Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 254

EGE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ


Sosyoloji Anabilim Dalı

KENT DOKUSUNUN OLUŞMASINDA TURİZMİN ETKİSİ


“BODRUM ÖRNEĞİ”

DOKTORA TEZİ

Ünal BOZYER

TEZ DANIŞMANI:
Prof. Dr. Ercan TATLIDİL

İZMİR-2008
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne sunduğum Kent Dokusunun
Oluşmasında Turizmin Etkisi "Bodrum Örneği" adlı doktora tezinin tarafimdan bilimse~
ahlak ve nonnlara uygun bir şekilde hazırlandığını, tezimde yararlandığıID kaynakları
bibliyografyada ve dipnotlarda gösterdiğimi onurumla doğrularım.

ÜnalBOZYER
İmza
TUTANAK

Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu'nun 17112/2008 tarih ve 48/3
sayılı kararı ile oluşturulan jüri, Sosyoloji anabilim dalı doktora öğrencisi Ünal BOZYER'in aşağıda

başlığı (Türkçe/İngilizce) belirtilen tezini incelemiş ve adayı 26112/2008 günü saat 11.00' de 90dk.

süren tez savunmasına almıştır.

Sınav sonunda adayın tez savunmasını ve jüri üyeleri tarafından tezi ile ilgili kendisine
yöneltilen sorulara verdiği cevapları değerlendirerek tezin başarılı/başftfI9I z/dü2':el~i--ıset'ei4

olduğuna oybirliğiyle ,i oyç okltığtı y ıa karar vermiştir.

-~ , , ~
Prof. Dr. Ercan TA TLIDİL
B AŞKAN

Başarılı ~

Başa rısız D
Düzeltme (6 ay süreli) D
Prof. Dr. Önal SA VIN T. Kadir ASLAN
ÜVE ÜVE

B aş a rılı W Baş a nlı

B aşa rıs ız D Ba ş arısız

Düzeltme (6 ay süreli) D Düzeltme (6 ay süreli) D

D~rgÜ~ ~~~i.
Vrd. Doç: Drt5.0şar Hız
Prof. ~--.L-}~2V_E-----,_
"7
Başarılı p i W L;JJN' B aşa rılı

Başarısız D Baş arısız

Düzeltme (6 ay süreli) D Düzeltme (6 ay süreli) D

T ezio Türkçe B a şlığı : Kent Dokusunun Olu şm asında T urizmin Etkisi " Bodrum Örneği"
Tezin İngilizce Başlığı: T he Impact of Tourism on City-Life Construction "The Example of
Bodrum"
* I, Doktora Tezi savunma süresi asgari 90 azami 120 dakikadır.
2. Tutanak (jürinin karar ve imzaları haricinde) bilgisayarda doldurulmalıdır
3. Tez başlığ ı (İngilizce ve Türkçe) mutlaka belirtilmelidir.
3. Doktora Tez savunmasında üyelerden en az birinin üniversite dışl!1dan olması zorunludur.
I

ÖNSÖZ

Kentler, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal merkezler olarak insanlık


tarihinde önemli işlevler üstlenmiştir. Kentlerin oluşumunda coğrafi konum, siyasi ve
ekonomik faktörler etkili olmaktadır. Kent ekonomisinin dayandığı ana sektör kent
kimliğinin şekillenmesinde de etkili olmaktadır. Buna göre, ticaret kenti, sanayi kenti
vb. tanımlar yapılarak analizler yapılmaktadır. Her kent biçiminin kendine özgü
yapılanması olduğu gibi, sorunları da yine bu çerçevede gerçekleşmektedir.

Türkiye’nin 1124 km ile en uzun kıyı şeridine sahip ili Muğla’da turizm, 80’li
yıllardan itibaren hızlı bir gelişme göstermiştir. Turizm, Muğla ilinin ekonomisine katkı
sağladığı kadar ülke ekonomisi içinde önemli bir sektör haline gelmiştir. Turizm
sektörünün gelişmesine bağlı olarak sosyo-ekonomik yapı, sektörün taleplerine ve
özelliklerine göre yapılanmaktadır.

Muğla ilinin turizm potansiyeli yüksek olan Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi
ilçeleri kısa zamanda turizm sektörüne uygun yapılanarak, ülkemizin önemli turizm
kentleri arasına girmişlerdir. Özellikle turizmle tanıştığı dönemlerde küçük birer ilçe
olan Bodrum ve Marmaris, hızlı bir kentleşme süreciyle birlikte, genel nüfusunu dört,
beş kat arttırarak belli dönemlerde bir milyona kadar çıkan nüfusa hizmet verir hale
gelmişlerdir. Kitle turizmine hizmet veren diğer yörelerde de turizm, benzer sonuçlara
yol açarak, toplumsal yapıyı dönüştürmektedir.

Araştırmaya konu olan Bodrum İlçesi, turizmden etkilenen ve değişen, turizm


sektörünün şekillendirdiği, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerindendir. Zengin turizm
kaynaklarına sahip olan Bodrum, özellikle 1980 sonrası kat ettiği aşamalarla, kısa
zamanda artan nüfusu ve ekonomik büyümesiyle dikkat çekmektedir.

Bu çalışmada turizm sektörünün etkisiyle şekillenen turizm kenti tanımlanarak,


diğer kentlerden farklılıkları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Türkiye’de özellikle sahil
kasabalarının yerini ekonomik, demografik ve sosyo-kültürel özellikleriyle farklı kent
özelliği gösteren yeni kentlerin aldığı yadsınamaz gerçekliktir. Turizm sektörünün
II

gelişimiyle birlikte kentin yapılanması veya kentsel dönüşümü bu tezin ilgi alanını
oluşturmaktadır. Bu yaklaşım çerçevesinde geniş literatür ve arşiv taraması yapılmıştır.
Kentsel dokunun dönüşümünü irdelemede, kentlilere yönelik anket uygulaması, Sivil
Toplum Kuruluşlarının yönetici ve üyeleri, Resmi Kurumların yöneticileri ile kentin
dönüşümüne tanıklık eden kişilerle görüşülmüştür. Elde edilen veriler bilimsel
yöntemin öngördüğü kurallar bağlamında irdelenmiştir.

Bu çalışmanın gerçekleşmesinde, yardımlarını ve değerli katkılarını esirgemeyen


tez danışmanım Prof.Dr.Ercan TATLIDİL’e, tez izleme jürisinde yer alan Prof.Dr.Önal
SAYIN’a ve Prof.Dr.Kadir ASLAN’a teşekkür ederim. Çalışmanın yürütülmesinde
büyük bir fedakârlık gösteren eşim Figen ve oğlum Mehmet Gökay Bozyer’e, manevi
desteklerini esirgemeyen anneme, kardeşime, kayınpederime ve kayınvalideme minnet
borçluyum. Anketin uygulanması esnasında yardımcı olan, Arş.Gör.Zafer DURDU,
Barış ANIL, Aydın ÖNCEL, Yılmaz ALGÜL ve Erol GÖKÇE’ye, ayrıca M. Ali
KÖSEOĞLU’na teşekkürü borç bilirim.

Aralık-2008 Ünal BOZYER


İZMİR
III

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ............................................................................................................................. I 

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ III 

TABLO LİSTESİ ...................................................................................................... VII 


KISALTMALAR ........................................................................................................ IX 

GİRİŞ ............................................................................................................................. 10 

I.BÖLÜM. ................................................................................................................... 17 


1.1. KENT, KENTLEŞME VE KENTLİLEŞME .................................................. 17 
1.1.1. Kent ........................................................................................................... 17 
1.1.1.1. Tarihsel Gelişim Sürecinde Kentler ................................................... 17 
1.1.1.2. Kentin Tanımı .................................................................................... 19 
1.1.2. Kentleşme ve Göç ..................................................................................... 24 
1.1.2.1. Kentleşme ve Nedenleri ..................................................................... 24 
1.1.2.2. Göç ve Göç Türleri............................................................................. 28 
1.1.3. Kentlileşme ............................................................................................... 31 
1.2. KENT KURAMLARI ...................................................................................... 33 
1.2.1. Geleneksel Kuramlar................................................................................. 33 
1.2.4. Modern Kuramlar ...................................................................................... 33 
1.3. KURAMSAL YAKLAŞIMLAR BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE
KENTLEŞME ......................................................................................................... 35 
1.3.1. Türkiye’de Kentleşme Olgusu .................................................................. 35 
1.3.2. Kalkınma Planlarında Kent Politikaları .................................................... 37 
II. BÖLÜM. TURİZM OLGUSU ................................................................................ 47 
2.1. TURİZM .......................................................................................................... 47 
2.1.1. İç ve Dış Turizm........................................................................................ 49 
2.1.2. Turistin Tanımı ......................................................................................... 49 
2.1.3. Turizm Ürünü (Turistik Ürün) .................................................................. 51 
2.2. TURİZMİN TARİHSEL GELİŞİMİ ............................................................... 52 
2.2.1. Dünya Turizminin Gelişimi ...................................................................... 52 
2.2.2. Türkiye Turizminin Gelişimi .................................................................... 58 
2.1.4. Turizmde Yeni Yaklaşımlar ...................................................................... 60 
2.1.5. Turizm Planlaması (Sürdürülebilir Turizm).............................................. 61 
2.3. TURİZMİN EKONOMİK BOYUTU .............................................................. 62 
2.2.1. Dünya Ekonomisindeki Yeri ..................................................................... 62 
2.2.2. Ülke Ekonomisindeki Yeri........................................................................ 64 
2.3. TURİZMİN TOPLUMSAL YAPIYA ETKİLERİ .......................................... 69 
IV

2.3.1. Turizm ve Toplumsal Değişme ................................................................. 69 


2.3.2. Modernleşme ve Turizm ........................................................................... 71 
2.4. KALKINMA PLANLARINDA TURİZM POLİTİKALARI ......................... 74 
2.4.1. Planlı Dönem Öncesi Turizm .................................................................... 74 
2.4.2. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967) ....................................... 74 
2.4.3. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972) ......................................... 75 
2.4.4. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977) ...................................... 75 
2.4.5. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1978-1983) .................................. 75 
2.4.6. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1984-1989) ...................................... 76 
2.4.7. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994) ....................................... 77 
2.4.8. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1995-2000) ...................................... 77 
2.4.9. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005) ................................... 78 
2.4.10. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) ............................................... 81 
III. BÖLÜM. TURİZM VE KENTLEŞME. ................................................................ 83 
3.1. BÖLGESEL KALKINMA VE TURİZM ........................................................ 85 
3.1.1. Turizmin Bölge Ekonomisine Etkisi ......................................................... 85 
3.1.2. Turizm Sektörüne Bağlı Gelişen Sektörler ............................................... 87 
3.1.3. Turizm ve İstihdam ................................................................................... 88 
3.1.4. Turizmin Sosyo-Kültürel Etkileri ............................................................. 89 
3.2. TURİZM VE GÖÇ........................................................................................... 93 
3.2.1. İstihdama Dayalı Göçler ........................................................................... 94 
3.2.2. İkamete Dayalı Göçler .............................................................................. 94 
3.2.3. Dönemsel Nüfus Hareketliliği .................................................................. 95 
3.3. TURİZM VE KENTLEŞME ........................................................................... 96 
3.3.1. Ekonomik Nedenler .................................................................................. 96 
3.3.2. Yerleşim Mekanı Arayışları ...................................................................... 97 
3.3.3. İkinci Konut Sorunu .................................................................................. 97 
3.3.4. Sosyo-Psikolojik Faktörler ........................................................................ 98 
3.4. TURİZM KENTİ KAVRAMI ....................................................................... 100 
3.4.1. Turizm Kenti ........................................................................................... 100 
3.4.2. Kent Turizmi ........................................................................................... 101 
3.5. TURİZM KENTİNİN YAPISI ...................................................................... 102 
3.5.1. Mekansal Yapılanma ............................................................................... 102 
3.5.2. Sektörel Yapılanma ................................................................................. 103 
3.5.3. Toplumsal İlişkiler .................................................................................. 103 
3.6. TURİZM KENTİNİN SORUNLARI ............................................................ 104 
3.6.1. Kentleşme ve Nüfus Baskısı ................................................................... 104 
3.6.2. Ekonomik Sorunlar ................................................................................. 105 
3.6.3. İdari ve Yönetimsel Sorunlar .................................................................. 106 
3.6.4. Mekansal Yapılanma Sorunu .................................................................. 106 
3.6.5. Çevresel Sorunlar .................................................................................... 106 
IV. BÖLÜM. ARAŞTIRMA ALANI ........................................................................ 108 
V

4.1.ARAŞTIRMANIN MODELİ VE HİPOTEZLERİ......................................... 108 


4.1.1. Sayıltılar .................................................................................................. 108 
4.1.2. Hipotezler ................................................................................................ 108 
4.2. ARAŞTIRMANIN AMACI ........................................................................... 110 
4.3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ...................................................................... 110 
4.4. ARAŞTIRMANIN TEKNİĞİ ........................................................................ 111 
4.5. MUĞLA İLİ ................................................................................................... 112 
4.6. BODRUM İLÇESİ ......................................................................................... 116 
4.6.1. Tarihçesi .................................................................................................. 117 
4.6.2. Nüfusu ..................................................................................................... 120 
4.6.3. Sosyo-Ekonomik Yapısı ......................................................................... 122 
4.6.4. Bodrum Kentinin Sosyal Yapısı.............................................................. 128 
V.BÖLÜM. TURİZM KENTİ BODRUM’UN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ ... 130 
5.1. Yaş ve Cinsiyet .............................................................................................. 130 
5.2. Doğum Yeri.................................................................................................... 132 
5.3. Göç Öncesi Yaşadığı Yerleşim Biriminin Özelliği ve Coğrafi Bölgeler ....... 136 
5.4. Bodrum’a Geliş Süreleri ve Nedenleri ........................................................... 139 
5.5. Meslek ............................................................................................................ 141 
5.6. Aile Büyüklüğü ve Çocuk Sayısı ................................................................... 144 
5.7. Yaşanılan Konutun Mülkiyeti ........................................................................ 147 
5.8. Eğitim Yapısı ................................................................................................. 148 
VI. BÖLÜM. BODRUM’UN SOSYO-EKONOMİK YAPILANMASI .................. 151 
6.1. Gelir Dağılımı ................................................................................................ 151 
6.2. Sosyal Güvence .............................................................................................. 155 
6.3. Tüketim Yapısı ............................................................................................... 157 
6.4. Kent Bilinci ve Sosyal Etkileşim ................................................................... 160 
6.3. Boş Zamanlarını Değerlendirme Alışkanlığı ................................................. 162 
6.5. Medya İzleme Etkinlikleri ............................................................................. 164 
6.6. Turizm ve Turistler ile İlgili Tutumlar ........................................................... 166 
6.7. Sosyal Sorumluluk Anlayışları ...................................................................... 170 
VII. BÖLÜM. KÜLTÜREL VE ÇEVRESEL TUTUMLARIN GELİŞİMİ ............. 174 
7.1. Yerleşim Yeri ile İlgili Düşünceler ................................................................ 174 
7.2. Kentleşmeye Karşı Tutumlar ......................................................................... 176 
7.3. Çevre Sorunlarına Karşı Tutum ve Davranışlar ............................................. 178 
7.4. Kent Yönetimine Yönelik Yaklaşımlar.......................................................... 181 
7.5. Turizm Kentinin Sorunları ............................................................................. 184 
7.6. Turizm Kentinin Geleceğine Yönelik Kaygılar ............................................. 187 
VI

VIII. BÖLÜM ............................................................................................................ 191 


6.1. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ................................................................. 191 
KAYNAKÇA ............................................................................................................ 198 

EK 1. ANKET SORU FORMU.................................................................................. 209 

EK 2. ARAŞTIRMA ANKETİNİN FREKANS DAĞILIMI .................................. 214 

EK 3. FOTOĞRAFLAR ............................................................................................. 240 

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 247 

ÖZET............................................................................................................................ 248 

ABSTRACT ................................................................................................................. 250 


VII

TABLO LİSTESİ
Tablo 1. Yıllara Göre İllerin Net Göç Hızları Dağılımı (1965-2000) ............................. 30 
Tablo 2. Yıllara Göre Türkiye’nin Kentleşmesi: ............................................................ 36 
Tablo 3. Dünya Turist Sayısının Bölgelere Göre Dağılımı............................................. 62 
Tablo 4. Turist Sayısına Göre Ülkeler (İlk 10) ............................................................... 63 
Tablo 5. Dünya İhracat Gelirleri ..................................................................................... 64 
Tablo 6. Bazı Ülke Gruplarının Toplam Turist Sayısındaki Payları............................... 65 
Tablo 7. Türkiye'ye Gelen Yabancıların Ülkelere Göre Dağılımı .................................. 66 
Tablo 8. Turistlerin Geliş Nedenleri: .............................................................................. 67 
Tablo 9. Turistlerin Ülkemizi Tercih Nedenleri: ............................................................ 68 
Tablo 10. Yıllara Göre Tesis ve Yatak Sayısı:................................................................ 68 
Tablo 11. Kalkınma Planlarına Göre Turist Sayısı ......................................................... 79 
Tablo 12. Kalkınma Planlarına Göre Turizm Gelirleri ................................................... 79 
Tablo 13. Yıllara Göre Turizm Yatırımları ..................................................................... 80 
Tablo 14. Örneklemin Temsil Oranı ............................................................................. 111 
Tablo 15. İllerin Net Göç Hız Dağılımı ........................................................................ 113 
Tablo 16. Yıllara Göre Muğla’ya Gelen Turist Sayısı .................................................. 114 
Tablo 17. 2007 Yılında Muğla’ya Gelen Turistlerin Milliyetleri ................................. 114 
Tablo 18. İllere Göre Yabancıların Mülk Edinimi (2007) ............................................ 115 
Tablo 19. Uyruklarına Göre Yabancıların Mülk Edinimi (2007) ................................. 115 
Tablo 20. Bodrum İlçesinin Yıllara Göre Nüfusu......................................................... 120 
Tablo 21. Muğla İli İlçelere Göre Şehir ve Köy Nüfusu, Yıllık Nüfus Artışı .............. 121 
Tablo 22. Bina Sayım Cetvellerine Göre Mahallelerin Nüfusu .................................... 122 
Tablo 23. Bodrum’da faal nüfusun sektörlere dağılımı ................................................ 123 
Tablo 24. Bodrum’da farklı verilere göre 2000 yılı işyeri sayısı .................................. 123 
Tablo 25. Bodrum Ticaret Odası Üyelerinin Sektörel Dağılımı (2008) ....................... 124 
Tablo 26. Yıllara Göre Tahakkuk Eden Vergi .............................................................. 125 
Tablo 27. Yıllara Göre Toplam Gelirler ....................................................................... 125 
Tablo 28. Sosyo-Ekonomik Göstergelere Göre Bodrum İlçesi .................................... 126 
Tablo 29. İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması * .................................... 127 
Tablo 30. İllere Göre Doğum Yerleri ............................................................................ 132 
Tablo 31. İllere Göre Doğum Yerleri ............................................................................ 133 
Tablo 32. Doğum Yeri Yurt Dışı Olanların Dağılımı ................................................... 133 
Tablo 33. İllere Göre Doğum Yerleri ............................................................................ 134 
Tablo 34. Geliş Yıllarına Göre Doğum Yerleri ............................................................ 135 
Tablo 35. Bölgelere Göre Geldiği Yerin Konumu ........................................................ 136 
Tablo 36. Geliş Sürelerine Göre Geliş Nedenleri ......................................................... 139 
Tablo 37. Mesleklerin Cinsiyete Göre Dağılımı ........................................................... 141 
Tablo 38. İlçelere Göre Mesleklerin Dağılımı (2008) .................................................. 143 
Tablo 39. Bölgelere Göre Çocuk Sayısı........................................................................ 144 
Tablo 40. Geliş Sürelerine Göre Çocuk Sayısı ............................................................. 145 
Tablo 41. Geliş Sürelerine Göre Mülkiyet Durumu...................................................... 147 
Tablo 42. Geliş Sürelerine Göre Eğitim Durumu ......................................................... 148 
Tablo 43. Yabancı Dil Bilenlerin Cinsiyete Göre Dağılımı .......................................... 149 
Tablo 44. Ailede Çalışan Sayısı .................................................................................... 151 
VIII

Tablo 45. Kalış Sürelerine Göre Aylık Gelir Dağılımı ................................................. 152 
Tablo 46. Sektörlere Göre İşletme Sahipliğinin Durumu ............................................. 153 
Tablo 47. Sektörlere Göre Firmalar ve Çalışan Sayıları ............................................... 154 
Tablo 48. Sosyal Güvenliğin Cinsiyete Dağılımı ......................................................... 155 
Tablo 49. Sosyal Güvenliğin Yaş Gruplarına Dağılımı ................................................ 156 
Tablo 50. Aylık Gelire Göre Tüketim Alışkanlığı ........................................................ 157 
Tablo 51. Geliş Sürelerine Göre Tüketim Alışkanlığı .................................................. 158 
Tablo 52. Geliş Sürelerine Göre Kentten Memnuniyet ................................................ 160 
Tablo 53. Geliş Sürelerine Göre Kent Kimliği ............................................................. 161 
Tablo 54. Gelinen Yerin Konumuna Göre Boş Zaman Faaliyetleri ............................. 162 
Tablo 55. Gelinen Yerin Konumuna Göre Boş Zaman Faaliyetleri ............................. 163 
Tablo 56. Medyayı Takip Etme Alışkanlığı.................................................................. 164 
Tablo 57. Geliş Sürelerine Göre Toplumsal İlişkiler .................................................... 165 
Tabo 58. Geliş Sürelerine Göre Yabancı Turistten Memnuniyet ................................. 166 
Tablo 59. Geliş Sürelerine Göre Turistler Sorun Yaratıyor mu .................................... 167 
Tablo 60. Geliş Sürelerine Göre Turistlerin Yarattığı Sorunlar.................................... 168 
Tablo 61. Geliş Sürelerine Göre Turizme Karşı Tutumlar ........................................... 169 
Tablo 62. Sivil Toplum Kuruluşlarına Üyelik .............................................................. 170 
Tablo 63. Bodrum’da Faaliyet Gösteren Dernekler ...................................................... 171 
Tablo 64. Sivil Toplum Kuruluşlarına Karşı Tutumlar ................................................. 172 
Tablo 65. Geliş Sürelerine Göre STK Üyeliği .............................................................. 173 
Tablo 66. Kalış Süresine Göre Bodrum Evine Karşı Tutumlar .................................... 174 
Tablo 67. Öğrenim Durumuna Göre Bodrum Evine Karşı Tutumlar ........................... 175 
Tablo 68. Geliş Sürelerine Göre Konutlaşmaya karşı Tutumlar ................................... 176 
Tablo 69. Öğrenim Durumuna Göre Konutlaşmaya karşı Tutumlar ............................ 177 
Tablo 70. Cinsiyete Göre Çevreye Karşı Tutumlar ...................................................... 178 
Tablo 71. Kalış Sürelerine Göre Çevreye Karşı Tutumlar ............................................ 179 
Tablo 72. Kalış Sürelerine Göre Kentin Korunmasına Karşı Tutumlar........................ 180 
Tablo 73. Siyasi Yapı .................................................................................................... 181 
Tablo 74. Yerel Seçimlerde Siyasi Davranış ................................................................ 182 
Tablo 75. Yerel Yönetimin Çalışmaları Hakkında ....................................................... 182 
Tablo 76. Yerel Yönetim Sorunlarınızı Çözüyor mu? .................................................. 183 
Tablo 77. Turizmin Bodrum’a Etkileri ......................................................................... 184 
Tablo 78. Bodrum’un Sorunları .................................................................................... 185 
Tablo 79. Bodrum’un En Önemli Sorunları.................................................................. 186 
Tablo 80. Bodrum’un Kaygı Veren Sorunları............................................................... 187 
Tablo 81. Bodrum’un Geleceğini ne tehdit ediyor........................................................ 188 
Tablo 82. Sizce Turizm Kaynaklı Sorunların Çözümü için ne yapılmalı ..................... 189 
Tablo 83. Bodrum’un Geleceği için Sizce .................................................................... 190 
IX

KISALTMALAR

AIEST Uluslararası Bilimsel Turizm Uzmanları Derneği


ATAK Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi
ATM Automatic Teller Machine
ÇED Çevresel Etki Değerlendirmesi
TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu
DPT Devlet Planlama Teşkilatı
GSMH Gayri safi Milli Hasıla
IUOTO Uluslararası Resmi Seyahat Acenteleri Birliği
KOBİ Küçük ve Orta Boy İşletmeler
MÖ Milattan Önce
OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
OPEC Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü
ÖÇKB Özel Çevre Koruma Bölgeleri
ÖİK Özel İhtisas Komisyonu
TUSAP Turizm Sektörü Ana Plânı.
TÜRSAB Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği
UÇEP Ulusal Çevre Eylem Planı
USTTA Amerikan Seyahat ve Turizm İdaresi
UNWTO Dünya Turizm Örgütü
WTTC Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi
10

GİRİŞ

Turizm, insanların sürekli yaşadıkları yer dışına yaptıkları seyahatler ve gittikleri


yerlerde geçici konaklamalarından doğan ihtiyaçlarının karşılanması ile ilgili
faaliyetlerdir. İnsanlar, tarihin her çağında değişik nedenlerden dolayı seyahat
etmişlerdir. Ancak, günümüzde sanayinin gelişmesi, ulaşım ve iletişim teknolojisinin
ileri düzeye ulaşması, kişi başına düşen milli gelirin artması, refah düzeyinin
yükselmesi ve tatil ve boş zaman kavramının yaygınlaşması: turizme, tarihte insanların
ticari, dini ve askeri amaçlarla yaptıkları seyahatlerden çok farklı bir şekil vermiştir.
Bugünkü anlamıyla "turizm" kavramı son yüzyılda gelişerek, günümüzde geniş kitleleri
ilgilendiren sosyal ve ekonomik bir faaliyet haline gelmiştir.

Turizm II. Dünya Savaşından sonra hızla gelişmiş, daha geniş halk kitlelerine
(kitle turizmi) ve uzak mesafelere yayılmıştır. Günümüzde parasal ve kitlesel bir olay
haline gelen turizmin: yarattığı ekonomik, sosyal, kültürel ve politik etkiler, ülke
ekonomilerinde ve özellikle uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerde önemli sonuçlar
doğurmaktadır. Bu durum, yalnız uluslararası turizm hareketinden büyük pay alan
gelişmiş ülkelerde değil, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde de turizme verilen
önemi arttırmaktadır.

Ulusal ve uluslararası düzeyde kazandığı dev boyutlarla turizmin: yatırımları ve


iş hacmini geliştiren, gelir yaratan, döviz sağlayan, yeni istihdam alanları açan, sosyal
ve kültürel hayatı etkileyen, siyasal bakımdan da önemli toplumsal ve insancıl
fonksiyonların gerçekleştirilmesini kolaylaştıran bir nitelik kazanması, ülkelerin
dikkatinin bu ekonomik faaliyet üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Özellikle
gelişmekte olan ülkelerin karşılaştıkları ekonomik sorunların ve darboğazların
aşılmasında, turizmin yarattığı dinamik ekonomik etkiler, söz konusu ülkelerin turizme
daha çok önem vermesine neden olmuştur.

Dış ticaretin ve sanayinin finansman sorunu, ihracatı ve diğer döviz kazandırıcı


faaliyetleri önemli hale getirmiş, bu durum, ihracatta büyümenin kısa vadede sınırlarına
11

ulaşabileceği kanaati sonucunda, ihracat dışında diğer döviz kazandırıcı faaliyetlere de


yönelmenin gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Turizm, bu noktada çoğu gelişmekte olan ülkelerde: döviz kazandırıcı özelliği


nedeniyle, dış ticaretin ve sanayinin finansmanında en etkili alternatiflerden birisi olarak
dikkati çekmektedir. Son yıllarda turizm sektörünün, ülke ekonomilerindeki önemi hızla
artmaktadır. Diğer sektörlere canlılık kazandırması, kazanılan döviz gelirlerinin ihracat
ve GSMH içindeki payının artması ve yarattığı istihdam olanakları: turizme verilen
önemin artmasına ve kaynakların bu sektöre akmasına neden olmaktadır.

Dünya turizm gelirlerinin her yıl artış kaydetmesi, başta az gelişmiş ve


gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm ülkelerin turizm sektörüne yatırım yapmalarına
yol açmıştır. Bu nedenle turizm potansiyeli olan yöreler ya da merkezler kısa zamanda
plansız yapılaşmaya maruz kalmakta ve bir anlamda kendi sermayesini yok etmekle
karşı karşıya kalmaktadır. Geçmişte turizm potansiyeli taşıyan yöreler alınan teşvik
kredilerinin de etkisiyle hızla değişime ve dönüşüme uğramıştır. Bu yöreler öncelikle
mekânsal olarak genişlemekte, turizme özgü yapılanma içine girmektedirler. Turizm
endüstrisinin ekonomik açıdan dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline gelmesi
kentleşme ile yakından ilintilidir. Turizm sektörü hem kentleşmenin sonucu hem de
kentleşmeye yol açarak gelişmektedir. Turistik yörelerde kentsel nüfusun süratle
artması, konut talebi yaratmaktadır. Ayrıca bu yörelerde ikinci konutlar ciddi sorun
teşkil etmektedir. Mahalli idareler imar planlama yetkisini bazı durumlarda etkin bir
şekilde kullanamamakta ve yapılaşma dengeli bir şekilde gelişememektedir.

Dünyanın en büyük ilk beş sektörü arasında yer alan ve hızla büyüyen turizm
sektörü kentlerin, köylerin ve toplumların değişmesine ve dönüşmesine neden
olmaktadır. Yarattığı toplumsal hareketlilik ve ekonomik büyüklükle gittikçe daha fazla
ilgi çekmekte ve yarattığı sonuçların daha iyi analiz edilmesini gerektirmektedir.

Turizm yalnız günlük yaşam ilişkilerinde yeni değerler sistemini belirleyen


öğeleri transfer etmez. Aynı zamanda ekonomide ve çalışma yaşamında yeni bir anlayış
ve çalışma disiplinini de beraberinde getirir. Kentsel değerler içinde evrenselleşmiş olan
çalışma anlayışı ve disiplini, özellikle turist kabul eden kırsal bölgelere transfer edilir.
12

Değişmenin ve kalkınmanın itici gücü olan üretim ilişkilerindeki değişimde de turizm


sektörü önemli rol oynamaktadır.

Turizm sürecinde hem turistin, hem de ev sahibi toplumun etkileşimi söz konusu
olsa da, genellikle ev sahibi toplumların değişimi ile ilgili araştırmaların yoğunluğu
dikkat çekmektedir. Ev sahibi toplumun değişiminin daha gözlenebilir olması
araştırmacıları bu alana yöneltmektedir. Turistler kendi toplumlarının değerlerinin
taşıyıcısı olarak, diğer toplumları etkilemektedirler. Aynı zamanda gelişmekte olan
toplumlar, dünya turizm gelirlerinden pay alabilmek için önemli yatırımlar planlamakta,
turizm potansiyeline sahip, kırsal alanları turizme hizmet edebilir hale getirmektedirler.
Kitle turizmine hizmet vermesi planlanan bu yörelerde, kısa zamanda tesisleşme, yatak
kapasitesini arttırma, eğlence merkezleri oluşturma yoluna gidilmiştir. “Sürdürülebilir
turizm ilkesinin” öngördüğü planlamadan yoksun bu gelişmeler turizm sektörünün
kaynaklarının tahribine yol açmaktadır.

Bu hızlı gelişim süreci, turizm alanlarının tahrip olmasına, turizmin kaynağını


oluşturan doğal çevrenin yapılaşmaya açılması, toprak ve deniz kirliliğine neden olan
ekonomik yapılanmanın hızla kirlenmesine yol açmaktadır. Turist için çekim alanını
oluşturan mekânların yok olması, turizm sektörünü sekteye uğratmaktadır. Bu
gelişmeler turizm politikalarında yeni arayışları gündeme getirmiştir. Doğal ve kültürel
çevreyle uyumlu gelişmeyi hedefleyen sürdürülebilir turizm gelişmesi ilkesi günümüz
turizm politikalarında önemli bir konuma sahip olmuştur. Bu yaklaşımın
uygulanabilirliği ile toplumsal yapının ve doğal çevrenin korunmasında çözüm olup
olmadığı konusu tartışılmaktadır.

Turizm sektörünün yoğun olarak yaşandığı yöreler kısa zamanda sektöre uygun
biçimde yapılanarak değişim sürecine girmişlerdir. Başta hizmetler sektörü olmak üzere
turizm sektörünün doğrudan ya da dolaylı iş kolları gelişim göstermiştir.

Emeklilik, tatil, yatırım, vb. nedenlerle turistik yöreler hızla göç almaya
başlayarak yapılaşmaya maruz kalmışlardır. Kırsal kesimlerden alınan göçler yanında
kentlerden, büyükşehirlerden ve yurt dışından önemli oranda göç alabilmektedirler.
İstihdam amacıyla turizm kentlerine gelen göç dahi farklılıklar gösterebilmektedir.
13

Turizm sektörünün özelliği gereği kalifiye eleman istihdamı nedenlerden biridir. Ancak
sektöre paralel gelişim gösteren inşaat sektörü kalifiye olmayan eleman da istihdam
edebilmektedir. Sektörün gelişimine uygun olarak ulusal ya da uluslararası sermayenin
ilgisi bu alanlara yönelmiştir. Böylece küçük sahil kasabaları hızlı kentleşme sürecine
girerek nüfusları, sosyo-ekonomik yapıları ve değişen toplumsal yapıları ile diğer
kentlerden farklı özellikler göstermektedir.

Türkiye’deki turizm gelişmesine paralel olarak, en uzun kıyı şeridine sahip,


coğrafyasının %67’si ormanlarla kaplı, doğal, tarihi, kültürel yönlerden önemli bir
potansiyeli olan Muğla’da, 1960’larda başlayan turizm faaliyetleri, 1980’lerden sonra
kitle turizmi ile birlikte ivme kazanmıştır. Turizm potansiyeli yüksek olan yörelerde
hızla kitle turizmine açılarak, turizm gelirlerinin arttırılması hedeflenmiştir. Bu alanda
yaşanan gelişmeler başta inşaat sektörü olmak üzere pek çok sektörü etkilemiş, göç
veren yöreler hızla göç alarak, kentleşme sürecine girmiştir.

Bu çalışmanın temel beklentileri, turizmin yerel ve ulusal kalkınma stratejileri


içinde önemli yere sahip olduğudur. Bu bağlamda, Bodrum gibi turizm sektörünün
etkinliği ile kalkınma stratejileri içinde bulunan kentlerin yapılanması, kentin kimliği
üzerinde farklı etkiler yaratacağıdır. Kent ve kentlilik bilinci turizm aktiviteleri ile
Bodrumlunun turist aldığı bölgelerden ya da turizm faaliyetleri ile ilişki kurmuş olduğu
toplumların değer yargılarından da farklı etkileneceği beklenmelidir.

Bodrum’un kent planlaması ve yatırımların yönlendirilmesi stratejik hedefler,


turizm etkinlikleri bağlamında şekillenmektedir. Özellikle bölge mimarisinin
korunması, doğal-yeşil alanların korunmasına yönelik öncelikler, tarihten günümüze
taşınan kültürel mirasın “yerel kimliği” koruyacak ve geliştirecek biçimde ön plana
çıkarılması ve kentleşme sürecinde almış olduğu göçmenlerin niteliklerinin sanayiye
dayalı kalkınma stratejilerinden 90’lardan sonra sürdürülebilir turizm ilkesi bağlamında
farklı geliştiği beklenmektedir. Turizme yönelik mal ve hizmet üreten sektörlerde insan
kaynağının niteliği önem kazanmaktadır. Kırsal kesimden almış olduğu göçler
genellikle kısa dönem (inşaat) geçici nitelik arz ederken, sürekli yerleşim için gelen
14

göçmenlerin kentli kimliğini taşıyan girişimci ve eğitimli insan kaynağı olacağı


beklenmelidir.

Küreselleşen dünya pazarında sadece sermaye, mal ve hizmetin serbest


dolaşımının gerçekleşmediği buna karşın Bodrum gibi turist kabul eden yerleşim
alanlarının (Akdeniz Ülkelerinde olduğu gibi), yabancıların mülk sahibi olarak
yerleşeceği beklenmektedir. Özellikle tarihsel süreç içinde kozmopolit bir yapıya sahip
olan ve 20. Yüzyılın ilk yarısındaki nüfus devingenliğinin yabancıların yerleşimi için
altyapıyı oluşturmaktadır. Yöre halkının yabancıya karşı hoşgörülü tutumu yerleşimi
kolaylaştıracaktır.

Bu çalışmada turizm sektörünün gelişimiyle birlikte Bodrum’un geçirdiği ya da


geçirmekte olduğu dönüşüm süreci kent sosyolojisi açısından değerlendirilerek, turizm
kentinin analizi yapılacaktır.

Temelde iki kısma ayrılan çalışma sekiz bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın


birinci kısmında, kentleşme ve turizm kavramlarının, kuramlarının tartışıldığı kavramsal
çerçeve, ikinci kısmında da alan araştırmasının verilerinin analizi ile sonuç bölümü yer
almaktadır.

Birinci bölümünde kent, kentleşme ve kentlileşme tanımları yapılarak, kent


kuramlarına yer verilmiştir. Kentleşme nedenleri ile kentlileşme kavramlarının
tartışıldığı bölümü kentleşme ve göç bölümü takip etmektedir. Ülkemizin kentleşme
deneyimi değerlendirilerek, kalkınma planlarında kentlerin yeri tartışılmaktadır.

İkinci bölümde turizmin ve turizm ile ilgili kavramların tanımları yapılarak,


Dünyada ve Türkiye’de turizmin geçirdiği aşamalar tablolar yardımıyla açıklanmıştır.
Turizmin dünyadaki ekonomik büyüklüğü değerlendirilerek, ülkemizin turizmden aldığı
pay rakamlar yardımıyla açıklanmıştır. Turizmin kırsal alanlarda gelişmesiyle yaşanan
toplumsal değişimin boyutlarına bu bölümde yer verilmiştir. Beşinci beş yıllık kalkınma
planlarında şekillenen Türkiye’nin turizm politikası her plan dönemi ayrı ayrı
değerlendirilmiştir.
15

Üçüncü bölümde turizm kentleşme ilişkisi incelenerek, turizm kentinin tanımı ve


analizi yapılmıştır. Turizmin bölgesel kalkınmadaki rolü, turizm kentine göçün
farklılığı, turizm kentinin yapısı ve sorunları irdelenmiştir. Bu bölümde turizm kentinin
diğer kentlerden hangi yönlerden farklılaştığı tartışılarak, turizm kentinin yapısal
özellikleri açıklanmaktadır.

Araştırmanın amacı, alanı, hipotezleri, yöntem ve teknikleri dördüncü bölümde


yer almaktadır. Örneklemin tanıtılması ile Bodrum ilçesinin demografik ve sosyo-
ekonomik verileri değerlendirilmiştir.

Araştırma alanında uygulanan anketin verileri, araştırmanın hipotezlerine uygun


olarak üç bölümde incelenmiştir.

Beşinci bölümde turizm kentinin demografik özellikleri irdelenmiştir. Turizm


kentinin en önemli farklılıklarından birini oluşturan demografik özellikler, anket verileri
ile alan verilerinin birlikte değerlendirilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Alınan göçün diğer
kentlerden farklılık arz ettiği, turizm kentinin dönemsel nüfus hareketliliği yaşadığına
vurgu yapılmıştır.

Altıncı bölümde, turizm kentinin sosyal dokusunu oluşturan tüketim kalıpları,


sosyal güvenlik ve sorumluluk anlayışları, kent bilinci vb. başlıklar altında analiz
edilmiştir. Ekonomik ve demografik yönden diğer kentlerden ayrılan turizm kentlerinin
kentlilik bilinci sorgulanmak istenmiştir.

Yedinci bölümde kentsel mekân kullanımı, mekân insan ilişkisi kentlilik bilinci,
kente yönelik kent yönetimine yönelik tutumları irdelenmektedir. Özellikle Bodrum evi
ile simgeleşen turizm kentlerinde gözlenen mekân kullanımı değerlendirilmiştir. Turizm
kentlerinin sorunları ve geleceğe yönelik tutumlara bu bölümde yer verilmiştir. Ayrıca
turizm kentlerinin idari ve yönetimsel sorunları değerlendirilmiştir.

Sonuç bölümünde ise, çalışma ve ulaşılan sonuçlar ana hatları ile elde edilen
verilerin ışığında Bodrum ve Bodrumlunun kent ve kentli kimliği tartışılarak neden ve
sonuç ilişkileri irdelenmiştir. Özellikle kent dokusunun yeniden yapılanmasında kent ve
16

insan ilişkilerinin açıklanmasında turizme dayalı faaliyetler sorgulanmıştır. Bir bütün


olarak değerlendirildiğinde ise turizmin kentsel kalkınma süreci içindeki etkilerinin
neden ve sonuçlarına değinilmiştir. Klasik kent kuramlarının turizm kentlerinin
yapılanmasını açıklamadığı, kentlerin üretim ve ekonomik süreçlerle kimlik
kazandıkları vurgulanmıştır.

Ekonomik, sosyal ve kültürel bağlamda Turizm sektörünün kentleşme ve


kentlileşmeye etkileri diğer özellikle sanayileşmeye dayalı kentleşme sürecinden farklı
özellikler sergilemektedir. Turizm kentinin özelliklerinin, kente özgü sorunlarının iyi
analiz edilmesi, yerel olduğu kadar ulusal kalkınmalar içinde gereklilik göstermektedir.
Kentin oluşum ve gelişim süreçlerinin irdelenmesiyle sorunlara sağlıklı çözümler
üretmek mümkün olabilecektir.
17

I.BÖLÜM.

1.1. KENT, KENTLEŞME VE KENTLİLEŞME

1.1.1. Kent

1.1.1.1. Tarihsel Gelişim Sürecinde Kentler

Toplumsal bir varlık olarak insanların bir arada yaşama isteği ve ihtiyacı
yerleşim yerlerinin oluşumunu zorunlu kılmıştır. Bu yerleşim yerleri belirlenen
kriterlere göre tanımlanarak köy, kasaba ve kent olarak sınıflandırılmışlardır.

Tarihsel süreçte bazı yerleşim yerlerinin tarihten silindikleri, bazı yerleşim


yerlerinin konumlarını günümüze dek muhafaza ettikleri, bazı yerleşim yerlerinin ise
değişim ve dönüşüm geçirerek konumlarını farklı boyutlara taşıdıkları gözlenmektedir.
Yerleşim yerlerinin değişim ve dönüşümünde ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeler
etkili olmaktadır.

İlk büyük kent toplulukları M.Ö. 4000-5000 yılları arasında, Nil nehri vadisi,
Mezopotamya, İndus nehri civarı ve Akdeniz kıyılarındaki büyük nehirlerin geçtiği
verimli ovalarda kurulmuşlardır. Bu dönemdeki kentlerin hinterlandı tarım dışı
etkinliklerde yer alacak işgücünü besleyebilecek, yaşatabilecek bölgeler olarak tarıma
elverişli ve verimli alanlardı. Buna göre kent, verimli tarım ürünlerinin biriktirilmesi ve
fazlasının takas edilmesi için bir komuta merkezi olarak ortaya çıkmıştır (Benevolo,
1995: 19).

Kentlerin ortaya çıkışı ile ilgili ileri sürülen diğer teze göre ilk kentler, metal
çağı ile birlikte silah kullanmaya başlayan insanların diğer insanlar üzerinde hakimiyet
kurmaları ve egemenliklerini korumak için bölgeye hakim tepelere, adalara
yerleşmeleriyle kurulmuştur. Savunması kolay olan bu yerlerde çiftçiler köle olarak
kullanılmışlardır (Begel, 1996: 8).

Kentleri uygarlığın çekirdeği olarak kabul eden G. Childe, ilk kentleri sadece
nüfus büyüklüğüne ulaşmış yerleşim yerleri yerine, yeni bir sosyal organizasyon türü
18

olarak ele almaktadır. G. Childe’a göre kent, belirli bir nüfus büyülüğüne sahip, birincil
ürünlerde farklılaşmanın olduğu, mesleklerde ve zanaatta uzmanlaşmanın gerçekleştiği,
bilgilerin kaydedilerek aktarılabildiği yerleşim yeri olarak tanımlanmaktadır (Tatlıdil,
1989: 4). Childe, tarım toplumundan kente geçiş sürecine “Kentsel Devrim” adını
vermiştir.

Kültürel birikimin sonucu olarak ortaya çıkan kentler, çiftçilerin ihtiyaçlarından


fazla üretim yaparak hizmet üreten (esnaf, zanaatkârlık, yönetici, asker ve din adamları)
kesimin mesleklerini icra etmelerine olanak sağlamıştır. Kentler farklı mesleklerde
uzmanlaşmış işgücünü bünyesinde barındıran, kültürel değişimin gerçekleştiği
mekansal alanlardır.

İlk kentler nüfus olarak önemli bir büyüklüğe sahip olmasa da yönetici, din
adamları, askerler ve ailelerden oluşan birer “kent devleti” olarak kurulmuşlardır.
Yönetici, savaşçı sınıfın zamanla kendilerini diğer nüfustan ayırdıkları, savunma ve
savaş konusunda uzmanlaştıkları, çiftçileri “koruma” görevi karşılığında ürünlerinden
pay aldıkları konusunda çok sayıda kanıt bulunmaktadır. İşgal ve istilalarla kurulan bu
kentlerin çevrelerinde kenti besleyen hinterlandın oluşmaya başladığı kabul
edilmektedir (Begel, 1996: 9).

Ticaret ve zanaatın önem kazandığı, sosyal yapıda katmanlaşmanın oluştuğu


Ortaçağda kentler daha fazla merkezileşmiştir. Kentlerde parklar, yollar, kanallar,
atölyeler, maden ocakları, limanlar ve askeri mekânlar büyük ölçüde ortaçağın sonunda
oluşturulmuştur (Benevolo, 1995: 192).

18. yy. ortalarında Sanayi Devriminin süreçleri nüfus artışı, artan sanayi üretimi
ve üretim sistemlerinin makineleşmesi de dahil olmak üzere İngiltere’den başlayarak
değişik hızlarla Avrupa’nın diğer kentlerine yayılmıştır. Bu süreçler Avrupa’da kent
sisteminde nicel ve nitel boyutlarda ilk kez değişimine yol açmıştır. Kırsal kesimden
kente yapılan göçler kentlerin nüfuslarının hızla artmasını sağlamıştır. Örneğin
Londra’nın nüfusu 2.500’e, Manchester sanayi kentinin nüfusu 120.000’den 400.000
nüfusa ulaşmıştır (Benevolo, 1995: 188).
19

Sanayi devrimi ile birlikte kentler büyük bir değişim ve dönüşüm sürecine
girmiştir. Başta nüfus olmak üzere kentlerin ekonomik sistemleri alt üst olmuştur.
Sanayileşme ile birlikte eski zanaatların birçoğu ortadan kalkmış, yerine garaj, dolum
tesisi, tamirhane, lokanta, pansiyon vb. işletmeler açılmaya başlanmıştır. Tabakalaşma
sisteminin ortadan kalktığı, burjuva, işçi sınıfı gibi yeni toplumsal kesimlerin ortaya
çıktığı, siyasi ayrımcılıkların sona erdiği söylenebilir. Siyasi olarak kentler sadece yerel
özerkliğe sahip birer idari merkez durumuna gelmiş, kentleşme derecelerine göre siyasi
nüfuzları ülkenin bileşimine bağlanmıştır. Bu ve benzeri dönüşümler “Sanayi Kenti”
tanımının kent tiplerine eklenmesini gerektirmiştir (Begel, 1996: 14-15).

Modern dönemde, hızlı kentleşmenin etkisiyle kent nüfusları artmış, kırsal ve


kentsel yerleşim yerlerinde yaşayanlar arasındaki farklılıklar azalma eğilimine girmiştir.
Kentler ekonomilerine göre, yüksek derecede uzmanlaşmış ve çeşitlenmiştir. Önceki
üretici kentlerin yerine, modern kentler hizmetleri sunmak üzere daha çok kendi
nüfusları için üretimde bulunmaktadırlar (Duru ve Alkan, 2002: 30).

1.1.1.2. Kentin Tanımı

Kentler birçok açıdan bilim dallarının konusu olagelmiştir. Kentsel sorunların


çeşitlilik arz etmesi, kentlerin ilgili bilim dalları tarafından incelenmesini gerektirmiştir.
Bu nedenle kenti araştıran bilim dallarının yaklaşımlarına uygun olarak farklı kent
tanımlarına rastlanabilmektedir.

Genel olarak kent kavramı, idari açıdan, belli bir yönetsel birim: demografik
açıdan, belli bir nüfus büyüklüğüne sahip yerleşim alanı: ekonomik açıdan, nüfusunun
tarım dışı alanlarda çalıştığı, dağıtım ve denetiminin gerçekleştiği, tarımsal olmayan
üretimin yapıldığı bir birim olarak tanımlanmaktadır (Keleş, 2006: 107-109).

Köken olarak kent sözcüğü, uygarlık, medeniyet anlamına gelen sözcüklerle


ifade edilmiştir. Kent, Yunanca Polis, Latince Urbs ve Civitas kelimeleri ile uygarlık
(Benevolo, 1995: 19). İngilizce’de city, Fransızca’da cite, İtalyanca’da citta,
İspanyolca’da ciudad kelimeleriyle yurttaşlık ve hemşerilik gibi bir dizi kavramdan
türetilmiştir (Holton, 1999: 13). Benzer şekilde Arapça’da kent anlamındaki “Medine”
kelimesinden, uygar anlamındaki “medeni” kelimesi türetilmiştir (Kaya, 2003: 14).
20

Chicago okulunun en önemli temsilcilerinden Louis Wirth’e göre kent,


toplumsal açıdan benzerlik göstermeyen bireylerin göreli olarak geniş bir alanda, yoğun
nüfuslu ve sürekli olarak birlikte bir yere yerleşmiş bulunması biçiminde
tanımlanmaktadır (Duru ve Alkan, 2002: 85).

Kentler, toplumsal hayata, insanlar arasındaki ilişkilere biçim veren, sosyal


mesafelerin en aza indiği ve yoğunluk kazandığı, ekonomik, siyasi ve sosyal sistemi
olan yerlerdir (Cansever, 1996: 125).

Kentler, tarımsal olmayan üretimin yapıldığı, kontrol fonksiyonlarının geliştiği,


teknolojik gelişme seviyelerine göre büyüklük, heterojenlik ve bütünleşme düzeyine
ulaşmış yerleşme biçimleridir (Kıray, 1998: 17).

Sosyolojik açıdan kentin tanımlanmasında, yerleşme yerinin üretim yapısı, nüfus


yoğunluğu, örgütleşme düzeyi, heterojenliği, üretim araçlarının tarımdan ayrılması gibi
faktörler belirleyici olmaktadır. Buna göre kent: tarımsal olmayan üretimin yapıldığı,
üretim faaliyetlerinin denetlendiği, dağıtımın koordine edildiği, belirli teknolojinin
kullanıldığı, nüfusun belli bir büyüklük ve yoğunluğa ulaştığı, heterojenlik ve
bütünleşmenin var olduğu yerleşim yeri olarak tanımlanabilmektedir (Erkan, 2004: 20-
22).

Aslında bu tanımlar arasında temel farklılıklar olmadığı ve genellikle belirli bir


tanım üzerinde uzlaşıldığı da ileri sürülmektedir. Buna göre “kent tarımsal olmayan
üretimin yapıldığı, kontrol fonksiyonlarının toplandığı, belirli büyüklük, heterojenlik ve
bütünleşme düzeylerine ulaşmış bir mekân olması” tanımlamalardaki ortak öğelerdir
(Aslanoğlu, 2000: 13).

Kent sosyolojisi tarihinde uzun bir dönem kent, köy karşıtlığı ile açıklanmıştır.
Bu tanımlara göre kent, köyden farklı özellikleri olan sosyal grup ve cemiyet olarak
tanımlanmaktadır. Yörükan, bu yaklaşımın Tönnies, Durkheim, Spencer’in
çalışmalarında olduğu gibi aynı ayırımın Amerikan sosyolojisinde de görüldüğünü
örnekleriyle açıklamaktadır. Yine Yörükan, Redfield’in “folk cemiyeti” ile “şehir
cemiyeti” ayrımında yine Tönnies’in “cemaat” ile “cemiyet” arasında yaptığı ayrımdan
hareket ettiğine dikkat çekmektedir (Yörükan, 2006: 39-44).
21

II. dünya savaşından sonra ortaya çıkan kent araştırmalarında Şikago Okulunun
etkisi görülmektedir. Şikago Okulunun etkisi, özellikle kente gelen çeşitli grupların
üzerinde yapılan çalışmalarda gözlenir. Göç ile gelenlerin kente, ekonomik, siyasal ve
kültürel bakımdan bütünleşme sorunu üzerinedir. Bu sorunlar kente “eklemlenme”
sorunu olarak da ele alınmıştır. Şengül, kentlere sermaye birikimi açısından bakan
yaklaşımların sermayenin büyük kentlere olan ilgisini açıklamak bakımından yararlı
olabileceğini, mikro düzeyli çalışmalar yerine makro düzeyde kuramsal yaklaşımların
gerekliliğini belirtir (Bal, 2002: 18).

İlk kent araştırmaları, kentleşme sürecinin niteliğine bağlı olarak gelişme


gösteren genellikle sanayileşmekte olan yeni kentleşen yerleşim birimleri üzerinedir.
1982 sonrası yapılan çalışmalarda, kent toplumu ve siyaset ilişkisi, siyasal katılım,
siyasal şiddet, yerel yönetim sorunları, kentte yaşayanların kültürel kimlik sorunları,
geleneksel dayanışma biçimleri, hemşeri dernekleri, göç edenlerin sağlık sorunları vb.
sorunlar araştırılmıştır. Konuların ve ilgi alanlarının farklılaşmasını belirleyen temel
faktör, kentleşme sürecinde meydana gelen değişmelerdir (Bal, 2002: 19).

Kent toplumunu anlamak için kırsal topluluğu analiz etme zorunluluğu yoktur.
Kentin kıra göre açıklanması yerine kendine özgü kurumları ile açıklamak daha işlevsel
olmaktadır (Bal, 2002: 3).

Kentin kıra dayalı açıklanması, gelişmekte olan yeni kent biçimlerini


açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Neoliberal politikaların etkisiyle yeniden şekillenen
kentler, yapılanma süreci ve kurumları açısından farklılıklar arz etmektedir. Bu nedenle
yeniden şekillenen kentlerin tanımlanmasında yapılanma süreci ile kendine özgü gelişen
kurumlar belirleyici olmaktadır (Bal, 2002: 3). Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
1980 sonrası küreselleşmenin ve neoliberal politikaların başta ekonomi olmak üzere
bütün kurumlarda uygulanmaya başlanması mekânsal ve toplumsal yapıda yeniden
yapılanmayı gerekli kılmıştır. Büyük şehirlerin çeperlerinde belirli sosyal statüdeki
kesimlere hitap eden lüks mekânların oluşması, kırsal yaşama duyulan ilginin artması,
sahil kesimlerinin cazibe merkezi haline gelmesi yeni arayışların göstergesi olmaktadır.
22

Türk hukuk sisteminde ve idari yapısında, 1961 ve 1982 Anayasalarında,


merkezi idarenin taşra teşkilatı içerisinde kent adı altında bir kurumsal yapılanmaya
gidilmemiştir. Yerleşim yerleri il, ilçe, bucak, köy biçiminde düzenlenmiştir. TÜİK ise
yerel yönetim olarak belediye sınırları içinde yer alan nüfusu “kentsel nüfus” kabul
ederek bu yerleşim yerlerini kent olarak tanımlamaktadır (İsbir, 1991: 6-7).

442 sayılı Köy Yasası, nüfusu 2000’e kadar olan yerleri köy, 2000’den fazla
nüfuslu yerleri belediye olarak tanımlanmakta ve belediyelere de imar planı yapma
yetkisi vermektedir (İsbir, 1991: 6-7).

Nüfusu 10.000’i geçen yerleşmeler kent kabul edilmektedir. TÜİK ise


araştırmalarında en az 20-25.000 nüfuslu yerleri kent olarak değerlendirmektedir. Kent
ile ilgili mevzuatlarda ve kurumlar arasında da farklı değerlendirmeler yapıldığı
görülmektedir (İsbir, 1991: 6-7).

Kenti belli bir yaşam biçimi (kültür) ve sosyal ilişkiler ağı olarak ele alan anlayış
içinde “kent” ve “kent toplumu”ndan söz edildiğinde kastedilen şey, ne sadece nüfusun
belli bir mekânda yoğunlaşması ne de sadece mekânsal yapıdır. Kent bunun yanında ve
öncelikle belli bir kültürle yani “kente özgü kültürle” tanımlanır. Bir başka deyişle kent
tarihsel bir özgünlüğe sahip yapısı ve dönüşümü kendi mantığı içinde oluşan, belirli bir
değerler, normlar ve sosyal ilişkiler sistemi olarak tanımlanır (Peker, Önen, Balkız,
1997: 10).

Kentlerin oluşumu, geçirdikleri yapısal değişimler genel olarak üretim tarzının


değişimi ile de açıklanmaktadır. Üretim tarzının yerleşim biçimlerini ve kent tipini
belirlediğini öne süren Laçiner, buna örnek olarak da 19. yüzyıl öncesinin “geleneksel”
kentlerinin sanayi devrimi ile birlikte uğradığı köklü değişimleri göstermektedir. Ona
göre bu süreçte kentlerin yalnızca üretimle ilgili maddi dokusu değil, kentsel yaşam ya
da kent kültürü dediğimiz şeyin tüm öğeleri farklılaşmış, yeni bir kentli tipi, davranış
normları ve kentlilik bilinci ortaya çıkmıştır (Laçiner, 2002: 65).

Kent tanımında üretim tarzını öne çıkaran bu yaklaşımın yanında şu temel


değişkenler sıralanabilir:
23

 Üretim Özelliği: tarımsal üretimden tarım dışı üretime geçiş oranı,

 Büyüklük: Nüfusun belli bir orana ulaşmış olması,

 Yoğunluk: Birim alanda oturan nüfusa göre ölçülebilir,

 Heterojenlik: Çok işlevsellik, her tür görünümde çeşitlilik,

 Bütünleşme: Ulaşım ve haberleşme yoluyla gerçekleşen insan


ilişkilerinin söz konusu yerleşmenin coğrafi alanına ne biçimde
dağıldığını ve bu ilişkilerin yoğunluğunu gösteren değişken (Erkan,
2002: 17).

Bu değişkenlerden hareket edildiğinde, bir yerleşim yerinin kent niteliğine sahip


olabilmesi için şu özellikleri taşıması gerekir:

 Belli bir nüfus büyüklüğüne ve yoğunluğuna ulaşmış olması,

 Tarımsal üretimden daha ileri bir üretim düzeyi olan sanayi üretimine
geçmiş olması ve bununla birlikte hizmet sektörünün gelişmiş olması,

 Yerleşim yerinin fiziksel alt yapısının belli bir düzeye ulaşmış olması,

 Geleneksel aile yapısının çözülerek yerini çekirdek aile yapısına


bırakmış olması,

 Nüfusun büyük oranda örgütlenmiş, karmaşık iş bölümüne ve yüksek


uzmanlaşma düzeyine ulaşmış olması,

 Yerel değerlerin yerini, ulusal değerlerin veya evrensel değerlerin almış


olması,

 Geleneksel ilişkilerin çözülüp, bireysel ilişkilerin yada bireysel çıkarların


ön plana çıkmış olması,

 Eğitim düzeyinin yüksek olması, çocuk bakım ve eğitiminde aile dışı


kurumların gelişmiş olması,

 Sosyal normların yerini, resmi denetleme kurumlarının almış olması,


24

 Statülerin aileden gelmeyip, bireylerin kendi çabalarıyla kazanılmış


olmaları (Erkan, 2002: 18).

Tarihten bu yana ne antik çağda ne de modern zamanlarda her uygarlıkta kent


yaşamı, ticaret ve sanayiden bağımsız gelişmemiştir (Pirenne, 2005: 99).

Modern kentler, göç eden nüfusa ve tarımsal olmayan işyerlerinin artması,


uzmanlaşması ve örgütlenmesine bağlı olarak gelişmektedir (Kıray, 1998: 15).

Kentlerin mekansal oluşumu ve büyümesinde üç önemli faktör etkili olmaktadır.


Bunlar, kentin kurulduğu ve yapılandığı coğrafik mekan, kentte oluşan ekonomik
eylemler (üretim, bölüşme, dağıtım, tüketim, denetim) ve kentlilerin gereksinimleri
açısından seçtikleri seçeneklerin mekanla ilintilenmesidir (Gürpınar, 1996: 33).

Batı toplumlarında sanayileşmeye bağlı olarak sermaye birikiminin artması,


üretim araçlarının gelişmesi kentleşmeye yol açmıştır. Kırdan kente göçün yarattığı
bölgesel dengesizliklere çözüm bulabilmek için kent araştırmaları başlatılmıştır (Tuna,
2002: 272).

1.1.2. Kentleşme ve Göç

1.1.2.1. Kentleşme ve Nedenleri

Kentleşme, demografik olarak kısaca kentlerde nüfusun artmasını ve kent


sayısının artması anlamında kullanılmaktadır. Ancak bu tanımlama kentleşme sürecini
tam olarak açıklamaktan uzaktır. Kentleşme, demografik ve fiziksel büyümenin yanında
toplumsal yapıda değişim sürecini anlatmaktadır. Kırsal üretimin yerine uzmanlaşma,
örgütleşme ve işbölümüne dayalı üretimin yapıldığı heterojen nüfus yapısını ifade
etmektedir.

Buna göre Keleş, kentleşme hareketini geniş anlamda sanayileşmeye ve


ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve kentlerin büyümesi
sonucunu doğuran, toplum yapısında, artan oranda örgütleşme, işbölümü ve
uzmanlaşma yaratan insanların davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol
açan bir nüfus birikimi süreci olarak tanımlamaktadır (Keleş, 2006: 24).
25

Köyün bilinen özelliklerinden farklılaşarak oluşan yeni yerleşim yerlerini kent,


kenti oluşturan sürece ya da kent oluşması sırasında ortaya çıkan yapısal değişmelere de
kentleşme denilmektedir (Bal, 2002: 51).

Batıda sanayi devrimiyle birlikte kentleşme sürecinin ivme kazandığı, II. Dünya
Savaşından sonra gelişmekte olan ülkelerin de hızla bu sürece katıldıkları gözlenmiştir.
Kente göç bu süreçlerde kırsal kesimden kentlere doğru gerçekleşmiştir. Toplumsal
değişmeye paralel olarak kentlerin ve kentleşme biçimlerinin farklılık gösterdiği
gözlenmektedir. Diğer bazı faktörlerin yanında, turizm sektörünün gelişme
göstermesiyle birlikte kentlerden kırsal alanlara özellikle sahil kasabalarına göç söz
konusudur.

Üretim biçimindeki değişimin, yani ekonomik öğenin kentleşme tanımında özel


bir ağırlığı vardır. Kentleşmenin, tarımsal üretimden daha ileri bir üretim düzeyine geçiş
olarak da tanımlanabilmesi bu yüzdendir (Keleş, 2006: 23-24).

Batıda sanayi devrimi ile birlikte kentlerin yeni işlevler üstlenmesi kırsal
kesimden kentlere göçü hızlandırmıştır. Tarımsal üretimin makineleşmesi, kentlerin
sunduğu imkânlar kentlerin çekiciliğini arttırmıştır. Kırsal alanlarda artan işsizlik
kentlerde istihdam edilebilmiştir.

Kentlere gelen göç kent çeperlerinde gecekondu alanlarının oluşmasına yol


açarak yeni kentsel sorunlar doğurmuştur. Alınan göçlerle kent nüfusu hızla artmıştır.
Ayrıca bu dönemde kentin işlevleri değiştiğinden kentler değişim ve dönüşüm sürecine
girmişlerdir.

Kentleşme sadece bir nüfus hareketi olarak değil, aynı zamanda toplumun
ekonomik ve sosyal yapısındaki değişmelerin ürünüdür. Bazı araştırmalarda göçle
gelenlerin kentte kalış süresine bağlı olarak kentle bütünleşme düzeylerinin arttığı
gözlenmiştir (Bal, 2002: 13).

Günümüzde ileri teknoloji kullanımı ve küresel yeniden yapılanma kentlerin


önemli dönüşümler geçirmesine yol açmaktadır. Sağlık alanındaki gelişmelerle birçok
bulaşıcı hastalığın tedavisinin yapılabilmesi, doğan bebek ölümlerindeki azalmalar ve
26

artan yaşam kalitesiyle beraber insan ömrünün uzaması kentlerdeki nüfus artışının
nedenleri arasında yer almaktadır.

Üretim biçimindeki değişimin yani ekonomik öğenin, kentleşme olgusunda özel


bir ağırlığının bulunduğunu vurgulayan Keleş, kentleşmenin, tarımsal üretimden daha
ileri bir üretim düzeyine geçiş olarak tanımlanabileceğini belirtmektedir. Bu geçiş
süreci, üretim denetleme işlevinin kentlerde toplanmasına, kentlerin büyümesi ve
yoğunluk kazanmasına, heterojenlik ve bütünleşme derecelerinin artmasına yol
açmaktadır (Keleş, 2006: 24). Sanayileşme süreciyle birlikte toplumsal yapı ve
mekânda görülen bu değişim, benzer biçimde turizm sektörünün geliştiği, üretim
biçiminin turizme göre yapılandırıldığı yörelerde de gözlenmektedir. Ancak üretim
biçiminin farklılığından doğan farklı yapılanmalar ve dinamikler turizm sektörünün
yarattığı kentleşmeyi diğerlerinden ayırmaktadır.

Son yüzyıl kentlerin ve kentlerde yaşayan nüfusun hızla arttığı bir dönem
olması, kentleşme oranının artarak devam edeceği yönündeki güçlü belirtiler
bulunmaktadır. Kentleşmenin hızla artması toplumsal sorunlarla kentsel sorunların
özdeş görülmesine neden olmaktadır (Peker, Önen, Balkız, 1997; 11).

Kentleşme hareketleri ekonomik, teknolojik, siyasal ve sosyo-psikolojik


etmenlerin etkisi altında oluşur. Bu etmenleri birbirinden ayırmak mümkün değildir.
Her biri bir diğerinden etkilenen, birbirlerinin içinde olan etmenlerdir (Keleş, 2006: 28).

Ekonomik Nedenler

Sanayi devrimi ile birlikte kentlerin sunduğu imkanlar, tarımda sağlanan


modernizasyon süreçleri kentlere göçü doğurmuştur. Kırsal alanlara tarım makinelerinin
girmesi istihdam imkanlarını azaltmıştır. Buna karşılık sanayi kuruluşlarının kentlere
kurulması iş arzı yaratmıştır. Bu süreç doğal olarak kentlerin kısa zamanda nüfus olarak
büyümelerine yol açmıştır.
27

Teknolojik Nedenler

Ulaşım, iletişim araçlarındaki gelişmeler mesafelerin kısalmasını sağlamış, kent


çeperlerinde banliyöleşme, uydu kent vb. yerleşimlerin oluşmasını sağlamıştır.
Kentlerde teknolojik imkanların kullanımının yaygınlaşması kentlerin cazibesini
arttırmıştır.

Siyasal Nedenler

Ülkede alınan siyasal kararlar, yönetim yapısının özellikleri, hukuk


kurumlarından bazıları ve uluslararası ilişkiler kentleşmeyi özendirici nitelik
taşımaktadır. Ülkeler arasındaki savaşlar, siyasi anlaşmazlıklar, siyasi kararlar göçlere,
yeni kentlerin oluşmasına ve kentlerin nüfuslarının artmasına ya da azalmasına neden
olabilmektedir. Ayrıca, seyahat, yerleşme ve ticaret özgürlüğünü kısıtlayan yasaların
kaldırılması da kentleşme üzerinde etki yapmıştır (Keleş, 2006: 33).

Ülke içinde alınan siyasi kararlar kentleşme üzerinde etkili olmaktadır. Başkent
ilan edilme, büyükşehir statüsünün sağlanması, bazı köylerin belde, beldelerin ya da
kasabaların il yapılması gibi.

Mülkiyet, toprak sahipliği vb. konularda hukuk kurallarının değişmesi, bazı


yörelerin kalkınmada öncelikli yöreler, turizm kentleri gibi yeni statülerin sağlanması da
kentleşme üzerinde etkili olmaktadır.

İmar planlarındaki değişiklikler, yatırımların tercih edildiği yörelerin (üniversite,


askeri birlik vb. kurumların kurulması) kentleştikleri gözlenmektedir.

Sosyo-psikolojik Nedenler

Sosyo-psikolojik nedenler, kentin sunduğu istihdam, eğitim, sosyal vb. imkanlar


nedeniyle köy ve kent yaşam biçimleri arasındaki farklara işaret etmektedir. Aynı
zamanda kırsal hayatın bu imkanlardan yoksun olması kırın iticiliği, kentin çekiciliği
biçimde ifade edilmektedir. “İstanbul’un taşı, toprağı altın” sözü de büyük kentlerin
çekiciliğini anlatan bir deyim olarak dilimize yerleşmiştir (Keleş, 2006: 35).
28

1.1.2.2. Göç ve Göç Türleri

Göç kavramı, bir coğrafi mekandan ayrılıp başka bir coğrafi mekana yerleşmeyi
ifade eden, yer değiştirme, mekan değiştirme anlamlarını içermektedir. Tarihte kavimler
göçü gibi büyük göçler yaşanmış, toplumlar ya da topluluklar çeşitli olayların etkisiyle
sosyal hareketlilik yaşamaktadırlar.

“Göç” (Migration); kısaca, “bir yerden başka bir yere gitme” veya “bireylerin ya
da toplumsal kümelerin yerleşmek üzere bir yerden başka bir yere gitmeleri” olarak
tanımlanmıştır. Diğer bir ifadeyle göç; kişilerin ve/veya grupların, coğrafi mekan
üzerindeki hareketliliği olup, başka bir bölgede/ülkede süreli ya da sürekli yerleşmek ve
yaşamak üzere, bulundukları bölgeyi/ülkeyi terk etmeleridir. Bu itibarla göç, buna konu
olanlar bakımından, “ekolojik-tabii” çevre ile birlikte “sosyal” çevrenin de terk edilerek
başka bir “ekolojik-tabii” ve onun üzerinde yayılan başka bir “sosyal” çevreye girişi
içermektedir. Bu çevre değişikliklerinin, bir ülkenin toprakları üzerinde
gerçekleştirilmesine “ulusal (veya iç) göç (national (or internal) migration), bir’den
fazla ülkenin toprakları arasında gerçekleştirilmesine ise “uluslararası (veya dış) göç”
(international (or external) migration) adı verilmektedir (Çavuşoğlu, 2006: 83-84).

Göç, kişilerin gelecek yaşantılarının ya bir bölümünü ya da tamamını geçirmek


üzere bir yerleşim biriminden diğerine yerleşmek amacıyla yapmış oldukları coğrafi
nitelikli yer değiştirme olayıdır (Demir, 1997: 85). Bu yer değiştirme hareketi ülkeler
arasında da gerçekleşmektedir.

Ekonomik, siyasi, kültürel vb. nedenlerle göçler yaşandığı gibi bireysel tercihler
ya da kişinin iradesine bağlı olarak göçler gerçekleşmektedir. Türkiye’de özellikle
1950’den sonra yaşanan hızlı toplumsal değişimin en önemli aracı göç olmuştur. Kırdan
kente, doğudan batıya ve yurt dışına yaşanan göçler bölgelerin toplumsal yapısını
yakından etkilemiştir (Apan, 2006: 26).

Göç sadece coğrafi hareketliliği ifade etmez. Eisenstadt ve Jackson’ın da


vurguladığı gibi göç, bir toplumdan başka bir topluma yapılmakta ve coğrafi
hareketlilikten daha ziyade sosyal ve toplumsal boyutu öne çıkmaktadır (Yalçın, 2004:
12).
29

Çağdaşlaşma sürecinde göç, kentlerin gelişinde önemli rol oynamaktadır (Ritzer,


2005: 855).

Türkiye’deki hızlı değişim sürecinin en temel öğelerinden birisi olarak göç


olgusu, kırdan kente, doğudan batıya, yurt içine ve yurt dışına doğru gerçekleşmiştir.
Kırsal alanlarda modernleşmeyle birlikte üretim dışı kalan genç işgücü, yeni geçim
kaynakları bulmak üzere kentlere göç etmeye başlamışlardır. Öncelikle büyük şehirlere
yönelen bu hareket diğer kentleri de etkileyerek kırdan kente yoğun göç yaşanmıştır.
Ayrıca başta Almanya olmak üzere yurt dışına işçi göçü önemli rakamlara ulaşmıştır.
(Apan, 2006: 26).

Göçler gerçekleşme nedenine göre dört başlık altında incelenebilir. Bunlar;

1. İlkel göç,
2. Zorunlu göçler,
3. Serbest göçler,
4. Kitlesel göçler (Yalçın, 2004: 14-16).

İlkel göçler insanların ekolojik faktörler, doğal afetler karşısında çaresiz kaldığı
özellikle sanayi öncesi dönemlerde görülen göç tipidir. Tarım ve hayvancılıkla geçinen
topluluklar ekolojik ortama uygun göç etmişlerdir (Yalçın, 2004: 14).

Zorunlu göçler, siyasi nedenlerle topluluğun göçe zorlanmasını ifade etmektedir.


Siyasi otoritenin uyguladığı siyasi kararlar nedeniyle göçe bir toplum maruz kalmıştır
(Yalçın, 2004: 15).

İlk iki göç türünden farklı olarak bireysel tercihlerle gerçekleşen serbest
göçlerde aile büyüklüğü, evlilik, gibi özel nedenler öne çıkmaktadır (Yalçın, 2004: 16).

Göçü ekonomik bir fenomen olarak alan Todaro, göç modelini kır ve kent gelir
farklılığından çok, bu gelir farklılığından göçe katılan bireyin ne kadar yararlanacağı
beklentisine dayandırır. Göçe katılacak bireyler, kır ve kent sektörleri arasında kendisi
için en uygun işi seçerek, kazancını göç yoluyla ne kadar arttırabileceğini dikkate alır.
Beklenilen kazançlar, kırsal ve kentsel işlerdeki gerçek gelir farklılığıyla ve yeni bir
göçmenin kentsel bir iş elde edebilme olasılığı ile ölçülür. Todaro’nun göç modeli,
30

bireylerin gelir farklılığından yararlanma beklentisi üzerine kurulmuştur (Tatlıdil, 1989;


10).

Serbest göçlerin sonucu olarak kitlesel göçler gerçekleşmektedir. Türkiye’den


başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa ülkelerine, yurt içinde de köyden kente
göçlerde bu süreç yaşanmaktadır (Yalçın, 2004: 16).

Bu göç türleri yanında ülke içinde köyden kente, kentten kente, kentten kıra ve
bölgeler arasında gerçekleşen iç göç, ülke dışına gerçekleşen göçlere de dış göç şeklinde
iki grupta incelenmektedir (Yalçın, 2004: 19).

Tablo 1’ de görüldüğü gibi, 1965-1975 döneminde İstanbul, Ankara ve İzmir


illeri net göç hızı en büyük iller durumunda iken, 1975-1985 döneminde bu illerin
arasına sanayinin hızla geliştiği Kocaeli ili ile, turizmin merkezi haline gelen Antalya ili
katılmıştır. İstanbul ve Kocaeli illerinin nüfus bakımından doyum noktalarına
gelmesinin etkisiyle 1995-2000 döneminde Tekirdağ ve turizmin çekim merkezlerinde
yer alan Muğla ile Antalya illeri net göç hızlarının büyüklüğü itibarıyla ilk sıralara
yükselmişlerdir (Kocaman, 2008: 26).

Tablo 1. Yıllara Göre İllerin Net Göç Hızları Dağılımı (1965-2000)


1965-1970 1975-1980 1985-1990 1995-2000
Net Göç Net Göç Net Göç Net Göç
İller İller İller İller
Hızı %0 Hızı %0 Hızı %0 Hızı %0
İstanbul 207,1 Kocaeli 100,28 İstanbul 99,86 Tekirdağ 96,81
Ankara 122,43 İstanbul 67,27 Kocaeli 99,22 Muğla 70,2
İzmir 83,13 İzmir 65,95 Antalya 81,78 Antalya 64,31
Edirne 76,74 Bursa 55,89 İçel 64,94 Bilecik 57,91
Kocaeli 55,08 İçel 51,94 İzmir 58,34 İstanbul 46,09
Konya 27,28 Antalya 24,22 Bursa 57,15 Bursa 45,12
Bursa 23,72 Ankara 18,52 Tekirdağ 41,09 İzmir 39,88
Elazığ 18,57 Hatay 17,8 Muğla 30,51 Isparta 30,72
Aydın 17,13 Eskişehir 15,05 Aydın 24,33 Çanakkale 27,39
Eskişehir 15,66 Aydın 15,03 Ankara 22,62 Ankara 25,59
Kaynak: (Kocaman, 2008: 26)

Yoğun göç alan kentlerin ekonomik yapısına bakıldığında, istihdam yaratıcı


ekonomik yatırımların yoğunlaştığı görülmektedir. Geleneksel ekonomik (Keynesian)
yaklaşımlar kentleşmeyi batıdaki gelişme modeli içinde ele almış, tarımsal işgücünü
31

büyük kentlerde endüstriyel üretimde kullanmak üzere harekete geçirmişlerdir.


Ekonomik gelişmeyle birlikte daha sonra işgücünün önemli bir bölümünü hizmetler
sektörüne kaydırmışlardır. Kentleşme bu anlamda endüstrileşme ile özdeş tutularak
kalkınmanın ya da modernleşmenin ön koşulu olarak ele alınmıştır. Bery, Sjoberg,
Lambard kentleşmeyi bu gözle ele alan ve savunan kişilerdir (Tatlıdil, 1989: 11).

1.1.3. Kentlileşme

Türkiye’de kentleşme daha çok nüfusun belli noktalarda yoğunlaşmasını, kent


sayısının artmasını, kentlileşme, kent kültürünün yaygınlaşmasını ifade etmektedir. Bu
ayrışmanın nedeni, kentleşme sürecinin kentlileşme yaratamamasından
kaynaklanmaktadır.

Türkiye’nin Batı’da olduğu gibi sanayi kenti deneyimi olmamakla birlikte ülke
nüfusunun yarıdan fazlası kentlerdedir. Gecekondu da yaşayanların ikinci ve üçüncü
kuşakları kentte yaşamaktadır. Bu nüfus kentin tüm olanaklarından yararlanmakta,
kentsel ranttan pay almaktadır ancak modernite projesinin beklediği kültürel dönüşümü
gerçekleştirememiştir (Tekeli, 2000: 25-32).

Çağdaş dünya için kullanılabilen “kentlileşme”nin düzeyi, kentlerde yaşayan


nüfus oranı ile ölçülemez. Kentlerin, toplumsal yaşam ya da insan üzerindeki etkileri,
kentli nüfusun oranının göstereceği etkiden daha büyüktür. Kent yalnızca günümüz
insanına daha büyük bir oranda iş ve yerleşim olanakları sunan bir yer değildir aynı
zamanda dünyanın en uzak yerlerini kendine çeken, türlü bölgeleri, insanları ve
etkinlikleri bir düzene göre biçimlendiren, ekonomik, siyasal ve kültürel yaşamın
öncüsü ve denetleyicisi konumunda olan bir merkezdir (Duru ve Alkan, 2002: 78).

Kentlilik, kent topluluklarının tipik toplumsal yaşam kalıplarını anlatan bir


kavramdır. Kentli yaşam tarzı, oldukça uzmanlaşmış bir işbölümünü, toplumsal
ilişkilerde araççılığın gelişmesini, akrabalık ilişkilerinin zayıflamasını, gönüllü
birliklerin çoğalmasını, normatif çoğulculuğu, sekülerleşmeyi, toplumsal çatışmaların
artışını ve kitle iletişim araçlarının gün geçtikçe daha önemli bir rol oynamasını
kapsamaktadır. Wirth, kentli yaşam kalıplarını şehirlerin üç genel özelliği (büyüklük,
32

yoğunluk ve toplumsal heterojenlik) üzerine oturtmaya çalışmıştır (Marshall, 1999:


400).

Kentlileşme, kente göç eden nüfusun uyum ve bütünleşme süreci içinde uygun
ilişkiler biçimi geliştirerek kentin bir öğesi olma sürecini ifade etmektedir (Erkan, 2004:
26).

Kırsal kesimden kente göç eden birey, sahip olduğu ekonomik ve sosyo-kültürel
yaşam biçiminden koparak yeni bir ekonomik, sosyo-kültürel ortama katılmaktadır.
Kentlileşme, kente göç eden bireyin bu değişim sürecini anlatmaktadır (Kaya, 2003:
140).

İlk dönem kentleşme araştırmalarında kentlileşme, kente gelen kırsal kesim


insanlarının eski kentlilerin sahip olduğu tutum, değer ve davranışları benimsemesi
süreci olarak değerlendirilmiştir. Yani kentlileşme bir kültür değişimi ve toplumsal
uyum olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede kentlileşme ekonomik anlamda kente özgü
bir iş, sosyal anlamda ise kente özgü değerlerin benimsenmesi ve bunlara ek olarak
kentin sunduğu fırsat ve olanaklardan yararlanma yönünde gerçekleşen süreçtir. Bu
açıklamalardan da anlaşıldığı gibi kırsal insanın kentsel insana dönüşmesi olarak
değerlendirilmektedir (Peker, Önen, Balkız, 1997; 11-12).

Gelişmiş sanayi toplumlarında kentleşme sanayileşme ile eş zamanlı ilerlemekte


iken gelişmekte olan ülkelerde sanayileşmeden kentleşme yaşanmakta ve aşırı
kentleşme nedeniyle konut, istihdam, alt yapı sorunları ortaya çıkmaktadır. Ayrıca
kentlerin bazı yerlerinde farklı kentleşme düzeyleri oluşmakta, farklı yaşam biçimleri ve
ilişkileri sergilenmektedir (Özen, 1996: 12-13).

Türkiye’de kent ve kentlileşmeye ilişkin araştırmaların iki döneme ayrıldığı


söylenebilir. Birincisi, 1960 ve 1970’li yıllarda genellikle kentleşme ile
modernleşmenin özdeş tutulduğu, kente özgü değişiklerin oluştuğunu belirten
çalışmalardır. İkinci dönem ise 1980 ve 1990’lı yıllarda başta büyük kentlerde
yaygınlaşan cemaatleşme eğilimleri üzerinde duran araştırma ve incelemelerdir. Bu
çalışmalarda kentleşme-modernleşme ilişkileri de sorgulanmaktadır (Bal, 2002; 17).
33

1.2. KENT KURAMLARI

Kentlerin oluş nedenleri, gelişimleri ve yapılarını açıklamaya yönelik kuramlar


geliştirilmiştir. Buna göre, kuruldukları coğrafi bölgelerin özelliklerine, mekanın
kullanış biçimlerine, ekonomik yapılarına göre kuramsal açıklamalar yapılmaktadır.

Kentlerin ortaya çıkış nedenleri ekonomik-dinsel-sosyal süreçleri içermektedir.


Bu nedenle konuyu tek bir nedene dayandırmak yerine birden fazla değişkenin
etkileşimleri çerçevesinde açıklanmalıdır. Sosyal örgütlenmede farklılık, ticaret,
teknoloji yada savunma duygusu kentlerin oluşumunda etkili olmaktadır (Aslanoğlu,
2000: 24).

1.2.1. Geleneksel Kuramlar

Bu kuramlar kentin yapısını mekanın kullanılış biçimine göre açıklama


getirmektedirler. Bu kuramlar ilk geliştirilen kuramlardır. Bu kuramlar, ortak merkezli
çemberler kuramı, dilimler kuramı, birden fazla merkezli gelişme kuramı, merkezleşen
yerler kuramı biçiminde sıralanmaktadır (Erkan, 2004: 219).

1.2.4. Modern Kuramlar

Kenti büyüme ve iletişim tarzları yönünden açıklayan bu kuramlar, kenti bir


etkileşim sistemi olarak kabul etmektedirler. Bu yaklaşıma göre, kenti bireyin
gereksinimleri ile insan ve mal akımları oluşturmaktadır. Bu yaklaşımlar yanında
kentler sosyo-ekonomik faaliyetlerin ağırlığına göre şu şekilde sıralanmaktadır;

1. Kutsal dini şehirler,

2. Askeri (garnizon) şehirler,

3. Maden şehirleri,

4. Liman şehirleri,

5. Siyasal başkentler,

6. Tatil şehirleri,

7. Ticaret şehirleri,

8. Sanayi şehirleri,
34

9. Kültür merkezi şehirleri,

10. Tekno-siteler,

11. Zincir şehirler, vb. (Erkan, 2004: 225-226).

Kent ve kentleşmeyi güç ve üretim biçiminin belirlediğini ileri süren


kuramcılara göre, kentin kapital birikim süreçleriyle analiz edilebilmesi için, toplumsal
değişme ve kapital birikim biçimleri ilişkisi ile kapital birikim biçimleri ve kent
arasındaki ilişkinin netleştirilmesi gerekmektedir. Kapital ile kent arasında dört tür
ilişkiden söz edilmektedir:

1. Kentin artı değerin yaratıldığı yer olması

2. Kentin üretim biçiminin yeniden belirlendiği alan olması.

3. Kentin altyapısıyla, üretim ve hizmet işlevi binalarıyla kendisinin bizzat


kapital birikimi olması,

4. Kentsel alanda ortaya çıkan rantlar ile artı ürünün bölüşümünün ve kapital
birikimlerinin etkilenmesi biçiminde ortaya konulmaktadır (Keleş, 2006:
142).

İleri kapitalist dünyadaki kentler, finans, tüketim ve eğlence merkezine


dönüşerek, sanayisizleşme sürecine girmişlerdir. Bu kentler, seyirlik kentsel mekânların
oluşturulmasıyla sermaye ve insanları çeken tüketim merkezleri haline gelmiştir
(Harvey; 2003: 116).

Gelişmiş kapitalizme özgü metropolitan alanlar, kapitalist sanayi kentlerinden


niteliksel olarak farklı türdeki kentleri temsil ederler. Bu kent sisteminin yapısı ve
süreçleri, doğrudan sermayenin mantığı tarafından belirlenmektedir. Diğer bir deyişle,
ortak-tüketim sürecinde, her kent sistemine, oradaki hakim işleve göre sermaye aktarılır.
Dolayısıyla ağır sanayinin hakim olduğu kentler ya da turizm merkezleri, sermayenin
mantığına kendilerine özgü bir biçimde uyum gösterip varlıklarını bu şekilde
sürdürürler. Daha da önemlisi, tekelci kapitalizmin kendisi, bugünkü ulaşılan aşamada
ekonomik sektör tarafından, dünya düzeyinde karşılıklı bağımlılıklar örüntüsü içine
35

hapsolmuş durumdadır ve uzun vadeli kar mantığına göre hareket etmektedir (Castells,
1997; 49).

1.3. KURAMSAL YAKLAŞIMLAR BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE


KENTLEŞME

1.3.1. Türkiye’de Kentleşme Olgusu

Türkiye’de kentleşme 1950’den sonra hız kazanmış, başta büyükşehirler olmak


üzere kentlere bu tarihten itibaren yoğun göç yaşanmıştır. Cumhuriyetin kurulduğu
yıllardan 1950’ye kadar nüfusun %75’inin köylerde, %25’inin ise kentlerde yaşadığı
Tablo 2’de de görülmektedir. Batı’da olduğu gibi sanayi devrimine dayalı kentleşme
süreci görülmese de kentleşme nedenleri benzer özellikler göstermektedir. Yani
Türkiye’nin kentleşmesi çekici, itici, iletici ve siyasal nedenlere dayanmaktadır.

Ülkemizde kentleşme sürecinin 1950’lerden itibaren hız kazanmasında bu


tarihlerde uygulamaya konan yeni ekonomik-sosyal politikalar etkili olmuştur. Tarımın
modernleşmesinin yanında toplumsal değişme sürecinin hız kazanması da kentleşme
sürecinin hız kazanma nedenleri arasında yer almaktadır (Erkan, 2004: 98).

Türkiye’deki kentleşme sürecinin Batı’da olduğu gibi sanayileşme ile orantılı


gelişmemesi sağlıksız ve düzensiz gerçekleşmektedir. Özellikle üç büyük kent olmak
üzere bazı kentlerin diğer kentlerden fazla ve dengesiz büyümesi, gecekondulaşmayı
doğurarak beraberinde pek çok sorunları ortaya çıkarmıştır (İsbir, 1991: 39).

80’li yıllara kadar kırda kente göç kentleşmeye kaynaklık ederken sonraki
yıllarda ulaşım ve iletişim teknolojisinin gelişimiyle yeni bir döneme girilmiştir. Ayrıca
bu dönemde bazı bölgelerdeki güvenlik sorunları nedeniyle kentlere zorunlu göçler
yaşanmıştır (Kaya, 2003: 112).
36

Tablo 2. Yıllara Göre Türkiye’nin Kentleşmesi:


Kent Köy Toplam
Yıllar
Nüfus % Nüfus % Nüfus
1927 3.305.809 24,22 10.342.391 75,78 13.648.270
1945 4.687.102 24,94 14.103.072 75,06 18.790.174
1950 5.244.337 25,04 15.702.851 74,96 20.947.188
1960 8.859.731 31,92 18.895.089 68,08 27.754.820
1970 13.691.101 38,45 21.914.075 61,55 35.605.176
1980 19.645.007 43,91 25.091.950 56,09 44.736.957
1990 33.326.351 59,01 23.146.684 40,99 56.473.035
2000 44.006.274 64,9 23.767.653 35,1 67.803.927
2007 49.747.859 70,05 20.838.397 29,95 70.586.256
Kaynak: Tüik istatistiklerinden derlenmiştir.

2007 yılında açıklanan nüfus verilerine göre, Türkiye nüfusunun %70’i


kentlerde, %30’u kırsal kesimde yaşamaktadır (Tablo 2). Bu rakamlar kentsel yapıya
geçişi ifade etmektedir.

Ülkemizde kent sayısı da kentleşme eğilimine uygun olarak sürekli bir artış
içindedir. 1927’de 66 olan kent sayısı, 1970’de 238’e, 1985’te 380’e, 1997’de 453’e ve
2000 yılında da 470 olmuştur. Kent sayısı, küçük kasabaların, sanayileşme, ticari
merkez olma, üniversite ve benzeri kurumların kuruluş yeri olarak seçilmeleri
sonucunda hızlı kentleşme sürecine girerek, nüfuslarının 10.000’i aşmaları ile kısa
sürede “kent” olmasıyla artmaktadır (Keleş, 2006: 61). Turizmdeki gelişmeler
sonucunda da kasabaların benzer şekilde nüfuslarının artarak kentleşme sürecine
girdikleri gözlenmektedir.

Son dönemlerde yapılan araştırmalarda Türkiye’de nüfus hareketleri açısından


gelişme dinamikleri birbirinden çok farklı üç çekim bölgesi olduğu gözlenmektedir.
Bunlar;

İstanbul metropoliten alanı ve art bölgesi (İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa,


Tekirdağ),

Kıyı Bölgeleri (İzmir, Muğla, Antalya, İçel),


37

Güneydoğu bölgesi (Adıyaman, Şanlıurfa, Hakkari, Şırnak, Van, Diyarbakır,


Malatya, Batman, Mardin)

Aynı araştırmalarda büyük kentlerin tek çekim merkezi olma özelliğini


yitirdikleri, gelişme potansiyelleri yüksek merkezler önemli çekim merkezleri olarak ön
plana çıkmıştır (Işık, 1999: 86).

1.3.2. Kalkınma Planlarında Kent Politikaları

1960’dan sonra Türkiye’de kentleşme politikaları en genel çizgileriyle kalkınma


planlarında yer almaya başlamıştır. Kentleşme ile ilgili siyasi ilkelerin yer aldığı
kalkınma planları ülkemizin kentleşmesine yön vermiştir.

I. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)

I. Beş Yıllık Kalkınma Planında, kentleşme ayrıntılı bir şekilde yer almamış,
“bölgeler arası denge” ilkesine göre yatırımların planlanması önerilmiştir. Kentlerin
sundukları iş imkanlarıyla orantılı büyüme tavsiye edilerek “en uygun kent büyüklüğü”
kuralı benimsenmek istenmiştir (Keleş, 2006: 79).

II. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)

Kentleşme, konut kavramları bu plan döneminde ele alınmıştır. Planda,


“toplumun yurt üzerinde yerleşmesi ve barınması” ve “konut” ana başlıkları altında
“bölgesel gelişme, şehirleşme ve yerleşme sorunu” ve “bölge planlaması” alt
başlıklarına yer verilmiştir. Sanayileşme, kentleşme ve tarımda modernleşme
gelişmenin ayrılmaz üç unsuru kabul edilerek kentleşme konusunda aşağıdaki ilkeler
benimsenmiştir;

• Hizmetlerin bölgeler arasında dengeli dağılımının sağlanması,

• Kentleşmenin desteklenmesi ve kentleşmeden ekonomiyi itici bir güç ve


gelişme aracı olarak yararlanılması,

• Kentleşmede bütün yerleşme sisteminin birlikte düşünülmesi: Kentleşmenin


sosyal değişme hızını en üst düzeye çıkarması,
38

• Kentleşmenin yarattığı kurumların, şehir-çevre ve bölge ilişkileri içinde


düşünülmesi, şehir sorunlarının çözümünde şehirlerin bu anlayış içinde ele alınması,

• Kentleşme eğiliminin sanayileşme ile desteklenmesi ve ortaya çıkan güçten


yararlanılması,

• Büyük şehirlerde ortaya çıkan ortam, küçük şehirlere dağılmış olan daha büyük
nüfusun yaratamadığı özellikler taşımakta ve bu özellikler iktisadi ve sosyal gelişmeyi
hızlandıran bir nitelikte olmaktadır. Bu nedenle, büyük şehirlerin büyümesinin
önlenmeye çalışılmaması ve gelişmelerinin desteklenmesi,

• Devlet ve belediyeler arasında iş bölümünün, şehirlerin önem ve niteliklerine


ve kentleşme politikalarına göre yeniden tespit edilmesi,

• Ekonomik ve sosyal kalkınma gayretlerine mahalli idarelerin katkılarını


arttırmak amacıyla bu kuruluşların kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde ilgi ve
sorumluluklarına uygun düşecek mali bünye ve teşkilat düzenine kavuşturulması:
merkezi idare tarafından, kısıtlayıcı ve yerel girişimleri önleyici bir idari vesayet yerine
yol gösterici ve milli hedeflerle uyumlu bir idari vesayetin temel anlayış olarak kabul
edilmesi,

• İmar ve İskan Bakanlığının kentleşme konusunda taşıması gereken


sorumluluklara uygun olarak belirli bir amaca yöneltilmesi ve buna uygun olarak
yeniden düzenlenmesi,

• Şehir planlarının bir gelişme aracı olarak esnekliği ön planda olan ve tek tek
kararlara karşı bütünlüğü korunan, bina formuna kadar inen ayrıntıdan kurtarılmış
içerikte üretilmesi,

• Şehirlerin gelişme alanlarında kamu arazi stokunun oluşturulması ve böylece


arazi politikasının yönlendirilmesi.

Plan’da konut ve konut sektörünün sorunları, gecekondu sorunu ele alınarak


çözüm önerileri geliştirilmiştir. Düzensiz kentleşmenin önlenmesi için konut stoku,
39

yatırımlar, konut talebi ve kompozisyonu ayrıntılı olarak incelenmiştir. “Arsa Ofisi”nin


kurulması, arsa ve konut değerlerindeki artışın vergilendirilmesi, gecekondu önleme
bölgelerinin oluşturulması, kamunun kontrol mekanizmalarının geliştirilerek düzensiz
kentleşmenin önlenmesi planda yer almıştır (Çamur, 2006: 11-13).

Planda büyük kentlerin büyümesinin teşvik edilmesi dikkat çekmektedir.


Kentleşme ile sanayileşmenin orantılı biçimde gerçekleşmediği önceliğin kentleşmeye
verildiği görülmektedir.

III. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)

Önceki planda yer alan mekansal düzenlemeler ve bu mekanların yönetimi bu


planda geliştirilmek istenmiştir. “Kademeli kentleşme” ilkesi ile kentsel mekan
düzenlemeleri ve çeşitli büyüklüklerde kentler oluşturmak için uygun olacak teşvikler
getirilmiştir. Büyük şehirlerin ekonomik merkez olabilmeleri için metropoliten
planlama teknikleri, diğer şehirlerde ise imar planlarına ağırlık verilerek alan
düzenlemeleri yapılması planlanmıştır. Mahalli idarelerin kaynak yetersizliği ve
kaynakların yerinde kullanılamaması nedeniyle belediye ya da köy halkının ihtiyaçlarını
karşılamaktan uzak olduğu tespit edilmiştir (Çamur, 2006: 13).

Bu planın stratejisinde, büyük şehirlerin lüks tüketim alışkanlıklarını yaydıkları,


tüketimi hızlandırdığı, yatırım malları ve ara malları sanayiye dönük yatırımları
kısıtlayıcı etkiler yarattığı tespit edilmiştir. Büyük şehirlerde yaratılan iş olanakları
üzerinde nüfusun yığılması önlenmek istenmiştir. Ayrıca bölgesel kalkınma planları
yerine kalkınmada öncelikli yöreler uygulamasına geçilmesi bu plan döneminde
kararlaştırılmıştır (Keleş, 2006; 81-82).

IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983)

Bu plan döneminde ülkede yaşanan ekonomik sorunların etkisiyle kentlerde


yaşanan ekonomik sıkıntılara yer verilmiştir. Belediyelerin iktisadi girişimleri, temel
tüketim malları, fiyat politikaları gibi konular planlama kapsamına alınmıştır. Önceki
planda olduğu gibi kentsel mekan düzenlemeleri ile ilgili uygulamalara devam
40

edilmektedir. Kentlerde belediye hizmetlerinin günün ihtiyaçlarına cevap veremediği,


sanayileşme-kentleşme sürecinin gerisinde kalan ve yerel yönetimlerin merkezi yönetim
karşısında güçsüzlüklerinin nedeni olan 1930'ların belediye modeli yenilenmelidir.
Metropoliten alanlara özgü bir belediye yönetiminin gerekliliğine işaret edilerek,
kaynak yaratıcı, tüketiciyi koruyan, kentin biçimlenmesinde söz sahibi, etkin bir
belediye yönetim yapısına ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır (Çamur, 2006: 13-14).

Belediyelerin kaynak yaratma sorunları, merkezi idareden bazı yetkilerin


devredilmesiyle özerk yapıya kavuşturulması, imar planının hazırlanması sürecinde
yetkilerinin arttırılması istenmektedir. Belediye teşkilatının kurulmasında 2.000 nüfus
alt sınırı yapay yerleşmelerin ortaya çıkmasına neden olduğu belirtilmiştir (Çamur,
2006: 13-14).

V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)

Kentleşme hızının yavaşlamakla birlikte sosyo-ekonomik yapıdaki gelişmeler ve


ülkemizin nüfus artış hızı nedeniyle kırsal yapıdaki çözülmenin devam edeceği, kentsel
yapıya geçiş sürecinin devam edeceği beklenmiştir. Azalan kırsal nüfus dikkate alınarak
orta büyüklükte kentlerin gelişimi desteklenmiştir. Kentlerin yapısını ekonomik
faaliyetlerin belirlediği göz önünde bulundurularak yatırımlarda uygun yer tespitlerinin
yapılması, sanayileşme için yine uygun alanların belirlenerek, planlamalarının yapılması
istenmiştir (Çamur, 2006: 14).

Kentleşme sorunlarına daha fazla yer verilen bu kalkınma planında aşağıdaki


konu başlıkları belirlenmiştir;

 Şehircilik hizmetlerinin görülmesinde belediyelerin ana kuruluşlar olarak


kabul edilmesi,
 Kentlerde hizmet kalitesinin yükseltilmesi için yatırım ve politikaların
tespit edilmesi,
 Kentlerde, konut, arsa üretimi, ulaşım ve altyapı sorunları kentleşme
hızlarına uygun bir şekilde planlanması,
41

 Kentlerin gelişme potansiyelleri dikkate alınarak uzmanlaşmalarının teşvik


edilmesi, modern şehircilik anlayışının hakim kılınması ve imar planı
değişikliklerinin sınırlandırılması,
 Tarım arazilerinin korunması ve bu alanlarda düzensiz yapılaşmaya izin
verilmemesi,
 Organize Sanayi Bölgelerinin sanayi potansiyeli ve ulaşım olanakları
bulunan yerleşme merkezlerinde kurulması, İhtisas Organize Sanayi
bölgelerinin ve tamamlayıcı Küçük Sanayi Sitelerinin kurulması
önerilmektedir (Çamur, 2006: 14-15). 

VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)

Bu plan döneminde belediye sınırları içinde yaşayan nüfusun toplam nüfusa


oranının yüzde 70,72, büyükşehir belediyelerindeki nüfusun toplam belediyeli nüfusa
oranının yüzde 40,42 olacağı tahmin edilmiştir (Çamur, 2006: 15).

Bu dönemde, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın onaylanması, Merkezi


Yönetim ile Yerel Yönetimler arasında koordinasyon sağlayacak bir bakanlık kurulması
çalışmaları ve Merkezi Yönetim ile yerel yönetimler arasında görev, yetki, sorumluluk
ve kaynak paylaşımına ilişkin Çerçeve Yasa çalışmaları olmak üzere üç önemli adım
atılmıştır (Çamur, 2006: 15).

Çerçeve Yasanın ana hareket noktası kamu görevlerinin merkez ve yerel


arasında paylaşımı olarak ortaya çıkmıştır. Kamu yönetiminin hem merkezde hem de
yerinde yeniden yapılanması, merkezi yönetimin ulusal politika ve standartları
belirleyen, hizmet detayı ile boğulmayan bir yapıya kavuşturulması, hizmetlerin halka
en yakın yönetim birimlerince yerine getirilmesi temel ilkelerinden hareketle hazırlanan
Çerçeve Yasa, doğrudan uygulamaya yönelik bir yasa olmaktan çok, konu ile ilgili
olarak çıkarılacak ya da değiştirilecek uygulama yasalarının çerçevesini çizmek
amacıyla düzenlenmiştir (Çamur, 2006: 15).
42

VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde belediye nüfusunun toplam nüfusa
oranı yüzde 74.6 olurken büyükşehir belediyelerinde yaşayan nüfusun toplam belediyeli
nüfusa oranı yüzde 42,6'ya ulaşmıştır (Çamur, 2006: 15).

VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)

1996-2000 yıllarını kapsayan VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi sonunda
belediye sınırları içinde yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranının yüzde 84,9'a,
büyükşehir belediyelerindeki nüfusun toplam belediyeli nüfusa oranının yüzde 43'e
ulaşacağı tahmin edilmiştir (Çamur, 2006: 16).

Bu kalkınma planında yer alan kentleşme ilkeleri ve politikaları başlıca


şunlardır;

 "Hizmet üretiminde etkinliğin artırılması ve kaynakların akılcı kullanımı


amacıyla kamu hizmetlerinin yerinden karşılanması ilkesi çerçevesinde,
demokratik yapılanma ve bölgesel kalkınmanın temel taşları olan mahalli
idareler yeni bir yapı ve çalışma düzenine kavuşturularak
güçlendirilecektir.
 İller Bankası, özerk ve gerçek bankacılık kurallarını uygulayacak,
ihtisaslaşmış bir yatırım bankası niteliğine kavuşturulacaktır.
 İl, ilçe ve belediye kurulması için kriterler, yerleşmelerin ekonomik
potansiyeli, nüfus yapısı, tarihi, coğrafi ve kültürel özellikleri dikkate
alınarak hizmetin götürülmesinde optimum büyüklüğü sağlayacak şekilde
belirlenecektir.
 Mahalli idareler tarafından yürütülen kentsel ulaşım, katı atık
değerlendirme ve arıtma, doğalgaz, jeotermal enerji tesisleri gibi önemli
projelerin planlanması, uygulanması, standartların belirlenmesi ve
finansmanı açısından merkezi ve mahalli idareler arasında işbirliği ve
koordinasyon sağlanacaktır.
43

 Kent içi ulaşım ihtiyacını nazım plan kararları doğrultusunda karşılayacak


kentsel ulaşım ana planı çalışmaları hızlandırılacak, plan önceliklerine
dayalı toplu taşım sistemlerine ağırlık verilecektir.” (Çamur, 2006: 16)

VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)

Bu Kalkınma Planı hazırlanmasında, Yerel Yönetimler ve Kentleşme Özel


İhtisas Komisyonu, Yerel Yönetimler ve Kentleşme-İmar olmak üzere iki alt komisyon
görev yapmıştır. Yerel yönetimler alt komisyonu, yerleşme yapısında ölçek sorunu,
yerel yönetim maliyesi, denetim sistemi, yerel yönetimlerde katılım yöntemleri ve
demokratikleşme gereksinimi, dezavantajlı toplumsal kesimler, doğal çevrenin
korunmasına yönelik sorunların tespitini yaparak, öneriler geliştirmiştir (Çamur, 2006:
16).

Kentleşme ve imarla ilgili alt komisyon ise temel vurgusunu kentleşme sürecinin
içeriğine yapmış, kentleşmenin kent yoksulluğunu kır yoksulluğuna tercih edenlerin
göçüyle gelişen bir süreç olduğunu belirtmiştir. Türkiye kentlerinin temel
karakteristiklerini yoksulluk, sefalet, yasa ve hukuk tanımazlık, günlük yaşamda
kargaşa, ulaşım ve altyapı yetersizlikleri, kirlilik, denetimsiz büyüme, kaçak yapılardan
oluşan kent parçalarından oluşan kentler olarak sıralanmıştır (Çamur, 2006: 16).

Üst plan kararlarından bağımsız olarak günlük politik gelişmelerle alınan


kararların kentsel çarpıklıkların yanında bölgesel dengesiz gelişme yarattığı, plansız
büyümenin, doğal çevre, korunması gerekli tarım alanları, kıyılar, tarihi ve kültürel
miras, toplumsal yapı, sosyal çevre (kimlik, yaşam biçimi, vb) ve teknik altyapıyı
olumsuz biçimde etkilendiği vurgulanmıştır (Çamur, 2006: 16-17).

IX. Kalkınma Planı (2007-2013)

Bu planda da hızlı nüfus artışının ve sanayileşme sürecinin doğal kaynakların


sürdürülebilir kullanımı üzerinde baskı yarattığına dikkat çekilerek çevrenin korunması
ve üretim sürecinin olumsuz etkilenmemesi için doğal kaynakların sürdürülebilir
44

kullanımı konusunda kurum ve kuruluşlar arasındaki görev ve yetki dağılımının


giderilmesi istenmektedir (9. Kalkınma Planı, 2006: 28).

Motorlu taşıt sahipliğindeki artış kentiçi ulaşımın aksamasına, fazla yakıt


tüketimine, çevre kirlenmesine ve kazalara neden olmaktadır. Yerleşimin yoğun olduğu
büyük kentlerde altyapı yapım maliyetlerinin çözülerek, toplu taşım hizmetinin
iyileştirilmesi gerekmektedir (9. Kalkınma Planı, 2006: 28).

Toplumsal ve kültürel alanlarda yaşanan hızlı değişim ve ekonomik


dalgalanmalar ile iç göç ve buna bağlı olarak ortaya çıkan istihdam ve kentsel uyum
sorunlarının yaşandığı bir ortamda, suç örgütlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerinden de
yararlanarak uluslararası ve organize şekilde faaliyette bulunmaları başta terör olmak
üzere örgütlü suçlarda bir artış eğiliminin ortaya çıkmasına neden olmuş ve iç güvenlik
konusu bu plan döneminde de önemini korumaya devam etmiştir (9. Kalkınma Planı,
2006: 53).

Yoğun göç ve çarpık kentleşmenin oluşturduğu uyum sorunları terör ve asayiş


başta olmak üzere toplumsal bütünlüğü ve uyumu zedeleyici ortamlar hazırlamaktadır.
Bu kapsamda, ulusal ve yerel düzeyde, topluma entegrasyon ve aidiyet duygusunu
geliştirici önlemlerin alınması ve bu alanlarda yerel yönetimlerin kapasitelerinin ve
STK’larla diyaloğun artırılması ihtiyacı bulunmaktadır (9. Kalkınma Planı, 2006: 45).

Ülkemizde, gerek kırsal ve kentsel yerleşim birimleri, gerekse bölgeler


arasındaki sosyo-ekonomik yapı ve gelir düzeyi dengesizlikleri önemini korumaktadır.
Mevcut fiziki ve sosyal altyapı ile kentlerin sunduğu istihdam imkanları yoğun göç
hareketlerinin yarattığı nüfus baskısını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Bu yapı,
bölgelerin, sorunlarına ve potansiyellerine göre farklılaştırılmış tedbirleri içeren
bütüncül bir bölgesel gelişme politikasını gerekli kılmaktadır (9. Kalkınma Planı, 2006:
46).

Bu planda kentlerle ilgili önemli tespitler yapılmıştır;


45

Tarımdaki yapısal değişim sonucu kente göç eden kesimler eğitim seviyelerinin
düşük olması ve vasıfsız işgücü olmaları nedeniyle, düzenli bir gelirden mahrum
kalmakta ve topluma uyum sorunları yaşamaktadır (9. Kalkınma Planı, 2006: 42).

Ülkemizde sosyal hizmet ve yardımlara olan ihtiyaç; göç, kentleşme, aile


yapısında meydana gelen değişim, nüfus artışı ve işsizlik gibi nedenlerle artarak devam
etmektedir (9. Kalkınma Planı, 2006: 44).

Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler ve kente göç edenler başta olmak üzere,
yoksulluk riskiyle karşı karşıya olanlara yönelik eğitim, kültür ve sağlık gibi hizmetlerin
artırılması ihtiyacı devam etmektedir (9. Kalkınma Planı, 2006: 43).

Tespit edilen sorunlara aşağıdaki öneriler ve planlamalar getirilmektedir;

Yoğun göç baskısı altında olan kentlerin göçten kaynaklanan temel sorunları
tespit edilerek en çok etkilenen alanlarda sosyal uyuma yönelik çalışmalarla birlikte
fiziki ve sosyal altyapı iyileştirilecektir (9. Kalkınma Planı, 2006: 92).

Tarımdaki yapısal değişim sonucu kente göç eden vasıfsız ve yoksul insanların
işsizlik riskini azaltmak için aktif istihdam politikaları geliştirilecektir (9. Kalkınma
Planı, 2006: 89).

Yoğun göç ve çarpık kentleşme neticesinde ortaya çıkan sosyo-kültürel uyum


sorunlarını azaltıcı önlemler alınacaktır (9. Kalkınma Planı, 2006: 90).

Bölgesel gelişme politikaları, bir taraftan bölgelerin verimliliğini yükseltmek


suretiyle ulusal kalkınmaya, rekabet gücüne ve istihdama katkıyı artırırken, diğer
taraftan da bölgeler ve kır-kent arası gelişmişlik farklılıklarını azaltma temel amacına
hizmet edecektir (9. Kalkınma Planı, 2006: 91).

Yoğun göç baskısı altında olan kentlerin göçten kaynaklanan temel sorunları
tespit edilerek en çok etkilenen alanlarda sosyal uyuma yönelik çalışmalarla birlikte
fiziki ve sosyal altyapı iyileştirilecektir (9. Kalkınma Planı, 2006: 92).
46

Öncelikle çölleşme ve toplum sağlığı dikkate alınarak, havza bazında endüstriyel


ve toprak muhafaza ağaçlandırmaları, rehabilitasyon çalışmaları, kent ormancılığı ve
tarımsal ormancılık yapılmasıyla arazilerin daha iyi değerlendirilmesi, özel
ağaçlandırmaların geliştirilmesi ve toplumun bu konularda bilinçlendirilmesi önem arz
etmektedir (9. Kalkınma Planı, 2006: 78).

Ülke genelinde çevre korumaya yönelik kentsel altyapı ihtiyacının belirlenmesi


için belediyelerin içme suyu, kanalizasyon, atıksu arıtma tesisi ve katı atık bertaraf tesisi
gibi altyapı ihtiyaçlarını belirleyecek kentsel altyapı ana planı ve finansman stratejisi
hazırlanacaktır (9. Kalkınma Planı, 2006: 74).

Kentsel altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesinde belediyelere verilecek mali


ve teknik danışmanlık hizmetleri etkinleştirilecektir (9. Kalkınma Planı, 2006: 74).

Ulusal ve yerel düzeyde kentiçi ulaşım karar, politika, uygulama ve


denetiminden sorumlu birimlerin görev, yetki ve sorumluluklarını tanımlayan gerekli
düzenlemeler yapılacaktır (9. Kalkınma Planı, 2006: 73).

Kentiçi ulaşım projelerinin finansmanında dışa bağımlılığı en aza indiren, ulusal


üretim, istihdam ve finansman imkanlarından azami ölçüde yararlanan modeller
kullanılacaktır. AB’ye uyum sürecinde sürdürülebilir bir kentiçi ulaşım sistemi
oluşturmaya yönelik olarak yaya ve bisiklet ulaşımı ile toplu taşımaya öncelik verilecek
ve bu türlerin kullanımı özendirilecektir. Ulaştırma etüdlerine temel oluşturması
açısından, kentlerdeki mevcut ulaşım sistemi ile yolculuk talebine ilişkin verilerin
toplandığı ve düzenli olarak güncellenen Kent Bilgi Sistemlerinin geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Bu sistemler vatandaşların bilgi talebini karşılayacak
şekilde geliştirilecektir (9. Kalkınma Planı, 2006: 73).

Bu planda kentlileşme düzeyinin geliştirilmesine yönelik tespitler ve


planlamalar dikkat çekmektedir. Kentleşme sürecinin olgunlaştığı, kentlerde sosyo-
kültürel alanların geliştirilmesi gerektiği izlenimi vermektedir.
47

II. BÖLÜM. TURİZM OLGUSU

2.1. TURİZM

Turizm, “insanların sürekli ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan


gereksinimlerini karşıladıkları yerler dışında yerleşmemek ve ekonomik anlamda gelir
elde etmemek koşuluyla dinlenme, eğlenme, merak, spor, sağlık, kültür, deneyim
kazanma, akraba ziyareti, kongre ve seminerlere katılma, dini gerekleri yerine getirme
vb. nedenlerle kişisel ya da toplu olarak yaptıkları seyahatlerden ve gittikleri yerlerde en
az bir geceleme yaparak turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep
etmelerinden ortaya çıkan iş ve ilişkiler bütünü” olmaktadır (Kozak ve diğ., 1997: 3).

Bu açıklamalar temelinde turizm, hareket, gezi, seyahat kavramlarını


çağrıştırmaktadır. Kişilerin geçici olarak, çalışma ya da iş yapma amacı gütmeden,
tüketici olarak, sürekli ikamet ettikleri yerin dışına çıkmaları turizm faaliyeti olarak
kabul edilmektedir (Sezgin, 1995, 4).

Turizm kavramı, bilim adamlarının ilgisini, XIX. Yüzyılın sonlarından itibaren,


turizmin yaygınlaşmasıyla birlikte çekmeye başlamıştır. Bu konuda 1883’te E.Guyer
Freuler tarafından Zürih’te yayınlanan makale ilk olma özelliği taşımaktadır. 1884’te
Avusturya’da düzenlenen bilimsel toplantıda, turizmin iktisadi bir faaliyet olarak kabul
edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu dönemin turizme bakışı hakkında, 1905 yılında E.Guyer
Freuler tarafından yapılan tanım fikir vermektedir. Almanca ilk tanım olma özelliği de
taşıyan bu tanıma göre, modern anlamda turizm: “ticaret, endüstri ve küçük sanatların
gelişmesi ve ulaştırmanın mükemmelleşmesi üzerine özellikle halkların ve toplumsal
sınıfların daha çok kaynaşmasının sonucu olarak artan dinlenme, hava değişikliği
ihtiyacı ve çevre güzelliğine uyanan eğilim, doğadan zevk almaya dayanan yakın
zamanların bir olayıdır” (Toskay, 1989: 20–21–22).

Bu tanım, 1954’te İtalya’nın Palermo kentinde toplanan AIEST kongresinde şu


şekilde geliştirilmiştir:
48

“Turizm, yabancıların sürekli yerleşmeye dönüşmeyecek ve herhangi bir kazanç


getirici faaliyetle ilişkili olmayacak şekilde seyahat etmelerinden ve konaklamalarından
dolayı ortaya çıkan olayların ve ilişkilerin tümüdür” (Toskay, 1989: 30).

Turizmi uzun bir tanımlama ile ifade edecek olursak: kazanç sağlama amacına
yönelik olmamak koşulu ile ve sürekli yerleşmemek koşulu ile bireylerin bir yere
seyahatleri ve konaklamaları sonucunda ortaya çıkan olay ve ilişkilerin bütünüdür. Bu
tanımlamadan ortaya çıkan turizme ilişkin belirleyici özellikler ana hatlarıyla şunlardır:

 Turizm, sürekli yaşanılan, çalışılan ve doğal gereksinimlerin karşılandığı yer


dışına yapılan seyahatlerdir. Seyahat ise turizmin dinamik bir elemanıdır.

 Turizmde konaklama geçici bir süre içindir. Geçici konaklama ise turizmin
statik bir elemanıdır. Seyahat eden ve konaklayan kişiler, genellikle turizm
işletmeleri tarafından üretilen mal ve hizmetleri talep eder ve tüketirler.

 Turizm liberal bir atmosfer içinde yapılan hareketlerdir.

 Turist, turizmin sübjektif bir elemanıdır.

 Turizm insanların iş, merak, din, sağlık, spor, dinlenme, kültür, snobik
amaçlarla, aile ziyareti, kongre ve seminerlere katılmak gibi nedenlerle
yaptıkları seyahat ve konaklamaları kapsar. Bunlar insanları seyahate yönelten
motiflerdir.

 Turizm, insanların kişisel veya toplu şekilde yaptıkları seyahat ve konaklamaları


kapsar.

 Turizm, münhasıran para kazanma amacına, ticari motife dayalı bir olay değil,
tüketim amaçlarına dayalı bir faaliyettir.

 Turizm, aynı zamanda sosyal bir olaydır.

Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, turizm bir hizmet ve kültür endüstrisidir.


Aynı zamanda, entegre olmuş, ağır bir endüstridir. Teknolojinin günlük yaşamımızı
49

hızla etkilediği çağımızda, mesafe anlayışı değişmiş, uluslararası ekonomik ve kültürel


ilişkiler yoğunluk kazanmış, turizmin milli ekonomide oynadığı rol ortaya çıkmıştır
(Akçora, 1987: 2).

2.1.1. İç ve Dış Turizm

Turistik olay ve ilişkilerin oluştuğu yere göre turizm ikiye ayrılır:

İç Turizm: Bir ülkede oturan kişilerin kendi ülkesi içinde turizm amacıyla
yaptıkları turistik gezilere iç turizm denir.

Dış Turizm: Bir ülkede oturan insanların turizm amacıyla başka bir ülkeye
seyahat etmesine dış turizm denir. Bu amaçla seyahat eden kişiye de yabancı turist
denir.

2.1.2. Turistin Tanımı

Turizmin temelinde, turizm olayının öznesi olan insanın “psikolojik tatmin


duygusu” sağlaması yer almaktadır. Turizm olayına yol açan, yön veren ve bu olayın
odak noktasını oluşturan insan turist sözcüğü ile tanımlanmaktadır.

Günümüze kadar, turistin çeşitli bilimsel tanımları yapılmış bulunmaktadır. Bu


tanımlardan bazıları:

“Para kazanmak amacı olmaksızın, dinlenmek ve eğlenmek için ya da kültürel,


bilimsel, sportif, idari, diplomatik, dinsel, sağlık ve benzeri nedenlerle devamlı olarak
yaşadığı oturduğu yerlerden geçici olarak ayrılan ve tüketici olarak belirli bir süre
seyahat edip devamlı kalış şekline dönüşmeyen, kaldığı yerden tekrar ikamet yerine
dönen kimseye turist denir” (Sezgin, 1995: 5).

Turist boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla özgür bir ortam içinde, turizm
bakımından cazibe arz eden yerlere seyahat eden, orada konaklayan, seyahat ve
konaklamadan doğan ihtiyaçlarını mali gücüyle oranlı olarak karşılamaya çalışan,
geleneklerine bağlı ve rahatına düşkün insanlardır (Ürger, 1992: 15).
50

Turizmin öznesini oluşturan turist, para kazanma amacı olmaksızın, dinlenmek


eğlenmek ya da kültürel, bilimsel, sportif, idari, diplomatik, dinsel, sağlık ve benzeri
nedenlerle, oturduğu yer dışına geçici olarak çıkan ve tüketici olarak belirli bir süre
seyahat ettikten sonra, yeniden yerleşim yerine dönen kimseye denir (Toskay, 1989:
40).

Bu tanımları, OECD ve IUOTO tarafından benimsenen tanımlamaların ışığında


toparladığımızda, turistin nitelikleri şu şekilde belirtilebilir:

a) Turistler, sürekli yerleşme amacı olmaksızın dinsel inançları, sağlık nedenleri,


sosyal ve kültürel gereksinimleri, aile bağları, eğlenme ve dinlenme arzuları veya işleri
gereği olarak veya boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla başka ülkelere seyahat
eden insanlardır.

b) Bilimsel, sportif, politik ve benzeri olaylara veya toplantılara katılmak


amacıyla seyahat edenler de turist olarak kabul edilirler.

c) Turist, temel amacı psikolojik tatmin sağlamak olan, seyahati süresince mal
veya hizmet üretimi veya satışı yoluyla kazanç elde etmeyi düşünmeyen, ekonomik
anlamda tüketici olan ve normal düzeyde bir mali güce sahip bulunan ancak zamanı
sınırlı olan bir kişidir.

Bu özellikler dikkate alındığında ‘turist’, sürekli yaşadığı yer dışına geçici (24
saatten az olmayan) bir süre için ve psikolojik tatmin sağlamak amacıyla çıkan ve
tüketici olarak seyahat eden, konaklayan ve daha sonra yeniden yaşadığı yere geri
dönen insandır (Toskay, 1989: 40-42). Turistlerin amacı, değişik insanlar, adetler,
damak tatları ve göz zevkleriyle karşılaşmaktır (Titiz, 1994: 19).

Bu tanımlar ışında, turist eğer yer değiştirmesini kendisi için yabancı bir ülkede
gerçekleştiriyorsa “yabancı turist” olarak tanımlanmaktadır (Sezgin, 1995: 7).

Bununla beraber, yerli ya da yabancı turist sayılabilmek için, kişilerin devamlı


oturdukları yer dışında en az 24 saat geçirmeleri gerekir. Eğer turizm amacıyla gidilip
24 saatten az kalınıyorsa, bu kişiye turist yerine “günübirlikçi” (Ekskürsiyonist)
51

denilmektedir (Sezgin, 1995: 7). Bu yanında sürekli ikamet ettiği yerin dışında
genellikle sayfiye yerlerde, kendilerine ait konutlarda 24’den saatten fazla kaldıkları
halde bu kişiler de “turist” yerine, “yazlıkçı” olarak kabul edilmektedir.

Ancak, bir ülkeye farklı nedenlerle gelen, mülteci, göçebe, konsolosluk


temsilcisi vb. yabancılar da “turist” kabul edilmemektedir.

2.1.3. Turizm Ürünü (Turistik Ürün)

Turizm ürünü, turistlerin gittiği yerlerde talep ettiği mallar, yararlandığı


hizmetler, kullandığı olanaklar ile yapıp etmelerinden oluşur. Turizm ürünün öğeleri:
çekici faktörler (yer veya olay), hizmetler (konaklama, yeme-içme, eğlence, dinlence
vb.), ulaşılabilirlik (mesafe, ulaşım)olarak gruplandırılabilir.

Turizm ürünü, gidilen belirli bir yerde, özellikle turistlerin kullanımı ve


turistlere hizmet vermesi için oluşturulmuş tesisler, olanaklar ve hizmetlerin bütünü
olarak tanımlanabilir. (Erdoğan, 1995: 40-41)

Turizm ürünün ilk özelliği, somut maldan çok hizmet olmasıdır.

İkinci özellik, sunulan hizmetin birbirine benzer olmasına rağmen aynı


olmamasıdır.

Üçüncü özellik, ürün tüketiciye götürülmez, tüketici ürünün olduğu yere gider
ve orada tüketir.

Dördüncü özellik, ürün arzının sabit ve kısıtlı olmasına karşın talep çok duyarlı
ve esnektir. Sezonlar itibariyle değişkendir.

Turizm ürünü birleşik bir ürün olup, yere, zamana göre fiyatlar, mallar ve hizmet
değişkenlik gösterir. (Erdoğan, 1995: 42-44)
52

Turizm ürünü, turistin tatil seyahatine çıktığı andan itibaren yararlandığı


ulaştırma, konaklama, beslenme, eğlenme, dinlenme vb.. birçok hizmetlerin bir araya
getirildiği bir bütündür (Ürger, 1992: 164).

2.2. TURİZMİN TARİHSEL GELİŞİMİ

2.2.1. Dünya Turizminin Gelişimi

Turizm olgusunu tam anlamıyla kavrayabilmek ve değerlendirebilmek için


turizmin geçmiş yüzyıllardaki durumunu ve tarihsel gelişimini bilmek gerekir. Bu
gereklilik, turizm olgusunu bugününü anlayabilmek için olduğu kadar geleceğe ilişkin
tahminler yapabilmek açısından da geçerlidir.

Turizm olgusunun başlangıcı: yazıyı, parayı ve tekerleği ilk bulan, ticareti


başlatan ve ticari ilişkilerde parayı ilk kullanan Sümerlere, yani M.Ö. 4000 yıllarına
kadar geriye götürülebilmektedir. Finikelilerin de büyük bir olasılıkla bugünkü anlamda
ilk gezginler olduğu söylenmektedir. Çoğunlukla ticaret amacıyla yola çıkan bu denizci
insanlar çok ve çeşitli yerler dolaşmışlardır. Benzer şekilde, Çin’de ve Hindistan’da da
ilk geziler genellikle ticari amaçlı olmuştur (Evliyaoğlu, 1989: 18).

M.Ö. 3000 yıllarında Mısır, ünlü piramitleri ve tapınakları nedeniyle gezginlerin


yoğun ilgisini çeken bir ülke olmuştur. Eski Mısır’da ve Babil Krallığında gezginler için
yolların güvenlik altına alındığı, konaklama ve dinlenme amacıyla evlerin ve bahçelerin
inşa edildiği bilinmektedir. Kutsal kitaplarda bu dönemlerdeki tüccarlara, gezginlere ve
kervanlara ilişkin çeşitli bilgiler bulunmaktadır (Barutçugil, 1989: 39).

Eski Yunan’da M.Ö. 700 yıllarında Olimpiyat oyunlarının başlaması, dünya


turizm tarihi içerisinde önemli bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu oyunlara katılmak
ve izlemek amacıyla yapılan ilk seyahatler sportif turizmin başlangıcı sayılabilir.
Anadolu’da Efes Demokratik Şehir Devleti’nin M.Ö. 334 yılında kurulmasından
53

başlayarak yoğun bir ilgi çektiği ve yalnızca tek bir mevsimde 700.000 kişi tarafından
ziyaret edildiği bilinmektedir. Bu çağda Efes: tiyatrosu, kütüphanesi, çarşısı, caddeleri
ve eğlence yerleri ile eski dünyanın bilinen en önemli kültür, sanat, ticaret ve uygarlık
merkezlerinden biri durumunda idi (Tunç, Saç, 1998: 11).

İsa’nın doğumu çağlarında Japonya ve Çin’de seyahatlerin büyük bir zevk ve


inceliğe kavuşturulmuş olduğu bilinmekle beraber genellikle zevk amacıyla ilk
seyahatlerin Romalılar tarafından gerçekleştirildiği kabul edilmektedir.

Romalılar, bu çağlarda yollar üzerinde belirli aralıklarla kurulan dinlenme


evlerinde atlarını değiştirerek günde ortalama 120-130 km. yol alabiliyorlardı. Romalı
gezginler, özellikle Yunanistan, Anadolu ve Doğu Akdeniz bölgelerine ilgi gösteriyorlar
ve buralardaki ünlü tapınakları, anıtları ve uygarlık eserlerini görmeye gidiyorlardı.
Sağlık veren kaplıca ve şifalı sular, olimpiyat oyunları, festival, panayır ve tiyatro gibi
spor, eğlence, ticaret ve sanat etkinlikleri Romalıları çeken yer ve olaylar arasında başta
geliyordu (Toskay, 1989: 79).

Beşinci yüzyılda Roma İmparatorluğunun çöküşü, zevk amacıyla seyahatin de


çöküşü olmuştur. Ortaçağda, Avrupa’nın karanlık döneminde yalnızca maceracı insanlar
seyahat edebilmişlerdir. Seyahatin zevkle herhangi bir ilgisi kalmamıştır. Bu dönemin
en önemli seyahatleri Haçlı Seferleri içinde gerçekleşmiştir. Ortaçağın sonlarına doğru,
çok sayıda dindar Hıristiyan dinsel amaçlarla Avrupa’daki kutsal yerleri ve emanetleri
görmek üzere dolaşmaya başlamışlardır. Seyahatler zevk veren niteliğe giderek yeniden
kavuşmuştur.

Ortaçağın bilinen ünlü gezginleri arasında Batıda Marco Polo’nun ve İslam


dünyasında da İbn Batuta’nın isimlerini özellikle belirtmek gerekir. Bu çağın
Avrupa’sında, Alp dağlarını aşarak hacca gidenlerin konakladıkları tesisler (Hopsisler),
turizm sektörünün en önemli araçlarından olan konaklama tesislerinin (Otel, Motel, vb.)
ilk örneklerini oluşturmaktadır. Misafirhane anlamına gelen “Hopsis” kelimesi zamanla
“Hotel” kelimesine dönüşmüş, Türkçe’ye de okunuşuyla, “Otel” olarak girmiştir
(Sezgin, 1995: 18).
54

Rönesans’la birlikte ortaçağ toplumlarının dar ufuklarının kırılması, Amerika


kıtasının bulunması ve dünyanın etrafının dolaşılması, uzak yörelere seyahat konusunda
yaygın bir ilgi, merak ve heyecanın uyanmasını sağlamıştır. Bu dönemin ünlü
denizcilerinin başarılı gezileri tüm Avrupa’da seyahat arzusunu hızla yaygınlaştırmıştır.

16. yüzyılda Orta Avrupa’dan başlayarak tüm kıta Avrupa’sında kullanımı


yaygınlaşan atlı arabalar özellikle varlıklı kişiler arasında seyahatleri daha da
yoğunlaştırmıştır. Aynı dönemlerde, İngiltere’de aristokratlar çocuklarını Avrupa’ya
yeni düşünceleri öğrenmek ve Avrupa halklarının kültürlerini, politik sistemlerini ve
görüşlerini incelemek üzere gönderme konusunda adeta birbirleriyle yarışmışlardır.

Bu dönemdeki bir diğer gelişme de kaplıca turizminin yeniden canlanmasıdır.


Gerek İngiltere’de ve gerekse kıta Avrupa’sında kaplıca yöreleri özellikle zengin
aristokratların yoğun ilgisini çekmiştir. Bu bölgeler, yalnızca sağlık kaynağı olarak
değil: sosyal olaylar, oyunlar, dans ve kumar ile de çekicilik kazanmıştır. Daha
sonraları, deniz banyolarının kaplıcalardan daha yararlı olduğu inancının giderek
yaygınlaşması sonucu kıyılardaki yerleşim bölgeleri de turizme açılmıştır.

1830’larda demiryolu taşımacılığının gelişmesi ve buhar gücü ile çalışan


gemilerin hizmete girmesi, zevk amacıyla seyahatin geniş kitleler arasında
yaygınlaşmasında önemli rol oynamıştır. Seyahatin ucuzlaması, düşük gelir gruplarının
da turizm olayına katılmasına ve büyük bir seyahat talebinin doğmasına yol açmıştır.

1814 yılında İngiltere’de Thomas Cook’un Leicester’den 12 mil uzaklıktaki


Lougborough kentinde düzenlenen bir festivale 570 kişilik bir grubu götürmesi, ticari
amaçla yapılan ve reklam yoluyla halka duyurulan ilk toplu tren seyahati olarak kabul
edilir. Bunun doğal sonucu olarak da Thomas Cook, ilk turizm seyahat organizatörü
olarak bilinir. 1865 yılında Londra'da ilk seyahat acentasını açan T. Cook’un firması
hızla büyümüş ve günümüzün en büyük turizm örgütlerinden biri olmuştur (Toskay,
1989: 83).

Amerika kıtasındaki ilk seyahatler ise genellikle doğal kaynaklar bakımından


zengin yeni yerleşim bölgeleri bulmak amacıyla Doğu’dan Batı’ya doğru at sırtında
55

yapılan yolculuklardır. Bu seyahatler, daha sonraları yolların gelişmesiyle birlikte atlı


arabalarla yapılmaya başlanmıştır. 1848’de Amerika’da başlangıçta posta taşımacılığı
amacıyla kurulan American Express Company kitle turizminde önemli bir gelişme
olarak kabul edilir. Bu kıtadaki önemli bir diğer gelişme, demiryollarının yapılması ve
1869 yılında ülkenin bir uçtan diğerine demiryolu ile bağlanmasıdır. Bu gelişme,
seyahati güvenli ve ucuz hale getirmiş ve büyük bir ilginin doğmasına yol açmıştır. Bu
konuda Avrupa’daki en önemli gelişme ise 1876 yılında Belçika’da Wagon-lits
firmasının kurulmasıdır (Barutçugil, 1989: 41).

Dünya’da ilk düzenli gemi işletmeciliğinin 1838’de New York’tan İngiltere’ye


68 yolcu ile sefer yapan Great Western ile başladığı kabul edilir. Bundan dört yıl sonra
ünlü Cunard gemicilik işletmesi kurulmuştur. Bu yıllardan başlayarak turistik amaçlı
gemi ile seyahat büyük ilgi görmüş ve bu ilgi Birinci ve İkinci Dünya Savaşları
yıllarındaki duraksamalarla 1950'lere kadar sürmüştür.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da seyahatlerin yoğunlaşması üzerine


konaklama kuruluşları yeni bir endüstri dalı olarak örgütlenmeye başlamıştır. Bu
dönemin turistleri olan tüccarların, sanayicilerin ve soyluların kalabileceği lüks ve çok
pahalı saray oteller hızlı bir gelişme göstermiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında orta
gelir düzeyindeki yeni turist topluluklarının isteklerine ve ödeme güçlerine uygun
konaklama işletmeleri gelişmiştir. İkinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda ise bu alanda
önemli değişiklikler ortaya çıkmış: turistlerin çoğunluğunu oluşturan Amerikalıların
beklentileri doğrultusunda bir otelcilik anlayışı Avrupa’da ve tüm dünyada hızla
yaygınlaşmıştır.

İçinde bulunduğumuz 20. Yüzyılda turizm açısından büyük önem taşıyan bir
olay 1920'lerde otomobil çağının başlamasıdır. Karayolları ağlarının genişlemesi
otomobillerin ucuzlayarak kullanımının yaygınlaşması, insanların hareketliliğini önemli
ölçüde artırmıştır. Turizm amacıyla yapılan seyahatlerde otomobilden yararlanma tüm
beklentilerin ötesinde bir gelişme göstermiştir.

Denizyolu ve demiryolu, önemini özellikle uzak mesafeler arasındaki


seyahatlerde bir süre daha olsun koruyabilmiştir. 20. yüzyılın başlarında en büyük ilgiyi
56

toplayan seyahatler, Avrupa ve Amerika arasında büyük transatlantiklerle yapılan


seyahatler olmuştur. Yine bu dönemde Paris-Venedik-İstanbul arasında Orient
Express’le yolculuk, çoğunlukla zenginlerin ve aristokratların ilgi gösterdiği bir seyahat
olmuştur (Toskay, 1989: 94).

Yirminci yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı, bir taraftan ekonomik ve sosyal
refahı, seyahat özgürlüğünü ve güvenliğini azaltarak turizmi olumsuz yönde etkilerken
diğer taraftan da ulaştırma araçlarında ve özellikle havacılık teknolojisinde önemli
ilerlemeler yaratarak seyahatleri geliştirici yönde etkiler doğurmuştur. 2. Dünya Savaşı
sonrasında turizmin hızlı bir gelişme göstermesinde havacılıktaki gelişmelerin rolü çok
büyük olmuştur. Ancak diğer taraftan, seyahat amacıyla özellikle uzak mesafelerde
havayolunun tercih edilmesi, denizyolu ve demiryolu taşımacılığının da hızla
gerilemesine neden olmuştur.

Günümüzde turizm olayının değişen ve gelişen diğer iki önemli boyutu da


konaklama işletmeleri ve tur organizatörleri olmaktadır. Bu yüzyılın başlarında
çoğunlukla zengin ve aristokrat kişilerin zevklerine ve taleplerine uygun olan oteller
günümüzde kitle turizminin koşullarına uygun, büyük kapasiteli ve standart hizmet
sunan konaklama işletmelerine dönüşmüşlerdir. Tur organizatörlerinin gruplar için
düzenlediği “paket tur” lar ise günümüzde turizm olayının tipik bir yönüdür. Kişiler tek
olarak yapabileceklerinden çok daha ucuza tüm ayrıntıları önceden belirlenmiş grup
seyahatlerine giderek artan bir ilgi göstermekte ve bunun sonucu olarak da bu hizmeti
sunan işletmeler hızla gelişmektedir.

Günümüzde turizm, ekonomik ve sosyal alanlardaki köklü değişimlere paralel


olarak önemli gelişmeler göstermektedir. Turizm, kapsamı ve etkileri giderek artan bir
sosyo-ekonomik olaya dönüşmektedir. Modern turizm artık geleneksel sayılabilecek bir
görüş ile bir “kitle olayı” olarak nitelendirilmekten çok bir “uluslar göçü” olarak
nitelendirilmeye uygun bir aşamaya ulaşmıştır.

20. yüzyılın ikinci yarısında büyük bir genişliğe ve önemli yapısal değişikliklere
uğrayan turizm olgusunun gelecekte de bu gelişme hızını daha da artırarak sürdüreceği
açıktır.
57

Ulaşım tekniğinde gelişmeler, buharlı gemilerin ve lokomotiflerin kullanılmaya


başlaması ve bunu takiben otomobil sanayindeki gelişmeler turizmin baş döndürücü bir
hızla gelişmesine neden olmuştur. Bu gelişim başlangıçta yolcu sayısının büyük
boyutlarda artmasına neden olmuştur. Yolcu sayısının artması gidilen yerlerde
konaklama ve konaklamalardan doğan ihtiyaçların karşılanması sorunlarını gündeme
getirmiş ve bu hareketlilik konaklama sektöründe, yiyecek içecek sektöründe
yatırımların hızla artması ile seyahatleri organize eden kuruluşların yapılanmasında
kendini göstermiştir. Teknoloji alanındaki gelişme nüfusun büyük kentlerde
yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Sanayi şehirlerinin gürültülü ve kirli havasından ve
monoton yaşantısından uzaklaşma isteği insanları kısa da olsa yoğun yerleşme
yerlerinden seyahat etme eğilimine itmiştir (Ürger, 1992: 4).

Turizm 1920’lerin sonlarına doğru 1929 ekonomik krizinden önceki tarihlerde o


zamana kadar varmadığı hemen hemen en yüksek düzeye ulaşmıştır. Ancak ekonomik
kriz ve arkadan II. Dünya Savaşı bu gelişmeyi durdurmuş ve turizm hareketi
daralmıştır. II. Dünya Savaşının zararları ve etkileri bu giderildikten sonra, turizm
günümüze kadar çok hızla gelişerek şimdiye kadar ki en yüksek düzeye varmıştır
(Toskay, 1989: 95).

II. Dünya Savaşından fertlerin gelirlerindeki yükseliş ve istikrar, gelirin daha


adaletli dağılımını gittikçe artan biçimde geniş kitlelerin seyahat etme imkanına
kavuşmasına sebep olmuştur. Verimliliğin artışı ile, bir taraftan günlük ve haftalık
çalışma saat ve günleri kısalırken diğer taraftan da ücretli yıllık izin bütün gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler için genel bir hal haline gelmişti (Toskay, 1989: 103).

Günümüzde uluslar arası turizm hareketlerini etkileyen faktörlerin başında,


destinasyon ülkesinin turistik varlığı gelmektedir. Bunun yanında seyahat olayını
etkileyen daha değişik faktörler de vardır. Bunlar: sosyo-ekonomik faktörler, sosyo-
demografik faktörler, sosyo-psikolojik faktörler olarak üç başlık altında toplanabilir.
Seyahat olayını etkileyen makro dengelerin yanında, tüketicilerden kaynaklanan
bireysel faktörler de vardır. Örneğin: sağlık problemi, aile durumu, ilgi dereceleri vb.
önemli etkenlerdir (Gökdeniz, 1994: 111).
58

2.2.2. Türkiye Turizminin Gelişimi

Türkler tarihin çok eski çağlarından beri hareketlilik içinde olmuşlar, yeni
yurtlar edinme, oralarda devlet kurma uğraşı içinde olmuşlardır. Bu sayede diğer
toplumları tanıma, onlarla etkileşim içinde olma şansını yakalamışlardır.

Türkler Anadolu’yu yurt olarak seçmeleri ve devlet kurma teşebbüsleriyle


birlikte bugün motel olarak isimlendirilen konaklama işletmelerinin dünyada ilk
örneğini kervansaraylarla meydana getirmişlerdir (Sezgin, 1995: 22). Asya ile Avrupa
arasında bir köprü konumunda olan Anadolu, ticaret yollarının (İpek Yolu) kesiştiği yer
olarak tarihte önemli işlev üstlenmiştir.

Bu dönemlerde taşımacılık kervanlarla (develer, at ve merkepten oluşan


topluluk) yapılmaktaydı. Doğal olarak kervan yollarının kendine has özellikleri
bulunmaktadır. Kervanların konaklaması, can ve mal güvenliklerinin sağlanması,
yiyecek ve içeceklerinin teminini belli mesafelerle inşa edilen kervansaraylarla
gerçekleştirilmiştir (Sezgin, 1995: 22).

Anıtsal mimari anlayışla inşa edilen kervansarayların ilk örneklerine Selçuklular


devrinde rastlanmaktadır. Kuşadası’ndaki “Öküz Mehmet Paşa”, Edirne’deki “Rüstem
Paşa” kervansarayları önemli örnekler olmakla birlikte Anadolu Selçuklu
kervansaraylarının en büyüğü olarak Konya Aksaray yolu üzerindeki “Sultanhanı
Kervansarayı” gösterilmektedir. Bu kervansaray, aynı zamanda Selçuklu mimarisinin,
taş işçiliğinin iyi bir örneğidir (Özdemir, 1992: 85). Aynı zamanda kervansaraylar her
türlü ihtiyacı (fırını, terzisi, berberi, sağlık yurdu, hamamı, aşhanesi, ahırları, samanlığı,
vb.) karşılayabilecek şekilde inşa edilerek, dil, din, ırk farkı gözetmeden, bedelsiz olarak
her kesime hizmet veren kurumlardır (Sezgin, 1995: 23).

Türk konaklama tesislerinin, şehir ve kasaba içinde bulunan tiplerine “Han”


denilmiş, ancak kervansaraylardan farklı olarak bu yerler ticari amaçlarla kurulmuştur
(Sezgin, 1995: 24).
59

Osmanlı İmparatorluğu’nda yol, köprü, han inşası ve bakımı ile ilgili merkez
teşkilatı olmamasına rağmen, askeri amaçlarla yol, köprü vb., ticari amaçlarla hanlar,
bunların dışında da yol kavşaklarında, önemli geçitlerde devlet büyükleri, zenginler
tarafından kurulan kervansaraylar mevcuttu (Toskay, 1989: 85).

XIX. yy’ın başlarında, sanayi devrimi, ulaşım araçlarındaki gelişmeler,


hammadde kaynakları ve pazarlar açısından Avrupalıların yabancı ülkelere ilgi ve
merakını arttırmıştır. Bu tarihlerde, Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan azınlıkların ve
Levantenlerin Avrupa ülkeleriyle ilişki içinde olmaları, dış turizmin doğuşunu
kolaylaştırmıştır. 1870’lerde, ortakları arsında Wagons-Lits şirketinin de bulunduğu
ünlü Pera Palas Oteli işletmeye açılmıştır. Bu dönemin yeni filizlenen turizm işletmeleri
(seyahat acetaları, oteller, lokantalar, pastaneler, vb.) Pera Palas Oteli’nin etrafında
yoğunlaşmıştır (Yurt Ansiklopedisi, 1984: 8531).

Türkiye Cumhuriyeti’nin turizm ile ilgili ilk kurumu, eski eserlerin onarılması
ve turizme açılmasında önemli katkısı olan şimdiki “Türkiye Turing ve Otomobil
Kurumu”dur. Turizm etkinliklerini yönetmek üzere 1934’de ilk kez “Türk Ofisi”
açılmış bu daire 1939’da “Ticaret Vekaleti”ne, 1940’da “Basın Umum Müdürlüğü”ne,
1943’de “Basın Yayın Turizm Müdürlüğü”ne bağlanarak Türkiye’nin turizm
politikasını yürümüştür. Turizm sektörü 1957’de “Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı”na
bağlanarak üst düzeyde örgütlenmiştir. Turizm sektörü planlı döneme geçtiğimiz 1963
yılından sonra planlanmaya başlanmış, ancak turizm yatırımlarının toplam yatırım
içindeki payı küçük kalmıştır (Bal, 1995: 63).

Turizmin ülke ekonomisinde olumlu etkileri olabileceği düşünülerek, kamu


kesimi planlamacıları turizmi teşvik edici politikalar izlemişlerdir. Ancak 1980 yılına
kadar kitle turizmine yönelik fiziki alt yapı oluşturulamamıştır.

1980 sonrası kapalı politik ortamda ülkenin turizm tanıtımının tur operatörleri
tarafından yapılması, turizmin Türkiye için yeni bir imaj oluşturması, ülkenin sunduğu
turizm olanaklarının görece düşük fiyatlı olması, turizmde güçlü olan sendikaların
kapalı ve grevlerin yasak olması gibi koşullar aynı yönetim döneminin turizm
politikalarının uygulanmasına yardımcı olan etmenlerdir. 1982 yılından sonra Türkiye
60

turizminin en önemli noktası ülkenin batı turizm pazarları için kitle turizmi
destinasyonu haline gelmesidir. Sürekli artan uluslar arası turizm talebinin bir bölümü
Türkiye’nin turizm ile ilgili koşulları sonucunda ve turizm ekonomisi dışındaki koşullar
nedeniyle Türkiye’ye yönelmiştir (Yarcan, 1998: 46-47).

Turizmin gelişmesi için bir ülkede zengin turizm kaynaklarının bulunması


gereklidir. Doğal, kültürel ve tarihsel kaynaklara sahip olan ülkemizin sağlıklı turizm
gelişimini gerçekleştirebilmesi gerekmektedir (Yarcan, 1998: 46). Turizmin
çeşitlenebilmesi, alternatif turizm faaliyetlerinin desteklenmesi, sadece sahil
bölgelerinin değil diğer turizm potansiyeli yüksek olan yörelerin turizme kazandırılması
için çalışmalar yapılarak, yeni politikalar üretilmelidir.

Türkiye, günümüzde dünyada değişen turist talebine uygun büyük bir


potansiyele sahip bulunan, sıradan turistik varış noktası olmaktan çıkıp, bütün varlık ve
kurumlarıyla Akdeniz ve Avrasya’nın en önemli turizm ülkelerinden biri olmuştur
(Ö.İ.K., 2001: 1).

2.1.4. Turizmde Yeni Yaklaşımlar

Turizm sektörünün gelişimini sürdürmesi beklenmekle birlikte gelişen


teknolojinin etkisiyle ve diğer gelişmelerin etkisiyle bir takım açılımlar gözlenmektedir.
“Deniz-kum-güneş” üçlemesinin ağırlığı devam etmekle birlikte, sağlık, inanç, kongre,
kültür ve eğlence ağırlıklı motifler öncelik kazanmaktadır (Öztaş ve Karabulut, 2006:
6).

Kitle turizmin etkilerinin ağırlaşması ve olumsuz etkilerinin görülmesi alternatif


turizm imkanlarını zorlamaktadır. Kitle turizmi yerine bireysel turizmin teşvik edilmesi,
yerel toplumun daha fazla kontrole sahip olması ileri sürülmektedir. Yerel halk ile
turistin iletişim olanaklarının arttırılması, geleneksel ve özgün değerlerin korunması,
yerel ölçekte turizm planlaması, turistik istihdamda yöre halkına öncelik tanınması,
yavaş ve dengeli gelişme arzulanmaktadır (Avcıkurt, 2003: 71-72).
61

2.1.5. Turizm Planlaması (Sürdürülebilir Turizm)

Sürdürülebilir turizm kavramı, alternatif turizm, topluma dayalı turizm,


ekoturizm, etik turizm, yeşil turizm ve sorumlu turizm gibi turizm türlerinin tümünü
kapsamaktadır. “Çevreyle uyumlu turizm gelişmesi fikri” ile kaynakların daha verimli
ve az kullanımı, çevrenin ve insanların olumsuz etkilenmelerinin önlenmesiyle yaşam
kalitesinin arttırılması bu kapsamda değerlendirilmektedir. Turizmde nitelikli büyüme
ya da dengeli bir turizm gelişmesi için sihirli beşgen önerilmektedir (Avcıkurt, 2003:
72-73).

Şekil 1. Turizm Gelişmesinin Sihirli Beşgeni

Ekonomik refah

Ziyaretçi ihtiyaçlarının en üst


Subjektif rahatlık

düzeyde karşılanması

Sağlıklı doğa ve öz
Sağlıklı kültür
kaynakların korunması

Kaynak; (Avcıkurt, 2003: 73).

Şekilde de görüldüğü gibi turizmin gelişmesiyle her köşeye eşit ağırlık


verilmekte, dönüşümlü ilişkiler birbirini daha verimli kılmakta ve olumsuz etkiler en
aza indirilmektedir (Avcıkurt, 2003: 73).
62

2.3. TURİZMİN EKONOMİK BOYUTU

2.2.1. Dünya Ekonomisindeki Yeri

Turizm, dünyada ve Türkiye’de büyüyen ve gelişen bir sektör olarak önemli bir
konuma sahiptir. Turizm her şeyden önce nüfus hareketliliği yaratmakta, dünya
üzerinde her yıl artmakla birlikte yaklaşık 600-800 milyon insan bir başka ülkeyi ziyaret
etmektedir. Uluslararası turizmde 1950’li yıllarda 25 milyon turistin katıldığı ve 2,1
milyar dolarlık turistik harcama, 2007 yılında 897,7 milyon turiste ve 778 milyar dolara
ulaşmıştır (UNWTO, 2008).

Tablo 3. Dünya Turist Sayısının Bölgelere Göre Dağılımı


Yıllara Göre Turist Sayısı (Milyon kişi)
Bölgeler
2000 2005 2006 2007
Avrupa 391 438,7 460,8 480,1
Asya ve Pasifik 110,6 155,3 167,8 184,9
Amerika 128,2 133,2 135,7 142,1
Afrika 27,9 37,3 40,9 44,2
Ortadoğu 24,4 38 41 46,4
Toplam 682,1 802,5 846,2 897,7

Kaynak: World Tourism Organization 2008

Dünya turizminin ağırlık noktasını ülkemizin yer aldığı Avrupa bölgesi


oluşturmaktadır. Tablo 3’te görüldüğü gibi Avrupa’yı, Asya-Pasifik ve Amerika takip
etmektedir. Turist akımlarının karşılıklı olarak bu üç bölge arasında gerçekleşmekte ve
aynı zamanda dünya turizm gelirlerinin de üç bölge arasında yoğunlaştığı söylenebilir
(Önal ve vd, 2006: 34).

Turizm sektörü sadece az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler için değil aynı
zamanda gelişmiş ülkeler için de önemli bir sektör haline gelmiştir. Dünya Turizm
Örgütü’nün verilerine göre oluşturulan, Uluslararası Turizmin Gelişimi ve Bölgeleri
gösteren grafik 1’de 1950’lerden itibaren Avrupa’nın payı görülmektedir.
63

Grafik 1. Uluslararası Turizmin Gelişimi ve Bölgeler:

World Tourism Organization, World Trade Organization Ekim 2003

Yine Dünya Turizm Örgütü’nün 2001 yılı verilerine göre: Turizm sektörünün
AB ekonomisindeki yerini şöyle özetlemek mümkündür: AB ülkelerini, turist sayısı
bakımından pazar payının % 57,7’sini oluşturan, 400,3 milyon turist ziyaret etmiştir.
Turizm sektörünün milli gelir ve istihdam içindeki payı %6’dır. Bu oran Yunanistan’da
%80’e, İspanya’da %30’a, Fransa, Portekiz ve Avusturya’da %20’ye çıkmaktadır.
(Küçüktürkmen, 18)

Tablo 4. Turist Sayısına Göre Ülkeler (İlk 10)


Ülkeler Kişi (Milyon) Dünya'daki Payı (%)
Fransa 75,1 9,8
İspanya 53,6 7
ABD 46,1 6
Çin 41,8 5,5
İtalya 37,1 4,9
İngiltere 27,7 3,6
Hong Kong 21,8 2,9
Meksika 20,6 2,7
Almanya 201 2,6
Avusturya 19,4 2,5

Kaynak: World Tourism Organization 2005


64

Dünya turizminde 2005 yılı verilerine göre turist sayısına göre ilk on ülke içinde
Fransa, İngiltere, ABD ve Almanya gibi gelişmiş ülkeler yer almaktadır. Fransa 75,1
milyon turistle en fazla turist çeken ülkedir (tablo 4).

Tablo 5. Dünya İhracat Gelirleri


US $ Milyar Pazar Payı (%) Yıllara Göre Değişim (%)
SEKTÖRLER
1999 2000 2001 2002 1999 2000 2001 2002 2000/99 2001/00 2002/01
Kimyasal Mad. 537 586 601 660 7,6 7,5 8,0 8,4 9,1 2,6 9,9
Otomotiv 556 577 569 621 79 74 76 79 3,7 -1,2 9
Akaryakıt 430 678 618 615 61 87 82 78 57,8 -8,9 -0,5
Turizm 559 579 560 578 80 74 74 73 3,7 -3,3 3,2
Bilgisayar 460 562 490 491 66 72 65 62 22,2 -12,8 0,0
Gıda 439 432 444 468 62 55 59 59 -1,5 2,8 5,5
Tekstil 331 351 341 353 47 45 45 45 6,2 -3 3,6
İletişim 326 398 347 347 46 51 46 44 22,2 -12,8 0,0
Maden vb. 158 190 175 172 23 24 23 22 19,9 -7,9 -1,4
Demir-Çelik 124 142 133 142 18 18 18 18 14 -6,4 ,71
World Tourism Organization, World Trade Organization Ekim 2003

Özellikle II. Dünya Savaşından sonra gittikçe büyüyen ve gelişen turizm


endüstrisi, ekonomik açıdan bakıldığında dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline
gelmiştir. Tablo 5’de görüldüğü gibi Dünya İhracat Gelirlerinin sektörlere göre
değerlendirilmesinde, turizm sektörü dördüncü sırada yer almaktadır.

Gelişmekte olan ülkeler için uluslararası turizmin yayılması ülkenin geleneksel


mal ihracatında önemli bir alternatif olduğu belirtilmektedir (Bryden, 1973: 842).

2.2.2. Ülke Ekonomisindeki Yeri

Turizm Bakanlığının 2004 yılı verilerine göre, ülkemizi 2003 yılına göre %24,86
artışla, 17 516 908 yabancı ziyaret etmiştir. 2004 yılı turizm gelirleri bir önceki yıla
göre % 20,33 oranında artarak 15 887,7 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Turizm
65

gelirlerinin ihracat gelirleri içindeki payı % 25,2 dir. GSMH (Gayri Safi Milli Hasılı )
içindeki payı % 5,3 dır. 2004 yılında Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülke
sıralamasına göre Almanya 3 983 899 ziyaretçi sayısıyla birinci ( % 22,74 ), 1 605 006
ziyaretçi sayısı ile Rusya Federasyonu ikinci ( % 9,16 ), 1 387 808 ziyaretçiyle İngiltere
üçüncü ( %7,92 ) sıradadır.

Ülkemize turist gönderen bazı ülke gruplarının toplam turist sayısındaki payları
aşağıdaki tabloda verilmiştir:

Tablo 6. Bazı Ülke Gruplarının Toplam Turist Sayısındaki Payları


1995 2000 2005 2006 2007
AB (2007'deki yeni üyeler hariç) 49,1 53,2 54,3 52,11 50,25
Orta/Güney Amerika 0,6 0,9 0,3 0,3 0,4
Toplam Afrika 1,8 1,6 1,1 1,18 1,11
Kuzey Amerika 4 5,5 2,4 4,1 3,32
Asya/Pasifik 4,3 2,7 2,3 2,2 3,01
Ortadoğu (İsrail hariç)* 7,6 5,6 7,1 7,2 7,5
Ortadoğu (İsrail Dahil)* 11,5 8,6 8,9 9 9,7
B.D.T 17,6 13,3 16,2 18,9 20,6
Doğu Avrupa 8 11,4 12,5 11,8 11,7
Komşu ve yakın ülkeler** 31 36,2 35,4 34,9
Kaynak: TURSAB istatistikleri.
Tabloda da görüldüğü gibi ülkemize en çok Avrupa Birliğine mensup ülkelerden
turist gelmektedir. Bu ülkeleri Bağımsız Devletler Topluluğu ile Doğu Avrupa ülkeleri
izlemektedir.
66

Gelen turistlerin milliyetleri dikkate alındığında, turist gönderen bazı ülkelerin


dağılımı:

Tablo 7. Türkiye'ye Gelen Yabancıların Ülkelere Göre Dağılımı


Turist Gelişleri (1000) kişi
Ülkeler 1990 1995 2000 2005 2006 2007
BDT 223 1366 1376,6 3.431,80 3.755,60 4.825,00
Almanya 973 1656 2276,2 4.243,60 3.761,00 4.148,20
İngiltere 351 734 915,3 1.758,10 1.678,60 1.916,00
Bulgaristan 72 141 381,5 1.621,90 1.177,90 1.239,60
İran 253 361 380,8 956,9 865,9 1.058,20
Hollanda 150 203 440 1.254,20 997,5 1.053,60
Fransa 310 251 449,5 701,1 657,8 768,1
ABD 205 290 515 434,9 532,4 646,3
Belçika 56 107 256,9 503,8 459,8 542,7
İtalya 156 108 218,7 401,8 402,5 514,8
İsrail 40 301 311,7 394 362,4 511,4
Avusturya 196 181 320,5 486,1 429,7 472,8
Yunanistan 227 154 218,6 584,9 413,7 447,9
Toplam 5.389,00 7.726,00 10.412,00 21.122,80 19.819,80 23.341,00
Kaynak: TURSAB istatistikleri.

Yukarıdaki tabloda 1990–2007 yıllarında ülkemize en fazla turist gönderen 15


ülke görülmektedir. Bu ülkeler arasında Bağımsız Devletler Topluluğu genel olarak en
çok turist gönderen ülke olmuştur. Bağımsız Devletler Topluluğu’nu, Almanya ile
İngiltere izlemektedir.
67

2000 yılında yapılan araştırmaya göre, ülkemize gelen yabancı turistlerin


Türkiye’yi ziyaret nedenleri şunlardır:

Tablo 8. Turistlerin Geliş Nedenleri:


Geliş Nedeni 2002 2004 2006
Gezi, Eğlence 6 401 017 8 216 757 8 529 890
Kültür 1 016 739 1 116 206 1 008 513
Sportif ilişkiler 128 893 213 971 179 419
Yakınları ziyaret 980 005 1 044 575 1 929 800
Sağlık 82 693 133 721 153 895
Dini 60 171 61 053 101 564
Alışveriş 759 589 1 041 585 1 135 273
Toplantı, konferans vb. 235 156 324 152 443 500
Görev 571 573 814 150 1 030 319
Ticari ilişkiler, Fuar 376 813 633 994 747 599
Transit 252 722 168 330 321 607
Eğitim 197 834 125 060 94 399
Diğer 115 944 588 267 755 038
Beraberinde giden 1 742 834 2 721 176 2 845 134
Toplam 12 921 983 17 202 997 19 275 948
Kaynak: TURSAB istatistikleri.

Tablodan da görüldüğü gibi yabancı turistler ülkemizi daha çok tatil amacıyla
ziyaret etmektedirler. Aynı araştırmada yabancı turistlerin ülkemizi seçmelerinde etkili
olan faktörler şunlardır:
68

Tablo 9. Turistlerin Ülkemizi Tercih Nedenleri:


Turistlerin Tercih Nedenleri
Fiyat % 25
Türk Halkını Tanıma % 20
Türkiye Merakı % 19
Kültürel Etkinlikler % 15
Ucuz Alışveriş % 15
İş Olanakları %6
Kaliteli Ürünler %3
Türkiye Mutfağı %2
Kaynak: TÜİK

Ülkemizin tercihinde ucuzluk, Türkiye’yi ve halkını tanıma isteği en önemli


faktörler olmaktadır.
Türkiye’de turistik tesis ve yatak kapasitesinin gelişimi:

Tablo 10. Yıllara Göre Tesis ve Yatak Sayısı:


Turizm Yatırım Belgeli
Turizm İşletme Belgeli Tesisler Tesisler
YILLAR TESİS ODA YATAK TESİS ODA YATAK
1966 165 * 16151 291 * 23807
1970 292 * 28354 301 * 25872
1980 511 28992 56044 267 13019 26288
1990 1260 83953 173227 1921 156702 325515
2000 1824 156367 325168 1300 113452 243794
2005 2412 231123 483330 1039 128005 278255
2006 2475 241702 508632 869 123326 274687
Kaynak: TURSAB istatistikleri.

Turizmde tesisleşmenin son yirmi yılda önemli artış sağladığı görülmektedir.


1983 yılında çıkarılan 2634 sayılı turizmi teşvik kanununun ve turizme verilen önem bu
artışta etkili olmuştur. Turizmin özel önem taşıyan sektörler arasında sayılmasına bağlı
olarak sağlanan ayrıcalıklı teşvikler, turizm yatırımlarını özendirici olmuş ve 1980’de
56.044 olan belgeli yatak kapasitemizde önemli artışlar gerçekleşmiş ve 2006 yılı itibarı
ile 508.632 sayısına ulaşmıştır.
69

Sadece işletmeci-yatırımcı düzeyinde kalmayan bu genişleme turizm sektörünün


en önemli halkalarından biri olan, seyahat acenteleri sayısında da görülmüş ve 1982’de
320 olan acenta sayısı, 1997 yılı itibarı ile 2727’ye ulaşmıştır.

Dünya Turizm Örgütünün (WTO) tahminlerine göre, Türkiye turizmi, 2020


yılına kadar yılda % 5.5 büyüme hızıyla, 2010 yılında 17.1 milyon turiste karşılık 12.5
milyar dolar, 2020 yılında da 27 milyon turiste karşılık 19.8 milyar dolar gelir elde
edebilecektir (TURSAB, 2001).

2.3. TURİZMİN TOPLUMSAL YAPIYA ETKİLERİ

2.3.1. Turizm ve Toplumsal Değişme

Toplumsal değişme, önceki durum ya da var oluş tarzına göre farklılaşma olarak,
gelişme ve ilerlemeyi içermeden, toplumun üretim biçiminde, kurumlarında, değerlerde,
yaşam biçiminde gerçekleşen değişimleri içermektedir. Bu değişim toplumsal sistem
olarak da kabul edilen toplumsal yapıda gerçekleşen niteliksel farklılaşmalardır.
Toplumların sürekli hareketlilik içinde bulundukları, her an değişme içinde oldukları
göz önüne alındığında, turizm olgusu değişim eğilimleri yaratan faktörlerden biri
olmaktadır.

Turizm, 20. yy son yıllarında önemli sosyo-kültürel etkiler yaratan ekonomik bir
fenomendir. Ulaşım, iletişim, gıda, dağıtım gibi sektörlerle birlikte önemli ekonomik
girdi sağlayan turizm sektörü aynı zamanda toplumsal yapıda değişime neden
olmaktadır (Borgatta, 2000: 3166).

Turizmin gelişimi genellikle ekonomik yararlar temelinde ele alınmakta, sosyo-


kültürel ve çevre üzerindeki etkileri göz ardı edilmektedir. Turizmin çevre üzerindeki
etkileri evrensel bir konudur (Liu, 1987: 17).

Özdemir’e göre turizm, farklı sosyal ve kültürel yapıya sahip toplumların


ilişkiler kurmasına, farklı bilgi, görgü, gelenek ve kültür düzeyleri arasındaki etkileşime
70

ve bunların sonucunda sosyal yapının, kültürel anlayışların ve giderek toplumsal


davranış kalıplarının değişmesine yol açan bir sosyal olaydır (Özdemir, 1990: 101).

Çetin’e göre ise turizm, insanların seyahatleri sonucu oluşan toplumsal bir olgu
olarak toplum ile insan hayatının ve insanların birlikte yaşamaları sonucu ortaya çıkan
sosyal olguların bir yönünü oluşturmaktadır. Bu yönüyle turizm, bireysel ve toplumsal
ilişki ve etkileşimlerin ortaya çıkardığı çok yönlü ve karmaşık bir süreçtir (Çetin,1996:
20-23).

Turizm olayı turistik ürünün olduğu yerde gerçekleştiğinden, ürünün bulunduğu


yere gitmeyi ve orada belirli bir süre kalmayı zorunlu kılmasından, nüfus hareketi
oluşmaktadır (Akalın, 1991: 40). Bu nüfus hareketinin boyutları önceki bölümde de
belirtildiği gibi WTO’nun yaptığı bir araştırmaya göre 1995 yılında uluslar arası turizme
katılanların sayısı 567 milyon kişiye ulaşmıştır ve bu rakamın her yıl artarak devam
edeceği bu ve benzer araştırmalarda vurgulanmaktadır.

Bu nüfus hareketi, turistik ürünün niteliğine göre, modern teknolojinin ve yaşam


şekillerinin karmaşıklaşmış bir görünüm arz ettiği sanayi ülkelerinden, doğal, sosyal,
arkeolojik ve egzotik zenginliklere sahip gelişmekte olan ülkelere yönelik bir faaliyet
olmasının yanında, ters yönde ve aynı düzeydeki ülkeler arasında olmak üzere evrensel
bir boyut taşımaktadır (Akalın, 1991: 40). Bu durumda, farklı kültürlerden insanların
birbiriyle etkileşimlerine olanak tanımasıyla turizm olgusu, toplumsal değişmeyi
doğuran etmenlerden biri olmaktadır.

Turizm olgusunun, toplumsal yapıda yarattığı değişim küresel boyutlarda ve


hızlı bir biçimde gerçekleşmektedir. Turizm olgusu hem turist hem de turistik yörenin
halkı için değişime yol açabilmektedir. Turist yaşadığı örgüden kısa bir süre için
koparak farklı bir ortamın sosyal ve kültürel deseni içerisine girmektedir. Bu etkileşim
içerisinde turist bireysel bağlamda değişimi yaşarken yerel halkın kültürel, ekonomik ve
çevresel kalıplarının değişimine neden olan etkenlerden birisi olarak belirmektedir
(Oktik, 1997: 1).
71

Bu yönleriyle, toplumsal değişmeyi yaratan diğer etmenlerin yanında turizm,


toplumsal değişim sürecini başlatmakta, sürdürmede ve toplumun dışa açılmasında
etkisini daha yoğun, daha çok yönlü ve daha kısa sürede gösteren “asli etmen”
olmaktadır (Eralp, 1974: 6).

İşte turizmin toplumların değer sistemlerinde, bireysel davranış kalıplarında, aile


ilişkilerinde, ortak yaşam biçimi ve alışkanlıklarında, yaratıcılıklarında, geleneksel
törenlerinde, toplumsal örgütlenmelerinde başlattığı ya da yarattığı dönüşümlerin hepsi
kuşkusuz turizmin toplumsal ve kültürel etkileri olarak tanımlanmaktadır (Çetin,1996:
20-23).

İnsanlığın tarihine bakıldığında, devletlerin dolayısıyla toplumların gerek kendi


içlerinde gerekse diğer toplum veya topluluklarla çeşitli çıkar çatışmaları sonucu
mücadele ettikleri, kanlı savaşlar yaşadıkları, yaşamakta oldukları bir gerçek olarak
karşımızda durmaktadır. Aynı toplumların, kültürlerin turizm yoluyla bir araya
gelmelerine, birbirlerini tanımalarına imkan vermesi turizm olgusunun işlevi hakkında
fikir vermektedir.

Turizm aynı zamanda ekonomik, teknolojik, sosyal, kültürel, hukuksal vb.,


boyutları da olan bir süreçtir. Toplumsal değişim kavramı açıklarken de vurgulandığı
gibi toplumsal yapının öğelerinin birinde meydana gelen değişim diğer öğeleri de
etkilemektedir. Bu boyutlarıyla turizm, çağımızın önemli endüstri kollarından biri
olarak dikkat çekmektedir. Özellikle, gelişmekte olan ülkeler açısından turizmin
ekonomik ve sosyal boyutları büyük önem arz etmektedir.

2.3.2. Modernleşme ve Turizm

Modernleşme kavramı, bütün gelişmekte olan ya da az gelişmiş toplumların, batı


toplumlarını model alarak, sanayileşmemiş toplum tipinden, sanayileşmiş-gelişmiş
toplum tipine doğru değişme sürecini ifade etmektedir. Tarihsel olarak Batı Avrupa ve
Kuzey Amerika’da geliştirilmiş olan toplumsal, ekonomik ve siyasal sistemlerin, diğer
72

toplumlar tarafından ulaşılması gerektiği görüşünden hareketle Batılı toplumbilimciler


tarafından geliştirilen bir kavramdır (Kongar, 1985: 227).

Lerner, endüstrileşmenin bir sonucu olarak, modernleşmenin temelinde


kentleşme, eğitim seviyesi, kitle haberleşme araçlarının etkisi ve siyasal katılım düzeyi,
ölçütlerine yer vermektedir. Kentleşmenin artmasıyla birlikte modern üretimin
gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Modern üretimin gerçekleşebilmesi eğitim seviyesinin
yükselmesine bağlıdır. Şartların iyileşmesi de eğitim seviyesini yükseltecektir. Bunlara
bağlı olarak, kitle haberleşme araçlarının etkisinin artması, siyasal katılım düzeyini
yükseltecektir (Kongar, 1985: 229-230). Teknolojinin aşama kaydetmesiyle beraber
iletişim, sağlık, alt yapı, vb., sektörlerde gelişerek sanayileşmiş topluma daha iyi hizmet
vereceklerdir. Bebek ölümlerinin azalması, ortalama insan ömrünün uzaması, ulaşımın
hızlanması ve yaygınlaşması, gelişmelere örnek teşkil etmektedir.

Turizm, sanayileşmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru


gerçekleştiğinden, turistler de gelişmiş ülkelerin değerlerinin taşıyıcısı olmaktadır. Bu
yolla turizm, gelişmiş toplumların değerlerini, davranış kalıplarını, örgüt biçimlerini,
yaygınlaştırarak evrenselleştirmektedir (Bal, 1995: 36).

Turistik ürünün sunulduğu ya da sunulacağı yörelerde, yatırımların teşvik


edilerek, hizmet sektörünün geliştirilmesi gerekmektedir. Bu yüzden genellikle
sanayileşmekte olan yörelere göç veren kırsal alanlar göç alan yerlere dönüşmektedir.
Turizm bölgelerinin istihdama dayalı göç almasının yanında, değişik amaçlarla yöreye
yerleşmek isteyen bireyler de yörenin kentleşmesine, nüfusun farklılaşmasına neden
olmaktadır.

Turizme açılan bu yöreler, hızla kentleşme sürecine girmekte, yöre insanı


kentsel değerlerle tanışmaya başlamaktadır. Bu yörelerde, turizmden gelir elde eden ya
da gelir elde etmeyi hedefleyen bireyler, yeni değerleri daha çabuk benimsemektedirler.
Bu yönde gelir elde etmeyi düşünmeyen bireyler ise turizme karşı tepki
geliştirmektedirler. Bu süreç geleneksel yapının çözülmekte olduğunu, modernleşme
aşamalarının gerçekleşmekte olduğunu göstermektedir.
73

Tarımsal uğraşıların egemen olduğu köylerde ve küçük kasaba topluluklarında


turizm, çalışma yerlerindeki fonksiyonel farklılaşmanın ileri düzeyde biçimlenmesine,
pazar ekonomisine bağımlılığın giderek artmasına, yaşama standartlarının ve tüketim
normlarının yükselmesine ve değişmesine, dış çevre ile ilişkilerin yoğunlaşmasına,
tercih ve değer yargılarının dışa kapalılığı yansıtan kalıplardan ayrılmasına elverişli
ortam ve koşullar yaratarak, toplumsal değişimi modernleşme yönünde
gerçekleştirmektedir (Eralp, 1974: 6-7).

Bu yörelerde, modernleşme sürecine paralel olarak eğitim seviyesinin


yükseldiği, nüfusun farklılaşarak yoğunlaştığı gözlenmektedir. Bu gelişmelere bağlı
olarak, toplumda politik yapıları, politik inanç ve tutumları, gelir dağılımını değiştirdiği,
ulusal bilinci ve uluslar arası ilişkileri geliştirdiği kabul edilmektedir (Bal, 1995: 37).

Kısa süre içinde bile olsa, farklı insanların bir araya gelmesi yoluyla değer
yargıları dönüşüme uğrayabilmektedir. Yunan adaları üzerinde yapılan bir çalışmada
Batılı genç turistlerle temasın gençler arasında “tavırların demokratikleşmesi ve
modernleşmesine yol açtığı” belirtilmektedir (Özgüç, 1998:191). Turistler mekanlara ve
nesneler bakmakla yetinmeyip, diğer insanları keşfetmek gibi amaca yöneldiğinde,
ziyaretçiyle ev sahibinin birbirlerini dönüştürme süreci başlamaktadır (Zeldin, 2000:
298).

Turizme açılan yörelerde gözlenen bu değişmeler, turizmin modernleşmeyi


sağlayan faktörlerin en önemlisi olduğunu göstermektedir. Turizm aynı zamanda,
sanayileşmenin ya da kentleşmenin bir ürünüdür. İş hayatının düzenliliği, gelir
seviyesinin yüksekliği yanında kendilerine ilginç gelen yöreleri gezip görme isteği,
sanayileşmiş toplumların bireylerini turizme yöneltmiştir. Bu açıdan da bakıldığında,
turizm hem modernleşmenin bir ürünü hem de geliştiricisidir.

Kısa sürede modernleşme sürecine giren bu yöreler, modernleşme sürecinde


ortaya çıkan sorunlarla da karşılaşmaktadırlar. Uluslar arası ekonomik sisteme artan
bağımlılık, göç olgunun yarattığı sorunlar, aile içi ilişkilerin bozulması, değerlerin
değişmesinin yarattığı yabancılaşma, suç oranının artışı, sorunlardan bazılarıdır (Bal,
1995: 37).
74

2.4. KALKINMA PLANLARINDA TURİZM POLİTİKALARI

2.4.1. Planlı Dönem Öncesi Turizm

Planlı dönem öncesi devlet turizm sektörü ile 1934 yılından itibaren ilgilenmeye
başlamıştır. 1930 yılında turizm politikasıyla ilgili çalışmaları “Türk ofis” isimli büro
üstleninceye dek, bu alandaki çalışmaları Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu
(Seyyahin Cemiyeti) yürütmüştür (Usta, 1988: 199).

Milli Turizm Politikamız 1949 yılında, 1.Turizm Danışma Kurulu toplantısında


belirlenmiştir. Bu toplantıda hazırlanan raporla, turizm politikasının temeli, ana esasları
oluşturularak, devletin ve özel teşebbüsün işlevleri belirlenmiştir. Bu dönemden planlı
döneme kadar çıkarılan kanun, yönetmelik ve tüzükler şunlardır:

- 1953 yılında: 6086 sayılı “Turizm Endüstrisi Teşvik Kanunu”

- 1956 yılında: “Türkiye Turizm Bankası Kanunu”

- 1960 yılında: 7470 sayılı “T.C. Turizm Bankası Kanunu”

- 12 Eylül 1955 tarihinde: “Turizm İşbirliği Nizamnamesi”

- 1954 yılında: “4/2269 sayılı kararname ile “Turizm müesseselerinin ve

bunlara ait olup hizmetlerinde kullanılacak ulaştırma tesis ve vasıtalarının haiz


olacağı vasıflara dair yönetmelik” (Sezgin, 1995: 150-151).

Turizm sektörü içindeki hangi dalların ve alt dalların yoğunluk kazanacağını, bu


amaçla gelişimini sağlamak için öngörülen teşviklerin nasıl olacağını belirlemek, adil
bir denge kurabilmek, hızlı ve düzenli bir ekonomik gelişmenin gerçekleşebilmesi için
planlama zorunlu olmaktadır (Ekinci ve Doğdu, 1992: 115).

2.4.2. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)

Kalkınma planlarının ilkini oluşturan bu dönemde, turizm tesis yatırımlarının


özel sektör tarafından, alt yapı yatırımlarının ise kamu sektörü tarafından yapılması
kararlaştırılmıştır. Marmara, Ege ve Antalya bölgelerinin öncelikle ele alınması,
75

sektörün iyi bir örgütlenme ve tanıtmayla turist sayısının ve turizm gelirlerinin


arttırılması kararlaştırılmıştır (Sezgin, 1995: 151).

2.4.3. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)

Bu plan döneminde, turizm yatırımlarının turistik potansiyeli yüksek bölgeler


içindeki belli yörelerde yoğunlaştırılması, kitle turizmine uygun konaklama ve ulaşım
olanaklarının sağlanması ve bu yatırımların kredi yoluyla, mali-hukuki tedbirlerle
desteklenmesi planlanmıştır. Aynı zamanda, dış turizm gelirlerinin, yabancı turist sayısı
ve ortalama tüketimlerinin araştırılması ve iç turizm hareketlerinin geliştirilmesi
kararlaştırılmıştır (Sezgin, 1995: 152-153).

Bu dönemin ilk dönemden farklılığı, kitle turizminin benimsenerek yatırımlarına


öncelik verilmesiyle birlikte iç turizmin de planlama kapsamına alınmasıdır. Çünkü iç
turizmin gelişmesi, dış turizmin gelişmesine basamak oluşturacaktır (Kozak, 1994:
218). Bununla beraber, turizm potansiyeli yüksek yörelerin, teşviklerle turizme hizmet
edebilir hale getirilmesi kararının devam ettiği görülmektedir.

2.4.4. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)

Kitle turizmi esaslarına uygun bir biçimde, yatırım ve tanıtma faaliyetlerinin


devam ettirilmesi, iç ve dış turizm talebine uygun biçimde özel sektörün geliştirilmesi,
kamu yatırımlarının ise özel ve yabancı yatırımlara öncü ve örnek tesislere yönelmesi
amaçlanmıştır. Fiziksel planlama çalışmalarına devam edilerek, alt ve üst yapı
yatırımlarının tamamlanması kararlaştırılmıştır (Usta, 1988: 203).

2.4.5. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1978-1983)

Bu dönemde de sektörün işleyişi kitle turizmi ilkesine göre düzenlenmiştir.


Turizm potansiyeli yüksek yerlerin önceliği devam ettirilmiştir. Kitle turizminin
gerekleri yerine getirildikten sonra bireysel turizmin değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Kamunun etkinliğinin arttırılması, özel sektör, yabancı sermaye ve küçük tasarrufların
yatırıma dönüştürülmesi sağlanarak, konaklama kapasitesinin arttırılması
amaçlanmıştır.
76

Turizmde öncelikli yörelerin tespit edilerek, yatırımların bu yörelerde


yoğunlaştırılması, kitle turizmine hizmet edecek şekilde “Organize Turizm
Bölgeleri”nin oluşturulması planlanmıştır. Bu plan döneminde, çalışanların, tatil
gereksinimini karşılamak için, kamu kuruluşlarına ait kamplar, dinlenme tesisleriyle,
eğitim tesislerinden geniş ölçüde yararlanabilmeleri sağlanarak, iç turizm hareketi
oluşturulmak istenmiştir.

Turistlere ve günübirlikçilere belli miktarda döviz bozdurma zorunluluğunun


getirilmesi, deniz, göl ve nehir kıyılarının kamu yararına kullanılmasının sağlanması,
ikinci konut yapımının önlenmesi için yasal düzenlemelere gidilmesi, bu dönemin
dikkat çeken önemli kararlarıdır (IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1979: 429).

2.4.6. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1984-1989)

Bu plan döneminde, Türkiye’nin tabii, tarihi, arkeolojik ve kültürel varlığı, kış,


av ve su sporları, festival, sağlık ve gençlik turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyeli
arkeolojik dengeyi koruma, çevreyi temiz ve sağlıklı tutma ve güzelleştirme ilkeleri
doğrultusunda değerlendirilmesi kararlaştırılmıştır.

OECD ve OPEC ülkelerinin yanı sıra Balkan ve Üçüncü Dünya Ülkeleriyle


işbirliğine gidilerek turistik ilişkilerin geliştirilmesi, kitle turizmine, bireysel turizmi
ihmal etmeden öncelik verilmesi, çalışanların tatil yapmalarının sağlanması,
planlanmıştır.

Turizm ile ilgili bilgilerin yetersizliği göz önünde bulundurularak, bilim


kurumları, gönüllü kuruluşlar, kamu sektörü ve özel sektör kurumları arasında
işbirliğine gidilerek, sağlıklı bilgilerin elde edilmesiyle beraber, doğal ve kültürel çevre
değerlerinin turizm amaçlı kullanımından, koruma stratejileri ile turizm geliştirme
stratejilerinin entegrasyonunun sağlanması, iç turizm hareketleriyle ilgili bilgilerin
toplanması kararlaştırılmıştır (Usta, 1988: 203).
77

2.4.7. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)

Turizmin çeşitlendirilerek, geliştirilmesi, 3. yaş turizmini cazip hale getirecek


projelerin teşvik edilmesi kararları, bu dönemde de devam ettirilmiştir. Bunların
yanında, insanlığın kültür ve tabiat mirası durumundaki değerlerin etkin şekilde
korunması, çevre ve kültür peyzajı esas alınarak yatırımların planlanması kararı dikkat
çekmektedir.

Aile işletmeciliğiyle küçük kapasiteli tesislerin teşvik edilmesi, doğal


güzelliklerin ve kültürel değerlerin korunmasına öncelik verilmesi, belli sahaların
korunarak turizme açılması önemli kararlardır.

Charter taşımacılığının geliştirilmesi, yerli seyahat acentalarının tur


operatörlüğünün teşvik edilmesi, turizm mevsiminin uzatılması, niteliğin yükseltilmesi,
bu dönemde alınan farklı kararlar olarak dikkat çekmektedir (Sezgin, 1995: 157-159).

2.4.8. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1995-2000)

Turizmin mevsimlik ve coğrafi dağılımını iyileştirmek, yeni turizm alanları


yaratabilmek için, golf, kış, dağ, yayla, termal, sağlık, yat, karavan, kruvaziyer, kongre
ve eğlence turizmini geliştirme faaliyetlerine devam edilmesi kararlaştırılmıştır.

Turizm üst yapısının yeterli alt yapı ile bütünleşmesi için gerekli düzenlemelere
gidilmesi Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi (ATAK) projesinin hızla
uygulanması planlanmıştır. Turizmin uzun vadeli ve sağlıklı gelişimini sağlamak için
dinamik ve stratejik TUSAP ana planının uygulanmasına karar verilmiştir.

Sektördeki hizmet kalitesinin yükseltilmesi, öncelikli bölgelerdeki ikinci


konutların pazarlanmasına yönelik organizasyonlara girilmesi amaçlanmıştır.

Bu dönemdeki önemli farklılık, turizm hareketlerinin yoğunlaştığı bölgelerde


yerel yönetimler ile halkın turizm ile ilgili kararlara katılımının sağlanması için karar
alınmasıdır (Sezgin, 1995: 161-164).
78

2.4.9. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)

Türkiye’nin 1980’li yılların ikinci yarısından başlayarak, hızlı bir hamle ile
dünyaca tanınan ve bilinen bir tatil ve gezi ülkesi konumuna geldiği ancak kalitenin ve
çeşitliliğinin arttırılması, mevcut tesislerin iyileştirilmesi, tanıtımın etkinleştirilmesi ile
birlikte turist sayısına paralel olarak turizm gelirlerinin arttırılması kararlaştırılmıştır.
Sektörün krizlerden daha az etkilenmesi için daha sağlıklı yapılanmaya gidilmesinin
gerekliliği vurgulanmaktadır.

Sektörle ilgili tüm yatırımlarda doğal, tarihsel ve sosyal çevreyi kollayıcı,


koruyucu ve geliştirici yaklaşımlara azami özen gösterilmesi, hava ulaşımının
iyileştirilmesi, pazarlamaya ağırlık verilmesi amaçlanmıştır. Önceki planda olduğu gibi,
yerel yönetimler ile halkın kararlara katılımlarının gerekliliği vurgulanmaktadır.

ATAK projesinin aksayan yönlerinin çözülmesi, küçük ölçekli işletmelerin


KOBİ statüsünde değerlendirilmesi, TUSAP planının uygulamaya geçirilmesi
kararlaştırılmıştır.

AB’nin tek pazar uygulamasına geçmesiyle doğabilecek problemlerin tespit


edilerek, optimum talep dağılımının yaratılması, turizmin mevsimlik, coğrafi dağılımını
iyileştirmek ve dış pazarlarda değişen tüketici taleplerini de göz önünde bulundurarak,
golf, kış, dağ, termal, sağlık, yat, kongre turizmi ve eko turizm ile ilgili yönlendirme
faaliyetlerinin sürdürülmesi kararlaştırılmıştır.

Turizme yönelik arazi kullanımında, hukuki düzenlemelerin yapılması, arazi


kullanım planlarını yapma, yaptırma, onama sürecini tanımlayan, yetkileri belirleyen,
etkin denetim sistemi getiren yasal düzenlemelerin yapılması, ekolojik yönden aşırı
duyarlı milli park alanlarında sürdürülebilir turizm gelişimi için gerekli düzenlemelere
gidilmesi karara bağlanmıştır (VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 166-169).
79

Tablo 11. Kalkınma Planlarına Göre Turist Sayısı

Plan Dönemi Plan Hedefi Gerçekleşme Oranı


1963-1967 1,488 1,805 21,03
1968-1972 4,828 3,983 -17,05
1973-1977 8,051 7,33 -9
1979-1983 13,942 7,234 -48,1
1985-1989 12,300 16,493 34,1
1990-1994 31,830 31,125 -2,2
1995-1999 51,05 43,27 -15,2
2001-2005 58,043 77,545 33,6
Kaynak: Ö.İ.K Raporu.

Planlı dönemde hedeflenen turist sayısına büyük ölçüde ulaşıldığı


anlaşılmaktadır. Bazı plan dönemlerinde hedefin aşıldığı ya da çok altında kalındığı da
tabloda görülmektedir. 2001-2005 plan döneminde ise hedefin çok üstünde turist
sayısına ulaşılmıştır.

Tablo 12. Kalkınma Planlarına Göre Turizm Gelirleri

Plan Dönemi Plan Hedefi Gerçekleşme Oranı


1963-1967 139 55 -60,4
1968-1972 422 279 -33,9
1973-1977 670 952 42,1
1979-1983 2,418 1,77 -26,8
1985-1989 3,388 9,330 1754
1990-1994 21,702 17,798 -18
1995-1999 34,700 29,989 -13,6
2001-2005 48,437 52,292 8
Kaynak: Ö.İ.K Raporu.
Planlı dönemde turist sayısında gerçekleşen rakamlarla turizm gelirleri paralellik
göstermektedir. Ayrıca son dönemlerde artan turist sayısına rağmen turizm gelirlerinde
düşüş gözlenmektedir.
80

Planlı döneme geçilmesinden itibaren toplam yatırımlar içinde turizm


yatırımlarının payı aşağıdaki tabloda verilmiştir:

Tablo 13. Yıllara Göre Turizm Yatırımları


YILLAR Toplam Yatırımlar Turizm Yatırımları Payı
Milyar $ Milyar $ (%)
1991 24555 976 4.0
1992 37619 1082 2.9
1993 47834 1056 2.2
1994 32060 712 2.2
1995 41182 974 2.4
1996 46314 980 2.1
1997 51000 1050 2.1
1998 50120 1450 2.8
1999 41335 1625 3.9
2000 46940 1860 4.0
Tablo 12 Kaynak: TURSAB İstatistikleri.

Toplam yatırımlar içinde, 1963’te % 0.4 olan turizm yatırımlarının payı, 1985’te
% 1.3’e, 1989’da en yüksek orana, % 4.2’ye çıkarılmıştır (Bahar, 2000: 62). Bu tarihten
sonra1991, 1999 ve 2000’de bu orana yaklaştığı görülmekle birlikte 1989’dan bu yana
turizm yatırımlarının önemli oranda arttığı ve belli oranların altına düşmediği
gözlenmektedir.

Türk turizmindeki gelişmeleri dönemler olarak değerlendirmek gerekirse: 1963-


1980 dönemi planlı kalkınma modelinin benimsenmesiyle ve bu dönemde getirilen
düzenlemelerle bir “hazırlık dönemi” özelliği taşımaktadır. 1983-1990 dönemi, turizm
sektörünün öncelikli sektör kabul edilerek, yatırımcıların teşvik edilmesi gibi tedbirlerle
sektörün canlanması, “gelişme aşaması” olmaktadır (Timur, 1991: 225). Turizmin
çeşitlendirilmek, nitelik kazandırılmak istendiği 1990 sonrası dönemde “olgunlaşma
aşaması” özelliği taşımaktadır.
81

2.4.10. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)

Bu plan kapsamında turizm sektörü rehabilitasyon ve büyüme olmak üzere iki


başlıkta değerlendirilmiştir. Daha önce belirtilen hedef ve ilkelerin bu iki amaç
doğrultusunda uygulanması istenmektedir (ÖİK, 2007: 44).

Türkiye turizm sektörünün, başta ülke kalkınması olmak üzere, belirtilen


hedeflere ulaşılmasında optimum yararı sağlayabilmesi için, raporun önceki
bölümlerinde açıklanan ve aşağıda da yer alan stratejik amaçların önemsenmesi
gerekmektedir (ÖİK, 2007: 44).

• Enformasyon sektörü yerine bilgi sektörü olmak,

• Kısa dönem yanında uzun dönemi dikkate almak,

• Firma karlılığı ile birlikte ekonomik fayda,

• Hizmet zincirinde dengeli getiri oranları,

• Yabancı turist sayısı ve takibi ile birlikte fon akımı ve takibi,

• Küreselleşme ve turizmde sermaye mülkiyeti meselesi,

• Yeni ürün uzayı yaklaşımı,

• Trend takibi ile birlikte eğilimler yaratma amacı,

• Kamu kaynağı mücadelesinden kaynak yaratma aşamasına geçiş.

Bu stratejik amaçlara ulaşmak için dikkate alınması gereken hedef ve ilkelerin


başında ‘mevcut sermaye stokunda verimliliği artırmaya yönelik hedefler’ gelmektedir.
Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için de toplu pazarlama ve eşgüdüm, yerli tur
operatörlerinin desteklenmesi, hizmet kalitesini artırmak için sertifikasyon sistemine
geçilmesi, iç turizm hareketlerinin mevsimsellikten kurtarılması, Avrupa Birliği'ne
yönelik önlemler ve enformasyon teknolojisi ile ilgili etkinliklerle ilgili yasal, yönetsel
ve ekonomik önlemlerin alınması gerekmektedir (ÖİK, 2007: 44).
82

Diğer hedef ve ilkeler arasında yer alan ‘doğal sermayedeki aşınmanın


azaltılmasına yönelik hedefler’ genel olarak turizm sektörüne konu olan değerlerin
korunması ve sürdürülebilir olması anlamına gelmektedir. Bu alanda ciddi çalışmaların
yapılması gerekmektedir (ÖİK, 2007: 44).

‘Çelişen eylemlerin engellenmesine yönelik hedefler’ başlığı altında verilen


hedef ve ilkeler, uygulamada ve yasal düzeyde birbirleri ile çelişen konuların
ayrıştırılması, kamu ve özel sektör arasında görev bölümünün yapılması olarak ele
alınmalıdır. ‘Büyümeye yönelik hedefler’ ise genel olarak yatırımların teşvik edilmesi
ile ilgili önlemleri içermektedir. ‘Yasal düzenleme ve örgütlenmeye yönelik hedefler’,
‘turizm sektörüyle ilgili verilerin düzenlenmesine yönelik eylemler’ ulaşılması gereken
hedefler arasındadır (ÖİK, 2007: 45).

Bu planın hedefleri ve tespitlerinden turizm sektörünün olgunlaşma aşamasında


olduğu anlaşılmaktadır.
83

III. BÖLÜM. TURİZM VE KENTLEŞME.

Günümüzde turizm, toplumsal değişimin en önemli ve en etkili araçlarından


biridir. Sanayileşmeyle beraber teknolojide ve üretimde yaşanan gelişmeler, günlük
çalışma hayatının kısalmasını, serbest zaman kavramının oluşmasını: ulaşım, iletişim
alanındaki gelişmeler de seyahat etme isteğini artırmıştır. Bireysel bir eylem olarak
başlayan turizm, kitle turizmine dönüşmesiyle birlikte toplumsal bir olgu haline
gelmiştir.

Turizm sektörü, birbirinden farklı çok sayıda sektörün bir araya gelerek
gerçekleşen bir sektördür. Bir araya gelen bu farklı sektörler iş hacmi, yeni pazarlar ve
istihdam yaratmaktadır. Bu nedenle turizm sektörünün gerçekleştiği yöreler kısa
zamanda çekim merkezi haline gelmektedirler.

Diğer yandan, turizme katılan insan sayısında ve gelirlerde her yıl artış
kaydedilmekte, turizm böylelikle dünyanın en önemli sektörü olma yolunda hızla
ilerlemektedir. Bu yönüyle turizm, özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler
için “bacasız endüstri” olarak adlandırılmaktadır. Aynı zamanda gelişmekte olan
toplumlar, dünya turizm gelirlerinden pay alabilmek için önemli yatırımlar planlamakta,
turizm potansiyeline sahip, kırsal alanları turizme hizmet edebilir hale getirmektedirler.
Kitle turizmine hizmet vermesi planlanan bu yörelerde, kısa zamanda tesisleşme, yatak
kapasitesini arttırma, eğlence merkezleri oluşturma yoluna gidilmektedir.

Kıyılar, ulaşım kolaylığı sağlaması nedeniyle bazı sanayi kuruluşlarının ve


limanların kurulmasına, bu oluşumların etrafında da yerleşim yerlerinin şekillenmesine
maruz kalarak kentleşmişlerdir. İklim koşulları da kıyıların kentleşmesini hızlandırarak,
çekim merkezi haline gelmelerini sağlamıştır. Turizm için eşsiz kaynak haline gelmeleri
bu süreci hızlandırmıştır (İsbir, 1991; 107).

Turizm bölgelerindeki bu aşırı yoğunlaşma, sahillerdeki turistik beldelerde aşırı


yapılaşmaya neden olmaktadır. Bu yapılaşmanın ana nedenlerinden biri turizmin yöre
ekonomisine getirdiği canlılık sonucu iç göçün, dolayısıyla da konut talebinin artması,
84

diğeri ise, tatil amaçlı ikinci konutlardaki artışlardır. Her iki konut türündeki artış,
ayrıca beraberinde ciddi altyapı sorunlarını da getirmektedir.

Adrese Dayalı Nüfus Sayımı (2007) verilerine göre: Türkiye’nin önde gelen
turizm merkezlerinin orta büyüklükte kentlere dönüştüğü görülmektedir. Turizm
merkezlerinden en yüksek nüfusa 226.236 kisi ile Alanya sahip iken, Alanya’yı sırasıyla
Fethiye (173.426), Manavgat (165.114), Bodrum (105.474), Kuşadası (73.543),
Marmaris (73.461), Ayvalık (58.638), Urla (48.058), (Didim 42.266), Kaş (49.629),
Ortaca (39.648), Avanos (35.120), Ürgüp (33.400), Selçuk (34.002), Erdek (33.187),
Kemer (33.153), Foça (30.549), Çeşme (27.796), Dikili (27.348) ve Datça (14.836)
izlemektedir.

Aşırı yapılaşmanın bir diğer sebebi de, yerel yönetimlerin rant amaçlı
yapılaşmayı artıran imar planı değişiklikleridir. Turizm yörelerindeki yerel yönetimlerin
imar planı yapma ve uygulama yetkileri yeniden düzenlenmelidir. Çevreyi korumak ve
yeni kirlenmelere neden olmamak için ülkesel ve bölgesel fiziki gelişme planları
hazırlanmalıdır. Bütün sektörler bu fiziki plan kapsamı içinde değerlendirilmeli ve buna
uymaları sağlanmalıdır.

Turizm, toplumsal değişimin etkili ve önemli araçlarından biri olarak, köy,


kasaba veya beldeleri hızla dönüştürerek yeni kentler yaratmaktadır. Bu kentler sanayi
ve ticaret kenti gibi kentlerden farklı yapılanmaktadırlar.

Ülkemizde son yirmi yıldır turizm sektörü büyük bir aşama kaydetmiştir. Bu
süreçte pek çok turizm beldesi gelişerek kentleşmiştir. Yerleşik nüfusu kısa sürede 6-7
kat art artarak, bağlı olduğu ilden daha fazla nüfus barındıran merkezler oluşmuştur.
Nüfus yapısı kısa zamanda değişerek heterojenleşmiştir. Üretim ve tüketim kalıpları
şekillenerek kendine özgü bir yapılanma oluşmaktadır. Toplumsal ilişkiler, değerler ve
normlar hızla dönüşmektedir.

Kendine özgü üretim tarzı, tüketim alışkanlıkları, toplumsal değerleri ve


normları ile heterojen nüfus yapısına sahip olan turizm merkezleri kent özelliği
taşımaktadırlar.
85

3.1. BÖLGESEL KALKINMA VE TURİZM

3.1.1. Turizmin Bölge Ekonomisine Etkisi

Turizm faaliyetleri başta ekonomi olmak üzere pek çok alanı etkilemesiyle ülke
ekonomisine etki ettiği gibi, turizm sektörünün gerçekleştiği bölgelerdeki etkileşim
dikkat çekmektedir. Turizmin yarattığı ekonomik etkiler turizm geliştiği bölgelerde kısa
zamanda gözlenebilmektedir.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde turizmdeki gelişme ekonomik


iyileşmenin ve sosyal gelişmenin temel kaynağını teşkil etmektedir (Shaukland, 1996:
24). Gelişmekte olan ülkelerde kitle turizminin gelişimi bağımsız ihracat pazarları
yaratarak ülke ekonomisine katkı sağlamıştır (Khan, 1997: 991).

Özellikle yaz turizminin ülkemizin Batı ve Akdeniz Bölgelerinde yaygınlaşması,


bölgelerin kıyı kentlerinin refah seviyelerini ve ekonomik gelişmişlik düzeylerini diğer
bölge ve illere göre farklılaştırmıştır. Turizmin bu olumlu etkisi diğer bölgelerde de
turizm sektörünün yaygınlaştırılması ile ilgili çalışmaların yapılmasını teşvik etmiştir
(Kılıç, 2000: 48).

Turizmin ekonomik etkisi, turistik yörenin çevresine yayılmakta ve bölge


ekonomisinin dinamiklerinden biri haline gelmektedir (turizmin çoğaltan etkisi)
(Erdoğan, 1995: 189).

Bölgesel sıralamada sosyoekonomik gelişmişlik düzeyini gösteren endeks


değerleriyle ülke ortalamasının üstüne yer alan ve ilk 4 sırada bulunan Marmara, Ege,
Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde yer alan illerden 20’si, iller itibariyle sıralamada ilk
20 il konumundadır. Bu iller: İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Adana,
Tekirdağ, Antalya, Muğla, Balıkesir, Kırklareli, Edirne, Denizli, Çanakkale, Konya,
Aydın, İçel, Yalova ve Manisa’dır. Bunlardan dokuzu en gelişmiş bölge olan
Marmara’da: beşi ikinci sırada yer alan Ege’de: üçü sıralamada üçüncü bölge olan İç
Anadolu: geriye kalan üçü dördüncü sırada yer alan İç Anadolu’dadır. Belirtilen illerden
86

özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara bulundukları bölgelerin hem çekim hem de yayılma
merkezleri konumundadır (Albayrak vd., 2004: 105).

1980 sonrası turizm sektöründeki gelişmelere paralel olarak, özellikle Akdeniz


ve Ege sahillerinin tüm kıyı köy, kasaba ve kentleri ciddi oranda göç almaktadır.
Turizm ve yatırım teşviklerinin etkisi bölgeye yayılmakta, turizm sektörünün yan
sektörleri de bölge genelinde gelişmektedir. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri turizmin
talebine uygun olarak canlanmaktadır. Örneğin, sektörün deniz ürünleri talebini
karşılamak üzere kurulan balık çiftliklerinin gelişerek adeta sanayi kuruluşu haline
geldikleri gözlenmektedir.

Tarımın modernize olduğu, turizmin geliştiği ve sanayinin çeşitlenerek


zenginleştiği Ege Bölgesi’nde, gelişmenin geleneksel kutup niteliğindeki İzmir’den
çevre illere yaygınlaşması sürmektedir. Bu illerden başlıcaları: Muğla, Manisa, Denizli,
Aydın ve Uşak’tır. Bölge’de yer alan illerde sınai gelişmenin tüm bölgede kentsel ve
çevresel değerlerle de bütünleşerek yaygınlaştığını göstermektedir (Albayrak vd., 2004:
109).

Ege ve Akdeniz kıyılarında turizm sektörünün gelişimiyle, Antalya, Muğla ve


Aydın illerinin gelişimi dikkat çekmektedir. Bu illerin sağladığı gelişme büyük ölçüde
turizme dayalıdır. Bunlar dışında, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki pek çok kent ve kasaba
turizmin sağladığı gelişmeden pay almaktadır. 1980 sonrasında turizm sektörünün önem
kazanmasına paralel olarak, Ege ve Akdeniz kıyılarına yönelik sermaye ve işgücü akımı
da artmış, bu iller büyük oranda göç almaya başlamıştır. İmalat sanayi bakımından
gelişme göstermeyen Muğla ili turizm potansiyelini değerlendirerek, hizmet sektörleri
ağırlıklı bir gelişme göstermiştir. Bu nedenle, istihdam payı artan Muğla ili önemli
oranda göç almaktadır (Ataay, 2001: 79-80).

Sonuç olarak, turizm sektörü, yaygın biçimde gelir, iş ve vergi gelirlerinin


oluşturulmasında, bölgesel ve ulusal ekonomik gelişmelere katkıda bulunmada rol
oynayan önemli bir faktör olarak yerini almıştır (Çımat ve Bahar, 2003: 2).
87

3.1.2. Turizm Sektörüne Bağlı Gelişen Sektörler

Turizm bir çeşit sanayi olarak kabul edilmekle birlikte bazı özellikleri ile diğer
sanayi dallarından ayrılmaktadır. Hedef pazar ve tüketici davranışları en önemli farklılık
olarak öne çıkmaktadır. Turizm mal üretimi yerine hizmet üreten iş kollarını bünyesinde
barındırmakta ve pek çok sektörü etkilemektedir (Sezgin, 2004: 4-7).

Turizm otomotiv ya da ilaç endüstrileri gibi homojen bir endüstri değildir.


Turizm pek çok üretim alanını kapsayan ve bu alanlardan her birinin diğerleri ile
yakından ilişkili olduğu heterojen bir endüstridir (Sezgin, 2004: 7). Turizm geniş
yelpazesiyle pazarlama ve yönetim konuları da kapsayan bir endüstridir (Smith, 1989:
6).

Turizm, tarım ve sanayi sektöründen sonra özellikle gelişmiş ülkelerde en


önemli sektör haline gelen hizmetler sektörünün içinde yer almaktadır. Hizmetler
sektörü aynı zamanda tarım ve sanayi sektörü ile yakın ilişki içindedir. Ulaştırma,
seyahat organizatörleri ve konaklama, turizm sektörünün alt sektörleridir (Kılıç, 2000:
21-22).

Çok alanlı ve çok uluslu bir endüstri haline gelen turizmin temel iş kolları;

 Konaklama sektörü,
 Ulaşım sektörü (havayolları, feribot, kruvaziyer şirketleri, vb.),
 Yeme-içme işletmeleri,
 Seyahat acenteleri ve tur operatörleri,
 Turistik eşya satıcıları,
 Araç kiralama şirketleri,
 Eğlence sektörü,
 İletişim sektörü, öne çıkan sektörlerdir.

Bu iş kollarının ortak özelliği, hizmet verilen yer ile hizmeti alan kişinin
yaşadığı ve çalıştığı mekandan uzakta olması ile bu hizmetlerin yöre halkı tarafından da
kullanılabilir olmasıdır (Sezgin, 2004: 6).
88

Turistik üst yapı tesislerinin inşa edilmesi, daha çok iş gören istihdamını ve
inşaat malzemesi kullanımını gerektireceğinden, yatırım harcamalarında meydana gelen
bir artış, ilk andan itibaren ekonomiye yayılarak bir harcama ve dolayısıyla gelir akımı
yaratmaktadır (Kar, 2004: 91). Dolayısıyla inşaat sektörü turizm kentlerinde önemli bir
sektör olarak gelişme kaydetmiştir. Turizm tesislerinin inşası, bakım-onarım ihtiyaçları
yanında alınan göçlerin yarattığı konut talebi ile ikinci konut talepleri inşaat sektörünün
gelişme nedenleri arasında yer almaktadır.

Turizm sektörünün talep ettiği gıda, içecek vb. malların dağıtımı, depolanması
ve üretimi de yine turizm sektörüne bağlı olarak gelişme göstermektedir. Turizm bu
nedenle pek çok sektörün bir araya gelerek, önemli ekonomik fayda sağlamaktadır.

3.1.3. Turizm ve İstihdam

Turizmin gelişmesine bağlı olarak turizm kentlerinde iş gücü talebi


artmaktadır. Turizm sektörünün diğer sektörlerden farklı bir yapıya sahip olması
yarattığı istihdamın tam olarak hesaplanmasını zorlaştırmaktadır. Özellikle turizm
sezonunda iş gücüne talep yoğunlaşmaktadır (Avcıkurt, 2003: 28).

Turizm sektörü dolaylı istihdam yaratma özelliği yanında hizmetler sektöründe


yer alması, emek-yoğun üretimin geçerli olması nedeniyle iş gücüne daha ihtiyaç
duymaktadır.

Turizmin genel olarak üç tür istihdam yarattığı kabul edilmektedir;

1. Doğrudan istihdam, turizmin temel iş kollarında çalışanlar,


2. Dolaylı istihdam, sektörün ihtiyaç duyduğu ürünleri ve hizmetleri
sağlayan sektörlerde (tarım, balıkçılık, inşaat, el sanatları, bankalar ve
imalat, vb.) çalışanlar,
3. Uyarılmış istihdam, yukarıdaki iki istihdam türünün sağladığı gelirlerle
ek istihdam imkanları ortaya çıkmaktadır (Avcıkurt, 2003: 28).

Üçüncül sektör olarak kabul edilen hizmet sektörünün bir özelliği olarak
sermaye yatırımına görece az ihtiyaç duymasıdır. Bu sektörün görece eğitimsiz
89

işgücünü istihdam etme olanağı vardır. Sermaye yatırımına fazla ihtiyaç duyulmaması,
sektörün kendini yenilemesine, radikal değişim tasarlanmasına da imkan vermektedir
(Douglas ve Isherwood, 1999: 203).

Diğer sektörlere oranla istihdam yoğunluğunun fazla olduğu sektörün


ekonomik girdi sağladığı gibi işsizlik sorununun giderilmesine de katkı sağlamaktadır
(Avcıkurt, 2003: 29).

3.1.4. Turizmin Sosyo-Kültürel Etkileri

Günümüzde turizm, toplumsal değişimin en önemli ve en etkili araçlarından


biridir. Sanayileşmeyle beraber teknolojide ve üretimde yaşanan gelişmeler, günlük
çalışma hayatının kısalmasını, serbest zaman kavramının oluşmasını: ulaşım, iletişim
alanındaki gelişmeler de seyahat etme isteğini artırmıştır. Bireysel bir eylem olarak
başlayan turizm, kitle turizmine dönüşmesiyle birlikte toplumsal bir olgu haline
gelmiştir.

Turizm toplumsal yapı üzerinde olumlu ve olumsuz etkiler yaratabilmektedir.


İstihdam fırsatları, gelir vergileri, yaşam standardının yükselmesi, farklı kültürlerle
etkileşim olanakları olumlu etkiler olarak öne çıkmaktadır. Alkolizm, ilaç bağımlılığı,
bireysel ve organize suçlarda artış, trafik sorunları vb. olumsuz etkiler olarak bazı
turistik yörelerde saptanmıştır (King, 1993: 651).

Turizmin sosyal yapı üzerinde yarattığı etkileri saptamaya çalışan araştırmalar


genellikle turistlerin etkilenmelerinden ziyade, turist kabul eden yörelerin
etkilenmelerini anlamaya yönelik olmuştur. Abraham Pizam ve Ady Milmon, turizmin
ev sahibi toplumlar üzerindeki etkilerini araştıran çalışmaları gözden geçirerek, bu
konuda yapılacak çalışmalar için aşağıdaki çerçeveyi belirlemişlerdir:

 Demografik etkiler,
 Kültürel etkiler,
 Normların transformasyonu,
 Tüketim kalıplarında değişiklikler,
90

 Mesleki değişiklikler,
 Çevre üzerinde etkiler (Özdemir, 1992: 58).

Turizmin etkilerinin belli başlıklar altında toplanması, toplumsal yapıya


etkilerini saptamak ve analiz yapabilmek için belirli bir kriterler getirmektedir. Bu
yaklaşım turizmin etkilerinin objektif bir biçimde tespit edilerek, değerlendirilmesini
sağlamaktadır.

Turizmin sosyal ve kültürel etkileri, bireysel davranış, aile ilişkileri, toplu


yaşam tarzları, ahlaki tutumlar, değer sistemleri, örf ve adetler, geleneksel törenler ve
toplum örgütlenmesindeki değişikliklerle ortaya çıkmaktadır (Özdemir, 1990: 86).
Seyahat ve turizm, modern ve postmodern özneyi dönüştürmektedir (Urry, 1999: 206).

Turizmin, toplumsal yapıya etkilerinin tüm toplumlar için aynı biçimde geçerli
olamayacağı, dolayısıyla evrensel nitelik taşımadığı görüşü de ileri sürülmektedir.
Turizm gelişmekte olan ülkelerin değerlerini, küresel değerler yönünde
değiştireceğinden, turist kabul eden gelişmiş ülkelerin turizmden etkilenmeyeceği
düşünülmektedir.

Bununla birlikte Tatlıdil’e göre, bütün toplumlar statik değil, değişmeye açık
dinamik özellik taşımaktadırlar. Toplumlar arası ilişkilerde kamuoyunun ön yargıları,
değişme süreci içinde ortak değerlerin paylaşımına göre biçimlenmekte, turizm bu
bağlamda önemli bir işlev üstlenmektedir. Turizm aktiviteleri yalnız turist kabul eden
yöreleri etkilememekte, aynı zamanda ziyaretçiler, gezdikleri, ziyaret ettikleri yöreden
etkilenmekte ve kendi ülkelerine döndüklerinde, bu yöreyle ilgili ön yargıların
giderilmesinde önemli rol oynayabilmektedirler (Tatlıdil, 1994: 30).

Özdemir’in belirttiği gibi, turizmin toplumsal yapıya etkilerini araştıran


çalışmaların şu faktörlerin değişimine önem verdikleri görülmektedir:

1. Aile yapısında değişimler,

2. Değer yönelişlerinde değişimler,


91

3. İnşa edilmiş çevrede değişimler,

4. Yaşam stilinde değişimler,

5. Kültürel katılım tarzında değişimler,

6. Suç işleme davranışlarında değişimler (Özdemir, 1992: 65).

Turizmin toplumsal yapıya etkileri konusunda, turizmin olumlu etkilerini


savunanların yanında olumsuz etkilerini öne çıkaran çalışmalar da görülmektedir.

Turizmin toplumsal yapıya etkilerini inceleyen farklı çalışmalardan, turizmin


toplumsal yapıya olumlu etkileri şu şekilde toplanabilir:

Kültür zenginliğini, ulusal bilinci arttırması, insanların dünyaya bakış açılarında


genişleme yaratması, açık toplumların bilgi, beceri, teknoloji transferine imkan
sağlaması (Tatlıdil, 1994: 31).

Geleneksel aile bağlarının çözülmesi ile birlikte, gençlerin ve kadınların iş


hayatına katılması ve statülerinin değişmesi (Lanquar, 1991: 76-77).

Yeni iş alanları, iş kaynakları yaratmasıyla toplumun sınıfsal yapısının


değişmesi (Lanquar, 1991: 78).

Yöresel geleneklerin, folklorun, yerel kültürlerin canlanması, kaybolma


tehlikesinin ortadan kalkması (Sezgin, 1995: 37). Tarihi binaların, eski eserlerin
korunması.

Eğitim seviyesini yükseltmesi.

Sağlık alanında yatırımların arttırılması, koşulların iyileşmesi.

Yol, su, elektrik, telefon gibi alt yapı hizmetlerinin sağlanması, iyileştirilmesi.

Ailenin büyüklüğü, sahip olunan çocuk sayısı, aile içi ilişkilerde ve etkileşimde,
statü ve rol dağılımında kentsel değerlerin benimsenmesi (Tatlıdil, 1994: 36).
92

Çevreye duyarlılığın gelişmesi.

Siyasal katılım düzeyinin yükselmesi.

Turizm bir ülkede ulusal bilinci arttırmakta ve yerli halkın sahip olduğu kültür
değerleriyle övünmelerine neden olmaktadır (Kozak ve diğ., 1997: 77).

Yine farklı çalışmalardan, turizmin toplumsal yapıya olumsuz etkilerini şu


şekilde derlemek mümkündür:

Özellikle turistlerle ev sahipleri arasında çok belirgin ırksal farkların olduğu


yerlerdeki ırksal gerginlikler.

Kumar, fahişelik ve diğer aşırılıklar gibi istenmeyen faaliyetlerin başlaması,


evlilik yaşının küçülmesi.

Yerli halkın, turistler tarafından kullanılan lüks ve ithal mallara talep


göstermesinin demonstrasyon etkisi.

Zanaat ve sanatların, turizm ticareti için büyük hacimli hatıra eşya üretimi
sağlamak üzere, “küçük boyutlu bir hal alması”.

Kültür, ziyaretçi tarafından acayip bir adet veya eğlence olarak görülürse, ev
sahibi halkın kültürel övünçlerinin kaybolması.

Çok fazla turistin mevcudiyeti yüzünden mahalli hayat tarzlarında çok süratli bir
değişme.

Politikaya, dine, ırka ve kültürel değerlere dayalı çözülme ve yabancılaşmaya


yani kültürel kirlenmeye yol açması (Tatlıdil, 1994: 31).

Gençlerin para kazanmaya önem vermesi, yüksek öğretim isteklerinin


kaybolması.
93

Yasal ya da yasa dışı turizm etkinlikleri, çok sayıda insanın oldukça duyarlı
mekanlarla, eserlerle ve ekosistemlerle doğrudan ilişkiye geçmesine olanak tanımakta
bu da söz konusu değerlerin bozulmasına yol açmaktadır (UÇEP, 1999: 49).

3.2. TURİZM VE GÖÇ

Türkiye’de turizmin 1980’li yıllardan itibaren önemli gelişmeler kaydetmesiyle


birlikte turizm potansiyeli yüksek olan yöreler göç almaya başlamıştır. Kırsal alanlardan
büyük şehirlere hızlı göçün yaşandığı ülkemizde, kırsal alanların turizm potansiyeli
güçlü olan yörelerine göçün gerçekleşmesi dengelenme imkanı yaratmaktadır. Ancak
turizm kentlerinde farklı göç dalgalanması ve nüfus hareketliliği yaşanmaktadır.

Sosyoekonomik bakımdan az gelişmiş, iş ve eğitim imkânları sınırlı olan küçük


nüfuslu şehirlerden ve yüksek doğurganlığın yol açtığı aşırı nüfus yığılmaları ve bu
yığılmaların toprağın parçalanması, işsizlik ve yoksulluk gibi sorunların yoğun olduğu
kırsal kesimlerden büyük kentlere olan göçler sonucunda nüfusun büyük çoğunluğu
sanayinin, hizmetlerin ve turizmin yoğunlaştığı kentlerde yaşamaya başlamıştır
(Kocaman, 2008; 6).

1965-1975 döneminde İstanbul, Ankara ve İzmir illeri net göç hızı en büyük iller
durumunda iken, 1975-1985 döneminde bu illerin arasına sanayinin hızla geliştiği
Kocaeli ili ile, turizmin merkezi haline gelen Antalya ili katılmıştır. İstanbul ve Kocaeli
illerinin nüfus bakımından doyum noktalarına gelmesinin etkisiyle 1995-2000
döneminde Tekirdağ ve turizmin çekim merkezlerinde yer alan Muğla ile Antalya illeri
net göç hızlarının büyüklüğü itibarıyla ilk sıralara yükselmişlerdir (Kocaman, 2008; 26).

Turistik mekanlara yerleşme, çalışma ve ziyaret etme gibi nedenlerle gidilmekte,


turizm sektörünün gelişmesine bağlı olarak nüfus artmaktadır. Bu yöreler, kentlerden,
kırsal alanlardan ve yurt dışından göç alabilmektedir.
94

3.2.1. İstihdama Dayalı Göçler

Turizm potansiyeli yüksek özellikle sahil kasabaları, turizm sektörünün işgücü


talebine uygun olarak istihdam amaçlı göç almaktadır. Alınan göçler sanayi kentleri gibi
kentlere olan göçlerden farklılık göstermektedir.

Turizm sektörü kalifiye olmayan işgücü yanında kalifiye elemanı da istihdam


edebilmektedir. Bu nedenle bu yörelere gerçekleşen göçlerde farklılık gözlenmektedir.

3.2.2. İkamete Dayalı Göçler

Turizm sektörünün gelişmesiyle kentleşme arasında doğrudan ilişki kurmak


mümkündür. Kentlerde çeşitli sektörlerde çalışanlar, çalışma yaşamının iyileştirilmesi,
sosyal hakların verilmesi, gelir seviyelerinin yükselmesine bağlı olarak boş
zamanlarında turizm faaliyetlerine katılmaktadırlar. Dinlenme, sağlık, eğlenme gibi
amaçlarla tatil yörelerine giden insanlar gerek emeklilik dönemlerinde gerekse çalışma
yaşamlarını sürdürürken tatillerini geçirdikleri yörelerde konut edinmek istemektedirler.
Çalışma yaşamına katılan bazı insanların bir süre sonra yerleştikleri bilinen gerçekliktir.

Son yıllarda yabancılar, Antalya, Bodrum, Kuşadası, ve Alanya gibi turizm


yörelerinde tapulu mülk edinmeleri gözlenmektedir (Göktürk, 2006: 281). Yurt dışından
turistik yörelere ikamet amaçlı göçler yaşanmaktadır. Bu nedenle kısa sürede özellikle
Bodrum, Alanya, Marmaris, Kuşadası gibi tatil kasabalarında konutlaşma talebinde artış
gözlenmektedir.

Ulaşımda ve teknolojide sağlanan gelişmelerin etkisiyle tatil yörelerine ulaşım


kolaylaşmış, aynı şekilde tatil yörelerinden iş yaşamları sürdürülebilmektedir. Tatil
yörelerinde yerleşmek ya da konut sahibi olan kentliler yörenin toplumsal yapısının
değişiminde etkin rol almaktadırlar.
95

3.2.3. Dönemsel Nüfus Hareketliliği

Turizm kentlerinin nüfusu dönemsel ya da mevsimsel farklılıklar


göstermektedir. Akdeniz ve Ege bölgesinde turizm sezonu genelde nisan ayı ile
başlayıp ekim ayında sonlanmaktadır. Her yıl turizm sezonun başlamasıyla birlikte
nüfus artışa geçmekte, temmuz ve ağustos aylarında en yüksek seviye ulaşarak tekrar
düşüşe geçmektedir.

Turizm sezonunda yasaklanan inşaat faaliyetleri yılın diğer aylarında devam


etmektedir. Bir anlamda turizm sezonunun bitiminde inşaat sezonu başlamaktadır. Bu
dönemde ise inşaat sektöründe istihdam edilecek nüfus kente gelmektedir.
Dolayısıyla turizm sezonu kadar olmasa da yine nüfus hareketliliği söz konusu
olmaktadır.

Turizm sezonundaki nüfus hareketliliğini gelen yerli ve yabancı turistler,


günübirlik ziyaret edenler, ikinci konut sahiplerinin kente gelmesi oluşturmaktadır.
Aynı zamanda turizm sezonunda geçici istihdam edilenler, iş ve ticaret yapmak
isteyen esnaf ve girişimciler de bu dönemdeki kent nüfusuna katılmaktadırlar.

Buna karşın, inşaat sezonunda inşaat sektöründe istihdam edilmek için yurdun
değişik kesimlerinden gelenler de bu dönemdeki nüfusun oluşumunda etkili
olmaktadırlar.

Birbirini tamamlayan iki sektör olarak turizm kentleri her yıl farklı nüfus
hareketliliğiyle karşı karşıya kalmaktadır. Turizm sezonunun demografik yapısıyla,
inşaat sektörünün demografik yapısı birbirinden oldukça farklılık arz etmektedir.
Ayrıca nüfus hareketliliği yönünden diğer kentlerden farklılık göstermektedir.
Turizm sezonunda katlanarak artan nüfus yerleşik olmayan, esnek bir nüfustur.
Ancak turizmin gelişmesine bağlı olarak yerleşik nüfusun arttığı gözlenmektedir.
96

3.3. TURİZM VE KENTLEŞME

Genellikle turistik gelişmenin görüldüğü yerlerde, sosyal kurumların ve


değerler sisteminin kentleşmiş, dış dünyaya açılmış, yabancılarla ilişki kurabilen,
yabancıların değerlerini hoşgören onlarla iş yapan bireylerin yaşadığı beklenmektedir
(Kıray, 1999: 187).

Turizm, kırsal bölgelerde toplumsal tekdüzeliği bozmakta, diğer taraftan


kentlerin yenilenmesini ve çağdaşlaşmasını hızlandırmaktadır. Turizm yörelerinde
yaratılan turizm ile ilgili işler, kırdan kente göçü beraberinde getirmektedir. Turizmin
geliştiği yörelerde kentleşme kaçınılmaz bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde
turizmin geliştiği önemli turizm merkezlerinde (Kuşadası, Bodrum, Marmaris) “turistik
kentleşme” gözlenmektedir (Emekli, 1994: 72).

Alanya’da 1980 yılından itibaren tarımsal hayatının giderek gerilemesi, bunun


yerine turizme bağlı bir kentleşme olgusu ortaya çıkmıştır. Arsa fiyatlarının hızla
artması, kentsel planlamanın yapılmasını güçleştirerek, plansız gelişen, sorunlu bir
Alanya oluşmuştur (Kocakuşak, 1993; 238-239).

3.3.1. Ekonomik Nedenler

Turizm sektörü, bölgesinde yarattığı ekonomik canlılıkla, iş kurmak ya da


istihdam edilmek isteyen bireylere hitap etmektedir. Yeni iş alanları ve mesleklere
olanak tanımaktadır. Mevsimlik çalışmak için gelen bireyler zamanla kalıcı iş ve
meslek edinebilmektedirler. Turizm yatırımları ve teşviklerle turistik yöreler
ekonomik yönden cazibe merkezi haline gelmektedir. Bu nedenlerle turizm
kentlerine göç yaşanmakta ve bu yöreler kentleşme sürecine girmektedirler.
97

3.3.2. Yerleşim Mekanı Arayışları

Kentler pek çok faktörün bir araya gelmesine bağlı olarak dönüşmekle birlikte
yine de tarihin belirli dönemlerinde kentlerin dönüşüm biçimlerinde, birtakım ortak
sorunların, düşünce biçimlerinin ve bunlara bağlı önceliklerin yol açtığı benzerlikler
ortaya çıkmaktadır. Modernitenin sanayi kapitalizmi ile birlikte ilerleyişiyle ortaya çıkan
yeni kentsel işlevler ve büyüyen sanayinin ve artan kent nüfusunun etkin ve kontrollü bir
şekilde düzenlenmesi önceliğiyle biçimlendirilen kentler az çok 1980’lere kadar
dünyanın pek çok yerinde kendini göstermiştir.

1970’ler sonrasında ise, özellikle gelişmiş batı toplumlarında yaşanan


sanayisizleşme süreçleri ve modern kentlerde ortaya çıkan standart görüntülere
yöneltilen eleştiriler, özellikle 1980’ler sonrasında kentsel turizmin ve bu bağlamda
büyük kentsel projelerin gündeme gelmesine neden olmuş ve yine dünya çapında
yaygınlık göstermeye başlamıştır.

İnsanlar kentteki sorunlardan kaçmak ve kırsal alanın sessizliğine yakın olmak


için banliyölere taşınırlar. Ancak ekonomik büyümeyle birlikte banliyöler de
kalabalıklaşınca, yeni kırsal alanlar aranmaya başlanır (Urry, 1999: 185).

Kentler giderek üretim merkezi olmaktan çok, tüketim kentleri haline


dönüşmektedir. Turizm kentlerinde doğası gereği tüketim üretimden önce gelmektedir.

3.3.3. İkinci Konut Sorunu

İkinci konut: insanların daimi ikamet ettikleri yer dışında daha çok tatil amacı
ile sahip oldukları veya belirli dönemler için kiraya verdikleri konutlardır. Ancak
tanımdaki “belirli dönemler” ifadesi daha çok, uzun dönemleri ifade etmektedir.
İkincil veya ikinci konut terimi İngilizcede “second home” terimi yerine
kullanılmaktadır. İkincil sözcüğü ile anlatılmak istenen şey, sahip olunan evler içinde
kaçıncı olduğu değil, kullanımda yüklendiği karakteristiktir. Genellikle konuya ilişkin
araştırmalarda, tanıma yönelik ölçütler içinde “kullanım süresi”yer almaktadır. Tatil
98

konutu kapsamı içinde: nehir, göl, deniz kıyılarında yer alan konutlar vb. ile yayla,
dağ, orman vb. gibi olası çeşitlendirmeler oluşturmaktadır. Ayrıca tiplerine göre
portatif üniteler, karavanlar ve çiftlik evleri tatil konutu yelpazesi içinde belirli
noktalarda yer almaktadır.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ikinci konutlara yönelik çeşitli sınıflama


çalışmaları yapılmıştır. Bu sınıflandırmalarda, konutların bulunduğu bölgeden, konut
veya konutların tipine, kullanım zamanı, sahiplik durumu vb. gibi sınıflandırılmalar
yapılmaktadır. Kullanım zamanı ve sahiplik durumları açısından, genel olarak ikinci
konutlar için dört ana sınıflandırma söz konusudur. Bunlar: sahipleri ya da konuklar
tarafından yaz tatilinde ve hafta sonları kullanılan özel konutlar, sahiplerince çoğu kez
yaz mevsiminde olmak üzere gelir getirmek için kullanılan konutlar, özel tatil konutu
olarak ailenin kısa süreli kullanımına açık, ancak yılın diğer bölümlerinde başka bir
kuruluş tarafından işletilenler ile yatırım amacı ile satın alınan ancak işletmesi ve
kiralanması bir şirket tarafından yapılan ikinci konutlardır.

Endüstrileşme ve hızlı nüfus artışı gibi etmenler ile gereksinim olarak


düşünülebilecek ikinci konutlar, genel gelişme biçimi ile fiziki çevrenin kirlenmesine,
kültürel ve doğal değerlerin tahribinde veya tamamen yok olmasında önemli
etmenlerden birisidir. Bilinçli bir şekilde ele alınmayan, özellikle bölge yapısı, çevre
düzeni, nazım ve uygulama planları bütünü içinde yer alamamış, kırsal ve kentsel
planlama bütünlüğü içinde dinamik bir olgu olarak değerlendirilmemiş ikinci
konutlar, çok yönlü önemli sorunları da beraberinde getirmektedir.

3.3.4. Sosyo-Psikolojik Faktörler

Çeşitli ülkelerde yaşayan insanlar arasındaki dini, tarihi, ailevi ve kültürel


ilişkiler psikolojik kaynakları oluşturur. Bunlar, turizm arzında itici ve sürükleyici bir
rol oynarlar. Bunların itici ya da sürükleyici olmasının o toplumun sosyal yapısıyla
ilişkisi vardır. Örneğin, Batı toplumlarında turizm olayının kolayca benimsenmesi ve
gelişmesi: yerleşik yaşama düzeni, belirli bir ücret karşılığı hizmet etme anlayışı,
99

dışarıda yeme ve eğlenme alışkanlığı, kadının sosyal yaşama katılımı ve hizmet


işletmelerinde çalışması gibi özelliklerin buralarda bulunması ile olmuştur.

Turizmin gelişmesinde modanın önemi de büyüktür. Moda, psikolojik bir


kaynak oluşturarak turizmin canlanmasına ön ayak olur. Turizm talebine etki eden bu
faktörlerden başka bir de politik, ekonomik faktörler vardır. Ayrıca reklam ve
propaganda unsurları da turizm talebini etkilemektedir. Örneğin, iyi düzenlenmiş bir
reklam ve propaganda sonucu bir yöreye turist çekilerek turizm talebi arttırılmış olur.

Turizm talebini etkileyen bir diğer faktör de, sosyal faktörlerdir. Bunlar
toplumdaki kişilerin hayat görüşü, kültür seviyesi, ailevi durumları gibi özellikler
olmaktadır. Örneğin, bir kimsenin yabancı dil bilip bilmemesi, evli ya da bekar olması,
çalıştığı işin özellikleri turizm talebini etkilemektedir.

Turizm talebini etkileyen faktörlerden biri de ulaşımdır. Ulaşım için ödenecek


tutar yüksekse talep azalacaktır. Ulaşımda fiyatların yüksek olmasına neden olacak
unsurlardan biri gidilecek mesafenin uzaklığıdır. Bunun için gidilecek mesafenin
kısaltılması turizm talebini olumlu yönde etkileyecektir. İyi düzenlenmiş bir ulaşım ağı,
fiyatları istikrarlı kılacak ve turizm talebini arttıracaktır (McIntosh ve Gupta, 1980: 82).

Ulaştırma sektörünün gelişmesi sonucu hızlı ve yüksek kapasiteli ulaşıma olanak


veren ulaşım araçlarının kullanılması, zamanı ve mali gücü sınırlı olan insanların da
turizm faaliyetine katılmasını sağlamıştır. Böylece ulaştırma sektörü geliştikçe, turizm
talebi artmakta ve orta sınıfı temsil eden halk seyahat etme imkanı yakalamaktadır.

Turizme katılan insan sayısında ve gelirlerde her yıl artış kaydedilmekte, turizm
böylelikle dünyanın en önemli sektörü olma yolunda hızla ilerlemektedir. Aynı
zamanda gelişmekte olan toplumlar, dünya turizm gelirlerinden pay alabilmek için
önemli yatırımlar planlamakta, turizm potansiyeline sahip, kırsal alanları turizme
hizmet edebilir hale getirmektedirler. Kitle turizmine hizmet vermesi planlanan bu
yörelerde, kısa zamanda tesisleşme, yatak kapasitesini arttırma, eğlence merkezleri
oluşturma yoluna gidilmektedir.
100

3.4. TURİZM KENTİ KAVRAMI

3.4.1. Turizm Kenti

Turizm, toplumsal değişimin etkili ve önemli araçlarından biri olarak, köy,


kasaba veya beldeleri hızla dönüştürerek yeni kentler yaratmaktadır. Bu kentler
sanayi kentlerinden farklı yapılanmakta ve oluşmaktadır. Turizm kentleri sanayi
kentlerinde olduğu gibi istihdama dayalı göç aldıkları gibi büyük kentlerden ve
yabancı ülkelerden ciddi oranda göç yaşanmaktadır. Ancak bu tür göçler sanayi
kentlerinde olduğu gibi gecekondu bölgelerini doğurmasa da ikinci konutlar önemli
sorun olarak dikkati çekmektedir.

Ülkemizde son yirmi yıldır turizm sektörü büyük bir aşama kaydetmiştir. Bu
süreçte pek çok turizm beldesi gelişerek kentleşmiştir. Yerleşik nüfusu kısa sürede 6-
7 kat art artarak, bağlı olduğu ilden daha fazla nüfus barındıran merkezler oluşmuştur.
Nüfus yapısı kısa zamanda değişerek heterojenleşmiştir. Üretim ve tüketim kalıpları
şekillenerek kendine özgü bir yapılanma oluşmaktadır. Toplumsal ilişkiler, değerler ve
normlar hızla dönüşmektedir.

Tatlıdil’e göre turizm öncelikle çalışma yaşamının düzenlenmesinde ve


çalışma disiplini anlayışının şekillenmesinde anlamlı bir değişme yaratmaktadır.
Özellikle tarımsal üretimin yaygın olduğu, geleneksel üretim ilişkilerinin aile
işletmesi olarak yer aldığı kırsal yerleşim biriminden kentsel yerleşim birimlerine
geçişte turizm, etkin rol oynamaktadır. Elde edilen veriler kentsel çalışma
deneyiminin transferinde turizmin etkili olduğunu ortaya koymaktadır (Tatlıdil,
2002: 194).

Kentin sosyolojik ölçütüne göre kentte yaşayan nüfusun çeşitli ekonomik


faaliyet alanlarına göre dağılımı, nüfusun işbölümü, uzmanlaşma, heterojenlik düzeyleri
belirleyici olmaktadır. Kentin temel özellik ve işlevine göre sanayi, ticaret ya da
yönetsel yönünün öne çıkacağı kabul edilmekle birlikte faal nüfusun içinde bu alanlarda
çalışanların oranı ön plana çıkmaktadır (Kurt, 2003: 16).
101

Geniş bir alan için uzmanlaşmış işlevler sunan bir kent ya da kent kümleri büyük
ölçüde yerel kaynağa bağlı olarak gelişmektedir. Örneğin turizm kenti niteliğini taşıyan
Miami, uygun iklimi ve kıyılarının turizme hizmet etmesine bağlı olarak gelişmiştir
(Duru ve Alkan, 2002: 61).

Bir sanayi kenti başkentten, ticaret, turizm ve üniversite kentinden toplumsal


açıdan önemli farklılıklar göstermektedir. Benzer biçimde turizm kenti de diğer
kentlerden toplumsal yapı açısından farklılıklar arz etmektedir (Duru ve Alkan, 2002:
83).

Kendine özgü üretim tarzı, tüketim alışkanlıkları, toplumsal değerleri ve


normları ile heterojen nüfus yapısına sahip olan turizm merkezleri kent özelliği
taşımaktadırlar.

3.4.2. Kent Turizmi

Kapitalizmin ulus-devletin sınırlarına sığmayan yapısı 1960’lardan itibaren daha


akışkan olan sermayenin dünyada yeni yatırım ya da üretim alanları aramasına neden
olmuştur. Refah devleti kapsamında ve Keynesyen ekonomi politikalarının ortaya
çıkarttığı ücret artışları bir müddet sonra gelişmiş kapitalist ekonomilerin pek çok
sektöründe sorunlara neden olmuş ve bu süreçte ithal-ikameci politikalarla ulusal
sanayilerini geliştirmeye başlayan ülkeler de pazarda rakip olarak yer almaya
başlamışlardır. Petrol fiyatlarının artışı, fordist birikim rejiminin karlılığının sınırlarına
ulaşılması, mutlak karların yok oluşunun ortaya çıkardığı kriz, yeni iletişim, üretim ve
ulaşım teknolojilerinde görülen gelişmelerle birleşerek dünya çapında yeni bir üretim ve
emek örgütlenmesini de hızla devreye sokmuştur. Bu süreçte ‘esnek’ üretim kilit
kavram haline gelirken dünya ölçeğinde de ciddi bir mekansal bir dönüşüm yaşanmıştır.

Özellikle ucuz emek maliyetleri nedeniyle emek-yoğun sektörlerin ya da pek


çok farklı sektörde emek-yoğun aşamaların gerçekleştirildiği alanlar haline gelen
üçüncü dünya kentlerinin bu süreçte elverişli koşullara sahip olanları hızlı bir
102

büyümeyle karşılaşırken, batıdaki sanayi kentlerinin birçoğu da ‘sanayisizleşme’ olarak


adlandırılan bir süreçten geçerek farklı yollarla yeniden kazanmanın yollarını aramaya
başlamıştır: bu yollardan en önemlisi de ‘kentsel turizm’ olarak ortaya çıkmaktadır. Batı
kentlerindeki dönüşümler üzerinde yapılan araştırmaların pek çoğunda, artık 20.
yüzyılın son çeyreğinden itibaren bu kentlerin çoğunun ‘üretim mekanları’ olmaktan
‘tüketim mekanları’ olmaya doğru evrilmekte olduğu ve küresel ekonomi içinde servis
sektörünün en önemli kazanç alanını oluşturmakta olduğundan söz edilmektedir.

3.5. TURİZM KENTİNİN YAPISI

3.5.1. Mekansal Yapılanma

Turizmin gelişmesi mekansal yapılanmada da kendini göstermektedir. Arsa


fiyatlarının hızla yükselmesi, ikinci konutların ortaya çıkması önemli göstergelerdir.
Bunun yanında turizm sektörünün elemanları ulusal ve yerel düzeyde hizmet vermeye
başlamaktadırlar.

Kapitalizmin gelişmesiyle birlikte kent, üretim araçlarının bir unsuru haline


gelerek, kentsel mekanın üretim ve yeniden üretim süreci kapitalist sermaye birikim
mantığı etrafında biçimlenmiştir. Bu süreçte kent toprağının mülk edinilmesiyle
mekanın değişim değeri ortaya çıkmıştır.

Kapitalist üretim ilişkileri içinde kent sadece üretim güçlerinin değil aynı
zamanda bu ilişkilerin bir ürünü haline gelmiştir. Bir yandan toplu tüketimin
örgütlendiği yer olarak “tüketim mekanı” olan kent, diğer yandan da tüketimin
“nesnesi” olmuştur. Seyahat turizm ve boş zaman etkinlikleri kentin/mekanın bir “mal”
olarak tüketilmesinin başlıca araçlarıdır (Kaygalak, 2008; 47).

Turistik tesisler, eğlence merkezleri, alışveriş merkezleri turizm kentlerinin en


belirgin mekanları olmaktadır. Turizme bağlı ekonomik gelişmeye paralel olarak bu tür
mekanlar sezonluk ya da kalıcı olarak hizmet vermektedirler.
103

3.5.2. Sektörel Yapılanma

Hizmetler sektöründe yer alan turizm, yan sektörleriyle birlikte turistik yörelerde
kendine özgü yapılanmaktadır. Tarım sektörü yan sektör olarak görülmese de tarımsal
ürünlerin talep edilmesi, bu sektörü de olumlu etkilemektedir.

Turistik tesislerin ve artan konut talebinin karşılanması ve yenilenme çalışmaları


inşaat sektörünü adeta ikinci sektör haline getirmiştir.

Hediyelik eşya üretimi, küçük el sanatlarının canlanmasını sağlamakta ve turizm


kentlerinin önemli sektörü olmaktadır.

Ulaşım, iletişim sektörleri de turizmin vazgeçilmez unsurlarıdır.

Başta sağlık olmak üzere, güvenlik, alt yapı hizmetleri gibi kamu hizmetleri
turizmin gelişmesinden etkilenmektedir.

Ayrıca sigorta hizmetleri, finans kurumları turizm kentlerinde yaygın olarak


hizmet vermektedirler.

3.5.3. Toplumsal İlişkiler

Bu yönleriyle, toplumsal değişmeyi yaratan diğer etmenlerin yanında turizm,


toplumsal değişim sürecini başlatmakta, sürdürmede ve toplumun dışa açılmasında
etkisini daha yoğun, daha çok yönlü ve daha kısa sürede gösteren “asli etmen”
olmaktadır (Eralp, 1974: 6).

İşte turizmin toplumların değer sistemlerinde, bireysel davranış kalıplarında, aile


ilişkilerinde, ortak yaşam biçimi ve alışkanlıklarında, yaratıcılıklarında, geleneksel
törenlerinde, toplumsal örgütlenmelerinde başlattığı ya da yarattığı dönüşümlerin hepsi
kuşkusuz turizmin toplumsal ve kültürel etkileri olarak tanımlanmaktadır (Çetin,1996:
20-23).
104

İnsanlığın tarihine bakıldığında, devletlerin dolayısıyla toplumların gerek kendi


içlerinde gerekse diğer toplum veya topluluklarla çeşitli çıkar çatışmaları sonucu
mücadele ettikleri, kanlı savaşlar yaşadıkları, yaşamakta oldukları bir gerçek olarak
karşımızda durmaktadır. Aynı toplumların, kültürlerin turizm yoluyla bir araya
gelmelerine, birbirlerini tanımalarına imkan vermesi turizm olgusunun işlevi hakkında
fikir vermektedir.

Turizme açılan bu yöreler, hızla kentleşme sürecine girmekte, yöre insanı


kentsel değerlerle tanışmaya başlamaktadır. Bu yörelerde, turizmden gelir elde eden ya
da gelir elde etmeyi hedefleyen bireyler, yeni değerleri daha çabuk benimsemektedirler.
Bu yönde gelir elde etmeyi düşünmeyen bireyler ise turizme karşı tepki
geliştirmektedirler. Bu süreç geleneksel yapının çözülmekte olduğunu, modernleşme
aşamalarının gerçekleşmekte olduğunu göstermektedir.

Turizme açılan yörelerde gözlenen bu değişmeler, turizmin modernleşmeyi


sağlayan faktörlerin en önemlisi olduğunu göstermektedir. Turizm aynı zamanda,
sanayileşmenin ya da kentleşmenin bir ürünüdür. İş hayatının düzenliliği, gelir
seviyesinin yüksekliği yanında kendilerine ilginç gelen yöreleri gezip görme isteği,
sanayileşmiş toplumların bireylerini turizme yöneltmiştir. Bu açıdan da bakıldığında,
turizm hem modernleşmenin bir ürünü hem de geliştiricisidir.

3.6. TURİZM KENTİNİN SORUNLARI

3.6.1. Kentleşme ve Nüfus Baskısı

Turizm kentleri önceki bölümlerde değinildiği gibi turizmin gelişmesine paralel


olarak yüksek oranda göç almaktadır. İstihdam göçü yanında ikamete dayalı göçlerde
yoğun biçimde gerçekleşmektedir.

Ayrıca sezonluk nüfus yoğunluğu turizm yörelerinde öncelikle alt yapı olmak
üzere güvenlik ve sağlık hizmetlerini etkilemektedir.
105

3.6.2. Ekonomik Sorunlar

Turizm sektörünün ekonomik gelişmeye katkı sağladığı kabul edilmekle birlikte


mevsimsel değişkenlikler göstermesi, diğer sektörleri olumlu etkileyip etkilemediği
konularında farklı görüşlere rastlanmaktadır. Bu konularda ciddi, güvenilir araştırmalar
olmaması ve araştırmanın güçlüğü nedeniyle turizmin net olarak yarattığı ekonomik
girdi konusu tartışılmaktadır.

Turizmin ulusal ya da yere ekonomi üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadır.


Bunlar;

1. Ekonomik yapı değişikliklerine yol açması. Turizm, genel olarak üretim


ekonomisinden turizm sektörüne uygun ekonomik dönüşüm
gerçekleştirmektedir.
2. Fırsat maliyetleri yaratması. Fırsat maliyetinin hesaplanmasında, turizm
yatırımları nedeniyle kaybedilen diğer fırsatların belirlenerek,
değerlendirilmesi gerekmektedir.
3. Turizme sektörüne aşırı bağımlılık. Sektörün kırılgan ve hassas yapısı
nedeniyle ekonomisi turizme bağımlı olan ülkeler ve yöreler, çeşitli
krizlerden etkilenen turistlerin başka alanlara yönelmeleri sonucunda
olumsuz etkilenmektedir.
4. Enflasyonist baskı. Belirli dönemlerde kitlelerin yoğun ilgisi karşısında arzın
aynı oranda gelişmemesi enflasyonist baskı yaratmaktadır. Turistik yörelerde
talebin yükselmesi enflasyona yol açmakta, yöre halkı olumsuz
etkilenmektedir. Benzer şekilde arsa ve arazi değerlerinin yükselmesine
neden olmaktadır (Avcıkurt, 2003: 31-33).
 

Turizm sektörünün sezonluk değişimleri istihdamı olumsuz etkilemekte,


toplumsal açıdan sosyal maliyet yaratmaktadır.
106

3.6.3. İdari ve Yönetimsel Sorunlar

Turistik yörelerde hızla artan nüfus ve ekonomik yapılanma idari ve yönetim


sorunları da yaratmaktadır. Hızlı nüfus artışı ve mekansal büyüme kamu hizmetlerine
olan talebi arttırmakta, yerel hizmetler hizmet götürmede yetersiz kalmaktadır. Yerleşik
nüfusa göre yapılanan yerel yönetim ve kamu hizmetleri özellikle turizm sezonunda
hizmet veremez hale gelmektedir.

3.6.4. Mekansal Yapılanma Sorunu

Turizm kentlerinde artan nüfusa bağlı olarak mekansal yapılanma sorunları


yaşanmaktadır. Turizm sektörünün kaynağını oluşturan doğal güzellikler, yeşil alanlar
tesisleşme ve konutlaşmaya feda edilmektedir.

Turizme açılan yerlerde, dil, kültür, ahlak, tarih, mimari ve doğa tahrip olmakta,
turistlerin beğenisine göre yerel değerler, danslar ve mekanlar yaratılma yoluna
gidilmektedir (Vassaf, 2003: 126).

Arsa spekülasyonlarının artması, imar ruhsatlarının alınmasında yaşanan


sıkıntılar, kentsel sit alanlarının korunması gibi sorunlar son dönemlerde turizm
kentlerinde ortaya çıkmaktadır. Bu konularla ilgili medyaya sık sık çeşitli turizm
kentlerinden haberler yansımaktadır.

3.6.5. Çevresel Sorunlar

Turizm kentlerinin kısa zamanda kentleşmeye maruz kalmaları, imar ve


planlama yapılmadan verilen yerleşme izinleri doğal kaynakları ve güzelliklerin
kaybedilmesine neden olmaktadır. Turizme kaynaklık eden doğal çevre ve kültürel
değerlerin zarar görmesi sektörü olumsuz etkilemektedir.

Turizm yatırımlarının denetimsiz artışı, doğal kaynakların tahribine ve turizm


kaynaklı çevre kirliliğine neden olmaktadır. Turizmin vazgeçilmez unsurlarından biri
olan doğal kaynaklar, hızlı nüfus artışı ve plansız yapılaşma sonucu giderek tahrip
olmaktadır (Toröz, vd, 1998: 570).
107

Akdeniz, Ege, Marmara ve Trakya kıyı şeritleri üzerinde kendini gösteren çarpık
yapılaşma tarihsel kent dokusunu ve doğal hayatı tehdit etmektedir. Yazlık konutlara
yer açmak için zeytinlikler, verimli tarım alanları, üzüm bağları ve narenciye bahçeleri
yok edilmektedir (Kökden, 1996: 37).

Turizm doğal çevre ve kültürel değerlerin korunmasına olumlu etkiler


yapabilmektedir. Turist potansiyelinin yüksek olduğu, yerli ve yabancı konukların
giderek yoğunlaşan gelir kaynağı ve ekonomik destek sağladığı yerleşim yerlerinde
kentsel koruma için belirli bir bütçe ayrılmaktadır. Venedik kentinin varlığını
sürdürmesi belli bir oranda turizme hizmet etmesine bağlıdır (Shaukland, 1996: 24).

Turizm kentinin sakinleri turizmin çevreye etkileri konusunda hem olumlu hem
de olumsuz yönde kanaat sahibi olarak diğer yöre insanlarına göre daha duyarlılık
göstermektedirler (Liu, 1987: 18).

Doğal ve kültürel değerlerin insanlığın ortak değeri kabul edilerek, sürdürülebilir


turizmin geliştirilmesi gerekmektedir. Eko-turizm iyi yönetilirse turizm sektöründen
kaynaklanan bazı sorunların çözülmesini sağlayabilecektir (Khan, 1997: 991).
108

IV. BÖLÜM. ARAŞTIRMA ALANI

4.1.ARAŞTIRMANIN MODELİ VE HİPOTEZLERİ

4.1.1. Sayıltılar

Turizm, toplumsal yapıda önemli değişimlere yol açmaktadır. Turizm


sektörünün gelişmesiyle turizm merkezleri göç almaktadır.

Turizm Kentlerine yönelik göçler, kent dokusu üzerinde farklı etkiler


yaratmaktadır.

Başta ulaşım, inşaat, ticaret, eğlence sektörleri olmak üzere gelişen diğer alt
sektörlerle birlikte turizm kentleri ekonomik yapısı ile diğer kentlerden ayrılmaktadır.

Turizm kentlerinin yapılanma süreçleri sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan


farklılıklar arz etmektedir.

4.1.2. Hipotezler

Turizm sektörünün yoğun olarak yaşandığı yöreler kısa zamanda sektöre uygun
biçimde yapılanarak değişim sürecine girmişlerdir. Başta hizmetler sektörü olmak üzere
turizm sektörünün doğrudan ya da dolaylı iş kolları gelişim göstermiştir. Bu bağlamda
istihdam amacıyla göçle gelen insan kaynağının diğer kentlerden farklılık göstereceği
beklenmelidir.

Emeklilik, tatil, yatırım, istihdam vb. nedenlerle turistik yöreler hızla göç almaya
başlayarak yapılaşmaya maruz kalmışlardır. Kırsal kesimlerden alınan göçler yanında
kentlerden, büyükşehirlerden ve yurt dışından önemli oranda göç alabilmektedirler.
Turizm kentleri bu yönleriyle özellikle sanayi kentlerinden farklı olarak gelişirken, hem
dokusu hemde bu dokularda yaşamlarını sürdüren nüfusun özelliklerinin farklılaşması
beklenmelidir.
109

Sektörün gelişimine uygun olarak ulusal ya da uluslararası sermayenin ilgisiyle


yaratılan istihdamın turizm kentinin hinterlandını etkilemesi ve sosyo-ekonomik
yapılarında değişim yaratması beklenmelidir.

Bu çalışmanın temel beklentileri, turizmin yerel ve ulusal kalkınma stratejileri


içinde önemli yere sahip olduğudur. Bu bağlamda, Bodrum gibi turizm sektörünün
etkinliği ile kalkınma stratejileri içinde bulunan kentlerin yapılanması, kentin kimliği
üzerinde farklı etkiler yaratacağıdır. Kent ve kentlilik bilinci turizm aktiviteleri ile
Bodrumlunun turist aldığı bölgelerden ya da turizm faaliyetleri ile ilişki kurmuş olduğu
toplumların değer yargılarından da farklı etkileneceği beklenmelidir.

Bodrum’un kent planlaması ve yatırımların yönlendirilmesi stratejik hedefler,


turizm etkinlikleri bağlamında şekillenmektedir. Özellikle bölge mimarisinin
korunması, doğal-yeşil alanların korunmasına yönelik öncelikler, tarihten günümüze
taşınan kültürel mirasın “yerel kimliği” koruyacak ve geliştirecek biçimde ön plana
çıkarılması sürdürülebilir turizm bilincinin etkin olacağı beklenmelidir.

Turizme yönelik mal ve hizmet üreten sektörlerde insan kaynağının niteliği


önem kazanmaktadır. Kırsal kesimden almış olduğu göçler genellikle kısa dönem
(inşaat) geçici nitelik arz ederken, sürekli yerleşim için gelen göçmenlerin kentli
kimliğini taşıyan girişimci ve eğitimli insan kaynağı olacağı beklenmelidir.
110

4.2. ARAŞTIRMANIN AMACI

Turizm, sanayileşme gibi toplumsal değişimin en önemli araçlarından biri


olmaktadır. Turizm, günümüzde ulaştığı aşama ile toplumları ekonomik, sosyal ve
kültürel yönden etkileyen en etkili etmenlerden biri konumundadır. Bu çalışmada,
turizmin gelişmesiyle kentleşme sürecine giren turizm merkezlerinin analizi
yapılacaktır.

Sanayi ve ticaret kentlerinden farklı bir yapılanma süreciyle kentleşen turistik


yörelerin farklı kentsel süreçleri saptanmaya çalışılacaktır.

4.3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Örneklem alanı olarak Muğla İlinin önemli turizm merkezlerinden Bodrum


İlçesi seçilmiştir. Bodrum’da ikamet eden bireyler araştırma kapsamında
değerlendirilmiştir. İlçe belediyesi sınırları içinde yer alan 11 mahalleye, hane
sayılarının %10’u oranında, tesadüfî örneklem metoduyla, toplam 1200 anket soru
formu uygulanmıştır. Eksik doldurma, Bodrum’da oturmayan kişilerle yapılan
uygulama vb. nedenlerle, anket soru formlarının bir kısmı değerlendirilmeye
alınmamıştır. Buna göre: değerlendirmeye alınan 1124 anketin mahallere göre dağılımı
aşağıdaki tabloda görülmektedir.

Araştırmanın hipotezlerinden hareketle oluşturulan sorular, açık ve anlaşılabilir


olması, alana uygunluğunun tespit edilmesi için pilot çalışma yapılarak oluşturulmuştur.
1-30 Mayıs 2006 tarihleri arasında anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bodrumlu
olan ya da en az 5 yıldır Bodrum’da yaşayan nüfusa uygulanmıştır. Araştırma anketinin
analizi, sektör temsilcileri, Bodrum ilçesinin kanaat önderleri, sivil toplum örgütlerinin
temsilcileri ve yöneticileri, el sanatları sürdürmekte olan bazı zanaatkârlarla yapılan
mülakatlarla birlikte değerlendirilmiştir.
111

Tablo 14. Örneklemin Temsil Oranı

Konut Verilen Temsil Değerlendirilen Temsil


Sayısı Anket Oranı Anket Oranı
Torba 352 40 11,4% 36 12 10,2%
Türkkuyusu 379 40 10,6% 38 13 10,0%
Kumbahçe 636 65 10,2% 63 21 9,9%
Cevat Şakir 956 95 9,9% 92 31 9,6%
Yokuşbaşı 1083 110 10,2% 102 33 9,4%
Yeniköy 1158 115 9,9% 107 35 9,2%
Omurça 1219 120 9,8% 112 37 9,2%
Tepecik 1275 130 10,2% 118 39 9,3%
Eskiçeşme 1362 135 9,9% 125 41 9,2%
Çarşı 1590 160 10,1% 146 48 9,2%
Gümbet 2005 200 10,0% 185 61 9,2%
Toplam 12015 1210 10,1% 1124 371 9,4%

Araştırmanın hipotezlerine uygun olarak oluşturulan başlıklarda, kros tablolar


yardımıyla araştırmanın verileri irdelenmektedir.

4.4. ARAŞTIRMANIN TEKNİĞİ

Araştırmada veri toplama aracı olarak anket tekniği uygulanmıştır. Elde edilen
verilerin değerlendirilmesinde SPSS paket programından yararlanılarak kikare testinden
faydalanılmıştır. Yapılan kikare testlerinde, p<0,05, p<0,01 ve p<0,001 değerleri ölçü
alınmıştır.
112

4.5. MUĞLA İLİ

Muğla, yurdumuzun Güneybatısında, Antalya, Denizli, Aydın ve Burdur il


sınırlarıyla çevrili, Ege ve Akdeniz’de kıyısı bulunan bir ilimizdir. Milas Akbük
Koyu’ndan Eşen Çayı ağzındaki Antalya sınırına kadar uzanan, Türkiye’nin en uzun
kıyı şeridine sahip olan Muğla ilinin, kıyı şeridi uzunluğu toplam 1124 km.dir (deniz
kıyısı: 840 km, göl kıyısı: 52,6 km, adalar kıyısı 231,4 km).

İklim şartlarının elverişliliği, doğal güzellikleri ve özellikleri, yılın on iki ayında


turizm yapma imkânının bulunması nedeniyle, 1970’li yıllarda başlayan turizm hareketi,
1980’den sonra hız kazanarak, günümüzde yılda bir milyonu aşan turist ağırlama
kapasitesiyle ülkemizin turizm gelirlerinde önemli bir aşamaya ulaşmıştır.

Yüzölçümünün % 67’sini kaplayan ormanları, tarihi kalıntıları, iklimi ve Türk


kültürünün belirgin özelliklerini koruyan örf ve gelenekleriyle, Muğla ili eşsiz bir
turizm potansiyeline sahiptir. Bodrum ilçesi kıyılarından başlayarak, Antalya sınırında
sona eren “Mavi Yolculuk” güzergahında, yılda ortalama on bini aşkın yerli ve yabancı
yat yolculuk yapmaktadır. Bu potansiyele paralel olarak, yat yapımı, yat çekek, yat
yanaşma yerleri ve marinalar başlı başına sektör haline gelmiştir.

Gelişen yat turizmi yanında, turizm çeşitliliği yaratabilmek için, Dalaman


Çayında rafting, Fethiye ilçesi Baba Dağında, Milas Ören’de paralayding, Marmaris’te
frekking jeep seferi, bütün kıyılarda su sporları, Köyceğiz Ağla Yaylasında yayla
turizmi, yapılmaktadır.

Turizm potansiyelinin yoğunluğunu karşılamak üzere uluslararası düzeyde iki


havaalanı (Dalaman, Milas-Bodrum) hizmet vermektedir.

Turizm faaliyetlerinin planlı bir şekilde gelişebilmesi için ilin bazı bölgeleri
Bakanlar Kurulunca, “Turizm Merkezi”, “Turizm Alanı”, Özel Çevre Koruma Bölgesi”,
Anıtlar kurulunca da “Tarihi ve Doğal Sit Alanları” ilan edilmiştir. İlin birçok plaj ve
marinası iyi korunabildiği için Avrupa Çevre Eğitim Vakfı tarafından “Mavi Bayrak” la
ödüllendirilmektedir.
113

Ülkemizin döviz gelirlerinin yaklaşık %25’lik bölümünü sağlayan Muğla ili,


yatırım aşamasındaki tesislerinin de işletmeye açılmasıyla, bu gelirlerini iki katına
çıkarmayı hedeflemektedir.

1960’lardan sonra Muğla’da gelişmeye başlayan turizm olgusu yörenin kültür


değişmesinin önemli etkenlerindendir. Geleneksel yapının büyük ölçüde değişime
uğradığı Muğla’da, töresel değerler de çağdaş etkilerle yeniden biçimlenmektedir.
Evlenme geleneklerinde kimi törensel özelliklerin korunması yanında eş seçimi, evlilik
öncesi ilişkiler açısından büyük bir serbestlik görülmektedir. Çekirdek aile, az
çocukluluk ilin genel özellikleri arasındadır. Kırsal kesimlerde daha güçlü bir nitelik
taşıyan inançlar da, çağdaş öğelerin etkisiyle belli bir esneklik kazanmıştır.

Muğla ili turizmin gelişim gösterdiği 80’li yıllardan itibaren göç almaktadır.
2000 nüfus sayım verilerine göre net göç hızı bakımından ikinci sırada yer almaktadır.
Turizmin sektörüne bağlı gelişme gösteren Antalya ili, Muğla’nın ardından üçüncü
sırada yer almaktadır.

Tablo 15. İllerin Net Göç Hız Dağılımı


Aldığı Verdiği Net göç
İller Nüfus Net göç
göç göç hızı
1 Tekirdağ 555 916 88 618 37 283 51 335 96,81
2 Muğla 632 850 80 782 37 861 42 921 70,20
3 Antalya 1 451 771 171 982 81 525 90 457 64,31
4 Bilecik 179 562 24 586 14 481 10 105 57,91
5 İstanbul 9 044 859 920 955 513 507 407 448 46,09
6 Bursa 1 933 732 180 171 94 846 85 325 45,12
7 İzmir 3 078 981 306 387 186 012 120 375 39,88
8 Isparta 458 365 45 579 31 710 13 869 30,72
9 Çanakkale 425 212 42 818 31 327 11 491 27,39
10 Ankara 3 597 662 377 108 286 224 90 884 25,59
Kaynak: Tüik İstatistiklerinden derlenmiştir.
114

Tablo 16. Yıllara Göre Muğla’ya Gelen Turist Sayısı


Hudut Kapıları 2000 2002 2004 2005 2007
Dalaman Havaalanı 815.135 1.111.690 1.295.460 1.461.718 1.316.423
Milas-Bodrum Havaal. 423.036 688.904 831.472 961.290 922.208
Marmaris Limanı 109.112 123.948 224.844 242.413 176.054
Fethiye Limanı 4.142 4.289 233.434 213.370 192.983
Bodrum Limanı 167.342 169.371 7.258 8.044 10.565
Datça Limanı 3.778 9.588 10.312 11.256 11.041
Turgut Reis Limanı 1.475 2.715 2.847 24.537 3.766
Güllük Limanı 0 0 18.872 2.812 25.135
Yalıkavak Limanı 0 0 0 0 223
Toplam 1.524.020 2.110.505 2.624.499 2.925.440 2.658.398
Kaynak: Turizm İl Müdürlüğü

Muğla’ya gelen yabancı turistlerin sayısında artış görülmekle birlikte 2005 yılında
en yüksek düzeye ulaşmıştır. 2007 yılında düşüş görülmekle birlikte 2000 yılından sonra
gelen turist sayısının iki milyonun altına düşmediği görülmektedir. Gelen turistlerin
milliyetleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 17. 2007 Yılında Muğla’ya Gelen Turistlerin Milliyetleri


Milliyeti Sayı
İngiltere 1.189.203
Hollanda 239.386
Almanya 201.886
Belçika 132.278
Rusya Fed. 127.627
Diğer 768.018
Toplam 2.658.398
Kaynak: Turizm İl Müdürlüğü

Yabancıların arsa ve mülk alımında tercih ettikleri illerden birisi de Muğla’dır.


Turizm sektörünün geliştiği illerden Antalya ile Muğla’nın en çok tercih edilen iller
115

olmaları dikkat çekmektedir. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün web sayfasında


yayınlanan verilere göre aşağıdaki tablolar oluşturulmuştur.

Tablo 18. İllere Göre Yabancıların Mülk Edinimi (2007)


İller Taşınmaz Sayısı İller Yüzölçümü İller Kişi Sayısı
Antalya 18.823 Muğla 4.376.988 Antalya 25.651
Muğla 8.925 Antalya 3.760.614 Muğla 12.565
İstanbul 7.866 Aydın 2.977.421 İstanbul 8.761
Aydın 5.325 Hatay 2.565.022 Aydın 7.393
Bursa 4.868 İstanbul 2.516.079 Bursa 5.251
İzmir 3.970 İzmir 2.286.856 İzmir 4.099
Ankara 1.085 Bursa 1.498.216 Mersin 875
Mersin 844 Ankara 1.273.910 Ankara 859
Hatay 762 Kırşehir 1.024.174 Yalova 805
Balıkesir 761 Nevşehir 936.864 Balıkesir 731
Kaynak: http://www.tkgm.gov.tr

Tabloda da görüldüğü gibi taşınmaz ve mülk edinen kişi sayısında Antalya ilk
sırada yer almaktadır. İkinci sırada yer alan Muğla ise her iki veri açısından Antalya’nın
oldukça gerisinde kalmasına rağmen yüzölçüm bakımından Antalya’nın önündedir. Bu
durumda yabancıların Muğla’da daha geniş araziler edindikleri sonucu çıkmaktadır.

Tablo 19. Uyruklarına Göre Yabancıların Mülk Edinimi (2007)


Uyruk Taşınmaz Sayısı Uyruk Yüzölçümü Uyruk Kişi Sayısı
İngiltere 6.706 İngiltere 2.611.911 İngiltere 9.793
Almanya 889 Almanya 1.029.038 Almanya 1.003
İrlanda 480 Hollanda 205.119 İrlanda 670
Hollanda 286 İrlanda 118.437 Hollanda 361
Danimarka 84 ABD 59.849 Danimarka 120
ABD 77 Avusturya 56.841 Belçika 88
Belçika 72 KKTC 52.526 ABD 82
Fransa 69 Fransa 48.810 Fransa 76
Yunanistan 62 Danimarka 44.223 Norveç 52
Avusturya 54 Belçika 25.627 Avusturya 49
Kaynak: http://www.tkgm.gov.tr
116

Mülk edinen yabancıların milliyetlerinin dağılımında İngiltere ilk sırada yer


alırken, Almanya onu takip etmektedir.

4.6. BODRUM İLÇESİ

Türkiye’deki turizm gelişmesine paralel olarak, en uzun kıyı şeridine sahip,


coğrafyasının %67’si ormanlarla kaplı, doğal, tarihi, kültürel yönlerden önemli bir
potansiyeli olan Muğla’da turizm 1980’lerden sonra ivme kazanmıştır. Turizm
potansiyeli yüksek olan yöreler hızla kitle turizmine açılarak, gelirlerin artırılması
hedeflenmiştir. Bu alanda yaşanan gelişmeler başta inşaat sektörü olmak üzere pek çok
sektörü etkilemiş, göç veren yöreler hızla göç alarak, kentleşme sürecine girmiştir.

Genellikle Muğla’nın turizm yöreleri benzer gelişim süreci izlemekle birlikte,


Bodrum Türk entelektüellerinin ve sınıfsal özerkliği yakalamış, belli düzeyde seçkinci
kitlelerin eğlence ve haz dolaşımına ev sahipliği yapan bir kenttir. Turizm potansiyeli,
coğrafi özgüllüğü ve ziyaretçilerinin sınıfsallığıyla Bodrum, diğer emsalleri içinde
açıkça farklılık göstermektedir.

1980’lerde değişen dünya koşulları, şövalye kenti, eşkıya sığınağı ve sürgün


kenti olarak bilinen Bodrum’un keşfedilmesini hızlandırmıştır. Turistik yönü Bodrum’a
yatırım ağını genişletmiş, insan sermayesi ve uluslararasına açık vizyon “Bodrum”,
şekillenmiştir.

Bodrum’un var olan aktörlerinin bir imgelemi olarak bu kent bir yaratış ve
inşadır. Turizm sektörü, geçmişinde sahil kasabası olan bu yöreyi hızla “turizm kenti”ne
dönüştürmüştür. Bu dönüşüm süreci turizm potansiyeline sahip diğer yörelerde de
gerçekleşmiştir.

Turizmin yarattığı toplumsal değişim, çevreye etkileri, sosyo-ekonomik yapıya


etkileri pek çok çalışmaya konu olmasına rağmen, turistik yörelerin kentleşme süreçleri
ve sorunları göz ardı edilmiştir.
117

4.6.1. Tarihçesi

Karya Uygarlığından günümüze kadar farklı uygarlıkların yerleşim alanı olan


Bodrum’da ilk yerleşim 5000 yıl öncesine dayanmaktadır.

Bodrum, Akdeniz ile Ege'nin birleştiği noktada, Antik çağın en ünlü


kentlerinden biri olan Halikarnassos'un üzerinde kurulmuştur. Bölge iç ve dış turizme
açık önemli bir yerleşim merkezi olup yarımadaya hava, kara ve deniz yolu ile
ulaşılabilmektedir. Kent karayolu ile Muğla'ya 110km, İzmir'e 280km uzaklıktadır.
Yarımadanın kapladığı alan yaklaşık 700 km2.dir. Toplam kıyı uzunluğu 174km.dir.
Kara ve deniz ekosistemlerinin birleştiği bir noktada konumlanmış olan Bodrum:
Torba, Gündoğan, Ağaçbaşı, Tilkicik, Paşa, Koyunbaba, Gümüşlük, Akyarlar,
Karaincir, Bağla, Kargı, Bitez, Gümbet gibi doğal koyları ve Göl, Bodrum, Yalıkavak
gibi limanları ile önemli bir kıyı bölgemizdir.

Yarımada, doğal değerlerinin yanısıra, tarihi ve kültürel değerler bakımından


da oldukça varsıl bir bölgedir. Yöreye pre-historik çağdan beri: Miken, Pers, Karia,
Med, Mısır, Suriye, Makedonya, Roma, Bizans, Rodos, Menteşe Beyliği gibi pekçok
uygarlık yerleşmiştir.

Ancak: özellikle 1980'ler sonrasında yaşanan turizm ve yazlık konut gelişmeleri


bölgedeki doğal ve kültürel değerler üzerindeki baskıları arttırmıştır. Bugün,
yarımadada turizm ve yazlık konut yükü bölgenin taşıyabileceği kapasiteyi aşmış
durumdadır. Yoğun yapılaşma, verimli tarım alanları ile orman alanlarının amaç dışı
kullanımları, deniz ürünlerinin aşırı tüketimi, kara, deniz ve hava trafiğinde
yoğunlaşma gibi gelişmeler: bir yandan altyapı sorunları getirirken, diğer yandan da
bölgede artan çevre sorunlarının temel nedeni olmuştur. Dünyada baskısını giderek
arttıran küreselleşme sürecinin etkileri de bunlara eklenince Bodrum özgün
kimliğinden pekçok özelliğini yitirme durumunda kalmıştır.

Karya Uygarlığından günümüze kadar farklı uygarlıkların yerleşim alanı olan


Bodrum’un M.Ö. XI. yy’da Karyalılar’ın Argolis Oymağı’nca kurulduğu sanılmaktadır.
Tarihçi Herodot’a göre, Halikarnasos, M.Ö. VII. yy’da, Dorlar’ın kurduğu ve altı
118

kentten oluşan “Heksapolis Birliği” içinde yer almaktadır (Yurt Ansiklopedisi, 1983:
5880).

Lidya, Karya ve Pers egemenlikleri altına giren kent, Karya Kralı Mausolos
(MÖ 377-351) döneminde Mylasa’daki (Milas) başkentin taşınmasıyla önemli bir
merkez haline gelmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen
Mausolos’un mezarı kendisinden sonra iktidara geçen Artemis tarafından yaptırılmıştır
(Yurt Ansiklopedisi, 1983: 5881).

XIII. yy’ın ikinci yarısında Menteşe Beyliği’nin eline geçen kent, 1415’te Rodos
şövalyelerinin yönetimine geçti. Bodrum’un tarihi kalesi 1415-1437 tarihleri arasında
şövalyeler tarafından Saint Peterium adına yaptırılmış ve Bodrum adının buradan
geldiği ileri sürülmektedir (Eroğlu, 1939: 206).

1522’de Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında Osmanlı yönetimine


geçen Bodrum, 1866’da Kaza olmuştur (Yurt Ansiklopedisi, 1983: 5881)

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde: 1600 yıllarında Karaova ilçesine bağlı olan


bu kasabanın halkının, kale içindeki 100 toprak evde yaşadığını belirtilmektedir. 18.
yüzyılda yerleşme kale dışına da taşarak Tepecik mahallesi kurulmuştur. 1832
yılındaki Girit ayaklanmasının ardından, adadaki Müslüman Türkler bölgeye gelmiştir.

1919’da İtalyan işgaline maruz kalan kent, 1921’de bağımsızlığını elde ederek
Türkiye sınırları içinde yerini almıştır. Lozan Antlaşması gereğince yapılan mübadele
sonucunda Girit adasından önemli bir göç almıştır.

1881 yılında belediye olan Bodrum ilk defa hangi yılda yapıldığı belli
olmamakla birlikte 1946 yılı basımlı Bodrum tarihine ek adlı yapıtında İnşaat Yük.
Müh. Mehmet Usluya dayanarak Bodrumlu (1946) kente ait imar planının (İller Bankası
Teknik İşler Müdürü Cevat Erbel tarafından 1/2000 ölçekli olarak hazırlanarak
Bayındırlık Bakanlığınca tasdik edildiğini ve belirlenen yıl içerisinde 11.500 ölçekli
paftalara imar planı detaylarının işleneceğini belirtmektedir.
119

1940’lı yıllarda yapılan plan çok fazla uygulama alanı bulamadan kentin
geleneksel karakterini 1970’li yıllara kadar sürdürdüğü görülmektedir. 1940’lı yıllar
planında dikkate alınmadığı görülen çevresel ve geleneksel değerlerin 1971 yılında İller
Bankası Genel Müdürlüğünün talebi üzerine N. ve T. Akçura’larca hazırlanan Bodrum
Çevre Değerleri ve İmar Planı hakkında notu (Akçura ve Akara 1971 ) adlı belge ile ilk
defa dikkate alındığı görülmektedir.

Bu plana göre: plan döneminde 15.000 nüfusa erişebileceği belirtilen kentin,


planı 22.500 nüfusu barındırabilecek şekilde ve topoğrafık olarak kuzey doğu ve
batıdaki dik yamaçlar ayrıca, kuzeyde önerilen karayolu, batıda askeri saha ile çevrilmiş
202’ha’lık alan kapsayan (iller bankası 1974) kentin, turizmle gelişmesi öngörülmüştür.

Fiziki özellikleri nedeni ile Kumbahçe, diğer mahaller ve ticaret adalarının ayrı
ayrı yapılaşma koşutları belirlenmiştir. Bu da Bodrum kentsel karakterlerinin geleceğe
taşınmasında önemli, rol oynamıştır. Ancak kat adedinin geleneksel yapılardan fazla
olarak belirlenmesi yapı yoğunluğunun artmasına neden olmuştur. Aynı plan ve ekleri
anıtsal eserler, sivil mimarlık örnekleri ile doğal ve arkeolojik değerlerin korunma ve
geliştirilmesine dönük kararlar içermemektedir.

Bodrumla ilgili günümüz planlama anlayışına en yakın plan 1982 yılında


Turizm Bakanlığınca yapılmıştır. Bu planda tarihi kent surları içerisinde gelişen kentin
Gümbet, Bardakçı ve üçüncü derece doğal sit alanlarının planlanmasıyla tarihi yerleşim
alanın dışına doğru geliştirilmek istendiği görülmektedir. Bu planla Bodrum kenti
yerleşim alanındaki arkeolojik, doğal ve kültürel değerlerin korunması esas alındığından
kent tarihi sur dışına doğru geliştirilmeye çalışılmıştır. Tarihi kent surları içerisindeki
773 adet sivil mimarlık örneği konut, 112 adet anıtsal yapı tescil edilerek bu konutların
ağırlıkta olduğu Bodrum kenti eski yerleşim alanları, bir yandan üçüncü derece
arkeolojik sit alanı olurken diğer yandan bu özellikleriyle kentsel sit alanı olarak
belirlenmiştir. Ancak bu tarihi yapıların sayıları 07.03.1986 tarih ve 2031 sayılı
K.T.V.K.Y.K. kararı ile 424 adet sivil mimarlık ile 40 adet de anıtsal değerde yapıya
düşürülmüştür.
120

1980’li yıllardan günümüze kadar kentte gözlenen hızlı turizm baskısının kent
üzerindeki etkisi kentin planlı ancak sağlıklı olmayan, ana planla yeterince entegre
edilmemiş yeterli donatıya sahip olmayan mevzi ve ilave planlarla geliştiği
gözlenmektedir.

Kentin kuruluşundan günümüze kadar en hızlı büyümenin 1982 ve sonraki


yıllarda olduğu gözlenmektedir.

4.6.2. Nüfusu

Bodrum yerli nüfusunun önemli bir bölümünü, Girit ve İstanköy adalarından


gelenler oluşturmaktadır. 1923 Lozan Antlaşmasının, "Türkiye ile Yunanistan
Arasındaki Nüfus Mübadelesi" hükümleri gereğince, Bodrum'daki Rumlardan büyük
grup adalara göçerken, Girit ve adalardan da yöreye Türk göçmenler gelmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında (1927) 1.450 haneli ve 4.290 nüfuslu bir balıkçı ve
süngerci limanı olan kent, turizm faaliyetlerinin ilk başladığı 1960’lı yıllara kadar bu
özelliğini sürdürmüştür.

Tablo 20. Bodrum İlçesinin Yıllara Göre Nüfusu


Yıllar Nüfus
1927 4.290
1950 4.701
1960 5.047
1970 6.077
1980 9.799
1990 20.931
2000 32.227
2007 28.575
TÜİK İstatistiklerinden derlenmiştir.

1965’ten sonra turizm ve tatil beldesi özelliğini kazanarak büyük şöhrete sahip
olmuş ve şehir nüfusu giderek artan hızla yükselişe geçmiştir. Özellikle 1980 den
itibaren nüfus artışı dikkat çekmektedir (Tablo 20).
121

Yalnız Bodrum merkez ilçe değil, Bodrum Yarımadasında turizm potansiyeli


olan tüm merkezler bu artıştan etkilenerek mahalleler köye, köyler belde merkezine
dönüşmektedir. 1980’de ilçeye üç belde, 29 köy bağlı iken 2000’de belde sayısı
10’çıkmış, köy sayısı aynı oranda azalmıştır. Buna göre yarımada da ilçe belediyesi ile
beraber 11 belediye hizmet vermektedir. Ayrıca bu 11 belediye Bodrum Yarımadası
Belediyeler Birliğini oluşturmuşlardır.

1980'li yıllarla birlikte, yarımadada kooperatif yapıları oldukça artmıştır.


Bitez'deki Aktur Tatil Sitesi bu tür yapılaşmanın ilk örneklerindendir. Tarım ve orman
alanlarının elden çıkarılmasına neden olan yazlık konut siteleri gelişmesi, 1990'lı
yıllarda doruk noktasına ulaşmıştır. Bugün, yarımadanın kıyı ve yamaçlarının
neredeyse tamamını, beyaz badanalı ve düz çatılı yazlık tatil siteleri kaplamış
durumdadır.

Tablo 21. Muğla İli İlçelere Göre Şehir ve Köy Nüfusu, Yıllık Nüfus Artışı

1990 2000 2007


İlçeler
Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy
Merkez 71.155 35.605 35.550 83.511 43.845 39.666 94.207 52.918 41.289
Bodrum 56.821 20.931 35.890 97.826 32.227 65.599 105.474 28.575 76.899
Dalaman 26.408 15.025 11.383 28.148 17.607 10.541 31.318 20.945 10.373
Datça 10.741 5.022 5.719 13.914 8.108 5.806 14.836 8.839 5.997
Fethiye 127.620 37.466 90.154 154.209 50.689 103.520 173.426 66.271 107.155
Kavaklıdere 12.037 3.339 8.698 12.548 3.432 9.116 11.153 2.797 8.356
Köyceğiz 25.836 6.406 19.430 29.196 7.523 21.673 32.395 8.466 23.929
Marmaris 41.840 16.361 25.479 79.302 28.660 50.642 73.461 28.171 45.290
Milas 98.710 28.741 69.969 112.808 38.063 74.745 120.508 48.896 71.612
Ortaca 29.287 12.109 17.178 35.670 16.923 18.747 39.648 21.634 18.014
Ula 19.978 5.185 14.793 21.944 5.257 16.687 23.455 5.594 17.861
Yatağan 42.376 11.890 30.486 46.252 16.007 30.245 46.275 17.421 28.854
Toplam 562.809 198.080 364.729 715.328 268.341 446.987 766.156 310.527 455.629
TÜİK İstatisiklerinden derlenmiştir.

1990–2000 nüfus sayımları incelendiğinde, Muğla ilinde en fazla nüfus artışının


başta Marmaris olmak üzere turizm merkezlerinde gerçekleştiği görülmektedir.
Marmaris ilçesinde sonra en fazla artış Bodrum ilçesinde gerçekleşmiştir. 2007 nüfus
122

sayım sonuçlarına göre Bodrum şehir merkezinin nüfusunda düşüş görülmekle birlikte
kırsal nüfusunun artmaya devam ettiği, bu artışla birlikte toplam nüfusunun da arttığı
gözlenmektedir (Tablo 21).

Tablo 22. Bina Sayım Cetvellerine Göre Mahallelerin Nüfusu


Mahalle Adı Nüfus Konut Sayısı Hane Büy. Top. Nüfus Payı(%) Top. Konut Payı (%)
Torba 3791 956 3.97 8.47 7.96*
Türkkuyusu 1487 379 3.92 3.32 3.15
Kumbahçe 4864 1275 3.81 10.86 10.61
Cevat Şakir 4578 1219 3.76 10.23 10.15
Yokuşbaşı 3978 1083 3.67 8.89 9.01
Yeniköy 6953 2005 3.47 15.53 16.69
Omurça 5955 1590 3.75 13.30 13.23
Tepecik 1324 352 3.76 2.95 2.93
Eskiçeşme 5384 1362 3.95 12.03 11.34
Çarşı 4132 1158 3.57 9.23 9.64
Gümbet 2322 636 3.65 5.19 5.29
Toplam 44768 12015 3.75 100 100
*Tüm hesaplamalarda bina sayım cetvelleri esas alınmıştır.
Kaynak: http://www. bodrum.bel.tr

Bodrum yerleşmesi 11 mahalleden oluşmaktadır. Mahallerin nüfusları ve diğer


özellikleri Tablo 22’de görülmektedir. Bunlardan Torba Mahallesi Bodrum
merkezinden kopuktur. Çarşı mahallesi ticaret yoğun olarak gelişmiş, daha sonra ticaret
alanları Kumbahçe, Omurca, Eskiçeşme ve Tepecik mahallelerine yayılmıştır. Bu dört
mahalle en eski yerleşme alanlarından olduğundan resmi kurumlar ve sosyal tesisler de
bu mahallelerde yoğunlaşmışlardır Turizm tesisleri ise Eskîçeşme, Kumbahçe ve
Gümbet mahallelerinin kıyı kesimlerinde yoğunlaşmıştır.

Yeniköy ve Yokuşbaşı mahallelerinde konut ve ikinci konut gelişmesi olmuştur.


Ancak karayolu boyunca ticari gelişmeler de oluşmuştur. Bodrum yerleşmesinde binalar
iki katlı olup eski geleneksel kent dokusunda yerleşme yoğunluğu da yüksekçedir.

4.6.3. Sosyo-Ekonomik Yapısı

Genel olarak 1960’lı yıllara kadar Bodrum Yarımadası’nda ekonomik yapı:


balıkçılık, süngercilik, tekne yapımı gibi denize dayalı faaliyetlerden oluşuyordu.
123

Tarımda büyük toprak sahipliliği yoktu. Narenciye ve bağ-bahçe ağırlıkta idi. El


sanatları sınırlı olarak gelişmiş, yakın çevreye hizmet veriyordu.

Oldukça kapalı bir ekonomik yapıya sahip olan kent 1960’lardan sonra turizm
sektöründeki gelişmeye paralel olarak gelişmeye ve dışa açılmaya başlamıştır.

İşgücünün Sektörlere Dağılımı:

Tablo 23. Bodrum’da faal nüfusun sektörlere dağılımı


Sektör Alt sektör Çalışan kişi sayısı Faal nüfusa oranı
Ticaret Ticaret 6.101 % 34.09
Turizm Turizm, Eğlence 5.082 % 28.40
Hizmetler Eğitim, Sağlık, Banka, Resmi kurum, Ulaştırma 4.757 % 26.58
İmalat K. Sanatlar, İnşaat 1955 % 10.92
Toplam 17.895 100
Kaynak: http://www. bodrum.bel.tr
Tablo 23’de görüldüğü gibi Bodrum ilçesinde çalışan nüfus turizm, ticaret ve
hizmetler sektöründe istihdam edilmektedir.

Tablo 24. Bodrum’da farklı verilere göre 2000 yılı işyeri sayısı
İŞYERİ TÜRÜ ADEDİ
Esnaf ve Sanatkârlar Odası Verilerine göre:
Fırın, Cafe, Rest. Bar vb. 552
Bakkal, Market, Tekel, Büfe, Meşrubat, Manav 391
Küçük Sanatlar 343
Yat İşletme, Yolcu Motoru 339
Giyim 251
Hediyelik Eşya 167
Pansiyon 133
Diğerleri 128
Otel 114
Kuaför, Güz. Salonu 92
Hizmetler 78
İnşaat 42
Kuyumcu 27
Apart Hotel 14
Spor, Özel Eğitim vb. 14
Otopark 12
Toplam 2697
Kaynak: http://www. bodrum.bel.tr

İşyeri sayısı ve çeşitliliğine bakıldığında, cafe-bar-restoranlar, büfeler, hediyelik


eşya ve küçük el sanatları, yat işletmesi, pansiyon otel vb. öne çıkmaktadır. Bu işyerleri
turizme bağlı olarak geliştiği ve hizmet verdiği rahatlıkla söylenebilir. Bu rakamlar
124

dışında 5 büyük market, biri büyük yapı market olmak üzere birçok yapı marketin
sadece turizm sezonunda değil sürekli hizmet vermesi ilçenin nüfus yapısının nasıl
değiştiği ve değişmekte olduğu, turizm sektörünün yalnızca belli aylarda yoğun
olmaktan ibaret olmadığını göstermesi bakımından önemlidir. (Tablo 24)

Bodrum Ticaret Odası sektörlere göre gruplandırma yaparak üyelerini


sınıflandırmıştır. Buna göre turizm sektörünün yapısı ile ilgili değerlendirme yapılabilir.

Tablo 25. Bodrum Ticaret Odası Üyelerinin Sektörel Dağılımı (2008)


Meslek Grubu 2005 2006 2008
Dayanıklı Tüketim 282 318 348
Bar, Restoran 171 206 232
Finans 389 438 621
Gıda 178 203 233
Hizmet Sektörü 201 221 248
İnşaat Sektörü 507 586 664
Konaklama 390 421 424
Konfeksiyon 245 270 301
Taşımacılık 313 329 313
Yat İmalatı 106 119 126
Toplam 2.782 3.111 3.510
Kaynak: Bodrum Ticaret Odası

Bodrum Ticaret Odasının üye sayısındaki yıllara göre düzenli artış dikkat
çekmektedir. Turizm sektörünün alt sektörleri yanında inşaat sektörünün verileri ilgi
çekicidir.

Yıllara göre Muğla ilinde tahakkuk eden verginin ilçeler bazında dağılımı
aşağıdaki tabloda verilmiştir. Buna göre ilçeler arasında Bodrum ilk sırada yer
almaktadır. Ayrıca ilçede hizmet veren ulusal ve uluslararası şirketlerin genel
merkezlerinin bulunduğu Muğla dışındaki illere vergi verdikleri de dikkate alınırsa, bu
rakamın daha da yüksek olacağı tahmin edilmektedir.
125

Tablo 26. Yıllara Göre Tahakkuk Eden Vergi


İlçeler 2005 2006 2007
Bodrum 157.527.542 214.285.985 266.580.795
Milas 126.383.586 144.871.459 160.687.489
Fethiye 95.744.816 127.450.427 154.993.154
Merkez 130.184.891 122.951.272 134.873.606
Marmaris 118.514.364 142.515.066 183.759.718
Yatağan 71.962.862 67.745.883 65.434.887
Dalaman 45.590.097 50.621.913 56.405.082
Ortaca 19.057.874 27.894.568 43.380.910
Datça 8.533.556 10.812.539 15.470.755
Köyceğiz 10.455.020 12.175.301 14.360.107
Ula 6.162.315 7.754.423 8.925.632
Kavaklıdere 2.571,19 4.015.315 4.974.109
Toplam 792.688.114 933.094.152 1.109.846.250
Kaynak: Muğla İl Vergi Dairesi Başkanlığı
Yine Muğla ilinin ilçelere göre toplam gelirler dağılımında Bodrum ilk sıradadır.
Turizme bağlı gelişen ilçenin ekonomik büyüklüğü dikkat çekmektedir. Benzer gelişim
süreci içinde yer alan ilçelerden Marmaris ilçesi ikinci sırada yer almaktadır.

Tablo 27. Yıllara Göre Toplam Gelirler


İlçeler 2005 2006 2007
Bodrum 185.593.394 252.905.979 317.911.121
Milas 134.316.160 156.278.733 175.925.000
Fethiye 112.162.201 149.804.835 182.195.517
Merkez 136.854.932 131.442.878 146.682.775
Marmaris 160.665.093 194.011.183 219.671.074
Yatağan 85.327.144 78.856.264 73.853.349
Dalaman 48.960.133 54.559.569 61.720.415
Ortaca 26.647.546 34.417.073 48.907.696
Datça 10.825.654 13.870.960 18.899.413
Köyceğiz 12.546.123 14.540.565 17.121.366
Ula 6.798.157 9.682.999 10.545.572
Kavaklıdere 2.792.412 4.479.392 5.335.634
Toplam 923.488.950 1.094.850.429 1.278.768.937
Kaynak: Muğla İl Vergi Dairesi Başkanlığı
126

Tablo 28. Sosyo-Ekonomik Göstergelere Göre Bodrum İlçesi


Sosyo-Ekonomik Göstergeler* Bodrum 872 İlçe İçindeki Sıralaması
Nüfus 97 826 134
Şehirleşme Oranı (%) 32,94 591
Nüfus Artış Hızı (%o) 54,31 13
Nüfus Yoğunluğu 149 127
Nüfus Bağımlılık Oranı (%) 34,93 864
Ortalama Hane Halkı Büyüklüğü 3,16 866
Tarım Sektöründe Çalışanlar Oranı (%) 39,91 803
Sanayi Sektöründe Çalışanlar Oranı (%) 5,68 303
Hizmetler Sektöründe Çalışanlar Oranı (%) 54,41 47
İşsizlik Oranı (%) 4,69 485
Okur-Yazar Oranı (%) 95,75 7
Bebek Ölüm Oranı (%o) 27,31 745
Fert Başına Genel Bütçe Geliri (Bin TL) 291 508 36
Vergi Gelirlerinin Ülke İçindeki Payı (%) 0,16 45
Tarımsal Üretimin Ülke İçindeki Payı (%) 0,05 472
*İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2004), DPT Nisan 2004

Vergi gelirlerinin ülke içindeki payı bakımından 872 ilçe içinde 45. sırada
olması ilçenin ekonomik yapısı hakkında fikir vermektedir (Tablo 27 ve Tablo 28).
Nüfusu daha büyük olan kentler ile sanayi yoğun kentler arasında Bodrum’un bu
sıralamadaki yeri oldukça anlamlıdır (Tablo 28).
127

Tablo 29. İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması *


Sosyo-Ekonomik
Sıra No İl İlçe
Gelişmişlik Endeksi
İSTANBUL Büyükşehir
ANKARA Büyükşehir
İZMİR Büyükşehir
1 BURSA Büyükşehir 7,95333
2 ADANA Büyükşehir 5,71564
3 KOCAELİ Körfez 5,07532
4 KOCAELİ Gebze 4,56749
5 İZMİR Aliağa 4,49592
6 ANTALYA Merkez 3,99069
7 ESKİŞEHİR Merkez 3,89817
8 GAZİANTEP Büyükşehir 3,70467
9 DENİZLİ Merkez 3,69197
10 KONYA Büyükşehir 3,54941
11 KOCAELİ Merkez 3,52581
12 İSTANBUL Büyükçekmece 3,45162
13 MERSİN Merkez 3,35555
14 KAYSERİ Büyükşehir 3,32022
15 TEKİRDAĞ Çorlu 3,08189
16 ANTALYA Kemer 2,79398
17 AYDIN Kuşadası 2,75635
18 TEKİRDAĞ Marmaraereğlisi 2,74491
19 İZMİR Çeşme 2,69252
20 SAKARYA Merkez 2,60751
21 HATAY İskenderun 2,56211
22 MUĞLA Marmaris 2,51737
23 BALIKESİR Bandırma 2,51255
24 MANİSA Merkez 2,46533
25 SAMSUN Merkez 2,46298
26 YALOVA Merkez 2,42273
27 MUĞLA Bodrum 2,42137
*İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (2004), DPT, Nisan 2004

İlçelerin Sosyo-Ekonomik gelişmişlik sıralamasında 872 ilçe içerisinde Bodrum


27. sırada yer almaktadır.
128

4.6.4. Bodrum Kentinin Sosyal Yapısı

Bodrum temel olarak iki semtten oluşmuştur. Kalenin doğusunda daha çok
Girit’ten ve diğer Ege Adaları’ndan göç eden Müslümanlar ve Rumların karışık bir
şekilde yerleştikleri Kumbahçe semti, Batısında ise Müslümanların yaşadığı Türk
mahalleleri semti vardır. Bu iki yerleşme arasında, Kale önünde 1930’lara kadar
mezarlık olan, merkez ticaretin yer aldığı Çarşı Mahallesi yer almaktadır.

Bu iki kesimdeki nüfusun ekonomik uğraşlarındaki ve yaşam biçimlerindeki


farklılık yapılaşmaya da yansımıştır. Daha çok tarımla uğraşan Türklerin yerleştikleri
kesimde (Göktepe eteklerinden geçen yol ile kıyı arasında), kıyıya paralel olarak bağ ve
bahçeler içinde yer alan konutlarla, bunlar arasında oluşan ikincil merkezler kıyı
boyunca uzayıp giden çizgisel bir yerleşme biçimindedir. XIX. Yüzyılın son çeyreğinde
kurulmuş olan doğudaki Kumbahçe semtinde ise halkın denizci olması nedeniyle diğer
kesimde gözlenen toprağa bağlı yerleşme düzeninden farklı: denizciliğe, balıkçılığa ve
ticarete dönük bir yerleşme biçimi gözlenmektedir. Bu kesimde, kıyıda sürekli ve yoğun
ayrıca batıya oranla daha sıkışık bir yerleşme kuşağı bulunmaktadır. Burada evler taştan
iki katlı ve küçük avlulu, bir birini dik kesen sokaklar dar ve gölgelidir.

Batı kesimde ise bahçe içinde daha az yoğun, çıkmaz sokaklarla kesintili
gruplanmış bir yerleşme dokusu yer almaktadır. Geçen yüzyılda bu kesimde kıyıda
hemen hemen hiç konut bulunmamaktaydı. Buradaki konutların çoğu kıyı yolunun
(Neyzen Tevfik Caddesi) açılmasından sonra yapılmıştır.

Kıyı ile yamaçlar arasında katan saha tarıma elverişli düzlüklerden oluşmaktadır.
Yer yer bahçelerle kaplı olan bu kıyı kuşağı, Batı kesimde dar, Doğu kesimde ise daha
geniştir. Batıda yeşil kuşağın dar oluşu, yamaçlarla kıyının bağlantısını
kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle burada bir çizgi üzerinde dizilen Tepecik, Türkkuyusu
ve Eskiçeşme gibi ikincil çekirdekler çevresinde gelişmiş yerleşmeler yer almaktadır.
Bu ikincil yerleşmelerin tümü kıyıyla bağlantılıdır. Batı kesimdeki yerleşim, yüksek
bahçe duvarları ve çıkmaz dar sokaklarıyla Bodrum’un en belirgin özelliklerinden birini
oluşturmaktadır.
129

Doğuda kıyı kuşağının geniş olması yamaçlarla kıyının bağlantısını hemen


hemen olanaksız kılar. Ayrıca Yokuşbaşı ve Omurca mahallelerinin bulunduğu
kesimlerde yeraltı suyu çok derinlerdedir. Ve arazinin tarımsal değeri fazla değildir. Bu
gibi nedenlerle yakın zamanlara kadar kuşağın doğusundaki yerleşmeler daha küçük
olarak kalmıştır.
130

V.BÖLÜM. TURİZM KENTİ BODRUM’UN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Özellikle 1980 sonrası ülkemizdeki turizm sektörünün gelişimine paralel olarak,


önemli turistik potansiyele sahip olan Muğla’nın Bodrum ilçesi, turizm sektörünün
gelişmesiyle birlikte toplumsal değişim sürecine girmiştir. Öncelikle nüfus artışı ve
konutlaşma toplumsal değişimin en önemli göstergeleri olarak dikkat çekmektedir.
Buna göre Bodrum’un nüfus yapısı analiz edilerek turizm sektörüne bağlı gelişmeyen
diğer yerleşim yerleri ile farklılıkları tespit edilmeye çalışılacaktır. Sanayi, ticaret veya
diğer faktörlerin etkisiyle gelişen kentlerin kentleşme süreçlerinden ayrılan önemli
farklılıklardan biri demografik yapılanmada gözlenmektedir.

Turizmin gelişmesine bağlı olarak artan nüfusu ile dikkat çeken Bodrum’un
demografik yapısının değiştiği görülmektedir.

5.1. Yaş ve Cinsiyet

Araştırmada yer alanların cinsiyetinin evreni temsil edecek şekilde olmasına


özen gösterilmiştir.

Grafik 2. Cinsiyet dağılımı

Cinsiyet

44.3

55.7 Erkek
Kadın
131

Görüşme yapılan 1124 kişiden 603’ü (%54) erkek, 521’i (%46) kadın
katılımcılardan oluşmaktadır.

Grafik 3. Yaş Dağılımı

34.9

35.0

30.0
16‐25
21.4
25.0
26‐35
16.5
20.0 36‐45
12.8
15.0 9.7 46‐55

10.0 4.7 56‐65


65 ve üzeri
5.0

.0
Yaş Grupları

Katılımcıların %85,6’i aktif çalışma yaşamı içinde kabul edilen 18-55 yaş
grubunun üyesi olup, çalışma yaşamında yer alabilecek ya da yer alan kişilerden
oluşmaktadır.

Turizm kenti Bodrum’un çalışma yaşamında yer alan nüfus için cazibe merkezi
olduğu söylenebilir. Genellikle tüm göç araştırmalarında vurgulandığı gibi göçe katılan
nüfus, çalışma yaşamında yer alacak genç nüfusu kapsamaktadır. Ancak turizm kentleri
kentlerden ve yurt dışından emekli göçü de almaktadır.

Bodrum yarımadası bir bütün olarak düşünüldüğünde alınan göçün bu özelliği


daha belirgin bir biçimde ortaya çıkabilecektir. Araştırma örneklemi olarak seçilen
Bodrum kent merkezinin daha çok istihdama dayalı çalışan nüfusu daha yoğun
barındırdığı düşünülmektedir. Ayrıca istihdam edilen nüfus içinde yatırım için gelenler,
yeni bir iş kurmak isteyenler, büyük şirketlerin ve işletmelerin çalışanlarının önemli bir
kesiminin Bodrum’a gelerek istihdam edilmesi ile diğer istihdam biçimlerinden
ayrılmaktadır. Çünkü istihdam edilen bu nüfus kalifiye işgücüdür. İyi eğitim görmüş,
birkaç dil bilen, gelir seviyesi ve kültür seviyesi yüksek olan bu kesimin Bodrum’a
132

gelmesi zenginlik yaratmaktadır. Benzer biçimde kentlerden gelen göç içinde aynı
durum söz konusudur.

5.2. Doğum Yeri

Tablo 30. İllere Göre Doğum Yerleri


İller Frekans Yüzde
Bodrum 386 34,3%
İstanbul 171 15,2%
İzmir 84 7,5%
Aydın 81 7,2%
Ankara 77 6,9%
Muğla 76 6,8%
Adana 26 2,3%
Diyarbakır 22 2,0%
Trabzon 19 1,7%
Manisa 17 1,5%
Şanlıurfa 15 1,3%
Denizli 14 1,2%
Samsun 12 1,1%
Antalya 9 0,8%
Eskişehir 7 0,6%
Bursa 6 0,5%
Diğer 81 7,2%
Yurt dışı 21 1,9%
Toplam 1124 100,0%

Ankete katılanların doğum yerlerine bakıldığında: Bodrum doğumlular (%34,3)


dışında, üç büyük il (İstanbul %15,2, İzmir %7,5, Ankara %6,9) ile yakın çevre il Aydın
(%7,2) ve bağlı olduğu il olan Muğla (%6,8) doğumlular öne çıkmaktadır. İlçenin aldığı
göçler sonucunda Bodrum doğumluların oranının oldukça düştüğü gözlenmektedir. Üç
büyük il doğumluların Bodrum nüfusu içindeki ağırlığı, turizmin etkisini
göstermektedir. Diğer yandan hinterlandı diyebileceğimiz il doğumluların öne çıkması
turizm sektörünün gelişmesiyle bölgede cazibe merkezi olmasıyla açıklanabilir.
133

Tablo 31. İllere Göre Doğum Yerleri


Muğla Doğumlular (Bodrum hariç)
İlçeler Frekans Yüzde
Milas 31 40,8%
Muğla Merkez 24 31,6%
Yatağan 11 14,5%
Marmaris 6 7,9%
Kavaklıdere 3 3,9%
Fethiye 1 1,3%
Muğla (Toplam) 76 100,0%

Muğla doğumluların ilçelere göre dağılımına bakıldığında Bodrum’a en yakın


ilçe olan Milas öne çıkmaktadır. Merkez ilçe ve Yatağan Milas’ı takip etmektedir.
Özellikle Milas ve Yatağan ilçelerinin yakınlığı Bodrum’un hinterlandının oluştuğunun
göstergesi olmalıdır. Turizm sektörünün gelişiminden önce Milas tarım ve ticaret
merkezi olarak cazibe merkezi konumunda iken Bodrumlular iş ve alışveriş için Milas’a
gelmekteydiler. Turizmin gelişimiyle birlikte bu durumun tersine döndüğü
gözlenmektedir.

Tablo 32. Doğum Yeri Yurt Dışı Olanların Dağılımı


Yurt Dışı Doğumlular
Uyruğu Frekans Yüzde
Almanya 11 52,4
İngiltere 3 14,3
Hollanda 3 14,3
Rusya 2 9,5
Fransa 1 4,8
ABD 1 4,8
Toplam 21 100,0

Yurt dışı doğumluların dağılımına bakıldığında çeşitli ülkelerden göç alındığı


söylenebilir. Uluslararası şirketlerde çalışanların yanında son yıllarda mülk edinmek
için ilçeye gelen yabancı uyrukluların sayısında artış gözlenmektedir. Bodrum turizm
sektörünün gelişimiyle birlikte kentlerden, hinterlandından, yurt dışından ve kırsal
alanlardan göç almıştır.
134

Tablo 33. İllere Göre Doğum Yerleri


İllere Göre Doğum Yerleri İllere Göre Gelinen Yerler
İller Frekans Yüzde İller Frekans Yüzde
Adana 26 3,9 Adana 22 3,4
Ankara 77 11,6 Ankara 92 14,4
Aydın 81 12,2 Aydın 75 11,8
Denizli 14 2,1 Denizli 11 1,7
Diyarbakır 22 3,3 Diyarbakır 18 2,8
Şanlıurfa 15 2,3 Şanlıurfa 10 1,6
İstanbul 171 25,8 İstanbul 196 30,7
İzmir 84 12,7 İzmir 96 15,0
Trabzon 19 2,9 Trabzon 16 2,5
Bursa 6 ,9 Bursa 4 ,6
Manisa 17 2,6 Manisa 13 2,0
Antalya 9 1,4 Antalya 9 1,4
Eskişehir 7 1,1 Eskişehir 5 ,8
Samsun 12 1,8 Samsun 9 1,4
Yurt Dışı 21 3,2 Kayseri 5 ,8
Diğer 81 12,2 Diğer 57 8,9
Toplam 662 100,0 Toplam 638 100,0

Tabloda da görüldüğü gibi göç edilen iller dağılımından her bölgeden gelindiği,
doğum yeri farklı olmakla birlikte Bodrum’a gelinen iller sıralamasında başta İstanbul
olmak üzere büyükşehirlerin oranlarının yükseldiği gözlenmektedir. Bu durum
emeklilik sonrası yaşam için Bodrum’un tercih edilmesiyle ve istihdam arayışları
sürecinde öncelikle büyükşehirlerin tercih edilmesiyle açıklanabilir. Her iki durumda da
Bodrum’un nüfus yapısının oluşumunda büyükşehirlerden gelen göçün ağırlığı dikkat
çekmektedir.

Bodrum’un aldığı göçlerin bu farklılıkları onu diğer kentlerden ayıran en önemli


özelliklerinden biridir. Sanayi, ticaret vb. kentlerine göç kırsal alanlardan
gerçekleşirken Bodrum gibi turizm kentlerine göç kentlerden gerçekleşmektedir. Bir
anlamda kentlerden kırsal alana göç olarak kabul edilebilecek bu göçler kent dokusunun
oluşumunda etkili olmaktadır. Başta gelir ve eğitim seviyesi yüksek olan bu nüfus
kentin yapılanmasında farklılık yaratmaktadır.
135

Tablo 34. Geliş Yıllarına Göre Doğum Yerleri


Doğum Yerleri (Bölgelere Göre)
Geliş Süresi Doğu G.doğu İç
Akdeniz Ege K.deniz Marmara Toplam
Anadolu Anadolu Anadolu
5,3% 1,6% 40,3% 7,8% 13,8% 5,6% 25,6% 100,0%
5-10 yıl 17 5 129 25 44 18 82 320
38,6% 35,7% 46,2% 59,5% 42,3% 36,7% 44,3% 44,6%
6,5% 2,4% 30,4% 6,5% 18,5% 8,3% 27,4% 100,0%
11-16 yıl 11 4 51 11 31 14 46 168
25,0% 28,6% 18,3% 26,2% 29,8% 28,6% 24,9% 23,4%
7,6% 2,5% 31,4% 3,4% 14,4% 10,2% 30,5% 100,0%
17-22 yıl 9 3 37 4 17 12 36 118
20,5% 21,4% 13,3% 9,5% 16,3% 24,5% 19,5% 16,5%
7,2% 1,4% 49,3% 1,4% 10,1% 5,8% 24,6% 100,0%
23-28 yıl 5 1 34 1 7 4 17 69
11,4% 7,1% 12,2% 2,4% 6,7% 8,2% 9,2% 9,6%
4,8% 2,4% 66,7% 2,4% 11,9% 2,4% 9,5% 100,0%
29 yıl ve
2 1 28 1 5 1 4 42
üzeri
4,5% 7,1% 10,0% 2,4% 4,8% 2,0% 2,2% 5,9%
6,1% 2,0% 38,9% 5,9% 14,5% 6,8% 25,8% 100,0%
Toplam 44 14 279 42 104 49 185 717
100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%

2=36,765 df=24 Sig=0,046 P<0,05

Tabloda da görülebileceği gibi göçlerin son 15 yılda artış gösterdiği, göç edilen
bölgeler sıralamasında Ege bölgesini Marmara bölgesinin izlediği gözlenmektedir.
Yıllara göre göç alınan bölgeler sıralaması değişmektedir. Bu durum Bodrum’a geliş
nedenlerinin farklılığı ile açıklanabilir.

Yakın çevre olarak Ege bölgesinden, Milas gibi komşu ilçelerden alınan göç,
Bodrum’un bölgede bir çekim merkezi haline geldiğinin göstergesi olmalıdır. Tarımsal
üretimin ve ticari hayatının canlılığıyla yakın zamana kadar Muğla ilinin önemli bir
ilçesi olan Milas’ın, Bodrum’un hinterlandı içinde yer almaya başladığı gözlenmektedir.
Turizm sektörünün bu denli gelişmediği yıllarda Bodrumlular çalışmak, alışveriş etmek
için Milas’a gidip gelirlerken, sürecin tersine döndüğü mülakatlarda sık sık dile
getirilmiştir.
136

Ev kiralarının yüksekliği ve hayat pahalılığı nedeniyle de Bodrum’da çalışan


nüfusun bir kısmı Milas’ta ikamet etmekte ve günübirlik gelip-gitmektedir.

5.3. Göç Öncesi Yaşadığı Yerleşim Biriminin Özelliği ve Coğrafi Bölgeler

Tablo 35. Bölgelere Göre Geldiği Yerin Konumu


Doğum Yerleri (Konumu)
Bölgeler
Büyükşehir İl Merkezi İlçe Merkez Köy Toplam
45,5% 9,1% 36,4% 9,1% 100,0%
Akdeniz 20 4 16 4 44
8,8% 4,8% 6,1% 2,8% 6,1%
7,1% 21,4% 50,0% 21,4% 100,0%
Doğu Anadolu 1 3 7 3 14
,4% 3,6% 2,7% 2,1%2,0%
19,7% 18,6% 34,8% 26,9% 100,0%
Ege 55 52 97 75 279
24,1% 62,7% 36,9% 52,4% 38,9%
16,7% 16,7% 38,1% 28,6% 100,0%
Güneydoğu Anadolu 7 7 16 12 42
3,1% 8,4% 6,1% 8,4% 5,9%
43,3% 2,9% 37,5% 16,3% 100,0%
İç Anadolu 45 3 39 17 104
19,7% 3,6% 14,8% 11,9% 14,5%
8,2% 26,5% 46,9% 18,4% 100,0%
Karadeniz 4 13 23 9 49
1,8% 15,7% 8,7% 6,3%6,8%
51,9% ,5% 35,1% 12,4% 100,0%
Marmara 96 1 65 23 185
42,1% 1,2% 24,7% 16,1% 25,8%
31,8% 11,6% 36,7% 19,9% 100,0%
Toplam 228 83 263 143 717
100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%

2=1,27 df=18 Sig=0,000 P<0,001

Ankete katılanların doğum yerleri coğrafi bölgelere göre değerlendirildiğinde en


yüksek bölge oranı, ilçenin de yer aldığı Ege bölgesi oluştururken, Marmara bölgesi
ikinci sırada yer almaktadır. İç Anadolu ve Karadeniz bölgesi bu sıralamayı takip
137

etmektedir. Turizm faaliyetlerinin yaşandığı Akdeniz bölgesinden Bodrum’a göç


yaşanmaktadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden gelen göçün istihdam
amaçlı oldukları düşünülmektedir.

Gelinen yerlerin özelliğine bakıldığında Büyükşehirden gelen göçlerde Marmara


bölgesi, Akdeniz ve İç Anadolu bölgesi öne çıkmaktadır. Köyden gelenlerde ise
Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgesi ilk sırada yer almaktadır. Tablodan da
görülebileceği gibi gelinen yerin özelliğinde ilçe merkezinin ağırlığı dikkat
çekmektedir. Bodrum’a gelen göçlerin gecekondulaşmaya yol açmaması,
Büyükşehirlere gerçekleşen göçlerle farklılık gösterdiğinin en önemli kanıtı sayılabilir.
Turizm sezonunun belirli aylarla sınırlı olması sürekli istihdam olanaklarının da kısıtlı
olmasına yol açmaktadır. Turizm sezonunun dışında inşaat sektörünün devreye girmesi
farklı bir istihdam olanağı tanımaktadır. Ancak inşaat sektöründe çalışanlar, inşaat
yasağının başlayarak turizm sezonunun açılmasıyla turizm sektöründe istihdam
edilmemektedir. Böylece her sezon kendi niteliğine göre istihdam olanağı sunmaktadır.

Turizm sektörünün gelişmeye başladığı ilk yıllarda turizm sezonu dışında


Bodrum gibi sahil kentlerinin yerleşik nüfusunun düşük olduğu bilinmektedir. Turizm
sezonunun yoğun yaşandığı yaz aylarında hizmet sektörünün ve misafir nüfusun
gelmesiyle yaşanan yoğunluk kış aylarında yerini pek çok işyerinin kapanmasıyla
sessizliğe bırakıyordu. Turizm sektörünün gelişmesiyle birlikte on iki ay hizmet veren
mekanların açılması, turizm sezonunun belirli aylarla sınırlı olmaktan çıkıp ilkbahar ve
sonbahar mevsimlerinin belirli aylarına yayılması yerleşik nüfusun artmasını
sağlamıştır.

Yeni mekanlara ihtiyaç duyulması, turizm sezonu için tadilat ve yeniden


düzenleme çalışmaları, ikinci konutların artış göstermesi inşaat sektörünü geliştirmiştir.
Dolayısıyla büyükşehirlerimizde görüldüğü gibi göç süreci yaşanmamıştır. Bodrum’u
diğer kentlerden ayıran kent dokusunun farklı yapılanmasında bu göç sürecininin etkili
olduğu düşünülmektedir.
138

Yerleşim biriminin özelliği ve coğrafi bölgeler tablosundan da görüldüğü gibi


turizm merkezleri, her bölgeden farklı nedenlerle göç alabilmektedir. Sanayi kentlerinin
kırsal kesimden aldığı istihdam göçü alan turizm kentlerinde gecekondulaşmaya
rastlanmamaktadır. Ancak özelikle Konacık beldesine daha çok kırsal kesimden gelen
çalışanların yerleştiği gözlenebilmektedir. Daha çok toplu konut benzeri yerleşim
özelliği gösteren bu yerlerde Bodrum’dan farklı kent dokusu gelişmektedir. Arsa
fiyatlarının, ev kiralarının yüksekliği bu sonucu doğurmaktadır. Ayrıca Konacık
beldesinin ilçe merkezine mesafe olarak yakınlığı, iş merkezlerinin ve ticaretin de yeni
merkezi haline gelmesinde etkili olmuştur. Kent merkezinde artan maliyetler bu süreçte
etkili olmaktadır.
139

5.4. Bodrum’a Geliş Süreleri ve Nedenleri

Tablo 36. Geliş Sürelerine Göre Geliş Nedenleri


Yerleşme Nedenleri
Yıllar Tatil,
İş Huzur, Ticaret vb. Tayin Evlilik Toplam
Sağlık vb.
53,30% 16,70% 12,70% 11,80% 5,50% 100,00%
5-10 yıl 176 55 42 39 18 330
48,40% 39,90% 35,00% 52,00% 43,90% 44,70%
42,00% 26,40% 23,00% 8,00% 0,60% 100,00%
11-16 yıl 73 46 40 14 1 174
20,10% 33,30% 33,30% 18,70% 2,40% 23,60%
57,50% 13,30% 20,80% 5,00% 3,30% 100,00%
17-22 yıl 69 16 25 6 4 120
19,00% 11,60% 20,80% 8,00% 9,80% 16,30%
44,30% 18,60% 12,90% 11,40% 12,90% 100,00%
23-28 yıl 31 13 9 8 9 70
8,50% 9,40% 7,50% 10,70% 22,00% 9,50%
34,10% 18,20% 9,10% 18,20% 20,50% 100,00%
29 yıl ve üzeri 15 8 4 8 9 44
4,10% 5,80% 3,30% 10,70% 22,00% 6,00%
49,30% 18,70% 16,30% 10,20% 5,60% 100,00%
Toplam 364 138 120 75 41 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%
2=6,853 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Ankete katılanların geliş sürelerine bakıldığında, 17-22 yıl aralığından itibaren


gelişlerin hızlandığı gözlenmektedir. Son 10 yılda gelenlerin yoğunluğu dikkat
çekmekle birlikte 22 yıldan itibaren düzenli artış gözlenmektedir.

İstihdam için gelenlerin oranı oldukça yüksektir. Ticaret ve tayin gibi nedenler
de bu orana dahil edildiğinde turizm sektörünün Bodrum’da yarattığı istihdam
olanakları ortaya çıkmaktadır.
140

İstihdam için gelenleri tatil, sağlık ve huzur için Bodrum’u tercih edenler takip
etmektedir. Kamu ve hizmet sektörünün genişlemesinin etkisi de tayin nedeniyle
gelenlerin oranlarına yansımaktadır.

Geliş yılları ile geliş nedenleri arasında düzenli artış gözlenmektedir. İkinci
konutların artması, bu konutların bir kısmının birinci konut konumuna gelmesi hizmet
ve ticaret sektörünün gelişmesini sağlamaktadır. Alışveriş merkezlerinin, büyük
marketlerin ve yapı marketlerin sayılarının artması ve on iki ay hizmet vermeleri
yerleşik nüfusun arttığını göstermektedir.

Adrese dayalı nüfus sayım sonuçlarına bakıldığında, Bodrum kent merkezi


nüfusunun, 2000 yılı nüfus sayımına göre azaldığı görülmekte ise de kırsal kesimin
nüfusunun arttığı gözlenmektedir. Kırsal kesimdeki bu artışla birlikte, kent merkezi
nüfusunun azalmasına rağmen ilçe nüfusu artmıştır. İlk kez uygulanan ikamete dayalı
nüfus sayımında ikamet ile ilgili yasal düzenlemelere de gidilmesi özellikle
büyükşehirlerde de ikamet eden nüfusun ikametlerini Bodrum’a taşımamalarına yol
açmıştır.

Bu nedenlere rağmen kırsal kesimdeki artış, nüfusun yarımadanın geneline


yayılmakta olduğunu göstermektedir. Dinlenmek, emeklilik, yaşamını sakin yerde
sürdürmek gibi nedenlerle gelenlerin yerleşim yeri olarak genellikle kırsal kesimi tercih
ettikleri söylenebilir. Bu yerleşim yerlerinin etkisini hızla artmakta olan ikinci
konutların sayısında görmekteyiz. Meslek odalarının ifadelerine göre, Yarımada da
2006 yılında yaklaşık on bin inşaat ruhsatı verilmiştir.
141

5.5. Meslek

Tablo 37. Mesleklerin Cinsiyete Göre Dağılımı


Cinsiyet
Meslekler
Erkek Kadın Toplam
77,80% 22,20% 100,00%
Çiftçi 7 2 9
1,10% 0,40% 0,80%
54,70% 45,30% 100,00%
İşçi 117 97 214
18,70% 19,50% 19,00%
46,70% 53,30% 100,00%
Asker ve Öğretmen vb. 77 88 165
12,30% 17,70% 14,70%
52,40% 47,60% 100,00%
Memur 43 39 82
6,90% 7,80% 7,30%
59,00% 41,00% 100,00%
Profesyonel Meslekler (Dr., Av.,
Müh. vs.) 118 82 200
18,80% 16,50% 17,80%
76,60% 23,40% 100,00%
Esnaf, Zanaatkar 95 29 124
15,20% 5,80% 11,00%
86,50% 13,50% 100,00%
Serbest Meslek (Büyük market,
Beyaz eşye vb.) 32 5 37
5,10% 1,00% 3,30%
62,20% 37,80% 100,00%
İşadamı, girişimci 56 34 90
8,90% 6,80% 8,00%
39,90% 60,10% 100,00%
Diğer 81 122 203
12,90% 24,50% 18,10%
55,70% 44,30% 100,00%
Toplam 626 498 1124
100,00% 100,00% 100,00%
2=66,836 df=8 Sig=0,000 P<0,001
142

Ankete katılanların meslek dağılımında işçilik (%19) ve profesyonel meslekler


(%17,8) yüksek orana sahiptir. Bu oranları Asker ve Öğretmen vb. kamu görevlileri
(%14,7) ile esnaflar (%11) ve takip etmektedir. Bu meslek sınıflamasında yer
bulamayanların oranı (%18,1) yüksektir. Turizm sektörünün çeşitli birimlerinde
istihdam edilen kişiler bu meslekler sınıflaması dışında yanıtlar vermişlerdir.

Cinsiyet meslek dağılımında önemli bir faktör olarak görülmekte ise de işçi
(%45,3), memur (%47,6), profesyonel meslekler (%41) ve asker ve öğretmen vb.
meslek sınıflarında kadınların oranı ilgi çekicidir. Benzer şekilde kadın işadamı
(girişimci) (%37,80) oranı da oldukça yüksektir.

Turizm araştırmalarında turizmin gençlere ve kadınlara daha fazla özgürlük


tanıdığı, çalışan nüfus içinde yer almalarını sağladığı tespit edilmiştir. Turizmin olumlu
etkileri arasında sayılan bu faktörün etkisi yukarıdaki tabloda da gözlenmektedir.
Özellikle hizmetler sektöründe kadın ve genç işgücü daha fazla istihdam edilmektedir.
Turizmin yan sektörü gibi gelişen inşaat sektöründe ise erkek istihdamı daha yoğun
olmaktadır.

Turizm sektörü aynı zamanda kalifiye elemanın yoğun olarak istihdam edildiği
bir sektördür. Profesyonel meslekler olarak değerlendirdiğimiz mühendis, avukat,
doktor, mali müşavir vb. mesleklerin oranlarının yüksekliğinden anlaşılmaktadır. Ayrıca
hizmet sektörü içinde yer alan büyük işletmelerin kalifiye eleman istihdamları söz
konusudur.

Kent nüfusunun artması, ticari yönden genişlemesi Bodrum ilçesinin Muğla


ilinde farklı konumlanmasını sağlamaktadır. Muğla ilinin turizm merkezlerinden
Marmaris ve Fethiye ilçelerinin de ildeki konumları aşağıdaki tabloda görülmektedir.
143

Tablo 38. İlçelere Göre Mesleklerin Dağılımı (2008)


Avukat Mimar Mali Müşavir
İlçeler Sayı Yüzde İlçeler Sayı Yüzde İlçeler Sayı Yüzde
Bodrum 167 23,3 Bodrum 296 45,3 Bodrum 240 23,9
Fethiye 147 20,5 Fethiye 104 15,9 Fethiye 210 20,9
Merkez 123 17,1 Marmaris 88 13,5 Marmaris 174 17,3
Marmaris 110 15,3 Merkez 64 9,8 Merkez 147 14,7
Milas 61 8,5 Ortaca 44 6,7 Milas 93 9,3
Ortaca 41 5,7 Milas 31 4,7 Ortaca 45 4,5
Yatağan 22 3,1 Datça 23 3,5 Yatağan 32 3,2
Köyceğiz 20 2,8 Dalaman 2 0,3 Köyceğiz 20 2
Datça 16 2,2 Yatağan 1 0,2 Dalaman 17 1,7
Dalaman 11 1,5          Ula 13 1,3
Datça 10 1
Kavaklıdere 2 0,2
Toplam 718 100 Toplam 653 100 Toplam 1003 100
Kaynak: Muğla Barosu, Muğla Mimarlar Odası ve Muğla Mali Müşavirler Odası

Muğla ilinde faaliyet gösteren meslek örgütlerinden edinilen verilere göre


Bodrum bu meslekler grubunda ilk sırada yer almaktadır. İlçenin mali durumu ile ilgili
fikir vermesi bakımından mali müşavirler, inşaat sektörünün yoğunluğu hakkında fikir
vermesi için mimarlar yine adli vakaların durumu ile ilgili fikir verebilmesi için avukat
meslekleri tercih edilmiştir.

Tabloda da görüldüğü gibi ilin önemli turizm merkezleri ilk sıralarda yer
almaktadırlar. Merkez ilçe ve Milas alt sıralarda yer almaktadır. Turizm faaliyetlerinin
görülmediği 1980 öncesi ilin önemli merkezleri Fethiye, Milas ve Merkez ilçe iken
turizmin etkisiyle tablo oldukça değişmiştir. Bodrum ve Marmaris bu dönemde nüfus ve
ekonomik büyüklük açısından alt sıralarda yer almakta iken turizm sektörünün
gelişimiyle birlikte sosyo-ekonomik yönden gelişme göstermişlerdir. Gelişmiş tarım
sektörünün hakim olduğu Fethiye ilçesinin konumu farlılık arz etmektedir. Fethiye
tarım sektörünün yanında turizm potansiyelini de değerlendirebilmektedir.
144

5.6. Aile Büyüklüğü ve Çocuk Sayısı

Tablo 39. Bölgelere Göre Çocuk Sayısı


Çocuk Sayısı
Bölgeler Beş ve
Bir İki Üç Dört daha Toplam
fazla
24,3% 35,1% 18,9% 13,5% 8,1% 100,0%
Akdeniz 9 13 7 5 3 37
4,0% 3,2% 5,0% 10,9% 9,4% 4,4%
30,0% ,0% 40,0% 10,0% 20,0% 100,0%
Doğu Anadolu 3 4 1 2 10
1,3% ,0% 2,8% 2,2% 6,3% 1,2%
24,7% 54,6% 14,9% 5,7% ,0% 100,0%
Ege 48 106 29 11 194
21,5% 26,4% 20,6% 23,9% ,0% 23,0%
26,9% 42,3% 3,8% 19,2% 7,7% 100,0%
Güneydoğu
7 11 1 5 2 26
Anadolu
3,1% 2,7% ,7% 10,9% 6,3% 3,1%
25,6% 50,0% 16,7% 2,6% 5,1% 100,0%
İç Anadolu 20 39 13 2 4 78
9,0% 9,7% 9,2% 4,3% 12,5% 9,2%
25,0% 46,9% 15,6% 6,3% 6,3% 100,0%
Karadeniz 8 15 5 2 2 32
3,6% 3,7% 3,5% 4,3% 6,3% 3,8%
35,6% 38,4% 13,0% 5,5% 7,5% 100,0%
Marmara 52 56 19 8 11 146
23,3% 13,9% 13,5% 17,4% 34,4% 17,3%
23,7% 50,5% 19,6% 3,7% 2,5% 100,0%
Bodrumlu 76 162 63 12 8 321
34,1% 40,3% 44,7% 26,1% 25,0% 38,0%
26,4% 47,6% 16,7% 5,5% 3,8% 100,0%
Toplam 223 402 141 46 32 844
100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%

2=68,170 df=28 Sig=0,000 P<0,001


145

Çocuk sayılarının toplam oranlarına bakıldığında iki çocuk (%47,6) ve bir çocuk
(%26,4) oranları ilk sırada yer almaktadır. Bu oranlar nüfus planlamasına uyulan
illerden biri olan Muğla ortalamasına uygundur.

Tablo 40. Geliş Sürelerine Göre Çocuk Sayısı


Çocuk Sayısı
Geliş Yılları Beş ve
Bir İki Üç Dört Toplam
daha fazla
32,40% 44,00% 12,90% 7,10% 3,60% 100,00%
5-10 yıl 73 99 29 16 8 225
49,00% 40,60% 36,70% 44,40% 33,30% 42,30%
31,50% 40,30% 16,10% 6,50% 5,60% 100,00%
11-16 yıl 39 50 20 8 7 124
26,20% 20,50% 25,30% 22,20% 29,20% 23,30%
19,80% 46,20% 18,70% 9,90% 5,50% 100,00%
17-22 yıl 18 42 17 9 5 91
12,10% 17,20% 21,50% 25,00% 20,80% 17,10%
30,40% 48,20% 12,50% 3,60% 5,40% 100,00%
23-28 yıl 17 27 7 2 3 56
11,40% 11,10% 8,90% 5,60% 12,50% 10,50%
5,60% 72,20% 16,70% 2,80% 2,80% 100,00%
29 yıl ve üzeri 2 26 6 1 1 36
1,30% 10,70% 7,60% 2,80% 4,20% 6,80%
28,00% 45,90% 14,80% 6,80% 4,50% 100,00%
Toplam 149 244 79 36 24 532
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=23,719 df=16 Sig=0,096 P<0,05

Bodrum’da kalış süresine göre çocuk sayılarında düşüş gözlenmektedir. Kalış


süreleri arttıkça çocuk sayısında daha fazla oranda düşme beklenmelidir.

Turizmin etkisiyle yaşam standartlarının yükselmesi, hayat pahalılığı, toplumun


diğer kesimlerinden etkilenme gibi nedenlerin çocuk sayısında etkili olduğu
düşünülmelidir. Turizm bu yönüyle çağdaş değerlerin ve modernliğin taşıyıcısı rolünü
üstlenmektedir.
146

Sanayi ve ticaret kenti özelliği taşıyan kentlerde alınan göçün kırsal kesim
yoğunluklu oluşu, gecekondu ve benzeri mekanlarda hemşeri dayanışması içinde yer
almaları kentlileşme sürecini uzatmaktadır. Turizm kentlerinde ise alınan göçün
niteliğinin farklı olması, hemşeri dayanışmalarının diğer kentlerdeki gibi kurulamaması,
gecekondu mekanlarının görülmemesi bu kentleri farklı kılmaktadır. Bu nedenlerle,
turizm kentlerinin kentlileşme sürecini hızlandırdığı gibi sonuca ulaşılabilir.

Büyükşehirlerden ve il merkezlerinden göç eden eğitim ve gelir seviyesi yüksek


kesimler, turizm kentlerinin yapılanmasında etkili olmaktadırlar. Turizm kentlerinin
kısa sürede kentlileşme sürecine girmesinde, bu faktörün önemli bir yer tuttuğu iddia
edilebilir.
147

5.7. Yaşanılan Konutun Mülkiyeti

Tablo 41. Geliş Sürelerine Göre Mülkiyet Durumu

Konut Sahipliği
Kiracıyım Evsahibiyim Toplam
52,70% 47,30% 100,00%
5-10 yıl 174 156 330
51,60% 38,90% 44,70%
46,60% 53,40% 100,00%
11-16 yıl 81 93 174
24,00% 23,20% 23,60%
36,70% 63,30% 100,00%
17-22 yıl 44 76 120
13,10% 19,00% 16,30%
48,60% 51,40% 100,00%
23-28 yıl 34 36 70
10,10% 9,00% 9,50%
9,10% 90,90% 100,00%
29 yıl ve üzeri 4 40 44
1,20% 10,00% 6,00%
45,70% 54,30% 100,00%
Toplam 337 401 738
100,00% 100,00% 100,00%

2=34,564 df=4 Sig=0,000 P<0,001

Bodrum’da kalış süreleri ile konut sahipliği arasında anlamlı ilişki


bulunmaktadır. Kalış sürelerine bağlı olarak ev sahibi oranlarının yükseldiği
gözlenmektedir. Bu durumda çalışma yaşamına katılan bireyler öncelikle konut sahibi
olarak yerleşmek istemektedirler. Kalış sürelerine göre konut sahibi olmaları
çalışanların gelir seviyeleri ile yakından ilintilidir.
148

5.8. Eğitim Yapısı

Tablo 42. Geliş Sürelerine Göre Eğitim Durumu


Öğrenim Durumu
Geliş Yılları Ortaokul
Okur- Okur- Lise ve Y. Okul
İlkokul (İlköğreti Toplam
Yaz değil Yazar dengi Üni.
m)
0,90% 1,50% 20,60% 5,50% 37,30% 34,20% 100,00%
5-10 yıl 3 5 68 18 123 113 330
33,30% 62,50% 36,60% 40,00% 48,00% 48,30% 44,70%
1,10% 0,00% 24,10% 8,60% 24,70% 41,40% 100,00%
11-16 yıl 2 42 15 43 72 174
22,20% 0,00% 22,60% 33,30% 16,80% 30,80% 23,60%
0,80% 1,70% 40,00% 5,00% 33,30% 19,20% 100,00%
17-22 yıl 1 2 48 6 40 23 120
11,10% 25,00% 25,80% 13,30% 15,60% 9,80% 16,30%
2,90% 1,40% 28,60% 8,60% 30,00% 28,60% 100,00%
23-28 yıl 2 1 20 6 21 20 70
22,20% 12,50% 10,80% 13,30% 8,20% 8,50% 9,50%
2,30% 0,00% 18,20% 0,00% 65,90% 13,60% 100,00%
29 yıl ve
1 8 29 6 44
üzeri
11,10% 0,00% 4,30% 0,00% 11,30% 2,60% 6,00%
1,20% 1,10% 25,20% 6,10% 34,70% 31,70% 100,00%
Toplam 9 8 186 45 256 234 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=60,846 df=20 Sig=0,000 P<0,001

Ankete katılanların eğitim seviyelerinin oldukça yüksek olduğu gözlenmektedir.


Lise ve dengi okul mezunlarını (%34,7), %31,7 gibi yüksek oranla Yüksekokul ve
üniversite mezunları takip etmektedir. Profesyonel meslek oranlarının yüksek oluşu ile
bu oranın yüksekliği açıklanabilir.

Bodrum’da kalış süresi ile eğitim seviyeleri arasında ilişki görülmektedir. Buna
göre kalış sürelerinin uzaması ile eğitim seviyelerinin yükselmediği ancak geliş aralığı
149

azaldıkça özellikle yüksekokul ve üniversite mezunlarının oranlarının yükseldiği


gözlenmektedir.

Tablo 43. Yabancı Dil Bilenlerin Cinsiyete Göre Dağılımı


Cinsiyet
Bilinen Yabancı Diller
Erkek Kadın Toplam
48,70% 51,30% 100,00%
İngilizce 220 232 452
35,10% 46,60% 40,20%
42,10% 57,90% 100,00%
Almanca 16 22 38
2,60% 4,40% 3,40%
83,30% 16,70% 100,00%
Fransızca 10 2 12
1,60% 0,40% 1,10%
56,30% 43,70% 100,00%
Birden Fazla Dil Bilenler 58 45 103
9,30% 9,00% 9,20%
62,00% 38,00% 100,00%
Bilmiyorum 322 197 519
51,40% 39,60% 46,20%
55,70% 44,30% 100,00%
Toplam 626 498 1124
100,00% 100,00% 100,00%

2=24,082 df=4 Sig=0,000 P<0,001

Yabancı dil bilenlerin oranlarının (%53,8) yüksekliği, turizm sektörünün olumlu


etkilerinden biri olarak kabul edilebilir. En yaygın bilinen yabancı dil İngilizcedir.
Birden fazla dil bilenler ve bu üç dilden farklı dil bilenlerin oranı %9,2’dir. Dil bilenler
içinde kadınların oranı yüksektir.

Turizm faaliyetlerinin yoğunlaşmaya başladığı ilk dönemlerde gelirlerin birden


yükselmesi, çocukların küçük yaşlarda sektörde istihdam edilmeleri eğitimi olumsuz
etkilemiştir. Eğitime ilginin azaldığı bu dönemlerde elde edilen gelirler tek belirleyici
150

unsur olarak kabul edilmiştir. Ancak zaman içinde turizm gelirlerinin ilk yıllardaki gibi
yüksek gelir getirmemesi, kitle turizminin etkileri, iş ve hizmet alanlarının genişlemesi
eğitimin önemini tekrar öne çıkarmıştır. Sektörün gelişimiyle rekabet ortamının
oluşması kalifiye elemana ihtiyacı arttırmıştır.

Bazı özel okulların Bodrum’da hizmet vermeye başlaması, gelişmekte olan


Muğla Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin yaratacağı değerler önümüzdeki
dönemlerde daha iyi anlaşılacaktır.
151

VI. BÖLÜM. BODRUM’UN SOSYO-EKONOMİK YAPILANMASI

Turizm kentlerinde demografik yapının yeniden şekillenmesiyle birlikte sosyal


doku da değişim gözlenmeye başlanmıştır. Farklı coğrafi ve kültürel bölgelerden
değişik amaçlarla göç eden bireylerin yanında yerli halkın değerlerinin bir arada
yaşanması yeni bir sosyal dokunun oluşmasına neden olmaktadır.

Bodrum ilçesinin ekonomisi turizm sektörünün gelişimi öncesinde tarımsal


ürünlere ve sınırlı miktarda denizden çıkarılabilen süngerciliğe dayalıydı. Tarımsal
alanlarının kısıtlı olması nedeniyle Milas’a ve yakın çevreye çalışmak için gidilirdi. Bu
dönemlerde benzer kırsal alanlarda görüldüğü gibi dışarıya göç vermekteydi. Bu tür
anlatımlar gerçekleştirilen mülakatlarda ortak görüş olarak vurgulanmıştır. Turizm
sektörünün gelişmesiyle narenciye bahçelerinin yerini turistik tesisler almış, ekonomik
yaşam dönüşüme uğramıştır. Ulusal ve uluslararası şirketlerin şubelerinin faaliyet
gösterdiği Bodrum’da ekonomik değişim özellikle son yirmi yılda gerçekleşmiştir.

6.1. Gelir Dağılımı

Tablo 44. Ailede Çalışan Sayısı

Kişi Sayısı Frekans Yüzde


Bir 546 48,6
İki 464 41,3
Üç 96 8,5
Dört 15 1,3
Beş ve daha fazla 3 ,3
Toplam 1124 100,0

Tabloda görüldüğü gibi ankete katılanların ailelerinde çalışan sayısının bir ve iki
kişide toplanması geniş aile yapısına sahip olunmadığını göstermektedir. Bu tabloya
göre ailede ebeveynlerin çalıştıkları küçük çocukların çalıştırılmadıkları
anlaşılmaktadır.
152

Tablo 45. Kalış Sürelerine Göre Aylık Gelir Dağılımı


Aylık Gelir
Kalış Aylık
Süreleri gelirim 400 ve 701- 1001- 2501 ve
yok altı 401-700 1000 1500 1501-2500 üzeri Toplam
4,20% 4,20% 28,80% 31,20% 21,20% 7,30% 3,00% 100,00%
5-10 yıl 14 14 95 103 70 24 10 330
32,60% 46,70% 42,80% 48,40% 53,40% 29,60% 55,60% 44,70%
4,60% 4,00% 27,00% 31,00% 16,10% 14,40% 2,90% 100,00%
11-16 yıl 8 7 47 54 28 25 5 174
18,60% 23,30% 21,20% 25,40% 21,40% 30,90% 27,80% 23,60%
1,70% 4,20% 31,70% 29,20% 16,70% 16,70% 0,00% 100,00%
17-22 yıl 2 5 38 35 20 20 120
4,70% 16,70% 17,10% 16,40% 15,30% 24,70% 0,00% 16,30%
11,40% 5,70% 27,10% 22,90% 14,30% 14,30% 4,30% 100,00%
23-28 yıl 8 4 19 16 10 10 3 70
18,60% 13,30% 8,60% 7,50% 7,60% 12,30% 16,70% 9,50%
25,00% 0,00% 52,30% 11,40% 6,80% 4,50% 0,00% 100,00%
29 yıl ve
üzeri 11 23 5 3 2 44
25,60% 0,00% 10,40% 2,30% 2,30% 2,50% 0,00% 6,00%
5,80% 4,10% 30,10% 28,90% 17,80% 11,00% 2,40% 100,00%
Toplam 43 30 222 213 131 81 18 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=77,393 df=24 Sig=0,000 P<0,001

Turizm sektörü, istihdamı, gelirleri ve bunlara bağlı diğer sektörleri etkileme


gücüyle ekonomik yönden büyük bir potansiyel taşımaktadır. Ankete katılanların
genellikle yanıtlamaktan kaçındıkları gelirle ilgili maddelerde aylık gelirlerin belirli
aralıklarda (400-1.500 YTL) yoğunlaştığı görülse de 1.000 YTL ve üstü aylık gelir
oranının yüksek olduğu gözlenmektedir. Aylık gelir seviyeleri geliş sürelerine bağlı
olarak da değişim gösterebilmektedir. Kalış süreleri arttıkça gelir seviyelerinin de
yükseldiği gözlenmektedir.

Turizm sektörünün gelişmesine paralel olarak arsaların değer kazandığı, tarım


arazilerinin terk edilerek turizmin hizmetine sunulduğu diğer turizm kentlerinde olduğu
153

gibi Bodrum’da da bilinen bir gerçektir. Kısa zamanda gerçekleşen bu dönüşüm


toplumsal yapıyı da etkilemiştir. Arsalarına ve arazilerine beklenmedik değerler
biçilmesi, farklı gelir yollarının ortaya çıkması toplumsal yaşamı da etkilemiştir.
Turizmden önce sahile yakın arazilerin tarıma elverişli olmaması nedeniyle kız
çocuklarına bırakılması, turizm sektörünün yaygınlaşması ile birlikte ilginç sonuçlar
doğurmuştur.

Geçmişte gelir seviyesi oldukça düşük olan Bodrum’un temel geçim kaynağı
narenciye, süngercilik, tarımsal ürünler iken, gelir yapısı tamamen değişmiştir. Turizm
sektörünün yapısına uygun olarak istihdam, hizmet, inşaat, eğlence sektörlerinde
değerlendirilmektedir. Alışveriş merkezleri, yat limanları, balık çiftlikleri yeni dönemin
başlıca aktörleri olmaktadır.

Tablo 46. Sektörlere Göre İşletme Sahipliğinin Durumu


Sektörel Dağ. Bodrum Göç Toplam Yüzde
Gıda 348 356 704 12,7%
İnşaat 127 288 415 7,5%
Dayanıklı 221 379 600 10,8%
Taşımacılık 75 98 173 3,1%
Konaklama 260 349 609 11,0%
Eğlence 310 499 809 14,6%
Konfeksiyon 411 687 1098 19,8%
Finans 159 217 376 6,8%
Yat İmalatı 91 89 180 3,2%
Hizmetler 192 389 581 10,5%
Toplam 2194 3351 5545 100,0%

Kaynak: Bodrum Ticaret Odası Envanter Çalışması 2007

Bodrum Ticaret Odasının yaptırdığı İşyeri Envanter Çalışması Raporuna göre


Bodrum’da faaliyet gösteren sektörler tablodaki başlıklar altında gruplandırılmıştır.
Buna göre konfeksiyon ile eğlence sektörü ilk sıralarda yer almaktadır. İşyeri
sahipliğinde Bodrumluların oranının yüksekliği, yoğun göç alan Bodrum’da yerli halkın
çalışma yaşamı içinde büyük ölçüde yer aldığını göstermektedir.
154

Tablo 47. Sektörlere Göre Firmalar ve Çalışan Sayıları


Sektörel Dağ. Çalışan Sayısı Firma Sayısı Ort. Çal. Sayısı
Konaklama 15.271 736 20,75
Eğlence 10.138 1.167 8,42
İnşaat 4.602 557 8,26
Konfeksiyon 3.821 1.501 2,55
Hizmetler 3.321 825 4,03
Taşımacılık 3.108 255 12,19
Dayanıklı 2.953 822 3,59
Gıda 2.868 888 3,23
Yat İmalatı 1.622 230 7,05
Finans 1.281 518 2,47
Toplam 48.985 7.536 6,5

Kaynak: Bodrum Ticaret Odası Envanter Çalışması 2007

Yine aynı araştırmaya göre sektörlere bağlı firma ve çalışan sayıları tespit
edilmiştir. Bodrum’da faaliyet gösteren firma sayısı ve çalışanlarla ilgili veriler oldukça
ilgi çekicidir. Bodrum yarımadasının yaklaşık yarısına eşit olan çalışan sayısı oldukça
yüksektir. Çalışanların büyük bir kısmının Bodrum’un hinterlandından günübirlik gelip
giderek çalışanların oluşturduğu düşünülmektedir.

Turizm sektörünün istihdam yapısıyla ilgili de fikir veren bu tablodan


konaklama sektörünün istihdama katkısı görülmektedir. Üretim faaliyeti olarak yat
imalatı önemli bir yer tutmaktadır.

Önceki bölümlerde ilçelere göre Muğla ilinin vergi miktarları tablosunda


Bodrum ilk sırada yer almaktaydı. Bodrum’u sırasıyla Marmaris ve Fethiye takip
etmektedir. Bu veriler turizm sektörünün Muğla ilindeki önemini göstermektedir. Aynı
zamanda ekonomik anlamda ilçelerde yarattığı katma değer görülmektedir. Turizm
sektörünün gelişimiyle önemli ekonomik gelişme kaydeden bu ilçelerdeki ekonomik
yapılanma diğer kentlerdeki ekonomik yapıyla farklılık arz etmektedir.
155

6.2. Sosyal Güvence

Tablo 48. Sosyal Güvenliğin Cinsiyete Dağılımı


Cinsiyet
Sosyal Güvenlik Kurumları
Erkek Kadın Toplam
51,80% 48,20% 100,00%
Yok 59 55 114
9,40% 11,00% 10,10%
55,30% 44,70% 100,00%
Emekli Sandığı 78 63 141
12,50% 12,70% 12,50%
68,40% 31,60% 100,00%
Bağ-kur 184 85 269
29,40% 17,10% 23,90%
52,20% 47,80% 100,00%
SSK 259 237 496
41,40% 47,60% 44,10%
44,20% 55,80% 100,00%
Özel Sigorta 46 58 104
7,30% 11,60% 9,30%
55,70% 44,30% 100,00%
Toplam 626 498 1124
100,00% 100,00% 100,00%

2=26,296 df=4 Sig=0,000 P<0,001

Ankete katılanların %10’u sosyal güvencelerinin bulunmadığını ifade


etmişlerdir. Sigortalı olanların cinsiyet dağılımı dengelidir. Sosyal güvenlik kurumları
içinde SSK’nın ilk sırada yer alması meslek gruplarından işçilerin fazlalılığından
kaynaklanmaktadır. Sosyal güvenceye sahip olanların oranı Türkiye ortalamasının
üzerindedir.
156

Tablo 49. Sosyal Güvenliğin Yaş Gruplarına Dağılımı


Yaşınız
Sosyal Güv. Kur. 65 ve
16-25 26-35 36-45 46-55 56-65 üzeri Toplam
14,90% 12,30% 48,20% 12,30% 7,00% 5,30% 100,00%
Yok 17 14 55 14 8 6 114
11,80% 5,90% 14,00% 7,50% 7,30% 11,30% 10,10%
0,00% 14,90% 32,60% 31,20% 14,20% 7,10% 100,00%
Emekli Sandığı 21 46 44 20 10 141
0,00% 8,80% 11,70% 23,70% 18,20% 18,90% 12,50%
3,00% 15,20% 44,20% 24,20% 8,20% 5,20% 100,00%
Bağ-kur 8 41 119 65 22 14 269
5,60% 17,20% 30,40% 34,90% 20,00% 26,40% 23,90%
22,20% 24,80% 28,00% 10,50% 10,50% 4,00% 100,00%
SSK 110 123 139 52 52 20 496
76,40% 51,50% 35,50% 28,00% 47,30% 37,70% 44,10%
8,70% 38,50% 31,70% 10,60% 7,70% 2,90% 100,00%
Özel Sigorta 9 40 33 11 8 3 104
6,30% 16,70% 8,40% 5,90% 7,30% 5,70% 9,30%
12,80% 21,30% 34,90% 16,50% 9,80% 4,70% 100,00%
Toplam 144 239 392 186 110 53 1124
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%
2=1,734 df=20 Sig=0,000 P<0,001

Sosyal güvencesi bulunmayanların içinde 36-45 yaş aralığının oranı yüksektir.


Çalışan nüfus içinde yer alan bu yaş aralığında bu oranın yüksek olması sosyal
güvencesiz çalışanların varlığını göstermektedir. Sosyal güvenceye sahip olanların
oranının yüksekliği ile bu yaş aralığında güvencesiz çalışanların varlığı çelişki
oluşturmaktadır. İnşaat sektörü gibi sosyal güvenceye daha az önem verilen sektörde
yada günübirlik işlerde çalıştıkları düşünülebilir. Emek yoğun özelliğe sahip hizmetler
sektörünün sosyal güvenceye önem vermesi beklenmektedir.

Özel sigortaların varlığı dikkat çekmektedir. Gelir seviyesinin yükselmesiyle


birlikte özel sigortalı sayısının arttığı bilinmektedir. Bodrum’da özel sigortalı oranının
%9,30’a ulaşması, gelir seviyesinin yükseldiğinin işaretlerinden biri sayılabilir.
157

6.3. Tüketim Yapısı

Tablo 50. Aylık Gelire Göre Tüketim Alışkanlığı


Tüketim Durumu
Kira Yatırım Giyim Eğlence Gıda Eğitim Diğer Toplam
6,40% 12,80% 9,60% 0,00% 47,90% 20,20% 3,20% 100,00%
Aylık
6 12 9 45 19 3 94
gelirim yok
3,90% 8,80% 6,90% 0,00% 10,30% 10,90% 5,30% 8,40%
21,70% 0,00% 4,30% 2,90% 43,50% 13,00% 14,50% 100,00%
400 ve altı 15 3 2 30 9 10 69
9,70% 0,00% 2,30% 6,10% 6,80% 5,10% 17,50% 6,10%
19,40% 4,20% 19,00% 1,10% 38,40% 14,80% 3,20% 100,00%
401-700 55 12 54 3 109 42 9 284
35,70% 8,80% 41,50% 9,10% 24,80% 24,00% 15,80% 25,30%
19,00% 16,70% 7,10% 6,10% 35,70% 10,20% 5,10% 100,00%
701-1000 56 49 21 18 105 30 15 294
36,40% 36,00% 16,20% 54,50% 23,90% 17,10% 26,30% 26,20%
3,80% 14,40% 7,60% 3,00% 44,90% 22,90% 3,40% 100,00%
1001-1500 9 34 18 7 106 54 8 236
5,80% 25,00% 13,80% 21,20% 24,10% 30,90% 14,00% 21,00%
8,30% 16,70% 18,30% 2,50% 34,20% 17,50% 2,50% 100,00%
1501-2500 10 20 22 3 41 21 3 120
6,50% 14,70% 16,90% 9,10% 9,30% 12,00% 5,30% 10,70%
11,10% 33,30% 11,10% 0,00% 11,10% 0,00% 33,30% 100,00%
2501 ve
3 9 3 3 9 27
üzeri
1,90% 6,60% 2,30% 0,00% 0,70% 0,00% 15,80% 2,40%
13,70% 12,10% 11,60% 2,90% 39,10% 15,60% 5,10% 100,00%
Toplam 154 136 130 33 439 175 57 1124
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=2,187 df=36 Sig=0,000 P<0,001

Tüketim yapısı incelendiğinde aylık geliri 400-700YTL aralığında olanların


gelirlerinin önemli bir kısmını kiraya ayırmaktadırlar. Yine bu kesimin diğer önemli
harcama kalemleri gıda ve giyim olmaktadır. Gelirinin önemli bir kısmını eğlenceye
158

ayırdığını belirtenlerin içinde en yüksek orana (%54,5) aylık geliri 701-1000YTL


aralığında olanların sahip olması dikkat çekmektedir.

Tablo 51. Geliş Sürelerine Göre Tüketim Alışkanlığı


Geliş Süresi
29 yıl ve
5-10 yıl 11-16 yıl 17-22 yıl 23-28 yıl Toplam
üzeri
47,30% 27,00% 17,60% 8,10% 0,00% 100,00%
Kira 70 40 26 12 148
21,20% 23,00% 21,70% 17,10% 0,00% 20,10%
32,90% 47,40% 13,20% 2,60% 3,90% 100,00%
Yatırım 25 36 10 2 3 76
7,60% 20,70% 8,30% 2,90% 6,80% 10,30%
39,00% 32,20% 12,70% 3,40% 12,70% 100,00%
Giyim 46 38 15 4 15 118
13,90% 21,80% 12,50% 5,70% 34,10% 16,00%
67,90% 10,70% 10,70% 10,70% 0,00% 100,00%
Eğlence 19 3 3 3 28
5,80% 1,70% 2,50% 4,30% 0,00% 3,80%
43,20% 16,40% 22,40% 12,00% 6,00% 100,00%
Gıda 108 41 56 30 15 250
32,70% 23,60% 46,70% 42,90% 34,10% 33,90%
54,80% 12,90% 10,80% 20,40% 1,10% 100,00%
Eğitim 51 12 10 19 1 93
15,50% 6,90% 8,30% 27,10% 2,30% 12,60%
44,00% 16,00% 0,00% 0,00% 40,00% 100,00%
Diğer 11 4 10 25
3,30% 2,30% 0,00% 0,00% 22,70% 3,40%
44,70% 23,60% 16,30% 9,50% 6,00% 100,00%
Toplam 330 174 120 70 44 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=1,548 df=24 Sig=0,000 P<0,001

Bodrum’da yaşam süreleri kira harcamalarını belirlemektedir. Buna göre kentte


kalış süresi ev sahipliği oranını yükseltmektedir. Eğlence harcamaları yönünden kentte
159

yeni gelenlerin oranının yüksekliği ilgi çekicidir. Yatırım harcamaları oranında


Bodrumlular öne çıkmaktadır.

Kentte yaşam süreleri ile gelir yapısının tüketim kalıplarına etkisi farklılık
gösterebilmektedir. Kente yeni gelenlerin eğlence harcamalarının yüksekliğini, yeni
gelenlerin gelir seviyelerinin de yüksek oluşuyla açıklanabilir. Son yıllarda artan göç
oranı Bodrum’un çekim merkezi olduğunun kanıtıdır. Bodrum eğlence sektörü ile de
öne çıkan turizm merkezimizdir.

Kent merkezinden başlayarak yarımadaya yayılan büyük marketlerin sayısı,


büyük yapı marketlerin yoğunluğu tüketim kalıpları hakkında fikir vermektedir.
Geçmişinde “iki dükkan bir fırın” deyişine konu olan Bodrum’un yoksunluğu, turizmin
gelişmesiyle birlikte ters yüz olmuş, bölgesi için çekim merkezi haline gelmiştir.

Farklı tüketim kalıplarına hitap edebilmesi, istihdam yönü, dinlenme-eğlenme


olanakları ile farklı kesimleri bünyesinde barındırabilmektedir. Bu özellikleriyle birlikte
artan nüfusu, sağladığı ekonomik gelişme ile orta boy kentler sınıfına girmektedir.
Kentte faaliyet gösteren büyük işletmelerin merkezlerinin özellikle İstanbul gibi
büyükşehir olmasıyla, vergi gelirlerinin kente yansımamasına rağmen ekonomik
gelişmişlik seviyesinin yüksekliği ilgi çekicidir.
160

6.4. Kent Bilinci ve Sosyal Etkileşim

Tablo 52. Geliş Sürelerine Göre Kentten Memnuniyet

Bodrum'da Yaşamaktan Duyulan Memnuniyet


Kalış Süresi
Evet Hayır Kararsız Toplam
75,80% 13,90% 10,30% 100,00%
5-10 yıl 250 46 34 330
41,80% 49,50% 72,30% 44,70%
88,50% 8,60% 2,90% 100,00%
11-16 yıl 154 15 5 174
25,80% 16,10% 10,60% 23,60%
89,20% 7,50% 3,30% 100,00%
17-22 yıl 107 9 4 120
17,90% 9,70% 8,50% 16,30%
80,00% 14,30% 5,70% 100,00%
23-28 yıl 56 10 4 70
9,40% 10,80% 8,50% 9,50%
70,50% 29,50% 0,00% 100,00%
29 yıl ve üzeri 31 13 44
5,20% 14,00% 0,00% 6,00%
81,00% 12,60% 6,40% 100,00%
Toplam 598 93 47 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=35,190 df=8 Sig=0,000 P<0,001

Ankete katılanların %81’i Bodrum’da yaşamaktan memnun olduğunu


belirtmiştir. Memnuniyet oranları ile Bodrum’da kalış süreleri arasında anlamlı ilişki
gözlenmektedir. Buna göre Bodrum’da kalış süresi arttıkça memnuniyet oranı
düşmektedir. Bodrum’un kalabalıklaşması, alt yapı sorunları, trafik vb. sorunların
artması daha uzun süre kalanları üzmektedir. Geçmişin doğal güzellikleri, huzurlu
ortamı, denizinin temizliği sık sık dile getirilmektedir.
161

Tablo 53. Geliş Sürelerine Göre Kent Kimliği

Nerelisiniz (Kendini ifade etme)


Kalış Süresi
Ankara İstanbul İzmir Muğla Bodrum Milas Toplam
3,60% 11,80% 6,40% 6,70% 44,80% 1,20% 100,00%
5-10 yıl 12 39 21 22 148 4 330
36,40% 55,70% 53,80% 71,00% 37,40% 30,80% 44,70%
9,20% 9,20% 4,60% 2,90% 55,70% 2,30% 100,00%
11-16 yıl 16 16 8 5 97 4 174
48,50% 22,90% 20,50% 16,10% 24,50% 30,80% 23,60%
3,30% 4,20% 3,30% 0,80% 62,50% 1,70% 100,00%
17-22 yıl 4 5 4 1 75 2 120
12,10% 7,10% 10,30% 3,20% 18,90% 15,40% 16,30%
1,40% 8,60% 8,60% 2,90% 58,60% 1,40% 100,00%
23-28 yıl 1 6 6 2 41 1 70
3,00% 8,60% 15,40% 6,50% 10,40% 7,70% 9,50%
0,00% 9,10% 0,00% 2,30% 79,50% 4,50% 100,00%
29 yıl ve üzeri 4 1 35 2 44
0,00% 5,70% 0,00% 3,20% 8,80% 15,40% 6,00%
4,50% 9,50% 5,30% 4,20% 53,70% 1,80% 100,00%
Toplam 33 70 39 31 396 13 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=81,807 df=36 Sig=0,000 P<0,001

Ankete katılanlara sorulan kendilerini hangi şehirli hissettikleri sorusuna verilen


yanıtlar arasında %53,7 ile Bodrum öne çıkmaktadır. Ankete katılanlar içinde Bodrum
doğumlu olanların oranın %34,3 olmasına rağmen Bodrumluyum oranının yükselmesi
kent kimliğinin benimsendiğini göstermektedir. Bodrum’da kalış süresi arttıkça kendini
kentli hissetme oranının yükseldiği görülmektedir.
162

6.3. Boş Zamanlarını Değerlendirme Alışkanlığı

Tablo 54. Gelinen Yerin Konumuna Göre Boş Zaman Faaliyetleri


Doğum Yerleri (Konumu)
Ev İçi Büyükşehi İlçe
İl Merkezi Köy Bodrumlu Toplam
r Merkezi
21,4% 9,3% 32,6% 5,1% 31,6% 100,0%
Gazete, Kitap,
46 20 70 11 68 215
Dergi okuyarak
20,2% 24,1% 26,6% 7,7% 17,6% 19,5%
19,1% 9,0% 19,1% 7,9% 44,9% 100,0%
Müzik Dinleyerek 17 8 17 7 40 89
7,5% 9,6% 6,5% 4,9% 10,4% 8,1%
23,7% 8,1% 23,2% 12,7% 32,3% 100,0%
Televizyon
99 34 97 53 135 418
Seyrederek
43,4% 41,0% 36,9% 37,1% 35,0% 37,9%
12,6% 2,2% 27,4% 18,5% 39,3% 100,0%
El işleri yaparak
17 3 37 25 53 135
(Hobiler)
7,5% 3,6% 14,1% 17,5% 13,7% 12,2%
20,6% 4,2% 13,9% 23,0% 38,2% 100,0%
Bahçe İşleri
34 7 23 38 63 165
yaparak
14,9% 8,4% 8,7% 26,6% 16,3% 15,0%
18,5% 13,6% 23,5% 11,1% 33,3% 100,0%
Diğer 15 11 19 9 27 81
6,6% 13,3% 7,2% 6,3% 7,0% 7,3%
20,7% 7,5% 23,8% 13,0% 35,0% 100,0%
Toplam 228 83 263 143 386 1103
100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%

2=68,103 df=20 Sig=0,000 P<0,001

Boş zamanlarını değerlendirme alışkanlığında ilçe merkezi öne çıkmaktadır.


Bahçe işleri konusunda kırsal kesimle dengelenen ilçe merkezlerini, gazete ve kitap
okuma alışkanlığında Bodrum doğumlular takip etmektedir. Kendisi de ilçe merkezi
olan Bodrum’un boş zamanlarını değerlendirme konusunda kentlileşme eğilimi
gözlenmektedir.
163

Tablo 55. Gelinen Yerin Konumuna Göre Boş Zaman Faaliyetleri


Doğum Yerleri (Konumu)
Ev Dışında İlçe
Büyükşehir İl Merkezi Köy Bodrumlu Toplam
Merkezi
4,9% 6,4% 28,6% 19,7% 40,4% 100,0%
Kahvehaneye
10 13 58 40 82 203
giderek
4,4% 15,7% 22,1% 28,0% 21,2% 18,4%
20,2% 10,1% 14,7% 16,5% 38,5% 100,0%
Birahaneye
22 11 16 18 42 109
giderek
9,6% 13,3% 6,1% 12,6% 10,9% 9,9%
36,1% 8,2% 18,3% 5,8% 31,7% 100,0%
Sinema, tiyatroya
75 17 38 12 66 208
giderek
32,9% 20,5% 14,4% 8,4% 17,1% 18,9%
18,1% 6,3% 20,8% 13,5% 41,3% 100,0%
Komşu-Akraba
52 18 60 39 119 288
ziyareti
22,8% 21,7% 22,8% 27,3% 30,8% 26,1%
24,7% 7,5% 32,8% 11,8% 23,1% 100,0%
Doğa gezileri 46 14 61 22 43 186
20,2% 16,9% 23,2% 15,4% 11,1% 16,9%
21,1% 9,2% 27,5% 11,0% 31,2% 100,0%
Diğer 23 10 30 12 34 109
10,1% 12,0% 11,4% 8,4% 8,8% 9,9%
20,7% 7,5% 23,8% 13,0% 35,0% 100,0%
Toplam 228 83 263 143 386 1103
100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%

2=1,005 df=20 Sig=0,000 P<0,001

Ev dışında boş zaman faaliyetlerinde sinema ve tiyatroya gitmek %36,1 ile


Büyükşehirden gelenleri, %31,7 oranıyla Bodrum doğumlular takip etmektedir.
Bodrum’da çeşitli temsiller, ulusal ve uluslararası toplantılar ve konserler
düzenlenmektedir. Bu tür organizasyonların Bodrumlular tarafından takip edilmesi
kentlileşmenin en önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilebilir.
164

6.5. Medya İzleme Etkinlikleri

Tablo 56. Medyayı Takip Etme Alışkanlığı


Gazete Okuma Alışkanlığı
Bölgeler Hergün Hafta Gazete
Ara sıra Toplam
gazete alınır sonları alınmaz
29,50% 18,20% 38,60% 13,60% 100,00%
Akdeniz 13 8 17 6 44
3,90% 6,10% 8,40% 11,30% 6,10%
21,40% 7,10% 35,70% 35,70% 100,00%
Doğu Anadolu 3 1 5 5 14
0,90% 0,80% 2,50% 9,40% 2,00%
52,00% 16,80% 25,80% 5,40% 100,00%
Ege 145 47 72 15 279
43,90% 35,60% 35,60% 28,30% 38,90%
21,40% 21,40% 52,40% 4,80% 100,00%
Güneydoğu
9 9 22 2 42
Anadolu
2,70% 6,80% 10,90% 3,80% 5,90%
45,20% 12,50% 31,70% 10,60% 100,00%
İç Anadolu 47 13 33 11 104
14,20% 9,80% 16,30% 20,80% 14,50%
26,50% 42,90% 24,50% 6,10% 100,00%
Karadeniz 13 21 12 3 49
3,90% 15,90% 5,90% 5,70% 6,80%
54,10% 17,80% 22,20% 5,90% 100,00%
Marmara 100 33 41 11 185
30,30% 25,00% 20,30% 20,80% 25,80%
46,00% 18,40% 28,20% 7,40% 100,00%
Toplam 330 132 202 53 717
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=91,821 df=24 Sig=0,000 P<0,001

Medya izleme etkinliklerine göre gazete okuma alışkanlığının oranı oldukça


yüksektir. TV izlemeyenlerin oranının yüksekliği yanında magazin ve yarışma
programları en çok ilgi çeken programlar olmaktadır. Ankete katılanların yaklaşık yarısı
165

haber ve belgesel programlarına ilgi göstermektedir. Hergün gazete alanların oranı %46
ile yüksek olması günlük gazete okuma alışkanlığının yerleştiğini göstermektedir.

Tablo 57. Geliş Sürelerine Göre Toplumsal İlişkiler


Turizmin Toplumsal İlişkilere Etkisi
Tamamıyla Fikrim Hiç
Katılırım Katılmam Toplam
katılırım yok katılmıyorum
29,10% 40,60% 9,10% 13,60% 7,60% 100,00%
5-10 yıl 96 134 30 45 25 330
43,20% 42,10% 46,20% 57,00% 46,30% 44,70%
17,20% 51,70% 10,30% 12,10% 8,60% 100,00%
11-16 yıl 30 90 18 21 15 174
13,50% 28,30% 27,70% 26,60% 27,80% 23,60%
31,70% 50,00% 7,50% 4,20% 6,70% 100,00%
17-22 yıl 38 60 9 5 8 120
17,10% 18,90% 13,80% 6,30% 14,80% 16,30%
50,00% 27,10% 7,10% 7,10% 8,60% 100,00%
23-28 yıl 35 19 5 5 6 70
15,80% 6,00% 7,70% 6,30% 11,10% 9,50%
52,30% 34,10% 6,80% 6,80% 0,00% 100,00%
29 yıl ve üzeri 23 15 3 3 44
10,40% 4,70% 4,60% 3,80% 0,00% 6,00%
30,10% 43,10% 8,80% 10,70% 7,30% 100,00%
Toplam 222 318 65 79 54 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=50,167 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Turizmin toplumsal ilişkileri olumsuz etkilediği, yardımlaşma ve dayanışmanın


azaldığı yüksek oranda ifade edilmiştir.

Gerçekleştirilen mülakatlarda sosyal ilişkilerin bozulduğu, yardımlaşma ve


dayanışmanın azaldığı görüşü sıklıkla dile getirilmektedir. Son yirmi yılda nüfusu 5-6
kez katlanan, gelir seviyesi yükselen, farklı kültürlerden ve bölgelerden göç alan kentte
toplumsal ilişkilerin de değişime uğradığı gözlenmektedir. Küçük balıkçı kasabası olan
Bodrum’un kısa zamanda önceki bölümlerde değinildiği gibi orta boy kentler sınıfına
166

girmesi bu dönüşümü açıklamaktadır. Bu göstergelerden de anlaşıldığı gibi Bodrum


artık kent özelliği gösteren, turizm sektörünün yapılandırdığı bir turizm kentidir.

6.6. Turizm ve Turistler ile İlgili Tutumlar

Tabo 58. Geliş Sürelerine Göre Yabancı Turistten Memnuniyet


Yabancı Turistlere Karşı Tutumlar
Kalış Süresi Hiç
Memnun Çok
memnun Fikrim yok Memnunum Toplam
değilim memnunum
değilim
9,70% 13,60% 26,10% 43,90% 6,70% 100,00%
5-10 yıl 32 45 86 145 22 330
43,80% 34,10% 51,50% 45,20% 48,90% 44,70%
0,60% 20,70% 25,90% 47,70% 5,20% 100,00%
11-16 yıl 1 36 45 83 9 174
1,40% 27,30% 26,90% 25,90% 20,00% 23,60%
11,70% 17,50% 16,70% 50,80% 3,30% 100,00%
17-22 yıl 14 21 20 61 4 120
19,20% 15,90% 12,00% 19,00% 8,90% 16,30%
18,60% 24,30% 10,00% 32,90% 14,30% 100,00%
23-28 yıl 13 17 7 23 10 70
17,80% 12,90% 4,20% 7,20% 22,20% 9,50%
29,50% 29,50% 20,50% 20,50% 0,00% 100,00%
29 yıl ve
13 13 9 9 44
üzeri
17,80% 9,80% 5,40% 2,80% 0,00% 6,00%
9,90% 17,90% 22,60% 43,50% 6,10% 100,00%
Toplam 73 132 167 321 45 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=78,367 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Yabancı turistlere karşı tutumlara bakıldığında genel olarak memnun olanların


oranı öne çıkmaktadır. Bodrum’da kalış süresi arttıkça turistlere karşı tutumlarda
farklılık gözlenmektedir. 29 ve üzeri kalanların turistlerde memnuniyet oranının
oldukça düştüğü görülmektedir. Bodrum’un yaşadığı bir takım sorunların sorumlusu
olarak turistlerin görüldüğü dile getirilmektedir.
167

Tablo 59. Geliş Sürelerine Göre Turistler Sorun Yaratıyor mu

Yabancı Turistler Sorun Yaratır mı?


Kalış Süresi
Evet Hayır Fikrim yok Toplam
37,00% 43,00% 20,00% 100,00%
5-10 yıl 122 142 66 330
38,90% 51,10% 45,20% 44,70%
46,00% 28,70% 25,30% 100,00%
11-16 yıl 80 50 44 174
25,50% 18,00% 30,10% 23,60%
49,20% 39,20% 11,70% 100,00%
17-22 yıl 59 47 14 120
18,80% 16,90% 9,60% 16,30%
35,70% 51,40% 12,90% 100,00%
23-28 yıl 25 36 9 70
8,00% 12,90% 6,20% 9,50%
63,60% 6,80% 29,50% 100,00%
29 yıl ve üzeri 28 3 13 44
8,90% 1,10% 8,90% 6,00%
42,50% 37,70% 19,80% 100,00%
Toplam 314 278 146 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=40,894 df=8 Sig=0,000 P<0,001

Yabancı turistlerin sorun yarattığı, tutumlarından memnuniyet duyulmadığı ile


ilgili kanaatler kaygı verici niteliktedir. Son dönemlerde artan her şey dahil sisteminin
turistlerin kalitelerini düşürdüğü söylenmektedir. Yine de turistlerle ilgili memnuniyet
oranlarının düşüklüğü üzerinde durulması gereken bir noktadır.

Turistlerin yarattığı sorunlar içinde çevre ve doğa sorunları öne çıkmaktadır.


Fiyat artışı ile ahlak son on yılda Bodrum’a gelenler tarafından en önemli sorunlar
olarak sıralanmıştır.

Son yıllarda artan yabancıların mülk edinimi ile ilgili tepkilerin de bu oranlara
yansıdığı düşünülebilir. Yabancıların mülk ediniminde yüzölçüm bakımından Muğla
ilinin öne çıkması, diğer faktörler açısından da Antalya’nın ardından ikinci sırada yer
168

alması dikkat çekmektedir. Antalya ve Muğla’nın öne çıkması kıyılarımıza yabancıların


ilgisinin göstergesidir.

Yabancıların edindikleri konutları yasal olmayan yollarla işlettikleri sık sık dile
getirilmekte, yetkililerin bu konuya çözüm bulmaları istenmektedir. 368 üyesi bulunan
emlakçılar derneği, yabancıya kaçak satışların yoğun olduğu, derneğe kayıtlı olmayan
bir takım insanların konut pazarladığı, bu konuda yaptırım uygulayamadıklarını ifade
etmektedirler.

Tablo 60. Geliş Sürelerine Göre Turistlerin Yarattığı Sorunlar


Yabancı Turistlerden Kaynaklanan Sorunlar
Doğanın Ahlaki
Çevre Hayat Altyapı
tahrip değerlerin Diğer Toplam
kirliliği pahalılığı sorunları
olması bozulması
5,30% 4,10% 41,80% 42,90% 2,40% 3,50% 100,00%
5-10 yıl 9 7 71 73 4 6 170
45,00% 46,70% 39,40% 42,20% 12,10% 33,30% 38,70%
5,70% 0,00% 35,00% 43,10% 10,60% 5,70% 100,00%
11-16 yıl 7 43 53 13 7 123
35,00% 0,00% 23,90% 30,60% 39,40% 38,90% 28,00%
5,50% 6,80% 41,10% 38,40% 5,50% 2,70% 100,00%
17-22 yıl 4 5 30 28 4 2 73
20,00% 33,30% 16,70% 16,20% 12,10% 11,10% 16,60%
0,00% 3,10% 43,80% 28,10% 21,90% 3,10% 100,00%
23-28 yıl 1 14 9 7 1 32
0,00% 6,70% 7,80% 5,20% 21,20% 5,60% 7,30%
0,00% 4,90% 53,70% 24,40% 12,20% 4,90% 100,00%
29 yıl ve üzeri 2 22 10 5 2 41
0,00% 13,30% 12,20% 5,80% 15,20% 11,10% 9,30%
4,60% 3,40% 41,00% 39,40% 7,50% 4,10% 100,00%
Toplam 20 15 180 173 33 18 439
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=37,671 df=20 Sig=0,010 P<0,05


169

Tablodan da görüldüğü gibi Bodrumlu daha çok doğa, çevre ve alt yapı
sorunlarına işaret etmektedir. Son on yılda gelenlerin de diğerlerine göre daha duyarlı
oldukları gözlenmektedir. Ankete katılanların fiyat artışının yanında ahlak konusunu
önemli sorunlar arasında göstermektedirler. Turizmin toplumsal yapıya olumsuz etkisi
olarak açıklayabileceğimiz bu sorunlarla ilgili yerel yönetimlerin ve sivil toplum
örgütlerinin çalışma yapmaları gerekmektedir.

Çevre sorunları ile ilgili yabancı turistleri suçlamak ancak dolaylı olarak
mümkün görülebilir. Öncelikle turizme hazırlıksız yakalanan turizm merkezlerinin
sorunlarının iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Tablo 61. Geliş Sürelerine Göre Turizme Karşı Tutumlar


Turizm Konusunda
Alternatif
İsterim İstemem yaratılmasını Toplam
isterim
66,40% 6,10% 27,60% 100,00%
5-10 yıl 219 20 91 330
43,40% 40,00% 49,70% 44,70%
77,60% 5,20% 17,20% 100,00%
11-16 yıl 135 9 30 174
26,70% 18,00% 16,40% 23,60%
67,50% 5,80% 26,70% 100,00%
17-22 yıl 81 7 32 120
16,00% 14,00% 17,50% 16,30%
55,70% 20,00% 24,30% 100,00%
23-28 yıl 39 14 17 70
7,70% 28,00% 9,30% 9,50%
70,50% 0,00% 29,50% 100,00%
29 yıl ve üzeri 31 13 44
6,10% 0,00% 7,10% 6,00%
68,40% 6,80% 24,80% 100,00%
Toplam 505 50 183 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=31,760 df=8 Sig=0,000 P<0,001


170

Yabancı turistlerin tutumlarından rahatsız olunsa da çevre sorunlarına yol açtığı


düşünülse de turizmin sürdürülmesi de istenmektedir. Turizmin kent için önemi ve
vazgeçilmezliği genel olarak kabul görmektedir. Ekonomisini yalnızca turizm sektörüne
bağlı olarak sürdüren turizm kentlerinin sektörün sıkıntıya girmesi durumunda zor
durumda kalabileceği, bir anlamda çöküntü yaşayabileceği göz önünde bulundurularak,
alternatif sektörlerin değerlendirilmesi gerekmektedir.

Narenciye konusunda son dönemlerde yürütülmekte olan projelerin


desteklenmesi, çevre sorunlarına çözüm bulunduğu takdirde balık çiftliklerinin de
kentin ekonomisi için hayati önemi bulunmaktadır.

6.7. Sosyal Sorumluluk Anlayışları

Tablo 62. Sivil Toplum Kuruluşlarına Üyelik


Sivil Toplum Kuruluşlarına Üyelik
STK Çalışmaları Konusunda
Evet Hayır Toplam
10,6% 89,4% 100,0%
Hiç bilgim yok 15 127 142
5,0% 15,4% 12,6%
31,3% 68,7% 100,0%
Yeterli değil 83 182 265
27,8% 22,1% 23,6%
3,1% 96,9% 100,0%
Fikrim yok 9 283 292
3,0% 34,3% 26,0%
32,0% 68,0% 100,0%
Bilgim var 54 115 169
18,1% 13,9% 15,0%
53,9% 46,1% 100,0%
Yeterli Bilgim var 138 118 256
46,2% 14,3% 22,8%
26,6% 73,4% 100,0%
Toplam 299 825 1124
100,0% 100,0% 100,0%

2=20,047 df=4 Sig=0,000 P<0,001


171

Sivil toplum örgütlerinin sayısının hayli yüksek olduğu Bodrum’da üye sayısının
% 26,6’de kalması ilgi çekicidir. Göçle gelen eğitimli kesimin daha çok sivil toplum
örgütlerine üye oldukları gözlenmiştir. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları
konusunda bilgi sahibi olanların üyelik oranları yükselmektedir. Bodrum’da etkin
mücadele örnekleri vermekte olan çevre derneklerinin çalışmaları konusunda bilgi
sahibi olunmadığı anlaşılmaktadır.

Tablo 63. Bodrum’da Faaliyet Gösteren Dernekler


DERNEKLER Sayı Yüzde
Spor 44 25
Çevre, Kültür ve Turizm 44 25
Eğitim, Okul 14 8
Esnaf ve Sanatkarlar 36 20,5
Cami Yaptırma 6 3,4
Sağlık 6 3,4
Araştırma 7 4
Hayvan Hakları 5 2,8
Güvenlik Hizmetleri 2 1,1
Türk Hava Kurumu 1 0,6
Kızılay 1 0,6
Rotary, Mason, Lions 10 5,7
Toplam 176 100

Kaynak: Bodrum Kaymakamlığı 2006

Bu durumda 200’e yakın sivil toplum örgütünün bulunduğu Bodrum’da üyelerin


nüfusun üçte biri oranında kaldığı, bir kişinin birden fazla derneğe üye olduğu
söylenebilir. Çevre dernekleri yanında meslek dayanışma dernekleri ve tanıtım
dernekleri en sık rastlanan dernekler olmaktadır. Muğla valiliğinden edilen bilgiye göre
ilçeler içinde en fazla derneğe sahip olan ilçe Bodrum’dur.
172

Tablo 64. Sivil Toplum Kuruluşlarına Karşı Tutumlar

STK Çalışmaları Konusunda


Kalış Süresi Hiç Yeterli
Yeterli Fikrim Bilgim
bilgim Bilgim Toplam
değil yok var
yok var
14,80% 27,30% 25,50% 18,50% 13,90% 100,00%
5-10 yıl 49 90 84 61 46 330
42,20% 60,00% 41,20% 52,10% 30,50% 44,70%
10,30% 12,10% 37,40% 13,80% 26,40% 100,00%
11-16 yıl 18 21 65 24 46 174
15,50% 14,00% 31,90% 20,50% 30,50% 23,60%
17,50% 20,80% 28,30% 15,00% 18,30% 100,00%
17-22 yıl 21 25 34 18 22 120
18,10% 16,70% 16,70% 15,40% 14,60% 16,30%
24,30% 15,70% 15,70% 15,70% 28,60% 100,00%
23-28 yıl 17 11 11 11 20 70
14,70% 7,30% 5,40% 9,40% 13,20% 9,50%
25,00% 6,80% 22,70% 6,80% 38,60% 100,00%
29 yıl ve üzeri 11 3 10 3 17 44
9,50% 2,00% 4,90% 2,60% 11,30% 6,00%
15,70% 20,30% 27,60% 15,90% 20,50% 100,00%
Toplam 116 150 204 117 151 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=61,912 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Bodrum’da kalış süresi ile sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları konusunda


anlamlı ilişki gözlenmektedir. Buna göre son yıllarda gelenlerin yeterli bilgileri olduğu,
kalma süresinin artmasının bilgi düzeyinin yükselmesine yol açmadığı görülmektedir.
173

Tablo 65. Geliş Sürelerine Göre STK Üyeliği

Sivil Toplum Kuruluşlarına Üyelik


Kalış Süresi
Evet Hayır Toplam
19,70% 80,30% 100,00%
5-10 yıl 65 265 330
34,90% 48,00% 44,70%
22,40% 77,60% 100,00%
11-16 yıl 39 135 174
21,00% 24,50% 23,60%
29,20% 70,80% 100,00%
17-22 yıl 35 85 120
18,80% 15,40% 16,30%
50,00% 50,00% 100,00%
23-28 yıl 35 35 70
18,80% 6,30% 9,50%
27,30% 72,70% 100,00%
29 yıl ve üzeri 12 32 44
6,50% 5,80% 6,00%
25,20% 74,80% 100,00%
Toplam 186 552 738
100,00% 100,00% 100,00%

2=29,958 df=4 Sig=0,000 P<0,001

Önceki tabloda olduğu gibi benzer şekilde kalış süreleri ile sivil toplum
kuruluşlarına üyelik arasında anlamlı ilişki bulunmaktadır. Ancak yine benzer şekilde
kalış süresinin tersine sivil toplum kuruluşlarına üyelik artmaktadır. Bu durum son
yıllarda gelenlerin konuya duyarlı olmaları ile açıklanabilir.
174

VII. BÖLÜM. KÜLTÜREL VE ÇEVRESEL TUTUMLARIN GELİŞİMİ

Turizm önceki bölümlerde de değinildiği gibi ekonomik gelişme yanında


yapılaşma ve konutlaşma yaratmaktadır. Yapılaşma veya konutlaşma imarlı, ruhsatlı
olarak gerçekleşmekte ise de altyapıya ve çevreye baskı yaratmaktadır. Bodrum’da
gecekondulaşma görülmese de ikinci konutlar sorun yaratmaktadır. “Bodrum evi”
olarak geliştirilen iki katlı konut biçimi yatay yerleşime yol açmakta ve daha fazla arazi
kullanımına yol açmaktadır. Ancak geliştirilen bu model Bodrum’a ayrı bir görünüm
katmakta, imaj oluşturmada etkili olmaktadır.

7.1. Yerleşim Yeri ile İlgili Düşünceler

Tablo 66. Kalış Süresine Göre Bodrum Evine Karşı Tutumlar


"Bodrum Evi" Konusunda
Kalış Süresi
Evet Hayır Fikrim yok Toplam
52,40% 25,20% 22,40% 100,00%
5-10 yıl 173 83 74 330
41,50% 54,20% 44,00% 44,70%
54,60% 17,20% 28,20% 100,00%
11-16 yıl 95 30 49 174
22,80% 19,60% 29,20% 23,60%
60,00% 15,80% 24,20% 100,00%
17-22 yıl 72 19 29 120
17,30% 12,40% 17,30% 16,30%
62,90% 24,30% 12,90% 100,00%
23-28 yıl 44 17 9 70
10,60% 11,10% 5,40% 9,50%
75,00% 9,10% 15,90% 100,00%
29 yıl ve üzeri 33 4 7 44
7,90% 2,60% 4,20% 6,00%
56,50% 20,70% 22,80% 100,00%
Toplam 417 153 168 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=19,604 df=8 Sig=0,012 P<0,05


175

Bodrum’a geliş süreleri ile yerel yönetimin “Bodrum Evi” konut biçimini
zorunlu kılması konusundaki düşünceleri arasında anlamlı ilişki görülmektedir. Buna
göre kalış süresinin uzaması böyle bir konut biçiminin daha fazla kabul gördüğünü
göstermektedir.

Tablo 67. Öğrenim Durumuna Göre Bodrum Evine Karşı Tutumlar


"Bodrum Evi" Konusunda
Evet Hayır Fikrim yok Toplam
28,60% 28,60% 42,90% 100,00%
Okur-Yazar değil 4 4 6 14
0,60% 1,90% 2,30% 1,20%
45,50% 18,20% 36,40% 100,00%
Okur-Yazar 5 2 4 11
0,80% 0,90% 1,60% 1,00%
37,80% 14,20% 48,00% 100,00%
İlkokul 125 47 159 331
19,10% 22,30% 61,90% 29,40%
41,40% 30,00% 28,60% 100,00%
Ortaokul
29 21 20 70
(İlköğretim)
4,40% 10,00% 7,80% 6,20%
67,80% 18,30% 14,00% 100,00%
Lise ve dengi 267 72 55 394
40,70% 34,10% 21,40% 35,10%
74,30% 21,40% 4,30% 100,00%
Yüksekokul ve
226 65 13 304
Üniversite
34,50% 30,80% 5,10% 27,00%
58,40% 18,80% 22,90% 100,00%
Toplam 656 211 257 1124
100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=25,11 df=10 Sig=0,000 P<0,001

“Bodrum Evi” nin gerekliliği konusunda yaşam süresi, öğrenim durumlarına


göre fikir birliği gözlenmektedir. Ortalama olarak Bodrumluların %60’ı bu ev biçiminin
gerekliliğini kabul etmektedir.
176

Eğitim seviyesi yükseldikçe “Bodrum Evi” daha fazla kabul görmektedir. Aynı
zamanda bu ev biçimi Bodrum imajının oluşumunda önemli bir faktör olarak öne
çıkmaktadır.

7.2. Kentleşmeye Karşı Tutumlar

Tablo 68. Geliş Sürelerine Göre Konutlaşmaya karşı Tutumlar


Konutlaşma Konusunda
Hiç
Oldukça Fikrim Rahatsız
Kısmen rahatsız Toplam
rahatsız yok etmez
etmez
33,00% 35,80% 9,70% 16,40% 5,20% 100,00%
5-10 yıl 109 118 32 54 17 330
40,70% 43,40% 53,30% 52,90% 47,20% 44,70%
25,30% 52,90% 2,30% 14,90% 4,60% 100,00%
11-16 yıl 44 92 4 26 8 174
16,40% 33,80% 6,70% 25,50% 22,20% 23,60%
50,00% 26,70% 8,30% 12,50% 2,50% 100,00%
17-22 yıl 60 32 10 15 3 120
22,40% 11,80% 16,70% 14,70% 8,30% 16,30%
41,40% 20,00% 17,10% 10,00% 11,40% 100,00%
23-28 yıl 29 14 12 7 8 70
10,80% 5,10% 20,00% 6,90% 22,20% 9,50%
59,10% 36,40% 4,50% 0,00% 0,00% 100,00%
29 yıl ve üzeri 26 16 2 44
9,70% 5,90% 3,30% 0,00% 0,00% 6,00%
36,30% 36,90% 8,10% 13,80% 4,90% 100,00%
Toplam 268 272 60 102 36 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=75,202 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Turizmin olumlu etkileri yanında olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Özellikle


çevre sorunları turizm kentlerinde büyük problem haline gelmiştir. Turizmin gelişmesi
yapılaşma ve konutlaşmaya yol açarak altyapıya ve doğal çevreye baskı yaratmaktadır.
177

Bodrum’da kalış süresi ile konutlaşma konusunda tutumlar arasında anlamlı


ilişki görülmektedir. Kalış süresinin artışına bağlı olarak konutlaşmadan rahatsız olma
oranının yükseldiği gözlenmektedir.

Tablo 69. Öğrenim Durumuna Göre Konutlaşmaya karşı Tutumlar


Konutlaşma Konusunda
Öğrenim Hiç
Durumu Oldukça Fikrim Rahatsız
Kısmen rahatsız Toplam
rahatsız yok etmez
etmez
71,40% 21,40% 0,00% 7,10% 0,00% 100,00%
Okur-Yazar
10 3 1 14
değil
2,00% 0,80% 0,00% 0,70% 0,00% 1,20%
36,40% 36,40% 9,10% 9,10% 9,10% 100,00%
Okur-Yazar 4 4 1 1 1 11
0,80% 1,10% 1,30% 0,70% 2,00% 1,00%
38,40% 26,00% 11,80% 15,70% 8,20% 100,00%
İlkokul 127 86 39 52 27 331
25,50% 23,80% 50,00% 37,70% 55,10% 29,40%
31,40% 48,60% 2,90% 4,30% 12,90% 100,00%
Ortaokul
22 34 2 3 9 70
(İlköğretim)
4,40% 9,40% 2,60% 2,20% 18,40% 6,20%
50,30% 26,10% 6,60% 15,00% 2,00% 100,00%
Lise ve dengi 198 103 26 59 8 394
39,80% 28,50% 33,30% 42,80% 16,30% 35,10%
45,10% 43,10% 3,30% 7,20% 1,30% 100,00%
Yüksekokul ve
137 131 10 22 4 304
Üniversite
27,50% 36,30% 12,80% 15,90% 8,20% 27,00%
44,30% 32,10% 6,90% 12,30% 4,40% 100,00%
Toplam 498 361 78 138 49 1124
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=10,078 df=20 Sig=0,000 P<0,001

Benzer şekilde öğrenim durumu ile konutlaşma arasında anlamlı ilişki


gözlenmektedir. buna göre öğrenim seviyesi yükseldikçe konutlaşmaya karşı tutum
oranı yükselmektedir. Ankete katılanların çoğunluğu konutlaşmadan oldukça rahatsız
olduğunu belirtmektedir. Yaşam süreleri ve öğrenim durumu rahatsızlığın artmasında
178

etkili olmaktadır. Yaşam süreleri arttıkça ve öğrenim düzeyi yükseldikçe konutlaşmadan


rahatsızlık düzeyleri yükselmektedir.

7.3. Çevre Sorunlarına Karşı Tutum ve Davranışlar

Tablo 70. Cinsiyete Göre Çevreye Karşı Tutumlar


Cinsiyet
Çevre Konusunda
Erkek Kadın Toplam
61,30% 38,80% 100,00%
Hiç bilgim yok 49 31 80
7,80% 6,20% 7,10%
55,20% 44,80% 100,00%
Yeterli değil 214 174 388
34,20% 34,90% 34,50%
56,80% 43,20% 100,00%
Fikrim yok 46 35 81
7,30% 7,00% 7,20%
59,60% 40,40% 100,00%
Bilgim var 99 67 166
15,80% 13,50% 14,80%
53,30% 46,70% 100,00%
Yeterli Bilgim var 218 191 409
34,80% 38,40% 36,40%
55,70% 44,30% 100,00%
Toplam 626 498 1124
100,00% 100,00% 100,00%

2=1,27 df=18 Sig=0,000 P<0,001

Bodrum’un çevre sorunları konusunda bilgi sahibi olunmasıyla ilgili tutumlar ile
cinsiyet arasında anlamlı ilişki bulunmaktadır. Yeterli bilgim var diyenler içinde
kadınların oranı erkeklerden yüksektir.
179

Tablo 71. Kalış Sürelerine Göre Çevreye Karşı Tutumlar


Bodrum'un Çevre Sorunları Hakkında
Hiç Yeterli
Yeterli Fikrim Bilgim
bilgim Bilgim Toplam
değil yok var
yok var
9,10% 44,50% 6,70% 15,80% 23,90% 100,00%
5-10 yıl 30 147 22 52 79 330
50,80% 52,50% 44,00% 44,10% 34,20% 44,70%
5,70% 39,10% 4,60% 17,80% 32,80% 100,00%
11-16 yıl 10 68 8 31 57 174
16,90% 24,30% 16,00% 26,30% 24,70% 23,60%
10,00% 20,80% 6,70% 17,50% 45,00% 100,00%
17-22 yıl 12 25 8 21 54 120
20,30% 8,90% 16,00% 17,80% 23,40% 16,30%
5,70% 30,00% 4,30% 12,90% 47,10% 100,00%
23-28 yıl 4 21 3 9 33 70
6,80% 7,50% 6,00% 7,60% 14,30% 9,50%
6,80% 43,20% 20,50% 11,40% 18,20% 100,00%
29 yıl ve
3 19 9 5 8 44
üzeri
5,10% 6,80% 18,00% 4,20% 3,50% 6,00%
8,00% 37,90% 6,80% 16,00% 31,30% 100,00%
Toplam 59 280 50 118 231 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=53,963 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Bodrum’da yaşam süresine göre çevre sorunları hakkında yeterli bilgiye sahip
olunmadığı gözlenmektedir. Bodrum’da kalış süresi ile Bodrum’un çevre sorunları
konusunda anlamlı ilişki bulunmaktadır. Ancak kalış süresinin artması bilgi
düzeyiniarttırmak yerine düşürmektedir.
180

Tablo 72. Kalış Sürelerine Göre Kentin Korunmasına Karşı Tutumlar

Çevre İçin Madd Bedel İstenmesi Durumunda


Ödemek Fikrim Ödemek
Öderim Ödemem Toplam
isterim yok istemem
12,10% 33,90% 23,60% 15,50% 14,80% 100,00%
5-10 yıl 40 112 78 51 49 330
36,00% 40,70% 47,90% 51,50% 54,40% 44,70%
12,60% 44,30% 23,60% 16,10% 3,40% 100,00%
11-16 yıl 22 77 41 28 6 174
19,80% 28,00% 25,20% 28,30% 6,70% 23,60%
11,70% 44,20% 20,80% 11,70% 11,70% 100,00%
17-22 yıl 14 53 25 14 14 120
12,60% 19,30% 15,30% 14,10% 15,60% 16,30%
34,30% 40,00% 11,40% 2,90% 11,40% 100,00%
23-28 yıl 24 28 8 2 8 70
21,60% 10,20% 4,90% 2,00% 8,90% 9,50%
25,00% 11,40% 25,00% 9,10% 29,50% 100,00%
29 yıl ve
11 5 11 4 13 44
üzeri
9,90% 1,80% 6,70% 4,00% 14,40% 6,00%
15,00% 37,30% 22,10% 13,40% 12,20% 100,00%
Toplam 111 275 163 99 90 738
100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00% 100,00%

2=73,223 df=16 Sig=0,000 P<0,001

Çevre sorunlarının çözümü için maddi bedel ödenmesiyle ilgili soruyla çevreye
duyarlılık ölçülmek istenmiştir. Tablodan da görülebileceği gibi maddi bedel ödemek
isteyenlerin oranı yüksektir. Son 20 yılda gelenlerin ödeme ile ilgili oranlarının
yüksekliği dikkat çekmektedir. Çevre konusunda önceki tablolara paralel olarak bu
tabloda da son 20 yılda gelenlerin çevreye karşı daha duyarlı oldukları görülmektedir.

Turizm kentlerinde çevre sorunlarının artması bir anlamda cazibe merkezi


özelliklerinin yitirilerek, turizm sektörünün sonunun gelmesine yol açacaktır. Son
yıllarda artan nüfusuyla, gelen turist sayılarının artmasıyla cazibe merkezi olma
181

özelliğini sürdüren kentin çevre sorunlarının çözüme kavuşmasıyla daha sağlıklı


gelişme sağlayacağı düşünülmelidir.

Ulusal ya da uluslararası sermayenin son birkaç yılda daha fazla ilgi gösterdiği
kentte konut artışının daha da yükseleceğinin işaretleri alınmaktadır. Toplu konutlar gibi
toplu villaların sayısı yarımadada gün geçtikçe artmaktadır. Bu artışlarla birlikte alt
yapıya gereksinim aynı oranda yükselmektedir. Mimarlar odasına göre yılda ortalama
10.000 konut için imar ruhsatı alınmakta, bu rakamların da yarımada için son derece
yüksek olduğu ifade edilmektedir. Kentin taşıma kapasitesinin artık sınırına gelindiği,
sürecin bu şekilde devamı halinde artık Bodrum’da yaşamanın işkenceye dönüşeceği
dillendirilmektedir.

7.4. Kent Yönetimine Yönelik Yaklaşımlar

Tablo 73. Siyasi Yapı

Partiler Frekans Yüzde


CHP 480 42,7
MHP 171 15,2
AKP 156 13,9
DP 114 10,1
ANAP 87 7,7
GP 45 4,0
DTP 35 3,1
Diğer 36 3,2
Toplam 1124 100,0

Ankete katılanların %42’si seçim olduğunda CHP’ye oy vereceklerini


belirtmişlerdir. CHP’yi MHP ve AKP takip etmektedir.
182

Tablo 74. Yerel Seçimlerde Siyasi Davranış

Yerel Seçimde oy kullanırken Frekans Yüzde


Her ikisini de dikkate alırım 672 59,8
Adayı 311 27,7
Partiyi 141 12,5
Toplam 1124 100,0

Yerel seçimlerde oy kullanırken adayla birlikte bağlı oduğu siyasi partinin


dikkate alındığı gözlenmektedir. ancak adayı dikkate alarak oy kullanacağı belirtenlerin
oranı da oldukça yüksektir.

Mülakatlarda yerel seçimlerde adayın kimliğinin çok önemli olduğu, yerli


olmasının öncelikli tercih olduğu özellikle vurgulanmıştır. Seçimler yaklaştığında
adayların ev toplantıları yapılarak değerlendirildiği, Bodrum doğumluların parti ve aday
tercihinde Bodrumlu olmasına dikkat edildiği ifade edilmiştir. Adayın akraba ilişkileri,
saygın bir aileye mensup olması vb. özellikler Bodrumlu olmasında etkili olmaktadır.
Bodrum’da geçerli olan bu siyasi davranış göçle gelenleri oldukça rahatsız etmektedir.
Bodrumlu sayılmada yalnızca doğuma bakılmaması, hizmet ve vizyon sahibi kişilerin
aday yapılması gerektiği ifade edilmektedir.

Bu siyasi davranışıyla Bodrumlu henüz kentli davranışı sergilememektedir.

Tablo 75. Yerel Yönetimin Çalışmaları Hakkında


Yerel Yönetimin
Frekans Yüzde
Çalışmalarından
Hiç memnun değilim 312 27,8
Memnun değilim 322 28,6
Fikrim yok 237 21,1
Memnunum 199 17,7
Çok memnunum 54 4,8
Toplam 1124 100,0
183

Tablo 76. Yerel Yönetim Sorunlarınızı Çözüyor mu?


Yerel Yönetim sorunlarınızla
Frekans Yüzde
ilgilenir mi?
İlgileniyor ama yeterli değil 361 32,1
Henüz belediyeye gitmedim 282 25,1
Hayır, ilgilenmiyor 276 24,6
Evet, ilgileniyor 205 18,2
Toplam 1124 100,0

Yerel yönetimin çalışmaları ile ilgili memnuniyet oranları oldukça düşüktür.


Benzer şekilde yerel yönetimin sorunlarının çözümünde yeterli olmadığı
düşünülmektedir. CHP’li belediye olması, CHP’nin yüksek oranda desteklenmesi bu
düşünceleri değiştirmemektedir. Bu durumda adayla ilgili yapılan değerlendirmelerin
önemini ortaya koymaktadır.

Kent özelliği gösteren Bodrum’da yerel yönetim adaylarının tespit edilmesinde


ve desteklenmesinde yerliliğin belirleyici bir faktör olduğu, yapılan mülakatlarda dile
getirilmiştir. Bu konuda adayların ortaya çıkmasından sonra parti gözetmeksizin,
değişik mekanlarda bir araya gelerek, hangi adayın desteklenmesi gerektiği, özellikle
yerliliğinin desteklenme konusunda belirleyici olduğu vurgulanmıştır. Seçim
sonuçlarında da bu toplantılarının etkili olduğunun gözlendiği belirtilmektedir.

Alınan göçün etkisiyle yerliliğin önemli bir refleks haline geldiği söylenebilir.
Ancak bu durumun uzun sürmeyeceği mülakatlara katılanlar tarafından ifade edilmiştir.
Kentin sorunlarının aşılabilmesi için bunun gerekli olduğu da vurgulanmaktadır.

Yarımadanın sorunlarının tartışıldığı sempozyumda da ifade edildiği gibi kentin


yönetilmesi sorunu kendini göstermektedir. Yarımadanın 11 belediyeye sahip olması,
her birinin alt yapı, su vb. konularda projeler hazırlamasının yüksek maliyetlere yol
açtığı ileri sürülmektedir. Ayrıca yaz aylarında bir milyona ulaşan nüfusun, güvenlik,
sağlık, denetim gibi sorunlar karşısında yetersiz kaldığı vurgulanmaktadır. Turizm
184

kentlerin ayrı bir statü verilerek yönetilmesi, Bodrum yarımadasının bütün halinde
anakent gibi yönetilmesinin gerekliliği önerilmektedir.

7.5. Turizm Kentinin Sorunları

Tablo 77. Turizmin Bodrum’a Etkileri

Turizmin Etkileri Frekans Yüzde


Hayat Pahalılığı 267 23,8
Getirdiğinden Fazlasını Götürdü 157 14,0
Ekonomik Gelişme Sağladı 115 10,2
Çevre sorunlarına yol açtı 113 10,1
Konutlaşmaya Yol Açtı 106 9,4
Ahlaksızlık Arttı 102 9,1
Tanınmasını Sağladı 87 7,7
Suç Oranları Arttı 58 5,2
İnsan İlişkileri Zayıfladı 55 4,9
Kültürel Etkinlikler Arttı 34 3,0
Cevap Vermeyenler 30 2,7
Toplam 1124 100,0

Turizmin etkilerinin sorulduğu açık uçlu bu soruya verilen cevaplarda hayat


pahalılığı öne çıkmaktadır. Turizmin yarardan fazla zarar getirdiği konusunda ciddi
oranda görüşler ileri sürülmüştür. Tabloda verilen cevaplardan turizmin ne gibi etkiler
yarattığı konusunda olumlu ve olumsuz etkileri tespit etmek mümkündür. Çevre
sorunları, ahlaksızlığın arttığı, suç oranlarının artması ve insan ilişkilerinin zayıflaması
olumsuz görüşler olarak dile getirilmiştir. Ekonomik ve kültürel gelişmenin sağlandığı
olumlu görüşler olarak değerlendirilmiştir.

Aşağıdaki tablolarda Bodrum’un sorunları farklı açılardan değerlendirilerek


sorgulanmıştır. Ayrıca mülakatlarda da aynı sorunlar defalarca vurgulanarak dile
getirilmiştir.
185

Tablo 78. Bodrum’un Sorunları


En Önemli Sorunlar Frekans Yüzde
İmar ve konut 298 26,5
Su sorunu 174 15,5
Deniz kirliliği 118 10,5
Kanalizasyon 114 10,1
Diğer 105 9,3
Gürültü 97 8,6
Sağlık ve Eğitim 81 7,2
Ulaşım 53 4,7
İşsizlik 46 4,1
Balık çiftlikleri 38 3,4
Toplam 1124 100,0

Bodrum’un sorunları içinde konutlaşmayı su sorunu takip etmektedir. Deniz


kirliliği, kanalizasyon, gürültü kirliği yine sorunlar arasında önemli bir yer tutmaktadır.
Sağlık ve eğitim konusu yanında işsizlik sorunlar arasında yer almaktadır. Deniz
kirliliğinde önemli bir etkisi olduğu medyada sık sık dile getirilen balık çiftliklerinin de
sorunlar arasında sayıldığı görülmektedir.

Bodrum yarımadasının yıllardır su sorunu yaşadığı dile getirilmektedir. Bu


sorunun aşılması için çeşitli projeler üretilmekle birlikte çözüm bulunamadığı ifade
edilmektedir. Son olarak Dünya Bankası destekli proje ile Milas yakınlarındaki Geyik
Barajından getirilecek suyun sorunu çözeceği yetkililer tarafından açıklanmıştır.
186

Tablo 79. Bodrum’un En Önemli Sorunları


Bodrum’da Yaşanan En büyük
Frekans Yüzde
Sorunlar
Su sorunu 207 18,4
Hayat Pahalılığı 177 15,7
Çarpık yapılaşma, İkinci konutlar 167 14,9
Güvenlik ve Huzur 157 14,0
Trafik, Ulaşım 108 9,6
Kalabalık, Gürültü 91 8,1
Balık çiftlikleri 66 5,9
Kanalizasyon 61 5,4
Çevre Sorunları 38 3,4
İşsizlik 12 1,1
Cevap vermeyen 40 3,6
Toplam 1124 100,0

Bodrum’un en önemli sorunu olarak su sorunu öne çıkmaktadır. Su sorununu,


hayat pahalılığı, ikinci konutlar, güvenlik ve huzur takip etmektedir. Sorunlar ile ilgili
ilk sıraların genelde değişmediği, diğer sorunların yer değiştirerek yer aldığı
gözlenmektedir. Su sorunu ve yapılaşma yanında üst sıralarda yer alan hayat pahalılığı
da önemli sorunlar arasında yer almaktadır. İşyeri kiralarının yüksekliği, turistlere
yönelik fiyat uygulamasından yakınan Bodrumlular yerel yönetimin denetimsizliğini
ileri sürmektedirler.

Yaşam standartlarının ve kiraların yüksekliği nedeniyle Muğla ili içinde


Bodrum, kamu görevlileri açısından sürgün yeri olarak görülmektedir. Bu nedenle
Bodrum’da görev yapan bazı kamu görevlileri en yakın ilçe olan Milas’ta ikamet
etmekte ve günübirlik Bodrum’a gelip gitmektedirler.
187

7.6. Turizm Kentinin Geleceğine Yönelik Kaygılar

Tablo 80. Bodrum’un Kaygı Veren Sorunları


Frekans Yüzde
İmar ve konut 270 24,0
Su sorunu 157 14,0
Deniz kirliliği 129 11,5
Kanalizasyon 115 10,2
Sağlık ve Eğitim 113 10,1
Gürültü 106 9,4
Diğer 87 7,7
İşsizlik 58 5,2
Ulaşım 55 4,9
Balık çiftlikleri 34 3,0
Toplam 1124 100,0

Yine ankete katılanlara sorulan bu sorunlardan en fazla yapılaşma, su sorunu,


kanalizasyon tedirgin etmektedir. Her üç soruda da aynı sorunlara değinilmesi
sorunların boyutu ile ilgili fikir vermektedir.

Yine mülakatlarda da konutlaşma, çarpık yapılaşma, ikinci konut sorunları en


sık dile getirilen sorunlar olmaktadır. Kentin alt yapısının bu kadar konutu taşımayacağı
vurgulansa da konut yapımının hızla sürdüğü de kabul edilmektedir. Orman
yangınlarının ardından yanan sahaların arsaya dönüştürüldüğü, sit bölgelerine imar
izinlerinin verildiği ifade edilmektedir. Kaya mezarlarının üzerine konut izni verildiği,
süpermarket mağazasının içinde kaya mezarının sergilendiği gözlenmektedir.

Mimar sayısının ilçeler içinde en fazla Bodrum’da yoğunlaşması, konutlaşma


için iyi bir göstergedir. İldeki mimarların yarıya yakınının Bodrum’da hizmet vermesi,
Marmaris ve Fethiye gibi turizm merkezlerinin oranlarının da oldukça üstünde olması
dikkat çekmektedir.
188

Tablo 81. Bodrum’un Geleceğini ne tehdit ediyor


Tehdit Eden Sorunlar Frekans Yüzde
Konutların çoğalması 339 30,2
Alt yapı sorunları 291 25,9
Çevreye karşı duyarsızlık 187 16,6
Orman yangınları 145 12,9
İkinci konutlar 123 10,9
Diğer 39 3,5
Toplam 1124 100,0

Ankete katılanlar Bodrum’un geleceğini tehdit eden sorunlar arasında


konutlaşmanın devam etmesini en önemli sorun olarak görmektedirler. Ardından gelen
altyapı sorunlarının konutlaşmanın sonucu olarak düşünmektedirler. Ayrıca konutlaşma
yanında ikinci konut sorununun ayrı olarak ifade edilmesi konutlaşmaya karşı tepkinin
yoğunlaştığının göstergesidir.

Orman yangınları ve çevreye karşı duyarsızlık turizm kenti Bodrum’un


geleceğini tehdit etmektedir. Yerel yöneticilerin en büyük sorun olarak gördüğü ikinci
konutlarla ilgili şikayetler arasında yılın küçük bir diliminde kentsel hizmetler için katkı
sağladıkları ancak on iki ay hizmet aldıkları yer almaktadır. Gecekondu sorunu olmayan
Bodrum’da ikinci konutlar adeta gecekonduların yerini almıştır. Bu konutların daha
verimli kullanılması, sınırlandırılması dile getirilse de bu konuda henüz ciddi bir
planlama söz konusu değildir.
189

Tablo 82. Sizce Turizm Kaynaklı Sorunların Çözümü için ne yapılmalı

Sorunların Çözümü için ne yapılmalı Frekans Yüzde


Konutlaşma ve Göç Önlenmeli 276 24,6
Çözülmez 256 22,8
Altyapı Yenilenmeli 150 13,3
Doğal ve Kültürel Değerler Korunmalı 145 12,9
Alternatif Turizm Planlanmalı (12 ay) 98 8,7
Alışveriş Merkezleri Açılmalı 76 6,8
Tanıtımı İyi Yapılmalı 54 4,8
Master plan yapılmalı 48 4,3
Profesyonel Yöneticiler Yönetmeli 21 1,9
Toplam 1124 100,0

Bodrum’un sorunlarının çözümü için konutlaşmanın ve göçün önlenmesi ilk


sırada yer almaktadır. sorunların çözülmeyeceğini düşünenlerin oranı ise oldukça
yüksektir.

Altyapının yenilenmesi, doğal ve kültürel değerlerin korunması öneriler arasında


yer alırken, turizmin 12 aya çıkarılması, alışveriş merkezlerinin açılmasının talep
edilmesi ilginç bir tezat oluşturmaktadır. Gelirlerin büyük ölçüde turizm sektörüne
bağlandığı ilçede turizmin sürdürülmesi hayati önem taşımaktadır.
190

Tablo 83. Bodrum’un Geleceği için Sizce

Bodrum’un Geleceği için Sizce Frekans Yüzde


Turizm 12 aya Yayılmalı 256 22,8
Yabancılara Satış Önlenmeli 148 13,2
Çevre ve Kültürel Değerler Korunmalı 114 10,1
Tanıtıma Önem Verilmeli 105 9,3
Master Plan Yapılmalı 103 9,2
Altyapı Yenilenmeli 97 8,6
Halk Bilinçlendirilmeli 83 7,4
Gelirler Bodrum'da Kalmalı 81 7,2
Balık Çiftlikleri Kaldırılmalı 53 4,7
Su Sorunu Çözülmeli 46 4,1
Cevap Vermeyen 38 3,4
Toplam 1124 100,0

Bodrum’un geleceği için turizm sezonunun 12 aya yayılması gerektiği öne


çıkmaktadır. Yabancılara mülk satışına karşı tepki oluşmaktadır. Çevre ve kültürel
değerlerin korunarak, tanıtım çalışmalarına önem verilmesi istenmektedir.

Çözüm için ise altyapının yenilenmesi, turizm kenti master planının yapılması
önerilmektedir. Su sorunu yarımadanın en önemli sorunlarından biridir. Bu konuda
yapılmakta olan çalışmalarla sorunun çözülmekte olduğu yetkililerce ifade edilmektedir.

Turizmin 12 aya yaymak, üniversite ya da fakülte açmak, yeni yatırımlar


istemek nüfus artışını ve konutlaşmayı körükleyecektir. Bu tür taleplerin de görülmesi,
sorunların çözümünü güçleştirebilecektir. Turizm gelirlerinin artarak sürdürülmesi
isteniyorsa öncelikle turizm potansiyelinin korunmasını sağlamak ve geliştirmek
gereklidir.
191

VIII. BÖLÜM

6.1. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Son yirmi yılın verileri dikkate alındığında uluslararası turizmin ulaştığı


ekonomik değer sürekli artış göstermektedir. Turizm sektörü son yıllarda ulaştığı
ekonomik büyüklükle Dünyanın en önemli sektörleri arasında yer almaktadır. Aynı
zamanda yarattığı toplumsal hareketlilik, sosyal ve mekansal değişime yol açmaktadır.
Toplumsal hareketlilik, ülke ve yerel kültürel değerlerin transferinde yadsınamayan bir
öneme sahiptir. Yine turizm sosyologlarının son yıllarda ısrarla dile getirdikleri, bölge
ve ülkenin imajının geliştirilmesinde önemli rol oynadığıdır. Özellikle turist almış
olduğu ülkelerin kamuoyunda sosyal, politik ve kültürel etkiler yarattığı ifade
edilmektedir.

Dünya turizm gelirlerinin giderek artış göstermesi ve gösterecek olması


gelişmekte olan ülkelerin yatırımlarını bu sektöre ayırmalarına yol açmaktadır. Akdeniz
ülkelerinde görüldüğü gibi kısa zamanda turizm değerleri yüksek olan yörelere sermaye
ve işgücü transferi yaşanmaktadır. Böylece öncelikle ekonomik alanda görülen
gelişmeler diğer alanlara da yansımakta ve bir anlamda turizm sektörüne bağlı olarak
toplumsal dönüşüm yaşanmaktadır. Turizm faaliyetlerinin öncesinde genellikle tarımsal
üretimin yapıldığı, ulaşım, enerji ve iletişim imkanlarından yoksun olan kırsal alanlar
toplumsal değişime maruz kalmaktadırlar. Aynı zamanda dışarıya göç vermekte olan bu
alanlar göç alma sürecine girmektedirler.

Ülkemiz özellikle 1980’de sonra uygulanan ekonomik politikaların sonucu


olarak turizm sektöründe önemli aşamalar kaydetmeye başlamıştır. Çıkarılan turizm
teşvik yasalarıyla yatırımcıların ilgisi çekilerek, başta yatak kapasitesi olmak üzere
turizm tesislerinin sayılarının arttırılması sağlanmıştır. Kalkınma planlarında
desteklenen bu yatırımların etkisi kısa zamanda kıyılarımızda kendini göstermiştir.
Özellikle sahile yakın kesimlerde arsa ve araziler değer kazanmış, yörenin ekonomik
dengesi alt üst olmuştur. Böyle bir ekonomik hareketliliğe hazırlıksız yakalanan yöre
halkı ve yerel yönetimler, sürece uygun strateji geliştirmekte güçlük çekmişlerdir.
192

Sahip olduğu turizm potansiyeli ile Muğla turizmi, turizm politikalarının


etkisiyle kısa zamanda gelişim göstermiştir. Özellikle 80 sonrası uygulanan ekonomik
politikaların sonucu olarak kitle turizmine hizmet verir hale gelmiştir. Turizm
potansiyeli yüksek olan yörelerde artan ekonomik ve sosyal hareketlilik yerel ve ulusal
düzeyde ilgi çeken boyutlara ulaşmıştır. Turizm sektöründen önce tipik bir tarım kenti
özelliği gösteren Muğla ili, 1985’lere kadar göç veren illerden olmasına rağmen turizm
faaliyetlerinin yoğunlaşmasıyla birlikte göç alan il konumuna gelmiştir.

Diğer yandan küreselleşen ekonominin etkisiyle kentlerin yapılarında da


değişme gözlenmektedir. Gelir seviyesi yükselen kesimler, değişik faktörlerin etkisiyle
kırsal alanlarda konut sahibi olarak, yerleşim yerlerini kent merkezlerinden bu alanlara
taşımaktadırlar. Batıdaki bir kısım sanayi kentleri “üretim kenti”nden “tüketim kenti”ne
doğru evrilmektedirler. Ülkemizde, bu süreçten özellikle sahil kesimleri daha fazla
etkilenmektedir. 1970’li yıllarda sahil kesimlerinde başlayan ikinci konut inşaatları
kooperatifleşme ile gerçekleştirilmek istenmiştir. Özellikle 90’lı yıllardan sonra turizm
yörelerinde inşaat şirketleri lüks konut üretimine girmişlerdir. Dolayısıyla ikinci
konutlar dönüşüme uğrayarak farklı amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır.

Klasik kent kuramları turizm sektörünün özelliklerine uygun olarak yapılanan


turizm kentlerinin açıklanmasında yetersiz kalmaktadır. Sanayileşme süreciyle birlikte
kentlerin önemlerinin artması, yeni işlevler kazanması kent tarihinde dönüm noktası
kabul edilmektedir. Sanayileşme sürecinin önemli sonuçlarından biri olan turizm
faaliyetleri de özellikle kırsal alanlarda farklı yapılanmalara yol açmaktadır.

Öncelikle turist sayısının ve turizm gelirlerinin hedeflenmesi, turistik yörelerin


özellikle çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmasına yol açmıştır. Kısa sürede nüfusu
katlayarak artan yörelerde, trafik, plansız yapılaşma, altyapı gibi kentleşme sorunları
ortaya çıkmıştır. Kısacası, turistik yörelerde kentsel nüfus süratle artmakta, ikinci konut
ve kentsel konut talebini doğurmakta mahalli idareler kendilerine verilen imar planlama
yetkisini bazı durumlarda etkin bir şekilde kullanamamakta ve yapılaşma dengeli bir
şekilde gelişememektedir.
193

Artan konut talepleri, turistik tesislerin sezonluk yenilenme ihtiyaçları turizm


kentlerinde inşaat sektörünü de canlı kılmaktadır. Bodrum’daki mimar, mühendis,
müteahhit sayıları, yapı marketlerin çoğalması inşaat sektörünün turizm kentlerinde yan
sektör olarak geliştiğinin kanıtıdır.

Turizm yalnızca sahil kıyısında değil, sahile yakın yerlerde de düzensiz


kentleşmeye neden olmaktadır. Antalya, Mersin, Bodrum, Marmaris, Alanya, Kuşadası
gibi turizm merkezlerinin kısa zamanda beton kentler görünümü almaları örneğinde
olduğu gibi. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin turistik bölgelerinde kontrol
edilemeyen yasadışı yerleşmeler, kıyıların gelişigüzel işgal edilmesi, doğal karakteri ve
yeşili zengin vadiler boyunca veya manzarası olan doğal korniş alanları, turistik
değerleri yok etmektedir.

Turizm yatırımlarının yoğunlaştığı 1980’li yıllardan bu yana ülkemizin önemli


turizm merkezlerinin farklı yapılanma süreci içinde oldukları, turizm endüstrisine
yönelik yapılaşma ve sektörün gerektirdiği şartları yerine getirmek için çaba
harcadıkları gözlenmektedir. Bu açıdan bakıldığında “Turizm Kenti” tanımlanmasının
gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Turizm sektörünün yoğun olarak yaşandığı yörelerde başta hizmetler sektörü


olmak üzere sektörün sürdürülmesini sağlayan doğrudan ya da dolaylı sektörler
oluşmuştur. Turizm sezonunda Valilikler tarafından yasaklanan inşaat faaliyetlerine,
sezonun bitiminde tekrar izin verilmektedir. Bu nedenle turizm sezonu dışında kalan
aylar inşaat sektörüne bırakılmaktadır. Dolayısıyla turizm sektörünün en önemli
tamamlayıcısı inşaat sektörü olmaktadır.

Turizm sektörünün gelişiminde ulusal ya da uluslararası sermayenin turistik


yörelere yönelmesi etkili olmaktadır. Özellikle Bodrum’da turizm ve inşaat sektöründe
söz konusu sermayelerin izlerine rastlanmaktadır. Önceki bölümlere değinildiği gibi
yabancıların mülk edinimi için en çok tercih edilen illerden birisi olan Muğla ilinin
turizm yöreleri yabancıların tercihlerinde ilk sırada yer almaktadır.
194

Bu faktörleri etkisiyle sahil kasabaları hızlı kentleşme sürecine girerek nüfusları,


sosyo-ekonomik yapıları ve değişen toplumsal yapıları ile diğer kentlerden farklı
özellikler göstermektedir.

Turizmin yerel ve ulusal kalkınma stratejileri içinde önemli yere sahiptir. Bu


bağlamda, Bodrum gibi turizm sektörünün etkinliği ile kalkınma stratejileri içinde
bulunan kentlerin yapılanması, kentin kimliği üzerinde farklı etkiler yaratmaktadır.

Bodrum’un kentinin planlanması ve yatırımların yönlendirilmesi ile ilgili


stratejik hedefler, turizm etkinlikleri bağlamında şekillenmektedir.

Turizm kentleri istihdama dayalı göçler yanında farklı amaçlarla büyükşehirler


ve kentlerden, son yıllarda da yurt dışından göç almaktadır. Yurt dışından ve kentlerden
gelenlerin gelir ve eğitim seviyelerinin yüksek olması, kente farklı anlamlar katmakta,
kentin tüketim kalıplarını, sosyal ilişkilerini, sivil toplum faaliyetlerini doğrudan
etkilemektedir.

Sanayi kentlerinde olduğu gibi işgücü ihtiyacını karşılamak üzere kırsal


kesimden göç yaşandığı gibi farklılık olarak büyük şehirlerden, yurtdışından dinlenmek,
emeklilik ya da yaşamının kalan zamanını sürdürmek amacıyla göç yaşanmaktadır. Bu
göç gecekondulara benzer yapılanma olarak ikinci konutları üretmiş olsa da iki olgu
arasında çok büyük farklılıklar bulunmaktadır.

İkamete ve yerleşmeye bağlı olan göçler yanında turizm kentleri yılın belli
dönemlerinde yoğun bir nüfus baskısıyla karşılaşmaktadır. Turizm sezonunun
açılmasıyla birlikte artışa geçen nüfus, temmuz ve ağustos aylarında zirveye ulaşmakta
ve yine sezon sonuna doğru düşüş yaşanmaktadır. Turizm sezonunun bitimini takip
eden aylarda ise inşaat sezonu başlamakta ve farklı bir nüfusu da bu sektör çekmektedir.
Özellikle yaz aylarında bir milyona kadar çıkan nüfusa hitap edebilecek sektörel
yapılanma, kalıcı nüfusa katkı sağlamaktadır. Görüldüğü gibi nüfus hareketliliği ile
turizm kentleri diğer kentlerden ayrılmaktadır.
195

Kentten kırsal alana yaşanan bu göç olayında kırsal alanın eğitim, kültür, sosyal
alanlarda zenginleştiği gözlenmektedir. Çünkü gelen nüfus büyük oranda belirli bir
gelir seviyesinden, meslek gruplarından, belirli bir eğitim seviyesinden yaşanmakta, bu
durum gelinen yeri yeniden dönüştürmektedir. Bu göç grubunda hemşerilik bağlarının
zayıfladığı, belirli bir oranda gelinen yerin kimliği kabullenilmektedir.

Turizm kentlerini diğer kentlerden ayıran özelliklerinden birisi de eğlence ve


hizmet sektörünün gelişmiş olmasıdır. Büyük sermayenin hizmet sektörlerine yönelişi
sermaye birikim süreçlerinde bu kentlerin önemini arttırmış ve büyük sermayenin
yatırım stratejilerinin açık izlerini taşımaya başlamıştır.

Hizmet sektörünün ön planda olduğu, ulaşım, iletişim, konaklama ve ağırlama


hizmetleri, eğlence sektörü yanında, inşaat sektörü paralel hızda gelişmiştir. Böylece
turizm kentlerinin ekonomik yapılarının da farklılık gösterdiği görülmektedir.

Turizm bacasız sanayi olarak kabul edilmişse de son dönemlerde bir anlamda
sanayisinin de oluştuğunu görmekteyiz. Balık çiftlikleri başlangıçta balık ihtiyacı
hedeflenerek kurulsa da gelinen aşama da turizm gelirine denk ya da turizm gelirini de
aşan ekonomik seviyeye ulaşarak, önemli ihracat kalemleri arasına girmiştir. Ancak yol
açtığı çevre sorunları da göz ardı edilmemeli ve çözüm üretilmelidir.

Turizmin geliştiği dönemlerde özellikle el sanatlarındaki gelişim son


dönemlerde yerini taklit ürünlere bıraksa da bu alandaki sektörün gelişmesine etki
etmiştir. Turistik yörelerin hinterlandı sayılabilecek yörelerde turizm faaliyetlerinden
etkilenmektedir. El sanatları yanında tarımsal üretimlerde ciddi gelişmeler
kaydedilmektedir. Turizm kentinin istihdam olanaklarından da yararlanan yakın
merkezler aynı zamanda çalışan kesimin barınma ihtiyaçlarına da hitap edebilmektedir.
Böylece turizm kentleri yerel ve bölgesel düzeyde çekim merkezleri haline gelmiştir.

Daha geleneksel aile yapısı yerini çekirdek aileye bırakmıştır. Evlilik ve cenaze
törenlerindeki geleneksel ritüeller sürdürülmeye çalışılsa da modernleşmenin etkilerine
de sık sık rastlanmaktadır. Bazı ritüellerin yeniden üretilmesine, sürdürülmek
196

istenmesine de etki etmektedir. Farklı kültürlerden, yörelerden kente ikamet eden


bireyler ile yerel kültürün etkileşimi de gözlenebilmektedir.

Toplumsal ilişkilerde, yardımlaşma ve dayanışma konusunda kasaba özelliğinin


yerini kent kültürünün aldığı söylenebilir. Yerel halkla yapılan mülakatlarda sık sık
geçmişin güzellikleri anılmakta, herkesin birbirini tanımasına, huzur ve güven
duygusuna vurgu yapılmaktadır.

Turizm kentlerinde çevreye duyarlılık yüksek düzeylerde gerçekleşmektedir.


Örgütlenme düzeyleri bu konuda fikir vermektedir. Artık sahil kasabası yerini
düzenlenmiş, planlanmış, kurgulanmış, imaj ve prestij kazanan turizm kentine
bırakmıştır. Ayrıca turizm kentleri kamusal yatırımlar yönünden öncelikli olmakta,
diğer kentlere göre hatta bağlı olduğu İl merkezinden önce altyapı başta olmak üzere
pek çok hizmetten yararlanabilmektedir. Ancak bu nokta da kaynakların doğru ve
yerinde kullanılmadığı da gözlenebilmektedir.

Kadınları ve gençleri özgürleştirmekte, ancak gençlerin eğitime ilgilerinde


azalma gözlenmektedir. Turizmden elde edilecek gelir tatmin edebilmektedir.

Turizm kentleri hem hitap ettikleri kitle bakımından hem de kentin yapılanması
açısından tipik birer tüketim kentleridir. Bu yapılanmalar dışında küçük el sanatlarının
yaygınlaşması, hediyelik eşya üretimleri, otantik takılar ve giyim aksesuarlarının
gelişmesi beklenmelidir. Bu üretimlerin yanında balık çiftliklerinin yoğunlaşması, deniz
ürünlerinin paketlenerek pazarlanması ve ihraç edilebilmesi bir anlamda turizm
kentlerinin sadece tüketim değil üretim merkezi de olabileceğini göstermektedir.

Kentin siyasal yapılanmasında muhafazakarlık dikkat çekmektedir. Özellikle


yerel yöneticilerle ilgili yerlilik kimliğine özel bir vurgu yapılmaktadır. Yerel yönetici
adaylarının partisinden ziyade öncelikle yerli olmasına özel önem verildiği yapılan
görüşmelerde öne çıkmaktadır. Hızlı kentleşme karşısında yerliliğin bir refleks olarak
geliştiği, süreç içinde bu konuda da çözülmeler olacağı ifade edilmektedir.
197

Sonuç olarak, turizm kentinin tanımının yapılarak, kente özgü sorunların iyi
analiz edilmesi gerekmektedir. Kentin oluşum ve gelişim süreçlerinin irdelenmesiyle
sorunlara sağlıklı çözümler üretmek mümkün olabilecektir. Özellikle Bodrum örneğinde
olduğu gibi yarımadaya yayılan genişlemenin bir merkezden yönetilmesi
gerekmektedir. Mevcut durumda hizmet vermekte olan 11 belediyenin birlikte hareket
edememesi, bürokratik sorunlar nedeniyle yarımada yönetilemez durumdadır.
198

KAYNAKÇA

AKALIN, Nur, Türk Turizm Sosyolojisi (Yüksek Lisans Tezi), Mimar Sinan Üni.
Sosyal Bil. Ens., İstanbul, 1991
AKÇORA, Necla, Turizmin Ekonomik, Psikolojik, Sosyolojik Yönleri İle Türkiye’deki
Önemi, Son Gelişmeler ve Yasal Düzenlemeler (Yüksek Lisans Tezi), Gazi
Üni. Sosyal Bil. Ens., Ankara, 1987
AKOĞLU, Tunay, Turizm Olay ve Ekonomisine Toplu Bakış, Türkiye Turing ve
Otomobil Kurumu Yay., İstanbul, 1979
AKPINAR, Sibel, Türkiye’nin Turizm Merkezlerinde Ekoturizm Yaklaşımları,
www.ceterisparibus.net/arsiv/s_akpinar.doc, 09.02.2005
ALBAYRAK, Ali Sait vd., Türkiye’de Coğrafi Bölgelere Göre İllerin Sosyoekonomik
Elişmişlik Düzeylerinin Temel Bileşenler Analiziyle İncelenmesi,
ALPÖZEN, Oğuz, Bodrum Antik Halikarnassos, Dönmez Ofset, Ankara
APAN, Ahmet, “Türkiye’de İç Göç Olgusu: Nedenler ve Sonuçlar” Yerel Yönetim ve
Denetim Dergisi, Cilt 11, Sayı 5, Ankara, 2006,
APOSTOLOPOULOS Yiorgos, LEİVADİ Stella, The Sociology of Tourism, Routledge
Advances in Tourism, London and New York, 1996

ASLANOĞLU, Rana A., Kent, Kimlik ve Küreselleşme, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2000

ATAAY, Faruk, “Türkiye Kapitalizminin Mekansal Dönüşümü”, Kent ve Kapitalizm,


Praksis sayı: 2, Ankara, 2001
AVCIKURT, Cevdet, Turizm Sosyolojisi Turist-Yerel Halk Etkileşimi, Detay Yay.,
Balıkesir, 2003
BAHAR, Ozan, Turizm Talebini Etkileyen Faktörler ve Bu Faktörlerin Güney-Ege
Turizmi Açısından İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi), Muğla Üni. Sosyal
Bil. Ens., Muğla, 2000

BAL, Hüseyin, Kent Sosyolojisi, Fakülte Kitabevi, Isparta, 2002

BAL, Hüseyin, Turizmin Kırsal Toplumda Aile İçi İlişkilere Etkisi, Doğa İnsan
Yayınları, İstanbul, 1995
199

BARUTÇUGİL, İ. Sabit, Turizm İşletmeciliği, Beta Basım, İstanbul, 1989


BAYER, M.Zekai, Turizme Giriş, Küre Ajans, İstanbul, 1992

BEGEL, E. Ernest, Kentlerin Doğuşu, Cogito, Sayı: 8, Yaz 1996

BENEVOLO, Leonardo, Avrupa tarihinde Kentler, (Çev: Nur Nirven), Afa Yay.,
İstanbul, 1995

BOOCHİN Murray, Kentsiz Kentleşme, Ayrıntı yay, İstanbul, 1999

BORGATTA, Edgar F. (Editor), “Tourism” Encyclopedia of Sociology Second Edition,


Volume 5, Macmillan Reference USA, 2000
BOTTOMORE, Tom B., Toplumbilim, (Çev: Ünsal Oskay), Doğan Yayınevi, Ankara,
1977
BRYDEN, J. M., Tourism and Development: A Case Study of the Common-wealth
Caribbean, Cambridge University Press, 1973
CANSEVER, Turgut, “Şehir” Kent ve Kültürü, Cogito Sayı; 8 Yapı Kredi Yay.,
İstanbul, 1996
CASTELLS, Manuel, Kent Sınıf İktidar (çev: Asuman Erendil), Bilim ve Sanat Yay.,
Ankara, 1997
ÇAMUR, K. Cihangir, 9.Kalkınma Planı (2007–2013) Yerleşme Kentleşme Özel İhtisas
Komisyonu Raporu, Ankara, 2006
ÇAVUŞOĞLU, Halim, Uluslararası Göç: Nedenleri, Tipleri, Türleri ve Göçmenler,
Folklor/Edebiyat, Cilt No: 12, Sayı: 48, Ankara, 2006/4
ÇETİN, Deniz, Turizmin Alibey (Cunda) Adası’nda Sosyal Yapıya Etkileri (Yüksek
Lisans Tezi), Hacettepe Üni. Sosyal Bilimler Ens., Ankara, 1996
ÇIMAT, Ali, BAHAR, Ozan, Turizm Sektörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri Ve
Önemi Üzerine Bir Değerlendirme, Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi (6), Antalya,
2003
DEMİR, Gülsen, “Göç Nedenleri ve Göçenlerin Beklentilerindeki Gerçekleşme
Durumu: Bolu İli Kıbrıscık İlçesi Örneği”, Toplum ve Göç, Die Matbaası,
Ankara, 1997
200

DEMİR, Ömer, ACAR, Mustafa, Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ağaç Yayıncılık, İstanbul,
1992
DİNCER, Bülent, ÖZASLAN Metin, İlçelerinSosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması
Araştırması (2004), DPT Yay., Ankara, Nisan 2004
DOĞAN, Hasan Zafer, Turizmin Sosyo-Ekonomik Etkileri, İzmir, 1987
DOUGLAS Mary, ISHERWOOD Baron, Tüketimin Antropolojisi, (çev: E. Attila
Aytekin), Dost Kitabevi Yay., Ankara, 1999

DURU Bülent, ALKAN Ayten, 20. Yüzyıl Kenti, İmge Kitabevi, Ankara, 2002

EDGELL, D L, Charting A Course for İnternational Tourism in The Nineties, US


Departman of Commerce, USTTA, Washington, 1990
EKİNCİ, Yüksel, DOĞDU, Arzu, “Planlı Dönemlerde Türk Turizmine Bakış (1963-
1990)”, Turizm Yıllığı, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., Ankara, 1992
EMEKLİ, Gözde, Foça’da Turizm ve Turistik Kentleşme, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ege Üni. Sosyal Bil. Ens., İzmir, 1994
ERALP, Ziya, Turizmin Toplumsal Değişime Sosyo-Ekonomik Etkisi, Ankara Üni.
SBF. Yayınları, Ankara, 1974
ERDOĞAN, Harun, Uluslararası Turizm, Uludağ Üni. Yay., 2. Baskı, Bursa, 1995

ERKAN, Rüstem, Kentleşme ve Sosyal Değişme (2. Baskı), Bilimadamı Yayınları,


Ankara, 2004

EROĞLU, Zekâi, Muğla Tarihi, Marifet Basımevi, İzmir, 1939

ERTÜRK, Hasan, Kent Ekonomisi, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa, 1997

EVLİYAOĞLU, Sait, Genel Turizm Bilgileri, Gazi Üni. Mesleki Eğitim Fak., Ankara,
1989
FAINSTEIN, Susan S., GLADSTONE David, Evaluating Urban Tourism, Places
to Play: the Remaking of Cities for Tourists, eds. Dennis R., Judd and Susan
S. Fainstein. New Haven: Yale University Press.
GEENHUİSEN, Marina Van, NİJKAMP, Peter, “Sürdürülebilir Kenti Nasıl
Planlamalı?”, Toplum ve Bilim, Birikim Yayınları, İstanbul, Kış 1994
201

GIDDENS, Anthony, Sosyoloji, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2000


GÖKDENİZ, Ayhan, Dünyadaki Yarı Yapısal Değişikliklerin Uluslararası Turizm

Hareketlerine Yansıması ve Türkiye, Türkiye Kalkınma Bankası, Turizm

Yıllığı, Ankara, 1994

GÖKTÜRK, Atilla, Yeni “Hemşehri Hukuku” Çerçevesinde, Bir Kere Daha


“Yönetişim”, Almanak 2005 Analizleri, Sosyal Araştırmalar Vakfı Yayını,
İstanbul, 2006
GÜRPINAR, Ergun, Kent ve Çevre Sorunlarına Bir Bakış, Der Yay., İstanbul, 1996
HARVEY, David, Postmodernliğin Durumu, (çev: Sungur Savran), Metis Yay.,
İstanbul, 2003
HOFFMAN Lily M., FAINSTEIN Susan S., JUDD Dennis R., Cities and
Visitors: Regulating People, Markets, and City Space, Blackwell
Publishers: (September 2003)
HOLTON, R., J., Kentler Kapitalizm ve Uygarlık, (Çev: Ruşen Keleş), İmge Kitabevi,
Ankara, 1999
IŞIK, Oğuz, “2000’li Yıllara Doğru Türkiye’de Kentleşmenin ve Ekonomik
Coğrafyanın Değişen Niteliği, Yeni Sorunlar, Yeni Fırsatlar”, Türkiye’nin
Fırsat Penceresi Demografik Dönüşüm ve İzdüşümleri, Tüsiad yay.,
İstanbul, 1999
İSBİR, Eyüp G., Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara, 1991
KAHRAMAN, Nüzhet, “Sürdürülebilir Turizm Gelişmesi”, Sürdürülebilir Kalkınmanın
Uygulanması, Türkiye Çevre Vakfı Yayını, Ankara, 1997
KAR, Muhsin vd., Turizmin Ekonomiye Katkısı Üzerine Ampirik Bir Değerlendirme,
Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi (8), Antalya, 2004
KAYA, Erol, Kentleşme ve Kentlileşme, İlkeYay., İstanbul, 2003
KAYGALAK Sevgi, Kapitalizmin Taşrası 16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Bursa’da
Toplumsal Süreçler ve Mekansal Değişim, İletişim Yay., İstanbul, 2008

KELEŞ, Ruşen, Kentleşme Politikası (9. Baskı), İmge Kitabevi, Ankara, 2006
202

KHAN, Maryam M., Tourism Development and Dependency Theory: Mass Tourism
vs. Ecotourism, Annals of Tourism Research, 1997
KILIÇ, Cem, Turizm Sektöründe İstihdamın Niteliğini Etkileyen Faktörler ve
Türkiye’de Beş Yıldızlı Otellerin Analizi, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000
KING, Brian, “Social Impacts of Tourism”, Annals of Tourism Research, Vol: 20,
Pergamon Press Ltd., USA, 1993
KIRAY, Mübeccel B., Kentleşme Yazıları, Bağlam yay., İstanbul, 1998
KIRAY, Mübeccel B., Örgütleşemeyen Kent: İzmir, Bağlam yay., İstanbul, 1998
KIRAY, Mübeccel B., Seçme Yazılar, Bağlam Yay., İstanbul, 1999

KOCAKUŞAK, Süha Alanya’da Kentleşme-Turizm ve Sorunları, Ankara Üniversitesi


Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 1993

KOCAMAN, Tuncer, Türkiye’de İç Göçler ve Göç Edenlerin Nitelikleri (1965-2000)


http://ekutup.dpt.gov.tr/nufus/kocamant/icgoc.pdf
KONGAR, Emre, Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, Remzi Kitabevi,
İstanbul, 1985
KOZAK, Nazmi, AKOĞLAN, Meryem, KOZAK, Metin, Genel Turizm, Turhan
Kitabevi, Ankara, 1997
KÖKDEN, Uğur, “Kentler Üreten Tarih Tarih Üreten Kentler”, Kent ve Kültürü, Cogito
Sayı; 8 Yapı Kredi Yay., İstanbul, 1996
KURT, Hacı, Türkiye’de Kent-Köy Çelişkisi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2003
KÜÇÜKTÜRKMEN, G. Ulaş, Teşvik Politikaları,
http://www2.gantep.edu.tr/~ha26626/tt.htm
LAÇİNER, Ömer, “Kentlerin Dönüşümü ve Yeni Kentlilik Bilinci” Kentte Birlikte
Yaşamak Üstüne (Ed: Ferzan Yıldırım), Demokrasi Kitaplığı, İstanbul, 2002
LANQUAR, Robert, Turizm-Seyahat Sosyolojisi, (Çev: Gülser Ö. Kayır), Cep
Üniversitesi İletişim Yayınları, İstanbul, 1991
LIU, Juanita, “Resident Perception of The Environmental Impacts of Tourism” Annals
of Tourism Research, Vol: 14, Pergamon Press Ltd., USA, 1987
203

MANSUR, Fatma, Bodrum A town in the Aegean, Brill, Leiden, 1972

MARSHALL, Gordon, Sosyoloji Sözlüğü (Çev: Osman Akınhay, Derya Kömürcü),


Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 1999

MUMFORD, Lewis, Tarih Boyunca Kent, (Çev: Gürol Koca, Tamer Tosun) Ayrıntı
Yayınları, İstanbul, 2007

NİRUN, Nihat, Sosyal Dinamik Bünye Analizi, D.T.C. Fakültesi Yayınları, Ankara,
1969
OKTİK, Nurgün, Turizm Sektöründe Çalışan Kadınların Toplumsal Değişime Etkileri,
20. yy. Sonunda Kadınlar ve Gelecek Konferansı TODAEİ, Ankara, 1997
OLALI, Hasan, Turizm Politikası ve Planlaması, İşletme Fak. Yayın No:228, İstanbul,
1990
OZANKAYA, Özer, Toplumbilim, Cem Yayınevi, İstanbul, 1996
ÖNAL, Yıldırım B. vd., Ekonomik Büyümenin Yükselen Değeri Turizm ve Türkiye
Ekonomisine Etkisinin Analizi, Kare Yay., İstanbul, 2006
ÖZDEMİR, Mehmet, Turizmin Sosyal Yapı Üzerindeki Tesirleri, Türkiye Kalkınma
Bankası, Turizm Yıllığı, Ankara, 1990
ÖZEN, Sevinç, Kentlileşme Sürecinde Ailede Kuşaklararası İlişkiler, Ege Üni. Edebiyat
Fak. Yay., İzmir, 1996
ÖZGÜÇ, Nazmiye, Turizm Coğrafyası, Çantay Kitabevi, İstanbul, 1998
ÖZTAŞ, Kadir, KARABULUT, Tahsin, Turizm Ekonomisi Genel Turizm Bilgileri,
Nobel Yay., Ankara, 2006
ÖZTÜRK, Funda, “Turizm Bilincini Geliştirme Araçlarından Biri: Planlama Sürecine
Katılım” Turizm Eğitimi, Turizm Bakanlığı Turizm Eğitimi Genel
Müdürlüğü, Ankara, 1992
PACİ, Enzo, CLEVERDON, Robert, Turizm Vizyonu 2020 Raporu, Dünya Turizm
Örgütü 12. Genel Kurulun Ardından, T.C. Turizm Bakanlığı, Ankara, 1997
PAMİR, Turizmin Sosyal Yapıya ve Sosyal Değişmeye Etkisi (Yüksek Lisans Tezi),
İstanbul Üni. Sosyal Bil. Ens., İstanbul, 1997
204

PEKER, Mümtaz, ÖNEN, Engin, BALKIZ, Bekir, Göç, Kentleşme Sorunları ve Yerel
Siyaset, Saray Kitabevleri, İzmir, 1997

PIRENNE, Henri, Ortaçağ Kentleri, (Çev: Şaban Karadeniz), İletişim Yay., İstanbul,
2005
RİTZER, George (Editor), “Urbanization” Encyclopedia of Social Theory, Volume II,
Sage Publications, California, 2005

ROBERT, Jean, Kent ve Halk, Ütopya yay, Ankara, 1999

SAYGILIOĞLU, Nevzat, “Turizm”, Yeni Türkiye Dergisi Yıl: 5 Sayı: 28, Ankara,
1999
SAYIN, Önal, “Toplumsal Yaşam ve Toplumsal Yapı”, Sosyoloji Dergisi, Ege Üni.
Edeb. Fak. Yayını, Sayı: 4, İzmir, 1993
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Turizm Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT
Yay., Ankara, 2001
SEZGİN, Erkan, Bilişim Teknolojileri ve Finansal Yapılanma Sürecinde Turizm
Endüstrisi ve Türkiye Turizmi, Anadolu Üni. Yay., Eskişehir, 2004
SEZGİN, Orhan M., Genel Turizm, Tutibay Ltd.Şti. Yayınları, Ankara, 1995
SHAUKLAND, Graeme, “Tarihi Değeri Olan Kentlere Neden El Atmalıyız”, Kent ve
Kültürü, Cogito Sayı; 8 Yapı Kredi Yay., İstanbul, 1996
SMITH, Anthony D., Toplumsal Değişme Anlayışı, (Çev: Ülgen Oskay), Ege Üni.
Basımevi, İzmir, 1988
SMİTH, Stephan L. S., Tourism Analysis-A Handbook, Longman Group UK Limited,
England, 1989
STARNES, Richard D., Conspicuous Example of What is Termed the New South:
Tourism and Urban Development in Asheville North Caroline 1880-1925,
The North Caroline Historical Review, Volume LXXX, Number 1, January
2003
ŞENER, Sami, Sosyoloji-Sosyal Bilimlere Alternatif Yaklaşım, İnkılap Yayınları,
İstanbul, 1998
T.C. Süleyman Demirel Üni., İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, Isparta, 2004
205

TATLIDİL, Ercan, “Kent Sosyolojisi: Kuram ve Kavramlar”, Sosyoloji Dergisi, Yıl:


1992, Sayı: 3, Ege Üniversitesi, İzmir

TATLIDİL, Ercan, “Küreselleşme Sürecinde Turizmin Ekonomik ve Sosyal Etkileri”,


II. Turizm Şurası 3 Cilt, T.C. Turizm Bakanlığı, Ankara, 2002

TATLIDİL, Ercan, “Toplumsal Değişim Sürecinde Turizmin Etkisi”, I. Turizm


Sempozyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, İzmir, 1994
TATLIDİL, Ercan, Kentleşme ve Gecekondu, Ege Üni. Basımevi, İzmir, 1989
TEKELİ, İlhan, Modernite Aşılırken Kent Planlaması, İmge Kitabevi, Ankara, 2000
TEKİN, Abdullah, “Turizmin Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Etkileri”, Anatolia Turizm
ve Çevre Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 3, Ankara, 1994
TİMUR, Alp, “Türk Turizminin Genel Değerlendirilmesi”, II. Ulusal Turizm Kongresi,
Belediye Yayınları-4, Kuşadası, 1991
TİTİZ, Tınaz, Farzedin ki “Hindi”yiz, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 1994
TOLAN, Barlas, Toplum Bilimlerine Giriş, Gazi Üni. Yayınları, Ankara, 1985
TOLAN, Barlas, Toplum Bilimlerine Giriş, Murat-Adım Yayıncılık, Ankara, 1996

TOLUNGÜÇ, Ahmet, Türkiye’nin Dış Tanıtım ve Turizm Sorunları, Ankara Üni. Basın
Yayın Yüksek Okulu, Ankara, 1990
TORÖZ, İsmail vd., “Kıyı Alanlarında Turizm ve Çevre Yönetimi Konusunda
Hazırlanmış Raporların Değerlendirilmesi: Bodrum Örneği”, Bodrum
Yarımadası Çevre Sorunları Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Dokuz Eylül
Üni. Basımevi, İzmir, 1998
TOSKAY, Tunca, Turizm Olayına Genel Yaklaşım, Der Yayınları, İstanbul, 1989
TUNA, Korkut, Yeniden Sosyoloji, Karakutu Yay., İstanbul, 2002
TUNÇ, Azize, SAÇ, Firuzan, Genel Turizm, Detay Yayıncılık, Ankara, 1998
URRY, John, Mekanları Tüketmek, (Çev: Rahmi G. Öğdül), Ayrıntı Yayınları, İstanbul,

1999

USTA, Öcal, Turizm, As Matbaacılık ve Ticaret A.Ş., İstanbul, 1995


206

ÜRGER, Savaş, Genel Turizm Bilgisi, Akdeniz Üniversitesi Yayınları, Antalya, 1992
VASSAF, Gündüz, Cennetin Dibi Modern Zamanlarda Eğlencelik Hayat, İletişim Yay.,
İstanbul, 2003
World Tourism Organization, WTO’s 1995 İnternational Tourism Overview,
Preliminary Results, Madrid, 1996
World Tourism Organization, WTO’s 1995 İnternational Tourism Overview,
Preliminary Results, Madrid, 1996
YALÇIN, Cemal, Göç Sosyolojisi, Anı Yay., Ankara, 2004
YARCAN, Ş, Türkiye’de Turizm ve Uluslararasılaşma, Boğaziçi Üniversitesi
Yayınları, İstanbul, 1998
YASA, İbrahim, Türkiye’nin Toplumsal Yapısı ve Temel Sorunları, TODAİE
Yayınları, Ankara, 1970
YAVUZ, Sürdürülebilir Kalkınmanın Turizme Etkisi, Balıkesir Üni. Sosyal Bil. Ens.
Dergisi, Balıkesir, 2000
YILDIRIM, Uğur, GENÇTÜRK, Muharrem, TAŞ, Ethem, “Sürdürülebilir Kalkınmaya
İlişkin Uluslararası Düzenlemeler ve Bunların Hukuki Niteliği”, Türk İdare
Dergisi, İçişleri Bakanlığı, Yıl: 72, Sayı: 426, Ankara, 2000
YILDIZ, Murat, Marmaris Örneğinde Doğal Kaynakların Dengeli Kullanımı ve
Sürdürülebilir Turizm İçin Çevre-Kent Modeli Üzerinde Bir Araştırma
(Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üni. Fen Bil. Ens., Ankara, 1996

YÖRÜKAN, Ayda, Şehir Sosyolojisinin ve İnsan Ekolojisinin Teorik Temelleri, Nobel


Yayın Dağıtım, Ankara, 2006

YÜKSEL, Ayşegül, Yapısalcılık ve Bir Uygulama, Gündoğan yayınları, Ankara, 1995

ZELDİN, Theodore, İnsanlığın Mahrem Tarihi, (Çev: Elif Özsayar), Ayrıntı Yayınları,
İstanbul, 2000

2000 Genel Nüfus Sayımı (Muğla), DİE Yay., Ankara, Eylül 2002
Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr
207

DİE İstatistikleri, http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gösterge/tr/1950-98


Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı 1979-1983, DPT Yayın No: 1664, Ankara, 1979
Ekonomik ve Sosyal Göstergeler “Muğla”, DİE Yayınları, Ankara, 1998
Gezi Türkiye Tatil Rehberi 95, Ekin Yazım Merkezi, İstanbul, 1995
Hotel, Türkiye Otelciler Birliği Yayın Organı, Eylül, Sayı 9, 1998
İl Yıllığı, Muğla, 1998
Muğla İli Çevre Durum Raporu, İl Çevre Müdürlüğü, Hamle Matbaacılık A.Ş., Muğla,
1998
Muğla İl Turizm Müdürlüğü, broşürleri.
Muğla Müzeleri Ören Yerleri, İl Kültür Müdürlüğü, Muğla, 2000
Özel Çevre Koruma Bölgeleri, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, Yayın No: 28,
Ankara, 1993
Özel Çevre Koruma Bölgesi Gökova, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, Yayın

No: 24, Ankara, 1993

Özel İhtisas Komisyonu Raporu, VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, http://dpt.gov.tr
Özel İhtisas Komisyonu Raporu, (Turizm) IX. Yıllık Kalkınma Planı, http://dpt.gov.tr
Özel İhtisas Komisyonu Raporu, (Yerleşme-Şehirleşme) IX. Yıllık Kalkınma Planı,
2007, http://dpt.gov.tr
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, http://dpt.gov.tr
IX. Yıllık Kalkınma Planı, 2006, http://dpt.gov.tr
Turizm Bakanlığı İstatistikleri, http://www.turizm.gov.tr/istatistikler
Turizm Yıllığı, T.C. Turizm Bakanlığı A.Ş., Ankara, 1985
Türkiye Çevresel Başarı Raporu, OECD, 1999
Türkiye Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı, DPT Yayını, Ankara, 1999
TURSAB, 2001, htttp://www.tursab.org.tr/12.htm
TURSAB İstatistikleri, htttp://www.tursab.org.tr/
Yurt Ansiklopedisi, Cilt 8 (Muğla Maddesi), Anadolu Yayıncılık A.Ş., İstanbul 1983
Yurt Ansiklopedisi, Türkiye-Genel, Anadolu Yayıncılık A.Ş., İstanbul, 1984
208

Bodrum Belediyesi
Bodrum Kaymakamlığı
Bodrum Ticaret Odası Envanter Çalışması 2007
Muğla Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası
Turizm İl Müdürlüğü, Muğla
World Tourism Organization, Ekim 2003 http://www.world-tourism.org/
http://www.turizm.gov
209

EK 1. ANKET SORU FORMU

KENT DOKUSUNUN OLUŞMASINDA TURİZMİN ETKİSİ “BODRUM


ÖRNEĞİ”
ARAŞTIRMASI ANKET SORU FORMU
Sorulan sorulara içten, doğru ve dürüstçe cevaplar verilmesi araştırmanın amacına ulaşmasında katkıda
bulunacak ve elde edilen bilgiler amacı dışında kullanılmayacaktır. Sorulara vereceğiniz cevaplarda tek
seçenek seçiniz, seçtiğiniz seçeneğin numarasını(X) işaretiyle belirleyiniz.
İlgi ve katılımınız için teşekkür ederiz.

Arş. Gör. Ünal Bozyer


1. Cinsiyetiniz:
1) Kadın 2) Erkek
2. Yaşınız: …......
3. Doğum Yeriniz Memleketiniz) :
Kendisi Eşi
1 Büyük Şehir 1
2 Kent 2
3 İlçe 3
4 Köy 4
5 Yurt Dışı 5
6 Diğer 6

4. (Bodrum’lu değilseniz ) Kaç yıldır Bodrum’da yaşıyorsunuz? …………………………


5. (Bodrum’lu değilseniz ) Bodrum’a nereden geldiniz?
İl……………………….. İlçe…………………………… Köy………………………
Yurt Dışı ………………………………………………….
6. Bodrum’a yerleşme nedeniniz nedir? ………………………………….
7. Kendinizi hangi şehirli olarak tanımlarsınız? ……………………………
8. Sürekli ikamet yeriniz: ……………................................................................................
9. Medeni durumunuz
1) Evli 2) Bekâr 3) Boşanmış 4) Eşi ölmüş 5) Diğer….
10. Kaç Çocuğunuz Var? ……………………………….
11. Öğrenim durumunuz?
1) Okur-Yazar değil 2) Okur-Yazar 3) İlkokul
4) Ortaokul ve dengi 5) Lise ve Dengi 6) Yüksekokul Üniversite)
12. Bildiğiniz yabancı dil veya diller)?
1) İngilizce 2) Almanca 3) Fransızca 4) Diğer …………… 5) Bilmiyorum
13. Mesleki Durumunuz:
1) Çiftçi 2) İşçi 3) Asker ve Öğretmen vb.
4) Memur 5) Profesyonel meslek (Dr, Av., Müh. Öğr. Elemanı vs.)
6) Esnaf, Zanaatkâr 7) Beyaz eşya ve büyük perakende tic. Serbest mes.
8) İşadamı, girişimci
9) Diğer ………………………………………
210

14. Hali hazırda yaptığınız iş:


1) İşçilik (Ücretli) 2) Memur 3) Esnaf, Zanaatkâr
4) İşadamı, girişimci 5) Profesyonel meslek (Dr, Av., Müh. Öğr. Elemanı vs.)
6) Emekli 7) Beyaz eşya ve büyük perakende tic. Serbest mes.
8) Ev kadını 9) İşsiz vb. 10) Diğer ……………
15. İş yerinizdeki konumunuz?
1) Ücretsiz aile işçisi 2) Ücretli 3) İşveren 4) Kendi hesabına çalışıyor
16. Aynı çatı altında kaç kişi yaşıyorsunuz? .............................................
17. Eşiniz, varsa çocuklarınız dışında sizinle birlikte kimler yaşıyor?
1) Anne 2) Baba 3) Anne-Baba 4) Kardeş
5) Diğer yakın akraba …………………………………………………
18. Aylık Geliriniz Ne Kadardır? ………………………………
19. Hanenize gelir getiren kişi sayısı …………………………
20. Eve giren toplam aylık gelir ………………………………..
21. Maaş/ücret dışında geliriniz var mı? Varsa belirtiniz. …………………….
22. Hanenize gelir getiren gayrimenkulünüz var mı? Varsa neler?
1) Hayır 2) Dükkân 3) Arsa ve araziler 4) Yazlık
5) Ev 6) Diğer …………………………………………………………………
23. Gelirinizi en çok nereye harcarsınız?
1) Kira 2) Yatırım 3) Giyim 4) Eğlence
5) Gıda 6) Eğitim 7) Diğer (Yazınız) ............................................
24. Ekonomik bir sıkıntı yaşadığınızda genellikle kimden destek alırsınız?
1) Eşimin akrabalarından 2) Kendi akrabalarımdan 3) Komşulardan
4) Arkadaşlardan/Tanıdıklardan 5) Bankalardan kredi) 6) Yardım
kuruluşlarından
7) Çocuklarımdan 8) Diğer (Yazınız) ………………………….
25. Sosyal güvenceniz var mı?
1) Yok 2) Emekli Sandığı 3) Bağ-Kur
4) SSK 5) Özel Sigorta 6) Diğer …………………….
26. Genellikle boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Ev içinde Ev dışında
1 Gazete-Kitap–dergi okuyarak, 7 Kahvehaneye giderek
2 Müzik dinlemek 8 Birahaneye giderek
3 Televizyon seyretmek 9 Sinema-tiyatroya giderek
4 El işleri yapmak ve hobiler 10 Komşu ve akraba ziyareti
5 Bahçe bakımı 11 Doğa gezileri
6 Diğer 12 Diğer ………………………..
27. Evinizde en çok hangi tür televizyon programı izlenir? (tek seçenek)
1) Haberler 2) Spor programları 3) Belgeseller 4) Dini programlar
5) Magazin ve yarışma prog. 6) Sinema ve diziler
7) Müzik-Eğlence 8) Televizyon izlemem 9) Diğer (yazınız)..................
28. Evinizde hangi sıklıkla gazete okunur?
1) Gazete alınmaz 2) Her gün gazete alınır 3) Hafta sonları 4) Ara sıra
211

29. Oturduğunuz Konutta


1) Kiracıyım 2) Ev Sahibiyim
30. (30. soruya ev sahibiyim diyenlere sorulacak) Konutunuzu edinme biçiminiz:
1) Miras yoluyla 2) Kendim inşa ettim 3) Satın aldım
4) Kooperatif yoluyla 5) Yazlık olarak almıştım, yerleştim
6) Diğer …………………………….
31. (30. soruya ev sahibiyim diyenlere sorulacak) Bodrum’da konut edinirken temel olarak
hangi seçeneği amaçladınız?
1) Sadece yatırım 2) Hem yatırımı hem de kullanmayı 3) Sadece
kullanmayı
32. (30. soruya ev sahibiyim diyenlere sorulacak) Bu konutun kullanımı konusunda geleceğe
ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
1) Aynen korumak 2) Kiraya vermek 3) Satmak nedeni: (…………………..)
4) Çocuklara bırakmak 5) Sürekli oturmak 6) Turistik amaçlı işletmek
33. Bodrum’dan başka bir yerde konut sahipliğiniz var mı?
1) Evet ise nerede: (……………………………………..) 2) Hayır, yok
34. Belediyenin konut yapımında “Bodrum Evi” konut biçimini zorunlu kılmasını doğru
buluyor musunuz?
1) Evet 2) Hayır 3) Fikrim yok
35. Bodrum’un Turizm beldesi olarak farklılıkları olduğuna inanıyor musunuz?
1) Evet ……………………………………………………………………………………
2) Hayır
36. Yılın ne kadarlık bir süresini Bodrum’da geçiriyorsunuz?
…………………………………………………………………………………………….
37. Bodrum’da yaşamaktan memnun musunuz?
1) Evet 2) Hayır 3) Fikrim yok
38. Memnun değilseniz sebebi (belirtiniz).....................................................................................
39. Bodrum’da yaşadığınız en büyük sorun nedir?....................................................................
40. Bodrum’un en önemli sorunu nedir?
1) Deniz Kirliliği 2) Su Sorunu 3) Ulaşım 4)Kanalizasyon 5) Sağlık ve Eğitim
6) İmar ve Konut 7) İşsizlik 8) Gürültü 9) Balık çiftlikleri
10) Diğer ................................................................................................................................
41. Bu sorunlardan sizi en çok tedirgin eden sorun hangisidir?
1) Deniz Kirliliği 2) Su Sorunu 3) Ulaşım 4)Kanalizasyon 5) Sağlık ve Eğitim
6) İmar ve Konut 7) İşsizlik 8) Gürültü 9) Balık çiftlikleri
10) Diğer ................................................................................................................................
42. Çevrenizde turizmden kaynaklanan en önemli değişim nedir?
1) Nüfus artışı oldu 2) Suç oranı arttı 3) Çarpık kentleşemeye neden oldu
4) Yeni yollar yapıldı 5) Ormanlar azaldı 6) İnsanların kazancı yükseldi
7) Çevre kirlendi 8) İnsanların eğitim düzeyi yükseldi
9) Diğer ………………………………………………………………………………………
43. Bodrum’da yeni sosyal, kültürel mekânların açılması gerekli mi?
1) Evet 2) Hayır 3) Fikrim yok
212

44. Bodrum’da Turizmin sürmesini:


1) İsterim 2) İstemem 3) Alternatif yaratılmasını isterim
45. Bodrum’un değişmesi, konutların artması sizi rahatsız ediyor mu?
1) Oldukça rahatsızım 2) Kısmen 3) Fikrim yok
4) Şu an rahatsız etmiyor 5) Rahatsız etmez
46. Genel olarak yabancı turistlerin tutumlarından memnun musunuz?
1) Hiç memnun değilim 2) Memnun değilim 3) Fikrim yok
4) Memnunum 5) Çok memnunum
47. Yörenize gelen turistler sizce bazı sorunlara yol açıyor mu?
1) Evet 2) Hayır 3) Fikrim yok
48. Eğer sizce gelen turistler bazı sorunlara yol açıyorsa, bu sorunlar nelerdir?
1) Çevre Kirliliği 2) Doğanın Tahrip Olması 3) Ahlaki değerlerin bozulması
4) Mal ve Hizmet fiyatlarının artması 5)Altyapı sorunlarının ortaya çıkması
6) Diğer ………………………………………………………
49. Bodrum’da turizmin gelişmesiyle birlikte, insanlar arası ilişkinin bozulduğu,
yardımlaşma ve dayanışmanın kaybolduğu fikrine katılır mısınız?
1) Tamamıyla katılırım 2) Katılırım 3) Fikrim yok
4) Katılmam 5) Hiç katılmıyorum
50. Bodrum’un geleceğini sizce neler tehdit ediyor?
1) Konutların çoğalması 2) Orman yangınları
3) Alt yapı yetersizlikleri 4) İkinci konutlar
5) Çevreye karşı duyarsızlık 6) Diğer ........................................................
51. Bodrum’un çevre sorunları hakkında yeterince bilgi sahibi olduğunuzu düşünüyor
musunuz?
1) Hiç bilgim yok 2) Yeterli değil 3) Fikrim yok
4) Az bilgim var 5) Yeterli bilgim var
52. Yerel yönetimin çalışmalarını nasıl değerlendirirsiniz?
1) Hiç memnun değilim 2) Memnun değilim 3) Fikrim yok
4) Memnunum 5) Çok memnunum
53. Belediyeye herhangi bir iş için gittiğinizde Belediye Başkanı, diğer yöneticiler veya
ilgili personel size zaman ayırıp, sorunlarınızla gereğince ilgileniyor mu?
1) Evet, ilgileniyor 2) İlgileniyor ama beklediğim düzeyde değil
3) Hayır, ilgilenmiyor 4) Henüz herhangi bir iş için belediyeye gitmedim
54. Yerel Seçimlerde oy verirken:
1) Adayı 2) Partiyi 3) Her ikisini dikkate alarak oy kullanırım.
55. Bugün seçim olsaydı hangi siyasi partiye oy verirdiniz? ..........................................

56. Herhangi bir sivil toplum örgütü (dernek veya sendika) üyeliğiniz var mı?
1) Evet (……………………………………………….) 2) Hayır
57. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları hakkında bilginiz var mı?
1) Hiç bilgim yok 2) Yeterli değil 3) Fikrim yok
4) Az bilgim var 5) Yeterli bilgim var
213

58. Bodrum’un korunup, güzelleşmesi için maddi bedel istense, nasıl karşılarsınız?
1) Öderim 2) Ödemek isterim 3) Fikrim yok
4) Ödemek istemem 5) Ödemem
59. Sizce turizm kaynaklı sorunların çözümü için neler yapılmalıdır? (lütfen yazınız)
1) ......................................................................................................................................

2) ......................................................................................................................................
3) ......................................................................................................................................

4) ......................................................................................................................................
5) ......................................................................................................................................

60. Turizmin Bodrum’a etkileri hakkında siz neler düşünüyorsunuz? (lütfen yazınız)
1) ......................................................................................................................................

2) ......................................................................................................................................
3) ......................................................................................................................................

4) ......................................................................................................................................
5) ......................................................................................................................................

61. Bodrum’un geleceği ile ilgili sizce neler yapılmalı? (lütfen yazınız)
1) ......................................................................................................................................

2) ......................................................................................................................................

3) ......................................................................................................................................
4) ......................................................................................................................................

5) ......................................................................................................................................
214

EK 2. ARAŞTIRMA ANKETİNİN FREKANS DAĞILIMI

Uygulanan anketin mahallelere göre dağılımı

Mahalleler Frekans Yüzde


Yeniköy 185 16,5
Umurca 146 13,0
Eskiçeşme 125 11,1
Kumbahçe 118 10,5
Cevat Şakir 112 10,0
Çarşı 107 9,5
Yokuşbaşı 102 9,1
Torba 92 8,2
Gümbet 63 5,6
Türkkuyusu 38 3,4
Tepecik 36 3,2
Toplam 1124 100,0

1. Cinsiyetiniz?

Cinsiyet Frekans Yüzde


Erkek 631 56,1
Kadın 493 43,9
Toplam 1124 100,0

2. Yaşınız?

Yaş Grupları Frekans Yüzde


16-25 159 14,1
26-35 249 22,2
36-45 391 34,8
46-55 184 16,4
56-65 95 8,5
65 ve üzeri 46 4,1
Toplam 1124 100,0
215

3. Doğum yeriniz?

İller Frekans Yüzde


Bodrum 386 34,3%
İstanbul 171 15,2%
İzmir 84 7,5%
Aydın 81 7,2%
Ankara 77 6,9%
Muğla 76 6,8%
Adana 26 2,3%
Diyarbakır 22 2,0%
Trabzon 19 1,7%
Manisa 17 1,5%
Şanlıurfa 15 1,3%
Denizli 14 1,2%
Samsun 12 1,1%
Antalya 9 0,8%
Eskişehir 7 0,6%
Bursa 6 0,5%
Diğer 81 7,2%
Yurt dışı 21 1,9%
Toplam 1124 100,0%
216

3. Doğum yeriniz?

Doğum Yeri (Göçle Gelenler)


İller Frekans Yüzde
İstanbul 171 26,7%
İzmir 84 13,1%
Aydın 81 12,6%
Ankara 77 12,0%
Adana 26 4,1%
Diyarbakır 22 3,4%
Trabzon 19 3,0%
Manisa 17 2,7%
Şanlıurfa 15 2,3%
Denizli 14 2,2%
Samsun 12 1,9%
Antalya 9 1,4%
Eskişehir 7 1,1%
Bursa 6 0,9%
Diğer 81 12,6%
Toplam 641 100,0%

3. Doğum yeriniz?

Muğla Doğumlular (Bodrum hariç)


İlçeler Frekans Yüzde
Milas 31 31,6%
Muğla Merkez 24 40,8%
Yatağan 11 14,5%
Marmaris 6 7,9%
Kavaklıdere 3 3,9%
Fethiye 1 1,3%
Muğla (Toplam) 76 100,0%
217

Coğrafi bölgelere göre doğum yerleri

Bölgeler Frekans Yüzde


Akdeniz 35 5,5
Ege 272 42,8
Güneydoğu Anadolu 37 5,8
İç Anadolu 84 13,2
Karadeniz 31 4,9
Marmara 177 27,8
Toplam 636 100,0

4. Kaç yıldır bodrum’da yaşıyorsunuz?

Geliş Süresi Frekans Yüzde


5-10 yıl 339 45,9
11-16 yıl 156 21,1
17-22 yıl 124 16,8
23-28 yıl 61 8,3
29 yıl ve üzeri 41 7,9
Toplam 738 100,0

5. Bodrum’a nereden geldiniz?

Doğum Yerleri (Konum) Frekans Yüzde

İlçe Merkezi 542 48,2


Köy 239 21,3
Büyükşehir 204 18,1
İl Merkezi 118 10,5
Yurt Dışı 21 1,9
Toplam 1124 100,0
218

6. Bodrum’a yerleşme nedeniniz nedir?

Geliş Nedenleri Frekans Yüzde


İş 371 50,3
Tatil, Huzur, Sağlık vb. 140 19,0
Ticaret vb. 102 13,8
Tayin 84 11,4
Evlilik 41 5,6
Toplam 738 100,0

7. Kendinizi hangi şehirli olarak tanımlarsınız?

Frekans Yüzde
Bodrum 587 52,2
Diğer 182 16,2
İstanbul 81 7,2
İzmir 63 5,6
Muğla 62 5,5
Ankara 35 3,1
Aydın 29 2,6
Milas 24 2,1
Mersin 21 1,9
Samsun 16 1,4
Kayseri 15 1,3
Yurt Dışı 9 ,8
Toplam 1124 100,0
219

8. Sürekli ikamet yeriniz?

Frekans Yüzde
Bodrum 1021 90,8
Milas 31 2,8
İstanbul 26 2,3
İzmir 13 1,2
Muğla 12 1,1
Yurt Dışı 12 1,1
Aydın 6 ,5
Adana 3 ,3
Toplam 1124 100,0

9. Medeni durumunuz?

Frekans Yüzde
Evli 805 71,6
Bekâr 231 20,6
Boşanmış ya da Dul 88 7,8
Toplam 1124 100,0

10. Kaç çocuğunuz var?

Çocuk Sayısı Frekans Yüzde


Bir çocuk 222 26,2
İki çocuk 404 47,8
Üç çocuk 140 16,5
Dört çocuk 48 5,7
Beş çocuk ve daha fazla 32 3,8
Toplam 846 100,0
220

11. Öğrenim durumunuz?

Frekans Yüzde
Okur-Yazar değil 2 ,2
Okur-Yazar 3 ,3
İlkokul 345 30,7
Ortaokul (İlköğretim) 71 6,3
Lise ve dengi 391 34,8
Yüksekokul ve Üniversite 312 27,8
Toplam 1124 100,0

12. Bildiğiniz yabancı dil veya diller?

Frekans Yüzde
İngilizce 443 39,4
Almanca 36 3,2
Fransızca 12 1,1
Birden Fazla Dil Bilenler 111 9,9
Bilmiyorum 522 46,4
Toplam 1124 100,0
221

13. Mesleki durumunuz?

Meslekler Frekans Yüzde


İşçi 214 19,0
Profesyonel Meslekler (Dr., Av., Müh. vs.) 197 17,5
Asker ve Öğretmen vb. 175 15,6
Esnaf, Zanaatkâr 123 10,9
İşadamı, girişimci 90 8,0
Memur 77 6,9
Serbest Meslek (Büyük market, Beyaz eşya vb.) 37 3,3
Çiftçi 9 ,8
Diğer 202 18,0
Toplam 1124 100,0

14. Hali hazırda yaptığınız iş?

Frekans Yüzde
İşçilik (ücretli) 223 19,8
Profesyonel Meslekler (Dr., Av., Müh. vs.) 222 19,8
Esnaf, Zanaatkâr 167 14,9
Ev Hanımı 123 10,9
Emekli 108 9,6
İşadamı, Girişimci 79 7,0
Memur 74 6,6
Serbest Meslek (Büyük market, Beyaz eşya vb.) 45 4,0
İşsiz 20 1,8
Diğer 63 5,6
Toplam 1124 100,0
222

15. İş yerinizdeki konumunuz?

İş Statüsü Frekans Yüzde


Ücretsiz Aile İşçisi 141 12,5
Ücretli 597 53,1
İşveren 169 15,0
Kendi Hesabına Çalışır 217 19,3
Toplam 1124 100,0

16. Aynı çatı altında kaç kişi yaşıyorsunuz?

Aile Büyüklüğü Frekans Yüzde


Bir kişi 94 8,4
İki kişi 124 11,0
Üç kişi 264 23,5
Dört kişi 444 39,5
Beş kişi 126 11,2
Altı kişi ve daha fazla 72 6,4
Toplam 1124 100,0

17. Eşiniz, varsa çocuklarınız dışında sizinle birlikte kimler yaşıyor?

Aile Yapısı Frekans Yüzde


Anne 57 5,1
Baba 8 ,7
Anne-Baba 55 4,9
Kardeş 27 2,4
Diğer yakın akraba 33 2,9
Çekirdek Aile 944 84,0
Toplam 1124 100,0
223

18. Aylık geliriniz ne kadardır?

Gelir Yapısı (aylık) Frekans Yüzde


Aylık gelirim yok 94 8,4
400 ve altı 69 6,1
401-700 291 25,9
701-1000 293 26,1
1001-1500 235 20,9
1501-2500 115 10,2
2501 ve üzeri 27 2,4
Toplam 1124 100,0

19. Hanenize gelir getiren kişi sayısı?

Çalışan Sayısı Frekans Yüzde


Bir kişi 546 48,6
İki kişi 464 41,3
Üç kişi 96 8,5
Dört kişi 15 1,3
Beş ve daha fazla kişi 3 ,3
Toplam 1124 100,0

20. Eve giren toplam aylık gelir?

Gelir Yapısı (Toplam) Frekans Yüzde


400 ve altı 33 2,9
401-700 131 11,7
701-1000 251 22,3
1001-1500 343 30,5
1501-2500 258 23,0
2501 ve üzeri 108 9,6
Toplam 1124 100,0
224

21. Maaş/ücret dışında geliriniz var mı? Varsa belirtiniz.

Maaş Dışı Gelir Frekans Yüzde


Kira ve benzeri 479 42,6
Yok 628 55,9
Diğer 17 1,5
Toplam 1124 100,0

22. Hanenize gelir getiren gayrimenkulünüz var mı? Varsa neler?

Frekans Yüzde
Yok 645 57,4
Konut 195 17,3
İşyeri 121 10,8
Arsa, Arazi 75 6,7
Birden Fazla Gelir 70 6,2
Yazlık 3 ,3
Diğer 15 1,3
Toplam 1124 100,0

23. Gelirinizi en çok nereye harcarsınız?

Frekans Yüzde
Gıda 409 36,4
Eğitim 175 15,6
Kira 156 13,9
Yatırım 135 12,0
Giyim 111 9,9
Diğer 57 5,1
Hepsi 48 4,3
Eğlence 33 2,9
Toplam 1124 100,0
225

24. Ekonomik bir sıkıntı yaşadığınızda genellikle kimden destek alırsınız?

Frekans Yüzde
Kendi Akrabaları 393 35,0
Bankalardan 325 28,9
Arkadaş-Tanıdık 182 16,2
Eşimin Akrabaları 48 4,3
Çocuklarımdan 46 4,1
Komşulardan 18 1,6
Yardım Kuruluşları 3 ,3
Diğer 109 9,7
Toplam 1124 100,0

25. Sosyal güvenceniz var mı?

Frekans Yüzde
SSK 501 44,6
Bağ-kur 267 23,8
Emekli Sandığı 141 12,5
Yok 113 10,1
Özel Sigorta 102 9,1
Toplam 1124 100,0
226

26. Genellikle boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Boş Zaman Faaliyetleri (Ev İçi)


Frekans Yüzde
Televizyon Seyrederek 427 38,0
Gazete, Kitap, Dergi okuyarak 216 19,2
Bahçe İşleri yaparak 167 14,9
El işleri yaparak (Hobiler) 141 12,5
Müzik Dinleyerek 92 8,2
Diğer 81 7,2
Toplam 1124 100,0

Boş Zaman Faaliyetleri (Ev Dışı)


Frekans Yüzde
Komşu-Akraba ziyareti 292 26,0
Sinema, tiyatroya giderek 217 19,3
Kahvehaneye giderek 205 18,2
Doğa gezileri 192 17,1
Birahaneye giderek 109 9,7
Diğer 109 9,7
Toplam 1124 100,0
227

27. Evinizde en çok hangi tür televizyon programı izlenir?

İzlenen TV Programı Frekans Yüzde


Sinema ve diziler 298 26,5
Haberler 291 25,9
Belgeseller 138 12,3
Spor Programları 136 12,1
Magazin ve yarışma prog. 75 6,7
Her Programı İzlerim 63 5,6
Müzik ve eğlence 51 4,5
Televizyon izlemem 27 2,4
Dini Programlar 24 2,1
Diğer 21 1,9
Toplam 1124 100,0

28. Evinizde hangi sıklıkla gazete okunur?

Frekans Yüzde
Her gün gazete alınır 527 46,9
Ara sıra 297 26,4
Hafta sonları 212 18,9
Gazete alınmaz 88 7,8
Toplam 1124 100,0

29. Oturduğunuz Konutta?

Frekans Yüzde
Kiracıyım 373 33,2
Evsahibiyim 751 66,8
Toplam 1124 100,0
228

30. (29. soruya ev sahibiyim diyenlere sorulacak) Konutunuzu edinme biçiminiz:

Frekans Yüzde
Kendim inşa ettim 335 44,6
Miras yoluyla 239 31,8
Satın aldım 127 16,9
Kooperatif yoluyla 41 5,5
Yazlık alarak yerleştim 9 1,2
Toplam 751 100,0

31. (29. soruya ev sahibiyim diyenlere sorulacak) Bodrum’da konut edinirken temel
olarak hangi seçeneği amaçladınız?

Frekans Yüzde
Sadece kullanalım 401 53,4
Hem yatırım hem de kullanım 318 42,3
Sadece yatırım 32 4,3
Toplam 751 100,0

32. (30. soruya ev sahibiyim diyenlere sorulacak) Bu konutun kullanımı konusunda


geleceğe ilişkin düşünceleriniz nelerdir?

Frekans Yüzde
Çocuklara bırakmak 269 35,8
Sürekli oturmak 246 32,8
Aynen korumak 159 21,2
Kiraya vermek 51 6,8
Turistik olarak
17 2,3
işletmek
Satmak 9 1,2
Toplam 751 100,0
229

33. Bodrum’dan başka bir yerde konut sahipliğiniz var mı?

Frekans Yüzde
Evet 303 27,0
Hayır, yok 756 67,3
Konutum yok 65 5,8
Toplam 1124 100,0

34. Belediyenin konut yapımında “Bodrum Evi” konut biçimini zorunlu kılmasını
doğru buluyor musunuz?

Frekans Yüzde
Evet 659 58,6
Hayır 209 18,6
Fikrim yok 256 22,8
Toplam 1124 100,0

35. Bodrum’un Turizm beldesi olarak farklılıkları olduğuna inanıyor musunuz?

Frekans Yüzde
Evet 855 76,1
Hayır, yok 212 18,9
Fikrim yok 57 5,1
Toplam 1124 100,0
230

36. Yılın ne kadarlık bir süresini Bodrum’da geçiriyorsunuz?

Kalış Süresi Frekans Yüzde


1 ay 33 2,9
2 ay 58 5,2
3 ay 48 4,3
4 ay 32 2,8
5 ay 12 1,1
6 ay 6 ,5
7 ay ve üzeri 6 ,5
Yerleştim 929 82,7
Toplam 1124 100,0

37. Bodrum’da yaşamaktan memnun musunuz?

Frekans Yüzde
Evet 944 84,0
Hayır 117 10,4
Fikrim yok 63 5,6
Toplam 1124 100,0

38. Memnun değilseniz nedeni?

Frekans Yüzde
Kalabalık, Trafik, Gürültü 65 36,1
Su Sorunu 40 22,2
Hayat Pahalılığı 32 17,8
Huzur Kalmadı 22 12,2
Ahlak Bozuldu 21 11,7
Toplam 180 100,0
231

39. Bodrum’da yaşadığınız en büyük sorun nedir?

Sorunlar Frekans Yüzde


Su sorunu 207 18,4
Hayat Pahalılığı 177 15,7
Çarpık yapılaşma, İkinci konutlar 167 14,9
Güvenlik ve Huzur 157 14,0
Trafik, Ulaşım 108 9,6
Kalabalık, Gürültü 91 8,1
Balık çiftlikleri 66 5,9
Kanalizasyon 61 5,4
Çevre Sorunları 38 3,4
İşsizlik 12 1,1
Cevap vermeyen 40 3,6
Toplam 1124 100,0

40. Bodrum’un en önemli sorunu nedir?


Sorunlar Frekans Yüzde
İmar ve konut 298 26,5
Su sorunu 174 15,5
Deniz kirliliği 118 10,5
Kanalizasyon 114 10,1
Diğer 105 9,3
Gürültü 97 8,6
Sağlık ve Eğitim 81 7,2
Ulaşım 53 4,7
İşsizlik 46 4,1
Balık çiftlikleri 38 3,4
Toplam 1124 100,0
232

41. Bu sorunlardan sizi en çok tedirgin eden sorun hangisidir?


Sorunlar Frekans Yüzde
İmar ve konut 270 24,0
Su sorunu 157 14,0
Deniz kirliliği 129 11,5
Kanalizasyon 115 10,2
Sağlık ve Eğitim 113 10,1
Gürültü 106 9,4
Diğer 87 7,7
İşsizlik 58 5,2
Ulaşım 55 4,9
Balık çiftlikleri 34 3,0
Toplam 1124 100,0

42. Çevrenizde turizmden kaynaklanan en önemli değişim nedir?

Frekans Yüzde
Çarpık kentleşmeye neden oldu 288 25,6
Nüfus artışı oldu 256 22,8
Ormanlar azaldı 175 15,6
Suç oranı arttı 158 14,1
Çevre kirlendi 98 8,7
Gelir seviyesi yükseldi 76 6,8
Diğer 48 4,3
Eğitim düzeyi yükseldi 21 1,9
Yeni yollar yapıldı 4 0,4
Toplam 1124 100,0
233

43. Bodrum’da yeni sosyal, kültürel mekânların açılması gerekli mi?

Frekans Yüzde
Evet 863 76,8
Hayır 126 11,2
Fikrim yok 135 12,0
Toplam 1124 100,0

44. Bodrum’da turizmin sürmesini?

Frekans Yüzde
İsterim 776 69,0
Alternatif yaratılmasını isterim 277 24,6
İstemem 71 6,3
Toplam 1124 100,0

45. Bodrum’un değişmesi, konutların artması sizi rahatsız ediyor mu?

Frekans Yüzde
Oldukça rahatsız 493 43,9
Kısmen 369 32,8
Fikrim yok 78 6,9
Rahatsız etmez 135 12,0
Hiç rahatsız etmez 49 4,4
Toplam 1124 100,0
234

46. Genel olarak yabancı turistlerin tutumlarından memnun musunuz?

Frekans Yüzde
Hiç memnun değilim 103 9,2
Memnun değilim 192 17,1
Fikrim yok 270 24,0
Memnunum 487 43,3
Çok memnunum 72 6,4
Toplam 1124 100,0

47. Yörenize gelen turistler sizce bazı sorunlara yol açıyor mu?

Frekans Yüzde
Evet 501 44,6
Hayır 399 35,5
Fikrim yok 224 19,9
Toplam 1124 100,0

48. Eğer sizce gelen turistler bazı sorunlara yol açıyorsa, bu sorunlar nelerdir?

Frekans Yüzde
Hayat pahalılığı 259 36,9
Ahlaki değerlerin
244 34,8
bozulması
Altyapı sorunları 69 9,8
Doğanın tahrip olması 57 8,1
Çevre kirliliği 45 6,4
Diğer 27 3,9
Toplam 701 100,0
235

49. Bodrum’da turizmin gelişmesiyle birlikte, insanlar arası ilişkinin bozulduğu,


yardımlaşma ve dayanışmanın kaybolduğu fikrine katılır mısınız?

Frekans Yüzde
Tamamıyla katılırım 361 32,1
Katılırım 483 43,0
Fikrim yok 93 8,3
Katılmam 129 11,5
Hiç katılmıyorum 58 5,2
Toplam 1124 100,0

50. Bodrum’un geleceğini sizce neler tehdit ediyor?

Frekans Yüzde
Konutların çoğalması 339 30,2
Alt yapı sorunları 291 25,9
Çevreye karşı duyarsızlık 187 16,6
Orman yangınları 145 12,9
İkinci konutlar 123 10,9
Diğer 39 3,5
Toplam 1124 100,0

51. Bodrum’un çevre sorunları hakkında yeterince bilgi sahibi olduğunuzu


düşünüyor musunuz?

Frekans Yüzde
Hiç bilgim yok 78 6,9
Yeterli değil 394 35,1
Fikrim yok 81 7,2
Bilgim var 165 14,7
Yeterli Bilgim var 406 36,1
Toplam 1124 100,0
236

52. Yerel yönetimin çalışmalarını nasıl değerlendirirsiniz?

Frekans Yüzde
Hiç memnun değilim 312 27,8
Memnun değilim 322 28,6
Fikrim yok 237 21,1
Memnunum 199 17,7
Çok memnunum 54 4,8
Toplam 1124 100,0

53. Belediyeye herhangi bir iş için gittiğinizde Belediye Başkanı, diğer yöneticiler
veya ilgili personel size zaman ayırıp, sorunlarınızla gereğince ilgileniyor mu?

Frekans Yüzde
İlgileniyor ama yeterli
361 32,1
değil
Henüz belediyeye
282 25,1
gitmedim
Hayır, ilgilenmiyor 276 24,6
Evet, ilgileniyor 205 18,2
Toplam 1124 100,0

54. Yerel Seçimlerde oy verirken?

Frekans Yüzde
Her ikisini de dikkate
672 59,8
alırım
Adayı 311 27,7
Partiyi 141 12,5
Toplam 1124 100,0
237

55. Bugün seçim olsaydı hangi siyasi partiye oy verirdiniz?

Frekans Yüzde
CHP 480 42,7
MHP 171 15,2
AKP 156 13,9
DP 114 10,1
ANAP 87 7,7
GP 45 4,0
DTP 35 3,1
Diğer 36 3,2
Toplam 1124 100,0

56. Herhangi bir sivil toplum örgütü (dernek veya sendika) üyeliğiniz var mı?

Frekans Yüzde
Evet 305 27,1
Hayır 819 72,9
Toplam 1124 100,0

57. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları hakkında bilginiz var mı?

Frekans Yüzde
Hiç bilgim yok 139 12,4
Yeterli değil 272 24,2
Fikrim yok 291 25,9
Bilgim var 169 15,0
Yeterli Bilgim var 253 22,5
Toplam 1124 100,0
238

58. Bodrum’un korunup, güzelleşmesi için maddi bedel istense, nasıl karşılarsınız?

Frekans Yüzde
Öderim 211 18,8
Ödemek isterim 423 37,6
Fikrim yok 227 20,2
Ödemek istemem 155 13,8
Ödemem 108 9,6
Toplam 1124 100,0

59. Sizce turizm kaynaklı sorunların çözümü için neler yapılmalıdır?

Frekans Yüzde
Konutlaşma ve Göç Önlenmeli 276 24,6
Çözülmez 256 22,8
Altyapı Yenilenmeli 150 13,3
Doğal ve Kültürel Değerler Korunmalı 145 12,9
Alternatif Turizm Planlanmalı (12 ay) 98 8,7
Alışveriş Merkezleri Açılmalı 76 6,8
Tanıtımı İyi Yapılmalı 54 4,8
Master plan yapılmalı 48 4,3
Profesyonel Yöneticiler Yönetmeli 21 1,9
Toplam 1124 100,0
239

60. Turizmin Bodrum’a etkileri hakkında siz neler düşünüyorsunuz?

Frekans Yüzde
Hayat Pahalılığı 267 23,8
Getirdiğinden Fazlasını Götürdü 157 14,0
Ekonomik Gelişme Sağladı 115 10,2
Çevre sorunlarına yol açtı 113 10,1
Konutlaşmaya Yol Açtı 106 9,4
Ahlaksızlık Arttı 102 9,1
Tanınmasını Sağladı 87 7,7
Suç Oranları Arttı 58 5,2
İnsan İlişkileri Zayıfladı 55 4,9
Kültürel Etkinlikler Arttı 34 3,0
Cevap Vermeyenler 30 2,7
Toplam 1124 100,0

61. Bodrum’un geleceği ile ilgili sizce neler yapılmalı?

Frekans Yüzde
Turizm 12 aya Yayılmalı 256 22,8
Yabancılara Satış Önlenmeli 148 13,2
Çevre ve Kültürel Değerler Korunmalı 114 10,1
Tanıtıma Önem Verilmeli 105 9,3
Master Plan Yapılmalı 103 9,2
Altyapı Yenilenmeli 97 8,6
Halk Bilinçlendirilmeli 83 7,4
Gelirler Bodrum'da Kalmalı 81 7,2
Balık Çiftlikleri Kaldırılmalı 53 4,7
Su Sorunu Çözülmeli 46 4,1
Cevap Vermeyen 38 3,4
Toplam 1124 100,0
240

EK 3. FOTOĞRAFLAR
241
242
243
244
245
246
247

ÖZGEÇMİŞ

KİŞİSEL BİLGİLER

Adı Soyadı : Ünal BOZYER


Doğum Yeri : Ula
Doğum Yılı : 22.07.1968
Medeni Hali : Evli
EĞİTİM VE AKADEMİK BİLGİLER

1987-1991 Lisans Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. Sosyoloji Bölümü


1997-2001 Y.Lisans Muğla Üni. Sosyal Bil. Enstitüsü Kamu Yönetimi
2001- Doktora Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı
Sosyoloji Anabilim Dalında Devam Ediyor
Yabancı Dil : İngilizce

MESLEKİ BİLGİLER

1992-1993 İslamköy İlkokulu Öğretmeni Kulp/DİYARBAKIR


1993-1994 Kulp Lisesi Felsefe Grubu Öğretmeni Kulp/DİYARBAKIR
1994-1995 Günlüce Köyü İlkokul Öğretmeni Muğla
1995-1996 Günlüce Köyü İlkokul Öğretmeni Muğla
1996-1998 Yunus Emre Çok Programlı Lisesi Felsefe Grubu Öğretmeni Ula/Muğla
1998- 2001 Muğla Üni. Fen Edebiyat Fak. Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi
2001- Ege Üniversitesi Edebiyat Fak. Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi
248

KENT DOKUSUNUN OLUŞMASINDA TURİZMİN ETKİSİ


“BODRUM ÖRNEĞİ”

ÖZET

Dünyanın en büyük ilk beş sektörü arasında yer alan ve hızla büyüyen turizm
sektörü toplumların değişmesine ve dönüşmesine neden olmaktadır. Yarattığı toplumsal
hareketlilik ve ekonomik büyüklükle gittikçe daha fazla ilgi çekmekte ve yarattığı
sonuçların daha iyi analiz edilmesini gerektirmektedir.

Dünya turizm gelirlerinin giderek artış göstermesi ve gösterecek olması


gelişmekte olan ülkelerin yatırımlarını bu sektöre ayırmalarına yol açmaktadır. Turizm
potansiyeli taşıyan yöreler alınan teşvik kredilerinin de etkisiyle hızla değişime ve
dönüşüme uğramaktadır. Bu yöreler öncelikle mekânsal olarak genişlemekte, turizme
özgü yapılanma içine girmektedirler.

Turizm endüstrisinin ekonomik açıdan dünyanın en büyük sektörlerinden biri


haline gelmesi kentleşme ile yakından ilintilidir. Turizm sektörü hem kentleşmenin
sonucu hem de kentleşmeye yol açarak gelişmektedir. Turistik yörelerde kentsel nüfus
süratle artmakta, ikinci konut ve kentsel konut talebini doğurmakta, mahalli idareler
kendilerine verilen imar planlama yetkisini bazı durumlarda etkin bir şekilde
kullanamamakta ve yapılaşma dengeli bir şekilde gelişememektedir. Bu nedenle turizm
potansiyeli olan yöreler ya da merkezler kısa zamanda plansız yapılaşmaya maruz
kalmakta ve bir anlamda kendi sermayesini yok etmekle karşı karşıya kalmaktadır.

Turizm yalnız günlük yaşam ilişkilerinde yeni değerler sistemini belirleyen


öğeleri transfer etmez. Aynı zamanda ekonomide ve çalışma yaşamında yeni bir anlayış
ve çalışma disiplinini de beraberinde getirir. Kentsel değerler içinde evrenselleşmiş olan
çalışma anlayışı ve disiplini, özellikle turist kabul eden kırsal bölgelere transfer edilir.
Değişmenin ve kalkınmanın itici gücü olan üretim ilişkilerindeki değişimde de turizm
sektörü önemli rol oynamaktadır.

Türkiye’deki turizm gelişmesine paralel olarak, en uzun kıyı şeridine sahip,


coğrafyasının %67’si ormanlarla kaplı, doğal, tarihi, kültürel yönlerden önemli bir
potansiyeli olan Muğla’da turizm 1980’lerden sonra ivme kazanmıştır. Bu alanda
249

yaşanan gelişmeler başta inşaat sektörü olmak üzere pek çok sektörü etkilemiş, göç
veren yöreler hızla göç alarak, kentleşme sürecine girmiştir.

Çalışmamıza konu olan Bodrum, kısa zaman da aldığı göçlerle nüfusunu


arttırmış, kendine özgü kentsel doku oluşturmuştur. Her şeyden önce Bodrum,
ekonomik açıdan Türkiye ekonomisini zorlayan bir tüketim kalıbı sunmaktadır.
Harcama, eğlence, tüketim, bohem kültür gibi kavramlar Bodrum’la birlikte
anılmaktadır. Bodrum’un kurmaca, sanal, hatta bir eğlence kültü olarak anılabilir
yanları, kentin önemli bir uğrak mekânlarından biri olarak belleklere kazınmasını
kolaylaştırmıştır.

Geçmişinde sahil kasabası olan Bodrum, turizm sektörünün etkisiyle yeni bir
kentsel form özelliği taşımaktadır. Bu yeni kentsel form turizm sektörünün girdiği diğer
yörelerde de benzer biçimde gözlenmektedir. Kente gelen göç, nüfus yapısı, ekonomik
yapılanma ve hizmetler, konut biçimi, sosyal ve kültürel faaliyetler yönünden diğer
kentlerden ayrılmaktadır. Turizm sektörünün etkisiyle yeniden yapılanan bu tip kentleri
“turizm kenti” olarak tanımlamak gerekmektedir.

Turizmin yarattığı toplumsal değişim, çevreye etkileri, sosyo-ekonomik yapıya


etkileri vb. sorunlar pek çok çalışmaya konu olmasına rağmen, turistik yörelerin
kentleşme süreçleri ve sorunları göz ardı edilmiştir. Turistik yörelerin kentleşmesi
turizm sektörünün aleyhine gelişmekte olsa da sorunun doğru anlaşılarak analiz
edilmesi çözümü kolaylaştıracaktır.

Bu çalışmada turizmin etkisiyle oluşan kent dokusunun hangi yönlerden diğer


kentlerden ayrıldığı analiz edilerek, turizm kenti kavramsallaştırılmak istenmektedir.
Bodrum’daki turizm süreci, ülkemizin genel turizm gelişmesiyle birlikte analiz
edilmekte, Bodrumun farklılıkları ve sorunları tartışılmaktadır.
250

THE IMPACT OF TOURISM ON CITY-LIFE CONSTRUCTION


“THE EXAMPLE OF BODRUM”

ABSTRACT

Tourism sector into one of the world’s five biggest sectors is in a rapid
expansion and promotes societal changes and transformations. With its societal
movement and economic capacity, it creates and attracts steadily increasing attention
therefore: it requires its consequences to be better analyzed.

With the steady increase seen in revenues generated by the tourism sector and its
attracting future revenue-generating potential leads the developing countries to make
investments in this sector. The regions having tourism potential undergo a process of
rapid change and transformation with the help of the subsidies provided. These regions
first experience spatial expansion and they adopt a tourism-specific structuring.

Tourism sector’s being one of the biggest sectors in the world is partially
associated with urbanization. Tourism sector develops both as a result of urbanization
and in turn its development leads to urbanization. The population in tourist places is in
rapid increase creates demand for secondary housing and population increase-related
housing. Local administrations may not have their authorities to plan housing to a full
scale in same cases so the expansion may become an unhealthy one. Therefore, the
regions having tourism potentials become the subject of unplanned urbanization and
somehow they waste their own potentials.

Tourism does not only transfer the new elements determining new value system
in the principles of daily life but also brings a new understanding and discipline to
economy and business life. Understanding and discipline of working penetrating into
the urban values are transferred especially to the regions hosting tourists. Tourism
sector plays an important role in production relationships which is a driving force of the
development and change.

Parallel to the development of the tourism sector in Turkey, since the 1980s
development has gained acceleration in Muğla region which has the longest coast line,
historical, cultural and natural beauties and 65% of whose area is covered with forests.
251

Developments observed in this sector have affected the other sectors specifically the
construction sector and accordingly, this region has become hubs of attraction and many
people have immigrated it’s so the process of urbanization start in this region.

The case of Bodrum is investigated here. Bodrum’s population has increased


rapidly as a result of immigration from other regions and structured its specific texture.
First of all, Bodrum presents a consumption pattern which is too much demanding for
the Turkish economy. Concepts such as spending, fun, consumption, bohemian culture
are identified with Bodrum. Because of its specific entertainment centers, it has easily
become world-famous tourism destination.

Bodrum which was a small fishing village in the past has adopted a new urban
structure with the effects of tourism. This new urban structure can be observed in other
regions affected by the tourism. It has its specific pattern of immigration, population
structure, economic structure and services, types of housing, social and cultural
activities. That kind of cities newly structured with the effects of tourism are called
“tourism city”.

Although the societal, environmental, socio-economic changes brought about by


tourism is the subjects of many studies, urbanization process and problems
accompanying it have been neglected so far. The city development in the tourism area
probably has negative effects on tourism in itself: accurate understanding of the problem
will contribute to the solution to the problem.

The aim of this study is to conceptualize “tourism city” by differentiating the


aspects of the city texture affected by tourism from other city textures, for example
affected by industry. The tourism process in Bodrum is analyzed along with the general
development to tourism in Turkey and the differences and problems are discussed.

You might also like