Professional Documents
Culture Documents
Selçuklular 1 PDF
Selçuklular 1 PDF
rısızlığa uğrattimasında önemli rol oynadı. liği olunca en mükemmel şekilde marnur ra 1975-92, 1-111; a.mlf., Tuğrul Bey ve Zamanı,
İstanbul 1976; a.mlf., Selçuklu Devri Türk Tari-
Gazneliler Devleti'ni tekrar Büyük Selçuk- oldu" der. Zahlrüddln-i NlsabCırl, Sadred-
hi, Ankara 1982; K. Shimizu, Bibliography on
lular'a tabi kıldı. Fakat Budist Karahıtay din Ali b . Nasır ei-Hüseynl, Muhammed
Saljuq Studies, Tokyo 1979; Faruk Sümer,
lar'ın Maveraünnehir'de hakimiyet kurma- b. Ali er-Ravendl, Reşldüddin Fazlullah ve Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teşkilfitı,
larına engel o l amadı. Yirmi yılı meliklik ol- Hamdullah ei-Müstevfl de Selçuklular'ı över. Destan/an, İstanbu l 1980; Runciman, Haçlı Se-
mak üzere altmış yıla yakın hüküm süren Hamdullah ei-Müstevfl, islam hanedanın fer/eri Tarihi, 1-111; Işın Demirkent, Urfa Haçlı
Kontluğu Tarihi (1098-1 II8), Ankara 1990;
Sencer, hükümdarlığının son yıllarında ken- dan her birinin birkaç ayıba bulaşmış ol-
a.mlf., "Malazgirt Savaşına Kadar Bizans'ın As-
di öz kavmi Oğuzlar'ı cezalandırmak ister- duğunu, Selçuklular'ın ise bütün bu ayıp
keri Durumu", TD, sy. 33 ( 1982 ). s. 133-146; Ab-
ken yenilgiye uğrayıp (Muharrem 548 1 lardan uzak bulunduğunu ifade ettikten dülkerim Özaydın, Sultan Muhammed Tapar
Nisan 1153) onların elinde üç yıl esir kaldı. sonra onların temiz inançlı, hayır sahibi ve Devri Selçuklu Tarihi (498-5II/II05-1 II8) ,
Ramazan 551 'de (Ekim-Kasım 1156) esa- halka karşı şefkatli olduklarını söyler. Ankara 1990; a.mlf. , Sultan Berkyaruk Devri
retten kurtulduktan kısa bir süre sonra öl- Selçuklu Tarihi (485-498/1092-1 104), İstanbul
2001; a.mlf., "Büyük Selçuklular'da Unvan ve
dü ( 14 veya 24 Reblülewel 5521 26 Nisan
BÜYÜK SELÇUKLU Lakaplar", Prof. Dr. Iş ın Demirkent Anısına, İs
veya 6 Mayıs 1157) . Sencer'in ölümüyle tanbul 2008, s. 421-433 ; Erdoğan Merçil, Müs-
DEVLETi HÜKÜMDARLARI
Büyük Selçuklu Devleti tarih sahnesinden lüman-Türk Devletleri Tarihi, Ankara 1993;
çekilmiş oldu. Büyük Selçuklu devlet teşki Tugrul Bey 431/1040 a.mlf., Büyük Selçuklu Devleti Siyasi Tarihi,
latı onun döneminde en ileri seviyeye ulaş Süleyman 455/1063 Ankara 2005; a.mlf., Selçuklularda Hüküm-
darlık Alametleri, Ankara 2007 ; a.mlf. -Ali Se-
mış, Sencer, Sultan Melikşah ile birlikte ör- Alparslan 455/1063
vim, Selçuklu Devletleri Tarihi: Siyaset, Teşkilat
nek hükümdar olarak gösterilmiştir. Dev- ı. Melikşah 465/1072
ve Kültür, Ankara 1995; Ahmet Ocak, Selçuklu-
let teşkilatma dair resmi vesikaları içeren Berkyaruk 485/1092 lar'ın Dini Siyaseti: 1040-1092, İstanbul 2002; S.
münşeat mecmualarının çoğu bu döneme ll. Melikşah 498/1104 G. Agacanov, Oğuzlar (t re. Ekber N. Necef- Ah-
aittir. Muhammed Tapar 498/1105 met Annaberdiyev), İstanbul 2002; a.mlf., Sel-
Sencer 511-552/1118-1157 çuklular (tre. Ekber N. Necef- Ahmet Annaber-
Ön Asya'yı Orta Asyalı kavimlere Selçuk- diyev), İstanbul 2006; M. F. Brosset, Gürcistan
lular açmıştır. Moğol devri tarihçilerinden Tarihi (tre. H. D. Andreasyan, haz. Erdoğan Mer-
bazıları Moğollar'ın Ön Asya'ya Oğuz Türk- BİBLİYOGRAFYA : çil), Ankara 2003; Coşkun Alptekin, "Selçuklu Pa-
leri'nin açtığı kapıdan girdiklerini belirtir. Muhammed b. Abdülcebbar ei-UtbJ, et-Tarfbu'l- raları" , Selçuklu Araştırmaları Dergisi, lll, An-
Yemini (Ahmed ei-Men1n1. Fetf:ıu'l-vehbi 'ala ta- kara 1971 , s. 435-574; İbrahim Kafesoğ l u, "Sel-
Selçuklular, Anadolu'yu Oğuz Türkleri'nin
ribi Ebi Naşr el-'Utbi içinde), Kahire 1286, I-ll; çuklular", İA, X, 353-373. r:i]
vatanı yapmışlardır. Böylece, Doğu ve Gü- 1!11'1!1 FARUK SüMER
Gerd1z1, Zeynü '1-abbar (nşr. Abdülhay Hab1b1),
neydoğu Anadolu'yu müslümanlardan ala-
Tahran 1347 hş.; Beyhaki, Tarfb (Behmenyar): a.e.
rak sınırlarını doğuda Arpaçayı'na , güney- ( n şr. Kasım Gan1 -Ali Ekber Feyyaz), Tahran 1324;
de Suriye'de Lazkiye şehrinin ötesine ka- Nizamülmülk, Siyasetname (Köymen): İbnü' I -Ka B) Sosyoekonomik ve Kültürel Hayat.
dar götürmüş olan Bizans'ın Suriye'nin ge- lanisi, Taribu Dımaşk (Amedroz); Azimf Tarihi: Selçuklular'da devlet hazinesinden fayda-
Selçuklularla İlgili Bölümler: h. 430-538 (nşr. .ve lanan zümreler dışında kalan bütün halk
ri kalan kısmıyla Mısır' ı ülkesine katması
tre. Ali Sevim), Ankara 1988; Zahirüddin-i NisabCı reaya diye adlandırılıyordu. Reaya vergi öde-
tehlikesi Selçuklular sayesinde tamamen ri, Selcukname (nşr. A. H. Morton). Warminster
ortadan kaldırılmıştır. Getirdikleri siyasi is- mek, devlet otoritesine ve onu temsil eden-
2004; ibnü'l-Cevzi, el-Munta?am, VIII-IX; Ravendi,
tikrar ve uyguladıkları adil idare sayesinde Raf:ıatü'ş-şudCır; a.e. (Ateş), I-ll; Abbarü 'd-dev-
lere itaat etmekle mükellefti. Devletçe res-
Selçuklu hakimiyeti altındaki İran, Irak, Su- leti 's-SelcCıkıyye; a.e. (Lugal): ibnü'l-Esir, el-Ka- men tanınmış mezhep ve tarikatlar dışın
mil, IX-XII; Bündarı. Zübdetü'n-Nuşra; a.e. (Burs- daki dini zümrelere katılması, farklı aklde-
riye ve Anadolu sosyal ve ekonomik açıdan
lan) ; Sıbt İbnü'I - Cevzi, Mir'atü'z-zaman (nşr. Ali ler benimsemesi, nizarn ve asayişi bozma-
ileri bir duruma yükselmiştir. Anadolu'- Sev im), Ankara 1968; İbnü'l-Adlm, Zübdetü'l-
nun İslam dünyasına katılması ve Selçuk- sı ağır suçtu. Buna karşılık hükümdar da
f:ıaleb, ll, bk . İndeks; İbn Hallikan, Ve{eyat, I-VIII,
lular'ın ticari politikalarıyla Karadeniz'in tür. yer.; Zekeriyya b. Muhammed el-KazvJni, Aşa reayanın can, mal ve namusunu korumak-
kuzeyindeki ülkelerin ticaret yolu açılmış, rü'l-bilad, Beyrut, ts. (Daru Sadır), tür.yer.; Ebü'l- la mükellefti. Birçok resmi belgede reaya-
Ferec, Tarih, I-ll; Reşidüddin Fazlullah- ı Hemeda- nın hükümdara Allah'ın bir emaneti ol-
İpek yolu ticareti çok gelişmiştir. Anado-
ni, Cami'u't-tevarib (nşr. Ahmed Ateş), Ankara
lu' dan, Horasan'dan ve Irak- ı Acem'den duğu vurgulanmış, bürokrat ve emirler-
1960, I; Müstevfi, Tarib-i Güzide (Neval); Urfalı
K.irman'a gelen kervanlar mallarını Kirman den onlara karşı adil davranmaları, kendi-
Mateos Vekayi-namesi (952-1136) ve Papaz
limanlarından Hindistan, Çin ve diğer yer- Grigor'un Zeyli (1 136-1 162) (nşr. ve tre. H. D. lerinden haksız taleplerde bulunmamala-
lere götürüyordu. Sünnilik, iran'da Selçuk- Andreasyan), Ankara 1962; Ahmed b. Mahmud. rı istenmiştir (Müntecebüddin Bed!' , s. 20,
Selçukname (haz. Erdoğan Merçil), İstanbul 1977, 23-24, 29, 41, 56). Siyasi hukuk bakımın
lular sayesinde hakim bir mezhep duru-
1-11; Necmeddin Ebü'r-Reca Kummi, Tarfbu'l-vü-
muna gelmiştir. Selçuklular, çeşitli şehir dan birbirinden farksız olan bu çok geniş
zera' (nşr. M. Taki Danişpejüh), Tahran 1363 hş.;
lerde medreseler inşa ederek ve alimiere V. V. Barthold, Moğol İstilasına Kadar Türkistan
kitle içerisinde ekonomik ve sosyal bakım
değer vererek ilmin ve kültürün gelişme (tre. Hakkı Dursun Yıldız), Ankara 1990, bk. İndeks; dan farklı sınıflar mevcuttu. Büyük Selçuk-
sinde önemli rol oynamıştır. Uzunçarşılı, Medhal, bk. İndeks; İbrahim Kafesoğ lu Devleti üç büyük toplum katmanından
Iu, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu oluşuyordu .
ibnü'l-Eslr, Selçuklu sultanlarının ölümü İmparatorluğu, İstanbul 1953; Abbas İkbal, Ve-
dolayısıyla değerlendirme yaparken onlar- zaret der 'Ahd-i Selatin-i Büzürg-i SelcCıki (nşr. 1. Göçebeler. Kalabalık kitleler halinde
dan övgüyle söz eder. Kirman tarihi mü- M. Taki Danişpejüh),
Tahran 1338; Osman 1\ıran , Ceyhun nehrini geçerek İran coğrafyasına
ellifi Efdalüddin Ebu Hamid, Selçuklu ha- Selçuklular Tarihi ve Tark-İslam Medeniyeti, An- giren Türkler'in önemli bir kısmını Oğuz
kara 1965; Hüseyin Emin, Taribu 'l-'lrak fi'l-'aş boylarına mensup göçebe kabileler oluş
nedanını "hanedan-ı mübarek" diye tanım
ri's-SelcCıki, Bağdad 1385/1965; CH!r., V, tür.
ladıktan sonra, "Ko camış dünya onların turuyordu. Muhtemelen XIV. yüzyıl başla
yer.; Abbas Perviz, Tarib-i Selacika ve ljarizm-
bayraklarının görünmesiyle gençlik taze- şahan, Tahran 1351 hş.; Mehmet Altay Köymen, rında Anadolu'da hazırlanan anonim Oğuz
liğine kavuştu, dünya ekinliği onların dir- Büyük Selçuklu imparatorluğu Tarihi, Anka- ca bir sözlükte Türk kelimesinin "köylü,
37~
SELÇUKLULAR
göçebe, kır insanı, çadırda yaşayan kim- oynamıştır (Enver!, I, 201-205; Hakani'-i di. İkta sahibinin kanunlara uymadığı du-
se", Türklik kelimesinin "köylülük, kır ha- Şirvan!, s. 105-107, 179-180) öteyandan rumlarda iktaı elinden alınmaktaydı (bk.
yatı , çadır hayatı" manasında kullanılma Nizamülmülk'ün Siyasetname'sindeki ba- İKTA) . Selçuklu vergi sisteminin esasını zi-
SI dikkat çekicidir (Eski Oğuzca Sözlük, s. zı kayıtlarda (s . 139) Türkmenler'den du- rai üretimden alınan vergiler teşkil etmek-
105, 169). Sayıları az da olsa Karluk, Uygur yulan rahatsızlığı ortaya koymaktadır. Bu- teydi. Zirai alanda yeni tesislerin kurulma-
ve Kıpçak gibi diğer Türk boyları da Oğuz nunla birlikte Türkmenler'in batıya yön- sı ve bunların işletilmesi yeni bir zirai hu-
lar'la birlikte İran coğrafyasına girmişti. lendirilmesi Azerbaycan ve Anadolu coğ kukun doğmasına yol açmıştır. Horasan ve
Göçebeler kabHelere ayrılmaktaydı. Kabi- rafyasında toplanmaianna yardımcı olmuş Irak'taki alimler mahalli örfleri ve zirai me-
lelerin devletle ilişkileri, ödedikleri vergile- ve onlara yeni yurtlarının kapılarını açmış seleleri İslam hukuku esaslarına göre tek-
rin mahiyet ve miktarı birbirinden farklıy tır. rar düzenlemiş, böylece bu alanda uzun
dı. Hayvancılıkla uğraşan göçebeler kullan- süre geçerliliğini koruyacak yeni bir hukuk
Z. Köylüler. Köylüler ve çiftçiler Selçuk-
dıkları meralar için devlete özel mera ver- oluşturulmuştur.
lu toplumunun en kalabalık kesimini oluş
gisi ödüyordu. Kabileler üzerine düzen ve turuyordu. Büyük Selçuklu hakimiyetinin Ziraat eski dönemlere dayanan gelişmiş
asayişten sorumlu bir şahne tayin edilmek-
yol açtığı göçler Horasan ve Orta İran coğ bir sulama sistemi üzerine kurulmuştu.
teydi (Müntecebüddin Bed!', s. 80-82, 84- rafyasında ziraatla meşgul olan köylüleri Akarsular kanallara ayrılıyor ve her akarsu-
85) olumsuz etkilemiş, bunun yanı sıra Selçuk- dan azami ölçüde faydalanılıyordu. Sultan
Göçebe Türkler, İran coğrafyasında ken- lu-Gazneli savaşları da Horasan'da zirai Melikşah ve Sencer döneminde Irak, Ho-
di hayat tarziarına en uygun alanlar olan hayatın önemli ölçüde zarar görmesine se- rasan ve Harizm'de yeni sulama kanalları
Horasan'ın doğu ve kuzeyi, Elburz dağla bep olmuştur. Ali b. Zeyd el-Beyhaki, Bey- açılmıştır. Bir kayda göre, Merv ve çevre-
rının güney etekleri, I rak-ı Acem'in kuzey- hak ve çevresindeki fıstık (peste) ağaçları sinde suların tanzimi işine bakan mirabın
batısı ve Azerbaycan'da toplanmıştı. En nın Gazneli kumandan Emir Hacib Suba- maiyetinde 1z.ooo kişi çalışıyordu. Yeni su-
önemli mal varlıkları koyun ve at sürüle- şı tarafından kış mevsiminde "iyi yandığı lama kanalları sayesinde zirai üretim art-
riydi. Bir Ermeni kaynağına göre Selçuklu için" develere yükletilerek Gazne şehrine mış, üretimin artması köy ve şehirlerin
savaş atları sert tırnakları ve kartalı andı götürüldüğünü belirtir (Tani], s. 273). Köy- büyümesine, şehirlerde ticari hayatın ge-
ran hızlarıyla hayranlık uyandırmaktaydı. lülerin hayat şartları, ülkede siyasi istikra- lişmesine yardımcı olmuştur. Horasan'da
Göçebelerin çift hörgüçlü deve yetiştirdik rın kurulması ve ikta sisteminin uygulan- özellikle Murgab Kanalı'nın suladığı Merv
leri de bilinmektedir. Muhammed b. Hü- masından sonra nisbeten iyileşmiştir. Çift- ovalarından alınan ürün bölgenin iskanını
seyin el-Beyhaki'nin Türkmenler'den "de- çilerin hukuki ve iktisadi durumları coğ büyük ölçüde etkilemiş, burada yapılan pa-
ve çobanları" diye bahsetmesi onların mal rafi bölgelere göre önemli farklılıklar gös- muk ziraatı, şehir ve kasabalarda doku-
varlıkları arasında devenin önemli bir yer termekteydi. Selçuklular'dan önce köyler- ma sanayiinin gelişmesine katkıda bulun-
tuttuğunu göstermektedir. Göçebelerin de geniş arazilere sahip olan ve "dihkan" muştur.
başlıca üretimleri et, süt ve yündü. Keçe, adı verilen varlıklı kişiler imtiyazlı yerlerini 3. Şehirliler. Selçuklular, şehir kültürü-
yünlü elbise ve halı gibi mamullerin yapı korumuştur. Köylülerin büyük çoğunluğu nün geliştiği Horasan'da devletlerini an-
mında kullanılan yün ticaret malzemesi nu topraktan mahrum gündelikçiler, or- cak yerleşik hayatı ve şehir kültürünü ko-
olarak değer taşımaktaydı . Hayvancılığın takçılar veya küçük toprak sahipleri oluş ruyucu bir tavır almaya karar verdikten
yanı sıra avcılığın da göçebe ekonomisin- turuyordu. sonra kurabilmiştir. Selçuklu Devleti'nin ilk
de belli bir yeri vardı. Toprak haracl, öşri ve mlrl gibi kısımla siyasi merkezi Horasan ' ın en önemli şeh
Selçuklular'ın kazandığıaskeri başarılar ra ayrılmıştı. Hazineye ait olan ve büyük ri olan Nlşabur'du. Bu dönemde yaklaşık
yeni Türkmen kabilelerinin İran coğrafya iktalar halinde idare edilen mirl arazi Niza- 1680 hektarlık bir alana yayılan Nişabur'un
sına girmesine vesile olmuşsa da kalaba- mülmülk zamanında parçalanarak süvari nüfusu 11 0-ZZO.OOO arasındaydı. Nlşabur,
lık kitleler halinde yerleşik bir coğrafyaya dirlikleri durumuna getirilmişti. Bu sistem- Tuğrul Bey zamanında devletin batı yö-
girmeleri köy ve şehir hayatına önemli öl- de toprak ve üzerinde çalışan halk daha nündeki genişleme siyasetinin bir sonucu
çüde zarar vermiştir. Selçuklu devri şairi önce o lduğu gibi devletin denetimi altın olarak yerini Rey şehrine bırakmış, Sultan
Am'ak-ı Buhari, Sultan Alparslan için ka- daydı. Toprağı işleyen reaya toprağa ge- Melikşah zamanında başşehir Rey'den İs
leme aldığı bir methiyede İran'ın Türk- çici tapuyla ve ancak ekip biçme şartıyla fahan'a nakledilmiştir. Bu dönemde İsfa
menler tarafından harap edildiğine dikkat sahip olabiliyor, bu toprak ölümünden son- han, Selçuklu Devleti'nin en büyük şehri
çekerek ülkenin şimdi şah tarafından ye- ra erkek eviadına intikal ediyordu . Köylü haline gelmiştir. Sultan Sencer'in Selçuk-
niden bayındır hale getirilmekte olduğu topraktan aldığı ürünün vergisini ikta sa- lu tahtına müdahalesinin ardından devle-
nu kaydeder (Divan, s. 188). Selçuklu sul- hibine, arazi vakfedilmişse ilgili vakfa ödü- tin merkezi Merv şehrine taşınırken İsfa
tanları, Türkmen kabilelerini bundan do- yordu. Emirler ve ileri gelenlere ait ikta- han bir süre daha Irak Selçuklu Devleti'-
layı ya Horasan'ın doğusunda tutmaya ve- lar ancak bir hizmet karşılığı verilmekte, nin başşehri olarak kalmıştır. Sultan Sen-
ya şehir kültürüne en az zarar verecek şe ikta sahibi hizmetten aziedildiğinde iktaı cer zamanında Merv şehri Selçuklu kültür
kilde Azerbaycan yoluyla Bizans üzerine elinden alınmaktaydı. Hükümdar öldüğü hayatının en önemli merkezi durumun-
yönlendirmeye çalışmıştır. Selçuklular ' ın veya değiştiğinde bütün iktaların beratla- daydı. Bu dönemde gelişiminin doruğuna
göçebe soydaşlarına karşı yerleşik İran kül- rı yeni hükümdar tarafından yenileniyor- ulaşan Merv'in nüfusu 150.000 kişi civa-
türünü koruyucu tutumları Türkmenler'in du. Toprağa bağlı halk hukuki yönden şe rındaydı. Bu şehirlerin yanı sıra Herat, Belh,
zamanla Selçuklu Devleti'ne karşı cephe hir halkı gibi hürdü. İkta sahipleri halk- Kazvin, Hemedan. Yezd, Kum, Meraga,
almasına yol açmış, Oğuzlar'ın Sultan Sen- tan muayyen miktardaki vergiden fazla- Bağdat, Ahvaz ve Musul başlıca büyükyer-
cer zamanındaki isyanında ve daha sonra sını talep edemezdi. Halk her zaman sul- leşim merkezleriydi. Bunlara Selçuklular'a
H orasan'ın tahrip edilmesinde önemli rol tan veya büyük divana müracaat edebilir- tabi devletlerin sınırları içerisinde yer alan
372
SELÇUKLULAR
Buhara, Semerkant, Gazne, Dımaşk, Ha- Selçuklu şehirleri din ve mezhep faaliyet-
lep ve Urfa gibi önemli şehirleri de ekle- leri açısından oldukça canlıydı. Halk umu-
mek mümkündür. miyetle mensup olduğu dine, hatta bazan
Selçuklu şehirleri başlıca üç kısımdan mezhebe göre farklı mahallelerde oturu-
oluşuyordu: iç kale (kQhandiz). asıl şehir yordu. Mezhepler dini ve ilmi işleri yürü-
(şehristan) ve dış mahalleler (rabaz) . Pazar ten nüfuzlu ailelerin etrafında örgütlen-
ve alışveriş merkezlerinin çoğu şehir mer- mişti. Sünni İslam mezheplerinin yanı sı
kezinden ziyade dış mahallelerde toplan- ra Xl. yüzyılın sonlarına doğru iran'da fa-
mıştı. Büyük şehirlerde her sokağın belli aliyetlerini arttıran İsmaililer de Selçuklu
bir esnaf grubuna tahsis edildiği kapalı hanedan üyeleri arasındaki taht kavgala-
mekanlardan oluşan büyük pazarlar bu- rından istifade ederek büyük şehirlerde
lunmaktaydı. Vakıflar, hastahaneler ve za- iyice güçlenmiştir. Zahirüddin-i Nisabfıri
viyeler şehirlerde oldukça yaygındı. Büyük ve Ravendi, ismaililer'in propagandaları ne-
şehirlerde daha Selçuklular'dan önce ida- ticesinde sadece İsfahan'da bu mezhebe
ri vazifelerle ya da zenginliğin sağladığı girenierin sayısının 30.000 kişiyi bulduğu
imkanlarla büyük güç ve nüfuz sahibi olan nu bildirmektedir. Selçuklu şehirlerinde
İranlı yahut Arap asıllı olup iranltiaşmış zen- müslümanların yanı sıra Mecusi, hıristiyan
gin aristokrat aileler (ayan) oluşmuştu. Ola- ve yahudiler diğer önemli dini zümreleri
ğan üstü durumlarda şehrin kaderini bu oluşturuyordu.
aileler belirliyordu. Muhammed b. Hüse-
Büyük şehirlerde bayramlarda zafer şen
yin el-Beyhaki, Nişabur ileri gelenlerinin şe
likleri sırasında ve hükümdarların cülüsun-
hir halkını Gazneliler'e karşı Selçuklu ha-
kimiyetini kabule nasıl teşvik ettiğini an- da çarşı ve pazarlar donatılmakta. her ta-
Selçuklu dönemine ait ipek ku mas (Berlin Staaliche Museum)
latmaktadır (Tarif], s. 728). Kasaba ve köy-
rafta zafer takları kurulmaktaydı (İbnü'I
lerde de mülk sahibi olan ve birbirleriyle Eslr. X, ı 74) Dini bayramların yanı sıra
akrabalık ilişkisi kuran bu aileler Selçuk-
eski İran kültürünün önemli günleri olan
lular zamanında güçlü konumlarını koru- Nevruz ve Mihrican da halk arasında canlı
mayı başarmıştır. Bu dönemde İsfahan' bir şekilde yaşıyor ve büyük törenlerle kut-
da Şafiiler'in rehberi olan Hucendi, Nişa lanıyordu (Muhtar!. s. ı ı 5- ı 2 ı, 284. 290.
bur'da Hanetiler'in rehberi olan Saidi, Bu- Orta ve küçük ölçekte ticaret yapan tacir- 309; Muizzl, s. 623, 630).
hara'da güç sahibi olan Aı-i Burhan aile- ler. orta halli esnaf, küçük dükkan sahip- İktisadi hayat geniş bir coğrafyada si-
lerinde olduğu gibi şehir aristokrasisine leri ve kalabalık zanaat erbabı şehirlerde yasi istikrarın sağlanabilmesi, yeni su ka-
yeni aileler eklenmiştir. Bu ailelerden pek ayrı ayrı loncalar halinde teşkilatlanmıştı. nalları inşa edilmesi, üretimin arttırılma
azı Türk asıllıydı. Petruşevsky'nin bir ince- Zanaatlar şehrin ekonomik hayatı içerisin- sı ve ticaretin gelişmesi sayesinde parlak
lemesi, XII. yüzyıl ortalarında Horasan'da- de önemli bir yer tutmaktaydı. Çinicilik, bir seviyeye erişmişti. Ticaret kervanları
ki Sebzevar şehrinde bulunan kırk bir aris- demir işçiliği, boya sanayii ve kağıt imala- Maveraünnehir. Harizm. İran, Azerbaycan.
tokrat aileden yirmi dördünün Arap, on tı oldukça gelişmişti. Dokuma tezgahları. Irak, Suriye ve Anadolu'da güvenli bir şe
ikisinin İran, sadece bir ailenin Türk asıllı demir fırınları, deri işleme atölyeleri, ka- kilde sefer yapabiliyordu. Şehirlerde üre-
olduğunu ortaya koymaktadır. Benzer bir ğıt imalathaneleri, çini, cam gibi madde- tilen mallar ticaret yolları vasıtasıyla pek
sonuç Bulliet'in Nişabur şehriyle ilgili in- ler üreten fırın ve imalathaneler ülkede çok yere kolayca pazarlanmaktaydı. Ker-
celemesinde de görülmektedir. Bu aileler- yayılmıştı. Pamuklu ve ipekli dokumacılık vanların güvenliği genellikle askeri muha-
den bazıları, Selçuklu merkezi hakimiye- şehirlerdeki iş kollarının başında geliyor- fızlar tarafından sağlanıyordu. Selçuklu-
tinin zayıflamasıyla siyasi hadiselerde be- du. Bilhassa Horasan ile Maveraünnehir'in lar'ın ticaret yollarına vermiş olduğu önem
lirleyici bir güç haline gelmiştir. İdari, ilmi pamuklu ve yünlü dokumaları bu dönem- özellikle Anadolu'da daha ileri bir seviyeye
ve hukuki vazifeler genellikle hanedan de- de şöhret kazanmıştı ve bunlar ihraç edil- ulaşmış ve milletlerarası ticaretin gelişme
ğişikliklerinden sonra da mevkilerini koru- mekteydi. sine yardımcı olmuştur.
yabilen aristokrat ailelerin elinde bulun- Şehirlerde fakirlerden, işsizlerden
ve ser- Sultan Melikşah zamanında ticari vergi-
maktaydı. Bu durum, siyasi hakimiyetin serilerden oluşan kalabalık
zümrelere de ler ve gümrük vergilerinin yekünü 600.000
zayıfladığı zamanlarda şehrin idaresinde rastlanmaktaydı. Kendi aralarında özel bir dinarı bulmuştu . Eyaletlerin merkeze öde-
söz sahibi hale gelen ve meşruiyetlerini teşkilat meydana getiren bu zümreler fır dikleri vergi, İlhanlı devri müellifi Hamdul-
siyasallaştıran reisler için de geçerliydi.
sat buldukça karışıklık çıkarmaktan geri lah el-Müstevfı'nin Risale-i Melikşahi ad-
Büyük şehirlerde dış ülkelerle büyük durmuyordu. Bununla birlikte dahili mü- lı eserden yaptığınakle göre 215 milyon
miktarda ticaret yapan zengin ve nüfuz- cadeleler ve ani hücumlar karşısında bu dinara ulaşmıştı (f'füzhetü 'l-l):ulCıb, s. 27) .
lu bir tacirler sınıfı teşekkül etmişti. Dev- zümrelerden zaman zaman ücretli asker Bu miktarın, XIV. yüzyıl başlarında yakla-
let ricalinden ve hanedan mensuplarından olarak istifade edilmekteydi. XII. yüzyılda şık aynı coğrafyaya hükmeden ve Gazan
bazıları paralarını işletmek için taeiriere Herat'ta bunlara "rind", Tfıs gibi diğer ba- Han tarafından uygulanan reformlardan
vermekteydi. Çok debdebeli bir hayat sür- zı Horasan şehirlerinde "ayyar" deniliyor- sonra ancak Z1 milyon dinara çıkarılabi
melerine ve büyük bir güce sahip bulun- du. Ortaçağ İslam dünyasında ise "şuttar" len İlhanlı Devleti vergi gelirlerinin on ka-
malarına rağmen taeirierin devlet proto- ve "fityan" gibi isimler verildiği bilinmek- tından daha fazla olması Xl. yüzyılın son
kolünde hemen hemen hiçbir yeri yoktu. tedir. çeyreğinde Selçuklu ekonomik gücünün
373
SELÇUKLULAR
hangi noktaya eriştiğini göstermektedir. çuklu sultanlarının himayesjyle kaleme alın vaş meydanında Şô.hnô.me okurken öldü-
Bu mukayesede İlhanlı dinarının gümüş, mıştır. Nizamülmülk'ün Sultan Melikşah rülmüştür. Sultan Alparslan devrinde Bur-
Selçuklu dinarının altın parayı ifade ettiği için yazdığı Siyi'zsetni'zme İslam dünyasın hfınl, Sultan Melikşah ve Sencer zama-
de göz önünde bulundurulmalıdır. EyaJet- da türünün en iyi örneklerinden biridir. nında Emir Muizzl "melikü'ş-şuara" unva-
ler ve tabi devletlerden gelen vergilerin Gazzfıli, Naşihatü'l-mülU.k adlı eserini Sul- nıyla tanınmış, bu dönemde İran edebiya-
yanı sıra Sultan Melikşah zamanında Bi- tan Muhammed Tapar adına kaleme al- tının birçok önemli şairi Selçuklu sultan-
zans Devleti de Selçuklular'a haraç öde- mıştır. Sultan Sencer zamanında Ebü'I- larının meclislerinde bulunmuştur. Sultan
mekteydi (İbnü ' l- Es!r, X, 154 ) Ver gilerin Muzaffer Hibetullah b. Erdeşir b. Keyku- Sencer'in, kızı M.3hmelek Hatun'un vefatın
bir kısmıyla ülke imar edilmiş, büyük vakıf bad tarafından kaleme alınan TuJ::ıfe tü 'I- dan sonra mersiye yazması için Am'ak-ı
ve hayır eserleri kurulmuştur. Yaküt ei- mülk fi'l-bi'zh Selçuklu sultanlarının iste- Buhfıri'yi Maveraünnehir'den huzuruna da-
Hamevl, Sultan Sencer'in Merv'de inşa et- ğiyle yazılmıştır. Bu eserlerin yanı sıra Sel- vet ettiği bilinmektedir. Bu esnada şair
tirdiği, içerisinde sultanın türbesinin ya- çuklular'ın menşeinden bahseden ve mü- yaşlandığını bildirerek yazdığı mersiyeyi
nı sıra pek çok imaretin yer aldığı büyük ellifi bilinmeyen Farsça manzuin Melik- oğlu Hamidi ile Selçuklu başşehri Merv'e
bir külliyeden bahsetmektedir (Mu'cemü 'l- ni'zme, Sultan Melikşah adına kaleme alı göndermiştir (Dfvan, s. 14-1 5). Selçuklu
büldan, IVIl, s. 509). Selçuklular zama- nan, müellifi meçhul Risi'zle-i M elikşi'z sultanlarının yanı sıra Selçuklu melikleri
nında sağlanan ekonomik canlılık sayesin- hi, şair Ebu Tahir-i Hatlıni tarafından ya- de şair ve edipleri himaye etmiştir. Niza-
de toplumsal refah artmış , sağlık, eğitim zılan Ti'zril)-i Aı-i Selçu]f, Ali-yi Kazvlnl ta- mi-i Aruzi, şiire ilgisiyle tanınan Selçuklu
ve kültür faaliyetlerinde büyük gelişme kay- rafından Sultan Sencer adına kaleme alı şehzadesi Melik Togan Şah b. Alparslan'ın
dedilmiştir. İlk Selçuklu hastahanesi Niza- nan Mefi'zl]irü'l-Etri'zk, şair Muizii tara- şair Ezraki-i Herevi'ye bir şiiri için 500 di-
mülmülk zamanında N!şabur'da açılmış, fından Sultan Sencer adına yazılan man- nar verdiğini kaydetmektedir ( Çehar Ma-
bunu başka hastahaneler takip etmiştir. zum Siyer-i FütUJ::ı-i Sulti'zn Sencer, yine ~ale, s. 44) . Devrin önde gelen şairleri Emir
Selçuklu sultanları , hatunlar ve önemli dev- Sultan Sencer adına kaleme alınan ve mü- Muizzi, ömer Hayyam. Edib Sabir, Am'ak-ı
let adamları pek çok hastahane inşa et- ellifi bilinmeyen Sencer-ni'zme gibi eser- Buhari, Enveri, Senai, Abdülvasi-i Cebeli,
tirmiştir. Bu dönemde darüşşifaların yanı ler ise zamanımıza ulaşmamıştır. Ayrıca Eşref-i Gaznevi ve Ezraki'nin Selçuklu sa-
sıra ordu bünyesinde seyyar hastahaneler yalnız Selçuklu tarihine dair eserler de ya- rayı ile ilişki içerisinde olduğu bilinmekte-
kurulmuştur (bk BİMAIDSTAN) zılmıştır (bk. SELÇUKNMIE) dir. Bu şairlerin yanı sıra Selçuklular za-
Eğitim faaliyetleri şehirlerde hızla yayı Kaynaklar Sultan Melikşah , Sencer. Sü- manında yetişen diğer önemli şair ve edip-
lan medreselerde yürütülmekteydi. Merv, leyman Şah , ll. Tuğrul ve Melik Togan Şah ler arasında Lamil-i Gürgani, Nasır-ı Hüs-
Nişabur Bağdat, İ sfahan. Rey gibi şehir gibi hanedan üyelerinin İran şiirinden hoş rev, Mes'ud-i Sa'd-i Selman, Nizarni-i Gen-
lerde çok sayıda medrese ve büyük kütüp- landığını ve bu alanda edebi bir zevke sa- cevi, Hakani-i Şirvani, Ebu Tahir-i Hatunl,
hane mevcuttu. Yaküt ei-Hamevl. Merv'- hip olduğunu ortaya koymaktadır (Niza- Ebiverdi, Evhadüddln-i Enveri, Esirüddin-i
de on büyük kütüphanenin olduğunu. dün- m!-i ArGz!, s. 43; Enverl, ll , 6 10; Avfi. I. 34; Ahslkesl, Zahir-i Faryabl, Cemaleddin-i İs
yada bir eşi görülmeyen bu kütüphane- Devletşa h , s. 58-59) Melikşah , Sencer, Sü- fahfınl, Refiuddin-i Lunbant ve Şerefeddin
lerden 200 cilt kadar kitabın okunmak üze- leyman Şah ve ll. Tuğrul gibi sultaniara Şefrevih-i İsfahfıni'yi saymak mümkündür.
re eve götürülebildiğini kaydetmektedir ait bazı Farsça rubfıiler günümüze ulaş Vezir ve devlet adamları da edip ve şair
(a.g.e., IV/ 1, s. 509-510) . Ayrıca Selçuklu mıştır. Bir rivayete göre son Irak Selçuk- leri himaye ederek edebi faaliyetlerin ge-
sultanlarının saraylarında özel kütüpha- lu hükümdan ll. Tuğrul, Harizmşahlar ' a lişmesine katkıda bulunmuştur. Daha Sel-
nelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır (bk. karşı yenilgiye uğramasının ardından sa- çuklu Devleti'nin kuruluş döneminde İbn
KÜTÜPHANE). Selçuklular zamanında res- HassQI, Kitdbü Tatzili'l-Etrdk 'ala sô.'iri'l-
mi yazışmalarda Amidülmülk ei-Kündüri ecni'zd adlı risalesini Tuğrul Bey'e okun-
ve Nizamülmülk'ün vezirliği döneminden mak üzere Vezir Arnidülmülk el-Kündü-
itibaren Farsça kullanılmış, resmi yazış ri'ye takdim etmiştir. Vis ü Rô.min isim-
maların yanı sı ra birçok edebi eser de bu li manzum eserini 446 ( 1054-55) yılında
Selçuklu prensesini nedimeleriyle tasvir eden XII. yüzyılın
dilde yazılmıştır. XII. yüzyıl Farsça maka- ikinci yarısın a ait Kasan'da imal edilmiş seramik çanak (New Selçuklu Veziri Arnidülmülk ei-Kündüri adı
mat yazarı Hamidi okuyucunun ilgisine gö- York Metropolitan Museum) na kaleme alan Fahreddln-i Gürganl. ese-
re eserini Farsça kaleme aldığını kaydet- rinin giriş kısmında Tuğrul Bey' e bir met-
mekte, ömer b . Sehlan es-Savi de Sultan hiye yazmıştır. Vezir Nizamülmülk'ün dev-
Sencer'in isteğiyle yazdığı er-Risi'zletü's- rin alim, şair ve ediplerini himaye ettiği bi-
Sen ceriyye adlı eserin girişinde devlet linmektedir. Ali b. Hasan ei-Baharzl, Düm-
erkanı ve hassa kıta ları kumandanlarının yetü '1-]faşr adlı eserinde devrin tanınmış
aniayabilmesi için eserini Farsça telif et- şairlerinin Nizamülmülk için kaleme aldığı
tiğini söylemektedir. Arapça ise önceki dö- pek çok methiyeye yer vermiştir. Sultan
nemlere göre etkinliğini kaybetmekle bir- Sencer'in vasalı Harizmşah Atsız , Mu-
likte ilim. hukuk ve eğitim dili olarak ye- hammed b. ömer er-Raduyanl'nin Ter-
rini korumuştur. cümô.nü'l-belô.ga'sına ilgi duymuş ve
Büyük Selçuklu sultanlarının teşvik ve benzer eserlerin kaleme alınmasını teş
desteğiyle İran edebiyatının seçkin sima- vik etmiş, bütün bu gelişmeler, Selçuklu-
ları bu dönemde önemli eserler vermiştir. lar döneminde İran edebiyatında "sebk-i
Günümüzde İran edebiyatının önde gelen Selçuki" denilen yeni bir edebi tarzın or-
eserleri arasında yer alan birçok kitap Sel- taya çıkmasına vesile olmuştur.
374
SELÇUKLULAR
BİBLiYOGRAFYA : 124-125, 132; S. G. Agadzanov, Selğukiden und büyük Sünni mezhep olan Şafiilik daha çok
Eski Oğuzca Sözlük: Bahşayiş Lügati (haz. Turkmenien im 11.-12. Jahrhundert (tre. R. Hicaz ve Mısır' da yayılmakla birlikte son-
Fi kret Tu ra n) , istanbul 2001 , s. 105, 169; Nerşa Schletzer). Hamburg 1990, s. 27-57; Abdülkerim
raları Suriye ve Irak bölgelerinde de etkin
hi. Taril]-i Bul]ara ( n şr. Ch. Schefer), Amsterdam Özaydın , Sultan Muhammed Tapar Devri Selçuk-
lu Tarihi (498-511 / 1105-111 8), Ankara 1990, bir konuma gelmiştir. Şafiiler' in bu bölge-
1976, tür.yer.; Hakim en-Nisabüri, Tarib-i N1şa
tür.yer.; a.mlf., Sultan Berkyaruk Devri Selçuk- lerde Hanefiler'le beraber fetva ve öğretim
bur (tre. Muhammed b. Hüseyin Halife-i N işabO
ri, nşr. M. Rıza Şe f11 Kedkeni). Tahran 1375 h ş., s. lu Tarihi (485-498/1092-1104), istanbul 2001, işlerini paylaşmaya başlamaları Selçuklu-
221-222, 259; Muhammed b. Hüseyin ei-Beyhaki, tür.yer. ; G. M. Kurpalidis, Gosuderstvo Velikikh lar dönemine denk gelir. Fatımller'in açmış
Tari/] (n ş r. Ali Ekber Feyyaz). Meşhed 1375 h ş ., Seldjoukidov, Moskva 1992, tür.yer.; Jean-Mic-
olduğu Ezher Medresesi'nden yetişen Şii
s. 728-729; Nilsır-ı Hüsrev. Sefername (nşr. M. De- hel Mouton. Damas et sa Principaute sous les
Batıni dalierin çalışmalarına karşı Selçuk-
bir-i Siyaki). Tahran 1375 hş., tür.yer. ; Nizamül- Saljoukides et /es Bourides (468-549/1076-
1154), La Caire 1994, s. 15-17, 121-376; Os- lular, Nizarniye medreselerini inşa ettir-
mülk, Siyerü 'l-mülCik: Siyasetname (nşr. H. Dar-
ke). Tahran 1372 hş., s. 43, 139; Gazzali. Meka- man Turan . Selçuklular Tarihi ve Tü rk-islam mişlerdir. Şiilik propagandaları Hicaz ve
tib-i Farsi-yi dazzalf (nş r. Abbas ikbal) . Tahran Medeniyeti, istanbul 1996, tür.yer. ; Osman G. Öz- Suriye gibi halkı Arap olan bölgelerde yay-
1362 hş., s. 38-44 ; ibnü'I-Belhi. Farsname (n ş r. G. güdenli. Ortaçağ Türk-iran Tarihi Araştırmaları,
gın olduğu için Selçuklular, Arap topluluk-
le Strange- R. A. Nicholson). London 1921 , tür.yer.; istanbul 2006, tür.yer.; J. M. Smith, "1\ıranian
larının daha çok benimsediği Şafii mez-
Muhtari. Divan (n ş r. Rükneddin HümayOn Ferruh). Nomadism and Iranian Politics", Ir. S, Xl ( ı 978),
Tahran 1336 hş., s. 15-18, 115-121, 274-279, s. 57-81. hebi esaslarına göre eğitim yapan medre-
284, 290, 309; Muizzi, Divan ( nşr. Na s ır Heyyi ri). ~ ÜSMAN GAZ i ÖZGÜDENLİ selerin açılmasını sağlamışlardır. Böylece
Tahran 1362 hş., s. 211-213, 623, 630, 648; Se- Şii propagandalarının etkisiz hale getiril-
nal. Mekatib (n ş r. Nezir Ahmed). Tahran 1362 mesi amaçlanmıştır. İmamü'I-Haremeyn
hş . , s. 18-27, 61-69; Am'ak- ı Buhari. Divan (n ş r.
C) Dini, İlıni, Fikri ve Tasavvufi Hayat. ei-Cüveynl, Ebu İshak eş-Şirazl, Ebu Be-
Said -i Nefisl) , Tahran , ts. , s. 14-15, 188-189;
Nizilmi-i Arüzi. Çehar Makale ( n ş r. Mirza M.
Dini ve İlıni Hayat. Selçuklular, İslam dün- kir Muhammed b. Ahmed eş-Şaşl, İmam
Kazvini). Ley den 191 O, s. 43-44; Müntecebüd- yasının siyasi liderliğini ele aldıktan sonra Gazzall, İlkiya el-Herrasl ve Muhammed
din Bedf, 'Atebetü'l-ketebe (nşr. Muhammed Kaz- iç politikada Şii Fatımller, dış politikada Bi- b. Yahya en-Nisaburl gibi şahsiyetler bu
vini - Abbas ikbal). Tahran 1329 h ş. , s. 20 , 23- zanslılar' la mücadele etmeyi temel ilke ka- medreselerde müderrislik yapmıştır. En-
24, 29, 41, 56, 80-85; Hamidi ömer b. Mahmud dülüs'ten Maveraünnehir'e, Kafkaslar'dan
bul etmişlerdi. Şii Fatımller'e karşı Sünni-
ei-Belhi. Makamat-ı l;famidi ( n ş r. Rıza inzabi Ne-
iad). Tahran 1372 h ş . , s. 21-22; Beyhaki, Tari/] liğin hamisi olmuşlardı ve Sünnilik ülkenin Yemen'e kadar çeşitli bölgelerden gelen
(Behmenyar). s. 20, 273; Enveri, Divan (nşr. M. her yerinde gelişip yayılmıştı. Türkler'in öğrenciler Bağdat, Nlşabur, Merv, Herat
Taki Müderris-i Razavi). Tahran 1337-40 hş . , 1, büyük çoğunluğu gibi Selçuklu sultan ları ve İsfahan gibi şehirlerde nizamiyelerde
195-198, 200 -205; ll, 570, 610, 628, 727-728; da Sünniliğin Hanefi yorumunu tercih et- okuyarak memleketlerine dönmüş ve Sün-
Zahirüddin-i Nisabüri. Selcukname (nşr. A. H. Mor-
mişler ve bu konuda son derece titiz dav- nilik üzerinde ortak bir kültürün gelişme
ton). Warminster 2004, s. 46; Hakani-i Şirvanı. Di-
van (nşr. Ci hangir MansOr) . Tahran 1375 hş . , s. ranmışlardır. Mezheplerine olan bağlılık sine hizmet etmiştir. Hanbeli mezhebi ise
105-107, 162, 179-180,242-244,306-307, 646; ları 1OSS'te Bağdat'a geldiklerinde kadıl gerek arkasında siyasi desteğin olmaması
Ravendi. Ra/:ıatü's-sudCir(n ş r. Muhammed ikbal). kudat tayininde de kendini göstermiş, ve- gerekse Hanbelller'in kendi mezhep anla-
Tahran 1364 h ş., s. 39, 157; Yaküt, Mu'cemü 'l- fat eden Şafii alimi İbn MakOla'nın yerine yışları yüzünden fazla yayılma imkanı bu-
büldan ( n ş r. F. Wüstenfeld), Leipzig 1867 --> (ed.
Hanefi alimi Ebu Abdullah ed-Dameganl lamamıştır. Daha çok Bağdat ve çevresin-
Fuat Sezgi n), Frankfurt 1994, 111/1 , s. 231 ; IV/ 1,
s. 509 -510, 858; Avfi, Lübtıb, 1, 34; ibnü'I-Es'ir, kadılkudatlığa getirilmiştir. Otuz yıl boyun- de görülen Hanbeli mezhebinin Selçuklu-
el-Kamil (tre. Abdü lkerim Özaydın ). istanbul1987, ca bu görevi yürüten Dameganl ile Hane- lar dönemindeki en büyük temsilcisi Ebu
X, 154, 174; Bündari, Zübdetü 'n-Nusra (Burslan). filik önemli bir gelişme göstermiş, ülke- Ya'la el-Ferra, Suriye ve Harran'daki diğer
tür.yer.; Müstevfı. Nüzhetü'l-ku/Cib (Strange). s. nin değişik yerlerine tayin edilen Hanefi önemli temsilcisi sufi müellif Hace Ab-
27; Devletşah. Te?k iretü 'ş-ş u'ara' (nşr. Muham- dullah-ı Herevl'dir. Maliki mezhebi de Sel-
kadıları mezheplerinin yayılması için çalış
med Ramazan!). Tahran 1366 hş., s. 26, 58 -60;
mışlardır. Melikşah'ın son dönemlerine ka- çuklular'ın hakim olduğu Irak, Bağdat ve
ibrahim Kafesoğ l u, Sultan Melikşah Devrinde
Büyük Selçuklu imparatorluğu, istanbul 1953, dar hilafet merkezi Bağdat'ta Hanefi bir Suriye'de mensupları az olmakla beraber
s. 164; a.mlf.. "Selçuklular" , iA, X, 353-416; H. kadılkudatın bulunması bu konuda Selçuk- varlığını sürdürmüştür. Ebü'l-Fazl Muham-
Horst. Die Staatsverwaltung der Grosselğüqen med b . Abdullah el-Malik! ve Ebu Ya'Ia
lular'ın etkinliğini göstermektedir. TUğrul
undHorazrrıSahs (1038-1231), Wiesbaden 1964,
Bey'in Nlşabur'da inşa ettirdiği medrese- Ahmed b. Muhammed el-Abdi dönemin
s. 126-127, 164-165, 167; R. W. Bulliet, Th e Pat-
ridans of Nishapur, Cambridge 1972, s. 7-18, den sonra Sultan Alparslan, Bağdat'ta Ebu önemli Maliki alimleridir. Bu dört Sünni
249-255; R. Mottahedeh, "Administration in Bu- Hanife'nin kabrinin yanında Hanefiler için mezhebin yanında Evzai ve Zahiri mez-
y id Qazvin", Islamic Civilisation: 950-1150 (ed . bir medrese yaptırmıştır. Bu medresede hepleri de varlıklarını kısmen devam et-
D. S. Richards). Oxford 1973, s. 33-45; A. K. S. tirmiştir.
ilk dersi Hanefiler'in önemli şahsiyetlerin
Lambton, "Aspects of Saljuq-Ghuzz Settlement
in Persia", a.e., s. 105-125; a.mlf.. "The Internal den Ebu Tahir İlyas ed-Deyleml vermiş, Selçuklular döneminde açılan medrese-
Structure of Saljuq Ernpire", CH/r., V, 203-282; Ebu Tali b Hüseyin ez-Zeynebl de elli yıl bo- lerde dini ilimierin yanı sıra edebiyat, riya-
a.mlf. , "Atabetü'l-Ketebeye Göre Sancar impa- yunca müderrislik yapmıştır. Hanefi mez- ziye, astronomi ve felsefe okutulmuş. Ebu
ratorluğunun Yönetimi" (t re. N. Kaymaz). TTK hebinin asıl yayılma sahası Belh, Rey, Bu- İshak eş-Şirazl, Cüveynl, Gazzall ve Fah-
Belleten, XXXVII/147 ( ı 973). s. 365-394; Meh-
hara, Semerkant, İsbicab ve Nlşabur gibi reddin er-Razi gibi din alimleri yanında di-
met Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı, istan-
bul 1976, tür.yer.; a.mlf., Büyük Selçuklu impa- Horasan ve Maveraünnehir'in önemli şe ğer ilimlerde de SÖZ sahibi alimler yetiş
ratorluğu Tarihi, Ankara 1979-92, 1, tür.yer. ; lll, hirleridir. Selçuklular döneminde Ebu Nasr miştir. Bu dönem edebiyat sahasında bü-
348, 364-365; V, tür.yer.; a.mlf .. "Selçuklu Devri Ahmed b. Mansur el-İsbicabl, Ebü'l-Usr el- yük şahsiyetterin yetiştiği çağ olmuştur.
Kay naklanna Dair Araştırmalar II: Risale-i Sen- Pezdevl. Ebu Bekir Haherzade ve Şemsü TUğrul Bey'in divanında görev alan Ali b.
ceriyye", DDI. , 1/ 3 (ı 969). s. 15-55; M. Kretsch-
Ieimme es-Serahsl gibi önemli alimler bu Hasan ei-Baharzl. Alparslan ve Melikşah'a
mar, Pferd und Reiter im Orient: Untersuchun-
gen zur Reiterkultur Vorderasiens in der Sel- bölgelerden yetişmiştir. Irak bölgesi de hizmet eden TUğral gibi edipler bunlar
dschukenzeit, Hildesheim-New York 1980, s. Hanefiliğin yayıldığı alan olmuştur. İkinci arasında sayılabilir. Hatlb et-Tebriz! ve
375