Vitali Solomonoviç Vygodski - Marks'in Düşüncesi İktisat Ve Tarih

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 213

VERSO \'AYINCILIK

(The Story ofa Great Dıscovery)

VERSO A.Ş.
Konur Sokak 13/7
Kızılay/ Ankara
P.K. 359, Yenişehir-Ankara

Ofset Hazırlık: VMS (Verso Matt;ıaacılık Sanayii)


Kapak VE Reklam
Baskı: Feryal Matbaacılık Sanayii Tel: 230 80 61 ANKARA
VITALI SOLOMONOVIC
VVGODSKI

Marx'ın Düsüncesi :
İktisat ve Tarih
ÇEVİREN: ATIİLA AKSOY

\7YAYINl.Alll
Cİ N D E K İ L E R

GİRİŞ YERİNE

«Kapita l» Nas ı l Ya rat ı l d ı 7

Burjuva Topl u m una Ba k ı ş Açısı 16

il

Ge�ce!<le r Tepesi 40

111

Burjuva Toplumunun «Ekonomik Hücre Yapısı» .................. 56

iV

•Artık Değer Soyguncula rını» Nasıl «Suçüstü Yakaladı» .. . . . . 72

«Katkı»nın İkinci Cildi Neden Yayımla nmadı? 85

VI

Değerden Üretim Fiyatına 99


vıı

Artık Değer Teorisinin Tamamlanması 1 20

vııı

«Kapital» Nasıl Ortaya Kondu 138


Marı<' ı n İktisat Teorisi ve İşci Sınıfı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 58

SONUC

Doneminin Ta rihsel Olaylarının Göbeğinde 175

KAYNAKLAR 191

ÇEVİRMENİN NOTU 208

İSİM DİZİNİ 209

MARX'IN ESERLERİNİN KRONOLOJİSİ 211


GiRiŞ YERiNE

«KAPiTAL» NASIL YARATILDI

«Kapitalııin geçmişini bilmek gerekli mi? Ana aşamalar.


1860 ile 1863 arasındaki dönem neden bu denli llglnç­
tlr? Manc'ın yaratıcı laboratuvarı.

insa n l a r gibi kitapların da kendi a l ı nyazı l a rı ve öykü­


l eri vard ı r; biz de Kapital'in tari h i n i , 1 850'den 1 863'11 ka­
dar olan son döneminde, izlemeye kara r verd i k . Henüz
Kapital'in h içbir cildinin yayımlan mamış olmasına karşın
M a rx ekonomi teorisinin tüm ana hatla rını bu dönemde
gel iştirmiştir. Kapital'in tari h i , özünde bu teorinin geçmi­
şi ve nasıl gel iştiri ldiğinin ta rih i d i r.
M a rx 'ın ekonom i k öğ retisinin tarihi o denli d ra m.:ıtik­
tir ve o denli gerçeklerle yüklüdür k i , okunması M a rksizm'
in ta rihi üzerine uzman laşanların i l g i a la n l a rıyla sınır­
landırı l a m ıyaca k k_a dar büyük b i r önem ta şır.

Peki a ma M a rx'ın ekonomi teorisinin tari h i n i b i l meye


ne gerek var? Kapital'in dört cild inde ortaya konan eko­
nomi teorisini incelemek yeterli değil m i ? M a rx'ın ekono­
mi.< öğretisinin ancak kendi gelişimi, evri mi içinde do(iru
olara k anlaşılabilmesi bu tarihin b i l inmesini gerekli kılar.
Aksi holde, bu öğreti kesin l i k l e doğmatik, başka bir de-

7
yişle çarpıtıl mış. ya nlış ve yapay b i r biçimde kavranacak­
tır.

Kapitcl'in ta ri hini incelemek, M a rx'ın yapıtının tek i l


ciltlerin i yazmış olduğu dönemleri sapta ma olanağı sağ­
lar. Böylelikle görülecektir ki, dördüncü cildin metinleri
1 860'1arın başında tamamlanmı ş. oysa üçüncü cildin ta­
mamlanması 1860'1arın orta la rına dek sürmüştür. Birinci
cildin 1 867'de yay ı mlanmasına karşı l ı k i k inci cilt 1870'1er­
de M a rx'ın yazmış olduğu metinlere dayanarak Engeis
ta rafından basıma hazırlanmıştır. i şte M a rx, Kapital'i
sondan başa d oğru, yan i dörd ün c ü ciltten birinci cilde
doğru ( ikinci c i l t bu sıralamanın d ı şındad ı r) yazmıştır.
i lerd e durumun gerçekten böyl e olduğunu yen iden göre ­
ceğiz ve bunun a ltında yatan nedenleri açıklamaya çalı­
şacağ ız. Şimd i l i k Kopital'in �a rihi acısından çok önemli
olan bu gerçeğin bil inmesi ve a n l a ş ı l masın ı n aynı zama n ­
da bu yapıtın deri n l iğine i ncelenmesi acısından d a önem­
l i olduğunu bel i rtmekle yetine l i m . M a rx'ın e konomi teori­
si oldukça düze nsiz bir biçimde geliştiri l miştir. Gelişme
düzeyi, olgunluk derecesi sadece 1 840'1ar, 1 850'1er ve
1860'1ar a rasında değil. aynı za manda bu süreler içinde,
yıldan yıla büyük değişikli kler göstermiştir. Bu duru m
Marx'ın kullandığı term inoloj iye d e acıkça yansımıştı r.
Kapital'in tari hini incelemekle M a rx'ın e konomik öğ­
retisini nasıl gel iştird iğ i n i , kapita l ist ü retim tarzının yasa­
larını nasıl k eşfetti ğ i n i , bu rj uva e konomi . pol itiğinin ye­
tersizlikleri n i nasıl aştığ ı n ı ve ekonomi b i l i m i n i işçi s ı n ıfı
acısından na sıl devrimcileştirdiğini izleyebiliriz . M arx 'ın
ekonomi teorisinin ta ri h i n i incel emek. onun yaratıcı yön·
temini ortaya çıkarmasının yan ısıra , b izleri, onun «ya ra ­
tıcı la boratuva rı» n a götürür. M a rx'ın bil imsel a raştııma
yönteminin yetkinlikle kavra n ması, M arksist - Len in ist te­
orinin yaratıcı bir bicimde özü mlen mesinin ve çağdaş i n ·

8
san top l u m u ndaki yaşa m olgusunun açıklanmasına doğru
bir biçimde uyg u l a n masının önkoşuludur.
Sovyetler B i rl i ğ i 'nde V.V. Adoratski, V.K. Brush l i nski,
l.A. Leontyev, AL. Reu l . D . I. Rosenberg ve d i ğer araştı r­
ma c ı l a r Marx'ın e konom i teori sinin evri m i n i n ta rihine bü­
yük b i r ilgi göstermişler ve göstermekted irl e r. Yaptıkları
ça l ı şmalarla konuyu büyük ölçüde aydınlatmı şlardır. Son
yıllarda Demokratik Alman Cu m h u riyet i 'nde de b i rçok
a raştırma cı Kapital'in ta ri h i üzerine ça l ı şmakta d ı r.
Marx'ın e kono m i k öğ retisin i n evrim i n i n ta ri h i soru n ­
larla d o l u d u r. Bu ta rihin b i l i msel döneml e re ayrıl ması
başka bir deyişle teorisini gelişti rirken Ma rx'ı n u l aşm ış
olduğu d üzeyle re uyg un d ü şen bir biçimde a şa m a lara
böl ünmesi soru n u birçok ta rtışmaya yol a ç m ı ştır. Bunu
serg i lemek a macıyla , Demokratik Alman Cu mhu riyeti'n­
deki M a rksizm ta rihçileri n i n çeş itl i dönemlerin zamanla­
rı n ı sapta mak için öne sürdükl eri çeşitli şema l a r örne�
olara k gösteri l e b i l i r.
Profesör Alfred Le mmnitz. Marx'ın ekonomi teorisi­
nin gelişi m i n i dört evreye ayırmakta d ı r: 1 843'ten 1848 ı
49'a , 1 850'den 1 860 'a, 1 861 'den 1 867'e ve 1 868'den 1 883'e.
A. Benary ve H. Gra u l ise üç evreye ayırmaktadı rla�:
1843'den 1 846'ya, 1 847'den 1 860'a , 1 961 'den 1883'e.
Son olara k Wolfga ng Jah n'da şu döne m leri öner­
mekted i r: 1 842'den 1 846'ya, 1 847 'den 1862'ye, 1 863'ten
1 867'ye ve 1 868'den 1 895'e ( Engels'in ö l ü m ta ri h i-ç -) .
Önerilen b u tarihler a rasında büyük fa rkl ı l ı k l a r 0ldu­
aunu bel irtmek ve b u n l a rdan h iç birinin bizim için bütü­
nüyle kabu l edileb i l i r olmadığını eklemek gerek.
Kcınımızca Ma rx'ın ekono mik öqretisinin tarihinde
r,eşitli dcnem leri sapta mak için genel olara k k u l lan ı l ması
gereken gerçek ö lçüt. Marx'ın teori s i n i n , öze l l i k l e değ€r
ve a rtık-deqer teorisinin gel işi m i n i n her bir dönemd·1
ulaşmış olduğu d üzeyd ir.

9
Peki, nasıl o l uyor da ta rihçi ler bu den l i farklı yar·
g ı lara varabil iyorlar? M a rx'ın yaratıcı yönteminin özel bir
n�te l i ğ i ekonomi pol itik a lan ında yapmış olduğu ça l ış·
maların her zaman i k i paralel yönde i l erlemiş olmasıdiı-;
Ka pita lizmin eleştirisi, özel l i kle b u rj uva ve küçlık burju .
va teori lerinin eleştirisi ve kendi e konomi teorisinin ge­
liştiri l mesi. M a rx'ın ekonomik araştı rma l a rında bu iki gö­
revin yürütül mesi gerçekte tek t:>ir süreci oluştu ruyord u .
O n u n a raştı rma yönteminin bu öze l l i ğ i ekono mik yap -
larına verm i ş olduğu çifte başlı klarda da ya nsıma ktadır·
Kapital; Ekonomi Politiğin Eleştirisi. M a rx en başında btJ
yapıtına Ekonomi Politiğin Eleştirisi veya Ekonomi Poli�i­
ğ in Eleştirisi· üzerine başl ı ğ ı n ı vermek istemişti. Lassale'e
yazdığı 22 Şubat 1858 ta ri h l i mektubunda yapıtını şu sö:?­
c ü klerle n iteler: «Söz konusu olan i l k ça l ı şma ekonomile
kategorilerin eleştirisi ya da başka b i r deyişle burj uva
ekonomik sisteminin eleştirisel s u n u l u şu » '. Bu hem si ste­
m in benimsen mesini. hem de bu beti mleme aracı lığ ıyıa
düzenin eleştiri s i n i kapsıyordu.
Bu nedenle A. Benary ve H. Gra u l 'u n . 1847 ile 1860
a rasında Marx'ın burj uva ekonomi pol i tik teori lerin i yıl<·
t ı ğ ı ve 1861'den 1883'e kada r Marksist e kono m i pol i tiği
ortaya koyd uğunu· öne süren savları n ı n h iç bir geçerl i l i ğ i
yoktur. Marx'ın ekonomi teorisini geliştirm iş olduğ u s ü ­
reci. k i biz bu sü reci bağ daşık ( homojen) olarak nite­
l i yoruz. böl me g i rişi mleri Ma rksizm'in gerçek gelişiminı .ı
çarpıtıl masına yolaçarlar.
1850'den 1863 'e kadar g eçen dönemi ele a l ı rsa!<,
Marx'ın kes i n l i kl e işte bu dönem içinde değer, artık-de­
ğ er, ortalama kör ve ü retim fiyatı teoril erini geli şti rdiğ ini
görü rüz. M a rx'ın bu dönemden önce, yani 1 843 ilô 1849
a rasında ekonomi pol itiğ e i l i şkin yazmış olduğ u herşey
onun ekonomi teorisine göre tarih öncesi olarak n ltelc­
neb i l i r.

10
ilk ola ra k bu tari h öncesine ilişkin bir kaç şeyi bel i rt­
mek gerek. Ma rksist ekonomi teoris inin gelişmesinde
1840'1ar önem l i bir dönemi ol uşturur. Bu süre içinde
Marx ve E n gels Felsefi-Ekonomik El Yazmaları, The Hollf
Family (Kutsal Aile),• İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu,
Alman ideolojisi, Felsefenin Sefaleti, Ücretli Emek ve Ser­
maye, Speech on the Ouestion of Free Trade, (Serbest
Ticaret Sorunu Üzerine Söylev), Komünist Manifesto l/e
d iğer yapıtlarında diya l ekti k ve maddeci tarih görüşlerini
ortaya koy m u şl a r, d iya lektik maddeciliği insan toplu mu­
nun anlaşıl masına yöneltmişlerd i r. Topl u msa l i l işkiler bü­
tünü içinden -ortaya çık madan önce insan bil incinden ge­
çen� ideolo j i k i l i şkiler yerine ona ve bel i rleyici etmen ler
olarak insa n l a rın ira de ve b i l i nçlerinden bağı msız olara <
oluşan maddi ekono m i k i l işkiler, üreti m i l işki leri üzeriM
a ğ ı rl ı k verm işlerdir. Bu a n lamda ü reti m i l işkileri d e ü ret;­
ci güçlerin gelişm e d üzeyince belirlenmekted i r .

üre t i m ilişki lerine ağırl ı k vermekle v e onları d iğer


topl umsal i l işkil erden ayırmakla Marx ve Engels değ işi�
ülke lerin topl u msa l gelişmelerindeki orta k n i telikleri sar­
ta ma ve bu ü l kelerde geçerli olan ekono m i k i l işki leri tcp­
l u mun ekono m i k formasyonu kavra m ında genelleme o'rı­
na ğ ı n ı b u l m uşlard ı r. Üreti ci güçlerin gel işme düzeyind�
bağ ı m l ı olan ü retim ilişkileri n i n nesnel kara kteri toplu­
mun ekono m i k formasyonunun gelişiminin b i r tarihsel
süreç olarak a n l a ş ı l m a s ı n ı , başka b i r deyişle doğal gel i'?­
me yasa l a rı na kesinkes uyg un bir biçi mde düşün ü l mes -
ni sa ğla mıştır. Bunun b i r sonucu oiarak da top l u m b i l imi
ilk kez bilimsel tem e l l ere kavuşturulmuştu r.
Bu . Ma rx ve En gels'e 1 840'1a rın ilk yarısında önem

• Kitapta sözügeçen yapıtlardan dilimize çevrilmiş olanlarının doğ·


rudan T ü rkçe adla rını. çevrilmemiş o l a n l a rrn ise oriinal adları ile
birlikte Türkçelerini vermeyi uygun bulduk - ç .

11
kaza n d ı ra n İ dea of Materialism in Sociology (Sosyolojide
Maddecilik Fikri) ndeki deha ögesiyd i .
B u noktada Marx v e Engels'den önce gelenlerd en;
insan toplumu ta ri h i n i n içsel g e l i ş i m i n i betim lemeye g i ri ­
şen Hegel'den , 1"1. yüzyıl İng i l iz Devri m i ve 1 8. yüzyıl
Fransız Devri m i 'ne sınıf m ücadeleleri acısından ya k l a şarı
Fransız tari hçileri Thierry, Guizot, ve Mig net'ten ve bur­
juva top l u m u ndaki sın ıfların ekonomik anatomisini _a raş­
tıra n İng i l i z iktisatçı ları Petty, Sm ith ve Ricardo'dan söz
etmek gere k i r. Bütün b u n l a r Len i n ' i n Marksizm\ Avrupa'
nın tarihsel, e konom i k ve felsefi b i l imlerinde gerçekleş­
tiri l m i ş olan tüm büyük başa rı ların en üst gel işme düzı:ı­
yi olara k n i teleyişini h a k l ı ç ı ka rma kta d ı r.
Marx ve Engels tarafından gel iştirilen maddeci tar!lı
görüşü i l k ba şında henüz kanıtlanması gereken bir b i l i nı­
sel önsavdan başka bi rşey değ i l d i . « Doğal olarak, o za­
man için» d iye yaza r Len i n , «O (Marksizm) sadece bir ön­
savdı, ama tari hsel ve toplumsal sorunlara kesinkes oi­
limsel ya klaşım olanağını yaratan bir. önsav.» 2
O za manlar bütünüyle ortaya konma mış olmasına
karşın bu önsav, 1 840'1a rın ba şlarında Marx ve Engels'ııı
bu rjuva topl u m u n u n , küçü k burjuva görü şten bütünüy!'3
farklı olan proleter açıdan bir e leşti risini getirmelerine
o l a n a k sağla d ı . Hen üz 1 840'1arda yazmış oldu kları. yu ku­
rıda sözü geçen çalışma larında Marx ve Engels kend i s ı ­
n ıf mücadE.lesi öğreti ler i n i n a na hatlarını çizmişlerd i. Ka­
pita l ist toplumdaki sınıf antagonizminin doğa sını açığt1
çıkarmışlar ve sosyalizm i n , kapita l ist toplumda işleye.ı
ekono m i k yasaların kaçınılmaz sonucu olduğunu göstef­
m i şlerdi. Kapital izm, işçi sınıfı biçim inde kendi meza r ka ·

zıcılarını yaratmıştı. Bunun yanısıra devresel aşırı ü reti:n


bunal ı mları n ı n kapita l izmin uzlaşmaz çel i ş k i l eri nin b i r so­
nucu olara k ortaya çı ktıkları ve kaç ı n ı l maz oldukları ka­
n ı tl a n m ı ştı.

12
Maddeci tarih görüşünü, bir bütü n olara k Ma rksizm'
in ekonomi teorisinin en önem l i ögelerinden b i ri izledL
üretim ilişkilerinin ana ve belirl eyici ilişkiler olduğu keş­
fedi lince, geriye sadece bu ekonomik i l işkilerin incelen­
mesi ve topl u msa l gelişimin gerçek itici g üçlerinin sap­
tanması ve b u gelişimin eğ i l i mlerinin ortaya konmasına
olanak sağlayan topl u m u n ekonomik formasyonunun geli­
şim ve işleyiş yasa l a rı n ı n çöz ü mlenmesi kalıyordu.
Diya l ektik ve maddeci tarih kavra m ı n ı formüle etti'<­
ten sonra M a rx'rn tüm i l g isini kapita list top l u m formasyo­
nundaki ü retim i l işkil eri üzeri ne yoğunlaştırması nın nede­
n i budur.

Lenin , buna i l işkin olara k şöyle der: «Bununla bir­


likte, bu önsavı 1 840'1arda açı klayan M a rx somut. . . veri­
ler üzerine ça l ı şmaya koyu l d u . Toplumsal e konomik for ­

mcsyonlC'irdan birini -meta ü retim siste mini- ele a l a ra k


v e co:< Qf'rıis verilere dayanara k ( ki en a z ı n d a n üzerinde y i r
mibeş y ı l . çalışmı ştır) bu formasyonun işleyiş v e gelişimini
yöneten yasa l a rı n ayrıntı l ı çözümünü ortaya koyd u . »3
Top l u m u n ka pitalist formasyonunun açıklanmasında
M a rx , ü retim i lişkilerine ağırl ı k vermekle birlikte, buna
uygun diişen üstyapı olgularını da ele a l ır. « Artı k -Kapital'
in artar kon uşunda n beri- maddeci tarih görüşü bir ön ­
sav ol ma ktan ç ı k m ı ş. bil imsel olara k kanıtlanmış bir öner­
me d u ru mu n a gelmiştir . »4
. .

Marx'ın ekonomi politik alanındaki yoğ un ça l ı şmala­


rı 1 850 Tem muz'unda başladı. Lenin'in deyimiyle 'somut
veril er' üzerine ça l ı şmalar 1 857 son ba h a rına dek sürdü.
Bu süre ir.inde Marx buriuva ekonom i politiği ve ekono­
mik i lişkiler tarihi üzerine ça l ıştı ve kendi özg ü l biçimi
içinde ka pita list gerçekliği a raştı rd ı . Sayısız 'Not Defter­
leri' Marx'rn b u dönem içindeki çalışma l a rına ilişkin bir
fik i r vermektedir.

13
1 857 Eki m'inden 1 858 M ayıs'ına kadar olan dönemde
Marx yedi y ı l l ı k a raştı rma n ı n sonucu ola ra k 50 formai i K
metin ve Kapital'in i l k taslağ ı n ı yazmiştı r. Bu metin le rde
M a rx i l k kez ekonom i teorisinin en öne m l i yön ü n ü geliş­
tirmişti r: değer ve a rtık-değer teorileri.
Engels, Marx'ın i k i büyü k keşfinden sözeder; birin­
cisi maddeci tarih görüşü, ikincisi ise a rtık değer teoris i .
işte, 1857 /58 metinleri üzerinde çalışırken Marx'ın ger­
çekleştirdiği bu ikinci keşfidir.
1 859'da M a rx bu a raştırmaları n ı n i l k ürününü yay ı m­
ladı. Bu i l k ba şta sadece değer teorisinin tan ı m ı n ı içe re:ı
Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı· (bundan böyle Kati<ı
olara k geçecek-ç-) a d l ı k i ta b ı n ı n bi rinci böl ü m ü i d i .

1 861 ' d e M a rx Katkı' n ı n i k i nci c i l d i n i hazırlam aya ko­


yuld uysa da çok geçmeden bu ç a l ı şmayı keserek büyüı·
b i r a raştırmaya, tüm burjuva ekonomi pol itiğinin eleştiri­
sel bir değerlendi rmesine g irişti. Bu çal ışma n ı n ürüı�ii
Kapital'in tü m dört cildinin i l k d üzenlemesin i içeren 1861
/63'ün 200 formalık g ü ç l ü metinleriyd i . Bu metinler ü ze­
rinde çalışırken Marx orta l a ma kör ve ü retim fiyatı teor:­
sini gel i ştire rek a rtık değer teorisine son şek l i n i verd ı .
1 864 i l e 1 865 a rasında M a rx Kapital'in i l k ü ç c i l d i n i
düzenledi v e ilk cildi hazırla maya koyu ldu.
Ekonomi teorisi üzerinde çalışı rken Marx, aynı za­
manda Kapital'in ya pısı üzerinde çal ışma ktayd ı . Gereı<
uğraşın zorlu n itel iği. gerekse önemi açısından Kapital'in
ya pısının gel işti ri l mesi kesi n l i kle Marx'ın ekonomi teorisi
a lan ında en büyük keşifleri a rasına yerleştiri lebi l i r. Manc
« burjuvaziye teori k açıdan b i r daha kend i n i topa rlayama­
yacağı b i r da rbe indi rmeyhı5 amaçl ıyord u . Bu da rbe sa ­
dece içeri k ola ra k değil. biçimsel olara k da mükemmel
bir silôhla i n d i rilmeliydi. Bu silôh Kapital'in kend isiyd i .
Kapital'in tarihin i incelerken Frederich Engels'in, bü-

14
yük dostu M a rx'a i l işkin olara k onun h i ç bir şekilde bır
k itap kurd u ol madığı , herşeyden önce b i r devrimci oldu­
ğ u yolundaki sözle ri a kıldan ç ı ka rtı lmama l ıd ı r. Bu söz l er
Marx ' ı n ekonom ik öğ reti sinin evr i m i n i incel erken bizle;i
dar ya klaşımlara ka rş ı uya rmakta d ı r. Marx ' ı n teorik ça­
l ı şmaları herzaman işçi s ı n ıfının ç ı ka rlarına, prolete r de11-
riminin çıkarl a rına bağ la n mıştı . 1 850'den 1857'e kada rki
derinlemesine e konom i k çalışmaları d oğrudan doğruyJ
1 848/4� Devri m i ' n i n başa rısızl ığıyla i l i şki l i olduğu koda;,
1 857/58 meti n l erinin hazırlan ı ş ı ve a rtı k-değer teori s i n ı n
geliştiri l mesi d e yen i b i r devrimci buna l ı m bekleyişine
bağ l a n t ı l ı idi. Anca k bekl enen d evrim gerçe kl eşmedi ve
dev r i mc i 'selde n ' önce, devri m i n patlayışından önce eko­
nomi teorisin i n temel savla rını bi tirmek için d urma ksızın
ça l ışan M a rx b i r kez daha ekon o m i k sorunların ayrıntılı
b i r incele mesini ya pmaya g i r i şt i . Ulaşılmış teorik son uç­
ların yayımla n ması i ç i n Engels'i n , olayların ol umsuz yön­
de g e l i ş m e s i n e karşın yap t ı ğ ı ısrarlı talepler b i l e Marx·ı
bu g ir i şi mden geri dönd ü remedi . Ancak 1867 d e , ya n i ga­
'

l i ştirilmestinden on yıl sonradır ki KapitaJ'in b iri nci cildinde


Marx artık-değer teorisini yayı mladı. Bu Marx 'ın teori!<
soru n l a r üzerindeki özen ve di kkatl i l i ğ i n in bir örneğ i d i r.

1 850'den 1 863'e kadar olan ve bizim gözlem konus1J


olarak seçtiğ i m iz dönem. bize Marx'ın çalı şma yönterrıi
ve 'ya ratıcı la boratuva rı'na i l i şki n olarak öğrenmek iste­
d iğ i m i z herşeyi sağ la ma kta d ı r. Böy le bir ça l ı şma, Not
DefterJeri'ni, müsveddeleri. ya y ı m l a n m ı ş eserleri ve ço,.;:
sayıda yazışma ları kapsa r. Tüm bu çalışma l a r ve belgeler
Marx'ın ekonomik dü şüncesinin g e l i ş i m i n i ayrıntı l ı olarak
izlemem ize ve onun d üşünce silsilesini b i r bütün olara'<
yeniden ü retmemize olanak sağlar.

15
B U RJUVA TOPLU M U N A BAK IŞ AÇISI

Marx'ın 1849 Ağustos'unda Londra'ya birlikte gelirdığl


teorik birikim. •Felsefenin Sefaletı. ve •Ü cretli Emek ve
Sermaye» - ekonomi teorisinin çekirdeği ve sonraki
araştırmalar için çıkış noktası. Klasik burıuva iktisat­
çılarının değer ve artık değer teorileri ve temel yeter­
sizlikleri. Marx'ın maddeci tarih görüşünü ekonomi poll­
tiğe uygulayışı. Neden konunun incelenmesl bir kez daha
11baştan başlamalıydı�.

Pa ris'ten s ü rg ü n edilen M a rx 1 849 Ağustos'unda


Lond ra 'ya geldi ve o tarihten son ra tüm yaşa mını bu u ı .
kede geç i rdi. Eylül orta l a rında karısı ve çocu kları ona ka­
tıl d ı l a r ve F. Engels de Ka sım'ın i l k yarısında buraya gel­
di. Bu M a rx'ın teori k ç a l ışma l a rında yeni bir dönem i n ,
1 850'1er döneminin başlangıcı idi.

Yen i dönem a ncak ondan önce gelen ve ona ayrı ı ­


maz bir bici mde bağ l ı olan 1 840'1ar dönem i ile birli kte ele
a l ındığ ında anlaşılabilir ve kavra n a bilir.
i ktisat b i liminde, 1 840'1a rın e n büyük başa rıları M a rx'
ın 1 847 'de Pa ris ve Brüksel 'de yay ımlanan Fels efenin S e­
fal eti adlı yapıtı ve 1 847 Ara l ı k'ında B rü ksel 'de Alman !�­
ç i ler Derneğ i 'nde verd i ğ i ( 1 849 N isan 'ında N eue Rheinis-

16
ehe Zeitung'da başmakaleler d izisi olarak yayımlanan)
ü cretli Emek ve Sermaye üzerine olan söylevleridir.
Bu yapıtlarında Marx kendi i ktisat teorisini, maddeci
tarih görüşü temel inde, ayrıntı l ı olara k ortaya koymaya
başla n .ıçAır. Bu yatı l a r ayn ı zamanda burjuva i ktisatçıla­
rı nın e leştirisini de içermektedir.

Felsefenin Sefoleti'nde Marx burjuva ekonomi poll­


tiğinin temel yöntemsel ya n ı l g ı larını -ta rih-dışı karakte­
rini . kapita l izmin ekonomik yasa l a rını doğan ı n evrensal
yasaları i m i ş gibi gösterme çaba larını- . sergilemiştir.
« İktisatçılar burj uva üretim i l işkilerin i . . . sabit, değişmez,
sonsuz kategoriler olarak sunarl a r. . . i ktisatçı lar yuka rıda
sözü geçen bu i l işkiler içinde ü retimin nasıl gerçekleşti ­
ğ i n i açıklarlar; a ncak bizzat b u i lişkilerin n a s ı l üretildiği­
ni, yôn i bunları ortaya çıkara n tari hsel devi nimi açıkla­
mazlar.»'

Toplumsal i lişkilere yaptığı ta rihsel yaklaşımın so­


nucu olara k M a rx Felsefenin Sefaleti'nde ekonomik öğ­
retisinin en öneml i savl a rından b i ri n i ortaya koydu: Üre­
tim il işkileri, burj uva iktisatçılarının düşündükleri gibi nes:­
neler a rasındaki i l işkiler değil, insa n l a r a rasında nesne­
lere i l işkin olara k (kurulmuş - ç.) i l işkilerd i r_. Bu üretim
i l işkile ri görüşü burjuva iktisatçı larının bakış açıları ndaki
ta rih-d ışı kara kterin ve a mpirizm i n M a rx ta rafından aşıl­
masını sağladı.
Felsefenin Sefaleti'nde Marx. Smith ve Ricardo'nun
iktisat b i l i m i tarihindeki gercek konumlarını açığa çıkar­
manın yanısıra , ekonomi politi kte son söz olduğu öne
sürülen Proudhon'un iktisat teorisin in, Smith ve Ricardo'
ya oranla bir gerileme olduğunu gösterd i : «Ricardo'nu n
değer teorisi gerçek ekonomik hayatın bilimsel bir yoru­
mu; M . Proudhon'un değer teorisi ise Rlcardo'nun teori­
sinin ütopik bir yorumudur.»2

Kapital f/2 17
Marx'ın kapita l ist üreti m tarzını değerlend irişinde;,i
nite l i ksel başarısı 1 844'te Ricardo'nun On the Principles
of Political Economy (Ekonomi Pol itiğin i l keleri Üzerine}
adlı yapıtına i l işkin eleştirisel yoru mları nda görülmekte­
dir. Bu yoru mlarda Marx, henüz, Rica rdo'nun emek-değeır
teorisini yan l ış bir acıdan eleşti rmekteydi3. Aynı şekildo
Engels de Outlines of o Critique of Political Econorrıv
( Ekonomi Pol itiğin Eleştirisinin Anahatları) adlı çal ı şma­
sında emek-değer teorisine benzer b i r biçi mde sa ldırmaı-­
tayd ı . « Gerçek değer ile mübadele değeri arası nda k i fark
şu olguya dayanır: Bir şeyin değeri, ona ticarette veri lerı
sözde eşdeğerinden farkl ıdır, yemi bu eşdeğer gercekie
eşdeğer deği ldinı4 diye yazmıştı Engels. Marx daha son­
ral a rı şu açıklamayı getird i : « Engels mübadele değeri ıl.ı:ı
fiyat a rasındaki farkı, malların değerleri üzerinden müba­
dele edilmeleri d u ru munda ticareti n olana ksız olduğur.u
(varsayarak} açıklamaya calışmaktadını5• Marx bu yaniı­
şın bütün yön leri ile 1 847'de uğraştı. Felsefenin Sefaleti'
nde ekon omi pol iti kte bundan sonra ki araştırmasının tas­
lağ ı n ı çizdi. Herşeyden önce, S m ith ve Rica rdo'nun teori­
lerinin eleşti risel bir çözüm lemesi yapılma l ı ve lngiliz bur­
juvazisin in « bizzat kend isinin modern bu rjuvazi türüJ) 6
oluşu dolayısıyla. genel olara!< l n g i l tere'nin ekonomik ko­
şulları n ı n incelenmesine başl a n ma l ıyd ı . Ekonomik toplum­
sal formasyon kavram ından d oğan bu önem l i sav, bu kav­
ra mın pratik bir yön ünü si mgeler. 2 Nisan 1851 'de En­
gels'e yazd ığı mektupta Marx lng i l iz i ktisatçıları A. Smlth
ve O. Rica rdo'dan , açıkça, burjuva i ktisad ının zirvesi ola­
rak sözeder.7

Felsefenin Sefaleti'nde Marx insanoğlunun üretim


ili şkilerinin ekonomi pollti,ğin bir parçası olduğunu ve e ko­
nomH< kategorilerin bu üretim i l iıpkilerini ifade ettiğini gös­
termişti.8

18
Bu bağ lam içind€, temel bir önE:ıne s. a :ıip bi.- açı�!ü­
ma da, toplu msal ü reti m i n , üretici güç lerle tel< �ir büL­
nQ oluştu ran üretim ihşkilerin irı diğer toplumsa; i l işkile ...:;
oran:a önde gelişiydi: «Urü n leri n ınübade!e tcrzı, üretici
güçl erın mübadele tarıma baglıdır . . . Cyl0 J;i, tcplunı ta­
rihinde ürün:erin mübadele tar z ı nın. onla r;n ürc:iıTı ta:::i
tarafı ndan bel irlend iğini görüyon.ıL.»'ı

Bu noktada ortaya atılmas: gere ken soru, l\lia�x r-ı


Felsefenin Sefaleti ve Ücretl i Emek ve Sermc1e'de i<:en-ji
değer ·ve artık değer teorilerin i ne ölç üde gelıştird ığ idir.
Anca k buna başl amadan ön ce, k l ô s i k burjuva iktisatç·­
ları n ı n değer ve artil< değ e r teorilerin i incelemel< gere­
kiyo;·. Böyles i n e bir in celeme bize Marx'ın iki yapıtın-1
içeriği i l e S mi th ve Ricardo tarafından veril m i ş olan ym­
g ı lar a rasında açık bir karşılaştırma olanağı sağiayacax­
tır.
Kopital'i n dört cildinde ve Katkı'c:!a bu rjuva ekonorrıi
pol itiğ i n i n a y rıntı l ı b i r eleştirisi verilmiştir. Biz bu noktaj·ı
Marx'ın burjuva ekonomi pol i tiğ i n i çözümle mesinde va'­
d ı ğ ı son uçları sıra l ayacağ ız.

Bur:uva ekonomi pol i ti ğ i n i n ta n ı n mış yazarlarının w


büyük erdeml eri « içsel bağlantıyı kavra ma » , « d ışsa l bi­
çimlerin çeşitl iliği karşısında içsel bağlantıyrn10 anlama
çaba l:myd ı . Bu , herşeyden önce, emek-değer teori s;ni
önermelerinde apaç ık ortaya ç ı kar.
İnsan emeğ i n i n değerin kaynağı olduğu biçimi ndeki
yalın ifade bile ekonomi pol itik ta rihinde yeni b i r çağ aça ­
cak n i te l i kteyd i . İn g i l iz iktisa tçısı W. Petty örneğ indM
kalkarak Marx gösterd i k i: «emeğin maddi servetin ka•/­
rıağ ı olara k kabul edilmesi h i ç b i r şekilde içinde emeği,
m übadele değerini oluşturduğtJ özgü l toplumsal biçimiıı
yan l ı ş anlaşılmasını ön lemez.» Bu yan l ı ş anlama , şu vey�
bu ölçüde türiı burjuva iktisatçıları için geçerl i d i r. Kapita-

19
l ist ü ret.im ta rzını ölümsüz, doğal b i r ü retim tarzı olarak
ele a l a n burjuva ekonomi politiği n i n özürcü a nlayışından
kayna klanır.
Değer yaratıcı emeğin özg ü l tarihsel kara kteri n i kav ­
raya bilmenin en önemli koşu l u , gerek emeğ i n kendisind'3
gerekse onun ü rününde maddi öz (emeğin maddi özü: ya­
ra rl ı eylem, özgü l , maddi biçimi i le emek; emek ü rün ünün
maddi özü: emeğin ürünü olara k kullanım değeri) ile top­
l u msal b icim (hangi özg ü l bicimde olursa olsun genel
olara k i nsan emeğinin harcanması ve bu, emeğin ü rü�Li
olara k değer) a rasın daki ayırımd ı r.
Klôsik b u rj uva i ktisatçı l a rı kapita l ist toplumda emek­
de ve e meği n ürününde va rolan i k i l i kara kteri yen i yeni
a n lamaya başlamışlard ı .

« Klösik ekonomi pol itiğin yüze l l i y ı l ı a ş k ı n bir süre­


d i r y ü rütmekte olduğu a ra ştırmanın kesin sonucu . . . me­
tan ı n iki emek biçimindeki görü n ümünün cözümlenmes : ­
dir.» 11 ·Bununla birl i kte bu rj uva i ktisatçıları kullanım d�­
ğerı ile (mübadele) değeri a rasında, soyut ve somut emek
a rasında tuta rl ı b i r ayırım ya pabi lmekten yoksundular ve
hatta düşüncelerinde bu ayırım ortaya çıktığında genel­
likle bunun bil incinde değ i l lerd i . Bu nedenle de yapı lan
ayırım yal ıtıl mış bir olgu olara k kaldı.

Kullanım değeri ile (m übadele) değerin i n burj uva eko­


nomi pol itiği tarafından özdeşleştiril mesi, onun kendi öı:el
fetişizmi n i yansıtır. Bu fetişizm ise kapita l ist ü retim tar..
zında ü retim i l işkilerinin zorunlu olara k nesneler orası n ­
dak; i l işkiler biçimini alması olgusunun sonucudur. « Bu·­
j uva i ktisatçıları için » , der Marx «sermayenin maddi öğc
si. . . sermaye olara k toplu msal biçime bütün lenmiştir.»'�
Burjuva ekonomi pol itiğinin bu çözümlemesinde M a rJC,
onun tanınmış yazarlarında (özel l ikle Ricardo'da) kapit!l­
l ist toplumda emeğ in ikili kara kterinin bilimsel kavranışı-

20
na ı l işkın olarak tulunan tüm ögeleri d ikka tle a ra ştı rdı.
ı<la::: i k iktisatç ı larnı emek değer teori leri bu araştı rma için­
de kend i değer teoris i n i n kaynağ ı n ı oluşturd u l a r. M a rx Ri­
cardo' n u n Cn th2 Principles of Political Economy and
Tcxe:on (Ekono m i Poiiti ğ i n ve Ve rg i l e n d irmen i n İlkele;·;
üzer i n e) adlı ese r i n i n yirm inci böl ü m ü n e i l işkin olara �
«ku l l a n ı m d eğeri i l e m ü badele değeri a rasındaki ayırı m.·ı
a ra ştırılmasından başka bi rşey değil» 13 d emtşti. Başka bir
yerde de şöyle yazar: «A. Smith d a h i l . . . söz ü n ü e tmeyP,
değer tüm i ktisatçılar gibi Ricardo da bir insan eylemi Ol'J­
rak. ha tta daha çok toplumsa l olarak bel i rlenen insan ey­
lemi ol arak. emeğ in değerin b i ricik kaynağı o l d u ğ u n u vu:­
guıc rnaktud ı r.» 11• Marx burada Rl ca rdô'daki emegi n ikili
ka rcıkteri n i n gerçek ayırımını belirtmekted ir.

Morx'ın bu sözlerinden. emeğ i n iki yön l ü karakte-ı­


nin keşfinin onun e rdemi olmad ı ğ ı ve örneğin Ricardo
ya da başka b i r b u rjuva iktisa tç ısı sayesinde ortaya ç ıi\­
t ı ğ ı a n l a şı l ma malı d ı r. Kend i sözleriyle, M ar x Ricardo'nı.;n
getiremed i ğ i bir ayı rımı getirm iştir. (Bu sadece değer te­
orisi i ç i n değ i l , aynı zamanda b u rjuva ekonomi pol itiğ ini:ı
tanın m ış yaza rlarının a rtık-değer teori leri i ç i n de geçerl'­
d i r.) B u n u n ya n ı s ı ra , Ricardo değeri, ku l l a n ı m değerinden
'ayırma ' ça basında ne bunların a rası ndaki , ne de som._;t
've soyut emek a rasındaki nitel iksel ç e l i şkiyi kavrayamC!­
mıştır.

Rica rC:o ken d is i n i önehll i ölçüde emek büyüklüğünO:.:ı


emek zamanı ile bel i rle mekle sın ı rlan d:rm ıştır. M a rx, Fraıı­
sız ekonomi pol i ti ğ i n i n 'babası ' Boisg u i l lebert a ra c ı l ı ğ ıyiıı
göstermişt i r ki, «... metaların mübadele d eğerleri nc·3
maddeleşmiş olan ve zaman b i r i m i i l e ölçülen emek ıi�
b i reylerin doğrudan fiziksel faa liyetleri n i b i rbirine ka rı ştı r­
makla birl ikte, emek-zaman ı metal a rı n değeri n i n ölçü3:·1
olarak kab u l etme olanağı vard ı r.»15 Ricardo emek-değer

21
teorisinin en önemli yönünü -değer yaratan emeğin özel
niteliğini- anlayamamıştır.
Oeğer yaratan emeğin özel niteliği kapitalist toplum­
da toplumsal nitelik taşıyan tüm emeğin toplumsal üre­
tim sisteminde, toplumsal işbölümü sisteminde bir baj
oluşudur. Ancak bu doğrudan bir bağ değildir, aksinı:ı
üretim araçlarında özel mülkiyet koşulları altında (emeK)
doğrudan doğruya özel emek niteliğindedir. özel emek
ancak belli bir kullanım değeri yaratan somut emekte:ı
soyutlanarak, toplumsal emek bütününün bir parçası ola­
rak soyut emek biçiminde ifade edildiği zaman toplums(JI
doğasını ortaya koyabil! r. Somut özel emek ürünü gerçek­
leştiği, yôni paraya dönüştüğü için soyut toplumsa1 eme­
ğe indirgenir. Bu nedenle kullanım değeri soyut emeğin.
bir ürünü, yani bir değer olarak ortaya çıkar.
Ricardo kapitalist üretim tarzını tüm üretimin doğıJI
biçimi olarak gördüğünden, kapitalizmde toplumsal eme­
ğin bu özel niteliğinin farkına varamamıştır. Yine bu na·
denle salt kapitalist toplumda emeğin taşıdığı özel nita­
liği de görememiştir.
«Ricardo emeği, kullanım değerinde mi, yoksa müba­
dele değerinde mi yansıdığı acısından farklılaştıramamak- ·

tadır.» 16 Ricardo'nun paranın doğasına ilişkin doğru bir


açıklama getiremeyişi de buradan kaynaklanmaktadw.
Ricardo'nun kendi kuramında soyut ve somut emeği bir­
birine karıştırması bayağı iktisatçıların kullanım değeri
ile değeri özdeşleştirmelerine yolaçmıştır. «Böylece, Ri­
cardo'nun bayağılaştırılması kullanım değeri ile mübade·
le değerinin özdeşleştirilmesi ile son bulur... »17 diye yaz­
mıştı Man<.
Sonuç olarak,· emeğin iki yönlü karakterine ilişkin te­
ori burjuva ekonomi politiğinden çıkarılamaz. Çünkü bu,

22
burjuva bakı� açısının aşıl masını ve k•plta l ist üretim ta(­
zının özg ü l ta rihsel doğasını kavramayı gerekti rir.
Emek-değer teorisinde bu, burjuva i ktisatç ı l a rının
kullanım değeri ü reten emekle, ( mübadele) değer yaratan
emek a rasında yerinde b i r ayırım getire meyi şlerinde ken­
d i n i göstri r. «Emeğin bu türünün (mübadele değeri yara ­
tan emek-c-l d iğer tü rünün (kulla n ı m değeri yaratan
emek•c-l soyut biçimde ifade edil mesinden başka bir şe'{
olmad ı ğ ı doğrudu r.»18 Bu soyutlama klôsik i ktisatcılardo
tamamlanmamış o l a ra k kalmış ve emek ile ürünü a rası­
n a ta m b i r ayırım getirememelerine. ürünün soyut emeğin
sonucu olan meta biçimini aynı üründe, somut emeğin
sonucu olara k (va rolan) kullanım değerinden ayıra mama­
larına yolacmı ştır.

Bu rjuva ekonomi pol itiğinin tan ı n m ı ş yaza rla rı emek­


değer teorisine dayanara k emeğ in sermayE1 ta rafından sö­
mürü l üşünü açıklamaya ç a l ı şmışlard ı r. Art ı k değer teori­
sinin gel iştirilmesine temel katk ıları , a rtı k-değeri a rtıl<­
emeğe a tfetmeleriyle olm uştu r. Marn buna i l işkin olara k
şöyle yazm ıştı: «Değeri emeğe ind i rgemenin önem l i oluşu
kadar. ken d i n i artık üründe ortaya koya n a rtık değeri
a rt ık emek olara k göstermek de aynı ölçüde öneml iydi.
Bu, Adam Smith ta rafından cok önceleri dile geti rilmişti
ve Rica rdo'nun savının en öneml i ögelerinden birini oluş­
tu rmaktayd ı . Anca k Rica rdo bunu mutlak biçimi ile h içbir
yerde acıkça ifade etmem iş ve yazma mıştır. » 19

Artık değeri a rtık emek olara k görmek, onun kayna­


ğ ı n ı n işçi sın ıfının söm ürülüşü ve özel olara k proleterlerin
öden memiş emeğ ine kapitalist ta ra fından el konması ol­
dL ğu n u a ç ığa ç ıkarmak demekti . R ica rdo. buna i l i şki'l
olara k şöyle yazar: « . . . işçinin payı her zaman ü rettiğin3
orantılı olsaydı , (o za man) b i r meta için harcanan e mek
m i ktarı ile o meta n ı n satın a la bi leceğ i emek m i ktarı eş:t

2l
olurdu . .. oysa eşit değildir »20 ��roda (bu rjuva ekonomi
.. .

politiğinin d i l inde) emeğin yarattığı yeni değerin işçir.irı


·
elde ettiğ i değer parçasından daha büyük olduğu ifade
edi - l mektedi r. Böylelikle de işçinin ödenmemiş emeğ in,�
a rt ı k değerin kaynağı olduğu· göste rilmektedi r.
Ancak Ricardo bu noktadan i l e riye geçemez. Ei11ek
değer teo ri sini mantıksal sonucuna götürebi l mek, cııu
a rtı k değere kada r g enişletebil mek, değerden artı k. değo­
ri türetebi l me k ve değer yasası temel inde kapita l ist sö­
mü rüyü ve ödenmemiş emeğe el konması olayını açık la­
ma ktır. işte, burjuva ekonom i politiği b u soru nu çözebil­
me gücünden yoksund u .

Burj uva i ktisatçıları emek değer k u ra m ı temelinde


a rtık değeri açı klama sorunu n u emeğin sermaye i l e mü­
badelesi sorunu veya daha büyük mi ktarda canl ı e meğin
daha küçük m i ktarda maddeleşm iş emek i l e mübadelesi
sorunu olarak sundu lar.

B u sunuşun a ltında bir sürü neden yatmaktadır. Ka­


pita l izmde emek i l e sermaye a rasındaki (can l ı ve madde­
leşmiş emek arası ndaki) m ü badel e ü reti min temel i l i şki­
si, 'faa l iyetlerin mübadelesinin' ana biçimidir. « Maddel eş­
miş emek i l e ca n l ı emek üzerinde kapital ist üreti m i n te­
mel lend iği i k i karşıt etmend i r.»21 Üretici n i n kendi emeği­
nin ürününe sa hip olduğu basit meta m ü badelesi koşul­
ları a ltında m ü badele edilen ca n l ı emek mikta rı maddele.?­
miş emek m i ktarına eşittir. Burada, emek ürününün satı l­
ması anla m ına gelecek olan emeğ in satı l masından söz
edileb i l ir. Kapita lizmde ise. işçi iş koşu l l a rından kopanl ­
mıştır ve bu nedenle ne emek, ne de onun ürün ü işçinirı
mül kiyetinde değ i l d i r, (ta m tersine üretim sürecinde iş
koş u l l arı işçiyi kullanmaktadır.)
Meta pazarında kapita l ist emekte değ i l , çal ışma yr;­
teneğinden yani işgücünden başka satacak hiçbir şevi

24
olmayan işçi ile karşı karşıyadır. Emekle sermaye arasın­
daki mübadele böylelikle işgücünün satılmas ı i l e gerçek­
leşi r. «Ayn ı şekilde, doğrudan doğ ruya emekten serm::ı­
yeye, yani çeşitli insan ırkla rından doğrudan doğ ruya
bankere, doğadan buhar ma kinesine a tlama k olanaksız­
dır.>22

Emekle sermaye a rasında k i mübadelenin bu zoru.111J


ara ögesi burjuva ekonomi politiği tarafından saptanm'l­
mıştı. B u rjuva ekonomi pol itiği b u n u yapa bi lecek d u rum­
da değ i l di. Çünkü iş-g ücünün satılması gerçeğ i doğruda'.1
doğruya kapi ta l ist ü re tim i l işkilerinin özg ü l rıitel i k l eri riiı
b i r son u c u d u r. İ şgücünün sa tılması iş koşullarının sah ibi
olan kapital istin, meta pazarında hem işg ücünü özgü rce
arzeden ve hem de ü retim a raçlarında n 'özg ü rl eşmiş'
olan 'özg ür' i şçi i l e ka rşı k<;J rşıya gel mesi i l e gerçek!"·
şebi lir. Kapitalist ü retim tarz ına geçiş, işgücünün metay:J
dönüşmes i olg usu i le belirlen i r.

Burjuva sın ırlı l ı kla rının b i r sonucu ola rak, n e Ricar­


do, ne d e öteki burjuva ik tisa tçıları kapita list ü retim tar­
zının bu özel yön ü n ü kavraya madılar. Kavraya madıl a r
çürıkü kap i talizmi her üret i m i n doğal b i ç i m i olara k gör­
mekteyd i l er. İçlerinde A. Smith b u rjuva top l u m u n u n tarih­
sei doğasın ı n özgüllCığünün çok daha fazla farkınday;jı
ve eşdeğerlerin m ü badele ed i l d i ğ i basit meta ekonomi­
sinin aksine kapita l izmin eşitsiz mübadele üzerine kurulJ
olduğunu a n l a m ı ştı. Anca k bu anlayış aynı zamanda,
Sm ith'i kapita lizmde değer yasas ın ın geçerl i l i ğ i n i yads ımı
ya n l ışına götürd ü .

E mekten satıla n b i r meta o l a n işgücüne geçememe�


de. bu rjı,ıva ekonomi politiğin i n , kendi özel n i tel i ğ i d u ru ­
munda k i ka ba a m a gayretl i ampırızmın:n b i r son ucu id i .
Gerçekten i l k bakışta meta gibi görünen i şgücü değ".

25
emekti r ve ücret emeğ i n fiyatı n ı yansı tma ktad ı r: Burju·
va ekonomi pol itiğ inin ampirizm i a rtık değer ile kôr kav­
ra m l a rı n ı n ka rı ştı rılmasında, yôn i a rtık değeri kapita l ist
ü retim ta rzının bir genel kategorisi olara k a n lamasına
ka rş ı l ı k (bu n okta a rtık değeri -kö r biçiminde de olsa­
işçi n i n ö � enmemiş a rtık emeğine a tfeden klôsikler tara­
fından işlenm işti ) . onu, ya n i a rtı k-değeri, kôr, ran t ve fa·
iz kategori lerinin dışında kata n özel bir kategori olarak
i n celemesinde kendini gösterir. Salt bu bile, burj uva i kti·
satçılarının a rtık değerin kaynağını açıklamala rın: ola nak­
sız k ı l maya yeterl iydi.

Gerçekten a rtı k değerin k ô r (ortalama kôr) ile eşıt­


len mesı b u rj uva i ktisatçılarını a rt ı k değer yasası i l e klı·
rın yatırılan sermaye m i kta rına orantılı olduğu yol undaid
' '

yasanın özdeşl eşti ril mesi ya n l ışına sürü kled i . Başka b i r


deyi şle değer ile ü retim fiyatını ayn ı şeylerm i ş gibi ka bul
etmelerine yolaçtı. Bu özdeşl i kte, a rtık değer işçi nin ödeıı·
memiş emeğ i n i n sonucu olara k değ i l de, ü retim fiyatınJ
bir ek ol�ra k se rmayeden tü rüyormuş g i b i görünmektedir.
Bu ise, i stisnasız tüm burjuva i kti satçıları nda va roları
«ekonomik i l işki lerin biçi mlerindeki fa rkl ı l ı kların kavra:ın­
b i l mesindeki teorik an layış yete rsizliğ imi ve «ampi rik ve­
rileri» beceriksiz «ele alış ve i l g i le n i şlerini» ya nsıtı r.23
Ayrıca işgücCın ün bir meta olarak cözüm!enmesi,
metanın iki etmen in:n -!<u l l a n ı m değeri ve (m übadele) de­
ğeri- ve meta ü reten emeğin i k i l i n i tel iğin in doğru olarak
kavra n ma s ı n ı gerektirir.
' B i r meta olara k işgücü' kategorisi kullanım değeri
i l e mübadele değeri a rasına ta m b i r ayırım getiri l mesini
öngörü r. Kapital ist yaptığı her işgücü satın a l ı m ıyla bu

• Kapital'in 1. Cildin i n 18. bölümünde Marx «meta olarak emek•,


«emeğin değeri » . vb. gibi çarpık kavramları yaratan koşulları ;n
celer.

26
meta n ı n k u l l a n ım d eğerini satın a l ı r. a ncak ka rş ı l ığ ınd'J
meta n ı n değerini öder. l şgücü n ü n kull a n ı m değeriyle mü­
badele değeri arasın daki ayırı mın ortaya kona b i l m esi b'..J
özg ü l meta nın ku l l a n ı m değeri n i n kendi « mübadele değrı­
ri ile h iç b i r i l i şk isi b u l u n madığının, ken d i s i n i n ise m ü b.J­
dele değeri ya ra tan enerj i old u ğ u n u n » a çıkça a n laşılma­
sını gerektiri r.24 Bu enerji n i n tüketil mesiyle yaratılan yerıi
değer işg ü c ü n ü n b i r meta olarak sahip old u ğ u değerdeıı
daha büyüktür. Ve işgücünün b i r meta ola ra k .ku llanılma­
sıyla yara tılan değer ile işgücünü n kend i s i n i n d eğeri a ra ­
sındaki b u fark a rtık değeri tems i l eder. B i r meta olaral<
işgücünün değeri i l e on u n ku lla nım değeri n i n farklılıö.­
nı göstermekle M a rx. a rtık-değeri (emek) değer yasa s�­
na uygun b i r b i ç i m d e açıkla mış oldu.

Metala rı ü reten emeğin ikili karakter i n i n ortaya çık:J­


rılması Marx ' a , ayn ı zamanda, emek-sü reci (somut emek­
Vygodski) ile a rt ı k -değerin (Soyu t emeğin kapita list k<'­
şullm a l tında h a rcanma sır.ın sonu c u olan) yaratılma sı.i­
recini cçıklaına olana � ı n ı sağ1a d ı . Bunu n yan ısıra burıu­
va ekonomi politi ğ i için son derece yıkıcı olan b i r ger­
çeğin, yCin i toplam topl u m sa l ürün değeri n i n sadece tıc�­
canrın cani! emeği (V+SJ değ i l , aynı zama nda ha rcarıan
madde!eşrniş emeğ i ( C) de içerd i ğ i n i ortaya koymasını
sağladı. Morx « sonu cun bu i k i yön l ü nite l i ğ irıin a n ca'<
onun (işçinin) emeğ i n i n i k i yön l ü karakteri i l e açıklan abi­
leceğ i n i » gösterdi .25 Ayrı emek som u t ·emek n i teliğ i �!3
tüketilen üreti m a raçl a rının değeri n i ürüne aktarırke n , sn­
yu t emek n iteliği i l e de yeni değer yaratır.

Soy u t ve somut, emek arası ndaki bu ayırımın son uc_ı


olarak a rtık değer ü retimindeki sermayen i n değişken ve
değ işken ol mayan bölümlerin i n işlevleri n i n temelde f.a rklı
old u ğ u n u ortaya ç ıkarma olanağı doğuyord u . Marx buın
i l işkin olarak şöyle yazar: «Bu n ed enle incelememizin bi

27
zi hatasız sonuçlara götürebilmesi için, ürünün değeriniıı
sadece değişken olmayan sermayeyi içeren bölümünü,
bütünüyle soyutlamamız (dışarıda bırakmamız) gere­
kir.ıl6
Dolayısıyla burjuva ekonomi politiğinin klôsik yazar­
lannın geliştirdiği emek değer teorisinin temel yetersiz­
likleri, en !:>aştan artık değer teorisinin betti başlı sorun­
larını çözebilecek. durumda olmadiklarını gösteriyordu.
Burjuva iktisatçıları artık değerin, doğal olarak erı
baştan beri varolduğu kanısını taşıdıklarından herhangi
bir şekilde mutlak ve göreli artık değerin ayrılmasını ve
artık değerin ortaya çıkış ve gelişiminin çözümlenmesini
olanaksız kıhyorlardı. Ricardo, doğrudan doğruya 'etn8-
.
ğin değerini' aşan belli bir meta değerinden yola çıkıyor­
du .Aradaki fark (ona göre) artık değeri oluşturmaktay­
dı. Ricardo salt bu farkın büyüklüğü ile 'ilgilenmekteydL
Artık değerin kökenini ortaya koymadan ve mutlôk artıl<
değeri çözümlemeden. doğrudan doğruya artık değerirı
büyüklüğündeki değişmeyi ele aldı ve sadece göreli ar­
tık değeri inceledi. Ona göre üretici güç1erin gelişmesi
sadece göreli artık değerin yükselmesini simgelemek­
teydi.

Oysa, mutlak artık değerin incelenebilmesi için üre­


timin sonucundan veya artık değerin önsel (a priori) ola­
rak yerini tutan belli bir meta değerinden değil de, emel<
süreci ile artık değer yaratma sürecinin birliği olan kJ
pitalist üretim sürecinden yola çıkmak gerekirdi.
işçi, lşgününün bir bölümünde kendi işgücünün de­
ğerini (gerekli iş zamanı) yeniden üretirken geri l<al .ı ı
zamanda artık değer üretir. Bu acıdan üretici gücJer.n
gelişimi başta artık değerin varlığı için bir koşul ve ar.­
cak ondan sonra artık değerin artışında bir etmen olarak
kar,ımıza çıkar.

28
Buraya dek burj uva ekonomi politiğ inin temel özeı:;�­
lerini betimledik ve bunları Marx'ın- değer ve artık değer
teori lerinin ana savları ile karşı laştırd ı k. Şimdi d i kkai:le­
rimizi Felsefenin Sefaleti ve Ücretli-Emek ve Sermaye
üzerine yoğ unl aştırıp, bu eserle rd e bu savl arın hangı ltır'­
nin bulunabi leceğ ini saptayalım.

Felsefenin Sefaleti'nin dikkatli bir i ncelenmesi, Maı-;;'


ın daha o zaman ( 1848) burjuva e konomi politiği ndeki
a rtık değer teorisinin durumunu bütünüyle saptadığ,nı
gösterece kti r: « Ricardo'nun değer teorisi mevcut e ko.ıc­
mik yaşa m ı n bil i msel yoru mudur. . . »27 Genel olara k, bura ­
da, Marx , görüşleri n i h a l ö Rica rdo'nun değer te0iis1ne
ciayandırma ktayd ı ve Felsefenin Sefaleti'nde Proudhon ve
izleyicilerine bu açıdan amansızca karşı ç ı ktı.

Felsefenin Sefaleti'nde Marx, Ricardo'nun değer te­


orisinin özeti ni içeren Principles ( İ l kel er) a d l ı eserinden
birçok a l ı ntı yapa r ve bunu ya parken h iç bir eleştirisel
yoru m eklemez. Marx'ın burada verdiği tüm temel değer
ta nımla rı . Rica rdo ta rafından veri l m iş olanlara uygu � dl.i­
şer. Şöyle ki, bu eserinde « . . . değeri bel i rleyen» dP,r
Ma rx. « bi rşeyi ü retmek için harcanan za man değ i l , onun
ü retilebi leceği asgari za mandır. » 28 Değer burada g e rnıdi
emeğ in ürünü olarak nitelenmektedir. Değerin bu ta n ı m ı ­
nı. Marx'ın Rica rdo'dan yaptığı şu a l ıntıda b u l m a k mürr­
kündür: « Emeği meta ların değerinin teme l i ve meta lı:ırı'l
üretimi için gerekl i emek mi ktarı o ranlarını da mübade�e­
de karş ı l ı k l ı olara k veri lecek mal mikta rlarını belirleye:ı
kura l olara k ka bul etmekle . . »29• Felsefenin Sefaleti'11d3
.

Marx, aynı zamanda , teknik ilerlemenin sonucu oları..:ı�


değerin d ü şü şünden söz ederken bile «Bu noktaya daha
önce Rica rqo tarafından işaret edildiğini» vurgular.'0
Felsefenin Sefaleti Marx'ın emek değer teorisini Ri­
cordo'n unk inden ayıra n temel değer ta n ımından --değerin.

29
toplumsal niteliği mübadele sürecinde satılmasından k.:ıy­
naklanon, toplumsal olarak gerekli emek harcanımı !le
tanımlanması- yoksundur. Başka bir deyişle, soyut emei<
kavromını değerin yaratıcısı olarak henüz Felsefenin Se­
falet i 'nde bulamayız.
Ricardo'nun değer teorisine bağlı olduğu süre içinde
Marx, aynı zamanda onun para teorisini de benimsemiş­
tir. Felsefenin Sefaleti 'nde Marx'ın düşüncesi hala pcn;­
yı salt bir dolaşım aracı olarak kabul eden miktar teor;­
sine dayanmaktadır. Engels'e yazdığı 25 . Şubat 1 859 t·:ı­
rihli mektupta bu noktaya kendisi' değinmiştir13. Felsefenin
Sefaleti 'nde de şöyle yazmaktadır: «para olarak altın v<J
gümüşün değeri üretim fiyatları tarafından belirlenmeyeı:ı
tek. metadırlar; o denli ki dolaşımda kağıt tarafından ii-.c­
me edilebilirler.»32 Daha sonralOrı Kotkı'da Marx miktm
teorisinin ayrıntılı bir eleştirisini yapacaktır.
Bütün bunlara karşın belirtilmelidir ki Felsefenin Se::­
faleti'nde Marx, emek ürünlerinin bireysel mübadelesine
dayanan bir üretim· tarzında paranın gerekliliği sorununu
ortaya atmıştır. Aynı zamanda, Marx Proudhon'u ilgileı"'­
diren sorunun -paranın işlevini niçin altın ve gümüşün
gördüğünü sorunununun- «Üretim ilişkileri zinciri ile değil
de, birer madde olarak altın ve gümüşün içerdiği özgül ni­
teliklerce açıklanan ikincil bir sorun» olduğunu vurgLı­
lamıştır.33
Felsefenin Sefaleti'nde Marx bir meta ekonomisinde
paranın gerekliliği sorusunu kesin biçimiyle ortaya atmış,
ancak henüz bir cevap bulamamıştı. Bunu yapabilmesi
için önce değer teorisini ortaya çıkarması gerekiyordu.
O sadece paranın zorunlu olarak burjuva toplumundaki
üretim ilişkileri -genel- sisteminden geldiğini ve para­
nın kapitalist üretim tarzına uygun düştüğünü belirtmişti.
Ricardo gibi Marx da, modern toplumun bütününün
bir meta olarak emek, yani ücretli emek üstüne kuruldu-

30
ğu gerçeğ i n i başla n g ı ç noktası olarak a l mış,tır. Bu nokta ­
da, emeğ i n b i r değeri olamayacağını öne sü ren Proud hon
ile tartıştı. Proudhon 'un savı, emek ile işgücü nü b i r birın­
den ayırma zoru n l u l uğunu tümüyle karşısına a l d ı ğ ı için
ütopi kti. Proudhon ücretli e.mek olgusuna karşı çı kıyor ve
kapita l is t gerçekliğin bu temel olgusunun a n la msız oldu­
ğunu öne s ü rüyordu . Böylece, modern topl u m düzeninin
( kapita l ist toplum) özg ü l n itel i ğ i üzerine çok öne m l i bir
po lemik - başl ıyord u .34
Marx Felsefenin Sefaleti'nde Prou dhon 'un gerici ve
ütop i k tutumunu eleştiri rken , Ricardo g i b i , emek ile ser­
maye arasında ki mübadelede değer yasasının ta şıd ığı çe­
l i şkin i n fa rk ına va rmada n , ücretl i emeğ i bir gerçek olara k
kabul etmiştir. Bu nedenle D . I . Rosenberg 'in aşağ ıdaki
yoru muna katılmak olana ksızd ı r : « Felsefenin SefGleti'nde
artık d€:ğer teorisi henüz form üle edilmemişse de, 'bir
meta olarak emek' kavra m ı ile bu teori n i n temeli atılmış­
tı . M a rx'ın burada halô, 'emeğ i n değeri'nden söz ettiği
doğ rudur. ancak b u özgü l meta n ı n özel n itel iğ i n i yani !<en­
d i içerd i ğ i değerden daha fazl asını ü rettiğ i n i keşfetmiş
bulunuyord u . Da hası Marx ka pita l isti n değer yasa sına uy­
gun olara k bu artığa kôr biçiminde el koyd uğunu göster­
mişti.ıı 35
Bütün bu söylenenlerin ışığı a l tında , F e l s efen in Se­
faleti'nde yen i b i r kavram olan ' meta olara k emek'in var­
l ı ğ ı kuşku götü rmez. 'M eta olara k emek'in kendi içerdiği
değerden daha fazlasını ü retmesi meselesine geli nce,
Smith ve Rica rdo da bunun fa rkındayd ı la r. Marx kendisi,
Smith'in «artık değerin gerçek köken i n i kavrad ığını> ya­
zar.36
Ancak ne Sm ith , ne de Rica rdo q rtık değe rin 'meta
olara k emek' tara fından üreti ldiğini ve bu a rtık-değere
kapita l ist tarafından, değer yasasına uygun olara k kôr
biçiminde el konduğunu gösteremediler. Gerçekten ilk

31
ba kışta , a rtık değer değer yasası i l e çel işiyor gibi goru n ­
s e de, a s l ı n da eşit değerl erin m ü badelesi yasasına uy­
g u ndur. An ca k ücretli-Emek ve Sermaye'de «değer ya ­
sası te melinde ücretl i emek i l e sermaye a rasındaki m ü ­
badE.le» sorununu çözmek i Ç i n uğraşmı şsa d a , M a rx
gere k Felsefenin S cfalet i' nde gerekse Ücretli-Emek ve
,

Sermaye'de bu no ktaya i l işkin gerekli kanıtı geti rememiş­


t i r.
Ücretl i- Emek ve Sermaye'de M a rx d i k ka tini « b i r me­
ta olara k emek» ve ücretli emek ile sermaye arasındaki
i l :şkiie r üzerinde yo� u n laştırmıştır. Burada, sermayeyi
b i r topl u msal i l işki olarak değ i l de, b i ri kmiş emek ola rak,
bel l i b i r m i ktarda hammadde, iş aletleri, ve geçim a racı
olarak ele alan burj uva ekonomi politiğ i n i el eştirir. Ser­
mayenin burj uva topl umunun b i r ü retim i l işkisi olduğunu
v u rg u l a r. Bel l i miktarda meta ancak doğruda n , ca n l ı
emekle m ü badele edil d iğind e sermaye olabilir. B u müba­
dele a ra c ı l ! ğ ıyla toplumun sadece bir bölümüne ait olan
bir g üç olarak bu m i ktar ke n d i n i çoğaltır.
«Ca l ı şma yeten eğinden başka hiç b i r şeyi olmayan
b i r s ı n ı f ı n varl ığı, sermayen i n zoru n l u b i r ön koşu ludur.»37
Sermaye i l e ücretl i emek a rasında k i m ü badele son ucu
kapita l i st « i şçinin . . . b i rikmiş emeğe önceden içerd i ğ i n ­
d e n d a h a fazla değer kattığ ı . . . ya ratıcı gücü » , emeği e l ­
de eder. '�
Burada, henüz burjuva ekonomi pol i tiğinin . term ino­
l o j i s i n i kull anan Marx'ın, meta olara k işgücünün en önem­
l i özel l iğ i n i n , işçi n i n kendi işgücünün değerinden daha
fazlasını ü retme yeteneğ i n i ka psayan kullanım değeri ol­
duğunu kabul ettiği ya rgıs ına va rabil i riz. Bu noktada
Marx ücretl i emek ile sermaye a rasındaki sorunu çöz­
meye çok ya klaşmıştır. Anca k gerçek çözüm halô orta­
da yoktu r ve qene D . I . Rosen berg 'in «artık değer teorisi­
n i n temel l eri Ücretli - Emek ve Sermaye'de buluna b i l i r»

32
yargısına ve aşağ ıdaki sözlerine katı l m a k olanaksızdır:
«Sermayen in · kôrın ı n (artı k değer) değer yasası ihlôl edi­
lerek değ il, tam a ksine ona uyg un olara k elde edildiği
gösteri l m iştir. » 39 Gerçekte Marx halô bu sorun u çözmek
zorundaydı ve bunu başarmak için herşeyden önce değer
teorisini gel iştirme l i ; işg ücü dahil olmak üzere metaların
ve meta üreten emeğin iki yön l ü n itel iklerini ortaya ' koy­
mal ıydı.
1 840'1a r. Marx'ın i ktisat teorisinin gelişiminde öneml i
b i r aşamayı simg eler. Burjuva topl umunun yasa larının
bel i rl en mesi konusunda klasik burjuva iktisatçılarının var­
dıkları son uçların değerlendiril mesine i l işkin olara k Marx
şöyle yaza r: « Kfo sik ekonomi pol itik n esneler a rasındaki
gerçek il işkiye n eredeyse dokunmakla birli kte, onu bil ine­
l i olara k formüle edemez. Burj uva kalıbın i çinde kaldığı
sürece bunu başarma olanağı da yoktu r.»40 « Nesneler
arasınadki gerçek i l i şkinin bilinç l i Glara k formüle edil me­
si« Marx'a kalm ıştı . Bu nedenle Marx ve Engels'in her­
şeyden önce diyalektik ve maddeci tarih kavra m ı n ı geliş­
tirmeleri gerekiyord u .

1 840'1ardaki eserleri nde Marx. tutarlı b i r iktisat teori­


si oluşturmadan önce gel iştiri lmesi gereken değer ve ar­
tık değer teorilerinin gerekli koşulları n ı ve tekil ögelerin i
ortaya koyd u . Anca k , emek ile sermaye arasındaki m üba­
dele kon usunda, ekonom i politiğin devri mci d önüşü münü
simgeleyen. burj uva ya klaşı mdan Marksist yaklaşıma ge­
çiş bu yıllarda yapılamadı. 1840'1arı n son undaki çal ışma­
l arında Marx bu noktaya o den li yaklaşm ıştı ki, Engels
Felsefenin Sefa!eti ve Ücretli-Emek ve Serm�ye'nin bunu
gösteidiğini kabul eder.
«Öte yandan. M a rx 'ın daha o za ma n . . . ' kapitalistin
artık değerinin' sadece nereden geldiğini değ i l . nasıl or­
taya çıktığ ı n ı da gayet iyi bil mekte olduğunu, Felsefenin

Kapıla! f/3 33
Sefaleti 1 847, ve ücretli emek ve sermaye üstüne söylev­
leri kanıtl a r. »41 Buna ka rşın, Marx'ın b u aşa mayı ya pma­
sı, ekonomi pol i tiği devri mcileştirmesi için daha en yıla
i htiyacı vardı ( 1 847-57) . Sonradan Marx, ke'ndisi Felsefe­
nin Sefa leti nin ıı20 y ı l l ı k b i r çal ı şma sonucu Kapital'de
'

geliştirilen kura m la rın toh u m l a r ı n ı ta şıd ığını» söy leyecek­


tir.42
Böl ü m ü n başı nda ortaya a ttığ ı m ı z soruya -M a rx ' ı n
1 849 Ağ u stos'unda Londra 'ya geldiğ inde, b irli kte get i r m i ş
olduğu teorik b i r i k i m neydi? soru suna- ciddi b i r ceva p
getirm eye çalıştık. B u cevap, aynı zamanda neden kon u ­
n u n i ncelenmesinin s ıfırdan (yeni baştan ) başlaması ge­
rekt i ğ i n i gösterecektir. Katkı'n ın Ö nsöz'ünde M a rx şöyle
der: «British Museum'da ekonomi pol i tiğin ta rih ine i l iş­
k i n olara k toplanmış olan muazza m m i ktarda ki materya l ,
Londra'nın burjuva topl umunu gözlemlemek a ç ı sından
ta şıdığı üstü n l ü k ve son olara k Ka l i forn iya ve Avustu ra l ­
ya'da altının keşfi i l e b u top l u m u n g i rmiş olduğu yen i ge­
l işme aşaması, beni yen iden en baştan başlamaya ve ye­
n i materyal ü stünde d ikkatle çalışmaya yöneltti . » 43 Bi.J
sözleri biraz açmak gerek.
Ekonomi pol itiğin ta rihinin i ncelen mesi M a rx ' ı n ekc­
nomik çal ışmala rının büyük b i r böl ümünü ol uştu rmuş ve
kapita l ist gerçekliğin bel irlenmesinde önem l i b i r a ra ç ol­
muştur. Buna i l işkin olara k Engels şöy le yazar: «Tarih
sürecinde, (tarih) yazın ında olduğu g i b i , evri m genel ola­
ra k en basitten en karmaşı k i l işkilere doğru i lerlediği için
ekonomi pol itiğin tarihsel gelişimi de eleştirinin bir çıkış
noktası olara k alabileceği doğal bir ipucunu ol uştu ­
ru r.»44
1 844 ile 1 845 a rasında Marx, Paris'te burj uva ekono­
m i pol itiği üze rine çal ıştı ve üstüne eleşti risel notl a r düş­
tüğü sekiz burj uva iktisatçısının eserleri nden pa rça l a r a l ­
d ı .45 1 845 i l e 1 847 a rasında da çalışmala rını Brüksel ve

34
Mançester'de sürdürdü ve çal ışma kayna k l a r ı n ı ön e m l i
ölçüde genişletti .46
1 849'da Lond ra 'ya gelen M a rx , burada British Muse­
um k ü tüphanesinde çalışma ve genel olara k ekonomi
p ol i t i k , özel olarak da İngi l iz ekonomi pol itiğ i n i n ta ri h i
üzerinde d iize n l i b i r a raştırma yapmak olanağını buldu.
Klösik İ n g i l i z ekonomi pol itiği (William Petty, Ada m Smith,
David Ricardo) burj uva siyasal d üşünces i n i n doruğuna
ulaşmıştı ve bu neden le de M a rksiz m i n kayna klarından
birini oluşturd u . Bu açıdan bakıldığı nda, M a rx ' ı n Lon d ­
ra 'ya vard ı kta n k ısa b i r süre son ra ekonom i pol itiğin ta ­
r i h i üzeri nde derin b i r araştı rmaya g i rmesi şaşırtıcı o l m J ­
sa gerek.
Lond ra ' n ı n . o s ı ralarda, kapitalist dünya n ı n ra k i psiz
merkezi oluşu, M a rx ' ı n iktisat teoris i n i n gel i ş i m inde ayrı
bir önem ta ş ı r. Ka p i ta l izmin kaderi İngiltere 'cie ç i z i l mek­
teydi. « B u nede n l e , buna l ı m l a r devrimleri önce k ı ta da (i<.'.­
ta Avrupası) üretse ler de, herşeye karşı n , bunların teme­
li İ n g i l te re'de atıl m ı ştır . . . » d iye yazıyordu M a rx , 1 850'd8.
«Öte yandan, k ıta devrimlerinin İ n g i ltere üzeri ndeki etki­
leri n i n derecesi aynı zamanda burjuva yaşam koşulları n ı
ne denli hedef a l d ı ğ ı veya s iyasa l formasyonlarına ne öl­
çüde isabet ett i ğ i n i gösteren termometred i r.»47
E konom i k sorunların incelenmesini sürd ü rmek ve
gen işletmek gereğ i , M a rx ve Engels'in i şç i sınıfının dev­
rimci teoris i n i ve b i l i msel sosya l izmin temel i n i kurmak
için verd i k l e ri uğraşta do öngörü l mekteyd i . 1 848/49 Dev­
ri m i n i n başarısızl ı ğ ı o s ı ralarda işçi sınıfının goruşunu
temsi l eden « N eue Rhein ische Zeitung» un kapatılmasına
yolaçtı. Kızıl renkte basılan son sayı 19 Mayıs 1 849'da
yayımlan mıştı. Yazarla r, kend i lerine i l i ş k i n olarak, Kö! n
işçi lerine h itaben şöyle d iyorlard ı : «Son sözleri ( m iz) .
her zaman ve her yerde ' işçi sınıfın ı n kurtuluşu' olaca k ­
tır.»48

35
Lon dra 'ya gel işinden sonra M a rx'ın i l k çabaları «N'3-
ue Rheinische Zeitung » u n d eva m ı olara k yen i b i r yayın
k u rmaya yön eldi. Ya yının adı « N eue Rhein ische Zeitu n g ,
Pol i tisch -ökonomische Revı:ıe» o l d u . Yazı l a r Lond ra 'da
hazırlan ıyor ve basım Hamburg 'da yapıl ıyord u . 1 950 M a rt'ı
ile Ka sım'ı a rasında yayı mlanan i l k a l tı sayıda M a rx
« B i l d i r i » başl ı ğ ı a l tında ortaya koyd uğu görevi - « . . . ya ­
şadığımız devrim dönemini, buna katı lan parti lerin n i te­
l i k lerini ve bu pa rti lerin n i te l i klerini ve onla rı n va rl ı k ve
mücadeleleri n i bel i rleyen toplumsal i l işki leri açıklama k » ­
yeri ne · getird i . M a rx b i r gazeteye oranla derg i n i n özel
e
ü st ü n l ü ğ ü n ü n « tü m siyasal har ket i n teme l i n i ol uştura n
ekonomik i l işkile rin ayrı n t ı l ı v e b i l i msel i n celenmes i » n e
olana k sağlaması olduğu ya rg ısındayd ı .49
Bu çok öneml i �çı kla ma b ize, Marx'ın Londra 'ya geç­
ti kten hemen sonra i ktisat teori sini gel işti rme görevi n i
yüklend i ğ i n i gösterir. Anca k b u yoğun çal ışma. k ı s :ı b i r
s ü re sonra , 1 850'de başlayacaktı. Katk ı ' n ı n önsöz'ü n d 3
M a rx şöyle yaza r: « 1 848 v e 1 849 ' 1 a rda <! N eue Rhe in ische
Zeitu ng» un yayımlanması ve onu izleyen olayl a r. yen iden
ancak 1 850'de Lon d ra 'da başlaya b i l d iğ i m çal ışma l a rı m ı
sek teye u ğ ra ttı.»(:()
« Pol itisch-ökonomische Rev ue» d e M a rx gelişti rm i ş
ol duğu maddeci ta rih görüş ü n ü n somut ta rihsel olayların
çözümlenmesine nasıl uygulanacağına i l i şk i n mü kemmel
ö rnekler verd i . Derg i n i n ilk sa yısında, En gels'in M a rx 'ta
« b irkaç y ı l ı ka psayan. tüm Avrupa için tipik olduğu kadar
eleştirisel olan b i r gel işme s ü rec i n i n a l tında yatan nede n ­
se l l i k bağ l a m larını ortaya koyma» g i rişim i n i n «ya n i siya­
sa l olayları kendi görüşüne uygun d ü şen bir biçimde. en
son kertede. ekonomik olan çıkış nedenlerine kada r :r­
delemesi » n in ilk ö rneği olarak n i teled i ğ i , önde gelen ese r ­
l erinden b i r i o l a n Fransa'da Sınıf Müca deleleri, 1 848-50'
n i n i l k böl ü m ü yayımlandı.51

36
Bu çalışmada ve aynı zamanda Engels'le birlikte ka ­
:eme aldığı uluslararası nitelikteki Revue'nun üç sayısın­
da Marx 1 848/49 Devrimlerinin başarısızlığını açıklama
görevini üslendi. Küçük burjuva demokratlar «devrimin.
kişi olarak önderlerin ihtiraslı kıskançlıkları ve halkın çP.­
şitll eğiticilerinin uzlaşmaz görüşleri yüzünden başarı­
sızlığa uğradığını» ileri sürüyorlardı.52 Marx ve Engels
bu görüşü «aşırı bayağı» olarak nitelendiriyorlar ve dev­
rim . hareketini nasıl değerlendirdiklerini ortaya koyuyo.-­
lardı. Daha önce geliştirdikleri maddeci tarih görüşüne
uygun olarak Marx ve Engels, devrimin burjuva üreti.11
güçleri ilo üretim ilişkileri arasındaki çelişkilerin sonucu
olduğunu gösterdiler. «Böyle bir devrim ancak şu iki et­
men. yani modern üretim güçleri ile burtuva üretim biçim -
leri (forms of production) birbirinden farklılaştığı zaman
olanaklıdır.» Ekonomik bynalım üre ıt. ilişkileri ile üretim
güçleri arasındaki çelişkinin ifadesidir. Buradan çıkarai<
vardıkları yargı şuydu: «Yeni bir devrim anca·k yeni bir bu­
nalımı izleyebilir. Ancak ikincisi olduğu J<adar birincisi de
kesindir.»5l
Bu yargılar, Proudhon gibi toplumun sosyalist dönıi­
şümünü kapitalist gelişimin zorla geriletilmesine yönelen
ekonomik tedbirlerle, kısacası reformist yöntemlerle sağ­
lamayı düşleyen küçük burjuva sosyalistlerinin görüşle­
rine bütünüyle ters düşüyordu. Marx ve Engels'in ütop·I<
ve öğretisel (doctrlnaire) olarak niteledikleri küçük bı.ır­
juva sosyalizminin aksine, bilimsel ve devrimci sosya ·

lizm «. . . genel olarak bütün sınıf farklılıklarının -kaldırıl­


ması, bunun dayandığı tüm üretim ilişkilerinin kaldırılma­
sı, bu · üretim ilişkilerine uygun düşen tüm toplumsal iliş-­
kilerin kaldırılması ve bu toplumsal bağlamdan doğarı, bü­
tün fikirlerin devrimcileştlrllmesi icin kaçınılmaz bir ge ­
çiş aşaması olarak _ proletaryanın sınıf diktat9rlüğünüı.
öngörür.54

37
Marx ve Engels bilimsel sosyalizmin 'sahte kardeş
küçük burjuva sosyalizmine karşı mücadelenin son dere­
ce önemli olctuğunu kabul ediyorlardı. 1 840'1ardaki eser­
leri ve bunlar içinde özel olarak Felsefenin Sefaleti.
Marx'ın başlangıçta bu mücadelede önemli ölçüde kld­
sik burjuva ekonomisine dayanmak zorunda kardığını gös
terir. Bu durumu Marx'ın ekonomik çalışmalarının deva­
mında tek olmasa bile, en önemli etmenlerden biri olaraı<
kabul etmekteyiz.
Marx ve Engels'in geliştirdiği maddeci tarih görü­
şünden doğan en önemli sonuç, sosyalist devrimin kapi­
talist toplumun ekonomik çelişkilerinin kaçınılmaz sonu ­
cu olduğunun ortaya konması idi.
Bunun sonucu olarak Marx'ın, dikkatin burjuva top­
lumuna egemen olan ekonomik devinim yasasının incelen­
mesine yöneltmesi gerekiyordu. Burjuva ekonomi politi ·
ği bu yasayı keşfedememişti. Burjuva üretim tarzını ken­
di devinimi ve gelişimi içinde düşünmeyip, sabit, evren­
sel ve değişmez bir gerçek olarak kabul ettiği için b•J
yasanın izini bile bulamamıştı. Ancak 1 840'1arda Marx da
henüz bu yasayı keşfetmiş değildi. Bütün bu etmenler ka­
pitalist üretim tarzının derinlemesine incelenmesini ge ·

rekli kılıyordu. BUfla ek olarak, Marx kapitalist ekonomi ­


d e gelişen bazı yeni olgular üzerine ciddi bir dikkat ha:­
camak zorundaydı.
1 848/49 Devriminin başarısızlığının nedenlerinin çö­
zümlenmesinde Marx ve Engels ilgilerini 1848'de Kalifor­
niya'da altının bulunmasına yönelttiler. «Henüz orisekiz
ay olmasına karşın, şimdiden söylenebilir ki, bu keş •f
Amerika'nın keşfinden bile daha muhteşem sonuçlar do­
ğuracaktır.» diye yazmışlardı, "v1arx ve Engels, 1850'de.'5
Burada, Marx ve Engels yen; altın yataklarının bulunma ·
sına bağlı olarak üretici güclerin gelişimindeki yükselme­
yi kastediyorlardı.

38
Kasım 1 850'de şöyle yazıyonardı: cKalifornlya albn
madenlerinin keşfi Amerika'nın refahına bir taç kondur­
du. Avrupa 'daki tüm dergilerden önce biz... bu keşfin
önemine ve tüm dünya ticareti üzerine getireceği kaçını•­
maz etk� re dikkati çektik. Mübadele araçlarında bir ar­
tışa yol acacağı için, ticarete olumlu etkileri olmakla bir­
likte yeni keşfedilen madenlerin önemi a ltın miktarının
artmasından doğmamaktadır. Bu önem Kal iforniya'dalcl
maden zenginliğinin dünya pazarında sermayeye verdl�I
itki, Amerika'nın Batı kıyıları ve Asya'nın Doğu kıyıla rını•
hareketlendiril mesinde, Kaliforniya ve Kaliforniya tara­
fından etkilenen tüm ülkelerde yeni paz�rlar yaratılmasın­
da yatar.»56
Böylece, 1 850'1erin başında ekonomi politik alanında
yoğun çalışmalar Manc için açık bir zorunluluk haline gel ·
di . Londra�da kalışı ona fevkalôde olanaklar sağl ıyordu
ve o da derhal bunlardan yara rlanmaya koyuldu.

39
il

GERCEKLER TEPESi

Marx'ın ekonomik çalışmalan. Bunalımların incelenmesi.


«Not Defterleri». « . . . insan iltlfaılarla değil, ekonomik
kategorilerle karşılaşıyor.» Ekonomik araştırmanın so­
nuçları. «Temelde, A. Smith ve o. Rlcardo'dan bu yana
bilimde herhangi bir ilerleme kaydedilmemiş.» Ekonomi
politikte devrimci dönüşümün önkoşulları. «Grundrisse
der Kritik der polltlschen Ökonomle» ( Ekonomi Politiğin
Eleşti;i'Sinin Anahatları) . Proudhonculuğun eleştirisi. «Ko­
münizm herşgyden önce kendisini bu 'sahte kardeş'ten
kurtarmalıdır.

1 850 Tem m uz'u dolaylarında Marx, ekonomi pol i fo:


ve son onyılın siyasa l ta rih i ü stüne yeni ve yoğ u n ça l ı ş ­
malara başladı. B u a maçla, sadece iktisatç ı ların teonk
eserl erini değ i l , aynı zamanda fiyatların, bankacıl ı k ta ri­
hinin ve l n g i l tere ve Avrupa kıtasındaki ekonomik buna l ı m ­
ların ta rihine i l işkin konularda uzmanlaşmış kişilerin eser­
lerinden yararland ı . 1 850 Ara l ı k ' ı n ı n başlarında, Engels'.:3
«Za m a n ı m ı mümk ün olduğu kadar ü retken b i r biçimde
kullan mal< istiyoru m» d iye yazıyord u 1 • Daha henüz 7
Oca k 1 851 'de Engels'e, Ricardo'nun toprak rantı teorisini
kapsa m l ı b i r biçimde eleştiren b i r mektup göndermişti'.
Mektup, M a rx'ın i ktisat üstüne olan çalışmalarının i l k
meyvelerin i · verdiğ ine b i r kanıttı.

40
M a rx 'ı n çalışmaları çok gen i ş b i r alanı kapsıyor; ik­
tisat b i l i m i n i n i ktisat teorisi nden , somut i ktisat ta ri h i ne
ve çeşitli kapita l i st ü l keleri n ekonom i k siyasetine kada r
va ran çeşitli da l la rı n ı i çeriyordu. Bunun sonucu ola rm:
kapita l ist ü retim ta rzının ve onun üstyapısının tüm bo­
yutlarını i nceled i. 1 842/43 de, kend isinin de kabul ettiği
gibi, olgusa l b i l g i n i n eksikliğinin fa rkına varınca 1 850'1er­
deki ekonomik çalışmaları onu sözcüğün gerçek a n l a m ıy­
la teorik ve prati k soru l a rda uzmanlaşmaya götürdü. Ra ­
dikal bir Amerikan gazetesi olan New York Tribune'la
uzun süreli ilişkisi de (1851 den 1 862 ye kada r) bunu hız­
landırdı . « Katkılarımın büyük bir bölümü Britanya ve (Av­
rupa) K ıta'da k i öneml i ekonom i k olaylara i l işkin makale.
!erden ol uştuğ undan, kesin olara k söylemek gereki rs·�
ekonom i pol itiğin kapsamı dışında kalan pratik ayrınt • ­
ları da yakından b i l meye zorlandım.» d iye yazıyordu.3 i l ­
g i lendi ğ i ekonomik sorunların ne den l i geniş kapsa m i ı
olduğ unu görebi l mek için New Vork Tribune v e diğer ga ·
zetelere yazmış olduğu makalelerden b i rkaçının başl ığını
s ı ralamak yeterl idir: 'Yoks u l l u k ve Serbest Ticaret - Bek­
lenen çöküş', ' Disraeli'nin Bütçesi', 'Ticaret Refa h ı ' , ' B u ­
lanık M a l i Du ru m', ' B a n k of England'ın Kararna meler.·,
'Maliyeler', ' Papazlar ve On Saa tl i k İ şg ü n ü M ücadel esı',
'Yen i M a l iye Ü ç kôğıtçı l ığ ı ' , 'Gladstone ve Pen i ler'. 'B1J L ·
çe', 'Sterl in ler, Şli nler, Pen i l er veya Sınıf Bütçeleri ve
Bunlardan Kimin Kazandığı', 'Brita nya U l usal Borç l a rın ı;ı
Değ işmesi', 'Gazete Eklerinin Verg ilen_d i ril mesi', ' Doğl.I
H indistan Ş irketi : Faa l iyetleri n i n Tarih ve Son uçları', ' İ r ­
landa Tasa rruf Hakkı', ' İ ngiltere İ şçi Sınıfı H a reketleri '.
'On Saatl i k l şgünü için M ücadele', ' H ü kü metin Mali Başa­
rısızl ığı', v.b.
Bu maka lelerde ve 1 850'1erde yazd ığı mektu plarda
Marx. b u n a l ı m sorusuna büyü k bir i l g i gösterd i . Bunun
rastla ntısal olduğunu söylemek doğ ru ola m az, çünkü 1 858

41
59'1arda Engels'le birli kte buna l ımlarl a devrim durumları­
n ı n doğuşu a rası nda doğ ruda n b i r bağlant ı n ı n varl ığını sap­
tad ı l a r. Bu aynı zamanda devresel ekonomik da lgala nma­
ların çözümlen mesine gösterdikleri m uazza m ilgiyi a çı k­
l a r. «Son olaylar bir buna l ı m olmadan ciddi b i r devrimin
olamayacağ ına beni her zama n k inden çok inandırdı.» di­
ye yazıyordu , M a rx .4
Henüz 1 855'te Manc yeni b i r ekonom i k bunal ı m ı n
ya klaştığına d i k kati çekiyordu. ( B u b i l i n d i ğ i g i b i 1 857 b u ­
n a l ı m ıd ı r.) Kapital ist ekonom i n i n d u ru mu n a ilişkin yoğ u n
ç a l ışma l a r meyvesini vermişti. 2 3 Oca k 1 855 te Lassa le'e
yazdığı mektu pta , M a rx şöyle d iyord u : « Ba n a yöneltmiş
olduğun b i rçok ekonomik soruya ilişkin ola rak, bildiğin
kadarıyla şimdiye dek h içbir b i l im sel ya da, resmi a raş­
tırma yapı l ma m ı şt ı r. . . Şimdi ise, bu soru l a r üzerine ç a l ış­
malar mutlôka yağ mur g i bi yağaca ktır. İ n g i l tere'de buna­
lım zamanı aynı a nda teorik incelemeler zama n ı d ı r.»5
Gerçekten de, 1 857 sonba harında ciddi bir buna i ı r-n
-
gerçekleşti . « Amerikan buna l ı m ı -ki biz « Revue» n i n Ka­
sım, 1 850 sayı sında geleceğ i n i haber vermiştik- m u h ­
teşem oldu» d iye yazıyord u , M a rx.6 « B u denli maddi s•­
k ı ntıda olmama karşın, 1 849'dan bu yana kend imi hiç bu
kadar ra hat h issetm emişti m . » 7 E k i m ( 1 857) orta l a rı nda.,
sonra M a rx ekonomik ça l ı şmala rı n ı ta m a m la ma k üzere
kendi dey i m iyle 'çılgın g i b i ' çal ışmaya ba şladı. Ayn ı za ­
manda buna l ı m la r üzerine o den l i zengin belgeler too­
l a m ıştı ki, « N ew York Tribu neıı a yazd ığı .seri makaleler
d ışında bu kon uya i l işkin 'özel bir eser yazmaya n iyetlen­
d i .8 Buna l ı m kendi içinde ilgine olmanın ötesinde M o rx'ı
öze l l i kle i ktisat teorisi n i gel iştirme açısından hızlandırd L
Ş i m d i . bizim için çok öne m l i olan M a rx ' ı n 1 850'1e· · ·
deki teorik çal ışmalarının değerlendirmesi n e geçebi l i riz
İ l k olara k , M a rx'ın burjuva iktisatç ı la rı n ı n çal ışma­
la rından ya ptığı a l ıntı l a rı kapsayan sayı sız Not Defterleri'

42
nden söz etmek g erek i r. 1 850 Ağu stosu n 'dan 1 853 Hazi­
ran'ına kadar M a rx . . kendisinin n u maraladığı, 24 adet not
defteri doldurdu, (bunun d ışında n umarasız sürüyle not
defteri daha va rd ı r.) Bu ta rihten sonra da M a rx'ın bel[i
kon ularda a l ıntılar topladığı ve bazılarına yoru mlar ekle ­
diği b i rkaç d efter daha bulunma ktad ı r. Bu, toplanan ma ­
teryal i n i l k işl emesi idi. Bunlar a rasında şu başlıkları gö:-­
mek mümkün : Notlar (toprak ra ntı sorunları üzerine çe­
şitli a l ıntıları içerir) , Para, Kredi ve Bunalımlar, Bunalımlar
ü stüne Kitaplar (buna i l i şkin olara k 18 Ara l ı k 1 857 d � .
Engels'e <dn g i l te re , Almanya v e Fransa üzerine ü ç b ü y ü t<
kitaba başladımıı d iye yazmıştı) . Alıntılar Kitabı (Grun­
drisse n i n 'Sermaye üstüne' böl ü mü için b i r d izi a l ıntıyı
'

içerir) , Parasal İlişkiler D üz en i n i n Tamamlanması ve da .


ha bir çoğ u .
Not Defterleri, M a rx'ın üzerine i ktisat teorisini inşa
ettiği gerçekler teme l i n i n önemli bir böl ü m ü n ü i çerir. B u r­
j uva ekonomi pol i tiğinin ta rihi kapita l izmin tarih inin bır
yansımasıdır ve sonuç olara k Marx için kapital ist ü reti rrı
ta rzının her yönden incelen mesinde temel kayn a k l a rd o ıı
birini oluşturmuştur.
Bu dönemde M a rx'ın teorik çalışma l a rı nasıl bir yc-1
izlemiştir? B i r Alman d i l b il imcisi ve Komü n i st Birlik'in üye ­
si Wilhelm Pieper, Engels'e 1 851 Oca k ' ı n da şöyl e ym:­
mıştı : « Ma rx , çok içe kapa n ı k b i r hayat sürüyor. Tek a r ­
kadaşı John Stuart M i l i ve Loyd (burada burjuva i ktisa � ­
çılarının eserleri kasted ilmekte-V.V.) . i n sa n o n a g itti ğ i n ­
d e iltifatla rla d eğ i l , ekonomik kategorilerle karşılaşıyor.»•
1 851 Ocak'ında M a rx çal ışmalarının ilk son uçlarını a l ma­
ya başlamıştı. Engels'e yazd ığı mektuplardan i kisi bunu
doğrular.
7 Ocak ta rih l i mektubunda M a rx görevin « g enel ola­
ra k ta rımda bereketl i l iğ i n a rtması ile ra n t yasa sını uyu ş ·
turma k olduğ u n u ; bunun ta rihsel gerçekleri açı klamad(l

43
ve Molthus'un sadece kol işçilerinin değil, toprağın do bo­
zulması (savına doyanon-cev) teorisini ıskartaya çıkarmada
tek yol» olduğunu belirtir.10 Diferansiyel rant teorisi, Ri­
cordo tarafından geliştirildiği biçimde, toprak bereketim ·
ğinin azaldığı önsovına dayanıyordu. « işte, Malthus ker.­
di nüfus teorisine gerçek temeli burada bulmuştur . . . » 1 1
Marx mektubunda Ricardo için bu koşulun zorunlu olma­
dığını ve toprak rantının toprak ürününün fiyatı düşse bı­
le tarım geliştirildiği zaman a rtabileceğini gösterir.

3 Şubat tarihli mektupta da Marx, Ricardo'nun para­


nın miktar teorisine dayanan dolaşım teorisini eleştirir.
Bu teoriye göre dolaşımdaki para miktarı meta fiyatları­
nın ve böylelikle ticaret dengesinin ve mübadele oranının
düzenİeyicisidir. Marx, dolaşımdaki para mikta rının a rtı­
şı veya azalışının ne ticaret dengesi, ne de mübadele ora­
n ına bağlı olmadığını belirtir. Bu noktadan çıkarak Marx
şu önemli yargıya varacaktır: « Her ne kadar kredi düzerıi
bunalımlar için bir etmense de bunların (bunahmlarını
izlediği yolun dolaşıma olan bağlılığ ı 1 847 de gördüğümüz
gibi devlet otoritesinin aptalca müdahalesinin bunalımı
daha da kötüleştirmesinden öte bir bağlılık değildir.»
Başka bir deyişle, paranın dolaşımı «en az bunalım tara-:_
tından etkilenir» . 13 Teorik planda taşıdıkları önemin ya
nısıra bu sorular ekonomik bunalımların i lôcı olarak pa.:...
ra dolaşımında reformu savunan Proundhonculuğa karşı
mücadelede önemli idiler.

Her . iki mektup ta göstermekted ir ki, o dönemde


Marx rant teorisini, para teorisini ve dolaşım teorisini he ·
nüz ortaya koymamıştır. Ancak asıl ilgine ola n Marx'ın
burjuva ekonomi politiğinin eleştirisine rant teorisi ve pa­
ra dolaşım teorisinden başlamış olmasıdır. Bu durum, ke­
sinlikle raslantısal olarak değerlendirilmemelidir; aksine
Marx'ın a raştırma yöntemine bütünüyle uygundur. Bura-

44
da M a rx'ın kapiia l ist gerçekliğin incelenmesine nas.ı
ya klaştığı görül mektedir.
Kapita l izmin daha somut ü retim i l işki lerini karşıla .
yan para ve topra k rantı kategorileri n i n , M a rx'ın çözü� ·
lemesinin i l k konuları ol masın ı n neden i a ç ı kt ı r. M a rx b u .
rodan kapita l :zmin daha derin kategorilerine -değer ve
artı i< cieğ e rn- geçmiştir. Bun ı a rı ç ı k ı ş noktası olara k a l ­
m ı ş v e 'yüzey' kategoril ere -po ra , kôr, orta lcı ma kör.
pazar değeri-- gel işimini izlemiştir. Bununla birl ikte , M a rx
1 850'1erin başlarında e konomi pol i tiğ i devrimcileştirme
yolundaki çcılışmalorı n ı n çoğunu ta mamlad ı ğ ı kan ısı nday­
dı. Engel s'e 2 !\l isan 1 851 ta ri h l i mektubunda : «Beş hafta
içinde, tüm e kon omik çöplükl e i ş i m i b itirecek aşamaya
geldim*. Bu biti:ıce i ktisa d ı evde ça l ı şacak ve M useu m '
da başka b i r b i l i m i n içine dalacağ ı m . Artık b u n d a n s ı k ı ! ­
moyo boşladım. Terr.elde, A. Smith ve D. Ricardo'dan bu
yana bu bili mde, b i reysel ve çoğu kez u staca yapılan ! n ­
celemelere karşın. herha n g i b i r i lerleme kaydedilmemiş ·> '4
d iye yazıyord u . « İ ktisadı n i hayet bitird i ğ i n e sev i n d i m »
d iye cevapladı En gels. «Gerçekten ' aşırı za man a l d ı v -.J
s e n ö n e m l i bulup t a h e n ü z okuma d ı ğ ı n b i r k itap olduğ:J
sürece yazmaya g i ri ş mezsi n >> 15• Anca k, M a rx'ın ölü msüz
eseri Kcır>ital'i yaza b i l mesi için, daha oldu kça g üç ve h ı r­
palayıcı b i r yolu katetmesi gerekiyordu .
Bizler i ç i n b u rada ö n e m l i o l a n , M a rx'ın Smith v e R i ­
cardo'n un ekonomi pol itiğin ta rihi i ç i n d e k i yerleri n i ne
den l i kesi n olara k sapta d ı ğ ı d ı r. Anca k belirti l m e l id i r ki,
bu dönemde M a rx henüz bel l i bir anlamda bütünüyle ne'3-
nel olmadığı söyl eneb i l ecek klôsik burj uva ekonomisi
kavramından kendisini tümüyle k u rtora ma m ıstı .
4 Mart 1 853 ta rihi nde New York Daily Tribune'd9

• Marx burjuva iktisatçı ların ın eserleri üzerıne t u t t uğu Nol Deflerle­


rinden söz ediyor.

45
Marx şöyle yazıyord u : « Dolayısıyla, i l k olara k b i r u l u s
yoksu l l uğa itilmiş ve artık o n l a rı n sırtından d a h a faz lası
elde ed i l emez duruma gel ince sürülmüşler ve net kazanç­
ların b i lô nçosu çıkarılmı ştır! Ricardo'nun ünlü Principles
of Pol itical Economy ( Ekonomi Pol i t i ğ i n İ l keleri) a d l ı k i tn ­
bında ortaya konan öğreti i şte bud u r. Yaklaşık 2 . 000 s te r ­
l i n y ı l l ı k kôrı olan b i r kapital ist için 1 0 0 veya 1 000 i ş ç i
çal ıştırma n ı n ne farkı vardır? ' U lusal gel i r gene aynı d e ­
ğ i l m i ? ' d iye soruyor R i cardo. B i r u l u sun net gel i ri n i rı ,
ra ntlar ve korlar aynı kaldığ ı sürece, 1 0 m i l yon y a d a 1 2
mi lyon u n s ı rtından ç ı ka r ı l m ı ş olması - üzerinde duru lacak
bir önem ta şımaz.)> Hemen bunun a rd ı ndan Marx, S isnıo n ­
d i ' n i n Ricardo'yu benzer b i ç i mde eleştird i ğ i Nouveauı<
principes d'economie politique ( Ekon o m i · Pol itiğ i n Ye;� i
İ l keleri) a d l ı eseri nden a l ı ntı verir. Burada zama n ı n ı do! ­
d u rmuş üretim i l işki lerine bağ l ı kalan Sismon d i ' n i n görü­
şünü paylaşma d ı ğ ı n ı bel i rtir ve aynı zamanda Rica rdo 'v· u
da eleştirir. 1 862'de Theorien über d e n Mehrwert (Art; K
Değer Teori leri) üzerine ça l ış ı rken Ricardo'dan yukarıda
geçen a l ıntıyı y i n el eyecek, ancak b u kez « Ricardo 'n uıı
b i l i msel tarafsızl ı ğ ı n a » ö rnek olara k verecekti r.16
Bu soruya bu den l i çok yer ayırma m ızın neden i , klcı ­
s i k b u rjuva i ktisadına bağ l ı l ı ğ ı n , b i r a n l a m a , M a rx'ın eko­
nomik görüşleri n i n o l g u n l u k d üzey i n i n göste rgesi olma­
sıd ır. Daha 1 840' 1 a rı n sonlarında M a rx'ın burj uva ekono ­
mi pol itiğine i l işkin olara k genelde doğru bir ya rg ıya va r ­
d ı ğ ı n görmüştük. 1 852'de de Ricardo'yu burj uvazi n i n e n
k l a s i k temsilcisi -yorumcusu -ve prol eta rya n ı n en saı­
sı l maz ra kibi olara k n i telend irm işti .17 Ricardo ' n u n fikirle­
ri n i n en derin ve evrensel çözümle mesi ancak Theori�n
über elen M ehrvert'te (Artık Değer Teorileri) bulunr:; b i l '. r
« R icardo'nun acımasızl ı ğ ı sadece bilimsel namusluluk d e -'
ğ i l aynı zamanda kendi açısıı ndan bilimsel bir gerekli l i k ti
. de. Anca k bu nedenl_ e de ü retici g üçlerin süregelen g e l i ş -
mes ı n ı n toprağa daya l ı m ü l k i yeti veya işçileri öldürme­
si onun . soru nu değ i l d i . Bu g e l i şmen i n sanayi bu rjuvazisi­
nin sermayesinde değer kaybına yolaçması da onun umu­
runda değild i . . . Ricardo'n u n fiki rleri büyük ölçüde sana ·
yi buriuvazisinin ç ı ka rlarına uygun düşüyorsa , bu sadec·::ı
(sanayi b u rj uvaz i s i n i n ) ç ı ka rları n ı n ü retimin veya insa n
emeğ i n in ü retici gelişim ine uygun d ü şmesinden ötürü­
dür ve bu uyg u n l u k ölçüsü nded i r. Aksi durumlarda ise.
proleta ryaya ve a ristokras iye olduğu kada r burj uvaziy .3
ka rşı da acımasızdı r.» 18
1851 N i san'ında M a rx. bu rjuva ekonomi po l i ti ğ i n 9
i l i ş k i n çalışmalarını beş hafta içinde ta nıa ml ayaca ğ ı ! l i
düşün mesine ka rşın çalışmalar deva m etti . «Genell i kk'!
saba h ı n 9'undan akşamın 7'sine kad a r British M useum'­
dayı m » d iye yazıyordu 27 Haziran 1851 'de Weydemeyer'�
gönde.rd i ğ i me ktupta . « Üzeri nde çalıştığım materyal cy­
lesine k a h redici çapraşı k l ı kta k i tüm çabalarıma karşın a l -
tı veya sekiz haftadan önce ta mamlana mayaca k . . Ama
bütün bu g ü ç l ü k l e r ve he rşeye karşın ya kında iJ i ti rece­
ğ i m.» 19 14 Ağu stos'ta do buna i l işkin olara k şöy l e yaz!­
yord u : « Şi md i , bütünüyle i ktisatla uğraşmakta iken . . . »:11:
Kasım 1 85 1 'de Marx ve Engels Economy'yi ( İ ktisa t) ya ­
yımlama planlarını tartıştılar21• 1 852 M a y ıs'ında Engels.
M a rx 'a b u eseri n i n yayımlanması üzerine 'hôlö' sürme�­
te olan görüşme lere · i l işkin bilgi verd i .22 Ara l ı k ayına g e ­
l in d iğ i nde M a rx'ın Economy ( İ ktisat) için Almanya'da b i r
· m y ı m c ı bul maktaki s o n u m utları da boşa c ı k t ı .23 Ekono­
mik bunal ı m ı n geli şmesi de yavaş olunca, Marx ekono­
mik çal ışma l a r ı n ı b i r ölçüde yavaşJattı. B u n u n l a birl i kte
Engels'in baskısı devam etti. « Economy'yi ( İ ktisat) bitir­
mel i s i n » d iye yazıyordu M a rx'a 1853 M a rt'ın da24• Marx'
da bunu i stiyord u . Kom ünist B i rl i k'ten Adolf Cl uss'a ş:..ı
satırları yazd ı : « Halô . . . b i rkaç ayımı kendime harcayara '<
Economy'yi ( i ktisat) bitirebileceğim g ü n ü n gelmesini bei<-

47
l iyoru m . Ama, artık bunu başa ramayacağ ı m gibi gözü kü­
yor. » 25 1 857 yazı nda iki kez i ktisat teorisini betimleme g � .
rişi m inde bulunan, ancak her i k isinde de çal ışmasını kes­
mek zoru nda kalan M a rx ' ı n ekonomi pol itiğin formüfa s ­
yon una başlaması için 1 857 Ekim'ini bekl emesi gere kiyor­
du.
1 857 Temmuz'undc.. , ' baya ğ ı ' i ktisatç ı l a rın, Bastiat vC::
Carey'in eserleri üzerine tama mlanmamış b i r ta slak ç ı ­
kard ı . M a rx ' ı n başl ı k olara k tasla kta sözü edi len Bastia t'
ın kita b ı n ı n a d ı , Harmonies Economiques'i (Ekonom:k
Ahe n k) seçmesi, k i tap üstüne kapsa m l ı b i r eleştiri ya .� ­
maya n iyetlen diğini gösterir. Anca k kısa bir süre son r�ı
ayrı n t ı l ı b i r eleşti riye değmeyeceğ ine kara r vererek niy� ·

ti nden vazgeçti.
M a rx'ın bizl ere b ı ra ktığı b u taslak sa l t b i r eleşti ri
o l ma n ı n çok ötesi nded i r. Ta slağın başında ki önsöz'de
Marx burj uva ekonomi pol itiğ i n i n durumunu açıkça se:-­
g i ler. Böylel i kle Marx, i l k kez 17. yüzyıl sonunda Pet t ıt
v e Bcisg u i ! l ebert'in eserleri i l e başlayan v e 1 9. yüzyı l ı rı
i l k ctuz y ı l ı n da Rica rdo v e Sismon d i ' n i n kitapları ile son �J
e ren klôsi:-: burjuva i kfü:ad ı n ı n s ı n ı rları n ı kesin olara !<
göstermiştir.
Marx'ın bel i rttiği gibi daha sonraki burj u va i k tisat­
ç ı la rı ya k l asik yaza rların ta k l itçileri ya da onların gerici
eleştirmenl eri idi ler. Fransız i ktisatçısı Bastiat ve Ame­
rika l ı Ca rey bunun en bel i rg i n örneklerini ol uşturur. H e �
i k isi de «klasik i ktisatçıların uzlaşmaz n i te l i klerini bet i m ­
led i k leri ü retim i l işkileri n i n uyum lu l uğunu gösterme'/ ' )'
gerek l i b u l ma ktaydıla r.26
Bu i k i i ktisatç ı n ı n görüşleri n i yetk i n l i kle çözü ml eyen
Marx, şöy le der: « Her i k isinin de birbirinden kesin l i k ' P­
fark l ı , hatta çel işen u l usa l çevreleri herşeye ka rşın a {t ı !
tav ı rla rı be n i msemelerine yolaçmıştır.»27 Ca rey Ame rika '
n ı n ekono m i k i l işki leri n i l n g i ltere ile karşılaştırmış ve l r. -

48
giltere 'de burjuva topl umunun saf biçimiyle bulu nmadıgı­
nı, gelişimin feodal dönemin i l işki lerince engellenmiş ve
etkilenmiş olduğ unu, bunun esas olarak devletin ekon � ·
m i k hayata müdahalesinde kend i n i gösterd iğini i l eri s ü ·
rer. Ona göre, İ n g i l iz toplumunu bölen uzlaşmazl ıklar vt;ı
i ngi ltere'nin d ü nya pazarına getirdiği uyu msuzl uklar bu ·
n u n sonuçlarıdır. Oysa feodal kal ı n tıların bulunmadıl'.);
Amerika'da Carey üretim i l i şki leri n i n fa m bir uyumluluk·
la gel iştiği kanısı ndayd ı .

Burada ortaya çıkan soru kapita l iz m i n ekonom i k ya ·


;=;o ları n ı n genel kara kteri i l e i l g i l iyd i . Carey'in görüşleri ı•i
çürüten Marx , ilk olara k çeşitli gel işme öze l l i klerin i n dı­
şında Ameri kan kapita l izminin temelde İ n g i l iz kapita l iL ·
minden h iç b i r farkı o l madığ ı n ı gösterd i .
İ kinci olara k M a rx, Ca rey'in sözünü ettiği d ü nya pa ·
zarı ndaki uyu msuzl ukların sadece şu veya bu ü l kede ka·
pital ist topl umun içsel çelişkileri n i n en gel işmiş ifadesi
olduğunu ortaya koydu .

Ca rey'den farkl ı olara k Bastiat, f= ransız burj uva top­


lum undaki karşıtlıkları Frcı nsa'dak i ekonom i k i l i ş ki lerın
geri kalmış karakterine bağ lar ve l n g i ltere'n in uyu mıu
kapita l ist gelişmenin ideal örneğ i n i te msil etti ğ i n i kabul
eder. Bu bağ l a m içi nde -Marx'ın bel i rttiğ i g i b i- 'uyum­
l ul uğu sadece düşleyen' Bastiat · Carey'den daha alt dü­
zeydedi r.28 AncaK Marx 'a göre, kapita l ist üretimi toplumun
uyu m l u gelişmes i n i n ö l ümsüz ve doğal idea l i olara k ka .
bul etti klerinden her i kisi de aynı biçi mde ta ri h-dışı idi­
ler. Marx b u iki baya ğ ı i ktisatçının görüşlerine toplu mun
ekonom i k formasyonu öğretisiyle karşı ç ı ktı. Bu öğretiye
göre yüksek ölçüde sanayileşm iş ü l ke görece gerikalmış
ül keye sadece ken d i geleceğ inin i mgesini gösterir. Marx·
ın iktisat teorisinin, büyük ölçüdo l ngiltere'n i n e konomil<
_
gelişmesin i n olgula rı üstüne gel işriril mesine karşın ger-

Kapital f/4 49
çekten genel b i r geçerl i l iğe sahip ol ması n ı n nedeni o u ­
d u r.
Öteki bölü m -Katkı'nın ü n l ü 'Onsöz' ü- 1 857'nın
Ağustos sonu ve Eylü l başlarında ka leme alındı. Anca k
Eyl ü l ortasında M a rx çalı şmasına a ra vermek zorunda
kaldı.
M a rx daha sonra l a rı ş u n l arı yaza r: «Henüz kanıt­
lan ması g ereken son uçları önceden i leri sürmen i n ban�
kafa karıştırıcı gelmesi nedeniyle tasarla m ı ş old u ğ u m · ge­
nel g i rişi bir yana bıra ktım. Beni gerçekien izlemek iste­
yen okurun tikelden genele varmak için kara r verme�i
gerekiyor.» 29
H�rnekadar bu 'Giriş' bir ta s l a k n i tel iğ i nde idiyse ve
h i ç b i r za man ta ma mlanamamışsa da Marx'ın konu üstün­
deki düşüncelerini ve kurmuş olduğu i kt isat teori s i n i n
yöntemi n i h e r yerden d a h a ayrıntılı bir biçi mde içerd i ğ i n .
den büyük b i r öneme sahiptir.
M a rx gözlem lerinde maddeci ta rih goruşu tezin i .
öze l l i k l e toplu msal ü reti me önce l i k ta nıya n tezi çıkış nok­
tas ı olara k a l m ı ştır. Burj uva üret i m ta rzını ölümsüz ola­
rak gören ve bunu her üretime genel leyen bu rjuva ikti­
satçılarından farklı olara k Marx. kendi teorik çözü mle­
mesine konu olara k topl umsa l olarak bel i rlen miş ü reti m i .
modern burj uva ü reti m i n i a l m ı ştır.
M a rx burjuva yazında (l iteratürde) a l ışılmış olan eko­
nomi pol itiğin ü retim, bölüşüm, m ü badele ve tüketim ola­
ra k böl ü n mesini eleşti r i r ve üreti min önceliği tez i n i ay­
rıntıla rıyla ka nıtlar. Toplu msal ü ret i m in, ekonom i k a raş­
tırma n ı n öznesi olduğunu ortaya koya r ve ü reti m, böl ü ­
şüm, mübadele ve tü keti min tek b i r bütünün parça l a rı o l ­
duğunu ve, h e r o rga n i k bütüncte olduğu g i bi , birbirleriyle
etkileşim içinde olduklarını göster i r.
M a rx, klôsik e konomi pol itiıjin tuta rsız ama öne m l i
b i r özel l i ğ i n i açıklamayı başa rmıştı. Emek, değer teorisi-

50
ne bağ l ı olan klasik i ktisatçılar 'üretim teorisyen leri'ydiler
ve buna karşın ekonomi pol itiğin biricik konusunun böl ü ­
ş:..i m olduğunu ö n e sürmüşlerd i . Marx'ın gösterdiği gibi
bunun nedeni, burj uva iktisatç ı larının üreti min (ka pita­
list üretim ta rz ı n ın-el ölü msüz ve değişmez olduğunu dü­
şünmeleri, bölüşüm biçim lerini ise ü retim biçim lerinden
_(forms of production) ayrı olarak kabul etmeleri ve on­
ları değişim ve gelişimleri içinde değerlend i rmemel eriyd i.
İ kinci olara k da, toplumsa l ü retimin yapısını sapta ma ça­
balarında klôsik i ktisatçılar ü retim a l etlerinin ve toplum
üyelerinin ü retimin çeşitli alanlarına dağılımının· üretimin
içsel bir momenti olduğuna ve bu dağ ı l ı m ın üretimin ya­
pısını belirlediğine içgüd üsel olarak inanmışlard ı . i şte ke­
sinlikle bu nedenl e Rica rdo, ekonomi politiğin asıl konu ­
sunun ü reti m değ i l , bölüşüm olduğunu öne sürmüştür.
Toplumsal ü reti min tüm öğelerinin d iyalektik birliğinin
çözümlen mesi Marx'ın, burjuva ekonomi pol itiğ inin sınır­
l ıl ığ ı n ı aşabil mesinde ve üretim biçimlerinin ifadesinden
bqşka bir şey ol mayan bölüşüm biçimlerinden ekonomi
pol itiğin gerçek konusu olara k üretim il işkilerinin çözüm­
lemesine geçebil mesini sağlad ı .
'Giriş'teki ekonomi pol itiğin yöntemine il işkin bölüm
çok öneml idir. Burada Marx, ilk kez bilimsel yôntemi (so­
yuttan somuta ilerleme) tan ımlamasının yan ı sıra bu yön­
temin ideal ist Hegelci a n layışla değerlendiril mesi n i eleş­
tirir. $oyuttan somuta Herleme yönteminin d iyalektik
maddeci yoru mu. çözü mleme için başlangıç noktasını
oluşturan somutun, a ra ştırmanın sonunda, zıt yönlerin
birliği ve çeşitli tanımların sentezi olara k yeniden karşı­
mıza çıkması anlomına gelir. Bilimsel soyutlama b u rada
·
somuta, gerçeğe, bu gerçeğin bir önvarsayımı olara k ay­
rılmaz bir biçimde bağlıdı r. Soyut düşünce süreci gerçek
tarihsel sü rece uygun düşmel idir.
'Giriş' Marx'ın 1 857 sonbaharında iktisat teorisinin

51
yöntemsel te mell eri n i ayrıntı l ı bir biçi mde or taya l;oy m u ş
olduğunu gösterir.
"l bö"/ son u nda, bu a rada yeralan bunai ırnın dogruda n
etkisiyle M a rx n i hayet 1 850'1erdeki a raştırma la rının so­
nuçlarını toparla maya başladı . 2 1 Ara l ı k 1 857'de Lassa l e '
e şu satırları yazd ı : «Süregelen t i ca ri bun a l ı m ben i, i k t i ­
s a t i l keleri n i n formü lasyonu üze rin d e c i d d i b i r d i k i<at tıa �­
ca maya itti . . . » J-O
Marx'a b u n a l ı m ı n gelişimi üzerine s ü re k l i b i l g i sa ğ ­
l ayan Engels şunları yazıyordu : « B u bunalımda, a şı n ü re ­
t i m şimd iye kadar görülmemiş ölçüde yayg ın laş t ı » 11 . . .

B u n a l ı m l a r ta r i h i n i n çağdaş a raştı rıcı l a rı Engels'in bu yar­


g ı s ı n ı bütün üyle doğrul uyorlar.
M a rx i ktisat teorisi n i n g e l i ştiril mesinde, a kla g e: l e b i ­
l ecek hH yön d e n , tüm g ü c ü n ü k u l la n d ı . «Tufandan önce
e n azınüan taslağını çıkarabilmek için ç ı l g ı n la r gibi gece,
g ü n d üz e :<0nomik çalışma l a r ı m ı topa rlGmaya ça l ı ş ıyo­
rum.ıı .ı2 Bu satırlar 8 Ara l ı k 'ta yaz ı l m ı ştı. Ayn ı ayın 1 8'inde
ise şöyle d iyord u , Marx : «Gene l l i k l e saba h ı n dörd ü n e ka­
d a r süre n , muazza m b i r ça l ı şma için deyim .ıı33
1 857 buna l ı m ı sa bırs;zl ı kla beklenen devrim orta m ı n ı
yara tma d ı . Son ra l a rı M a rx , ekonom i k buna l ı m l a r teorisi ­
n i ortaya koya rken kapitalizmde a ş ı rı ü reti m i n yol açtığı
buna l ı mları n en temel öze l l i k le rden b i ri n i n , değ işken ol­
rr,a yan se rmayen in yen ilen mesine dayanan devreselVik­
ler olduğunu bel i rtti. Marx «süre k l i bunalım yoktur»
der.J..1 Ekonomik buna l ı m l a rı n burj uva ekonomisinin tüm
çel işkileri n i n gerçek a n la mda me.rkezileşmesi, vahşi b ı r
biçimde dengele nmesi olduğunu v e aynı zamanda ü retici
güçlerin g e l i ş i m i n i güçlü bir biçimd e hızlandırd ı ğ ı n ı gös­
term fşti r.35 Bunu şöy le vurgular: « Doğa n bunalımlar no:­
mal koşu l l a r a l tında ve kendi s ı n ı rl a rı içinde ü retici g ü c ­
l e rd e ancak çok daha yavaş olara k elde edilebilecek b i r
g e l i ş i m i sağlamak üzere eşa n l ı olara k onu (kapita l ist

52
ü reti m i ) i l eri ve (kendi sınırlarının) d ışına iter ve h ızla
ilerlemeye zorl a r. » 36 Bu sözl er ka pita l ist ü retimin uzlaş­
maz doğas ı n ı açı kça serg ile mektedir.
Kapita l ist toplumun ekonomik ç e l i ş k i leri n i n b i r ifa ­
d e s i olara k ekon o m i k buna l ı mlar, b u n d a n ötürü, kapita­
l ist ü retim ta rz ı n ı n tüm g e l i şme olanaklarını yitirdlgi
anlamına gel mezler.
1 859 Ocak'ı nda Katkı'n ı n 'Onsöz'ünde M a rx şu yar­
g ıyı ortaya koyd u : « H i ç bir topl umsal d üzen onu yaşatan
ü retici güçle rin lümü gel i ş meden yoked i lemezler . . . » 1 7
Ka n ı mca M a rx'ın 1 857 ve 1 858'de 1 857 buna l ı m ı üstüne
olan som u t çalışmaları bu tezi ortaya koya b i l mesinde t e ­
m e l bir ö n e m ta ş ı maktadır. ( H atta ö y l e k i , Engels'le bir­
li kte buna l ı mlar üzerine özel bir eser yazmayı bi!e dii
şünmü ştür) .38 Ancak en öne m l i s i , M a rx'ın burjuva toplu­
munun dev i n i m yasasını ta m b u y ı l larda keş �etmesi ve
artı k değer teori s i n i ortaya koymuş olmasıdır.
B u n u n l a birl i kte Marx bütün bunları henüz fa rklı bır
biçimde ele al maktayd ı . «Yeni bir devrim ancak yen i b i r
tu n a l ı m ı izleyeb i l i r. Anca k i k i n c i s i olduğu kada r birincisi
de kaç ı n ı l mazd ı r . » 39 Marx devrimin nesnel ka ra kteri n i
doğ ru o l a ra k vurgulamakla birli kte devrim i l e · kapital ist
ü retim ta rz ı r n :ı devi rsel (cyclical) gelişimi a rasındaki i l i ş
k i 'ı'8 ç o k co!aysızca ya klaşma kta d ı r.
Ancak h 3 r ne o l u rsa M a rx'ın b i r deha örneğ i olaı
eseri Grnrı.drirse der Kri!�k der Politischen Okonomie' y i
( E kcnomi Pol i ti ğ in Eleştiri sinin Anahatları) kesi n l i k l e 1 857
bu nal • m ına b o rç l u y u z Bu eser üstüne olan çal ışması b::ı­
.

yunca Morx , bir cok önemli buluş ya pmıştır.


M : : m: , e l l i fo rmayı bulan Grundri·s se'yi inan ı l maz bir
h ı z l a . 1'357 E k im i ile 1 853 l\1 ayıs'ı a rasında yazd ı . Bu ese ­
'

rinde M a rx i l k kez değer ve a rt ı k değer teori lerini ayrın­


tılı b i r b iç i mde form üle ed iyor ve ( maddeci tarih gö�üşli­
nün gel iştiril mesinden sonra) i k i n c i büyük keşfini yapi-
yord u . Grundrisse bizleri Marx ' ı n yaratı c ı laboratuva r ı na
gö t ür ü r ve Marx ' ı n iktisa t teor i l e r i n i g el i ş t i rd i ğ i s ü re c i
adım ad ı m izlememize o lana k sağ la r.
Daha ilerki b i r ta rihte Marx değer ve artık değer
teorilerini Kapital' i n birinci cildinde o rtaya ko yacaktır.
Ancak Marx ' ı n v u rg u la d ı ğ ı gibi -ki önemli olan da b u y ­
du- « S u n u ş yö n te m i n i n doğal olarak a raştırma yö n te ­
m i n de n fa r k l ı olması gerekir. İkincisinde (a raştırma) m a ­
terya lden d e rin l i ğ i ne yararl a n ma l ı , değ i ş i k gelişme biçi m ­
leri çözüml e n m e l i , içsel ba ğ l a n tı l a r izlen mel i d i r. Anca k
bu ça l ı şma ya pıldı ktan so n ra g erçe k d ev i n i m y ete r l i öl­
çüde beti m l e n eb i l i r. » .w Marx ' ı n s ö z ü n ü e t t i ğ i araştı rrn:ı
y ö n te m i Grundrisse'de i h m a l e d i l m i ş t i r . Gnmdrisse'yi i n ­
celed iğ i miz za man yen i b i r teori n i n- doğ u ş u n u ol d u ğ u g i ­
b i yaşarız.
Marx , k e n d i teorisi üstüne ça ! ışnıaya P roud h o n ' u n
k ü ç ü k b u r j u va ekonom i k g ö r ü ş l e r i n i n eleştirisi i l e b o ş ! o ­
d ı . B u n u n i ç i n y e t e r l i neden vardı orta d a . M a rx P r o u d ­
h o n ' u e l e ş t i r m e n i n , bu sözde�sosv o l i st 'sahte k a rc! ::ı ş ' ı n
görü ş l e ri n i i r d e l e me n i n bili msel sosya l izm i ç i n ön e m l i b i r
garev o l d u ğ u kan ı s ı n day d ı . Daha s o n ra ları Ma rx « top!un>
sal üre t i m i n g e rçe k , tarihsel g e l i ş i m i n i n a n l a ş ; l m a s ı n ı sağ­
l ::.ıycn eleştirisel ve maddeci s o sya l iz m e y o l a ç ma k i ç i n
en son o l a ra k e ko n om i d e Pro u d h o n ' u n fa r k ı n d a o l maya­
ra k t e nı s i l etti ğ i i d eo l o j i y i kökünden kaz ı m a k g e re k ti ğ i ­
n i ya z m ı ş t ı .42 Marx ve E n gel s ' i n 1 857 b u n a l ! m ı i l e ba ğ l a n ­
t ı l ı olarak bekledi kleri devrim orta m ı toplum un burj u v J
d üzen i n i n devrimci yol lardan değişti ri l mesine i l i ş k i n k � ­
s i n b i r a ç ı k l ı k getiril mesi n i zoru n l u k ı l ıyord u . Prou d h o n ' u n
ka pita l iz m i n uz l a şm a z ç e l i şki le ri n i n ba n k a c ı l ı k r efo r m 'J
i l e o rtadan ka l d ı r ı l ması olanağı yö n ü ndeki tezi bundan
ötürü t e o r i k o larak çürütülmeliyd i .
Manc Felsefenin Sefaleti'nde Proudhon'un burj u·ıa
opl u m u n u n reformasyon u n u amaçlayan tez i n i ele ş ti r m i ş -

54
ti ama bunu ya pa rken önemli ölçüde Rica rdo'nu n goruş­
lerine daya n ma ktaydı. Şimdi ise sorun Proudhonculuğu
Marx'ın i ktisat teorisi açısından, b i l imse l sosya lizm açı-.
sından a ş ma ktı. Ka pita l ist toplumun uzla şmaz çel i ş k i le­
rının «suskun meta morfozlarla a teşlenemeyeceğ inin».ı.ı
ve Prou dhoncuları n burjuva top l u m d üzen i n i sürdürmei<
ve 'pürüzleri n i ' d üzeltmek yolundaki ça balarının işçi sını­
fını örgütsüzleştird i ğ i n i n ve onu sosya l ist devri m hazırlı­
ğından uza kla ştı ra n sahte bir ütopya olduğunun kanıt­
lanması g erekiyord u. Bu görevin ne den l i önem l i olduğu
Engels'in M a rx'ın Fransa'da İç Savaş adlı eseri ne yazdı­
ğı 'Giri ş'ten de a n l a şılabil ir. Bu 'Giriş'te Engels, Proud­
honcuları Kom ü n ' ü n ekonomi k hata l a rından doğrudan
soru mlu tutar. Engels Kom ü n 'ü n « Sosya l izmin Proud hon­
cu ekol ü için bir meza r» oluşturduğunu yazm ı ştı r.43
Grundrisse'de M a rx öngörmekte olduğu görevi ye­
rine getird i . Eserde M a rx, kend i değer ve artık değer tc ·
orilerini ortaya koyma n ı n ya n ı s ı ra Proudhoncul uğa da
kesin bir da rbe indiriyord u .
Anca k G rundrisse'de yera lan bu 'yapıcı' e leştirinin
ana hedefi M a rx'ın o güne dek en önemli başarılarını
sağla rken kendine çıkış noktası olarak a l d ı ğ ı klasik bur-
j u va i k tisadı i d i .

55
111

B U RJ UVA TOPLU M U N U N « EKONOM İ K H ÜCRE YAPISI»

•Grundrisse• neden 'Para Üstüne' adlı bölümle başlar?


Değerin izinde. Proudhoncuların parayı 'aşağılaması'.
Gerekil emek kavramı. Değer ve fiyat. Metanın bölü­
nebllirliği ve iki etmeni. Burjuva toplumunda &meğin iki
yönlü nlteliği. «Ekonomik hücre yopısının• c.ıraştınlması.
Ekonomik olguların bir bütün olarak ve her birinin ayrı
ayrı maddi içerikleri ve toplumsal biçimleri.

Grudrisse• Marx'ın ' i l . ' bölüm olara k numara land ır­


dığı ' Pa ra üstü ne' bölümüyle başlar. Bunun nedeni
M a rx'ın e n başa ' Değer' başl ı ğ ı n ı vermek istediği a n cak
sonradan -Katkı'da- ' M eta' o l a ra k deği şti rd i ğ i bir bö­
lümü koy ma k istemesiyd i .1

Daha önce sözü n ü ettiğ i m iz g i b i M a rx, değer teorisi


üzerine olan çalışmasına Proudhon'un pa ra teoris!nin
eleştirisi i l e başlar. Bunun raslantısal olduğunu söyleye­
meyiz. Bu noktada Marx'ın a raştırma yöntem i n i s u n u ş
yönte m i nden ayıran önemli b i r öze l l i k daha ka rş ı m ıza
çıkmakta d ı r. Pa ra , metanın değe rinin en kesin ifadesid i r.

• Grundrisse ilk kez 1 939 ilô 1 941 y ılları arasında Almanca olarai<
SBKP Merkez Komitesi M a rksizm - Leninizm Enstitüsü tara f ı n d a n
yayı m l a n d ı .

56
« Gerçek ten arkasında yatan değere u laşa bi l mek için m ü ­
badele değerinden y a da metaları n m ü badele i l işk isinden
başladık.»2 Para veya başka bir d eyişle değerin parasal
biçi m i , d eğ eri n en gelişmiş ve kapita l izme uyg u n dü şen
biçimid i r. Buna uyg u n olarak para teorisi doğruda n doğ­
ruya d eğer teori s i n i izleyecektir. Burj uva ve k ü ç ü k bur­
j uva ekonomi pol i ti ğ i n i n eleştiri s inde ve aynı şe kilde biz­
zat özne n i n i n celen mesinde (hepimizin b i l d i ğ i g i b i bunlar
Marx'ta tek ve aynı i şlemdi r) M a rx h erşeyden önce dış
.
görü n ü mden içsel doğaya doğ ru i l e rler. Bu n eden le ' Pa ra
üstüne' a d l ı böl üme ' i l . ' s ı rayı vermekle birli kte Grund­
r isse ye gene de para teorisinin i n celemesi i l e başlamış­
'

t ı r.
Bu söyled i klerimiz qraşt ı rma sürecinin özg ü l b i r aşa­
ması i l e i l g i l i . Bu s ü reç bir bütün olara k ele a lındığında
soyuttan somuta i lerleme kuşkusuz burada d a g eçerl i d i r.
Öyle k i , örneği n M a rx a rtı k değer teorisini ortaya koyma­
dan önce d eğer teorisin i formüle etmiştir.
Bununla b i rl i kte incelemed e k i (a raştı rmadaki) tek i l
aşa m a l a r ele a l ındığında s u n u ş s ü reci n i n özel l i ğ i olarak
M a rx'ın, e şya n ı n içsel doğasına ul aşmak için dış görü­
nümden hareket ettiği, ö rneğ in metadan paraya değil ds,
parada n metaya doğru i lerled iğ i ortaya çıkar.
M a rx para. kategorisinin a n laşılmasını değerin ( içsel )
doğasının gerçekten anlaşılıp anlaşı l madığının b i r göster­
gesi olara k değerlend i r i r. Daha sonra l a rı Ricardo'nun de­
ğer teorisini eleştiri rken M a rx , Ricardo'nun «emeği scıde­
c0 değerin büyüklliğünün bi� ölçÜ!;Ü olara k ele a l d ı ;J ı n ı ve
bu neden l e kendi değer teorisi ile para n ı n doğgsı a ra s ı ıı ­
d a h i ç b i r bağ l a n tı k u ramadığınııı bel i rti r.3 Geliştird i ğ i de­
ğer teori sine dayanara k Marx Grundrisse'de paranın mik­
tar teorisine ayrıntılı b i r eleştiri getirmiş ve « R icardo'nun
para teorisinin bütünüyle çürütüldüğünü . . . » yaz mıştır.4
Grundrisse'de Marx, Proudhon'un para teorisin!n

57
e leşti ris inin « Proud hon'un dol a ş ı m teorisi i le genel teori­
s i n i -değerin belirlenmesi teorisi- bağlayan temel g izi
görmemizi sağlayaca ğ ı n ı » bel i rtir5• Şimdi M a rx'ın Proud­
hon'un ütop i k pa ra teorisini nasıl değerlendirdiğini ve
kendi değer teo'ris ini adım adım ortaya koyduğunu g ö re­
lim.
' Pa ra Üstüne' böl ü m � Proudhon'un b i r izleyicisi olan
Darimon'un b i r y ı l önce bası lan De la reforme des bon­
ques ( Ba n ka l a r Reformu ü stüne) a d l ı k i ta bı n ı n ayrıntı l ı
b i r değerlendirmesi i l e başlar. Katkı'da M a rx b u k itabı
Proudhon'un « melodramatik pa ra teori sinin» bir özeti
olarak n itel e r.6 Proudhoncu la r, öte k i meta lara oranla a l ­
t ı n v e g ü müşün ayrıca l ı k l ı durumunu ekonomik buna l ı m­
ların ve öze l l ikle kapita l ist d üzenin t ü m kötü l ü klerinin n e ­
d e n i olara k görmüşlerd i r. « N e yaz ı k k i paranın a şa ğ ı l a n ­
m a s ı n ı n ve metaların yücel tilmesinin sosya l izmin gereği
olduğunu ciddi b i r biçi mde öne sürmek Bay Prnudhon ve
okuluna d üştü . . . »7 Güçlü kle rden k u rtu l ma k için Prou d ­
honcular a l tın v e gümüşün yerine 'emek pa ra ' y a d a 'sa­
a t fişl eri'n i , yani işçiye ve ri lecek ve onun kaç saat ça l ı ş­
tığ ı n ı gösterecek olan vesi kala rı koymayı önerdiler . .
Proudhoncu l a r böyl e l i k l e b i r ta şla i k i kuş vuraca kları
kanısındayd ı lar. Proud hon c u l a r 'emek para 'n ı n , harca naıı
emeğ i n doğrudan i fadesi olduğu varsayımı i l e , geleneksel
kôğıt para gibi altın ve g ü müşe çevri leb i l i r l iğin e gerek
olmadığ ı n ı öne sürüyorlard ı . İlk olara k a l tın ve gümüşün
'ayrıca l ı k l a r ı ' ortadan kaldırılmal ıyd ı . Böylece a l tı n el<­
ı:ı i k l iğ inden doğduğuna inandıkları e konom ik buna l ı mların
temel nedeni aşılmış olaca kt ı . i k incisi, 'emek para'nın
yürürlüğe g i rmes i , ge rçekleşme sorununu bütünüyle orta­
dan kaldıracağından her metaya d oğ rudan mübadele ola­
nağı sağlayacaktı. Kısacası, Proud hon cu l a r paranın ka l ­
d ı rı l masını ancak meta ü reti minin ve i l işkilerinin sürd ü ­
rü l mesini öne riyorl a rdı. M a rx'ın getireceğ i eleştirinin me-

58
ta lar i i e paro a rasındaki içsel i l i ş k iyi göstermesi , yan i pa ­
ran ı n varl ı ğ ı n ı n meta ü reti m i l i şkilerini zoru n l u olarak iz­
led i ğ i n i kanıtlaması gerekiyord u . B u zoru n l u i l i ş k i n i n a ç ı ­
ğa ç ı k a r ı l ma s ı değer teori s i n i n en önem l i ya n l a rından b i ­
rin i oluşturu r.

' Emek para ' Proudhon'un buluşu d eğ i ld i . Robe;t


Owen bu fikri gel i şt i renlerden bir ta nesiyd i , ancak Owen
emek para' kavra m ı n ı n gere k l i koşu l l a r ı n ı n ortaya çıka­
b i l m e s i için kapıta l ist ü reti m i n yok edil mesi n i ve komü­
n i s t i l i ş k i l er i n k u ru l m a s ı n ı zoru n l u b u l uyord u . Oysa Pro­
u d lıoncula r 'emek para 'yı kapital ist ü reti m i n 'yeters izl i k ­
l e r i ' n i kapataca k b i r a raç olara k görd ü l er. M a rx cöz ü r:ı ­
lemesinde, bu 'yetersizl i k ler'in g e rçekte kapita l ist ü reti ­
min zoru n l u son uçları o l d u ğ u n u gösterd i .
Proudhon c u l a r ' e m e k para ' teori l e rin i yürürlüğe k o ­
yarak bir banka reformu önerd i ler. M a rx ' ı n eleştirisi bLJ
tasa rımın çözü m l emesi ile başlar.

Da rimon'un k i tabındaki ista tistiksei ver i leri k u l l a n a ­


ra k M � rx , Da rimon 'un k redi ile dolaşı mda k i parayı l<arış­
t ı rdığ ı n ı ve ba n k a l a r ı n tekel ci bir biçimde hem pa ra do­
!aşı m : n ı denetled i k l e r i n i hem de k red i ve para piyasa l a ­
rını d üzen lediklerini söyle mekle ka pita l izmde ba n ka ların ro­
l ü n ü büyük ölçüde a ba rttığ ı n ı kan ıtlad ı . Bankaların do­
laşı m ı n düzenleyicisi olarak s a h i p oldukları işlevleri doğ ­
ru b i r b i ç i mde y ü rütmeleri n i sağlamak i ç i n madeni (o l ­
tın) pa ra dolaşı m ı n ı n ortadan k a l d ı r ı l ması n ı n yete rl i o l d u ­
ğ u yol u nda k i görü şleri n i Proudhon c u l a r bu temele daya n ­
d ı rıyord u . Bu önlemlerin son ucu olara k b u n a l ı m l a rı n g i ­
deri l eceğ i n e inan ı l ıyord u . Marx. - madeni para dolaşı m ı
bütünüyle ka l d ı rı l sa b i l e kapita l ist koşu l la r a l tında h i ç
b i r banka n ı n ekonom i k b u r. a l ı m ları ön leye meyeceği n i gös­
terd i .
Proudhon ve izleyicileri b a n k a reformu n u n cıbütünüy-

59
ıe yeni 9retim ·ve dolaşım koşullan yaratacağı» görüşünü
taşıyorlardı.8 Mar>c. Proudhoncuların buna dayanarak do­
laşımın üretime önceliğini savunduklarını ortaya koydu
ve «üretim, bölüşüm ve dolaşım ilişkilerinin içsel bağla­
rını kavrama konusundaki yetersizliklerini» kanıtladı.'
Mar>c'ın çözümlemesin i n ana amacı, bu içsel bagı kes!n
bir bicimde aydınlığa· çıkarmaktı. Çözümlemesinin gen�I
mantığına uygun olarak bu bağın incelenmesinde ilk ö­
nemli adım meta üretiminin zorunlu içsel ilişkilerden yola
çıkarak para kavramını açıklamaktı. Sorunu bu biçimde
ortaya koyan Marx aynı zamanda para teorisinden· de­
ğer teorisine de bir köprü kurmuş plur. «Gerçek soru . şu­
dur.: Bir özgül mübadele aracını gerekli kılan bu.rjuvo
mübadele düzeninin bizzat kendisi değil midir? O her de­
ğer için zorunlu olarak bir eş değer yaratmaz mı?»'0
Mar>c burada paranın doğası, metalarla para arasındaki
zorunlu ilişki sorusunu gündeme getirmektedir. ,
öte yandan. klasik burjuva ekonomi politiği bırakın
çözmeyi, soruyu ortaya atabilecek durumda bile değildi.
Burjuva iktisatçıları kapitalist ilişkilerin ölümsüz olduğu
kanısındaydılar. Onlar için para ve burjuva ekonomisinin
öteki kategorilerinin gerekliliği açıktı ve .hiç bir özel ka­
nıt · gerektirmemekteydi. Marx'ın metalarla para arasın­
daki zorunlu ilişki sorusunu gündeme getirmesine ola­
nak sağlayan sadece maddeci tarih görüşüdür. Marx so­
ruyu ilk kez Felsefenin Sefaleti ' nde ortaya atmasına kar­
şın ancak onbir yıl sonra Grundrisse'de cevaplayabilmiş­
tir.
· Proudhon 'emek para'nın esas üstünlüğünü aıtın ·ve
gümüş paraya çevrilebilirllğe ihtiyacı olmayışında görü­
yordu. Mar>c paranın gerekliliğine getirdiği kanıtı bu te­
zin çürütülmesi ile başlatır: «Cevrilebilirlik (konvertibilite)·
-yasal veya başka türlü-. . . » ister kôğıt para olsun, is­
ter 'emek para' ya da bir başka tür, «hepsinde var olma-

60
l!dir.»11 Marx «kôğıt paranın altına çevrilebilirliğinin siya­
sal o:arak var olsa da, olmasa da halô bir ekonomik ya­
sa olduğunu» kanıtlar.12 «Altına ve gümüşe çevrilebilirlik
birimlenmesi aııın ve gümüşe dayanan. . . tüm kôğıt para
için pratik bir ölçüdür.»13
Kôğıt :para altın ve gümüşün sadece temsilcisidir ve
kesinlikle onlarla özdeş değildir. Bunun sonucu olarak
eğer piyasaya çıkarılan kôğıt p,a ra miktarı dolaşım için
gerekli altın miktarını (altın dolaşımda olduğu zaman) a­
şacak olursa bu durumda kôğıt paranın değeri düşürü­
,
lecek ve eski kur söz konusu olmaktan çıkacaktır. «Cev­
rilebilirlik» diye yazıyor Marx «karşıtını da, çevrilem�zliği
de içerinı !4 Biz şunu da ekleyebHiriz; fiyatlarda genel bir
yükselme olduğU dönemlerde görüldüğü gibi altın para­
nın da değeri düşebilir.
Kôğıt paranın çevrilebilirliği sorunundan sonra Marx
altının yerini 'emek para'nın aldığı varşayımsal (hipotetik)
bir durumu ele alır. Eğer bunc!an önce --örneğin, İngilte- ·
re'c!e olduğu gibi- altın para �elli bir miktar. altının karşı­
lığı ise. belli bir m�ktarda harcanmış şimdiki emeği tem­
sil eden 'saat fişleri' aynı miktarda geçmiş emeği içeren
altinın karşılığı olacaktır. Marx şu yargıya varır: « . genel
. .

ekonomik yasaya göre . üretim fiyatları sürekli olarak dü­


şer, canlı emek sürekli olarak daha üretkenleşir, başka
bir deyişle ürünlerde maddeleşen emek zamanı sürekli
olarak azalır, ki bu da sürekli gerilemenin altın emek pa­
ranın kaçınılmaz kaderi- olduğu anlamına gelir.»15 Belli bir
miktarda · alttnın içerdiği geçmiş emek zamanı (sabit bir
miktar olarak) · 'saat fişinde' temsil edilen şimdiki, canlı
emek miktarına oranla sürekli olarak yükselecektir. Altı­
na dayanan kağıt paranın yerini 'emek para' olsa da bu
durum değişmeyecektir. Bu durumda 'saat fişi' belli mik­
tarda altınla değil, bu altını temsil eden belli miktarda
kôğıt para ile ölçülecektir.

61
'Saat f i ş i ' n i n çözü mlemesinden M a rx değer teo risi
ıçın çok önemli bir sonuç ç ı kartmıştı: « Değeri beli rleyen
ü ründe maddeleşmiş emek zamanı değ i l , o dönemde ( ü re­
t i m i için) gerek l i emek zama n ı d ı r. » :o
Genel biçim inde geı·e k l i emek kavra m ı n ı M a rx , ou
tez i n Ricardo tarafından da gel işti r i l d i ğ i n i belirtti ğ i Fe:­
s efe n in Sefaleti'nde ortaya koymuştu. Anca k Rica rdo ge­
rek l i emek kavra m ı n ı genel olarak emek kavra m ı n ın bir
parçası o ! a ra k gerek l i emek za m a n ı biçiminde kabu l et­
m i şti . Oysa M a rx bu kavra m ı ka pita l izmde topl u m�ai
emeğ i n özg ü l n i tel i ğ i n e i l i ş k i n teoris i n i n b i r öqesi ya p t ı
B i r meta n ı n değe r i ı ı i n o n u n üret i m i i ç i n gr:ırnk i ı eme�\
zaman ı m i kta rınca belirlenmesi ü reiim i l i şkileri n : n bir
ögesi o l a n değerle ü retim g üçleri n i n gel işme d ü z ey i a ra ­
sındaki i l işkiyi ya nsıtır. Proudhon'un 'emek para· ieoiisi
bizzat kendi doğasından ötürü değerin topi umsal o l a rn k
gere k l i emek tarafından d eğ i l a n cak genel olara k emek
ta ra f ı n da n belirlen d iğ i n i kabul eder. Başka b i r deyişle, de­
ğ e r teori leri i l e Proudhonc u la r değerin gerekli emek kav­
ra m ı n ı içerd i ğ i n i kabul etmiş olan Ricardo'dan bir a d ı m
geridelerdi.
M a rx ' ı n değer teori s i n i form ü l e ederken bundan son­
ra attı ğ ı a d ı m değerle fiya t a rasında temel bir fa rkın va r
o l d u ğ u n u göstermek o l d u . ' E mek para' teorisi bunun ter­
sin i , yani değerle fiya t ı n özdeş o l d u ğ u n u kabul etmektey­
d i . Gerçekte, fiyatın meta n ı n para olara k ifade ed i l m i ş
m ü badele değerinden başka b i r şey o l mamasına k a rş ı n
Proudhon cula r kôğ ı t para n ı n ka l d ı rı lmasın ı ta lep ediyor ­
l a rd ı .
Fiyat i l e değer a rasında k i fa rkı çözüm lerken M a rx ,
değer ta n ım la masına önemli b i r yen i ögeyi daha geti r i ­
yord u . « M eta ların emek zaman ı n ca be l i rlenen değerıe�i
onların sadece ortalama değerleridir,»17 B u orta lama de­
ğ e r 'saymaca ' (nominal) değerden, 'para değerden ' , boş-

62
ka b i r deyişle f iya tta n fa rk l ı d ı r . . Değer daha uzun veyü
kısa b i r süre için (brneğ i n , b i r kaç y ı l ) top l u msal olara:<
g erek l i emek za manınca belirle n i r. üte yandan fiya t ise
harca n a n top l u msal olara k gerekl i emeğe ek olarak bel : i
b i r anda a rz v e ta l e p a rasında geçerl i o l a n i l işkiyi ae ifa ­
de eder. B u fiyatların sürek l i olarak d eğerden fark l ı laş­
malarına yolaçar. ' Emek para ' bu d u ru m a h i ç bir değ i ş i k ­
l i k getirmez. İnsan « b i r k i l o ekmek 1 6 pen i ed iyor» yer i ne
« b i r k i l o ekmek = şu kada r emek zama n ı (sa a t fişleri b ı ­
ç i nı i nde) » dese. bu e ş i t l i ğ i n sağ ta ra f ı , aynen parasal f i ­
yatların d eğ e rden fa r k l ı olduğu g i b i , f iyatla ifade edi len
gerçek emek zamanından çoğu kez fa r k l ı o lan orta l a m a
' idea l ' emek zama n ı n ı tems i l edecektir. Bu d u rı; mda 'sa r:ı t
fişleri ' i ş l evl e r i n i yerine getiremeyecek ler, söz konusu
ü rü n ü n ya p ı m ı için g e rçekte ne kadar emek saati h a rcan­
dığını gösteremeyece k l e rd i r. « Öte k i b ü t ü n meta ların ter­
sine saa t fişi kısa süre içinde gerçek (za mandan) ci a h u
ç o k ya da azına m ü badele e d i l e b i l e n ideal e m e k zaman ı ­
n ı temsi l etmekted i r » 18 . . .

Grundrisse'de M a rx tarafından g e l iştiri l en deger te­


orisin i n b u n u izleyen bir başka öne m l i ögesi d e değerin
niceli ksel n i teleniş inden (değerin top l u msal olara k g e ­
rek l i emek z a m a n ı i l e ö l ç ü l mesi) değerin 'ekonomik n i te­
l i ğ i n i ', ' me ta l a r ı n m ü badele edileb i l i r l i ğ i n i ' simgeleyen
toplumsal i l i ş k i o l a ra k be l i rlenmesine geçil mesi d i r. Bu
bağlam i ç i nde M a rx. deqer teoris i n i n temel savla rı n ­
dan b i r i n i i l k kez ortaya koymakta d ı r : « Değ erler olarak
tüm meta l a r n itel i ksel açıdan eşit ancak n iceli ksel o l a rak
fa rkl ı d ı r l a r . . » 19 İ şte metaların b i rb i rl e riyle bel l i n i cel iksel
.

o ranla rda m ü badele e d i l mes i n i sağlayan bu n i tel iksel


tekdüze l i kt i r . Bu tezle M a rx . i l k · ola ra k meta ların i k i et­
men i n i n çözü m lemesine -meta l a rı k u l la n ı m değeri ve
(mübadele) değeri olara k i ki ye ay�m-. i k i nci olara k da
metaların ( m ü badele s ü recinde gerçe k , m ü badeleden ön-

63
ce iaeai) meta ve para olarak i k i l i l eşmesin i n zorun l u o l ­
duğu ya rg ısına ulaşır. B ü t ü n b u n l a rı n mantı ksa l sonucu
olara k M a rx m eta üreten emeğin i k i l i ka ra kterin i ortaya
ç ı ka rır.
Değe r ol arak meta h i ç b i r şekilde özel n i teliklere ya
da doga l öze l l i k l e re sa h i p değ i l d i r. Bu ekon o m i k denkl i k ,
metaların b u te kdüze l i l i ğ i meta la rı n fa rklı i nsan i htiyaç­
l a r ı n ı k a rşılaya b i l meleri n i sağ laya n n i tel iksel çeşitl i k leri
ile çel i ş i r. Ta b i i ki, meta l a rı n birbi rleriyle m übadele e d i l ­
mesin i n t e k n ede n i fark l ı ol uşlarıdır. Nesneler olara k m e ­
ta la rın kendi . değerlerinden n i te l i ksel o l a ra k fa rkl ı oluşla­
rın ı n nedeni budur.

Memlann ekonomik tekd üze l i ğ i i l e doğal çeşitl i l i k ­


l e r i a ras: nda k i . çel i ş k i , y a da b a ş k a b i r d eyi şle ( m übade­
le) değeri i l e k u l l a n ı m değeri a rasındaki çelişki mübadele
sü rec i n d e meta n ı n değeri n i n kendisin den soyutl a n ması­
n a . m e �n !a r ı n para ve m e ta olarak ikil ileşmesine yolaçar.
M a rx <( meta ların bir değer olara k , sadece doğ a l va rl ı k ­
l a rından fa rklı b i r b i ç i m a l a b i leceklerini değ i l , a l ma l a rı
gerekti ğ i n i de . » 70 vurg u l a r. « N l ç i n ? Ç ü n k ü değer olara k
. .

m�ta l a :- ::> ! : b i rlerinden yalnF: n iceli kscl olarak fa rk l ı d ı rl a r,


her meta kendi değerinden n itel i ksel olara l< t...ı rk l ı olma l ı ­
d i i'. Dol 'Jy ısıyla kendi değeri n itel i ksel olarak ken d i s i nden
fa rkl ı laşan bir va rlığa sa h i p o l ma l ı ve gerçek mübadelede
bu çeç,itl i l i k g e rçek bir fark ha l i ne gelmel i d i r » 21 . . .

Meta , kend i i ç i n de ve doğ.a l özell iklerinden ötürü her


hangi b i r m ü badele edile b i l i r l i k taşımaz. Ancak pa ra ile
mü badele e d i l d i ğ i nde ye m i mübadele e d i l eb i l i rl i ğ i , top­
l umsa l n i tel i ğ i , değeri açıkça ortaya .çı ktığ ı n da bir me­
ta ha l i n i a l ır. Para ile olan bu m ü badele, bir meta n ı n öte­
k i s i ile m ü badelesinde gere k l i olan a ra bağ d ı r. Marx «ger­
çek mü badelede meta i k i yönde gözükür: b i r yandan do­
ğal bir ürün olara k , öte yandan b i r mübadele değeri ola-

64
rak . Yan i m ü badele değeri kendisinden maddi olarak
fa rklı olan b i r varlığa sahiptir.»22

Meta l a rın bu i çsel çelişkisi. değer olara k meta ların


niteli ksel tekdüze l i l iği ile k u l l a n ı m değerleri olara k doğa l
çeşitl i l i k l eri orasındaki çel işki böylel ikle m ü badele sure­
cinde meta l a rın meta l a r ve para olarak i k i l i l eşmesiyle,
yani meta n ı n değeri n i n özel bir m eta olara k -para- ba­
ğ ı msız b i r va rl ı k taşıması gerçeğ inde görünüşte çöz ü l ü r.
Meta l a rın iki çe l i şk i l i etmeninin çözümlemesine dayana­
ra k Mar.-.c m ü badele değeri n i n , değerin zoru n l u bir dış gö­
rünümü olduğu. ba şka bir deyişle para n ı n (meta e kono­
m i lerinde -ç.) zorunlu olduğu yarg ı sına varmıştır. Morx
pa ra n ı n emeK ü r ü n ü n ü mübadele değeri nin toplumsal bi­
ç i m i olara k simge leyen toplumsal i l işkilerin zoru n l u so­
nusu olduğunu ortaya koyar. Bu. Proudhoncuları n meta ­
l a rı 'emek para' a ra cılığ ıyla doğrudan doğ ruya paraya çe­
virme. metalarla pa rayı özdeş k ı l ma ve tüm metaların doğ­
rudan m ü badele edilebilirliliğini sağ l a m a girişimlerinin bir
ütopyadan ibaret olduğunu kanıtlar.

Bunun yan ısıra Marx , meta ların kul lan ı m değeri i l e


(m übadele) değeri oras ındaki çel i ş kinin çözül üşü demek
olan pa ra n ı n aynı zamanda meta ü ret i m i n i n tüm çel işkile­
rini pekiştird i !J i n i ve bu çel işkiler! yeni b i r düzeye çıka r­
d ı ğ ı n ı bel i rtir: « Dolayısıyla a macını. aynı zamanda bu
amacı o l u msuzlaya ra k gerçekleştirmes i n i n paranın kendi
n itel i ğ i n in bir gereği olduğunu; pa ranın metalar karşısın­
da baq ı m s ız b i r d u ru m kazandığ ı n ı ; bir a ra ç olmaktan
çıkıp b i r a maç d u ru m una ulaştığ ı n ı ; meta l a rı n m ü badele
denerlerini meta ları m ü badele değerlerinden ayırara k
gerçek leştird i ğ i n i ; metaları genelleşti rerek doğrudan
meta mübadelesi nin güçl üklerini yen d i ğ i n i ; m übadeleyi
ü reticilerden . ü retic i lerin m übadeleden bağ ı msız oldukları
ölçüde, bağı msızlaştırdığını görmekteyiz.»23 Bu çelişkiler

Kapital f/5 65
aynı zamanda ekonomik buna l ı m l a rı n ortaya çı kmasına
da yol açan çel işkilerd i r.
M etanın kullan ı m değeri i l e ( m ü badele) değeri ola­
ra k i kiye ayrı l ması, bu iki etmenin çözümlen mesi ve m ü ­
badele s ü recinde meta l a rın meta l a r v e pa ra olara k i k i l i ­
l eşmesi n i n zorunlu olduğunun kanıtlanması -b ütün bun­
lar M a rx ' ı meta ü reten emeğ in ikili ka ra kterini ortaya ç ı ­
ka rmaya götü rm üştü r. M eta üretimi nde emeğin i k i l i ka­
ra kteri öğ retisi M a rx'ın değ e r teorisinin temelini ol uştu ­
ru r. M a rx'ın teorisi klasik b u rj uva ekonomi pol i ti ğ i n i n
emek değer teorisinden işte ta m bu noktada ayrı l ı r.
M a rx 'ta n önce h i ç b i r i ktisatçı emeğ i n i k i i l karakteri n i
keşfede memişti. Marx «gerçe klerin a n l a şılmasının bü­
tünüyle buna -emeğ in i k i l l i kara kte ri öğ retisine- da­
ya nd ı ğ ı n ı » vurgula r.24
Grundrisse'de M a rx, i l k defa emeğ in i k i l i kara kte rini
nice l i k ve n i te l i k a rasındaki fa rk ola ra k ta n ı m l a r : « n i te ­
l i ğ inden bağımsız, ya lnız n i celiksel olara k fa rk l ı emek»
olara k soyut emek ve «özg ü l , doğal olara k özg ü l öteki
emek türl e rinden n i te l i ksel fa rk l ı l ı ğ ı olan emek» olara k
somut emek.25
Marx meta ü reten emeğin çözüm l emesini sü rd ü rü r ­
ken onu b i r yandan topl u ms�I emek olarak öte yandan
da özel emek olara k n i teler. M eta ekonom isi nin, üretim
a raçları n ı n özel m ü l k i yetinden kayna klanan bu uzla şmaz
çe l i �kisi M a rx ta rafından şöyle ortaya konu yord u : « B i ­
reyler h ô l G sa l t top l u m için ve top.l u m i ç i nde» ü re t i m ya p ­
ma ktad ı rla r, a n c a k « Ü reti m leri doğrudan doğruya top­
l u msa l . . . » değ i ldir.26 B i r başka yerde de şöy le yaza r :
«özel ç ı ka rın kendisi toplumsa l olara k belirlen m i ş ç ı kar­
dır . » 27
. .

Marx burada kapita l ist toplu mda emeğin özg ü l do­


ğasını beti mlemekted i r. Top l umsal görün mesine karşın
tüm emek, ü reti m a raçlarının özel m ü l kiyeti koşu l l a rı a l -

66
tında doğrudan doğruya toplumsal nite l i k te değ il d i r 00- .

ha çok d o l aysız özel emek n i tel iğindedir. Gerçekleşme


sürecinde, meta la rın pa raya dönüşmesinde bu m e ta l a r ı
ü reten e me ğ i n top l u ms a l n i t e l i ğ i a ç ı ğ a ç ı ka r ve s o m u t
e m e k soy u t e me ğ e ve özel e m e k top l u m s a l e me ğ e d ö ­
n ü ş ü r.
B u rj u va top l u m u n da e m eğ i n a y n ı a n da hem özel
r.em d e topi u ms a l n ite l i kte o l m a s ı öze l l iğ i n d e n M a rx Pro­
u d h o n c u ' e m e k p a ra ' teori s i n i n üstü k a pa l ı o l a ra k ' ü ret i ­
m i n top l u m s a l n i te l iğ i n i ' ka b u l e t m e s i n e k a r ş ı n « m ü b a d e l e
d e ğ e r l e ri t e m e l i n de . . . e m e ğ i n ya l n ız mübadele a ra c ı l ı g ı y ­

la g e n e l (topl u ms a l e m e k o l a ra k) k a b u l c d i l mesi » n d u ru ­
m u n a bağ l a n tı l ı o l a r a k sözeder.
Böylece M a rx Pro u d h o n ' u n p a ra teori s i n i e l eş t i risel
bir biç!mde karşısına a l ırken, kendi d e ğ e r teorisi n i n öge­
lerini d e kurmuş o l u y o r d u . Top l u m s a l ü re t i m i n ve top­
l u msa l ! ş b öl ü m Cı n J n g e l i ş m es i y l e
ürünün nasıl m etaya.
meta n ı n n a s ı l m ü badele d e g e ri n e ve m ü b a d e l e değerin i n
n a s ı l pa raya d ö n ü ş tü ğ ü n ü açıklar. B u . a y n ı za m a n d a k u l ­
l a n ı m degeri i l e meta n ı n ( m ü ba d e l e) değeri a ra s ı n d a d a ­
ha b ü y ü k b i r ç e l i ş k i y e yol a ç a r . B u n a i li ş k i n o l a ra k M a rx
i n ce l e m e (a rnşt ı mıa) s ü r e c i n d e va rm i Ş o l d u ğ u teo r i k so­
n u ç l a r ı n s u n u l u şu n d a u y g ı..: i a n a ca i' yön te me ilişkin ola­
r a i< bn o rn l i ö g ü tl e r d e b u l u n u r : (> İ l e r i d e . . soru n u n y a i n ız­
.

ca te r i m l e r i n ta ı ı ; i11 l a n rrıa s ı ve bu ter i m l e r i n d iy a i e k t i g i


olduğu g ö rü n ü mü n ü veren iciea l : st s u ; ı u ş t a v . ı n ı d ü zç i c­
mek ge rel<ece k i i r. ;:. �> M a rx özel o l a ra k « m e t a rn C! ::: a d e i e
değerid i r» g i b i i f a d e l e r i n d uzeltil mesi veya ta n ı m l a n ma s ı
gerekt ğ i n e i ş a ret e t m e k te d i r. M eta a i g i l a n a b i l i r, bağ ı m ­
s ı z b i r n e s n e o l a r a k · vard ı r. oysa m ü b a d e l e değeri ya l n ız
meta l a ra bağ l ı b i r topl u m sal i l i ş k i d i r. Buna i l i ş k i n o l a ra k
M a rx meta ların de ğ e r i l i ş k i l e ri n i n i l k o l a ra k y a l n ı z i nı g e
- ·

de v a r olduğunu ç ü n k ü ortada b i r ta n ı m soru n u olduğu


zaman b i r b irl e r iy le şu ya d a b u i l i ş k i içinde olduklarını

67
söyled ı g i m iz ve sözkon usu i l i şk i l erin dayandı kları nesne­
l e rin tersine genel olarak i l işki lerin sadece imgeleneb i l ­
d iğ i n i , d uyularla a l g ı l anamad ı ğ ı n ı bel i rti r.30
Ma rx'ın burj uva top l u m u n u n ekonom i k yap ı s ı n ı n çö­
züm lemesine değerden d eğ i l de, bu toplumun ' h ücresı '
olara k meta lardan başldmasının nedeni budur. iv " " ' " 111
değer teori s i n i , süre k l i olarak, metaları n ve taşıdıkları
iki e tmen i n çözü m lemesi temel i üstünde g e l ı ş u r d i g i n i
görm ü ş tü k . Şimdi yukarıdaki a l ıntıda belirti ldiği g ı bi so­
run, bunu sadece özde değ i l sunuşta da ortaya koya b i l ­
mekti r. Grundrisse'de M a rx h ô l ô , za man zaman m ü ba­
dele değeri nden yola ç ı kma ktad ı r. « M etanın m ü badele
d eğeri iki biçimde va rd ı r. özg ü l bir meta olara k ve para
ola ra k . . . » 1 1 d iye yazma ktad ı r. Daha sonra l a rı ise M a rx
sun uşta her zaman değerin aracı olarak metada n başla­
m ı şt ı r. « Bu rj u v a serveti te msil eden ilk kategori metalar­
dır.ıı12 Gr und risse 'de i l k böl ü m 'Değer' olacaktı, oysa
Katkı'da kullanılan ba ş l ı k ' M eta 'd i r. Bu kes i n l i k l e salt
b i ı,:i mse! b i r değ i ş i k l i k değ i l d i r, he rşeyden önce M a rx ' ,n
i k tisa t ve d iya lektik teorisin i n maddeci n itel i ğ i n i yan s ı � ı r.
Baş langıç noktası olarak ge rçe k l i ğ i n en ba s i t i l i ş k i s i n i ,
meta ekonom isi n i , e m e k ü rünlerinin m ü badelesi n i a l mak­
tad ı r. Maddi meta lar doğal olara k bu i l işkinin a raç l a rı ­
d ı rl a r. Buna il işkin olara k M o rx - d a h a son r a ları ı;: u n u y a ­
za r: « b a n a göre ne 'değer n e de ' m ü badele değeri ' özne
'

d eğ i l l e rdi r. Özne metadır.»33 Ekonomi pol itiğin çözümle­


mesine başlangıç nokta sı olara k M a rx meta katego risini
a l ı r, çünkü «bu ta rihin ( meta kategorisinin tari h i n i n ) baş­
langıç nokta s ı , düşünce s i l s ilesinin de başlang ı ç nokta­
sı olma l ı d ı r. . . » 34
Marx'ın b u rj uva topl umunun 'ekonom i k h ücresi' ola­
rak metayı çözü m lemesi, her b i r ekonomik olgunun top­
l u msal görünümü (biçimi) ile maddi özü o rasında b i r ayı­
rım ya pılması gerektiği yol undqki yöntemsel acıdan ö-

68
nemli tezinin teme l i n i oluşturur. H i ç b i r koşul a l tında eko­
nomik olguları n incelenmesinde top l u msal görü n ü m ( b i ­
çim) d ışarıda bıra k ı la maz. Ekonomik olguların yansıma­
sı olara k ekonomik kategori ler maddi özden değ i l , ancak
bu olguların topl umsal görün ü m ü (biç i m i ) olan ü retim
i l işkilerinden çıkartı lab i l i r.
Burj uva toplumu nun uzlaşmaz görün ü m ü n ü konu d ı ­
şı bırakmak ve bu üreti min yasa larını doğal v e tüm for­
masyonlarda egemen olarak kabul etmek burj uva ekono­
mi pol i t i ğ i n i n bir öze l l i ğ i i d i . işte burj uva e kono m i pol i ti ­
ğ i n i n burj uva top l u munun 'ekonomik h ücres i n i ' keşfetme­
s i n i ve çözüm lemesini ön leyen buyd u . Burjuva toplumu­
nun 'ekon<>mik hücresi' soru nu, soyuttan somuta ilerle­
mek için gerekli başlangıç noktasını bu l ma soru nudur.
Kapita l ist ü reti m ta rz ı n ı öl ümsüz ve doğal olara k kabul
eden burj uva i k tisatçılarının cıkış nokta ları onları meta ­
n ı n toplumsa l görünü münden, (biçim i n den) toplu msal o­
l a ra k belirlenmiş b i r görü n ü m (biçim) olaark değeri d ı ­
şarıda b ı ra k mak ve değerin ya lnız büyü klüğü üstünde tar­
lara k belirlenmiş bir görü n ü m (biçim) olarak değeri d ı ­
d : ğ ı b u görü n ü m «bu riuva top l u munda ü rünün a l d ı ğ ı sa­
dece en soyut değ i l . aynı za manda en evrensel görü n ü m ­
d ü r v e bu ü retime top lumsal ü retimin özel b i r türü ola­
ra k damgas ı n ı basarak ona özel ta rihsel n i tel i ğ i n i kazan­
d ı rı r,» diye yazar M a rx .35 Burj uva ekonomi politiği i nce­
lemelerinde metayı bölecek ve top l u msal çehres i n i (gö­
r ü n ü m ü n ü ) maddi özünden ayıracak kadar ilerleyemed i .
B u nedenle d e kapita l ist ekonomik siste m i çözü mlemek,
soyut ta n som uta i lerlemek, meta kategorisinden pa ra .
sermaye, v . b . kategor i l erine geçmek üzere meta n ı n top ­
l u msa l görü n ü m ün ü (biç i m i n i) . değer b i ç i m i n deki emek
ürününü -Marx ' ı n yaptığı gibi- çıkış noktası olarak a l ­
mayı başara ma d ı . M a rx aynı zamanda, meta üret i m i ko­
şulları a l tında emek ürününün topl u msal çehresinin, baş-

69
ka b i r deyişle değer biçi m indeki emek ü rü n ü n ü n , b i l i msel
'
'

soyu tl ama işlemi nde aşıl maması gereken s ı n ı r olduğ u n u .


a ksi halde söz kon usu ü retim ta rz ı n ı n temel özel l i kleri n i n
dışarıda ka labileceğ i n i gösterd i . Kısacası, a macımız ka ­
pita l i s t ü retim ta rzının e konom i pol itiğ i n i n yapısını k u r ­
maksa ç ı k ı ş noktamız değer biçim indeki e m e k ü rü n ü ol­
mal ıdır.
Marx değer teorisinde metayı böldüğ ü , metanın gö­
rü n ü m ü n ü maddi özünden ayırd ı ğ ı ve k u l l a n ı m değeri ıle
( m ü badele) değeri arasında b i r ayırım getirdiği za man
k u l l a n ı m değeri ile m ü badele değeri n i n birli kte 'büyüd ü ­
ğ ü ' burj u va ekonomi pol i ti ğ i n i n meta fetişizm ini aşmak
için gere k l i koşu l ları yarat mış ol uyord u . B u rj uva toplu­
munun yüzeyinde d u rum ge rçe kten budur, ancak b u rj uva
i ktisatçıları için genel olara k n esnelerin top l u msal öze l ­
l i k leri nesnelerle birli kte gelişmiştir. Marx «Onlar i ç i n ser­
maye n i n maddi ögesi toplumsal biçimi ile öylesine içiçe
büyümekted i r k i . . » d iye yazmakta d ı r16. Ancak meta n ı n
.

ne k u l l a n ı m değeri ne d e ( m ü badele) değeri olara k b ü ­


yü k l üğü kapita l ist üretim ta rz ı n ı n i teleyen ka tegoriler sis­
teminin temel i n i o l u şturmazlar. Sadece meta n ı n topl u m ­
sa l çehresi , değer biçimindeki emek ürü n ü b u temel i sağ ­
laya b i l i r.
Marx'ın burj uva top l u m u nı:m 'ekon o m i k hü cresi 'ıı i
nasıl keşfettiğini ve Grundrisse'nin i l k bö l ü m ü olan ' Pa ­
ra üstüne' bö l ü m ü nde değer teorisini nasıl ortaya koy­
d u ğ u n u ayrıntılı bir biçi mde sunmaya ça l ı ştı k . Bu şe kilde
M a rx teori s i n i n açıklanmasında i l erlemesine olanak sağ­
laya n temel leri kurmuş ol uyordu . Bunu yapmak zoru n ­
dayd ı çünkü değer kategori si kqpita l ist üretim tarzının
iç doğasına i l işkin h iç b i r şey i açıkla m ı yordu . Meta eko­
nomisinin i l i ş k i l eri oldu kça kapsa m l ı n i teli kted i r ve en
yüksek gelişme düzeyine kapitalizmde ulaşsa da sa l t ka ­
pita l izme özgü değ i l l erd ir. Ancak b i r ü retim i l işkisi olara k

70
sermaye h e m goru n u m hem de öz acısından basit değer
i l i ş k isinden ve basit meta ekonomisinin i l işki lerinden ay­
rılır.
Değer i l işk i leri kapita l izm çözü m l emesi nin ba şlan­
gıç noktasını o l uştu ru rlar. Hem teorik olara k hem d e ka­
p ita lizm g erçekliğinde « değer kavram ı sermayeden önce
geld iği için »37 M a rx'ın değer teoris i n i nasıl ortaya koydu­
ğunun ayrıntı l ı olara k incelenmesi gerekl iydi . Bir Al man
'bayağ ı ' i kt isatçısının 1 868'de şu satırları yazması raslan­
tısal değ i l d i r: « Ma rx'a karş ı mücadele verenlerin tüm gö­
revleri değer kura m ı n ı n çürütü l mesi d i r, ç ü n kü bir kez bu
be lit (aks iyom) beni msenince M a rx" ın en katı mantıkla
ç ı karmış olduğu tüm son uçları kabul etmek gerekecek­
tir. » 38
Bundan son ra «gerçekten öne m l i olan şeyi» , M a rx'
ın i k inci büyük keşf i n i , ya n i a rtık değerin keşfini ele a la -'
cağız.

71
iV

«ARTIK DEGER SOYG U N C U LARIN I» NAS I L


«SUÇÜSTÜ YAKALADI»

a B u arada herşey yolunda gidiyor.• Değerden artık C:e­


ğere. Emek ile sermaye arasındaki mübadelenin çözüm­
lenmesl. Bir · meta olarak lşgücü. Kapitalist sömürü me­
kanizması. Artık değer teorisi. Marx gerçekten nt1yl
keşfetti?

1 6 Şuba t 1 858 sıra l a rı nda M a rx'ın En gels'e yazdığı


mektu pta şu d i kkate değer sözler yer a l ı yordu: « Bu a ra­
da herşey yol unda gid iyor. Örneğ i n şi md iye dek varola n
tüm kör öğretisini çöpe a ttı m . » 1 Eğ er bu mektup Marx'
ın o s ı ra l a rda üzerinde ça l ı ştığı (Grundrisse) böl ü m üyle
ka rşı laştırı l ı rsa, dostuna a rtık değer teoris i n i ortaya koy­
duğu ge rçeğ i n i b i l d i rd i ğ i anlaşılab i l i r. Şimdi yeniden
Grunc'risse'ye baka l ı m ve M a rx'ın a rtı k değer teorisini
nasıl geliştird i ğ i n i göre l i m .
Marx, Proud hon'un öğreti lerinin e leşti risel b i r çö­
zümlemesi n i ya pmış ve onun pa ra teorisinin yanlış değer
teori sinin b i r uzantısı olduğunu kanıtlam ıştı. Ayn ı zc man­
da Marx meta -pa ra dolaşı m ında pa ra n ı n işlevini incele­
dikten son ra kendi değer teorisin i de gelişti rmişti.
Marx, paranın bir dolaşım a racı ola rak işlevini çö­
zümlemiş ve meta ile para devrinin bu durumda yalnız

72
m-p-p-m form ü l ü i l e değ i l p-m-m-p form ü l ü i l e de göste­
rilebıleceğ i n i ortaya koymu ştu r. İ k inci formüld e para bir
m ü badele a racı ol :ıı a kta n cıkmış. öte yandan meta mü­
badelenin a macı olmak yerine a racı d u ru m una geçmiş­
t i r. Marx bu rada tücca r sını fından ve tica ret i l i şki lerinden
sözetmek ted i r. Bu noktaya i l işkin olarak Grundrisse'de
şunu vurg u l a r: « . . . .henüz kôr kategorisi ile hiç bir şek i l ­
de ilgi lenmemekteyiz,» . sözü edilen form ü l «dolaşım s ü ­
reci nden» cıkarı l m ı ştı r.2 B u çözümleme göstermiştir k i ,
pa ra sa l t b i r dola şım a racı d eğ i l d i r, a y n ı zamanda dola­
şım sürecinde bağ ı msız bir rol oynaya b i l ir; bu d u ru mda
dolaşım s ü recinde güdülen a maç « meta a racıl ığ ıyla da­
ha az pa rayı daha çok pa rayla m ü bdele etmektin> .3
Grundrisse ' n i n bu bö l ü m ü M a rx'ın yeni keşfetmiş o l ­
d u ğ u değer teo risinden a rtık değer teori sine geçışını
açıklaması açısından çok öne m l i d i r. Doğaldır ki, bu he­
nüz soruna kesin b i r ceva p sağla mazr Burada ancak •ge­
nel b i ç i m i i l e kapita l ist sö m ü rü n ü n gerçek leşmesi göste­
ri l mekte ve çözümlen mektedir. Gerçekte ka pital ist sö­
m ü rü kesin l i kle «daha az para n ı n » (deği şken se rmaye)
« meta a ra c ı l ığıyla» (işgücü) «daha fazla pa ravl aıı (değiş­
ken o l mayan sermaye ile a rt ı k değer to plamı) m ü badele­
sidir.
Marx. bu dolaşım b i ç i m i n i çözümledi ve a n ında gös­
terdi k i , ortaya ç ı kan yeni m ü badele değeri ( p - nı - m -p
formül ündeki son p) ancak ü retim s ü recinde yaratı l mış
olab i l i r. Burada « a rtık dolaşım �aşl ang ıcta k i n icel i ksel
mübadele bas itl iğin de değ i l . bir ü retim işle m i . gerçek oir
dön üşüm ol ara!< ortaya çıkan> . 4 M eseleyi belirleyen ya rg ı
şuyd u : ( « Pa ra n ı n gelişmiş bir ü retim ögesi olara k an cak
ücretli � ekle birl ik te varol ması onun bizzat kendi basıt
karakte ri n i rt · bir pa rçasıdır. . . » 5 Bu. p - m - m - p devrinde top­
l u msal ü reti min a m acı m übadele deqeri veya «qenel ser­
vet» olduğu zaman, işçinin ücretini ancak ve ancak pa-

73
ra biçiminde alabi leceği anlam ına gelir. Grundrisse'nin
ilgili bölü münde Marx'ın ücretl i e meğe i l işkin olarak sö­
zünü etti ğ i tek öze l l i ğ i n para i l e ödeme ya pı lması olma­
sı, Marx'ın henüz ü cretli emeği yalnız biçi msel açıdan
ele aldığını gösterir. Bu öze l l i k aynı za manda üstü kapa l ı
olara k işgücünün satı l ı ş ı n ı d a içerir. Parayla i l g i l i olara k
Marx burada «aynı şekilde, üre tken l iğin kendisi v e potan­
siyel servet olan emek onunla (parayla) m ü badele ed i l i r
v e onunla satın a l ı n ı r» d iye yaza r.6
Marx ' ı n bu noktada gösterd � ğ i g i bi üretim araçların­
da özel m ü l kiyet koşulları a l tı nda meta ü retiminin gel i ş ­
miş b i ç i m i zorunlu olara k ka pita l i st i l i ş k i l eri içerir. Bu
olgunun içi nde meta ü reti m i ile kapita l ist ü retim a rasın­
daki içsel i l işki yatar. Teori k olara k değer i l e artık değer
i l işkisi bunu yansıtır.
Artık değer teorisi değer teorisinin mantıksal bir ta ­
mamlan ışıdı r. Marx'ın değerden a rtık değeri türetmesi
meta ü retiminin nesnel bir gerçek olara k kapita l ist ü re­
time doğru gel iştiri l mesine daya n ı r. M eta üretiminin ve
mübadele d eğerinin gelişme eğ i l i m leri zorunlu olara k
«emek i l e servetin ayrı l masına» yola çar; bu şekilde emek
b a şkasının sa h i p olduğu serveti ü retecek ve servet - baş­
kası nın sa h i p olduğu emeğe h ü k medecektir.»7 « Para üs­
tüne» böl ü m ü nün bu satırlarında a rtık değer teorisinin mer­
kezi sorunu bütünüyle özg ü l bir b i ç i mde form üle ed i l m i ş
ol u r: art ı k değerin değer yasası te melinde açıklanması
-
gereği. Sorun Grundrisse'nin bunu iz leyen « Serma ye Üs­
tüne>ı böl ü m ünde çözüme kavu şturu lacaktır.
Burj uva ik tisatçıları ü m i tsizce değerden doğrudan
doğ ru ya sermayeye geçmeye g i riştiler ve sermayeyi de­
ğerlerin basit b i r topl a m ı olara k açıkladılar. Oysa gerçek­
te. bu noktada niteli ksel bir sıçra ma var olduğundan ay­
n ı şek ilde teoride de niteliksel bir sıçrama gereklid i r.
M a rx ' ı n « bizzat dolaşımda var olduğu biçi mde mübade-

74
le değeri n i n ba sit dev i n i m i n i n h i ç b i r za man sermayeyi
gerçek l eşti rem iyeceğ i >ı n i vurg u l a masının nedeni a ç ı ktır.
Görün � rde sermaye kend ini yen iden ü reten b i r de­
ğerdir. Buradan da ü reti min d ı şsa l b i r koşul olduğu b a ­
sit meta dolaşı m ı n ı n tersine kapita l ist koşu l l a r a l tında
meta dolaşı m ı n ı n b izza t ü retim s ü reci ta rafından ortaya
çıkarıldığı sonucuna va rı l ı r. Dol a ş ı m l a i l g i l i o l a ra k bura ­
d a u retim d ı şsa l b i r etmen değ i l d i r. Bizzat ü reti m i n b i r
pa rça sı v e dolaşımın sadece temel koşulu değ i l aynı za­
manda son ucudur da. Sermayenin devi n i m biçi m i n i n çö­
züm lenmesi Marx'ı kapita l i st ü retim sürecini inceiemeye
götürd ü .
Kapita l i st ü retim i l i ş k i si işçi i l e kapita l i st, e m e k i l e
sermaye a rasındaki i l i ş k i d i r. E m e k v e sermaye karşı kar­
şıyadırlar. Ara l a rında b i r m ü badele gerçe k l e ş i r. Bu mü­
badel en i n çöz ü m l en m esindeki g ü ç l ü k , bu m ü badelenin
dışsal b i ç i m i ile doğası a rasında öze l l i k l e kaba bir çel iş­
kinin va r ol masından i leri gel i r. ( Kapita l ' ı n 1 1 1 . c i l d i nde
Marx « . . . eşya n ı n dış görün ü m üyle özü çakı şsaydı tüm
b i l i m l e r gereksiz ol u rd u » diye yaz mışW) işçi ile kapita l i st
arasında k i özünde eşitsiz olan m ü badele değer yasası
te mel in de. eşitlerin m übadelesi te mel inde gerçe k l e ş i r (ve
bu neden l e bu temel üzerinde a ç ı k l a n ma l ı d ı r) . Marx'ın de­
diği gibi sermaye « başkasının emeğ ini mübadelesiz, kar­
şılığı olmaksızın ama m ü badele g ö r ü n ü münde m ü l k ed i ­
nen . . . g üçtü rıı . 1 0 B u m ü badelenin çöz ü m l en mesi b i r ö l ç ü ­
y e kadar « Pa ra Üstüne» böl ü m ü n de tan ı m lanan emeğin
i k i l i kara k terine meta n ı n k u l l a n ı m değeri ile ( m übadele)
değeri n i temsil etti ğ i n i n a n laşı l masına dayanır.
ilk o l a ra k M a rx m ü badeleyi. sermaye i l e emek a ra ­
sında n i te l i ksel olara k fa rk l ı v e k a r ş ı t i k i sü rece böl e r: 1 )
işçi ile mübad�le a racıl ığ ıyla «Sermayeyi v a r eden ve ço­
ğaltan» ü retici g ü c ü elde eden kapita l ist a rasında k i ger­
çek mübadele sü recine, ve 2) sermayenin korunduğu ve

75
çoğ a ltıldığı emek sürecine «Sermayeyle emek a rasındaki
m ü badelede, yer alan ilk fii l bütünüyle a lelade dolaşımın
içindeki mübadele, i kinci ise m ü badeleden n itel i ksel ola­
ra k fa rk l ı olan b i r süreçti r . . . » 12
Bu n eden l e sermayeyl e emek a rasındaki mübadele­
n i n i l k aşaması kapita l istle işçi n i n eşitlerin mübadelesi­
n e dayanan bir sözleşme yapmalarından oluşur. Mene
b u radan ilgisini derhal kapital istle işçi a rasındaki sözleş­
men i n n esnesi olan metaya, özel olara k da b u meta n ı n
k u l l a n ı m değerine yöneltir. B u bağla mda Mene şu önem­
l i soruyu g ündeme geti recektir: «Kullanım değeri e kono­
m i n i n ve onun özg ü l biçimlerinin n e ölçüde dışında d ı r ve
ne ö lçüde bunlarla bütünleşm işti r.» 13 « K u l l a n ı m değeri bi­
çimin kendisinde de onun örneğ in sermaye ile emek a ra ­
sındaki i l jşkin in bel i rl eyicisi olara k yer a l maz m ı ? >ı 14
M a rx cevabını şu tez içinde verecektir: «Sermaye i!e
emek a rasındaki i l işkide m ü badele değeri ile kullanım
değeri b i rb i rl eriyle i l işkili olara k yer a l ı rl a r: birta raf (ser­
maye) mübadele değeri o l a ra k h e rşeyden önce öteki ta­
rafa k a rş ı d u ru r ve öte k i s i (emek) k u l l a n ı m de ğ e ri o l a r a k
sermeye ka rş ı s ı n da d ı r. » 15 i şte M a rx b u rj uva i kt i s a tç ı la r ı ­
nın a lışılm ış form ül lerinden -« meta o l a ra k e m e k , » «eme­
ğin satılmasrn- ayrılan ilk adımını b u n oktada ata r ·.J e
m eta o l a ra k i ş g ü c ü n e geçer. Bu i n c e l e m e d e emek, a rt . k
b i r meta olara k değ i l işçinin k a p i ta l iste sattığ ı m e ta n • ı
k u l l a n ı m değeri o l a ra k e l e a l ı n a ca k t ı r.
B i r meta o l a ra k i ş g ü c ü n ü n k u l a n ı m değeri k a p i t a l iste
n e y i i fa d e eder? Bu a ç ı ktı r k i , bu meta n ı n i ş s ü re c i n d e
m ü ba d e l e değerleri yara t m a yeten eğ i , se rmayeyi v a r e t ­
me v e ç oğa l tm a yete n eğ i d i r. Ayn ı şekilde a ş i k ö rd ı r k i , bu
k u l la n ı m d e ğ e r i işçinin ca n l ı e m e ğ i d i r . İ ş ç i n i n kapita l i s te
sunduğu bu kullan ı m değ e ri - özel k a ra kteristi ğ i bud u r
zaten- « ü ründe maddeleşmemiştir, h i ç bir şek ilde i ş­
. . .

çinin dışında var o l maz; bundan ötürü de b i r gerçek ol-


gu olarak değil de bir olasılık olarak yeteneği biçiminde
varolur.»16 Marx burada işgücünün · meta olarak ele alın­
masına yönelik ikinci canolıcı adımını atmıştır. işçi kapi­
taliste emeğini değil, çalışma yeteneğini, iş yeteneğini
satar.
Marx işçinin «emeğini satma hakkından» , «geçıcı
olarak işgücünü satmak hakkından» sözeder. Her ne ka­
dar tüm teoriler için uygun, yeterli bir terminolojinin
geliştirilmesi büyük bir önem taşısa da, bu bir terminolo­
ji sorunu değildir. Bu, işçinin canlı emeğinin satılabilir
bir şey olmadığının anlaşılması sorunudur. ' lşgücü' ter;­
mi Marx tarafından daha önce ü cretli Emek ile Sermaye'
de17 kullanılmıştı ancak burada henüz işgücünü bir meta
olarak ele almamaktaydı.
Bir meta olarak işgücü kapitalist üretim ilişkilerinirı
ayrılmaz parçasıdır. Marx buna ilişkin olarak şu kısa anıa
özlü satırları yazar: «Mülkiyetin emekten koparılması ser­
maye ile emek arasındaki mübadelenin zorunlu bir yasa­
sı olarak belirir.»18 işçi üreti m araçlarının sahibi olmadı­
ğından, kendi emeğinin veya emeğin in ürününün sahıbi
de olamaz. O sadece kendi işgücünün sahibidir . ve kapi­
taliste onu satar.•
«Emek ile emek ürününün mülkiyetini n , emek ile ser­
vetin birbirinden ayrılması», diye devam eder Marx, «biz­
zat bu mübadele işleminde belirlenir. Zıt bir sonuc: gibi
görünen, Qerçekte bizzat önkoşulda veralma'<tadır 19 lsml­
cünün bir meta olarak çözümlenmesi Marx'ın sermayey:e
emek arasındaki mübadelenin en güç yönlerinden birin i
açıklamasını sağlamıştır. Gerçekten de, lşgücünün değil

• lşgücünün dei:)erl, bu lşgücü n ün yeniden üre t i m i lcin gerekli mad­


deleşmiş emek miktarınca, �a bir deylşle lşcinln sattıi:jı meta­
nın kullanım dei:jerl işçinin kendisinden ayrılamayacai:jına göre
işçinin kendisinin üretimi tein gerekli emek m i ktarınca belirlenlr.

77
de emeg ı n sa tılmasından yola çıkıl ı nca m ü badele n i n s.o ­
nucunda bir zıtl ı k doğa r: bu du rumda işçi e m eğ i n i n sa ­
h i b i d i r ancak emeğ i n i n ü r ü n ü n ü n sahibi d e ğ i l d i r . Bu m u ­
badel enin den k l i ğ i n i n v e değer yasa s ı n ı n açı kça i h l ô l i
olurdu.
Sermaye i l e emek arası n d a k i mübadelen i n i l k aşc;­
masında işç i n i n ca n l ı e m eğ i n i k u l l a n m a h a k k ı k a p i ta l i s t i n
e l i n e g e çer. B u can l ı emey i n h a rcan m a . s ü r e c i ş i m d i mu­
ba deie d eğeri üreti m i s ü rec i d i r. S e r m a y e b u s ü recin so­
nucu olarak koru n u r ve çoğalt ı l ı r.

M a rx e m e k i le sermaye a ra s ı n d a k i m ü ba d e l e n i n b '
r i n c i aşa ması n ı n çöz ü m lemesinden ç i ka rdığı son uçları
şöyle özetler: « Kendisi b i r değer olarak d eğ i l a m a değe ­
rin canlı bir kaynağı olara k . . . emek»2J. M c r x ikirıci a şa ­
man ı n çöz ü m len mesinde a rtık d e ğ e rle k a rş ı la ş a ca k t ı r .
Sermaye ile emek a ra s ında k i m ü bocie� eıı i n b i ri n c i
a ş a mas ı n ı n nesnel sonucu. Marx'ın b e l i rtt i ğ i g i b F 1 • k a p ' ­
ta l i stin i şç i n i n çalışma y eten e ğ i n e ( i ş g ü c ü n e) v e a y n ı z·:ı
m a n d a gerçek e m e ğ e e l koym a s ı n d a n o i u şuyorci u . Emei<:
süre c i n d e sermaye k o r u n uyor ve çoğ a l t ı l ıyord u . b a ş k a b : r
d ey i ş l e a rt ı k d e ğ e r ü reti l iyord u . M a rx ş i m d i bu s ü re c . � 1 •
k a p ita l i s t s ö m ü r ü s ü rec i n i n i s l ey i ş i n i or�aya koyma g ö ·

revi i ! e karsı ka rşıyayd ı .

M cı r ı< b u r j uva i k ti s a tç ı i ar ; n ı n s e r m a ye de(; 2 1 i n cl e >: ı


a rt ı ş ı do ğ ru d a n d og ru y a b a s i t dola ş ı m s (l rec i n d e n ·� ü re ' ­
m e g i ri ş i m l e r i n i e l eş ti r i r ve i l k kez 'a r t ı k d e ğ e r ' t c ı i rn . n i
k u l l a n ı r .22 Ka p i ta l i s t üretim s ü recinde artık değer nasıl
d oğ a r ?
Marx bu soruyu çöz m e k i ç i n g e re k l i tüm koşu l la ' ı
h a z ı rl a m ı ş t ı . Y a p ı l ma s ı g er e ke n te k şey sermaye n i n dA­
ğ işken ve değ işken ol mayan böl ü m lere a y rı l ma s ı y d ı . H e r
ne kadar Marx bu terimleri daha i l eri k i b i r tarihte isır.1 -
lendirecek i diyse d e , artık değeri n varlığın ı sağlayan k ) -

78
şulları n çözümlenmesinde bu ayırımı şimdiden yapma k­
taydı .
M a rx ham madde, yard ı mcı maddeler ve iş a l etleri­
nin değerinin (değişken olmayan sermaye) · yan ısıra canlı
emeğin harca n masının son ucu olara k üründe va r olan a r­
tık değeri ince ler. Bu inceleme kapita l istin ·. işçiye ü cret
biçi minde ödediği değer (değişken sermaye!) ile ü retim
sürecinde can l ı emeğ i n ya rattığı değer a rasındaki i l işki
sorusunu doğ u rur. Açıktır ki, a rtık değer a nca k birinci dı:ı­
ğer (değ işken sermaye) ikincisinden a z olduğu d u ru md�
söz konusudur.
Kapita l ist ü retim ta rzı bunun. gere k l i koşu l larını ha­
zırl a r, yerleştirir. Emek ile sermaye a rasındaki m ü badele­
nin, ya n i işg ücünün kapita l i ste satılmasının tem e l i n i oluş­
turan kapita list ü retim il işki l eri zorun l u olara k işçinin ken­
d i emeğini satmasına yol acar. işçinin e meği gibi b u em-3-
ğin ürünü de kapita l iste aittir. işçi « kendi değer ya ra tır,ı
eylemini önceden bel i rlen m iş bir değerle, eylem i n i n so­
nucuyla ilgilenme ksizin, mübadele eder.»23
B u nedenle kapita l ist ü retim ilişk ileri (değer yasa jı
ve · eşdeğerlerin m übadelesi acısından) ca n l ı emeğin har­
can ması sonucu değerin işgücü değerini a.şması. olana­
ğını içerirl er. Başka bir deyişle a rtık değerin varoluşuna
olanak sağlarlar. Bu olanağın gerçeğe dönüşmesi top­
l u msal emeğ in ü retken liğine, ü retici güçlerin gel işme d ü ­
zeyine bağlıdır. « Eğer işç iyi bir işg ü n ü canlı tuta b i l me k
i ç i n bir işgü n ü gerekli olsaydı, işg ü n ü kendi ü rü n ü i l e
mübadele edileceğinden sermaye varola mazd ı , başka b i r
deyişle sermaye sermaye olara k gerçekleşemez ve son uç
olarak va rl ığın ı s ü rd ü re mezdi . öte yandan, örneğin eğer
işçiyi bir işg ü n ü sü resince can l ı tuta b i l me k için sadece
yarım işgücüne ihtiyaç varsa, bu durumda kapita l ist sa­
dece yarım lşgür.ü için ödeme yaptığ ından ve tüm işg ü ­
n ü n ü ü ründe maddeleşmiş bicimde e l d e ettiğinden a rtık

79
değer ken d i l iğ i nden ortaya c ı k m ı ş olur. »24 Bununla b i ı -
. .

l i kte kapita l ist ü reti m tarzı ü retici g üçlerin gelişi m i n i n


ü retken e meğ i n a rt ı k değer ü reten emeğ i si mgeledi ğ i d ü ­
zeye ula şması gerçeğ i i l e n itelen i r. M a rx sermayeye i l iş­
k i n oıaı a ı< şun ları yaza r: «Zen g i n l eşmen i n sonu gel meyen
b i r i tici gücü olara k, (sermaye) emeğin ü retici · g üçlerin i n
son u gelmez bir b ici mde çoğ a l ması i ç i n çabalar v e on­
l a rı yaratır . . » 25 Bu bağ l a mda M a rx Grundrisse'de m u tlak
.

ve göre l i a rtık değer kavra mları n ı geliştirir ve sermaye­


nin uyu msuz eğ i l i m i n i , hem işg ü n ü n ü uzatmak hem Je
aynı zamanda gerekli i ş za m a n ı n ı kısa l tmak eğ i l i m i n i keş­
feder.
« M utlak a rt ı k değer ele a l ın d ığında, o (mutlak a rtık
değeri i � g ü n ü n ü n gerekl i işza m a n ı n ı mutlak olarak aşması
i l e bel i rle n i r. . . Artık değerin i k inci biçimi ise. göre l i a rtık
değer olara k, i şçilerin ü retici g üçlerin i n . gel işmesiyle iş ­

gününe oranla gerekli işzamanının kısaltılması ve n üfusa


oranla gerekli çalışa.n nüfusun azaltılması olarak bel i rir . . .
B u şek ilde sermayeye dayanan ü reti m ta rz ının sanayiye
yönel i k ve özg ü l ta rihsel kara kter i doğ rudan ortaya çı kar.
M utlak ile göreli artık değeri b i rl eştirmek, başka b i r deyiş­
l e işgünün mümkün olduğu kcdar uzatılması ile eşanlı
olarak isgünlerinin mümkün olduğu kadar çoğaltılması ve
aynı zamancla gerekli işzarnanını asgariye indirmek ser­
mayen i n eğ i l i m idir. . » 26
.

r ,.. 1 ,.. ,• : .,�0 ·de Marx


.. değer yasası temelinde emekle
sermaye a rasındaki m ü badele soru n u n u çözmüş ve tüm
ekono m i !< öğretisi nin temel taşları nda n birini oluşturan
a rtık dec1er teori s i n i n temel leri n i atmıştır. Marx'ın teori­
sinde kapita l ist ü retim i l işkilerinin temel i n i ol uştura n a r­
t ı k değer bu i l işkilerin zoru n l u b i r son ucu olara k ortay:ı
çıkar. ö tek i kategori leri ve kapita l ist topl umun i l i ş k i leri­
ni bel i rleyen a rtık değer kapita l ist ü retim ta rzının devi n ı m
yasasını, çöküşü n ü n v e yerini komünizmin alışının kaç•-

80
n ı l mazl ı g ı n ı bel i rtir. Grundrisse'de Marx şöyle yazar:
«Burj uva toµl u m u n u n içınde mübadele d eğ eri temel ınde,
hem tıcaret hem de üretım i l ı ş k i leri onu havaya uçura ­
c a k mayı n l a r olara k üreti l i r. . . ( . . . e ğ e r biz bugünkü h a l i y­
le topı umda sınıfsız bir top lumun maddi ü ret ı m koşu l l a rı­
n ı ve ona uygun ticaret i l işkilerini g izlenmiş bir biçi mde
bulamasayd ı k , onu tüm havaya uçurma gi rişimleri don­
kişotçu lu Ktan öteye g ıdemezd i . ) » 27 Bup önemli sözl er Marx
tara fından teori sinin daha son raki gelişme sürecinde or­
taya kona n ve Kapita l ' i n l .c i i d i n i n 24. böl ü m ünde formü­
le edılen m ü l ksüzleştirenlerin m ü l ksüzleşti rilmesi ya rgı­
sına bütünüyle uygun d üşer.28
Art ı k değerin keşfi i Ktısat b i l i m i ndeki en büyük d ev­
rimci olcıyı s i mgeler. Bu sayede Marx, ekonomi pol itiğin
ta r i h i nde ilk kez olmak üzere, kapital ist sömürü mekan iz­
ması n ı a yd ı n l ığa çıkarmış ve b i l i msel olara k açıklamıştır.
Mayakovsky ' n i n yetkin d i l iyle Marx « a rtık değer soyg un­
cuları n ı suçüstü ya kalamıştır!»29
İ ktisa t b i l i m i n i n tari h inde Marx i şç i n i n ya ra ttığ ı a·r­
tık değere kapita l ist s ı n ı f ı n el koyuşunun kapita l ist ü re­
tim ta rz ı n ı n teme l i n i oluştu rduğunu ve bunun kapita l izm:ıı
içsel yasa l a rıyla, özel l fkle de değer yasasıyla bütün üyle
bir uyum l u l u k içinde gerçekleştiğ i n i ilk kez olara k göste­
riyord u .
l<apitG i ist söm ü rü n ü n J...a p i to i i s i üretim i l işkileri n i n
doğa s ı n ı n b i r sonucu olm ası topl umun kapita l ist düzeni
içinde işçi s ı n ı fı için özg ü rl ü k olanağ ı n ı n var olmadığı
anlamı na g e l i r. « M ü l ksüzleştirilmiş kitlelerin ü retim a rac­
ların ı n devri mci b i r biçimde topluma ma led i l mesinden,
başka b i r deyişle onları tüm u l usun orta k m ü l k ü yapmak­
tan başka b i r u m u tla rı yoktu r. » 30
Sonuç ola ra k sosya l i s t devrim sadece olanaklı de­
ğ i l . zoru n l u d u.r da. işte M a rx'ın • a rtık değer kuramından
çıkan can a l ıcı son uç budur. Böyl e l i k l e 1 840'1arda gel iş-

Kapital f/6 81
tirilen önsav 1 850 ' 1erde b i l i m sel olarak kanıtlanmış b : r
sav olur.
Art ı k değer kategorisinin keşfi , uygun bir teri m i !1
keşfi olara k anlaşı l ma ma l ı d ı r. Burj uva i k tisatçılarından
Marx'ın teoris i n i gözden düşürmek ve onun faziletlerini
Rica rdocu sosya l istlere a kta rmak isteyenlerin yaptı k l a rı
budur. Bazı Sovyet araştırm acıları ise ta m tersine 'a rtı k
değer' teri m i n i n M a rx tarafından yaratı ldığı görü şünde­
d i rler.31 Ancak bu görüşü de paylaşmak olana ksızd ı r. 'Ar­
tık değer' teri m i 1 824'te Rica rdocu sosya l i st W i l l i a m
Thom pson tarafından A n lnqu iry into t h e Principles of
the Distribution of Wealth Most Conducive to Human
Happiness (Servet in i nsan M utluluğu i çin En Yapıcı Bi·
ç i mde Böl üşümünün, İ l keleri n i n B i r Araştı rması) adlı k i ta ­
bı nda k u l l a n ı l m ı ştı .32 F . Engels'in K. Ka utsky i l e birl i kte
kaleme a l d ı ğ ı « Lawyers Soc i a l i s m » (Avukatların Sosyı:ı ­
l izmi) a d l ı makalesinde gösterd i ğ i g i b i Thompson bu teri­
mi makine kullanan kapita l istin el emeğ ine dayanan za .
naatkôra oranla elde etti ğ i aşırı kôrı göstermek için k u l ­
l a n m ı ştı . 'Artık değer' teri m i ne e k olara k Thompson yeni
ya ratılan değerin (v + s) tümünü kastederek 'ek değer'
teri m i n i de kullanm ıştır. Engels bunun ya n ı s ı ra « nıa l la r• n
s a h i b i n e m a l iyeti s ı f ı r olan değerdeki her a rtış için ' a rt ı
değ er' ( p l u s value) teri m i n i n ç o k eski zamanlardan beri
Fransa'da i ş çevrelerinde yerleştiğ i » gerçeğine d i kkı:ı ti
çeker.33 Ayrıca Kapital'in bası m ı ndan uzun bir süre önce
Marx'ın bir maka lesinde 'artı k d eğer' teri m i n i birkaç kez
k u l l a n m ı ş olması ilginçtir. Bu makale 1 842 Eki m ' i nde ycı­
z ı l m ı ştı34. Ancak burada M a rx teri m i orm a n l ı k a raz i n i n sa­
hibinin kereste h ı rsızl ığından ötürü a l d ı ğ ı tazminat içın,
ek değer a n l a m ında kullan ıyord u .
Marx'ın b u kategoriyi belirtmek üzere 'artık değer'
teri mini geti rmi ş ol ması bizzat a rtık değer teorisinin geli·
şi m i için hiç kuşkusuz büyük b i r önem ta şımaktad ır. En-

82
gels bilimin gel işmesinde termi noloj i n i n önemine !lişkin
olara k şöyle yazar: «Bilimin her yeni yÔ n ü b u bilimin tek­
n i k teri m lerinde bir devri m i gerektiri r. . . Ekonomi Pol it"k
genel olarak ticaret ve sanayi hayatının terim leri n i olduk­
ları gibi a l ıp, bunlarla iş görmekle, fark ına bile va rmak­
sızın bu teri m lerle ifade edi len d a r çemberlere sı kışıp
kal ıyordu. Bu nedenle de kör ve ra ntın, her i kisinin de
işçinin patronuna (-ödenmemiş ürün böl ümün ün- son
ve tek sahibi ol masa bile onu m ü l k edinen ilk kişi olan
patron una) sağlamak zorunda olduğu ödenmemiş ürürı
böl ü m ü n ü n pa rça ları, a l t böl ü mleri olduğunun kesinl ikle
fark ına varmasına karşın klasik ekonomi politi k hiç bir
za man eskiden kalma kör ve rant kavra mlarını a şamamış
(Marx'ın artık değer dediğ i) ürünün ödenmemiş böl ü m ü ­
n ü bir b ü t ü n olara k a ra ştırmaya g i rişmemiş v e b u neden­
le de değerin ne kaynağı ve doğasını ne de onun en �orı
bölüşüm ü n ü d üzenleyen yasaların açıkça anlaşılmasını
başara ma mıştır.»35
Burj uva i ktisatçılarında 'artık değer' teriminin bulun­
mayışı yuka rıda sözü edilen burjuva ekonomi pol itiğ inin
artık değer kategoris i n i kapita l ist ü retim ta rzının özel bir
kategorisi olara k göremeyişleri gerçeğiyle açıklan m ışt! r.
Marx burj uva i ktisatçılarının veya Rica �docu teorid e n
esinlenen hasımları n ı n p rati kte a rtı k değeri kör ve fa;z
kategorileri olara k a n la m a larının ekonomik teoride doğur­
duğu karışıklığı göstermişti.
1 82 1 'de ortaya çıkan ve burj uva ekonom i pol itiğ ini
eleşti ren isimsiz b i r el kitabının yaza rı, Marx'ın v u rgula­
dığı gibi artık değeri a rtık emeğe bağ l a makla « Ricard()­
yu önemli ölçüde aşmış oldu.»36 Marx b u el k itabından ş�
alıntıyı verir: « . kapita l ist ne isterse istesin işçinin an­
. .

cak a rtık emeğine e l koya b i l i r; çünkü işçi yaşa ma l ıdır. ıı 37


Bununla birlikte b u el kitab ında a rtık değer kategorisi
(borç verilen sermayenin faizinden, kôrdan, v.b. ayırmak

83
üze! e) 'sermaye fa izi 'ni belirtme k üzer.e kullan ı l ıyord u .
Ancak b u b i l e yaza r açısından « istenmeyen çelişkilere
yolaçıyor» ve «ekonom i k a rgoya yeniden saplanmasına
yetiyordu . » 38
«Genel olara k ran t d üzeyi » i fadesi i l e Alman burju­
va i ktisatçısı Rodbertus kôr ora n ı n ı anlamış ve artık de­
ğer i l e onun özel biçiml e ri a rasındaki farka ta kılmıştı. An­
cak Marx'ın bel i rttiği . g i b i Rodbertus «doğru (ceva bı) at­
lar geçer ç ü n k ü onun için başından beri sorun genel b ; r
yasayı keşfetmek değ i l özg ül b i r olguyu (toprak rantını)
yoru mlamaktır.»19
Son uç olarak, 'artık değer' teri minin b i l i msel k u l l a n ı­
ma sokulması ekonomi pol itiğin geli şmesi açısından bü­
yü k b i r önem ta ş ı r. Anca k b u noktada M a rx'ın büyü k ba­
şarısı 'artık değer' teri m i n i kullanmış olması deği l , kapi­
ta l ist söm ürünün doğasını açıklayan tuta rl ı , b i l imsel a rtık
değer teorisini düzenlemiş olmasıdı r.

84
v

<i KATK l » N I N İ K İ NCİ CİLDİ N E DEN YAY I M LAN MADI ?

B irinci cilde ilişkin bir kaç söz. Onbeş yı llık araştırmqnın


sonuçları. ıı . . . bu bölümler halô sermayeye ilişkin hiç bir
şey içermiyorlar». Bilimin devrimcileştirilmesi. u1861 /63
Metin leri » İkinci bölüm üstüne çalışmalar. Ocak 1 862:
Herşeye ilaştan boşlamak. Araştırmalarda yeni bir aşa­
ma. cıİçselıı kategoriler ve dönüşüm geçirmiş biçimler.
Artık değer l'!! o risinin tamamlanması gereklillği. 11Grund­
rissc»de kör teorisi. 1 861 /63 el yazmalarında ortalama
kör ve ü retim fiyatı teorileri. Engels diyor ki.

1 858 M a yı s ' ı n d a M a rx, bizim bundan önceki böl ü m ­


l e rd e çözii m ! e nıeye ça l ı ş t ı ğ ı mı z , Grundrisse üs t ü n e ol a n
ça: ı ş m a s ı n ı tamamladı ve 26 Ş u b a t 1 859'da B e r l i n ' d e k i yu ­
v:ncı Duıı c ker'e Kctk ı 'n ı n b i ri n ci böl ü m ü n ü n metinl eri:1i
y ol l a d ı . l<. i tcp 1 859 yazında ba s : l d ı . Biz bu eser üzerine
öze! b i r b c ! ü m a y ı rm a d ı k c ü n k •J Kc:tkı'nın b i r i n c i c i l d i y a i ­
:ıı ;::: meta ü.stür.e o l a n bö l ü m l e p a ra ü s t ü n e o l a n b ö l ü m ü
ı ç e r i r . S e rm ay e b ö l li m ü , k i burada M a rx a rt ı k d e ğ e r �eo­
r i s i n i t et i m l r;meyi a m a ç l ıyord u , i k i n c i c i l d i n konusu nu
o l u o t u r u yordu a m a bu da h i ç b i r z a m a n ba s ı l m a d ı . Bı_m u n
ı - e r i n � 1 867'de Kapita l ' i n b i r i n ci c i l d i ya y ı m l a n d ı .
M a r x ' : n ç a l ı ş ma s ı n ı n i k i n c i c i l d i n i n neden h i ç yayım­
lanmadığı sorusuna getiri lecek cevap Marx'ın artık değer

85
teorisıni nasıl bir aşama daha ileriye götürdüğünü açıkla-
·

ması açısından büyük bir önem taşır.


Katkı'da Marx ilk kez olmak üzere değer teorisinin
sisteml i bir betimlemesini getiriyordu. Onbeş yıllık bir a raş­
tı rmanın sonucu olan bu çal ışmasını kendisi de önemli bu­
luyordu. Bu kitap, der Marx «topl u msal i l işkilere bilimsel
(bir acıdan) ilk önem l i ba kışı» simgeler1 • a: Pa rtimiz için bi­
l i msel bir zafer kazanma u mudundayım.» «Bu iki bölümde . . .
günümüzde Fra nsa 'da moda olan Proudhoncu sosya l izmin
temelleri yıkı lmaktadır.»2
Her ne kadar birinci cilt a rtık değer teorisin i içerme­
se de, kapita list üretim tarzın ı n çözümlemesi için gerek­
li temeller atılmaktaydı. Buna i l işkin ola ra k Marx şöyle ya­
zar: «burj uva üretiminin özgül olarak toplumsal a ma hiç
de mutlak ol mayan karakteri en basit biçiminde, metada
cözümlenmektedir.»3
Marx ekonomi politikte devrimci bir dönüşüme ulaş­
tığı n ın farkındaydı. (Dost ve tanıdık m i lita n l a rı.n örneğin,
William liebknecht) sunuş tarzının pek kolay anlaşı l ı r ol­
madığı yolundaki serzenişlerine cevap olara k şun ları yaı­
d ı : «Bir bilimi devrimcileştirmedeki b ilimsel g irişi mler hiç
bir zaman kolay anlaşılır (popu lar) ola maztdr.»4
Daha son raları Engels'e 1 6 Mayıs 1 868 tarihli mektu­
bunda Marx, bu tezin i açıklar ve ekonomi politi kte pratik
a c ıdan ilgine olanla. teorik a cıdan gerekli olan arasında
büyük bir farkl ı l ı k olduğunu belirtir5• Burj uva toplumunun
«ekonomik hücre yapısı» üzerine yapılacak can a l ıc ı ke­
sinlikteki çözümlemeler birbirini ustaca izlemel iydi6• Artık
değer teorisi için bu «usta l ıklar>> temel bir önem ta şımak­
taydı . Aynı zamanda Marx ikinci cildin «daha somut i l iş­
kileri ele a lacağından daha kolay anlaşılabilir olduğun uı·
belirtiyordu'.
Artık değer teorisini içeren sermaye üntüne olan bö­
l ü m Marx'ın çalışmasında hak l ı olara k merkezi bir konu-

86
ma sa hipti. M a rx bu böl ü mü n «gerçe kten birinci k i ta b ı n en
önem l i böl ü m ü » 8 olduğunu ve «doğrudan devrimci b i r gö­
revıı9 ta şı d ığ ı n ı . «gerçek savaşın ı> 10 bu böl ü m l e başl a d ı ğ ı n ı
vurgular. Bu aynı za manda Marx'ın b i r i n c i c i l d i n metinle­
rini yayımcıya gönderd i kten hemen son ra Engel s'e yazd ı ­
ğı mektu p ta k i b i r ölçüde özürcü tonu d a açıklar: « Meti n ­
ler ya klaşık 1 2 formayı buluyor. S a k ı n bay ı l ma a ma başl ı ­
ğ ı n 'Genel O l a ra k Sermaye' olma s ı na k a r ş ı n bu böl ü m l e r
sermaye h a k k ı n d a h i ç b i r şeyi içerm iyorl a r . » 1 1 Ayn ı m e k ­
. .

tupta M a rx, Engel s'e sermaye üstüne olan böl ü m ü n ayrın­


tı l ı b i r biçimde haz ırl a n m ı ş olduğunu ve birinci cildin ba­
sımından son ra derhal gönderil eceğ i n i b i l d i ri i.

Marx ' ı n i k i n ci c i l d i n bi rincisi n i m ü m k ü n olduğu kadar


çabuk izlemes i n i i sted i ğ i n i d ü şünmemiz için elde yeteri n ­
ce neden va r. Hem bizzat soru n u n öze l l i ğ i , hem d e Mark­
sist i ktisat teorisi n i n propoga ndasını ya pmak ve onu işç i
s ı n ı fı hareketi içinde yayma k görevi bunu gere k l i k ı l ıyord u .
Birinci c i l t sadece i l k i k i g i riş böl ü m ü n ü i çeriyordu ve b u n ­
l a r bile herkes i ç i n a n laşılabi l i r şey ler değ i l d i . Marx, E n ­
gels'e « Bay Liebknech t Bickamp'a ' b i r k i tapta h i ç bu den­
li düş k ı r ı k l ı ğına uğra m a m ı ş' olduğunu söy l e m i ş . Bizzat
Biskamp da bana k i ta b ı n 'yara rı n ı ' göremed i ğ i n i söyledi , » 12
d i ye yaza r.

Bütün bunlardan haberi olan Engels 3 1 Ocak 1 860'ta


a rkada ş ı n ı i k i n ci c i l d i mümkün olduğu kadar çabuk bası­
ma hazırlaması için teşv i k etti. « Ben bunun şu an için en
önem l i mesele olduğu kanı sındayım . . . Bir kez olsun kendi
mese lelerinde daha az titiz o l . . . Bunun yaz ı l m ı ş olması ve
yayı m l a n masıdır asıl mesele . . . ve eğer olaylı dönemler çı-
kage l i rse daha sen genel olara k sermayeyi b i t i rmiş olma­
d .ın herşey kesintiye uğra rsa bunun ya ra r ı n ed i r? Daha ön­
cek i kesinti lerin fark ındayım oma te mel geciktirmen in se­
n i n ken d i titizl iğin den doğduğunu da b i l iyorum. Ayrıca ay-

87
n ı kuşku l a rdan ötürü hiç yayı m l a n ma m ı ş olması ndans'J
b i r a n önce ortaya çıkması yeğ d i r. » 13
Anca k bütün b i r 1 860 geçti ve M a rx n i hayet 1 861 Ağ us­
tosunda Katkı' n ı n i k i n c i c i l d i üstüne çalışmaya koy u l d u .
M a rx'ın b i r i n c i c i l t gibi Katkı olara k isimlend i rdiği b u ça ­
lışma 200 forma l ı k güçlü meti n l erin başl a n g ıcı i d i . M a rx bu
met i n leri 1 861 Ağ ustos'u i l e 1 863 Temmuz'u a rasında yaz­
d ı . 23 böl ü mden ve b i rbirini izleyen 1 472 sayfadan ol uşu­
yord u . An ca k bütününde bağdaşı k l ı k (homojen l i k ) taşı m ı ­
yord u .
i l k b e ş böl ü m, k i Marx b u n l a rı 1 861 Ağustos'uyla Ara­
l ık'ı a rasında yazmıştır, Katkı'nın ikinci cildi üstüne olan
çal ışmala rı yansıtı r. Burada M a rx , para n ı n sermayeye dö­
nüşümü i l e mutl a k ve göre l i a rtık değeri n ü reti m i n i ele
a l m ıştır. Anca k makineler üstüne olan bölüme geldiğinde
M a rx. Şubat 1 862'de i ktisat teorisinin ta n ı mlanmas ı n ı bir
yana b ı ra k mış ve burj uva ekonomi po l i tiğ i n i n ta rihi üstüne
e l eşti risel bir çözü mleme a rayışına g i rmişti r. 1 861 i l ô 1 8ô3
a rasındaki meti nlerin 1 00 formayı bul a n büyük b i r böl ümü
buna i l i ş k i n d i r. M a rx meti n lerin bu ta rihsel - eleştirisel bö­
lümünü Theorien über den M ehrwert (Art ı k Değer Teorileri)
d iye isim lendird i . Başl angıçta , Katkı'n ı n birinci cildinde me­
ta ve para üstüne olan böl ü m l e ri ta rihsel notlar izl iyor, ser­
mayen i n ü retim süreci üstüne olan böl ümü ta rihsel ça l ı � ­
m a l o rı n ta mamlanması a m a c ı n ı ta şıyord u .
Marx ' ı n Theorien über d e n M ehrwert ( A r t ı k Değer Teo­
rileri) ç a l ı ş m a s ı . gerçekten t ü m b u rj uva ekonomi pol i t i ğ i n i n
müth i ş b i r el eştirisel çözü m l e n m esiyd i . Bu acıda n . b i l imsel
a raştı rma l a rında yen i bir a şa maya damgasını vu rmuştu r.
Bununla b i r l i kte Marx, sa l t burj uva ekonom i pol itiÇi i n i n ta ­
rihsel - el eştirisel b i r a raştı rma s ı n ı ya pmakla kalmamış.
a raştı rma yöntem ine uyarak i ktisat teori s i üstüne olan ça­
l ışmalarını da sürdürmüştür. B u aynı zamanda Theorien
über den Meh rwert (Artı k Değer Teori l e ri) nda za man zaman

88
yüzlerce sayfayı bulan ve ekonomi pol itiğ in belli başlı so­
run larına ilişkin sayısız teorik çı kışları da açı k l a r. 1 5 Ağus­
-
tos 1 863 ta rihli mektubunda Marx, E ngels'e metinler üze­
rine olan ça l ışmasına i l işkin bilgi verir ve şöyle der: « . şim­
. .

di metin l erin terti bine yen iden baktığ ımda ve nasıl herşeyi
değ iştirmek ve hatta bir kısmı bütünüyle bilin meyen ma l ­
zemeden tarihsel böl ü m ü nasıl yeniden toparlamak zorun­
da ka ldığ ı m ı gördüğümde . » 1 4
. .

Marx'ın Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teo­


ri leri) ü stüne olan çal ışma sürecinde neyi 'çöpe a tması'
gerekiyordu ve sözün ü ettiği 'bir ölçüde bütünüyle b i l i n ­
meyen' materyal neyd i?
Meselenin düğüm noktası, Grundrisse'de geliştiri l m i ş
biçimi ile a rt ı k değer teorisinin ta mamlanmamış olması­
d ı r. Bu noktaya ulaştıktan sonra tüm adımlarını, başından
beri yeniden izleme l i ve artık değerin kapitalist üretim tar­
zının öteki kategorilerini, kör, ortalama kör, toprak rantı,
fa iz gibi kategorilerin i nasıl 'düzen lediğini' ortaya koyma­
lıydı. Bunun ya pılması gerekiyordu, çünkü b u rj uva toplumu­
nun y,ü zeyinde ne değer, ne de artık değer görünür. Ora ­
d a sorun piyasa fiyatları, üretim fiyatları, k ö r v e ötel< iler
sorunudur. Burj uva toplumunun yüzeyinde yer alan bu ka­
tegori lerin değer ve a rtı k değer tarafından d üzenlendikle­
rinin gösteri l mesi gerekiyordu. Ancak bu ya pıldıkta n sonra
artık değer teorisi ta mamlanmış ve kapita l ist toplumun
devinim yasası yeterli ölçüde kanıtl a n m ı ş sayı labil i rd i . Kı­
saca . a rtık değer teorisi ortalama kör ve ü retim fiyatları
teori leriyle bütünler. mel iyd i . i şte Marx'ın Theorien über den
Mehrwert (Artı k Değer Teori leri) üstüne olan çalışma süre­
cinde üslendiği görev buydu.
Marx'ın henüz bu çal ışmasında orta lama k � r ve ü re­
tim fiya tları teorileri n i gel iştirmemiş olduğunu yakından
görmek için Grundrisse'ye yen iden bir göz ata l ı m . Bazı Sov­
yet yazarları bu konuda karşı görüştedirler. L.A. Leontiev

89
Grundrisse üstüne olan k i tabında « Kapital ' i n üçüncü c i l ­
d i nd e geliştirilen v e Grundrisse'de d e işlenmiş o l a n kör
o ra n ı ve ü retim fiyatları Marx'ın öğretisinin en önem l i tez ­
leri d i r,» d iye yazma ktadır. Biz bu yoru ma ka tılmad ı ğ ı m ızı
beli rtel i m ve bunun nede n l eri n i açıklaya l ı m . Her şeyden
önce Leon tiev'i n bel i rttiği . g i bi M a rx kôr o ra n ı ve ü retim
fiyatları öğretisinin temel tezleri n i i l k kez Kapital'in üçün­
cü cildind e ( 1 865) değ i l , Theorien über d e n Mehrwert (Ar­
t ı k Değ er Teorileri) geliştirmiştir. Peki a m a Grundrisse'de
buna i l i ş k i n ne vard ı r?
M a rx Grundrisse'de kôr teoris i n i ya ptığı deği şken ve
değişken ol mayan sermaye ayı r ı m ı temel inde a_ rtı k değerin
dön üşüm geçirmiş b i r biçimi olara k geliştiri r. Marx bur­
j u va i kt isa ı tç ı l a rı nda a rtık değer kafegorisin i n b u l u n ma d ı ­
ğ ı n ı be l i rt i r v e şunları yaza r: « . teme lde a rtık değer -g er­
. .

cekten karın te meli olmakla birli kte gene de genel k u l l a ­


n ı mıyla kôr den ilen şeyden ayrı l ı r- h i ç b i r zaman gel işti ­
rilmemiştir.» 1 '
Ricardo'n un teorisini çözümle rken Marx «Onda kôr ı l e
a rtık değer arasındaki fark yer a l maz . . . » der16• Marx ayrı ­
ca burj uva i k tisa tç ı l a rında bunun yol açtığı hata ve çeliş­
k i l e ri bel i rt i r ve şöyl e yazar: «kör artık değeriıı bir iç tü­
revi, ikincil bir biçimi o l a ra k a n l a ş ı l maz» 17
Yine buna i l i şkin olarak şöyle c!evam eder: «Kendi do­
laytız b içimi içinde kôr, sermayenin toplam değeri n e oran­
l a ifade edilen artık değer to;>lamından başka bir şev de­
ğildir.» c Kcıpitalist sınıfın kôr: . . . hiç bir zaman toplam artık
rleğerden fC!zla olamaz.» 1 8
Marx Gru ndrisse'de şöyle yazma k ta : <(a rt ı k değerin
kôr b i ç i m i ne dönüşmesinde açık olan . . . iki yasa . . . » B i ­
rincisi kôr ora n ı n ı n h e r zaman a r t ı k değer oran ından küçük
oluşu, i k incisi i se « kô r oran ı n ı n düşüşüdür» 1 Q
Marx Grundrisse'de bunun ya n ı s ı ra kôr ora n ı ve ar­
t ı k değer oran ı n ı n değişim yasa la rından söz eder: « . . göre-.

90
l i a rtık değerdeki büyüme ne kada r fazla ol u rsa . kôr ora­ . .

n ındaki düşme cle o kad a r büyü k o l u r. » 20


Grundrisse'de Marx, kör ora n ı n ı n düşme eğ i l i m i yasa ­
s ı n ı ayrı ntıla rıyla işlemiş ve «tüm basi tliğine karşın şimdi­
ye dek ana lşılamaya n ve b i l in ç l i olara k i fade edil emeyen»
ded i ğ i yasayı « modern e konomi pol itiğin en önemli yasası»
olara k n itel emiştir21• Bu yasan ı n son ucu o l a ra k «bir nok­
tadan son ra ü retici g ü çlerin gel i şmesr sermaye için b i r en­
gel haline gel ir; bu se rmaye i l işkisi n i n emeğ i n ü retici g ü ç ­
l e r i n i n gel işmes i n e b i r e n g e l ol uşturması demekt i r.» «Top­
l u mun ü retici g e l i ş i m i n i n , hüküm s ü ren ü retim i l işki leri açı­
sından büyüyen uygunsuzluğu yıkıcı çel i ş k i l e rde. buna l ı m­
l a r ve sarsı l m a l a rda ya nsı r.»22 « . . . ü retici g üç l erin e n üst
gelişimi ile birli kte va rol an servetin en büyük gen işlemesi
sermayen i n değer kaybı. emekç i n i n aşa ğ ı l a n ması ve n i ha­
yet kend i s i n i n (sermaye n i n ) hayati g üçleri n i n tümüyle tü­
keti l mesi i l e çakışacaktır.» « . . . bu düzen l i olarak oluşage­
len felôketler kendi kendilerinin daha büyük b i r ölçe kte
y i n e l e n m esine ve n i hayet kend isinin (sermaye n i n ) vahşi b i r
bicimde y ı k ı l masına yol a çaca ktır.»�3
Ş u rası a ç ı k t ı r k i Marx Grundrisse'de a rt ı k değeri keşf­
etmek!-:: k a l m a m ı ş kapita l ist topl u m u n yüzey i n de yer alan
.

a r t ! k değerin dön ü şü m geçirmiş b i ç i m l eri n i n açıklamas ı n ı


getirmiştir. H e r şeyden önce d e , k ô r teori s i n i gel i ştirmiş
a rı a onunla da yet i n me m iştir.
Gnrndriss�'de M a rx , çok önem!i bir ol guya değ i n i r.
Serma yenin orga n i l< bileşimi te k i l d a l l a rda fa rk l ı olduğ u n ­
dan « a rtık değer paylarııı d a (yani te k i l k o r ora n ları) eşit­
sizd i r. « Eşit artık değer başka tıir deyişle artık emekle ge­
rekli emek oranrnrn eşitliği varsayımı altında kôrlar eşit
olmaya b i l i r ve hatta sermaye büyü klüğü acısından eşit ol­
mamak zorundadır da.»24 Ayn ı m i kta rda sermaye yatırımları
için eşit kör oranı, ancak tüm a rtık değerin yatırı l m ı ş ser­
maye m i kta rlarına orantılı olarak böl üşüldüğünde m ü m k ü n -

91
d ü r. Marx, bu tür böl üşü m ü n bazı dallarda _ kapita l istlera ra ­
s ı reka bet sonucu gerçekleştiğine d i kkati çeker. Bir dalda
fiyatlar değeri n a l tına d ü şerken , ötek inde üstüne ç ı ka rlar1s.
Ka pita l istler « kendi a ra l a rında ancak a rt ı k değeri böl üşe­
b i l i rler. » 26 Marx. «artık değerin S€rmaye m ikta rla rı a ra s ı n ­
da böl ü şü m ü , teki l sermaye m i ktarları a rası nda toplam ar­
tık değerin hescplanması. . . i kincil b i r ekonomik işlemd i r . » n
Y u ka rıda ki a l ı n tı , Marx'ın Grundrisse'de ü retim fiya tı
i le orta l a m a kôr yasa s ı n ı n keşfi ne çok yaklaştığ ı sav ı n ı
doğ ru la makta d ı r. Marx. ü reti m i n çeşitli dall arında zorunlu
ola ra k eşitsiz tek i l kôr ora n l a r ı n ı n var olduğu ve çeş i t l i
d a l l a r a rasındaki reka betin sonucu olara k kôrların genel
kôr o ra n ı düzeyinde yen iden böl üşül mesi n i n gerekli oldu­
ğ u ya rg ı s ı na varır. Genel kôr o ra n ı ü retilen a rtık değerin
yatı rı l m ış sermaye m i ktarlarına ora n t ı l ı ola ra k yen iden bö­
l ü ş ü m ü ile bel i rlen i r. Meta l a r değerlerinden sa p m ı ş fiya l ­
larda satı l ı rlar, başka b i r deyişle bu olgulardan ötürü bazı
·
dallarda değerl erin üstünde, bazı dall arda d eğ€rl erin a l t ı n ­
da ü retim fiyatları geçerl i d i r.
M a rx , ü re t i m fiyatı teorisine çok yaklaşm ıştır a n c n k
ta m a n l a m ıyla k a v ra m ı ş o l d u ğ u söy!eııemez. Bu , ayn ı zu ­
rnanda GrunC:risse'de ortalama kôr ve ü retim f iyatı teori ­
leri n i n neden daha ileri götü rü l mediğini d e acıklamakta d i r.
Avrıca G run d ri s s e ' de b i r kategori ola r a l< ü reti m fiyatı yer
a l maz ( • ) : ü reti m fiya t ı , d eğeri n dön ü ş ü m geç i r m i ş b i r tı : ­
c i m i olara k , h en üz gel işti r i l m e m iştir. B u n u ya pa b i l mesi i ç i :ı
\ll a rx ' ı n önce özel b i r d a l d a k i re!<a betin tek i l değeri piyasc
değfi· ine dönüştürd ü '.) ü n ü göstermesi ve ç eş i t l i d a l l a r a rn -

M e : n irı üzerinde y a p ı l a n a r a ş t ı r m a l a r o:-tava ç ı karm ı ş t ı r ki. Grund­


ris<;<e'r•,, :?20. soyrasında üc kez ' ü r � t i m f i ;1ı:ı t • ' t e ri m i n i n v e r r'. ı r.ı r � ı
el y::ız ı l a r ı n ı n cö;: ü ! m e s i n d e ya o ı l a n b i r h a ta c; n n u c ı ı d u r . Üc k rı res i n ­
de d e M a rx ' ü r e t i m f i ya t ı ' de a i l ' ü re t i m sü �e c i ' yazm ı ş t ı r. 1 14. sayfa ·
da ise M a r x ' ü re t i m fiya t ı ' ter i m i n i m e ta n ı n de ğ erine e ş i t o l a n üre­
tim m a l i yeti anlamında kullan m ıştır.

92
sındaki rekabetin nasıl piyasa değerini ü retim fiyatlarına
dönuştürd ü ğ ü n ü a ç ı kl a ması ge rekiyord u . Kapita l izmde, ar­
tık pı yasa fiyatl a rı n ı n çevresinde dolaştığı merkez değer
değ i l , üretim fiya tları d ı r. Fiyat oluşumunda Marx ta rafı n ­
dan Grundrisse'de henüz açıklanmamış o l a n basit meta
ekonomisinden kapita l ist ü retime geçişle b i rl i kte ortaya
çıkan ayırım işte budur. Daha i l erki bir tarihte, 1 861 i l e
'i 863 arasında Theorien über d e n Mehrwert (Artı k Değer
Tecri lerı) üstüne olan çalı şmasında Ma rx bu soru n u yo­
ğun b ir b i ç i mde ele ala ca ktır.
Bu tezi n geçerl i l iğ i için bir sürü dolaylı ka n ı t var e l ­
de. K�fü ı 'n ı n birinci böl ü m ü n ü n sonunda Marx , ekonomi
po l i tiğ i n temel soru n l a r ı n ı sıralarken orta l a ma kôr ve ü re ­
t i m fiyatına y e r vermez. ü retim fiyatı sorununa ya kından
bağ l ı olan topra k ra ntı sorunu burada << . doğal g ü ç l erın
. .

mübadele değerl eri n a s ı l ortaya ç ı ka r? » soru suna indir­


genmiştir28.
1 1 Mart 1 858'de Lassa l l e'e yazd ı ğ ı mektupta Marx Ri­
cordo'nun kôr i l e emek değer teo rileri a rasındaki çel işki­
den söz eder. « Bu soru n u çözdüğüme inan ıyoru m» diye
yazmıştı r29. Ayn ı çelişki Katkı'n ı n birinci böl ü m ü n ü n son un­
da da ta rtış ı l acaktır30• Açıktır k i bu burj uva ekonomi pol i ­
tiğ i n i n Ri cardocu O k u l 'unun y ı k ı l masına y o l a ç a n ( Engels'
in Kapita l ' i n i k i n c i c i l d i n e yazd ı ğ ı Onsöz'de bel i rtt i ğ i g ı b i
Ri cardo'nun teori sindeki) i ki çelişkiden b i rincisine i l i şkin
olan sorundur.
Bu çelişki, Ri ca rdo'n un ve onun izleyici lerinin emel<
ile sermaye a rasındaki m ü ba deleyi değer yasasıyla uyum­
l u b i r duruma getirememeleri ve a rtık değer ü reti m i n i eşit­
leri n ml'• badelesiyle a ç ı k layamama larını kapsar. Anca k ne
sözü edilen mektup ta , ne de Katkı'nın b i rinci böl ü m ü n ü n
son unda Ricardo'nun teori s i n i n ikinci çelişkisinden. orta­
lama kôr ve ü retim fiyatını değer yasa sı çerçevesinde a ç ı k ­
layamamasından söz edil mekted ir. Rica rd o ve o k u l u , Sm-

93
ith g i b i , bu açı klamayı getirme k ye rine degeri üretim f i ya : ı
i l e özdeşleşti rmiştir.
Anca k 1 862'den sonrad ı r ki, M a ı x Ricardo'nun teorı­
sindeki bu çel işkiyi ortaya çıkarm ış, eleştirmiş ve soruna
o l u m l u bir çözüm bulara k «Smith ve Ricardo'nun bu dog ­
ması» ndan söz etmiştir31•
Kesi n l ikle söylemek g ereki rse Marx ortalama kôr ve
ü retim fiyatı yasasından ilk kez Theorien über den Mehr­
wert (Artık Değer Teorileri) A. Snıith'e ayrilan böl ü mde
söz eder: « Evet, aşağ ıda meta l a r ı n orta l a ma fiya tı n ı n bile
( M arx 1 861 /63 Met inler i nde üreti m fiyatından böyle bahs­
'

eder -V.V.) her zaman değerden farklı olduğunu ka n ; tla­


yaça ğ ı m . » 32 B u , Marx ' ı n -en azından kafası nda- orta la­
ma kô r ve ü retim fiya tı temel sorunlarını Oca k 1 862'de çöz ­
m ü � olduğunu göste rir.

Marx'ın bu sorunun ceva b ı n ı 1 860 ile 1 861 a rasında


bulduğu düşün ülebi l i r. Ortalama kôr yasasının ilk o rtaya
konuşu 1 862 sonbaharındadır33. Anca k orta lama kôr ve
ü retim fiyatı yasa larını 1 862 Haz i ra n ' ı i l e Ağustos'u ara ­
sında formüle etmiştir. M a rx v e Engels'in orta.la ma kôr ve
ü retim fiyatı teorileri ve onunla ya kından i l g i l i olan toprak
ra n tı teori sine i l işkin ayrıntı l ı bilgi verd ikl eri mektupla r ı n ­
d a sözü edilen ta rih budur'4.

1 862 sonunda Marx artık değer teorisinin temel so­


run.l a rı n ı n çözülmüş olduğu kanısı ndayd ı ve bu onu o i r
kez d a h a iktisat teorisi n i n yayı m l a n masına deva m etmeyi
d ü ş ü n d ü rmüştür. 28 Ara l ı k 1 862 'de Kugelmann'a şöyle ya­
zıyord u : « M ektubundan sen i n ve a rkada şlarının Ekonomi
Politiğin Eleştirisi ça l ı şmama sıcak bir i l g i duyduğun uzu
öğrenmem beni sevindird i . Düzg ü n b i r suret çıkarma ve
ba sım için n i hai bir gözden geç i rme d ı şında, iki nci böl ü m
n i hayet bitti. Ya klaşık otuz forma tutaca k . Gerçekte Bö­
lüm l ' i n bir deva m ı ama bağımsız olara k Kapital ba şlığı

94
a ltında çıkaca k . Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı sadece
bir alt ba�l ı k .1>35
« Düzgün bir suret ve basım icin gözden geçirme» iş­
lemi dört yıldan fazla sürdü ve sözü edi len 30 forma Ka­
pital in dört cildine dönüştü. Bütün bunlar incelemiş oldu­
'

ğumuz sorunların incelen mesinden beti mlen mesine geçi·


şin ve Kapital'in tertiplenmesinin inceleme görevinin ken­
disinden daha az karmaşık olmadığ ını gösterir.
Marx'ın 1 850'1erde i ktisat teori � i n i nasıl işlediği Engels
ta rafından 1 893'te şöyle a n latıl mıştır: «Marx ellilerde ses­
siz ve tek başına a rtı k değer teorisin i ortaya ç ı karmış,
teori ve uzantıları hakkında bütünüyle emin olmadan her
hangi bir şeyin bası lmasını kesin l ikle reddetmiştir. Katkı'
n ın i k inci ve öteki böl üml erinin yayımla nmaması bunu
gösterir. . . »36
Şimdiye kadar söylenenlerden sonra , Engels'in artık
değer teorisinin 'uza ntıları 'yla bu teorinin geliştirilmesi n i ,
ortalama kôrın, ü retim fiyatının, toprak rantının ve öteki­
lerin açıklanmasını kastettiği açıktır. Marx bütün bu so­
runları 1 861 /63 metin leri üstüne yaptığ ı çal ışma sürecin­
de tüm bur luva ekonomi pol itik alanının eleştirisel bir
a raştırmasını yaptığında çözmılştür. Bu a raştırma sırasın­
da Marx Kapital'in ta rihsel böl ümü olan Theorien über
den Mehrwert'i (Artık Değer Teori!eri) yazmış ve aynı za­
manda kendi a rtık değer teorisini de ta mamlamıştır. Bu
Katkı'nın ikinci cildinin a rtık yayımlanması olanağ ının doğ­
duğu anlamına gel iyordu. Anca k 1 862'nin sonunda Marx,
artık ayrı böl ümler hal inde değ i l de derhal tek bir cilt ola­
rak bası laca k olan i ktisat çal ışmasının başlığını değ iştirdi.
Theorten über den Mehrwert'teki (Artık Değer Teori­
leri) burjuva ekonomi pol itiğinin eleştirisel çözümlemesi ,
Marx'ın ekonomik a raştırma yön teminin eşsiz b i r örneği­
dir. Marx, burjuva ekonomi pol i tiği üzerine yaptığı araş­
tırmada şu ya da bu burjuva ilc tisatcısından işçi sınıfının

95
gö(üşü;ıü ben i msemesi n i bekleme m i ştir. Oyle k i , M a rx
« d uygusa l ra kipleri» tarafından işçi sınıfının ç ı karları n ı ü re­
ii m i n ç ı karları uğruna kurban etmekle ve ü retimi b izzat
ü reti m için istemekle suçlanan Ricardo'yu savu n m uştur.
M a rx , bu noktada Ricardo ' n u n h a k l ı olduğunu ve b u rj uva
açıdan iutu m u n u n « sadece b i li msel olarak namuslu değ i l ,
aynı zamanda bilimsel olara k gerekl i olduğunu» vurg u l a ­
m ı şt ı ;·37. rvı u rx b u rj uva iktisatç ı l a r ı n ı sadece ken d i tezleri n i ,
örneğ in e m e k değer teorisi g i b i tezleri n i , mant ıksa l son uç­
ları n a dek götürmed ikl erinden ötürü el eştirm i ştir.
M a rx çözü m l emesinde şu ya da bu soruda burj uva
ekonomi pol i ti ğ i n i n görüş ü n ü her za man sonuna kadar iz­
ler. Anca k bunu yapa rken işçi s ı n ı f ı n ı n görü şünü ben i m ­
semiş olduğundan bu rjuva ekonomi pol itiğ i n i kendi teori­
s i n i n -e mek değer .teorisin i n- mantı ksa l sonucuna ulaş­
m a ktan a l ı koyan sın ırl ı l ıktan da k u rtu l muş olur. Marx, emek
değer teorisinin sonuçlarına, a rtık değer teori sine ulaşma­
yı böylece b a şa rm ı ştır.
2 u . 1 36 1 /63 metinlerinden vereceğ i m iz şu i k i örnekte
serg i le n me kted i r:
l. Klasik burj uva i ktisad ı n ı n genel b i r çözümleme­
sinde M a rx « ça l ı şmaya n l a rı n (non-la bou rer) elde ettiği t ü m
kazan çların ve bağ ı msız b i ç i m ve b a ş l ı k l a rın b i r t e k k ô r
b icimine i n d i rgendiğini» bel i rtir38• B u rı uva· i ktisatç ı l a rı b u
noktada d u rmuşlard ı r. Art ı k değeri gerçek b i ç i m i içinde
ayrı b i r kategori olara k sa ptaya m a m ı ş l a r ve onu « kôn> ka­
tegorisi ile özdeşleştirmişlerd i r. M a rx ' ı n çözü mlemesi işte
burj uva ekonomi pol itiğ i n i n tıka n ı p k a l d ı ğ ı bu noktada n
başlar.
i l k o l a ra k Marx gerçekte Rica rdo'da b i r a rt ı k değer
teorisinin b u l u nabi leceğ i n i gösteri r. « Rica rdo'yu e leşti rir­
ken , onun fa rkl ı laştıra madığı şeyi biz fa rkl ı laştı rma l ı yız.
( i l k olarak) doğal olara k onda artık değer özel biçimleri
olan kôr, ra nt ve faizden fa rkl ı olara k sapta n a masa da b i r

96
Anık_ deger teorisi b u l u n u r. » 19 B i r başka yerde de Ma rx, Ri­
cardo ' n u n deği şken olmayan sermayeyi d ı şa rıda b ı ra k ı r­
ken, ba�ka b i r deyişle körı değişken sermayen i n b i r ü rünü
olara k g österi rken, gerçekte artık degerden bahse tti ğ i n i
beıi rtır-ıo.

Marx ayn ı zamanda klasik burjuva i ktisad ı n ı n a rtık


degeri ödenmemiş emeğ i n bir sonucu olarak gösterd ığini
bel i r ti r. Klasik yaza r l a r d a , der M a rx «Tüm meta n ı n değeri
emeğe i n d i rgend i ğ inden kôr da a r t ı k değere i n d i rgenmiş­
t i r; meta n ı n içerd i ğ i öden miş emek m i kta r ı ücretleri oluş­
tu r u r ve son uç o l a ra k bunun üstündeki a rtık d a ödenme­
m i ş emegi » 41 Anca k artık değerin beli rlen mesi için her
. . .

şevden önce (burj u va i ktisatç ı l a r ı n ı n icad etti k l e ri bir kav­


ram olan) «emeğin değe r i » n i n beli rlenmesi g erek i r. C ü n � ü
a rtık değer «emeğin değeriıı n in üstünde k i a rt ı k olarak gö­
rül mekı:ed ir. f<ica rdo'nun teor isinde değer işçilerin v a r i ı k ­
l a r ı n ı s ü rd ü re b i l m e l e r i ve kendileri n i y e n i d e n ü rete b i l me ­
leri i ç i n gerekl i besin ta ra fından bel i r l e n i r. Pe k i a ma n eden
emeğ i n d eğ e ri kes i n l i k l e bu b i ç i mde b eli r l en i yo rd u ? Ri­
ca rdo bunu a rz ve ta lep y a s a s ı n ı n ortalama emek f i ya t ı n ı
i şç i n i n va r l ı ğ ı n ı s ü rd ü reb i l m e s i i ç i n gerek l i g e ç i m a raçla­
rına i n d i rg e m e s i n e b a ğ la r. » O burada de!Jeri b i r bütün
olara k s i s te m i n temel b i r noktasında, orz ve taleple b e l i r l e ­
me kted ir.»42 Başka b i r deyişle Ricardo g e rçekte kend i n i
e m e k d e ğ e r teo r is i n d e n kopa rmaktadır.

Marx ünlü yaza rla r ı n .teo r i l e r i n i bu ca na l ı c ı soruda


çö z ü ml e di ve R i ca rdo ' n u n « e m e k yeri n e işgücündeıı söz
etmesi g e rekt i ğ i n i » b e l i rtti . «Ancak b u sermayeyi bir b a ğ ı m ­
s ı z g ü ç olara k işç i n in karşısı nda o l a n gerçek i ş koş u l l a rı
olara k ya n s ı t m a k d e m e k t i . Ve sonuç o l a r a k serma ye öz­
gül toplumsal bir ilişki o l a ra k ya nsıtılacaktı. Bu acıdan
sermaye Rica rdo'da 'şimdiki emek'ten b i ri k m i ş e mek' '

olara k ayrıl ı r. »

Kapital f/7 97
« Ancak bu, emekle sermaye, ücretle kôr i l işkis i n i n h i ç
b i r zaman gel iştirilemed iği sa l t olgusal b i r şey, emek sü­
recindE�i salt bir öge olara k kal ı r.»43 Burada M a rx ' ı n ya­
pıcı eleştirisel ya klaşı m ı n ı n tipik bir örneğ i n i görmekteyız.
Ricardo'yu ele a l ı rken M a rx daha önce bel i rtm iş olduğu­
muz gibi Grundrisse'de işlemiş olduğu b i r meta olara k iş­
g ücü teoris i n i geliştirmiştir.
2. M a rx değer ile ü retim fiyatının özdeş olduğunu ile­
ri s ü ren «Smith ve Ricardo'nun doğması » n ı çözümler ve
Ricardo'da bu i k i teri m a rasında gerçek bir ayırı mın va r­
l ı ğ ı n ı gösterir. «Son unda Rica rdo'nun doğru olana sadece
sözcük olara k hemen hemen dokunması ancak daha i l e­
riye götürememesi i l g i n çtir . . . »-H Marx Ricardo'n u n k i ta b ı n ­
da değerl e ü retim fiyatı arasında b u ayırımını ( Rica rdo' n u n
kend isinin kavraya madığı ve geliştiremediği bu ayırı mın)
var olduğu yerlerden a l ıntılar yapar ve ortalama kôr ve
ü retim fiyatı teorilerin i formü l e edere k soruya kendi ceva­
bını veri r45.

Bu örneklerden acıkça anlaşılma kta d ı r ki Marx , işci


sınıfının e konomi pol itiğini burj uva i ktisat teorisi n in sınır­
lamalarını aşarak ortaya koymuştur.
Bütün bu söylenenl erden sonra, şimdi 1861 /63 M etin­
lerinin en önem l i böl ü m ü n e -Theorien über den Mehrwert'e
(Artık Değ er Teori leri)- geçeb i l i r ve Marx'ın ortalama kôr
ve ü retim fiyatı ve topra k rantı teorilerin i geliştird i ğ i sü­
reci izleye b i l i riz.

98

D E G ERDEN Ü RET İ M F İ YATINA

Piyasa fiyatı ve onun devinim yasası. 11Sahte toplumsal


değer». Ü retim fiyatının keşfi. Rekabetin iki türü ve fi.
yatların eşitlenmesinin ikili hareketi. Marx'ın araştırma-
larında bilimsel soyutlama yöntemi.

Şimdi Theorieiı über den Mehrwert'te (Artık Değer


Teorileri) M arx 'ın ortalama kôr ve ü retim fiyatı teorisini
i şled i ğ i böl üm lere gelel i m . M a rx'ın nasıl değerden piyasa
değerine ve buradan da üretim fiyatı na a d ı m a d ı m i lerle­
diğini göreceğiz.

Theorien über den Mehrwert'te (Artı k Değer Teorilerı)


Marx değeri « i nsan faa liyetin i n (emek) özg ü l toplumsal bir
biçimi . . . » 1 olara k n i teler. Burada emeğ i n topl u msa l niteliği
kesin olara k vurgulanma ktadır. « Değerler olara k » , der
M a rx, « meta la r toplumsal büyüklüklerdi r, ya n i 'eşya' ola­
rak ' m ü l k iyetlerinden ' kesinlikle fa rkl ı b irşey. Değerler
olara k ( metalar) sGdece üretici faal iyetlerinde i nsan l a r a ra ­
sında k i i l işkileri kapsarlar.»�
Değer yaratıcı emek bir kez n itel i ksel acıdan toplum­
sal olara k ele alınınca. bu e meğin n iceli ksel ayrı l ı k l a rı da
doğ ruda n doğruya buradan cıkartıl a b ilecekti . Bu metal a
r ı n sadece üretim leri için topl umsal olara k gerekli emek
veya emek za manı m i k ta rı n ı . içermeleri gerçeğ inde yat­
ma kta d ı r.
Değerden ü retim fiyatına geçebil mek için Marx'ın her
şeyd en önce kapita l ist ü retim ta rzı koşu l l arında değer
kavra m ı n ı bel irlemesi gere k iyordu . Çünkü değer gel işme­
s i n i bu koşu l l a r altında s ü rd ü rmekteyd i . Marx bunu şöyle
b e l i rti r: «bu oldukça bas it kate�orin i n tüm pota nsiyeli ta­
rihsel olara k ancak topluml a rı n e n gelişmiş aşamaları n da
kend i n i gösterir. . . » 3 Gerçe kten de, meta biçi mindeki emek
ü rü n ü sadece kapita l izmde genelleşir, sadece ka pita l iz m ­
de bizzat kapital ist ü reti m ta rz ı n ı n temel i h a l i n e gel i r. Hat­
ta işgücü b i l e bir meta o l u r. «Sermayede» , der Marx. «de­
ğe(in bağımsız · varl ı ğ ı parada olduğ undan daha yüksek b i r
güce u l aşır. » 4 işte kes i n l i k l e bu nedenled i r k i Marx değer
yasası n ı kapita l ist ü reti m koş u l l a rından geliştirmiştir5•
M a rx, kapita l ist ü reti m i n ü rü n l e ri olarak meta la rı n Da­
sit meta e konomisinde ü retilmiş meta l a rdan ayrı l d ı ğ ı n ı g ös­
teri r. Kapital ist ü retim ta rzı nda özel emeğin ü rünü, topl a m
toplumsal ü retimin b i r böl ümü olara k ortaya ç ı ka r. Bunun
n eden i, sadece ü rünün topl u md a k i toplam mal m i kta rı n ı n
b i r bö l lı m ünü ol uşturması değ i l d i r. B u kapital ist üretim
i l i şkileri n i n hakimiyetinden önce de geçerl iyd i . Kapita l izm­
d e « H er te k i l meta sermaye n i n ve onun yarattığı a rt ı k de­
ğerin bel l i b!r böl ümünü te msil eder. » 6 Kapi ta l i zmde top­
l u msa! işbö l ü m ü emek ü rü n leri k ütlesinin üretim sürecine
meta olara k , ticaret nesneleri olarak g i rd i ğ i ve yine me­
ta l a r olara k çıktığı bir düzeye kada r gel işi r. Bu kapita l ist
ü retimin tüm dall arı a rasında yakın bir bağ kura r. Ü retim
.
s ü recinde yaratılan ve meta l a rda maddeleşmiş a rtık de­
ğerin gerçekleştiri l mesi için söz konusu daldaki tüm meta
k ütlesinin bu dalda k u l l a n ı lan se rmayen i n değerine ek
olara k a rtık değeri ka psayan bir topl umsal d eğerd e satıl­
ması gerekir. B u daldaki tüm meta ların. b u değer üzerin­
den satı l ması zorun l ud u r. Meta l a rın ancak b i r kısmı sa1.ı-

100
labilirse. b u a s l ı n d a her meta n ı n kendi değeri n i n a l tında
satı ldığı ve son u ç olara k bu dalda a rtık değerin gerçek­
leşmed i ğ i veya bütün üyle gerçekleşmed i ğ i a n l a m ına gel i r.
Hatta h a rca nan sermaye b i le bütünüyle yerine kana maya .
b i l i r.
Bu nedenle kapit al i st ü reti m tarzında toplumsal ola­
rak gerekli emek za manı kavra m ı temel bir değişime uğra r.
Söz konusu daldaki toplam ürünün tekil bölümü için sade­
ce toplumsal olara k gerekli emek za manı harcansa b i le
emek m ikta rı b i r bütün olara k tüm d a l için fazla gelebil i r.
baska b i r devisle tool umsal olara k çıerekli m i ktarı a şa bi l ir.
Bu rl ı ı rı ı mcla h u daldaki meta ların topl umsal değeri te l<i •
denerlerinin too l a m ı ndan daha az demektir.

M n rx bu şekilde ürünün toplumsal ve tek i l deöer•


(l rn�ında b i r ayırım yaparak kapita list ü retim kosu l l a rı oı­
t•nda değerin nasıl belirlendiğini i nceler. Tek i l ürünün d�·
0.eri söz konusu daldaki toplam ürün kütlesinin toplu msal
rlP.oerince beli rlen i r. Birim ürünün topl umsal değeri de bı�
rl nl da ü retilen topl a m toplumsal değerin ü rü n m iktarım,
ı.., ::,ı o nmesiyle bulunur.

Marx'ın gösterd i ğ i g i b i , toplumsal olarak gerekli ve te­


kil clarak ger-ekli emek zamanı a rasında b i r ayırım yapmak
gereklidir7• B i risi toplu msal değere daya n ı rken, ötek isi te­
kil değere dayanma kta d ı r. Söz konusu dalda bir m iktar
artık ü�On ü retildiği nde. her birim ürün için sadece (tekil
iam tek i l olara k gerekl i emek za manı topl umsal olara k
gerek l i e m e k za manı ndan d a h a büyü ktü r. Bu durumda söz
alarcı k ) gere k l i eme'< za manı harca n makta birli kte, top­
konusu d a l d a k i ürünün toplumsal değeri tek i l d€ğerinden
daha düşük olacaktır.
Bir daldaki meta ların bu şek ilde bel irl enen topl umsal
deqerine Marx 'piya sa deqeri' der. « Bu yaygın değer. me­
ta ları n piyasa değeri, pazarda taşıdıkları değerd i r.»8

1 01
M a rx her şeyden önce piyasa değeri n i n toplu msal n i ­
tel i ğ i n i v u rg u l a r.
Piyasa değeri özgül o l a ra k kapita l ist koşul ların b i r
ü r ü n ü , söz konusu daldaki kapita l ist rekabetin bir son u ­
cudu r. «Ancak piyasa değerini orta lama üreti m koşu l ları­
nın bel i rlemesi v e böylelikle b u ortalamanın a l tında olan
ü reti m fiyatını kendi fiyatının hatta değerinin üstüne çıka r­
ması ( M a rx b u rada ü rü n ü n tekil değeri n i kastetmekted i r
-V.V.) kapitalist üretimin rekabetçi doğasından kaynakla­
n ı r ve sonuç olara k b u d oğ a l değil, topl umsal bir yasa ­
d ı r. » 9

M a rx, b u rada söz konusu ü reti m d a l ı n da k i g e n e l ü re­


tim koşu l l a rıyla çakıştığ ı zaman piyasa değerin i beli rleyen
'orta lama ü retim koşu lları'ndan söz etmekted i r. Ancak pi­
yasa d eğeri her zaman bu o rtalama koşullarca bel i rlen­
m ez . M a rx ü retim dal ındaki tek i l ve özel ü retim koşu l la rı n ı
ü ç ana g ruba ayırır: 1 . Orta l a madan d a h a i y i koşu l l a rda
ü retim yapan ü reticiler: emek ü retken l i ğ i kendi daj larının
ortalamasının ü stünded i r; 2.· Söz kon usu daldaki genel
veya o rta lama koşulla rla çakışa n te k i l ü retim koşu l l a rı a l ­
tında ü retim yapan ü reticil er: emek ü retke n l i ğ i b u dalın.
o rtalaması d üzeyinded ir; 3. Orta lamadan kötü koşullar a l ­
tmda çalışa n ü reticil er; emek ü retken l i ğ i ortalamanın a l ­
tında d ı r. Piyasa değeri birinci g rubun ü rü n l erinin tekil de­
ğeri ile üçüncü grubun ürünleri n i n tekil değeri a rasında
dalgalanır.

Söz konusu dalda k i reka bet p iyasa değeri n i b� sınır­


l a r a rasında bel i rler. Bu ba ğla mda M o rx şunu beli rti r: «Bu­
na uygun o l a ra k o rta lama değeri kimin bel i rl eyeceği bu sı­
nıfların ( g rupların) sayısal il işkisine ya do b i rb i rlerine ora n ­
la büyüklüklerine boğ l ı d ı r. » 10
M a rx p iyasa değeri nin sözü edilen s ı n ı rl a rın dışına ç ı ­
kamayacağını v u rgular: « Piyasa değeri en düşük üretken-

1 02
likteki sınıfın ü rü n ü n ü n tek i l değerinden daha fazla olamuz.
Daha yüksek olabi lseydi, bu sadece piyasa fiyatının piyasa
değerinden daha fazla o l a cağını gösterird i . Oysa piyasa
değeri gerçek değeri ya nsıtma l ı d ı r. » 1 1
Ayn ı şek ilde piyasa değerinin en üretken s ı n ı fın ü rü­
nünün tek i l değerinin a l tında da olamayacağı açıktır.
Piyasa değerinin dalgalanabi leceği s ı n ı rl a r b izzat pi­
yasa değeri n i n bel i rlenmesi ta rafından bel i rlenecektir. Çün­
k ü piyasa değeri «bu özel toplumsal üretim alanında ( ü re­
tilen) toplam metaların gerektirdiği toplumsal emek zama­
n ı n ı n toplamrn nca be l i rlen i r1 2• Peki o hal de, topl a m toplum­
sal emek zamanı hangi s ı n ı rlar a rasında değişmekted i r?
Eğer söz konusu dalın t ü m kapita l istl erinin üçüncü g ruba
a i t olduğu kabul edi l i rse, bu duru mda topla m toplu msal
emek za manı harca nan tek i l emek za manlarının toplamına
eşit olaca ktı.
Mümkün olan en b ü y ü k toplumsal emek za manı top­
lamı budur. . Tersine söz konusu daldaki tüm kapita l i stler
b i rinci g ruba dahil olsa l a rd ı , toplam toplu msal emek za ­
manı en d ü ş ü k düzeyde v� yine dalda harcanan tek i l
emek za manlarının topla m ı na eşit olaca ktı. Normal koşu l ­
l a r a l tında bu da lda h e r ü ç grupta n da kapLta l i stler va rd ı r
v e toplam toplu msa l e m e k za manı e n yüksek ile e n d ü ş ü k
düzeyl er a rasında b i r yerded i r. Bu d u rumda ü retim d a l ı n ­
daki topl a m ü r ü n içinde şu y a da bu grup kapita l istin payı
bel i rleyici olaca ktır.
M a rx'ın piyasa değeri ta n ı m ından, toplam topl umsal
çılarak gere k l i emek zamanı büyükl ü ğ ü n ü n ve aynı şek i lde
piyasa değeri büyüklüğünün bu özel ü reti m dalının b i r bü­
tün olara k toplumsal ü retim sisteminde ta şıdığ ı özg ül
ön emce bel i rlendiği sonucu çıkar. Söz konusu ü retim da­
l ı nd..ı o rta l a ma ü retim koşu l l a rı hüküm sürmekle birli kte,
toplam ürün mikta rı toplumsa l ü retim s isteminde bu dala
'ayrı lan' (tahsis edi len) toplu msal olara k gere k l i emek za-

103
ma n ı n ı aşarsa ü rü n lerin piyasa d eğerleri, bu da ldaki ü re ­
timin büyük b i r böl ü m ü n ü n orta l a ma koşu l l a r a ltında ya­
pı lmsı göz önünde tutu l m a ksızın, orta lama değil, en iyi
üretim koşu l l a rına göre ölçül ü r.
Bununla b i rli kte piyasa d eğ eri de söz kon usu daldaki
ürünlerin tek i l değerleri gibi aynı s ı n ı rlar a rasında değişe­
bilir M a rx «piyasa fiyatı n ı n kendisinden daha yüksek ola­
.

mayaca ğ ı » n ı vurgular13• Piyasa değ eri i l e te k i l değer a ra ­


sında ki fa rk h i ç bir şek i lde değer yasa s ı n ı n boz u l ması ( i h ­
l a l edil mesi} anlamına gel mez. « Değerin g e n e l olara k b u
d a l d a k u l l a n ı l a n e m e k m i ktarınca bağımsız olara k belirlen­
mesinden b u son uç ç ı ka rı l a maz.» 14
Piyasa d eğeri n i ve onun dalgalanabileceği sın ı rl a rı
böylece ta n ı m l a d ı kta n sonra M a rx, ü reti m i n bir dalındaki
reka beti çözümler. Bu rekabet söz konusu dal için sta n ­
dart piyasa değerini ortaya ç ı ka rı r v e birinci g ruba d a h i l
k a pita l istlerin artık değerin üstüne ç ı ka n b i r kôr elde et­
meleri n i sa ğ l a r. Serbest rekabet koşulları a ltında bu a rtı k
kôr geçici n i te l i ktedir: 'gerika l mış' kapita l ist gruplar yeni
tek n i k geli şmeleri uygulad ı ğ ı , ü retim koşu l l a rı n ı gel iştird i ğ i,

gerika l mışl ı k larının üstesinden geldi k l eri ve böylece b i ri n ­


ci g rup kapital istlere u l aştıkları a n d a y o k olur. Anca k b u
e kstra a rtık değerin geçici n i te l i kte olması, b u n u n bütü­
n üyle orta dan ka l k ması anlamına gelmez. Bu duru mda
sözkonusu a rt ı k sadece tek i l kapita l istlerin değ i l , tüm ka­
p i ta l istlerin ayrıcalığıdır .

Başka bir deyişle, yuka rıda sözü geçen üç ana ü re­


tici grubun b i rleşiml eri süre k l i olara k değişmektedir. Bü­
tün üyle serbest re kabet koşu l l a rı a l tında, her kapita l i st
i çin a rtık kôr elde etme olanağı vard ı r. Bu a rt ı k kôr müca ­
delesi her ü retim dal ındaki rekabetin a n a itici gücüd ü r.
B i ri n c i grubun kapital istleri ken d i d a l l a rındaki rek a bet
m ücadelesinde en ü stün koşu l l a ra sa h i ptirler. En yü ksek
emek üretken l i ğ i onlardadır ve piyasa değeri birinci g ru-

1 04
bun tekıl değ erin e yöneldiğinden öteki kapital istlerin ürün:
lerini kovd u kları pazara haki mdirl er.
Bütun b u n l a rdan, p iyasa değeri n i n ö n e m l i b i r özel l i ğ i
ortaya ç ı kma ktadır: Piyasa degeri, değer v e a rt ı k d eğerin
yeniden böl ü ş ü m ü nd e bir etken değ i ld i r; üreti l en değeri
ama kapita l i s t koşu l l a r a l tında ü reti l en ve b u n u n tüm çe­
l i şkilerini taşıyan d eğeri tems i l eder.
K a pi ta l i st rekabet koşu l l a rı a l tında d eğerin topl umsal
n itel i ğ i , aynı tür meta l a r için tekd üzey p iyasa değ eri n i n
o luşması g erçeğiyle i fade ed ilebilir. Marx ' ı n gösterdiği g i­
b i piyasa değeri n i n kapita l izmde sık s ı k bir « Sa hte top­
l u msal d eğer» oluşunun �oru n l u son ucudur, b u . Kapital'in
i l i . cildinde M a rx şöyl e yaza r: «Bu, rekabet a racılığıyla
kapitalist ü retim temel inde kend ini gö s te rd iği biçimde pi­
yasa değeri n i n beli rlemesi d i r; ( rekabet) sahte b i r toplum­
sal değer yaratır. » 16

Kapita l ist ü retim tarzında ürünün piyasa d eğeri içer­


d i ğ i emek zamanından bağı ms ızd ır; topl u msa l değer, piya­
sa değeri , te k i l değerden farkl ı la ş ı r. Buna , kapital izmde
soyut ve somut emek, m ü badele ile k u l l a n ı m değeri a ra­
sındaki çelişkilerin daha da gel işmesi yol açar.
Marx «sahte topl umsal değer» in o l u ştuğu süreci iki
örnekle a ç ı k la r16

Söz konusu üretim dal ında değ i ş i k ü reti m koşu l la r ıy­


la ça l ı şan dört kapital ist grubunun var olduğunu va rsaya ­
l ı m ve i k inci grubun bu da l ı n ürünlerinin % 60 ı n ı sağ l a ­
'

makta o l d u ğ u n u ve dolayısıyla piyasa değeri n i belirledi ­


ğ i n i kabul edel i m .
B i ri m ü rü n ü n piyasa d e ğ eri 3 0 para birimidir. Oysa
ortal a ma değer (540 :20) 27 birimdir. (bkz. 1 06 sayfadaki tab­
lo) Piyasa değeri ile tek i l değer a rasındaki fa rk 60 pa ra biri­
m id i r. Kapital ist tarı mın özg ü l koşul ları a ltında d ifera nsiyel
ra ntın ol uşmasında bu fa rk çok daha büyüktür.

1 05
Birim · Birim - Toplam Toplam
B i ri m - ürünün ü rü n ü n ü rün tin ü rünün
Kapitalist ürün tekil piyasa tek il piyasa
Grupları sayısı değeri değeri d eğ eri değeri
-·· -- -- - - - - - --- - - - · - -- -- - -- - - · - - -- - - - ·· _,.

1 1 60 30 60 30
il 12 30 30 360 360
111 3 20 30 60 90
iV 4 15 30 60 1 20
·-·---··----- - - -· _ __ , _ , , _ __ _ _ _ . ---- -- --- --

Topl a m 20 Birim ürünün 540 600


ortalama
değeri = 27

Tekil değerle, piyasa değeri , a rasındaki bu fa rktan söz


konusu daldaki ürünl erin ha rca nan emek zamanına değ i l ,
daha yü ksek b i r fiyata sa tıld ıkları sonucu çıkar. Topl um ka­
pita l istl e re a rtı k kôr ödeyerek kaynakl arı n ı n bir böl ümünü
kaybeder. B u , piyasa değerinin çelişkili doğa s ı n ı açıkla­
manın yanı s ı ra Marx'ın «sa�te toplu msal değen> deme­
sine yol açar.

Öteki örnek. Va rsaya l ı m ki b i r i m ü rünün piyasa değe­


rr 20 para b i r i m i d i r ve ü rünün tek i l değeriyle piyasa değe­
rinin çak ıştığı sermaye 80c + 20v + �Os = 1 20 de�er
yaratmakta ve 6 birim ü rün ü retmekte d i r. Her b i ri m ü rü ­
nün değeri 2 0 b i ri m d i r : bunun 4 biri m i deği şken ol mayan
sermayeyi yeniler. Yen i makinaların geti r i l d i ğ i n i ve bu sa ­
yede mikta rda değişken olmayan sermayeyle 6 yerine 1 0
b i r i m ü rünün ü retilebi ldiğini kabul e de l i m . B u d u rumda
ü rünün tek i l değeri 1 2, piyasa değeri ise eskiden olduğu
gibi 20'd i r. Değ i şken ol mayan sermayeyi yen i l emek içın,
ürün piyasa değerinde değil d e tek i l değerinde satılsa idi
g erekli olaca k olan 6,66'ya değ i l , eskiden olduğu gibi 4

1 06
birim ü rü n e i htiyaç vardı r. Bu şekilde daha önceki koşu l ­
larda değişken ol mayan sermayeyi yen ilemek için gerekli
olan ü rü n m iktar:ı -ürü n ü n tekil değeri n e satı ld ı ğ ı n ı d ü ­
şün ü rsek- a rtık ü rü n e çevri lmiş o l u r.
Bu nasıl hesa p l a n ı r? 6,66 - 4 = 2,66 birim ürün
(toplam tekil değ eri 2,66 x 12 = 32 pa ra birimi) a rtık ü rü­
n e çevri l m i şti r . Eskiden 6 birim ürünün ü retimi için 80
pa ra biri m l i k değişken ol mayan sermayeye i h tiyaç vard ı ;
ş i m d i sadece (80 : 1 0) x 6 = 4 8 pa ra birimi gerekmek­
tedi r. Son uç olara k 80 - 48 = 32 para b i ri m l i k değ işken
'ol mayan sermaye a rtık ü rüne çevri l meye hazır d u ruma gel­
m i ştir.
M a rx «tüm a rt ı k kanı için geçerl i olan bu değişme­
nin genel kara kteri n i bel i rti r17• Bu, kapita l izmde te kil ka­
pital istlerin toplum za ra rına zen gi nleşmelerinin bir a ra c ı
olan piyasa değerinin çel işkili kara kterini serg i l emektedı r.
Marx Grundrisse'de bile çeşitl i ü reti m dallarına yatı­
rı lmış. ayn ı m i ktarda sermayeyle ü retilecek a rtık değer
m i ktarının değ işeceğ i n i ve bunun temel neden i n i n serma ­
yen i n orga n i k b i rleşiminin her d u rumda eşit olmaması ol­
duğunu bel i rtmiştir. ( M a rX: burada dolaşı.m sürecini d ı şa­
rıda bıra k makta d ı r) . Burada n . aynı mi kta rda sermayeyle
ü retilen meta l a rı n değerlerinin birbiri nden öne m l i ölçüde
fark l ı olab i l d i ğ i ve meta ların ken d i değerlerine sat ı l d ı k ­
l a rı za man fa rklı kôr ora n l a rı na yol açaca k l a rı son ucu
ç ı ka r. 1 861 /63 meti n l erinde (Theorien über den M erh­
wcrt'te - Artık Değer Teo rileri) Marx, kendisine ortalama
k ô r v e ü reti m fiyatı soru n u n u n daha kapsa m l ı bir incele­
mes ine olanak sa ğ layaca k temel leri işler.
Piyasa değeri n i i n celerken Marx, başlangıç noktası
olara k söz kon usu ü retim dalındaki reka beti a l m ıştır. Şim­
d i ise çeşitl i d a l l a rdaki sermayelerin topla m topl umsal
sermayenin bir böl ü m ü n ü oluşturd u k l a rı fa rklı ü retim dal-
· ıarının kapita l istleri a rasındaki rekabeti çözümlemektedir.

107
Bel l i b i r daldaki sermaye n i n top l a m artık değer için­
deki payı ve karı bu sermayenin topl a m sermaye içindeki
'
payınca d üzenlen i r. Bu düzenleme s ü reci fa rkl ı ü retim
d a l l a rındaki kapita l istler arasındaki rekabetin sonucudur
ve ü reti l m i ş a rt ı k değerin yen iden böl üşümünü bel irler.
Şöyle yaz ıyor M a rx : « b u , kapita l istlerin işçi s ı n ı fından ç e ­
kip ç ı ka rd ı kları öd enmemiş emeğ i kendi a ra la rında bel l i
b i r se rmayen i n doğrudan ü retti ğ i a rtık emeğe oranla de­
ğ i l de. b i rincisi bu bel l i sermaye n i n toplam sermöye için­
de o l u şturd u ğ u paya, ikincisi d e topl a m sermayenin üret­
tiğ i art ı k emeğe göre böl üşümünün çekişmes i d i r (bu çe­
k i şme ise rekabetten başka bir şey değildir) . » 18
Sonu ç ola ra_k Marx 'ortalama kör' kategorisin i n , 'piya ­
s a değeri ' kategorisinden fa rklı olara k , a rtık değerin değ i ­
ş i k ü retim dal ları a rasındaki böl ü ş ü m ü n kategorisi o l d u ­
ğ u n u göste rm iştir. O rta lama kôr olara i< a rt ı k değerin d e n ­
gelen mesi toplam artı k d e ğ e r kütlesine i l i şk in hiç bi r şeyi
değiştirmez : orta lama karların toplamı toplam artık değe­
re eşitt i r. B u rada emek değer yasasına ters d ü şen bir şey
yoktur. Orta lama kör -toplam a rtık değer a rac ı l ığ ıyla­
değerin emek .za manı nca bel irlendiği olgusuna daya n ır.
Ortla ırıa kôr m i kta rı da bununla sapta n ı r. Marx, <ı Artık de­
ğerin belirlenmesi sa dece deqerin emek z n rna n ı n ca bel i r ­
len mesinden doğar. Bu olmadan orta lama k ô r h iç b i r şe­
yin orta l a ması defj ildir, sadece bir d ü ştür. Ve işte o za ­
man �:r 1 . 000 o l a bi l eceğ i g i b i % 1 0 'da ola b i l i r. ı> 1� d iye yaz­
m ı ştı .
Artı k Marx « Ü retim fiyatı» kategorisi n i . yani kapita ­
l ist ü reti m tarzında çevresinde piyasa fiyatlarının d�lga­
landıoı merkez i o l u şturan dön ü ı:; ü m g eçirm i ş deqer biçi­
m i n i incel e m e k icin çıerek l i tüm ko� u l a l rı haz ırla m ı ş t ı . (Sı ­
n ı rsız mt.:-abet va rsayımı a ltında) kapita l izmde meta l a r ken ­
di deoerleri rı e satılamazlar -ü reti m fiyatlarına satı l mak
zorundad ırlar. M a rx şöyle yazar: « k esin l i k l e meta n ı n de-

1 08
ğerinin emek za man ınca bel i rlenmesi nedeniyledir ki, me­
ta nın orta l a m a fiyatı,. . . bu fiya tın bel irlenmesi sadece
emek za man ınca bel irlenen değerden türeti l mesine karş ı n ,
h iç bir z a m a n k e n d i . değ eri ne eşit olamaz.»20
ü reti m fiyatı, mal iyet (cost price) a rtı orta l a ma kô ra
eşi ttir. M a rx önceleri tek i l ve piyasa değerlerinden söz
etm işse de, ş i m d i te kil ve piyasa ü retim fiyatları a rasında
b i r ayırı m geti rmekted i r. Daha sonra l a rı (Kapital'in 1 1 1 . c it­
d i nde) «ona (ya n i piyasa değerine) i l i ş k i n olara k söylen­
m i ş her şey bel l i düzeltmelerle ü reti m fiyatı için geçerl i ­
d i r . . . » 21 dem iş�ir.
Marx çeşitli ü retim d a l l a rında tek i l kapital ist grupla­
rının elde ettiği a rtık kôrın (e kstra a rt ı k değerin) te k i l ve
piyasa ü reti m fiya tl a rı arasındaki fa rka eşit o l d u ğ u n u gös­
terir. «Te k i l môl iyet. . . tek i l değerle aynı oranda . . . farklıla­
şın> 22. « a rtık kô r h e r zaman sadece piyasa môl iyetin i n
• . •

tekil mal iyeti a şa n k ismı veya piyasa d eğ e ri n i n tekil değe­


ri aşan kısmıdır. . . »21
Marx'ın tezini açı klamak üzere bir örnek vere l i m . Bel­
l i bir d a l ı n ü rü n ü n ü n piyasa değeri n i n 80c + 20v + 20s =
1 20 olduğunu kabul edel i m . Bu dalda bel l i b i r tek i l sermaye
gö rece daha g e l i ş m i ş makinalar k u l l a n ı rsa, orga n i k birle­
şimi de bu dalın orta l a masının üstünded i r. Bu nedenle a r­
t ı k değer ora n ı da yü ksektir. Bu duru mda bu sermaye n i n
ü rü n ü n ü n tek i l d eğeri 80c + 1 0v + 20s = 1 1 0'du r. Tek i l
değerle. p iyasa d eğeri a rasındaki fark 1 0' d u r. Bu fa rk p i ­
yasa mal iyeti i l e tek i l mal iyet a rasındaki farkla çakışır
( 1 00 - 90) .
Orta l a m a kör o ra n ı n ı n % 1 5 o l d uğ u n u kabul edel im.
Bu duru mda p iyasa ü retim fiyatı 1 1 5'tir. Oysa tekil ü retim
fiyatı 1 03.5'tur. (90 X 1 5/00 x 90) . Tekil i l e piyasa ü retim
fiyatları a rasındaki fark 1 1 ,5'tu r, yani ürünün tek i l de­
ğeri ile piyasa d eğ eri a rasındaki farkla çakışmamakta d ı �
v e tekil mal iyet i l e piyasa m a l i yeti a rasındaki farka

1 09
da eşit değild ir. Bu durum, tek i l ve piya sa üretim fi­
yatları arasındaki fa rk ı n sadece tek i l ve piyasa môl iyet­
l eri a rasındaki fa rk ta rafından d eğ i l , aynı ;.:: a manda genel
kôr oran ı d üzeyince d e d üzenlen mesi gerçeğiyle oçıkla n ı r.
Düşük bir genel kô r ora n ıyla (örneğin % 10) bu farkı 1 1 ' i
bulacaktır; eğer g e n e l kô r ora n ı % 5 olsaydı tek i l ü retim
fiyatı i l e piyasa üretim fiya tı a ra sındaki fa rk 1 J,5 olaca K ­
t ı , yemi ü rünün tek i l v e piyasa değerleri a rası nda k i farka
ı:fah a ya k ı n olacaktı.
Şimdi Marx'ın orta lama kôr ve üretim fiyatı nın i n ce l e ­
mesinden çıkardığ ı son uçlara k ı saca i şa ret edel i m . Theo­
rien über den Mehrwert'te (Artı k Değe r Teori leri) (bel l i
b i r dalda v e çeşi tl i d a l l a r a rasında) rekabetin iki yön l ü et­
k is i n i n iki tür sermaye a k ı m ına ve fiyatların «belirlenme­
sinde i k i yön l ü harekefe » yol açtığını vurg u lar24•
Birinci tür sermaye a k ı m ı «aynı i şkol unda (employ­
ment) genel fiyat düzeyini ve çeşitl i işkoll arı a rasında ge­
nel kar düzeyini>ı16 üretir. Metaları n te kil değerleri piyasa
değerlerine ve ü retim fiya tlarına dönüştürü l ü r. Bu hare ­
ketler, önce tek i l değerlerin piyasa değerl erine dönüştürü l ­
düğü, sonra da piyasa değerleri n i n piyasa üretim fiyatına
d ön üştü rü ldüğü biçiminde a n l a ş ı l ma ma l ıd ı r .
Çeşitli ( ü retim) dalları içindeki v e orasındaki re kabet
e şa n l ı olarak işler. Bu e şa n l ı işleyişin en öne m l i sonucu
d eğ erlerin üretim fiya tlarına dönüştürül mesid i r. Bu i l işki­
lerin doğ ru çözü mlen mesi ancak bu şekilde ya pılabil ir.
M a rx . ilk olara k çeşitli d a l l a r içindeki rekabeti, a rkasın­
dan d a çeşitl i dallar arasındaki reka beti inceler. Bu, tekil
dallar içindeki rekabetin tekil değerleri piyasa değerlerine
dönüştürd üğ ü n ü ve öte yandan d a çeşitl i dallar o ra s ı n ­
dak; rekabetin d e teki l değerleri tek i l ü retim fiyatla rına ve
piya sa değerleri n i d e piyasa ü retim fiyatlarına dönüştür­
düğünü açıkça gösterir. Rekabetin i k i yönl ü hare ketin i n
n ihai sonucu değerlerin üretim fiyatlarına dönüştürü l mesi-

1 10
d i r. Ancak toplam etki bundan i ba re t değ i l d i r.
Rekabetin i k i yön l ü hareketi n i n son ucu olan ve Marx
ta rafından «yüzeysel hareket» 26 ola ra k ta nı m lanan serma­
ye h a reketi n i n i k inci türü piyasa fiya tlarının ( M a rx b u n ­
lara , yüzeyde -meta paza rında- va r olan fiyatlar olduk­
l a rı için «cöri piyasa fiyatları»27 der) çevresinde piyasa
fiyatlarının dalgalandığı merkez i oluştura n ü reti m fiya tlar ı
ile dengelenmesine yol aça r.
Kendi bütü n l üğ ü içinde sermaye h a reket i n i n etkisi,
değerleri ü retim fiyatlarına dön ü ştürmesi ve somut ka pi­
ta l ist rekabet koşu l la rı a l tında piyasa fiyatlarının ü retim
fiyatlarından farkl ıla şmasın ı dengeleyerek «Top lam top­
l u msal emek za manı kütlesinin çeşitli üretim dalları ara­
sı nda top l u msa l ih tiyaca göre böl üşü l mesi » n i28 sağlama­
sıdır.
Görü ld ü ğ ü g ibi za man zaman ve ma terya l i n b i ri ktiği
ölçüde M a rx ' ı n ekonomik a raştırma yönte m i n i suna rken
tan ı mlamanın genel a kışından sapı l ma ktad ı r. Bu noktada
da, bu söz kon usu.
M a rx ' ı n yönte m i n i tüm boyutla rıyla a raştırmak ta b i i
ki temelde felsefenin görevi d i r. Bu k i ta pta, Ma.rx' ı n somut
ekonom i k a raştırma yöntem inin sadece b i rkaç ana öze l ­
l i ğ i incelenecekt i r.
Bu noktada, M a rx ' ı n somut ekono m i k a raştı rmada so­
yutlama yönte m i n i nasıl uyguladığı soru n u ile i l g i len iyo­
ruz. M a rx ve Len in b u ekonomik a ra ştı rma yönte m i n i çe­
şitl i yerlerde ta n ı m l a m ışlard ı r. M a rx şöyle yazar: «Daha
da ötesi , ekono m i k biçim lerin çözüml emesinde ne mik­
roskopl a r, ne d e ki myasal bel i rtecler b i r işe yaramazlar.
Soyutlamanın g ücü her ikisinin d e yerini tuta bi l mel i d i r.»2'
Len in d e şunu b e l i rtiyor: «Somuttan soyu ta ilerl eyen d ü ­
şünme -doğru olduğu sürece- gerçekten uzaklaşmaz
aksine ona yaklaşır. . tüm b i l imsel. . . soyutla malar. Doğayı
.

daha kapsa mlı, daha doğru ve daha eksiksiz olara k yan-

111
sıtır. Gerçek gözlemden soyut d üşün ceye ve burdan da
eyleme - i ş te gerçeğin a l g ı l a n masına, nesnel gerçeKl i ğ i n
a l g ı l a n masına d iyalekti k ya klaşım budur.»30 Bu Lenin'in so­
yutla ma yöntemini teorik a raştırmanın d oğru yön temi (ay­
nı za manda bu yöntemin doğru olara k uygulanmasıyla
geliştirilen teorinin de gerçek l i ğ i n doğru ya nsıtılması ol­
duğu a n l a m ı nd a doğru yön temi) olara k ka b u l ettiğ i n i gös­
terir. Mor><, yeniden ve yen iden ka pita l izmin bili msel e ko­
nomi politiğini kastederek, e konomi politiğin kapitalist ü re ­
tim ta rzının teori k ifadesi olduğunu belirtir.
B i l i m sel a ra ştırma larda soyutlama neden zorunludur?
Nesnel erin öz doğalarıyla d ı ş görü n ü mleri çakı şmazla r d a
onda n . N esnelerin ö z doğa larını açıkıamk, işte b i l i m i n gö­
revi budur. Bu görevi gerçekleşti rmenin bir yol u da bilim­
sel soyutlama yöntemini k u l l a n ma kt ı r.
Doğa l d ı r k i Marx'ın e konomik a raştırma yöneti mini
salt bilimsel soyutlama yönte m i olara k n itelemek yeterl i
değ i l d i r. Bu yöntemin eksiksiz beti m l en mesi için, herhan­
g i b i r özel durumda soyu tla manın n e ölçüde uygulanaca­
ğına özel bir d i k kat gösteri l mel idir.
B u soru n u n hazır bir cevabı yoktu r, a n ca k şurası ke­
s i n d i r ki, Marx her za man söz konusu durum için ikincil
öneme sahip olan ve ekonomik o l g u n u n i n celenmesini e n ­
gelleyen yönleri ayı klar. Bu ayı klama o l ma ksızın ekono­
mi1< soru n l a rı a raştı rmak olanaksızd ı r çünkü olgunun do­
ğası sayı sız i k i ncil öneme sahip özel l i k l e r a l tında saklı
kalaca kt ı r. Bununla b i rl i k te be l i rti l me l i d i r ki, Marx'in ayık­
ladığı i k i n c i l yönler ancak özg ü l bir bağ lamda i k incildirl e r.
Baska b i r a ç ıdan ba kıldığ ı n da b i rinci dereceden öneme
sa h i p ola b i l i rl e r ki, bu açıdan onları ayı klamak. d ışarıda bı­
ra kmak ya n l ı ş o l u r.
Bunu sergileyen b i r örnek vere l i m . Eğer sorun umuz
burj uva top l u m u n u n soyut incelemesi ise. bu durumda d ı ş
t ica ret d ı şa rıda bıra k ı l m a l ı d ı r·u . Dış ticaret kapita l izmde

112
gGçlü b i r role sah i p ti r a ma bu soruna ilişkin olara k d ı şsal
bir etmenden i barettir. B u nedenledir k i M a rx , başlıca yön­
leriyle, ka pita l ist üretim tarzı teorisini dış tica rete değin­
meksizin ortaya koyar. M a rx'ın genişleyen yen iden üretim
sürecini nasıl salt kapita l izmin i ç koşullarıyla başarı l ı b i r
biçimde a ç ı k l a d ı ğ ı n ı a n ı m sa mak yeterl i d i r. Len i n , M a rx ' ı n
bu tezin i N a rocinikler' le m ücadelesinde savu n m u ş ve ge­
rekçelemişt i .
Marx , d ı ş t ica reti kes i n l i kl e d ı şa rıda bıra k ı r, ancak
b u n u yaparken d ı ş ticaret ve d ünya paza rının « kapital ist
ü retimin hem ön koşu l u , hem de sonucu» ol'd u ğ u n u v u r­
g u l a r3!. Somut varo l u ş koşu l la rı içinde, gerçekçi olara k ele
a l ındığında, dış t icaret o l ınaks,ı zın kapita l ist üretim sorı
derece g ü ç olaca kt ı r. M a rx buna i l i şkin o l a rak şunları ya­
zar: «Artık emek veya artık değer sadece u l usal artık de­
ğ erde temsil edi l seyd i, bu d u ru md a değerin değer aşkı
için a rtması ve bundan ötürü a rtı k e meğe cebren e l kon­
ması (ulusal) emeğin d eğerinin içinde temsil edileceğ i , dar
k u l l a n ı m d eğ erleri çemberiyle sın ırl a n ı rd ı . Onun (artık ürü­
n ü n) d'.:'öer o l a ra k gerçek doğası n ı a nca k dış tica r�t g e l i ş­
tirir . ıı 33 D ı ş ticaret ve d ü nya paza rı ol maksızı n, ka pita l ist­
. .

ler için k ô r elde etmek son derece güçl eşecekti r.


Marx'ır. başvurduğu b i l i msel soyutla ma l a rın som ut, ta ­
rihsel k a ra k teri bu örnekte apacık mevda ndad ı r. Örneğ in
gen iş leyen yeniden ü retim teoris i n de i k i n c i l ve d ı şsa l (ari­
zi) bir etmen olan d ı ş ticaret, sorun kapital ist ü retimin
işleyiş mekan izma s ı n ı n som u t incelemesi olduğ u zaman
öne çıka r.
Ekono m i k a raştı rma n ı n her aşaması nda soyu tlama­
nın işlevi böylelik le söz konusu in celemen in konusuna dış­
sal olan etmenlerin elenmesi ve tüm di kkatin olgunun te­
mel (iç) öze l l ikleri üzerinde yoğ u nlaştırı l ma s ı d ı r. M a nc
i ç i n genel yöntemsel ilke , kapita l ist ü reti m i n s a f biçiminde
çözümlenmesi zoru n l u l uğuydu ve bu, özel olara k a rtık de-

Kapital f/8 113


ğer çözümlemesinde apaçık ortadadır. Görmüş old u ğ u m uz
g ib i , M a rx'ın burada ki ç ı k ı ş nokta sı a rt ı k değerin, t ü m
özel biçiml e rinden ayrı olara k 'saf' d u ru m u nda e l e a l m ­
masıdır.
B i rçok d oğa l yasa g ibi e konom i k yasa la r ve ka tego­
riler de ve ha tta tüm toplumsal yasa l a r da gerçek hayatta
eği l i mler olara k kendilerini gösterirler. Marx , teorik kate­
gorilerin ekonomik olguları kesin olara k yansıttıklarını ve
onlara ta m ı tamına uygun d ü ştükleri n i kabul etmekle bir­
likte, bir a n için olsun bu uyuşma n ı n ya k la ş ı k olduğunu
a k l ı ndan çı karmaz.
Bu va rsayım olmaksızı n , teorik çöz ü m l e me bütünüyle
olanaksız o l u rd u . Bu, M a r..< ' ı n « h iç b i r za man doğrudan
veri olara k değ i l . ama çelişkili dalgalanma la rın orta lama
sonucu olarak görünen» ve «gerçek, değişik kôr ora n l a ­
r ı n ı n dengelenmesi hareketinde belirleyici eğ i l i m olara k »
y e r alan d iyerek n i telediği orta lama kôr örneğ inde serg i­
len mektedirH. Bununla birli kte Marx, orta lama körın kesi1
o l a rak ölçülebilen, oldukça özg ü l b i r büyü k l ü k olduğunu
kabul eder.

Marx'ın soyutlama yönte m i n i n bu öze l l i ğ i en belirgin


şekilde meta ların değer ve piyasa fiyatl a r ı n ı özdeş leştir­
mesinde ortaya ç ı ka r. «Bu meta l a rın fiyatları değerl eriyle
eşitm i ş gibi kabul edilebi l i r» 36 ve meta la rı n değer ve fiyat­
ları « b u rada özdeş olara k a l ı n maktad ı r. . . »16 der Marx 'Bu -
roda' sözcüğü sadece Theorien über den M ehrwert (Artık
DeÇjer Teori leri) değ i l . Kapital'in i l k ü ç c i l d i n i de kapsa ma k ­
tad ı r.

Kapital'in üçüncü c i l d inde M a rx, «Tüm bu çözümle­


mede fiyatlarda ki iniş çıkışların değerdek i gerçek dalga­
lanmaları yansı ttığı varsayı m ından hareket etmekteyiz » ':
d iye yazmaktadır. M a rx b u rada henüz değerin ü retim fiya­
tına çevri l mesini ele a l ma ma ktad ı r. Bu sonuncu d u ru mda

1 14
teorik olara k piyasa fiyatlarıyla, ü retim fiyatların ı n çakıştı­
ğ ının bel i rti l mesi gerekiyordu .
İ l k bakışta , bu durumun Marksist d e ğ e r teorisinin' esas­
l a rıyla çel i ştiğ i sa n ı la bi l i r. B i l in d i ğ i g i b i b u teorinin ana
tezlf;rinden b i ri değer ve fiya tın temelde fa rklı olduğunu
belirtir. Kapital'in b i rinci c i l d inde M a rx , « fi yatl a , değer bü­
y ü k l ü ğ ü a ra s ı nda n i ce l i ksel bağdaşmaz l ı k olanağı veyö bi­
r i n c i s i n i n , i k i ncis inden türemesi b izzat fiyat biçiminde sak­
l ıd ı r. >ı 38 diye yazar. Düzensiz kapita l ist meta ekon omisi ko­
ş u l la rı a lt ı n d a değer yasasını serg i l eyen i şte kes i n l i kle pi­
yasa fiyatı ile değer a rasınd a k i b u farktı r. Bununla birl i k­
te, meta l a r ı n piyasa fiyatlarıyla değerleri n i n veya -da ha
y ü ksek düzeyde bir çözüml em ede- meta l a r ı n piyasa fi­
yatlarıyla ü retim fiyatla r ı n ı n çakışması önkoşu l u Marx';n
değer teo r�i açısından büyük b i r önem taş ı r . Marx kesin
o l a ra k ne demekted i r?
Önce l i kl e , kapıta l i st meta ekon omisinde meta n ı n de­
ğeri n i n sadece f iyatıyla başka bir deyişle değerin parasa l
biçimiyle ifade edilebileceğ i n i söyler Marx . Değer fiyat d ı ­
şında h i ç b i r şeyle ifade edi lemez. Fiyat d eğeri n ifades i ­
d i r, ç ü n k ü M a rx'ın k e n d i sözleriyle « . . . meta n ı n eşdeğeri n :
o n u n fiyatını olu şturan para m i kta rı i l e i fade etmek, b i r
toto l o j i d i r >ı 3� Fiyatların değerlerden fa r k l ı l aşmasına n -7
. . .

yol açmakta d ı r? Kapita l ist meta ekonomisinin düzensiz­


liği (kend i l iğ i nden c i l i ğ i ) . meta l a rın gerçekleştiği koşu llar.
satılma koş u l l a r ı buna yol acar. « . . . Meta n ı n bu m u bade:•.}
o ra n ı » der M a rx. «ya meta n ı n değer büyüklüğ ü n ü . ya d"J
değerden tü reyen ve bel l i koşu l l a r altında ond a n farkl ı l a ­
ş a n a l tın m i kta rını i fade ede r.»"° Fiya t meta n ı n değerinden
fa rk l ı l aşınca, artık değerin yete rli bir i fadesi olmak tan ç ı ­
ka r.
Kapita l ist meta ü reti minde değerin yalnız para olara k ,
f iyat biçiminde va rolmasına karşın değer teori s i n i gel iştir­
me görev i n i üslendiği nde Marx ' ı n fiyatla, değerin çakış-

115
tığ ı n ı va rsaymak zorunda olduğu a ç ı k t ı r. Çünkü ancak bu
d u rumda fiya t , değeri n yeterl i b i r i fade b i ç i m i ola b i l i r.
Piyasa fiyatla rının kapita l ist üre t i mde değerlerden
fa rkl ı l aşma s ı n ı n zoru n l u olduğu kadar, bu fark l ı l aşma ların
konu dışı bıra k ı l ması ve sorun soyu t değer teori s i n i d ü ­
zen lemek olduğ unda değerle p iyasa fiya t ı n ı n özdeş sayı l ­
ması d a zoru n l u d u r. B u d u rumda meta l a rı n gerçekl eşme
koşu l l a rı -yen iden ü retim çöz ü m l emesinde dış t ica reti n
d u rumu g i b i- gerçek i l i şkiyi perdeleyen d ı şsal (a rizi) b i r
öze l l i H r.
Emek değer teori siyle M a rx kapita l i s t ü retimde ger­
çekl eşen t ü m süreçleri değer teme l i n e otu rtur. B u radan
doğrudan ü retim s ü reci ne bağ l ı kategorilerin değeri (veya
değerin b i r parçası olara k artı k değeri) yeterl i b i r biçimde
ya n s ı tma gerek l i l iğ,i sonucu çıka r. Teorik olarak bu gerek­
l i l i k , bu tü r kategorilerin doğrudan değeri i fade etti k l eri
varsayı mıyla hesaba katıl m ı ş o l u r. Değerden farkl ı laŞıi­
larso. bu bölüşüm ya da ye n iden böl ü şü m ü n b i r etme n i d i r.
başka bir deyişle bu d u ru m i k i n c i l b i r öneme sa h i p tir.
Bu d u ru mda değer teorisi tüm ü retim fiyatları top l a m ı n ı n
veya piyasa fiyatları topl a m ı n ı n değerl eri n topl a m ı n a e ş i t
o l ma s ı n ı g erektirir. Değerle piya sa fiyatı arasındaki · ı l i ş ­
k i drn ş u benzetme ya p ı l a b i l i r. Fiyatın d e ğ e r karşısında
q c s \8 r C.: i il i h c- rh ::ı n g i bir ra r k i ı l a ş m a ü reti l m i ş olan değeri '1
yeniden böl üşüldüğü a n l a m ı n a gel i r. Anca k fiyatın değerl'1
çakış�ı(ıı koşu l l a rda f i yQ.t değeri yeterl i bir biçimde ya n s ! ­
t ı r v e doğrudan ü r�tim süre c i n i n b i r ka tegoris i d i r. Değer
teo risi 'piyasa fiyatı' kategorisi için bu gerekl i l i ğ i beli rler,
ç ü n k ü serbest rekabetin normal koşu l kı rı a l tında piyasa
fiycıt ı n ı n s ü re k l i olarak değerden fa rk l ı laşması ola n a ksız­
d ı r. Bunun tersi doğru ol sayd ı , f iya tın değeri n yeterl i :Jir
i fadesi ol ması şana ererd i .
Bu a y n ı zamanda doğrudan ü retim süreci n i ya nsıta n
e konom i pol itiğin öte k i kategori leri i ç i n de geçe rl i d i r. Ö r-

1 16
neğin, k ô r a rtık değerin dönüşüm geçirmiş bir biçimi olma­
sına karşın a rtık değere eşittir ve Marx «a rtık değerle, kôr
gerçekte aynı şeydir » 4 1 diye bel irti r. Kôrın ortalama kôra
. . .

ve değerin ü retim fiyatına dönüşümüne gelince -Marx ın


kanıtladığı gibi- bu sadece «bir bütün olarak sermayenin
ortaya çıkardığı artık değerin - çeşitll ü reti m kol l a rı nda k i
çeşitl i sermayeler v e çeşitl i meslekler a rasında bölüşü­
mü . . »42 soru nudur. Piyasa değeri ve kôrın terş1ne orta lama
.

kôr b i r bölüşüm kategorisidir; toplam ortalama kôrlar, de­


ğer teıorisine bütün üyle uygun olarak, toplam artık değere
eşittir. Sonuç olarak, o rta lama kôr değer ve artı k değerce
belirle n i r. Bu şekilde bel irlen meseydi «ortalama kôr h iç bir
şeyin orta l a ması olmazdı, salt bir düş olurdu.ıı43
Öte ya ndan ü retim fiyatı i k i yön l ü bir ka ra kter taşır.
Oluşturucu parçala rından biri môl iyet fiyatı olduğundan
doğrudan ü retim sürecini yansıtmanın yan ı sıra ortalama
kôrı da içerdiğinden bir bölüşüm kategorisidir de . . Ayn ı
şey _ kôr ile a rtık değer a rasındaki ilişki için de geçerl idir.
Burada, aynı zamanda ayn ı kategorilerin hem ü retim, hem
de böl üşüm i l işkilerini ifade etmesinin de nedeni olarak,
böl üşümün ü reti min bir başka yönü olduğu gerçeği açı kça
ortaya ç ı ka r.
Bununla birli kte b i r yandan piyasa fiyatı. piyasa de­
ğeri ve kôr kategori leri ile öte ya ndan ortalama kôr ve
ü retim fiyatı kategori leri arasında öneml i bir fa rk vard ı r.
Normal rekabet koşı..: l la rı a ltında piyasa fiyatı genel l i kle
değere ve kôr da artık değere eşittir. Bu nunla b irl ikte
ortalama kôr ve ü reti m fiyatı a rtık değer ve değerle anca K
istisnai durum l a rda ayn ı şeylerdir; b i r kura l olara k artık
değerden ve değerden ayrı l ı rlar. Bu onların böl üşüm ka­
tegori l eri olduklarını n iteler.
Bu görüşü Grundrisse'den yöntemsel açıdan çok i l ­
g i n e o l a n iki a lı ntıyla deste k leyebil iriz: « Pratikde serma­
yenin, hem genel bir eği l i m olarak, hem de doğrudan

117
doğ ruya fiyat a racı l ığ ıyla , . . . gerekli emeği doland ı r m a k
ve on u topl u m u n i ç i n d e b u l u n d u ğ u a ş a m a ta rafından o l ­
d u ğ u kadar doğa totofındon do belirlenen düzeyin (stan ­
dardın) a ltına d üşürmek istemesi; b u rada konumuz d ı ş ı n ­
d a d ı r. Burada her za man va rsaymal ıyız k i öden m i ş olan
ü cret ekonomik olarak a d i l d i r, başka b i r deyişle ücret eko­
nominin genel yasa l a rı n ca belirlenm iştir. Bu noktada çe­
l iş k i ler tek i l kap ita l i s tlerin sa h tekôrl ı k l a rından değ i l , biz­
zat genel i l işki lerden kayna k l a n ma k zoru ndadır. B u n u n
gerçe k l i kte a l d ı ğ ı i lerki b i ç i m l e r ü cretler öğ retisine a i t­
t i r.»44 i k i n c i a l ıntı da şöyle: « Fiyatın bel i rlen mesinde ( k ö r­
da da göreceğ i m iz gibi) sahtekarl ı k , karş ı i ı k l ı ş i ke de i ş ı n
i ç i n e g i rer. M ü badelede b i r i n i n kaybettiğ i n i ötekisi kaza ­
n ı r; a ra l a rı nda bölüşebilece k l e ri şey sadece a r � ı k değer­
dir . . . »45
Piyasa fiya tlarının değerlere eşit ol ması koşu l u b u ­
ra da M a rx 'ın i ktisa t teorisinin e n önem l i g e rek l i l i k l e ri n ­
den biri o l a ra k görü n ü r. İşçi s ı n ı f ı i l e kapita l istler a ra s ı n ­
d a k i uzlaşmaz çel işk_i , ka pita l i st i n sattığı metayı değeri­
nin üzerindeki bir fiyattan sata ra k işçiyi dola n d ı r m a s ı n ­
dan kayna klan maz. ( B u n u n l a birli kte bu sahtekôrl ı k t ü r ü
de k a p i t a l i s t gerçekli kte yay g ı n d ı r . ) E m e k l e se rmaye a ra ­
s ı n d a k i uzlaşmazl ı k kapita l i stin eşdeğeri { � a rşı l ı ğ ı ) o l m a ­
dan el koyd u ğ u değerden, y a n i a rtık değerden ortaya
ç ı i< ma k tadır. Ancak Marx ' ı n göste rdiği g i b i bu durum eş­
değerlerin m ü badelesi yasasına . değer yasasına bütünüy­
le uygun d üşer. Meta l a rın p iyasa fiyatların ı:ı değerl eriyle
çakışma masından doğan kôr sadece a rt ı k değerin yen i ­
d e n böl ü ş ü m ü n ü si mgeler.
Yen iden ü retim sü reci n i çözüml erken M a rx , bu s ü re­
c i n kapita l i st · biçimine bağ l ı olan oransızl ı k l a rı b i r ken a ra
b ı ra k ı r . B u n u n l a b i rl i kte kapita l ist g e rçeklikte dengeli ü re ­
t i m «doğal olarak h i ç b i r za man bütünüyle varolmaz . . ıı46
,
.

Ancak M a rx incelemelerinde kapita l ist ü re timde dengeli

1 18
üreti m i n yer a ldığını varsaya r: «bütün b u i ncelemede . . .
doğal o l a ra k meta ların h e r za man kendi değerlerine sa­
tıldığı varsayılm ıştır.»47 Bu nede n l e yen iden ü retim k u ra ­
mının ana sorun u o l a n gerçekleşme, yukarıdaki a l ıntıdan
anlaşılabileceği gibi kaba bir satış sorun u olara k anla­
şıl mama kta d ı r. Yeniden ü retim sürecinde esas önemli so­
run ürünün bütününü o l u şturan pa rça larının kend i doğal
ve değer biçimlerinde nasıl tekra r yerine kon u lacağı ve
topla m top l u msal ü rü n ü o l u ştura n pa rça l a r arasında karşı­
lıklı anlaşma n ı n nasıl sağlanaca ğ ı d ı r.
Orta l a ma kör ve ü retim fiyatını d üzen led i ğ i çözü mle­
mede M a rx. çeşitli ü retim kollarında işgününün eşit uzun­
l ukta o l maması gerçe ğ i n i de bir yana b ı ra k ı r48• Bu fa rklı­
l ı klar da h esaba katı lsayd ı , çeşitli kollardaki a rtık değer
kütlelerinin eşit ol mad ı ğ ı n ı da kabul etmek gerekecekti.
Oysa a maç, fark l ı organik b i rleşiml erin tekil ü retim kolla-_
rında üretilen artık değer k ütlesi ü stünde ne g i b i b i r etki
yaptığının gösteri lmes i d i r. i şte söz konusu dalda elde e d i­
len artık değer kütlesi üstünde benzer şekilde etki yapan
tüm öte ki etmenlerin bir kenara bıra k ı l m as ı · gereğ i bun­
dand ı r.
Artık d eğer ve kôr teori lerinde Marx, bunun ya nı sıra
«yaba n s ı l aşma kôrı ıı n ı da b i r kenara bıra k ı r. Oysa gerçek�
te kapita l istin elde ett i ğ i kôr «büyük ölçüde ya bancıl aş­
ma k ô rıd ı r.»49 Ancak söz kon usu durumda tekil kapita l ist­
ler a rasında bölüşülen sadece topla m kôrd ı r ve a rt ı k de­
ğerin yaratıl masından ortaya çıkan kôrın incelenmesinde
«yabancılaşma kôrı» bu nedenle bir kenara b ı ra kı l ma­
l ıd ı r.

119
vıı

ARTI K DEGER TEORiSi N iN TAMAMLANMASI

Marx'ın neyi kanıtlaması gerekiyordu? Değerle üretim fi·


yatı arasındaki farkın bir simgesi olarak rant. Kapllallst
tekel teorisi. Tekel fiyatı ve değer teorisi. Kapltallst ta·
nmda tekelln doğuşu. Rant teorisinde blllmsel soyutlama
ömeklerl.

Theorlen über den M eh rwert'te (Artık Değer Teori­


leri) Marx'ın orta lama kar ve ü retim fiyatı teori lerini ge­
liştirdiğ i böl ümlere dönecek olursak, bu bölümlerde ana
yeri ra nt teorisinin ve özellikle mutlak rant teorisinin oluş­
turduğunu görü rüz. Bunun nedeni, topra k rantının Marx'
ın i ktisat teorisinde çok özel bir role sahip olmasıdır. Bu
ise mutla k ra nt teorisinin orta l a ma kar ve üretim fiyatı
teorisinin bir çıka rsaması olması ve onları n doğ ruluğu
·
için bir mihenk taşı olması nda ndır. Marx'ın orta lama kar
ve üretim fiyatı teorisi, değer ve ü retim fiyatının doğrudan
çakışmaması olgusuna dayan ı r. Sadece, ü retim fiyatları­
nın topla m ı değerler toplamına eşittir.
Ta rımsa l ü rün'ıerin değeriyle ü retim fiyatları a rasınd.:ı­
kl fark mutlak rantı oluşturur. Bunun tersine Rica rdo'nun
ortalama kô r ve ü retim fiyatı teorisi değerle üretim fiyatı­
nın özdeş olduğu va rsayımına dayanır. Böylelikle Ricardo,
gerçeklere ters düşerek, mutl a k rantın varlığını yadsır.

1 20
Ricardo'ya göre gerçekte tarımsal ürünlerin fiyatı ortalama
köra ek olarak bir mutlak rant bırakacak olsaydı , bu du
rumda fiyat ü retim fiyatını ve -değer ile üretim fiyatının
özdeşliği doğ masına göre-- bunun yanı sıra değeri aşar- .
dı. Bunun sonucu da ta rımda bir miktar emeğin sanayide
olduğundan daha fazla değer yaratması olurdu ki, bu da
değer yasasının acıkça ihlôli anlamına gelecekti. «Sonuç
olara k metaları n değeri, içerdi kleri emek miktarınca be­
l irlenmeyecektir. Bununla i ktisadın tüm temelleri alt - üst
olacaktır.»1 Ricardo'ya göre mutlak rant olanaksız oldu­
ğundan ve sadece d ifera nsiyel ran t varolabileceğinden .
değer yasasının genel geçerliliği korunmuş olmaktadır. De­
ğer yasa s ı n ı 'kurta rma' a rzusuyla Rica rdo, kapita l ist ger­
çekliği karşısına alma pahasına, mutlak topra k rantını red­
detti.
Marx ise kendi mutlak ran t teorisinde orta lama kör
ve üreti m fiyatı teorisinin onayıni bulmuştur. M utlak rant
teorisi, aynı zamanda, Smith ve · Rica rdo'nun değerle ü re­
tim fiyatının özdeşl iğini. öne süren temel tezlerinin de
doğru olmadığının ka nıtıd ır. Mutlak ra nt teorisinin orta lama
kör ve ü retim fiyatı teorisine vücut vermedeki işl evi , En­
gels'e 9 Ağustos 1 862'de yazd ığı mektupta Marx ta rafın­
dan şöyle betimlenmişti r: «Teorik olara k kl] nıtlamam ge­
reken tek şey, mutlak ra ntın değer yasasını ihlöl etmeden
varolabil eceğ idir. Fizyokratlardan · günü müze teorik tartış­
maları n merkezini bu nokta ol uşturma kta . Rica rd o bu olc­
nağ ı yadsıyor, ben kabul ediyorum. Ben aynı zamanda Ri­
cardo'nun bu yadsımasının Adam Smith 'ten a l ınan teorik
ola ra k yanlış b i r doğmaya -metaların değerleriyle môii­
yetlerinin özdeş varsayı l ması- dayandığına inanıyoru m.ıı2
Marx, mutlak rantı değerle ü retim fiyatı a rasındaki
fark olara k ta nımlar ve ortalama kör ve ü retim fiyatı ya ­
sası nın değer yasası temelinde işlediğini ve bu nedenle
burjuva ekonomi pol itiğ inin ta n ınmış yaza rlarının inandık-

1 21
ları n ı n aksine değer yasasıyla çeli şmed i ğ i n i gösterir. Bu,
Marksist değer ve a rtı k değer teorilerinin gel i ştiril mesinde
ve genel olara k Marksist ikiisat torisinin ol u şturulmasında
one m l i b i r etmendir.
B ü tü n b u n l a r. Kapital'in üçüncü c i l d i nd e sorun temel
o l a ra k d ifera nsiyel ran t iken Theorien über den Mehrwert'
te (Artık Değer Teorileri) M a rx ' ı n d ikkatini n eden m u tlaı<
ran t soru n u üstüne yoğu n laştırd ı ğ ı n ı açıklar. Kapital'in
üçüncü c i l d inde M a rx toprak rantını a rtı k değerin türemiş
biçimlerinden b i ri olara k sunar. Kapita l ist üretim tarz ı n ı n
uyg un, yeterli b i r ifadesi o l a n d iferansiyel rantı başlangıç
noktası o l a ra k a l ır. Mutl a k ran t ve ona dayanan topra k
sa h ipl eri s ı n ı f ı kapital ist ü retim acısından fazlalıkı:nı ş gibi,
gereksizmiş g i b i görün ü r. Ra n t teorisinin özg ü l sorunları­
n ı n . değer ve a rtı k değer ortalama kôr ve üretim fiyatı teo ­
rilerinin genel sorularına bağ l a n d ı ğ ı Theorien über den
Meh rw e rt ın (Artık DeQer Teorileri) özel ya pısı buna uyg u n
'

olara k . ra nt teorisine genel olarak M a rx'ın i ktisat teorisini


011.Jştu rmada yüklenilen görevi n son u c u d u r . .
Burada para teorisiyle b i r benzetme kuru la b i l i r. Ra n t
tecris i n i n orta l a ma k ô r ve üretim fiyatı teorisinin o l u ş ­
turulmasında yerine getird i ğ i işlevi. pa ra teorisi, değer teo­
ris i n i n o ı u şturu l masında yerine getirir. Ve Marx değer
teorisinin gel iştiri lmesine Proudhon'un para teorisini eleş­
tirmekle başia d ı ğ ı gibi Al man b u rjuva i k i tsatçısı Rodber­
tus'un ra n t teorisinin eleştirisinde de orta lama kôr ve ü re­
-
tim fiyatı teori lerini geliştirmiştir. Rodbertus bir mutlak
rant teorisi kurmaya girişm işti. M a rx Theorien über den
Mehrwert'in (Artık Değer Teorileri) mutlak rantı konu a i a n
özel b i r böl ümünde bu g i r i ş i m i ayrı ntılarıyla çözümler'
ve gösterir ki Rodbertus'un yan l ı ş ı mutlak rant teorisinin
ba şlangıç . nokta s ı n ı olu şturan değerle üretim fiyatı i l işkisi
sorusunda « S mith ve Ricardo'nun dogması» n ı kabu l et­
mesinden doğmuştur.

1 22
B u rada da M a rx çözümlemesinde i l k olara k somut­
tan soyuta ilerler: paradan değere olduğu g i b i , ranttan
orta lama kôr ve ü retim fiyatına.
Genel (soyut) biçim inde orta lama kôr ve ü retim fiya'tı
teoris i , h e r i k i biçiminde de serbest rekabet için hiç bir
engel b u l u n madığ ı n ı va rsayar.

Kapita l ist ta rım. toprakta özel m ü l kiyet tekel i n i n re­


kabeti b i r ölçüde s ı n ırlandırd ı ğ ı b i r kapita l ist ü retim d a l ı ­
d ı r. Theorien über d e n Mehrwert'te (Artık Değ er Teorileri)
betimlendiği gibi top ra k ra ntı teorisinde ortalama ·kô r ve
ü ret i m fiyatı genel teorisi tekelin va rolduğu ve işlediği
özel b i r duruma uygulanm ıştır. Üçüncü bölümün ta slağın­
da, yôn i daha i lerde Kapital'in üçüncü c i l d i olacak böl ü m ­
d e , M a rx'ın 1 861 /63 metinleri üstüne çalıştığı dön emin
ta rihini taşıya n . ra n t ba hsine Marx «Toprak Rantı ( De­
ğerle Ü retim Fiyatı . Arasında k i Farkın S i mgesi) » ba şlığını
verm iştir". Ayrıca 2 Ağu stos 1 862 ta rihli mektubunda En­
gels'e rantı ortalama kôr ve ü reti m fiyatı yasasının bir
«simgesi»5 olara k n ite lem işti r. Theorien über den Mehr­
wert'te (Art ı k Değer Teori leri) mutlak topra k rantı yasasını
ortaya koya r ve şunu bel i rtir: « B u genel olarak ben i m g B'­
l i ştird i ğ i m b i r yasa n ı n -yc'.i n i ortalcıma kôr ve ü reti m fiyatı
yasa s ı n ı n . V.V- özg ü l b i r sanayie (dala) uygu lanmasıd ı r»6
1 86 1 /63 meti n l erinde gel işti rildiğ i biçimde rant teorisi doğ­
rudan dcğruya orta lama kôr ve ü retim f iyatı teori siyle ve
scnuç olara k da a rtık değer teorisinin ta m a m l a n ma s ıyla
i l i ş k i l i d i r . Bütün b u n l a r M a rx 'ın teori s i n i , 1 86�'/63 meti n le­
rinde ya pıldığı kadarıyla ve doğ rudan orta lama kôr ve
ü reti m fiyatı sorunuyla i l g i l i böl ü mlerin i . nasıl o rtaya koy­
duğ unu · ayrıntılarıyla incelememizi zoru n l u kı l makta.

Genel olara k M o rx'ın iktisat teorisi nde ra nt teori s i n i n


yürüttüğü i şlev, doğal olara k , şimd iye dek söyled i k lerimız­
le sınırlandırılamaz. Ran t teorisinde M a rx tekelci ka pita l izm

1 23
teorisini, kapita l ist ü retim tarzında kapita l ist tekel teorisi­
ni, özg ü l bir örnek üzerinde gel iştirmiştir.
Tekelcil i k - öncesi kapita l izm çoğu kez serbest reka­
bet kapita lizmi olara k betimlenirse de, bu betimleme ser­
best rekabetin tekelin d ı şında ve tekelsiz varolduğunu
göstermez. Gerçekte bir bütün olara k kapital ist ü retim
ta rzı temel ü retim a raçlarında tüm egemen sınıfın -kapi­
ta l istler s ı n ıfı- tekelci m ü l kiyeti üstüne kurul muştur. Marx
« sermaye tekeli tek başına kapita l iste işçiden a rtık emek
elde etme olanağı sağ lar . »7 d iye yazmıştı. işte bu neden­
. .

le, Theorien über den Mehrwert'te (Artık Değer Teorileri)


gel iştiritd iğ i biçimiyle ran t teorisi kendi kon usunun sınır­
larını çok aşar. Marx için o, değer ve a rtık değer teorisi­
nin tamamlanması anlamını taşıyordu .
M u t l a k ran t teorisinde Marx, ç ı k ı ş noktası olara k ka­
pitalist ta rımı n iteleyen iki temel olguyu a l ır: toprakta özel
mülkiyet (en önemli ü retim koşulu olara k toprak mül ki­
yetinde tekelcilik) ve b u dalda sermayenin organ i k b irle­
şiminin sanayiden. daha düşük olması durumu. İkinci olgu,
kapitalist tarımın ü retici g üçlerin, emek üretken liğinin ge­
l işme d üzeyine i l işkin olara k sanayiin a rkasında kalması.
Tarımda k i d üşük orgarıik bileşimin sonucu olara k orada
ü retil en artık değer bir bütün olara k kapitalist ü retimdeki
orta la ma kör düzeyini aşa r. Bu nedenle de tarımsal ürün­
lerin piyasa değerleri kend i topl umsal üretim fiyatlarından
da ha yüksektir.
Topra ğ ı n özel mül k iyeti tarımda elde edilen ekstra ar­
tık değerin bir bütün olara k kapita l ist sın ıfın denetimine
g i rmesini ve böylece orta lama kôrın yüksel mesini ön ler.
Kapitalist ü retimin bir dalı olarak tarım genel kôr ora n ı ­
n ı n oluşturulmasına katılmaz v e ta rımsal ü rünler de ü re­
tim fiya tlarına deği l de, piyasa değerlerine satı l ı rlar. Top­
rakta ki özel m ü l k iyet tekeli, bir kale d uvarı gibi, kapita l ist
ü reti min bir d a l ı olan tarım kesimini üretimin çeşi . dal-

1 24
ıarı arasındaki rekabetten korur. Ancak rekabet kalenirı
d uvarların ı n hemen önündedir ve b u da piyasa değeriyle
topl umsal ü retim fiyatı a rasındaki fa rktan ta rımsal kapita­
l istlerin h iç bir şekilde yara rlanmadığı anlam ına gel i r. Çün­
kü yararlanabi lselerdi tarı msal kapita l istler b i r bütün ola­
ra k kapita l ist sın ıfa oranla ayrıcalıklı durumda olacaklardı.
Ancak fark l ı dallar a rasındaki rekabet buna izin vermez.
Tüm ekstra a rtık değerin mutlak ra nt olara k, ü reti min b i r
dalı olan tarıma g erçek b i r tekelci kon u m sağ layabi len
toprak sa hipleri n i n denetimine g i rmesinin nedeni bud u r.
Burada M a rx'ın kendi mutlak rant teorisini doğ rudan
doğ ruya ortalama kôr ve üretim fiyatı teorisinden, özellik­
le bu teori n i n dayandığı temel olgudan, yôni değerle ü re­
tim fiyatı a rasındaki farktan türettiğ i görülebilir.
Mutlak rant, toprakta özel mülkiyet tekel inden ve sa­
nayie oranla tarı mda ki düşük emek ü retkenliği nden doğ­
duğu halde, d iferansiyel rant -Marx'ın gösterd iği g i b i­
toprağın kapitalist işlenme tekel inden (tarımda kapital ist
il işkileri n hôkimiyetinden ) , görece bereketli a la nların sınır­
l ı l ı ğ ından •ıe côri ü retim fiyatı düzeyinde tarı msa l ürün­
lere olan toplumsal ta lebi karşlıaya mamasından kaynak­
lanır.
Bu koşullar altında, ta rımsal ü rün lerin piyasa değeri­
ni ve topl umsal ü retim fiyatını bel i rleyen şey en bere­
ketsiz alanla rın ü rünlerinin tekil değeri ve tek i l ü retim fi­
yatla rıd ı r. Bunun sonucu ola ra k en bereketli alanları işle­
ten kapita l istler topl umsal ile teki l üretim fiyatı a rasında­
k i farka eşit olan bir artık kôr (ekstra artık değer) elde
ederler. Bu a rtı k kôr; toprağın özel mülk iyet koşulları al­
tında topra k sahiplerinin el koyduğu, dife ra nsiyel rantı
oluşturur.
.
Marx'ın rant te·oris inden hem mutl a k , hem de dife­
ransiyel rantın tarımsal işçinin emeğinden doğduğu sonu ­
cu ç ı ka r. M utla k rantta bu apaçıktır, çünkü mutlak ran t ta-

1 25
rımsa l ü r ü n ü n ü retim fiya�ı yoluyla elde edilen değer a r tı ­
ğ ından kayna k la n ı r. M utlak rant, d iye yaza r M arx, «ser­
mayen i n değişken olmayan böl ü mü n e ora n l a , ta rımsa l ser­
mayenin ta rı m - dışı kesi mde orta l a m a se rmayen i n ya ptığ ı n ­
d a n d a h a fazla e m e k m i kta r ı n ı harekete geçi rnıesiıı $ ger­
çeğ inden tü rer.

Öte ya ndan d i feransiyel ra nt, daha hareketi i a l a n l a r·


d a k i ta rım işçileri n in yü kse k ü retken l i klerinin son ucud u i·.
B u n a i l işkin olara k M a rx ş u n u be l i rtir: « Daha bereke t i :
topra kta çalışa n işçi n i n ça l ışması (emegi) daha bereket­
siz top ra kta ça l ışan işç i n i n k i nden daha ü retkendir . . . O n u n
e k ü r ü n ü n ü n içerdiği a rt ı k değer, emeğ i n i n görece dalla
ü retken oluşu ya da onun ortaya koyd uğu d i feransiyel a r­
t ı k emek topra k sa hi bince cebe i n d i ri l i r. ıı 9

Marx. b u rada mutlak ra ntla diferans iyel rant a ras ı n ­


da k i temel fa rkı açıklama ktadır: mutlak rant ekono m i n i n
b i r dalı olara k ta rımın sanayie ora n la d ü ş ü k ü r�tken l i ğ i n i n
·
sonucu iken . d i feransiyel ran t ta rımda k i b a z ı i şıetmelerın
'
aynı ü reti m dal ındaki öte k i işletmelere orG n la daha yü k ­
s e k ü retkenli kte oluşunu temsil eder.
M a rx ' ı n topra k ra ntı teo risi ta rımdaki i k i tü r tekel a r-1 -
sındaki ayı rıma daya n ı r : topra k m ü l k i yetindeki tekel ile
toprağın ka pita l ist işlenmesindeki tekel. B u noktada Le­
n i n 'in 1 901 'de basılan Tarımsal Sorun ve ' Marx Eleştiri­
leri' a d l ı ça l ı ş masında ta rımdaki bu i k i t ü r te keli ba ğ ı msız
olara k inceled i ğ i n i hatırlatmak g e re k i r. (Theorien über den
Mehrwert -Artı k Değer Teorileri- henüz o ta rihte bas ı l ­
ma m ı ştı v e b u nedenle Len in ta rafından b i l i n mesi olanaksız­
d ı ) . «Topra ğ ı n kapital ist işlenmesi teke l i ı> terimi Len i n 'den
g e l mektedir. K i tabının yen i b i r bas ı m ına ek lediği notta Le­
nin « M a rx'ın m u tlak ranta getird i ğ i açıklama ben im yoru ­
m u m u n (öze l l i k l e tekelin i k i biçimine i l işkin olarak) dog­
ru luğunu onaylama ktadır» d iye belirtiyordu10•

1 26
Marx'ın kapitalist ta rımda i k i tekel türü a rasında bir
ayırım geti rmesi büyük b i r önem taşıma ktadır çünkü bu­
nun sayesinde mutlak rantla d i feransiyel ra n t a rasına ke­
sin bir ç izgi koym a k ve iki ra n t türünün yansıttığı üreti m
i l işkileri n i n kara kterin i , başka b i r deyişle d i feransiyel ran ­
t ı n özgü l kapta l ist kara kteri i l e mutlak rantın feodal ka­
rakteri n i bel i rleme olanağı ortaya çıkma ktadır. Bu ayırım,
Len in'in toprağın ul usa l laştırılması progra m ını daya n d ı r­
dığı teorik temel i oluşturur.

Mutlak ran t ve diferansiyel ran t toprağın özel mülki­


yetine dayandırılı nca, Marx'ın dediği g i b i kapita l ist üretim
tarzının «zorunlu bir ürününden» başka b i r şey ol mazlar11•
üreti m a raçlarının özel mülkiyetine dayandığı için kapita­
l izmde, doğa l ola ra k , topra kta k i özel mül kiyeti ortadan
kaldırma k bütünüyle olanaksızd ı r. «Topra k mül kiyeti ulu­
sal mülkiyet olsaydı» , der Marx. « ka pitalist üretimin te­
meli varlığını bütünüyle yitirirdi. . . » 12

Marx. kapita l izmde diferansiyel rantın kapita l ist mül­


k iyet biçimle rince belirlendiğini ve bu ölçüde de kapit9 -
l izmin b i r özelliği olduğunu gösterir. Oysa mutlak ra nt ka­
pital izmde ta rımda k i emek üretkenliği ile sanayideki emek
üretkenl iğ i a rasındaki i l işk iye yakından bağlıdır. Marx ta ­
,
rıma oranla sanayi in daha hızlı gelişiminin «burj uva (ka­
pita l ist) ü retimin son derece acayip gelişimini ve özün ­
deki çel işkileri» gösteren « ta ri hsel b i r o l g u » olduğunu be­
l i rtmiştir13. M a rx , tarı mın (Antik ve Orta Çağlarda) başlan ·
ı;J ıçta sa nayiden daha üretken olduğuna çünkü «burada
(tarı mda) Do'ğanın k u rmuş olduğu bir makine» n in14. yôn i
yeryüzünün, toprağın kullanıldığına oysa makineyle ü reti­
min henüz · va rolmadığına d ikkati çeker. Büyü k ölçekli ma­
k ineleşmiş ü reti min geliştiğ i dönemde sanayi kesimi ta­
rım kesim inden daha h ızlı büyüdü. Ancak bu b i r ölçüye
kadar kırsal nüfustan yararlan ılması ve tarımda sermaye-

1 27
n i n organ i k b irleşiminin belirgin ölçüde geliştirilmesine da­
yan ıyord u. Oysa, Marx'ın beli rttiği gibi, gelecekte, tarım­
da sermaye yoğunlaşması ( konsentrasyon) ve kimya, jeo­
leji ve tızyolopnın -«sanayi için olduğu kadar, ta rım için
de büyük ölçüde doğrudan özg ü l temel ler ol uşturan» ve
kendi «gerçek bili msel teme l i » n i mekan iğin teşkil ettiğ i
«bilimler»- geliştiği ölçüde « tarımdaki üretkenlik» «göre­
ce sanayiden daha hızlı gelişmek» zoru ndadı r15• Tarımdaki
ü retkenlik sanayie eşit olsaydı ve bunun sonucu olara k ta­
r ı m kesimindeki sermayenin organik birleşimi sanayiyle
aynı düzeye ula şsaydı mutlak ra ntın ortadan kal kması ge­
rek irdi . Manc, buna i l işkin olarak, topra k rantının «bel l i
b i r ölçüye kadar dengelenebilen v e hatta ta rımın geliş­
mesiyle bütünüyle ortadan k a l kabi lecek . olan (sa nayi ve
tarı mın -V.V.) organ i k birleşi mlerindeki tarihsel farklılığın»
sonucu olduğunu kesinlikle bel i rtir16•

Rant teorisini geliştird i kten sonra Marx , tarımda var­


olan i k i tür teke l i n özg ü l kapita l ist tekel türleri, bir bütün
olara k kapita l ist üretimin n i tel iği olan özel tekel durum­
ları olduğunu gösterir. Marx ayrıca , bunun « sanayiin tüm
dall arında ortaya çıkan a ncak sadece burada (tarımda-ç.)
kendini sürek l i k ı lan ·ıe a rtık kôrdan fa rkl ı olara k rant bi­
çimini a lamı 17 tekele i l işkin olduğunu yaza r.

Marx burada piyasa değeriyle toplu msal ü retim fiyatı­


nın oluştu kları sürece değ inmektedi r. Her i kisi de kapi tll­
l ist rekabetin -hem bir dalın içindeki, hem de çeşitli dal­
lar a rasındaki rekabetin- sonucu olara k ortaya çı karlar.
Anca k bu rekabet üretim a raçlarının ka pita l ist mülkiyet ta­
.ke l i koşu l l a rı a l tında (tekelci kapita l ist ta rım koşu l la rı al­
tında) işler. Bu n edenle, aynı a nda pazarda olan aynı tür
ü rün ler, aynı piyasa değerine, aynı toplumsal ü retim fiya­
tına ve sonuç olarak aynı piyasa · fiyatına sahip olacaklar­
·
d ır. Burada tüm ü retim dalla rın ı n ürünlerinin toplam top-

1 28
l umsal ü retim fiyatları bu ürünlerin topl a m piyasa değerle­
rine eşittir. Toplumsal üretim fiyatı tü m kapita l ist sın ıfın
bir orta lama kôr elde etmesini sağlar. Bununla birl ikte pi­
yasa değeri ve toplu msal üretim fiyatı p_azara hökim olan
ve a rtık kôr elde eden kapita l istler grubunca saptan ı r.
Kapita l ist tekel kend i n i çeşitli biçimlerde ortaya ko­
yar: 1 . Tüm kapita l ist sınıfın sahip olduğu üretim a raçları
m ü l kiyeti tekelini ve 2 . kapita l ist sınıf içinde paza ra hôkim
olan Kapital ist gruplarının teke lci konu m larını yansı tır. Ka­
pita l ist tarım tekel i n i n öze l l i ğ i bunun tekil kapita l istlere ve­
ya kapita l istler grubuna bağ l ı ol mayışıdır. Tüm kapital istler
biçi msel olara k aynı hakka, teorik olarak bel l i bir süre için
tekelci konu m elde etme şansına sah iptirler ve hepsi a rtık
k ô r elde edebilirler. Burada kural d ı şı kalan tek şey tarım­
d ı r. Tarı mda topra k sahi plerinin tekel c i konumları. toprak
sah ipleri a ra c ı l ı ğ ıyla tüm tarımsal kapita l istlerin tekelci ko­
n umları -ve ayn ı zamanda daha bereketli alanları işleten
kapita l istler grubunun tekelci kon umla rı- kapita l ist tarı­
m ı n özel n i tel i kl eri ve doğal koşu l l a r tarafından bel irlen ir.
Tarımda ki iki tür ka pita l ist tekelcil iğ in geçici olmaması,
ka lıcı ol ması bu neden l edir. Böylece genel biçimiyle kapi­
talist te k e P n incelenmesi için uyg un bir özne teş k i l eder­
ler.
Kapita l ist ta rımın özel nite l il<lı=ıri n i n tek etkisi kapita ­
l ist üretim yasa larının i şl eyişinden doğan bu tekelin k a ·
l ıc ı olmas!d ır18• Marx «sanayi ile tarım sadece şu nokta l a r­
da ayrı l maktadır: b i rinde a rtık kôrlar bizzat kapita l i st ta­
rafından cebe indiril ir. oysa ötekisinde topra k sa h ipleri
tarafında n , ayrıca birincisinde bir sürekli l iğ e erişemezler,
dalçıalan ırlar. bir bu, bir ötek i kapita l ist tarafından ol u ştu­
ru lurlar va düzen l i o!ara k o rtadan kaldırı l ı rlar, oysa ikinci­
sinde topraktaki çeşitliliğin kal ıcı (en azından uzun bir sü­
re için kalıcı) �oğal temel i neden iyle sabitleşirler.»19 d iye
yaza r.
Kapilal f/9
129
Marx Theorien über den Meh rwert'te (Artık Değer Teo­
rileri) tekel i n orta lama kôra ek olara k b i r m i ktar tekeici
artık kôr içeren tekel fiyatında yansıdığını gösterir. Tarı m­
da bu tekelci artık kôrın . ran t b içi mini a fd ı ğ ı n ı ve bunun
sonucu olara k , ta rımsal ü rü nlerin fiyatı (mutlak ya da di­
feransiyel) ra ntı içeri r içermez bir te ke! fiyatı haline gel i r­
ken, topra k ra ntının tekelci a rtık kôrın özel bir biçimi ol­
duğu yarg ıs ı na varır.
Marx ta rımsal ürün lerin fiya tlarının tekelci kara kteri�
n i n toprağın özel mülkiyetindeki tekelin sonucu olduğu n u
gösterir. «Anca k toprak sa h ipliği tekel ince gaspedilen 11e
b i r tekel fiyatı olarak sanayi ürünlerinin fiyatından bu nok­
tada ayrılan gerçekte bir fiyattını 20 d iye yazar. Ayrıca Le­
nin de şu noktayı vurgular: « M utlak . ra nt toprağın özel
mülkiyetinden türer. Bu ra nt tekel i n bir ögesini. tekelci fi­
yat ögesini taşır.» 21
Topra ğ ı n özel mülkiyetindeki tekel i n sonucu olara k ta ­
rımsal ü rün ler, sanayi ü rün leri n i n tersine ; toplu msal ü reti m
fiyatla rına değil, piyasa değerlerine satıl ı rlar.
Toprağın özel m ü l kiyetindek i tekel, ta rımsal ü rünlerin
ü retim fiyatına çevri lmesini önler ve bu şekilde tarımsal
ürünleri n fiyatlarının yapay olara k yüksek · düzeyde, tekel
fiyatı olara k kalmasına yol acar. Marx toprak ra ntının
ekstra a rtık değer (artık kôr) olara k özel doğa sını şu söı­
lerle açıklar: «Bu a rada, topra k ra ntı nasıl açıklanırsa aç•k·
lansın, sanayie kıyasla belirgin farklılığı ortadad ı r. Aşırı
a rtı k değer birincisinde u cuz üreti mle, ikincisi nde ise pa­
halı ü reti mle yaratıl ı r.»22 Toprağın özel mül kiyetinded
tekel ve mutlak rant toprağın u l usallaştı rılması yol uyla
ortadan kaldırılaca k olursa, tarımsal ü rü n lerin fiyatları dü­
şer: oysa, orta lama kôr oranı yükseleceğ i için sanayi ürün­
lerini n ü retim fiyatla rı a rta r.
Buna i l i şkin olara k M a rx şöyle yaza r: « . . . mutlak rantın
ortadan kaldırılması orta lama k ô rı yükselttiğ i ölçüde ta rı m-

1 30
sal ürünlerin fiyatlarını düşürür ve sanayi ürünlerinin fiya t ­
larını a rttırır.»23
Orta lama kör ora n ı yükselecektir çünkü toprağın özel
mül kiyetindeki tekel ortadan kaldırıldı ktan sonra ta rım ka­
pital istlerinin elde ettikleri kör (artık kör-ç.) kapita l ist sı­
n ıfın orta k fon una a kacaktır. Sermayenin düşük organık
b i rleşi m i yüzünden tarımda kör ora n ı ortalama k ö r oranı­
nın üstü nded i r. Körla rın eşitlenmesi s ü recine katıl ışı orta ­
lama k ô r o ranının yükselmesine yol a ça ca ktır.
Ancak toprağın özel m ü l k iyetindeki tekelin, mutlak
rantın ortadan kaldırı l ması ve tarımsal ürünlerin fiyGtları nın
kendi ü retim fiyatları d üzeyine düşürülmesi -bu noktayı
da Marx belirtmiştir- ta rımsal ü rün lerin fiyatla rın ı n te­
kelci karakterinin ortadan kaldırıldığı a n lamına gelmaz.
Toprağın kapita list işlen mesindeki tekel ve bunun sonucu
olara k d i fe ransiyel rant hala varl ığını s ürdü rmekted i r. Sa­
dece diferansiyel rantı içerse de, tarım ü rünlerinin fiyat ı­
nın halö tekel fiyatı ol masına neden olur. « B u rada da,
ü rünleri n d i feransiyel ran t taşıyan fiyatları tekel fiyatı­
dır. . »24 «Diferansiyel ran ta i l i şkin olara k şunu bel i rtebili­
.

riz k i , o 'yüksek değer'in etkisid i r; 'yüksek değer'den, da­


ha bereketli topra k ve maden lerden elde ed ilen ü rünlerin
piyasa değerinin kendi gerçek veya tek i l değerl erini aş­
ması anlaşılmalıd ır.»25
Diferansiyel ra n t toprağın kapi1 alist işlenmesindeki Le.­
.kel ve bununla i l g i l i ta rım kapita l istlerinin rekabetinden
doğar. B u rekabet, tezdüze bir piycısa değerin i n , tekdüze
b i r topl umsal ü retim fiyatının ve sorı uc olara k tekdüze b i r
piyasa fiyatının oluşması olgusunda yansır.
Kapital ist rekabet koşulları en bereketsiz a la nlardaki
tekil ü retim fiyatının belirleyici ü retim fiyatı olmasına yol
açar.
Bu daha önce sözünü ettiğimiz (! Sa hte toplu msa l de­
ğe;ri» -toprağın kapita l ist işlenmesinde k i tekel ta ra fından

1 31
yapay o l a ra k şişirilmiş b i r piyasa değeri, «top l u mun tüke­
tici kapasitesi içinde ta rımsal ürünlere yaptı ğ ı fazladan
ödeme» yi içeren bir topl u msa l ü retim fiyatı- yara tır26•
«Sa hte top l u msa l değen> bir tekel fiyatıdır; toprağın ka pi­
ta l i st işlen mesindeki teke l i n gerçekl eşmes i d i r.
M a rx , 'fiyat' kategorisinin varl ı ğ ı n ı yiti receğ i komün ist
bir toplu mda d iferansiyel ra ntın da b u l u n mayacağı ya rg ı ­
s ı n a va rır. Geçmişte olduğu g i b i , topl u msal e m e k fa rklı be­
re ket l i l i kteki a la n l a rı n işlenmesinde k u l l a n ı l aca ktır ama
görece bereketli alanlarda tasarruf edilen emek daha az
ü retken a la n ların gel iştiri l mesinde k u l l a n ı laca kt ı r. Böyl e­
ce ta rımda harca nan toplam emek m i kta rı azalacaktır27•
Anca k kapita l ist ü retim ta rzında ta rım ü rünl e ri . fiyat­
ları n ı n tekelci kara kterini ortadan kaldırmak olanaksızd ı r.
Top rağ ı n burj uva devletleştiril mesi a nca k dife ransiyel ran­
tın topra k sa h i b i n i n kesesinden, burj uva devletin kesesi­
n e g eçmes ini sağ l ar. Ta rım ü rün leri n i n fiyatı ise ayn ı ka l ı r.
Marx'ın Theorien über den M eh rwe rt te (Artık Değer
'

Teorileri) gel iştirdiği tekel fiyatı teorisinin ana sorunu te­


kel fiyatı ile değer a rasında ki i l i şkidir. M a rx , özel olara k ,
b i r yanda tekel fiyatıyla öte yanda üretim fiyatı ve değer
a rasında bir .ayırımın getiri l m esinin gerekti ğ i kadar piyasa
tekel fiyatıyla piyasa değeriiıe veya toplu msal üretim fi­
yatına eşit olan tekel fiyatı a rasında da bir ayırımın geti­
ril mesi g erektiğini gösterir. l·kinci d u ru mda «tekelci piyasa
d eğeri» ve «tekelci ü retim fiyatından» sözed ilebil ir.
M a rx, aynı zamanda «gerçek tekel fiyatı»28 ded iği pi­
yasa tekel fiyatı n ı «Sa dece . ödeme gücüyle beslenen ta­
. .

lep d u ru m u tarafından s ı n ı rlanan . . . »29 fiyat olarak beti m­


l er. Ü rünün piyasa tekel fiyatında satılabil eceği koşul l a ra
örnek olarak M a rx. ta h ı l ve öteki ta rım ü rün leri dış tica­
retin i n va r olmadığı küçük bir adayı ele a l ı r.
Değe rden her.Jıangi b i r ölçüde sapabilecek olan piya­
sa tekel fiyatl a rı n ı n tersine tarım ü rünleri n i n mutlak ra nt

1 32
i çeren tekel fiyatları p iy:Jsa değerlerine ( tekelci piyasa
deyenne) QŞi ttir, başKa _bı r deyışle, onların sadece top­
l u msa l ü reti m fiyatlarını a şa r. (Ancak b u durumda -en
yoi\su l topra k l a rdaki ma l i yet fiyatınca belirlendiği ölçüde­
topl u msa l ü reti m fiya tları da tekelci üretim fiyatlarıdır.)

M a rx tarım ürün lerinin tekel fiyatla rının neden bir ku­


ra l olarak kendi değerlerini a şa mayacaklarını açıklar. De­
ğer, bu fiya tın dolaysız teme l i d i r. Ka pita l izm - öncesi dö­
nemde (XV. yüzyıla kada r) meta l a r değerleri üzerinderı
m übadel e edilirl erdi . Toprağın özel m ü lkiyeti o zaman da
vardı. San ayi kapita l izminin gel işmesiyle fiyat oluşumunda
temel bir değişim oldu ve piyasa fiyatları merkez olara �
değerin çevresinde değ i l , ü retim fiyatı n ı n çevresinde dal­
galanma ya başladı l a r. Bununla birli kte, tarımda fiyat oluşu­
munda k i b u değ işme toprakta k i özel m ü l k iyet ta rafından
önlenmiş ve değer tarım ürünlerinin fiyatı için dolaysız te­
mel oluşunu sürd ü rmü ştü r. Geçm işte olduğu gibi bu ürün­
lerin piyasa fiyatları halô değerleri n i n çevresinde dalga­
lanırl a r. «Ra ntın tekelden türediğini sa nanlar tekelin top­
ra k sa hipl erine metaların fiyatını değerlerinin üstüne çı­
ka rma olanağı sağ ladığı na inanmakla ya n ı l g ıya düşmekte­
d i rler.» d iye yaza r Marx. « Bunun tersi ne, tekelin rol ü me­
toiarın değer:ni ortalama fiyatın üstüne eriştirmekte n ; me­
ta ları değerl eri n i n üstünde değil. değerlerinde satma ktan
i ba rettir.» ·10

M a rx ' ı n gösterdiği g ibi, tekel fiyatıyla değer a rasın­


daki i l işkiyi ortaya ç ı ka ra n önemli bir etmen daha XIX.
yüzy ı l ı n başlarında burjuva siyasal iktisatç ıları tarafından
ortaya kona n tezde bulunbil ir: « Ü rününün fiyatı n ı bel irle­
yen topra ğ ı n rantı değ i l , ra ntı beli rleyen b u ü rünün fiya­
tıdır.ıı31 Tekelci a rtık kôrın b i r biçimi olara k rant. sonuç
olarak, ta rım ü rü n ünün değerine bağ l ıd ı r ve bu değerin
üstüne eklenmiş bir fazla l ı k değ i l d i r.

1 33
Topra ğ ı n özel m ü l k iyetindeki te kel sermayen in ta rıma
özgürce sızma s m ı önleyen bir engeldir. Ancak, Marx'ın
gösterd i ğ i g i b i , h i ç bir tekel m u tl a k tekel değild ir. Marx
topra ğ ı n özel m ü l kiyetinin zayıflatı l masına örnek olara k
toprak sah i b iyle kapita l ist çiftç i n i n b i r ve aynı i nsanı oluş­
tu rdukları durumu ele a l ır. «Topra k sahibi» bu çiftçinin
«yoluna hiç b i r engel koymaz, h i ç b i r d i ren i şte bulun maz,
çünkü (çiftçi) onu bir kapita l ist olduğu için değ i l , ama top­
rağın sahibi olduğu için denetimi a l tında tutma ktadır.» 32
Burada «Sermaye ka rşısında . . . topra k m ü l k iyet i n i n kaybol­
duğu» kura l ı geçerl idir�3• Bu kapita l ist orta lama kôrla ye­
tinebi l i r çünkü hiç k i mseye ra n t ödememekted ir.
Bu d u rumda, tarı m ürünleri n i n fiyatın ı üretim fiya tı
d üzeyine düşürmek mümkünd ür. Genel ola ra k , topra k sa­
h i b i n i n kendi e konom i k kon u m u n u gerçekleştirme derece­
s i n i , tüm mutlak ra n tı kapital istten a l masın ı ya da sad e ­
c e bir böl ü m ü i l e yeti n me k zoru nda k a l m a s ı n ı belirleyen
toprak sahi biyle kapital ist a rasındaki rekabet mücadelesi­
nin son ucudur.
Marx bir örnek daha verir : «uygun fiyatta arzın top ­
ra k sa hipleri n i n sermayelerin eşitlenmesine d i ren ecek güç­
te ola mayacakları kadar büyük olduğu» d u rumda mutlak
ra n t yer a l maz:ı.ı. Burada topra k m ü l ki yeti h u ku ki açıdan
va rolsa da, e konom i k açıdan yoktur.
Yukarıda veri len örnekl erle Marx, ta rımla öteki üreti m
d a l l a rı a rasındaki rekabetin topra ğ ı n özel m ü l k iyetindeki
tekel i zayıflatıcı n i te l i kte olduğunu ortaya koyar. Kapita ­
l ist sınıf içindeki reka bet m ü cadelesi de toprağın kapita ­
l i s t işlen mesindeki tekel i n zayıflaması son ucunu doğ u ra b i ­
l i r. Marx, tarımda ü reti m fiyatın ı bel i rleye n i n e n yoksul
a la n lardaki ü retim fiyatı olduğunu söyle rken toprağın ka­
pita l ist i ş l en mesindeki tekelin etki n l i ğ i n i n % 1 00 olduğ u ­
nu va rsaymaktadır. Başka b i r deyişle, t ü m topra kl a rı n
ürününün talebi ka rşı lamak i ç i n gerekli olduğu varsayılır.

1 34
Sorun d iferansiyel rantın teorik olara k ta n ı mlanma s ı olun­
ca. paza r ilişkilerini d ışarıda bıra k m,ak bütünüyle doğru
ve gere k l i d i r çünkü d ifera nsiyel rant ancak bu koşu l l a r
(yukarıdaki varsayımlar) a l tı nda bütünüyle gerçekleşe b i l i r.
Bunun ya n ı s ı ra M a rx. Theorien über den Mehrwert'te
(Artık Değe r Teori l eri) pazar durumunun olası l ı dalgalan­
maları n ı d i k ka te a l ara k ta rım ürün leri n i n p iyasa değerinin
devi n i m yasasını ortaya koya r35. Bu yasr;ıya göre piyasa
değeri geniş s ı n ı rl a r a rası nda oynayabilir: en yoksu l a lan­
ların ürü n ü n ü n tekil değerinden en bere ketli a la n l arın ü rü­
nünün te k i l değerin e kadar.

Marx gösterir ki, kapita l ist ü reti m i n bir da l ı olara k


tarım kesimi ü rü n ü n ü ü retim fiyatı üzerinden değ i l de. de­
ğeri üzerinden satma ayrıcalığına sahipti r. Ancak bu ayrı­
ca l ı k «aynı ü retim kesimi nde fark l ı değerlerde ü retilen
ürünler için . . . geçerl i değ i l d i r» 36• B izzat tarımda fiyat d üze­
yini görece bereketli a la n la rı n toplam ü rünün hangi bölü­
münün pazara getirildiği bel i rler. Daha bereketsiz alanları n
ürünler! n i n tek i l deÇjeriyle tek i l ü retim fiyatı a rasındaki far­
kı gerçekleştirebil meleri veya daha bereketli alan ların re­
kabetinin bunları n orta lama kôrı bile gerçekleştirmelerine
olanak vermeyecek kada r büyük olup olmaması daha iyi
alan ların bereketl i l i k derecesine bağ l ı d ı r.

Bu şeki lde M a rx. daha bereketl i alan l a rı n , ta bii ü rü111 -


lerin in b i r artığı yarata bi lecek ve fiyatı zorla düşürebile­
cek mikta rda olduğu varsayı m ı a l tında. paza rda hökim bir
rol oyna d ı ğ ı n ı gösteri r. Tarımdaki rekabet topra k ra ntının
rekabete dayanabi l m e k için kendi ta rı m işçilerinin ü c ret­
leri n i düşüren kapita l ist çiftçinin kôrından b i r eksil meden
baska b i r şey olmamasına yol a ça b i l i r.
M a rx soyutlama yön temini 1 861 /63 metinlerinde top­
rak rantı teorisi üstüne sürd ü rdüğü ekonomik a raştırma­
l a rda da kullanm ıştı r.

us
Kapi ta l i st ta rım i ncelendiğinde topra ğ ı n özel m ü l kiye­
tindeki tekelci n i tel i K d ı şarıda bırakılamaz. Bu bag la mda
M a rx şunu bel i rtir: « yeryüzü i n sa n l a rı n özg ür kullanı­
• . .

mına açık olsayd ı , sermaye oluşumunun temel ögelerinden


b i ri va r ol mazd ı. » 37 «Toprağın m ü l k iyetindeki kapita l ist bi­
ç i m iyle tekel ve bu t.e kel i n gerçekleş mesi olarak topra k
rantı kapita l i s t ü retim tarz ı n ı n 'zoru n l u ürün lerid i r'.»38

Rica rdo'nun ra n t teorisi sermaye n i n ta rıma g i rişinde


h i ç b i r s ı n ı rl a m a n ı n olmadığ ı n ı ka bul eder. Hasımları , bu
ra n t teorisine bir çiftçi için yat ı rm ı ş olduğu sabit sermaye­
yi (fixed capita l) tarı mda n çekmen i n ne kada r güç olduğu­
nu d i k ka te a l m a ması gerekçesiyle karşı ç ı k m ı şl a rd ı r. Marx
bu suçla maya katı l ı r ve « 1 8 1 5 i l e 1 830 arasında İ n g i l tere
ta rihi bunu büyük ölçüde ka n ıtlar» d iye yaza r39• Bununla
b i rl i kte, der Marx, bu suçla ma, bu karşı ç ı k ı ş «aslô teori
için geçerl i değ i l d i n> . «onu etk i l e mez. çünkü burada soru
her zama n e konom i k yasa n ı n daha hızlı ya da daha yavaş
,
i şl eyişidir.»40 Se rmayenin geri çekil mesindeki g üçlükler eko­
n o m i k yasa n ı n -topra k ra ntı . yasası- özünü etki lemez,
a nca k görü n ü m ü n ü , eyl em n itel i ğ i n i etkiler. Bunlar dışscl
etmenlerdir. Bu neden l e d e" b_u bağlam içinde d ı şa rıda bı­
ra k ı l m a l ı d ı rlar.

Ancak R ica rdo'n u n ra n t teorisi tarımda sermaye yatı rı ­


m ı nda da (girişi nde de) b i r s ı n ı rlama olmadığını kabul
eder. B u soruda Marx. tarımda sermaye yatırı m ı n ı n (girişi­
n i n) topra k sa h i pleri n i n direnişi i l e karşı laşacağını söylerken
açıkça R ica rdo'nun has ı m l a rı n ı n ya n ı nda yer a l ır. Öte ya n­
dan Ricard o topra kta ki özel m ü l k iyeti yokmuş gibi kabul
eder. Marx bunun «bütünüyle yanlış» olduğ u n u yaza�1.
Bu örn e k soyutlama yönteminde neyi n yap ılması ve
n eyin yapı l ma ması gerektiğini gösteri r.
Bu bölümde Marx'ın 1 861 /63 metinlerinde ortalama
kör ve ü retim fiyatı teorisini ve rant teorisini -a rtı k de-

1 36
ğer ve değeri n dön üşüm geçirmiş biçi mleri- ortaya koya­
_
rak değer ve a rtı k değer teorisini nasıl gel i ştirdiğini a y ­
rıntılarıyla göstermeye ça l ı ştı k. B u rada M a rx, kapital ist
toplumun yüzeyinde değer ve a rtı k değerin nasıl ortaya
çıktığını, kapita l ist reka bet ve kapita l ist tekel koşu l la rı al­
tında nasıl farklılaştırı l d ı k larını gösterir. Ve bununla da de­
ğer ve a rtık değer teoris ini ta ma mlam ı şt ı r.

Gerçekte, 1 863'ten sonra Marx tüm çabasını i ktisat


üstüne yapma kta olduğu ça l ışma s ı n ı n basıma haz ı rlan­
masına yöneltm iştir. N i hayet 1 865'te e konomik ça l ı şma­
sının b i r bütün olara k yapısıyla uyumlu olara k , ortalama
kör ve ü reti m fiyatı teorisi ve toprak ran tı teorisini ta n ı m ­
ladığı Kapital'in üçüncü cild inin metinleri n i · tamamlamış­
tır.

Daha önce bel i rttiği miz gibi M a rx değer ve artık değer


teorisin i i l k kez Grundrisse'de işlemişti ; sonra Katkı ve
Kapital'in birinci cildinde onları yeniden betimler. Değer ve
a rtık değ e r teorisinin bu betim lemeleri içerik acısından
Grundrisse'dek inden daha gelişm iştir. Ancak bu, soru n
Marx'ın 'yaratıcı la boratuva rı'nı incelemek ve ekonom i k
teorisi n i nasıl gelişti rdiğini anlamak olunca, Grundrisse'
nin önemini etk i l em ez. 1 861 /63 metinleri ve Theorien über
'
den M ehrwe rt'e (Artık Değer Teorileri) gel ince d u rum oı ­
du kça fa rklıdır. Theorien über den Mehrwert (Artık Değer
Teorile ri) b i r çok temel soruda Kapital'in i l k üç cildinin
ta mamlayıcısıdır.

137
Vl l l

« KAPi TAL» NAS I L O RTAYA K O N D U ?

B i r artistik bütün.. Mantıksal v e tarihsel yönler. «Theori­


en über den Mehrwerıı (Arlık Değer Teorileri) - a Kapl­
talıı üstüne gerçek çalışmanın başlangıcı. u İ klnci bölüm
' Kapital' başlığı altında bağımsız olarak çıkacak . . . » Altı
kitaptan dördü. <1Laf aramızda, 'Kapital'e tam ters sıra-
dan başladım.» <1Kapilal»ln teorik ve tarihsel bölümü.

M a rx , i ktisat teorisini geliştirirken , ayn ı zamanda ikti­


sat ü"stü ne olan ça l ı şması n ı n ya pısını da ortaya çıkarıyor­
d u . Kapital'in ya pısının ta sla ğ ı n ı çı karma görev i , artık de­
ğer teori s i n i n ortaya kon masından daha kolay ve ıstırap­
sız değ i l d i . Ancak her başarı zorl u çalı şmaya daya n ı r.
M a rx. en son u nda i ktisat üstüne olan çalişmasının içeri ğ i ­
nin dehasına uygun düşen biçimi b u l d u . Eseri n.in m ü kem­
m e l l i ğ i n i n kendi de farkı ndayd ı . 1 866 Şubat'ında Engels'e
«ben i m k i gibi bir eserde ayrıntıda bir çok eksiğ i n bulun­
ması kaçın ı l mazd ı r. Ancak birleşimi, tutarl ı l ığ ı her Alma n '
ın k a b u l edebileceği gibi Al man b i l i m i nde b i r zafer_Q i r ç ü n ­
kü hiç b i r ş e k i l d e b u onun erdemi değ i l d i r, ulusa a itt ir.» 1
B i l i n d i ğ i gibi Kapital dört c i ltten oluşur. Bununla bir­
l ikte, M a rx'ın i l k üç c i l tte teorisini ortaya koyduğu, dör­
düncü cildi ise b u rj uva ekonomi politiğinin eleştirisine ayır­
d ı ğ ı doğru değildir. Bu kitabın tam olara k başlığından bel-

1 38
l id i r: Kapital; Ekonomi Politiğin Eleştirisi. Başl ığın ikinci
böl ümünün -Ekonomi Politiğin Eleştirisi- K aplta l ' in dört
cildini de kapsa dığı açı ktır. Marx'ın eleştiri'yle kastettiği
b u rj uva e konomi pol i tiğinin · teori lerinin çürütül mesi d i r. Bu­
rada son derece ya pıcı bir eleşti ri söz kon u s ud u r. M a rx
K�p:tal'in teorik ve eleştirisel bölümleri a rasında hiç b i r
zaman kesk i n b i r ayırım koyma m ı ştır. Kapita l 'i n b i ri n ci c i l ­
d i için yazılan b i r notta şu bel i rti l i r : « R i ca rdo'n u n değerin
büyü klüğünü çözü m l emesindeki yetersizl iği bu eserin 3 ve
4'üncü k.i ta p la rında ortaya konaca ktır.»2 B u radan bile b u r­
j uva ekonomi pol i tiğ inin eleştiri s i n i n sadece dördüncü c i l ­
din değ i l , ötekilerinin de kon u s u olduğ u a ç ı ktır.

İlk üç c i l tle dördüncü cildin i l işkisi temelde mantı ksa l ­


l a ta rihsel a rasındaki i l işki olarak betimleneb i l i r. K a pita l ' in
1., i l . ve l l l 'üncü c i l tlerinde burj uva ekonomi pol itiği mantık­
sal açıdan el eşti ri l i rken. IV'üncü c i l tte (Theorien über den
Mehrwert'te -Art ı k Değer Teorileri-) bu eleştiri ta rihsel
açıdan yapı l m ışt ı r. çünkü i k tisa t teorisinin ta rihi aynı za­
manda b u rj uva top l u m u n u n tari h i n i ya nsıtır. Tarihsel ola­
ra k ele a l ındığ ında bu rj uva ekonomi pol i tiğ i , Marx için,
doğal olara k değe rl i b i r teori k ma lzeme kaynağı o l u ş turu­
yord u .

B u n u n sonucu olara k M a rx'ın iktisat teorisinin temel


böl ü mlerini i l k kez Theorien über den M ehrwert (Artık
Değer Teori leri) üstüne olan ça l ışmasında geliştirmiş o l ­
m a !1 ı , (örneğin ü retken v e ü retken olmayan e m e k , orta l a ­
ma kör v e ü retim fiyatı teo risi. toprak rantı teorisi, ı�api ­
ta l ist yeniden ü retim teorisi ve buna l ı m teorisi) ra stantı­
sal değ i l d i r.

Ka.p ital'in orj inal ya pısı bugün bildiğimiz biçimden fa rk­


l ıyd ı . Ca l : şma l a rı sü resince Marx, iktisat teorisinin içeri ­
ğ i n i n dehasına uygun düşen (sunuş) bicimine adım adım

1 39
g erçe kleştird i ğ i değ işikl i k l er ve m ü kemmel leştirmeler so­
nucu erişti.

Kapıtal'in ya pısından, Marx'ın çalışmasındaki çeşıtl i


aşa malar çıkartıla b i l i r. Bununla birli kte Marx 1 840'1arda ik­
tisat üstüne olan ça l ı şması n ı i k iye ayırmıştı bile: ça l ışma­
sının konusunun beti mlendiği teorik böl ü m ve «daha çok
tarihsel olan b i r böl ü m . . . »3

1 857'de Grundrisse'n i n yazıl ışıyla bağ lantılı olarak,


kend i n i yoğ u n olara k l ktisat'ın (sun uş) biçimi ile i l g i len me­
ye verd i . ilk geçici plôn Giriş, Ekonomi Politiğin Eleştiris­
ne Katkı başlıklı, 1 857 Eyl ü l'ünde yazd ığı ve başlang ıçta
i k tisat üstüne olan ça l ışmasına b i r g i riş o la ra k d ü şündü­
ğü a ncak hiç b i r zaman bitiremediğ i çal ışmasında verildi.
« M a lzemenin d üzen lenmes i » , d iye yazar Ma rx, «öyle ya­
p ı l ma l ı k i , birinci (bölüm) b i r ölçüde tüm toplumsal formas­
yon larla i l g i l i olan genel soyut tan ı m l a m a l arı kapsa ma l ı . . .
i kincisi ise burjuva top l u m u n u n içsel ya pısını ol uştura n
v e temel s ı n ı fların daya ndı kları kategori leri. Sermaye, üc­
retli emek, topra k m ü l k iyeti ve birb i rleriyle olan i l i ş k i leri .
Kent v e k ı r. Ü ç büyük top l u msal s ı n ı f ; a ralarındaki m ü ­
badeleler. Dolaşı m . (Özel) kredi siste m i . Üçüncüsü, bur­
j uva topl umunun özü (özeti) olan Devlet. Bunun kendine
olan l l i şki leri n i n çözü m l en mes i . ' Ü retken ol mayan' s ı n ıflar.
Vergiler, U l u sa l borç. Kamu borcu . N üfus. Sömürgeler.
Göç ler. Dördüncü olara k , U l uslara rası ü retim koşulları . l t ­
h a l ô t ve i h racat. � übadele ora n ı . Beşincisi, dü nya pazarı
ve bunalımlar.»4
« Pa ra Üstüne» olan böl ü mde Morx , teorinin beti m i
i ç i n a y n ı şekilde b i r p l ô n ö n e sürer: « birinci kısımda » , « mü ­
badele d eğ erleri , para ve fiyatlar» incel en ecektir. « Ü re­
timin içsel yapısı . . . ikinci kısmı oluşturacak, bunun özü
(özeti) olan Devlet üçüncü k ı s m ı , u l uslara rası i l işkl dör­
d ü n cü kısmı ve dünya pazarı son uncuyu . . . »5

1 40
Bununla birlikte « Pa ra ü stüne» olan böl ümün başın­
da Marx, plôn ın ayrıntılı bir çe�itlemeslni koymuştu bile:
« I . 1) Genel Sermaye kavramı. - 2) Sermayenin özel
doğası: dolaşan (döner) sermaye, sabit sermaye. (Besin
olarak, ham madde olara k , iş a leti olara k sermaye) - 3)
Para olara .k sermaye. i l . 1) Sermayenin büyüklüğü. Biri­
kim. - 2) Kendisi ile ölçülen sermaye. Kôr. Faiz. Sermaye­
nin değeri: kendinden ·faiz ve kör ola ra k ayrılan sermaye.
3) Sermayelerin dolaşımı. a) Sermayenin sermayeyle mü­
badelesi. Sermayen in geli rle mübadelesi. Sermaye ve fi­
yatlar. b) Sermayelerin rekabeti, cJ Sermayenin yoğunıa,­
ması. 111. Kredi olara k sermaye, iV. Hisse, pay olara k ser­
maye. V. Pcro piyasası olarak sermaye. VI. Servetin kay­
nağı olara k sermaye. Kapitalist. Toprak mül kiyeti sermaye­
den sonra ele alınaca ktır. Bundan sonra d a , ücretli emek,
Bu üçünden sonra , içsel bütün lüğü içinde belirlenen dola­
şım olara k fiyat hareketleri. Öte yandan, üç temel ü retim
biçimi olarak üç sınıf ve dolaşım koşu lları . Arkasından Dev­
let. ( Devlet ve burjuva toplumu. - Vergiler veya ü retken
olmayan sınıfların varlığı. - Devlet ve öteki ül kelerle iliş­
kileri: sömürgeler. Dış ticaret. Mübadele oranı. Uluslara ra ­
sı kur olara k para . - Son olara k , dünya pazarı. Burjuva
topl umunun Devletin sınırlarının dışına taşması. Bunalım­
lar. Mübadele değeri üstüne kurulu toplum biçimi ve ü retim
tarzının yok oluşu. Bi reysel emeğin toplumsal emek oia ra l<
v e bunun tersinin gerçekçi tanımları . ) »6

1857 Kasım'ında hazı rlanan bu gerçekten büyük plô n ,


Marx'ın bu rjuva toplumunun tüm öneml i yönlerin i -orta­
dan kalkacağı .ve yerine daha yüksek bir toplu m biçimi­
nin getirileceği koşullara dek- a raştırmayı a maçladığını
gösterir. Bu plônda tarihsel bölüm eksiktir, sadece iktisat
teorisinin mantıksal yapısı verilmiştir. Sermaye üstüne olan
kısım Romen rakkamları ile işaretlenen altı büyük parçaya

141
'
ayrıl m ı ştır. Anca k b i rkaç sayfa sonra Ma rx, sermaye üs­
tüne olan kısım için bir başka plan verir: «Sermaye. ı. Ge­
nel : 1 ) a ) Pa radan sermaye n i n gel işmes i . b) Sermaye v e
emei<.. c) Emekle i l işkisine göre s ı n ıflandırılan sermayenin
ö g eler i . . . 2 ) Sermayenin farklılaşması: a ) dolaşan sermaye,
sabit sermaye . 3) Sermayenin tekil özellikleri: Sermaye
. .

ve kör. . . i l . Ö zel nite:ikleri : 1) Sermaye biri k i m i . 2) Se rma ­


yelerin re kabeti. 3) Sermayenin yoğ u n la ş rnasi . . . l i l . Tek i l
nitel ikleri: 1 ) Kredi olarak sermaye. 2 ) H isse, pay olara k
sermaye. 3) Para piyasası olara k sermaye . » 7

«Genel» kısmı nda ( M a rx bu kısma sonradan « G-3 n6i


olarak Sermaye» başl ı ğ ı n ı vermi ştir) Kcpital'irı teorik böl ü ­
m ü n ü n ya pısı nda sonradan büyük bir ro l oynayacak olan
malzeme n i n üç bölümde düzenlenişi açıkça özetlenmiştir
bile. Düzen leme, Hegel'in Mantık'ına göre yap ı l mıştır. İki
a y sonra . yaklaşık 1 4 Oca k 1 858'de Marx, Engels'e şu sa ­
tırları yazar: « El e a l ı ş yönteminde ta mamen raslantısal ola ­
rak Hegel 'in M antık'ına göz atmış olmamın bana büyük
yard ı m ı o l d u . » 8 Marx ' ı n Kapita l ' i n yapısını nasıl gel iştird i g i ­
n i inceled iğimizde. b u yapıyı başlang ıçta sa rmış o l a n fel­
sefi iskel etten g iderek kurta rd ı ğ ı açıkça ortaya çıkar.

2 2 Şubat 1 858'de Marx, Lassa l l e 'e a l t ı kitabı kapsaya ­


ca k olan iktisat üstüne çalışma s ı n ı n plônı hakkı nda b i l g i
veriyord u : « 1 ) Sermaye (birkaç başlangıç böl ümünü içe­
riyor) . 2) Topra k mülkiyeti. 3) Ücretl i emek. 4) Devl et. 5)
U l uslara rası Ticaret. 6) Dü nya Paza rı . » Ve ar kasından şöy­
le devam ed iyord u : « Doğa l olarak, öteki ik tisatçı ları şura ­
da veya burada eleştirmekten ve özel l i kle Ricardo'yu tar­
tışma ktan kend imi a l ı koya m ı yoru m . . . Anca k sosya l iz m i n ve
ekonomi politiğin eleştirisi ve ta ri h i b i r bütün olarak ba�­
ka bir çalışmanın konusunu o l u şturacaktı. Son olara k da,
ekonomik kategori leri n , i lişkilerin gelişiminin k ısa tarihsel
taslağı bir üçüncü ça l ışma olaca ktı.»9 Bu, Marx 'ın daha

1 42
o za man çal ışmasını bir teorik, ayrıca ekonomi pol i tiğ i n
tarih i üstüne bir böl ü m ü içeren bir ta rihsel ve bir de eko­
nomik kategoriler ve i l işkiler üstüne olan üç pa rçada işle­
meyi amaçlad ı ğ ı n ı gösteriyordu.

Lassa le'e 1 1 Mart 1 858'de yazd ığı mektu pta iktisat


üstüne olan ça l ışmasının birinci cildinin plönını ortaya koy­
du: « 1 . Değer, 2. Pa ra , 3. Genel olara k Sermaye (serma­
yen in üretim süreci, sermayenin dolaşım süreci, her iki­
sinin birl i ğ i veya sermaye ve kör, fa iz.) » Marx son radan
şöyle yazdı: «Calışmamı .böleceğ im altı k ita bı da ayn ı dü­
zeyde yazmayı düşün müyorum. i ktisatta k i gerçek temel
gel işmeyi içeren i l k üç kitapta ayrıntı l ı açıkla malardan ka­
çınmak olana ksızken, sonra ki üç kitapta sadece genel ol­
gular veri l ecek . » 10

Engels'e 2 N isan 1 858'de yazdığı mektu pta Marx, bu


altı k itabı sıralar ve i l k k itabın -«Sermayeye l l işkin»­
içeriğini dört bölüme ayırır: «a) Genel olara k sermaye . . .

b) Rekabet ya da bir çok sermayenin birbirleri üzerindeki


etkileri. c) Sermayenin te kil sermayeler karşısı nda genel
bir öge olara k göründ üğü kredi. d) Tüm çelişkileriyle b i r­
l i kte en gel işmiş bicim olara k hisse sermayesi.» 11

Marx'ın 1 Şubat 1 859'da Weydemeyer'e gönderdiği


Katkı'nın birinci cildinin ayrıntı l ı plônında birinci böl üme
ve ikincinin alt - bölümlerine ta rihsel eklemeler yer a l ıyor­
d u . «Meta » üstüne olan böl üm « Metanın Cözüml,en mesine
i l işkin Ta rihsel N otla n> ı , « Değerin Ölçül mesi » alt - böl ü m ü
« Pa ranın Ölçü Birimine i lişkin Teoriler» e k i n i , « Değerli
Madenler» alt - böl ümü ise «Dolaşım Aracı ve Pa ra Teori­
leri» ekini taşıyordu12. Bu plön k ısa bir süre sonra basılan
Katkı'da kullanıldı. Marx, 1 861 /63 meti nleri üstüne olan tü m
::al ışması sırasında tarihsel ve eleştirisel malzemeyi ese­
· inin teorik bölüm leri a rasına serpiştirme düşüncesine bağ-
1 43
l ı kaldı. Oca k 1 863'te ortaya koyduğu, Kapital 'in b i rinci ve
üçüncü c i l tlerinin plön taslakları bunun kan ıtıd ır13•
1 208 i l e 1 862 yılları arasında M a rx i ktisat üstüne yaza­
cağ ı a l tı cildi kapsayan eseri n i n plô n ı n ı çıkarttı. Bu soruna
i l işkin tüm yazd ı klarını bir a raya getirince aşağıdaki plön
elde ed i l i r:

MARX' I N 1 858 İ LE 1 862 ARAS I N DA O RTAYA KOY D U G U


EKON : M i POLİTİGIN ELEŞTİRİSİNE KATKl' N I N PLAN I

ı. Sermaye : 1. Sermayenin ; 1 . Para n ı n Ser­


(Giriş: Meta ve ü �etim S ü re- ,
' mayeye Dö­
cı nüşümü
Pma) 2. M u � l a k Ar­
tık Değer
2 . Sermayenin , 3. Göreli Artık
Dolaşım S ü - I Değer
o) G :nel Olara k reci 4 . Mutlak ve
sermaye Göreli Artık
3. İ k i s i n in Bir­ Değerin Bir­
l iğ i ya da o raya gel işi

l
Sermaye ve 5 . Art ı k Değe-
Kör re i l işkin
Tı=ıori ler

b' Sermaye lerin


Rekabeti
c) K redi
d l Hisse Sermayesi
il. Topra k M ü l k iyeti
i l i . Ücretl i Emek
iV. Devlet
V. Dış Ticaret
VI. Dünya Pazarı

1 44
Katkı'nın birinci cildinde Marx, ancak plônının birinci
bölümünü, yôni g iriş: « Meta» ve « Pa ra » bölümünü gerçek ­
leştirebildi.
Bundan son ra 1 861/63 metinleri üstüne çal ışmaya baş­
ladığında, -plônına uyg un olarak- i l k olara k paranın ser­
mayeye dönüşmesini ele aldı, yôn i sermayen in üretim sü­
recine il işkin böl ü mün ilk kısmını.
Marx, Theorien über den Mehrwert'i n (Artık Değar
Teori leri ) , tıpkı Katkı'nın birinci cildinde meta ve para üs­
tüne olan bölüm lere tarihsel notalar e klediğ i gibi, bu bö­
lüm için nihai ta rihsel ek olara k kullanılmasını amaçlı­
yordu.
Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri)
üstüne olan ça l ışmasının başlangıcının, Marx'ın ekonomik
a raştırmalarında bir dönüm noktasını oluşturduğu söyle­
nebi l i r.
Theorien über den M ehrwert in (Artık Değer Teorileri)
'

Marx'ın Kapital üstüne olan çalışmasının başlangıcı oldu­


ğ u bir gerçektir. Daha o zamanlarda Marx tüm çalışma­
sını Kapital genel başlığı a ltında dört ciltte toplamayı dü­
şünmüyordu. Bu fikir Theorien über den Mehrwert (ArtJ k
Değer Teori l eri) üstüne o l a n çalışmaları nda giderek orta­
ya çıkt ı . Ancak 1 862'nin sonlarıydı ki Marx başl ı k olara k
Kapitol'i !3eçti . Bu, Katk!'n ın bir!nc! ci!dinin deva mını ayrı
bir kitap olarak Kapital başlığı ve Ekonomi Politiğin Eleş­
tirisine Katkı a l t - başlığıyla yayımlama iste!;j inden söz et­
tiği Kugelmann'a 28 Ara l ı k 1 862 tarihli mektubunda görü­
lebilir14.
Marx'ın Theorien über cien Mehrwert (Artık Değ er'Teo­
rileri) üstüne olan çalışmasının sonunda bununla bağlan­
tılı bir ça l ışma olarak Kopltal'i yazmayı düşündüğü doğ­
rudur.
Ağustos 1 863'te yeniden başlang ıçtaki plônına döne­
rek, çal ışmasının tarihsel bölümünü ayrı bir k itapta top-

Kapllal f/10
1 45
lamaya karar verdi. 1 5 Ağustos 1 863 tari h l i mektubunda
Engels'e Theorien über den M ehrwert'e (Artık Değer Teo­
rileri) i l işkin bilgi veriyor ve şunları belirtiyord u : « şimdi
. • .

metinlerin tertibine yen iden baktığ ı mda ve nasıl herşeyi


değiştirmek ve hatta bir kısmı bütünüyle bilinmeyen mal­
zemeden tarihsel bölümü nasıl yeniden topa rlamak zoru n ­
da ka ldığımı gördüğümde . . . » 15 Burada Theorien über den
Mehrwert'i (Artık Değer Teori leri) i l k kez ekonomik ça l ış­
masın ı n «ta rihsel bölümü» olara k n itelendiriyordu.
Bundan böyle Marx, Theorien über den Mehrwert (Ar­
tık Değer Teori leri) metinlerini Kapital'in dördüncü ve son
cildinin i l k biçimi olarak görmüştür. .
Her ne kadar Marx, Theorien über den Mehrwert'in
(Artı k Değer Teorileri) Kapiatl'in dördüncü cildi olara k
1 863'ten sonra kabul etmişse de, b u durumun baştan beri
söz konusu olduğu söylenebi l i r. Bu çal ışması süresince
Marx başlang ıçtaki n iyetlerin i önemli ölçüde değ işti rmiş
ve araştırmalarının kapsa mını büyük oranda gen i Ş letmiş­
tir. Burj uva i ktisatçıların artık değere i l işkin görüşlerinin
eleştirisel çö.z ümlemesi aynı za manda kdr, ra nt ve öteki
kategori ler üstüne düşünceleri n i n çözümlemesiyle bağ lan­
tılıyd ı . Ayrıca burjuva ekonomi politiğine eleştirisel karşı
çıkışında Marx, bildiğimiz gibi henüz bu ta rihlerde ta mam­
lanmamış olan kendi i ktisat teorisinin bazı kısı mla rını açık­
lamak zorunluluğundaydı .
Bütün bunla rın sonucu · olara k Marx'ın i ncelediği so­
runları n kapsamında büyük b i r genişleme oldu. Ta rihsel
ek (Theorien über den Mehrwert -Artık Değer Teorileri-)
yak laşık 1 1 0 basılı formayı bulan bir hacme ulaştı ve
burjuva ekonomi pollff9 1nin gelişiminin tüm tarihinl'1 eleş­
tirisel bir i ncelemesi haline geldi . Sonunda, Marx tüm ta­
rihsel ve eleştirisel malzemenin Kapital'in dördüncü cildi
olarak ayrı bir ciltte toplanması gerektiğ ine karar verdi .
1861 /83 metinleri üstüne olan çalışması süresinde, bunun

146
yan ı sıra . başlang ıçta sadece «Genel Olarak Sermaye» bö­
lümü için düşündüğü materyal i n üç kısımda düzenleme­
sinin büyük önemi a rtan bir biçimde bel i rgin leşti . Marx
g iderek tüm ma lzemeyi Kapital'de bu üç g ru pta düzen led i .
1 8 Haziran 1 862'de Engels'e a raştırma larının i l erleyişi hak­
kı nda bilgi veriyord u : « ." .. Bu cildi genişletiyorum . . . Bu a ra ­
d a , n i hayet o hasta e d i c i toprak rantı (ki bu böl ü mde ona
değinmek bile istemiyorum) ile işimi bitird i m .» 16 Anca�
birbuçuk ay sonra, 2 Ağustos 1 862'de fikrini değiştirmişti
bile: «Şimdi bu ci lde bir böl üm ekleyerek ra n t teorisini
kapsa ması düşüncesindeyim.» 1 7 Başlangıç plônına göre
rant teorisi ikinci kita bın (Toprak Mülkiyeti) konusu ola­
caktı. Şimdi ise Marx bunu birinci kitabın (Sermaye üs­
tüne) bi rinci böl ü müne ( «Genel O la rak Sermayeıı ) da.h i l ·

etmek niyetindeydi.
Kugelmann'a 28 Ara l ı k 1 862'de yazdı ğ ı daha önce sö­
zünü etmiş olduğumuz ve Katkı'nın ikinci bölümünün Ka­
pital başl ı ğ ı a ltında basılaca ğından söz edilen mektu pta
Marx. ikinci bölümün içeriğine i l işkin olarak şunları ya­
zıyord u : «Gerçekten sadece birinci bölümün üçüncü kıs­
mını, yôni genel olara k sermayeyi içeriyor. Bundan ötürü
sermayelerin rekabeti ya da kredi sistemi kapsam dışı.
Bu cilt lngi lizlerin ekonomi pol itiğin i l ke leri dedikleri şeyi
kapsıyor. (Birinci böl ümle birl i kte) Özü bu ve (fa rk l ı dev­
let biçimlerinin toplumun fa rklı ekonomik yapıla rına olan
i l işkisi dışında) ötekiler sağlanan temel üstüne kolaylıkla
ta mamlanab i l i r.ıı 1 8 Sonraki plônlarına i l işkin olara k Marx,
«devamı. yôni sermaye, rekabet ve kredi üstüne olan ça­
l ışmamın sonuç böl ümünü ya Almanca olara k yazmak, ya
da lngiliz okur için ilk iki kitabı tek bir cilt halinde topla­
mak» 19 niyetinde olduğunu yazıyordu.
Bu sözle r Marx'ın daha o zaman altı kita p yazma dü­
ş üncesini kesinlikle terketmiş ve kendini bi rinc i kitabın bi­
rinc i bölümüyle, cGenel Olarak Sermayeı bölümüyle sı-

147
n ı rlamaya kara r vermiş olduğunu gösterir. Bu bölüm üçe
ayrılaca ktı : «Sermayenin ü reti m Sürec i » , «Sermayen i n Do­
laşım Süreci » ve « Her i kisinin Birl i ğ i ya da Sermaye ve
Kö r» .
Ayn ı mektupta Marx Kapital'in 30 formayı bulduğunu
da bel i rtiyordu. Anca k, gerçekte Kapital üç cildiyle birlik­
te bunun beş katı b i r hacme ulaşır.
Bu, Marx'ın bunu izleyen dönemde b i rinci k ita bın öte­
ki böl ümlerinin ve i ktisat üstüne olan eseri n i n öteki ciltle­
rin in konusu olan bir çok sorunu «Genel Olara k Sermaye»
bölümüne kattı ğ ı n ı n kan ı tıdır. Marx'ın 1 861 /63 metinl eri
üstüne çal ışması sürecinde Kapital'in plan ı böyle gelişti ri l ­
miştir, Theorien über den Mehrwert (Artık Değe r Teorileri)
yapısı ve içeriğ inden ötürü Kapital'in dördü ncü cildi haline
gelirken öteki üç teorik böl ü m (ci lt) böyle oluştu ru lm uştu r.
Bir bütün olara k 1 861 /63 metinl eri Kapital'in dört cil­
dinin de kaba bir taslağını temsil eder. 1 864 ile 1 865 a ra ­
sı nda Marx Kapital'in i l k ü ç cildini yeniden yazd ı . Bu a rada
tarihsel böl ü m , 1 862 i l e 1 863 a rasında yaz ı l m ı ş olduğu i l k
biçi mi n i korudu. i l k ü ç cildin yeniden düzenl emesinin so­
nucu olara k bu bölümün de gözden geçi ri l mesi gerekti.
31 Temmuz 1 865 tari h l i mektubunda M a rx, Enge ls'e Ka­
pital üstüne olan çal ışmasına i l işkin şu b i l g i l.e ri veriyordu:
«Teorik böl ü m ün ( i l k üç kitabın) ta mamlanması için üç
kısmın daha yazı l ması gerekiyor. Bunda n sonra da tüm
sorunları i l k üç kitapta çözüldüğü için bana yazıl ması en
kolay gelen tari hsel ve edebi böl üm, dördüncü kitap var.
Bu neden le, bu son k itap daha çok tarihsel biçi mde bir
yinel emeden i ba ret.»20 Marx dördüncü k ita bı yeniden ya­
zamadı, ancak bununla birl i kte Theorien über den Mehr­
wert (Art ı k Değer Teori leri) meti nlerini Kapital'in ta rihsel
böl ümü, sonuç bölümü olara k kabul etmekteydi .
Siegmund Schott'a 3 Ka sım 1 877'de yazd ığı mektupta
Manc buna i l işkin olar.a k şöyle diyord u : « Lôf a ramızda,

148
Kapito l'e basıldığı sıra n ı n tam tersinden başlamıştım (üçün­
cü ve ta rihsel böl ü mden ) . Ancak en son olara k ba şlamış
olduğ u m birinci cilt, ötekiler tasla k h a l i nde iken der.hal
basıma veri l d i . . . » 21
Kapital'in yayımlanmasından bir y ı l önce M a rx eserın
yen i ya p ıs ı n ı n ilk açık özetini Kugelman n 'a 13 Ekim 1 866
ta rih l i mektubunda bel i rtiyord u : «Tüm eser şöyle bölün-
müştür: �

Kitap ı. Sermaye n i n üretim Süreci


Kita p i l . Sermayen i n Dolaşım Süreci
Kitap 1 1 1 . Bir Bütün Olara k Sürecin Görü n ü m ü
Kitap i V . İ ktisat Teoris i n i n Tarihine Katk ı » 22

Bu. « (topra k sahipl eri dahil o l m a k üzere) burjuzavinin


kafi::ı sına savuru l m uş»23 en korkunç silôh olan Kapital'in
yapısının e n kısa biçi mde ifade edilmiş tarihidi r. Ancak bu
silôhın burj u vazi acısından gerçekten korkunç olabilmesi
için onu sadece yıkıcı güçle doldurmak yetmiyordu. Ayn ı
zamanda en geniş yayı l ma gücünü sağ layacak olan biçi­
min de ona veri l mesi gerek iyord u . Kesinl ikle bel irtilebilir
k i , Kc:pital ö l ü msüzl ü ğ ü n ü m ü kemmel içeriğ i n e ve ona uy­
gun düşen biçime borçludur.
Bu biçime u laşma k için Marx'ın gösterd iği çabayı be­
timledik. Burada b �r kez daha, Marx ' ı n ikt isat teorisini
geliştirdiği s ı rada ayn ı zamanda Kapital'in ya pısını da
gel iştird i ğ i n i vurgulaya l ı m .
M a rx'ın Kapnal'in mantıksa l ya pısı n ı nasıl gel iştird i ­
ğini ayrıntı l ı olara k görebilmek i ç i n , Marx'ın i ktisat üstü­
ne olan çal ışmasına neden ta ri hsel bölü mden başladığı
sorusu n u n üstünde bi raz daha durmak gerekiyordu. Bu
da bizi kapita l i st gerçekliğin incelen mesinde Marx'ın k u l ­
l a n d ı ğ ı yönteme getirecektir.
Katkı'n ı n «Giriş» inde Marx bilimsel araştırma yönte-
m i n i d ü şünce sürecinde soyut tan ı m la rdan somutun yen i ­
den ü retil mesine götüren «soyuttan , somuta ilerleme yön­
temi» olara k n iteler. Soyuttan , somuta i lerlemenin temel
koşulu tam tersi olan süreçtir: düşüncede somut gerçek­
ten en basit soyut tan ımlara g eçiş.
Bu yöntem maddecidir çünkü somut bir sonuç ola­
ra k değ il, a raştırma için bir va rsayım, bir çıkış noktası ola­
rak almaktadı r. Manc soyutta n , somuta ilerlemenin somu­
tu özümleme (kavra ma) yöntemi olduğunu vurgular. Ancak
«Bu. h iç bir şekilde somut dünya n ı n kendi gel işim süre­
ci değildi r.»24
Marx'ın i ktisat teorisinin başlan g ıç noktası bizzat ka­
pital ist g erçe k likti. Len i n , Kapital'i n « kapita l izmin ta ri h i n i
v e o n u ol uştu ran kavramların çözü mlemesini içerdiğini»
bel lrti r25• Kapita l izmin, kapita l ist ü retim i l i şkilerinin ta rih i
Marx'ın teorisinin kaynağıdı r. Marx b u tarihin izdüşümünü
burjuva ekonomi pol itiğinin tarihinde bulmuştu. Manc'ın
ara ştı rma yöntem ini açıklarken Engels'in «Ekonomi politi­
ğin gelişimi, eleşti rinin çıkış n oktasını oluşturan doğa l b i r
i pucudur v e bir bütün olara k ekonomik kategoriler burada
mantıksal sunuştaki sırayla ortayp çıkarlar» d iye yazmış­
tı. .Burada izlen ilen «gerçek gelişim» i n kendisidir26•
Doğal olarak, i ktisat b i l m i n i n i n gelişimi ekonomik ger­
çekliğin g el işmesine tıpatıp . uymaz. Marx'ın Katkı'da « B i ­
l im , öteki mimarlardan fa rkl ı ola ra k , hayô l i şatola r kur­
makla kalmaz. binanın temel i n i a tmadan önce oturulabi­
lir katla rı n ı da yapabilir.»27 Anca k bilimin zik-za klı ve
cel işkili gelişimi, ekonomi pol itiğin şu ya da bu şekilde
toplumun e konomik gelişiminin tarihini yansıtmasını en­
gel lemez. Bu sadece ekonomi pol itiğin tarihinin .çözüm­
l faıişinde eleşti risel bir ya klaşımın uygulan ması gerekti ğ i
anlamına gelir.
Bilimin gel işmesinin ekonomik gerçe k l iğ in gelişmesi ­
ni yansıttığı Marx'ın 1 1 Temmuz 1 868 tarihinde Kugel-

1 50
mann'a gönderdiği mektupta doğrulanmıştır: «Öte ya n ­
dan . iktisat teorisinin tarihi değer i l işki s i kavra m ı n ı n az
. .

ya da çok açık olara k , düşl erle gölgel e n m i ş olara k ya da


b i l i msel bir kesi n l i k içinde hep ayni kaldığını göstermekte­
d i r. Düşünce s ü reci (gerçeğ in) koşu l l a rı ndan doğ u p ge­ ,

l iştiğine göre, b i r doğal süreçtir. Gerçekten (ekonomik


g erçek l i ğ i-ç.) kapsayan düşünce düşünen insan orga n ı da
dahil o l ma k üzere her za man aynı ka l m a k zorundad ı r ve
a n ca k g e l i ş i m i n eriştiği olgun l u k derecesine göre farklı­
laşa b i l i r. )) 2d M a rx ' ı n burada «gerçekten (ekonomik ger­
çekliği-ç.) kavrayan d ü şü nce»yi temsil eden klasik burju­
va ekonomi pol itiğ i n i n önde gelen i ktisatçıların ı kastettiği
açı ktır. M a rx , bu sözlerle b i l i msel teori n i n gerçekliği ve
bu gerçek l i ğ i n b i r pa rçası olan d üşüncen i n gel işmesi de
da h i l olmak üze re bu gerçekl iğin gelişme teorisinin tari­
h i n i yansıttığı yol undaki maddeci tezini ortaya koyma kta­
d ı r.
Marx i ktisat teorisini geliştirmeye başladığında eleş­
tirisel ta ri hse l i n celemeden yola çıkmak zoru n daydı çünkü
teorisi ve tez i n i n , teori n i n tari hsel yeniden ü retimiyle o r­
taya ç ı ka rı l ması ge rekiyordu. Burada b i r kez daha M a rx'ın
a raştırma yöntem iyle sunuş yöntemi a rasında k i fa rkı or­
tava koydu ğ u Kapital' i n birinci cildinin i ki n c i basımına yaz­
dığı son sözdeki önem l i noktaya d i kkati çekmekte yara r
var. « K u şkusuz, sunuş yöntemi, a raştırma yöntem i nden
farklı olmalıd ı r. Araştırmada materya lden ayrıntılarına ka­
da r yararla n ı l m a l ı , çeşitli gel işme biçim leri çözümlenmeli
ve a ra larındaki içsel i l işki ve bağlar izlenmelidi r. Anca k bu
yapı ldıkta n son ra d ı r ki. gerçek devi n i m yete rl i ölçüde be­
tim leneb i l i r. Bu başarı l ı rsa, kon unun doğ up, büyü mesi b i r
aynada o l d u ğ u g i b i iste n i len ölçüde yansıtılabi l i rse o za ­

m J n sa n k i karş ı m ızda önsel (a priori) b i r kuruluş olara k


varmış g i b i görü n ü r.»29 B i l i m i n gel işmesinin eleştiri sel ta­
rih se l çözümlemesi, teorini n tarihsel yen iden ü retimi, so-

1S1
ru n konuyu özü mlemek, kavra mak ve onun çeşitl i gelişme
biçim leri ni n çözümlen mesi olduğunda büyük bir önem ka­
zanır.
Burj uva e konomi pol itiğinin ta ri h i n i n eleşti risel çözüm­
lemesi, M a rx'ın i ktisat teorisinin burj uva ekonomisinin d üş­
tüğü tüm çel işki leri çözdüğünü ve i n sa n toplumunun gelişim
s ü recinin gün deme getirdiği tüm sorulara cevap sağladı­
ğını göste ri r. Bu aynı zamanda M a rksist teorinin doğ rulu­
ğunun ta rihsel ka n ıtıd ı r.

Soyutta n , somuta i lerleme aynı zama nda g erçek tari h ­


s e l süreci ya n s ıtır. « En basitten , en karmaşı k kavramlara
ilerleyen soyut düşünme süreci» der M a rx , « . . . gerçek ta­
rihsel gel i ş i me uygun dü şecektinı 30 Soyuttan , somuta i le r­
leyen düşünme doğru düşünmedir. Çünkü ekonomik g er­
çekliğin ta rihsel gelişimine uyg u n düşmektedir. Bu ilerle­
menin her aşamasında gerçek s ü recin b izza t b i l i m tarihi­
n e olan yansımasına değ inilebil mesinden ötürü bu uyg u n ­
luk d a h a da pekişmekted i r.

Kapital'in dördü ncü cildinde (Theorien über den Mehr­


wert -Artık Değer Teori leri-) betimlendiği şekliyle eko­
nomi pol itiğin tarihi başta M a rx ' ı n nasıl a rtık değer teo­
ri sini geli ştirdiğini gösterir. Doğ a l olara k , ta rihsel konuyu
inceleme, yön tem ve tavrı acısından Marx her aşa maya
i l k örıce kapita l ist ü retim ta rzı n ı n kara kteri n i ya nsıtan so­
mut kategori l e rden başlcr. Herha n g i bir başka yaklaşım
olanaksızd ı r çünkü Marx'ın her zaman şu ya da bu b u r­
j uva iktisatcısın ı temel olara k a l ması bir zoru n l u l u k tu r.
Anca k bir tek burj uva iktisatçısı b i l e a rtık değer kategori­
sini saf biçimi içinde soyu tlamayı başaramam ıştı. Her te­
kil asamada bu somuttan soy uta geçiş bir bütün olara k sü­
reç içinde soyutta n , somuta ilerlemeye bağlıdır. Kopital'in
dörd üncü cild indeki duru m da budur. Konunun doğasına
uygun olara k ve ilk üç ciltte olduğu gibi burada da düşün-

1 52
ce soyuuon, somuta ilerlemekted ir, ya l n ız bir tek fa rkla
k i burada sorunlar tarihsel acıdan betimlenmek tedir.
Theorien über den Mehrwert'te (-Artık Değer Teori­
leri-) bu çözüm leme, burj uva i ktisatçılarının bir bütün
olara k kapitalist ü retim ta rzını beti mleme girişimleri n i n i n ­
celemesiyle sona erer. B u Kapital'in i kinci cildi ndeki ka­
pita l ist yeniden ü retim sürecinin çözümlemesi ne uygun
düşmekted i r. Theorien über den Mehrwert'in (Artık Değer
Teorileri) öteki böl ümlerinde Marx artık değerin nasıl ser­
mayeye dönüştüğünü, genel kôr ora n ı n ı n ol uştuğunu ve
üretim fiyatının nasıl değerle i l i şkili olduğunu i nceler; bu
da artık değerden kôra , kardan orta lama kara ve Kapital'
in üçüncü cildinde değerden üretim fiyatına geçişe uygun
düşmektedir. Nihayet Theorien über den Mehrwert'in (Ar­
tık Değer Teorileri) son bölümünde Marx burj uva i ktisat­
çılarının bayağılaştırma işlemlerini i nceler ve bu da Kapl·
tal'in- üçüncü cild indeki bayağı i ktisatçıları n eleşti risfne
uyg un düşer.
Theorien über den M ehrwert'in (Artık Değer Teori­
leri) yapısı daha ya kında n incelendiğinde, bunun Kapital'
in i l k üç cildinin yapısıyla ancak kabaca karşılaştırı labile­
ceği ortaya çıkar: Gerçekten, Kapital'in birinci ci ldinde
ele a l ınan sorunlar Theorien über den Mehrwert'i n (Artık .

Değer Teori leri) b irinci bölüm ünde değ i l , i k inci ve üçüncü


bölüm lerinde de irdelenmiştir. Öyleki, örneğ in Theorien
über den M ehrwert in (Artık Değer Teoril eri) ikinci böl ü ­
'

münün onuncu bahsinde Marx değerin nasıl emek za ma­


n ınca bel irlendiğini, yani Rica rdo'nun temel tezini ince­
ler. Manc burada Rica rdo'un mutlak ve göreli değer soru ­
sunda nasıl . çel işkiye düştüğ ünü ve değer biçiminin doğa­
sını nasıl önemsemediğini gösterir. Onbeşinci bah iste
Manc, Rica rdo'nun formüle ettiği biçimde emekle, serma­
ye arasındaki mübadele sorununun çözü l mesinin olanaksız
olduğunu da sergiler. Bunun yanı sıra Manc, Ricardo'nun

1 53
emekle, işgücünü ka rıştırdığ ı n ı ve a rtık değerin köken i n i
çöz ü m lemed i ğ i n i ortaya koyar. Onsekizinci bcıh iste i se m a ­
kinenin ka pita l ist uygulan ışına b ü y ü k b i r d i kkat harca m ı ş­
tır. T:h eorien über den Mehrwert'in (Artık Değe r Teori leri)
üçüncü böl ü m ü n ü n hemen hemen her bahsinde Marx de­
ğer, değişken ve değişken olmayan sermaye, ücretler gi­
bi Ka.pital'in birinci cildinin soru n l a rıyla u ğ ra ş ı r. Son ola­
rak, Theorien über den Mehrwert'in (Artı k Değer Teori­
leri) ikinci ve üçüncü böl ü m l erinde bir bütün olara k kapi­
ta l i s t ü retim ta rz ı n ı n ve kapita l ist yeniden ü reti min çözüm­
l emesine i l işkin bahisler va rd ı r. B u n u n nedeni, M a rx'ın b u r­
j uva i ktisa tçılarının görüşleri n i i ncelerken tüm sistemi de
çözümlemek zoru nda oluşudur. Anca k bu durum h iç bir
şekilde ta rihsel böl ümün büyük ölçüde M a rx' ı n eserin i n
teorik böl ü m ü n ü n ya pısını yeniden ü rettiği gerçeği n i de­
ğ i ştirmez.
Anca k, b u rj u va ekonomi p o l i t i ğ i n i n içsel ge!işiminin
tari lı i n i yansıtan Theorien ü b e r den Mehrwert'in (Artık De­
ğer Teo rileri) yapısı M a rx ' ı n i kt i s a t teori s i n i n g e l i ş i m i n i
ta rihsel a ç ıdan yen iden ü rettiği g i bi , K a pi ta l i n dörd ü n c ü
'

c i l d i n in i şle d i ğ i k o n u da bu teori n i n tarihsel oluşumuna


büyük b i r k a t k ı d a b u l u n u r.
Beti rr. l e m e r. i n Kapi!ol'in birinci cildinden, ik inci c i l d i ­
n e . ik inci cildinclen, üçüncü c!ldine i l e r l e d i ğ i g i b i kapita l ist
ü retim i l i � k i l e r i de «top l u m u n yüzeyi nde, ç e ş i t l i sermaye­
l eri n birb i rleri üzerindeki etk i l e r i n d e , rekabette ve bizzat
ü retimi yapanların genel b i l i n ç l e r i n d e a l d ı k l a rı b i ç i m e a d ı rn
a d ı m y a k l a ş ı rlar. »31 Kopitc:l'in ta rihsel bö l ü m ü aynı zama n ­
da b u r j u va t opl u m u n u n yüzeyi n e o l a n i lerley i ş i d e ta mam­
l a r, çünkü kapita l ist ü retim i l işkilerinin nasıl b u düzenin
savu n ucuları n ı n , b u rjuva i ktisatçıları n ın kafa l a rı nda yansı­
d ı ğ ı na e leşt i risel bir kanıt sağ l a r. Doğ a l olara k , burjuva
ekon o m i politiğinin tekil temsi lcile ri kapita l ist gerçekliği
ve kap ita l ist ü retim i l işkleri n i çeşit l i şek i l lerde betimle-

1 54
mişlerdir. Bayağ ı i ktisatçı lar -isteyerek ya da istemeden­
ekonomik i l i şkilerin yüzeydeki görünümünü a şa mazlar, an­
ca k klasik i ktisa tçı lar bel l i bir ölçüde ekonomik sürece
derinliğine g irmeyi ve olguların içsel i l işkilerini ortaya çı­
karmayı başarmışlardır. Marx bunu her zaman vurgula­
mıştır.
Kapital'in tarihsel bölümünde Mar>c burj uva i ktisat­
çıların kapital izmin yasalarına getirdikleri yorum u izler.
Bunu yaparken, burjuva ekonomi pol itiğinin ilerley işinin
bizzat burj uva topl umunun ve onun içsel çel işkileri n i n , i ler­
leyişi nin bir yansıması olduğunu düşün ü r. Kapita l izmin ya­
salarının bütün yön leriyle aydınl ığa çıkarılabilmesi için
Marx'ın a l tyapının üstyapıyı nasıl etkilediğini ve kapita l ist
gerçekliğin ideolojik boyutta, özellikle de i ktisat bilminde
nasıl yansıdığını açıklaması gerekiyordu.
Bütü n bunlar ekonomi pol itiğin tarihinin eleştirisel çö­
zümlemesinin -her ne kadar bu Mar>c için kendi i ktisat
teorisini gel iştirmede önemli bir çıkış noktası oluştursa
da- aynı zamanda Kapital'in i l k üç cildinde ortaya koy­
duğu teori k ya pının zorun lu tamamlayıcısı oluşunu açıl<­
lar.

1 55
IX

MARX'IN iKTiSAT TEORiSi ve IŞCI SINIFI

İ şçi sınıfı ekonomi polltlğl. İ ktisat teorisinin işçi sınıfı


saflarına yayılması. • Ü cret, Aya! ve Kan: ekonomi poli­
tikten iktisat politikasına. 1840'1arla katşılaştırma: • Ü c­
retli Emek ve Eremayea ve •Komünist Manifesto•. • İ ç­
sel bağlantı bir kez kavranınca•. İşçilerin daha yüksek
ücretler ve daha kısa işgünü için mücadelelerlnln gerek­
çelenmesl. İ şgücünü ri değerinin çözümlenmesi. •Kahrol­
sun ücret slstemıı.. Proudhonculuğun bilimsel eleştirlsl.

Marx'ın eserinin büyük önemi ve ta m olarak iceri ğ i


a ncak, onun bir a kademisyen değ i l , en başta bir devri mci
oluşu a kıldan çıka rılmazsa a n la şılabilir. Marx i ktisat teo­
risini seçki n b i r uzmanlar g rubu için değ il, doğrudan doğ­
ruya işçi sın ıfı için yaratmıştı. <<Das Kcpital'in Alman i şci
sınıfı çevreleri nde hızla kazandığı takd i r çalışmalarım ı n
en büyük öd ül üdür» diye yazıyordu, Kapital'in birinci cil­
dinin i k inci basımının son sözünde'. Ve eğer British M u ­

seum'un k ütüpha nesinde yıllar harcadıysa ya da masası­


nın başında eski pol iti'< iktisatçıların şeytanl ıklarını cözüm­
lediyse, bunu i şçi sınıfının bu çal ışmaya i htiyacı olduğu n u
bildiği için yapmıştı. «Cenevre Kong resi 'nin ( b u 1. Ente;­
nasyonal'in 1 866 Eyl ü l 'ünde yapılacak olan i l k kongresiy­
di -V.V.) hazırlıkla rına büyük bir zaman ayırma ma .k a r-

1 56
şını> d ıyord u Marx , Kugelmann'a , «kendim katıla mayaca­
ğım va katılmak da istemiyoru m, çünkü ça l ı şma m ı n bu
denli uzun bir kesi ntiye tqhammülü kalmadı. Yapma kta
oldug u m ça l ı ş m a n ı n , işçi s ı n ıfı açısında n , b izza t Kongre'de
kiş isel olarak yapabileceğ i m herşeyden çok d a ha önemli
olduyuna i n a n ıyoru m . » 2 ,
i l�tisat teorisi a l a n ında Marx, işçi s ı n ı f ı n ı n ekonomi
poliiig i n i g e l i ştirmi ştir. Engels Kapital'e i l işkin olarak ş u n ­
l a rı yaza r: 1< 0 (Ko.pital-ç .)- b i l imsel a n l a tı ma i n d i rgenmiş,
.
i şçi sınıfının ekonomi pol itiğ i d i r. » 3 Marx «Tüm Av rupa ve
A. m s r i :\ J işçi s ı n ı fın ı n herkesten daha fazla bo rçl u olduğu
k i şicf i r . . . » 4 Yeryüzünde kapita l i stler ve i şçile rin varoldu­
ğ u ndan hu yana, işçi s ı n ıfı için bu den l i büyük b i r öneme
sahip başka h i ç b i r kitap yayı mlanmartııştır.»5 Engels Ka­
pita l ' i n i şç i sın ıfı h a reketi iç i n taşıdığı önemi bu sözlerle
botirn ! e m e k tedir.
Herşeyden önce Marx , ikt:sa t teorisiyle u l uslara rası
i şçi sınıfı h a reketi için b i l i msel bir temel sağlamış, pro­
l eta rycı n ı n « sosya l i st çabaları» için o güne dek varol m a ­
yon i< b fü,1 sel a l tyap1 » y1 hazırlamıştır°. M a rx kapital ist sö­
m ü rü meka nizma s ı n ı serg i l e m i ş ve böyl e l i k l e «bankacıla­
rı m ı z ı n , tücca rları m ı z ı n , sanayici l erimizin ve büyük top­
rak sahipleri n i n tüm sermayelerin i n işçi sınıfının birikmiş
ve öden m e m i ş emeğinden başka b i r şey ol mad ı ğ ı n ı » 7 gös­
�cr m i şt i r. Engels Kapital'i böyle değerlendird i ğ i yaz ısında
M a rx ve kendisinin b i rl i kte yayımladık ları Neue Rheinische
Zeitvnçı'tın 1 849'da Silezya köylü leri adına, büyük topra k
sahipleri n i n serflik ve feodal h izmetler ortadan kaldırı l d ı ­
ğ ı nda yasa - dışı el koyd ukları b i r m i lya r talerin (gü m ü ş
l i rrı n ı n ) kövlü le re geri veri l mesini talep edişlerin i hatırla­
t ı r. Bu bağla mda dost ve yolda şları W. Wolf'un bir d izi
rna":ales i de «Silezya ' n ı n M i lyarları» ba ş l ı ğ ı n ı taşıyord u .
«Ar. cok ş i m d i t ü m i ş c i sın ıfı adına yapılan muazzam
geri ödeme taleb i n i n ya n ı nda b i r m i lya r ner.fir ki? Bunu

1 57
böyle anlamak zorundayız! M ü l k sa hibi sınıfların birıkmiş
sermayeleri 'ödenmemiş _emek ten başka bir şey değ ' l se .
'

buradan ç ı k a n sonuç bu emeg i n gel ecekte ödene ce;ı ;dir,


başka b i r deyişle söz kon usu t ü m sermaye cmege aevre­
dilecekti r. ıı � diye yazıyordu Engels. Y i n e Eııg e l s Kap:tai
üstüne yazdığı eleştiride « . . . görme yetenegi olan herkes
bir topl u msal devrime olan ta lebi açı kça gbreb i i : rn d i ­
yordu9.
Marx ' ı n i k tisa t teori s i n i n incelemesinden çıkarı l ma s ı
gareken en öne m l i nokta la rdan biri ka pitai ist üretim tarzı ­
n ı n ka p i tc ! i z m öncesi üre ti m tarzlarına oranı� daha i l e­
-

rici olduğudur. Top l u m u n a ncak bu biçimi bu serveii bi ·


rı :-� ti r1;;1 b i l i r ve top: u m un h e r ü y e si n i n yete n eğ i n i so:ı u n a
dek g e l i ş tirebileceğ i sosya l izme g e ç i ş için tenıel kc,şu l u
hazırlayan ü retici güçlerin gelişmesin i sağ laya bi!ird ! . B u
a çıdan Marx ile Marx - öncesi sosya l iz m i n ütopik görüşlHi
v e o dönemin küçük burj uva teori leri a rasında temel b i r
fark vc :-d ır. Engels bunu şöyle bel irtir: «Alelôde sosya ! ist ­
lerle karş ; iaşt ; rıl d ığında Marx·ın- b i r e rdemi olarak görül­
.

melidir ki, i ç i n d e bulunduğumuz koşu l la rı n son derece tek.


yön l ü gelişimine karşın. gerıe l olara k fabrika sistem i n i :ı
yolaçtığı servet ve yoks u l l u k y ı ğ ı n l a r ı n ı n ortaya çıkardığı
doğrudan cesaret k ı rıcı son uçların eşl ik ettiği yerde o b i r
i l erlemeyi gösterir. » 10 U l u s l a rarası Çalışanlar Birl iği'nin 1 .
Kong res inde Geçici Merkez Konsey'i Delegeleri n i n yöner­
gesi'nde Marx. kapita l izmde çocuk i şçilere i l işkin şu n l a rı
yaza r : « M odern sa nayiin her i k i cinsiyetten çocukları ve
gençleri büyük topl umsal ü retim çalışmasında işbirl i ğ i içi­
ne sokma eğilimini, her ne kada r bu eğ i l i m sermaye yöne­
t i m inde iğ rençliğe dönüştü rülm üşse de. i lerici, tuta rlı ve
doğru b i r eğ i l i m olarak değerlendi riyoruz. » 1 1
Kapitalizm tarihsel görevi n i ta mamladığı v e emeğ i
tüm olara k topl umsal laştırdığında, M a rx ' ı n gösterdiğl g ibi
toplumun gelişimi için b i r engel haline gel ir. işçi sınıfını

1 58
i ktidarı a l maya ve tü m toplumun çıkarı için kapita l izmde
varolan servet edinme biçi m i n i ortadan kaldı rmaya zor­
l a r. M a rx bu yarg ıya , kapta l ist toplumun ekonom i k devi­
nim yasa s ı n ı keşfetti kten sonra va rmıştır.
Sa h te - sosya l ist Proudhon ve Lassa l le'in tersine M a rx .
işçi sınıfı n ı n ta m olara k özg ürleşmesi için sosya list dev­
rimin zoru n l u olduğu tezini tüm yön l eriyle temellend lr­
m i ştir. Kapita l i st sınıfın ü reti m a raçlan sah ipleri n i n teke l i n i
ka rşı sına a l madı kça h i ç b i r önlem i ş ç i s ı n ı f ı n ı ücre t kö le­
l iğ i nden k u rtara maz. Su, hiç b i r za man M a ıx'ın bu tür ön­
leyici eyl e m lere bütünüyle karşı ç ı ktığı a n l a m ına gelmez.
O sadece bunların. sorun işçi s ı n ı f ı n ı kapital ist sömü rCı ­
a e n ku rta rma k olduğu nda ikincil b i r önem ta şıdıkları ka­
n ı sındadır. Bunun karakteristi k bir örneğ i n i verel i m :
Marx kapita l izmde kooperatifç i l i k hareketi n i çözü m ­
ler v e � u n u bel i rtir: « Koopera tifç i l i k hare kei.i n i s ı n ı f uzlaş­
mazlığına daya l ı çağdaş toplu mda dön üşümcü güçl erden
b i ri olara k g örmekteyiz. Pratik olara k bel i rtmek gerekirse
(koope ra ti fç i l iğ i n ) büyük erdem i , çağdaş yoksu l l a ştırma ve
despoitk. emeğin sermayeye bağımlı kılınma siste m i n i n
yerin i özyöneti mci, ya rarl ı özgür v e eşit ü reticiler birli{ii
sistem i n i n alabi lecek o l masındad ı r . . . Emekçi lere tü keti m
kooperatifl erinden çok, ü reti m kooperatifle ri ne yönel me­
lerini sa l ı k veri riz. İ l k i varolan ekonomik siste m i n sad ece
yüzeyine dokunurken, i kin cisi s istemin temel ta şlarını he­
def a l ır.ı> 12 Kapital'in üçüncü cild inde ve Theorien über
den Meh rwert'te (Artık Değer Teori leri) M a rx , kapital ist­
lerin ü reti m s ü recinde gerekli bir öge olmadıklarını göste­
ren l n g i l te re 'deki koopratif işçi fa brikala rında n13 defalarca
söz eder. « U l uslara rası Ça l ı şa n l a r Birl i ğ i ' n i n * Aç ı ş Kon u ş ­
masır nda M a rx kooperati fçi l i k hareketi n i v e öze l l ikle d e
kooperatif fa b rika l a rı � . emeğin e konomi pol iti ğ i n i n m ü l -
. .

• 1 . Enternasyonal'in a d ı .

1 59
k iyetin ekonomi pol itiğ ine olan zaferi . . . » olara k niteler.
« Bu büyük topl umsal deneylerin önemi küçü msenemez.
Bunlar, ta rtışmada değ i l , fiilen modern bilimin buyrukla­
rına uygun olara k , büyük ölçe k l i ü reti min bir efendiler sı­
n ıfı ol maksızın yürütülebi leceğini göstermişlerd i r; meyve
verebil mesi için çalışma a raçlarının bizzat çalışanın üs­
tünde bir egemen l i k kurma a racı, gaspetme a racı olara '<
teke l l eştiril mesi gerekmez; v e köleci emek gibi, feoda l
(serf) emek gibi, kiralanmış emek biçimi de çabalarını is­
tekli ola ra k, yatkın bir kafayla ve neşeli bir yürekle değer­
lendi ren birleşik emek karşısında yoko l maya mahkum olan
geçic! ve bayağı bir biçimdir. » 14
lngiltere'deki kooperatif işçi fabrikaları , M arx'ın ik­
tisat teorisinden çıkan komünist ü retim tarzının öneml i te­
mel koşu llarının b izzat kapita l izmde evrildiği yarg ısını
doğ ru lar. Kooperatif fa brikalarda «topl u msal bakış ve ön­
lemle denetlenen toplumsal ü reti m » 15 daha şimdiden kapi­
tal ist ekonom i k sisteme o ranla üstü n l ü kleri n i kanıtlam ış­
tır. Gelecekteki topl umun i ktisadi anlamında işçi sınıfının
e konomi pol itiğ ini Marx, «Açılış Konuşması» nda böyle de­
ğ erlendi rmekted ir. Bununla birl ikte M a rx, işçil eri uya rma k­
tan da geri kal maz: «her ne kada r i l ke- olara k mükemme l ­
se de ve her ne kada r pratikte ya ra rl ıysa da kooperatif
emek bi reysel emekçilerin keyfi ça balarının dar çemberin ­
de sıkışıp ka ldığı sürece tekel lerin h ı z l ı a rtışını durdurma­
yı, k itleleri özg ürleştirmeyi, hatta sefô letleri n i n ıstırabını
bel i rg i n ölçüde dind irebil meyi bile başara maz.» 16 işçi sı­
n ıfı ancak s iyasal iktidarı ele g eçirdiğinde kooperatif eme­
ği u l usal ölçekte gel iştirebilir, yôn l işçi sın ıfı n ı gerçekten
özg ü rl eştire b i l i r. «Topl umsal ü reti min tek b i r büyük _ye
uyumlu özgü r ve kooperatif emek sistemine dönüştürül ­
mesi genel toplumsal değişimleri gerektirir; toplumun ge­
n el koşullarının değiştirilmesi ise toplumun örgütlü güçle­
rine dokunul maksızın, yôni Devlet g ücü kapita list ve top-

160
rak sahiplerinden bizzat ü reticilere geçmeksizin, gercek­
leşti rilemez.» 17
Kapital üstüne yazdığı eleşti rilerde Engels, Sosyal De­
mokrat m i l letvek i l lerinin bu eseri kendi « teorik lnci l » leri
ve «en önemli tezlerini elde ettikleri . . . si lôhıı ları yapacak­
larına olan u mudunu dile getirmiştir18•
O günlerde Kuzey Alman Reichstag'da (Kra l l ı k Mec­
l isi) ticaret ve fabrika kuralları üstüne gündeme getirile­
cek tartışmaya i l işkin olarak Engels şunları yazmıştı : «Al­
man işçi leri tarafından secilen hiç bir m i l letvekilinin Marx'
ın kitabını ta m olara k öğrenmeden bu yasa n ı n tartışma­
sına g itmesi n i kabul etm iyoruz . . . Bu koşu l la r a ltında, (an­
cak) konumlarını nasıl kul lanacaklarını bildikl eri za man,
herşeyden önce meselenin ne olduğunu bildi kleri zaman . . .
proleteryanın dört ya d a beş temsilcisi (gerçekten) bir
güç oluşturabilirler. Ve bu acıdan Marx'ın kita bı onlara
tüm malzemeyi, kullanıma hazır b i r biçimde, sağ lamak­
tadır.» 19
Marx kendi i ktisat teorisini işçi sınıfı çevrelerinde be­
nimsetmek, yayg ı n laştı rmak için büyük bir caba harcadı.
Hatta bunu m i l itan dostları ndan da talep etti. Wi lhelm Lie­
bknecht'le i l g i l i olara k şöyle yazıyord u : « işçi toplantıla­
rında d i kkati k itabım üstüne çekmek gerçekte onun göre­
v idir. Bunu yapmazsa . Lassa l leciler meseye el atacak­
lard ı r. hem de ya nlış bir biçi mde.» ;!)
1 865 Haziron'ında Marx, 1 . En ternasyonal'in Merkez
Konseyi'nin i k i otu rumunda Ücret, Fiyat ve Kôr üstüne a r­
tık değer teorisinin temel leri n i betimlediğl bir söylev ver­
di. Engels'e « . . . ikinci böl üm, son derece s ı kıştırılmış ama
görece kolay an laşı l ı r bir biçimde kitabımın geleceğ ini
bildiren bir sürü yeni ma lzemeyi iceriyorıı d iye bilgi verl­
yordu21. Marx'ın bil i msel keşiflerin i yayı mla madan önce
işçi sın ıfı topluluğu önünde tartışması onun iktisat teorlsl
ile işçi sınıfının ekonomi politiğini yarattığının en acık ka-

Kapital f/11 1 61
nıtı d ı r. M etal i şçisi Cari Klings 'e şöyle yazıyord u : « . . . e m i n
ola bilirsiniz ki, işçi sınıfı bende her za man gerçek b i r s a ­
vaşçısını bulacaktır.»22 Tüm yaşa m ı boyu nca M a rx b u söz­
lerin ne kadar doğ ru olduğunu kan ıtla m ı ştır.
1 865 'te olup bitenler bu kita b ı n kapsa m ı d ışında, ç ü n ­
k ü biz sad ece 1 863'e kadarki süreyi ele alıyoruz. Anca k
bu bö lü mde, öze l l i k l e işçi s ı n ı fı hareketinin özg ül soru n ­
larını çözmek i ç i n teorik i l kel ere başvu rduğu ücret, Fiyat
ve Kô r üstGne verd i ğ i söyl ev için b i r istisna yapılaca k . Bu
çal ışma n ı n çözümlen mesi M a rx'ın teoriden, pratiğe nasıl
ilerlediğini a çıkça ortaya koya r.
Ücret, Fiyat ve Kôr'da M a rx'ın iktisa t teorisin i sunuş
biçimi 1 847'deki Ücretli Emek ve Sermaye ça l :şmasında
olduğundan büyük ölçüde fa rk l ıd ı r. Bunu doğal olara k ka­
b u l etmek gerek, çünkü 1 847 ile 1 865 a rasında M a rx d e ­
ğer ve a rtık değer teori s i n i . ortalama kôr ve üreti m fiyatı
teorisini ve topra k rantı teoris in i , kısaca tüm i ktis.a t teori ­
sini geliştirmiştir. Ve şımdi k a rşım ızda ekonomi pol itiğin
genel i l kelerinin işçi sınıfının pratik sorunlarını çözmek
için kullanıldığı b i r çalışma d u rmakta d ı r.
M a rx ü c ret, fiyat ve kôr üstüne söylevi n i çok özg ü l
bir nedenle vermiştir. Genel Konsey üyesi, marangoz John
Weston, Genel Konsey'e işçi - genel ücret d üzeyinde b i r
a rtış i ç i n m ücadele etmeleri n i n v e ona u l aşmaları n ı n a n ­
lamsız olduğunu çünkü bu durumun, kendi kan ısına göre,
fiyatlarda g enel bir a rtışa yol açacağ ı n ı kanıtlamaya çalı­
şıyordu . Buradan hareketle Weston sendika ların « za ra rl ı »
olduğu yargısına varmıştı. Tam b u s ı rada genel olara k işçi
sınıfın ın bir ü c ret a rtışı talep ediyor olması Weston'un
görüşlerinin çü rütülmesini daha da a ci l leşti riyordu. Daha­
sı, Proudhoncular ve Lassalleciler de Weston'un görüşünü
paylaşıyorla rd ı . Lassale'in «Tunç Yasası» tezi sendikalar
ve genel olara k işçi s ı n ıfının ekonomik m ücadelesine olum­
suz b i r bakışı getiriyord u . Bunun do ceva planması gereki-

1 62
yordu ve Marx doyurucu bir ceva p getirebi lmek için ikti­
sat teori s i n i n tüm ana tezleri n i kulland ı .
Marx kanıtladı k i , b u görü şler bayağ ı iktisatç ı ların de­
ğerin ü retim mal iyeti nce bel i rlendiği yolundaki savla rıyla
aynı kapıya ç ı kmakta d ı r.
Rica rdo da benzer şekilde değerin ü retim m ô l iyetince
bel irlend i ğ i n i öne sürmüştü, ancak o bu te r ı m l e b i r meta ­
n ı n üretimi i ç i n gerekl i emek zama n ı n ı kaste tmekteyd i .
Bununla b i r l i kte, değe r i n ü reti m môl iyeti n ce bel i rlendiğini
savu nan tez aynı zamanda emek değer teoris i n i n yads ı n ­
masına da i z i n verir.
Baya ğ ı iktisatçılar bundan yararlanmışlar ve ü retim
möliyetindrn bir meta n ı n kapital iste olan môl iyeti n i , yôn i
yatırılan sermayeyi ( c + v ) a n la mışlard ı r.
Artık değer (kô r) bu durumda değere b i r ek olara k ,
«yabancılaşma kôrı» olara k görün ü r. Yine bu durumda
meta n ı n değeri « emeğ i n değerince» , başka bir deyişle üc­
ret tara fından bel irlenecektir. Örneğ i n Say gibi, öteki ba ­
yağ ı iktisatç ı l a r da üretim môl iyeti nden sermaye, topra k
ve emeğ i n üretime yaptı kları katkıyı a n la m ışlard ı r. Bu mô­
l iyetin büyü k l ü ğ ü n ü d e a rz. ta lep i l i şkisiyle açıklamışlard ı r.
Môl iyet fiyatına i l işkin olara k Rica rdo i l e bayağı i ktisatçı­
kırın fa rklı görüşl ere sahip olma ları « i kincilerden (bayağ ı
i k tisatç ı l a r) b i r s ü rü s ü n ü n , örneğ i n bizzat Say'ın. Rica rdo'
dan sonra, değerin emek zamanı n ca bel i rl e n mesine i l işkin
en ufak bir fiki rleri olmaksızın ve ha tta öteki ler savunurlar­
ken onların bunu acı kc<? yadsımalarına karş ı n ; ü retim mô­
l iyet i n i fiyatların n i hai d üzen l eyicisi olara k kabul edeb i l ­
melerine» yolacm ıştır23•
Ma rx ' ı n ü cretli Emek ve Sermaye'de meta n ı n değe­
rinin ü retim môl iyetince bel irlendiği formülüne Ricardo'nun
getird iği yorumu or.ayladığını bel irtmek g erek. « Arz ve ta­
lep dalgalanmalarının metanın fiyatını her za man onun ü re­
tim fiyatına indirgediğ ini görmüş bulunuyoruz.»24 Manc bu -

1 63
nun a rkasından üretim môl iyetinin değerle olan i lişkisini
ortaya koyar: « Fiyatın üretim mô liyetince bel i rlenişi, fiya­
tın bir metanın ü retimi için gerekli emek za man ı nca bel ir­
lenmesiyle aynı şeylerdir, çünkü ü retim môl iyeti şun ları
kapsar: birincisi, ham maddeler ve a letleri n, vb. yôn i
ü reti mi bel l i bir i şgününe môlolan v e bundan ötürü beli rli
bir emek zaman ı n ı temsi l eden sanayi ürünleri n i n yıpran­
ması ve ikinci olarak, yine süresiyle ölçülen dolaysız
emek.»25
M a rx'ın 1 847'de Weston 'u, 1 865'te olduğu kadar inan­
d ı rıcı ve derinl iğ ine e leşti remeyeceğ i açı ktı r. Bunu başar­
ması için değer ve a rtık değer teori l erinde R ica rdo'yu aş­
ması gerekiyordu.
ücret, Fiyat ve Kar'da M a rx. Meta n ı n değerini emeğ in
değerin i n bel i rlediğini savunan baya ğ ı i ktisatçıların dü­
men suyunda Weston'un sıkışıp kaldığı kısır döngüye işa­
ret eder ve bu şekilde « h k: bir sonuca u laşa mayacağımızıı>
vurg u l a r26•
M a rx bu sorunu değer ve a rtık değer teoris inde çöz­
müştü bi le. Bu n eden l e i ktisat teorisinin bu den l i özl ü ve
son derece acık betimlemesini verebil mektedir. Artık kısır
döng üyü k ı ra r ve aynı zamanda nesnel erin dopala rıyla gö­
ründ ükleri biçimin çakışmaması gerçeğ inden kaynaklanan
çeli şkileri açı klar. M a rx. kôrın her ne kadar yüzeyde değere
b i r ek olara k görünse de, an cak meta l a rın değerleri üze­
rinden satıldıkları kabul edilince kavranabi leceğini göste­
rir. Bunun ya n ı s ı ra Marx. ayn ı mada l yonun öteki yüzünde­
ki b i r başka çelişkiyi de ortaya çıkarmıştır. ü cretler bur­
j uva toplumunun yüzeyinde emeğ in değeri olara k görü n ü r­
lerse de. gerçekte işgücünün değerini temsi l ederler. ki
b u da emeğ in değerinden veya daha kesin olara k bel irt­
mek gerekirse emeğ in ü rettiği meta n ı n değerinden daha
d üşüktür.
Buna ilişkin olara k Marx şöyle der: «Bu, mantığa ay-

164
k ırı ve günlük gözleme tersmiş gibi görünmektedir. Ancai<
dünya n ı n güneşin çevresinde dönmesi de ve suyun büyük
ölçüde ya nıcı iki gazdan oluştuğu da mantığa ayk ı rıd ır.
Bilimsel gerçek nesnelerin sadece a ldatıcı görünümünü
kapan gün l ü k deneyden çıkılara k yarg ı lon dığ ında her za­
man mantığa aykırıdır.»27
B u rada Marx'ın ücret, Fiyat ve K ar da değer ve artık
'

değer teorisini nasıl sunduğunun ayrıntılı bir incel emesin i


ya pmak n iyetinde değiliz. ligim izi öze l l i k l e Marx'un teori­
sinden ç ı ka rd ığ ı prati k son uçlar üstünde yoğ un laştıracağız.
Bununla birli kte, i l k ola ra k bu eserin ücretli Emek ve Ser­
maye yle ka rşı laştı rı lması n ı n sürdürül mesi gere kiyor. Bu
'

acıda n Komünist Manifesto'da ele alınaca k ve bir bilimsel


ekonomi pol itik olma ksızın işçi sınıfının doğ ru ekonomi po­
l i tiğinin va rola mayacağı ortaya konacaktı r. Ancak 1 840'1ar­
da Marx, henüz bili msel ekonomi pol itiği gerçekleştireme­
miştir. Komünist Manifesto'da halô emeğin satı l ışından
söz ediyor ve Rica rdo gibi, emekte dah i l olmak üzere tüm
meta l a rın değeri n i üretim môl iyetince bel i rliyordu28• Bu for­
mülün bel irsiz olduğunu ve değer teorisini bayağı i ktisatçı­
ların isted ikleri biçimde yoru mlama l a rına olanak sağladı­
ğ ı n ı bel i rtm işti k. Proudhon türü küçük burj uvc sosya l ist­
lerinin ben i msed i kleri, kesinlikle teori nin işte bu yönüydü.
Marx son radan Proudhon'un değer teorisine i l işkin ola rak
«halkın kafasını karıştırdığını» yazmıştı r. « Metanın môl iyet
fiyatına (yôni k u l lan ı la n üretim araçlarının fiyatı artı eme­
ğin ücreti) satı ldığında değerine satı lmış olduğu kanısın­
dadırlar. Metanın içerdiği ödenmemiş emeğin de öden miş
emek kadar değer oluşturucu bir öge olduğunun fa rkına
va ramama ktadırlar.»29
ücretli Emek ve Sermaye'de Marx kapita l ist sömürü
mekanizmasını, kôrın kaynağ ını açıklamak için bir örnek
verir. « Emekci, ç iftçinin tarlalarındo bir şilin için gün bo­
yunca çalışır, bunun sonucunda çiftçi i k i şilinlik bir kazanç

1 65
elde eder. Çiftçi sadece gündelikçiye verm i ş olduğu değe­
ri yerine koymakla kal maz, aynı zamanda bunu iki katına
çıka rı r . . . Bu bir şilin ka rşılığ ında i k i kat değerinde toprak
ürünü ya ratan ve b i r ş i l i n i i k i yapan gündelikç i n i n i şgücünü
satın a l m ıştır.»30 Burada kapita l ist sömü rü mekanizması­
nın değer yasası temel i nde açıklanmad ığını a n la ma k pek
zor olmasa g erek.
işçi kapita l iste emeğ i n i satıyor ol unca. onunla (eme­
ğ iyle) ü re ttiği değerin neden yarısın ı aldığı a nlaşıla maz. Bu
acıkça değer yasasının. eşdeğerlerin m ü badelesi yasası­
n ı n i h l a l i d i r . Daha. i lerde b i r ta rihte M a rx. b u çelişkiyi a n ­
ca k e m e k l e i ş g ü c ü arasında b i r a y ı r ı m getirerek açıkla­
mayı başa ra b i l m işti. Bunun nedeni, soru n u n ana htarı n ı n
emeğ i n değeri n i n , yôn i emeğin ü rü n ü n ü n değeri n i n işgij ­
cünün değerinden d a h a büyü k ol masında yatmasıd ı r. Ücret,
Flyat ve Kfü'da M a rx benzer b i r örnek ver i r ve şöyle der:
ıc İşg ücünün değeri onun va rl ı ğ ı n ı sürdürmesi ve yen iden
ü retimi için gerekl i emek m i ktarınca belirlen i r, ancak bu
işgücünün !<ul!anımı sadece işçinin a ktif enerj isi ve fiziksel
enerjisiyle s ı n ı r l ı d ı r . . . lşgücünü kapital iste satmış olduğuna
göre. ya ratacağı tüm değer ya da ü rün kapital i ste ait ola­
caktır. . . »31 M a rx . bu özel olara k önem l i sorunu bir meta
olara k işg ü c ü n ü n kullanım değeriyle m ü badele değeri n i
bi rbirinden ayı ra ra k çözmeyi başarmışt ı .
lşgücü n ü n de� eri n i çözümleyen Marx, bunun ü reti min
her d a l ında ayn ı olmadığına işare t eder. Buradan hare­
ketle hemen şu pratik sonuca ulaşacaktır: « Eşit ücret ta ­
lebi, bundan ötürü b i r ya n l ışa daya n makta d ı r ve h iç oil'
zaman yerine getiril meyecek çılgın b i r istekten başka b i r
şey değ i l d i r . . . S i z i n hakl ı v e eşi t dediğ iniz şey, söz ko ·
nusu değ i l d ir. Soru n , bel l i b i r ü retim sisteminde neyin zo­
ru n l u ve kaçı n ı l maz olduğudu r. »32 Bu sözler açık b i r biçim­
de Marx 'ın işçi sınıfın ı n . kapita l ist sın ıfla m ücadelesinde
b i l i msel ekonomi pol itiğin temel leri ü stünde b i l imsel ikti-

1 66
sat politikasını nasıl gel iştirdiğini ortaya koyar. Ayrıca, bir
meta olara k işg ücünün çözümlenmesi, burj uva toplu mu­
nun yüzeyinde bu meta n ı n değerinin gerçek emeğ i n de!le­
ri imiş gibi görünmesine yol aça r. Bu, işçinin ücretin i ça­
l ışmasını b iti rd ikten sonra elde etmesiyle ve gerçekte
k apita l istin onun ü rü n ünü a l ma sıyla açıklanır. Gerçekte
kapita l istin i şçiye emeğ i n i n sadece bir böl ümü için ödeme
yapmosına karşın, ödenmemiş emeğin öden miş emek ola­
ra k görün mesinin neden i budur. i şte M a rx, kapita l ist ü ra­
tim ta rzının en a ldatıcı kategori lerinden b i ri n i , ücreti böy­
l e sergiler. işçi sınıfı ve işçi sınıfı harekeU için bu, büyük
bir önem taşıma ktaydı. « B i r kez içsel bağlantı kavrandı­
ğ ında » , d iye yazıyordu M a rx , «varola n koşul ların sürekli
gerekliliğine olan inanç, bu koşul ların pratikte çökmesin­
d en daha önce çöker.» 33 Marx bu nedenle içsel bağlantıyı
işçilere açıklamaya bu kadar büyük b i r çaba h a rca m ıştır.
ücretli Emek ve Sermaye'de « işçilerin bunu anlamasını
istiyoruz»34 d iye yaz ıyor ve gururla şunu bel i rtiyord u : « .. . iş-
ç i lerin . . . kitabımı a n l a ma l a rı ve onda kendi yol larını bul-
maları . . . »35
Sorun işçi sınıfının doğru i ktisat pol itikası nın bel i rlen­
mesi olduğunda « içsel bağlantının a n laşı l ması» gerçekten
çok önem l iyd i. B u , send i ka l a rı n daha yüksek ücret ve i ş­
günü uzu n l uğunun yasal ola ra k sın ırlanması mücadelesi
sorununda ac ıkça gösterilmiştir. Şimdi M a rx'ın ücret, Fiyat
ve Kôr'da işçi sınıfının bu temel sorununu nasıl çözd üğünü
göre l i m ve ounu Ücretli Emek ve Sermaye ve Ko m ün i st
M anifesto'da ele a l m ı ş olduğu tavı rla ka rşılaştıra l ım.
Herşeyden önce M a rx, pratik açıdan saf biçimiyle a r­
tık değer kategorisinin tan ı m lamasının neden bu denli
önemli olduğunu gösterir. Doğa l olara k , a rtık değerin tü­
m ü sa nayi karı olara k sanayi kapita l istleri n i n cebine in·
mez. Bunu (a rtık değer) borç, k redi a ldığı kapital ist ve
toprak sahibiyle paylaşmak zorundadır. An cak bu işçi sı-

1 67
nıfı acısından b üy ü k bir önem taşımaz. «Sonunda kendine
alıkoyabileceği bölüm n e olursa olsun, a rtık değeri işçiden
dolaysız olarak çıkara n kap ita l ist işverenin kend isidir. Bun­
dan ötürü ücret sistemi ve tüm ü retim sistem i bu i l i şk iye,
kapita l ist i şverenle ücretl i emekçi arasındaki il işkiye da­
yan ı r.»3f
M a rx , bunun ya n ı sıra kör ora n ıyla, a rt ı k değer ora n ı
orasındaki farka d i k kati çeker. ücret, Fiyat v e Kôr' da a rtı.k
değer oranına aynı zamanda kör ora n ı da demektedir.
M a rx burada kör ora n ı için i k i teri mden söz etmektedir
ve sadece körın ücretler için ayrılan sermaye oranının eme­
ğin gerçek sömürü derecesini, öden miş ve öden memiş
emek a rasındaki i l işkiyi gösterd iğini vurg u l a r. «Genel ü c ­
ret a rtışı, b u nede.nle genel k ö r ora n ı n ı n düşmesine yol
açaca ktı r. ancak değerle ri etkilemeyecektir.» 37 (burada kör
ora n ıyla kasted ilen artık değer ora n ı d ı r -V.V.) Bu, M a rx';rı
a rtık değer teorisinden bu sorunda çıkartmış olduğu ilk
öneml i sonuçtur.
Ücretli Emek ve Sermaye'd e M a rx hala -Ricardo
g ibi- ücretler ile kör arasındaki ters orantısa l l ı ktan söz
etmektedir: «<Ücretlerin düştüğü ölçüde karlar yüksel ir;
ücretlerin yükseldiği ölçüde düşer.»38
Şimdi de Marx bu tezi büyü k ölçüde ilerletir. Bu tür­
den b i r ters orantı ücretlerle a rtık değer a rasında mev­
cuttu r. Kör ora n ı n ı n düşme eğ i l i m i yasası b u rada ca ge­
çerl i olduğundan kör ora n ı ü c retl e r a rtmadan da ve ha tta
a rtık değer ora n ı d üşmeden de a lça labil ir. (Tersine, kapi­
ta l izmin gelişmesiyle ve emek ü retken l i ğ i n in yükselme­
siyle birli kte artık değer ora n ı yü kselme eğ i l i m i gösterir.)
« Kö r oran ı . .. emek daha az sö m ü rü l d ü ğ ü için değ l l , daha
fazla (sö m ü rü ldüğü) için d ü şe r . . . » 39
Ücret, Fiyat ve Kôr' da M a rx , işçilerin ücretleri n i a rt­
tırmak veya d üşmesini önlemek için verd ikleri temel m ü ­
cadeleyi inceler.

168
Besin paha l ılaştığı zaman veya paranın değeri d üştü'­
ğünde, işgücünün değeri yükse l i r ve i şçi ücret a rtışı için
mücadele etme l i d i r. Eğer işgücünün değeri d üşecek olur­
sa, bu d u rumda da ücretlerin düşürülmesine karşı koy­
malıdır. Bu mücadele « . . . sadece kendi emeğ i n in a rta n ü ret­
ken l i ğ i n i n b i r böl ümünü elde etmesine ve toplumsal ölçek­
te es k i göreli d u rumunu koru masına yetecektir.»40
Son olara k M a rx, işgü nünün uzunl uğ uyla i l g i len i r. Ser­
maye n i n işgücünü sürekli olarak uza tma ve emek ü ret­
ken l i ğ i n i a rttı rma eğ i l i m i n i ta n ı mlar. B u radan da şu sonucu
çıkarır: « i şçi ler i şg ü n ü n ü eski rasyonel s ı n ı rl a rına indirme­
yi veya normal i şg ü n ü n ü n s ı n ı rlarını yasa la rla beli rlemeyi
başara ma d ı k l a rı zaman fazla çal ışmaya ücret a rtışla rıyla,
ama sadece ke ndi lerinden çekip al ınan a rtık za manla ora n ­
tı l ı olarak değ i l daha yüksek b i r oranda ücret a rtışlarıyla ,
deneti m geti rmek g i rişimleriyle sadece kendi lerine değ i l ,
kendi soyl a rına karşı da b i r görev yerine geti rm iş olur­
lar. Asl ı nda onlar sermayen in zorbaca ya ğmasına (gaspı­
na) karşı s ı n ı rl c r koymakta d ı rlar.»41 i şçi «emek yoğ u n l u ­
ğ u n d k i a rtışa uygun b i r ücret za mmı için mücadele ede­
rek» sermayenin emek yoğ u n luğunu a rttırma eğ i l imine
karşı koyd uğunda, « . . . kendi emeğinin değer kaybetmesi­
ne v e soyu n u n aşağıla nmasına karşı koymaktan başka
bir şey ya pmış olmaz.»42
B u rada bel i rtmel iyiz k i , henüz 1 840'1a rda M a rx ve En­
gels sendikaların daha yüksek ücret ve daha kısa işgü n ü
için m ücadeleleri n i b u açıdan değerlendi rmeme kteyd i l er.
Daha o s ı ra l a rda M a rx'ın sen d i kaları işçi s ı n ı f ı n ı birleştir­
ır. e k iç i n bir a ra ç ola ra k gördüğü doğ rud u r, bununla b i r­
l i kte ş u n l a r ı yazmıştı : « i şçi lere olan mdl iyetleri çoğu kez
·
u laşmak isted i kleri ücret a rtışlarının ü stü nded i r. Uzun dö­
nemde re kabetin yasa la rına dayanamazlar.»43 M a rx ve En­
gels bu dönemdeki işçi sın ıfı g revlerinin ekonomik önemini
reddetm işl erse de, b u mücadel en i n 1 840'1arda eski topl u -

1 69
m u n bütünüyle devril mesini n hçızıtl ı ğ ı acısından taşıdığı
b üyük siyasal önemi değerlendirmişlerd i r.
işte Engel s'in işçi sınıfının on saatl i k işgünü mücade­
lesine karşı ç ı kması ve genel olara k g reve ka rşı konuş­
ması o g ü n l e re rastlar. 1 847'de Mecl is'ten gecen işgününü
gene ve kadın işçiler için on saate ind i ren Yasa'ya ilişkin
olara k 1 850'de şöyle yazmıştı: « O n Saatl i k lşg ünü Yasası
ilke olara k ve n i hai b i r önlem olara k kesinlikle yanlış bir
a d ı mdır, siyasal olmayan ve hatta kendi yıkılışı n ı n tohum­
larını taşıyan gerici bir önlemd i r.»44 1 851 Ara l ığında lngiliz
makine işçileri fazla ça l ışmanın kal d ı rı l ması ve daha iyi
çal ışma koşulları için g reve g ittiklerinde Engels bu g revin
ekonomik buna l ım ı n yayı lmasını ve böylelikle de devrimci
patl a mayı geci kti receğ ini düşünüyord u . Bu nedenle de «ap­
talca » diye n itelemişti45
Manc ve Engels'in böyle b i r tav ı r a lmaları. doğrudan
doğ ruya o g ü n k ü ekonomik görüşlerinden kayna klanır. üc­
retli Emek ve Sermaye'de M a rx ücretleri emeğin değeri ya
da f iyatı olara k beti mler ve şöyle yaza r: «Genel ola ra k me­
taların fiya tı n ı d üzenleyen aynı genel yasa l a r, doğa l olarak
ücretleri ya da emeğ i n (•) fiyatını da d üzen lemekted i r. Eme­
ğin değeri üretim m ôliyetince, bu metanın ü retimi için ge­
rekli emek zamanınca belirlenecektir. . . Basit emeğin ü re­
tim môl iyeti. işçinin varlığını sürdürme ve üreme masraf­
leorına eı;!ttir. Bu va rlığ:nı sürdü rme ve ü reme masrafları
da ü c retleri ol uşturur. Bu şek ilde bel i rlenen ü cretlere as­
gari ücret d iyo ruz.»46 Komünist Manifesto'da Marx ve En­
gels benzer şeki lde ücret l i e meğ i n orta lama f iyatının as­
gari ü c ret olduğunu bel i rtmişlerdir'. Asg a ri ü c ret teorisi­
n i n , Fizyokratlara dek uzanan tam bir b u rj uva ya klaşım
olduğunu söylemel iyiz. M a rx son radan «Asgari ücret. . .

• Burada geçen 'emek' sözcüğü sonradan ( 1 89 1 ) Engels tarafından


'işgücü' olarak değiştirilmiştir. ç . n .

1 70
Fizyokratların öğretisinin eksen i n i oluşturun diye yazm ış­
tı . Fizyokratlar « bu asgariyi, ta rihsel gelişim a şa masınca
d eğ i l de, bütünüyle Doğaca belirlendiğine inandıkları , de­
ğ işmez bir büyüklük olarak ele a l makla» hataya düşmüş­
lerdi48.

Ücret, Fiyat ve Kdr'da Ma rx, bu önemli soruna farklı


acıdan bakm ı ştır. Burada da, herşeyden önce işgücünün
d eğerini işçinin yaşayabil mesi ve işgücünü yen iden ü rete­
bil mesi için gerekli besini üretecek emek mi ktarıyl a bel ir­
ler. Ancak daha sonra şöyle der: «işgücünün değerini öte­
ki meta l a rı n değerinden ayıra n bazı özelli kler vard ı r. l şgü­
cün ün değeri iki öge ta rafından oluşturul u r: biri sa lt fiziksel,
ötekisi ta rihsel ve toplu msa l . » 49 Gerek l i besinin değeri iş­
gücünün sadece en düşük sınırıdır. l şg ücünün değeri ay­
nı zamanda söz konusu ül kede yerleşmiş «gelenekse-1 ha­
yat stc.:ndardı» ta rafından da bel i rlenir50• l şgücün ü n değe­
rinin aza m i s ı n ı rı nedir? Bunu bel i rlemek asgari a rtık de­
ğer ora n ı n ı bel irlemek kadar zordur. Ka pita l ist, her za man
aza mi kôr için m ücadele eder, başka bir deyi şle ücretleri
fiziksel asga riye indirmek ve işgününü fizi ksel azam iye
çıkartmak için ca balar. Gerçek ücret d üzeyi ve işgününün
uzunluğu « . . . sermayeyle. e mek arasında k i sürek l i m üca ·
dele ile bel irlenir . . . Soru n yeri ni mücadele eden ta rafların
ka rşı l ı klı g üçleri sorununa terk eder.»51

Marx'ın 1 853'te New York Tribu ne'da yayımlanan bir


makalesinde işçilerin ücret za mmı için m ücadeleleri n i
1 840'tak inden fa rk l ı biçimde değerlend ird i ğ i n i be lirtmel i­
yiz. «Grevlerin 'işçilerin kend i ' çıkarlarına za ra r verdiğine
inanan ve işçilerin temel görevleri nin sabit kalara k orta­
l a ma bir ücreti sağlayacak bir yöntem b u l maları olduğu­
na inanan bazı iyi l i kseverler ve hatta sosya l i stler var.»
Marx tezini « bu tür ortalama ücretleri olanaksız k ı l a n » ve
u ücretlerde iniş çıkışa» sebep olan ve « kapita l istlerle, i şçi-

1 71
ler a rasında b itmez, tü ken mez çel işkilere yol aça n » kapi­
ta l izmin devresel gelişimine daya ndırma ktayd ı52•
Soru n u n 1 840' 1arda olduğ undan fa rk l ı teri mlerle orta ­
ya konduğu gerçekten doğru d u r. M ar x ancak emekle, i ş ­
g ücü a rasındaki ayırı m ı ya ptıkta n son ra d ı r ki. tüm öteki
meta lardan farklı olan işg ü c ü n ü n derinlemesine çözümle­
mesi n i ya pabilmiştir. M a rx «Tüm meta la r dünyas ı n ı n iki
ana parçaya ayrılabi l eceğ i n i » belirtmiştir. «Birincisi, emek
kapasites i , i k incisi emek kapasites i n i n dışındaki meta ­
l a r.»53 Ancak b i r meta olara k işg ü c ü n ü n çözümlemesinden
sonra emekle, sermaye a ra s ı ndaki i l i şkiyi, burj uva iktisat­
çı ların ı n gördüğü 'birikmiş' ve 'dolaysız' emek a rasındaki
fizi k3el b i r i l işki olarak değ i l de, özg ü l olara k top lu msal
bir i l işki olara k , başka b i r deyişle işçi lerle, kapital istler
a rasındaki sınıf mücadelesi n i n d ışında a n laşı l ması ola­
naksız olan bir s ı n ı f i l işkisi olarak a n l a m a k m ü m k ü n d ü .
M o rx'ın teorisinden işçi s ı n ı f ı n ı n daha yü ksek ücret ve
daha kısa i şgii n ü için mücadelesinin d oğ rudan doğruya
ekonomik bir gere k l i l i k tarafından d i kte edildiği ve serma -
yen i n ü cretleri fizi ksel asga riye indirme eğili minden kay­
naklandığı sonucu çıka r. ( Ka pi ta l i st b i ri k i m yasası bu yön­
de işler) . « İşçi s ı n ıfı sermaye n i n saldırı larına diren mekten
vazgeçseyd i , . . . ku rtu luşu ol mayan bir sefil ler kitlesi duru ­
muna düşerd i . » s.ı
Sonııç c la ra k Marx ve Engels' i n , 8 Haziran 1 847'de
Meclis' ten g ecen «On Saatl ik lşg ü n ü Yasa s ı » n ı 1 840'1a rda
olduğundan çok fa rk l ı b i r biçimde değerlendirmeleri şaşır­
tıcı değ ildir. Marx «Acış Kon uşmas1» nda şöyle d iyord u :
(< Fa brika mü fettişleri n i n a ltı ayd ı r ra porlarına gecen, fab­
rika tek n i syen leri n i n elde etmiş oldukla rı fizikse l , a h laki
ve entel lektüel kazançlar şimdi her kesim ta rafından doğru
bulun makta d ı r.» Bu nedenle 'On Saatlik işgünü Ya sası'
sadece büyük b i r pratik başa rı değ i l d i r; aynı zamanda b i r
i l ken i n başa rısıdır. O rta sın ıfın (burj uvazi-c.) ekonomi po-

1 72
l i tiği i l k kez olara k işçi sın ıfı ekonomi politiğine acıkça ye­
n i l m i ştir. » 55
Marx bu ya klaşımr; 1 866'da sekiz saatlik işgününün
yasa l olara k yürürlüğe kon masını ta lep ettiğinde de sür­
dürmüştü. Uluslara rası Emekçiler Birliği'n i n ( 1 . Enternas­
yonal-ç.) 1 . Ko_ngresin i n Geçici Merkez Konseyi Delege­
lerinin Yönergesi'nde şöyle yazmıştı : <dşg ününün sınırlan­
d ı rıl mas ı, o olma ksızın ilerleme ve özgürlük için ya pılacak
tüm çabaların zamanından önce yapılmış olaca ğ ı bir ön­
koşuldur. lşgücünün yasal sınırı olara k 8 saatl ik çal ışmayı
öneriyoruz. » 56 Bu talep tüm dünyada i.ş çi sınıfı mücadele­
sinde temel sloganlardan b i ri haline gelmişti r.

Marx'ın 1 860'1arda sendika eylemlerine bu den l i bü­


yük bir önem vermesinin nedeni kolayl ı kla anlaşılabil i r.
«Send ika lar sermayeyle emek a rasındaki a mansız mü­
cadele acısından gerekl iyseler bizzat ücretli emek ve ser­
mayenin yönetimi sisteminin yerini almak üzere örgütlü
temsilcilikler olarak daha da önemlidirler.»57

Marx, işçi sınıfının ekonom i k durumunu düzeltmek


için verd iği günlük mücadelen in önemini değerlendirmi ş,
ancok onu kapital istlere karşı mücadelede ana yol olara k
görmem iştir. işçi sınıfının bu g ü n l ü k mücadelede «son uç­
ları doğuran nedenlerle değ i l , sadece bu son uçlarla savaş­
tıkla rını» vurgulamıştır. «Anlamal ıdırlar k i . yürürlükteki d ü ­
zen onlara yü klediği tüm sefaletlerle b i rl i kte toplumun eko­
nomik yen iden k uruluşu için gerekli olan tüm maddi koşul·
lorı ve toolumasl biçim leri de oluşturu r. » � Tutucu :;Adil
lşgünü için adil ücret» slogan ı n ın devri mci «Kahrolsun
ücret sistemi» slogan ıyla değiştiril mesine olan bil lmscl
gerekl i l i k b u radan gel mekted ir59.
Marx'ın Proudhonculuğu nasıl eleştirdiğini ve bu eleş­
tirin i n işçi sınıfı hareketi acısından ne den li önemll ol­
duğunu ayrın tılarıyla vermeye çalıştı k. Bununla birlikte,

1 73
M arx bu eleştirisi n i anca k kendi i ktisat teorisi n i ortaya
koyduğunda ta mamlaya b i l m iştir.
Bu nedenle ancak 1 850' n i n son larında. Proud hon 'un
1 850'1erin başında öne sürd ü ğ ü faizsiz kredi fikrine bilim­
sel b i r eleştiri getireb i l m iştir. Bu onyılın son unda Marx
bu fikrin pratikte neden uyg ulanamayacağ ı n ı ve Proud­
hon'un kapital ist topl u mda pa ra n ı n va rlığına olan gerek­
l i l iğ l bu nedenle anla ya mad ı ğ ı n ı göstermiştir.
Daha sonraları Marx « Proudhon ' u n faizsiz kredi ve
hal k ban kası buluşları . . . onun en son ekonomik 'haltla­
rıyd ı'» d iye yazmışt ı r. « Katkı baş l ı k l ı k i ta bımda . . . onun gö­
rüşleri n i n burj uva ekonom i pol itiği'nin ilk ögelerinden b i ­
ri n i , yö n i metaların parayla olan i l i şkisini ya nlış a n l a m a ­
sından doğduğunun kanıtı b u l u n ma ktad ır. . . » 60 Ma rx, i kti­
sat teorisinin işçi sınıfı üzerinde çeşitli sahte - sosya list
etkilere karşı taşıdığı önemi çok iyi a n l a mıştı. Bu n edenle
kendis i n i Kapital'in birinci cildinin Fransızca'ya çevirisine
vermiş ve Proud hon 'un eleştirisinin neden gerekl i olduğu­
nu açıklamı ştır: « Proudhon'un idea l ist kücuk burjuva bakış
acısıyla Fransızları gömmüş olduğu ya n l ı ş görüşle rden kur­
ta rma n ı n çok büyük b i r önem taşıdığı kan ısındayı m. Cenev­
re'dek i son Kong re'de ve U l uslara rası Ça lışa n l a r Birliği'n i rı
t ı . Enternasyonal) Genel Kon sey üyesi olarak Pa ris kolu
ile olan i l işkilerimde sürek l i olara k Proudhonculuğun pes­
paye uza n tılarıyla karşı laştı m . » 61
Bir sürü benzer bel ge daha göstermek mümkün, a n ­
c a k bunun pek gerekl i olduğu kanısında değ i l i m . « KJ­
fa larımız. her zaman görün meyen iplerle halka bağlı» di­
ye yazıyordu Ma rx62• Gerçekten onun i ktisat teorisi işçi
sınıfının temel çıkarları n ı ifade eder, topl u msa l gelişimin
nesnel eğil i m leri n i açıklar ve -a rtık sadece görün meyen
iplerle değ i l- u luslararası işçi sınıfı hareketine ayrılmaz
bir bicimde bağlıdır. Bu da zengin ödüller sağlamıştır.

1 74
SON UÇ

DÖNEM i N i N TARİHSEL OLAYLAR I N I N GÖBEG İ N DE

dtapital» üstüne kırk yıllık çalışma. «Sözde 'becerlkll'


adamların· zekasına gülüyorum». «Kapitahıin olanı. «Kapi·
tal• ve günümüz kapltallzml. Yeni bir sosyo - ekonomik
formasyonun belirtileri. Marx'ın komünist ekonoıni pcll-
tlk üstüne görüşleri.

M a rx Kapitc.;I üstüne k ı rk yıl çalıştı - 1 843'ten yaşa m ı ­


n ı n son g ü n lerıne d e k . Bu di kkatli v e u z u n çalışma gerekli
miydi? Engels, b u soruyu şöyle ceva plar: «Bu kadar geniş
bir a l a n ı ve rr1Jlzcme kütlesini ka psayan tü m b i l i msel in­
cele melerde elle tutu l u r bir scnuca ula şa bilmek anca'<
konuyu uzun y ı l l a r çalışmakla olana k l ıd ı r. Yeni ve doğru
olan tek i l yön ler. . . daha kolay keşfed ilebi l i r; bunların ye­
ni bir tav ı rl a kavran ması ve yoru mu ise ancak çok yoğ un
bir i ncelemeden son ra gerçekleşti rilebi l i r. Aksi halde Ka­
pital gibi k i tapları n sayısı çok daha fazla ol urdu» 1 Bu
gerçekten dev çalışma, Marx için kolay değ i l d i . Sigfrid Me­
yer'e yazd ığı ka psam l ı mektu pta acı çeken b i r ru hun hay­
k ırışı açı kça görülmektedi r: «Sana neden ceva p yazma ­
dım, dersin ? Ç ü n k ü sürekli olarak ölümün eşiğinde dola­
şıp duruyord u m . B u neden le, uğrunda sağ l ı ğ ı m ı , mutl u l u ­
ğ u m u v e a i lemi fedô ettiğ i m kitabımı ta mamlamak i ç i n , ça­
l ışabi leceğ i m her san iyeden ya ra rlanmak zoru ndayd ım. Bu

1 75
açıklamanın yeterl i olduğu kanısındayım. Sözde 'beceri k l i '
adamların zekôsına gülüyoru m. Eğer k i ş i b i r öküz olmayı
seçmişse, elbette insanlığın çektigi acılara sırt çevırebı l i r
v e kendi canının derdine düşebilir. Ancak kitabımı, en
azından müsvedde olara k, ta mamen bitirmeden öıüp git­
seydım, kendimi gerçekten beceriksiz olarak nitelemem
gerekirdi.»2
Ta rih, Marx'ın haklı olduğ unu göstermiştir. M a rx ' ın
dönem inde ün kaza nmış olan Alman i ktisatçısı Prof. Wil­
helm Roscher'i bugün kim ana r? Sadece ekonomi pol itik
tari h i uzma nları onu bil i r. Marx, Roscher'in yazılarında
«dürüst olmadığ ı n ı » , «tersine patron larının önyargı ve çı­
karla rı doğ rultusunda olduğ u n u » belirtir; «bir taş kırıcısı.
bu ayaktakı mından daha çok saygıya değer.»3 Günü müz­
d e Roscher'i hatırlayan yoktur, a rtık k imse onun kitapla­
rını okumamakta d ı r. Oysa, Marx'ın adı hemen herkes ta ­
ra fından b i l i n mekte ve Kapital milyonlarca insana reh be r
d u rumundadır. Bunun neden i , Marx'ın h a k l ı bir davaya h iz­
met etm iş olmasıd ı r. i şte. Marx çal ışmasındaki 'becerik­
l iliği' bu açıdan değerlendirmiş ve kaderi n i işçi sınıfının
davasına adam ıştır. Ve bu sayede de ölü msüzl üğe eriş­
miştir.
KQpital bir güneştir. Kapital neden ölümsüzdür? N için
bugünün insanları yüzyıl öncekiler kad a r ona ihtiyaç du­
yuyorla r?
Kapital'de sadece yüzyıl önce ta rih sahnesinde beli­
ren sorunların çözümü değ i l , gün ümüzün insanını ilgilendi­
ren bir çok sorunun da ceva bı va rd ı r. Zaten Kapital'in en
önem l i ve değerl i yönü , bu sorunların çözülebilmesi için
gerekl i yöntemi kurmuş olmasıdır.
1 9 yüzyılda burj uva iktisatçıları Kapital'den söz et­
medi kleri gibi, Marx'ın geliştirdiği iktisat teorisini de gör�
memezlikten geldiler. 20. yüzyılda bu olanaksızdır. Fransız
burj uva iktisatçısı Emile James şöyle yazıyor: «Kari Marx'

1 76
ın ese rlerine h iç b i r dönemde, çağ ı m ızda olduğu kadar
i l g i gösteri l memiştir. Bu sadece Sovyet Rusya'ya özg ü de­
ğ i ld i r, Batı ü l kelerinde de du.ru m böyledir.»4 Çağ ı m ız, Mark­
sizmi çürütmek veya onu devrimci içeriğ inden kopa rmak
isteyen burjuva i ktisatçıları ve çeşitli türden revizyon ist­
lerin sa yısız g i rişi mlerine ta n ı k olm uştur.
Buı i uva iktisatçı ları ve revizyon istler, kapita l izmin 20.
yüzy:lca M a rx 'ın iktisat teorisinde öngördüğ ü biçi mde ge­
l i şmed i ğ i n i kanıtla maya çal ışırlar. Orneğ i n ü n l ü , İ n g i l iz iş­
çi Pa rtisi ideologu G.D. H . Cole olayların sonra k i gel işimi­
n:n Marx'ı haksız çıkardığını5, M a rx'ın kap ita l izmin gelişi­
minin te mel eğ i l i m lerini çözüm lemede ya n ı l g ıya düştüğü­
n ü öne sürer. l sveçli burj uva i ktisatçısı G. Myrdal da,
« Marx ' ı n yüzyıl önce kapita l ist topl umun gelecekte ki geli­
şimi üstüne yaptığ ı ta h m i n i n savunulmazlığı anlaşılmıştı» 6
der. B u savla r hem bizzat tarihsel gelişim, hem de 20. yüz­
yılda ka pita l izmin ekonom i k gelişiminin Marksist çözü mle­
mesi -öze l l i k l e de Len i n ' i n emperya l izm teorisi- tarafın­
dan ta mamen çürütü l m üştür. Len i n , kapitalizmin en yük­
sek aşaması olara k emperya l izmin, kapita l izmin temel eğ i ­
l i mlerinin ileriye doğru gelişi mi olduğunu gösterm iştir. E m ­
_
perya l izm teori s i n i n , M a rx'ın ortaya koyduğu ka pita l ist ü re­
tim ta rzı çöz ü ın ienıe::; i ı ı i n dolaysız sonucu olduğunu vur­
gulamıştır7. Gerçekte bel irg i n olan olguların genel olara k
ifade ed i l d i ğ i SBKP Progra mı 'nda şöyle den mekted i r: «Dün­
ya k a p i ta l iz m i n i n gelişimi . . . kapita l izmin ve onun en yük­
sek aşaması olan emperya l izmin M a rksist - Len i n ist çö­
zümlemes i n i . . . bütün üyle doğrulamıştır.» 8
Marx Kapital'de kapita l ist ü retim ta rzının en temel ve
engin eğ i l imlerini açıklam ış, ekonomi pol itik için koymuş
olduğu tüm koşulları sonuna dek karşılamıştır: «Ancak çe­
l i şkili dog maların yerine on ların g iz l i a rka plôn larını oluş­
turan çelişk i l i olg u l a r ve gerçek çatışma ları koya ra k eko­
nomi politik b i r mü sbet bil ime dön üştürüleb i l i r,»9• Kapi-

Kapital f/12 1 77
tal 'de Marx, kapita l izmi o den l i doğru olara k n iteledi ve
gel işme eğ i l i m leri n i o denli deri n l i ğ ine betimled i k i , E.
Varga h a k l ı olara k şunları yaz m ıştır: « Büyük ölçüde geliş­
m i ş ü l kelerde modern kapita l izm, toplumsal biçimi içinde,
Morx'ın kendi döneminde varolan ka pita l i st toplumdan çok
Marx 'ı n teorik çözü m lemesi n i dayand ırdığı iki sınıftan
-burjuvazi ve proleta rya- oluşan varsayımsal kapita l i st
toplu m u daha çok hatırl a tmo kta d ı r. » 10

Kc::.p i ta l ' de Marx kapita l ist ü reti m ta rzını bir canlı b ü ­


t ü n , insan toplumunun gel işiminin ta rihsel olara k belirlen­
miş ve ta rihsel olara k geçici b i r aşaması olara k beti mle­
m işti r. Kapitalizmi siste m l i o l a ra k hem kapital izm öncesi
formasyonlarla, hem de gelecek (komün ist) ü reti m tarzıyla
karşılaştır:mıştır. Bu yön tem , bir yandan Marx'ın kapital ist
toplumun özgü l doğasın ı derin lemesine a nlamasın ı , öte
yandan da gelişme eğ i l i mlerini a ç ı k la masını. başka bir de­
yişle sosya l ist devrimin kaçı n ı l maz olduğunu kan ıtlaması­
n ı sağlam ıştır. K a pital 'de M o rx, gelecekteki topl umun ay­
rı ntı l ı bir resmini vermed i . Zaten bunu yapması da olanak­
sızd ı . Engels buna i l işkin olara k şöyle yazar: « Bu kitap
bir çok okur için bir düş kırıklığı olabi l i r . . . bir çok kişi . . . bu
kitapta n bin yıl sürecek bir komün ist Topl ulukta neler olup
biteceğini öğren meyi düşlemiş olabilir . . . M a rx. her zaman
olduğu gibi, burada do aynı devrimcil i kted i r. . . Ancak top­
lumsa l dön üşü mden son ra ne olacağ ına i l işkin bize sa­
dece çok üstü kopa l ı ipuçları vermektedi r.» 1 1

Bununla birl i kte Morx, s ı k s ı k gelecekteki topl uma


ilişkin açıklamala rda bulunur ve onun bir dizi temel özel­
l iğ i n i beti mler. Bunlar, çağ ı m ızda komünist toplumu acilerı
kurma göreviyle karşı karşıya olan Sovyet halkları için
büyük bir ön em taşımaktadır.
Morx'ın Kapltal'ln dört cildinde ve Grundrisse'de ko­
münizme il işkin söy l ed lkl erln l bir a raya getirirsek Marx'ın

1 78
komünist top l u mdan ne anladığının oldukça uyu m l u ve ta­
mamlanmış bir res min i elde edebil i riz.
Kapital'd e Marx, kendi çöküşünün maddi koşu l larını
ü reten kapital ist ü retim tarzının bizzat kend isi olduğunu
gösterm iştir. Ka pita l izmde ü retici g üçlerle ü reti m i l işki leri
a rasında k i çel işki, ü reti m i n toplu msal n ite l iğ iyle m ü l k edin­
men i n özel n itel iği a rasındaki çelişki olara k gel i ş i r. « Kapi­
ta l ist üretim ta rzının çelişkisi, sermayenin bel irlediği ve
ya lnız olara k bel irleyeb ileceği özg ü l ü retim koşullarıyla sü­
rek l i olara k çel işen. ü retici güçlerin mutlak gelişime eğ i l i ­
m i nde yatmaktadır. » 1 2
Ka pita l i z m i n temel çel işkisi ve bu çelişkinin kaçı n ı l maz
olarak a l d ı ğ ı biçimler -topl u msal üretim anarşisi ve dev­
resel ekonomik bunalımlar- kapita l ist ü retim i l işkileri içi n ­
de üretici g üçlerin g e l i ş i m i n i engeller. « Kapital ist ü retim
tarzı öteki acıdan bakıld ığında bütünüyle yetersiz olan bel ­
l i b i r gen işleme aşamasında. b u nedenl e engellerle karşı­
laşır. i htiyaçl a rı n tatminiyle değ i l , ü retim i n ve kôrın ger­
çekleşmes i n i n saptad ığı bir noktada hareketsiz ka l ı r. » '3
Marx, kapita l ist topl umun bağrında gel işen üretici güç­
lerin kapita l ist ü retim i l işki leriyle uyuşmadığını gôsterm işti.
Ü reti m i n ve sermayen i n büyüyen yoğ un laşması ( konsen ­
trasyon) ve merkezileşmesi (santra l izasyon) tep l u msal
ü reti m koşu l larını d olaysız ü retıcilerden g iderek a rtan bir
biçimde kopa rmıştır. Anon im şirketlerin doğuşuna i l i şkin
olara k şöyl e yazmıştı : « Kapita l ist ü r etimin ni hai gelişimi­
nin bu sonucu, sermayen i n ü reticılerin m ü l k üne dönüş­
mesine yön e l i k zorunlu geçiş aşamnsı d ı r. Ta bii, tek i l ü re­
ticilerin özel m ü l kiyetleri olara k değ i l , b i rleşmiş ü reti cile­
rin m ü l k ü , doğrudan toplumsa l mülk olara k . » 14 Kapital'in
üçüncü c i l d ine yazd ığı ekte Engels, o s ı ra l a rda gel işen sa­
nayi işletmelerinin yeni biçimlerini, sanayiin her bir dalını
tekelleştiren karteller, tröstler ve uluslararası kartelleri
betimler. Engels bu şekilde «. . . gelecekteki tüm toplumun.
ulusun (üretim oraçlorıno-ç.) e l koyma yol u, en totminkôr
biçimde, oçılmoktodır. » 15 diye belirtmişti. Monc da şöyle
yazar: «Bir yandan, sermayenin geliştiği genel toplumsa l
güçle, öte yandan bu toplu msal ü retim koşulları üstünde
tekil kopito l istlerih özel güçleri o rasındaki çelişki giderek
daha uzla şmaz b i r biçim a l ı r, ancak, bununla birlikte, so­
runun çözümünü de içermektedir çünkü aynı zamanda üre­
tim koşul l a rının genel , orta k, toplumsal koşullara dön ü ş­
mesini içinde toşır.» 16
Kapital izmden sınıfsız topluma geçiş kendiliğ inden
gerçekleşmez. Bunun için işçi sınıfının, devri mci bir biçim­
de, kapita l ist sınıfın egemenliğini k ırması gereki r. Kapita­
list ür€:tim tarzının ortadan kald ı rıl ması için sosyal ist, pro­
leter devriminin zorunlu olduğu tezi Morx'ın i ktisat teori­
s inden ç ı kacak en önemli sonuçtur. Bu bağla mada Morx
ve Engels « ... devrimin bütünüyle barışçı ve yasal yollarl·J
gerçekleştirilebileceğ i » ne işaret etmişlerd i r(•) , ancak şunu
eklemeyi de unutma mıştır: «egemen sınıflar bu barışçı ve
yasa l devri me kölelik yanl ısı bir isya n ' çıkarmadan boyun
eğmezler.»17
Burj uvaziyle proletarya o rasında k i uzlaşmazl ık kapi­
tal izmin temel çelişkisince yaygınlaşı r. Manc «Bundan ötü­
rü , sennayen i n biriktiği oranda işçinin payının, aldığı üc­
ret ister yüksek, ister alçak olsun, .a za l ması gerekeceğ i
sonucu çıkor.» 18 « . . . sermayeni n b i ri kmesiyle birlikte sınıf
mücadelesi ve bu neden le de işçi lerin bilinci» gelişir.

• Çevirmenin notu: Yazar'ın Manc ve Engels'e birlikte atfettiği bu söz­


ler sadace Engels'e aittir: Al ıntının yapıldığı yerdeki tüm cümle şöy­
le: aTüm teorisi İngiltere iktisat tarihi ve ekonomik koşulları üstü­
ne ömür boyu süren bir araştırmanın sonucu olan ve bu araştırma­
nın kendisini hiç değilse Avrupa'da, ingilterenin kaçın ı lmaz toplum­
sal devrimini barışçı ve yasal yollardan bütünüyle gerçekleştlrllebi­
leceği tek ülke olduğu sonucuna ulaştırdığı bir adamın (Marx'ın)
sesi . . . »

1 80
ivıarx, sermaye birikiminin işçiyi üç yönden olumsuz
olara k etkilediğini belirtir:
« 1 ) Ü retim a raçları n ı n , sermaye biçiminde. ona yaba n ­
cı m ü l � \ o!ara k süregel mesi o n u n ücretli emekçi o l ma ko­
şulunu v e dolayısıyla kendi emek zama n ı n ı n bir böl ü m ü n ­
de karşı l ı ğ ı olmaksızın b i r üçüncü k i ş i i ç i n çalışmak zoru n ­
l u l uğunu s ü rdürü r. 2 ) Bu ü retim a raçl a rı n ı n genişlemesi,
başka bir deyişle sermaye b i ri k i m i işçinin a rtık emeğinden
geçinen s ı n ı fların çapını ve büyü k l ü ğ ü n ü a rttı rır; işböl ü m ü
sayesinde göre l i artık e m e ğ i çoğa l ta ra k kapitalistlerin ve
ortakların ı n göre l i servetini arttıra ra k kendi d u rumunu gö­
rece kötü leştirir ve gayri sôfi ücretlere ayrı l ma k ta olan
payı aza l tı r; son olara k da ça l ı şma koşu l l a rı tek i l i şçinin
her za marı k inden daha devleşmiş b i r biçi mde ve artan b i r
şek i l de toplumsal güçler olara k karşısına çıktığında n , k ü ­
çük ölçekli sanayide o l d u ğ u g i b i o n l a r ı n ( ü retim a raçları­
n ı n-c.) m ü l kiyetini kendi eline a l ma olası l ı ğ ı ortada n ka l ­
kar.» 19 Bundan ötürü. i şçi sın ıfı kend ini özg ürleştirmek içi:ı
devri m i g erçekleşt i rme l i d i r ve tarihsel görevini oluşturan
da. bud u r. Marx şunu vurgular: « ,işçi sınıfı i ktida ra gel ­
. . .

d iğinde, ki kaçm ı l maz olara k ge lecekti r. . . burj uva toplu­


munun kötülükleri»20 « . . . bankac ı l ı k siste m i ndeki 'değ i ş i m ­
l e r' y a da ra syonel 'para si stem i 'n i n kurulmasıyla . . . » 2 1 yok
edilemez.
Kapita t i s t ü retim ta rz ın ı n çöküşü n ü n kaçın ı l maz oldu­
g u ya rg ı s ı , Marx tarafından şu sözlerle d i l e geti r : l m i ş ti r:
(< Büyük serma yen i n babalarının sayısı s ü re k l i olara k aza ­
l ı r ken . . . sefô let, bas k ı , köl€ 1 i k , soysuzlaşma, söm ü rü ar­
tar; ancak b u n u n ! a birl i kte de sayıca g i dere k a rtan ve biz­
zat kapita l ist ü retim s ü reci mekanizması ile eğiti l e n , b i r­
! eşen vP. örçıütlenen b i r sın ı fı n , işçi s ı n ı f ı n ı n ayaklanışı da
büyür. Sermaye teke l i , kendisiyle birlikte. ve kend isinin ege­
menliqi a l tında doğan ve gel i şen ü retim tarzına ayak bağı
olur. Sonunda ü retim a raçları n ı n merkezileşmesi (santra -

1 81
l izasyon) ve e meğ in toplumsal laşması kapita l ist kıl ıflarıyla
uyuşmadıkları bir noktaya u laşırl a r. Bu k ı l ı f parampa rç•J
o l u r. Kapita l ist özel mül kiyetin ölüm ca n ı susa r. Mül ksüz­
leştiren l e r mül ksüzl eşti rilmişlerd i r.»22
Sosya l ist devri min son ucu olara k ü retim a raçları t� ­
l umsa l mülkiyete dönüştü rül ür, böylel i k l e de ü retici lerin
ve ü retim koşu l la rı n ı n b i rl iği sağlan ır. ü retim koşu l larının
emekçil ere olan yabancı l ı k la rı kaybol u r. Sosya l ist toplu ­
mun 'egemen i l kesi' « . . . h e r b i reyin t a m v e özg ü r gelişi­
midir. . . »23 insa n toplumu b i l i neli o l a ra k dön üştü rül müştür.
«Bireylerin evrensel gelişimine ve . orta k . toplumsal ü ret­
kenlik lerinin toplu msal servetleri olara k hizmete sunulma­
sına dayanan özgü r kişilik»24• Marx Grundrisse'de sosya­
l izmde kişi l i ğ i n gelişi m i n i böyle beti ml emiştir.
Ve Kapital'in birinci cildi nde M a rx, gelecekteki toplu­
m u şu sözlerle n iteler: «Şimdi orta k m ü l k iyete daya l ı ü re­
tim a raçları ile çalışmalarını s ü rd ü ren, çeşitl i b i reylerin .iş­
güçlerini topluluğun b i rleşik işgücü olduğunun bil incine
vara ra k harcaya n bir topluluk düşünelim . . . Bu topluluğun
toplam ü rünü toplumsa l ü ründür. B i r böl ümü, yen i üretim
a raçları olara k h izmet eder ve toplu msal olara k kalır. Öte ­
ki böl ü m ü i se top l u l u k üyeleri ta rafından g eçim a racı o l a ­
ra k tüke t i l i r. Son uç olara k bu bölümün böl üşümü gere k l i ·
d i r. Bu böl üşümün gerçekleştirileceğ i ta rz (bölüşüm tar­
zı-ç.) topluluğun üretici ö rgütüne ve ü reticilerin u laştıkları
tarihsel gel işme derecesine göre değ i şecekti r,. S ı rf, meta ­
ların ü retimlerine uyumlu olsun d iye, her tek i l ü reticinin
b u geçim a raçlarındaki pay ı n ı n kendi emek zaman ınca
(çal ışma süresi nce-ç.) belirlendiğini kabul edeceğ iz. Emek
za ma n ı (çalışm a süresi-ç.) bu d urumda i k i l i bir rol oyna­
yaca ktır. B i r ya nda n , kesin toplumsal plôna uygun olara k
bölüştürülmesi yapılacak çeşitli i şlerle top l u l uğun çeşitl i
i htiyaçları a rasında uyg u n b i r orantıyı sağ l a r. Öte yanda n .
aynı zamanda h e r b i reyin ortak emek içindeki v e IJlreysel

1 82
tü keti me ayrı l m ı ş toplam ürün içindeki payını ölçmeye ya­
rar. Tek i l ü reticilerin hem e me kleri, hem de emeklerinin
ürün lerine olan toplumsal i l işkileri, burada sadece ü reti m
acısından değ il, böl üşüm acısından da basit ve anlaşılabi­
lir durumda d ı rlar.»25
Marx, burada sosya l izmden söz etmektedir. Bu a şa­
mada «Herkesten yeten eğine göre, herkese çalışmasına
göre ! » il kesi geçerl idir. M a rx gelecekteki toplumun iki aşa­
ması kavra m ı n ı n ayrıntı l ı beti mlemesini 1 875 y ı l ı n ı n «Gotha
Programının Eleştirisiıınde ya pa r26.
Artı k, gelecekteki ü retim i lişki lerinde ü retici güçle rin
gelişimine hiç b i r engel çekil mez, ç ü n k ü bu duru mda top-
lumsal ü retim « . . . toplumun ihtiyaçları tarafından düzenle-
nir ve denetl e n i r. . . » n B i l i m ve teknoloj i n i n bu luşları hem
sanayie, hem ta rıma, hiç bir sın ı rl a ma ol maksızı n , uygula­
n ı r. Bu topl umda mak ineler topl umsal emeğ i n tasa rrufu
ve çal ışman ı n kolaylaştırı l ması için b i re r a raçtır. M a rx şöy­
le yazar: « M a k i nenin sa lt ü rünü ucuzla tma ( ü rü n ü n ka pi­
ta l iste olan ma l iyetini ucuzlatma-ç.) a racı olara k k u l l a n ı m ı
şu biçimde s ı n ı rl a n ı r: m a k inenin ü reti mi için o maki nen i n
kul lan ı m ı ile yeri a l ı nan emekten d a h a az emek harcanma­
l ı d ı r. >ı 28 Emek ü retke n l i ğ i nde b i r a rtış olup olmadığ ı n ı n ve
bunun sonucu olarak ma kinel erin k u l l a n ı l ı p , k u l l a n ı l maya ­
cağ ı n ı n göste :-gcsi birim ürünün ta şıdığı toplam emek m i k ­
ta rındaki azalmadan ol uşur. Kapita l istler için b u gösterge
kc bul edilemez çünkü onlar ödenmiş emeğin değ i l , işg ü ­
c ü n ü n değerini ödemektedi rler. Kapital i st i ç i n makine k u l ­
l a n ı m ı n ı n m a k i n e n i n değeriyle yeri n i a l d ı ğ ı işgücünün d e ­
ğ e r i arasındaki fa rk tarafından bel i rlen mesi bu nedene da­
yan ı r. Oysa M a rx söz konusu toplumda « makine k u l l a n ı ­
mırda bu rjuva toplu munda olduğundan ç o k fark l ı b i r ba ­
kışın olaca ğ ı n ı » bel i rtir�.
Gelecekte k i top l u mda i l k kez olara k « rasyone l bir
ta rı m » olanağı doğacak, Marx'ın vurgulad ığı gibi aka pita-

1 83
l ist sistem rasyonel ta rıma karşı sava şı rken » burada
«
• . .ham madde ü reti m i n i n ortak, herşeyi kapsayan ve i l e ­
riye dön ü k b i r denetimi» geçerl i olaca ktı r30• Herşeyin öte­
sinde, sosya l ist devrim topra kta ki özel mül kiyeti ve böyle­
ce mutlak rant, yô n i asa iak toprak sahi pleri sınıfını ortadan
ka l d ı racaktı r. «Toplumun daha yü ksek b i r ekonomik biçi­
mi açısından yeryüzünün tekil b i reylerin özel mülkiyetinde
oluşunun kişinin bir başka kişinin özel mülkiyetinde oluşu
kadar saçma l ı ğ ı ortaya ç ı kaca ktı r. >31 Daha henüz 1 851 'de
M a rx, Engel s'e çal ışma ları sırasında «ta rımda reformun,
ayn ı zamanda ona dayanan mül kiyet saçma l ığ ı n ı n gelecek
dön üşümün başı ve sonu olduğunda n » daha da emin olu­
yoru m , «Bu olmaksızın, koca Malthus halô haklıdır.»32 d iye
yazıyordu.
Kapita l izm sanayii, ta rımdan ayırır. «Sanayii ta rımdan
daha hızlı geliştirmek, kapita l ist ü retimin doğası ica b ı d ı r.
Toprağın, kend i doğası sayesinde değ i l , kendi doğasına
uygun olarak sömürül mesi için fark l ı toplumsal i l işkiler ge­
re klidir. »33 Anca k gel ecekteki toplum, tarımla sanayi i b i r­
leştirerek yeni ve daha yüksek b i r senteze u l aşabi l i r34•
Değe r yasasının kendiliğ inden hareket edişi yeri n i nes­
nel ekonom i k yasalar te mel i nde y ü rütülen ekonom i k plôn­
la maya terk edecektir. « . . . Ayn ı burj uva kafası üretim sü­
recini her topl u msal olara k d üzen leme ve denetleme g i rişi­
mini mül kiyet, özgürlük ve b i reysel kapital istin istidadı
için s ı n ı rsız oyun alanı gibi kutsa l h a klarına m üdahele ola­
ra k i l ô n eder. » 35 Toplumsal m ü l k iyet koşu l l a rı a l tında top­
lumsal denetim nesnel b i r gerekl i l i k olacaktır. Gelecektek i
toplumda, toplumsal g ü ç l e r «Ortak i radeleri ta rafından a n ­
laşılan v e böylece denetlenen» b i r yasa olarak « ü retici
g üçleri ortak deneti m leri altına» sokarl a r36•
Gelecektel<i toplumun, yeniden ü retim s ü recindeki en
önemli işlevlerinden b i ri, topl u msal emeğin ortak i htiyaç­
lar temelinde çeşitli ü retim dalları a ra sı nda. bilinçli b i r

1 84
biçimde bölüşü müdür. « Ü reti m ancak topl umun gerçei\,
önceden beli rlenen deneti mine g irdiğ inde toplum, bel l i
maddelerin ü retimi için h a rcanan top l u msa l emek m i ktarı
ile bu maddelerle tatmin edilecek olan top l u msa l i htiyaç
m i ktarı a rasında bir bağ kura b i l i r.»37 B u bağ ı k u ra b i l me
toplumsal emeğin nasıl harcandığının hesaplan ması için
gelişmiş b i r işleyişi gerektirir. Marx « kollektif ü retimde»
muha sebenin « kapita list ü retimde olduğ undan daha ge­
rekl i » olduğunu beli rtir38• Gelecekteki toplu mda , der M a rx.
«değerin bel i rl enmesi emek zama n ı n ı n ve toplumsal eme­
ğ i n çeşi tl i ü reti m dalları a rasında bölüşümünün d üzen­
l enmesi acısından geçerl i l iğ i n i s ü rd ü rür. Son uç olara k bü':.
tün bun ları kapsayan muhasebe her zamank inden daha da
gerek l i d u ruma gel ir.»39
Marx Grundrisse'de g el ecekteki top l u m için çok önem­
li bir role sah i p olan zaman ekonomisi yasasını formüle
eder.
« Kollektif ü retimde, doğal olarak, zamanın bel i rlen­
mesi önem l i l iğ i n i sürdürür. Topl u mun buğday, v.b. ü ret­
mek için n e kadar zamana ihtiyacı ol u rsa maddi veya
entel lektüel öteki ü reti mler için o kada r çok za manı ol ur.
Bir birey için de, gel işmesinin evrense l l i ğ i , zevkl eri ve
uğraşları bu za man tasarrufuna bağ l ı d ı r. Toplum b i r bü­
tün olara k i htiya ç l a rı için, yeterli ü retime ulaşabilmek içirı
zama n ı n ı ya ra rlı bir bicimde böl melid ir; tıpkı bir tekil bire­
yin dengeli ora n l a rda bilgi edinebi lmek veya ih tiyaçlarını
karşılaya b i l mek için zamanını doğru olarak böl mesi ge­
rektiği gibi. Za man ekonomisi ve emek zaman ı n ı n ceşıtl i
ü retim d a l l a rı a ra sında plôn l ı böl üşümü bu neden l e kol ­
lektif ü retim temelinde il k ekonom i k yasa olara k kal ır.
Hatta çok daha yüksek d üzeyde bir yasa hal ine gelir. Aıı ­
cak bu (emek veya emek ürünlerinin) m ü badele değerinin
emek z a ma n ınca ölçül mesinden çok fa rklı b i r şeydir.»40
Gelecekteki topl u mda, iş toplu mun bütün üyeleri a ra -

1 85
sında ayn ı şekilde böl üşülecektir, başka bir deyişle «ça­
l ı şmanın genel leşmesi» 41 geçerl i olacaktır. Sadece bu sa ­
yede bile işgücünün süresi aza lacak ve boş zamanlar ço­
galaca ktır. « . . . Herkes ü retken ol mayan çal ışma için, daha
tozla boş zamana sa hip ola'ca ktır. » 42
Gelecekteki toplumda bile maddi ü reti m doğal bir ge­
rekl i l i k olara k kalır. Bu nedenle ve geçmişte olduğu gibi
işg ün ü n ü n bel i rl i bir böl ümü maddi üreti m a la n ı nda ü ret­
ken çal ışmaya ayrı l ma l ıdır.
Çalışma süresinin sınırı, halkın sürekli ola ra k artan
i htiyaçla rına cevap verecek olan genişleyen ü retim ol­
g usuyla bel irlenecekti r. Artık emeğ i n devam edecek ol­
masının nedeni de budur. « 0 a nd a ki i htiyaçların üstü n .
d e k i ça l ışma a n l a m ı nda, genel olara k a rtık emek h e r za­
man varol m a l ı d ı r. . . Bel l i bir mikta rda artı k emeğe, kaza ­
lara karşı g üven l i k önlemi olara k ve yen iden üretim süre­
cinin gerekli ve i lerleyen genişl emesi için ihtiyaç var­
dır . . . » 43 Marx « kapita l i;st ü reti m tarzının ortadan kalkma­
sından sonra bile»44 varl ığ ı nı sürd ü recek olan a rtı k ü rünün
b i r pa rçası olara k g üven l i k fonundan, birikim fonundan ve
ça lışa maya n l a ra yard ı m fonundan söz eder. Ancak gele­
cekteki top l u mda «calışmaya n la rı besl eyen tüm emek yok­
olaca ktır. »45 Artık emek, üretken emeğ in bir pa rçası ola­
caktır. M a rx Theorien über den Mehrwert'te (Artı k Değer
Teori leri) şöyl e yaza r: «Sermayenin varol madığ ını ve iş­
çinin kendi a rtık emeğ i n i , ü rettiği değerin tükettiğ i değere
olan fazl a l ı ğ ı n ı kend isinin a l d ı ğ ı n ı kabul edersek. Bu emek
için söylenebilecek tek şey gerçekten ü retken okluğudur,
yani yen i değer yaratır.»46
Ka pita l ist ü reti m ta rzı ortadan kalktığında, kapita l izm­
de ü retken emeğ i n ana göstergesi olan a rt ı k değer de or­
tadan kaldırı l m ı ş olur. Ancak a rtık değerin kaldırıl ması a r­
tık emek ve a rtık ü rünün de yok olaca ğ ı a nl a mına gel mez.
Marx buna i l işkin olara k şöyle der: « Her ne kadar tüm

1 86
a rtık değer a rtı k ü rü n biçimini a l ı rsa da, bu anlamda a rtık
ürün artık değeri temsil etmez.»47
Gelecekteki toplumda zorun l u emekle a rtık emek a ra ­
sındaki s ı n ı r bel li ölçüde bel irlenmiştir, çünkü bu toplum­
da da a rtık emek emekçi ler için zorunlu emek kadar ge­
rekl idir. Bu nedenle, bu ü retim ta rzında yü rütülecek olan
zorunlu emeğe M a rx «yedek ve birikim fonunu ol uşturan
emeği»48, yôn i a rtık emeği de dahil etmiştir.

Marx'ın bel irttiği gibi bu toplu mda zoru n l u emek de


a rtacaktır, «çünkü 'geçim a raçları ' kavra m ı belirgin ölçüde
genişleyecektir ve emekçi bütünüyle fa rklı bir hayat sta n ­
dard ı ta lep edecektir.»49 «Tü keti m hacmi» b i r yandan « top­
l u mda côri ü retken l i k » ve öte yandan «kişiliğin tam geliş­
mesinin gerekti rdiği» m i k tarca bel irlenecekti r50•

Marx aynı zamanda gelecekteki toplumda yen iden


ü reti m sürecinin en önemil yön lerini incel er. «Topl umsal
biçimi nden değil de, özel i ş sürecinin maddi kara kterin­
den»51 doğan kapita l ist genişleyen yeniden ü retimin nesnel
yasa ları bu topl u m için de geçerl idir. Bu toplumda ü reti ­
m i n iki temel kesime a yrılması devam eder. yôni ü retim
a raçlarının ü reti m i ne ve tüketim a raçları n ı n ü retimine. Bu
kes i m ler içinde ve a rasında temel oranların va rlığı s ü rege­
l i r. Bu ü reti m için « I . kesi min ( ü retim a raçları n ı n ü reti ldiği
kesi m-ç.J ürün leri düzen l i olduğu kadar acıkça, yeniden ü re­
tim a maçları için bu kesimin çeşitli kolları a rasında ü retim
a r:::ı çıarı olara k yeniden bölüştürü l ü r. Bir böl ü m ü ü rün ola­
ra k ortaya çıkarıldığı ü r�tim kolunda ka l ı r ve geri kalan
böl ü m ü öteki kol l a ra geçer ve böylece bu kesimde çeşitli
ü retim kol l a rı a rasında s ü rekli olara k gidiş - geliş hareke­
tini yarotır. »52 Marx burada 1 . kesim içindeki hareketten
söz etmektedi r, ancak gelecekteki topl umda bu tür hare­
ketlerin i l . kesimde ve 1. ve i l . kesi mler a rası nda da ger­
çekleşeceği açı ktır.

1 87
Marx, süre k l i yeniden ü reti me olanak sağlayan koşul­
ları çözü mler ve her yıl yen i l enmesi gere ken sa bit ser­
maye m i kta rı n ı n değişmes i n i n sonucu olara k üreti m a raç­
lurının, ham maddelerin ve besin maddeleri n i n göreli aşırı
ü reti m i n i n (başka b i r deyişle, yede k fonunun kurulması)
g erekl i olduğunu gösteri r. « Bu tür a ş ı rı ü reti m , toplumun
kendi maddi yeniden ü reti m a raçları üstündeki denetimi
i l e aynı şeyle rd i r. Anca k kapitalist topl umda bu bir a na rşi
öges i d i r. » SJ «Bu tü r bir a rtık kendi içinde kötü bir şey de­
ğ i ld i r, a ksine bir üstü n l ü ktür; ancak kapita l ist ü reti mde
(gerçekten) b i r şerd i r. » 54
Gel ecekteki topl u m maddi ü reti mdeki emeğin kara kte­
rini deği ştirecektir. İşçi « . . . yerine geti rd iği çeşitli toplum­
sal işlevler kendi doğal ve ed i n i l m iş ye teneklerine özg ü r
uğraş a l a n ı sağlayan ta m v e bütün yön l e riyle gelişmiş b i r
i n san olacaktı r.» 55 Ça l ışmanın kendisi d e ü reticilerin orta k
d eneti m i n e g i rece kti r. Bununla b i rl ikte maddi ü retimde ça ­
l ı şma zoru n l u l u k a l a n ı nda ı<al ır. Buna i l işkin olara k Marx
şunu bel i ritr: « Gerçekte, özg ürlük a l a n ı a ncak zorun l u i u k
ve g ü n l ü k d üşüncenin bel i rlediği çalışma n ı n bitti ğ i yerde
başlar; nesnelerin doğasından ötürü gerçek maddi ü retim
a l anının d ı şında yer a l ı r, tıpkı bir vahşi g i b i , uygar bir i n ­
san da i h tiyaçla rını ta tmin etmek, yaşa ml i ı ı sürd ü rmek
ve ken d i n i yeniden ü retmek için Doğaylu mü cadel e et­
mek zoru ndadır. hem de tüm topl umsal formasyonlarda ve
olana k l ı her ü retim tarzında. Onun gelişimiyle fiziksel i h ­
tiyaç a l a n ı onun iste kleri son ucu olara k genişler; ancak
aynı zamanda bu i h tiyaç ları karşılaya n ü retici güçler de
genişler. Bu a l anda özg ü rl ü k , ancak Doğanın kör güçleri
tarafından yöneti l mek yerine. Doğayla a l ış - verişleri n i ras­
yonal olara k d üzen leyen . onu orta k denetimleri a l tına so­
.
kan ve en az enerji tü keti m i ile ve kendi i nsa nca doğa l a rına
en uyg u n ve ya ra rl ı koşu l l a r a l tında gerçekl eşti ren toplum­
sallaşmış insanda, birleşmiş ü reticilerde varolabi l i r.

1 88
J-\ncu k , herşeye karşın b i r zoru n l u l u k alanı va rl ı ğ ı n ı
s ü rdürür. B u n u n ö tesinde ken di içinde bir a ma ç olan i n ­
s a n g ü c ü n ü n g e l i ş i m i , ancak zoru n l u l u k a la n ı üzerinde ye­
şerebi l ecek olan g erçek özgürl ü k a l a n ı başla r. lşg ü n ü n ü n
k ı sa l t ı l ması bunun temel ön koşu l ud u r.»56
i ş g i.i n ü n ü k ısa l tman:n en önemli ara c ı emek ü retken­
l iğ i n i n a rttırılması d ı r. « Emek ü retkenliği n e kadar a rtarsa,
i $ g ü n ü o kadar k ıw l t ı l a bi l i r. » 57 « Emeğ i n ü retke n l i ğ i n i n ge­
l i şırnine bag l ı olara k , a rtık emek kısa b i r işgürıünde büyük
c ! cı b i l ir. . . 8 u nedenle toplumun gerçek serveti yeniden
ü retim s ü recin in sürek l i gen i şletil mesi olanağı a rt ı k emek
süresine değ i l , emek ü retken l iğine ve ortaya konduğu az
ya do çok bere ketl i ü retim koşu l l a rına bağfıdı r.ıı 58
Bunun k a rş ı l ığ ı nda, boş zaman çal ışma süresin i n n i ­
teliği üstü n de bel i rg i n bir etki yapar: « . . . işgünü n e kadm
kısa ltıl ı rsa , emeğ in yoğ u n l uğ u o denli a rta r.»59 M a rx ayrıca
şunu da be l i rti r : « . . . h a rcanacak za manı olan ( kend i ne kul­
lanabilGceğ i zama n ı olan-ç.) i n sa n ı n emeğ i , bir iş hayva n ı n ­
k i n d a n daha yüksek n ite l iğe sahip olur.» 60
M a rx. Kapital'de gelecekteki topl umun ekonomik te­
m e l i nde eğiti m i n , a i l e i l işkileri n i n , v.b. nasıl olacağını da
be l i rt mişt i r. 6u top l umda « bel l i b i r ya şın üzeri ndeki her
(; c-c � \ l � i : � . ü ;·etken emek topl L: msal üret i m i a r ltırmo yön .
...

temi olara k d eğ i l , her yönden gel işmiş insanları üretmen in


tek yönte m i olara k öğ ret i m ve beden eğitimiyle» b ü tünle­
n i r' . Gel eceğ in okul la rında «teorik ve p ratik teknolo j i k
eğitime» gerekli yer veri lecektir62.
Marx aynı zamanda « . . . modern sanayi i n k a d ı n lara,
genç lere ve her iki cin sten çocu klara ev işi a l a n ı n ı n öte­
sinde, toplumsal ola ra k örgütlen miş ü retim süreçleri için­
de beli rleyici bir rol tan ıyara k daha yü ksek bir aile biçimi
ve ka rşı cins i l işkisi için yen i ekonomik temeli yarataca­
ğ ı n ı . . . » hatı rlatı r63. Nasıl kapita l izmde insanların yaşları ve
cinsiyetleri d i k ka te a l ınmadan toplumsal ü retim a lanına so-

1 89
kutması «çürümüşlüğün ve kölec i l i ğ i n veba yatağıysa»
gel eceğ i n toplumunda bu « i n sancıl gel işimin kaynağına
dönüşecektir . . . » 64
Ö l ü münden hemen önce W . Som bart'a yazd ığı mek­
tupta Engels, Marksist teoriyi d i k ka te değer b i r biçimde
betim l ed i : « M a rx'rn tüm d ü nya görüşü bir öğreti değ i l , bir
yöntemdir. Hazır dog ma l a r değ i l . ilerki a raştırmalar için
çıkış nokta la rı ve yöntem i sunar.»65 M a rx , Engels ve Le ­
n i n'in devrimci teori leri gelecekteki toplum un kurulması
görevinde bize gerçek bir « rehber» ol uşturu r.

1 90
K A Y N A K L A R

Gİ Rİ Ş

1) K . Marx , F . Lassale'e 22 Şubat 1 858 t ar ihl i mek t u p , Marx - Engels.


Selecled Correspondance (Seçi lmiş Yazışmalar), 1953, s. 124.
2) V.1 . Lenin, « ' Halkın Dostları' Kimlerdir ve Sosyal Demokratlara
Karşı Nasıl Mücadele Etmektedirler» , Collected Works (ToplJ
Eserler) içinde. C. 1 . 1968. s . 139.
3) V.1. Lenin, a.g.e., s. 1 4 1
4) V.I. Len i n , a.g.e., s. 142
5) K Marx, C. Klings'e mektup 4 Ekim 1 864, K . Marx - F. Engels,
Werke (Eserler) içinde, C. 3 1 , s. 418.

B Ö LÜM 1
1) K. Marx, Fe l sefenin Sefaleti, 1 956, s. 1 1 6/ 1 1 7
2) K . Marx, a.g.e., s . 54
3) K. M a rx - F. Engels, Hlstorisch - Krltlsche Gesamtausgabe ( M EGA).
(Tarihsel - Eleştirisel Toplu Eserler), C. 3, Berlin, 1 932, s. 504, 494 .
4) F. Engels, Outllne of a Crlt lq ue of Po ll tlcal Economy, 1 959. s. 1 87
5) K. Marx, Manuscrlpt of 18i1 /63, ( 1 66 1 /63 El Yazmaları ) , 1. De l ­
ter, ·s . 12
6) K. Morx. Felsefenln Sefaleti, s. 48
7) K. Marx. Engels'e 2 Nisan 1 851 tarlhll mektubu, K. Marx - F.
Engels, Werke, (Toplu Eserler ) , C. 27, Berl i n s . 228
8) K. Marx. Felaefenln Sefaleti, s. 90, 113/114.
9) K. M a rx o.g.e., s. 81.
,

1 91
1 0) K. Morx, Theorien über den Mehnvart, (Artık Değer Teorileri\
c. 111. s. 451 , 457.
11) K. M.:ırx, o.g.e., s. 52 .
12) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert, (Art ı k Değer Teori le ri ) ,
2. Bölüm, s. 319.
13) K . Marx, a.g.e., s. 1 58.
14) a.g.e., s . 1 82.
1 5) K . Marx. Katkı, s. 55.
1 6) K. Mmx, T lı eo rlen über den Mehrwert, (Artı k Değer Teorileri\ ,
Bölüm 3, s. 1 37 .
17) a.g.e., ·s . 1 86.
1 8) a.g.e., s . 1 37.
1 9) a.g.e .. s . 237.
20) D. Ric.:ırdo, On the Principles of Polllical Economy and Taxatlon-

( E konomi Politik ve Vergilendirmenin İ lkeleri Ü zerine) , s. 14.


21) K. Marx, Theorien iiber den Mehrwert, (Artık Değer Teorileri j .
i l . B ö l ü m s. 142.
22) K. M�rx. Grundrisse, s. 1 7 0 .
23) K. Marx. Theorien über den Mehrwert, (Artı k Değer Teorileri)
1. Cilt, s. 58.
24) ::.g.e., s. 54.
25) l<. Mcr:(, Kapital, C. 1., s. 1 99.
26) a.g.e., C . ı . s. 218.
27) K. M o rx , Felsefenin Sefaleti, s. 54.
28) a.g.e., s. 73.
29) C'.'J.t'., s. 52.
30) a.g.e , s. 72.
31 ) K. M '1 rx'ın F. Engels'e 25 Şubat 1 859 tari h l i mektubu, Werke,
( Es�rlcr) . C. 29, s. 404.
32) K . ��arx. F::ılsefenin Sefalell, s. 97.
33) 11.�.e . s. 90.
.

34) o.g.e., s. 64 .
35) D . I . Rosenberg. Die Entwlcklung der ökonomischen Lehre von
Manı und Engels in den vierzinger des 19. Jahrhudderts, ( 1 840'
lorda Marx ve Engels'in Ekono m i k Öğretisinin Gelişimi), Berlin,
1 958, s. 204.
36) K. Marx. Theorien über den Mehrwert, (Artık Değer Teor"9rf).
C. 1, s. 45.
37) K. Marx, Ü cretli Emek ve Ser:maye, s. 29.
38) a.g.e., s. 3 1 .

1 92
39) D . I . Rosenberg, a.g.e., 'S. 328.
40) K Marx, Kapital, C. 1, s. 542.
41 ) F. Engels, Kapital'in il. Cildine Önsöz, M a rx - Engels, Werke
içi nde Cilt 24, s. 1 5 .
42) K . Marx, Felsefenin Sefaleti Oıtüne, M a rx - Engels, Werke, C. 19,
s . 229.
43) K. M a rx . Katkı, s. 3 1 .
44) F. Engels, Kapltal'in i l . Cildlne Ö nsöz, ı. 225.
45) Bkz. M a rx - Engels, Historisch - krltlsche Geeamtausgabe, ( Ta rih ­

sel Eleştirisel Toplu Eserler). C. 3, s. 409.


46) Bkz. a.g.e., C. 6, s. 597.
47) K. Marx, Fransa'da Sınıf Mücadeleleri 1848 - 50, , Seçme Eserler
içinde, s, 298/99.
48) M a rx - Engels, «Neue Rheinische Zeitung»dan makale, a.g.e., s. 37.
49) Marx - Engels, «Neue Rhenische Zeitung. Politische • ökono-
mi·sch Revu e » , Werke ( Eserler) içinde, C. I , s. 5.
50) K . Marx, Katkı, «Ön söz» . s. 22.
51) K. Morx, Selected Works, (Seçme Eserler) , C. 2, s. 170.
521 Marx - Engels, » Revue » , Werke (Eserler) içinde, C. 7, 400.
53) K. Marx. «Revue» . Werke ( Eserler) . C. 7. s. 440.
54) K. Marx, Selected Works (Seçme Eserler) . C. 2, s. 259.
55) Marx - Engels, •Revue » , Werke (eserler) içinde, C. 7, s. 220.
56) Marx · Engels. a.g.e., s. 435.

BÖLÜM il
1) K . Marx. Engels'e mektup. 2 Aralık 1 850, Werke ( E·s erler) içinde
C. 27, s. 1 57'den başlaya ra k .
2) K. Marx. Engels'e mektup. 7 Ocak 1 851, a.g.e., s. 1 46 .
3) K . M a r x . K a t k ı , «Önsöz» , s . 23.
4) K. Marx. Freillgrath'a mektup. 27 Aralık 1 851, Werke (Eserler)
içinde, C. 27. s. 597.
5) K. Marx. Lassale'e mektup. 23 Ocak 1 855, a.g.e., C. 27, s. 612.
6) K. Ma rx, Engels'e mektup . 20 Ekim 1 857, a.g.e., C. 29. s. 1 98.
7) K . Marx, Engels'e mektup. 23 Kasım 1857, a.g.e., C. 29, s. 207.
8) K. Marx, L.ıssale'e mektup. 21 Eylül 1 857, a.g.e., C. 29, s. 548.
9) W. Piepcr, M a rx'ın E n g e ls'e 27 Ocak 1 851 tarlhll Mektubuna ek
W!!rke ( Eserler) içinde C. 27, s . 169.
1 0) K. Marx, Engels'e mektup. 7 Ocak 1 851, Selected Correspondance
(Seçilmiş Yazışma lar) , s. 6 1 .

Kapltal f / 1 3
1 93
11) K . Marx. a.g.e., s . 60.
12) K. Marx, Engels'e mektup, 3 Şubat 1851, Werke (Eserler) i çi n de
c. 27, s. 1 74.
1 3 ) a.g.e., s . 1 77.
14) K. Marx, Engels'e mektup. 2 Nisan 1851 , Werke (Eserler) içinde
C. 27, s. 228.
15) F. E n g e l s. Marx'a 3 Nisan 1 851, a.g.e., C. 27, s. 233.
16) K. Ma rx. Theorlen über den Mehrwert, (Artık Değer Teorileri) 2.
Böl üm, 'S. 1 1 5.
17) Bkz. K. Ma rx, Weydemeyer'e mektup. 5 Mart 1852, Selected Cor·
respondance (Seçi l m i ş Yazışmalar) içi nde s. 83.
1 8) K. Marx. Theorlen über den Mehrwert (Art ı k Değer Teori leri ) .
2 . Böl ü k , s . 1 07.
19) K . Marx, Weydemeyer'e mektup. 27 Haziran 1 851, Werke (Eser·
le r) içinde, C. 27, s. 5 19.
;
20) K. Marx, Engels'e Mektup. 14 Ağustos 1851 , a.g.e., C. 27, s. 314.
21 ) Bkz. K. M a rx. Engels'e Mektup. 27 Kasım 1 851, a.g.e., C. 27, s. 3 70.
ve F. Engels. Marx'a Mektup. 27 Kasım 1 851 , a.g.e., C. 27, s. 37 3.
22) Bkz. F. Engels, Marx'a Mektup. 4 Mayıs 1 851, a.g.e., C. 28, s . 67 .
23) Bkz. K. Marx. Cluss'a Mektup. 7 Aralık 1 852, a.g.e., C. 28, s. 560
24) F. Engels, Marx'a Mektup. 1 1 Mart 1 853, a.g.e., C. 28, s . 226.
25) K. Marx, Cluss'a Mektup. 15 Eylül 1 853, a.g.e., C. 28, 592.
26) K. Marx, Grundrisse, s. 844 .
27) K. Marx, a.g.e., s. 844.
28) a.g.e., s. 847.
29) K. Marx, Katkı, «Önsöz » , s . 1 9 .
30) l<. M a r x . Lassale'e mektup. 21 Aralık 1857, Werke ( Es erl e r ) için-
de, C. 29. s. 548.
31) F. E n gels, Marx'a Mektup. 1 1 Aralık 1 857, a.g.e., C. 29, s. 227.
32) K. Marx. Engels'e Mektup. 8 Aralık 1 857, a .g.e., C. 29, s. 225.
33) K. Ma rx. Engels'e mektup. 18 Aralık 1 857, a.g.e., C. 29, s . 232.
34) K. Marx. Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teori leri ) . 2.
Bölüm. s . 493.
35) a.g.e., 2. Bölüm. s. 506.
36) a.g.e., 3. Böl üm, s. 122.
37) K. Marx, Katkı, c ö n sôn , s. 2 1 .
38) K. Marx , Engels'e mektup, 1 8 Aralık 1857, Werke (Eserler) içinde,
c. 29. s . 232.
�) K. Marx . F. Engels, «Revueı . Mayıs/Ekim 1 850, s . 440.
40) K. Marx. Kapital, Almanca baskıya cSonsözı . s. 19.

1 94
41) K . Morx, Felsefenin Sefaleti üzerine, Werke (Eserler) içinde, C. 1 9,
s. 229.
42) K. Manc, Grundrisse, s. 77.
'13) F. Engels, Fransa'da İ ç Savaş, «Giriş� . s. 1 9 .

BÖLÜM 111
1) Bkz. K. Marx, Grundrisse, s. 763'ten başlayarak .
2) K . Marx. Kapital, C. 1, s. 47.
3) K. Marx, Werke, C. 1 9, s. 358.
4) K . Marx, Grundrisse, s . 46.
5) .ag.e., s. 55.
6) K. Marx Katkı, s. 86.
7) a.g.e., s. 86.
8) K. M a • x . Grundrisse, s. 4 1 .
9) a.g.e., s . 42.
1 0) o.g.e., s. 46.
11) a.g.e.; s. 53.
1 2) a.g.e., s. 50.
13) a.g.e., s. 51 'den abşlayarak.
14) a.g.e., s. 53.
1 5) a.g.e., s. 54.
16) a.g.e., s. 54 .
17) a.g.e., s. 56.
J 8) a.g.e., '5 . 58.

1 9) a.g.e., s . 59.
20) a.g.e., s. 60.
21) a.g.e., s. 60.
22) a.g.e .
. s. 63.
23) a.g.e., s. 69.
24) K. Marx. Engels'e mektup. 24 Ağustos 1 867, Marx Engels, Se-
-

lected Correspondance (Seçilmiş Yazışmalar) içinde, s. 232.


25) K. Marx, Grundrisse, s. 62.
26) a.g.e., s. 76.
27) a.g.e., s. 74.
28) a.g.e., s. 88.
29) a.g.e., s. 69.
30) Bkz. a.g.e., s. 61 .
31 ) a.g.e., s . 66.
32) a.g.e., s. 763.

1 95
33) K. Ma rx. Werke (Eserler) içinde, C. 1 9, s. 356.
34) K. Marx, Katkı, s. 225.
35) K. Marx. Kapital, C. 1, s. 6 1 .
36) K. Marx, Theorien über den Mehrwert, (Arlık Değer Teorileri).
Böl ü m . 3, s . 3 1 9.
37) K. M a rx , Grundrisse, s . 1 63.
38) K. M a rx , werke ( Eserler) içinde, C. 1 6, s. 3 1 2 d i pnot.

BÖLÜM iV
1) K . M a rx , Engels'e Mektup. 1 6 Şubat 1 858, Selected Correspon-
dance (Seç i l m i ş Yazı şmalar) içinde, 1 953.
2) K. M a ;·x, Grundrisse, s. 1 1 6.
3) a.g.e., s. 1 1 6.
4) a.g.e., s. 1 30.
5) a .g.e., s . 1 34'ten başlayarak.
6) a.g.e., s. 1 29.
7) a.g.e., s . 1 48.
8) a.g.e., s . 1 65.
9) K . Marx, Kapital, C. 1 1 1 . s. 797.
1 0) K. Ma rx, Grundrisse, s. 449.
11) a.g.e., s. 1 85.
1 2) a.g.e., s . 1 86 .
13) a.g.e., s. · 1 79.
14) a.g.e., s . 1 78.
15) a.g.e., s . 1 78'den başlayarak.
1 6) a.g.e., s. 1 78.
17) K. Ma rx. Ü cre!li Emek ile Sermaye, s. 30.
1 8l K. Marx, Grundrisse, s. 203.
19) K. M a rx , a.a.e., s. 2 1 4 .
20) a.g.e., s . 203.
21) a.q.e., s. 205.
22) o.g.e., s. 222.
23) a.g.e., s . :?29.
24l cı.g.e., '3. 230.
251 a.q.e., s. 247.
261 a.n.e., s . 654'den başlayara k .
27) a.q.e., s . 77.
28) Bkz. K. Marx, Kapital, C. 1 , s . 763.
29) V. Mayakovsky, Ausgo;ıwahlte Gedichte und Poeme {Seçilmi '?

1 96
Şiirler) . s. 3 1 5.
30) SBKP Program ve Tüz ü ğ ü , 1 96 1 , 'S. 28.
31) Orneğ i n , E.A. Messerle.
3?j W. T ho m pson, A n lnquiry into the Prlnciples of the Distributlofl
(Böl ü ş ü m ü n İl kelerinin B i r A raştırması]. 1 824, s. 1 67, 1 69.
33) F. Engels. «Juristen Sozialismus», Werke (Eserler] içinde, C. 2 1 .
s. 506.
34) K. Marx , « Debatten über das Holzdiebstahl gesetz» ( Ke reste H ı r­
sızlığı YO'sası Üzerine Tartışma ) . Werke ( Eserler) içinde, C. ı. s.
1 35, 1 36, 1 39.
35) F. Engels. Kapital'in İngil izce basımına Önsöz, s . 4.
36 ) K. M a rx , Theorien Über den Mehrwert (Art ı k Değer Teorileri ] .
i l i . Bölüm. s . 236.
37) a.g.e., s. 237.
38) a.g.e., s. 252.
39) a.g.e., 2. Bölüm, s. 54.

BÖLÜ M V
1) K. Marx, Lassalle'e mektup. 12 Kasım 1 858, Werke ( Eserler)
içinde. C. 29, s. 566.
2) K. Morx, Weydemeyer'e mektup. 1 Şubat 1 859, a .g.e., C. 29, s. 573.
3) K . Marx, Engels'e mektu;>. 22 Temmuz 1 859, a . g .e., C. 29. s . 463.
4) K. Ma rx, Kuge!man'a mektup. 28 Aralık 1 862, a .g.e. C. 30, s. 640.
5) K. Ma rx, Engels'e mektup. � !> Mayıs 1 868, a.g.e., C. 32, s. 88.
6) K . Marx, Kapital, C. 1 , s. 8.
7) K. Morx , Kugelman'a mektup. 28 Aralık 1 862, Werke (Eserler)
içinde, C . 30, s. 64 0.
8) K. Morx, Engels'e mektup. 2. Nisan 1 858, Selected Correspondance
[Seçi l m i ş Yozışnıolar) içinde.
9) K. Morx . Lassalle'e mektup. 15 Eylül 1 860, Werke (Eserleri
i cinde, C. 30, s . 565.
1 0) K. Marx , Lasalle'e m ekt u p . 28 Mart 1 859, a.g.e., C. 29, s. 586.
11) K . Marx, Enge!s'e m ek t u p . 1 3/ 1 5 Ocak 1 859, a.g.e., C. 29, s . 383.
12) K. Ma rx. Eııgels'e mektup. 22 Temmuz 1 859, a.g.e . C. 29, s. 463.
.

13) F. Enge:ls, Morx'a mektup. 31 Ocak 1 860, a.g.e., C. 30, s. 15.


14) K . Marx, Engels'e mektup. 1 5 Ağustos 1 863, a.g.e., C. 30, s. 36'!.
1 5) K . M a rx , Grundrisse, s. 288.
·15) a.g.e., s. 450.
17) a.g.e., s. 452.

1 97
1 8) a.g.e., s. 653.
1 9) a.g.e., s. 648'den başlayara k .
20) a.g.e., s.633.
21) a.g.e., s.634.
22) a.g.e., s.635.
23) a.g.e., s.636.
24) a.g.e., s.633.
25) a.g.e., s.338'den başlayara k .
26) a.g.e.,'S . 327.

27) a.g.e.,s. 525.


28) K. Marx. Katkı, s. 63.
291 K. Marx. Lassale'e mektup. 1 1 Mart 1 858, Weri<e ( Eeserler) için­
de, C. 29, s. 554.
30) K. Marx, Katkı, s. 62.
31) K. Marx, Engels'e mektup. 9 Ağ ustos 1 862, Selected Correspon ­
dance (Seçilmiş Yazışmalar) içinde.
32) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri) i.
Böl üm, s. 6 1 .
33 ) Bkz. c;ı.g.e., 1 1 1 . Bölüm, s. 237.
34) B k z. K. Man(, Engels'e mektup. 18 Haziran 1 862, Selected Cor­
respondance (Seçil m i ş Yazışmalar) içinde s. 1 56, 157.
35) K. Marx, Kugelman'a mektup. 28 Aralık 1 862, Kugelman'a Mak ·
tuplar içinde.
36) F. Engels, Schmullow'a mektup. 7 Şubat 1 893, Brlefe über •Das
Kapitaln ( Ka pital Ü zerine Mektuplar) .
37) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri)
2. Böl ü m , 'S . 107.
3eJ a.g.e., s. 160.
39) a.g.e., s. 1 60.
401 Bkz. a.g.e., s. 370.
41) K. Marx, Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teoriler;)
3. Böl ü m , s . 497.
42) a.g.e., 2. Bölü m , s. 397.
43) a.g.e., s. 397'den başlayarak.
44) a.g.e., s. 1 89.
451 Bkz. a.g.e., s. 1 B9'dan başlayarak.

BÖLÜM VI
1) K. Man<. Theorten über den Mehrwert (Artık Del')er Teori leri ) .
1 . Bö lüm. s. 12.

1 98
2) a.g.e., 3. Bölüm, s. 1 27.
3) K. Morx, Katkı, Glrlf, s. 208.
4! K. Morx, l heorlen über den Mehrwert (Artık De(je r Teoriler!),
3. Bölüm, s. 1 29.
5) Bkz. a.g.e., s. 69 (Bkz. Buna i l işkin olarak Kapllal'ln ı. ci ldinin
başında şöyle denmektedir: cKapitalist üretim tarzın ı n hüküm
sürdüğü topl umların serveti 'muazzam bir meta birikimi' olarak
0<toyo cıkor. . . Bundan ötürü incelememiz metanın çözümleme­
sinden boşlomolıdır.ı Grundrlsse'dekl 'De(jer' üstüne olan ta­
mamlanmamış bölüm de benzer bicimde başla maktadı r.)
6) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri),
3. Böl üm, s . 1 1 3.
7) Bkz. a.g.e., 2. Böl üm, s. 1 1 9.
6) a.g.e., s. 1 96'don başlayarak.
9) a.g.e., s. 86.
10) a.g.e., s. 1 96 ( M a rx'ın çeşitli kopltallst gruplarının 'sayısal lllş­
kileri ya do birbirlerine oranla büyüklükleri' ile kastetti(jl şey,
bu grupların pazara sürülen toplam üründe sa hip old ukl o n b6-
lümün oranıd ır.)
11) a.g.e., s . 260.
12) a .g.e., s. 1 97.
13) a.g.e., s . 263.
14) a.g.e., s. 263.
1 5) K. Marx, Kapital, i l i . Cilt. s. 645 (her ne kadar «'Sahte toplumsal
değer» kavramı henüz Theorlen über den Mehrwert'te -Artık
Değer Teorileri- kullanılmama ktaysa da Marx burada kapita­
lizmde piyasa değerinin nasıl tekil değerden ayrıldığının aynn­
tılı bir cözür.ılemesini yapar.)
16) Bkz. K. Morx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorllerl)
2. Bölüm, s. 263, 265, 447 - 449. (Basitleştirmek icln M a rx'ın kuJ­
landığı ra kkamlar değiştirilmiştir.)
17) a.g.e., s. 449.
18) a.g.e., s. 21.
19) a.g.e., s . 1 82.
20) a .g . e . , s. 26.
21) K. Marx, Kapital, i l i . Cilt. s. 206.
22) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık De(jer Teorileri), 2.
Böl iim, s . 262.
23) a.g.e., s. 3 1 1 (Morx sık sık 'maliyet' (cost price) veya 'ortalama
fiyat' kavramlarını 'üretim fiyatı' kavramıyla aynı anlamda kul-

199
l a n ı r. )
24) a.g.e.,
s. 1 15.
25) 'S. 200.
a.g.e.,
26) a.g.e.,
s. 201 .
27) a.g.e.,
s . 201 .
28) a.g.e.,
s. 201 .
29) K. Marx, Kapital, İ l k basıma önsöz, s . 8.
30) V . 1 . Lenin, Felsefe Defterleri, Werke ( Eserler) içinde, C. 38, s. 161).
31) B kz. K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri),
1 . Bö lü m , s. 14.
32) a.g.e., 3. Böl ü m , s. 252.
33) a.g.e., s. 253.
34) a.g.e., s. 460'dan başlayarak.
35) a.g.e., 1 . Böl üm, s . 75.
36) a.g.e., s. 63.
37) K. Marx, Kapital, 1 1 1 . Cilt, s. 1 1 1 .
38) a.g.e., 1 . Cilt. s . 1 02.
39) a .g .e. 'S . 1 0 1 .
,

40) a.g.e., s. 1 02.


41) K. Morx, Kapital, 1 1 1 . C i l t , s. 47.
42) K. Marx. Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri),
2. Bölüm. s. 1 9 1 .
43) a.g.e., s. 1 82.
44) K. Morx, Grundrisse, s. 329.
45) a.g.e., s. 337.
46) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorilerı)
1. Bölüm, s. 104 .
47) a.g.e., s. 99.
48) a.g.e., 2. Bölüm, s. 1 9.
43) a.g . e. , 3. Bölüm, s. 494.

BÖLÜ M Vll
1) K . Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri ) .
2. B ö l ü m , s. 235.
2) K. M a rx, Engels'e mektup. 9 Ağustos 1862, Selected Correspon­
dance içinde.
3) Bkz. K. Morx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri)
2. Bölüm. 8. b a h is .

4) a.g.e., 1 . Böl ü m, 'S. 378.

lOO
5) K. Marx. Engels'e mektup. 2 Ağustos 1862, Selected Correspon­
dance (Seçme Yazışmalar)
6) K. Marx, Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri). 2.
Böl üm, s. 84.
7) o.g.e., s. 85.
8) a.g.e., s. 372.
9) a.g.e., 3. Böl üm, s. 356.
1 0) v.ı. Len i n , The Agrarian Ouestion and the 'Crltics of Marx' (Ta­
rim Sorun u ve ' Marx Eleştiricileri'). Collected Works (Toplu Eser­
ler) , C. 5, s. 1 2 1 .
11) K . M arx, Theorien über den Mehrwert (Artı k Değer Teorileri) �-
Bölüm, s. 355.
1 2) a.g.e., 2. Bölüm, s. 94.
1 3) a.g.e .. s. 1 0 .
14) a.g.e., s. 1 1 .
16) a.g.e., 'S . 96.
17) a.g.e., s. 1 54.
1 8) a.g.e., s . 10.
1 9) a.g.e., ·s. 233.
20) a.g.e., s. 336.
21) V . 1 . Leni n , Das Agrarprogramm der Sozialdemokratie in der
ersten russlchen Revolullon von 1 905 bis 1 907 ( 1 905'ten 1 9Q7'ye
kadarki B irinci Rus Devriminde Sosyal Demokratların Tarım
Progra m ı ) , Werke ( Eserler) s . 296 .
22) K. M a rx, Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorilerı)
2. Bölü m , s. 9.
23) a. g .e., s. 308.
24) a.g.e., s. 1 54.
25) a.g.e., s. 320.
2€) K. Marx. Kapital, i l i . Cilt, s. 646.
27) Bkz. K. Marx, r.tıeorien über den M eh r.... e rt (Artı k Değer Teori-
leri), 2. Bölüm, s. 96.
28) a.g.e., s. 27.
29) a.g.e., s. 324 .
30) a.g.e., s. 85.
31) a.g.e., s. 1 52 .
32) cı .g.e., s . 294.
33) a.g.e., s. 295.
34) a.g.e., s. 356'dan başlayarak.
35) Bkz. a.g.e., s. 260'don başlayarak.

201
36j a.g.e., s. 31 .
37) a.g.e., s. 35.
38) a .g.e .. 3. Bölüm, s. 355.
39) a .g.e., 2. Bölüm. s. 374.
40) a.g.e., s. 374.
41 ) a.g.e., s. 374.

BÖLÜM vııı
1) K . M a rx . Engels'e Mektup. 20 Şubat 1 866, Werke ( Eserler). C . 3 1 ,
s. 1 83.
2) K. Marx , Kapltal, 1 . Cilt, s. 80 (birinci d ipnot)
3) K. Mene. Leske'ye �ektup. 1 Ağustos 1846, Werke ( Eserler) . C . 27,
s. 450 ayrıca Bkz . a.g.e., s. 448'den başlayara k .
.

4) K. Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, Giriş, s. 2 1 4 .


5l K. -Marx, Grundrisse, s. 1 38'den başlayara k .
6) a.g.e., s. 1 75.
7) a.g.e., s. 186.
8) K. Marx. Engels'e mektup. 14 Ocak 1 858, Selected Correspon­
dance (Seçil m i ş Yazışmalar) s. 1 2 1 .
9) K . M a rx. Lassalle'e mektup. 2 2 Şubat 1 858, a .g.e., s . 1 25.
10) K. Marx, Lassalle'e mektup. 1 1 Mart 1 858, Werke ( Eserler) . C. 29,
s. 554.

11) K . M a �x. Engels'e mektup. 2 Nisan 1 858, Selected Correspondance


(Seçil m i ş Yazışmalar), s. 1 26.
1 2) Bkz. K. M .:ı rx. Weydemeyer'e mektup. 1 Şubat 1 859, Werke ( Eser­
ler) C. 29, s. 573.
1 3) Bkz. K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri)
1 . Bölüm, s. 377.

141 B kz. K. Ma rx, Kugelmann'a mektup. 28 Aralık 1 862, Kugelmann'a


mektuplar s. 23.
15) K. M a rx. Engels'e mektup. 15 Ağustos 1 863, Werke ( Eserl er) ,
c. 30, 'S. 368.
1 6) K. Marx, Engels'e mektup. 18 Haziran 1862, Selected Correspan­
dance (Seç i l m i ş Yazışmalar) . s. 1 56.
17) K. Marx. Engels'e mektyup. 2 Ağustos 1 862, Werke (Eserler) ,
C. 30, s. 263.
1 8) K. M a rx, Kugelmann'a mektup. 28 Aralık 1862, Kugelmann'a Mek­
tuplar, s. 23.

202
1 9J a.g.e., s. 24.
201 K. Marx, Engels'e mektup. 31 Temmuz 1885, Werke ( Ese rl er) ,
c. 3 1 , s. 1 32.
21) K. Morx, $chott'a mektup. 3 Kasım 1an, Werke ( Eserler), C. 34,
s. 235. (Marx burada tarihsel bölümü üçüncü kitap olarak koyu­
yor, çünkü o tarihte Kapital'in i kinci ve üçüncü Ciltlerini tek !:>ir
ki tap olarak yayımlamayı düşünüyord u . )
22) K. Marx, Kugelmann'a mektup. 13 Eklnı 1 866, Kugelmann'a Mek­
tuplar - s. 43.
23) K. Marx. Becker'e mektup. 17 Nisan 1867, Werke ( Eserler). C. 31 ,
s. 54 1 .
24) K . Marx, Katkı'ya cGlrl şı , s. 206.
25) V.I. Leni n , Felsefe D efte rl eri , s. 31 9.
26) F,- Engels, K. Marx, «Katkı > , s. 225.
27) K. Marx, Katkı, s. 57.
28) K. Marx, Kug e lma n n 'a mektup. 11 Temmuz 1 868, Kugelmann'a
Mektuplar, s. 73.
19) K. Marx, Kapital, 1. Cilt, s. 1 9 .
3)) K . Marx, Katkı'ya «Girişı. s. 208.
31) K. Marx. Kapital, 111 . Cilt, s. 25.

BÖLÜM IX

· 1) K. Marx, Kapital, s. 1 3 .
2) K. M a n< . Kugelmann'a mektup. 2 3 Ağustos 1 866, Kugelmann'a
Mekluplar, s. 37.
3) F. Engels, K. Marx, Werke ( Eserlar) . C, 16, �; . Z65.
41 F. Engel'S, Kom ü n i st Manlfesto'ya «Onsön , s. 1 5 .
5) F. Engels, Kapital'in «Demokratisches Wochenblath icin eleştiris .i,
Werke ( Eserler) , C. 1 6, s. 235.
6) F. Engels, Kapltal'in birinci cildinin a E l berfelder Zeitungı icin
eleştirisi, Werke ( Eserler). C. 16, s. 215.
7) a.g.e .. s. 214.
8) a.g.e., s. 214.
9) F. Erigels, K apital 'in birinci cild i n i n «Düsseldorf Zeitung» için
eleştirisi, Werke ( Eserler) . C. 16, s . 216.
101 F. Enge�s. Kapltal'in birinci c i ld i n i n «Beobachten için eleştirisi.
Werke ( Ese rl e r) , C. 16, s. 227.
11) K. Marx. dnstruktion für die Delegierten de'S Provisoriechen
Zenıralrals' (Yönerge . . . ). Werke ( Eserler), C. 16, s. 193.

203
l�J .:J.g.e., s. 1 93.
1 ;:11 BKz. K. Marx, Kapital, 1 1 1 . Cilt, s. 400, 456 ve K. Marx, Theorlen
über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri). 3. Bölüm, s. 351 , 494,
502.
14) K. Marx, 41lnaugural Adress of the Working Men's lnternation:ıl
Association» (UluslararcrsıCalışanlar B irli!}i'nin Acış Konuşması).
Seleçted Works (Seçme Eserler) . C. 2, s. 439.
1 5) a.g.e., s. 1 1 .
16) a.g.e., s . 12.
1 7) K. Marx, « l nstrukriton für die Delegierten des Provisor.ischen
Zentralrats » , (Yönerge . . . ), Werke ( Eserler). C. 16, s. 1 93'ten baş­
layarak.
1 8) F. Engels, Kap i ta l in birinci cild inin «Rhenische Zeitung» i ç i n
'

eleştirisi, Werke (Eserler) , C. 1 6, s. 2 1 0.


1 9) F. Engels. Kapi tal i n birinci cildinin «Demokratisches Woc­
'

henblaıt» için e le şt i r isi , Werke ( Eserl er ) , C. 1 6, s. 240.


20) K. Marx. Kugelmann'a mektup. 30 Kasım 1 865, Kuge!mann'a
Mektuplar -. s. 54.
21) K. Marx. Engels'e mektup. 24 Haziran 1 865, Werke ( Ese rle r ) ,
c . 3 1 , s . 1 25.
22) K. Marx, Klings'e mektup. 4 Ekim 1 864, a.g.e., s. 418.
23) K. Marx, Theorien über den Mahrwert (Artık Değer Teori leri ) ,
2 . Bölüm, s. 207.
24) K. Marx, Ü cretli Emek ve Sermaye, s. 24.
25) a.g.e., s. 25.
26) K. Marx. Ü cret, Fiyat ve Kôr, Marx-Engels, Se!ecied Wo rk s (Seç-
me Eserler) . s. 20.
27) a.g.e., s. 206-7
28) Bkz. M .:ı rx-Engels, Komünist Manifesto.
29) K. Marx, Schi!v'e mektllp. 30 Kasım 1 867, Werke ( Eserler) . C. 31 ,
s. 573.
30) K·. Marx, Ü cretli Emek ve Sermaye, s. 3 1 .
31) K . Marx, Ucret, Fiyat v e Kôr, s . 59-61 .
32) a.g.e., s. 57-58.
33) K. Marx. Kugelmann'a mektup. 11 Temmuz 1 868, Selecled Works
(Secme Eserler ) . s. 252.
34) K. Marx, Ü cretli Emek ve Sermaye, s. 16.
35) K. Marx, Kugelmann'a mektup. 1 1 Temmuz 1 868, Selecled Cor­
respondance (Seçilmiş Yazışmalar) s. 252.
36) K. Marx. Ü cret, Fiyat ve Kôr, s. 67-68.

204
3'1 •J.g.e . . s . 73.
38) K. Marx. ücretli Emek ve Sermaye, s. 37.
39) K. Marx, Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri), 2.
Böl üm, s . 436.
40) K. Marx, Ücret, Fiyat ve Kar, s. 76.
41) a.g.e .. s. 80.
42) a.g.e., s. 82.
43) K. Marx, Arbeltslohn ( Ü cret) . Werke (Eserler). C. 6, s. 554.
44) F. Engels, Ole Zehnstundenfrage (On Saat Sorunu). Werke (Eser­
ler), C. 7.
45) F. Engels. Marx'a mektup. 2 Mart 1 852, Werke ( Eserler), C. 28,
s. 35.
46) K. Marx, Ücretli Emek ve Sermaye, s. 26-27.
47) Bkz. M a rx-Engels, Komünist Manifesto.
48) K. Marx, Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri)
1 . Böl ü m . s . 1 1 .
49) K . Marx, Ücret, Fiyat ve Kar, s . 81 .
50) a.g.e., s. 82.
51) c;.g.e., s . 83.
52) K. Marx. «Rusyanın Türkiye Siyaseti» , « İ ngiltere'de İ şci Hareketi• ,
WC'rl:e ( Eserler) C . 9 , s. 1 70.
53) K. Marx. Theorien über den Meh ıwert (Artık Değer Teorileri ) ,
1 . Bölüm, s . 170.
54) K. Marx, Ücret, Fiyat ve Kar, s . 92.
55) K. Marx. « l n a ugural Address of the Worki n g Men's Associotionı
(Uluslcırrı rası Çalışanlar Birliği'nin A cı ş Kon uşması), Selected
Works (Seçme E serler) . C. 2, s. 439.
56) K. Marx, ıd nstruktion für die Delegierten Provisorischen Zentral­
rcıts» (Geçici Merkez Konseyi Delegelerin i n Yönergesi). Werke
(Eserler) C. 16, s. 1 52 .
57) a.g.o., s . 1 97.
58) K. Marx. Ücret, Fiyat ve Kar, s. 93.
59) Bkz. a.g.e.,
60) >C Ma rx. «On P J. Proudhon» (Proudhon Ü stüne) . Werke (eser­
ler) C. 31 , s. 544.
61) K. Morx. Bi.\ ctıner'e mektup. 1 Mayıs 1 867, Werke (Eserler). C . 3 1 ,
s. 544.
62) K Morx. Meyer'e mektup. 21 Ocak 1 871, Werke ( ese rl e r), C. 33,
s. 173.

20S
SQN UÇ
1) F. Engels, Kautsky'e mektup. 18 Eylül 1883, Werke ( Eserler). C.
36, s. 279.
2) K . M a rx . Meyer'e Mektup 30 Nisan 1883, Werke ( Eserler).
c . 31. s. 542.
3) K. Marx, Lassalie'e mektup. 16 Haziran 1 862, Werke ( Eserleri) .
c. 30, s. 628.
4) E. James. 20. Yüzyılın Ekononılk Geıi,mesinin Tarihi, (Rusça
basım). s. 532.
5) �.D.H. Cole. Günümüzde Kapitalizm, (Rusça basım), s. 27.
6) G. Myrdal, Dünya Ekonomisi, ( Rusça Basım ) . s. 27.
6) G. Myrda l , Dünya Ekonomisi, (Rusça Basım) . s. 486.
7) Bkz . . . Len i n , EmperyaUzm.
8) SBKP Programı, s. 6'd a n ba,ıayaro k .
9) K. Marx, Engels'e mektup. 10 Ekim 1 868, Werke ( Eserler) . C. 32,
s. 1 81 .
1 0) E. Varga, 20. Yüzyılda Kapltallzm, s. 62.
11) F. Engels, Kapital'in birinci cild i n i n « D üsseldorfer Zeitung» için
eleştirisi, Werke ( Eserler) . C. 32, s. 216.
12) K. Marx, Kapital, 111. Cilt, s . 252.
13) a.g.e., s. 253.
14) a.g.e .. s. 428.
15) a.g.e., s. 429.
16) a.g.e_., s. 259.
17) F. Engels, �apital'iri 1 . Cildinin İ ngil izce basımına « Ö nsöz» , s. 6.
1 8) K. Marx . Kapital, 1. Cilt, s. 645.
1 9) K. Marx. Theorlen über den Mehrwert (Artık Değer Teo rileri) . 3.
_
Bölüm, s. 348.
20) K M a rx, Kapital, 1. C il t, s. 488.
21) K. Marx, Grundrlsse, s. 53.
22) K. Marx, Kapital, 1. Cilt, s. 763.
23) a.g.e., s. 592.
24) K. Marx . Grundrlsse, s. 75.
25) K. Marx, Kapital, 1. C i l t s. 78-79.
,

26) Bkz .. K. M a rx, Gotha Programının Ele,tırisi.


27) K. Marx, Theorien über den Mehrwert. (Artı k Değer Teoriler ' ) .
3. Bölüm. s . 1 1 5.
28) K. Marx. Kapl!al, 1. Cilt, s. 392.
29) a.g.e., s. 393 (birinci d ipnot ) .
30) a.g.e., . 11 1 . Cilt, s. 1 1 5.

206
31) a.g.e., s. 757.
32) K. Marx, Engels'e mektup. 14 Ağustos 1 85 1 , Werke ( Ese rl er) .

C. 27, s. 314.
33'1 K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Art ı k Değer Teorileri).
3. Bölüm, s. 300
34) Bkz. K. Marx. Kapital, 1. Cilt s. 505.
35) a.g.e., s. 356.
36) a.g.a., i l . Cilt, s. 252.
37) a.g.e., s. 1 84 .,
38) a.g.e., i l . C i l t . s. 135.
39) a.g.e., 1 1 1 . Cilt, s. 830.
40) K. Marx. Grundrlsse, s. 89.
41) K. Marx. Kapital, 1 . Cilt. s. 530.
42) K. Marx, Theorlen über den Mehrwert (Art ı k Değer Teorileri) . 1 .
Bölüm, s . 1 8 1 .
43) K . Marx. Ktıpital, 1 1 1 . Cilt. s. 799.
44) a.g.e., s. 826.
45) a.g.e., s. 826.
46) K. Marx. Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri),
1 . B öl ü m,
47) a.g.e., 3. Bö!üm, s . 365.
48) K Marx, Kapltal, 1. Ci l t. 'S. 530.
49) a.g.e., s. 530.
50) a.g.e., 1 1 1 . Cilt, s. 854.
51) a.g.e., i l . Cilt, s . 358.
52) a.g.e ., s. 424-425.
53) a.g.e., s. 469.
54) a.g.e., s. 468.
55) a.g.e., 1 . Cilt. s. 488.
56) a.g.e., 1 1 1 . Cilt, s. 799.
57) a.ı;ı.e., 1. Cilt, s. 530.
58) ag.e., 1 1 1 . Cilt, s. 799.
59) a.g.e., 1. Cilt, s. 530.
60) K. Marx, Theorien über den Mehrwert (Artık Değer Teorileri ) . 3.
Bölüm, s . 256.
R11 K. Marx. Kapltal, 1. Cilt. s. 484.
621 n.a.e., s. 488.
63) a.g.e., s. 489 - 490.
64) a.q.e., s. 490.
65) F. Engels, W. Sombart'a mektup. 11 Mart 1 895, Werke ( Eserleri.
C. 39 .

207
Ç EViRMENİN N OTU

M iktar :eorlsi : Para a rzıyla fiyatlar a rasında doğrusal bir ilişkinin


voroiduğurıu, yemi para m iktarı artınca fiyatların yükseleceğini
önesiiren teori. {s. 30) .
Ricardocu sosyalistler : Görüşlerini bütün üyle R icardo'ya dayanaır1111
ve kapita l ist sistem i emek değer teorisi temelinde eleştiren gö­
rüşe bağl ı kişi ler. Başl ıca temsilcileri, W. Thompson, J. Gray �e
T. Hodgs k in 'd ir. (s. 82) .
Yabancılaşma kôrı : M a l ı n a l ı nd ı ğ ı fiyat ı n üstünde bir fiyatla sotııl­
ması yo:uy!a elde edilen kôr. {s. 1 1 9).
Fizyokra!lar : Fransa'da 18. yüzyıl ı n ortalarında Dr. Quesnay tarafın­
dan kurulan ve ekono m i k düşünce tarihinde ilk sistemli görüşe
sahip olan okula bağlı i ktisatçılar. Klasik ekonomi poli Üğin do­
ğuşunda önemli katkıları vard ı r. (s. 1 ! 1 ) .

208
IStM DiZiNi

Bastiat Frederlc ( 1 801 - 1850) Serbest ticaret taraftarı Fransız iktisat­


çısı. cİyimsen okulun temsilcisi. Ricardo ve Malthus'u eleştire­
nık. liberal sistemin tam bir ekonomik uyuml u l u k sağlayacağını
savunur.
Boisgulllebert, Pler le Pesant, Sleur de ( 1 648 - 1 71 4) Fransız iktisa ı ­
çısı ve Fizyokratların öncüsü. Marx. Boisg uil lebert'i William Petty
ne birlikte klasik iktisadın babaları olarak niteler. (Bkz. K. Marır,
Katkı)
Carey, Henrl Charles ( 1 793 - 1 879) Önceleri serbest ticareti, sonradan
da himayeci liği savunan Amerika l ı iktisatçı. Ricardo'nun rant
teorisine getirdiği geçersiz eleştirisiyle, o da Bastiat gibi «iyimser•
okulun bir öteki temsilcisidir.
Darlmon, Al fred ( 1 8 1 9 - 1 902) Proudhon taraftarı. Fransız siyasetçisi .
Hegel, Georg Wllhelm Frledrlch ( 1 770 - 1 831 ) Klasik Alman Felsefesi -
nin başlıca temsilcisi. Objektif idealist felsefesi ile M a rx'ın fel­
sefi görüşlerinin kaynağını oluşturmuştur. Diyalektiğin yasalarını
keşfeden Hegel, Marx'ın özellikle 1 850 öncesi . çalışmalarının ko­
nusu teşkil eder. (bkz. Felsefi - Ekonomik El Yazmaları, 1844 ) .
Kautsky, Kari (1854 - 1938) Alman tarihçi ve iktisatçısı. 19. yüzyıl sonu
ve asrımız başlarında gerek Alman, gerekse Dünya işçi 91nıfı ha­
reketinin en ünlü kişilerinden biri 'Ma rksizmin Papası' olarak bi­
linir. il. Enternasyonal opportünizm i n i n baş temsilcisi. Lenin'in
'dönek' olarak nitelediği Kautsky'nin özellikle devrim konusun�i
görüşlerin i n sistemli bir eleştirisi için bkz., Lenin Devlet ve Dev­
rim ve Lenin, Proleter Devrimi ve Dönek Kautsky.
Kugelmann, Ludwlg ( 1 830 - 1 902) Alman operatör ve jinekologu. 1 848/49
Devri mine katılmış. 1. Enternasyonal üyesi. 1 862'de tanıştığı Morx'­
la bir süre sonra ya kın bir dostluk kurmuş, onu Almanya'daki
olaylardan haberdar edişi ve Kapital'in yayımlanmasını sağlamakla
ona büyük yardımları dokunmuştur.
Lassalle, Ferdinand ( 1 825 - 1864) Genel Alman İşçiler Birliği'nin kuru­
cusu. Siyasal yaşamı Marx ve Len in'in eleştirilerine konu olan
1ıırçok yanlışla rla doludur. Öze i l i kle, ücretlerin arttırılması için
verilecek mücadelelerin a n lamsız olduğu tezinin- dayana!)ı olan
Tunç Yasası Marx'ın ağır eleştirisine uğramıştır.
Ubknecht, Kart (1871 - 1 919) Alman ve uluslararası işçi sınıfı hareki'!-

209
linin önderlerinden. Sosyal Derru1krat Parti'nin (Alman) revizyoniz­
mine karşı mücadelesi ve Ro·sa Luxemburg'la birl i kte Alman Ko­
münist Partisi'ni kuruşuyla işçi sınıfı hareketine büyük katkılarda
·

bulunmuş, ölümsüz isimlerden.


Mallhus, Thomas Robert ( 1 766 - 1834) Klasik iktisa d ı n önde gelen tem­
silcilerinden, İ ngiliz papaz. Nüfus ve rant teorileri bu okulun önem ­
li ögelerini oluşturur. Artık Değer Teorllerl'nde (Theorlen über den
M ehrw ert ) Marx. M althus'un görüşleri n i n eleştirisine önemli bir
yer ayırm ı ştır.
Mill, John Stuart ( 1 806 - 1 873) Klasik teorinin son sen tezi olarak nite­
lenen Prlncibles adlı eseri ile ün yapm ı ş İ ng fliz iktisatçısı R i ­
cardo'nun görüşlerini geliştiren M i l ! , burjuva ekorıomlsi ve felse­
fe·sinin sınırlarını aşmamakla birlikte toplumsal reformcu olarak
tanınır.
Owen, Robert ( 1 771 - 1 858) İ ngiliz ü topik sosya l izminin kurucusu. Ba�­
ta kooperatifçilik olmak birçok ala ndaki görüşlerini bizzat uygu­
lama safhasına sokmuş. başarısızl ı ğ ı na rağmen geriye önemli
deneyler bırakmıştır.
Petıy, Wi l l lam ( 1 623 1 687) İ ngiliz iktisatçısı. M a rx birçok eserinde

Peıty'den ekonomi pol itiğin kurucusu olarak söz eder. Klôsiklerin


emek-değer, rant ve ücret teorileri gibi bir cok önemli sorunda
öncüsüdür.
Proudhon, Pierre Joseph ( 1 809 - 1 865) ü n l ü Fransız anarko - sosyalisti,
küçük burjuva sosyalizminin babası. Görüşlerinin tutarsızlığı icin
bkz.. K. M a rx, Felsefenin Sefaleti,
Ricardo, Davld ( 1 772 - 1 823) Klasik ekonomi politiğin en önemli kişi­
liği. Emek değer ve ran t teorileriyle Marx'ın kapitalizmin işleyiş
yosalorı n ı keşfetmesine en büyük katkıda bulunan İ ngiiiz lkti­
satcrsı.
Say, Jean Baptlste (1867 - 1 832) Hernekadar klasik ekonomi politi(jin
içinde anıl ırsa da, görüşleri neo-klaslk teoriye öncül ü k etmiştir.
Klasiklerin emek-değer teorisini yadsır, de qeri faydaya bağlar.
Sismondi, Jean Charles Slmonde de ( 1 773 1 842) l svicreli iktlsatcı V 3

tarihçi. Romantik okula bağlı. Liberal görüşe karşı cıkmış, kapi­


talizmin hem toplumsal d üzeyde, hem de ekonomik d üzeyde çe­
lişkili gelişimini dile getirmiştir.
Thompson, Wllllam ( 1 783 1 833) Ricardocu sosyalist akımın temsil­

cilerinden. Artık değer kavramı Thompson'un eserlerinde yer


alır.

21 0
MARX'IN ESERLERİNİN KRONOLOJİSİ

Tcırih ( 1 ) Başlık

1843 Hegel'in Devlet Öğret isinin Eleştirisi


1 843 Yahudi Sorunu
1 843/44 · Hegel'in Hukuk Felsefesinin
Eıeştirisine Katkı : Giriş
1 844 Ekunomik ve Felsefi El Yazmaları
1 844 Bir Prusyalının, 'Prusya Kralı ve Toplumsal Re­
form' Makalesi Üstüne Eeleştlrisel Notlar
1 844 (E) (2) Kutsal Aİie, ya da Eleştirisel Eleştlricillğln Eleştlrlsi
1 845 Feuer.bach Üstüne Tezler
1 845/46 (E) Alman İdeolojlsi
1 846/47 Felsefenin Sefaleti
1 847 (E) Polonya Üstüne Söylevler
1 847 Ücretli Emek ve Sermaye
1 847148 (E) ı:omüııist Ma nifesto
1848 (E) Pclonya Üstüne Söylevler
1848 (E) Almanya'da Komünist Partinin Talepleri
1 848/49 (E) « Neue Rheinische Zeitung•da Makaleler
1 850 (E) Komi.ınist Birlik'in Merkez Komitesinde Söylevler
1 850 (E) «Neue Rheinnische Zeitung. Revue»da Eleştiriler
1 850 Fransa'da Sınıf Mücadeleleri, 1 848'den 1 858'ye
1 852 Louis Bonabart'ın 18 Brumcıire'I
1 852 Köln Komünistleri Davasında İfşaatlar
1 856 People's Paper'ın Yı ldönümünde Söylev
1 857/58 Grundrisse
1 859 Katkı
1 852161 (E) • New York Daily Tribune»da Makaleler
1 861 « Dıe Presse»de Birleşik Devletler İç Savaşı üs­
tii n o. Makaleler
1 861 /&3 Artık Değer Teorileri

( 1 ) Kapital hariç tüm tarihler. eserlerin yazılma tarihidir. Sadece


Kapital için birinci basım tarihleri verilmiştir.
(2) Marx'ın Engels'le birl i k te yazmış old uğu çal ışmalarının tarihlerinin
yanına (El eklenmiştir.

21 1
1863 Polonya Üstüne Blldlrl

1864 Uluslararast Çalışanlar Blrllğl'nin Açıf KonufmC1aı


1864 Uluslararası Çalışanlar Blrllğl'nln Geçici Kurallan
,_ Ü cret, Fiyat ve Kar
1867 Kapital Cilt
1867 Cenevre Kongresl'nde Delegeler Yönergeııt
1868 Brüksel Kongresl'ne Rapor
1869 Basel Kongresl'ne Rapor
1870 Fransa - Prusya Savaşı Ü stüne Genel Konseyin
Söylevleri
1871 Fransa'da İ ç Savaş
1871 (E) İ şçi Sınıfının Siyasal Eylemi Ü stüne Londra Kon­
feransı'nın Önergesi
1872 (E) Enternasyonal'de İ ddia Edilen Bölünmeler
1872 Hauge Kongresi'ne Rapor
1874 Siyasal Tavırsızlık
1874175 Bakunin'in Kitab�nın Özeti
1875 (E) Polonya İ çin
1875 Gotha Programı'nın Eleştlr1'91
1879/80 Adolph Wogner'in e:Lehrbuch der Polltlschen Öllo­
nomie» Ü stüne Kıyısal Notlar
1880 Fransız İ şçi Partisi Programına Giriş
1885 Kapital Cilt i l
1894 Kapital OiK 1 1 1

21 2

You might also like