Hitit Devletini123

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 10

HİTİT DEVLETİ’NİN TARİHİ ( KRALLIK DÖNEMİ )

Hitit Devleti’nin Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

İç Anadolu’da M.Ö. 1200’lere kadar Hatti Ülkesi adı ile anılacak olan Hitit Krallığı
Marassantiya1 Nehri’nin kuzey kavsinde surlarla çevrili doğal korunaklı bir başkente sahip bir
konumda Kuşşara2 Kralı önderliğinde ortaya çıkacaktır. Hatti Ülkesi olarak anılmasının
sebebi Hititler’in Anadolu geldiklerinde karşılarına çıkan yerli halkın Hatti adını taşıması ve
bu uygarlığın geleneklerini devam ettiriyor olmasından kaynaklanmaktadır. Hem Akkad
metinlerinde hem de Mısır metinlerinde Anadolu’da yaşayan halkın adı ‘’ Hatti ‘’ ismiyle
anılıyor olması Hititler’in bu bölgede onların devamı olmasına sebep olacaktır.

Hititler’in kendilerine ‘’ Neşalı ya da Neşili ‘’ şeklinde isimlendirirlerdi, öyle ki Hint –


Ari grubuna mensup olan Hititler, Neşaca olarak Hititçe konuşurlardı. Neşa denmesinin
nedeni ise Asurlar’ın Kaneş Karumu’nun Hititler tarafından bu şekilde söylenmesindendir3.
Bunun yanı sıra aynı dil grubuna mensup olan ve Hititçeyle akraba olan Palaca, Luvice ve
Arzava dilleri de Anadolu coğrafyasında konuşulmaktaydı. Hititlerle ilgili diğer bilgiler ise
Anadolu’nun dışında Mari Sarayı’ndan öğrenilmektedir. Mari Kralı Zimri-Lin babasına
Jadhun-Lim’e bir mektup göndermiş, burada Hitit başkenti Hattuşaş’tan4 bahis geçmektedir.

Hatti Beyleri’nden Kuşşara Kralı Pithana’nin oğlu Anitta yaptırmış olduğu hançerde
ilk defa karşımıza çıkmaktadır. En önemlisi ise ‘’ Anitta Metni ‘’ olarak bilinen yazıtta
Hattuşaş ile ilgili bölümlerin Kuşşara Kralı Anitta tarafından ele geçirilişi anlatıldığı gibi
sonrasında yapmış olduğu seferler de anlatılmaktadır. Metinde birde ‘’ lanet ‘’ bölümü de
dikkat çekmektedir. Hattuşaş’ın tekrar merkez seçilmesi halinde hanedanın başına gelecek
karışıklık yer almaktadır;

mA-ni-it-ta DUMU mPí-it-ha-a-na LUGAL URUKu-uš-ša-ra QÍ-BÍ ̣-MẠ

ne-pí-iš-za-aš-ta DIŠKUR-un-ni a-aš-šu-uš e ̣-eš-ta

1
Günümüzde Kızılırmak Nehri’nin Hititler tarafından verilen addır, Klasik Dönem de bu nehre ‘’Halys‘’ adı
verilmiştir. Charles Burney, Historical Dictionary of the Hittites, The Scarecrow Press, Oxford, 2004, s. 190.
2
Kuşşara tartışmalı yer; Divriği, Alişar yada Elbistan. Ayrıntılı bilgi için Ahmet Ünal, Hititler Devrinde
Anadolu, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. Bkz. Gojko Barjamovic, A Historical Geography of Anatolian
in the Old Assryrian Colony Period, The Carsten Niebuhr Institute of Ancient Near Eastern Studies, Museum
Tusculanum Press, University of Copenhagen, 2011, s. 143.
3
Mark Van De Mieroop, Antik Yakındoğu’nun Tarihi, Dost Yayınevi, Ankara, 2004, s. 147.
4
Hattuşaş adı için ayrıca bkz. Trevor Bryce, A Routledge Handbook of The Peoples and Places of Ancient
Western Asia, New York, 2009, s. 298.
na-aš-ta DIŠKUR-un-ni-ma ma-a-an a-aš-šu-uš e ̣-eš-ta

ỤRỤ
Ne-e-ša-aš LUGAL-uš!URUKu-uš-ša-ra-aš LUGAL-i × × × ×

[LUG]AL URUKu-uš-ša-ra URU-az kat-ta [pa-]an-ga-ri-it ụ́[-{it}

[nu UR]UNe-e-ša-an iš-pa-an-di na-ak-ki-it dạ[-a-aš]

[URUN]e-e-ša-aš LUGAL-un IṢ-BAT Ú DUMUMEŠURUNe-e-š[a-aš]

[i-d]a-ạ-lụ na-at-ta ku-e-da-ni-ik-ki ták-ki-iš-ta

× an-nu-uš at-tu-uš i-e-et

[nu mPí-i]t-ha-a-na-aš at-ta-aš-ma-aš a-ap-pa-an ša-ni-i̯a ú-it-ti

[ḫ]u-ụl-la-an-za-an ḫu-ul-la-nu-un DUTU-az ut-ne-e

[ku-it k]u-it-pát a-ra-iš nu-uš ḫu-ụ-mạ-ạn-dụ-ụš-p[át ḫ]u-u[l-la-nu-u]n

×-ma URỤỤl-lạm-mạ × ×

× a-ap-pa-ma LUGAL URUḪ[(a-at-ti ú-×)

×-te ̣-e ̣-eš-mi ḫu-ul-la-nu-un

U RU
[ N]e-e-ša ×

URU
Ḫa[r-k]i-ụ́-na-an ḫa-an-ta-i-ši me-e-ḫ[u-ni

URU
[○ ○ ○]-ma-an iš-pa-an-di [na-ak(-ki-it EL-QÉ)]

URU
× × × × x-an ḫa-an-ta-i-ši me-e-ḫu-n[i

× [n]e-pí-ša-aš DIŠKUR-ni ḫa-ap-pa-re-e-nu-un


DIŠKUR-un-ni-i̯a a-ap-pa ḫa-×[-(ku-e-en)]

ku-i[(š a)]m-me-el a-ap-pa-an LUGAL-uš ki-i-ša-r[i

[ -]×-an URUḪar-ki-ú-na-an-na URUNe-e ̣[-ša-aš(-)


UR U

a-a[p-pa] × × ku-iš-ki a-ša-a-ši URUNe-e ̣[-ša-aš

kụ-r[u-u]r e ̣-e ̣š-tu nu a-pa-aš ut-ni-an-da-an ḫu-u-m[a-an-da-an]

[ ] e ̣-e ̣š-tu nu UR.MAḪ-iš ma-a-an ut-n[e-e

[ ]× ×-aḫ-zị-ma ku-i[t-k]i? nu-uš-ša-an

× a-[š]a-a-ši na-an ḌIŠKUR-ni

Türkçesi; Anitta, Pithana oğlu, Kuşşara şehrinin kralı şöyle der:

Göklerin Fırtına Tanrısı tarafından sevilirdi, hem de Fırtına Tanrısı, Kuşşara kralı
Neşa Kralının [ ] tarafından sevilirdi.

Kuşşara kralı şehirden hışımla [geldi] ve geceleyin Neşa şehrini zorla aldı. Neşa
kralını tutsak aldı ama Neşa sakinlerine zarar vermedi [fakat] [onları] anne ve baba olmaya
zorladı.

Babam Pithana’dan sonra aynı yıl ben de bir ayaklanma bastırdım. Hangi ülke isyan
ettiyse Güneş Tanrısı’nın yardımıyla zafer kazandım… İkinci kez Piyusti, Hatti Kralı
yardımcılarından hangisini bana karşı gönderdi ise onları Salampa yakınlarında yendim.
Uzun zaman önce Zalpuva Kralı Uhna Tanrı Siu heykelini Neşa’dan Zalpuva’ya götürmüştü,
ama daha sonra ben, büyük kral Anitta, tanrımız Siu heykelini Zalpuva’dan Neşa’ya geri
getirdim. Zalpuva kralı Huzziya’yı da canlı Neşa’ya canlı getirdim… Hattuşaş şehrinden
ayrıldım… Daha sonra şehir kuraklığa uğrayınca, tanrım Siu, tahtı Halmasuitta’ya teslim
etti, gece baskınıyla şehri zorla geri aldım, üzerine yaban otu ektim.
Benden sonra her kim kral olur ve yeniden Hattuşaş’a yerleşirse, göklerin Fırıtna
Tanrısı onu çarpsın5!

Metnin devamında kalan diğer seferleri ve yapmış olduğu mücadeleler anlatılmaktadır;

URU
Ša-la-ti-u̯a-ra me-e-ni-im-me-et ne-e-eḫ[-ḫu-un]

ỤRỤ
Šạ-la-ti-u̯a-ra-ša me-e-na-aḫ-ḫa-an-da GIŠtu-ụ x x

[URU-ri-a]z ERÍNMEŠ-ŠU ḫu-it-ti-i̯a-ti ša-an URUNe-e-š[(a pe-e-ḫu-t)e-nu-un]

nu URUNe-e-ši URUDIDLIú-e-te-nu-un URU-i̯a-an a-a[p(-pa)]

ne-pí-ša-aš DIŠKUR-na-aš É-ir Ù É DŠi-u[-na-šu(m-mi-ịn AB-NI)]

É DḪal-ma-šu-it-ta-aš É DIŠKUR-na-ạš [(BE-LI-i̯a Ù É DŠi-u-na-šum-mi-iš AB-NI)]

KASKAL-za ku-it a-aš-šu ú-taḫ-ḫ[u-un (a-pe-e-da-an-da ḫa-liš-ši-i̯a-nu-un)]

nu ma-a-al-taḫ-ḫu-un nu [(ḫu-u-u̯a-ar)-taḫ-ḫu-un]

ša-ni-i̯a ši-u̯a-at [(II UR.MAḪ LXX ŠAḪḪI.A LX ŠAḪ GIŠṢÍ)]

ME XX AZḪI.ALU-Ú [(UG.TUR LU-Ú UR.MAḪḪI.ALU-Ú DÀRA.MAŠ)]

LU-Ú DÀRA Ú-LU

URU
Ne-e-š[(a A-NA URU-I̥A u-da-aḫ-ḫu-un)]

ú-e-et-tạ[(-an-da-an-ni-eš-ši-ma) URUŠa-la-ti-u̯a-r(a za-aḫ-ḫi-i̯aa pa-a-un)]

LÚ URUŠa-l[(a-ti-Au̯a-ra QA-DU DUMUMEŠ-ŠÚ a-ra-a-i)š (-)a(n-da)]

5
Amelie Kuhrt, Eski Çağ’da Yakındoğu, Çev: Dilek Şendil, İş Bankası Yay., İstanbul, 2013, s. 297. Ayrıca
Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, 2005, s .37. Sedat Alp, Hitit Çağında
Anadolu, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, 2001, s. 53.
ú-e-et K[(UR-e-še-et Ú URULIM-ŠU da-a-li-iš)]

nu ÍDḪ[(u-u-la-an-na)]-a[(n IṢ-BAT)]

URU
Ne-e[- E(GIR-pa-an ar-ḫa pa-it)]

nu URUDIDLI-ŠU [(lu-uk-ki-it a-pu-u-uš-ša an)-da?

URU
-ri-i̯a[-an ḫ(u-la-le-eš-šar-še-et I LI-IM IV! ME ERÍNMEŠ)]

nu XL ṢÍ[-IM-TI (ANŠE.KUR.RAḪI.A KU)BABBAR? GUŠKIN?

a-pa-ša [(ḫu-it-ti-it-ti ša-aš i-i̯a-an-ni-eš)]

ma-a-an × × [ (la-aḫ-ḫa pa-a-un)]

nu LÚ URUPu-ru-š-ḫa-a[(n-da kat-ti-mi ḫe-en-ku-m)u-uš

šū-mu I GIŠŠÚ.A AN.BAR I PA.GAM AN.BAR [(ḫé-en-gur ú-da-aš)]

ma-a-an a-ap-pa-ma URUNe-e-ša [ú-u̯a-n(u-un)]

nụ LÚ URUPu-ru-uš-ḫa-an-da kat-tim-mi [(pe-e-ḫu-te-nu-un)]

mạ-a-an tu-un-na-ki-iš-na-ma pa-iz-zi a-p[(a-a-ša)]

pé ̣-e ̣-ra-am-mi-it ku-un-na-az e-ša-ri

Türkçesi; Yüzümü Salativara şehrine döndüm ama Salativara şehri bana karşı … [ … ]
askerlerini çıkardı, onları Neşa’ya getirdim.

Neşa’da surlar inşa ettim. Şehrin ( surlarla çevrilmesinden ) sonra Göğün Fırtına
Tanrısı ve Tanrı Sui ( Şuişimmi ) adına tapınaklar yaptırdım.
Taht Tanrısı Halmasuit’e, Hava Tanrısı’na ve Tanrımız Siu’ya birer tapınak yaptırdım.
Seferden getirdiğim ganimetleri ( onlara ) dağıttım, donattım.

Ve bir ant içtim ve lanet ettim. Aynı gün şehrim Neşa’ya 2 aslan, 70 domuz,
çalılıklarda yaşayan 9 domuz daha, 120 yaban hayvan ( ? ), aralarında leoparlar, aslanlar,
geyikler, dağ keçisi ve [ … ] getirdim.

Aynı yıl [Salativa]ra’ya karşı savaş açtım, Salativara kralı oğullarıyla birlikte isyan etti
ve [bana karşı] geldi, ülkesini ve şehrini terk etti, Hulanna Irmağı’nı ele geçirdi.

Ne[şa] halkı [ondan] kaçtı, şehrin surlarını yaktılar ve [orada] şehrin içine … saran
1400 asker ve 40 atlı alay, yanında güm[üş] (ve) altın getirdi ve çekip gitti. Ben (?) … sefere
çıkınca Puruşandalı6 adam yanıma armağanlarıyla gelip yığdı, bana demirden bir taht ve
demir bir asa sundu. Ben tekrar Neşa’ya dönünce Puruşandalı adamı da yanımda getirdim. O (
taht ) odasına girince benim önümde sağda oturacak7.

Hatti Beylikler Dönemi Kuşşara Kralı Anitta’nın Hançeri

( Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi )

6
Puruşanda için bkz; Charles Burney, ibid, s. 2.
7
Amelie Kuhrt, ibid, s. 298. Sedat Alp, ibid, s. 53 – 54.
Anitta böylece Anadolu’da özellikle Puruşanda ( Akkadça Burushattum ) – Kuşşara
arasında büyük bir siyasi güç ortaya çıkarmış ve ilk merkezi devletinde kurulmasında ön ayak
olmuştur. Anitta Kızılırmak kavsinin dışında vadi boyunca ilerlemiş ve nehrin döküldüğü yeri
topraklarıyla birleştirmiştir. Anitta’nın ölümüyle krallık her ne kadar büyük bir darbe alsa da
onun hakkında edindiğimiz bilgilerin Hitit kaynaklarında yer alması kraliyet ailesinin onun
soyundan geldiğini, atası olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.

Hititler için artık yeni bir dönem başlamış, Kuşşaralı Adam8 olarak anılan sonra
Hattışaş’ı başkent ilan ederek bir bakıma Anitta’nın lanetine hedef olan I. Hattuşili (
Hattuşaşlı ) hem Anadolu’da hem de Mezopotamya’da ilerleyecektir. 30 yıllık
hükümdarlığında I. Hattuşili yaptığı her savaşı ‘’ Yıllıklara ‘’ yazdırmış ve bu sayede onun
hakkında geniş bir bilgiye ulaşmamış kolay olmuştur. Bu yıllıklar iki dilli yazılmıştır;
Akkadça ve Hititçe.

Büyük Kral Hattuşili, ilk başta ülkenin kuzey sahasına yöneldi, burası Hitit halkının
geçimi için çok önem taşımaktaydı. Elimizdeki belgelerde şu ifadeler yer alıyor;

Ben Tavananna’nın kardeşinin oğlu Tabarna ( Hititçe hali Hattuşili ) Hattuşa’da


krallık yapıyordum, Sahuitta’ya gittim, orayı yıkmadım ama topraklarını imha ettim.
Askerlerimi iki noktada geride bıraktım ve onlara her ganimetten verdim. Zalbar’a karşı
geldim ve onu yok ettim. Tanrıların heykellerini ve üç mayaltum arabasını Arinna’nın Güneş
Tanrıcasını yukarıya, gümüşten bir boğa heykelini ( ritonu ) Fırtına Tanrısı’nın tapınağına ve
dokuz tanrı ile Tanrıça Mezulla’nın tapınağını yukarıya taşıdım9.

İkinci seferi Suriye’nin kuzey sahası olacaktır. Toros Geçitleri’ni ele geçirmiş ve orada
da ilk önce Alalah’ı ( Tell Açana ) ve oradan da Yamhad Krallığı’nı ( Halep – Hitit
kaynaklarında Halpa ) yakmış yıkmıştır ve diğer Suriye şehir devletlerini; Ursu, İgakalis ve
Tishiniye’yi ele geçirdi anlaşılmaktadır10. I. Hattuşili’nin amacı Suriye’nin ve Akdeniz’in
ticari canlılığına ulaşmak, zenginliğinden yararlanmaktı. Halep Krallığı’nın başına kendi bağlı
( vassal ) olan III. Yarim-Lim geçiriyor. Suriye seferi dönüşü Hatti ülkesinin batısında yer
alan Arzava Krallığı ile mücadele etmiş, buradan koyun ve sığır yağmalamıştır ancak bu sefer
esnasında güney sınırlarında yeni gelişmeler yaşanmakta Mitanni – Hurri krallıkları Suriye
üzerinde ilerlemekteydi. Hitit Devleti, Mitanni Devleti’ne karşı fazla başarılı olamaz ve ele
geçirdiği birçok şehri kaptırır. Bu başarısızlığı kabul eden I. Hattuşili şu sözleri söylüyor;

8
Mario Liverani, Ancient Near East, Routledge Taylor & Francis Press, New York, 2014, s. 256.
9
Sedat Alp, ibid, s. 65.
10
Trevor Bryce, Kingdom of Hittites, Oxford Press, New York, 2005, s. 70.
Ertesi yıl Arzava’ya gittim, onların ellerinden öküzleriyle, koyunlarını alacaktım ama
arkamdan Hanigalbat ( Hurri ) ülkesi düşmanları ülkeme girdi ve bütün ülkeler bana karşı
savaştı, benden koptular. Sonunda elimde bir tek Hattuşaş kenti kaldı11.

Bu düşmanlık Hititler’in yayılmacı siyasetinden kaynaklanmaktaydı. Suriye’de ve


Mitanni’de tepkilere sebep olacaktır. Kısa sürede toparlanan I. Hattuşili, Arinna’nın Güneş
Tanrısı’nın yardımıyla ( dualar ve adaklar adardı ) yine başarılı seferlere başladı ve ilk olarak
Nenessa’ya ilerledi, şehir halkı fazla direnmeden kapıları açtılar. Direnen şehirler kuşatılıyor,
yıkımla cezalandırılıyordu. I. Hattuşili; ‘’ Ulumma’ya karşı savaştım, bu kent bana iki kere
isyan etmişti, burayı yerle bir ettim’’ sözü desteklemektedir. Hemen ardından Sallahsuva
kentine yürür ve burayı da ateşe verir, yok eder. Burada yaşayan halkta sürgün edilmişti.
Ertesi yıl Sanahut’a ilerler ve burayı da yerle bir eder.

Suriye’nin zengin şehirlerinden biri olan Haşşuva’ya yürür ve burayı ele geçirir, saldırı
o kadar başarılıydı ki halk krallarını tahttan indirir. Hahhum kentini ele geçirdikten sonra
seferlerin ganimetlerini I. Hattuşili, bu iki şehrin krallarına taşıttırır. Devletin sınırları artık
Fırat Nehri’ne ( Akkadça Purattu, Hittiçe Puran ) kadar uzanmıştı12.

Yaşlanmış olan Hattuşili, devletin kendi içinde iç çekişmelere sahne olduğunu görür
ve kendisine bir varis bırakmak için uğraşır. Hattuşili’nin Vasiyetnamesi’nde taht
kavgalarının yaşandığı ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Önce yeğeni Huzziya’yı varis
seçse de sonra onu azleder. Torunu Murşili resmi olarak tahtın varisi seçmesi, iç çekişmeleri
bitirdi. Öldüğünde Anadolu’ya hâkim olan ve Suriye’nin kuzeyinde büyük bir güç elde etmiş
bir devlet bırakmıştı.

Devletin başına Murşili geçmiş, dinamik ve enerjik bir politika oluşturmuştu. I.


Murşili ile ilgili bilgiler kısıtlıdır. Dedesinin mirasını pekiştirmeye kararlıydı. Suriye’nin
beklide en itibarlı devleti olan Halep’e karşı sefere girişir ve burayı yerle bir eder. I.
Murşili’nin Halep’i ortadan kaldırmasıyla Suriye’nin güç dengelerini alt üst etmiştir13. I.
Murşili’nin ilk hedefi Yamhad Krallığı’ydı ama Mitanni – Hurri Devleti de Hititler’le
çarpışmaya devam etmekteydi. Halep’ten sonra Hitit hükümdarlarının yapmadığı bir şeyi
yaparak Fırat Irmağı’nı geçip zayıflamış olan Hammurabi’nin altın çağ yaşattığı Babil ( Amur
) Krallığı’na saldırarak buradan büyük bir ganimet elde etti. Yalnız bölgeyi ülke topraklarına
katmamış sadece yağma politikasını izlemiştir. Böyle yapmasının sebebi belki de hem bölge
halkının farklılıklar göstermesi ve ayrıca Hitit merkezinin ( heartland ), bölgeden çok uzak
olması, lojistik olarak ulaşmanın sıkıntılı olacağındandır.

11
Isabelle Klock-Fontanille, Les Hittites, Presses Universitaires France, 1998, s. 20. Sedat Alp, ibid, s. 65.
12
Trevor Bryce, Kingdom of Hittites, s. 79.
13
Mark Van De Mieroop, ibid, s. 149.
I. Murşili, Babil dönüşü yoluna çıkan Mitanni – Hurri birlikleriyle çarpışmak zorunda
kaldı. Bunu da Telepinu Fermanı’ndan öğreniyoruz; O Halpa’ya ( Halep ) gitti. Halpa’yı yok
etti. Sonra Babil’e gitti ve orayı da yok etti. Hurriler’le de savaştı, onları da yendi.

Fakat saray çekişmeleri, entrikalar I. Murşili döneminde de devam etmekteydi.


Kaynaklara göre Hantili ( Kralın şarapçısı ) ve Zidanta birleştiler ve Murşili’yi öldürdüler ve
Hitit tahtında bir ilk oldu, kral suikast sonucu ortadan kaldırıldı. Telepinu Fermanı’nda olay
anlatılmaktadır. Murşili öldükten sonra Hitit tahtına Hantili geçer.

Hantili zamanında bir dizi taht mücadeleleri yaşanır. Mitanniler’in doğuda ilerleyişi de
hız kazanır. I. Hantili bu ilerleyiş karşısında fazla başarılı olamaz. Hantili I Hurrilere karşı
Suriye’yi korumaya çalışmış, önemli kentlere surlar inşa etmiştir. 20 yıllık hükümdarlığında
Kaşka’ların saldırılarında Hitit Devleti’ni zora sokmuş bazı yerel kaynaklarda Nerik kutsl
kenti yerle bir edildiği yazılsa da arkeolojik araştırmalarda ( Einar Von Schuler ) böyle bir
saldırının olmadığı söylemektedirler14.

I. Hantili öldükten sonra Hitit tahtına I. Zidanta geçti ama onun zamanında Hitit
Devleti iç çekişmeler yüzünden pek dış işlere müdahale edemiyordu. Zidanta’nın
hükümdarlığı kısa sürmüş ve taht çekişmelerine sahne olmuştu. Tahta geçmek için Hantili’nin
oğlunu ve diğer varisleri ortadan kaldırdı ama kendi sonu da yine bir taht mücadelesiyle oldu.

Tahta geçen Ammuna zamanında Hitit Devleti çok ciddi bir şekilde dış tehditlerle
uğraşmak zorunda kalmış Arzava ve Kizzuvatna, Parduvata, Ahhulassa, Galmiya ülkelerini
kaybetmiş Aşağı ve Yukarı Ülke’den ibaret Anadolu’nun iç sahasına kadar çekilmiş ve
buraya sıkışmış kalmış bir hale girmişti15.

Bu tarihten sonra Hitit Devleti hakkında kesin olarak herhangi bir bilgi
verilememektedir. Kaynaklar kesik ve sınırlıdır. Sadece komşu ülkelerden yarım ve kesin
olmayan bilgilere ulaşılabilinmektedir. Ta ki Hitit tahtına asıl kraliyet ailesinden bir varis
geçinceye kadar ‘’ Telepinu ‘’. Telepinu’nun tahta geçmesiyle Hitit tahtına kimin geçeceği
kesin hükme bağlanmış ve böylece taht kavgaları önlenmiş olur, istisnai durumlar dışında
uygulanmıştır. Telepinu, Kizzuvadna16 ve Arzava Krallıkları ile birer resmi antlaşma
imzaladı. Bunun dışında Hititler’in eskiden bağlaşığı (vassal) olan güneydoğu’daki şehir –
devletleri tekrar birer birer ele geçirmeye başlar.

14
Ekrem Akurgal, ibid, s.65.
15
Trevor Bryce, Kingdom of Hittites, s. 102. Sedat Alp, ibid, s. 60.
16
Tarsus’ta Hetty Goldman tarafından yapılan kazılarda çıkartılan mühürde Kral İşputahşuh adı geçmekte ve
bölgenin adı da, mührün farklı tarzından yola çıkarak Kizzuvadna olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu antlaşmanın en
önemli sebebi Hurri – Mitanni Krallığı’nın Suriye’de ilerlemesi, Anadolu’yu tehdit ediyor olmasıydı. Ayrıca
Mitanni Devleti’nin Mısır ve Mezopotamya’daki büyük güçlerle de işbirliği içerisinde olması da dikkat
çekmektedir.
KAYNAKÇA

- Alp, Sedat – Hitit Çağında Anadolu, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, 2001.


- Akurgal, Ekrem – Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, 2005.
- Barjamovic, Gojko – A Historical Geography of Anatolia in the Old Assyrian
Colony Period, Museum Tusculanum Press, University of Copenhangen, 2011.
- Beckman, Gary – Hittite Diplomatic Texts, Scholars Press, 1999.
- Bienkowski Piotr & Millard Alan – Dictionary of the Ancient Near East,
University of Pennsylvania Press, Philidelphia, 2000.
- Bryce, Trevor – A Routledge Handbook of the Peoples and Places of Ancient
Western Asia, Taylor & Francis Group, New York, 2009.
- Bryce, Trevor – The Kingdom of Hittites, Oxford University Press, New York,
2005.
- Bryce, Trevor – Letters of Great Kings of the Ancient Near East, Taylor &
Francis, New York, 2005.
- Burney, Charles – Historical Dictionary of Hittites, The Scarecrow Press, Oxford,
2004.
- Chavalas, Mark W. – The Ancient Near East, Blackwell Publishing, Oxford,
2006.
- Collins, Billie Jeans – Hittites and Their World, Society of Biblical Literature,
Atlanta, 2007.
- Hamblin, William J. – Warfare in the Ancient Near East to 1600 B.C., Taylor &
Francis, New York, 2006.
- Hawkins, J. David – Arzawa Letters in Recent Perspective, 14, 2009.
- Hoffner, Harry A. – Letters from the Hittite Kingdom, Society of Biblical
Literature, Atlanta, 2009.
- Goetze, A. – The Hittites and Syria ( 1300 – 1200 B.C. ) Cambridge Ancient
History, Cambrigde University Press, 1975.
- Kuhrt, Amelie – Eski Çağ’da Yakındoğu, İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2013.
- Klock-Fontanille, Isabelle – Les Hittites, Presses Universitaires de France, 1998.
- Leick, Gwendolyn – Historical Dictionary of Mesopotamia, Scarecrow Press,
Oxford, 2003.
- Leick, Gwendolyn – Who’s Who in the Ancient Near East, Taylor & Francis,
New York, 1999.
- Liverani, Mario – The Ancient Near East, Taylor & Francis Group, New York,
2014.
- Macqueen, J. M. – Hititler ve Hitit Çağında Anadolu, Arkadaş Yayınları, Ankara,
2001.
- Van De Mieroop, Marc – Antik Yakındoğu’nun Tarihi, Dost Yayınevi, Ankara,
2006.
- Yuryevich, Shelestin Vladimir – Foreign Policy of the Hittite Kingdom between
Mursili I and Tudhaliya I ( XVI – I half of XV c. B.C. ), Institute of Oriental
Studies of the Russian Academy of Science, Moscow, 2014.

You might also like