Professional Documents
Culture Documents
Mac T G Kberk' N Felsefe Anlayi I (#15509) - 14492
Mac T G Kberk' N Felsefe Anlayi I (#15509) - 14492
Ayhan BIÇAK
ÖZET
ABSTRACT
1
Gökberk, M., "Türkiye'de Felsefe Dilinin Gelişmesi", Değişen Dünya Değişen Dil, Yapı Kredi Yayınları,
İslanbııl 1997/11. s. 122.
2
Gökberk, M., "Macit Gökberk'le Söyleşi 2", Felsefecilerle Söyleşiler, yay. lıaz, Arslan Kaynardağ, Elif
Yayınlan, İstanbul. (Kilapta baskı larihi yoklur). s. 19.
3
A.g.e., 26- 27
4
Baluhan, H.; "Macit Gökberk: Kani ve Herder'in Tarih Anlayışları". Felsefe Arkivi, Cilt 2, Sayı 3, 1949,
s, 128-135.
5
Hızır, N., "Macil Gökberk, Felsefe Tarihi". Bellelen, X X V I , sayı 101, 1962,5.207-211.
3
1- D ü ş ü n c e l e r i
1.1-Felsefe A n l a y ı ş ı
6
Kongar, E . , "Macil Gökberk Üzerine", Demokrasi ve Kiiiliir, Remzi Kiıabevı, İslanbul, 2007, s. 211-221,
7
Gökberk, M., "Leibniz'in Alman Dili Üzerine Görüşleri", Değişen Dünya Değişen Dil, Yapı Kredi
Yayınları, İslanbul, 1997/7, s. 82.
4
Gökberk, M., Kaıtl ve Merder'in Tarih Anlcyışlaıı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1997/a„ s 55
M. Gökberk, parantez içinde Dillhey adını yazarak, bu görüşün Dillhey'a ait olduğu izlenimini vermiştir.
Dillhey' a ilişkin kaynak bildirmemiştir
Gökberk, M , Karıl ve Herder T» Tarih Anlayışları, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1948, s,10.
Gökberk, M., "Balı Anadolu'nun Yetiştirdiği Filozoflar", Felsefe Arkivi Cilt V , sayı 1, 1960, s.75.
Gökberk 1960 a.g.e.,s. 76.
5
13
insanoğlu hürlüğe u l a ş m ı ş t ı r . Tbales'in yaptığı işte önemli olan, bu sonuca
birey olarak varmasıdır, yoksa b u l d u ğ u şeyin doğru ya da yanlış olması önemli
d e ğ i l " . Ana maddeyi, arkhenm ne olduğunu araştırmak, varlığın tabiatım
yapısını araştırmak demektir. D e ğ i ş m e ve oluşun dayandığı Lİkeyi keşfetme
15
çabası felsefenin temelinde yer a l m a k t a d ı r . Asıl gerçek nedir? G e r ç e k insan
nedir ve ne olmalıdır? sorulan Yunan felsefesinin ağırlık merkezini
16
o l u ş t u r m u ş t u r . G ö k b e r k , felsefenin ortaya çıkışım, bir tutum farklılığı olarak
görmektedir. M i t i k yapının terk edilmesi ve insan, dünyadaki yerini akliyiz
temellendiımesi felsefenin k ö k e n i olarak görülmektedir. A y n c a felsefenin
varlık, ana madde, köken sorunlanyla ilgilendiği belirtilmiştir.
13
Gökberk 1960, a.g.e., s. 77.
11
Gökberk l%0, a.g.e., s. 78
15
Gökberk 1960,a.g.y.
16
Gökberk 1960, a.g.e., s. 79
17
Gökberk, M., Felsefenin Evrimi, Milli Eğilim Yayınları, İstanbul, 1979, s. 1.
l e
Gökberk I979,a.g.y.
19
Gökberk 1979, a.g.y.
6
2 0
Gökberk, M., "Macil Gükberk'le Konuşma: Felsefe ve Kültür Sorunları", Yazko Felsefe Yazılan, 1.
Kilap. Yay.haz., Selahatlirı Hilav, 1982, s. 21-22.
31
Gökberk 1982, a.g.e-, s. 22-23
1 1
Gökberk, M-^Macil Gökberk'le Söyleşi I", Macit Gökberk Armağam, Yazı Kurulu, Bedia Akarsu ve
Tahsin Yücel. Türk Dil Kurumu Yayınlan, Ankara 1983/1, s. 12.
2 3
Gökberk 1982, a.g.e,, s. 30
1 1
Gökberk 1982, a.g.e., s, 21.
2 S
Gökberk 1982, a.g.e., s. 22.
7
M
Gökberkl983/1,a.g.e,,s.10.
2 7
Gökberk 1983/1, a.g.y.
2 !
Gökberk 1983/1, a.g.e., s. 10-11,
2 9
Gökberk 1983/1, a.g.e., s. 11.
3 0
Gökberk 19B3/1, a.g.y.
3
' Gökberk 1960, a.g.e., s. 77.
" Gökberk 1960, a.g.e,, s.77-78.
3 3
Gökberkl983/l,a.g.e.,s.6,
8
1.2-Aydınlanma
34
Gökberk 1983/1, a.g.e., s.6-7,
15
G ö k b e r k l 9 9 7 / I 1 , a . g . e . s . 126-127.
s
16
Gökberk 1983/1, a.g.e., s.12-14.
17
Gökberk 1982, a.g.e., s.24.
38
Gökberk, M., "Tarih Bilinci". Değişen Dünya Değişen Dil, Yapı Kredi Yayınlan, Islanbul, 1997/4, s. 52¬
53.
39
Gökberk, M„ Felsefe Talihi. Bilgi Yayınevi, Islanbul, 1974. s. 12.
41)
Gökberkl983/I,a.g.e.,s.7.
9
1
alan bir din, ahlâk idesi ve rasyonel bir kültür anlayışı doğmuştur ". B u süreç
boyunca ortaya çıkan nitelikler aydınlanma çağını oluşturmuştur. Ortaya çıkan
yeni şey, doğayı ve insan dünyasını akıl yoluyla aydınlatıp kavramaktır. Sonraki
42
süreçte, akim gücü, büyü ve din dünyasının çözülmesine sebep o l m u ş t u r .
G ö k b e r k ' e göre a y d ı n l a n m a , d ü ş ü n m e ve değerlendirmenin geleneklere bağlı
olmaktan kurtulup insanın kendi aklı ile, kendisinin y a p m ı ş olduğu denemeler
43
ve gözlemler ile hayatını aydınlatmaya grrişmesidir . A k i m yol göstericiliği,
44
din ve geleneği aklın eleştirel süzgecinden geçirmek anlamına gelir .
A y d ı n l a n m a n ı n getirdiği bilgi demokrasisi, kültür değerlerinin herkese ulaşması
45
gerektiği ilkesi, ulusal dillerin kültür dili olmalarım da zorunlu kılmıştır .
J l
Gökberk1948,a.g.e.,s.13-M.
" Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 52-53.
" Gökberk 1948, a.g.e., s. 11.
4 4
Gökberk, M; "Tarihsel Arkaplanı Bakımından Cumhuriyet Döneminde Bilim Dili ". Değişen Dünya
Değişen Dil. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1997/12 S. 140
4 5
Gökberk 1997/12, a.g.e., s. 141.
4 6
Gökberk, M., "Felsefe Bakımından Dil". Değmen Dünya Değişen Dil, Yapı Kredi Yayınları, Islanbul
1997/6, s. 79.
4 7
Gökberk 1948, a.g.e., s. 35.
4 e
Gökberk 1948, a.g.e., s. 16.
•" Gökberk 1948, a.g.e., s. 17.
J 0
Gökberk 1948, a.g.e., s. 26.
5 1
Gökberk l9S2,a. .e., s. 21.
E
10
Tanrı yerine, insan (akı) ölçü olarak kabul edilmiştir. İnsanın ölçü kabul
edilmesi göreceli yaklaşımların artmasına neden olmuştur, 2- İnsan ve kültür
sorunları düşüncenin başlıca konusu olmuştur. 3- Metafizik düşünceler ü r e t m e k
yerine, duyumlar ve deneye dayanan düşünceler hakim olmaya başlamıştır. 4-
T o p l u m h a y a t ı m belirleyen, devlet, din ve toplum gibi kavramlar, soru konusu
yapılmış ve kökenlerinin araştırılması felsefenin başlıca konulan arasında
s a y ı l m ı ş t a . 5- Teorik tartışmalar toplumun geniş bir kesimi tarafından takip
edilmeye b a ş l a n m ı ş , buna bağlı olarak toplumsal bilinç artmıştır. 6- Edebiyat
yeni gelişmeleri konulan arasına katarak, yeni yaklaşımların toplumun b ü y ü k
5 2
bir kısmı tarafından öğrenilmesine yardımcı o l m u ş t u r
s
* Gökberk 1997/3, a.g.e., s. 45.
<° Gökberk 1997/3, a.g.y.
*' Gökberk 1997/3, a.g.y.
< 2
Gökberk 1997/3, a.g.e., s. 45-46.
a
Gökberk 1997/3, a.g.e., s. 46.
ı2
64
değil, putlaştırılmasma karşı olduğunu belirtse de , A y d ı n l a n m a çerçevesiyle
uyumlu olanları kastettiği izlenimi vermektedir.
1.3- T e k n i k
w
Gökberk 1997/3, a.g.y.
M
Gökberk, M., "Millel Oluş Yolunda Dil Davası", Değimi, Dünya Değişen Dil, Yapı Kredi Yayınlan,
İstanbul, 1997/8, s. 106-107.
M
Gökberk 1997/12, a.g.e., s. 139.
6 7
Gökberk 1997/12, a.g.y.
M
Gökberk 1997/8, a.g.e., s. 105-106.
6 9
Gökberk 1997/8, a.g.y.
7 0
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 53.
7 1
Gökberk, M., "Teknik Üzerine Düşünceler", Değişen Dünya Değişen Dil. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul,
1997/2, s. 31.
7 2
Gökberk 1997/2, a.g.e., s. 32.
7 3
Gökberk 1997/2, a.g.e., s. 33.
7 1
Gökberk 1997/2, a,g.e.,s. 36-37.
7 i
Gökberk 1997/2, a.g.e., s. 8.
13
1.4- T a r i h S o r u n u
"Tarih b i h n c ı " n i ölçü alarak dört anlayışı analiz etmiştir: 1- "Tarih bir
yinelenmedir" yargısı, tarihi olayların tekrar ettiğine iddiasına dayanır. Bu yargı
91
yanlıştır, tarihi olaylar b i r i c i k t i r . 2- " G ü n ü n birinde tarih yazacak bunu". İlgili
konuyu önemli bulmak ve tarihçilerin bununla ilgileneceği düşüncesine
92
dayanır. Tarihi olayları yeniden kuran tarihçinin kendi öznel yaklaşımının
s s
Gökberk 1997/8, a.g.e., s. 105.
"*Gökberk 1997/S, a g.c.s. 107-108.
17
Gökberk (997/8, a.g.e., s. 108-109.
! a
Gökberk 1997/4, a.g.e , s. 47.
" Gökberk 1997/4, a.g.y.
™ Gökberk] 997/4, a.g.e., s. 47.
" Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 47-48.
9 2
Gökberk 1997/4,a.g.e.,s.48.
15
G ö k b e r k ' e göre, tarih bilincinin göreli de olsa, bir değeri ve yararı vardır.
İlkin, tarih bilgisi bize t ü m insanlığın ya da bir toplumun y a ş a m ö y k ü s ü n ü anlatır
ve insanlığın olanaklann öğretir. B i r ulusun olumlu olumsuz yanlarını, zaman
içindeki serüvenini tanırız. Bu bilgiler de bizi özgür yapar. Birtakım inançlann,
görüşlerin, değerlerin ve kurumlann tarihin belli bir d ö n e m i n d e , belli koşullar
içinde oluştuklarım, dolayısıyla ancak bu beli bir d ö n e m için, bu ortam için
100
geçerli olabileceklerini kavramakla geçmişin tutsağı olmaktan kurtuluruz.
M
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 50.
w
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 50-51.
w
Gökberk 1997/4. a.g.e., s. 51-52.
,fi
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 52.
" Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 52-53.
5 !
Gökbeık 1997/4, a.g.e., s. 54.
w
Gûkberkl997/4,a.g.e.,s.55,
, m
Gökberk 1997/4, a.g.y.
16
sürekli olarak yineleyen toplumlarda bir tarih bilinci yok. Dolayısıyla bizde de
tarih bilinci ancak Tanzimat'tan bu yana oluşmaya başlamıştır, denebilir. Ondan
önce de tarih var, ama bütün bir topluma yaygın bir bilinç olarak değil de,
yöneticiler için bir çeşit not; vakanüvislerin günlük olup biteni bir yere yazması
şeklinde. Ama tarih bilinci deyince, en azından bir aydın tabakasını ilgilendiren,
ona yaygın bir bilinç anlaşılıyorsa, bunun Tanzimat'la başladığı söylenebilir. B u
bilinç, Cumhuriyetle büsbütün hızlanıp, yoğunlaşmıştır. Bunun nedeni,
Cumhuriyet'in uluslaşma sürecini tıızlandırmasıdır. Uluslaşma demek, bir
toplumun tarihselliği demektir; tarih içindeki serüvenin sonu olan, ürün olan bir
bu-eyselliğe ulaşması demektir. Dolayısıyla her ulus bu bireyselliğini kuran
yapıcı, kurucu öğeleri arar, bunu da tarih gösterir, yani kendisinin nasıl
oluştuğunu gösterir kendisine. Bundan ötürü, her uluslaşmada, ulusun
10
bireyselliğinin bilinci demek olan tarih bilinci de doğar ". Ona göre tarihçilik,
Türk tarihinin, dünya tarihi içindeki yerinin iyice belirlenmesi, insanlığa
kazandırdığımız değerler varsa, bunların belirtilmesi ve özellikle de üzerinde
yaşadığımız toprakların k ü l t ü r ü m ü z e bir etkisi olup olmadığının, yani kendimizi
bu toprakların tarihsel katlarına bağlayıp bağlayamayacağımızı göstermesi
107
gerekir .
106
Gökberk 1982, a.g.e.,5.28.
Gökberk 1982, a g.y.
10!
Gökberk 1997a, a.g.c,s. 55,
18
l u
Gökberk 1997a, a.g.y.
"- Gökberk 1997/12, a.g.e., s. 142.
Gökberk 1997/12, a.g.e., s. 142-143.
1 1 7
Gökberk 1097/12, a.g.e., s. 143.
, l a
Gökberk 1997/12, a.g.y.
"* Gökberk 1982, a.g.e., s, 19-20.
1 2 0
Gökberk 1982, a.g.e., s. 20.
111
Gökberk 1982, a.g.e., s. 21.
1 2 2
Gökberk 1982, a.g.e., s. 25.
20
123
savunduğu M ü s l ü m a n l ı k ve ulusçuluğun her ikisinin de dışardan gelmesidir .
Ona göre, kültürlerarası alışverişte, kültürel unsuru alan, önce Öykünme
durumundadır. Ancak ö y k ü n m e , sonunda yaratıcılığa ulaştıran bir yo] olabilir.
Burada asıl sorun, dışardan almak değil, bir toplumun dışardan aldığını
benimseyişi, onun kişiliği içinde eritip yeniden değerlendirilmesidir. Böylelikle,
12
toplum insanlık kültürüne katkı sağlar ve katkıları oranında saygınlık k a z a n ı r ' .
Ancak, İslam kültür çevresine girişte olduğu gibi, Avrupa kültür çevresine
125
girişte de bu değişim zorunlu o l m u ş t u r .
2- K a y g ı l a r ve K a b u l l e r
m
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 54.
114
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 54.
(¿5
Gökberk 1997/6, a.g.e., s. 75,
21
istediğini bildirniLşiİL 1 3 6
. Ona göre aldığımız, yahut da hâlâ almakta olduğumuz,
Avrupa'da, tarihin belli b i r süresinde, yani M Ö . 6 yüzyıldan beri oluşup
gelişmiş olan b i r kültür d e ğ e r l e n sistemini ve sistemi taşıyan b i r kültür
127
tutumunu, b i r kültür b i l i n c i d i r . H e m kendi tarihini yeniden yorumlamak ıçm,
hem de katıldığımız medeniyetin dayandığı antik ruhu yeniden doğması için
28 129
çifte R ö n e s a n s gereklidir' . Batıcılık kesin b i r g i d i ş t i r . Atatürk devrimlerinin
130
özü, d ö n ü p dolaşıp, ' A v r u p a l ı l a ş m a ' kavramında t o p l a n ı r . B u veriler ve
yukarıda sıralanan düşüncelere bakıldığında, G ö k b e r k ' i n kaygılarının neler
olduğu ç o k açıktır.
133
Hızır,1962,a.g.e.,s. 207-211.
13-1
Gökberk, Söyleşi 2, a.g.e., s. 32-33.
I3>
Barııhan 1949, a.g.e., s. 134-135.
23
3- D e ğ e r l e n d i r m e
U 6
Hızır 1962, a.g.e., s. 207-208.
1 3 7
Gökberkl997/4,a.g.e.,s.53.
u s
Gökberk 1982, a.g.e , s. 20.
™ Gökberk 1997/1, a.g.e, s. 29.
1 4 0
Gökbeıkl997/l,a,g.e,s,30.
"" Gökberk l983/l,i.g.e.,s.6-7,
N 2
Gökberk 1997a, a.g.e., s. 55.
I J 1
Gökberk 1997/7, a.g.e., s. 82.
24
m
Gökberk 1960, a.g.e., s. 77.
N 5
Gökberk 1960, a.g.e., s. 77-78.
N
* Gökberk 1983/1, a g.e , s. 7
N 7
Gökberk 1948, a.g.e,, s. 11,13-14; Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 52-53; Gökberk 1997/12, a.g.e., s. 140-141.
N S
Gökberk 1983/1,a.g.e.,s.6.
Gökberk ¡983/1,a.g.e.,s 6-7,
1 5 0
Gökberk 1997/11, a.g.e,, s, 126-127.
Gökberkl948,a.g.e.,s.l0.
25
dini anlayışın gerekliliklerini yerine getiren anlayış, felsefe olabilir mi? Onun
kast ettiği bu olmamakla birlikte, bu sorunun sorulmasını gerekli kılmıştır.
Onun kastettiği, Öte dünya anlayışına göre değil de bu dünya anlayışına göre
152
yaşamaksa , bu tarihsel din tasavvuruna uygun d ü ş m e z , yanı din değildir.
Ç ü n k ü dinin temel ilkelerinden biri ya da dinin esası Ölüm ve sonrasıdır. İkinci
olarak, felsefe de insanlara nasıl yaşamalarını buyuracaksa, buyurmak açısından,
felsefe, karşı çıkılan dinin durumuna düşmüş olmaz mı? Şablonlara karşı çıkan,
sorunları k ö k e n e kadar sorgulayan, aklı kullanarak yeni yapılar oluşturma
özgürlüğüne sahip olduğu bildirilen felsefe, yeni şablonu uygulamakla
görevlendirilmiştir. Ona göre adı ne olursa olsun, değişmenin amacı, hep
bildiğimiz gibi, Batı uygarlığıdır, bu uygarlığın yapı ve tutumunu
153
benimsemedir . Böyle bir sonuç siyasi açıdan başkalan tarafından
savunulmuş olsa da, teslimiyetçilik duygusu y a r a t t ı ğ ı i ç i n , b u iddia,
felsefe a ç ı s ı n d a n t a r t ı ş m a l ı d ı r .
1 5 2
Gökberk 1997/3, a.g.e., s.45,
15J
Gökberkl997/l,a.g.e.,s.29,
l s t
Gökberk 1997/6, a.g.e,, s 75.
ı s s
Gökberk 1997/4, a.g.e., s. 57-58.
1 5 4
Gökberk 1997/6, a.g.e., s. 67.
1 5 7
Gökberk ] 997/3, a.g.e., s. 45-46.
1 5 1
Gökberk 1997/10, a.g.e., S..11B.
26
1 5 3
Gökberkl997/ll,a.g.e.,s.130.
™ Gökberk 1997/6, a.g.e., s. 78-79.
161
Gökberk 1974, a.g.e., s. 187-188.
162
Gökberk 1997/6, a.g.e., s. 79.
Gökberk 1997a, a.g.e., s. 55-56.
İ M
Gökberk 1997/4, a.g.e., s, 55,
I
27
170
anlamdadır. Felsefeci bu bilincin oluşmasına yardımcı olmalıdır . B u yargılar,
felsefenin şüphe, eleştiri, özgürlük, akıl gibi değerleriyle çatıştıklarından, felsefi
b i r tavrı yansıtmamaktadırlar. Hegelci tarih metafiziğin etkisinde, tarih
yasalarına uymaktan başka çare olmadığını kabul etmiş gözükmektedir.
B ü t ü n düşünce ürünlerinde tartışmalı yanların bulunduğu gerçeği
göz önüne alındığında, Gökberk'in düşüncelerinde de tartışmalı
noktaların olması b i r gariplik teşkil etmemektedir. B u n u n l a birlikte s ö z
konusu noktalar, ileri sürülen düşüncelerin z a y ı f noktaları olduğu
söylenebilir.
profesyonel felsefeci o l a n
M a c i t G ö k b e r k , felsefe e ğ i t i m i alarak
i l k kuşağın üyelerinden b i r i olarak çalışmalarım yaptığından, h e m
T ü r k i y e ' d e felsefenin yerleşmesinde, h e m de Felsefe B ö l ü m ü ' n d e
felsefenin içselleştirilerek geliştirilmesinde kalkılan büyük olan
d ü ş ü n ü r l e r i m i z d e n b i r i d i r . B i r akademisyeni ya da herhangi b i r k i ş i y i
düşünür yapan özelliklerin başında, önemsediği sorunlar hakkında,
kaygılan doğrultusunda kapsamlı düşünceler ü r e t m e k t i r . Sorun türleri
ç o k olmakla birlikte, b i r birleriyle ç o k yakından i l i ş k i l i o l a n i k i öbekte
toplanabilirler: i l k i , b i r araştırma alanında i ç k i n o l a n a l a n ı n kendi
sorunlandır. İ k i n c i s i , toplumun yaşadığı genel sorunlardır. B u sorun
türlerini açıklama denemeleri düşünür olma sürecini gerçekleştirirler
G ö k b e r k kaveılannda da görüldüğü e i b i toDİumsal sorunlan esas alarak
düşüncelerini o l u ı r ı ı ı m u i r i ır B i r k a ç 'çalışmasında fel sefe kaveılan
baskınken, g e r i k a l a n l a r ı n d a toplumsal sorunlar kaygısı yönlendirici
ç n n m l ara - t a r i h dil teknik
avHınîanrna f k f tarihi d v l t f Is f si k ü l t ü r fııvrâr k a lam n V l '
n 7İtiXm hDdKiıaıgmod,
pozıııvızm- a k İH & Ha Kdygııan
İra V l a n aana
Haha i vy i dnıaşıımdKiadir
a l i m a k t H r fT, 7'
uoıayısıyid,
soz Konusu sorunlar n a l ı n d a onaya Koyaugu auşunceıer sorunlara
oaKişı çeşitlendirdiği gıoı, Dır Dalaş açısının da (aydınlanma; neni teisele
çevrelemıde nem de toplumda agırmc Kazanmasını sağlamıştır Celselerim
toplumsal sorunlarda nasıl kullanılacağımn orneklennı vemııştır.
KAYNAKLAR