Hegel Nejat Bozkurt

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Hegel, Nejat Bozkurt, Say Yayınları, İstanbul, 2005.

Hegel’e göre yegane ve canlı olan felsefe, karşıtlıkların felsefesidir. Diyalektik çelişki,
üremenin hem çiçek hem de meyve olmayı barındırmasıdır. Ya da ölüm hem bir tür ortadan
kaldırmadır hem de yeniden doğuşu sağlayan koşuldur. Bu sayede mantık da bir kavramlar
diyalektiğinin katışıksızlığı, saltıklığı içinde tarihsel zorunluluğun özünü ortaya koyar. Mantık,
filozofun kurduğu bir düşünce yapısı değil, gerçek bir bilgidir; çünkü sıradan bilinç onun
içinde kendi alın yazısını gerçekleştirir. Bu alın yazısı ise, diyalektiğin en son öznesi olan
‘saltık’ın da alın yazısıdır.

Hegel mantığı bir bilim olarak kabul eder ve onun mantığının başlıca özelliği formel mantığa
karşı oluşudur. Formel mantık, olguların içeriklerini göz önünde bulundurmadan onları yalnız
mantıksal formlarına göre incelediğinden ötürü yetersiz kalmaktadır. Formel mantık,
incelemelerinde tümdengelime dayanan çıkarımların ve önermelerin yapısını araştırmaya
girişir; tümcelerin anlam ve içerikleri bir yana bırakılır. Bunların sadece nesnel formu
üzerinde durulur; bir diğer deyişle zaman, değişme ve oluş gibi yapıya ilişkin iç-dinamiği olan
kavramlar yok sayılırlar. Hegel’den önce formel mantığın yetersizliğini belirten Kant da
mantığın Transsendental mantık olması gerektiğini dile getirmiştir. Ancak Hegel’in diyalektik
mantığı Kant’ın Transsendental mantığından ayrılır. Bu ayrım da Hegel’n kategorileri bir dizge
içine yerleştirilmiş olmasından ve asıl kategorilerin böyle bir dizge içinde oluşunun onlara
gerçek içeriklerini kazandırmasından ötürüdür. Bu bağlamda bu kategorileri içlerine
kavramların mekanik bir biçimde yığıldığı bir alan olarak düşünmek yanlıştır. Çünkü
kavramları sadece sıralayarak bunların gerçekliklerini türetemeyiz. Hegel’e göre kategorilerin
bu dizgesi, varlığın bilincinin temelinde yatmaktadır ve felsefenin ödevi de bu dizgeyi hem
varlık hem de bilinç açısından araştırmaktır. Bu araştırma da bize, sonunda gerçekten var
olan şeyin dizge (sistem) olduğunu gösterecektir. Burdan anlıyoruz ki dizge ile gerçeklik
örtüşmektedir; ayrıca da dizgeyle bilincin kategoriler dizgesi dünyayı hem bir bütün olarak
algılamamıza ve anlamamıza, hem de orada gerçekleşen genel ilişkilerin her birini
kavramamıza yaramaktadır. Sistem içinde kavranması gereken Kategorilerin dizgesi, gelişen
gerçekliğin genel çizgileridir artık burada mantıkla gerçeklik özdeştir: “Gerçek olan
mantıksaldır, mantıksal olan gerçektir.”

Hegel’in mantığı üç bölümden oluşmaktadır: Varlık öğretisi, Öz öğretisi ve Kavram öğretisi.


Burada varlık bir soyutlamadır ve tümüyle içeriksizdir. Burada Hegel tek tek nesneleden
değil, genel anlamda varlıktan bahseder. Genel olarak varlıkla ilgili düşünmemizin içi o denli
boştur ki bu var olmayanla örtüşü, varlığın yoklukla örtüşmesi ortaya çıkar.
Varlıkla yokluk birbirinden ayrı şeyler olmakla birlikte, aynı zamanda birbirinden ayrılmayan
şeylerdir. Sy.41

You might also like