Professional Documents
Culture Documents
Hitit Devletini123
Hitit Devletini123
Hitit Devletini123
İç Anadolu’da M.Ö. 1200’lere kadar Hatti Ülkesi adı ile anılacak olan Hitit Krallığı
Marassantiya1 Nehri’nin kuzey kavsinde surlarla çevrili doğal korunaklı bir başkente sahip bir
konumda Kuşşara2 Kralı önderliğinde ortaya çıkacaktır. Hatti Ülkesi olarak anılmasının
sebebi Hititler’in Anadolu geldiklerinde karşılarına çıkan yerli halkın Hatti adını taşıması ve
bu uygarlığın geleneklerini devam ettiriyor olmasından kaynaklanmaktadır. Hem Akkad
metinlerinde hem de Mısır metinlerinde Anadolu’da yaşayan halkın adı ‘’ Hatti ‘’ ismiyle
anılıyor olması Hititler’in bu bölgede onların devamı olmasına sebep olacaktır.
Hatti Beyleri’nden Kuşşara Kralı Pithana’nin oğlu Anitta yaptırmış olduğu hançerde
ilk defa karşımıza çıkmaktadır. En önemlisi ise ‘’ Anitta Metni ‘’ olarak bilinen yazıtta
Hattuşaş ile ilgili bölümlerin Kuşşara Kralı Anitta tarafından ele geçirilişi anlatıldığı gibi
sonrasında yapmış olduğu seferler de anlatılmaktadır. Metinde birde ‘’ lanet ‘’ bölümü de
dikkat çekmektedir. Hattuşaş’ın tekrar merkez seçilmesi halinde hanedanın başına gelecek
karışıklık yer almaktadır;
1
Günümüzde Kızılırmak Nehri’nin Hititler tarafından verilen addır, Klasik Dönem de bu nehre ‘’Halys‘’ adı
verilmiştir. Charles Burney, Historical Dictionary of the Hittites, The Scarecrow Press, Oxford, 2004, s. 190.
2
Kuşşara tartışmalı yer; Divriği, Alişar yada Elbistan. Ayrıntılı bilgi için Ahmet Ünal, Hititler Devrinde
Anadolu, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. Bkz. Gojko Barjamovic, A Historical Geography of Anatolian
in the Old Assryrian Colony Period, The Carsten Niebuhr Institute of Ancient Near Eastern Studies, Museum
Tusculanum Press, University of Copenhagen, 2011, s. 143.
3
Mark Van De Mieroop, Antik Yakındoğu’nun Tarihi, Dost Yayınevi, Ankara, 2004, s. 147.
4
Hattuşaş adı için ayrıca bkz. Trevor Bryce, A Routledge Handbook of The Peoples and Places of Ancient
Western Asia, New York, 2009, s. 298.
na-aš-ta DIŠKUR-un-ni-ma ma-a-an a-aš-šu-uš e ̣-eš-ta
ỤRỤ
Ne-e-ša-aš LUGAL-uš!URUKu-uš-ša-ra-aš LUGAL-i × × × ×
×-ma URỤỤl-lạm-mạ × ×
U RU
[ N]e-e-ša ×
URU
Ḫa[r-k]i-ụ́-na-an ḫa-an-ta-i-ši me-e-ḫ[u-ni
URU
[○ ○ ○]-ma-an iš-pa-an-di [na-ak(-ki-it EL-QÉ)]
URU
× × × × x-an ḫa-an-ta-i-ši me-e-ḫu-n[i
Göklerin Fırtına Tanrısı tarafından sevilirdi, hem de Fırtına Tanrısı, Kuşşara kralı
Neşa Kralının [ ] tarafından sevilirdi.
Kuşşara kralı şehirden hışımla [geldi] ve geceleyin Neşa şehrini zorla aldı. Neşa
kralını tutsak aldı ama Neşa sakinlerine zarar vermedi [fakat] [onları] anne ve baba olmaya
zorladı.
Babam Pithana’dan sonra aynı yıl ben de bir ayaklanma bastırdım. Hangi ülke isyan
ettiyse Güneş Tanrısı’nın yardımıyla zafer kazandım… İkinci kez Piyusti, Hatti Kralı
yardımcılarından hangisini bana karşı gönderdi ise onları Salampa yakınlarında yendim.
Uzun zaman önce Zalpuva Kralı Uhna Tanrı Siu heykelini Neşa’dan Zalpuva’ya götürmüştü,
ama daha sonra ben, büyük kral Anitta, tanrımız Siu heykelini Zalpuva’dan Neşa’ya geri
getirdim. Zalpuva kralı Huzziya’yı da canlı Neşa’ya canlı getirdim… Hattuşaş şehrinden
ayrıldım… Daha sonra şehir kuraklığa uğrayınca, tanrım Siu, tahtı Halmasuitta’ya teslim
etti, gece baskınıyla şehri zorla geri aldım, üzerine yaban otu ektim.
Benden sonra her kim kral olur ve yeniden Hattuşaş’a yerleşirse, göklerin Fırıtna
Tanrısı onu çarpsın5!
URU
Ša-la-ti-u̯a-ra me-e-ni-im-me-et ne-e-eḫ[-ḫu-un]
ỤRỤ
Šạ-la-ti-u̯a-ra-ša me-e-na-aḫ-ḫa-an-da GIŠtu-ụ x x
nu ma-a-al-taḫ-ḫu-un nu [(ḫu-u-u̯a-ar)-taḫ-ḫu-un]
URU
Ne-e-š[(a A-NA URU-I̥A u-da-aḫ-ḫu-un)]
5
Amelie Kuhrt, Eski Çağ’da Yakındoğu, Çev: Dilek Şendil, İş Bankası Yay., İstanbul, 2013, s. 297. Ayrıca
Ekrem Akurgal, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, 2005, s .37. Sedat Alp, Hitit Çağında
Anadolu, TÜBİTAK Yayınları, Ankara, 2001, s. 53.
ú-e-et K[(UR-e-še-et Ú URULIM-ŠU da-a-li-iš)]
nu ÍDḪ[(u-u-la-an-na)]-a[(n IṢ-BAT)]
URU
Ne-e[- E(GIR-pa-an ar-ḫa pa-it)]
URU
-ri-i̯a[-an ḫ(u-la-le-eš-šar-še-et I LI-IM IV! ME ERÍNMEŠ)]
Türkçesi; Yüzümü Salativara şehrine döndüm ama Salativara şehri bana karşı … [ … ]
askerlerini çıkardı, onları Neşa’ya getirdim.
Neşa’da surlar inşa ettim. Şehrin ( surlarla çevrilmesinden ) sonra Göğün Fırtına
Tanrısı ve Tanrı Sui ( Şuişimmi ) adına tapınaklar yaptırdım.
Taht Tanrısı Halmasuit’e, Hava Tanrısı’na ve Tanrımız Siu’ya birer tapınak yaptırdım.
Seferden getirdiğim ganimetleri ( onlara ) dağıttım, donattım.
Ve bir ant içtim ve lanet ettim. Aynı gün şehrim Neşa’ya 2 aslan, 70 domuz,
çalılıklarda yaşayan 9 domuz daha, 120 yaban hayvan ( ? ), aralarında leoparlar, aslanlar,
geyikler, dağ keçisi ve [ … ] getirdim.
Aynı yıl [Salativa]ra’ya karşı savaş açtım, Salativara kralı oğullarıyla birlikte isyan etti
ve [bana karşı] geldi, ülkesini ve şehrini terk etti, Hulanna Irmağı’nı ele geçirdi.
Ne[şa] halkı [ondan] kaçtı, şehrin surlarını yaktılar ve [orada] şehrin içine … saran
1400 asker ve 40 atlı alay, yanında güm[üş] (ve) altın getirdi ve çekip gitti. Ben (?) … sefere
çıkınca Puruşandalı6 adam yanıma armağanlarıyla gelip yığdı, bana demirden bir taht ve
demir bir asa sundu. Ben tekrar Neşa’ya dönünce Puruşandalı adamı da yanımda getirdim. O (
taht ) odasına girince benim önümde sağda oturacak7.
6
Puruşanda için bkz; Charles Burney, ibid, s. 2.
7
Amelie Kuhrt, ibid, s. 298. Sedat Alp, ibid, s. 53 – 54.
Anitta böylece Anadolu’da özellikle Puruşanda ( Akkadça Burushattum ) – Kuşşara
arasında büyük bir siyasi güç ortaya çıkarmış ve ilk merkezi devletinde kurulmasında ön ayak
olmuştur. Anitta Kızılırmak kavsinin dışında vadi boyunca ilerlemiş ve nehrin döküldüğü yeri
topraklarıyla birleştirmiştir. Anitta’nın ölümüyle krallık her ne kadar büyük bir darbe alsa da
onun hakkında edindiğimiz bilgilerin Hitit kaynaklarında yer alması kraliyet ailesinin onun
soyundan geldiğini, atası olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.
Hititler için artık yeni bir dönem başlamış, Kuşşaralı Adam8 olarak anılan sonra
Hattışaş’ı başkent ilan ederek bir bakıma Anitta’nın lanetine hedef olan I. Hattuşili (
Hattuşaşlı ) hem Anadolu’da hem de Mezopotamya’da ilerleyecektir. 30 yıllık
hükümdarlığında I. Hattuşili yaptığı her savaşı ‘’ Yıllıklara ‘’ yazdırmış ve bu sayede onun
hakkında geniş bir bilgiye ulaşmamış kolay olmuştur. Bu yıllıklar iki dilli yazılmıştır;
Akkadça ve Hititçe.
Büyük Kral Hattuşili, ilk başta ülkenin kuzey sahasına yöneldi, burası Hitit halkının
geçimi için çok önem taşımaktaydı. Elimizdeki belgelerde şu ifadeler yer alıyor;
İkinci seferi Suriye’nin kuzey sahası olacaktır. Toros Geçitleri’ni ele geçirmiş ve orada
da ilk önce Alalah’ı ( Tell Açana ) ve oradan da Yamhad Krallığı’nı ( Halep – Hitit
kaynaklarında Halpa ) yakmış yıkmıştır ve diğer Suriye şehir devletlerini; Ursu, İgakalis ve
Tishiniye’yi ele geçirdi anlaşılmaktadır10. I. Hattuşili’nin amacı Suriye’nin ve Akdeniz’in
ticari canlılığına ulaşmak, zenginliğinden yararlanmaktı. Halep Krallığı’nın başına kendi bağlı
( vassal ) olan III. Yarim-Lim geçiriyor. Suriye seferi dönüşü Hatti ülkesinin batısında yer
alan Arzava Krallığı ile mücadele etmiş, buradan koyun ve sığır yağmalamıştır ancak bu sefer
esnasında güney sınırlarında yeni gelişmeler yaşanmakta Mitanni – Hurri krallıkları Suriye
üzerinde ilerlemekteydi. Hitit Devleti, Mitanni Devleti’ne karşı fazla başarılı olamaz ve ele
geçirdiği birçok şehri kaptırır. Bu başarısızlığı kabul eden I. Hattuşili şu sözleri söylüyor;
8
Mario Liverani, Ancient Near East, Routledge Taylor & Francis Press, New York, 2014, s. 256.
9
Sedat Alp, ibid, s. 65.
10
Trevor Bryce, Kingdom of Hittites, Oxford Press, New York, 2005, s. 70.
Ertesi yıl Arzava’ya gittim, onların ellerinden öküzleriyle, koyunlarını alacaktım ama
arkamdan Hanigalbat ( Hurri ) ülkesi düşmanları ülkeme girdi ve bütün ülkeler bana karşı
savaştı, benden koptular. Sonunda elimde bir tek Hattuşaş kenti kaldı11.
Suriye’nin zengin şehirlerinden biri olan Haşşuva’ya yürür ve burayı ele geçirir, saldırı
o kadar başarılıydı ki halk krallarını tahttan indirir. Hahhum kentini ele geçirdikten sonra
seferlerin ganimetlerini I. Hattuşili, bu iki şehrin krallarına taşıttırır. Devletin sınırları artık
Fırat Nehri’ne ( Akkadça Purattu, Hittiçe Puran ) kadar uzanmıştı12.
Yaşlanmış olan Hattuşili, devletin kendi içinde iç çekişmelere sahne olduğunu görür
ve kendisine bir varis bırakmak için uğraşır. Hattuşili’nin Vasiyetnamesi’nde taht
kavgalarının yaşandığı ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Önce yeğeni Huzziya’yı varis
seçse de sonra onu azleder. Torunu Murşili resmi olarak tahtın varisi seçmesi, iç çekişmeleri
bitirdi. Öldüğünde Anadolu’ya hâkim olan ve Suriye’nin kuzeyinde büyük bir güç elde etmiş
bir devlet bırakmıştı.
11
Isabelle Klock-Fontanille, Les Hittites, Presses Universitaires France, 1998, s. 20. Sedat Alp, ibid, s. 65.
12
Trevor Bryce, Kingdom of Hittites, s. 79.
13
Mark Van De Mieroop, ibid, s. 149.
I. Murşili, Babil dönüşü yoluna çıkan Mitanni – Hurri birlikleriyle çarpışmak zorunda
kaldı. Bunu da Telepinu Fermanı’ndan öğreniyoruz; O Halpa’ya ( Halep ) gitti. Halpa’yı yok
etti. Sonra Babil’e gitti ve orayı da yok etti. Hurriler’le de savaştı, onları da yendi.
Hantili zamanında bir dizi taht mücadeleleri yaşanır. Mitanniler’in doğuda ilerleyişi de
hız kazanır. I. Hantili bu ilerleyiş karşısında fazla başarılı olamaz. Hantili I Hurrilere karşı
Suriye’yi korumaya çalışmış, önemli kentlere surlar inşa etmiştir. 20 yıllık hükümdarlığında
Kaşka’ların saldırılarında Hitit Devleti’ni zora sokmuş bazı yerel kaynaklarda Nerik kutsl
kenti yerle bir edildiği yazılsa da arkeolojik araştırmalarda ( Einar Von Schuler ) böyle bir
saldırının olmadığı söylemektedirler14.
I. Hantili öldükten sonra Hitit tahtına I. Zidanta geçti ama onun zamanında Hitit
Devleti iç çekişmeler yüzünden pek dış işlere müdahale edemiyordu. Zidanta’nın
hükümdarlığı kısa sürmüş ve taht çekişmelerine sahne olmuştu. Tahta geçmek için Hantili’nin
oğlunu ve diğer varisleri ortadan kaldırdı ama kendi sonu da yine bir taht mücadelesiyle oldu.
Tahta geçen Ammuna zamanında Hitit Devleti çok ciddi bir şekilde dış tehditlerle
uğraşmak zorunda kalmış Arzava ve Kizzuvatna, Parduvata, Ahhulassa, Galmiya ülkelerini
kaybetmiş Aşağı ve Yukarı Ülke’den ibaret Anadolu’nun iç sahasına kadar çekilmiş ve
buraya sıkışmış kalmış bir hale girmişti15.
Bu tarihten sonra Hitit Devleti hakkında kesin olarak herhangi bir bilgi
verilememektedir. Kaynaklar kesik ve sınırlıdır. Sadece komşu ülkelerden yarım ve kesin
olmayan bilgilere ulaşılabilinmektedir. Ta ki Hitit tahtına asıl kraliyet ailesinden bir varis
geçinceye kadar ‘’ Telepinu ‘’. Telepinu’nun tahta geçmesiyle Hitit tahtına kimin geçeceği
kesin hükme bağlanmış ve böylece taht kavgaları önlenmiş olur, istisnai durumlar dışında
uygulanmıştır. Telepinu, Kizzuvadna16 ve Arzava Krallıkları ile birer resmi antlaşma
imzaladı. Bunun dışında Hititler’in eskiden bağlaşığı (vassal) olan güneydoğu’daki şehir –
devletleri tekrar birer birer ele geçirmeye başlar.
14
Ekrem Akurgal, ibid, s.65.
15
Trevor Bryce, Kingdom of Hittites, s. 102. Sedat Alp, ibid, s. 60.
16
Tarsus’ta Hetty Goldman tarafından yapılan kazılarda çıkartılan mühürde Kral İşputahşuh adı geçmekte ve
bölgenin adı da, mührün farklı tarzından yola çıkarak Kizzuvadna olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu antlaşmanın en
önemli sebebi Hurri – Mitanni Krallığı’nın Suriye’de ilerlemesi, Anadolu’yu tehdit ediyor olmasıydı. Ayrıca
Mitanni Devleti’nin Mısır ve Mezopotamya’daki büyük güçlerle de işbirliği içerisinde olması da dikkat
çekmektedir.
KAYNAKÇA