You are on page 1of 16

ANKARA KALESİ GENÇKAPI BÖLGESİNDEKİ ANDEZİT

VE MERMER TAŞLARINDA GÖZLEMLENEN


BOZULMA SORUNLARININ TESPİTİ

Dr. Musa TOKMAK*

GİRİŞ
Yapı taşı malzeme bozulmaları kimyasal, fiziksel, mekaniksel ve biyolojik
sebeplerden olabilmektedir. Taşın dış yüzeyinden başlayıp iç yüzeye doğru
ilerleyen bozulma kimi zaman iç yüzeyden dış yüzeye doğruda olmakta-
dır.Taşın kendi yapısından kaynaklanan gözeneklilik yapısı, gözeneklilik ağla-
rının bir birleri ile ilişkisi, ortamın sıcaklığı, atmosferik kirlenmeler gibi birçok
faktör taşın bozulmasında etkilidir (Croci, 1998). Nemli ve sıcak havalarda kim-
yasal bozulma ön planda olup soğuk bozulma hızlıdır ve kurak havalarda fi-
ziksel bozulma daha etkili olup taşlardaki bozulma hızı daha yavaştır.Kayaçları
oluşturan öğelerin eriyerek kimyasal bileşimlerinin değişmesi sonucu taşlarda
gözlemlenen parçalanma, ufalanma ve ayrışmadır. Kimyasal bozulmanın en
önemli faktörü atmosferik kirlilik, nem ve ısıdır. Kimyasal bozulma taşların
mineral yapısında bozulmalardan olmaktadır. Kimyasal ayrışmada hidratasyon
ve hidroliz, redüksiyon, çözünme (indirgeme) ve biyolojik-kimyasal değişimler
söz konusudur.Taşın kendi yapısından veya çevredeki malzemelerin etkisi ile
taş yüzeylerde suyunda etkisi ile taşlarda tuzlanma meydana gelebilmekte ve
bu tuzlar özellikle nemli bölgelerde kimyasal bozulmalara sebep olmaktadır. En
önemli tuzlar alkali ve toprak alkali sülfat, karbonat, nitrat ve klorürlerdir. Taş
yüzeyde ve yüzeyin altında biriken tuzlar kimi zaman taşlarda kabuklanma ve
tabakalaşma meydana getirebilmektedir (Torraca, 1988).
Gece ve gündüz farkının çok olduğu özellikle çöl, karasal, step, tundra ik-
limlerde fiziksel bozulma görülmektedir. Taş gözeneklerinin içerisine yerleşmiş
olan tuz ve suların fiziksel olarak hacimlerinin genişlemesi taşlarda çatlaklara
sebep olmakta ve bu çatlaklar zamanla taşlarda mekaniksel bozulmalar meyda-
na getirebilmektedir.Taşları meydana getiren minerallerin hacimleri ısı farkın-
dan dolayı genleşir ve büzüşür. Buna bağlı olarak taş yüzeylerde soğan kabuğu

* Dr. Musa TOKMAK, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Arkeometri Bölümü, ODTÜ ANKARA
musatokmak3@yahoo.com

129
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

gibi soyulmalar meydana gelir. Minerallerin yapılarında değişme olmadan


özellikle gece gündüz sıcaklık farklarından dolayı mineral bağlarının zayıfla-
ması ve taşın parçalara ayrılarak ufalanmasıda fiziksel bozulmanın bir diğer
şeklidir.
Biyolojik bozulma taş yüzeylerde ve içerilerinde canlıların meydana getirdi-
ği fiziksel,kimyasal ve mekaniksel kimi zaman geri dönüşümsüz bozulmalardır
(Kumar ve Kumar 1999; Özkan, 2009). Biyolojik bozulmanın esas kaynağı taşın
üzerindeki biyolojik organizmaların meydana getirdiği kimyasal bozulmalardır
(Cutler ve Viles, 2010; Caneva ve dig, 1991). Biyolojik bozulmalar bitkiler, hay-
vanlar, fungi, algler, liken veya bakteriler tarafından meydana getirilmekte-
dir.Bozulma tek bir faktörden meydana gelebildiği gibi birçok faktörün ortak
bir çalışması ilede meydana gelebilmektedir. Biyolojik birikimler için gerekli
olan besin maddesi (mikroorganizmalar taşın içersindeki minerallerden besle-
nebilir), suyun varlığı, PH değeri, taşın gözenekliliği, taşın geçirgenliği, iklim
koşulları gibi birçok faktör gereklidir (Warscheid ve Braams, 2000). Biyolojik
bozulma biyolojik kirlenme ve biyolojik ayrışma şeklinde olabilir. Biyolojik
kirlenme kimi mikroorganizmaların ve alglerin taş yüzeyde biyolojik tabaka
meydan getirmesidir (biyofilm). Biyolojik ayrışma ise taşın üzerindeki biyolojik
kolonizasyonların taş üzerinde meydana getirdiği ayrışma ve tahribattır (De
Graef ve dig., 2005). Biyolojik bozulmadaki en büyük faktör suyun varlığıdır.
Atmosferik kirlenmeden oluşan gazların, rüzgarın, yağmur ve atık suların taşı-
dığı toz, is, kül gibi maddelerin taş yüzeyde birikmesi biyolojik yaşamlar için
besin kaynağı olabilmektedir. Özelikle hava kirliliğinin yoğun olduğu alanlarda
algler, likenler, mantarlar taş yüzeylerde oluşmazlar. Hava kirliliği bu gibi or-
ganizmaların büyümesine negatif etki eder. Tarihi eserlerin üzerinde özellikle
yüksek bitkiler gurubuna giren, ağaçlar, otlar ve sarmaşıklar fiziksel, kimyasal
ve mekaniksel zarar verebilmektedir. Bu gibi bitkiler su bulabilmek için kökle-
rini taşların derz arasına sokmakta ve kökleri su bulana kadar ilerleyebilmekte
ve bunun sonucu olarak bozulmalara ve ayrışmalara sebep olabilmektedir (Ca-
neva ve Salvadori, 1988). Bundan dolayı yapı malzemesi olarak kullanılan taşla-
rın korunması birçok bilim dalını kapsayan bir çalışma gerektirmektedir.
Ankara kalesi Ankara’nın Ulus semtinde yüksek bir tepe üstüne inşa edil-
miştir (Resim 1). Ankara bölgesindeki birçok tarihi binadaki taşlarda bozulma
sorunları gözlemlenmiştir. Ankara kalesi andezit, bazalt, mermer taş bloklardan
savunma amacıyla oluşturulmuş bir tarihi yapıdır (Resim2). Ankara kalesindeki
yapı taşlarının bazı bölümlerinde ciddi bir şekilde kimyasal,fiziksel ve biyolojik
bozulmalar gözlemlenmiştir. Ankara kalesi yapı taşlarında gözlemlenen bo-

130
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

zulmaların en büyük sebebi nem, hava kirliliği ve yapı taşların üzerinde ve alt
tabakalarda gözlemlenen tuz birikimidir. Ankara’nın karasal bir iklimde olma-
sı, gece gündüz sıcaklık değeri farklarının büyük olması fiziksel bozulmayı
tetiklemiştir. Buna bağlı olarak taşlarda ufalanmalar, kopmalar meydana gel-
miştir. Aynı şekilde özellikle 1990’lı yıllara kadar Ankara’da yoğun bir şekilde
kullanılan fosil yakıtların varlığı da kimyasal ayrışmayı, taşlarda çiçeklenmeyi
meydana getirmiştir. Ankara’da yıllardır yakıt olarak kullanılan kömür atmos-
ferde ciddi derecede sülfür dioxide ve nitrojen oksit birikimine neden olmuştur.
Aynı zamanda trafikteki araçlardan da çevreye sülfür ve nitrojen gazı da kale-
deki yapı taşların bozulmasında etkili olmuşlardır. Özellikle kış günlerinin ve
gecelerin nemli olması sülfürü ve nitrojenin mermer, bazalt ve andezit taşların
içerisine geçmesinde etkili olmuştur (Tokmak, 2005).

Metodoloji
Fitzner et al. (Fitzner et al., 1992, Fitzner, 2002) taş yüzeylerindeki bozulma-
ları haritalamak için sistematik bir yöntem geliştirmiştir. Anıt haritalanması
arkeolojik eserler ve tarihsel yapı korumacılığında esere zarar vermeden yapı-
lan bir metot olmasından dolayı yapının korunmasına yönelik yapılacak çalış-
malar öncesinde değerli bilgiler sağlamaktadır. Ayrışma biçimlerinin sınıflandı-
rılması, değişik türdeki taşların incelenmesi sonucunda bir liste şeklinde yayın-
lanmış ve günümüzde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada anıt
haritalanması yapılmamış sadece ön safhası olan bozulma türleri sınıflandırıl-
mıştır. Bozulma türleri dört ana gurup halinde verilmektedir.
Gurup I : Kayaçtan Materyal Kaybı
Gurup II : RenkDeğişimi/Birikme
Gurup III : KayaçtanMateryalÇözülmesi
Gurup IV : Çatlaklar/Deformasyon

GURUP I: MATERYAL KAYBI:


Andezit yüzeylerde ufalanma, dağılma şeklinde olan aşınma türü bozulma
mermer taşlarda daha çok büyük parçalar halinde kopma şeklinde olmaktadır.
Rüzgar ve yağmur sularının yarattığı erozyon taşların yüzeylerinde farklı form-
larda taş kayıplarına yol açmıştır.
Materyal kaybının diğer bir şekli olan rölyef türü bozulmalar Ankara Kale-
sindeki taşlarda gözükmektedir. Taş yüzeylerde bölgesel ve genel olarak morfo-
lojik bozulmalar ve değişimler için kullanılan rölyef türü bozulmanın andezit

131
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

yüzeyde yuvarlaklaşma, pürüzleşme, oyuklaşma ve çukurlaşma şekli Resim


3’de gösterilmiştir.
Taş yüzeylerde yada aralarında görülebilinen boşluk yada delikler çeşitli
boyutlarda olabilirler. Yapısal sebeplerden dolayı bir elemanın monte edilmesi
amacıyla taş yüzeyinde açılarak daha sonra kapatılmamış olan delikler zamanla
taş yüzeyinde bozulmaları hızlandırmakta ve taş yüzeyinde kopmalar meydana
gelebilmektedir. Resim 4’de gösterildiği gibi kale duvarlarındaki andezit ve
mermer taş bloklardaki yapısal sebeplerden dolayı açılmış delikler gözlenebil-
mektedir. Andezit taş blokta aynı zamanda rölyef bozulmanın bir değişik şekli
olan antropojenik form kendini taşın üzerinde çizgiler halinde göstermektedir.
Bu boşluklara zamanla su dolabilir ve bitkilerin yetişebileceği alanları da oluş-
turabilirler. Resim 4 (sol resim)’da gösterilen mermer taş blok üzerinde aynı
zamanda yapım aşamasında açılan delikten dolayı çatlaklar meydana gelmiş ve
taş yüzeyinde ve açılan delik içerisinde atmosferik sebeplerden dolayı madde
birikiminin etkisi ile kirlenmeler söz konusudur.
Diğer bir materyal kaybıda andezit taş bloklar arasındaki derz boşalmasıdır.
Duvar örgüsünde kullanılan taşlar, çeşitli kalınlıklarda derz oluşturacak şekilde
yerleştirilirler ve harçlarla birleştirilir. Derz harçları özellikle yağmur sularının
yıkaması sonucu (yağmur erozyonu) yada uygun olmayan drenaj sisteminden
kaynaklanan problemlerden dolayı atık suların taş yüzeylerden derz aralarına
girmesi sebebiyle derz harçları taşlardan ayrılabilir. Resim 5’de gösterildiği gibi
andezit bloklar arasındaki derz boşalması görülmektedir. Bu boşalma sonucu
oluşan boşlukların arasında bitkileşmeveya biyolojik kolonisazyonlarmeydana
gelebilmektedir.
Doğal nedenlere bağlı kırılma ve parça kopması Ankara kalesindeki andezit
taş bloklarda mevcuttur. Çeşitli sebeplerden taşın içyapısında bir basınç mey-
dana gelir. Daha sonra oluşan basınç çatlakları meydana getirir ve zamanla
çatlaklar ana kütleden materyal kopmasına sebep olabilir. Demirin taş içersinde
paslanması ve genişlemesi taşı patlatabilir. Bunun dışında depremler de taş
yüzeylerde kopmalara sebep olabilir (Resim 6).

GURUP II: RENK DEĞİŞİMİ/BİRİKME


İkinci gurup bozulma türü olan renk değişimi ve taş yüzeylerde kimyasal
maddelerin, toz ve değişik türden organik ve inorganik madde birikmesi olarak
ele alınan bu tür bozulmanın değişik formlarda alt gurupları vardır. Renk deği-
şimi taşın ana renginin kayaç minarelerinin su ile buluşması sonucunda yüzey-
de oluşan daha çok demir oksitlerin neden olduğu bir bozulmadır. Resim 7’da

132
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

andezit yüzeyde kayaç mineralindeki bozulmadan dolayı meydana gelen renk


değişimi kırmızı bant olarak gözlenmektedir.
Andezit taş yüzeylerin üzerinde ve alt tabakalarda tuzların kristallendiği gö-
rülmüştür. Eriyen tuzların mikro çatlar yolu ile taşın içerine taşınmakta ve su-
yun tekrar dışarı çıkması sonucunda taş içerinde kalmaktadır. Resim 8’da eri-
yen tuzların taş yüzeyinde ve alt tabakadaki birikimini göstermektedir. Resim 8
(sol)’da uygun olmayan drenaj sisteminden dolayı yağmur ve atık suların kale
duvarından taş yüzeye akmasından dolayı önce taş yüzeyde nemlenme daha
sonra kirlenme ve devamında da alvolar türü bozulma meydana gelmekte.
Suların getirdiği maddeler ve taş yüzeyde oluşan tuzların yüzeyde birikmesi
sonucunda hem kirlenme hem de tabakalaşma meydan gelmiştir. Yüzeyi değiş-
tiren açık renkli tabaklaşma andezit blok üzerinde açıkça gözükmektedir. Resim
8(sağ)’da andezit blok üzerinin altında tuz birikmesi (çiçeklenme) sonucunda
bir kabarma meydana gelmiş ve bu kabarma tuz basıncından dolayı patlamıştır.
Bunun sonucunda yüzeyde madde kaybı söz konusudur.
Ankara’da özellikle fosil kaynaklı yakıtların yıllardır kullanılması sonucun-
da anıtsal binalarda hava kirliliğinden dolayı taş yüzeylerinde kirlenmeler uzun
zamandır etkili olmuşlardır. Hava kirliliğinin yanında Ankara kalesinin yük-
sekte bir yerde olması, taş bloklarının önünde rüzg}rı engelleyici etmenlerin
olmamasından dolayı rüzg}rın getirdiği toz, is, külünde taş yüzeyde birikmesi
kirlenmelere sebep olabilmektedir. Özelikle taş yüzeylerin doğrudan yağmur
suyu ile yıkanmayan bölümlerinde hava kirliliği ve yukarda bahsettiğimiz toz,
is ve külün sonucunda ortaya çıkan kirlenme kabuk oluşumu şeklinde kalın ve
genellikle koyu gri-siyah renkli halindedir. Kabuklanma türü olarak ortaya
çıkan andezit ve mermer bloklardaki kirlenmeler Ankara kalesinin hemen he-
men tüm andezit ve mermer bloklarında görülmektedir. Yoğun olarak gözlem-
lenen bu kabuklanma taşın rengini kirletmiş ve taş yüzeyinde siyah bir kabuk-
lanmaya kadar gitmiştir. Resim 9’da mermer kapı bloğu ve andezit taş yüzey-
deki atmosferik kirlenmeden dolayı yüzeyde kirlenmeyi göstermektedir. Kapı
bloğunun yan tarafları yağmur sularının etkisi ile yıkanmış ve kirlenme oluşu-
mu yok olmuştur ama iç kısımlarda koyu siyah kirlenme daha net bir şekilde
gözükmektedir.
İnsan faktörü anıtsal binalar için en büyük bozulmaları meydana getirebil-
mektedir. Antropojenik etkiye bağlı kirlenme Gençkapı bölgesinde de yoğun
bir şekilde vardır. Grafiti türü çalışmalar, taş yüzeyine asılan ilanlar, taşların
çeşitli sebeplerden dolayı boyanması, harç sürülmesi ve bilinçsizce koruma

133
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

amaçlı maddelerin taş yüzeye sürülmesi, taş yüzeyde kirlenmelere sebep ol-
maktır (Resim 10).
Taş yüzeylerin boyanması sonucu yüzey ince bir tabaka ile kaplanır ve bu
tabaka kimyasallar içerdiğinden kimyasal bir ayrışmaya sebep olabilmektedir.
Zamanla bu tabaka yüzeyden ayrılır ve taş yüzeyde ayrışma vekopmalar mey-
dana gelir. Resim 10’de görüldüğü gibi mermer yüzey boya ile kaplanmış ve
kirlenme meydana gelmiştir. Daha sonra bu boya tabakası yüzeyde kopmalara
sebep olmuştur.
Andezit taş yüzeylerinde makro biyolojik birikimlerde (bitki üremesi) göz-
lenmektedir. Sağlıklı drenaj sisteminin olmayışı bitkilerin ihtiyacı olan suyu
sağlamaktadır. Taş aralarında biriken bitki kökleri taş yüzeyine girerekyüzeyde
ve taşın alt tabakalarındafiziksel,kimyasal, mekaniksel bozulmalara sebep ol-
maktadır (Resim 11). Ankara kalesi andezit taş bloklar üzerinde (Gençkapı böl-
geside dahil) alg, liken, yosun ve mantar türü biyolojik kolonizasyonlar görül-
memiştir. Bu tür biyolojik yaşamlar daha çok %70 bağıl nem ve 10 0C ‘den bü-
yük sıcaklık ortamları isteğinden ve en önemlisi atmosferik kirliliği sevmedi-
ğinden dolayı Ankara kalesindeki taş yüzeylerde görülmemişlerdir. Ancak kimi
mermer yüzeylerde bakterilerin oluşturduğu siyah patinalar(lekelenmeler)
vardır (Resim 12).

GURUP III: TAŞTA ÇÖZÜNME


Taş üzerinde granüler/fiziksel çözünme (tozlanma, ufalanma, kumlanma),
dağılma, ince tabaka oluşumu, kabuklanma, tabakalaşma ve taşın tekstürüne
bağlı çözünme bu guruba giren alt ana guruplardır. Ankara Kalesi Gençkapı
bölgesinde Rölyef türünden sonra en çok gözlemlenen bozulma türüdür. Gra-
nüler çözünme taşlardan küçük parçaların kopması ile olmaktadır. Taş yüzeyi-
ne hafif bir temasın olması ile andezit taş yüzeyinde ufalanma ve kumlanma
olmaktadır. Özellikle tuzlanma sebebiyle olan granüler çözünme rüzgarın,
yağmurun varlığı yani erozyonu ile taş yüzeyindeki kopmalar hızlanmaktadır
(Resim 13).
Atmosferin etkisiyle mermer yüzey yavaş yavaş pürüzlü hale gelir ve yağ-
mur sularının etkisiyle yavaş yavaş pürüzlü hale gelen yüzey zamanla taş yü-
zeyden ayrılabilir.Sıcaklık değişimleri ve kimyasal ayrışma olayları sonucunda
taş kütlelerinin ince katlar halinde taşın yüzeyinde paralel ayrışmaları özellikle
Ankara kalesindeki mermer ve andezit blokların yüzeylerinde gözlenebilmek-
tedir. Kabuk yüzeyden bir balon gibi şişer ve zaman içerisinde kabuk yüzeyden
ayrılır (Resim 14). Kimi zaman mermer taş blokların yapısında düzensiz kom-

134
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

pakt parçacıklar halinde parçalanmalarda vardı. Andezit taş yüzeylerde yüzeye


paralel birkaç milimetreden santimetreye kadar değişen boyutlarda yaprak
şeklinde ayrışma türleri özellikle suda çözünen tuzların varlığı sebebiyle ola-
bilmektedir.

GURUP IV: ÇATLAKLAR/DEFORMASYON


Bu tür ayrışma gurubunda taşın kendi yapısında oluşan değişmeler sonu-
cunda bozulmaları ifade etmektedir. Taşlarda meydana gelen çatlaklar, defor-
masyonlar bu gurubun karakteristik özellikleridir. Özellikle mermer bloklarda
çatlaklar gözlenmektedir (Resim 15). Çatlakların sebebi sıcaklık, kılcal çatların
genişlemesi, taşın üzerine ağır baskıların olması gibi çeşitli faktörler etki etmek-
tedir.

SONUÇ
Ankara, İç Anadolu bölgesinde kurak iklimin hüküm sürdüğü bir coğrafya-
da bulunmaktadır. Yaz ve kış aylarındaki sıcaklık farkının büyük olması sebe-
biyle anıt taşların yapı malzemesi olan taşların sıcak mevsimde genleşir ve so-
ğuk aylarda ise tersi olup büzüşür. Bu sirkülasyonun süreklilik teşkil etmesi taş
anıtlara fiziksel ve mekaniksel bir etki etmekte ve anıtı oluşturan taşların bo-
zulmasına sebep olmaktadır. Ankara kalesindeki andezit ve mermer taş blok-
larda bu tür fiziksel bozulmaların esas faktör olduğu görülmektedir. Özellikle
yerden gelen nemin varlığı da fiziksel bozulmayı tetiklemektedir. Ayrışma veya
kopma miktarı ve oranı mevsimsel koşulları göre değişmektedir. Taşların poro-
site (gözeneklilik) yapısı da fiziksel kopmalarda esas ana unsur olmaktadır.
Andezit taşı ve mermer taşı bir biri ile kıyaslandığı zaman andezit taşlarının
daha yoğun bir poroziteye sahip olması fiziksel bozulmanın bu taş üzerinde
daha fazla etkili olacağının bir göstergesidir. Bundan dolayı Ankara kalesi an-
dezit taşlarının mermer taşlara göre daha fazla bozulmaya maruz kalmıştır.
Fiziksel bozulma kimyasal bozulma ile aynı zamanda ilerlerler. Ankara kale-
sindeki andezit ve mermer taşlardaki fiziksel bozulmanın kimyasal bozulma-
dan daha hızlı olmasını taş yüzeni küçük parçalara ayırarak yapmaktadır. Yü-
zey alanı fiziksel bozulma ile artan taşlar kimyasal bozulmanın etkisi ile daha
da küçülerek ayrışmanın ilerlemesine sebep olmaktadır. Kimyasal bozulmanın
ana faktörünü tuzlar oluşturmaktadır. Ankara kalesi anıtlarındaki andezit taş
bloklarının özellikle zemine yakın yerlerindeki andezit taş bloklarının yüzeyin-
de kimi zamanda taş blokların bir balon gibi şişmiş kabuk kısımlarının alt kı-
sımlarında tuzların varlığını gözle görmek mümkündür. Zamanla bu kabuklar
patlamakta ve gizli tuz varlığı beyaz bir tortu olarak ortaya çıkmaktadır. Anka-

135
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

ra kalesindeki andezit taş yüzeylerinde andezit taşlarının yoğun ve büyük bir


porositeye sahip olmasından dolayı bu tuzların varlığı açıkça belli olmaktadır.
Biyolojik bir birikim olan alg, mantar ve yosun oluşumu andezit ve mermer taş
bloklar üzerinde gözlemlenmemiştir. Ancak Ankara kalesindeki taş blokların
arasında makro ölçekte bitki kolonizasyonu vardır. Bunlar taşlara mekaniksel
olarak zarar vermekte ve taşların kopmasına sebep olmaktadır. In-situbir ince-
leme ile yukarıda bahsedilen anıtlar görsel olarak incelenmiştir. Fiziksel, kim-
yasal ve biyolojik bozulma türleri Fitzner metodu ile sınıflandırılmıştır. Her
bozulmanın etkisi ve derecesi farklıdır. İleriki aşamalarda yapılacak bir resto-
rasyon çalışması için çalışma faydalı olacaktır.

KAYNAKÇA
Caneva, G. ve Salvadori, O. (1988), Biodeterioration of Stone, L. Lazzarini and R.
Pieper (Ed.), The Deterioration and Conservation of Stone (s.112-182), Venice:
Unesco
Croci, G. (1998), The Conservation and Structural Restoration of Architectural Heritage,
Southampton, UK: Computational Mechanics Publications.
Cutler, N. ve Viles, H. (2010), Eukaryotic Microorganisms and Stone Biodeterioration,
Geomicrobiology Journal, 27, 630–646.
DeGraef, B., Cnuddeb, V., Dickc, J., DeBeliea, N., Jacobsb, P., Verstraete, W. (2005),
A sensitivity study for the visualisation of bacterial weathering of concrete and stone
with computerised X-raymicrotomography, Science of the Total Environment,
341, 173– 183.
Fitzner, B., Heinrichs, K. & Kownatzi, R, 1992, Weathering Forms-Classification and-
Mapping of weathering Forms, 7thInt. Cong. on DeteriorationandConservation
of Stone, Proceedings, Lisbon, pp. 957-968.
Fitzner, B., 1994, Porosity Properties and Weathering Behaviour of Natural Stones-
Methodology and Examples, Proceedings of the C.U.M. 2nd Course Stone Mate-
rialin Monuments: DiagnosisandConservation, Heraklion-Crete 24-30 May
993, pp. 101-113, C.U.M. University School of MonumentConservation.
Fitzner, B., Heinrichs, K. &Kownatzi, R, 1995, Weathering Forms-Classificationand
Mapping; Ver witterungs forum-Klassifizierung und Kartierung, pp. 44-88,
Berlin, Ernst and Sohn.
Fitzner, B., H. Kownatzki, R., 1997, Weathering Forms at Natural Stone Manuments-
Classification, Mapping and evaluation, Int. JournalforRestoration of Buildingand-
Monuments,Vol. 1, 105-123

136
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

ICOMOS, International Scientific Committeefor Stone (ISCS), Illustrated glossary on Sto-


ne deterioration patterns.
Kumar, R. ve Kumar, A.V. (1999), Biodeterioration of stone in tropicalen vironments,
Research in Conservation, USA: Getty Conservation Institute.
Özkan, H. (2009). Erzurum Çevresinde Bazı Tarihi Eserlerde Biyolojik Bozulmaya Neden
Olan Bakterilerin izolasyonu, Karakterizasyonu ve Tanısı, 167 Atatürk Üniversite-
si Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamıs Doktora Tezi,Erzurum.
Tokmak, M., 2005, Documentation and Examination of Historic Building Materials for the
purpose of Conservation: Case Study, Part of the Walls at the Citadel of Ankara, Phd
Thesis, METU
Torraca, G., (1988), Porous Building Materials, Science For Architectural Conservation,
Rome: ICCROM.
Warschid, TH. ve Braamsb, J., (2000), ‚Biodeterioration of stone: Areview‛, Interna-
tional Biodeterioration & Biodegradation, 46: s. 343-368.

137
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 1: Ankara kalesi duvarları ve Gençkap bölgesi (Tokmak, 2005)

Resim 2: Gençkapı bölgesinin genel bir görünümü

138
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 3: Andezit taş yüzeylerde gözlemlenen yuvarlaklaşma, pürüzleşme, oyuklaşma ve


çukurlaşma

Resim 4: Andezit taş blokta (sol resim) ve mermer blokta (sağ resim) görülen yapısal sebeplerden
dolayı açılmış delikler

Resim 5: Andezit taş bloklar arasında gözlemlenen derz boşalması

139
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 6: Andezit taş bloklarda görülen parça kopması

Resim 7: Andezit yüzeyde gözlenen kırmızı renk bandı

140
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 8: Andezit taş yüzeyde (sol resim) ve alt tabakada gözlemlenen tuz birikmesi (sağ resim)

Resim 9: Gençkapı bölgesinde kapı girişindeki mermer blok ve kale yüzeyindeki andezit taş
yüzeyindeki hava kirliliği, toz, is ve külden dolayı meydana gelen kirlenmeye bağlı
bozulma

Resim 10: Antropojenik sebeplerden dolayı andezit ve mermer bloklarda gözlemlenen kirlenme

141
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 11: Andesit taşlar üzerinde gözlemlenen biyolojik kirlenme (bitki oluşumu)

Resim 12: Mermer blok üzerinde görülen bakterilerin oluşturduğu siyah patinalar

142
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 13: Andezit taş bloklarda gözlemlenen granüler çözülme

Resim 14: Mermer (sol) ve andezit (sağ) bloklardaki ince tabaka halinde dağılma

143
33. ARKEOMETRİ SONUÇLARI TOPLANTISI / CİLT II

Resim 15: Mermer blok üzerinde gözlemlenen çatlaklar

144

You might also like