Coğrafya Öabt - 4 PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

ÖABT COĞRAFYA DERS NOTLARI-4

KURAK BÖLGELER TOPOGRAFYASI

• Kurak ve yarı kurak bölgeler, kendilerine has iklim özellikleri ve yer şekillerine sahip olan
morfojenetik bölgelerden biridir. Bu bölgelerde günümüz iklim koşulları altında oluşan yer şekilleri
görülebileceği gibi geçmişte yaşanmış farklı iklim koşulları altında oluşan yer şekillerine de rastlanılır.

• Kurak ve yarıkurak bölgeler yeryüzünde geniş alanlar kaplamaktadır. Asıl yayılış alan suptropikal
kuşak olmakla birlikte Orta Kuşağın karasal iklim bölgelerinde de etkili olmaktadırlar.
Kurak ve yarı kurak alanlar Afrika'nın kuzey yarısı, Arabistan yarımadası ve Orta
Asya'ya kadar olan çok geniş bir kuşakta, Afrika'nın güneybatı ucunda, Kuzey ve Güney
Amerika'nın suptropikal kuşağında ve Avustralya'nın batı ve iç kısımlarında etki
alanına sahiptir.

• Kurak ve yarı kurak bölgeleri ayıran sınırlar kesin olarak çizilememekle birlikte her iki bölge de
kendine has özelliklere sahiptir. Bu bölgelerde yılık yağış miktarı yetersizdir. Yetersiz olan bu yağış
miktarı da, özellikle sıcaklık ve buna bağlı buharlaşma fazlalığı nedeniyle, büyük ölçüde kayba
uğramaktadır.

• Asıl kurak bölgelerde veya çöllerde yıllık yağış tutarı, genel olarak, 250 mm nin altındadır.
Belirli bir yağış rejimi yoktur. Günlük sıcaklık değişmeleri önemlidir. Komşu bölgelerden doğup
beslenerek gelen akarsuların (allojen akarsular) dışında sürekli akarsular bulunmaz.

• Akarsu aşındırması çok seyrek meydana gelen sağanak yağışların oluşturduğu seller sonucunda
meydana gelmektedir. Kütle hareketleri sınırlıdır. Yer şekillerin oluşumunda esas rol rüzgara ve
fiziksel parçalanmaya aittir. Bu sahaların şekillenmesi genel taban seviyesi olan okyanus ve
denizlerden bağımsız olarak gerçekleşmektedir. Bitki örtüsü yoktur veya son derece cılızdır. Egemen
toprak tiplerini serozyom’lar oluşturur. Toprak yüzeyi kalkerden oluşan bir kabukla kaplı olabilir.
Kum örtülerinden oluşan sahalarda geniş alanlar kaplayabilir.

• Yarı kurak alanlarda ise yağış miktarı biraz daha fazladır. Yağış miktarı 250-500 mm
arasında değişebilir. Buna bağlı olarak akarsu aşındırması ve kütle hareketleri önem kazanmaktadır.
Rüzgarın etkisi çöllere göre azalsa da yinede önemlidir. Buralardaki akarsulardan bazıları genel
taban seviyesi olan denizlere ve okyanuslara ulaşmaktadır. Akarsuların bir kısmı kapalı havzalarda
da son bulmaktadır. Bitki örtüsünü stepler ve çayırlar oluşturmaktadır. Egemen toprak tipini
çernozyomlar, kahverengi step ve kestane renkli step toprakları
oluşturmaktadır. Toprakta kabuk oluşumunun görüldüğü B horizonu çöllere göre daha derinde yer
almaktadır. Yarı kurak sahalar çöller ile nemli bölgeler arasındaki geçiş sahasını oluşturmaktadır.

• Kurak ve yarı kurak bölgelerin oluşumunda çeşitli nedenler rol oynar. Bunlardan birincisi atmosferin
genel dolaşımı ile ilgilidir. Sürekli olarak yüksek basınç altında bulunan yerler kurak sahalardır.
Çünkü bu gibi yüksek basınç sahalarında hava hareketi sürekli olarak yukarıdan yeryüzüne
doğrudur. Alçalan hava adyabatik olarak ısınır. Böylece havada bağıl nemlilik azalır. Havada bağıl
nemin azalması da yağış oluşumunu azaltmaktadır. Bundan dolayı subtropikal yüksek basınç
alanlarında Dünya'nın en büyük çölleri oluşmuştur. İkincisi ise deniz ve okyanus etkisinden uzakta
ÖABT COĞRAFYA DERS NOTLARI-4

oluşudur. Orta Asya gibi çevresi nemli rüzgarların sokulmasını engelleyecek yüksek dağlık alanlar ile
çevrili olan sahalarda yağış miktarı azaldığı için çöller oluşmaktadır. Kurak ve yarı kurak bölgelerin
oluşumunda ki üçüncü neden ise, soğuk su akıntılarıdır. Güney Amerika'da yer alan Atakama ve
Afrika'nın güneybatısında yer alan Namib çöllerinin oluşumunda kıyılarında yer alan soğuk okyanus
akıntıları rol oynamıştır.

• Kurak bölgelerde jeomorfolojik gelişim genel taban seviyesinden bağımsız olarak cereyan eder.
Çünkü, bu bölgelerde, allojen akarsuların dışında, okyanus veya denizlere kadar ulaşabilen
akarsular yoktur; akarsu ağları gelişmemiştir. Yarı kurak bölgelerin gelişimi ise, yer yer, genel taban
seviyesine ulaşan akarsuların varlığı nedeniyle, kısmen taban seviyesine bağlı bulunur.

• Kurak bölgelerde zaman zaman meydana gelen şiddetli sağanaklar sonucu oluşan sel ve seyelan
sularının aşındırma ve biriktirme faaliyetleri her bir kapalı havzada ayrı ayrı cereyan eder. Böylece
her bir kapalı havzanın tabanı kendisini çevreleyen yüksek sahalardan sel suları için bir taban
seviyesi rolü oynar. Böylece komşu yüksek sahaların aşındırılması bu taban seviyesine göre
ayarlanmış olur.

• Kapalı havzaların sularının bir kısmı fazla miktarda yatak yükü taşıdığı için havza tabanına
ulaşamadan taşıdıkları alüvyonlar içerisinde kaybolurlar. Bu akarsuların bir kısmı şiddetli
bularlaşmadan ötürü kurumaktadır. Havza tabanına ulaşan akarsular ve taşıdıkları alüvyonlar burada
sığ ve tuzlu göller ile bataklıklar oluştururlar. Zamanla seller çevredeki yüksek sahaları aşındırarak
alçaltırken buradan taşınan malzemeler ise havza tabanında birikerek yükselmeye neden olur.
Böylece arazideki engebeler azaltılmış olur. Böylece enkaz örtüsünce zengin ve engebesiz sahaların
varlığı rüzgarın etkinliğini arttırmaktadır. Buralarda rüzgar aşındırması ve biriktirmesi sonucunda yer
şekilleri meydana gelir. Bu arada deflasyon sonucu havza tabanlarında depolanmış unsurların büyük
bir kısmı bölge dışına nakledilir. Rüzgarın taşıyamadığı iri unsurlar fiziksel parçalanma ve kimyasal
ayrışma sonucu sürekli ufalanır ve taşınmaya elverişli hale gelirler

KURAK VE YARI KURAK BÖLGELERDE ETKİLİ OLAN ETMEN VE SÜREÇLER

1. Fiziksel Parçalanma

• Kurak ve yarı kurak bölgelerde fiziksel parçalanma egemendir. Bu bölgelerde günlük sıcaklık
değişimi çok fazladır. Bitki örtüsünün çok zayıf olduğu bu sahalar gündüz çok ısınır. Bunda
atmosferdeki bağıl nemin düşük olması ve güneş ışınlarının fazla tutulmadan yeryüzüne ulaşması
etkili olmaktadır. Ancak güneşten gelen enerji gece hızla uzaya yansıdığı için sıcaklık hızla düşer.
Böylece gündüz ısınıp genleşen kayaçlar, gece soğuyunca büzülür. Olayın tekrar tekrar meydana
gelmesi sonucunda kayalarda çatlaklar gerçekleşir. Böylece kayaçlar köşeli parçalar halinde ufalanır.

2. Rüzgar:

• Rüzgar kurak ve yarı kurak bölgelerde önemli bir şekillendirici etmendir. Yer şekillerinin meydana
gelmesinde iki yoldan etkili olur. Bunlarda birincisi aşındırma (korrazyon) diğeri ise taşıma
(deflasyon)'dır.
ÖABT COĞRAFYA DERS NOTLARI-4

• Rüzgarın etkisiyle daha çok küçük şekiller meydana gelir. Rüzgar aşındırması zeminde veya
zeminden 1-2 m yükseltide meydana gelir. Bu şekilde kayaçların yüzeyi çizilir, cilalanır; yamaçların
alt kısmı oyulur; mantar kaya veya yardanglar oluşmaktadır.

• Rüzgarın deflasyon etkisi daha büyüktür. Deflasyonun oluşumu ve şiddeti üzerinde rüzgarın hızı,
taşınan malzemenin boyutu ve şekli, bitki örtüsü, toprak özelliği, zeminin nem içeriği ve arazinin
kullanım şekli etkili olmaktadır. Rüzgar hızı ne kadar fazla ise deflasyon o kadar şiddetli olurken,
malzemede daha uzağa taşınır. Unsur boyutu ne kadar küçük olursa o kadar kolay taşınır. Ayrıca
yuvarlak unsurlar köşeli unsurlardan daha kolay taşınır. Bitki örtüsünün varlığı ve yoğunluğu
deflasyonu azaltıcı etkiye sahiptir. Zemini kaplayan kalker kabuklar da deflasyonu azaltıcı etkiye
sahiptir. Zeminin nemli oluşu deflasyonu azaltmaktadır. Toprakta bulunan nem zemini oluşturan
gevşek unsurları birbirine bağlayarak rüzgarın etkisini azaltır. Rüzgar şiddetinin fazla olduğu
sahalarda arazinin yanlış kullanılması deflasyona sebep olur. örneğin herhangi bir sebeple bitki
örtüsünün ortadan kaldırılması deflasyona neden olmaktadır.

3. Akarsular ve Seyelan:

• Kurak bölgeler akışsız (areik) ve içe akışlı (andoreik) sahaları meydana getirir. Yarı kurak
bölgelerin bir kısmında da içe akışlı özellik görülür. Kurak bölgelerdeki yağış yetersizliği sürekli
akarsuların oluşmalarına imkan vermez. Bu bölgelerdeki akarsu aşındırması, allojen (yabancı)
akarsuların dışında zaman zaman meydana gelen sel ve seyelan sularıyla gerçekleşir. Aşındırmanın
süresi kısa olmakla birlikte etkinlik derecesi büyüktür.Bitki örtüsünden yoksunluk aşındırma şiddetini
arttırır

KURAK VE YARI KURAK BÖLGELERDE OLUŞAN YER ŞEKİLLERİ

A) AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ
1. Deflasyon Çukurları: Deflasyon (taşıma) sonucu meydan gelmiş, derinlikleri bazen birkaç
metreyi bulabilen, çapları ise birkaç metre ile 1.5- 2 km ler arasında değişen sığ çukurlardır.

2. Yardang: Bunlar hakim rüzgar yönünde paralel olarak uzanan, birbirlerinden keskin sırtlarla
ayrılmış ve ana çizgileriyle U profili gösteren oluklardır. Kil, silt gibi gevşek tortul kayaçların rüzgar
tarafından aşındırılmaları sonucu meydana gelirler. Olukların tabanı ile sırtlar arasındaki yükselti
farkı birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir.

3. Tanık (Şahit) Tepeler: Genellikle yumuşak ve sert tabakaların üst üste yer aldıkları yatay
yapılı sahalarda görülürler. Oluşumlarında, rüzgarın yanı sıra, fiziksel parçalanma, kimyasal ayrışma
ve akarsu aşındırmasının rolü vardır. Tepelerin üst kısımları genellikle sert tabaka ile kaplıdır.
Yükseklikleri 30 metreyi bulabilir.

4. Mantar Kaya: Rüzgarın taşıdığı malzemeler kayaların alt kısımları aşındırması sonucu, iyice
inceltilmiş ve birer mantar görünümü kazanmışlardır.

5. Hamada ve Reg: Hamadalar, çöllerin, üzerleri taş parçaları ve çakıllarla kaplı kayadan
müteşekkil olan kısımlarını meydana getirirler. Genellikle düzdürler ve yatay yapılı sahalarda
görülürler. Yerli kaya üzerinde depolanmış kum, kil, çakıl ve bloklardan oluşan gevşek unsurların
deflasyona maruz kalmaları sonucu oluşurlar. Burada rüzgar ince malzemeleri taşırken iri unsurlar
zemin üzerinde kalır. Bunlar köşeli unsurlardan oluşur.
ÖABT COĞRAFYA DERS NOTLARI-4

• Reg’ler ise yüzey kısımları deflasyona uğramış alüvyal dolgulardır. Burada da, rüzgar ince
unsurları taşıyıp uzaklaştırdığından, bu dolguların yüzeyi ve dolayısıyla zemin çakıl ve taş parçaları
gibi iri unsurlarla kaplı bulunur. Aynı özelliği gösteren taşlı çöllere Büyük Sahra'da serir adı verilir.
Hamada ve reglerde zemin, iri kaya parçaları, blok ve çakıllar ile kaplı oldukları için görünümü
kaldırıma benzer ve bundan dolayı çöl kaldırımı ismi verilir.

6. Façetalı Çakıl: Kurak bölgelerde görülen ve belirgin kenarlarla birbirinden ayrılmış bir kaç
façetaya (yüzeye) sahip olan çakıllara façetalı çakıl denir. Kurak bölgelerde bir çakılın rüzgarın
sürekli geldiği taraf aşınarak bir yüzey (façeta) meydana gelir. Herhangi bir nedenle kayacın duruşu
değişir ve başka bir tarafı hakim rüzgar yönüne döner ve bu kesimde aşınarak bir yüzey haline gelir.
Olayın tekrarlanması halinde façeta sayısı artar. Bununla birlikte façetalı çakıllar genellikle üç yüzeye
sahiptir.

7. Bolson: Çevreleri dağ, palto gibi nispeten yüksek sahalarla çevrili bulunan kapalı havzalardır.
Düz olan taban kısımlarına playa denir. Playa ile çevredeki yüksek sahalar arasında pediment ve
bahada gibi geçiş sahaları da bulunur.

8. Playa: Bolsonların az derin, tuzlu ve geçici göl veya bataklıklarla kaplı bulunan taban
kısımlarıdır. Düz bir ova özelliği gösteren ve göl yada bataklığın kuruduğu devrelerde playalar tuz
depoları haline gelir.

9. Pediment: Bolsonların taban düzlükleriyle (playa) onları çevrelerinde yer alan yüksek sahalar
arasında geçişi sağlayan yamaçlardır. Bunlar yerli kaya üzerinde gelişmiş az eğimli aşınım düzlükleri
şeklindedir. Pedimentlerin playaya doğru olan eğimleri 2-3° kadardır. Gerilerinde yer alan dağ
yamaçları ile aralarında keskin bir dirsek bulunur. ve bir

10. Bahada: Bunlarda pedimentler gibi, bolsonların taban düzlükleriyle onların çevrelerinde yer alan
yüksek sahalar arasında geçişi temin eden yamaçlardır. Fakat onlardan farklı olarak, yerli kayadan
müteşekkil aşım düzlükleri değil değil; yamaç döküntüleri ve birikinti konilerinin birbiriyle birleşmeleri
sonucu meydana gelmiş birikim şeklidir. Oluşumları nemli bölgelerde görülen dağ eteği ovalarına
benzer. Bahadaların yüzeyleri fazla derin olmayan sel yarıntıları ile parçalanmıştır. Enine profilleri
dalgalı bir yapı gösterir.

11. İnselberg: Kurak ve yarı kurak bölgelerde bazen yerli kayadan oluşan, bazen de ince bir enkaz
örtüsüyle kaplı bulunan aşınım düzlükleri üzerindeki dik yamaçlı tek tepelerdir.Pedimentler üzerinde
yer alan onların oluşumları sırasında aşınımdan kurtularak geriye kalmış olan tanık tepelerdir.

12. Kanyon: Dar ve dik yamaçlı derin vadilerdir. Çeşitli iklim bölgelerinde yer almakla beraber kurak
ve yarı kurak iklim bölgelerinde daha çok bulunurlar. Bu bölgelerde yağışlar yetersiz ve seyrek
olduklarından yamaçların işlenmeleri ve dolayısıyla yatıklaştırılmaları güçtür. Akarsu aşındırması
daha çok derine doğrudur. Böylece yamaçlar, nemli iklim bölgelerinde olduğu gibi, yatıklaştırılarak
geriletilemez. Paralel yamaç gerilemesi adı verilen bir mekanizmayla dikliklerini az çok koruyarak
gerilerler. Sonuçta dik yamaçlı derin vadiler olan kanyonlar oluşur.

B) BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ
1. Kumul: Rüzgarla taşınan kum tanelerinin belirli koşullar altında birikip yığılmalarıyla meydana
gelen çeşitli şekillerdeki kum yığınlarına kumul adı verilir. Kumulların oluşumları için, her şeyden
önce, yeterli bir kum kaynağının bulunması gerekir. Bunun dışında, kumulların oluşup
şekillenmelerinde esas rol rüzgara aittir. Hakim rüzgar yönü ve hızları önemli rol oynar. Ayrıca bitki
örtüsü, kum kaynağına olan mesafe, zeminin nem içeriği, zeminde yer yer buluna bilen küçük göller
ve bataklıklar, zemindeki kayalık çıkıntılar gibi çeşitli tümseklerle çalı ve otsu bitkilerden oluşan
engellerinde rolleri bulunur.
ÖABT COĞRAFYA DERS NOTLARI-4

Kumulların yaygın olarak bulundukları sahaların başında çöller gelir. Büyük Sahra, Namib, Kalahari,
Atakama, Arizona, Arabistan ve Orta Asya çöllerinde kumullar geniş alan kaplar.

a. Enine Kumullar: Bunlar uzun eksenleri hakim rüzgar doğrultusunda dik olarak uzanan
kumullardır. Kum miktarının çok fazla olduğu sahalarda, denizlerdeki fırtına dalgaları gibi, rüzgar
doğrultusuna dik ve gayri muntazam bir şekilde uzanan kumul sırtlarıyla bunlar arasındaki oluk şekilli
çukurlardan oluşurlar. Keskin doruklu olan kum yığınlarında rüzgarın geldiği taraf karşı yamaca göre
daha az eğimlidir.

b. Barkan: Enine kumulların en basit yapıda olanları ve en çok görülenleridir. Şekilleri hilale
benzer. Hilalin gövdesinin hakim rüzgara bakan yamacı daha az eğimli, diğer yamacı ise daha diktir.
Barkanlar bir kum yığınının hakim rüzgar yönüne bakan yamacından kaldırılan kumlar yığının
tepesinden aşarak kuytu yamaca sürüklenir. Kuytu yamaçta biriken kumun eğimi daha fazladır.
Kenar kısımları ise rüzgar tarafından ileriye sürüklendiği için uzar ve kum yığını hilal görünümünü
alır.

c. Parabolik Kumullar: U şeklindeki kumullardır. Barkanlara benzerler fakat onlardan farklı


olarak, içbükey yamaçları hakim rüzgara bakar. Ayrıca bu yamaç barkanlarda olduğu kadar dik
değildir.Parabolik kumulların daha uzun kollu olanlarına firkete kumulu adı verilir. Parabolik
kumulların oluşumlarında önce bir deflasyon çukuru meydana gelir. Bu çukurdan havalanan
kumulların onun çevresinde yığılmalarıyla da parobolik kumullar oluşur.

d. Boyuna Kumullar: Uzun eksenleri hakim rüzgar doğrultusunda paralel olarak uzanan
kumullardır. En ilginç tiplerini Seyfler meydana getirir. Bunlar keskin doruklu, yüksek (100-200 m),
uzun kumul sırtlarıdır. Sırtlar ana çizgileriyle birbirine paralel olmakla beraber girintili çıkıntılı
uzanırlar.

e. Yıldız Kumulları: Bunlar yıldız şeklindeki kumul tepeleridir.Yıldızın kollarını, kumulun genellikle
merkezi kısmında yer alan ve piramit şeklinde olan yüksek doruk noktasından itibaren çevreye doğru
ışınsal olarak uzana keskin doruklu kum sırtları meydana getirir. Üç veya daha fazla sayıdan oluşan
kollar kumulun tepesinden çevreye doğru kıvrımlar yaparak alçalırlar. Yıldız kumullar farklı yönlerden
gelen hava hareketlerine bağlı olarak oluşurlar. Yükseklikleri 100 metreden fazla olabilir.

2. Ripple- mark: Küçük yer şekilleridir. Rüzgarın meydana getirdiği bu şekiller kum örtüleriyle
kumulların yüzeylerinde görülürler ve bu yerlere dalgalı bir görünüm kazandırırlar. Ripple-Marklar
birbirlerine paralel küçük sırtlarla bunların arasında yer alan oluklardan oluşmuşturlar. Uzanış
doğrultuları kendilerini meydana getiren rüzgarın esiş yönüne diktir.
netten alıntı..

You might also like