Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 31

M A Ğ D U R U N SUÇA Y O L A Ç M A S I

Ar. Gör. S e l m a n DURSUN*

Giriş
İnsanlığın ortaya çıkışından beri varolan "suç" kavra­
mı ve p r o b l e m i , h e m e n bütün t o p l u m l a r d a insanların
1

özel i l g i s i n i çeken ve çeşitli b i l i m dallarının inceleme ala­


nına giren b i r k o n u d u r . Suç, t o p l u m s a l düzeni bozması
nedeniyle b i r p r o b l e m oluşturmakta, düzenin yeniden
sağlanması veya t e k r a r bozulmaması için çözülmesi,
önüne geçilmesi gereken b i r s o r u n olarak karşımızda
durmaktadır. Bilindiği üzere, suç s o r u n u n u , o l g u s u n u
tüm yönleriyle inceleyen, suç oluşturan davranışların
nedenlerini araştıran ve bunları önlemeye yönelik ne tür
çalışmaların yapılması gerektiğini belirlemeye çalışan b i ­
l i m dalı k r i m i n o l o j i (suç b i l i m i ) d i r . 2

Suç p r o b l e m i n i çözmeye yönelik k r i m i n o l o j i k çalışma­


lar, 70'li yıllara kadar, d a h a çok suçun taraflarından
"suçlu" üzerine yoğunlaşmıştır. Suçun nedenlerinin be­
lirlenmesinde hareket noktası, suç failindeki anormallik¬
*) İstanbul Üniversitesi H u k u k Fakültesi Ceza ve Ceza U s u l H u k u k u
A n a b i l i m Dalı.
1) A d e m ile Havva'nın i l k çocuklanndan o l a n H a b i l ' i n . erkek kardeşi
K a b i l tarafından öldürülmesi olayı, b i l i n e n i l k a d a m öldürme suçu
o l a r a k k a b u l e d i l m e k t e d i r (R. Füsun Sokullu-Akmcı, Kriminoloji, 3.
Bası, İstanbul, Beta, 2 0 0 2 . s.21).
2) Sokullu-Akıncı, Kriminoloji, s.33. " K r i m i n o l o j i , insanın sapıcı
davranış ve e y l e m l e r i arasında suçu doğuran, y a p a n ve suçu
k o n t r o l e t m e amacını güden süreçleri açıklayan ve suçun sebep ve
e t m e n l e r i n i tespit m a k s a d i y l e i n s a n a ve suç işleyen i n s a n a ilişkin
b i l g i l e r i n bütününün s e n t e z i n i oluşturan b i l g i dalıdır" ( S u l h i
Dönmezer, Kriminoloji, Gözden geçirilmiş s e k i z i n c i bası, İstanbul,
Beta, 1 9 9 4 , s. 14).
4 Selman Dursun rfÜHFM. C. LXI, S. 1-2, 3-33. 2003)

ler, zeka d u r u m u , akıl hastalığı, kişilik yapısı gibi k o n u l a r


olmuştur . Suçun diğer tarafı olan "mağdur" b u k o n u ­
3 4

d a k i çalışmalarda fazla öne çıkmamıştır . A n c a k 70'li yıl­ 5

lardan itibaren, y a n i s o n otuz yıl içerisinde, k r i m i n o l o j i


araştırmaları suç mağduru üzerinde yoğunlaşmaya baş­
lamıştır . B u yoğunlaşma ve suç kavramına yönelik b u
6

"yeni bakış açısı", yeni b i r b i l i m dalının temellerini oluş­


turmuş ve zamanla b u k o n u d a k i çalışmaların gelişmesi ve
bunların a y n b i r d i s i p l i n haline gelmesiyle k r i m i n o l o j i d e n
bağımsız b i r b i l i m dalı olarak ' V i k t i m o l o j i " (mağdur b i l i m i )
ortaya çıkmıştır . H a t t a v i k t i m o l o j i n i n son yıllarda büyük
7

3) R. Füsun Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, İstanbul, Beta, 1999, s. 2 2 .


4) B u n o k t a d a , "mağdursuz suç" kavramını hatırlamakta y a r a r var­
dır. Aslında h e r suçun b i r mağduru vardır (dolayısıyla suçun faille
b i r l i k t e i k i tarafı bulunmaktadır) ve mağdursuz suçlann mağduru
ise çoğu kez f a i l i n k e n d i s i olmaktadır (Sokullu-Akıncı, Kriminoloji,
s. 83).
5) Öyle k i k r i m i n o l o j i n i n suç veya suçlu b i l i m i m i olduğu tartışması
yapılmıştır. B k z . ; Doğan Soyaslan, Kriminoloji (Suç ve Ceza Bilim­
leri), Genişletilmiş 2. baskı, A n k a r a , A n k a r a Üniversitesi H u k u k
Fakültesi Yayını, 1998, s. 13-14. Benzer şekilde ceza a d a l e t i n i n
yüzyıllardır "devlet" tarafından sağlanması, mağdurun rolünün
suçun işlendiğini y e t k i l i mercilere b i l d i r m e k t e n i b a r e t kalması,
mağdurun b u s i s t e m içinde h e p i k i n c i p l a n d a kalmasına n e d e n
olmuştur. S i s t e m suç faili (sanık) ile devlet arasındaki b i r ilişki
biçiminde işlemiştir. B u bağlamda Ceza Yargılaması H u k u k u n d a
da suç faili olduğu sanılan kişinin (sanığın) hakları ön p l a n d a o l ­
muştur (Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, s.20).
6) Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, s . 2 1 . " 1 8 ' i n c i yüzyılda, suçlar ilgi
m e r k e z i n d e d u r m a k t a i k e n , 1 9 ' u n c u yüzyılın s o n u n d a f a i l i n kişi­
liği ön p l a n a geçmiş ve mağdur b i l i m i (viktimoloji), a n c a k yüzyılı­
mızın s o n kırk yılında, k r i m i n o l o j i n i n özel alanı o l a r a k önem k a ­
zanmıştır. B u bakımdan suç mağduru, henüz İkinci Dünya Sa-
vaşı'ndan b e r i , k r i m i n o l o j i k araştırmanın k o n u s u o l m a y a başla­
mıştır. B u n u n için Amelurvcen. b u aşamaya erişilmesiyle, "fiil, fail
ve mağdurun üç sesli akortundan" söz eder. Genellikle fiil ve faile
yönelmiş geleneksel mütalaa tarzı karşısında, mağdurun rolü,
y e n i z a m a n l a r d a ve özellikle İkinci Dünya Savaşfndan s o n r a
araştırılmıştır" (Schneider, S c h m i n d ve Kaiser'deıı n a k l e n T i m u r
Demirbaş, Kriminoloji, A n k a r a , Seçkin, 2 0 0 1 , s.300).
7) " K i m i n " v i k t i m o l o j i y i " bulduğu tartışmalıdır. Nagele göre. 1 9 5 1 e
k a d a r R o m a n y a ' d a yaşamış o l a n Kudüs'lü a v u k a t Beniamin Men
delsohn, 2 9 M a r t 1947'de Bükreş'te b i r p s i k i y a t r i toplantısında
verdiği k o n f e r a n s t a , b u n u kullanmıştı. B u n u n l a b i r l i k t e , Hans von
Mağdurun Suça Yol Açması 5

ilerleme kaydettiği ve sadece b i r b i l i m dalı o l m a k t a n çı­


karak, uluslararası b i r reform hareketine dönüştüğü, suç
politikasını da etkilediği ve b u e t k i n i n k e n d i s i n i ülke
mevzuatlarında gösterdiği de belirtilmiştir . 8

V i k t i m o l o j i n i n amacı; mağduru, psikolojik, sosyal ve


h u k u k s a l b o y u t l a r bağlamında incelemek ve n i h a i amaç
olarak mağdur olmayı önlemek (deviktimizasyon) için ge­
r e k l i koşulları ortaya koymaktır . B u amaç çerçevesinde,
9

özellikle mağdur tipolojisi, b u n u n suçun nedenleriyle olan


ilişkisi, suç k o r k u s u , suçu önleme, suçun mağdurlar
üzerindeki etkileri, mağdurun suçtaki rolü ve sorumluluğu,
mağdurun k o r u n m a y a , desteğe ve giderime ilişkin ge­
r e k s i n i m l e r i gibi k o n u l a r üzerinde durulmaktadır . 10

Yukarıda da belirtildiği gibi, v i k t i m o l o j i n i n çalışma


alanı içerisinde yer alan başlıca önemli k o n u l a r d a n b i r i de
"mağdurun suçtaki rolü ve sorumluluğu 'dur. B u k o n u ­
d a k i çalışmaların, suçluya yönelik "kötü, hasta, sapık,
t o p l u m dışı", b u n a karşılık mağdurla ilgili olarak "kötü
t a l i h l i , saldırıya uğramış, m a s u m " biçimindeki nitelen­
dirmeleri ve şablonları o r t a d a n kaldırmıştır. H a t t a bazı
d u r u m l a r d a , mağdurların da k u s u r l u oldukları iddia edi-

delsohn, 2 9 M a r t 1947*de Bükreş'te b i r p s i k i y a t r i toplantısında


verdiği konferansta, b u n u kullanmıştı. B u n u n l a b i r l i k t e , Hans von
Hentig in v i k t i m o l o j i kavramını kullandığı ve h a t t a 4 Eylül 1934
t a r i h l i Köln gazetesi vasıtasıyla ispat edilebilir. A y n c a k e s i n o l a n ,
von Hentig'in "Suç ve Onan Mağduru" üzerinde A B D ele 1948 de
yayınladığı temel eseridir" (Sewind'den n a k l e n Demirbaş, Krimino­
loji, s.300-301). Benzer şekilde, i l k defa v o n Hentig'in sözü geçen
kitabında mağdur ve fail arasında ilişkiye, suçta mağdurun rolüne
yer verdiği ["Victims a n d Victimology", (çevrim içi) h t t p : / /
investigatoıtraining.org/notes/Victims%20&%20Victiınology.doc,
05.1 1.2002; Walter C. Reckles, The Crime Problem T h i r d E d i t i o n .
New York, A p p l e t o n - C e n t u r y - C r o f t s , 1 9 6 1 , s.21], M e n d e l s o h n u n
mağdurun suçtaki k u s u r u ve b u n u n derecesi açısından tipoloji
tasnifi yaptığı ve her i k i k r i m i n o l o g u n b u bakış açılannın "mağ­
d u r u n sorumluluğu" kavramını ortaya çıkardığı k a b u l edilmekte­
d i r ("Victims a n d Victimology").
8) Veli Özer Özbek, Ceza Hukukunda Suçtan Doğan Mağduriyetin
Giderilmesi, A n k a r a , Seçkin, 1 9 9 9 , s.36-37.
9) Lopez, B o r n s t e i n ' d e n n a k l e n Sokullu-Akıncı, Viktimoloji s.22.
10) Rossini'den n a k l e n Sokullu-Akıncı. Viktimoloji, s.23.
6 Selman Dursun (İÛHFM, C. LXI, S. 1-2, 3-33, 2003)

lerek, b i r önceki cümlede b e l i r t i l e n düşünceler, a k s i yön­


de b i r gelişme göstermiştir . B u k a p s a m d a v i k t i m o l o j i n i n
11

•en önemli iddiasının, mağdurun kendisine karşı işlenen


suça önemli katkısı olduğu ifade edilmiştir . Özellikle 12

suçun n e d e n l e r i n i n belirlenmesinde suçluyu temel a l a n


k r i m i n o l o j i k incelemelere, suçta mağdurun rolü ve so­
rumluluğuna ilişkin çalışmalann b i r a n l a m d a denge ge­
tirdiği, suçlu ve mağdur kavramları k o n u s u n d a t o p l u m ­
d a k i yaygın k a n a a t i değiştirdiği göz önüne alınırsa, b u
k o n u d a k i çalışmaların v i k t i m o l o j i n i n , k r i m i n o l o j i d e n b a ­
ğımsız b i r d i s i p l i n haline gelmesinde en önemli işlevi üst­
lendiğini belirlemek, herhalde yanlış b i r tespit olmaya­
caktır . 13

Bütün b u açıklamalar çerçevesinde, "mağdurun suça


yol açması" kavramını suçta mağdurun rolü ve s o r u m ­
14

luluğuyla yakından ilişkili ve h a t t a bazı d u r u m l a r d a b i r ­


biriyle kesişen genel b i r k a v r a m olarak ele a l m a k t a ve b u
başlık altında sözü geçen k o n u y u irdelemeyi amaçla­
maktayız.
B u düşünceyle çalışmamız, k a v r a m s a l açıklamaların •

yer aldığı, "mağdurun suça y o l açması kavramı", k o n u y l a


ilgili örneklerin ortaya konduğu "mağdurun suça y o l aç­
ması durumları" ve söz k o n u s u k a v r a m a h u k u k u m u z d a
ve özellikle T C K . ' u n d a bağlanan sonuçların ele alındığı
"mağdurun suça y o l açmasının h u k u k i sonuçları" biçi­
m i n d e üç büyük başlıktan oluşmaktadır. D a h a sonra kısa
b i r özet ve sonuç bölümüyle çalışma sona ermektedir.
11) Sokullu-Akıncı, Viktimoloji s.37. "Artık ne suçlular çok kötü k i ­
şiler ne de mağdurlar zavallı i y i insanlardır. Her i k i g r u p d a t u ­
haf, m a r j i n a l kişilerdir" (Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, s.37).
12) Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, s.72.
13) E r e m b u k o n u y l a bağlantılı o l a r a k , "Mağdur " k a a t i l a r a y a n
mağdurlar" o l a r a k tanımlanır. Evans'ın "mağdurlar genellikle
cürümleri davet eder ve gerçekleştirilmesine yardım ederler" gö­
rüşü geniş t a r a f t a r b u l m a m a k t a i d i . Şimdi ise " v i c t i m o l o g y " diye
tanınan y e n i b i r d i s i p l i n o l a r a k o r t a y a çıkmıştır" ifadelerine yer
vermiştir ( F a r u k E r e m , Suç Bilimi Açısından Adalet Psikolojisi,
Suçlu Psikolojisi-Usul Psikolojisi, Mahpusun Psikolojisi, 10. Bası,
A n k a r a , A d i l Yayınevi, 1 9 9 7 , s.271).
14) Söz k o n u s u kavramı, " v i c t i m p r e c i p i t a t e " o l a r a k anılan k a v r a ­
mın karşılığı o l a r a k kullanıyoruz.
Mağdurun Suça Yol Açması 7

I. Mağdurun Suça Y o l Açması Kavramı


A. Genel Olarak
Günlük yaşantımızda birçok hareketimiz, bulunduğu­
m u z d u r u m , çeşitli suç tiplerini davet eden, b u n l a r a y o l
açan veya b u süreci hızlandıran b i r özellik gösterebil­
mektedir. B i r kişinin o t o m o b i l i n i p a r k e t t i k t e n sonra k a ­
pıları kilitlememesi veya anahtarı üzerinde bırakması ya
da evdeki pencereleri açık bırakarak evden ayrılması b u
k o n u d a en çok verilen, basit b i r örnektir . Böyle b i r h a ­ 15

reket tarzı, hırsızlık suçunu davet eden, böyle b i r riski


oluşturan veya başka nedenlerle suçun işlenmesi söz ko­
n u s u y s a b u süreci hızlandıran, suç işlenmişse b u n a ne­
d e n olan b i r davranış biçimidir . İşte b u noktada, "mağ­16

d u r u n suça yol açması" kavramı ortaya çıkmaktadır.


Mağdurun suça y o l açması, "mağdurun, faili cesaret­
lendirici veya t a h r i k edici davranışıyla y a da riski artıran
birtakım diğer yollarla kendisine karşı suç işlenmesine
neden olabilmesi" biçiminde ifade e d i l m e k t e d i r . Mağdu­ 17

r u n suça yol açması, kasıtlı, bilinçli olabileceği gibi, ço­


ğunlukla mağdur b u n u n farkında olmayabilir. Keza b u
davranış, icrai, a k t i f b i r hareket y a da i h m a l i , pasif b i r
hareket biçiminde görülebilir. B u bağlamda, mağdurun
suça yol açması kavramı içerisinde yer alan, "suça yol
açıcı faktör" deyimine de değinmek gerekir. Suça y o l açıcı
faktör, mağdurun bilmeyerek de olsa yaptığı ve suçun iş­
lenme olasılığını artıran b i r davranıştır . 18

Bütün b u açıklamalardan sonra, "mağdurun icrai veya


i h m a l i , bilerek veya bilmeyerek yaptığı b i r hareketle veya
15) Mağdurun suça y o l açmasına ilişkin örneklere, d a h a kapsamlı
o l a r a k , aşağıda a y n c a değineceğiz.
16) B u örnek için b k z . ; Reckless, 8 . 2 1 ; Demirbaş. Kriminoloji s.304;
" W h a t C a n I Do?", (çevrimiçi) http://www.tıinityexec servi­
ces, c o m / p r o t e c t i o n . h t m l , 0 5 . 1 2 . 2 0 0 2 .
17) C. W i l s o n . T. Nettelbeck, R. Potter. C. Perry, " I n t e l l e c t u a l Disa­
b i l i t y a n d C r i m i n a l V i c t i m i s a t i o n " , Trends & Issues in Crime and
Criminal Justice, No:60, A u s t r a l i a n I n s t i t u t e o f C r i m i n o l o g y ,
S e p t e m b e r 1 9 9 6 , (çevrimiçi) h t t p : / / w w w . a i c . g o v . a u / p u b l i c a -
t i o n s / t a n d i / t i 6 0 . p d f , 1 1 . 1 1 . 2 0 0 2 , s.3.
18) W i l s o n , Nettelbeck, Potter, Perry, s.3.
8 Selman Dursun (tÜHFM, C. LXJ. S. 1-2, 3-33, 2003)

başka b i r şekilde, b i r suçun işlenme r i s k i n i doğurması ya


da diğer b i r neden veya nedenlerle suçun zaten mevcut
olan işlenme riskini artırması, hızlandırması ve b u şekilde
suç işlenmesine neden olması" olarak, mağdurun suça yol
açmasının kapsamlı b i r t a r i f i n i ortaya koyabiliriz.
Görüldüğü üzere, mağdurun suça y o l açması daha çok
b i r risk, olasılık kavramıdır ve riskin gerçekleşip gerçek­
leşmemesi ayrı b i r olaydır. Farklı b i r ifadeyle, mağdur b i r
yol açmıştır, b i r risk oluşturmuştur; açılan b u yolda gidi­
lerek suç işlenmesi veya b u yola girilmemesi, böyle b i r
riskin varlığı ya da y o l u n açıldığı gerçeğini değiştirmeye­
cektir. B u r a d a önemli olan b i r suç işlenme riski doğurma
özelliğinin b u l u n u p bulunmadığıdır . Sonuç olarak,19

mağdurun suça y o l açması ibaresini, h e m b u nedenle iş­


lenmiş suçlar için h e m de işlenmemiş, ancak işlenme
tehlikesi, olasılığı, riski ortaya çıkmış suçlar açısından da
kullanıyoruz. Doğaldır k i , böyle b i r riski d a h i doğurmayan
eylem ve d u r u m l a r , mağdurun suça y o l açması kavramı­
nın kapsamına girmez.

B. Kavramın Tarihçesi
Mağdurun suça y o l açması t e r i m i n i i l k defa, Wolfgang,
1958 t a r i h l i " A d a m Öldürme Suçunda Modeller" i s i m l i
kitabında kullanmıştır. Yazar b u kavramı, söz k o n u s u
eserinde, mağdurun doğrudan ve pozitif olarak adam öl­
dürme suçuna y o l açtığı d u r u m l a r a uygulamıştır. Nor-
mandeu, 1968 yılında, mağdurların, k e n d i davranışlarıyla
suça y o l açan "cezbedici-elverişli d u r u m l a r " oluşturduk­
ları f i k r i n i ileri sürmüştür. K r i m i n o l o g Amir, ırza geçme
k o n u l u çalışmasında b u deyime, mağdurların ırza geç­
meyi veya cinsel saldırıları sonuçlayan hassas, savun­
masız d u r u m l a r a girmeleri olgusu için yer vermiştir.
B u n a karşılık b i r başka k r i m i n o l o g Fattah, 1979 yılında,

19) A n c a k , oluşturulan b u risk s o n u c u , h e r h a n g i b i r nedenle suç


işlenmemişse, b i r "mağdur'dan da söz edilemeyeceğinden, b u
aşamada k a l a n eylemlerde, "mağdur'dan çok, " p o t a n s i y e l mağ­
d u r ' d a n b a h s e t m e k gerekecektir. B u a n l a m d a mağdurun suça
y o l açması, aşağıda değineceğimiz mağdur r i s k i n i n b i r görünü­
mü olmaktadır.
Mağdunuı Suça Yol Açması 9

b u t e r m i n o l o j i n i n , mağdurun sorumluluğunu ifade etmek


için kullanılmaması gerektiğini savunmuştur . 20

C . Benzer Kavramlarla İlişkisi ve Farkı


Mağdurun suça y o l açması kavramının, mağdur riski,
mağdur eğilimi, mağdurun rolü ve mağdurun s o r u m l u l u ­
ğu gibi k a v r a m l a r l a ne gibi b i r ilişki içinde olduğunun
ortaya konmasında y a r a r vardır. Baştan b e l i r t e l i m k i , b u
k a v r a m l a r , mağdurun suça yol açması deyimiyle yakın­
d a n ilişkili, b i r b i r i n e benzer kavramlardır. B u nedenle
çoğunlukla, mağdurun suça y o l açması ve sözü geçen te­
r i m l e r b i r l i k t e , aynı başlıkta ele alınmaktadırlar . A n c a k
21

bizce, b u n l a r arasında, aşağıda belirttiğimiz, küçük de


olsa çeşitli nüanslar vardır ve b i r b i r l e r i n d e n ayrı mütalaa
edilmelidirler.
B u bağlamda, suça mağdurun yol açmasıyla mağdur
riski arasındaki ilişkiye değinilebilir. V i k t i m o l o j i k çalış­
malarda, çok v e r i m l i b i r araştırma alanını oluşturan
mağdur riski, "suç mağduru olabilme tehlikesi ile karşı
karşıya olma" anlamında kullanılan b i r kavramdır . 22

Farklı b i r ifadeyle, mağdur olma olasılığını, mağdur ol­


mayı doğuran etmenler, mağdur riski deyimi içinde k a b u l
edilebilir.
B u n a göre, mağdurun b i r şekilde herhangi b i r suça yol
açması, b u suçun işlenme t e h l i k e s i n i ortaya çıkardığın­
d a n b i r r i s k oluşturmaktadır. Daha açık olarak, mağdu­
r u n suça yol açması da mağdur olma olasılığını, mağdur
olmayı doğuran b i r etmendir, dolayısıyla b i r riski günde­
me getirmektedir. B u nedenle söz k o n u s u k a v r a m , "mağ­
d u r riski" t e r i m i içerisinde yer almaktadır. A n c a k hemen
b e l i r t e l i m k i , mağdur riski, sadece mağdurun suça yol
açmasından ibaret değildir.

20) "Victims a n d Victimology".


21) Örneğin Reckless, mağdur eğilimi (Reckless, s . 2 1 vd.). S o k u l l u -
Akmcı, suçta mağdurun rolü (Sokullu-Akıııcı, Vüttimolojl s.72
vd.) başlıkları altında mağdurun suça y o l açması k o n u s u n a da
değinmektedirler.
22) Sokullu-Akıncı, Viktimolojl s.73.
10 Selman Dursun (İÜHFM, C. LXT, S. J-2. 3-33. 2003J

Sonuç olarak, mağdur riskinin, mağdurun suça y o l


açmasını ve b u şekilde b i r riske sebep olmasını da kap­
sayan b i r üst k a v r a m olduğu b e l i r t i l e b i l i r . D a h a önce de
ifade ettiğimiz gibi, mağdurun suça y o l açması, mağdur
r i s k i n i n sadece b i r türüdür. B u n u n dışında da mağdur
riskine sebep olan, ancak mağdurdan k a y n a k l a n m a y a n
risk faktörleri söz k o n u s u d u r . 2 3

B u n d a n başka, mağdurun suça y o l açması ile mağdur


eğilimi 24
deyimleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi gere­
kir. "Viktimize olma, y a n i mağdur olma olasılığının, riski­
n i n yüksek olması d u r u m u ' n a mağdur eğilimi ve d u r u m ­
d a k i kişilere de "mağdurluğa eğilimli kişiler" d e n i l e b i l i r . 25

B u tanımlamalara göre a r a d a k i ilişki belirtilecek olursa,


mağdur eğilimi ve mağdurun suça y o l açması k a v r a m l a ­
rının, o r t a k veya kesişen noktaları olan ve fakat ayrı kav­
r a m l a r olduğunu söylemek gerekir. Zira, mağdur eğilimi,
mağdurdan k a y n a k l a n m a y a n sebeplerden (örneğin çev­
resel, sosyal nedenlerden) doğabileceği gibi, mağdur eği­
l i m i olmayan, b u derece yüksek risk altında b u l u n m a y a n

23) Sokullu-Akıncı b u faktörleri, kişisel, sosyal ve d u r u m a ilişkin


faktörler o l a r a k üç g r u p t a toplamış ve d a h a s o n r a mağdur o l m a
riskini artıran faktörler bağlamında, c i n s i y e t , yaş, meslek ve
sosyal sınıf, m e d e n i d u r u m , yerleşim d u r u m u ve i k a m e t edilen
semt faktörlerine y e r vermiştir (Sokullu-Akıncı, Viktimoloji,
s.74-79). Benzer şekilde y i n e r i s k faktörleri, m e k a n ve sosyal
faktörler, kişisel faktörler ve davranış faktörleri biçiminde üçe
ayrılmıştır (Yücel'den n a k l e n Demirbaş, Kriminoloji, s.304).
24) B u kavramı, A m e r i k a n k r i m i n o l o j i s i n d e , "victım p r o n e s s " diye
t a b i r edilen k a v r a m a karşılık kullanıyoruz. Bkz.; Reckless, s.21
vd.
25) Mağdur r i s k i faktörlerini b e l i r t t i k t e n s o n r a Sokullu-Akıncı, " B u
faktörlerden i k i veya d a h a fazlasının birleşmesi v i k t i m i z a s y o n
olasılığını k a t k a t artıracaktır. Gerçekten de \)u tür kişileri,
"mağdurluğa eğilimli kişiler" o l a r a k adlandırmak mümkündür"
ifadelerine y e r vermiştir (Reckless'den n a k l e n Sokullu-Akıncı,
Viktimoloji, s.75). Demirbaş d a mağdur o l m a y a götüren r i s k fak­
törlerinden i k i n c i s i n e değinirken. "İkinci o l a r a k , kişisel faktörler
d i k k a t e alınarak, mağdur o l m a eğilimi ve mağdur o l m a y a y a t ­
kınlık araştırılmaktadır. Kimse mağdur o l a r a k doğmamakla b i r ­
l i k t e , kazanılan fiziki, p s i k o l o j i k ve sosyal özellikler (örneğin za­
fiyet, özür) mağdur-suçlu arasındaki etkileşim bakımından
önem kazanır" d e m e k t e d i r (Demirbaş, Kriminoloji, s.304).
Mağdurun Suça Yol Açması 11

kişiler de suça y o l açabilir. Ancak, mağdurdan kaynakla­


n a n b i r mağdur eğiliminin olması ve b u n u n suça y o l aç­
ması, her i k i kavramın birleştiği b i r n o k t a olarak karşı­
mıza çıkabilir. •

Mağdurun suça y o l açmasının ilişkili olduğu b i r başka


k a v r a m , mağdurun rolü kavramıdır. Mağdurun rolü, iş­
lenmiş b i r suçta mağdurun e t k i s i n i , katkısını ifade et­
mektedir. D a h a açık b i r deyişle b u r o l , işlenmiş suçtaki
roldür. Eğer işlenmiş b i r suçta, mağdurun b u a n l a m d a b i r
rolü varsa, mağdurun suça y o l açması da söz k o n u s u d u r .
B u n o k t a d a h e r i k i k a v r a m birleşmektedir.
B u n a karşılık, mağdurun suça y o l açıcı b i r davranışta
bulunmasına, daha önce verdiğimiz örnekte olduğu gibi,
o t o m o b i l i n kapısının kilitlenmemesine veya anahtarın
üzerinde bırakılmasına ya da para cüzdanının ortalıkta
unutulmasına rağmen, hırsızlık suçu işlenmemiş olabilir.
B u d u r u m d a , mağdur (olası mağdur), hırsızlık suçuna b i r
yol açmış, böyle b i r riski doğurmuş, ancak açılan b u yol­
d a n gidilerek b i r suç işlenmemiştir. Dolayısıyla işlenme­
miş b i r suçta d a mağdurun rolü söz k o n u s u olmayacaktır.
B u n u n gibi, suçun, mağdurun y o l açıcı hareketiyle ilgisiz
başka b i r faktörün etkisiyle işlenmesi d u r u m u n d a da
mağdurun rolü bulunmayacaktır . 26

Son olarak mağdurun sorumluluğu kavramıyla olan


ilişkiye değinmek gerekir. Yukarıda tarihçe bölümünde de
yer verdiğimiz gibi, k r i m i n o l o g F a t t a h , mağdurun suça yol
açması kavramının, mağdurun sorumluluğunu a n l a t m a k
için kullanılmaması gerektiğini ileri sürmüştür. Kanımız­
ca, mağdurun sorumluluğu, mağdurun "işlenmiş suçtaki
katkısından sorumluluğu" olarak ele alındığında, b u i k i
kavramın farklılığı ortaya çıkar. Çünkü mağdurun so­
rumluluğu, suça katkıya bağlanan b i r "sonuç"tur. Değişik
b i r deyişle, mağdurun sorumluluğu, mağdurun suça y o l
açmasına, suçun işlenerek mağdurun rolünün ortaya

26) F a k a t mağdurun y o l açması, h e r ne k a d a r fail b u y o l u k u l l a n ­


mamış olsa d a sonuçta b i r r i s k (açılan y o l u n kullanılma riski)
oluşturması açısından, k a v r a m o l a r a k varlığını d e v a m e t t i r e ­
c e k t i r . • ::fcftfts• -mi-: - üriftrh
12 Selman Dursun (tÜHFM, C. LKÎ, S. 1-2, 3-33. 2003)

çıkmasına bitişik b i r sonuçtur. B u nedenle, mağdurun


rolüne ilişkin b e l i r t t i k l e r i m i z e benzer şekilde, s o r u m l u ­
l u k , k u r a l olarak işlenmiş suçta söz k o n u s u olabilecektir.
B u d u r u m , mağdurun suça y o l açması, mağdurun rolü ve
mağdurun sorumluluğu kavramlarının b i r l i k t e yer aldığı,
birleştiği b i r d u r u m d u r . A n c a k istisnaen, mağdurun suça
yol açması, fakat suçun b i r nedenle oluşmaması d u r u ­
m u n d a da salt mağdurun b u h a r e k e t i n i n r i s k doğurması
nedeniyle mağdur sorumluluğu , daha doğru b i r ifadeyle
27

r i s k sorumluluğu söz k o n u s u edilebilir. Örneğin, kırmızı


ışıkta geçme d u r u m u n d a , taksirle a d a m öldürme veya
müessir fiil suçları h e r h a n g i b i r nedenle meydana gelmese
d a h i , b u suçlara y o l açma, böyle b i r r i s k doğurma söz
k o n u s u d u r ve h e m e n bütün k a n u n k o y u c u l a r b u r a d a
mağdurun sorumluluğunu öngörmüştür.

D. Kavramın Amacı
B u n o k t a d a mağdurun suça y o l açması kavramının ve
b u k a v r a m l a bağlantılı olarak yapılan veya yapılacak ça­
lışmaların amacının ne olabileceğini de irdelemek, kavra­
mın açıklığa kavuşmasına katkı sağlayacaktır. Mağdurun
suça y o l açması kavramının amacı, i k i yönlüdür. B u n l a r ­
d a n b i r i n c i s i , mağdurla, daha doğrusu potansiyel mağ­
d u r l a (mağdurlukla) ilgilidir. B u bağlamda, b u k o n u d a k i
çalışmaların i l k amacının, kişilerin bizzat k e n d i eylemle­
riyle suça davetiye çıkarmalarının, y a n i mağdur olma
riski meydana g e t i r m e l e r i n i n önüne geçme olduğunu
söyleyebiliriz . B u amaç aslında, genel olarak v i k t i m o l o -
28

j i n i n "suçu önleme" amacı kapsamında yer alan b i r u n ­


surdur.
Mağdurun suça y o l açması kavramının amacında

27) Elbette k i b u r a d a k i mağdurluk, p o t a n s i y e l mağdurluk, mağdur


riskidir.
28) "...Cemiyet suçlu ile k e n d i s i n i d a h a i y i müdafaa edebilmek için
meşgul olmaktadır. F a k a t acaba h e r vatandaşı suça karşı d e r h a l
k o r u y a b i l e c e k , y a n i suçu önleyebilecek imkânlara s a h i p m i d i r ?
Olmadığına göre h e r vatandaşı, devlet h i m a y e s i yetişinceye k a ­
d a r k e n d i n i k o r u y a c a k şekilde terbiye e t m e k ve b u n a göre b i r
h u k u k nizamı k u r m a k d a h a doğru değil m i d i r ? " (Erem, s.271).
Mağdıtruj} Suça Yol Açması 13

i k i n c i yönü, fail oluşturmaktadır. Failin, suçu, mağdurun


açtığı yoldan giderek işlemesi nedeniyle suçlan dolayı ce­
zalandırılmasında b u d u r u m u n dikkate alınması, b u ­
n u n l a ilgilidir. Mağdurun suça yol açmasının, failin suç
oluşturan eylemi gerçekleştirmesine olan etkisi ve b u n u n
failin cezalandırılması aşamasında ne şekilde ele alına­
cağı gibi k o n u l a r b u kapsamdadır. Sözünü ettiğimiz yön,
v i k t i m o l o j i n i n amaçlan içinde yer alan ve mağdurun suça
yol açmasıyla yakından bağlantılı k a v r a m l a r olan "mağ­
d u r u n suçtaki rolü ve sorumluluğu" ile ilgilidir.

II. Mağdurun Suça Y o l Açması Durumları


Mağdurun suça y o l açması durumlarını, bütün suç
tipleri için geçerli olan ve özel olarak suç tiplerinde gün­
deme gelebilecek d u r u m l a r olarak ele almak mümkün­
dür.

A. Genel Olarak
Hemen bütün suç tipleri açısından geçerli sayılabilecek
genel b i r d u r u m , mağdurun herhangi b i r biçimde faili
" t a h r i k etmesi"dir. B u gibi hallerde, failin b i r suç işleme
niyeti, amacı y o k k e n , mağdurun t a h r i k , failde dürtü
oluşturma özelliği taşıyan eylemi dolayısıyla suç işlen­
mekte veya böyle b i r risk oluşturulmaktadır.
Mağdurun t a h r i k y o l u y l a suça yol açması, her b i r suç
t i p i n d e özel olarak ortaya çıkabilir. A n c a k bunların içinde
genelleme yapılacak olursa, mağdurun fiziksel b i r hare­
keti, söylediği söz. jest ve m i m i k l e r i , kıyafeti, yaşam tarzı
(sosyal göze çarpma, sosyal dışlanma ) gibi faktörler çoğu
29

suç t i p i için o r t a k t a h r i k edici ve b u şekilde suça yol açıcı


durumlardır.
B u n u n gibi, zaten suç işleme amacı olan b i r faili cesa­
retlendirici, u y g u n ortanı hazırlayıcı d u r u m l a r da genel
suça y o l açıcı b i r d u r u m d u r . B u bağlamda, mağdurun
bilgisizliği, dikkatsizliği, gerekli t e d b i r l e r i n alınmamış ol-

29) Demirbaş. Kriminoloji, s.305. Elbette k i b u göze çarpma ve dış­


l a n m a mağdurdan kaynaklanmalıdır.
14 Selmarı Dursun (İÜHFM. C. LXJ, S. i -2, 3-33, 2003)

ması, cesaretlendirici ve b u şekilde suça y o l açıcı biçim­


lerdir. >a • l¥ *

B. Özel Olarak
Baştan b e l i r t m e k gerekir k i , h e m e n her suç t i p i bakı­
mından, mağdurun suça y o l açtığı d u r u m l a r , suça y o l
açıcı faktörler ortaya k o n u l a b i l i r . B i z b u r a d a , bazı suç
:

tiplerine ilişkin örnekler vermeye çalışacağız.


Mağdurun suça y o l açması kavramının, Wolfgang t a ­
rafından i l k kez uygulandığı suç olan adam öldürme suçu
açısından a k l a i l k gelen d u r u m , mağdurun k e n d i eyle­
miyle faili t a h r i k etmesi h a l i d i r . A d a m öldürme suçlarında
t a h r i k durumları, a d a m öldürme modellerine, çeşitlerine
göre farklılık gösterebilir. Örneğin, t o p l u m d a , n a m u s c i ­
nayeti, töre cinayeti olarak adlandırılan a d a m öldürme
türlerinde, mağdurun, n a m u s a ilişkin olarak faili t a h r i k
edecek, dolayısıyla b u suça y o l açacak nitelikte b i r dav­
ranışın içinde olması, keza mağdurun töresel birtakım
k u r a l l a r a aykırı davranması b u n a örnektir . 30

B u k o n u d a en çok örnek verilen suç t i p l e r i m a l a karşı


suçlardır ve özellikle hırsızlık suçu b u a n l a m d a öne çık­
maktadır. Gerçekten de t o p l u m d a , hırsızlık suçunda
mağdurun suça y o l açması, işlenmiş suçta mağdurun
rolü, diğer suçlara oranla daha fazla d i k k a t l e r i çekmiş­
t i r . B u k o n u d a verilen örneklere değinilecek olursa, b i r
3 1

kişinin, bilerek veya unutkanlık s o n u c u , arabasını cad­


deye p a r k e t t i k t e n sonra, anahtarları üzerinde bırakma-

30) Bütün b u n l a r a h u k u k u n sonuç bağlayıp bağlamaması veya fail


lehine sonuç bağlaması ayrı ve ülkelerin suç politikalarını ilgi­
l e n d i r e n b i r s o r u n d u r . B u k o n u y l a bağlantılı o l a r a k , " k a n gütme
saikiyle a d a m öldürme veya müessir f i i l " suçunun işlenmesine
bağlanan sonuç için aşağıda, "mağdurun suça y o l açmasının
h u k u k i sonuçlan" başlığı altındaki açıklamalara bakılmalıdır.
31) H a t t a b u d u r u m t o p l u m u m u z d a fıkralara d a h i k o n u olmuştur.
" N a s r e t t i n Hoca Fıkraları" adı altında, hocanın evine hırsızın
g i r m e s i ve tüm m a h a l l e l i n i n hocayı t e d b i r a l m a m a k l a vs. ile (yani
suça y o l açmakla) suçlaması, b u n a karşılık hocanın, "hırsızın
hiç m i suçu y o k " şeklindeki cevabı h e p i m i z i n bildiği fıkralardan
bindir. J» ?ag*6ftVh; ymmı&j&î
Mağdurun Suça Yol Açması 15

sının, otomobil hırsızlığını davet ettiği, kalabalık b i r m a ­


ğazada alış veriş yapan ve dalgınlıkla büyük, geniş çan­
tasını açık bırakan ve b u n u k o l u n d a n sarkıtan b i r baya­
nın, y a n kesiciliği veya çanta kapkaççısını k e n d i eliyle
çağırdığı ve h a t t a n o r m a l , n a m u s l u b i r kişiyi d a h i hırsız­
lığa teşvik ettiği ileri sürülmüştür. Yine, t o p l u taşıma
araçlarında, k e n d i n i b i l i n i r hale getiren ve dikkatsizce
parası veya değerli eşyaları hakkında konuşan y o l c u n u n ,
kötü n i y e t l i kişilere veya hırsıza, k e n d i s i n i soyması için
kişisel b i r teklif sunduğu belirtilmiştir . M a l aleyhine iş­ 32

lenen suçlardan, güveni kötüye kullanma (emniyeti s u i i s ­


timal) ve dolandırıcılık suçunda, mağdurun gerekli asgari
t e d b i r l e r i almaması, asgari araştırmayı yapmaması, b u
suçların işlenmesinde veya işlenme olasılığında mağdu­
r u n e t k i s i n i gösterir . 33

Mağdurun suça y o l açtığı kanısının yaygın olduğu ve


b u nedenle b u n u n l a ilgili b i r çok örneğin verildiği b i r
başka suç t i p i , cinsel suçlardır. Özellikle ırza geçme, ırza
tasaddi söz a t m a ve sarkıntılık suçlarında mağdurun
rolü, mağdurun suça y o l açması k o n u s u n d a b i r çok söy­
lem ortaya atılmıştır. B u bağlamda, genç kızların, g i y i m ­
leri, davranışları, j e s t l e r i (el, k o l hareketleri) ve konuş­
malarıyla cinsel saldırıları t a h r i k ettikleri söylenmiştir . 34

32) Reckless, s.21-22.


33) "Cürüm nevi genellikle o cürmü t a h r i k eden davranışa u y g u n ­
d u r . Örneğin hırsızlık genellikle mağdurun dikkatsizliği ile, do­
landırıcılık (mağdurun) açgözlülüğü ile ve şantaj d a (mağdurun)
suçluluğu ile davet e d i l i r " (Erem, s.272).
34) Reckless, s.22. Mağdurun cinsel suçlara y o l açması bağlamında,
m i n i etek giyilmesi, geceleri dışanda ve özellikle karanlık d a r so­
k a k l a r d a gezilmesi de "cinsel saldınlara ilişkin söylenceler" başlığı
altında yer verilen söylencelerden b i r i d i r . B u sövlenceler ve b u n ¬
lara verilen cevaplar için bkz.; " M y t h s A b o u t Sexual Assault",
Adopted f r o m J a c k s o n C o u n t y Rape Crisis V o l u n t e e r M a n u a l ,
(çevrimiçi) http://www.sou.edu/WRC/rapeprev/m\lhs.shtml,
15.11.2002. Cinsel suçlarla ilgili s o r u n u n çözümü noktasında, b u
suçların h e r k e s i n başına gelebileceğini k a b u l d e n çok, saldın
mağdurunun eyleme yol açtığı inancının, s o r u n u n çözümünde çok
kolay b i r y o l olduğu ileri sürülmüştür [Koren Ganas, G w e n d o l y n
S a m p s o n , Catherine Cozzi, Sonia Verma, Terrance Stewart, " N o n -
Judgementalizm in Rape Crises", (çevrimiçi) http: / /
w w w . u i c . e d u / o r g s / c o n v e n i n g / n o n j u d g m e n - t a l . h t m , 15.11.2002].
16 Selman Dursun (İÜHFM, C. LX1, S. i-2. 3-33. 2003}

A n c a k b u k o n u d a b i r fikir birliği olmayıp, b u suçlarda


mağdurun rolünün oldukça az olduğunu ileri sürenler de
vardır . 35

B u n d a n başka, hakaret ve sövme suçlarında da mağ­


d u r u n suça y o l açması öne çıkan b i r d u r u m d u r . B u suç
tiplerinde, mağdurun t a h r i k edici hareket ve sözleri, söz
k o n u s u suçların işlenmesine neden olan önemli faktörle-
• *

rin başında gelmektedir. Örneğin, mağdurun haksız b i r


fiziksel h a r e k e t i (tokat atması vs.) veya sözü ile b u suçun
işlenmesine y o l açması sıklıkla görülen b i r d u r u m d u r .
Trajikte işlenen suçlarda, sürücülerin alkollü veya eh­
liyetsiz olması nedeniyle yaptıkları hatalı kullanım dola­
yısıyla k e n d i l e r i n e karşı müessir fiil veya a d a m öldürme
suçunun işlenmesine y o l açmaları yine b u k a p s a m d a ve­
rilebilecek örneklerdendir . D a h a u y g u n b i r örnek olarak,
36

bir yayanın, kırmızı ışıkta geçerek, araçların kendisine


çarpmasına y o l açması, u y g u l a m a d a yoğun b i r şekilde
rastladığımız suça y o l açma durumlarından b i r i d i r .
Bunların dışında, devlet idaresinin mağdur olduğu
suçlarda^ devletin oluşturduğu koşulların yetersizliği, si­
yasi suçlarda ülkenin siyasi r e j i m i n d e k i e k s i k l i k l e r ve bo­
z u k l u k l a r suça y o l açan faktörlere örnek gösterilebilir.
Yine ekonomik suçlarda örneğin, vergi kaçakçılığı suçun­
da a d i l o l m a y a n vergi sistemi b u suçları doğuran mağdur
kaynaklı nedenlerdir. Organize suçlarda devlet organizas­
y o n u n yetersiz kaldığı d u r u m l a r böyledir.

35) "Irza tecavüz olaylarında mağdurun rolü hakkında fikir birliği


oldukça azdır. Bazı v i c t i m o l o g i s t l e r , ırza geçme olaylarında
mağdurun tecavüzü davet e t t i k l e r i n i i d d i a e t m e k t e d i r l e r . F a k a t
k r i m i n o l o g A m i r , ırza geçme olaylarında a n c a k % 2 0 ' d e n azının
kadının "ihmalkâr veya d i k k a t s i z veya t a h r i k e d i c i " davranışın­
d a n m e y d a n a geldiğine inanmaktadır. P s i k i y a t r J o s e p h Peter de
ırza geçme o l a y l a n n d a mağdurun genellikle zannedildiğinden
d a h a az k u s u r l u olduğu kanısındadır" (Erem. s.272).
36) B e l i r t m e k g e r e k i r k i , b i z b u r a d a alkollü veya ehliyetsiz araç k u l ­
l a n a n sürücülerin fail değil, mağdur k o n u m u n d a olmalarından
söz ediyor ve b u durumlarıyla suça y o l açmalarına d i k k a t çek­
m e k i s t i y o r u z . Y o k s a alkollü veya ehliyetsiz sürücülerin b u ne­
denle fail olmaları ayrı b i r k o n u d u r .
Mağdurun Suça Yol Açması 17

III. Mağdurun Suça Y o l Açmasının H u k u k i


Sonuçları
A. Genel Olarak
Çalışmamızın girişinde de belirttiğimiz gibi, suçla ilgili
k r i m i n o l o j i k çalışmalar, daha çok "suçlu" kavramı çerçe­
vesinde olmuştur. B u n a paralel olarak da suçla ilgili k a ­
n u n i düzenlemelerde de genellikle suçlunun rolü ön
plandadır. Oysa b u r a y a k a d a r yaptığımız açıklamalar da
göstermiştir k i . b u k o n u d a k i düzenlemelerde mağdurun
rolü de d i k k a t e alınmalıdır . 37

Kanımızca, suça mağdurun y o l açması s o n u c u , failin


işlediği suçun ifade ettiği "haksızlık" etkilenmektedir. B i ­
lindiği gibi haksızlık kavramı, yapılan h a r e k e t i n b i r h u ­
k u k n o r m u ile çelişmesi anlamına gelen h u k u k a aykırı­
lıktan farklıdır. Haksızlık, h a r e k e t i n h u k u k a avkın olarak
değerlendirilmesi, y a n i b i r değer hükmü anlamındadır.
F a i l i n suç oluşturan e y l e m i n i n h u k u k a aykırılığı derece-
lendirilemezse de b u eylemin içerdiği haksızlık, nicelik
açısından değerlendirmeye t a b i t u t u l a b i l e c e k t i r . B u 38

açıklamalar doğrultusunda, failin h u k u k a aykırı ve suç


oluşturan eyleminin oluşturduğu haksızlığın, mağdurun
suça y o l açması nedeniyle azaldığı, daha az haksız olduğu
söylenebilecektir. Dolayısıyla k o n u y l a ilgili düzenlemeler-

37) Reekless de k a n u n ve düzenlemelerin, k o r u m a altına alınan


k u t s a l sosyal değerlere d a y a n s a l a r da suçların öngörülmesinde,
b e l i r l e n m e s i n d e , suça n e y i n y o l açtığının ve mağdurun rolünün
de önemli olduğunu belirtmiştir. Mağdunm, k e n d i belirlediği
davranış veya d u r u m a bağlı o l a r a k , suça göz yumabildiğim, ilgi¬
' siz. tarafsız kalabildiğini veya faile karşı, saldırgan o l a r a k fiile
karışabildiğini de ifade etmiştir. Yazar, devamla, mağdurun diğer
y a n d a n , d u r u m u , kişiliği veya davranışı ile suçlu davranışını b i r
çok örnekte p r o v a k e edebildiğini, b u n a rağmen ceza h u k u k u ­
n u n , çoğunlukla, ceza k a n u n u n d a f a i l i n rolünü k a b u l ettiğini,
tanıdığını söyledikten s o n r a , suçlu davranışına ne y o l açar so­
r u s u bağlamında, mağdurun y o l açmasının oynadığı özel rolün
d i k k a t e alınması gerektiğini vurgulamıştır (Reekless, s.22).
38) Kayıhan İçel, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Özgenç, A d e m Sözüer,
F a t i h S. Mahmutoğlu, Yener Ünver, îçel Suç Teorisi, 2. K i t a p .
Y e n i d e n gözden geçirilmiş i k i n c i bası, İstanbul, Beta, 2 0 0 0 .
E s.94-95. ™'
18 Selman Dursun (İÜHFM. C. LXÎ, S. \-2, 3-33. 2003)

de, b u gibi d u r u m l a r l a , mağdurun suça y o l açmasının söz


k o n u s u olmadığı, haksızlığın daha fazla olduğu veya t a m
olduğu diğer d u r u m l a r arasında b i r farklılığın öngörül­
mesi, adaleti esas almış olan h u k u k u n b i r gereğidir.

B. T C K / u n d a k i Sonuçları
Ceza K a n u n u m u z d a k i hükümleri, mağdurun suça y o l
açması perspektifinden ele aldığımızda, b u k o n u y l a ilgili,
b u d u r u m a sonuç bağlayan b i r çok hükme rastlayabiliriz.
Söz k o n u s u hükümlerden b i r kısmı, bütün suçlar için
geçerli olan hükümler arasında yer a l m a k t a , diğer b i r
kısmı ise, ilgili suç tiplerine özgü hükümler olarak ortaya
çıkmaktadır. B u nedenle biz de aşağıda b u şekildeki b i r
ayırımla b u n l a r a değineceğiz . 39

1. Bütün Suçlar Açısından Geçerli Olan Sonuçlar


K a n u n u n genel esaslar bölümünde yer alan hüküm­
lerden, mağdurun suça y o l açmasına sonuç bağladığı
veya bağlayabileceği i l k hüküm, 29. maddesidir. Madde­
n i n s o n fıkrası, h a k i m i n i k i sınır arasındaki temel cezayı
belirlemesinde esas alacağı k r i t e r l e r i göstermektedir. Ka­
n u n k o y u c u b u k r i t e r l e r i tespit ederken d a h a çok, "suç ve
suçluyu (faili)" temel almış ve maddedeki ifade tarzını
b u n a göre belirlemiştir. Her ne k a d a r bunların arasında
açıkça mağdurun suça yol açmasından söz edilmiyorsa da
"suç"a ilişkin ölçütlerin kapsamına b u d u r u m u da sok­
m a k mümkündür. B u bağlamda, " f i i l i n diğer özellikleri"
ve özellikle "suç sebepleri ve s a i k l e r i " ibarelerinin içerisine
mağdurun suça y o l açmasını da s o k a b i l i r i z . 40

39) B e l i r m e k gerekir k i , Ceza K a n u n u n d a k i sonuçların h e m e n h e p s i ,


mağdurun suça y o l açması ve b u n u n s o n u c u n d a suçun işlen­
mesi, y a n i oluşturulan r i s k i n gerçekleşmesi d u r u m u y l a i l g i l i d i r .
B u nedenle b u r a d a mağdurun rolü kavramı ile mağdurun suça
y o l açması kavramlarının birleştiği d u r u m l a r söz k o n u s u d u r .
40) Yargıtay, b u maddeye ilişki o l a r a k verdiği b i r kararında, "Sanığın
olay içinde b e l i r l e n e n kişiliği,.bıçağını b i r d e n çok saplamasıyla
o r t a y a çıkan suç kastının yoğunluğu, h a y a t i t e h l i k e doğuran
yaranın y e r ve niteliği, eylemini yönelttiği Lise Müdürünün olayda
herhangi bir kusurunun bulunmaması, suçta kullandığı araç, s u ­
çun işlendiği yer ve z a m a n b i r l i k t e değerlendirildiğinde, sanığa
Mağdurun Suça Yol Açması 19

K a n u n d a k i sıraya göre, mağdurun suça y o l açması


kavramı içerisinde değerlendirilebilecek b i r başka genel
hüküm, TCK. m.49//.2 dir. Madde, h u k u k a u y g u n l u k ne­
,

denlerinden haklı savunmayı (meşru müdafaa) düzenle­


mektedir. B u n a göre, kişiliğe ilişkin b i r h a k k a yönelmiş,
güncel, haksız b i r saldırıya karşı, z o r u n l u l u k içinde ve
orantılı olarak verilen karşılık s o n u c u t i p i k ve k u s u r l u
41

b i r eylem işlendiğinde, eylem haklı s a v u n m a gereği h u ­


k u k a aykırı sayılmayacak, dolayısıyla suç oluşturmaya­
caktır. B u n a göre, mağdurun faile yönelik haksız b i r sal­
dırısı üzerine, b u n u n y o l açması nedeniyle failin gerçek­
leştirdiği eylemi, k a n u n k o y u c u h u k u k a aykırı, suç oluş­
t u r a n b i r eylem saymamıştır. Ancak mağdurun yaptığı
hareketle, faili b u n a zorlamış olması gerekir. Keza failin
de gerçekleştirdiği eylemin, mağdurun y o l açmasıyla
orantılı olması lazımdır. Görüldüğü gibi, k a n u n k o y u c u ,
mağdurun, k e n d i eylemiyle, adeta faili suç işlemeye (tipik
ve k u s u r l u eylemi gerçekleştirmeye) "zorlaması", mağdu­
r u n e y l e m i n i n b u derecede olması d u r u m u n d a , mağdu­
r u n b u hareketine t a m b i r e t k i tanıyarak, failin cezalan-
dmlmamasını k a b u l etmiştir . Aslında b u hareketiyle
42

mağdur, faille eşit seviyeye gelmekte, dolayısıyla her i k i


tarafın denk, orantılı h a r e k e t i b i r a n l a m d a b i r b i r i n i k a r ­
şılamaktadır. Fakat mağdurun suça y o l açıcı hareketiyle,
failin gerçekleştirdiği eylem arasında b i r denge yoksa, fa­
i l i n hareketi o r a n olarak d a h a üstte ise. b u sefer fail ce­
zalandırılacaktır. A n c a k b u d u r u m d a da k a n u n k o y u c u ,
mağdurun h a r e k e t i n i yine d i k k a t e almış, failin cezasında
TCK. m.50 gereği önemli ölçüde i n d i r i m e gitmiştir.

mağduru görevi esnasında bıçakla y a r a l a m a k suçundan v e r i l e n


cezanın asgari h a d d i n üzerinde t a y i n i g e r e k i r k e n , yetersiz ve
dosya içeriğine uymayan gerekçe ile asgari h a d d e n ceza t a y i n i ,
bozmayı gerektirmiştir" ( L C D „ 1 6 . 1 2 . 1 9 9 2 , 2 7 4 8 / 2 8 8 9 ) , Yılmaz
Güngör E r d u r a k , Türk Ceza Kanunu, Yenilenmiş 3 üncü bası,
A n k a r a , A d i l Yayınevi, 1 9 9 4 , s.49.
41) Haklı savunmanın koşulları için b k z . ; İçel ve diğerleri, s. 132
vd.
42) Yargıtay b i r olayda, mağdurun cinsel ilişki t e k l i f i n i n , f a i l i n ,
mağdurun cinsel organını j i l e t l e yaralaması eylemi açısından
z o r u n l u l u k derecesine ulaşmadığına k a r a r vermiştir (İçel ve d i ­
ğerleri, s. 146).
20 Selman Dursun (İÜHFM, C. LX1, S. 1-2. 3-33, 2003)

Yine h u k u k a u y g u n l u k nedenleri kapsamında,


T C K / u n d a yer a l m a y a n h u k u k a u y g u n l u k nedenlerinden
olan mağdıının rızası da mağdurun suça y o l açması ko­
n u s u n d a gündeme gelebilir. Özellikle mağdurun zımni
rızasını veya varsayılan rızayı b e l i r t e n d u r u m l a r d a ya da
failin b u k o n u d a k i esaslı eylemsel hatalarının söz k o n u s u
olduğu varsayımlarda, failin eylemi h u k u k a u y g u n sayı­
labilir. Örneğin, failin, mağdurun y o l açtığı b i r d u r u m
nedeniyle, alınmasına rıza gösterdiğini sandığı b i r taşınır
malı alması veya b i r k o n u t ya da müştemilatına girme­
sinde b u k o n u tartışılabilir.
Mağdurun suça y o l açmasına bağlanan sonuçların en
k l a s i k örneği, haksız t a h r i k t i r (TCK. m.51). Mağdurun,
faili haksız olarak t a h r i k etmesi ve failin b u t a h r i k s o n u c u
heyecan d u r u m u n a ( K a n u n u n deyimiyle gazap ve şedit
b i r elemin tesirine) sürüklenmesi ve b u r u h i d u r u m u n
etkisi altında k a l a r a k suç işlemesinde, k u s u r u n azaldığı
ve b u gerçekten hareketle k a n u n k o y u c u n u n b u hallerde
failin cezasında i n d i r i m e g i d i l m e s i n i k a b u l ettiği b e l i r t i l ­
miştir . B u r a d a yukarıda değindiğimiz haklı s a v u n m a
43

d u r u m u n d a n farklı olarak, mağdurun suça y o l açması,


failin eylemi gerçekleştirmesinde b i r " z o r u n l u l u k " oluş-
turmayıp, failde b i r heyecan d u r u m u oluşturmaktadır . 44

* •

43) T i m u r Demirbaş, Türk Ceza Hukukunda özel Haksız Tahrik Hal¬


leri, i s t a n b u l , Uçdal Neşriyat, 1985, s.37. H u k u k u m u z d a mağ­
d u r u n haksız t a h r i k i n e sadece cezada i n d i r i m s o n u c u bağlandığı
halde, bazı h u k u k s i s t e m l e r i n d e sorumluluğun t a m a m e n kaldı­
rılması da öngörülmektedir (Sokullu-Akıncı, Viktimoloji, s.73).
Karşılaştırmalı h u k u k t a k i d u r u m hakkında ayrıntılı b i l g i için
bkz.; Demirbaş, Haksız Talırik, s.51 v d . "Mağdur M e h m e t ' i n sa­
nıklara küfür e t m e s i olayın n e d e n i o l a r a k k a b u l edilmiş olması­
n a göre. sanık Atilla'nın mağdur M e h m e t ' i yaralamasından k u ­
r u l a n hükümde sanık lehine T . C . K . ' n u n 5 1 / 1 . m a d d e s i n i n u y ­
gulanmaması bozmayı gerektirmiştir" ( 1 . C D . , 2 1 . 5 . 1 9 9 1 , 7 2 7 /
1372, E r d u r a k , s. 108).
44) B u bağlamda Demirbaş, "Meşru müdafaada sona ermemiş, diğer
b i r ifadeyle h a l e n m e v c u t b i r saldırıya karşı s a v u n m a amacıyla
karşılıkta bulunulmaktadır; çünkü saldırıdan başka türlü k o ­
r u n m a imkanı y o k t u r . Haksız t a h r i k t e ise. sona ermiş b i r haksız
fiile, zorunlu olmamakla birlikte karşılıkta bulunulmaktadır (De­
mirbaş, Haksız Tahrik, s.47).
Mağdurun Suça Yol Açması 21

K a n u n k o y u c u , mağdurun t a h r i k i arasında da b i r de­


recelendirme yapmış ve t a h r i k i n "ağır ve şiddetli" olması
d u r u m u n d a , failin cezasından daha fazla b i r i n d i r i m i n
yapılmasını öngörmüştür (TCK. m.51/f.2). Mağdurun
t a h r i k i n i n derecesini s o m u t olayda h a k i m belirleyecek­
tir . 45

Genel esaslar içerisinde, mağdurun suça y o l açması­


nın d i k k a t e alınabileceği diğer b i r hüküm TCK. m.59*dur.
Madde, k a n u n d a yazılı i n d i r i m sebepleri dışında, m a h k e ­
m e n i n de fail lehine, t a k d i r i olarak cezayı belirli b i r o r a n ­
da indirebileceğini hüküm altına almaktadır. Mağdurun
suça y o l açması da failin eylemindeki haksızlığı azaltan,
dolayısıyla failin lehine olan b i r d u r u m d u r . B u nedenle b u
gibi d u r u m l a r da 59.madde çerçevesinde k a b u l edilerek,
cezada i n d i r i m s o n u c u söz k o n u s u olabilecektir.

2. Bazı Suçlar Açısından Geçerli Olan Sonuçlar


TCK. u n d a b i r çok suçla ilgili hükümde, mağdurun
suça y o l açmasına, suçta mağdurun rolünün b u l u n m a ­
sına h u k u k i sonuç bağlanmıştır.
K a n u n u n özel hükümlerinin yer aldığı bölümünde b u
k o n u d a k i i l k hüküm, TCK. m.228/j\2d\v. B u hükümde
b i r m e m u r u n , m e m u r i y e t i n i icrası sırasında lüzumsuz
yere sert muamelelerle failin k a n u n hükmüne veya hü­
kümetin emrine i t a a t etmemesine sebep olması yaptırım
altına alınmaktadır. A n c a k b u r a d a sert muameleye m a r u z
k a l a n failin gerçekleştirdiği eylemin mağduru m e m u r
olabileceği gibi, b u eylem sert muamelede b u l u n a n me­
m u r u n mağdur olmadığı, h e r h a n g i b i r k a n u n hükmüne
veya hükümet emrine itaatsizlik biçiminde de görülebilir.
Örneğin, m e m u r u n sert muamelesi s o n u c u , failin, genel
olarak k a n u n l a r a sövmesi (TCK. m . l 5 9 / f . 3 ) ya da a l m a n
b i r önleme uymaması (TCK. m.526) d u r u m u n d a mağdur
m e m u r değildir. Dolayısıyla b u gibi d u r u m l a r , mağdurun
suça y o l açması örneği olarak mütalaa edilemezler. B u n a
karşılık, m e m u r u n sert davranışı s o n u c u failin, m e m u r a

45) İçel ve Diğerleri, s.288.


22 Selman Dursun (İÜHFM, C. LXI, S. 1-2, 3-33, 2003)

yönelik, m e m u r u n mağdur olduğu b i r eylemi (TCK.


m.258, m . 2 6 6 vd.) icra etmesi olasılığında, mağdurun
suça y o l açması d u r u m u söz k o n u s u d u r . B u gibi hallerde
k a n u n k o y u c u , suça y o l açan mağdurun (memurun) b u
eylemini, "sert muamele suçu" olarak adlandırılan özel b i r
suç t i p i olarak düzenlemiştir . 46

M e m u r l a r a özgü b i r suçun düzenlendiği T C K m.258/


f.4 b u k o n u d a k i diğer b i r örnektir. Söz k o n u s u madde,
genel olarak, m e m u r a , m e m u r i y e t görevini yerine getirir­
k e n , cebir, şiddet veya t e h d i t ile m u k a v e m e t edilmesini
suç olarak cezalandırmaktadır. A n c a k m a d d e n i n 4. fık­
rası, kendisine m u k a v e m e t edilen kişi olarak suçun
mağduru olan m e m u r u n , y e t k i sınırını aşarak veya keyfi
hareketleriyle suçun işlenmesine y o l açması d u r u m u n d a ,
fail hakkındaki cezanın b e l i r l i oranda indirileceğini ve
h a t t a d u r u m a göre t a m a m e n kaldırılabileceğini söyle­
mektedir. B u n a göre m e m u r u n , d o k t r i n d e " a k t i f m u k a ­
vemet" o l a r a k adlandırılan suça y o l açması, s o m u t olayda
h a k i m i n t a k t i r i n e göre, bazen failin cezasında i n d i r i m ,
bazen de h u k u k a aykırılık u n s u r u n u o r t a d a n kaldırma
s o n u c u n u doğurmaktadır . 47

Yukarıdaki maddeyle içerik olarak hemen hemen aynı


olan b i r başka hüküm, TCK. m . 2 7 2 ' d i r B u n a göre m e ­
7

m u r , m e m u r i y e t sınırını aşarak, kendisine yönelik h a k a ­


ret ve t a a r r u z ile müessir fiil suçlarının işlenmesine y o l
açarsa (yani TCK. m . 2 6 6 - 2 7 1 arasındaki suçların işlen-

46) " K a n u n ve e m i r l e r e itaatsizliğin b i r suç teşkil etmesi şart o l m a ­


m a k l a beraber, böyle b i r suça, ezcümle T C K 159/3, 2 5 8 veya
2 6 6 ve s o n r a k i m a d d e l e r d e veya 5 2 6 . m a d d e d e y e r a l a n suçlar­
d a n b i r i n e vücut vermesi de mümkündür. Bütün b u h a l l e r d e
sert m u a m e l e d e b u l u n a n m e m u r T C K 2 2 8 / 2 . m a d d e gereğince
cezalandırılacaksa d a , i t a a t s i z l i k t e b u l u n m a k s u r e t i y l e b i r suç
işleyen f e r d i n i h l a l ettiği m a d d e d e m e m u r u n b u n a sebebiyet
v e r m e s i a y n c a öngörülmüş değilse (TCK 2 7 2 . m a d d e d e olduğu
gibi) f e r d i n cezasında şartlan v a r s a haksız t a h r i k veya t a k t i r i
hafifletici sebepler uyarınca b i r i n d i r i m yapılması ile y e t i n i l i r "
(Sahir E r m a n , (Erman-Özek), Ceza Hukuku Özel Bölüm, Kamu
İdaresine Karşı İşlenen Suçlar (TCK 202-281), İstanbul, Dünya
yayıncılık, 1 9 9 2 , s. 136).
47) E r m a n , Kamu İdaresine Karşı İşlenen Suçlar, s.298.
Mağdurun Suça Yol Açması 23

meşine sebep olursa) yine h a k i m i n t a k t i r i n e göre, :failin


cezası ya
a i n d i r i l i r ya da h u k u k a u y g u n l u k nedeniyl e hiç
ceza verilmeyebilir 48

Mağdurun suça y o l açmasına, b u başlık altında deği­


n i l e n diğer hükümlerden farklı b i r sonuç bağlayan hü­
kümler, TCK. TTL450/J.10 ve hükme atıf y a p a n TCK.
m.457//.2'dir. B u hükümler, adam öldürme ve müessir
fiil suçlarının " k a n gütme saikiyle" işlenmesini, b u suçla­
rın n i t e l i k l i şekli olarak düzenlemektedirler ve b u du¬
r u m d a faile verilecek ceza artırılmaktadır. B u r a d a mağ­
dur, i l k a d a m öldürme veya müessir fiil suçunu işleyerek,
failin kendisine karşı adam öldürme veya müessir fiil s u ­
çunu işlemesine y o l açmaktadır . A n c a k b u gibi hallerde
49

k a n u n k o y u c u , k a n gütme olaylarının önüne geçmek dü­


şüncesiyle, failin cezasını artırmıştır . H a t t a k a n gütme50

48) E r m a n , Kama İdaresine Karşı İşlenen Suçlar, s . 4 0 1 ; Demirbaş,


b u hükmün niteliği k o n u s u n d a k i farklı görüşlere yer v e r d i k t e n
sonra, b u hükmün özel haklı s a v u n m a ve haksız t a h r i k niteliğini
k a p s a y a n k a r m a b i r k u r a l olduğu görüşünü b e n i m s e m e k t e ve
" . . . B u nedenle, eğer fail, m e m u r u n haksız o l a r a k k e n d i s i n e cebir
ve şiddet kullanmasından k u r t u l m a k için o n a karşı k a s t e n mü­
essir fiil suçunu işlerse, olayda meşru müdafaanın şartları var­
dır. B u n a karşılık, s a v u n m a d a z o r u n l u l u k bulunmaksızın veya
m e m u r u n bitmiş o l a n saldırısına karşı, h a k a r e t , sövme veya
k a s t e n müessir fiil suçlannın işlenmesi d u r u m u n d a haksız t a h ­
r i k söz k o n u s u d u r " ifadelerine y e r v e r m e k t e d i r (Demirbaş, Hak¬
sız Tahrik, s.83).
49) B e l i r t m e l i y i z k i , b u hükümler, f a i l i n b u suçları, i l k a d a m öldür­
m e veya müessir fiil suçunu işleyen kişi (yani suça y o l açan kişi)
dışındaki b i r kişiye karşı işlemesi d u r u m u n d a da u y g u l a m a
a l a m b u l a b i l m e k t e d i r (Ayhan Önder, Şalnslara ve Mala Karşı
Cürümler ve Bilişim Alanında Suçlar, İstanbul. Filiz Kitabevi,
1994, s.35). İncelenen k o n u kapsamında yer a l a n olasılık ise,
f a i l i n , i l k suçu işleyen ve böylece suça y o l açan kişiye karşı b u
suçları işlemesi d u r u m u d u r .
50) Yargıtay b i r kararında "...Çünkü, k a n gütme sebebiyle a d a m öl­
dürme e y l e m i n i , a d i y e n a d a m öldürme suçundan ayıran özellik;
b i r i n c i s i n d e , söz k o n u s u o l a n öç ve öfke d u y g u s u n u n değil, öç
a l m a k şeklinde b e l i r e n a h l a k a aykırı düşünce ve t u t k u n u n e t k e n
oluşundandır. Bu tür suçlar için ayrı bir bent ile daha ağır bir ceza
müeyyidesi konulmasındaki sosyal amaç ise, toplumda kökleşmiş
olan kötü bir geleceğin ortadan kaldırılmasından ibarettir." (CGK.,
4 . 6 . 1 9 7 3 , 1-332/458, Önder. s.37).
24 Selman Dursun (İÜHFM, C. LX1, S. 1-2. 3-33, 2003}

saikiyle genel b i r i n d i r i m nedeni olan haksız t a h r i k i n b i r


arada bulunamayacağı k a b u l e d i l m e k t e d i r . K a n u n u ­ 51

m u z a s o n r a d a n eklenen b u hükümler, çeşitli açılardan


eleştirilmektedir . 52

Mağdurun suça y o l açmasına ve b u n u n l a bağlantılı


olarak mağdurun k u s u r u n a sonuç bağlanan ve u y g u l a ­
mada özellikle trafik kazalarında işlenen taksirle a d a m
öldürme ve t a k s i r l e müessir fiil suçlarında sıkça u y g u l a ­
n a n hükümler, TCK. m.455/f.son ile aynı içerikteki TCK.
m.459/f.sondur. B u hükümler, mağdurun suça y o l aç­
masını a r i t m e t i k olarak d i k k a t e almaları ve b u n a göre fa-

51) Yargıtay'ın b u k o n u d a k i kararlarına y e r v e r d i k t e n s o n r a Önder,


"Görülüyor k i Yüksek M a h k e m e k a n gütme s a i k i ile yapılan h a ­
rekette 5 1 . m a d d e n i n u y g u l a n a b i l m e imkanının bulunmadığını
haklı olarak b e l i r t t i k t e n s o n r a , haksız t a h r i k hükmünün u y g u ­
l a n a b i l m e s i n i n k a n davası dışında b i r sebepte m e v c u t olabilece­
ğini b e l i r t m e k t e d i r " i f a d e l e r i n i kullanmıştır (Önder, s.37). Dön-
mezer de " . . . A n c a k k a n gütme ihtirasının e t k i s i altında b u l u n ­
m a k b i r h a f i f l e t i c i sebep sayılamaz. Oysa, aslında kişiliği i s t i l a
eden b i r ihtirasın e t k i s i altında suç işlemek, i r a d e y i zayıflatması
n e d e n i ile, t a k d i r i b i r hafifletici sebep sayılabilir. F a k a t k a n u n ,
k a n gütmeyi özel b i r ağırlatıcı sebep sayan bîr faraziye koymuş
bulunduğundan, b u h a l i n a y n c a h a f i f l e t i c i b i r sebep sayılması
imkanı y o k t u r ( S u l h i Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Güriirnler,
Y e n i d e n gözden geçirilmiş ve yenilenmiş o n beşinci bası, İstan­
b u l , Beta, 1 9 9 8 , s.70). A k s i f i k i r o l a r a k E r m a n , " N i h a y e t k a n
gütme s a i k i y l e haksız t a h r i k i n bağdaşamayacağını k a b u l et­
m e k t e de isabet y o k t u r ; bizce öfkesiz, k i n s i z , üzüntüsüz, acısız,
t e k k e l i m e ile " d u y g u s u z " o l a n i n s a n , n o r m a l b i r i n s a n olmayıp
b i r akıl hastası olduğu cihetle, b u insanın r u h h a l e t i n i n a z a r a
a l m a m a k , y a n i b i r t a r a f t a n 4 5 0 / 1 0 madde ile cezayı artırıp, diğer
y a n d a n 5 1 . m a d d e ile cezayı i n d i r m e m e k h e m doğru değildir,
h e m de bütün suçların bütün işleniş şekillerini k a p s a y a n genel
b i r hafifletici sebep o l a n 5 1 . m a d d e n i n k a n gütme saikiyle işlenen
a d a m öldürme suçlarında uygulanmayacağını k a b u l ederek
5 1 . m a d d e n i n t a t b i k alanını d a r a l t m a k , h a t t a b u m a d d e y i sözü
e d i l e n suçlar arasından Içtihaden çıkarmak gibi asla tecviz edi­
lemeyen b i r s o n u c a götürmek açısından k a n u n a aykırıdır" de­
m e k t e d i r (Sahir E r m a n , (Erman-Özek). Ceza Hukuku Özel Bö­
lüm, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, (TCK 448-490), İstanbul. Dün­
y a Yayıncılık, 1 9 9 4 , s.54).
52) B k z . ; Dönmezer, s.62 v d . ; E r m a n , Kişilere Karşı İşlenen Suçlar,
s.52 v d .
Mağdurun Suça Yol Açması 25

i l i n cezasının tespitini öngörmeleri açısından kendine


özgü b i r n i t e l i k taşımaktadırlar . Failin k u s u r u , (8) r a ­
53

kamına göre belirlenmekte ve b u n u n tayininde mağdurun


k u s u r u da d i k k a t e alınmaktadır ^ Mağdurun suça yol 5

açıcı h a r e k e t i n i n önemine göre, failin t a k s i r derecesinde


k u s u r u ve sonuç olarak ceza sorumluluğu o r t a d a n k a l ­
kabilecektir . 55

B u k o n u d a k i b i r başka hüküm, a d a m öldürme ve


müessir fiil suçları için geçerli özel b i r h u k u k a u y g u n l u k
nedenine yer veren TCK. m.46J'dir. Maddede i k i ayrı d u ­
r u m düzenlenmektedir. M a d d e n i n b i r i n c i bendinde, " m a l
için haklı s a v u n m a (meşru müdafaa)" olarak anılan ve
yağma, senedin yağması, a d a m kaldırma (TCK.m.495.
496, 4 9 7 , 499) ve garet (yağma, çapulculuk) suçlarına
teşebbüs edenlere karşı malın savunulması için adam öl­
dürme veya müessir fiil suçunun işlenmesi h u k u k a u y ­
gun sayılmaktadır . B u n a göre mağdurun söz k o n u s u
56

suç tipleriyle failin malına saldırması ve b u şekilde adam


öldürme veya müessir fiil suçlarına y o l açması d u r u ­
m u n d a , k a n u n k o y u c u , failin eylemini h u k u k a u y g u n
k a b u l ederek, mağdurun y o l açmasına t a m etki tanımış-

53) B u hükümler ( m . 4 5 5 / s o n , m . 4 5 9 / s o n ) . i l k defa 1964 t a r i h ve


501 sayılı K a n u n l a T C K . ' n a eklenmiştir. B u n d a n önce b u gibi
k u s u r l u l u k h a l l e r i n d e f a i l i n cezası, d a h a önce değindiğimiz
5 9 . m a d d e y e göre i n d i r i l m e k t e y d i . B u n u n ise. cezanın i n d i r i m i n ­
de b e l i r l i sınınn söz k o n u s u olması nedeniyle çoğu kez adalet
ihtiyacını karşılamadığı ifade edilmiştir (Dönmezer, s. 105;Önder,
s.91).
• • _

54) Önder, s.92. R a k a m s a l d e r e c e l e n d i r m e k o n u s u n d a k i eleştiri için


bkz.; İçel ve Diğerleri, s.257. "Olayda failin k u s u r derecesini t a ­
y i n d e mağdurun veya üçüncü kişinin k u s u r l u h a r e k e t i e t k e n
o l a b i l i r . O l a y d a mağdurun h a r e k e t i de e t k i l i ve k u s u r l u olduğu
t a k t i r d e , Ceza H u k u k u , fail ve mağdurun k u s u r l u h a r e k e t l e r i n i
b i r b i r i ile t a k a s edemeyeceğine göre, netice bakımından mağdu­
r u n h a r e k e t l e r i v a faile t a k s i r derecesinde b i r k u s u r u n yüklen-
meşini b e r t a r a f eder veya b u n u önemli derecede azaltmış o l a b i ­
l i r " (Önder, s.92). "Sanığın tüfeği karıştırması t e d b i r s i z l i k ve
d i k k a t s i z l i k ise de d o l u tüfeği ikaz e t m e d e n sanığa veren maktul
de kusurludur" (9. C D . , 5 . 4 . 1 9 8 3 , 1 1 3 6 / 1 1 2 9 . Önder, s.92).
55) B u d u r u m , 8/8 k u s u r u n mağdurda olması h a l i n d e söz k o n u s u
olacaktır (Önder, s.92).
56) Dönmezer, s. 146.
26 Selman Dursun (İÜHFM, C. LXI, S. 1-2, 3-33, 2003)

tır. M a d d e n i n i k i n c i bendinde, " k o r k u sebebiyle a d a m öl­


dürme veya müessir f i i l " o l a r a k adlandırılan ve bentte 57

b e l i r t i l e n suç m a h a l l e r i n d e (failin evi veya içinde o t u r u l a n


sair h e r türlü b i n a ve eklentileri, gündüz ise bunların ücra
mahalde bulunması gerekir), b e l i r l i şekilde ve araçlar
k u l l a n m a k suretiyle (merdiven k u r u p çıkma, duvarı del­
me, kapıyı kırma, b i n a ve eklentilerine ateş k o y m a . B u ­
r a d a k i araçlar sınırlı değildir), failin, kişisel güvenliğince
aklen geçerli b i r endişe ve c i d d i k o r k u içinde, a d a m öl­
dürme veya müessir fiil suçlarını işlemesi h u k u k a u y g u n
sayılmaktadır . B u r a d a mağdur, sözü geçen yerlerde ve
58

şekillerde failde b i r endişe ve k o r k u oluşturarak, adam


öldürme veya müessir fiil suçlarına y o l açmaktadır. Mağ­
d u r u n b u eylemi, failin eylemine d e n k sayılarak, failin
eylemi h u k u k a aykırı sayılmamıştır . A n c a k m a d d e n i n
59

son fıkrasında, failin e y l e m i n i n , m a l için haklı s a v u n m a d a


sının aşmış olması, k o r k u sebebiyle işlenen a d a m öldür­
me veya müessir fiil suçunda gerekli koşulların b u l u n ­
maması durumlarında, yinede mağdurun eylemi d i k k a t e
alınarak, failin cezasında i n d i r i m e gidilmiştir (TCK
m.461 /f.sorı).
Yukarıda ele aldığımız m a d d e y i t a k i p eden TCK. m.462
de mağdurun suça y o l açmasına sonuç bağlayan hü­
kümlerdendir. B u hüküm de a d a m öldürme ve müessir
suçlarına ilişkin o l u p , 4 6 1 . maddeden farklı olarak, özel
bir haksız t a h r i k h a l i n i düzenlemektedir. Öncelikle be­
l i r t m e k gerekir k i , b u r a d a mağdurun faile yönelik b i r h a ­
reketinden çok, içinde bulunduğu d u r u m suça y o l aç­
maktadır. B u n a göre, zina h a l i n d e veya gayri meşru cinsel
ilişki d u r u m u n d a b u l u n a n (veya b u l u n m a k üzere y a da
henüz bulunulmuş olduğundan görünüşte şüphe olma­
y a n b i r halde görünen) mağdura karşı ( k i b u mağdurlar,
koca, k a n , kız kardeş, fürudan b i r i y a h u t bunların müş­
terek faili veya her ikisi) failin ( K a n u n failleri de belirlemiş

57) Önder, s. 132.


58) Dönmezer, s. 146; Önder, s. 1 3 2 - 1 3 3 .
59) Önder, b u hükmün h u k u k i niteliğinin tartışılmasında, b u n u n
h u k u k a u y g u n l u k n e d e n i o l a r a k k a b u l e d i l m e s i yanında, esas
e s p r i s i n i n k o r k u s o n u c u kusurluluğun kalkması d a olabileceğini
belirtmiştir (Önder, s. 132).
Mağdurun Suça Yol Açması 27

ve bunların k a n , koca, u s u l d e n b i r i veya erkek y a da kız


kardeş olmalarını aramıştır) adam öldürme veya müessir
fiil suçlannı işlemiş olması d u r u m u n d a , cezada önemli
ölçüde i n d i r i m söz k o n u s u d u r . K a n u n k o y u c u b u r a d a ,
mağdurun, b u d u r u m u y l a suça y o l açmasını d i k k a t e
alarak böyle b i r e t k i tanımıştır . 60

Mağdurun suça y o l açmasına h u k u k i sonuç bağlayan


önemli hükümlerden b i r i de TCK.m^SS'tir. B u hüküm,
h a k a r e t ve sövme suçlanna ilişkin özel b i r haksız t a h r i k
hükmüdür. Maddede üç farklı d u r u m düzenlenmektedir.
M a d d e n i n b i r i n c i fıkrasında, mağdurun kendi haksız h a ­
reketiyle h a k a r e t ve sövme suçlanna y o l açması d u r u m u
öngörülmekte ve b u gibi hallerde failin cezasının b e l i r l i
m i k t a r d a i n d i r i m e t a b i tutulacağı b e l i r t i l m e k t e d i r . M a d ­
61

d e n i n i k i n c i ve üçüncü fıkralannda, mağdurun suça y o l


açmasına, faile u y g u l a n a c a k cezanın büsbütün kaldınl-
ması s o n u c u bağlanmıştır. İkinci fıkrada, karşılıklı t a h k i r
düzenlenmiş ve b u d u r u m d a m a h k e m e n i n , her i k i taraf
veya h a n g i tarafın y o l açtığını dikkate alarak yalnız b i r i
hakkında cezayı kaldırabileceği belirtilmiştir . Görüldüğü 62

60) Mağdurun b u d u r u m u n u n , f a i l i n kişisel ve aile şerefi bakımında


ağır biçimde b i r nevi saldırı oluşturduğu ve b u n u n f a i l i n iradesi
üzerinde şiddetli baskı m e y d a n a getirdiği ve b u nedenle f a i l i n
cezasında i n d i r i m i n öngörüldüğü belirtilmiştir (Dönmezer,
i ; s. 151), / -:
: t:

61) Dönmezer. genel haksız t a h r i k hükmü (m.51) ile b u m a d d e y i ,


karşılaştırarak, m a d d e d e h e r h a n g i b i r açıklık olmaması nede­
niyle mağdurun haksız h a r e k e t i n i n , failde elem ve gazap mey­
d a n a g e t i r m e s i n i n şart olmadığını b e l i r t m e k t e d i r (Dönmezer,
s.272): B u n a karşılık E r m a n , b u r a d a da h a k a r e t ve sövmenin,
mağdurun haksız h a r e k e t i n i n oluşturduğu elem ve gazap altında
işlenmesinin arandığını, a n c a k b u şartın bulunduğunun b i r k a ­
r i n e o l a r a k k a b u l edildiğini savunmuştur ( E r m a n , Kişilere Karşı
İşlenen Suçlar, s . 3 3 3 - 3 3 4 . Önder ve Demirbaş da aynı görüştedir
(Önder, s . 2 5 7 - 2 5 8 ; Demirbaş, Haksız Tahrik, s. 113-114).
62) B u hükmün h u k u k i niteliği hakkındaki çeşitli görüşler için b k z . ;
Önder, s . 2 5 9 - 2 6 0 ; Demirbaş. Haksız T a h r i k , s. 1 1 6 - 1 1 8 . D e m i r ­
baş b u n u n h u k u k i niteliği hakkında, "Kanımızca, b u r a d a t a h r i k
edilen f a i l i n karşılıkta bulunması üzerine cezasının kaldırılma­
sının n e d e n i , içinde bulunduğu p s i k o l o j i k d u r u m dolayısıyla
k u s u r u n u n azalmasıdır. T a h r i k eden kişi ise, k e n d i s i n e karşı­
lıkta b u l u n u l m a k s u r e t i y l e cezalandınlmıştır; b u nedenle m a h ­
keme, i l k f a i l i n de cezasını kaldırabilmektedir" d e m e k t e d i r (De-
28 Selman Dursun (ÎÜHFM, C. LXİ, S. 1-2, 3-33. 2003)

gibi, b u r a d a mağdur (tahkire karşılık veren kişi), yaptığı


hareketle, verdiği karşılıkla adeta "karşı fail" k o n u m u n a
çıkmakta ve kendisiyle beraber failin (ilk t a h k i r i yapan)
cezasının da kalkması s o n u c u n u ortaya çıkarmaktadır . 63

Üçüncü fıkrada ise, mağdurun failin şahsına karşı şiddet


k u l l a n a r a k , hakaret ve sövme suçlarına y o l açması d u ­ 64

r u m u n d a , failin eyleminin cezayı gerektirmediği hüküm


altına alınmıştır . 65

B u k o n u d a son olarak TCK. m.503/f.2 ve TCK.


m.51 l/f.2'ye değinmek gerekir. Her i k i hüküm açısından
da o r t a k olan h u s u s , mağdurun suça y o l açmasına, fail
lehine b i r sonuç bağlanmamış olmasıdır. Dolandırıcılık
suçunun unsurlarının yer aldığı TCK.m.503/f.2'de, eyle-

mirbaş, Haksız Tahrik, s. 118). Dönmezer ve E r m a n , b u n u b i r


cezasızlık sebebi saymaktadırlar (Dönmezer, s.276; E r m a n , Ki­
şilere Karşı İşlenen Suçlar, s.327).
63) Hükümdeki, " . . . m a h k e m e icabına göre i k i t a r a f veya h a n g i t a r a ­
fın sebebiyet verdiğini nazar a l a r a k yalnız b i r i hakkında cezayı
i s k a t e d e b i l i r " ifadesi bağlamında E r m a n , " D e m e k o l u y o r k i , b u
cezasızlık sebebi, nev'i k e n d i n e özgü b i r sebeptir, çünkü icabına
göre y a sadece sanık hakkında veya her i k i t a r a f hakkında ceza
v e r i l m e m e s i n e y o l açmaktadır. B u bakımdan k a n u n u m u z l a
k a y n a k k a n u n arasında f a r k vardır: gerçekten k a n u n u m u z d a
m e v c u t " h a n g i tarafın sebebiyet verdiğini n a z a r a a l a r a k " i b a r e s i
k a y n a k k a n u n d a y o k t u r . F i k r i m i z c e , b u keyfiyet i k i k a n u n a r a ­
sında hüküm farkı m e y d a n a getirecek n i t e l i k t e değildir, zira
d o k t r i n alanında t a r a f l a r d a n yalnız b i r i hakkında ceza v e r i l m e ­
yeceği d u r u m l a r d a , b u tarafına karşılıklı t a h k i r e sebebiyet ver­
memiş o l m a k lazım geldiği k a b u l e d i l m e k t e i d i . B i n n e t i c e h a k i m
sadece i l k o l a r a k t a h k i r d e b u l u n a n tarafın cezasını düşüremez:
b u n u n için diğer tarafın da cezasını düşürmesi gerekir. Yalnız b i r
tarafın cezasını kaldıracaksa b u taraf, a n c a k karşılık vermiş olan
t a r a f olacaktır" ( E r m a n , Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, s.330¬
331).
64) Hükümde sadece " h a k a r e t " k e l i m e s i n i n kullanılmış olmasına
rağmen, b u n u n t e k n i k a n l a m d a olmadığı ve sövme suçunun d a
b u k a p s a m d a olduğu söylenmiştir ( E r m a n , Kişilere Karşı İşlenen
Suçlar, s.332: Önder, s.265; Demirbaş, Haksız Tahrik, s. 142).
65) E r m a n b u n u n özel b i r haklı s a v u n m a h a l i olduğunu, b u nedenle
b u r a d a suçluluğun o r t a d a n kalktığını i l e r i sürmüştür ( E r m a n ,
Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, s.331-332). Dönmezer ise, b u n u n
cezasızlık sebebi olduğunu k a b u l e t m e k t e d i r (Dönmezer, s.276).
Demirbaş d a aynı görüştedir (Demirbaş, Haksız Tahrik, s. 143).
Mağdurun Suca Yol Açması 29

rain, "mağdurda esasen varolan h a t a d a n " hile ve desise


k u l l a n m a k - suretiyle y a r a r l a n a r a k gerçekleştirilmesinin
de dolandırıcılık suçuna vücut vereceği öngörülmüştür.
B u r a d a mağdur, yaptığı b i r hatayla failin dolandırıcılık
suçunu işlemesi için b i r yol açmıştır. Fail açılan b u yol­
dan, hile ve desise k u l l a n m a k suretiyle ilerleyerek, varo­
l a n hatayı b u şekilde devam ettirerek veya kuvvetlendi­
66

rerek haksız b i r menfaat sağlamaktadır. TCK.m.511 /


f.2'de ise, mağdura ait b i r malın, mağdurun hatası s o n u ­
cu failin eline geçmesi ve failin m a l üzerinde mülkiyet i d ­
dia etmesi yaptırım altına alınmıştır. B u r a d a da mağdur,
yaptığı hatayla failin b u suçu işlemesine yol açmaktadır . 67

Görüldüğü gibi her i k i madde açısından mağdurun suça


yol açması, b i r u n s u r u olarak düzenlenmiştir.

Özet ve Sonuç
Suçlu kavramı üzerinde yoğunlaşan k r i m i n o l o j i k
araştırmalar, son otuz yılda, suçun diğer tarafı olan
mağdura yönelmeye başlamıştır. B u bağlamda, suçta
mağdurun rolü ve sorumluluğuna ilişkin yapılan çalış­
malar, suçluyu esas alan k r i m i n o l o j i k çalışmalara denge
getirmiş ve suçluya yönelik olumsuz, b u n a karşılık mağ­
d u r u n m a s u m i y e t i n e ilişkin o l u m l u düşünceleri değiştir­
miştir. B u k o n u d a k i çalışmaların ilerleme kaydetmesiyle.
k r i m i n o l o j i d e n bağımsız yeni b i r b i l i m dalı olarak v i k t i -
moloji ortaya çıkmıştır. Mağdurun suça yol açması k o ­
n u s u , amaçları arasında, "mağdurun suçtaki rolü ve so­
rumluluğumu da barındıran v i k t i m o l o j i n i n önemli k o n u ­
larından b i r i d i r .

66) Mağdurun b u hatasından fail. hile ve desise k u l l a n m a k s i z i n b u


hatayı düzeltmeyerek haksız b i r menfaat sağlarsa dolandırıcılık
suçu oluşmaz, şartları varsa b u k a p s a m d a değindiğimiz diğer
m a d d e o l a n T C K . m . 5 1 1 / f . 2 ' n i n uygulanması gündeme gelebilir
(Dönmezer, s.368; Önder, s.376-377).
67) "Elbise cebinde u n u t u l a n paranın temizlevici tarafından alın­
ması" (6. C D . . 2 0 . 4 . 1 9 6 4 . 2 0 1 7 / 2 9 7 6 , Önder, s.436-437). " B a n ­
k a görevlisinin gaflet ve hatası s o n u c u fazla ödenen meblağ"
(CGK.. 2 6 . 4 . 1 9 8 2 , 6 - 1 0 9 / 1 6 9 , Önder, s.436) TCK. m . 5 1 1 /
f.2'deki suçun u y g u l a m a d a k i örnekleridir.
30 Selman Dursun (İÜHFM, C. LXI, S. 1-2, 3-33, 2003)

Günlük hayatımızda yaptığımız b i r çok hareket, içinde


bulunduğumuz b i r çok d u r u m , değişik suçları davet
eden, b u n l a r a y o l açan veya bunların işlenmesini hızlan­
dıran b i r n i t e l i k taşıyabilmektedir. O t o m o b i l i m i z i caddeye
p a r k e t t i k t e n sonra, dalgınlıkla anahtarları üzerinde bı­
rakmamız veya kapıları k i l i t l e m e y i unutmamız y a d a ev- 1

deki pencereleri açık bırakmamız hıfsızlık suçunu davet


açısından en basit örneklerdir. B u n o k t a d a , b u ve benzeri
hareketler, "mağdurun suça y o l açması" kavramını gün­
deme getirmektedir. •

Mağdurun suça y o l açmasını, "mağdurun i c r a i veya


i h m a l i , bilerek veya bilmeyerek yaptığı b i r hareketle veya
başka b i r şekilde, b i r suçun işlenme r i s k i n i doğurması y a
da diğer b i r neden veya nedenlerle suçun zaten m e v c u t
olan işlenme riskini artırması, hızlandırması ve b u şekilde
suç işlenmesine neden olması" biçiminde kapsamlı o l a r a k
t a r i f edebiliriz. B e l i r t m e k gerekir k i , b u k a v r a m , işlenmiş
ol&n b i r suça neden olmayı ifade ettiği gibi, d a h a çok b i r
suçun işlenme olasılığını, riskini ortaya çıkarmayı b e l i r t ­
mektedir.
Kavramı, Wolfgang, 1958 t a r i h l i " A d a m Öldürme S u ­
çunda Modeller" i s i m l i kitabında ortaya atmış, d a h a s o n r a
değişik k r i m i n o l o g l a r tarafından k a v r a m kullanılmıştır.
Mağdurun suça yol açması, "mağdur riski, mağdur
eğilimi, mağdurun rolü ve mağdurun sorumluluğu" gibi
terimlerle yakından ilişkilidir. Aralarında küçük bazı
farklılıklar b u l u n s a da b u k a v r a m l a r , çoğunlukla aynı
d u r u m u ifade edebilmektedirler.
İnceleme k o n u s u kavramın, mağdur ve faile ilişkin o l ­
m a k üzere i k i yönü bulunmaktadır. Kişilerin bizzat k e n d i
eylemleriyle suça y o l açmasının, mağdur riski m e y d a n a
getirmelerinin önüne geçilmesi kavramın ve b u k o n u d a k i
çalışmaların b i r i n c i amacıdır. İşlenmiş suça, mağdurun
neden olması ve b u n u n failin cezalandırılmasında hesaba
katılması gibi k o n u l a r , kavramın i k i n c i yönünü ve ama­
cını oluşturmaktadır.
Mağdurun suça yol açmasına b i r çok örnek verilebilir.
Mağdurun Suça Yol Açması 31

Bütün suç tipleri açısından geçerli suça y o l açma d u ­


rumları, mağdurun, faili çeşitli şekillerde t a h r i k etmesi
veya cesaretlendirmesi, suça u y g u n o r t a m hazırlamasıdır.
Mağdurun, özel bazı suç t i p l e r i n d e n adam öldürme s u ­
çunda, birtakım yollarla faili t a h r i k etmesi, hırsızlıkta
dikkatsizliği, unutkanlığı, cinsel suçlarda giyimi, jest ve
m i m i k l e r i y l e faili t a h r i k etmesi, trafikte işlenen suçlarda
özellikle y a y a l a n n trafik kurallarını i h l a l etmeleri, ekono­
m i k suçlardan vergi suçlarında adil olmayan vergi sistemi
gibi suça y o l açıcı durumları söz k o n u s u olabilir.
Mağdurun suça y o l açmasına h u k u k i sonuç bağlan­
ması adaletin b i r gereğidir. Z i r a mağdurun suça y o l aç­
ması, failin işlediği suçtaki "haksızlığı" etkilemektedir. B u
nedenle failin mağdurun katkısı olmadan gerçekleştirdiği
b i r eylemiyle, mağdurun suça y o l açarak r o l aldığı eylemi
arasında, h u k u k i ve b u k a p s a m d a cezai açıdan farklılık
y a r a t m a k , b i r eşitlik düşüncesinden ibaret olan adaletin
gereklerindendir.
B u bağlamda TCK., çeşitli hükümlerinde b u anlamda­
k i farklılığı öngörmüç ve mağdurun suça y o l açtığı değişik
d u r u m l a r a ceza h u k u k u açısından e t k i tanımıştır. H a k i ­
m i n i k i sınır arasında temel cezayı saptamasında (m.29),
mağdurun haksız saldırısına karşılık verilmesinde
(m.49/f. 2) veya verilen karşılıkta sınırın aşılmasında
(m.50), mağdurun zımni de olsa rıza gösterdiği veya b u
k o n u d a faili esaslı hataya düştüğü d u r u m l a r d a , özellikle
mağdurun haksız olarak faili t a h r i k etmesinde (m.51) ve
son olarak h a k i m i n cezayı hafifletmedeki t a k d i r i n d e
(m.59) mağdurun suça y o l açması, bütün suçlar açısın­
d a n geçerli olacak biçimde d i k k a t e alınmış ve b u gibi d u ­
r u m l a r a h u k u k i sonuç bağlanmıştır. B u n d a n başka çe­
şitli suç tiplerinde mağdurun suça y o l açması ayrıca so­
nuç doğurabilmektedir (TCK. m.228/f.2. m.258/f.4,
m . 2 7 2 , m . 4 5 0 / f . l 0 , m . 4 5 7 / f . 2 . m.455/f.son, m . 4 5 9 /
f.son, m . 4 6 1 , m . 4 6 2 , m.485, 503/f.2. 511/f.2).

Ceza K a n u n u m u z u n mağdurun suça y o l açmasına


bağladığı b u sonuçları değerlendirmek gerekirse, K a n u n u ­
m u z u n , öncelikle bütün suçlar açısından geçerli hüküm-
32 Selman Dursun (İÜHFM. C. LXJ, S. 1-2, 3-33, 2003)

lere yer vermesini, ardından mağdurun söz k o n u s u etkisini


önemli gördüğü bazı suç tipleri açısından ayrıca b i r dü­
zenlemeye gitmesini yerinde b u l u y o r u z . A n c a k b u k o n u ­
n u n , özellikle birey dışında devlete karşı işlenen suçlarda
ve özel ceza kanunlarında da d i k k a t e alınmasının ve b u n a •

göre gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtebi­


liriz.
Ayrıca, y e n i suç ihdasında veya m e v c u t o l a n l a r d a ya­
pılacak değişikliklerde, b i r suç politikası olarak, her za­
m a n failin d u r u m u y l a beraber mağdurun suça y o l açma
olasılığının da gözden kaçırılmaması gerektiğini önemle
v u r g u l a m a k isteriz. A d i l b i r düzenleme açısından yapıla­
cak düzenlemelerde, mağdurun suça y o l açmasının,
mağdurun suçtaki rolünün ve sorumluluğunun göz
önünde bulundurulması b i r z o r u n l u l u k t u r .

Bibliyografya
Demirbaş, T i m u r : Kriminoloji, A n k a r a , Seçkin, 2 0 0 1 .
Demirbaş, T i m u r : Türk Ceza Hukulaında özel Haksız Tahrik Halleri,
İstanbul. Üçdal Neşriyat, 1 9 8 5 .
Dönmezer, S u l h i : Kişilere ve Mala Karşı Cürümler. Y e n i d e n gözden
geçirilmiş ve yenilenmiş o n beşinci bası, İstanbul, Beta, 1 9 9 8 .
Dönmezer, S u l h i : Kriminoloji, Gözden geçirilmiş s e k i z i n c i bası. İstan­
b u l , Beta, 1994.
E r d u r a k , Yılmaz Güngör: Türk Ceza Kanunu, Yenilenmiş 3 üncü bası,
A n k a r a , A d i l Yayınevi, 1 9 9 4 .
E r e m , F a r u k : Suç Bilimi Açısından Adalet Psikolojisi, Suçlu Psikoloji-
si-Usul Psikolojisi, M a h p u s u n Psikolojisi, 10. Bası, A n k a r a , A d i l
' Yayınevi, 1 9 9 7 .
E r m a n , S a h i r (Erman-Ozek): Ceza Hukuku özel Bölüm, Kamu İdare­
sine Karşı İşlenen Suçlar (TCK 202-281), İstanbul. Dünva yayıncı­
lık, 1 9 9 2 .
fi *" _

E r m a n , S a h i r (Erman-Ozek): Ceza Hukuku özel Bölüm, Kişilere Karşı


İşlenen Suçlar, (TCK 448-490), İstanbul, Dünya Yayıncılık, 1994.
G a n a s . K o r e n , G w e n d o l y n S a m p s o n , C a t h e r i n e Cozzi, S o n i a V e r m a ,
T e r r a n c e S t e w a r t : " N o n - J u d g e m e n t a l i z r n i n Rape Crises", (çevri-
miçi) h t t p : / / w w w . u i c . e d u / o r g s / c o n v e n i n g / n o n j u d g m e n t a l . h t m ,
15.11.2002. - .. : Î ;
içel, Kayıhan, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Ozgenç, A d e m Sözüer,
F a t i h S. Mahmutoğlu. Yener Ünver: İçel Suç Teorisi, 2. K i t a p , Ye­
n i d e n gözden geçirilmiş i k i n c i bası, İstanbul, Beta. 2 0 0 0 .
Mağdurun Suça Yol Açması

" M y t h s A b o u t Sexual A s s a u l t " , A d o p t e d f r o m J a c k s o n C o u n t y Rape


C r i s i s V o l u n t e e r M a n u a l , (çevrimiçi) h t t p : / / w w w . s o u . e d u / W R C /
r a p e p r e v / m y t h s . s h t m l , 15.11.2002,
Önder, A y h a n : Şahıslara ve Mala Karşı Cürümler ve Bilişim Alanında
Suçlar, İstanbul, Filiz Kitabevi, 1994.
Özbek, Veli Özer: Ceza Hultukunda Suçtan Doğan Mağduriyetin Gide­
rilmesi, A n k a r a , Seçkin, 1999.
Reckles, W a l t e r C : Tlıe Crime Problem, T h i r d E d i t i o n , New Y o r k ,
Appleton-Century-Crofts. 1961.
.Sokuhu-Akıncı, R. Füsun: Kriminoloji, 3. Bası, İstanbul, Beta, 2 0 0 2 .
Sokullu-Akıncı, R. Füsun: Viktimoloji, İstanbul, Beta, 1999.
Soyaslan, Doğan: Kriminoloji (Suç ve Ceza Bilimleri), Genişletilmiş 2.
baskı, A n k a r a , A n k a r a Üniversitesi H u k u k Fakültesi Ya> mı,
1998.
" W h a t C a n I Do?", (çevrimiçi) h t t p : / / w w w . t r i n i t y e x e c senaces.com/
protection.html, 05.12.2002.
" V i c t i m s a n d V i c t i m o l o g y " , (çevrimiçi) h t t p : / / i n v e s t i g a t o r t r a i n i n g . -
org/notes/Victims%20& %20Victimology.doc. 05.11.2002.
W i l s o n , C , T. Nettelbeck, R. Potter, C. Perry: " I n t e l l e c t u a l D i s a b i l i t y
a n d C r i m i n a l V i c t i m i s a t i o n " , Trends & Issues in Crime arid Crimi­
nal Justice, No:60, A u s t r a l i a n I n s t i t u t e of C r i m i n o l o g y , September
1996, (çevrimiçi) http://www.aic.gov.au/publications/tandi/
Ü60. pdf, 1 1 . 1 1 . 2 0 0 2 , s.1-6.

You might also like