Professional Documents
Culture Documents
Ahmet Güneş Kuran Kelimeleri PDF
Ahmet Güneş Kuran Kelimeleri PDF
Ahmet Güneş Kuran Kelimeleri PDF
KUR’AN
ARAPÇASI
(Kelime Bilgisi)
Derleyen:
Ahmet GÜNEŞ
1
İçindekiler
TAKDİM.......................................................................................................................... 2
TAKDİM
Sayısal verilere göre, 6236 ayette 1710 kök kelimeden türetilen yaklaşık 7500
kelime, yaklaşık 52000 kez Kur’an-ı Kerim’de tekrarlanmaktadır. Birinci bölümde en
çok tekrarlanan 118 kökten türetilen 32874 kelime, ikinci bölümde 164 kökten türetilen
9333 kelime, üçüncü bölümde ise 283 kökten türetilen 5592 kelime Kur’an-ı Kerim’de
kullanılmaktadır. Bu da toplam olarak 565 kök kelimeden türetilen 47918 kelimeye
tekabül etmektedir.
Ahmet Güneş
Erzurum 2012
3
BİRİNCİ BÖLÜM
أله: 2833
112/1
Allah birdir, tektir.
1/2
Hamd Allah’adır.
قال: 1721
12/4
كان: 1357
2/213
İnsanlar tek bir ümmetti.
رب: 980
1/ 2
أمن: 878
7/99
علم: 856
2/235
Allah sizin onları hatırınızdan geçireceğinizi bilmektedir
ذا – تا: 804
()هذا – هذه – ذلك – تلك – كذلك
3/138
Bu, insanlar için bir beyandır.
6/76
Gece karardığında İbrâhim bir yıldız, gezegen gördü, “(İddianıza göre) Rabbim budur!”
dedi.
قام: 658
4/142
Onlar namaza kalktıkları zaman, tembel tembel kalkarlar
أتى: 533
26/89
Allah’a selim bir kalple, gönülle gelen müstesna
كفر: 526
31/23
Kim inkâr ederse, onun küfrü seni üzmesin
بان: 525
3/118
Ayetlerimizi size açıkladık. Umulur ki akıllarınızı kullanırsanız
شاء: 519
18/39
Allah’ın dilediği olur.
رسل: 513
21/107
Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik
يوم: 475
2/113
Allah, kıyamet günü onların aralarında hükmünü verecektir
أرض: 461
6/1
آية: 383
3/49
Size Rabbinizden bir ayet, mûcize getirdim
سما: 381
53/23
Onlar (putlar) sadece sizin ve atalarınızın isimlendirdiği isimlerdir.
Sonra semaya istiva etti ve onları yedi gök halinde nizama koydu, düzeltti
كل: 376
2/20
Allah her şeye kadirdir.
عذب: 373
9/26
Kâfirlere azap etti.
يا – يأيها: 361
2/35
Dedik ki: Ey Adem! Sen ve eşin, cennete yerleşin.
عمل: 360
18/88
Fakat iman eden ve salip, güzel iş yapanlara karşılık olarak güzellik varıdır
3/195
Sizden erkeklerden veya kadınlardan, çalışanların çalışmasını zayi etmem.
جعل: 346
2/22
Yeryüzünü size döşek yaptı
رحم: 339
12/53
Rabbimin merhamet ettiği şeyler hariç, nefis kötülüğü emreder.
رأى: 324
18/53
Suçlular ateşi gördüler
كتب: 319
6/12
هدى: 316
7/30
Bir kısmını hidayet etti, bir kısmına da dalâlet hak oldu
28/56
Sen sevdiğin kimseyi hidayete eriştiremezsin, lâkin Allah dilediğini hidayete erdirir.
ظلم: 310
27/44
(Belkıs) dedi ki, Ya Rabbî, ben kendime zulmettim
Allah’a yalan bir şekilde iftira edenden daha zalim kim olabilir ki?
نفس: 298
3/185
Her canlı ölümü tadacaktır
22
قبل: 294
9/104
Bilmediler mi ki, Allah kullarının tövbelerini kabul eder
3/144
Muhammed, sadece resuldür. Ondan önce de nice resuller gelip geçmiştir.
نزل: 293
26/193
Onu Rûhu’l-emin, (Cebrail) indirmiştir
Semadan iner.
ذكر: 292
26/227
Allah’ı çok zikrettiler.
Ne kadar da az düşünüyorsunuz
حق: 287
22/18
(İnsanların) çoğuna azap hak oldu
كذب: 282
6/24
Bak, nasıl da kendilerine karşı yalan söylediler!
جاء: 278
12/58
Yusuf’un kardeşleri geldiler ve onun huzuruna çıktılar.
26
عبد: 274
109/2
Sizin ibadet ettiğiniz şeylere ben ibadet etmem
أخذ: 271
11/102
Halkı zalimken ülkeleri cezaya çarptırdığı zaman, Rabbinin çarpması işte böyledir
وقى: 258
76/11
Allah onları o günün şerrinden, felaketinden korudu.
أخر: 250
75/13
O gün insana ileri götürdüğü - geri bıraktığı (yaptığı ve yapmadığı) şeyler bildirilir
48/2
أمر: 247
7/29
ناس: 241
2/21
بعد: 235
9/42
Onlar, onu (kıyameti) çok uzak görüyorlar, ama Biz yakın görüyoruz
غفر: 234
28/16
Ya Rabbî, ben kendime zulmettim, beni bağışla, dedi. Allah da onu bağışladı.
9/80
Yetmiş kere bağışlanmalarını istesen bile, Allah onları asla bağışlamayacaktır
ولى: 231
2/144
Razı olacağın kıbleye seni yöneltiyoruz
دعا: 212
3/38
حكم: 211
5/42
Eğer hükmedersen, aralarında adaletle hükmet
جن: 201
6/76
Gece kararınca (İbrahim) bir yıldız, gezegen gördü
عند: 197
2/191
Onlarla Mescid-i Haram’ın yanında savaşmayın
3/78
(Ehl-i kitaptan bir kısmı) O Allah’tan diyorlar. Hâlbuki o, Allah’tan değildir.
خار: 196
7/155
Mûsâ ümmetinden yetmiş kişi seçti
7/12
(İblis), “Ben ondan daha hayırlıyım, çünkü Sen beni ateşten yarattın, onu ise topraktan,
çamurdan yarattın” dedi
حسن: 194
4/69
Bunlar ne güzel arkadaşlar
نار: 194
20/10
(Musa) bir ateş gördü, ailesine şöyle dedi: Durun! Ben bir ateş gördüm.
ضل: 191
10/108
Kim saparsa, o da kendi aleyhine olarak sapar
حيى: 189
5/32
Kim onu (bir insanı) ihya ederse, sanki bütün insanları ihya etmiş gibidir.
سمع: 184
2/285
İşittik ve itaat ettik, dediler
ابن: 183
4/171
Meryem’in oğlu Mesih Îsâ sadece Allah’ın resulüdür
خرج: 182
55/22
Onların ikisinden inci ve mercan çıkar
صلح: 180
6/48
Kim iman eder ve salih amel işlerse, onlara asla korku yoktur.
سبل: 176
2/195
Allah yolunda infak ediniz, malınızı harcayın
تبع: 174
2/38
Kim benim hidayetime tabi olursa, onlara korku yoktur.
قتل: 170
2/251
Dâvud Câlut’u öldürdü
Eğer müminlerden iki grup birbiriyle dövüşürlerse, savaşırlarsa, aralarını düzeltiniz.
مثل: 169
2/275
Alışveriş faiz gibidir, dediler.
شرك: 168
6/107
Eğer Allah dileseydi, onlar şirk koşamazlardı.
Münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap
eder.
قلب: 168
18/18
Biz onları sağ tarafa ve ol tarafa çeviriyoruz.
ساء: 166
4/38
Size bir iyilik ulaşırsa, bu onları üzer, eğer size bir kötülük isabet ederse, onunla
sevinirler.
كثر: 166
4/7
مات: 165
3/144
Şayet o ölür veya öldürülürse siz ökçeleriniz üzere geri mi döneceksiniz.
19/33
Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün bana selâm olsun
مع: 164
2/153
Allah sabredenlerle beraberdir
9/83
De ki: “Benimle beraber asla (sefere) çıkmayacaksınız ve asla benimle beraber düşman-
la savaşmayacaksınız.”
كبر: 161
42/13
Senin dâvet ettiğin şey, müşriklere büyük oldu, katlanılmaz bir hal aldı
شهد: 160
12/26
Onun ailesinden bir şahit şahitlik etti.
نبأ: 160
66/3
Peygamber, ona (eşine) haber verince, (eşi) bunu sana kim bildirdi, dedi.
نصر: 158
3/123
Sizler biçare (sayıca az) iken, Bedir’de Allah size yardım etti
Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder
صدق: 155
33/22
Allah ve Resulü doğru söyledi.
48
غير: 153
13/11
Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe, Allah o toplumda olan hali değiştir-
mez
5/32
2/230
Eğer koca eşini (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra başka bir kocayla nikâhlanıp
(ayrılmadıkça) (ilk kocasına) helâl olmaz
12/4
Yusuf, babacığım, ben (rüyamda) on bir yıldız gördüm, dedi.
وعد: 151
36/52
Bu, Rahmân’ın vâdettiği şeydir
بصر: 148
20/96
Ben, onların görmedikleri şeyi gördüm, dedi.
راد: 148
2/26
(Kafirler) Allah bu misalle ne kasdediyor, diyorlar
دون: 144
2/107
Sizin Allah’tan başka bir veliniz de bir yardımcınız da yoktur
4/48
Allah Kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun (şirkin) dışındakini, dilediği
kimseler için affeder
لقى: 144
8/45
Ey iman edenler! (Savaş esnasında) karşı karşıya geldiğiniz (düşman) bir gruba karşı se-
bat edin
سلم: 141
33/56
Ey iman edenler! Siz ona salât edin ve içtenlikle selâm verin
2/131
Rabbi ona, “(gönülden) teslim ol!” deyince, o da “Âlemlerin Rabbine teslim oldum”
dedi
نعم: 140
1/7
قدر: 134
6/91
Allah’ın gereği gibi kadrini bilemediler.
دنا: 133
30/3
نذر: 130
3/35
Ya Rabbi, karnımda olan şeyi (çocuğumu) sana adadım
جمع: 129
18/99
Sûr’a üfürülür, onların hepsini toplarız
سأل: 129
70/1
Soran biri, vuku bulacak azabı sordu
طاع: 129
4/80
لعل: 129
42/17
Ne bilirsin, belki de kıyamet yakındır
موسى: 129
7/104
Mûsâ dedi ki, “Ey Firavun, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilen bir resulüm”
نظر: 129
37/88
(İbrahim) yıldızlara bir kez baktı
عظم: 128
22/32
Kim Allah’ın şeairini tazim ederse, o, kalplerin takvâsındandır
خلف: 127
19/59
Onlardan sonra namazı zayi eden bir halef, nesil geldi
2/30
Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dedi
60
4/82
Eğer o (Kur’ân) Allah’tan başkasının katından olsaydı, onda birçok tutarsızlıklar bulur-
lardı
أهل: 126
3/70
دخل: 126
28/15
(Musa) şehre girdi.
أول: 125
3/33
Allah Âdem’i, Nûh’u ve İbrâhim ailesini seçti.
خاف: 124
… 4/35
Eğer onların aralarının ayrılmalarından endişe ederseniz, bir hakem gönderin.
بشر: 123
42/23
Allah kullarını müjdeler.
رزق: 123
5/88
Allah’ın size rızık verdikleri şeylerden helâl (ve) temiz olanı yiyin
ملك: 121
70/30
Eşleri ve ellerinizin malik olduğu (cariyeler) müstesna
عز: 120
36/14
Onlara iki resul gönderdik. Onları yalanladılar. Biz üçüncüyle güçlendirdik.
جزى: 118
76/12
Sabretmelerine karşılık onlara cennet ve ipek verdi, ihsan etti.
يد: 118
48/10
Allah’ın eli, kudreti, onların ellerinin üstündedir
3/182
İşte bu, sizin ellerinizle takdim ettiğiniz (işlediğiniz günahların) karşılığıdır. Allah kulla-
rına zalim değildir
أم: 117
28/7
Mûsâ’nın annesine vahyettik, ilham ettik.
نهر: 113
54/54
Müttakiler, cennetlerde ve ırmaktadır
ذو: 111
3/74
نفق: 111
2/262
Mallarını Allah yolunda harcıyorlar.
أكل: 109
12/17
Yusuf’u eşyalarımızın yanında bıraktık. Kurt onu yedi.
66
حسب: 109
2/214
Yoksa siz cennete gireceğinizi mi sandınız
أجر: 108
28/26
Onlardan (kızlardan) biri dedi ki, babacığım, onu ücretle tut
فعل: 108
21/59
Dediler ki, tanrılarımıza bunu kim yaptı?
وجد: 107
3/37
Zekeriyya onun yanına Mâbede her girdiğinde, onun yanında bir yiyecek bulurdu
عدى: 106
2/194
رجع: 104
20/86
Mûsâ halkına döndü
فضل: 104
4/95
69
Allah cihad edenleri, oturanlara büyük bir ecir, mükafat bakımından üstün kılmıştır
صبر: 103
46/35
Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi, sabret.
شد: 102
3/4
ولد: 102
112/3
Doğurmadı ve doğmadı
أذن: 101
78/38
Sadece Rahman’ın izin verdikleri, konuşur.
2/249
Allah’ın izniyle, nice az topluluklar, çok topluluklara galip geldi.
دان: 101
9/29
Hak dini, din olarak benimsemezler
İKİNCİ BÖLÜM
أبو: 99
111/1
Ebu Leheb'in iki eli (elleri) kurusun ve kurudu
صال: 99
75/31
Tasdik de etmedi, namaz da kılmadı.
أنس: 97
20/10
Ben bir ateş gördüm.
صحب: 97
31/15
Dünyada onlara (müşrik anne babana bile) iyi davran.
قرب: 96
2/35
Bu ağaca yaklaşmayın. (Böyle yaparsanız) zalimlerden olursunuz
(Dünyada) öne geçenler, (ahirette) öne geçenlerdir. İşte onlar mukarrabun olanlardır.
بغى: 95
5/50
حب: 95
28/56
Sevdiğin kimseyi hidayete sen erdiremezsin
سجد: 92
15/30
Bütün melekler secdeye kapandılar.
ليل: 92
17/12
Biz gece ve gündüzü iki ayet, delil kıldık
ليس: 89
3/36
Erkek, kız gibi değildir
شيطن: 88
2/268
78
قرأ: 88
16/98
Kur’ân okuduğun zaman, Allah’a sığın
تاب: 87
25/71
Kim tövbe eder ve güzel iş yaparsa, işte o Allah’a hakkıyla tövbe eder
9/104
Allah’ın, kullarının tövbelerini kabul edeceğini bilmediler mi?
خلد: 87
104/3
Malının kendisini ebedîleştireceğini zannediyor.
Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir
Onun (Cennet) bekçileri, “Selâm olsun sizlere, ne mutlu size! Oraya ebedi olarak
giriniz!” derler
مال: 86
18/46
Mal ve çocuklar dünya hayatının süsüdür
نجا: 84
28/25
“Endişe etme, zalim kavimden kurtuldun!” dedi
حرم: 83
2/275
Allah alış verişi helal, faizi ise haram kıldı
سوى: 83
87/2
(O seni) yaratan ve münasip, uyumlu, mükemmel yapandır.
Topraktan, sonra nutfeden yaratan, bilahare seni (uzuvları uyumlu) bir insan şekline geti-
reni inkâr mı ediyorsun?
كيف: 83
2/28
Siz ölü iken size hayat verdiği halde Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz.
زوج: 81
44/54
İşte böylece, Biz onları iri, güzel gözlü hurilerle de evlendirdik
Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada devamlı kalacaklardır
عقب: 80
16/126
Eğer ceza verirseniz, size yapılan cezanın misliyle cezalandırın
عرض: 79
33/72
84
Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik (ayete dağları ekle)
32/22
Rabbinin âyetleri ile nasihat edildiğinde, yüzçevirip, sırtını dönüp uzaklaşan kimseden
daha zalim kim olabilir ki?
وجه: 78
6/79
Ben yüzümü yönelttim.
وحى: 78
53/10
O kuluna vahyettiği şeyi vahyetti, vahyetmek istediği her şeyi vahyetti
أخ: 77
4/12
Onun erkek veya kız kardeşi bulunursa, bunlardan her birinin (hissesi) altıda birdir
بلغ: 77
24/59
Sizden çocuklar büluğa erdiklerinde, (yanınıza gelmek için) izin istesinler
صاب: 77
64/11
Allah’ın izni olmadıkça hiçbir musîbet isabet etmez
جهنم: 76
8/36
İnkâr edenler, cehenneme sevk edilecekler
قل: 76
4/7
2/249
Nice az topluluklar Allah’ın izniyle, çok topluluklara galip gelmiştir.
ألم: 75
4/104
Eğer siz acı çekiyorsanız, onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar.
شكر: 75
31/12
Kim şükrederse, sadece kendisi için şükreder.
كلم: 75
4/164
Allah Mûsâ’yla gerçekten konuştu
ضر: 74
21/66
Size hiçbir şekilde fayda da vermez, size zarar da vermez
فرعون: 74
7/104
Mûsâ: Ey Firavun, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilen bir resulüm, dedi
بات: 73
25/64
Rab’leri için secde ederek ve kıyamda durarak geceleyenler
3/97
Yol bakımından gücü yeten herkese Beytullahı haccetmek, Allah’ın insanlar üzerindeki
hakkıdır
غنى: 73
93/8
3/10
Onların malları de evlatları da, Allah’dan (gelen) hiç bir şeyi asla gideremeyecektir.
رضى: 73
5/119
Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah’tan razı oldu.
بأس: 73
7/4
Azabımız, musibet, bela ona gece uyurlarken veya gündüz yatarlarken geldi
رجل: 73
11/78
(Hz. Lut) Sizden aklı başında hiç mi adam yok?
فرق: 72
2/50
Hani sizin için denizi yarmıştık, sizi kurtarmışdık da Firavun ailesini boğmuştuk.
Biz onlardan hiçbir arasında ayırım yapmayız. Biz O’na teslim olduk.
عرف: 71
12/58
Yusuf’un kardeşleri geldiler, onun huzuruna girdiler, (Yusuf) onları hemen tanıdı.
يمن: 71
18/18
Biz onları sağa ve sola çeviriyoruz
95
وكل: 70
11/56
Ben hem benim Rabbim hem sizin Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim.
3/159
Karar verdiğin zaman, Allah’a tevekkül et! Allah kendisine güvenenleri sever
متع: 70
21/44
Hâlbuki Biz onları da, babalarını da nimet içinde yaşattık.
هلك: 69
8/42
Helâk olan, bir delile göre helâk olsun, yaşayan da bir delile göre yaşasın.
2/195
Allah yolunda malınızı harcayın, kendi ellerinizle (kendinizi) tehlikeye atmayın
28/59
Senin Rabbin ülkelerin anakentlerinde bir elçi göndermedikçe o ülkeleri imha etmez.
ظن: 69
21/87
Bizim kendisine güç getiremeyeceğimizi sanmıştı.
72/7
Onlar, sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın öldükten sonra hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini
zannettiler.
53/28
Onların onunla ilgili hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna tâbi oluyorlar.
عال: 68
28/4
Firavun, (kendi) ülkesinde büyüklük tasladı. Halkını çeşitli fırkalara ayırdı.
3/64
De ki: Ey Ehl-i kitap, bizimle sizin aranızdaki ortak bir kelimeye geliniz
حمد: 68
3/188
Yapmadıkları şeylerden dolayı övülmeyi severler
İyi bilin ki: Allah ganidir, hamîddir (kimseye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere layıktır)
كسب: 67
2/286
Herkesin kazandığı (iyilik) kendi lehine, işlediği (fenalık) da kendi aleyhinedir.
بعث: 67
5/31
Allah, yeri eşen bir karga gönderdi.
وفى: 66
3/25
Her şahsa, yaptığının karşılığı tas tamam verilir, asla haksızlığa uğratılmazlar.
جرم: 66
30/47
(Peygamberler) onlara açık deliller getirdiler, Biz de günah işleyenlerden intikam aldık.
11/35
De ki: Eğer onu ben uydurduysam günahı bana aittir. Ama ben de sizin işlediğiniz suç-
lardan, günahlardan beriyim, uzağım.
عين: 66
… 5/45
خسر: 65
4/119
Şüphesiz apaçık bir ziyana girmiştir
جرى: 64
2/25
Onlara altından, içinden ırmaklar akan cennetler vardır.
حمل: 64
7/189
Erkek eşini sarıp bürüdü, o da hafif bir yük yüklendi, hamile kaldı.
ماء: 64
20/53
Gökten su, yağmur indirdi.
سحر: 63
7/116
(Mûsâ) dedi ki, siz atın. Onlar attıkları zaman, halkın gözlerini büyülediler.
قضى: 63
2/117
Bir şeye hükmedince, ona sadece “ol!” der, o da oluverir
103
20/72
Sen neye hükmediyorsan hükmet. Sen ancak bu dünya hayatına hüküm verebilirsin
تال: 63
6/151
De ki: Gelin Rabbinizin size haram kıldığı şeyi ben okuyayım
ذاق: 63
59/15
Yaptıkları işlerin vebalini tattılar. Onlara elim bir azap vardır
زاد: 62
2/10
Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını daha da artırmıştır
إبرهيم: 62
2/126
İbrâhim: Ya Rabbî, burayı güvenli bir belde şehir yap, demişti.
مس: 61
39/49
İnsana bir sıkıntı dokununca, (hemen) Bize yalvarıp yakarır.
فرى: 60
4/48
فتن: 60
29/3
غاب: 60
49/12
Kusur araştırmayın ve birbirinizi gıybet etmeyin
12/15
Onu (Yusuf’u) götürdüklerinde ve onu kuyunun görünmezlerine bırakmaya ittifakla
karar verdiklerinde…
رد: 59
95/5
ظهر: 59
6/151
Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
أي: 59
77/50
Ondan (Kur’an) sonra hangi söze inanıyorlar
نساء: 59
4/7
Anne baba ve yakın akrabanın miraslarında kadınlara da bir hisse, pay vardır r
4/176
Eğer kardeşler erkekler ve kadınlardan oluşursa erkeğin (hissesi), iki kız kardeşin his-
sesi kadardır.
ضرب: 58
36/78
Bize misal verdi, fakat kendi yaratılışını unuttu
قرية: 57
2/58
Bu köye, beldeye, şehre giriniz, demiştik
زكا: 57
91/9
Onu (nefsini günahlardan) arındıran, felaha, kurtuluşa ermiştir
110
عد: 57
19/94
O bunların hepsini kuşatmış ve onları teker teker saymıştır.
Yılların sayısını ve (vakitlerin) hesabını bilmeniz için, ona (ay) birtakım menziller, ko-
naklar tayin etti
روح: 57
17/85
Sana ruh hakkında soruyorlar. De ki, Rûh Rabbimin emrindendir
12/94
Kafile ayrıldığında, babaları, ben Yusuf’un kokusunu buluyorum, alıyorum, dedi
نهى: 56
59/7
Peygamber size ne (emrederse) onu alın, sizi neden menederse ondan gazgeçiniz.
5/91
Sizi Allah’ı zikretmekten ve namazdan alıkoyar. Artık siz vazgeçtiniz (değil) mi?
ذهب: 56
75/33
Sonra kendi ehline, taraftarlarına gitti
أجل: 56
77/12
Bunlar hangi güne ertelendiler
71/4
Allah’ın takdir ettiği ecel, vâde gelince, asla ertelenmez. Keşke bilseniz.
دار: 54
33/19
Sanki ölümden bayışmış gibi, onların gözleri döner
فسق: 54
32/20
114
Allah adının üzerine zikredilmemiş olanlarından yemeyin. Çünkü o fısıktır.
ضعف: 52
22/73
İsteyen de istenilen de zayıf, güçsüz oldu
خبر: 52
27/7
Ben bir ateş gördüm, oradan size bir haber getireceğim
حل: 51
5/2
تحت: 51
5/66
نفع: 50
51/55
Sen öğüt ver! Zira öğüt verme, müminlere fayda verir
10/106
Allah’tan başka, sana fayda vermeyen ve sana zarar vermeyen şeylere, putlara dua etme
117
فسد: 50
23/71
Hak onların hevalarına, isteklerine tâbi olsaydı, gökler de yer de fesat olurdu
طاب: 50
4/3
Onun (Cennetin) bekçileri, selâm olsun sizlere, ne mutlu size! Haydi, ebediyyen kalmak
üzere, giriniz!” dediler
مكن: 50
6/6
ندى: 49
7/44
Cennet ashabı cehennem ashabına (cennetlikler cehennemliklere) nida etti.
11/45
Nuh Rabbine nida etti. Dedi ki, ya Rabbi, oğlum ailemdendir
Evinin dışından sana nida edenlerin çoğu akıllı davranmayanlardır
ساعة: 49
7/187
Sana kıyametin ne zaman geleceğini soruyorlar
عقل: 49
2/75
أثم: 48
5/2
خشى: 48
36/11
Sen ancak öğüte tabi olan ve görmediği Rahman’dan karkan kişiyi inzar edersin.
67/12
Görmedikleri halde, Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir sevap
vardır.
قدم: 48
25/23
Onların yaptıkları her işin üzerine varıp, hepsini toz duman edeceğiz
3/182
İşte bu, sizin ellerinizle işlediğiniz şeylerden dolayıdır. Allah kullarına karşı asla zalim
değildir
Ey iman edenler, (söz ve hareketlerinizde ileri gidip de) Allah’ın ve Resulünün önüne
geçmeyin
122
48/2
طعم: 48
5/93
2/249
Onun (nehir) suyundan içen benden değildir. Kim onu tadarsa, o bendendir.
كرم: 47
17/70
Biz Âdem oğullarını şerefli kıldık
عجل: 47
7/150
Benden sonra bana ne kötü halef oldunuz. Rabbinizin emrini acele olarak terk mi etti-
niz, dedi
17/18
Kim acil olan (dünya zevkini) isterse, Biz de istediğimiz kimseye dilediğimiz şeyi orada
ona acilen veririz.
124
46/35
Peygamberlerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi sen de sabret. Onlar için acele et-
me!
زان: 46
16/63
Şeytan kendi amellerini onlara süsledi, güzel gösterdi.
Ey Âdemoğulları, her (namaz vaktinde) mescide (giderken) süsünüzü, elbisenizi alın, gi-
yinin.
125
صدر: 46
99/6
İşte o gün kendi amelleri gösterilmesi için insanlar bölük bölük gelirler
عهد: 46
2/125
İbrâhim’le ve İsmâil’le sözleşmiştik
48/10
Kim Allah’a verdiği sözünde vefalı olursa, (Allah) ona büyük bir mükâfat verecektir
صبح: 45
67/30
126
نسى: 45
36/78
سرط: 44
1/6
بدل: 44
76/28
Dilediğimiz zaman onları emsalleriyle değiştirdik
سر: 44
2/69
67/13
Sözünüzü ister içinizde gizleyin, ister açığa vurun, (hepsi birdir). Zira Allah gönüllerin
künhünü dahi bilir
سكن: 44
65/6
Sizin oturduğunuz yerlere onları da oturtunuz
يسر: 44
44/58
Biz senin dilinle onu kolaylaştırdık. Umulur ki onlar ibret alırlar
حفظ: 44
4/34
Saliha kadınlar, itaatli olan ve Allah’ın koruması ile (kocalarının) yokluğunda,
(iffetlerini) koruyan kadınlardır.
Mümin kadınlara gözlerinden, bakışlarından kısmalarını ve edep yerlerini, iffetlerini ko-
rumalarını söyle.
Yeminlerinizi koruyun.
Kim yüz çevirirse, Biz seni onların üzerlerine bekçi olarak göndermedik
دبر: 44
32/5
8/7
Allah, kelimeleriyle, emirleriyle hakkı üstün kılmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyor
عصى: 44
73/16
Firavun Resule isyan etti.
14/36
Kim bana tâbi olursa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, (o da Sen’in merhametine
kalmıştır) şüphesiz Sen gafursun, rahîmsin
18/69
(Musa) de ki, “İnşaallah, beni sabırlı bulacaksın ve senin hiç bir emrine isyan
etmeyeceğim, karşı koymayacağım.”
ترك: 43
4/7
جاب: 43
28/65
Diyor ki, gönderilen resullere ne cevap vermiştiniz
Ey iman edenler! Sizi davet ettiği zaman, Allah ve Resulüne icabet edin.
29/24
Halkının ona verdikleri cevap: “Onu öldürün!” veya “Ateşe atın!” demekten başka bir
şey olmadı.
حشر: 43
20/125
Dedi ki, “Ya Rabbî, ben gözleri gören biri olduğum halde neden beni kör olarak haşret-
tin?”
فصل: 43
12/94
Kafile Mısır’dan ayrıldığında, babaları; ben Yusuf’un kokusunu buluyorum,
hissediyorum, alıyorum, dedi
134
مكر: 43
3/54
Hileler yaptılar. Allah da onların hilelerini boşa çıkardı. Allah tuzak kuranların en hayır-
lısıdır
7/99
Onlar Allah’ın tuzağından, azabından emin mi oldular? Hüsrana uğrayan kavimden baş-
kası, Allah’ın tuzağından, azabından emin olamaz
نوح: 43
11/46
Dedi ki, “Ey Nuh, o senin ailenden değil.
فاق: 43
7/143
Ayılınca dedi ki: “Sübhansın. Sana tövbe ettim. Ben iman edenlerin ilkiyim
إسرائيل: 42
2/40
10/90
(Firavun boğulmak üzere iken) dedi ki, İsrailoğullarının inandığından başka ilah, tanrı
olmadığına ben de iman ettim
سوف: 42
12/98
Dedi ki, sizin için Rabbimden af dileyeceğim. Gerçekten O gafurdur, rahîmdir
صد: 42
27/24
Seytan onların amellerini kendilerine güzel gösterdi ve onları yoldan engelledi, çevirdi.
حزن: 42
9/40
(Peygamberimiz) arkadaşına (Ebu Bekir) tasalanma, Allah bizimle beraberdir, diyordu.
3/139
Gevşeklik göstermeyin ve üzülmeyiniz. Eğer iman ediyorsanız, siz üstünsünüz
سخر: 42
9/79
Onları alaya alıyorlar. Allah da onları alaya alıyor ve onlara gayet acı bir azap vardır
11/38
(Nuh) dedi ki, eğer siz bizimle alay ederseniz, sizin alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay
ederiz.
بحر: 42
6/59
Karada ve denizdeki şeyleri O bilir.
قوى: 42
2/165
Bütün kuvvet Allah’a aittir. Allah’ın azabı pek şiddetlidir
58/21
Allah, Ben ve Resullerim elbette galip geliriz, diye yazmıştır, hükmetmiştir. Şüphesiz ki
Allah çok kuvvetlidir, mutlak galiptir
كره: 42
9/33
جهد: 41
29/6
Allah yolunda cihad ederler ve dil uzatan hiçbir kimsenin ayıplamasından korkmazlar.
Allah mücahede edenleri, büyük bir sevap bakımından oturanlara üstün kılmıştır.
لعن: 41
33/64
Allah kâfirlere lânet etmiş ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır
33/57
Allah onlara dünyada ve âhirette lânet etmiş ve onları zelil eden bir azap hazırlamıştır
Sonra Allah’a yalvaralım ve kim yalancı ise Allah’ın lânetini yalancıların üzerine
kılalım, yapalım.
طاف: 41
68/19
Onlar uyurken, Rabbin tarafından bir afet onu (bahçeyi) kapladı, dolaştı.
جبل: 41
7/143
Rabbi dağa tecelli ettiği zaman, onu param parça yaptı ve Mûsâ da baygın bir şekilde
düştü.
شعر: 40
16/26
Azap onlara hiç fark edemedikleri bir yerden geldi
فلح: 40
23/1
Muhakkak ki müminler, mutluluk ve başarıya erdiler
İşte onlar Rab’lerinden bir hidâyet üzeredirler ve işte onlardır felah bulanlardır
مأل: 40
32/13
Cehennemi bütün cinlerden ve insanlardan dolduracağım
142
50/30
O gün cehenneme “doldun mu?”, deriz, o da, “daha yok mu?” der
7/109
Firavun’un kavminden yetkili, etkili bir grup, “bu bilgili, usta bir sihirbaz”, dediler
ويل: 40
77/15
O gün yalanlayanların vay hallerine
شرب: 39
2/249
Her insan kendi içeceği yeri, pınarı bilmişti. Allah’ın rızkından yiyiniz ve içiniz
26/155
(Salih) dedi ki, bu bir dişi devedir, içme hakkı onundur. Sizin de belli bir gün içme
hakkınız vardır.
عاد: 39
2/275
Kim tekrar dönerse (faizciliğe başlarsa), işte onlar cehennemliktir
11/60
Dikkat edin ki, Âd halkı, Rab’lerini inkâr ettiler. Dikkat edin ki, Hud’un kavmi Ad’a
yazıklar olsun
فتح: 38
48/1
Biz sana açık bir fetih, bir zafer ihsan ettik
هوى: 38
53/23
Onlar sadece zanlarına ve nefislerinin heva ve heveslerine uyarlar.
145
طغى: 38
20/24
Firavun’a git! Çünkü o, iyice azdı
ذرية: 38
3/38
(Zekeriyya) dedi ki, ya Rabbî, bana Senin tarafından tertemiz bir zürriyet hibe, ihsan et!
سلطن: 37
40/23
Biz Mûsa’yı âyetlerimizle, mûcizelerimizle ve apaçık bir yetki ile gönderdik
قر: 37
28/13
Gözü aydın olması ve üzülmemesi için onu annesine iade ettik.
7/143
Fakat şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni göreceksin
مرء: 37
2/102
Onlardan koca ile karısının arasını ayıracak şeyleri öğreniyorlar.
3/35
İmran’ın hanımı şöyle demişti: Ya Rabbi, karnımda taşıdığım şeyi, çocuğumu sana ada-
dım
19/8
147
بال: 37
7/168
Onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik, umulur ki dönerler
89/16
Ama onu denediği zaman, rızkını daraltınca o, “Rabbim beni zelil, perişan etti”, der
نكر: 37
11/70
Onların ellerini yemeğe ulaşmadığını görünce, onları yadırgadı, garipsedi
Biz onları şiddetli bir şekilde hesaba çektik ve duyulmamış, görülmemiş bir azapla
azaplandırdık, cezalandırdık
148
آلء: 37
55/13
Rabbinizin nimetlerinden hangisini, hangi birini inkâr edebilirsiniz
سبق: 37
20/99
İşte bu şekilde sana geçmiş haberlerden anlatıyoruz.
قطع: 36
59/5
Hurma ağaçlarından kestikleriniz veya kökleri üzerinde ayakta bıraktıklarınız
حدث: 36
99/4
İşte o gün haberlerini konuşur, anlatır
بطل: 36
7/118
Hak vuku buldu, ortaya çıktı ve onların yaptıkları şeyler batıl oldu, boşa gitti
17/81
De ki: “Hak geldi, batıl yıkılıp gitti. Çünkü batıl, yok olmaya mahkûmdur”
قرن: 36
23/31
Onlardan sonra başka nesiller yarattık
43/53
Keşke ona (Musa), altından bilezikler atılsaydı, verilseydi veya dizili melaikeler onunla
beraber gelseydi.
راب: 36
24/50
Onların kalplerinde hastalık mı var yoksa şüpheye mi düştüler?
أوى: 35
18/10
Gençler mağaraya sığındılar
عفا: 35
9/43
Allah seni affesin! Niçin onlara (münafıklara) izin verdin
42/25
Kullarından tövbeyi kabul eden ve kötülükleri affeden O’dur.
ورث: 35
27/16
Süleyman Davud’a vâris oldu
4/11
Eğer çocuğu yoksa ve kendisine ana babası vâris oluyorsa annesine üçte bir hisse vardır.
مر: 35
25/72
Boş söz ve işlere rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler
9/80
Onlara yetmiş kere bile istiğfar etsen, Allah onları asla affetmeyecektir.
غفل: 35
18/28
Kalbini Bizi zikretmekten gafil bıraktığımız kimselere itaat etme
حين: 35
2/36
Siz orada ikamet edeceksiniz ve bir süre yararlanacaksınız
كاد: 35
86/15.16
Onlar hile kurarlar. Ben de bir hile kurarım, hilelerini boşa çıkarırım.
هزئ: 34
2/15
Allah (da) onlarla alay eder
وثق: 34
89/25
O’nun tutmasını gibi hiç kimse tutamaz.
مريم: 34
3/36
Ben onun adını Meryem koydum.
Meryem! Saygı dolu bir gönülle huzurunda durup Rabbine secde et rükû edenlerle bera-
ber rükû et.
3/45
Melekler dediler ki, Meryem, Allah Kendisi tarafından bir kelimeyle seni müjdeliyor.
جنح: 34
8/61
Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de yanaş ve Allah’a tevekkül et.
خفى: 34
3/5
157
3/29
İçinizdekini gizleseniz de, açıklasanız da Allah onu bilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
كفى: 33
4/70
Allah’ın bilmesi yeter
قسم: 33
43/32
Senin Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar?
حج: 33
2/158
160
جنب: 33
92/17
Takvalı olan ondan uzak tutulur
عرش: 33
25/59
عمى: 33
6/104
Kim görürse kendi lehine, kim de körlük yaparsa kendi aleyhinedir.
5/71
Kör oldular ve sağır oldular. Sonra Allah tövbelerini kabul buyurdu. Sonra yine kör
oldular ve sağır oldular
شمس: 33
10/5
مد: 32
25/45
Rabbin gölgeyi nasıl uzattığına bakmadın mı?
وصى: 32
29/8
Biz insana, annesine ve babasına iyi davranmasını vasiyet ettik
Allah size çocuklarınız hakkında (mirası) erkek kardeşin hakkı, iki kız kardeşin hakkı
gibi olduğunu vasiyet ediyor, emrediyor
برك: 32
17/1
Çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya
وسع: 32
2/255
164
بر: 32
2/224
İyilik etmeniz, takvalı olmanız ve insanların arasını düzeltmeniz...
نصب: 32
94/7
(Bir işi) bitirince, hemen başka işe başla, bağlan.
Anne baba ve yakın akrabanın terikelerinde (miras) kadınlara bir hisse vardır
165
ثلث: 31
3/41
(Allah) buyurdu ki, senin alametin işaretle olan hariç üç gün insanlarla konuşmamandır
4/11
Eğer çocuğu yoksa ve kendisine ana babası vâris oluyorsa annesine üçte bir hisse vardır.
لبث: 31
12/42
(Yusuf) birkaç yıl (daha) zindan, hapishanede kaldı
2/259
(Allah) (ölü vaziyette) ne kadar kaldın? diye sorunca o: “Bir gün veya bir günden daha
az” diye cevap verdi. Allah ona: “Hayır! Sen yüz sene kaldın” buyurdu.
هجر: 31
73/10
Onların söylediklerine karşı sabret, onları güzel bir şekilde terk et!
طهر: 31
3/42
(Melekler) Meryem! Muhakkak ki Allah seni seçti ve seni tertemiz kıldı
غلب: 31
2/249
Nice küçük topluluklar vardır ki, Allah’ın izniyle, büyük topluluklara galip gelmiştir.
قعد: 31
3/168
(Mümin) kardeşlerine şöyle dediler ve kendileri de oturdular: “Eğer bize itaat etselerdi,
öldürülmezlerdi.”
Allah mücahede edenleri, büyük bir sevap bakımından oturanlara üstün kılmıştır.
شفع: 31
2/255
Onun izni olmadan onun huzurunda kim şefaat edebilir ki?
خلص: 31
4/146
Allah’a sımsıkı sarıldılar ve Allah için dinlerini ihlaslı yaptılar
حيث: 31
2/35
169
شر: 31
2/216
38/62
Dediler ki, “Niçin, kendilerini şerlilerden saydığımız birtakım adamları burada görmü-
yoruz?”
بدا: 31
6/28
Hayır! (Münafıkların) daha önceden gizledikleri şeyler kendileri için de ortaya çıktı.
3/118
Kinleri, öfkeleri kendi ağızlarından ortaya çıktı. Kalplerinin gizlediği şeyler ise daha da
büyüktür.
2/284
170
Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba
çeker.
ظل: 31
43/17
Onlardan bir kız çocuğuyla müjdelendiği zaman, yüzü simsiyah olur
صرف: 30
12/33
Eğer sen onların fendini benden uzaklaştırmazsan, onlara meylederim
سعى: 30
36/20
Şehrin en uzağından, bir adam koşarak, geldi
قص: 30
28/25
(Musa) onun yanına geldiğinde, (başından geçen olayları) ona anlattı
أفك: 30
26/45
Mûsâ asasını, değneğini yere attı; ansızın, onların (büyücülerin göz boyayarak) uydu-
rdukları şeyleri yutuyor.
أنثى: 30
3/36
Erkek, kız gibi değildir.
برأ: 29
3/49
Ben anadan doğma körü ve abraşı iyileştiririm
2/167
Eğer, bizim için bir kez daha dönüş olsaydı, onların bizden uzak durdukları gibi, biz de
onlardan uzak dururduk
173
ثنا: 29
68/17.18
Onlar sabahleyin mahsulü devşireceklerine yemin etmişlerdi. Fakat istisna etmemiş, in-
şaallah dememişlerdi.
جدل: 29
11/32
Ey Nûh! dediler. Bizimle tartıştın, bu tartışmayı da çok yaptın.
Apaçık meydana çıktıktan sonra bile, onlar hak hususundta seninle münakaşa ediyorlar
غشى: 29
20/78
Firavun askerleriyle onları takip etti. Deniz onları saran şey onları da sardı, yuttu
ود: 29
2/109
Ehl-i kitaptan birçok kimse… sevdi.
طار: 29
36/18
Onlar dedi ki, biz sizinle uğursuzlandık
فاز: 29
33/71
175
Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarı kazandı
صار: 29
42/53
İyi bilin ki bütün işler Allah’a döner
جند: 29
37/173
Bizim ordumuz mutlaka galip gelecektir
رفع: 29
6/165
Kiminizi kiminize dereceler bakımından üstün kılmıştır.
هان: 29
89/16
Ama denemek için nasibini daraltınca o, “Rabbim beni zelil, perişan etti!” der
33/57
Allah onlara dünyada da, âhirette de lânet etmiştir ve onlara zelil edici bir azap hazırla-
mıştır.
ثاب: 29
5/85
Böyle demelerindan dolayı, Allah onları, cennetlerle sevaplandırdı, ödüllendirdi.
Kim dünya mükâfatını isterse, kendisine ondan veririz. Kim âhiret sevabını, mükâfatı
isterse ona da ondan veririz.
عسى: 28
2/216
درى: 28
4/11
Onların hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu siz bilemezsiniz.
خال: 28
3/144
Muhammed, sadece resuldür. Ondan önce de nice resuller gelip geçmiştir.
12/9
Yusuf’u öldürün yahut onu bir yere atın ki babanızın yüzü, sevgisi yalnız size kalsın.
Eğer tövbe eder, namaz kılar, zekât verirlerse onların yollarını boşaltın, serbest bırakın
نشأ: 28
23/78
Sizin için işitmeyi, gözleri ve kalpleri inşa eden, yaratan O’dur.
حاط: 28
65/12
Allah her şeyi ilmiyle ihata etmiştir.
عدل: 28
82/7
Seni yaratan, seni münasip yapan ve seni dengeli yapan O’dur.
Aranızda adaletle hükmetmem için emredildim. Allah bizim de, sizin de Rabbinizdir.
يقن: 28
2/4
4/157
Onların zanna tabi olmaktan başka bilgileri yoktur. Onu kesin bir şekilde öldüremediler.
أبد: 28
62/7
Onlar ellerinin yaptıkları şeyler sebebiyle, onu (ölümü) asla temenni etmezler.
5/24
Dediler ki: “Ya Mûsâ, onlar orada oldukları müddetçe biz oraya asla girmeyeceğiz.
5/119
Onlara içinden ırmaklar akan cennetler var. Orada ebedi, daimî kalırlar.
180
ثقل: 27
7/8
شق: 27
80/26
Sonra yeryüzünü iyice yardık
مسك: 27
67/21
Allah ona rızkını tutarsa, alıkorsa, sizi bu mu rızıklandıracak?
سار: 27
28/29
Mûsâ müddeti tamamladığında ve ailesiyle gittiğinde…
عجب: 27
7/63
غر: 27
82/6
وزر: 27
6/164
Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez.
وزن: 27
83/3
Onlara ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar, hîle karıştırırlar
عمر: 27
9/18
Allah’ın mescitlerini Allah’a iman edenler imar eder
شجر: 27
2/35
Bu ağaca yaklaşmayın. (Aksi takdirde) zalimlerden olursunuz
عشر: 27
4/19
Onlarla hoşça, güzelce geçinin.
باب: 27
12/67
قمر: 27
10/5
Güneşi aydınlatıcı, Ayı yansıtıcı yapan O’dur
لوط: 27
11/81
(Melekler) dediler ki, “Ya Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz, onlar sana ulaşamayacaklar.
يوسف: 27
12/4
Yusuf babasına dedi ki, “Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldız, gezegen gördüm
185
سبع: 26
17/44
Yedi kat gök, dünya ve onların içinde olan herkes O’nu tesbih eder.
من: 26
3/164
رجا: 26
4/104
Onların ummadıkları şeyleri Siz Allah’tan umuyorsunuz.
وضع: 26
55/7
Göğü O yükseltti ve bu mîzânı koydu
نبت: 26
71/17
Allah size yeryüzünde nebat yetiştirdi, bitirdi.
خزي: 26
3/192
Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, girdirirsen, muhakkak onu rezil edersin.
عجز: 26
5/31
(Kabil) “Yazıklar olsun! Şu karga kadar olmaktan aciz mi kaldım?”
ثمود: 26
26/141
Semud (halkı) peygamberleri yalanladılar
جحيم: 26
5/10
Onlar, cehennem ashabıdır, cehennemliklerdir
سن: 26
5/45
Buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... (kısas edilir)
شرى: 25
12/20
Onu (Yusuf’u) düşük bir fiyata, birkaç gümüş paraya sattılar.
سقى: 25
76/21
Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içecek su verdi, ikram etti
بسط: 25
5/28
وعظ: 25
26/136
Dediler ki, “Sen ister nasihat et ister nasihat edenlerden olma, bize göre hepsi eşittir.
حضر: 25
4/18
Onlardan birine ölüm gelince, “İşte ben şimdi tövbe ettim.” dedi.
حد: 25
2/187
Bunlar Allah’ın yasak sınırlarıdır, sakın ona yaklaşmayın!
قسط: 25
49/9
Aralarını adaletle düzeltiniz ve âdil davranınız
بطن: 25
6/151
Kötülüklerin, fuhşiyatın açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
آدم: 25
2/31
عيسى: 25
3/45
Onun ismi Meryem oğlu İsa Mesih’tir.
فلك: 25
7/64
Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık
لسان: 25
14/4
Biz her peygamberi, kendi milletinin lisanı ile gönderdik
192
صلى: 25
84/12
Alevli ateşe girer
أذى: 24
33/69
Ey iman edenler! Mûsâ’ya eziyet edenler gibi olmayın.
فجر: 24
17/90
Biz yerden bir pınar akıtana kadar sana asla inanmayacağız.
رقب: 24
9/8
Kim yanlışlıkla bir mümini öldürürse, mümin bir köle âzat etmesi gerekir
غضب: 24
4/93
24/9
Beşincisi ise eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah’ın gazabının onun (kadının)
üzerine olmasıdır
194
جهل: 24
46/23
Ben sadece gönderildiğim şeyi size tebliğ ediyorum. Ne var ki ben sizi cahil bir toplum
görüyorum.
ذل: 24
3/26
Dilediğini aziz edersin ve dilediğini zelil edersin!
ثمر: 24
6/99
195
2/22
Gökten su, yağmur indirdi ve onunla size meyvelerden rızık çıkardı.
فحش: 24
3/135
Onlar çirkin bir iş yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde, Allah’ı anarlar.
وراء: 24
11/71
Biz onu İshak ile onun peşinden de Yâkub ile müjdeledik
مرض: 24
26/80
Hastalandığımda O bana şifa verir
وقع: 24
7/118
Hak gerçekleşti ve onların bütün yaptıkları boşa gitti
حال: 24
11/43
Aralarına dalga engel oldu ve (oğlu) boğulanlardan oldu.
كاد: 24
7/150
(Harun) bu millet beni zayıf gördüler, nerdeyse beni öldüreceklerdi.
مشى: 23
17/37
Yeryüzünde kibirli kibirli yürüme!
7/195
Onların yürüyecekleri ayakları mı var? Yoksa onların tutacakları elleri mi var?
24/45
نكح: 23
4/22
Babalarınızın nikâhladığı kadınları artık nikâhlamayın.
2/230
Eğer onu (üçüncü defa) boşarsa, artık başka bir kocayla nikâhlanıp (ayrılmadıkça) o ka-
dın ona (ilk kocasına) helâl olmaz.
طلق: 23
65/1
198
غرق: 23
2/50
Sizi kurtardık ve Firavun hanedanını boğduk
لبس: 23
6/9
سرع: 23
3/133
Rabbiniz tarafından mağfirete, bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun
سرف: 23
39/53
تم: 23
5/3
يتم: 22
76/8
Sevmelerine, ihtiyaçlarına rağmen, fakire, yetime ve esire yedirirler, ikram ederler
فرح: 22
9/81
Resûlullah’tan ayrılarak geride kalanlar, oturmalarından memnun oldular.
غوى: 22
20/121
Âdem Rabbine isyan etti ve yanıldı
ألف: 22
3/103
Siz düşman idiniz. (Allah) kalplerinizin arasını birleştirdi, ısındırdı
خطأ: 22
33/5
Yanılarak yaptığınız hatalardan ötürü size günah, vebal yoktur,
ترب: 22
3/59
Allah katında Îsâ’nın misali, Âdem’in misali gibidir. Onu topraktan yarattı.
35/11
202
Allah sizi (atanız Âdemi) topraktan, sonra(ki nesilleri de) nutfeden yarattı. Sonra sizi çift
çift yaptı.
ربع: 22
4/12
Eğer çocukları varsa, bıraktıklarından (miras) dörtte biri size aittir.
لدى: 22
12/25
Kapıda kadının efendisine karşılaştılar
أثر: 22
79/38
Dünya hayatını tercih etti
بلى: 22
7/172
كتم: 21
2/140
Allah’tan şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir ki!
حذر: 21
9/64
Münafıklar, kendilerine bir sure inmesinden çekinirler
204
بقي: 21
2/278
Eğer mümin iseniz faizden kalanları bırakın, terkedin
فتى: 21
4/127
Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki, Allah onlar hakkında size hükmünü
veriyor
نشر: 21
81/10
Sahifeler (hesap defteri) neşredildiği, açıldığı zaman
205
حجر: 21
25/53
Onların aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koydu.
Sana evinin arkasından seslenenlerin ekserisi düşüncesiz kimselerdir
حلم: 21
12/44
Onlar (kâhinler) “(Bunlar) karışık düşlerdir. Biz böyle karışık düşlerin yorumunu bile-
meyiz.” dediler
شهر: 21
2/185
Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayı
206
لعب: 21
12/12
Yarın onu bizimle gönder, gezsin oynasın, biz onu koruruz.
حم: 21
26/101
Candan bir dost değil.
آب: 21
3/14
Varılacak yerlerin güzeli, Allah’ın katındadır
78/39
Bu, hak gündür. Artık dileyen, Rabbine varan yolu tutar, O’na sığınır
207
نخل: 20
20/71
Sizi hurma kütüklerine asacağım
هرون: 20
7/122
Mûsâ ve Harun’un Rabbi
ربا: 20
41/39
Biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman sarsılır ve kabarır.
درج: 20
4/95
حزب: 20
5/56
Allah tarafı, mutlaka galip gelecektir
فقه: 20
11/91
Dediler ki, “Şuayb, söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz”
نفخ: 20
32/9
Sonra ona en uygun şeklini verdi ve ona kendi ruhundan üfledi.
209
نزع: 20
7/108
Elini çekip çıkardı. O (el) bakan kimseler için bembeyazdır.
صنع: 20
20/69
كشف: 20
10/98
(Yunus halkı) iman edince, rüsvaylık azabını onlardan keşfettik, kaldırdık, giderdik.
210
10/107
Eğer Allah sana bir sıkıntı, bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka kaldıracak,
giderecek yoktur.
فطر: 20
17/51
Diyecekler ki, “bizi kim tekrar iade edecek, diriltecek?” De ki: “Sizi ilk defa yaratan”
ثبت: 19
11/120
Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini takviye edecek her şeyi sana anlatıyoruz.
مرى: 19
42/18
Kıyamet hakkında münakaşa edenler, uzak, derin bir sapıklık içindedirler.
11/17
Sakın ondan şüphede olma. O Rabbinden bir haktır, gerçektir.
منى: 19
22/52
O temennide bulunduğunda, şeytan onun temennisine attı, vesvese verdi.
طلع: 19
18/90
Güneşin doğduğu yere varınca, onun bir halk üzerine doğduğunu buldu
رشد: 19
2/256
Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan, hak batıldan ayrılıp belli olmuştur.
212
سعر: 19
42/7
Bir kısmı cennette, bir kısmı ise alevli cehennemde
فكه: 19
43/73
Size orada, ondan yiyeceğiniz birçok meyve vardır
بلد: 19
14/35
İbrâhim şöyle demişti: “Ya Rabbî! Bu beldeyi emin kıl”
ثمن: 19
18/22
Diyorlar ki, “Onlar yedi kişidir, sekizincileri ise köpekleridir”
2/41
Onu inkâr edenlerin ilki siz olmayın. Âyetlerimi az bir fiyatla satın almayın.
صار: 19
64/3
Allah, gökleri ve yeri hakla yarattı. Size suret verdi ve sizin suretlerinizi güzel yaptı.
مدن: 18
27/48
Şehirde dokuz grup vardı
غرب: 18
18/86
Güneşin battığı yere ulaştığında, onu batar vaziyette buldu.
فكر: 18
74/18
O düşündü, ölçtü, biçti
صفا: 18
2/132
(Yakub), evlatlarım, Allah sizin için bu dini seçti.
فرض: 18
2/197
4/24
Mehir belirledikten sonra, karşılıklı anlaştığınız şeylerde size bir günah, vebal yoktur.
نفر: 18
9/81
Bu sıcakta sefere çıkmayın, dediler. De ki, “Cehennem ateşi, daha da sıcaktır”
حصن: 18
66/12
İffet ve namusunu koruyan İmran’ın kızı Meryem’i (misal verir).
مل: 18
2/130
Kim İbrâhim’in dininden yüz çevirir ki?
توراة: 18
3/3
Tevrat’ı ve İncîl’i indirdi
دب: 18
11/6
Yeryüzündeki hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah’a ait olmasın.
رأس: 18
7/150
Levhaları attı. Kardeşinin başını kendisine doğru çekmeye başladı.
Başlarınızı meshediniz
لدن: 18
3/8
Kendi katından bize bir rahmet hibe et, bağışla.
217
خصم: 18
22/19
Bunlar Rableri hakkında çekişip duran iki hasımdır.
باء: 17
2/61
عاذ: 17
44/20
Beni taşlamanızdan, benim Rabbime ve sizin Rabbinize sığınırım.
خف: 17
101/8
Kimin tartıları hafif gelirse
ربص: 17
2/228
Boşanmış kadınlar kendilerini tutup üç âdet beklesinler.
زعم: 17
34/22
منع: 17
2/114
Allah’ın mescitlerini engelleyenden daha zalim kim olabilir ki?
نقم: 17
7/136
Biz onlardan intikam aldık ve onları denizde boğduk
5/95
Kim dönerse, Allah ondan intikamı alır. Allah azîzdir ve intikam sahibidir.
ساق: 17
19/86
Suçluları cehenneme süreceğiz
خشع: 17
57/16
İman edenler için Allah’ı anmalarından dolayı kalplerinin huşu içinde olduğu vakti gel-
medi mi?
شرق: 17
39/69
(Mahşer) yeri Rabbinin nûru ile aydınlık olur
إسحاق: 17
4/163
İbrâhim’e, İsmâil’e, İshak’a, Yâkub’a… vahyettik.
سار: 17
2/23
ناب: 17
13/27
Allah dilediğini saptırır. (Kendisine) yöneleni de hidâyete erdirir.
حبط: 16
5/5
Kim imanıyla küfre girerse, onun ameli boşa gider.
خان: 16
8/71
Eğer sana hıyanet etmek isterlerse, onlar daha önce de Allah’a hıyanet etmişlerdi
جهر: 16
13/10
Sizden sözü gizleyen de açıkça söyleyen de eşittir, aynıdır
غل: 16
3/161
لها: 16
102/1
Çoklukla böbürlenmek, sizleri oyaladı.
غدا: 16
18/23
Hiçbir konuda, ben yarın mutlaka bunu yapacağım, deme.
مهد: 16
3/46
Beşiğinde de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak.
خبث: 16
5/100
داود: 16
4/163
Davud’a Zebur’u verdik
فؤاد: 16
17/36
İşitme, görme ve kalb bunların hepsi sorguya çekilecektir
لب: 16
2/179
Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır.
يعقوب: 16
11/71
Biz onu İshak ile, İshak’ın peşinden de Yâkub ile müjdeledik
كال: 15
83/3
Onlar ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yapar, hîle karıştırırlar.
شك: 15
44/9
Fakat onlar şüphe içinde oynuyorlar.
ركب: 15
18/71
Gittiler. Öyle ki gemiye bindikleri zaman, (Hızır) onu deldi.
باع: 15
48/10
Sana biat edenler, gerçekte Allah’a biat etmektedirler.
مطر: 15
26/173
Üzerlerine (öyle helâk eden) bir yağmur yağdırdık! Uyarılanların yağmuru ne fena idi
صم: 15
5/71
Kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tövbelerini kabul buyurdu. Sonra yine kör ve sağır
kesildiler.
أنى: 15
3/40
57/16
İman edenlerin Allah’ı zikremeden dolayı kalplerinin huşu, saygı duyacağı vakit gelme-
di mi?
حرج: 15
22/78
Din konusunda, size hiçbir zorluk kılmadı, yüklemedi.
حر: 15
4/92
(Kim yanlışlıkla bir mümini öldürürse) öldürülenin ailesine teslim edilecek bir diyet ver-
mesi ve mümin bir köle âzat etmesi (gerekir).
9/81
“Bu sıcakta sefere çıkmayın!” dediler. De ki: “Cehennem ateşi, daha da sıcaktır.”
سنه: 15
22/47
Rabbinizin katında bir gün, sizin hesabınıza göre bin yıl gibidir.
كف: 15
48/24
Onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan engelleyen O’dur.
قرض: 15
5/12
سطر: 14
17/58
Bu, kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılıdır
Kafirler, (haşa) “bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.” diyorlar.
228
ليت: 14
36/26
(Ona) “Cennete gir!” denildi. O ise “keşke halkım bilseydi” dedi
وصف: 14
16/116
ولج: 14
57/4
Yere gireni ve ondan çıkanı bilir.
عطى: 14
108/1
Biz sana kevseri verdik
رجم: 14
11/91
Eğer senin grubun olmasaydı seni taşa tutardık, gömerdik.
لم: 14
14/22
Beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın.
حرث: 14
2/205
Orada fesat çıkartmak ve ürünleri ve nesilleri helak etmek için (uğraşır).
42/20
رسى: 14
21/31
Yeryüzünde dağları yarattık, yerleştirdik.
عشى: 14
12/16
Yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler.
فقر: 14
3/181
(Haşa) “Allah fakirdir biz ise zenginiz.” dediler.
زرع: 14
56/64
Siz mi onu ekiyorsunuz yoksa eken Biz miyiz?
صام: 14
2/185
Sizden kim o aya (ramazan) şahit olursa, oruç tutsun.
Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı.
ثوى: 14
39/60
Kibirliler için cehennemde bir yer yok mu?
أبى: 13
2/34
İblis hariç secde ettiler. O kabul etmedi ve kibirlendi
خل: 13
14/31
Alışverişin de dostluğun da olmadığı bir gün gelmeden önce…
حلف: 13
5/89
Bu yemin ettiğinizde, yeminlerinizin (bozmanın) keffaretidir.
يئس: 13
5/3
Artık bugün kâfirler dininizden (söndürmekten) ümitlerini kestiler.
اطمأن: 13
22/11
Onların kalpleri, gönülleri Allah’ı zikretmekle huzur bulur. İyi bilin ki gönüller ancak
Allah’ı anmakla huzur bulur.
عصم: 13
5/67
Allah seni insanlardan koruyacaktır.
فدى: 13
3/91
جار: 13
23/88
O koruyup gözetir, ama korunup gözetilemez.
شهى: 13
43/71
Orada canınız iştah duyduğu ve gözlerinizin hoşlandığı şeyler vardır.
ضاق: 13
9/25
Genişliğine rağmen, dünya size dar gelmişti.
ركع: 13
77/48
Onlara, ruku edin denildiğinde, ruku etmezler
نصح: 13
7/79
Size öğütler verdim. Lâkin siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz
غلط: 13
9/73
Ey şanlı Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla mücahede et. Onlara karşı sert davran.
جلد: 13
24/4
Sonra dört şahid getiremezlerse, onlara seksen değnek vurun
قنت: 13
3/43
Meryem, Rabbine ibadet et, secdeye kapan ve rükû et
236
Namazları, hele hele orta namazı koruyunuz. Huşulu bir şekilde Allah için kalkınız
بغتة: 13
7/95
Onlar hiç farkında olmadan onları ansızın aldık, yakaladık.
خزن: 13
39/71
Onun (cehennem) bekçileri onlara şöyle dediler, “Size sizden peygamberler gelmedi
mi?”
رأفة: 13
22/65
Allah insanlara raûfdur, rahîmdir (çok şefkatli ve merhametlidir)
صغر: 13
27/37
Onları oradan mağlup ve zelil olarak çıkaracağız
10/61
Bundan daha küçüğü de daha büyüğü de açık bir kitapta olmasın
صاح: 13
36/53
غلم: 13
3/40
درك: 13
10/90
Nihayet boğulma ona ulaştığında, “İman ettim” dedi
نجم: 13
55/6
Yıldızlar ve bitkiler secde ederler
22/18
نطق: 12
37/92
Neden konuşmuyorsunuz?
باض: 12
3/106
Gün gelecek, birtakım yüzler ağaracak, birtakım yüzler ise kararacak.
27/12
Elini cebine, koynuna sok, kusursuz, hastalıksız bembeyaz çıkacaktır.
جحد: 12
11/59
Âd (halkı) Rab’lerinin âyetlerini inkâr ettiler ve O’un peygamberlerine isyan ettiler.
خر: 12
7/143
سلك: 12
74/42
Sizi cehenneme sürükleyen neydi?
نبذ: 12
28/40
Biz onu ve ordusunu yakaladık ve onları denize attık.
240
وصل: 12
11/81
(Melekler) dediler ki, ey Lût, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana ulaşamayacaklar.
بخل: 12
9/76
(Allah) lütfundan onlara verince, onunla cimrilik yaparlar.
شمل: 12
18/18
Biz onları sağa ve sola çeviriyoruz.
خاض: 12
9/69
Dalanlar gibi siz de daldınız. Onların amelleri boşa gitti.
طمع: 12
26/82
Din, hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O’dur
شبه: 12
4/157
Onlar onu (Îsâ’yı) öldüremediler ve asamadılar. Fakat o, onlara benzetildi.
عذر: 12
9/94
242
شقى: 12
20/2
Kur’ân’ı sana, meşakkat çekmen için indirmedik
خطب: 12
25/63
Cahiller onlara hitap ettikleri zaman, “selam, selâmetle!” derler.
سجن: 12
12/25
(Yusuf) dedi ki, “Ya Rabbi! zindan, bu kadınların beni dâvet ettikleri şeyden bana daha
sevimlidir”
حسر: 12
19/39
Hasret ve pişmanlık gününü anlatarak onları uyar.
سفر: 12
2/185
Hasta veya yolcu olan kişi, (tutamadığı günler sayısınca), başka günler sayısıncadır.
شاع: 12
28/15
عسر: 12
2/185
Allah size kolaylık ister, ama asla size zorluk istemez.
إسمعيل: 12
2/127
İbrâhim ve İsmâil beytullahın temellerini yükseltiyordu
بكر: 12
56/36
Onları, bakire kızlar kıldık
حنف: 12
3/67
طين: 12
3/49
Ben size çamurdan kuş şekli gibi bir şey yaparım
7/12
Ben ondan daha hayırlıyım; çünkü Sen beni ateşten, onu ise bir çamurdan yarattın
245
لحم: 12
5/3
Ölü hayvan, kan, domuz eti size haram kılındı
إنجيل: 12
3/3
نطف: 12
16/4
O, insanı bir nutfeden yarattı. Yine de O açık bir hasım oldu
دية: 12
4/92
Kim yanlışlıkla bir mümini öldürürse mümin bir köle âzad etmesi ve (öldürülenin) aile-
sine teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir;
جبى: 12
68/50
Rabbi, onu seçti ve onu Salih kullarından eyledi, kıldı
كن: 12
28/69
Senin Rabbin onların kalplerinin gizlediklerini de açıkladıklarını da bilir
6/25
Biz onların kalplerine örtüler kıldık. Kulaklarına da ağırlıklar koyduk
نال: 11
3/92
Sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe ulaşamayacaksınız.
رهب: 11
8/60
Allah’ın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı onunla korkutuyorsunuz.
247
ورد: 11
28/23
Medyen suyuna varınca orada bir ümmet buldu.
لغا: 11
2/225
Allah sizi yeminlerinizdeki yanılmadan dolayı hesaba çekmez
فاه: 11
9/32
Onlar Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar.
حصى: 11
72/28
Her şeyi sayı sayı, bir bir kaydetti.
طبع: 11
9/93
Allah onların kalblerini mühürledi. Artık onlar bilemezler
أيد: 11
8/62
Seni yardımıyla ve müminlerle destekleyen O’dur.
عان: 11
5/2
رضع: 11
65/6
Sizin için (boşadığınız kadınlar çocuklarınızı) emzirirlerse, ücretlerini verin.
فر: 11
74/51
Arslandan kaçtılar
80/34.35
وقد: 11
5/64
Her ne zaman onlar savaş için bir ateş yaktıklarında, Allah onu söndürdü.
غاظ: 11
67/8
250
يم: 11
5/6
قصر: 11
4/101
Sefere çıktığınız zaman namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur
Alternatif başlıklar:
Kur’an Arapçasına
Giriş
(Kelime Bilgisi)
Kur’an’ı Anlamaya
Başlıyorum
(Kelime Bilgisi)