Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Hissettiğim bu yazma arzusunun gerçekleştirememenin getirdiği baskıyla bir

kurs arayışı içine girdim. Belki teknik olarak bir şeyler öğrenirsem ve bu işi
başarmış insanların enerjisine ucundan kıyısından temas edersem motive
olurum, içimdeki isteği pratiğe geçirebilirim diye düşündüm. İnan bana böyle
yaşamak arafta olmak gibi. Düşünsene bir şeyi yapmayı çok istiyorsun, ne yapsan
bu tutkuyu bastıramıyorsun ve aslında bu istediğin şeyi gerçekleştirmek senin
elinde. Ama sen bilmediğin sebeplerden dolayı bir türlü yapamıyorsun ve hep o
isteme durumunda kalıyorsun. Tıpkı kasabın vitrinindeki ciğere bakan kedi gibi.
Tek fark senin iki ayağın, yeterli donanımın, her şeyin var o ciğeri almak için...
Ama bir şey, işte o bir şey...

Neyse ben tekrar kurs meselesine döneyim. Bildiğin üzerine ilk gençlik romanı
yazma derdindeyim ve Türkiye’de böyle bir kursa ulaşabilme olanağım yok. Ben
de yurtdışında online kursları araştırmaya başladım. İlk başta bedava olanları
buldum, fakat çok genellerdi, beni tatmin etmedi. Sonra bir arkadaşım UDEMY
diye bir site önerdi. Bu sitede çok uygun fiyatlara güzel kurslar var. İlk gençlik
romanı yazımıyla ilgili bir kurs buldum. Jessica Brody isimli kadının kursunu
satın aldım. Kursun hem çalışma materyalleri hem de videolar şeklinde dersleri
vardı. Çok genel hatlarıyla anlatıyordu. Hayatları boyunca hiç kağıda kaleme
dokunmamış insanlara göre güzel bir kurstu. Öğrencilerime de bu kursta
öğrendiklerimi uygulayabilirdim. Fakat 5-6 ders sonra videoda problem çıktı ve
dersleri izleyememeye başladım ve kursu iptal etmek zorunda kaldım.

Aklımda başka bir kurs sitesi vardı: MASTER CLASS -169 dolar... Ağustos 8-15
arası Almanya’ya gideceğim, euroda iki katına çıktı, şimdi bu kursu alsam parasız
kalır mıyım? Ne yapmalıyım? Değer mi? Uzun uzun düşündüm, düşündükçe daha
çok istedim ve geçtiğimiz Cuma kursu aldım. Yoga kurslarına az paralar
dökmemiştim, bundan mı sakınacaktım. R.L.Stein ve Judy Blume’un derslerini üç
günde bitirdim. Dersleri büyük bir ilgiyle, kana kana izledim. Bilmem ve
düşünmem gereken her şeyi tek tek anlattılar. Pazartesi günü ikisinin de ders
materyallerinin çıktısını alıp kitap formatında ciltlettim.

R.L.Steine korku romanları yazıyor ve yazdıklarının hiçbirini kalpten


yazmadığını söylüyor derslerin başında. Bu bana çok ters gelmişti. Fakat bir
korku romanın nasıl yazılacağını teknik olarak çok iyi anlattı. Özellikle romanı
yazmadan önce planın nasıl yapılacağını ve bunun nasıl kolaylıklar sağladığını
vurguladı. Yapılan planların nasıl değiştiğini de kendinden örnekler vererek
anlattı. Gerçekten çok iyiydi. Hatta iyi ki Udemy’deki kursta video problemi
yaşamışım diye sevindim.

R.L.Steine’ın kursunu bitirir bitirmez Judy Blume’unkine başladım. Şaşkınlıktan


bir süre ağzım açık kaldı. Steine yazarken ne kadar planlıysa Blume o kadar
plansız ve dağınıktı. Kalpten yazdığını net bir şekilde söylemese de yazdıklarının
bilincinden gelmediğini çok net bir şekilde ifade ediyordu. Steine’ın soğukkanlı,
munzur görünüşüne karşın Judy inanılmaz duygusal ve sulu gözdü. Bir kitabı
yazmayı bitirdiği zaman karakterleri bir daha göremeyeceği için çok üzüldüğünü
neredeyse ağlayarak anlattı. Blume özel hayatından, kendinden bahsetmeyi çok
seviyordu. Steine’ın analitik diline karşılık Blume’un bir ben dili ve yazarken
yarattığı bir ben dünyası vardı. Her ne kadar Steine’ın üslubundan daha çok şey
öğrendiğimi sansamda benim Judy’e tarz olarak daha yakın olduğum bir gerçekti.
Steine bütünü kurguluyor; başlığı, kitabın sonunu her şeyi tasarlıyor ve öyle
yazmaya başlıyordu. Judy karakterlerini tanımlıyor ve yazmaya başlıyordu,
kitabının ismini basılma aşamasın da bile düşünmemiş oluyordu. Steine’dan
mantığı kavradım. Blume da kendimi gördüm. Ve neden yazmak istediğimi fark
ettim. Çünkü yazmak zorundayım, bu benim içimden geliyor ve bana sürekli
baskı yapıyor. İlk hedefim bu arzuyu gerçekleştirmek ve kitabı bir yayınevinin
kabul etmesini sağlamak.

Daha önceki bitmiş iki romanımda ve taslak halindeki iki romanda da Judy
Blume’a benzer bir teknikle çalıştığımı fark ettim. Bu sefer Steine’ın metodunu
denemeye karar verdim. Steine’ın çalışma kitabını okumaya başladım. 26 ders
vardı. 1-2 günde bütün ders videolarını izlemiştim. Her dersin yazma ve okuma
ödevi vardı. İçimde bir türlü yavaşlatamadığım bir atlı koşturuyor. Hemen
başlamak istiyor, hemen yazıp bitirmek istiyor, hemen, hemen aniden. Sonra bir
anda nefesi tükeniyor. Huyumu bildiğim için ilk dersten okuyup yavaş yavaş
uygulama sözü verdim kendime. Ve ilk derslerin birinde önerdiği kitapta
takıldım kaldım : The Artis’s Way – Julia Cameron. Türkçeye Sanatçının Yolu adı
altında çevrilmiş. http://juliacameronlive.com/basic-tools/morning-pages/ bu
sitede kitabın bölüm bölüm videoları var. Hemen free pdfsini bulup kindle’ıma
yükledim. 12 haftalık bir yaratıcılığı uyandırma çalışması. Uygulamaya karar
verdim. Bu kitaptan size daha sonra detaylu bahsetmeyi planlıyorum.

Eğer geçen sene bana bundan sonra hayatında iki şeye odaklanacaksın ve maddi,
manevi onlar için uğraşacaksın deselerdi güler geçerdim. Ama hayatım böyle
oldu. Genelde spor kıyafetleri için alışveriş yapıyorum ve sürekli kitap alıyorum.
Bundan da çok mutluyum. Yazma çalışmalarımı yapmayı en sevdiğim yer spor
salonu çünkü orada daha rahat odaklanıyorum ve işimi bitirince hemen spor
yapabiliyorum...

Şimdilik bu kadar. Beni izlemeye devam et içsel yolculuğum heyecanla sürüyor.


Bu satırları yazınca aklıma Judy Blume geldi. Şu anda 80 yaşında ve çok ünlü bir
yazar. Artık hayatı yaşamaya daha çok vakit ayırmak istediğini söylüyor. Ben
çocukken yazar olmak istiyordum ve sonra yazarların bir odada tıkılıp kalıp hiç
gerçek yaşamda var olamadıklarını düşündüm ve yazma eylemini hayatı iyicene
yaşadıktan sonra gerçekleştirmeye karar verdim. Hayatta her şeyi gördükten
sonra, istediğim her şeyi yaptıktan sonra... O gün bugünmüş. Fakat bir sorun var.
Erken başlamadığım için başarılı olup olamadığımı görebilme ihtimalim çok
yüksek olmayabilir. Bu konuda tek tesellim sensin çünkü sana yaratıcılıkta nasıl
bir yol aldığımı anlatıyorum. Yani ortada bir kitap olmasa bile bir yaratıcılık
hikayesi var.

Haksız mıyım?

You might also like