Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 169

Ermeni Mitomanyas›

Mitomanya
Gerçekleri abartma bask›s›, abartma veya yalan söyleme
The American Heritage Dictionary of the English Language

Mitos
Peri masal›, yalan
Langenschaidts Wörterbuch

Mania
Ç›lg›nl›k, tutku, fliddetli öfke, hiddet, manya
Langenschaidts Wörterbuch
Bu kitab›n Türkçe bas›m›
yay›n haz›rl›¤› aflamas›nda kaybetti¤imiz
de¤erli dostumuz araflt›rmac› yazar
Erich Feigl’e adanm›flt›r.

© 2007 Erich Feigl

All rights reserved


No part of this book may be reproduced without prior arrangement with the author.
Translation: Can Ceylan

ISBN 3-85002-583-7
ab 1.1.2007: ISBN 978-3-85002-583-6
Erich Feigl
Gerçekleri Resimlerle Ortaya Ç›kar›yor

ERMEN‹
M‹TOMANYASI

Ermeni ‹frat›:
Sonuçlar› ve Tarihi ‹çeri¤i
ERICH FEIGL
4

DOSTUM ERDO⁄AN ÖZEN’E


ADANMIfiTIR

Vahfli bir cinayetin anatomisi:


20 Haziran 1984 Çarflamba günü, Türk
Büyükelçili¤indeki çal›flanlar ve Sosyal
‹fller Ataflesi saat 8:45’te elçilik binas›na
gelirler. Atafle arabas›n›, elçilik binas›n›n
yan›na park eder ve polisle selamlafl›r …
Ve birden uzaktan kumandal› bir bomba
patlar. Araba havaya uçar ve ters bir fle-
kilde yere düfler. Erdo¤an Özen ölmüfl-
tür… Cans›z vücudu tan›nmayacak fle-
kilde yanm›flt›r. 62 yafl›ndaki polis me-
muru Leopold Smetacek yanarak a¤›r
yaralanm›flt›r … Aylarca yaflam mücade-
lesi verir, yüzü tamamen yanm›flt›r.
Ayr›ca olay s›ras›nda oradan geçen bir-
çok kifli de yaralanm›flt›r. “Ermeni
Kurtulufl Ordusu” – ARA – bir kez daha
sald›r›n›n “sorumlulu¤unu” üstlenmifltir.
Suikast› yapan kifli hiç flüphe yok ki,
kendince adaleti temin etmifltir.
1. Dünya Savafl›’nda halk›n yaflad›¤›
trajedinin arkas›ndaki gerçek hikaye
hakk›nda muhtemelen hiçbir fikri yok-
tur. Tek bildi¤i, Korkunç(!) Türkler hak-
k›nda kafas›na sokulurcas›na anlat›lan
derslerdir. Tarih - yanl›fl anlafl›lan tarih,
insanl›k d›fl› davran›fl›n tahrikçisi olarak
terörizmin dünyas›na has bir fleydir.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
5

(Foto¤raf: Neue Knenzeitung)


6
ERMEN‹ TERÖR‹STLERCE ÖLDÜRÜLEN TÜRK D‹PLOMATLAR
Tarih fiehir / Görev ‹sim
27.01.1973 Santa Babara / Konsolos Mehmet BAYDAR
Bafl Konsolos Bahad›r DEM‹R
22.10.1975 Viyana / Büyükelçi Danifl TUNALIG‹L
24.10.1975 Paris / Büyükelçi ‹smail EREZ
fiöför Talip YENER
16.02.1976 Beyrut / Birinci Katip Oktar C‹R‹T
09.06.1977 Vatikan / Büyükelçi Taha CARIM
02.06.1978 Madrit / Büyükelçi’nin Efli Necla KUNERALP
Emekli Büyükelçi Beflir BALCIO⁄LU
12.10.1979 Lahey / Büyükelçi’nin O¤lu Ahmet BENLER
22.12.1979 Paris / Turizm Müflaviri Y›lmaz ÇOLPAN
31.07.1980 Atina / ‹dari Atafle Galip ÖZMEN
Atina / ‹dari Atafle’nin K›z› Neslihan ÖZMEN
17.12.1980 Sidney / Konsolos fiar›k ARIYAK
Güvenlik Ataflesi Engin SEVER
04.3.1981 Paris / ‹flçi Hizmetleri Müflaviri Reflat MORALI
Din ‹flleri Müflaviri Tecelli ARI
09.06.1981 Cenevre / Sekreter M. Savafl YERGÜZ
24.09.1981 Paris / Güvenlik Ataflesi Cemal ÖZEN
28.01.1982 Los Angeles / Baflkonsolos Kemal ARIKAN
08.04.1982 Ottawa / Ticari ‹fller Müflaviri Kani GÜNGÖR
04.05.1982 Boston / Fahri Baflkonsolos Orhan GÜNDÜZ
07.06.1982 Lizbon / ‹dari Memur Erkut AKBAY
27.08.1982 Ottawa / Askeri Atefle Albay Atilla ALKIKAT
09.09.1982 Burgaz / ‹dari Atafle Bora SUELKAN
08.01.1983 Lizbon / ‹dari Memur Efli Nadide AKBAY
09.03.1983 Belgrad / Büyükelçi Galip BALKAR
14.07.1983 Brüksel / ‹dari Atafle Dursun AKSOY
27.07.1983 Lizbon / Konsolosun Efli Cahide MIHÇIO⁄LU
28.04.1984 Tahran / Sekreterin Efli Ifl›k YÖNDER
20.06.1984 Viyana / Çal›flma ve Sosyal ‹fller Ataflesi Erdo¤an ÖZEN
19.11.1984 Viyana / Birleflmifl Milletler Resmi Memuru Enver ERGÜN
07.10.1991 Atina / Bas›n ‹flleri Ataflesi Çetin GÖRGÜ
11.12.1993 Ba¤dat / ‹dari Atafle Ça¤lar YÜCEL
04.07.1994 Atina / Konsolos Haluk S‹PAH‹O⁄LU
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
7

Kiflisel Bir Önsöz

Delirdin mi?, yaflamaktan s›k›ld›n m›? Bunlar, arkadafllar›m›n ve tan›d›klar›m›n Ermeni terörü-
nün sebepleri ve tarihsel içeri¤i hakk›nda bir kitap yazd›¤›m› duyduklar›nda söyledikleri fleyler.
Bir insan neden böyle tehlikeli bir konuyu seçer?.. Bu, Türklerin ve Ermenilerin kendi aralar›n-
da halletmeleri gereken bir sorun de¤il mi? Dostlar›m›n hepsi projemi tehlikeli hatta tehditkâr
buldular ve ben, bu endiflelerin bu korkular›n flu ana kadar Ermeni terörünün arkas›nda kala-
rak tarihi gerçeklerin tarafs›z yorumundan mahrum b›rak›ld›¤›n› anlad›m. Besbelli ki, insanlar
misillemeden korkuyorlar ve bu yüzden konuyla ilgili her fleyi, dünyay› umursamadan zorbal›-
¤›n bu konudaki bütün belgelerini adeta kontrol eden avukatlar›na b›rak›yorlar. Ermeni sorunu-
nu veya Ermeni terörünün tart›fl›ld›¤› hemen hemen bütün yay›nlarda, teröre anlay›flla yaklafl-
mam›z gerekti¤ini iddia ediyorlar. Bu, terör örgütlerinin sald›r›dan sonra sorumluluk üstlenmesi
kadar dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Bu “sorumluluk” – ya da daha ziyade bu kutsal kavram›n sapt›r›lm›fl haliyle – hayal bir adalet
ortaya koyarak güçlüymüfl gibi davran›yor ve bu meflrulaflt›rma sayesinde, tanr›y› oynuyor, te-
reddütleri ortadan kald›r›yor ve tereddütün karfl›s›na flantajla ç›k›yorlar.
Sadece insanlar›n de¤il, film ve yay›n organlar›n›n da kaderi vard›r. Hebent Sua Fata Libelli,
“Kitaplar›n Kaderi vard›r”, diye yaz›yor, ve M.Ö. yaklafl›k 200 y›llar›nda Terenianus Maurus
ve bir sonraki dizede kendinden emin bir flekilde flöyle devam ediyor: “pro captu lectoris”,
“okuyucunun ne ald›¤›na göre”.
Bu ba¤lamda, kitab›n Almanca bask›s›ndan sonra, iki önemli tecrübem oldu. Birincisi, Katolik
Mekitaristlerle ki burada söylenenle hiçbir ilgileri yoktur – bir toplant› s›ras›nda karfl›laflt›¤›m
Orta Avrupa Ermeni Ortodoks (Gregoryan) Kilisesin de çok üst bir mevkideki bir görevli benim
yüzüme “Nas›l olur da befl para etmez Türkleri, ölmüfl Ermenilere karfl› kitab›nda güzelmifl gibi
gösterirsin!” dedi. Yanl›fl anlad›¤›n› zannedip ne dedi¤ini sordu¤umda, daha fliddetli bir flekilde
“Evet, befl para etmez Türkler, dedim” dedi.
Ermenilerin tarihe bak›fl›n› iflte bu cümle sanki özetliyor gibi. Bu bizim için flafl›rt›c› olmamakla
beraber, gerçekleri yans›tmad›¤› da kesin.
Bu kitap ve film için ön araflt›rma yaparken, genifl bir bak›fl aç›s›yla kaynak toplamak istedi¤im-
den iflim pek de kolay olmad›. Bunu yaparken, kendilerine karfl› en derin sayg›lar›m› sundu¤um
insanlarla tan›flt›m: Örne¤in; ‹stanbul Ermeni Apostolik Patri¤i Snork Kalutsyan Hazreti ve yine
‹stanbul’daki Ermeni Hastanesi’nin doktor ve hemflireleri. Bu kimselerin ad›n› burada, ö¤retim
görevlisi entelektüellerden, Ermeni çiftçilere ve onlar›n, Franz Werfel’in meflhur etti¤i Musa Da-
¤›’nda yaflayan ailelerine kadar birçok asil Ermeninin yerine zikrettim. Elbette, araflt›rmalar›m
s›ras›nda baflka birçok kifliyle tan›flt›m. Özellikle Ermeni Zoryan Enstitüsü Baflkan› Dr. Gerard
Libaridian’› da anmak isterim. Dr. Libaridian ile Cambridge, Massachusetts’deki ofisinde uzun
ERICH FEIGL
8

saatler geçirdik ve çok ilginç konuflmalar yapt›k. Dr. Libaridian, zeki, hayat dolu, bilgili, becerik-
li ve kendine güvenen biri. Onunla yapt›¤›m›z konuflmalar› konu alan bir oyun bile yaz›labilir.

Bu konuflma s›ras›nda, ev sahibimin en ateflli ifadelerini sürekli not ald›m. Birçok defa sözde
“Andonian Belgeleri”nden bahsetti.

Dr. Libaridian’›n bu belgelerin uydurma olduklar›n› bildi¤ini düflünmek makul gözüktü¤ünden,


konuyla ilgili tek bir kelime üzerinde zaman harcamak istemedim. Konuflulacak daha ilginç
birçok konu vard›. Ama özellikle, Aram Andonian’›n kitab› ve bu kitab›n belgeleri üzerinde
durdu. Sonunda, “Ama Dr. Libaridian, benim gibi siz de biliyorsunuz ki, ‘Andonian Belgeleri’
uydurmad›r,” demek zorunda kald›m.

Dr. Libaridian’un, sitemkâr cümleme verdi¤i k›sa ve net cevab›n› ve yüzündeki ifadeyi hiç
unutmayaca¤›m: “Ee?”

HOCALI KATL‹AMI,
26 fiubat 1992 tarihinde
Ermeniler taraf›ndan yap›ld›.
“Ee?”
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
9

Ermenilerin camiye sald›r›s›


ERICH FEIGL
10

G‹R‹fi
Afif Erzen, ‹stanbul

Tarihi gerçekler konusundaki bir araflt›rmaya, hika-


yeler ile tarihi kar›flt›rmaktan – ya da daha da kötü-
sü bunlar› birbirine kar›flt›rmaktan daha fazla zarar
verebilecek fley yoktur. Basit bir hata, fliddetin de
iflin içine girmesiyle, siyasi bir çat›flmay› do¤urur.
Genelde, bu çat›flmalar, (ço¤unlukla bar›fl isteyen in-
sanlar’dan oluflan) menfaat gruplar›n›n “tarihi ana-
vatanlar›” hakk›nda iddialarda bulunarak sebep ol- Sardurihinili temel yaz›tlar› Afif Erzen taraf›ndan keflfedilmifltir.
Bu yaz›t, bir Asya dili olarak, eklemeli yap›s›yla Ural-Altay dil aile-
du¤u fleylerdir. Bu gibi “tarihi talepler” her zaman sine ve özellikle Türkçe’ye çok benzeyen Urartuca yaz›lm›flt›r.
Yaz›t, Ankara Üniversitesi’nden Sümerolog Emin Bilgiç taraf›ndan
savaflla veya en az›ndan, savafl›n çirkin bir çefliti tercüme edilmifltir.
olan terörle sonuçlan›r. Hakimiyet ve ba¤›ms›zl›k
hakk› sadece, bir ço¤unlu¤un hakk›na ba¤l› oldu¤unda meflru say›labilir. Bunun haricindeki her hangi
bir fley bizim müflterek demokrasi kurallar›m›zla ters düfler. Türk topraklar›nda bir “Ermeni devleti”nin
müdaafisi olanlar bile bu görüflü aç›kça paylaflmaktad›rlar. Bunu, K›br›s’taki Türk az›nl›k üzerinde K›b-
r›sl› Rumlar›n egemenli¤ine destek vermeleriyle ortaya koymufllard›r. Birçok kifli, Do¤u Anadolu’daki
Türk topraklar›ndaki ça¤dafl Ermeni iddialar›n›n “meflruiyetine” yapay ›fl›k yakmaya çal›flmaktad›rlar.
Bu kifliler, flu gerçe¤i unutuyorlar ki, bu iddialar, ulusal ve uluslararas› hukuku yok saymak demektir,
çünkü, iddia edilen bölgelerde hiç Ermeni yaflamamaktad›r. Buralarda bir zamanlar Ermenilerin yaflad›¤›
iddialar› do¤rudur, ama önemli bir gerçek gözden kaç›r›lmaktad›r: 1915’ten bile önce, Ermeniler, iddia
edilen yerlerdeki nüfusun sadece küçük bir az›nl›¤›n› (alt›da bir) oluflturmaktad›rlar. Bu az›nl›k nüfus,
Selçuklular’›n Anadolu’ya gelmelerinden çok öncelerine kadar – di¤er bir deyiflle yaklafl›k bin y›l kadar
– bir süredir ulusal bir hakimiyet içine girmemifllerdir. Bu bir tarafa, Ermeni az›nl›k 1915’te kendi Os-
manl› yönetimiyle bir “savafl halinde” idi. Ermenilerin kendi ulusal liderleri bunu birçok defa teyit etmifl-
tir. Ermeniler, Van baflta olmak üzere Do¤u Anadolu’daki Müslüman halk› tam bir kan gölüne bat›ran
bir iç savafl bafllatm›fllard›r.
Tarihi gerçeklere zarar veren bir di¤er efsane, Ermenilerin Do¤u Anadolu’daki iddialar›n› do¤ru ç›karmak
için, Ermenilerin Urartular›n “soyu”ndan geldi¤ine dayanmaktad›r. Asl›nda, Ermeni taraf›nca veya Erme-
ni taraf›n› desteklemek için ç›kart›lan her yay›n, flu veya bu flekilde tarihin bir resmi olarak görülmektedir.
Bu resim, Do¤u Anadolu’daki Ermenilerin kendileri için kulland›klar› Haik tarihinin ‹sa’dan önce 2. bin-
y›la kadar dayand›¤› izlenimini vermektedir. Bu izlenim, Urartu tarihinin, Haik tarihiyle basit bir flekilde
birlefltirilmesiyle yarat›lm›flt›r. Bu, günümüzde birçok insan›n, tarihi Armenya yerleflim alan›yla, kendileri-
ne, yukar›da belirtildi¤i gibi “Haik” diyen “Ermeniler”in, tarihi Armenya bögesinde yaflayan say›s›z grup-
lardan sadece biri olmalar›n›n birbirine kar›flt›r›lmas›yla daha da kolay hale gelmifltir.
Urartu tarihini kendilerine mâl etme, belli bafll› Ermeni tarihçi ve propagandac›lar›n, Haik ile, tarihi Ar-
menya bölgesi üzerindeki kendi siyasi ve tarihi iddialar› aras›ndaki bofllu¤u doldurmak için yapt›klar›
son hamledir. Bu hamle, Haiklerin, (A¤r› Da¤› Efsanesi’ne dayanarak) Nuh’un ilk resmi mirasç›lar› oldu-
¤unu iddia eden ve bariz komiklikleri sebebiyle baflar›s›z olan hamleden sonra yap›lm›flt›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
11

Sat›r 1 - Sardur, Argiflti’nin o¤lu, bu tap›-


na¤› Tanr› Irmuflini için yapm›flt›r.
Böyle diyor Sardur.
Sat›r 2 - Ben babam›n taht›na oturdu¤um
için, diyor Sardur, daha önce bu yap›da
bir fley infla edilmemifltir.
Sat›r 3 - Ben orada tanr› Haldi için bir ta-
p›nak taht› infla ettirdim. Tanr› Irmuflini
için ve bu kale için
Sat›r 4 - Hoflap Nehri’nden kanal yapt›r-
“Urartu” kelimesi Asurlular’dan gelmektedir. M.Ö 10. yüzy›la
d›m, ve bununla üzüm bahçeleri, tarlalar kadar, “Uruartu” diye daha sonra da “Urartu” fleklinde
yaz›lm›flt›r. “Van” kelimesi, pekala “Viai” kelimesinden gelmifl
ve meyve bahçeleri kurdum. Ben olabilir.
Sat›r 5 - Bu flehri çevreledim. Bu muhte-
flem binalar› ben kendim diktim.
Sat›r 6 - fiehrin ismi olarak, Sardurihinili’yi
(Sardur fiehri) seçtim. Sardur diyor ki…
Sat›r 7 - Burada ne zamand›r var olan ev-
lerin yan›nda bende daima kals›nlar diye
yenilerini yapt›m.
Sat›r 8 - Bu flehri tanr› Irmuflini’ye ada-
d›m, ve kap›lar›n› da zenginlik için tanr›
Haldi’ye.
Sat›r 9 - Argiflti’nin o¤lu 2. Sardur bu tap›-
na¤›, tanr› Haldi’nin yard›m› ve gücüyle
infla etti.
Sat›r 10 - Ben güçlü kral, ben büyük kral,
Viai topraklar›n›n* büyük kral› ben. Ben,
bu flehrin ve Tuflpa’n›n efendisi,
Sardur’um.

*“Viai”, Urartular›n kendilerine verdi¤i isimdir.

Huryan-Urartular›n hava flartlar›na hükmeden tanr›s›, Tefleba,


öküzünün üstünde.Van flehrinin ad›, antik ça¤da tanr› Taflpuea’ya
ithafen “Tuflpa” idi. Bu, M.Ö. 6 yüzy›lda Ermenilerin küçük
Hind-Avrupa kabileler olarak göçünden çok önceleri, Do¤u
Anadolu’da bölgesel bir yerleflim oldu¤unun göstergesidir.
ERICH FEIGL
12

Urartular

Urartular’dan bahseden en eski kaynaklar Asurlulara aittir. Asur kral› Salmanassar (M.Ö. 1275-1245),
saltanat›n›n ilk y›llar›nda, Urartulara karfl› bir sefer bafllatt›¤›ndan söz eder. Yaz›t bize, kral›n (M.Ö.
1274 y›l›nda) yok etti¤i, seksenden fazla ülke ve elli bir flehirden söz eder. Bu, da¤l›k Do¤u Anadolu böl-
gesindeki Urartular›n da¤›lmas›n› anlat›r. Asur kral› 1. Tukulti-Ninurta (M.Ö. 1244-1208), Nairyan
(Nairi ve Urartular›n çok benzerlikleri vard›r) ülkesini fethetti¤ini ve Van Gölü çevresinde yerleflmifl bu-
lunan k›rk kral› yendi¤ini anlat›r. Bunlar, hiç flüphesiz, F›rat Nehri ile Urmiye Gölü aras›nda, do¤al bir
merkez olarak, Van Gölü çevresinde hüküm süren Urartu ve Nairyan kabilelerinin prensleriydi. Huryan
veya ilk-Urartu kökenli olmal›d›rlar.
M.Ö. 6. yüzy›l›n bafl›nda, bir zamanlar Urartular›n hakimiyetinde olan topraklar, Lidyal›lar ve Medesler
aras›ndaki bir anlaflmazl›¤›n sebebi oldu. Medesler kazanan taraf oldu. Bu, Ermeni kabilelerin Do¤u
Anadolu’ya göç ettikleri zamand›r. Muhtemelen onlar Balkanlar’dan veya Trakya’dan ‹liryal›lar›n zorla-
mas›yla göç ettiler. ‹simleri ilk defa M.Ö. 6. yüzy›ldaki bir Darius yaz›t›nda an›ld›. O devirde, Darius’un
nüfuzu alt›ndayd›lar. Zaman içinde, Hind-Avrupa ailesinden olan dilleri, eski Arian-d›fl› Anadolu dille-
rinden etkilendi ama bu etkilenme, “Haik”i, “Urartular” haline getirmemifltir.
Ermenilerin ba¤lar›n›n “evlilik yoluyla” oldu¤u düflünülebilir. Asya dil ailesinden gelen büyük Huryan-
Urartu ailesiyle hiçbir dilsel veya etnik ba¤lar› yoktur. Di¤er taraftan Türk halk›, Huryan-Urartu dünya-
s›n›n “ilk-Türk” halk›yla ayn› kökleri paylaflmaktad›r. Bu gerçeklerin daha sonraki geliflmelerle ve özel-
likle Osmanl› ‹mparatorlu¤u zaman›nda, Do¤u Anadolu’daki birçok halk ve ›rk›n bar›fl içinde yaflama-
s›yla hiçbir ilgisi yoktur. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki tüm etnik gruplar eflitlik içinde yaflam›fllard›r. As-
l›nda, kimseye etnik geçmifli sorulmam›flt›r. Bu Sultan-Halife’yi ilgilendiren bir konu olmam›flt›r.

URARTULAR: D‹LLER‹ VE M‹RASLARI

Asur belgelerinden ö¤rendi¤imize göre, M.Ö. 1274’de 1. Salamassar (1274-1245), Urartu topraklar›n›
iflgal etti, seksen ülke ve elli bir flehri y›kt›. Bu topraklar, merkezi bir otoritenin yoklu¤unda, birçok feo-
dal devlete bölündü. Profesör Goodspeed’e göre, fialmaneser, Yukar› Dicle’yi geçti, Toros Da¤lar›’n›n
güneyi boyunca ilerledi ve fethetti¤i “Arami”lerin, Bat› Mezopotamya Aramilerinin ülkesinin bulundu¤u
F›rat’›n yukar› k›s›mlar›na geldi. O¤lu, 1. Tukulti-Ninurta (1244-1208) Do¤u Anadolu’daki “Nairianla-
r›”, k›rk kral› yenerek fethetti, Yukar› Deniz (Van Gölü) topraklar›n› hakimiyeti alt›na al›p, buradaki
kabileleri vergiye ba¤lad›. Yaz›t›nda, 23 Nairi prensinin ittifak›yla kurulan güce karfl› bir zaferden bahse-
den Tiglat-Pleser, Urartu isminin yan›nda Muflki ve Milit’ten de bahseder. Nairi’nin, bunlar›n, bir
Scythian kabilesi olan Herodotus’un Nairi’si oldu¤una 7. Bölüm’de de de¤indik. Yaz›tlarda Nairi’den
Nahor ismiyle, ‹brahim’in kardefli, Uz’un babas› olarak bahsedildi¤ine inan›yoruz. ‹nceleyip analiz etti¤i-
mizde, kelimenin etimolojisinin Türkçe oldu¤u ortaya ç›kt›: Teki Nair (Neur, Nahor ‘n-air (‘n-eur, ‘n-
ahor) Turk. On-Ur/On-Gur/On Oghur (On Oghur) ki, bu da daha sonra Macarlar’a (Hungarian) veri-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
13

len bir isimdir.


Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu’daki Asur hakimiyeti birkaç yüzy›l daha de-
vam etti. M.Ö. 900 y›l›nda, yeni bir durum ortaya ç›km›flt›:

“Do¤u Küçük Asya’da, ‘Urartu ‹mparatorlu¤u’nun yaflad›¤› yerde mede-


niyet yine yükseliyor, içlerinde Teflhup’un da bulundu¤u Hurrian tanr›la-
r›na tapan, Hurrian diline benzeyen bir dil konuflan, halk›n›n iyi inflaat
yapt›¤›, metali iflleyebilen, Hitit (asl›nda (Hattia/Hurrian) temeli üzerine
bu topraklar›n bildi¤i daha parlak kültür oturtan yerel bir krall›k.”

Urartu ülkesinin insanlar›, buraya, tanr› Khaldis’e ithafen, “Khaldia” de-


di. Ama Asurlular buray› “Urartu” veya “Uruatri” diye biliyordu. 2. Sar-
Silahi Diker: “ON B‹N
dur’un hükümdarl›¤› s›ras›nda (764-735) Urartu devleti en büyük s›n›rlar›- TÜRK YILI VE TÜM
na ulaflt›. Urartu devletinin kal›nt›lar›, kuzeyde Gökçegölü-Bayburt, bat›da DÜNYA TEK D‹L ‹D‹”
Malatya, güneyde Halep ve Musul, do¤uda da Urmia Gölü hatta Hazar
Denizi’ne kadar olan bölge içinde bulunmufltur.

Asur kral› 2. Sargon, M.Ö. 714 y›l›nda, Urartular›n tehdidine karfl› durmaya çal›flt›. ‹ntihar eden ve on-
larla bar›fl yapan 1. Rusa’y› yenmesine ra¤men, yaz›t›nda, Urartu ordusunun dünyan›n en iyi e¤itilmifl at-
lar›na sahip oldu¤unu yazmaktad›r. “Hücumda, arabaya kofluldu¤unda, geri çekilirken veya savafl s›ra-
s›nda, hiçbir zaman bafl›bofl hareket etmiyorlar”. Bu savaflta Asurlular muhtemelen Cimmerianlar’dan
yard›m alm›fllar.

Profesör Erzen’e göre, Hurrianlar ve Urartular›n kökleri ayn› antik Do¤u Anadolu Kalkolithik kültüre
dayan›yor ve Semitik ya da Hind-Avrupa gibi bir dil de¤il de eklemeli Asya dillerinden birine sahip ayn›
›rk›n iki kolu olabilirler. Asl›nda, kök kelimeye ön ekler koyarak kelime üretme kabiliyeti dolay›s›yla,
Urartuca’n›n Ural-Altay dilleriyle benzerlikleri vard›r.

Dahas›, Hurrian ve Urartular›n tanr› ve tanr›çalar› ayn› kökten geliyor. Örne¤in, Urartular›n bafl tanr›la-
r›ndan biri olan Teifleba, Hurrianlar›n F›rt›na tanr›s› olan bafl tanr› Teflup’tur. Bu tanr›lar›n eflleri de Hu-
ba ve Hepat’t›r. Urartular›n günefl tanr›s› fiivini, Hurrian tanr›s› fiimigidir. Urartular›n baflkenti olan, bu-
gün Van flehri içindeki “kale”nin ad› Tuflpa’d›r ve ad›n› tanr›ça Tuflpuea’dan al›r.

Bulunan en eski Urartu çivi yaz›s› yaz›tlar, M.Ö. 9. yüzy›l›n sonuna aittir. Ancak, Scythians taraf›ndan
yerle bir edilen Urartu flehri Teishebaini’nin (Karmir Blur) y›k›nt›lar› aras›nda Aramaik yaz›tlar da bu-
lunmufltur. Kültür ve medeniyetle birlikte Urartu yaz›s›n›n çevre halklar üzerindeki etkisinden, flu notu
düflen Profesör Frye da bahsetmektedir:

“Achaemenid sanat›n›n, mimarisinin ve hatta devlet protokolü ve yaz›s›n›n kökleri Urartu’da aranmal›d›r.”
ERICH FEIGL
14

Afla¤›da Urartu tanr› ve tanr›çalar›, flehirleri, krallar›, hükümdarl›k s›ralar›na göre verilmifltir. Aram/Ara-
mu (M.Ö.840), Lutipri (1. Sarduri’nin babas›), 1. Sarduri (M.Ö. 830-825), Iflpuini/Uflpina (M.Ö. 825-
815), 1. Menua (M.Ö. 815-790), 1. Ariflti (M.Ö. 790-765), 2. Sardur (M.Ö. 764-735), 1. Rusa (M.Ö.
735-714), 2. Argiflti (M.Ö. 714-865), 2. Rusa (M.Ö. 685-645), 3. Sarduri (M.Ö. 645-635?), 4. Sarduri
(M.Ö. 635?-?), Erimena (3. Rusa’n›n babas›) ve 3. Rusa (M.Ö. 7. yüzy›l›n son y›llar›), hepsi Türkçe keli-
me ve sentaks ile aç›klanabilir. Guguna, Khubuflkia, Kulha gibi baz› co¤rafik isimler de olmak üzere ila-
ve kelimeler, Urartuca girdilerin koyu harflerle gösterildi¤i yerlerde listede analiz edilmifl, Türkçe harf çe-
virisi italik olarak, baflka dilden al›nan kelimeler normal harfle belirtilmifltir.

Baz› önemli örnekler:

dar: Farsça’dan: sahip olan, tutan, Bkz: Sarduri/Sardar-in/nin/ning “nin” Türkçe –in hali. Bkz: Rusahini-
li, Sardurhinili.

aga: efendi, sahip. Am/Arame/Aramu. M.Ö. 858 y›llar› civar›nda Asur kral› Salmanasar ile savaflan ve
M.Ö. 845 y›l›nda Naurian ve Urartu feodal prensli¤ini kuran Hurrian prensi. F›rat ve Dicle nehirleri
aras›ndaki bölgede hükümran olmufltur.

aru: bütün, tüm, hep, mükemmellefltirmek. Bkz: Urartu.


Arzashku: Urartu kral› Arame’nin baflkenti Arzashuk Türk. Arz-azuk “kutsal toprak, kutsal flehir”,
Arapça’dan al›nan arz “dünya” ve Türk. Azuk/uzuk “kutsal, mukaddes”.

Erebuni: muhtemel 1. Ariflti taraf›ndan kurulan Urartu flehri, “Türk Er-e-bunu” Ben infla ettim bu (flehri)
insanlar için”.

Sarduri/Sardur: Üç Urartu kral›n›n ismi. 1. Sardur (M.Ö. 840-830), bugün Van Kalesi olarak bilinen
Tuflpa flehrini infla eden, Urartu krall›¤›n›n gerçek kurucusu. Türk-Fars “zirvenin sahibi, general, komu-
tan” Sümer-Fars: baflkan, bafl, üst, zirve.

Urartu: Urartiyanlara Asurlular›n verdi¤i isim Türk. Unaru “adam/insan; kamil insan” veya Uri-rtu
“merkezdeki adamlar, ordudaki adamlar; veya (G)ur-arti = “mükemmel Oghur” veya Ur-arti = “mü-
kemmel Hurrianlar” Türk ile. Ortu/ordu “kral›n flehri, saray, merkez, ordugâh, ordu” Sümerler, Hurri-
anlar› Uri ad›yla bilirdi.

Bugün Çavufltepe köyü olarak bilinen, Urartu köyü ile hemen hemen ayn› yere kurulmufl olan Sardurihi-
nili’de Afif Erzen’in yapt›¤› kaz›larda bulunan mesaj çok aç›kt›r:
“Görülüyor ki, burada, -Ermeni mezar tafllar› haline getirilen Urartu yaz›t tafllar›ndan baflka
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
15

hiçbir Ermeni yerleflimi izi yoktur.”


Bütün Ermeni terör efsanesinin merkezindeki te-
mel tarihi sapt›rma, sürekli tekrarlanan Osmanl›
hükümetinin, bir buçuk milyon Ermeninin
öldürülmesi yalan›d›r. Montebello’da, Ermeni
an›t›n›n üstündeki yaz›t›n yazarlar› bir ad›m daha
ileri gittiler. 1915’te orada bir Türk devleti olma-
mas›na ra¤men, soyk›r›m›n, Türk hükümeti tara-
f›ndan ifllendi¤ini iddia ettiler. Bunun amac› çok
aç›kt›r. Modern Türkiye, Osmanl›lar›n yapmad›¤›
bir sorunla iliflkilendirilmek istenmektedir.
Mart 1915’te Mufl ve Van’daki ayaklanmalar-
dan sonra, Ermenilerin baflka yerlere gönderilme
emrinin Osmanl› hükümetince verildi¤i do¤ru-
dur. Ayaklanmalar on binlerce Müslüman›n
ölümüne sebep olmufltur ve bir iç savaflla ayn›
anlama gelmektedir. Kargaflada ve sürekli ç›kan
isyanlar s›ras›nda birçok Ermeni hayat›n› kay-
betmifltir. Müslümanlar›n kay›plar› ise kat kat
daha fazlad›r. Bugüne kadar, Ermeni teröristle-
rin k›flk›rtt›¤› ayaklanmalarda ölen Müslüman-
lar›n akibetini kimse sormam›flt›r.

Tipik bir Ermeni gasp›: 2700 y›ll›k bir Urartu an›t›, bin y›l sonra
“vaftiz” edilmifl.
ERICH FEIGL
16

Montebello, Kaliforniya’daki, tarihi sapt›rmak için yap›lan beton


an›t›n üstüne dev bir örümcek oturmufl. Yanl›fll›klar tafl haline
gelmifl. O, dayan›lmaz bir efsanenin “Korkunç Türk” efsanesinin
bir an›t›d›r. Masum insanlar, bu ultra-milliyetçi duyarl›l›¤›n
suna¤›nda kurban edilmifltir. Bu Korkunç Türk mesaj›n›n
yay›lmas›n›n ve özgürlük savafl›n›n sebebi, 19. yüzy›ldakiyle ayn›:
Ermenilerin tarih boyuca hiçbir zaman ço¤unluk halinde
olmad›klar› Anadolu’da ulusal bir Ermeni devletinin kurulmas›.
Bütün fanatik kültler gibi, Ermeni tarz› terör efsanesi kendi bel-
gelerine mâliktir. Bunlar›n aras›nda, 1920’de Aram Andonian
taraf›ndan yay›nlanan Documents officiels concernant les
Massacres Armeniens ve Franz Werfel’in tamamen Andonian
belgelerine dayanarak yazd›¤› Forty Days of Musa Dagh (Musa
Da¤›’n›n K›rk Günü) adl› roman da vard›r. Resmi belgelerin
Osmanl› hükümeti, Ermenilerin yok edilmesi için verdi¤i genel emri
ispatlamas› umulmaktad›r, ama bu belgelerin bafltan sona kadar
kesinlikle uydurma oldu¤u tespit edilmifltir. Türk karfl›t› kampa-
nyalar›n önde gelen liderleri bile bugün bunu tart›flmamaktad›r.
Ermeni teröristlerin lituryas› belli, sürekli tekrarlanan, ölülerin
yanl›fl say›lar› – pek de önemsenmeyen bir milyon ya da iki milyon
gibi rakamlar – insanlar›n kurban edilmesiyle s›n›rl›d›r. Kurban
olarak seçilenlerin içinde sadece Türk diplomatlar de¤il, teröristlere
haraç vermeyi kabul etmeyen ve tarihin sapt›r›lmas›na karfl› olan
zengin Ermeniler de vard›r. Ama terör bu anlaflmazl›kla hiçbir ilgisi
olmayanlar› da vurmaktad›r. Tek suçlar›, o anda Ermeni terörist
gruplar›n infaz› yerine getirdikleri yerde bulunmakt›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
17

Hitler flöyle diyor: “Ölüm Ordular›ma, hiçbir insani hoflgörü ve ac›ma gösterilmeden, kad›n ve
çocuklar da dahil olmak üzere Polonyaca konuflan ›rka mensup herkesi yok etmeleri emri
verdim. Zaten, bugün Ermenilerin yok edilmesini kim hat›rl›yor ki?” Führer, 22 A¤ustos 1939.
Bu sözler tamamen Ermeni mafyas›n›n uydurmas›d›r. Ee? …
ERICH FEIGL
18

ERMEN‹STAN: EFSANE VE TAR‹H‹ GERÇEK


“… ve yedinci ayda, ay›n yedinci gününde, gemi gelip A¤r› Da¤›’n›n tepesinde durdu.” Böyle diyor
‹ncil. Daha sonra, Tanr› Nuh’a seslendi. “Gemiden ayr›l›n, sen ve senin kar›n ve senin o¤ullar›n ve
o¤ullar›n›n kar›lar›n›da yan›na al. Yan›nda yaflayan her fleyi birlikte götür – kufllar ve hayvanlar ve
toprakta sürünen sürüngenler – dünyada bolca üreyebilecekleri ve dünyada ço¤al›p bereket
getirecekleri.”
‹lk Ermeni tarihçiler, Khoreneli Musa, Thom Ardzrouni ve di¤erleri, Ermeni halk›n›n, gemisi A¤r›
Da¤›’na oturan Nuh’un soyundan geldi¤ini yazm›fllard›r. Görünüfle bak›l›rsa, kutsal flevkleri için-
de, e¤er bir kifli gerçekten Nuh’tan geliyorsa, o zaman bütün insanl›k o kifliden geliyordur, fleklin-
deki gerçe¤i gözden kaç›rm›fllar.
Baz› ülkeler adlar›n›, o topraklarda yaflayan
halktan al›rlar. Fransa Frans›zlar›n, ‹ngiltere
‹ngilizlerin, Almanya Almanlar›n veya Türki-
ye Türklerin yurdudur. Di¤er taraftan Ameri-
ka, Bolivya ve Ekvador gibi ülkeler, burada
yaflayan insanlar›n kökenine hiçbir gönderme
yapmadan co¤rafi bir bölgeyi iflaret ederler.
Antik ça¤larda, Anadolu’nun farkl› bölgeleri
için birçok isim kullan›lm›flt›r ve bu isimler
Bisutun (Behistun): Sir Robert Ker Porter’›n 1818 y›l›nda yapm›fl
oldu¤u bu suluboya tablo, Darius’un kraliyet yaz›tlar›n›n bulun- ayn› zamanda, her bir bölgede yaflayanlar için
du¤u ‹ran’›n bat›s›ndaki sarp kayal›klar› göstermektedir. de kullan›lm›flt›r. Paphlagonia, Pamphylia ve
Kapadokya. Bu bölgelerde yaflayanlar, ayn›
kabilenin mensuplar› de¤ildir. Sadece yaflad›klar› yerin ad›na dayanarak ayn› ismi alm›fllard›r.
Di¤er birçok yer gibi, “Ermenistan” ismi de co¤rafi bir bölgeyi gösterir, insanlar› de¤il. Ermeniler,
kendilerine kendi dillerinde “Haik” derler. Bu da, soylar›n›n geldi¤i yeri de¤il, Ermenistan olarak
bilenen yeri iflaret eder.
“Haik”in tekili “Hai”dir. Geldi¤i yer tam olarak belli de¤ildir. Bütün her fley, Bat›’dan göç ettikle-
rini ve sonunda, küçük gruplar halinde F›rat’›n do¤usuna yerleflti¤ini göstermektedir. Ermenilerin
dilinin büyük bir bölümü Hind-Avrupa ailesindendir. Ancak göçten sonra, Aryan-olmayan Anado-
lu dilleriyle kar›flm›flt›r. Die vorgeschicht-lichen Mittelmeervolker adl› kitab›n yazar› J. Karst gibi
akademisyenler, Ermeni veya ilk-Ermeni kabilelerin bir zamanlar, Kuzey Ege’de, kuzey Thes-
saly’de, ‹liyra yak›nlar›nda, di¤er bir deyiflle Balkanlar’da yaflad›¤›na inanmaktad›r. Ermenilerin,
‹liyral›lar›n bask›lar›yla Do¤u’ya göçen Phrygian- Thracian kabilelerinin soyundan geldi¤ine dair
benzer bir görüfl de vard›r. Ancak Ermenilerin, ilk baflta Balkanlar’da veya Thessaly’de yaflad›¤›
kesin olmas›na ra¤men, Anadolu’ya göç tarihleri tam olarak belirtilememektedir. ‹lk vatanlar›nda-
ki varl›klar›yla ilgili hiçbir iz b›rakmam›fllard›r ama göçün M.Ö. 6. yüzy›ldan önce olmad›¤› ve
Anadolu’ya bu tarihten önce gelmedikleri kesindir.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
19

Van’›n güneyi ve Hakkari hemen üstündeki bu kanyonun dik


yamaçlar›nda, vadi taban›n›n seksen metre yukar›s›nda
Yedisalk›m Ma¤aralar› bulunmaktad›r. Buradaki kaya resimleri
ço¤unlukla koyu k›rm›z› veya kahverengidir. Abart›lm›fl büyük- Bisutun (Behistun): Tanr› Ahura Mazda’n›n, Kral Darius’un üç
lükteki cinsel organl› tanr›, tanr›çalar, dans eden insan figürleri, dilde yaz›lm›fl yaz›t› ile birlikte görüldü¤ü resmi. Alt k›s›mda
günefl motifleri, flimdi var olmayan vahfli hayvanlar›n gösterildi¤i aralar›nda Ermenilerin de bulundu¤u, Darius’a vergi veren
av sahneleri görülmektedir. Anne tanr›n›n bir hayvan üstündeki, kabileleri simgeleyen figürler görülüyor.
“hayvan krall›¤›n›n kraliçesi” isimli resmi Anadolu’da bilinen en
eski resimdir.

DO⁄U ANADOLU’NUN TAR‹H ÖNCES‹ KÜLTÜRLER‹:


ANADOLU’NUN TAR‹H‹N‹ ANLAMAK ‹Ç‹N B‹R ANAHTAR

Jeopolitik aç›dan bak›ld›¤›nda, Do¤u Anadolu, dünya tarihinde anahtar bir rol oynam›flt›r. Güneyinde
Mezopotamya (F›rat ve Dicle nehirlerinin sular› Do¤u Anadolu da¤lar›ndan do¤arlar), do¤usunda ‹ran,
kuzeyinde Kafkasya, bat›s›nda Orta Anadolu vard›r. ‹çinde Urartu ve onlar›n atas› olan Hurrianlar›n bu-
lundu¤u, Do¤u Anadolu’nun bu kültürel yapbozu son zamanlarda tamamlanm›flt›r. Bu bölgenin nadir
konumu sebebiyle, bu kültürler çevrelerindeki ‹ran, Mezopotamya ve Orta Anadolu ile yak›n iliflki içine
girmifltir. 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›na kadar, Do¤u Anadolu’daki tarih öncesi yerleflim hakk›nda hiçbir
fley bilinmiyordu. Bat› Avrupa’da, antik ma¤aza resimleri keflfedildi¤inde, bunlar›n insan eliyle yap›lm›fl
ERICH FEIGL
20

en eski sanat eserleri oldu¤u düflünülmüfltü. Daha sonra Asya steplerinde ve Afrika’da ma¤aza resimleri
keflfedildi. Türk arkeologlar›n, Do¤u Anadolu’daki eski, yo¤un yerleflim yerlerini keflfetmeleri yak›n ta-
rihtedir. Bölgenin da¤l›k kesimleri, zaman›n avc›lar›na ve besin toplay›c›lar›na ihtiyaçlar› olan her fleyi
temin ederdi: Yo¤un ormanlar, bol vahfli av hayvanlar› ve su. Son y›llarda Do¤u Anadolu’da say›s›z ka-
ya resimlerinin ses getiren keflifleri bütün dikkatleri birden, bu bölgenin erken geliflme anlay›fl› üzerine
çekmifltir. Tanr›lar›n, tap›nanlar›n, hayvan ve avc›lar›n resimleri 15.000 sene öncesine kadar gidiyordu.
Do¤u Anadolu’daki kaya resimleri esasen dört bölgede bulundu: Malatya – Ad›yaman çevresi, Kars ya-
k›nlar›, Van çevresi ve Hakkari da¤lar›.
Türk Tarih Kurumu üyesi Dr. Oktay Belli, Van bölgesinde, M.Ö. 15.000 ile 7.000 y›llar› aras›nda yap›-
lan kaya resimleri keflfetti. Yedisalk›m bölgesinde, Hakkari’nin da¤lar›nda, vadi zeminin çok yukar›lar›n-
daki ma¤aralarda da tarihöncesi tanr› resimleri vard›r. Bu sanat eserlerini yaratan insanlara bakt›¤›m›z-
da, çok belirgin iflaretler oldu¤unu görürüz. Benzer kaya resimleri, Do¤u Azerbaycan’da, Gobustan’da,
Altay bölgesinde ve Sibirya’da da bulunmufltur. Bu kaya resimlerinin yo¤unlu¤u, bunlar›n hiç flüphesiz
Ön Türk kökenli oldu¤unu göstermektedir. Bu çizimleri yapan insanlar, erken göçmen veya yar› göçmen
Türk kabilelerine mensuptu. Benzer bir sonuca, (Hakkari) Gevaruk Vadisi’ndeki ve Tirflin Platosu’ndaki
stilize çizimlerden var›labilir. Gevaruk ve Tirflin’deki kaya resimleri özellikle önemlidir, çünkü Erzurum
yak›nlar›ndaki Cunni ma¤aras›ndaki ve Aizani (Çavdarhisar, Kütahya)’daki Zeus tap›na¤›n›n tafl blokla-
r›ndaki çizim ve sembollerle büyük benzerlikler gösterirler. Bunlar, bölgedeki antik Türk klanlar taraf›n-
dan yap›lm›flt›r. Son keflifler göstermektedir ki, tarih öncesi zamanlarda, Do¤u Anadolu ile Azerbaycan,
Sibirya stepleri ve Türklerin ilk anavatan› olan Altay da¤lar›n›n sanatsal ve kültürel merkezi aras›nda bir
ba¤lant› vard›r. Tarih öncesi günlerden, modern zamana kadar, göçmen ve yar› göçmen Türk ve Ön-
Türk kabileleri, ‹ç Asya ve Anadolu aras›nda canl› bir ba¤ oluflturmufltur.
Asya, yurtlar›n yurdudur. “Yurt” kelimesi Türkçe’de hem “çad›r” ve “ev” hem de “vatan” anlam›na ge-
lir. Yurtlara benzeyen ar› kovanlar›na Anadolu’da rastlanabilir. Urartular›n atas› olan ve krall›klar›n›
Kafkasya, Urmiye Gölü ve Malatya-Elaz›¤ civar› aras›ndaki bölgede kuran Hurrianlar›n bir eseridir. Bu
kültürel bölgeye birçok isim verilmifltir. Bunlardan baz›lar› “Kura-Aras Kültürü” ve “Karaz Kültü-
rü”dür. Bu kültürün yarat›c›lar› ve gelifltirenleri, Türkçe’nin de üyesi oldu¤u Ural-Altay dil ailesine ait
bir dil konufluyorlard›. Erken Hurri kültürü, Hurri kültürüyle birlikte, onlardan sonra gelen Urartu kral-
l›¤›n› ortaya ç›kard›. Hurrian kültürünün karakteristik bir özelli¤i, yar› göçmen Hurrianlar›n yuvarlak
çad›rlar›na benzeyen evleridir. Hurrian tipi bu yuvarlak evlerine, hâlâ Urfa ve Harran bölgesinde rastla-
n›r. Daha sonraki, Osmanl› dönemindeki kubbeli yap›lar, yurt ve ar› kovan›n›n geliflmifl halidir. Büyük
kubbelerin yap›m› için teknikler gelifltirenler Yunanl›lar ve Romal›lard› ama Osmanl›lar›n bu tekniklere
adapte etti¤i flevk, hiç flüphesiz, Türklerin antik yuvarlak ve çad›r tercihleriyle ba¤lant›l›d›r.

Urartular›n baflkenti olan Van Kalesi’ndeki M.Ö. 8. yüzy›la ait çivi yaz›s›nda (Hurrian ve Urartular›n or-
tak tanr›s› Taflpuea’dan gelen) Tuflpa ismi geçmektedir. Urartu krall›¤›n›n kurucusu Kral 1. Sardur’dur
(M.Ö. 840-830). Ayn› zamanda Van (Tuflpa) Kalesi’ni de infla ettirmifltir. ‹branilerin de de¤indi¤i “Ara-
rat” ismi, Kurman metinlerinde “Ura-rat”, Asur metinlerinde “Urartu” olarak geçmektedir. Urartular
kendilerine “Biainili” / Vainili / derlerdi. “Van” ismi buradan gelmifl olabilir.
Urartu yaz›lar› yak›n bir zamanda çözülmüfltür. Urartu dilinin Asya kökenli oldu¤u resmen tespit edil-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
21

Bo¤a ve Prenses Europa’n›n hikayesi, ne Yunan ne de Minoan kaynakl›d›r. Ayr›ca, bu eski efsanelerin kökleri, üç buçuk de¤il, sekiz bin
y›l yafl›ndad›r. Çatal Höyük’teki arkeolojik buluntular, hiç flüpheye yer b›rakmadan, bo¤a hikayelerinin Anadolu kökenli oldu¤unu
kan›tlam›flt›r. Bunlar› yaratanlar›n soyu bilinmemektedir. Bunlar› “ÖnTürkler” olup olmad›¤› önemli de¤il… onlar, hareket ve oran
duyusuna sahip çok kabiliyetli insanlard›. (Alç› üzerine boya süsleme; yükseklik 1.19 m, uzunluk 3.35 m, Çatal Höyük, M.Ö. 6. biny›l)

Kurbana¤a Ma¤aras›’daki kaya resimleri, Kars ili s›n›rlar› içinde Bu çizimler, binlerce y›l önce Do¤u Anadolu’da yaflayan ÖnTürk
Cam›fll› yak›nlar›nda. kabileleri taraf›ndan yap›lm›flt›r. Göçmen Türk kabileleri, hâlâ
Do¤u Anadolu’nun da¤l›k bölgelerinde hüküm sürmektedirler.
ERICH FEIGL
22

mifltir.. Türkçe gibi, eklemeli diller ailesine mensuptur. Dilbilimciler, Hurrianlar›n Anadolu’ya Orta
Asya steplerinden ve da¤lar›ndan geldi¤ine inanmaktad›r. Urartular da Hurrianlar’la birlikte M.Ö. 3.
biny›l›n ortalar›nda ayn› bölgeden gelmifllerdir. Bugün art›k kesin olarak biliyoruz ki, Urartu veya
Hurrianlar ile Hind-Avrupa Ermeni dili aras›nda (göçten sonra Ermenice konuflanlar taraf›ndan
Urartu dilinden al›nanlar hariç) hiçbir ba¤ yoktur. Ermenice, Hind-Avrupa dillerinin Satem grubuna
ait iken, Urartuca, kelime köküne son ekler ekleyerek kelime üretme gibi bir özelli¤e sahiptir.
Bu özellik Ural-Altay dillerinde olan bir özelliktir.
‹badet yeri olarak Do¤u Anadolu da¤lar›n› ve Irak’taki Zagros Da¤lar›’n› seçen “fieytan’a Tapanlar”,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda en önemli dini gruplardan biriydi. Birçok fiamanist özellik tafl›yan kültleri,
l›k, Musevilik, ‹slamiyet ve Zerdüfltlük’ün bir kar›fl›m›d›r. Her ne kadar onlar› “Kur’an’da
kastedilen mânâda” ehl-i kitap olarak nitelendirmek zor olsa da, tarih boyunca edindikleri bütün
özelliklerini korumay› baflarm›fllard›r.

fiehrin, 1915 y›l›nda Ermenilerce y›k›lan, eski Osmanl›’ya ait k›sm›na bakan bölgenin Van Kalesi’nden görünüflü.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
23

Orta Anadolu’da bir Yörük çad›r›. Çift bafll› kartal mührü. Karahöyük.
M.Ö. 1900.

Güney Anadolu’da (Harran) ar› kovan evleri. Swastika ( Bir haç formu). Hac›lar
M.Ö. 5900.

Kubbeli bina tercihi, yuvarlak çad›r evlerdeki hayat›n gelifliminden Bo¤abafl› formunda gamal› haç.
kaynaklanmaktad›r.
ERICH FEIGL
24

Çiftbafll› kartal figürü.

Tanr› Apollo-Nemrut Da¤›.

Ba¤dat’taki “Do¤u Kilisesi” (Nasturi)


patri¤i 2. Mar Addai Hazretleri.
5. yüzy›l›n sonunda M.Ö. 401 civar›nda, Xenop-
hon Anabasis adl› kitab›nda Ermenilerle di¤er
Anadolu’nun birçok hakimi olmufltur: Çift bafll› Anadolu kabilelerinin ad›n› birlikte yazar. Ermeni-
kartal ile Hititler, Persler, Büyük ‹skender, Yunan- ler’in ad›, ilk defa ‹ran’›n bat›s›nda bulunan ve
l›lar, Romal›lar, Bizansl›lar, Araplar, Memlükler Farsça, Babilce ve Elamitik dilinde kar›fl›k olarak
ve son olarak Selçuklular ve Osmanl›lar. Hepsi de yaz›lan Behistun yaz›t›nda geçmifltir ve burada
Do¤u Anadolu’daki tarihi “Ermenistan” bölgesin- Pers kral› Darius (M.Ö. 485) Ermenileri kendisine
de hükümran olmufllard›r. Bölgenin ad›n›n, kendi- ba¤l› kabilelerden biri olarak sayar. Bu ilk kay›t,
lerine “Haik” diyen ve muhtemelen Balkanlar’dan Ermeni topluluklar›n›n tarihlerinde hiçbir zaman
göç etmifl olan Ermenilerin iddialar›yla hiçbir ilgisi bir kral›n hakimiyeti alt›nda olmak veya en iyisi
yoktur. Haikler bu bölgede hiçbir zaman ço¤un- yar› ba¤›ms›z prenslikler kurmaktan daha ileri gi-
luk durumunda olmam›fllard›r. demediklerini göstermesi aç›s›ndan sembolik bir
önem tafl›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
25

Kur’an-› Kerim, (11/62): (Kur’an’a) inananlar, Yahudiler,


lar ve Sabiyanlar / Allah’a ve Ahiret gününe inananlar ve
do¤ru yolda olanlar ödüllendirilecektir. Allah’la beraber
olanlar için korku ve hüzün yoktur.

Sabianlar Kur’an’da dört kez zikredilirler. ‹slamiyet’e


göre, Yahudiler ve lar da Ehl-i Kitap’t›r ve ‹slam
taraf›ndan hep sayg› ile karfl›lanm›fllard›r.

Do¤u Anadolu’nun Araplar taraf›ndan fethinden sonra,


fiam’daki Halife, Ermenilerin de hükümdar› olmufltur.

Do¤u Anadolu’daki Van Kalesi’ndeki kraliyet yaz›t›.

Sümena Manast›r›-Trabzon.

Bir Selçuklu yap›s›.

Efes Konsulü’nün Hz. Meryem’i “Tanr›n›n Annesi”


olarak görme karar›n› kabul etmeyen Nasturi lar›,
Bizans devleti ve Rum Ortodoks Kilisesi’nin bask›s› al-
t›nda ezilmifl ve daha sonra Zoroastrian Persler, Om-
miad, Abbasi ve Osmanl› halifesinden himaye görme-
mifllerdir. Ancak, Ermeniler gibi, 1. Dünya Savafl›’nda
Ruslarla iflbirli¤i yap›p Türkleri arkadan vurana kadar
bafllar›na bir felaket gelmemifltir. Hakkari Da¤lar›’ndan
ricat etmeye zorlanm›fllard›r. Say›lar› 40.000 kadar
olan Nasturi lar› (kendilerine “Do¤u Kilisesi” derler)
bugün Irak’ta yaflamaktad›rlar.
fiu andaki durumlar› bilinmemektedir.
ERICH FEIGL
26

SELÇUKLULAR, MO⁄OL ‹ST‹LACILARI VE OSMANLILAR


‹mparator Romen 4. Diyojen (1068-71) yetenekli ve tedbirli bir generaldi. “Bulgar cani” ve
“Monomachus” Konstantin’in yapt›¤› h›zl› büyüme ç›lg›nl›¤› içinde yapt›klar› hatalar› telafi etme gibi bir
görev yüklenmiflti…ve baflaramad›.
Bizans ‹mparatorlu¤u’nun do¤usunda yaflayanlar, bitmez tükenmez vergilerden ve hiç de hofl olmayan
dini bask›lardan bezmifllerdi. Selçuklu Türkleri’ni de, e¤er kendilerine özgürlük vermeyeceklerse baflka
bir sorun olarak görüyorlard›. Malazgirt yak›nlar›nda, Van Gölü’ne birkaç saatlik yürüme mesafesindeki
bir bölgede, Selçuklular ile Bizans aras›nda bir savafl oldu. Savafl, Romen Diyojen’in yenilgisiyle sonuç-
land› ve Romen Diyojen, esir düflen ilk Bizans imparatoru oldu.
Selçuklular›n hükümdar› Alp Arslan, Romen 4. Diyojen ile bir anlaflma yapt› ama Diyojen
Konstantinopol’e döner dönmez, Bizans’ta bilinen politik bir muameleyle karfl›laflt›. Hain muhalifler,
kilisenin de onaylad›¤› bir yaz›l› güvenceye ra¤men gözlerini k›zg›n demirlerle da¤lad›lar.
“Bu, Malazgirt yenilgisini, gerçek bir felakete çeviren sonuçtu,” diye yaz›yor Georg Ostrogorsky,
çünkü bu, Alp Arslan ve ‹mparator Romen 4. Diyojen aras›ndaki anlaflmay› hükümsüz ve geçersiz
hale getirmiflti.
Art›k, Selçuklu Türkleri’ne kap›lar aç›lm›flt›. ‹ki y›l sonra, Konya (Orta Aadolu), Anadolu
Selçuklular›n›n baflkenti oldu. Kabiliyetleriyle ünlü Ermeni tüccarlar ve zenaatkârlar, yeni yöneticilerinin
yönetimi alt›nda, daha önce görülmemifl dini ve sosyal bir özgürlük yafl›yorlard›.
‹ki nesil sonra, Mo¤ol istilas›, Anadolu Selçuklu ‹mparatorlu¤u’nun geliflmesine aniden son verdi.
1236’da, Orta Anadolu’daki Mo¤ol istilas› alt›nda ezilen di¤er insanlar gibi zulüm gören Ani’leri y›kan-
lar Selçuk Türkleri de¤il, Mo¤ollard›. Kilikya’n›n Katolikosita’s›n›n, Lübnan’da yay›nlanan “resmi
yay›n›”nda flöyle bir bölüm var: “1065’de Ermeni krall›¤›, baflkent Ani ile ayn› zamanda Selçuklular
taraf›ndan y›k›ld›¤›nda” . . .
Hiç flüphe yok ki, kiliselerinin yay›nlar›n› okuyan iyi niyetli say›s›z Ermeni, Do¤u Anadolu’daki son yar›-
ba¤›ms›z Ermeni prensliklerinin y›k›lmas›n›n, Selçuklular›n geliflinden on y›llarca önce oldu¤u gerçe¤ini
bilmiyordu. Sanat tarihçilerinin, ‹ran, Türk, Bizans ve Arap sanat›n›n karfl›l›kl› etkilerini analiz etmeleri
imkans›z de¤ildir ama zordur. Kahire’de fiam’da ve Ba¤dat’ta yaflayan Ermeniler buralarda yaflayan
Türklerin etkisi alt›nda
kalm›fllard›r. Bu olay ayn› zamanda
Türklerin ve Ermenilerin
ola¤anüstü sonuçlar ç›kartan bar›fl
dolu iflbirliklerinin de alt›nda yatan
gerçektir.

Van Gölü kenar›ndaki Ahlat Selçuklu


mezarl›¤›, Selçuklu fatihler ve Haik aras›ndaki
bar›fl dolu iflbirli¤inin sembolüdür. Bizans
hakimiyeti, bu yükten Selçuklular vas›tas›yla
kurtulan Haik için sert dini bask›lar anlam›na
geliyordu.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
27

Bizans’›n, Selçuklular›n ve son yar› ba¤›ms›z Ermeni prenslik-


lerinin y›k›lmas›ndan sonra kullan›lan güç sembolleri: Bir Mo¤ol
hanedan armas› ve Türk hakimiyetinin sembolü “Kara Koç” (M.S.
13. ve 14. yüzy›llar).
Afl›r› milliyetçi Ermeni yönetici s›n›f, Ermenilerin, Do¤u
Anadolu’daki di¤er halk ve kabilelerle bir arada yaflamalar›n›
engellemifltir.

Güçlü Hoflap Kalesi, her zaman sald›rabilecek olan ‹ranl›lara karfl›


bir Osmanl› bariyeri oluflturmufltur. Hoflap Kalesi, Urartular›n
temelleri üzerine infla edilmifltir.

Malazgirt savafl meydan›, Van Gölü kuzeyi. Buras› Alp Arslan


komutas›ndaki Selçuklu ordusunun, 1071 y›l›nda Bizans ordusunu
yendi¤i ve ‹mparator Romen 4. Diyojeni esir ald›¤› yerdir. Böylece
Anadolu’nun kap›lar› Türkler’e aç›lm›fl oldu. Bu, özellikle
Bizans’›n Ermeni tampon prensliklerini boyunduru¤u alt›na
almas›ndan sonra daha da kolaylaflt›. “Patnos Aslan›”, bronz, Urartu, M.Ö. 8. yüzy›l bafl›.
(Tüm objeler Van’daki müzedendir.)
28

OSMANLI ‹MPARATORLU⁄U’NDAK‹ YAHUD‹LER


‹stanbul’daki ‹ngiliz Büyükelçisi taraf›ndan Kraliçe’ye gönderilen rapor:
No. 350
Sir A. H. Layard, Salisbury Markiz’i
No. 148
Konstantinopol, Nisan 13, 1880 (23 Nisan’da ulaflt›).

Efendim,
Angora (Ankara) vilayeti büyükelçiniz Bay Wilson taraf›ndan bana ulaflt›r›lan ve yay›nlanmas› arz edilen
raporu size sunmaktan büyük onur duyuyorum. ‹mza A.H. Layard

F. O. 424/106, s. 306, No. 151 Türkiye No. 23 (1880), s.121, No. 72

350 no’lu raporun ekindekiler,


Büyükelçi yard›mc›s› taraf›ndan Yönetim fiehri ve Ankara ‹li, Anadolu hakk›nda nüfus, sanayi, ticaret, ziraat, ka-
mu iflleri, toprak konusunda haz›rlanan rapor. Bu il ve flehrin nüfusu, toprak büyüklü¤ü ve verimlili¤i ile k›yaslan-
d›¤›nda az. Bunun sebebi de 1873-74 y›llar›ndaki k›tl›k sebebiyle yaflanan göçtür. Erkek nüfusundaki azalman›n
sebebi de 1877-78 y›llar›ndaki savaflt›r. Ayr›ca iflletmesi halkta olan bölgeye özel ürünlerin düflmesi de bu halk›
Konstantinopol ve Anadolu’nun di¤er illerine göçe mecbur b›rakm›flt›r. Türk nüfus say›m›nda kad›nlar ve on befl
yafl›n alt›ndaki erkek çocuklar› say›lm›yor, sadece askere gidecek olan Müslüman erkekler ve “askerlik hizmetine
karfl› al›nacak vergi” kapsam›na giren erkekler say›l›yordu. Son say›m 1877’de yap›ld› ve al›nan toplam say›
449.241’dir. Bu Redhouse kurallar›na göre üç ile çarp›l›yor ki, bu da 1.347.723 kifli demektir. Bu say› da flu grup-
lara bölünüyor: Müslümanlar, Gregoryan veya Ortodoks Ermeniler, Katolik Ermeniler, Protestan Ermeniler,
Rumlar, Yahudiler ve Çingeneler. Bu topluluklar›n say›s› flu flekilde bildirilmifl:

Askerlik yükümlülü¤ü olan erkekler


Müslümanlar 393.074
Toplam nüfus (Müslümanlar) 1.179.222
Askerlik hizmetine karfl› vergi ödeyen erkekler – H›ristiyanlar
Gregoryan Ermeniler 33.445
Roma Katolik Ermeniler 3.985
Protestan Ermeniler 660
Yahudiler 280
Çingeneler 262
Gayrimüslüm toplam nüfus 168.501
Toplam erkek nüfus 449.241
Toplam nüfus 1.347.723
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
29

Bu ›rklar›n dini farkl›l›klar›na ba¤l› farkl› kökenleri var.


Müslümanlar, M.Ö. 1344-45 y›llar› aras›nda Sultan
Murad döneminde, buralar› Bizans ‹mparatorlu-
¤u’ndan alan Türk askerlerinin soyundan geliyorlar.
Ermeniler, 15. yüzy›lda güneydo¤udan yap›lan göç ile
gelmifller ve zaman içinde Roma Katolik ve Protestan
kollar›na ayr›lm›fllar, önde gelen Roma Katolik aileler,
Sultan II. Mahmut zaman›nda, 1830’da Konstantino-
pol’dan sürülmüfller; beraberinde getirdikleri mallar ve
Avrupa ile olan ticari ba¤lar› flehre büyük de¤ifliklik ge-
tirmifltir. Daha sonra Roma’dan yönlendirilen Jizvit
propagandan›n baflar›l› olmas›yla itibarlar›n› kaybet-
mifller ve Avrupa’daki gibi eski ve yeni Katolikler diye
ayr›lm›fllar. Resmi olarak yap›lan ve d›flar›dan desteklenen hizipleflme bast›r›lm›fl ama gruplar aras›ndaki sürtüfl-
me devam etmifl ve daha sonra kal›c› bir baflar› ele edilememifl. Protestanlar, Amerikal› misyonerlerin son yirmi
sekiz y›l içindeki faaliyetleriyle ortaya ç›km›fllard›r. Say›lar› az olmas›na ra¤men, di¤er bütün topluluklardan
daha iyi e¤itimliler ve daha güvenilir ve dürüstler, ayr›ca giderek ço¤al›yor ve etkilerini art›r›yorlar. Ço¤unlukla
sar›fl›n olan ve bozuk bir ‹spanyolca konuflan Yahudilerin ‹ber (‹spanya) as›ll› olduklar› çok aç›kt›r. Ama baz›
göçebe çingene kabilelerinin nereden geldikleri, ayn› Avrupa’daki gibi Anadolu’da da büyük bir muammad›r.
(Mektubun bundan sonraki bölümünde, Ankara ili hakk›nda detayl› bilgiler veriliyor. Bu detaylar ilginç, ancak
bu kitab›n konusu d›fl›nda olan konulardan olufluyor).
‹ngiliz elçisi, ‹stanbul’daki büyükelçiye “Ço¤unlukla sar›fl›n olan ve bozuk bir ‹spanyolca konuflan Yahudilerin
‹ber (‹spanya) as›ll› olduklar› çok aç›k”… diye rapor ediyor. Büyükelçi de Angora (Ankara) ili hakk›ndaki bu
notu Londra’ya iletiyor. “Bozuk ‹spanyolca” konuflan sar›fl›n Yahudiler gerçekten ‹ber (‹spanya) kökenliler. Ka-
tolik krallar, ‹ber Yar›madas›’ndaki sadece Araplar› ve di¤er Müslümanlar› de¤il, krall›k bünyesindeki Yahudi-
ler için de kesin bir çözüm buluyorlar. 1412’den sonra, Yahudiler üzerlerinde kimliklerini belirten bir iflaret tafl›-
mak zorunda b›rak›l›yorlar. 1480’de Engizisyon, ölümcül cezaland›rma ifllemleri uyguluyor ve bu muameleler
sonunda 300.000 Yahudi hayat›n› kaybediyor. Baz›lar› Fas’a gidiyor, ama ço¤u çareyi Osmanl› ‹mparatorlu-
¤u’na s›¤›nmakta buluyor. Osmanl› Sultan›, bu kurtarma operasyonunu h›zland›rmak için kendi gemisini dahi
gönderiyor. Türk hükümeti, benzer cömertli¤i, Almanya’dan ve Hitler’in iflgal etti¤i ülkelerden kaçan Yahudi
mültecilere de göstermifltir. Onbinlercesine s›¤›nma hakk› tan›nm›flt›r.

‹spanya’n›n Katolik kral›n›n tehdidi karfl›s›nda


Yahudilere tek yard›m eden Osmanl›lar de¤ildi. Kemal
Atatürk Türkiyesi de Hitler döneminde onbinlerce
Yahudi mülteciye s›¤›nma hakk› vermifltir. Yo¤un
tehditlere ve müdahalelere ra¤men Türkiye tek bir
Yahudi mülteciyi bile geri çevirmemifltir.
ERICH FEIGL
30

RUM ORTODOKS PATR‹KHANES‹

Konstantinopol’un 1453’de Fatih Sultan Mehmet taraf›ndan fethinden önce, Rum Ortodoks
Patrikhanesi’nin etki alan› sadece Konstantinopol flehriyle s›n›rl› olacak kadar azalm›flt›. Bu, Konstantinopol-
‹stanbul, 29 May›s 1453 tarihinde Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun baflkenti oldu¤unda aniden de¤iflti. Her ne
kadar Patrik, (camiye dönüfltürüldü¤ü için) Aya Sofya Kilisesi’ni terk etse de, Sultanlar›n himayesindeki
patriklerin gücü, Bizans ‹mparatorlar›n›n himayesi alt›nda bulunduklar› zamana k›yasla daha fazla oldu.
Rum Ortodoks patri¤i, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki tüm Rum Ortodoks halk için bir ulusal kral gibi görev
yapt›.
Ad›n› Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin bugün bile içinde
bulundu¤u ‹stanbul’un Fener semtinden alan “Fenerli”
Rumlar, Ermeniler gibi, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki en
sayg›n, en zengin ve en etkin vatandafllar aras›ndayd›lar.
Bu durum çok sonralar›, Yunanistan Krall›¤› ve özellikle
Venizelos yönetimi s›ras›nda, 1. Dünya Savafl›’ndan
sonra Büyük Yunanistan hayalini gerçeklefltirme çabalar›
sebebiyle trajik bir de¤iflime u¤rad›. May›s 1919’da
Yunanl›lar ‹zmir’i iflgal etti ve Anadolu’nun içlerine
do¤ru iflgali ilerlettiler. Parçalanan Osmanl› ‹mparator-
lu¤u’na karfl› kolay bir zafer elde etmeyi umuyorlard›.
Ama Mustafa Kemal Atatürk komutas›ndaki
Patrik Demetrios Hazretleri

Türk direnifli, Yunanlar’›n bu uçuk kaç›k planlar›na 1922’de


son verdi. ‹flgal ordular›, Küçük Anadolu’dan utanç içinde geri
çekildiler. Geri çekilirken ‹zmir’i atefle verdiler.
Böylece Türklere “yanm›fl bir vatan”dan baflka bir fley
kalmam›fl olacakt›. 1915’te yerlerinden edilmeyen ‹zmirli
Ermeniler, Türkler’in hoflgörüsüne pek cömert bir karfl›l›k ver-
mediler... Yunanl›lar ma¤lubiyete u¤rat›ld›ktan sonra, iki taraf
da mübadele konusunda anlaflt›lar. Anadolu’daki Rumlar,
Yunanistan’a, Yunanistan’daki Türkler de Anadolu ve
Trakya’ya yerleflti. Bu mübadele, ‹stanbul’daki Ekümenik
Patrikhane’nin durumunu zay›flatt›. Yunanistan’daki 1974
askeri cuntas›ndan sonra, birçok Rum ‹stanbul’dan ayr›ld›.
Bu yüzden (özellikle Atina’n›n düflüncesiz yay›lma politikas›
yüzünden) Rum Ortodoks Patrikhanesi, Patrik Athenagoras ve
Patrik Demetrios’in flahsi flöhreti, günlük politikalar ve d›fl
bask›lara ra¤men devam ediyor olsa da, önemini büyük ölçüde
yitirdi.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
31

Kutsal Erdem Kilisesi – Aya Sofya. Fatih Sultan Mehmet taraf›ndan camiye, Mustafa Kemal Atatürk taraf›ndan da müzeye çevrilmifltir.

Taksim’deki Rum
Ortodoks Kilisesi
19. yüzy›lda infla
edilmifltir.
1928 y›l›nda ‹talyan
Canonica taraf›nda
yap›lan
Cumhuriyet An›t›
sa¤da.
ERICH FEIGL
32

ERMEN‹ ORTODOKS PATR‹KHANES‹

Osmanl› sultan ve halifeleri, Ermenilere “en sad›k vatandafl” diyorlard›. Selçuklu ve Osmanl› yönetimi al-
t›nda, 11. yüzy›ldan 19. yüzy›la kadar olan süre içinde Ermeniler en mutlu dönemlerini, alt›n devirlerini
yaflad›lar. Bugün, Ermeniler hâlâ Türkiye’deki en büyük az›nl›k durumundalar. Milli kökenlerine hiç ba-
k›lmaks›z›n, di¤er Türk vatandafllarla ayn› haklara ve sorumluluklara sahipler. Ermeni Sorunu, 1878 y›-
l›nda Rusyan›n San Stefano Bildirisiyle yarat›lm›flt›r. Bundan önce Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki Ermeni
nüfusu, dört farkl› gruptan oluflmaktayd›. ‹stanbul ve ‹zmir’de oturan ve Amiras diye an›lan grup zengin
ve iyi e¤itim alm›flt›. Anadolu’da Karavaganlar bulunuyordu. Bunlar becerikli, ticaretle u¤raflan ve flehirde
nüfuslar› olan kiflilerdi. Ermeni köylülerin durumu Müslüman köylülerden çok farkl› de¤ildi. Son olarak
da, özel haklara sahip da¤ köylüleri vard›. Ermeni milleti anatomisi içinde bile, özel haklara sahiplerdi ve
neredeyse yar›-ba¤›ms›z denebilecek durumdayd›lar.
Orta Anadolu’daki Osmanl› yönetimi, Ermenileri mümkün oldu¤unca kendi bafllar›na b›rakt›. Maalesef,
afl›r› milliyetçi duygular› hiçbir s›n›r tan›mayan birkaç Ermeni devrimcisi ve fanati¤i vard›. Bunlar, yar›-ba-
¤›ms›z k›rsal halk aras›nda rahats›zl›k ç›karmak için mümkün olan her yolu kulland›lar. Zeytun’daki Er-
meni ayaklanmas›, bunun sonuçlar›na iyi bir örnektir. Türkçe’de millet olarak tan›mlanan bütün milli/di-
ni topluluklar, genifl bir otonomiye sahipti ve kendi kendilerini yönetiyorlard›.
‹stanbul’daki Ermeni Ortodoks patri¤i, Rum Ortodoks Kilisesi’ne mensup olmayan bütün lar üzerinde
nüfusa sahipti. Gregoryan Ermeniler hariç, bu grubun içinde, Jakobitler, Süryaniler ve M›s›r’daki K›pti-
ler gibi bütün Küçük Asya ve Afrika Monofizitik kiliseleri bulunurdu. O zamanlar, çingenelerin M›s›r-
’dan geldi¤ine inan›l›r ve onlara “K›pti” denirdi.
Bu yüzden, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki bütün çingeneler, medeni kanunlarla ilgili konularda, ‹stanbul
Ermeni Patrikli¤ine ba¤l› idi. Ermeni Ortodoks yönetimi alt›ndaki bir di¤er grup da Balkanlar’daki Bo-
gomiller idi ve Pauliyan olarak bilinirlerdi. Do¤u Anadolu’da hâlâ küçük gruplar halinde yaflamaktad›r-
lar ve Maniçian inançlara sahiptirler. Tarihi Ermenistan bölgesinin ve burada yaflayan birçok halk›n ta-
rihi, Do¤u ile Bat› aras›ndaki dünya hakimiyeti savafl› ile bafllar. Bir Hind-Avrupa halk› olan Haik, bü-
yük bir ihtimalle Balkan veya Trakyal›d›rlar ve tarihi Ermenistan bölgesine M.Ö. 6. yüzy›lda gelmifller-
dir. O zamanlar, Urartu krall›¤›, Scythianlar›n ak›nlar›yla y›k›lmak üzereydi.
Yeni gelen Hind-Avrupal› Haik halk›, bir seviyede Urartularla kar›flt›lar. Urartular›n Asya kökenli dili,
Türkçe gibi eklemeli bir dil idi. Ermenilerin Hind-Avrupa kökenli dilleri üzerinde, kültürlerinde oldu¤u
gibi etkili oldu. Do¤u Anadolu’ya göçleri sürerken, Haik halk› (Ermeniler) Medyan hakimiyeti alt›na gir-
diler ve 550 y›l›nda imparator Kiros, antik Urartu topraklar›n›, buraya yeni gelmifl olan Haik halk› ile
birlikte ele geçirdi. Ermenilerin ad› ilk olarak, Daryus’un (M.Ö. 486) zaferlerinin anlat›ld›¤› belgelerle
ba¤lant›l› olarak, Behistun kitabelerinde geçer. Bu dönemde, Ermeniler, Perslerin yönetimi alt›nda bulun-
maktayd›. M.Ö. 4. yüzy›lda Ermenistan (tüm ›rklar›, kabileleri ve soyu birbirine kar›flm›fl halklar›yla)
Achaemidlerin daha sonra da Seleucidlerin yönetimi alt›ndayd›. Yönetim Parthianlar›n eline geçince, Er-
meni prensis Tigranes, Parthian saray›na esir düfltü. 2. Tigranes (M.Ö. 95-55), Ermenileri Parthianlar›n
esaretinden kurtard› ve ba¤›ms›z bir Ermeni ulusu ortaya ç›kard›. Baflkentleri flimdiki ad› Silvan olan ve
Van Gölü’nün güneybat›s›nda bulunan Tigranakent idi. 2. Tigranes, Pontus kral› 6. Mithridates’in k›z›
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
33

ile evlendi ve Roma’ya karfl› Mithridates ile ayaklana-


rak çok büyük bir hata yapt›. M.Ö. 69 y›l›nda, Ro-
mal› general Lucullus, Ermeni Kral› 2. Tigranes’i ye-
nilgiye u¤ratt› ve ba¤›ms›z Ermenistan rüyas› çok k›sa
sürdü.
Günümüzde Ermenilerin, bu k›sa süreli ba¤›ms›zl›¤a
dayanarak Do¤u Anadolu’da hak iddia etmeleri ve
Ermeni teröristlerin toprak iddialar›, Amerika Birleflik
Devletleri’ndeki ‹talyan mafyas›n›n Romal›lar›n (ya
da Lucullus veya Trayan’›n) varisleri ve Tigranakent
zaferinin mirasç›lar› olduklar›n› söyleyip Do¤u Ana-
dolu’nun kontrolünü ele geçirmek istemelerine ya da
Frans›zlar›n bir zamanlar yönetimleri alt›ndaki Kuzey
Amerika’dan toprak iddia etmelerine benzer. Örnek-
ler ço¤alt›labilir. E¤er herkes tarihinin bir döneminde
Patrik Snork Kalutsyan, Türkiye Ermenilerinin manevi
hakimiyet kurdu¤u topraklar› almak isterse, bütün lideridir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda, patrik ‘milli bir
dünyan›n boflalt›l›p tekrardan düzenlenmesi gerekir ki kral’ kadar güçlüydü. ‹mparatorluktaki bütün
Monofizitik lar – ve bütün çingeneler – ona ba¤l› idi.
bunun da anlam› sürekli savaflt›r.
Do¤u Anadolu’nun hakimiyetinin Romal›lara (Trajan,
Neron, Hadriyan, Diocletian) veya ‹ran Sasanilere ait

Ermenistan Kral› Tigranes, megalomanyak kay›n-


pederi, Pontos Kral› Mithridates’i Romal› general-
lere teslim etmeyi reddedince, Lucullus Tigranes
flehrine sald›rd›. Tigranes’in silahl› güçleri,
Lucullus’n bütün ordusundan daha çoktu ve
Ermeniler bu yüzden Romal›lar› küçük görüyor ve
“bir elçilik görevi için çok büyük, bir ordu için ise
çok küçük” diyorlard›. Savafl sadece bir gün sürdü
(M.S. 9 Ekim 69) ve Romal›lar, kendilerinden
yirmi kat güçlü olan Tigranes ordusunu bozguna
u¤ratt›. Roma askeri kay›tlar›na göre, asl›nda
hiçbir Romal› ölmemiflti, bütün ölenler Ermeni
idi. Tigranes, kaçmay› baflard› ve daha sonra ken-
di halk› taraf›ndan öldürülecek olan kay›npederi
Mithridates ile bulufltu. Teba halklar›, zalim
Tigranes’i terk ettiler ve galip taraf olan Lucullus
ve Pompeius’a ba¤l›l›klar›n› bildirdiler.
ERICH FEIGL
34

oldu¤u dönemler vard›r. Bu dönemin sonunda,


imparator Diocletian, 3. Tiridates’i Ermenistan
kral› ilan etmifltir. Bir Parthian olan Gregory Part-
hev, h›ristiyanl›¤› kabul etmifltir. Son bulgular gös-
termektedir ki, Ermenistan, imparator Konstantin,
M.S. 313 y›l›nda H›ristiyanl›¤› kabul edene kadar
H›ristiyan olmam›flt›r. Ermenilerin H›ristiyan olu-
flu, kral Tirdat’›n (Tiridates) emriyle 314 y›l›nda
gerçekleflmifltir. Ermenistan’›n H›ristiyanlaflmas›
büyük ihtimalle Edessa’da (bugünkü Urfa) baflla-
m›flt›r. H›ristiyan cemaatlerin daha 2.yüzy›lda bu-
rada var oldu¤u kan›tlanm›flt›r. Büyük kabul,
“Ayd›nlat›c›” diye an›lan Gregory Parthev Lusare-
viç vas›tas›yla olmufltur. Fakat o bir Haik de¤ildi
ama kelimenin tam anlam›yla yani Ermenistan
topraklar›n›n bir insan› olma anlam›nda bir Erme-
ni idi. Köken olarak da Parthian idi. Gregory, bir
Pers mültecisi olarak o zamanki ad› Sezarya olan
Kayseri’de yaflad›. H›ristiyanl›¤› orada kabul et-
miflti. ‹lk önceleri, Kral Tiridates, Gregory’ye kötü
davrand› ama daha sonra o da H›ristiyan oldu ve
onunla birlikte giderek Ermenistan halk› H›ris- Van yak›nlar›nda Semiramis Kalesi ve Camii. Hildshausen Enstitüsü
tiyan oldu. H›ristiyanl›k, Roma ‹mparatorlu¤u, sanat koleksiyonundan. Almanya. M.S. MDCCCXXXXIX (1849).

Gürcistan, Kafkasya ve Ermenistan’da h›zla yay›l-


d›. Bu, Persler üzerinde ters bir etki yapt›. Persleri
yenebilecek güçte olan Apostate Julian aniden öl-
dü. Halefi, Jovian, Kafkasya ve Ermenistan’› Pers-
ler’le savafl yapmadan terk etti. ‹mparator The-
odosius’un 395 y›l›nda ölümünden sonra, Roma
‹mparatorlu¤u, Do¤u ve Bat› olarak iki imparator-
lu¤a bölündü. Sasanilerin, H›ristiyanl›k karfl›t› fa-
natik din politikalar› sebebiyle büyük ma¤duriyet
yaflayan Ermeni prensleri, beyhude bir flekilde da-
ha çok özgürlük elde etmek için u¤raflt›lar.
451 y›l›ndaki Avarayr savafl›nda, Ermeni kral Var-
dan Mamikonean, Persler taraf›ndan yenildi. Bi- 10. yüzy›lda Akdamar Kilisesi infla edildi¤inde, do¤u Anadolu Ermenileri
zans’a yapt›¤› yard›m ça¤r›lar›n›n hiçbir yarar› ol- ve prensleri, Ba¤dat’taki Abbasi Halifesi’nin hakimiyeti alt›ndayd›. Sanat
ve kültürle ilgilenen (ve askeri konularla u¤raflmayan!) Halife de, hal-
mad›. 451 y›l› Ermeniler için vahim bir y›l oldu, ifelerin saray›nda yaflayan “Memlükler”e ba¤l›yd›. Memlükler Türktü ve
ayn› y›l içinde, günümüzde Kad›köy olarak bilinen yönetim ve askeri konularla ilgileniyorlard›. Klasik yuvarlak binalar› ile
hem Selçuklu hem de Ermeni mimarisinde etkili olmufllard›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
35

Kalkedon’da 4. Ekümenik Konsey topland›.


Bu talihsiz savafl sebebiyle, Bizans s›n›rlar› d›fl›nda ka-
lan H›ristiyanlar konseye kat›lamad›lar. Ayn› zaman-
da Bizansl› papazlar›n resmi politikas› olan impara-
torluk politikas›, karfl› konulmaz bir zafer kazand›.
‹sa’n›n, kutsal ruh ve insan olarak, iki tabiatl› yap›s›n›
savunan doktrin kabul edildi. Monofizistler, konseyin
kararlar›n› kabul etmediler. En önemli monofizist
grup Ermenilerdi ama bu grubun içinde Süryaniler,
M›s›rl› K›ptiler, Etiyopya’daki güney komflular› ve
Ermeni sanat›n›n çok tekrarlanan temalar›: Ermenilerin göç
Hindistan kilisesi vard›. Buna, o zamanlar gayet güçlü zamanlar›nda bafllay›p 1514’de Osmanl›lar›n ‹ranl›lar› kesin yenil-
olan Persli Nasturileri de eklemek gerekir. giye u¤ratt›¤› Çald›ran Savafl›’na kadar süren, Perslerle sürekli
devam eden savafl.
Bu çeliflki, Bizans ile Ermeniler aras›nda, her iki taraf
için de olumsuz sonuçlar do¤uran, uzun süreli bir
düflmanl›¤a sebep oldu. Ermenilerin zay›flamas›,
Bizans’›n onlar› küçük görmesine sebep oldu. Bafl
düflmanlar› olan Persler aras›nda bir tampon görevi
gören Ermenileri kaybettiklerini anlamad›lar. 484 y›-
l›nda, Bizansl›lar, do¤udan gelen Persler taraf›ndan
yenilgiye u¤rat›ld›lar. Bir nesil sonra, Justinyen impa-
rator oldu¤unda, Ermenistan’›n ba¤›ms›zl›¤›ndan hiç-
bir iz kalmam›flt›. Güç dengesi, Bizans ile Persler ara-
s›nda bölüflülmüfltü. ‹mparator Mauris, ilk vatanlar›
olan Trakya’ya birçok Ermeni yerlefltirdi.
Persler ve Romal›lar aras›ndaki savafl›n ard›ndan, Er- Codex 189’dan Van Gölü manzaras›: 451
meniler üzerinde hakimiyet kurmak için, Araplar ve y›l›ndaki Haik-Pers savafl›. Avarayr
Bizansl›lar aras›nda 1040’a kadar süren bir güç den- yak›nlar›nda, Haik sadece savafl› de¤il,
gesi kuruldu. M.S. 630 y›l›nda, ‹mparator Heraklius, Vartan Mamigoniyan asaleti alt›nda
Monofizisist Ermenilerle bir kilise birli¤i için yap›lan savaflma özlerinide kaybettiler.
planlara flekil verdi ama tam on y›l sonra, Araplar, (Aziz Vartan ve yoldafllar› anlatan 16
Do¤u Anadolu’yu iflgal edince, Bizans’›n bölgedeki yüzy›ldan kalma illüstrasyon,
Mechitaristenkloster, Viyana).
hakimiyeti sona erdi. Bizans’›n ara s›ra kazand›¤› za-
Ayn› tema. Avarayr Savafl›, 19 yüzy›l
ferler (örne¤in ‹mparator 2. Jüstinyen’in (685-695)
gözüyle (Georg Drah, 1888) Pers kral›, 2.
hükümdarl›¤› s›ras›nda olanlar) sadece Ermenileri,
Yadzegert, 451 y›l›nda (yani Kalkedon
resmi Rum Ortodoks Kilisesi çizgisine getirmek için Konseyi’nin yap›ld›¤› y›l) Haik halk›na
yap›lan zorba giriflimlere dönüfltü. Sonunda, Bizansl›- Mazdaizm dinine dönmeleri için bask›
lar ve Araplar, Ermenistan’›n kontrolünü, t›pk› Ro- yap›yor. Baflar›l› olam›yor ama Haik
mal›lar ve Perslerin yapt›¤› gibi, Do¤u Anadolu ve halk›nda, Konsey’de yer alamad›klar› için
Kafkasya olarak ikiye bölerek paylaflt›lar. Ermenistan hizipleflmeler bafll›yor. Mechitaristenkloster,
kral› olarak taç giydi¤i törende Prens Aflkot’a, hem Viyana.
Araplar hem de Bizans taraf›ndan alametler verildi.
ERICH FEIGL
36

Ermenistan, Araplar ve Bizans aras›nda yar› ba¤›ms›z bir tampon devlet olarak ortaya ç›kt› ve iyi de ol-
du. Güçlerinin s›n›rlar›n› ve hadlerini bilen Ermeni prenslerinin ak›ll› davran›fllar›, Haik halk›n›n refah›-
n›n en büyük garantisi oldu.
Bu dönemde, muhteflem Ani binalar› ve Van Gölü’ndeki Akdamar Adas›’ndaki kilise infla edildi. fiam ve
Ba¤dat’taki Halifelerin egemenli¤i kabul edilebilir bir yap›dayd›. Hiçbir Arap, Ermenileri, Monofizitik
inançlar› dolay›s›yla zor durumda b›rakmay› bile düflünemezdi. Tersine, Ermenilere, Kudüs’ün kutsal bö-
lümlerini teftifl etme görevini verdiler. Daha sonra Bizans ve Arap hakimiyeti alt›nda olan Bagratidler’in
hakimiyetinde, Ermeniler kültürel aç›dan büyük geliflmeler gösterdiler. Ani’nin inflas› tamamland› ve
Akdamar Kilisesi, Katolik Ermeniler için önemli bir merkez haline geldi.
Ancak, Bizansl›lar, Ermenilerin iplerini gitgide k›saltmaya devam ettiler. Do¤u’da Bat›’ya do¤ru geniflle-
yen yeni kabilelerle ilgili yeni, flafl›rt›c› raporlar geliyordu. Ama tampon Ermeni devletini desteklemek ve
güçlendirmek yerine, Bizansl›lar, Ani prensi Hovanes Smbat’› Ani’yi hiçbir flart ileri sürmeden ve tama-
men boflaltmas› için zorlad›lar. Balkanlar’daki zaferlerinden sonra, “Bulgar Kasab›” lakapl› ‹mparator 2.
Basil, benzer zaferler kazand›¤› Kafkasya ve Ermenistan’a yöneldi. Yay›lmac› politikalar›, halefi, ‹mpara-
tor 9. Konstantin zaman›nda Ermenistan’da zaferlerle devam etti. 9. Kostantin Monomakus, merhamet-
siz bir fanatik Ortodoks’tu. Kendi inan›fllar›na karfl› olan Ani’yi ilhak etti ve Ortodoks Bizans ‹mpara-
torlu¤u’nun bir parças› haline getirdi. Ermeni kaynaklar›nda flöyle geçer: “Kral 2. Gagik, Konstantino-
pol’deki krall›¤a teslim olmak zorunda kald›. Bu, Ermeniler için di¤er bir talihsiz y›l olan 1045 y›l›nda
oldu”. 1045’den beri, tarihi Ermenistan bölgesinde yani, Do¤u Anadolu’da ba¤›ms›z ya da yar› ba¤›ms›z
bir prenslik veya krall›k olmam›flt›r.
Ba¤›ms›z Ermenistan yönetimi veya otonomisinin hiçbir izi yoktur. Ermeni politik yaflam›n› do¤u Ana-
dolu’dan silip atan “Bulgar Kasab›”, ‹mparator 2. Basil ve ondan sonra ‹mparator 9. Konstantin Mono-
makus’tan baflkas› de¤ildir.

Ba¤›ms›z Ermenistan yönetimi veya otonomisinin hiçbir izi yoktur. Ermeni politik yaflam›n› do¤u Anadolu’dan silip
atan “Bulgar Kasab›”, ‹mparator 2. Basil ve ondan sonra ‹mparator 9. Konstantin Monomakus’tan baflkas› de¤ildir.

Uzun y›llar, Bizans, Persler ve Müslümanlar


aras›nda tampon devlet görevi gören yar›
ba¤›ms›z Ermeni prensliklerinin yok edilmesi
Yunanl›lar›n iflidir. Monofizisist Ermenilere
hoflgörü göstermiyorlar ve sürekli onlar›
inançlar›ndan döndürmeye çal›fl›yorlard›.
Ermenileri bu kötü kaderlerinden kurtaran önce
Selçuklu sonra da Osmanl›lar olmufltur.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
37

Ani: Tigran Honent’li Aziz Gregry Kilisesi. Ermenilerin, “Türklerin Bagritid hanedan›n›n baflkentini y›kt›¤›”
yönündeki tart›fl›lmayan mitolojisinin önemli bir bölümünü oluflturur.
Tarihi gerçek: En az›nda M.S. 772 y›l›ndan beri, bir zamanlar›n Urartu flehri Araplar›n kontrolündedir.
Bizans iflgalinden sonra, flehrin Gregoryanlar taraf›ndan ya¤malanmas› ve sonra da prensli¤in zay›flamas›n-
dan sonra, Hovhannes Smbat, baflkenti Bizansl›lara b›rakmak zorunda kald›¤› bir anlaflma yapmaya zorla-
n›r. 1041’de “Bulgar Kasab›” 2. Basil, bundan gelir elde etmek ister, Ermeniler baflkentlerini vermek
istemeyince, ‹mparator Konstantin Monomakus, Ani’ye iki ordu yollar.
Arap prens Dvin ile birlikte, Ermeni savunmas›n› k›rarlar. 1045 y›l›nda, Ani patri¤i ve valisi, kap›lar›
Bizansl›lar’a açarlar ve Do¤u Anadolu’daki ba¤›ms›z Erenistan’›n son kal›nt›lar› da yok edilir. Selçuklu sul-
tan› Alparslan, tam yirmi y›l sonra yani 1065 y›l›na kadar Ani’ye gelmifl de¤ildir ve Alparslan Ermenilerle
de¤il, o zaman Do¤u Anadolu’nun hakimiyetini Araplarla paylaflmakta olan Bizansl›larla savaflm›flt›r. Uzun
y›llar, Bizans, Persler ve Müslümanlar aras›nda tampon devlet görevi gören yar› ba¤›ms›z Ermeni prenslikle-
rinin yok edilmesi Yunanl›lar›n iflidir. Monofizisist Ermenilere hoflgörü göstermiyorlar ve sürekli onlar›
inançlar›ndan döndürmeye çal›fl›yorlard›. Ermenileri bu kötü kaderlerinden kurtaran önce Selçuklu sonra da
Osmanl›lar olmufltur.
ERICH FEIGL
38

OSMANLILARIN DO⁄U ANADOLU


VE K‹L‹KYA’DAK‹ ZAFER‹
Kilikya’daki Ermeni prensli¤inin tarihine girmek burada
mümkün olmad›¤› için flunu belirtmek yeterli olacakt›r
ki, 1512, Sultan 1. Selim zaman›nda Osmanl›
hakimiyetine girdi¤inde, 137 y›ld›r, Kilikya’da ba¤›ms›z
veya yar› ba¤›ms›z bir Ermeni prensli¤i bulunmuyordu.
1375 y›l›nda Memlükler taraf›ndan fethedilmiflti. Do¤u
Anadolu ve komflu bölgeler ve Osmanl›’n›n güneydo¤u
bölgelerindeki güç savafl› 23 A¤ustos 1514’de Çald›ran
yak›nlar›ndaki savafl ile son buldu.
Burada, Sultan 1. Selim (1512-1520) ‹ran Safavi devle-
Akdamar Adas› ve ünlü Kutsal Haç Kilisesi. 10. yüzy›lda
tini yenilgiye u¤ratt› ve tarihi Ermenistan bölgesinin ta- kilise infla edildi¤inde, do¤u Anadolu’daki Ermeniler,
mam›n›n kontrolü Osmanl›lar›n eline geçti. Bu döneme Ba¤dat’taki Abbasi halifesinin hakimiyeti alt›ndayd›.
Abbasiler’den önce, do¤u Anadolu ve burada yaflayan halk,
kadar bir Ermeni prensi bölgede hükümdar olmayal› fiam’da oturan Emevi halifesinin hakimiyeti alt›ndayd›.
yaklafl›k befl yüzy›l gibi bir süre geçmiflti. Tam iki y›l
sonra, 24 A¤ustos 1516’da, Halep yak›nlar›ndaki Mer-
cidab›k Savafl›’ndan zaferle ç›kan Sultan 1. Selim, Suri-
ye kap›lar›n› açm›fl oldu. Sultan 1. Selim’in halefi, Muh-
teflem Süleyman, fetihlere Rodos, Azerbaycan, Kafkas-
ya’n›n tamam›, (1. Dünya Savafl›’na kadar Türklerin
elinde kalan) Mezopotamya, Macaristan’› alarak devam
etti. 1529’daki Viyana Seferi, bu h›z›n kesildi¤i sefer ol-
du. Ermeniler için bu alt›n ça¤›n bafllang›c› demek olu-
yordu. Osmanl›lar, topraklar›n› genifllettikçe, Ermeniler
de muzaffer ordular›n peflinden gitti. Esnaf ve tüccar
olarak ifl yapt›klar› topraklar, Do¤u Anadolu’daki top-
raklardan yüz kat daha büyük bir hale gelmiflti.

Çald›ran Savafl meydan›. 23 A¤ustos 1514’de,


Sultan 1. Selim, ‹ranl›lar› bu meydanda yendi ve Do¤u
Anadolu’nun kontrolü Osmanl›lar’a geçti. O zaman
üzerinde anlafl›lan s›n›r, bugün hâlâ Türkiye-‹ran s›n›r›n›
oluflturmaktad›r. ‹ki y›l sonra ayn› gün, Sultan 1. Selim,
güney Anadolu ve Suriye’yi de kontrolü alt›na ald›. Hemen
sonra, Kahire’yi fethetti ve Mekke emiri Sultan 1. Selim’i hal-
ife olarak tan›d›¤›n› ilan etti. Halifelik, 1924 y›l›nda Türkiye
Cumhuriyeti taraf›ndan kald›r›lana kadar Osmanl›’da kald›.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
39

ERMEN‹ TRAJED‹S‹N‹N SEBEPLER‹


Ve Ermeni trajedisi bafllar. Birçok Ermeni kilisesi ve mezhebi aras›ndaki talihsiz rekabet ile birleflen
ultramilliyetçi ideolojiler, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki iç politika iklimini hareketlendirmiflti.
Zaman›n süper güçleri – ‹ngiltere, Rusya ve Fransa – Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu zay›flatmak istiyor-
lard› ve bunu yapabilmek için Ermenileri kulland›lar.

Ermeniler ve Türkler, Selçuklular›n (11. ve 12. yüzy›llarda) Do¤u Anadolu’daki Bizans topraklar›n›
fethetmeye bafllad›klar›ndan 19. yüzy›la kadar, tam bir uyum içinde yaflamaktayd›lar. “Ermeni
Trajedisi”nin sebepleri içeride de¤il de, çok uluslu Selçuklu ve Osmanl› ‹mparatorluklar›’n›n toprak-
lar› d›fl›nda aranmal›d›r. 19. yüzy›lda, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki huzursuzlu¤un bafll›ca sebebi
Rusya’d›r. Bostonlu Protestan misyonerler gibi baz› Amerikal›lar›n da yard›m›n› alm›fllard›. Rusya’n›n
amac›, “s›cak denizlere” inece¤i bir geçit bulmakt›. Amerikal› Protestanlar kendilerini, Ruslar›n
“yararl› aptallar›” olarak ispatlad›lar.

OSMANLI ERMEN‹LER‹N‹N BE⁄EN‹S‹N‹ KAZANMAK ‹Ç‹N K‹L‹SELER VE


MEZHEPLER ARASINDAK‹ MÜCADELE

Choctaw K›z›lderilileri’ne misyoner amaçl› seyahat s›ras›nda, Kuzey Amerikal› misyoner William
Goodell’in akl›na, Kutsal Topraklar›’›n H›ristiyanl›k ad›na “yeniden fethedilmesi fikri gelmiflti. O
zamanlar, Kutsal Topraklar, tamamen Osmanl› hakimiyeti alt›nda idi.
Bu yeni Haçl› Seferi, askeri bir havada planlanm›fl bir dizi keflif gezisi ile bafllam›flt›. Amerikal› misyo-
nerler, flahsi hiçbir fedakârl›k yapmam›flt›. Onlar› bu ifle ba¤layan tek fley, bizim de sayg›ya de¤er
buldu¤umuz amaca olan ba¤l›l›klar›yd›. 1821’de küçük bir öncü birlik, Kutsal Sepulchre’de kamp
kurdu. Ana amaçlar›, buradaki birçok hac› üzerinde misyoner (Protestan) bir etki b›rakmakt›.
Kudüs’teki ilk misyoner giriflim tam bir fiyasko oldu. Ne Yahudiler, ne Müslümanlar ne de baflka biri-
leri, Amerikan tarz› Protestanl›¤a ilgi göstermediler. Sonunda Amerikanlar, Kudüs’tekileri kendi dinle-
rine çekme gayretlerine son verdiler ve Beyrut’a geçtiler. Lübnan’daki H›ristiyan gruplar›n›n çok sert
muhalefeti ile karfl›laflmalar›na ra¤men, Amerikal›lar, Gregor Vardapet ve Garabed Dionysius isimli iki
Ermeniyi kendilerine çekmeyi baflard›lar. O zamanlar Ermeniler özellikle Gregoryan idiler. Her türlü
sivil yasa kapsam›nda, ‹stanbul’daki patri¤e ba¤l›yd›lar. Sonunda, Amerikal›lar›n verdikleriyle ilgilenen
Ermenilerin oldu¤u ortaya ç›kt›. Onlara cazip gelen cömert e¤itim imkan›yd›. Protestanmisyonerler,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki baz› yanl›fl yollara girdiler. Misyoner faaliyetleri onlar› Malta, Yunanistan
ve son olarak da ‹zmir’e götürdü. Ayn› zamanda, baz› takdir edilmesi gereken baflar›lar da elde etmifl
olmalar› gerekir. Sonunda, imparatorluk genelinde elde ettikleri tecrübelerinin, Beyrut’ta yap›lan tarzda
olmas› gerekti¤i sonucuna vard›lar. Di¤er bir deyiflle, onlar›n misyonu sadece Gregoryan Ermeniler
aras›ndaki baflar› ile elde edilebilirdi. Ermeni Ortodoks hiyerarflisinin iki temel faktörü bu baflar›ya
ERICH FEIGL
40

ba¤l›yd›. Birincisi hiyerarfli, çok zeki Amerikan misyonerler, Kutsal Topraklar› yeniden H›ristiyan-
laflt›rmak için Boston liman›ndan, kendilerince, yeni bir “Haçl› Seferine” ç›kt›lar. Misyonerler,
Yahudiler veya Müslümanlar üzerinde hiçbir baflar› sa¤layamad›lar, sadece Ermeniler aras›nda
baflar› sa¤lad›lar, baflka bir deyiflle, dedelerinin kiliselerinden ay›rd›klar› H›ristiyanlar üzerinde
baflar›l› oldular.
Ermenilerin e¤itimine gereken ilgiyi göstermedi. ‹kincisi, uygulamada para ve güç içinde yüzü-
yordu. Amerikal›lar sonunda, misyon karargâhlar›n›, William Goodell’in yönetiminde Konstan-
tinopol’de açt›lar. Amerikan misyonerlerinin tarihlerini okurken en dikkat çeken nokta, yap›-
lan birçok yanl›fltan sonra, böyle büyük bir imparatorlu¤un baflkentinin, karargâhlar› için en
uygun yeri oldu¤unu anlamalar› oldu.
Misyoner Smith ve Dwight taraf›ndan yap›lan çal›flmalar, Beyrut ve ‹zmir’de gelifltirilen tarz› teyd
eder özellik tafl›yordu. Ö¤renmeye aç olan Ermeniler, Konstantinopol’deki “Yabanc› Misyon
Amaçl› Amerikan E¤itim Kurulu”nun sa¤lad›¤› e¤itim imkanlar›n› büyük bir flevk’e kabul ettiler.
Daha 1833’de, okuma ve ö¤renme heveslisi birçok Ermeni ö¤renci Protestan yap›ld›. Ayn› y›l için-
de Protestan misyonunun on befl genç papaz› olmufltu bile. Misyonerlik dalgas›, Konstantino-
pol’den çevre illere hemen yay›ld›. 1834 y›l›nda, Benjamin Schneider, Bursa’da misyoner okulunu
açt›. Bunu hemen Trabzon izledi. Befl y›l sonra, 1839’da, Protestan Ermeniler-Amerikal›lar›n, ta-
rihsel belgelerindeki “zulümün ruhu” dedikleri olaylar bafllad›. Ermeni Ortodoks papazlar, Ermeni
misyonerlerin, zeki Ermeniler üzerinde elde ettikleri baflar›dan rahats›z olmufllard›. Misyonerlerden
kurtulmak ve bu ellerinden kay›p giden Ermenileri yeniden kazanmak çabas›na girdiler.
‹kna ifle yaramay›nca, kilise zor kullanma yoluna gitti. Okullar yak›ld› ve misyoner gazeteci
William E. Stron’a göre “tutuklamalar yap›ld› ve ortama terör hakim oldu”. Patrik, çok hoflgörülü
olmakla suçland› ve befl kiflinin ad›n›n bulundu¤u “bafll›ca flüpheliler” listesi yap›ld›. Ermeni mille-
tinin en üst tabakas›na mensuptular; papaz, bankac›, ifladam› ve sanatç›yd›lar ve hepsi delalet ile
suçlan›yordu. Bu, Gregoryan Kilisesi’nden ihraç ve ayn› zamanda bir kiflinin milliyetini kaybetmesi
– etkilenenler için bir felaket – demekti. Bir millete tabi olmadan, evlenemez veya bir H›ristiyan
olarak gömülemezdi. Bu kanunlar önünde savunmas›z olmak ve sosyal sürgün anlam›na geliyordu.
Ancak, Protestanl›k Ermeniler aras›nda zemin bulmakta devam ediyordu. Bu, hiç flüphesiz, Os-
manl› Ermenilerinin ö¤renmeye olan açl›klar›n›n yan› s›ra, Amerikan-Ermeni papazlar›n becerisi-
nin bir sonucuydu. Bir Protestan okulu da, genifl Osmanl› ‹mparatorlu¤u topraklar›n›n en uç nok-
tas› olan Van’da aç›lm›flt› ve Protestanlar›n, uzak Hakkari da¤lar›ndan, Protestan yapt›klar› “Da¤
Nasturileri” vard›. Ama Protestanl›k, ne Nasturilere ne de Van halk›na flans getirmedi. Hem Erme-
niler, hem de Nasturiler (Amerikan paras› kullanarak) Ruslarla birlikte ifl yapmaya bafllad›lar ve
sonunda Mart 1915’deki isyan hareketine sürüklendiler. Osmanl›, buna genel bir yer de¤ifltirme
emriyle karfl›l›k verdi. Bu, her iki tarafta çok trajik kurbanlar›n verildi¤i, 1915 Osmanl›-Ermeni
felaketinin bafllang›c› oldu.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
41

SONUN BAfiLANGICI: PROTESTAN B‹R ERMEN‹ M‹LLET‹’N‹N OLUfiUMU


1846’da, perde Ermeniler için hem gerçekte hem
de mecazi anlamda iki kez kapand›.
Konstantinopol’deki Ermeni Ortodoks
Patrikhanesi’nde, patrik, perdeler ve mihrap
kapat›lm›fl bir haldeyken, Protestanl›¤› seçen
Ermenilerin aforoz emrini okudu. Dünyadaki tüm
kötülüklerle suçlan›yor ve tehdit ediliyorlard›.
Daha sonra, bu aforoz ferman›, bölgedeki ayn›
abart›l› flartlar›n içindeki tüm Ermeni Ortodoks
kiliselerinde okundu. Tüm haklar› elinden al›nan
Protestan Ermenilerine büyük yard›mlar geldi.
‹ngiltere, yard›ma özellikle çok istekliydi, çünkü
durumu iflgal için iyi bir f›rsat olarak görüyordu.
Sonunda, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Sadrazam›,
müdahale etmek zorunda kald›. 1 Temmuz
1846’da, Osmanl› ‹mparatorlu¤u içinde yeni bir
millet yarat›ld› – “‹lk Avangelis Ermeni Kilisesi”.
1848’de, sadrazam bu konuyla ilgili bir ferman
yay›nlad› ve iki y›l sonra da Sultan, yeni Protestan
milletine flahsen imtiyazlar bahfletti. Art›k,
Protestan Ermeniler, Bâb-› Ali nezdinde, Ortodoks
Kilisesi’nin temsilcileriyle ayn› haklara sahip olan
kendi temsilcilerini seçme hakk›n› elde etmifllerdi.
Önceleri, bu yeni dönem çok umut verici
Ermeni milletinin en önde gelen isimlerinden biri Sivas’l› (Sebaste)
gözüküyordu. Prostestan misyonerlerin maksatlar› Mekhitar’d›r. 7 fiubat 1676’da bir Ermeni tüccar›n o¤lu olarak
dünyaya gelmifltir. Ermenilerle ilgili misyoner faaliyetlerinde,
hiç flüphesiz iyiydi ve daha önce görülmemifl ve Haçl› Seferleri s›ras›nda kurulan, Frans›z-Ermeni iliflkilerine güve-
özgeci bir sadakat göstermekteydiler. Ancak, nen Cizvit misyonerler, Franklar, ile temasa geçti. Mekhitar,
Osmanl› Ermenilerinin en önde gelen bilimadamlar›n›n biri oldu.
sonuç, Osmanl› Ermenileri için istemeden de olsa, Bir cemaat kurdu ve Ermeni rönesans›ndan mesul biri haline geldi.
felaketle sonuçland›. En merhametsiz düflman›, Gregoryan Kilisesi’dir.

KATOL‹K ERMEN‹LER
Protestan milletinin oluflturulmas›yla, Osmanl›
Ermenileri için üçlü bir sorun bafl gösterdi.
Birincisi, eskiden kurulmufl olan ve hâlâ kendi
varl›¤›n› “Ayd›nlat›c›” Aziz Gregory’e ba¤layan
“Gregoryan Kilisesi idi. ‹kincisi, resmi olarak
1850 y›l›nda kurulan Protestan Kilisesi, üçüncüsü
ERICH FEIGL
42

de Osmanl›’daki Katolik Ermeni Cemaati idi. Ama Ermeni liderleri, elbette mevcut komflular›n›n
üçüncüsü baflka bir düzlemde ele al›nmal›d›r. arkas›nda duracak müttefikler ar›yorlard›.
Prostestanlar resmi varl›klar›na ‹ngiliz (ve baflka Bunlar›n aras›nda hiç sevilmeyen Mo¤ollar ve
bir ba¤lamda da Amerikan) müdahalesine borçlu hatta nefret edilen Katolikler de vard›. Bu ittifak
iken, Katolik Ermeni milletinin kurulmas›, kendi- en belirgin halini, 1198 y›l›nda, Kardinal Konrad
lerini her zaman Do¤u’daki Katoliklerin koruyu- von Wittelsbach, Prens II. Loe’yu, Kilikya Kral›
cusu olarak gören Frans›z müdahalesinin bir olarak kutsad›¤›nda ald›. 14. yüzy›l, Kilikya’daki
sonucudur. Ortodoks Ermeni ve Katolik Ermeni aileler
‹lk Katolik Ermeni Patri¤i Agop Çukuryan, aras›nda ac›mas›z kavgalar›n yafland›¤› ac› dolu bir
1831’de Sultan taraf›ndan tan›nd›. Asl›nda ilk dönemdi. 1342’de, Kilikya, Guy de Lusignan’a tes-
ikametgah›, yüzy›llarca önce y›k›lan, eski Ermeni lim oldu¤unda, “Frans›z” oldu. Kilikyal› Ermeniler
Krall›¤› Kilikya’n›n kuruldu¤u yer olan aras›ndaki Gregoryan ço¤unluk buna bir isyanla
Adana’dayd›. Ermeniler, Bizans’›n Araplar’a karfl› karfl›l›k verdi ve 1344 y›l›nda, Guy de Lusignan ve
zaferle kazand›¤› parlak y›llar›nda uygulad›¤› üç yüz Frans›z flövalyesi öldürüldüler. Onun
yerleflim program›ndan beri Kilikya’da yaflamak- Katolik halefleri olarak, Kilikya Krall›¤› ad›yla
tayd›. Hetumlar ve Rubenlar, bu ilk yerleflenler sadece Sis flehri kald›.
aras›ndaki, Kilikya Krall›¤›n›n önderlerini Nisan 1375 y›l›nda, Memlükler Sis’i fethettiler ve

Robert Kolej (Günümüzde Bo¤aziçi Üniversitesi), 1840 y›l›nda


zeki Ermenilerin e¤itimi için kurulmufl ve Ermeni milliyetçili¤inin
de e¤itim alan› olmufltur. Robert Kolej’in kurucular›, özellikle
Cyrus Hamlin, yeni kolejin yerine büyük bir önem vermifllerdir.
Buras›, Osmanl›’n›n Avrupa’n›n yar›s›n› fethetmeye bafllad›¤›
Rumelihisar›’n›n hemen yan›ndad›r. Yeni okulunun binalar›
“reconquista”n›n (geri fethetme) bir sembolü gibidir. “American
‹stanbul’daki Katolik Ermeni Kilisesi’nin yeri daha uygun ola- Board” adl› tarih kitab›nda, William E. Strong, Ermenileri
mazd›. Kilise, eski Frans›z Büyükelçili¤i’nin bir uzant›s› olarak “mümkün olan her flekilde” yard›m edilmesi gerekenler olarak
ortaya ç›km›flt›r. Ayn› flekilde, 1831 y›l›nda ayr› bir Katolik anlat›rken, okulun kurucusunu da, “Türklerin bafl belas›” olarak
Ermeni kilisesinin yarat›lmas›, Bab-› Ali üzerindeki Frans›z göstermektedir. Ultra-milliyetçilik yanl›fl anlafl›lmaya bafllanm›flt›r.
bask›s›na mâl edilebilir.

yetifltiren en önemli aileler aras›ndayd›. 1080 5. Leo’yu esir ald›lar; bu da Ermeni devletinin
y›l›nda, Rubenler, Bizans’tan ba¤›ms›z, ayr› bir varl›¤›n›n son izlerinin de ortadan kald›r›lmas›
prenslik kuracak kadar güçlü hale geldiler. oldu. Ancak, Frans›z Kilikya’n›n, Ermenistan ile
“Ermeni Kilikyas›” 1375 y›l›na yani, Memlükler her hangi bir ba¤›n›n olup olmad›¤› tart›flmaya
son verene kadar tamamen veya k›smen ba¤›ms›z aç›kt›r.
bir prenslik olarak varl›¤›n› sürdürdü. Kilikya’n›n Son Kilikya Kral›n›n Paris’te ölümü, birçok Avru-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
43

pal›y› derinden etkilemifltir. Bir Fransiskan rahibi,


kral›n ba¤›ms›zl›¤›n› Memlükler’den ›srarl› bir u¤-
rafltan sonra sat›n alm›flt›r. Kral›n ölümünü hat›r-
layanlar özellikle Frans›zlard›r. Bunun sebebi,
5. Leo’nun, çok büyük bir cenaze töreniyle,
Celestine Manast›r›’na Frans›z krallar›n›n yan›na
gömülmüfl olmas›d›r.
Kilikya Krall›¤› 1375 y›l›nda son buldu, yani Os-
manl›lar taraf›ndan fethedilmeden tam 150 y›l ön-
ce. Elbette, tüm Anadolu’da oldu¤u gibi burada
da her zaman oldu¤u gibi küçük bir az›nl›k ola-
rak, Kilikya’da birçok Ermeni hayatlar›n› devam
ettirdiler. Frans›zlar, 1831’de bir Ermeni Katolik
Patrikli¤inin kurulmas› için bask› yaparlarken, Van’daki Ermeniler’e yönelik Amerikal›lar›n Protestanl›k
Kral Leo’nun hat›ras› canl› idi. Musa Da¤› ‹syan› misyonerli¤i 1872 y›l›nda bafllad›. Yerli Ermeni Ortodoks papaz-
lar›n bu misyona karfl› fliddetli savunmalar› oldu. (Daha sonra
s›ras›nda, 1915’de yerel Osmanl› Ermenilerinin
Van, Ermeni Katholikoslar›n uzun süre merkezi oldu.) Befl y›l son-
çektikleri ac›lara suç ortakl›¤› yaparken de canl› ra, Amerikal›lar misyonlar›na uygun olan ilk ibadethaneleri açma-
idi. 1918’de Güney’e asker ç›kard›klar›nda ve Er- y› baflard›lar.
menilere tutamayacaklar› sözleri verirken de di¤er Amerikal›lar, 1855 y›l›ndaki sald›r› ve kuflatmalara gönderme ya-
parcas›na Van’a Ermeni Kilisesi’nin Sebastapolu ad›n› verdiler.
bir suça da ortakl›k ettiler. Ortodoks ve Protestan Ermeniler aras›ndaki düflmanl›k sebebiyle
1896 y›l›nda (yazar›n›n seçilmifl olan bafll›¤›n bir- Van, fanatik milliyetçili¤in yeflerdi¤i bir yer haline geldi. Bunun so-
den fazla anlam› oldu¤unun kesinlikle fark›nda ol- nucu olarak birçok isyan ç›kt› ve sonunda onbinlerce Müslüman›n
hayat›na mal olan 1915 ayaklanmas› patlak verdi. Dr. Reynolds
mad›¤›) Türkiye ve Ermeni Canavarl›¤› ad›yla ç›-
ve kar›s› gibi iyi niyetli misyonerin e¤itim amac›yla bafllat›lan
kart›lan bir kitap, Amerikal› Protestanlar›n, propa- faaliyetleri afl›r› milliyetçili¤i do¤urdu.
gandan›n ötesinde daha nelere niyetli olduklar›n›
göstermektedir. Kitab›n mânâs› ve içeri¤i, en iyi
Francis E. Willard’›n yazd›¤› önsözdeki birkaç sa-
t›rla anlat›lmaktad›r. “Ermenilerin dünyadaki en
asil millet oldu¤u aflikârd›r çünkü, yüz ifadeleri,
görünüflleri ve letafetleri çok çekicidir. Yani, kiflisel
görünüflleri, Tanr›’n›n muhtemel görüntüsüne,
di¤er bütün ›rklardan daha yak›nd›r.”
Francis E. Willard, Ermenileri “silahs›z” olarak
tasvir eder ve asla “kimseye kötü bir fley yapmaya-
caklar›n›” söyler. Ermenilerin sadece depolamad›¤›
ayr›ca birçok isyanda kulland›klar› büyük miktar-
daki silahlara bak›l›rsa, bu söylenilenler tam bir
1. Dünya Savafl› patlak vermeden k›sa bir, süre önce, 1914’de infla
saçmal›ktan baflka bir fley olamaz. 1896, Ermeni edilen ‹stanbul Ermeni Protestan Kilisesinde bir ibadet an›.
terörünün yo¤unlaflt›¤› bir y›ld›. Ayn› y›l içinde
Osmanl› Bankas›’na bask›n düzenlenmifl ve rehine-
ERICH FEIGL
44

ler al›nm›flt›r. Ama Müslüman rehinelerin “Ermeni


›rk›”n› hiçbir muhakeme yapmadan tercih edenle-
rin gözünde hiçbir anlam› yoktu. Bununla birlikte,
“Müslümanlar mahremiyete her fleyin üstünde de-
¤er verirler”. Sonuç: “Ermeniler bir millettir,
Sultan ve onun askerleri de fleytan›n k›rbac›d›r.
Anglo Sakson ›rk› da kat› yürekli bir gözlemcidir”.
Asl›nda, ‹ngiltere ve ABD’nin müdahalesi, baz›
Protestan misyonerleri tatmin etmemiflti. Benzer
düflünceler, Ruslar taraf›ndan da ortaya at›ld›.
Yüzy›l›n sonunda, Ermeniler, büyük devletlerin
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun içifllerine kar›flmak
için en tercih etti¤i araç haline geldiler.
Artin Dadyan Pafla, Osmanl› D›fliflleri
Bakanl›¤› Müsteflar›l›¤› (1880-1887)
yapm›flt›r ama Ermeni davas›nda
Sultan için çal›flmam›flt›r…

Kanl› av köpeklerinin k›skac›nda: Sultan 5. Murat, Osmanl›’n›n


Avrupa’daki topraklar›nda yaflayan isyanc›larla u¤rafl›yor:
Bosna-Hersek, Karada¤ ve S›rbistan. Bu milletler, kendi s›n›rlar› içinde,
az›nl›klara verilen bütün imtiyazlardan en üst seviyede yararlan›yorlard›.
(Di¤er taraftan Ermeniler, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun hiçbir yerinde
ço¤unluk durumunda de¤illerdi.) Rus Çar›, Avusturya imparatoru Franz
Joseph, ‹mparator 1. Wilhelm, Yunan Kral› 1. George ve ‹talya Kral›
Humbert dikkatle izlerken, Alman Bismark ve ‹ngiliz Beaconfield kavga-
ya dahil olmak için haz›rda bekliyorlar. Ermeni patri¤i 2. Nerses Varta-
bediyan, ‹ngiliz büyükelçisine, “Avrupal› devletlerin sempatisini kazan-
mak için, isyan etmek gerekti¤ini ve böyle bir hareketin hiç de zor olma-
d›¤›n›” söylemiflti. (‹ngiliz Büyükelçisi Henry Elliot’un D›fliflleri Bakan›’na
yazd›¤› mektup. F. O. 424/46, s. 205-206; 7 Aral›k 1876). Karikatür:
PUNCH, 22 Temmuz 1876
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
45

Osmanl› Ermenisi mimar Garabed Amira Balyan (1800-1866, üst sol) Sultan Abdülmecid (üst orta) ve Sultan II. Abdülhamid (üst sa¤)
için hizmet vermifltir. En bilinen eserleri aras›nda Ortaköy Camii, Dolmabahçe Saray› bulunmaktad›r. Y›llar geçtikçe yerli ve yabanc›
ticari faaliyetlerin hepsi Osmanl› Ermenilerinin eline geçmifltir. Daha sonra bu olgu sorunlara sebep olacakt›r, çünkü Ermeni ayaklan-
malar›n›n liderleri, faaliyetlerini, k›smen Ermenilerin dostlu¤u olmazsa, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun çökece¤i inanc›na ba¤lam›fllard›r.
ERICH FEIGL
46

19. Yüzy›l: D›flar›dan Yap›lan Milliyetçi K›flk›rtmalara Ra¤men, Ermeniler


ve Osmanl›lar ‹çin Alt›n Bir Ça¤
‹stanbul’un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmed, kendisine ba¤l› halklarla iyi iliflkiler kurmaya çal›flm›fl ve onlara
genifl özerklikler vermifltir. (“Halklar” yerine dini gruplar demek daha do¤ru olacakt›r. O dönemde etnik ve ›rk
kavramlar› yoktu.) Fetihten tam sekiz y›l sonra, Fatih Sultan Mehmed, Bursa Ortodoks Ermeni Baflpiskoposu,
Hovakim’i ‹stanbul’a davet etti.
Hovakim Osmanl›lar taraf›ndan seçilmiflti ve Sultan ona patrik ünvan› verdi. Patrik Hovakim, Osmanl› ‹mparator-
lu¤u’ndaki Rum Ortodoks olmayan tüm gayri Müslimlerin dini (ve ayn› zamanda laik) anlamda lideri oldu.
Yetkisi, Echmiadzin ve Sis Ermeni Katolikosezlerinin yetkisinin de üstündeydi. Ermeni halk›n›n tarihinde hiçbir
Ermeni, Patrik Hovakim (ve 19. yüzy›la kadar gelen halefleri) kadar güç ve yetkiye sahip olmam›flt›. Ermeniler,
Osmanl› Sultanlar›yla her zaman Rumlara k›yasla daha iyi iliflkiler içinde oldular. 2. Gennadios Scholarios,
2. ‹sidoros Xanthoüulos ve 1. Sophronios Syrolopos gibi Konstantinopol Rum Ortodoks patriklerinin göreve
gelmeleri ve gitmeleri o kadar h›zl› oldu ki, turnike patrikli¤i gibi bir görüntü ç›kt›. Di¤er taraftan Ermeniler, ilk
zamanlardan itibaren Osmanl›larla do¤ru iliflkiler içinde oldular ve sürekli güç kazand›lar.

Osmanl›-Ermeni iflbirli¤inin alt›n ça¤›. 15. yüzy›ldan, 19. yüzy›la kadar, Ermeniler Sultan’›n “sad›k milleti” idi ve
‹stanbul Ermeni Patrikli¤i, padiflah-halifenin bizzat oluflturdu¤u bir makamd›r.

"Turkischer Hofer"den (Nuremberg, 1721) bir illüstrasyon,


Osmanl›-Ermeni iflbirli¤inin mutlu günlerinden bir baflmimar›
anlatmaktad›r. Bu günlerde, Sultan, hâlâ Ermenileri “sad›k millet”
olarak görüyordu. Bu fleytani ultra-milliyetçilik duygular›n›n
Ermeni toplumu içine s›zmaya bafllamas›ndan önceydi. Bu duygu-
‹stanbul Ortodoks Ermeni Patri¤i Snork lar artt›kça yanl›fl anlafl›ld›lar. Bu duygular, birçok insan›n asl›nda
Kalutsyan. Haik’in çöküflü oldu.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
47

1915’deki isyan ve bunu takip eden Anadolu’daki


Ermenilerin göç etmelerine kadar, Osmanl›-
Ermeni iflbirli¤ine daha baflka örnekler verilebilir:

Osmanl› topraklar›nda vefat eden son Osmanl› Sultan›


V. Mehmed Reflat’›n türbesi. 27 Nisan 1909’da tahta geçmifl ve 2
Temmuz 1918’de 1. Dünya Savafl›’n›n en kanl› bir döneminde
vefat etmifltir. Türbesi, Ermeni bir mimar taraf›ndan yap›lm›flt›r.
Eyüp’ün hemen afla¤›s›nda, Haliç k›y›s›ndad›r.

Krikor Amira Balyan bu güzel Nusretiye Camii’ni infla etmifltir


(1835)

Konstantinopol’ün, Fatih Sultan Mehmed taraf›ndan


1453’te fethi ve Bursa Ermeni Ortodoks Baflpiskopo-
su’na Konstantinopol Patri¤i ünvan› verilmesi,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki Ermenilerin – kelimenin
tam anlam›yla – alt›n ça¤›n›n bafllad›¤›n›n bir iflaretidir.
Ermeniler, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’da darphanecilik
görevini üstlendiler ve ‹stanbul’daki ana hazine
dairesinde ifller Ermenice yürütülmekteydi. Ermeni
mimarlara, Osmanl›lar taraf›ndan verilen projelerde
emniyet duyulurdu. Sultan’a tam bir ba¤l›l›kla hizmet Beylerbeyi Saray› ve sahil pavyonu, Ç›ra¤an Saray›’n›n karfl›s›nda,
Bo¤aziçi’nin güney sahilindedir ve Agop Balyan taraf›ndan infla
etme “sad›k Ermeni milleti” imaj›yla
edilmifltir.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda deyim haline gelmifltir.
ERICH FEIGL
48

‹ngilizler, Ruslar›n pervas›z bir kumar oynayarak, San Stefano Bil-


dirisi ile Avrupal›lardan ne istedi¤ini görmüfltü. Berlin Kongre-
si’nde, Bismark’›n bir fikri olarak, yer almalar›na bir ön flart ola-
rak, ‹ngiltere, San Stefano Antlaflmas›n›n her bir maddesinin dik-
katle incelenmesini öne sürdü. (PUNCH, 30 Mart 1878).

Osmanl› Ermeni mimar Garabed Amira Balyan tarafndan infla


edilen Dolmabahçe Saray›’n›n ana girifl kap›s›ndaki Sultan
Abdülmecid’in tu¤ras›.

Salisbury Markisi (‹ngiliz D›fliflleri Bakan›, 1878-1880).


ERMEN‹ M‹TOMANYASI
49

‹stanbul’un en güzel köflelerinden biri olan Pera’daki (Beyo¤lu)


Amerikan (eski) Konsoloslu¤u. Pera, 20. yüzy›l›n bafl›nda, zen-
gin Ermeni ve Rumlar›n yaflad›¤› bir bölge idi. Osmanl› ‹mpara-
torlu¤u’nda baflka hiçbir konsolos, ABD Konsolosu kadar çevi-
ri ve tercümelerinde oldu¤u kadar Ermeni Amerikan misyoner-
li¤inde (istisnas›z) Ermeni olan tercümanlara ba¤l› de¤ildi. ABD
ve Osmanl›, hiçbir zaman savafl etmemelerine ra¤men, “Kor-
kunç Türk” imaj› Amerikan kamuoyunda özellikle çok güçlü
idi. Bu, Konstantinopol’den Washington’a de¤ifltirilerek gönde-
rilen raporlar›n sonuçlar›ndan biri idi.
ERICH FEIGL
50

BÜYÜK GÜÇ POL‹T‹KASI VE ERMEN‹ SORUNU

Mo¤ollar zaman›n›n büyük gücüydü. 1236’da Ani flehrini harap edip, 1379’da Anadolu’nun do¤u kesi-
mini bir kez daha Timurlenk ‹mparatorlu¤u zaman›nda istila ettiler. Ermeni nüfusunun durumu o kadar
çaresizdi ki, Katoliko’nun Echmiadzin’e tafl›nmas› gerekti. Güney Anadolu’daki Sis, son Ermeni
kalesiydi. Memlükler taraf›ndan 1375’te ele geçirildi.
Bu tarihten itibaren Ermenilerin dini ve kültürel faaliyetleri önem tafl›maya devam etti, ancak güç ve top-
rak söz konusu olunca tarihi resmin d›fl›nda kald›lar.
Bir Ermeni Sorununun nas›l büyük güç politikas›n›n bir etmeni haline geldi¤ini anlayabilmek için Çarl›k
Rusyas›’n›n yay›lmac› hedeflerini ve bu hedeflere ba¤l› satranç hamlelerini göz önüne almal›y›z. Bu çir-
kin satranç oyununda Ermeniler sadece bir piyondu ve gerek Moskova’daki gerekse St.Petersburg’daki
Ruslar genelde bu piyonu feda etmeyi yararl› buluyordu. Rusya’n›n ‹ran ve Türk topraklar›n› ele geçir-
medeki h›z› ve azmi flafl›rt›c›d›r. Orta Asya’n›n güney kesimlerini, Kuzey ‹ran’›, Kafkasya’y›, K›r›m’› fet-
hedip sonunda Balkanlar’a ulaflt›lar. Bu olaylara bir göz at›nca, özellikle de Rusya’n›n en önde gelen
amac›n›n her zaman için Çanakkale Bo¤az›’n› zaptetmek oldu¤unu hat›rlay›nca Ermeni Sorunu’nun öne-
mi netlik kazan›yor.

1774 y›l› Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun çöküflünün


bafllad›¤› y›l›yd›. Altm›flbefl y›l önceki Karlofça
Antlaflmas›, Türkler için yeterince kötü olmufltu.
Ama flimdi Küçük Kaynarca Antlaflmas›’nda
Türkler o kadar prestij kaybettiler ki, Balkanlar’da
söz sahibi sadece Avusturyal›larla Ruslar kald›.
Do¤u’da Ruslar tekti.
Do¤u Anadolu 1515’ten beri Osmanl›’n›nd›. Sultan
III. Murat, Gürcistan’› 1578’te fethetti. Türklerin
do¤udaki tek rakipleri ‹ranl›lard›. 1639’da Türkler
Safevilerle Kasr-› fiirin Antlaflmas›n› imzalad›lar ve
bunu takip eden savafllara ra¤men Türk-‹ran s›n›r›
halen 1639’da belirlenen hatt› takip etmektedir.
Bütün Türk-‹ran savafllar› Ermeni topraklar›n›
etkilemifltir, ancak burada “Ermeni” tarihi bir
‹stanbul-fiiflhane’deki Rus ‹mparatorlu¤u Büyükelçili¤i. Elçili¤in
bölge olarak anlafl›lmal›d›r. Bunun Do¤u Anadolu ola¤anüstü bir bo¤az manzaras› vard›r.
ve etraf›ndaki kabileler ve di¤er halklarla beraber
yaflayan Haik halk›n›n resmi yetkisiyle bir ilgisi
yoktur. Kasr-› fiirin Antlaflmas›’n›n imzaland›¤›
1639 y›l›nda K›r›m da, Gürcistan ve tüm Karadeniz
sahili gibi Osmanl›’ya dahildi.
Karadeniz bir Türk-Osmanl› iç deniziydi.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
51

Erivan 1639’dan beri ‹ranl›lar›nd›. Neredeyse 1787 y›l›nda Rus Çariçesi II. Katarina, K›r›m
tamamen ‹slam flehriydi. Yar›madas›’nda Kherson’da, Yalta’ya yaln›zca 60
Rusya’n›n Kafkasya’ya do¤ru ilk ad›m›, 1556 kilometre uzakl›kta Avusturya ‹mparatoru
y›l›nda Astragan’›n fethidir. II. Joseph ile görüfltü. 14 May›s’tan 13 Haziran’a
Transkafkasya ka¤›t üzerinde ‹ranl›lara aitti, ama kadar Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu nas›l bölebilecek-
Azerbaycan gerçekte Osmanl› yönetimi alt›ndayd›. lerini tart›flt›lar. Liderler “Dakya” ad› verilecek
Ermenilerden – daha do¤rusu Haiklerden – yaln›zca olan bir Yunan Ortodoks devletinin kurulmas›n›
bu dönemde bahsedildi. Bu, 1603-1604 y›llar›nda öngören bir “Yunan Projesi” üzerinde karar
fiah Abbas’›n Ermenileri Ervan ve Culfa’dan ‹ran’›n k›ld›lar.
iç kesimlerine tafl›mas› üzerine oldu. Bu devlet Bessarabia, Moldavya ve Eflak’›
Fatih Sultan Mehmet, ‹stanbul Patrikli¤ini 1461’de kapsayacakt›. Bu sayede Avusturya etkisindeki
kurdu. ‹mparatorluktaki tüm Ermeniler ve Balkanlar›n yan› s›ra Dinyeper’in bat›s›ndaki Rus
Monofisitler ‹stanbul patriklerine ba¤l›yd›. O topraklar›n›n güvenli¤i de sa¤lanm›fl olacakt›.
s›rada ‹ran’›n olan Echmiadzin ve Sis Konstantinopol’ün çökmesi durumunda yeni bir
Katolikolar›n›n Osmanl› üzerinde hiç gücü yoktu. Bizans kurulacakt›. K›sa bir süre sonra Osmanl›lar
Ruslar 1723-1727 y›llar› aras›ndaki Türk-‹ran Ruslara savafl ilan etti ve bir kez daha Kafkasya’da
savafl›na kat›l›p Hazar Denizi’ne asker gönderdiler. savafl yafland›. Ne var ki topraklarda herhangi bir
Kuba Hanl›¤›, Bakü’nün kuzeyi, Rus etkisi alt›na girdi. de¤iflim olmad›.
1768’de, Polonya’daki olaylardan hemen sonra bir 1796 y›l›nda Ruslar ‹ranl›lar›n kaybettikleri
Rus-Türk savafl› patlak verdi. Osmanl› Ordusu topraklar› geri kazanma giriflimlerini bahane
yenildi ve 1774’te Küçük Kaynarca Antlaflmas› ederek Kuba, Bakü, Derbent, fiirvan ve Karada¤’a
imzaland›. Bunun ard›ndan Ruslar ilk kez girdiler.
Kafkasya’ya do¤ru ilerlediler. Poti üzerinden
Kutaisi ve Ah›ska’ya kadar geldiler. Bir baflka
deyiflle, günümüzdeki Türkiye-Sovyetler Birli¤i
s›n›r›na yaklaflt›lar.
Küçük Kaynarca Antlaflmas› Transkafkasya’daki
Kabartay’› da (Elbrus Da¤›n›n do¤u eteklerinde)
Ruslara vermifltir, ancak bütün bu toprak
kazançlar›ndan da önemlisi, Ruslara Osmanl›
‹mparatorlu¤undaki H›ristiyanlar›n haklar›n› koru-
mada söz hakk› vermifltir. O noktadan itibaren
Rusya sürekli olarak Türklere ve Osmanl›’ya karfl›
s›n›rlar›n› geniflletmeye çal›flm›flt›r. Bu da,
neredeyse her zaman H›ristiyanlar› koruma kisvesi
alt›nda yap›lm›flt›r.
1783 y›l›nda Rusya, Gürcistan’›n H›ristiyan
prensleriyle bir savunma antlaflmas› imzalayarak
SIR AUSTEN HANRY LAYARD
eski “‹berya” üzerinde hat›r› say›l›r bir kontrol
‹ngiltere Büyükelçisi
kazanm›flt›r. (1877-1880)
ERICH FEIGL
52

1801 y›l›nda Ruslar Gürcistan’› iflgal etti.


1812 y›l›nda Ruslar, Bükrefl Bar›fl Antlaflmas›’n›
takiben Kafkasya’da Suram’›n bat›s›ndaki Rion
Basin’de kontrolü ele geçirdiler.
1813 y›l›nda Butistan Bar›fl Antlaflmas›’n›
takiben Ruslar Hazar Denizi’ndeki ‹ran toprak-
lar›n› (kabaca bugünkü Rus-‹ran s›n›r›na yak›n
olarak) iflgal ettiler. fiah Abbas Mirzan kaybetti¤i
topraklar› geri almaya çal›flt›¤›nda bu sefer çok
kötü bir bozguna u¤rayarak tekrar yenildi.
1828 y›l›nda imzalanan Türkmençay Antlaflmas› 1878/79 savafl›ndaki Rus zaferi Osmanl› ‹mparatorlu¤u için çok
ile ‹ranl›lar (günümüzde Ararat’›n güneydo¤usun- kötü oldu ve Balkan yar›madas›ndaki Türkler için de felaketle
sonuçland›. Sadece birkaç gün içinde 400.000 Müslüman Türk
da özerk birer Sovyet Sosyalist Cumhuriyet olan) yeni kurulan Bulgaristan Prensli¤i’nde katledildi. Bir milyondan
Erivan ve Nahcivan Hanl›klar›’n› Ruslara vermeye fazla Türk mülteci ‹stanbul’a kaçt›. Mülteciler çaresizlik içinde
tahttan indirilen padiflahlar› Murat’›, hapis tutuldu¤u Ç›ra¤an
zorland›lar. O zaman belirlenen s›n›rlar Saray›’ndan kurtarmaya çal›flt›lar. Onun savafl›n gidiflat›n›
günümüzde halen geçerlidir. Bu, Ermeni gönüllü- de¤ifltirebilece¤ine inan›yorlard›. Nöbetçiler isyanc›lar› katletmek-
ten sorumluydular. (Çizim: Vsermiyana illustratiya, 24 May›s
lerin, daha sonra 1914-1922 y›llar› aras›nda 1878) Büyük güçlerin hiçbiri Osmanl› mültecilerinin sebeplerini
oldu¤u gibi yüksek kat›l›m gösterdi¤i ilk savaflt›. desteklemeye de¤er bulmad›. Toplu katliamlar cezas›z kald›.

Erivan bölgesindeki Haikler art›k ‹ran yerine Rus


egemenli¤i alt›ndayd›. Ruslar Ermenileri faydal›
araçlar olarak nas›l sömürebileceklerini çoktan
gördüklerinden bu durum çok a¤›r sonuçlara yol
açt›. Bir Ermeni Ortodoks Katolikosunun yeri
olan Echmiadzin de 1828’de Rus egemenli¤i alt›na
girdi.
Türkmençay Antlaflmas›’n›n ve Yunanl›lar,
‹ngilizler ve Frans›zlar ile bat›da kasvetli bir
savafl›n hemen ard›ndan Ruslar Erzurum’a kadar
ilerlemeyi baflard›lar.
1829 y›l›nda Edirne Antlaflmas›’nda Ruslar
Ahiska, Ahilkalek ve Akchur’un yan› s›ra Poti ve
Ç›ra¤an Saray›, Osmanl›-Ermeni mimarisinin baflyap›tlar›ndan
Anapa gibi Karadeniz kalelerini de ele geçirerek biridir. Kal›nt›lar› bile büyüleyici bir güzelli¤e sahiptir.
bugünkü Rus-Türk s›n›r›n› belirlediler. Bar›fl Sultan V. Murat sürgün y›llar›n› Nigogosh Balyan taraf›ndan infla
edilen, Bo¤az’daki Ç›ra¤an Saray›’nda geçirdi. Günümüzde,
Antlaflmas› Haiklere ve Müslümanlara Rusya ile yenilendikten sonra, lüks bir otel olarak hizmet vermektedir.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u aras›nda seçim yapma
hakk› verdi. 100.000’den fazla Ermeni,
Erzurum’un ilerisindeki topraklar› terk edip
günümüzde Ermeni Sovyet Cumhuriyeti olan böl-
geye tafl›nd›. Ayn› flekilde Müslümanlar›n büyük
ço¤unlu¤u da Kafkasya’y› terk edip Anadolu’ya
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
53

yerleflti. Bu zamana kadar Erivan’da neredeyse


sadece Müslümanlar yaflamaktayd›. Türkmençay
Antlaflmas›’ndan (1828, Türkmençay Kuzey ‹ran’-
da, Urmia Gölü’ndedir) sonra Çar, eski Erivan ve
Nahcivan Hanl›klar›ndan bir Ermenistan kurdu.
Bölge halk›n›n tümünü Rusya vatandafl› yap›p,
kendisini “Ermeni Kral›” ilan etti. Ayn› zamanda
bir de “Polonya Kral›” idi.
1849 y›l›nda Kafkasya bölgesi iki bölüme ayr›ld›.
1854 y›l›nda bu bölünme, Müslümanlar›n bu genifl
bölgelerde Gürcü ve Ermeni H›ristiyanlar›n ege-
menli¤ini kabul edememesi sonucu meydana gelen
sürekli ayaklanmalar nedeniyle iptal edildi. Bölgeyi Osmanl›-Ermeni mimar› Agop Bey Balyan’›n baflyap›t› olan
Bo¤az’daki Beylerbeyi Saray› Sultan Abdülhamit ile Rus Grandük
yeniden düzenlemekten sorumlu olan Prens Nikola’n›n buluflmas›na sahne olmufltur. Savafl›n bafllang›c›nda
Vorontsov buray› çok say›da küçük siyasi Ermeniler Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na sadakatlerini resmi olarak
ilan etmifl, ancak Osmanl›lar›n kendilerine en çok ihtiyaç duydu¤u
eyalete böldü. Ermeniler esas olarak Tiflis ilinde zaman, geçmiflte her zaman “sad›k millet” olan Ermeniler Ruslara
yafl›yordu, ancak çok geçmeden çok say›da Ermeni koflup bu durumdan faydalanmaya çal›flm›fllard›r. Osmanl›lar bu
ihaneti hiçbir zaman unutamazd›. O andan itibaren Osmanl›-
Erivan bölgesine de yerleflti. Ermeni iliflkileri zorlaflmaya bafllad›.
1854 y›l› ayn› zamanda Osmanl›lar›n, Ruslar›n
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki H›ristiyanlar›
himayesi alt›na almas›n› kabul etmemesi nedeniyle 1863 y›l›nda bir “Reglement de la nationarmeni-
ç›kan K›r›m Savafl›’n›n gerçekleflti¤i y›l›d›r. enne” yay›mland›. Bu, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’n-
Ruslar›n amac› Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu çökert- daki Ermenilerin statüsünü hiçbir flekilde
mekti. “Bo¤aziçinin hasta adam›”n›n ölmesini de¤ifltirmedi. Amac›, patri¤in haklar›n›, Ermeni
sa¤lamak ve gücü ellerine geçirmek istiyorlard›. az›nl›¤›n›n temsilcilerinin istekleri do¤rultusunda
1854 y›l›nda Kars, kahramanca bir savunmadan k›s›tlamakt›. Katolik ve Protestan milletlerinin
sonra Ruslara yenik düfltü. oluflumu, patri¤in gücünü zaten frenlemiflti. Art›k
1856 y›l›nda “Viyana Protokolü” K›r›m Savafl›’n› Ermenilerin siyasi temsilcileri de harekete geçiyor-
sona erdirdi. Ayn› y›l imzalanan Paris Bar›fl›, du ve Ermeni milletinde üstünlü¤ü sa¤lamak için
Osmanl› ‹mparatorlu¤u için büyük bir baflar›yd›. herkes herkesle savafl›yordu. Bu, Ermenileri aç›kça
Kars onlara geri verildi ve Türkiye’deki Ortodoks zararl› yönde etkiledi, yaln›zca radikaller için kârl›
H›ristiyanlar üzerindeki nefret uyand›r›c› oldu. Mant›kl› Ermeniler o zaman bile, e¤er Rus
“himaye” iptal edildi. (Bu himaye adeta daha himayesi alt›nda bir Yunan Ortodoks Bizans’› kur-
sonra ortaya ç›kacak olan Bezhnev Doktrininin maya dair eski planlar gerçeklefltirilirse bunun
habercisi say›l›r.) Özellikle ‹ngiltere Osmanl› kendileri için sadece korkunç sonuçlar do¤ura-
‹mparatorlu¤u’nu bölme planlar›na karfl› ç›kt›. bilece¤inin fark›na vard›lar. Bu planlar II. Joseph
Çünkü kendi ç›karlar›n›n tehlikeye girece¤ini ile II. Katerina aras›nda yap›lan görüflmelerden
görmüfltü. Bundan sadece yirmi y›l sonra Rusya, beri unutulmam›flt›. Gerçeklefltirildi¤i takdirde,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na bir kez daha diz çök- Yunan (veya Rus) Ortodoks Kilisesi’nin yeniden
türmeye çal›flt›. Ermenileri komple kendi yönetimleri alt›nda topla-
ERICH FEIGL
54

ma girifliminde bulunmas› kesindi. Kafkasya’daki


Rus egemenli¤i Çar’›n Ermenilere özel haklar ver-
meyi hiç düflünmedi¤ini ve baz›lar›n›n umdu¤u
gibi, onlara kendi ba¤›ms›zl›klar›n› vermeyi hiç
planlamad›¤›n› çoktan net olarak göstermiflti.
Bu sadece Rus yönetimi alt›ndaki di¤er uluslarda
da ayn› ba¤›ms›zl›k fikrinin ortaya ç›kmas›na yol
açard›. Gerçek fludur ki; Ermeniler 1870 y›l›na
kadar uluslararas› siyasi sahnede neredeyse tama-
men önemsizdi. Yaklaflan felaket sessizce,
neredeyse hiç fark edilmeden sokuldu.
1876 y›l›nda ‹stanbul’da elçiler aras›nda yap›lan
bir konferansta Ermeni patri¤inin giriflimi kesin- Mimar Sinan’›n Edirne’deki baflyap›t› Selimiye. ‹stanbul Ermeni
patri¤inin (Khirmian) temsilcileri galip Ruslarla 1878’de Edirne’de
likle reddedildi. Ermenilere ilgi gösterenler bulufltu. Osmanl›lar bunu utanmazca bir ihanet olarak gördü.
yaln›zca, Ermeni az›nl›¤› zaman zaman do¤udaki
topraklar›n› geniflletmekte kullanan Ruslard›.
Ruslar Ermenileri s›kl›kla Müslümanlar aras›nda
kendi ellerini kirletmeden korku ve pani¤e yol
açmak için mafla olarak kulland›lar. (Bunun iyi bir
örne¤i, Ermenilerin Müslümanlar›n katledilmesin-
den sorumlu oldu¤u Erzurum’un 1839 senesinde-
ki iflgalidir.)
1877 y›l›nda Balkanlar›n kaybedilmesiyle Ruslar›n
Erzurum-Alexandretta (bugün, ‹skenderun)
hatt›nda Akdeniz’e ilerlemek istedi¤i aç›kça belli
oldu. Art›k Ermeniler Ruslar için iyice önemli
olmaya bafllam›flt›. Ermenilerin “Beflinci Bölük”
olarak hizmet etmesi bekleniyordu. Bu noktada
Ruslar kendilerini art›k Ermenilerin sadece ruhban
s›n›f›n› sömürmekle s›n›rlamad›lar. Ermeni isyanc›
kadrosunu giderek daha fazla kullanmaya
Konstantinopolis (‹stanbul) patri¤i (1879-1893), daha sonra da katoliko
bafllad›lar. Ayn› zamanlarda ‹ngilizler de (1893-1907) olan “Hayrig” (küçük baba) takma adl› Meguerditch (veya
Ermenilere ilgi göstermeye bafllad›lar. Osmanl› Khirmian) (1821-1907). “Haiklerin kendi evlerine verdikleri isim” olan
Yergir adl› uç grubun kurulmas›ndan sorumludur. Zalim bir Ermeni mil-
‹mparatorlu¤u’nun çökmesi durumunda büyük liyetçisi olan Khirmian – dini H›ristiyanl›k de¤il, Milliyetçilikti- Ermeni
güçler aras›nda kontrolü sa¤layacak bir Ermeni taleplerini sunmak için 1878’te Berlin’e gitti. Edirne’de Osmanl›lar
taraf›ndan büyük vatan hainleri olarak kabul edilen tarist istilac›lar ile
tampon devleti fikrini ortaya att›lar. bulufltu. Rus ordusuna hizmet veren Ermeni memurlarla yak›n olarak çal›flt›
1877 y›l›n›n 24 Nisan günü Ruslarla yeni bir (esas olarak Do¤u Anadolu’da Loris Melikian, general Lazarian ve general
Ter-Goukassian ile). Tüm bu giriflim Osmanl› Do¤u-Anadolu’ya 1915 Rus-
savafl›n ilk günüydü. Bu en k›sa savaflt›, ama Ermeni sald›r›s›n›n tipik bir provas›yd›. Khirmian, korkunç sonuçlar
Osmanl›lar için en y›k›c› savaflt›. “1293 felaketi” do¤uran “Mouvement Révolutionnarie HAY” yarat›c›lar›ndan biriydi.

(Osmanl› takvimine göre sene buydu) Türkler


ERMEN‹ M‹TOMANYASI
55

aras›nda hala meflhurdur. Bafllang›çtan itibaren Ruslar do¤u cephesinde avantajl› durumdayd›. Kars 18,
Kas›m’da düfltü. Ruslar Ermeni General Loris Melikof yönetimi alt›ndayd›. Erzurum Rus sald›r›lar›na
karfl› koyarken Türkler Balkan cephesinde Plevne yak›nlar›nda korkunç bir bozguna u¤rad›lar.
1878 y›l›n›n 31 Ocak günü Edirne Ateflkesi ilan edildi. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun kaderi belirlenmifl
oldu. Hiçbir fley Ruslar› Konstantinopol’e ilerlemekten al›koyamazd›.
Ermeniler Edirne’deki Ruslarla ba¤lant› kurmufllard›. Savafl›n bafllang›c›nda Ermeniler, Osmanl›’n›n ata
ülkelerinin arkas›nda dimdik durmufllard›. Ancak Plevne y›k›m›n›n ard›ndan tüm Ermeniler komple
Ruslar›n taraf›na geçtiler. ‹lk görüflmeler Edirne’de yap›ld›. Patrik ile katolikolar›n bu senaryoya dâhil
olup olmad›¤› ve/veya ne flekilde dâhil oldu¤u tart›flma konusudur. Herhalükârda, bu görüflmelerin
sonucunda Ruslar hemen San Stefano Bar›fl Antlaflmas›’nda Ermeniler için araya girmifllerdir. Ne var ki
bu antlaflman›n kararlar› hiçbir zaman gerçeklefltirilmedi. Çünkü Ruslar›n kendi bünyelerindeki
Ermenilere ba¤›ms›zl›klar›n› vermeye niyetleri yoktu.
San Stefano (Yeflilköy) Bar›fl Antlaflmas›’n›n 16. Maddesi flöyledir: “…la Sublime Porte s’engage a realis-
er sans plus de retard les amelioration et les reformes exigees par les besoins locaux dans les provinces
habitees par les Kurdes et les Circassiens.”
Bu içi tamamen bofl olan madde, Osmanl›lar›n Kürt ve Çerkez sald›r›lar›na karfl› Ermenilerin güvenli¤ini
sa¤lamas›n› talep etmekten baflka hiçbir ifle yaram›yor. Bu yine de bir dönüm noktas›yd›. Ermeniler ilk
kez uluslararas› bir antlaflmada yer al›yordu, her ne kadar bu antlaflma asl›nda bir dikta olsa da.
Ermeniler önemsizli¤ine ra¤men bunu takdir ettiler (ve Ruslar›n bunu bu kadar önemsiz k›lmak için
kendilerince geçerli sebepleri vard›).
Çok k›sa bir süre sonra San Stefano Bar›fl Antlaflmas›’n›n oldukça geçici nitelikte oldu¤u ortaya ç›kt›.
Hem ‹ngiltere, hem de Avusturya onu reddetti. Sonuçta taraflar Bismarck’›n Osmanl› Sorunu’nu
tart›flmak üzere Berlin’de bir konferans düzenleme önerisini kabul ettiler.
Büyük güçlerin temsilcileri 1878 senesinin 13 Haziran’›ndan 13 Temmuz’una kadar Berlin’de
görüflmelerini sürdürdü. ‹ki baflbakan›n, Goncharov ve Bismarck’›n yan› s›ra Avusturya-Macaristan
Kontu Andrassy, Büyük Britanya’dan Lord Beaconsfield, Fransa’dan Waddington, ‹talya’dan Corti,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndan Karatheodori ve Mehmed Ali Pafla da Alman baflkentinde haz›r bulundu-
lar. Kongrenin tek amac›, San Stefano diktas›n›n Osmanl›lar için fazla sert olan koflullar›n› iptal etmekti.
Ve yap›lan da tam olarak buydu. Eski bir Ermeni Patri¤i olan yüksek rütbeli rahip Khrimian’›n
liderli¤indeki kuvvetli Ermeni Delegasyonu Berlin’e kadar bofluna gitmiflti. Ermenilerin Anadolu’nun
hiçbir yerinde ço¤unlu¤u oluflturmad›¤› herkesçe bilinen bir gerçekti. Sadece Van’da nüfusun üçte birini
oluflturuyorlard›. Hiç kimse böylesine bir az›nl›¤a özerklik vermek istemiyordu. Böyle bir eylem neye
dayanarak hakl› gösterilebilirdi?
8 Temmuz 1878’de Kongre, San Stefano’nun 16. Maddesini orijinaliyle büyük oranda örtüflen “61.
Madde” ile de¤ifltirdi. 62. Madde de dini özgürlük ile ilgiliydi, ama hiç özerklik sözü edilmiyordu.
Ermeni milleti bunun için yeterince büyük de¤ildi. 19. yüzy›l ulus devletlerin doruk noktas›na ulaflt›¤›
yüzy›l oldu, ama ayn› zamanda demokratik ço¤unlu¤un da doruk noktas›na ulaflt›¤› yüzy›ld›.
Bulgaristan, S›rbistan, Yunanistan ve Romanya ba¤›ms›z oldu, ama her birinde ulus ço¤unlu¤u
oluflturuyordu.
Ermenilerde ise durum tamamen farkl›yd›. Zaman›nda bir Ermeni kral›n, Ermenilerin üzerine hak iddia
ERICH FEIGL
56

etti¤i genifl topraklar üzerindeki bir Ermeni krall›¤›n› yönetti¤i do¤ruydu, ama bu yaklafl›k olarak iki bin
y›l› önce tamamen farkl› koflullar alt›nda gerçekleflmiflti. 19. yüzy›l ço¤unluklar›n yüzy›l›yd› ve
Anadolu’da ço¤unluk da Müslümanlard›.
Baz› Ermeni çevreleri bu gerçe¤i kabul edemiyordu. Sadece Ruslar taraf›ndan de¤il, bir ölçüde misyoner-
ler taraf›ndan da desteklenen isyanc›, entelektüel ve ruhban s›n›f› gruplar› ilgi çekerek, ço¤unluk
üzerinde güç kazanmak için, daha da cüretkâr ve macera dolu yollara baflvurdular.

M‹T VE M‹TOLOJ‹DEN M‹TOMAN‹YE’YE B‹R ADIM KALA

“Gerçek daha çizmelerini giyerken bir yalan dünyay› dolafl›r…”


Rev. C.H.Spurgeon taraf›ndan kullan›lm›flt›r

Modern Yunanca “mit” kavram›n› basitçe ve aç›kça tan›mlar: anlam› fludur, söylenegelen, masal…ve yalan.
Bir “mit” geleneksel bir hikaye olabilir. Bir mit herhangi bir gerçek veya kurgusal hikaye, kültürel (ve siyasi!) ideal-
lerini somutlaflt›r›p insanlar›n bilincine yaklaflan, yinelenen bir temad›r. Bir mit ayr›ca her toplumun ideolojisinin bir
bölümünü teflkil eden temel kurgular›n veya yar›-gerçeklerin biridir. Bir mit gerçekten çok, gelene¤e veya uygunlu¤a
dayanan bir kavramd›r.
Klasik Yunanistan dünyas›n›n da çok basit bir cevab› var: M‹TOS sözcük, söylenti, efsane, yalan demektir.

Pek çok insan, imparatorluk, dini kurum veya siyasi parti kendi mitlerini yaflar. Japonya söz konusu
oldu¤unda mit, ‹mparatorluk ailesinin günefl-tanr›ças› Amaterasu’dan türedi¤idir. Çin’de hükümdar cen-
netin o¤ludur. Romal›lar devlet mitlerini bir difli kurt üzerine kurmufllard›r.
“Üçüncü ‹mparatorluk” boyunca Alfred Rosenberg’in günümüzde alay konusu kabul edilen kitab›, Der
Mythos des 20. Jahrhunderts, dine dayal› bir milli onur, kahramanl›k mitolojisi gibi saçma bir fikri
ortaya att›. Amac› bir “Germanik Ulusu Kilisesi” kurulmas›yd›. Hitler’in en yak›n iflbirlikçilerinden olan
Rosenberg için “rassengebundenes Volkstum” (›rka dayal› insanl›k kavram›) tüm ilkeler aras›nda en
de¤erlisiydi. Bu yap›t›n›n bas›m›ndan dört y›l sonra, “evrensel” bir kilise olarak hiçbir ›rk ve kökeni bir
di¤erine tercih etmeyen Katolik Kilisesi, Rosenberg’in ifadesini “Okunmas› yasak kitaplar” listesine
koyma kahramanl›¤›n› gösterdi. Buna ra¤men ›rk ve ulusal bir Kilise miti halen yaflamaktad›r.

Mitoloji insanlar›n kökeni ve tarihi, tanr›lar›, atalar› ve kahramanlar› ile ilgili mitlerin toplam›d›r.
Bununya birlikte mit ve mitoloji ile mitomani aras›ndaki yol son derece k›sad›r.

Mitomani gerçe¤i süslemek, abartmak, sonunda yalan söylemek için içten gelen güçlü bir istektir. “Mania” tüm
fliddetli anormal davran›fllar (örne¤in terörizm biçiminde) anlam›na gelir.

Eski y›llara ait dini efsaneler, ço¤u toprakla, parayla ve güçle ilgili olan iddialara dair sözde tarihi hak-
larla ilgili, günümüze ait mitlerle birleflince ortaya patlay›c› bir kar›fl›m ç›kar. Bu yelpaze “Büyük
Almanya”dan “Büyük S›rbistan” ve “Büyük Ermenistan”a kadar uzan›r. Bunun sonuçlar› burada anlat-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
57

Alfred Rosenberg Nazi rejiminin bafl ideologuydu. Kitab› Sald›rgan Hayastan (Ermenistan) Azerbaycan’›n
Der Mythos des 20. Jahrhunderts (20. Yüzy›l Miti) o dönemde %20’sini elinde tutuyor. Bir milyon Azeri evini kaybetti.
bas›lan tek bildiriydi. 1946 senesinde, Nuremberg’de, “›rk nefreti
yarat›c›s›” olarak idama mahkum edildi, ancak ne yaz›k ki
korkunç eylemleriyle oluflturdu¤u örnek pek etki yaratmad›. Soy
ve köken üzerine saçma ö¤retileri, tüm trajik sonuçlar›yla hala
ortadad›r.

may› gereksiz k›lacak kadar iyi biliniyor, ancak


as›l trajedi fludur ki; say›s›z masum insan kanunen
kendilerine ait olan mülklerini kaybederek mem-
leketlerini terk etmeye mecbur b›rak›ld› ve pek
ço¤u da bu süreçte hayat›n› kaybetti…
Son zamanlarda bu, Ermenilerin komflu ülkelerine
karfl› iflledi¤i vahfli ve sald›rgan suçlar sonucunda
gerçekleflti. Günümüzde Azerbaycan topraklar›n›n
yüzde yirmisinden fazlas› Ermenistan taraf›ndan
zorla iflgal edilmifltir; Ermeni güçleri bir milyon-
dan fazla insan› evlerinden ve memleketlerinden
uzaklaflt›rm›fl, on binlerce insan da savafl s›ras›nda
hayat›n› kaybetmifltir. Buna ra¤men Ermeni
halk›n›n sürekli olarak zulme maruz kalan bir
halk olmas› efsanesi varl›¤›n› sürdürüyor, gerçe¤i
soyk›r›m mitinden ay›ran flafl›rtma perdesi de son
derece kal›n ve delinmez. Onlarca y›ll›k bir süreç
boyunca dünya tarihinin sahnesi bir kuklac›n›n
kabininden yönetilen saçma bir oyuna dönüfltü.
Ermeni propaganda uzmanlar›n›n baflar›s› eflsiz
ERICH FEIGL
58

Sald›rgan Hayastan (Ermenistan) Azerbaycan’›n %20’sini


elinde tutuyor. 1 milyon Azeri evini kaybetti.
59
ERICH FEIGL
60

oldu. Daha önce hiçbir siyasi topluluk, Ermeni


Kilisesinin, Protestan mezhebinin ve Amerikan
misyonerlerinin aktif yard›mlar›yla bu olayda, her
siyasi renkten isyanc› ve fanatiklerden oluflturulan
bu kutsal olmayan toplulu¤un böyle bir mit
(bu sözcük burada “yalan”, “tarihi yalan” anlam-
lar›nda kullan›lmaktad›r) yaratmada günümüzde
bile halen baflar›l› olmaya devam etti¤i kadar
baflar›l› olmam›flt›.

Ermeniler halen Azerbaycan’›n bat› bölgelerindeki


tüm Azerileri topraklar›n› terk etmeye zorlamaya
devam ederken, bir Alman tarihçisi (Heinrich
August Winker) tüm ciddiyetiyle, 1915
soyk›r›m›n›n tan›nmas›n› talep edenlerden sadece
biri. Bu kiflinin, II. Dünya Savafl›’n›n bitmesinden Dünya standartlar›nda katiller ve çocuk kaç›ranlar, Türkler
Mo¤ol-Asyal› genlerini vahfli yüzy›llar boyunca say›s› befl milyon-
sonra geçen ve üç milyon Sudet Alman›n›n s›n›r lar› bulan kanl› H›ristiyan k›z ve erkek çocuklar›n› kaç›rma olay-
d›fl› edilmesine (ki bu süre boyunca 241.000 sivil lar›yla Ermenilefltirdiler. Ms. Vanou Armenya Soyk›r›mc›
TÜRK‹YE VE AVRUPA B‹RL‹⁄‹ Katliamlar› TÜRK‹YE VE
hayat›n› kaybetmifl, 250.000 eski Wehrmacht AVRUPA B‹RL‹⁄‹ HAYIR! Katil Cani TÜRK‹YE VE AVRUPA
askeri vurulmufl ve bunlar›n hepsi savafl›n bitimin- B‹RL‹⁄‹ HAYIRHAYIR ! asla Karadeniz Türkleri Ermenidir.
Türkler BOYUNLARINA KILIÇ DAYAYARAK B‹NLERCE
den sonra olmufltur) kanuni bir baz oluflturan K‹fi‹Y‹ ‹SLAMLAfiTIRDI! (Burada kullan›lan resim ve yaz› birlik-
Benes Kararnamesi üzerine tek bir laf etmemesi te bir bildiri olarak bas›l›p da¤›t›lm›fl.)

dikkate de¤er, öyle de¤il mi?


Günümüzde Avrupa Parlamentosu Türkiye ile
görüflmelerinde, Ermenilere karfl› yap›lan
soyk›r›m›n tan›nmas›n› ve Kürtlerin haklar›na
sayg› gösterilmesini AB üyeli¤i için bir koflul
say›yor. Ne var ki kapsaml› olarak belgelendiril-
mifl olmas›na ra¤men 1945’te Çekoslovakya’da
meydana gelen olaylardan hiç bahsedilmiyor. Prag
kendisini, asl›nda halen yürürlükte olan Benes
Kararnamesi’nden hiç uzaklaflt›rmadan AB
üyeli¤ini sa¤lama ald›. Heinrich August Winker
gibi profesyonel bir tarihçinin bu gerçeklerin
fark›nda olmamas› zorken, güvenilirli¤inden flüphe
Türkiye’nin A¤r› Da¤›’n› üzerinde tafl›yan Hayastan (Ermenistan)
edilmeli ve aflikâr sorular sorulmal›d›r. Bir adam bayra¤›ndaki Ermeni örne¤ini takip ederek tasarlanm›fl bir bayrak:
neden böyle bir fley yaps›n? Üç renkli Frans›z bayra¤›n›n üzerinde Kanada yapra¤›… bir
iddia… !

Kötülü¤ün kökü, hemen hemen her zaman oldu¤u


gibi, sadece o anda alg›layana hofl gözüken fleyleri
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
61

alg›layan, tarihe çarp›t›lm›fl bir bak›fla dayan›yor. Bunun bir örne¤i, Ermenilerin do¤rudan Nuh’un
soyundan geldikleri iddias› ve bu soylar›n› kendi Devlet mitlerinin temelini oluflturacak kadar önemli bir
ayr›cal›k olarak görmeleri gerçe¤iyle ilgilidir. Bu saçmal›ktan ayr› olarak (e¤er insan soyunun Nuh’tan
geldi¤i do¤ruysa bu durum tüm insanl›k için geçerlidir), bu iddia ayn› zamanda büyük bir siyasi
tehlikedir çünkü e¤er buna itimat edilirse bu Ermeni mafyas›n›n talepleri için sözde-tarihi bir gerekçe
olarak kullan›labilir.

Dünya kamuoyundan ve garip bir flekilde Ankara’dan fazla bir tepki görmeden, Ermenistan Cumhuriyeti
devlet armas›nda, flüphesiz Türk topraklar›nda bulunan A¤r› Da¤› ve Nuh’un gemisi bulunuyor. Bu
adeta Almanya’n›n devlet armas›nda bir Atlantik Hatt› kalesinin, Fransa’n›nkinde bir Kanada akça
a¤ac›n›n yapra¤›n›n veya Hollanda’n›nkinde, New Amsterdam’›n (affedersiniz: New York’un) hemen
önünde olmas› gerekçesiyle Özgürlük An›t›’n›n olmas› gibi. Ermenistan’›n durumunda ise bu anormallik
gerçek bir toprak hakk› iddias› ile ilgili. Bu ba¤lamda, Ermenistan’›n Gümrü Antlaflmas›’n› ve Kars
Antlaflmas›’n› kabul etmeyi halen reddederek gelecekte bir fetih savafl› seçene¤ini – tabii Türkiye’nin
Azerbaycan olmad›¤›n› da bilerek aç›k tuttu¤u unutulmamal›d›r.

Burada unutulmamas› gereken, meselenin Türkiye’nin AB’ye üye olmas› veya olmamas› gerekti¤i de¤il,
ülkede ifllenen kiflilik katlidir.

Ermeni mitomanisi iki temele dayan›r. Öncelikle, tüm saçmal›¤›na ra¤men “Daha Büyük Ermenistan”
iddialar›na kaynak olan, ve ayn› zamanda da sadece flu anda Azerbaycan’a karfl› sürdürülen sald›r› ve
iflgal savafllar›n› gerekçelendirmek için de¤il, ayr›ca bu gereklili¤i ispatlamak için de kullan›lan do¤rudan
Nuh’un soyundan gelme iddias› fleklindeki ›rkç› ç›lg›nl›k var. Baflpiskopos Mesrop Krikorian taraf›nda
“de¤ersiz Türkler” diye bu kadar küçümsenerek bahsedilen bu insanlar tam olarak kim?

Ermeni mitomanisini destekleyen ikinci temel de kendi kendilerine atfettikleri flehit halk statüsü. Gerçe¤i
bilen birkaç kifli d›fl›nda dünyan›n dört bir yan›ndaki Ermeniler – ve de kendi fikirlerini afl›lad›klar›
dünya kamuoyu sözcüsü – o anki ruh hallerine göre bir milyon veya milyonlarca insan›n hayat›n› kay-
betti¤i soyk›r›ma kesin olarak inan›yor. Bugün, Türkiye onlarca y›ld›r bu suçlamalara tepki göstermedik-
ten sonra gerçek ad›na etkili bir fley yapmak ve mitomanyaklar› hak ettikleri noktaya yerlefltirmek çok
zor. Bu, yalan biçimindeki mitlerin gerçeklerden ve hakikatten daha güçlü oldu¤u anlam›na m› geliyor?
Bu mitler uzun ömürlü olabilir, ama kesinlikle ölümsüz de¤iller.

“Düflmanl›klar ölümlüdür, ama insanl›k sonsuza dek yaflar.”

John Wilson (1785-1854)


ERICH FEIGL
62

MARK SYKES, ZEYTUN ‹SYANI VE PERVASIZ ‹SYANCILAR

Mark Sykes ve genç arkadafl› John Smith uflaklar› ve rehberleriyle. Çocuk da u¤ur getirmesi için kat›rc›
taraf›ndan al›nm›fl. Ve gerçekten de u¤ur getirmifl!

Mark Sykes, 6. Baronet, 1879-1919. I. Dünya Savafl›’›ndan sonra Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun parçalan-
mas›n› konu alan sözde Sykes-Picot müzakerelerinde Büyük Britanya’y› temsil eden diplomatt›.
Sykes Güney Afrika Boer Savafl›’nda (1889-1902) görev yapt› ve ‹rlanda’da ‹ngiliz genel sekreteri George
Wyndham’in özel sekreteriydi. Seneler boyunca Asyatik Türkiye’ye yolculuklar yapt›. Osmanl› ‹mpara-
torlu¤u’nda ‹stanbul’dan Ba¤dat’a, Kudüs’ten Van’a (ayn› zamanda I¤d›r, Erivan ve Tiflis’i de iyi bilirdi)
yaflam ve tarz hakk›ndaki kitaplar› Sultan’›n dünyas› üzerine yaz›lm›fl en iyi raporlard›. Sykes Türk
memleketini sadece mant›kla de¤il ayn› zamanda mizah ve nüktelerle betimleyen mükemmel bir gözlem-
ciydi. DAR-UL ISLAM (1904) adl› eserini ben flahsen kusursuz bir baflyap›t olarak görüyorum.
Mark Sykes, örne¤in, Zeytun’daki Türkler ile Ermeniler aras›ndaki nispeten zarars›z bir olay› ve bunun
sonuçlar›n› flöyle anlat›yor:
“Türkiye’nin devlet ifllerinin genel durumundan memnun olmayan bir ‹syanc› Toplulu¤u, gelecek olan
yard›m fonu ve toplanan paralar›n izini sürerek 1895 y›l›nda yar› baflar›l› bir devrim yapma ümidiyle
Zeytun’u da¤›tarak münasebetsizlikle suçlanm›fl ve en cesur temsilcilerinden alt›s›n› bu bölgeye atam›flt›.
Bu gözü dönmüfl isyanc›lar Avrupa’n›n dikkatini kendi davalar›na ve iane kutular›na çekmeyi umduk-
lar›ndan bu devrimin sonunun ne olaca¤›n› pek umursamam›fllard›.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
63

Mark Sykes’›n “en cesur ajanlar” ve “gözü dönmüfller” ad›n› verdi¤i isyanc›lardan birkaç›: Agassi, Meléhe ve Abahe, kuzu k›l›¤›ndaki
kurtlar.

Ne var ki bu kifliler kendi insanlar›n› isyan için hiçbir anlamda haz›r bulamad›lar ve üzerlerindeki etki-
leri de pek azd›. Duygulu, aptalca, muhtemelen haince konuflmaya haz›r kifliler olduklar› do¤ruydu,
ancak bunlar›n hiçbiri gerçekten silahlan›p baflkald›rmaya hiçbir flekilde haz›r de¤ildi. Ancak hiç beklen-
mezken, devletin gücünü art›rarak elde ettiklerinden faydalanarak vatandafllar› birbirine düflürme f›rsat›
kendili¤inden ortaya ç›kt›.”
Ard›ndan Türkmenlerle aralar›nda, baflka koflullar alt›nda bahsedilmeye bile de¤meyecek önemsiz bir
olay meydana geldi. Mark Sykes flöyle devam ediyor:
“Temsilciler bu harekette olaylar› bir krize dönüfltürme flans› gördüler ve de binbafl› ile üç muhaf›z›n›
öldürüp H›ristiyan üyeyi yanlar›na alarak ya heyete sald›rd›lar ya da köylüleri heyete sald›rmaya ikna
ettiler. Çevredeki Ermeniler de çaresizce uzlaflarak kaç›n›lmaz olan› kabul ettiler ve isyanc›lara
kat›ld›lar…
Ertesi gün isyanc›lar flehri, Osmanl›’ya karfl› bir cihada kat›lmaya zorlamak amac›yla (bu flehrin ahalisi
bu cihada kat›lmaya pek de hevesli de¤ildi)
Zeytun’daki garnizona sald›rmaya karar verdiler. Zeytun’un efli olmayan nadir foto¤raflar›ndan biri. fiüphesiz Mark
Sersemlemifl komutan›n›n kabiliyetsizli¤i sonucunda Sykes bu olaylar›n ve sonuçlar›n›n, Ermenilerin kan dökerek nas›l
para kazand›¤›n›n en güvenilir, dürüst tan›¤›.
kale k›sa süren bir direniflin ard›ndan teslim oldu.
Baz› önemli zaferler kazanm›fl olan Ermeni kuvveti
Kurtul bölgesine do¤ru ilerledi, buralardaki Türk
köylerini ya¤malad› ve Anderim’i ele geçirerek
hükümet kona¤›n› yakt›. Zeytun’a dönerken, en son
Ermeni krall›¤›n›n y›k›ld›¤› Çukurhisar’da, onun
hat›ras›n› yadetmek için en utanç verici cinayetlerini
ifllediler. (Bana, korkunç ayr›nt›lar anlat›ld›, ancak
bunlar bana flehirli bir Ermeni taraf›ndan gururla
nakledildiklerinden dolay› do¤ruluklar›ndan flüphe-
liyim. )
ERICH FEIGL
64

Bu olay›n sonras›, anarfli oldu. Abart›lm›fl haberler dolay›s›yla öfkelenen Müslümanlar ve Kürtler,
Ermenilerin küçük ama zengin çarfl›s›n›n hazineleriyle ifltahlanarak onlar› Marafl’ta ve di¤er yerlerde yenip
katlettiler.”
Bunun üzerine Türk Hükümeti Zeytun’a asker gönderdi ve askerler “yol üzerindeki Ermenileri de önüne
katarak Zeytun’a do¤ru ilerledi. Bu ilerleyifl s›ras›nda her ne kadar birlikler baz› “çok çirkin fiiller -Türk
ordusundan baflka her hangi bir ordu taraf›ndan bu fiiller ifllenseydi böyle nitelenmezdi - ifllediyseler de,
bence bu harekât› sevk ediflinden dolay› kendisi kabahatli görülmemelidir.
Zira geride düflman bir halk b›rakmak büyük bir askeri hata olurdu. Teslim olmaya ça¤›rd›¤› Ermeniler
flartlar› kabul edemeyecek kadar panik içindeydiler, ya köylerinde kal›p sonuna kadar direnecek imha
olmay› bekleyecekler veya Zeytun’a do¤ru kaçacaklard›. Zeytun’da da isyanc› ajanlar kendi itibarlar›n›
devam ettirmek için, bir ‹ngiliz askeri birli¤inin onlar› kurtarmak maksad›yla Alexandretta’ya
(günümüzde ‹skenderun) ç›kt›¤› yalan›n› halka inand›rmaya çal›fl›yordu.”
“Bu ajanlardan biri d›flar›ya bir haberci göndermifl, o da kendisinin kaleme ald›¤› ümit vadeden bir mek-
tupla geri dönmüfltü. Fakat bu sahtekâr ve arkadafllar› Zeytunlular›n genel sadakatsizliklerinden endifle
ettiklerinden ve halk›n Hükümetten merhamet beklemek ümidini k›rmak için baz› fleylerin yap›lmas›na
karar verdiler. Böylece Ali Pafla’n›n sürüp götürdü¤ü mültecileri bir araya toplad›lar ve beraberce, esir
ald›klar› garnizon askerlerini doldurduklar› Hükümet kona¤›na yollad›lar ve burada onlar› en ac›mas›z
flekilde öldürdüler.
Bu alçakl›¤› Zeytun halk›na bulaflt›rmamak gerekti¤i unutulmamal›d›r. ‹syanc›lar›n rezil vicdans›zl›¤›,
ümitsiz ve öfkeli köylülerin fanatizmi bu katliama yol açm›flt›r. Bu i¤renç kasapl›ktan sonra Zeytun
Ermenilerinden baz›lar›n›n sürünerek Kona¤a yaklaflmalar› ve silah arkadafllar›n›n cesetleri alt›nda
kalm›fl yetmifl askeri kurtarmalar› onlar›n hanesine sevap olarak yaz›lmal›d›r. Bu askerlerden elli yedisi
çarp›flmalar bittikten sonra teslim edilmifltir. Bütün bu kanl› Ermenistan hikayeleri içinde, H›ristiyanlarla
Müslümanlar aras›nda her iki taraf›n da yapt›¤› böyle asil iyi ifller insana ferahl›k veriyor ve her
katliamdan sonra benzer olaylar a盤a ç›k›yor.

Bu aptalca katliamdan sonra isyanc› ajanlar yapt›klar›ndan övünmüfl olmal›d›rlar. Zeytun her türlü
uyar›ya ra¤men kendini tehlikeye att› ve flehir sonuna kadar bir kuflatmaya karfl› koymak üzere
haz›rland›. Fakat bu safhada Zeytun sayfas› kapand›. Zira üç hafta içinde, e¤itim görmüfl bir Türk’ün
asil bir örne¤i olan Ethem Pafla savafl alan›na ulaflm›fl ve Avrupal› Konsoloslar›n da yard›m›yla flehirdeki
Ermenilerle flerefli bir bar›fl yapm›flt›. Anlaflma ne yaz›k ki bütün bu rezilliklere ve dökülen kanlara sebep
olan sefillerin k›llar›na dokunulmadan Avrupa’ya dönmelerini sa¤layan bir madde ihtiva ediyordu.

Bu sefiller Avrupa’ya, muhtemelen askeri maceralar› kadar mümtaz! varl›klar› ile de katk›da bulunacaklard›.
Büyük güçler aç›s›ndan bu isyanc› ajanlar›n kaç›p kurtulmalar›na göz yumulmas› ciddi bir hata olarak
görülmektedir. Zira, bu rezil ve her fleyi yüzlerine bulaflt›ran entrikac›lar, çoktan hak ettikleri flekilde
as›lsalard› ‹stanbul’daki Büyükelçilerin eli kuvvetlendirilmifl olacakt›.”
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
65

Ya Türkler?
“Düflünmeleri gereken bir vatanlar› vard›. E¤er
isyanc›lar›n entrikalar›na devam etmelerine
müsaade etmifl olsalard› hiç flüphe yok ki en
uygun bir zamanda korkunç bir isyan patlak
vermifl olacakt›. (Zira 1915 Mart’›nda Van’da iç
savafl ç›kt›¤›nda Türklerin Do¤u Anadolu’daki
yenilgilerinden sonra böyle olacak gibi görünüyor-
du…).”
“Ayr›ca flu da ak›lda tutulmal›d›r ki bir Ermeni
isyan› olay›nda, komplocu Ermenilerin niyeti de
benzer katliamlara giriflmekti. Türklerin
Ermenileri öldürmelerine bir bahane bulmay› bir “Hindistan’daki isyandan sonra giriflilen katliam resmi güçlerle
ifllenmifl de olsa en az bunun kadar merhametsizceydi. Bütün bun-
kenara koyarken, Bat›’da da yak›n zamanlara lardan bir kimse Skobeleff’in Orta Asya’y› ele geçirirken (ve
kadar oldu¤u gibi Do¤u’da katliam›n bir siyaset günümüzde Putin Çeçenistan’›) en az Türklerin Ermeni isyan›n›
bast›rmada gösterdi¤i itidal kadar insafl› oldu¤u sonucunu ç›kara-
yönetimi olarak kabul edildi¤i hat›rlanmal›d›r. bilir.”
Müttefik kuvvetlerin Pekin’deki davran›fllar› bu
günün meselesi oldu¤una göre neden “yak›n
zamanlara kadar” denmeli ki?”

(Mark Sykes bir as›r sonra Bosna’da ve Irak’ta


gerçekleflecek olan olaylar› önceden kestiremedi..),

“fiu da bir gerçektir ki, Ermeniler karfl›layacaklar›


cesaretleri olmaks›z›n bir tehlikeye at›lmak gibi
ola¤an d›fl› bir al›flkanl›¤a sahiptirler ve d›flar›daki
isyanc›lar, Büyük Devletler’in kendilerinin
yard›m›na koflmalar›n› sa¤lamak için bir katliam›
k›flk›rtmaya her an haz›rd›lar.
Bu sefillerin, Amerika’n›n Türkleri suçlu bulup
Türkiye’ye savafl ilan etmesini umarak Amerikan
misyonerlerini katletmeyi gerçekten General Michael D. Skobeleff (1843-1882). Meflhur Rus subay-
lar›ndand›r. 1877-78 Türk-Rus Savafl›’ndaki cesurlu¤uyla öne
planlad›klar›na inanmak için güvenilir sebeplerim ç›km›fl fanatik bir panslavistti. Orta Asya’da Türklere karfl›
var.” yap›lan savaflta merhametsizli¤iyle meflhurdur. Günümüzde
Çeçenistan’daki kitle katillerinden biri gibidir. Asl›nda
Azerbaycan’a karfl› Rusya’n›n savafl› olan, (Ermenistan’›n de¤il!)
Mark Sykes bu ba¤lamda Malatya’da meydana Moskova’n›n Hazar’daki petrol bölgesi üzerindeki etkisini
sürdürebilmesi için, Ruslar›n ç›karlar› için Azerbaycan’a, Bakü’ye
gelen tipik bir olaydan bahseder: karfl› sürdürülen sözde “Ermeni” savafl›nda oldu¤u gibi hareket
“Ermeniler savaflmaya niyetlenmifller, bir isyana etmifltir. Ermeniler, tüm tarihleri boyunca oldu¤u gibi, bir d›fl güç
için sadece (Lenin’in deyifliyle!) “yararl› ahmaklar” olarak hizmet
haz›rlanm›fllar, fakat her zaman oldu¤u gibi ilk vermifltir.
sald›r›da ümitsizli¤e kap›lm›fllar, pani¤e
ERICH FEIGL
66

u¤ram›fllar ve sonuçta niyetlendikleri savafl ac›nacak


bir katliamla sonuçlanm›flt›r.
Yaln›zca birkaç› Ermeni Kilisesini teslim alarak
cesur bir direnifle teflebbüs etmifltir. Fakat onlara
olan takdirim bu sefil köpeklerin, manast›r›ndan
kaçan bir Fransisken keflifline, bir Avrupal› öldü¤ü
takdirde Büyük Devletler’in ifle kar›flaca¤› ümidiyle
iki yüz metreden atefl açt›klar›n› ö¤rendi¤imde yok
oldu gitti. Bu oyundan daha önce bahsetmifltim,
bunun, Ermeni tabiat›n› en nahofl bir flekilde
sergileyen be¤endikleri bir tuzak oldu¤u görülüyor.”
Say›s›z benzer resimden biri: Zeytun’lu Ermeni asilerin silahlar›n›
Asl›nda fanatik Ermeni milliyetçileri kendi kiliseleri sa¤lad›¤› Malatya’l› Ermeni haydutlardan al›nan baz› silahlar. Bu
d›fl›ndaki H›ristiyan Kiliseleri ile di¤er dini topluluk- trajik hikaye 1915’te Osmanl› hükümetinin Ermeni nüfusunu, o
zamanlar imparatorlu¤a dahil olan Suriye ve Mezopotamya’ya
lar aras›nda hiçbir fark gözetmez. Hatta Ermeni- göçmeye zorlamas›yla son buldu.
Katolik Kilisesine mensup Ermeni yurttafllar›na
(Mihitaristler) bile sayg› duymazlar.
Bu arada ifller de¤iflti. Mihitar’›n mirasç›lar› da Ermeni milliyetçili¤inin kurban› olarak zavall› kölelere
dönüfltü.
Öncelikle kiflisel bir yorumda bulunmak istiyorum.
Onlarca sene önce Viyana’daki Mihitaristlerle yak›n iliflkiler kurdum. Bu Katolik-Ermeni cemaatinin
daha sonra Baflkeflifl’i olacak olan Say›n Gregoris Manian en yak›n dostlar›mdand› ve sayg›de¤er silah
arkadafl›m (Saint Lazarus mezhebinden) Erik Engel ile hep birlikte Viyana’n›n ünlü konser salonu
Musikverein’de düzenledi¤imiz yard›m konserini Katolik Ermeniler ad›na büyük bir baflar›ya
dönüfltürmeyi baflard›k.

‹NT‹KAM ALMAYA HAZIR: Kafkasya’daki Ermeni kuvvetleri (Underwood & Underwood)


ERMEN‹ M‹TOMANYASI
67

Akademi, tiyatro, hükümet ve hariciye alanlar›ndan pek çok seçkin


kiflinin yan› s›ra Avusturya aristokrasisinin Regina von Habsburg,
Sachsen- Meiningen gibi önde gelen üyeleri de haz›r bulundu.
Konser, Mihitaristlerin Viyana’daki merkezinde yak›n arka-
dafl›m›z› Erik Engel’in do¤um günü kutlamas›yla devam etti.

Ermeni terörünün özel bir tür kurban›


olarak Mihitaristler
fians›m›za, tüm bunlar “A Myth of Terror” (Bir Terör Miti)
adl› kitab›m›n bas›ld›¤› zamana denk geldi. Dahas› konuklar
aras›nda o zamanlar halen silah arkadafl›m olan (Saint
Lazarus mezhebinden), uzun zamand›r da Orta Avrupa’daki
Ortodoks Ermenilerin baflpiskoposu olan Viyana’daki
Gregoryen piskoposu Mesrop Krikorian da vard›. Kardeflçe bir
iliflkimiz olmas›na ra¤men beni orada Mihitaristlerin toplant›s›nda
görünce bembeyaz kesildi ve flöyle dedi: “Ne cüretle o de¤ersiz Türkleri
biz H›ristiyanlara karfl› fifleklersin?”
Ne oldu¤u aç›kça ortadayd›. Kitab›m› okumufltu ve – her ne kadar kitap Ermenilere karfl› tek bir söz bile
içermeyip, sadece Ermeni terörizmine karfl› yaz›lm›fl olsa da – kendisini bana hesap sormak zorunda his-
setmiflti: “Ne cüretle …?” Türkler “de¤ersiz” oldu¤u için, Ermenilerin kendilerinin teflvik etti¤i bir iç
savafl›n zavall› kurbanlar› olan Ermenilerin maruz kald›¤› kay›plarla, ‹slam nüfusunun sonuçta “de¤ersiz
Türkler”den baflka bir fley olmayan say›ca çok fazla kurban› aras›nda bir karfl›laflt›rma yapman›n
haks›zl›k olaca¤›n›n bana izah edilmesi gerekiyordu. Tüm bunlar çok uzun zaman önce olmufltu ama
baz›lar› durumun de¤iflmedi¤ini düflünebilirdi. Oysa gerçekte pek çok fley, örne¤in Viyana’daki
Mihitaristler çok de¤iflmiflti. Gregoris Manian’›n ölümünden sonra Viyana Mihitaristleri, do¤rudan
yaln›zca sa¤lam, efendi Mihitaristleri de¤il, ayr›ca – kesinli¤i pratikte kan›tlanamasa da tüm iplerin
mafya benzeri tertipçi ve dolapç› organizasyonlar›n elinde oldu¤u söyleniyordu –bu geliflmelerin
bafllang›c›ndan itibaren kesinlikle daha zeki bir adam olan Baflpiskopos Mesrop Krikorian’›n kendisini
de tehdit eden bir köktenci, Lübnan’dan kaçan “kaçak” ak›n›na u¤rad›.
Gregoris Manian bir ara Ermeni Katolik Kilisesinin (Roma ile ortakl›k içindeki Ermeni Kilisesi)
Baflpiskoposu olmay› umuyordu. Ancak o s›rada Vatikan sözde Uniatlar, yani iman aç›klamalar›nda
Katolik iken bir yandan da Ermeni dinsel törenlerini takip eden Do¤u töreni Ermenileri ile ba¤lar›n›
azaltmak için çaba harc›yordu. Vatikan’›n nihai amac› Ermeni H›ristiyanlar› Roma’ya geri toplamak idi
(ve halen de öyledir), ancak bu sadece bofl bir ümit olarak kalacakt›r çünkü Ermeni Ortodokslar›n takip
etti¤i amaçlar›n en baflta gelenleri ve en önemlileri milliyetçilik esasl›d›r. Bunun çarp›c› bir örne¤i
Lübnan’da 1970’lerdeki kargafladan beri radikaller taraf›ndan içlerine s›z›lan ve alt› kaz›lan ve yüz sek-
sen derece yön de¤ifltiren San Lazarro’daki “Katolik” Ermenilerle ilgilidir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na
karfl› pek çok iyilikle gösterdikleri sayg›lar› tamamen yok edildi ve körlemesine bir nefretle de¤ifltirildi.
Bu alanda San Lazarro rahiplerinin örne¤i eflsizdir.
ERICH FEIGL
68

GÜNÜMÜZDE SAN LAZARRO / M‹LL‹YETÇ‹L‹K K‹L‹SEDEN LA‹K


ÖRGÜTLERE YAYILIYOR / M‹H‹TAR‹STLER HAKKINDA GERÇEKLER

Mihitarist cemaatinin azizlik mer-


Venedik Gölü’nde, San Marco ile Lido’nun aras›ndaki yolun ortas›nda tebesine yükseltilen tek üyesi Ter
küçük San Lazarro Adas› yer al›r: bir zamanlar Ermeni Ortodokslar›n Gomidas, bir Katolik-Ermenidir.
Ermeni ortodokslar taraf›ndan
zulümleri s›ras›nda Katolik-Ermeniler için bir kaç›fl yeri, günümüzde zulüm gördü ve idam edildi, ve
“Katoliklik” ve evrensel bir Kilise ile ilgili her fleyi arkalar›nda b›rakan mil- tamamen politik sebeplerden ötürü
lanetlendi.
liyetçi fanatiklerin kovan›, ve flimdi de tamamen Mihitar okulundan, atalar›
kendi kutsal atalar›na kanl› bir biçimde zulmetmifl olanlar taraf›ndan
yönetilen bir yerdir.
San Lazarro’nun f›rt›nal› bir tarihi vard›r. Yüzy›llar önce, özellikle Haçl› Seferleri zaman›nda ada
cüzaml›lar ve cüzam tafl›d›¤›ndan flüphe edilenler için bir karantina bölgesiydi. Bu zavall›lara,
günümüzde halen hastalar ve haks›zl›¤a u¤rayanlarla ilgilenen Kudüslü Saint Lazarus fiövalyeleri tarikat›
bakt›.
Haçl› Seferlerinin sona ermesi ve cüzam›n zaman içerisindeki kayboluflu yak›nda adada çökmeye
bafllayan Saint Lazarus fiövalyelerinin evinin olmayaca¤› anlam›na geliyordu.
Bu durum Katolik Ermenilerin Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda oluflan zulüm cehenneminden bir kez daha
kaçacak bir yer aramaya bafllamas›yla sona erdi. Ancak H›ristiyan kiliseleri aras›ndaki çat›flmalar pek de
umurlar›nda olmayan Türk Müslümanlar›n zulmüne de¤il, güçlerini kaybetmekten korkan ve Katolik
Mihitaristlerden kurtulmak için her yola baflvurmaya haz›r olan Ortodoks Ermenilerin (Gregoryenler)
zulmüne u¤ramaktayd›lar.
Gregoryenler bask›s›z ve terörsüz, hatta cinayet bile ifllenmeden durdular. Gregoryenlerin 1707 senesinde
halk›n gözleri önünde idam etti¤i rahip Ter Gomidas Keumurdjian klasik bir örnektir. Padiflah ona
kendi halk› olan Ermenilerin kat› adaletinden kurtulmas› için ‹slam’a geçme flans› tan›d›. Ama bofluna:
gerçek bir flehit olarak öldü ve buna uygun olarak Papa XI. Pius taraf›ndan 23 Haziran 1929 tarihinde
“Kutlu” Ter Gomidas olarak aziz mertebesine yükseltildi. Bugün Mihitaristler Ter Gomidas hiç
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
69

yaflamam›fl gibi davran›yor ve lanetlenen an›s›n› yok etmek için ellerinden geleni yap›yor. Roma’daki
Katolik-Ermeni kilisesi S. Nicola’da halen Aziz Kirkor Lusavoriç (Gregory the Illuminator) ile Papa
Silvester’›n aras›ndaki bir görüflmenin oldukça çarp›c› bir resmi bulunsa da, Ter Gomidas’›n ça¤dafl bir
resmi tart›flma konusu bile edilmeden, ekümenik gayretleri tehlikeye atmamak için kald›r›lm›flt›r.
Bugün Mihitarisler, sanki hiçbir zaman Ermeni Ortodokslar›n vahfli, kanl› ve merhametsizce zulmüne
u¤ramam›fllar gibi davranmaktalar, hatta aksine yaz›lar›nda (örne¤in San Lazaro’da sat›lan yaz›lar›nda),
Sassun’daki Ermeni ayaklanmas›nda en korkunç gaddarl›klardan sorumlu bir katil olan Andranik gibi
suçlular› yüceltiyorlar.
13 Nisan 1904’te Osmanl› askerleri Sassun’daki isyan› bast›rmak üzere gönderildi. Çok uzun süre
direnemediler ama Andranik’in çetesi A¤ustos’a kadar direnmeyi baflard›. Sonra da Kafkasya’ya kaçt›.
Çat›flmalar› daha sonra Ermeni arkadafllar› kurban say›s›yla gurur duyarak aç›kça anlatt›: 1904
senesinde May›s – A¤ustos aylar› aras›nda 932-1132 Türk öldürüldü. Buna karfl›n sadece 19 Ermeni
öldürüldü. Bunlar Ermenilerin verdi¤i say›lard›r. Ancak bu isyan da kay›tlara “toplu katliam” olarak
geçmifltir. San Lazarro’daki manast›rda sat›lan Armenia and San Lazarro (Ermenistan ve San Lazarro)
adl› kitap bu sözlerle dolu.

Armenia and San Lazarro (Ermenistan ve San Lazarro) kitab›ndaki benzer bir tasvir de flöyledir:

“Taflnaklar: ‹stanbul’daki bir çeteci eylemi… Do¤unun en önemli ve ünlü bankas› olan ‹stanbul
Osmanl› Bankas›n›n iflinden baflka bir fley de¤ildi. Bu cüretkâr ola¤anüstü eylem Taflnak Partisi
taraf›ndan düflünülmüfl ve etkili olaca¤›ndan emin olunarak gerçeklefltirilmifltir. Ve beklenen
sonucu da göstermifltir. Büyük Bat› devletlerinin büyükelçileri isyanc›larla görüflüp Osmanl›
hükümetinden Ermeni az›nl›¤› için yap›lacak reformlar fleklinde al›nacak imtiyazlar karfl›l›¤›nda
bankay› terk etmelerini istemifltir…”
Bu imtiyazlar›n sonuçlar›, tüm dünyay› ASALA’dan PKK’ya ve El Kaide’ye kadar terörizmle
karfl› karfl›ya b›rakan sonuçlar› ortada de¤il mi? Bunlar kontrolden ç›kmadan durdurulmal›!

“Armenia and San Lazarro” (Ermenistan ve San Lazarro)


kitab›ndan, gelmifl geçmifl en ac›mas›z teröristlerden birine
ait bir görüntü:
“Ça¤dafl Ermeni tarihinin en ünlü askerlerinden biri olan
General Adranik. Halk›n›n tarihinin en parlak sayfalar›ndan
birini yazarak Ermeni nüfusunun direniflini dikkate de¤er
bir beceri ve cesaretle yönetti: 20. yüzy›l›n bafllar›nda
Sassun’un Türk sald›r›lar› karfl›s›ndaki savunmas›.”
Yorumsuz.
ERICH FEIGL
70

ARMENAKAN, HINÇAK VE
TAfiNAKTSUTYUN ‹HT‹LAL
PART‹LER‹: TERÖR YÖNTEM‹

Ermeni az›nl›¤›n önem kazanan ilk siyasi partisi


“Armenakan” partisi oldu. 1885 sonbahar›nda
Van’da kurulan parti, Avrupal› bir çizgide düzen-
lenmiflti ve kendi yay›mlar›na sahipti. Bu tamamen
isyanc› örgütün arkas›ndaki beyin ‹stanbullu zen-
gin bir bankerin o¤luydu. Ad› M›g›rd›ç
Portakalyan idi. Van’da açt›¤› okullarla ilgili pek
çok sorun yaflad›ktan sonra Marsilya’ya göç etti
ve partisini buradan yönetti. Marsilya’da ayr›ca
“Armenia” ad›nda bir dergi yay›mlad›. Amac›
Avrupa’ya da¤›lan Ermeniler aras›nda bir Ermeni
devleti oluflturma hevesi uyand›rmakt›. Tepki,
para, cephane ve donan›m sa¤layan bir “Ermeni
Vatanperver Cemiyeti” fleklinde geldi.
Hedefleri “isyan yoluyla, Ermenilere kendi kendi-
lerini yönetme hakk› kazanmakt›”. Armenakan
üyeleri Van ve çevresinde en modern silahlarla
donanm›fl ve gerilla savafl› sanat› e¤itimi
alm›fllard›. Dost büyük güçlerin deste¤i ile “halk›
genel bir harekata” haz›rl›yorlard›. Çok geçmeden
Trabzon ve ‹stanbul’da gizli Armenakan
birimleri ve Rusya, ‹ran ve Amerika Birleflik
Devletleri’nde kadrolar olufltu. Ermeni uzman›
Do¤u Anadolu’daki bir Ermeni okulunun tiyatro perdesinde
tarihçi Christopher Walker’a göre “Portakalyan isyanc› Ermeniler olan Habete Tavekelian ve Ka-lust Andrassian
taraf›ndan bafllat›lan ayd›nlanma” k›sa sürede görünüyor. Bunlar gibi teröristler azimle ve dikkatle, dünya
kamuoyunun dikkatini bir kez daha “Türklerin barbarl›klar›na”
Ermeni terörist sahnesinin verimsiz barbarl›¤›nda” çekme amac› tafl›yan “Van isyan›n›” haz›rlad›lar.
kayboldu. Bu ifl için çok para gerekiyordu ve Van Gölü’ndeki manast›r›n
baflkefliflinin de katk›da bulunmas› bekleniyordu. Ancak bu bekle-
1887’de Cenevre’deki Ermeniler Marksist pren- nen katk›da bulunmay› reddetti çünkü Ermenilerin Osmanl›
siplere dayanan ilk Ermeni partisini kurdu. ‹mparatorlu¤u bünyesinde gayet iyi bir yaflam sürdüklerine
inan›yordu. Bunun sonucunda yard›mc›s› ile birlikte öldürüldü.
Simgeleri çand› (h›nçak=çan). H›nçaklar, kendile- Teröristler cesetlerini parçalayarak göle f›rlatt›. Kendisinin yerini
rine Kafkasya’dan gelen militan-isyanc› ruhu veren alan Baflkeflifl Boghos istenen paray› ödemeye hemen raz› oldu. Bir
sene sonra, 1896 Haziran’›nda Van isyan› gerçekleflti. fiehrin
Rus Ermenilerinden üyeliklerini tamamen çektiler Müslüman k›sm›n›n tüm nüfusunu yok eden 1915 y›l› trajedisinin
(Stalin ad›yla tan›nan genç Dzhugashvili de bu kanl› bir provas› yafland›.

dünyadan gelir). Parti organ›n›n ad› H›nçak idi ve


ERMEN‹ M‹TOMANYASI
71

1890 senesinde grup “H›nçak ‹htilal Partisi”, k›saca da “H›nçak-


lar” ad›n› ald›. Liderleri fanatik isyanc› Avetis Nazarbekian idi.
Esmer, ince, oryantal tarzda, oldukça yak›fl›kl› oldu¤u ve
mükemmel keman çald›¤› söylenirdi. Ayr›ca “isyanc› terörü”,
“kapitalist” yasalar› reddetmenin do¤al bir sonucu olarak
görüyordu.
Sonuçta “Ermeni ‹htilalcileri Federasyonu”
(Hai Hegapokhakanneri Dashnaktsutiun), tüm küçük terörist
gruplar›n› ve ihtilalci birimlerini bir flemsiye gibi biraraya
toplayacak bir örgüte duyulan gereksinim sonucu ortaya ç›kt›.
Örgütün amac›, halk savafl› ile Ermenilerin ba¤›ms›zl›¤›n› kazan-
makt› (ve halen de öyledir).
Taflnaklar isimlerini “Ermeni ‹htilalcileri Federasyonu” 21 Temmuz 1905: Sultan II. Abdülhamit’e
(Hai Hegapokhakanneri Dashnaktsutiun) olarak de¤ifltirdiler. Bu karfl› yap›lan “Y›ld›z suikasti”
isim Taflnaklarca bugün de kullan›lmaya devam ediyor. On dokuzuncu yüzy›lda baz› Protestan Ermeni
papazlar› Gregoryen rahiplerle en iyi milliyetçi çobanlar›n kimler
oldu¤u üzerine sert kavgalara giriflirlerdi. fiimdi iki siyasi grup,
Taflnaklar ve
H›nçaklar, Ermeniler hakk›nda ayn› flekilde yar›fl›yorlar. H›nçak-
lar daha çok sosyalist inançlar›n› vurgularken Taflnaklar milliyetçi
düflünceler üzerinde duruyor. ‹kisi birlikte, ayn› ideolojik
inançlar› paylaflan di¤er örgütlerle tam olarak ayn› fanatik
biçimde çarp›k milliyetçi-sosyalist dünya görüflünü savunuyorlar.
Özellikle Taflnaklar amaçlar›na ulaflmak için vahfli terörizmi
tekrar tekrar siyasi bir yöntem olarak kulland›lar. Oldukça yeni
say›labilecek birkaç sald›r› da dahil olmak üzere çok say›da
sald›r›dan sorumludurlar. Eylemleri büyük ölçüde korkutma ve
zorbal›k yoluyla finanse edilir.
Taflnak örgütünün en çirkin sald›r›lar›ndan biri de Sultan
Abdülhamit’e suikast giriflimidir.
Patriotism Perverted (Boston, 1934) kitab›n›n yazar› olan Ermeni Taflnaklar›n üzerinde “Ermeni Taflnaksutyun
‹htilal Komitesi” ve “Özgürlük ya da Ölüm”
siyasetci K. Papazian, Abdülhamit’e 1905 senesindeki suikast adl› iki efsanesi olan bayraklar›. Silahl›
teflebbüsünün Ermeni ‹htilalcileri Federasyonu’nun siyasi emelle- Taflnaklar A¤r›’dan gelirken görülüyor. Ön
planda patlayan bomba da Osmanl› ‹mparator-
rine öldürme yoluyla ulaflma girifliminin son örne¤i oldu¤unu lu¤u’nda isyanc› gruplar›n “çal›flmalar›n›”
yaz›yor. Suikast teflebbüsü baflar›s›zl›kla sonuçland›¤›ndan simgeliyor. Bu resim Cenevre’de 1909 senesinde
yay›mland›.
sonuçlar› yaln›zca nahofl oldu. Bombalar zaman›ndan çok önce
patlad› çünkü Sultan, Y›ld›z Camii’nde cuma namaz› sonras›
fieyh-ül ‹slam’la çok uzun süre konufltu. Sultan’›n sald›rganlar›
ba¤›fllamas› boflunayd›. Kargaflay› ç›karanlar Avrupa’n›n dikkati-
ni çekmek amac›yla sahte ayaklanmalar planlamay› sürdürdüler.
ERICH FEIGL
72

BAB-I ÂL‹ GÖSTER‹S‹, HINÇAKLAR VE KUSAKTSAKAN


30 Eylül 1895 sensinde H›nçak Partisi, Bab-›
Âli’ye yak›n çevrede büyük bir gösteri düzenledi.
H›nçak ‹htilal Partisi özel bir fley haz›rlam›flt› ve
her fley tam olarak planlad›klar› gibi oldu. H›n-
çaklar ‹stanbul’daki elçiliklere, “bar›flç›l gösterile-
rini” önceden mektupla haber vermifl ve ayn› za-
manda tüm fliddet eylemlerini polisin ve askerin ifli
ilan etmiflti. Ne var ki herkes partinin köktenci bir
kolunun iyi hesaplanm›fl bir isyan planlad›¤›n› bi-
liyordu. Pek çok silahl› gösterici 30 Eylül’ü unu-
tulmayacak bir gün yapmak üzere haz›r bulundu.
Ö¤len vakti iki bin kifli çoktan Kumkap› semtinde Marksist ihtilal örgütü H›nçaklar›n yirminci kurulufl y›ldönümleri
an›s›na bir portreleri. Ortadaki çan simgesinin etraf›nda, tamam›
Ermeni Patrikhanesi’nin yak›nlar›nda toplanm›flt›. H›nçaklar ve dini atalar› taraf›ndan bafllat›lan kanl› ayaklan-
malar›n an›s›na bir gökkufla¤› görülüyor.
Abart›l› talepler duyuluyordu ve sonunda Sassun
ayaklanmas›n›n liderlerinden biri kalabal›¤a do¤ru
“Ya özgürlük ya ölüm!” diye ba¤›rd›. Bunun üze-
rine göstericiler Bab-› Âli’ye do¤ru yürümeye bafl-
lad›.
Yolda bir polis memuru öldürüldü. Böylelikle gös-
teriyi düzenleyenlerin iste¤i yerine gelmifl oldu: po-
lis ve askerler fliddet kullanmaya zorlanm›fl oldu.
Üç gün boyunca ayaklanma baflkenti oyalad›. 3
Ekim’de “Murat” bile (Hampartsum Boyadjian –
Sasun ayaklanmas›n›n bir di¤er profesyonel tah-
rikçisi) hafif yaralanm›flt›.
Sultan flahsen patri¤e araya girip yeniden düzeni
sa¤lamas›n› söyledi ama nafile. H›nçak partisinin
kodamanlar› kaos istiyordu. Müslüman nüfustan
beklenen misilleme sonunda geldi ama bu gibi du-
1896’da ‹stanbul’daki Ermeni ayaklanmalar›: Arbede her zaman
rumlarda hep oldu¤u gibi yine kargaflay› yaratan- ayn› flekilde gerçeklefliyordu. Önce flehrin bir noktas›nda bir sald›-
larla ilgisi olmayan masum insanlar zarar gördü. r›da bulunuluyordu. Osmanl› Bankas›, Sultan’›n saray›n›n önü ya
da patri¤in merkezi gibi. Dahilindeyse Avrupal› muhabirler bu sal-
Ancak bu da Zeytun ve Sasun’da oldu¤u gibi pla- d›r›lara davet ediliyordu. K›smen d›fl bask›lar nedeniyle, k›smen
n›n bir parças›yd›. 10 Ekim’de son Ermeniler de Bab-› Âli’nin ba¤›fllama gösterisinin yat›flt›r›c› bir etki göstermesi-
ni ummas›yla ayaklanmay› bafllatanlar serbest b›rak›l›yordu. Ayn›
s›¤›nd›klar› kiliselerinden ayr›ld›lar. ‹steyen herkes elebafllar›n›n bir sald›r›dan di¤erine tekrar tekrar ortal›¤› kar›flt›r-
Rus büyükelçisinin kiflisel korumas› alt›na girdi. mas›n›n nedeni buydu. Bu durum insanlar› o kadar öfkelendiriyor-
du ki, isyanc›lar sonunda istediklerini elde ettiler: ölü ya da yara-
Büyükelçi Nelidov, yüzlerce göstericinin silahl› ol- l› Ermeni isyanc›lar dünyada bir kez daha yank› uyand›rd›lar.
du¤unu göz önünde bulundurarak kimlerin kendi-
sinin yard›m›na ihtiyaç duydu¤unu biliyordu.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
73

Çete bafl› Kavafian, Sasun’daki kar-


gaflay› yaratanlardan biridir. Burada
bir Rus subay› olarak görülüyor, za-
ten hep öyleydi, Sasun’daki kargafla
ortam›n› haz›rlarken bile. On doku-
zuncu yüzy›l›n ikinci yar›s›ndaki ve
Birinci Dünya Savafl›’na bafllamas›-
na yak›n Ermeni ayaklanmalar›
dünya bas›n›nda s›kl›kla manflet ol-
du. Birinci Dünya Savafl› ç›k›nca he-
men Ermeni gönüllü birlikleri veya
terörist gruplar olarak ortaya ç›kt›-
lar. Amaçlar› yine ayn›yd›: Türklere 1896’da Amerika Birleflik Devletleri’nde yay›mlanan Turkey and the Armenian Atrocities
zarar vermek. (Türkiye ve Ermeni Zulümleri) adl› kitaptan bir resim. Al›nt›: “Sasun’daki Ermenilerin katli. Bu
resim masum Ermenilerin kana susam›fl Kürtler ve öfkeli askerlerce katlediliflinin gerçek bir
göstergesidir. Katliam 50.000 ya da daha fazla insan›n öldürülmesiyle sona erdi. Ya¤malamalar›n
ve kundaklamalar›n ard›ndan yüz binlerce insan aç ve evsiz kald›.”

Bab-› Âli gösterisinin sonunda yeni bir söz icat edildi: kusaktsakan. Bir kusaktsakan, H›nçaklar›n sad›k
bir takipçisiydi ve partinin verdi¤i emirlerin sebebini sormadan bu emirlere itaat ederdi. Daha sonra
Rusya’da bu tip insanlara “aparatçik” ad› verildi.
Sasun olaylar› resimli bir kitab›n gerçek örnekleridir. Ancak bu olaylarda görünen, Kürtlerin ve “öfkeli
askerlerin” kana susam›fll›¤› de¤il, tek bir amaç do¤rultusunda ortal›¤› kar›flt›rma tekni¤idir: bir az›nl›k
grubunu uluslararas› bas›n manfletlerine “zulüm kurban›” olarak tafl›y›p siyasi muhalifleri eyleme geçme-
ye zorlamak. Pek çok masum insan›n ç›kan kar›fl›kl›kta gerçekten hayat›n› kaybetmesi elebafllar›n›n
umurunda bile de¤ildi. Bu arada onlar da H›nçak partisinin mensuplar›yd›.
Ermeni tarih kitaplar›n›n ço¤unda Sasun halk›n› ayaklanmaya k›flk›rtanlar›n adlar›n›n “kahramanlar”
olarak an›ld›¤›n› görüyoruz. Bu isimler Mihran Damadian ve Hampartsum Boyadjian. Her ikisi de,
Kumkap› ayaklanmas›n› düzenlediklerinden (Nisan, 1890) kargafla ç›karmakta deneyimliydi. Mihran
Damadian, ‹stanbul’dan kaçt›ktan sonra Atina’da anti-Türk gösterileri düzenledi. Boyadjian Kafkas-
ya’dan ‹stanbul’a fleyh k›l›¤›nda büyük miktarda para tafl›yarak geldi. Dolay›s›yla silah sat›n almak onun
için pek sorun olmad›.
Asilerin ne kadar silahs›z oldu¤u, Kürtlerin Ermenilerden tek bir yer almak için on iki gün boyunca can-
la baflla savaflmalar› gerekti¤ini ö¤rendi¤imizde çok daha net olarak ortaya ç›k›yor. 17 Kas›m 1894 ta-
rihli Times’da G. Hagopian’›n kaleminden, Fulham’da yaz›lm›fl, Sasun olaylar›yla ilgili bir makale ya-
y›mland›. Christopher Walker bile Armenia – The Survival of a Nation (Ermenistan – Bir Ulusun Kurtu-
luflu) adl› kitab›nda bu yaz›n›n “kesin olmayan detaylar›ndan” bahseder. Ama ne önemi var ki? Dünya
bas›n› Hagopian’›n hikayesine sar›ld› ve tüm dünya, asl›nda bir iç savafla dönüflen isyanlar›n bast›r›lmas›
ERICH FEIGL
74

olay›na tepki gösterdi. Bunlar›n sözde “silahs›z”


ayaklanmalar olmas› gerekiyordu. Dünya kamu-
oyunun al›nt›larda geçen tamamen anlams›z rasge-
le rakamlara (örne¤in 50.000, belki de daha fazla
ölü) al›flmas› da bu zamana denk gelir. Okuyucu-
lar bu saçma rakamlar›, aynen günümüzün mo-
dern okuyucular›n›n 1. Dünya Savafl›’nda iki bu-
çuk milyon Ermeni’nin öldü¤ü fleklindeki aç›kla-
malar› kabul ettikleri gibi kabul ettiler. Müslüman
kurbanlara ne oldu¤unu sormak ise Turkey and
the Armenian Atrocities (Türkiye ve Ermeni Zu-
lümleri) kitab›n›n ilk yay›mland›¤› zamanlarda bi-
le hiç ilgi çekmeyen bir fleydi.
‹stanbul’da Bankalar Caddesi’nde Osmanl› Bankas›’n›n ana
ERMEN‹ TERÖRÜNÜN DORUK kap›s›. 26 A¤ustos 1896 bask›n›n›n mekan›. Osmanl› Bankas›
bask›n› halen dünyan›n dört bir yan›ndaki teröristler için klasik

NOKTALARINDAN B‹R‹: bir terör ve zaptetme modeli teflkil etmektedir: rehin alma, bir
“manifesto” yay›mlanmas› talebi, d›fl güçlerin yard›m›yla ülkeden
“güvenli ç›k›fl” talebi ve de bunun yerine getirilmesi!..
OSMANLI BANKASI BASKINI

‹stanbul-fiiflhane’de, Bankalar Caddesi’ndeki gös-


teriflli cephesinin ana kap›s› ile Osmanl› Bankas›
hâlâ Türkiye’nin en önemli özel bankalar›ndan bi-
ridir. On dokuzuncu yüzy›lda Osmanl› ‹mparator-
lu¤u’nun önde gelen mali kurulufluydu. Zaman›n-
da özellikle demiryollar›n›n ve sanayilerin inflas›n-
da önemli rol oynad›.
26 A¤ustos 1896’da Ermeni teröristler Osmanl›
Bankas›’n› bas›p içeride insanlar› rehin ald›. Bu,
haddinden fazla fliddet olay›na tan›kl›k eden bir
senenin üzücü sonlan›fl›yd›. Bu kez operasyon, Er-
meni Taflnak Partisi taraf›ndan düzenlenmiflti. Bu
ola¤anüstü bask›n›, 1896’daki tüm di¤er terörizm
eylemlerinden sorumlu olan rakipleri Ermeni H›n-
çak Partisi’ne yetiflmek için bir f›rsat olarak gör- Osmanl› Bankas›’ndaki muazzam bask›n›n ard›ndan: “Leipziger
Illustrierte” sadece Ermeni teröristlerden haczedilen silah ve pat-
düler. lay›c›lar›n sergilenmesini bildirmekle kalmad›, ayr›ca bu serginin
Bask›n o s›rada henüz Rusya’n›n egemenli¤inde yabanc› elçiliklerin araya girmesiyle hemen kapand›¤›n› da bildirdi.
Bu da günümüzde halen geçerli olan bir baflka terörist örnektir.
olan Kafkaslar’dan üç Ermeni taraf›ndan düzen-
lendi. Çete bafl› Karekin Past›rmac›yan daha sonra
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
75

(1908) Erzurum’dan Meclis-i Mebusan vekili seçilecek ve Birinci Dünya Savafl›’nda Osmanl›lara karfl›
Ruslar›n taraf›nda savaflan bir grup Ermeni gönüllüyü yönetecekti. 26 A¤ustos’ta teröristler bankaya
zorla girip bombalar f›rlatt›lar, gümüfl sikke dolu çuvallarla barikat kurup her yöne atefl açt›lar. ‹nsanlar›
rehin ald›lar ve taleplerinin yay›mlanmas›nda ve karfl›lanmas›nda ›srar ettiler. Bu operasyon gelecekteki
teröristler için bir örnek oluflturdu ve bu tür terörist bask›n tarz› büyük ölçüde de¤iflmeden kald›. Talep-
leri flunlard›:
•Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki Ermeniler için Avrupal› bir yüksek komiserin tayini.
•Halk ordusunun ve polisin Avrupal› komisere itaat etmesi.
•Avrupa sistemiyle uyumlu adli reform.
•fiarts›z bas›n ve din özgürlü¤ü.
•Vergilendirme sisteminin yenilenmesi.
•Vergi borçlar›n›n iptal edilmesi.
•Genel af.
•Yukar›daki taleplerin yerine getirilmesini teftifl etmek için bir Avrupa komisyonunun kurulmas›.
Rehin alma ve ölüm tehdidi durumlar›na her zaman yap›lan standart pazarl›klardan sonra Osmanl› Ban-
kas›’n›n genel müdürü Sir Edgar Vincent, Rus ‹mparatorlu¤u Büyükelçili¤i’nin tercüman› Maximoff ile
birlikte ablukaya al›nm›fl binaya girdi. Pazarl›klar teröristlerin ülkeyi güvenlikle terk edeceklerinin garan-
ti edilmesiyle sona erdi. Bu, günümüzde halen geçerli olan bir örnek teflkil etti.
Bu on yedi asi muhtemelen tüm ‹ngiliz ve Frans›z filolar›n›n ‹stanbul’a dönüp kendilerini coflkuyla karfl›-
lamalar›n› bekliyordu. Her ne kadar böyle bir fley olmad›ysa da çete kaç›fl›n› bizzat Sir Edgar Vincent’in
özel görkemli yat›yla yapt›. Daha sonra da kendilerini sa¤ salim Marsilya’ya götüren Frans›z savafl gemi-
si La Gironde’a geçtiler.
Terörist sald›r›lar›n› oradan planlamakta ve yürütmekte serbestlerdi. Bask›n amac›na ancak k›smen ulafla-
bilmiflti. Beklenen ayaklanma gerçekleflmemiflti. Teröristler bu ayaklanmalara ihtiyaç duyuyordu. Çünkü bu
ayaklanmalar, ölüler ve yaral›larla “Ermeni Davas›”na büyük katk› sa¤layacakt›. Di¤er terörist birimler de
30 A¤ustos’ta Galata’da çok say›da bomban›n patlat›lmas›n› düzenleyerek yard›mda bulundular.
Bu sefer ifller daha iyi gitti çünkü art›k ayaklanmada 4000-6000 Ermeni öldürüldü gibi hikayeler uydur-
mak mümkündü. ‹ngiliz Büyükelçili¤inin gizli raporlar›nda bu rakamlar› destekleyen tek bir kan›t bile
bulunmuyor (F. O. 424/188, No: 149 ve 169). Ama ne fark eder ki?

Gelecekteki tüm terörist bask›nlar için, rehin alma, talep listesinin zorla yay›mlanmas›, teröristlerin ülke-
yi terk etme izni ve art› tüm bu eylemlere efllik eden halkla iliflkiler hizmetleri ile komple bir örnek olufl-
turulmufl oldu.

1980 y›l›nda (!) Briton Christopher Walker, Armenia – The Survival of a Nation (Ermenistan –
Bir Ulusun Kurtuluflu) adl› kitab›nda Osmanl› Bankas› bask›n› üzerine flu paragraf› yazm›flt›r:
“Kaçan Taflnaklar flansl›yd›. Frans›z gemisi Gironde’a binip Fransa’ya do¤ru yelken açt›lar. Ge-
ride kalan Ermeni vatandafllar› pek çok kez terörist bir toplumda terör yaratmak suçunun
cezas›n› çekti.”
ERICH FEIGL
76

632 y›l›nda burada Bizansl›lar›n bir kilise


meclisi bulunuyordu ve bozguna u¤rayan
Ermeni beyliklerine Rum Ortodokslu¤unu
kabul etmeleri emredildi. “Karen” ad›yla
Erzurum, Halife’ye ba¤l› olan Bagratid
Krall›¤›’na ba¤l›yd›. Türkler Malazgirt’teki
“‹ki minareli” Medrese Erzurum’un simgesidir. “Ars Er Rum –
Rumlar›n Topraklar›” buraya Arap co¤rafyac› ‹bn-i Batuta zaferlerinden (1071) sonra Erzurum’a
taraf›ndan verilen isimdir. Buras› ilk 1049’da Selçuklular›n yerlefltiler.
sald›r›s›na u¤ram›flt›r.

ERMEN‹LER‹N TAfiNAKLAR TARAFINDAN YOK ED‹LEN SON fiANSI

1914’de Taflnaksutyun Parti Kongresi Erzurum’da topland›. Taflnaklar Erzurum’u gelecekteki “Büyük
Ermenistan”›n baflkenti olarak görüyorlard›.
Birinci Dünya Savafl›n›n ç›kmas›, Ermenilerin tarihindeki belirleyici bir dönüm noktas›d›r. ‹htilalci Tafl-
naksutyun kongresi Erzurum’da topland›¤›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u (Kas›m ay›ndan önce) ‹ttifak
Devletlerinin taraf›nda savafla girmenin arifesindeydi. Kongredeki olaylar, özellikle mensuplar›n›n Os-
manl› Hükümetine karfl› tavr› ile ilgili olarak oldukça farkl› flekillerde anlat›ld›.
Ancak daha sonra ba¤›ms›z Ermeni Cumhuriyeti’nin baflbakan› olacak olan Hovhannes Kachaznuni,
Temmuz 1923’te toplanan Bükrefl Taflnaksutyun Kongresinde bu konuyla ilgili flu aç›klamay› yapt›:
“1914 Sonbahar›nda, Türkiye henüz savafla girmemifl, ama savafl haz›rl›klar› yap›yorken, Ermeni ihtilal
çeteleri Transkafkasya’da (Çarl›k Rusyas›’nda) büyük bir heves ve tantana ile kuruluyordu. Sadece bir-
kaç hafta önce Erzurum’daki genel toplant›da al›nan karara karfl›t olarak Ermeni ‹htilal Federasyonu
(Taflnaksutyun) bu çetelerin toplanmas›na ve Türkiye’ye karfl› gelecekteki askeri eylemlerine aktif olarak
kat›lm›flt›r…” Kendisi için ac› verici olan, Transkafkasya’daki Ermeni ‹htilal Federasyonu’nun karar›na
sad›k kalmamas› gerçe¤ini k›saca yorumlad›ktan sonra Ermeni Cumhuriyeti baflbakan› flöyle devam etti:
“Gönüllü çetelerimizin alana girip girmedi¤ini tart›flmak bugün yarars›zd›r. Tarihi olaylar›n kendi içle-
rinde reddedilemeyecek bir mant›¤› vard›r. 1914 Sonbahar›nda Ermeni gönüllü çeteleri organize olup
Türklere karfl› savaflt›lar çünkü kendilerini savaflmaktan al›koyam›yorlard›. Bu, Ermeni halk›n›n tüm bir
kuflak boyunca kendilerini besledikleri psikolojinin kaç›n›lmaz sonucuydu: Bu zihniyet ifadesini bulmak
zorundayd› ve buldu da… E¤er çetelerin kurulmas› yanl›flsa, bu hatan›n kökeni çok daha derinlerde
aranmal›d›r…1914 k›fl› ile 1915 bahar› Taflnaksutyun da dâhil olmak üzere Transkafkasya’daki Ermeni-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
77

ler için heves ve umut dolu dönemlerdi. Savafl›n


müttefiklerin zaferiyle sonuçlanaca¤›ndan hiç flüp-
hemiz yoktu: Türkiye yenilecek ve parçalanacak,
ve Ermeni nüfusu sonunda ba¤›ms›z olacakt›.
Rusya’ya tereddütsüz tüm kalbimizle sar›ld›k. So-
mut bir gerekçemiz olmaks›z›n Çarl›k hükümeti-
nin, sadakatimiz, çabalar›m›z ve yard›mlar›m›z›n
ödülü olarak bize Kafkasya’da az çok genifl, ba-
¤›ms›z bir hükümet ve Türkiye’den ba¤›ms›zlaflt›r›-
lan Ermeni vilayetleri verece¤ine inand›k.” Bu ger-
çekleri Ermenilere kendi içlerinden hiç kimse ken- Erzurum’daki medresede bir Selçuk çift bafll› kartal›. Zengin sem-
bolleriyle Sivas, Erzurum, Konya gibi Selçuklu flehirleri Türkiye’de
di baflbakanlar› Hovhannes Kachaznuni kadar Anadolu’nun parçalanmas›na direnifl merkezleri oldu.
sert, aç›k ve kesin bir biçimde anlatmam›flt›r.
“Kendi arzular›m›z› baflkalar›n›n kafalar›na yerlefl-
tirdik.” derken neden bahsetti¤ini bilir.
Kendi siyasetlerinde her zaman yapt›klar› gibi
Ruslar 1914’te Ermenilerle ilgili niyetleriyle ilgili
tüm gerçe¤i aç›klad›lar (Lenin’in “kapitalist dün-
ya”ya karfl› niyetlerini aç›kça ortaya koymas›yla
ayn› biçimde; Bat›da herhangi bir kimsenin ona
inanmas› ayn› derecede zordu). Yaln›zca Çar’›n
da¤›tt›¤› ilan› okumak bile yeterliydi, hatta Ermeni
hayallerini ne kadar bariz bir flekilde y›kt›¤› düflü- Bu resim 2 Mart 1915’te Ermeni-Amerikan dergisi “Azk”ta yer
nülecek olursa onun bile çok dikkatli okunmas› ald›. Bu demek oluyor ki bu foto¤raf Osmanl›’n›n, cephedeki
silahl› ayaklanmalardan hemen sonra ç›kard›¤› geri gönderme
gerekmez: emrinden en az üç ay önce çekilmifl. Foto¤rafta Osmanl›lara karfl›
“Ermeniler! Do¤udan Bat›ya Büyük Rusya’n›n Kafkas cephesinde savaflan H›nçaklar görülüyor. Bunlar›n ço¤u
sivil halka karfl› zalimlikleriyle öne ç›kan kaçaklard›.
tüm halk› ça¤r›ma sayg›yla cevap verdi.
Kendinizi befl yüz y›ld›r yöneten – ço¤unuzu katle-
den ve katletmeye devam eden zorbal›ktan kurtar-
man›n zaman› geldi. Ruslar flanl› Ermeni vatan-
dafllar›n› memnuniyetle hat›rl›yor. Lazarofflar ve
Melikofflar ve di¤erleri vatanlar›n›n flerefi için
Slav kardefllerinin yan›nda savaflt›lar. Onlar›n sa-
dakati sizlerin sadakatinin de garantisi. Hepinizin
görevini yerine getirece¤inden ve silahl› kuvvetleri-
mizin zaferine ve hakl› davam›za katk›da bulun-
mak için elinizden geleni yapaca¤›n›zdan flüphemiz
yok. fiubat-Mart 1915’te Osmanl› cephesinde Ermeni ayaklanmas›. Bu
Ermeniler! Çar’›n idaresi alt›ndaki kardefllerinizle bir- foto¤raftaki yüzler aras›nda 1896’da Osmanl› Bankas› bask›n›n›n
düzenlenmesine yard›mc› olmufl olan Papkene de var.
leflin ve sonunda özgürlük ve adaletle kutsan›n!”
ERICH FEIGL
78

“HINÇAK” 1914:
Bu ilan (Ruslar›n zaferini umarak) Ermenilerin
H›nçaklar›n Birinci Dünya Savafl›n›n bafl›nda da¤›tt›klar›
çarl›k rejimi alt›nda birlefltirilece¤i iddias›ndan ilan:
baflka ne içeriyor? H›nçak Sosyal Demokrat Komitesi…, çeyrek yüzy›ld›r
Ba¤›ms›zl›k sözünden eser yok. Özerklik ya da Türkiye’deki Ermenilerin özgürlefltirilmesi için kanl› bir
yolda çal›flt›ktan sonra flimdi Osmanl› zulmünü kendi kan›
özerk bir devlete dair bir ipucu bile yok. içinde bo¤mak için, gerçek siyasi olaylar›n gücüyle,
Buna ra¤men Ermeniler kendilerini Rus katliam›n›n mücadele ve ihtilal borusu çalarak Toros da¤lar› ve Ermeni
içine att›lar. Lendilerini Rus süper-güç siyasetinin s›n›r›ndan savafl alan›na iniyor.
Uluslar›n varl›¤›n›n tehlikede oldu¤u bu devasa mücadelede
satranç tahtas›nda gönül r›zas›yla feda ettiler.
tüm Ermeni ulusu gibi H›nçak Komitesi de maddi ve
Ve Ermeni terörizmi halen istekle ya da isteksizce manevi güçlerini birlefltirecek ve ellerinde ihtilal k›l›c›n› sal-
Rus süper-güç siyasetine hizmet etti¤inden, Er- layarak bu dünya savafl›na girecek.
menilerin derslerini almam›fl olduklar› aç›kça an- Üçlü Antlaflma’n›n ve bilhassa Rusya’n›n yoldafl› olarak
‹tilaf devletleri ile iflbirli¤i yapacak, sonunda Ermenistan,
lafl›l›yor. Kilikya, Kafkaslar ve Azerbaycan’da zafer kazanmas› için
“Kafam›zda yo¤un bir hayal atmosferi oluflturduk. tüm siyasi ve ihtilalci yollara baflvuracaklar…
Kendi arzular›m›z› baflkalar›n›n kafalar›na yerlefl- O halde ileri Yoldafllar…‹fl bafl›na.
Ölümü,
tirdik; gerçeklik hissimizi yitirdik ve kendimizi ha-
Ermenistan’› tehdit eden ölümü ezelim, böylece
yallerimize kapt›rd›k. A¤›zdan a¤›za, kulaktan ku- Ermenistan
la¤a genel valilik saray›nda söylendi¤i iddia edilen Sonsuza dek yaflas›n…
Paris, 1914
sözle dolafl›yordu; Vorontzov-Dashkov’un Katoli-
Sosyal Demokrat H›nçak Komitesi
kolara yazd›¤› bir mektup, hak ve iddialar›m›z›n ‹dare Merkezi
sunumunda kullan›lacak önemli bir mektup ola-
rak dikkat çekiyordu. Bu, oldukça belirsiz cümle-
ler ve genellemelerle dolu, arzulanan her flekilde
yorumlanabilecek, çok ak›ll›ca yaz›lm›fl bir mek-
tuptu.
Ermenilerin yeteneklerine, askeri ve siyasi güçleri-
ne gere¤inden fazla de¤er verdik, ve insanlar›m›z›n
Ruslara verdi¤i hizmetin önem ve miktar›na da
fazla önem verdik. Ve kendi mütevaz› de¤er ve
meziyetlerimizi gözümüzde fazla büyüterek umut
ve beklentilerimizi de do¤al olarak yükselttik.
1915 Yaz› ve K›fl› meydana gelen s›n›r d›fl› etme-
ler, toplu sürgünler ve katliamlar Ermeni Dava-
s›’na ölümcül darbelerdi. Tarihi Ermenistan’›n ya-
r›s› – ba¤›ms›zl›¤›m›z›n temellerinin seksenlerin ilk
yar›s›nda miras al›nan geleneklere ve benimsenen
Avrupa diplomasisi yönüne göre düzenlenece¤i ya-
r› – Ermenilerden yoksun b›rak›ld›; Türkiye’nin
Ermeni vilayetleri Ermenisiz b›rak›ld›. Türkler ne
yapt›klar›n› biliyorlard› ve bugün piflmanl›k duy- 1914 yaz›nda, üzerinde H›nçaklar›n Osmanl›lara karfl› silahlan-
malar› için bir sebep yok. Bu, Ermeni Sorununu mas›n› bildiren ilan›n bulundu¤u Ermeni gazetesi “H›nçak”.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
79

Türkiye’den temizlemenin en kesin yöntemiydi.


Yine, bugün gönüllülerin savafla kat›lmas›n›n Ermeni felaketine ne derece katk›da bulundu¤unu sormak
bir fayda sa¤lamaz…
Ancak bunun kan›t› – ki bu çok önemlidir – Türk hükümetine karfl› onlarca sene önce bafllayan mücade-
lenin Türkiye’deki Ermenilerin s›n›r d›fl› edilmesine ve yok edilmesine ve de Türk Ermenistan›’n›n peri-
flan olmas›na neden olmas›d›r. Bu korkunç bir gerçektir! K›sa bir süre sonra Ermeni Cumhuriyeti’nin es-
ki baflkan› flu sonuca var›r: “Ola¤an d›fl› bir cinnet hali sonucu biz, siyasi bir parti olarak, davam›z›n
Ruslar için (Osmanl›lara karfl› savafllar›nda ve Akdeniz’e do¤ru ilerlemelerinde) tesadüfi ve önemsiz bir
süreç oldu¤unu, gerekirse bir an tereddüt bile etmeden cesetlerimizi çi¤neyerek üzerimizden geçebilecek-
leri derecede önemsiz oldu¤unu unutuyorduk… Ruslar ilerlerken bilinçalt›m›z›n derinliklerinde bizi kur-
taracaklar›na inan›yorduk ve geri çekilirlerken bizim katledilmemize izin vermek için geriliyorlar diyor-
duk… Her iki durumda da sonucu ve sebebi ve de niyeti yanl›fl anlad›k…”

17 MAYIS 1915 ERMEN‹LER VAN’I ‹fiGAL ED‹P fiEHR‹N


MÜSLÜMAN TARAFINI ATEfiE VER‹YOR
TEHC‹R KARARI: SEBEP VE SONUÇLARI

24 Nisan’›n Osmanl› ‹çiflleri Bakan›’n›n ‹stanbul’daki parti görevlilerinin, tan›nm›fl isyanc›lar›n ve


tahrikçilerin tutuklanma emrini verdi¤i gün olmas› üzücü ama tesirli bir tesadüf olmufltur. (Ortada
henüz geri gönderme emrine dair bir söz yoktur.) Ayn› gün Van valisi afla¤›daki telgraf› göndermifltir:

fiU ZAMANA KADAR ÇEVRE BÖLGELERDEN YAKLAfiIK OLARAK 4000 ‹SYANCI


ERMEN‹ GET‹R‹LD‹. AS‹LER EfiK‹YALIK YAPTILAR, KOMfiU KÖYLERE SALDIRIP
KUNDAKLADILAR. BUNU ENGELLEMEK ‹MKANSIZ. BUNUN SONUCUNDA PEK
ÇOK KADIN VE ÇOCUK EVS‹Z KALDI. ONLARI ÇEVREDEK‹ Afi‹RET KÖYLER‹NE
YERLEfiT‹RMEK NE MÜMKÜN NE DE UYGUNDUR. ONLARI BATI ‹LLER‹NE
GÖNDERMEYE BAfiLAMAK UYGUN MUDUR?

Gerçekten saçma bir telgraf. Van valisi Müslüman kad›n ve çocuklar› Bat›’da güvenli bölgelere tafl›mak
istemifltir. O s›rada henüz hiç kimse Ermenileri tafl›may› düflünmüyor, yaln›zca Müslümanlar›n yerlerinin
de¤ifltirilmesi söz konusu ediliyordu.
8 May›s’ta Ermeni asiler Van çevresine genel bir sald›r›da bulundu. Çevredeki tüm Müslüman köyleri
alevler içinde kald›. Bunun üzerine Osmanl› valisi Cevdet Pafla geri çekilme emri verdi. 17 May›s’ta
Osmanl› askerleri Van’› terk etti. Ayn› gün gelen Ermeniler flehrin Müslüman taraf›n› kundaklay›p flehri
tamamen Ermeni yönetimi alt›na ald›lar.
Birkaç gün içerisinde Rus öncü kolu Van’a ulaflt›. Ermeni birimlerinden olufluyordu. Daha sonra normal
ERICH FEIGL
80

1915 bahar›. Cephaneleri Ruslar taraf›ndan sa¤lanan bafl›bozuk Ermeni askerleri Van’›n Ruslar taraf›ndan
iflgal edilebilmesi için Osmanl› s›n›r›n›n hemen arkas›nda ikinci bir cephe oluflturdular.

Her ne kadar bunun yard›m toplamak için yap›lan bir propagan-


da olma ihtimali olsa da bu bölüklerin Amerika ve Avrupa’daki
Ermeni komiteleri taraf›ndan topland›¤› söyleniyordu.

Kafkasya cephesinde Osmanl›lara karfl› Ruslarla beraber savaflan


Ermeni H›nçak alay›n›n 8. bölü¤ünden bir grup.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
81

Rus bölükleri geldi. Van’›n yeni Ermeni yöneticisi


Aram, Rus komutan› General Nikolayev’e flehrin
anahtarlar›n› sundu. ‹ki gün sonra Nikolayev,
Aram’›n vali oldu¤u görevdeki geçici yönetimi
onaylad›. Bu Rus cömertli¤i gösterisinin amac›
belliydi. Ermenilerde, bunun benzeri isyanlardan
sonra kendilerine ait hükümet kurma ifltah› yarat-
mak. Bu görüntü sadece alt› hafta sürdü, ve
ard›ndan Osmanl›lar gelip Van’› geri ald›lar. Bofl
bir flehre tafl›nd›lar. Müslümanlar öldürülmüfl,
Erzurum’un eski Ermeni milletvekili Karakin Past›rmac›yan. Bir
Amerikan misyonerleriyle birlikte tüm Ermeni ihtilalci olarak “Armen Garo No.1” takma ad›n› kullan›yordu. Bu
nüfusu da Ruslarla beraber kuzeye, resimde grup liderleri Terp ve Hecho ile birlikte görünüyor.
Sonras›nda bir grup genç idealistin atefl hatt›na gönderilece¤i,
Transkafkasya’n›n güvenli bölgelerine kaçm›fllard›. s›kça yap›lan bir “kutsama”ya kat›l›yorlar.
“Armenskaya Isvetiya” bizlere seçkin Ermeni ailelerin kay›p bir
Osmanl› ‹çiflleri Bakan›’n›n verdi¤i emir 24
sebep u¤runa savafla gönderilen çocuklar›n› gösteriyor.
Nisan’da Ermeni bölücü liderlerin tutuklanmas› ve “Davam›z›n Ruslar için tesadüfi ve önemsiz bir süreç oldu¤unu
unutuyorduk…” Bunlar, daha sonra Ermeni baflbakan› olacak
suçlay›c› malzemelere el konmas›yla sonuçland›. olan adam›n geçmifle bakarak söyleyece¤i sözlerdi.
Bunun yan›nda beklenmeyen sonuçlar› da oldu.
Afl›r madenler de bile yüzlerce gizli silah ve
cephane deposu keflfedildi.
Van’da gerçekleflen olay – taflra baflkentinin
Osmanl› s›n›r› ard›nda Ermeni asiler taraf›ndan
al›nmas› – rahatl›kla Adana, Marafl, Ankara veya
Adapazar›’nda da olabilirdi. Savafl›n ilerlemesiyle
bu, Osmanl›lar için ölümcül bir tehdit oluflturur-
du.

Tehcir Karar›: Sebep ve


Sonuçlar›
Van’da Osmanl› hatt›n›n ard›nda ikinci bir cephenin aç›lmas›
Ruslara belirleyici bir avantaj sa¤lad›. Ermeni isyan›n› mümkün
oldu¤unca destekleyen ‹tilaf Devletleri için “Van mücadelesi”
Dünyadaki tüm Ermeniler 24 Nisan’› Ermeni favori temalar› oldu. ‹ç bölgelerde bu destek, hizmetlerini
Ermenilerin emrine sunan misyonerler taraf›ndan sa¤land›. Genifl
soyk›r›m›n›n bafllad›¤› gün olarak anar. Bu an› ölçekte silah gönderimi ve para temin edildi.
pek çok sebepten ötürü yeniden gözden geçirilme- Van ilindeki azimli Ermeni ayaklanmas› taflra baflkentinin asiler
taraf›ndan ele geçirilmesine yol açt›. Ayn› zamanda ‹tilaf Devletleri
lidir. An›lan gün, 24 Nisan, sebep ve sonucu kas- Çanakkale Bo¤az›’na büyük sald›r›larda bulunarak Osmanl›
ten birbirine kar›flt›r›r. ‹mparatorlu¤u’nun baflkentini tehdit ediyordu. Van’daki Ermeni
ayaklanmas›n›n sonuna kadar Ermenilerin tehlike alt›ndaki
Osmanl› ‹çiflleri Naz›r› Tâlât Pafla’n›n 24 Nisan bölgelerden ç›kar›lmas› talimat› verilmedi.
1915 günü isyanc›lar›n tutuklanmas› emrini
bildiren bir telgraf gönderdi¤i do¤rudur. Ancak,
ERICH FEIGL
82

Urartu zaman›na kadar uzanan Van’daki büyük kaya ve kalesi. Hisar›n alt›nda Van’›n Ermeni ayaklanmas›nda tamamen tahrip edilen
eski Müslüman kesimi bulunuyor. Sadece birkaç günlük bir süre içinde burada 30.000 Müslüman öldü.
Bir terörizm “Hiroflima”s›: Van’›n ‹slam bölgesinin sadece temel duvarlar› ve gururlu, kuvvetli camilerin birkaç› ayakta kalmay› baflara-
bildi. Van’daki Ermeni ayaklanmas› 1915 fiubat’›nda bafllad› ve doruk noktas›na Nisan’da ulaflt›. Asiler eski ‹slam flehrini 17 May›s’ta,
küçük Osmanl› garnizonunun flehri terk etmek zorunda kald›klar› gün atefle verdiler. Osmanl›lar Van’› 22 Temmuz 1915’e kadar geri ala-
mad›. Bu arada Van’dan zaman›nda kaçamayan tüm Müslüman nüfusu Ermeni teröristler taraf›ndan öldürüldü.

7 Nisan 1918’de Van tekrar Osmanl›n›n elindeydi. fiehrin Türk


kesimi harabeye dönmüfltü. Van’›n muazzam kalesinin dibinde –
fliddet ve terörizm korkusunun an›s› olarak - bir moloz y›¤›n›ndan
baflka bir fley kalmam›flt›. 24 Nisan’da verilen tutuklama emirleri
ertesi gün ‹stanbul’da uygulanmaya bafllad›. ‹llerin baz›lar›nda
daha geç bafllad›.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
83

gerekli görülmedi¤inden henüz tehcir (zorunlu göç ettirme) söz konusu de¤ildir.
fiifreli telgraf, Ermeni sald›r›lar›na maruz kalan illerin valilerine ulaflm›flt›r ve flöyledir: “Zeytun, Sivas,
Bitlis ve Van’da meydana gelen son ayaklanmalar bir kez daha, özellikle de devletimizin savafla girdi¤i
bir dönemde, Ermeni komitelerin, isyanc› ve siyasi faaliyetleri, kendilerine Osmanl› topraklar›nda ba¤›m-
s›z bir yönetim sa¤lama giriflimlerini sürdürdüklerini gösteriyor. Savafl›n ç›kmas›ndan hemen sonra, Rus-
ya’daki Ermenileri bize karfl› k›flk›rtmak için ç›kar›lan bu ayaklanmalar ve Taflnak Komitesi’nin karar›
ve Osmanl› Devleti bünyesindeki Ermenilerin, Osmanl› ordusunun gücünü en fazla yitirdi¤i zamanda
tüm gücüyle isyan etmesi gibi davran›fllar›n hepsi ülkenin yaflam›n› ve gelece¤ini etkileyecek ihanetlerdir.
Merkezleri yabanc› ülkelerde bulunan ve isimlerinde bile ihtilalci vas›flar bulunan bu komitelerin özerk-
lik kazanmak u¤runa Hükümete karfl› her tür mazeret ve yola baflvuracaklar› eylemler içinde olduklar›
bir kez daha kan›tland›. Kayseri, Sivas ve di¤er bölgelerde bulunan bombalar, ülkedeki Rus sald›r›lar›na,
Rus ordusundaki Osmanl› Ermenilerinden oluflan gönüllü alaylar› toplayarak kat›lan Ermeni komite li-
derlerinin hareketleri ve de bunlar›n Osmanl› ordusunu arkadan tehdit eden yay›m ve operasyonlar› bu
durumu aç›kça ortaya koyuyor.
Osmanl› Hükümeti do¤al olarak, kendisi için ölüm kal›m meselesi teflkil eden bu komitelerin bu tür ope-
rasyonlar› ve giriflimleri sürdürmesine göz yumamaz. Hainlik kayna¤› olan bu komitelerin varl›¤› da ya-
sallaflt›r›lamaz. Bu yüzden de bu tür siyasi örgütleri hemen kapatmak gerekir. Yani, ilinizdeki H›nçak,
Taflnak ve benzeri komitelerin tüm kollar›n› kapatman›z, kol merkezlerinde bulunan tüm dosya ve ev-
raklara el koyman›z ve bunlar›n yok edilmedi¤inden ve kaybolmad›¤›ndan emin olman›z, hükümet tara-
f›ndan tehlikeli görülen tüm Ermenilerle birlikte komite liderlerinin hepsini ve önemli üyelerini tutukla-
man›z; dahas›, bölgede bulunmas› uygunsuz bulunan Ermenileri, zararl› eylemlerde bulunma flans› tan›-
mamak için toplay›p ilin veya sanca¤›n di¤er bölgelerine göndermeniz; gizlenmifl silahlar› arama ifline
bafllaman›z ve de muhtemel karfl› eylemlere karfl› haz›rl›kl› olmak için askeri komutanlarla gerekli temas-
lar›n›n devaml›l›¤›n› sa¤laman›z emrediliyor. Görevdeki Baflkomutan ile bir görüflmede kararlaflt›r›ld›¤›
gibi, bu emirlerin usule uygun biçimde uygulanmas›yla dosya ve evraklara dayanarak tutuklanarak eli-
mize geçen tüm kifliler askeri mahkemelerce yarg›lanacak ve yukar›da belirtilen ad›mlar hemen gerçeklefl-
tirilecektir. Tutuklanan kifli say›s›ndan ve emirlerin uygulanmas›na dair düzenli olarak hemen bilgilendi-
rilece¤iz. Bitlis, Erzurum, Sivas, Adana, Marafl ve Halep için: bu operasyon sadece komitelerin operas-
yonlar›na etki amac› tafl›d›¤›ndan, emirleri nüfusun Müslüman ve Ermeni kesimlerinin birbirlerini karfl›-
l›kl› olarak öldürmelerine sebep olacak flekilde uygulamaman›z fliddetle emredilir.
11 Nisan 1331 (24 Nisan 1915).
‹çiflleri Bakan›.

Tutuklamalar tan›nm›fl baz› tahrikçilerle birlikte sadece Taflnaksutyun ve H›nçaklar›n elebafllar›n› etkile-
di. Emrin genel bir tehcirle ilgisi yoktu.
Hükümetin Ermenileri grup olarak tehlikede olan bölgelerden (‹stanbul ile ‹zmir güvenli ve kontrol
alt›nda say›ld›¤›ndan bu durumdan etkilenmemiflti) tafl›ma emri ancak aylar sonra ç›kacakt›. Bu da
Ermeni terörizminin ve bafl›bozuk askerlerinin Van’daki korkunç sald›r›lar› sonucunda olacakt›. Bu olay
Ermeni terörizminin flafl›rt›c› bir doruk noktas›d›r. Asiler Van’› iflgal edip “Van Ermeni Cumhuriyeti”ni
ilan ettiler ve flehrin Müslüman bölgesini tamamen y›kt›lar. fiiddet olaylar›nda yaklafl›k 30.000
ERICH FEIGL
84

Müslüman hayat›n› kaybetti. Yine, (sadece


elebafllar›n› de¤il) Ermeni nüfusu tehlikede olan
bölgelerden tafl›ma fikri Van’da yaflanan felaketin
sonras›na kadar ortaya at›lmad›. Hükümet
kuvvetleri 17 May›s 1915’de Van’› terk etmeye
zorland›. O s›rada Van, giderek Anadolu’nun
içlerine do¤ru ilerleyen Ruslar›n s›n›r›n›n
ard›ndayd›. Rus-Çarl›k sald›r› kuvvetlerinin öncü-
leri, Do¤u Anadolu’da Müslüman nüfusa vahfli
davran›fllar›yla öne ç›kan Ermeni gönüllülerden
olufluyordu. Bu arada Van’da yaflanan felaketin
gerçek boyutlar› ‹stanbul’da duyuldu. Bu noktada
Anadolu’daki Ermeni nüfusunu tamamen göç
ettirme fikri ortaya ç›kt›. Bu zamana kadar sadece
yerel olarak çete bafllar› ve tan›nm›fl teröristlerin
tutuklanmas› söz konusuydu. Tehcir fikri, o s›rada 1915 bahar›n›n Ermeni ayaklanmas›n›n Müslüman kurbanlar› için
bir Türk an›t›. 5000 Müslüman’›n cenazesi Van Gölü’ne aç›lan bir
görevde olan ordu komutan›n›n Van’daki oluktaki bu an›t›n alt›nda yat›yor. Müslümanlar bu noktada
sald›r›n›n korkunç sonuçlar›ndan dersini almas›yla toplan›p katledilmifllerdi.
Ruslar›n (Ermenilere dan›flarak belirlendi¤i belli
olan!) ad›mlar›n› Osmanl› taraf›ndan benzer
önlemler alarak takip etmeyi önermesi sonucu
ortaya ç›kt›. Bu öneri ‹çiflleri Bakan›’n›n gizli bir
bildirisinde yap›lm›flt› (No: 2049).

“Van Gölü çevresindeki ve Van Valisine ba¤l› di-


¤er bölgelerdeki Ermeniler sürekli olarak isyan ve
ihtilal haz›rl›klar› içerisindedir. Bu nüfusun bu
bölgeden tafl›nmas› ve bu isyan yuvas›n›n y›k›lma-
s› gerekti¤i görüflündeyim. Üçüncü Ordu Komuta-
n›’n›n verdi¤i bilgiye göre Ruslar Nisan’›n 7’ sinde
Müslüman nüfusu, eflyalar›n› bile almalar›na izin
vermeden s›n›rlar›m›z›n d›fl›na iterek kovmaya
Van’›n Ermeni ayaklanmas› s›ras›nda tahrip edilen say›s›z ‹slam
bafllam›flt›r. Bu (Rus) eylemine karfl›l›k olarak ve binas›ndan biri. Do¤u Anadolu’daki Ermeni binalar›n›n restore
de yukar›da belirtti¤im amaçlar do¤rultusunda Er- edilmesi için tekrar tekrar (ve hakl› olarak) taleplerde
bulunulurken, dünya kamuoyu bölgedeki bu Osmanl› camisi gibi
menileri, Ruslara karfl›l›k, s›n›r d›fl› etmemiz veya eflit derecede tehlike alt›nda olan ‹slam abidelerine hiç ilgi göster-
aileleriyle birlikte Anadolu’nun di¤er bölgelerine memektedir. Müslüman binalar›na karfl› bu ilgisizlik, Ermeni
ayaklanmas›n›n Müslüman kurbanlar›na karfl› halen geçerli olan
göç ettirmemiz gerekmektedir. Bu ihtimallerin en tutumdan hiç de farkl› de¤ildir. ‹slam taraf›ndaki hayat kayb› çok
uygununun seçilmesini ve uygulanmas›n› talep edi- büyük olmas›na ra¤men bu konu Türkiye d›fl›nda halen gündeme
getirilmeyi beklemektedir.
yorum. E¤er kimsenin bir itiraz› yoksa bu isyan
yuvalar›n›n yarat›c›lar›n›n ve ailelerinin s›n›rlar›-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
85

m›z›n d›fl›na at›lmas›n› ve bunlar›n yerlerinin s›n›rlar›m›z›n d›fl›na itilen Müslüman mültecilere verilmesi-
ni tercih ederim. 19 Nisan 1331 (2 May›s 1915).”
Bu belgenin önemi, Baflkomutan’›n niyetini aç›kça ortaya koymas›nda yat›yor. Ruslar, Müslüman nüfu-
sunun tamam›n›, s›rtlar›ndaki gömleklerden baflka bir eflyalar› olmaks›z›n Kafkasya bölgesinden Do¤u
Anadolu’ya göndermifllerdi. Bu s›rada Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun do¤u bölgelerindeki (özellikle
Van’daki) Ermeniler de büyük güç kazanarak Müslümanlar› öldürmüfllerdi ve “Van Ermeni Cumhuriye-
ti”ni ilan ediyorlard›. Bu koflullar alt›nda (Osmanl› ‹mparatorlu¤u s›n›rlar› içerisinde yaflayan) Ermenileri
Anadolu’dan göç ettirme (tehcir) karar› anlafl›l›r bir durum. “Daha güvenli oldu¤u düflünülen bölgelere”,
Ruslar›n ve Avrupa’n›n ‹tilaf Devletlerinin etkisine çok aç›k olmayan bölgelere göç ettirileceklerdi.
Birkaç hafta sonra 19 May›s 1331’de (1 Haziran 1915) Osmanl› hükümeti resmi bir Osmanl› gazetesi
olan Takvim-i Vakaya’da afla¤›daki kararnameyi yay›mlad›: 1. Madde. Savafl zaman› ordu, kolordu, bö-
lük komutanlar› ve vekilleri ve de ba¤›ms›z komutanlar, ülkenin savunulmas› ve düzenin sa¤lanmas› için
Hükümet taraf›ndan verilen emirlerin uygulanmas› için gerçeklefltirilen operasyon ve al›nan önlemlere
halk taraf›ndan gösterilebilecek tüm muhalefet, silahl› direnifl ve hücumlara en sert biçimde karfl›l›k ver-
mek ve askeri kuvvet kullanarak muhalefet ve direniflin tüm izlerini silmeye yetkili ve bununla yükümlü-
dür. 2. Madde. Ordu, kolordu, bölük komutanlar› askeri gereksinimlere ba¤l› olarak ve herhangi bir
ihanet veya ele verme belirtisine karfl›, köy ve kent halk›n›, tek tek veya toplu halde göndermeye ve göç
ettirmeye yetkilidir.
3. Madde. Bu geçici yasa, yay›mland›¤›nda yürürlü¤e girecektir.
Pek çok masum insan›n, çok say›da Ermeni’nin ve daha da fazla Müslüman’›n 1915’teki tehcirde mal›n›
mülkünü, sa¤l›¤›n› ve hatta hayat›n› kaybetti¤i do¤rudur. Böylesine bir savafl zaman› trajedisinde suçu
birilerine yüklemeye çal›flmak flüphesiz anlams›zd›r, ancak her fleyin “Korkunç Türkler”in suçu oldu¤u
fleklindeki neredeyse evrensel kan›n›n ›fl›¤›nda, zaman›n Osmanl› Ermenilerinin ezici ço¤unlu¤unun pasif
davran›fl› hakk›nda da bir fleyler söylenmesi gerekir. Her fleyin ötesinde sadece bar›fl istiyorlard› ve terö-
ristlerle yüzleflmek istemediklerinden sessiz kal›yorlard›. Onlarca sene boyunca kendi içlerinde ba¤›ms›z-
l›k ad›na saçma, uygulanmas› imkans›z ve tamamen adaletsiz (adaletsiz, çünkü Osmanl› ‹mparatorlu-
¤u’nun hiçbir bölgesinde Ermeniler ço¤unlu¤u oluflturmuyordu) h›rslar tafl›yan küçük bir grup fanati¤in
bulunmas›na göz yumdular. Köktenciler giderek güçlendiler, Müslümanlar› ve Ermenileri y›ld›rd›lar ve
sonunda Birinci Dünya Savafl›’n›n bafllamas›yla birlikte aç›kça iç savafl ilan ettiler.
Savafl›n kargaflas› içerisinde Osmanl› ‹mparatorlu¤u kendi varl›¤›n› sürdürmek için savafl›rken tehciri
gerçeklefltirmekten baflka seçenek kalmam›flt›. Savafl› takip eden olaylar – ‹tilaf Devletlerinin Anado-
lu’nun içlerine girmesi ve Yunanl›lar›n Ankara’ya kadar ilerlemesi - tehciri gerçeklefltirenlerin ne kadar
adaletli davrand›¤›n› kan›tlad›.
E¤er Osmanl› Ermenilerinin sessiz ço¤unlu¤u köktencilerin ç›lg›nca planlar›na ve misyonerlerin hayali
temennilerine karfl› ç›ksayd›, çok say›da Ermeni, hatta daha da fazla say›da Müslüman büyük eziyetlerden
kurtulabilirdi. Ne var ki az›nl›¤›n hatas›n›n cezas›n› ço¤unlu¤un çekmesi gerekti.
Genelde bir felaketin bir ulusu etkileyip etkilememesi mant›kl›, sa¤duyulu ço¤unlu¤un köktencilerden, fa-
natiklerden ve hayalcilerden oluflan mant›ks›z az›nl›¤a galip gelmedeki baflar›s›na ba¤l›d›r. Kendisini bir
az›nl›k taraf›ndan ayart›lmaya veya susturulmaya teslim eden bir ulus kurtar›lamaz. Louisville Üniversite-
si’nden Profesör Justin McCarthy’nin Nasyonal Sosyalistler üzerine araflt›rmas›n›n sonuçlar› flöyledir:
ERICH FEIGL
86

“Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki Ermeniler ile ilgili


söylenenler aras›nda birtak›m yanl›fl bilgiler
vard›r. Bu bilgiler özellikle Osmanl› ‹mparator-
lu¤u’nda yaflayan Ermenilerin say›s› ve Ermenilere
ne oldu¤u hakk›ndad›r. Afla¤›daki haritada tarihi
olarak Ermenistan ad› verilen bir bölge var orada
çok say›da Ermeni yaflam›fl olsa da olmasa da bir
zamanlar Ermeniler taraf›ndan yönetilmifltir.
Rusya s›n›r›ndan Akdeniz’e kadar uzanan bu
bölgede -1912 veya 1925 senesinde Osmanl›
‹mparatorlu¤u sona erdi¤inde vilayet ismi verilen
alt› il vard›. Bu illerde çok say›da Ermeni
yafl›yordu ama hiçbirinde Ermeniler nüfusun üçte
birinden fazlas›n› teflkil etmiyordu, hatta ço¤unda
oranlar› nüfusun üçte birinden de düflüktü.
Profesör Justin McCarthy çal›flmalar›n›n büyük k›sm›n› Osmanl›
Asl›nda Birinci Dünya Savafl›’n›n bafllar›nda ‹mparatorlu¤u nüfusunun istatistiklerine adad›. Osmanl› ‹mpara-
dünyadaki tüm Ermeni nüfusunu toplay›p torlu¤u’nda Ermeni az›nl›¤›n›n hiçbir vilayette, en fazla bulunduk-
lar› Van’da bile ço¤unlu¤u oluflturmad›klar›n› kan›tlad›¤›
Ermenistan denilen bu bölgeye yerlefltirseniz, Muslims and Minorities – The Population of Ottoman Anatolia
Müslüman nüfusu yine de Ermeni nüfusunu say›ca and the End of the Empire (Müslümanlar ve Az›nl›klar – Osmanl›
Anadolu’sunun Nüfusu ve ‹mparatorlu¤un Sonu) adl› kitab›n
geçerdi. Tabii ki tüm Ermeniler orada de¤ildi ve yazar›d›r. Kitap New York University Press taraf›ndan 1983 se-
bu da demek oluyor ki Müslümanlar nesinde bas›ld›.

Ermenilerden alt› kat fazla say›dayd›.


Birinci Dünya Savafl›’n›n bafllar›nda Osmanl›lar
tehlikeli olarak gördükleri Ermenileri yaflamakta
olduklar› bölgelerden güneydeki di¤er bölgelere
tafl›maya karar verdiler. Zorla göç ettirilen tüm
Ermenilerden çok daha fazla Ermeni, Ruslarla bir-
likte kuzeye kaçt› ve Birinci Dünya Savafl›’nda çok
say›da korkunç ölüm yaflanan bir süreç oldu.
Kolera ve tifo salg›n› yafland›… hatta topraklar üç
sene hiç mahsul vermedi. Bu yüzden bu bölgede
yaflayan insanlar e¤er daha hastal›ktan ya da Anadolu illerinin 1912’deki nüfus da¤›l›m›n› gösteren grafik tem-
cinayetle ölmedilerse - neredeyse açl›ktan k›r›ld›. sili. Muslims and Minorities – The Population of Ottoman Anato-
lia and the End of the Empire (Müslümanlar ve Az›nl›klar – Os-
Cinayetle, Rus ordusunun bölgeyi iflgal etmesiyle manl› Anadolu’sunun Nüfusu ve ‹mparatorlu¤un Sonu) kitab›n-
bafllayan adam öldürmeleri kastediyorum. dan. New York University Press, 1983.
Do¤rudan, kendi hükümetlerine karfl› Ermeni ihti-
lalciler taraf›ndan iflgal alt›nda tutulan Van’a
geldiler. Rus ordular› gelince büyük Rus gruplar›
ve çok say›da bafl›bozuk Ermeni askeri çok say›da
Müslüman’› katletti.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
87

Bunu takip eden üç sene boyunca savafl, bir ileri


bir geri devam etti ve Ermeniler Müslümanlar ta-
raf›ndan, Müslümanlar da Ermeniler taraf›ndan
öldürüldü. Her iki ordu da geri çekilince kendi in-
sanlar›, kendilerine onlar ile özdefllefltiren ve onla-
ra umut ba¤layan insanlar da onlarla birlikte gitti.
Yani Ruslar geri çekildi¤inde Ermeniler de onlarla
birlikte ayr›ld›. Müslüman Osmanl› ordular› geri
çekildi¤inde de Müslümanlar özellikle de Türkler
onlarla birlikte ayr›ld›. Anadolu’nun tamam› üze-
rinde, Ege ve Akdeniz’den Karadeniz ve Kafkas-
lar’a kadar uzanan bölgede yaklafl›k 600.000 Er-
meni öldü. Ayn› bölgede ço¤unlu¤u Türk 2.5 mil- Türkleri sald›r› için yumuflatmak amac›yla Alman müttefikleri ve
yon Müslüman öldü. Avusturya-Macaristan toplar›yla Çanakkale Bo¤az›’ndaki Osman-
l› takviyelerine, 36 santimetrelik HMS Canopus silahlar›yla aç›lan
Sadece bu bölgede bile (Ermenistan’da) bir mil- atefl.
yondan fazla Müslüman ölmüfltü. Bir k›sm› baflka
›rklardand› ama büyük ço¤unlu¤u Türk’tü, yani
Ermenistan ad› verilen bu bölgede ölen Ermenile-
rin say›s›ndan yüz binlerce daha fazla say›da
Müslüman öldü. fiimdi bu bölge Ermenilerin kat-
ledildi¤i bölge olarak tan›t›l›yor. Bu, bir noktaya
kadar do¤ru, ama tarihi do¤ruluk ad›na buran›n
ayn› zamanda Müslümanlar›n da hatta
Ermeniler den daha fazla say›da Müslüman’›n,
katledildi¤i yer oldu¤unu belirtmemiz gerekir. Ve
Birinci Dünya Savafl› zaman›ndaki bu dönemi,
Birinci Dünya Savafl›’ndan biraz öncesi ve sonras›
da dahil olmak üzere, büyük bir insaniyetsizlik BOUVET adl› savafl gemisi Frans›zlar›n Çanakkale Bo¤az›’ndaki
mücadeleye destek olarak gönderdikleri filonun bir parças›yd›. Su
dönemi, sadece Ermenileri veya sadece Türkleri hizas›nda, sertlefltirilmifl z›rh› vard›, bu da onun döneminin en güç-
de¤il, tüm insanl›¤› etkileyen korkunç katliamlar›n lü ve iyi korunan savafl gemilerinden biri olmas›n› sa¤l›yordu. 18
Mart 1915’te Türk toplar›n›n sekiz at›fl›na hedef oldu. Erin
ve ölümlerin dönemi olarak görmeliyiz. Bu, hizip- Keui Koyu’nda BOUVET bir may›na çarpt› ve iki dakika içerisin-
de 600 kiflilik mürettebat›yla birlikte sulara gömüldü. Günün ilk
sel bir sorun sadece Ermenilerin sorunu olarak de-
kayb› olan Bouvet’e ra¤men ‹ngilizler may›n tarlas›ndan habersiz
¤il, bir insanl›k sorunu olarak görülmedikçe o dö- kald›lar ve patlaman›n bir flarapnel ya da torpilden kaynakland›¤›-
n› sand›lar. Bunun ard›ndan ayn› may›n tarlas›nda iki ‹ngiliz savafl
nemde gerçekten yaflananlar› asla anlayamayaca- gemisi, OCEAN ile IRRESISTABLE batt›, MS INFLEXIBLE ile
¤›z.” 1915 senesinin ilk aylar›nda tam olarak bu SUFFREN ve GAULOS da hasar gördü. Yine de Çanakkale Bo¤a-
z›’n›n piyadeler taraf›ndan iflgali 24 Nisan’da bafllad›.
zamanlarda Ermeniler, Türk vatan›nda sadece
Van’da ve do¤u bölgelerinde de¤il, ayn› zamanda
Çanakkale Bo¤az›’n›n yak›n çevresinde de say›s›z
ayaklanma k›flk›rtmakla meflgullerdi: Yalova,
Bursa, ‹zmit ve Adapazar›’ndaki ayaklanmalar,
ERICH FEIGL
88

Osmanl›’n›n destek göndermesini engelleyerek ‹tilaf Devletlerinin bölüklerinin ç›kartma yapmas›na yar-
d›mc› olma amac› tafl›yordu. Bu dramatik dönem ‹stanbul’daki Yunanl› ve Ermenilerin “büyük bir heye-
can” yaflamas›na tan›kl›k etti: ‹ngilizlerin, Frans›zlar›n ve müttefiklerinin yak›nda Osmanl› baflkentine
muzafferane bir girifl yapmas›n› bekliyor ve buna kesin gözüyle bak›yorlard›.
24 Nisan 1915’te Türkler son dakikada, çoktan ‹stanbul’da bir darbe planlay›p ve gücün devredilmesini
hesaplam›fl olan toplam 235 Ermeni çete bafl›n› tutuklad›.

ERMEN‹LER‹N KATLED‹LD‹⁄‹NE DA‹R EFSANEN‹N DAYANDI⁄I ‹K‹


AYAK VARDIR: 24 N‹SAN 1915 TAR‹H‹ VE FRANZ WARFEL’‹N EN
ÖNEML‹ EDEB‹ ESER‹ OLAN MUSA DA⁄I’NDA 40 GÜN. AMA BUNLAR
SA⁄LAM DAYANAKLAR DE⁄‹LD‹R, TAKMA BACAKLARDIR.

Bu konuda ne Türk edebiyat›nda – elbette ne de Ermeni edebiyat›nda, 23 Nisan 1915’te tam olarak ne
oldu¤una dair bir söylemin olmamas› flafl›rt›c›d›r. Erivan veya Boston’un bak›fl aç›s›na göre, bu gayet
mant›kl›, çünkü ne Hayastan Cumhuriyeti ne de Ermeni diyasporas›n›n gerçeklerle pek ifli yoktur ama,
Atlantik’in her iki taraf›nda, y›ldönümlerinde kutlayarak ve bunca cevaps›z sorular›n oldu¤u bir konuya
tarihi bir görüntü vermeye çal›flarak, aldat›c› bir “soyk›r›m” yaratma çabalar› sürmektedir. Her fleyden
öte, öncelik, sadece anavatanlar›ndaki Ermenilerin de¤il, tüm dünyadaki Ermeni az›nl›¤›n sald›rgan var
olma (raison d'être) sebeplerini canl› tutacak efsaneyi sürekli k›lmaktad›r.

Takma bacak no.1: 23 Nisan 1915


23-24 Nisan 1915’te tam olarak ne oldu? Ve niye oldu? Bu dramatik saatler içinde, Ermeni cemaatinden
önde gelen 235 kiflinin ‹stanbul’da tutuklan›p, ço¤unun, daha sonra her hangi bir tehlikeye maruz kal-
mad›¤› Ankara’n›n kuzeyindeki Çank›r› ve Ayvas’a götürüldü¤ü gerçe¤ine dair hiçbir flüphe yoktur.

Hamburger Abendblatt gazetesindeki baz› gazeteciler dahil olmak üzere günümüzdeki birçok yorumcu –
s›f›r›n ne önemi var deyip, bu say›y› 10 ile çarp›p, 235 yerine 2350 yazarken veya Neue Zürcher Nac-
hrichten gazetesindeki baflka bir yazar gibi “binler” basama¤› fantezisi yaparken hiçbir vicdani rahats›z-
l›k duymamaktad›r. Tam bir manipülasyon.

Osmanl› yetkililerinin baflkentte büyük bir bölgede tutuklama operasyonu yapamad›¤› çok aç›kt›r; kald›
ki, bu operasyonu flehir d›fl›na, Anadolu’nun merkezi bir bölgesine kadar geniflletsin. Planlama en az on
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
89

gün sürdü ve fluras› da bir gerçek ki, en iyi yetkili-


lerin ço¤u birçok cephede devam etmekte olan sa-
Hamburger Abendblatt gazetesinden bir kupür,
vafllar›n birinde çarp›fl›yordu ve bu da tutuklanan
22 Nisan 2005.
Ermeniler daha önceki y›llarda defalarca fleytani
Türkler onlar› yok etmek istedi. eylemlere imza atan militanlardan baz›lar› ise, Os-
Soyk›r›m: Ermenilerin planl› bir flekilde yok edilmesin- manl› yetkililerinin çok dikkatli hareket etmeleri
den 90 y›l sonra bile, korku ve gerçeklerin bask›s› gerekti¤i anlam›na geliyordu.
Ankara’n›n konuya bak›fl›na hakim olmaktad›r.
(...) Ermeni yerleflimleri ve idari merkezleri, Marmara
Thomas Frankenfeld ve Stefan Fuhr’in haberi Denizi k›y›s›ndaki, bugün hâlâ Ermeni Gregoryan
Patrikhanesi’nin bulundu¤u Kumkap›’da toplan-
Hamburg/Frankfurt am Main "Ermenilerin yok edilme-
m›flt›. Zengin Ermeniler, Rumlar gibi, Pera
sini flimdi kim düflünüyor?” Bu alayc› soruyu 22 A¤us-
tos 1939 tarihinde küçük b›y›kl› adam, Wehrmacht su-
(Beyo¤lu) olarak bilinen yeni yerleflim alan›nda
baylar›n›n ve SS komutanlar›n›n bulundu¤u bir toplan- yafl›yorlard›. Tarihi yar›mada (Konstantinopol),
t›da sordu¤unda tasdik edilece¤inden emindi. Ermenile- Nisan 1915’te harekete geçecekleri saati bekleyen
rin yok edilmesi unutulal› çok oldu¤u için, Nazilerin muhalif yerleflimcilerin difllerin aras›ndayd›.
Yahudilere yapt›¤› soyk›r›m› da seneler sonra kimsenin
hat›rlamayaca¤›na inanm›flt›. 1915 y›l›n›n ilk aylar›nda, Osmanl› yetkilileri,
... Konstantinopol’ün, hem Çanakkale önlerinde hem
24 Nisan 1915’te soyk›r›m bafllad›: Konstantinopol’de
de Do¤u Cephesi’nde bekleyen Frans›z ve ‹ngiliz
Ermenilerin tüm lider kadrosu 2350 erkek - idam edil-
birliklerinin tehditi alt›nda oldu¤u gerçe¤iyle kar-
di. Takip eden aylarda, Osmanl› Türkiyesi’ndeki he-
fl›laflt›lar. Enver Pafla komutas›ndaki 3. Ordu’nun,
men hemen bütün Ermeniler, Türk jandarma ve asker-
leri taraf›ndan zorla, bu amaç için özel olarak oluflturu- Ruslara karfl› Kafkasya’da yo¤un k›fl flartlar›n›n da
lan toplama kamplar›na götürüldüler. etkisiyle ald›¤› yenilgiden sonra, Do¤u Anadolu,
savunmas›z bir flekilde Rus sald›r›lar›na karfl› ta-
mamen kaderine terk edilmiflti. 95.000 kiflilik 3.
Ordu’dan sadece birkaç alay sa¤ kalm›flt›. Zaiyat
yaklafl›k 75.000 asker civar›ndayd›. fiuras› çok
aç›kt›r ki, bu zaiyat›n tek sebebi askerlerin yetersiz
donan›m› de¤il, ayn› zamanda bölgede bulunan ve
denildi¤ine göre bofl yere umutlar›n› Ruslara
ba¤layan Ermenilerin kitle halinde ihanet etmele-
riydi. Enver Pafla’n›n daha fiubat ay›nda Konya
Gregoryan Rahibi’ne gönderdi¤i teflekkür mektu-
bu, paflan›n Ermeni güçlerinin önemini çok iyi bil-
di¤ini kan›tlamaktad›r.

Mart 1915’te, dikkatli bir haz›rl›k döneminden


sonra Zeytun’da patlak veren isyan, Osmanl›
Konstantinopol haritas›
Ermeni karargahlar› Kumkap› civar›nda gösterilmifltir. cephesini arkadan vurdu. Bu sald›r›n›n
ERICH FEIGL
90

arkas›ndaki düflünce, Ermenilerin çok iyi bir flekilde tasarlad›¤› ve Osmanl›’n›n çok az askerinin bulun-
du¤u ‹skenderun çevresini ele geçirip ‹mparatorlu¤u iki parçaya ay›rma plan›yd›. Birkaç ay sonra,
Temmuz 1915’te, bu sald›r› Frans›z deste¤iyle Musa Da¤›’na taflt› ama muhaf›z güçlerin savunmas›yla
baflar›ya ulaflamad›.
Hiçbir yerde ço¤unlukla olmad›klar› gerçe¤ine ra¤men y›lmayan Ermenilerin amac›, ba¤›ms›z bir devlet
kurmakt›. Ve Saint Petersburg’taki Rus yetkililer ne Çar Nikolas ne de Ermenilerin ba¤›ms›zl›k rüyala-
r›nda onu takip eden “K›z›l Çarlar”, Konstantinopol’e muhtemel bir sald›r›y› ve s›cak denizlere inme yo-
lunu cazip bulmam›fllard›.

Bunlar›n hepsi Ermenilerin ‹mparatorlu¤un do¤u ve güney do¤usundaki isyan› ve müttefik Frans›z ve
‹ngiliz güçlerinin Çanakkale üzerinden ‹stanbul’a ilerlemesi ve daha sonra da özel bir yolla Ermeni grup-
lar›n ‹stanbul ve çevresinde yard›mlar›yla mümkün olabilirdi. Model, Van olmal›yd›.

‹NG‹L‹Z - FRANSIZ B‹RL‹KLER‹N‹N ÇANAKKALE ÖNLER‹NDE ‹LERLEMELER‹ VE VAN’DA


N ‹ ‹SYANINA BENZER B‹R ERMEN‹ ‹SYANIYLA B‹RLEfi‹P
BAfiARIYA ULAfiAN ERMEN
KONSTANT‹NOPOL’E G‹RME ÇABALARI.

Çanakkale’yi Osmanl›’n›n elinden al›p, ‹mparatorlu¤u savafl d›fl›nda b›rakma amac› tafl›yan Gelibolu se-
feri, Nisan – Aral›k 1915 aras›nda oldu. 60.000 Avustralyal›, 18.000 Yeni Zelandal› asker, ‹ngiliz güçle-
rinin bir bölümünü oluflturuyordu. Seferin sonunda,
26.000 kadar Avustralyal›, 7.500 kadar da Yeni Ze-
landal› yaraland›, ve 7594 Avustralya ve 2431 Yeni
Zelandal› öldü.

Hiçbir amac›na ulaflamayan sekiz ayl›k Gelibolu se-


ferinin sonunda toplam 33.000 müttefik askeri,
86.000 Osmanl› askeri hayat›n› kaybetti. 253.000
askerini kaybeden Türk milleti, müttefik güçlerine
karfl› durmay› baflard›. Bu, Winston Churchill ve
müttefiklerin en büyük hatas›yd› elbette. Mustafa
Kemal Atatürk ve cesur askerlerinin askeri kabili-
yetlerini küçümsemifllerdi.

Müttefik birlikleri Çanakkale Bo¤az›’n›n giriflindeki


Türk bataryalar›n› 3 Kas›m 1914’de bombalamaya
bafllad› ve bombard›man aral›klarla 12 Mart 1915’e
kadar devam etti. Kafkasya ve Süveyfl’teki taarruz-
Bu resim, 1915’te Ermeni çetelerinin eline geçen Van’daki isyanlarla
lardaki ma¤lubiyetlerden sonra Osmanl› flimdi, müt- tamamlanm›flt›r ve Mufl, Samsun, Erzincan, Erzurum, Harput, Sivas,
tefik güçlerin taarruzlar›yla karfl› karfl›ya kalm›flt›. Diyarbak›r, Ankara ve Trabzon, ‹stanbul s›n›rlar› (Bursa, Yalova,
Adapazar›) içindekileri söylemeye gerek bile yok.
1915 y›l›n›n bafl›ndan itibaren, al›nan istihbarat bil-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
91

Do¤ru yerde, do¤ru zamandaki do¤ru adam: 3. Ordu’nun tam


anlam›yla sad›k ve istekli askeri Mustafa Kemal (parlak ünifor-
mal›).

Mart ay›nda sonbahara kadar süren ve Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun


baflkentini tehdit eden ve en kanl› çat›flmalar›n Nisan 1915’te yafland›¤›
Çanakkale Savafl›’n›n genel bir haritas›.

gilerine göre Frans›z ve ‹ngiliz ‹mparatorluk güçleri, Çanakkale önlerindeki adalarda özellikle de ‹m-
roz’da toplan›yorlard›.

ANGLO-FRANSIZLARIN, MARMARA BO⁄AZLARI VE DEN‹Z‹ ÜZER‹NDEN KONSTANT‹NOPOL’E


SALDIRMALARI ARTIK ÇOK YAKIN. TAR‹H: 24 N‹SAN!

18 Mart 1915 günü, Amiral de Robeck komutas›ndaki Çanakkale Seferi’nin gerçek bafllang›c›d›r.

‹stanbul’daki Türk halk›n›n halet-i ruhiyesi en düflük seviyeye inmiflti. Önce Kafkasya ve M›s›r
Seferlerindeki yenilgiler, flimdi de Osmanl›’n›n baflkentinin tehdit alt›nda olmas›… Konstantinopol’de
halk›n baz›lar› ve Türkler, ümitsiz bir biçimde, flehrin zaptedilmesinden konufluyorlard›. Yapabilen veya
Anadolu’da akrabas› olan Türklerin ço¤u flehri terk edip Anadolu’nun iç k›s›mlar›na gidiyorlard›.
Hükümet, padiflah ve mahiyetindekiler için iki özel tren haz›rlam›fl ve yönetim, Osmanl› Bankas›’n›n
alt›nlar›n›n zaten Eskiflehir’e tafl›nmas› için haz›rd›. Bu tehlike dolu günler, biri s›rad›fl› biri de normal
karfl›lanan, iki sonuç ç›kard› ortaya.
Kafkasya’daki yenilgi sebebiyle halk›n gözünden uzak tutulan Enver Pafla’n›n yeniden ortaya ç›kmas›
flafl›rt›c› bir olayd›. Birden, padiflah›n damad›, gerçek bir Osmanl› flehzadesi gibi davranmaya bafllam›flt›.
Müttefiklerin Çanakkale’de baflar›l› olmas›n›n mümkün olmad›¤›n›, çünkü buradaki tahkimat›n zapte-
dilemeyecek kadar güçlü oldu¤unu bildirdi. Hareketlerinde tam bir sükunet ve kendinden emin olma
hali vard› ve sonunda Enver Pafla hakl› ç›kt›.
ERICH FEIGL
92

“Normal” olan, Konstantinopol’deki Ermeni vatan-


dafllar›n›n davran›fllar›yd›. Yunan halk›, olaylar›n
d›fl›nda sessiz bir flekilde beklerken, onlar müttefik-
lerle omuz omuza savaflmaya haz›rd›.

O günlerde baflkentin nüfusu yaklafl›k 1.000.000


idi; bunun %55’inden biraz fazlas› Türk,150.000’i
Rum, afla¤› yukar› ayn›s› Ermeni, 150.000 kadar›
yabanc› ve geri kalan› da Yahudi idi. (Bu say›lar
tahminiydi çünkü hane say›s›na göre hesaplanm›flt›.)
Türklerin say›s›, Mart 1915’te belirgin bir flekilde
düflerken, Ermeniler kendilerini çat›flmalara haz›rl›-
Ermeni asilerden baz›lar›, Osmanl› Bankas› ve baflka say›s›z
yor ve müttefik güçlerinin Çanakkale’de galip gel- sald›r›n›n sorumlusu olan Taflnak Partisi’nin önde gelen isimleriydi.
melerini dört gözle bekliyorlard›.
Rusya, Fransa veya Boston d›fl›ndaki Ermeniler ta-
mamen Konstantinopol’e yo¤unlaflm›fllard›.
Ruslar’›n yard›m›yla 17 May›s’ta Van’da oldu¤u gi-
bi, darbe için her fley haz›rd›. 20 Mart’ta, Osmanl›
hükümeti, Ermeni isyan›n›n tüm do¤u illerine yay›l-
d›¤›n› duyurdu. Tam bir ay sonra 20 Nisan 1915’te
vali, Van’daki Müslüman mahallelere sald›r›lar dü-
zenlendi¤ini bildirdi.
Bu flartlar alt›nda, ‹stanbul’daki Osmanl› hükümeti-
nin kendini korumas›ndan ve baflkentteki Ermeni li-
derleri tutuklay›p güvenli bir yere göndermesinden
24-25 Nisan günü Avustralyal›lar Anzak Koyu’na ç›kt›lar..
baflka seçene¤i yoktu. Hedefleri, ‹stanbul’du. Ayn› gün, Osmanl› yetkilileri, baflkentteki
Ermeni terör a¤›n›n önde gelen isimlerinden 235’ini tutuklad›.
Ermenilerin, hayali, ‹ngiliz ve Frans›z iflgalcilerin yard›m›yla ‹stan-
Bu durumda, dünyadaki hiçbir hükümet farkl› dav- bul’da yönetimi ele geçirmekti. Ama bu hayal, kabusa dönüfltü:
Gelibolu Savafl› 33.000 Avustralyal›, Yeni Zelandal› ve 83.000
ranmayacakt›r. Pearl Harbour’a yap›lan sald›r›dan Türkün hayat›na mal oldu. Ermeniler de ‹stanbul’un hakimi olma
sonra, Japonya’dan binlerce kilometre uzakta yafla- umutlar›n› kaybettiler… ve daha neler neler.

yan Japonlar, tutuklanm›fl ve çok utanç verici flart-


larda kamplara gönderilmifllerdir. Frans›zlar da Al-
manca konuflan vatandafllar›na farkl› davranmam›fllard›r. Muskovitler de Volga Almanlar›’na ayn› flekil-
de davranm›fllard›r. Liste sonsuza kadar uzat›labilir.

Tabii ki, bunlar› bölge yöneticileri veya eflk›ya Kürtlerin savunmas›z mülteciler üzerine, sadece kendi
zenginliklerini düflünerek eskiden kalma uygulamalara dayanarak yapt›klar› sald›r›lar› hakl› ç›karmak
için söylemiyorum. Çok garip bir çeliflkidir ki, y›llar sonra, bu iki taraf – ASALA ve PKK – güçlerini An-
kara’ya karfl› birlefltirmifller ve yapt›klar› eylemlerde hayatlar›n› kaybedenleri hiçe sayan bir motivasyon-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
93

la hareket etmifllerdir.
Ancak, Türkler ve Ermeniler aras›ndaki fark fludur ki, Osmanl› mümkün olan her zaman müdahale et-
mifl, hapse atm›fl veya idam etmiflken, Ermeniler, Müslüman halka yap›lan say›s›z büyük çaptaki sald›r›-
lara karfl› hiçbir zaman tek bir k›nama bile sergilememifltir.

Bu belki 24 Nisan’da hat›rlanabilecek bir düflüncedir.

Ermeni isyanc›lar›n gözetim alt›na al›nmaya baflland›¤›, 18 Mart’ta, on sekiz savafl gemisi Çanakkale Bo-
¤az›’na girdi. Bunlar›n aras›nda Queen Elizabeth, Lord Nelson, Agamemnon, Inflexible, Irresistable adl›
‹ngiliz gemilerinden baflka Gauloise, Suffren ve Bovet adl› Frans›z gemileri vard›. Önce baflar› gösterdi-
ler, ta ki Bouvet bir may›na çarp›p sulara gömülene kadar. K›sa bir süre sonra Irresistable ve Ocean adl›
gemiler de may›na çarpt›. Müttefik güçleri geri çekildiler; 700’den fazla asker ve üç gemi kaybetmifllerdi
ve üç gemi de a¤›r yara alm›flt›…

Takma bacak No.2: FRANZ WERFEL’‹N ROMANI, MUSA DA⁄I’NDA


KIRK GÜN. En iyi satanlar listesindeki SAHTE B‹R ‹NC‹L.

“‹NC‹L” ne demek? Hiç flüphesiz, “H›ristiyanl›¤›n kutsal kitab›”


demek. Ama ayn› zamanda, “bir dinin kutsal metinlerinden oluflan
bir kitap veya koleksiyon” ve ayn› zamanda “kendi alan›nda otorite
say›labilecek bir kitap” anlam› da vard›r. Maalesef, Werfel’in
“Musa Da¤›’nda K›rk Gün” adl› kitab›na da bu anlam
yüklenmifltir. Asl›nda, tarihi bir paradokstur ki, “‹ncil” (Bible)
kelimesinin kökeni, papirüs ka¤›tlar›n›n getirildi¤i, Musa Da¤›
denen yerden pek de uzak olmayan bir liman kasabas› olan
Phoenicia Byblos’a dayanmaktad›r ki, Musa Da¤›’n›n Ermeni
sahtekârlar›n ve onlar›n kurbanlar›n›n ve de Franz Werfel’in
anlatt›klar›yla hiç de ilgisi yoktur.

Dünya edebiyat›nda, Werfel’in “K›rk Gün” adl› kitab›ndan baflka,


bunca yanl›fl anlafl›lmaya sebep olan ve bir milleti bu kadar yanl›fl
yönlendiren, istisna olabilecek ve Yahudi dünyas›nda birçok talih-
sizlik getirmifl olan “Sion’un Yafll›lar›” hariç, bir kitap yoktur.

Franz Werfel, 1890’da, Avusturya-Macaristan


‹mparatorlu¤u’nun en güzel kentlerinden biri
Werfel’in biricik, harika roman›, Caroll&Graf Publishers adl› yay›n olan Prag, Bohemya’da dünyaya geldi. Adolf
Hitler’in, unutulmufl Avusturya milliyetçili¤i
evi taraf›ndan bir seks ve cinayet hikayesine dönüfltürülmüfltü. Almanya’da iktidara geçti¤i y›l olan 1933’te
K›rbaçlar, her türlü vahflet, s›n›r d›fl› etmeler, geri planda minareler ç›kan “K›rk Gün” kitab›n› yazd›¤›nda en iyi
y›llar›yd›.
… potansiyel okuyucuyu etkileyebilecek hiçbir fley unutulmam›flt›:
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
95

Gerçekler: “… thrilling novel


(nefes kesici bir roman) ifadesi
do¤ru. Werfel’in bu bafl yap›t›
gerçekten nefes kesici… ama
gerçeklerle pek bir ilgisi yok.
Bu kitap kapa¤› bir flekilde,
Ermenilerin yalanlar›n› ortaya
koyuyor ve maskelerini düflü-
rüyor.

1. Musa Da¤›, bir “volkan” de-


¤il, ama pek tehlikeli olmayan
bir s›ra da¤.

2. Da¤›n eteklerindeki eli k›r-


baçl› “kanl› Türk”ün hiçbir
anlam› yok.

3. Tecavüz sahneleri. Tecavü-


zün ne oldu¤unu biliyoruz.
“Seven Pillars of Wisdom” adl›
eserde kurban Lawrence idi.
Ama …

4. En büyük hilekârl›k ise,


elinde bayrak olan adam. An-
donian’›n kurban› olan Wer-
fel’e göre, Ermeniler, Frans›z-
lar’dan yard›m›, üzerinde
“Christian in Need” (Zor du-
rumdaki H›ristiyanlar) yazan
yatak çarflaflar›(!) sallayarak
istemifller. Ne büyük bir yalan.
Ermeniler, Frans›z donanmas›-
n›n galip gelmesini ve iflgal et-
mesini ummufllard›. Asiler ve
müflterileri aras›nda irtibat tel-
sizle sa¤land›, yatak çarflafla-
r›yla(!) de¤il.
ERICH FEIGL
96

Türkler katil, Ermeniler masum kahramanlard›. Bu


bask›da, hassas Tarihi bölümlerin ç›kart›ld›¤›na dair
hiçbir not yaz›lmam›fl. Okuyucular bir
doland›r›c›n›n kurban› durumundalar, çünkü en
önemli bölümlerin kitaptan ç›kart›ld›¤›na dair hiçbir
uyar› yap›lmam›fl. Asl›nda bu, bu ifllerin arkas›ndaki
sansürün yani Ermeni mafyas›n›n çok iyi bildi¤i
gibi, Werfel’in, Morgenthau, Pastor Lepsius,
Andonian ve di¤erleri gibi anlafl›ld›¤›n›n bir
teyididir.
Güney Anadolu’da bir Protestan Ermeni
Cumhuriyeti için uzun süredir mücadele eden
Protestan Kiliseleri, bir fleytani partiye büyük bir Musa Da¤›’ndan getirilen Ermeniler Frans›z gemisi Foudre’nin
istekle dahil oldular. Kaybettiler ve Türkiye’ye ve güvertesindeler. Görünüfllerine bir bak›n ve kendiniz karar verin.

Türklere karfl› verdikleri savaflta 15 içinde y›l yeni


bir bafllang›ç noktas›na geldiler. Werfel’in baflyap›t›
olan “K›rk Gün” ile yepyeni mutlak bir standarda
ulafl›ld›: poetik aç›dan mükemmel bir sanat,
kusursuz bir flekilde sunulan tarihi kurguyla
birleflmiflti. Hiçbir okuyucu, Osmanl›
‹mparatorlu¤u’nun hiçbir bölgesinde Ermenilerin
ço¤unluk oldu¤unu düflünemezdi.
Ayr›ca, “Ermenistan” denen tarihi bölgenin, burada
bulunan halk›n kökeniyle hiçbir alakas› olmad›¤›
gerçe¤i de unutulmufltu. Ermeni H›nçak Alay›n›n 8. Bölü¤ü’nün birinci tak›m›n›n asker ve
“Amerika”da, “Amerikal›” denen, ‹talyanlar, komutanlar› ve beraberlerindeki profesyonel K›z›l Haç görevlileri:
Bu, Amerikan Protestanlar ve Rus emperyalistlerin verdi¤i paralar
Almanlar, ‹rlandal›lar, ‹ngilizler, Hindistanl›lar, sayesinde, tüm Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda iyi donan›ml› ve e¤i-
Çinliler ve Afrika kökenliler yaflar. “Ermenistan”da timli Ermeni asilere tan›nan bir imtiyazd›.

da, Türk, ‹ranl›, Gürcü, Azeri kökenli ve ço¤unlu¤u,


al›flkanl›k olarak “Ermeni” deniliyor olmay› kul-
lanan “Haikler” yaflar. Franz Werfel’in kitab› ç›kt›¤›nda, daha ilk bafltan itibaren, sanki bir tarih(!) sunuyor-
mufl gibi ola¤anüstü bir ses getirdi. Önce Almanca konuflulan ülkelerde, k›sa bir zaman sonra da “e¤itimli”
okuyan halk›n tamam›nda “K›rk Gün” kitab›n› bilmek bir “‹ncil” gibi görülmeye bafllad›. Mesaj çok aç›kt›:
"Daha ne kadar, YÜCE TANRIM, dünyay› zaptedenlerin üzerindeki kan›m›z›n öcünü almayacaks›n?”
Werfel bu ayeti, baflyap›t›n›n bir slogan› gibi seçmiflti. Maalesef, bu slogan ve kitap ile, birçok masum insan›
öldüren ama suçu tüm bir millete mal edilen savafl sonras› Ermeni terörünün babas› oldu.
Gözü kara bir flekilde (Orly Havaalan›’ndaki) tamamen masum yolcular› ve (1. Dünya Savafl›’ndan y›llar
sonra do¤an dostum Erdo¤an Özen gibi) Türk diplomatlar› öldüren terör gruplar›n›n ve fanatik katil-
lerin ortaya ç›kart›lmas› sadece, Werfel’in uydurma hikayesi üzerine kurulan bir beyin y›kamayla
mümkün olabilir.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
97

MUSA DA⁄I VE ALMA’NIN ETEKLER‹


VE FRANZ WERFEL
Kayalar ve uçurumlar “Musa Da¤›”n›n bir özelli¤i olsa
da, genel manzara, Werfel’in okurlar›na çizdi¤iyle hiçbir
flekilde örtüflmemektedir. Arazi, her türlü imha tekni¤i
kullanan Frans›zlar›n tahriki ile ortaya ç›kan isyan
gerçe¤i gibi hiçbir kahramanl›k özelli¤i tafl›m›yor.
Frans›z savafl gemileri, Ermenileri önce Süveyfl’e getirdi
daha sonra da Suriye cephesine ama davran›fllar› yüzün-
den, ‹ngiliz ve Frans›zlar taraf›ndan faal görevden el çek- Yaral› bir flekilde evlerine dönmekte olan birçok Türk
tirildiler. En sonunda Werfel, fiam – ‹skenderun askeri, 25 Temmuz 1915’te, Diyarbak›r, Lice dolayla-
r›nda, Kum ve Çum havalisinde, Ermeni çeteler taraf›n-
kavfla¤›na yani Anadolu – Suriye s›n›r›ndaki yak›n bir dan pusuya düflürülüp vahflice öldürülmüfltür. "Ermeni
yerdeki Ermeni yerlefliminin (tarihini de¤il!) hikayesini Âmâl ve Herekât-i Ihtalâliyesi; Tesâvir ve Vesâik. Erme-
ni Ülküsü ve Devrim Hareketleri – Albüm No: 1 ve
anlatmaya karar verdi. Ermeniler kurban olarak, Türkler 2. 1919”dan al›nm›flt›r.
de katil olarak gösterilmeliydi.

Asl›nda Werfel tam olarak vicdans›z “Jön Türkler” ve


masum “Haik” demek istememiflti… Bir flair ve en has-
sas sismograf olarak, Yahudileri yok eden soyk›r›m
yapacak olan Alman Nazileri’nin sebep oldu u¤u gelmekte
olan depremi hissederek flans›n› denedi. Sessiz sinema
m›? Hay›r. Alegorik hikaye mi? Evet. Bütün suçu
Türklere atarak…

Franz Werfel’in hiç araflt›rma yapmam›fl oldu¤unu


düflünemeyiz. Osmanl›’n›n yüzbinlerce – yaklafl›k
200.000 – Yahudi’yi, 1494’de, ‹spanya’daki “Katolik
kral”›n teröründen kurtard›¤›n› kendi de ö¤renecektir.
Bununla birlikte, Hitler zaman›nda, 30.000 Alman,
Avusturyal›, Avrupal› Yahudi, Türkiye’ye s›¤›nm›fllard›r
ve biri bile geri çevrilmemifl veya ciddi Alman tehdidine Frans›z savafl gemisi Desa›x’in güvertesindeki
ra¤men, Nazilere teslim edilmemifltir. (Bu sorunu çözme “Musa Da¤›’ndaki Ermeniler”, hâlâ silahlarla ve
arazi dürbünleriyle oynuyorlar ve gayet iyi bir
flekilleri ‹sviçreli yetkililer için tam bir utanç sebebidir… haldeler.
Yahudi mallar› ve paralar› kabul edildi ama ya
Yahudiler? Tekrar “K›rk Gün” konusuna gelirsek: Werfel
Nazileri hedef ald›¤›nda, onlara “Türk”, Yahudilere de “Ermeni” diyerek Franz Werfel bir suç
ifllemifltir.. Bir suç ifllemifltir Almanca’da “Rufmord” diye bir kelime vard›r, bir kiflinin itibar›n›n katili
demektir. Çünkü Türk milletinin ad›n› karalayarak, itibar›n› kirletmifltir. Bazen “Rufmord”, katilden
daha kötü anlama gelir. Daha baflka suçlara sebep olur, t›pk› bugüne kadar Türkiye ve Türklere karfl›
al›nan tav›r gibi.
ERICH FEIGL
98

“K›rk Gün” kitab›n›n girifl bölümünde, Werfel


flöyle yazar: “Bu kitap, 1929 Mart ay›nda, fiam’da
kald›¤›m süre zarf›nda tasarlanm›flt›r. Kimisi sa-
kat, kimisi aç bir halde bir hal› fabrikas›nda çal›-
flan mülteci çocuklar›n›n içler ac›s› durumlar›n›
görmek bende, Ermeni milletinin bu talihsiz kade-
riyle ilgili nihai bir etki yapt›”.
Sonunda Werfel, okumalar›n› Mart 1933’te Al-
manya’da, Enver Pafla ve Pastör Johannes Lepsius
aras›nda geçen konuflman›n tarihi bir vesikas›ndan
seçti¤ini belirtmektedir. Bu “konuflman›n” kayna-
¤› Dr. Johannes Lepsius’un hat›ralar›d›r. Ama bu
kadar hassas bir flair, nas›l oldu da böyle bir tuza-
¤a düfltü?
Buna teflvik eden kar›s› Alma Maria Mahler-Wer-
fel’mifl gibi gözüküyor.

ALMA, FRANZ’IN ‹K‹NC‹


fiAHS‹YET‹
Alma Werfel, hiç flüphesiz zaman›n›n en etkileyici
kad›nlar›ndan biriydi. 1879 y›l›nda, Viyanal› man-
zara ressam› E. J. Schindler’in k›z› olarak dünyaya
geldi. Gustav Klimt veya – müzik hocas› Aleksan-
der Zemlinski gibi sanatç›lar›n bulundu¤u bir çev-
rede büyüdü. 22 yafl›ndayken, kendisine 8. Senfo- Oliver Hilmes taraf›ndan yaz›lan WITWE IM WAHN (Deli Dul)
isimli kitap, Alma Mahler-Werfel’in günlüklerini incelemekte ve
nisi’ni adayan, dünyaca ünlü besteci Gustav Mah- histeriye yatk›nl›¤›n› ve her geçen gün artan Yahudi karfl›tl›¤›n› or-
ler ile evlendi. Bu evlilikten y›llar sonra, (yine dün- taya koymaktad›r. Bu tutum, ‹mparatorlu¤unun iyi günlerinden
kalan bir kal›nt›dan çok, Aryan/Nazi üstünlü¤üne olan inanc›n›n
yaca ünlü) evlendi¤i Walter Gropius veya Werfel karfl›t bir delilidir. Kültürel-tarihi bilincimizde, Alma Mahler-Wer-
veya kendisine “Die Windsbraut” (Rüzgarlar›n fel, Zemlinski, Mahler, Kokoflka, Werfel ve Gropius gibilerin,
ikinci cinsel karakeri idi ve Hilmes’in çal›flmas›ndaki gibi muame-
Gelini) adl› tablosunu adayan Oskar Kokoflka gibi le görmüfltür. Sanatçlar›n anlatt›klar› bir kenara b›rak›l›rsa, kitap
birçok afl›¤›yla kaçamaklar yapma gibi bir aray›fla zeki, zarif ve hassas bir f›rsatç›n›n hayat›n› anlatan ucuz bir kitap
haline gelir. Ama bu kitap ayn› zamanda, kendini kabul ettirme ve
girdi. Alma Werfel böyle bir fenomendi. “F›rt›na” cinsel tatmin u¤rafl›s› içinde olan, geç Romantizm ve ‹zlenimci-
lik’in gelip geçici kokular› içindeki bir kad›n›n psikogram›d›r.
diye de çevrilebilecek bu resim, f›rt›nal› hayat hi-
kayesinin, aflklar›n›n ve güzelli¤inin anlat›ld›¤› bir
Hollywood filmine de ilham kayna¤› oldu. Afl›kla-
r›n›n listesi gerçekten çok uzundu. Erich Wolfgang
Korngold ona bir keman konçertosu ithaf etmiflti.
Gabriele d´Annunzio, Toscanini, Arnold Schön-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
99

MusaDa¤›’ndan gelen Ermeni askerlerinin Suveyfl yak›nlar›ndaki kamp›; genç, sa¤l›kl›, bir sonraki ölümcül sald›r›c› için haz›r. Nas›l oluyor da baflkan-
lar› Boghos Nubar, 1919’da flöyle diyebiliyor: “Asl›nda onlar savafl›n bafl›ndan beri, savafl›n önde gelen bir ulusu.” Bu ve di¤er foto¤raflar Paris, Musée
d´histoire contemporaine müzesinden al›nm›flt›r. Tamamen gerçektir.

berg, Darius Milhaud, Poulenc, Marc Chagall, Thomas Mann ile arkadafll›k(?) etmifl, Bernhard Shaw,
H.G. Wells, Romain Rolland, Auguste Rodin ile tan›flm›flt›r. Bu bafltan ç›kart›c› kad›na tutulan önemli
isimlerin bulundu¤u liste çok daha uzat›labilir. Onlar› tam anlam›yla büyülemifltir.
Maalesef, özel hayat›nda bir anne olarak pek flansl› de¤ildi. (Gustav Mahlerden olan) k›z›, Anna Maria,
5 yafl›ndayken öldü. 1916 y›l›nda “Bauhaus”un meflhur yarat›c›s› Walter Gropius’tan, Manon isimli bir
k›z› daha oldu. O da çok genç yaflta öldü. 1918 y›l›nda Walter Gropius ile evlili¤ini sürdürürken, Franz
Werfel’den hamile kald›. Martin ad› verilen erkek çocuk sadece 10 ay yaflad›. Tam bir trajedi serisi. Peki
bütün bu hikayelerin, bizim Franz Werfel ile olan sorunumuz ile ne ilgisi var? Bu olgular “Musa Da-
¤›’nda K›rk Gün”ün anahtar› durumundalar.
Werfel bizzat kitab›na yazd›¤› girifl bölümünde anlatt›¤› “aç bir halde, hal› fabrikas›nda çal›flan çocuk”
gibi, Alma Mahler-Werfel de hat›ralar›n› anlatt›¤› Mein Leben (Hayat›m) adl› kitapta 1929’da, fiam’da
geçen günleri flöyle anlatmaktad›r:
"Bu hal› fabrikas›n›n sahibi, bizi kendi iflyerine götürdü. Dokuma tezgahlar›n›n yan›ndan geçerken, aç,
El Greco’nun resimlerinde rastlanan donuk suratl›, gözleri pörtlemifl çocuklar gördük. Yerlerde yuvarla-
n›yor, makaralara tutunuyor ve bazen de yerleri süpürüyorlard›.
Franz Werfel, fabrikan›n sahibine bu çocuklar› sordu. “Aa, bu zavall› yarat›klar, onlar› sokaklardan top-
lad›m. Onlara günde bir dilim ekmek veriyorum, böylece açl›ktan ölmüyorlar. Bunlar, Türklerin öldür-
dü¤ü Ermenilerin çocuklar›. E¤er onlar› korumasayd›m, açl›ktan ölürlerdi. Kimse onlar› umursam›yor.
Hiçbir fley alm›yorlar, çok zay›flar… Werfel ve ben oradan ayr›ld›k, art›k hiçbir fley önemli veya güzel
gelmiyordu bize…”
Bu duyguland›r›c› an, ironinin d›fl›nda, iki soruyu sormam›za sebep oluyor: Nas›l oluyor da, 1929
y›l›nda, yani 1915’deki trajik olaydan 14 y›l sonra, açl›k içindeki bu Ermeni çocuklar, yani anne-
ERICH FEIGL
100

babalar› 1915’te “Türkler taraf›ndan katledilen” bu çocuklar, dört ya da befl yafl›ndan daha büyük
olmuyorlar!..
Ve: Bu fakir çocuklar üzerinden kim para kazand›? Onlar›n bir dilim ekme¤e bir hal› fabrikas›nda
çal›flmas›na kim göz yumdu? Türkler mi? Yoksa Ermeni bir köle sahibimi? Sonuç, yukar›da
bahsetti¤imiz bu fakir çocuklar› görünce Alma Werfel neden bu kadar duyguland›? Dört çocu¤undan
üçünü kaybetmiflti ve Werfeller fiam’da iken, baflka bir do¤um için yafl› çoktan geçmiflti. Her neyse,
kendi kiflisel trajedisini, kendi fanatik liderlerinin sebep oldu¤u tamamen trajik bir Ermeni hikayesi ile
bir flekilde tamamlam›fl olabilir.
Bugünün Taliban’› ve ASALA’s› ile, kendi ›rklar›n› veya ›rkç› ve milliyetçi düflüncelerini makul s›n›rlar›n
d›fl›na ç›karak Taflnak ve Naziler’den çok az fark var. Ayr›ca,1915 ve daha sonra olan olaylar yüzünden,
Ermenilerden çok daha fazla ac› çeken Türkler ve onlar›n çocuklar›n›n korkunç kaderleri hakk›nda
bulunan olgular› kimse umursam›yor. Ermeni fanatiklerin k›flk›rtmas› ile ç›kan iç savaflta ölenlerin oran›,
Ermeni taraf›nda 1, Müslüman tarafta ise 3 oran›ndad›r.

B‹R fiA‹R VE DÜNYASI

Franz Werfel ve “K›rk Gün” kitab›n› anlamak için, köklerini ve çevresini bilmemiz gerekir. 1880’de,
Hapsburg hanedan›ndan, Kayzer 1. Franz Joseph’in hakimiyeti alt›ndaki Bohemya Krall›¤›’n›n baflkenti
olan Prag’da do¤du. Zengin bir Yahudi eldiven tüccar›n›n o¤lu olan Werfel’in etraf›nda “fiato”, “Dava”
gibi ünlü eserlerin sahibi olan Franz Kafka veya Rainer Maria Rilke gibi flairler vard›. 1911 y›l›nda ilk
fliir kitab›n› yay›nlad›. Avusturya-Macaristan monarflisi için normal olan bir flekilde, genç flair, savafl›n
bafl›nda, yani 1914’te, di¤er yazar ve sanatç›lar
gibi Askeri Bas›n Bürosu’na gönderildiler. Werfel
bu, hoflgörü alametini hiçbir zaman unutmad›.

Çok geçmeden, Werfel, bir dizi oyun yay›nlad› ve


hem zengin hem de meflhur oldu. Ama 1929’da ve
daha sonraki y›llarda, onun ve toplumun dünya
tarihine bak›fl› yeni bir boyut kazand›.

Dr. Joseph Goebbels gibi bir adam, Franz


1915’te Ermenilerin büyük sürgünü bafllad›¤›nda, Orta Anadolu’dan ge- Werfel’in ne kadar tehlikeli oldu¤unu anlamada
len demiryolunun ulaflt›¤› son nokta, Toros Da¤lar›’n›n ortas›ndaki Po-
zant› idi. Buradan, Suriye’ye kara yoluyla devam ediliyordu. Almanlar,
zorluk çekmedi … ve kitaplar›, sadece bu yön-
demiryolunu Halep’e 1916’da ulaflt›rm›fllard›. Pozant›’dan sonra, bütün teme baflvuran alçak karakterli yönetimler
yolcular yürümek veya arabalara binmek zorundayd›lar. Askeri ulafl›m
araçlar›, çok basitti. (Foto¤rafta , Toros Da¤lar›’ndan Suriye’ye giden bir-
taraf›ndan kabul edilen bir flekilde halk›n gözleri
likler görülmektedir.) önünde yak›ld›. Kitaplar›, Arius ve Savonarola’n›n
kitaplar›yla ve Martin Luther’in yakt›rd›¤› Papal
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
101

Musa Da¤›’ndaki Frans›z Donanmas›

bull Exurge Domine’nin eserleriyle ayn› kaderi paylafl›yordu. Ama Franz Werfel’in baflyap›t›n›n sansür-
lenmesi haince bir kitap yakma idi, çünkü Ermeniler ad›na övülürken, bir taraftan da k›salt›lm›fl, tahrif
edilmifl ve metnine müdahale edilmiflti. Ancak bugün, özellikle orijinal metinden ç›kart›lan bölümler,
dikkatli okuyucular için, Werfel’in bu kitab› yazarken kurban› oldu¤u aldatmacay› ortaya koyan
deliller sunuyor.
ERICH FEIGL
102

Hapsburglar ve Yahudiler’den nefret etti¤i kadar


hiç kimseden nefret etmeyen cahil ve iflsiz güçsüz
Avusturyal› Adolf Hitler Almanya’da giderek
daha da güçlü hale geliyordu. Baflar›s›n›n
s›rlar›ndan biri, (yoksul y›llar›nda, Viyana’da bir
yurtta kal›rken ona yard›m eden) Yahudiler’e
karfl› verdi¤i fanatik mücadeledir. Naziler,
1938’de Avusturya’y› iflgal ettiklerinde, Werfel,
(1. Charles’›n o¤lu) Avusturya’n›n genç impara-
toru Otto von Habsburg’a yard›m etmek için
Paris’e gitti. O günlerde, Nazi sald›r›lar›na karfl›
ve ba¤›ms›z bir Avusturya’n›n yeniden do¤mas›
için mücadele eden bir avuç imparator dostundan
biriydi. Werfel ve kar›s›, t›pk› Otto von Habsburg
ve ailesi gibi, Paris üzerinden Amerika’ya kaçabil-
miflti. Werfel burada da büyük bir yazar olmay›
baflarm›flt›. (Örne¤in “The Song of Bernadette”
adl› eseri, yaklafl›k bir milyon satm›flt› ve yay›n
haklar› için sadece 20th Century Fox’tan 125.000
ABD Dolar› alm›flt›. Film de dünya çap›nda baflar›
sa¤lad›.) Maalesef, Lourdes mucizelerini anlatan
“Song of Bernadette” gibi bir kitap, ona tüm
H›ristiyan dünyas›nda, Ermeni davas›nda bir
otoriteymifl gibi bir güvenirlik getirdi.. 1945
A¤ustos’unda Beverly Hills’de bir villada öldü ve Ermenilerin gerçek gücü: daha iyi e¤itim, motivasyon, zorunluluk
mezar› Viyana’da Zentralfriedhof’tad›r (Viyana ve ulus. AC. Swinburne, belki buna benzer görüntülere yüzy›l önce
de¤inmifltir: “Hayalle de¤il, kanla ve demirle, bir ulus en sonunda
Merkez Mezarl›¤›). flekillenecektir.” Ne trajik bir söz, ne trajik bir sonuç…

Sadece yard›m ça¤r›s›n› takip ettiler: O günlerin


en modern donan›m›na sahip Frans›z filosu,
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu iki parçaya bölecek olan, Anadolu ile Suriye aras›ndaki yolu ele geçiremeyen
Musa Da¤› Ermenileri için alarma geçti. Musa Da¤›’ndaki Ermeni ayaklanmas›n›n baflar›s›z oldu¤u
anlafl›l›r anlafl›lmaz, befl savafl gemisi ve bir ulaflt›rma gemisinden oluflan Frans›z filosu Samanda¤
Körfezi’ne geldi ve Ermeni paral› askerilerini buradan tahliye etti. Yaklafl›k 4000 genç erkek, bir kez
daha Türkiye’ye karfl› savaflmak için askeri e¤itimlerine devam edecekleri Süveyfl ve K›br›s’a
götürüldüler. Frans›z filosundaki gemiler flunlard›: Guichen, Desaix, Jeanne D´Ark, D´Estres, Foudre ve
Charner. E¤er burada, “çaresiz” denebilecek birileri varsa, onlar ellerinde tek bir savafl gemisi bile
olmayan ve sadece bar›fl dolu de¤il ayn› zamanda müreffeh bir hayat sürmelerini sa¤lad›klar› kendi
Ermeni vatandafllar›yla yapt›klar› iç savafla haz›rl›kl› olmayan Osmanl›lard›r. Bu vakalar hakk›nda
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
103

Werfel’in kitab›nda delil ararsak, ‹ngilizce ve


Frans›zca bask›lar›nda - inan›lmaz ama gerçek –
bulunmayan bölümleri okumam›z gerekir. Bu
anlamda Ermeni mafyas› kendilerince iyi bir ifl
yapm›fllar.
Ellerinde Werfel’in “K›rk Gün” kitab› oldu¤u
halde gerçek bir “pürgatoryum (temizleme) ifline
giriflmifller… kitapta okuyucu veya her hangi bir
tarihçinin kafas›nda flüphe uyand›racak bütün
bölümleri temizlemifller.
Çok tipik olmalar›na ve Werfel’in beyan›n›
mümkün oldu¤unca makul hale getirmelerine
Musa Da¤› Takviye Kuvvetleri’nden, Süveyfl’teki Ermenistan
ra¤men, ç›kart›lan “küçük” bölümleri bir tarafa “Légion d'Orient” (Do¤u Lejyonu) için gelen Ermeniler. En
b›rakal›m. Örne¤in, e¤er Werfel, Enver Pafla’y›, sa¤l›kl› erkekler, burada e¤itilip, Suriye cephesine gönderiliyordu
ama k›sa bir süre sonra canilikleri ve korkakl›klar› sebebiyle geri
kad›ns› ellerini ve kol dü¤melerini, büyük hizmete al›nm›fllard›r. Bunlar›n hepsi gerçeklik temelinden
(yalanc›) Pastör Lepsius’tan çok sevdi¤ini söyleye- mahrum bir efsanenin arta kalanlar›d›r. Musa Da¤›’ndan gelen
binlerce asker, M›s›r ve K›br›s’ta e¤itildi… ama davran›fllar› o
cek kadar ileri giderse, bu kelimeleri ç›kart›yor- kadar zalim ve ac›mas›zd› ki, Fransa ve ‹ngiltere, onlar› cepheden
lard›. Bu yap›lan tipik bir fley olmas›na ra¤men, geri çekme karar› ald›.

gerekli bir fley de¤ildir.

Bu hikayenin arkas›ndaki gerçek flu: Ermeniler, iç


savafla, Rus ordusu, Van’a do¤ru ilerlemeye bafllad›¤› gün mü bafllad›lar?
As›l mesele bu.
fiimdi, orijinal Almanca metinden çevrilmifl olan, Franz Werfel’in sözlerini dikkatli bir flekilde
okudu¤umuzda, Werfel’in tuza¤a düfltü¤ü baz› tahrifatlar›n içine gizlenmifl baz› mesajlar› görüyoruz. ‹yi
donan›ml› Ermenilerin Musa Da¤›’nda daha önceden kazand›¤› zaferden bahsediyor:
“Bu yüzden ma¤lubiyetle sonuçlanan bir savafl, bu gibi yar›flta on y›llarla anlat›labilecek bir geri
kalma anlam›na gelirken, askeri yönden geri olanlar da bu süre içinde bu eksikliklerini giderebilirler.
Ama kavgac› bir üs s›n›f için en utanç verici fley, kanl› bir dersin “içerideki bir düflman”, yani afla¤›
bir az›nl›k taraf›ndan verilmesidir…”

Böyle bir ara için özür dilerim ama flimdi karfl›m›zda daha düzgün bir flekilde söylenmesi gereken
sansasyonel bir fley var: “… yani, ticaret, zanaat ve e¤itime odaklanm›fl bir az›nl›k”

Ve Werfel devam ediyor: “Bu, silahlar›ndan gurur duyanlar›n hayatlar›ndaki bütün amaçlar› alt üst
eder, çünkü, savafl›n ticari flerefi ciddi bir flekilde zora sokulur … “ikinci bir ara için çok özür dilerim
ama Werfel’in sözleri gayet yumuflak,” … basit bir entelektüel yar›fl, profesyonel kahramanlara, bir
bofl zaman faaliyeti diyebilece¤imiz güçlü bir yenilgi tatt›r›r.”
Azerbaycan’›n topraklar›n›n %20’sinin iflgal edilmesi, Hocal› katliam›, bir milyon Azeri’nin toprak-
lar›ndan ç›kart›lmas› “entelektüel” bir yar›fl olsa gerek.
ERICH FEIGL
104

“K›rk Gün …” ve iç savafl sebeplerine geri dönelim. Werfel, Türklerin Urfa ve Van’daki yenilgisinin,
Türkler için Musa Da¤›’ndaki küçük ve geçici yenilgi kadar önemli olmad›¤›n›, çünkü Van ve Urfa’daki
Ermeni isyanlar›n›n Rusya deste¤inde oldu¤unu, söylüyor. “Do¤ru!” Yabanc› politika aç›s›ndan
bak›ld›¤›nda, Van’›n azalan cazibesi, yaklaflan ‹mparatorluk ordusunun da ifline geldi, dünyan›n gözü
önünde, Ermeni milletine karfl› ifllenen cinayetler daha inand›r›c› sebeplere kavuflmufltu. Burada,
Ermenilerin hain oldu¤unu ve onlardan kurtulmam›z gerekti¤inin çok aç›k delillerini görüyoruz. Var
olma sebebi, sebepten sonuç ç›karmay› hiçbir zaman önemsemedi. Düflünmekten aciz dünya, bas›n›n
gücü ve kafas› bulanm›fl okuyucular, konuyu hep onlar›n istedi¤i gibi anlad›. Belirli yerlerde Van
hakk›nda alayc› fleyler yazabilir ve hatta daha alayc› fleyler okuyabilir: Evet, Ermeniler, çok ciddi bir
savafl içinde olan ve Ruslara yenilen, hakim ulus Osmanl›’ya karfl› silahl› isyana girifltiler.”
Hat›rlatma: Bu sadece ciddi bir savafl de¤il (ki hangi savafl ciddi de¤ildir), ayn› zamanda Süveyfl, Sina,
Mekke ve Medine, Basra ve Ba¤dat, Çanakkale, Karadeniz k›y›lar›, Do¤u Anadolu, Kafkasya
cephelerinde birer ölüm kal›m savafl› veriliyordu… “Ermenilerin yaflad›¤› vilayetler, bu halk›n s›n›r d›fl›
edilmesi sebebiyle bofltu.” Benzer ifadeler, Türkçe yay›nlad›klar› bildirilerde de görülebilir, ama do¤ru
olan› tam tersiydi. "Çok önce bafllayan s›n›r d›fl› edilme s›ras›nda, Van’daki Ermeniler, Ruslar taraf›ndan
kurtar›lana kadar, Türk ordusuna karfl› kendilerini savundular. Ermeniler veya onlar›n uflaklar›n›n, ter-
cümelerinde bu önemli bölümü ç›kard›klar› bir gerçektir: fiuras› çok aç›kt›r ki, Van’daki Ermeniler, Rus
sald›r›s›n› beklerken, isyana Osmanl› s›n›r›n›n d›fl›nda fiubat 1915’te bafllam›fllard›r. Ruslar Van’a gelme-
den önce, Van’daki ve çevredeki tüm köylerdeki Müslüman halk› (Türk ve Kürtleri) katlettiler.
Bu arada, bu katliam›n kan›t› olarak, yap›lan kaz›larda bulunan toplu mezarlardan ç›kart›lan birçok
Müslüman kurban›n kimli¤i teflhis edilmifltir. ‹lk iflareti, iyi donan›ml›, genç ve güçlü Ermeniler vermiflti.
Türkler, kendi topraklar›n›, jandarman›n savafl gücü ve kabiliyetinin çok üstünde bir beceriyle savun-
mufllard›r. Çok flükür ki, Ermenilerin baflar›lar›, kendi belgelerince belgelenmifl, foto¤raflar ve raporlar
Entente dergilerine gönderilmifltir. Bu vahfletin kayna¤› hakk›nda hiçbir flüphe yoktur ve bir tane ama
önemli bir gerçek var ki, Ermeni mafyas›, Werfel’in Van ile ilgili ifadelerinden kurtulmak istemifltir.

Abraham Sever:
“Musa Da¤›’nda K›rk Gün” kitab›n› yazan sevgili
merhum dostum, bunlar› yazmak için hiçbir zaman
bu bölgeye gitmemifltir. Yazd›klar› fleyler, Ermeni
dostlar›n›n ona anlatt›klar›ndan kaleme al›nm›flt›r.
Ölümünden önce, Werfel bana, bu kitab› yazd›¤› ve
Ermenilerin uydurduklar› fleylere kand›¤› için utanç
ve piflmanl›k duydu¤unu söyledi. Ama Taflnak
teröristleri taraf›ndan öldürülmekten korktu¤u için
bunu kamuoyuna aç›klamaktan çekindi.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
105

MUSA DA⁄I’NDAK‹ SAVAfiÇILARIN


YATAK ÇARfiAFLARI

fiair flairdir, romanc› da romanc›d›r. Ama nas›l


olur da, yatak çarflaflar›, Akdeniz’in bir yerlerinde
seyir halinde olan bir savafl gemisine mesaj ola-
bilir?
fiimdi sahneyi hayal etmeye çal›flal›m: Musa
Da¤›’ndaki Ermeniler, beyaz(?) yatak çarflaflar›n›
ald›lar, üstüne büyük harflerle (o flartlarda
mürekkebi nereden buldular?) HIR‹ST‹YAN-
LARA YARDIM, yazd›lar ve bunlar› sahile
ast›lar. Ve bir mucize oldu: Jeanne d’Arc (Jan
Süveyfl Kanal›’ndaki “Lejyonez” e¤itim kamp›nda çekilmifl gülünç
Dark) komutas›nda bir Frans›z donanmas›, birden bir foto¤raf. Bu foto¤raflar›, Paris’deki Invalides Müzesi’nde, daha
Musa Da¤›’n›n sahilinde belirir, zavall› Ermenileri önce di¤er birçok belge ve resmi yok eden Ermeni mafyas›n›n
müdahalesinden önce buldum…
kurtar›r ve kaybolur. Hikaye o kadar çocukça ki,
HIR‹ST‹YANLARA YARDIM’› bile gerçek kabul
etmek mümkün de¤il.
Gerçek olan, Musa Da¤› ayaklamas›n›n, Ermeniler
ve Müttefikler taraf›ndan çok iyi planland›¤›d›r.
Amaç, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu ikiye bölmek ve
Anadolu’yu, Suriye ve Süveyfl’ten ay›rmakt›. Bunu
yapanlar o günün flartlar›nda, Musa Da¤›’na
yak›n bir yerde, harekete geçmek için haz›r
bekleyen Frans›z filosu ile haberleflecek kadar iyi
donan›ma sahipti.
“Zavall›, sefil ve açl›ktan k›r›lan Ermeniler”, kur-
tar›ld›ktan hemen sonra genç ve güçlü savaflç›lar
Musa Da¤›, GUICHET gemisinin topu, Ermeni asiler, sa¤l›kl› ve
olduklar›n› ispat etmifllerdi ve Frans›z ve ‹ngilizler
bir sonraki savafla haz›rlar. Açl›¤›n ve sürgün edilmifl olman›n
de onlar› hemen Süveyfl ve K›br›s’a hiçbir izi yok üzerlerinde. Ermeniler, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun,
göndermifllerdi. Ermeni komandolarla birlikte Anadolu ve Suriye aras›ndaki topraklar›nda, her seferinde
Osmanl›lara karfl› savaflt›lar ve ac›mas›z Frans›zlar›n deste¤ini ald›klar› yerde, çok iyi haz›rlanarak isyan
etmifllerdir. Gerçek kurbanlar olan Samanda¤’ndaki Türk çiftçiler-
davran›fllar› sebebiyle Frans›z ve ‹ngiliz yetkililer
den ve ailelerinden kimse bahsetmemektedir.
taraf›ndan geri al›nmak zorunda kald›lar.

Yine de, Werfel’in roman› bir baflyap›t, dünya


edebiyat›n›n k›ymetli tac›nda de¤erli bir p›rlan-
tad›r. Ama ayn› zamanda utanç duygusundan
yoksun bir kurgu ve Ermeni terörü ve
ERICH FEIGL
106

sald›rganl›¤›n›n yolunu açm›fl olan bir hikayedir. Azerbaycan’da ça¤›m›z›n en büyük katliam›n› yapan
bir millet için, flehitlik gibi bir bel kemi¤inden mahrum bir flekilde yaflayamayacak, saçma bir var olma
sebebi (raison d´étre) ortaya atm›flt›r. Bu anlamda “Musa Da¤›’nda K›rk Gün” bir ‹ncil de¤il, Hitler’in
Kavgam adl› kitab›ndan daha iyi olmayan bir risale veya broflürdür. Saçmal›¤›n ulaflabilece¤i en üst nok-
tad›r, çünkü Werfel ve onun – yani bizim – dünyas›, bu broflürün kurban› olmufltur.
“K›rk Gün”e geri gelirsek, Hiç flüphe yok ki, flair Werfel’de fleytani bir önsezi kabiliyeti vard›.
Bir hikaye ararken, kar›s› Alma, fiam’da iken, Ermeni yetimlerini dokuma tezgahlar›nda çal›fl›rken
gördükleri hal› fabrikas›na yapt›klar› ziyareti hat›rlad›. Ermeni arabulucular hemen, Aram Andonian
“belgeleri”nin de içinde oldu¤u bir malzeme bulduklar›n›n fark›na vard›lar.

WERFEL’E GÖRE “GERÇE⁄‹N” TEMEL‹

1980’lerin bafl›ndan fiinasi Orel ve Süreyya Yuca, “Tâlât Pafla’n›n Telegraflar› – Tarihi Gerçekler veya
Ermeni Kurgusu” (K. Rustem&Brother, Levkosa)
adl›, Ermeni iddialar›n› tamamen yalanlayan bir
mavi-kitap yay›nlad›lar. fiöyle yaz›yor kitapta:
“Y›llard›r, 1. Dünya Savafl› s›ras›nda, Ermenilerin,
Osmanl› hükümeti taraf›ndan katledildi¤i
yönünde, Türkiye aleyhine bir propaganda
yürütülmektedir. 2. Dünya Savafl›’ndan sonra bu
“katliam” laf›na, Nazilerin Avrupal› Yahudilere
yapt›klar› soyk›r›m› akla getiren Soyk›r›m
(Genocide) kelimesi de eklendi. Bunun amac›,
Osmanl› s›n›rlar› içinde bir bölgenin Ermenilere
b›rak›lmas›n› temin etmekti.”
Bildi¤imiz gibi, güçlüler vatana ihaneti severler
ama ihanet edenleri sevmezler ve Ermenilerin eli
birden bofl kald›. Bu durumda, pek de tan›nmayan
bir Ermeni olan Aram Andonian, “Naim Bey’in
Hat›ralar›: Ermenilerin Sürülmesi ve Katledilmesi
‹le ‹lgili Resmi Türk Belgeleri” ad›n› tafl›yan ve
Türkleri, katil ve kendi devletlerine sahip olmay› fiinasi Orel ve Süreyya Yuca, Ermenilerin Osmanl›lar
hak etmeyen bir millet olarak vaftalayan “resmi taraf›ndan “katledildi¤ini” söyleyen Andonian’›n iddialar›n›n
maskesini düflürdüler. Düzmece “tarihi” belgeleri derlediler.
belge” dedi¤i bir koleksiyon üretti. Asl›nda bu düzmece belgeler, dünya kamuoyunu yan›ltmay›
amaçlayan nadide bir çal›flman›n tarihi belgeleridir.
Andonian bu çal›flmas›n› 1920’de Paris, Londra
ve Boston’da yay›nlad› ve Frans›zca, ‹ngilizce ve
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
107

Ermenice olarak tüm dünyaya da¤›tt›. O günler-


den beri, bu “belgeler iddialar›n›n belkemi¤ini
oluflturmaktad›r” diyor fiinasi Orel kitab›nda,
“ve bu zamana kadar kimse Andonian’›n yalan-
lar›na itiraz etmedi”.
Ama fiinasi Orel ve Süreyya Yuca’n›n, Ermeni
sahtekârl›¤›n›n maskesini düflürmek için yapt›¤›,
yar›m yüzy›l geciken, bilimsel yaklafl›m sonucu,
Andonian’›n ünü bir utanca dönüfltü. Bu kitab›n
ilk sayfalar›nda, kitab›n asil yazarlar›, kendi
Türk hükümet(ler)ini suçlamak istemediklerini
belirten bir not düflmüfller: “Modern Türkiye
Cumhuriyeti’nin Ermeni propagandas›yla
u¤raflmaktan daha önemli iflleri vard›r.” Osmanl› devletinde sadrazaml›k ve içiflleri bakanl›¤› yapm›fl olan
Tâlât Pafla, 15 Mart 1921 tarihinde Berlin’de, bir Ermeni ö¤renci,
Zannetmiyorum. Bence, bu “ka¤›t”lar ortaya Soghomon Teilirian, taraf›ndan vurularak öldürülmüfltür.
ç›kt›ktan sonra, Türk yetkililerin en önemli Yap›lan yarg›lama sonucu, suikastç› Berlin mahkemesi taraf›ndan
suçsuz bulunmufltur. Jüri, çeliflkili bir savunma yapm›fl ve katilin
ifllerinden biri, bundan hemen Ermeniler’i de¤il de maktulün suçlu oldu¤unu söylemifltir. ‹ddialar›na göre
sorumlu tutmak olmal›yd›. Ancak hiçbir fley Tâlât Pafla, Ermenilerin sürgün edilmesinden sorumlu idi.

yap›lmad›, Andonian yapt›¤› tek fley foto¤raf


hilelerini göstermekti. Bunlar›n hepsi, yalanlar›
hakk›ndaki gerçek ö¤renilmesin diye bir anda
kütüphanelerden kald›r›ld›lar. Ama maalesef, bu
“belgeler” Werfel’in eline geçmiflti. Kendi
kitab›ndan al›nan birçok bölümde görülebilecek
bir gerçekti bu. Örne¤in, Tâlât Pafla’n›n, Ermeni
›rk›n› yok etme karar›n› verdi¤i an› anlat›rken:
“(Tâlât Pafla’n›n) ayn› samimi ve bodur parmak-
lar›, valiliklere gönderilen bir emir yazd›: Bu
sürgünün amac›, imha etmektir.”

Bu dramatik sözler, Andonian’›n sahte


ka¤›tlar›nda “1 No’lu belge” olarak geçen flu
sözlerle tam örtüflmektedir: “Tabii ki, hükümet,
valilerine, gerekli katliamlar için gerekli bilgileri
verecektir.” Di¤er belgede de flöyle deniyor: 18
Kas›m 1915’te “Ermeni varl›¤›n›n ortadan Musa Da¤›’ndaki Ermeni Mezarl›¤›’n›n bir bölümü: 1923’den ka-
kald›r›lmas›na dair kutsal projenin en genifl lan bir lahit gövdesi. Musa Da¤›’nda varl›¤›n› bugüne kadar sür-
düren zengin bir Ermeni toplulu¤u var. 1915’teki trajik olaylardan
anlamda anlafl›lmas›n› sa¤lamak hepimizin kim sorumlu? Osmanl›lar de¤il, Ermeni toprak a¤alar›, Frans›z,
‹ngiliz ve Rus kuklac›lar› yarar›na çal›flan aptallar.
görevidir…”
ERICH FEIGL
108

Elbette, bir sahtekâr›n, yaklafl›k bin y›ld›r birlik-


te yaflayan Türkler, Müslümanlar ve di¤er halk-
lar hakk›nda söyledi¤i bu z›rvalara inanmadan
önce iki defa okunmas› gerekir. Ama Werfel
inan›yor – gerçekte do¤ru oldu¤una inan›yor
mu? Bence, sonunda esas amac›n›n, yani güçle-
nen Nazilerle savaflman›n, Osmanl› ‹mparator-
lu¤u ile ilgili hiç yaflanmam›fl bu eski hikayelerle
u¤raflmaktan daha önemli oldu¤unu anl›yor.
Elbette, Ermenilerin Türk diplomatlara ve bu
iddialarla hiçbir ilgisi olmayanlara karfl› gerçek-
lefltirdikleri terörün temeli olarak kitab›n› ala-
caklar›n› beklemiyordu. As›l mesle¤i avukatl›k ve gayrimenkul uzmanl›¤› Henry
Elbette, roman›n›n, Almanca’da “RUFMORD” Morgenthau (1856-1946), Ermeni “soyk›r›m›” s›ras›nda, Osmanl›
Devleti’nde Amerika Birleflik Devletleri’nin büyükelçisi olarak
denen, birine suikast yap›lmas›n›n temeli görev yapm›flt›. ABD’nin savafla girmesini umarak, büyükelçi,
büyük bir rahatl›k içinde, ço¤unlukla Ermenilerin ve misyonerlerin
olaca¤›n› ummuyordu. “Rufmord” kelimesi, iddialar›na dayanan, Türklerle ilgili elefltirel raporlar›, sanki
daha genifl anlamlara da sahip çünkü “Ruf” bir ABD’de konsolosluklar›n›n ba¤l› oldu¤u a¤dan geliyormufl gibi
kabul etmiflti. Türkler’e afla¤›l›k varl›klar ve hiçbir H›ristiyan›
kiflinin ünü, inan›l›rl›¤›, flerefi; “Mord” ise yönetmemesi gereken yar› insan bir ›rk olarak görmeye bafllad› ki,
cinayet demektir. Eski DAMNITIO MEMORI- bunlar, içinde konsoloslar›ndan ço¤unun bulundu¤u ça¤dafllar›n›n
paylaflt›¤› bir düflünceydi.
AE, daha hoflgörülü olabilir. Bu arada, Werfel’in
roman›, “tarih” ile hiçbir ilgisi olmayan bir
“hikaye”den çok, bir çeflit kamuoyu fikri haline
geldi, “tarihi bir gerçek” olarak kabul edildi.
Morgenthau, Aram ve Agop Andonian veya
Pastör Johannes Lepsius gibi, “dirilen cesetler”,
zombiler bir süre daha saltanat sürecekler… ama
sonunda, parlayan güneflin ›fl›klar› alt›nda, yok
olup gidecekler.

Sahtekârlar Çetesi
Yahudi olmas›na ra¤men Morgenthau, Ermeni
davas› için (özellikle para kazanmak için
Türklere iftira atan bir kurulufl olan ve Büyükelçi Morgenthau’nun sa¤ kolu olan kifli, “Büyükelçi
Morgenthau’nun Hikayesi’nin uydurulmas›nda önemli rol
Amerikan tarihinin en baflar›l› yard›m kuruluflu oynayan Agop Andonian’d›r. Morgenthau’nun notlar› aras›nda,
özelli¤ini tafl›yan, Yak›n Do¤u Yard›m Derne¤i “Günlük” diye adland›r›lan nüshalar› yazm›flt›r. Ayr›ca,
Morgenthau’nun ailesine yazd›¤› haftal›k mektuplar› da
Baflkan yard›mc›s› olarak) sürekli yazd›¤› yaz›lar- haz›rlam›flt›r. Bu büyükelçiyi “herhangi bir hatan›n
sorumlulu¤undan” kurtarm›flt›r ve bunlar kitab›n temelini
dan ve 1919’da yap›lan, TECAVÜZ ED‹LEN oluflturan yaz›lard›r. Morgenthau daha sonra, sekreterinin hizmet-
ERMEN‹STAN adl› bir filmde kendini oynamak lerinin “vazgeçilmez” oldu¤unu yazm›flt›r.
için egoist bir düflünce sonucu ald›¤› rolden
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
109

anlafl›ld›¤› gibi, kendini H›ristiyanlar›n bir


kahraman› olarak görmekteydi.
(Kitab›nda, daha rütbeli bir Amerikal›, Tâlât
Pafla’ya, “iflinin oyun de¤il, çok önemli
oldu¤unu” söyledi¤inde Tâlât Pafla bu lafa
karfl›l›k veremedi¤ini yaz›yor). Ermeni
sekreterinin yaz›lar›na kar›flmas›na izin veriyor
hatta bunu yapmas›n› tavsiye ederek böylece
“yanl›fl” yapmas›n› engelliyor. Hayalet bir
yazar, üzerine kuruldu¤u mektup ve günlüklerin
çizgisinden sapan ve ticari olarak tan›nan
“Büyükelçi Morgenthan’n›n Hikayesi” adl›
kitab› yaz›yor. Uydurma fleyleri, Türk yetk-
ililerin a¤z›ndanm›fl gibi al›nt›layan bu kitap
hâlâ, “soyk›r›m”›n en büyük delillerinden biri
say›l›yor. Kitapta flunun gibi birçok ›rkç› ifade
var: “Ço¤u ilkel insanlar gibi, Türkler duygu-
Yazar ve sahtekâr s›fatlar›na sahip Aram Andonian, 1920 y›l›nda
lar›n› ortaya ç›kart›yorlar…”; Ermenilerin bu Naim Bey’in Hat›ralar›, ad›nda bir kitap yazm›fl, bunu üç dilde
‹ngilizce, Frans›zca ve Ermenice yay›nlam›flt›r. Kitapta sözü edilen
adam› kahraman olarak gördü¤üne hiç flüphem- sözde “belgeleri” Osmanl› liderlerine, özellikle Tâlât Pafla’ya mâl
iz yok. etmifl, ama hiçbir zaman as›llar›n› gösteremedi¤i bu belgeleri daha
sonra da kaybetti¤ini belirtmifltir. 1. Dünya Savafl›’n›n galip
Andonian patronuyla birlikte Amerika’ya devletleri, daha sonra kimisi Malta’da al›konacak olan Osmanl›
gitmifl, onun evinde masas›na misafir olmufl liderleri suçlayabilecekleri belgeleri köfle bucak ararken,
Andonian’›n üretti¤i bu “telgraflar”a hiç itibar etmemifllerdir.
hatta ona 1918’deki zorunlu askerlik hizmetinde Aram Andonian sonunda, (26 Temmuz 1937 tarihli) Cenevre’ de
(‹sviçre) oturan bir Ermeni han›mefendiye (Mary Terziyan) yazd›¤›
efllik etmifltir. Morgenthau, dostunun yapt›¤›
mektupta, kitab›n›n bir tarih kitab› de¤il, bir propaganda
hizmetlerin “vazgeçilmez” oldu¤unda ›srar çal›flmas› oldu¤unu ve di¤er kimselerin bu kitab› nas›l istiyorlarsa
öyle kulland›klar›n› itiraf etmifltir.
ederek, onu farkl› bir yere koymufltur.
Andonian, uydurmada mahir Aram Andonian
ile ilgili olabilir, çünkü “Andonian” Ermeni
toplumunda çok kullan›lan bir isim de¤ildir.
ERICH FEIGL
110

ARAM ANDON‹AN VE JOHANNES LEPS‹US’UN


SAHTEKÂRLIKLARI

1. Dünya Savafl›’nda, Osmanl› ‹mparatorlu¤u, ‹ngiltere ve


Fransa ile müttefiklerinin oluflturdu¤u ittifaka karfl›,
Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan’›n bulun-
du¤u cephede savaflt›. O zamandan beri, Osmanl›, Ermeni
az›nl›¤a karfl› bilinçli bir yok etme politikas› uygulamakla
suçlanmaktad›r.

Savafl s›ras›nda, bu tip suçlamalar, her zaman her ülkenin


kulland›¤›, savafl propagandalar› aras›ndad›r. Ancak
Osmanl› ve Türk mirasç›lar› söz konusu oldu¤unda, durum
her zamankinden daha ciddi bir hal almaktad›r. Pastor Johannes Lepsius (1858- 1926) Türk karfl›t› Er-
meni mafyas›na flekil verenlerden biridir. Son y›llara ka-
Türkiye’ye yap›lan sald›r›lar bitmek bilmedi. Aksine, dar, Andonian ve Morgenthau fiirketi’nin maskesi düfl-
Osmanl› son zamanlar›na kadar katliam yapmakla suçland› tükten sonra, son s›¤›naklar›yd›. Ancak biz biliyoruz ki,
Lepsius da vicdans›z bir flahsi menfaat düflkünü hilekâr-
ve 2. Dünya Savafl›’ndan sonra bu kelime “soyk›r›m” haline d›. (Bkz. Cem Özgönül’ün "Der Mythos eines Völker-
mordes" adl› çalflmas›). Lepsius’un verdi¤i zarar o ka-
dönüfltü. Buradaki amaç, 1. Dünya Savafl›’n›n kargaflas› için- dar fazlad›r ki, Franz Werfel, Lepsius’un yalanlar›n›n
deki Ermenileri kaderi ile Hitler’in toplu imha politikas› kurban› olmufltur.

uygulad›¤› Yahudilerin kaderi aras›nda bir paralellik kur-


makt›r.

Osmanl›lar’a (ve daha sonra da Türkler’e) karfl› yap›lan suçlamalar›n temelinde, Aram Andoian’›n 1920
tarihli, Naim Bey’in Hat›ralar›: Ermenilerin Sürülmesi ve Katledilmesi ‹le ‹lgili Resmi Türk Belgeleri –
Frans›zcas›, “Documents Officiels concernant les mass acres armeniens” – adl› kitab› yatmaktad›r. Kitap
ayn› anda Paris, Londra ve Boston’da ‹ngilizce, Frans›zca ve Ermenice olarak yay›nlanm›flt›r. Bu zaman-
dan beri, bu “belgeler” Ermenilerin, Osmanl› ve onun mirasç›lar› olan Türklere karfl› yapt›klar› suçla-
malar›n belkemi¤ini oluflturmaktad›r.

Aram Andonian, ‹ngilizler’in iflgalinden sonra Halep’teki bir Türk yetkilisiyle bir araya geldi¤ini iddia
etmektedir. Bu yetkili ona içinde ölüm emirlerinin bulundu¤u ka¤›tlar vermifl. Bu resmi belgelerin
Frans›zca ve ‹ngilizce bask›lar›ndan ciddi farkl›l›klar üzerinde fazla durmadan her iki bask› da okunduk-
tan sonra bunlar›n Naim Bey’in mi yoksa Aram Andonian’›n hat›ralar› m› olup olmad›¤› pek belli
olmad›¤› söylenebilir.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
111

‹ngilizce metinde, kitap içine yay›lm›fl k›rk sekiz “Resmi Osmanl› Belgesi” bulunmaktad›r. Bu belgeler flu

Kifli / Kurulufl Belge Say›s›


‹çiflleri Bakan› Talât Pafla 30
Halep ‹skân Komisyonu Baflkan›,
Abdülahad Nuri Bey 8
Halep Valisi, Abdülhalik Bey 3
(Enver ve Talât Beyler’in de dahil oldu¤u ve
o zaman›n iktidar partisi olan) ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti 2
Savunma Bakan› Enver Pafla 1
‹çiflleri Bakanl›¤› 1
“Deir es Zor” Bölge Valisi 1
Antep Bölge Valisi Zeki Bey 1
Ahmed Bey (bilinmiyor) 1

isim ve kurumlara mâl edilmektedir:


Bu belgelerin hiçbiri tam de¤ildir. Baz›lar›nda tarih, baz›lar›nda seri numaras› baz›lar›nda da her ikisi de
bulunmamaktad›r. Yani yar›s› bir flekilde eksiktir.
Andonian taraf›ndan ço¤alt›lan ka¤›tlar›n orijinalleri hiç görülmemifltir. Kitab›nda, 14 “belge”nin
foto¤raf› bulunmaktad›r. Orijinalleri soruldu¤undan, kaybetti¤ini söylemifltir. Andonian taraf›ndan
üretilen bu belgelerin bugün hiçbiri yoktur. Büyük ihtimalle, sahtekârl›klar› ortaya ç›kmas›n diye yok
edilmifllerdir. Ancak, orijinalleri olmasa da sahtekârl›klar›n› ispatlamak mümkündür.
Yanl›fl Tarihler:
Sahtekârl›¤›n en basit ve en su götürmez ispat›, Andonian’›n yanl›fl tarih bilgisi kullanmas›d›r. Bir örnek
vermek gerekirse, Andonian eline Halep valisinin imzas›n› tafl›yan henüz postaya verilmeden ve o da
‹stanbul’dayken ulafl›yor.
Tabii ki, sahtekârl›klar› için Andonian, o s›ralarda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda kullan›lan Rumi takvimi
kullanm›flt›r. Osmanl›lar›n kulland›klar› Rumi (Roma) takvimi, Hz. Muhammed’in Mekke’den
Medine’ye (Miladi 622 y›l›nda) hicretini bafllang›ç kabul eden Hicri takvimin özel bir uyarlamas›d›r. Ay
y›l› kullan›ld›¤› için, Gregoryan takvimi, Rumi takvime çevirmek için 584 y›l ç›karmak gerekir. Örne¤in,
miladi 1987 y›l› Rumi takvimde 1403 y›l›na karfl›l›k gelir. Ama bir baflka oyun daha vard›r. 584 y›la
ilaveten, on üç günlük fark da göz önünde tutulmal›d›r. Dahas›, Rumi takvim 1 Mart’ta bafllar. Yani
Rumi takvimin son iki ay› (Ocak ve fiubat), H›ristiyan (Miladi) takvimin ilk iki ay›d›r.
ERICH FEIGL
112

H›ristiyan takvimine göre, Rumi takviminin son iki ay› için do¤ru tarih, 584 y›la bir y›l daha eklenerek
bulunur. Örne¤in, Rumi 1331 y›l›n›n 5 Ocak günü, Miladi 1916 y›l›n›n 18 Ocak gününe gelmektedir
(1331+584+1 ve 13 gün).
Ancak bütün oyun bu de¤ildir. Yukar›da da belirtildi¤i, Osmanl›’da y›l, her zaman 1 Mart’ta
bafllam›flt›r. fiubat 1917’de, bu dönüflümü kolaylaflt›rmak için, Rumi takvimi ile Gregoryan takvimi-
aras›ndaki 13 günlük fark kald›r›lm›flt›r. Ama 584 y›ll›k fark devam etmifltir. Yani 16 fiubat 1332 (fiubat
1917) tarihi birden 1 Mart 1333 (Miladi 1 Mart 1917) olmufltur. Ayn› zamanda, 1333 y›l› (1917)
sadece on ayda – 1 Mart’tan 31 Aral›k’a geçilerek – bitirilmifltir. Yani 1 Ocak 1334, Miladi 1 Ocak
1918 olmufltur. (Not: Türkiye Cumhuriyeti, 1925 y›l›nda Gregoryan takvimini kabul etmifl ve böylece
Rumi 1341 y›l›, Miladi 1925 y›l› olmufltur.) Bu takvim hesaplar› fazla teknik ve s›k›c› gelebilir. Ama
Musa Da¤›’nda K›rk Gün adl› kitap ve ilk olarak Franz Werfel’i kand›ran Aram Andonian’›n
sahtekârl›klar› söz konusu olunca çok önemli hale gelmektedir. “Andonian ka¤›tlar›”n›n tarihlenmesi (ve
ard›fl›k olarak numaraland›r›lmas›) ve de esas belgeler ele al›nd›¤›nda, unutmamal›y›z ki, gelen ve giden
evraklar›n numaralar› her zaman 1 Mart’ta (Rumi 1333 = Miladi 1917) ve ard›fl›k olarak (Rumi y›l›n
son günü olan) 28 fiubat’a kadar devam eder. Daha sonra yeniden, 1 Mart’ta yeni y›la girilir. Bu en
önemli “belgeleri”nden en önemlisi dedi¤i No.1’i üretirken, Aram Andonian çok ciddi bir hata yapm›fl.
‹flte “belge-ler”inin en önemli bölümünün metni:
Belge No. 1
Bismillahirrrahmanirrahim.
Adana vekili Cemal Bey’e. 18 fiubat 1331 (2 Mart 1916). (Not: Bu Andonian’›n orijinal Türk
“belgesi”nde yer almaktad›r. ‹ngiliz ve Frans›z belgelerindeki farkl›l›klar için afla¤›ya bak›n.)
“Türkiye’de, ‹ttihat ve Terakki’nin siyasi hayat›n› engelleyebilecek tek güç, Ermenilerdir. Kahire’den
al›nan haberlere göre, Taflnaklar, Cemiyet’e karfl› bir sald›r› planl›yormufl.” K›sa bir geçiflten sonra,
Belge No.1’de flöyle bir sonuca var›lmaktad›r. Cemiyet, anavatan› bu lanetli ›rk›n amaçlar›ndan koru-
maya ve Osmanl› tarihini karalayacak lekeyi kendi vatansever omuzlar›na almaya karar vermifltir.
Geçmiflte yaflayan ac›lar› unutmay›p, gelece¤e umutla bakmak için, Türkiye’de yaflayan bütün
Ermenileri, yaflayan tek bir fert kalmayacak flekilde katletmeye karar vermifl ve hükümete bunun için
genifl yetkiler vermifltir. Elbette hükümet, valilere bu gerekli katliam için, gerekli emirleri verecektir…”
Baz› detaylardan sonra, “belge”, okunamayan bir imza ile bitmektedir. Tamamlay›c› olmas› aç›s›ndan
flunu da belirmemiz gerekmektedir ki, Andonian’›n koleksiyonun en önemli parças› olan bu mektup,
kitab›n orijinal Frans›zca bask›s›nda 18 fiubat 1331 (18 fiubat 1915)tarihi tafl›rken, ‹ngilizce bask›s›nda
8 fiubat 1331 (25 Mart 1915) tarihini tafl›maktad›r. Ancak, (sözde) orijinal Türkçe metin 18 fiubat 1331
tarihini tafl›maktad›r. fiimdi bir hat›rlayal›m: takvimlerin çevrilme kural›na göre, 18 fiubat 1331, 2 Mart
1916 tarihine denk düflmektedir. (1916 art›k y›l oldu¤u için, fiubat 29 çeker.)
Ne Frans›zca bask›daki 18 fiubat 1915, ne de ‹ngilizce bask›daki 25 Mart 1915’e denk düflüyor. Bir
baflka deyiflle, Aram Andonian, gerçek tarih üzerinde sahtekârl›k yapmak istediyse, 1331
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
113

yerine 1330 yazm›fl. 2 Mart 1916’da yaz›lan bir


mektubun, dokuz ay önce olan olaylarla ilgisinin
olmas› biraz güç! Bunun bir kaza oldu¤u veya
resmi belgede yap›lan bir hata oldu¤u düflünülse
de Andonian koleksiyonundaki 2 numaral› belg-
eye bakmakta yarar var. Koleksiyondaki 2 numar-
al› belge do¤al olarak, 25 Mart 1332 tarihli
olmal›d›r ama üstündeki tarih, 25 Mart 1331’dir.
fiuras› çok aç›k ki, bu sahtekâr, Osmanl› takvimi
hakk›nda çok az fley biliyor ve bu dönüfltürme
detaylar›n› pek önemsemiyor. Türk tarihçiler,
fiinasi Orel ve Süreyya Yuca, Aram Andonian’›n
sahtekârl›klar›yla alakal› olarak 1983 y›l›nda bil-
imsel bir çal›flma yay›nlad›lar. Bu baflar›s›z
sahtekârl›klardaki binlerce detay› ortaya
ç›kard›lar.
Bunlar›n aras›nda yanl›fl tarihler, sahte imzalar,
gülünç hale getirilmifl, hiçbir Müslüman’›n yaz-
mayaca¤› “besmeleler” vard›r. Sahte Andonian
Andonian taraf›ndan uydurulan 18 fiubat 1331 (2 Mart 1916) ta- ka¤›tlar›n›n sinsi bir bölümünde – özellikle çocuk-
rihli bir mektup, bir Müslüman’›n hiç yazmayaca¤› bir flekilde
“Besmele” ile bafllamaktad›r. Ama, sahtekâr Andonian, en büyük lar›n da dahil edilmesi için – “katliam›n
hatas›n› tarihte yapm›fl. Osmanl› Rumi takvimini çevirirken, Rumi
takvim ile Gregoryan takvimi aras›ndaki 13 günlük fark› hiç hesa-
geniflletilmesi”nden bahsediliyor. Bu bölüm,
ba katmam›fl. Mektubun üzerine koydu¤u tarih tam bir sene ileri- psikolojik bir dayanak noktas›ndan ç›k›larak
de. 1330 (1915) yerine, 1331 (1916) yazm›fl. Mektubun içeri¤i,
1915’teki sürgünün uzun süreli bir planlaman›n delili olarak gös- zekice haz›rlanm›fl. Bu tip bir “belge”de flöyle
terilmek istenmifl.
diyor:
Belge No. 4
‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n flifreli bir telgraf›n›n
çözülmüfl kopyas›. No. 502, 3 Eylül 1331
(16 Eylül 1915).
"Size yapman›z› emretti¤imiz operasyonun ad›
geçen halk›n (Ermeniler) erkeklerinden bafllanarak
yap›lmas›n› tavsiye ediyoruz ve kad›n ve çocuklar›
da dahil etmelisiniz. Bunun için güvenilir kiflileri
görevlendirin.
Sahtekâr Andonian’›n elindeki cinayet aleti: O zaman›n Morse ‹çiflleri Bakan›,
telegraf›.
Tâlât
ERICH FEIGL
114

Not:
Abdülhalad Nuri Bey’e. 5 Eylül. Jandarma komutan›yla görüfltünüz mü?
Vali,
Mustafa Abdülhalik"

Valinin imzas›n›n çok aç›k (ve kötü) bir flekilde taklit edilmifl olmas› gerçe¤i bir yana, Andonian ifli biraz
savsaklam›fl ve telgraf›n yaz›lmas›nda baflka bir gaf daha yapm›fl.
3 Eylül veya 5 Eylül tarihinde, “Vali Mustafa Abdülhalik” Halep’te herhangi bir idari ifl yapamaz. O
zamanki Halep valisinin ad› Bekir Sami Bey. Mustafa Abdülhalik, Eylül bafllar›nda hâlâ ‹stanbul’da.
Halep’te göreve 10 Ekim 1915’te bafllam›fl. Asl›nda Osmanl› arflivlerinde, Halep Valisi Bekir Sami Bey’e
çekilen 3 Eylül 1331 tarihli bir telgraf var. Seri numaras› da Andonian’›n hayali numaras› olan 502
de¤il, 78.
Öyle gözüküyor ki, Franz Werfel Musa Da¤›’nda K›rk Gün adl› kitab› yazarken, Andonian’›n
ka¤›tlar›ndaki “Katliam› geniflletme” bölümünden çok etkilenmifl. (Andonian’›n sahtekârl›klar›na göre)
art›k öldürülen sadece erkekler de¤ildir. Art›k kad›nlar ve çocuklar da öldürülecektir. Andonian “bel-
geleri”nin on iki tanesi bu konuyla ilgilidir. Befl tanesini Tâlât Pafla kendisi göndermifltir. Ama çok flükür
ki, (tarih, imza, isimler, seri numaralar› gibi) baz› kriterleri göz önüne ald›¤›m›zda bu telgraflar›n kötü
bir sahtekârl›k örne¤i oldu¤unu hemen anl›yoruz. Franz Werfel, önceleri Aram Andonian’›n
sahtekârl›klar› taraf›ndan tamamen kand›r›lm›fl durumdad›r. Ayr›ca, ona “Türklerin iflledi¤i
cinayetler”le ilgili raporlar› veren Viyana’daki çevresinin anlatt›¤› hikayelere de hiçbir flüphe duymadan
inanm›flt›r.
Bu yüzden, ‹slam mistisizm veya Mevlevi tarikat›na mensup dervifllerinin amaçlar›yla ilgili hiçbir fley
bilmeden Mevleviler hakk›nda yarg›larda bulunmufltur.
Franz Werfel’in yorumlar› zaman zaman belli bir içgüdüyü d›flar› vuracak niyetle yap›lm›flt›r. Örne¤in,
Osmanl› Savunma Bakan› Enver Pafla’dan bahsederken, “Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun ma¤rur çapk›n›”
tabirini kullanm›flt›r. Di¤er bir örnek olarak da Mevlevi dervifllerinin ayinlerini anlat›rken kulland›¤›
kelimeler verilebilir. Werfel, “Aflk ifadesi akli ve ruhsal bir yerden de¤il, vücudun çarp›k hale sokulmufl
vahfli fleklinden ortaya ç›k›yor” diyor, sanki Mevlevi dervifllerinin semâs›n›n “vahfli çarp›kl›klar”la bir
ilgisi varm›fl gibi.
Ama Franz Werfel’in kendine yükledi¤i abidevi görevin ›fl›¤›nda bunlar›n hepsi küçük görülebilir.

FRANZ WERFEL, SAHTEKÂRLAR TARAFINDAN KANDIRILDI⁄INI


B‹L‹YORDU
Abraham Sou Sever, 1. Dünya Savafl›’ndan önce ‹zmir’de do¤mufl olan bir Seferad Yahudisi’dir. Daha
sonra Amerika Birleflik Devletleri’ne göçmüfl ve flimdi Kaliforniya’da yaflamaktad›r. Abraham Sou Sever,
Ermenilerin “soyk›r›m” iddialar› ve kendi tecrübe ve bilgilerine dayanarak Ermenilerin propaganda
metotlar›yla ilgili gerçeklerden bahsetti¤i yaz›l› bir ‹fade ve fiehadetname kaleme alm›fl.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
115

‹fadesinin önemi Franz Werfel ile ilgili olmas›ndan


geliyor. Sever’in noter tasdikli ifadesi, Ermeni
soyk›r›m iddialar›yla ilgili yaz›l› ve sözlü tarihi
koleksiyonun bir parças› olarak Amerika Birleflik
Devletleri’ndeki araflt›rma kurulufllar›na gönderil-
mifl.
Burada Sever’in dedikleri Franz Werfel ve Musa
Da¤›’nda olanlarla ilgili: Musa Da¤›, e¤er
gerçekse, Ermeni ikiyüzlülü¤ünün ve isyan›n›n en
büyük delilidir. Hepsi silahl› elli bin Ermeni,
kuflatmaya karfl› tedbir olarak bu da¤›n zirvesine
ç›km›fl.
Silahl› gruplar, da¤›n zirvesinden yapt›klar› ani
sald›r›larla Osmanl› ordusunu arkadan vurmufl ve
daha sonra da da¤da kendilerini Andonian’›n bu “imzal›” belgeyi ald›¤›nda henüz görevine bafllamam›fl
olan Vali Mustafa Halik’in sahte imzas›
kaybettirmifllerdir. Sonunda Osmanl›lar,
Ermenilerin haz›rlad›¤› tahkimat› keflfedince,
sald›r›p hücuma geçememifllerdir.
‹ttifak Devletleri’nin Yenilmesi ve Kuflatma k›rk
gün sürdü, bu da Ermenilerin Osmanl›’n›n bur-
nunun dibinde ne kadar iyi bir haz›rl›k yapm›fl
oldu¤unun iyi bir göstergesidir. Ayr›ca Ermeni asi-
lerin, Ruslar taraf›ndan beslendi¤ini, organize ve
finanse edildi¤ini, silah ve mühimmat sa¤lad›¤›n›
göstermektedir. Ermeni kurtulufl örgütü,
Taflnak’›n liderleri, Rusya’n›n ba¤›ms›zl›k ve yeni
bir Ermenistan vaadleriyle kand›r›ld›klar›n›, para
ve silahlar›n Rusya’dan geldi¤ini, 1. Dünya
Savafl›’na girmeden önce, kendi vatanlar›n› savu-
nan Osmanl› ordular›na sabotaj düzenlemek için
Ermeni kurtulufl gruplar› tertip ettiklerini kabul
etmifllerdir. Osmanl› ordular›, da¤›n ön taraf›n›
kuflatm›fl haldeyken, Musa Da¤›’n›n zirvesinde
k›rk gün kalan binlerce Ermeni, Akdeniz’ e aç›lan
gizli bir ç›k›fl vas›tas›yla kaçm›fllard›r. Ermeniler,
Akdeniz’de devriye gezen Frans›z ve ‹ngiliz savafl
Eski bir takvim yapra¤›, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki hayat flekli gibi çok
gemileriyle meflaleler ile iletiflim kurmufllard›r. kültürlü ve çok dilli: Üçka¤›tç› Andonian’›n kendi tuza¤›na düflmesi hiç de
Kurtulan bu binlerce Ermeni, M›s›r’›n ‹skenderiye flafl›rt›c› de¤il…

liman›na götürülmek üzere ‹ngiliz ve Frans›z gemi-


ERICH FEIGL
116

lerine bindirilmifllerdir. Ermeniler, ifllerine öyle geldi¤i için, bu binlerce kiflinin ‹ngiliz ve Frans›zlarca
kurtar›lmas›n› gizleyip, öldüklerine dair bir yalan uydurmufllard›r. Da¤daki Ermenilerden sadece küçük
bir grup, sonunda Osmanl›lar’a teslim olmufltur. Musa Da¤›’nda K›rk Gün adl› kitab› yazan merhum
dostum Franz Werfel, yazd›¤› fleyleri araflt›rmak için hiçbir zaman bu bölgeye gitmemifltir. Sadece,
Viyana’daki Ermeni arkadafllar›n›n ona anlatt›klar›n› kaleme alm›flt›r. Ölmeden önce Werfel, bana,
Ermenilerin, onun üzerine y›kt›klar› birçok yalan ve yanl›fllar›n bulundu¤u böyle bir kitap yazd›¤› için
piflmanl›k ve utanç duydu¤unu söylemiflti. Ama Taflnak teröristlerinin, onu öldürmesinden korktu¤u için
bunu kamuya aç›klamam›flt›r.
H›ristiyan misyonerler, Ermenileri, Ortodoksluktan, Protestan ve Katolik inanca dönme konusunda
istekli ve kolay kand›r›l›r görmüfllerdi. Bu de¤iflimin vermifl oldu¤u bir sempati ile, katliam hakk›ndaki
uydurma hikayelerin tüm Bat› dünyas›nda yay›lmas›na yard›m ettiler.
Günümüz Ermenileri bu uydurma hikayeleri, orada hiç bulunmayan ama Çar ve Bolfleviklerle iflbirli¤i
yapan Taflnak çetelerinden duyan büyüklerinden dinlediler. Kurduklar› cumhuriyet, Taflnak fanatik-
lerinin entrika ve oyunlar› yüzünden ölü do¤du. Yalan soyk›r›m iddialar›, Bat› Dünyas›’nda onlara karfl›
büyük bir sempati do¤mas›na sebep oldu. Bu iddialar›n çürütülmesine asla tahammül edemediler. Halen
bu yöndeki çal›flmalar› tehditle bast›rmaya ve engellemeye çal›fl›yorlar.

‹ttifak Devletleri’nin Yenilmesi ve Osmanl› Devleti’nin Direnifli


Ateflkes antlaflmas› Balkanlar’da bozuldu. 2 Ekim 1918’de, Bulgar bat› cephesi, ‹tilaf Güçleri karfl›s›nda
yenilgiye u¤rad› ve Sofya, Selanik’te teslim oldu. Hemen hemen ayn› zamanda, ‹ngiliz ve Frans›zlar, Os-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
117

manl›’ya karfl› Filistin cephesinde, Ermenilerin de deste¤iyle bir yar›k açt›lar. Osmanl› ile ‹tilaf Devletleri
aras›nda, 30 Ekim’de Mondros Ateflkes Antlaflmas› imzaland›. Hemen sonra, Frans›z ve ‹ngiliz savafl ge-
mileri, 1915’te büyük bir yenilgiye u¤rad›klar› Çanakkale Bo¤az›’ndan geçtiler. Elli befl parça savafl ge-
misinden oluflan güçlü donanma art›k Sultan’›n flehrinde demir atm›flt›. Mondros Ateflkes Antlaflmas›’na
‹ngiliz taraf› ad›na imza atan Amiral Calthorpe, ‹stanbul’a ‹tilaf Devletleri’nin bafl komiseri olarak geldi-
¤inde, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki en güçlü kifli olmufltu. Avusturya-Macaristan, 3 Kas›m’da Padua’da
teslim oldu. Alman temsilciler, teslim flartlar›n›, 11 Kas›m’da imzalad›lar.

Bunu Versay ve St. Germen Bar›fl Antlaflmalar› takip etti ve 28 Haziran’da, Almanlar ma¤lup taraf ola-
rak zorunlu bar›fl› kabul ettiklerinde, yirmi bir y›l sonra ç›kacak 2. Dünya Savafl›’n›n da en önemli fak-
törlerinden birini yaratm›fl oluyorlard›.

Avusturya temsilcileri, 10 Eylül 1919’da imzalad›lar. Bulgarlar, 27 Kas›m 1919’da att›klar› imza ile ayn›
zamanda Balkan Savafl›’nda Osmanl›’dan ald›klar› ve Ege Denizi’ne aç›lan topraklar› da kaybetmifl oldu-
lar. En son, Macar Krall›¤› – veya ondan ne kald›ysa – 4 Haziran 1920’de teslim oldu. Galip taraf›n za-
feri, Sevr’de en üst noktas›na ulaflt›. Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan’›n yeni yöneticileri-
nin, zor koflulan bar›fl flartlar›n› kabul etmekten baflka çareleri yoktu. Art›k ayn› fley, Osmanl› ‹mpara-
torlu¤u’nun temsilcilerinden de bekleniyordu. Hayal k›r›kl›¤› yaratmad›lar. Sevr, utan›lacak bir fley de¤il-
di. En kötü haliyle, Avusturya’n›n St. Germen’de kabul ettikleriyle k›yaslanabilirdi. Osmanl› ‹mparator-
lu¤u’nun s›n›rlar›, 1912’deki büyüklü¤üne göre on kat küçüldü.

Çarl›k yönetiminin devrilmesinden sonra “keflfedilen” Ermenistan, ‹tilaf Devletleri’nin kendi aralar›nda
yapt›klar› gizli anlaflmalarla Rusya’ya ay›rd›klar› topraklar› alabilirdi.
Osmanl› heyetinin bu saçma antlaflmay› imzalamas› manidar – ve de ac› verici – bir olayd›r. Tek bir ma-
zeret vard›r: Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun baflkenti, ‹tilaf Devletleri’nce iflgal edilmifltir ve padiflah tama-
men, kazanan taraf›n insaf›na kalm›flt›r. Ama Osmanl› heyeti bu anlaflmaya asla imza koymamal›yd›.
Yap›lacak bir itiraz, Sultan’›n içinde bulundu¤u durumu daha da kötü duruma sokmayacakt›.
Türklerin ve di¤er bütün Müslümanlar›n gözünde Sultan, hâlâ Halife idi! Bu, imaj sadece daha güçlü ha-
le gelirdi. Kaybedecek bir fley yoktu. Her neyse, Sevr, daha önce imzalanan Brest-Litovsk gibi etkili ol-
mad›. ‹stanbul’daki halk› ad›na hiçbir fley yapacak durumda olmayan Osmanl› hükümetinden ba¤›ms›z
olarak, Orta Anadolu’da, daha sonra “Türklerin babas›” anlam›na gelen “Atatürk” soyad›n› alacak
olan, Mustafa Kemal önderli¤inde yeni bir Türk yönetimi ortaya ç›kt›.

Türkiye ve Ermenistan’›n Varolma Mücadelesi: Her ‹ki Millet de Varl›¤›n› Devam Ettiriyor – Türkler
Geneneksel Ba¤›ms›zl›k fieklinde, Ermeniler de S›n›rl› Ba¤›ms›zl›¤›n Eflit Da¤›t›ld›¤› Bir fiekilde

Versay, St. Germen Bar›fl antlaflmalar›ndan sonra, var olma mücadelesi bafllad›. Bu, tükenmifl, yoksul
düflmüfl bir halk›n var olma mücadelesi iken, kazanan taraflar için, s›n›rlar›n› “güvence” alt›na alma
mücadelesiydi.
ERICH FEIGL
118

Di¤er taraftan Türkler için, her bir bireyin sadece


var olma mücadelesi de¤il, ayn› zamanda
varl›klar›n› sürdürecekleri bir toprak parças› için
yap›lan bir mücadele idi. Galip devletlerin
planlar›na göre, Ankara çevresindeki küçük bir
bölge Türklere b›rak›l›yordu. Geri kalan her yer,
kolonilere bölünüp galip devletler aras›nda
paylafl›l›yordu.
Osmanl› topraklar› içinde iki güç bölgesi ortaya
ç›kt›. Birincisi, Sultan’›n ve hükümetinin bulundu¤u
‹stanbul’du. Galip devletler taraf›ndan bütün güçleri
ellerinden al›nm›flt›. Ama hâlâ Anadolu, Türklerin
elindeydi ve direnifl buradan bafllad›…. Osmanl›
‹mparatorlu¤u’nun miras›ndan pay almak isteyen
Yunanl›lar iflgale bafllad›lar. Mondros’un ard›ndan
daha bir y›l dolmadan,
15 May›s 1919’da, güçlü Yunan ordusu, galip
devletlerin de deste¤iyle ‹zmir’e ç›kt›.
Amaçlar›, Megali ‹dea denen Büyük Yunan ‹mpara-
torlu¤u’nu “sonunda” gerçeklefltirmekti. Bu yeni ve
beklenmeyen düflmana karfl› Anadolu’yu kim savua-
bilirdi? 19 May›s 1919’da Mustafa Kemal Pafla Sultan taraf›ndan atanan ve Damat Ferit Pafla’n›n baflkanl›¤›ndaki
Osmanl› heyeti, 6 Haziran 1920 tarihinde, “Democratic” adl›
Samsun’a ayak bast›. Milli direnifli
Frans›z savafl gemisiyle ‹stanbul’dan ayr›ld›. 10 A¤ustos’ta, daha
teflkilatland›rmaya ve idare etmeye kararl›yd›. 11 önce Avusturya’n›n Versay’da, Almanya’n›n St. Germen’de yapt›-
Eylül 1919’da Sivas’ta bir kongre topland›. Burada, ¤› gibi, galip devletlerin zorlamas›yla “bar›fl” antlaflmas›n› imzala-
yacaklar› Sevr’e do¤ru yola ç›kt›lar. Ancak, Türkiye Büyük
delegeler, 30 Ekim 1918’de Mondros Ateflkes
Millet Meclisi bu anlaflmay› kabul etmedi.
Antlaflmas› imzalanmadan önceki s›n›rlar›n bütün-
lü¤ünü kabul ettiler. 30 Ekim 1334’de (1918) yani
Devlet-i Ali Osmaniye ile ‹tilaf Devletleri as›nda
imzalanan ateflkes tarihindeki Osmanl› s›n›rlar› ve
Müslümanlar›n ço¤unlukta bulundu¤u bütün böl-
gelerin bir bütün oldu¤unu ve hiçbir flartla bölüne-
meyece¤ini ilan ettiler.
Sivas Kongresi’nde al›nan kararlar›n gücü ve tarihi
etkisi, birçok kiflinin takdirini toplad›. Ba¤›ms›z
Sivas Kongresi’nden al›nan kararlar›n tümü, son
Osmanl› Meclisi taraf›ndan da kabul gördü. Bu
durum, günümüz Türkiyesi’nce “Misak-› Milli”
olarak bilinir.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
119

Mustafa Kemal’in önderli¤inde, Ankara, milli mücadelenin merkezi haline geldi. fiehrin eski görünüflü.

Her yerde ortaya ç›kmaya bafllayan direnifl ruhuyla, ‹ngilizler, 16 Mart 1920’de Osmanl›
‹mparatorlu¤u’nun baflkenti ‹stanbul’u iflgal etti. Osmanl› Meclisi cebren da¤›t›ld›. Osmanl›’n›n önde
gelenleri, Osmanl› Ermeni ispiyoncular›n›n verdi¤i isimlere dayan›larak ‹ngilizlerce tutukland›. Bu üst
rütbeli yetkililer, savafl s›ras›nda Ermenilere karfl› yap›lan yak›fl›ks›z muameleden suçlan›yorlard› ve hepsi
Malta’ya götürüldüler. Buna cevap, 23 Nisan 1920’de kurulan ve Mustafa Kemal’in baflkan› oldu¤u
Türkiye Büyük Millet Meclisi ile verildi. Bu günden sonra Ankara Türk ulusal direniflinin merkezi haline
geldi.
Bu zamana kadar, Türkler hep, ulusal Türk devletinin halk› olarak de¤il de, ulus-üstü kavram
çerçevesinde düflünüldü. fiartlar Türk halk›n›, çok uluslu devletler içinde, son ulusal grup olarak, ulusal
kavramlarla düflünmeye zorlad›. Var olmak için, tam milli bir yap› gerekliydi. Anadolu’nun büyük bir
bölümü hâlâ iflgal alt›ndayd›. Anadolu’yu savunabilmek için, iflgal güçlerinin hakim oldu¤u üç cephede
savaflabilecek düzenli bir ordu kuruldu. Bat›’da Yunanl›lar’›n iflgali Ankara’ya yaklafl›yordu.
Frans›zlar’la ittifak halindeki Ermeniler, güneyde ilerliyorlard› ve Kilikya bölgesinin büyük bir bölümünü
kontrolleri alt›na alm›fllard›. Do¤u’da, Osmanl›’n›n yenildi¤ini gören Ermeniler, yak›nda gerçekleflmesini
bekledikleri çöküfl ile Büyük Ermenistan Rüyas›’na iyice kap›lm›fllard›.
ERICH FEIGL
120

SAVAfiIN B‹TMEYEN KARGAfiASI


Brest-Litovsk Antlaflmas› (Aral›k, 1918) ve Gümrü, Moskova ve Kars Antlaflmalar›
(Ekim 1921) aras›nda Türkler ve Ermeniler

1917 – 1918 aras›nda Çarl›k Rusyas›’n›n çökmesi, Bat›l› güçlerin Do¤u’daki müttefiklerinin kaybolmas›-
na sebep olurken, ‹ttifak Güçleri’ne küçük bir nefes ald›rm›flt›. Ermeni asiler, Do¤u Anadolu’da ve M›s›r-
Arabistan cephelerinde Türkler’e dolay›s›yla Avusturyal›lar’a ve Almanlar’a karfl› savaflmaya devam etti-
ler. Bu dönemde, Ermeniler, Osmanl› ‹mparatorlu¤u, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ve Almanya’ya
karfl› verilen savaflta Bat›l› güçlerin hesaba katt›klar› bir faktör haline geldiler. Sykes-Picot Antlaflma-
s›’nda, Çarl›k Rusyas›’na verilen imtiyazlar (sadece politik olarak de¤il, abart›l› beklentileri olan Ermeni-
lerin de¤il) sadece Çar’›n ifline yarad›.
Komünist-Bolflevik Rusya, uzun bir süre bilinmez bir varl›k ola-
Anadolu ile Türkler’in anayurdu rak kalacakt›. (Kimse, politikalar›n›n, Çar politikalar›ndan hiçbir
olan Orta Asya aras›ndaki yol fark olmadan devam edece¤ini düflünemezdi; bunu en son düflü-
15.000 yafl›ndad›r. E¤er do¤u necek olanlar Ermenilerdi.) Çarl›k y›k›ld›ktan sonra, Sykes-Picot
Anadolu üzerinde “hak” iddia Antlaflmas›’nda Çar’a vaat edilen her fley, flimdi Ermenilere vaat
ediliyordu. fiimdi onlardan kendilerini Osmanl› ‹mparatorlu-
edecek bir millet varsa, bu Türk
¤u’na karfl› verdikleri savaflta daha ayr› bir konuma getirmeleri
milletidir.
beklenirdi! Lloyd George, o çok meflhur flaflal› tarz›yla, Ermenis-
tan’› “masumlar›n kan›yla y›kanm›fl” bir ülke olarak tan›mlad›.
Bilmedi¤i bir fley vard› ki, bahsetti¤i kan, “H›ristiyan” Ermeniler’den daha çok, yas tutmaya hakk› olan
Müslümanlar›n kan›yd›. Lloyd George, t›pk› Wilson ve Clemenceau gibi iki yüzlü biriydi. “Romantik”
kurbanlar›n› seçer ve art›k kullan›lmayacak hale gelir gelmez bir kenara atarlard›.
Cebri yapt›r›mlara haz›rl›k konferans›ndan baflka bir fley olmayan “bar›fl konferans›” Ocak 1919’da Pa-
ris’te topland›. Sanki Ermeni müfritlerin bekledi¤i an gelmifl gibiydi. Ermeniler, “bar›fl konferans›”na iki
delege heyeti gönderdiler. Birinci heyetin bafl›nda, y›llard›r Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun parçalanmas›
için çal›flan, profesyonel göçmen Boghos Nubar vard›. Di¤eri de (28 May›s 1918 Bakü Antlaflmas› ile sa-
dece Türkler’in tan›d›¤›) Ermenistan Cumhuriyeti’ndendi. ‹ki delegasyon da hemen “aç›k art›rma”ya
bafllad› – toprak talepleri sürekli art›yor, makul tart›flmalar› birbirleri ard›na atlat›yorlard›. Politikay›,
hal› pazarl›¤› ile kar›flt›rd›klar› çok aç›kt›. ‹stekleri o kadar 盤r›ndan ç›kt› ki, müzmin hal› merakl›lar›
Avrupal› güçler bile gerçek teklif yapmakta ilgisiz kalmaya bafllad›lar. Sonunda Ermeni hal›s› olmas› ge-
rekmiyordu.
Türklerinki, daha eski, daha de¤erli ve daha gerçekçiydi. Boghos Nubar’›n bafl›nda oldu¤u delegasyon,
Do¤u Anadolu’da bir Ermenistan kurulmas›n› istemeye bafllad›¤›nda, (Ermenistan Cumhuriyeti’nden
Avetis Aharyon’›n liderli¤indeki) birleflik delegasyon hemen Nubar’›n delegasyonuyla birleflti ve toprak
taleplerini, Karadeniz’deki liman flehri Trabzon’dan, Kilikya’ya kadar geniflletti. Bu “Büyük Ermenis-
tan”daki Ermeni nüfusu hiçbir zaman bölgedeki toplam nüfusun beflte birinden fazla olmam›flt› ve bu
oran 1914 rakamlar›na dayan›yordu! Dahas›, 1914’ten öncesinde bile, tüm dünyadaki Ermeni nüfusu-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
121

Boghos Nubar’›n, Frans›z D›fliflleri Bakan›’na gönderdi¤i mektubun


bir röprodüksiyonu. (‹lk sayfa tamamen, ikinci sayfada da sadece
selamlama ve Boghos Nubar’›n imzas› görülmektedir.)
ERICH FEIGL
122

D›fliflleri Bakan› Stephen Pichon’a yazd›¤› mektup-


ta, ayn› anda befl cephede birden savaflan, bir de
Ermeni isyanc›larla u¤raflmak zorunda kalan
Osmanl›lar’›n, kendilerini savunmak için Ermeni
nüfusunu neden tehlikeli bölgenin d›fl›na ç›karmak
zorunda kald›¤›n› flöyle özetliyor:

Say›n Bakan,
Ermeni Ulusal Delegasyonu ad›na, size afla¤›daki
deklarasyonu yapmaktan ve flunlar› hat›rlatmaktan
Van Gölü’nün üst k›sm›ndan görüntü. (Yedi Kilise)
onur duyuyorum:
Savafl›n bafl›ndan beri, Ermeniler, sizin de bildi¤i-
nun hepsi Do¤u Anadolu’da toplansa bile, bölgede
niz gibi, fiili savaflç›lar olarak, Bat›l› güçlerin ya-
bir Ermeni ço¤unlu¤unun oluflmas› imkans›zd›.
n›nda her cephede savaflm›fl ve ortak amaca ulafl-
Peki ne oldu? 19. yüzy›lda, birçok Ermeni kilisesi,
mak için büyük kurbanlar vermifl ve ac›lar çekmifl-
birbirleriyle kimin “En Ermeni” oldu¤una dair
tir. Fransa’da, Frans›z bayra¤› alt›na girerek, Ya-
kavgaya tutufltular. Daha sonra, Taflnaklar ve H›n-
banc› Lejyon’a daha ilk günde kat›lm›fl, Cumhuri-
çaklar, bunu en iyi terörist olma mücadelesine dö-
yetin ricas› üzerine, Ulusal Delegasyon taraf›ndan
nüfltürdüler. Ve flimdi, Ermenistan Cumhuriye-
göreve al›nan Filistin ve Suriye’de yer alm›fl ve Ge-
ti’nden gelen delegasyon ile Ermeni diasporas›n›n
neral Allenby ve komutanlar›n›n da resmi olarak
delegasyonu da birbirleriyle benzer bir mücadeleye
aç›klad›¤› gibi kendisinin kazand›¤› zaferlerde bü-
girdiler.
yük rol oynam›fllard›r.
Yukar›da da belirtildi¤i gibi, verilen “ortak muht›- Kafkasya’da, Çarl›k Rusya ordusundaki,
ra” sadece Van, Bitlis, Diyarbak›r, Harput, Sivas 40.000’den fazlas› gönüllü 150.000 Ermeni, Erme-
ve Erzurum’un içinde bulundu¤u (ve Ermenilerin ni vilayetlerinin ba¤›ms›zl›¤› için yap›lan mücade-
hiçbir zaman ço¤unluk olmad›¤›) “alt› vilayet”i lede, kumandanlar› Antranik ve Nazerbekoff emri
de¤il, Trabzon ve de hiç Ermeninin yaflamad›¤› alt›nda, Türk ordular›na karfl› savaflm›fl ve bu mü-
Karaba¤’›, Sansegür, Gürcistan’›n büyük bir bölü- cadeleyi Bolfleviklerin geri çekilmesinden ateflkese
mü ve Kilikya’y› da kaps›yordu. Ayn› zamanda, kadar geçen süre içinde sürdürmüfllerdir.
bar›fl sever kurbanlar olarak, savunmas›z ve çaresiz
bir durumdayken, kana susam›fl Osmanl›lar tara- (Mektupta Frans›z D›flifllerine ulaflt›¤› tarih olan 3
f›ndan öldürülen (veya göç ettirilen) Ermenilerin Aral›k 1918 tarihi bulunmaktad›r.) Bu ba¤lamda,
flöhreti de sars›l›yordu. Boghos Nubar, Ermeniler’in 1 Kas›m 1914’ten,
Mondros Mütarekesi’nin imzaland›¤› 30 Ekim
1918’e kadar olan süre içinde Osmanl› ‹mparator-
Sonuç:
lu¤u’na karfl› – kendi ifadesiyle “fiili savaflç›lar
Genç, özerk Ermeni Cumhuriyeti, bir seri fetih sa-
olarak – savaflt›¤›n› belirtmektedir.
vafl› yapmaktan daha iyi bir fley düflünememiflti.
“Ermeni Ulusal Delegasyonu”nun baflkan›, Frans›z
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
123

ERMEN‹ CUMHUR‹YET‹’N‹N SAVAfiLARI

Gürcüler, genç Ermeni Cumhuriyeti’nin ilk kurbanlar› oldular. Gürcü-Ermeni anlaflmazl›¤›n›n kökleri,
Ermenilerin, M.Ö. 6. yüzy›ldan 4. yüzy›la kadar süren göçlerine gitmektedir. Gürcüler ile Ermeniler
aras›nda sürekli savafllar ve kan davalar› olagelmifltir.
Bu anlaflmazl›k en üst seviyeye 1920 y›l›nda, Ermeniler, Alaverdi’yi geçtiklerinde ve Lori bölgesinin
kuzeyine do¤ru ilerlediklerinde ç›km›flt›r. E¤er Gürcüler, Ermenilerin isteklerini kabul etselerdi, bu
Gürcistan’›n sonu anlam›na gelirdi… Gürcistan’›n baflkenti “Ermeni” teröristlerce tamamen kuflatma
alt›na al›nm›flt›. Lori bölgesi üzerine yap›lan iddialar, Kars, Erzurum ve Adana’ya yap›lanlar kadar fütur-
suzdu ama daha y›k›c›yd›, çünkü daha yeni ba¤›ms›z olan bir devlet olarak binlerce sorunla u¤rafl›rken
komflular›ndan gelen bir talepti bu.
Lori bölgesinde, Taflnak kontrolünde bulunan yer için belki küçük bir mazeretleri olabilirdi, çünkü
Tiflis’in kuzeyinde az da olsa Ermeniler vard›. Ama Müslümanlar›n bir zamanlar hükmetti¤i bütün yer-
lerde oldu¤u gibi, burada da Ermeniler az›nl›k durumundayd›. Böyle bir durumda hiçbir hukuki iddia
ortaya at›lamazd›.
ERICH FEIGL
124

1919 ‹lkbahar›nda, Ermeniler, Anadolu’da iflgalci eylemlere bafllad›lar. ‹lk sald›r›lar› Oltu’ya oldu.

General Dor komutas›ndaki Ermenistan ordusu, kendini sadece Ermeni çiftlik ve köyleriyle
s›n›rland›rmad›; art›k hiç Ermeni’nin bulunmad›¤› yerlere de girdi. Ermeni birlikler, do¤rudan Tiflis
havalisine girdi. Savafl, ancak bu kritik seviyeye gelince, Gürcüler, Ermeni iflgaline karfl› mücadele etmek
ve Ermenileri geri püskürtmek için ayakland›.
Ermenilerin Tiflis’i iflgal etmesi, dünya kamuoyunun gözünün aç›lmas›na sebep oldu. ‹lk defa,
Ermenilerin komflular›n›n karfl›s›nda “zulme u¤ram›fl, masum, silahs›z, bar›flç›l, H›ristiyan” bir millet
olmad›¤›n›, aksine karfl›lar›nda terörist bir kurulufl oldu¤u anlafl›ld›. Ad› “Taflnak” olan bu kurulufl, güç
ve toprak için, bu topraklarda Ermenilerin yaflay›p yaflamad›¤›na bakmadan, yorulmak bilmez bir
flekilde savafl›yordu. fiüphesiz, önce Do¤u ve sonra Güney Anadolu’da daha sonra da Kafkasya’da Büyük
Ermenistan rüyas›n› bitiren fley de bu afl›r›l›k oldu.
“H›ristiyan”Ermenistan’›n, H›ristiyan
Genç Ermeni Cumhuriyeti’nin bir sonraki kurban›, do¤u
Gürcistan’a 1920’de yapt›¤› sald›r›n›n
komflusu Azerbaycan oldu. ‹ngilizler, Kafkasya bölgesinden bir-
amac› s›n›rlar› geniflletmekti. Sadece
liklerini A¤ustos 1919’da geri çektiler ama Ermeni yandafllar›na
bunun, son kez bir ordunun, Haç sem-
da çok say›da modern silah b›rakt›lar. Kafkasya’da Bat›l› devlet-
bolünü kullanarak H›ristiyan bir
lerin güç bulundurduklar› tek yer, Batum’du. Bu üssü kulla-
komflusunu hakimiyeti alt›na almaya
narak, ‹ngilizler, Ermenilere büyük destek veriyorlard›. Bat›l›
çal›flmas› olmas›n› umabiliriz. güçlerin Kafkasya bölgesinden çekilmesiyle, Ermenistan ile
Azerbaycan aras›ndaki düflmanl›k hemen ortaya ç›kt›.
Ermenilerin hak iddia ettikleri topraklar içinde sadece (Türk, Kürt ve Çerkes, vb.) Müslümanlar›n
bulundu¤u Türk s›n›rlar› içindeki bölgeler de¤il, Azerbaycan’›n bir bölümüyle, Tatarlar›n yaflad›¤›
topraklar da vard›. Nahc›van ve Karaba¤’›n da¤lar› ve vadileri, Ermeni iflgaline karfl› Tatar direniflinin
gösterildi¤i yerler oldu. Müslüman toplumun ayaklanmas›, k›sa bir zaman içinde, Erivan’›n kendi çevre-
sine ulaflt›. (Unutmamal›y›z ki, daha sonra “Ermenistan Cumhuriyeti” olarak an›lacak olan bölgeler de
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
125

dahil olmak üzere, bölgede Müslümanlar hep


ço¤unluk durumundayd›.) Ermeni kay›tlar›na göre
– Norashen, Tatar asiler taraf›ndan fethedildi ve
savunmas›z Ermeni köylüler Tatarlar taraf›ndan
katledildi.
Ermenistan’›n Karaba¤ ve Nahc›van’› iflgal etti¤i
dram›n ilk perdesinden pek bahsedilmez… Ermeni
vahfletinin en kötüsü, “cezai yolculuk” ad› alt›nda
k›rk (!) köyün ve nüfusunun tamam›n›n yok
edildi¤i, Zangezur’da görüldü. Kanl› ve ac›mas›z
sald›r›lar, 1920 K›fl›n›n sonuna kadar devam etti ve
hem Azerbaycan’› hem de Ermenistan’› zay›flatt›. Ermenilerin, H›ristiyan komflular› Gürcistan Cumhuriyeti’ne yap-
Kafkasya’da Bolflevik devrinin ilk ›fl›klar› görülmeye t›klar› sald›r›lar›n amac›, Azerbaycan’a karfl› yap›lan sald›r›lar›n
yay›lmac› amac›yla ayn›yd›. Bu gibi sald›rganl›klar, Ermenilerin
bafllam›flt› ve bölgedeki ülkelerin, Osmanl›lar›n sadece “bar›flc›l, flehit millet” imaj›na de¤il bölgedeki say›s›z kilise
sa¤lad›¤› k›sa süren ba¤›ms›zl›klar›n›n zevkini ve manast›r›n da zarar görmesine sebep oldu.

sürmeleri için pek de uzun zamanlar› olmad›.


Ermenistan ile yapt›¤› savafl yüzünden çok zay›f
düflen Azerbaycan, Nisan 1920’de Sovyetler’e yenik düfltü. Sovyet yard›m› ve
arabuluculu¤u ile Zangezur ve Karaba¤, Azerbaycan’›n oldu ve yerel
Müslüman halk›n varl›¤› güvence alt›na al›nd›.
Daha sonra Türkler aleyhine Ermeni propagandas› bafllad›. 30 Ekim 1918’de
Mondros Mütarekesi’nden k›sa bir süre önce, Ermenistan Cumhuriyeti,
Osmanl› garantörlü¤ünde kuruldu. Ateflkes imzalan›r imzalanmaz,
Ermeniler, Do¤u Anadolu’ya sald›rmaya bafllad›lar.
Bir Gürcü kartal›.
Kafkasya ve Do¤u Anadolu’daki (hem kronolojik hem de co¤rafik) siyasi Gürcüler, Ermenilere karfl›
boflluk zarf›nda, Ermeniler bütün kozlar›n› oynad›lar. Kimisi Tatar 1920’de yap›lan savaflta
idaresinde olan yerel Müslüman birlikler, para ve malzeme aç›s›ndan çok uluslararas› yard›mla ayakta
kalabildiler.
zay›ft›. ‹ngiliz ve Ermenilerin müflterek güçlerine karfl› varl›k gösteremediler.
Nisan 1919’da, Ermeniler, ‹ngilizlerin de yard›m›yla Kars’a kadar geldiler.
Oltu ve Ardahan, (en az›ndan d›fltan) ‹ngiliz yönetimine girerken, yeni sömürgeci patronlar, Kars’› tama-
men Ermenilere b›rakt›lar. Ayn› zamanda, Ermeniler, Müslüman Nahc›van’› iflgal ettiler. Nisan 1919’da
genç Ermenistan Cumhuriyeti, en güçlü durumuna geldi. Son hedef, Kars’›, (Karadeniz’e ç›k›fl sa¤layacak
olan) kuzeydeki Trabzon’un iflgaline köprübafl› olarak kullanmak ve daha sonra da Adana’dan kuzeye
do¤ru ilerleyen Frans›z-Ermeni iflgal kuvvetleriyle birleflmekti. Bu, (Paris Bar›fl Konferans›’nda yüksek
sesle istenen) Karadeniz’den Akdeniz’e kadar uzanan “Büyük Ermenistan”›n gerçekleflmesi demekti.
Ermeniler say›ca en kalabal›k duruma geldikleri zamanlarda bile, bölge nüfusunun sadece 1/6’s›n›
oluflturmufllard›r. En kalabal›k olduklar› Van ilinde bile, nüfusun sadece 1/3’ü Ermeni idi. Peki ne oldu?
Kars; Erzurum ve Sivas, Bat›’da Trabzon ve güneyde Adana’ya devam etmesi planlanan iflgalin bafllang›ç
noktas› oldu. Ermenilerin bu planlar›, Mustafa Kemal’in ihtiyatl› dehas› ve Kâz›m Karabekir’in askeri
zekas›n›n birleflmesi sonucu bozuldu.
ERICH FEIGL
126

KARS’IN KURTULUfiU VE ERMEN‹ YAYILMASININ SONU

1920’de A¤ustos’un ilk, EylüI’ün son günlerinde, Bakü’de, Uluslaras› bir ça¤r› ile, “Do¤u Halklar›
Konferans›” düzenlendi. Bu kongrede, Kafkasya halklar› ve Kafkasya ve çevresinde yaflayan Türki toplu-
luklar›n oluflturdu¤u birleflik bir cephe ortaya ç›kt›. ‹rili ufakl›, temsil edilen bütün afliret ve etnik gru-
plar›n ortak bir dürtüsü vard›: Ermenistan korkusu. Sovyetlerin de, Rusya Ermenistan›’n›, kendi kontrol-
leri alt›na almak gibi bir hedefleri vard›; t›pk› Beyaz Çarl›k döneminde oldu¤u gibi. Sonuçta Ermeniler
için de¤iflen bir fley olmad›.
Hesaplanamayacak miktarda Müslüman ve Ermeni kan› akt›ktan sonra, Ermeniler – eskiden olduklar›
yere – ba¤›ml› veya baflka bir flekilde – geri ad›m att›lar. Tek fark, flimdi Çar’›n de¤il, Rus Bolfleviklerin
hakimiyeti alt›nda olmalar›yd›. Bu s›rada, uluslararas› cephede, genç Ermenistan Cumhuriyeti bütün
güvenirli¤ini kaybetti. Gürcü ve Azeri komflular›yla yapt›klar› ard› arkas› kesilmeyen savafllar, “silahs›z,
bar›fl amaçl› flehit” kand›rmacas›n› ortadan kald›rm›flt›. Bu kand›rmacay› olufltururken, Ermeni
ba¤nazlar, on y›llarca süren terörist sald›r›lar›n› dünyaya unutturmada büyük beceri sergilediler. Bir
zamanlar, terörist gruplar› yöneten ayn› Taflnaklar flimdi (daha küçük de olsa) bütün bir devlet mekaniz-
mas›n› idare ediyorlard›. Yenilip geri çekilmeleri gerekirken, 30 Haziran 1920’de Oltu’ya topçu sald›r›s›
düzenlediler.
8 Temmuz’da Dü¤ün Tepe’yi ele geçirdiler ve birkaç gün sonra Cambar’a girdiler. Hemen sonra gözleri-
ni, Nahc›van ve Ka¤›zman’a diktiler ve Kulp’a kadar ilerlediler.
Dikkatli ve itinal› bir haz›rl›k döneminden sonra, Kâz›m Karabekir, Eylül 1920’de karfl› sald›r›y› bafllatt›.
Türklerin elinde sadece eski moda, ikinci el silahlar vard› ve hiç hava gücü yoktu.

Nisan 1919’da Ermeniler, ‹ngilizlerin yard›m›yla Kars’› iflgal ettiler ve buray› Anadolu’daki sald›r›lar›n›n merkezi haline
getirdiler. Amaçlar›, Trabzon ve Adana üzerinden iki denize ç›k›fl elde etmekti. Bu “Büyük Ermenistan’›n” Karadeniz’den
Akdeniz’e kadar yay›lmas› anlam›na geliyordu. Ermeniler bu bölgede her zaman az›nl›k durumunda olmufllard›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
127

Ermenilerin küçük bir hava filosu vard›. 29 Eylül’de


Türkler Sar›kam›fl’› geri ald›lar ve 1 Ekim’de, Kars’›n
seksen kilometre güney-do¤usundaki önemli bir kale
olan Ka¤›zman’a ulaflt›lar. Kars’taki sald›r›lar, 27
Ekim’de bafllad› ve üç gün sonra kale, tüm ganimet-
leriyle birlikte Türklerin elindeydi. Al›nan esirlerin
aras›nda kabineden bir bakan, üç general, alt› albay ve
on iki vali vard›… Ele geçirilen Ermeni savafl bakan›,
Aratov, sonunda Karadeniz ve Akdeniz’e aç›lman›n –
çok flükür ki kanl› olmayan – bir hayal oldu¤unu
anlam›flt›…. Birkaç gün sonra Türkler Gümrü’ye ulaflt›
ve 6 Kas›m’da ateflkes istediler.
Maalesef, çat›flmalar k›sa bir süre daha sürdü ama 1920,
2 Aral›k’›, 3 Aral›k’a ba¤layan gece bar›fl sa¤land›:
antlaflma Gümrü’de imzaland›. Üç ay sonra, Gümrü
Antlaflmas›, Moskova’da tekrar imzaland›. Bu sefer,
Sovyet Rusya’n›n da anlaflmada söz hakk› vard›.
“Moskova Antlaflmas›”nda ad› geçen ülkeler,
Ermenistan ve Gürcistan davet edilmediler veya Kâz›m Karabekir Pafla

fikirlerine müracaat edilmedi. Bir kez daha Rusya’n›n


tebas› olmufllard›.
‹lginç bir not olarak belirtmekte yarar var ki, Gümrü Antlaflmas›, sadece Moskova’da de¤il, Büyük
Millet Meclisi’nin onay›ndan sonra, 22 Eylül’de 1921’de Kars’ta da imzalanm›flt›r. 26 Eylül 1921’de,
Kafkasya ülkeleri aras›ndaki genel bar›fl görüflmeleri Kars’ta bafllad›. Rus delegasyonun yan› s›ra,
Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’dan da temsilciler vard›. Türkiye’yi Kâz›m Karabekir temsil etti.
Müzakereler 13 Ekim’e kadar devam etti ve sonra bir antlaflma daha imzaland›. O gün, nihayet, savafl
yorgunu Do¤u Anadolu-Kafkasya bölgesine bar›fl gelmiflti.
Baz› küçük Ermeni terörist sald›r›lar› d›fl›nda, sa¤lanan bu bar›fl, 2. Dünya Savafl›’n›n tehlikeli
flartlar›nda bile devam etti. 2. Dünya Savafl›’nda sonra, Sovyetler Birli¤i, daha önceki Çarl›k dönemi gibi,
Kars ve Do¤u Anadolu’yu ele geçirmeyi denemek istedi. Çok flükür ki, 1915’deki trajik olaylar› hâlâ çok
net bir flekilde hat›rlamakta olan bölge halk›, yeni bir savafltan kurtuldu.
“13 Ekim 1921” tarihli Kars Antlaflmas›, (hâlâ de¤iflmemifl olan) s›n›rlar›n geçerlili¤i ve bu antlaflmaya
uygulanacak di¤er antlaflmalar›n hükümsüzlü¤ü ile ilgili detaylarla doludur. (Sevr ve Lozan Bar›fl
Antlaflmas› bile, Kars Antlaflmas›’n› etkilememifltir.) Antlaflmada – Ermenistan taraf›ndan bile – yasal
olarak imzalanan bir madde vard›r:
Madde 15: Bu antlaflmaya imza koyan hükümetler (Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Ermenistan Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Türkiye) di¤er taraf›n savafl s›ras›nda
iflledi¤i suçlar ve sald›r›lar için genel aff› kabul etmifltir... Ve Ermeniler, asl›nda, Ermenilerin kendileri verdik-
leri bilgilere dayanarak, A¤ustos 1914’ten itibaren “fiili savaflç›” idiler. Gerçekte, Ermeni “halk›n liderleri”
Rusya’n›n yard›m›yla, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu etkisiz duruma getireceklerini düflündükleri 1878’den beri
“fiili savaflç›” idiler.
ERICH FEIGL
128

GÜNEY CEPHES‹’NDE BENZER B‹R TRAJED‹

1915’de Mufl ve Van’daki ölüm saçan Ermeni ayaklanmalar›, ‹mparatorluk s›n›rlar› içinde, Osmanl›’ya
karfl› baflka bir cephe açmak anlam›na geliyordu. Bu flartlar alt›nda, Osmanl› hükûmeti, Anadolu’nun
tehdit alt›ndaki bu bölgesini savunman›n yolunu, Ermenileri baflka bir yere sürmekte buldu. Yüzbinlerce
Ermeni Suriye’ye sürüldü. Mondros Mütarekesi sonuçlan›r sonuçlanmaz, bu insanlar evlerine geri dön-
meye bafllad›lar. Art›k, amaçlar› yeni bir Kilikya Ermeni devleti kurmakt› ama bu devleti kurmak iste-
dikleri bölgede, daha önce oldu¤u gibi savafltan sonra da az›nl›k durumundayd›lar. Savafl›n tâli detayla-
r›na daha fazla girmek mümkün olmad›¤› için, tek bir olay› anlatmak yeterli olacakt›r. Bu olay, hat›rlan-
mak istenilen – ve de baflar›lan(!) – “Haçl› gelene¤i” kampanyas›n›n boyutlar›n› anlatmaktad›r.
Frans›z-Ermeni iflgalciler, Türkler taraf›ndan geri püskürtüldükten sonra, Mersin ve Toroslar, Frans›z-
Ermeni yönetimini istemeyen sahiplerinin eline geçmifl oldu. Ermeni fanatiklerden oluflan bir çete, Sey-
han ve Ceyhan nehirleri aras›ndaki bölgeyi “özerk yönetim” ilan etmeye karar verdiler.
Bu saçma operasyonun lideri Mihran Damatyan gözden düflmüfl bir teröristti. ‹lk kanl› tac›n›, Sasun’daki
isyanlar› k›flk›rtt›¤› için alm›flt›.
Frans›zlar onu eski günlerine geri getirmek istediklerinden, 5 A¤ustos 1920’de “Ba¤›ms›z Kilikya Ermeni
Devleti”ni ilan etti. Bir avuç kanl› sad›k takipçisiyle, terörist bir sald›r› ile Adana Vilayet Kona¤›’n› iflgal etti.
(Sanki Kilikya’da böyle bir fley varm›fl gibi) “Ermeni Ulusal Delegasyonu”nun temsilcisi olarak, kendini
“Fransa garantörlü¤ünde Ermeni valisi” ilan etti. Bu talihsiz saçmal›k, Frans›z komutan ondan ve “hü-
kümetinden” bu “saçma komedi”yi bir an önce bitirmesini isteyince bir saat sonra sona erdi.
Frans›zlar, Kilikya maceralar›na k›sa bir sürede son verdiler.
11 Aral›k 1918’de, dört yüz Ermeni’den oluflan bir Frans›z taburu, Musa Da¤› ve Zeytun civar›ndaki
Ermeni isyan›n›n meflhur bölgesi olan Dörtyol’u iflgal ettiler.
20 Ocak 1920’de Frans›zlar Marafl’tan çekilmeye bafllad›lar. (6 fiubat’ta ‹stanbul’daki patrik, Paris’e iki
bin Ermeninin Türkler taraf›ndan “katledildi¤ini” söyleyen bir telgraf çekti ve 25 fiubat’ta Reuters, tüm
dünyaya, Marafl’ta 70.000 Ermeninin Türkler taraf›ndan kesildi¤ine dair bir haber geçti…) fiuras› bir
gerçek ki, durum, Reuters’in satmaya çal›flt›¤› dedikodulara hiç benzemese bile, Türkiye’nin güneyindeki
savafl, savafl zaman›nda at›lan geleneksel iftiralarla özel bir savafl karakterine bürünüyordu.
Savafl, en iyi flartlarda donanm›fl Ermeni birlikler ve Ankara’daki hükümet taraf›ndan yeni kurulan Türk
birlikleri aras›nda oluyordu. Türkler ekipman ve ulafl›m eksikliklerini, vatan aflklar›yla telafi ettiler. 20
Ekim 1921’de, Türk hükümetiyle, Fransa’y› temsilen M. Frankli Bouillon aras›nda bir antlaflma imzalan-
d›. Bu antlaflma, Frans›z birliklerinin kay›ts›z flarts›z geri çekilmesini gerektiriyordu.
1918’de Kilikya’ya geri gelen Ermeni nüfusunun büyük ço¤unlu¤u, geri çekilme s›ras›nda Frans›zlara
kat›ld›. Bu, Türkiye’nin güneyindeki Ermenilerin, Türk toplumunun k›ymetli bir parças›n› oluflturmas›na
ve Anadolu’nun her yerinde hofl karfl›lanacak olmas›na ra¤men gerçekleflmifltir.
Bütün olgular, Ermenilerin Kilikya’dan kitle halinde göç etmesinin, tek bir amaç do¤rultusunda plan ve
programland›¤›n› göstermektedir.
Birileri, “aptal ve beceriksiz Türkler”e, Ermeni elementi olmadan bir fleylerin “ifllemeyece¤ini” ispatla-
mak istemiflti. Ticaret – özellikle uluslararas› ticaret – kal›c› olarak ellerinden gidecekti.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
129

Anadolu – Orta Do¤u Medeniyeti’nin bir merkezi. Elaz›¤


yak›nlar›ndaki Keban Baraj›, F›rat’›n sular›n› tutarken, Keban
Gölü’nün hemen güney do¤usunda Dicle akmaktad›r. Arkeologlar
bölgede, Asya’dan gelen ve Urartu kültürüyle yak›n ba¤lar› olan,
Anadolu’da do¤up Kafkasya ve ‹ran’da yay›lan Hurrian kültürüne
ait, erken bir neolotik kültürün izlerini bulmufllard›r.

Ama tam tersi oldu.Eski Osmanl› ‹mparatorlu¤u


üzerine kurulan devletlerde yüzbinlerce yetenekli
Ermeni bulunmaktad›r. (1915’te göç etmediler;
sürekli dolafl›yorlard›). Ancak, bu di¤er ülkelerin
hiçbiri, Türkiye’de gerçeklefltirilen baflar›yla
k›yaslanamaz.
Sadece Türkiye, onu bar›fl dolu bir gelece¤e götü-
recek olan bar›fl dolu bir mevcut durum yaratabil-
di. Di¤er ülkeler, özellikle Suriye ve Lübnan, kan
gölü ve terör içine batt›lar. Van kap›s›. Gümrü, Kars ve Moskova Antlaflmalar› (1920 ve
Lübnan’dan söz aç›lm›flken: 1921) Do¤u Anadolu’daki Türk hakimiyetini sa¤lamlaflt›rm›flt›r.

Kilikya’daki Frans›z baflkomutan›,


ERICH FEIGL
130

General Dufieux, ünlü bir Türk düflman› idi. Son ana kadar, tek bir Türkle bile temasa geçmekten kaç›n-
d›. Adana’dan 24 Kas›m 1921’de ayr›ld›. Ayr›lmas›ndan hemen önce, Frans›z savafl mezarl›¤›n› ziyaret
etti ve çelenk b›rak›rken ac› bir biçimde flöyle dedi: “Kanlar› bofl yere ak›tan Frans›z askerlerine”.
Lübnan’daki terörün ve felaketin kurbanlar›n› hat›rlamak isteyen tüm Frans›zlara bu sözleri hayalen söy-
lemifl olabilir. Zaman içinde, Lübnan’da yay›lan anlafl›lmaz terör dalgalar› Fransa ve Paris’e, say›s›z ma-
sum kurban› hedef al›r bir flekilde ulaflt›. Asl›nda hepsi, Fransa’n›n, Ermeni terörüne göz yummak ve
hatta destek vererek Osmanl› ‹mparatorlu¤u ve Suriye ve Lübnan üzerinde güç ve etki sahibi olabilece¤i
düflüncesine dayanan Frans›z politikas›n›n özel kurbanlar›yd›.
Bu arada, Paris’te birçok masum Frans›z vatandafl›n›n ölümüne sebep olan say›s›z Ermeni bombas› pat-
lad›. Bu bombalar›n ço¤u, bir zamanlar, Osmanl› ‹mparatorlu¤u üzerinde hakimiyet kurabilmek için,
Frans›zlar›n yapay bir flekilde ortaya ç›kard›¤› Lübnan’dan gelmiflti.
Ermeni teröristler ve yandafllar›, Lübnan’daki trajedi ile hiçbir ilgisi olmayan, Frans›zlar›n bugün yafla-
d›klar› katliam›, gecikmifl bir intikam olarak görmektedirler. Ancak, bugün Türklerin, “ödemek” zorun-
da olduklar› diyetle hiçbir alakas› yoktur. Orta Do¤u’nun bugünkü durumu için Frans›zlar’dan daha az
sorumludurlar. Hepsinin ötesinde, Frans›zlar, Ruslara, ‹ngiliz ve Amerikal› misyonerlere, talihsiz Ermeni-
leri, ifl savafl cehennemine atmada yard›m etmifllerdir…
1 Aral›k 1921 Çarflamba günü, Türk birlikleri sahile ulaflt›lar ve Adana’n›n idari otoritesi Frans›zlar’dan
Türklere geçti. Bu, Frans›z iflgalinden sonra ortaya ç›kan güney cephesindeki, talihsiz iç savafl›n sona er-
di¤i anlam›na geliyordu. Ama Türkler, bat› cephesinde hâlâ savafl›yorlard›. 15 May›s 1919’da bafllayan
iflgal ile, Yunanl›lar, Bat› Anadolu’nun yar›s›n› iflgal etmifller ve art›k gözlerini Ankara’ya dikmifllerdi.

GÜMRÜ, MOSKOVA VE N‹HAYET KARS ANTLAfiMALARI


Kâz›m Karabekir komutas›ndaki birliklerle, Ermenistan aras›ndaki çetin savafl çok y›k›c› olmufltu. Savafl
ilk olarak, Türklerin Kars’› geri al›p, Gümrü’ye ilerlemeye bafllamas›yla, Ermenilerin ateflkes ça¤r›s› üze-
rine yap›ld›. Sert müzakerelerden ve yeniden bafllayan Ermeni sald›r›lar›ndan sonra, modern silahlarla
donanm›fl Ermeni ordusu, fiahtaht› yak›nlar›nda, 15 Kas›m’da yenilgiye u¤rat›lm›flt›. Ermeniler bir defa
daha ateflkes talep etmifllerdi. Gümrü bar›fl görüflmeleri 10 gün sonra bafllad›. 2 Aral›k 1920’de Türkiye
(o zamanki ad›yla Osmanl› ‹mparatorlu¤u) ile Ermenistan Cumhuriyeti aras›nda bar›fl imzaland›. (Tam
metin, Mavi Boncuk Arflivleri ve “Bir Terör Miti” adl› kitab›mda, Kâz›m Karabekir ve Aleksandr Hatis-
yan’›n imzalar›n› tafl›r halde ‹ngilizce ve Frans›zca olarak mevcuttur).
Hâlâ geçerli olan anlaflma flu cümle ile biter: “Erivan hükümeti, Sevr Antlaflmas›’n›n geçersiz ve hüküm-
süz oldu¤unu bildirir”. Bir süre sonra, 16 Mart 1921’de, Türkler, Moskova Antlaflmas›’n› imzalad›lar.
Daha önce Ermeniler, Sovyet Rusya temsilcisi Legrand ile “ Ermenistan’›n s›n›r sorunlar›n›n çözümünde
Rusya’n›n arac›l›¤›n› kabul etti¤ini” kabul eden bir antlaflma yapt›.
Gümrü Antlaflmas›, Türkiye ile Ermenistan aras›ndaki s›n›r›, Ararat (A¤r›) Da¤›’n›n kuzey-do¤u s›n›r› da
dahil olmak üzere, net bir flekilde belirtmifltir. A¤r›, Türkiye’nin en yüksek da¤›d›r. Ancak, Sovyet Erme-
ni Cumhuriyeti, A¤r›’y› kendi s›n›rlar› içinde göstermektedir. Bu, orada bulunan bir S›rp manast›r› yü-
zünden, S›rbistan’›n, Atos Da¤›’na bayrak asmas› kadar saçmad›r.
Kars’taki son oturumda, Moskova Antlaflmas›, net bir flekilde onaylanm›fl ve 13 Ekim 1921’de, bugünkü
Türk-Ermeni s›n›r›, “tasdik” edilmifltir. Ermeniler, Ani’yi almak için her fleyi yapt›lar. Ama bofluna. O
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
131

günden sonra, Türkleri, hiçbiri do¤ru olmayan say›s›z Ermeni iddias›ndan biri olarak, bu bölgeyi tahrip
etmekle itham ettiler.
Bu flartlar alt›nda Ermenistan tipik bir flekilde, Azerbaycan’›n bir parças› olan ve halk›n›n ço¤unlu¤unu
Azerilerin oluflturdu¤u Zangezur’u iflgal ettiler ama en az›ndan Karaba¤ ve Nahc›van kurtar›labildi.
Ancak, Ermeni ve Rus güçleri, May›s 1992’de, Karaba¤ ve Laçin’i – kesin bir flekilde fakat geçici olarak
– iflgal ettiler.

ERMEN‹ – YUNAN ‹fiGAL‹’N‹N SONU


Ermenilerin, Do¤u Anadolu’daki (özellikle Van) y›k›c› isyan›, Osmanl› hükümetini, do¤u illerini koruya-
bilmek için, Anadolu Ermenilerini sürgün etmeye zorlad›¤›nda, ‹stanbul ve ‹zmir’deki Ermeni nüfusu
bunun d›fl›nda b›rak›lm›flt›r, çünkü bu bölgelerde her hangi bir tehlike ortaya ç›kmam›flt›r. 1919 ‹lkba-
har›nda, ‹zmirdekilerin de bir an önce sürgün edilmesinin herkes için iyi olaca¤›, Yunan iflgali s›ras›nda,
Türkler’e zarar vermek için ellerinden geleni yapt›klar› ortaya ç›km›flt›r. Belli bafll› Ermeniler, kendilerini,
Yunanl›lar›n ‹zmir’i iflgal ettikleri daha ilk günde, Türklere karfl› yapt›klar› sald›r›larla belli etmifllerdir.
‹zmir’deki terör tamamen kontrolden ç›kt›¤›nda, Yunanl›lar, cinayet ve ya¤malar›n önüne geçebilmek
için, kendi destekçilerine karfl› baz› önlemler almak zorunda kald›lar. Bunlar›n aras›ndan iki Ermeni pro-
vokatör idama mahkum edildi. Washington’daki “Library of Congress”te mevcut olan, Bristol
Komisyonu raporunda, bir müttefik (Bat›l›) güçleri subay›n›n durumla ilgili fikirlerini içermektedir.
‹stanbul ile ‹zmir aras›ndaki bölgede, özellikle Yalova ve Gemlik civar›ndaki Türk köylerinin, Ermeni
eflkiyalar taraf›ndan ya¤maland›¤›n› aç›k aç›k anlatmaktad›r. Bu eflkiyalar, ayr›ca gelecekte Yunanl›lar ve
Ermeniler’in hakimiyetine girece¤i için, bölgeyi Türkler’den “temizlemifllerdir”.
Daha sonra, Türk delegasyonunun baflkan› bu olaylar›, Lozan Bar›fl Konferans›’nda dile getirdi¤inde hiç
kimse aksini iddia edemedi. Yunanl›lar›n Türklere beklenmeyen sald›r›s›, Bat› Anadolu’yu iflgal amac›yla
15 May›s 1919’da bafllad›. Sonunda, - iki bin y›l sonra (!), “Büyük Yunan ‹mparatorlu¤u, uzun
zamand›r Türk topra¤› olan Anadolu’da yeniden ortaya ç›kacakt›. Bat›l› güçler, Yunan maceras›na
büyük destek verdiler. Ama bu, bu megolamaninin kurbanlar›na karfl› seyirci kalacaklar› anlam›na
gelmiyordu. Bu, k›sa bir süre içinde Yunan ve Ermeni mültecilerinin kaderiyle aç›kça ortaya ç›kt›.
Ermeni iflgali, en geliflmifl silah ve s›n›rs›z para deste¤inde devam edip Haymana’ya – Ankara il s›n›r›na –
kadar devam etti. Bu noktada, iflgal Anadolu Türklü¤ünü tehdit eder hale gelmiflti. Savafl meydan›ndaki
top sesleri Ankara’da duyuluyordu. Hükümet teslim olmay› de¤il, Sivas’a tafl›nmay› düflünüyordu.
Ancak, Yunanl›lar, kapasitelerini çoktan aflm›fllard›. Ankara’da önlerinden bafllayarak, Türkler, tedricen
ilerlemeye bafllad›lar. 21 A¤ustos – 2 Eylül 1921 aras›ndaki 11 günlük savafltan sonra, Yunan
sald›r›lar›n› Ankara d›fl›na tafl›may› baflard›lar. Türkler, Yunanl›lara karfl› bat›ya do¤ru ilerliyorlard›.
Türkler, yal›n ayak ve yetersiz donan›ml›yd› ama zaferi kazanan taraf oldular. Frans›zlar, gelgitin tersine
döndü¤ünü hemen anlad›lar ve Ankara ile iyi iliflkiler kurma telafl›na girdiler.
D›fliflleri Bakan›, Henri Franklin-Bouillon, gelecekte müzakere edilecek taraf›n, hâlâ güçsüz bir
hükümetin varl›¤›n› devam ettirdi¤i ‹stanbul’da de¤il, Ankara oldu¤unu bilerek hemen Anadolu’ya geldi.
Fransa yeni Türk “Milli Misak”› kabul etti ve ayn› zamanda Sevr’in maddelerini geçersiz ve hükümsüz
sayd›klar›n› belirtti. Bu Fransa, bütün güçlerini Ermenileri savafla ve terörizme tahrik etmek için kul-
lanan Fransa idi. Ama art›k Osmanl› için hedefleri de¤iflmifl ve bu yolla sonuç alamayacaklar›n›
ERICH FEIGL
132

anlam›fllard›. “Ermenilerin amaçlar›” bir gecede unutuldu t›pk›, flans›n›


zorlayan “Büyük Yunan ‹mparatorlu¤u” gibi. A¤ustos 1922’de, itinal›
bir haz›rl›k döneminin ard›ndan, Türkler Yunanl› iflgalcilerine sald›r›ya
geçtiler.
Bu arada, Yunanl›lar, Anadolu’da kirpi savunmas› kurmufllard› ve her
fleylerini “zafer”e ba¤lam›fllard›. Kral Konstantin, 13 Haziran 1921’de, Ana-
dolu’daki savafl tiyatrosunu ziyaret etti. Sembolik anlamlar tafl›yan bu
hareketle, Haçl› ordular›n›n, yüzy›llar önce ayak bast›klar› k›y›lara ayn›
yerden ayak bas›yordu (ama nafile). 2 Eylül 1922’de, Türk ordular›,
Eskiflehir’i Yunanl›lar’dan kurtard›. Bir hafta sonra, Yunanl›lar›n ayr›l-
madan önce atefle verdi¤i Manisa’ya ulaflt›lar. K›sa bir süre sonra ‹z-
mir’de de ayn› fleyler olacakt›. Türklere “yanm›fl bir dünya”dan baflka
bir fley b›rakm›yorlard›. Mustafa Kemal’in komutas›ndaki güçler, ‹z-
mir’e girmeden k›sa bir süre önce, flehrin Ermenilerin bulundu¤u kesi-
minde büyük bir yang›n ç›kt›. fiehrin hemen hemen yar›s› demek olan
25.000 bina kül oldu. ‹tfaiyeciler, çaresiz bir flekilde oradan oraya kofl-
turup su arad›lar. Su sarn›çlar› bofltu, yang›n hortumlar› kesilmiflti ve
su sistemi tahrip edilmiflti.
Bu “soyk›r›m”, antik dünyan›n kuruldu¤u topraklardaki en büyük yan-
Yunan iflgalinin korkunç sonu: Alevler
içindeki ‹zmir’den kaçan insanlar.
g›n emriydi. Taflnaklar da yapm›fl olabilirler. E¤er böyleyse (1915 ‹lk-
Birçok kifli, Yunanistan ve bahar›nda) Van’da yapt›klar› ve dünyaya yay›lmas›n› istedikleri imha
Türkiye’deki evlerini kaybetmifltir.
Yunan iflgalcilerinin hesaplar›, Ermeni
hareketinin sadece ikincisiydi. Kundakç›lar, tüm dünyaya Türklerin
teröristlerinki kadar ileri gitmifltir. Anadolu’daki en büyük, en zengin ve en güzel ikinci flehri yerle bir et-
tikleri dedikodusunu, Türklerin ‹zmir’e girdikleri gün yayd›lar.
Dünya kamuoyu bu saçmal›¤› da daha önceki saçmal›klar gibi büyük
bir afiyetle yuttu. “Korkunç Türk” masal› yüzde yüz garantisi olan bir at›flt›.
11 Ekim 1922’de, galip Türkler ve ma¤lup Yunanl›lar aras›nda Mudanya Ateflkes Antlaflmas› imzaland›.
Bu antlaflma ile, ‹stiklâl Savafl›, zaferle sonuçlanm›fl oldu. Hâlâ ‹stanbul’da iflgal kuvvetlerinin elinde esir
bulunan padiflah›n hükümeti zaferi tebrik etti. Bar›fl görüflmeleri, 22 Kas›m 1922’de Lozan’da bafllad›.
‹nönü savafllar›n›n muzaffer komutan› ‹smet Pafla, Türk delegasyonunun baflkanl›¤›n› yap›yordu. Kendi-
ni Anadolu’daki savafl cephelerinde ispatlad›ktan sonra flimdi mahir bir diplomat görevi üstlenmiflti. Gö-
rüflmelerin Türkler ad›na eflit geçmesi yönünde büyük baflar› sa¤lad›. Milliyetçili¤i ortaya ç›kard›. Bu
yüzden “Ermeni” kelimesini kullan›lmad› bile. Lord Curzon, en sonunda, Ermeniler konusunu açt›¤›nda
(çünkü art›k onu ilgilendirmeseler de iflgal güçlerine verdikleri destek yüzünden kendini mecbur hissedi-
yordu), ‹smet ‹nönü laf› fazla uzatt›rmad›: “Bir iç siyaset meselesi olarak, az›nl›klar›n ulusal istekleri,
kendi özgürlükleri ile ilgilidir, ama iyi bilinmelidir ki, Osmanl› ‹mparatorlu¤u, bundan daha fazla küçü-
lemez ve kendi topraklar› içinden baflka bir ba¤›ms›z devlet ç›karmas› söz konusu de¤ildir. Milliyetçilik
prensibi, her yerde eflit bir uygulamaya ulaflana kadar, içinde makul say›da gayri Türk bulunan Osmanl›
topraklar›n›n ba¤›ms›zl›¤› için tasarlanan ayr›l›kç› hareketler hakl› görülebilir. Marsilya’daki Yunanl›lar,
nas›l ba¤›ms›z veya anavatanlar›na ba¤l› bir Yunan devleti kurmay› düflünemiyorsa, Türkiye’deki Rum-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
133

lar veya Ermeniler de, Türkiye’de üzerinde benzer


isteklerini hakl› gösteremezler”.
Yunan Baflbakan, Venizelos da konuflmas›nda Er-
meni konusuna de¤inmeyi düflünmüfltü. Yunan ifl-
gali s›ras›nda Anadolu’nun kan gölüne dönmesin-
den ve daha sonraki sorumlu olan bu adamd›.
(Bütün iltica trajedisinin sorumlusu da o idi.) ‹s-
met ‹nönü ona cevab›n› verdi:
“Hiç flüphe yok ki, Venizelos, Anadolu’nun iflgal
edilmesinin Ermeniler için yeni bir sefaletin sebebi
oldu¤unu görmezden geliyor. Bu zavall› toplum,
Yunan ordusunun saflar›na kat›lmaya zorlanm›fl-
t›r… Ermeniler cepheye gitmeye ve Türklere karfl› 15 May›s 1919: Yunanl›lar Anadolu’yu iflgal ettiler. Ayn› gün, tam
savaflmaya zorlanm›fllard›r.” donan›ml› ilk birlikler, Bat› Anadolu’yu Ankara kadar iflgal edip,
“megali idea” dedikleri hayalleri, “Büyük Yunan Krall›¤›’n› gerçe-
Yenilgiden sonra birçok ya¤malama oldu. Dahas›, ¤e dönüfltürmek amac›yla ‹zmir’e ç›kt›lar. May›s 1920’de Bursa’y›,
Yunan yetkililer bunlar› Ermeniler yapt›, diye gös- Temmuz 1920’de Edirne’yi iflgal ettiler. Asl›nda, ‹ngiltere ve Fran-
sa’n›n yard›m›yla, Ankara önlerine kadar geldiler ama sonunda ‹s-
terme çabas› gösterdiler. Sonra, Yunanl›lar Ana- met ‹nönü ve kahraman askerleri taraf›ndan yenilgiye u¤rat›ld›lar.
dolu’yu terk edince, Ermenileri de beraberlerinde
sürüklediler. Kabul etmek gerekir ki, dünyada Er-
menilere ac›ma cüretini gösterecek en son hükû-
met, Ermenilerin bafl›na bu kadar bela açan Yu-
nan hükümetidir.”
Lord Curzon, “bir zamanlar Anadolu’da yaflam›fl
olan üç milyon Ermeni” z›rvas›ndan bahsetmeye
bafllad›¤›nda, ‹smet ‹nönü flöyle cevap verdi: “Ta-
rihin hiçbir döneminde Anadolu’daki Ermeni nü-
fusu üç milyon olmam›flt›r”. (1. Dünya Sava-
fl›’ndan önce say› bir buçuk milyondur.) ‹nönü,
Ermeni ihtilal komitelerinin, Kilikya Ermenilerini,
memleketlerini terk edip, Suriye’deki Frans›z güç-
lerine kat›lmak için zorlad›¤›n› ac› bir flekilde be-
lirtti. Zorla yap›lan böyle büyük bir göçün ar-
9 Eylül 1922. Türk ordusu, ‹zmir’e girdi. Bir gün önce Ermeniler
kas›ndaki itici güç, Türk ekonomisinin, Ermeni flehri atefle verdiler. Türkler’in hâlâ ayakta olan antik bir kent ve
altyap›s› ve Ermenilerin uluslararas› ticaret tecrü- mükemmel bir liman› de¤il bir kül y›¤›n› ele geçirmelerini istediler.
(Almanlar da Rus topraklar›ndan 1944/45’de geri çekildiklerinde,
besi olmadan tamamen çökece¤i inanc›yd›. Bu arkalar›nda “kavrulmufl bir dünya” (verbrannte Erde) b›rakm›fl-
inanç, k›sa bir süre içinde gerçekler taraf›ndan çü- lard›.) Bu çok basit bir gerçektir ve (Cicero’nun Lucius Cassius’a
sordu¤u) eski bir sorunun cevab›d›r: Kimin yarar›na? (Cuibono?)
rütüldü. ‹nönü’nün belirtti¤i gibi, “6 Ocak
1923’te Ermeniler ayakland›klar›nda, Ermenilerle
ilgili tüm sorumluluk Bat›l› güçlerindi. Ermenileri
Türkiye’ye karfl› k›flk›rtan ve politik bir alet olarak
ERICH FEIGL
134

kullanan, Bat›l› güçlerdi. Ermenileri açl›¤a, salg›n


hastal›¤a ve en sonunda da göçe sürükleyen
Bat›l›lard›. Bu yüzden bizi suçlayamazs›n›z. E¤er
Ermenilere bir ödeme yap›lacaksa, bunu siz
yap›n!”
Bu dramatik günden sonra, Bat›l›lar›n vaadlerine
kanan, talihsiz Ermenilerin konusu bir daha kon-
feransta aç›lmad›.
Ruslar, San Stefano ve Berlin’de (1878) bir Ermeni
maddesi ekleterek fleytani bir bahane
yaratm›fllard›. “Ermenistan” ve “Ermeni” kelime-
si, Lozan Antlaflmas› metninde yer almad›¤› için, Eski ‹zmir: Bütün dinlerin, ›rklar›n flemsiyesi: herkes için mükem-
mel bir liman. Bunlar, Türk, Ermeni, Yahudi ve say›s›z yabanc›
bu fleytani bahane de ortadan kalkm›flt›. Bu ifladam›n›n mutlu ve müreffeh bir hayat sürdü¤ü Osmanl› ‹zmi-
Türkiye’de ve Türkiye’deki di¤er insanlar gibi ayn› ri’nin mutlu ve müreffeh günleriydi. 1915 ‹lkbahar›ndaki kargafla
s›ras›nda, ‹zmir’den kimse sürgün edilmedi; Osmanl› yetkilileri,
hak ve sorumluluklarla yaflamaya devam eden yar›s›na yak›n› Rum veya Ermeni kökenli olan 200.000 civar›nda-
ki vatandafllar›n›n sadakatine inan›yordu.
Ermenilerin lehineydi.
24 Temmuz 1923’te, taraflar Lozan Anlaflmas›’n›
imzalad›. Ermeni delegasyonu, zaten Lozan’› 2
fiubat’ta, “müttefikleri”nin çaresizli¤in ve
çabalar›n›n ifle yaramayaca¤›n› anlad›klar›nda terk
etmifllerdi. Eksik kalmamas› için belirtmemiz
gerekir ki, Rusya Ermenistan›’n›n kontrolünü,
“Sovyet Sosyalist Ermenistan Cumhuriyeti, 29
Kas›m 1920’de kuruldu¤undan beri elinde bulun-
duran Sovyet Rusya – d›fliflleri bakanlar› Chicherin
vas›tas›yla – Volga veya Sibirya’da “Ermeniler için
ulusal bir fuaye”den bahsetmekteydi. 1930’larda, Ölümünden 50 y›l sonra bas›lan bir Yunan pulu (1986). Yeni – ya-
ni eski – flartlar alt›ndaki portre daha iyi anlat›lamazd›: Venizelos,
Stalin, Türklerin anayurdu Altay bölgesine,
bafl›nda bir Ermeni papaz flapkas› tafl›yor. Ne tuhaf tesadüf veya
Ermenileri büyük gruplar halinde yerlefltirdi¤inde, tarihi bir iflaret. (fiöyle bir hat›rlayal›m: günümüzde, Öcalan’›n
kanl› PKK’s› ile katil ASALA iflbirli¤i yap›yor).
bu sinizmi korkunç bir gerçe¤e dönüfltürdü.
Ermeni trajedisi ile ilgili olarak genellikle önem-
senmeyen bir fley vard›r – Lozan Antlaflmas›’n›n de¤ifltirilmifl ve art›k Türkiye’ye geri gelmek
31. Maddesi. Bu maddede, Osmanl› ‹mparator- isteyen Ermeniler için biçilmifl kaftand›. Bu madde
lu¤u’nun bütün eski vatandafllar›n›n, yeni uyar›nca, bir zamanlar Osmanl› vatandafl› olan
ba¤›ms›z devlet olarak Türkiye’de iki y›l içinde bütün Ermeniler, di¤er Türk vatandafllar›yla ayn›
Türk vatandafl› olaca¤› flart› vard›r. 31. Madde, hak ve sorumluluklar ile, bir Türk vatandafl›
do¤al olarak, savafl s›ras›nda yer de¤ifltirmifl veya olarak 24 Temmuz 1925’e kadar Türkiye’ye
– herhangi bir sebepten – savafltan sonra Türk gelmeliydi. Özellikle, do¤u Anadolu’daki isyanlar-
topra¤›ndan bulunmayan bütün Osmanl› dan sonra Ermenilerin hiçbir zaman Osmanl›
Ermenilerine uygulanm›flt›r. 31. Madde, yerleri ‹mparatorlu¤u d›fl›na ç›kart›lmad›¤›, sadece ‹mpa-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
135

ratorluk s›n›rlar› içinde daha tehlikesiz bölgele- Housepian’›n hikayesi tamamen yalanlar dolu, tarihi gerçekler-
le hiçbir ilgisi olmayan bir örümcek a¤› gibi: Eylül 1922’de,
re gönderildikleri gerçe¤i ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda,
Türkiye’nin devrimci muzaffer lideri, Mustafa Kemal’in
bütün “kovma” iddialar›n›n hiçbir temeli yok- (Atatürk) birlikleri, müttefik güçlerin 27 savafl gemisinin – 3
tur. Amerikan destroyeri de dahil – gözleri önünde nüfusunun ço¤u
H›ristiyan olan Smyrna (‹zmir) flehrine girdi. Türkler hemen
ya¤ma, tecavüz ve iflkencelerine bafllad›lar ve Türkiye ile olan
“Sonunda Türkiye ile Bar›fl Yap›ld›” petrol ve ticaret iliflkilerini bozmak istemeyen Bat›l› güçler ses-
Lozan Bar›fl Konferans›’ndaki “lider kiflilik- sizliklerini bozmad›lar ve müdahale etmediler. Daha sonra
Türkler, efsane flehri atefle verdiler ve tamamen yerle bir ettiler.
ler”in alt›nda bu manflet var. Bunu, Bat›l› güçlerin sözsüz göz yummas›yla bunlar›n ört bas
‹tilaf Devletleri, Yunanistan ve Türkiye aras›n- edilmesi takip etti. 1923’de Smyrna (‹zmir) öldü ve tarihin
haf›zas›ndan ç›kart›ld›.” Tarihin haf›zas›ndan ç›kar›lmak m›?
da imzalanan anlaflma, 24 Temmuz 1923’te ‹zmir, c›v›l c›v›l faaliyetleri, ekonomik gücü, NATO üssü, mo-
Lozan’da tasdik edildi. (Sa¤daki üçüncüden dern liman› ve Orta Do¤u’nun en önemli fuar›na yapt›¤› ev
bafllayarak s›ras›yla) delegeler: Alexander Stam- sahipli¤i ile büyüyen bir flehirdir.

boliyski (Bulgaristan), General Pellé (Fransa),


‹smet Pafla (‹nönü, Türkiye), taraf gözlemci ‹s-
viçre Federal Baflkan› Scheurer, Sir Horace
Rumbold (Büyük Britanya), M. Diamandy (Ro-
manya), di Garriona markisi (‹talya) ve Büyü-
kelçi Ochiai (Japonya). En solda, imza koyma-
yan, S›rp, H›rvat ve Sloven Krall›¤› delegesi.
Türk delegasyonu, ‹smet Pafla’n›n sa¤görülü,
becerikli ve kendinden emin liderli¤i sayesinde,
anlaflmadan efli görülmemifl bir sonuç ç›karm›fl-
t›r. Bu sonuç, onun kendini hakir de¤il, eflit
haklara sahip taraf olarak görmesinin bir sonu-
cudur.

Ça¤dafl yorumcular onlar› Lozan Bar›fl Konferans›’n›n “Üç Büyükler”i


olarak övse de, tarihin sundu¤u arka plandan bak›ld›¤›nda, pek talih-
siz görünüyorlar: Lord Curzon, Hindistan genel valisi iken yapt›¤› gibi,
Orta Avrupa’y› istila etmifl, kendini be¤enmifl, mant›ks›z ve sald›rgan
bir diplomat. Benito Mussolini, ayn› zamanda ‹talyan baflbakan› ve M.
Poincaré meflhur savafl haini ve Rhineland iflgalcisi (Ocak 1923),
dolayl› olarak, Almanya’daki Nasyonel Sosyalizmin yükselmesinden
öncelikli olarak sorumlu tutulmas› gereken kifli.
ERICH FEIGL
136

SAVAfi’IN KANLI GERÇEK FANTEZ‹ fiEKL‹: TERÖR‹ZM


Terörizm, fantezi-savafl içinde kullan›lan bir savafl tekni¤idir. Terörizm ve fantezi-savafl, baz› insanlar›n sanki gerçekten
savafl varm›fl gibi zannetmelerine ve içindeki herkesi öldürmeye haklar› varm›fl gibi davranmalar›na sebep olan ola¤an d›-
fl› bir durumdur. Di¤er taraftan (genellikle bir ülke olan) “düflman” genelde, olup biteni bast›rmak, ilan edilen fantezi-sa-
vafl yokmufl gibi davranmak için olanlar› inkâr etme e¤ilimindedir. E¤er yetkililer, terörist düflman taraf›ndaki birini ya-
kalarsa, para yükünden kurtulmak için mümkün olan en k›sa sürede onu serbest b›rakarak bu sorundan kurtulmaya çal›-
fl›rlar. Fransa, bu tip davran›fllar›, özellikle Ermeni teröristlere sergilemek aç›s›ndan flafl›rt›c› bir örnektir.
Bu fantezi-savafl için, en az iki, iyi organize olmufl grup gerekir. (Bu yüzden ülkeler
sanki organize olmam›fl gibi davranmak yolunu seçerler.) Bu savaflta yer alan devlet,
(kaanatini güçlendirmek için, yaflama, özgürlük ve ölüm, vergi toplama ve hatta
medyay› etkilemek demek olan tam yetkili) hükûmetin belli bafll› davran›fllar›n› be-
nimseyen büyük ya da küçük teflkilat›n sald›r›lar›na maruz kalm›fl bulur.
Terörist gruplar, “egemenlikleri” ve tan›nmas›n› istedikleri kanunsuzluklar› ad›na en
i¤renç suçlar› ifllerler. Teröristlerin fantezi-savafllar›, bir taraf›n yenilmesi, ço¤u za-
man devletin y›k›lmas› veya i¤rençliklerinin on y›llarca – ya da Ermeni teröründe ol-
du¤u gibi yüz y›ldan fazla bir süre – devam etmesi demek olan sonuçlarla biten
“gerçek” savafllara yol açabilir.
Ermeni terörist gruplar› gibi organizasyonlar›, belli bir “sevgi nesnesine” karfl› duyu-
lan kendilerine özel “sevgi ba¤›” ile karakterize edilebilir.
Ermeni teröristler, böyle bir fley iki yüz y›l önce çok k›sa bir süreli¤ine ve tarih bo-
yunca hiçbir zaman bir Ermeni ço¤unlu¤un yaflamad›¤› bir bölgede gerçekleflmifl olsa
da, büyük bir Ermeni devleti istiyorlard›. Bunun yan›nda, hiç de dedikleri flekilde ol-
mayan baz› tarihi hadiselerin öcünü almak istiyorlard›. ‹flte bizim ele ald›¤›m›z fley,
bu mant›ks›z güdü ve di¤er terörist gruplarla k›yasland›¤›nda en az›ndan gerçe¤in ve
tarihi donan›m›n az da olsa izlerini tafl›yan tehlikedir.
Teröristler – özellikle Ermeni teröristler – bizim aram›zda yafl›yorlar ve kendi alt kül-
türlerini, kendi de¤er sistemiyle birlikte kuruyorlar. Her zaman yeni mürtedler ar›-
yor, kendi terörist kiliselerini, Ermeni Ortodoks bir kilisesine veya baflka bir bar›flç›l
Ermeni teflkilat›na tercih edecek olanlar› gözlerine kestiriyorlar.
Ermeniler normalden daha zeki olan insanlard›r ve çok çal›flarak ve kabiliyetleri sa-
yesinde, normalin üstünde gelir ve e¤itim flartlar›na kavuflurlar.
Bu sebeplerden dolay›, Ermeni teröristlerin eline geçen kadrolar, gözle görülür etkin-
likleriyle hemen kendilerini belli ederler. ‹fllerini o kadar iyi yaparlar ki, gazeteciler,
tarihçiler, film yap›mc›lar›, televizyon yöneticileri, Ermeni terörünü ve onun dayand›-
¤› yanl›fl kavramlar› etkileyecek güç ve bilgileri olsa da, bu katilleri engellemekten
korkar. Ana sebeplerden biri budur. Ana sebep de¤ilse, Ermeni teröristlerin yapt›kla-
r› yeni bir bombalama veya silahl› sald›r› ile ilgili her raporun sonuna eklenen stan-
dart bir sat›r neden var? Yerleflmifl bir tören gibi: “Sald›r›n›n sorumlulu¤unu üstle-
nen terörist grup, 1915 soyk›r›m›n› kabul edilmesi istediklerini belirtti”.
Bu, s›radan bir halkla iliflkiler haberinin, para yerine kanla ödenmifl halidir.
Hiç olmam›fl olan ama medyada sürekli tekrar edilen bir olay› hat›rlanan bu anlam-
PKK terörünün kurban etti¤i 30.000 s›z, bu affedilemez cümlenin ç›kart›lmas›, terörist suikastç›lara gerekli olan güdüyü
kurban, sadece PKK’ya de¤il, hamisi
ve ak›l hocas› Erivan ve Atina’y› da yok edecektir. Bu mesaj› tersine çevirmek kolay olsa da, bu merkezlerde tasarlanan
san›k sandalyesine koymufltur. terörist sald›r›lar›n devam edece¤inden emin olabiliriz. Bir insan›n varl›¤›n› devam et-
tirece¤i “normal flart”ta, biyolojik varl›¤›n› sürdürme güdüsünün önemli bir rolü
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
137

Terör “kahramanlar›”n›n resimlerinin bulundu¤u ça¤dafl Ermeni


kartpostallar. Üst s›ran›n ortas›ndaki, Osmanl› Bankas›’na yap›lan
vard›r. Ölüm ve mutlak “son” düflüncesinin bast›r›lmas›n- sald›r›n›n lideri, Papkenyan.
da baflrol oynar. Bizi kand›rmak için bin tane mekanizma
kullan›r ve sonuçta insan, her an karfl›laflabilme ihtimali
olsa bile, sanki hiç mutlak “son” yokmufl gibi y›llarca ya-
flamaya devam eder. Baz› durumlarda, ölümsüzlük düflün-
cesi veya ölümün sadece bu fani dünyadan ebedi bir dün-
yaya geçifl flekli oldu¤una dair umut (veya kesin inanç)
yard›mc› olur. Hemen hemen her insan, ölümü dehflet ve-
rici, mümkün oldu¤unca ertelenmesi gereken bir fley ola-
rak görür.
Doktorlar aras›ra bu “erteleme” ad›na insanl›¤a s›¤mayan
fleyler yaparken, papazlar, daha uzun ve ebedi hayat için
dua ederler veya ayin düzenlerler. Di¤er taraftan, terörist-
ler, ister kendilerinin ister baflkalar›n›n hayatlar› olsun,
umars›z bir davran›fl içine girerler. Öldürdükleri insanlar
yollar›na ç›kan, ortadan kald›r›lmas› gereken moloz taflla-
r›, kendi hayatlar› da, ister “Ermeni Ütopyas›” için ister –
gerçekten bir intikam sebebi olmasa bile – basit bir inti-
kam için ödemeleri gereken flerefli bir bedeldir.
Baz› istisnai durumlarda, toplum, büyük miktarlardaki
ölümlerde, ne kadar büyük olursa olsun, ona karfl› besle-
di¤i korkudan kurtulur. Bu istisnai durumda, ölüme bü-
yük bir flevkle gidilir. Dostlar ve akrabalar, kendi hayatla-
r›n› kurtarmak için mümkün olan en fazla “düflman›” öl-
dürmek için ölmeyi flerefli ve takdir edilmesi gereken bir
eylem olarak görürler – örne¤in, yolcu dolu bir uça¤›n dü- Belli Ermeni çevreleri, özellikle Amerika Birleflik Devletleri’nde,
ça¤dafl teröristleri teslim alan, 19. yüzy›ldaki dedelerinin
flürülmesi, geminin bat›r›lmas› veya bir flehrin tamamen
ruhlar›n›n yan› s›ra, ça¤dafl “kahraman” kültleri olufltururlar. Bu
yak›lmas› gibi. Bunu yapanlar onurland›r›l›r ve fleref ma- kitab›n ad› “Sessizli¤in Suçu”. Sessizli¤in gerçek suçu, kamuoyun-
dalyas› ile ödüllendirilirler. Verilen niflan ve madalyalar da büyük kitlelerin dikkatini geçen ama Ermeni teröristlerden
korktu¤u için tarihi gerçekleri söylemeyen ve Ermeni halk›n›n kötü
mezarlar›na konulur. Ölümün yaflamaktan kamusal ola-
talihine karfl› hiçbir fley yapmayan yazar ve tarihçilerin iflledikleri
rak üstün oldu¤unu gösteren fley, “savafl”t›r. Bir toplumun suçtur.
baflka bir toplumu yok etmesini, geliflmifl bir toplumun ge-
ERICH FEIGL
138

ri kalm›fl bir toplumu ezmesini makul gösteren fley “sa-


vafl”t›r. Savafltaki her bir asker, karfl› tarafta oldu¤u süre-
ce, istedi¤i kadar insan› istedi¤i gibi öldürme hakk›na sa-
hiptir, yeter ki, “karfl› taraf”ta olsun. Savafl, onurland›r›l-
m›fl savafl mahkumlar›n›n, gö¤üslerini kabartarak ne ka-
dar ölümcül olduklar›n› anlatmalar›n› mümkün k›lar. Ya-
kalanan bir terörist, terörist cepheden ele geçirilen bir ka-
til, onu yakalayanlardan “savafl esiri” muamelesi yapma-
lar›n› isteyebilir. Bunun tek sebebi, daha iyi hapishane
flartlar› de¤il, mahkum olarak tutulman›n zorlu¤u ve daha
erken sal›verilmenin artan ihtimalidir.
Her terörist, bu onun kendi fantezi-savafl› olsa da, asl›nda
(nesnel olarak) savafl›n içindedir. Durumu gerçek bir sava-
fla tafl›mak için, en az›ndan s›n›rl› da olsa bir egemenli¤e
sahip, en az iki taraf›n varl›¤› gerekmektedir. Ayr›ca, ta-
raflardan en az biri “düflman” olmal›d›r. (Türkler ve Er-
meniler’in mevzusunda ise, bu son nokta bir sorunsald›r,
çünkü, Türkler, hâlâ Ermenilere karfl› sayg› ve iyi niyet
beslerler. Türkiye’yi ziyaret eden herkes, bunu kendi göre-
bilir.) Bahaneleri ne olursa olun, teröristler, asl›nda insan-
l›¤a karfl› savafl açmaktad›rlar.
Ermeni terörizminin geliflimini incelerken karfl›lafl›lan, baz›
Ermeni cemiyetlerinin terörist eyleme tak›nd›klar› tav›r
çok flafl›rt›c›d›r. Bu özellikle, Ermenilerin, önemli bir fi-
nansal güç ve entelektüel çevre oluflturduklar›, ABD ve
Fransa için do¤rudur. Bu ülkelerdeki Ermeni kulüpleri ve
dernekleri, terörizme aç›k aç›k destek vermeseler de, yat›fl-
t›r›c› bir rol oynamaktad›rlar. Halka aç›k bir ayin s›ras›n- Korkunç propagandan›n çok çeflidi vard›r. En kötüsü,
da, öldürülen veya tutuklanan teröristler için bir dakikal›k gizli yaland›r. "Der Volker - mord an den Armeniern
sayg› duruflu yap›ld›¤› bile bilinmektedir. vor Gericht" (Mahkeme Önündeki Ermeni Soyk›r›m› –
Ayn› sempatik izlenimler, laik dünyada da gözlenebilir. ki bu bafll›¤›n kendisi bile yaland›r) bafll›¤›n› tafl›yan
Buradaki mant›k, birçok Ermeninin kendi terörist kurulufl- bu broflürün kapa¤›nda “suçlu” Talat Pafla’n›n ve bir
lar›n›n terörist flantaj›n›n kurban› oldu¤u gerçe¤ine atfedi- kurukafa tepesinin resmi vard›r. Tesadüfen bu broflüre
lece¤i yönünde de¤ildir. Çok daha önemlisi, Ermeni dias- bakanlar – ki ço¤unluk olduklar› için önemli olan
onlard›r – kaç›n›lmaz bir flekilde Talat Pafla ile di¤er
resim aras›nda bir ba¤lant› kuracaklard›r. Onlar bile,
Talat Pafla’n›n bu resimdeki görüntüden sorumlu
oldu¤unu düflüneceklerdir. Ama gerçek tamamen
farkl›d›r: Kurukafa tepesi, Rus ressam Vasili
Vereshchagin’in, (1842-1904), 1871 Prusya – France
Savafl› için çizdi¤i "The Apotheosis of War” (Savafl’›n
Zafer An›t›) adl› eseridir. Bu resim, “Ermeni sorunu”
denen fley, daha ortada yokken, yani Ruslar’›n, 1878
San Stefano Anlaflmas›’na madde olarak
koydurmalar›ndan önce, çizilmifltir.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
139

poras› taraf›ndan yay›nlanan gazete ve dergilerin propagandas› ile yanl›fl anlafl›lan tarihin abart›lmas›d›r. Bir yerde
“1915’de B‹R milyon Ermeni öldü” baflka bir yerde “‹ki veya iki buçuk milyon kurban verildi” fleklinde ç›kmas›, editör-
leri pek de rahats›z etmez. Baz› Ermeni entelektüelleri, tarihi görüflü kendilerinden farkl› olan akademisyenlere belirgin
bir hoflgörüsüzlük göstermektedirler. Profesör Justin McCarthy’nin, Anadolu’daki gerçek nüfus rakamlar›n›n ilk defa ele
al›nd›¤›, Müslümanlar ve Az›nl›klar isimli çok önemli ve bilimsel olarak aksi iddia edilemeyecek olan bir çal›flmas› vard›r.
Derslerini, yo¤un bir polis korumas› alt›nda verebilmektedir. J. Shaw’un Stanford Üniversitesi’nde sundu¤u tarihi olaylar,
baz› Ermenilerin iddialar›na hiç uymamaktad›r. Gözda¤› vermek ve daha sonraki yay›nlar›n› engellemek için evi bomba-
lanm›flt›r. Bu gözda¤› öyle bir noktaya varm›flt›r ki, bir Ermeni yay›nc› Louise Nalbandian’›n “Ermeni Kurtulufl Hareke-
ti” gibi bir kitap bulaca¤› flüphelidir. Bir kitap Ermeni yanl›s› olmas›na ra¤men, içinde baz› objektif ve kritik ifadeler bu-
lunmaktad›r.

ERMEN‹ TERÖR‹ST ÖRGÜTLER‹

Ermeni teröristler, sald›r›lar›n› yapmak için, birçok de¤iflik teflkilat


isimleri kullanmaktad›rlar. Birçok flafl›rt›c› k›saltmalar ve gösteriflli
isimler kullan›lsa da, hepsinin arkas›na iki teflkilat vard›r. En eski
Ermeni terörist teflkilat›, Rus anarflistlerin etkisiyle, Taflnak
Partisi’nden ç›km›fl ve en güçlü haline Rus Ermenistan›’nda
ulaflm›flt›r. Parti, müfritlerin, Osmanl› ‹mparatorlu¤u içindeki
Ermeni az›nl›¤a kendi devletlerini verme çabalar›n›n baflar›s›zl›¤›na
karfl› kendi verdikleri bir cevapt›r. Bu çabalar, Do¤u Anadolu’daki
nüfusun küçük bir bölümünü oluflturduklar› için bafltan baflar›s›zl›¤a
mahkumdu. Bu ilk Ermeni teröristler, Shüte ‹ntihar Mangalar›’na
çok benzerler. (Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda 19. ve 20 yüzy›llardaki
Ermeni terörüyle ilgili genifl bilgiler, bu kitab›n di¤er bölümlerinde
bulunabilir.) Tarihi olarak, bafl mirasç›lar› JCAG’d›r (Justice
Commandos of the Armenian Genocide – Ermeni Soyk›r›m›n›n
Adalet Komandolar›). JCAG’›n terörist eylemleri – bu tabir komik
gelebilir ama – “muhafazakârlar” taraf›ndan yürütülmektedir.
Uzmanl›k alanlar›, Türk diplomatlar›na ve ailelerine suikast düzenle-
mektir. ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of
Armenia – Ermenistan’›n Özgürlü¤ü için Gizli Ermeni Ordusu), tam
tersine, Marksist bir terör örgütü olarak bilinir ve Sovyet Rusya’n›n
kontrolü alt›ndad›r. “Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti”nin
varl›k idealini, Do¤u Anadolu’nun Ermeni Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti ile “birleflmesi” olarak görmektedirler. Sovyetler bu
amaca baz› s›n›rland›rmalar getirerek göz yumabilirler, çünkü daha
büyük bir Ermenistan, çok rahatl›kla isyankâr hale gelebilir. Ancak,
(NATO’nun önemli bir üyesi olan) Türkiye’ye karfl› ASALA’n›n
eylemlerini destekliyorlar. ASALA, uzun y›llard›r, Lübnan’daki
Shüte terörist gruplar›ndan yard›m ve destek görmektedir. Katil ve suikastç›lar›n› savunuyorlar… önce 20
yafl›nda bir delikanl›y› büyük bir sald›r› yapmas› için
Ermeni teröristlerle Shüteler aras›nda özel bir benzerlik vard›r. Bu, zorluyorlar. Sonra da, sonu olmayan kanl› bir efsane
masum kurbanlar›n hayatlar›n›n hiçbir flekilde düflünülmedi¤i, radikal için hayat›n› feda eden bu zavall› genci savunuyormufl
eylemlerde ölmek iste¤inde aç›kça görülebilir. Manevi yönden, gibi yap›yorlar.
yaflaman›n de¤eri anlay›fl›na (veya anlay›fls›zl›¤›na) Shütelerin bak›fl›na
ERICH FEIGL
140

bu kadar benzerlik arzetmelerine ra¤men, ASALA, yay›n kilde kullan›l›yorlar. ‹ran’›n Türkiye ile olan resmi iliflkile-
organlar› olan ARMENIA’da, “Güçlerimiz, zaten ri gayet iyi ve Anadolu üzerinden yap›lan tafl›mac›l›¤a da-
ba¤›ms›z olan, Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne yan›yor. Türkiye’nin Irak ile olan iliflkileri geliflmeye bafl-
karfl› savaflmayacakt›r” beyan›nda bulunmufllard›r. Bu lad›¤›ndan beri, ‹ran Türkiye karfl›t› bir tutum tak›nd›. Er-
tamamen Sovyet Rusya’n›n menfaatine karfl›l›k gelmekte- meniler, bir kere daha, kendi menfaatinden baflka bir fley
dir. Çarl›k taraftar› selefleri gibi, onlar da “s›cak deni- düflünmeyen bir ülkenin yöneticilerinin elinde uslu kukla-
zler”e inmek istiyorlar ve bu da, (Körfez’e köprü olarak) lar gibi hizmet ediyorlar. ASALA, geçmiflte ‹ran’da baz›
Do¤u Anadolu’nun ve (Akdeniz’in kap›s› olarak) ‹stanbul k›s›tlamalar alt›nda tutuluyordu ama art›k, Ebu Nidal gibi
Bo¤az›’n›n kontrolünü elde etmek için bütün imkanlar› terörist gruplarla iflbirliklerini gelifltirmek için ‹ran’›n res-
kullanmak anlam›na geliyor. mi deste¤ini al›yorlar. Araflt›rmac›lar, sürekli Ermeni ve
Stalin zaman›nda, Ermenilerin kitle halinde, Asya’n›n Shüte terörist sald›r›lar› aras›ndaki benzerliklere de¤ini-
içlerine sürülmesine ra¤men, Ermeni entelektüeller, Sovyet yorlar. (Viyana, Roma ve Paris’teki havaalan› sald›r›lar›
sistemiyle gayet iyi geçinmifllerdir. Anastas Mikoyan ve buna en iyi örnek.) Paris’te yay›nlanan Ermeni gazetesi
Yuri Andropoy gibi Sovyet hükümetinin bafl›na geçenler, “GAMK” , yak›n bir zamanda silahl› mücadeleyi destekle-
bu yükseliflin en bariz örnekleridir. ‹fllenen onca cinayete yen bir makale yay›nlad›. GAMK, flu etkili soruyu soru-
ad› geçen di¤er say›s›z terörist gruplar, bu “iki büyük” yor: “Bat›’y› zay›flatma çabalar› Ermeni sorunuyla m› ilgi-
örgütün farkl› isimlerdeki hallerinden baflka bir fley li?” Cevap da flöyle: “Türk Ermenistan›’nda Amerikan ve
de¤ildir. Bunu, k›smen kamuoyunu güçleri hakk›nda NATO üsleri var. Bu yüzden, ABD, bölgedeki bu istikrar›
yan›ltmak için, k›smen de “yeni” bir terörist grubun lideri bozmaya ve mevcut durumu de¤ifltirmeye yönelik her güce
olmak isteyen üyelerini tatmin etmek için yap›yorlar. karfl› ç›kacak ve onunla savaflacakt›r. Di¤er bir deyiflle, Er-
Kamuoyu, gündelik tart›flmalar ve çekiflmeleri ile meni topraklar›na özgürlük getirmek için, sadece Türk hü-
kand›r›lmaya izin vermemelidir. (Mesela, JCAG ve kümeti ile de¤il, NATO ve ABD ile de u¤raflmam›z gereki-
ASALA, kimin, kimi, nerede öldürdü¤ünü tespit etme iflini yor. Ermeni kurtulufl mücadelesi yo¤unlaflt›¤›nda, ABD
tart›flmaktad›r.) Gölgelerin ve aynalar›n bu tuhaf hükümeti, ABD içinde ve d›fl›ndaki Ermenilerin özgürlü¤ü-
dünyas›nda, bu haks›z rekabet, haks›z kanl› ticaretin ne yönelik s›k› k›s›tlamalar uygulayacak ve Ermeni kurtu-
sadece bir parças›d›r. Sonunda tek bir amaç vard›r: terör lufl mücadelesini ezmek için her türlü arac› kullanacakt›r.
u¤runa terör. Ya Ermeni topraklar›n›n kurtuluflu rüyas›ndan vazgeçip
Türkiye ve ABD’ye boyun e¤ece¤iz ya da Ermeni toprakla-
ERMEN‹ TERÖR ÖRGÜTÜ ASALA’NIN r›n›n kurtuluflu için savafl›p Türkiye, NATO ve ABD’yi ye-
nece¤iz… Zay›f bir NATO ve zay›f bir ABD, Ermeni top-
S‹YAS‹ GEÇM‹fi‹ raklar›n›n kurtuluflunu kolaylaflt›racak ve Üçüncü Dün-
ya’y› Amerikan emperyalizminin boyunduru¤undan kurta-
O güne kadar benzeri görülmemifl bir terörist “zirve” fiu- racakt›r.”
bat 1986’da, Ayetullah Humeyni’nin yapt›¤› devrimin ye- En güçlü Ermeni terörist örgütü, ASALA her zaman Sov-
dinci y›ldönümü sebebiyle Tahran’da topland›. ‹ran’daki yetler Birli¤i’ne güvenmifltir Ancak son zamanlarda, ‹ran’-
“‹smail’in Devrimcileri”, Lübnan Hizbullah Hareketi li- da da büyük destek görmüfllerdir. ‹ki küçük Marksist grup
derleri, Hüseyin Musavi’nin adamlar›, Suudi Arap Müca- ASALA’dan ayr›ld›. DF-PMLA (Ermenistan’›n Ba¤›ms›zl›¤›
hitler, Bahreyn’den Shüte Amal grubu, Filipinler’den Mo- ‹çin Yayg›n Demokratik Cephe Hareketi) ve JCAG (Erme-
ro Çetesi temsilcileri ve Libya istihbarat örgütü görevlileri ni Soyk›r›m›n›n Adalet Komandolar›) olarak bilinen ARA
ile bir araya geldiler. (Ermeni Kurtulufl Ordusu).
Tahran’daki bu terörist konferans›nda Bat›l› arafl›rmac›lar› ASALA, 400.000 kiflilik bir zengin grup olarak etkin ol-
özellikle ilgilendiren fley, burada Ermenilerin de temsil edi- duklar› Fransa’dan destek almaktad›r. 500.000 kifliyi afl-
liyor olmas›yd›. ‹ran’da afla¤› yukar› 200.000 Ermeni yafl›- k›n Ermeni, ASALA’n›n Fransa’da düzenledi¤i protesto
yor. Ayetullah’›n fanatik Shüteleri taraf›ndan hiç rahats›z yürüyüflüne kat›ld› ve birço¤u bu terörist örgütün rozet ve
edilmiyorlar. Bu Ermeniler, Türkiye’ye karfl› yo¤un bir fle- bayraklar›n› tafl›yorlard›. Birçok ASALA destekçisi, Ara
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
141

Toranian’n›n liderli¤ini yapt›¤› “Ermeni Milli Hareketi” ile ba¤lant›l›d›r. Yaka-


lanan Ermeni teröristler, ASALA’n›n, George Habash’›n PFLP’sinden destek
gördüklerini kabul etmifllerdir. PFLP ayr›ca, Yak›n Do¤u’daki ayr›l›kç› Kürt ha-
reketlerini de desteklemektedir. Hem ASALA hem de ARA, Filistinlilerin yan›
s›ra ayr›l›kç› Kürt gruplarla iflbirli¤i yaparak, dünya çap›nda eylem yapabile-
ceklerini defalarca göstermifllerdir. ABD ve NATO ile birlikte esasta Türkiye’yi
zay›flatma amaçlar›, bütün Ermeni terör eylemlerinin arkas›nda Sovyetlerin ol-
du¤u flüphesini güçlendirmektedir. (Kaynak: "Confidential Early Warning",
Vol. IV, No. 1, fiubat, 1986. Bu tart›flmalar›n geçerlili¤i, Eylül 1986’daki kor-
kunç seri sald›r›larla ispatlanm›flt›r. “Early Warning”, Sovyetler Birli¤i’nin, Er-
meni teröristlerin “mutlak destekçisi” oldu¤una iflaret eden birçok delil oldu¤u-
nu kabul etmifltir.) Teröristlerin, efli görülmemifl bir flekilde yüceltilmesi, James
Frazer’in yazd›¤› “The First Genocide of the 20th Century” (20. Yüzy›l›n ‹lk
Soyk›r›m›) (New York: T&T Publishing, Inc.) adl› kitapta bulunabilir. Sanki si-
yasi cinayetler, yarg›s›z infazlar bir millete yarar sa¤l›yormufl gibi, suikastç›lar
Arshavir Shiragian, Soghomon Tehlirian, Aram Yerganian ve Missak Torlakian
“Ermeni milli kahraman›” ilan edilmifltir.

Varujian Garabedian. 15 Temmuz 1983’te Orly Havaala-


n›’nda toplu cinayet iflleyen çetenin lideri. Bombal› sald›r›da,
sekiz kifli ölmüfl, altm›fl kifli de yaralanm›flt›r. Yaralananlar›n
birço¤u, hayatlar› boyunca sakat kalm›fllard›r. Garabedian,
ömür boyu hapis cezas›na çarpt›r›lm›flt›r. Baz› araflt›rmac›lar,
‘Hagop Hagopian’ takma ismiyle eylem yapan Garabedian’›n,
ASALA’n›n bafl›ndaki isim bile olabilece¤ine inanmaktad›rlar.
Yetkililer, Hagopian’›n gerçek ismini ve kimli¤ini hiçbir za-
man tespit edememifllerdir.
ERICH FEIGL
142

ERMEN‹ NEFRET SÖYLENT‹LER‹NE B‹RKAÇ ÖRNEK: DÜNYA


KAMUOYUNUN ZEH‹RLENMES‹: Z‹H‹NSEL TERÖR M‹T‹

Türk karfl›t› korku propagandas› bir gelenektir:


1576 y›llar›nda Jacopo Ligozzi, orijinal ismi
“Mufti - Papa Delli Turchi” (Müftü – Papa Deli
Türk) olan, zalim bir minyatür yapt›. Bu isimde
kullan›lan “müfti” kelimesi, Türkiye’nin papas›”
anlam›na geliyor ve do¤rudan Halife’yi yani Padi-
flah’› iflaret ediyor. Resimde, Türk padiflah, “cana-
varlar›n efendisi” olarak gösteriliyor. Tabii ki, üç
k›taya yay›lm›fl Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki ül-
kelerin ve halklar›n sadece dillerini de¤il, dinlerini
de muhafaza edebiliyor olmalar› gerçe¤i kimsenin
umurunda de¤il.

Tuhaf miras: Hiçbir sanatsal de¤eri olmamas›na


ra¤men, Ermeniler, Türklere çamur atmak için,
kirli kampanyalar›n› tüm dünyaya yayd›lar.

Her fley propaganda, gerçeklerin hiçbir anlam›


yok. Daha 1919’da Ermeniler, zamparal›k ve
röntgencilik dolu bir Amerikan filmini piyasaya
sürmüfller. Bafl kad›n oyuncu bir “Ermeni k›z”,
Aurora Mariganian. Türk askerlerinin elinden (bir
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
143

Ermeni propagandas›n›n mükemmel bir ç›ra¤› olarak, Julius Streicher’in yay›nlad›¤› "Der Stürmer", Nazilerin en zalim bültenidir. Bu
arada, Streicher, 1946 Nurenberg mahkemesinde ölüme mahkum edilmifltir. B›ça¤›n üzerindeki “TALMUD” (Tevrat) yaz›s› bugün
“KUR’AN” olarak yaz›lmaktad›r.

mucize eseri!) kurtulmufl, ABD’ye iltica etmifl ve


bafl›ndan geçenleri kamera karfl›s›nda sergilemifl.
Film, Ermenistan’daki Bryce Komisyonu’nun
resmi raporundan al›nan al›nt›larla desteklen-
mifl. Lord Bryce ve Lord Glastone, muhtemelen
seyircilerden birinin “‹rlanda” veya “Afrikan
katliam›” diye ba¤›rmas›n› engellemek için, fil-
min Queen’s Hall’daki özel bir gösterimine ka-
t›lm›fl. Bugün, Kürtler de Türklere karfl› ayn› fle-
kilde, Ermeniler’den ö¤renilen flekilde, suiistimal
ediliyorlar.

Baflkan George W. Bush bile, Ermeni mafyas›n›n kurban› olmufltur.


Di¤er resimleri gösteremiyoruz çünkü gerçekten ahlak d›fl›. ‹lgilenenler
internette araflt›rabilirler.
ERICH FEIGL
144

“Auction of Souls”, H.G.Gates’in “Ravished Armenia” (Irz›na Geçilen Ermenistan) adl› kitab›na dayan›larak
yap›lan Amerikan yap›m› bir film ve Türklerin elinden kurtulup, ABD’ye iltica eden bir Ermeni k›z› olan Aurora
Mardiganian,’›n bafl›ndan geçenleri anlat›yor. Türk bask›s› alt›nda Ermenilerin çektikleri ac›lar› Amerikan ve
‹ngiliz kamuoyuna anlatmak için tasarlanan bu filmde kendisi de oynuyor. Sahneler, Ermenistan’daki Bryce
Komisyonu’nun resmi raporundan al›nan al›nt›larla desteklenmifl. Lord Glasstone ile birlikte, k›sa bir süre önce
filmin Queen’s Hall’daki özel bir gösterimine kat›lan Lord Bryce, gerçeklerden baflka her fleyden bahsetti; Bayan
Mardiganian, bafl›ndan geçenleri anlatmak üzere bu ülkeye bir ziyaret yapmay› planlam›fl.

"Suyun de¤erini, susuz kalana kadar bilemeyiz…”


Atasözü

SU ve PETROL: TÜRK‹YE, 3. B‹NYILIN ENERJ‹ KÖPRÜSÜ


Gelin en az önemli olan kaynaktan bafllayal›m: Petrol ve gaz. Petrol ve gaz veya di¤er do¤al enerji kay-
naklar› olmadan yaflayabiliriz, ama su olmadan asla yaflayamay›z. Asl›nda, dünyadaki petrol ve gaz re-
zervlerinin 1/3’ü Türkiye’nin etraf›nda. Bu ba¤lamda, Hazar havzas›ndaki rezervler tahminen 16 milyar
varil petrol ve 3.3. milyar metre küp hatta daha fazla gaz. Ama hepsi bu de¤il. Orta Asya’da da Bakü ve
Türkiye üzerinden Bat›’ya tafl›nacak muazzam petrol ve gaz rezervleri var. Bu, hepimizin menfaatine
olan bir flekilde, Rusya’dan daha fazla ba¤›ms›z olmak de-
mektir.
Dünyan›n enerji bölgelerinin merkezinde olan Türkiye,
ekostrateji aç›s›ndan büyük öneme sahip. Modern ve Bat›l›
de¤erleri ile, Avrupa’n›n bir parças› ve müttefiki olan Tür-
kiye, üç k›ta, üç deniz, birçok de¤iflik kültür, dini miras ve
politik geliflmelerin bulufltu¤u bir kavflakta bulunuyor.
Bu çok hassas, dünyan›n son zamanlardaki (ve muhtemelen
gelecekteki) gündemindeki sorunlar›n ço¤unun co¤rafik aç›-
dan merkezi olan bir bölgede olmas›na ra¤men Türkiye,
Avrupa’n›n en güvenilir dostudur.
Türkiye, Avrupa ve Asya aras›nda, yani Avrasya’da enerji
köprüsüdür. Politik istikrar› ve co¤rafi yak›nl›¤› sebebiyle,
Türkiye, Hazar petrolü ve gaz›n›n ve de Türkmenistan ve
Kazakistan’›n kaynaklar›n›n, dünya pazar›na aç›lmas› için yeni ve ba¤›ms›z bir geçifl yoludur. Bu mânâ-
da, Türkiye’nin teklif etti¤i, Hazar Denizi – Akdeniz aras›ndaki boru hatt› projesi, tedarikçi, kullan›c› ve
tafl›y›c› ülkeler aras›nda sadece ekonomik bir canl›l›k ve ba¤ yaratmakla kalmayacak, ayn› zamanda bir
bar›fl, istikrar, güvenlik gibi sadece bu hassas bölgede de¤il tüm Avupa’da ihtiyaç duyulan de¤erlerin ha-
kim oldu¤u bir ortam da oluflturacakt›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
145

ERMEN‹LER‹N, AZERBAYCAN’A KARfiI G‹R‹fiT‹⁄‹ SAVAfi

Yeni demiryolu, sald›rgan Ermeni Cumhuriyeti’nin d›fl›ndan geçiyor ve Kars ile Tiflis’i ba¤l›yor. Gelecekte, bu demiryolu,
Azerbaycan topraklar›n› iflgal eden Erivan’›n savafl lordlar›yla hiçbir iletiflime girmeden, Türkiye ve Avrupa’y›, Bakü’ye ve Asya’ya
ba¤layacak.

Erivan Halk Üniversitesi ö¤retim üyesi, Aram Arutunyan’a göre, “Bakü-Tiflis-Ankara stratejik blo¤u,
Ermenistan için büyük bir tehlikedir”. Petrolün ilk defa boru hatt›na pompaland›¤› tarih olan 25 May›s
2005’te, Ermenistan Baflbakan›, Andranik Margaryan’›n demeci, bu ülkede yaflanan endifleleri göster-
mektedir. Asl›nda, Margaryan, “boru hatt›n›n, bölgedeki güç dengesini olumsuz etkiledi¤ini ve Ermenis-
tan’›n bu dengeyi tekrar kurmak için alternatifler arad›¤›n›” söyledi. Yeni bir savafl m›? Erivan’›n, Erme-
nistan ve Rusya taraf›ndan yarat›lan endifleleri anlafl›labilir, çünkü Güney Kafkasya’da yap›lan bir boru
hatt› Ermenistan topraklar›ndan geçmiyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hatt›n›n yan› s›ra, Kars-Tiflis-Bakü
demiryolu da k›sa bir zaman içinde aç›lacak. Bu flu demek oluyor: Ermenistan, bölgedeki avantajlar›n› ve
ülke için büyük önem tafl›yan ulafl›m yollar›n› giderek kaybederken, komflular›n›n ekonomik gücü arta-
cak. Politik araflt›rmac›lara göre, “E¤er Ermenistan, Karaba¤’daki iflgali sonland›rsa, Azerbaycan ile ifl-
birli¤i yapsa ve Türkiye ile iliflkilerinde tarihi imtikam›n ötesine geçseydi, durum, Ermenistan için çok
farkl› olurdu”.

WILLIAM TELL VE HA‹K’‹N ÇOCUKLARI ARASINDAK‹ TUHAF BENZERL‹K:


M‹TOMANYA E⁄‹T‹M‹
Ermeni teröristlerle ‹sviçreli suç ortaklar›n›n ve ak›l hocalar›n›n ba¤lant›s› çok eskiye dayan›r. Afla¤›da
görece¤imiz gibi, ayn› amaca hizmet etmektedirler. Bakunin ve Lenin’den, kendi cebinden anarflistlere
destek veren imparatoriçe Elizabeth’in anarflist katillerine kadar birçok anarflist, Marksist ve milliyetçiye
yatakl›k yapan Cenevre, tarihi bir flehir olarak Ermeni entrikalar›n›n merkezidir.
Bu listeye dahil olan di¤er bir isim de, “kendini devrime ve propagandaya adam›fl” olan Avetis Nazar-
bekian’d›r. O ve halefleri, Osmanl› ‹mparatorlu¤u, Kürtler ve Türklere yap›lanlar yan›nda say›s›z cinayet
ERICH FEIGL
146

ve fliddet eyleminin sorumlular›d›r.


Nazarbekian (1866-1936) ilk olarak (baflka bir fa-
natik) olan Portugalian’›n yay›n organ› “Armeni-
a”da yazm›fl, daha sonra ayr›larak, alt› iflbirlikçisi
ile, Cenevre’de A¤ustos 1887’de H›nçak Partisi’ni
kurmufltur. Her zaman oldu¤u gibi, bu adamlar,
henüz bir baflar› elde edememifl, ama Nazarbeki-
an’›n Ermeni devleti planlar› gibi, Rusya üzerine
planlar yapan Uljanov, yani “Lenin” ile, terör ve
cinayet de¤il de benzer amaç ortak paydas› sebe-
biyle temas halindeydiler.
Nazarbekian’n›n hayali, mevcut imparatorluklar
üzerinde tam ba¤›ms›z “sosyalist” bir Ermeni dev-
leti kurmakt›. Zil dedi¤i “H›nçak” ad›ndaki, “ko-
nuflan trompeti” çok tiz sesli bir aletti. Zil denildi-
¤ine bakmay›n, tam bir bomba idi.
‹sviçreli iflbirlikçileri, terör eylemlerinde yer ald›k-
lar› için suçlamayacakt›r, ama PKK terörünün or-
taya ç›kt›¤› günlerde, Neue Zürcher Zeitung
(NZZ) gibi ünlü bir gazete, Kürt halk›n›n ço¤un-
lu¤unun hiçbir destek vermedi¤ini görmezden ge-
lerek, bu terör örgütüne olan sempatisini bazen
üstü örtülü bazen aç›kça belli etmifltir. Sonunda
birçok Kürt as›ll› Türk, bu delilerin kurban›
olmufltur.
Her ne flekilde olursa olsun, NZZ bu yalanlardan
dolay› hiçbir utanma duymuyor ve bunu, ikisi afla-
¤›da verilmifl olan, ev yap›m› veya uyarlama olan
resimlerle gösteriyor. Sol taraftaki resimde, yalan-
c›lar arkadaki da¤lar› gizlemifller ama ortadaki bi-
nalar› gizlerken, yüksek binan›n penceresini göre-
memifller.…Bu manipülasyonlar›n daha önce ya-
p›lm›fl olmas› veya NZZ’de üretilmifl olmas› pek
de önem tafl›m›yor. Her halükârda iyi e¤itim al-
mayan biri bile, bu uydurmalar›n, kasti olsun veya
olmas›n, do¤ru olmad›¤›n› görebilirdi.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
147

Bu tuhaf sempati nereden geliyor? Bu sempatinin alt›nda belki derin bir psikoloji veya ‹sviçre ve Ermenistan’›n kurucular›n›n kurgulad›¤›
efsaneler olabilir mi?

nunda bulunabilir. Dahas›, Justin McCarthy, bir-


ADALET‹N TEMELLER‹
kaç y›l önce, “Müslümanlar ve Az›nl›klar” adl› ki-
tab›nda, Osmanl› ve Ermeni milliyetçilerinin bir
I I. GERÇEKLER de¤erlendirmesini yapm›fl ve kitab›n bir bölümünü
1. 26 Eylül 1995’te, Ermeni Anma Komitesi, ‹sviç- tamamen bu konudaki detaylara ay›rm›flt›r.
re Parlamentosu’na, ‘Ermeni katliam›yla ilgili ger-
çeklerin bilinmesi için gerekli siyasi ad›mlar›n at›l- Verilen ayd›nlat›c› bilgilerde, Ermeni diasporas›-
mas› ve bunun soyk›r›m olarak tan›nmas› amac›y- n›n Müslüman kurbanlarla ilgili bir kelime dahi
la’ bir dilekçe verdi. Dilekçede, 1915 y›l›nda Os- etmedi¤i görülmektedir. Asl›nda, açl›k, hastal›k
manl› ‹mparatorlu¤u’nda yüzlerce Ermeni entelek- ve sald›r›lar yüzünde hayat›n› kaybeden 2 milyo-
tüelin tutuklamas›n› takiben, planl› bir soyk›r›m ile nun üzerinden Müslüman vard›r. Ermeni politi-
1.5 milyon Ermeninin öldürüldü¤ü iddia ediliyor- kac›lar bu rakamlar› tart›flmaya açmay› hiç dü-
du. flünüyorlar m›?

2. Buna tepki olarak, ‹sviçre’deki Türk dernekleri Cevap olarak, Parlamento, 1894 – 1922 y›llar›
birli¤i, ‹sviçre Parlamentosu’na 30 Ocak1996 ta- aras›ndaki isyanlar ve savafllar s›ras›nda yaflanan
rihli flu dilekçeyi verdi: “Afla¤›da imzas› olan biz- kitle göçleri ve s›n›r d›fl› edilme gibi “trajik olayla-
ler, Ermeni Komiteciler taraf›ndan 100 y›la yak›n r›” ve özellikle (iddialara göre say›lar› 800.000 ile
bir süredir sürdürülen bu karalama kampanyas›n› 1.5 milyon aras›nda de¤iflen) Ermenilerin ölümünü
k›n›yoruz. “Ermeni soyk›r›m›” ifadesi, tarihi ger- k›nad›. Tarihi olaylar›n araflt›r›lmas›ndan ve ‹sviç-
re’nin verdi¤i tepkilerden sonra, Parlamento, 29
çeklerin topyekün yok say›lmas› demektir”.
A¤ustos 1985 tarihinde Birleflmifl Milletler, ‹nsan
Haklar› Alt Komisyonu ve 18 Haziran 1987 tari-
1.5 milyon Ermeni yalan›n›n istatistiklerinin hiç-
hinde Avrupa Parlamentosu’nun bu olaylar› “soy-
bir temeli yoktur ve Boghos Nubar taraf›ndan k›r›m” olarak tan›d›¤›n› duyurmufltur.
Frans›z D›fliflleri Bakanl›¤›’na verilen ilk verilerle b) Zeigler’in 11 Haziran 1998’de yapt›¤› eylem
tezat oluflturmaktad›r. Bu belge, bu cevab›n so- flöyle olmufltur: "Parlamento, ‹sviçre ad›na, 1915
ERICH FEIGL
148

y›l›nda Osmanl› Hükûmeti taraf›ndan yap›lan


canavarl›¤›n 1.3 milyon Ermeninin ölümüyle so-
nuçland›¤›n› ve bunun ‘soyk›r›m’ olarak tan›maya
ça¤r›lm›flt›r”.

Burada rakamlar nedense yuvarlat›lm›flt›r.


Daha hayali bir rakam olan 1.5 milyon 1.3
olarak ifade edilmifltir.

Ermeni Soyk›r›m› Mahkeme Önünde:


Talât Pafla davas›:
1980 y›l›nda, “Tehdit Edilen Halklar Derne-
¤i”nden gelen bir görevlendirmenin ard›ndan,
Tesse Hofmann taraf›ndan, Soghomon Tehlirian
isimli Ermeni bir ö¤rencinin tüm ailesini sorgu s›-
ras›nda kaybetmesiyle ilgili yasal davay› anlatan
bir kitap yay›nland›. Ermeniler, Türk ‹çiflleri Eski
Bakan›, Talat Pafla suikast› sebebiyle mahkeme-
deydi. Dava, Talat Pafla’n›n 1915 ve daha sonra
Ermenilere yap›lan katliamdan sorumlu olmas›na
getirildi”. Kitapta sadece görgü tan›klar›n›n ve
uzmanlar›n ifadeleri de¤il, görsel belgeler de bu-
lunmaktad›r.
Kitap, mesele ile ilgili birçok detay ve davan›n
geçmifliyle ilgili birçok ayr›nt› da veriyor.
Esas metin flöyle devam ediyor:
Erivan’›n ortas›nda duran bu sanat eseri, bir Haik sunumudur.
Kimdir bu? Önceleri Haik bir pagan tanr›s› idi. Ama daha sonra
1. Art. 261bis Abs. 4 StGB uyar›nca(StGB:Strafge- H›ristiyanl›¤›n etkisiyle birden Nuh’un torunlar›ndan biri haline
geldi – ama ad›n›n ‹ncil’de geçmiyor olmas› bir sorun teflkil etme-
setzbuch = ceza kanunu): “Her kim, sözle, yaz›yla, di. Haik(ler) ülkeye HAYASTAN diyecek kadar ileri gittiler.
resimle, hareketle ve baflka bir flekilde, bir kifli ve- Dünyada ismini tarihi flahsiyetlerden alan birkaç ülke (Kolombi-
ya, Bolivya Suudi Arabistan, vs.) vard›r. Ama bir efsanede ad› ge-
ya grubu, ›rk, etnik köken, din sebebiyle küçük çen kiflinin isminin verilmesine ne demeli? Bu soru ilk önce gerek-
düflürür veya kiflilik haklar›na sald›rarak veya bu siz veya alakas›z gelebilir ama HAYASTAN böyle bir fleydir ve
konunun ne kadar ak›ld›fl› oldu¤unu göstermesi aç›s›ndan on
sebeplerden dolay› soyk›r›ma kalk›fl›r veya uygu- ikiden vurmufltur. Buna verilecek tek cevap fludur: Hayastan ve
diasporas›n›n, kendi politikalar›na mant›kl› gerekçeler bulmak.
larsa cezaland›r›l›r”.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
149

Belirtildi¤i gibi, suçlananlar, tarihçiler de¤ildir ve


ilgili dönemle ilgili hiçbir uzman görüflü bulunma-
maktad›r. Kulland›klar› tek tarihi olgu, Türk hü-
kûmeti taraf›ndan tek tarafl› olarak aç›kça belirti-
len ve Türk taraf›n›n kendi görüflü olan tarihi gö-
rüflten al›nm›flt›r.
Bu genel görüfl, medya taraf›ndan kamuoyunda
uzman raporlar›nca tasdik edilmesiyle sürekli teyit
edilmifl ve pekifltirilmifltir. Burada sadece sakat
düflüncelerin ve ideolojik temelli tarih bilgisinin
d›fla vuruldu¤u, ispat yöntemlerinden de anlafl›l-
maktad›r ve konuya tam hakim olmadan veya ›rk-
ç› bir motivasyon olmadan, onlar› temkinli dav-
ranmakla suçlayamaz. Nesnel suçlar›n› gösteren
yeterli bir belirti olmad›¤› için, daval›lar ›rk ayr›-
m›ndan dolay› suçlu bulunamazlar.

Bu, bu davada hangi taraf›n “hastal›kl› bir


düflünce ve ideolojik temelli tarih bilgisine”
sahip oldu¤u sorusunu gündeme getirir…
Bu gösteriflli heykel, Friedrich Schiller’in oyunu ve Giuseppe Ver-
di’nin operas› hariç, gerçekte var olmayan Willian Tell’i göster- ‹sviçre gibi, baflta K›z›l Haç olmak üzere say›s›z
mektedir. Schiller, Don Carlos ad› eserinde baflka bir efsane ya-
ratm›fl ve Verdi yine onu kendine mal etmifltir. Bir flekilde bunla-
uluslararas› kurulufla ev sahipli¤i yapan bir ülkenin,
r›n hepsi di¤er bir baflyap›t›, “Musa Da¤›’nda K›rk Gün”ü hat›r- böyle sapt›r›lm›fl bir tart›flmaya tek tarafl› bir des-
latmaktad›r ve gerçekle hiçbir ilgisi olmamas›na ra¤men gerçek
gibi etki yapmaktad›r. tek vermesini anlamak mümkün de¤il. Ya da bu-
nun aç›klamas›, eski bir söz olan “en iyi savunma
William Tell hikayesi bir efsanedir ve ‹sviçrelilerle efsanevi Tell
karakteri veya Ermenilerle (yani Haik ile) onlara var olma sebe- sald›r›d›r”da m› yat›yor? 2. Dünya Savafl› s›ras›nda,
bi veren HAIK hakk›nda konuflman›n yanl›fl bir taraf› yoktur.
‹flbirlikçiler, kendilerini düflmana karfl› yayla korumufllard›r. Bir-
‹sviçre’ye, Yahudi mülteciler vas›tas›yla (büyük bir
çok ‹sviçreli bilir ki, bu bir farkl›l›k meselesidir. Bu önemli hika- bölümü hâlâ burada duran) yüklü miktarda para
yenin temelinde, Haik’e karfl› duyduklar› saçma sempati olabilir
mi? girdi ama paralar› hofl karfl›lanan mülteciler s›n›r-
dan içeri giremedi. Tam tersine, Türkiye, Hitler’in
ciddi tehditlerine ra¤men, insani görevini yerine ge-
tirmifl ve hiçbir mülteciyi geri çevirmedi¤i gibi, tek
bir mülteciyi de Naziler’e vermemifltir.
ERICH FEIGL
150

Kör ve ç›plak cahillik


Kavgal› gürültülü, aymaz bir adaleti
Durup dinlenmeden her yere bulaflt›r›r.

Alfred Lord Tennyson (1809-1892)

B‹R CAH‹LL‹K BAfiYAPITI


Johannes Lepsius (1858 - 1926)

Alman Federal Parlamentosu, 15. Dönem Bas›l› liam› durdurmak için hiçbir fley yapmamas›n›
belgeleri 15/5689 / 15.06.2005 utanç görmekte ve reddetmektedir.

Dilekçeyi veren parlamenter gruplar: SPD (Sosyal Çok geç olsa da – Ermeni kurbanlar›n an›s› önün-
Demokrat Parti), CDU/CSU (H›ristiyan Demokrat de e¤ilmek asil bir davran›flt›r. Bu broflürün yazar›-
Partisi/ H›ristiyan Sosyalist Parti), BÜNDNIS n›n önemsemedi¤i (veya bilinçli olarak belirtmedi¤i
90/DIE GRÜNEN (Yefliller Partisi) ve FDP (Özgür gerçek fludur ki, Ermenilerin tahriki ile ç›kan bir iç
Demokrat Parti) savaflta, Müslüman nüfusun kayb›, Ermenile’den
kat kat daha fazlad›r. Hayatlar›n› kaybeden Müs-
(En önemli – ve en komik – anlat›mlar› içeren bir lümanlardan kimse bahsetmemektedir. Justin
bölüm) McCarthy’nin Müslümanlar ve Az›nl›klar kitab›
okuyan tek bir Alman Federal Parlamento üyesi
1915’te Ermenilere uygulanan s›n›rd›fl› ve katliam- yok mu? Yoksa, bunun sebebi belki sadece ‹ngiliz-
lar›n an›s›na: ce yay›nlanmas› olabilir.
Almanya, Türkler ve Ermeniler aras›ndaki uzlafl-
maya bir katk›da bulunmal›d›r. Alman Parlamen- ARMENIA Gazetesi: Bir Alman Papaz ve Soyk›-
tosu’nun onaylamas› istenmektedir: r›m. Ermenilere yap›lan soyk›r›m›n görgü tan›¤›d›r.
Di¤eer Avrupal›lar sessiz kal›rken, o sa¤duyunun
Alman Federal Parlamentosu, 1. Dünya Savafl› ön- sesidir. Potsdam’daki bir grup insan, ona fleref
cesinde ve s›ras›nda uygulanan fliddet, katliam ve ödülü veermek istiyorlar – ama bir direnifl söz ko-
sürgün sebebiyle hayat›n› kaybeden Ermeni kur- nusu…”
banlar›n an›s› önünde e¤ilmektedir. Osmanl› ‹mpa-
ratorlu¤u’nun JönTürk hükümetinin, Anadolu’daki Görgü tan›¤› de¤ildi. Do¤u Anadolu’ya ad›m›-
Ermenilerin topluca imha edilmesine sebep olan n› bile atmam›fl utanmaz bir hilekârd›, ve bel-
yapt›klar›ndan ac› duymaktad›r. Alman Devle- ge ve raporlar› çarp›tm›flt›.
ti’nin, Ermenilere yap›lan planl› katliam ve sürgün-
lerden defalarca haberdar edilmesine ra¤men, kat-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
151

“Katilleri ortaya ç›karmak için kendini hal› tüccar› fl› verilen bir ödüldür. Burada amaç, Ermenileri
olarak tan›tt›. Ermeni bölgelerindeki gezileri s›ra- kurtarmak için canla baflla çal›flan Dr. Johannes
s›nda, görgü tan›¤› olarak raporlar yazd› ve istatis- Lepsius’un çal›flmas›n› unutulmaktan kurtarmak ve
tikler toplad›. Suçlulara karfl›, Armenien und Eu- bu çal›flmas›n›, Ermeni, Alman ve Türk halk› ara-
ropa (Ermeniler ve Avrupa) adl› belgeselini ta- s›ndaki iliflkileri gelifltirici bir araç olarak kullan-
mamlamak için, bunlar› kiflisel fikirleriyle birlefltir- makt›r.
di..”
Bu pasaj›n yazar›n›n belki Pastor Lepsius’un, me-
Görgü tan›¤› m›? Bu adam ‹stanbul’dan d›flar› rakl›lar›n internette bulabilece¤i birçok delilde de
ad›m›n› bile atmad›; Rapor etti¤i fleylerin hepsi aç›kça görüldü¤ü gibi, kurnaz bir düzenbaz oldu-
Ermeni kaynaklar›ndan geldi, t›pk› Morgent- ¤undan haberi yoktur. fiuras› kesin ki Lepsius, so-
hau’n›n Ermeni tercümanlardan ald›¤› raporlar run yaflanan bu bölgelerde hiç bulunmad›. Yarar-
gibi. Bunlar ‹stanbul’dan hiç ayr›lmayan, ger- land›¤› kaynaklar, ‹stanbul d›fl›na ad›m›n› atmam›fl
çekler ve hakikatla hiç ilgisi olmayan Lepsi- olan ABD Büyükelçisi Morgenthau ve özellikle Er-
us’in efsanesinin en önemli noktalar›. meni çevirmenlerden ald›¤› bilgilerdi.

"Chrismon- ARMENIEN Ein deutscher Pfarrer Bunlara ilaveten, Aram Andonian’›n çok zekice
und der Genozid" internet adresinde baluca¤›n›z kaleme ald›¤› bu kitap ve Franz Werfel gibi zeki
fley, tarihi gerçeklerin klasik bir flekilde çarp›t›lm›fl birinin bile, baflyap›t› “Musa Da¤›’nda K›rk Gün”
ve manipule edilmifl bir örne¤idir ve bu parlamen- adl› kitab›n› yazarken düfltü¤ü tuzaklar, Alman
toya verilen teklife kaynak olarak kullan›lm›flt›r. Parlamentosu’nun “bilgi”lerini oluflturan kaynak-
lard›r.
Lepsius, tek bir fliddet eylemine bile görgü tan›¤›
olmam›flt›r. Yazd›klar›n›n hepsi, Ermenilerin a¤z›n- Ama bu tarihi olaylar hakk›nda yap›lan araflt›rma-
dan duyduklar› fleylerdir, t›pk› ABD Büyükelçisi lar ve bu olaylar›n de¤eri, bölgenin gelece¤i aç›s›n-
Morgenthau gibi. “Hal› tüccar› kimli¤indeki pa- dan önem tafl›yan Türkiye Cumhuriyeti ve Ermeni
paz”›n yazd›klar›ndaki “kiflisel düflünceler” k›sm› Cumhuriyeti aras›ndaki iliflkilerin normale dönme-
gerçe¤i ortaya ç›karmaktad›r. Bu, daha sonra si aç›s›ndan çok büyük bir ehemmiyet arz etmekte-
dir. AG‹T (Avrupa Güvenlik ve ‹flbirli¤i Teflkilat›)
Talat Pafla ve birçok kiflinin hayat›na mal olan uy-
prensiplerinde kullan›ld›¤› anlamda, güven art›r›c›
durmalar› yazan Aram Andonian tarz›nda bir bel-
tedbirlerin al›nmas› acilen gereklidir. Örne¤in,
gedir. “Chrismon” internet sitesi, Techlirian davas›
Türkiye’nin s›n›r kap›s›n› açmas›, Ermenistan’›n
ile ilgili flu yorumlar› yap›yor: “Lepsius’un raporla-
izolasyonunun bitmesi ve diplomatik iliflkilerin kal-
r›, suikastç›n›n beraatine katk› sa¤lam›flt›r.” Günü- d›¤› yerden devam etmesi anlam›na gelir.
müzdeki dünya çap›ndaki terörün kökleri iflte bu-
raya dayanmaktad›r. Bu noktada, yazar veya yazarlar›n ele ald›¤› konu-
lar, her zamanki cahilliklerinin ulaflabilece¤i nokta-
Alman Parlamentosu’nun bu anma eylemi, zor y› ortaya koymaktad›r. Haritaya bakan herkes ra-
flartlar alt›nda Ermeni kad›n, erkek ve çocuklar› hatl›kla görebilir ki, Hayastan (Ermeni) Cumhuri-
koruyan bütün Alman ve Türklerin çabalar›na kar- yeti’ne uygulanan bir “izolasyon” söz konusu de-
ERICH FEIGL
152

¤ildir. Karadeniz taraf›ndaki Gürcistan s›n›r› ve parti Grubu, Dr. Wolfgang Gerhardt ve parti gru-
güneydeki ‹ran s›n›rlar› aç›kt›r. Bu broflürün ya- bu.
zarlar›, (Gümrü Antlaflmas›na ayk›r› olarak, Türk
s›n›rlar› içinde olan A¤r› Da¤›’n› kendi s›n›rlar›nda Teeyyüt
gösteren) Ermenistan’›n Türkiye’ye karfl› olan has- 90 y›l önce 24 Nisan 1915’te, ‹stanbul’daki Erme-
tal›kl› niyetlerinden, teklifle yak›ndan iliflkili olan nilerin siyasi ve kültürel seçkin isimleri, Osmanl›
Müntefering, Merkel, Göring ve Gerhardt isimli ‹mparatorlu¤u’nun yönetimini elinde bulunduran
flah›slar gibi pek de haberdar de¤illerdir. Jön Türk hükümetinin emriyle, tutuklanm›fl ve öl-
dürülecekleri, Anadolu’nun iç k›s›mlar›na götürül-
Ermenilere uygulanan ihraç ve sürgünler hakk›nda müfllerdir. Her y›l bu tarihte, tüm dünyadaki Er-
yap›lan araflt›rmalar ve bu olaylar›n de¤erlendiril- meniler, 1. Dünya Savafl› s›ras›nda Osmanl› ‹mpa-
mesini, 20. yüzy›ldaki etnik anlaflmazl›klar tarihi- ratorlu¤u vatandafl› olan Ermenilere uygulanan
nin bir parças› olarak ele al›nmas›n› sa¤lamak e¤i- sürgün ve iflkenceleri hat›rl›yorlar.
tim politikam›z›n bir sorumlulu¤udur.
Nisan 2005’te Alman bas›n›, 23 Nisan 1915 günü,
BeneS Decrees hakk›nda konuflmaya veya Sudeten ‹stanbul’da toplam 2350 Ermeninin tutukland›¤›n›
Almanlar›’na uygulanan toplu katliam› anma tö- ve sürgüne gönderildi¤ini duyurdu. Maalesef, Al-
reni düzenlemeye ne dersiniz? man hassasiyeti, gerçek say› olan 235’e bir s›f›r
Bu yönde hiçbir ad›m at›lmam›flt›r. Çek Cumhuriye- koymufltur. Peki ya gerçek tutuklanma sebepleri?
ti, BeneS Decrees hâlâ devam etmesine ra¤men, Av- ‹ngiliz-Frans›z filosu ve muazzam bir iflgal ordusu,
rupa Birli¤i’ne al›nm›flt›r ki, bu zenginlere baflka fa- Ermenilerin Osmanl›’y› arkadan vurmak için isyan
kirlere baflka kural geçerli oldu¤una iflaret eder. haz›rl›¤› yapt›¤› ‹stanbul’u ele geçirmek için Ça-
Türkiye’ye geldi¤imizde, Çek topraklar›yla ilgili her- nakkale Bo¤az›’ndan giriyorlard›. Her y›l 23 Ni-
kes her fleyi bilirken, Almanya gerçekleri bilmeden san’da yap›lan “soyk›r›m› anma törenleri”, tarihi
yarg›ç rolünü oynamaktad›r. Bu, pragmatizm mi? gerçe¤in surat›na vurulan bir tokatt›r.
Yoksa basit bir adaletsizlik mi?
Alman Federal Parlamentosu, geçmiflin yeniden de- Ba¤›ms›z raporlara göre, bir milyondan fazla Er-
¤erlendirilmesi yoluyla, meni, sürgün ve kitle imha eylemlerine kurban git-
ti. Birçok ba¤›ms›z tarihçi, parlamenter ve ulus-
- Türkler ve Ermeniler aras›nda eflit iliflkilerin bafl-
lararas› kurulufl, Ermenilerin sürgün ve s›n›r d›fl›
lamas›, bir uzlaflmaya var›lmas› amac›yla,
edilmesini soyk›r›m olarak görmektedir.
- Türk parlamentosu ve hükûmeti ve Türk halk›-
Alman Parlamentosu’nun sayg›n han›mefendileri
n›n, Ermenilerle olan tarihi ve bugünkü iliflkilerini
ve beyefendilerine, ‹ngilizce biliyorlarsa, Justin
de¤erlendirmek için kay›ts›z flarts›z çal›flmas› sa¤la-
McCarthy’nin “Müslümanlar ve Az›nl›klar” adl›
ma amac›yla,
kitab›n› okumalar›n› tavsiye ediyoruz.
- Türkiye ile Ermenistan aras›ndaki iliflkileri normale
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun yasal halefi Türkiye
döndürmek amac›yla Federal hükûmete bafl vurdu.
Cumhuriyeti, gerçeklerle çeliflerek, bu olaylar›n
Berlin, 15 Haziran 2005 Franz Müntefering ve
planl› oldu¤unu ve kitle ölümlerinin, bu planl› yer
parti grubu, Dr. Angela Merkel, Michael Glos ve de¤ifltirme ve katliam s›ras›nda oldu¤unu ve bunun
parti grubu Katrin Göring-Eckardt, Krista Sager ve da Osmanl› hükümetinin iradesiyle gerçekleflti¤ini
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
153

zaland›r›lmad›¤› gerçe¤ini düflündü mü acaba? Bu


ifli daha bafl›nda durdurmak daha iyi olmaz m›yd›?
Muslims Ama, kurbanlar sadece Türkler olmad›¤› için, Al-
manya’daki her hangi biri cinayetlerle daha az ilgi-
and lenemez. fiu an dünya o zaman gösterilen ilgisizli-
¤in faturas›n› ödüyor.
Minorities Türkiye’de yap›lan katliam ve tehcirin boyutlar›
The Population of Ottoman Anatoliya hâlâ küçümseniyor ve tart›fl›l›yor. Türk taraf›n›n
and the End of the Empire bu tavr›, Avrupa Birli¤i taraf›ndan savunulan de-
¤erlerden en önemlisi olan uzlaflmaya karfl› gösteri-
len tav›rd›r. Bugün bile Türkiye’deki tarihçiler, Er-
menilerin katledilmesi ve ihraç edilmesini araflt›r›r-
ken özgür davranam›yorlar ve özgür araflt›rma
Justin McCarthy yapmak cezaland›r›lacak bir suç olmamas›na ra¤-
men, hâlâ büyük bir bask›ya maruz kal›yorlar.
Alman Reich taraf›ndan uygulanan bu kas›tl› unut-
turma politikas›, tarihin bu bölümüne Almanya’da
Bu kitapta, ça¤dafl Ermeni ve Osmanl› istatistiklerini (o zaman bile
bunlar vard›) bulacaklar ve kurbanlar›n bir milyondan fazla’dan bile pek önem verilmedi¤ini göstermektedir.
milyonlarca’ya de¤iflen say›lar›n›n ne kadar saçma oldu¤unu Do¤ru. Tamamen do¤ru. Alman Parlamentosu’nda
anlayacaklar, çünkü ad› geçen bölgede hiçbir zaman bu kadar
Ermeni olmad›. yap›lan teklif, (kimin oldu¤unu sormam›z gereken)
tek tarafl› kabul edilen bir karalama çabas›d›r.
Bakü – Tiflis – Ceyhan boru hatt›n›n aç›l›fl›ndan
beri çok fley de¤iflti. Petrol, Ermenilerin propagan-
ifade etmektedir. Ermenilere çok kötü muamele das›n› yapmaktan daha önemli. Almanca’da eski
edildi¤i, bunun önce 1878 daha sonra 1914/15 y›l- bir atasözü vard›r: Türkçe’ye flöyle çevirebiliriz:
lar›nda Ermenilerin Türkiye’ye karfl› Rusya’n›n ya- “Menfaatimin oldu¤u yer bana daha yak›nd›r.”
n›nda savaflt›¤› ve Osmanl› ‹mparatorlu¤u karfl›s›n- "Ölümün milliyeti olmaz, ama ölümden sorumlu
da ciddi bir Ermeni tehlike oldu¤u gerekçesiyle ya- insanlar vard›r. Onlar› asla unutmay›n ve yapt›kla-
p›ld›¤› kabul edilmifltir. Türk taraf›n›n sundu¤u di- r›n›n yanlar›na kalmayaca¤›n› bildirin.”
¤er gerekçelerin içinde, Ermenilerin, Türk sürgün
birliklerine silahl› direnifl esnas›nda yapt›¤› zorba-
l›klar› kapsamaktad›r. Ermeniler, Türklere terörist
sald›r›lar›n› sürdürmüfllerdir.

(…) Ermenilerin, Türklere yapt›¤› terörist sald›r›lar


1980’lere kadar devam etti.

Bu konu tam bir tabudur. Bu teklifi yapan çevre-


lerde acaba, 1915’teki olaylarla yafllar› itibariyle
hiçbir ilgisi olmayanlara sald›ran bu katillerin ce-
ERICH FEIGL
154

SOYKIRIM – K‹TLE ‹MHA – TERÖR


‹nsani Vahfletin fieytan Üçgeni

SOYKIRIM
"Soyk›r›m" yapay bir kelime, “televizyon” gibi ya-
r› Yunan yar› Latin kökenli.

“GENOS”, soy, döl veya nesil demek ama “in-


san”a uzak bir anlam› var. “CAEDO” ise “vurup
indirmek”, “düflürmek” veya “öldürmek” demek.

Tüm dünya dillerine giren bu kelimenin mucidi, o


zamanlar Rusya, flimdilerde ise Polonya s›n›rlar›
içinde bulunan bir bölgenin insan›. Hayat›, bafl›n-
dan itibaren, Rus Yahudilerine yap›lan eziyetle
geçmifl. Korkunç bir kelimenin etkisini tüm varl›-
¤›yla hissediyor: “pogrom” (Yahudi Soyk›r›m›). Feliz Nussbaum taraf›ndan 1944 y›l›nda yap›lan "Threesame"
Üçleme adl› resim. Nussbaum burada, “ölüm korkusu”, “ölüm”
Yapay “genocide” (soyk›r›m) kelimesinin babas› ve “mu¤lak umut” aras›nda bir yerlerde gidip gelen durumu
lan Raphael Lemkin 1900 y›l›nda Beyaz Rusya’n›n anlat›yor.

Bezvodne kasabas›nda do¤du. Erken yafllar›nda ya-


flad›klar› aras›nda onu en çok etkileyen, zaman›n
Rus ‹mparatorlu¤u taraf›ndan Yahudilere uygula-
nan planl› kitle imha eylemleriydi. Bu katliamlar›n
sebebi sadece dini de¤il, a¤›rl›kl› olarak ekonomik
idi.
Katliam›n arkas›ndaki en güçlü motivasyon sebebi,
dini inanç ve entelektüel üstünlü¤ün yan› s›ra k›s-
kançl›k olmufltur. 1915 y›l›nda Do¤u Anadolu’da,
Rusya’n›n deste¤iyle, Osmanl› Ermenileri büyük
bir ayaklanma bafllatt›. St. Petersburg, Osmanl›
‹mparatorlu¤u’ndaki katliamlarla ilgili çok planl› "Genocide" Soyk›r›m teriminin yarat›c›s› Raphael Lemkin.
ve tamamen kurguya dayal› yanl›fl bir bilgilendir-
me propagandas› yürütüyordu. Ama Osmanl› katini, kendi i¤renç eylemlerinden baflka tarafa
Müslümanlar›n›n çekti¤i ac›larla ilgili tek bir keli- çekmekti. Di¤er bütün vatandafllar› gibi, genç Rap-
me bile kullanm›yorlard›, çünkü ABD’deki Protes- hael Lemkin’in de Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda
tan mezhepleriyle birlikte, bu ac›lar›n sorumlusu olanlarla ilgili, Ruslar›n verdi¤i yanl›fl bilgilerden
kendileriydi. Propagandalar›n›n amac›, halk›n dik- baflka bildi¤i yoktu. Okudu¤u fleyler onu floke edi-
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
155

yordu. Birkaç y›l sonra, Soghomon Tehlirian


(1896-Kemah / 1960 San Fransisko) ad›yla bilinen
kiral›k katil, Talat Pafla’y› yolun ortas›nda öldür-
dü¤ünde bu öfke, Raphael Lemkin’in de tasvip et-
ti¤i bir fley halini ald›. Raphael Lemkin’in hikaye-
si, Ermeni kaynaklar›nda flöyle anlat›l›yor:
“Bialystok’taki meslek okulundan mezun olduk-
tan sonra, Lwów’daki Casimir Üniversitesi’nde
dilbilim okumaya bafllad›.

Lemkin burada, 15 Mart 1921 tarihinde, Alman- POGROM: “Mahvetmek, vahflice yok etmek, belli etnik veya
ya, Berlin’de Türk ‹çiflleri eski bakan› Talat Pa- baflka özellikteki gruba kitle fleklinde sald›rmak” anlamlar› tafl›yor.

fla’ya Ermeni soyk›r›m›n›n imtikam›n› almak için


suikast yapan Ermeni Soghomon Tehlirian’in da-
vas›yla ilgilenmeye bafllad›. Lemkin, bir insan› öl-
dürerek cinayet ifllemekle bir halka yap›lan soyk›-
r›ma karfl›l›k olarak birini öldürmenin ayn› fley ol-
mad›¤› düflünüyordu”.
Bu ifade kendi kendini çürütüyor. Ne Talat Pa-
fla’n›n ne de Enver Pafla’n›n böyle bir katliam emri
verdi¤ine dair hiçbir delil yok: Sunulan “belge-
ler”in hepsinin Aram Andonian, Johannes Lepsius
veya Henry Morgenthau taraf›ndan, Ermenilerin
etkisi ile uyduruldu¤u uzun zaman önce ispatlan-
m›flt›r.
Savafl y›llar›ndaki en korkunç olay, Lenin, Stalin
ve Berija taraf›ndan, Ukrayna halk›na, direnifl gös-
terdikleri için yap›lan katliamd›r. Halk›n aç kal- ABD Büyükelçisi Henry Morgenthau, en yak›n iflbirlikçileriyle bir
mas› için yap›lan ablukalarla, amaçlar›na ulaflm›fl- arada. ‹kinci s›rada, deniz ataflesi’nin üstünde, Morgenthau’nun
muhbirlerinden biri olan Agop Andonian görülüyor. Muhtemelen,
lard›r. Talat Pafla’n›n oldu¤u iddia edilen “cinayet emirleri”ni uyduran
“Kulaks” denen ve nispeten rahat ve ba¤›ms›z Aram Andonian’›n akrabas›d›r.

olan Ukrayna köylüleri, Komünist ülkede “kapita-


list” olarak görülüyorlard›. Mallar›n› korumak
için direnmifl olmalar›na ra¤men, Komünistler,
vahflice uygulamalarla programlar›n› sürdürmüfl-
lerdir. 2 milyon – aileleriyle birlikte toplam 8 mil-
yon – Kulaks, topraklar›ndan sürülmüfl ve bu sür-
gün s›ras›nda ço¤u öldürülmüfltür. Sibirya’da biten
bu sürgün s›ras›nda birçok kifli açl›ktan ölmüfltür.
1918-1929 y›llar› aras›nda, Komünistler, - açl›k-
ERICH FEIGL
156

tan ölenler hariç – kendilerine direnen 10-15 mil-


yon kifliyi öldürmüfllerdir. Sovyetler, Balt›k ülkele-
rinde de benzer katliamlar yapm›fllard›r.
Sovyet rejiminin, Polonyal›lar›n, Ukraynal›lar›n,
Azerbaycan’da özellikle entelektüellerin ve di¤er
“az›nl›k” gruplar›na mensup insanlar›n toplu ola-
rak katledilmesinden sorumlu oldu¤u bilinmekte-
dir. Ama bu rejimin ne kadar cani oldu¤u
Katyn’de bulunan toplu mezarda daha iyi anlafl›l-
m›flt›r.
Di¤er savc›lar bir yana, Sovyetlerin, Nazilerin yap-
t›¤› katliamlar› gölgede b›rakacak katliamlar›n-
dan, bafl savc› Jackson’›n haberi vard›.
Hocal›: 26 fiubat 1992’de Ermeni iflgal güçleri, eski Sovyet birlik-
leriyle birlikte küçük bir kasaba olan Hocal›’y› iflgal etti. Bu katli- Ama buradaki motivasyon tamamen politik bir
am, Ekim 1944’de K›z›l Ordu, Do¤u Prusya’daki Nemmersdorf
köyünü birkaç saat içinde tamamen katlediflini hat›rlat›yor. Bura- özellik tafl›yordu.
da çekilen foto¤raflar, köy k›sa bir zaman sonra geri al›nd›¤›nda
çekilmifltir.
Jackson’un en yak›n dan›flmanlar›ndan olan
RAPHAEL LEMKIN’in gerçeklerden di¤er savc›-
lardan daha fazla haberi vard›. Ama Sovyetlerin
milyonlarca kad›n ve erke¤i katletti¤i katliama
en küçük bir gönderme bile yapmam›flt›r. "Soy-
k›r›m" en üst seviyede, bütün etnik gruplar›n yok
edilmesi, Yahudilerin imha edilmesidir. Nurem-
berg Mahkemeleri’nde cezaya çarpt›r›lanlar ma-
dalyonun sadece bir yüzüdür. Bat›l› güçler, Rap-
hael Lemkin’in davran›fllar› için anlafl›lmas› güç
bir politika güderek, Sovyetlerin yapt›¤› katliam-
lara gözlerini kapam›fllard›r.

Bu günlerde Almanya’daki “Nasyonel Sosyalist-


ler”, insanl›k tarihinin en kötü suçunu ifllediler.
Yahudi ›rk›n› yok etmek için 6 milyon Yahudi’yi
sistematik bir flekilde öldürdüler. Bunu herkes bili-
yordu… Di¤erleri gibi Stalin de biliyordu. Ama
kimse umursamad›. Alman flehirlerini bombalad›-
lar ama Auschwitz ve di¤er toplama kamplar›na
1941, Litvanya, Rainiai: Komünistler, Marksist ö¤retiye kafl› ko-
yaca¤›n› düflündükleri herkesi kesmifllerdir. Ancak, bu insanl›k
giden demiryollar›na dokunmad›lar.
ay›b›ndan kimse sorumlu tutulmam›fl veya cinayetten suçlu bulun-
mam›flt›r.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
157

BU DAVADA GER‹YE DÖNÜK YASALAR DA


ÖNEML‹D‹R

Stalin konusunda, geriye dönük yasalardan konufl-


mam›za gerek yok – onun katlettikleri cennete git-
tiler. Ama Churchill ve Roosevelt meselesi baflka.
Onlar, seleflerinin savafl s›ras›nda yapt›¤›, önlerin-
de engel oluflturan tahribatlar›n varisleridirler.

Soru: fiu anki Amerika Birleflik Devletleri’nin bu-


lundu¤u topraklar›n ilk sahipleri nerede? K›z›lderi-
liler nerede? Hepsi yok edildi. Birkaç tanesi, hay-
vanat bahçesindeki hayvanlar gibi koruma alt›nda
KATYN
1940, Rusya: Smolensk’e yak›n bir mesafede bulunan Gnezdovo varl›klar›n› sürdürüyorlar.
köyü yak›nlar›ndaki ormanda yap›lan Katyn katliam›. Binlerce
Polonyal› subay›n öldürülmesinde amaç, Stalin, Berija ve
“Mareflal” Voroschilof ve Stalin zaman›n›n en sorumsuz 9 Aral›k 1948’de, Soyk›r›m› Engelleme ve Ceza-
yarat›klar›ndan biri olan Ermeni Anastas Mikojan’›n içinde bulun-
land›rma Antlaflmas›, Birleflmifl Milletler Genel
du¤u yandafllar›n›n d›fl›nda bulunan herkesi temizlemekti.
Ad› hala antik Königserg kasabas›yla birlikte an›lan Kalinin ve Kurulu’nda oy birli¤i ile kabul edildi. Uzun bir
birçok savafl esirinin öldürülme emrini veren Kaganovic kaybol-
mufltu.
sessizlik döneminden sonra, suçlar›n›n fark›nda

Yalta, 4 Kas›m 1945. Yalta görüflmelerinde ele al›nan tek konu,


Almanya’n›n ikiye bölünmesi ve Orta ve Do¤u Avrupa’da Sovyet
terörünün insaf›na b›rak›lan milyonlar›n kaderi de¤ildir. Gerçek
soyk›r›m›n sorumlular› gibi di¤er konular flansa kalm›flt›. Orada
Rudenko: Bütün bu olgular, Nuremberg’deki oturanlar kimdi? Churchill (yorgun ve bitkin), Roosevelt (hasta)
baflsavc› Roman Rudenko’nun bilgisi ve Stalin (çelik adam) ad›yla bilinen vahfli bir barbar Dschugasc-
dahilindeydi. hvili. ‹kinci s›rada, Stalin’in solunda Roman Rudenko duruyor.
ERICH FEIGL
158

Avustralya: Avustralya’n›n ‹ngiliz “kaflifleri” – k›tan›n gerçek ka-


flifleri olan “Aborijinler”den binlerce y›l sonra, bu yerli halk› “in-
sanlaflmam›fl” canl› olarak kabul etmifllerdir. ABD’deki K›z›lderili-
ler gibi, vahflice katledilmifller ve birkaç›n›n yaflamas›na – k›talar›-
n›n yeni efendileri taraf›ndan – kültürel nesne olarak izin verilmifl-
tir. ‹ngilizler (Britanyal›lar), ‹rlandal›lar’a karfl› farkl› davranma-
m›fllard›r. Amerika’ya kaç›p kurtulamayanlar, Londra’n›n açl›k
ablukas›na kurban gitmifllerdir. Ayn› muamele, ‹ngilizlerin her tür-
lü imkan› kullan›p boyunduruklar› alt›na ald›klar› Hindlilere de
yap›lm›flt›r. E¤er bütün bunlar› mahkemeye getirilip, tazminatlar›
istenebilseydi, eski Almanya, Hereros’un (Güneybat› Afrika – Na-
mibya) seçkin insanlar›n›n katledilmesinden sorumlu tutulabilirdi.

WOUNDED KNEE (YARALI D‹Z)


Bütün bir ›rk›n yok edilmesinin bir sembolü: 29 Aral›k 1890, Gü-
ney Dakota’n›n Wounded Knee bölgesinde bulunan bir ceset. Di-
ni inançlar› sebebiyle öldürüldüler. O gün, 200’ü kad›n ve çocuk
olmak üzere 300 K›z›lderili öldürüldü. Bu adam›n cesedi, kartpos-
tal olarak satmak için bu resmi çeken foto¤rafç› taraf›ndan di¤er
ölülerin üzerine konmufl ve tüfe¤i de yan›na b›rak›lm›fl. Birçok be-
yaz çekimleri seyretmek için buraya gelmifl.

olarak, Ermeni ba¤nazlar ve propagandac›lar, sihirli “soyk›r›m” kelimesini kendi sonlar› için kullanma-
ya yelteniyorlar. Amaçlar› – Ermenilere “soyk›r›m” yap›lmad›¤› gerçe¤i bir yana – dünya kamuoyunun
dikkatini ifllenen gerçek cinayetlerden baflka taraflara çekmektir.
Ruanda’daki benzer olaylara da benzer sonuç ve benzer tepkileri do¤urmufltur. “Soyk›r›m” terimi (Geor-
ge Orwell’in kulland›¤› mânâda) “uydurma” bir kelimeydi ve Ermeni propagandac›lar›n elinde bir silah
gibiydi.

Zaman›n›n en önemli dinbilimcilerinden biri olan Giordano Bruno, iki y›ll›k bir hapis süresinden sonra, 17
fiubat 1600 y›l›nda – bir soyk›r›m yap›larak - yak›lm›flt›r. Engizisyon yarg›çlar› taraf›ndan, dizleri üstünde
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
159

Yeni Bir Teknik Terim, “SOYKIRIM” ve Bu


Terimin Yarat›c›s› Raphael Lemkin

Raphael Lemkin (1900-1959), “genocide” (soyk›r›m) terimini üre-


ten kiflidir. 1945 y›l›nda Nuremberg Savafl Mahkemeleri’nde
ABD’de bafl savc› R.H. Jackson’un dan›flmanlar›ndan biridir. Her Binlerce Kamboçyal› H›ristiyan flehit ol-
ikisi de, Sovyetlerin iflledikleri suçlar› biliyorlard› ama tek bir keli- mufltur. Avrupa tepki göstermemifl, Birlefl-
me dahi etmemifllerdir. Davalarda sadece savafl suçlar› ele al›nd› ve mifl Milletler tepki göstermemifl, kimse
bu flartlar alt›nda bar›fl zaman›nda yap›lan “soyk›r›m” suç say›lm›- umursamam›flt›r.
yordu. Bu durum, Lemkin’i, soyk›r›m›n, uluslararas› hukukta bir
suç oldu¤unun kabulü için bir kampanya bafllatmas›na sebep oldu.

1975 – 1979 y›llar› aras›nda, Pol Pot’un baflbakanl›¤› ve onun li- Hocal›
deri oldu¤u “Khmer Rouge” döneminde, 2 milyon Kamboçyal›, Küçük bir Azerbaycan kasabas›, bafl› bozuk Sovyet askerlerinin
eski Kamboçya kültürünün yok edilip, “yeni bir insan ›rk›” olufl- deste¤ini alan Ermeni askerleri taraf›ndan yere bir edilmifltir. Bu,
turma amac›yla öldürülmüfltür. 20. yüzy›l›n sonunda gerçekleflen en korkunç olaylardan biridir ve
Srebrenika’da olanlara çok benzemektedir. Ama birkaç istisna ha-
riç, S›rp katiller, uluslararas› kanunlara teslim edilirken, Hocal›
katliam›ndan sorumlu bu Ermeniler, dünya kamuoyu karfl›s›nda
hala bafllar›n› dik tutabilmekte ve onlara hâlâ “kurban” gözüyle
çöküp mahkumiyetini duymas› için hapiste bekletil- bak›lmaktad›r.
mifltir. Bruno, yak›larak öldürülme cezas›na cevap
olarak flunlar› söylemifltir: “Belki siz, yarg›çlar›m
olarak, bu cezay› okurken benden daha fazla kork-
muflsunuzdur”.
ERICH FEIGL
160

“Hayastan” Cumhuriyeti’nin en bariz cinayetle-


rinden biri birkaç y›l önce olmufltur: Azerbaycan
topraklar›n›n %20’sinin iflgali, bir milyondan faz-
la mültecinin ülkenin baflka kesimlerine göçmesiy-
le sonuçlanm›flt›r. Tabii ki, bu Ermeni sald›r›s› s›-
ras›nda on binlerce kifli de hayat›n› kaybetmifltir.
Dünya kamuoyu bu olay›n az çok fark›ndayd›.
“Soyk›r›m” kelimesi etraf›nda dönen her fley Er-
menilerin tekelindedir ve 1915’in kurbanlar› ol-
duklar›n› göstermek için kullan›lmaktad›r. Bu yüz-
den iç savafl s›ras›nda kurban edilen Müslüman-
larla ilgili hiçbir fley söylenmemektedir.

Robespierre’in sonu: Modern bir terim olan


“terör”ün mucidi, kendi icad›n›n kurban›
olmufltur.

YORUMSUZ…

Hayastan Cumhuriyeti Baflkan›, Koçaryan ve Ermeni Papazlar:


HOCALI HAKKINDA TEK B‹R KEL‹ME B‹LE YOK! 26 Nisan
2005’de Karaba¤’da, daha önce Ermeni terör örgütlerinin liderli-
¤ini yapm›fl olan Hayastan Cumhuriyeti baflkan›, Türkiye’nin, Os-
manl› ‹mparatorlu¤u’nda öldürülen Ermenilerin araflt›r›lmas› için
ortak bir akademik çal›flma yap›lmas›n› resmen geri çevirmifl ve
Ankara’ya – bunun yerine – Erivan ile olan iliflkilerini normale çe-
virmesini söylemifltir. Bat› Azerbaycan’›n iflgali ve bu iflgal sebebiy-
le ölen ve göç etmek zorunda kalanlarla ilgili bir fley dile getirme-
mifltir. Bunun yerine, soyk›r›m›n tart›fl›lmaz bir gerçek oldu¤unu
iddia ederek teklifi geri çevirmifltir…
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
161

1915 y›l›ndaki iç savafl s›ras›nda ölen Ermenilerin N‹STANI’NDAK‹ ERMEN‹ NUFÜSU”, Ermeni
gerçek say›s› hakk›nda belki de en önemli belge: Patrikhanesi’nden al›nan istatistiklere göre, her za-
Frans›z D›fliflleri’ne hitaben, sürgün edilen Ermeni- man abart›lm›flt›r. (Justin McCarthy’nin güvenilir
lerin bafl› olan Bogos Nubar taraf›ndan yaz›l›p im- kitab› Müslümanlar ve Az›nl›klar kitab›na göre
zalanan bir mektup. “reste de deportés disseminds 1.018.000 kifli!
encore dans le désert” diye geçen cümlede, Kaynak: Frans›z D›fliflleri Banl›¤› Arflivleri, (Serie
“désert” (çöl) kelimesini kimsenin önemsemeyece- Levant, Armenie, 2, folio 47)
¤ini düflünerek, çölde terk edilenlerin kaderi hak-
k›nda hiçbir bilgisi olmadan söylemifltir ki, bu da Yine ayn› arflivlerden al›nan bir mektupta Bogas
alt›nda yatan niyeti göstermektedir. Nubar, Ermenileri, “savaflta bafl› çeken millet”
Ve sonuç olarak:, 1912’deki “TÜRK‹YE ERME- olarak tan›ml›yor.
ERICH FEIGL
162

Ermenistan, Rusya’n›n Kafkasya’daki do¤al


ve tarihi müttefikidir. Ermeniler; Anglo-
Saksonlar, Siyonistler ve Türkler’den oluflan
korkunç Pan-Türkist üçlünün önünde engel
oluflturmaktad›r. Rusya, Ermenistan, Gürcis-
tan, S›rbistan ve di¤er H›ristiyan milletlerin Türk
tek kurtulufl yolu “Üçüncü Roma”y› yeniden uza¤
kurmakt›r. Nash Sovremennik. ¤ildi
1993 / Cilt. IV. bariy
dan
lu’nu
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
163

Türkiye’nin düflmanlar›n›n gözünde, Ermenistan tek bafl›na Türkiye’yi çevresindeki komflular›ndan ve


uza¤›ndaki Türk topluluklar› ve Türk kültürüne ba¤l› milletlerden koparmak için yeterince güçlü de-
¤ildir. Bu yüzden, Atina ve Erivan aras›ndaki çizilen, iki eksenli “büyük tasar›m”›n Anadolu etraf›nda
bariyerler oluflturmas› amaçlanmaktad›r. Bundaki amaç, Türkiye’yi kendi soyundan olan akrabalar›n-
dan koparmakt›r. Kuzeydeki “yard›msever aptal” Yunanistan’›n müttefiki S›rbistan’d›r. Fakat Anado-
lu’nun do¤usunda, Ermenistan’›n yan›nda kurulmas› düflünülen Kürdistan bulunmaktad›r.

1. Türkiye 2. K›br›s 3. Nahc›van 4. Azebaycan


5. Türkmenistan 6. Özbekistan 7. Kazakistan
8. K›rg›zistan 9. Altay Özerk Cumhuriyeti
10. Hakas Özerk Cumhuriyeti 11. Tannu-Tuva Özerk Cumhu-
riyeti 12. Saka (Yakut) Özerk Cumhuriyeti 13. Baflkortostan
Özerk Cumhuriyeti 14. Tataristan Özerk Cumhuriyeti
15. Çavusistan Özerk Cumhuriyeti 16. Bosna Hersek
17. Do¤u Türkistan 18. Sar› Uygurlar ve Salurlar 19. Da¤›stan
20. Kumuk Türkleri 21. Çeçen – Ingufl Cumhuriyeti
22. Kabarda – Balkar Özerk Cumhuriyeti 23. Karacay – Çer-
kez Özerk Cumhuriyeti 24. Abaza Özerk Cumhuriyeti
25. Acar Türkleri 26. Ah›ska Türkleri 27. K›r›m Türkleri28.
Gagavuz Türkleri 29. Balkan Türkleri 30. Üsküp Türkleri 31.
Kosova Türkleri 32. Almanya’daki Türkler 33. Finlandiya’daki
Türkler 34. Saka (Yakut) Türkleri 35. Do¤u Sibirya Türkleri
36. Tobol Türkleri 37. Tatar Türkleri 38. Baflkurt Türkleri 39.
Mifler Türkleri 40. Magaylar 41. Stavrpol Türkleri 42. Azeri
Türkleri 43. Irak Türkmenleri 44. Suriye Türkleri 45. Horasan
Türkleri 46. Afganistan Türkleri 47. Tacikistan Özbekleri 48.
Kaflgay Türkleri 49. Hamse Türkleri
ERICH FEIGL
164

Aghasse. Zeitun depuis les Origines jusqu'á l’Insurrection de 1895. Paris,


Bibliografya 1895
Allen, W. E. D. and Muratoff, Paul. Caucasian Battlefields. Cambridge,
“Ermeni” konusunu ele al›rken kullan›lan yay›nlar 1953.
bir hayli fazla. Bu özellikle 1915’teki olaylar ko- Andonian, Aram. Les Mémoires de Nairn Bey; Documents officiels turcs
nusunda geçerli. 1915-1916 y›llar› aras›nda savafl relatifs á la deportation et au massacres des Arméniens. Paris, 1920.
söz konusu oldu¤unda, konunun “Osmanl›-Türk” The Assembly of Turkish American Associations. Myth and Reality. A
taraf›n› anlatan literatür hemen hemen hiç yok. Handbook of Facts and Documents. Washington, 1986
Bir istisna olarak sadece askeri kaynaklardan ya-
Bedrosian, Robert. Armenia in Ancient and Medieval Times. New York,
rarlan›larak 1917 y›l›nda ‹stanbul’da yay›nlanan 1969.
Aspirations et Agissements Revolutionnaires des
Comites Armeniens avant et apres la proclamation Bliss, Edwin M. Turkey and the Armenian Atrocities. Philadelphia, 1896.
de la Constitution Ottomane adl› eser vard›r. Bryce, Viscount. The Treatment of Armenians in the Ottoman Empire,
Aram Andonian, içinde Osmanl› ‹çiflleri Naz›r›n›n 1915-1916. London, 1916.
verdi¤i(!) “ölüm emirleri”nin bulundu¤u uydurma Carzou, Jean Marie. Un génocide exemplaire. Paris, 1975. Erzen, Afif.
telgraflar›n› yay›nlad›ktan sonra, bu konuda sü- Eastern Anatolia and Urartians. Ankara, 1984.
rekli yay›nlar yap›ld› ve bunlar›n istisnas›z hepsi Tozer, Rev. Henry Fanshawe. Turkish Armenia and Eastern Asia Minor.
Ermeni taraf›n›n görüfllerini yans›tmaktad›r. Ama London, 1881.
Türkler bu “masumiyet durumunu” yanl›fl anlaya-
Gürün, Kamuran. The Armenian File. The Myth of Innocence Exposed. K.
rak sessiz kalm›fllard›r. Türkler, savafl ortam›nda Rustem & Bro. and Wiedenfeld & Nicolson Ltd., London, 1985.
kaba olmufl olsa bile, savafl biter bitmez, eski düfl-
Hamlin, Carus. My Life and Times. Boston, 1893.
manlar›n› affetmifllerdir. Yüzy›llar boyunda devam
eden iflbirli¤i s›ras›nda Türkler’de Ermenilere karfl› Harbord, Maj. Gen. James G. Report of the American Military Mission to
oluflan sayg›, Ermenilerin bu saçma propagandala- Armenia. Senate Doc. No. 226 (1920).
r›n›n anlafl›lmas›n› engellemifltir. Türkler, b›rak›n Hartunian, A. H. Neither to Laugh nor to Weep. Boston, 1968.
kendilerini savunmay›, Ermenilere olan sayg›lar›n-
dan dolay› bu iddialar› ciddiye almam›fllard›r. So- Hofmann, Tessa Das Verbrechen des Schweigens. Die Verhandlung des
türkischen Völkermordes an den Armeniern vor dem Ständigen Tribunal
nuçta dünya kamuoyu tek tarafl› bir propagandaya der Völker. Pogrom Taschenbücher 1012, Göttingen und Wien, 1985
maruz kalm›fl ve Ermenilerin söylediklerine inan-
m›fllard›r. Dünya, Ermenilerin savaflta bir taraf ol- Hovanissian, Richard G. Armenia on the Road to Independence. Berkeley
and Los Angeles 1978.
du¤unu ve Osmanl›’dan toprak koparmak için sa-
vaflt›klar› gerçe¤ini gözden kaç›rmaktad›r. (Ermeni- Howard, Harry N. The Partition of Turkey. New York. 1966.
ler, bu gerçe¤i savafltan hemen sonra ortaya koy-
Husepian, Marjorie. Smyrna 1922. The Destruction of a City. London,
mufllar ama ifllerine geldi¤i için “silahs›z olma” gi- 1972.
bi bir yalan uydurmufllard›r.) Afla¤›daki kitaplar›n
listesinin abart›ld›¤› düflünülmesin. Konuyla ilgili Katchaznouni, Hovhannes. The Tasnaks Have Nothing More To Do.
Mechitaristendruckerei; Vienna, 1923.
hem Türk hem de Ermeni taraf›n›n kitaplar› bu-
lunmaktad›r. Ek k›sm›nda belirtilen yay›nlar, Katchaznouni, Hovhannes. The Armenian Revolutionary Federation
Türklerin nerede durdu¤unu göstermektedir. (Dashnagtzoutiun) Has Nothing To Do Any More. Armenian Information
Service, New York, 1955.

Khebof, Twerdo. Journal de Guerre du 2éme Regiment d'Artillerie de


forteresse Russe d'Erzéroum, et notes d'un officier Superieur Russe sur les
atrocites d'Erzéroum. 1919. Traduit du manuscrit original russe.

Korganof. La Participation des Arméniens á la Guerre Mondiale sur le


Front du Caucase 1914-1918. Paris, 1927.

Krikorian, Mesrop. Armenians in the Service of the Ottoman Empire 1860-


1908. London, 1978.
Lang, David Marshall. Armenia, Cradle of Civilization. London, 1980.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
165

Lowry, Heath W. The U. S. Congress and Adolph Hitler on the Armenians. Recent Turkish Publications
Carne, Russak & Co., New York, 1985.
fiimsir, Bilal. Apergu Historique sur la Question Armenienne.
Lang, D. M. The Armenians, A People in Exile. London, 1981. Ankara, 1985.

Lepsius, Johannes. Deutschland und Armenien. Tempelverlag, Potsdam,


1919. Ataov, Türkkaya. A British Report (1895): The Armenians
Unmasked. Ankara University, 1985.
Lepsius, Johannes, ed. Die Grofie Politik der Europdischen Kabinette
1911-1914. Berlin, 1922-1927.
Ataov, Türkkaya. "A 'Statement' Wrongly Attributed to
Lepsius, Johannes, L'Armenie et I'Europe. Lausanne, 1896. Mustafa Kamal Atatürk". Ankara University, 1984.
Mansfield, Peter. The Ottoman Empire and Its Successors. The McMillan
Press, London, 1979. Ataov Türkkaya. "An Armenian Author on 'Patriotism per-
verted'". Ankara University, 1984.
Mayéwski. Les Massacres d'Arménie. St. Petersburg, 1916.

McCarthy, Justin. Muslims and Minorities. The Population of Ottoman Ataov, Türkkaya. "Documents on the Armenian Question:
Anatolia and the End of the Empire. New York University Press, 1983. Forged and Authentic". Ankara University, 1985.
Moser, Pierre A. Arméniens - où est la réalite? Editions Mallier, Saint
Aquilin de Pacy, 1980. Ataov, Türkkaya. "Hitler and the 'Armenian Question'".
Ankara University, 1984.
Nalbandian, Louise. The Armenian Revolutionary Movement: The
Development of Armenian Political Parties Through the 19th Century.
Berkeley, 1963. Ataov, Türkkaya. "The Andonian 'Documents' Attributed to
Talat Pasha Are Forgeries". Ankara, 1984.
Nazer, James, comp. The First Genocide of the 20th Century. New York,
1970.
Cem Özgönül: "Der Mythos eines Völkermordes". Köln:
Norman, C. B. Armenia and the Campaign of 1877-1878. London, 1878. Önel Verlag 2006.

Orel, §inasi and Yuca, Sureyya. Les "Telegrammes" de Talât Pacha. Fait
historique ou fiction. Société turques d'Histoire, Ankara, 1983. Türkaya Ataöv "The Armenians Ottoman Period". Ankara
2001.
Papasian, K. S. Patriotism Perverted. Boston, 1934. Selahi Diker "And the whole Earth was of one Language",
Schemsi, Kara. Turcs et Armeniens devant I'Histoire. Geneva, 1919. Izmir 2000.

Sever, Abraham Sou. What is the truth about the Armenian claims of geno-
Documents on Ottoman Armenians. Prime Ministry, Direc-
cide by the Turks. United Turkish Americans, Wheaton. 111.
torate of Press and Information, Ankara, 1978.
Sonyel, Salahi Ramsdam. The Ottoman Armenians, Victims of Great
Power Policy. K. Rustem & Brother, London 1987
Gürün, Kamuran. Le Dossier Armenien. Societe Turque
Simsir, Bilâl, ed. British Documents on Ottoman Armenians. (2 vols.) Türk d'Histoire, Ankara, 1983.
Tarih Kurumu Basimevi, Ankara, 1982.

Shaw, Stanford J. und Ezel Kural. History of the Ottoman Empire and International Terrorism and the Drug Connection. Ankara
Modern Turkey. (2 vols.) Cambridge University Press, 1978. University, 1984.

Toynbee, Arnold J. A Study of History. Oxford University Press, 1963. Karal, Enver Ziya. Armenian Question. Ankara, 1975.
Armenian Terrorism and the Paris Trial. University of An-
Toynbee, Arnold J. Armenian Atrocities: The Murder of a Nation. New
York, 1975. kara, 1984.

Turabian, Aram. Les Volontaires Armeniens sous les Drapeaux Fran-cais. Øimøir, Bilal. The Deportees of Malta and the Armenian
Marseilles, 1917. Question. Ankara, 1984.

Walker, Christopher. Armenia - The Survival of a Nation. Croom Helm,


London, 1980. Terrorist Attack at Orly, Statements and Evidence Presented
at the Trial: February 19-March 2, 1985. University of
Williams, Rev. A. W. Bleeding Armenia. Publisher's Union, Boston, 1896. Ankara, 1985.
ERICH FEIGL
166

Sonsöz
Ermeni terörizmi: Tarih hem zehir hem de panzehirdir. Ta-
rihçiler genellikle günümüzdeki terör olaylar›yla pek ilgi-
lenmezler. Ortado¤ulu tarihçiler, konuyu kendilerine uzak
görüp, Ermeni terörüyle ilgili yorumda bulunmazlar. An-
cak, ama Ermeni sald›rganl›¤› söz konusu oldu¤unda tarih
göz ard› edilemez, çünkü tarih hem sebep hem de çözüm-
dür. Sadece bu görüflün düzeltilmesi bile Ermenileri ma¤lup
edecektir. Bu yüzden terörizme karfl› pek kullan›lmayan bir
metot öneriyorum: Tarih araflt›rmalar›.
Her teröristin bir “var olma sebebi”ne ihtiyac› vard›r- öldü-
rürken veya ölürken bir felsefeye ihtiyaç duyar. Tarih bura-
da önemli bir rol oynar, çünkü teröristler hem kendi halkla-
r›n›n geçmifline hem de tarihi gerçek veya uydurmalara ba¤l›
kal›rlar. Ama teröristlerin esas amac› her zaman, kendi
halklar›n›n yabanc›lar›n sömürüsünden kurtarmakt›r. Bu
Viet Kong için böyleydi, günümüzde ‹RA (‹rlanda Kurtulufl
Ordusu) için de böyle. Bugünün Ermeni teröristlerinin tarih-
te bir baflka benzeri yoktur. Son günlerde, ‹RA pek önemli
gözükmüyor gibi. Kosova veya ‹spanya’n›n ETA ile yaflad›¤›
“özgürlük savaflç›lar›” sorunu da benzer bir durum. Orta-
do¤u’da Ermenistan’›n Azerbaycan topraklar›n› iflgal etmifl
olmas› da unutuldu. Ama Azerbaycan’›n iflgal edilen toprak-
lar›ndan kaçan mülteciler bunu hiç unutmayacak.
Ermeni teröristler için “ba¤›ms›z olmas›” gereken insanlar,
diye bir fley yok. Ermeni teröristlerin sadece bir amac› var:
intikam – Türklerin yapt›¤›n› iddia ettikleri fleyin intikam›-
n› almak.
Yukar›da Ermenilere karfl› kullan›lacak en etkili silah›n, ta-
rih üzerinde çal›flmak oldu¤unu söylemifltim. Ama belki
flöyle söylemek daha do¤ru: En iyi silah, hakikattir. Belki
daha sonra ‹stanbul Gregoryan Patri¤i, Snork Kalutsian’›n
sözleri gerçekleflebilir:
“Her ülkede meydana gelen bu tats›z olaylar bir son bul-
sun. Allah’›n nimeti olan bar›fl, iyi niyetli herkesi kuflats›n”.
ERMEN‹ M‹TOMANYASI
167

Kiflisel Bir Önsöz


Girifl
Urartular: Dilleri ve Miraslar 12
Ermenistan: Efsane ve Tarihi Gerçek 18
Do¤u Anadolu’nun Tarih öncesi kültürleri Anadolu’nun Tarihini Anlamak için Bir Anahtar 19
Selçuklular, Mo¤ol ‹stilac›lar ve Osmanl›lar 26
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki Yahudiler 28
Rum Ortodoks Patrikhanesi 30
Ermeni Ortodoks Patrikhanesi 32
Osmanl›lar›n Do¤u Anadolu ve Kilikya’daki Zaferi 38
Ermeni Trajedisinin Sebebleri 39
Osmanl› Ermenilerinin Be¤enisini Kazanmak ‹çin Kiliseler ve Mezhepler Aras›ndaki Mücadele 39
Sonun Bafllang›c›-Protestan Bir Ermeni Milleti’nin Oluflumu 41
Katolik Ermeniler 41
19. Yüzy›l D›flar›dan Yap›lan Milliyetçi K›flk›rtmalara Ra¤men, Ermeniler ve Osmanl›lar için Alt›n Bir Ça¤ 46
Büyük Güç Politikas› ve Ermeni Sorunu 50
Mit ve Mitolojiden Mitomaniye’ye Bir Ad›m Kala 56
Mark Sykes, Zeytun ‹syan› ve Pervas›z ‹syanc›lar 62
Ermeni Tererünün Özel Bir Tür Kürban› Olarak Mihitaristler 67
Günümüzde San Lazarra-Milliyetçilik Kiliseden Laik Örgütleri Yay›l›yor 68
Mihitaristler Hakk›nda Gerçekler 68
Armenokan, H›nçak ve Taflnaktsutyun ‹htilal Partileri Terör Yöntemi 70
Bab-› Âli Gösterisi, H›nçaklar ve Kusaktsakan 72
Ermeni Terörünün Doruk Noktalar›ndan Biri : Osmanl› Bankas› Bask›n› 74
Ermenilerin Taflnaklar Taraf›ndan Yok Edilen Son fians› 76
17 May›s 1915 Ermeniler Van’› ‹flgal Edip fiehrin Müslüman Taraf›n› Atefle Veriyor. 79
Techir Karar› : Sebeb ve Sonuçlar› 81
Ermenilerin Katledildi¤ine Dair Efsanenin Dayand›¤› ‹ki Ayak Vard›r : 24 Nisan 1915 88
Tarihi ve Franz Warfel’in En Önemli Edebi –Eseri olan Musa Da¤›’nda 40 gün 90
Musa Da¤› ve Alma Etekleri ve Franz Werfel 97
Alam, Franz’›n ‹kinci fiahsiyeti 98
Bir fiair ve Dünyas› 100
Musa Da¤›’ndaki Savaflç›lar›n Yatak Çarflaflar› 105
Werfel’e Göre “Gerçe¤in” Temeli 106
Sahtekarlar Çetesi 108
Aram Andanian ve Johannes Lepsius’un Sahtekarl›klar› 110
‹ttifak Devletleri’nin Yenilmesi ve Osmanl› Devleti’nin Direnifli 116
Savafl›n Bitmeyen Kargaflas› 120
Ermeni Cumhuriyeti’nin Savafllar› 123
Kars’›n Bitmeyen Kargaflas› 126
Güney Cephesinde Benzer Bir Trajedi 128
Gümrü Bar›fl› : 2 Aral›k 1920 130
Ermeni – Yunan ‹flgalinin Sonu 131
Savafl›n Kanl› Gerçek Fantezi fiekli : Terörizm 136
Ermeni Terör Örgütleri 139
Ermeni Terör Örgütü ASALA’n›n Siyasi Geçmifli 140
Ermeni Nefret Söylentilerine Birkaç Örnek: Dünya Kamuoyunun Zehirlenmesi 142
Zihinsel Terör Miti 142
Su ve Petrol Türkiye 3 Biny›l›n Enerji köprüsü 144
Ermenilerin, Azerbaycan’a karfl› Giriflti¤i Savafl 145
William Tell ve Haik’in Çocuklar› Aras›ndaki Tuhaf Benzerlik 145
Mitomanya E¤itimi 145
Adaletin Temelleri 147
Bir Cahillik Baflyap›t› 150
Soyk›r›m – Kitle ‹mha – Terör 154

You might also like