Professional Documents
Culture Documents
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı Final
Kullanıcı Deneyimi Tasarımı Final
Etkileşim tasarımı;
Verimli ve sezgisel donanımlar üzerinde durma, cihazları kullanışlı, faydalı ve eğlenceli hâle
getirme, • Bir ürün tasarımı kaynaşması, bilgisayar bilimi, iletişim tasarımı,
Belirli bağlamsal koşullar altında belirli problemlerin çözümünde kullanılan bir süreç,
Ürünler, hizmetler, ortamlar ve sistemlerin davranışı için formları oluşturma,
Teknoloji ve kullanıcı arasında diyalog kurma, iletişim kısıtlamalarını teknoloji aracılığı ile en
aza indirgeme,
Çeşitli ürün ve hizmetler aracılığıyla insanları bir araya getirme ile ilgilidir.
Tüm tasarım belgeleri farklı olmakla birlikte genelde aşağıdaki özellikleri barındırması gerekir:
İçindekiler ve Giriş
Tasarıma Genel Bakış
Tasarım Özellikleri
Tel Kafes (Wireframe)
Proje Mimarisi
Uygulama Planı
Kurallar
Testler ve Kullanılabilirlik
Varsayımlar ve Stüdyo Kısıtlamaları
Çalışmalarınızı oyunlaştırın
Zorlukların üstesinden gelin
Net hedefler ve uygulanabilir eylemler belirleyin
Durumunuzu koruyun
Destansı olun
Beyin fırtınasının yaratıcı düşünme ve imgeleme sağlayabilmesi için dört temel koşulu vardır.
Chip ve Dan Heath kullanıcının zihninde deneyimi, sayfa ya da uygulamaya bağlı kılacak altı “bağlılık”
ilkesi geliştirdiler. Bu altı prensip şu şekildedir;
Bir projeye arayüz geliştirirken dikkate alınması gereken birtakım temel ilkeler vardır. Bu ilkeler arayüz
tasarımında dikkate alındığında iyi tasarımların dolayısıyla etkileşimli projelerin ortaya çıkması
mümkündür.
Tutarlı Olun
Sık Kullanımlar İçin Kısayol Kullanın
Bilgilendirici Geribildirimler Tasarlayın
Sonuçlanan Diyalog ve Gezinme Tasarımı
Bilgilendirici Hatalar Tasarlayın
Geri Alma Seçeneğini Tasarlayın
Bireysellik İçin Tasarım
Aşırı Yükü Azaltın
İki Saniye Kuralı
Kullanıcı faaliyet döngüsü hem zihinsel hem de fiziksel aktiviteleri içermektedir. Aşağıda bu döngünün
üç ana evresi açıklanmıştır:
Amacın Oluşumu: Birinci aşamayı oluşturan bilişsel bir aktivitedir. Kullanıcılar arayüzü
kullanarak uygun amaç ya da amaçları oluşturabilmeyi isterler.
Uygulama Aşaması: İkinci, üçüncü ve dördüncü evreyi oluşturmaktadır. Uygulama aşaması
boyunca, kullanıcılar hem zihinsel hem de fiziksel eylemler gerçekleştirirler. Bilişsel aktiviteler
amaçların görevlere dönüştürülmesini ve birbirini izleyen eylemlerin planlanmasını içerirken,
fiziksel aktiviteler sıralanan eylemlerin uygulanmasını içermektedir.
Değerlendirme Aşaması: Beşinci, altıncı ve yedinci evreleri oluşturmaktadır. Bunların tümü,
neler olup bittiğinin kontrol edilmesini ve bunların istenen sonuçla karşılaştırılmasını (birinci
aşamada şekillenen amaçlar) içeren zihinsel aktivitelerdir.
Kullanıcı arayüzünün gelişiminde üç ana aşamanın yer aldığını söylemek mümkündür: Delikli kartların
ve ilk elektronik bilgisayarların kullanıldığı dönem (Batch Interface Era, 1945-1968), girilen metinler
yoluyla kullanılan Komut Satırı Arayüzü (Command-Line Interfaces, 1969-1984) ve 1984’ten
günümüze kadar olan süreci kapsayan ve komut dizinleri yerine ikon, menü ve pencereler gibi görsel
ögelerin kullanıldığı Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (Graphical User Interface).
Dougles Engelbart’ 1968’de ekibi ile birlikte, içerisinde üç butonlu fare (Engelbat’ın kendi buluşudur),
çoklu pencere arayüzü, hiperlink ve ekran üzerinden video konferans gibi pek çok ilki barındıran bir
sunum yapmıştır. Ekranda farenin hareketlerini yansıtan bir de imleç kullanılmıştır. Bu gösteri 1991’de
İnternetin icadına kadar bilgisayar biliminin en çok heyecan uyandıran olayı olmuştur.
Grafiksel Arayüz Kullanımının Avantajları Grafiksel arayüz kullanımının bazı avantajlar listelenmiştir:
Araştırmalar sembollerin metinlere göre çok daha hızlı ve doğru bir şekilde
algılandığını göstermektedir. Ayrıca renk ve biçimlerin kullanılması obje ve
elemanların hızla sınıflandırılmasında oldukça önemlidir. Örneğin trafik işretlerindeki
renk ve şekil ayrımları sürücülerin dikkatini hızla çekebilmek için kullanılmaktadır ya
da herhangi bir ekran tasarımında gördüğümüz bir “i” harfi bize okumamız gereken
bir uyarı/bilgi mesajı olduğunu bildirmektedir.
Bilginin görsel sunumu kompleks bilgi kümlerinin kolayca ayırt edilerek işlenmesini
sağlar. Görsel betimlemeler kavramsal bilgilerin öğrenilmesinde yardımcı olmaktadır.
İmgeler yoluyla iletişim kurmak insan doğasının bir parçasıdır. İnsanların görsel imajlar
yoluyla iletişim kurma çabası yazılı metinlerden çok daha önce gerçekleşmiştir. Ayrıca
insan zihni görseller yoluyla öğrenmeye eğilimlidir ve güçlü bir görsel hafızaya sahiptir.
Obje ve kavramların görsel sunumu somut düşünmeyi teşvik ederek, çok katmanlı
görev dizilerinin kullanıcıya sade bir biçimde sunumu sağlar.
Kullanıcıların sistemi kullanırken yaşadığı kaygının azalmasını sağlar ve sistem
üzerindeki kontrol hissini güçlendirir.
Görsel anlatım dilinin kullanılması metin tabanlı olan sistemlerin aksine evrensel bir
niteliktedir.
Grafik içerikler sayesinde kullanıcılar amaçlarını uzun metinler girmeden
gerçekleştirebilirler.
Kullanıcı odaklı bir arayüz tasarımı oluşturabilmek için metin kullanımı ile ilgili dikkat edilmesi gereken
bazı noktalar bulunmaktadır:
Denge,Vurgu,Ritim,Hiyerarşi ve Bütünlük
Yakınlık İlkesi: Diğerlerine nazaran daha yakın olan objeler birer grup gibi görünürken, uzak
olanlar ayrı ayrı algılanırlar. Tasarımcılar ekrandaki kontrolleri ve metin alanlarını birbirine
daha yakın kullanarak veya çerçeveleyerek gruplar ve diğer elemanlardan ayırırlar.
Benzerlik İlkesi: Benzerlik ilkesi göre gruplama birbirine benzer şekil, renk, boyut, konum
(yakınlık ilkesi), acı veya değer gördüğümüzde gerçekleşir. menü ve yönlendirmelerde
kullanılan benzer biçim renkler sayesinde kullanıcının sisteme daha hızlı adapte olması
sağlanabilir.
Devamlılık İlkesi: Görsel algımız devam eder nitelikteki formları tamamlamaya ve bütünü
görmeye yatkındır. Devamlılık ilkesine örnek oluşturabilecek örneklerden biri ünlü bilişim
teknolojisi şirketi IBM firmasının logosudur.
Tamamlama İlkesi: görsel algımızın açık veya ayrı parçalar halinde olan şekilleri kapalı ve
birleşmiş halde algılamaya olan eğilimimiz ile ilgilidir. Örneğin, birbiri ile bağlantısı olmayan
yayları bir çember olarak algılayabiliriz.
Simetri İlkesi: Simetri ilkesi kompleks görünümlerini ayrıştırarak algılamaya olan
yatkınlığımızla ilişkilidir.
Çizgi; bir noktanın birbirini izleyen hareketle meydana gelen geometrik bir ifadedir. Çizgiler
karakterlerine göre ve konumlarına bağlı olarak bazı mesajlar da iletirler.
Biçim-form; Biçim iki boyutlu düzlem üzerinde genellikle çizgilerin kullanılmasıyla, şekil
almasıyla oluşur. Biçimler üçgen, kare, dikdörtgen gibi geometrik biçimler ve taş, yaprak, bulut
gibi organik biçimler olarak ikiye ayrılır. Form ise bu biçimlerin üç boyutlu olarak, derinlik
hissinin verilmesiyle bizlere yansıtılmasıdır.
Ton(Değer); Genel olarak tonlama grinin çeşitlenmesi ya da siyah rengin kullanılmasıyla
ilgilidir.
Renk; Renkler, ışıkla birlikte var olurlar ve izleyen üzerinde değişik etkiler uyandırırlar. Rengin
üç boyutu bulunmaktadır: Uzunluk (rengin türü), genişlik (rengin tonu), derinlik (rengin
yoğunluğu).
Doku; Doku, bir nesnenin yüzeyinde çizgilerin bir araya gelmesiyle oluşan tasarım elemanıdır.
Ölçü; bir tasarım elemanı olmaktan ziyade, çizgi, renk, doku ve biçim gibi tasarım
elemanlarının birbirleri arasındaki büyüklükler ve tasarımda kapladıkları alanla ilişkilidir.
Yön: Bir tasarım üzerindeki çizgiler ve noktalar, değişik noktalara yönelerek bir hareket
oluştururlar.
HTML sürümleri
HTML 1.0: Çok seviyeli baslıklar, paragraflar ve maddelenmiş listeler için özel formatlamadır.
HTML 2.0: Doldurulabilir web formlarının oluşturulabilmesini sağlayan bu sürüm 1994
yılından önce web dokümanlarında kullanılan eklenti ve özelliklere kaynak olarak çıkartılmıştır.
HTML 3.2: Sayfa görünümü üzerinde ileri derece kontrol, manşetlerin yönetilmesi, dinamik
dokümanlar, matematik dokümanlar, CSS (Cascading Style Sheet-Basamaklı Stil Şablonları)
bunlardan bazılarıdır.
HTML 4.1: Şu an kullandığımız HTML standardıdır.
HTML 5: Günümüzde kullanılan HTML 4.1 sürümü, CSS desteğiyle ne kadar düzenli ve sağlam
bir yapıda kodlanırsa kodlansın, yine de fazladan yazılan kodların işlevselliği bozduğu
bilinmektedir. Bu yüzden HTML 5 bu ihtiyaçları karşılamak adına geliştirilmeye başlanmıştır