Professional Documents
Culture Documents
Hafız PDF
Hafız PDF
Hafız PDF
Türkler Arapça, Farsça ve Türkçeyi bir bütün olarak görmüşler, geniş bir
HAFIZ DİVAN’I ÜZERİNDE YENİ BİR ÇEVİRİ ÇALIŞMASI coğrafyanın kültür dili olarak bu üç dile elsine-i selâse demişlerdir.
HAFIZ’IN ŞİİRLERİNİN FARSÇA ÖĞRETİMİNE KATKISI
ÜZERİNE DENEMELER Hafız Divanı Türkiye’de Mesnevi ve Gülistan’dan sonra en çok okutulan
Farsça eserdir. Burada hem Farsça öğretilmesi hem de şiir estetiği üzerinde
durulmuştur.
Öte yandan on beşinci yüzyıldan itibaren Şeyhî, Ahmet Paşa, Fuzuli,
Mehmet KANAR
Bakî, Nef’î, Nedim, Şeyh Galib, Yahya Kemal gibi bir çok Türk şairi Hafız’ın
Özet şiirlerini kendilerine örnek almışlar, onun gazellerine nazireler yazmışlardır.
Hafız Divan’ı Üzerinde Yeni Bir Çeviri Çalışması Hafız’ın Şiirlerinin Hafız Divanı İngilizce, Fransızca, Almanca, Latince gibi Batı dillerine on
Farsça Öğretimine Katkısı Üzerine Denemeler başlıklı bu tebliğimde yedinci yüzyıldan itibaren çevirilmeye başlanmıştır. Mütercimler arasında von
Hafız Divan’ı ve Türkçe çevirileri ile ilgili kısaca bilgi verdikten sonra Hammer, Meninski, Sir William Jones gibi doğubilimciler ve dilbilimciler de
divandan 2, 3, 4, 10, 26, 169, 231, 255, 256, 316, 321 numaralı gazeller
vardır.
olmak üzere toplam on bir gazelin çevirisine yer verdim. Gazellerin
başında gazel numarası, hangi vezinle yazıldığı gösterilmiş, Farsça metin Bu arada batı dillerine antoloji halinde de çeviriler yapılmıştır.
çeviri yazı yöntemiyle verildikten sonra çevirilere geçilmiştir.
On altıncı yüzyıldan itibaren Hafız Divanına Türkçe şerhler yazılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Hafız, Divan, Çeviri, Gazel, Şiir.
Bunların arasında Surûrî, Şem’î, Mehmed Vehbî ve Bosnalı Sûdî’nin adını
belirtmek gerekir. Hafız Divanına yazılan şerhlerin içinde mükemmel olan şerh
Summary Sûdî şerhidir.
In my notice which is titled The New Translation Study on The Hafez
Dıvan, the Essays on the Contributions of Hafez’s poems to Persian Hafız Divanının Türkçeye son çevirisi bundan hemen hemen kırk küsur
Teaching, a brief information was given about Hafez Dıvan and its yıl önce Prof. Abdülbaki Gölpınarlı tarafından gerçekleştirilmiştir. Gölpınarlı
Turkish translations and eleven ghazals (2, 3, 4, 10, 26, 169, 231, 255, 1306 hicri şemside Tahran’da basılan Abdurrahim Halhâlî nüshasından,
256, 316, 321) were translated into Turkish. In the beginnings of the Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya koleksiyonu 3945 numarada kayıtlı el
ghazals; the number of the ghazals and their measure and the translation yazması nüsha ile kendi kütüphanesinde bulunan üç eski yazmadan
method of Persian text were given.
yararlanmıştır. Bunlar arasında Ayasofya nüshasını esas almış ve Halhâlî
Key Words: Hafez, Dıvan, Translation, Ghazal, Poem nüshasıyla karşılaştırarak çeviri işlemini yürütmüştür. Çevirinin başına
Muhammed Gülendam’ın Hafız Divanına yazdığı mukaddimenin çevirisini de
eklemiştir. Çevirisinde her gazelin matla beytini Türkçe harflerle nakletmiştir.
Yirminci yüzyılın başlarına kadar Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye’de
bütün medreselerde, devlet okullarında, yüksek okullarda Arapça’nın yanı sıra Gölpınarlı mensur çeviri yapmayı tercih etmiş, ayrıca kitabın sonuna
Farsça da zorunlu dil olarak verilmiştir. açılama ve dizin eklemiştir.
Bendeniz Hafız Divanının günümüz nesli tarafından daha iyi anlaşılması
amacıyla yeni bir çevirinin yapılması gerektiğine inandığımdan, bundan beş altı
Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi, Yeditepe Üniversitesi Misafir Öğretim Üyesi
yıl önce Hafız Divanını çevirmeye karar verdim. Allâme Muhammed-i Kazvînî
(profkanar@gmail.com) ve Dr. Kasım Gani tarafından edisyon kritiği yapılan ve nestalik hat ile basılan
matbu nüsha üzerinden çeviriye başladım. İlkin nesren tercüme yolunu tuttum
HAFIZ DİVAN’I ÜZERİNDE YENİ BİR ÇALIŞMASI 135 136 Mehmet KANAR
ve yaklaşık olarak iki yüz gazeli nesren çevirdim, ama daha sonra serbest şiir Bu tebliğimde 2, 3, 4, 10, 26, 169, 231, 255, 256, 316, 321 numaralı
tarzında da olsa manzum çeviriye devam ettim. Tüm Divan’ın çevirisi gazeller olmak üzere toplam on bir gazelin çevirisine yer verdim. Gazellerin
tamamlanmıştır. Ayrıca, çevirdiğim şiirlerin Gölpınarlı çevirisiyle başında gazel numarası, hangi vezinle yazıldığı gösterilmiş, Farsça metin
karşılaştırılması için bir karşılaştırma listesi de verdim.. Bu listeyi vermekten çeviriyazı yöntemiyle verildikten sonra çevirilere geçilmiştir.
maksadım, Gölpınarlı’nın nüshaları ile benim üzerinde çalıştığım nüsha
arasında büyük farklılıklar olmasıdır.
ز ن ی ء د ان ء ء
Şu hususu da belirtmeliyim ki henüz elimizde Hafız Divanının doğru ve
mükemmel bir matbu nüshası yoktur. آ زش ز ن ر ر ا و
Öte yandan yaptığım çeviriler hazırladığım ve yayın aşamasında olan
büyük Farsça-Türkçe Sözlük ile geçen yıl yayımlanan iki ciltlik Osmanlı
Türkçesi sözlüğüne de şahid beyit malzemesi oldu. Osmanlı Türkçesi وهء و ارس دو ء در ن اوا و در دو
sözlüğünde, Türk şairlerinden örnek verirken bunu Hafız, Hayyam, Mevlana . ها وری ر ء ر ان ز ن ز ن ر،
gibi şairlerden örnek beyitler sunarak sözlük kullanana karşılaştırma imkânını
sağlamak istedim. Bazı maddelerde Necati Bey, Hilalî, Bâkî, Nef’î, Fuzulî gibi ی ان ز ن ده و ه ر و و ر ی ز ن ک
Türk şairlerinin beyitlerinin yanısıra Hafız’ın beyitlerini, Hayyam’ın . ها ء ز ن را ا ا ا یو
teranelerini görebilirsiniz. Farsça örneklerde önce Farsça metnin okunuşunu,
sonra Türkçe çevirisini ve son olarak Fars alfabesiyle orijinal metni görmek نآ ر ر ی در ن یو ی ی از ا یا د ان
mümkündür. Burada hem Farsça öğrenilmesine yardımcı olmak istedim hem . ده ا م را ا از در ء
Fars şiirinin estetik yapısı, musikî dokusu hakkında fikir sahibi olunsun dedim.
Eylül ayında yayımlanan Çözümlü Farsça Metinler (Say Yayınları, İstanbul, دان را ء ا و ر ظ ر از د ان
Eylül 2010) adlı kitabımın şiir bölümünde yukarıda anlattığım esas . ها اد ارس و
doğrultusunda Hafız’ın altı gazeline yer verdim.
، ا، ای ک ز ن ف دی ا د از ن ید از
Bunlar
د ار داده ا و را ر لا ِ و ، ، ، ،
Eger an turk-i şîrâzî be dest âred dil-i mâ râ
. ا آن ِ ری
Dûş ez mescid sûy-i meyhâne âmed pîr-i mâ
و وآ و ا ا ی ز ء د ان ی وع
Çu bişnevî sohen-i ehl-i dil, megû ki hetâst
.رود دی ن
Zulf âşufte vu hey kerde vu handân leb u mest
رو ن نوز ن ور د از ن د ان ن در
Benâl bulbul eger bâ menet ser-i yârîst
.د د رو م و
Pîrâneserem aşk-i cevânî be ser uftâd
. ها ی ارو در ز ر از ا ن
mısralarıyla başlayan gazellerdir.
. ها د ان ح ی دی د آ ز ن
HAFIZ DİVAN’I ÜZERİNDE YENİ BİR ÇALIŞMASI 137 138 Mehmet KANAR
دیء و و و وری و از ر ن د ان ن در ء و ر ل ی ز دی وت ا رم ا ء از
ی م د. . ن را ء و
. ا د ان دی ح وح ا و در از د ان و ء در ء ز زم ن ص را ا
ل ا ر ف و از ل وا ء د ان ء آ ار . در د
در ی ل 1306 ا ء ء از ر ل ر و ده دم. ،ا ا رت از دو ء و پا ز
ل در ا وا ء در آ ء ء ه ،از ر ان م و ا از ان ک ا د از ا در
ده ده دش د ا ء در ی د ء و ا ره 3945 ار د . ن ا س در د ن ا دم و آرزو دا ی و
. ا
ای ا ت وه ا اد از در
ء ء د ار داده و ء ا را ءآ ا در . م را ی و ا از د ان ا و ، ، ، ا
. ده ا
ا آن و ا ء ، ی ا ر ز او ً ر ا در
. ی داده ا را د ان ا ام ء ء ب در آ ز . آ ها ی ر ا ا ا
. داده ا وف را ل ء از ا ه و ده آ زش ر ا ازه ای د رم ا ر در ا
ب آ در ا وه ده ، ا را د ان ر ل . ه ء آن و ر ء ر در رهء
. ها وا ددا در ا ، در آ از ه .... ن ر ب در
را ر ا د م ا د ان ی ء ن ور دارم ه ا ی دادم. را ل از د ان ذ شر
ز ن را د ان ل ، و ا وزه رت ا از ل ا
دا .
از /10 /4 /3 /2 ر ل رهء را آوردم ل زده در ا
و ود و ء از روی 321 /316/ /256 /231 /169 /26
دم. وع ه، ر
ل ر ی وف ا ه، ره و وزن آن داده ل در
و ا دم .و ل را ود دو و ری را ء ا ا راه .. آزاد آ ه ا م ء از آن . ها
م د ان ء م .ا وز ر م ء راه آزاد ز
. ها ا مر ز ن
Zi rûy-i dûst dil-i doşmenân çi deryâbed? Salahın, takvanın ne ilgisi var rintlik ile?
Çerâg-i morde kocâ, şem’-i âftâb kocâ? Vaaz dinlemek nerede,
rebap nağmesini dinlemek nerede!
Çu kuhl-i bîniş-i mâ hâk-i âstân-i şomâst
Kocâ revîm? Befermâ ezin cenâb, kocâ?
Ne anlar düşmanlar dost yüzünden?
Ölgün kandil nerde?
Mebîn be sîb-i zenehdân ki çâh der râhest
Parlak güneş hani?
Kocâ hemîrevî, ey dil bedin şitâb, kocâ?
Şirazlı o dilber verse gönlümün muradını hani, Söz dinle canım benim;
Yanağındaki hint benine Candan çok sever mesut gençler
bağışlarım Semerkant'ı, bilge pîre kulak vermeyi.
hem Buhara'yı.
Çalgıcıdan, meyden dem vur,
Saki; ver şu ölümsüzlük şarabını. Arayıp durma feleğin sırrını.
Bulamazsın Cennette zira Hikmetle çözen çıkmadı;
Rüknâbâd ile Gülgeşt-i Musallâ kenarını. çıkmayacak zira bu muammayı.
Dûş ez mescid sûy-i meyhâne âmed pîr-i mâ Biz yüzümüzü kıbleye nasıl çeviririz?
Çîst yârân-i tarîkat ba’d ez in tedbîr-i mâ? Yüzünü meyhaneye çevirmiş zira pîrimiz.
Mâ murîdân rûy sûy-i kıble çun ârim? Çun Biz de yurt tutalım bu yolun meyhanesinde.
Rûy sûy-i hâne-i hammâr dâred pîr-i mâ Yazgımız böyle yazılmış zira ezelde.
Nergiseş arbedecûy u lebeş efsûskunân Nergis gibi mahmur gözleri kavga arıyor sanki.
Nîmşeb-i dûş be bâlîn-i men âmed, benişest Dudakları hayıflanmakta.
İşte dün gece bu halde iken baş ucuma gelip oturdu.
Âşıkî râ ki çonin bâde-i şebgîr dehend Âşığa böyle gece şarabı verilir de olmazsa bâde düşkünü,
Kâfir-i aşk buved, ger neşeved bâdeperest. olur çıkar bir gün aşk kâfiri!
Ki nedâdend coz in tuhfe be mâ rûz-i elest Tortulu şarap içenleri eleştirip durma.
Elest günü bize bundan başka armağan vermediler zira.
Şehriyârân bûd u hâk-i mihribânân an diyâr Dostluğun da bir hakkı hukuku var, diyen yok.
Mihribânî key ser âmed? Şehriyârân râ çi şud? Hakbilirlere ne hal geldi?
Dostlara ne oldu?
Gûy-i tovfîk u kerâmet der miyân efkende’end
Kes be meydân der nemî âyed, sevârân râ çi şud? Mürüvvet madeninden lâl çıkmaz yıllardır.
Güneşin parıltısına, rüzgârın, yağmurun çabasına ne oldu?
Sad hezârân gul şikuft u bang-i morgî ber nehâst
Andelîbân râ çi pîş âmed? Hezârân râ çi şud? Sevgililer toprağıydı buraları; şehriyarlar vardı.
Sevgi ne zaman tükendi?
Şehriyarlara ne oldu?
HAFIZ DİVAN’I ÜZERİNDE YENİ BİR ÇALIŞMASI 153 154 Mehmet KANAR
GAZEL 231
Yiğitlik ile başarı topunu atmışlar meydana;
kimsenin çıktığı yok ortaya. Vezin: Mef’ûlü Fâilâtün Mef’ûlü Fâilâtün
Poloculara ne oldu?
Goftem: Gam-i tu dârem. Goftâ: Gamet ser âyed
Goftem ki: Mâh-i men şov. Goftâ: Eger ber âyed
Gerçi menzil bes hatarnâk est u maksad bes ba’îd Deve dikenleri yaksa da canını, üzülme.
Hîç râhî nîst kanrâ nîst pâyân, gam mehor
Konak yeri tehlikeli, varış yeri çok mu uzak
Sonu gelmeyecek bir yol yoktur; üzülme.
Hâl-i mâ der firkat-i cânân u ibrâm-i rakîb
Cumle mîdâned hodâ-yi hâlgerdân, gam mehor
Canandan ayrılık, rakibimin sıkıştırması; halim bu
Biliyor hepsini halden hale sokan Tanrı; üzülme.
Hâfizâ der konc-i fakr u halvet-i şebhâ-yi târ
Tâ buved virdet duâ vu ders-i Kur’ân, gam mehor Hafızım, fakirlik köşesinde, kara gecelerin halvetinde
Virdin dua ile Kur’ân dersiyse, üzülme.
Kaybolan Yusuf döner gelir Kenan’a, üzülme
Hüzünler kulübesi döner bir gülistana, üzülme
GAZEL 316
Düşünüyorum da mey içmeyim, etmeyim taksir
Vezin: Fâilâtün Feilâtün Feilâtün Fa’lün
Tabii ki tedbirime uygun düşerse takdir
An zemân ki fitne-i çeşmet be men resîd Elimde kadeh, dostlarımın istediği gibi oldum
Îmen zi şerr-i fitne-i âhirzemân şodem
Gözlerinin fitnesi beni darmadağın ettiğinde
Ahir zamanın fitnesinden güvencede oldum
Men pîr-i sâl u mâh niyem, yâr bîvefâst
Ber men çu omr mîgozered, pîr ez an şodem
İhtiyarlatmadı beni aylar, yıllar; yârde vefa yok
Ömrüm geçiyor ömrüm! Bu yüzden ihtiyar oldum
Dûşem nevîd dâd inâyet ki Hâfizâ
Bâz â ki men be afv-i gunâhet zimân şodem Tanrı inayeti müjde verdi dün gece: Gel Hafız!
Ben senin günahlarının affına kefil oldum.
İhtiyar, gönlü yaralı, güçsüz biri oldum ama
Yüzünü andığım anda genç oldum