Professional Documents
Culture Documents
Acar Baltaş - Astrolojinin Büyüsü
Acar Baltaş - Astrolojinin Büyüsü
B. Bernstein bu durumu, "Umut ve belirsizliğin yol açtığı güçlü psikolojik süreçler, insanların
karakterlerini ve geleceklerini okuyan kişilerin, bu alandan ekmek yemelerini sağlamaktadır.
İnsanlar, her gün karşılaştıkları birbiriyle ilintisiz gibi görünen şeylerden bir anlam çıkarmaya
çalışır. Karmaşık olaylardan anlamlı bir senaryo çıkarmak için boşlukları doldurma konusunda
öylesine ustayızdır ki, bazen saçmalıklara bile anlam atfederiz" diyerek açıklıyor.
17 Ağustos 2003’te Londra'da yayınlanan Times of India Gazetesi, yayımladığı bir yazının
başlığını bu şekilde koymuştu. Gazetenin haberine konu olan araştırma, Journal of
Consciousness Studies adlı saygın bir yayından alınmıştı. 1958 yılında başlayıp 2003 yılına
kadar devam eden ve astroloji konusunda yürütülen en titiz bilimsel çalışma, birkaç dakika
arayla dünyaya gelmiş iki binden fazla insanın izlenmesine dayanıyordu. Astrolojik
yaklaşımlara göre bu insanların benzer özelliklere sahip olması gerekirdi. Araştırmacılar
meslek, kaygı düzeyi, evlilik, saldırganlık özelliği, sosyallik, zeka düzeyi, sanat, spor,
matematik yeteneği gibi astrologların doğum anında gezegenlerden dolayı ortaya çıktığını
iddia ettikleri yüzden fazla özelliği incelediler. ‘Zaman ikizleri’ adı verilen bu kişiler arasında,
bu anlamda bir benzerlik saptanamadı. Araştırmanın analizini yapan Avustralyalı Geoffrey
Dean, astrolojinin ‘kabul edilebilir’ bir sistematiği olmadığını, dayandığı ilkelerin geçersiz ve
birçok bilimsel testte başarısız olduğunu belirtti. İnsanları yönlendirerek, yanlış inanışlara yol
açan algı ve düşünce yanılgılarına ‘gizli ayartıcılar’ adı veriliyor. Gizli ayartıcılar, insan zihninin
ürünü olan istatistikler ve çıkarımsal yargılardır. Astrologların ve insanların, bütün aleyhte
kanıtlara rağmen, hala astrolojiye İnanmalarının arkasında bu gizli ayartıcılar vardır.
ASTROLOJİDEKİ BÜYÜ
Bu ifadeleri mantık temelinde ele alıp herhangi bir yorum yapmaya çalışmak ne ölçüde
anlamlı olur bilemiyorum. Sadece bilimselliğin ölçütlerinden birini, ‘tersi ileri sürülemeyecek’
hiçbir iddianın bilimsel olamayacağını hatırlatmak yeterli olacaktır. Yine sözü Lawrence E.
Jerome’a bırakalım. Jerome, “Çağlar boyunca süren lafazanlıkların bir bölümü bunlardır. Bu
lafazanlıklar astrolojinin temelinde gizlenmiş olan gizemli ilişkileri parlatıyor, göz kamaştırıcı
bu parıltılar da gerçeklerin örtülmesine neden oluyordu. Gezegenler ve yıldızlar göreve
daima hazırdır ve horoskoplar her zaman çizilebilir” ifadesini kullanıyor. Astroloji konusu
insanların bir bölümü için bir ilgi konusu olmanın ötesine geçmiş, adeta bir inanca
dönüşmüştür. İnançlar, doğruluğunu sorgulamadığımız kabullerdir ve insanın bilincinin
derinlerinde yer alır. Bu nedenle de inançlarımız her türlü karşı ve mantıklı kanıta dirençlidir.
Herhangi bir kişinin ileri sürülen mantıklı ve sağlam kanıtlar karşısında milliyetini, dinini veya
tuttuğu takımı değiştirmesini bekleyemeyiz. Bu konuya bağlananlar için de astroloji benzer
özellik taşıyor.
SONUÇ
Hayatta meydana gelen ve nedenini tam olarak kavrayamadığımız ve şüphe duyduğumuz
birçok konu vardır. Akılcı temele oturtamadığımız her türlü şüphe, astrolojinin lehine
yorumlanıyor. Astroloji uzmanları, hiç durmadan konuşarak ve birbiriyle ilgisiz bilgi yığınını
kendi görüşlerinin kanıtıymış gibi ortaya koyarak, insanların zihinlerine şüphe tohumları
ekmeyi başarırlar.