nce, Colin'in de


kendisini izleyerek ieri girmesini salamt. Sonra u kua ben-
zer eyi bulmak iin etrafna baknmaya balad.

Pencerelerle ilgili olarak dikkatini eken ey uydu: almaz


olarak tasarmlandktan sonra alabilir hale evrilen pencereler,
eer dorudan doruya alabilir olarak tasarmlansalard ok
daha az gvenli olurlard.

Hey ho, hayat ne komik diye dnyordu kendi kendine.


Sonra anszn, ieriye girebilmek iin onca zorlua katland bu
odann pek de ilgin bir yan olmadn fark etti.
1040/1186

ararak duraklad.

Kanat rpan o garip ey neredeydi? Btn bu palavraya -bu


odann etrafn sarmalam grnen olaanst gizlilik rts ile
onu oraya getirmek iin tezgahlanm gibi grnen yine e
deerde olaanst olaylar dizisine deecek herhangi bir ey
neredeydi?

Oda, imdi bu binadaki btn dier odalar gibi, itici zevksiz


bir griye boyanmt. Duvarda bir iki kroki ve izim aslyd. Bun-
larn ou Ford iin anlamszd, ama sonra bir eit poster iin
yaplm olduu aka anlalan bir taslaa rastlad.

zerinde kua benzer bir logo vard ve stnde "Otostopunun


Galaksi Rehberi Mk II: imdiye kadar karlatnz en hayret
verici ey. Yaknnzda bir boyuta gelmesine az kald." yazyordu.
Bundan baka bir aklama yoktu.

Ford yeniden etrafna baknd. Sonra dikkati yava yava


Colin'e yneldi. Aptalca neeli gvenlik robotu odann bir kes-
ine sinmi, ilgin ekilde korku artran anlalmaz kelimeleri
birbiri ardna sralamakla meguld.

Tuhaf, diye dnd Ford. Etrafna baknarak Colin'in neye


tepki gsterdiini anlamaya alt. Sonra daha nce grmedii bir
ey fark etti. Sessizce bir srann zerinde durmakta olan bir ey.

Bu, yuvarlak, siyah, hemen hemen kk bir servis taba


byklnde bir eydi. Alt ve st simetrik bir bombe yapt
iin hafif bir at diskini andryordu.

Her iki yzeyi de son derece dzgn, bozulmam ve


zelliksizdi.
1041/1186

Hibir ey yapmyordu.

Sonra Ford zerinde bir eyler yazl olduunu fark etti. Bir an
nce zerinde hibir ey yokken imdi anszn bir eyler be-
lirmiti. ki durum arasnda gzle grlebilir bir gei olmamt.

Kk, alarm uyandran harflerle btn sylenen tek bir ke-


lime idi:

PANKLE

Bir dakika sonra yzeyde hibir iz, iaret, atlak yoktu. imdi
vard. Ve byyorlard.

Panikle diyordu Rehber Mk.II. Ford kendisine syleneni yap-


maya balad. Smklbcee benzeyen adamlarn neden tandk
geldiini hatrlamt. Ciltlerinin rengi irket grisi idi ama dier
btn ynleriyle Vogonlara benziyorlard.

13
Gemi, kyden yz metre kadar tede geni bir dzln ken-
arna sessizce dt.

Anszn ve beklenmedik bir ekilde ama en az telaa sebep ola-


cak ekilde gelmiti. Bir dakika nce, sonbahar balarnda, son
derece sradan bir akamzeri idi - yapraklar krmz ve altn ren-
gine dnmeye balyor, nehir kuzeydeki dalardan gelen
yamurlarla kabaryor, pikka kularnn tyleri yaklaan k
souklarna kar bir nlem olarak kalnlayordu. Son Derece
Normal yaratklarn grltl ovalardan gnn balamas gn
meselesiydi artk. Yal Thrasbarg ky yolunda topallayarak, ar
aksak yrrken, kendi kendine mrldanyordu. Bu mrltlar,
1042/1186

onun, gecelerin uzayp, insanlarn atein etrafna kp onu din-


lemekten baka seeneinin kalmayaca gnlerde evresine to-
plananlara anlataca, dinleyenlerinse onun bu anlattklarm
baka trl hatrladklarn syleyecekleri, gemi yln hikayeler-
ini, ssleyip psledii, onlarn provasn yapt anlamna geliy-
ordu. Bir dakika sonra orada, lk sonbahar gnei altnda,
parldayan bir gemi belirmiti..

Gemi bir mddet homurdand ve sonra sustu.

Bu byk bir uzaygemisi deildi. Eer kyller uzaygemileri


hakknda uzman olsalard, bunun olduka ho ve dzgn yapml,
brordeki ekstralardan Gelimi Hz Dengeleyici dnda -ki ona
da sadece kadn satclar merakl idi- hemen hepsine sahip,
kk, k, drt kiilik bir Hrundi olduunu bilirlerdi. Gelimi
Hz Dengeleyici ile boyutlu zaman ekseni etrafnda sk, keskin
bir dn yapamazdnz. Tamam, belki bir para daha gvenliydi,
ama bakm ok klfetli oluyordu.

Kyller btn bunlar bilmiyorlard tabii. Burada, bu uzak


gezegen Laumella'da, birou yaamlar boyunca hi uzay gemisi
grmemilerdi bile. En azndan tek para halinde. Ve o, akam
gneinin altnda ylece parlarken, kyller bunun Kirp'n tut-
tuu ve iki tarafnda da birer kafas olan balktan bu yana grdk-
leri en olaanst ey olduunu dnyorlard.

Herkesin zerine bir sessizlik kmt.

Az nce, iki dzine insann ortalkta dolat, gevezelik et-


tii, odun kestii, su tad, pikka kularn kzdrd ya da yal
Thrasbarg'm yolundan dosta uzak durmaya alt yerde, an-
szn btn hareket kesilmi ve herkes dnp, aknlk iinde
garip nesneye bakmaya balamt.
1043/1186

Ya da belki tam olarak herkes deil. Pikka kular tamamen


farkl eylere armaya meyilli idiler. Son derece sradan bir
yaprakla beklenmedik bir ekilde bir tan zerinde karlamak
onlarn kafalarn kartrr, elikiler iinde sekerek oradan uzak-
lamalarna sebep olurdu rnein; her sabah gnein douu on-
lar yeniden artabilir, ama baka dnyalardan gelen bir uzay
arac onlarn dikkatinin hibir kesini yakalamay baaramayabi-
lirdi. Bir yandan topraktaki tohumlar gagalamaya alrken bir
yandan da kar, rit, huk eklinde syleiyorlar; nehir ise hibir eyi
umursamayan tavrla kprmeye devam ediyordu.

Soldan sonuncu kulbedeki yksek ve akortsuz ark sesleri de


hi aksamadan srmekteydi.

Birden, nce bir klik sesi ve hafif bir mrlt duyuldu, ardndan
bir kap ald ve dar ve aa doru bir rampa uzand. Sonra bir
iki dakika iin, soldan sonuncu kulbede yksek sesle sylenen
arklar dnda olan biten hibir ey yokmu gibi grnd. Nesne
orada ylece bekliyordu.

Kyllerin bir ksm, zellikle de erkek ocuklar, daha


yakndan grebilmek iin biraz ne doru ilerlediler. Yal
Thrashbarg onlar geri pskrtmeye alt. Bu eit eyler yal
Thrashbarg'n gereklemesinden hi de holanmad eylerdi.
Byle bir eyin olacana ilikin bir kez bile kehanette bulun-
mamt, bir nebze bile. Geri srp giden hikayesinin iine btn
olup bitenleri katmay becerebilirdi becermesine de, yine de iler
stesinden gelebileceinden fazla ileri gidiyor gibiydi.

Ayaklarn sryerek ne kt, erkek ocuklar geri itti,


kollarn ve zeri yumrularla dolu antika bastonunu havaya
kaldrd. Akam gneinin uzun, lk onu ho bir ekilde
sarmalad. Bu gelenler ne tanrlar ise, sanki gelmelerini hep
bekliyormucasna onlar selamlamaya hazrland.
1044/1186

Yine hibir ey olmad.

Yava yava geminin iinde bir eit

Tartmann srd aklk kazand. Zaman geiyor yal


Thrasbarg'n kollan armaya balyordu.

Birden rampa yeniden geri ekilerek ieri alnd.

Bu Thrasbarg'n iini kolaylatrmt. Gelenler eytand ve


Thrasbarg onlar geri pskrtmt. Bununla ilgili daha nce ke-
hanette bulunmam olmasnn sebebi basiret ve tevazu sahibi
oluunun bunu engellemi olmas idi.

Bununla hemen hemen ayn anda, geminin Thrasbarg'n


durduu tarafnn aksi ynnden bir baka rampa dar uzand ve
sonunda zerinde, hl birbirleriyle tartmakta olan iki figr be-
lirdi. Kimseyi, hatta durduklar yerden fark etmelerine imkan ol-
mayan Thrasbarg' bile, grmyordu gzleri.

Yal Thrasbarg fkeyle sakaln iniyordu. Orada kollar


yukar kalkm ekilde beklemeye devam m etmeliydi? Yere diz
kp, ban ne emeli, bastonu ile onlar m iaret etmeliydi?
Yoksa iten gelen gl bir sarsnt ile srtst yere mi yklmaly-
d? Belki de ormanla dalp, orada bir aacn iinde bir sene
kimselerle konumadan yaamay semeliydi?

Ellerini haval bir ekilde indirip, yapmak istediini yapm


gibi grnmeyi seti. Kollar gerekten de ok aryordu,
dolaysyla bu konuda fazla seenei olduu sylenemezdi. Kapan-
m olan rampaya doru, henz icat ettii kk gizli bir iaret
yapt. Sonra buuk adm geri ekildi ki en azndan bu gelenler-
in kim olduunu grebilsin ve bir sonraki hareketine karar
verebilsin.
1045/1186

Daha uzun boylu olan yumuak, buruuk kumatan yaplm


giysiler iinde ok gzel bir kadnd. Yal Thrasbarg'n bu ku-
matan haberi yoktu. Oysa elbiseler yeni sentetik iplik markas
olan RmplonTMdan yaplmlard ve uzay yolculuklar iin
mthi kullanlydlar, nk bu kumalar buruup terle
slandka gzelleiyorlard.

Daha ksa olan bir kz ocuu idi. Kaba saba ve dank


grnlyd ve zerinde, krp terle sland zaman kesinlikle
berbatlaan giysiler tayordu. stelik daha da beteri kendisi de
bunun farkndayd.

Pikka kular dnda btn gzler onlarn zerindeydi. Pikka


kularnn ise gzleyecek baka eyleri vard.

Kadn durdu ve etrafna baknd. Amac olan birisinin havasn


tayordu. Aka anlalabiliyordu ki, istedii belli bir ey vard,
ama bunu tam olarak nerede bulabileceinden emin deildi.
Baklarn merak iinde toplanm ama onun ne arad hakknda
hibir fikirleri olmayan kyller arasnda, bir yzden dierine
gezdiriyordu.

Thrasbarg bunun iinden nasl kacan, kimi oynamas


gerektiini bilemiyordu. Bu yzden sonunda makaml bir ark
tutturmaya karar verdi. Ban geriye att ve alamakl bir ezgiye
balad ama Sandvi imalatsnn kulbesinden, yani soldan so-
nuncusundan gelen yeni bir ark patlamasn duyunca sesini
kesti. Kadn keskin baklarla etrafa baknmaya devam etti ve
yava yava yzn bir glmseme kaplad. Yal Thrasbarg'a ka-
fasn bile evirip bakmadan, kulbeye doru yrmeye balad.

***
1046/1186

Sandvi yapma iinin, ok az kimsenin vakit bulup derin-


lemesine aratrmasn yapabildii bir sanatsal yn vard. Bu ba-
sit bir iti, ama beenilip aranr olmak pek de yle kolay deildi:
rnein kullanlacak doru ekmei semek. Sandvi imalats
Frnc Grarp ile aylar sren gnlk konsltasyonlar ve denemeler
yapm ve sonunda ikisi birlikte, tam ince ve dzgn kesilebilecek
younlukta, ama hafif, nemli ve Son Derece Normal yaratk eti ile
en iyi uyumu salayan, ceviz lezzetli, o ince hamuru yaratmlard.

Sandvi diliminin geometrisi zerinde de titiz almalar yapl-


malyd: dilimin genilii, ykseklii ve kalnl arasndaki hassas
ilikiler, yapm bitmi sandviin ele geliindeki en uygun hacim
ve arlk hissini verirdi: Burada hafiflik yine nemli bir nitelikti,
ama sklk da ayn derecede nemliydi. Malzemenin bolluu ve
vaat edilen zllk ve lezzet de, gerek younlukta bir sandvi
deneyiminin resmi ayar damgas saylrd.

Tabii, uygun aletlerin kullanlmas da son derece nemliydi.


Sandvi imalats frnda Frnc ile har neir olmad gnlerini
Alet yapmcs Strinder ile geirirdi. Baklar demirciye getirip
gtrr, onlar tarttrr, denge ayarlarn yaptrrd. Bak eliin-
in yumuakl yani kvrlp bklebilir olmas, gc, bak
aznn keskinlii, ban uzunluu ve dengesi heyecanla
tartlr, yeni kuramlar ne srlr, denenir, zerinde gelitirme
almalar yaplrd. Pek ok akam, Sandvi imalats ile Alet
yapmcsnn siluetleri batan gnein klar arasndan grlr,
Alet yapmcsnn elie biim vermesi, sonra onu havada bir ileri
bir geri yavaa sallayarak baklar birbiri arkasndan denemesi,
birinin arln dierinin dengesi ile ncnn yumuakln
drdncnn sapnn kavrama gc ile karlatrmas
izlenebilirdi.

Toplam bak gerekliydi. Birincisi dilimlerin kesilmesi iin


gereken bakt: bu ekmek somunu zerinde net ve belirleyici bir
1047/1186

tutum sergileyebilecek salam, otoriter bir bak olmalyd. Sonra


ya sren bak gelirdi ki bu kolay eilebilen kk bir eydi, ama
bunun da salam bir srt olmas gerekirdi. lk modeller bir para
fazla erilebilir trden yaplmt, ama imdi salamlk z ile es-
neklik yan maksimum dzgnlk ve zarafetle yaylmasn
salayacak ekilde mkemmel bir bileime ulamt.

Baklar arasnda en nemlisi muhakkak ki et bayd. Bu


bak, ekmek ba gibi yalnzca hareket edecei ortamda
kararlln gstermek zorunda kalmayacak; kayp kvrlarak etin
esas gvdesinden incecik dilimler halinde o mkemmel kvam ve
yar effafl salayabilecei bir ortamda almak ve etin dokusu
tarafndan da ynlendirilmek durumundayd. Daha sonra, Sand-
vi imalats kesilen her bir ince et dilimini bileinin dzgn bir
hareketi ile ve bir fiske vurarak, teker teker, ahane oranlanm alt
sandvi dilimi zerine yollayacak, drt marifetli dokunula onu
budayacak ve nihayet ky ocuklarnn toplanp hayret ve dikkat
iinde kendinden gemi bir ekilde seyretmek iin can att sihri
uygulayacakt. Ban yalnzca drt hzl ve hnerli dokunuu ile
budad ksmlar mkemmel ekilde birbirine uyan bir yapboz
gibi bu ilk dilimin zerinde toplayacakt. Her sandvi iin budan-
m paralarn bykl ve ekli farkl olurdu, ama Sandvi
yapmcs her zaman, kolayca ve hi duraksamadan onlar son
derece uyumlu bir kalba sokuverirdi. kinci bir tabaka et ve ikinci
bir tabaka budanmlarla birlikte iin yaratc ksm tamamlanm
olurdu. Sandvi imalats daha sonra ortaya kard eyi asist-
anna geirir, asistan bir iki dilim yeni hyar ve uzay turpu ile
birka damla sandvi brtleni sosu ekleyip, son ekmek dilimini
yerletirir ve drdnc ve dierlerine gre ok daha basit bir
bakla keserdi. Bunlarn da beceri isteyen operasyonlar ol-
madn syleyemezdiniz, ama yine de bunlar kendini iine
adam bir ran uygulamas gereken ikinci derece becerilerdi.
rak bir gn, yani Sandvi yapmcs nihayet aletlerini bir yana
1048/1186

koyup da ii braknca, sanat ondan devralacakt. Onunki nemli


bir pozisyondu ve rak Drimple arkadalarnn gpta ettii
biriydi. Kyde odun kesmekten, su tamaktan mutlu olan
bakalar vard, ama Sandvi imalats olmak ok daha yce bir
mutluluktu.

Ve Sandvi imalats alrken ark sylerdi.

Yln son tuzlu etini kullanmaktayd. En iyi kullanma zamann


bir para gemi durumdayd, ama yine de Son Derece Normal
yaratn eti zengin lezzeti ile Sandvi imalatsnn daha nceki
deneyimleri arasnda emsalsiz bir yere sahipti. Gelecek hafta
iinde Son Derece Normal yaratklarn normal g zamanlar
dolaysyla grnmeleri bekleniyordu ve btn ky bir kez daha
lgn bir eylemin iine dalacakt: yaratk avlama, bir frtna gibi
geip gidecek olan binlerce kiilik srden alt, belki yedi dzines-
ini yakalamak. Ardndan yaratklarn hemen kesilip temizlenmesi,
baharda g mevsimi gelip tekrar geri dnecekleri ve stoklarn
tazeleyebilecekleri zamana kadar, k aylar boyunca saklanab-
ilmesi iin tuzlanmas gerekecekti.

Gz Bitimi enliklerinin nemli olay olan ziyafet iin etin en


iyi ksmlar hemen kzartlrd. gn sren kutlamalar boyunca
cokuyla dans edilir, kyn avlanmak iin ky dna kmayan
blm yal Thrasbargn kulbesinde ilgin ve heyecanl av hi-
kayeleri dinlerdi.

Ve sonra etin en iyi ksmlar ziyafetten karlarak ylece


Sandvi imalatsna ulatrlrd. Ve Sandvi imalats, tan-
rlardan alp kyllere sunmak iin getirdii kendi hnerlerini
kullanmaya balar ve nc Mevsimin en lezzetli Sandvilerini
meydana getirir, ertesi gn, bu sandviler yaklamakta olan kn
eziyetlerine kendilerini hazrlamaya balamadan nce tm
kyller tarafndan paylalrd.
1049/1186

Sandvi imalats bugn sradan sandviler yapmakla


meguld, tabii bunca sevgiyle bir sanat eseri gibi hazrlanan bu
lezzetli eyler sradan saylabilirse. Bugn asistan izinliydi, o
yzden Sandvi imalats sslemeleri kendisi yapyor bundan da
mutluluk duyuyordu. Aslnda etrafndaki her eyden mutluluk
duyuyordu.

Eti ve ekmekleri dilimlerken ark sylyordu. Her et dilimini


dzg: bir ekilde bir ekmek diliminin zerine atyor, fazlalklar
buduyor ve budanan ksmlar bir yapboz halinde topluyordu.
Biraz salata, biraz sos bir dilim ekmek, ite bir sandvi daha ve
yellow Submarine'den bir msra.

***
Selam Arthur.

Sandvi imalats az kalsn baparman da dilimliyordu.

Kyller aknlk ve korku iinde kadnn cesur admlarla


Sandvi imalatsnn kulbesine yrmesini seyrediyorlard.
Sandvi imalats onlara Her eye Kadir Bob tarafndan, ateten
bir araba iinde gnderilmiti. En azndan Thrasbarg'n syledii
buydu ve bu tr eyler konusunda Thrasbarg bir otorite idi. En
azndan Thrasbarg byle olduunu iddia ediyordu ve Thrasbarg
bu konuda falan filan. Hi de tartmaya demezdi.

Kyllerin birka, Her eye Kadir Bob'un biricik olu Sandvi


malatsn kendilerine gnderirken niin yanan bir araba yerine,
rnein ormann yarsn mahvedip, onu hayaletlerle doldur-
madan, stelik sandvi imalatsn da berbat bir ekilde yarala-
madan yavaa yere inebilecek bir ara kullanmadm merak
ediyorlard. Yal Thrasbarg bunun Bob'un tarifsiz buyruu
1050/1186

olduunu sylyor ve kyller tarifsiz buyruun ne olduunu


sorduklarnda onlara szle bakmalarn salk veriyordu.

Oysa bu o kadar kolay deildi, nk kydeki tek szlk yal


Thrasbarg'dayd ve onu kimselere dn vermeye yanamyordu.
Niin vermediini sorduklarnda onlara Her eye Kadir Bob'un
buyruunu renmenin onlarn ii olmadn bildiriyordu, neden
olmadn sorarlarsa da nk kendisi yle dedii iin byle
olduunu sylyordu. Her eye ramen bir gn, birisi yal Thras-
barg darda yzerken, evine szm ve tarifsiz kelimesinin an-
lamna bakmt. Anlalan tarifsiz demek tarif olunamaz,
bilinemez, tanmlanamaz, aza alnamaz, renilmemesi ve
hakknda konuulmamas gereken anlamna geliyordu. Bylece
i akla kavumu oldu.

En azndan sandvileri vard.

Bir gn yal Thrasbarg Her eye Kadir Bob'un sandvilerden


ilk lokmay tadann kendisi olmas gerektiine karar verdiini
bildirdi. Kyller ona bunun tam olarak ne zaman olduunu
sordular ve Thrasbarg dn diye cevap verdi, dn onlar bakmazken
olmutu. Ya inan sahibi olun, dedi yal Thrasbarg veya
yanarsnz!

Onun ilk lokmalar tatmasna izin verdiler. Yaplacak en kolay


ey bu gibi gzkyordu.

***
Ve imdi durup dururken bu kadn ortaya km ve dosdoru
Sandvi yapmcsnn kulbesine ynelmiti. Anlalan Sand-
viinin n yaylmt, ama nereye kadar yayldn bilmek kolay
deildi, nk yal Thrasbarg'a gre bir baka yer yoktu. Her
1051/1186

neyse, kadnn geldii yer neresi ise -muhtemelen tarifsiz bir yer-
den geliyor olmalyd- o, imdi burada, stelik Sandvi imal-
atsnn kulbesindeydi. O kimin nesiydi? Ya kulbenin dnda
skntl skntl dolap talar tekmeleyen ve her haliyle orda ol-
may istemediini belli eden o kz kimdi? Birinin, burada olmay
istemedii halde, o kadar uzaklardaki tarifsiz bir yerden bir araba
iinde, ama onlara Sandvi yapmcsn getiren araba gibi
yananyla deil de normal bir ekilde yere konanyla gelmesi
olduka garip deil miydi?

Hep birden Thrasbarg'a baktlar ama o oktan dizleri zerine


km bir eyler mrldanyor, ok kararl bir ekilde gkyzne
bakyor ve aklna bir ey gelinceye kadar kimseyle gz gze gelm-
emeye dikkat ediyordu.

Trillian! dedi Sandvi imalats, kanayan parmam emerek.


Ne...? Kim....? Ne zaman ? Nerede....?

Tam de benim sana sormak zere olduum sorular, dedi


Trillian, Arthurun kulbesini inceleyerek. Her taraf dzgn diz-
ilmi mutfak aletleri ile doluydu. Olduka basit bir iki dolap ve raf
ve bir kede de yata vard. Odann arkasndaki kapnn ald
yeri Trillian gremiyordu, nk kap kapalyd. Ho, diye yor-
umlad, ama sorgulayan bir ses tonu ile. Dzenin ne olduunu
tam olarak anlayamamt.

ok ho, dedi Arthur. Muhteem holukta. Daha nce


bundan ho bir yerde ne zaman bulundum bilemiyorum. Burada
mutluyum. Beni seviyorlar, ben onlara sandviler yapyorum ve ...
eeee, yani bu kadar, gerekten de. Onlar beni seviyor ve ben de
onlara sandviler yapyorum.

Kulaa, ee...
1052/1186

Son derece saf ve temiz ve hi sorunsuz geliyor deil mi?


dedi Arthur kararl bir ekilde, yle. Gerekten de yle. Senin ok
holanacan sanmyorum. Ama benim iin, mkemmel. Bak,
otur ltfen, rahat et. Sana bir ey ikram edebilir miyim? Eee, bir
sandvi rnein?

Trillian eline bir sandvi alp bakt. Onu dikkatle koklad.

Dene, dedi Arthur, lezzetlidir.

Trillian nce bir ucundan kemirdi, sonra bir srk ald, sonra
dnceli bir ifadeyle tamamn mideye indirmeye balad.

Lezzetli, dedi bir yandan sandvie bakarken.

Hayatmn ii, dedi Arthur, gururunu ifade edebilmeye


alarak. Kulaa sersemin biri gibi gelmediini umuyordu.
Burada saylp, hrmet edilmeye almt ve imdi duruma uyum
salayabilmek iin birtakm zihinsel vites deiiklikleri yapmas
gerekiyordu.

"indeki et ne eti?" diye sordu Trillian.

"Ah, evet, o, hmm, o Son Derece Normal yaratk eti."

"Ne?"

"Son Derece Normal yaratk. Biraz inee benzer ya da daha


dorusu kze. Aslnda bir eit bufallo. Byk, saldrgan bir
hayvan."

"yleyse garip olan ne?"

Hibir ey. O Son Derece Normal bir yaratk."


1053/1186

Anlyorum."

Yalnz geldii yer biraz tuhaf.

Trillian kalarn att ve inemeyi durdurdu.

Nerden geliyor? diye sordu, dolu azyla. reninceye kadar


yutmaya niyeti yoktu.

Yalnzca nereden geldii deil, nereye gittii de nemli. Sorun


yok, rahatlkla yutabilirsin. Ben tonlarcasn yedim. Mthi bir et.
ok krpe ve zl. ok yumuak. Hafife tatlms bir lezzeti var.

Trillian azndaki lokmay hl yutmamt.

Nereden, dedi geliyor ve nereye gidiyor?

Hondo Dalarnn hafife dousundaki bir noktadan geliyor.


Burada arkamzda grdn byk dalar. Gelirken grm ol-
malsn. Sonra binlercesi Anhondo ovalarn aarak buraya ulay-
or ve eee, hepsi bu kadar, emin ol. Geldikleri yer oras. Gittikleri
yer de oras.

Trillian kalarm att. Bu ite tam olarak anlayamad bir


eyler vard.

"Belki ben tam olarak aklayamadm," dedi Arthur. "Hondo


Dalarnn arkasndaki bir noktadan geldiklerini sylediim za-
man, anszn ortaya ktklar yerin oras olduunu anlatmak istiy-
ordum. Sonra Anhondo ovalarn aarak geliyorlar ve yani aslnda
ortadan kayboluyorlar. Ortadan kaybolmadan onca mmkn
olduu kadar ok sayda yakalayabilmemiz iin alt gn kadar
zamanmz oluyor. Baharda ayn eyi yeniden yapyorlar, bu sefer
ters yne doru, anlyor musun?
1054/1186

Anlyorum, dedi Trillian, yediklerinin hibir kt etkisini


grmediine kendini inandrdktan sonra. Peki, niin Son Derece
Normal yaratklar olarak adlandrlyorlar?

E, sanrm aksi halde insanlar bunun biraz tuhaf olduunu


dnebilirler. Sanrm onlara bu ismi veren yal Thrasbarg. On-
larn geldikleri yerden gelip, gittikleri yere gittiklerini ve btn
bunlarn Bob'n buyruu olduunu ve her eyin bundan ibaret
olduunu sylyor.

Kim bu..

Sakn sorma bile.

yi grnyorsun.

"Kendimi iyi hissediyorum. Sen de iyi grnyorsun.

yiyim. ok iyiyim.

Eh, bu ok iyi.

Evet.

Gzel.

Gzel.

Uraman ok nazik bir hareket.

Teekkr ederim.

Eh, dedi Arthur, etrafna bir gz atarak. Bunca zaman sonra


karlalan birine bir eyler sylemenin ne kadar zor olduunu
fark ederek.
1055/1186

Sanrm, seni nasl bulduumu merak ediyor olmalsn, dedi


Trillian.

Evet! dedi Arthur. Tam da bunu merak ediyordum. Beni


nasl buldun?

Ee, sen biliyor da bilmiyor da olabilirsin, ama ben imdi Sub-


Eta yayn kurulularndan birinde

Elbette biliyorum bunu, dedi Arthur, anszn hatrlayarak.


Evet, ok baarlsn. Mthi. ok heyecan verici. ok iyi beceriy-
orsun. Olduka elenceli olmal.

Ypratc."

Oradan Oraya btn o kouturma. Gerekten de ypratc


olduunu sanyorum.

Aklna gelen her tr bilgiye ulamamz mmkn. Adna, yere


aklan yolcu gemisinin yolcu listesinde rastladm.

Arthur armt.

Yani kazay bildiklerini mi sylyorsun?

Eh, tabii ki biliyorlard. Koca bir uzayarac kaybolup da kim-


senin bilmemesine imkan var m?

Ama yani kazann nerede olduunu bildiklerini mi sylyor-


sun? Benim yaadm da biliyorlar myd?

Evet.

Ama bakmaya, aramaya veya kurtarmaya gelen kimse olmad.


Kesinlikle hibir ey olmad.
1056/1186

Eee, olamazd. Bu ok karmak bir sigorta konusu. Her eyin


stn rtmeyi tercih ediyorlar. Hi olmam gibi davranmay.
imdi sigortaclk tam anlamyla riskli bir i. Sigorta irketlerinin
yneticileri iin idam cezasn yeniden getirdiler biliyor musun?

"Gerekten mi?" dedi Arthur. "Hayr bilmiyordum. Hangi


sutan tr?"

Trillian kalarm att.

Ne demek, su?

Anlyorum.

Trillian Arthur'a uzun bir bak att sonra yeni bir ses tonu ile
artk bir para sorumluluk alma vaktin geldi Arthur. dedi.

Arthur bu laf anlamaya alt. Arthur kendisinin lafn tam


olarak nereye getirildiini anlamasnn genellikle bir iki dakika
srdn tespit etmiti. Bu yzden bir iki dakikann acelesiz bir
hzla gemesine izin verdi. Bu gnlerde yaam ylesine rahat ve
hotu ki sorunlarn suyun altna batmasn beklemek iin zaman
oluyordu. Batmalarna izin verdi.

Bununla birlikte Trillian'n ne demek istediini yine de pek an-


layamamt. Onun iin bunu itiraf etmek zorunda kald.

Trillian ona haval bir glckle cevap verdi ve kulbenin


kapsna doru yrd.
1057/1186

14
Rehber katlanp koyu renk, dzgn bir disk haline dnrken
Ford olduka heyecanl bir eyler gelitiini fark etti. Ya da en
azndan fark etmeye alt. Ama her ey bir rpda anlalabil-
mek iin fazla heyecan verici idi. Ba zonkluyor, bilei acyordu.
Bileinin acsn ok bytmek istemiyordu, ama her zaman, ok
boyutlu youn mant en iyi anlayabildii yerin banyo olduunu
fark etmiti. Bu konuda dnmeye ihtiyac vard. Ve zamana,
buzlu bir ikiye ve zengin, kpkl bir banyo yana.

Buradan kmak zorundayd. Rehber'i buradan karmak


zorundayd. Birlikte bu ii baarabileceklerini sanmyordu.

Odann iinde lgn gibi etrafna baknd.

Dn. Dn. Dn. are basit ve ak olmalyd. Rahatsz


edici, pis Vogonlarn iin iinde olduuna ilikin phesinde hakl
ise, are ne kadar basit ve ak olursa o kadar iyi idi.

Birden ihtiyac olan eyi grd.

Sistemi alt etmeye almayacak, sadece onu kullanacakt.

Vogonlarn rktc yan, yapmak istedikleri aklszca ey ne


olursa olsun, onu yapma konusunda kesinlikle aklsz bir
kararlla sahip olmalaryd. Onlarn mantna hitap etmeye
almakta hibir yarar yoktu nk mantklar yoktu. Bununla
birlikte sinirlerinize hakim olup onlarn dar grl ve tehditkr
olma konusundaki dar grllk ve srarclklarn kullanabilird-
iniz. Deyim yerindeyse, onlarn yalnzca sol elleri sa ellerinin
yaptndan habersiz olmaz, ou kez sa elin kendisi bile ne
yaptn ancak hayal meyal bilirdi.
1058/1186

Bu eyi kendi kendisine postalamaya cesaret etse miydi acaba?

Onu yalnzca sisteme sokup, ondan sonra muhtemelen Vogon-


larn saklandn yeri bulmak iin binay parampara ederlerken
bir yandan da onu kendisine ulatrmann bir yolunu bulmalarn
beklemeyi mi gze alsayd?

Evet.

Ateli bir ekilde onu paketledi. Sard. Etiketledi. Gerekten de


doru eyi yapp yapmadn dnmek iin bir an duraklad,
sonra paketi binann dahili posta tneline brakt.

Colin, dedi havada yzen kk topa dnerek. Seni kader-


ine terk ediyorum.

yle mutluyum ki dedi Colin.

En iyi ekilde tadn kar, dedi Ford, nk yapman is-


tediim ey bu paketin binadan kna gz kulak olman. Seni
bulduklar zaman muhtemelen seni yakp kl edecekler ve ben
yardmc olmak iin orada bulunamayacam. Senin iin ok, ok,
gerekten ok berbat olacak ve bu da ok zor tabii. Anladn m?

Git! diye emretti Ford.

Colin itaatkar bir ekilde yknn ardndan posta tneline


dald. Artk Ford'un endielenmesi gereken yalnzca kendisi
kalmt, ama bu endie de hl yzeysel bir endieydi. Tedbir
olarak kilitledii ve nne byk bir dosya dolabn ektii
kapnn ardnda koan grltl admlar vard.

Her eyin bu kadar yolunda gitmi olmasna endieleniyordu.


Her ey mthi yerine oturuyordu. Gn boyunca korkusuz bir
umursamazlk iinde dolanm, yine de her ey tuhaf bir
1059/1186

dzenlilik iinde gelimiti. Ayakkabs dnda. Ayakkabsna ok


zlyordu. Bu halledilmesi gerekecek bir hesapt.

Kulaklar sar eden bir grltyle kap ieri doru patlad.


Duman ve toz frtnas iinde byk, smklbcee benzer yar-
atklarn ieri dolutuklarn grebiliyordu.

Her ey yolunda gidiyordu yle mi? Her ey sanki en


olaanst ans onun tarafndaym gibi geliiyordu yle mi? Eh,
bakalm bunu imdi grecekti.

Bilimsel aratrma ruhu iinde kendisini yeniden pencereden


dar frlatt.

15
lk ay, birbirlerini anlamalar biraz g oldu.

kinci ay birbirleri hakknda birinci ay iinde rendikleri


konularda anlaabilmeleri ok kolaylamt.

Kutunun kendilerine ulat nc ay aslnda ok riskli idi.


Balangta bir ayn ne olduunu anlamaya almak bile bir
sorundu. Ama burada, Lamuella'da bu, Arthur iin ho ve kolay
bir mesele olmutu. Burada gnler yirmi be saatten biraz uzundu
ve bu her gn yatakta bir fazla saat kalmak ve tabii, dzenli olarak
yeniden saatini kurmak anlamna geliyordu ki, bunlar Arthur'un
yapmaktan olduka holand eylerdi.

Lamuella'daki gnelerin ve aylarn says da -her birinden bi-


rer adet- onun kendini evinde hissetmesini salamt. Oysa za-
man zaman urad gezegenlerden bazlarnda bu rakam sama
boyutlara ulaabiliyordu.
1060/1186

Gezegen tek gneinin yrngesini yz gnde dolayordu.


Bu makul bir rakamd, nk yln skc hale gelecek zaman bula-
mad anlamna geliyordu. Ay, Lamuella etrafnda, bir ylda dok-
uz defadan fazla dnyordu ve bylece bir ay otuz gnden biraz
fazla ekiyordu ki bu da mkemmeldi, nk ilerin yaplabilmesi
iin size daha fazla zaman kalyordu. Buras yalnzca gven
verecek ekilde Dnya'ya benzemekle kalmyor, Dnya ile
karlatrldnda gerek anlamda bir ilerleme saylyordu.

Dier taraftan. Random, kendisini, tekrarlayan bir kabusun


iinde, kapana kslm gibi hissediyordu. Alama krizlerine
kaplyor, ayn kendisini karmaya geldiini dnyordu. Ay her
gece orada oluyor, o gittiinde yerini gne alyor ve kendisini iz-
liyorlard. Tekrar tekrar ve yeniden.

Trillian, Random un imdiye kadar alk olduundan daha


dzenli bir yaam tarzna adapte olmakta biraz glk ekebile-
cei konusunda Arthur'u uyarmt. Buna ramen Arthur sabah-
lar karlat alama seanslarna hazrlkl deildi.

Bunlarn hibiri iin hazr deildi aslnda.

Kendi kz yle mi?

Kendi kz? O ve Trillian hi -yoksa olmu muydu yle bir ey?


Olsayd, byle bir eyi hatrlayacandan kesinlikle emindi. Babas
Zaphod olmasnd?

Onunla ayn trden deiliz, Arthur, diye cevap vermiti Tril-


lian. Bir ocuk istediime karar verdiimde bana bir sr genetik
testler uyguladlar ve yalnzca tek bir uyum yakalayabildiler. Ben
gerei ok sonra sezebildim. Sk sk aratrdm ve hakl olduu-
mu anladm. Normal olarak sylemezler ama ben srar ettim.
1061/1186

Yani DNA bankasna gittiini mi sylemek istiyorsun? diye


sormutu Arthur, gzleri yuvalarndan frlam olarak.

Evet. Ama kzmz isminin artrd kadar rastgele olmad,


nk Homo sapien verici olarak tek sen vardn. Grne
baklrsa ok sk uuyormusun.

Arthur, gzlerini kocaman ap, beceriksizce kap eiinden


ieri sarkarak kendisine bakmaya alan mutsuz grnl kza
bakmt.

Ama ne zaman... ne kadar zaman nce?

Ka yanda demek istiyorsun deil mi?

Evet.

Yanl yanda.

Ne demek istiyorsun?

Hibir fikrim olmadn sylemek istiyorum.

Ne?

Eh, onu dourduumdan beri benim zaman izgimde sanrm


on yl geti. Ama aka grebilecein gibi on yandan epeyce
byk. Yaantm, zaman iinde ileri ve geri gitmekle geiyor.
imden dolay yani. Eskiden, gtrebildiim srece gittiim
yerlere onu da gtryordum, ama bu her zaman mmkn
olmuyordu. Sonra onu gnlk bakm salayan zaman dilimlerinde
brakmaya baladm, ama artk buralarda gvenilir zaman takibi
yaplamyor ne yazk ki. ocuklar oraya sabah brakyorsun, ama
akama geri alrken ka yanda bulacan konusunda hibir
fikrin olamyor. stersen yzn morarncaya kadar bundan
1062/1186

ikayeti ol, yine de bir sonu elde edemiyorsun. Bir keresinde


onu byle yerlerden birine birka saatliine braktm, geri almaya
geldiimde bulu an bitirmiti. Ben yapabileceim her eyi
yaptm Arthur, artk sorumluluu sana devrediyorum. lgilenmem
gereken bir sava var.

***
Trilian ayrldktan sonra geen ilk on saniye Arthur Dentin
yaamndaki en uzun saniyelerdi. Zaman, bildiimiz gibi, greceli
bir kavramdr. Yldzlar arasnda k yllar boyunca gidip gelebi-
lir ve bunu k hzyla yaparsanz, dndnzde siz yalnzca bir
ka saniyelik yalanmken, ikiz kardeiniz, yolculuk mesafenize
bal olarak yirmi, otuz, krk veya daha fazla yl yalanm
olacaktr.

Bu size ok derin bir kiisel ok yaayacaktr, zellikle de bir


ikiz kz veya erkek kardeiniz olduunu bilmiyorsanz. Sizin orada
olmadnz saniyeler, sizi tuhaf bir ekilde gerginlemi yeni aile
ilikilerine altrabilmek iin yeterli olmayacaktr.

Bu sessiz on saniyelik sre Arthur iin kendisi ile bu sabah


uyandnda varln kapsayacak ekilde yaamnn iinde bir
araya toplamasna yetecek bir zaman deildi. Onlardan ne kadar
uzaa ve ne kadar hzl gitmi olursanz olun, derin ve duygusal
aile balar on saniye iinde kurulamaz. Arthur'un elinden de,
kapsnn eiinde duran ve demesini inceleyen kzna
bakarken, kendini aresiz, akn ve uyumu hissetmekten baka
bir ey gelmesi mmkn deildi.

mitsiz deilmi gibi numara yapmasnda bir anlam ol-


madn sanyordu.
1063/1186

Kzna doru yrd ve ona sarld.

Seni sevmiyorum, dedi. Afedersin. Seni henz tanmyorum


bile. Ama bana bir ka dakika izin ver.

***
Garip gnlerde yayoruz!

Yaadmz yerler de yle: her biri kendimize ait bir evren


iinde. Evrenlerimizi doldurduumuz kiiler ise kendi evrenimizle
kesien btn dier evrenlerin glgeleri. Bu sonu gelmez tekrar-
larn, aknlk verici karmaklna bakp da Oh, selam Ed! Ne
gzel yanmsn. Carol nasl? diye sorabilmek, tm bilinli varlk-
larn gelitirmek zorunda olduklar bir eleyicilik yetenei gerek-
tirir. Bu, tklm tklm doldurduklar ve iinde yuvarlanp gittikleri
karmaann dncelerine dalp gitmekten kendilerini kurtarabil-
mek iin gereken bir yetenektir. Onun iin brakn ocuunuz ra-
hat bir nefes alsn, tamam m?

Ksmen ldrm Bir Evrende Ebeveynlik Pratiinden alnt

***
Nedir bu?

Arthur neredeyse vaz gemek zereydi. Yani, aslnda


vazgemeyecekti, kesinlikle vazgemeyecekti. Ne imdi, ne de
sonra. Ama eer iin ucunu brakabilecek tipte biri olsayd,
vazgeebilecei an muhtemelen bu an olurdu. Random'n kt
huylu, ask suratl, paleozoik ada oynamak isteyen biri ol-
masndan hi honut deildi. ocuk yer ekiminin neden hep i
banda olduunu anlayamyor, gnee kendisini izlemekten
1064/1186

vazgemesini haykryordu. stelik Arthurun deerli et ban,


kendi sine baklarm beenmedii pika kularna att talar
yontmak iin kullanmt.

Arthur, Lamuella'nn Paleozoik bir ann olup olmadndan


bile emin deildi. Yal Thrasbarg'a kalrsa gezegen, bir Vroon
gn akamzeri, saat drt otuzda, dev bir kulak kepesi iinde ve
tam teekkll bir halde bulunmutu. Yllanm bir galaktik yolcu
olan Arthur'un, fizik ve corafyada da bir sr hatr saylr diplo-
maya sahip olmasna ramen, bu konuda pheleri vard. Ama
yal Thrasbarg'la tartmaya almak zaman kaybndan baka
bir ey deildi ve daha nce de tartarak hi bir yere
varamamlard.

Erilip bklm bana bakm yaparken iini ekti. Bu, onu


da, kendisini de, hatta her ikisini de ldrecek bile olsa Random'
sevecekti. Baba olmak kolay bir ey deildi. Kimsenin bunun
kolay olduunu sylemediini biliyordu, ama mesele bu deildi,
nk her eyden nce kendisi byle bir ey olmay istememiti.

Elinden gelenin en iyisini yapmaya alyordu. Sandvi yap-


maktan ayrabildii her ann onunla geiriyordu. Onunla birlikte
tepede oturuyor, gnein kyn yuvaland vadinin ardna gir-
iini izliyor, onun daha nceki yaam ile ilgili eyleri renmeye,
kendi yaamn ona anlatmaya alyordu. Bu riskli bir iti. He-
men hemen birbirinin ei genlere sahip olmalar dnda
aralarndaki ortak nokta ancak bir akl ta byklnde idi ya
da daha uygun bir deyile Trillian byklnde idi ve onunla il-
gili grleri bile birazck farkllk gsteriyordu.

Birden Random'n kendisiyle konutuunu, kendisinin ise


bunu anlamadn fark etti. Daha dorusu sesini tanyamamt.
1065/1186

Her zaman onunla konuurken kulland sert, acmasz ses


tonuyla konumak yerine ocuk, imdi yalnzca basit bir soru
soruyordu.

Arthur aknlk iinde etrafna baknd.

Kz kulbenin bir kesinde bir taburenin zerinde, o kam-


burunu karm haliyle oturuyordu. Dizlerini birletirip, ayak-
larn am, elleri arasnda tuttuu bir eye bakarken siyah salar
yznn iki yanndan aa doru sarkmaktayd.

Arthur, biraz tedirgin bir ekilde onun tarafna seirtti.

Random'daki duygu dalgalanmalarnn cinsini kestirmek


mmkn deildi, ama imdiye kadar bu dalgalanmalar hep kt
ular arasnda olmutu. Karlkl acmasz sulamalardan oluan
patlamalar, hi uyar vermeden deersiz kendine acmalara
dnebiliyor, bunu cansz nesnelere kar anlamsz iddet
hareketleri ile vurgulanan, ask suratl, uzun mitsizlik dnemleri
ve kl klplere gitme istekleri izliyordu.

Laumella'da brakn kl klpleri, klp namna hibir ey ol-


mad gibi elektrik de yoktu. Yalnzca bir demirci ve bir frn,
Laumella teknolojisinin en nemli gstergeleri olan iki tekerli bir
iki araba ile bir kuyu vard ve zaten Random'n bastrlmas zor
fke krizlerinin pek ou da bu yerin anlalmaz geri kalmlna
ynelik oluyordu.

Kk bir operasyonla bileine taklm olan bir Flcks-O-Panel


ekranndan uzaydaki TV kanallarn alabiliyordu geri, ama bu
onu hi de neelendirmiyordu dorusu, nk btn kanallar
Galaksinin baka her tarafnda yaanan lgnca heyecan verici
olayn haberleriyle doluydu. stelik bu yolla, kendisini oraya atp,
kmad ya da en azndan gerekli hibir istihbarat almas
1066/1186

yaplmad iin, batan sona yanl gittii anlalan bir sava


izlemeye giden annesiyle ilgili de sk sk haberler duyuyordu.
Esne-K Ekran sayesinde akl almaz pahallkta uzay gemilerinin
birbiriyle arpmalarn gsteren bir dizi muhteem macera
ovunu izleme olana da vard.

Kyller Random un bileinden yaylan bu sihirli, fevkalade


grntlerle tam anlam ile hipnotize oluyorlard. O vakte kadar
yalnzca bir kez, tek bir uzay gemisinin yere aklna ahit
olmulard ve bu onlar iin yle rktc, iddet dolu ve ok edici
olmu ve yle korkun ykmlara, yangnlara ve lmlere yol
amt ki, o aptallar bunun bir elence olabileceini
anlayamyorlard.

Olup bitenlerden akna dnen Thrasbarg Random' hemen


Bob'dan gelen bir haberci olarak ilan etmi, ksa bir sre sonra da
onun aslnda kendisinin sabrm deilse, sadakatini denemek
zere gnderildiine karar vermiti. Bu arada, kyllerin dur-
madan Random'n bileine komalarn nlemek ve kendisine
olan ilgilerini devaml klabilmek iin, onlara anlatt kutsal
yklerin iine hatr saylr miktarda gemi arpmas da koymas
gerektiini fark etmesi onu telalandryordu.

Random o srada bileini seyretmiyordu. Bilei kapal idi. Ar-


thur onun neye baktn grmek iin yavaa yanna meldi. Bu
kendi saatiydi. elaleye du almaya gittiinde bileinden karm,
Random da onu bulmu, ne olduunu anlamaya alyordu. Yal-
nzca bir saat, dedi Arthur. Zaman sylemek iindir. Onu
biliyorum, dedi Random. Ama durmadan onu kurmana ramen,
hl doru zaman sylemiyor. Ona yakn bir ey bile sylemiyor.

Bileindeki ekranda otomatik olarak yerel zaman gsteren


dmeyi at. Bilek ekran Random oraya varr varmaz, sessizce
gezegendeki yerel yerekimi gcn ve yrngesel momentumu
1067/1186

hesaplamaya koyulmu, gnein nerede olduunu tespit edip


gkyzndeki hareketlerini izlemeye balamt. stelik bunlarn
hepsi ilk bir iki dakika iinde olmutu. Ondan sonra hemen
evresiyle ilgili ipularn deerlendirerek, allm yerel birimleri
incelemi ve kendisini uygun ekilde yeniden ayarlamt. Bilek
paneli bunu srekli yapyordu ve bu uzayda olduu kadar zaman
iinde de sk yolculuk yapan biri iin gerekten deerli bir
zellikti.

Random bunlarn hibirini yapmayan babasnn saatine


kalarn atarak bakmaktayd.

Arthur ise onu ok seviyordu. Kendi gcnn yetebileceinden


ok daha iyi bir saatti. Bu ona yirmi ikinci ya gnnde, zengin ve
o vakte kadarki tm ya gnlerini ve de ismini unutmu olmann
sululuk hissi ile dolu bir bykbaba tarafndan verilmiti. Gn,
tarihi ve ayn durumlarn gsteriyordu. Ypranm ve izilmi
arka yznde hl okunabilen Alberte yirmi birinci ya gn
iin cmlesi ve gnn yanl tarihi kazlyd.

Saat son bir iki ylda hatr saylr badireler atlatmt. Bun-
larn ou garanti koullarnn tamamen dnda kalacak trde
eylerdi. Garanti belgesinde saatin doru ilemesinin yalnzca
Dnya'nn kendine has yerekimi ile manyetik alanlar iinde, gn
yirmi drt saat olduu srece ve gezegenin havaya uurulmam
olduu koullar altnda mmkn olabileceinin zellikle be-
lirtilmesini beklemiyordu tabii ki. Bunlar yle temel varsaymlard
ki avukatlarn bile gznden kaabilirdi.

Neyse ki onun saati kurmallardan, en azndan kendi kendini


kuranlardand. nk aksi halde Galaksinin baka hibir yerinde,
dnyada tamamen standart olan boyut ve zelliklere sahip pilleri
bulmas mmkn deildi.
1068/1186

"Peki, btn bu rakamlar ne?" diye sordu Random.

Arthur saati ondan ald.

"erevenin etrafna sralanm olan bu rakamlar saatleri gs-


terir. Sadaki kk pencerede PER yazar; ki bu Perembe an-
lamna gelir. Rakam 14' gsterir, yani Mays aynn 14'dr ki,
bu da uradaki kk pencereden okunabilir.

u tepedeki hilal eklindeki pencere ise ayn devrelerini gs-


terir. Bir baka deyile, geceleri Gne'in Ayn ne kadarn aydn-
lattn anlatr ki bu Gne ve ay ve eee... Dnya'nn birbirlerine
gre hangi pozisyonda olduuna baldr.

Dnya dedi Random.

Evet.

Random saati ondan geri ald ve yeniden dikkatle inceledi. Ka-


fasnn bir eye takld aka belliydi. Sonra onu kulana yak-
latrd ve aknlk iinde dinledi.

Bu grlt ne?

Onun tik taklar. Yani ilemesini salayan mekanizmann


sesi. Dnen kollarn, dakikalar, saatleri, gnleri ve dier eyleri
gsterebilmek iin doru hzla dnmesini salayan ey. Birbirinin
iine kenetlenmi bir sr yay ve arktan oluur.

Random incelemeye devam ediyordu.

Kafan kartran bir ey var gibi. Nedir?

Evet, dedi Random. Niye bunlarn hepsi madeni bir ey


iinde?
1069/1186

***
Arthur bir yry yapmay nerdi. Konumalar gereken
eyler olduunu seziyordu. Ve ilk kez Random tam olarak yu-
muak bala ve hevesle deilse bile, hi olmazsa homurdanmadan
babasnn teklifini kabul etti.

Random asndan da her ey ok garipti. O aslnda zorluk


karmak falan istemiyordu, ama baka nasl davranacan ve
kim gibi olmas gerektiini de bilmiyordu.

Bu adam kimdi? Yaamas gereken bu hayat neyin nesiydi?


inde yaamas gereken bu dnya neydi? Ve gzleri, kulaklar
araclyla durmakszn ona gelen bu evren neydi? Neye yarard?
Ondan ne istiyordu?

O bir yerden bir baka yere giden bir uzay gemisinde


domutu. Gemi o baka yere vard zaman, baka yer tekrar
varlmas gereken bir baka yer oluyor ve bu bylece srp
gidiyordu.

Random'un normal beklentisi bir baka yerde olmas gerektii


eklinde gelimiti. Onun iin, yanl yerde olduunu hissetmek
normal bir histi.

Daha sonralar, zaman iinde yapt sabit yolculuklar da


sorununa katkda bulunmutu. Bylece Random artk yalnzca
yanl yerde bulunduunu dnmyor, oraya hemen daima yan-
l zamanda vard hissine de kaplyordu.

Bunlar hissettiinin farknda deildi aslnda. nk bunlar


onun oldu olas hissettii eylerdi ve baka trlsn bilmiyordu.
Ayn ekilde, nereye giderse gitsin, yerekimine kar arlk tak-
maya veya zel giysiler giymeye ve genellikle nefes almak iin zel
1070/1186

cihazlar kullanmaya da alkt. Kendinizi doru yerde hissede-


bileceiniz tek yer yaamak iin kendi tasarmladnz yer -yani
elektrik klplerindeki sanal gerekliklerdi. Randomn aklna
hibir zaman gerek Evrenin uyum salayabilecei bir yer olabile-
cei gelmemiti.

Ve buna annesinin kendisini brakt bu Lamuella denen yer


de dahildi. Buna, daha iyi bir yolcu koltuu karlnda, kend-
isine byle deerli ve sihirli bir hediye olan yaam sunmu olan
bu adam da dahildi. Arthur'un olduka dost yaklaml ve
dnceli biri olmas iyi olmutu, yoksa sorun kard. Gerekten
de, Random cebinde bir sr soruna yol aabilecek ucu siv-
riltilmi bir ta tayordu. Uygun eitim almadan olaylara bir
bakasnn gr asndan bakmak ok tehlikeli olabilirdi.

Vadiye bakan bir tepenin yamacnda Arthur'un zellikle


sevdii bir noktada oturdular. Kyn zerinde gne
batmaktayd.

Arthur'un tek houna gitmeyen ey oturduklar yerden dier


vadinin biraz iine doru bir yerde, ormann iinde, gemisinin
akld yeri belirleyen, karanlk, derin izlerin de grnmesiydi.
Ama belki de onu hep buraya getiren ey de buydu. Lamuella'nn
uzayp giden zengin arazisini seyredebilecei baka yerler de vard
ama gr asnn hemen kenarna yuvalanm olan o karanlk
dehet ve ac noktas ile onu eken yer hep buras olmutu.

Enkazn iinden ekilip kurtarldndan beri oraya hi


gitmemiti.

Gitmezdi.

Buna dayanamazd.
1071/1186

Aslnda henz kazann okuyla uyumu ve sersem bir halde


iken oraya doru biraz yaklamt. Krk bir baca, birka krk
kaburgas, baz kt yanklar vard ve salkl dnemiyordu
ama kyllere kendisini oraya gtrmeleri iin srar etmiti. On-
lar da huzursuz olsalar da dediini yapmlard. Buna ramen
zeminin fokurdayp eridii, esas noktaya kadar gitmeyi baara-
mam ve sonunda bu dehetten sonsuza kadar kamay tercih
etmiti.

Ksa sre sonra, btn o blgenin pek de tekin olmad


sylentisi etrafa yaylm ve o zamandan beri de kimse oralara git-
meye cesaret edemez olmutu. evredeki arazi birbirinden gzel
ve ho, taptaze yeillikler iindeki vadilerle doluydu -iine youn
endieler veren bir yere gitmek iin srar etmenin bir anlam
yoktu. Brak gemi kendi kendine kalsn ve yaadn an gelecee
doru ilerlesin diye dnyordu.

Random saati ellerinde zenle tutuyor, yava yava


dndrerek akam gneinin uzun klarnn kaln camn izik-
leri ve bereleri zerinde lk lk parldamasn seyrediyordu.
rmcee benzeyen saniye kolunun kendi emberi iinde yolunu
iziini seyretmek onu bylemiti. Bir tam daire izdii her sefer,
iki byk koldan daha uzun olan kk emberin etrafndaki alt-
m kk blmeden bir kincisine geiyordu. Ve uzun kol kendi
dairesini tamamladnda, bu sefer ksa kol zerinde bekledii
byk rakamlardan bir kincisine geiyordu.

Bir saatten fazladr onu seyrediyorsun, dedi Arthur usulca.

Biliyorum, dedi kz. Bir saat byk kolun yolu tamam-


lamas, evet mi?

Doru.
1072/1186

O halde ben bir saat ve on yedi dakikadr bunu


seyrediyordum.

Derin ve gizemli bir mutlulukla glmsedi ve yavaa yerinden


kayarak Arthur'un koluna hafife yasland. Arthur haftalardr
gsnn iine hapsettii kk bir i eki yerinden kurtul-
duunu hissetti. Kollarn kznn omuzlarna dolamak istedi, ama
bunun iin henz ok erken olduunu ve onun yine utanarak uza-
klaacan dnd. Ama bir eyler iliyordu. ocuun iinde bir
eyler yumuuyordu. Saat ona yaam boyunca baka hibir eyin
yapmay baaramad bir anlam ifade ediyordu. Arthur kendisin-
in bunun ne olduunu anlayp anlamadndan henz emin
deildi, ama bir eylerin kzna ulaabilmi olmasndan derin bir
mutluluk ve rahatlama hissi duyuyordu.

Bana yine anlat, dedi Random.

Aslnda pek bir ey yok, dedi Arthur. Saatilik yzlerce yl


nce gelimi....

Yzlerce Dnya yl nce.

Evet. Gittike daha hassas ve karmak hale gelmi. Yksek


yetenek isteyen nazik bir iti bu. ok kk olmalar ve ne kadar
ok sallasan ya da yere drsen bile dakik olarak almaya
devam etmeleri gerekiyordu.

Ama yalnzca bir gezegende yle mi?

E, yapld yer orasyd, biliyorsun. Saatlerin baka bir


yerlere gitmesi, deiik gnelerle, aylarla ve manyetik alanlar ve
benzeri eylerle bir ilikisi olmas hi de beklenen bir ey deildi o
zamanlar. Yani saatim hl iyi iliyor, ama svire'den bu kadar
uzakta bu fazla bir ey ifade etmiyor.
1073/1186

Nereden?

svire'den. Bunlarn yapld yer. Kk dalk bir lke.


Bunlar yapan insanlarn gerekten baka dnyalar da
olduundan haberleri bile yoktu."

Bilmemek olduka nemli bir ey."

Eh, evet.

Peki, onlar nereden gelmilerdi?"

Onlar..., yani biz...biz orada yetitik. nsanolu Dnya'da ev-


rime urad. Nasl diyeyim, bir eit amurdan bu halimize
ulatk.

Bu saat gibi.

Ihmm. Saatin amurdan gelitiini hi sanmyorum."

Anlamyorsun!"

Random anszn ayaa frlam, baryordu.

Anlamyorsun! Beni anlamyorsun, hibir eyi anlamyorsun!


Bu kadar aptal olduun iin senden nefret ediyorum. "

Aceleyle tepeden aa komaya balad, bir yandan da hl


saati elinde smsk tutuyor ve Arthur'dan nefret ettiini
haykryordu.

Arthur arm ve kafas karman orman bir ekilde ayaa


kalkt. bek bek otlar arasndan koarak onun peine dt. Bu
kou onun iin eziyetli ve can yakc oluyordu. Kazada aya
1074/1186

krldnda oluan krk temiz bir krk olmad gibi, iyilemesi


de pek temiz olmamt. Koarken tkezliyor ve rkyordu.

Random anszn durdu ve fkeden kararm yzn ona


evirdi. Saati ona uzatarak;

Bunun da ait olduu bir yer olabileceini anlamyorsun, deil


mi? e yarad bir yer olduunu? Uyum salad bir yer
olduunu?

Tekrar dnd ve yeniden komaya balad. Zindeydi ve bir taz


gibi kouyordu. Arthur ona yaklaamyordu bile.

Baba olmann bu kadar zor olacan beklememesi nemli


deildi, nemli olan, baba olmay, hele anszn ve beklenmedik bir
ekilde ve yabanc bir gezegende baba olmay hi mi hi
beklememesiydi.

Random yeniden barmak iin geriye dnd. Nedendir bilin-


mez ocuun duraklad her sefer Arthur da duruyordu.

Benim kim olduumu sanyorsun? diye sordu fkeyle. Sen-


in gelimi halin mi? Annemin benim kim olduumu sandn
dnyorsun? Daha nce sahip olamad yaam iin bir eit bi-
let mi?

Bununla ne demek istediini anlayamadm, dedi Arthur


nefes nefese ve can yanarak.

Zaten kimsenin ne demek istediini anlamyorsun!"

Nasl yani?

Sus! Sus! Sus!


1075/1186

Syle bana! Ltfen anlat bana! Annenin sahip olamad


yaamdan bahsederken ne demek istiyordun?

Dnya'da kalm olmay arzu ederdi! Zaphod denen o sersem


l beyinli meyveli sakzn ardndan gitmemi olmay isterdi! O
zaman farkl bir yaam olabilirdi diye dnyor!

Ama dedi Arthur, o zaman lrd! Dnya yerle bir


edildiinde o da lm olurdu!

ylesi farkl bir yaam olurdu deil mi?

ylesi...

O zaman beni dourmak zorunda kalmazd! Benden nefret


ediyor!

Sen ne dediini bilmiyorsun! nsan nasl, eee, yani...

Beni yapt, nk onun iin her eyin uyumlu olmasn


salayacaktm. Benim iim buydu. Ama ben ondan da uyumsuz
ktm! O yzden beni buraya kapatt ve o aptal yaamn
srdrmeye gitti.

Onun yaamnn neresi aptal? Muazzam baarl, yle deil


mi? Zaman ve uzayn her yerinde tannyor, btn Sub-Eta TV
kanallarnda...

Aptalca! Aptalca! Aptalca! Aptalca!

Random dnd ve yeniden komaya balad. Arthur ona


yetiemiyordu. Sonunda biraz oturup ayaklarndaki acy
dindirmek zorunda kald. Kafasndaki karmaa ile ne yapacan
ise bilmiyordu.
1076/1186

***
Bir saat sonra topallayarak kye dnd. Hava kararmaktayd.
Yanndan getii kyller ona selam veriyorlard ama havada bir
huzursuzluk ve tam olarak neler dndn veya ne yaplacan
bilmemenin getirdii bir tedirginlik hissi vard. Yal Thrasbarg
sakaln ekitirip duruyor ve aya bakyordu ki bu da iyi bir iaret
saylmazd.

Arthur kulbesine girdi.

Random kamburunu karm masada sessizce oturmaktayd.

ok zldm, dedi, yle zldm ki.

nemli deil, dedi Arthur, becerebildii en nazik ekilde.


Bu iyi bir ey, yani arada byle ufak bir sohbet yapabilmek. Bir-
birimiz hakknda renmemiz, anlamamz gereken o kadar ok
ey var ki. Yaam hakknda da. Eh yaam yalnzca ay ve sand-
vilerden ibaret deil...

yle zgnm ki, dedi Random yeniden, hkrarak.

Arthur onun yanna gitti ve elini omzuna koydu. Random


direnip kar koymad. Sonra Arthur onun niye zgn olduunu
grd.

Lamuella yapm bir lambann yayd n altnda Arthur'un


saati yatmaktayd. Random tereya bann ucu ile saatin ar-
kasn zorlamt ve imdi, sinirli parmaklan ile kurcalamakta
olduu btn o mini mini yaylar, zemberek ve vidalar kk
sama bir karmaa havuzunun ortasnda serili durmaktayd.
1077/1186

Yalnzca nasl ilediini grmek istemitim, dedi Random,


her eyin birbirine nasl uyduunu grmek istiyordum. ok
zgnm! imdi tekrar bir araya getiremiyorum. Affedersin, af-
federsin, affedersin. Ne yapacam bilmiyorum. Onu tamir ettiri-
rim! Gerekten! Tamir ettiririm!

***
Ertesi gn Thrasbarg urad ve Bob tanr ile ilgili bir yn ey
anlatt. Random zerinde sakinletirici bir etki yaratmak amacyla
onu, dev kulak kepesinin anlatlmaz gizemi zerinde kafa
yormaya davet etti. Random dev kulak kepesi diye bir ey ol-
madn syledi ve yal Thrasbarg buz kesilip, sessizleti ve
Random'un dardaki karanla srgn edilebileceini syledi.
Random iyi dedi, zaten orada domutu ve ertesi gn paket eller-
ine geti.

***
ler biraz heyecan verici olmaya balamt.

Hatta vzltl sesler karan bir eit robot ar tarafndan


gkyznden indirilen paket ellerine ulatnda, paketle birlikte
yava yava tm ky saran bir his de ortaya kmt: bu ard ar-
kas kesilmeyen bir olaylar dizisinin balangc olacakt.

Bu robot arnn hatas deildi. Robotun tm istedii Arthur


Dentin imzas veya parmak izi veya boynunun arkasndan bir iki
hcre kaznts idi. Ondan sonra yoluna devam edecekti. Etraftaki
bu kzgnlk havasnn sebebinden pek de emin olamadan oy-
alanarak bekliyordu. Bu arada Kirp her iki ucunda da kafas olan
bir balk daha tutmu, ama daha yakndan incelendiinde bunun
aslnda yardan kesilmi iki baln olduka kt bir ekilde
1078/1186

birbirine dikilmi hali olduu anlalm ve bu ekilde Kirp iki


bal balkla ilgili heyecan tazeleyemedii gibi, birincinin ger-
eklii konusunda da ciddi bir phe uyandrmt. Yalnzca pikka
kular her eyi son derece normal buluyor gibiydiler.

Robot ar nihayet Arthur'un imzasn alm ve oradan uzak-


lamt. Arthur paketi kulbesine tam ve oturup ona bakmaya
balamt.

Hadi aalm! diye haykrmt Random. Etrafndaki her ey


tam anlamyla tuhaflat iin, bu sabah kendini ok daha neeli
hissediyordu. Ama Arthur olmaz demiti.

Neden olmaz?

nk benim adma gnderilmemi.

Hayr, gnderilmi.

Hayr, gnderilmemi. Paket... eee, paket benim elimle Ford


Prefect'e gnderilmi.

Ford Prefect mi? Hani u...

Evet, dedi Arthur terslenerek.

Ondan bahsedildiini duymutum.

"Eminim duymusundur.

Yine de aalm. Baka ne yapacaz ki?

Bilmiyorum, dedi gerekten de ne yapmas gerektiinden


emin olamayan Arthur.
1079/1186

Sabahn ilk klan ile baklarn demirciye gtrmt.


Strinder onlara yle bir bakm ve ne yapabileceine bir
bakacan sylemiti.

Denge ve esneklik noktalarn anlayabilmek iin her zaman


yaptklar gibi baklar havada sallamay denemiler, ama iin
zevkine varamamlard. Arthur bu sandvi yapmcl gnlerinin
sayl olduuna dair zc bir hisse kaplmt.

Suratn asmt.

Son Derece Normal yaratklarn ortaya kma zaman ok


yaknd, ama Arthur her zamanki av ve ziyafet enlikleri
heyecannn her zamankinden sessiz ve belirsiz olacan hissediy-
ordu. Burada, Laumellada bir eyler olmutu ve Arthur bunun
kendisi yznden olduu gibi korkun bir fikre kaplmt.

Ne olduunu sanyorsun? diye steledi Random, paketi


elinde evirip evirirken.

Bilmiyorum, dedi Arthur, ama kt ve endie verici bir ey.

Nerden biliyorsun? diyerek itiraz etti Random.

nk Ford Prefect ile ilgili her ey, onunla ilgili olmayan


eylerden daha kt ve daha endie vericidir, dedi Arthur. "nan
bana.

Sen bir eye zldn deil mi? dedi Random.

Arthur iini ekti.

Yalnzca biraz tedirgin ve huzursuzum. Sanrm. dedi


1080/1186

Affedersin, dedi Random ve paketi tekrar yerine koydu. Eer


onu aarsa Arthur'un gerekten de zleceini grebiliyordu.
Bunu onun grmedii bir srada yapmak zorundayd.
16
Arthur nce hangisinin orada olmadn fark ettiinden pek
emin deildi. Birinin orada olmadn fark ettiinde akl hemen
dierine gitmi ve hemen o anda her ikisinin de yok olduunu ve
bunun sonucu olarak lgnca kt ve baa kmas zor bir eylerin
olacan hemen anlamt.

Random orada deildi. Paket de yle.

Onu btn gn gznn nnde bir rafn zerinde tutmutu.


Bu bir gvenlik denemesiydi.

Biliyordu ki, bir ebeveyn olarak yapmas gereken eylerin


birincisi ocuuna gven duyduunu gstermek ve aralarndaki
ilikinin temelini karlkl gven ve inan zerine kurmakt. Bunu
uygulamann sersemce bir ey olacana dair kt bir hisse
kaplmt geri, ama yine de yapmt ve pek tabii ki bunun ger-
ekten de sersemce bir ey olduu ortaya kmt. Yaadka
reniyorsun. Ama her durumda yayorsun.

stelik panie de kaplyorsun.

Arthur koarak kulbeden dar frlad. Saat akam sularyd.


Ik ve frtna yaklayordu. Onu hibir yerde grememi, izine
bile rastlayamamt. Herkese sordu. Kimse onu grmemiti.
Tekrar sordu, gren kimse olmamt. Akam olmu evlerine
gidiyorlard. Hafif bir rzgar kyn snrlar evresinde dolanyor,
yerden bir eyler kaldrp, tehlikeli bir olaanlk iinde onlar bir
baka tarafa frlatyordu.
1082/1186

Yal Thrasbarg' buldu ve ona sordu. Thrasbarg ta gibi bir


ifadeyle ona bakt ve Arthur'un duymaktan korktuu ve en
bandan gitmi olabileceinden korktuu yn gsterdi.

te imdi en ktnn gerekletiini biliyordu.

Random, Arthur'un kendisini izlemeyeceini dnd yere


gitmiti.

Ban kaldrp ask suratl, kuruni renkli, paral bulutlu


gkyzne bakt ve grd eyin Maherin Drt Atlsnn
iinden frlarken kendilerini aptal gibi hissetmeyecekleri cinsten
bir gkyz olduunu dnd.

Kt bir eyler olacan youn bir ekilde nceden sezinleme


hissiyle dolu olarak bitiik vadideki ormana giden yolda yrmeye
balad. Arthur kendini komaya zorlarken ilk byk yamur
damlalar da topra dvmeye balamt.

***
Random tepenin doruuna vard ve aaya, bitiik vadiye bir
gz att. Beklediinden daha uzun ve zor bir trmanma olmutu.
Bu yolculuu gece yapmann o kadar da iyi bir fikir olup olmad
hakknda biraz endielenmeye balamt. Ama babas ya kendini
ya da Random' paketi korumaya falan almadna in-
andrmaya alarak, btn gn kulbenin etrafnda amaszca
dolap durmutu. Sonunda demirci Strinder'la baklar hakknda
konumaya gitmek zorunda kalm, Random da bunu frsat bilmi
ve paketle birlikte kamt.

Paketi orada, kulbenin, hatta kyn iinde aamayaca ok


aikard. Babas her an geri dnebilirdi. Bunun anlam izlene-
meyecei bir yere gitmek zorunda olduuydu.
1083/1186

imdi bulunduu yerde durabilirdi artk. Babasnn kendisini


izlemeyecei, izlese bile tepenin aal ksmnda ken gece ve
balayan yamur altnda onu bulamayacan umduu bu yne
sapmt.

Trman boyunca paket koltuunun altnda kprdanp dur-


mutu. Bu paketin insann houna giden bir irilii vard: st
yzeyi kenarlar hemen hemen kolunun dirsee kadar olan ksm
uzunluunda olan bir kare eklindeydi ve ykseklii de bir kar
kadard. Kahverengi plastik katla sarlm ve kendi kendine
balanan sicimlerin usta ii yeni bir eidi ile balanmt. Ran-
dom paketi salladka iinde hibir tkrt falan duyamyordu ama
arlnn heyecan verici biimde merkezde toplandn
hissedebiliyordu.

Ayrca buraya kadar gelip de burada durmayp, aa, neredey-


se yasaklanm olan o blgeye -yani babasnn gemisinin dt
yere doru ilerlemekten de bir eit haz duyuyordu. Geri "tekin
olmayan" kelimelerinin ne anlama geldiinden tam olarak emin
deildi ama bunu bulmak elenceli olabilir diye dnyordu.
Yrmeye devam edecek ve paketi oraya varncaya kadar saklaya-
cakt. Bununla birlikte, karanlk da gittike artyordu.

Henz minik elektrik fenerini kullanmamt, nk uzaktan


fark edilmek istemiyordu. Birazdan onu kullanmad gerekecekti
ama imdi vadileri birbirinden ayran tepenin br tarafna
gemi olaca iin herhalde bunun kendisine pek bir zarar
dokunmayacakt.

Fenerini at. Hemen hemen ayn anda akan imein


ynelmi olduu vadiyi ortadan ikiye yard ve onu olduka
rktt.
1084/1186

Etrafn evreleyen karanlk srtn rpertir ve frtnann tokad


nndeki arazi boyunca yanklanrken, elindeki kalem eklinde
fenerin dalgalanan zayf ile kendini birden ufack ve kay-
bolmu hisseti. Belki de artk burada durmal ve paketi burada
amalyd. Ya da belki geri dnmeli ve yarn yine buraya gel-
meliydi. Ama bu ancak bir anlk bir duraklama oldu. Bu gece geri-
ye dn falan olmayacan biliyor, hatta hi geriye dn olmay-
acan seziyordu.

Tepeden aa inecei tarafa doru dnd. imdi yamur


hzlanmaya balamt. Bir iki dakika nce iri damlalar halinde
iken imdi saanak halinde boanmaya balamt. Aalar
arasnda slklar alyor ve ayann altndaki toprak kaygan-
lamaya balyordu.

Hi olmazsa, bu slk alan eyin yamur olduunu biliyorum


diye dnd. Elindeki fenerin aalar arasnda
dalgalandka glgeler kendisine doru atlyor ve ona yan
baklar frlatyordu. leri ve aa doru yrmeliydi.

On, on be dakika daha ileri doru acele acele yrmeye


devam etti. imdi iliklerine kadar slanm ve titriyordu. Yava
yava kendinden nde bir yerlerde, bir baka k daha varm gibi
gelmeye balamt. Bu ok soluk bir kt ve Random bunu kend-
isinin kurgulayp kurgulamadndan emin olamyordu. Daha iyi
grebilmek iin kendi n kapatt. Gerekten de ilerde bir
yerlerde soluk bir k varm gibi grnyordu. Bunun ne
olduunu bilemiyordu. Tekrar lambasn yakarak tepeden aa,
bu ey her neyse ona doru yoluna devam etti.

Bununla birlikte ormanda da yanl olan bir eyler vard.

Bunun ne olduunu hemen syleyemezdi ama aalar gzel


bir ilkbahar bekleyen canl, neeli ve salkl aalar gibi
1085/1186

grnmyorlard. Bu aalar hastalkl alarla birbirlerine


yaslanmaktaydlar ve adeta beti benzi sararm ve rm bir
grnt sergiliyorlard. Random, birka kez, kendisi yanlarndan
geerken ona erimeye almak ister gibi bir halleri olduu
hissine kaplmt. Ama aslnda bu, elindeki k yznden titreip
silkinen glgelerin sebep olduu bir oyundu.

Anszn aalardan birinden nne bir ey dt. Random


korkarak geriye srad ve bunu yaparken elindeki feneri de,
paketi de yere drd. melerek, cebinde bulunan ucu siv-
riltilmi ta dar kard.

Aatan den ey hareket ediyordu. Yerde yatan fenerinin


bu eyi aydnlatyor ve kocaman iren bir glge, n
iinden sendeleyerek yavaa kendisine doru yaklayordu. Ran-
dom yamurun yeknesak sesinin ardndan gelen belli belirsiz
hrt ve gcrt seslerini duyabiliyordu. Topra trmalayarak
yerde yatan fenerine doru uzand ve onu yakalayarak kend-
isine yaklamakta olan yaratn zerine dorulttu.

Ayn anda birka metre tedeki bir aatan bir tane daha
dt. Fenerin n lgnca birinden dierine evirdi. Sivri
tan atmaya hazr vaziyette havaya kaldrd.

Aslnda yaratklar olduka kk eylerdi. Onlar olduundan


byk gsteren ey n asyd. stelik yalnzca kk deil
ayn zamanda tyl ve sevimliydiler. Bu arada aatan bir tane
daha dmt. Bu seferki n aydnlatt kk alann iine
dmt ve Random onu rahata grebiliyordu.

Dier ikisi gibi bu da dzgn ve dikkatli bir ekilde atlam,


dnerek yava ve kararl bir ekilde Random'a doru ilerlemeye
balamt.
1086/1186

Random olduu yerde kalakalmt. Elindeki ta hl atmaya


hazr vaziyette idi ama gittike kendisine doru gelen eylerin bi-
rer sincaptan baka bir ey olmad gereini daha iyi anlamaya
balamt. En azndan sincaba benzer bir eylerdi. Yumuak, s-
cak, sevimli sincaba benzer eyler kendisine doru yaklamaktay-
dlar ve o bundan holanp holanmadndan hi de emin deildi.

Fenerinin n direk olarak birincinin zerine doru evirdi.


Hayvan saldrgan, kabadayca, i trmalayc sesler karyor ve
kk penelerinden birinde ypranm pembe bir bez paras
tayordu. Random tan tehditkar bir tavrla yukarda tutuyor
ama bunun, slak paavra paras ile kendisine yaklamakta olan
hayvan zerinde grnr hibir etkisi olmuyordu.

Geriye doru ekildi. Bununla nasl baa kacan hi bilmiy-


ordu. Eer yaklaanlar parlayan kesici dilerini gstererek hr-
layp homurdanan ktlk dolu canavarlar olsayd,* onlara
saldrmakta hi tereddt etmezdi ama ayn ekilde davranan
eyler minik sincaplar olunca ne yapacan kestiremiyordu.

Yeniden geri ekildi. kinci sincap sa yanna doru ilerleyerek


bir evirme harekatna girimiti. O da kk penesinde bir ey
tayordu. Palamut kozalana benzer bir ey. ncs onun he-
men arkasndayd ve o da ilerliyordu. O ne tayordu? Kk,
slak bir kat paras diye dnd Random.

Bir adm daha geri giderken aya bir aa kkne takld ve


srtst yere yuvarland.

Birinci sincap hemen ne doru frlad ve zerine srad.


Gznde buz gibi, kararl bir bak ve penesinde slak pembe bez
paras ile midesine doru ilerlemeye balad.
1087/1186

Random ayaa kalkmaya alt ama ancak bir iki santim


kadar dorulabildi. Midesindeki sincabn aknl onu da art-
mt. Sincap donup kalm, kk peneleri ile Random'un slak
bluzunun zerinden onun derisine yapmt. Sonra yavaa, san-
tim santim ilerleyerek Random zerindeki trmann srdrd,
durdu ve bez parasn ona sundu.

Random bu eyin gariplii ve sincabn minik prltl gzlerinin


etkisi ile neredeyse hipnotize olmu gibiydi. Sincap paavray yen-
iden ona sundu. Bezi tekrar tekrar ona doru uzatyor ve srarla
tiz sesler karyordu. Bu,

Random sonunda tereddt iinde ve huzursuzca o eyi ondan


alncaya kadar srd. Sincap dikkatle onu izlemeye devam ediyor,
gzleri yznn her tarafnda dolayordu. Yamur ve amur
yznden aa boanyor ve zerinde sincabn biri oturuyordu.
Elindeki bez paras ile gzlerinin zerindeki amurun bir ksmn
sildi.

Sincap bir zafer l att, bezi tekrar kapt, zerinden aa


atlad, karanlk, sarmalayan gecenin iine doru kotu, bir aaca
doru atld, gvdesindeki bir oyua dald arkasna yaslanp bir
sigara yakt.

Bu arada Random ii yamur dolu palamut kozala ve kat


paras tayan sincaplar bandan savmaya alyordu. Bir
yandan da poposu zerinde srnerek arkaya doru geriliyordu.

"Hayr!" diye bard. "Gidin bamdan!"

Sincaplar korku iinde geriye doru katlar, sonra ayn


hzla, hediyeleri ile birlikte ileri atldlar. Random tan onlara
doru sallad. "Gidin!" diye haykrd.
1088/1186

Sincaplar dehet iinde etrafta hoplayp zplamaya baladlar.


Sonra birisi dorudan zerine atld, kozala kucana brakt,
geri dnp karanln iine dald. Dieri bir mddet titreyerek
olduu yerde kald, sonra elindeki kat parasn dzgn bir
ekilde Random'n nne brakt ve o da kayboldu.

imdi yeniden yalnz kalmt. Ama aknlk iinde titriyordu.


Sallanarak ayaa kakt, tan ve paketini yerden ald, sonra bir an
tereddt ettikten sonra kat parasn da ald. yle slanm ve
krmt ki ne olduunu anlamak ok zordu. Bir uak
dergisinden kopmu bir paraya benziyordu.

Tam Random btn bunlarn ne anlama geldiini zmeye


alrken, durmakta olduu dzle doru yryen bir adam or-
taya kt, silahn kendisine doru dorulttu ve onu vurdu.

***
Arthur onun iki mil gerisinde tepenin yukar doru tr-
manlan ksmnda, mitsizce frtna ile boumaktayd.

Aramaya baladktan bir ka dakika sonra geri dnm ve


yanna bir fener almt. Pilli olmayan bir fener. Buradaki tek pilli
fener Random'un beraberinde getirdii idi. Arthur'unki zayf kl
bir eit rzgar feneri idi: yanc balk yann depolanabilecei bir
haznesi, kuru otlardan yaplma bir fitili vard ve Strindern de-
mirci dkkannda yaplmt. Son Derece Normal Yaratn mide
zarndan effaf bir tabakayla kaplanm, delikli metal bir kutuydu
bu.

te bu lamba imdi snmt.

Arthur bir ka dakika tamamen mitsizce onu kurcalad. Bir


yamur frtnasnn ortasnda bu eyi tekrar alevlendirebilmesinin
1089/1186

hibir yolu olmad akt ama yine de denememek imkanszd.


Gnlszce lambay bir kenara frlatt.

imdi ne yapmas gerekiyordu? Bu mitsiz bir durumdu.


Batan aa srsklamd. Elbiseleri yamurdan arlam ve
imiti. stelik imdi bir de karanlkta kaybolmu durumdayd.

Ksa bir an iin kr edici n iinde kaybolmuken, hemen


ardndan yine karanla gmld.

Ama akan imek ona hi olmazsa tepenin ucuna ok yak-


lam olduunu gstermiti. Bir kez bunu gsleyince... aslnda
ne yapacandan o da pek emin deildi. Buna oraya gidince karar
vermesi gerekecekti.

ne ve yukar doru atld.

Birka dakika sonra, nefes nefese bir ekilde tepeye ktm


biliyordu. Aa doru uzanan nndeki bolukta soluk bir a
benzer bir ey grnyordu. Bunun ne olabilecei hakknda en
ufak bir fikri yoktu ve zaten dnmeyi de pek istemiyordu.
Bununla birlikte ynlenebilecei tek ey de bu kt, onun iin
tkezleyerek, kaybolmuluk ve korku hisleri iinde ona doru iler-
lemeye balad.

***
ldrc n parlts Random'un yanndan geip gitmi ve
bunu yaklak iki saniye sonra da silah atan adam izlemiti.
Adam yanndan gemek dnda Random'a bakmamt bile.
Onun arkasnda duran birini vurmu ve Random arkasna dnp
baktnda onu vurulan gvdenin yannda yere melmi ceplerini
kartrrken grmt.
1090/1186

Tablo donmu ve ardndan kaybolmutu. Bir saniye sonra dev


boyutlarda bir dizi di bu tablonun yerini almt. Diler dev boy-
utlarda ve mkemmel boyal krmz dudaklarla evriliydi. Koca-
man mavi bir di fras nereden ortaya kt belli olmayan bir
ekilde belirmi ve titreen yamur perdesinin ardnda parldam-
aya devam eden dileri kpkler iinde fralamaya balamt.

Random bunun ne olduunu anlayamadan nce gzlerini


krptrarak ona bakakalmt.

Bu bir reklamd. Kendisine ate eden adam holografik uak


filmlerinden birinin paras idi. Artk gemiye ok yakn bir
yerlerde olmalyd. Anlalan geminin sistemlerinden bir ksm
dierlerinden daha zor yok edilebilir trdendi.

Yolculuunun bundan sonraki yarm mili zellikle sorunlu idi.


Yalnzca souk, yamur ve gece ile boumak zorunda kalmyor,
bir de geminin elence sisteminin krlp dklm kalntlar ile
de uramas gerekiyordu. Etrafnda durmakszn uzaygemileri,
jet arabalar ve helipodlar arpp, geceyi aydnlatarak infilak
ediyor, garip apkalar giyen kt niyetli adamlar onun aracl ile
uyuturucu kaakl yapyor ve sol tarafnda kalan kk bir
meydanda Hallapolis Devlet Operas birleik koro ve orkestras
Rizgar'n Woont'lu Blamwellamum operasnn drdnc
perdesinden AnjaQuantin Yldz Muhafzlar'nn kapan marn
alyordu.

Ardndan son derece iren grnl bir kraterin fokurdayan


azna ulat. ukurun ortasndan gelen ve baka bir durumda
muazzam byklkte bir karamelli sakz andracak olan, ama as-
lnda byk bir uzaygemisinin kalntlar olan eyden hl hafif,
lk bir esinti gelmekteydi.
1091/1186

Uzunca bir sre ona bakarak orada durdu. Sonunda kraterin


evresi boyunca yrmeye balad. Artk ne aradndan emin
deildi ama yine de dehet ukurunu solunda tutarak ilerlemeye
devam ediyordu.

Yamur biraz hz kaybetmeye balamt ama hl olduka


fazlayd ve Random kutunun iinde ne olduunu bilmedii, has-
sas ve zarar grebilecek bir ey olup olmadndan emin olmad
iin, kutuyu aabilecei kuru bir yer bulmas gerektiini dny-
or, onu drd iin zarar vermemi olduunu umuyordu.

Fenerini etraflarn evreleyen aalar zerinde gezdirdi.


Aalar burada seyreklemi, ou yanm ve krlmt. Yan yolda
bir yerde, kendisine smak grevi yapacak kark bir kaya grubu
grdn sand ve ona doru yrmeye balad. Nihayet yanma
vardnda bunun, gemi arpt srada, son alev topundan nce
gemiden frlayan vr zvrlarn oluturduu bir yn olduunu
anlad.

Kraterin azndan iki yz metre kadar ilerledikten sonra,


yumuak pembe bir kuman ypranm kalntlarna rastlad. Sr-
sklam, amur iindeydi ve krlm dallardan aa sarkyordu.
Random doru olarak, bunun babasnn yaamn kurtaran
gvenlik balonu olduunu tahmin etti. Yanma giderek onu daha
yakndan inceledi. Sonra yerde onun yaknnda bir yerde yars
amurla kapl bir ey dikkatini ekti.

Onu yerden ald ve zerindeki amuru temizledi. Bu bir kitap


byklnde bir eit elektronik cihazd. Dokunduunda kapa
zerinde dost grnl byk harfler hafif bir parltyla par-
lamaya balamt. Harfler PANE KAPILMA diyorlard. Ran-
dom bu eyin ne olduunu biliyordu. Bu, babasna ait olan
Otostopunun Galaksi Rehberi idi.
1092/1186

Onu grr grmez anszn kendini gvende hissetmiti. Ka-


fasn gkyzne evirdi ve yamurun yzn ykayp azna
girmesine izin verdi.

Kafasn sallayp kayalara doru aceleyle ilerledi. zerlerine


trmanr trmanmaz, mkemmel bir ey buldu. Bu bir maara
azyd. Fenerin n maarann ierlerine doru evirdi. Buras
kuru ve gvenli bir yere benziyordu. Yolunu dikkatle seerek ieri
doru yrd. Olduka ferah bir yerdi ama fazla derinlere gitmiy-
ordu. Yorgun ve rahatlam bir ekilde uygun bir tan zerine
oturdu. Kutuyu nne yerletirdi ve hemen amaya koyuldu.

17
Uzun bir sre "evrenin kayp maddesi" olarak adlandrlan
eyin nereye gittii konusunda pek ok speklasyon yaplm, or-
talkta pek ok sylenti dolamt. Tm nemli niversitelerin
bilim departmanlar, nce uzak galaksilerin merkezlerinde ve
sonra da tm evrenin merkezinde ve snrlarnda onu aratrp,
soruturabilmek iin gittike daha gelimi cihazlar kullanmaya
balamlard. Ama aranan eyin izi sonunda bulunduunda,
bunun aslnda cihazn iine sarld malzemeden olutuu
anlalmt.

Kayp maddeden olduka byk bir miktar paketten kan ku-


tunun iinde de vard. Random, kayp maddenin bu kk, yu-
muak, yuvarlak ve beyaz toplarn, gelecek nesil fizikilerinin, bu
kuaktaki fizikilerin bulgular kaybolup unutulduunda iz sre-
bilmelerini salamak amacyla kutudan karp att.

Kayp madde topaklarnn arasndan, hibir zellii olmayan


siyah bir disket karan Random, onu yanndaki bir tan zerine
1093/1186

koydu ve btn kayp maddeleri iyice kartrp, baka bir ey, bir
bror veya birtakm balantlar veya bunlara benzer bir eyler
daha olup olmadm anlamaya alt. Ama baka hibir ey
yoktu. Yalnzca siyah bir disket.

Feneri onun zerine tuttu.

Bunu yaptka grnte hibir belirgin zellii olmayan


disketin yzeyinde atlaklar belirmeye balad. Random tedirgin
bir ekilde geri ekildi, ama sonra, bu ey her ne ise onun btn
yaptnn yalnzca kendi kendini amak olduunu grd.

Gerekleen olay muhteem gzellikteydi. Olaanst


karmak, ama ayn zamanda bir o kadar da basit ve zarifti. Adeta
kendi kendine alan bir origami parasn ya da birka saniye
iinde bir goncadan gle dnen bir tomurcuu andryordu.

Birka dakika nce dzgn yuvarlak ve siyah bir disketin


olduu yerde, imdi bir ku bulunuyordu. Kanat rparak havada
asl kalan bir ku.

Random dikkatle ve merakla ondan uzaklamaya devam etti.

Ku biraz pikka kuuna benziyordu ama ondan azck daha


kk ve stelik simsiyaht.

Bu kuta Random'n hemen anlayamad garip bir ey daha


vard. Pikka kular ile kesinlikle benzer taraflar, her ikisinin de
sizin gremediiniz bir eyi gzlyorlarm gibi bakan gzleriydi.

Anszn ortadan kayboldu.

Sonra ayn ekilde anszn her ey karard. Random gergin bir


ekilde olduu yerde bzld ve yeniden eliyle cebindeki keskin
ulu tan yoklad. Karanlk ekilirken top gibi bzld ve
1094/1186

ardndan karanlk yeniden ku biimini ald. nndeki bolukta,


kanatlarn yava yava rparak ve gzlerini kendisine dikerek
ylece asl kald.

"Afedersiniz," dedi anszn, "frekansm lmem gerekiyor da.


Bunu sylerken beni duyabiliyor musunuz?"

"Neyi sylerken?" diye sordu Random.

"Gzel," dedi ku. "Ya bunu sylediim zaman duyabiliyor


musunuz?" Bu kez daha yksek bir tonda konumutu.

"Evet, tabii ki duyabiliyorum!" dedi Random.

"Ya bunu sylerken duyabiliyor musunuz?" diye sordu ku, bu


kez mezardan gelir gibi derin bir sesle.

"Evet!"

Sonra bir sessizlik oldu.

"Hayr, anlalan duyamyorsunuz," dedi ku bir ka saniye


sonra. "Gzel. Pekala. Sizin iitme menziliniz 20 ila 16 Khz
arasnda. Peki. Bu sizin iin yeterince rahat m?" diye sordu ho,
hafif bir tenor sesle. "st snrlarda kulak trmalayc, rahatsz
edici bir ahenksizlik de yok deil mi? Anlalan hayr. Gzel. Bu
kanallar veri kanallar olarak kullanabilirim. imdi. Benden ka
tane grebiliyorsunuz?"

Hava anszn birbirinin iine girmi, bir sr kutan grnmez


olmutu. Random sanal gereklikler arasnda vakit geirmeye ok
alkt, ama bu imdiye kadar karlat her eyden daha garipti.
Adeta uzayn tm geometrisi snrsz ku ekilleri ile yeni batan
dzenlenmi gibiydi.
1095/1186

Random derin bir nefes ald ve kollarn yzne kapatt. Bunu


yaparken kollan ku ekilli bolukta hareket etmiti.

"Hmm, anlalan gereinden ok fazla," dedi ku. "imdi


nasl?"

imdi bir ku tneli oluturmutu. Sanki paralel aynalar


arasna skm bir kuun sonsuzlua kadar yansyan
grntsym gibi grnyordu.

"Sen nesin?" diye haykrd Random.

"Buna bir dakika iinde geleceiz, dedi ku. "Ka tane olduu-
mu syleyin, ltfen."

"Yani, sanki..." Random aresizce uzaklar iaret ediyordu.

"Anlyorum. Boyut olarak hl sonsuz sayda, ama en azndan


doru boyutsal matriste alyoruz. Gzel. Hayr, cevap bir por-
takal ve iki limon olacakt."

"Limon mu!"

"Eer limonum ve portakalm olsayd ve ben iki portakal


ve bir limonumu kaybetseydim elimde ne kalrd?"

"H?"

"Pekala. O halde siz zamann bu yne doru aktn dny-


orsunuz yle mi? lgin. Ben hl sonsuz mu grnyorum?" diye
sordu, bolukta bir o yana bir bu yana doru balonlaarak. "imdi
sonsuz muyum? Ne kadar sarym? "

Ku an be an akllar durduracak ekil ve say deiikliklerine


uruyordu.
1096/1186

"Yapamyorum...." dedi Random, perian bir ekilde.

"Cevaplamak zorunda deilsiniz. Ben artk sizi izleyerek


cevaplar anlayabiliyorum. O halde sizin anneniz miyim? Bir kaya
mym? Kocaman, ezilebilir yumuaklkta ve bir ylan gibi kvrml
mym? Hayr m? Peki ya imdi? Geriye doru gidiyor muyum?"

Bir kez olsun ku tam olarak hareketsiz ve dengede gibi


gzkyordu.

"Hayr," dedi Random.

"Aslnda gidiyordum. Zaman iinde geriye gidiyordum. Hmm.


Pekala, sanrm artk btn bunlar hallettik. Eer merak ediy-
orsanz, size u kadarn syleyebilirim ki, siz, sizin evreninizde,
adna uzay dediiniz her boyutta da zgr bir ekilde hareket
edebiliyorsunuz. Zaman dediiniz bir drdnc boyutta ise dz
bir izgi zerindesiniz. Bir beinci boyutta olduunuz yere kk
salyorsunuz ki, olaslk hesaplarnn ilk temel art budur.
Bundan sonra iler biraz karyor ve 13 nc ile yirmi ikinci boy-
utlar arasnda renmek bile istemeyeceiniz eyler oluyor.
Aslnda u an iin btn bilmeniz gereken evrenin sizin dne-
bileceinizden ok daha karmak olduu. Balarken onun kahro-
las karmak bir ey olduunu dnerek ie balam olsanz
bile. Eer "kahrolas" gibi kelimeler sizi rahatsz ediyorsa bunlar
kullanmaktan kolaylkla vazgeebilirim."

"Hangi kahrolas szckleri kullanmak istiyorsan onlar


kullan."

"yle yapacam."

"Sen hangi cehennemin dibisin?"


1097/1186

"Ben Rehber' im. Sizin evreninizde sizin Rehberinizim. Hatta


ben, teknik olarak Her eit Genel Karman ormanlk adyla
bilinen ve ey anlamna gelen.... Durun en iyisi size gstereyim."

Havada geri dnd ve maarann dna kt. Sonra yeniden


artmaya balayan yamur altnda bir kayaya tnedi.

"Gelin," dedi, "bunu seyredin."

Bir ku tarafndan idare ediliyor olmak Random'un houna


gitmiyordu, ama yine de onu maarann azna kadar izlemiti.
Hl cebindeki ta yokluyordu.

"Yamur," dedi ku. "Gryorsunuz deil mi? Yalnzca


yamur."

"Yamurun ne olduunu biliyorum."

Damlalar gecenin iinden perde perde iniyor, ay


yaralarndan szlyordu.

"O halde anlatn, nedir?"

"Ne demek istiyorsun o halde anlatn diyerek? Bana bak, sen


kimin neyisin? O kutuda ne iin vard? Ne yani ben, sonunda
bana yamurun ne olduunu soran bir ku bulmak iin mi btn
geceyi ormanda koup, ldrm sincaplar kovalamakla geirmek
zorunda kaldm? Yamur denen ey lanet olas gkyznden
dklen sulardan baka bir ey deil, tamam m? Baka renmek
istediin ey var m, yoksa artk eve dnebilir miyiz?"

Ku cevap vermeden nce uzun bir sessizlik oldu. "Eve gitmek


mi istiyorsunuz?"
1098/1186

"Benim bir evim yok ki!" Random kelimeleri yle yksek sesle
haykrmt ki neredeyse kendi kendini oka uratmt.

"Yamura iyi bak..." dedi Rehber ku.

"Zaten yamura bakyorum! Baka bakacak ne var ki?"

"Ne gryorsunuz?"

"Ne demek istiyorsun, seni sersem ku? Yalnzca tonlarla


yamur gryorum. Yalnzca dklen sular."

"Suda ne tr ekiller gryorsunuz?"

"ekiller mi? ekil falan yok. Yalnzca ..."

"Yalnzca bir karmaa," dedi Rehber ku.

"Evet."

"Peki, imdi ne gryorsunuz?"

Kuun gzlerinden, grlebilme snrnn tam eiinde ince


soluk bir k huzmesi ortala yayld. Maara aznn arkasndaki
kuru havada grlebilecek hibir ey yoktu. Ama k huzmesinin
yamur damlalar ile kesitii yerde, dz bir k tabakas vard.
yle parlak ve canl idi ki adeta elle tutulabilir somutluktayd.

"Oh, muhteem. Bir lazer gsterisi," dedi Random huysu-


zlanarak. Daha nce hi bylesini grmemitim. Be milyon kadar
rock konserinin dnda tabii."

"Bana ne grdnz syleyin!"

"Yalnzca dz bir tabaka! Aptal ku."


1099/1186

"Orada imdi, daha nce orada olmayan hibir ey yok. Ben


yalnzca belirli anlarda daha nce sizin dikkatinizi ekmeyen
belirli damlalara ekmek iin kullanyorum, o kadar. imdi ne
gryorsunuz?"

Ik ekilmiti.

"Hibir ey."

"imdi yaptm da az nce yaptm eyin ayns, ama ultra-


viole nlar kullandm iin gremiyorsunuz."

"Peki, gremediim bir eyi bana gstermenin anlam ne?"

"Bunun amac bir eyi yalnzca grdnz iin orada olmas


gerekmediini renmeniz. Ayn ekilde bir eyi grememeniz de
onun orada olmad anlamna gelmeyecei gibi. Her ey sizin al-
glama duygularnzn sizin dikkatinizi neye ekebildiine bal."

"Ben bunlardan skldm," dedi Random ve sonra nefesini


tuttu. Yamurun altnda babasnn bir eylere arm grnen
dev gibi ve ok canl boyutlu bir grnts aslyd.

***
Random'n iki mil kadar gerisinde, babas, aalar arasnda
yrmeye abalarken anszn durdu. Bir eylere arm gibi
grnen kendi grntsnn yaklak iki mil kadar tede,
yamurla dolu gkyznde asl durduunu grerek armt.
Kendisinin yrmekte olduu ynn yaklak iki mil kadar
sanda bir yerlerde.

Neredeyse tamamen kaybolmu durumdayd. Souk, slaklk


ve yorgunluktan leceine inanm ve artk yalnzca ne olacaksa
1100/1186

bir an nce olmasn dilemeye balamt. Az nce bir sincap


tarafndan kendisine btn bir golf dergisi getirilmiti ve artk
beyni homurdanmaya ve anlalmaz szler mrldanmaya
balamt.

Gkyznde kendisinin kocaman ve parlak bir grntsn


grmek, ona beyninin byle homurdanmakta hakl olduunu, yal-
nz yrmekte olduu yn konusunda muhtemelen yanldm
gstermiti.

Derin bir nefes alarak dnd ve ynn aklanmas g k


gsterisine doru evirdi.

***
"Pekala, bunun neyi ispatlamas gerekiyor ki?" diye sordu
Random. Onu artan byle bir grntyle karlamaktan ok,
bu grntnn babasna ait olmasyd. O ilk hologramn iki
aylkken grm, hatta oynamas iin bir hologramn iine
braklmt. En son hologramn ise yaklak yarm saat nce An-
jaQuantine Yldz Muhafzlarnn Mar alnrken izlemiti.

"Yalnzca onun artk orada olmadn ya da az nceki k


tabakasndan daha fazla orada olmadn," dedi ku. "Bu olgu
yalnzca gkyznden dklen su ile sizin duyu organlarnzn
tespit edebilecei frekanslarda olan ve bir baka ynden gelen
n birbiriyle ilikiye gemesinden ibaret. Bu sizin zihninizde
somut olduu anlalan bir grnt yaratyor. Yani her ey Byk
Karman ormanlk iindeki grntlerden ibaret. te size bir
tane daha."

"Annem!" dedi Random.

"Hayr," dedi ku.


1101/1186

"Ben annemi grnce tanrm!"

Grnt bir uzay gemisinden kp, geni hangara benzer gri


bir binaya girmekte olan bir kadnn grntsyd. Kendisine bir
grup uzun boylu, ince morumtrak yeil yaratk elik etmekteydi.
Bu kesinlikle Random'n annesiydi. Yani, hemen hemen kesin-
likle. Aslnda Trillian dk yerekimi olan bir yerde bu kadar
gvensiz yrmezdi. Yada eski, skc bir yaam-destek istasy-
onunda, etrafna, yznde bylesine inanmaz bir ifadeyle bakmaz,
ya da byle antika grnl eski bir kamera tamazd.

"Kim yleyse?" diye sordu Random.

"Olaslk ekseni zerinde annenizin uzantsnn bir paras."


dedi Rehber ku.

"Ne demek istediin ile ilgili en kk bir fikrim yok."

"Uzay, zaman ve olasln her birinin birer ekseni vardr ve bu


eksenler boyunca hareket etmeleri mmkndr.

"Hl anlamyorum. Ama sanrm... Hayr. Akla."

"Ben eve gitmek istediinizi sanyordum."

"Akla!"

"Evinizi grmek ister miydiniz?"

"Grmek mi? O ykld!"

"Olaslk ekseni boyunca aralkl olarak gidip geliyor. Bakn!"

Yamur altndaki sahnede imdi ok garip ve fevkalade bir ey


belirmiti. Bu kocaman mavimtrak yeil bir kre idi. Sisler ve
1102/1186

bulutlarla kaplyd ve siyah yldzl bir zemin nnde muhteem


bir yavalkla dnmekteydi.

"imdi onu gryorsunuz," dedi Ku. "imdi grmyorsunuz."

***
ki milden biraz az bir mesafede eofmanlar iinde Arthur
Dent hareketsiz durmaktayd. Grd eye inanamyordu.
Orada, yamurla sarmalanm, ama gece karanlnn nnde
parlak ve capcanl olarak Dnya durmaktayd. Grnty grr
grmez nefesi kesildi. Nefesinin kesildii anda grnt de yok
oldu. Sonra yeniden ortaya kt. Ve ardndan Arthur'un pes edip
san ban yolmasna sebep olacak ekilde grnt bir sosise
dnt.

***

Bann zerinde sallanan bu kocaman mavi yeil, lezzetli


sosisin grnts Random' da artmt. Ve imdi bu grnt
bir sosis dizisine, daha dorusu iindeki sosislerin ounun ek-
silmi olduu bir sosis dizisine dnmt. Sosisleri birbirine
balayan parlak ipin tamam havada artc bir dans temposu ile
kvrlp bklyordu. Nihayet yavalad, belirsizleti ve gecenin
prltl karanl iinde kayboldu.

"O neydi?" diye sordu Random ksk bir sesle.

"Aralkl olarak varln srdren olas bir nesneye olaslk ek-


seni boyunca atlan bir bak."

"Anlyorum."
1103/1186

"Nesnelerin ou olaslk eksenleri evresinde dnme urar


ve deiirler. Ama sizin ait olduunuz Dnya biraz daha deiik
bir ey yapyor. Olaslk alan zerinde sizin hatal hat diye ad-
landrabileceiniz bir doru zerinde bulunuyor. Bu, birok
olaslk koordinatnda Dnya'nzn btnyle var olmay
durdurduu anlamna geliyor. Dnyanzn doutan gelen bir
dengesizlii var ki, bu daha ok oul sektrler olarak ad-
landrlan alanda yer alan eylere has bir zelliktir. Bunlar size bir
anlam ifade ediyor mu?"

"Hayr."

"Gidip kendi gznzle grmek ister miydiniz?"

"Nereye... Dnya'ya m?"

"Evet."

"Bu mmkn m?"

Rehber ku cevabn hemen vermedi. Kanatlarn at ve


kolaylkla sergiledii bir zarafet iinde havaya ykselerek dar,
imdi yeniden biraz hafiflemeye balam olan yamura doru
utu. Gecenin egemen olduu gkyznde heyecan verici ekilde
ykselirken etrafnda klar akyor, boyutlar onu izlerken
heyecanla titreiyordu. Bir dal yapp dnd, ardndan havada
bir daire izdi ve tekrar dnd ve nihayet Random'un yznden
yarm metre tede, sessizce ve hafif hafif kanat rparak dinlen-
meye geti.

Tekrar kzla konumaya balad.

"Sizin evreniniz sizin iin usuz bucaksz. Zamanda ve uzayda


sonsuz. Bunun sebebi sizin alglamanz srasnda onu iinden
1104/1186

geirdiiniz filtreler. Oysa ben filtresiz olarak ina edilmiim, bu


benim, iin de btn olas evrenleri barndran ama kendisi hibir
bykle sahip olmayan byk karmaay btnyle gre-
bildiim anlamna geliyor. Benim iin her ey mmkndr. Ben
her eyi bilen ve her gce sahip olanm, kendi gzelliim ve
yeteneklerimle marurum ve daha da tesinde beni son derece
kullanl, tanabilir byklkte kutular iinde bulmanz
mmkndr. Bu sylediklerimin ne kadarnn doru olduunu ise
kendiniz bulmak zorundasnz."

Randomun yznde yava yava bir glmseme belirdi.

"Seni lanet olas kk ey. Beni iletip duruyorsun deil mi?"

"Sylediim gibi her ey mmkn. "

Random gld. "Pekala," dedi. "Hadi Dnya'ya gitmeye


alalm. Dnya'ya, ee, onun...."

"Olaslk eksenine mi gidelim?"

"Evin havaya uurulmad bir yere. Peki. Rehber sensin.


Oraya nasl gideceiz?"

"Ters mhendislik yaparak."

"Ne yaparak?"

"Ters mhendislik. Zaman ak benim iin nemsiz. Siz ne is-


tediinize karar verin, ben abucak onun yaplm olmasn
salayacam."

"aka yapyorsun."

"Her ey mmkn."
1105/1186

Random kalarn att. "Gerekten de aka yapyorsun, yle


deil mi?"

"Bir baka ekilde ifade edeyim," dedi ku. "Ters mhendislik


bize, imdi bulunduumuz galaktik blgeden ancak ylda bir
civarnda geen, son derece az saydaki o uzaygemilerinden birin-
in, karar verip, sizi almay kabullenmesini beklemek gibi ileri
ksa kesme olana salar. Bir yere gitmek istersiniz, bir gemi gelir
ve sizi alr. Pilot durup sizi almaya karar verme sebebinin mevcut
milyonlarca sebepten biri olduunu dnebilir. Gerek sebep ise
onun bunu yapmay istemesine benim karar vermi olmamdr."

"Bu fazlasyla kibirli olduun anlamna gelmiyor mu, kk


ku?"

Ku sessiz kald.

"Pekala," dedi Random. "Beni Dnya'ya gtrecek bir gemi


istiyorum."

"Bu olur muydu?"

Gemi yle sessizdi ki neredeyse tepesine inene kadar Random


onun alalmakta olduunu fark edememiti.

***
Arthur ise onu hemen grmt. imdi Random'a bir milden
az bir mesafede idi ve gittike olduklar yere yaklayordu. Tam
kl sosis gsterisi sona ererken bulutlarn iinden aa doru
szlen uzaktaki zayf klarn prltsn grm ve bunun bir
baka k ve ses oyunu olduunu sanmt.
1106/1186

Grd eyin gerek bir uzay gemisi olduu gereini kavray-


abilmesi bir iki dakika kadar ald. Geminin, kznn olduunu tah-
min ettii yere indiini anlamas ise bir iki dakika kadar daha
uzun srd. te o zaman yamur yasn, yamasn, aya incin-
mi olsun olmasn, karanlk olsun aydnlk olsun, hi dn-
meden birden ve gerekten komaya balad.

Neredeyse hemen ardndan da dt ve dizini bir kayaya ar-


parak fena halde yaraland. Hemen ayaa frlayp yeniden denedi.
inde Random'u tamamen kaybetmekte olduuna dair buz gibi
bir endie vard. Topallayarak, lanetler ederek, kotu. Kutunun
iinde ne olduunu bilmiyordu, ama kutunun zerindeki isim
Ford Prefect idi ve koarken lanetler yadrd da ite bu isimdi.

***
Gemi Random'un imdiye kadar grd en seksi ve en gzel
gemilerden biriydi.

artcyd. Gm renkli, ipek gibi parlak, anlatlmaz


gzellikteydi.

Eer bilmese bunun bir RW6 olduunu dnecekti. Sessizce


yaknna indiinde hayretle bunun gerekten de bir RW6
olduunu fark etti ve heyecandan neredeyse nefes alamaz hale
geldi. Bu RW6'lar yalnzca toplumsal huzursuzluu kkrtmak
iin tasarmlanm dergilerde grebilmek mmknd.

Bununla birlikte, Random son derecede sinirliydi. Geminin


var tarz ve zamanlamas ok rahatsz ediciydi. Bu ya en garip
rastlantlardan biriydi ya da ok tuhaf ve endie verici bir eyler
oluyordu. Olduka gergin bir ekilde geminin kapsnn almasn
bekledi. Rehberi - Random artk onu kendisinin olarak
1107/1186

dnyordu- sa omuzunun zerinde hafife ykselmi ve yal-


nzca kanatlarn titretirerek bekliyordu.

Kap ald. Soluk bir k grnd. Bir iki dakika geti ve


dar bir siluet kt. Aka anlalabilecei gibi, gzlerinin
karanla almas iin bir mddet hareketsiz kald. Sonra orada
durmakta olan Random' grd. Biraz arm gibiydi. Ona doru
yrmeye koyuldu. Sonra birden aknlk iinde bard ve ona
doru komaya balad.

Random karanlk gecenin ortasnda ve kendini biraz gergin


hissederken, kendisine doru koulabilecek biri deildi. Geminin
alalmakta olduunu fark ettiinden beri bilinsizce cebindeki
sivri tan yoklamaktayd.

***
Hl koan, grltyle aa doru kayan, ne doru frlarken
aalara arpan Arthur sonunda ok ge kaldn grd. Gemi
yerde ancak dakika kadar kalm ve imdi zarif bir biimde
yeniden aalarn zerine ykselmiti. Frtna ince bir yamur
perdesine dnmt. Gemi kendini dven yamur damlalar
iinde dzgn bir ekilde dnerek, ykselmi, ykselmi, sonra
burnunu gkyzne doru evirip birden, hibir aba gster-
meden bulutlarn arasna srayvermiti.

Gitmiti. Random da iindeydi. Arthur'un bunu bilmesi


imkanszd, ama biraz daha ilerleyince her eyi anlad. Gitmiti.

Babalk iin bir deneyim yaamt ve bu kadar baarsz ol-


masna kendisi bile inanamyordu. Komaya devam etmek istedi
ama ayaklar yalnzca srkleniyor, dizi lgn gibi acyordu ve
zaten artk ok ge olduunu biliyordu.
1108/1186

Kendini u an hissettiinden daha sefil ve berbat hissedebile-


ceini sanmyordu ama yanlyordu.

Topallayarak Random'un snd ve paketi at maaraya


kadar gelebildi. Yerde yalnzca dakikalar nce buraya inmi olan
geminin izleri vard, ama Random'dan eser yoktu. Teselli bulmaz
bir ekilde maarann iinde doland, bo kutuyu ve etrafa
salm kayp madde kalntlarndan olumu ynlar buldu. Bu
konuda biraz fkelenir gibi oldu. Ona ii bittikten sonra etraf
temizleyip toparlamay retmiti. Bylesi bir nedenle ilgili olarak
ona biraz kzm olmak, onun ayrl ile ilgili olarak kendisini
biraz daha az perian hissetmesine yardmc oldu. Onu bulmasna
hi imkan olmadn biliyordu.

Aya bir eye arpt. Yere eilip onu almak istedi ve ne


olduunu grnce son derece ard. Bu kendisine ait eski
Otostopunun Galaksi Rehberi idi. Bu maaraya nasl gelmiti?
Geminin akld yere dnp de onu almaya niyetlenmemiti hi.
Oray ziyaret etmeyi ve gidip Rehber'i almay da hi istememiti.
O, artk hep burada, Lamuella'da sonuna kadar sandvi
yapacan dnmt. Bu ey nasl maaraya gelmiti. Hl
alyordu. Kapann zerindeki harfler kendisine PANE
KAPILMA diyordu.

Maaradan yeniden soluk ve slak ay na kt. Bir tan


zerine oturup Rehber in tandk sayfalar arasnda neler
olduuna bakmak istedi. Sonra oturmak zere olduu eyin bir
kaya deil, bir insan olduunu fark etti.
1109/1186

18
Arthur korkuyla yerinden frlad. Korkusunun nedenini
sylemek zordu: dikkatsizce zerine oturduu kiiyi incitmekten
mi, yoksa dikkatsizce zerine oturduu kiinin de kendisini incit-
meye kalkacandan m?

ncelendiinde, ikinci olaslk konusunda daha geerli sebepler


varm gibi grnyordu. zerine oturmu olduu kii her kim ise
uursuz durumdayd. Bu muhtemelen niin yerde yle yatmakta
olduunun olduka yeterli bir aklamas saylabilirdi. Bununla
birlikte nefesleri dzenli idi. Arthur nabzn yoklad. O da
dzgnd.

Bir yanma dnm, hafife kvrlm durumda yatyordu. Ar-


thur lk Yardm uygulamayal yle uzun bir sre olmu ve bunu
yle uzaklardayken yapmt ki, imdi ne yapmas gerektiini
bilmiyordu. Sonra ilk olarak, yardm edecei kiinin yaknnda bir
lk Yardm Seti bulundurmas gerektii aklna geldi. Lanet olsun.

Adam srtst evirmeli miydi, evirmemeli miydi? Ya krk


kemikleri varsa? Ya dilini yutmusa? Ya onu mahkemeye verirse?
Her eyden nce, kimdi bu adam?

Tam o srada bilinsiz adam inledi ve olduu yerde dnd.

Arthur, acaba diyordu-

Adama bakt.

Bir daha bakt.

Bir daha bakt ki emin olabilsin.


1110/1186

Az nce, kendisini daha kt hissedemeyeceini dnm ol-


masna karlk, korkun bir knt daha yaad.

Yerdeki ekil yeniden inledi ve yavaa gzlerini at. Gzlerini


zerinde odaklayabilmesi bir sre ald ve ardndan onlar
krptrd ve kaskat kesildi.

"Sen!" dedi Ford Prefect.

"Sen!" dedi Arthur Dent.

Ford yeniden inledi.

"Bu sefer neyin aklanmasn istiyorsun?" dedi ve bir eit


mitsizlik iinde gzlerini kapad.

***
Be dakika sonra oturmu, bann kenarndaki koca ilii
ovuturuyordu.

"O lanet olas kadn kimdi?" diye sordu. "Niye etrafmz sinca-
plarla sarl, bizden ne istiyorlar?"

"Ben de gece boyunca sincaplar tarafndan rahatsz edildim."


dedi Arthur. "Bana durmadan dergiler ve bir eyler vermeye
altlar."

Ford kalarn att. "Sahi mi?" dedi.

"Ve paavra paralar."

Ford dnd.

"Oh," dedi. "Buras senin geminin dt yere yakn m?"


1111/1186

"Evet," dedi Arthur. Bunu biraz gergin bir ekilde sylemiti.

"Muhtemelen o yzdendir. Geminin kabin robotlar yok oldu,


ama onlar kontrol eden siber beyinler yayor ve yerel yaama za-
rar vermeye balyorlar. Tm ekolojik sistemi, gelen geene scak
havlu ve iecek bir eylerin sunulduu, ie yaramaz bir servis en-
dstrisine dntrebilirler. Buna kar bir kanun karlmal.
Muhtemelen vardr zaten. Ama muhtemelen byle bir kanun ol-
masna kar da bir kanun vardr ki, herkes bundan faydalanp i
yapsn. Hey ho. Ne diyordun?

"Dedim ki o kadn dediin benim kzm."

Ford kafasn ovmay brakt.

"unu bir kere daha syle bakaym."

"Dedim ki, " dedi Arthur kabadaylk taslayarak, "o kadn ben-
im kzm."

"Bilmiyordum," dedi Ford, "bir kzn olduunu yani."

"Eh, senin hakkmda bilmediin daha ok ey var sanrm."


dedi Arthur. "Anlalan benim de kendim hakknda bilmediim
ok ey olmal."

"Bak, bak, bak. Ne zaman oldu bu?"

"Pek emin deilim."

"Bu kulaa daha aina geliyor. in iinde bir anne var m?"

"Trillian."

"Trillian m? Hi sanmazdm...."
1112/1186

"Hayr. Bak. Bu biraz mahcup edici bir durum."

"Bir keresinde bana bir ocuu olduundan bahsetmiti,


geerken uradmda. Onunla zaman zaman gryorum.
ocukla birlikte hi grmedim."

Arthur hi bir ey sylemedi.

Ford bir eit sersemlik iinde yeniden bann kenarn ovala-


maya balad.

"Bu kzn senin kzn olduundan emin misin?"

"Bana grmeyeli neler olduunu anlat."

"Ft. Uzun hikaye. Buraya kendime senin elinle gnder-


diim paketi almaya geliyordum..."

"Peki, neyin nesi bu paket?"

"Sanrm hayal edilemeyecek kadar tehlikeli bir ey olabilir."

"Ve sen onu bana gnderdin, yle mi?"

"Dnebileceim en emin yere. Senin tam anlamyla skc


biri olarak onu amaya kalkmayacana gvenebileceimi
dndm. Her neyse, gece gelirken bu ky yerini bulamadm.
Elimdeki kabaca bilgilerle seyrediyordum. Hibir iaret falan da
yoktu. Anlalan burada iaret gibi eyler kullanmyorsunuz."

"Buray onun iin seviyorum."

"Sonra senin eski Rehber'inden zayf bir sinyal geldi ve ben de


ona dayanarak ini yaptm, bylece sana ulaabileceimi dn-
mtm. Bir eit ormanlk yere indiimi fark ettiimde, ne olup
1113/1186

bittiini anlayamadm. Dar ktm ve sonra bu kzn orada


durduunu grdm. Selamlamak iin yanma gitmeye
kalkmtm ki birden o eyin onda olduunu grdm."

"Neyin."

"Sana gnderdiim eyin! Yeni Rehber'in! Yani Ku'un! Senin


onu gvenli bir ekilde saklaman gerekiyordu, sersem ey. Kz
onu urada, tam omuzunun zerinde tayordu. Onlara doru
atldmda bir ta parasyla bana vurdu."

"Anlyorum," dedi Arthur. "Sen ne yaptn?"

"Eh, dtm tabii. Fena halde canm yanmt. Kz ve ku gem-


ime doru ilerlemeye balamlard. stelik gemim derken bir
RW6'dan bahsediyorum."

"Bir neden?"

"Bir RW6'dan, Zark akna! u sralar kredi kartmla Re-


hber'in merkez bilgisayar arasnda ok iyi bir iliki var. Arthur,
bu gemiye inanamazsn, yle..."

"O halde RW6 dediin ey bir uzay gemisi, yle mi?"

"Evet! O bir- oh, bo ver. Bak, Arthur, ltfen bir eylerle ilgilen
artk, olur mu? Veya hi olmazsa bir katalog falan al. Neyse, o
srada ok endielenmitim ve sanrm neredeyse kendimden
gemek zereydim. Dizlerimin zerine km, youn bir kanama
geiriyordum. Bu yzden aklma gelen tek eyi yaptm ve yal-
vardm. Dedim ki, ltfen, Zark akna, gemimi alma. Ve beni
byle ilkel, Zark'n cezas bir ormanda, be parasz, ilk yardmsz
ve kafas yaral olarak brakma. Benim de bam ciddi belaya gire-
bilirdi, onun da."
1114/1186

"Peki, ne dedi?"

"Elindeki tala bama bir daha vurdu."

"Sanrm, benim kzm olduundan emin olabilirim artk."

"Tatl ocuk."

"Onu tanman gerek."

"Sonra daha cana yakn oluyor, deil mi?"

"Hayr," dedi Arthur, "ama insan ban ne zaman korumas


gerektii konusunda tecrbe sahibi oluyor."

Ford kafasn tutarak dz bakmaya alt.

Gnein ykseldii Bat tarafnda gkyz aydnlanmaya


balamt. Arthur gn douunu zel olarak grmeye hevesli
deildi. Hatta byle cehennemi bir geceden sonra son isteyecei
ey lanet olas bir gnn balangcn ve gnein zorla ieri
daln seyretmekti.

"Byle bir yerde senin iin ne, Arthur?" diye sorgulad Ford.

"Eee, "dedi Arthur, " genellikle sandvi yapmak."

"Ne?"

"Ben kk bir kabilenin Sandvi malatsym ya da imal-


atsydm. Biraz utan verici gerekten de. Buraya ilk geldiimde,
yani beni kendi gezegenlerine den, o sper teknoloji yapm
uzaygemisinin enkazlar arasndan ilk kurtardklarnda, bana ok
1115/1186

iyi davrandlar ve bu yzden, ben de onlara bir para yardm et-


mem gerektiini dndm. Biliyorsun ben yksek teknoloji
kltrnden gelen, eitimli bir insanm. Bu yzden, onlara bir iki
ey gsterebilirim diye dnmtm. Ve tabii bunu be-
ceremedim. uygulamaya gelince herhangi bir eyin nasl
yapldna ilikin en ufak bir fikrimin olmadn anladm. Video
alclar falan gibi eyler deil bahsettiim, onlardan kimse bir ey
anlamaz zaten. Benim dediim, rnein bir tkenmez kalem, bir
artezyen kuyusu, falan byle eyler yani. En ufak bir fikrim bile
yoktu. Hibir ekilde yardmc olamyordum onlara. Bir gn,
zgn ve skknken, kendime bir sandvi yaptm. Bu onlar
birdenbire mthi heyecanlandrd. Daha nce hi sandvi
grmemilerdi. Hibir zaman akllarna gelmemi bir fikirdi ve
rastlantya bak ki ben de sandvi yapmaya baylrm. Bylece iler
geliti."

"Ve sen bundan holandn yle mi?"

"Eee, evet, sanrm aslnda baya holandm. yi bir bak set-


ine sahip olmak filan, byle eyler ite."

"Bir an iin bile, bunun beynini krtracak, onu patlatacak,


artacak, zvanadan kartacak kadar skc bir i olduunu
dnmedin mi?"

"Yani, eee, hayr. O kadar deil, ldrtacak kadar deil."

"Garip. Ben dnrdm."

"Eh, sanrm farkl bak alarmz var."

"Evet."

"Pikka kular gibi."


1116/1186

Ford, Arthur'un neden sz ettiine ilikin en ufak bir fikre


sahip deildi ve sormak iin de kendini skntya sokamazd.
Bunun yerine, "Peki, o halde bu kahrolas yerden nasl kurtu-
lacaz imdi?" diye sordu.

"Sanrm bunun en basit yolu vadiye giden yolu aa doru iz-


leyip dzle inmek, bu bir saat kadar alr herhalde, sonra oradan
yrmeye devam etmek. Geldiim yoldan tekrar geri dnmeye
cesaret edebileceimi sanmyorum."

"Oradan nereye yrmeye devam etmek?"

"Tekrar kye herhalde." Arthur olduka perian bir ekilde


iini ekti.

"Hibir lanet olas kye gitmek istemiyorum!" diye terslendi


Ford. "Buradan kmak zorundayz!"

"Nereye? Nasl?"

"Bilmiyorum. Sen syle. Burada yaayan sensin! Bu Zarkn


cezas gezegenden bir k yolu olmas gerek."

"Bilmiyorum. Sen her zaman nasl yapyorsun? Oturup bir


geminin gemesini bekliyorsun herhalde."

"Oh, yle mi dersin? Peki Zark korusun, bu kk pire yata


yere son zamanlarda ka gemi urad dersin?"

"Eee, bir ka yl nce yanllkla buraya den benimki vard.


Sonra, ee, Trillian'n ki, sonra paketi getiren ve imdi de seninki
ve..."

"Evet, anladm, ama bu bildiklerimiz dnda?"


1117/1186

"Yani, eee, sanrm pek olmuyor. En azndan bildiim


kadaryla. Buralar olduka sakin."

Sanki onun yanldn gstermek istercesine, uzaklardan


bouk bir gk grlts sesi duyuldu.

Ford korku ile ayaa frlad ve sanki birisi bir cier parasn
ufuk boyunca bir batan bir baa srklemiesine gkyzn iz-
gilerle boyam olan afak vaktinin zayf ve acl altnda,
olduu yeri bir ileri bir geri arnlamaya balad.

"Bunun ne kadar nemli olduunu anlamyorsun

deil mi?" dedi.

"Ne? Yani kzmn orda, Galakside tek bana olduunu mu?


Sen beni ne ...."

"Galaksi iin daha sonra zlebilir miyiz mmknse? " dedi


Ford. "Bu gerekten de ok, ok, ok ciddi. Rehber igal edilmi.
Satlm."

Arthur ayaa frlad. "Oh, gerekten ok ciddiymi," diye


haykrd. "Ltfen bana hemen irketin en son yayn politikas
hakknda bilgi ver! Sana son zamanlarda bunu nasl aklmdan
karamadm anlatmam mmkn deil!"

"Anlamyorsun! Yepyeni bir Rehber var imdi!"

"Oh!" diye bard Arthur yeniden. "Oh! Oh! Oh! Heyecandan


anlaym ktlat! Buraya gelip, adn bile duymadm kresel bir
ktlenin iinde bekleip de sklmak iin yaplabilecek en heyecan
verici uzay sporlarnn neler olduunu bulmalarn beklemeye zor
dayanyorum. Ltfen hemen u anda Rehber satan bir dkkan
bulabilir miyiz dersin?"
1118/1186

Ford gzlerini kst.

"Bu sizin alayc dediiniz tarz olmal deil mi?"

"Biliyor musun, yle olmal," diye kkredi Arthur. "Bunun ger-


ekten de konuma tarzmn kenarlarndan ieri szan ve adna
alayclk denen lgn kk ey olduunu dnyorum! Ford,
Kahrolas berbat bir gece geirdim! Ltfen, bana, salyalarn
aktarak ikence edebilmek iin, esas konumuzla ilgisi olmayan
baka hangi byleyici detaylar anlatabileceine karar vermeden
nce bunu da dikkate alabilir misin acaba?"

"Sen dinlenmeye al, " dedi Ford. "Benim dnmem gerek."

"Niin dnmen gerek? Yalnzca oturup dudaklarmz


kprdatsak olmuyor mu? Yavaa yutkunup, arkamza yaslanp
bekleyemez miyiz b<r iki dakikalna? Buna dayanamyorum,
Ford! Btn bu dnmelere, ileri zmeye almalara artk
dayanamyorum. Burada bylece durup ulumaktan baka bir ey
yapmadm dnebilirsin ama..."

"Aslnda aklma gelmemiti."

"...ama sylediklerime gerekten inanyorum.! Ne anlam var?


Bir ey yaptmz her sefer bunun sonularnn ne olacan yada
aa yukar ne olmasn istediimizi bildiimizi sanyoruz. Bu yal-
nzca her zaman doru olmamakla kalmyor. Bu lgnca, delice,
aptalca,, atk kal bceke, yanl!"

"Bu sylediklerin tam da benim demek istediim eyler."

"Teekkrler," dedi Arthur, yeniden yerine otururken. "Ne?"

"Geici ters mhendislik."


1119/1186

Arthur ellerini bann arasna ald yavaa bir yandan br


yana sallad.

"Bana lanet olas geici ters mhendislik midir nedir, onu an-
latman nleyebilecek," diye inledi "insanca bir yol var m acaba?"

"Hayr," dedi Ford. "nk kzn u anda onun tam ortasna


yakalanm durumda ve bu, lmne ciddi bir ey."

Sustuklar srada yeniden gk grledi.

"Pekala," dedi Arthur. "Anlat."

"Ben yksek bir binadaki bir ofis odasnn penceresinden


atladm."

Bu Arthur'u neelendirmiti.

"Oh!" dedi. "Neden gene ayn eyi yapmyorsun?"

"Yaptm."

"Hmmm," dedi Arthur, hayal krklna uramt. "Aka


grlyor ki bir faydas olmam."

"lkinde, artc ve -bunu btn tevazuumla sylyorum-


muhteem, hzl ve parlak dnme yeteneim, zarif ayakkablar
ve biraz fedakarlk sayesinde kendimi kurtarmay
baarabilmitim.

"Fedakarlk neydi?"

"Son derece sevdiim ve sanrm bir eini daha bulamay-


acam bir ift ayakkabnn yarsn atmak zorunda kaldm."
1120/1186

"Bu niye fedakarlk olsun?"

"nk ayakkablar benimdi!" dedi Ford kzarak.

"Sanrm farkl deerlendirme sistemlerine sahibiz."

"yle de olsa, benimki daha iyi."

"Bu senin... oh, bo ver. Pekala, anlalan kendini bir kez


zekice kurtarm olduun iin gidip yeniden atlam olmalsn.
Ltfen bana nedenini anlatma. Anlatman gerekiyorsa ne
olduunu anlat bari. "

"Dosdoru oradan gemekte olan jet motorlu bir ehir


aracnn zerine dtm. Pilotu az bir sre nce, teypteki kasetleri
deitirmek isterken, kazayla, frlatma dmesine basmt. imdi
ben bile bunun zel olarak benim zekamla ilgili olduunu syleye-
mem yani."

"Oh, bilmiyorum," dedi Arthur bkknlkla, "herhalde bir gece


nce adamn arabasna gizlice girmi ve pilotun alabilecei en
ansz kaseti ayarlam veya ona benzer bir eyler yapmsndr."

"Hayr, byle olmad." dedi Ford.

"Yalnzca deniyordum."

"Ama gariptir ki, bir bakas bunu yapm. te iin z bu.


nemli olaylar yaratan zinciri ve dallar geriye doru izlemen
mmkn. Sonunda bunu yapann yeni Rehber olduu ortaya kt.
u ku."

"Hangi ku?"

"Sen onu grmedin mi?"


1121/1186

"Hayr."

"Oh, o kk ldrc ey. Gzel grnl, byk laflar


eden, istedii zaman dalga ekilleri ile istedii gibi oynayan ey."

"Bu ne demek?"

"Geici ters mhendislik."

"Oh," dedi Arthur, "Oh, evet."

"Esas soru, ku bunu gerekte kimin iin yapyor?"

"Aslnda cebimde bir sandvi var," dedi Arthur, lafm keserek.


"Bir para ister miydin?"

"Evet. Pekala."

"Korkarm biraz ezilmi ve slak ama."

"Bo ver."

Bir mddet sessizce sandvilerini inediler.

"Aslnda baya lezzetli. " dedi Ford. "indeki et ne?"

"Son Derece Normal Yaratk eti."

"Daha nce duymamtm. Her neyse, soru," diye devam etti


Ford, "ku bu ii gerekte kimin iin yapyor? Burada dnen ger-
ek dolap ne?"

"Mmm," dedi Arthur bir yandan yerken.

"Kuu bulduumda," diye devam etti Ford, "ki bu kendi bana


ilgin bir dizi rastlant sonucu oldu, o vakte kadar grdm en
1122/1186

muhteem ok boyutlu havai fiek gsterisini sergiledi benim iin.


Sonra arzu ettiim zaman hizmetlerini benim evrenimde de sun-
abileceini bildirdi. Ben teekkrler, ama istemem dedim. O yine
de bunu yapacan syledi ve gerekten de yapt. Ben bunu gre-
ceimizi syledim. O da greceiz dedi. te o zaman onu paket-
leyip oradan karmam gerektiine karar verdim. Bylece gven-
lik nedeniyle onu sana postaladm."

"Oh, yle mi? Kimin gvenlii?"

"Kafan yorma. Sonra, yle veya byle, tekrar pencereden at-


lamamn daha uygun olacana karar verdim. ansma jet mo-
torlu ara oradaym, yoksa yine hzl ve parlak dnme
yeteneime, becerikliliime ve belki de ayakkabmn dier tekine
gvenmek zorunda kalacak ya da bunlarn hepsi baarszla
urayp, yere aklma seeneimi kullanmak zorunda kalacaktm.
Ama aracn orada hazr bulunmasnn sebebi, ben holansam da
holanmasam da Rehber'in benim iin almakta olduuydu ve
bu beni son derece endielendiriyordu."

"Niin?"

"nk eer Rehber sendeyse, onun senin iin altn


dnrsn de onun iin. O andan sonra her ey benim iin terey-
andan kl eker gibi dzgn gitmiti, ta ki elinde tala o sarsaa
rastlayncaya kadar, sonra, bang, ben tarih oldum. Devreden
ktm."

"Benim kzmdan m bahsediyorsun?"

"Bahsedebileceim en kibar ekilde. O imdi kendisi iin her


eyin fevkalade gittiini dnecek zincirdeki ikinci kii. Elindeki
ta paras ile kimin kafasna vurursa vursun, onun iin iler hep
yolunda gidecek, ta ki onun yapmas gereken i tamamlanncaya
1123/1186

kadar. Sonra onun iin de her ey bitecek. te geici ters


mhendislik bu ve henz kimse kurtarlann ne olduunu net
olarak anlayamad."

"Kurtarlan ben olabilirim rnein."

"Ne? Oh, hadi uyan Arthur. Bak, yeniden anlatmaya alaym.


Yeni Rehber aratrma laboratuvarlarndan kt. Yapmnda u
yeni teknoloji olan filtre edilmemi alglama tekniinden yarar-
lanld. Peki bunun ne demek olduunu biliyor musun? "

"Bak, Bob akna, ben uzun sredir sandviten baka bir ey


yapmyorum!"

"Bob da kim?"

"Bo ver, devam et."

"Filtre edilmemi alglama, her eyin alglanmas demek. Bunu


anlayabiliyor musun? Ben her eyi alglayamam. Sen her eyi al-
glayamazsn. Bizim filtrelerimiz vardr. Yeni Rehber in hi duyu
filtresi yok. O her eyi alglar. Bu kark bir teknolojik kavram
saylmaz. Yalnzca bir paray darda brakma meselesi. Anlayab-
iliyor musun?"

"Neden sana anladm sylemeyeyim? Bu ekilde bana aldr-


madan devam etmen mmkn olur."

"Tamam. imdi, ku mmkn olan her trl evreni alglayab-


ildii iin, mmkn olan her evrende de mevcut demektir.
Tamam m?"

"E...v...e...e..t, gibi"
1124/1186

imdi yle bir ey oluyor, pazarlama ve muhasebe depart-


mannda alan ensesi kalnlar, oh, bu kulaa ok ho geliyor diy-
orlar, bu bizim ondan bir tane yapp, sonra saysz kereler sat-
abileceimiz anlamna gelmiyor mu diye dnyorlar. Bana yle
gzlerini krptrarak bakma Arthur, bu muhasebecilerin nasl
dnd ile

ilgili."

"Bu ok akllca, yle deil mi?"

"Hayr! Bu muhteem ekilde aptalca. Bak. Cihaz yalnzca


kk bir Rehber. inde ok akllca tasarmlanm bir siber
teknolojiye sahip, Filtre Edilmemi Alglamas olduu iin, yapt
en kk bir hareket bir virs etkisi yaratyor. Btn uzaya,
zamana ve milyonlarca baka boyuta yaylabiliyor. Dikkatleri,
senin ve benim hareket ettiimiz evren iinde herhangi bir eye
evrilebilir. Gc ift ynl. Bir bilgisayar program dn. Bir
yerde anahtar bir emir var ve bunun dnda her ey kendi kend-
isini aran fonksiyonlardan, ya da sonsuz bir adres alan iinde
bitip tkenmeksizin tekrarlanan parantezlerden ibaret. Parantez-
ler kaldrlnca ne olur? Bunun en son "sonu" nerededir? Bunlar
senin iin bir anlam ifade ediyor, mu Arthur?"

"Afedersin, bir an iin dalmm. Evrenle ilgili bir eyden


bahsediyordun deil mi?"

"Evet evrenle ilgili bir ey, "dedi Ford, bkkn bir sesle. Yen-
iden yere oturdu.

"Pekala ," dedi. "yle dn. Rehber'in ofisinde kimi grdm


biliyor musun? Vogonlar. Ah. Sonunda anlayabildiin bir kelime
kullandn gryorum."
1125/1186

Arthur ayaa frlad.

"Bu ses," dedi.

"Ne sesi?"

"Gk grlts."

"Ne olmu ona?"

"Bu gk grlts deil. Bu Son Derece Normal Yaratklarn


bahar g. Balad bile."

"Bahsedip durduun bu hayvanlarda neyin nesi?"

"Ben onlardan bahsedip durmuyorum. Sadece onlarn


paralarn sandvilerime koyuyorum."

"Neden onlara Son Derece Normal Yaratklar deniyor?"

Arthur ona nedenini anlatt.

Arthur'un, Ford'un gzlerini aknlktan fal ta gibi alm


grme ans pek sk olan bir ey deildi.

19
Bu Arthur iin hibir zaman tam olarak alkanlk ya da
bkknlk yaratmayan bir grntyd. O ve Ford vadi yata boy-
unca akan kk rman kenarndan yryerek abucak yollarn
buldular ve en sonunda dzln snrna eritiklerinde Galaksin-
in sunabileceinden daha ilgin ve daha gzel grntlerden
1126/1186

birini izlemek zere kendilerini byk bir aacn dallar arasna


ektiler.

Binlerce ve binlerce Son Derece Normal Yaratktan olumu


muazzam grltl bu sr byleyici bir dzen iinde Anhando
dzln grkemli bir yryle gemekteydi. Sabahn ilk soluk
klar altnda, koca gvdelerinden fkran terin ince buhar ile
topra dven ayaklarnn altnda alkalanan amur ve i taneleri
karm iinden gemekte olan hayvanlar gerek d bir grnt
oluturmaktayd. Bununla birlikte onlarla ilgili yrekleri durdur-
an esas gerek, geldikleri yer ile gittikleri yerdi, yani en basit
ekliyle, hibir yer.

Kabaca yz metre geniliinde ve yarm mil uzunluunda,


mzrakl, kalkanl eski Yunan askerlerinden olumu bir alaya
benzeyen byk bir grup halinde idiler. Bu grup hi hareketsizmi
gibi gzkse de, dzenli olarak grldkleri sekiz dokuz gn
sresince yanlara ve arkaya doru hafife ve azar azar kayyor-
lard. Ama her ne kadar bu kocaman ktle az ok hareketsiz kaly-
orsa da onu meydana getiren byk yaratklar devaml olarak
saatte yirmi millik bir hzla yukar doru ilerliyorlar ve dzln
bir ucunda anszn ortaya kp br ucunda ayn ekilde
kayboluyorlard.

Kimse nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini bilmiyordu.


Lamuella'llarn yaam iin ylesine nemliydiler ki adeta kimse
bunu sormak istemiyordu. Yal Thrasbarg bir seferinde bir cevap
alndnda onlar yitirebileceklerini sylemiti. Baz kyller
kendi aralarnda bunun mrleri boyunca Thrasbargdan duyduk-
lar en akllca laf olduunu konumular ve konuyu ksaca
tarttktan sonra ii ansa brakmlard.

Yeri dven ayaklarn grlts yle yksekti ki bu grltnn


arasnda bir ey iitmek hemen hemen imkanszd.
1127/1186

"Ne dedin?" diye bard Arthur.

"Dedim ki," diye bararak cevap verdi Ford, "bu bir eit -
boyutlu erozyonu andryor."

"O ne demek?" diye bard yeniden Arthur.

"Eee, bu olup bitenlere bakarak pek ok kii uzay zaman be-


raberliinde atlama belirtileri grldnden endie ediyor.
Birok dnyada yalnzca g eden hayvanlarn at dolambal
ve garip uzunluktaki yollar yznden atlayp, olduu yerde
hareket etmeye balayan ktlelere rastlayabilirsin. Bu da onlar
gibi bir ey olabilir. Tuhaf zamanlarda yayoruz. Yine de doru
drst bir uzay alannn yokluunda..."

Arthur adeta donmu bir ifadeyle ona bakt.

"Ne demek istiyorsun?" dedi.

"Ne demek, ne demek istiyorum?" diye bard Ford. "Ne de-


mek istediimi bal gibi de biliyorsun. Buradan onlar sayesinde
kacaz."

"Sen imdi ciddi ciddi bir Son Derece Normal Yarata binip
gitmeyi mi teklif ediyorsun?"

"Eveet. Bylece nereye gittiini grm oluruz."

"Bizi ldrrler!" dedi Arthur, sonra anszn "Hayr! ldrl-


meyeceiz. En azndan ben ldrlmeyeceim. Ford, hi Stavro-
mula Beta adl bir gezegenden bahsedildiini duydun mu?" diye
ekledi.
1128/1186

Ford kalarn att. "Sanmyorum," dedi. Kendi, ypranm


Otostopunun Rehberi'ni karp, bilgiyi iledi. "Herhangi bir
farkl yazl var m?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Sylendiini bir kez duydum sanrm. Sanki


aznda bir sr baka insann da dilerini tayormu gibi
konuan biri tarafndan. Sana Agrajag'dan bahsettiimi hatrlyor
musun?

Ford bir an dnd. "Hani u senin kendisini ldrp


durduunu syleyen kii mi?"

"Evet, onu ldrdm iddia ettii yerlerden biri de Stavro-


mula Beta idi. Ama kimse byle bir yer duymam. Sylediine
gre orada birisi beni vurmaya kalkyormu. Ben saknmak iin
eiliyor ve Agrajag, ya da onun tekrar tekrar yaama dnen
gvdelerinden biri vuruluyormu. Bunun zamann bir noktasnda
gerekletii kesin grnyor. Buna gre ben en azndan Stavro-
mula Beta'da kendimi bir kurundan saknmadan nce
ldrlm olamam gibi grnyor. Tek sorun bu ad kimsenin
duymam olmasnda. "

"Hmm." Ford Otostopunun Rehberi'nde bir iki aratrma


daha yapm ama hibir ey bulamamt.

"Faydasz" dedi.

"Tam., hayr. Hi duymadm," dedi Ford sonunda. Bununla


birlikte bu ismin kafasnda niin ok ok uzaktan da olsa birka
an aldrdn merak ediyordu.

"Pekala." dedi Arthur. "Ben Lamuella'l avclarn Son Derece


Normal Yaratklar nasl tuzaa drdklerini grdm. Eer
bunlardan birini srnn iindeyken mzraklayacak olurlarsa
1129/1186

srnn kalan ksm onu ezip geiyordu. Bu yzden onlar ldre-


bilmek iin teker teker dikkatlerini ekmek zorundaydlar. Mata-
dor almasna ok benzer bir ekilde, bilirsin, Hani parlak renkli
bir alla yaptklar ey. Birini sana saldrtmaya alyorsun, sonra
kenara ekilip alla zarif bir hareket yapyorsun. zerinde parlak
renkli ala benzer bir ey var m?"

Ford "Bu olur mu?" diye sorarak ona havlusunu uzatt.

20
Yaadnz dnyadan g etmekte olan, bir buuk tonluk bir
Son Derece Normal Yaratn srtna atlayp saatte otuz mil hzla
frtna gibi gitmek ilk bakta grnd kadar kolay bir ey
deildi. Hele Lamuella avclarn seyrederken grnd kadar
kolay hi deildi ve Arthur Dent zor ksmn bu olabileceini
kefetmeye hazrlklyd.

Kefetmeye hazr olmad ey ise bu zor ksma sra gele-


bilmesinin bile ne kadar zor olduuydu. Kolay olmas gereken
ksm neredeyse imkansz olduu ortaya kan ksmd.

Tek bir hayvann bile dikkatini ekmeyi baaramamlard.


Son Derece Normal Yaratklar, balan ne doru kvrlm,
omuzlar ilerde, topra yulaf ezmesine dndrecek ekilde dven
arka ayaklarnn var gcyle dehet saan bir frtna grlts
oluturmaya ylesine kendilerini kaptrmlard ki, dikkatlerini
ekebilmek iin sadece artc bir ey yeterli olmayacak, jeolojik
bir eye de gerek olacakt.

Sonunda yalnzca ayaklarnn kard gmbrt, Arthur ile


Ford'un baa kabileceinden fazla hale geldi. Ellerinde iek
1130/1186

desenli, orta boy bir banyo havlusu ile gittike artan dozda
samalklar yaparak neredeyse iki saate yakn bir zaman har-
cadktan sonra, yanlarndan gmbrdeyerek geen koca hayvan-
lardan bir tanesinin bile kendi taraflarna doru, hi olmazsa
yle bir gz atmasn salayamamlard.

Terli gvdelerin oluturduu heyelan hattnn bir metre kadar


yaknndaydlar. Daha fazla yaklamak, kronolojik veya kronolojik
olmayan, annda lm riskini stlenmek anlamna gelirdi. Arthur,
gen ve tecrbesiz Lamuella avclarndan birinin, hayvanlar henz
sryle birlikte topra dvp frtnalar oluturmaya fiilen katkda
bulunduklar srada, beceriksizce mzraklamaya kalkt Son
Derece Normal Yaratklardan arta kalanlar gzleriyle grmt.

Btn gereken bir tkezleme idi. Stavromula Betada lmle


nceden yaplm hibir n randevunun gc, bu ayaklarn frtna
gibi lmcllnden sizi kurtarmaya yetmezdi.

Sonunda Arthur ve Ford sendeleyerek geri ekildiler. Tken-


mi ve yenilmi olarak yere oturdular ve birbirlerinin havlu
tekniini eletirmeye baladlar.

"Daha fazla sallaman gerekiyordu" diye ikayet ediyordu Ford.


"Eer bu kahrolas yaratklardan birinin herhangi bir eyi fark et-
mesini istiyorsan daha fazla dirsek kontrolne sahip olman
gerek."

"Kontrol, yle mi?" diye itiraz ediyordu Arthur. "Asl senin


bileklerinin daha salam olmas gerek."

"Sallamay daha uzun srdrmen gerekirdi," diye kar ky-


ordu Ford.

"Daha byk bir havlun olmas gerekirdi." ses.


1131/1186

"Ne olmas gerekirdi?"

Ses arkalarndan bir yerden gelmiti. Dndler ve orada sa-


bahn ilk klar altnda arkalarnda durmakta olan Yal
Thrasbarg' grdler.

"Son Derece Normal Yaratklardan birinin dikkatini ekebil-


mek iin" dedi yal adam, onlara doru yrrken, "bir pikka
kuuna ihtiyacnz var. Bunun gibi."

zerine giydii kaln kumatan yaplma, Kazak kyafetlerine


benzer giysinin altndan kk bir pikka kuu kard. Ku Yal
Thrasbarg'n elinde huzursuzca oturuyor ve dikkatle, nnde,
yaklak yz altm alt buuk santim yaknnda bulunan, Bob bilir
hangi ilgi ekici eye dikkatle bakyordu.

Ford derhal, ne olup bittiinden veya ne yapmas gerek-


tiinden tam olarak emin olamad zamanlar getii tetik
melme vaziyetine geti. ok yava ve korkun grndn
umduu bir ekilde kollarn sallamaya balad.

"Bu da kim?" diye tslad.

"Bu sadece Yal Thrasbarg," dedi Arthur yavaa, ve ben ol-


sam yaptn o garip hareketlere zahmet etmezdim. O da en az
senin kadar tecrbeli bir aklaban. Aksi halde btn bir gn
birbirinize hava atarak geirebilirsiniz."

"Ku, "diye fsldad Ford, dilerinin arasndan. "Ku neyin


nesi?"

"Sadece bir ku!" dedi Arthur sabrsz bir ekilde. "Btn br


kular gibi bir ku. Yumurta yumurtlar, senin gremediin eylere
gark eder, ya da ark yada ciik yada yle bir ey."
1132/1186

"Yumurta yumurtladn kendi gzlerinle grdn m?"

"Tanr akna, tabii ki grdm, " dedi Arthur. "ve onlardan


yzlercesini yedim. Olduka iyi omlet oluyor. in srr omleti
yaparken kk kpler halinde souk tereya paralar kullan-
mak ve hafife rpmak iin bir...."

"Zark'n cezas bir omlet tarifi istediim yok senden," dedi


Ford. "Yalnzca ok boyutlu bir siber kabus deil de gerek bir ku
olduundan emin olmak istiyorum."

Yavaa melmi durumdan doruldu ve stn ban


silkelemeye balad. Ama bu arada hl kuu gzlemeye devam
ediyordu.

"O halde," dedi Yal Thrasbarg, Arthur'a "aln yazmz Bob'un


bir zamanlar bize bahettii Sandvi malatsnn bereketini bir
kez daha kendine dndrmek istemesi mi?"

Ford nerdeyse yeniden melme vaziyetine geer gibi oldu.

"Telalanma," diye mrldand Arthur, "o her zaman byle


konuur." ve yksek sesle yle dedi, "Ah, saygn Thrasbarg. Im,
evet. Korkarm artk buradan gp gitmek zorundaym. Ama
gen Drimple, yani ram, benim yerime iyi bir Sandvi mal-
ats olabilecek durumda. Yetenee ve derin bir sandvi sevgisine
sahip ve imdiye kadar edindii hnerler, henz gelime yolunda
olsalar bile, zamanla olgunlaacak ve ee, yani, sonunda
baaracan sylemek istiyorum."

Yal Thrasbarg onu ciddi ve zgn gzlerle szmekteydi. Yal


gri gzleri kederli bakyordu. Kollarn yukar doru kaldrm,
kpr kpr pikka kuunu hl bir elinde tayor, dieriyse kendi
eyalarn tutuyordu.
1133/1186

"Ey, Bob'dan gelen Sandvi malats!" diye yksek sesle


sylendi. Duraklad, alnn krtrd ve dindarca bir edayla gzler-
ini kapad. "Sen olmadan," dedi "yaam ok daha az tuhaf olacak!"

Arthur arm kalmt.

"Biliyor musun," dedi, "sanrm bu bana imdiye kadar sylen-


en en ho ey."

"imize bakabilir miyiz, ltfen?" dedi Ford.

Zaten bir eyler olmaya balamt bile. Yal Thrasbarg'n


kolunun ucundaki pikka kuunun varl grltc sr iinde
imdiden heyecan dalgalanmalar yaratyordu. Ara sra bir ba on-
larn tarafna doru bir anlk evriliveriyordu. Arthur ahit olduu
Son Derece Normal Yaratk avlarndan bazlarm hatrlamaya
balamt. allarn sallayan matador avclar dnda birde on-
larn arkasnda durup pikka kuu tutanlar olduunu anmsad.
Ama o zamana kadar Arthur onlarn da kendisi gibi yalnzca seyre
geldiklerin' dnmt.

Yal Thrasbarg ne, ilerleyen srye daha yakn bir yere


doru ilerledi. imdi srdeki hayvanlarn bazlar pikka kuunun
grnts karsnda ilgi ile balarn arkaya doru atyorlard.
Yal Thrasbargn yukar doru uzanm kollar titriyordu.

Yalnzca pikka kuu kendisine olan biten karsnda hibir ilgi


gstermiyormu gibiydi. Belirsiz bir yerdeki belirsiz birka hava
molekl bile mark ilgisinin tmn olan bitene evirmiti.

***
"imdi!" diye heyecanla haykrd Yal Thrasbarg sonunda.
"imdi onlar zerinde havlunuzla alabilirsiniz!"
1134/1186

Arthur Ford'un havlusunu matador-avclarn yapt gibi salla-


yarak ve kendisine hi de doal gelmeyen zarif bir almla ilerle-
meye balad. Artk ne yapacan ne de yapacann doru olup
olmadn biliyordu. O ana hazr olmak iin havluyu bir iki kez
sallayp dalgalandrd, sonra izlemeye balad.

Biraz teden sr iinden istedii hayvan tespit etti. Hayvan


drtnala onlara doru gelmekteydi ve srnn hemen en
uundayd. Yal Thrasbarg elindeki kuu ileri geri seri
hareketlerle oynatt, Yaratk yukar doru bakt, ban geriye att
ve sonra tam yeniden ne doru eecei srada, Arthur havluyu
Yaratn gr izgisi iinde dalgalandrd. Hayvan aknlk
iinde yeniden kafasn geriye att ve gzleriyle havlunun
hareketlerini izlemeye balad.

Yaratn ilgisini ekmeyi baarmt.

Bu dakikadan sonra hayvan kandrp kendilerine doru ek-


mek en doal eymi gibi gzkt. Kafas yukarda, hafife bir
yana doru eilmiti, yry hzn bir para azaltyor, sonra
trsa geiyordu. Birka dakika sonra koca ey aralarnda duruyor,
homurdanyor, topra eeliyor, terliyor ve heyecanla pikka
kuunu koklamaya alyordu. Pikka kuu ise onun geldiini bile
fark etmemi grnyordu. Yal Thrasbarg kollarn ilgin bir
ekilde sallayarak pikka kuunu Yaratn nnde, ama daima
eriemeyecei bir uzaklkta ve aa doru tutuyordu. Havlunun
garip bir takm dalgalanma hareketleri ile Arthur da hayvann
dikkatini o yne bu yne, ama yine daima aa doru ekmeyi
baaryordu.

"Tm yaamm boyunca bundan daha aptalca bir ey


grdm sanmyorum," diye sylendi Ford kendi kendine.
1135/1186

Sonunda Yaratk akn ama uyumu bir ekilde dizlerinin


zerine kt

"Hadi!" diye fsldad Yal Thrasbarg aceleyle Ford'a "Hadi,


hemen imdi!"

Ford byk yaratn srtna atlad, tutunup dengesini salay-


abilmek iin, kaln dm dm postu arasnda ellerini
dolatrd ve avu dolusu krk iyice yakalayarak pozisyonunu
salama ald.

"Hadi Sandvi malats! imdi!" Thrasbarg dini trenlere


yakr, zarif ve karmak bir ekilde Arthur'un elini skm, Ar-
thur ise bunu tam olarak kavrayamamt. nk Yal adam bu
hareketi o ann heyecanyla uydurmu, ardndan Arthur'u ne
doru itmiti. O da derin bir nefes alarak Ford'un arkasna, koca-
man, scak, ikin sarsna oturmu ve sk sk tutunmutu.
Altnda denizaslanlar byklnde kocaman adalelerin
dalgalanp esnediini hissedebiliyordu.

Yal Thrasbarg kuu birden yukar kaldrd. Yaratn kafas


da onu izleyerek yukar doru evrildi. Thrasbarg kollarn ve
kuu yukar doru itiyor itiyordu. Son Derece Normal Yaratk
yava yava btn arlyla dizleri zerinde dorulup, sonunda
hafife sallanarak ayaa kalkt. Huzursuz ama heyecanl iki
srcs sk sk tutundular.

Arthur kouturan hayvan denizinin zerinden, ne tarafa


doru gittiklerini anlamaya zorlanarak bakt, ama bir scak dal-
gasndan baka grnen hibir ey yoktu.

"Bir ey grebiliyor musun?" diye sordu Ford'a.


1136/1186

"Hayr," Ford geriye bakmak iin olduu yerde dnd, nere-


den geldikleriyle ilgili bir ipucu yakalayp yakalayamayacan an-
lamaya alyordu. Ama, yine bir ey yoktu.

"Arthur aada kalan Thrasbarg'a seslendi.

"Nereden geldiklerini biliyor musun?" diye haykrd "Veya


nereye gittiklerini?"

"Kraln Arazisi!" diye seslenerek cevap verdi Yal Thrasbarg.

"Kral m?" diye bard Arthur ararak. "Ne Kral?" Son


Derece Normal Yaratk Arthur'un altnda huzursuzca sarslp,
sallanyordu.

"Ne Kral diye sormakla ne demek istiyorsun?" diye bard


Yal Thrasbarg. "Yegane Kral."

"Yani Kraldan hi bahsetmemitin de ," diye seslendi Arthur,


korku ve aknlk karm hisler iinde.

Binlerce ift ayan kard seslerin zerinden sylenen


eyleri duymak ok zordu. stelik yal adam yapt ey zerinde
konsantre olmaya alyordu.

Kuu hl yukar doru tutarak Yarat yavaa dndrp,


tekrardan byk srnn hareket ettii yne paralel olacak dur-
uma getirdi. Sonra kendisi ne doru ilerledi. Yaratk da onu
izledi. Yeniden ilerledi. Yaratk yeniden onu izledi. Sonunda Yar-
atk ne doru hzn biraz arttrarak hantal admlarla ilerlemeye
balad.

"Dedim ki bir Kral'dan hi bahsetmemitin!" diye bard Ar-


thur yeniden.
1137/1186

"Ben bir Kral demedim," diye Bard Yal Thrasbarg! "Ben


tek Kral dedim!"

Kolunu geri ekti ve sonra yeniden btn hzyla ne doru itti


ve pikka kuunu srnn zerinden havaya doru frlatt. Bu
hareket pikka kuunu tam bir aknlk an iinde yakalama ben-
ziyordu nk grne baklrsa olup bitene hi dikkat etmiy-
ordu. Neler olduunu anlamas bir iki dakikasn ald, sonra
kk kanatlarn ap, yayarak uup gitti.

"leri!" diye bard Thrasbarg. "Git ve kaderinle karla,


Sandvi malats!"

Arthur kaderiyle bu ekilde karlamay isteyip


istemediinden pek de emin deildi. Onun tek istedii gidecekleri
yer neresi ise oraya biran nce varp u yaratn srtndan inebil-
mekti. Burada kendini hi gvende hissetmiyordu. Yaratk pikka
kuunun izinde hzn da arttryordu. Sonra koca hayvan,
srnn snrlarna eriti, pikka kuu unutuldu ve bir iki dakika
sonra ba aada, hzla srnn ortalktan kaybolaca noktaya
yaklaarak sryle birlikte komaya devam etti. Etraflar
kouturan da gibi gvdelerle evrilmi olan Arthur ve Ford koca
canavarn srtna hayatlar pahasna yapmlard.

"Hadi! Srn Yarat!" diye baryordu Thrasbarg. Artk uza-


klardan gelen sesi kulaklarnda belli belirsiz yanklanyordu. "u
Son Derece Normal Yarat srn! Srn! Srn!"

Ford Arthur'un kulana seslendi? "Nereye gidiyoruz dedi?"

"Bir Kral ile ilgili bir eyler syledi," diye bard Arthur cevap
olarak, bir yandan da mitsizce tutunmaya devam ederken.

"Ne Kral?"
1138/1186

"Ben de bunu sordum. Cevap olarak yalnzca tek Kral dedi."

"Ben bir tek Kral olduunu bilmiyordum," diye seslendi Ford.


1 Ben de yle," diye bararak cevaplad Arthur.

"Tabii bildiimiz Kral'dan bahsetmiyorsa." diye bard Ford,


"ve ondan bahsettiini de sanmyorum."

"Hangi Kral?" diye bard Arthur.

k noktasna hemen hemen varmlard. Az nlerinde Son


Derece Normal Yaratklar drtnala bolua doru kouyor ve
kayboluyorlard.

"Ne demek, hangi Kral?" diye bard Ford. Ben ne 1 bileyin


hangi Kral. Ben yalnzca bildiimiz Kraldan sz etmesinin
mmkn olmadn sylyorum. Yani ne demek istediini ben de
bilmiyorum."

"Ford, neden bahsettiini hi anlamyorum."

"O halde?" dedi Ford. O anda ani bir hzla kafalarnn evres-
inde dnen yldzlar belirirdi ve hemen ardndan ayn hzla
yitiverdiler.

21
Uzaktan puslu, gri binalarn klar grnyor, yanp snyor-
lard. Olduka sknt verici bir ekilde bir aa bir yukar
zplyorlard.

Bunlar nasl binalard?


1139/1186

Ne ie yaryorlard? Kza neyi hatrlatyorlard?

Kendinizi anszn, beklenmedik ekilde deiik bir kltr,


yaamla ilgili deiik temel yaklamlar bulunan, stelik mimarisi
de inanlmaz biimde skc ve anlamsz olan bir dnya da bul-
duunuzda herhangi bir eyin ne ie yaradn anlamak ok zor
bir eydi.

Binalarn zerindeki gkyz souk ve dmanca bir karalk-


tayd. Gneten olan uzaklklarna gre gzleri kamatran bir
parlaklkta olmas gereken yldzlar, koruyucu kubbenin kalnl
yznden bulank ve monoton bir grnme sahiptiler. Kubbe
Pleksiglas benzeri bir eyden yaplmt. Her ne ise sevimsiz ve
ar bir eydi ite.

Tricia band yeniden geriye sard.

Bu bantla ilgili biraz tuhaf bir eyler olduunun farkndayd.

Yani, aslnda, bantla ilgili milyonlarca tuhaf ey vard ama onu


en ok rahatsz eden bir tanesi vard ki bunu tam olarak
anlayamamt.

Derinden bir nefes ald ve esnedi.

Bandn geri sarmasn beklerken, alma masasnn zerinde


birikmi olan, polistrenden yaplma kirli kahve fincanlarn to-
plad ve hepsini p sepetine att.

Sohoda, bir video yapm irketine ait kk bir montaj


odasndayd idi. Kapnn zerine her yere Rahatsz Etmeyiniz
iaretleri yaptrm ve santraldaki kzdan, gelen telefonlarn
balanmamasn istemiti. Tm bunlar aslnda onun artc
1140/1186

atlatma yeteneini korumak iin dnlmt ama imdiki gre-


vleri onu utantan kurtarmakt.

Band batan sona yeniden seyredecekti. Eer buna dayanabi-


lirse tabii. Orda burada bir iki kez hzl ileri sarma deneyebilirdi.

Pazartesi leden sonra saat drt sularyd ve Tricia kendini


pekiyi hissetmiyordu. Bu hafif huzursuzluun sebebinin ne
olduunu anlamaya alyordu ve buna yol aabilecek sebep
says ile ilgili hibir sknts olduu sylenemezdi.

ncelikle, her ey New Yorktan gelen akam uanda


balamt. O kuvvetli ama kalitesiz viskiyle. Her zaman bana
bela olmutu o.

Ardndan, arka bahesinde uzaydan gelen yaratklarla


karlap Rupert gezegenine umas gelmiti. Bu tr bir eyde,
bunun da bir ba belas olup olmadn syleyebilecek yeterli
deneyime sahip deildi. Ama bu deneyimi geirenlerin bunu lan-
etleyeceine bahse girmeye hazrd. Her zaman dergilerde yayn-
lanan stres izelgeleri olurdu. inizi kaybetmek elli stres puan.
Yetmi be puan boanma iin veya u kadar puan sa eklinizi
deitirmek vesaire vesaire. Bu dergilerin hibiri arka bahenizde
uzaydan gelen yaratklarla karlap onlarla Rupert gezegenine
gtrlmekten bahsetmiyordu, ama Tricia bunun da birka dz-
ine puan hak ettiinden emindi.

Yolculuun kendisi zel olarak stresli saylmazd. Hatta skc


olduu bile sylenebilirdi. Hele Atlantik zerinden yapt u son
uutan daha stresli olduunu sylemek mmkn deildi. stelik
her iki yolculuk da kabaca ayn sreyi almt, aa yukar yedi
saat kadar.
1141/1186

Yani bu olduka artc idi, yle deil mi? Gne sisteminin


d snrlarna kadar umak New York'a gitmek kadar zaman aly-
ordu. Bu gemide duyulmam gte, muhteem bir sistem olduu
anlamna gelmeliydi. Mihmandarlarn bu konuda sktrm ve
onlar da sistemlerinin olduka iyi olduunu kabul etmilerdi.

Ama bu sistem nasl iliyor? diye sormutu heyecanlanarak.


Yolculuun banda hl olduka heyecanl saylrd.

Bandn o ksmn buldu ve kendisi iin yeniden oynatt.


Grebulonlar -onlar kendilerini byle adlandryorlard- kibarca
gemiyi gtrmek iin hangi dmelere basmas gerektiini
anlatyorlard.

Kamerann ardndan kendisinin Evet, ama hangi ilke zerine


alyor? diye sorduunu duyuyordu.

Oh, yani bunun ekim gcyle mi, yoksa ona benzer bir gle
mi altn renmek istiyorsunuz herhalde, yle mi? dediler.

Evet, diye srar etti Tricia. Neyle alyor?

Muhtemelen yle bir eyle olmal. dediler.

Nasl bir eyle?

ekim gc, foton gc, ona benzer bir eyle. Bunu Uu


mhendisimize sormanz gerekecek.

O kim?

Bilmiyoruz. Biz hepimiz akllarmz kaybettik, biliyor


musunuz?
1142/1186

Oh, evet, dedi Tricia, biraz baygn bir sesle, yle demitiniz.
Hmm, pekala, akllarnz tam olarak nasl kaybetmitiniz
acaba?

Bilmiyoruz, dedi Grebulonlar sabrla.

nk aklnz kaybettiniz yle deil mi? diye eko yapt Tri-


cia, ask bir suratla.

Televizyon izlemek ister miydiniz? Bu uzun bir uu. Biz tele-


vizyon izliyoruz. Bu bizim holandmz bir ey.

Btn bu ilgin eyler banda kaytl idi ama izlemesi ho


olmuyordu. Bir kere resim kalitesi son derece ktyd. Tricia
bunun sebebini tam olarak bilmiyordu. Anlad kadaryla Grebu-
lonlarn alglad k frekans menzili biraz deiikti ve ortalkta
kamera), kirletmeye yetecek fazlalkta ultra-viole n vard.
Grnt ok parazitli ve karl kmt. Muhtemelen bunlarn hep-
si, hakknda hibirinin en temel eyi bilmedii ekim gc sistemi
ile ilgili idi.

Sonuta, bantta, esas olarak kaydettii eyler, olduka zayf ve


soluk renkli kiilerin oturup televizyon yaynlarn izleyileri idi.
Tricia oturduu yerin yaknndaki incecik grnt deliinden
kamerasn dar uzatm ve hafit izgili de olsa yldzlarn da bir
grntsn almt. Bunlarn gerek olduunu biliyordu, ama iyi
grnmelerini salamas rahata drt dakikasn alacakl.

Sonunda deerli video bandndan kalan ksm Rupert iin sak-


lamaya ve yalnzca arkasna yaslanp onlarla birlikte televizyon
seyretmeye karar vermi, halta, bir sre iin biraz kestirme
imkan bile bulmutu.
1143/1186

Bu yzden, kendisini hastalkl hissetmesinin bir sebebi, uzayl


yabanclarn artc bir teknolojik tasarma sahip gemisinde, bu
kadar zaman harcayp da bu zamann byk bir ksmn uyukla-
yarak ve M*A*S*H ya da Cagney ve Lacey'nin tekrarlarn iz-
leyerek geirmi olmasndan tr idi. Ama yapacak baka ne
vard ki? Birtakm resimler de ekmiti tabii, ama tab edildikten
sonra hepsinin kt ekilde puslu kt anlalmt.

Kendini hasta gibi hissetmesinin bir baka sebebi de herhalde


Rupert'a inmesiyle ilgili idi. Bu, en azndan dramatik ve tyleri
diken diken eden bir olayd. Geminin zerinden getii blge yle
karanlk ve ask suratl bir arazi, k ve scaklk kayna olan ana
gneinden ylesine mitsizce uzaklatrlm bir toprak paras
idi ki, adeta terkedilmi bir ocuun beyni zerindeki psikolojik
yaralarn bir haritasn andryordu.

Buz gibi, donmu karanln iinden klar parlam ve kk


gemiyi onu kabul etmek iin eilmi gibi grnen, maaraya ben-
zer bir eyin iine doru yneltmiti.

Ne yazk ki, yaklarken kullandklar a yznden ve kk


grnt deliinin gemi duvarnn ok derinine gml ol-
masndan tr kameray bunlarn hibirini dorudan tutabilmek
mmkn olmamt. Bandn bu ksmn yeniden oynatt.

Kamera direkt olarak gnee evrilmiti.

Bu bir video kameras iin normalde ok kt bir eydi. Ama


gne milyarlarca milin te biri kadar bir uzaklkta olunca hibir
zarar vermemiti. Hatta hemen hibir iz bile brakmamt. Yal-
nzca resmin tam orta yerinde kk bir nokta halinde bir k
grnyordu ki bu herhangi bir ey olabilirdi. Binlercesi iinde
tek bir yldz.
1144/1186

Tricia hzla ileri sard.

Ah. imdi, bundan sonraki ksm olduka mit vericiydi.


Gemiden ktklarnda karlatklar yap, usuz bucaksz, gri,
hangara benzer bir yapyd. Bu, aka anlalabilecei gibi uzayl
teknolojisinin dramatik lde bir rnei idi. Pleksiglas benzeri
malzemeden yaplma kubbenin karanlk rts altnda kocaman
gri binalar. Bunlar bandn sonlarna doru bakt binalarla ayn
binalard. Birka saat sonra Ruperttan ayrlp eve doru yola
karken, bunlardan birkann daha filmini almt. Bunlar ona
ne hatrlatyordu?

Baka her eyden ok, bu binalar ona, son yirmi yln dk


bteli herhangi bir bilim kurgu filmi iin hazrlanm bir film set-
ini hatrlatyorlard. Tabii, onlarn olabileceinden ok daha gen-
iti ama video ekrannda son derece baya ve inandrclktan
uzak grnyorlard. Mcadele etmeye alt resim kalitesinin
ktlnden baka, bir de Dnya'dakinden anlalr ekilde
dk olan yerekiminin beklenmedik etkileri vard. Kameray or-
tada bir yerde tutup, profesyonellie hi de yakmayacak ekilde
hoplayp zplamasn engellemek ona olduka zor gelmiti. Bu
yzden detaylar yakalayabilmesi pek mmkn olmuyordu.

Ve ite ne doru karak onu selamlamak iin glmseyen ve


elini uzatan Lider'e sra gelmiti.

Onu yalnzca byle aryorlard. Lider. Grebulonlarn


hibirinin ad yoktu, bunun en nemli sebebi akllarna hibir
isim gelmemesiydi. Tricia bir ksmnn kendi kendilerini Dnya
da izledikleri televizyon programlarnn kahramanlarndan
kaptklar isimlerle adlandrmay dndklerini gryordu. Ama
birbirlerini ne kadar Wayne, Bobbi ve Chuck olarak armaya
alsalar da evleri olan uzak yldzlardan kendileriyle birlikte
1145/1186

getirdikleri kltrel bilinaltlar, onlara bunu yapmalarnn as-


lnda doru olmadn sylyordu.

Lider de aa yukar dierleri ile ayn grntdeydi. Belki


biraz daha az zayf olabilirdi. Tricia'ya onun ovlarn nasl been-
iyle izlediini ve onun en byk hayranlarndan biri olduunu,
gelip Rupert' ziyaret edebilmesinden dolay ne byk bir mutlu-
luk duyduunu, herkesin onun geliini nasl drt gzle
beklediini, uan rahat ve yolculuun iyi gemi olmasn um-
duunu belirten eyler syledi. Tricia'ya yldzlardan veya ona
benzer bir yerlerden yayn yapldm dndrecek hibir ey
olmamt.

Tabii, imdi banttan seyrederken Lider de, dayansanz ykla-


cak gibi ereti duran bir setin nndeki kostml, makyajl her-
hangi bir adama benziyordu.

Tricia yz ellerinin arasnda, ekrana bakarak otururken bir


yandan da aknlk iinde kafasn bir yandan br yana
sallamaktayd.

Bu korkun bir eydi.

Korkun olan yalnzca bu ksm deildi, Tricia bundan sonra


gelecek ksm da biliyordu. Bu, Lider'in kendisine uutan sonra
karnnn a olup olmadn gelip bir eyler yemek isteyip
istemeyeceini sorduu ksmd. Bylece yemek srasnda biraz
konuma frsatlar da olabilirdi.

Bu noktada ne dndn hatrlayabiliyordu.

Uzayl yiyecekleri.

Onlardan holanacak myd?


1146/1186

Gerekten yemesi gerekecek miydi? Yiyemediklerini iine


tkrebilecei bir kat peete bulabilecek miydi? eit eit
baklk sorunlar kmaz myd?

Sonunda yemein hamburgerlerden olutuu ortaya kt.

Yalnzca hamburger olduklarnn ortaya kmasyla kalmad,


bunlarn mikro dalga frnda stlm McDonald hamburgerleri
olduu da anlald. Sadece grntleri deildi buna sebep olan.
Sadece kokular da deil. inde getirildikleri ve zerinde
McDonalds yazl Polistren kapakl paketler onlar ele veriyordu.

Yiyin! Afiyet olsun! dedi Lider. Bizi ereflendiren konuu-


muz her eyin en iyisine layktr!"

Bunlar Lider'in zel dairesinde geiyordu. Tricia etrafna


korku snrnda bir aknlkla baknm ama yine de her eyi
kayda almt.

Dairede bir su yata bulunuyordu. Ve orta boy bir mzik seti.


Ve u masann zerinde duran, iinde byk sperm tanecikleri
kaynyormu grntsn veren, kl, cam eylerden vard.
Duvarlar kadife kaplyd.

Lider kahverengi set taklidi bir iirme koltua oturdu ve


azna nefes tazeleyici spreyi skt.

Tricia anszn ok rktn hissetti. Dnya'dan uzakta,


bildii kadaryla, herhangi bir insanolunun imdiye kadar bulun-
mad bir yerde, kahverengi set taklidi bir iirme koltua
yaylp azna nefes tazeleyici skan bir uzayl yaratkla ba
baayd.
1147/1186

Yanl bir hareket yapmak istemiyordu. Onu panikletmek


istemiyordu. Ama bilmesi gereken eyler de vard.

Siz nasl... nereden aldnz bunu? diye sordu huzursuzca


oday iaret ederek.

Dekoru mu? diye sordu Lider. Beendiniz mi? ok k ve


gelimi deil mi? Bizler de yle kiileriz, biz Grebulonlar yani.
Biz dayankl tketim mallarnn k, gelimi, kullanl olanlarn
kullanrz... posta yoluyla smarlayarak.

Tricia bu noktada son derece yava ban sallamt.

Posta yoluyla smarlayarak demiti.

Lider neeyle glmt. u koyu ukulata rengi gven verici


ipeksi gllerden biriyle.

Sanrm onlar buraya gemilerle gnderdiklerini dnyor-


sunuz. Hayr! Ha! Ha! biz New Hampshire'da bir posta kutusu
numaras aldk. Oraya dzenli toplama seyirleri yapyoruz. Ha
Ha! Rahat bir tarzda iirme koltuuna yasland, stlm patates
kzartmasna uzand ve bir ucunu kemirmeye balad. Dudak-
larnda elenceli bir glmseme dolamaktayd.

Tricia beyninin ok hafif ekilde kaynamaya baladn


hissediyordu. Videoyu altrmaya devam etti.

Nasl, eee, bu gzel eyler iin.... nasl deme yapyorsunuz?

Lider yine gld.

Amerkan Express'le dedi aldrmaz bir omuz silkme ile.


1148/1186

Tricia yine yavaa ban sallad. Amerikan Expres'in


istisnasz herkese kart verdiini biliyordu.

Ya bunlar? dedi kendisine gsterilen hamburgeri yukar


kaldrarak.

ok kolay, dedi Lider. Srada bekliyoruz.

Tricia tekrar, souk, bel kemiinden aa rpertiler gnderen


bir hisle, bunun pek ok eyi akladn fark etti.

***
Yeniden hzl ileri sarma dmesine bast. Buralarda ie yarar
bir ey yoktu. Hepsi kabus gibi lgnlklard. Daha inandrc
grnen bir eyler yapabilirdi.

Bu ie yaramaz, berbat band seyredip, yava yava iine


szlen bir korku ile, cevabn bu olduunu fark ederken, bir baka
hastalkl his dalgas daha oturdu iine.

Onu...

Ban sallad ve anlamaya alt.

Douya doru bir gece uuu Bu uula ba edebilmek iin


ald uyku haplar. Haplar imek iin kulland votka.

Baka neler? Eh. Bir kere, birini papaan kafesine saklad iki
kafas bulunan muhteem bir adamn bir partide onu tavlamak
istemesi, ama sonra sabredemeyip uan dairesine binerek bir
baka gezegene umu olmas ile ilgili on yedi sene sren taknts
vard. Anszn bunun hibir zaman gerekten yaanmadna dair
1149/1186

rahatsz edici hisler uyanmaya balad iinde. Bu hi aklna gel-


memiti. On yedi yl boyunca hi.

Yumruunu azna tkad.

Yardma ihtiyac vard.

Sonra, arka bahesine inen uzay arac ile ilgili olarak kendisini
incitmeye alan o Eric Bartlett denen adam. Ve ondan nce...
New York yolculuu da ok scak ve stres dolu gemiti. Yksek
mitler ve ac d krkl. Astroloji konusu.

Bir ruhsal knt geiriyor olmalyd.

Sebep buydu. Tkenmiti ve bir sinir krizi geirmi, hayaller


grmeye balamt. stelik bu hayalleri de eve dndkten bir
mddet sonra grmeye balamt. Kendi yaamlar ve tarihler-
inden atlm bir uzayl rk, gne sisteminin uzak bir blgesinde
skp kalm ve kendi kltrel boluklarn bizim kltrel pler-
imizle doldurmaya alyor yle mi? Ha! Bu, doann kendisini
pahal bir tp kuruluuna hemen bavurmas gerektii konusunda
uyarma yolu olmalyd.

Trica ok k hastayd. Ka fincan kahve tkettiine bakt ve


ayn zamanda ne kadar sk ve hzl nefes almakta olduunu fark
etti.

Herhangi bir sorunu zmenin en nemli koulu, dedi kendi


kendisine, onu fark etmektir. Nefesini kontrol altna almaya
balamt bile. Kendi kendini tam zamannda yakalamt.
Nerede olduunu grebilmiti. Snrnda olduu psikolojik
birikimlerden uzaklamak zere geri dnmt. Sakinlemeye
balamt. Sakin. Daha sakin. Bir sandalyeye oturdu ve gzlerini
yumdu.
1150/1186

Bir mddet sonra, nefesi normale dnnce, yeniden at.

O zaman bu band nereden bulmutu?

Bant hl oynuyordu.

Pekala. Bu bir aldatmacayd. Bunu kendisi yapmt. Evet.

Bunu yapan kendisi olmalyd nk bandn her yerinde sor-


ular soran kendi sesi vard. Arada srada kamera bir sahnede
gezinirken kendi ayakkablar iinde kendi ayaklarn da grebiliy-
ordu. Bu band o dzenlemi, sonra bunu ne zaman yaptn ve
niye yaptn hi hatrlamaz duruma gelmiti.

Krpp duran karl ekran seyrederken, nefesi yeniden sk-


lamaya balamt.

Hl hayal gryor olmalyd.

Ban sallayarak hayalleri kovmaya alt. Bu, aldatmaca


olduu her halinden belli olan eyleri hazrlay ile ilgili hibir ey
hatrlamyordu. Dier taraftan, bu aldatmaca grntlere ok
benzeyen anlar var gibiydi. akn bir trans hali iinde izlemeye
devam etti.

u Lider olarak arldn hayal ettii adam, onu astroloji ko-


nusunda sorgulamakta idi. Kendisi de dzgn ve sakin cevaplar
veriyordu. Sesinde ykselmekte olan panik tonunu yalnzca kend-
isi fark edebilirdi.

Lider bir dmeye basyor ve mor renkli kadife duvar kenara


kayyor ve bir sr dz televizyon monitr ortaya kyordu.

Her bir monitr, bir kaleydoskop gibi, eitli grntlerden


alntlar gsteriyordu: Bir yarma ovundan bir iki saniye, bir
1151/1186

polis gsterisinden bir iki saniye, bir spermarket deposunun


gvenlik sistemiyle ilgili grntlerden bir iki saniye, birinin tat-
ilde ektii filmlerden bir iki saniye, bir iki saniyelik bir seks
sahnesi, bir iki saniyelik bir haber kua, bir iki saniyelik bir
komedi. Liderin btn bunlarla ok gurur duyduu belliydi. Bir
yandan anlalmaz bir eyler sylerken, bir yandan bir maestro
gibi ellerini kollarn sallayp duruyordu.

Elinin bir baka sallanmasyla tm ekranlar temizlenmi ve


dev bir bilgisayar ekran belirmiti. Bu ekran gne sisteminin
tm gezegenlerini bir izelge halinde gsteriyordu. Bu izelge
kendi takmyldzlar iinde yldzlarn bulunduu bir fona yer-
letirilmiti. Grnt tamamen hareketsizdi.

Biz ok yetenekliyiz, diyordu Lider. Aslnda bilgisayar ko-


nusunda, kozmolojik trigonometri hakknda, boyutlu seyir hes-
aplamalar ile ilgili byk yeteneklere sahiptik. Byk yetenekler.
Ama onlar kaybettik. Bu ok kt. Yeteneklerimize sahip kmak
istiyoruz, ama onlar burada yok artk. Uzayda bir yerde, dnp
duruyorlar. simlerimiz, evlerimizin detaylar ve sevdiklerimizle
birlikte. Ltfen, dedi, eliyle bilgisayar masasnn nne otur-
masn iaret ederek, bizim iin yeteneinizi kullann.

Aka grlyordu ki bundan sonra Tricia kamerasn abu-


cak aya zerine yerletirerek tm sahneyi tespit etmeye
almt. Ardndan kendisi de grntnn iine girmi, dev bil-
gisayar ekrannn nne oturmu, bir iki dakika sistemle
tanklk kurmaya alm ve sonra dzgn ve becerikli bir
ekilde, yapt hakknda sanki bir fikre sahipmiesine davran-
maya balamt.

Aslnda bu o kadar da zor olmamt.


1152/1186

Ne de olsa matematik ve astrofizik eitimi alm biriydi. ste-


lik televizyon sunucusu deneyimine sahipti ve yllar boyunca un-
utmu olduu bilimi blf yaparak yutturabilirdi.

zerinde alt bilgisayar Grebulonlarn u an grnen dur-


umlarnn ok tesinde ve gelimi bir kltre sahip olduklarnn
iareti idi ve onun yardm ile yarm saat iinde gne sisteminin
ileyen bir modelini ortaya karabilmiti.

Bu zellikle hassas lmlere filan dayanmyordu, ama iyi


grnyordu. Gezegenler yrngelerinin olduka iyi bir benzeri
etrafnda dolayordu ve kabaca bir grntyle saat gibi ileyen
gerek kozmolojik dzeni sistemin her yanndan grebiliy-
ordunuz. Dnyadan izleyebilirdiniz, Marsdan izleyebilirdiniz,
v.s, vs. Rupert gezegeninin yzeyinden izleyebilirdiniz. Tricia
kendi baarsndan olduka etkilendii gibi, zerinde alt bil-
gisayar sisteminden de ok etkilenmiti. Dnya'daki bir bilgisayar
istasyonunda alyor olsa, ayn iin programlanmas bir yl
kadar bir zaman alabilirdi.

Bitirmek zereyken, Lider arkasnda belirmi ve onu izlemeye


balamt. Tricia'nn baardklarndan ok memnun ve honut
grnyordu.

Gzel, demiti, ve imdi de ltfen, bu kitaptaki bilgileri ter-


cme edebilmek iin, bana, bu kurduunuz sistemin nasl kul-
lanlacan gstermenizi istiyorum.

nne sessizce bir kitap brakmt.

Bu Gail Andrews'un kaleme ald Siz ve Gezegenleriniz adl


kitapt.

***
1153/1186

Tricia kaseti yeniden durdurdu.

Kendi gerekten de ok kt hissediyordu. Hayal grd his-


si imdi gerilemi, ama kafasnda brakt iz de bu histen daha
kolay anlalr, net bir iz olmamt.

Koltuunu geriye doru iterek montaj masasndan uzaklat ve


ne yapmas gerektiini dnmeye koyuldu.

Yllar nce astronomik aratrma alanndan ayrlmt. nk


biliyordu ki, hatta hi phesi yoktu ki, baka dnyalardan bir
yaratkla karlamt. Bir partide. Ve yine hi phesiz biliyordu
ki eer bunu birine sylemi olsa bitmez tkenmez alay
malzemesi olacakt. O halde, o konuda bildii en nemli yegane
eyi kimseye sylemeden nasl kozmoloji almaya devam edebi-
lirdi. Yapabilecei tek eyi yapm ve ayrlmt.

imdi televizyonda alyordu ve ayn ey yeniden bana


gelmiti.

Herhangi bir tarihin en artc hikayesinin gerek video kay-


dn yapmt: Gne sistemimizin en uzak kelerinden birinde
yalnzla terkedilmi bir uzay medeniyetinin unutulmu bir snr
karakolunun hikayesi.

Hikaye kendisindeydi.

Oraya gitmiti.

Onlar grmt.

Tanr akna, elinde bant kaytlar vard.

Ve onlar herhangi birine gsterecek olursa alay konusu


olacakt.
1154/1186

***
Bunlarn herhangi birini nasl ispatlayabilirdi? Dnmeye
bile demezdi. Bakmaya kalkt her adan bunlarn tamam
yalnzca bir kabustu. Kafas zonklamaya balamt.

antasnda bir aspirin olacakt. Montaj odasndan kp kor-


idorun sonundaki su cihaznn yanna gitti. Aspirini ald ve birka
bardak su iti.

Ortalk olduka sakin grnyordu. Genellikle ortada dolanan


daha ok kii, en azndan bir iki kii olurdu.

Kendisininkine bitiik olan Montaj odasnn kapsndan ban


uzatp ieri bakt ama orada da kimse yoktu.

Herkesi kendi odasnn kapsndan uzaklatrma iinde biraz


ileri gitmiti. RAHATSIZ ETMEYNZ diye yazyordu kapda.
ER GRMEY AKLINIZDAN BLE GERMEYN. NE
OLDUU UMURUMDA DEL, GDN. BEN MEGULM!

Yeniden ieri girdiinde telefonunun zerindeki mesaj lam-


basnn gz krptn fark etti ve bunun ne zamandr byle
olduunu merak etti.

Alo? dedi santraldeki kza.

Oh, Miss Mcmillan. Aradnza ok sevindim. Herkes size


ulamaya alyor. Televizyon irketinizdekiler yani. Sizi bulabile-
ceklerinden midi kesmiler. Onlar arayabilir misiniz?

Niye bana balamadnz onlar? diye sordu Tricia.


1155/1186

Siz hibir sebeple kimseyi balamamam istemitiniz. Burada


olduunuzdan bile bahsetmememi istemitiniz. Ne yapacam
bilemedim. Odanza gelip size mesaj vermeye altm, ama...

. Pekala, dedi Tricia, kendi kendini lanetleyerek. Ofisini


arad.

Tricia! Hangi basurlu cehennemdesin sen?

Montaj yapyordum...

Ama dediler ki..,

Biliyorum. Ne oldu?

Ne mi oldu? Yalnzca lanet olas bir uzay arac geldi!

Ne? Nereye?

Regent Park'na. Kocaman gm rengi bir ey. inde bir kz


ve bir ku var. Kz ngilizce konuuyor, insanlara ta atyor ve
saatinin tamir edilmesini istiyor. Derhal oraya git.

***
Tricia onu inceliyordu.

Bu bir Grebulon gemisi deildi. Anszn yldzlaras gemilerde


uzman kesildiinden deildi ama bu, ince yapl ve gzel bir eydi.
Gm, beyaz karm geni bir okyanus teknesi
byklndeydi ve en ok benzedii ey de buydu. Bu geminin
yannda Grebulon gemisinin yar montajl koca gvdesi sava
gemilerindeki zrhl at kulelerine benzerdi ancak. At kuleleri. O
bo, gri binalarn benzedii ey de buydu ite. stelik o binalarla
1156/1186

ilgili bir baka gariplik de kk Grebulon gemisine yeniden bin-


mek iin dnerken onlarn ortadan kaybolmu olmalaryd. Btn
bu dnceler taksiden inip kamera ekibine doru koarken
aklndan geen eylerdi.

Kz nerede? diye bard helikopter ve siren seslerinin


zerinden.

Orada! diye seslendi yapmc. O srada ses teknisyeni


yakasna bir mikrofon ilitirmeye alyordu. Kz annesiyle ba-
basnn, paralel bir boyutta bural olduu falanla ilgili bir eyler
sylyor. Ve elinde babasnn saati var, ve ... bilmiyorum. Sana ne
sylesem? Konutur onu. Ona uzaydan gelmenin nasl bir his
olduunu sor.

ok teekkrler, Ted. diye mrldand Tricia, mikrofonun


salam yerletirilip yerletirilmediine bakt, teknisyene bir ses
verdi, derin bir nefes ald, salarn geriye att ve kendisi iin ok
tandk olan, her eye hazr profesyonel haberci rolne dnd.

En azndan hemen, hemen her eye hazr saylrd.

Kza bakmak iin dnd. Bu o olmal idi, Vahi sal ve vahi


gzl ey. Kz da ona doru dnd ve onu grd.

Anne! diye haykrd ve Tricia'ya talar atmaya balad.

22
Gn evrelerinde dolayordu. Kzgn ar bir gne vard.
Scak dalgas altnda bir l nlerinde boylu boyunca uzanmak-
tayd. Kendilerini onun iinde bulmulard.
1157/1186

Atla! diye bard Ford Prefect.

Ne? diye bard Arthur Dent, yaam pahasna sk sk tutun-


duu yerden.

Cevap yoktu.

Sen ne dedin? diye bard Arthur yeniden ve sonra Ford


Prefect'in artk orada olmadn fark etti. Panik iinde etrafna
bakmaya ve kaymaya balad. Daha fazla tutunamayacan fark
edince kendisini btn gcyle yana doru savurdu ve topraa
arparken bir top gibi kvrlarak yeri dven iftelerden uzaklara,
mmkn olduunca uzaklara doru yuvarland.

Ne gn ama, diye dnd, asabi bir ekilde cierlerine yut-


tuu tozu ksrerek karmaya alrken. Dnya havaya uurul-
duundan beri byle kt bir gn daha yaamamt. Dizleri zer-
inde doruldu sonra ayaa kalkt. Ardndan kamaya balad.
Neden katn ya da nereye katn bilmiyordu ama kamak
yaplabilecek en saduyulu eymi gibi geliyordu ona.

Doruca orada durup evreyi incelemekte olan Ford Prefect'e


kotu.

Bak dedi Ford. Bu tam ihtiyacmz olan ey

Arthur ksrerek biraz daha tozu cierlerinden att ve bir ks-


mn da silkeleyerek salarndan ve gzlerinden uzaklatrd.
Nefes nefese dnd ve baklarn Ford'un bakmakta olduu eye
evirdi.

Buras pek de bir Kral'n ya da tek Kral'n ya da herhangi bir


eit Kral'n arazisine benzemiyordu ama yine de olduka dav-
etkar bir grnts vard.
1158/1186

Buras bir l dnyas idi. Tozlu toprak olduka sertti ve


Arthur'un bir gn nceki enliklerde berelenmeden kalan yerler-
ini de baaryla rtmt. Durduklar yerden biraz ilerde
kumtana benzer byk kayalar vard. Rzgardan ve buraya
yad kadaryla yamurdan etkilenerek vahi gzellikte ilgin
ekillere brnmlerdi. Bu ekiller, portakal renkli arazinin or-
asnda burasnda boy atm dev kaktslerin muhteem
grntleri ile de uyum salyordu.

Bir an iin Arthur beklenmedik bir ekilde Arizona, New Mex-


ico veya Gney Dakota'ya gelmi olabileceklerini mit etmeye
cesaret eder gibi olduysa da durumun byle olmadn gsterecek
bir sr iaret vard ortada.

Her eyden nce Son Derece Normal Yaratklar hl tozu du-


mana katarak topra inletmeye devam ediyorlard. Binlercesi bir
utaki ufuk izgisinden balayarak yukar doru yaylyor, yarm
mil kadar ortadan kayboluyor sonra kar utaki ufuk izgisine
doru yeri g birbirine katarak uzaklayorlard.

Sonra Bar&Barbek adl yerin nnde park etmi uzaygemileri


vard. Ah. Kraln Topraklarndaki Bar&Barbek. Biraz d krc
dorusu diye dnd Arthur kendi kendine.

Aslnda uzaygemilerinden yalnzca bir tanesi Kraln Toprak-


larndaki Bar&Barbek'nn nnde park etmi durumdayd.
Dier Bar&Barbek'nn bitiiindeki bir park sahasnday-
dlar. Ama dikkati eken nde park etmi olanyd. Muhteem
grnl bir eydi bu. Her tarafnda balk yzgecine benzer ince,
lgn grnl bir eyler, bu yzgelerin zerinde ise gereinden
ok ok fazla krom ii vard ve esas gvdenin byk bir blm
ok edici bir pembe renge boyanmt. Olduu yerde kulukaya
yatm kocaman bir bcek gibi duruyor ve her an sanki bir mil
tedeki bir eyin zerine atlamak zere imi gibi grnyordu.
1159/1186

Kraln Topraklarndaki Bar&Barbek, eer Son Derece


Normal Yaratklar, boyutlar aras ufak bir sapma yapmam
olsalar, zerinden basp geecekleri kadar yolun stnde,
etrafnda olanlardan hi etkilenmeden ylece duruyordu. Kendi
halinde bir yerdi. Kamyoncularn yemek yedii bir durak yeri. Bil-
inmeyen bir yerin ortasnda. Sessiz sakin. Kraln Topraklarnda.

Bu gemiyi satn alacam, dedi Ford sakin sakin.

Satn almak m? dedi Arthur. Bu hi senin syleyecein bir


eye benzemiyor. Ben onlar genellikle yrttn sanrdm.

Bazen daha saygl olmak gerekebilir. dedi Ford.

Sanrm biraz para gstermek de gerekecektir. Bu ey ka


para deerindedir sence?

Ufak bir hareketle, Ford ceketinin cebinden Ye- Sonra-de


kartn kard. Arthur, onun kart tutan elinin hafife titrediini
fark etti.

Beni restoran eletirmeni yapmak nasl olurmu reteceim


onlara... dedi Ford nefes nefese.

Ne demek istiyorsun? diye sordu Arthur.

Grrsn, dedi Ford, gznde pek de ho olmayan bir


prltyla. Hadi gidip biraz para harcayalm, olur mu?

***
Birka bira, dedi Ford, ve, ne bileyim, bir ka domuz
pirzola, neyiniz varsa artk, ve bir de o dardaki pembe ey.
1160/1186

Kartn tezgahn zerine brakp geliigzel etraf seyretmeye


balad.

Sessizlie benzer bir ey oldu.

Bata da ok grlt olduu sylenemezdi ama imdi kesin-


likle sessizlik tr bir ey vard ortalkta. Hatta Son Derece
Normal Yaratklarn uzaktan gelip dikkatle Kraln Topraklarndan
uzak kalmaya alan gmbrts bile anszn biraz dinmi
gibiydi.

ehre henz vardm, dedi Ford, sanki bunda ya da bir baka


eyde hibir tuhaflk yokmu gibi. Son derece rahat bir tavrla
tezgaha dayanmaktayd.

erde mteri daha vard. Masalara oturmu biralaryla il-


gileniyorlard. tane kadar. Bazlar tam kii olduunu sy-
leyebilirdi ama, bu o cins yerlerden, yani ierde kendinizi o kadar
belirgin hissedebileceiniz yerlerden biri deildi. Sahnede bir
eyler kurmakla megul iri yar bir adam da vard. Eski bir davul
seti. Birka gitar. Country ve Western tipi eyler.

Barmen, Ford'un siparilerini yerine getirmekte pek de acele


etmiyordu. Hatta yerinden bile kprdamamt.

Pembe eyin satlk olup olmadndan pek emin deilim,


dedi sonunda, uzun sre devam eden cinsten bir aksanla.

Tabii ki satlk, dedi Ford. Ne kadar istiyorsun?

Yani...

Bir rakam syle ben onu iki ile arpacam.

Benim deil ki sataym, dedi barmen.


1161/1186

O halde, kimin?

Barmen bayla sahnede bir eyler kurmakta olan iri yar


adam iaret etti. riyar, iman, yava hareketli, kafas
kellemekte olan adam.

Ford ban sallad. Glmsedi.

Pekala, dedi Biralar, zgaralar getir ve hesab ak brak.

***
Arthur barda oturup dinleniyordu. Olan biteni renmemeye
alkt. Byle kendini daha rahat hissediyordu. Bira olduka iy-
iydi ve biraz uykusunu getirmiti ama, o buna aldrmyordu.
Domuz pirzolalar, aslnda pirzolas deil, Son Derece Normal
Yaratk pirzolasyd. Barmenle zgara konusunda bir iki profesy-
onel gr deiiminde bulundu ve Ford'u ne istiyorsa yapmak
zere serbest brakt.

Pekala, dedi Ford, taburesine dnerken. ler yolunda.


Pembe eyi aldk.

Barmen ok armt. Onu size satyor mu?

Onu bize bedava veriyor, dedi Ford, pirzolasndan bir srk


alrken. Hey, hayr, hesab ak tut yine de. Ekleyecek birka ey-
imiz daha olacak. Gzel pirzolaym.

Byk bir yudum bira ekti.

yi bira, diyerek ekledi, stelik gemi de iyi, dedi. Bir


yandan da pencereden paralan gzken, byk, pembe, krom-
dan yaplm bcee benzer eyi inceliyordu. Her ey olduka iyi.
1162/1186

Biliyor musunuz, dedi geriye doru yaslanrken aklna gelmi


gibi, byle zamanlarda uzay/zaman dokusu veya ok boyutlu
olaslk matrisinin geliigzel btnl veya bir eit Genel Kar-
man ormanlk iindeki dalga formlarnn potansiyel atmas ya
da beni rahatsz eden bunun gibi baka konularda endielenmeye
deer mi diye bir dnyorsun. Belki ben de u iriyar arkada
gibi dnyorumdur. Brak gitsin. Ne fark eder? Brak gitsin.

Hangi iriyar arkada? dedi Arthur.

Ford bayla sahneye doru iaret etti. ri yar adam mikrofona


bir iki demekle meguld. imdi sahnede bakalar da vard.
Davullar. Gitarlar.

Bir iki dakika sessiz kalm olan barmen, Senin, gemisini al-
mana izin veriyor diyorsun yle mi?

Evet, dedi Ford. Btn dedii bu. Gemiyi al senin olsun. Du-
alarmla birlikte. Ona iyi davran, dedi. Ona iyi bakacam.

Birasndan bir yudum daha ekti.

Dediim gibi, diye devam etti. Hep byle zamanlarda, brak


her ey olacana varsn diye dnyorsun. Ama sonra aklna
Sonsuz Boyut Giriimcileri gibi adamlar geliyor ve dnyorsun
ki yaptklar yanlarna kr kalmamal. Onlarn ettiklerini bul-
malar gerek. Bu adamlarn ac ektiini grmek benim iin kutsal
bir grev olacak. Baksana, hesabma arkc iin bir eyler ekle-
mek istiyorum. Ondan bir istekte bulundum. Hesaba geecek,
tamam m?

Tamam, dedi Barmen, ihtiyatla. Sonra omuz silkti. Pekala,


nasl istiyorsanz. Ne kadar yazaym?
1163/1186

Ford bir rakam verdi. Barmen ielerin ve bardaklarn arasna


ylp kald. Ford hemen barn arkasna geerek bir eyi olup ol-
madna bakt ve onu ayaa kaldrmak iin yardm etti. Barmen
parman ve dirseini biraz kesmi ve biraz sersemlemiti, ama
onun dnda bir eyi yoktu. ri yar adam arkya balad. Barmen
elinde Ford'un kart, provizyon almaya gitti.

Burada benim bilmediim eyler mi dnyor? diye sordu Ar-


thur Ford'a.

Her zaman yle olmuyor mu? dedi Ford.

Hi de byle konuman gerekmiyor, dedi Arthur. Uyanmaya


balamt. Gitmemiz gerekmiyor mu? dedi anszn. u gemi
bizi Dnya'ya gtrecek mi?

Tabii gtrecek, dedi Ford.

Random'n gidecei yer oras! dedi Arthur balarken. Onu


izleyebiliriz! Ama...ee...

Ford Otostopunun Rehberinin kendisine ait eski kopyasn


kard ve Arthur'u kendi kendine dnmeye devam etmek zere
kendi haline brakt.

Ama olaslk ekseni denen eyin neresindeyiz biz? diyordu


Arthur. Dnya da ayn yerde olacak m, olmayacak m? Benim
btn bulabildiim ona biraz benzeyen ya da hi benzemeyen
baka gezegenler oldu. Ama ktalara baklnca bulduklarm kesin-
likle doru yerlerdi. En kt kopyas, sefil kk hayvanlar
tarafndan srldm ve ad imdi Ne olan bir gezegendi. Bu
hayvanlar birbirleriyle byle anlarlarm, biliyor musun,
birbirlerini srarak. Lanet olas ac verici bir yol. Onu aradm
srenin kalan yarsnda ise Dnya ortada bile yoktu nk
1164/1186

Vogonlar tarafndan havaya uurulmutu. Sylediklerimden ne


anlyorsun?

Ford bir yorumda bulunmad. Bir ey dinliyordu. Rehber'i


Arthur'a verdi ve ekran iaret etti. Ekranda yle diyordu:
Dnya: ounlukla zararsz.

Yani onun burada olduunu mu sylyorsun! dedi Arthur


heyecanla. Dnya yerinde duruyor mu? Random'n gidecei yer
oras! Ku ona yamur frtnas altnda Dnya'y gsteriyordu.!

Ford Arthur'a biraz daha alak sesle barmasn iaret etti. Bir
ey dinliyordu.

Arthur sabrszlanmaya balamt. O daha nce de bar


arkclarnn Love Me Tender aldm duymutu. Bunu
burada, Dnya olmad kesin olan buras her neresiyse, onun
tam ortasnda, duyduu iin biraz armt, ama son gnlerde
hibir ey onu eskiden olduu artmama eilimindeydi. arkc,
bir bar arkcs olduu dnlrse, olduka iyiydi-, zellikle de
bu tr arklardan holanyorsanz. Ama Arthur gittike
sabrszlanyordu.

Saatine bakt. Bu ona artk saatinin kendisinde olmadn


hatrlatmaktan baka bir ie yaramamt. Saat Random'dayd, en
azndan saatinden arta kalanlar.

Gitmemiz gerektiini dnmyor musun? dedi srarla.

Shh! dedi Ford. Bu arky dinleyebilmek iin para dedim.


Sanki gzleri yaarm gibiydi ki Arthur bunu biraz rahatsz edici
bulmutu. imdiye kadar Ford'un ok ok sert ikiler dnda
hibir ey yznden duygulandna tank olmamt. Belki de
1165/1186

gzne toz kam olabilirdi. Mzikle zaman unutmu gibiydi,


parmaklarn masann zerinde huzursuzca tkrdatarak, bekledi.

ark sona ermiti. arkc Heartbreak Hoteli sylemeye


geti.

Her neyse, diye fsldad Ford, benim restoran denetlemem


lazm.

Ne?

Bir eletiri yazmam gerek.

Bir eletiri mi? Bu yer iin mi?

Yaptm masraflarn geerlilii, eletiriyi gndermi olmama


bal. yle ayarladm ki, bunu yapnca sistem hi dikkat
ekmeden ve otomatik olarak iliyor. Bu faturann ise geerlik
kazanmas olduka nemli. diye ekledi yavaa, pis pis srtarak
birasnn iine bakyordu.

Bir iki bira ve bir zgara iin mi?

Ve arkc iin bir bahi.

Niye, ne kadar bahi braktn?

Ford yeniden bir rakam syledi.

Bunun ne kadar olduunu bilmiyorum, dedi Arthur.

ngiliz Pound u olarak deeri ne kadar? Onunla ne alnabilir?

Kabaca, eee... ee satn alabilecein eylerden biri... Ford gz-


lerini tavana kaldrp kafasndan bir takm hesaplamalar yapt.
1166/1186

svire olabilir rnein! dedi sonunda. Otostopunun Rehberi'ni


nne ekip daktilo etmeye balad.

Arthur akll akll ban sallad. Bazen Ford'un neden bahset-


tiini anlayabilmeyi arzu ettii anlar oluyordu ve bazen de imdi
olduu gibi, anlamaya bile almamann daha gvenli olduunu
dnyordu. Ford'un omzunun zerinden bakt. Bu uzun
srmeyecek deil mi7 dedi. '

Hayr, dedi Ford. Uyduruk bir ey. Yalnzca zgaralarn iyi


olduundan, birann gzel ve souk olduundan, evredeki yerel
yaantnn ho bir ilginlie sahip olduundan, bar arkcsnn
tm bilinen evren iinde en iyisi olduundan bahsedeceim hepsi
o kadar. Fazlasna gerek yok. Yalnzca demeler iin.

Ekranda GR yazl bir alana dokundu ve mesaj Sub-Etaya


karp gitti.

Anlalan arkcy olduka iyi buluyorsun ?

Evet, dedi Ford. Barmen, elinde titreir gibi gzken bir


kat paras ile dnmt.

Yznde sayg, hayranlk ve korku karm bir ifade ve asabi


bir seirtme ile kad Ford'a doru itti.

Garip ey, diyordu barmen. Sistem balangta bir iki kez


demeyi reddetti. Aslnda buna pek ardm syleyemeye-
ceim. Alnnda ter taneleri birikmiti. Sonra birden oh, evet,
tamam dedi ve sistem... eee... hesab onaylad. ylece. mzala-
mak... ister miydiniz?
1167/1186

Ford forma abucak bir gz att. Dilerini emdi. Bu Sonsuz


Boyutu ok incitecek, dedi, yznde ilgili bir ifade ile. Oh, her
neyse, diye ekledi, canlar cehenneme.

aaal bir imza att ve kad barmene geri verdi. Onun dedi
tm meslek yaam boyunca yapt boktan filmlerin ve casino
ovlarnn tmnden aldndan daha fazla para. Yalnzca yapt
eyin en iyisini yapt iin. Bir barda ayaa kalkp ark syledii
iin. Pazarl kendisi yapt. Bu sanrm onun iin gzel bir an.
Ona teekkr ettiimi ilet ve bir iki smarla. Bara bir iki para
bozuk para brakt. Barmen onlar eliyle itti.

Bunun gerektiini sanmyorum, dedi biraz atall bir sesle.


Ben sanyorum, dedi Ford. Pekala, buradan gidiyoruz. ,

Darda scak ve tozun altnda durup pembe ve krom karm


koca eye aknlk ve hayranlk iinde baktlar.

En azndan Ford aknlk ve hayranlkla bakt.

Arthur yalnzca bakt. Biraz abartl bulmuyorsun, yle mi?

ine trmandklarnda bu sylediklerini yeniden tekrarlad.


Koltuklar ve kontrollerin ou ince krkl bir deri veya setle
kaplyd. Ana kontrol paneli zerinde byk altn harflerle kazn-
m bir monogram vard EP.

Biliyor musun, dedi Ford, geminin motorlarn atelerken,


ona uzayllar tarafndan karldnn doru olup olmadn
sordum, o ne dedi biliyor musun?

Kim? dedi Arthur.

Kral.
1168/1186

Hangi Kral? Oh, biz bu konumalar daha nce de yapmam


mydk?

Bo ver, dedi Ford, Ne kadar dorudur bilmem, ama hayr


dedi. Kendi isteiyle gitmi.

Hl neden bahsettiini anladmdan emin deilim, dedi


Arthur.

Ford ban sallad. Bak, dedi, solundaki blmede kasetler


var. Niye oradan bir mzik seip almyorsun?

Pekala, dedi Arthur ve kasetleri kartrd. Elvis Presley


sever misin? diye sordu.

Evet, aslnda severim, dedi Ford. imdi, umarm bu alet


grnd kadar vardr ve zplamay biliyordur. Ana makinay
devreye soktu.

Suratlarn yrtabilecek, byk bir hzla yukar doru frlar-


larken Ford Yeeehah! diye haykrd.

Gerekten de grnd kadar vard, zplamay iyi biliyordu.

23
Haber kanallar bu tr eyleri sevmezlerdi. Bunlar kayp
olarak nitelerlerdi. Gereklii tartlmaz bir uzayarac Londrann
ortasnda bilinmeyen bir yerden ortaya kveriyor ve bu en yk-
sek ekicilikte sansasyonel haberler yaratyordu. ki saat sonra
tamamen farkl bir bakas ortaya kyor ve bir ekilde, bu ayn il-
giyi ekmiyordu.
1169/1186

BR UZAYARACI DAHA! diyordu balklar ve haber bord-


lar. BU SEFERK PEMBE. Bir ka ay sonra gelmi olsayd,
bundan ok daha fazla ilgi toplayabilirdi. Bunlardan yarm saat
sonra varan nc uzayarac olan ve kk, ksa yolculuklar iin
kullanlan drt kiilik Hrundi ise ancak yerel haberlerde yer
alabilmiti.

Ford ve Arthur stratosferden lk la inmiler ve Portland


Place'e dzgn bir ekilde park etmilerdi. Saat akam zeri alt
otuzdu ve bo park yeri bulabilmeleri mmkn olmutu. Etra-
flarna toplanan merakl kalabalkla bir sre konutuktan sonra
yksek sesle, aralarnda polis aracak biri yoksa bunu kendiler-
inin yapacan syleyerek ellerinden kurtulmay baarmlard.

Evim... dedi Arthur, buulu gzlerle evresine bakarken.


Sesine hafiften atallanm bir ton siner gibi olmutu.

Oh, imdi duygusallamaya kalkma, diye terslendi Ford.


Kzn bulmamz gerekiyor ve u kuu.

Nasl? dedi Arthur. Buras iinde be buuk milyar insann


yaad bir gezegen, ve ...

Evet, dedi Ford. Ama yalnzca bir tanesi uzaydan, kocaman


gm renkli bir uzay arac ile ve mekanik bir ku refakatinde
geldi. Yalnzca bir televizyon ve seyrederken iki iebileceimiz bir
yer bulmamzn yeterli olacan sanyorum. Ciddi bir oda ser-
visine ihtiyacmz olacak.

***
Langhamda iki yatak odal bir site yerletiler. Anlalmaz bir
ekilde, Ford'un be bin k yl uzaklkta bir gezegende karlm
1170/1186

Ye-Sonra-de kart, otelin bilgisayarnda herhangi bir sorun


karmamt.

Pekala, dedi Ford. Ben bir-iki margarita siparii vermek


istiyorum ltfen. Yani, birka srahi demek istedim. Bir ka ef
salatas. Ve bulabildiiniz kadar kaz cieri istiyorum. Ve bir de
Londra Hayvanat Bahesini.

Haberlerde! diye haykrd Arthur bitiik odadan.

Evet yle dedim, dedi Ford telefona. Londra Hayvanat


bahesi. Oda hesabna geirebilirsiniz.

Kzm.. Ulu Tanrm! diye haykrd Arthur, Onunla kim


gryor biliyor musun?

ngilizce anlamakta glk m ekiyorsunuz acaba? diye


devam ediyordu Ford. Hemen az tedeki yolun stndeki
Hayvanat bahesinden bahsediyorum. Bu gece kapal olmas beni
ilgilendirmez. Ben bilet almak istemiyorum, ben hayvanat bahes-
ini satn almak istiyorum. Bu oda servisi deil mi? Ben de bir
odadaym ve servis istiyorum. Bir para kadnz var m? Pekala.
te yapmanz istediim ey. Gvenli bir ekilde doal yaam-
larna dnebilecek tm hayvanlar serbest brakn. Doayla kolay
uyum salayabilmelerine yardmc olacak iyi bir ekip kurun ve
bunun gerekleip gereklemediini kontrol edin. Tamam m?

Trillian! diye haykrd Arthur. Yoksa bu... eee... tanrm, u


paralel evren samalna dayanamyorum. yle lanet olas
karmak bir ey ki. Farkl bir Trillian'a benziyor. Bu Tricia Mc
Millan, yani Trillian'n daha nce ...eee... niin buraya gelip sen de
izleyip, bir ey anlayp anlayamayacan grmyorsun?
1171/1186

Bir dakika, diye bard Ford ve yeniden oda servisi ile paz-
arlna dnd. Sonra doa ile baa kamayacak hayvanlar iin
doal blgelere ihtiyacmz olacak. Zaire gibi yerler ve bir ka ada
ie yarayabilir. Madagaskar, Baffin, Sumatra. Bu tr yerler. Geni
bir doal yaam evresine ihtiyacmz var.. Bakn, bunu niin bir
sorun olarak gryorsunuz anlamyorum. yaptrmay renin,
kimi istersiniz onu ie aln, ama hemen ie koyulun. Kredilerimin
yeterli olduunu greceksiniz. Ha sahi salatann zerine blue
cheese sosu koymay unutmayn. Teekkr ederim.'

Telefonu yerine koydu ve yatann kenarna oturup televizyon


seyretmekte olan Arthur'un yanna gitti.

Biraz kaz cieri smarladm, dedi Ford.

Ne? diye sordu Arthur. Dikkatini tamamen televizyona


odaklamt.

Biraz kaz cieri smarladm syledim, dedi Ford.

Oh, dedi Arthur, pek emin olmadan. Ihmm, ben kaz cieri
ile ilgili olarak her zaman biraz tereddt etmiimdir. Kazlar iin
biraz zalimce, yle deil mi?

Canlar cehenneme, dedi Ford yataa uzanarak, her lanet


olas ey iin zlemezsin.

Bunu sylemek senin iin kolay olabilir, ama...

Yeter! dedi Ford. Sen sevmezsen ben eninkini de yerim.


Neler oluyor?

Karklk! dedi Arthur. Tam anlamyla bir karmaa! Ran-


dom, Trillian ya da Tricia, hangisiyse, ona kendisini terk ettii iin
barp aryordu. Sonra bir gece kulbne gitmek istedi. Tricia
1172/1186

gzyalarna boularak Random' dourmak bir yana, onunla


daha nce hi karlamadn syledi. Ardndan birden
hkrarak, Rupert adnda birinden bahsetmeye ve onun akln
kaybettiini falan sylemeye balad. Drst olmak gerekirse bu
ksm ok da iyi izleyemedim. Sonra Random bir eyler atmaya
balad ve onlar ileri yoluna koymaya alrken bir reklam aras
verdiler. Oh! te yeniden stdyoya dndler. Kapa eneni ve
izle.

Ekranda olduka sarslm grnl bir sunucu belirdi ve iz-


leyicilerden bir nceki blmn dzensizlii iin zr diledi.

Kendilerine iletilebilecek net bir bilginin henz ellerinde ol-


madn, verebilecekleri tek haberin adnn Devaml Uucu Ran-
dom Dent olduunu syleyen esrarengiz kzn stdyoyu, eee.. din-
lenmek iin, terk ettiini bildirdi. Tricia McMillan'n yarn
stdyoya dneceini umuyordu. Bu arada, UFO faaliyetleri ile il-
gili taze raporlar stdyolarna gelmeye devam ediyordu....

Ford yataktan frlad, en yakn telefonu kapt ve bir numara


tulad.

Resepsiyon mu? Bu oteli satn almak ister miydin? Eer bana


be dakika iinde Tricia Mc Millan'n ye olduu klplerin ad-
larm bildirebilirsen o enindir. Her eyi bu odann hesabna
yazmalarn syle.

24
Uzayn mrekkep rengi derinliklerinde grnmez deiiklikler
meydana gelmekteydi.
1173/1186

Dnya adyla bilinen gezegenin, sonsuz eitlilikteki olaslk-


larnn odak noktas olduu, garip ve deiken bir oul blge
olan yerde yaayanlarn hepsi iin, bu deiiklikler grnmez ol-
makla birlikte, nemsiz de deillerdi.

Gne sisteminin en ucunda, yeil deri bir koltuk zerinde, bir


dizi TV ve bilgisayar ekranna korku ile bakmakta olan ok en-
dieli bir Grebulon lideri oturmakta idi. Etraftaki eylerle oyalan-
maya alyordu. Astroloji zerine olan kitabn kartryor, bil-
gisayarnn masas ile oynuyor, kendisine btn Grebulon mon-
itrlerinden devaml olarak gnderilen ve hepsi Dnya gezegen-
iyle ilgili grntleri kurcalyordu.

Stres iindeydi. Onlarn grevi izlemekti. Ama gizlice izlemek.


Bu grevinden bir para bkmt. Grevinin yllarca oturup telev-
izyon izlemekten daha fazla bir eyler olmas gerektiinden
olduka emindi. Gerekten de yanlarnda bir sr baka cihaz
vard ve bunlarn her birinin mutlaka bir amac olmalyd. Eer
kazayla bu amalarn hepsinin birden izini kaybetmi olmas-
alard. Yaamnda bir ama duygusu olmasn arzu ediyordu. Bu
yzden astrolojiye dnmt. Beyni ile ruhu arasnda rktc
a doldurmak iin. Bu ona mutlaka bir eyler anlatacakt.

te bir eyler anlatmaya balamt bile.

Ona anlayabildii kadaryla, ok kt bir ay geireceini, eer


ilerini kontrol altna alp baz pozitif atlmlar yapmaz ve kendisi
iin dnmeye balamazsa, ilerin ktden daha da ktye gide-
ceini haber veriyordu.

Doruydu. Astroloji kitabndan ve u gzel Tricia McMillan'n,


gerekli astronomik verileri yeniden genlere yerletirebilmesi
iin kendisine dzenledii bilgisayar programndan yola karak
bir yldz haritas hazrlamt. Bu sonular o haritadan da ok net
1174/1186

olarak grlebiliyordu. Gne sisteminin donmu ularndaki


onuncu gezegen zerinde yaayan Grebulonlar iin Dnya bil-
gilerine dayanan astrolojinin bir anlam ifade edebilmesi yeni
batan hesaplanmas ile mmknd.

Yeni hesaplamalar son derece net ve phe kaldrmaz biimde


gstermiti ki bugnden balayarak nmzdeki ay gerekten de
onun iin kt geecekti. nk bugn Dnya Baak burcunda
ykselmeye balyordu ve Klasik bir Ko olmann btn zellikler-
ini gsteren Grebulon Lideri iin bu gerekten de ok ktyd.

imdi, diyordu yldz fal, pozitif admlar atmann, zor kararlar


vermenin, yaplmas gereken ey ne ise onu yapmann zamandr.
Btn bunlar onun iin ok zor eylerdi ama biliyordu ki kimse
zor eyleri yapmann zor olmayacan sylememiti ona. Bilgisa-
yarlar imdiden Dnya gezegeninin yerini tespit edip, saniye sani-
ye onu izliyorlard. Byk gri silah kulelerinin hedefe doru ev-
rilmesi emrini vermiti.

***
Tm Grebulon izleme cihazlar Dnya gezegeni zerinde odak-
lanm olduu iin, imdi gne sisteminde bir baka bilgi kayna
daha olduunu gzden karmlard.

Bu ikinci bilgi kaynan, -yani kocaman sar bir inaat gemisi-


fark edebilme anslar kazayla bile olsa, hemen hemen hiti. Bu
kaynak da gneten en az Rupert kadar uzakt, ama neredeyse
gne tarafndan gizlendii sylenebilecek kadar ap olarak ters
ynde idi.

Neredeyse.
1175/1186

Kocaman sar inaat gemisi kendisi fark edilmeden onuncu


gezegende olanlar izleyebilmek istemi ve bunu baarmt da.

Bu geminin Grebulonlarn tam tersi olduu baka ynler de


vard.

Liderleri, geminin Kaptan, amacnn ne olduu konusunda


ok net bir fikre sahipti. Bu ok basit ve net bir amat ve o
olduka uzun bir sreden beri bu amaca ulamak iin kendi basit,
ak yolunu izliyordu.

Amacn bilen herhangi birisi bunun faydasz ve irkin bir


ama olduunu ne srebilir, bunun yaam zenginletiren, insan-
larn admlarn sklatran, kular akrdatan ve iekleri atran
bir ama olmadn syleyebilirdi. Hatta btn bunlarn tersiydi.
Tam tersi.

Ama bunu dnmek onun ii deildi. Onun ii iini yapmakt.


Eer bu kendisinde bir gr kstlamasna, ve dnce ksrlna
yol ayorsa byle eyler iin endie etmek de onun grevi deildi.
Yoluna kan bu tr eylerin hepsi bakalarna havale ediliyor, bu
bakalar da bu meseleleri baka bakalarna havale ediyorlard.

Buradan, hatta her yerden, ok ok k yl uzakta, uzun sre


nce terkedilmi, ciddi ve sevimsiz grnl Vogsphere gezegeni
bulunmaktayd. Bu gezegen zerindeki pis kokulu, sisler iinde
amurlu bir nehir kenarnda deerli talarla bezeli son birka de-
likli yengecin kirli, krk dkk ve bo kabuklar ile Vogon Vogon-
blurtus neslinin ilk olarak buradan yetitiini gsteren kk ta
bir ant vard. Antn ta zerine bir ok kaznmt ve bu ok uza,
sisleri iaret ediyordu. Altnda dz, sade harflerle unlar yazlyd;
Sorumluluk burada sona eriyor.
1176/1186

Kt grnl sar gemisinin derin blmelerinden birinde


Vogon Kaptan hafife solmu ve ypranm bir kad nne
doru ekti. Bu bir ykm emri idi.

Eer Kaptann iini yapmak olan iinin tam olarak nerede


baladn renmek istiyorduysanz, o zaman her ey bu kk
kat parasna balanabilirdi. Bu, kendisine bir st tarafndan
uzun bir sre nce verilmiti. Kat parasnn zerinde bir direk-
tif yazl idi ve Kaptann grevi bu direktifi yerine getirmek ve i
bittii zaman da yandaki ufak karenin iine bir ek iareti atmakt.

Ayn direktifi daha nce de bir kez daha yerine getirmi, ama
sorun yaratan bir takm koullar onun kk karenin iine ek
iaret koymasn engellemiti.

Bu sorun yaratan koullardan bir tanesi, bu Galaktik blgenin


oulcu doas idi. Burada olmas mmkn olanla, olmas
muhtemel olan devaml birbirini engelliyordu. Basit bir ykm
eylemi kt yaptrlm bir duvar kadnn altndaki hava
kabarcn stlen bastrmaktan baka ie yaramyordu. Yktn
herhangi bir ey yeniden karna kveriyordu. Yaknda bunun
aresini bulacakt.

Bir dieri devaml olarak, durmalar gereken yerde durmay


reddeden kiilerden oluan kk bir gruptu. Bu da yaknda
yoluna sokulacak konulardan biriydi.

ncs, sinir bozucu, anarik, kk bir cihaz olan


Otostopunun Galaksi Rehberi idi. imdi bunun tam ve kesin n-
lemi alnm ve hatta geici ters mhendisliin muhteem gc ile
dier her eyin onun araclyla halledilebilecei bir arac haline
dntrlmt. Kaptan sadece, bu dramn son sahnesini
seyretmeye gelmiti. Kendisinin parman bile oynatmasna
gerek yoktu.
1177/1186

Haydi grelim bakalm, dedi.

Bir kuun glgeli, karanlk silueti kanatlarn at ve hemen


yanndan havaya ykseldi. Kpr st karanla gmld. Bir an
iin kuun siyah gzlerinde soluk klar dans etti. Tanmlanm
adres boluunun derinliklerinde parantezler birbiri ardna
kapanyor, eer ile balayan cmlecikler sona eriyor, tekrar baa
dn emirleri son buluyor, geriye dnl formller son bir ka kez
kullanlmak zere iliyordu.

Karanlkta prl pnl bir grnt belirdi. Islak, mavi-yeil ren-


kli, paralanm bir sosis dizisine benzer tp biiminde, havada
dalgalanan bir grnt.

Gurultulu bir mutluluk grlts karan Vogon Kaptan ar-


kasna yasland ve seyretmeye koyuldu.

25
te orada, 42 Numara, diye bard Ford Prefect taksi
ofrne. Hemen urada!

Taksi sarslarak durdu ve Ford ile Arthur dar atladlar.


Yolda bir sr otomatik para makinesi nnde durmulard, onun
iin Ford inerken, pencereden ofrn eline avu dolusu para
sktrmt.

Klbn girii karanlk, k ve sert grnlyd. Adn yal-


nzca, olabilecek en kk boyuttaki bir levhann zerinde gre-
bilmek mmknd. yeleri klbn nerede olduunu biliyordu ve
eer ye deilseniz nerede olduunu bilmenizin size zaten bir
yarar olmuyordu.
1178/1186

Ford Prefect Stavro'nun Yerine ye deildi. Geri bir defasnda


New York'daki dier Stavro klbnde bulunmutu. ye olmad
kurulularla iliki kurma konusunda son derece basit bir metodu
vard. Kap alr almaz ieri dalyor ve arkasna dnp Arthur'u
gstererek Tamam, bu bey benimle birlikte, diyordu, o kadar.

Karanlk, parlak merdivenlerden aa yneldi, yeni


ayakkablar iinde kendini ok haval hissediyordu. Bunlar mavi
renkli set ayakkablard ve olup biten her eye ramen onlar
hzla giden bir taksinin arka camndan tespit edebilmi olmaktan
son derece mutluydu.

Sana buraya gelmemeni sylediimi sanyordum.

Ne? dedi Ford.

nce, hastalkl grnl, bol talyan tipi bir eyler giyen


adamn biri, merdivenlerde sigarasn yakarak yanlarndan
geerken birden durmutu.

Sen deil, dedi O.

Dorudan Arthur'a bakyordu. Sonra biraz kafas karr gibi


oldu.

Afedersiniz, dedi Sanrm sizi birine benzetmi olmalym.


Yeniden merdivenleri trmanmaya balad ama, hemen geri
dnd, bu kez daha da arm gibiydi. Arthur'a bakyordu.

Yine ne var? dedi Ford.

Ne dediniz?

Yine ne var, dedim? diye tekrarlad Ford tedirgin bir ekilde.


1179/1186

Evet, sanrm yle, dedi adam ve hafife sallanarak. Elinde


tuttuu kibrit kutusunu drd. Az zor hareket ediyordu.
Sonra elini alnna koydu.

Affedersiniz, dedi, mitsizce az nce aldm hapn adn


hatrlamaya alyorum. u hatrlayamayacanz anlamna gelen
isimlerden biri olmal herhalde.

Kafasn sallad ve yeniden arkasna dnd ve erkekler tuvalet-


ine gitmek zere yukar kt.

Hadi, dedi Ford. Merdivenleri aceleyle indi. Arthur asabi bir


huzursuzlukla onun peinden gidiyordu. Karlama onu fena
halde sarsmt ve bunun nedenini de bilmiyordu.

Byle yerleri sevmezdi. Yllardr kurduu Dnya ve ev hay-


allerinin sonunda imdi fena halde Lamuelladaki kulbesini,
baklarn ve sandvilerini zlemiti. Hatta Yal Thrasbarg' bile.

Arthur!"

Bu duyduu en artc sesti. Kendi ismi sterodan anons


ediliyordu.

Ban kaldrp yukar bakmak zere dnd. Merdivenlerin


stnde Trillian'n kendisine doru aceleyle aa indiini grd.
zerinde kr kr bir RmplonTM giysi vard. Birden rkm
gibi grnyordu.

Arthur ban evirip dier yana bakarak, neden byle rkm


grndn anlamaya alt.

Merdivenlerin dibinde Trillian duruyordu, zerinde... Hayr-


bu Tricia idi. Az nce televizyonda grd, kafas karmakark
histerik Tricia. Ve arkasnda da Random duruyordu, her
1180/1186

zamankinden de vahi bir grn vard. Onun arkasnda k, lo


kl klbn gerilerinde akamn dier mterileri donmu bir
tablo halinde endieyle yukar bakyorlar, merdivenlerdeki bu
yzlemeyi izliyorlard.

Bir iki saniye iin herkes hareketsiz kald. Yalnzca barn ar-
kasndaki mzik durmas gerektiini bilmiyordu.

Elindeki silah, dedi Ford yavaa, bayla Random' iaret


ederek, bir Wabanatta 3. Benden ald gemide duruyordu.
Aslnda olduka tehlikeli bir silah. Sakn bir an bile kprdama.
Hepimiz biraz sakinleelim ve onu zen eyin ne olduunu
anlayalm.

Ben nereye aitim? diye haykrd Random aniden. Silah


tutan eli fkeyle titriyordu. Dier eli cebine dald ve oradan
Arthur'un saatinin kalntlarn kard. Onlara doru sallad.

Ben buraya ait olduumu sanyordum, diye alad, beni yar-


atm olan dnyaya! Ama anlalan kendi annem bile benim kim
olduumu bilmiyor! Saati iddetle yan tarafa frlatt. Saat barn
arkasndaki bardaklara arpt ve barn iindekileri parampara
etti.

Herkes bir iki dakika daha son derece sessiz kald.

Random, dedi merdivenin tepesindeki Trillian sakin bir


sesle.

Kapa eneni!diye haykrd Random. Sen beni terk ettin!"

Random, beni dinlemen ve anlaman ok nemli. diye srar


etti Trillian ayn sakin sesle. Fazla zamanmz yok. Buradan
ayrlmamz gerek. Hepimiz gitmeliyiz.
1181/1186

Sen neden bahsediyorsun? Biz durmadan bir yerlerden


ayrlyoruz! imdi iki eli de silahn zerinde idi. Ve her ikisi de
titriyordu. Silah zellikle dorulttuu kimse yoktu. Onu genel
olarak, tm dnyaya dorultmutu.

Dinle, dedi Trillian yeniden. Seni braktm nk bir TV


kanal iin bir sava izlemeye gitmitim. Son derece tehlikeli bir
grevdi. En azndan ben yle olacan dnmtm. Oraya
vardmda sava birden durdu. Bir zaman anomalisi vard ve ...
dinle! Ltfen dinle! Gelmesi beklenen bir keif gemisi gelmemiti
ve filonun gerisi son derece sama sapan bir dzensizlik iinde
dalmt.

Byle eyler imdi hep oluyor.

Umurumda deil! Senin lanet olas iin hakknda bir ey duy-


mak istemiyorum, diye bard Random. Ben bir ev istiyorum!
Bir yere ait olmak istiyorum.

Buras senin evin deil, dedi Trillian, hl sesini sakin tut-


may baararak.

Senin evin yok. Hibirimizin evi yok. Artk kimsenin evi kal-
mad. Biraz nce bahsettiim o kayp gemi. O gemidekilerin
hibirinin bir evi yok. Onlar nereden geldiklerini bile bilmiyorlar.
Onlarn kim olduklaryla ilgili veya ne iin doduklaryla ilgili bir
anlar bile yok. Onlar kaybolmu, kafalar ok karm ve ok
korkmular. Onlar bu gne sisteminin iinde bir yerdeler ve
ok.... yanl ynlendirilmi... bir ey yapmak zereler. Bizim....
buray.... hemen terk etmemiz gerekiyor... imdi. Nereye gidebile-
ceimizi syleyemem sana. Ama buras olmamamz gereken bir
yer. Ltfen. Son bir kez daha. Gidebilir miyiz?
1182/1186

Randomun kafas karmakarkt. Panik iinde ve


tereddtlyd.

Her ey yolunda, dedi Arthur yumuak bir sesle. Kendisini


ok sakin hissediyordu. Ben burada olduuma gre gvendeyiz
demektir. imdi bunu aklamam istemeyin benden ama, bana
bir ey olmuyorsa size de olmayacak demektir. Tamam m?

Ne demek istiyorsun? diye sordu Trillian.

Hepimiz geveyebiliriz., dedi Arthur. Kendisini ok sakin


hissediyordu. Hayat gvencedeydi ve bunlarn hibiri gerek
grnmyordu gzne.

Yava yava Random gevemeye balam ve silahn santim


santim indirmeye balamt.

Sonra iki ey ayn anda oldu.

Merdivenlerin tepesindeki erkekler tuvaletinin kaps ald ve


Arthuru tanm olan adam etraf koklayarak dar kt.

Aniden ortaya kan bu hareketlilik Random' artmt. Yen-


iden silahn dorulttu ve tam o srada arkasnda duran adam onu
elinden almaya kalkt.

Arthur kendisini ne doru att. Kulaklar sar eden bir pat-


lama oldu. Trillian zerine kapaklanrken Arthur beceriksizce
yere dt. Ortalk sessizleince bam kaldrdnda, merdiven-
lerin tepesindeki adamn, yznde aptallam bir ifadeyle, kend-
isine bakmakta olduunu grd.

Sen... dedi adam. Sonra yavaa, korkun bir ekilde yere


yld.
1183/1186

Random silah elinden att ve hkrarak dizleri zerine kt.

zgnm! diyordu. ok zgnm! yle, yle ok zgnm


ki..

Tricia ona doru gitti. Trillian ona doru gitti.

Arthur merdivenlerin zerine oturup ellerini bann arasna


almt. Ne yapmas gerektii hakknda en kk bir fikri yoktu.
Ford da merdivenlerde hemen onun arkasnda oturmaktayd. Yer-
den bir ey ald ilgiyle inceledi ve Arthur'a verdi.

Bu senin iin bir anlam ifade ediyor mu? diye sordu.

Arthur uzatlan eyi ald. Bu len adamn drd kibrit ku-


tusu idi. zerinde klbn ad yazlyd. Klbn sahibinin ad da
yazyordu. yle bir yazyd:

STAVRO MUELLER

BETA

Olaylar kafasnda yava yava oturmaya balarken o da bir


sre iin bu yazya bakakald. Ne yapmas gerektiini dnd,
ama bunu ylesine, tembel tembel yapt. Etrafnda insanlar saa
sola koturmaya ve barmaya balamlard. Ama Arthur iin
her ey birden berraklamaya balamt. Yaplabilecek hibir ey
yoktu, ne imdi ne hibir zaman. Grlt ve n yeni gariplii
iinde yalnzca Ford Prefect'in arkasna dayanp kahkahalarla l-
gnca gldn grebiliyordu.

zerine son derece gl bir huzur hissi gelmiti. lk ve son


kez olarak artk her eyin nihayet sona erdiini biliyordu.
1184/1186

***
Vogon gemisinin ortasnda, kprsnn karanl iinde
Prostetnik Vogon Jeltz tek bana oturmaktayd. Bir duvar dol-
durmu olan harici grnt ekranlar zerinde bir an iin klar
parlad. Bann zerindeki gkyznde slak mavi-yeil sosis
dizisindeki boluklar zlmt. Seenekler arpm, olaslk-
lar birbirinin zerine katlanm ve btnn kendisi zlerek
ortadan

kaybolmutu.

Ortala ok koyu bir karanlk indi. Vogon Kaptan bu karan-


la gmlm olarak bir mddet oturdu.

Ik, dedi.

Hibir tepki gelmedi. Kuun kendisi de btn olaslklarn


dna km, kaybolup gitmiti.

Vogon k dmesini kendisi evirdi. Kat parasn yeniden


eline alarak kk karenin iine bir ek iareti koydu.

Evet, grev tamamlanmt. Gemisi mrekkep rengi boluun


iine dalabilirdi..

***
Grebulon Lideri kendisine gre son derece pozitif admlar at-
m olmasna ramen, yine de kt bir ay geiriyordu. Az ok
btn dier aylar gibiydi aslnda, yalnzca artk televizyonda
seyredilebilecek hibir ey kalmamt. Onun yerine teybe bir hafif
mzik band koydu.
1185/1186

-Kitabn Sonu-
@Created by PDF to ePub

You might also like