Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 300

ozmotik basınca direncimiz az!!

mitokondri zarı gibi

Ara filament**

Porlar çekirdek zarı ve


mitokondri dış zarda var.

Son harfi n;
Nukleozomlardan oluşur

Koyu boyanan

NUKLEOZOM= Histon proteini


+ Açık boyanan
Çift sarmal DNA

Kromatinin 3 boyutlu çevrilemsi ve 2 tane (double stranded ) olması = KROMATİT!


Ortadan sentromer ile birleşen kromatit = KROMOZOM!!

Merkezde değil! HİSTON PROTEİNLERİ


H1
H2A-H2B
H3
H4
H5
Çünkü çekirdekçikte asidik yapılar
var

rRna ribozomda da
var. Ribozomunda Bazofilik yapılar asidofilik
zarı yok bunun da! Asidofilik yapılar bazofilik
BOYANIR!

P53 kontrolü

G1-S-G2 aşamalarına İNTERFAZ denir!!

Interfaz 24 saat civarı sürerken


Mitoz 20 dakika civarı sürer!

Bir dokudan kesit alınırsa hücreyi İNTERFAZda yakalama olasılığı %99!!


Kayb

Sentrozom replikas
yonu G1 de başlar!!

Bölünmek için gerekli olan


tubulin v.s. gibi protinler ve
enzimler G2 de hazırlanır
1=PROFAZ
124 2=METAFAZ
4= TELOFAZ
Çekirdek zarfı ve çekirdekçik
parçalanır

Kaybolur

Yeniden
oluşturulur
Ara filamentler (Nükleer zarfın
Stabilizasyondan sorumlu)

Kohesin ve kondensin
proteinleri profazda
kromatinlerin tutunmasını
ve sıkışmasını sağlar

Kohesin fosforile
olur, öyle ayrılırlar

ATPaz aktivitesi ile

Laminler bu sefer
defosforile edilir
ve zar yeniden oluşur

NOT: Hücre içinde hareket için moleküler motor proteinler gerekir. Bunlar ATP harcar!
SİTOZOLÜN BÖLÜNMESİ

Aktin hücre membranının altında


bulunur. Sitokinez evresinde
MİYOZİN tarafından tutulup alta
doğru çekilir!!

Sitokinezden AKTİN ve MİYOZİN


SORUMLUDUR

Bunların hepsini MPF yapar

Bir boşluğa bakan epitel


dökülür ve yenisi yapılır
Epitel tipinin önemi yok
(yassı, kübik vs.)

Mezenşim=Mezenkim
Embryonik bağ dokusu demek

İSTİSNA: Burunda bulunan"bipolar koku nöronları bölünebilir


Mitoz sırasında kromozomları kutuplara çekenler
Aktin
Okside olmuş
lipid. uzun yıllar
gerekiyor.

Fakat yüzey alanı olarak


Z
en çok lipitler buunur!

Zarın seçici geçirgenliğinden


LİPİTLER sorumludur

2 tip membran proteini var En sık hücre zarı


1-)Integral(Komple gömülü) lipiti!
2-)Periferal

(GLUT gibi) ama %1 lik kısımı oluşturur


Kolesterol esteri ZARDA BULUNMAZ

K.hidratlar, hücrenin DIŞ


kısmındadır! Genelde tek
özellikle sialik asit sayesinde! başlarına bulunmazlar
A kan grubu:
N-acetyl galactosamine

B kan grubu:
D-galaktoz
zar dışındaki tabaka
Ya glikoproteindirler ya
glikolipittirler!
NADİR
KARBONHİDRAT

ve 5- nükleotidaz KLATRİN
ADAPTİN
DİNAMİN
Koparır!
A
ORGANELLERLE İLGİLİ BİLİNMESİ GERKENLER
1-) Ana görevi ne
2-) Hangi hücrede çok
3-) Histolojik özelliği var mı

Anneden; MİTOKONDRİ
Babadan; SENTROZOM

Seçici geçirgendi
Yapısında
porlar vardır

Normalde mitokondrinin içinde çok sayıda


DNA RNA gibi asit olduğundan bazofilik
boyanması beklenir FAKAT krista baz yapısında
olduğundan ve de yüzey alanı büyük olduğundan
MİTOKONDRİ ASİDOFİLİK BOYANIR

TCA siklusuna ait enzimdir.


Bütün TCA siklus
enzimlerinin aksine
matrikste değil
İÇ ZARDA BULUNUR

KALSİYUM DEPOSU= Mitokondri matriksi

İç zar geçirgenliği kaybedilirse matriks kalsiyumları Ama kullanmayız çünkü iç zar seçici geçirgen
ve sitokrom c sitoplazmaya geçip
kaspasları aktive eder ve APOPİTOZ olur!
Taşıyıcı protein

Karnitin "18 karbon üzeri yağ


asitlerini" TAŞIYAMAZ. Uzun
zincir yağ asitlerinin, bu sebep
oksideedildikleriyer PEROKSİZ

Sitoplazmik asidofiliden sorumlu


MİTOKONDRİ
Bazofiliden sorumlu ise
RİBOZOM

(Çekirdekçik kökenlidir)

Hücre büyüyorsa serbest ribozomla


sorumlu

Çekirdek zarı ile Golgi arasındadır

Proteinler üretildikten sonra post-translasyonel modifikasyona


uğraması lazım. Bu işi yapan ana organel Golgidir ama GER'de
proteinin tam merkezinin glukozlanması suretiyle
post translasyonel modifikasyon yapar

SORU:
Post translasyonel modifikasyon yapan
organeller
1-)GOLGİ
2-)GER
Hücre dışına atılacak ya da atılmaycak
bütün proteinlerin sentezi "serbest ribozomlarda" başlar.
Fakat hücre dışına atılacak proteinlerde sinyal peptidi
denen özel dizi aminoasitlr var. Bu sinyal peptidini SRP tanıyor,
serbest ribozoma bağlanıp süregelen
protein translasyonunu durduruyor Endoplazmik
. Ribozom, Granüllü ER üzerine taşınıyor retikulum
ve GER üzerinde bulunan ribozom ve
SRP reseptörleri sayesinde GER'e oturuyor.
SRP ayrılıyor bu sayede protein
translasyonu devam ediyor. En sonunda
da sinyal peptidi bir enzim ile atılıyor
ve böylece protein, post-translasonel modifikasyon için golgi ye gönderiliyor

Hücrelerde detox'tan sorumlu


2 organel;
1-)Peroksizom
2-)Düz ER
ve hücre dışına atılacak lipitlerin sentezi

İlaç detox: Düz ER


Alkol detox: Peroksizom

Mitokondride
kalsiyum deposu fakat kas(kalsiyum deposu), gonadlarda da çok
SİTOPLAZMAYA SALINMAZ

GGG= Golgi aygıtı Goblet hücresinde gelişmiştir, Gümüşleme ile boyan

Golgi, asidik ya da bazik olmadığı


için H&E ile boyanmaz, soluk olur!

Golgi, post-tran. mod. 'dan sonra


protein çevresine bir zar yapar. Bu
zar üzerinde bir küçük rab proteini
ve 2 SNARE proteini koyar.

Exositozdan sorumlu proteinler


SNARE'ler Synaptobre"V"in=V-Snare Gümüşleme=Argilophilic
Syn"T"aksin= T-Snare
Hücre içinde asit sentezleyen iki
organel:
1-) Lizozom(Asit HİDROLAZ)
2-) Peroksizom (Asit OKSİDAZ)

ve de peroksizom membranınd
Proton pump

pinositik veziküller
çok büyük onun için
fazla lizozomla birleşir
=MULTİVEZİKÜLER
CİSİM

Sekonder bir
Lizozomdur.
Hücre içindeki yabancı
cisimlerin parçalanmasını
sağlayan organel! ve kanser

işaretleyici

Karaktersiz organel= Diğer organellerin fonksiyonuna benzer iş yapar

18 karbondan uzun yağ asidi


zincirlerinin oksidasyonunu
yapar

Çünkü büyük yağ


asidi zincirlerini fakat oksidasyon sonunda ATP
mitokondri zarındaki açığa çıkmaz!!
karnitin taşıyamaz.

Ama bunu genomden emir alarak yapar.


Zararlı bir metabolit
Lipit metab. ile ilgili.
Bozukluklarında dislipidemi
ve eşlik eden METAB. SENDROM

Glikojen metabolizması üzerine etkildir.


Oral antidiyabetikler ile ilişkili

MİKROFİLAMENT(Aktin)

Flagellumu olan
tek hücre= SPERM Kinosilium diğer ismi. Moleküler motor protein ile hareket edebilir

Epitel hücrelerin Apikal yüzeylerindeki özelleşmeler

Hareket edenlerin en uzun olanı.


MİKROTÜBÜL
(parmak şeklinde çıkıntı, yüzey alanını arttırmaya yönelik)
(Uzun ve yanlara dallanmış mikrovillus)

Vücutta sadece 3 yerde var:


1-)Epididimis
2-) Vas deferans
3-)İç kulak tüy hücresi

Siliyer hareketin önemli olduğu


2 doku:
1-) Solunum yolu
2-) Fallop tüplerinin iç yüzeyi
ankryin
En çok sayıda bulunan
ve en sağlam iskelet
elemanı

HÜCRE İÇİ TAŞIMA


Sayıca en çok ve en sağlam hücre iskelet elemanı

Epitel hücresindeki ara


filamalara =Tonofilaman

Karsinom=Keratin
Sarkom=Vimentin
Rabdomyosarkom=DESMİN

Vasküler düz kas=Vimentin

Nestin
Sorulacak
MSS kök hücrerleri
Hipokampusta bulundu
Taşıma yapanlar bunlar! Sürekli yapılıp yıkılırlar.

Tübülinin hücre içi


yolunu düzenler.

Tüm intrasitoplazmik taşımalarda


mitoz bölünmede kromatit
ayrılması v.b. durumlarda görevli

Mikrotübüller bir tren yayıdır,


taşımayı esas yapan, "tren" ise
MOLEKÜLER MOTOR PROTEİNLER.

ATPaz aktivitesi var


Bu aktivite Mg iyonu bağımlı.

Mg eksikse hücre içi


transport bozulur

Kartagenerde dynein bozuk. Bunlarda


retrograd taşıma bozuk olacağı için
ZONA, KUDUZ GÖRÜLMEZ

9x3, hareketsiz

Silium ve flagellanın
kökünde bulunan 9x3 lük yapılar 9x2+2, hareketli

AKSONEM
Mikrotübül dinamiğini
etkileyen ilaçlar
-Paclitaxel
-Kolşisin
-Vinblastin
-Vincritine
Nocodazol Sorulmayan bu ilaçlar içinde sadece bu kaldı!
Multiveziküler cisim (Sekonder lizozomdur)

yapmak için Ca gerekir. Synaptotagmin ile Ca birleşince t-tuzak v-tuzak


bağlar
Kanal lafı= Difüzyon, pasif taşıma
Pompa lafı= Aktif taşıma

CO2, O2 ye göre çok daha hızlı difüze olur


Hızlı soluk alıp vermede CO2 çok sayıda
dışarı atılır ama O2 o kadar çok alınamaz.
O2 alınabilmesi için, nefesin derin ve yavaş
alınması lazım

Takipnesi olan birisi HİPERKARBİKTİR


Hiperpnesi olan brisi HİPOKSİKTİR
Her hücrenin zarında sızma kanalı var dolayısıyla etkisine
karşı koymak için her hücre zarında NA-K ATPaz pompası da
VAR
Kapaksız yapılardır!!!

Temel istirahat potansiyel


belirleyicisi K, çünkü
Na' a oranla daha fazla sızar

Aksiyon Potansiyeli =Voltaj Kapısı

Aksiyon potansiyelini başlatan= Na voltaj kapılı kanalı


Aksiyon potansiyelini bitiren= K voltaj kapılı kanalı
Bir maddenin kimyasal kapıya Bu kapıya bağlanan moleküllere= LİGAND denir
bağlanıp kanalın açılması sonucu
iyon geçmesi= IONOTROPIC RESEPTÖR

Bir maddenin kimyasal kapıya bağlanıp


hücre içinde metabolik olaylar olması
METABOTROPIC RESEPTÖR
Nikotinik=Na iyon kanalı

GABA-B ise Gq üzerinde


Diğer 5-HT reseptörlerinin iş yapar;metabotropictir
hiçbiri iyon kanalı değil
Glisin ve gastrin DÖNEKTİR.
Kendilerine ait reseptörleri yoktur.
Başkalarına ait reseptöre bağlanırlar.
Adını okuyamadığın glutamat reseptörle
İYON KANALIDIR!!!

Glisin, GABA-A ya bağlanıp


İNHİBİSYON
NOT
K+ kanalları
Kalp kasındaki
Glisin, NMDA ya bağlanıp
Ligand kapılıdır
AKTİVASYON

GLUT 7= Endopazmik retikulum üzerinde bulunan tek GLUT


Proteinlerin merkezi glikolizasyonunu yapar
Hepsi ATPaz kullanır!

Hücre zarının marker'ı dır!!!


NA-K ATPaz'ın aktivitesini Elektrojenik Pompa
arttıranlar

İnsülin
Aldosteron
Tiroid Hormonları

H-K ATPaz olan yerler


1-) Lizozom
2-) Peroksizom
3-)Böbrek toplayıcı tübülleri
4-)Mide bezleri

Diğer yeni bir yol ise SOCC

D vitamini ile indüklenen


Enerjiyi sağlayan yapı NA-K ATPaz dır.

(Simport, antiport, exchanger; sek. aktif trns. ile ilgili kavram

NOT
Fruktoz, barsak lumeninden
hücreye GLUT-5 ile alınır.
Hücrede glikoza çevrilip kana
GLUT-2 ile verilir.
ASLA FRUKTOZ KANA GEÇMEZ

KOLAYLAŞTIRILMIŞ
DİFÜZYONDUR.
3 Na-1 Ca exchanger!

NHE= Na-H Exchanger, idrarın asidifikasyonunda önem

Bir madde membranı 2 kez geçiyorsa, biri aktifse diğeri pasif geçiştir!!
SU ve FRUKTOZ HARİÇ!!!
Barsakta lumenden epitele alan SGLT-1(tek bu var)
Böbrekte ise ağırlıklı SGLT-2 (ama SGLT-1 de var)
Bunlar protein yapıdaki maddeler

Bunlar lipid yapıdaki maddeler


Lipid yapıdaki hormonların genomik etkileri
vardır. İşlerini DNA ile yaparlar
İkincil haberciler KULLANMIYORLAR

NOT: T3 ve T4, normalde glikoprotein fakat yapısındaki iyot sebebiyle membrandan geçip çekirdekteki reseptöre bağlanır
İkincil habercilerin amacı kinazları aktive edip
fosforilasyon ya da defosf. yaptırmaktır. Efektör iş
böyle yapılmış olur.

İSTİSNA: IP3, kinaz


aktivasyonu YAPMAZ
Ach: Muskarinik reseptörler
ikincil haberci kullanır.
M1-3-5 Gq kullanır yani kasar
M2-4 ise Gi kullanır yani
inhibitördür

Bir dokuda 2 farklı hormonun


kullandığı ikincil haberci
aynıysa= YAPTIĞI ETKİ AYNI

Ön hipofizde GH ve Prolaktin
hariç diğer 4 hormon Gs yolu (M2)
kullanır!

ADH V1= damarda var


kasılma ile ilgili
onun için Gq

ADH V2= Böbrek tübüllerde


var. Kasma ile ilgisiz
Onun için Gs SORULACAK

Anjiotensin 2: Damarda var


Kasma ile ilgili onun için
Güzeli
Gq parfümünden
Böbrekteki ise Gs kullanır anla

Golgi ile ilişkili**

Ca, hücre içine 3 yolla girer:


1-) Voltaj bağımlı kanal
2-) Ligand bağımlı kanal
3-)Store opened Ca channel (SOCC)
Endoplazmik retikulumdan
Ca salınımı sonucu bu Ca
Hücre zarına gidip SOCC
aracılığıya buradaki
Ca kanallarını açar ve
hücre dışından da içeri Ca
girer
LH ve HCG yapı olarak çok
benzer
PTH ve calcitonin Ca u regüle eder ama kasma
onun için Gq değil Gs kullanır!

Prolaktin ve GH
hariç ön hipofiz
hormonları

ve Ach M2-4

alfa 2 ve M2 sırasıyla
sempatik ve parasempatik
sistemlerin OTOİNHİBİTÖRLERİDİR
Sinir ucundan salınan Ach veya
noradrenalin yine sinir ucunda
bulunan alfa 2 veya M2 ye bağlanır
ve otoinhibisyona uğrar.

Gazdır membranı
geçer

Proteindirler zarı
geçemezler
Yarı ömrü 1-3sn

DA

Kasılanlar Gq kullanır

Kırmızılar: Hipotalamus kökenliler. Kastırmazlar.


DAG'ı kullanırlar.

(safra kesesi kasar)

gastrin (mide kasar)


Nasıl ki Lh deyince akla HCG
gelmeli;
Steroidler
steroid deyince de progesteron!
Progesteronda, kortizon gibi
gebelerde hiperglisemi ve Hidroepokis türevleri (anandamid)
immunsupresyon yyapar.

Büyüme faktörleri ama


TGF-B hariç!!!

Tirozin Kinaz yolağını kullananlar HÜCREYİ BÜYÜTÜCÜLERDİR. Çünkü MAP kinaz(mitogen activated protein kinase)
ile hücre mitoza zorlanır!!
Kortizol
Progesteron
Amcaoğulları

Seni total büyütünler ÇEKİRDEK İÇİNDE; VitA=metAplazi


Genomik etkileri vardır. Ergenlikte büyütsün öst ve and.
Bunları kafana göre Kemikleri Vit D
VERME!! Tiroid (iyot içerdiği için çekirdekte) Metaplaziyi indükler
Hücreleri büyütsün VitA
RESEPTÖRLERİ DİMERİK
JAK-STAT kullananlar
İki hormon aynı anda bağlanacak
-Prolaktin ve GH(diğer hipofiz
horm. Gs kullanır)
-2 tane tin ile bitenler
(LepTİN, eritropoieTİN)
-2 tane inter ile başlayan
(INTERlökin6, INTERferon y)
-CSF
Amcaoğulları

Amcaoğulları

Ach M2 ve M4
HEPSİ BİLİNECEK
PAS ve GÜMÜŞ BOYASI
SORULMADI

Portakal
asittir

Hemokromatosis için sık kullanılır.

3' lü boya. Hücre çekirdeklerini, sitoplamzayı, ECM2i ayrı renge boyar.

Retiküler lif=Tip 3 kolajen. Diğer bütün kolajenlerden


farklı olarak argirofilik boyanır!

GGG;
Golgi
Gümüş
Goblet

Epitel dokusunda SÜREKLİLİK VARDIR. Birbirleriyle devam eder.

Vücutta en az ECM olan doku!

Endodermal epitel ve ektodermal epitel de birbirinin devamıdır. Yukarıda dil kökü, aşağıda anal kanal içinde
pectinate line endodermal-epidermal ektoderm bileşke sınırlarıdır.

Sulcus terminalis

BAZAL MEMBRAN=Bazal LAMİNA(epitel doku)+ RETİKÜLER LAMİNA(bağ doku)


P

Tip7 Kolajen=Tutturucu kolajen


Basal laminayı retiküler laminaya
TUTTURUR.

ProteogliKANların hepsinin sonunda


KAN var;
perlaKAN
Heparan sülfat
fibrogliKAN
İnsanda en (-) yüklü
madde

Basal laminaya spesifik.


Bütün bazal membranlar
bundan dolayı (-) yüklüdür.

Protein core GER'de yapılır,


Golgide buna GaG'lar eklenir,
eklenen GAG'a göre ismi farklı olur
Örnek: Heparan sülfat
Bütün bazal membranlar heparan sülfa
(GAG içerir) seebiyle PAS+ boyanır.
YUKARI

Tıkayıcı bağlantı Zonula vs. Maküla

Eğer adında zonula varsa iki hücreyi


çepeçevre saran bağlantı
maküla varsa iki hücreyi tek noktadan
tutan bağlantı

Tutturucular
(ADHERENS)

Adherensin başına K'yi çak


Kadherens= Kadherin adhezyon proteini kullanı

AŞAĞI
Bunlar da TUTTURUCU
İki farklı yapıyı(hücre-bazal lamina)
INTERGRE ederler.=INTEGRİN
kullanırlar

Apikal bağlantılar önceki konu


içinde anlatıldı.
Mikrovillus, stereosilya,
kinosiliyum, flagella

Epitelin lateral bağlantıları!

İsmi gibi oklüde eder, tıkar, iki yan yana hücre


arası apikal-bazal yönde madde GEÇİRMEZ!!

Vücut bariyerlerinde var


Kan-timus
Kan-beyin
Kan-testis
Kan-plasenta

Ayrıca komtrolüü madde


geçişi olan yerlerde de var
Intestinal mukoza
Böbrek tübül duvarı
Choroid plexus
İk önce plakları birbirine KADHERİN ile bağla
sonra kadherinleri hücre içi iskelete
KATENİN ile bağla. (mikrofilamanlara)

AKTİN-KATENİN KOMPLEKSİ

Makula adherenste ise


mikrofilamente değil
ARA FİLAMENTE bağlandığı için
DAHA GÜÇLÜ! EN SAĞLAM BAĞLANTI BİRİMİ

Epitel doku ara filamenti


SİTOKERATİN (TONOFİLAMAN)

Desmogleine karşı otoantikor


PEMFİGUS VULGARİS

(Oluklu bağlantı)

İnsanlarda hücrelerarası
elektriksel bağlantı birimi

6 konneksin= KONNEKSON
Epitel hücrelerinin basal kısmındaki bağlantılar

(Desmozomun yarısı gibi düşün. Hücre içinde ara filamentlere tutunacak)

İntegrin, bir ucuyla hücre içi iskelete tutunur, hücreden çıkar, basal laminadaki tip 4 kolajen ve laminine tutunur,
basal laminayı da geçerek retiküler laminada yine kolajen ve ek olarak FİBRONEKTİNE tutunur
Zonula adherens gibi KATENİN
ile değil, TALİN, VİNKÜLİN
gibi tuhaf proteinlerle tutunur (Zonula adherenin yarısı olarak düşün, mikrofilamana tutunur)

(Hemidesmosome gibi)

Ca dependent adhesions
CADHERİNS

Seçme ile ilgili.


Lökositlerin sadece inflame 2 çeşit selektin var. Ca bağımlı ve Mg bağımlı
olan yeri seçmesi gibi.

fokal adezyonlarda ve
Bütün kitabı çalış, zaten her doku için ayrı ayrı
anlatılıyor, sonra bundan çalış ezberle

3 tip epitel çeşidi var


örtü, bez, özelleşmiş duyu

Gerçekten YALANCIDIR. Aslında


tek katlıdır fakat kesitlerde çok
katlı olarak görülür.
ve tip 1 pnömosit ve inen Henle (sadece su
ozmozla geçer)

Erişkinde hayatsal değildir


sürekli salgı yapmadığı için
kübiktir.

Bir epitel vücutta ne kadar az ATP'ye ihtyacı varsa, sitoplazması o kadar az olur ve hücre yassılaşır.
Difüzyonun(ATP ye gerek yok) fazla olduğu hücreler= TEK KATLI YASSI EPİTEL
KAN DAMARI OLMAYAN
YAPILAR
1-)Kornea
2-)Kıkırdak
3-)Epitel
Artık 3 tipi kabul ediliyor
4-)Araknoid
Keratinize (Epidermis)
Parakeratinize (Diş eti, sert damak, dil papillası)
Non-keratinize (KORNEA, ağız, vajen, özofagus)

Epitelin kan damarı olmadığı için


çok katlı yassı epitelin üstündeki
hücrelerde yeterli besin o2 kalmazsa
bunlar ölür, sadece hücre iskeleti
ara filaman(KERATİN) kalır.

Islaklığı ve canlı hücreleri MUKUS ile


sağlar.

ve vas deferans

Çok çalışanlar prizmatiktir.


Ya mikrovilluslu yapılar vardır ya da
kinosiliumlu yapılar
ve vas deferans
Yüzeyle bağlantılı olacak çünkü dışarıya salgı yapacak.
TEK KATLI olacaklar. Genelde de KÜBİK ya da PRİZMATİK olacaklar
vitre bezleri

Vücutta var olan bütün


salgılar PARASEMPATİK
sistem elemanıdır

Pankreas ve tükrük bezleri


AC alveolleri

En sık bu tip var

Dolduruyor, boşalyıyor, durmuyor


Ekrin=Eksositoz En fazla salgı burada olur
Apokrin ter bezleri salındıkları zaman kokusuzdur. Fakat
bakterilerin sitoplazma artıklarını dgrade etmesiyle FEROMON
oluşur

APOKRİN TER BEZLERİNİN BULUNDUĞU


YERLER
**Vücudun kıllı olan yerleri
(armpit, mons pubis, meme başı çevresi
skrotum, labia major)

Koyudur, kıvamlıdır.

A pokrin= A pikal sitoplazma Ben sana canımı verdim.


ğru, salgı sitoplazma ile verilir.

Apikal sitoplazma ile birlikte


atılır.

Ekrin ter bezleri DERİYE açılır,


Apokrin ter bezleri KIL KÖKÜNE açılır.

Duygusal ve genital bağlantıyı


sağlayan hormon
OKSİTOSİN

PROTEİN ağırlıklı

Ter bezleri sempatik


sistem yapar (ekrin&apokrin)

Apikali dar, çekirdek büyük


(akıcı salgı ve protein sente
Saf seröz salgı için çekirdek büyük)
yapan TEK tükrük bezi GLİKOPROTEİN ağırlıklı

Apikali geniş, çekirdek yassı


(Mukus salgısı için proteine
çok gerek yok ama golgi gelişmiş olmalı)

Mukoz salgı hücresi


kadehe benzer= KADEH HÜCRESİ ve erkek genital sisteminde

Mukoz salgı yapanlar;


-Duodenum Brunner bezleri
-Özofagus kardiya bezleri
(Midenin giriş ve çıkışlarında
buunurlar. Mide asidi buralara kaçsa nötralize etsin diye)
Aynı isimler hepsi goblet demek

Vücutta nerede alkali ortam görürseniz TAŞ ÇÖKEBİLİR.


Örnek: pankreas, tükrük bezi

ARGILOPHILIC BOYANAN YAPILAR


1-) GOLGİ AYGITI
2-) TİP 3 KOLAJEN
3-) nÖROENDOKRİN HÜCRE
4-)ENTERENDOKRİN HÜCRE
Krom tuzları
ile boyanır.
diffüz nöroendokrin sistem

APUD: Amin Precursorlerini


Uptake edip Dekarboksile
edenler

Histamin, dopamin,
noradrenalin gibi
Bağ dokusunun çoğu MEZENKİM kökenlidir.
(Baş-boyun bölgesinin bağ dokusu ise nöral krest kökenlidir)

Bağ doku 3 bileşenden oluşur


1-) Lifler
2-) Hücreler
3-) Temel madde

BAĞ dokudan kana geri dönebilen


tek hücre;
LENFOSİT Kana çıkamaz, başka bir dokuda olamaz

Myofibroblast

O yüzden parçalanaral,k
atılır.

Makrofajların, büyük iğsi çıkıntıları olan hareket etmeyen dev doku makrofajı= HİSTİOSİT

Dokudaki yabancı bir cisme karşı İLK CEVABI veren= DOKU MAKROFAJI
Mast hücresinin bazofilik boyanması
beklenir çünkü bazofi boyanan granülelri v
ama KIRMZIYA BENZER BOYANIR
METAKROMATİK BOYANMA

Heparin sebebiyle olur.

METAKROMATİK BOYANMA
1-) MAST HÜCRESİ
2-) BAZOFİL

Degranülasyondan sonra fosfolipaz A2


yolu da aktifleşir. Araşidonik asitten
NCF (nötrofil kemotaktik SRS-A molekülleri üretilir.
faktör) Hastaya steroidi DAYA ki bu yolağı inhibe et.

Granülde depolanmaz. Antijenden sonra üretilerek


salınır

Mikrofilaman
dinamiğini etkiler,
mast hücresi
degranülasyonuna
izin vermez

Mast hücresinin bazofil hücresinden farkı:


1-) Daha büyük
2-) Dokuda olabilir (bazofil değil)
3-) Triptaz içerir
IL-7 pluripotent kök hücreden
(7645)
lenfoid seri yapar.

IL-6, B lenfosite çevirir.

IL-4 B lenfositi bir antijene karşı Fizyolojik olarak plazma hücresi BAZOFİLİK boyaır, asidofilik
çoğaltır olursa
Russell
Özellikle lenfoid bağ dokudur.

IL-5 ise plazma hücresine


Nöral krest kökenlidir.
döndürü.

Hem kollajen hem elastinde;


en çok GLİSİN
2. olarak PROLİN

Bu kofaktörler eksikse, kolajen yapımı


bozulacağı için yara geç iyileşir
bağ doku zayıf olur, damar sızdırıı.

Hiperbarik O2 tedavisi EN ÇOK bulunan,


bunun içindir en sağlam olan,
fibröz kolajen
Deri; Tip 3----> Tip1
Kemik; Tip2-----> Tip1 Esneyen organ Düzenli sıkı bağ
dokusu
Argilophilic boyanır.
KC, dalak, lenfoid Olgunlamamış kolajen.
doku Diğer kolajenlerin aksine
ESNER!
Herhangi bir yer yaralandığında
önce Tip3 olur, sonra tip 1 e
döner!

= DON LASTİĞİ
-En sık GLİSİN
-sonra PROLİN
-Desmosin ve isodesmosn de
bunlardan sonra

Don lastiğinin ip kısmı FİBRİLİN,


yenidoğanda OKSİTALAN,
çok fibrilin vardır fakat çok az elastin
vardır. Yenidoğanın dokuları esnek değil

4-5 yaşlarında elastik lifin içinde elastin


dolmaya devam eder ve EULANIN olur.

Ergenlikten itibaren olan evrede ise artık


elastin lifler dominant olmuştur.
ELASTİK LİF

EULANIN ve ELASTİK LİFE DÖNİŞMEYEN,


OKSİTALAN EVRESİNDE KALANLAR

1-)Zinn ligamentleri (Lens ile ilişkili)


2-) Chorda tendinea

Marfan sendromunda Fibrillin-1 gen mutasyonu var. Fibrillin düzgün olmadığı için OKSİTALAN
da olamaz---------> LENS SUBLUKSASYONLARI ve MİTRAL/TRİKÜSPİT KAPAK PROLAPSUSLARI
HİÇBİRİNİN SPESİFİK BAĞLANMA
BÖLGESİ YOKTUR!!!

Bağ dokuda en çok bulunan GLİKOPROTEİN

Basal laminada bulunur. HETEROTRİMERİKTİR

G proteini gibi

ve osteonektin de kemikte bulunur.

Özellikle embryonik kökenli maliign tümörlerde

YARA İYİLEŞMESİ SIRASINDA;


1-) TİP-3 Kolajen
2-) Tenasin
oluşur
Merkezde GER'de üretilen protein
ve periferde golgide eklenen
GAG'lar vardır.

GAG değiştikçe isim değişir


AMA hepsinin sonu KAN'dır.

YAPISINDA SÜLFAT olanlar,


PROTEOGLİKANLARIN yapısına
katılabilir.

Hyaluronik asit ise sülfatsız olduğu


için Proteoglikanların yapısına
katılmaz.

Fakat proteoglikanlar gelip,


hyaluronik asite bağlanırlar.

Aşırı osmotik madde olur ve


su çeker.

SİNOVYANIN TEMEL bileşeni HYALURONİK ASİTTİR.


Intrauterin dönemde kemiklerin
hepsi kıkırdaktır. Tip2--->Tip 1
kolajen dönüşümü olur.

Kıkırdak lifleri; elastik kıkırdak ise =Elastik lif


Hepsinde en çk kolajen= Tip 2 kolajen
Fibröz kıkırdak ise Tip 1 kolajen

Kıkırdak ara maddesi;


Glikoprotein:Kondronektin
GAG: Kondroitin sülfat
ProteogliKAN: AgreKAN

Eklem arasının sıvısı:


Hyaluronik asit
Tek lakuna içinde
2 kondrosit

Vücudun çoğu yerinde östrojen&testosteron benzer işler yapar ama kıkırdak sentezini ÖSTROJEN AZALTIR,
TESTOSTERON ARTTIRIR (erkekler amelelik yapsın, kıkırdakları güçlü olsun)
Çok sağlam bir kıkırdaktır,
hafif de esneyebilr.

Epifizde, oynar eklemlerde


burun larinks trakea bronşta ve kosta
ucunda bulunur.

Kıkırdak içten büyüyor demektir. Mitoz sayesinde Perikondriyum altında bulunan hücreler
İNTERSTİSYEL KIKIRDAK BÜYÜMESİ kondroblastlara dönerek kıkırdak boyutu
denir. arttırılabilir. (APPOSİZYONEL BÜYÜME)
Yetişkinde sadece bu şekilde
büyür
Kendi kendine iyileşmez
Bu kıkırdağın ağrı duyusu yoktur, fakat İYİLEŞEMEZ. Çünkü kan damarı
çünkü perikondriyum yok
yok. BUNLAR YÜKE KARŞI OLAN YERLERDE.

DİSCUS LAFI= FİBRÖZ KIKIRDAK

ayrica sternoclavicular
eklem diski,
mandibular diskus

Yukarıdan aşağıya doğru ezerle. Larinksin hareket eden


BUNLAR HAREKET EDEN KIKIRDAKLAR kıkırdakları

ve ligamentler
Her kemik lakünası
kıkırdak aksine sadece bir
osteosit içerir.

Osteosit, kondrosit aksine


bölünemez, kemiği de yapamaz
Kemiğin yapımı OSTEOBLAST

(Kemik iliği kökenlidir. MAKROFAJ KÖKENLİ)

Bu maddenin içinde fosfatta vardır.


Periosyu kemiğe
bağlayan özel kolajen
Özel bir kolajen
SHARPEY LİFLERİ

Bunlardan biri de patella. Ön yüzde periost yok, dolayısıyla


sinir yok. Patella üzerine vurulunca ACIMAZ!
Baş-boyun bölgesi kemikleri

Uzun kemikler kıkırdaktan


gelişirken;
Yassı kemikler direk
kemikleşirler.

Epifiz plakları kapanacağı


için ENDOKONDRAL kemikleşme
erişkinde YOKTUR.

Interstisyel kıkırdak ve
Intramembranöz kemikleşme
erişkinlerde devam eder.

(epifiz)
I ile başlayanlar

Kemik iliğinden
ilk kan yapımı
=KLAVİKULA

Osteoblastlar
kemik matriksinin hem organik
hem inorganik kısmını yaparlar.

Puberte sonrası GH fazlalığı


sadece intramembranöz kemik büyümesi olabileceği için yassı kemikler büyüyecek
AKROMEGALİ
Düz kastaki Calmodulin
iskelet&kalpeki Troponin C

Osteoblasta
spesifik
(kemik dokusunda bulunan kemik kalsiyum bağlayıcı protein)
(glikoprotein)

Vit-D ve IGF-1
OPG sentezi
PTH ise RANKL
sentezi
Kalsitonin reseptörü ise osteoblastta YOKTUR.

Kalsitonin reseptörü makrofajdadır


yani OSTEOKLASTTADIR.

Doz bağımlı RANKL sentezi

Osteoklast activating
factor (Kronik inflamasyonlarda
osteoporoz görülür.)
Sharpey lifleri 2 yerde
1-) Periostu kemiğe bağlayan
özel kolajen
2-) Dişin kemiğini sementine
bağlayan periodontal ligament

Sadece kompakt kemikte


var

Havers kanalı

Volkmann kanalı
RANK: Nukleer kappa b agonissti (BÜYÜME FAKTÖR
RESEPTÖRÜ)

RANK, öncül osteoklastlarda bulunur.


PTH, osteoblasta bağlanır,RANKL
sentezlenir, öncül osteoklastlara
bağlanarak yeni osteoklast üretilir.
Osteokast asit fosfataz ve kolejenaz
ile kemiği yıkar.

PTH, kemiği yıkan hormondur


fakat Osteoblasta bağlanır!!

Osteoprotogerin RANKL gibi


osteoblastlarda sentezlenir.Vit-D
ve IGF-1 OPG sentezletir. Bu
madde RANKL'ı engelleyerek
osteoklastın kemiği yıkmasını
engeller.

Osteoblastlardan salgılanan
RANKL---> Kemiği YIKAR
OPG---Kemiği YAPAR
Kalsitonin osteoklasta bağlanarak onu inhibe eder.
NOT: REZİSTİN :İnsülin direncinden sorumlu hormon
ADİPONEKTİN: İnsülin direncini AZALTAN hormon

Sarı yağ dokusu ısı üretmez, yalıtım


yapar. TG ve kolesterol esteri depolar.
Gerekince kana serbest yağ asidi
verir.

(Yetişkin yağ dokusu)


Hormon duyarlı lipaz reseptörleri
var. Enerji azalınca glukagon,
noradrenalin,GH, kortizol gibi hormonlar
lipazı uyarır.

İnsülin ise tam tersine


hormon duyarlı lipazı İNHİBE
eder.

YAĞ YOK buralarda

İnsülin
Arcuate nucleus
Leptin
Kolesistokinin İştahı keser.
(Fetal yağ dokusu)
Yenidoğanda soğuk&sıcak duyusunu
algılayacak hipotalamus nucleusları
daha gelişmemiştir. Kahverengi
yağ dokusunda bol mitokondri var
bunların iç zarında da THERMOGENIN
var. ETS ye girerler ama
ATP değil ısı elde edilir.
Hipotalamus gelişince kahverengi
yağ dokusu yok olur, sarı yağ dokusu
replase eder.

Erkeklerde daha
fazla var.

Ektoderm kökenli
Sıkı bağ dokusu
1-) Deri Düzensiz
2-)Kemik
3-)Tendon Düzenli

Derinin kalınlığını belirleyen faktör; Kıl kökleri, ter bezleri, sebase bezler v.s. hepsi
EPİDERMİS KALINLIĞI EPİDERMİSTE bulunur.

Sadece piloerektör kaslar, damarlar, sinirler


DERMİSTE bulunur.

DERİNİN EN KALIN TABAKASI : STR. RETİKÜLARE (Dermis)


M alpighi= M itoz Deride mitozun olduğu yer: MALPIGI TABAKASI

En alt 2 tabaka

Bu 3 atipik
hücrede
buradadır.

Langerhans
Spinosum

Melanosit,Merkel
Bazale

(5 tabakadan oluşur)
Makrofajdır. Kemik iliği kökenlidir.

LMM hücreleri. Bunların hepsi deri bağ


doku elemanıdır.

Melanosit ve Merkel hücreleri


ise NÖRAL KREST kökenli.

Epidermal yerleşimli
deri duyu organı

Nöroendokrin hücre

En alttaki tabakadır.

Diğeri str. spinosum


Epidermis tabakası dıştan içe;
Corneum-LGS(liselere giriş sınavı)-Bazale
Melanositlerde melanin üretilir
fakat bu melanin, keratinositlerin
içinde görülür

Deride str. BASALE'de içi boş


hücreler MELANOSİTtir.

Nöral krista yapılıdır. Dokunma


duyu reseptörüdür.
NÖROENDOKRİN görevleri de vardır.

Spine şeklinde çıkıntılı hücreler, tek bir yerlerinden


birleşir. Yani macula şeklinde birleşir
(spine şeklinde çıkıntıları vardır)
Deride desmosom'un yani MAKULA adherensin
en yoğun olduğu tabaka SPINOSUMDUR.

Desmozomları birbirine bağlayan


kadherinler. Bu aileden desmogleine
karşı otoantikor= PEMPHIGUS.
PEMPHIGUS'un tuttuğu tabaka desmozomlar
sebebiyle= STR. SPINOSUM

str. BAZALE de hemidesmosomlar var.


Bunlar tutulursa exfoliatif bir
hastalık olup veziküllerle giden
BÜLLÖZ PEMPHIGOID olur.

Epidermisin en sağlam tabakası


str. SPINOSUM

Granulosum derinin
en geçirgen olmayan tabakası.
Kaza ile madde geçerse diye
LANGERHANS SPINOSUM tabakasında
2 tip granül vardır. İlki hücre ortasına sabitlenmiş KERATOHYALİN granülü
Diğeri de hücre kenarında bulunan lipit içerikli LAMELLER GRANÜL. Bunların içindeki
lipt dışarı sızar. Bu lipit su ve suda çözünmüş toksinleri DERİDEN GEÇİRMEZ.

Derideki kolesterol etkisiyle D vitamini Str. GRANULOSUM tabakasıdna sentezlenir

Lameller Granül olan


2 yer;
1-)Str. Granulosum
2-)Tip 2 Pnömosit
Granülü sabitler (Surfaktan ile ilgili)

Şeffaf bir tabaka.


Dudak el içi kırmızı görünür.

En üstte, boynuz şeklinde ölü hücreler.

Deride desuamasyon
bu tabakada olur!

Dökülen corneumu
basale yerine koyar.

(2 tabaka)

(Tip 1 kolajen, derinin en kalın tabakası)

Tip 4 kolajen içeren


bazal lamina

Derideki damar, piloerektor kas, ter bezlerinin hepsi


SEMPATİK uyarıdır.
TERMORESEPTÖR

Ağrı, cinsel duyular, MEKANO


kaşınma modifiye edilemeyen, RESEPTÖRLER
adapte olamayan duyulardır

(mei SS ner= İki nokta diskriminasyonu)


Paccini ve Meissner cismi
adapte olurlar.
Paccini kan basıncını yükselirken algılar
ama sonradan adapte olur
anlayamazsın. Bunların kötü özelliği
bu

Epidermal yerleşimli tek Dokunma duyusu


duyu organı =MERKEL

Paccini ve Raffini o kadar derindedir ki


iç organların ve eklemlerin
proprioceptionunu da alırlar

Yanıklarda dermo-epidermal bileşke


ayrılır ki su toplansın

(Petrol RAFİNERİSİ= SICAK DUYUSU)


Krause yüzeye yakın, soğutulunca
hemen uyarılır, soğuk yanığı olmaz.
Raffini= Petrol rafinerisi
EN DERİNDEKİ BU
Krause en yüzeyde
Raffini dermisin de en altındadır.
Raffini'nin R'si
=Eklem Rotasyonunun
Merkel--Str. BAZALE R'si
Meissner-- Str. Papillaris
Paccini--- Str. Reticularis
(Pressure, Pascal= Basınç duyusu)
(ASUMAN KRAUSE soğuk kadın= Soğuk duyusunu alır)

Deriye sürekli dokunmayı algılayan


MERKEL;
Deri üzerindeki hareketi algılayan
ve düşük frekanslı vibrasyonu
algılayan MEISSNER;
Yüksek frekanslı vibrasyonu algılayan
PACCINI

Organlardan kaynaklanır. İyi lokalize edilemez.


A-delta ise organları saran zarlardır.
Ağrı lokaize edilir.

Mekanoreseptörler A-beta lifleri


ile taşınır. Ağrı reseptörleridnen dah
hızlıdır. Onları uyararak ağrı
kesilebilir.

Soğuk/Sıcak duyuları da A-delta ve C lifleri ile


taşınır yani AĞRININ TAŞINDIĞI lifler ile.
Soğuk A-deltayla (daha hızlı ve lokalize ağrı)
Sıcak C lifleri ile (daha yavaş, lokalize edilemeyen
ağrı

HEPSİ EKTODERMALdir. EPİDERMİSİN bağ dokusu içine yaptığı çökünülerdir.

İnsandaki ter bezleri hariç


bütün bezler parasempatik
kontrol altında. Ter bezleri ise
SEMPATİK KONTROL ALTINDA

(AMAÇ: Vücudu soğutmak)

Sempatik sistem
olmasına rağmen
ACh
kulalnır. Kalpte
v.s. sistemik etki
yok

Daha önce anlatıldı


(kas ve dermis yapılacak)

İskelet kası çok büyük ve uzun olduğu için tek çekirdek yetmez, ÇOK ÇEKİRDEKLİDİR
ve çekirdek aşağı itilmiştir, ÇEKİRDEK PERİFERAL YERLEŞİMLİDİR.
Tek bir kasın uyarılabilirliğinin artıp
kendi kendine kasılması FİBRİLASYON
(Tip1 kolajen) Bir fasikül(kas demeti) ise
FASİKÜLASYON
Kasın tamamı ise KLONUS

Bir nöron tek bir kas lifini uyarmaz. Akson dallanır


ve birden fazla kas lifini inerve eder

Motor ünite büyüdükçe


KUVVETLENİR fakat hassasiyeti
AZALIR

Motor Homonculusta el ve yüz


büyük gösterilir yani HASSASİYETİ
FAZLA ama motor üniteleri küçük

Bir iskelet kası lif lif değil, motor


ünite motor ünite kasılır.
Az kuvvet-->Küçük mo. ün.
Çok kuvvet--> Büyük mo. ün.

Amaç: AP nin derinlere ulaşmasını


sağlamak.

Bir T tübül+ 2 sarkoplazmik retikulum sisternası=TRIAD

Kalp kasında ise 1 T tübül+ 1 SR sisterna=DIAD


Kasılma sırasında boyu değişmeyen
tek bant; A BANDI
I ve H bantları daralır.

AKTİN BAĞLAYAN PROTEİNLER


Mikrovillus yapısındaki aktinleri çapraz bağlayan= Fimbrin&Villin
Hücre membranı altındaki aktini membrana bağlayan= Spektrin&Ankyrin
Kas dokusunda=Myozin&Tropomyozin
Gelsolin=Aktini parçalara ayırır
Folmin= Aktinde dallanmalar yapa
İKİ Z ÇİZGİSİ arasında kalan, kasılmayı sağlayan en küçük birim
SARKOMER

(A bandının boyunu belirleyen kalın filamentler)

(high density band)

2 A bandının arasında kalan, sadece ince fiilamentten oluşan, ortasından Z bandı


geçen yapı

M'yi Z'ye tutturan


TİTİN Egzantrik kas kasılması
Myozini Z'ye tuttrran
Aktin ve myozini tutturan ile ilgilidir!
Spor yaptıkça nebulinin boyu uzar
Boyu uzadıkça aktin filamentlerine
daha fazla G aktin monomeri eklenir
Oklava al, oklavayı Z çizgisine daya. Böylece kurulan çapraz köprü sayısı arta
Bu oklavaya 2 tane F-aktin zincirini ve KAS DAHA KUVVETLİ KASILIR
dola. Böylece aktinlerin sağlam bir dayanağı
olur ve stabilize olurlar.
Bu oklavaya NEBULİN denir SORULACAK

Desmin myofibrillerin Z çizgisi


boyunca, hücre membranının
bi ucundan diğer ucana kadar uzanır.
Bütün myofibriller, böylece hücre zarına
paralel durur.
İSKELET KASI KASILDIĞINDA KAS SADECE
BOYUNA UZAR!

Z çizgisini hücre zarına bağlayan DESMİN


Aktini hücre zarına bağlayan DİSTROFİN

Duchenne=Düşmüştür
HİÇ DİSTROFİN YOK
Burada anlatılacaklar kalp kası için de geçerli

Tropomyozini oraya sabitleyen, işlevini sağlayan, "düşmesini engelleyen"

(Aktin)
(Serbest ucu)

(T, Tropomyozine bağlanır)

Her myozin başında


Myozin 2 ağır zinciri 1 ağır zincir ve 2
sarmal yapar hafif zincir bulunur.
ve kuyruk oluşur

Myozin başındaki 2 hafif zincirden


biri aktine bağlanan yer, diğeri
ATP az aktivitesi olan yer

Myozin, bir moleküler motor proteindir.


Bunun için de ATPaz aktivitesi var.
Co-factor oalrak da her ATPaz gibi
Mg kullanmak zorunda

Eğer Myozin başında ADP


varsa, kas kasılıyordur.
Çünkü ATP, ATPaz ile parçalanmış
demektir.

Myozin başına ATP bağlanırsa


kas gevşemiş demektir.

MOTOR SON PLAK= Sinir-kas kavşağındaki KASIN MEMBRANI


İskelet kasında NİKOTİNİK;
Kalp ve düz kasta
MUSKARİNİK

Aksiyon pot. oluşamaz çünkü


aks. pot. oluşturan bütün
kanallar VOLTAJ bağımlı kanallar
burada ise ligand bağımlı(Ach)
kanal vardır!!

Pre-sinaptik membrandaki voltaj bağımlı Ca kanalına karşı otoantikor oluşması= EATON-LAMBERT


Motor son plaktaki(kas membranındaki) nikotinik Na kanalına (Ach bağımlı) otoantikor= Myastenia Gravis
Voltaj-bağımlı
Ca kanalıdır.

Riyanodin kanalı, DHP


ile aynı anda açılır fakat riyanodin
DHP'nin ağzını tıkar, hücre dışından
içine Ca giremez, sadece SR'dan
sitoplazma içine Ca girebilir.

Bir iskelet kasının kasılmasi için gerekli Ca, %100'ü SR'dan sağlanır!!!
Hipo/Hiperkalseminin iskelet kasına
etkisi YOKTUR!

Voltaj bağımlı Na kanalının içi


(-) yüklüdür. Bunun için buna hızlı Na
kanalı denir

Hiperkalsemi olursa fazla + iyon


olduğu için, voltaj bağımlı Na kanalına
doğru gelir ağzını tıkar ama içeri
giremez çünkü Na değil. Kas kasılmaz
ve FLASK PARALİZ olur.

(Asidoz, hipermagnazmi lityum


da aynı etkiyi yapar.)

Hipokalsemide ise Na un içeri


girişine karşı gelecek bir Ca
olmadığı için Na sürekli içeri
girer ve TETANİ olur.

(Alkaloz, hipomagnazemi,
de aynı etkiyi yapar.)

Sarkoplazmik Retikulum=
S=SERCA
R=Riyanodin
Kreatin fosfatın fosfatı koparılır
ADP'lere fosfat takılıp
ATP üretilir ve bu kullanılır.
Buna REFOSFORİLASYON denir.
10 dakikaya kadar sürer.

Acil enerji deposu olarak


Kreatin fosfat kullanılır.
(Kırmızı kas lifleri)
Postür kasları özellikle de sırt kasları!

Yavaş çalışırlar ama bütün gün çalışırlar

Mitokondri fazla, myoglobin fazla, oksidatif fofsorilasyon yaparlar


kan damarları fazla
(Turuncu lifler)

Çok kuvvetlidir.

(Beyaz lifler)
Sklerayı hatırla
Hızlı çalışır ama çabuk yorulur Ordan da EOM
çünkü laktik asit birikir. düşün

Enerji kaynaı anaerobik glikoliz


kullanır.

Kan damarları zayıftır


Myoglobin azdır
Mitokondri azdır
İHTİYACI YOK ÇÜNKÜ
Troponin yok, onun yerine
Calmodulin var.

T tübül yok, bu var gelişmemiş bir analog

Tropomyozin gibi
Anaerobik glikoliz kullanır genelde

Bu sayede herp birlikte kasılıyorlar.

Kuvvet farkı gösterir bunlar.


GİS gibi tek bir lokmada bütün kaslar
kasılmaz!

İSKELET KASINA BENZERLER!

Otonomik sinir uyarımı vardır, somatik sinirler uyarmaz


Bir hücrede ne zaman gamma
uyarılırsa alfa da uyarılır,
ne zaman alfa uyarılırsa gamma
da uyarılır.
ALFA-GAMMA coaktivasyonu denir

Kas iğciği, bir reseptör olmasına rağmen


efferent liflere sahiptir.

(Orta bölgede bulunurlar, aktin myozinleri yoktur onun için incedir.)

Fakat bu intrafuzal liflerin periferleri


kasılabiliyor ve Gamma nöronlarda
oraya gidiyor!

İntrafuzal lifin ortası ise reseptör


olduğu için kastan duyu çıkıyor.
Bunlar GRUP IA VE 2 dir.

Tendonlara yerleşmiş golgi tendo


organından ise GRUP IB çıkar.
Kasa vurulursa, extra ve intrafusaler uzar,
uzayınca Lif Ia dan uyarı gider medulla
spinaliste çarpraz yapar, geri döner.

II
Reseptördür ,kasılamaz.
IA
Kas kasılırsa yani boyu KISALIRSA, Golgi tendon organının boyu UZAR
Lateral inhibisyon yapar. Böylece sadece istenilen kas kasılır.
(uzaysal sumasyon demek budur.)

DIşarıdan bir kasa


verilen votaj arttırılırsa
daha fazla motor ünite katılır
daha kuvvetli kasılır

(zamansal sumasyon)

Kasa uygulanan voltajın frekansı


arttıkça kas daha fazla kasılır.

Bir kasın kasılıp gevşemesini gösteren


Aksiyon potansiyeli değişemez ama
eğri.
Sarsı eğrisi kasılıp kasılmamasına göre
artıp azalabilir. 1'e 2 oranı vardır.
1 birim kasılırken, 2 birim gevşer.
Ca'un hücre içinde birikmesidir.

Her iki tipin de olduğu kasılma tipi


Ürogenital sistem ara mesodermden gelişir. Segmente olarak başlayan böbrek,
bele doğru gelince segmentasyonu
kaybeder mezonefroz olur.
Aşağıya doğru iner ve pelvisin derinlikler
inince metanefroz olur.
Mezonefrozun bağlantısı böbreklerle
kesilir ve 2 ye ayrılır; mezonefrik ve
paramezonefrik kanalları oluşturur.
TDF varsa Paramezonefrik kanal inhibe
olur ve erkek genital oluşur, TDF yoksa
inhibe olmaz ve paramezonefrik kanal
kadın genitalleri oluşturur.
Metanefroz ve mezonefrozdan
gelişen yapılar(böbrek, böbreküstü,
gonadlar) korteks ve medullaya sahip.
İş yapan kısımlar kortekstir.

Diğer tek katlı kübik


tiroid epiteli.

2.hafta sonunda epiblasttan bir hücre


kopacak ve yolk sac duvarına gidecek,
1 hafta sürecek. 3. hafta sonunda
bu hücre primordiyal germ hücresine döner
yani bu hücre vücut dışında oluşacak.
4. hafta başında erkek/dişi gonadlar
oluşacak.
Primordial germ hücresi tekrar vücut içine
dönüp gonadın içine girecek.
Kadındaki germ hücreleri içeri
girer girmez oogoniumlara dönüşür.
5. ay sonunda 7 milyon oogonium oluşacak.
Bunların hepsi 1. mayoza girer ve
primer oosit olurlar.
Kadın bundan sonra hiç yeni oosit
oluşturamaz.

Tek katlı yassı epitel OMI maddesini Hayatı boyunca başka primordial follikül
sentezler. (oosit-maturasyon inhibitör) olmayacak

Çocuk doğduğunda ise 1.6 milyon civarı primordial folikülü vardır.


Puberteye kadar kalan toplam
follikül sayısı 400K'ya iner.
Puberteye kadar bütün folliküller primordial folikül olarak kalır.
Öncelikle tek katmanlıdır, sonradan
çok katmanlı primer folikül olur.Bu aşamada granüloza ve teka
hücreleri de işin içindedir.

Erkeklerde ise puberteye kadar


primordial germ hücresi
olarak kalır.

Tek katlı kübik epitelde sonradan


prizmatik hale gelir ve cok katlı
olur.

Puberteden sonra
Kadın her ay 10-15 follikül
büyütür, sadece bir tanesi
yumurta olarak atılır, diğer
foliküller dejenere olur.

2n kromozomludur
yani vücuda yabancı
değil FAKAT spermde
is n kromozomludur
onun için vücuda yabancı
vee kan-testis bariyeri
VAR

Oositi çevreleyen granüloza


hücreleri katman sayısını azaltır
en sonunda tek katmana düşer ve
hücreler transforme olur ve
hyalüronik asit aracılığıyla
yapışarak oosit çevresinde
tek katlı hücre tabakası oluşturur.

Graff folikül oluşana kadar oositler


hep 1.mayoz profaz evresinde
beklemededirler fakat granüloza
hücrelerinden salgılanan OMI
oosite artık ulaşamaz ve oosit
mayoza devam eder.

Oosit atılmadan
2-3 saat önce
mayoz I'i tamamlar. Bölünüp
Sonrasında oosit atılır
bir kutup cismi ve orijinal oosit
Yani oosit foikülden
kalıyor. Mayoz II'ye girince
atıldığında Mayoz II'nin
oosit İLK DEFA KENDİ
metafaz evresindedir.
GENOMUNDAN PROTEİN
ÜRETİR. Bu bi onkogendir
adı PP39-MOS!!
Bu çıkınca Mayoz II'nin metafazında kendini tekrar durdurur.
28 günün 28 gününde de İçinde hala teka hücrerleri ve granüloza hücreleri vardır. Onun için de korpus luteum
östrojen vardır ama aynı anda östrojen sentezlemeye devam eder!
28 günün son 14 gününde
progesteron vardır.

Östrojen sebebiyle meme duktusları


büyüyecek, tuba uterinada sliyer
hareket artacak, endometriyumda
fonksiyonel tabaka artacak, cervix'te
spermin ulaşabilmesi için bol akışkan sıvı
sentezlenecek.Vajende de çok katlı
yassı epitel olacak.
Bunların hepsi gebeliğe hazırlık!!

Yumurta döllenirse sperm başı


oositin membranı altında bulunan
kortikal granüller içinden lizozomal
enzimler (özellikle CALPAIN) ve Ca
döküyor. Ca, calpaini aktive ediyor
ve PP39-MOS paramparça ediliyor 14 gün
ve Mayoz II tamamlanıp hücre bölünür sürer!
ve 2. kutup hücresi oluşur

NOT:
Yumurta mayoz bölünmesini
DÖLLENME ile tamamlar.

Granüloza hücreleri androjenler dışında


diğer bütün şeeyleri sentezler
(aktivin, inhibin, polistatin,
östrojen, OMI, aromataz aktivitesi

13. güne doğru normalde


FSH ve LH'ı inhibe eden östrojen
Graff folikül oluşumuna yakın
pik yapıp iniyor pik yapıp
iniyor ve FSH ve LH'ı bu sefer Duvarı GİS'e benzer.
AKTİVE EDİYOR!! 2 katlıdır.

Granüloza hücreleri bu durumda En içte 2 çeşit hücre var;


östrojen ve hyalüronik asit sentezlerken 1-)Kinosilyumlu siliyer hücre
artık 3 ek molekül sentezini arttırır 2-) Mikrovilluslu sekretuar peg(çivi)
1-)Aktivin hücreleri (SALGI YAPAR)
2-)Inhibin
3-)Folistatin

Sadece FSH üzerine etkilidir.


Folikükden atılan sekonder
oosit 24 saat içinde döllenmek
Aktivinin bağlayıcı proteini. zorunda
Böylece aktivin bağlanır ortamda sadece inhibin kalır.
İnhibin ortada kalınca FSH inhibe olur. LH ise hala pozitif feedback ile zirve yapar
ve OVULASYONA SEBEP olur!!
SUBMUKOZA OLMAYAN 2 YER:
1-)Tuba Uterina
2-)Safra Kesesi

Bu salgı ovumu 24 saat


canlı tutar ve spern kapasitas-
yonunu sağlar

Östrojen=Proliferasyon
Progesteron=Sekresyon

İlk 14 gün sadece silyumlu


hücre artar; son 14 gün ise
hem silyumlu hem de salgı
hücresi artar.

Sperm hücresi, tuba uterinadaki


Peg hücresinin salgısıyla dölleme
yeteneği kazanır yani YOLDAYKEN
kazanır.

Bir erkeği kadın çağırır YANİ


korona radiata hücrelerinden
sperm için kemotaktik maddeler
salınır ve sperm bu şekilde oosite
doğru gider.

Dölleyemeyen diğer spermlerin


96 saat ömrü vardır. Oosit
döllendikten sonra diğer spermleri
zona pellusidaya hapseder.
Spermler 96 saat sonra ölünce de
akrozomdaki enzimleri z. pellusida
parçalar. 5. günde zona ortada
kalmaz!

Menstrual siklusta hiçbir değişikliğe uğramaz!!


Tıpkı mide gibi 3 katlı

Uterine arterler, bilateral olarak iliak


arterlerden çıkar. Uterine arterlerden
perimetriumdan girer, myometrium
kasları arasından geçer (myometrium
beslenir), endometriuma gelince önce
düz arterler olur, devamında ise
spiral arterler ile devam eder. Arter
vazokonstriksiyona gidince spiral arterlere
yeterli kan gitmez iskemik kalır ve
spiral arterin beslediği tabaka dökülür.
Buna MENSTURASYON denir.

Vajenin salgı bezi yoktur, onun için


vajenin ıslaklığından ve kayganlığından
serviksteki bezler sorumludur
Serviks koyu salgıyı
PROGESTERON etkisiyle;
akışkan salgıyı ise
ÖSTROJEN etkisi ile yapar

(Çok katlı yassı epitel hücrelerin öok katmanlı olup vajenin daralması)

Vajinismusla ilişkili kas bu


Erkekte ise 2 korpus kavernozum
ve buna ek olarak 1 korpus
spongiozum vardır. Erkekteki
korpus spongiozumdan üretra
geçer.

Erkekte meme dokusunun


gelişmemesinin sebebi TESTOSTERON.
Mezenkimal hücreleri etkileyerek
büyüme ve çoğamalarını engeller.

Östrojen stromal ve duktal büyüme


yaparken; progesteron ise
alveolar büyüme yapar.
galaktoz üretsin diye
Göğse vur
(AC ve meme
için
kortizon gerekli)

Kadında yağın ilk depolandığı yerler


MEME ve BASENLER.

= PUBERTE

Kadında pubertenin ilk yılında anovulatuar sikluslar olur. 2. yıldan itibaren ovulasyon olur.
Androjeni teka interna
üretir. Diğerlerini
ise granüloza
hücreleri üretir.
Spiral arterler besler.
Korpus luteumun ömrü 11-12 gündür.

Prostoglandin F2-alfa; uterus damarlarını


ve düz kaslarını kastırıcı bir prostoglandin
Kortizon ve Progesteron Phospholipase A2'yi
engeller. Bu sayede de prostoglandin F2
alpha oluşamaz. Luteal fazın sonuna
doğru kadında progesteron düşeceğinden
dolayı Prostoglandin F2 alfa artacak
ve spinal arterlerin kasılmasıyla iskemi
ve endometriyumun fonksiyonel tabakası
dökülecek yani MENS olacak

Progesteron, gebeliğin 2. ayından itibaren


PLASENTADAN DA SALINIR. Plasentanın
ömrü 7 aydır. Progesteron gebeliğin 9.
ayında azalır. Bu arada östrojen artar
ve u da oksitosini arttırır. Kasılmalar olur
ve dışarı atılır.

Gebe kadında olup normal kadında olmayan,


gebelerdeki korpus luteumun 4 ay kadar
sağ kalmasını sağlayan hormon=
B-HCG

2.ay-4.ay arası hem korpus luteum hem de


plasentadan progesteron salgılanır.

2. aydan sonra B-HCG düşüyorki


gebelik korpus luteum da yavaş yavaş
ok olsun.

B-HCG sadece ilk 5-6 ay içinde çocuğun


yaş tayini için kullanılır.

Human placental lactogen ise gebelik boyunca


artar onun için B-HCG ile yapamadığımız
tahmini, HPL ile yapabiliriz!!!!
Gebelik psikozu da aynı
mekanizma. Bu durum
doğumdan sonra
40 gün devam eder.
(Lohusalık şerbeti)
Aslında duvarların hepsi
boru.

Tunica albuginea'nın altında yani testisin korteksinde medullaya doğru uzanan, spiral borular var.
Bunlara SEMİNİFER TÜBÜL denir(spermatogenezin olduğu yer)
NOT:
Ereksiyon= Parasempatik
Ejekulasyon= Sempatik
**Ejekuasyon refleksftir. ERKEN
BOŞALMA sorunu bununla ilgilidir.

Vas deferenste en son Üretranın


verumantarumuna açılır ve burada
ismi ductus ejeculatorius olur.
Verumantaruma açılan diğer yapılar
Cowper bezleri ve prostattır.

Sperm hücrelerenin ductus ejeculatoriusa


doldurulmasına EMİSYON denir.

Seminifer tübüllerin tam medullaya girdiği yerde, spiral yapıdaki tübüller düzleşir ve isimleri TUBULUS RECTUS olur

Tam medulladaysa tübüllerden oluşan ağa RETE TESTİS denir.


Sperm atılınca ilk önce pıhtılaşır
sonrasında endometriumda pıhtı
çözülür.

Spermin bu pıhtılaşmasını sağlayıp


bunun yanına alkali mukus ve iyonlar
da lazım. Verumantariuma prostat ve
vezikula seminalis açılıp, ejekulat
denen salgıyı oluştururlar.

Tip 4 kolajen Ejekulat=%70 vezikula seminalis


Laminin %30 prostat
Entaktin Çok az da sperm oranı
Perlekan Bağ dokuda bulunan vaa.
epiteloid karakterde
hücre

Hem erkekte hem kadında


germ hücrelerinin çevresinde
Kadında; teka interna epitelyal karakterde hücreler vardır.
Erkekte; LEYDİG

Leydig=LH
Kadında; GRANÜLOZA
Erkekte; SERTOLİ

Sertoli ise
FSH

Teka internaya LH;


Granülozaya FSH

Teka interna ve Leydig hücreleri bağ dokusundadırlar. Kan damarları orada yoğun bulunur. Kandan gelen kolesterolü
bu hücreler alıp KOLESTEROLDEN ANDROJEN sentezler.

Androjen hem granülozada hem de sertolide AROMATAZ ile östrojene çevrilir. Fakat erkekte büyük kısmı androjen olarak
kalır. Erkekteyse sertoli hücresi, androjen bağlayıcı globin üretilip, testiste hapsedilir.
Kadındaysa androjenin hepsi östrojene çevrilir ve overde tutulmaz, çevre dokularda
etkisini göstermek üzere overden salınır.
Epididim
Vas deferans
İç kulak tüy hücresi

Stereosilyum (Yalancı
çok katlı stereosilya)

Spermin motilite kazandığı yer


Epididimis

Spermin asıl depolandığı yer


Vas deferans
Veziküllinaz, atılan spermin
pıhtılaşmasını sağlar
yani vajinal plakı oluşturur.

(Spermin beslenmesi için, 4 gün boyunca


spermi yaşatır.)

Ca(pıhtılaşma için), sitrat (pıhtıyı çözmek


için), pıhtılaşma enzimleri ve
FİBRİNOLİZİN salınır.

Spermin hareketi için


asit olmaması lazım fakat
kadınlarda laktat vajende vs fazla.
Bu durumu kırmak için prostat
ALKALİ salgı yapar

Kadında corpus spongiozum


yok. Hem spongiozum hem
kavernozum EREKTİL doku

VİP ve NO ereksiyondan sorumlu


Paraasempatik inervasyon ile olur
(Muskarinik 3 reseptörü)
BEZLER
-Burunda BOWMAN
-Von EBner
-Kardiya
Brunner
Liberkül
Littre
Seruminöz
Moll
Ara mezodermden
oluşur.

Epiblast kökenli

1 oosit ve 2 ya da 3 kutup cismi oluşur. Kadında oogenez pubertede


Kadında oogenez sonucu oosit olur
biter.
AMA erkekte spermatogenez sonucu
Sperm yoktur! Spermatit oluşur.
Spermatit, oosite çok benzer çünkü
tüm organelleri var, yuvarlak, kuyruk
yok akrozom yok.

Spermiyogenez aşamasında ise


spermatit-sperm dönüşümü mevcuttur.
Kuyruk yapılır, organeller kaybedilir,
sperm başında akrozom olur.
Kadında özellikle meme ve basenlerde
yağ toplanmaya başlar ve buradan
leptin salgılanır. GnRH pulsatil hale gelir. FSH ve LH artar. 10-15 folikül büyür.
Sonrasını daha önceki sayfalarda yazdım.

Antral follikül=Graff folikül


Sekonder folikülde ise antrum
görülür.

Kadının aksine 1 sperm değil 4 sperm oluşur Spermatogoniumdan spermatozom


oluşumu SEMİNİFER TÜBÜLDE olur

Erkek spermatogenezi ise puberte


başlangıçlıdır, ömür boyu devam
eder.

Oosit ya da spermatosit gibi


"OSİT" olan hücreler
MAYOZ geçiriyor.

Primer oosit= 1. Mayoz


Sekonder oosit= 2. Mayoz

Oogonium, spermatogoonium
gibi "GONIUM" olan hücreler
MİTOZ geçiriyor.

Spermatitten sperm oluşumunda


ne mayoz ne de mitoz vardır.
Hiçbir şey yoktur.

Spermatozoon=Sperm
2 farklı spermatogonium var ve
bunlardan biri KÖK HÜCREdir.

Golgi aygıtından
yapar.

Var olan flagellumun kaynağı


sentrozomdur.

İnsandaki sentrozomlar
spermden gelir yani BABA kaynaklı.

Kuyruk sentrozomlardan yapılır.

Korona radiataları birbirinden ayırır. (Hyalüronik asit sayesinde


granüloza hücrelerinin oosit etrafında tek katlı birleşiminden
oluşan hücrelere korona radiata denir!!)
En çok bulunan ve en kuvvetli proteaz

Ca'un bir kısmı da dışarı atılır.


Zona reaksiyonu başlatır. ZP-3 leri yok
edip diğer spermlerin bağlanmasını önler.

Bu ikisi zona pellusidayı parçalar. ZP-3'e bağlanacak anahtar sperm başındadır. ZP-3'e bağlanınca
nöroaminidaz ve akrozin yumurta zarını patlatır. OOsit membranın altındaki kortikal Ca granülleri boşalır.
Bir kısmı hücrenin içine dökülür calpaiini aktive ederr. PP39-MOS inhibe edilir ve Mayoz 2 tamamlanır.
Dynein
sperme burada
eklenir!!

Hareket yeteneğini
epididimiste;
depolanmasını vas deferansta
dölleme yeteneğini kadın
genital yollarında kazanır.

Geriye kalan metafaz


anafaz telofaz ve Mayo
2 toplam 1gün sürer.

Seminifer tübül kesitind


(Kaynakları en fazla olan hücre
Tip B spermatogonium primer spermatosit.

Tip A spermatogonium kök hücredir. Mitoz geçirir ve bir kısmı Tip B olur. Yani Tip B hücrelerin kaynağı
tip A spermatogoniumdur.
1. ve 2. haftadaki bütün embryonik yapılara ZİGOT denir!

3-8. hafta arasına EMBRYO denir

9-40 hafta arası FETUS

LH aynı zamanda folikül ile over arasındaki kolajeni yıkar. Kollajenaz aktivitesi vardır.

LH aynı zamanda vazopressör maddeleri de salgılatır. Böylece tam ovulasyonun olacağı over bölgesinde
damarlar büzüşür ve lokal olarak oraya kan akımı gitmez, renk değişimi olur, buna STİGMA denir.

LH aynı zamanda Prostoglandin F2-alfayı arttırır, myofibroblast hücreler kasılır ve yumurta dışarı atılır
Hem progesteron
hem de çok az
östrojen salgılar.
2 blastomer arasındaki adhezyon molekülü
koparsa MONOZİGOTİK İKİZ oluşur.

İnsan vücudunda bilinen


en pluripotent hücre!

Her blastomer bir insandır!!

Çünkü zona pellusida çok serttir


ve normal mitozun aksine hücre
bölününce 2 eşit hacimli hücre
16 blastomerli, isthmusun ağzındaki oluşamaz
yapıya MORULA denir!

Trofoblast olacak
Embryoblast olacak

2 farklı hücrenin birbirini seçmesini sağlıyo

Tutunma; trofoblastlar ile endometriyum epiteli


Embryoblast hücreleri, fetusu oluşturacak. arasında olur
Trofoblast hücreleri, plasenta ve zarları oluşturacak.
Hep arka-üst duvara tuutunur çünkü
L-selektin diye adhezyon molekülü
vardır.
2'ler haftası
Her şey 2'ye
ayrılacak!!
Hücre değildir,
DOKUDUR!

Tek sitoplazmalı Onları büüten sitotrofoblastlardır.


yapı demek.

Epiblasttan kalkan hücreler,


yassılaşır farklı bir hücreye döner
; epiblasttların üzerinde yassı
karakterde hücreler oluşur.
Buna AMNİOBLAST denir.

Amnioblast, sıvıyı sentezler.


AMNİON KESESİ ortaya çıkar.

Hipoblastlar ise farklılaşmaz.


Blastoselin çevresinde çoğalırlar
ve YOLK SAC oluşur.

Hipoblastlardan kaynaklanan
membrana HEUSER membranı
Epiblast+Hipoblast
denir.
9.günde sintisotrofoblast,
endometiyumdaki kan damarlarına
ulaşır.

9.günde sinsityotrofoblastlar, anne kanına


HCG sentezlerler

Annenin kanında B-HCG arttıkça


progesteron pik yapacak. 2.aydan
itibaren hem plasenta hem k.luteum
progesteron üretir. 4. ayda sadece
plasenta üretir, k.luteum yok olur

Desidual reaksiyonu progesteron yapar.

Progesteron sebebiyle desidua hücrelerinde


glikojen ve lipit depolanacak, kan şekeri
düşecek ve kadın yemek yemek isteyecek.
AŞERME, PROGESTERON ile ilgili
Vitellus endodermi=Vitellus
kesesinin içini döşeyen hücreler
anlamına gelir

Taralı alan:

Ekstraembryonik
Mezoderm

Embryonik katmanların
dışında olduğu için ekstra;
iki farklı katmanı (vitellus
kesesi ve sitotrofoblast)
ayırdığı için de mezoderm

Koryon zarını içten dışa


oluşturanlar:
1-)Ekstraembryonik somatik
mezoderm
2-)Sitotrofoblast
3-)Sinsityotrofoblast

2. hafta sonunda sitotrofoblastlar,


sinsityotrofoblastların içine doğru
büyür ve parmaksı çıkıntılar oluşturur.
Buna primer koryon villusu denir.

2. haftada görülen tek villus


Primer koryonik villustur.
Ekstraembryonik somatik mezoderm
3. hafta sonunda

Anne desiduası ve koryonik villus içindeki


kan damarları arasında madde alışverişi
=PLASENTA

Koryon da 2'ye ayrılır


1-)Villöz koryon (Plasenta yapacak)
2-)Düz koryon

3.haftanın sonu
20.haftadan sonra sitotrofoblast
kaybolur. Kan-plasenta bariyerini oluşturan
sadece sinsityotrofoblasttır.

Primer vitellus
kesesi
Önce çizgi, sonra katlantı sonra
da düğüm oluşacak ve böylece
çizgi tamamlanacak!
(aslında epiblastik hücre çoğalması)

Kıçtan başlar,
başa doğru
gider

Primitif düğümdeki epiblast hücreleri fokal adhezyonlarını


kaybedip, şişe hücresi adını alırlar. Buradan kalkan
epiblast, primitif düğümden göç etmeye başlar.
Çocuğun
Aşağı doğru çukur oluşur. Hipoblast hücrelerinin arasına karışarak
baş tarafı
çocuğun baş kısmına kadar bir hücre kordonu olur.
Bu hücreler yukarıya doğru boğumlanarak Çocuğun kıç
NOTOKORDU oluşturur. tarafı

Çocuğun kıç
tarafında notokord
Sonrasında epiblast hücreleri yok.
aşağıya giderek hipoblastı dejenere
ederler ve yerine yerleşirler. Bu
yapıya ENDODERM denir.

Yine epiblast aşağıya göçerek, notokordun


sağını solunu kaplayıp, ortada tabaka
oluşturuyorlar. Bu yapıya da
MEZODERM deniyor.

Geriye kalan epiblast hücreleri de


en üstte çoğalıp EKTODERM tabakasını
yapıyor.
Hipoblasttan kalan tek artık
PREKORDAL PLAK

Orofaringeal membranın
yapısına aktılır.
Vücutta sadece 2 yerde
endoderm ve ektoderm
birleşik kalırlar.
OROFARİNGEAL MEMBRAN
ve KLAUKAL MEMBRAN Mezoderm
indüklenir.
Ektoderm
indüklemesi

Skleretom
Dermatom
Myotom
Chordoma
olabilir

3 tane artık:
1-)Primitif çizgi artığı SAKROKOKSİGEAL
TERATOM
2-)Notokord artığı KORDOMA
3-)Rathke kesesi artığı KRANIOPHARYNGIOMA

4 tane gebelik zarı vardır:


1-)Amniyon zarı(Epiblast oluşturur)
2-)Vitellus zarı( Hipoblast oluşturur)
3-)Koryon zarı (Ekstraembryonik
somatik,
sitotrofoblast
sinsityotrofoblast)
4-)Allantois
Sadece 2 hafta üretilir, sonra
KC, dalak ve timus üretime
devam eder.

Amniyonda bebek yüzecek


Vitellustan GİS gelişecek

Allantois duvarından
hemanjiositoblastlar Nöral plak oluşumu ile başlar
ikiye ayrııyor. Hemositoblast
ve anjiositoblast!!

3. hafta sonunda hemositoblastlar


ilk kan yapımını üstlenirler.
Plak
katlantı
oluk
tüp
(Oluşma Sıraları)

Nöral krest;
Nöral tüp ile
ekdtoderm arasındadır
Nörülasyon bittiğinde; hem nöral
tüp, hem de nöral krest oluşur.

Nöral tüp olutuktan sonra paraxial mezoderm


in yaptığı omurga sinirleri korur ve merkezi
sinir sistemi oluşur.
Nöral krestten ise periferik sinir sistemi gelişir.
Nöral krest hücreleri aslında periferik sinir sistemini oluşturur ama
bazı mezenkimal kökenli yapıları da oluştururç

Dura mezodermaldir çünkü aslında dura kemiklerin periostudur.


Pia ve araknoid ise nöral krest kökenli

Endokardiyal yastık hücreleri

Frontal kemikte nöral krest kökenlidir.

Epidermis, saç, tırnak, ter bezleri


v.s. gibi deri ekleri, kornea ant.
epiteli, burnun vestibulumu
dişin ameloblastı ve minesi,
hipofiz, dil papillları, tüm meme
bezleri, üretra girişi, anal kanal
girişi, vajen girişi

Parotis dışı
diğer tükrük
bezleri
ENDODERMAL
Skleretom (kafatası, omurga, sakrum)
Myotom (Oradaki kasları)
Dermatom(Dermis)
En sonunda 42-43 çift oluşuyor.

Perikard plevra ve peritonu


lateral somatik mezoderm yapar
Hem endotel hem mezotel
MEZODERM kökenlidir.

Kornea epiteli ise


EKTODERM kökenli!

Lateral mezoderm

Ara mezoderm

GİS taslağını vitellus kesesi

oluşturur
Parotis hariç
GİS kanal olarak oluştuktan sonra
ön barsak boğumlanır ayrılır ve öndeki
trake arkadaki özofagus olur.
(Proksimal üretra)

Son barsak boğumlanırsa


ürogenital sinüs ortaya çıkar.
Mesane buradan ortaya çıkar.
İnsanlarda bütün sistemler 4. haftada
gelişmeye başlarken, sadece kardiyovasküler
sistem 3. haftadan itibaren gelişir.

Allantois kesesinden köken alır


(En fazla da 5.hafta)
Yutkunma olmazsa
polihidroamnios olur.
En sık sebep
diyabetik
ana
çocuğu

En erken gelişen duyusistemi


11. haftadan itibaren de amnionun asıl kaynağını idrar oluşturuyor
(Doğuma doğru kaybolur)
Desidua bazalis ile villöz koryon;
Desidua kapsülaris ile ise
düz koryon karşı karşıya

İçten Dışa
Amnion zarı
Düz koryon
Desidua kapsularis
Uterus boşluğu
Desidua parietalis

Çocuk büyüdükçe dessidua parietalis,


amnion sıvısının kaynaklarından
biri olur.
Kırmızı: Paraksiyel mezoderm
Lacivert: Arytenoid ve krikoid

Faringeal Kompleks=Faringeal arkus

Faringeal arkus, kompleksin bir


alt dalı.
1.faringeal arkus

Maksillerçıkıntı Mandibuler çıkın


-Maksilla -Malleus
-Inkus
-Mandibula
-Zİgomatik
-Temporalin skuaması
-Vomerin parçası

4 daha yukarıda onun için onun siniri


superior
6 ise daha aşağıda yani onun siniri
superior DEĞİL
Proeritroblast

Bazofilik eritroblast

Poikromatofilik eritroblast

Ortokramatofilik eritroblast

Retikülosit

Eritrosit
Granülosit
Tip D
ile ilgili kavram
Normal endotelden salınan
PgI2 ve NO hasarlı endoteldeki
trombosit tıkacının normal
endotele sıçramasını ebgeller
(2-7-9-10)
KOMPLEMANI UYARANLAR
1-)IgM
2-)IgG

Tıpkı IgG gibi komplemanı uyarır.


Membrane attack complex
Serumda en fazla bulunma sırası
(çoktan aza)
GAMDE

B hücrelerinin yizeyinde bulunanla


1-)IgM
2-)IgD

Baş harfleri
Lenf sıvısının akımında sıkıntı
varsa bu maddeleri azaltmak
lenfödemi engellemek için mantıklı

Damar içi

KC hastalıkları örneğin
(PARAKORTEKS)

ve makrofajlar
Beyaz pulpanın içinde B var, çevresinde T var.
Orofaringeal membran 4.hafta
Cloakal membran ise 8.haftada
açılır

İSTİSNA!!

Boruyu 2 yerden kesecez ve 3 parça oluşacak!!!

Papilla vater'in üst kısmında kalan yapılar

Ağız bu listede yok çünkü ağız


ektoderm kökenli

Transverse kolonun sol 1/3'lük kısmından gerideki


yapılar

Kloakadan sonraki kısım ise proktodeumdan köken alır

Çünkü 6. haftada kan yapımı


hepatosplenotimik organların
hakimiyeti altına girer. Kan
yapımı da batın içi organları
büyütür. Omfalonterik kanal
hala açık olduğu için barsaklar
baskı sebebiyle dışa herniye
olurlar
10. haftada kan yapımı kemik iliklerinde olmaya başlar
(İlk olarak klavikulada) Bundan dolayı karaciğer ve diğer batın organları
küçülür, barsaklar batın boşluğuna dönerler.
Fizyolojik bir olayın
bozulması. Genelde
kardiyak ve ürogenital sistemlerde de
defektler sıktır.

Tonsilla lingualis epiteli endodermal

Papilla lingualis
ektodermal epitel

Tiroid bezi ENDODERMAL


En çok bulunan papillada tat tomurcuğu yok
(İpliksi papilla) En az bulunan papillada tat tomurcuğu en fazla

(Mantarsı papilla)
Dilin ön kısmının tadını alan papilla
Üstü düz olduğu
için alttaki damarlar
görülür

(Oluklu papilla)
Yani tadı en çok dil kökü alır

Lipaz salgılanır.
Tülkrüğü yutarsın
Lipitlerin sindirimi midede
(Yapraksı papilla) başlar
Erişkinde yoktur!

Bebekte olmasının sebebi bebeğin annenin


memesini sıkıştırıp, sütün bebeğin dilinin
yanından fışkırması ve bu sırada sütün tadı
nı alabilmek
Tat hücrelerini alan hücreler
sinir değil, epitel hücrelerdir.
Onun için tat duyusu yenilenebilir Dondurmayı dilinin ucu ile
tat duyusudur yalıyorsun!! (TATLI)
İlk araştırılan tat duyusu Nasıl tatlı bir acıdır çok lezzetli

Tatlı
Acı
Umami RESEPTÖRLE ALINAN TATLAR
Hepsi Gustducin
adlı Tuzlu ve ekşi ise
G proteini ionotropik kanallar
kullanır

Glutamat en çok ette vardır. Umami tatta


en çok ette bulunur.

1
ve domateste

İkisi de ionotropic
ENaC: Epitelyal Na channels
ikisi de EnaC
ile alınır

Farkları ise;
ekşi tatta
ENaC H+ geçirir
ve K kanalları
bloke olur.

Tuzlu tatta ise


direrk depolarizasyon
olur
3 yapı, 3 hücre çeşidi vardır
Kemikle aynı oranda kalsiyum içeren sement

(Bunlar da nöral krest kökenlidir)

Pulpa hücresi odontoblasttır. Nöral krest kökenlidir.


Tükrük sürekli yutulur ve mide içindeki K+ dan sorumlu
olan tükrük bezleridir!!
Yarımayı en çok olan bez.
Bir bez ne kadar muköz ağırlıklı
ise yarımayı da o kadar çoktur

Sadece tükrük bezinde


var, pankreasta
yok. Bikarbonat salgısı
yaparken aktif olarak
Na ve Cl u geri emer

Tükrük hipotonik pankreas ise


izotonik salgı yapar.

Büyük olmasına rağmen az


salgı yapmasının sebebi
yemekle birlikte salgı yapması.

Parotis ektodermal kaynaklıdır

Ektoderm kaynaklıdır. Derinin altında nasıl yağlı


doku varsa bunun altında da yağlı doku vardır

En fazla tükrük salgısı

Bu da submandibuler bez gibi Wharton kanalına


dökülür.
Lactoferrin örnek olarak

İyotlu bir bileşik. Tükrüğün


antimikrobiyal maddesi
Diğer pek çok sistem 3 tabaka
olmasına rağmen GİS 4 tabaka

Bazal
membran
burada

(Lokal besin karıştırma)

Submukozası olmayan 2 yer:


1-)Tuba uterina
2-)Safra kesesi

Oblik kas retropulsiyon yapacak

Besin karıştırılmasında SİRKÜLER KASLAR


Besin peristaltisminde LONGİTUDİNAL KASLAR
External anal sfinkter ise
çizgili kastır.

Seroza=Seröz hücre içeren zar(Mezotel)


Özofagus periton içinde olmadığı için SEROZASI YOKTUR!

Duvar gevşer.

1-)VİP ve NO
2-)Ach ve Substance P

Duvar kasılır

İki M yanyana gelmez


Miyoenterikin diğer ismi
Auerbach tır.
Meissner'in diğer ismi
Submukozal pleksustur
Na girip, K çıkmasıyla olur

Aslında bu hücreler düz kas


ama aktin&myozinlerini
kaybetmişler ve PACEMAKER
hücreler olmuşalrdır.

MİDE, GİS'in TERS KÖŞE


YAPAN ORGANI
Tam tersi:
-Yemek yenilmemesi
-Sempatik sinir sistemi
-Somatostatin gibi hormonlar
Muskarinik 3 -VİP ve NO
reseptörü
Besin gerim reseptörlerini geriyor,
submukozaya sinyal aktarıyor, kan akımı
artıyor, lokal hormonlar enzimler salgılanıyor.
Bu LOKAL REFLEKSTİR.
NOT: İşeme için beyin sapı önemli fakat defekasyon S2-S4 seviyelerine oluyor.

Bu isimlerin ilk kısmı uyarının çıktığı,


son kısmı uyarının gittiği yer

Bir insanın defekasyonu için; enterik sinir sisteminden uyarının algılanması, otonomik sinir sistemi ile
medulla spinalise taşınması, MSS'nin çalışıp S2-S4 seviyesinden GİS'e geri dönmesi gerekiyor. Böylece rektum
kasılır, internal anal sfinkter gevşer.

Sakral pleksusu
tutan hastalıklar
ileostomi endika
yonudur
5 ile çiğne, 12 ile dil kökünden arkaya
it, 9 ile boğazdan indir, 10 ile gövdeye
getir

Yutmanın efferentleri

Yutmanın afferentleri
ise,
-5
-9
-10 DUR.
Özofagustan kaynaklanır ve normal yutmada bu işlev görür

Özofagusta kalan besin

Yutmada rol almadığı halde,


kusmada rol alan sinir=
7.Kafa çifti(Fasiyel sinir)

1-)Mide embryonik olarak çift


rotasyonla yerine oturur.(Bütün Mide normalde 500 ml hacme sahipken 2L'ye
GİS tek rotasyonla yerine oturur) kadar hacmi artabilir.
2-)Mide asit salgılar (Diğerlerinin
hepsi baz salgılar) BUNA VAGOVAGAL REFLEKS
3-)Midede villus mikrovillus yoktur. DENİR.
4-)Midede çift kat değil, 3 kat
kas tabakası vardır
5-)Mide retropulsiyon yapan tek
organdır.
6-)Mide yavaş dalganın kasılma yanıtı oluşturduğu tek organdır.
7-)Mide içine besin girince gevşeyen organdır(Diğerlerinin aksine)
Diğer GİS katmanları ise
2 tabaka kasa sahiptir.

Sadece fundus bölümünde var.

Pariyetal hücre
Oksintik ghrelin de salınır.
hücre İştah açıcı etki

Pilorik
Pepsinojeni
aktive eden
Antral
HCL dir.
PPI kullananlar
protein alımı
ile dispeptik
yakınma olabilir

Gebelerde mide ülseri riski fazla çünkü mukus tabakası üzerine progesteronun kötü etkisi var. Mukus üretimi
profesteron tarafından azaltılıyor.

Midenin en çok aktivitesini arttıran GASTRİNDİR.


Oksintik hücreler:
1-)Ghrelin
2-)HCL
3-)Intrinsik faktör
Mide tampon organ olmamasının sebebi bikarbonat atılıyor fakat pankreas
ise asit atıyor. Birbirini pasifliyor.
Gastrinin reseptörü yok
CCK-B reseptörüne bağlanır.

Midenin en kuvvetli inhibitörü


CCK. Çünkü CCK, besin duodenuma
geçince CCK-B reseptörüüne kendi
bağlanıp gastrinin aynı reseptöre
bağlanmasını inhibe ediyor.
Gastrin iş yapamayınca mide
duruyor.

Gastrin de Ach de mideyi kastırdığı


Lümene hidrojen ya da bikarbonat
için Gq kullanır
atan hücrelerde bunun kaynağı
ama histamin kastırma yapmadığı
CO2+H2O dur.
için Gs kullanır.

Hangi hücre olursa olsun lümene Aktif


hidrojen atıyorsa , kana da bikarbonat Somatostatin ve prostoglandin ise
atıyordur!!!!! inhibe edici etkilerinden dolayı
Aynı şekilde lümene biakrbonat atıyorsa Gi kullanıyorlar.
kana da H atıyordur.
Pasif Bütün maddeler H-K ATPaz
pompasına etkilidir.

H2 reeseptörü

Glisin ve Gastrin Dönektir


(Kendi reseptörleri yok)

Diyare olur çünkü GİS'in motilitesini arttırır, asit sekresyonu artar çünkü gastrin asiti uyarır
Peptik ülser gelişimi olur çünkü asit çok artar.
İSTİSNA

Ach ve sustance P kastırır


VİP ve NO gevşetir

Jejenum ispanyolca okunuş=


YeYenum---->peptid YY
Antigen presenting cell
görevi görürler

Su tamamen free eleman, kafasına göre takılıyor


Diğer iyonlar aktif olarak
emilirken DEMİR İYONLARI
H-bağımlı sekonder aktif
taşıma ve kolaylaştırılmış
difüzyon kullanılır.
Safra tuzları ağırlıklı olarak
glisin ile birleşip safra asidi
haline gelir.
Bikarbonat ve su
Sekretin

CCK

Enzim
AMİNOPEPTİDAZ YOK

ENZİM

BİKARBONAT

You might also like