Ali Çimen - Tarihi Değiştiren Olaylar - Fihristli

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 305

P D P U L E R T A R H

ALi QiMEN
Oskudar'da dcgdu, Sultanahmet'te buyudu. Etrafmda cynad1g1
Ayascfya'nm, Topkap1 Saray1'nm ve Dikilita?'m golgesinde
dunyay1 merak etti; tarihi sevdi. Akranlan pul kcleksiycnu
yaparken, c gazete kupurlerini tcplad1. Dunyaya clan merak1
~ccukluk hayali clan gazeteciligi, tarihe clan ozel sevgisiyse
tarih kitaplan yazarl1gm1 dcgurdu.

Yerkurenin etrafmda dcla?t1 durdu; rengarenk kulturler gordu,


cnlann tarihlerine dckundu; dunyanm ve tarihin sadece
Turkiye'den ve Osmanl1'dan ibaret clmad1gm1 fark etti.
"Gorduklerimi, hissettiklerimi ve ogrendiklerimi; dunyamlZln
crtak tarihini nas1l anlat1nm?" diye scrarken , "Tarihi
Degi?tirenler Serisi" crtaya ~1kt1.

Tek kcltugunda iki karpuzla 20 y1ld1r yerkureyi dcla?1ycr;


Amerika'dan (:in 'e, Rusya'dan ingiltere'ye; siyaset~iler, bilim
adamlan ve tarih~ilerle gorLl?Llycr, ar?ivlerde scluklan1ycr;
gazetecilik yap1p tarih kitaplan yaz1ycr. Kendisinin bir de
rcmani var.

Gazeteci kimligi ve gozuyle tarihin heyecan verici sckaklannda


ge~mi?in izini suren Ali (:imen, sizi de bu tarihi yclculuga crtak
clmaya ~ag1nycr.

Gelin , tarihi birlikte yazal1m!

alicimen.org
facebook.com/alicimen
fa cebook. com/ta ri hideg is ti renlerserisi
twitter.com/alicimen
you tu be.com/ta rih ideg is ti ren ler
iletisimalicimenragmail.com
y k i k taplar var . . .

TiMAS YAYINLARI
istanbul 2013

ti mas.com.tr
TARiH i DEGi~TiREN OLAYLAR
Ali <;: im en

TIMA~ YAYINLARI I 161 I


Popciler Tarih Dizisi I I 2

EDiT6R
Adem Kopl

KAPAK TASARIMI
Ra vza Km Irug

I.BASK!
Marr 2007, isranbul

16. BASK!
Aralik 20 13, isranbul

ISBN
ISBN 978-975-263-532-6

9 11~ ~ ~~~ ~llll l3llJIJ~ 1111


Ti~YAYINLARI
Cagaloglu, Alemdar Mahallesi,
Alayko~ku Caddesi, No: 5, Farih/ isranbul
Telefon: (0212) 51 1 24 24
P.K. 50 Sirkeci I isranbul

cimas.com.rr
timas@ rimas.com. tr
facebook.com/r im asyayin grubu
rw ircer.com/rim asyayingrubu

Kultur Bakanlig1 Yaymc1li k


Sertiflka No: 12364

BASK! VE CILT
Nqe Macbaac1lik A. ~
Akl'aburgaz Mah .
Mehmet Kopuz Cad. No: 17
Esenyu rr/ iscanbul
Telefo n: (0212) 886 83 30
Macbaa Seniflka No: 2286 1

YAYIN HAKlARI
© Eserin her hakk1 a nl ~ ma11 olarak
Tima~ Bas1m Ticarer ve Sanayi Anonim Si rkeri 'ne ainir.
izinsiz yaymlanamaz. Kay nak gosrerilerek almn yapdabilir.
TARiHi DEGiSTiREN OLAYLAR
Ali Cimen
Ali CiMEN

197 1 ytlmda isranbul/Oskiidar'd a dogdu . ilk ve Orta ogreni mini isranbul 'd a
tamaml ad1 kran sonra yiiksek ogrenimini bir siire Karadeniz Teknik Oni-
ve rsitesi Turi zm ve O rel i§lermeci ligi Boliimii' nde devam errirdi . Ardmdan
199 1'd e isranbul Oniversitesi ingiliz Dili ve Edebiya n boliimiindeki
egirimiyle eFamanli olarak ZAMAN gazetesinde gazerecilik seriivenine
ba§ lad1. Uzun y1llar gaze renin istanbul'daki merkezinde Di § Haberler,
H aber Merkezi ve Magazin servislerinde i;:evirmen, muhabir, redakror ve
edito r olarak gorev yapn. Ayni gazetenin Frankfurt , Amsterdam ve Londra
m erkezlerinde de uzun siire i;:al1§a n yazar, gazetecilik kari yerini halen
Fransa'da, uluslararas1 haber kanal1 EURONEW S' in H aber Merkezi' nde
siirdiiriiyo r. Uluslararas1 bas m kam sah ibi olan Ali <;: im en , ingilizce,
Alman ca, Frans1zca ve Hollandaca bilmektedir.

alicimen .o rg
faceboo k.com/tarihidegistirenlerserisi
face book.com/al icimen
rwirrer. com /alicimen
yourube.co m/tarihidegistirenler
il erisimalicimen@gmail.co m

Yaymlanmtf Eserleri
Echelo n
ipler Kimin Elinde (Hakan Y1lmaz ile birlikte)
insanoglunun Uzay M aceras1
Tarihi D egi§tiren Konu§malar
Tarihi D egi§tiren Sava§lar (Giiknur Giigebakan ile birlikre)
Tarih i D egi§tiren Kadmlar
Tarihi Degi§tiren Askerler
Tarihi Degi§tiren Bilginler
Tarihi Degi§tiren Olaylar
Tarih i D egi§tiren impararorluklar
Tarihi D egi§tiren Diktatiirler
Tarihi D egi§tiren G iinler
Tarihi D egi§tiren G izli Servisler
Tarih i D egi§tiren Liderler
Tarihi D egi§tiren Ke§ifler
T arihe yolculugumuz devam ediyor ~ 9

Beceriksiz kraliyet ve ihtiraslz lordlar yaka PCLfa oldu,


ilk anayasa' ya giden adzm at1ld1
MAGNA CARTA~ 13

Akil kiliseye kar~i ayaklandi, sanat ve bilim batzya i;ag atlatti


RONESANS ~ 23

Aklm zincirlerini i;ozen Batt hem kendini , hem de evreni ke~fe b~ladi
AYDINLANMA ~ 29

Kitleler 'Gzgiirluk, e~itlik , karde~lik ya da alum!' diye bait;irdi, dunya


degi~ti
FRANSIZ DEVRiMi ~ 36

Buhar gii.cuyle hizlanan insanoglu makinelerle i;ag atlad1


SANAYi DEVRiMi J;>. 44

Emeki;i iktidanndan Komunist diktatorluge giden yol


1917 EKiM DEVRiMi J;>. 53
OSMANLI TARiHE KARI$IYOR, TORKiYE CUMHURiYETi
KURULUYOR }> 61

Pasif direni~le koca bir imparatorlugu dize getirdi


MAHATMA GANDi'NiN SiLAHSIZ SAVA$!}> 79

Amerika' da b~layan
ekonomik kriz , dunyay1 fakirle~tirdi
BOYOK BUHRAN }> 87

Demokratik yollardan iktidara yuruyen adam dunyay1 kana bulad1


ADOLF HiTLER 'iN iKTiDARA GELi$i }> 96

Avrupa'yz Nazi ~izmeleriyle ezilmekten kurtaran gun


NORMANDiYA \;IKARTMASI (D-DAY) }> 107

iLK ATOM BOMBASI PATLIYOR,


ATOM (;AGI BA$LIYOR }> 113

6 milyona yakm Yahudi katledildi , mahkemesi dunyay1 sarsn


YAHUDi SOYKIRIMI VE NORNBERG MAHKEMELERi }> 128

Filistin Sorunu'nun fitili ate~leniyor


iSRAiL' iN KURULU$U }> 142

1994 'e kadar insanligm sirtmdan inmeyen utan~


IRK\;l APARTHEiD REJiMi YIKILIYOR }> 150

Amerika'rnn utan~ sayfalarmdan politik literaturun lanetli terimine


MCCHARTHYiZM }> 156

insanlzk yanm asir nukleer silahlarm golgesinde y~ad1


SOGUK SAVA$ }> 163

Avrupa'nm sav~a ve sefalete b~kaldms1


AVRUPA BiRLiGi'NiN DOGU$U }> 175
Amerika ve Sovyetler'in teknoloji ve propagandaya dayali mucadelesi
UZAYYARI$1~186

Yeni bir donem b~liyor


UZAYDA iLK iNSAN; YURi GAGARIN~ 196

Dunya 14 gitn boyunca hop oturup hop kalkn ,


Nukleer sav~m e~iginden donuldu ...
KOBA FOZE KRiZi ~ 203

68 QGRENCi OLAYLARI VE '68 KU$AGI' EFSANESi ~ 212

Dunya siyasi literaturunu zenginle~tiren skandallarm anasi


WATERGATE~ 220

Ortadogu'da dengeler degi~ti; Amerika ile iran 'surekli du~man' oldu


iRAN iSLAM DEVRiMi, REHiNE KRiZi ~ 229

48 bin yil ya~ayacak olan hayalet


<;ERNOBiL ~ 241

Soguk Sav~'m ~~mi~ hali


BERLiN DUVARI'NIN YIKILI$1 ~ 251

SOVYETLER BiRLiGi'NiN DAGTLMASI ~ 262

Koyun Dolly' den Hitler'in ikizine giden fantastik bir yol


KOPYALAMA (KLONLAMA) ~ 282

Dunya tarihin en buyuk terorist saldmsi ile sars1ld1,


tarih yeniden yazilmaya b~landi
11EYLOL2001 ~ 291
•!• Tarihe yolculugumuz devam ediyor... •!•

Tarihin uzerine biriken tozu silkelemeye, unutulmu§lugun


kokusunu ii;ine i;ekmeye hamlanan degerli okuyucuya,
Elinizdeki kitap, 13. ytizy1ldan gtinumtize kadar ya§anmt§
olan 29 aktm1-olay1-geli§meyi temel alarak yaz1ld1. Bir gazeteci
olarak her §eyden once bu kitab1, gazete okuyuculan, ara§ttrma-
ctlar, bgrenciler ya da topyekun bir ifade ile "$u topragm1 9igne-
digimiz dunyam1zda neler olmu§, neden olmu§ ve sonrasmda ne
ya§anmt§ ?" sorusu ile kafasm1 yo ran tarih merakhlan i<;in kale-
me ald1m.
Konulann se9ilmesini saglayan kritere gelince; gazetecilik
yapttg1m son 14 y1ld1r, ortalama gazete okuyucusunun ya da
hayatm nabzm1 tutmak isteyenlerin, zaman zaman, gunluk ya§a-
mm, ulkenin ve hatta dunyanm akt§tm daha iyi de§ifre etmesine
yarayacak referans noktalanndan uzak dti§ttigtinti fark ettim.
i§te elinizdeki bu kitap, bu kayg1lardan hareketle, okuyucu ile
tarihin mihenk ta§lan arasmdaki mesafeyi kapatmak ii;in kale-
me almdt. Bundan hareketle hem gunluk gazete ve dergi dilinde
hem de televizyondaki tartl§ma programlannda gazetecilerin,
akademisyenlerin ve siyasilerin en 90k attfta bulundugu, 'Soguk
Sava§', 'Frans1z Devrimi', 'Yahudi Soykmm1', 'Sovyetler'in
Y1kth§1' gibi onlarca bnemli tarihl geli§meyi bir <;att altmda top-
lamaya i;ali§ttm.
Bir diger gozlemim de, 9ogu okuyucu ya da gundem meraklt-
smm, daha 90k, yakm denilebilecek son 50-100 y1l ii;inde olan
hadiseleri merak ettigi ve tarih geriye dogru gittiki;e, bu merakt-
nm da azald1g1 §eklinde oldu. Bu yuzden konulan, 'okuldan
tarih9i' degerli editbrlerim Adem Koi;al ve Neval Akb1y1k'm

9
A LI <;:I M EN

samimi katktlan ile, 20. yi.izy1lt esas alarak sec;tik ve bnemine


binaen 15. yi.izy da kadar uzand1k.
Yahudi Soykmm1'nm yaratt1g1 panik ve korkunun isra il'in
kurulu§unu tetiklemesinde, U zay Yan §i'nda ya§anan teknolojik
ge li§melerin bir §ekilde Soguk Sava§'t bitirmesinde ya da ikinci
Di.inya Sava§i'ndaki y1ktmm ki.illerinden A vru pa Birligi'nin
fili zlenmesinde gbri.ildi.igi.i gibi, tarihin, birbirinden etkilenen
olaylar silsilesi o ldugu inanc1yla kronolojik bir m a tak ip ettik.
Bu arada, teknik nedenlerden dolay1 diger bin;ok bnemli ba§lig1
da, bir sonraki kitapta ele alabilmek i.imid iyle, elemek zorunda
kald1k.
Serinin diger iki kitab1 olan Tarihi Degi~ tiren Konu~malar ve
Tarihi Degi~ tiren Sav~lar ' 1 okumu§ o lanlanmz, serinin elinizde
tuttugunuz bu yeni kitabmda, digerlerinden fa rkli olarak dipnot
kullamlmad1gm1 gbrecektir. Sebebine gelince, h er §eyden once
bir gazeteci olarak, bu konular i.izerinde uzun denilebilecek bir
zamandir yaz1yorum. Kitapta bahsi gec;en o laylann gerc;ekle§tigi
yerlerin bi.iyi.ik bir ktsmmda bulunup havasm1 koklad1m. Bu
o laylan ya§ayanlarla, arkada kalanlarla, kendisinden etkilenen-
lerle tam §tLm, konu§tum, hikayelerini boya kokulu gazete sayfa-
lanna yansnmaya <;ali§tlm. H er zaman boyle bir referans kitab1
yazmay1 h ayal ediyordum; istedim ki aram1zdaki sohbetin akt§1-
m, soguk gbri.ini.imli.i dipnotlar kesmes in . ..
Tarihi Degi~ tiren Olaylar, en ba§ta planlarken di.i§i.indi.igi.imi.iz
gibi , serinin diger ba§liklan ile aym amac1; 'dort ba§I mamur, bz
ve c;ok ybnli.i bir tarih bilgisi' vermeyi hedefli yor. Bu ar;1dan
baktld1gmda hem onlarm koluna girebilir, h em de kendi ba§ma
yi.iri.iyebilir. Bu kitapta gec;en bnemli o laylarda ba§rol oynayan
kahramanlann, sbz konusu olaylar esnasmda yapt1g1 ve tarihe
mal o lmu§ konu§malan , serinin diger ba§lig1olan T arihi Degi~ tiren
Konu~malar' dan ya da israil'in kurulu§unun ardmdan patlak
veren A rap-israil sava§ lannda oldugu gibi bu olaylardan bazila-
nnm tetikledigi sava§lan T arihi Degi~tiren Sav~ lar ' clan takip
edebilirsiniz.

10
TARI HI DE<'.;l~TIREN OLAY LA R

Oilerim ki 'Tarihi Degi~tirenler' in' izini takip ederek geldigi-


miz bu yeni durak, sizi daha da donammlt ktlar ve gene! ki.ilti.ir
duvanmza bir tugla da ben eklemi~ o lurum.
T arih dolu nice sayfalarda bulu~mak dilegiyle .. .

Ali <;imen
Mart 2007, Amsterdam
www .alicimen.com

11
Beceriksiz kraliyet ve ihtirash lordlar yaka pa~a oldu, ilk
anayasaya giden ad1m at1ld1
MAGNA CARTA

(15 Haziran 1215)

"j~te kralm da uzerinde olan, hatta onun bile


(:igneyemeyecegi kanun ... Kanunun yuceliginin
tasdik edilmesi ve bunun bir metinle deklare
edilmesi Magna Carta'mn gorkemidir
ve sadece bu bile, insanoglunun ona
gosterdigi saygiy1 hakh pkartmaktad1r .. . "
Winston Churchill (1956)

13. yiizyil ingilteresi ii<; gii<; odag1 arasmda payla§ilmt§tl.


Monar§inin ba§mdaki Kral John, ipleri elinde tutuyordu. Aym
zamanda T ann'nm yeryuzundeki temsilcisi olarak da ulkenin
tek hakimiydi. Onun ardmdan ise krallarm krah olarak kabul
edilen Papa ve onun gudumundeki kilise geliyordu. Papa, aym
zamanda kraliyetin de bir numarah muhalifiydi. Son olarak ise
topragm ve paranm gucunu sembolize eden lordlar geliyordu.
Paray1 ellerinde tutmakla birlikte, buna e§deger gu9leri olmayt§l,
kendilerinin en buyuk derdiydi.
Kimilerine gore vatanda§m haklarmdan ziyade lordlann
91karlanm garantiye almak i<;in duzenlendigi iddia edilse de,
yaygm olarak monar§inin iradesini sm1rlayarak bireyin haklanm
guvence altma ald1g1 kabul edilen ilk sivil anayasa denemesi
olan Magna Carta, i§te boylesi bir donemde ortaya 91kmt§tl.

13
ALI <;:IM EN

Lordlann baskis1na dayanamayan Kral John, lngiliz Kraliyeti'ni yasalar


kar~1s1nda sorumlu kilacak ve daha sonra da sivil haklann ge l i~mesi nde
onemli bir rol oynayacak olan Magna Carta'y1imzaliyor.

'Magn a Carta Libertatum' o larak da bilinen Magn a Carta


(Latincede 'Bii.yii.k An~ma', tam manasiyl.a da 'Bii.yii.k Senet' anl.a-
mma gelir) tarihe , ingiliz monar§isinin giici.ini.i, ozellikle de Kral
John'un mutlak yonetimini sm1rlayan bir ingiliz bild irgesi o la-
rak gec;:mi§ ve kralt, bazt h aklarmdan vazgec;:mek, kanunlara
uymay1 ve iradesinin kanunlar tarafmdan s1111rlanmasm1 kabul

14
TARIHI DElil~TIREN OLAYLAR

etmek zorunda b1rakmt§tt. Oiger bir deyi§le, anayasal hukukun


i.isti.inli.igi.i ne giden si.ire<;te attlan ilk ad1md1.

Monar§inin acziyeti Magna Carta'yi doguruyor


1066'daki Norman istilas i'nm ve 12. yi.izytldaki ilerlemelerin
ardmdan ingiliz Krall1g1, l 199'dan itibaren Avrupa'nm gormi.i§
oldugu en gi.ic;li.i monar§ i h aline geldi . Bunun birc;ok sebebi ara-
smda yeni N orman yoneticilerinin yonetim tam ile yerli Anglo-
Sakson ve N ormandiya'daki Anglo-Norman yonetim sistemle-
rinin birle§tirilmesi sonucu ortaya c;1kan oldukc;:a gi.ic;li.i bir
merkezl hi.iki.imet yatiyordu . Ancak 13. yi.izy1lda Kral John'un
ba§a gec;tikten sonra birc;ok konuda ba§anstz olmas1 ingiliz lord-
lannm ayaklanmasma ve kralm sm1rs1z gi.ici.ine sm1rlamalar
koyulmas ma yol a<;tt. Kral, h er ac;1dan doki.iluyordu . H er §eyden
once iktidara geli§ tarzmdan dolay1 kendisine duyulan gi.iven ve
sayg1 azalmt§tt .
Bir onceki Kral 'Asian Yurekli' Richard 1199'da o ldi.igi.inde
yerini alabilecek 2 aday vard1: John ve N ormandiya'daki yegeni
Arthur. John, Arthur'u yakalatarak h apse atttrdt ve bir daha
kendisinden haber almamad1. H er ne kadar Arthur'un olduri.il-
di.igi.i kesin olarak kamtlanamam1§ olsa da, birc;ok ki§i bu duru-
mu , kral olmak ic;in ailesinden birini oldurebilecek kadar bas it-
le§tigini di.i§i.indi.ikleri John'un alnmdaki kara !eke o larak gori.i-
yordu. ikincisi, Fransa Krah Philip Augustus, Frans1z toprakla-
nndaki birc;ok ingiliz arazisine el koyduktan sonra ingiliz lordla-
n, krallanndan bu topraklan geri almasm1 istemi§ler ve kral 8 yd
som a bu i§e giri§ince 1214'teki Bouvines Sava§L kaybedilmi§ti.
Sava§m ardmdan sadece bu sava§ta toprak kaybettigi ic;in
degil; bi.iyi.ik karde§lerinin aksine eyaletlerden hic;bir arazi hakkt
elde edemedigi ic;in] ohn'a "Lackland" (yurtsuz) lakab1 takilmt§-
tt. John'un uc;unci.i ba§artSLZltgt ise kilise ile Canterbury
Ba§piskoposu'nun atanmas1 konusunda yapt1g1 sava§t kaybetme-
siydi. Arna bardag1 ta§tran as1l damla, John'un N ormandiya ve
Poitou'yu yeniden almak ic;in vergileri art1rmas1 olmu§tu .

15
ALI <;: IMEN

Kral miihrii basiyor ...


1215'e gelindiginde ingiliz lordlar arttk mevcut duruma kat-
lanamaz olmu§lardt. 10 H aziran 1215'te gu9lerini bir araya geti-
rerek, deyim yerindeyse, Londra'y1 bast1lar. John'u, "Lord
Kanunlan " olarak bilinen anla§may1 kabul etmeye zorladdar. 15
Haziran 1215'te Runnymede'deki bir ~yirltkta Kral John, bu
anla§maya muhrunu bastt. Buna kar§tltk lordlar da 19 Haziran 'da
krala olan bagltl1k yeminlerini yenilediler. 15 T emmuz'da topla-
nan Kraliyet Mahkemesi, kral ve baronlar arasmda bir anla§ma-
ya vanld1gm1 teyit etmek uzere resml bir belgeyi on aylad1.
Boylelikle ortaya, ilk an ayasa olarak kabul edilen M agna C arta
91km1§ oldu. Bu belgenin kopyalan, Ba§piskoposluk ba§ta olmak
uzere butun resml makamlara gonderildi. Bu anla§mayla bir
komite kuruldu. Bu komite her an toplanabilecek ve gerektigin-
de kralm kalesine ve mallanna el koyma gucunu kullanarak,
kralm idaresinin uzerinde kararlar alabilecekti. Bu madde iyin
Orta~g'a ait, dah a once s1kltkla uygulanmt§ ama ilk defa
monar§iye kar§I uygulanabilecek olan ve "el koyma" olarak bili-
n en yasal bir uygulama temel almmt§tl. Bunun yam stra kraldan
komiteye kar§I bagltltk yemini etmesi istenmi§ti.

Ve tammiyor ...
Bu anla§may1 basb altmda imzalayan ve tum monar§ik gu9-
lerini b s1tlad1g1 iyin Magna C arta'nm kendisi ay1smdan en
belali unsuru olan 61. maddesinden dolay1 kralhg1 sadece kag1t
uzerinde kalan John'un Magna Carta'y1 onore etmek gibi bir
n iyeti yoktu. Lordlar Londra'dan aynhr aynlmaz anla§may1 tam -
mad1gm1 duyurdu ve ingiltere'yi Birinci Lordlar Sava§L olarak
bilinen bir i9 sava§a suri.ikledi. Ardmdan Papa lll. Innocent de
"basb yap1larak imzalattlan bu utan9 verici ve a§agdayte1" anla§-
mayt feshettigini duyurdu. Papa, tum h akli itirazlan kralm itiba-
nm zay1flatt1g1 gerekyesiyle geri yevirdi. i9 sava§m ortasmda, 18
Ekim 1216'da Kral John'un dizanteriden olmesiyle sava§m gidi-
§at1 da degi§ti. Tah tm varisi, heni.iz 9 ya§mdaki III. Henry idi.

16
TARI HI DE(;l~ T I REN OLAY LA R

Kral yanltlan , isyan c1 lordlann '<;ocuk kral'a bagltltk yemini


etmey i daha tatmin edici bulacaklanna inaniyorlard1. SonU<; ta
Henry, Ekim ay1 sonlanna dogru tahta c;1kanld1 ve sava§ sona
erdi . 12 Kas1m 1216'da Magna Carta, H enry'nin adma naipleri
tarafmdan , sorunlu 61. madde gibi bazt maddelerin c;1kanlmas1y-
la yeniden imzalandt. 121 ?'de yine kral naipleri tarafmdan
onay lanan Magn a Carta, 1225' te 18 ya§ ma gelen H enry tarafm-
dan da on ayland1; ancak bu sefer anla§ma sadece 3 7 madde
ic;eriyordu . lll. H enry, ingiliz Mon ar§isi ic;inde bir rekor ki rarak
56 ytl tahtta kald1. 1272'de oldugunde Magna Carta, bir dah a
ayn lmamak iizere ingiliz sisteminin bir parc;as1olmu§tU. Kral lll.
H enry'nin oglu ve varisi I. Edward'm parlamentosu, 12 Ekim
1297'de Magn a C arta'y1 bir kez dah a teyit ederek temellerini
saglama alacakt1.

1215 Magna Cartasi


Magna Carta, baz1 politik ozgurlukleri garanti altma al1yor,
mon ar§iden bag1ms1z bir kilise kurulmasm1 ongoren maddeler
ic;eriyor, adaleti ve kanunu iistiin tutarak kraliyetin faaliyetleri-
ne sm1rlama getiriyordu. Magna Carta'nm buyuk bir kism1
neredeyse kelimesi kelimes ine I. H enry'nin llOO'de tahta c;1kt1-
gmda kabul edilen ve kralm soylulara ve kiliseye kaq1 davrant§-
lanm sm1rlarken ingiliz Kilisesi ile soylulanna belli ba§lt sivil
haklar taniyan O zgurlukler A nla§mas1'nm (C harter of Liberties )
bir kopyas1yd1.
Magna Carta, birc;ogu 13 . yiizyila has olan 63 farklt madde ya
da ba§ltktan olu§uyordu . Kraliyet arazilerinde avc1ltgm sm1rlan -
dm lmasm1 ongoren guncelligini yitirmi§ maddeler ic;ermekle
birl ikte, "Hic;bir ozgilr ki~i , soylulan tarafmdan veya ulke kanunla-
nna gore yasal bir yargilama olmaksizm tutuklanamaz, hapse atila-
maz, mallanna el konulamaz, surgitne gonderilmez, kanun di~ i ilan
edilemez, mallan hic;bir ~e kilde yak edilemez" §eklindeki 39. madde-
si gibi, giiniimiize dek ayakta duracak vurgulan da vard1 . Bu
madde, kralm, ki§ileri kendi istegine gore degil, kanunlara gore

17
Magna Carta'ntn Kral John taraf1ndan imzalanm1~ orijinali kaybolmu~ olsa da
dort kopyas1 varlig1nt surdurmu~tur. Resimde, 1225 y1linda Kral Ill. Henry
taraf1ndan yaptmlan nushas1goru luyor.
TARIHI DEGl5TIREN OLAYLAR

yarg1lamas1 gerektigini ·on aya koyuyordu. Benzer bir madde olan


"Hir; kimse ir;in a.daleti ve haklanrn satmayacak, hir; kimsenin a.dalet
ve haklanm ertelemeyecek veya reddetmeyecegiz" §eklindeki 40.
maddesi ise kraliyetin gi.ici.ini.i sm1rl1yor ve anayasal monar§i
yolunda at1lan ilk ad1m o luyordu.
1957 y1lmda Amerikan Barolar Birligi, Runnymede'de bir
amt in§a ederek Amerika'nm, kanunlan ve anayasasm1 Magn a
Carta'ya bon; lu o ldugunu kabul etti. Magna Carta, ilk versiyonu
sadece birka<; h afta yi.iri.irli.ikte kalmasm a ragmen, John'un 1216
son bah annda oli.imi.iyle tahta ge<;en III. H enry tarafmdan
1225'te kesin bir §ekilde kabul edilmesinin ardmdan ebedile§-
mi§ ve ingiliz Anayasas1'nm temel ta§t o lmu§tu. III. Henry ve
h alefleri bir<;ok bahaneyle anla§may1 de lmeye kalkt§mt§ ve
Magna Carta'ya ragmen Orta<;ag'da ingiliz monar§isinin mutlak
gi.ici.i giderek artmt§ olsa da, bir temel ilke hi<;bir zaman has1ral-
t1 edilememi§ti: t0on ar§i, art1k kanunlara tabiydi. Ostelik
Orta<;ag boyunca Magna Carta'nm 30 kez teyit edilmes i, krala,
hi<;bir zaman uymasa bile bu ger<;egi h amlatmaya devam ede-
cekti.
ingiliz monar§isinin gi.ici.ini.in artt1g1 Orta<;ag boyunca Magna
Carta <;ok onemli bir beige o larak gori.ilmedi . Anla§ma, 17. yi.iz-
ytlda parlamento ve kraliyet aras mdaki <;att§ma bi.iyi.idi.ik<;e daha
<;ok onem kazanacaktt. Magna Carta 17. yi.izy1lda tekrar gozden
ge<;irildi ve Oxford $artlan gibi, <;oga lan ni.ifusa daha fazla hak
garanti eden ve ingiliz anayasal monar§isine zemin haz1rlayan
ba§ka belgeler de ana metne eklendi . Magna Carta'nm 1297'deki
versiyonu , sadece giri§ ktsm1, i.i<; maddesi ve sonu<; ktsm1 yi.iri.ir-
li.ikte o lmasm a ragmen h ala ingiliz hukukunun bir par<;as1d1r.
Geriye kalan 34 makale ya yi.irurli.ikten kaldmlmt§ ya da degi§-
tirilmi§tir.
Bugi.in Magna Carta'nm pratikteki uygulamas1 <;ok sm1rl1d1r.
Daha som a Amerikan Anayasas1 da dahil olmak i.izere anayasal
hi.iki.imetler kurmak i<;in yaptlan tum giri§imler, kaynaklanni bu

19
ALI t;IMEN

anla§mad an alm1§lar ve bu anla§manm b1rakt1g1 izlerden fayda-


lanm1§lard1r. Magna Carta'nm etkisi hi.iki.irne tin yetkilerini
kis1tlayan ve insanlarm hakla nrn s1ralayan ABO insan H aklan
Beyannarnesi'nde ac;::1kr:;a gori.ilrnektedir. Bunlardan bazilan §6y-
ledir: "Hie; kimse kanunlann uygulandigz yasal bir sure<; olmadan
ya~ama hakkmdan, ozgurlugunden ve ki~isel mulkiyetinden mahrum
birakilamaz. "
M agna Carta ayrn zamand a uluslararas1 bildirgeleri de etkile-
mi§tir. Soz gelirni Ba§kan R ooseve lt'in qi Elean o r Roosevelt,
"insan H aklan Evrensel Beyannamesi'ni 'Magn a Carta' nm ti.im
insanl1ga hitap edeni" §eklinde ta rnmlarn1§tt.

Magna Carta ve ingiltere'deki Yahudiler


Magn a Carta, ingiltere 'deki bore;:: hukuku ve burada ya§ayan
Yahudilerle ilgili iki madde de ic;::eriyo rdu. Kilise, tefecilige girdi-
gi ic;::in fa izle bore;:: verrneyi yasaklamasma ragmen Yahudilerin
bon; alip-verme i§lerine mi.idah a le etmernesi H1fistiyanlan kiz-
d1fmt§tt; bu durum bir ahlaks1zltk olarak gori.ili.iyordu ve cezas1
aforoz edilmekti . Ancak Yahudile r, H1ristiyan kanunlarma tabi
o lmad1klan ic;::in cezalandmlarn1yo rlard1 ve boylece yasal ac;::1dan
faiz uygula rna lanna hic;::bir engel kalrn1yordu . Kilisenin aksine
laik kes imler ise ki§isel zen ginliklerini artlfma ftrsat1 verdigi ic;::in
bu uygulamaya goz yurnuyorlardt. Bu olay, c;::ok karma§tk bir yasal
durumun o rtaya c;::1kmasma sebep o ldu: Borc;::lular, genellikle
kilisede m ahkemenin kar§!Sm a Yahudi alacaklilanrn c;: 1kanyor-
lard1 ve boylece yasal o lmad1g1 ic;::in bo rc;::la n siliniyordu.
Yahudiler ise bore;:: verdikleri ki§ile ri , borc;::lanrn fa izle geri alabi-
lecekleri la ik rnahkernelerin kar§tsma c;::1karmaya r:;al1§1yorlard1.
Borc;::lular ve alacakl1lan arasmdaki ili§kiler h ep naho§ bir vazi-
yet alm1§tt. Yi.izy1llar boyunca bu kaosu di.ize ltrnek ic;: in defalarca
giri§imde bulunulmu§, M agn a Carta'ya eklen en maddeyle de
sonuca ula§1lm1§t1:
"Buyuk ya da kuc;uk miktarlarda olsa da Yahudilerden bore; alan
birinin borcunu odemeden olmesi durumunda , eger mirasr,:m re~it

20
TARIHI DEl:il~TIREN OLAYLAR

degilse, soz konusu geriye kalan bore; faiz i\;ermez; bu durum bize
getirilirse anapararnn odenmesi dz~mda ba~ka bir karar almayacagzz.
Eger bir ki~i Yahudilere borcu oldugu halde olurse, dul kalan e~i kalan
mirastan payzrn alzr ama borcu odemez; eger geriye kalan \;Ocuklar da
re~it degilse o[en ki~inin mulkiye ti korunarak \;OCuklarzrnn ihtiya\;larz-
nm giderilmesinde kullarnlir ve mirasm geri kalan kzsmmdan bar\;
odenir ... "

Magna Carta'mn riizgdn hi~ dinmedi


Magna Carta h er kabul edildiginde bin;ok kopyas1 <;1kartl-
m1§, boylece taraflann h epsinde bu kopyalardan bir tane bulun-
mu§tur. Bunlardan baz1lan h ala mevcuttur. Baztlan ise tamamen
kaybolmu§tur. 1215'te Kral John tarafmdan mi.ihi.irlenen oriji -
nal Magna Carta gi.ini.imi.ize kadar gelmey i ba§aramaml§tlr. Aym
tarihe ait dort kopya ise gi.ini.imi.ize ula§!TII§tlr ve ingiltere'de
sergilenmektedir. Bunlarm ikisi ingiliz Ki.iti.iphan es i'nde olmak
i.izere biri Linco ln Kales i'nde (Lincoln Castle), digeri ise
Salisbury Katedrali'nde bulunuyor. 1297 tarihli 13 kopyas1 da
gi.ini.imi.ize ula§may1 ba§armt§tlr.
Avustralya hi.iki.imeti 1297 tarihlilerden birini 1952'de 12
bin 500 pounda satm alarak, Canberra'daki Parlamento binasm-
da sergilemeye ba§lam1§t1. Eyli.il 1984'te ise Perot Vakf1 1297
tarihli bir ba§ka ni.ish ay1 satm almt§ ve Washington DC'deki
Ulusal Ar§iv'e bagt§lamt§tl.

Magna Carta'mn etkileri


Magna Carta, vatanda§lann bzgi.irli.iklerin i belirlemekten
<;ok, toplum gi.i<;leri arasmda blr denge kurmak amac1yla kralm
sons uz gib i gori.inen yetki lerini , din adamlan ve halk adm a sm1r-
lamaya yone lik bir ad 1md1. Ozell ikle 39. maddesi, vatanda§
h aklan ve bzgi.irli.ikleri a<;1smdan <;ok bn emli bir <;1g1r a<;m t§,
hukukun Listi.inli.igi.i ilkes inin ortaya <;1kmas mda ve bir<;ok i.ilke-
de filizlenmesine kap1 aralam l§tlr. Oiger b ir deyi§le Magn a
Carta, Frans1z Devrimi ile ortaya <;1kan insan ve Yurtta§ H aklan

21
ALI <;: IMEN

Bildirges i'nin , 10 Aral1k 1948'te Birle§mi§ Milletler Gene!


Kurulu tarafmdan kabul edilen ve insanlik ailes inin butiin iiye-
lerinin medeni, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kulturel h aklan-
m ilan eden insan Haklan Evrense l Bildirgesi'ne ve yine 4
Kas1m 1950 tarihinde Roma'da imzalanan ve 3 Eylul 1953'te
yururluge giren insan Haklanm ve T emel O zgurlukleri Korumaya
ili§kin A vrupa Sozle§mesi'ne ruh vermi§tir.

22
Ak1I kiliseye kar~1 ayakland1,
sanat ve bilim Bat1'ya c;ag atlatt1
RQNESANS

"Avrupa Ronesans1 15. yii.zyil.da ba~lamcul1.


Bilakis Avrupalilar Amp kii.ltii.rii. ile tam~mca
b~lad1. Avrupa'mn uyam~i ltalya'da degil,
Mii.slii.man ispanya'da b~lam1~tir."
Robert Briffault,
Franszz romanc1 ve antropolog

"Biz, Ronesans ve Reform yapamad1k, o yuzden Batt ilerler-


ken biz yerimizde sayd1k" onermesi, Batt ile ulkemiz arasmdaki
geli§mi§lik farkma yaptlan at1flarm en fiyakal1 malzemesidir.
Her ne kadar bu kadar basite indirgenemese de, dogruluk pay1
da yok degildir. Batt'da bir Ronesans o lmu§tur ve ondan som a,
en azmdan Battltlarm gozii ile hi9bir §ey eskisi gibi o lmamt§ttr.
Peki nedir bu Ronesans?
Kelime anlam1 'yeniden dogu§' olan Ronesans, temel olarak,
Yeni<;:ag'm ba§lamas1yla Avrupa'da edebiyat, guzel sanatlar ve
bilimde ya§anan patlama i<;:in yaptlan toptan tammd1r. Kelime
o larak ise ilk kez italyan mimar ve ressam Giorgio Vasari tara-
fmdan buyuk sanat91lan anlatttg1 ve 1550'de bastlan Vite isimli
eserinde kullamlmt§ttr. ita lyanca 'II Rinascimento' o larak da
bilinen Ronesans' m , Orta<;:ag'm sonu ile Modern<;:ag ba§lang1c1
arasmdaki ge<;:i§ donemini de simgeledigi soylenir. Bir ba§ka
tamm1 ise 15. yuzy1ldan ba§layarak italya'da ve daha soma da

23
ALI <;:IM EN

diger A vrupa ulkele rinde humanizmin etkisiyle ortaya c;:1kan ,


klasik ilkc;:ag kulti.ir ve san atma dayan arak geli§en bilim ve san a t
do nemidir. Ro n esans'm 14. yi.izydda Kuzey ita lya'da filizlendigi
ve oradan da 15. yi.izyd itibariyle Kuzey A vrupa'ya yayt!d1gm a
inan1!1r.
N imetlerinden fayda lan an Batddara gore Ron esan s ile ktsa-
ca pozit if ab! skolastik akla galip gelmi§; A vrupa, o g1pta ile
izlen en teknolojik z1pla masm1 gerc;:ekle§tirerek refahla kucakla§-
m1§t1r. Oiger bir deyi§le insan oglu, dinin basb c1 ikliminden
kurtularak ak!t rehber alm1§ ve ba§an ya ula§tlm1§ttr. Dah a yalm
bir ifadeyle dinin yerine bilim gec;:mi§tir. Bu arada be lirtmek
gerekir ki, burada sbz ko nusu o lan, O rtac;:ag H1ristiyanl1gmm
oto rite r basktet yorumudur. Arna n e yaz1k ki bu yakla§tm, bzel-
likle ulke mizdeki bazt c;:evreler tarafmdan isla miyet de dahil
olmak i.izere tum d inlerin bask1e1 bir bze sah ip oldugu ve geli§-
meye engel o ld ugu §eklinde yorumlanmt§ttr. S 1k 1k gi.indeme
gelen islam'da 'reform' c;:agnlannm a rkasmda da bu yanlt§ anla-
§tlan fe lsefe yatar. Oyle ya da boyle, Ba t1'nm mevcut i.isti.inli.igi.i-
ne zemin olu§turan bu aktmm an a h atlannt §by le s1ralayabiliriz:

Yeryiizii ilgirn;tir, ar~tmlmalidir.

insanoglu gii.~liidiir ve ~ok ~ey b~arabilir . Ozellikle de akliyla.


insanm siirekli faal olmas1 onurlu bir i~tir , siirekli ~alz~ilmali ,
ar~tmlmal1dir.

Dahas1ger~ek olan gii.zeldir.

i§te bu mihenk n okta la nndan h a reketle Bau d unyas1, ya§a-


111lan dunyanm mi.ike mme l oldugu ve mi.ikemme lligin ke§fedil-
mesi gerektigi kantsm a varm1§, ' Dunya yeterince ilginc;:. Ba§ka
dunyalara, bzellikle de bunu vaaz eden d ine ihtiyac;: yok , bu
di.inyanm h akkm1 vere lim' noktas ma ula§mt§ttr.
Ro n esan s kavramt iki ayn ge li§me ic;:in ku llant!1yord u.
Birinc isi; A n t ikc;:ag eserlerinin yeniden ke§fi, bgrenimi ve san a t

24
TA RIHI DE li l ~ T IREN O LAY LAR

Avru pa'da klasik ressaml1g1n temelini atan Raffaello Sanzio' nun en me?hur resim-
lerinden biri olan Atina Okulu . Resimde lbn Ru?d, Diyojen, Sokrates, Plato,
Hera klit, Pitagoras gibi du?unurler giize ~arpar.

ile bilim alanlannda kullantlmas1; digeriyse gene! manada


A vrupa kulturuni.in yeniden canlanmasma yo l ayan bu du§Lince
aktmlannm sonuc;larmm tantmlanmasi.
Ote yandan Ronesans kavramma yonelik yakla§tm fa rkltltk-
lan da yak degildir. Geleneksel goru§e gore 15. yuzytlda
italya'daki Ron esans, matematigin Araplardan almd1g1, deney-
ciligin geri dondi.igu, humanizm aktmmdan etkilenen insanlann
o ant olabildigince zevk duyarak ya§amaya odakland1g1, matba-
actl1kla birlikte bilginin yay1ld1g1 bir donemdir. A ynt zamanda
sanatta, §iirde, mimaride yeni tekniklerin bulunu§u ile yaztlt ve
gorse! sanat eserlerinde kullantlan maddeler farklda§tnt§ ve tarz
ac;1smdan da radikal degi§imler gerc;ekle§mi§tir. Bu don em, uzun
bir sessizlik doneminden som a Avrupa'nm yeniden geli§tigi ve
ticaret ile ke§ifc;iligin yukseldigi bir zaman dilimidir.

25
A LI c;:IM EN

Ronesans genellikle 'M odern' donemin ba§langte m1 sembo-


lize eder. Peki , bu tamma iti raz eden var m1d1r? Ever, vard1r. Soz
gelimi Marksist tarihc;iler, Ronesans\ A vru pa toplumunun
bi.iyi.ik bir ktsm1 Ortac;ag'da kaltrken ; ki.ic;i.ik, varl1klt ve gi.ic;li.i bir
grubun sanat, edeb iyat ve felsefe alanmda gerc;ekle§en degi§im-
lerden etkilendigi ve Modernc;ag'1 kucaklad1g1 'sahte devrim'
o larak gbri.ir.

Ne zaman, nerede ve nasil bel§ladi?


Sanilanm aksine Ronesans'm kes in bir ba§lama noktas1 veya
yeri yoktur. Ama ag1rl1klt inant§a gore, O rta italya'da, bzellikle
de Floransa'da ba§lamt§ttr. Bir kesime gbreyse, istanbul'un
1453'te Ti.irklerin eline gec;mes iyle bu §ehirden bze llikle italya'ya
gbc; eden bilim adam1 ve sanatc;1lar Ronesans'm tohumlanni
atmt§tl . italyan denizc iler de islam diyarlanndaki zenginlik,
refah , nizam, intizam, adalet ve inane; hi.irriyetinden etkilendik-
lerini her ftrsatta dile getiriyorlardt.
Bunlann yam s1ra i talya'da bulunan Cenova, Vened ik, Piza
ve Floransa §ehirleri , H ac;ltlara ev sahipligi yapmalan ve bah arat
ticaretini ellerinde tutmalan sebebiyle di.inyanin en zengin
§ehirleri haline gelmi§ti . Zamanla bu §ehirlerde dev let idaresi,
ti.iccarlann ve ti.iccarl1k yapan prenslerin eline gec;ti . Bunlar da
ttpkt islam i.ilkelerinde §ahit olduklan gibi, §airleri , sanatkarlan
ve fikir adamlanni maddi ve manevi ac;1dan gbzeterek, yarattc1
di.i§i.incenin bni.ini.i ac;ttlar.
11 . yi.izy1lm sonund an itibaren ba§layan H ac;l1 seferleri de
A vru paltlann islam i.ilkelerindeki parlak meden iyetle bulu§ma-
sm1 saglamt§tt. Bu medeniyetin ni.iveleri Endi.ili.is Emev ileri
arac1ltg1yla A vrupa'ya gec;m i§, islam alimlerinin fe n sahas mda
verdigi eserler A vrupa dillerine c;evrilmi§ ve sonuc; o larak da
Batt'daki ilmi geli§melerin temeli attlmt§tl.
Ronesans i.izerinde derin ara§ttrmalar yapan Burkhard,
"Ronesans insanm ke§fedilmes idir" diyerek, Ronesans bncesi,
bze llikle de Engizisyon Mahkemesi tarafmd an estirilen ve d in
ad ma insanm bireyselligini ayaklar altma alan terbr donemine

26
TARIHI DElil~TIREN OLAY LAR

attfta bulunur. Gen;ekten de A vrupaltlann 'karanltk c;ag' olarak


and1klan bu donemde yliz binlerce insan haks1z yere katledilmi§,
din adamlan yozla§mt§tl. Aralannda cennetten arazi satanlan
bile 91k1yordu ! Mantik ve serbest dli§lince, dli§man olarak kabul
ediliyordu. Ounyanm dondugunu soyleyen Galileo gibi bilim
adamlan basktya maruz kaltyordu. Ronesans, adeta bu iklime
tepki olarak, ilim ve teknikteki ilerlemenin yam ma insan ve
tabiat sevgisinde de patlamaya yol ar;tt denebilir. Bugun bile
Bat1'da bireysel haklann, bireyselligin kutsanmasmm kokeni,
eskiye duyulan tepkiden kaynaklamr.
Ronesans dah a ziyade Fransa'da sanat, A lmanya'da din!
tablo ve resimler, ingiltere'de edebiyat, ispanya'da resim ve
edebiyat alanmda geli§erek kendini gosterdi. Dini tablolan ile
tanman Alman ressam Albrecht Ourer, Frans1z mimar Pierre
Lescot, ingiliz yazar William Shakespeare, Don Ki~ot romam ile
§6hrete kavu§an ispanyol yazar Miguel de Cervantes Saavedra
bu donemin parlak ydd1zland1r.
16. yuzy1lm ilk yansmda o lgunluk donemine ula§an
Ronesans, italyan mimar, mucit, ressam, filozof ve yazar
Leonardo da Vinci, italyan mimar ve ressam Raffaello, italyan
mimar, ressam ve §air Michelangelo Buonarroti ve italyan res-
sam Tiziano Vecellio gibi sanatr;ilann dogu§una zemin h az1rlad1.
Donatello ve Bramant gibi heykelt1ra§lar, Jan Bulan gibi
mimarlar, Jan G ojon gibi heykelttra§lar ve Fransuva Klue gibi
ressamlar da yine bu donemin sanat91lanyd1.

Ronesans ile akil, egemenligini ilan etti


Ronesans'm en 6nemli sonucu, Batt'da kilisenin yerini pozi-
tif dli§lincenin, diger bir deyi§le bilimin almt§ olmas1d1r. Ahl
tek ktlavuz olarak kabul edilmi§; insanlarm amk dii§iinen, ele§-
tiren, soran, yargdayan ve kendi fikirlerini 6zglirce ortaya koyan
varliklar olmas1 gerektigi inanc1 agnl1k kazanmt§ttr. 'Dogmalar
ve on yargilardan kurtulmaliyzz' inanct yaygmltk kazanmt§tlr.
Bunu takiben dinde reform h areketleri ba§ gostermi§, din adam-
lannm ve kilisenin halk uzerindeki otoritesi sars1lmt§ttr. Bilim

27
ALI <;:IM EN

ve teknikteki geli§meler h1zlanmt§, buradan alman ivme ile


Sanayi Devrimi ba§lamt§ttr. A vrupa'da sanattan zevk alan bur-
juva sm1f1 ve halk sm1f1 olu§tnU§tur. Ama tum bunlan tek bir
ci.imlede ozetlersek Ronesans, Batt A vrupa'nm olu§turdugu
medeniyet h avzasmm ana yakltl ve bugunku 'bireysellik uzerin-
de yukselen refah' anlayt§mm miman olmu§tur diyebiliriz.

28
Akim zincirlerini ~ozen Bat1
hem kendini hem de evreni ke~fe ba~lad1
AYDINLANMA

"T oplumumuz farkli dinf ve felsefi geleneklerin


urunudur. Yunanlarm ve Romalilann ,
Hiristiyanligm , Yahudiligin , humanizmin ve
A ydmlanma'mn fikirleri bizi biz yapmi~ tir . "
Jan Peter Balkenende,
Hollanda Ba§bakam

A ydmlanma C::ag1, bu kitabm ic;ine girmi§ olmakla birlikte,


tek ba§ma bir olay degil; ama kendisinden som a gelecek o lan
Fransiz Devrimi ve Sanayi Devrimi i.izerinde belirleyici olan bir
zaman dilimi ve hem po litik hem de sosyal geli§meleri tammla-
mada onemli bir dayanak noktas1d1r. Aynca halen di.i§i.ince sis-
temleri i.izerinde etkili oldugu i<;in i.izerinde durulmay1 fazlas1yla
hak etmektedir.
Aydmlanma'y1 kabaca 'insan aklmm kurucu ilke o larak
benimsendigi ve ti.im toplumsal ya§atmn ve di.i§i.ince sisteminin
buna gore §ekillendigi zaman dilimi ya da akim' olarak bzetleye-
biliriz. Ya da donemin onde gelen di.i§i.ini.irlerinden Immanue l
Kant'm isabetli bir §ekilde dedigi gibi, 'akl1 kullanma cesareti'
diyerek de tammlayabiliriz.
Aydmlanma felsefesi, o ana kadar toplumsal, bilimsel ve
sanatsal akimlar i.izerinde belirleyici olan kilise etkisini, ya da
dinin golgesini de diyebiliriz, kald1rarak bunun yerine aklm

29
A LI <;:iM EN

ege menligini tes is e tme yi h edefle mi§tir. H edef bas ittir:


Orta<;:ag'da hukum suren ve din tarafmdan §ekillendirilen ya da
smtrlan an dunya gbri.i§i.ini.in yerini aklm ve yara ttct di.i§i.incenin
i.iri.ini.i o lan yeni bir duzen alacakttr. Bu yeni felsefenin bir de
ideali vard1r; aktl kes in dogrulara ula§acak, bu dogrular bilgi
i.iretecek ve bu bilgi birikimi i.izerinde entelektuel bir dunya
kurulacakttr. A ydmlanma felsefesine gore, surekli mutluluk ve
bzgurluk, an cak ve ancak gelenegin ve dogmatik fikirlerin zin-
cirlerinden kurtulmakla mumkun olacaktt. Bunun ic;in de yap tl-
mas1 gereken gayet basitti; 'inanmanm ' ye rini 'bilmek' ve 'ara§-
ttrmak' almaltydt.
Yine Kant'a don ersek; A vrupa dli§Lince felsefes ini derinden
etkileyen bu gori.i§i.i Kant, insanm kendi kusurlan sonuc u di.i§-
mi.i§ oldugu o lumsuz durumdan yine kendi aklmt kullan arak
91kmas1 o larak tanimltyordu . Aydmlanmac tlar doga ile akil
arasmda bir uyum oldugunu ve bundan do layt aklm dogay t
rah atl1kla kavraya bil ecegini savundula r. Don emin entelektuel
liderleri, kendilerini , dunyayt uzun si.iren bir zulum , mant1ks1z-
ltk, §i.ipheli gelen ek ve bard inane; don emind en (Orta<;:ag ), iler-
le me si.irec ine gbti.irecek cesaretli elit kesim o larak gorduler.

Aydmlanma bilimi U\'.urdu


A ydmlanma (:agt, Gune§ Sistemi'nin dogru bir §ekilde ke§-
fedildigi, H alley ku yruklu y1ldmnda oldugu gibi ybrunge h esap-
lannda kesin h esaplamala rm yap1ld1g1, William Hersch el' in
Uranus'i.i ke§fetmesiyle Antik<;:ag'dan bu yan a ilk defa bir geze-
genin ke§fedildigi ve Newton'un gene! yerc;ekimi kanunu saye-
sinde Gune§'in kutlesinin hesaplandtgt bir donem olmu§tu . Bu
ke§iflerin, hem ticare t hem de felsefe Lizerinde ciddi bir e tkisi
olacaktt.
Bu don emde Leonhard Euler integral ve diferansiyel hesabma
ili§kin 17. yuzy1lda ba§layan <;:ali§malan surdurmLi§ ve bu <;:al1§-
malann gok mekanigine uygulanmas t sonucunda fi zik ve astro-
n omi alanlannda buyuk stc;ramalar ya§anmI §tt.

30
TARIHI DE(il~TIREN OLAYLAR

Bununla birlikte hi<; §i.iphe yoktur ki, Aydmlanma'nm en


bi.iyi.ik ismi, Ronesans'm habercilerinin ba§mda gelen Leonardo
da Vinci'dir (1452-1519) .
Leonardo, oncelikle bir ressam olarak i.in kazanm1§t1r; onun
muhte§em yap1tlan biryok kilisenin duvarlanm si.isler ve gi.ini.i-
mi.izde de onemli bir mi.izede sergilenmeye devam etmektedir.
Oiger yandan Leonardo, yap1 bilgisine gereksinim duymu§ ve
ba§ta insan yap1s1 olmak i.izere baz1 canli yap1lanm kapsayan bir
anatomi ya l1§mas1 yi.iri.itmi.i§ti.i. Bu yali§malannda enjeksiyon
teknigini uygulayarak, yani dokular arasma kisa zamanda donan
bir madde zerk ederek, bu yap1lan en ince aynnt1sma kadar
belirlemeye yali§IDl§tl. Nitekim bu gayretleri sonucunda, ozel-
likle kalp, mide, muhtelif damarlar ve kaslann yap1sm1 gi.ini.imi.i-
ze uygun olarak belirlemey i ba§armt§tl. Kalbin kapak91klan ve
hareketi i.izerinde dikkatini yogunla§t1rarak, bu organm adeta
bir tulumba §eklinde 93lt§t1gm1 ortaya 91karmt§tl.
Leonardo, anatomi ya li§malanm kar§da§tlrmali o larak yi.iri.it-
mi.i§, insanm anatomik yap1s1 ile muhtelif hayvanlann an atomik
yap1lanm kar§da§ttrm1§t1. Bunlardan biri de atlann bacak ve
a yak kemikleri ile insanmki aras mda yapt1g1 ilgin9 ve gi.ini.imi.iz-
de de dogru olarak kabul ed ilen kar§1la§t1rmas1d1r. T eknolojiyle
ilgili olarak da bazt proj eler geli§tiren Leonardo, ku§larm kanat
ve kas yap1smdan hareketle, insanlann da belli bir di.izenek
sayesinde uyabilecegi anlay1§t11L geli§tirmi§ ve bu yolda baz1 ara§-
mmalar yapmt§, hatta bildigimiz an lamda helikopteri de ilk
o larak o tasarlamt§ttr. Aym §ekilde ba liklar gibi insanlann da
denizin altmda ya§ayabilecegini varsayan Leonardo'nun ilk
denizaln projelerini geli§tirdigini de biliyoruz.
Doneminde yaygm o larak kabul gbren hi.imanizm akimm1 da
desteklemi§ ve klasik Yunan di.i§i.ini.ir ve yazarlannm yeniden
in·celenmesi ve benimsenmesi gerektigini hararetle savunmu§tu .
Ona gore bilim adamlan t1pki Aristote les ve Platon gibi, kendi
di.i§i.incelerini hi9bir etki altmda kalmadan geli§tirmeli ve
savunmaliyd 1. Yine bu donemde Herchell ve H alley gibi astro-
nomlann gozlemleriyle Gi.ine§ Sistemi'ne ili§kin onemli bilgile-

31
!Oeantroortung ber \Yr~ge: \11311~ ifl j]!ufrcarung t

,,mufflarung ift ber fil'uogang bes ~men:


f cf) e n a u 5 f e i n e r f e I b ft ti c r f cf) u l b e t c n Un:
m tin l:l i g f e it. Un mun l:l i g f cit ift l:las Un1.mmD.'
gen I fief) jeineS merftll0VCS Of)ne ££itUlllJ Cil1CS Clfl!> Ctn
au. bebiencn. 6 el bft ti er f cf) u l l:l ct ift biefe Un mun;
bigfeit / ltlenn bie Urfacf)e berfdben nicf)t am ~ an g eC
·tes [lerftanl:les, fonbcrn bee &ntf¢lie)ju11g unb bcli
m?utf) cs liegt, fief) fefoer of)ne £eitung eines anl:lern 0u
beb ienen. Sapere aud e ! .paue Whttf), llii:Q l> eines e i g e:
n en ~ e rftanl:les 3u bebienrn ! ift afjo bcr Waf)!fpru~
l:ler &uf flarung.

~aulf)eit unb ~eigf)eit


finb '·l:lie Urfacticn, tu~rum
rin fo groHcr ~ f) eil Der 9.Renfcf)en, nacf)bem fie bie ma:
tur langft oon frcmller £eitung frei gefprocf)en (n:nur3·
liter m::iiorennes), bcnnocf) gerne 3eit(eben5 unmunllig
bfr i(;en; unb roarum es ~nbmn fo lcicf)t ro irb, fi ::l> &u
bt!ren ?rlormtinbern auf &utoerfen. CT5 ift fv bequc:n,
1mmunbig AU fc~ n.. .pabe. id;l ein ~ui.t, l:las fut mid>
?EHftanb [)qt, einen Ec e !forg~r, llcr ft'ii: mi;:t> @>e;
roiiTrn f;at, einen 2frat, bet fur mid) bic ~ i at bcurtf;cilt,
U. f. ro, fo .orauc{le id) micti ja nicf)t jel0ft i U oem u!)m.
:m :i: s ~~. it~

Emmanuel Kant'1n kendi el yaz1s1 ile ka leme ald1g1 ve "Ayd1nlanma


nedir7" sorusunu cevaplad1g1 Almanca metin.. 15. yi.izyildan itibaren
yapilan ke?ifler ve icatlar, Ayd 1nlanma'nm h1z1n1 art1rm1?. sonunda da
'Ka ran lik ~ag' olarak degerlendiri len O rta~ag'1n sonuna gelinmi?ti.
Deney ve g6zlem. aklm uygulama ara~ l a ri olarak bu d6nemde bilimsel
y6ntemin ilkeleri olarak ortaya ~ 1 kt1. Doga bi limlerinde devrim say1labile-
cek geli?meler ya?and 1. Dind e meyda na gelen ye nile?me hareketleri de,
dinsel di.i?i.incenin giderek gerileti lmesi ve Ayd1nlanmac11ikla birlikte
kuruculuk ve egemen lik gi.ici.ini.i kaybetmesiyle sonu~land1. R6nesans ve
reformlarla ba?layan bu geli?meler, ayd1nlanmacil1k la doruguna varm1?
ve buradan itibaren modernizmi ortaya ~ 1 karm 1 ?t1r.
TARIHI DEG l;iTIREN OLAYLAR

re ula§ilm1§, gozleme dayanan verileri degerlendirerek gokcisim-


lerinin hareketlerinin matematiksel ac;;1klamasm1 veren dinamik
astronomi geli§mi§ti. Fizik ve kimya dallanndaki ara§ttrmalar
sonucunda y1ld1zlarm yap1s1m inceleyen astrofizik ve evrenin
yap1s1m inceleyen kozmoloji gibi yeni bilim dallan dogmu§tur.
Sbz gelimi Fraunhofer ve Kirchoff astrofizikte, Laplace ve Kant
ise kozmolojide 91g1r ac;;an c;;alt§malar yapml§tl. Aynca, yine
Aydmlanma'nm iklimini soluyan bilim adamlan ses, l§lk, 1s1 ve
enerjinin dogasm1 ac;;1klamaya yi:inelik c;;alt§malarda yogunla§ml§
ve bu fiziksel varl1klar arasmdaki ili§kileri matematiksel olarak
gostermi§lerdi. Ornegin Gilbert, Otto von Guericke, Du Fay,
Franklin, Cavendish, Coulomb, Galvani, Ampere ve Volta gibi
alimlerin c;;alt§malan ile elektrigin bag1ms1z bir bilim dalt olarak
kendini gbstermesi de yine Aydmlanma ikliminde olmu§tur.
Aydmlanma aym zamanda botanik ve zooloj ide de bnemli
ad1mlann at1ld1g1 bir zaman dilimiydi. ~oyle ki, Darwin' in dede-
si Erasmus Darwin ve Lamarck, yapt1klan c;;ali§malarla yeni bitki
ve hayvan ti.irlerinin olu§umunu ac;;1klamaya c;;alt§ml§, sonuc;;
olarak da halen i.izerindeki tart1§malarm bitmedigi Evrim Teorisi
ortaya 91km1§ttr. Kaptan Cook'un Antarktika ve di.inyanm diger
bolgelerine yapttg1 seferler de doneme hakim olan ke§if ruhunun
sonucu olarak kendisini gosterir. Ozet olarak Aydmlanma'nm
kap1sm1 ac;;t1g1 bilimsel uyant§, Frans1z Devrimi ve Sanayi
Devrimi'nin temellerini atml§ttr.

Daha Sonraki Felsefelerde ve Bilimde


Aydmlanma'mn Rolii
Geometrik di.izen ve ti.im olgularm daha basit olgularla ac;;1k-
lanabilecegini savunan felsefi bir akun olan indirgemecilik ve
modernizm, Aydmlanma'nm meyvesi olarak gbri.ili.ir. Bu gbri.i§e
gore Aydmlanma, battl inane;; ve ho§gi:iriisi.izli.ige kar§I olan
modern liberalizm di.i§i.incelerinin temelini atml§tlr. Bu gbri.i§e
sahip olan etkin filozoflar arasmdan Jurgen Habermas ve Isaiah
Berlin'i sayabiliriz. Tarihc;;i Peter Gay'in de vurgulad1g1 gibi
Aydmlanma C::ag1, Avrupa'nm di.i§i.incenin temelini dogmalarm

33
A LI <;: IMEN

o lu§turdugu 'kutsa l daire'den koptugu noktad1r. A ydmlanma,


toplumun ba§ ltca degerleri olan ozgurli.ik, demokrasi ve aktl gibi
kritik du§Lincelerin kaynag1d1r. Bu gorLi§, haklann sozle§melerle
belirlenmes inin, pazar mekanizmas1 ile kapitalizme, bilimse l
metoda, din! ve etnik toleransa ve devletlerin demokratik yol-
larla kendi kendini yon eten cumhuriyetler §eklinde organize
olmasma yo! ac;cicagm1 iddia eder. Bu gorLi§e gore A ydmlanma
filozoflannm her soruna kar§tltk aktlc1ltg1 uygulamaya yonelik
egilimleri, en onemli degi§iklik olarak gorulur. Bu noktadan
itibaren ise du§Linurler ve yazarlar, §ekli ne olursa o lsun, yerle§-
mi§ du§Linceleri ihlal etmekten do lay1 ceza landmlma tehdidi
olmaksmn dogruyu aramakta ozgurdurler.
Bununla birlikte aydmlar arasmda A ydmlanma'ya donuk
<;cltL§malar da ya§anmt§tLr. Soz gelimi Max H orkheimer ve
Theodor A dorno, Dialectic of Enlightenment isimli eserlerinde
A ydmlanma aknnma sert ele§tiriler yoneltirler. Onlara gore bir
zamanlar ozgi.irle§tirici olarak gorulen Aydmlanma, rasyonaliz-
min baskml1g1yla totalitarizme yonelmi§tir. Alternatif olarak
A ydmlanma, rasyon alizmin ustunlugunun ve rasyona lizmi
savunmanm guc;lu bir sembolu olarak kullanilmt§ttr; bu yuzden
kendisine yaptlan her saldm despotizm veya delilik o larak gori.il-
mu§ti.ir. Modernizmdeki neo-klasisizm aktm1, kend ini aptalca
kurulmu§ gelenekleri y1kan bir rasyonelle§me donemi olarak da
gormLi§tLir. O zetle 19. yuzytlm sozde duygusalctl1gmdan uzak
liberalizm ve neo-klasisizm gibi 20. yuzy1l aktmlan , temellerini
A ydmlanma felsefesinden altrlar.

Devrimleri ve akzmlan tetikledi


A ydmlanma, Franstz ve Amerikan devrimlerinin ve Latin
Amerika bag1ms1zl1k hareketlerinin filizlerini atmt§ttr. Sonuc;
olarak toparlarsak, 18. yi.izy1lda A vrupa'da filizlenen ve her
konuda aklt reh ber edinen di.i§i.ince sistemine 'A ydmlanma', bu
du§Lince sistemi ile ba§layan yeni doneme ise 'Aydmlanma (ag1'
denilir. Bu donemde 'aklm kullanilmas1 ile dogru bilgiye ula§tla-
bilecegi' belirleyici o lmu§, yine bu donemde den ey ve gozlem

34
TARI HI DE(il$TIREN OLAYLAR

bnem kazanmt§, doga bilimlerinde bi.iyi.ik z1plamalar gerc;ekle§-


mi§tir. Soz ge limi fizik ve ma tema tikte yapttg1 yalt§malarla
N ewto n, evrende G i.ine§ merkezli bir sistem o ld ugunu ve
Gi.ine§'in Oi.inya e trafmda degil, Di.inya'nm G i.ine§ etrafmd a
do ndi.igi.ini.i ispatlayarak astro no mide bi.iyi.ik bir c;:1g1r a<;:mt§ttr.
Di.inya'nm yuvarlak oldugunu ispatlayan Kopernik , kilisenin
Oi.inya'nm di.iz o ldugu §e klindeki gbrii§i.ini.i y1kan ve aka binde de
aforoz edilen Fizikc;:i Ga lileo, bilimse l bilgiye ancak matematikle
ula§ tlabilecegini on e si.irerek an alitik ve geometriyi ge li§tiren
Dekart, A ydmlanma'nm itic i gi.i ci.i o lan bilim adamlan olarak
o rtaya c;:1kar. Bu bilim insanlannm yalt§malan, aym zamanda
San ay i Dev rimi 'nin de teme llerini a tmt§ttr. Ayd mlanma ,
modernizm olarak da biline n h areketin savunulmas1 ve kamt-
lanmas mda merkezi ve bn emli bir rol oynamt§ttr.

35
Kitleler 'Ozgurluk, e~itlik, karde~lik ya da olum!'
diye bag1rd1, dunya degi~ti.
FRANSIZ DEVRiMi

(1789)

"BU.yuk Frans1z Devrimi'ni ba~anya u~tiran,


ulkeyi yeniden canlandiracak turde ' ulke <;:apmda
ve ger<;:ek bir terore ihtiyac1m1z var."
Vladimir Lenin,
1917 Ekim Devrimi'nin Miman

Fran s1z Devrimi, bin;ok tarih~iye gore tarihteki belirleyici


doni.im n oktalanndan b iri olmu§, adeta zincirleme bir reaksiyon
yaratarak gi.ini.imi.ize kadar gelen o laylar i.izerindeki etkisini
devam ettirmi§tir. Dogal olarak, her ti.irli.i po litik ve sosyal geli§-
menin de referans noktas1 olan Fran s1z Devrimi; Fransa ve
Avrupa tarihinde oncesinde Katolik Kilisesi ve aristokrasinin
feodal ayncal1klara sahip o ldugu mutlak bir mon ar§iye dayanan
hi.iki.imetin, sonrasmda demokrasi, vatanda§lik ve inkar ed ile-
mez haklar ~r~ves inde rad ikal degi§imlere maruz kald1g1 bir
don em olmu§tur.
Peki, tarihe damgasm1 vuran bu devrim, bu iki ci.imlede
yazild1g1 kadar kolay m1 ger~kle§rn i§tir ? T ab ii ki h ayir! Devrime,
tarihe Teror iktidan (The Reign of Terror) olarak ge~n ve toplu
kiy1mlarm, idamlann, ayaklanmala rm ya§and1g1 ve Avrupa'daki
h akim gi.i~lerin birbirini bogazlad1g1 bir si.ire~ e§lik etmi§tir.
Devrimi takip eden 75 y1l boyunca Fransa, s1ras1yla cumhuriyet,

36
TARIHI DEGl;iTIREN OLAYLAR

diktatorli.ik, anayasal monar§i ve imparatorluk rejimiyle yoneti-


lerek ba§ dondi.iri.ici.i bir trafik sergilemi§ti. 0 halde bu inamlmaz
doni.i§i.imi.in arkasmda yatan sebepler nelerdi?

Aydmlar devrimi ate§ledi


Sebeplerden biri §i.iphesiz ki Ronesans sonrasmda ortaya
91kan Aydmlanma'nm etkisiyle zihin di.inyalan §ekillenen
aydmlardt. Adlan her zaman devrimle amlacak olan Frans1z
aydmlan, ihtilalin benzini olabilecek fikirleriyle gerc;ekten
etraflanndakileri aydmlattyordu. Soz gelimi Montesquieu, han
Mektuplan isimli eserinde bir iranhy1 konu§turarak Fransa'daki
rejimi, sosyal vaziyeti ele§tiriyor; dolayh olarak halka, hi.iki.ime-
tin uygulamalanm ve soylulann ya§amm1 §ikayet ediyordu.
Kanunlarm Ruhu Ozerine isimli eserindeyse mevcut rejimleri
byashyor, en iyi rejimin yasama ile yi.iri.itmeyi ay1ran rejim oldu-
gunu savunuyordu.
Devlet yonetimini ele§tiren, rejimin degi§mesi gerektigini
savunan Denis Diderot ve eserlerinde vicdan ozgi.irli.igi.ini.i vur-
gulayarak kilise ve din adamlanm ele§tiren Voltaire de rejimi
bombard1mana tutan aydmlardandt.
Arna hie; §i.iphe yok ki bunlar arasmda en etkili olam, di.i§i.in-
celeriyle Frans1z halkm1 en c;ok etkileyen di.i§i.ini.ir Jean Jacques
Rousseau olmu§tu. Sosyal Mukavele (Contrat Social) isimli ese-
rinde, insanm hi.ir olarak dogmasma ragmen her yerde zincire
vuruldugunu, haklan 9ignenenlerin haklanm geri almak ic;in
ihtilal yapabileceklerini vurgulayan Rousseau, egemenligin
sadece millete dayanmas1 gerektigi fikrini hararetle savunuyor-
du.

Simf ~atz§masi, ihtilalin fitilini ate§liyor


ihtilalin tohumlan, c;ok uzaklarda, Amerika'da filizlenmi§ti.
Fransa, 1763 'te Yedi Y11 Sava§ Ian sonunda imzalanan Paris
Antla§mast ile Kuzey Amerika'daki ti.im kolonilerini ingiltere'ye
kapttrmt§tt. Sava§m ti.im bedelini yeni vergilerle kolonilere
odetmeye kalb§an ingiltere, kar§tsmda kendisine kar§l ayakla-

37
ALI t;:IMEN

Bastil Hapishanesi'nin ayaklanan halk taraf1ndan bastlmas1, Frans1z Devrimi'nin


sembolik olaylarindan biri olm u;;, ihtilalin kartopu gibi buyumesine sebebiyet ver-
mi;;ti. Devrimciler, bask1ni, Kral'1n du;;uncelerinden dolay1 hapsettigi ki?ileri kurtar-
mak i~in yapt1klarm1 iddia etse de, sonradan hapishanede adi su~lulardan ba?ka
kimsenin olmad1g1 anla?tlacakt1.

nan Amerikal1lan, onun arkasmda da bu mucadeleye buyuk


mali destek veren Fransa'yt bu lmu§tu. Amerikan Bag1ms1zltk
Sava§t, 1776'da bag1ms1zltk ilamyla tamamlanmt§, bu mucadele-
ye buyuk para akttan Fransa ise mali ac;1dan c;okmli§tli. Ote
yandan ol<;Usuz saray harcamalan da monar§inin kasasmt tamta-
ktr btrakmt§tt. Acilen kaynak bulunmaltydt ve her ba§anstz
yonetimin ilk aklma gelen vergi silah1 devreye girdi. Kral 16.
Lui, 1789'da soylulan toplaytp toprak mulkiyeti uzerinden vergi
almmasmt talep ettiginde, soylular huysuzlandt. Parlamentonun
toplanmasmt istediler. Parlamento; soylular, din adamlan ve
halktan sec:;:ilen ii<; ayn kamaradan meydana geliyordu. Ote yan-
dan ulkedeki smtflar arasmdaki uc;urum, olabilecek radikal
degi§imlerin de sinyallerini veriyordu. Sistemin tum yukunu
neredeyse halkm c;ogunlugunu olu§turan koyluler c;ekiyordu.

38
TARIHI DEGl~T I REN OLAYLAR

Vergi veriyor, askerlik yap1yor, soylularm ve din adamlannm


topraklarmda 93lt§1yorlard1. Ustelik hic;bir hakka da sahip degil-
lerdi.
Parlamento, ayncaltklt soylular ve din adamlanyla burjuvazi
ve halkm temsilcileri arasmda §iddetli tartt§malara sahne oldu.
Zira 18. yUzytlm ba§mdan itibaren ticaretin geli§mesiyle serveti-
ni katlayan ve belli ba§lt bir sm1fa donU§en burjuvazi, siyasette,
elinde tuttugu gUce kar§tltk gelebilecek bir ag1rl1g1 olmasm1
istiyordu. Bunun ic;in de Ulkedeki feodal yapmm ve monar§inin
ka9m1lmaz sonucu olan sosyo-ekonomik sm1rlarm kaldmlmas1-
m istiyorlard1. Ozellikle varl1kl1 orta sm1f1ar, monar§iye kar§L
sava§ ac;tt. Yeni bir anayasayla monar§inin sm1rlandmlmasm1, ic;
gi.imrUk duvarlannm kaldmlmas1yla ticaretin serbestle§tirilme-
sini, vergilerin yeniden ayarlanmasm1 ve ulke yonetiminde daha
c;ok ag1rl1klarmm olmasm1 istiyorlard1. Kral, bu taleplere kulak-
lanm ttkad1. Halkm ofkesi kontrolden 91km1§tt. 14 T emmuz
1789 gi.ini.i Bastil (Bastille) Hapishanesi'ni basarak mahkumlan
sald1lar. Baskm, ihtilalin tetikleyicisi olmu§tu.
Dike me§rutiyete dogru yelken ac;mt§tL. Kurucu meclis top-
land1 ve ihtilalin en onemli meyvesi olan 'insan ve Yurtta§
Haklan Bildirisi' yaymland1. insan haklan, e§itlik ve ozgiirlUk
gibi degerleri temel alan bu devrim, ktsa zamanda tum A vrupa'ya
yaytlacak ve mevcut monar§ileri tehdit edecekti. Yeni bir ana-
yasayla monar§inin yetkileri budand1. Anayasaya gore halkm
sec;ecegi parlamento, yasama ve yi.iri.itmeyi kralla payla§acakt1.
Bu geli§meler i.ilkedeki feodal yap1y1 sarstt. Soz konusu durum
ekonomiyi rahatlatabilir, sonuc; olarak Frans1z ekonomisi ivme
kazanabilir, o da Fransa'nm asker! gi.iciini.i arttnabilirdi.
Avrupa'nm diger gi.ic;leri i§te tam da bu ihtimalden korkuyordu.
Bu arada devrimin ba§mda burjuvazi, sistemi tamamen y1k-
maktan yana degildi. Kral ve liberal gbri.i§li.i soylularla bir araya
gelerek, herkesin kazanc;lt 91kabilecegi bir di.izenleme yapma
istegindeydiler. Lakin Lui, aym fikirde degildi ve yetkilerini
payla§maya niyeti yoktu. Aristokratlar da tutucuydu ve gozleri
halen eski di.izendeydi. Ayncaltgm1 kaybeden her iki taraf da ·

39
ALI <;: IMEN

dt§and an mi.ittefik ara maya ba§lad1. N itekim buldul a r da;


H abs burg h anedani imparator II. Leopo ld.
Avrupa'daki diger gi.ic;ler de kendisini destekle rse Fransa
Devrimi'ne kar§t gi.i<; kulla111labilecegini ilan eden Leopo ld ,
saraya da uzak degildi . Fransa kralic;esi Marie Anto inette' in
karde§ iydi. Lui'nin dt§and an da destek alarak devrime isyan
etmes i, devrimcileri bir sonraki a§amaya mecbur etti ve l 792'de
C umhuriyet ilan edildi.

Giyotin Cumhuriyet ad.ma indi


C umhuriyet' in o turtulmas1 ir;in r;ok kan doki.ilecekti.
N eredeyse 40 bin kadar kellenin giyotinle bedenlerinden aynl-
d1g1 1793-1794 y1llan arasmdaki donem, tarihe 'Te ror iktida n'
o la rak gec;ecekti. Cumhuriyet rej imi, ir;eride birligi saglayarak,
dt§andan gelen tehdidi savu§turdu. Arna ya§ananlann faturas1
Lui'ye r;1ka nld1 ve l 793'te h ayatmdan oldu .
C umhuriyet esasla nna gbre h az1rlanan ye ni a n ayasanm
get irdigi ag1r §artl ar h ayata ger;irilemedi . Bu arada parlamentoda
r;ogunlugu saglayan h alkm temsilcileri, agtr tedbirlerin kaldm l-
mas m1 isteyince , l 795'te muhafazakar 'Oirektuvar' (direktorler)
idaresi kuruldu. Yine rejim degi§mi§ti. Bu kez icra , Be§yi.izler ve
ihtiyarlar Meclisi tarafmd an sec;ilecek be§ direktore b1rakt ld1.
Milli h akimiyet asktya almdi. Devleti ybnetmek gi.ir;le§ti. O rdu
siyase te kan §tt. Sistem kilitlenince i.ilke rotasm1 konsi.illi.ik ida-
res ine r;ev irdi.
l 799'da kurulan kon si.illi.ik idaresinde direktorlerin yetkisi i.i<;
konsi.ile devredildi ve ti.im yetki ler birinci konsi.ilde toplandt.
Birinc i konsi.i l ise Fransa ile ozle§ecek bir isirndi; Gen eral
N apolyon Bon apart ! Konsi.illi.ik id aresi 1804'e kadar devarn etti.
Bu tarihten sonra Fransa irnparatorluk ile tam §tt.
Konsi.illi.ik idares i altmda her ne kadar ziraat, ticare t ve san a-
yi ge li§rni§ olsa da rneclis etkinligini kaybetmi§, h alkm irades ini,
ybnetime daha r;ok yans1trnay1 amar;layan devrirn h edefind en
uzakla§1lm1§tt. O lkedeki hakirn gi.ir;, yine tek bir ki§ide, imparator

40
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

-------,
i

Frans1z Devrimi esnas1nda sosyalist demokratlardan olu?an Jakobenlerin lideri


Maximilien Robespierre idi. lsyancllarin en rad ikali olan Robespierre, ihtilalin kan
gblune dbnmesinde bnem li rol oynam1?t1. Jakobenler ihtilalden sonra ba?a ge~in­
ce soylu ve ruhban s1n1f1ndan binlerce ki?iyi giyotine gbnderdi Lakin kan, kan1
getirmi?, ihtilalin ilk y1llannda ihtilale bula?ml? hi~bir lider ayakta kalamam1?t1.
Robespierre de 1794'te giyotine gbnderilecekti . ldam1ndan bnceki son sbzleri;
"Ben zulme kar?1 sava?mak uzere yaratlld1m, onu ybnetmek i>in degil. Durust
insanlann ceza gbrmeden ulkelerine hizmet edebi lecekleri zaman henuz gelme-
di ... " olmu?tU

N apolyon Bonapart'ta toplanm1§tl. imparator N apolyon idare-


sindeki Fransa ile Avrupa devletleri arasmda yapilan sava§larda
N apolyon fotmas1 esti. Fransa, Avrupa'nm buyuk bir kismm1
ele gec;irerek, Avrupa haritasm1 degi§tirdi. Napolyon'un impara-
torluk yonetimi, 1815'e, asker! ve siyasi kariyerini sona erdire-
cek olan Waterloo Sava§i'na kadar si.irecekti.

Devrim, ~ok uluslu imparatorluklarm


camna ot tikadi
Frans1z Devrimi bir taraftan ulusal bilincin ve yonetime
donuk tepkilerin bir araya gelerek etkili ve kanl1 da olsa bir
yonetimi nas1l degi§tirdigini gosterirken, diger taraftan da yurt-

41
ALI <;:IMEN

ta§ haklanna yapt1g1 vurguyla, vatanda§ltk bilincinde patlamaya


yo! a<;mt§tt. Ozellikle milliyetc;ilik kavramm1 doguran ve zincir-
leme reaksiyonla tum imparatorluklan etkisi altma alan devri-
min, Yenic;ag'1 bitirip Yakmc;ag'1 ba§latt1gma ina111ltr. Bu ina111-
§a gore devrimle birlikte onem kazanan milliyetc;ilik, ezilen
halklann hak arayt§tnl h1zland1rmt§, ba§kaldmlanyla bag1ms1z-
ltklan111 kazanarak yeni ulus devletlerin dogmasm1 saglayan
halklar, haritalan degi§tirmi§tir. Oiger bir deyi§le devrim,
emperyalist imparatorluklarm aleyhine olmu§, imparatorluk
<;attSI altmdaki farklt uluslar ayaklanarak, Osmanlt orneginde
oldugu gibi, imparatorluklann dag1lmasma kapt a<;mt§ttr. Oyle
ki bazt tarihc;ilere gore Franstz Devrimi, sonuc;lanyla her iki
dunya sava§ma zemin hamlayarak ic;inde ya§ad1g1m1z dunya
sistemini olu§turmu§tur.

'Liberte, egalite, fraternite, ou la mort'


Devrimin bir diger onemli meyvesi de insan haklanna yapt1-
g1 vurgu oldu. Devrimin hemen ardmdan Frans1z Ulusal Meclisi
tarafmdan kabul edilen 'insan ve Yurtta§ Haklan Bildirisi' ile
ingiliz filozof John Locke'un §ekillendirdigi ve ardmdan
ingiltere'ye kar§t verdikleri bag1ms1zltk sava§t esnasmda
Amerika!tlar tarafmdan benimsenen insan Haklan Bildirisi,
di.inya c;apmda bir bildiriye donli§tliri.ilerek bir §ekilde kurumsal-
la§tmld1. Buna gore; insanlar e§it dogmu§tur, e§it ya§amalan
gerekir, ezilenlerin zulme kar§t direnme hakkt vard1r ve her turlu
egemenligin esas1 millete daya111r. Mutlak egemenlik bir ki§i ya
da zlimrenin elinde toplanamaz. Devleti yonetenler halka kar§t
sorumludur. Dstelik hie; kimse, dini ve fikirlerinden dolay1 ktna-
namaz. Herkesin insan olmakla edindigi dogal haklar vard1r ve
kimse bunlardan mahrum b1rakilamaz.
Frans1z Devrimi, ay111 zamanda buyuk bir zihinsel devrime de
sebep oldu . Yonetilenler, yonetenlerden korkmamalan gerekti-
gini, iktidann gi.icunu halktan ald1gm1 ve dolay1s1yla da halka
kar§t sorumlu oldugunu idrak etti. Bu a91dan Frans1z Devrimi,
kendinden sonraki devrimlere, ozellikle de Rusya'daki 1917

42
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

Devrimi 'n e ilham kaynag1 olmu§tur. Bu donti§tim, soylulann ve


rahiplerin ayncaltklannm kaldmlmas1 ve mutlak monar§inin
y1kilarak egemenligin h alka dayand1gmm tescillenmesiyle
sonuc;land1. ilk kez Frans1z Devrimi m asmda dile getirilen e§it-
lik, adalet, milliyetc;ilik, hurriyet, ulusal egemenlik, laiklik,
cumhuriyet gibi kavramlar i:inem kazand1. Belki de tum bunlan
i:izetleyecek olan, devrim s1rasmda attlan ve daha sonra modern
demokras ilerin nuvesini olu§turacak olan slogand1; 'Liberte, ega-
lite, fra temite, ou la mart' (Ozgurluk, e§ itlik, karde§lik ya da
a lum! )

43
Buhar gi.ici.iyle h1zlanan insanoglu makinelerle c;:ag
atlad1
SANAYi DEVRiMi

"Fabrika sahipleri kimseyi zorla ~al1~ tmnad1.


Sadece, kendilerine onerilen i~ i kabul edenleri i~e
aldilar ... <;ali~anlarm tek s1gmabilecekleri yer
fabrikalardi. Fabrikalar , kelimenin tam anlami
ile on/an a~liktan olmekten kurtard1 ."
Ludwig von Mises (1 88 1- 1973 ),
Ekonom ist ve Filozof
(Sanay i Devrimi'ne yo nelik
ele§tiriler i.izerine )

San ayi Devrimi, 18. yi.izyilm sonunda ve 19. yi.izy ilm ba§ m -
d a, kas gi.ici.ine dayan an ekon o miden, endi.istri ve makine i.ire ti-
mine ge<;:i§le sonu<;:lanan on emli tekno lojik, sosyo-eko nomik ve
ki.ilti.ire l d eg i§imlere verile n genel isimdir. Bu d eg i§imler, ko mi.i-
ri.in yaktlmas tyla i.ire tilen buhar gi.ici.ini.in ingilte re'de kullanuna
girmes i ve bzellikle tekstil i.ire timinde kullanilmak i.izere gi.i<;:li.i
makinelerin o rtaya <;:tkmas1yla ba§ladt. 19. yi.izy ilm ilk 20 y1lmda
metal makine par<;:alannm ve aletlerin geli§tirilmes i, end i.istride
kullanilacak makine lerin i.iretimini de ko layla§ ttrdt.
Sanay i Devrimi'nin ba§lang1c1 tam o larak be lli degildir.
San ay i Devrimi i.izerine <;:alt§m a lany la tanman tarih<;:i Prof. T. S .
A sh ton'a gore bu si.ire<;:, yak la§ tk o larak 1760- 1830 y1llan aras t-
nt, yani III. G eorge ve IV. William don eminin be lirli bir ktsmt-

44
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

Buhar makinesi, Sanayi Devrimi'nin kahramani oldu. lsko~yal1 James Watt'1n ge li~­
tirdigi pistonlu buhar makinesi 1871 'e gelindiginde, pistonun ileri geri hareketini
ustalikla bir tekerlegin d6nme hareketine ~evirerek, ba~ta lngiltere olmak uzere
tum dunyada sanayile~menin 6nunu a01 (Foto: Nicolas Perez).

m kapsar. ikinci Sanayi Devrimi ile arasmda da kesin tarih


aynm1 yoktur. Devrim, once Batt Avrupa ve Kuzey Amerika'y1,
daha sonra ise di.inyanm geri kalan ktsm1111 etkilemi§tir. Bu o la-
ym insanltk tarihi i.izerindeki etkisini, insanm tanma ba§laytp
toplayic1 avc1 sistemden 91kmasmm etkileri ile ktyaslayabiliriz.
Bazt tarih<;iler bu devrimi, 17. yi.izy1lda ya§anan ingiliz i<;
Sava§t'mn ardmdan Buyi.ik Britanya'da feodalizmin sona erme-
siyle ortaya 91kan bir sonu<; o larak gori.ir. Buna gore i.ilkeler sm1r
kontrollerini dah a etkili bir §ekilde yapmca hastal1klarm yaytl-
ma h1zlan ve 90cuk o li.imleri azalmt§, boylece i§ gi.ici.i artmt§tl.
ingiliz T anm Devrimi daha fazla g1danm daha az i§ gi.ici.iyle
i.iretilmesini saglaymca, tanmda i§ bulamayanlar dokuma ve
tekstil san ayiine yoneldiler. Boylece bi.iyi.ik fab rikalann bulun-
dugu bi.iyi.ik §ehirlere go<; ba§lad1. 17. yi.izy1ldaki bu toplu go<;
h areketleri, uluslararast ticaret, a91lan yeni pazarlar ve sermaye

45
A LI <;: IMEN

birikimi, Sanayi Oevrimi'nin diger etkenleri o larak gaze c;arpar.


$imdi isterseniz, bir bakuna insanltga c;ag atlatan bu devrimin
0.zerindeki perdeyi kald1raltm.

Sanayi Devrimi'nin mimarlan


Sanayi Oevrimi'nin temelini 16. ve 17. yuzy1ldaki dinsel,
siyasal, bilimse l ve felsefi d0.§0.ncelerin att1gm1 soyleyebiliriz.
Protestan ahlaki, 'bugi.i.n i;:ok i;:ali~zp yarznz d~unmey i ' onemli bir
deger o larak addetmi§; 17. yuzy1ldaki A ydmlanma akimmm
filozoflan, bilimsel yontemi ve rasyonel d0.§0.nme ilkelerini
geli§tirmi§lerdi . Frans1z Oevrimi, N apo lyon arac il1g1yla bu
d0.§0.nceleri Avrupa'ya yayd1. T abii ki fikrl sebeplerinin yam sira
bu devrimde h1zli nufus artt§l da rol oyn ad1.
16. yuzyildan ba§layarak Avrupa'nm nufusu h1zla artm1§,
tanmdaki gel i§meler bu sekt0rdeki nufus ihtiyac m1 azaltarak
fazlaligm kentlere go<; etmesine neden olrnu§tu . Nitekim bun-
lar, sanay i i<;in gereken h am i § gucunu olu§turacakt1. Bu arada
ya§arn duzey i de yukselrni§ti. Eskiden lo.ks say ilan §eker, kah ve ,
c;ay gibi malzemeler artik orta sm1f ve alt sm1flar i<;in dogal bir
gereksinim olmaya ba§larnt§, tuketim mallanna olan talep art-
ffil§tl.
Tuketim, Sanayi Oevrimi ile birlikte modern dunyanm
motoru olacakt1. T abii ki somurgeciligi de unutmamak laz1m !
Avrupa ulkeleri yeni koloniler olu§turarak, buradan getirdikleri
mallan kendi san ayilerinde i§liyor ve tekrar somurgelerine sat1-
yorlard1. Bir nevi, somurgelerin zenginligi uzerinden kar§1liks1z
para bas1yor gibiydiler! Bu sureyte, orta sm1fm zenginle§rnes ine
paralel olarak kapital birikim olu§maya ba§lad1. Bilinen anla-
m1yla kapitalizm kavram1 ete kemige burtinmeye ba§lamt§tL
Boylece yeni yatmm alanlan aranmaya ba§land1.
Oiger bir teoriye gbre, ingilizlerin ilerlemesi, teknoloji ve
c;ali§kanliga inanan giri§irnci sm1flar sayesinde o lrnu§tu. Bu sm1-
fm o lu§mas1 Protestan c;alt§ma etigine ve i<; sava§la ortaya 91kan
Kuveykir, Baptist ve Presbiteryen Protestan gruplanna baglam -
yordu . Kanunlara o lan guvenin artmas1yla beraber sabit finans

46
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

Sanayi Devrimi 'nin ac1 faturas1n1, iizelli kle lngiliz ~ocuk i?~i l er iidedi. Gunde on
diirt saate varan agir ~ali?ma ko~ull a rinda bugunku refah toplumunun temelini
atan bu ~ocuk l ar1n yan1s1ra, kad1nlar da agir i?lerde, ~ok ucuz ucretler ka r?1 lig1 ter
diikuyordu. (Foto: Lewis Hine).

piyasa lannm ortaya 91kmas1, sanay i kurulu§lannm yatmm kapa-


sitelerine katktda bulundu.

Buhar, sanayiyi §aha kaldirdi


1776 y1lmda James W att tarafmdan buhar motorunun icat
edilmesi Sanayi Devrimi'nin en bi.iyi.ik yeniligiydi. Buna yol
ac;an ise demir §ekillendirmedeki yenilikler ve aynca metal i§le-
mede normal komi.ir yerine kok koml.iri.i kullanilmas1yd1. 18.
yi.izy1lm ba§larmda, tekstil sektori.inde 91knk ve iplik makinele-
rini c;alt§ttrmak i<;in su gi.ici.i kullaniltyordu. Bu degirmenler
insan guci.i kullanan fabrikalar ic;:in model te§kil edecekti.
Sanayile§me dogal olarak fabr ikalann ortaya c;:1kmasma kap1
aralad 1. Oretim merkezlerine yakm yerlere yerle§im birimleri de
kurulmu§tU. insanlar fabrikalarda i§ bulmak ic;:in §ehirlere ta§t-
nmca, bi.iyi.ik ve modern §ehirler boy gbstermeye ba§ lad1.

47
A LI ~IM EN

Buhar mo to ru, San ay i Devrimi'nde ba§rol oyn ad1. Arna


San ay i Devrimi s1rasmda , baz1 e ndi.istriler h alen ri.izgar, at ve su
gi.ic i.ine dayan an ya da insan gi.ici.iyle <;:alt§an ki.i<;iik makinele rle
i.iretim yap1yorlard1. Tho mas Newcomen tarafmdan icat edilen
buhar mo toru , ilk olarak maden ocaklannda veya su po mpalaya-
rak degirmendeki do ngi.iyi.i devam ettirme i§le mleri iyin kulla-
mld1. James W att' m 1780'de burgu hareketini bulmas1, buhar
mo torunun fa brikay1 dogrudan <;:a lt§ttrmasm1 veya cendereyi
dogrudan do ndi.irmesini saglad1. Mo to rlar art1k degi§en ihtiya9-
lara gore , degi§en §ekillerde i.ire tilmeye ba§la mt§tl. Loko mo tifle r,
buharl1 gemiler sahnedeki yerini altyor, ula§ tm patla ma 1 ya§ant-
yordu . . .

Di§ liler donmeye ba§ ladi


San ay i Devrimi 'nin ba§lang1cmda, t:1lke iyi ag1r i.iri.inler iyin
ta§1mac1ltk, n ehirlerde tekne ve gemilerle yap1l1yordu. Vagonlar
veya derniryolla n ile nehirlere dah a yak ge miler i9in ko mi.ir
ta§ miyordu . Buyi.ik §ehirler aras mda i.iri.in sevkiyatt iyin de
kan alla r ayd1 yord u. 18 . yi.izy dda ba§ lay1p 19 . yi.izy ilm ortalanna
kadar si.iren bu endi.istrile§me si.irec ine dernir ve ko mi.iri.in asil
en erji kayn ag1 ve h am maddey i o lu§turdugu makinele§me <;:ag1
denilebilir. Makine lerin devreye girrnes iyle bi.i yi.ik fa brika lar
o rtaya 91ktt. Boy lece Avrupa, tanm toplumundan san ay i toplu -
muna doni.i§meye ba§lami§tl. Bu don emde ingiltere'nin, raki ple-
rine fa rk atmas ma yol a<;:an zengin ko mi.ir yatakla n gibi b ir
avantaj1 vard1. San ay i Devrimi 'nin ilk a§amas mda buhar, ko mi.ir
ve demirin birlq im i bne mli siyasal, ekono mik ve top lumsal
sonuc;lan yla birlikte 'demiryolu 93g1'm da a93cakt1. Komi.ir yal-
m zca de miryolunda h are ket eden arac;lara gi.i9 saglamakla kal-
ma m1§, aym zamanda demiryollan da ko mi.iri.i yak uzak ve eski-
den ta§ m amayan ye rle re goti.irmi.i§ti.i .

Petrol de sahneye pkiyor


San ayi Devrimi'nin ikinci a§amas1 olan 1870' ler sonras mda
sahneye yeni oyunc ular 91kt1. Ko mi.ir ve demirin yanmda ye lik,

48
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

elek rik, petrol ve kimyasal maddeler de uretim surecine soku-


lun a san ayile§me bugun etraf1m1 zda gori.ilen bic;imin i alm1§
o ld . Demir, Sanayi Devrimi'nin birinci a§amasmda buyi.ik ama
hakm olmayan bir rol oynam1§t1. ikinci a§amasmda c;elik tam
anl 1yla her alana egemen oldu. \:eligin en onemli yaran
de ·ryollarmda gori.ildu . \:elik sayesinde geli§en demiryollan ,
Biri ci Dunya Sava§i'na kat1lan devletlere temel lojistik destek
sagl d1. Bilgisayarm hayat1m1za girmesiyle de Sanayi Devrimi'nin
§amasmm tamamland1gm1 soyleyebiliriz.

eden i ngiltere?
eki, Sanayi Devrimi'nin ingiltere'de ba§lamas1 bir tesaduf
mu du ? T abii ki hay1r! Her §eyden once ingiltere'de uzun si.ireli
bir nayasal monar§i duzeni olu§mU§tu. Bu duzenin temelinde
mi.ii iyet h akkmm ve bireysel h ak ve ozgurli.iklerin korunmas1
yat1 ordu. Aynca 18. yuzy d ingilteresi zaten dunyanm mali
mer ezi konumundayd1. Borsa ve ban kanl1k sektorleri ac;1sm -
dan digerlerinden ilerideydi. Parlamento, kapitalizm ilkeleri
dog ultusunda ic; piyasada ozgilr rekabeti onleyici bi.itun engelle-
ri k ld1rm1§t1. Donanmas1 ve guc;lu t icaret filo lan , san ayile§me-
nin can daman o lan ta§1macd1g1 ko layla§tmyordu.
ald1 ki ingiltere, zaten Ronesans doneminden beri dokuma-
c1l1f san ayiinde ba§I c;ekiyordu. En onemlisi ingiltere, d unyanm
en uyuk somilrge imparatorluguydu. Bu da on a hem ham
ma de hem de kaynaklan ve ilretilmi§ mallan ic;in geni§ pazar
imk ~ m sagliyordu.

~anayile§me, fOcuklann sirtmda yiikseldi


fabrika sistemi h1zli uretim gibi olumlu bir sonucunun
yan nda sosyal ac;1dan olumsuz birtakim n eticeler de dogurdu.
Erk k i§t;ilerin yam Slfa ve h atta onlann yerine dah a ucuza c;ali§-
t ml 1klan ic;in c;ocuk ve kadmlar da sahaya si.iri.i ldi.i. 20 saate
kad r varan gunluk c;ali§ma saati , c;ocuk ve kadmlan eziyordu.
Bu a kar§ilik i.icretler de yetersizdi. i§c;ilerin kalifiye olmas1 art1k
o k~dar onemli degildi. Makineler tekduze, basit, mekanik hare-

49
A LI <;:I MEN

ketler yapabilen herkesle yalt§abiliyordu. Kalifiye i§c;:ilerin nor-


mal ucretle i § bulmas1 imkans1zla§ tyordu .
1876'da Alexander G raham Bell telefonu icat ederek sanay i-
le§menin kulaklanndan birini ac;:t1. Bu arada tanma kafa yoran -
lar da bo§ durmuyordu . Almanlar pancardan §eker c;:1karma
teknigini ve suni gubreyi buldu. 1834'te Amerikalilar bic;:erdo-
veri geli§tirince tanm h1zland1. 18 70'lerden sonra konserve
yiyecek imalat1 h1zh bir bic;:imde arttt . 1850'lere kadar genelde
ingiltere'nin tekelinde olan Sanayi Devrimi, bu tarihten sonra
tum A vrupa ve A merika'ya yay1ld1.
San ayi Devrimi yeni geli§en sosyal sm1flarda sorunlara da yol
ac;:t1. <;ocuklar kotli §artlarda yah§maya ve aileler kotli ortamlar-
da ya§amaya ba§lad ilar. Dah a bnceleri de c;:ocuk i§c;:iler mevcuttu
ama Sanay i Devrimi ile bu oranlar c;:ok yukan ya c;:1kt1.
Politikac1lar bunu kanunlarla kontro l alttna almaya yalt§trken ,
bu §ekilde fa kirlere yard1m ettiklerini iddia eden i§verenler buna
direniyordu . 1833'te c;:ocuk i§<;i yalt§t1rmaya kar§t ilk kanun
ingiltere'de c;:1kt1. 9 ya§mdan kuc;:Uk c;:ocuklann geceleri yalt§tt-
nlmas1 yasakland1! 18 ya§ mdan kuc;:Uklerin yalt§ma saatleri 12
saatle sm1rland mld1. On y1l sonra, kadmlarm ve c;:ocuklann
madenlerde yalt§mas1 tamamen yasaklanmt§tt . Ozetle bugun
Turkiye'nin sorunu olarak goze yarpan c;:ocuk i§<;iler, Batt'da
sanay ile§menin ba§ aktoru olarak buyuk bede l odemi§ler, bir
baktma bugunku akranlarmm rahat ya§amas1 ic;:in gereken
temelleri istemeden de olsa atm1§lard 1.
Buhar motorunun bash i§lerinde kullamlmas1 kitaplann,
gazetelerin ve bas d1 malzemenin ula§tlabilirligini amrmca ede-
biyata ve po litikaya olan istek de arttt . Sanayile§men in te tikle-
d igi politik reform ve devrimler sonucunda Avrupa'da birc;:ok
§ey degi§ti . Kitleler, Kuzey ve Guney A merika'ya, G uney
Afrika'ya ve Avustralya'ya gitmeye ba§lad1lar. K1rsal ailelerin
toplu goc;:U, §ehirlerde yarp1k yapila§maya yol ayarken kotu
ya§am ko§ullarm1 da tetikledi . A ra!tks1z suren uzun yah§ma saa t-
leri, c;:ocuk say1smda art!§ ve milliyetc;:ilik gib i sonuc;:lan ortaya
c;:1kard 1.

50
TA RIHI DE(il~TIREN OLAY LAR

an ay i Devrimi top Ium yap1sm1 da donli§Lime zorlad1. i§ ve


oze hayat birbirinden aynld1. E§lerden birinin ~cukl ar ve ev

f
i§le 1 ile ilgilenmes i gerekiyordu . Kadmlar bu nedenle evde kah-
yor,, erkeklerse i§ gucunu o lu§turuyordu . Boylece kadm ile erke-
gin konumlan degi§ti. Bu durum , cinsiyetlerin rollerinin tamm-
lan ljllasmda yard1mc1 oldu ve boylece geleneksel aile kavram1
dogpu.

~imf bilinci olu§tu


k vdmlanma doneminin birikimiyle entelektuel bir yap1
o lu~mu§; bu yap1y1 bilimsel bilginin uygulanmas1 takip etmi§ti.
Fel~efi h areketlenmeler de ba§ladt. Karl Marx sanay ile§me sure-
c ini, feodal ekonominin d iyalektik ilerlemesi, kapitalizmin
tamamen geli§mes i ic;:in gerekli ve sosyalizmin, nihayetinde de
komunizmin ge li§mesi ic;:in de bir oncu o larak gbruyordu .
Keq.disine gore san ayilqme , toplumu burjuva ve i~r;:i smzfz §eklin-
de ilki kutba boluyordu. Burjuva , uretim arac;:larmm, yani fabrika
ve topraklann sahibiydi. i§c;:i sm1f1 ise emek h arcay1p uretimi
gen;ekle§tiren kesim olarak ya§amaktaydt. Marx 'a gbre bu iki
sm ef arasmda parazit bir ili§ki vard1 ; i§c;:i sm1f1 emeginin tam
hak)km1 alam1yor, burjuvaysa i§c;:ilerin i§ gucunu somurmekten
ba§ka bir §ey yapmayarak zenginle§tikc;:e zenginle§ iyordu . H1zh
teknolojik geli§meler, tanm ve uretimdeki makinele§me nede-
niyle bir~k deneyimli eleman i§ini kaybetmi§ti . i§siz kalan bu
insanlarm , kuc;:uk kentlerden buyuk §ehirlere ta§mmas1 §ehir
nufus unu h1zli bir §ekilde artmyor, bununla birlikte fa kirlik de
art11yordu. Marx' a gore, alt sm1fta sm 1f bilinci olu§acak ve burju-
va ~ m1fma kar§l ayaklan acaklardt. Bunun sonucunda da i§c;:inin
uretim arac;:larmm sahibi oldugu, dah a e§itlik<;:i, sosyalist ve
nihliyetinde de komunist devlet ortaya c;:1kacakt1.

Sanayi Devrimi emperyaliz:mi CO§turdu


Sanayi Devrimi Avrupa'da burjuva sm1fm1 degi§tirip yeni bir
i§c;:i sm1fmm dogmasma yo! ac;:t1. Eski burjuva sm1fma §imdi
fabrika sahipleri de kattlmi§tt. Burjuva sm1f1 art1k her ulkede en

51
ALI <;:IMEN

zengin kesimi olu§turuyordu . Avrupa'da San ayi Devrimi bnce-


sinde de bir i§<;:i sm1f1 vard1. Bu sm1f, devrim sonrasmda bilinr;-
lenmeye ba§lasa da i.ilkelerin <;:ogunda orta sm1f pek <;:ok siyasa l
ve sosyal haktan mahrumdu. Bu haklarm1 elde etmesi ir;in 19.
yi.izy1lm biti§ini beklemek gerekecekti.
Demiryollarma o lan a§tn talep nedeniyle daha ucuz ma li yet-
le toplu r;e lik i.ire tilmesi ihtiyac1 dogunca, ikin ci Sanayi
Devrimi'nin belirleyicisi de toplu r;e lik i.iretimi oldu. 1850'den
itibaren ba§layan ikinci dalga, bzellikle kimya, petrol ve rafineri,
elektrik ve 20. yi.izy tldan itiba ren de otomotiv endi.istrisini ir;i n e
ald1. Bu don e mde tekno lojik liderlik Bi.iyi.ik Britan ya'dan
Amerika ve Almanya'ya ge9ti.
Sanay ile§menin getirdigi h a m madde ihtiyac1 ve i.ire tilen
mallara pazar bulma c;abas1, h1zla sanayile§en dev letle ri daha
yogun e mperyalist (somurgeci) politikalar izlemeye itti. H1zlt
sanayile§en i.ilkeler arasmd aki dogal kaynak ve pazar kapma
mi.icadelesi, gitgide artan bir h1zla, kanl1 ya da kans1z sava§larla
gi.ini.imi.ize kadar devam etti.

52
Em~k~i iktidanndan komunist diktatorllige giden yol

1917 EKiM DEVRiMi

"idamlar olmaksizrn
nasil bir devrim gen;eklqtirebilirsiniz!"
idamm yasaklanmaya <;ah~1lmas1
i.izerine tepki veren Lenin

1917 Ekim Devrimi, hie; §iiphe yok ki modern tarihimizin en


b nemli o laylanndan biridir. Etkisi hem Avrupa'da hem
Amerika'da hem de ulkemizde c;ok belirgin o larak onlarca yd
boyunca hissedildi . Devrim, komunizmi dogrudan yaymamasm a
kar§tn, miicadele ic;inde o lan iic;iincu di.inya ulkelerine takip
edebilecekleri cazip bir ornek sunmast ac;1smdan da kayda deger-
di. Nitekim on ytllar sonra, Soguk Sava§ doneminde komiinist
devlet felsefesiyle yeni bir §bhret kazanacak ve Rusya ad1yla
Amerika'yla kozlannt payla§acakt1.
Rusya'da gerc;ekle§en Ekim Devrimi, kabaca, gec;ic i hukume-
tin \:arl1k Rusyas1'nt dev irmes iyle 1917 ytlmda ba§layan,
l 922'de Sovyetler Birligi'nin kurulmas1yla zirveye c;1kan ve
1991 'deki c;bkii§le de son bulan politik bir siirec;ti.
Ekim Devrimi iki safhadan olu§ur. Birinci safhada son Rus
c;an II. Nikolay'm otokrasisi ile yer degi§tiren ve onun yerine
liberal bir cumhuriyet kurmaya c;ali§an 1917 $ ubat Devrimi
gerc;ekle§mi§, ardmdan Vladimir Lenin ba§kanltgmdaki Bol§evik
Parti, \:arl1k rejiminden sonra ortaya c;1kan gec;ici hukumete
kar§t asker! darbe yaparak Sovyet i§c;ileri adma hukumete el

53
A LI t;: IMEN

koymu§tur. Moskova ve St. Petersburg'ta tarihe ge<;en o laylar


geryekle§irken, ktrsal kes imde de koylulerin onderliginde to p-
raklann yeniden payla§tmma dayalt bir h areket vard1.
Her halukarda 1917'de iki be lirgin devrim ya§anmt§ttr; <;ar
rejimini dev iren $ubat Devrimi ve Bol§eviklerin asker! darbeyle
ge rc;ekle§ tirdikleri Ekim Devrimi. iki devrim de koklerini
Rusya'nm o donemdeki politik, sosyal ve ekonomik durumun-
dan almt§tir. Politik olarak Rus h alkt (:ar II. Niko lay' m otokra-
sisine soguk baktyordu. Birinci Dunya Sava§ t'nm getirdigi
kay1plarla mi.icadele N ikolay'm Rusya'ya ybnelik vizyonunu
zay1flatmt§t1 . Sosyal ac;1dansa (:arl1k Rusyas1'nm durumu pek
parlak degildi. i§t;i ve koyluni.in durumu , modem tekno lojik
ge li§meleri de arkasma alarak mesafe kaydetmeye ba§layan
A vrupalt akranlanna ktyasla oldukc;a kotuydu . Ekonomi berbat,
enflasyon yuksekti. Bir de bunlara ktthk eklendiginde ideal bir
devrim ic;in gereken §artlar c;oktan o lu§mu§tu. Eninde sonunda
da devrimci fikirler, bu ic;timai durum ile birle§ecek ve ortaya
91kan fi.izyon ile birlikte dunya tarihi, kendisine damga vuracak
o lan Proleter imparatorlugu ile tant§acakt1.

Devrimin ekonomik sebepleri


Rus Devrimi'nin ekonomik nedenleri; Rusya'nm geri kalmt§
ekonomi si ve <;ar'm modemizasyondaki ba§an s1zltgma dayamr.
Rusya'nm zirai ekonomisi, Avrupa'nm Ortac;ag'daki ybntemle-
rine dayal1yd1. Soguk ikliminden magdur olan Rusya'da i.iretim
sezonu 4-6 h aftayken, Bao Avrupa'da bu 8-9 h aftay1 buluyordu .
Bu yi.izden Rus tanm1, §ehirleri besleyebilmek ic;in yeterince
yiyecek i.iretemiyordu. Uretimini zorla§ttran diger etkenler
Rusya'nm modem altyap1 eksikligi ve ula§tmdaki yetersizlikti.
Demiryolu sisteminin geni§letilmesine ragmen Rusya hala yiye-
cegi §ehirlere ta§ tyacak beceriden yoksundu .
Birinci Oi.inya Sava§! s1ras mda demiryollannda ve g1da i.ire-
timinde t;ali§an i§t;ilerin geli§igi.izel askere almmas1 kttl1ga yol
a<;mt§tl. A vrupa'y1 yakalamaya t;ali§an gene; Rus i§t;ilerinin i.ize-
rinde buyuk bir yuk vard1. 12- 14 saati bulan t;ali§ma si.ires i, koti.i

54
TARIHI DEC?il~TIREN OLAYLAR

ko§ullar ve du§uk ucretlerle bogu§uyorlard1. Daha iyi <;:alt§ma


§artlan ve ucret taleplerini grevler ve isyanlar takip etti. Baz1
fabrikalarm daha iyi ucret ta leplerini kabul etmesine ragmen,
sava§ ko§ullan enflasyonu ve artt§lan s1ftrlad1. Nikolay' m bu
taleplere sert tepki gbstermesi uzerine sanayi i§<;ileri, ula§tm ve
demiryolu aglanm fel9 eden bir greve ba§ladtlar. Eide olan kts1t-
h imkanlar da etkili bir §ekilde ihtiya9 sahiplerine ula§tmlam1-
yordu . Malzemeler az oldugundan fiyatl ar tavan yapmt§, 191 ?'de
kttltk, bir90k buyuk §ehri tehdit eder hale gelmi§ti. i§te bu
umitsiz gibi gorunen ortamda, komunist * devrimciler, "Biz yapa-
nz!" iddiasmt yuksek perdeden dile getirmeye ba§lamt§lardt.

(:ar'm baskisi kitleleri bunaltmi§tl


Rus Devrimi'nin sosyal n edenleriyse gene! olarak <::ar rejimi-
nin alt sm1flara yuzy1llard1r uygulad1g1 zulme ve N ikolay'm
Birinci Dunya Sava§t'ndaki ba§ans1zltgma dayamyordu . Kirsal
kesimde koyluler, bir nevi modem kolelik ya da daha bilinen
tabiriyle bir tUr marabaltk sistemi olan 'serfdom'dan 1861 y1lm-
da kurtuldugundan bu yana soylu toprak sahiplerine vergi ver-
meye i<;erliyo r ve <;:alt§ttklan topraklarm sahibi olmak istiyorlar-
d1. Bunun i9in defalarca isyan ettiler. Bu esnada Rusya'nm h1zla
endi.:1strile§mesi, buyuk kitlelerin ve i§<;ilerin i9inde bulundugu
kotu ko§ullan daha da §iddetlendiriyordu.
1890 ve 1910 y1llan arasmda ba§kent St. Petersburg'un nufu-
su n eredeyse ikiye katlanarak iki milyona dayanmt§tt. Moskova
da fa rklt degildi. 1904'te aym ev i 16 ki§inin payla§t1g1 bile goru-

* Ko munizmi kisaca uretim arai;:lannm ortak mulkiyeti ne dayalt po litik bir


hareket olarak tammlayabiliriz. Sm1flarm (i§<;i, patron) olmad1g1s1mfs1z bir
toplum yaratma amac m1 ta§iyan komunizm, Karl Marx'm ve Friedrich
Enge ls isimli du§unurlerin kaleme ald1g1 Komunist Manifesto ile birlikte
amltr. Komunizmin idea li, oze l mulkiyete daya lt kapitalist top lumun yerine
meta uret iminin son buldugu komunist top lumu ikame etmektir. Daha
kaba h atlan ile kimse kimsey i somurmeyecek, herkes yetenegince uretecek,
ihtiyacma gore alacakt1r. Bu sistemde, oze llikle tum uretim arai;:lan (fabri-
kalar, <;ciftlikler vb.) , toplum ad ma devlet i;:arkm1 yoneten ve muhalif bir
ba§ka partiye izin ve rmeyen (zira gerek yoktur) Komunist Parti'ye aittir.

55
ALI <;:IM EN

<;:arl1k rejimine kar~1 ayaklanan k6ylu, ~ift~ i ve askerler, her ne kadar kannlann1
doyurabilecek bir dunya aray1~1nda ter dokse ler de, yu rudukleri yol onlari, 20 .
yuzyila damgas1n1 vuracak Komuni st Sovyetl er Birligi iktidanna gotlirecekti.

luyordu. Bu kaos manzarasma bir de Birinc i Dunya Sava§! ekle-


necekti. Hi<; kimse askere gitmek istemiyordu . Sava§ ara9 gere9-
leri i<;in duyulan talebin artmas1, i§<;ilerin uzerindeki baskiy1
armn yor, bu da daha yaygm isyan ve grevlere kap1 a<;1yordu.
Yeti§mi§ insan kayn agmm sava§ta ogutulmesi, i§leri durma n ok-
tasma getirmi§ti . A<;l1kla birlikte huzursuzluk da am yordu .
Buyuk §ehirler bo§a lmaya ba§lam i§tL N ihayetinde ulke savun-
mas1 i<;in malze me s1kmt1s1 <;eken askerler de gidi§attan ho§nut
degillerdi.

(:arlik, halki duymuyordu


Politik o larak Rus halki ile C,::arl1k rejimi arasmda duvarlar
orulu yd u. Rejimin sahipleri, halkm ses ini duymuyordu . Rus
otokras isine ka r§1 duyulan bu rahats1zlik, i§<;ilerin taleplerinin
redded ilmes i ve C,::ar'm birlikleri tarafmd an gostericiler uze rine
ate§ ac;tlmas1 sonucu tarihe ge<;en Kanli Pazar ka tliam1 , sona
dogru gidi§i htzlandtrml§tl. Katliama du yulan tepkiler i.ilkeyi
kan §t1rd1. C,::ar Nikolay, ortaltg1 yatt§tlrmak i9in demokratik bir
parlamento (Duma ) sozu verdigi Ekim Manifestosu'nu yaym la-

56
TAR IHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

di. Fakat 1906'da demokrasi umitlerini ye§erten temel yasalan


kald1rarak parlamentoyu dag1tt1. Bu yanm kalan demokras i
um~i, devrimci fikirleri ve \:arl1ga kar§l §iddet eylemlerini
tetikledi .

Ulke savQ_§tan yorulmu§tU


Rusya' nm yakm tarihi, pe§ pe§e ge len asker! yenilgilerle 6ru-
lu ydu . Birinc i Dt:mya Sava§ t patlak ve rmeden once bile ,
Japo nya'yla 1904-1905 y1llan aras mda kendisine c;ok pahal1ya
mal o lan bir sava§ ya§amt§tt. Rus ordusu 19 14'te A vusturya-
Macaristan 'a kar§Lbirkac; zafer kazanirken bile askerlerin eki p-
manlannd aki eksiklik ve silahlannm ye tersizligi belli oluyordu.
19 15 yilmda i§ler, Nikolay'm yetersiz e§ ini huhimetin ba§ ma
gec;irip kendisinin de ordunun ba§ tna gec;erek Rusya'nm ana
cephes ini yonetmesiyle kritik bir donemece girdi. 1916 ydmm
Eki1n sonlannda, Rusya 1,5-2 milyon kadar askerini kaybetmi§,
2 milyona yakm sava§ esiri vermi§ti. O rdunun morali kalmam1§-
t1. Askerler ac;, yorgun, ayakkab1s1z ve h atta silahs1zd1. Yukse len
ho§nu tsuzluk moralleri iyice bozdu ve birkac; yenilgiyle de dibe
vurdu . \:ar suc;laniyordu. V ar olan c;ok az destegi de erimeye
ba§ lad i. Nikolay'a kar§Ldu yulan ho§nutsuzluk ve nefretin buyu-
mes i sonucunda Duma, 19 16'da i.ilkede anayasal bir hukumet
ba§a gelmedigi takdirde tum ulkenin bir kaosa suruklenecegini
ongoren bir bildiri yaymladi. H er zaman oldugu gibi N iko lay,
buna da kulaklanni t1kamakla yetindi . Sonuc; o larak birkac; ay
sonra 19 17'deki $ ubat Devrimi'nde \:arl1k rej imi c;okecek, bir
yd sonra da \:ar ve ailes i idam ed ilecekti. Car Nikolay' m bece -
riksiz yonetimi ve sava§, hem \:arl1gm sonunu getirmi§, hem de
d i.in yay1 uzun y1llar surecek gerilim dolu bir doneme sokmu§tu.

~ubat Devrimi
19 17 y1lma girildiginde, yiyecek, ham madd e ve yaktt s1km-
t1s1 had safhaya ula§mt§tt. Protestolar yaygmla§irken, reform
yan lts1 c;e§itli fraksiyonlar bir araya gelmeye ba§lam1§tt. Rus
devrimcileri, Carl1gm y1blmas mm gerektigini yuksek sesle soy -

57
ALI <;:IMEN

Komunist devrimin ate?li lideri Vladimir l l yi~ Ulyanov ya da bilinen ismi ile Lenin,
25 Ekim 1917'de Petrograd'ta yapt1g1 bu konu?mada "Sosyalist devrimin ?afag1
siikmeye ba?ladi!" diyerek, dunyay1yeni bir istikamete sokacak olaylarin dugme-
sine bas1yordu. (Bu konu?ma nin tamam1 i ~ in bak1n1z; Ali <;:imen, Tarihi Oegiltiren
Konulmalar, Ti ma? Yay1nlari, Istanbu l, s. 9 1).

lemeye ba§lamt§tt. 9 Ocak'taki greve, Petrograd'dan Moskova'ya


kadar, hemen her yerdeki kitle gosterileri e§lik etti. Grevler
dalga dalga yay 1ld1. 24 $ubat'a gelindiginde 200 bin i§c;i grev
h alindeydi. 26 $ubat'ta asker! birlikler, gostericileri dag1tmalan
emrine ragmen, i§c;ilerin i.izerine ate§ ac;may1 reddettiler. 2 7
$ubat gi.ini.i ayaklan an i§c;i ve askerler, bakanlan ve generalleri
tutuklamaya ba§lamt§tt. Bu geli§meler kar§tsmda (:ar tahtmt
b1rakt1gm1 ac;1klad1. Art1k (:arl1k y1ktlmt§, gec;ici bir huki.imet
kurulmu§tu.

Ekim Devrimi ve Lenin


Vladimir Lenin'in liderlik yapt1g1 Ekim Devrimi, Karl
Marx 'm felsefesi i.izerine kuruluydu. Devrim 20. yuzy1lda komi.i-
nizmin yay1lmas mm ba§lang1c1 oldu. $ubat Devrimi'ne nazaran
daha az gori.inur cinstendi ve sonuna kadar dikkatle planlanmt§,
iyi koordine edilmi§ bir hareketti. 7 Kas1m 1917'de Vladimir

58
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

Le, in, solcu devrimcileriyle gec;:ici hukumete kar§l neredeyse


kan~ 1z bir isyan yi:inetti. Ekim Devrimi, $ubat Devrimi sonucu
ortaya c;:1kan bsa i:imurlu gec;:ici hukumetin yerine Sovyet huku-
metini ikame etti.

Bol§evikler ve Men§evikler bogaz bogaza


Devrimden bsa bir sure soma, devrimin gidi§at1 ve ic;:erigi
uzerine, 1918'de patlak veren ic;: sava§, politik kokeni ne olursa
olsun, milyonlarca insana olum ve ac1 getirdi. Sava§, Lenin ve
taraftarlannm olu§turdugu c;:ogunlukla (Bol~evikler) ya da diger
bir deyi§le 'Kmllar' yani komunistler ve devrimcilerle, onlara
kar§l olan muhafazakarlar, liberaller, 1limli sosyalistler, yani
'Beyazlar' arasmda gerc;:ekle§ti. Beyazlara, Rusc;:ada 'azmlik'
man.asma gelen Men§evikler de deniyordu. Sonuc;:ta Rus ic;:
Sava§! da Kml Ordu ile Beyaz Ordu arasmda gerc;:ekle§mi§tir.
Lenin gibi sosyalizmi savunan, ancak ideoloj ileri biraz daha
farkli olan ve parlamentoda azmlikta olan Men§evikler, temel
olarak, komunist rejim yerine daha gev§ek bir liberal rejim
kurulmasm1 istiyorlardi.
Rus ic;: Sava§t, gec;:ici Rus hukumetinin c;:okmesi ve
Bol§eviklerin Petrograd'i ele gec;:irmesiyle ba§lam1§tt. Meclisin
Lenin tarafmdan dag1tdmasmdan soma §iddetlendi.
(:arpi§malann c;:ogunlugu Kml Ordu olarak bilinen komunist
birl ikler ve Beyaz Ordu olarak bilinen anti-komunistler arasmda
ger\,'ekle§ti. Beyazlar, ingiltere, Japonya, Fransa ve Amerika gibi
ulkelerden destek almalarma ragmen, Lenin liderligindeki
Bol§evik Komunistler, Men§evikleri maglup etti ve 1922 yilmda
Sovyetler Birligi'nin kuruldugu ilan edildi.

'Dunya'mn tum proleterleri birle§in!'


Lenin'e gore milletlerarasmdaki mucadele, kapitalist emper-
yalizmin bir oyunuydu. Tum emekc;:ilerin c;:1karlanm zedeleyen
bu oyunu, ancak tum halklann emekc;:ileri emperyalistlere kar§l
birle§erek bozabilirlerdi. Dstelik Lenin, ilk etapta Rus emekc;:ile-
rine iktidan vererek dunya c;:apmdaki bu devrimin ilk ad1mm1

59
ALI <;:IM EN

at1yordu. 0 gi.inki.i Rus toplumunda bi.iyi.ik kabul goren bu fikir-


ler, zamanla, bzellikle de Lenin' den soma iktidara gelen Stalin' in
demir yumruk politikalan ile tam bir bash rejimine doni.i§mi.i§;
'halklann kardqligi'nin yerini, Moskova gi.idi.imli.i zoraki dev-
rimlere b1rakmt§tt. Sonuc;ta Lenin'in sm1f1arm ve sbmi.iri.ini.in
olmad1g1 bir di.inya hayali ile giri§tigi devrim maceras1, 'emekc;:i'
adma kitleler i.izerinde terbr estiren bir bi.irokratik dikta yoneti-
mi ile neticelenmi§ti.
Sovyetler Birligi'nin motor ideolojisi olan komi.inizmi di.in-
yanm gen e[ gidi§atm a ve de tabii ki 91karlanna yonelik bir
tehlike o larak goren Batt di.inyas1 da Amerika onderliginde tek
vi.icut o larak, di.inyay1 ni.ikleer bir sava§ ihtimali ile titreten
yanm as1rl1k Soguk Sava§ doneminde, Sovyetler'in kar§tsmdaki
yerini almt§tt. Nukleer sava§ olmad1. Arna 'i§<;i iktidannt' temsil
eden Sovyetler ile 'sermayenin iktidannt' temsil eden Amerika,
ki.iyi.ik ulkeler i.izerinden birbirlerinin alttnt oymaya yalt§tl.
Kore'den Vietnam'a onlarca irili ufaklt sava§ ve darbe, mil-
yonlarm hayatma mal olurken, olagani.isti.i kaynaklar silahlan-
ma yolunda heba edildi.
Lenin'in 191 Tde h ayata gozlerini ayan hayali, ancak ortala-
ma bir insan omri.i kadar si.irdi.i ve 1991 'de, Sovyetler'in tarih
sahnesinden yekilmesiyle , sona erdi.

60
OSMAN LI TARiHE KARl$1YOR,
URKiYE CUMHURiYETi KURULUYOR

(29 Ekim 1923)

"Osmanli'mn dagilmasz ve Turkiye'nin yukselm-


esiyle bu yuzyzlzn tarihi }ekillendi. Yikzntzlardan
yeni milletler dogdu. 20. yuzyzli anlamak ii;:in
Turkiye'nin tarihi bir anahtardzr. Turkiye'nin
gelecegi , onumuzdeki bin yzlzn ilk yuzyzlznzn
}ekillenmesinde de onemli rol oynayacaktzr ... "
Bill Clinton, ABD eski Ba§kam,
15 Kas1m 1999, TBMM

:Hrinci Di.inya Sava§t'nda, <;anakkale Cephesi'nde ingiltere


ve ransa onderligindeki itilaf devletlerine kok sokti.iren komu-
tan ardan biri olan Mustafa Kemal Pa§a, Kurtulu§ Sava§t'nda
ayn smt i.ilkesinin bat1sm1 i§gal eden Yunanlara kar§L yapmt§tt.
q)smanlt'nm en ba§anlt komutanlanndan biri olan Kemal
Pa§~nm aklmda, i.ilkeyi di.i§mandan kurtarmanm btesinde bir
§eyl ,r yapmak vard1; ya§lt ·ve bitkin imparatorlugun miadmm
dol uguna inanan bu idealist ve bir o kadar tutkulu lider, i.ilke-
sinij ad1, ba§kenti, rejimi ve hatta istikameti de dahil olmak
i.izerf ba§tan a§ag1 komple degi§tirecekti ...
9 Ekim 1923'te Ankara'daki meclis binasmda kopan alki§

1
ftrtt las1, yeni bir i.ilkenin dogumunu mi.ijdeliyordu; Ti.irkiye
C u ihuriyeti. Daha soma Atati.irk soy ismini alacak olan
Mu tafa Kemal, 600 y1lltk saltanat yonetimine dayalt ve Sunni
Mi.i li.imanlann hamisi olan Osmanl1 imparatorlugu'nun yerini

61
ALI ~IME N

almt§ o lan Turkiye C umhuriyeti'nin ilk Cumhurba§karn o luyor-


du . 29 Ekim 1923, tarihe, sadece dunyanm en buyuk imparator-
luklanndan biri olan Osmanlt'nm resmen h arita Lizerinden
ka lkt1g1 gun o larak degil, ayrn zamanda Ortadogu ve Balkanlar'da
gunlimlize kadar slirecek bir iktidar bo§lugunun ba§lad 1g1 an
o larak da gec;iyordu . Soz konusu tarihe kan §an imparatorluk,
topraklan uzerinde yakla§tk 50 devlete yer ac;arken , 600 ydltk
omriine de dunya tarihi ac;1smdan olaganlistli donlim noktalan
s1gd 1rm1§ bir ihtiyar olarak, halefi gene; cumhuriyeti selamltyor-
du ...
Kendi ic;inde tarihi degi§tiren onlarca o laya be§ iklik etmi§
olan Osmanlt'nm hikayesi, Sogut'te yerle§ik Kay1 A§ireti'nin
geni§ ufuklu liderlerinin gonullerinde ba§lamt§tt.

Dogu Roma haritadan siliniyor


Kay1 A§ ireti, Anadolu Selc;uklulan zamanmda, Ankara'nm
yakmlarmdaki Karacadag yoresine yerle§mi§ti. Kay1lar za manla
battya yon elerek Bizans' m Sogut ve Do mani c; bolgelerini
Ertugrul Gazi ile alm1§lard1.
Anadolu Selc;uklu Devleti'nin Mogol baskis1 sonucu dag1l-
maya ba§lamas1yla birlikte b1rakt1g1 bo§lugu, 13. yuzy1lda Batt
Anadolu'da ya§ayan Turkmen beylerinden Ertugrul Gazi'nin
oglu Osman Bey dolduracakti. Bolgedeki islam tarikatlarmm
guclinli de arkas ma alarak Dogu Roma'ya (Bizans) kar§t sava§an
beyliklerin lideri konumuna ge len O sman Bey, Bi zans'a ait top-
raklar i.izerindeki etkisini arttmrken ayrn zamanda beylikten
dev lete giden ad1mlan da attyordu. 1299'da Osman Bey, bag1m-
s1zltgm1 ilan ederken, ayrn zamanda kendi ad1 ile arnlacak dev-
letin de tohumlanrn ekmi§ oluyordu. I. Murat doneminde ise
Osmanl1, art1k devlet kimligini Lizerinde ta§tmaya ba§lamt§tt. ..
Osmanlt'nm tarihe dli§tligli en buyuk notlardan biri, Dogu
Roma'y1 ortadan kald1rmt§ olmas1yd1. Babasmm o lumu uzerine
tahta gec;en II. Mehmet, Osmanl1 sm1rlannm geni§letilmesinin
onundeki engel olarak goru len Bizans'1 bertaraf etmek niyetin-
deydi. 6 Nisan 1453'te kara ve denizden ba§layan saldmlarla

62
TARI HI DE<?.l~TIREN OLAYLAR

Osman Gazi'yi tasvir eden bir gravur.

ku§;i1ttlan Konstantinopol (isranbul) May1s 1453'te di.i§ti.igunde,


II. Mehmet, hem "Konstantiniyye mutlaka fethedilecektir. O nu
fetheden emir ne gi.izel emir; o asker ne gi.izel askerdir" demi§
ola11" islam peygamberinin mujdesine mazhar oluyor, h em de
'Fat fh ' Sultan Mehmet oluyordu.
~~izans' m ortadan kalkmas1, Osmanli'y1 c ihan devleti h aline
getirirken , diger yandan da Ro ma'nm doguda kalan son pan;:as1-
n1 da tarihe gommi.i§ oluyordu. Boylelikle Katolik A vrupa'nm,

O rtq>doks di.inyas1yla butunle§me c;abalan Konstan tinopol'un


feth~y le onlenmi§, ustelik Balkanlar'1 da tamamen ele gei;iren
Fatih, O rtodokslan da himayesine alm1§t1. Bu fetih hi<; §i.iphe
yok ki can i;eki§mekte olan Dogu Roma'y1 tarihten silm i~ , Bat1
dunyasma ufuktaki Musluman fetihlerinin ayak sesini duyur-
mu§tu. Konstantinopol'un d u~mesiyle, gi.ineyin ve dogunun
zengin pazarlanna giden yo liar A vrupa'ya kapanm1§ oluyordu.
Oys~t yeni yeni ba§ gosteren ulus dev letlerin Dogu'nun zenginli-
gine iht iyac1 vard1. Dolay1s1yla o donemde Bat1 ai;1smdan tam
bir 1ezimet olarak gorulen bu geli~me, ayni zamanda yeni ufuk-
lan da kap1sm1 aralam1§t1. Konstantinopol'un di.i§mesi ile
dog ya uzanan kolu kesilen Bat1, diger kolu ile yeni bir d unyay1

63
A LI <;:IM EN

ke§fe c;1kacak; §ehrin di.i§mesi ile, bzellikle italya 'ya giden alim
ve sanatc;1 takim1 , daha sonradan ya§an acak Ron esans don emin-
de ba§rol oynayacakt1. Ozetl e Bat1'nm altematif ticaret yo llan
aray t§mda, istanbul'un fethi ve O smanlt'nm yeni fe tihlerinin
e tkisinden de bahsedilebilir. Fakat bu zincirleme etkile r, bir si.ire
sonra Osmanlt'y1 ticarette arac1 konumundan c;1kanp Akdeniz
ve Ortadogu ticari yollannm roli.ini.in aza lmasmt da beraberinde
getirecektir . . .
O smanl1'nm seyrinde i.izerinde durulm as1 gereken bir n okta
da e tkile ri gi.ini.imi.ize dek ula§an S1rbistan'm fethi o lmu§tu .
impa ratorlugunun Avrupa'ya ac;1lurnnda S1rbi tan 't bir engel
olarak gbre n Fatih, S1rp mese lesine son verilmes ini emretmi§ti .
Mahmut Pa§a komutas mdaki birlikler 1459'da Se mendire'yi ele
gec;irince S 1rbistan'd aki 350 y1ll1k O smanl1 h akirni yeti de ba§ la-
mt§ oluyordu.
S1rpla r, Osrnanlt 'y1 hie; unutrnadi. 90'lann ba§mda komi.iniz-
min c;okmes iyle dag dan Yugoslavya Federasyonu 'nun parc;a la-
nndan biri olan S 1rplar, diger bir parc;as1 o lan ve 'Osmanlt arttgt'
o larak isimlendirdikle ri Mi.isli.ima nla ra sa ld1 ra rak Bosna
Sava§ t'nt ba§la ttt. Bu sava§ 250 bin dolay md a Mi.isli.iman
Bo§n ak' m o li.imi.iyle sonuc;lamrke n, Sre brenitsa 'da ka tledile n 8
bin dolay mda Bo§n ak ta rih e 'soykmrn' o larak gec;ecekti. N ite kim
Bos n a Sava§ t'nm ya ra tt1g1 bu c;a lka ntd1 orta m h a le n
Balkanlar'daki istikran tehdit etmeye devam ediyor. . .

Halifelik Osmanli'ya gefiyor


imparatorlugun tarihindeki en bn emli basamaklardan biri de
h a life ligin O sman ogulla n'na gec;mes i, dige r bir dey i§le
Osmanli'nm ti.im di.inya Mi.isli.imanla rmm temsilcisi konumuna
ge lmes iydi. Bunu gerc;ekle§tiren O smanlt padi§ah1 Yavu z S ultan
Se lim o lmu§tu. Anadolu'daki mezhep c;eki§melerini sona erdir-
rnek isteyen ve dogu seferine c;1kan Yavuz, 23 A gustos 1514'te
<;a ld1ran O vas1'nda $ ah ismail'i maglup ettikten sonra gbzi.ini.i
O smanltlann doguda ve islam di.inyasmda i.isti.inli.ik kurrnalan
bni.indeki en bi.iyi.ik engel o larak gordi.igi.i Me mluklara dikmi§ti.

64
lstanb I ku?atmasina ?ahit olmu? bir Frans1z ressama ait olan bir minyatur. Resimde
Hali~'i apatan engel ve en bnemlisi gunumuzde tarih~iler aras1nda tart1?ilan konular-
dan bi i olan gemilerin Hali~'e askerler taraf1ndan ~ekilerek indirilme an1 gbrulmektedir
(Horiz n, 1963, say1 8).
ALI <;:IMEN

24 Agustos 1516'da M1s1r MemlGk sultani Kansu Gavri ile


Halep'in kuzeyindeki Mercidab1k'ta kar§t kar§tya gelen Yavuz,
Osman lt'ya bir zafer daha kazandmyordu. Malatya'dan Sina
Yanmadas1'na kadar olan topraklar Osmanlt hakimiyetine giri-
yordu. Ancak bir sure som a Yavuz kar§tsmda yeni MemlGk sul-
tani T o manbay'1 buldu. 22 Ocak 1517'de Kahire'nin kuzeyinde-
ki Ridaniye'de T omanbay'1 da saf d1§1 eden Yavuz, hem MemlGk
Devleti'ni ortadan kaldmyor, hem de Suriye, Filistin, M1s1r ve
Hicaz Osmanl1 hakimiyetine giriyordu. H epsinden bn emlisi
MemlGklarm elindeki halifelik Osmanldara gec; mi§ti. Mekke
§erifinin §ehrin anahtarm1 Yavuz Sultan Selim'e sunarak itaati-
ni bildirmesiyle, Osmanl1lar Dogu'da ve islam dunyasmda en
buyuk guc; h aline geliyordu ...

1571'de bQ§layan Kibns macerasi devam ediyor ...


T arihin c ilvelerinden biri de uzun bir sure Akdeniz'de kor-
sanltk yapan Hmr Reis' in ya da nam-1 diger Barbaros Hayrettin
Pa§a'nm, Osmanli ordusunda Kaptan-1 Deryalik makamma
kadar yukselmesiydi. Barbaros, sadece korsanliktan Osmanli
deniz kuvvetlerinin komutanligma terfi etmemi§, ayni zamanda
1538'd e Andrea Doria komutasmdaki H ac;li donanmasm1
Preveze'de buyuk bir bozguna ugratarak Osmanl1lann Akdeniz'in
tek hakimi o ldugunu butun dunyaya ilan etmi§ti. Osmanli'nm
Akdeniz'deki mutlak hakimiyetini perc;inleyen o laysa Lala
Mustafa Pa§a komutasmdaki Osmanli donanmasmm 1571'de
K1bns'1 ele gec;irmesi olacakt1.
Aslmda 1571, bir bakima gunumuzde bile devam eden K1bns
sorununun ba§lang19 noktas1ydt! Adanm fethini Anadolu'nun
c;e§itli sancaklarmdan getirilen Turklerin buraya yerle§tirilmesi
takip etti. K1bns'ta yuzy1llar surecek olan Turk hakimiyetinin
ardmdan bolge ingiliz h akimiyetine gec;ecek, ardmdan da ada-
d aki Rumlann ve Turklerin ortakla§a kuracag1 K1bris
C umhuriyeti gelecekti . 60'li y1llann ortasmda iki taraf arasmda
ba§ gbsteren ii:; sava§a, anla§malar geregi 1974'te Turkiye muda-

66
TARIHI DE(il~T I REN OLAYLAR

hal edecek, ada bolunecek ve Kuzey K1bns Turk C umhuriyeti'nin


(K TC) ilamyla da bolunmi.i§li.ik donacakti. Guni.imi.izde ise
K1b i s, AB'ye i.iye Rum taraf1 ve Turkiye destekli KKTC ile
aya ta durmaya <;alt§an Turk taraf1yla birlikte, 20. yi.izy1lm en
uzul si.ireli ihtilaflarmd an biri olmaya devam ediyor. ..

~mparatorlugun olii.m fermam;


~irinci Dii.nya Sava§i ...
900'li.i y1llara ge lindiginde Osmanlt, hem ic; hem de dt§
etk nlerden dolay1 kan kaybediyordu. Frans1z Devrimi'nden
ald1 ·Ian ilhamla merkezden kopmaya ba§layan uluslar, impara-
torl ~igu zay1flatmt§tt ve toprak kayb1 durmuyordu. 21 H aziran
191 l'te Sadrazam Mahmut $evket Pa§a'nm oldurulmesi ile
imp 1ratorlugun dizginleri, ittihat ve T erakki'nin onde gelen uc;
ismi Enver, Talat ve Cemal pa§alann eline gec;mi§ti. Enver ve
T ai t pa§alar, eski parlak gi.inlere geri donmenin yolunun
Al1anlann yanmda Birinci Dunya Sava§t'na girmekten gec;tigi-
ne Tam yordu. Boylelikle Kafkaslar, Balkanlar ve Ege'de kaybe-
dile \ topraklar geri almab ilir, imparatorlugun can ma ot tikayan
tica et imtiyazlarma ve borc;larm geri odenmesini duzenleyen
Duy n-1 Umumlye'ye son verilebilirdi. Bir baktma kumar oyna-
nac kt1 ve l Kas1m 1914'te, Goben ve Breslav isimli Alman
sav , gemilerine Turk bayragt c;ekilerek, Rus limanlannm bom-
bala :lmas1yla zarlar c;oktan at1ld1. Osmanlt, kendi sonunu getire-
cek irinci Dunya Sava§t'na girmi§ti.
·afkasya, Kanai, Hicaz ve Yemen, lrak, Suriye ve Filistin,
Gal ·c;ya ve Canakkale cephelerinde sava§an Osmanlt, sava§tn
son nda magluplar masasmdaki yerini alacakti. Lakin sava§m
Can kkale Cephesi'nde itilaf devle tlerine kok sokturen
Ost anlt, Rusya'nm mi.ittefiklerinden yard1m almasmm oni.ini.i
kes~ e k Ekim Devrimi'ne h1z vermi§, sonuc; olarak da Carltk
Rus ·as1 tarihten silinmi§tir. 30 Ekim 191 8'de imza lanan
Mo dros Ate§kes Anla§mas1 ile itilaf devletlerinin Osmanlt'y t
par i lama si.ireci de ba§lamt§tt.

67
Ali t;:IMEN

600 yillik yapi donii§iime ugruyor;


Saltanat ve Hilafet kalkiyor
Sava§ bitmi§ti ve §imdi ganimetlerin toplanmas1 safhas ma
ge linmi§ti. irilaf devletlerinin 10 Agustos 1920'de Osmanl1'ya
imza lam g1 Sevr Antla§mast, sadece bas it bir resml beige olarak
kalmayacak, o tarihten ba§ layarak gunumuzde de gec;:erli olmak
uzere Turkler ile Batt arasmdaki ili§kinin de sacayaklanndan
biri olacakti.
Neredeyse Turklere yeryuzunde nefes alma hakki tammaya-
cak kadar agir §artlar banndtran Sevr, ulusun bagrmdan c;1kan
mill! meclisin iradesi ile §ekillenen direni§ ile bertaraf edildi.
Olkeyi ic;inde bulundugu ac;mazdan 91karmak ic;in Ankara'da
§ekillenen yeni irade, ulusa farklt bir rota tay in etmi§ti . Ulusun
tarihini degi§tiren bir ad1m attlarak 1 Kas1m 1922'de saltan at
ilga edildi. Boy lelikle hem sultan hem de halife olan Osmanlt
padi§ahmm unvanlanndan biri ortadan kaldmlmt§tt. Ankara'da
§ekillen en hukumet, H alife Abdulmecit Efendi 'den sadece
Muslumanlann H a lifesi unvanmt kullanmasm1 isteyecekti.
Ankara'daki ybnetim , saltanat1 kald1rarak, mill! egemenlikten
yan a tav 1r ald1gm1 sergilemi§ti . Bununla birlikte Mustafa Kemal,
yap1lmasm1 elzem gordugu sosyal ve laik karakterdeki devrimle-
rin bnunde bir enge l addettigi hilafetin de kaldmlmasm1 istiyor-
du . Nitekim 3 Mart 1924 tarihli 'Hilafetin ilgas ma ve Hanedan-1
O smaniye'nin Turkiye Cumhuriyeti memalik-i h ariciyesine
91kanlmas ma dair kanun' ile hilafet kurumu da tarih oluyordu .
Bu ad1mla yeni Turkiye , kimilerine gore islam dunyas1 ile bagla-
nm kopanyor ve yeni istikametini belirliyordu; Batt.
29 Ekim 1923 'te C umhuriyet'in ilan edilmesiyle de kendisi-
n e yeni devlet sistemi olarak Franstz Devrimi ile ortaya konan
insan h aklarma dayal1 'Ulusal ve La ik Dev let'i sec;:e rken, 624
y1ll1k Osmanlt imparatorlugu da tarih oluyordu ...

Osmanh neden dagildi?


imparatorluk gucunun zirves ind eyken O rtadogu, Kuzey
Afrika ve A vrupa' nm buyuk bir kism1m elinde bulundurdu. 600

68
TARIHI DEL.l~TIREN OLAYLAR

Son Padi~ah Vahdettin ile TUrkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal


Ata :irk'u ayn1 karede gbsteren tek fotograf .

y1ll \k 6 mru boyunca inamlmaz sm1rlara ula§tt; ancak diger


but)in imparatorluklar gibi bir gun geldi , gerileme ka9101lmaz
o ld ~i. Peki, tarihin akt§t, 6ze llikle de bolgemizdeki geli§imi a91-
smqan bir9ok yans1mas1 o lan bu gerileme neden ya§and1 ?
O smanlt imparatorlugu'nun dag1lmas1, i9ten ya§anan <;Urume-
nin ve dt§andan gelen basktlann kan §tmmdan dogan bir ba§art-
stzl k hikayes id ir. Osmanlt 'nm dagtlmas1 ile ortaya 91kan
O rn dogu, Afrika ve Balkanlar haritas mdan ise kan ve gozya§t
hi<; eksik olmad1.
mparatorlugun <;Qku§unun ba§ltca sebeplerinden biri salta-
nat n gerilemes iydi. Aslmda sultanm, 90cuklan aras mdan ken -
disi 1in yerine ge9ecek ki§iyi se<;mesine dayanan saltanat siste-
mi , 9ok gu9lu bir kurumdu . Ancak zaman i<;inde bu kurum,
Kari uni Sultan Suleyman ile birlikte zaaflar gostermeye ba§ la-
mt§j:t. O nun don eminde imparatorluk A ltm (:ag1'01 ya§asa da
son y1llanna dogru Muhte§em Suleyman devlet ile daha az ilgi-
len ·r hale ge lmi§ti . Bununla birlikte yerine ge<;mesi muhtemel
iki aday , kendisine kar§t ayaklanmca aktbetleri oli.im o ldu.
So Uy olarak Kanuni Sultan Suleyman 'm olumunun ardmdan
tah a, sarayda tecrit edilmi§ bir ya§am surmesi, devlet i§lerine

69
ALI <;:IMEN

ilgisiz kalmt§ olmast ve bu konudaki tum tecrubesizligine rag-


men II. Selim gec;ti. Onunla birlikte \i)zulme de arttt.
~ehzadelerin hukumet i§lerine 90k mudahale etmemesi ve
sultanlarm da ogullarmt devlet i§leri konusunda geleneksel bir
§ekilde egitmekten vazgec;mesi bu du§U§U h1zland1rd1.
imparatorlugun <;bku§ sebeplerinden bir digeri ise merkezl
hukumetin imparatorluk uzerindeki kontrolunun zay1flamt§
olmas1d1r. imparatorlugun bir<;ok kesimi, otonom bir §ekilde
hareket etmeye ba§lamt§tt. Merkezl hukumetin kendisi de guci.i
ele ge<;irmek i<;in kavga ve <;att§malarla dolu bir kuyunun i<;ine
du§mU§tU . l 800' lu y1llarda imparatorlugun Kuzey Afrika'daki
bir<;ok toprag1, bag11ns1zltga dogru ilerliyordu ve 1826'da ege-
menliklerini elde etmeye ba§lad1lar. Saltanattaki zaaftan dolay1
Osmanltlar, imparatorlugun kontrolunu kaybetmeye ba§lamt§-
lardt. Yonetimdeki bu sorunlarm yarn ma Osmanltlar, etrafm-
daki degi§ikliklere ayak uyduram1yor ve ekonomik s1kmt1lar
ya§tyordu.
Osmanlt, A vrupa ve Asya kttalan arasmda oldugu i<;in <;ok
uzun sure Dogu'ya a<;1lan kap1 rolu ya da bir ticaret koprusu
olarak hizmet vermi§ti. Ticaret yollanndan elde edilen gelir,
Osmanlt ekonomisinin buyuk ktsmmt olu§turuyordu. Ancak
Avrupal1larm Osmanlt'yt es ge<;en yeni ticaret yollan ke§fetme-
leri ve ge li§tirmeleri, Osmanlt ekonomisinin ciddi bi<;imde zarar
gbrmesine yol a<;tt. Bu yuzden 18. yuzy1lda Osmanlt, Avrupa
ulkelerinin yapt1g1 gibi sanayile§meyi ba§aramadt. Bu da uretim
ve etkinlikte gerilemeye yol a<;tt. Osmanlt topraklarmda ureti-
len mallar rekabet edemez ve hatta imparatorluga zarar verir
hale geldi. Ekonomik durgunluk, her dev leti o ldugu gibi
Osmanlt'y1 da ic;ten i<;e kemirmeye ba§lad1.
Osmanl1'nm y1k1lmasmdaki en buyuk faktor ise uluslararas1
gu<; dengesindeki degi§iklik oldu. ikinci padi§ah Orhan tarafm-
dan kurulan Osmanlt ordusunun yeni<;erileri, uzun y1llar
Avrupa'nm en gu<;lu sava§ gucu olarak kalmt§tt . Suleyman
doneminde Osmanlt, dunyanm en gu<;lu devleti oldu ve

70
TARIHI DElil~TIREN OLAYLAR

Av upa'ya kar§l en bi.iyi.ik tehdidi olu§turdu. 1529 y1lmda


Sul ·yman, Viyana kapilanna kadar dayanm1§t1. Ancak zamanla
dur im degi§ti. Yenic;eriler dejenere oldu, sava§ ybntemlerinin
mo las1 ge<;ti. Osmanlilar, amk e§i benzeri bulunmayan bir ordu-
ya s hip degildi. Bu arada ba§ta Kmm Sava§! olmak i.izere Rusya
ile yapilan sava§lar ve Avrupa ulkelerinin Osmanli'ya kar§l
diri ncini art1rmas1, imparatorlugun solugunu kesen etkenler
ara mdayd1. Bununla birlikte imparatorluk, Balkan isyanlan ile
de ugra§mak zorunda kalmi§tl. Nihayetinde Osmanlilar I.
Du tya Sava§i'na kat1ld1 ve Almanya ile mi.ittefik oldu. Bu sava§
si.ir1since imparatorluk, geriye gi.ini.imi.iz sm1rlanna sahip Ti.irkiye
kal ncaya kadar ku<;Uldi.i.
3onuc; olarak Osmanli imparatorlugu, i<; <;Qri.ime ve di§ bas-
kil~rm olu§turdugu kombinasyonla y1kilm1§; ybnetim, saltanatm
dej ~nerasyonuyla gerilemi§; nihai kertede de Cumhuriyet'in
kur 1cusu Atati.irk ve arkada§lan tarafmdan da tamamen ilga
edi mi§ti. Ekonomi, yeni ticaret yollarmm bulunmas1 ve
Os rnnli'mn sanayile§mede ba§ans1z olmas1yla sendelemi§ ve
im aratorluk, Birinci Dunya Sava§! ve sm1rlan i<;indeki bag1m-
S1Zl k sava§lannm bunaltmas1yla tamamen <;Qkmi.i§ti.i. Bununla
birl kte bolgemizdeki tarih, Osmanli'nm y1kil1§1 ile yeniden
yaz lmaya ba§lanacakti.

smanh'mn fOkii§ii tQ.§lan yerinden oynatti


odem manada Ortadogu'nun dogu§u, 18. yi.izyilm sonlan-

f
na ogru bu bolge Osmanli hakimiyeti altmda iken dogmu§tur.
Baz tarihc;ilere gore bunun en belirgin i§areti olan olay,
Os rnnli imparatorlugu ve Rusya arasmdaki sava§ sonucu imza-
lan' n ve imparatorluga bi.iyi.ik toprak kayb1 ya§atan Ki.i<;i.ik
Ka narca Antla§mas1'd1r. Aym §ekilde Avrupalilara bolgenin
"fet e" ham oldugunu gbsteren ve Arap ve Musli.iman di.i§i.ini.ir-
leri medeniyetlerinin neden H1ristiyan Avrupas1'nm ardma
di.i§ .ligi.ini.i sormaya ybnelten olaylardan biri de Napolyon'un
179S'de M1s1r'a kolayca girmesiydi. Osmanli'nm c;oki.i§i.i ve
Av upa'nm bolgeye girmesi, o zamandan bu yana her kesimin

_ J_ _ 71 _ _
ALI t;: IMEN

$ehzade Osman Fuad Efendi'nin kuzeni Omer Faruk


Efendi de profesyonel bir askerdi. Birinci Dunya Sava~lnda
Verdun Cephesi'nde sava?t1, Kurtulu? Sava?1'na katilmak
i~in gizlice Samsun ' a gitse de, Mu stafa Kemal'in emriyle
Istanbu l' a geri diinmLi?tl.ir.

kendi c;::1kan dogrultusunda cevap vermeye c;::alt§ttg t ve


Osmanlt'nm c;::okli§l.inun etkileriyle nastl ba§ edilecegini ic;::eren
stratejileri barmd1ran 'Dogu Sorunu' kavrammm piyasaya c;::1k-
masma sebep oldu.
Bu ilk donem, Birinci Dunya Sava§t'nm sona ermesi,
Osmanlt'nm dag1lmas1, Ti.irkiye'nin kurulmast ve Avrupalt
muzafferlerin yagmalama sava§ma girmesiyle sona erdi. Sonuc;::ta
Ortadogu'da ortaya c;::1kan durum, Fransa ve Birle§ik Krall1gm

72
TARIHI DE(jl~TIREN OLAYLAR

balkm oldugu bir koloni yonetimiydi. ikinci donem ise yakla§tk


40 ytl soma ikinci bir dun ya sava§mm ardmdan A vrupahlann
gu :lerini kaybetmesi, Arap milliyetc;:iliginin ve iki super gucun
<;:e~.i§meye ba§lamast ile sona erdi. 1956'da ya§anan Suvey§
Krlzi'ni, isabetli bir §ekilde koloni doneminin sonu ve bolgede
So$uk Sava§'tn ba§lang1c1 olarak yorumlayan Tarihc;:i Albert
H qurani, "Ortadogu'yu kim yonetiyorsa dunyay1 da o yonetir ve
dutjtyaya kar§L kimin ilgisi varsa Yakmdogu'ya bir ilgisi olmaya
me):burdur" diyordu.
Ot§ etkenler, Soguk Sava§ doneminde Ortadogu'da c;:ok bas-
kml bir rol oynad1. Ancak Sovyetler-ABD c;:eki§mesi, yerel dev-
let ~ere hareket edebilmek i<;:in geni§ bir alan saglamt§tt. Bu
dorltemin en iyi gostergesi ise Amerika ve Rusya'nm ac;:mazda
kal!hg1, MLSLr-israil Ban§ Antla§mas1 da dahil olmak uzere hirslt
bir 1diplomasiye yo! ac;:r1klan Ekim 1973'teki sava§ oldu. Ancak
yin ~ de u<;:uncu donemi, iyi yonetilmi§ bir super guc;:ler rekabeti
olarak gormek hata olacakt1r. Haziran 1967'deki sava§,
Or~adogu'daki dengeleri sonsuza kadar degi§tirdi.

IPetrolun 1973 y1lmda hem ekonomik bir guc;: hem de bir


silap olarak kullarnlmas1 ABD'nin ve uluslararas1 kamuoyunun
fiy* yukselmelerine ve kttltklara kar§L olan savunmas1zl1gm1 on
p la~rn c;:1kard 1.
poguk Sava§ donemindeki dengeler, Ortadogu'daki yerel
gucjlerin kendi c;:1karlan ic;:in ciddi bir otonomi elde edebilecek-
leri bir ortam olu§turdu.
1<\BD'nin bolgedeki politikasmm sutunlarmdan birini yerle
bir eden 1979'daki iran Devrimi, dt§andan gelenlerin ic;:erideki
olaylan kontrol edemeyecegini gosterdi. Arap ulkeleri,
Artjerika'nm kendilerini Sovyet kar§Ltl bloka c;:ekmeye yonelik
1sra,.- lanna kar§t direndi. israil'in 1982'de Li.ibnan'1 i§gali,
Hiz])ullah'm tohumlanrn ekti. Dahas1 iran-Irak Sava§lan, bu iki
ulk~!yi bir 10 ytl boyunca ti.iketti.

Soguk Sava§'m sona ermesi ve Sovyetler Birligi'nin dag1lma-


s1, ~o lgede dordunci.i donemi ba§lam denilebilir. Bu donemde

73
ALI <;:IM EN

Amerika, benzeri gorUlmemi§ bir etkiye ve h areket kabiliyetine


sahip oldu. Bu A merikan c;:agmm baskm ozellikleri ise Kuveyt' in
Amerika tarafmdan lrak i§galinden kurtanlmas1, buradan h are-
ketle Amerikan kara ve h ava ku vvetlerinin Arap Yanmadas1'na
yerle§mesi ve A rap-isra il <;:ati§masm1 c;iizmeyi hedefleyen aktif
d iplomatik giri§imler §eklinde kendini gosterd i. Oiger donemle-
rin aksine bu do rdUncU donem, po litik ac;1dan o ldukc;:a hareket-
li bile say1labilirdi. Sald1rgan fakat amacma ula§amamt§ bir Irak,
rad ikal ama gUcU sm1rl1 bir iran, bo lgenin en gU<;lU dev leti ve
tek nUklee r gUce sahip Ulkes i israil, dalgalanan petrol fiyatlan ,
halkma baskt uygulayan A rap rejimleri ve israil , Filistin ve diger
A rap Ulkeleri arasmdaki zorlu mUcadele, yeni O rtadogu'nun
degi§meyen unsurlan o lmu§tu .
Yakla§ tk 20 y1l sonra bu donemi sona erdiren ise baz1lan
yap1sal baz1lan kendi kendine olu§an pek c;ok fa ktor o ldu.
Bunun en etkin olam ise §Uphesiz George W . Bush yonetim inin,
2003'te lrak'a sa ldlfmas1 ve hem Saddam'! hem de Baas rejimini
dev irerek ulkeyi i§gal etmesi oldu . i§gal ile denge ler degi§ti ve
$i i-Sunni c;:at1§mas1 tUm bolgede gUn yUzUne c;1kt1. A§m gru plar
lrak'ta bir taban kazand1lar. Bolgenin bUyUk ktsmmda demokra-
sin in ad 1, kamu dUzeninin kayb1 ve Sunni oncUlUgUnUn sonu ile
birlikte amlir oldu. Amerikan kar§ltl dU§Unce ler ve du ygular
gUc;lend i. Yonet imin, ordusunun bUyUk ktsmm1 buraya baglama-
s1, A merika'nm dUn ya genelindeki harekat kabiliyetini azalttt.
T arihin en ironik o laylanndan biri olarak lrak'taki ilk sava§,
ki Ku veyt' in kurtanlmas1 ac;1smdan h akli gerekc;eleri olan bir
sava§tl , O rtadogu'da A merikan c;:agm1 ba§lat1rken, ikinc i lrak
Sava§t da bun un sonunu haz1rlad1. Amerikan c;:agmm sonunu
h amlayan diger bir etken ise geleneksel A rap dev letlerinin ,
rad ikal islam'm yUkseli§ini onlemedeki ba§ans1zltg1 oldu. Sonuc;
o larak kU rese lle§me de bolgeyi oldukc;:a degi§tirdi . $ imdi rad ika l
kes imlerin silah ve ceph ane bulmas 1, yeni taraftarlar edinmesi
art1k daha zor. .. Yeni medyanm yUkseli§i, A rap dUnyasm1 'bol-
gese l bi r koye' do nU§tUrdU ve siyas ile§ ti rd i. Filistin'den ,

74
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

Li.i~nan'dan ve Irak'tan televizyon ekranlanna yans1yan gori.in-


ti.il~r Ortadogu halkm1 ABD'ye kar§t daha da biledi.

Osmanli'mn yoklugunda Ortadogu ve Afrika


Psmanlt'nm Birinci Oi.inya Sava§t'nm ardmdan 9oki.i§i.iyle
birl,kte Ortadogu'nun esas1, bir babma Osmanlt'dan onceki
islafr11 doneme donmi.i§ oldu. Bu Arap topraklan, Gi.ineybatt
As)la ve Kuzey Afrika idi. Musli.iman ulkelerle biti§ik olan Arap
durwas1 kendi <;evresini olu§turdu. Ancak bu <;ekirdegin siyasi
kaq tkterleri ve dinamikleri <;ck farklt oldu.
1922 y1lmda di.izenlenen El Akir Konferanst ile lrak, Kuveyt
ve 'Necad arasmdaki sm1rlar ingilizler tarafmdan 9izildi. Bu
sm1~larla birlikte Batt'nm egemenlik kavram1, bolgenin siyasi
li.ig*tine girmi§ oldu. Bu kelime ki.ilti.irel olarak bolgenin kabile
kar~tkterine ters olmakla birlikte bolgenin i<; toprak ticareti eko-
norj1isi ile de uyu§muyordu. Sm1r bilinmiyordu ve bolge 'kervan-
larJ 1 sanki gemiler gibi arkalannda iz buakmadan yi.izdugil bir
ku denizi' haline gelmi§ti. Sm1rlar cografi, etnik, demografik,
dil ilimsel veya din! ogelere gore boli.inmemi§; aksine siyasi
ger~:eklere gore §ekillenmi§ti ve bu ger<;ekler de ingilizlerin lrak,
Kuveyt ve Suudi Arabistan'da Batt yanlts1 rejimler olu§turarak
Ar~plann birle§mesini onlemeye yonelik <;abalannm bir par<;a-
s1y~1. Pratikte ise bu sm1rlar, bu donemde birbirlerine kar§t bir
rol oynayan bolgesel siyasi dinamikler i<;in iki terime zemin
haz1rlad1: Pan-Arap milliyet9iligi ve ulus-devlet milliyet9iligi.
Bu, bolgecilik kar§ttt yerelcilik olarak da isimlendirilebilir.
l3u donemde soz konusu kar§Lt notalar, 91karlan Ortadogu'ya
kaq 1 olan buyi.ik gi.i9lerin yonettigi bir orkestra tarafmdan <;alm-
d1 ve bolgesinin siyasi dinamiklerinde itici birer gi.i<; oldu.
Birinci Oi.inya Sava§t'ndan soma M1s1r ve Korfez'i kontrolde
etkhsiz olan ingiltere; Uluslar Birligi arac1hg1yla Filistin, Ordi.in
ve Lrak'ta bir manda kurdu. Tunus, Fas ve Cezayir'de zaten
sorqi.irgesini si.irdi.irmekte olan Fransa ise Buyi.ik Suriye'nin
(Suriye ve Li.ibnan) buyuk bir bsmm1 manda yonetimine ald1.

75
ALI t;:IMEN

Bir zamanlar Osmanlt ' n1n hukmettigi cografyada ~u an ya~ayan devletler.

Gori.ini.i§te manda sahibi bu ulkeler, c;x:ibanl1k yaparak bu


l.ilke leri bag1ms1zltga ula§tt racaktt; ama gen;:ekte ise bu mandala-
ra uluslararas1 yasalla§tmlmt§ stimi.iruden biraz dah a faz las t
tantnmt§tL. M anda siste mi, fo nksiyonunu yitirmi§ Os manl1
Devleti 'nin i§gal edilmi§ topraklanm, Bat1'ntn ekon omik ve
stratej ik <;1karlan i<;in siyasi bo lunmeyi si.irdi.irmek amac1yla

76
TARIHI DEGl~T IREN OLAYLAR

tasar~anan ve c;izilen sm1rlann olu§turdugu politik bi.iti.inli.iklere


bolniek it;in olu§turulmu§ bir Batt §emas1yd1.
S11mir Emin'in 'i.i<;i.inci.i devlet' dedigi Ortadogu'nun ki.i<;i.ik
burjuvas1, ironik bir §ekilde Bat1'nm ozgi.ir irade ve milliyetc;ilik
gibi ~avramlanm benimseyerek i§galci gi.ic;lerin fiziki varhgma
kar§L[ mi.icadele verdi. Ulusal ozgi.irli.ik h areketleri Ortadogu

77
ALI <;: IM EN

genelinde yay1ld1 ve iki di.inya sava§ t aras mda bolgesel siyas i


dinamikler ulusal bag1ms1zltk mi.icadelelerinin <;nkluguyla parc;a-
lara aynld1. 1945 ytlmda ingiliz vesayeti altmda, yeni somi.irgeci
h areketlere kar~ 1 popi.iler direni§i onlemek amac1yla A rap hi.iki.i -
metlerinin i§birligi yapmas m1 saglamak ve sozde bag1mstzl1ga
ge<;i§i yonetmek i<;in A rap Birligi kuruldu . ikinc i Di.inya
Sava§t'nm sonu , ayni zamanda bo lgedeki sozde bag1ms1z dev let-
lerin kurulmas mm da ba§langte1 o ldu. Ancak israil'in Filistin' i
i§gali , bu rejimlerin h alklan i.izerindeki etkisini azalttt .
Bag1mstzl1g1 kazanan devletlerde siyasi gi.i<;, politik kurumla-
ra yoneldi. Bolgede siyas i bir elit olu§tu .
Sonu<; olarak, gi.ini.imi.ize de yans1d1g1 §ekilde Osmanlt 'nm
ardmdan Arap ve O rtadogu di.inyasmdaki ulusla§ma si.irec inde
20. yi.izy1lm ilk <;eyreginde Bault i.ilkeler tarafmd an <;izilen smtr-
lar, siyas i kimligin o lu§mas mda tarihi bir ger<;ek olarak yer ald1.
20. yi.izy1lm ortalannda ise Soguk Sava§ ve bun un net icesinde
ortaya <;1kan A rap milliyet<;iligi oldukc;a etkin bir rol oynad 1.
S iyas i liderlerin c;abalan ve Arap Birligi sayes inde i.i lkelerin
i§birlikleri, Pan -A rabizm'in kurumsalla§mas m1 saglad1. A rap
Birligi'nin yarn s1ra Arap milliyet<;iligini yans1tan bir<;nk kurum
arz- 1 endam etti ...
O rtadan kalkmas1yla yukanda resmetmeye c;alt§ttg1m ti.im bu
kaotik manzaranm dogmas ma neden o lan ve 29 Ekim 1923'te
C umhuriyet' in ilani ile tarihe kan §an Osmanlt imparatorlugu'nun
i.i<; kttada bo§altttgt topraklardan yakla§tk 50 i.i lke dogdu .
Os manlt ayn ca Hind istan , Pakistan ve Ban glad e§
Mi.isli.imanlanni , S ingapur , Malezya, Endon ezya, T i.i rkistan
H anltklan , N ij erya ve Kamerun'u da hilafet otoritesinin altma
almt§tl . Osmanlt ordusu <;e§itli zamanlarda 14 degi§ik i.ilkede
bulun mu§, donanmas1 di.inyanm bir<;nk denizinde ye lken a<;m 1 ~­
t 1. Osmanlt'nm sahneden <;ekilmes iyle dengesi bozulan bu top-
raklar, bir dah a huzur yi.izi.i gormedi.

78
P13sif direni~le koca bir imparatorlugu dize getirdi
MAHATMA GANDHi'NiN SiLAHSIZ
SAVA$1

"Cok iyi bir fikir olabilirdi .. ."


Gandhi, 'Bah medeniyeti hakkmda
ne dii~iiniiyorsunuz?'
~eklindeki soruyu cevapltyor.

20. yuzy tlm en ses getiren olaylarmdan biri de Mahatma


G anqlhi isimli Hindi liderin, 'pasif d ireni§' yontemi ile tek bir
kur§ ~tn bile s1kmadan, koskoca Britan ya imparatorlugu'na diz
<;Oktiirup ulkesi Hind istan 'a bag1ms1zl1gm 1 kazand1rmas1yd1 . i§te
ha len en etkili silah o larak kabul edilen 'pas if direni§in'
hikavesi ...
H indistan'daki ingiliz i§gali 17. yuzytlm ba§mda ba§lamt§,
19. yuzy1lda zirveye ula§mt§tl. Koloniye kar§t Hint direni§i ise
h alk ingilizleri ulke d t§tna atmak i<;in birlq tik<;e 20. yuzy tlda
dah q da artacak, Gandhi ise bu mucadelenin ba§ aktorii. o lacak-
tt. H int halkt tarafmd an 'Mah atma' (Bu yuk Ruh) olarak arnlan
Gandhi 1869 y1lmda dogmu§ ve ad m 1, ingiliz somi.irgeciligine
kar§1 o lu§an Hint mill! h areketin in , 19 19-48 y1llan arasmdaki
en onemli lideri olarak tarihe yazdtrmt§tl.
1869'da Porbandar'da Va§iya kastmdan bir aileden tuccar bir
babanm oglu olarak dogan Moha ndas Karam<;and Mahatma
G andhi , 12 ya§mdayken ev lend irilmi§ti . i9inde oldugu sosyal

79
ALI <;:IMEN

yap mm yasak lamasma kar§m, ingiltere'de hukuk ogrenimi


yaptt. 1888-9 1 ydlan arasmda Londra 'da hukuk ogrenimi gbr-
dukten soma, bir Hint firmasmda c;a lt§mak uzere Gi.iney
Afrika'ya gonderildi. Orada ba§anlt bir meslek h ayan olmas m a
ragmen, Guney Afrika'daki beyaz az mltgm, bo lgede ki yerli
Guney Afrikaldara ve Hintlile re yapt1klan kotli muamele ve irk
aynm1 , onun bolgedeki Hint toplumunun sosyal ve siyas i h ak la-
ra kavu§malan ic;in mlicade leye ba§ la mas m a sebep o ldu.
lrkc;d1gm c;irkin yuzli ile ilk olarak burada kar§tla§tt; dayak yedi,
ote llerden ve trenlerden kovuldu. Sonuc; olarak kendisini bu
ulkedeki Hintlilerin ya§am §artlanrnn iyile§tirilmes ine adad 1.
1894 'te Hint as illdann oy verme hakkm1 elinden alan
duzenlemeye kar§l c;1kmas1yla birlikte, onde gelen politik eylem-
cilerden biri olarak sivrilmeye ba§lad1. H er ne kadar duzenleme-
yi engelleyemese de bir kez sesini duyurmu§tu . Bunun sonuc un-
da birc;ok defa tevkif edildi, i§kenceye maruz kald1. Fakat bunlar
onu ydd1rmad1. Gi.iney Afrika'da yerli Afrikaldarla Banlt beyaz-
lar arasmda irk aymm gliden ingiliz ve H o llanda siyasetinin
di.i§marnyd1. Guney Afrika'dayken ge li§tirdigi §iddetsizlik politi-
kas1 satyagraha (ger~ege adanma) ile kendince yanlt§lara kar§t
c;1kmaya ba§ladi.
$iddet ic;e rmeyen direni§i yedi yd surdu , ylizlerce ki§i h apse
at1ld1, ama en sonunda 1rkc;1 Guney Afrika huklimeti, ingiliz ve
Hindistan'm da baskis1yla pes etti. 1914'te uzla§ma saglandt.
Bunun ard mdan Gandhi kendisine c;ok para kazand1ran i§inden
aynlarak mlicadele ic;in 1915'te tekrar Hindistan'a dondli .
Gandhi'nin Gi.iney Afrika'da gec;irdigi yilla rda o lu§turdugu
felsefesinin temellerini, §iddet kar§1tl1g1, siv il itaatsizlik, pasi-
fizm, uzla§mac1hk, c;ilecilik, Asya milliyetc;iligi, Hinduizm aki -
mmm dinsel mist ik ogeleri, dinlere sayg1 ve tekno loji ka r§1tltg1
olu§turuyordu . $ iddet, yalan ve h aks1zltg1 ayrn §ey olarak gordli-
gunu ac;1klayan Gandhi'nin mucadele prensibi, dli§marn mah -
vetmeye degil, zaferi kazanmaya odakltyd1. Ona gore zalimle re
ka r§I Lit; siJah kullandmaJ1yd1. $oyJe ki; dLi§manJa i§birligi yap d-
mamalt, beraber olunmarnali ve c;a lt§dmama ltyd 1. Ayn ca h as1m-

80
TARIHI DE<?.l~TIREN OLAYLAR

TU i hayat1n1 ~iddetsizlik politikas1 ve ban~a adayan, bunun bedelini de ruhu,


be eni ve servetiyle i:ideyen Gandhi, ilgin~tir , defalarca Nobel Ban~ Odi.ili.i'ne
ad y gi:isterilmesine ra~men, bir kez bile bu i:idi.ili.i alamad1!

lara eziyet edilmemeli, fiziksel zarar da verilmemeliydi. "Eger


zali lere kar}l , zalimlerin usullerini kullamrsak, onlardan fark1m1z
kal z" diyordu Gandhi. Dahast hepsinden onemlisi her tiirlii
vah§ te kar§tydt. Miicadele ilkelerinden sonuncusu ise rakipleri-
ne g~rektigi zamanda insani yard1m1 esirgememekti. Afrika'da
Hin Ii halkm miicadelesini verirken, c;1kan veba salgmmda
miic 1deleye ara verecek ve kar§tsmdakilere yard1m etmek i<;in
c;evr ·sine toplananlan seferber ederek bu yakla§tmmt fazlas1yla
sergi eyecekti.
andhi ve arkada§lan silaha silahla kar§tltk vermediler.
Dii§ anltg1 sevgi, saldmyt merhametle kar§iladilar. Bu tutumla-
n d ·· mant §3§trtttgt gibi, sec;eneklerini de sm1rl1yordu. Soz geli-
mi iuney Afrika'daki belaltst General Smuts; "Hintlileri sevmi-
yoru n fakat size kar}1 gui;;suzum. Gerektiginde bize yard1m ediyorsu-
nuz, size kar}l nasil }iddet kullanabiliriz? Bize kar}l silahli gii.r;: kullan-
sam i}inizi bitirmek kolayd1 , ancak siz du}mammza el bile kald1rm1-

81
ALI c;:IMEN

yorsunuz. Aci fekerek zafere ula§mak istiyorsunuz. Bu dururrula


faresiz kaliyoruz" diyecekti. Pasif direni§ Gi.iney Afrika'da ba§a-
nya ula§ffil§tt. $imdi ma aym i§i kendi i.ilkesinde yapmaya gel-
mi§ti.

$imdi sira Hindistan' da


Tam 21 y1l sonra, 9 Ocak 1915'te i.ilkesi Hindistan'a donen
Gandhi, on binler tarafmdan kar§tlandt. Afrika'daki i.ini.i kendi-
sinden once anavatana ula§ffil§tl. Amk Hindistan'm mill! sim-
gesi ve en bi.iyi.ik kurtulu§ i.imidiydi. 0 y1llarda Hindistan, ingiliz
somi.irgesiydi. ingiltere'den ozgi.irli.igi.ini.i kazanabilme vaadi kar-
§tltgmda, Birinci Di.inya Sava§t'nda ingiltere'ye 985 bin asker
vermi§, buna ragmen sava§m biti§i ile verilen sozler unutulmu§,
ozgi.irli.ikler daha da kts1tlanmt§tl.
Bu gidi§e dur deme niyetinde olan Gandhi, Hindistan'da
siyasete at1ld1. Gi.iney Afrika'daki i.ini.ine ragmen burada §iddete
ba§vurmaksmn uygulad1g1 fikirleri radikal Hintliler tarafmdan
ba§lang1c;ta kabul gbrmedi. Ahmedabad'a yerle§erek Hint halkt-
nm kendi kendini yonetmesi yoni.indeki fikirlerini yaymaya
ba§ladt. ingilizlerin yapt1g1 bazt katliamlardan ve uygulamaya
sokmaya haz1rland1g1 baz1 kanunlardan haberdar olunca, bi.iti.in
arkada§lanna devlet hizmetinden c;ekilme <;agns1 yaptt. Pasif
direni~ b~lam1~tz. (:1plak vi.icuduna beyaz bir bez sanp sadece
kec;i si.iti.i ile gec;inerek pasif direni§i si.irdi.irdi.i. ingilizler ona
once gi.ildi.iler. Ancak zamanla idealine candan inanan ve mem-
leketi ic;in her §eyi fedaya ham olan bu adamm, bu sessiz mi.ica-
delesinde bi.iti.in Hindistan'1 arkasmdan si.iri.ikledigini hayret ve
deh§etle izleyeceklerdi.
13 Nisan 1919'da Amritsar'da di.izenlenen bag1ms1zltk yanlt-
s1 gosterilerin ingilizler tarafmdan kanla bastmlmas1 ve 400
ki§inin olmesinin ardmdan Gandhi, somi.irge yonetimine kar§I
dogrudan cephe ald1. Baguns1zltk hareketinin ve Kongre
Partisi'nin ba§ma gec;ti ve partiyi elit bir organizasyondan, halk
destegini arkasma almt§ daha etkin bir politik organizasyona
doni.i§ti.irdi.i. Hindistan'da oldugu y1llar boyunca ingiliz emper-

82
TARIHI DEC';l~TIREN OLAYLAR

yali mine kar§L pasif ve uzla§mac1 bir 9izgi izleyen Gandhi,


ingi iz yonetimine kar§L da satyagraha silahm1 kullandt. Hintlileri
ingi iz kurumlanm ve urunlerini boykot etmeye, kamu gorevle-
rind ' n istifa etmeye, devlet okullanndaki 90cuklanm geri alma-
ya, ergileri odememeye, ingiliz unvan ve rutbelerini terk etme-
ye 1gtrd1.
Ier ne kadar §iddet olaylan 91kt1gmda Gandhi geri <;ekilse
ve s ktyonetim ilan edilse de, satyagraha ti.im Hindistan'a yay1ld1,
mil onlarca destek9i kazand1. Hatta Gandhi taraftarlan, ingiliz
yasa anna kar§L verdikleri bu miicadelede, hapse girmek i<;in
gi.ile oynaya kuyruk olu§turuyordu! Gandhi taraftarlan her turli.i
i§te t ellerini <;ekmi§, ti.im faaliyetlerini asktya almt§lardt. T ek
ge9i n kaynag1 olarak el sanatlarmm iiretilip sattlmasma karar
veri mi§ti.
iandhi bu si.ire<;re defalarca hapse at1ld1. 1924'te ag1r bir
§eki de hastalanmca, donemin ingiliz somi.irge valisi, olecegini
di.i§ · ndi.igi.i i<;in kendisini serbest btrakttrdt ama Gandhi'nin
ruh gibi bi.inyesi de dayarnk!tydt. T ekrar direni§in ba§ma ge<;ti.
Ha 'sten 91kttgmda Ulusal Kongre boli.inmi.i§, Mi.isli.imanlarla
Hin ulann birlikteligi sona ermi§ti. Gandhi'nin politik etkinligi
azal L§tt. 1928 y1!t Ara!tk aymdaki Kalki.ita Kongresi'nde
Ga dhi, Hindistan i<;in dominyon (ingiliz Uluslar Toplulugu'na
i.iye Ian bag1ms1z i.ilkeler) stati.isi.i talep etmi§, aksi takdirde tam
bag1 s1zltk i<;in ulusal bir direni§ ba§latma tehdidini savurmu§-
tu .
trafma ileriki y1llarda bag1ms1z Hindistan'm devlet ba§karn
da lacak Nehru'nun bulundugu gen9leri toplayarak gene! boy-
kot ba§lattt. Bu arada si.irekli olarak hapse girip 91ktyor, ama
mi.i delesinden taviz vermiyordu. Ayrn zamanda Hindu-islam
birli ini ve 'Ahimsa'yi ( ~iddetten ka.pnma) savunuyordu. Liderlik
etti i hareketi i9in de omek bir hayat ya§ad1; di.inya malt edin-
mey reddediyor, di.inya nimetlerinden elini <;ektigi dua, oru9 ve
meditasyonla dolu bir hayat ya§tyordu. Hintliler bu ki§isel adan-
ma onucunda onu, Mahatma yani 'Buyuk Ruh' diye <;agtrmaya
ba§l 1d1lar.

83
ALI c;:IM EN

Gandhi, i:imru boyunca lngilizlerle mucadele etmesine ka r?1n, 7


Ag ustos 1942'de, Hint Ulusal Ko ngresi' nde, lkinci Du nya Sava?1'n1n
en s1cak gunlerinde yapt1g1 ko nu ?mada si:iyled igi ?U si:izlerle, belki de
tum hayat felsefesini i:izetliyo rdu: "Onlara kar~1 en buyuk saldmya
haz1rland1g1m anda bile, kalbimde lngilizlere ka r~1 nefret o/amaz."

Gandhi 1931 'de ingiltere ile anla§tt ve sivil itaatsizlik kam-


pan yas m1 son a erdirdi, Londra'ya giderek 'Yuvarlak Masa
Konferans1'na kattldi. Hindistan'a dondiigiinde ise i§lerin raym-
dan <;:tkmt§ oldugunu gordii. Hintliler ile ingilizler aras mdaki
gori.i§melerin ardmdan ye§eren siikGnetin siirecegine dair umut-
lar, G andhi ve N ehru yeniden tutuklanarak hapse anlmca sona
erdi.
1935'te ingiliz Parlamentosu'nun Hindistan Hukiimeti
Yasas1'm kabul etmesiyle smtrlt bir kendi kendine yonetim sag-

84
TARI HI DEGl~TIREN OLAYLAR

lanm § oldu. Bu yasa Hindistan eyaletlerine demokratik bir sis-


tem, o tonom bir yonetim sag ltyordu . Kongre Partisi ile
Mi.isl imanlar Birligi arasmda aynltklar, Hintliler ile Musli.imanlar
arasu da Hindistan'm boli.inmesine ve Pakistan'm kurulmas1yla
netic ' lenen bir mi.icadeleye sebep olacaktt .
1 39 y1l1 Eyli.il aymda ikinc i Dunya Sava§ t'nm patlak verme-
siyle ingiltere, tek taraf11 o larak Hindistan 'm mi.ittefiklerin
yanu da sava§a girdigini ilan etti. Buna cevaben ise Kongre
Parti i huki.imetten 9ekildi ve Hind istan'a tam bag1ms1zl1k veril-
medi 9e ingilizlerin sava§ yabalanm desteklemeyecegini duyur-
du. ~i.isli.imanlar Birligi ise sava§ si.iresince ingili zlere destek
ve rd ·. ingiltere3 H aziran194 7'de , ingili z-Hintimparatorlugu'nun
Hin istan ve Pakistan o larak iki ayn ulkeye boli.i nmesini plan-
lad1g rn duyurdu .

andhi'nin hayali gerfek oluyor


1 ' 45'te ingiltere'deki yeni i§<;i Partisi huki.imetinin ba§latttg1
mi.iz kereler 1947'de Mountbatten Plant ile sona erdiginde, iki
yeni dominyon ortaya 91ktyordu ; Hindistan ve Pakistan. 15
A gu tos 194 7'de geceyans1 Pakistan ve Hindistan , bag1ms1zltk-
larm resmen elde etti. Gandhi y1llarca si.iren 9iles inin semeres i-
ni al nt§tl. Bu esnada 1946'da ingilizlerin tahrikiyle Hindularla
Mus .. manlar aras md a <;arpt§malar ba§ lamt§, ardmdan da buti.in
Hin istan'a yay tlmt§tt. Gandhi , si.ikOnet yagnlanna kulak veril-
meyi ce oruca ba§lad1. Bilgenin, pas ifi zm iyeren bu yakla§tmt bir
kez aha ses ge tirmi§, Kalkuta ve Delhi'deki ayaklanmalar sona
ermi ti . G andhi son aylarm1 , bu <;arpt§malardan, ingilizlerin
Hin istan'1 bo li.ip bir ktsmm1 Pakistan olarak ay1rmalarmdan ve
mily mlarca insant, ozellikle Muslumanl an, ingilizlerin
Paki tan'a go9e zorlamasmdan dolay1 i.izi.inti.i ile ge9irmi§ti.

~
'ddetsiz de sonuca ula§ilabilecegini gosterdi
andhi, 30 O cak 1948'de Delhi'de, Musli.imanlara o lan
s1ca ve ban §91l yakla§tmmdan ho§ lanmayan N athuram G odse
adlt -iindu bir fa natik tarafmdan olduruldugi.inde, ardmda, poli-

85
ALI <;:! MEN

tik tarihin en etkin sonuc; alma yontemlerinden o lan 'sivil itaat-


sizligi' ve '§ iddetsizligi' b1rabyordu.
Gandhi, 20. yi.izytlm ilk yansmm en ilham verici lideriydi .
Sosyal degi§im ic;in en etkin yol olarak sivil itaatsizligi ve §iddet
ic;ermeyen toplu gosterileri savunmas1, Polon ya'dan Amerika'ya,
oradan Burma'ya kadar ozgurluk hareketc;ilerine c;ok §ey ogretti .
Her §eyden once, i§galci bir gi.ice kar§l hie; §iddete ba§VUrmadan
da mi.icadele edilebilecegini ve ba§anya ula§ tlabilecegini tum
di.inyaya gostermi§ti.

86
Amerika'da ba~layan ekonomik kriz, dunyay1
fakirle~rdi

BOYOK BUHRAN

(1929-1939)

"Buyuk Buhran yillanm y~ayrp da ondan


korkmamr} olan yoktur. Onu y~ayanlan ,
bundan boyle dunyamn ekonomik apdan giivenli
olduguna hi~bir }ey ikna edemez. "
Isaac Asimov,
Amerikalt bilimkurgu yazan

~nya bir anda fakirle§mi§ti. Ekonomi durmu§, New Yo rk'tan


ba§lian kriz, dalga dalga tum dunyaya yay1lm1§tt. Dahas1 ortaya
91ka buyuk ekonomik <;Okli§lin akabinde ya§anan geli§meler,
kimi erine gore, ikinci Dunya Sava§t'na neden olan a§ m aktm-
lan i ·tidara getirmi§ti.
l i29'da Amerika'da ba§lay1p Avrupa ve dunyanm diger
sana ile§mi§ bolgelerine yay1lan ve 1939'a kadar devam eden bu
buyu . ekonomik <;Oki.i§ (Great Depression) ya da dilimizde daha
bilin ·n §ekli ile Buyuk Buhran (Bii.yii.k Bunalim ya da Buyuk
Depresyon olarak da ge<;er), sanayile§mi§ Batt dunyasmm gordu-
gu e~ I ciddi ve en uzun bunaltm olmu§tu. Her ne kadar Amerika
bu d ~presyona alt1 ay once girmi§ olsa da Buyuk Buhran'm tam
olar 1929 y1lt Ekim aymda New York Menkul K1ymetler
Borsf s1'ndaki (Wall Street) hisse senedi fiyatlannm feci bir §ekil-
de d . §mesiyle ba§lad1g1 soylenebilir.

87
ALI \:!MEN

Oc; y1l boyunca hisse degerleri devamlt suretle di.i§ti.i. Binlerce


bireysel yatmmc1y1 h arabeye c;ev irmesinin yan mda hisse senet-
lerindeki bu keskin di.i§i.i§, bankalan ve diger finansal kurumlan ,
bzellikle de portfoylerinde hisse senedi bulunduranlan oldukc;a
zora soktu . Nihayetinde birc;ok banka borc;lanm odeyemez duru-
ma ge ldi; 1933'e ge lindiginde Amerika'daki 25 bin bankadan 11
bini iflas etmi§ti. Bu bankalarm iflas1yla birlikte ulke ekonomi-
sinde gi.iven kayb1 olu§tu. Bu durum, h arcamalann, talebin ve
bu nedenle de i.iretimin en di.i§i.ik sev iyelere inmes ine yol ac;r 1.
Boylece enflasyon daha da koti.ile§ti. Sonuc;, i.iretimin c;ok c iddi
bir §ekilde di.i§mesi ve i§sizligin de yine aym §ekilde artmas1
oldu. 1932'ye ge lindiginde Amerika'daki tekstil sektbri.ini.in
i.iretim miktan , l 929'dakine oranla yi.izde 54 di.i§IDU§, i§siz say1s1
da 12 milyondan 15 milyona 91kmt§tt. Diger bir deyi§le toplam
i§ gi.ici.ini.in yi.izde 25-30'u i§siz kalmt§tt.

Buyii.k Buhran, Amerika'da ba§lamt§, ancak Birinci Dunya


Sava§t'ndan som a Amerika ve Avrupa ekonomileri aras mdaki
derin ve bze l ili§kilerin gbz ard1 edilmesinden dolay1 dunya
c;apmda bir bunaltma donli§mi.i§ti.i. Amerika, sava§tan sonra,
sava§m kendisinden ve tazminatlarmdan dolay1 zor durumda
o lan ulkeler veya sava§ tazminat1 odeyen Almanya ve diger
yenik ulkelerden dolay1 ulusal ekon omisi zay1flayan Avrupa ic;in
en buyi.ik fin ansbr ve kredi saglay1c1 olarak 91kmt§t t. Amerikan
ekonomisi c;Dki.ince Avrupa'ya akan yatmmlar da kurudu ve
burada kurulmaya c;alt§tlan refah sistemi de c;okmeye ba§lad1.
Buhran e n c;ok Amerika'ya borcu o lan Almanya ve Buyuk
Britan ya gibi ulkeleri vurdu. 1929'un son lanna dogru
Alman ya'daki i§sizlik oram keskin bir §ekilde artmaya ba§lad1 ve
193 2'nin ba§lannda i§S iz say1s1, toplam i§gi.ici.ini.in yi.izde 25'ine
tekabu l eden 6 milyona ula§tt. Buyi.ik Britanya nispeten dah a az
etkilenmi§ti; ancak san ay isi ve ihracat sektori.i ikinci Dunya
Sava§1'na kadar derinden etkilenmi§ bir §ekilde kald1. Diger
ulkeler bu c;Dki.i§ten, 1931 y1llarma dogru etkilenmeye ba§ladt.
Neredeyse butun ulkeler, yeni gumruk vergileri koyarak, o lanla-
n arm rarak ve ithalata kota getire rek yerli Liretimi artirmanm

88
TARIHI DEGl~TIREN OLAY LAR

19 'O'un Buyuk Buhran y1llarinda her dort Amerikal1dan biri i?siz kal1nca,
Fe eral Hukumet devreye girerek en buyuk i?veren olmak zorunda kald1. New
De ii program1 ~e r~evesind e hayata ge~irilen ' I? Geli?tirme Yonetimi' prog ra-
m1 la 8,5 milyon Amerikali, park, bah~e, yol in?aat gibi bilek gucu gerektiren
i?le ·de istihdam edildi. Say1s1z k6pru ve yol yapdd1, mevcutlar onari ld1 (Foto:
Na ional Archives).

yo ll nm arad1. Bu s1kt uygulamalarm etkisi, uluslararas1 ticaret


hac iinin i;ok ciddi bir §ekilde di.i§mesi §eklinde kendisini gos-
terd · Olkeler ard1 ardma ithalata sm1r koyunca, 1932 y1lmda
di.in a ticaret hacmi neredeyse yan yanya di.i§mi.i§ti.i.
i.iyi.ik Buhran, politik arenada da c;ok etkili olmu§tu.
Eko omik stres, 1932 sonlannda Demokrat Partili Franklin D.
Roo evelt'in Amerikan ba§kam sec;ilmesine yol ac;tt. Roosevelt,
eko omik yap1da biri;ok degi§iklik yapt1 ve iyile§meyi saglamak
i<;in Ji.iyi.ik c;apl1 imece/kamu projelerini h ayata ge9irdi. Bu aktif
mi.id ihaleye ragmen yi.iksek i§sizlik oram ve ekonomik durgun-
luk i..irdi..i. T ablolara gore baz1 degerlerde di..i§me olsa da ikinci
Di.inf a Sava§t ba§lamadan once i§sizlik oram yi.izde 15 idi.
S va§m ba§lamas1yla deniza§m i.ilkelerin, Amerikan silah
§irke lerinden silah ve cephane talep etmesiyle i§sizlik orani i;ok
h1zlt bir §ekilde di.i§i.i§e gec;ri. Buhran, Amerika'nm sava§a girdi-
gi 1 41 ytlmda tamamen son buldu.

89
ALI <;:IMEN

Amerika'da sefalet o kadar artm1~t1 ki insanlar bedava ekmek kuyruguna


giriyorlard1.

Buyuk Buhran, Avrupa'da radikal guc;lerin kuvvetlenmesine ,


liberal ekonominin ise itibar kaybetmesine yol ac;mi§tt.
Almanya'daki ekonomik <;Qkuntu, Adolf Hitler' in 1933'te ikti-
dan ele gec;irmesinin yolunu ac;acaktt. Nazilerin geni§ c;aph
imece projeleri ve cephane uretimini c;ok h1zh bir §ekilde geni§-
letmeleriyle, soz konusu buhranm Almanya'daki etkisi 1936'da
sona erdi. Zira ulke sava§ ekonomisine gec;i§ yapmi§tt.

Buhran neden patlak verdi?


Etkisi c;ok az olsa da Buyuk Buhran'm sebepleri arasmda
1920'li y1llardaki refahm ve bu durumun getirdigi rahat psikolo-
j in in, Amerikan ekonomisi i9indeki dengesizlikleri ve zay1fhkla-
n ortmesi de say1labilir. Buyuk Buhran, ulkenin politik ve mali
kurumlarmm 1930'larda ba§layan ekonomik du§il§le ba§ edeme-
yecegini gostermesinin yam ma bu zay1fhklan da ortaya 91kar-
m1§tt. Buyuk Buhran'dan once hukumetler geleneksel olarak bu

90
TARIHI DEC':il$TIREN OLAYLAR

dti§li ·lere pek mudahale etmiyorlar, gerekli ekonomik mudaha-


leler . yapmak i<;in ki§isel olmayan piyasa gu9lerini kullamyorlar-
d1. ncak bu piyasa gu9leri, buhranm ilk zamanlannda tek
ba§ll nna istenilen ekonomik duzelmeyi saglayamamt§tl ve bu
duru un ac1 bir §ekilde de olsa ke§fi, Amerikan ekonomisinde
kokl · degi§iklikler yap1lmasma yol a<;tt.
uhrandan soma hukumet mudahalesi, vergilendirme, sana-
yi d · zenlemesi, kamu i§leri, sosyal sigorta, sosyal yard1m kurum-
lan eya a91ga dayalt harcamalar, pazar ekonomisine sahip
sana ile§mi§ ulkelerde ekonomik istikran saglamak i<;in kullam-
lan a§ltca metotlar haline geldi.
uhran, ekonomi teorilerinde ve hukumet politikalannda da
kokl i bir degi§ime sebep oldu. 1920'lerde hukumetler ve i§a-
dam an, 19. yuzytldan kalma bir inant§la refah seviyesinin,
huk · metlerin i<; ekonomiye mudahalesinin, uluslararas1 ticaret-
te st 1rlamalann dti§lik olmas1yla, para piyasalannm sabitlenme-
si ve kolay bir §ekilde diger ulkelerin parasma donli§tlirulebilme-
siyle <;ok yuksek olacagma inamyorlard1. 1930'larda buna ina-
nanl rm say1s1 olduk<;a azalmt§tt.
atin Amerika gibi ekonomileri ham madde ihracatma baglt
olan ulkeler, 1920'lerin sonundan bu yana zaten ekonomik
bun ltm ya§amaktayd1lar. Daha etkin tanm metotlan ve tekno-
loj ik degi§iklikler, tanm urunlerinin arzmm talepten daha h1zlt
bir § ·kilde ytikselmesi anlamma geliyordu ve bunun neticesinde
fiyat ar dli§liyordu. Sonu<;ta bu uretici ulkelerin hukumetleri,
mall m stoklamaya ba§lad1. Ancak bu stoklama i§i de Amerika
ve vrupa'dan almacak bor9larla yap1labiliyordu. Bu bor9lar
alm maymca stoklanan mallar piyasaya suruldu; bunun sonucu
olar k fiyatlar dti§tli ve ham madde ureten ulkelerin gelirleri <;ok
kesk n bir dli§li§ ya§adt.

er §ey fOkiiyor ...


uyuk Buhran dunya genelinde <;ok h1zlt bir §ekilde yay1l-
m1§t ' <;Unku hukumet mudahaleleri <;ok yetersiz kalmt§tl.
Huk ·metier, ihracat gelirlerinin <;ok fazla dli§tligunu g6runce

91
ALI t;:IMEN

a§m tepki gostererek ithalata c;ok s1kt giimriik vergisi uygulama-


ya ba§lad1lar ve ticareti azaltttlar. Dahas1, o zamanm ekonomi
teorisi tarafmdan desteklenen tek politika deflasyon ( enflasyo-
nun tam tersi olarak fiyatlardaki duzenli du~i4) o ldugundan burl.in
hukumetlerin ilk tepkisi harcamalan kesmek oldu. Sonw; o larak
tuketici talebi ciddi §ekilde dii§tii. Deflasyoncu politikalar, kri-
tik bir §ekilde doviz kurlanna bagltyd1. Paralarm degerini altma
baglayan Alttn Standard1'na gore (Gold Standart) hukumetler
sabit doviz kurlanm degi§tirmeden devam ettird iler. Ancak
buhran siiresince, bankalar, para almaya ve paralanm ic;eride
tutmaya ikna etmek ic;in faiz oranlanm yuksek tutmaya zorlandt.
Fiyatlar dii§tiikc;e faize yatmlan geri odemeler reel olarak arttt ve
hem i§letmeler hem de bireyler ic;in bore; para almak c;ok mali-
yetli hale geldi. Birinci Dunya Sava§t, bu tiir bir politik giiven-
sizlige yol a<;mt§ ve buhram durdurmak ic;in yap1lacak uluslara-
ras1 bir mudahale imkans1z hale gelmi§ti.
1931 ytlmda Amerika'daki bankalar Avrupa'daki fonlanm
c;ekmeye ba§lad1; bu, A vrupa paras mm sattlmasma ve ardmdan
birc;ok A vrupa bankasmm c;okmesine yo! ac;tt. Bu noktada
hukumetler ya Almanya'da o ldugu gibi kambiyoyu kontrol
etmeye ya da Buyuk Britanya'da oldugu gibi paranm degerini
dii§iirmeye ba§lad1lar. Bunun nihayetinde ise 'Altm Standard1'
c;oktu.

Liberal politikalar itibar kaybetti


Buyi.ik Buhran, buyuk politik uygulamalara yol a<;mt§tl.
Almanya ve Japonya gib i ulkelerde buhrana kar§I uygulanan
metotlar, militarist yonetimlerin yukselmesine sebep olmu§tu ve
bu ulkeler, ikinci Dunya Sava§t'na yo! ac;an sm1rl1 dt§ politika
uygulamasm1 benimsemi§lerdi. Amerika ve Buyuk Britanya gibi
i.ilkelerde ise hukumet mudahaleleri, ka9m1lmaz bir §ekilde sos-
yal yard1m sistemlerinin ve ikinci Dunya Sava§1'm takip eden
gunlerde kontrollu ekonomilerin olu§masma yol a<;mt§tt.
Amerika'da Roosevelt 1933 ytlmda ba§kan sec;ilmi§ ve az once
be lirttigimiz gibi, sokak temizligi ile posta ofislerinin boyanmas1

92
TARIHI DEGl$TIREN OLAYLAR

gibi i§ §emalan ile i§sizligin azalt1lmasm1 ic;eren ve hi.iki.imetlerin


eko omiye mi.idahale edebilecegi 'New Deal' (Yeni Anla~ma)
olar k bilinen ekonomi programm1 hayata gec;irmi§ti.
apitalizmin serbest piyasa ekonomisinden devletc;ilige kisa
sure i bir geri ad1m1 olarak yorumlanan 'New Deal', temel olarak
dep esyon tarafmdan ezilen c;ali§an sm1fm §artlanrn iyile§tirme-
yi h ~defliyordu. Kimi ekonomistlere gore 'New Deal', depresyo-
nun etkilerini ortadan kald1rmamakla birlikte, Amerikan toplu-
munun i.izerinde bi.iyi.ik degi§imlere sebep oldu. Huki.imet, i§a-
damlan ve sanayiciler arasmdaki ili§kiyi yeniden di.izenledi.
New Deal'e kadar Amerikan halki gelecegini ozel sekt6rde
goriiyordu. Depresyonun ardmdan ise yi.izi.ini.i ba§kente c;evire-
rek federal hi.iki.imetin ekonomiye mi.idahalesini bekler oldu.
Sanayici ve i§adamlan Amerika'daki tek belirleyici gi.i<; olmak-
tan 91kt1 ve sahneye hi.iki.imet ve i~c;i sendikalan da 91kt1.
Amerikan hi.iki.imeti, Merkez Bankasi Sistemi aracil1g1 ile para
yonctimini i.istlendi. i§verenler, i§<;i sendikalan ve huki.imetin
olu§i:urdugu sacayag1, ikinci Di.inya Sava§i'nda bir bi.iti.in olarak
hareket etti. i§c;iler istikrarl1 bir i§gi.ici.i garanti ederken, hi.iki.i-
met yalpalamayan, ini§ 91ki§lann h1rpalamad1g1 istikrarl1 bir
piyasay1 garanti etti. i§verenlere gelince, onlar hem hi.iki.imetle
hem de i§c;ilerle uzla§ma yoluna gittiler. Dunya Bankasi ve
Uluslararas1 Para Fonu (IMF), i§te bu depresyon §artlarmda
kuruldu.
f\merikan ekonomisinin bi.iyi.imesi aslmda yeniden silahlan-
ma sayesinde olmu§tu. Almanya'da Hitler i§galci politikalan
benimsemi§ ve bu da daha fazla i§ imkarn olu§turmu§tu ve niha-
yetinde 1939 y1lmda· i§sizlik tamamen ortadan kalkmi§tl. Ayrn
y1l i1;:erisinde huki.imet tarafmdan da odenen yeniden silahlan-
ma .mnayisi en <;:ok kazand1ran i§ olmu§tu. Enflasyonu dii§iik
tutmak ic;in ticari kontroller artmlarak ti.iketim azalt1lm1§t1.
1939 yilmda Almanya'nm gayri safi mill! hasilas1 1929 y1lmda-
kinden yuzde 59 fazlayd1 ve bu bi.iyi.ime, bi.iyi.ik oranda silah ve
makine i.iretimi sayesinde saglanm1§tt.

93
ALI <;:IMEN

Milliyet~iligi tetikledi, savll§m kapisim ~ti


Buyuk Buhran, dunyada 50 milyon insanm i§siz kalmasma,
dunyadaki toplam iiretimin yuzde 42 oranmda ve diinya ticare-
tinin de yuzde 65 oranmda azalmasma neden olmu§tu. 1929
y1lma kadar olu§an diger krizlere babld1gmda dunya ticaretinin
en fazla yuzde 7 oranmda dii§tiigu dii§iinulurse, 1929 Buhram'nm
onemi daha iyi anla§tlabilir. T abii ki bu kriz sadece insanlann
cebini degil, aym zamanda dunya politik sistemini de etkilemi§,
buyuk c;a.lkant1lara sebep olmu§tu.
Kennedy, Foreman-Peck ve Kaldor gibi baz1 siyaset bilimci
ve iktisat91lar, soz konusu buhranm olmamas1 durumunda 20.
yuzytlt etkileyen Hitler, Roosevelt gibi liderlerin ortaya 91kama-
yacagm1 iddia ederler. Hatta bu isimlere gore, Sovyet Sistemi
de, ciddi bir ekonomik rakip ve dunya kapitalizmine bir altema-
tif olarak, Buyuk Buhran sonucu ortaya 91kmt§tlr. Buhranm
yaratttg1 sonuc;lar tum dunya ic;in bir felaket olmu§, hem siyaset
hem de kamusal du§iinceler uzerinde etkileri olmu§tur. Sonuc;
olarak 1930-1931 y1llan arasmda on iki ulkenin onunda asker!
darbeyle olmak uzere hukumet ve rejim degi§ikligi gen;ekle§mi§-
tir. Buyuk Buhran'm bu degi§im surecinde Amerika Birle§ik
Devletleri Ba§kam Herbert Hoover gibi sag partiler, Avustralya
ve ingiltere'deki gibi sol partiler yerlerini kar§L gorii§teki partile-
re b1rakmt§ttr. Bu siyasi c;a.lkanttlar, Japonya (1931) ve
Almanya'da (1933) ulusalct, sava§ yanlts1 ve fiilen saldtrgan
partilerin zafer kazanmasma neden olmu§tur. Bu geli§me, c;ogu
iktisat tarihc;isi tarafmdan, Buyuk Buhran'm en uzun vadeli ve
ugursuz sonucu olan ikinci Dunya Sava§t'nm kap1lannt ac;ttg1
§eklinde yorumlanmt§tlr.
Buhran sonucu Batt Avrupa'da radikal sagm gucu htzla artar-
ken, sol gorulmemi§ bir bic;imde guc; kaybetmi§ti. Solun bu
§ekilde zay1flamas1, sadece komunist sm1rlar ic;inde kalmamt§tt.
Omegin, Hitler'in zaferiyle birlikte Alman Sosyal Demokrat
Partisi tamamen ortadan kalkarken, Avusturya'da Sosyal
Demokrat Parti dagtlmt§tt. Aym §ekilde, ingiliz i§c;i Partisi
193l 'de uyelerinin yansmt kaybetmi§ ve 1913'e byasla buyuk

94
TARIHI DEli l~T IREN OLAYLAR

bir gi.i9 kaybetmi§ti. Bi.iyi.ik Buhran'm di.inya siyasi tarihine


b1rakt1g1 en bi.iyi.ik hediye olan milliyet9ilik hareketleri, 1932'de
A vrupa ba§ta olmak i.izere ti.im di.inyada h1zlt bir silahlanma
sava§tntn ba§lamasma neden olmu§tur. Bu si.ire9 1939'daki
ikinci Oi.inya Sava§t'nm haz1rl1k a§amas1 olarak tammlanmakta-
d1r. Bunlara paralel olarak Bi.iyi.ik Buhran di::ineminde liberal
anlayt§ bi.iyi.ik yara almt§ ve di.inyada ekonomik-politik hege-
monya i9in yan§an akti::irler arasma Marksist komi.inizm de dahil
o lmu§tur. Bu geli§meler, i::incelikle, Avrupa'y1 h1zlt bir silahlan-
ma si.irecine sokmu§, bu si.irecin ardmdan ise l 939'da ikinci
Oi.inya Sava§t ba§lamt§ ve di.inya gi.i9lerinin bi.iyi.ik bir mi.icade-
lenin i9ine girmesine neden olmu§tur.
ikinci Oi.inya Sava§t si::iz konusu buhrana ila9 oldu. Sava§la
birlikte Amerikan fabrikalan yurtdt§mdan gelen silah ve malze-
me taleplerini kar§tlayamaz oldu. i§sizlik ortadan kalkt1, ekono-
mi §aha kalktt. Amerika'nm 1941 'de sava§a girmesiyle birlikte
Bi.iyi.ik Buhran da sona erdi. Ozetle Bi.iyi.ik Buhran, di.inya eko-
nomileriyle birlikte di.inya siyasi ve sosyal dengelerini sarsmt§ ve
yeni denge merkezcikleri ortaya 91karmt§ttr.

95
Demokratik yollardan iktidara yuruyen adam
dunyay1 kana bulad1
ADOLF HiTLER'iN iKTiDARA GELi$i

(2 Agustos 1934)

"Nazi Partisi, kamuoyunun muhafzzr degil,


yonlendiricisi olmali.
Nazi Partisi, kitlelerin hizmetr;isi degil ,
efendisi olmalz!"
Adolf Hitler

Birinci Dilnya Sava§! Alman ulusu i<;in felaketle bitmi§ti.


Sava§m kotil sonuc;:lan neticesinde fakirlik <;eken Almanlar
a<;ltk ve hastaliktan olmeye ba§laml§, ulusun tum kaynaklan
muttefiklerle sava§ta harcanmt§tt.
1919 tarihli Versay (Versaille) Antla§mas1, Alman
imparatorlugu'nun topraklanm onda bir oranmda ku<;Ultmli§tU.
Almanya, sava§1 ba§latan taraf oldugunu kabul etmi§, sonu<;ta
Almanya'nm yilz bin ki§ilik bir ordudan daha fazlasma sahip
olmast ve saldm amac;:lt silahlar yapmas1 yasaklanmt§tl.
Hepsinden de kotusu antla§ma, Almanya'ya, sava§m a<;t1g1 tah-
ribatm kar§tlanmast i<;in buyuk miktarlarda tazminat odemeyi
§art ko§uyordu. Fakirlik i<;inde olan Alman vatanda§lan bu taz-
minatlan kar§ilamak ic;:in ag1r vergiler odemeye zorlandtk<;a
toplumdaki gerginlik de arttyordu. Fakat kaos donemi, kendi
'kurtanc1sm1' dogurmakta gecikmeyecekti ...

96
TARIHI DE(il~TIREN OLAYLAR

ntla§ma ile sadece ekonomi degil, ulkenin ruhu da c;ok-


mu tu. Avrupa ulkeleri arasmda ordusuyla gurur duyan Almanya,
esk· gunlerini mum la anyordu. Zay1f bir hukumet kurulmu§tu ve
bu iukumet de onlarca muhalefet partisinin baskts1 altmdaydt.
Ge c;lerin, ailelerine kar§t saygtlanm kaybetmesi ve isyan etme-
siyl · aile birligi parc;alanmt§; ozetle, yenilgi ve pe§inden gelen
hez met duygusuyla Almanya'nm kendine olan guveni derinden
sars lmt§tt.

ir gii.nah kefisi aramyor


dolf Hitler ve partisinin ba§a gec;:mesinden once bile
Air 1anya, yenilginin suc;unu y1kacag1 odaklar aramaya ba§lamt§-
tl. ahudiler tam anlam1yla yalmz b1raktlm1§lard1. <::unku onyar-
g1 i in kolay hedef olan en buyuk Alman azmltg1 olu§turuyorlar-
d1. ahudilere kar§t aynmc1ltk ve onyargmm gec;:mi§i zaten
eski ere uzamyordu. Alman Protestan lider Martin Luther bile
154 'de Yahudiler ve Yalanlan (Jews and Their Lies) isimli bir
kita yazmt§tt. Daha da oncesinde Katolik Kilisesi, Yahudilerin
H1r"stiyanlan oldurdugunu ve bu yuzden nefret edilmeleri
ger tigi ogretisini vaaz ediyordu. Sonuc; olarak 20. yuzytl biter-
ken Almanlar, dunyadaki tum insan 1rklannm uzerinde oldugu-
nu . dia ettikleri 'aryan trkmm' uyeleri olduklarma inand1klan
bir ·uh ikliminde ya§amaya ba§lamt§tt. Bu arada Yahudilerin,
ken ilerini 'sec;ilmi§ler' olarak gormesi gibi bir durum da soz
suydu. Kimine gore kimin kime ustiin oldugu tartl§mas1
Almanlarla Yahudileri dogal bir du§man haline getirmi§ti.
y1lmda Alman Parlamento uyesi Hermann Ahlwardt 'Ari
e Musevilik arasmdaki umitsizlik sava§t' isimli bir makale
1. Makalesinde Yahudilerin yok edilmesi c;agnsmda bulunu-

irinci Dunya Sava§t oncesinde Yahudi olan olmayan tum


.anlann ya§ad1g1 milliyetc;i bir donem de olmu§tu. Sava§
ma mda Yahudiler, kendilerinden olmayanlarla birlikte Alman
ord sunda hizmet verdiler, sava§ttlar ve olduler. Fakat sava§tan

97
ALI <;:IMEN

Adolf Hitler, belki de tarihin demokratik yol lard an iktidara gel mi~ ilk diktatiiruydu !
Parti kurdu, ser;imlere girdi. Kazand1, hukumet kurdu. Oylan yetmeyince karga~a
r;1kard1. Birinci Dunya Sava~1 sonras1nin yilg1nlig1yla bir mucize arayan Alman halk1
uzerinde uygulad1g1 psikolojik sava~ taktikleriyle kendini sistematik bir ~ekilde dik-
tatiirluge ta~1d1 (Foto: Heinrich Hoffmann, Nazi Parti fotografr;1s1, 1939).

yenilgiyle 91ktld1gmda Almanlar, bir suc;:lu aramaya ba§lad1 ve


parmaklar, kendilerince en ideal hedefe dogrultuldu ; Yahudilere.

Politikada yeni bir sima: Adolf Hitler


Hitler, 1919'da Mi.inih'te i§c;:i Partisi'ne i.iye oldu. Kisa si.ire
zarfmda da partiyi yoneten yedi ki§iden biri olmu§tu. Ate§li
hitabeti, adeta dinleyeni esir altyordu. i§<;:i Partisi'nin bu ate§li
ve bir o kadar da ihtiraslt hatibi, hali hamdaki iktidann zay if
yonlerini, Birinc i Oi.inya Sava§' oncesinin §a§aalt gi.inlerini,
Rusya'daki iktidan ele gec;:iren Bol§eviklerin Almanya ic;:in
yaratttg1 tehdidi ve ic;:erideki di.i§mam, yani Yahudileri, konu§-
malarmda cephane olarak kullamyor, ba§an s1zltkla dolu ki§isel
ge<;:m i§inin hesabmt da hayali di.i§manlara kesiyordu.
Konu§uyordu ama fikirlerin tart1§1lmasmdan pek tatmin
oldugu soylenemezd i. Degi§im ic;:in gi.i<;: kullam lmasmdan yan ay-

98
TARI HI DE <?.l~TIREN OLAY LAR

u amac;: ic;:in yanda§lara ihtiyac1 vard1. Fakat kendisinden


emin degildi. Ba§kalarma liderlik yapabilir miydi ? Ba§kalan
on fikirlerini benimseyip arkas mdan gelirler miydi ? Bunu
anl manm tek yolu denemekti . Davetiyelerini bizzat kendisi
yaz rak, sokaktaki umutsuz Almanlan kendisini dinlemeye
dav ·t ettigi mitingler tertip etti. Ba§ lang1c;:ta parti tiyelerinden
ba§ a kimse kattlmasa da kararl1ligm1 kaybetmedi . Mimograflt
dav ·tiyelerin o ldugu bir ba§ka gece duzenledi . Bu sefer sadece
ir ki§i geldi. Bir mangadan bile azd1!
ma sonunda kitleleri harekete gec;:irebilecek silah1 bulmu§-
ahudi kar§ttl1g1! Partinin son kaynaklanm da kullanarak,
t verici Yahudi kar§1tl1g1 konu§malar yapacagm1 belirttigi
ecenin ilanm1, Yahudi kaq1t1 yerel bir gazetede yaymlatn .
sefer kalaba!tgm ilgisini c;:ekmi§ti. Hitlerin biyografisini
John T o land, o vahim geceyi §byle anlat1yordu :

' Ak~amuzeri ye tmi~ kadar dinleyici, dumanli bir odaya wpland1-


lar. on~mac1ya kar~ 1 herhangi bir sempati olduguna dair bir belirti
yokt , fakat Adolf Hitler , on masamn biraz ilstune koyulm~ kursu-
nun arkas1na get;tiginde , dinle yicilerin kendisinden bir elektrik ald.igz
gar ·· uyordu . Yirmi dakika kon~mas1 bekleniyordu ama parlak soz-
lerin, katulemelerin ve tehditlerin havada ~u~tugu konu~ma , yanm
saat kadar surdu. T ezahuratlarla yerine oturdugunda yuzu gozu ter
it;i eydi . Yorgundu ama mutluydu. Sayle yazm1~t1 bir giln : Kalbimin
deri liklerinde hep hissettigim ama test etmedigim bir konu karntfan-
d1. vet, konu~abiliyordum! "

gece Hitler, en guc;:lu iki silahm1 ke§fetmi§ti ; Yahudi kar-


mm cazibesi ve konu§urken insanlan heyecanland1rmadaki
risi. 0 gi.inden som a hem dinley ici kitles i 90gald1, hem de
artisi btiytidti.

endi partisini kuruyor


itler yeni partisini kurmak tizereydi. 1920'de kisaca N azi
Part si o larak bilinen Ulusal Sosyalist Alman i§c;:i Partisi'nin

99
ALI ~IME N

ba§kam olarak konu§uyordu. 1928'de partisi 800 bin oy kazand1.


0 andan itibaren politikay1 da a§an bir partiye donu§meye ba§-
lad1. Hitler, partisini yan militer bir guce c;ev irmeye ba§lamt§tl.
Parti bunyesinde 'f1rtma birlikleri' admda bir milis gucu olu§tur-
maya ba§lad1. Bu arada Alman ordusunun ge<;mi§ini hamlayan
bin;ok siyasi figur, Nazi Partisi'ni desteklemeye koyulmu§tU .
Eski ordu komutanlannt da yanma alan H itler, dogrudan gu<;
kullammmm zamanmm geldigini du§unuyordu. 8 Kas1m l 923'te
adamlan yla Munih'te bir birahaneyi basarak hukumet gorevlile-
rine sald1rd1lar. Baskin sonucu tutuklanarak be§ yil hapis cezas1-
na <;arptmld1. Birah ane baskm1 suya du§mU§, ama Hitler ismi
tum ulkede duyulmu§tU.

Hitler'in Fikirleri
Hitler sadece dokuz ay h apiste yattl. Davas ma destek veren
g6revliler tarafmdan serbest b1 raktlmt§tl. H apisteyken fikirlerini
bir kitapta toplad1. Kitabm1 hapis arkada§t Rudolf Hess'e yazd1r-
d1. Bu kitap, N azilerin incil'i kabul edilen Kavgam'dan (Mein
Kampf) ba§kas1 degildi.
Tum radikaller gibi Hitler de onyarg1larla doluydu . Kitabm
ba§mdan sonuna kadar, Almanya'nm c;ekmekte oldugu acmm
ve felaketlerin sebebinin Yahudiler o ldugunu iddia ediyordu .
Mesela kitabm bir yerinde, "$ayet Almanya'nm i;ok~undeki
sebepleri tekrar gozden gei;irirsek, bizi b~armzliga surukleyen asil
sebebin , irk problemini ve bzellikle Yahudi tehdidini fark edemeyi~ imiz
olduftunu gbruruz" diyor; Almanlann, ari 1rkm bozulacag1 endi-
§esiyle, Yahudilerle evlenmelerine ve <;ocuk sahibi olmalanna
kar§t <;tktyordu . "Tamamen aym seviyede olmayanlann birle~mesi
vasat bir sonui; verir . Boyle bir i;iftle~me tabiatm doftasma aykmd1r"
§eklinde onermelerde bulunuyordu .
Hi tier, Yahud ilerin sadece u lkedeki ekonomi ve topraklan
degil, bas m1 da kontrol ettiklerini iddia ediyordu. O n a gore
Yahudiler, medya arac1!tg1yla kitlelere n e du§linmeleri gerektigi-
ni soyluyorlard1. Hitlere gore tehlikelerin en buyugu olan
Yahudiler, 'as il A lman kam' a91smdan da tehlikeliydi . Ari 1rkm
saf kanmm Yahudi kam yla bozulacagma inam yordu.

100
TARIHI DElil~TIREN OLAYLAR

apisten c;1kan Hitler, partisini ve milis kuvvetlerini olu§-


tur ak ve geli§tirmek ic;in i§ba§t yaptt. 1930 sec;imlerinde Nazi
Par isi 6,5 mil yon oy ald1. Bir zamanlar Alman Parlamentosu'nda
on ki sandalyesi olan parti, §imdi yi.izi.in i.izerinde sandalye kaza-
nar k ulkenin en bi.iyi.ik ikinci partisi olmu§tu. Peki, bunun
ark smda yatan sebep neydi? Sadece Hitler'in agzmm c;ok iyi laf
yap as1 m1? Tabii ki hayir!

iiyiik Ekonomik Kriz Hitler'in roketi oluyor


929'un sonbaharmda New York'ta ba§layan ekonomik kriz,
c;o uzaklarda, Almanya'da, Hitler'in iktidara geli§ine yard1mc1
ola akt1. Wall Street hisse senedi piyasas1 dibe vurmu§tu.
His ·elerin satt§lan aniden durunca degerleri de neredeyse s1ftr-
lan 1. Milyonerler bir gecede fakirle§ti. Orta sm1fm gozleri
on·· nde tum mal varltklan ve yatmmlan buharla§tt. Bonoya ve
hiss senedine yatmm yapanlar her §eyini kaybetmi§ti. Bankalar
bat 1, §irketler iflas etti. Fabrikalar ve magazalar kapandi. i§ bul-
ma neredeyse mucize ile e§deger olmu§tu. Birinci Dunya
Sav §t'ndan soma Alman ekonomisi de dt§andan, ozellikle de
A rika'dan alman borc;lar ve di.inya ekonomik sisteminin ver-
digi ticaret ve kredi notlan i.izerine in§a edilmi§ti. Sonuc; olarak
ttp 1 diger ulkelerin oldugu gibi Almanya'nm kaderi de
A rika'nmkine bagltydi. Dunya ticareti c;okunce Alman eko-
no isi de <;Okmi.i§, milyonlarca Alman i§siz kalmt§tt. insanlar
bor lanm odeyebilmek ic;in evlerini ve e§yalanm satmak zorun-
da aldi. Ekonomik kriz, ordusunun yenilgisinden ve i§sizlik ve
enfl syonla gec;en sava§ sonras1 y1llardan sonra Almanya'nm
ba§I da patlayan son bombayd1. Almanya'nm bi.iyi.ik partileri
§a§ m ve c;aresizdi. Sadece iki partinin kitlelere soyleyebilecegi
bir fey vardi. Biri, y1llard1r kapitalizmin y1ktlacagm1 soyleyen
Ko1fi.inist Partisi, digeriyse Hitler'in partisi; Nazi.

lJitler yollara dii§iiyor


.1\ruk Hitler yorulmak nedir bilmiyordu. Bulabildigi her ftr-
sattl §ehirden §ehire geziyordu. 1930 sec;imlerinden birkac; hafta

101
ALI <;:IMEN

once gunde en az uc;: konu§ma yap1yordu. Kalabaltklara, Birinci


Dunya Sava§1'ndaki yenilgilerinin sorumlulannm eski politika-
cilar oldugunu, Yahudi bankerler ve tefecilerin ihanetine ugra-
d1klanm soyluyor; kitleleri, Alman ordusu ic;:in yeniden §ahlan-
ma zamanmm geldigi ve komiinistlere kar§l sava§a hamlamlma-
s1 hususunda uyanyordu. Yeniden §ahlam§ta herkesin i§e kavu-
§acag1 soziinii vermekten de geri kalm1yordu. Son olarak insan-
lara ata topraklannda kaybettikleri gururlanm hattrlattyor ve
Alman medeniyetinin ve ari 1rkm iistiinliigiinii ilan ederek
soylevlerini tamamhyordu.
1930'lu y1llann ba§larmdan itibaren kriz yayildt. 1932'de 4
milyondan fazla Alman i§siz kalm1§t1 (4 milyon rakamr Alman ya' da
Mien i~sizlikte psikolojik smrr olarak kabul edilmektedir). Il1mlt par-
tiler zay1f ve aciz kaltyorlar, hatta ne yap1lacag1 iizerinde anla§a-
m1yorlard1. Birc;:ok komutan cevap bulmak ic;:in Hitler'e giiveni-
yordu. Hepsinden de ote Almanya'nm asker! giiciinii tekrar in§a
etme sozunu takdir ediyorlard1. Sanayi ve i§ dunyasmm onde
gelenleri de Hitler'e bel baglamt§tl. Yeni asker! kuvvetlerin
donat1lmasmda sanayiye ve fabrikalara ihtiyac;: duyulacagm1
dii§iiniiyorlard1. Orta sm1ftan birc;:ok Alman ic;:inse Hitler, yeni
bir i§ imkam demekti.
Hitler, kampanyasma buyiik bir i§tahla devam ettikc;:e partisi
buyiidii. Giydikleri iiniformanm renginden dolay1 'Kahverengi
Gomlekliler' diye am lan milis kuvvetleri, sayilan yanm milyonu
bulan bir ordu haline gelmi§ti. 1933'te diger kiic;:iik saget partiler
de Nazilere kattld1. Bu arada hukiimete liderlik edecek biri aran-
d1gmda, Almanya Cumhuriyeti'nin ya§h cumhurba§kam Paul
von Hindenburg, politik hayatmm en zor karanm vermekle
kar§l kar§tya kald1. Hitler'i sevmiyordu. Cumhuriyet ic;in daha
1ltmlt bir lider olmas1 gerektigini dii§iiniiyordu. Fakat Almanya'y1
krizden c;:1karacak iyi bir program1 olan bir ba§ka lider de ortahk-
ta gorunmuyordu. Dahas1 mecliste (Reichstag) ulkeyi yonetecek
c;:ogunlukta oy alan 1ltmlt bir lider de yoktu. Hindenburg ve
c;:evresine gore Hitler tek c;:are gibi goriiniiyordu.

102
TARIHI DE(;l$TIREN OLAYLAR

~O Ocak 1933'te Hindenburg yeni hi.iki.imeti kurmas1 ve


Alqrnnya'nm yeni §ansi:ilyesi olmast ic;in Hitler'i makamma
c;ag ~rd1. Hitler, Alman Anayasasi'm ve kanunlanm koruyacag1-
na , ti.im Almanlara kar§t adil o lacagma dair yemin etti. Bu si:iz-
leri si:iylerken bile Alman demokrasisine kar§Lba§latacagt sava-
§tn p lanlanm yapmakla me§guldi.i.
H itler, iktidan ele altr almaz i.i<; a§amalt planm1 uygulamaya
koy1Uldu. Buna gi:ire; Alman ya, Versay'm agir ktsitlamalarmdan
kurtanlacak, Almanya dt§mda ya§ayan bi.iti.in Almanlar, Alman
sm l!rlan ic;ine almarak 'tek ulus, tek d.evlet, tek fii.hrer' (ein Volk,
ein Reich, ein Fuhrer) ilkesi hayata gec;irilecek ve Lebensraum
(y~am alam) po litikas1yla da Alman devletinin refah ve mutlu-
lugu en i.ist di.izeye c;1kanlacaktt.

Reichstag yamyor
Yeni sec;imler 1933 y1lmm Mart aymda yapilacaktt ve Hitler
bu kez partisinin ezic i bir zaferle sec;imi kazanmasm1 istiyordu.
1932'deki sec;imde hem oy h em de Reichstag'da sandalye kay-
bet i§lerdi. Hitler, bunun bir daha olmayacagmdan emin
o l ak istiyordu. Dizginleri b1rakmamak i.izere eline almas1 ic;in
sagl m bir mazerete ihtiyac1 vard1 ve 2 7 $ ubat 1933 ak§am1
ale ler ic;inde kalan parlamento binas1, kendisine ihtiyac; duydu-
gu yi verecekti. Hitler ve N aziler, kundaklamadan, komi.inist-
leri ve sosyal demokratlan sorumlu tuttular. Bulgar komi.inist
eyl mc i G eorgi Dimitrov'u suc;lu ilan ettiler. Boylece, komi.i-
nist erden sosyal demokratlara kadar sol cephenin ti.imi.ine kar§t
zul ·· m makinesini i§letmenin gerekc;esini de bulmu§ oluyorlard1.
H e ne kadar yangmm sorumlusu olarak H o llandalt gene; ve
den esiz bir anar§ist olan Marinus Van Der Lubbe yargilamp
ida edilse de, h erkes, bir ~ekilde Nazilerin de bu komplonun
ic;i e olduguna inam yordu. Yangmt Dimitrov c;1karmamt§tl,
N aziler c;oktan istediklerini elde etmi§ti.
itler ve ba§kan vekilleri, yangm1 i.izerine y1kabilecekleri
c;ev elerin listesini yapmakta gecikmemi§ti. Listelerde Reich stag
me suplan, Almanya'daki Komi.inist Partisi i.iyeleri ve N azi

103
ALI ~IMEN

27 ~ubat 1933'te yanan Alma n Pa rlamentosu (Reichstag), Hitler'e dizginleri


eline almas1 i~in iyi bir firsat verd i. Almanya'n1n dl.i?manlarinin, l.ilkeyi kari?tir-
mak istedigi iddias1na oynaya n Hitler, Ya hudilerd en ~ingenelere, homoseksl.i-
ellerden engellile re va nn caya kadar, 'safkan Alman 1rk1na' yak1?mad1gin1
dl.i?l.indl.igl.i kesimlere ka r?I sava? a~t 1.

kar§ttlan vardt. Yeni §ansolye Hitler, yanan Reichstag binas ma


ge ld iginde, yangmm komUnistlerin i§i old ugunu ac;:1klamakta
gecikmedi. Sec;:imlere yalniz bir h afta kalmt§tt. Kampan yasm1
Marksistlere, bas ma ve solun diger kurumlanna kar§t yogunla§-
t1rd1. Hitler, komUnistlerin 1917'de Rusya'da yapuklan gibi

104
TA RIH I DE(il~TIREN OLAY LAR

Al anya'daki iktidan da kaba kuvvetle ele gec;irmekte 1srarl1y-


d1. Ne yapilmas1 gerektigini biliyordu . Ertes i gun Hitler,
Hi denburg'a, anayasanm ki§i hak ve ozgurlukleriyle ilgili mad-
del :rini ortadan kald1ran bir karam ame imzalam.

jHitler, 'Fuhrer' oluyor


'Halkm ve Reich'm ihtiyac1rnn gid.erilmesine ili~ l<in ' be§ madde-
lik bu yasay la Hitler, her turlu yasay1 meclisin on ay1 olmaksmn
yurilrluge koya bilme yetkisine sahip olmu§, boy lelikle
Almanya'nm bir polis devletine donu§mesi yolundaki ilk ad1m
attl1rn§tl. Bu olaganustu karam ameyle ulkenin kaderi tamamen
Hitler'in ve partisinin ellerine b1rablm1§tl. Bu §ekilde Hitler,
ileti§imin denetlenmes i, ev baskmlan , ozel mulklerin istimlak
edilmesi gibi diktator yetkileriyle donatdm1§t1. Sec;imlerde iste-
digi kadar oy alamaymca, elindeki yetkileri kullanarak hedefine
yuri.imeye ba§lad1. izleyen gunlerde N azi partisi ve milliyetc;iler
dt§mdaki tum partilerin yaymlan ve sec;im c;al1§malan durdurul-
dugu gibi Ko munist Partisi'nin parlamentodaki 18 1 milletvekili
ve ~arti ileri gelenleri de tutuklanm1§t1. N azi, arnk tek partiydi .
Sir Yahudi du§manligmm kurumsalla§tmlmas mdayd1. 1 Nisan
193 'te Yahudi i§yerlerine toplu boykot uygulamas1 ba§lad1. 7
Nis m 'da ise Yahudiler, politikadan ve ogretmenlikten uzakla§-
tml:l1. N aziler, Yahudiler ve Reich kar§1t1 yazarlar tarafmd an
yaz1 an kitaplan da toplat1p yakmaya ba§lam1§t1. Arna bu akd
almlu safkanla§tlrma politikas1 Yahudilerle duracak gibi degildi.
14 Haziran'da toplumun \:ingenelerden, zencilerden ve de
eng1!llilerden armdmlmas m1 6ng6ren kanun 91kt1. 1934 yil1
Eki~n ay mdaysa h omoseksuellerin tutuklanmas1 ge ldi.

{htirasi, koca bir diinya savel§i ~ikardi


t Agustos 193 4'te C umhurba§kam Hindenburg oli.ince mey-
dan l tamam1yla Adolf Hitler'e kald1. W e imar C umhuriyeti'ni
Ill. 1:\eich'a' doni.i§ti.irdi.igi.inu ilan eden Hitler, cumhurba§kanli -

* Re ich, A lmancada 'kra ll1 k, imparatorluk' manas ma geli r. Buna gore, 843
~tlmda kurulan ve 1806 ytlmda y1kilan , Ban Roma im pa ratorlugu'nun

105
ALI <;:!MEN

gt ve §ansolyelik unvanlanm tek bir isim altmda birle§tirerek


kendisini de hem III. Reich imparatoru hem de Fuhrer (lider)
ilan etti. Boylelikle dunyayt ikinci biiyiik sava§a siirukleyecek bu
adamm bniinde hic;bir engel kalmamt§tt. Kom§ularmt ve daha
soma da diger Avrupa iilkelerini i§gal eden Hitler, ikinci Dunya
Sava§t'nm en buyiik faili olarak tarihe gec;ti.
Dunyanm giri§tigi bu ikinci topyekun sava§m faturast inaml-
mazd1. Bazt kaynaklara gore sava§ masraflan 1,5 trilyon dolan
bulmu§, digerlerine goreyse ugramlan tahribat ile maddi kaytp 4
trilyon dolan gec;mi§ti.
6 ytl siiren sava§ boyunca <;e§itli ulkelerde 110 milyon ki§i
silahaltma almmt§, bunlarm 2 7 milyonu cephelerde blmii§tii.
Sivillerin kaybtysa 25 milyon kadardt. Sava§ sonunda Almanya,
Dogu ve Batt olarak iki parc;aya aynlmt§, bu steak sava§tn bitme-
siyle ba§layan Soguk Sava§ ise insanltgm uykulanm yanm aStr
kadar kac;trmt§tt.

mirasm1 devrald1g1 soy lenen Kutsal Roma Germen imparatorlugu I. Reich


olarak kabul edilir. O tto von Bismarck'm 1871 'de Alm an imparatoru ola-
rak tai;: giymesiyle ba§layan ve son krall1gm1 II. Wilhelm' in yap t1g1 (Birinc i
Diin ya Sava§ t sonunda yenilen) Prusya ond erligindeki Alm an
iimparatorlugu ise II. Reich'd1r. Ill. Reich ise, Hitler'in ilan ettigi §ekliyle,
N asyon al Sosyalist Alman imparatorlugu'dur.

106
A rupa'y1 Nazi crizmeleriyle ezilmekten kurtaran gun
~ORMANDiYA ~IKARTMASI (D-DAY)

( 6 Haziran 1944)

"Alman sav~ makinesinin y1k1mm1 durduracak,


Avrupa'mn ezilmi} halklan uzerindeki Nazi zul-
munu kald1racak ve hur bir dunyada hepimiz
ii;in gii,venligi saglayacaks1mz. I}iniz kolay degil.
D~man iyi hazzrlanm1}, iyi donat1lm1} ve sav~a
kar}l bilenmi} . V a~ice sav~acaklar ... "
Miittefik Kuvvetler Komutam General
Dwight D. Eisenhower
( 6 Haziran 1944 sabah1 i;1kartma emrini
verirken)

Tarihin en buyiik deniz harekatt olarak kay1tlara gec;en


Norjmandiya (:1kartmas1'nm gerc;ekle§tigi 6 Haziran 1944,
Avrppaltlann Nazilerden kurn~lu§u yoniinde at1lmt§ en buyiik
adm1d1. Bu ad1m aym zamanda lkinci Diinya Sava§t'nm Avrupa
cep~tesinde bittigi anlamma da geliyordu. Her y1l y1ldoniimii
kutl1man ve yakm tarih anlat1mmda belki de kendisine en r;ok
refe ~ans yap1lan bu tarih, Avrupa ile Amerika arasmdaki 'kur-
ban-kahrarrian' yakla§1mmm da ba§lang1c1 olmu§tu. Ozetle
Amr rika, bu tarihte Avrupa'y1 Nazilerden kurtarmt§tl ve yeri
geldligi zaman da bunu yiizlerine vurmaktan hii;bir zaman geri
dur~1ayacaktt.
Tarihe D-Day ( 'Karar Gunu' manasma gelen Decision Day' den
hareketle) olarak gec;en operasyonun amac1, Amerikan ve ingiliz

107
A LI ~IMEN

birliklerinin, Fransa'nm Normandiya ktytlanndan yapt1g1 c;:1kar-


mayla Avrupa'y1 Nazi i§galinden kurtarmakt1. Her ne kadar
operasyon aylar oncesinde n Almanlar tarafmdan ogrenilmi§
o lsa bile mi.lttefikler, Avrupa'nm kuzeyinden bir saldm duzenle-
meyi gaze a lacak kada r asker ve malzem e toplamt§lard1.
Milyonla rca Amerikalt egitilmi§, silahlandmlmt§ ve sava§ ile
servis birliklerine kattlmt§tl. Amerikan san ayisi, 1943 ytlmda
i.lretimde sava§ donemindeki zirvesine ula§mt§tt. \:ikarma gemi-
si i.lretiminde yetersizlik olsa bile i.lretim sorunlarmm bi.lyi.lk bir
ktsm1 <;:Qzi.llmi.l§ti.l. Amerikan silah fabrikalarmdan c;:1kan malze-
meler, di.lnyanm her tarafmda Mihver i.ilkeleri ile sava§an asker-
lere ula§tyordu.
1944 ytlt H aziran aymm ilk gi.lnlerinde Amerika Birle§ik
Devletleri ve Buyi.lk Britanya, ingiliz adalannda o zaman a kadar
hem karadan hem de denizden yaptlacak bir saldmyt gerc;:ekle§-
tirmeye yetecek say1da asker ve malzemeyi toplamayt ba§armt§tt.
Almanya'nm stratejik bir §ekilde bombalanmas1yla zirve n okta-
sma yakla§tltyordu. 1943 ytlt yaz sonuna dogru mi.lttefiklerin
bombardtman uc;:aklan, gece gi.lndi.lz durmaks1zm Alman sanayi-
sini ve ileti§im tesislerini bombaltyordu. ingiliz uc;:aklan gece,
Amerikan uc;:aklan ise gi.lndi.lz bombalayarak Almanya'ya nefes
ald1rm1yordu. Oyle ki c;:1kartmadan k1sa bir sure once aynt anda
bin agtr bombardtman uc;:agmm Almanya'yt bombard1mana
tuttugu o luyordu.
Amerikan ve ingiliz strateji uzmanlan uzun bir c;:alt§madan
soma Cherbourg Yanmadas1'nm dogusundaki Normandiya ktyt-
larma <;:tkartma yapmaya karar verdi. \:1kartmanm ilk ba§lardaki
amact C h erbourg'da ve ingiltere'nin Brest ktytlannda ac;:1k deniz
limant o lu§turmakt1.
D-Day'den 3 ay once, c;ikartmay1 kolayla§ttrmak ve di.i§manm
rezervlerini degi§tirme kabiliyetini zay1flatmak i<;:in stratejik bir
h ava saldmst duzenlendi. Alman i§gali altmdaki Fransa ve
Bel<;:ika'daki demiryollan imha edildi, Fransa'nm kuzeydogusunda-
ki kopri.ller y1ktld1 ve c;ikartmanm yaptlacagt sahilden 130 mil kadar
ic;:eriye uzanan bolge hava bombardtmant ile yumu§attldi. Bu arada
1944 y1lmm ilk ba§lannda mi.lttefiklerin stratej ik bombalama kam-

108
TARIHI DEGl$T IR EN O LA YL AR

Normandiya <;:1kartmas1'nda muttefik gu~lerine komuta eden General


Dwight Eisenhower, lkinci Dunya Sava ?1 sonras 1nda ba?layacak olan Soguk
Sava? ile birlikte kurulan NATO'nun ilk ko mutan1 olacak, bu parlak askeri
kariyeri onu Amerika ' n1n 34. Ba?kani yapacakt1r (Foto: National A rchives).

panyas1, Almanlann hava gucunu oylesine kmm§tt ki, Dogu


Avrupa'da hava ustunlugu muttefiklerin eline ge<; mi§ti. Almanlar
Fransa uzerinden bir 91kartma bekliyor ama yerini kestiremiyorlar-
d1. Zira muttefikler, 91kartmanm daha kuzeydeki Pas de Calais'e
yaptlacagma dair Almanlan aldatmaya yonelik taktik saldmlar ve
hamltklar yap1yordu . Nitekim bunlar i§e yarad1 da ... Almanlar, Pas
de Calais'i gbz bnunde tutarak cephane ve askerlerinin buyuk bir
k1smm1 Paris yakmlanna konu§land1rd1.
Muttefikl eri kar§tlayacak Alman ordusu, Mare§al Erwin
Rommel'in komutas1 altmdayd1. Dogu A vrupa'daki butun
Alman ku vvetlerinin komutant Mare§al Von Rundstedt ise
Fransa ve diger ulkelerdeki yakla§tk 50 piyade ve 10 panzer
tumenine komuta ediyordu.

Tarihin en biiyiik deniz operasyonu b~hyor


O lumsuz hava raporlanna ragmen muttefik birliklerinin
komutant General Eisenhower, 6 H aziran 1944 gunu saldmnm

109
ALI <;:IMEN

3,5 milyon muttefik askerinin ve binlerce sava~ gemisi ve sava~ u~ai'.)1nin i~tira­
kiyle 3 ay gibi bir zamanda ger~ekle~tirilen Normandiya <;:1kartmas1, tarihe en
buyuk deniz harekat1 olarak ge~erken, ayni zamanda Avrupa-Amerika ili~kisini
de ~ekillendirmi~tir. <;:1kartma, bugun bile ikili ili~kilerde, Amerikalilar tarafin-
dan 'Biz olmasayd1k ~imdi hepiniz Nazi olmu~tunuz! ' tonlamas1nda gundeme
getiriliyor (Foto: National Archives).

ba§lamasma karar verdi. Sabaha kar§L 02:00 sulannda bir ingiliz


ve iki Amerikan hava ti.imeni, denizden gelecek kuvvetlerin
sahilden 91k1§ma koruma saglamak i9in kty1 §eridinin gerisine
indirildi. Denizden ve havadan ger~kle§tirilen s1kt bir bombar-
d1manm ardmdan 91kartma birlikleri sabah 06:30 sularmda
gemilerinden yagmur gibi karaya bo§almaya ba§lad1. Utah,
Omaha, Gold, June ve Sword kod isimleri verilen noktalardan
ktyilara akmaya ba§layan mi.ittefikler, ozellikle Omaha'da kendi-
lerini bekleyen Alman ag1r makinelilerinin direni§i ile kar§1la§-
t1. Sahilin sol tarafma 91kartma yapan ingiliz kuvvetleri ile sag
tarafma 91kartma yapan Amerikan birlikleriyse nispeten daha
kolay ilerliyorlard1. Yine de ilk gi.ini.in gecesinde, 3 ingiliz, 1
Kanadali ve 3 Amerikan piyade boli.igi.i ve buna ek olarak 3

110
TARIHI DE(jl~TIREN OLAYLAR

hava indirme birligi, Hitler'in 'Avrupa Kalesi'ne ciddi bir ad1m


atm1§lard1.
Amerikan ve ingiliz gi..i<;:leri kisa si..irede birle§ti. Muttefikler
te<;:hizatlanm ve ikmallerini tamamlamaya <;:alt§trken, Amerikan
ve ingiliz sava§ u<;:aklan ile Frans1z direni§ine ait gerillalar,
Alman gi.i<;:lerinin ilerlemesini durdurdu. Karada ise mi..ittefik
askerleri, Cherbourg'u ku§attilar. 26 Haziran 1944'te yogun
<;:att§malardan soma Amerikaltlarm eline ge<;:en Cherbourg ile
mi..ittefikler bi..iyi..ik bir engeli a§mt§ oluyordu. Derin bir liman
olan Cherbourg, Amerika ve ingiltere'den gelen mi..ihimmatm
A vrupa i<;:lerine aktanlmas1 i<;:in mi..ikemmel bir dagltlm kanalt
i§levi gbri..iyordu. Bu arada Almanlar toparlanarak mi..ittefikleri
geri pi..iski..irtmeye <;:alt§Sa da, koordinesizlik ve mi..ihimmat eksik-
ligi, saldmlanm saman alevi olmaktan bteye ge<;:iremiyordu. Bu
esnada Amerikaltlann efsane komutam General Patton da
Normandiya'da boy gbstermi§ti.
Muttefikler, Nazilerin belini k1rmak i<;:in tum kozlanm masa-
ya yatmyordu. 7 Mart'ta Remagen Kopri..isi..i'ni..i ele ge<;:irerek,
planlad1klanndan daha h1zlt bir §ekilde Ren Nehri'ni ge<;:riler.
Buyi..ik bir ate§ gi..ici..ine sahip ag1r mekanize birlikler, art1k damar-
lardan akan kan gibi Almanya'nm i<;:lerine yay1lmaya ba§lamI§tt.
Patton, 29 Mart 1945'te Frankfurt kapilarma dayand1 ve 12
Nisan'da Amerikan 9. Ordusu, Magdeburg yakmlarmdan Elbe
Nehri'ni ge<;:ti. Mi..ittefiklerin att1g1 mermiler, art1k 80 km uzak-
taki, Hitler' in son kalesi Berlin' den duyuluyordu. Bu arada diger
istikametten de Rus K1Z11 Ordusu Berlin'e dogru ilerliyordu. K1sa
si..irede hem Amerikaltlar hem de Ruslar Berlin'e girdi.
30 Nisan 1945'te Hitler'in §akagma dayad1g1 silah, hem ken-
disi hem de dunya sava§t i<;:in yolun sonuna gelindigine i§aret
ediyordu.
7 May1s 1945 gi..ini..i General Jodi, Almanya adma teslim bel-
gesini imzalad1. Hitler'in imparatorlugu dizlerinin i..izerine <;:ak-
mi..i§, Avrupa'daki Nazi i§gali sona ermi§, Almanya a91smdan
ikinci Dunya Sava§t bitmi§ti. Art1k mi..ittefikler, atom bombast
ile dize getirecekleri Japonya ile ba§ ba§a kalmt§tt.

111
A LI <;:I MEN

Avrupa'yi kurtarmamn bedeli agz.r oldu


N ormandiya <:;1kartmas1'nm ilk safhasmda, 30 bini h avac1
olmak i.izere 156 bin mi.ittefik askeri Fransa kty1lanna ad1m
atmt§; bunlann 2500'i.i ilk gi.inki.i c;arpt§malarda o lmi.i§, 75 00'i.i
de yaralanmt§tt. T akip eden altt ayda operasyon c;:en;eves inde
Fransa'ya 91kacak o lan mi.ittefik askerlerinin say1s1 3,5 milyonu
bulmu§tu . <:;1kartmanm ilk 24 saati tamamlanmadan, Alman
mevz ilerine at1lan bombalann h acmi 20 bin tonu bulmu§,
N ormandiya cehenneme donmi.i§ti.i .
<:;1kartma guni.i Almanlann verdigi kay1p ise 4 ila 9 bin ara-
smdayd1. <:;1kartma bittiginde muttefikl erin kayb1 209 bin
(83 .045 ingiliz, Kanada ve Polon ya askeri, 125 .847 A merikan) ,
Almanlannki ise 200 bin civanndayd1. A ym zamanda 200 bin
kadar Alman askeri de esir almmt§tt. H az iran 1944'te mi.ittefik-
lerin 24 sava§ gemisi ve 35 destek gemisi batmt§, l 20'si ag1r
hasar almt§tt. Sadece Fala ise Pocket'da A gustos 1944 'te ya§an an
c;arpt§malarda 90 bin Alman askeri o lmi.i§ti.i. Mut tefikler c;arpt§-
malarda 2 bin sava§ uc;agm1 kaybetti. A ynt zamanda c;:ogunlugu
mi.ittefik bombard1manmda o lmak uzere 15-20 bin civarmda
Frans1z siv ilin oldi.igi.i tahmin ediliyor. Bugi.in N ormandiya'da 27
amt mezar bulunuyor.

<;ikartma, f<l§izmi yikti, komiinizmin yayilmasim


0nledi
Sovyetler'in daha som a Dogu A vru pa'da kuracag1 egemenligi
goz i:ini.ine almd1gmda eger N ormandiya <:;1kartmas1 yap1lmamt§
olsayd1 , Kuzey ve Batt A vrupa tamamen komi.inist guc;:lerin i§gali
altma girebilirdi. Ya da Hitler, Dogu Cephesi'ne daha faz la asker
gonderebilir ve Ruslann sava§ 6ncesi sm1rlann 6tesine gec;:mesini
onleyebilir veya erteleyebilirdi. Bunlann h epsi tarihe yonelik
beyin jimnastigi olsa da §UfaS I bir gerc;:ekti: Amerika'nm onderlik
ettigi N ormand iya <:;1kartmas1 ile A vrupa, fa§ izmin penc;:es ine
di.i§mekten kurtulmu§tu. Amerika ile A vrupa arasmdaki bu 'kur-
tanet' ve 'kurtanlan' ili§kisinin yans1malan , 6zellikle dt§ politik
geli§meler soz konusu oldugunda, bugi.in bile devam etmektedir.

112
iLK ATOM BOMBASI PATLIYOR,
ATOM ~AGI BA$LIYOR

( 16 Temmuz 1945)

"Aman Al/ah'zm biz ne yaptzk?"


ilk atom bombasm1 atan Enola Gay isimli
bombard1man u~agmm yard1mc1 pilotu
Robert Lewis'in patlamanm ~1kard1g1
mantar bulutunu goriince verdigi tepki.

2 Agustos 1939'da, ikinci Dunya Sava§i'nm hemen arifesin-


de Alman as1ll1 Amerikah bilim adamt Albert Einstein ve bir
grup bilim adam1, Amerikan Ba§kam Franklin D. Roosevelt'e
bir mektup yazarak, Nazi Almanyas1'nm, atom bombas1 yapt-
mmda kullamlabilecek Uranyum 235'i safla§tlfmaya <;ali§t1gt
uyansmda bulundu. Amerika bu duruma kay1ts1z kalamazd1 ve
kendi atom bombasm1 geli§tirmek i<;in kollan s1vad1. Boylelikle
amac1 etkisine gi.ivenilebilir bir atom bombas1 yaratmak olan
Manhattan Projesi de, New Mexico'daki gizli ara§tirma merkezi
Los Alamos'da ba§laml§ oluyordu.
Hedef, bombanm patlamas1 i<;in gereken zincirleme reaksi-
yonu ba§latmaya yetecek kadar zenginle§tirilmi§ uranyumu i.ire-
tebilmekti. 0 donem Uranyum 235'i (U-235) elde etmek kolay
degildi. Uranyum cevherini uranyuma doni.i§ti.irebilme oram
SOO'e l'di. Uzun ugra§lardan soma ozden si.izi.ili.ip 91kart1labilen
uranyum ise yi.izde 99 oranmda Uranyum 238 (U-238) oluyor-
du. Diger bir deyi§le, atom bombast i<;in hi9bir §ey ifade etmeyen

113
ALI ~IM E N

bir §ey! i§i daha da zorla§ttran ast! madde olan U-235 ile n ere-
deyse hic;:bir §eye yaramayan U -238 izotoplan , kimyasal tertip
ac;:tsmdan birbirinin aynist saytltrd1. S1radan kimyasal c;ozumle-
me yontemleri ile aynlmalan o ldukc;:a zordu; sadece mekanik
yontemler i§e yarayabilirdi. T ennessee eya letindeki Oa k
Ridge'de devasa bir laboratu var in§a ed ild i. Columbia
Oniversites i'nden , 1934 ytlmda N obel Odulu de kazanmt§ olan
kimyager Harold C. Urey ve meslekta§lan , gaz lt d ifi.izyon pren -
sibi ile yalt§an bir ayn §ttrmasiste mi ; Califo rnia O n iversitesi'nden ,
1939 ytlt N obe l Odullu fizik<;:i Ernest 0. Lawrence ise iki izoto-
pun man yetik bir §ekilde birbirinden aynlmas tnt saglayacak bir
sure<;: geli§tirdi . Bir sonraki adtmda gazlt bir merkezkac;: makinesi
ile daha hafif ve i§e yarar o lan U- 235, ag1r ve fuzyona girmeyen
U -238'den aynld1. Tum bu surec;:lerin tamamlanmast ile geriye
yaptlacak tek §ey kaltyordu . Atom fi.izyonunu geryekle§tirmek,
dah a bilinen tabiri ile atomu parc;:alamak. Ya da dah a keskin bir
ifade ile atom bombasm1 patlatmak!
1939'dan 1945'e kadar suren atom bombast ge li§tirme sure-
cinde Manhattan Proj es i'ne 2 milyar do lar h arcanmt§tt.
Uranyumu zenginle§tirip i§ler bir atom bombasma donu§turme
projes inin ba§mdaki isim, daha sonradan meslekta§lan tarafm -
dan 'atom bombasmm babas1' olarak isimlend irilecek olan teorik
fizikc;:i ]. Robert O ppenheimer'd1. Nihayet, Los A lamos'dakiler
ic;:in, ge li§tirdikleri §eyin, bir 'duzenek' mi (gadget, test safhas m-
da atom bombasma verilen isim) yoksa Amerikaltlan canmdan
bezdiren dunya sava§tna nokta koyacak bir ad1m mt oldugunun
anla§tlacagt gun gelip yatmt§tt. C::evre yerle§im merkezlerine
bombanm etkisini gozlemlemek ic;:in ekipler gonderilirken , sag-
hk ekipleri de alarmda bekletildi.
Baztlan test onces inde c;:ok endi§eliydi ; patlamanm, atmos-
fe rde, dunyanm yok olmas ma kadar gidecek bir reaksiyona
sebep o lmasmdan korkuyorlard1. Bir kesimse ortaya 91kacak
radyasyonun yakm yerlerde ya§ayan insanlan etkilemesinden
endi§e duyuyordu .

114
TARIHI DEC':i l ~ TI REN OLAYLAR

'Bilinmeze dogru ilerliyorduk . .. '


Bir gozlem kulesinde, yanmdaki bilim adamlan ile testi izleyen
General Thomas Farrell, padamadan birka9 dakika once ortama
hakim olan havay1, yazd1g1 raporda §6yle dile getiriyordu:

"kinde bulundugumuz siperlikteki sahne, kelimelerle anlanlama-


yacak derecede dramatik .. . S1gmagm ifinde ve fevresinde fitili ate~le­
meden once son dakika duzenlemelerini yapan 20'ye yakm ki~i var.
Bu ki~iler arasmda; Tennessee ve Washington'da elde edilen ham
maddeden silah uretmenin aftlr bilimsel yukunu uzerine alan Dr.
Oppenheimer ve asistanlan, yuksek seviyede patlay1c1lan geli~tiren
Dr. Kistiakowsky, test ifin yap1lan butiln duzenlemelere dam~manlik
eden Dr . Bainbridge, meteoroloji uzmam Dr. Hubbard ve bav diger
fali~anlar da var. Bunun yam s1ra civarda biraz asker, birkaf subay
ve bir de deniz subay1 bulunuyor. Aynca s1ftlnaftln ifinde fOk say1da
alet ve radyo aliclSI bulunuyor . Projeden sorumlu General Leslie
Groves aynld1ktan hemen sonra, patlama ifin geri say1m b~lad1.
Zaman azald1kfa ve geri kalan vakit dakikalardan saniyelere don~­
tuk{e tansiyon fOk h1zli bir ~ekilde artt1. Odadaki herkes, birazdan
meydana gelecek hadisenin yaratabilecegi yan etkilerin farkmdayd1.
Bilim adamlan butiln olfumlerinin dogru olmas1 ve bombamn dogru
bir ~ekilde patlamas1 gerektigini hissediyorlard1; ancak hepimizin kafa-
smda bir yerlerde buyuk bir ~uphe vardz. Ya i~ler ters giderse? Bir
bilinmeze dogru yol aliyorduk ve kar~1m1za ne flkacaftlm bilmiyorduk.
<;ok apkfa soylenebilir ki, o an orada bulunan herkes, Hiristiyanlar,
Yahudiler ve ateistler, daha once hif etmedikleri kadar iften ve fOk
dua ediyorlard1. Eger test b~anli olursa bilim adamlan, muhendisler
ve askerlerin yillarca gosterdigi fabamn kar~1liftl almm1~ olacakt1. .. "

Dr. Oppenheimer saniyeler azald1k<;a daha da gerginlqti.


Nefesi giderek seyrekle§mi§ti. Ayakta durabilmek i<;in bir yerle-
re tutunuyordu . Son saniyelere girildiginde gozlerini patlamanm
olacag1 noktaya dikti ve tarih tam olarak 16 Temmuz 1945'i

115
ALI <;:IMEN

gbsterirken, mahalli saat 05:29:45'te bekledikleri ses duyuldu:


«<.::·
ylm I.
d.,,,
Atomlann pan;:alanmast ile ortaya 91kan aktl almaz stcakl1-
gm ortaya 91kard1g1 alev ve l§tk huzmesi yukan dogru buyi.ik bir
h1zla yukseldik9e portakal renginden ktrm1Z1ya donu§uyor ve
yaratttg1 §Ok dalgalan ortaltg1 toz duman ediyordu. Nihayet 10
bin metreye kadar yukselen bulut, o 9ok bilinen mantar §eklini
almt§tl. Eger yakmlarda bu olaya §ahit olan birileri olsa, o gun
gune§in iki kez dogduguna yemin edebilirdi. Daha somadan
gbrme bzurlu bir kmn, patlama ile ortaya 91kan ilk t§tgt, 60 km
bteden fark ettigi rapor edilecekti!
<;:olun bu ucra kb§esinde sarf ettikleri gayret ve harcad1klan
enerji, bir anda ve tam rand1manl1 bir §ekilde semeresini vermi§-
ti. Patlamayla ortaya 91kan t§tgm etkisini incelemek i<;:in siperde
bekleyen gbzlemciler, ortaya 91kan §Ok dalgasmm etkisiyle yere
yapt§tt. Odadaki gerilim bir anda yok oldu ve herkes birbirini
kutlamaya ba§lad1. Herkes "i§te bu!" diye bagmyordu. Bundan
soma ne olacag1 kimsenin umurunda degildi; herkes bilimsel
olarak imkanstz gibi gbrunen bir i§i ba§armt§ oldugunu du§unu-
yordu. Atomun paryalanmast fikri, bundan soma teorisyen
bilim adamlannm hayallerinin munzevi kb§elerinde saklt kal-
mayacaktt.
Rus as1ll1 Amerikan vatanda§t ve aym zamanda Harvard
Universitesi'nde profesbr olan Dr. Kistiakowsky, sevin9le kolla-
nm Dr. Oppenheimer'a doladt. Digerleri de en az onun kadar
CO§kuluydu. Butun hapsedilmi§ duygular son birka9 dakika iye-
risinde bir anda bo§almt§ ve gbri.inu§e gore patlama, tum iyimser
beklentilerin ve bilim adamlannm tum vah§i isteklerinin de
btesine ge<;:mi§ti. Gozlem s1gmagmdaki herkes, yeni bir yagm,
Atom <;:ag1'nm dogumuna §ahitlik ettigine ve tarih boyunca ilk
defa ortaya 91kan bu gi.icun dogru kanallarda kullamlmast gerek-
tigine inamyordu. Ote yandan devam etmekte olan sava§ a<;:1sm-
dan ise, durum ne kadar kotu olursa olsun, h1zlt bir §ekilde
sonuca ula§mak ve Amerikaltlann hayatlarm1 korumak i<;:in
gerekli olan aracm elde edilmi§ olduguna yonelik bir inant§ da

116
lkinci Dunya Sava~1'n1n hararetli gunlerinde Amerika Birle~ik Devletleri,
lngiltere ve Kanada, Almanlardan once davran1p gezegenin ilk atom silah1n1
uretmek i\in Manhattan Projesi ad1 altmda hummall bir faaliyete giri~ti.
Projede 130 bilim adam1 ve Amerika genelinde faaliyet gosteren otuzdan
fazla kurum yer ald1. Proje sonunda ortaya ~1kan ilk atom bombas1, Nevada
c;:olu 'ndeki Trinity (teslis) ad1 verilen test sahas1na yerle~tirilmi~ (ustte), 16
Temmuz 1945'te ger\ekle~tiri l en testl e de dunyam1z ilk atom patlamas1 ile
tani~rn1~t1.
ALI <;:IMEN

mevcuttu. Ote yandan ekipten Isidor Rabi, doganm dengesinin


bozuldugunu ve insanltgm dunyaya bir tehdit oldugunu du§lin-
meye ba§lamt§tl. Her ne kadar bombasmm i§e yaramasmdan
co§ku duysa da Oppenheimer, "Ben art1k alum ol.dum ...
Dunyalann yak edicisi ol.dum" diye mmldamyordu.
New Mexico'daki Alamogordo Asker( Hava Ossu sm1rlan
i<;indeki Jornada del Muerto (olu adamm yolculugu) bolgesin-
deki Trinity ( teslis) test sahasmda meydana gelen ilk atom
patlamasmm ardmdan askeri otoritelerin yapttg1 ortbas a91kla-
mas1, donemin gazetelerinden The Albuquerque Tribune'un 16
Temmuz 1945'teki ak§am baskisma §6yle yans1yordu:

"Bu sabah Alamogordo Askerl Hava Ossu'nde meydana gelen


patlama hakkznda bin;ok ara~t1rma ve sor~turma yap11.di. Uzak bir
yerde kurulmu~ olan ve ol.duki;a fazla say1da patlay1c1 bannd1ran bir
cephane deposu infilak etmi~tir. Patlamada olen ya da yaralanan
olmamz~tlr ve patlamanzn i;evresinde yol ai;ngr maddi zarar da onem-
senecek kadar i;ok degil.dir. Hava ko~ullannzn , patlamada infilak
eden bazi gaz yuklu varillerden i;1kan gazlan i;evreye dagrtmas1 sebe-
biyle de ordu, bolgedeki birkat; yerle~im merkezini gei;ici olarak
bo~altmak zorunda kalm1~t1r."

"Bu bombayi kullanmayalim"


Manhattan Projesi, ilk ba§larda Nazi Almanyas1'na kar§t
yurutulen bir program olarak algtlanmt§tl. Almanya'nm yenil-
mesinin ardmdan projeyi yuruten baz1 bilim adamlan, bu silah1
ilk kullananm Amerika olmamas1 gerektigini savunmaya ba§la-
d1. Franklin Roosevelt'e yazd1klan mektupla, bombalann kulla-
mlmasm1 ciddi §ekilde ele§tiren iki ki§i, l 939'da ilk atom bom-
bast <;alt§malannm ba§lamasma onculuk etmi§ Albert Einstein
ve Leo Szilard olmu§tu. Zaten atom bombast kullamlmadan
birka<; gun once, aralannda Amerikalt fizik<;i Edward Teller'm
da bulundugu bir grup bilim adam1, bombanm y1kic1 gucunun
herhangi bir ki§iyi oldurmeden de gosterilebilecegini belirtmi§
ve yaratttklan canavarm ortadan kaldmlmas1 i<;in dilek<;e yaz-

118
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

Albert Einstein, her ne kadar kendisi sava? kar?1t1 olsa ve atom bom-
bas1nin geli?tirilmesinde dogrudan rol almasa da, atom ~ekirdeginin
par~alanmas1 ile ortaya korkun~ bir enerji ~1kabilecegi ?eklindeki
t eorisiyle, atom bombas1na ilham verd i. Einstein, 1938'de Hitler
Almanyas1'n1n atom ~ekirdegini par~alad1g1 iddialan ve giderek artan
Nazi sa ld1rganlig1na kar?1, Amerikan Ba:,;kan1 Roosevelt'e atom bom-
bas1 geli:,;tirilmesi konusunda tavsiye mektubu yazacak, sava? sonra-
s1nda da "Bu hayat1mda yapt1g1m en buyuk hata" diyecekti.

mt§tt, lakin seslerini duyuracaklan kimse yoktu. Ne yaz1k ki


Jomacla del Muerto, dunya uzerinde atom bombasmm patlad1g1
son yer olmayacakt1. . .
Ote yandan ikinci Ounya Sava~1'nm en kritik gunleriydi ve
Amerika sava§t bir an once kazanmak istiyordu. Dolay1s1yla
daha ilk bombanm testi yap1lmadan once, ikinci bir bomba,
Japonya'nm Hiro§ima kentine yaptlacak saldm i9in gizlice
Pasifik'e dogru yola 91kmt§tl bile!
Atom Bombast Hedef Komitesi, muhtemel hedefler olarak
Kyoto, Hiro§ima, Yokohama ve Kokura'daki cephanelikleri
belirlemi§ti. Komite i9in as1l onemli olan, bombanm Japon
halki uzerinde b1rakacag1 psikolojik etkilerdi. Komite aym
zamanda, silahm ba§l1ca kullammmm uluslararas1 arenada fark
edilmesi a<;:1smdan oldukya §Ok edici olmasm1 istiyordu. Sava§

119
ALI <;: IMEN

Bakani Henry L. Stimson, Manhattan Projesi'nin Ba§kani


General Leslie Groves'un itirazlarma ragmen ki.ilti.irel onemin-
den dolay1 Kyoto'yu listeden c;1kard1. Sonunda 3 Agustos'a
kadar Hiro§ima, Kokura, Niigata veya Nagazaki'nin 'atomlan-
mas m a' karar verilmi§ti. Hiro§ima, asker! ve endi.istriyel ac;1dan
bi.iyi.ik bir oneme sahipti. Amerika!tlar tarafmdan o zaman a
kadar bombalanmamt§ o lmas1 da atom bombasmm etkisini gor-
mek ic;in idea l bir ortam sunuyordu . Aynt zamanda sava§
mahkOmlannm bulunmad1g1 tek ke nt o lmas1 da onu ,
W ashington ac;1smdan onemli bir tercih haline ge tirmi§ti.

Atomun deh§etini ilk once Hiro§ima yQ.§adi


6 Agustos 1945 ... Il1k ve gi.izel bir gi.in olacagmm habercisi
olan gi.ine§, Japonya'nm Hiro§ima ke nti i.izerinden mavi gokyi.i -
zi.ine dogru yi.ikse ldi. Gi.ini.in ba§langtcmda hic;b ir §ey, bugi.ini.in
dah a oncekile rden farklt olacagma i§are t etmiyordu. Ancak
bugi.in fark!t, hem de c;ok farklt olacakti. Bugi.in, di.inyanm gidi-
§att degi§ecekti. Bugi.in, sadece bir uc;ak, sadece bir bomba b1ra-
karak koca kenti yok edecek, ikinci Oi.inya Sava§t'nt sona erdi-
recek ve insanltga Atom <:;:ag1'nm ba§lad1gm1 ilan edecekti.
Ayni gi.in, tarihin ilk ni.ikleer saldmsmm hedefi, Hiro§ ima'ydi.
Albay Paul Tibbets tarafmdan komuta edilen B--29 Eno la Gay
uc;ag1, Japon ya'ya 6 saatlik mesafedeki Bat1 Pasifik'teki Tinian
H ava O ssi.i'nden havalandi. Bombanm atilmas1 ic;in 6 Agustos
sec;ilmi§ti, zira oncesinde §ehrin i.izeri bulutlarla kapltyd i. Yi.izba§ t
William Person, kalkt§tan k1sa bir si.ire som a bombay1 c;al1§ttrd1 ,
c;i.inki.i riskleri en aza indirmek ic;in kalkt§ s1rasmda di.izenegin
kapa lt olmas1 gerekiyordu.
Bombanm b1raktlmasmdan yakla§tk birkac; saat once Japon
radarlan, i.ilkenin gi.ineyine dogru Amerikan uc;aklannm ge ldi -
gini belirlemi§ti. Alarm verilmi§ti ve ara lannda Hiro§ima'nm da
bulundugu baz1 kentlerde radyo yaymlan durdurulmu§tu .
Uc;aklar Hiro§ima'ya c;ok yi.iksek irtifada yakla§tyordu. Saat
08:00 gibi Hi ro§ima'daki radar operatori.i, ge len uc;aklann c;ok az
say1da oldugunu bildirdi. Muhtemelen i.ic;ten fazla degildi. H ava

120
TARIHI DEi'.il$TIREN O LAYLAR

Nevada <;:olu'ndeki ilk atom bombas1 testinin ba?anl1 olmas1, dunyam1z1 halen
devam etmekte olan topyekun y1k1m ihtimali ve tehlikesi ile ba? ba?a b1rakt1. O
testten sonra tum guvenlik parametreleri degi?ti. Kendisini daha guvende hisset-
mek isteyen bir<;:ok ulke, atom silah1 geli?tirdi. Bugune kadar Amerika (1054),
Rusya (715), Fransa (210), lngiltere (45), <;:in (45), Hindistan (5-6), Pakistan (3-6)
ve Kuzey Kore (1 ), 2 binin uzerinde nukleer test ger~ekle?tirdi. Nukleer bombas1
oldugu halde test etmeyen tek ulke de lsrail'dir. Fotografta Bikini Adalan'nda
Amerika tarafindan ger~ekle?tiril en bir SU alt1 nukleer denemesi gbruluyor.

saldms1 alarm1 durduruldu. Japonlar, yakit tasarrufu saglamak ve


uc;:aklan korumak ic;in ku<;iik c;:apli hava filolanna miidahale
etmiyordu.
N itekim hakliydilar, sadece tic; uc;:ak geliyordu. Atom bom-
basm1 ta§1yan Enola Gay (ki adm1 Albay Tibbet'in annesinden
alm1§1:1), gozlem uc;:ag1 The Great Artiste ve o zaman ic;in ad1
olmayan ancak daha sonra Necessary Evil (Gerekli ;;eytan)
olarak isimlendirilen bir kay1t uc;:ag1.
Saat 08: l S'te Enola Gay, 60 kg U-235 ic;eren 'Little Boy'
(Kiic;i.ik Oglan) isimli yiikiinii Hiro§ima'nm merkezine dogru
b1rakt1. Bomba, §ehrin yakla§tk 600 metre iizerinde patlad1. 13
kiloton ag1rligmdaki TNT'ye e§deger bir enerji, bir anda ortahg1

121
ALI <;:IMEN

kastp kavurdu . 70-80 bin dolaymda Japon ne oldugunu bile


anlamaya fosat bulamadan buharla§mL§tL! ilgin9tir, bu olenler
arasmda 2 bin dolaymda Japon as1ll1 Amerikalt da vardi!
Bin;ogu, sava§ oncesinde egitim ama<;lt gelmi§ler ve bir daha
ulkeden ayrilamam1§lard1. Patlamanm olu§turdugu y1kimm yan-
<;ap1 yakla§tk 1,6 kilometre idi. 11,5 kilometrekare alan tama-
men yamp kul olmu§tu. Hiro§ima'daki binalann yuzde 90'1 ya
yerle bir olmu§ ya da ag1r hasar gi:irmli§tli. Dun ya, ilk kez boylesi
korkun<; bir guce ve y1bma §ahit oluyordu ...

Atom kurbam: "Uzerimdeki elbiseler buharla§ti"


Nukleer y1bmm ac1sm1 bizzat ya§ayanlardan biri de
Hiroshima Communications Hastanesi'nin yi:ineticiligini yapan
Dr. Michihiko Hachiya'yd1. Hachiya, hastanenin hemen yab-
nmda ve patlamanm merkezine de 1,5 km uzakltkta ya§tyordu.
1955'te yaymlanan gunlugune (Hiroshima Diary), Atom
\:ag1'nm ba§lad1gm1 §U sattrlarla aktanyordu:

"Saat daha erkendi; sabah olmak uzereydi , hava ihk ve gilzeldi.


Titreyen yapraklar, bulutsuz bir gokyuzunden yansiyan gilne~, gilne-
ye aplan kapimdan etrafi izledikr;e bahr;emdeki golgelerle tatli bir
tezatlik olu~turuyordu. Ozerimde sadece bir atlet ve ir; r;ama~mm
vardz. Oturma odasmda, yorgunluktan bitmi~ bir halde yere uzan-
mi~t!m, hastanedeki nbbetimde uykusuz bir gece ger;irmi~tim.

Birden gilr;lu bir i~1kla irkildim, sonra bir tane daha. Bazen insan-
lar kur;uk ~eyleri daha iyi hatirlar. Hiilii r;ok canli bir ~ekilde bahr;em-
deki ~ fenerin gozleri kor edercesine yand1ftim ve bu 1~iga bir mag-
nezyum patlamasmm mi yoksa tramvaym elektrik hatlannda pkan
k1v1lczmlann mi sebep oldugu konusunda ~upheye d~tilgumil hatirh-
yorum.
Bahr;edeki golgeler kayboldu . Bir dakika bncesine gore gorilnen
manzara daha parlakti ve gokyuzil ~irndi kapkara olm~tu. Havada
donen toz bulutunun ir;erisinde evimi ko~elerden destekleyen tahtalar-
dan birinin ur;tugunu fark ettim. C::zlgmca oldugum yerde donilyor-

122
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLA R

dum ve derken tavan tamam1yla <;oktu. i<;gUdusel olarak kapnaya


<;alz~tzm; ancak molozlar ve tavandan d~en keresteler yolu tzkamz~tz.
Onumdekileri dikkatli bir ~ekilde temizleyerek bah<;eye <;1ktzm.
Kendimi <;ok zay1f hissediyordum ve biraz gii.<; toplamak i<;in durdum.
Beni ~a~zrtan ~ey ise tamamen pplak oldugumu fark etmem oldu. N e
kadar garip! i<; <;amawlanm nereye gitmi~ti?
Viicudumun sag tarafi tamamen kesiklerle doluydu ve karnyordu.
Uylugumda ol~an yararnn i<;inde buyuk bir k1ym1k par<;as1 duruyor-
du ve agzzmda szcak bir ~eylerin aktzgzrn hissediyordum. <;enem par-
<;alanm1~t1; yav~<;a kontrol ettim. Alt dudagzm ardma kadar apk
vaziyette duruyordu . Enseme ise olduk<;a buyuk bir cam par<;as1
saplanm1~t1 ve ben hi<; acele etmeden onu dz~an pkardzm. Ozerimdeki
~~kmlzgz ve ~oku atlatmca da ensemi ve kana bulanmz~ olan elimi
tekrar inceledim.
Birden bir te~a kap1ld1m ve e~im i<;in bagzrmaya b~ladzm:
'Yaeko-san! Yaeko-san! N erdesin?' Birden kan Nk1rmaya ba~ladz.
Yoksa ~ah damanm mi kesilmi~ti ? Olumcul bir kanama m1yd1?
Korkuyla ve ak1ls1zca kendisine yeniden seslendim: ' Be~ yuz tonluk
bir bomba patladz. Yaeko-san! Nerdesin? Bq yuz tonluk bir bomba
du~tU!'

Yaeko-san , korkmu~ ve benzi atmz~, elbiseleri par<;alanmz~ ve


kanlanmz~ bir ~ekilde kalmtzlar arasmda gozuktu. Dirsegini tutuyor-
du. Onu gorunce gii.venim yerine geldi. Kendi panigim yatz~m1~n ; bu
sefer onu sakinle~tirmeye <;alz~t1m. Tam anlam1yla bir kabustu .. ."

Dr. Hachiya ve e~i caddeye 91kt1lar. <;evredeki tum evler


y1kilm1~t1.

"Yurumeye b~lad1k; ancak 20-30 ad1m sonra durmak zorund.a


kald1m. Nefesim kesilmeye b~lad1 , kalbim h1zla <;arpzyordu ve dizle-
rim artik tutmaz hale gelmi~ti . Dayarnlmaz bir ~ekilde susam1~t1m ve
Yaeko-san'a bana biraz su bulmas1 i<;in yalvanyordum. Fakat etrafta
hi<; su yoktu . Bir sure sonra gil.cum tekrar yerine geldi ve devam
edebilecek duruma geldik. Hala <;1plakt1m ve utanma hissinin zerresi

123
ALI <;:IMEN

olmamasma ragmen, ifinde bulundugum durumdan rahatszz oldum.


Ko~eyi donerken orada bekleyen bir askere rastladzk. Askerin omuz-
lannda bir havlu vardz ve fzplak bedenimi ortmek ifin havluyu iste-
dim. Bir sure sonra havluyu kaybettim. Bu kez Yaeko-san onlugunu
fZkanp belime sardz. ..
Gucum , hatta ya~ama istegim tamamen tukendigi ifin en az
benim kadar kotu yaralanmz~ olan kanma, yola bensiz devam etme-
sini soyledim. Buna itiraz etti ama ba~ka da sefenek yoktu. Gidip
bana yardzm etmesi ifin birilerini bulmasz gerekiyordu. Yaeko-san bir
an yuzume baktz ve tek soz bile soylemeden geri donerek hastaneye
dogru ko~maya b~ladz. Hava artik oldukfa karanlzktz ve e~imin gidi-
~iyle ifimi korkunf bir yalmzlzk hissi kapladi. ..

c;evremdeki tum insanlar golge ~eklindeydi; bazzlan yuruyen


hayaletlere benziyordu. Baz1lan ise acz ifinde , bir korkuluk gibi yuru-
yorlard1; kollanm vucutlarma degmeyecek ~ekilde kald1rm1~lardz ve
dirseklerinden a~agm ile elleri sallamyordu. ilk b~ta bu ki~iler beni
~a~irttz , ancak daha sonra bir anda bu ki~ilerin yanm1~ olabilecegini
ve yamk yerlerine temas etmemek ifin kollanm o vaziyette tutuyor
olabileceklerini du~undum.
c;iplak bebegini ta~1yan fiplak bir anne ili~ti gozume . Gozlerimi
ovu~turdum . ikisi de banyodan yeni fikm1~ olmalz diye du~undum.
Arna o sirada ba~ka bir fzplak adam daha gordum ve anlad1m ki;
benim uzerimdekileri ne parfalad1ysa, aym ~ey onlara da olmu~tu .
Hepimiz fiplaktzk! Yammda, yuzunden fOk acz fektigi belli olan y~lz
bir kadm uzamyordu; ancak hif ses fzkarmiyordu . Aslmda, gorebil-
digim kadanyla herkes ifin ortak olan tek bir ~ey vard1: Sessizlik.
Yapabilen herkes hastaneye dogru gidiyordu . Gilcum biraz olsun
yerine gelince bu kederli alaya ben de kat1ld1m ve sonunda ileti~im
Burosu'nun gefidine u~tim ... "

Bombanm patlamasmdan 12 saat soma Beyaz Saray tarafm-


dan yap1lan ac;1klama ile tum dunya kamuoyu ile birlikte, o an a
kadar ba§larma geleni anlamamt§ olan Japonlar da ne olup bit-
tigini ogrenmi§ti: Ba§kan Truman'm teh ditlerinde dile getirdigi

124
TARIHI DEGl$TiREN OLAYLAR

gibi, 'h1zli ve kesin bir y1ktm' ile tant§mt§lardt. Patlayan ilk atom
bombasmm ardmdan Truman, Japonlara deh§et salmaya devam
ediyordu: "Eger §artlanmm kabul etmezlerse, bu dunyada daha
once hi<; gorulmemi§ bir §ekilde, gokyuzunden gelecek y1ktm
yagmuruna maruz kalacaklar!"
Japonlar, §Ok olmakla birlikte teslim olacak gibi gorunmu-
yorlardi. Atom depremi devam edecekti ...

Kokura'ya niyet, Nagazaki'ye deh§et


9 Agustos 1945 sabah1, 'Fat Man' (~i§ko Adam) kod isimli
ikinci atom bombasm1 ta§tyan Amerikan B-29 Superfortress
Bockscar, 393. Filo'dan Binba§t Charles W. Sweeney ve muret-
tebatt tarafmdan u<;uruluyordu. Kokura birinci, Nagazaki ise
yedek hedefti. iki ke§if u<;ag1, her iki hedef i<;in de hava ko§ulla-
rmm uygun oldugunu bildirdi. Kokura'ya ula§ttklarmda kentin
ii<;te ikisi bulutlar altmdaydi. Oysa emir netti! Yuzde yuz gbrsel
temas olmadan bomba attlmayacakt1. Plan geregi yedek hedef
Nagazaki'ye dogru yoneldiler. Yaktt hesaplamalarma gore
Bockscar'm en yakmdaki lwo Jima Ossu'ne ula§mak i<;in yeterli
yabtt kalmamt§tl. Nagazaki'ye de bombay1 atamazlarsa
Okinawa'ya geri goturecekler, en kotu ihtimalle Okyanus'a btra-
kacaklardi. T egmen Frederick L. Ashworth, hedefle tam gorse!
temas saglayamasalar bile, bombay1 radar kullanarak btrakmaya
karar vermi§ti.
Saat ll:Ol'de Nagazaki uzerindeki bulutlar, Bockscar'daki
bombac1 Yuzba§t Kermit Beahan'm hedefi tam istedigi gibi gor-
mesini saglayacak §ekilde azaldi. Yakla§tk 6,4 kg plutonyum 239
i<;eren '~i§ko Adam' kentin sanayi merkezinin uzerinde b1rabl-
d1. 43 saniye soma, yerden 469 metre yukseklikte, §ehrin kuzey
ve guneyindeki Mitsubishi §irketine ait tesislerin arasmdaki
yolun uzerinde kulaklan sagtr eden bir gurultuyle patladi.
Nagazaki'nin 240 binlik nufusunun 70 bini, daha ne oldugu-
nu anlayamadan olmu§tii! Yakla§tk 60 bin ki§i de yaralanmt§tt.
Y1k1mm yan<;apt yakla§tk 1,6 km idi. Patlamayla 91kan yangmm
alevleri, kentin kuzey kesimiyle, patlama merkezinin 3,2 km

125
A LI ~IME N

gi.ineyine kadar olan bolgeyi avU<; lanna almi§tt. T op lam olu


say1s1, ilerleyen gunlerde radyasyon zehirlenmesinden dolay1
h ayatm1 kaybedenlerle birlikte 80 bine ula§acakt1. Bombanm
patlamasmm ardmdan h az1rlanan bir raporda Nagazaki, 'hie;
mezar ta§! bulunmayan bir mezarhk' olarak tarif ediliyordu.

Atom <;agi dii.nyayi korkuya mahkum etti


Japa n tarihc;ilere gbre ban§ yanhs1 sivil irade, H iro§ima ve
N agazaki'deki y1kim1, sava§ guc;leri ne kadar korkusuz, yetenekli
ve cesaretli olursa olsun, atom bombalarmm gilcune kar§l etkili
olamayacaklan konusunda asker! kanad1 ikna etmek i<;in kul-
lanm1§tt. Onlu elektronik devi Sony'nin kurucusu ve sava§
masmda deniz subay1 olan Akio Morita, Japa n asker! kanadm1
ban§a ikna edenin konvansiyon el silahlar degil, atom bombala-
n oldugunu belirtmi§ti. Amerikan Oi§i§leri Bakam James
Byrnes, Japonya'y1 i§gale kalksalar, 500 bin Amerikalmm olmil§
olacagm1 soyleyecekti. Birc;ok Amerikah asker! dam§mansa en
kotil sen aryoda 1 milyon Amerikan askerinin olebilecegini
ongoruyordu. Onlara gore, Amerika kay1plarm1 en aza indirmek
ic;in atom bombasm1 kullanmak zorunda kalm1§t t. T um bu var-
say1mlar bir kenara, atom bombalan, ikinci Dun ya Sava§i'na
son noktay1 koymu§tu. Amerikalilara gore atom bombalan , aym
zamanda, Asya'da aralannda 200 bin Hollandali ve 400 bin de
Endonezyalmm bulundugu yliz binlerce sava§ esirinin ozgurle§-
mesini saglami§tt.
Bu arada bombalann kullamlmasm1 destekleyenler, Japa n
Sava§ Bakanhg1 tarafmdan 1 Agustos 1944'te verilen bir emri de
hakhhklanna dayanak olarak gosteriyorlard1. Sozde bu emre
gore, Japan an a kitasma yon elik bir i§gal giri§imi olmas1h alinde
muttefiklere ait 100 binden fazla sava§ esiri oldurulecekti. Ba21
tarihc;iler de Amerikahlann, atom bombalan yla sava§1 erken
bitirdigini ve boylelikle Sovyetler'in, Japonya'dan alacag1 muh-
temel topraklan en aza indirdigini iddia eder.
A tom bombalarmm ardmdan A merikan birlikleri Japonya'ya
c;1kt1. Hiro§ima 40 bin, N agazaki ise 27 bin Amerikan askeri

126
TAR IH I DEl'.';l~TIREN OLAY LAR

tarafmd an i§gal edildi . Atom bo mbas mdan kurtulanlara,


'Bombaya maruz kalanlar' §eklinde a91lim1 yapilabilecek
Hibakusha ismi tabld1. Atom bombalannm yaratt1g1 tahribat ve
deh§et , aym zamanda Japon ya'nm gi.ini.imi.ize kadar devam eden
ni.ikleer silahlanma kar§ltl sava§ sonras1 pas ifist politikalannm
da temelini attl . Bugi.in Japonya'da halen 260 bin do laymda
Hibakusha ya§iyor.
A tom bombas1 geli§tirildigi esnada, ana fikir, bombanm
maclencilik i§lerinde ya da Panama gibi bi.iyi.ik kanallar ar;ilmas1
esn asmda kullamlmas1yd1. Soylemek yersiz tabii ama bu fikirler
hir;bir zaman h ayata ger;irilmed i. Bilakis atom silahlannm <;e§idi
ve say1s1 arttl, i.ilkeden i.ilkeye yayild1. A tom bombalan, Nukleer
S ilahlanma Yan §i'm ba§latt1g1 gibi, Soguk Sava§'! da tetikledi.

127
6 milyona yakm Yahudi katledildi, mahkemesi dunyay1
sarst1
YAHUDI SOYKIRIMI
VE NORNBERG MAHKEMELERi

"Dunyadaki tilm insanlara sesleniyorum. Boyle


bir ~ey bir daha asla olmamal1. Kurtard1gzm1z
insanlann yuzunu gordum . Cehennemden
gelmi~ gibiydiler . "
Anatoly Shapiro (Auschwitz toplama
kampm1 Almanlardan alan Kml Ordu
subaylanndan)

"idam ... idam ...


Desenize gilzel hanralanmi kaleme
alamayacagzm! "
Nazi D1~i~leri Bakam Joachim von
Ribbentrop (Nurnberg Mahkemeleri'nde
idam cezasma c;:arpt1n ld1ktan soma)

ikinci Dunya Sava§L esnasmda Nazi rejimi tarafmdan


Avrupali Yahudilere uygulanan soykmm, her ne kadar ara ara
politik ic;erikli tartl§malara malzeme yapdarak inkar edi lmeye ya
da ku<;Uk bir h adiseymi§ gib i ge<;:i§tirilmeye c;:ali§dsa da, tarihin
en dramatik ve bir o kadar da utan<;: verici sayfalanndan birini
te§kil eder.
6 milyon dolaymda Yahudi'nin ab! almaz yontemlerle oldu -
ruldugu soykmm, geride, hakli olarak bu soykmmm travmas1 ile
ya§ayan bir Yahudi toplumu, bu travmanm yaramg1 sempat i
dalgas1yla kurulu§U kolay la§an bir israil devleti, soykmm1 kendi
ac1mas1z politikalanna §al olarak kullanan israilli po litikacdar
ve israil'in bu ac1mas1z politikalarma duyduklan tepkiden dolay1
soykmmm varl1gm1 inkar eden kitleler b1rakt1. T abii ki sebebi

128
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

ya da sonucu ne olursa olsun soykmm, ba§lt ba§ma, insam insan


yapan deger ve inanc;lardan uzakla§1lmas1 durumunda, 'insanm
insana neler yapabilecegini' gostermesi ac;1smdan da bir ibret
vesikas1 oldu. Ya§anan dramm 6zetine gelince; sap1k bir ideolo-
j inin takipc;ileri, hayal di.inyalannda yaratttklan kendi 'Listi.in
trklan' (ari irk) ugruna, diger trklar i.izerinde mide bulandmc1
mi.ihendislik faaliyetine giri§mi§, insanhk kan goli.inde bogul-
mu§tu.
Geryek §U ki Nazilerin soykmm vah§etinin kurbam sadece
Yahudiler degil, aym zamanda <";ingeneler, Polonyahlar, Slavlar,
dindarlar, homoseksi.ieller, entelekti.ieller ve zihinsel 6zi.irli.ilere
vanncaya kadar onlarca farklt etnik, din! veya sosyal grup
olmu§, ama 6 milyona varan kurban veren Yahudiler, soykmm-
dan en bi.iyi.ik pay1 almt§tt.
Hitler, Almanya'nm dizginlerini ele almas1yla birlikte, has-
tahkl1 zihnindeki 'Listi.in trk' projesini hayata gec;irmeye soyun-
mu§, buna da 1rklanm en bi.iyi.ik tehdit olarak gordi.igi.i Yahudilerle
ba§lamt§tl. 1933 ytlmda Yahudilerin haklannm azalttlmas1 ile
ba§layan ilk ad1m1, 6nemli mevkilerden uzakla§tmlmalan, mal
ve mi.ilklerine el konulmas t, fi§lenerek gettolarda toplu olarak
ya§amaya zorlanmalan ve Hitlerin Yahudi sorununu tamamen
ortadan kald1rmay1 hedefleyen 'nihai c;bzi.im' politikas1 geregin-
ce, toplama kamplannda toplamp aktl almaz y6ntemlerle katle-
dilmeleri takip etti.
Nazi gizli polisinin Yahudi memurlan g6revinden uzakla§ttr-
masmm ardmdan fiili saldmlar ba§lamt§, 1Nisan1933'te ba§la-
yan boykotla birlikte Yahudi di.ikkanlan yagmalanmt§, yakthp
y1ktlmt§ ve sahipleri darp edilmi§ti. 1935'te doktorluk, eczac1hk,
askerlik gibi mesleklerden men edilmi§ler; bunu, 1935 y1h
Haziran aymda Berlin'deki Yahudi magazalannm tahrip edildigi
bir ayaklanma izlemi§ti. Arna i§in stradan bir fa§ist tepki olma-
d1gm1 g6steren ad1m, 1935 y1lt Eyli.il aymda 91kanlan 'Ni.irnberg
Kanunlan'yla attld1. Nazi rejimi, bu kanunla, "Ari 1rktan olma-
yanlar 'alt-sm1f insandtr ve ari trktan ki§ilerle evlenmeleri
yasakttr" diyordu. Hitler'in Nazi rejiminin gi.ici.ini.i sergileme

129
ALI \: IMEN

Bir milyona yak1n ki~inin i:ilduruldugu Auschwitz-Birkenau, en buyuk toplama


kamp1yd1. Polonya 'nin Krakow ~ehrinin 60 km. bat1s1nda, ku<;uk bir ~ehir olan
Oswiecim'in yak1nlarinda bulunan Auschwitz'de, yakla~1k 900 bin Yahudi kampa
geldikleri anda dogrudan gaz odalanna gi:inderilmi~ ya da vurularak i:ildurulmu~­
tu. 1979'da lnsanlig1n Kultur Miras1 listesine eklenen kamp, Yahudi mezarl1g1,
Auschwitz-Birkenau Devlet Muzesi ve Holokost anma mekan1 olarak kamuya
ai;1ld1.

a91smdan bi.iyi.ik bir ftrsat olarak gordi.igi.i ve Berlin'de di.izenle-


nen 1936 O limpiyatlan esnasmda Yahudilere doni.ik bu sistema-
tik uygulamalar, her ne kadar h1z kesmi§ gibi gbzi.ikse de, 1938'de
tekrar alevlendi.
5 Ocak 1938'de fi§leme si.ireci ba§lad1 ve Yahudileri, Yahudi
ad soyad1 ta§imaya mecbur ktlan yeni bir yasa 91kt1. ()zetle
N aziler, kim Yahudi kim degil, gbrmek istiyordu . Bu arada ken -
dilerin e yapilan sosyal yard1mlar da kesildi. Yah udi bgrenc iler
farkli sm 1flarda okutulmaya ba§land1 . Bu arada olabilecekleri
sezinleyen baz1 Yahudiler, i.ilkey i terk etmeye ba§ lam1§t1 ama
kalan c;ogunluk, i§in ne kadar koti.iye gidebilecegini tahmin bile
edemiyordu. Ay111 y1l i9inde Yahudilere ybnelik §iddet ve aynm-

130
TARIH I D E (;l~T I REN OLAYLAR

ctl1k, 1939'dan itibaren , Hitler'in fitilini ate§ledigi yeni bir


dunya sava§ iyla sistematik kty1ma donu§ecekti.

Gettolardan toplama kamplanna


N azi rejimi, nihai 0)zum adm1 verdikleri ve tum Yahudilerin
Almanya'dan temizlenmes ini h edefleyen planlan dogrultusunda
yeni bir ad1m atarak, Almanya'daki tum Yahudilerin i§gal ettik-
leri Polonya'daki gettolara yerle§tirilmesine karar verdi. Sayilan
mantar gibi artan Polon ya gettolannda ac;:lik, soguk ve salgm
h astal1klar, balik istifi gibi ya§ayan Yahudileri ktrmaya ba§lamt§-
ti. Oyle ki, ac;:liktan olenlerin cesedi gunlerce kald mmlarda
yatt1g1 h alde, kimsenin ba§kas1yla ilgilenebilecek dermam dahi
yoktu. Gettolar tam bir can pazanna donmu§tu . Ardmdan a§a-
g1lay1c1 bir ad1m dah a geldi ve 9 Ekim 1941 'den itibaren butun
Yah udilere , yakalannda san renkli bir Davut y1ldm semboli.i
ta§ tmalan zorunlulugu getirildi. Almanya'da kalanlarm evleri-
nin kap1larma ise 'Burada bir Yahud i oturuyor' uyanlan as1lma-
ya ba§land1. 65 ya§ uzerindeki Yahudilere de toplama kamp1
yollan gbrunmu§tii. Bu arada Yahudi hastalarm da tedavisine
son verilmi§, medyaya bu uygulamalarla ilgili haber yasag1 geti-
rilmi§ti. Karartma uygulam yordu. Sistematik kty1m i<;:in §artlar
hamd1.
Yahudiler i<;:in hamlanan ilk olum kamp1, Munih yakmlann-
daki Dachau'da in§a edilmi§ti. Kamp, komunistler, sosyal
demokratlar, pasifistler, solcular ve rejimin du§man olarak gor-
dugu aydmlar i<;:in hamlanmt§tl. Bu arada 'kur§una dizme'
yoluyla ba§lanan toplu kty1m, N az ileri tatmin etmemi§ti. C::ok
vakit altyordu. Daha h1zli bir yol bulunmaliyd1. Bulundu da,
"G azlama Kamyonlan !" Bir ba§ka yere transfer edilecegi baha-
nesiyle kamyonlara yi.iklenen Yahudiler, aym kamyondan c;ikan
egzoz gazmm kamyonun i<;:ine bas1lmas1 ile yolda zehirleniyor-
lard1. Bir sonraki ad1mda ari trka ayak bag1 oldugu du§uni.ilen
en ge lliler de kty1m kapsamma almd1. O nlar i<;:in sabit gaz odala-
n kurulmu§tu . Bu arada ba§ta Doktor Joseph Menge le olmak
uzere N azi rejimi adma <;:alt§an doktorlar, tutuklular i.izerinde

131
ALI <; IM EN

akla hayale ge lmeyecek deneyler yap1yo r, yeni o ldi.irme ybntem-


leri ge li§tiri yorlardt. Soz gelimi tutuklular, yi.iksek ve di.i§i.ik
bas1rn;:!t odalara kapa t1l1yor, basmcm insan bedeni i.izerindeki
etkileri ara§tmltyor, buzlu suya sokularak n e kadar dayan abile-
cekleri ol<;i.i li.iyor, bedenlerine yeni mikroplar enj ekte ediliyo r,
an estezi yapdmaksmn ameliyat ediliyorlard1.
Fiziksel Antropoloji ve Gen Bilimi i.izerine yapt1g1 c;:al1§ma-
larla tanman Menge le, 1943'te Ruslara kar§t sava§ tp yaralanm-
ca, gonulli.i olarak Auschwitz'e ge lmi§ti . Kamptakiler tarafmdan
'Oli.im Me legi' olarak isimlendirilen Mengele, kampa ge lenler
arasmdan i§ine yarayacak 'kobaylan ' sec;::iyo r, bzellikle ikiz
c;::ocuklar i.izerinde yapt1g1 deneyle r, sap1k!tk smmm bile a§ tyor-
du . Ka!tt1mm etkisini o lc;::mek ic;::in ikizlerin kanm1 birbirine
enjekte ederek verdikle ri tepkileri o l<;Uyor, gbz ren ginin kalttsal
bzelliklerini inceleme k ic;::in ikizlerin gozlerine fa rklt renklerde
mi.irekkepler enj ekte edi yordu . Bir diger ilgi alam ysa ci.icelerdi .
C i.icelerin gen etik yap1s1m ara§ttrmak isteyen Dr. Menge le, bze l-
likle ci.ice karde§ ler i.izerinde yapttg1 deneyle rle iki bin ki§inin
o lmesine n eden olmu§tu. Herne kadar Naziler, bu ara§ttrmala-
rm tip bilimi ic;::in yapdd1gm1 savunsa da, h erkes as1l amac;::lan-
nm , 'ari irk' saplant1larma hizme t edecek sonuc;::lara ula§mak
oldugunu biliyordu ...
Kamyo n gaz1 bas1lan gaz odalan da istenen si.irati saglamaym-
ca, do n emin en oli.imc i.il maddesi Ziklon B gazmm kullamld1g1
devasa olum kamplan h ayata gec;::irildi . En me§huru Po lon ya'daki
Auschwitz-Birkenau olan toplama kampmt s1ras1yla Fransa,
Alman ya, N o rvec;::, Litvan ya, italya, C::ekoslovakya, Eston ya ve
Avusturya'ya kadar yay1lan 250 kadar oli.im kamp1 izledi.
H ayvan ta§ tmakta kullanilan tren vagonlan ile bu olum
kamplanna ta§ man Yahudiler, "Burada temizlenip kampa yer-
le§tirileceksiniz" denilerek du§ gbri.ini.imlu odalara sokuluyor,
kapmm kapanmas1yla da ic;::eri bas 1lan gazla to plu h alde oldi.iri.i -
li.iyorlardt. Etkisini 20 dakikada gbsteren Ziklon gaz mdan geride
kalan kurbanlar, bu kez de bze l olarak bu i § ic;::in h az1rlanmt§
fmnlarda yak1ltyorlard1. Zulum bu kada rla da bitmiyo rdu .

132
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

Nazilerin boylesi bir soykinm yapmas1nin ard1nda, Alman 1rk1nin en ustun,


diger bi r deyi~ l e 'ari irk' olduguna inanmalan yat1yordu . Kim ilerine gore ba~ta
Hit ler olmak uzere Naziler, dogada 1rklar aras1nda bir ya~am mucadelesi oldu-
gunu ve g u ~ l u ola n 1rkin ayakta ka ld1gin1 savu nan Darw inist tezlerin et kis in de
kalm 1?, Paga n ku lturunden de etki lenerek di nlerden nefret et mi?, ozellikle de
Yahudileri dunyaya kurul an bir komplo olarak gormu?lerdi.

Kurbanlann altm d i§leri soki.ili.iyor, sac;lan ve vi.icut yaglan da


farkl1 amac;lar ic;in kulland1yordu .
Bu arada N aziler, c;alt§abilecek durumda olan tutuklulan , IG
Farben, Krupp gibi §irketlerin, Auschwitz yakmlanndaki fab ri-
kalannda c;alt§tt rarak para da kazanmt§tl. <:;ogu c;alt§abilecek
kadar §ansl1 degildi. Anneler ve c;ocuklan gibi bilek gi.ici.inden
yararlanilamayacak olanlar, kampa getirilir get irilmez ay1klan a-
rak, dogrudan gaz odalanna gonderiliyord u. Kampm Kanada
ismi verilen bo li.imi.inde kurbanlardan arta kalanlar toplam yor
ve A lman ya'ya gonderiliyordu . Bu e§yalar aras mda ktyafetler,
ayakkab1lar, bav ullar, insan sac;lan , gozli.ikler, takma di§ler,

133
ALI <;:IMEN

mi.icevh erler, degerli kag1tlar gibi akla gelebilecek her §ey mev-
cuttu . Oyle ki sava§ son a erdiginde kamplarda, N azilerin
A lman ya'ya n akletmek ic;in toplad1g1 bir milyondan faz la giysi,
45 bin c;ift ayakkab1 ve 7 ton insan sac;1 ele gec;irilmi§ti .
N e yaz1k ki di.inya, toplama kamplan cehenneminden c;ok
gee; h aberdar o ldu. Mi.ittefikler ancak, ingiliz casus uc;aklannm,
yanan ceset y1gmlannm da gbri.ildi.igi.i ilk fo tografl an c;ekebilme-
siyle, 3 1 May1s l 944 'ten itibaren kamplarm varl1gmdan ve o lan
bitenlerden haberdar olabilmi§, mi.idahalede gec ikmi§ti . ilk
mi.idahale 1944 y1!t Eyli.il ay mda olmu§; Amerikan uc;aklan ,
A usch witz yakmlarmdaki birkac; fabrikay1 bombalam1§tt. O ysa
Naziler, sava§m son anlanna kadar soyktnma ara vermemi§ti.
Mi.ittefiklerin, en azmdan kamplara tutuklu ta§tmada kullamlan
demiryollanm neden bombalamad1g1 halen bile tartl§tlmakta-
d1r.
27 Ocak 1945 'te General Pawel Ku rotschkin komutasmdaki
Km! O rdu askerlerinin Auschwitz'e ula§mas1yla, h alen bu kan
ve irine batmt§ kampta bulunan 6 bin do laymdaki es ir kurtanltr.
Arna mi.ittefik birliklerinin kamplarda rastlad1g1 manzara tarif
edilir gibi degild ir. H er yer bir deri bir kemik kalmt§ insanlar ve
list i.iste ist if edilmi§ cesetlerle kap!td1r. T op lama kamplanndaki
soykmm, A lmanya'nm teslim olmas1 ile son a erer. N azi rejimi-
nin 'Listi.in trk' sap1kltg1, 5 milyon 700 bin masumun hayatma
ma! olmu§, geriye koskocaman bir dram kalmt§tlr.
Bu arada Dr. Mengele 'ye ne o ldu diye soracak olursam z,
ya§ad1g1si.irece yapt1klarmm hesabm1 vermedigini sby leyebiliriz.
Sava§m ardmdan Arj antin'e kac;mt§, bir sure Paraguay ve
Brezilya'da ya§affit§tl. 1979 y1lmda yi.izerken felc; gec;irdigi ve
bogularak oldi.igi.i sbylendi. Yahudi Soykmm1 sorumlularmm
takipc;isi o lan israil hi.iki.imeti, oldi.igi.ine ikna olan a kadar
Menge le'n in pe§ ini b1rakmad1. 1992 'de bulunan kemiklere yap1-
lan DN A testleri , buluntularm Mengele'ye ait oldugunu gbster-
mi§ti.

134
TARIHI DE<'.'i l ~TIREN OLAYLAR

Nurnberg Mahkemeleri sonunda Alman denizalt1kuvvetlerinden sorumlu Erich


Raeder 6mur boya hapse (sagllk sebeplerinden dolay1 1955'te serbest b1rakil-
d1), ke ndisinden sonra ayrn g6reve gelen Karl D6ni tz 1O yila, Hitler' in Ekonomi
Baka rn Wa lthe r Funk 6mur boyu hapse (sag lik sebeplerinden dolay1 1957' de
se rbest b1rakll d1), Hitler'i n ya rd1mcilar1ndan Rudolf Hess 6mur boya hapse
(1987'de 61du), D1~i~ l eri bakanlanndan Konst antin von Neu rath 15 ylla (sag lik
sebeplerinden dolay1 1954'te serbest birakild1), Hitler'in gen~lik kollanndan
sorum lu Baldur von Schirach 20 yila ve Silahlanma Bakarn ve Hitler'in yakm
a r k a da~1 Albert Speer ise 20 ylla mahkum olmu~tu .

Niirnberg Mahkemeleri
Sava§ bitmi§ti ama mi.ittefiklerin soykmm sorumlularmm
pe§ini b1rakmaya niyeti yoktu . Oi.inya hukuk tarihine Ni.imberg
Mahkeme leri olarak ge9ecek olan si.ire9, soykmm miman
N azileri cezaland1rarak, hukuk literati.iri.ine soykmm ba§ltgm1
sokacaktt. Mahkemeler, soykmmm ilk ad1m1 olarak bilinen
'N i.irnberg Kanunlan'na n az ire yap1hrcas m a, Almanya'nm
Ni.im berg kentindeki Adalet Saray1'nda yap1ld1. 1945'ten
1946'ya kadar si.iren mahkemeler serisinin ilki ve en c;ok ak1llar-
da yer edeni, sava§ sonras1 ele ge9irilen 24 on de gelen N azi
yetkilisinin Uluslararas1 Asker! Mahkeme bni.ine 91kanld1g1
Bi.iyi.ik Sava§ Su9lan Davas1 olmu§tu.

135
ALI <;:IMEN

'Hepsini asalim!'
ingiliz Sava§ Kabinesi, yakalanmalan h alinde Nazi lider kad-
rosunun cezalandmlmasm1 sava§ bitmeden once karara bagla-
mt§tt. Oyle ki ingiltere Ba§bakam Winston Churchill, gerekirse
oze l bir ihanet yasas1 c;:1kart1lmak suretiyle, samklann bir an
once asdmasm1 savunmu§, bunun si.irece golge di.i§i.ireceginden
endi§e eden Amerikaltlann bask1S1yla bu di.i§i.inces inden vazgec;:-
mi§ti. Ama kafasmdan idam gec;:en sadece C hurchill degildi.
Daha sava§ devam ederken yaptlan T ahran Konferanst'ndaki bir
ak§am yemeginde Sovyetler Birligi lideri Joseph Stalin, ciddi
ciddi 50 ila 100 bin Alman subay mm idam ed ilmes ini teklif
etmi§, bunu §aka sanan Amerika Ba§kant Franklin D. Roosevelt
de gi.ilerek, "En fazla 49 bin ki§iyi idam edebiliriz" diyerek kar§t-
ltk vermi§ti. ilginc;:tir, aym yemekte Churchill, "i.ilkeleri ic;:in
sava§an askerlerin sogukkanlt bir §ekilde idam edilmesine" taraf-
tar olmad1gm1 soy lem i§, oze llikle siyasi idamlara kar§l oldugunu
soylemi§ti. Bununla birlikte kendisinin kaleme ald1g1 Moskova
Anla§mas1'nda, sava§ suc;:lulannm, bizzat suc;:lan i§led ikleri yerde
yarg1lanmas1 gerektigini savunuyordu .
Daha parlak fikirleri olan da yok degildi. Soz ge limi Amerikan
Hazine Bakam H enry Morgenthau kendi ad1yla am lacak planla,
Almanya'nm bi.iti.ini.iyle N azilerden armdmlmasm1 ve Alman
sanayisinin s1folanmas m1 teklif etmi§, hem Rooseve lt hem de
Churchill plant desteklemi§ti. Fakat bu kez de Sovyetler,
N azilerin mahkemeye c;:1kanlmas m1 isteyince plan hayata gec;:i-
rilemed i.
Ardmdan Amerika Sava§ Bakam H enry L. S timson,
'Avrupalt Sava§ Suc;:lulannm Yargtlanmas1' plam yla ortaya c;:1kt1.
Rooseve lt'in olmesinin ardmdan ba§kan olan H enry S. Truman
da Nazilerin yarg1ya h esap vermesinden yana ag1rl1g1rn koydu .
Sovyetler, yargtlamalann Berlin'de yap1lmasm1 istiyordu, ama
§ehir neredeyse tamamen harap o lmu§tu . Bumm i.izerine
Amerikan i§gal bolgesi ic;:inde kalan, faz la zarar gormemi§ ve
aym zamanda ic;:inde h ap ishane de barmd1ran bir adalet saray1
olan Ni.imberg sec;:ildi. Ostelik Ni.imberg, Nazilerin propaganda

136
TARIHI DElil~TIREN OLAY LAR

Hit ler'in sag kolu Hermann Gori ng, Nl.irnberg'de yarg ilanan en yuksek derece-
li Nazi subay1yd1. Mahkeme boyunca yeri geldigi zaman kahkahala r atarak
mahkeme heyet iyle psikolojik sava? verm i?. son ana kadar hakll oldukla rin 1
savunmu ?. idam cezas 1na ~arpt 1r1l d1g 1n1 6g rendikten sonra da hucresinde sak-
laclig1 siyanurlu ampulu 1sirarak intiha r etmi?ti.

§eh ri o ldugu ve de Yahudi Soykmm1'nm kilometre ta§ lanndan


'Numberg Kanunu'na adm1 verdigi ic;in, N az ilerin bu §ehirde
yargtlanmas mm sembolik bir onemi olacakti. De; sava§ galibinin
yapt1g1 uzun gori.i§meler sonucunda N az ilere Nurnberg yo lu
gori.i.ndu.
Nazi saniklanni yargtlayacak mahkemenin yasal dayanag1,
mahkemey i 'Avrupa Mihver dev letlerinin bi.i.yi.i.k sava§ suc;lula-
rmm yarg1lanmas1' ile sm1rlayan ve 8 A gustos 1945'te kabul
edilen Londra Beyannames i ile saglanm1§tt. Mahkemelerin
o lu§turulmas1 i<;in gereken yasal dayanaksa A lman ya 'nm teslim
belgesiydi. N azileri yargtlayan Amerika, ingiltere, Rusya ve jest
o larak yarg1 si.i.rec ine dahil edilen Fransa, bu belgeyle,
Alman ya'nm siyas i otorites inin, sava§ yasalan ile uluslararas1
yasa lann ihlallerini cezaland1rab il en Mi.ittefikl er Kontrol

13 7
A LI t;: IMEN

Konseyi'ne gec;t1gm1 savunuyordu. Ni.imberg Mahkemeleri ,


sava§ yasalan ile sm1rland1gmdan, ikinci Di.inya Sava§ t'nm ba§-
lad1g1 1 Eyli.il 1939'dan onceki su<;:lan ele almami§tt .

Kur§una dizilmelerine izin verilmedi


O nde ge len 22 sava§ su<;:lusu samgmm yarg1land1g1
Uluslararas1 A sker! Mahkeme'de aym zamanda Schutzstaffel
(SS , Ko ruma T aktm1), S icherhe itsdien st (SD, G i.ivenlik
Servisi ), Gestapo (G izli Devier Pa lisi), Sturmabteilung (F1rtma
Birlikleri) ve A lm an Ordusu Yi.iksek Kumandas1 da
(O berkommando der W ehrmacht) kurum olarak mahkeme
edildi. Samklarmdan 12's inin as1larak idamma karar verildi. Bu
esnada Frans1z yarg19lar, suc;:lularm asker o lmalarmdan hareketle
kur§una dizilmelerini onerse de, diger yarg19lar, N azi subaylan -
nm askerlere yakt§mayan suc;:lar i§ledigini savunarak askerler
ac;:1smdan dah a onurlu oldugu kabul edilen kur§una dizilme
teklifini reddetti. H apis cezas1alan N aziler, Berlin'deki Spandau
H ap ishanesi'ne nakledilirken , idama mahkGm olanlann cezalan
16 Ekim 1946'da infaz edildi .

Nii.rnberg'in getirdikleri
H angi davram§lann sava§ suc;:u o ldugu, mahkemelerin
sonunda §ekillenen Ni.imberg Prensipleri belgesinde tammlan-
dt. T op lama kamplarmda aktl almaz deneyler yapan Alman
doktorlann yarg1land1g1 Doktorlar Davas1'nm sonucunda, gele-
cekte insanlar i.izerinde yap1lacak t1bbi deneylerin sm1rlanm
c;:izen N i.imberg Kodu ortaya 91kt1. Ni.imberg Mahkemeleri'nin,
U luslararas1 Ceza Hukuku'nun geli§tirilmes inde bi.iyi.ik bir etkisi
olmu§tur. Uluslararas1 Hukuk Komisyonu , Birle§mi§ Milletler
Gene! Kurulu'nun c;:agns1yla h areket ederek, 1950 ytlmda,
'Ni.imberg Mahkemeleri'nde ve Mahkemenin Yarg1lannda
Kabul Edilen Uluslararas1 Hukukun Prensipleri' isimli bir rapor
haz1rlamt§tlr.
Ni.imberg Mahkemeleri aynca kaho bir uluslararas1 ceza
mahkemesinin o lu§turulmasma yonelik teklifler i.izerinde de

138
Da5 Urteil in Niirnberg
·11 Todlonzrtcil<
~~ l,'ap<n und ~e ITdjCSprod><D

-..' ea-............_,
:::. ====
. . . .i

. . .f
. . . ,...,~

-'i"S-.~
JAt:DeB.rl......1

_..,... __~~~::.~~ __ ..
....... ___ _......,..,......,......_
.
----· -.---
-- .................
=-..-....::::.:--..........-----.

Nazi Parti Sekreteri Martin Bormann g1yab1nda olmak uzere (1972'de cesedi
bulundu), Polonya Valisi Hans Frank, Hitler'in l~i?leri Bakani Wilhelm Frick,
Hava Kuvvetleri'nden General Alfred Jodi, Nazi lstihbarat Merkezi RSHA'nin
?efi ve bazi toplama kamplarinin sorumlusu Ernst Kaltenbrunner, General
Feldmare?al Wilhelm Keitel, Nazi D1?i?leri Bakan1 Joachim von Ribbentrop,
1rk~1 teorisyen Alfred Rosenberg, kale i?~i program1 sorumlusu Fritz Sauckel,
Alman Birligi teorisyenlerinden Arthur Seyss lnquart ve Yahudi kar?1t1 yay1n-
lar1 ile halka nefret a?ilayan Der Starmer gazetesinin sahibi Julius Streicher
ise idam edilmi?ti. Alman Merkez Bankasi Ba?kani Hjalmar Schacht, Hitlerin
Ba?bakan Yard1mc1s1 ve Turkiye 'deki Bu y ukel~isi Franz von Papen (daha
sonradan iki yil hapis yatacakt1r) ve Nazi Propaganda Bakanlig1'nda radyo
yorumculugu yapan Hans Fritzsche mahkeme sonucu beraat etmi?ti.
Donemin Alman gazetelerinden Suddeutsche Zeitung, mahkeme sonucunu
man:,;ete ta?1yor.
A LI <;:I M EN

etkili olmu§, sonradan Uluslararas1 Hukuk Komisyonu tarafm -


dan hamlan an U luslararas1Sw; lar Ti.izi.igi.i 'ni.in ortaya c;1kmasm -
da da rol oyn ami§tlr.
Mahkeme ler, halen yi.iri.irli.ikte olan; Soykmm Kon vansiyonu
(1948), insan H aklan Evrensel Beyannamesi (1948), Sava§
Suc;lan ve insanliga Kar§l Suc;lann S m1rlandmlmas1
Anla§mas mm Kaldmlmas1 Konvansiyonu (1 968 ) ve Hukuk ve
Sava§ H alleri Cenevre Kon vansiyonu'nun (1 949 ) h amlanma-
smda da ilham kayn ag1 olmu§tur. Bununla birlikte 'di.inya ban -
§ma kar§l i§lenen suc;lar' ifadesi de ilk kez Ni.imberg'de kullaml-
m1§t1. Ore yandan, birc;ok ki§i tarafmdan 'Adalet yerini buldu'
hissiyle kar§ilanan mahkemelerin yasal dayanag1, bugi.in bile
tartl§ma konusu o lmaya devam ediyor.

Mahkemeler, kazanamn adaleti miydi?


Samklarm temyize ba§vurmasma veya yarg1c;larm sec;ilmesi-
ne mi.idahil o lmalanna izin verilmemi§tir. Ba21 hukukc;ular,
yarg1c;larm sava§l kazan anlar tarafmdan atand1g1 ic;in mahkeme-
nin tarafs1z o lmad1gm1 savunur. Mahkemeye yoneltilen bir
ele§tiri de 'Bir eylemin cezalandmlmas1 ic;in, soz konusu ey lemin
sue; oldugunun, eylemin gerc;ekle§mesinden once yasay la belir-
tilmi§ o lmas1 gerekir' (suc;ta ve cezada kanunilik ilkesi) §eklin-
deki hukuk pren sibini c;ignedigi ve yargilamay1 galiplerin ortaya
atttg1 'insanltga kar§l sue;' kavramma dayandtrd1g1 §eklindedir.
A yn ca mahkeme, yalmzca sava§m galipleri arasmda yapilan
uluslararas1 bir sozle§meye dayand1g1 ic;in kimi c;evrelerce ( ve
bizzat G oring tarafmdan) 'kazananm adaleti' olarak da yorumla-
mr.
Mahkemenin hukukiligini tarti§anlar, aym zamand a,
"N aziler tarihin en bi.iyi.ik katliamlanna imza amlar. Ve bunu
h ayatlan yla odediler. Peki o halde sivillerin uzerine atom bom-
bas1 atanlar ne olacak ?" sorusunu da sormu§lard1r. Bu arada
mahkeme esnasmda i.istlerine kar§l tamkltk yapan N azilerden

140
TARIHI DE(; l~TIREN OLAYLAR

baz1larmm serbest b1rablmas1 da hukuku yaralayan unsurlardan


biri olmu§tU.
Numberg Mahkemeleri kendisine yoneltilen ele§tirileri hak
ediyor mu, bu halen tartt§maya ac;1k bir konu olmaya devam
ediyor... Arna tartt§tlmamast gereken bir §ey var; o da y1llar
soma israil Cumhurba§karn Moshe Katsav'm da dedigi gibi,
"Yahudi Soykmmi, sadece Yahudi halkmm y~adifti bir trajedi degil,
aym zamanda insanliftin da bir butiLn olarak i;oku~udur. "

141
Filistin Sorunu'nun fitili ate~leniyor
iSRAiL'iN KURULU$U

( 14 Mayis 1948)

"israil devletini ortadan kaldmnayi ve saf bir


Filistin devleti kurrnayi planliyoruz. Psikolojik
sav~ ve nufus patlamasiyla hayati Yahudiler
apsmdan i;ekilmez hale getirecegiz. Biz
Filistinliler, Kudils 'un tamami da dahil olmak
uzere, her ~eye el koyacagiz."
Soylediklerinin geri;ekle~tigini gormeden bu
diinyadan aynlan Filistin Ozerk Yonetimi
eski ba~kam Yaser Arafat

Ortadogu'da yeni bir devlet


israil'in kurulu§u, Yahudi lider David Ben Gurion tarafmdan
14 May1s 1948'de ilan edildi, ama ingiliz manda yonetiminin
gece yan s1 bittigi 15 May1s'ta resmiyet kazanmi§tl.
Birc;oklannm zihninde israil'in dogu§u, N azi teroru ve uygu-
lad1klan soykmmla birlikte tammlam yordu ama gen;ekte bir
Yahudi devleti kurma dii§iincesi, Birle§mi§ Milletler'in Filistin'i
payla§lffi karanndan tam yanm yiizyil oncesine dayamyordu.
1897 y1li $ubat aymda Siyonizm'in babas1 olarak kabul edilen
Avusturyali bir Yahudi olan Theodor H erzl onderliginde,
isviyre'nin Basel kentinde, Dii.nya Siyonist Grgiltii. ilk kongresini
yapti. Kongrenin amac1 Yahudi halki ic;in bir yurt kurulmas1

142
TARIHI D E Gl~TIREN OLAYLAR

yoniinde karar almakt1. 0 tarihlerde bu yurdun Filistin toprak-


lan iizerinde gen;ekle§ecegi di.i§i.iniilmemi§ti bile.
Birinc i Dunya Sava§t'ndan galip c;1kan ingiltere ve Fran sa,
191 6 Sykes-Picot Anla~mas i ile Ortadogu'yu aralannda pay etti-
ler. Somiirgeci ingiltere ile c;ok sikt ili§kiler i<;inde bulunan
Yahudi sermayesi, ingiltere'nin sava§tan galip aynlacagm1 di.i§i.i-
nerek olumlu ftrsatlan degerlendirmeye c;ah§tt. A rttk siyonistler
gozlerini Filistin'e dikmi§ti ...

Vaat edilen topraklar


16. yiizy tldan bu yan a Yahud ilerin vaat edilen topraklara
donmeleri dii§iincesi, piiriten din anlayt§lannm aynlmaz bir
parc;as1yd1. 19. yiizy1l ortalannda ingiliz politikactlar bir §eyi fa rk
etmi§ti; ingiliz imparatorlugu, O rtadogu'da bir Yahudi dev leti-
nin varl1gma sempatiyle baktyordu . Yahudilerin uzun zamandtr
giittukleri donme amac1 ve iki olgu bunun gen;ekle§mesini sag-
layacaktt . Birinc isi, o donem Yahudi lerin kendilerini dt§lanmt§
hissetmelerini saglayan Avrupa'nm biiyiiyen milliyetc;iligi, ikin-
cisi ise C::arl1k Rusyas1'nm kend i ulkesinde ya§ayan ve
A vrupa'daki en biiyiik Yahudi niifusuna uygulad1g1 katliam ve
soykmm neticesinde Ukrayna ve Polonya'ya yay1lm1§ olan 6
milyon dolaymdaki Yahudi'nin kendilerine vatan arayt§L.
1880'li y1llarda Rus ve Dogu A vrupa Yahudileri Osmanlt
imparatorlugu'nun kontrolundeki Filistin topraklannda ya§tyor-
du. Birinci Dunya Sava§ t'na kadar olmasa da, 191 ?'de ingiliz
kuvvetleri Kudus onlerine kadar geldiginde, ingiliz Ot§i§leri
Bakam Arthur Balfo ur, Yahudilerin bu talebine destek olarak
yorumlan abilecek bir bildiri yay mlad1. Ozetle, hiikiimetin
Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasma destek verdigini,
bu hedefi ko l ay l a~t1rmak i9in ellerinden ge leni yapacaklannt,
h ali h amda Filistin'de Yahudi olmayan topluluklarm sivil ve
din! haklanna bir zarar verilmek istenmediginin bilinmesini
istiyordu .
Osmanh Devleti , Birinci Oiinya Sava§ t'nda yenildi ve
ingiltere 191 ?'den 1922'ye kadar Filistin'i yonetti. Ardmdan

143
A LI t;:IME N

RUSSIA

TURKEY

IRAN

ARABIA

9 May1s 1916 tarihinde lngiltere ve Fra nsa arasinda yapilan ve Osmanli Devleti' nin
Ortadogu topraklarini n p a y l a~ il mas 1ni 6ng6ren gizli ant l a~manin hari taya ~ev ril mi~
hali . Buna gore Ortadog u'da yeni devletler ku rulacak, TUrkiye'nin guneydogu
bolgesi Fransa'ya ait olacakt1.

Milletler C emiyeti, h alkm kendi yonetimini el ine almas ma


kadar bo lgeyi ingiliz mandasma b1rakma karan ald1. 0 andan
itibaren S iyonistlerin, Balfour'un a<;:1klamas m1 Yahudi vatanma
donuk bir ye§ il t§tk o larak algtlamas1yla birlikte , A vrupa'dan
Filistin'e olagani.isti.i bir Yahudi go<;:U ba§lad1. 1930' \arda Arap
nufusunun yer degi§tirmesi ba§lad1. Balfo ur'un belges inde ad1
dahi anilmayan Filistinli Araplar, farklt bir dinden , teknolojik
i.isti.inlugu o lan bir yabancmm hakimiyeti altmda bulunma ve
ba§larma en son gelecek §eyin topraklanndan attlma olacag1
di.i§i.incesine fec i bir §ekilde ktzgmdtlar.

144
TARIHI DEGl$TIREN OLAYLAR

David Ben-Gurion, 14 May1s 1948'de Tel Aviv' de lsrail ' in kurulu~ bildirgesini okur-
ken , ayni zamanda Yahudilerin yuzlerce y1ll1 k 6zlemine de son noktay1 koyuyordu.
Art1k, i~gal edilen topraklar uzerinde de olsa , bir vatanlan olmu~tu. Lakin o top-
raklara huzur asla gelmeyecekti (Kaynak : Das Jud1sche Echo, Cilt 47, s. 77 ).

Halklar arasmdaki <;att§malar l 920'lerden itibaren patlak


vermi§ti. Durum 1930'larda Nazizm'in Avrupa'yt esir almastyla
daha da §iddetlendi ve zulmi.in artmast Yahudilerin Filistin
konusunda daha da kararlt olmasmt sagladt. Araplar ofkeliydi.
1936 ytlmda bu koti.i durumdan sorumlu tuttuklan ingilizlere
kar§L ayaklandtlar ama organize degillerdi. Tec;:hizat baktmmdan
da c;:ok zay1fttlar. 1939 y1lmda ingilizler, manda yonetimine ve
Siyonistlere kar§t etkili direni§i bitirdi ve arkada parc;alt bir
Filistin-Arap toplulugu birakarak ayaklanmay1 ezip gec;:tiler.
Araplarm ho§nutsuzlugu once ingilizleri, Filistin'i Yahudi ve
Arap bolgelerine ayirma planmdan vazgec;:irdi, ardmdan da kri-
tik clonemde Filistin'e Yahudi goc;:i.ini.i yasaklattt. 1939 ve
1940'ta Hitler, Avrupa'yt ezmi§, Yahudilere kar§t imha harekatm1
ba§latmt§tt. ingilizlerin fikri Filistin'i Araplarm yonetmesi,
bunun yanmda Filistin'cle sm1rl1 da olsa bir Yahudi varl1gmm
kurulmas1ydt. Ofkelenme ve bu stratejiyi ba§artlt bir §ekilde
c;:i.iri.itme mast Siyonistlercleydi.

145
ALI ~IMEN

1948 ydmda Filistin'deki Yahudiler kendi devletlerini kur-


may t ba§ardtlar ve israil dogmu§ oldu . Kar§tltgt ise onlarca ytl
si.i recek sava§ ve §iddet Olacaktt. 1917'de 600 binlik Arap ni.ifu-
sunun kabaca uc;te ikisi koy lerde ve brsal alanda ya§ tyo rdu.
Kab ile liderligi hi.iki.im si.iri.iyordu ve bi.iyi.ik §ehirlerle pek az
ili§ki leri vardt. \:ok az bir ulusal kimlik olmasma ragmen, ulusa l
Arap liderligi §ehirlerde bulunuyordu . Birkac; rakip aile Filistin
politikasma yon veriyordu. Filistin'e ge len Yahudilerin c;ogunlu -
gu ise c;ok iyi yeti§mi§, iyi motive ve organize olmu§ kimselerdi.
1920' lerin ba§larmda 'Haganah' ve 'Defence' isimli silahlt dire-
ni§ brgi.itleri kurdular. T oplumun tum katmanlanyla; eg itim,
ticaret, tanm, adalet ve siyasetle ilgilenen golge bir hi.iki.imet
bile kuruldu .
ikinci Dunya Sava§t strasmda H aganah sava§t;tlan ingiliz
ordusuna kattltp beceri ve tecri.ibe kazandtlar. Arna Araplar bu
becerilerden yoksundu. Aynt zamanda radikal Yahudi gruplann-
dan lrgun, Zwe i Leumi, Lehi ve Stem hem ingil izlere hem de
Araplara kar§t suikast, bombalama, adam kac;trma, y1ld1rma ve
I

sabotajlara ba§ladt. Nihai amac; ingilizleri bolgeden kac;1rmak ve


Yahudi devletini kurmaktt.
1945'ten som a, Hitlerin oli.im kamplarmm ac;1k sec;ik ortaya
c;1kmas mm sonuc;lan o larak, Yahudi yeralt1 gruplan, Arap se m-
patizant olarak gordukleri ingiltere'yi dt§art atmak ic;in teror
eylemlerini yogunla§ttrdt. Yahudi kurulu§lan s1ntrs1z goc;i.i tekrar
ba§latmaya yalt§tt. Siyonistlere en bi.iyi.lk duygusal ve politik
destek Amerika'dan geldi . Sava§ sonras1 ingilizlerin arttk ne
Filistin'i kontrol etmeye ne de Yahudileri ve Araplan bir orta
yo lda bulu§turmaya takati vardt.

BM oylamasmdan sonra Araplar ayaklamyor


ingiltere, sorunu Birle§mi§ Milletler'e ta§tdt. 29 Kas tm
1947'de BM, Filistin'in Yahudi ve Arap olmak i.izere ikiye aynl-
mas mt oylamaya sundu. $iddetli Arap muhalefetine kaq tl1k
olagani.lsti.i bir Yahudi gi.iri.ilti.isi.i vardt. Akabinde birdenbire
sava§ patlak verdi. Manda yonetimi sona ermeden once Yahud i

146
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

Fotoi)rafta ailesi ile birlikte giirulen ve Avusturyalt bir Yahudi olan Theodor
Herzl, lsvi<;re'nin Basel kentinde Dunya Siyonist Orgutu ilk kongresini topla-
yarak, lsrail devletine giden ilk kurumsal ad1m1n da miman oluyordu.

sava§<;tlar yeni Yahudi devletini korumak, peki§tirmek ve top-


raklanm geni§letmek i<;in harekete ge<;mi§lerdi. Genellikle
Araplar i<;in aynlan bolgelere sald1rd1lar ve on goriilen Yahudi
bolgelerinde kalan Araplann nufusunu azaltmaya <;alt§tilar.
9 Nisan'da, Yahudi sava§<;tlar, Filistinlilerin ulke boyunca
panik i<;inde ka91§malarma sebep olan olaya imza atarak,
Kudiis'iin bat1smda bulunan Deir Yasin Koyii'nde 90luk 90cuk,
kadm ya§lt demeden 200'den fazla insam katletti. Yahudi yetki-
lilerin tahmin ettigi gibi, M1m, Ordiin, Suriye ve Lubnan'dan
gelen Arap ordulan, ingiliz kuvvetlerinin Filistin'den aynlma-
s1yla Filistin'i i§gal etmeyi denediler. Fakat Arap ordulan israil
kuvvetleri ve Haganah'la kar§ila§tmlamayacak kadar zay1f, tec-
riibesiz ve kotii organize olmu§ bir gii<;tii.
Filistinli ve Arap sava§<;tlar kolayca yenilgiye ugrattld1lar.
Hatta Ordiin Krah Abdullah'm komutasmdaki ingiliz egitimli
Arap lejyonu bile yenilgiye ugrad1. 1949 ytlmm ortalanna dogru
900 bin Filistinli Arap vatanda§t, sava§, panik, teror, yetersiz

147
ALI <;:IMEN

liderlik ve baz1 toprak sahiplerinin topraklanm Yahudilere sat-


mas1 gibi sebeplerden dolay1, bolgeyi terk etmek zorunda kalmt§-
ti. 0 tarihten itibaren de siirekli bir Filistinli miilteci sorunu
giindemden inmeyecekti.
Filistinliler o zamanlar farkma varmasa da arttk sonsuza dek
evlerinden ka<;mt§lardt. Bu ka91§lan Liibnan, Ordiin, Suriye ve
Filistin bolgesinde bulunan Batt $eria'daki miilteci kamplannda
son buldu. Bu miilteciler ve onlann soylarmdan gelenlerin say1-
lan §U anda ii9 milyonun iizerinde bulunuyor. israil, kendisini
y1kmak i<;:in soz veren Arap devletlerini bahane ettiginden beri
miiltecilerin donmesine kar§t 91ktyor, hatta onlara arttk yer kal-
mad1gm1 bile iddia ediyor.
Filistin'e go9, Ordiin ve M!Slr'la yap1lan ban§ antla§malanna
ragmen devam etti. 191 ?'de Filistin'de 50 bin Yahudi vardi.
1948'de ise bu rakam 650 bine ula§tt. Aym zamanda Filistinli
Araplar israil'i terk etmeye ba§lad1. Sadece yagmaya ve sava§a
dayanabilen 200 bin kadan israil'de kaldi. israil, 15 Mayts
1948'de devlet oldu ve aym gun Amerika ve Rusya tarafmdan
tanmdi. Boylece Birle§mi§ Milletler, tarihinde ilk ve belki de
son kez ii<;:te iki 90gunluk oyuyla bir devlet yarattyor ya da ba§ka
bir deyimle diinya tarihinde ilk kez bir uluslararas1 kurulu§un
oylanyla bir devlet kuruluyordu. Filistinliler, 15 May1s't 'El
Nakba' diye anarlar, yani 'Felaket' giinii.
israil'in Arap kom§ulan, o tarihten itibaren say1s1z kere gii9-
lerini birle§tirip, israil'i ortadan kaldtrmaya <;:alt§salar da ba§anlt
olamad1lar. Bat1'nm da destegini alan ve niikleer bir teknoloji
devletine donii§en israil, halen Filistin'in biiyiik bir boliimiinii
i§gal altmda tutarak, diinyadaki bir90k sorunun temeli olarak
gosterilen 'Filistin Sorunu'nun aktorlerinden biri olmaya devam
ediyor.
israil'in dogu§uyla ortaya, israil ve Filistinliler arasmda, diin-
yadaki en uzun siireli ve §iddetli anla§mazltklardan biri 91kt1.
Akdeniz sahiliyle $eria Nehri arasmdaki bolgede hak iddiasma
dayanan bu anla§mazltk, son yiizy1lda Filistinlilere somiirgecilik,

148
TARIHI DEGl?TIREN OLAYLAR

siirgim, asked i§gal ve onu izleyen kendi kaderini tayin etme


hakb miicadelesi getirdi. israil'in Yahudileri ic;inse diinyanm
her yanmda yiizy1llarca siiren zulmiin ardmdan atalarmm top-
raklarma geri donmeleri, kendilerine ban§ ve giivenlik getirebil-
mi§ clegil.
israil'in ilant ile ba§layan Arap-israil Sava§lan;* 1948 Arap-
israil Sava§t, Siivey§ Krizi, Altt Gun Sava§t, Yom Kippur Sava§t,
Liibnan i§gali ve en son olarak 2006'da israil ile Liibnan arasm-
da patlak veren krizle, ic;inden 91ktlmaz bir §iddet dongiisii olu§-
turdu ve halen de devam ediyor.

* Arap-israil Sava§lan ile aynnnlt bilgi i<;in bakm1z; Ali (:imen -Gi:iknur
Gi:igebakan, Tarihi Degi~tiren Sav~lar, Tima§ Yaymlan, istanbul, s. 369-
381.

149
1994'e kadar insanhgm s1rtmdan inmeyen utancr
IRK~I APARTHEID REJiMi YIKILIYOR

"Kendi kendime, 'Tek yapabilecekleri ~ey


bedenimi oldurmek!' dedim. Zihnimi ele
ge~iremeyecekler ve ruhum, ~ocuklarzmm ve
diger insanlarzn yilreginde y~amaya
devam edecek ."
Shahieda Issel, Guney Afrikali
siyahl insan haklan eylemcisi, 1989

Gilney Afrika'da 1994'e kadar silren 1rk<; 1 rejim, uluslararas1


toplumun yakm tarihe kadar smmda ta§tmak zorunda kald1g1 en
buyilk utanc;lardan biri oldu. Bu zengin ulkenin faki r ve siyah
vatanda§lan, sadece ve sadece renklerinden dolay1, beyaz 'efen-
dileri' tarafmdan, soz konusu tarihe kadar 'ikinci sm1f vatanda§'
olarak ya§amaya zorlanmt§tt. Oysa trkc;1 rej im, kilresel bash ve
Guney Afrika'da bu konuda hayatlanm ortaya silrenlerin bit-
mek bilmeyen milcadelesiyle ortadan kaldmlabildiginde, insa-
noglunun Ay'a gidi§i ilzerinden tam 25 y1l gec;mi§ti!
Irk aynmc1hgmm sona ermesinden som a, Nelson Mandela' nm
liderligi altmda, Siyah Guney Afrikahlar, intikam yolu aramak-
tansa bir bagt§lama, adalet ve uzla§ma silreci benimsedi.

Rejimin koklerini Hollandahlar atti


Guney Afrika'daki 1rkc;1 rejimi tarif etmek ic;in kullamlan
Apartheid kelimesi, Hollandacadan geliyordu ve 'ayrimcilzk'

150
TARIHI DE(jl~TIREN OLAYLAR

t
r ·WHrre·PERSONS
PREMISES AND THE AMENITI ES
l 1
HAVE BEEN RESERVED FOR THE j
U$E OF WHITE PERSONS. I
Provincial Secretary 1

~I
:;r "":· "" I

GEBRUIK DEUR BLANKES I


~tlMlllf oPsBARf PERSEEL EN DIE GERIEWE i
II VIR DIE lJlfSLUITLIKE GEBRUtk
UllQ . AAHGEWYS.
... # It. ~


lrk\:1 rejim, ulkeyi ba:;tan a:;ag1 bu turden a:;agilay1c1 uyan levhalanyla donatm1:;-
t1. Hem lngilizce hem de Hollandaca olarak hazirlanan uyanlarda, "Sbz konusu
kamu mekanlan sadece beyazlarin kullanimina tahsis edilmi:;tir." deniyordu.

manasma geliyordu. Bu normaldi, zira Guney Afrika'daki 1rk<; 1


rejimin koklerini, ulkeyi uzun zaman yoneten Hollandaltlar
atmt~tt. Daha soma da uluslararas1 terminolojide, 1rkc;11tk siyase-
tinin egemen oldugu huki.imetlerce yonetilen rejimlere de
Apartheid rejimi denilmeye ba§lanmt§tt. Soz konusu utanc; reji-
mi, l 948'den l 994'e kadar devam etti ve arkasmda milyonlarca
magdur b1raktrken, tarihe de Nelson Mandela gibi bir insan
haklan savunucusu armagan etti.
Irk aynmc1ltg1, Gi.iney Afrika'da iktidarda olan beyaz azmlt-
gm, Afrikaltlan ve Asyaltlan ic;ine alan, beyaz olmayan c;ogun-
lugu toplumdan izole etme, somi.irme ve §iddet kullanarak y1ld1r-
ma Lizerine kurulmu§ bir sistemdi. Aynmc1l1k keyfe keder bir
uygulama degildi ve bilakis kanunlarla koruma altma almmt§ti!

151
ALI <;:IMEN

Gi.iney Afrika'nm beyaz olmayan vatanda§larmm nerede ve


nasil ya§ayacagm1, <;ali§acagm1 ve olecegini belirliyordu. Siyah
Guney Afrikalilar, nufusun yuzde 70'ini olu§turmasma ragmen,
ulkenin ku<;Uk bolgelerinde gettolar halinde ya§amaya zorlan-
n11§lard1. Onlara tahsis edilen topraklarda s1hhi tesisat veya
elektrik nadir olarak bulunurdu. Siyah Guney Afrikalilann,
'sadece beyazlara' aynlan bolgelerde <;ali§mas1 kesinlikle yasakt1.
Siyahlar beyazlara hizmet etmekle mi.ikellefti ve 1980'lere
kadar, siyahlann yaya yolunda beyazlara yol vermeleri bir zorun-
luluktu! Beyaz olmayanlar, herhangi bir yetkisi olmayan ve
siyahlardan olu§an komisyonlar ic;in yapilan gostermelik se9im-
ler di§mda oy kullanam1yorlard1. Trenler ve otobusler de irk
sistemine gare i§liyordu. Beyazlarla siyahlarm otobusleri ve
duraklan bile birbirlerinden aynlmt§tl. Hatta acil t1bbi yard1ma
ihtiyac1 olan birisi, ambulans <;agmrken bile 1rkm1 belirtmek
zorundayd1. Zira beyazlar ic;in olan bir ambulans siyah bir hasta-
y1 hastaneye goti.irmeyi reddetme hakkma sahipti.

Irk aynmcihgmm kokeni


Ulkedeki irk aynmc1lig1, Avrupa'nm Afrika'y1 kolonile§tir-
mesi ile ba§laml§tl. ipek ve Baharat yollanna altematif bulmak
amac1yla Portekiz ve ispanyol denizcilerin Hindistan 'a ula§mak
ic;in yapt1klan seferler s1rasmda Bartholomew Dias komutasm-
daki filonun Afrika'nm en gi.ineyindeki Omit Bumu'ndan ge9-
mesi, Avrupa'dan Afrika'nm gi.iney ucuna yonelik ilk yerle§im-
lere onci.iluk etmi§ti. Boylelikle Hollandali Van Riebeeck
onderligindeki ilk goc;menler, 1652'de bu ulkeye yerle§meye
ba§lam1§, Hollanda kolonisi kurulmu§tu. Lakin ingiltere de bu
stratej ik ge9i§ noktasm1 ba§ibo§ b1rakmaya niyetli degildi ve
gozi.ini.i Guney Afrika'ya dikmi§ti. ingilizlerin koleleri serbest
birakmas1 sonucu Hollanda as1ll1 9ift9iler, Orange ve Vaal
nehirlerini ge9erek Transvaal Boer Cumhuriyeti ve Orange
Bag1ms1z Devleti'ni kurdular. Nihayet koloni gu9leri arasmda
ya§anan payla§1m sava§t, 1902'deki Boer Sava§! ile sonu9land1.
ingiltere sava§I kazanm1§, fakat yap1lan ban§ anla§mas1 siyah

152
TARIHI DEi'.il$TiREN OLAYLAR

toplumun hangi haklara sahip olacagmm belirlenmesi gi::irevini


beyaz yetkililere btrakm1§tl. Bi::iylelikle eski Boer Cumhuriyetleri,
beyaz olmayanlan politika di§mda tutmaya devam etti.
Yi::inetimdeki Gi.iney Afrika Partisi, trk91 ve aynmc1 kanunlar
91karmaya ba§lad1. 1913'te, i.ilkenin yi.izde 90'm1 beyazlann mi.il-
kiyetine veren, Siyah Afrikahlann kendileri ic;in c;ah§malanrn
ya da kendilerine aynlmt§ yerlerin di§mda toprak sahibi olmala-
nrn yasaklayan kanunlar hayata gec;ti. 1948'de trk aynmc1hg1
resmi politika haline geldi. Daha i::inceki basktc1 ve aynhk91
politikalar resmile§tirildi ve sertle§tirildi.

Irk aynmciligmm sona ermesi


Her basktc1 rejim gibi, Gi.iney Afrika'daki utanc; rejimi de
sonsuza dek payidar olamayacaktt. Irk aynmc1hg1 sisteminin
y1ktlmasmm birc;ok nedeni vardt. Her §eyden once, Nelson
Mandela'nm liderligini yapttgt Afrika Ulusal Kongresi'nin
(African National Congress) 1960'larda ba§latttg1 silahh direni§,
trk91 rejimi sarsmaya ba§lamt§tt. Mandela, irk aynmc1hgma kar§l
ac;1lan bu seferin lideri olarak i.istlendigi rol yi.izi.inden i::imi.ir boyu
hapse mahkGm edildi. Bu arada Apartheid uluslararas1 alanda da
tepki gi::iri.iyordu. 1961 'de Gi.iney Afrika Cumhuriyeti ingiliz
Uluslar Toplulugu'ndan 91kart1ld1. Birle§mi§ Milletler'in c;agns1
i.izerine Gi.iney Afrika'nm ekonomisini c;i::ikerten ve yaptmmlar
§eklinde somutla§an dt§ basktlar, rejimi bunaltmaya ba§ladt.
Oiger yandan hem Gi.iney Afrika'daki hem de ti.im diger i.ilkeler-
deki kiliseler, 1rk91 rejime kar§l direni§ bayrag1 ac;m1§, Gi.iney
Afrika uluslararas1 topluluk tarafmdan politik ve ekonomik
olarak soyutlanmt§tt. 1980'lere gelindiginde i.ilkede bir yumu§a-
ma havas1 hakim olmaya ba§lad1. Bunun ardmda si::imi.irgeci
beyazlann yapt1klan hatay1 anlamasmdan ziyade, hi.ir di.inyanm
bu ay1ba daha fazla kay1ts1z kalmak istememesi yattyordu.
1986'da baz1 yasalann iptali ile Apartheid biraz daha esnek
duruma getirildi. 1990 ve 1991 y1lmda da de Klerk hi.iki.imeti,
aralannda 1950 tarihinde 91kanlan ve Gi.iney Afrika vatanda§-
lanrn Bantu (bi.iti.in zenciler), Renkliler (melezler) ve Beyazlar

153
ALI <;:IMEN

Nelson Mandela ismi, hi~ ~up h e yok ki, dunya ozgurluk mucadelesinin en onem li
kilometre ta~lar1ndan birisi o l mu~tu. Kendisini, beyaz az1nlig1n siyah ~ogunlugu
yonettigi utan~ rejimi Apartheid'i ortadan kald1rmaya adayan Mandela, tam tam1-
na 27 yil hapiste yatt1! Mandela'nin verdigi bu onurlu ozgurluk sava~1, 22 yillik
hucre cezas1nin ard1ndan kendisini c u mhurba~kanligina ta~1rken, adeta insanlik
onuruna saplanan bir b1~ag1 and1ran rejimi de tarihe gommu~ oluyordu . Mandela
vakas1, bazen tek bir insan1n bile tarihin ak1~ 1n da ne derece etkin olabilecegine
mukemmel bir ornekti ..

§eklinde i.ic;e ay tran me§hur Nufus Kaytt Yasas t'nm da bulundu-


gu pek <;ok aynmc1 yasay1 yi.iri.irlukten kald1rd1. 11 $ uba t
1990'da Mandela da tam 28 y1l sonra hi.icresinde n d t§art c;1ktyor-
du ! 1992 ve 1993 y1lmda hi.iki.imet ile Afrika U lusal Kon gresi
aras mda yaptlan gori.i§meler sonucunda 27 Nisan 1994'te ulkede
ilk kez h erkes in tek bir oya sahip olacag1 e§it ve ad il sec;imlerin
yap tlmas1 kararla§tmld1. 27 N isan 1994'te yap 1lan sec;imlerde
A frika U lusal Kon sey i bi.iyi.ik bir ba§art elde e tti ve ozgi.irli.ik
sava§c;1s1 Mandela bir omre yay1lan mi.icadeles ini, Nisan 1994'te
yap1lan ilk demokratik sec;imin ardmdan, ulkesinin c umhurba§-
kani sec;ilerek tac;land1rd1. A yni ytl yi.iri.irli.ige giren yeni an ayasa
ve h aklar an ayasas1 ile A partheid rejimi tarihe kart§ffit§ o luyor-
du ...

154
TARIHI DE(;l$TIREN OLAYLAR

Rejim yikildi ama ...


Sistematik irk aynmc1l1g1 sona ermes ine ragmen , etkileri
Guney Afrika'nm siyah vatanda§lan i<;:in halen can yakic1 olma-
ya devam ed iyor. Siyahlann 9ogu beyazlara gore dah a az ge lirle,
daha az istihdam oramyla ve daha az temel hakka sahip olarak
ya§amaya devam ediyor. Bununla birlikte ulke, trk91 rej im
boyunca i§lenen politik cinayetleri, yap1lan i§kenceleri ve ben-
zer in san haklan ihlallerini aydmlatmak ve faillerini ortaya
91karmak i<;:in kurulan Ger<;:ek ve Uzla§ma Komisyonu vas1tas1y-
la ge<;:mi§iyle yuzle§meye ve yaralanm sarmaya <;:alt§tyor.

155
Amerika'nm utanc; sayfalanndan
politik literaturun lanetli terimine
MCCARTl-IYiZM

(1940-1950)

"McCarthyizm dedikleri ~ey,


yapraklarmdan anndmlmi~
Amerikanciliktan b~ka bir ~ey degildir."
R obert McCharty, Amerikalt senator

McCarthyizm, Amerika Birle§ik Devletleri'nde komunizm


kar§ttl1gmm Soguk Sava§'m da etkisiyle doruga <;1kt1g1, insanla-
rm 'Gozunun uzerinde ka§m var' denilerek komunist o lmakla
su<;land1g1 ve bu konudaki yarg1s1z infazlarla §ekillenen ve
1940'lann sonlanndan 1950'lerin ortalanna kadar devam eden
donemde estirilen fikrl terore denir. Olkemizde de ozelikle 28
.';)ubat don eminde, her ta§m altmdan '§eriat<;t orgut' arand1g1
zamanlarda, oldukya yaygm olarak kullanilmt§tt.
T erimin isim babas1 Wisconsin'dan C umhuriyet<;i senator
olan Joseph McCarthy' d i. Bu don eme aynt zamanda ikinc i Kml
Korku G unleri de deniyordu. Zira ilk furya, Amerika'daki anti-
komunist di.i§lincelerin yogun oldugu 191 7-1 920 y1llannda
ya§anmt§tt. Bu donemlerde komunistlerin Amerika'ya s1zd1g1 ve
ulke toplumunu, siyasetini etkilediginden §liphelenilmi§ ve ona
gore a§mltk derecesine varan on lemler almmt§tt. Oiger bir
deyi§le komunist avc1ltgmda kantarm topuzu ka<;mt§tt!

156
TARIHI DE<'.;1 $T IREN OLAYLAR

Amerikali senator Joseph McCarthy toplumda tesaduf ettigi ol agand 1~1, fark-
11 herkesi 'komunist' ilan edip, s1ra d1~1 her geli?meyi de komunizme baglaya-
rak, Amerikan yak1n tarihinde resmi bir cad1 avc11ig1 ba?latan politikac1
olmu?tu. Ulkede tam bir dLi?Linsel teror estirilmesine yol a~an McCarthy ve
ekibinin bu paranoyak eylemleri tarih sayfalarinda kara bir leke olarak yerini
alm1?, son u ~ta da politik literatUre 'McCarthyizm 'i hediye etmi?ti!

Bu don em i<;erisinde farklt konumlardaki insanlar, bzellikle


de devlet kurumlannda, eglence veya egitim sektori.inde c;alt§an-
lar, komiinist veya komiinizm sempatizant olmakla sur;lanmt§,
agir sorgulardan ge<;rni§lerdi. Soru§turmalardan sonur; r;1kmama-
sma veya sorgulan abilecek delillere ula§tlamamasma ragmen bu
ti.ir §i.iphelere inamlmt§ ve herhangi bir ki§inin sahip oldugu
gen;ek veya §i.ipheli solcu davrant§lan veya di.i§iinceleri, oldugu
seviyeden r;ok fazla bir §ekilde abarttlmt§tl. Bu donemde pek r;ok
ki§i i§ini ve kariyerini kaybetmi§ ve hatta hapse attlmt§tt. Daha
sonradan ti.im bu i§lemlerin bi.iyi.ik bir boli.imiini.in, taraf11 mah-
keme kararlanna, anayasaya aykm kanunlara, illegal veya kar§L
dava ar;1labilir i§ten r;1karma yasalarma veya ileride lan etlenecek
birtaktm genelgelere dayandmld1g1 ortaya r;1kacakt1.

157
AL I t;:IM EN

McCarthyizm terimi ilk olarak Herbert Block tarafmdan


<;izilen ve 29 Mart 1950'de Washington Post gazetesinde yaymla-
n an bir karikaturle ortaya <;1kt1. Peki, bugunku Amerikaltlann
buyuk bir utanc;la hat1rlad1g1 bu donemi hangi §artlar ortaya
c;1karmt§t1 ?

McCarthyizm'in kokenleri
T arihl ac;1dan McCarthyizm donemi, McCarthy'nin kendisi
dah a mudahil olmadan once fili zlenmi§ti. McCarthy politikaya
atilarak bu sureci h1zlandtran isim o ldu. Birinci Km l Korku
Gunleri 'nin ardmdan ge len Soguk Sava§, ko munizmin
Amerika'y1 tehdit ettigi dli§lincesinin yukse lmesine yol a<;mt§tl .
Sovye tler Birligi'nin 1949'da atom bombas m1 patlatmas1 uzeri-
n e komunist paranoya ayyuka <;tkmt§, yine aym ytl M ao
Zedong'un <;in 'de iktidan ele ge<;irmesi, 1950 y1lmda patlak
veren Kore Sava§t, Amerika'nm iki di§li komunist ulke olan
<; in ve Kuzey Kore ile kap1§mas1, bu paranoyay1 per<;inlemi§ti .
Bu esnada Julius ve Ethel Rosenberg <;iftinin atom bombasmm
s1rlann1 Sovyetler Birligi'ne verdikleri i<;in once tutuklamp,
som a da idam edilmeleri, McCarthyizm'in degirmenine su ta§t-
yan geli§meler o lacakt1.
Joseph McCarhty ise sahneye, 9 $ubat 1950'de Lincoln
Gunu 'nde Batt Virginia'daki Wheeling Cumhuriye t<;i Kadmlar
Kulubu'nde yapt1g1 konu§may la <;1kt1. Buradaki konu§masmda
i<;inde Dt§i§leri Bakanlig1'nda <;alt§an komunistlerin isimlerinin
o ldugunu iddia ettigi bir beige sundu. Burada yapt1g1 konu§ma-
da, kat1ltmc1lara, "Elimde Di~i~ leri Bakanligz'nca Komunist Parti'ye
uye oldugu bilinen ; ancak ne var ki yine de burada i;:ali~an ve ulkenin
di~ politikaszm belirleyen 205 ki~ inin listesi bulunuyor" §eklinde
seslenince, Amerika da 'kendisini komunistlerden kurtaracak
kah ramanma' kavu§IDU§ o luyordu . Bu ko nu§ma, bas mm
McCarthy'ye buyuk bir ilgi gostermesine yol a<;mt§, ald1g1 bu
gazla birlikte McCarthy, siyasi kariyerini komunistlere donuk
bir cad1 avcil1gm a adamt§tl .

158
TARIHI D E Cl~T I REN OLAYLAR

Komiteler, soru§turmalar ve McCarthyizm listesi


Tum ulkede 'onemli mevkilere s1zmt§ komunist ajanlara'
doni.ik bir av ba§lamt§tt. Devlet i<;inde §uphelileri arayan den e-
tim eki plerinden, <;alt§anlan arasmda muhtemel komi.inistler
o lmasmdan endi§elenen ku<;Uk ve buyuk §irketler i<;in soru§tur-
ma yuruten bir<;ok ozel ajansa varmcaya kadar, tum ulkeye bir
seferberlik havas1 hakim o lmu§tu . Federal hi.ikumette de Ba§kan
Truman 194 7 y1lmda federal <;alt§anlar i<;in bagltltk tefti§i ya pan
bir program ba§latmt§tt. Buna gore 'bir ki§inin Birle§ik Dev letler
Huki.i meti'ne sad1k kalmad1gma da ir ge<;erli sebepler olursa'
i§ten 91kanlabiliyordu . A merikanc1 Olmayan Faa liye tler
Komites i (H UA C-The House Un-American Activities Committee)
anti-komi.inist soru§turmalard a yer alan en aktif kurumdu.
Senatoda ise HUAC' m muadili o larak ba§kanltgm1 bizzat
McCarthy'nin yapttg1 Senato Kaltc1 Soru§turma Alt Komites i
vard1. O rtal1kta komunist ve diger §upheli baglant1lan olan
organizasyonlarm izini surmek i<;in derlenmi§ bir<;ok liste u<;u§u-
yordu. ilgin<;tir, bu listedekilere atfedilen su9lann hi<;birisi
ispatlanamayacak, A merikan halkt bir sure som a ajite edild igini
fa rk etmeye ba§layacakt1 . T abii ki cesur seslerin ortaya 91kmas1
sayesinde ...

Tepkiler
Ulke, McCarthyizm o larak tammlanan faaliyetlerin ve poli-
tikalann arkasmda birlq mi§ti . Ancak McCarthyizm bir9ok
yond en de ele§tiri altyordu . Ele§tirenler aras mda liberal kimligi
ile tanmmayanlar da vard t. Soz gelimi Ba§kan Truman , pek
onemsen meyen 1950 McCarran i<; G uvenlik Yasalan 'nm veto-
su s1rasmda 'Qzgilr bir ulkede ki}ilerin i}ledikleri bir su~tan dolay1
cezalandmnz, sahip olduklan du~unce lerinden dolay1degil. ' demek
zorunda kalacaktt. G iderek bu aktma kar§t olanlar seslerin i cesur
bir §ekilde yi.ikseltmeye ba§ lad1. 1 Haziran 1950'de C umhuri yet<;i
Senator Margaret C hase Smith, senatoya 'Vicdan Deklarasyonu'
ba§ ltklt bir konu§ma yaptt. McCarth yizm'e a<;1k93 bir sald1r1

159
ALI <;: IMEN

AMERICA UNDER COMMUNISM!

McChartyizm doneminde Amerikan sokaklann1 sus-


leyen paranoyak posterlerden bi ri: "Komunizm alt1n-
da Amerika I"

olan bu konu§mada Smith, 'karakter suikastlarma' son ve rilmes i


<;:agn smda bulunarak, ele§tirinin, fa rklt di.i§lince ve inanc;lan
dile getirmenin ve protestonun Amerikan ruhunun bzunu te§kil
ettigini soyleyerek, 'hic;bir §ey bilmeden h er §eyden §i.iphe duyan
yakla§imlan' kanserli organlara benzetti . C umhuriyetc;i Senator
W ayne Morse, Irving M. Ives, Charles W. T obey, Edward John
Th ye , G eorge Aiken ve Robert C. Hendrickson da McCarthyizm
akimm1 kmayarak Smith'e katild1. Medyadan da anti-McCart-
h yizmc i bir sesin c;1kmas1 gecikmedi . 1950' lerin en c;ok sayg1
duyulan muhabirlerinden Elmer Dav is de McCarthyizm'in a§m -
ltklarma kar§I tav1r alarak, sbz konusu bu akim1 'sadece okullara ,
kolejlere, kutuphanelere, ogretmenlere ve kitaplara degil, du~ unen ve

160
TARIHI DEGi~TIREN OLAYLAR

yazan tum insanlara, kzsacasi di.0unce ozgurlugune kar~l genel bir


saldm' sozleriyle byas1ya ele§tirdi.
9 Mart 1954'te i.inli.i CBS habercisi Edward R. Murrow,
Joseph R. McCarthy hakkmda ele§tirel bir haber yaymlad1.
Yaymlanan g6ri.intiilerde McCarthy'nin kendi konu§malarma
sad1k kalmad1g1 ve gorgi.i tamklanna ki.ifrettigi yer aliyordu.
Ayrn ytlm Nisan aymda Ordu-McCarthy duru§malan ba§lad1 ve
davalar ABC (American Broadcasting Company) tarafmdan canlt
yaymland1. Bu sayede kamuoyu, McCarthy'nin tartt§malt tak-
tiklerini ve ki§ileri sorgulamasm1 birinci elden gormi.i§ oldu. Bir
duru§mada McCarthy, ordu ba§savos1 Joseph Welch'in avukat-
ltk §irketinde, komi.inizm sempatizam olmakla suc;lanan bir
kurulu§a i.iye bir ki§inin c;ah§ttgm1 hattrlatmca, Welch'in
McCarthy'e doni.ik o me§hur c;1ki§1 geldi: "Bayim sizde hi~ terbiye
duygusu yak mu? Sonunda hi~ terbiye duygunuz kalmadi mi?" Bu
sahne McCarthy'e kar§t olumsuz bir kamuoyu olu§masma yol
a<;tl ve kisa si.irede McCarhty'nin politik kariyeri sona erdi.

Devam eden tarti§ma


Her ne kadar McCarthyizm Amerikan tarihinin 'unutulmak
istenenler' rafma postalanmt§ olsa da, bu i.ilkedeki anti-komi.i-
nizm tarihi ve siyaseti hala tartt§ma konusu olmaya devam edi-
yor. Bu tartt§malan besleyen etkenlerden biri de McCarthy
doneminde a§m sola kar§t uygulanan basbc1 yontemlerin, 11
Eyli.il sonrasmda Mi.isli.imanlara yap1lan uygulamalara bir §ablon
olu§turdugu iddialan oldu. Bu benzerlik, bu ti.ir uygulamalann
aleyhtan olan hem sol kanat (Amerikan Sivil Ozgi.irli.ikler
Birligi-ACLU), hem de sag kanat tarafmdan ac;1kc;a dile getiril-
mi§ti. Bazi muhafazakarlann ve McCarthy destekc;ilerinin bakt§
ac;1sma goreyse yabanc1 casuslann belirlenmesi ve 'radikal orga-
nizasyonlann' bastmlmas1, her zaman ic;in bir zorunluluktu.
Onlara g6re, donemin anti-komi.inistleri, i.ilkenin gi.ivenligini
tehdit eden tehlikeli ve y1bc1 bir unsur oldugunu hissetmi§ler,
dolay1S1yla a§m onlemleri haklt bulmu§lard1.

161
ALI <;:IME N

T erimin bugiinkii kullammi


McCarthy'den bu yana 'McCarthyizm' terimi , A merikan
dilinde memnun olunmayan ; bir insanm milliyetc;iliginin sald1r-
gan bir §ekilde sorgulanmas1, zay1f iddialarla bir ki§i h akkmda
suc;lamalarda bulunulmas1, uyumlu siyaset izlemesi amac1yla bir
ki§iye baskt uygulamak i9in sadakatsizlikle su9lanmas1, ulusal
guvenlik ad ma sivil h aklarm ihlal edilmesi ve demagoji yapil-
mas1 gibi uygulamalar ic;in kullamlmaktad1r.

162
insanhk yanm asir nukleer silahlann golgesinde ya~ad1
~

SOGUKSAVA$

(1 947-1 99 1)

"Soguk Sava~' 1kazanmak it;in Ay'a gitmi~ tik .


Gittik ve tii.m sesler kesikl.i .
Artzk gitmek ii;:in bir sebep kalmad1 ."
Robert Park,
A merikali fiz ikc;i ve astronom

20. yi.izy ilm en belirleyici olay larmdan biri de §i.iphes iz ki


Soguk Sava§ olmu§tur. Yanm asra yakm bir si.ire, ki §U an ya§t 30
ve i.izeri o lan lar Soguk Sava§'m o cafcaflt ve bir o kadar da ger-
gin gi.inlerini hat1rlayacakttr, di.inyay1 eli ku lagmda bir ni.ikleer
sava§ tn e§ iginde t ir tir titretmi§ olan Soguk Sava§, sona ermes in-
den sonra da gi.indemden inmemi§tir. H alen bile yaz1lt, i§itse l ve
gorse! medyada kendisine en c;ok at1fta bulunulan kavramd1r.
$ imdi de Soguk Sava§' tn steak gi.in lerine uzam yoruz.
Soguk Sava§\ kabaca ikinc i Di.inya Sava§ t'ndan sonra ki.ire-
se l super guc;ler olarak ortaya c;1kan Sovyetler Birligi ile Amerika
Birle§ik Devletleri arasmda ortaya c;1kan ve bu ulkelerin asker!
mi.ittefikleri tarafmdan desteklenen jeopo litik, ideo lojik ve eko-
nomik sava§ o larak tammlayabiliriz.
Ba§lang1c1 194 ?'lere kadar uzanan bu gerilimli surec;, 25
A raltk 1991'de Sovyetler'in dagtlmasma kadar surmi.i§ ve nere-
deyse bir ku§agm hayata bakt§tnl ve duru§unu §eki llendirmi§tir.
Bu kuresel mi.icadele, Sovyetler ile A merika arasmda dogrudan

163
ALI <;:IM EN

bir <;:att§ma gerc;ekle§medigi i<;in populer olarak Soguk Sav~


o larak isimlendirilmi§tir. Dogrudan silahli <;:att§ma ic;e rmeyen bu
'sava§', nukleer ve ge leneksel silahlanma, askerl' ittifa k aglan
kurma, ekonomik mucadele, ticari ambargolar uygulama, propa-
ganda, istihbarat ve bu iki ulkenin di.inyadaki ba21 i<; sava§lara
verdikleri destekle arka planda <;:att§ttklan gi.i <; mucadelesi §ek-
linde gerc;ekle§mi§ti .
1962'deki Kuba Fuze Krizi, Berlin Duvan ve Berl in Ablukas1,
iki ulkenin, dogrudan kar§l kar§1ya ge ldigi birkac; o laydan bazila-
ndlr. Soguk Sava§ etrafmda kutupla§an en buyuk gene! ve i<;
sava§ lar; Yunan ic; Sava§t, Kore Sava§!, Vietnam Sava§! ve
Afgan-Sovye t Sava§ t ile Angola, El Salvador ve Nikaragua'daki
fraksiyonlar aras1 c;:at1§malard1r.
Soguk Sava§ donemindeki en buyuk korku , mucadelenin
milyonlarca ki§inin o lebilecegi bir nukleer <;:atl§maya donli§me
riski ydi. iki taraf da sava§m belli sm1rlan a§mas1m onleyen
kararl1 bir po litika izlemi§tir. Soguk Sava§'ta nukleer silahlar,
her zaman tehdit unsuru o larak kullamlmakla birlikte, c;ok §i.ikur
hic;bir zaman kullamlmam1§ttr! Soguk Sava§, baz1 y1llar yuksek,
baz1 y1llar di.i§i.ik (bu donem 'yumu§ama' o larak da bilinir) tansi-
yonda ya§anmt§ttr.
Sava§, 1989 ile 1991 arasmdaki donemde, Var§ova Paktt 'mn
ve daha som a da Sovyetler Birligi'nin dag1lma 1 ile bu kitaptaki
yerini garantilemi§tir. Bu gerilimli donem her ne kadar sona erse
de, tarihc;iler, bugun bile halen sava§ m 1940' lardaki <;tki§ ve
80'lerdeki biti§ sebepleri h akkmda bir mutabakata varamamt§-
lardlr. O zetle, Soguk Sava§'a dair tartl§malar, onca y1la ragmen
s1cakligm1 kaybetmemi§tir.

'Soguk Savll§'m isim babasi kimdi?


Soguk Sava§ terimi ilk olarak 1945'te George Orwell tarafm-
dan faraz i olarak kullamlm1§, ama resml o larak kullamma girme-
si Amerikan Maliye ve Ba§kanlik Dam §mam Bernard Baruch
sayesinde ol mu§tur. Baruch, bu terimi N isan 194 ?'de kongrede-
ki bir gbri.i§me s1rasmda kullanmakla birlikte, gene! o larak

164
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

benimsenmesi gazeteci Walter Lippmann'm Eyliil 1947'de


Amerika ve Sovyetler arasmdaki gerginligi i§ledigi 'Soguk
Sava§' ba§ltklt bir dizi makalesiyle oldu.

Ikinci Diinya Savll.§i'mn biti§i ile


Soguk Savel.§ donemi bll.§ladi
Sovyetler ile Amerika arasmdaki tansiyon, Agustos 1945'te
ikinci Dunya Sava§t'nm sona ermesiyle yiikselmeye ba§lad1.
1945-4 7 y1llan arasmda da kizt§tl. Tarihc;iler ba§lang19 konusun-
da farklt gorii§ler one siirmii§lerdir; ancak 11 Kas1m 1989'da
Berlin Duvan'nm c;i::ikii§iine ya da 25 Araltk 1991 'de Sovyetler'in
dagilt§ma kadar siiren bu miicadelenin ba§lang1C1 ic;in belirlenen
tarih genellikle 194 7' dir.
Olaya Sovyet perspektifinden bakan tarihc;iler, iki yakla§tm
belirlemi§tir: ilki, komiinist dii§iinceyi one 91kanr. Digeri ise
Sovyetler'in, Dogu Avrupa'y1 kontrol etme, denizlere ula§ma ve
Dogu Avrupa'daki Slav ve Ortodoks halklanm destekleme §ek-
lindeki tarihl amac;lanm merkeze altr. ideolojik c;ati§malann
kokleri, Lenin'in 1917'deki Bol§evik ihtilali'yle Rusya'da iktida-
n ele gec;irmesiyle ba§lamt§tir diyebiliriz. 1933'ten 1939'a kadar
iki iilke bir yumu§ama donemine girse de ili§kileri pek de dostc;a
olmam1§t1r.
Sovyetler ve Almanya ikinci Diinya Sava§t'nda bogaz bogaza
geldiginde, Amerikan Ba§kam Roosevelt Sovyetler'e yard1m
etmek ic;in ki§isel bir soz vermi§; ama kongre, bu dii§iinceyi hie;
oylamamt§ ve onaylamamt§tlr. Sava§ donemindeki i§birligi de
dostc;a olmami§ttr. Omegin Sovyet Lideri Stalin, Amerikan
giic;lerinin Rus iislerini kullanmas1 konusunda hep isteksiz
olmu§tur. Bu i§birligi, Stalin'in komiinizmi Dogu Avrupa,
Fransa ve italya'ya yayma dii§iincesinin smtmasmm ardmdan,
~ubat 1945'teki Yalta Konferans1'nda iyice gerilmi§tir. Ba21
tarihc;iler, Marksist teorinin diinya genelinde i§<;i devrimini
desteklerken, liberal demokrasiyi reddettigine i§aret ederek,
bunun c;at1§may1 ka9m1lmaz kild1gm1 savunurlar.

165
ALI <;:IMEN

Soguk Sava~ terimi her ne kadar 1947'de telaffuz edilse de ba~lang1~ tarihi
Yalta Konferans1 (4 ~ubat-15 ~ubat 1945) sonras1na kadar gider. lkinci Dunya
Sava~1 sonras1nin gu~ dengelerine donuk payla~1m planlarin1n yapild1g1 konfe-
ransta lngiltere'yi Ba~bakan Winston Churchill, Amerika'y1 Ba~kan Roosevelt ve
Rusya'y1 da Ba~kan Stalin temsil etmi~. Stalin ilk kez bu konferansta Rusya'nin
yayilmac1 ve saldirgan bir politika izleyecegini hissettirerek, bir bak1ma Soguk
Sava~'1n kap1s1n1 aralam1~t1.

1959 y1lmda yay mlad1g1'Amerikan Oiplomas isinin Trajed isi'


(The Tragedy of American Diplomacy) isimli kitab1 ile William
Appleman Williams ve 1967'de yay1mlad1g1 'Amerika, Fransa
ve Soguk Sava§, 1945-68' (America, France and the Cold War,
1945- 1968) isimli kitab1yla W alter LaFeber, Soguk Sava§' m
Amerika ve Rusya'n m ekonomik c;1karlannm kac;m1lmaz <;att§-
mas1 o ldugunu savunmu§lard1r. Bazt yeni sol gbri.i§li.i revizyonist
tarihc;ilere goreyse, Truman Doktrini ile h ayata gec;irilen
Amerikan c;evreleme politikas1 da en az Sovyetler'in Polonya ve
diger i.ilkeleri ele gec;irmes i kadar Soguk Sava§'tan sorumludur.
Baz1lan ise Soguk Sava§'m ba§lang1c1 olarak Amerika'nm
Hiro§ima ve Nagazaki'ye atom bombast atmasm1 gori.ir. O nlara
gore bu saldm , o zaman ic;in neredeyse yenilmi§ olan Japonya'ya
kar§t sava§a girecek o lan Sovyetler'e verilmi§ bir uyand1r.

166
TARI HI DE(;l~ T IREN OLAYLAR

John Lewis Gaddis gibi tarihc;:iler, Soguk Sava§'m ba§lang1c1-


111her iki super gucun hareketlerine baglamak yerine, kar§tlikli
yanli§ anlamalara, kar§tl1kli tepkilere ve liderler arasmdaki
sorumluluk payla§imma baglamaktad1r. G addis, Amerika ve
Sovyetler arasmdaki <;aU§manm koklerini iki taraftan birinin
yapt1g1 bir hatanm neticesinden dah a c;ok, iki ulkenin 91karlan-
nm birc;ok alanda <;att§masmm ve iki tarafm birbirini yanli§
anlamasmm sonucu olarak gbri.ir. Bu <;aU§may1 i<; po litika ve
burokratik tembellik dah a da ileri gbturmu§tiir. $ imdi tekrar
Soguk Sava§'m emekleme gunlerine donelim ve bu siirecin saf-
halanna bir gbz atalim.

1947-1953: Konum Belirleme


Bu donem, Soguk Sava§'t 1947'de ba§latarak, her iki ulkede
liderlerin degi§tigi 1953'e (Truman' in yerine Eisenhower, Stalin' in
yerine de KruKeV ge~mi~tir) kadar gbturiir. Bu donemde meydana
gelen o laylardan bazilan ; Truman Doktrini, Marsh all Plam,
Berlin Ablukas1, Sovyetler'in ilk atom bombasm1 denemesi,
NATO'nun ve ardmdan Var§ova Pakt1'nm kurulmas1, Bau ve
Dogu Alman ya'nm olu§umu, Almanya'nm yeniden birle§mesi-
ne dair Stalin'in verdigi nota, C::in ic;: Sava§! ve Kore Sava§1'd1r.
Marshall Pla111'nm amac1, radikal solun Bat1 Avrupa'ya
h akim olmasm1 engellemek i<;in ikinc i Oiinya Sava§i'nda bozu-
lan A vrupa ekonomisini yeniden diriltmekti. Bu ekonomik
yard1m, Bau Avrupa'daki do lar a91gm1 kapatmt§, sava§ sonras1
yeniden yap1lanma i<;in b zel yatmm1 te§vik etmi§ ve en bnemli-
si yeni ybnetim teknikleri getirmi§ti. Amerika a91smdan
Marshall Pla111, 1920'lerin izolasyon po litikalan111 reddetmi§ ve
Kuzey Amerika ile Bau A vrupa ekon omilerin i birle§tirmi§ti.

1953-1962: Kiv§ma
Soguk Sava§'m bir neticesi o larak 1959'la birlikte iki kar§tt
jeopolitik blok o lu§tU. Bu sure<; , her iki ulkede 1953 y1lmda
ya§anan lider degi§ikligi ile ba§lay1p 1962'deki Kuba Fiize
Krizi'ne kadar si.irecekti. Bu si.ire<; esnasmda 1956 Macaristan

167
ALI <;:IMEN

Devrimi, 196l 'de Berlin Duvan 'nm in§as t, 1962'deki Kuba Flize
Krizi ve 1968'deki Prag Bah an (Prag Bahan , 5 Ocak 1968'de
Alexander Dubcek' in b~ageli~iyle b~layan ve ayrn yil 20 Agustos'ta
Sovyetler' in ve muttefiklerinin bu ulkeyi i~galine kadar suren doneme
verilen isimdir . En belirgin ozelligi politik liberalle~menin ya~andigi bir
donem olmasidir .) gibi onemli ge li§meler ya§andt. H atta Kuba
Fuze Krizi esnas mda yeni bir dun ya sava§ mm kaptsmdan donul-
mu§tur.

1962-1979: Yumu§ama
Soguk Sava§'m 'Yumu§ama' periyodunun en oneml i ozelligi,
kar§iltklt ban§ ve arabuluculuk giri§imlerine sahne olmas1d 1r.
Federa l Almanya C umhuriyeti'nin Ba§bakant Willy Brant,
gorev suresince en uzla§mact haliyle 'Ostpolitik' dt§ politikasmt
takip etmi§, 'Oogu politikas t' olarak da tabir edilen bu politika-
nm miman ve Brant'm dant§mant olan Egon Bahr, bu politika-
yt 'yeni yakla§ imlarla degi§mek' o larak c;en;evelemi§tir. Bu giri -
§imler, 7 Araltk l 970'te Polonya ile Ban Almanya arasmda
imza lanan Var§ova Antla§mast, 197l'deki Sovyetler, Amerika,
Fransa ve Buyuk Britanya arasmdaki Dbrtlu Antla§ma ve ara la-
nnda 2 1 Araltk 1972 T emel Antla§mast'nm da bulundugu baZL
Oogu-Bat1 Almanya antla§malanyla sonu9lanm1§t1r.

1985-1991: ikinci Soguk Sava§


Afganistan'm 1979'da Sovyetler tarafmdan i§gali ve Mihail
Gorbac;ov'un l 985'te Sovyet lideri olmas ma kadar gec;en donem,
1970' lerin yumu§a ma doneminin ardmdan super guc;lerin ili§ki-
lerinin donma noktasma geldigi bir zaman dilimi olarak dikkat
c;eker. Gerilimdeki bu artt§tan dolayt bu donem, 'ikinci Soguk
Sava§' olarak da ad landmlir. Sovyetler'in 1979'da Afganistan' 1
bu ulkede komunist bir rej im kurrnak amac1yla i§gali, uluslarara-
s1 tepkilere ve 1980 Moskova O limpiyatlan'nm birc;ok Batt lt
i.ilke tarafmdan boykot ed ilmesine yol at;rrH§t t. Sovyet i§gali,
uzun si.irecek, Amerika'nm hep dostu o lmu§ ve uzun bir su red ir
de Sovyet i§gali tehdidiyle ya§ayan Pakistan 'm da kat1 lacag1 bir

168
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

1982 yil1 Kas1m ay1nda 10 ya?1ndaki Amerika l1Samantha Smith, di:inemin Sovyet
lideri Yuri Andropov' a bir mektup yaza rak, nukleer bir sava?tan duydugu korkuyu
dile getirmi? ve ke ndisinden ban? i<;:in <;:al1?mas1 n1 istemi?ti . Surpriz bir :,;ekilde bu
mektuba cevap yaza n Andropov, ku<;:uk k1z1 ulkesine davet etti. Samant ha' nin bu
ulkeye yapt1g1 ziya ret, Sog uk Sava?' 1n en gergin gunlerinin ya:,;and1g1 1982-84
y1llari arasinda, iki ulke aras1ndaki en ilgin<;: diya log lardan biri olacakt1. Samantha'n1n
bu ziyareti, ka<;:1 nilmaz olarak kitap ola rak raflardaki yerin i almakta gecikmedi.

c;a tt§may1 dogurdu . Amerika, Sovyet i§galine kar§t mi.icadele


eden Afgan mi.icahitlerine her ti.irli.i desteg i saglarken , ayni
zamanda islamc1 sava§r;tlardan bir ordu kurulmasma da on ayak
o ldu . Bu gruplar, Soguk S ava§ bittigi zaman silahlanni
Amerika'ya dondi.irecekti . 11 Eyli.il saldmlarm1 da gerr;ekle§tire-
cek o lan bu olu§uml a birlikte di.inya, halen i<;inde ya§ad1g1m1z
yeni bir do neme kap1 aralayacakt1.

1985-1991: Soguk SavQ_§'m Sonu


Soguk Sava§' m sona ermesinin ardmdan A vru pa'da ve O rta
A sya'da 23 yeni i.ilke ortaya r;1kacakt 1. Bu donem, Mihail

169
lnsanlu)1n en korkulu ruyalarindan biri de K1tala raras1 Balistik Titan II fUzeleriydi. 9
megatonluk W53 nukleer sava~ ba~li('.J1 ta~1yabilen Titanlar, Amerika'nm So('.Juk Sava~
esnas1ndaki en gu~lu silahlarindan biri oldu. So('.Juk Sava~ sona ermi~ olsa da, nukleer
sava~ tehlikesi bertaraf edilebilmi~ de('.Jil. Ostelik mevcut binlercesinin yarn sira, Kuzey
Kore' den Hindistan'a vanncaya kadar onlarca de('.Ji~ik ulke. yeni nukleer silahlar yapma-
nm hayalini kuruyor.
TARIHI DEC';l~TIREN OLAYLAR

Gorbac;ov'un iktidara gelmesiyle ba§lay1p Sovyetler'in 1991 'deki


\X)ki.i§i.ine kadar si.irdi.i. Bu donemde <;ernobil Facias1 ya§anmt§,
Orta ve Dogu Avrupa'daki komi.inist rejimler c;:okmi.i§,
Gorbac;ov'a kar§t darbe giri§imi yaptlmt§tt. Gorbac;ov ile birlikte
bloklar arasmdaki tansiyon di.i§mi.i§ti.i. Bu donemde ya§ananlan
kitabm diger konu ba§ltklannda ele ald1g1m1z i9in Soguk
Sava§'m bir diger safhasma, belki de en korkunc;: ve tehditkar
yi.izi.ine bakabiliriz. H alen bu tehdidin gec;:erli oldugunu da hat1r-
latarak tabii!

Niikleer Silahlanma Yan§i


Soguk Sava§ doneminin en belirgin 6zelliklerinden biri
Var§ova Pakt1i.ilkeleri ile NATO i.iyeleri arasmda ya§anan silah-
lanma yan§tdtr. Bu yan§, asker! teknolojide ve birc;ok bilimsel
alanda yeni ke§iflerin yap1lmasm1 tqvik etmi§tir. Nukleer silah
ve foze sanayiinde devrim niteliginde baz1 geli§meler kaydedil-
mi§, bu iki i.ilke arasmdaki Uzay Yan~i'ni* da tetiklemi§tir. Oyle
ki, bu donemde ybri.ingeye uzay mekigi ve insan gondermek i9i
f1rlat1lan roketlerin bi.iyi.ik c;ogunlugu Soguk Sava§'taki silahlan-
ma yan§mm i.iri.inleridir. Silahlanma yan§t temel o larak avc1,
ke§if ve bombard1man uc;:aklan, kimyasal silahlar, biyolojik
silahlar, uc;:aksavar silahlan, yerden yere f1rlat1lan fozeler, kttala-
raras1 balistik fozeler, anti-balistik fozeler, tanksavar silahlan,
denizalttlar ve denizaltilara kar§t geli§tirilen silahlar, elektronik
istihbarat ve casus uydulann 'daha oldii.rii.cii.sii.nii.' yapma ko§usu
olarak da 6zetlenebilir.

Deh§et Dengesi
Nukleer silah yan§mm en 6nemli 6zelliklerinden biri de
ni.ikleer bomba ta§tyan uc;:aklarm vurulabilme ihtimalinden ve
bunun yaratacag1 y1ktmdan korkulmasmdan dolay1 i.iretilen
kttalararas1 ni.ikleer fozelerin d ah a da geli§tirilmesiyle ula§tlan
deh§et dengesidir. Bu denge, her iki tarafm da birbirine sald1ra-

* Amerika ve Rusya arasmdaki Uzay Yan§t'nm detaylan i<;:in bakm1z; Ali


( imen, insanoglunun Uzay Macerast, Tima§ Yaymlan, isranbul.

171
ALI c;:IMEN

mayacag1 guvencesine dayamr. Zira bir kez nukleer silahlar


ate§lenirse, daha fuzeler hedefine varmadan diger taraf bunu
tespit edebilecek ve o da kar§t saldmya ge9ecektir. \:unku her
iki taraf da birbirlerini tamamen yok edebilecek ve dunyay1
ya§anmaz hale getirebilecek kadar 90k say1da nukleer silaha
sahiptir. Sonu9, herkes a<;1smdan bir y1kimd1r! Kar§! tarafa yap1-
lacak nukleer bir saldm bir anlamda intihar demektir; bu yuzden
de kimse buna giri§memi§tir. Bununla birlikte bzellikle de Soguk
Sava§'m sonlanna dogru, bu silahlann hedeflerini vurabilme
kapasitesi ve saydan artt1k93 'ilk vuru§u yapan' tarafm avantajl1
olabilecegi du§lincesi, deh§et dengesi teorisini zay1flatm1§, bu da
endi§eleri artt1rm1§t1r.

Soguk Sava§ Casuslugu


Soguk Sava§'a kat1lan ulkelerin asker! gu9leri, sava§a nadiren
dogrudan katilm1§lard1. Ama istihbarat alanmda kiyas1ya bir
sava§ vard1! Say1s1z film ve romana da ilham kaynag1 olan istih-
barat sava§lan ,* genellikle Amerika'nm C IA'i, Sovyetler'in
KGB'si, ingilizlerin MI6's1, Dogu Almanya'nm Stasi'si ve Bat1
Almanya'nm BND'si arasmda cereyan etmi§ti. ikinci Dunya
Sava§! m asmda Amerikan ve ingiliz istihbaratlannm olu§turdu-
gu super casusluk sistemi EC HELON, Sovyetler Birligi, \:in ve
bu ulkelerin muttefiklerine kar§I kullamlmt§tl. C IA'e gore
komunist ulkelerdeki teknoloj inin bu yuk kism1 Bat1l1 urunlerin
bir kopyas1yd1. Bu urunler, ya yasal olarak satm almmt§ ya da
casusluk yapdarak elde edilmi§ti.

Soguk Sava§, Tiirkiye ve Soguk Sava§ sonrasi


Amerikan Ba§kam Truman ' m 12 Mart 1947'de 'Truman
Doktrini'ni ilan ettigi konu§mas1 ile birlikte Turkiye de o
donemde herkesi tehdit eden Sovyet yay1lmac1hgma kar§I
guvenceye alinmt§tl. 0 tarihten itibaren Turkiye, bzellikle di§

* Yine iki i.ilke arasm daki istihbarat sava§mm detaylan i<;:in bakmiz; A li
\:ime n , Echelon, isrihbarat Ounyasi'nm Perde Arkasi, Tima§ Yaymlan ,
istanbul.

172
TARIHI DElil~TIREN OLAYLAR

politikasmt, Soguk Sava§ boyunca bir iiyesi oldugu Batt


Bloku'nun onceliklerine gore §ekillendirecekti.
Tiirkiye'ye bic;ilen rol belli idi; ikinci Diinya Sava9t sonrast
ba9layan ve 45 ytl siiren Soguk Sava§ boyunca Sovyetler
Birligi'nin Ortadogu ve Dogu Akdeniz'e yonelik yaytlmact i9ta-
hmt perdeleyecek, bir tiir tampon gorevi gorecekti ve nitekim
bunu gerc;eklqtirdi de. Tiirkiye'nin bu Batt yanhst siyaseti,
NATO iiyeligi ve Avrupa Birligi'ne kattlma c;abast ile daha da
peki9mi9tir. Diger bir deyi9le Turkiye, Soguk Sava§ boyunca dt§
politikasmt, Batt istikametinde otomatik pilota baglamt§, bagtm-
stz politika geli§tirme pe9inde olmamt§tlr. Soguk Sava§, bir
baktma Turkiye'yi Sovyet saldtrganhgma kar§t goreceli olarak
korumu§ olsa da, bu siirec; boyunca Tiirkiye'nin asked potansi-
yeli, demokratik kimliginden daha fazla itibar gormii§tiir.
Tiirkiye'nin Batt Bloku'nda kalmasmt temin adma, asked
darbelere ve insan haklan ihlallerine kar9t biiyiik tepki gosteril-
memi9, hatta Batt, bizzat bu darbelerin yonlendiricisi ve destek-
c;isi de olmu§tur. Yaygm bir inarn§a gore Tiirkiye, Soguk
Sava§'m sona ermesiyle biten iki kutuplu diinya diizeninin
ardmdan ya9anan geli§melere kar9t hamhkstz yakalanmt§, hatta
bu donemde Batt nezdindeki degerini de kaybetmi§tir. Bununla
birlikte bir ba§ka ac;tdan Soguk Sava9'm bitimi, ozellikle
Ortadogu ve Orta Asya iizerindeki donmu§ §ablonlan kmnca,
ortaya Tiirkiye ile din, dil, trk ve tarihi arka plarn payla9an Orta
Asya ve Ortadogu gibi havzactklar c;tkmt§; Tiirkiye'nin Orta
Asya ile 'abilik', Ortadogu ile de 'Batt ile Dogu arasmda koprii
olma' gibi bir ili§ki kurma durumu soz konusu olmu§tur. Turkiye,
ortak kanaate gore, Sovyet sonrast doneme haztrhkstz yakalan-
dtgt ic;in 'abilik' misyonunda uzun soluklu olamamt§Sa da,
(Bunda Rus 'abiden' kurtulan Orta Asya Cumhuriyetleri'nin yeni
bir 'abi' fikrine alerjiyle yakla~masimn da pay1 vardir!), halen yiiriir-
liikte olan 'koprii' roliinii oynama iddiasmt siirdiirmektedir.
Ote yandan Orta Asya Cumhuriyetleri, h er ne kadar Soguk
Sava§'m ardmdan Sovyetler Birligi'nin dagtlmastyla bagtmstz-
ltklanrn kazanmt§ olsalar da, sahip olduklan petrol ve dogal gaz

173
ALI <;:IMEN

kaynaklan sebebiyle, yeni bir payla§tm sava§tnt da beraberinde


getirmi§, bu kaynaklann Avrasya'dan Battlt pazarlara ta§macag1
gi.izergahlan kontrol etme <;a.bast, Soguk Sava§ sonrast siyasetin
temel konulanndan biri olmu§tur. Aynca Sovyetler'in denge
unsuru olarak sahneden i;ekilmesiyle meydan Amerika'ya kal-
mt§ttr. Dunyanm gbrece daha istikrarstz bir doneme girdigi bu
zaman diliminde, iki Korfez Sava§t ya§anmt§, 11 Eyli.il saldmlan
olmu§, Afganistan ve lrak, Amerikan i§gali ya§affit§ttr.
17 Ocak 199l'de, donemin Amerikan Ba§kani 'Baba Bush'
Birinci Korfez Sava§t'nm ba§lama gereki;esini ac;:1klad1g1 konu§-
masmda, "Gec;tigimiz yil ic;inde uzun suren c;at1~malar ve Soguk
Sav~ donemini noktalayarak buyuk ilerlemeler kaydettik. $imdi
onumuzdeki hedef, kendimiz ve gelecek ku~aklar ic;in yeni bir dunya
duzeni kurmaktzr" diyerek, Soguk Sava§' in biti§ini perc;:inlemi§tir.
Ozetle Soguk Sava§'m ortadan kald1rd1g1 goreceli denge
ortammm yerini, ozellikle Birinci Korfez Sava§t'ndan sonra
olc;:i.isi.iz, ba§ma buyruk ve tek taraflt Amerikan gi.ici.i almt§ttr ve
bu si.irecin yaratttgt belirsizlik, ki.iresel terbr ve sava§larla halen
devam etmektedir.

174
Avrupa'nm sava~a ve sefalete ba~kaldms1
AVRUPA BiRLiGi'NiN DOGU$U

(18 Nisan 1951)

"Asia bir daha birbirimizle sava~mak istemiyoruz.


Olenleri saygiyla anmak, mezarlanm ziyaret
etmek istiyoruz ama bir daha as/a
Avrupa'da asker tabutlan gormek istemiyoruz.
i~te Birle~ik Avrupa'mn en buyuk sebebi bu."
Helmut Kohl,
Almanya eski ba§bakanlanndan

A vrupa Birligi projesi, A vrupa'y1 topsuz ti.ifeksiz §ekilde bir


c;att altmda toplama giri§imi olarak uzun soluklu ko§usunu si.ir-
di.iri.iyor.
Avrupa'y1 tek bir c;att altmda toplamaya c;ali§anlar hep silah-
larma davrandt. Kutsal Roma Germen imparatorlugu'nun
hi.iki.imdan III. Otto'dan Hitler'e kadar bin;ok lider, Pax-
Romana, Pax-Christiana, Nazizm gibi ideolojilerin §emsiyesi
altmda, hep ba§lannda kendilerinin oldugu Birle§ik A vrupa
haya li ile ya§adt. Almanlann fitilini ate§ledigi iki di.inya sava§t,
arkasmda milyonlarca o lu ve yarahyla birlikte on larca y1ktlmt§
diyar b1rakt1.
ikinci Dunya Sava§t'nm ardmdan ya§amlan s1kmtt lar ve
sava§lann nedenlerine ybnelik sorgulama, kttanm devlet adam-
larm1 bart§C,:L yollarla bir Avrupa entegrasyonu kurulmas1 fikrine
silri.ikledi. Y1ktlmt§ A vrupa ic;in el ele verilmel i ve kaynaklar

175
ALI <;:\M EN

birlqtirilmeliydi. Zaten fikrin alt yap1s1 daha 1929'da Frans1z


devlet adam1 Aristide Briand tarafmdan Avrupa Federal Birligi
§eklinde dile getirilmi§ti. Ondan once de bin;ok insan, farklt
zaman ve yapilarda, Birle§ik Avrupa fikrini seslendirmi§ti. 1846
yilmda i.inli.i romanc1 Victor Hugo, A vrupa'nm onde gelen dev-
letle rinin hi.iki.imetlerine, Avrupa Karde§ligi'ni olu§turma lan
ybni.inde c;agn yap1yordu. Sava§tan, di.inyamn yeni lideri o larak
c;1kan Amerika'nm mallanm ti.ike tecek bi.iyi.ik b ir pazara ihtiyac1
vard1. Sava§ yorgunu, tekrar ayaga kalkmaya c;alt§an insanlann
olu§turdugu A vrupa'dan dah a iyi bir pazar ise ufukta gbri.inmi.i-
yordu.

Tek <;are: Ban§ i<;inde birlik


Avrupa'ya gelince ; Alman ya'nm huysuzluklanndan c;1kan
sava§lardan , bunlarm te melinde yatan h am madde boli.i§i.im
c;eki§melerinden b1kmt§lard1. Onlar ic;in de tek c;are; bir araya
gele re k huzurlu b ir bi.iyi.ime o rtam1 yaratmakt1. ingilte re
Ba§bakam Winston C hurchill, bu gereksinimi, 1946 yilmda
Zi.irih Oniversitesi'nde yapt1g1 konu§mada §U §ekilde di le getiri-
yordu:
"A vrupa'nm kendisini toparlamas1 ve tekrar saglikli bir Avrupa
kurulmas1 ifin, ilk adim olarak Fransa ile Almanya arasmda bir
ortaklik kurulmalidir. Boylelikle Fransa'mn Avrupa'nm moral lider-
ligini yapabilecegine ve moral yonunden gilflil Fransa ve Almanya
olmadan da Avrupa'nzn kendisini toparlayamayacagma inanzyoruz.
B~ta Amerika, Buyuk Britanya T oplulugu ve Rusya, bu yeni olu-
~umun destekfisi olmalzdzr . Bu ~ekilde Avrupa Birle~ik Oevletleri'ni
in~a etmeliyiz!"

Paris'te yanan ate§


Birle§ik Avrupa fikrinin uygulamasm a an cak 1945'ten itiba-
ren gec;ilebildi. ikinci Oi.inya Sava§t'nm ardmdan tekrar topar-
lanma gereksinimi ve bu kadar bi.iyi.ik bir y1kunm tekrarlanma-
mas1 ic;in bir sigortaya ihtiyac; duyulmas1, daha bncekilerden
biraz daha §iddetli bir ' Birle§ik Avrupa' co§kusunu dogurmu§tU.

176
TA RIHI DE(:il~ T IR E N OLAYLAR

Bu i§birliginin temeli 18 Nisan 195 l'de imzalan an Pa ris


Anla§mas1 ile atdd1. 'Altdar' o larak bilinen Federal Almanya,
Fransa, Bel9ika, H ollanda , Luksemburg ve italya arasmda
Avrupa Ka mi.Ir <;elik T oplulugu kuruldu . Fikir babas1, Frans1z
Devier Planlama Te§kilat1'nm ba§mda bulunanJean Monnet'd1.
Oikelerin sava§ttklarmda degil, ancak gu9le rini birle§tirdikle-
rinde bir yere vard1klarma kan aat getiren Monnet, ikinci Dun ya
Sava§L sonrasmda Fransa Ba§bakani Georges Bidault ve Dt§i§leri
Bakani Schuman 'a Avrupa ulkelerinin komur ve c;elik uretimle-
rini birle§tirmeleri c;agn smda bulundu. Schuman, Almanya ve
ABD'nin gi:irl.i§i.inl.I ald1. Alman ya Ba§bakani Konrad Adenauer
ve Amerikan Di§i§leri Baka ni Dean Acheson i:in eriyi h araretle
destekledi.
Avrupa Komur ve <;elik T o plulugu, uye ulkele rin komur ve
c;elik sektorlerinde kontrolu ortak bir uluslarl.istu yi:inetime dev-
re tmesi temeline dayaniyordu . Zira ki:imi.ir ve 9elik sektorleri,
dunyay1 iki kez yaktp y1kan sava§ endustrisinin h a m maddelerini
olu§turuyordu . Avrupa'da komur ve 9eligin yuzde 40'1 ise Ruhr
bolgesinden 91ktyordu ve Ruhr o donemde uluslararas1 yi:inetim
altmdayd1. Ne kadar ve nerede komur ve 9elik uretilecegi konu-
sunun, uluslarustli bir yi:inetime b1rakdmas1 durumunda, Fransa
ile Almanya arasmda glive n orta m1 o lu§acak; Frans1zlar
Almanlarm komi.ir ve c;eligi sava§ ama9lt kullanmalanni engel-
lerken, Almanlar da siyasi varl1gm1 kabul e ttirerek uluslararas1
sisteme donme §an sma kavu§acakt1. iki taraf ac;1smdan da karl1
bir alt§veri§ gibi gi:irunliyordu. ingiltere bu olu§uma ba§lang1c;ra
sicak bakmad1g1 ic;in dt§anda kalmay1 yegledi.
A vrupa Komur ve <;elik toplulugu (AK<;T) N isan 1951 'de
Paris'te alt1 ulke arasmda atdan imza ile h aya t buldu. 50 y1ll1g1-
n a imzalanan antla§manm suresi 2002 ydmda do lacaktt (Zaten
doldugunda da proje bir h ayli yol almt§, bamba§ka bir c;ehreye
blirunmi.i§ti.i) . AK<:;::T'nin h ayata ge9irilmesi ile Almanya 1954
ytlmda Ruhr H avzas1'nm ida resini geri alabildi, komlir ve c;elik
i.iretimini art1rd1 .

177
ALI <;: IM EN

Floransa'daki Robert Schuman Merkezi Mudurii Profesi:ir


Yves Meny, Altilar'm attigz imzayi, "Komur ve (elik, sava§
endustrisinin temel bile§enleriydi. AK(T'nin ve bir butun ola-
rak Avrupa T oplulugu'nun temel prensibi, kaynaklar arasmda
hakc;a bolli§limu temin ederek, Avrupa'nm buyuk gu9leri arasm-
daki muhtemel bir sava§t imkans1z ktlmakt1" §eklinde tammla-
mt§tl.
AK(T'nin ba§ans1 ile i§birliginin diger alanlan da kapsaya-
cak §ekilde geni§letilmesi fikri gundeme geld i. Ozellikle savun-
ma sahasmda 1950'de patlak veren Kore Sava§t, bu fikri daha da
peki§tirdi. ABO, art1k Avrupa'nm sadece ekonomik degil, asker!
olarak da kendi ayaklarmm ustunde durmasm1 istiyordu. Bu
istek, ister istemez 1955'e kadar NAT O'nun dt§mda kalan
Almanya'nm da silahlanmasmt gerektirdigi i<;:in ba§lang19ta
tedirginlik yaratt1. Oyle ya, zaten zar zor dize getirmi§lerdi. Ya
bir daha silahm1 kullanmak isterseydi ? Monnet tekrar devreye
girdi. Fransa Savunma Bakam Rene Pleven'i Almanlann
Avrupa Savunma T oplulugu ad1 altmda silahlanabilecegine
ikna etti. Amerika ise Almanlann sadece NATO'ya dahil olma-
s1 durumunda silahlanmasma ye§il t§tk yaktyordu.

Avrupa savunmasma ilk adim


W ashington , ktsa bir sure soma A vrupa Savunma T oplulugu
fikrine steak bakt1. Arna Rusya ve ingiltere h alen fikre kar§t
soguktu. 1952 y1lmda Avrupa Savunma T oplulugu'nu (AST)
kuran antla§ma, AK(T'ye uye alt1 ulke tarafmdan imzaland1.
Federal Almanya ve Beneluks (Bel9ika, Hollanda ve
Luksemburg'un olu§turdugu topluluk) ulkelerinin de dahil edil-
mesine 90k ugra§1ld1. AST'ye ingiltere'nin de dahil olmas1m
isteyen italya ise <;:ekimser gi:irunuyordu. Arna en sert tepkiyi
veren Fransa oldu. Frans1z Parlamentosu antla§may1 reddetti.
Komunistler ve De Gaulle yanlilan, Almanya'nm tekrar silah a
sanlmas1 fikrine §iddetle muhalefet ediyordu . Bu esnada mutte-
fikler, 23 Ekim 1954 tarihinde Paris'te imzalanan Almanya'daki
i§gal rejimine son verdiler. Almanya, buna kar§tltk, atom, kim-

178
TARIHI DEC'; l $TIRE N OLAY LAR

yasa l ve biyolojik silah sahibi olmayacagma dair sozli.i taahhi.itte


bulundu. Asker say1s1 12 ti.imenle sm1rlaniyordu . As!amn di~ leri
sokulmu~ til.

AET'ye atilan imza


Monnet gibi her alanda birlik fikrini savunanlar, siyaset ve
savunma alanmdan ekonomik sah aya gec;menin dah a manukh
olacagma kanaat ge tirmi§ti. Bundan hareketle 1955'ten itiba-
ren, i§birliginin komi.ir ve <;elikten diger alanlara da yay1lmas1
fikrine dayan an A vrupa Ekonomik Toplulugu (AET) fikri i§len-
meye ba§lad1. 1 Haziran 1955'te, alulann dt§i§leri bakanlan,
italya'nm Messina kentinde bir araya geldi. ingiltere ise Ticaret
Bakanhg1 Mi.iste§an Russell Bretherton 'u temsilci olarak gon-
dermesine ragmen, her zamanki muhalif tavnni si.irdi.irmeye
devam etti. Bretherton'a gore, "Ingiltere'nin AET ant~masmz
imzalamas1 asla soz konusu olmayacaktz ." Bretherton , toplant1y1
terk etti. Zaman ingiltere'yi h aks1z 91karacakt1.
Alt1lar, ilk atttklan imzalardan alt1 yil sonra, 1957'de
Roma'da iki imza dah a atarak, daha c;ok Ortak Pazar olarak
bilinen , Avrupa Ekonomik Toplulugu'nu (AET) ve Avrupa
A tom Enerjisi T oplulugu'nu kurdular. Soz konusu antla§malar,
1Ocak1 958 tarihinde yi.iri.irli.ige girdi. Birlik fikri giderek geni§-
liyordu .
1958 y1lmm AET ac;1smdan bir ba§ka onemi daha vardi.
May1s 1958'de, milliyetc;iligi ile tanman General De G aulle,
Fransa'da hukumeti kurmakla gbrev lendirildi. De G aulle,
Fransa'y1 Birle§ik A vrupa'nm uysal bir i.iyes i yapmaktan ziyade,
Batt Avrupa'y1 Fransa'nm du.men suyuna sokmay1 istiyordu.
O te yandan bir ba§ka mi.izmin muhalif ingiltere ise bo§ dur-
muyordu. ABD'nin Avrupa'ya saglad1g1 ekonomik yard1mm
organizasyonu amac1yla kurulan A vru pa Ekonomik i§birligi
Orgi.iti.i 'ne i.iye ulkeler arasmda, uluslararas1 serbest ticareti
ongbren bir olu§uma yonelik yah§malara ba§land1. 1960'ta c;aba-
lan sonuc; verdi . ingiltere, N orvec;, Avusturya, Danimarka,

179
ALI <;:IMEN

Portekiz ve isv ic;re aras mda Avrupa Serbest Ticaret Bolgesi


(EIT A) kuruldu .

Huysuz Fransa, c;ekimser ingiltere


l 960' li y1llann ba§mdan itibaren A vrupa'da Fransa ile diger
birlik i.iyeleri arasmda gizli bir c;:eki§me ya§anmaya ba§lad1. Bu
arada AET'nin ilk tarife kesintisi l 959'da uygulamaya ge9ti . De
Gaulle, 1960 y1li Eyli.il ay mda yapt1g1 konu§masmda nihai oto-
ritenin ulus devletlerde o lmas1gerektigini savunuyordu. Bundan
hareketle 196l 'de siyasi i§birliginin gel i§tirilmesi i(,:in hi.iki.imet-
ler aras1 bir komite kurulmasma on ayak o ldu. Kendisine gore
amac1, Avrupa'nm 'Amerika'nm arka bahr;esi' olmas m1 engelle-
mekti. Bununla bi rlikte, ba§ta Almanya olmak i.izere Beneli.iks
i.ilkeleri ve italya, De Gaulle'i.in bu patronvari tav1rlanndan
rah ats1z oluyorlard1. Onlara gore, Fransa' nm dizginlenmesi i(,:in
ingiltere'nin de AET'ye dahil olmas1 gerekiyordu.
ingiltere'deki zihniyet degi§ikli gi de dikkat 9ek iyordu.
Avrupa'nm geli§en ekonomisi kar§1smda ingiltere'deki durgun-
lugun devam etmesi, birlik kar§ltl blokta gev§emelere yol a(,:ffil§-
tt. 1963 yilmda De Gaulle, diger 5 i.iyenin aks ine bir tav1r
takmd1 ve ingiltere'nin tam i.iyelik ba§vurusunu veto etti . Aym
zaman diliminde AET kendi temellerini saglamla§ttrmaya 93li-
§lyordu. Si.it i.iri.inleri, et, tohum gibi sektorlerde ortak tanm
politikas1 yi.iri.irli.ige konuldu. Avrupa Adalet Divam da AET
hukukunun ulusal hukuktan i.isti.in olmas m1 peki§tiren kararlar
ald1. l 969'da i.iye i.ilkeler arasmda gi.imri.ikler s1firland1 ve i.i(,:i.in-
ci.i i.ilkelere kar§l ortak gi.imri.ik politikasma ge9ilerek gi.imri.ik
birligi tamamland1. Ayni yil AET, EURATOM ve AK<:;T'nin
organlan birle§tirildi. Bu kurumlar varl1klan111 ayn ayn si.irdi.ir-
mekle birlikte bundan soma kisaca, A vrupa T op lulugu, AT
o larak andacakn.

Geni§leme ve parasal birlige dogru


60'li ydlarm sonlanna dogru, birlikten gen i§leme sinyalleri
ge liyordu. Birlik i.ilkelerinden baz1lannda onemli kadro degi§ik-
likleri ya§am yordu. l 968'de Fransa'da, tav1rlan ve ideolojik

180
TARIH I DElil~TIREN OLAYLAR

yakla§tmlan ile birlige fren yapttran De Gaulle gitmi§, ye rine


daha tl1mlt Georges Pompidou gec; mi§ti . Yine aym y1lm Ekim
aymda, bnemli bir beyin o lan Willy Brandt Almanya §anso lyes i
oluyordu . 1-2 Araltk 1969 tarihlerinde H ollanda'nm Lahey
kentinde yap1lan zirvede, birlik i.iyeleri arasmda parasal birlige
gec;ilmesi ic;in c;alt§malara ba§ landt. Bu arada potansiyel i.iyelere
de steak mesajlar gonderiliyordu.
70' li y11lann ba§ mda ya§anan ekonomik krizler ve 73 'teki
petrol §Oku , A T'yi derinden etkiled i. ingiltere, uzun vadede
Avrupa'daki istikrar ve gi.ivenligin korunmast ic;in birlige girme-
yi du§i.inuyordu. Boy lelikle giderek birlik ulkelerinden geri kal-
maya ba§layan ekonomisini duzeltmeyi i.imit ediyordu. 1973
y1lmda birligin kap1lan yeni uyelere ac;1ld1. ingiltere, N orvec;,
Danimarka ve irlanda tam i.iye olarak kabul edildi. Bu arada
ilginc; bir §ey oldu. Norvec; h alkt tam i.iyeligin ardmdan yapdan
h alk oylamas mda, topluluk dt§tnda kalmay1 tercih etti.
19 77 ydmda Avrupa Ekonomik ve Parasal Birligi (EMU)
c;alt§malanna ba§landt. Oye ulkelerin para birimleri aras mda
denge kurulmast ic;in o lu§turulan Avrupa Para Birimi (ECU ) iki
y1l sonra hayata gec;irildi. Ote yandan topluluga h ep soguk
bakan ingiltere'de h alkm muhalefeti giderek arttyordu .
Ele§tirilerin artmas t i.izerine 1975 ytlmda referanduma gidildi,
ama tum ele§tirilere ragmen c;ogunluk toplulukta kalmay1 tercih
etti. Ote yandan asker! darbe yorgunu, c;ic;egi bumunda demok-
rat Yunanistan ise kulti.irel temeline ilham kaynagt ettigi toplu-
luga dahil o lmak istiyordu . 198 1'de tam ilye ligi kabul edildi.
Boy lelikle toplulugun, dogu s1mrlan Edime'ye kadar dayandt.

Askeri vesayetten birlige


Yunanistan'm ardmdan yine asker! rejimlerden s1ynlm1§
ispanya ve Portekiz, toplulugun kap1s1m c;aldt. 1986'da da ic;eri
girdiler. Uye say1s1 12'ye 91ktt. Yeni uyelerle birlikte sorunlar da
arm dogal o larak. Bu arada l 979'da ingiltere'de bir doneme
damgasm1 vuracak olan 'Demir Leyd i' Margaret Thatcher ikti-
dara geldi. 1970'ler ve 1980'lerin ilk y1llan, AT ac;1smdan c;al-

181
ALI c;:IMEN

kanttlt ve bir o kadar da karamsar ge<;ri. Topluluk ilerleme ya da


i§levini kaybetme sec;enekleri ile ba§ ba§a kalmt§tt. T ek c;:are
olarak, toplulugun kurulu§ amac1 olan ic;: pazar di.izenlemelerinin
bir an evvel tamamlanmas1 gerekiyordu.
1986 y1lt ~ubat aymda 12 uye ulke tarafmdan imzalanan T ek
Senet Antla§mas1 ile bu hedef gerc;ekle§tirildi. 1 Temmuz 1987
yilmda, Avrupa Toplulugu ulkeleri 'Avrupa Tek Senedi'ni
kabul etmi§lerdi. Senedin amac1, Roma Antla§mas1'nm yeniden
di.izenlenmesi ve gi.incelle§tirilmesiydi. Tek Senet, Maastricht
Antla§mas1 ve Amsterdam Antla§mas1 ile birlikte A vrupa
Birligi tarihinde donum noktas1 niteligindeki uc;: antla§madan
biri oldu. Miman ise 1985 y1lmda Komisyon Ba§kanltg1'na gelen
Jacques Delors'du. Frans1z ekonomist ve politikac1 Delors,
1980'lerin ba§mdaki krizle c;:alkalanan i§ dunyasmt canlandir-
may1 ve Avrupali §irketlerin, Amerika ve Japonya kar§tsmdaki
rekabet gi.ici.inu art1rmay1 hedefliyordu. 1987 y1lmda yuri.irli.ige
giren T ek Senet, c;:1kanlan 280'in i.izerinde di.izenlemeyle ancak
1993 y1lmda hayata gec;:irilebildi. Boylelikle tarife dt§l teknik
engeller kaldmld1, ekonomi ve bireylerin serbestligi duzenlendi,
orgut yap1smda da reforma gidildi. 1966 Luksemburg
Uzla§mast'ndan soma konsey, genellikle, oy birligiyle karar ali-
yordu. Tek Senet ise nitelikli c;:ogunluga ba§vurulan alanlan,
ekonomiyle sm1rl1 olsa da geni§letti. Tek Senet ile:
* ilk kez sosyal politika, entegrasyon hareketi kapsamma girdi.
* Avrupa Toplulugu Parlamentosu, Avrupa Parlamentosu oldu.
* Avrupa Parlamentosu'nun bii.ti;e yetkileri artmldz , yasama sii.re-
cine mii.dahale edilebilir hale geldi.
* Avrupa Birligi Adalet Oivam'mn yetersizligi ortaya r;zkn. Avrupa
Birinci Derece Mahkemesi kuruldu .
* Entegre Avrupa pazan kurulmasi, ulusal simrlarm kaldmlmasi
yonii.nde ad1m anld1. 0 yii.zden Avrupa tek pazan ya da ii; paza-
n ifadesi kullamlmaya b~landi.
* Gii.mrii.k i~lemleri, mali engeller, vergiler konusunda ulusal ted-
birlerin kaldmlmasi, insan saglzgz, i;evre, hayvan saglzgz gibi konu-

182
TARIHI DE(;/~ TI R E N OLAYLAR

larda ortak s taruiart~maya gidilmesi, her ulkenin kendi urununu


kay mci standartlara b~vurmasmm engellenmesi benimsendi.

1990'lar ve birligin kendini donatmasi:


Maastricht Antlel§masi
T ek Senet ile A vrupa T oplulugu'nun ekonomik altyap1s1
tamamlanmt§, s1ra siyasi ve asker! boyutlara gelmi§ti. Bundan
h areketle i.iye devletler, 9-10 A raltk 199 l'de Hollanda' nm
Maastricht kentinde bir araya gelerek, 1999 y1lma kadar ortak
para birimine ge<;meye karar verdi . ingiltere ve Danimarka para
birliginin dt§tnda kalma karan ald 1. Antla§ma ile aym zamanda
ortak bir savunma politikasmm temelleri de attld1. Maastricht
Antla§mas1, 1 Kastm 1993'te yi.iri.irli.ige girdi. Antla§ma ile bir-
likte topluluk, A vrupa Birligi (AB) olarak am Ima ya ba§lad1.
Aynca 31 Araltk 1992'den itibaren yi.iri.irli.ige girmek i.ize re,
A vrupa Birligi ic;inde mal, hizmet, sermaye, i§<;i ve turist dola§ t-
mmdaki sm1rlamalar kaldmld1. Tum bunlarm dt§mda ortak bir
tav1r, baltkc;11tk ve ni.ikleer ara§ttrma politikalan da olu§turuldu .
Maastrich 'in ardmdan birlik geni§lemeye devam etti. A vusturya,
Finlandiya ve isvec; 1995 'te tam i.iye oldular. N orvec; ise birlikle
gbri.i§melerini devam ettirmesine ragmen, 1973'teki gibi yine
h alkma kabul ettiremedi .

SCHENGEN:
Birle§ik Avrupa'ya dogru atilan dev adim
1990 y1lt Haziran aymda Fransa, Almanya, Belc;ika, Hollanda
ve Li.iksemburg arasmda imzalan an Schengen Antla§mas1'yla da
sm1rs1z Birle§ik A vrupa uygulamas ma ufak ufak ba§lanmt§ olu-
yordu. Antla§ma ile AB i.iyes i bu be§ i.ilke aras mdaki smtr kapt-
larmdaki polis ve gi.imri.ik kontrolleri 1 Ocak 1992'de tamam1y-
la ortadan kaldmld1, serbest dola§ tm ilkes i h ayata gec;irildi.
Antla§maya gore, birlik i.iyes i olmayan i.ilke vatanda§lannm,
'Schengen Alam ' adt verilen i.ilkelere giri§lerinde <;e§ itli §artlar
aranmaya ba§ landt. Boylelikle A vru pa'nm siyas i birligi dogrul -
tusunda onemli bir adtm attlmt§ oluyordu. H aziran 199 l 'de

183
A LI <;:IM EN

ispan ya, Portekiz ve italya, ilerleyen y1llarda da diger AB uyesi


ulkeler buna kat1ld1. $u an sadece ingiltere ve irlanda birtakirn
guvenlik ~ kince l e rinden do lay1Schengen Alam 'na dahil deg il.

Geni§leme dalgasi kom§ulan kucakladi;


Tii.rkiye beklemede
A B, tek bir bayrak, tek bir para birirni, tek bir ordu ve tek bir
dev let o larak bzetlenebilecek ko§usuna devarn edi yor. Aralannda
Turki ye'nin de bulundugu aday ulke statusundeki ulkelerle
gorli§rneler suruyor. Turkiye ile Avrupa Birligi'nin ili§kileri 3 1
T ernrnuz 195 9'da Turkiye'nin Avrupa Ekonornik T oplulugu'na
yapt1g1 ortakl1k ba§vurusu ile ba§larnL§tl . 0 tarihten itibaren de
kah §iddetli kah orta karar bir §ekilde Turkiye' nin gunderninden
inrnedi.
A ET Bakanlar Konseyi'nin ba§vuruyu kabul etrnes i sonra-
smda 12 Eylul 1963 tarihinde Ankara Anla§rnas1 irnzaland1.
A n ka ra Anla§rnas1 ile Avrupa ve Turkiye, bir §ekilde ortakliga
gidecek yo lda irade beyanmda bulunrnu§ o luyordu . Bunu 1970
yilmda irnzalanan Katma Protoko l takip etti . Ti.irkiye'nin, son -
radan topluluk uyes i o lan birc;ok ulkeden dah a once topluluk
ile ili§kilerini ba§latrnL§ olrnas m a ragrnen , bir zarnanlar Oogu
Bloku 'nun en fa kir ulkelerinden biri o ldugu ic;in dudak buk ulen
Rornan ya ve Bulgaristan ' m bile Turkiye'yi sollayarak son geni§-
lerney le birlikte uye olrnas 1, birc;oklarm1 kararnsarl1ga itti . A B
ye tkililerinin geni§lerney i, dah a dogrusu yeni uye pe rspekt ifini
Kaf Dag1'nm ardma atrnas1, Turkiye'de "Acaba bizi hie; alrnaya-
caklar rn1 ?" sorulannm yi.iksek perdeden sorulrnas m a kap1 ara-
lad1.
Kesin olan bir §ey varsa, o da, 17 Aralik 2004 'teki AB zirve-
sinde alman karar geregi 3 Ekim 2005 'te Turkiye ile A vrupa
Birligi aras mdaki kat1lim muzakerelerinin ba§lamt§ oldugudur.
Yol uzun o lsa da h edef kesin: T am i.iyelik.
Luksemburg Ot§i§leri eski bakam ve Avrupa Komisyonu'nun
198 1-85 y1llan arasmda donem ba§kanligm1 yapan G aston
Thorn, AB'nin ic;ine girdigi yeni donemi §byle tammliyor:

184
TARIHI DEGl~T I R EN OLAYLAR

"$imdi kritik kararlar alma zamam .. . Avrupa'nm ne oldugunu,


nereye gittigini, kurumlannm naszl olu~masi gerektigini belirleyecek
kararlar bunlar, sadece birligi geni~letmek degil, aym zamanda derin-
le~tirmek ve gU,c;lendirmek. Yakin zamanda nereye dogru gittigimizi
hep birlikte gorecegiz ... "

185
Amerika ve Sovyetler'in teknoloji ve
propagandaya dayah mucadelesi

UZAY YARl~I

"Amerika arttk Sovyet Ay'mm altmda uyuyor ... "


Sovyet Lideri Nikita Kru§i;ev
(Sputnik 3'iin yoriingeye otu rmasmm ardmdan)

"Bu , kaybetmeyi gaze alamayacagtmzz bir yarz~."


Nelson Rockefeller
(Ba§kan Eisenhower'a hitaben)

Uzay yan §l, bu kitapta degi§ik vesilelerle di le getirilen Soguk


Sava§' m belki de en ilginc;: safhalanndan biriydi . ilgin<;:ti, zira
uzay yan §t, aralannda cep telefonundan dijital forograf makine-
sine vanncaya kadar, bugiin gunluk hayatnrnzda kulland1g1m1z
35 bine yakm arac m ortaya 91kmasma vesile o ldu! Daha teknik
bir §ekilde tarif etmeye c;:alt§trsak, Amerika ve Sovyetler Birligi
aras mda atmosfer ve uzayda, hatta Ay'da, 1957'den 1975 'e
kadar siiren gayriresml rekabet de diyebiliriz.
Bu donemde her iki ulke de yapay uydu larla dt§ dunyay1
ke§fetmek, uzaya insan gondermek ve Ay'a ilk ayak basan olmak
ic;:in birbirine paralel c;:abalar gostermi§, ellerinden geleni artlan -
n a koymamt§tt. Herne kadar bu rekabetin kokleri ikinci Dunya
Sava§ t'nt takip eden gerilimli gun lerin akabinde emeklemeye
ba§layan roket teknolojisine kadar uzansa da, Uzay Yan §t'nm
gene! olarak Sovye tler'in 4 Ekim 1957'de Sputnik uydusunu
yorungeye oturtmas1yla ba§lamt§tt.

186
TARIHI DElil~TIREN OLAYLAR

Uzay Yarz~i terimi, silahl anma yan §mdan i:irneklenerek iire-


tilmi§ti . Yart§tn kendisi ise Soguk Sava§ boyunca iki dii§man
blokun arasmdaki kulturel ve teknoloj ik dii§manltgm bir par<;a-
s1 olmu§; uzay teknolojisi, hem potansiyel asker! uygulamalan
h em de moral art1ran psikoloj ik yararlanndan do lay1 bu sava§ta
i:inemli bir rol oynamt§tt.
ik inci Oiinya Sava§t'ndan soma Amerika ve Sovye tler,
Soguk Sava§ istihbarat1 ve propagandas1 arasmda stkt§m t§ kal-
mt§tl. i§te bu safhada gi:izler uzaya dikildi . Uydu teknolojisi diger
ulkelerde casusluk yapmaya yard1mc1 olurken , uzayla ilgili ba§a-
nlar da ulkenin asker! potansiyelini ve bilimsel yetenegini gi:is-
termesi a91smdan bir propaganda malzemesi olarak kullamlm1§-
t1. Ustelik uzaya insan gi:inderebilen veya Ay'da belli bir hedefe
ula§abilen roketler, herhangi bir ulkeye atom bombast da gi:inde-
rebilirdi ! Bir uzay yolculugu i<;in gerekli olan tekno lojik geli§me-
lerin biiyiik ktsm1, K1talararas1 Bal istik Fiizeler gibi Soguk Sava§
uygulamalan iizerinde yiikselmi§ti.

Sputnik ile b".§layan yari§


Sovyetler, 4 Ekim 1957'de ilk yapay uydu Sputnik'i (Yo~)
ba§an!t bir §ekilde yi:irungeye oturttu . Uydunun ag1rl1g180 kilog-
ramdan fazlayd1 ve diinyanm yi:iriingesinde 2 aydan faz la kald1 .
Uzay yart§l da bi:iylece ba§ lad 1. Sputnik, asker! ve ekonomik
potansiyelinden dolay1 Amerika'da tam bir panik h avas1 estirdi.
Sputnik'in f1rlat1lmas1 ve ardmdan ger<;ekle§tirilen uzay ara§ttr-
malan program1, Sovyet halkt tarafmdan da buyiik ilgi gi:irdii .
Y1ktc1 bir sava§tan <;tkmt§ ve biraz iyile§mey i ba§armt§ bir ulke
i<;in, Yeni<;ag'da teknik ilerleme ger9ekle§tirildiginin kamtm1
gi:irmek <;ok i:inemli ve cesaret vericiydi. Ustelik Sovyet rejimi,
Sputnik'i propaganda sava§lannda cepheye siirmekte gecikmedi.
Art1k tum dunyaya 'Komiinizm ile y1ld1zlara!' mesaj1 veriyorlar-
d1. Sputnik'ten once Amerikan h alkmdaki genel kamysa,
Amerika'nm teknolojinin her alanmda herkesten daha iistiin
oldugu §eklindeyd i. U stelik Sputnik'i uzaya gi:inderen R- 7 roke-
tini tasarlayan miihendis Sergey Korolev bo§ durmuyordu. Bu

187
ALI <;:IMEN

kez kozmon otlan Ay'a indirmek i<;:in N-1 isimli uzay aracmt
tasarlad 1g1 haberleri W ashington' a bo mba gibi di.i§ecekti.
Sputnik'e kar§tltk o larak Amerika, teknolojik i.isti.inli.igi.i yeni-
den ele ge9irmek i<;:in bi.iyi.ik bir c;:aba ba§latt1. H atta yeni uzay
kah ramanlan yeti§tirmek i<;:in okul mi.ifredatlan bile degi§tirildi.
Ba§lang19ta Sputn ik ile moralleri kmlan ve umutsuzluga
di.i§en Amerikan kamuoyu, ardmdan gerc;:ekle§tirilen Amerikan
projeleri ile bi.iyi.ilenecekti. Okul c;:ocuklan i<;:in en bi.iyi.ik eglen-
ce roke t ftrlatmalannt izlemek ve roket maketi yapmak o lmu§tu .
Aynt zamanda Ba§kan Kennedy, h alka uzay programmt destek-
lemeleri i<;:in te§vik ed ici konu§malar yap1yor' ve uzay <;:alt§ma-
lanna harcanan milyonlarca dolann, fak irlikle mi.icadelede veya
mevcut silah sistemlerinin geli§tirilmesinde kullanilmasmm
dah a iyi olacag1 §eklindeki itirazlan ktrmaya c;:a lt§tyordu .

Ve hayvanlar uzayda
ikinci Dunya Sava§t sonrasmda Almanya'dan ele ge9irilen
V-2 roketleri ile l 946'da Amerika tarafmdan uzaya gonderilen
meyve sin ekleri , uzaya bilimsel ara§ttrma i<;:in gonderilen ilk
canltlar o lacaktt . Ruslar kar§tltk vermekte gec ikmed i. Yori.ingeye
gonderi len ilk evci l h ayvan olan Leika isimli kopek, 1957'de
Sputn ik 2 ile dunya dt§tna 91kan ilk canl1 oldu. 0 zaman i<;:in
kendisini kurtarabilecek bir teknoloj i o lmad 1gmdan dolay1
Leika, uzaya ula§ttktan sonra stres ve a§ m 1s1dan dolay1 oldu.
1960 ytlmda Rus uzay kopekleri Belka ve Strelka, ybri.in geye
gonderildikten sonra ba§anlt bir §ekilde di.inyaya dondi.iler.
Amerikaltlar da bo§ durmuyordu. Uzay program1 i<;:in Afrika'dan
§empanze getirdiler. Uzaya ilk insani gondermeden once bu
h ayvanlardan en az iki tanesi ybri.ingeye gonderildi. Sovyetler'in
Eylul l 968'de Zond 5 ile uzaya gonderdigi kap lumbagalar ise
aym e trafmda donen ilk hayvanlar oldu.

* Ba~k a n Kennedy 'nin Amerika'mn Ay'a insan indirecegini ilan eden o


tarihl k o nu ~masmm tam metni ic;:in bakm 1z: 'A y'a gitmek istiyoruz !', Ali
<;::imen, Tarihi Degi§tiren Kon~malar, Tim a~ Yaymla n , istan bul , s. 16.

188
TARIHI DEC'.i l~TIREN OLAYLAR

Uzaya ~1 kan ilk canli Sputnik 2 ile yiirungeye giinderilen Sibirya kiipegi Laika,
ya?am unitesini destekleyen pillerin bit mesi ile yeryuzune diinemeden iilmli?tli.
Buna ragmen Ruslar, ilk uydudan sonra ilk canliy1 da uzaya giindererek,
Amerikalilara esasl1 bir ?Ok ya?atm1?lar, Uzay Yan?1 k1z1?m1~t1 (Fot o : Tass via The
Associated Press).

Ve insanoglu uzayda
Yuri Gagarin, 1 Nisan 196l'de Rus roketi Vostok 1 ile
yori.ingeye ula§ttgmda uzaya gitmeyi ba§arabilen ilk insan oldu.
Bugun Rusya'da ve baz1 ulkelerde 1 Nisan halen tatil olarak
kutlanir. 23 gun sonra Alan Shepard, Freedom 7 ile uzaya <;tkan
ilk Amerikali oldu. John Glenn ise Friendship 7 gemisiyle 20
$ubat 1962'de dunyanm etrafmda 3. turunu tamamlayarak dun-
yanm etrafmda dola§an ilk Amerikali olacaktt. Ayni anda iki
ki§inin birden uzaya gonderildigi ilk projeye ise, yine ilklerin
adresi olan Ruslar, 11-15 A gustos 1962'de imza attt. ilkler konu-
sunda durmaya niyetleri de yoktu. Sovyet Valentina T ere§kova
16 H aziran 1963'te Vostok 6 ile uzaya giden ilk kad m oldu.

189
ALI t;:IMEN

Kimilerine gore Amerikali astronotlar Thomas P. Stafford ve Donald K. Slayton ile


Rus kozmonot Aleksey A. Leonoy'un, Soyuz ve Apollo roketlerinin 17 Temmuz
1975'te uzayda kenetlenmesinin ardindan bulu~arak el s1k1~mas1, Uzay Ya n ~1'n1 n
da sonu oldu (Foto: NASA).

insanlik i~in bii.yii.k adim


Her iki tarafm da halklanna bi.iyi.ik gurur veren bu ba§anlann
ard mdan ideo loji soslu uzay yan§mm taraflan gi::iz lerini yeni bir
hedefe; Ay'a dikmi§ti . Bu arada insanstz uzay arac;lan Ay yi.izeyi-
ne inmi§, fotograf!ar c;ekmi§ ve Ay'a gi.ivenli bir §ekilde inileb il-
digini kamtlamt§tt. Sovyetler, uzay yan§tntn ilk etaplannda
Amerikaltlan yenmi§ ve Ba§kan Kennedy, bunu hie; unutmamt§-
tt. Yard1mc1s1 Lyndon Johnson ile birlikte ulusu tek bir hedef
etrafmda kenetlendirecek bir proje anyorlard1. Bu programm
adt, nihai hedefi insanoglunu Ay'a ta§tyacak o lan Apollo idi .
Ostelik Kennedy, bu program ile bir ta§la ku§ katliam1 yapabi le-
cekti. Program, hem sec;imlerde anahtar rol oynayan eyaletlere
ekonomik katkt saglayacak (Apollo projesinde 400 bin ki§i
c;alt§mt§, 30 milyar dolar harcanmt§tt!), hem Kennedy'nin 1960
sec;imlerinde vaat ettigi 'fi.ize ac;1gm1' kapatacak, hem de tekno-
loj ik ve bilimsel z1plamaya yol ac;acaktt.

190
TARIHI DEGl~T I REN OLAYLAR

Her ne kada r Amerikalila nn Ay'da yurumesinin ard1ndan Uzay Yan?1 cazibesini


kaybetse de, NASA'nin 12 Nisan 1981'de ilk uzay mekigini uzaya yollamas1n1n
ard1ndan tekrar alevlenir gibi oldu . Amerikali lann bu atagina Ruslar,
Amerikalilannkinden daha geli?mi? bir uzay mekigi ile cevap verdi . Ruslann mekigi
' Bu ran' (kar fot1nas1), Ameri ka'n1n mekiginden farkli olarak, kendi motoru ile ini?
de yapabiliyo rdu . Arna Buran, sadece bir kez u~abi l d i . Proje paras1zliktan iptal
edildi . Rus larin uzay yan?1na takati ka lmam1?t1!

Kennedy ve Johnson, halk destegini kazanmay1 ba§armI§tt:


l 963'te Apollo'ya o lan halk destegi yi.izde 33 iken l 965'te bu
oran yi.i zde 58'e c;1kt1 . Johnson'm suikasta kurban giden
Kennedy'nin yerine 1963'te ba§kan o lmasmm ardmdan projeye
destek vermeye devam etmes i, ba§anya ula§ tlmas m1 saglad1.
Sovyetler ise Ay'a gitme konusunda i§i yava§tan aliyordu, zira
maliyet gozlerini korkutmu§tu. Sovyet lider Kru§<;ev, Ekim
1963 'te "$u an ifin Ay'a ad.am gondenneyi planl.amiyoruz" ac;1kla-
mas m1 yapt1; ancak yan§tan c;ekilmediklerini de ekledi. Bu
arada kar§dikli ayak oyunlan da devam ediyordu . Kennedy'nin
"Ort.ak uzay fali~mal.an yapalim" §eklindeki teklifinin Rus tekno-
loj isini c;almaya yon elik bir giri§im o ldugundan §Ophelenen
Kru§<;ev, teklifi reddetti. Lakin bir ytl som a hava degi§ti ve

191
A LI t;: IMEN

Sovyet yonetimi, A y'a insanli U9tJ§ proj es ine destek vererek,


butt.in proj elerin yonetimini Korolev'e devretti . Korolev' in
bli.imi.i ve Soyuz'un l 967'deki ba§an s1z U9tJ§uyla, Sovyetler'in
A y'a seyah at h ayalleri sekteye ugrad1. A y'a ini§ i<;in tasarlanan
N l 'in 1969'daki ba§ans1z ftrlatma giri§iminin ardmdan insanli
Ay proj es i ilk once ertelendi, ardmdan da iptal edildi . Sovyetler
sahadan <;ekilmi§ti.
Her ne kadar Ruslann insans1z ara§ttrma gemileri A y'a
Amerikalilardan once ula§mt§ o lsa da, Amerikali astronot N e il
Armstrong, 21Temmuz 1969'da Ay'a ayak basan ilk insan oldu.
Apollo 11 seferinin komutam o lan Armstrong, di.inya genelinde
500 milyon ki§inin canli yay mda izledigi seferde , kumanda
modi.ili.indeki Michael Collins ve ay modi.ili.inde bulunan ve
kendisinden soma Ay'a ayak basan ikinci insa n olan Buzz
Aldrin'den* destek al1yordu . Sosyo loglar, A y'a ayak bastlmas m1,
20. yi.i zy ilm en onemli o laylarmdan biri o larak niteler.
Armstrong'un A y'a ilk ayak bast1gmda sarf ettigi ozler, aym
zamanda tarihin en §ohretli repligi de oluyordu: "Bir insan i~in
kii.~ii.k ; am.a insanlik i~in bii.yii.k bir a.dim .. ."

Bu arada ilgin<;rir, diger uluslararas1 di.i§manliklarm aksine


uzay yan §t, toprak elde etme arzusuyla yonlendirilmemi§tir.
Amerika, A y'a ger<;ekle§tirdigi 6 insanlt sefere ragmen, herhan -
gi bir yerini sahiplenmeyi reddetmi§tir.

Yan§m Sonu
17 T emmuz 1975 'te Sovyet mekigi Soyuz 19 ve A merikan
Apo llo uzay arac1, uzayda kenetleniyor ve iki 'di.i§man' ulusun
astronotlan birbirlerinin ara<;lanm ziyaret ederek el s1ki§1yordu.
Bu olay, en azmdan kag1t i.izerinde uzay yan §tntn bittigine i§aret
ediyordu . Zaten bir<;ok gozlemciye gore Armstrong'un A y'da
yi.iri.imes iyle birlikte uzay yan§t da h araretini ve caz ibesini kay-

* insanog lunu n A y yo lcu lugu ile ilgili detayla n bizzat Buzz A ld rin ' in ke ndi si
ile yap tl an ropo rtajda n ogre nmek i9in bakm1 z; A li C:: imen , insanoglunun
Uzay Maceras1, Tim a~ Yay mlan , istan bul.

192
TAR IH I DE<".il~TIREN OLAYLAR

betmi§ti. O yle ki canlt o larak yaymlan an son A y yi.iri.iyi.i§i.ini.in


reytingleri , ayni esnada yaymlanan bir beyzbol mac;mm ge risin-
de kalmt§ti! Ote yandan 1973 'teki petro l krizi sonrasmda, Batt
ekonomilerindeki tasarruf tedb irleri ve Sovyet ekonomisinin
ya§ad1g1 gi.ic;li.ikler n edeniyle kaynak ay1rmakta zorlanmas1, yan-
§tn ki.illenmesine n eden o ldu. Lakin 70'lerin sonunda Amerikan
uzay mekigi projesine Ruslann Buran uzay mekigi projesi ile
cevap vermesi ile yan § canlanir gibi olmu§, 1980'lerin ba§mda
Amerikan S tratejik Savunma G iri§im i'nin (Y1ld1z Sava§lan
Projesi) ba§lattlmas1 rekabeti daha da ktzt§tlrffit§ ve ancak Dogu
Bloku'nun 1989'da <;X:iki.i§i.iyle yan § sona ermi§ti . Peki, yan §tn
galibi kimd i? Eger ilkleri goz on i.ine altrsak, yan §m ilk donemin-
de ilk uzay arac1, uzayda ilk canlt, uzayda ilk insan ve uzayda ilk
kadm gibi unu t ulmaz ilklere imza att1klannt soy leyerek
Sovyetler' i galip ilan edebiliriz. A merikaltlar ise halen birc;ok
insanm inanamad1g1 bir §ekilde Ay'a insan indirmi§ olmak ve
ula§ttgt teknoloj ik di.izeyle yan §tn galibi olmak ic;in idd ial1. ..
Karar sizin! $imdi ge lelim bu aktl almaz yan §tn getirdiklerine ...

Yan§, biri;;ok alanda sii;;ramaya yol ai;;ti


T eknoloj i, ozellikle de elektronik h aberlq me, h avac1ltk ve
uzay mi.ihendisligi teknolojisi, uzay yan §L ile birlikte patlama
yaptt. Ancak uzay yan §tntn etkileri, roket sanay ii, fizik ve astro-
nominin de 6tes ine gec;ti . 'U zay 93g1 teknolojisi', ev ekonomisi,
ormanlann bozulmalan h akkmdaki c;alt§malar gibi birc;ok fa rklt
alanlara girdi ve yart§l kazanma di.i§i.inces i ogrenc ilerin bilimi
ogrenme §ekillerini d egi§ tirdi . Amerika ltlarm , yan §ta
Sovyetler'in gerisine c;ok c;abuk di.i§melerinden duyduklan endi-
§e, milletvekillerinin ve egitimcilerin okullarda fizik ve mate-
matige daha faz la one m vermelerine yol ac;t1. 1958'deki
A merikan U lusa l Savunma Egitimi Yasas1, bu amac;lar dogrultu-
sunda ilkokuldan mezun iyet sonras1 don emler it;in bile egitime
aynlan fo nlann artmlmas m1 saglamt§tt. Bugi.in bile 1200'den
faz la Amerikan okulunda pal.enteryum (y1ld1z gozlem evi) bulu -
nuyor. Bu c;abalarla te§v ik edil en bilim adamlan, mutfa ktan

193
ALI <;:IMEN

atletizm sahalanna kadar hayatm her alanmda rastlanan uzay


ara§ttrmalan teknolojisinin geli§mesini sagladi. Kurutulmu§ ve
h am yiyecekler, kuru temizlerne, pilotlarm giydigi anti-sis goz-
luklerinin terneli h ep uzay bilimleri sayesinde attldi. Bugun,
dunyanm etrafmdaki yuzlerce uydu, ileti§irnden iklirn bilimine,
navigasyondan bitki brtusi.ine kadar akla gelebilecek h er konuda
insanogluna hizmet ediyor. Skylab, Mir ve §imdi de !SS gibi
uzay istasyonlannda yaptlan deneylerle bin;:ok yeni urun, ilac;: ve
h astaltklar ic;:in tedavi ybnternleri geli§tiriliyor. Bu arada asker!
amac;:lt casus uydular da var! Bunun yanmda her gi.in c;:ok kez
kulland1g1rn1z mikrotekno loji de uzay teknolojisinin urunudur.
Ruslar, bugun de Soguk Sava§'ta o ldugu gibi roket sanayiinin
tartl§tlmaz lideridir. Zira her ne kadar Amerikan uzay arac;:lan
tekno loj ik o larak daha geli§mi§ o lsa da, bugune kadar iki uzay
mekiginin dli§l11U§ olmas1, buna kar§m Korolyov'un tasanrnt
o lan Soyuz uzay arac;:larmm h alen en guvenilir personel ta§ty1c1
o larak kabul edilmesi, Ruslarm, 'tasanm' konusunda rakipsiz
oldugunu gbsteriyor. Buna kar§m Amerika'mn elektronik, uzak-
tan kontrol, alg1lama ve robotbilimdeki bariz ustunlugu devam
ediyor. Uzay yan §mm en buyuk yans1mas1, hie;: §liphe yok ki
sava§ teknolojisinde o ldu. H atta uzay tekno lojisi sava§ kazand1-
nr oldu.

Sava§ kazandiran yan§ ...


1991 'deki Birinci Korfez Sava§t uzaym yardnnct rol oyn ad1g1
ilk sava§ o ldugu ic;:in 'ilk Uzay Sava§t' olarak adlandmldi. Korfez
Sava§L s1rasmda uzay birirninin ba§mda bulunan General Kutyna
bu konuyla ilgili olarak 'ilk Uzay Uygulamalan Sava§t' tabirini
kullanmt§tt. Uzay gucu daha once Vietnarn'da ve Falkland
Sava§t'nda foto ve sinyal istihbaratt amac1yla kullantlm1§tt.
Korfez Sava§1'nda ise sava§tn her safhasmda istifade edildi .
Komuta kademesi sava§ alanmdan Amerika ile ileti§imi teleko-
munikasyon uydulan ile gerc;:ekle§tirdi. H ava durumu ile ilgili
veriler ve goruntuler meteoroloji uydularmdan almarak, h ava

194
TA RIHI DEGl~TIR E N OLAY LAR

saldmlarma ve yer birliklerinin operasyonlanna destek saglandt.


Kuresel yer belirleme sistemi (G PS ) h ava, deniz ve kara ku vvet-
leri tarafmdan kulla111ld1. Fuze uyan verileri uydular tarafmdan
almarak isra il ve Suudi A rabistan 'a yap 1lan saldmlarm onl en-
mesinde kulla111ld1. Bu durum ikinci Korfez Sava§ i'nda da geli-
§erek devam etti.

195
Yeni bir donem ba~hyor
UZAVOA iLK iNSAN: YURi GAGARiN

(12 Nisan 1961)

"Dunyayi goruyorum! Oylesine gii.zel ki! "


Uzaydaki ilk insan olan Yuri Gagarin'in,
uzay aracmm cammdan di.inyay1 gordi.ikten
sonra agzmdan doki.ilen ilk kelimeler.

Yuri Gagarin, 9 M art 1934'te Gzh atsk (1 968 yilmda bu §eh -


rin ismi Yuri G agarin'in h atnasm a G agarin olarak degi§tirildi)
yakmmdaki Klushino'da dogdugunda, ailesinde n hie; kimse,
ki.ic;i.ik Yuri'nin bir gi.in di.inyaya di§andan bakan ilk insan oglu
olacagm1 h ayal bile ede mezdi. Ailes i kolektif olarak i§le tilen bir
c;iftlikte c;al1§1yo rdu. Annesi c;ok o kuyan bir kad m , babas1 da
oldukc;a yeten ekli bir marangoz idi . Yuri, don c;ocuktan i.ic;i.inc i.i-
si.iydi.i ve a iles i c;alt§1rken onu bi.iyi.ik ablas1yeti§tirmi§ti. Sovyetler
Birligi'ndeki milyonlarca ki§i gibi Yuri'nin a ilesi de ikinci
Oi.inya Sava§ t s1ras mda c;ok ac1 c;ekti .
iki ki.ic;i.ik karde§ i 1943 y1lmda Alman ya'ya gbti.iri.ildi.i ve
sava§ b iten e kadar geri donmedi. O gretmenleri, Gagarin'i zeki
ve c;a lt§kan , bazen de yaramaz o larak niteliyorlard1. Mate ma tik
h ocasmm sava§ esn as mda K1Z11 Ordu H ava Ku vve tle ri'nde uc;tu -
gu ve bunun da Gagarin'de biiyiik bir e tki b1rakng1 soy lenir.
Gagarin, meta l i§lerinde do himci.i c;1rag1 o larak c;alt§maya
ba§lad1ktan som a Sarato v'daki bir yi.iksek teknik okula kaydol-
du . O kuld ayken A eroclub'e (havac11tk kuli.ibi.i) ka ttld1 ve h afif

196
TARIHI DE Gl~T I REN OLAYLAR

uc;aklann n as1l w; uruldugunu ogrendi. Edindigi bu hobi, zaman-


la onun ti.im hayatmt §ekillendirmeye ba§ladt.
Zekadan ziyade gbsterdigi c;aba neticesinde her ikisinde de
uzmanla§tt; 1955'te teknik okulu bitirdikten soma asker! U9U§
egitimi veren Orenburg Pilot Okulu'na girdi. Burada 1957'de
arttk bir MiG 15 pilotu olduktan soma evlendigi Valentina
Gorycheva ile tant§tL. Mezun olduktan soma Norvec; smm yakt-
nmdaki sert hava ko§ullarmm uc;may1 c;ok riskli bld1g1
Murmansk bolgesindeki bir hava i.issi.ine atandt. Uzaya giden
yolun bni.i ac;1lmt§tt. ..
1960 yt!mda 20 kozmonot arasmda yaptlan sec;melerin
ardmdan Sovyet Uzay Programt'na sec;ildi. Oiger kozmonotlarla
birlikte fiziksel ve psikolojik direnc;lerinin olc;ulmesi ve aynca
olas1 bir U9U§ ic;in egitim amac1yla birc;ok teste tabi tutulmu§tu.
Egitimde gosterdikleri olagani.isti.i performans ve fiziksel durum-
lanndan dolay1 Gagarin ve German Titov, 20 ki§i arasmdan ilk
sec;ilen isimler olmu§lardt. Gagarin'in sec;imi i.isttekiler tarafm-
dan da onaylanmt§tL. Bunda bi.iyi.ik ihtimalle Gagarin'in,
Titov'un aksine orta sm1f karakteristiklerinden uzak, alc;ak
gbni.illi.i ve iyi bir terbiye almt§ olmasmm yam stra sempatik
ki§iliginin de etkisi olmu§tu.

'Burada bir Tann gormuyorum ... '


Yuri Gagarin, 12 Nisan 1961'de, heni.iz 27 ya§mdayken,
Vostok 1 (Dogu) uzay arac1 ile uzaya giden ilk insan oldu.
Uluslararas1 medyanm iddialarma gore Gagarin, ybriingeye c;1k-
t1gmda 'Burada herhangi bir Tann gormuyorum' demi§ti. Ancak
Gagarin'in, bu U9U§ s1rasmda dunya ile yapt1g1 konu§malarda bu
ci.imleleri sarf ettigine dair herhangi bir kay1t yoktu. Bu, muhte-
melen, donemin ideolojik sava§1 esnasmda Ruslann bu buyilk
ba§ansm1 golgelemek isteyen ve bu §ekilde Ruslann ateist ideo-
lojisini kullanarak bel altt bir vuru§ gerc;ekle§tirmek isteyen
Bault kaynaklar tarafmdan uydurulmu§tu. Gagarin uzaydayken
rutbesi de ktdemli tegmenlikten binba§tltga yukseltildi. Ancak
bu s1rada Sovyet otoriteleri, Gagarin'in ya§ayacagmdan c;ok

197
ALI <;:IMEN

Yuri Gagarin'i uzaya ta~ 1yan Vostok 1, insa n o~ l u n a yeni bi r ~1~ir a~acak olan
yolculu~una ba~;l1yor .

olecegine ihtimal verdikleri i<;in, belki de bir jest olarak, onu


terfi ettirmi§lerdi . G agarin, dunyaya dondugunde <;ck me§hur
o ldu. Nikita Kru§<;eV hemen G agarin' in yanma geldi ve G agarin,
Sovyetler Birligi Komunist Partisi'ni 'tum zaferlerin organizato-
ru' olarak oven bir a<;1klama yaptt. Ardmdan G agarin'in dunya
turu ba§lad1. Komunizmin bu zaferi, tum dunyaya gosterilmeliy-
di . Kru§c;ev , Gagarin'in ba§ansm1, gelenekse l silahlan kaybetme
pahasma da olsa Sovyetler'in fu ze politikasmm gu9lendirilmes i-
ni ongoren politikas ma destek olarak g6ruyordu.

198
TARIHI DElil$TIREN OLAYLAR

Yuri Gagarin, 9 Mart 1934'te Gzhatsk yak1nindaki Klushino'da dog-


dugunda, ailesinden hi~ kimse, ku~uk Yu ri 'nin bir gun dunyaya d 1 ~ar­
dan bakan ilk insanoglu olacagin1hayal bile edemezdi .

Uzaym derinliklerinden §i§enin dibine


Gagarin §Cihretini kullanmakta olduk<;a ba§anltyd1. Ancak
yine de §Ohret, onu ala§ag1 edecek gibi duruyordu; c;ok faz la ic;ki
ic;meye ba§ lad 1. Evliliginde de sorunlar ya§iyordu . 1961 y1li Ekim
aymda Kmm'da bir hem§ire ile ka<;amak yaparken sarho§ halde
di.i§erek yaraland1. Yine de ktsa si.irede kendini toplamay1 ba§ar-
d1 ve 1962'de Yuksek Sovyet Ba§kanltg1'nda ba§kan yard1mc1ltg1
yapt1; ancak daha soma yeni uzay arac;lannm tasanmt ic;in 93lt-
§acag1 Ruslann kozmonot egitim merkez i 'Star C ity'ye (Y 1ld1z

199
ALI t;:IME N

$ ehri) do ndi.i. 1967'de Soyuz (Birlik) projesi ic;:in yedek kozmo-


no t olarak sec;:ild i. Soyuz'un para§i.iti.i , di.inyaya giri§i 1ras mda
ac;:dmad1 ve uzay arac1 di.i§ti.i , Vl adimir Ko marov o ldi.i. Gagarin
ucuz kunulmu§tu .

Oliim onu gokyii.zii.nde yakaladi


Gagarin bir sure som a kurulu§un egitim direkt0ri.i yard1mc1s1
o ldu , ama mutsuzdu . Onun yeri gokyi.izi.iydi.i . Muhakkak uc;:ma-
lt yd 1. Bu si.irec;:te sava§ pilo tu o lmak ic;:in egitime ba§ lad1. 27 Mart
1968'de egitmeni ile birlikte Kirzh ach yakmlarmda rutin b ir
egitim UQJ§U s1ras mda kulland1klan MiG 15 U Tl model je tin
di.i§mesi sonucu h ayatmt kaybetti . U c;:agm neden di.i§ti.igi.i tam
o larak belirlen emed i; an cak 1986'da yapdan b ir soru§turmaya
g0re , bir S u 11 avc1 uc;:agmm a te§leyicilerini kullanmasmdan
do lay1 o lu§an ti.irbi.ilan s, G agarin'in kulland1g1 uc;:agm ko ntroli.i-
ni.i kaybetmes ine yol ac;:mt§tt. 0 s1rada koti.i olan h ava §artlan -
nm da Gagarin ve h ocasmm, uc;:agm ko ntroli.ini.i yeniden e le
almalanni zorla§ttrd1g1 di.i§i.ini.ilmektedir. Gagarin'in sarho§
olduguna yonelik iddialar ise dogru degildi. U c;u§tan o nce iki
sagltk kontro li.inden gec;:mi§ ve oli.imi.inden som a bedeninde
yap dan testlerde de alkol veya h erha ngi bir ilac;: izine ra tlanma-
mt§tt. 2005'te ac;:dan bir soru§turma sonucu o rtaya attlan bir
teoriye gore de kabin kapag1, uc;:ag1 dah a o nce kullan an p ilo t
tarafmdan ya da mi.irette bat tarafmd an yanlt§ltkla ac;:1k b1raktl -
mt§, bunun sonucunda da kabin oksijeni di.i§mi.i§ ve pilo tlar
ko ntroli.i kaybe tmi§ti . Do n emin Rus medyas1, h er n e kadar dog-
rulanmasa da, Gagarin 'in uc;:agm bir okulun i.izerine di.i§mes ini
e ngellemek ic;:in uc;:akta ka ld1gm1 yazmt§tt.

Komplo teorileri hi'5'. pe§ini birakmadi


H er n e kadar Gagarin uzay yolculugundan sag donmey i
ba§armt§ ilk insan o lsa da Ruslann G agarin'den on ce uzaya iki
ki§i gonderdigine, ama bu astron o tlann uzaya giderken ya da bir
tan es inin C:: in topraklarma indikten som a C::in hi.iki.ime ti tara-
fmdan tutul urken oldi.igi.ine dair iddialar vard1r. Bu teorilerde

200
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

Sovyetler, Gagarin ile gelen ba?ariy1, rejimlerinin reklam1nda


ku llanmakta gecikmemi?ti. "Komunizm, y1/d1zlara giden yolu
ac;m1~t1r" diyen bu poster, Soguk Sava?'1n en hararetli yillarin-
dan 1961'e ait.

astron otlardan birinin, i..inli..i bir uc;:ak tasanmc1smm oglu o lan


Vladimir ilyu§in o ldugu belirtilmektedir. Sovyet yonetiminin,
bu uzay projesinin koti..i bir i..in b1rakacag1 di..i§i..incesiyle bu bilgi-
le ri saklad1gm a inandmaktad1r.
Bir ba§ka iddiaya goreyse, Gagarin'i ya donemin d evlet ba§-
ka01 Brejnev ya da C IA o ldi..irtmi..i§ti..i! 2004'te Rusya'da ortaya
atdan bu iddiaya gore , Gagarin' in o li.imi..ini..i 200 uzm an ara§t1r-
m1§, ancak soru§turma raporu, donemin lideri Brejnev tarafm-
dan 'gizlilik' gerekc;esiyle ac;1klanmam1§t1. Buna gbre Gagarin'in

201
ALI <;:IMEN

populerliginden korkan Brejnev, golgede kalma korkusuyla


kozmonotu o ldurtmU§tU. Zira donemin uzmanlan Gagarin'in
politikaya girmesi durumunda §ans1 o ldugunu du§unuyordu.
ikinci iddiaya gore Rusya ile Ay'a c;:1kma yan§ma giren
Amerika, CIA arac1ltg1yla unll.i kozmonotu kaza susu vererek
ortadan kaldtrmt§tl. Nitekim Gagarin Rusya adma Ay'a gitmeye
hamlamrken olmu§, l y1l sonra da ABO Ay'a Amerikan bayra-
g1m dikmi§ti. Sonuc;: olarak komplolan bir kenara b1raktrsak
Gagarin, hayatm1 riske atarak, insanoglunun ufkunu geni§leten,
ke§fe tme i§tahm1 korukleyen o devasa ad1m1 atan insan olarak
adm1 sars1lmaz bir §ekilde tarihe kaydettirmi§ti .*

* Yuri Gagarin'in bu tarihl yolculugunun detaylanni okumak ic;:in ba km1z;


Ali <:;imen , insanoglunun Uzay Maceras1, Tima~ Yaymlan, istanbu l.

202
Dunya 14 gun boyunca hop oturup hop kalkt1,
nukleer sava~m e~iginden donUldu ...
KOBA FUZE KRizi

( 14-28 Ekim 1962)

"Sec;tigimiz yol tehlikelerle dolu. Arna bu yol


ulus olarak karakterimize, cesaretimize ve aym
zamand.a dunyaya olan taahhutlerimize
en yak1~an yol. ..
Ozgarlugun bedeli her zaman yuksek olmu~,
ama Amerikalilar bu bedeli her zaman odemi~tir.
Ve as/a sec;meyecegimiz tek yol, teslimiyet ve
boyun egmektir ... "
Ba~kan Kennedy, kriz esnasmda
televizyondan yapt1g1 konu~mayla Ruslara
gozdag1 veriyor ...

Soguk Sava§ ti.im hmyla devam ediyordu. 14 Ekim 1962'de


Amerikan U2 casus uc;ag1 Ki.iba'da Ruslar tarafmdan in§a edil-
mekte olan ni.ikleer fi.ize i.issi.ini.in fotograflanm <;ekince di.inya
bir anda kan§tt, gerilim yi.ikseldi. Donemin Amerikan Ba§kam
Kennedy, dam§manlanyla topland1. Amerika, bumunun dibin-
deki Rus ni.ikleer fuzelerine goz yumamazdt. Ba§kanm dant§man-
lan, mi.idahale edilmezse Ki.iba'dan Amerika'ya on gi.ine kadar
fi.ize saldms1 yap1lab ilecegini soyli.iyordu. Eger Rusya fi.izeleri
yerle§tirirse, New York ve Chicago'yu vurabilirdi. Ostelik bu
arada ni.ikleer fi.ize ve f1rlatma rampas1 ta§td1gmdan §i.iphelenilen

203
ALI <;:IMEN

20 Rus gemisi, Ki.iba'ya dogru ilerliyordu. Dunya n efesini tut-


mu§tu !

'Fii.zeler burnumuzun dibinde. Ne yapacagiz?'


Kennedy ve ek ibi h emen sec;enekleri masaya yamd1lar. Ne
yap dabilirdi ? Kuba'ya yonelik nukleer bir sa ldm m1 ? H ayir, bu
c;tlgmlik o lur ve nukleer bir dunya sava§ m a sebep olab ilirdi.
Peki ya ko nvansiyon e l bir saldm ? H ay 1r, bu da neredeyse ayrn
kap1ya c;1kard1. Zira Kuba'da Rus birlikleri vard1 ve bunun sonu-
cu Rusya'y la sava§a kadar giderdi. Peki ya Birle§mi§ Mi lletler? 0
da c;::ok yava§ sonuc;:: alabilirdi. 0 kadar vak it yoktu. 0 h alde
hic;::b ir §ey yap1lmayacak m1yd1 ? H ay1r, e li ko lu bagli da otu ra-
maz lard1. Burunlannm dibine kadar gelen Rus fi..izeleri, gerc;::ek
bir tehdit olurdu. Ya Kuba'ya yonelik bir deniz ablukas 1? Evet,
bu makul o labilirdi. H em adaya yeni fi..izelerin gelmesini e nge l-
leyecegi gibi ayrn zamanda tam olarak bir sava§ sebebi de saytl-
mayabilirdi. Bu arada kriz, Beyaz Saray i<;erisinde, Turkiye'nin
de kaderinin masaya yatmld1g1 bir dizi h arare tli tartl§maya sebep
olmu§tu. Oste lik bunlar konu§ulurken, Turkiye'den kimsenin
olan bitenden h abe ri bile yoktu ...

Beyaz Saray' da kritik saatler


18 Ekim Per§embe guni.i toplanan Kennedy ve kurmay lan,
Kuba'ya yap dacak asker! bir mudahale sonucunda Rusya' nm da
Turkiye ya da ira n'a misille me yapabilecegi ihtimalini tartl§m l§,
Turkiye'nin buna n asil kar§tlik verebi lecegi ko nu§ulmu§tu .
Turkiye, Ruslann ilk hedefi olabilirdi; zira Amerika, T urkiye'nin
NA TO'ya uye olmasmdan sonra imzalan an guvenlik anla§mala-
n c;erc;evesinde l 960'ta Turkiye'ye nukleer ba§likli 15 ]i..ipiter
fi..izesi yerle§tirmi§ti. ilgin<;tir, Turk kamuoyu, ulkelerinde onl ar-
ca nukleer fuze oldugunu y1llar soma ogre necekti. Boyle b ir
ihtimalin i§leri dah a da kan §ttracag1 du§unulunce, Ruslann
Ki..iba'ya yerle§tirdikleri fi..izelere kar§t Ti..irk iye'deki Ju piter fi..ize-
lerinin kaldm lmas1 sec;::eneg i masaya ya tmld1. Bu arada
Turki ye'deki Jupiter fi..izelerinin yerine Polaris fi..izelerinin koyul-
mas1 da bir ihtimaldi .

204
TAR IHI D E (i l ~ T IREN OLAYLAR

Komu nist Fidel Castro' nu n (solda) 1959'da Kuba'da iktida ra gelmesiyle, Amerika-
Kuba i l i~kileri ~at1rdamaya ba~ l am 1 ~t 1. Bir de buna Cast ro'n un, Sovyet lider Nikita
K r u~~ev (sa~da) ile sam imiyeti ve adadaki Rus etkisini n, silah ya rd1mina vanncaya
kadar artmas1, Amerika'y1 ~i l eden ~ 1 karm1~t1. Kuba Fuze Krizi, tum bu gerg i nli~in
uzerine t uz biber ekecekti.

19 Ekim C uma ak§am1 toplanan ekibin onunde bu kez,


Amerika'nm Kuba'yt vurmas ma kar§tltk Ruslann da Berlin'i
i§gal etmes i senaryosu vard1. Tum se<;enekler masaya ya tmld1.
Zaman daraltyordu . 20 Ekim C umartes i Oval Ofis'te toplanan
eki p Kuba'daki fozeler ile Turkiye ve italya'dakileri ktyaslad1.
Kuba'daki fo zelere kar§t Ti.irkiye ve italya'dakileri kald1rmalan
durumunda neler olabilecegini bir kez dah a konu§tular. A ym
toplant1da Ki.iba'ya uygulanacak deniz ablukasmm avantaj ve
dezavantajlan da masaya yatmld1. En iyi se<;enegin abluka oldu-
guna karar verilmi§ti.

Son mesaj: 'Sovyet saldinsi yakm'


22 Ekim'de sinirler dah a da gerildi . Abluka karan deklare
edilmi§, bu esnada aynt gece Batt adma <;alt§an Rus casus O leg

205
A LI <;:I MEN

Vladimirov ich Penkovski, Rusya'da de§ifre olarak tutuklanm1§-


t1. Yakalanmadan once ge91:igi son mesaj, 'Sovyet saldms1yakm'
§eklindeydi . O stelik son rapo runda Kremlindekilerin ,
Amerika'nm Kuba'ya 91kartma konusunda blof yapt1gm a inan-
d1klanm da soyhiyordu .
Ruslar oyle inan adursun, bu arada, olas1 bir sava§ hamltg1
ic;in Turkiye'deki Jupiterler ate§lemeye ham h ale getirilmi§ti.
Turkiye uzerinden atilacak fo zeler, belki de O c;uncu Dunya
Sava§t'm ba§latacaktt ama Turkiye'de h ie; kimsenin bu olan
bitenden h aberi yoktu! Bu arada 24 Ekim'de, deniz ablukas1
karan hayata gec;irilmi§ti. Arttk bekleyip goreceklerdi . A ym gun
ilk Rus gemisi abluka smmna ula§tt. Bir petrol tankeriydi ve
ge<;i§ine izin verildi. ic;lerinde fozeler oldugu samlan digerleri
geri dondu . Fakat kriz bitmemi§ti. Rusya hala fuze uslerini in§aya
devam ediyordu .
25 Ekim Per§embe gunu yapilan kabine toplanttsmda ablu-
kanm i§e yarad1g1konu§ulmu§, 26 Ekim C uma gunuyse ablukaya
kararltltkla devam edilmesi kararma vanlmt§, baz1 birlikler
Kuba'ya yakm yerlere kaydmlmt§, h ava saldms1 haml1klarma
devam edilmi§ti . 26 Ekim'de ingiltere'nin sorusu gundeme geldi.
Amerika, krize kar§t ablukanm haricinde bir §ey du§unuyor
muydu ? Zira Kuba'daki Rus fo zeleri sava§a ham h ale gelmi§ti .
A ym gun Kru§c;ev'in bizzat kendisinin kaleme ald1g1 ve
Kennedy'ye yollad1g1 mektup gundeme almd1. Kru§<;ev ozetle,
'Adayi i~gal etmezseniz, fu zeleri sokebiliriz' demeye getiriyordu. Bu
arada bir sorun daha vardt. Ruslarla yap1lan pazarl1k c;erc;evesin-
de, Turkiye'deki ]Upiter fozelerini sokerlerse, Ankara'nm buna
tepkisi ne olacakt1 ?

Tiirkiye'nin tepkisi
Cevap Turkiye'deki elc;ileri Raymond H are'den geldi. H are,
ozetle, Ankara'nm buna itiraz edecegini, bu fozelere ulke savun-
mas1 ac;1smdan buyuk on em verdiklerini, Turklerin uzla§ma
surec i gibi konularda sab1rl1 olmad1klarm1 belirterek, Jupiterlerin
sokulmes i durumunda, Turkiye'nin bunun kar§1l1gmda buyuk

206
TARIHI DE<?.l~TIREN OLAY LAR

talepleri olacagm1 rapor ediyordu. Ankara, ilk etapta koskoca


Ti.irkiye'nin Kuba ile ktyaslanmasma bozulup karara kar§t c;1ksa
da, fi.izelerden bo§alan yere F-104 ve F- 100 sava§ uc;aklannm
teslimatmm h1zlandmlmas1yla, l 963'te fi.izelerin sokulmesini
kabul edecekti ...
27 Ekim'de Kru§c;ev, daha ilk te lgrafma resml bir yamt gel-
meden yeni bir ad1m daha attt ve gonderdigi ikinci bir mektup-
la Amerika'dan Turkiye'deki Saturn fi.izelerini sokmesini talep
etti. Sonradan ac;1klanan tutan aklara gore Kru§c;ev, 'Mad.em
on/arm Tii.rkiye'de fii.zesi var, neden bizim Kii.ba'da olmayacakmz~!
Sokii.lecekse hepsi sokii.lsii.n' yakla§1mm1 benimsemi§ti. A ym gun
Kuba uzerinde bir Amerikan U2 casus uc;ag1 du§i.iri.ili.ince, teh-
ditler ve meydan okumalar havada uc;u§maya ba§lad1. Kennedy,
Kru§c;ev'in ikinci mektubunu dikkate almad1 ya da almamI§ gibi
gori.inerek 29 Ekim'e kadar fi.izeler sokulmezse Ki.iba'y1 i§gal ede-
cekleri tehdidini savurdu. Soki.ili.irse deniz ablukasm1 kaldmna
ve aday1 i§gal etmeme garantisi veriyordu.
Aym gi.in Polaris tipi ni.ikleer bir fuze ta§tyan bir Amerikan
denizalt1s1, Ti.irkiye'deki fi.ize rampalarma yap1lacak saldmya
cevap vermek ic;in, Ti.irk karasulanna yakm bir yerlerde turla-
maya ba§lamt§tt. T araflar ti.im kozlarm1 masaya si.irmu§lerdi.
Arna bu s1rada dunyanm bilmedigi bir §ey vard1: Amerika ve
Rusya, krizin ba§mdan bu yana bnemli bir rol oynayan
Kennedy'nin karde§i Ba§savc1 Robert Kennedy ve donemin Rus
bi.iyukelc;isi Anatoly Dobrynin'in kapalt kaptlar ardmda yapttg1
gbri.i§melerle gizli bir mekik diplomasisi yi.irutuyordu. Karde§
Kennedy, Dobrynin'e, tansiyonu di.i§urmelerini yoksa sava§tn
kac;mtlmaz 0 Lacagm1 soylemi§, aym zamanda Kru§c;ev'e de zaten
Turkiye'deki fi.ize i.islerini bo§altma niyetinde olduklan mesajm1
iletmi§ti.
En sonunda Mekik diplomasisi sonuc; verdi. Kru§c;ev, 28
Ekim'de W ashington'a gonderdigi yeni mesajmda Ki.iba'daki
fi.izelerin soki.ilecegini deklare ed iyordu. 20 Kas1m'da Rus bom-
bard1man uc;aklan Ki.iba'dan aynld1. Kennedy de deniz ablukas1-

207
ALI <;:IMEN

Amerikan U2 casus u~aklarindan birinin 300 metre al~aktan ve ses h1z1nda


u~arak ~ektigi fotografta Ruslarin Kuba'daki fUze kurulum ~ali~malari objektife
boyle yakalan1yordu. Ayn1 u~aklardan birinin krizin en s1cak anlarindan birinde
du~urulmesi, \Um dunyanin yuregin i agz1na getirecekti (Foto: CIA).

nt kald 1rtt1. Rahat bir nefes almd1. Kriz bitmi§, nukleer kap t§ma
teh likes i ortadan kalkmt§tt.

Fiizeler bahaneydi, asil hedef


Kiiba' daki komiinist rejimdi
Dunyay1 13 gun boyunca hop oturtup hop kald1ran Kuba
Krizi'nin kokleri , Komunist Fidel Castro'nun l 959'da Kuba'da
iktidara ge lmesine kadar uzantyordu . 1960 ytl mda Castro Rusya
ile florte ba§lamt§tt. Yaptlan ticaret anla§mas1yla Kuba Rusya'ya
§eker gonderecek, kar§tltgmda da petrol, makine ve nakit yar-
d 1m alacakt1. Buna tahammul edemeyen Amerika, l 960'ta
Kuba'yla o lan ticareti kesti. Castro da geri ad1m atmayarak,
ulkesindeki tum Amerikan §irketlerini millile§tirdi. 1961 'de
Castro kar§ttt surgundeki Kubaltlann, Amerikan Merkezi H aber
Alma T e§ki latt C lA' in de yard1m1yla, rejimi devirmek i<;in

208
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

Ktiba'ya 91kartma yapml§ o lmas1, Castro'nun gbziinii daha da


aytl.
Kennedy'nin 91kartma yapanlara hava destegi vermemesi
iizerine tam bir fi yaskoy la sonu9lanan ve tarihe 'Domuzlar
Kbrfezi' olarak ge~n bu operasyon sonunda Castro, Eyliil
1961 'de Rusya'dan Amerika'ya kar§I korunmak iyin silahlar
istemi§ti. Rusya, Amerika'nm arka bah~s ine kadar uzanma
imkarn verecek olan bu cazip teklifi geri ~v irmedi.

En biiyiik savll§ tehlikesi yumu§ama getirdi


Fuze krizinde geri ad1m atml§ olmas1, Kru§9ev'in Moskova'daki
karizmas m1 fena halde 9izmi§ti. Zaten hemen akabinde iilkeyi
maceraya stiriikledigi ge rek9es iyle de iktidardan dli§liriilecekti.
Kriz, ayrn zamanda \:in ile Sovyetler'in arasmda da gerilime
neden o lmu§tu. Kuba'y1 iyi ve kotii giinde destekleyecegini ilan
eden Pekin, Moskova'y1, iyine dli§tiigii durumla 'devrimci dava-
ya ihanetle' su9larken, Moskova'da Pekin'i macera aramakla
itham ediyordu.
Ote yandan bir de i§in Turkiye 'ye bakan bir yarn vard1.
Berlin'i vermektense Ttirkiye'deki fuzelerin sokiilmes ini kabul
eden Amerika, bir bakima Tiirkiye'yi Soguk Sava§ esnasmda
h angi konuma oturttugunu da gbstermi§ o luyordu. Kriz ayrn
zamanda Tiirkiye'ye iki super gli9 aras md a siki§ml§ oldugunu
gbste rmi§, hem cografi konumunun hem de Amerika ile ayrn
blokta o lmanm kendisi ay1smdan bazen riskli de olabilecegini
ortaya koymu§tu.
Bu sadece Turkiye 'nin ya§ad1g1 bir §Ok o lmam1§tl.
Amerika'nm kriz boyunca NA T O miittefiklerini geli§melerden
h aberdar etmemesi ve 'one man show' ile yetinmesi, Amerika
tarafmd an NATO §emsiyes i ile Rusya'ya kar§I korunduklanrn
sanan Bau Avrupa ulkelerinin de goziinli aym1§t1. Bunun lizeri-
ne Fransa bir ad1m one 91karak, iki super gli9 arasmda denge
kurmay1 hedefleyen bir 'Batt A vrupa Koalisyonu' giri§imi ba§lat-
ti. A ym zamanda Amerika ile olan ili§kisine bir mesafe koyarak,
'ne o lur ne o lmaz' dii§linces iyle kendi niikleer programm1 ba§lat-

209
ALI <;:IMEN

Ba~kan John F. Kennedy (sagda) Kuba Krizi esnas1nda


Ba~kan Yard1mc1s1 Lyndon Johnson, Savunma Bakani Robert
McNamara, D1~i~leri Bakan1 Dean Rusk ve dan1~man1 Dean
Acheson ile s1k s1k Tu rkiye'nin de kon u edildigi hararetli
gi:iru~meler yapm 1~t1. Fikirlerine i:izel bir i:inem verdigi ve
ba~dani~mani konumundaki ka rde~i Robert F. Kennedy'yi
(solda) Ruslarla mekik diplomasisi i~in gi:irevlendirmi~t i. Kriz,
1999'da Robert Kennedy'nin notlarindan hareketle Thirteen
Days ( Onu~ Gun) ismiyle kitapla~t1 rild1. Ayni adla, 2000 y11in-
da da beyazperdeye aktarild1.

tt. Belli etmeseler de her iki tarafa da soguk terler dokti.iren bu


kriz, iki de olumlu sonw; dogurmu§tu. Oncelikle, telgraflar ve
elc;ilerle h aberle§menin boylesi olaganustu anlarda yetersiz kal-
d1gm1 fark eden taraflar, h erhangi bir bunalim s1rasmda
W ashington ve Moskova arasmda dogrudan h aberle§meyi sagla-

210
TARI HI DE ~l~TI R E N OLAYLAR

yacak bir telefon h am (hot line ya da k1rm1z1 telefon o larak da


gei;er) kurdu.
ilgirn; tir, Soguk Sava§'m bu en c idd i <;att§ma ih timalinden ,
bir yumu§ama ve diyalog imkani c;1km1§, her iki ulke ara mda
nukleer silahlann yaytlmasm1 onlemek ic;in 5 T emmuz 1963 'te
Moskova'da, yeralt1 denemelerini kapsam dt§t t utan , 'Ni.ikleer
S ilah Denemelerinin K1smi Yasaklan mas1 Antla§mas1' imzalan-
mt§t t. Bu arada, Rus fi.izeleri kendisine da111§tlmadan sokuldugu
ic;in c;ok sinirlenen Kuba lideri, 60 ytld1r A merikaltlar tarafm-
dan kulla111lan G uantanamo asker! ussundeki h erkesin adayt
terk etmesini istemi§ti .
Kuba Fuze Krizi, birc;ok geli§meye kap1 aralasa da krizin zir-
veye ttrmand1g1 27 Ekim 1962, tarihe, 'Nukleer sava§m e§igin-
den donulen gun' o larak gec;ecek ve dunya kamuoyu, hep 'fan -
tastik bir senaryo' gibi gbrunen nukleer ytktm tehlikesini ilk kez
bu kadar yakmdan hissedecekti. 0 gun, nukleer silahstzlanma
c;a.balannm ba§lang1c; noktas1 oldu.

211
68 OGRENCl OLAYLARI .VE
'68 KU$AGI' EFSANESI

"Tum maceralan yak sayan


bir toplumda geride kalan tek macera,
o toplumu ortadan kald1rmakt1r ."
68 Ogrenci Olaylari'nm
me§hur sloganlarmdan biri.

GUnUmUzUn h ak ve ozgurluk teme lli ta rtt§malarmda en <;ck


ba§v urulan olay, 1968 O grenci Olaylan ve bu o laylar sonuc u
o rtaya 91kan efsan ev i 68 Ku~agi olsa gerek. Kendilerinden som a
ge len ku§aklar Uzerinde de buyuk etki b1rakacak o lan bu don e-
min 90cuklan, h alen Ulkemizde ve oze llikle Avrupa l.ilkele rinde-
ki idari kadrolarda ve medyada etkin ko numlarda olup, de mok-
rasi merkezli tarti§malarda yaptiklan 91kt§lar ve ald1klan tav1r-
larla kamuoyuna yon verebiliyor. Peki sizin de s1klikla d uyd ugu-
nuz bu 68 Ku§ag1 n edir, n as 1l ortaya 91km1§tlf ?
i§te hikayesi . . .
1968 y1li May1s aymda Fransa 'da gene! bir isyan 91kt1. isyan ,
Frans1z KomUnist Partisi tarafmd an engellenmeden o n ce <;ck
h1zli bir §ekilde devrim boyutla rma ula§tl ve sonund a ko mUnist-
le ri rejime kar§l ayaklanmakla sll(;:layan Frans1z hi.iki.imeti tara -
fmd an bastmld1. Baz1 dU§UnUrler ve tarih9iler, isyanm 20. yUzy1-
lm en on emli devrimci o lay1 oldugunu savunurlar; yU nkU isyan ,
i§<;:iler veya etnik az mliklar gibi yalmz b1rakilm1§ top lum kes im-

212
TARIHI DElil ~TIREN OLAYLAR

lerinden c;:ok etnik, kulturel, ya§ ve sm1f sm1rlanm a§an bir


populer ayaklanma olarak tarihe ge<;ti.
isyan, Paris'teki baz1 lise ve universitelerde ba§layan ogrenci
hareketinin okul yonetimleri ve polis tarafmdan bastmlmak
istenmesiyle patlak verdi. Charles de Gaulle yonetimi, ogrenci
olaylanm polis kullanarak basttrmay1 denedi; ancak bu durum,
olaylann daha da buyumesine sebep oldu. Olay buyuduk<;e Latin
Mahallesi'nde ogrenciler ile polis arasmda sokak kavgalan 91kt1
ve nihayetinde olaylar, ulke genelindeki ogrencilerin ve yakla-
§lk 10 milyon kadar Frans1z i§<;isinin, ki bu, o donemdeki toplam
i§ guci.ini.in ii<;te ikisine tekabul ediyordu, kattld1g1 gene! bir
isyana doni.i§ti.i. Sonunda isyan, De Gaulle'un ayaklanmalan
basttrmak i<;in asker! mudahaleyi di.i§i.inmek zorunda kalacag1
bir noktaya ula§tl. Gaulle, Ulusal Meclis'i feshetti ve 23 Haziran
1968'de se9im yap1lmas1 karan ald1.
Hukumet neredeyse 9okme noktasma gelmi§ti; ancak isyan
91kt1g1 kadar 93buk bir §ekilde duruldu. i§<;iler, solcu sendika
birligi Confederation Generale du Travail'in ve Frans1z Komunist
Partisi 'Parti Communiste Fran~ais'in (PCF) basttrmas1yla i§leri-
ne geri donduler. Sonunda Haziran'da ger<;ekle§tirilen se9imler-
den De Gaulle'nin partisi oncekinden daha gu9lu bir §ekilde
91kt1.
Gostericilerin buyuk c;:ogunlugu, komi.inizm, anar§izm veya
Vietnam Sava§t'na kar§t alma gibi sol gori.i§leri benimsiyordu.
Bir<;ogu 91kan olaylan, egitim, cinsel 6zgurluk ve a§k ozgurlugu
gibi birc;:ok sosyal a<;1dan "eski toplumu" sarsmak i<;in ftrsat ola-
rak gbruyordu. Occident gibi <;ok az say1daki protestocu grubu
ise a§m sag di.i§i.incelere sahipti.

Mayis Olaylari
Nanterre'deki Paris Oniversitesi'nde ogrenciler ve otoriteler
arasmda ya§anan <;att§malardan sonraki aylarda okul yonetimi,
2 May1s 1968'de universiteyi kapatt1. Paris'teki Sorbonne
Oniversitesi ogrencileri, bu kapattlmay1 ve Nanterre'deki ogren-
cilerin kovulmakla tehdit edilmesini protesto etmek i<;in 3

213
A LI t;:I M EN

May1s' ta pro testo gosterisi di.izenlediler. Bu olaylann one 91kar-


d1g1 isim ise baskm bir eylemci olan Daniel Cohn-Bend it o ldu.
Sorbonne yonetimi o lay lara polisi c;ag1rarak kar§1hk verd i. Po lis,
okulu ku§atarak kampi.isten aynlmaya c;ah§an ogrencileri tutuk-
ladt. Oiger ogrenc iler de tutuklanan ogrencileri goti.iren po lis
arac;lanm durdurmak i<;in toplanmca polis, goz ya§art1c1 bomba
kullanmaya ba§ladi. Bu mi.idahale kalabahg1 dag1tmak yerine
arac;lann gitmesini onlemek i<;in kullamlan barikatlara dah a
fazla ogrenc inin kat1lmasma yol ac;ti. Sonuc;ta polis baskm c;1kt1;
ancak yi.izlerce ve binlerce ogrenc iyi tutuklad1ktan sonra.
6 May1s Pazartesi gi.ini.i Ulusal O grenc i Birligi ve U niversite
Ogret im Uyeleri Birligi, po lisin Sorbonne'u ilhak etmesini pro-
testo etmek i<;in genel direni§ c;agnsmda bulundular. 20 binden
faz la ogrenci ve ogretim gorev lisi, Sorbonne'a dogru yi.iri.iyi.i§e
gec;ri. Gostericilere e§lik eden polisler, gostericiler okula yakla§-
n kc;a coplanna sanldi. Kalabalik dag1ld1gmda baz1lan eldekileri
korumak ic;in barikatlar kurmaya ba§lad1, bazilan polise bir kez
olsun geri ad1m amrabilmek i<;in ta§ f1rlatmaya ba§ladi. Bu sefer
polis, goz ya§art1c1 bomba kulland1 ve kalabaliga kar§I yeniden
harekete gec;ti. Yuzlerce ogrenci tutuklandi.
A ym gun lise ogrencileri de N anterre ve Sorbonne'daki
ogrenc ilere destek vermek i<;in gosterilere kat1lmaya ba§lad1 . Bu
ogrencilerin ve ertesi gun Arc de Triomphe'da toplan an ogren-
ci, ogretmen Ve i§<;ilerden olu§an kalabaligm istekleri §Un[ard1:
T utuklan an ogrencilere kar§I giri§ilen ti.im suc;lamalar di.i§i.iri.ile-
cekti. Polis i.iniversiteden aynlacakt1 ve N anterre ile Sorbonne
yeniden ac;ilacakt1. Hi.iki.imetin, okullan yeniden ac;may1 kabul
ettigine yone lik yanll§ bir bilgi gelince, ogrencilerin , polisin
kontroli.indeki okullann a91lip a91lmad1gm1 kontrol etmek i<;in
kampi.islerine geri donmesiyle devam etmekte o lan gori.i§meler
yanda kald1.
10 May1s C uma gi.ini.i, Left Bank'ta bi.iyi.ik bir kalabaltk daha
topland1. Polis bu kalabahgm nehri gec;mesine izin vermey ince
gostericiler yeniden barikatlar kurdular. G ori.i§melerden bir
netice elde edilemey ince, gece 02 :15 sulannda polis bu barikat-

214
TARIHI DEG l ~TIREN OLA YLA R

Iara sald1rd1. Gostericilerin de kar§t koymas1yla gline§ dogana


kadar sliren <;atI§malarda ylizlerce ki§i yaraland1 ve tutukland1.
Olaylar geli§tikc;e radyo dakikas1 dakikasma yaym yaptl ve ya§a-
nanlar ancak ertesi glin televizyonlarda gbsterilmeye ba§landt.
Hliklimetin sert mlidahalesi, gostericilerin geni§ bir sempati
kazanmasma sebep olmu§tu. PCF biraz isteksiz de olsa macerac1
ve anar§ist olarak gordligli bgrencileri destekledi; Confederation
Generale du Travail (CGT) ve The Force Ouvriere (CGT-FO)
gibi sol gbrli§lli sendikalar, 23 May1s'ta bir gi.inllik grev ve goste-
ri <;agns1 yapttlar. 0 glin Paris'te bir milyondan fazla ki§i ylirlidi.i
ve polis gene llikle olaylann dt§mda kalmay1 tercih etti. Ba§bakan
Georges Pompidou, daha once tutuklananlarm serbest b1rahla-
cagm1 ve Sorbonne'un a91lacagm1 duyurdu. Ancak buna rag-
men gbstericilerin durmaya niyeti yoktu. Sorbonne ac;ilmca
bgrenciler okulu i§gal ettiler ve okulu otonom bir "halk Liniver-
sitesi" ilan ettiler. Devam eden haftalarda hlihimetten haklanm
almak ic;in Paris ve diger baz1 yerlerde yakla§Ik 400'e yakm
popliler 'eylem komitesi' kuruldu.
Gosterilerden sonraki glinlerde i§c;iler fabrika lan ele gec;ir-
meye ba§lad1. Bu olaylar da 14 May1s glinli Nantes §ehri yakmm-
daki Sud Aviation'da oturma eylemi ile ba§ladt. Ardmdan
Rouen'deki Renault fabrikasmda bir grev yap1ld1 ve bu grev,
Renault'un Seine Valley'deki Flin bolgesi ve Paris'in Boulogne-
Billancourt bolgesinde bulunan tesislerine yayild1. 16 May1s'a
gelindiginde i§c;iler, yakla§Ik 50 fabrikay1 ele gec;irmi§lerdi ve 17
May1s'ta 200 binden fazla i§c;i greve ba§lamt§tt. Grev 91g gibi
bliylidli ve kattlanlann say1s1 milyonu gec;ti. Grevin ba§lamasm-
dan bir hafta soma say1lan, Fransa'daki i§c;ilerin yakla§tk Lic;te
ikisine tekabLil eden 10 milyon i§c;iye ula§ml§tl. Bu grevlere
sendikalar tarafmdan oncu luk edi lmemi§ti; aksine CGT, olayla-
n daha yliksek maa§ ve diger baz1 ekonomik taleplere kanalize
ederek bu ani militan eylemleri sm1rlamaya <;alI§tI. i§c;iler, hlikli-
metin ve Devier Ba§kam De Gaulle'Lin istifa etmesini ve <;alt§-
t1klan fabrika larm kendileri tarafmdan yonetilmesini isteyerek

215
ALI ~IMEN

daha geni§, daha politik ve daha radikal bir yol izlemeye ba§la-
d1lar.
i§<;i sendikas1 liderleri, asgari ucretin yuzde 35, diger ucretle-
rin yuzde 7 artmlmas1 ve grev di:inemi i<;in i§<;ilere yanm maa§
verilmesi konusunda uzla§maya vard1. <:;:alt§ttklan fabrikalan
i§gal etmi§ durumda olan i§<;iler, elde edilen bu kazanimlar, bir
ay soma verileceklerden daha iyi olmasma ragmen i§e geri di:in-
meyi reddettiler ve sendika liderlerine kar§t cephe ald1lar. 29
May1s gunu CGT tarafmdan yi:inlendirilen yuzlerce protestocu,
Paris'te yliruyli§ dt:1zenledi. "Adieu, de Gaulle! " (Gaulle istifa!)
sloganlan sokaklan <;mlattyordu.
Hukumet, <;akmeye <;ok yakm gi:izukurken Gaulle 'Adieu!'
demeyi tercih etmedi. Onun yerine, olaylarm bir ic;: kavgaya
di:inli§mesi halinde kendisine destek c;:1kabilecek kadar sad1k
asker! birlik saglad1ktan soma, 30 May1s'ta radyodan ( devlet
televizyonu da grevdeydi) bir ac;:1klama yapt1. Ulusal Meclis'in
feshedildigini, yeni sec;:imlerin 23 Haziran'da yapdacagm1 duyur-
du. i§c;:ileri i§lerine geri di:inmeye <;agtrdt ve aksi takdirde o laga-
nlistli hal ilan edecegi tehdidinde bulundu.

ig:iler Ve ogrenciler yumU§Uyor ...


Bu noktadan soma i:igrencilerin ve i§<;ilerin, devrimci dli§lin-
celeri kaybolmaya ba§lad1. i§c;:iler zamanla i§lerine geri dondu ya
da polis tarafmdan i§gal ettikleri fabrikalanndan <;1kanlddar.
Ulusal Ogrenci Birligi, sokak gi:isterilerine son verilmesi <;agns1
yaptt. Hukumet baz1 sol gi:iru§li.i organ izasyonlan yasaklad1. Polis
16 Haziran'da Sorbonne'u geri ald1. Haziran'daki sec;:imlerde de
Gaulle galip geldi ve kriz sona erdi.

68 Ku§agi'nm iinlii sloganlan


68 Olaylan, ba§ta "Soyez realistes, demandez !'impossible!"
(Gerc;ekc;i ol, imkansm iste!) olmak uzere birc;ok unutulmaz
slogani da gunluk politik dile kazand1rd1. Si:iz konusu sloganlar,
her ne kadar anar§ist bir i:iz bannd1rsa da, ic;erdikleri mizahi
tonla da ku§aktan ku§aga yaytldtlar. i§te bunlardan bazilan:

216
TARIHI DElil$TIREN OLAYLAR

On ne revendiquera rien, on ne demandera rien. On prendra, on


occupera.
(Bir §ey talep etmeyecegiz, bir §ey istemeyecegiz. Alacagiz,
i§gal edecegiz!)
Le patron a besoin de toi, tu n' as pas besoin de lui.
(Patron sana muhtac;, sen ona degil!)
Veuillez laisser le Parti communiste aussi net en sortant que vous
voudriez le trouver en y entrant.
(Lutfen c;ikarken Komi.inist Parti'yi bulmak istediginiz gibi
temiz birakm!)
II est interdit d'interdire .
( Yasaklamak yasaktLr !)
L'emancipation de l'homme sera totale ou ne sera pas.
( insanhgm ozgi.irle§mesi ya top tan olacak ya da olmayacak ! )
La revolution est incroyable parce que vraie.
(Devrim inamlmaz bir §eydir, c;Unki.i gerc;ektir!)

Mayis 1968 Olaylan'nm uluslararasi boyutu


Mayis 1968 Olaylan, di.inyadan kopuk bir 'Fransiz i§i' degildi;
aksine, di.inya genelinde de ogrenci protestolan ya§anmL§tl.
Amerika'da meydana gelen benzer olaylan, Ba§kan Lyndon
Johnson'un aylarca si.iren protestolar yi.izi.inden sec;im kampan-
yasmdan c;ekilmesi takip etti; 4 Nisan gi.ini.i Martin Luther
ugrad1g1 suikast sonucu olduri.ildi.i; 23 Nisan gi.inu ogrenciler
Colombia Oniversitesi'ni i§gal ettiler. Meksika'daki ogrenci
protestolan ise 2 Ekim 1968 gecesi, ba§kent Mexico City'deki
Tlatelolco'da bulunan La Plaza de las Tres Culturas'ta ya§anan
silahlt <;att§malarla son buldu. Almanya ve Amerika'daki ogren-
ci hareketlerine i§t;iler c;ok fazla kat1lmamt§lard1; ancak italya ve
Arjantin'de ogrenciler ve i§t;iler, daha farkli bir toplum olu§tur-
mak ic;in birlikte mi.icadele ettiler.
Sorbonne Universitesi Uluslararas1 ili§kiler Boli.imi.i Ogretim
Uyesi Dr. Selin $enocak'm da dedigi gibi, 68 Olaylan, Fransa'da

217
1968 y1li May1s aymda yerle?ik sisteme kar?I ba?kald1ran Frans1z ogrenciler,
bireysel ozgurluk, kad1n-erkek e?itligi, ya?am standard1nin yukseltilmesi, yay-
gmla?an pasifizm gibi temel degerlerde degi?iklik yaratmak i~in harekete
ge~mi?ti . Bugun bile her ogrenci hareketinde anisma at1fta bulunulan 68
Olaylan ' nda bizzat yer alan Bill Clinton, Joschka Fisher, Daniel Cohn Bendit
gibi bir~ok ogrenci, ileride devlet ba?kanlig1 da dahil olmak uzere ulkelerinde
~ok 6nemli gorevlere gelecekti .
TARIHI DEC';l~TIREN OLAYLAR

belirli ulkuler; bireysel bzgurluk, kadm-erkek e§itligi, ya§am


standardmm yukse ltilmesi, yaygmla§an pasifizmin bnune ge9-
mek ve Franstz toplumunun her alanmda koklu degi§imlerin
gerc;ekle§mesi ic;in yaptlmt§ toplumsa l bir isyan ve mucade leydi.
68 Ku§ag1'nm Turkiye'ye bakan boyutu ise daha c;ok Deniz
Gezmi§, Mahir <;:ayan, ibrahim Kaypakkaya gibi devrimci
onderlerin liderliginde olu§turulan Turkiye'deki sol h areketle
ozde§ le§tirildi.
1968'de Amerika'daki 'hippi' aktm1 da ba§lamt§, bu aktmlar
birbirini beslemi§ti. Hippi h areket i ise Vietnam Sava§t'nda
Kuzey Vietnam ordusunun ba§latttg1 'Tet Hucumu' stras mda
verilen kay1plar sonucu patlak vermi§ti. Amerikaltlar bu saldm-
dan sonra sava§t kazan amayacaklanm anlamt§lar ve gen9lik bu
ban §91 aktm1 ba§latmt§tl.
Ote yandan Latin Amerikalt devrimci lider Che Guevera'nm
1967 y1lmda Bo livya daglannda yakalanarak oldurulmesinin de
68 Ku§ag1'01 h arekete ge9iren o laylar aras mda oldugu soylenir.

219
Ounya siyasi literatUrunu zenginle~tiren
skandallarm anas1
WATERGATE

(1 7 Haziran 1972- 9 Agus tos 1974)

" B~kana kadar uzansa bile Wa tergate


soru~ turmasmz
surdurun . Ben masumum .
M asum olduguma inanmalzsznzz. inanmzyorsanzz
beni gorevimden alm ."
Ba~kan Richard Nixon
(Suc;lu oldugunun ortaya 91kmas mdan
once yapttg1 ate§ li savunma
konu§malarmdan birinde ... )

W atergate Skanda!t, sadece ABO Ba§kam Rich ard Nixon ' m


istifas ma yol a<;mamt§, aym zamanda Amerikan po litik tarihinin
en iz b1rakan krizlerinden biri o lmu§tu. Skandal, 1972 sec;imleri
bnces inde, Oemokrat Parti 'nin ba§kent W ashington OC'de
bulu nan W atergate isimli bir otel ve i§ merkezindeki gene! mer-
kez ine dinleme cihaz t yerle§tirmeye t;alt§an ki§ilerin yakayt ele
vermesiyle patlak vermi§; §ah1slann, C umhuriyetc;:i Parti ve
A merikan G izli Servisi (C IA) ile baglantilan oldugunun anla-
§tlmas iyla da derinle§mi§ti. $ imdi politik skandallann §ah1 o la-
rak kabul edilen ve Amerikan tarihinde ilk kez bir ba§kanm
istifa etmesine sebep o lan bu olaym i.izerindeki perdey i kaldm -
yoruz.

220
TARIHI DEGl~T I REN O LAYL AR

Skandal nedeniyle istifa etmemekte direnen Ba~kan Richard


Nixon soru~turmay 1 ortbas etmeye ~al1~t1g1rnn ortaya ~1kmas1-
nin ard1ndan gorevinden aynlmak zorunda kalm1~t1. 1974'un
8 Agustos ak~aminda televizyonlardan halka seslenen Nixon,
9 Agustos gunu og leden sonra istifa edecegini duyurdu ve
istifas1nin yu rurluge girmesinden birka~ saat once, Beyaz
Saray personeline boyle veda etti.

Acemi 'hirsizlar' iilkeyi kart§tlrdi


17 Haziran 1972'de, Washington DC'deki W atergate
Oteli'nde gi.ivenlik gorevlisi olarak QJ.lt§an Frank Wills, gece
yansma dogru, garaj ve bodrum merdivenlerini birbirine bagla-
yan kapmm arasmda, kapmm kapanmasm1 engelleyecek §ekilde
s1ki§tmlm1§ birka<; ses band1 buldu. Bunlann temizlik i§<;ileri
tarafmdan konulmu§ olabilecegini di.i§i.inen Wills, bantlan orta-
dan kald1rd1. Bir tur attp geldiginde kapmm arasma yeni bantla-
rm koyulmu§ oldugunu fark etti. Ortada ters giden bir §eyler
vard1. Hemen DC polisini arad1. Bernard Barker, Virgilio
Gonzalez, Eugenio Martinez, James W. McCord, Jr. ve Frank

221
ALI t;: IM EN

Sturgis isimli §ah1slar, ofislerden birinde suQ.istu yakalandt.


Arna olay basit bir hirs1zltk giri§imi degildi ve gizlice girmi§
o lduklan yer, don emin muhalefet partisi olan Demokrat
Parti'nin merkez ofisiydi.
McCord'un uzerinden 91kan not defterinde E. H oward
Hunt'un telefon numaras1 91kmca i§in rengi degi§ti. Bu, hem
Beyaz Saray'a h em de kendilerine pah a!tya patlayacaktt. Zira
Hunt, S1radan birisi degildi. H em C IA i9in hem de Nixon 'm
emri altmda Beyaz Saray'da yali§mt§tt. O stelik McCord da
Nixon'm se9im kampanyasmda gbrev alm1§tt. Yakalananlarla
Beyaz Saray arasmda bir baglant1 vard1. ipin ucu yakalanmt§tl.
Oevam1 da gelecekti.
K1sa zamanda sbz konusu §ah1slarm Ba§kan Nixon 'm
C umhuriyet9i Partisi ile baglant1!t olduklan ve Oemokratik
Parti'nin telefonlanm dinlemek uzere mikrofon yerle§tirmeye
yalt§t1klan ortaya 91ktt ve orta!tk kan§tt. Nixon 'm basm sbzcusu
Ron Ziegler, olay1 'uQ.incu sm1f bir h1rs1z!tk' olarak nitelese de,
burunlara fen a h alde 'birinci sm1f bir skandal' kokusu geliyordu.
Olay, her n e kadar ba§kan!tk se9imleri i9in kampanyalarm yuru-
tuldugu hassas bir donemde meydana gelse de, biryok Amerika!t,
ilk ba§larda Nixon gibi anketlerde yak avantaj li gbrunen bir
ba§kanm, bu tur bir olayla ilgisi olacagma ihtimal vermiyordu.

Watergate kahramam gazeteciler sahneye ~ikiyor


Skandal, kan kokusuna gelen kopekba!tklan misali, basm1 da
h arekete ge9irmekte gecikmedi. A y'a ayak basdmasmdan sonra-
ki en buyuk medya hikayesini yakalad1klanm gbren gazeteciler,
skandala ba!tklama dald1. Kabul etmek gerekir ki, Amerikan
basm1, bu skandal esn asmda, basmm kamu adma denetim yap-
mas1 ilkesini lay1ktyla yerine getirmi§; skandal, aym zamanda iki
basm kah ramam da yaratmt§tl.
W ashington Post gazetesi muhabirleri Carl Bernstein ve Bob
W oodward, skandalm en ba§mdan itibaren, yakalad1klan h aber-
lerle, adeta N ixon'a Beyaz Saray'1 dar etmi§ler, gazetelerine de
buyuk bir itibar kazandirmt§lard1. ikili, 19 H aziran 1972'de,

222
TA RIHI DE(;l~TIR E N OLAY LA R

zanlilar arasmda Cumhuriyet<;:ilerin list duzey gilvenlik yetkilisi-


nin bulundugu h aberi ile skandalm Beyaz Saray'a kadar uzand1g1
ger<;:egini patlatmt§, bir daha da olaym pe§ini btrakmamt§tt. 0
tarihten itibaren de Washington Post adm1 duyan ba§kanlar, iki
kez yutkunmak zorunda kalacaktt.
Zor durumda kalan Ba§kan Nixon, hi<;: istifini bozmayarak,
olaym arkasmdaki herkesin ortaya <;:1kanlmas1 i<;:in Adalet
Bakam Elliot Richardson'u gbrevlendirdi. Richardson da vakit
ge<;:meden savc1 Archibald Cox'u soru§turmanm ba§ma getirdi.
Cox, ktsa zamanda skandalm beynine ula§tt. Parti merkezinde
yaptlan tum telefon konu§malarmm Beyaz Saray tarafmdan
teybe almd1gm1 ogrenmi§ti. Bant kay1tlarmm kendisine teslim
edilmesini istedi. Nixon bu istegi kesinlikle reddetti ve Cox'un
gorevden almmasm1 emretti. Adalet Bakam, onun bu talebine
kulaklarmt t1kay1p, Cox'u gorevden almay1 reddedince, N ixon
bu kez kendisini gbrevden ald t. Ba§kanm bu <;:tplak mi.idahalesi,
tum dikkati kendi ilzerine toplamaya yetmi§ti. Ba§kan neyi
onlemeye <;:alt§tyordu ?

Cember daraliyor
Bu arada ba§kanm etrafmdaki <;:ember de daraliyordu. 30
Ocak 1973'te Nixon'un eski ekibinden Gordon Liddy ve James
Cord Jr. skandaldaki rollerinden dolay1 mahkum oldu. 30
Nisan'da Nixon'un list duzey yoneticileri H. R. Halderman ve
John Ehrlichman ile Adalet Bakam Richard Kleindienst skan-
dal nedeniyle istifa etti. Arna sular durulmuyordu.
18 May1s 1973'te senato, W atergate Komisyonu televizyon-
dan naklen yaymlanan oturumlanna ba§laymca, tum A merika
skandala kitlendi. Beyaz Saray ile adalet kurumu arasmdaki
ate§li boks, milyonlan ekrana yap1~ttrm1§tt.
3 Haziran 1973'te Bernstein ve W oodword bir bomba dah a
patlatt1. Was hington Post'un h aberine gore, Beyaz Saray
Dant§mam John Dean, W atergate Komisyonu'na, skandalt ort-
bas <;:abalarm1 Ba§kan Nixon'la en az 35 kez konu§tugun u itiraf
etmi§ti. Dean'in de gorevine son verildi. 28 Ocak 1974'te

223
ALI ~IMEN

Washington Post muhabirleri Carl Bernstein (sagda) ve Bob Woodward,


Watergate Skandal1 boyunca patlatt1klar1 bomba haberlerle Ba?kan Nixon'1 bir
bak1ma koltugundan etmi?, ara?tirmaci gazeteciligin hakk1n1 vererek basin tarihin-
deki yerlerini alm1?lard1. Hikayeleri daha sonra, Ba~kanm TLJm Adam/an ad1yla
beyaz perdeye de aktarild1.

Nixon ' m se<;im kampanyasmdaki yard1mc1s1 Herbert Porter,


W atergate soru§turmasmm ilk zamanlarmda FBI'a yanli§ ifade
verdigini itiraf etti.
1 Mart 1974'te W atergate Yedilisi olarak bilinen ba§kanm
bnceki yardnncilan H aldeman, Ehrlichman, Mitchell , Colson,
Gordon C. Strachan, Robert Mardian ve Kenneth Parkinson,
W atergate soru§turmasma engel olmak i<;in komplo kurmakla
su<;landi. Nixon ' m da bu tertipte yer ald1g1 a<;tktan dillendirilme-
ye ba§lanmt§tt. Senato Adalet Komisyonu , 27 T emmuz 1974'te
27'ye kar§l 11 oyla ba§kana kar§l ilk su<;lamasm1 yoneltti:
Adalete engel olmak. 29 ve 30 T emmuz tarihlerinde ise gorev i
koti..iye kullanma ve kongreye sayg1s1zlik su<;lamalan ge ldi. T am
bu esnada, 1974 y1li Agustos aymda, Nixon ve Beyaz Saray
Personel $efi H . R. 'Bob' Haldeman arasmda geyen bir konu§ma-
nm ses kayd1 yaymlandi. Skandalm patlak vermesinden sadece
birka<; gun once, 23 Temmuz 1972'de kaydedilmi§ olan bu kay1t-

224
TARI HI DElil~TIREN OLAYLAR

ta Nixon, ay1kc;:a, 'ulusal gi.ivenlik' bah an es i ile W atergate'deki


smnalan ara§ttra n FBI 'm durdurulmas1 iyin C IA'in devreye gir-
mesini istiyordu. Ozetle, kendisi ayiga di.i§mi.i§ti.i.
Olaym arkas1 9orap soki.igi.i gibi gelmeye ba§lad1. ABO
Yi.iksek Mahkemesi N ixon't, bant kay1tlan111 savC1lara teslim
etmeye zorlad1. Ba§kan bir si.ire ayak direse de bant kay1tlan111
teslim etmek zorunda kalmt§, ama bu arada h alkm destegini de
kay betmi§ti. Patlak veren son ses kaydmm soru§turma komisyo-
nu tarafmdan 'duma111 ti.iten silah ' (smoking gun-sw;ustu mana-
smda kullamlan bir terim) o larak kabu l edi lmes iyle, iki y1l boyun-
ca kendisine yonelik basktlara dayanmay1 ba§aran Nixon'm
ga rd1 tamamen di.i§ti.i. Ortaya 91kan bu son delille, yak az say1da
kalan Nixon taraftan da kend isini ya l111z b1rakt1. Nixon'a kar§I
yapilacak oylamada daha once kendisi lehine oy kullanan kong-
re i.iyeleri, su9lamalan destekleyeceklerini duyurdu. Basktlara
daha fazla dayanamayan ve azled ilen ilk ba§kan olmak isteme-
yen Nixon , 8 Agustos 1974'te televizyondan halka seslen erek,
ertesi gi.in istifa edecegini ay1klad 1. N itekim etti de. Yerine ba§-
kan yard1mc1s1 olarak gorev yapan Gerald Ford geldi. Boylece
Nixon, Amerikan tarihine istifa eden ilk ve tek ba§kan olarak
ge9mi§ o ldu.
Nixon istifa etmi§ti ama cezai takibat h ala mi.imki.indi.i.
Ko ltugu devralan Ford, 8 Eyli.il'de Nixon adma, kendisini i§ledi-
gi su9lar h akkmda yap ilacak soru§turmalarda n muaf ktlan doku-
n akli bir ozi.ir konu§mas1 yapt1. Bu esnada Nixon da yapt1g1 bir
ay1kla may la "Watergate ile ilgilenirken, ozellikle de olay h ak-
kmda yarg1 si.ireci ba§lad1g1 ve olay politik bir skandal olmaktan
91ktp ulusal bir trajediye doni.i§ti.igi.i mada dah a kararl1 bir §ekil-
de davranmamak ve ar;1k sozli.i olmamakla yanli§ yapt1gm1"
soyledi. Bu ac;1klamas 1, baz1lan tarafmdan suc;un kabuli.i gibi
gori.ilse de, i:ilene kadar mas um oldugunu savunacakt1.

Skandaldan medya efsanesi pkti


Bu arada Washington Post'un iki s1kt ismi, patlamklan h aber-
le rin ti.iyo larmt ald1klan kaynaga 'Derin G1rtlak' ismini vermi§-

225
A LI ~ I ME N

TllF. .-111TF. llOUSt:

Dear Mr. S.cretary1

l llereby reelan the Oftlce ol Preel•eat ol the


Unit. . lkatee .

Th• H-rable H. . ry A. KJana,er


The Secretary of State
Ya.a.s.,t-. D. C. 10SZO

Richa rd Nixon' in Amerikan D 1 ~i~l eri Bakani Kissinger'e yazd1g1 "istifa" mektubu.

ler ve hi9bir zaman kayn aklanm de§ ifre etmemi§lerdi. Lakin


W ashington 'un en iyi korunan mlanndan biri olarak isimlendi-
rilen 'Derin G 1rtlak'111 esran, H aziran 2005 'te c;ozuldi.i ve arka-
smdan Amerikan Federal Soru§turma Bi.i rosu FBI' m eski ba§kan
ya rdnncilannd an Mark Felt 91kt1. Felt, Vanit y Fair dergisine,
Derin G1rtlak oldugunu soyley ince , hayatta o ldugu si.irece kay-

226
TA RIH I D E C'.il~TIREN OLAYLAR

n aklanmn ismini ay1klamayacaklanm belirten Bernstein ve


W oodwa rd da y1llarca saklad1klan bu bilgiyi dogrulad1.
W oodward ve Bernstein ikilisi, kendilerine Pulitzer odulu
kazand1ran W atergate dosyasm1, 1974'te A ll The President's Men
(Ba§kan' m Burlin Adamlan) ismiyle kitapla§ttrarak, biryok
gazeteci iyin idol haline geldi. Kitap 1976'da, aym isimle ve
ba§rollerini Robert Redford ile Dustin Hoffman 'm payla§ttgt
filmle beyazperdeye de aktanld1.

Halk bel§kam affetmedi, kanunlar degi§ti


W atergate Skandalt'nm etkileri, sadece Nixon'm istifas1 ve
birka9 yard1mc1smm hapse girmesi ile dinmedi. N eredeyse yan
kutsal bir konuma oturtulan Amerikan ba§kanmm kendilerine
yalan soylemesini affetmeyen seymen , istifanm h emen akabinde
ger9ekle§en se9imlerde C umhuriyet9i Parti'yi dumduz etti.
Skandal aym zamanda se9im kampanyalannm finanse edil-
mesiyle ilgili s1kt duzenlemeler getiren yasa degi§ikliklerinin de
kap1sm1 aralad1. Kilit konumdaki kamu gorevlilerinin maddi
durumlan ile ilgili beyan zorunlulugunun sm1rlan geni§letildi.
W atergate'in ardmdan medya, politikac1lann faaliyetlerinin
haberle§tirilmesinde dah a sald1rgan bir tutum takmmaya ba§la-
dt. W oodward ve Bernstein'dan ilham alan yeni bir ara§ttrmac1
gazeteci ordusu, politikac1lara nefes ald1rmad1. Oyle ki, daha
once olsa iki sat1rla ge9i§tirilecek h aberler, man§etlere ta§tntr
oldu. Soz gelimi kongre uyelerinden Wilbur Mills, sarho§ olarak
kan§ttg1 bir trafik kazasmm man§ete ta§mmasmdan dolay1,
T emsilciler Meclisi Mali T edbirler Komisyonu Ba§kanltg1'ndan
istifa etmek zorunda kald1.
Skandala ismini veren 'W atergate' de, bir terim olarak, ben-
zer geli§meleri tammlamak, ktyaslamak ya da hadisenin ciddiye-
tini vurgulamak i9in politik literature yerle§ti. Bugun bile hangi
ulkede olursa olsun , her patlak veren siyasi krizde W atergate'e
at1fta bulunularak, 'gate' takts1 ile kriz isimleri uretiliyor. Soz
gelimi A merika'da Koreagate , Contragate/l rangate,
Whitewatergate, T ravelgate, Fornigate/Monicagate/Zippergate,

227
ALI ~IMEN

Kanada'da T unagate, ingiltere'de Dianagate ve Thatchergate,


Kazakistan'da Kazakhgate ve Finlandiya'daki Iraq-gate ilk akla
gelenler ... Bu arada 2002 Ki§ Olimpiyatlan'nda Rus ve Kanadali
kayakc;1lara, tart1§mali bir §ekilde altm madalya verilmesi sonu-
cu patlak veren 'Skategate' skandalm1 da hatirlatmamak olmaz.
Bununla birlikte, her ne kadar Nixon'm ad1 bu skandalla
ozde§mi§ olsa da, farkli di.i§i.inenler de var. Soz gelimi Nixon'm
Di§i§leri Bakani Henry Kissinger' a gore, tarih N ixon'i bi.iyi.ik bir
ba§kan olarak hanrlarken, W atergate sadece minik bir dipnot
olacak!

228
Ortadogu'da dengeler degi~ti;
Amerika ile iran 'surekli du~man' oldu
iRAN iSLAM DEVRiMi

(11 $ubat 1979)

. ..
REHINE KRIZI

(4 Kaszm 1979)

"Sah, insanlara azgii,rluk ba~ettigini sayluyor.


Dinle beni kibirli kurbaga! Sen kimsin ki, ozgii,r-
luk ba~edeceksin? Gzgii,rluk ba~eden Allah' nr,
is/am' d1r."
Ayetullah Humeyni,
iran islam Devrimi lideri

"Yak~ik bir saat once Wm dunya, Sah Riza Pehlevi'nin yetkile-


rini gei;:ici bir konseye devrederek iran'z daimf olarak terk etmeye razz
oldugu ~eklindeki haberlerle sarszldz. . . "
29 Arahk 1978'de ajanslar buna benzer fla§ haberler ge<;iyor-
du. imam Humeyni liderligindeki islam Devrimi, 2500 ytl lik
saltanata dayah §ahlik rejimine son veriyor, etkileri bugi.ine
kadar devam edecek olan bir si.ireci ba§lat1yordu.
Ba§mda Muhammed R1za Pehlevi'nin oldugu §ahltk rejimi,
y1bld1g1 ana kadar Ortadogu'daki en istikrarl1 ve en Amerikan
yanlis1 hi.iki.imet olarak degerlendiriliyordu. Y1blmas1yla birlikte
dengeler sarstld1, ta§lar yerinden oynad1 ve Ortadogu bir daha
hi<; eskisi gibi olmadi.

229
ALI <;:IMEN

191 9'da dogan Muhammed R1za 1941 'de Pers


imparatorlugu'nun tahtma oturmu§tu. 1950'lerin ba§mda iran
ba§bakani Muhammed Musadd1k, $ah'm Batt yanlts1 politikala-
nna meydan okumaya ba§laymca, 1953'te Amerikan ve ingiliz
gizli serv islerinin ortakla§a kotard1g1 'Ajax Operasyonu' ile dev-
rildi.
$ah Pehlevi, Ban ile olan saglam ili§kilerini si.irdi.irdi.i ve 60'lt
ydlarda liberal tonlar ta§tyan ve Amerikan destekli 'Beyaz
Devrim' ile kendince ve tepeden inmeci bir tonda iran'1 moder-
nize etmeye giri§ti. iktidar, $ah ve avenesi aras mda payla§tlmt§-
tt. Zenginle yoksul arasmdaki uc;urum bi.iyi.iyordu. Ekonomiye
olan gi.ivens izlik ve basktc1 yonetime duyulan ofke, muhalif
seslere kap1 ac;r1. islaml bir bi.inyeye giyd irilmeye c;alt§dan laik
elbise, bi.inyeyi s1ktyordu . islamct liderler, 6ze llikle de $ii din
adamt Ruhullah Musavi Humeyni, iran'm Bat11tla§tmlmas1 o la-
rak gordi.igi.i giri§imleri sert bir dille ele§tiriyordu.
24 Eyli.il 1902 dogumlu Humeyni , zamanla islamt muhalefe-
tin en etkin ism i olarak one 91kt1. Soylemleri sonucu giderek
arttrd1g1 etkisi Pehlevi rejimini tehdit etmeye ba§ laym ca,
Ti.irkiye'ye, Bursa'ya si.irgi.in edildi. Bursa'nm ardmdan si.i rgi.in
hayatt, lrak huki.imetinin de on ay1yla lrak' m Necef kentinde
devam etti. Buna ragmen iran i.izerindeki etkisi devam ed iyordu.
$ah, Humeyni'nin lrak'tan da uzakla§ttnlmas ma karar verdi.
Zira N ecef, giderek $ah kar§ttl1gmm merkezi olmaya ba§lamt§tt.
lrak ve iran dt§i§leri bakanlarmm 24 Eyli.il 1978'de yapttkla-
n toplantmm ardmdan Humeyni'nin N ecef'teki ev i ku§attld1.
Politik faa liyetlerinden vazgec;mesi durumunda i.ilkede kalt§ma
izin verilecekti . Humeyni bu ko§ulu reddetti. 3 Ekim'de Kuveyt'e
hareket etmesine ragmen Kuveyt hi.iki.imeti i.ilkeye girmesine
izin vermedi. Cezayir, Li.ibnan ve Suriye se<;enekleri i.izerinde
durulmasma kar§m, Humeyni, devrim sonras1 donemde iran ile
yakm ili§kiler kuracak olan Fransa'nm ba§kenti Paris'e gitti.
N eauphle- le-Chateau'daki mi.itevazt bir eve yerle§en Humeyni,
o tarihten itibaren Batt medyasmm bir numaralt gi.indem mad-

230
TA RIHI DEi':il~TIR E N OLAYLAR

desi olmu§tu. Yaygm medya destegini de arkasm a alan Humeyni,


Paris'ten Pehlevi rejimini bombard1man a devam ediyordu .
Kelimeleri mermi gibi kullanan Humeyni, "$erefli iran halki
grevlerini si.irdi.irmeli" diyor, $ahlik rejimine doni.ik direni§in
devam etmes i <;:agnsmda bulunuyordu . ilgirn; tir, devrim sonras1
Humeyni, yapilacak olan grevleri, emperyalizmin oyunlan ola-
rak isimlendirecekti. Bu esnada i.ilkedeki ho§nutsuzluk artt1k91
$ah, 60 bin ki§ilik gizli polis te§kilau SA V AK't ve 400 bin
ki§ilik orduyu kullanarak islamc1 muhalefeti §iddet kullanarak
bast1rmaya 91l1§1yordu. i§kence , baskml ar, tutuklamalar ayyuka
91km1§t1. Bu durum iran'daki ogrenci ve entelektiie llerin de
rejime kar§I seslerini yi.ikse ltmesine sebep oldu . H o§nutsuzluk,
Beyaz Devrim'in ekonomik getirilerinden sadece i.ilkeyi yoneten
se9kinlerin istifade ettigini di.i§i.inen fakir orta sm1f aras mda da
h1zla yayild1.

$ah gozden pkanliyor


Bu arada Bat1li mi.ittefikleri de $ah'm suyunun 1smd1gm1 fa rk
ediyordu. $ ahlik sonrasmm planlan yapilmaya ba§lanmi§tl. Bu
arada Bat1lilar iran'da olas1 bir i§<;i devriminden de 9ekiniyorlar-
d1. Sovyet etkisine girebilecek bir iran, Batt a<;1smdan tam bir
kabus o labilirdi. Nitekim donemin Amerikan Ba§kani Jimmy
Carter' m Milli Gi.ivenlik Dani§mani Zbigniew Brzezinski, "$ah'1
gozden r;:1kanrn~, Iran' 1nasd kurtannz diye kafa yormaya b~lam1~ t1k"
sozleriyle bu durumu ozetliyordu. Bu arada a<;1k kap1 da b1rakili-
yordu haliyle. Oi§i§leri Bakani Cyrus Y ance, "Yeni rejim ister
monar~ i , ister isl.am Cumhuriyeti olsun , bizim ir;:in ikisi de bir" di ye -
rek as lmda bir sonraki iktid ara goz kirp1yordu. Amerika, devrim
sonras t lrak'i, islamc1 iran 'm i.izerine saldirtarak, bu i.ilkey i ko lay
kolay kendi ba§ma b1rakmayacagm1 da gosterecekti .. .
1978 y1lma gelindiginde iran' m degi§ik §ehirlerinde $ah
kar§tt1 gosteriler patlak verdi. Eyli.il'de $ah'a bagli gi.ivenlik gi.i<;-
leri bi.i yi.ik bir gosterici kitlesinin i.izerine ate§ a<;mca yi.izlerce
ki§i oldi.i, binlerces i de ya raland1. iki ay som a pek 90k ki§i
T ahran sokaklanna doki.ildi.i ve bankalar, i9ki saran di.ikkanlar,

231
ALI ~IMEN

Iran ~ah1 R1za Pehlevi, lranlilar1n buyu k bir k1sm1 tarafindan Bat1 U?a(l1 olmakla ve
ulkenin zenginliklerini ba?ta Amerika olmak uzere Bat1'ya pe?ke? ~ekmekle su~la­
niyordu. Amerikan ba?kanlari ile kar?1likli kadeh toku?turmas1, zaten ulkede ger-
gin clan siyasi iklimi daha da hara retlendirmi?ti.

luks oteller ve heykeller gibi Bat1'y1 c;:agn§tlran sembollere sal-


d1rmaya ba§lad1. Humeyni, $ah'm bir an evvel devrilme i c;:agn-
smda bulundu. 11 Araltk'ta bir grup asker ayaklanarak $ah'm
guvenlik guc;lerine sald1rd1. Bu esnada iran'da U lusal Ceph e'den
Dr. $aphur Bahtiyar ba§bakanl1ga atanmt§tt.
i§lerin sarpa sarmaya ba§lad1gm1 fark eden $ah, 16 Ocak
1979'da ulkeyi terk etti. Humeyni Air France'a ait bir u~kla 31
Ocak'ta T ah ran'a indi. 3 milyonluk o laganustu bir kalabal1k
tarafmdan kar§tlandt. Halk devrimi tum hlZlyla devam ed iyordu.
Humeyni 5 $ubat'ta Mehdi Bezirgan'1 gec;ic i hukumetin ba§ba-
kanl1gma atad 1. Bu esnada $ah'1n ba§bakani Bahtiyar'da gbrevi-
nin ba§mdayd1! 10 $ubat'ta Humeyni 'nin emriyle sokaga c;1kma
yasag1 kaldmld1. Bir sonraki gun Yuksek A sker! Konsey, Bahtiyar
hukumetine verdigi destegi c;ektigini ilan etti. Boylelikle $ah
yanlts1 o lan ordu o laylarda tarafs1z kalmt§ o luyordu. Hatta ba§ta
h ava kuvvetleri mensuplan olmak uzere Humeyni tarafma kay-
malar ba§lamt§tt. Nihayet 12 $ubat 1979'da, $ah kalmttlan ve

232
TARIHI DE('; l ~TIREN OLAYLAR

Imam Humeyni'nin rejim aleyhtarl1g1 ile tutukland1ktan sonra Iran gizli servis ;;efi
Pakrevan ile yapt 1g1 konu;;ma, lran'da ya;;anacaklara 1;;1k tutuyordu. Pakrevan,
"Polit ika pis bir i;;tir, siz bu i;;leri bizlere b1rak1n" deyince, Humeyni, "lslamiyet
politikadan ba;;ka bir ;;ey degildir" ;;eklinde cevap verecekti .

Bahtiyar taraftarlan ile Humeyni yanda§lan arasmda ya§anan


§iddetli sokak c;att§malannm ardmdan $ah rejimi tum organla-
n yla y1ktld 1. Devrim ba§an ya ula§mL§tL 30-3 1 Mart tarihlerinde
yaptlan referandumda halkm buyuk bir 9ogunlugu islaml bir
C umhuriyet kurulmas1 yi:inunde oy kulland1. Bir gun sonra
Humeyni, 1 Nisan '1 'Allah'm hukumetinin ilk gilnu' o larak ilan
ediyordu. Humeyni art1k c;:ok geni§ yetkilere sahip, ulkenin en
buyuk lideri o larak Velayet-i Fakih unvamm altyordu. Ayetullah
Humeyni, 3 Haziran 1989'da i9 kanama sonucu hayatmt kaybet-

233
ALI <;:IMEN

Halk tamamen Hum eyni'nin arkas1 ndayd1.


Devrim sonras1nda yolla n ayrilacakt1 ama
ulkedeki sol ak1mlar da Humeyni'yi destek-
liyordu . ~ah ltk rej imi i ~in teh like ~anlar1
~altyordu (Foto: Vanderbilt University).

tiginde, islam Devrimi de gi.ini.imi.izde de devam eden yeni bir


safh.aya giriyordu .
Devrik lider Muhammed R1za Pehlev i ise i.ilkeden ka<;:ttktan
sonra s1ras1yla M1s1r'a, Fas'a, Bah ama Adalan'na, Panama'ya ve
kanser tedavisi gormek i<;in Amerika'ya gitti. Oysa devrimciler
$ah'm pe§ini b1rakmaya niyetli degillerdi. Bir §ekilde onu iran'a
getirmeye kararl1yd1lar. Daha islam Oevrimi'nin §Okunu haz-
metmeye <;alt§an Batt, iran'dan gelen bir haberle, ikinci bir §Ok
daha ya§tyordu. Devrimciler, T ahran'daki Amerikan El<;iligi'ni
basmt§t t. Bu olay, iran Oevrimi'nin yan i.iri.inlerinden biri o lma-
sma ragmen, Amerika'nm bu i.ilkeyle olan ili§kilerinde si.irekli

234
TARIHI DEli l $T IREN OLAYLAR

Imam Humeyni, 14 yil surgunde kald1g1 Fransa'dan, Air France' a ait


bir u~akla Iran' a dbndugunde, milyonlar kendisini kar~ 1laman1n heye-
can1rn ya~1yordu. U~aktan ini~ine e~ lik eden Frans1z pilotun gbsterdigi
hassasiyet bile, en az1ndan Avrupa ' nm $ah'1 gbzden ~1kard1g1 ~eklin­
de yorumlanabilirdi .

gi.indeme gelecek, Amerikan politika yapictlarmm zihniyet


di.inyasmda bi.iyi.ik <;alkanttlara yol a<;acaktt.

$ok eden rehine krizi


4 Kas1m 1979'da devrimci bgrenciler, Tahran'daki Amerikan
Bi.iyi.ikel9iligi'ni basarak 70 <;alt§ant rehin ald1. Humeyni'nin de
onay1yla el9iligi basanlar, Amerika'dan i§ledigi su9lardan dolay1
yargilanmas1 ic;:in $ah'm teslim edilmesini istedi. Amerika, bu
talebi reddedince, 52 el9ilik gbrevlisi i<;in uzun bir esaret ba§la-
yacaktt.
iranlt bgrenciler, rehineler arasmdaki kadmlan, zencileri ve
Amerikalt olmayanlan serbest b1rakt1. Kalan 52'sini ise tutmaya

235
ALI <;:IMEN

devam ettiler. Bu arada Ba§kan Carter, iran'dan petrol ithalatm1


durdurmu§ ve bu ulkenin Amerika'daki mal varl1gm1 dondur-
mu§tu. Bu arada rehinelerden Bruce Laingen casuslukla itham
edilince e§i Penelope Laingen Maryland'deki evlerinin bah<;e-
sindeki agaca san bir kurdele baglad1 ve ulke <;apmda bir hareket
ba§lad1. Milyonlarca Amerikah bah<;elerindeki agai;lara ozgurlu-
gun sembolu san kurdeleyi baglad1. Krizi i;Qzemeyen Carter,
iran'a kar§t ekonomik ambargo ba§lattt. Ama baskmctlar geri
ad1m atmaya yana§mtyordu. 0 halde Amerika, i;ok guvendigi
delta gu9lerini devreye sokacaktt. Hesap basitti. Amerikan ozel
birlikleri, T ahran'm gobegindeki eli;ilige filmleri and1ran bir
baskm yaparak rehineleri kurtaracakt1. Ama 24 Nisan 1980
gecesi ba§layan Kartal Pen<;esi Operasyonu (Operation Eagle
Claw) tam bir felaketle sonu9land1. Operasyonun ilk a§amasmda
Urdun'den havalanan C-130 nakliye uc;aklan, iran'm dogusun-
daki Tabas'taki Buyuk Tuz \:olu'nde Basra Korfezi'ndeki Nimitz
uc;ak gemisinden havalanan 8 adet RH-53 helikopteri ile bulu-
§acaktt. Delta komandolanm ta§tyan helikopterler radara yaka-
lanmamak ii;in alc;ak U9LJ§ yaparken kum ftrtmasma yakaland1-
lar. iki helikopter bozuldu, Lii;Uncusu ini§ esnasmda anzaland1.
Operasyon iptal edildi. Ama bu kez diger helikopterlerden biri
havalamrken C-130'lardan biri ile <;arpt§tt ve 8 komando oldu.
Aylard1r planlanan operasyon kumlara saplanmt§tt. Olaym
duyulmas1 ile birlikte Humeyni'nin y1ldm daha da parlad1.
Amerikahlar pes etmeye niyetli degildi. ikinci bir operasyon
daha planland1. Bu kez daha geli§mi§ YMC-130H Hercules tipi
uc;aklar kullamlacaktt. Bu kez de uc;aklardan biri, tatbikat ui;u§-
lanndan birinde du§Lince, tum kurtarma operasyonlan iptal
edildi. Oiplomasiye devam edilecekti.
$ah'm, T emmuz 1980'de kanser tedavisi gordugu M1s1r'da
olmesi bile devrimci ogrencilerin rehineleri serbest b1rakmasma
yetmedi. Bu arada lrak'm 22 Eylul 1980'de iran'a sald1rmas1yla,
bolgedeki hararet daha da artmt§tt.
Kimilerine gore rehine krizi 4 Kas1m 1980'deki se9imlerde
Carter'm ba§kanhgma mal olmu§tu. Krizle ugra§maktan sei;im

236
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

kampanyast ile ugra§amayan Carter, koltugunu Rona ld Reagan'a


b1rakmak zorunda kalacaktt. Ote yandan baz1 iddialara gore
Reagan hukumet ic;erisinde rehine krizi ile ilgili son ge li§meleri
ald1g1 bir muhbir ag1olu§turmu§ ve krizi kendi lehine kullanmt§-
tt . Reagan' m iktidara gelmes i ile rehinelerin b1rakilmasma
donuk temaslar yeniden ba§ladt. iranltlar ilk ba§ta tutsaklar i<;in
24 milyar dolar istedi, fakat bu rakam giderek di.i§ti.i. Reagan' m
ba§kanltg1 devrald1g1 20 Ocak 1981 'de iran, ba§kanm yeminin-
den dakikalar soma, ticari ambargonun kalkmas1 ve dondurul-
mu§ hesaplarmdak i 8 milyar dolann serbest b1rakdmas1 kar§dt-
gmda, tam 444 gun soma rehineleri se rbest b1rakt1. Carter ise
Ba§kan Reagan'm yemin torenine giderken bile, elinde telefon,
krizi <;Qzmeye <;alt§tyordu. Gorevi b1rakmadan krizi <;Qzerek guze l
bir final yapmak niyetindeyd i ama olmad 1. 21 Ocak 198 1'de
Batt Almanya'daki Wiesbaden H avalimam'na u<;an rehineleri ,
bizzat Reagan'm gbrev lend irdigi se lefi Carter kar§tlad1. San kur-
deleler indirildi.

Devrimin ardmdan ...


iran islam Devrimi, yonetimde demokrasi <;agnlan yla ba§lad1
ve devrim sahiplerine gore, dunyanm ilk islam devletinin kurul-
mas1yla sonu9land1 ve daha once hi<; gorulmemi§ bir yonetim
tamm hayata ge<;irdi. Devrim somasmda Caferi ilkelerine daya-
11 bir islam Cumhuriyeti kuruldu. Buna gore ulkede Oniki
imam'm temsilcisi say ilan velayet-i fakih, en buyuk din! onder
s1fat1y la butun yurutme ve yasama i§lerinde son soz hakkma
sahip oldu. Uyeleri sec;imle ge len 2 70 uyeli is lam $ura Meclisi 'nin
c;1kard1g1 yasalann yururluge girebilmesi i<;in son soz hakki
velayet-i fakihe verildi. Ostelik gene! sec;imle belirlenen cum-
hurba§kan mm goreve ba§lamas1 i<;in velayet-i fakihin onaym-
dan ge<;mes i §artt getirildi .
Devrim somas1 h ayata ge<;irilen anayasaya 'iran'm resml dini
islam ve Caferi-isna A§eri (Oniki imam ) mezhebidir ve bu
madde sonsuza kadar degi§tirilemez' ilkesi kondu . Tum bu i<;
siyasi duzenlemeler siyaset bilimi a91smdan bir ilk olsa da devri-

237
ALI <;:IM EN

Tahran'daki Amerikan El<;:iligi'nin lranli dev-


rimci 6grenciler taraf1nd an basilmas1, 20.
yuzy11in belki de en 6nemli siyasi k1rilma
noktalarindan bi ri oldu. Esir al1nan persone-
lin du nya gazetelerine ve televizyonlar1na
man~et olmas1n1 Amerika lilar hi<; unu tmad1.
Bu olay, bugun bile Amerikan yonetici eliti-
nin lran'a sogukkanl1 yakla~abilmesini n
6nundeki engellerden biridir.

min astl yanstmalan dunya dengelerinde oldu. H er §eyden once


Ortadogu'da Amerika'nm en buyuk kalelerinden biri olan
Pehlev i iran't gitmi§, en buyuk Amerikan aleyhtarlanndan biri
olacak Humeyni iran't gelmi§ti. O yle ki, devrimin bir §ekilde
Turkiye'deki 12 Eylul 1980 ihtilali'ni tetikledigi yorumlan da
yaptlmt§tt. Buna gore Ortadogu'daki en buyuk karakolunu kay-
beden Amerika, ya§adtgt i<; bunaltm sonucu Batt liginden htzla
uzakla§an ve Sovyet etkisine kar§t korunmas tz kalabileceginden
endi§e edilen Turkiye 'yi de kaybetmeyi goze alamadt ve
Amerika'nm da on ay verdigi asker! darbe ile Turkiye yine Bat t
limanlanna demir attt.
Bu arada hem Amerika'nm el altmd an te§viki h em de
Saddam'm "Devrim lrak't da etkiler mi ?" endi§esinden dolayt
lrak, 22 Eylul 1980'de iran'a saldtrd1. Ktsa zamanda zafere ula§a-
cagmt saniyordu ama Sava§ , $ii mezhep<;iligini ve Fars milliyet-
9iligini ate§ledi ve tum kitleleri Humeyni 'n in pe§ ine taktt. islam
Devrimi bu ko§ullarda daha da peki§ti. Bolgenin diger Sunni
islam ulkelerindeki rejimler de benzer endi§elerle lrak't destek-
liyordu . Sekiz ytl suren sava§ iki taraftan bir milyon Musluman 'm

238
TARIH I DE(;l~TIREN OLAYLAR

--~~!M--~i;~--;?m_.~ ~--~.·!.....~.~---e_. . .~.......lIii l'11\\ 1


L ...
1

BOTON YURTTA SIKIYONETiM


iLAN EDiLDi

Drdu ynnetime
elkoydu Hiikiimet ve Parlamento feshedildi,
Siyasal partilerin faaliyetleri durduruldu.
Parlamenterlerin dokunulmazhklan
kald1rdd1. Soot 05.00'ten itibaren soka9a
c;1kma yasag1 ba~ladt
Genelkurmoy Ba1kon1 Evren' in ba1kanhgH1da Kara,
Hava, Deniz Kunet Komutanlan ile Jcmdanna Genel
Kornutano MilU GUvenlik Konseyi' nde giirev old!
DiSK ve Mi SK' e bagh biitiin sendikalar fooliyetten
men edildi. BVtun de me kier k-'1idt
Bu hafta h~ bir spor faaliyeti yaptlmoyaailt
Bankalar ikinci bir emre kadar ~11mayacaklar
Yurt d111na ~k11 yasakland1. Yurt d111nda ~1$Clll
i1~ler ve turistler yurt d11111a ~kabilecekler

Kimilerine gore lran'1 kaybeden ABD, Turkiye'yi kaybetmeyi goze alamam 1 ~. 12


Eyl ul 1980 lhtilali'ne onay ve rmi ~ti .

o lmesine, yuz milyarlarca dolar da zarara yo l ac;t1. Sonuc;ta hic;bir


§ey degi§memi§ti. Amerika ileriki y1llarda da 'iran Devrimi'nin
yay zlma tehlikesine kar~1 bolgeyi koruyan abi' rolu ile bolgedeki
varl1gm1 peki§tirdi. Her §eyden once dev rim sonras1 Amerika ve
iran ili§kileri 'su rekli gerginlik' donem ine girdi. Elinizdeki kita-

239
ALI <;:IMEN

bm yazdd1g1 §U gt:mlerde (~ubat 2007) bile en 90k konu§ulan


konu, Amerika'nm nukleer programm1 bahane ederek iran'a
saldmp saldirmayacag1yd1. Amerikan halkmm kafasmdaki ' tero-
rist iran' imaj1, rehine krizi ile peki§ti. Amerika ldar, bzellikle de
ybnetici elit, hem rehine krizini hem de kurtarma operasyonla-
nnda ya§anan fiyaskolarm yol a9t1g1 utanc1 hi<; unutmad 1. Oyle
ki y1llar sonra iran'm se<;:ilmi§ cumhurba§karn Mahmud
Ahmedinejad, el9ilik baskmma katdanlardan biri oldugu §ek-
lindeki Amerikan y1pratma kampanyasmm hedefi olacakn.
Devrim her ne kadar ba§ta beklenildigi ve korkuldugu gibi
diger islam i.ilkelerinde zincirleme devrimlere yol a<;:masa da,
iran , o donemden bu yan a bolgedeki surekli saygmlig1rn art1ran
bir gli<;: merkezi konumuna geldi. Devrim, hem iran'm i<;:inde
yaratt1g1 ho§nutsuzluklar hem de rehine krizi ile Bat1'ya verilen
olumsuz gbri.intu sonucu, hi<;:bir zaman bir cazibe unsuru o lmad 1.
iran rejimi de kendi i<;:ine kapanarak bir §ekilde savunmaya
ge<;:ti. Humeyni'nin, "islam kiyafeti emperyalizme kar~1 en tesirli
silah1m1zdzr" diyerek kadmlann <;:ar§af giymesini zorunlu ktlmas1,
rejim muhaliflerine donuk idam furyas1 ve devrim bncesi
Humeyni'yi destekleyen sola donuk basktlar, iran Devrimi'nin
hakld1gm1 sorgulatan unsurlar o ldu . iran toplumunu ba§tan
sona degi§tiren devrim, 20. yuzydm en onemli donum noktala-
nndan birisi o ldu.

240
48 bin y1I ya~ayacak olan hayalet

~ERNOBiL

(25 Nisan 1986)

"Cernobil, Ukrayna'mn en buyuk sorunuydu.


Halen sorunu ve olmaya da devam edecek."
Oleh Andreev,
Ukrayna Acil Durumlar Bakan!tg1 Sozci.isi.i

Kaza 'Geliyorum' diyor


25 Nisan 1986 ak§am1 Sovyetler Birligi'nin Kiev (Gi.ini.imi.iz
Ukraynas1'nm ba§kenti) yakmlarmdaki <:;ernobil Nukleer
Santrali'nin 4 numaralt reakt6ri.indeki ekip bir sonraki gun yap1-
lacak tehlikeli bir teste haz1rlam yordu. Elektrik destek i.initesi
devreden 91kttgmda ti.irbinlerin ne kadar daha donmeye ve gi.ii;
iiretmeye devam edecegini olyeceklerdi.
T ehlikeli bir testti; ama dah a once de yapmt§lardt. H aznhgm
bir paryas1 olarak, otomatik gi.ivenlik kapanma mekanizmas1 da
dahil olmak i.izere, bazt kritik kontrol sistemlerini devre dt§L
b1rakmt§lard1. 26 Nisan sabah1 saat Ol:OO'de, sogutucu su akt§t
azalmaya ve gi.ic; artmaya ba§lad1. Saat 01:23'te sorumlu opera-
t6r, dii§i.ik gi.i9 seviyesindeki reaktorii kapamak ii;in h arekete
gei;ti, ama gei; kalmt§tt. Daha onceki hatalarla ortaya 91kan
domino etkisi, i.iretilen gi.iyte keskin bir artt§ ya§anmasma sebep
oldu. Hemen akabinde birbiri ardma gelen buhar patlamalan,

241
ALI <;: IM EN

Sondurme ~ali:;malarina katrlan itfaiyeciler ve pilotlar asla evlerine donemedi.


<;:unku onlara siradan bir yang 1na mudahale ett ikleri soylenmi?ti. B i rka~ gun i ~inde
hepsi old u. Kulland1klar1 ara~l ar da tamamen radyoaktifle kapland1klan i~in, nere-
deyse sonsuza kadar yaln1zl1~ a t erk edildi (Fote: Reuters).

nukleer enerjiyi ic;inde hapseden 1000 tonluk koruyucu kalkam


tuzla buz etti . S mirs1z guc; gun t§tgma 91km1§t1 !
O rtaya 91kan amans1z yangm1 sondurmek tam 9 gun surdu.
Helikopterlerle reaktorun i.izerine 5 bin ton kum, borak, kil ve
kalsiyum attld1. O rtaya 91kan radyasyon o kadar yogundu ki,
(Binlerce kilometre uzaktaki isvec;'te bile radyasyon artl§t goz-
lemlenebilmi§ti !), o kahraman pilotlann ve itfa iyecilerin hepsi
birkac; gun i<;inde o ldu. Sovyet sistemi, nobet esn asmda c;alt§an
herkesi t utuklad1. H atta korunagm erimesin i engellemek i<;in
zincirleme reaksiyonu durdurmay1 deneyen gbrevli bile, 14 y1l
hapse mahkGm o lmu§tu. Arna buna gerek kalmayacak, adam
zaten 3 h afta i<;inde, diger yuzlercesi gibi, a§tn radyasyondan
olecekti .
Komun ist Gorbac;ov hukumeti o lay1 brtbas etmeye c;alt§tt.
Kiev'de h alk 1 May1s gbsterilerine kat1lmaya zorlandt. Arna o
esn ada h alk yabanc1 radyo istasyonlanndan ve kazada olen

242
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

Kazanin hemen ardindan temizlik yapmak i<;:in bi:ilgeye gi:inderilen bu insanlar,


aslinda i:ilume gi:inderiliyordu. Maruz kald1klan a~1n radyasyondan dolay1 birka<;:
hafta i<;:inde i:ilduler. 'Temizleyiciler' olarak isimlendirilen bu isimsiz kahramanlar,
Sovyet rejiminin son kurbanlan olacakt1 (Foto: Belarus Guide).

insanlann yakmlarmdan korkurn; bir olay meydana geldigi


haberlerini almaya ba§lamt§tt. insanlar olan biteni ancak 7
May1s'ta tam anlam1yla ogrenebilecekti. Neredeyse Kiev halkt
hari<; tum di.inya kazay1 konu§maya ba§laymca, donemin SSCB
Ba§kam Mihail Gorba90v, §U tarihl a<;1klamasm1 yapmak zorun-
da kaltyordu:
"iyi ak~amlar yo/.da§lar. Hepinizin bil.digi gibi, inarnlmaz bir talih-
sizlik y~ad.ik. Bu kaza, Sovyet halkzrn derinden yaralad1 ve uluslara-
rasz toplumu ~oke etti. ilk kez, kontrol dz~zna ~1km1~ nukleer enerjinin
ger~ek yuzuyle kar~z kar~zya kalm1~ bulunuyoruz."

Bu resml kabuli.in ardmdan ~emobil ve <;evresinde sirenler


<;almaya ba§lad1. Panik ba§lamt§tl. Bi.iyi.ik bir ka<;t§ ba§ladt.
Bankalar, evler, parklar, hattralar, amlar, fotograflar ne varsa
hepsi geride b1raktld1. Tabii hemen ardmdan da yagma ba§ladt.

243
ALI <;:IM EN

Polis yagmacdan vurmaya ba§ladtgmda, radyoaktif yiiklii tele-


vizyonlar, Kiev'in h1rs1z pazarlarmda satdmaya ba§lanmt§tl bile.

Kaza sonrasi
Kazanm oldugu ilk yd 650 bin dolaymda insan, bolgedeki
nukleer temizlik c;:alt§malannda gorev yaptt. Bu insanlar daha
soma 'temizlikc;iler' olarak isimlendirilecekti. T ahminlere gore
bunlardan 15 bini birkac; y1l ic;inde oldu. Geride kalanlar ise
halen ciddi sagltk sorunlan ile bogu§uyor. $u an reaktoriin pat-
layan santrali tamamen beton bloklarla kaplanmt§ durumda ...
Bu yiizden durumun ruhuna uygun bir isim de bulunmu§: Lahit.
Temizlikc;ilerin biiyiik bir boliimii, Lahit'in in§asmda c;:alt§tmld1.
Bir bakuna kendi lahitlerini de yap1yorlard1.
(:emobil etrafmdaki §ehir, 1970'lerde kurulmu§tu. Kazadan
once 48 bin ki§inin ya§ad1g1 bu §ehir, l 986'ya kadar modem,
ye§il ve sinemas1, yiizme h avuzu ve benzeri tesisleriyle c ivil c1vd
bir yerle§im yeriydi. $imdi onun yerinde kulaklan sagtr eden bir
'sessizlik' var. Evler, magazalar ve hatta pasta kutusundaki mek-
tuplar bile oldugu gibi b1raktlmt§. Asfalt yollann iizerlerinde
otlar bitmi§, terk edilmi§ virane evlerin duvarlarmda ise sarma-
§tklar ... $u an (:em obil'de h ava olduriicii degil. Lakin halen
koruyucu elbise olmadan girmenin miimkiin olmad1g1 yerler var.
Soz gelimi, Kml A gac; Ormam ve H ayalet $ehir Mezarl1g1. ..
Kazada olenlerin yakmlan bu mezara gomiilii akrabalanm ziya-
ret edemiyor. Zira aym yere kazanm hemen ardmdan biiyiik
miktarda niikleer attk gomiilmii§. Bilim adamlarma gore buras1
diinya iizerindeki en 'oliimciil mezarl1k' ... T abii ki toprak da
tamamen olii. .. (:ok c;ok uzun y1llar som a hayatm tekrar boy
gostermesi bekleniyor. Mobil telefonlar ise c;:alt§mtyor.
Turkiye'nin siyah beyaz y1llarma tekabul eden bu dramatik
olay, ilk birkac; saat ic;inde yiizlerce, ilerleyen giinlerde ise mil-
yonlarca insanm hayatmt degi§tirmi§ti. Geride kalan niikleer
miras ise c;ok uzun bir sure daha soz konusu bo lgedeki canl1
ya§ammt asktda tutmaya devam edecek. (:emobil ve etrafmdaki
bolge, bugiin 'hayalet §ehir' olarak isimlendiriliyor.

244
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

<;:1kan panikle birlikte bolgeden ka~maya ba~layan halk, her ~eyini


geride birakt1. Buyukler am Ianni, ~ocuklar ise oyuncaklann1..
(Foto: http.j/chernobyl.in.ua/)

Gunlimiizde C:emobil ve civarma giri§ <;tki§lar kontrollu


§ekilde devam ediyor. Padamadan sonra hayatta kalanlarm c;:ogu
bolgeyi terk etmi§. Geride kalan tek tuk koyluler ise 'Ya radyas-
yondan ya da ba~ka bir ~eyden dolayi zaten olecegiz. Bari burada
olelim.' diyerek kaderlerine teslim olmu§ durumda. Bolgeye giren
arac;:lar ve insanlar <;tkt§ta, i:izel kimyevi maddelerle y1kamyor.
Aradan c;:ok uzun bir zaman ge<;tikten soma, kazadan sonra
bolgeye yaytlan radyasyon oldurlicli oranlann altma dii§mli§
durumda ama radyasyon C:emobil ve c;:evresinde 48 bin ytl kadar
daha kalacak! insanlann bolgede tekrar ya§amaya ba§lamas1 ic;:in

245
ALI <;:IMEN

<;:ernobil sokaklannda 18 yild1r derin bir sessizlik hukum suruyor. Terk edilmi~
evleri yaban domuzlan mesken tutarken, caddeler ise yabani otlara teslim
olmu~ . Oyun parklan bile mahzun ... (Foto: http.j/chernobyl.in.ua/)

ise bir 300 yd kadar gec;mesi gerekiyor. Bununla birlikte, bilim


camias1, her §erde bir haylf vard!f hesab1, ~emobil'den gereken
dersi alm1§ g6n1ni.iyor. Bilim adamlan, kullanimmdaki kolaylig1
sebebiyle daha uzun bir sure ni.ikleer enerjinin kullanilacagm1,
ancak eski model reaktorlerden ka91lmas1 gerektigini soyli.iyor-
lar.

(:emobil'in etkileri
~emobil, 1979'da Amerika'daki Three-Mile Island Nukleer
Santrali'ndeki kazadan sonra dunyanm §ahit oldugu en buyi.ik
ni.ikleer y1kim ve ilk bi.iyi.ik endi.istri felaketi olma ozelligini
koruyor. Kazanm dogrudan etkisinden 10 bin ki§i oldu. Ukrayna

246
<;:ernobil'in faturas1 a~1r oldu. 30 ki~i ilk patlamada 61dl.i . 15 bin yard1m g6revlisi
ilerleyen y1 llarda 61dl.i. 50 bin yard1m g6revlisi sakat kald1. 5 milyon ki?i radyasyona
maruz kald1. 52 bin ki?i <;:ernobil ve civarini terk etti (Foto: Reuters) .
ALI <;: IMEN

~u an reaktorun patlayan santrali tamamen beton bloklarla kaplanm1~ durumda.


Bu yuzden durumun ruhuna uygun bir isim de bulunmu~ : Lahit, (Foto: Reuters).

hi.iki.imeti, i.ic;te birini <;ocuklann te§kil ettigi 3,5 milyon ki§inin


hasta oldugunu soyli.iyor. Tiroit kanseri ise, kazanm oldugu bol-
gede, eskisine oranla 10 misli artmt§ durumda ...
Ni.ikleer serpinti, kazanm ardmdan gi.ic;li.i ri.izgarlarla
Avrupa'ya da yay1lmt§tt. Bugi.in bile ingiltere ve iskQ(;ya'da rad-
yasyonlu ot nedeniyle baz1 c;iftliklere sm1rlamalar getirilmi§
durumda. . . Kazanm h emen ardmdan reaktori.in i.izerine in§a
edilen beton kaplama ise zay1fl1yor. Bi.iyi.ik bir ihtimalle 2007'de
yenisi ile degi§tirilecek. Daha da ilginc i, <;ernobil'in bu kazadan
som a bile, 14 y1l kadar dah a elektrik i.iretimine devam etmi§
olmas1d1r. U luslararast basktlara ragmen santral, 2000'de tama-
men kapattlabildi. Reakti:ir ve etrafmdaki yerle§im bolgesinin
bulundugu 30 kilometre karelik alan, dt§ di.inyadan tecrit edil-
mi§ durumda.

248
TARIHI DEGl;>T IREN OLAYLAR

c;:ernobil felaketinden sonra radyoaktif Sezyum-137'nin


serpintisinin yayild1g1 alanin haritas1. Copyright J.Smith
and N.A. Beresford, "Chernobyl: Catastrophe and
Consequences" (Praxis, Chichester, 2005).

Uzmanlarm gozuyle c;ernobil


Peki, uzmanlar c;ernobil'i nas1l degerlendiriyor dersiniz?
Gelin kulak verelim. MIT'ten Nukleer Bilimler Profesoru Mujid
s. Kazimi, "c;ernobil faciaszmn tekran fOk zor" derken, nukleer
enerji santrallerini, petrol, gaz ve komurle i§leyen santrallerle
degi§tirmenih mumkun oldugunu soyluyor ve devam ediyor:
"Arna bu kez de fosil yakztlanyla fali~an nukleer santrallerin, kuresel
1smmay1 artzrmasi soz konusu oluyor. Diger yandan mevcut olan
nukleer santraller ifin buyuk paralar harcanmz~) hukumetler bunlan
kapatmakta isteksiz davramyor . Bununla birlikte nukleer santrallerin
i~letilmesi digerlerine gore daha pratik. c;ernobil' den buyuk dersler
aldzk . Tehlikeli olabilecek santraller elden gefirildi, gilvenlik onlemle-
ri artmldz. Bir daha boyle bir olay olabilecegini sanmzyorum."
Stanford Universitesi'nden Tim McCharty ise "Nukleer
enerji 10 milyon kat daha etkili" diyerek, bir baktma c;ernobil'e
ragmen insanoglunun kolay kolay bu enerji tlirunden vazge<;me-
yecegine i§aret ediyor. "Enerji, geli~menin motoru .. . Enerjinin en

249
ALI <;:IMEN

uygun uretim kaynagz ise nukleer santraller" diyen Mac Charty,


"Zira bir uranyum atomunun fuzyona sokulmasiyla elde edilen ener-
ji, komurdeki karbon atomunun yakilmasiyla elde edilen enerjinin
neredeyse 10 milyon kati! Amerika' da 109 , dunya genelinde 400' e
yakm santral var. Hit;:bir §ey yuzde yuz gilvenli degildir; ama bu
nukleer santrallerden vazgei;:memizi gerektirmez. <:;emobil, eski tek-
no!ojinin kurbam olmU§tU. Amerika, sava§ gemilerini neredeyse 50
y1ldir nukleer enerji ile yuzduruyor ve neredeyse hii;:bir kaza olmad1"
§eklinde konu§uyor.
H ayalet $ehir <::emobil, kontrolsi.iz geli§menin act bir miras1
olarak kendi sessizliginde ya§tyor. ic;inde bannd1rd1g1 hattra larla,
§imdi yabani otlarla kaplt sokaklannda <;ocuklarm oynayacag1
gi.inlerin gelmesini bekliyor. Yi.izy1llar si.irecek uykusunda ...

250
Soguk Sava~'m ta~la~m1~ hali
BERLiN DUVARl'NIN YIKIL1$1

( 13 Agustos 1961-9 Kaszm 1989)

"Saym Genel Sekreter Gorbai;ov, eger Sovyetler


Birligi ve Dogu Avrupa ii;in ban~ ve refah
arzyorsamz, eger liberalle~me istiyorsamz, bu
kap1ya gelin! Bay Gorbai;ov , bu kap1y1 ai;m!
Bay Gorbai;ov, yikm bu duvarz!"
ABD Ba~kam Ronald Reagan,
1989'da Batt Berlin'deki Brandenburg
kap1s1 oniinde yaptlg1 konu~mada diinyaya
(Ruslara!) sesleniyor.

Berlin, ikinci Dunya Sava§t'nm ardmdan dunyay1 iki kutba


bolen ideolojik Soguk Sava§'t ozetleyen en guzel §ehirdir.
Kendisini ortadan bolen duvar, sadece aym §ehrin halkm1 ikiye
bolmekle kalmamI§, aym zamanda tum dunyay1 iki ayn safta
toplayan bir b1c;ak gibi, zihinleri de tam ortasmdan bolmii§tlir.
1948 Ablukas1 ile Soguk Sava§ bu §ehirde ba§lamI§, yine 40
y1l soma burada, sava§m ta§la§ml§ hali olan Berlin Duvan'nm
y1kil1§1 ile de bitmi§tir. Birisi dramatik, digeri ise limit dolu iki
onemli tarih, bu sure<; i<;erisindeki iki donum noktasma i§aret
eder: Duvar'm in§a edildigi 13 Agustos 1961 ve y1kild1g1 9
Kas1m 1989. i§te duvann, ya§I 30 uzerinde olanlann akibetini
net bir §ekilde haurlayabildigi, 20'li ya§larda olanlanmzm ise

251
ALI <;:IMEN

Dogu Alman i?~ileri Berlin Duvan' ni in?a ediyor (20 Kas1m 1961, National
Archives).

donemi anlatan belgesellerin haftzalara kazman gorilntilleri ile


ogrenecegi dramatik hikayesi.
ikinci Dilnya Sava§t bitmi§; maglup Almanya, dunyanm
potansiyel iki super gilcil Amerika ve Rusya'nm oyun alanma
donme yoluna girmi§ti. Berlin sorunu, zaten ikinci Dunya
Sava§t'nm sonunda milttefikler arasmda imzalanan anla§manm
sattrlan arasmda duruyordu. ABO, Sovyetler, BU.yuk Britanya ve
Fransa arasmda 1944-45 y1llannda imzalanan anla§malara gore
Almanya, Reich doneminin ba§kentini temel alacak §ekilde
dort ayn i§gal bolgesine bolunilyor ve bu don bolge, Muttefikler
Kontrol Konseyi'ni olu§turan dart komutan tarafmdan idare
ediliyordu. Aym zamanda Kommandatura'da (Muttefik Gu<;lerin
Berlin'deki komuta merkezi) toplanan dart asker!' vali tarafm-
dan da dorde aynlan Berlin, bu bolilnmenin ardmdan Sovyet
bolgesinin ortasmda stkt§mt§ ve batt (Avrupa) smmndan 180
kilometre uzakta kalan 883 kilometrekarelik bir bolge haline
gelmi§ti. Bu alt§tlmad1k jeopolitik durum, milttefiklerin ili§kile-
ri bozulmaya ba§lad1kc;a kontrol edilmesi daha da zor hale gele-
cek bir sorun olacaktt.

252
TARIHI DEG l $T IREN OLAYLAR

Sovyetler Birligi, Berlin Ablukas1 ile 1948-1949'da, Banh


i§gal devletlerini Batt Berlin'deki egemenlik haklanndan vaz-
ge<;meye zorlamak ic;in bir ad1m attt. Sovyetler gerginlik kozunu
oynamaya kararltyd1. Mart 1948'de ingiltere, Fransa ve
Amerika'nm Almanya'daki i§gal bolgelerini tek bir ekonomik
birim halinde birle§tirme karan Sovyetler'in tepkisine yol ac;tt
ve SSCB, Mi.ittefikler Kontrol Konseyi'nden c;ekildi.
Bat1'da yeni bir Alman markmm piyasaya 91kmasm1 Oogu
Alman parasma kar§I rekabet olarak gbren Sovyetler, Batt ile
Berlin arasmdaki demir, kara ve su yollanm kapatarak kenti
ablukaya ald1. 26 Haziran 1948'de ABO ve ingiltere kente acil
gereksinimleri hava yoluyla saglamaya ba§lad1lar ve Berlin'den
dt§an yap1lan sanayi ihracatmm hava yoluyla gerc;ekle§mesi ic;in
bir 'hava kopri.isi.i' kuruldu. Artan gerginlik kar§tltkh asker! gi.ic;
t1rmanmasma yol ac;tt. Gerginlik Sovyetler Birligi'nin 12 May1s
1949'da ablukay1 kaldtrmasma degin si.irdi.i.

1958 Krizi ve <;in Seddi Operasyonu


Ablukadan 10 y1l sonra 27 Kas1m 1958'de Berlin, Sovyet
lideri Nikita Kru§c;ev'in diger uc; Bault gi.ice i.iltimatom vererek,
Batt Berlin'i 'silahs1zlandmlm1§ bzgi.ir bolge'ye doni.i§ti.irmeleri
ic;in 6 ayhk bir sure tammas1yla yeni bir uluslararas1 krize sahne
oldu. Bu i.iltimatom, ancak duvarm in§as1yla sona erecek olan
uzun si.ireli bir krizin ba§langtet olacakti. Bat1 ve Sovyetler ara-
smda Berlin hakkmda ilki May1s-Agustos 1959'da Cenevre'de,
ikincisi May1s 1960'ta Paris'te ve en son Haziran 1961'de
Viyana'da gerc;ekle§en gbri.i§melerde bir sonuc; elde edilemedi.
Bu arada da gb<;menlerin Dogu Almanya'ya gbc; etmeye c;alt§ma-
lan ve rejimi sarsmalanyla Berlin etrafmdaki gerilim yi.ikseliyor-
du. Dogu Almanya'nm lideri Walter Ulbricht, radikal ad1mlar
atmak ic;in Kru§c;ev'den defalarca izin istedi. 5 Agustos'ta
Komi.inist Parti'nin Moskova'daki genel merkezinde gerc;ekle§ti-
rilen toplant1da istedigini ald1: Dogu ve Batt Berlin arasmdaki
smtr kapat1lacaktt.

253
ALI <;:IMEN

Do~u Alman askerlerinin gozetiminde Berlin Duvari in~a ediliyor.


(images and Aspects of the Historic Berlin Wall, www.cs.utah .edu/ -hatch/
berlin_wa ll. html)

iki gun som a radyodan bir konu§ma yapan Kru§c;ev, Ban


Berlin'den gec;en 'kolay kac;:t§ yolu'nu tamamen kapatmak
zorunda o lduklarm1 ilan etti. Bu haber, o las1 kayak goymenlerde
'kapmm kapanacagma' dair korkuya sebep oldu ve goymenlerin
say1s1 birden arttt. Bu rakam sadece 12 A gustos'ta da rt binin
i.izerindeydi. Dogudan bat1ya bir Limit seferi ba§lamt§tt.
'(in Seddi' operasyonu karan Ulbricht tarafmdan gizlice
almmt§ ve daha sonradan kendisinin yerini alacak olan Eric
H onecker tarafmdan planlanmt§tt. 12 Agustos saat l 6:00'da
Ulbricht smmn kapanmasma dair emri imzalayarak Honecker'e
gonderdi . Bu operasyona yap1lan h aml1k c;erc;evesinde kt§lalarda
40 kilometre uzunlugunda dikenli tel ve binlerce kaz1k depolan-
mt§tt.
ic;:i§leri Bakanltg1, Dogu Almanya vatanda§lannm Ban
Berlin'e girebilmeleri ic;:in arnk '6zel bir izne' sahip olmalan
gerektigini duyurdu . Gece yansmda gi.ivenlik gi.ic;:leri alarma

254
TARIHI DEGl~T I REN OLAYLAR

gec;irildi ve Dogu Berlin orduya bagh birlikler tarafmdan ku§a-


tildt. 25 bin silahh militan ve kala§nikoflarla silahlanmt§ Halk
Polisi'ne (Vopos) ait gi.ivenlik gi.ic;leri, 6 adtm arahklarla sm1r
c;izgisi boyunca mevzilendi.
13 Agustos 1961 gi.ini.i bir Pazar sabaht saat 01:11 sulannda
Dogu Almanya resml haber ajanst, Var§OVa Pakti i.ilkelerinin,
Dogu Almanya hi.iki.imetinden Berlin c;evresinde 'etkin bir
kontrol' saglanmasmt istedigini duyurdu. Bir saat ic;inde 81 gec;i§
noktasmdan 67'si kapandt; daha soma bir yedisi daha. Dogu
Almanya ve Batt Berlin arasmdaki ti.im trafik akt§t durmu§tU. iki
boli.im arasmdaki metro ve tren baglanttlan arttk c;alt§mtyordu.
Smtrdan gec;i§ olabilecek yerlere polis ve ordunun gozetiminde
dikenli teller dikildi, yollar kaztldt, barikatlar kuruldu. Yakla§tk
bir saat ic;inde ti.im Batt Berlin smm kontrol altma almmt§tt.
Dogu Berlin ve Dogu Almanya vatanda§larmm Batt Berlin'e
gec;i§i durdurulmu§tu. 23 Agustos'ta da Batt Berlinlilerin, izin
belgesi olmadan doguyu ziyaret etmeleri arttk imkans1zd1. ..

"Di§aridakiler girmesin degi.l, i~eridekiler


pkmasm!"
Dogu Alman propagandasmm aksine duvar, Batt'nm saldtr-
ganhgmt onlemeyi amac;layan 'anti-fa§iSt bir korunma duvan'
degildi. insanlann ic;eri girmelerini degil, bilakis ic;eridekilerin
dt§an c;tkmasmt durdurmayt hedefliyordu. 21 Haziran 1963'te
Dogu Alman Savunma Bakam, Batt Berlin'in etrafmda 30 ila
100 metre geni§liginde bir smtr bolgesi olu§turulmast yoni.inde
bir karar c;tkard1. Bu bolge c;ok geni§ bir gozetim altmda tutula-
cak, buraya girmek isteyenler ozel bir izne sahip olacak ya da
oli.im cezasma c;arptmlacaklardt. Zaman gec;tikc;e duvar, daha da
mi.ikemmelle§ti ve gec;mek neredeyse imkanstz bir hale geldi.
Ostelik dort kez de kontrol edilerek yenile§tirildi ve saglamla§-
tmld1. Duvann 12 kilometresi betondan, 13 7 kilometresi de
dikenli telden olu§uyordu. Duvar boyunca 32'si Dogu-Batt
Berlin smmnda olmak i.izere toplam 116 gozlem kulesi vardt.

255
ALI <;:IMEN

Duvann bugune kalan bir par<:;as1, Friedrichshain, Ostbahnhof yak1nlar1.

Duvar, Ekim 1964'ten soma tedricen daha gu<;lendirildi, iki kat


buyudu ve 1979-1980 y1llannda en son gorunli§Linu alarak
'modern bir duvara' donli§tli.
Duvar, 97'si Dogu ve Batt Berlin arasmda, 95'i Batt Berlin ve
Dogu Almanya arasmda kalan 192 caddeyi, 32 tren yolunu, 8
tren ve 4 metro hattm1, 3 otoyolu ve birka<; gal ile birka<; nehri
kesiyordu. Suyollannda ise botlarm uzerine kurulmu§ kuleler ve
bat1klann ya da suyun altmda parmakltklar bulunuyordu.
Duvann kendisi anormal bir §ey olmakla birlikte acayipliklere
de yol a<;tyordu. Tiergarten, Kreuzberg gibi bolgelerde ve §ehrin
guney kesimlerinde normal smirdan biraz daha geride in§a edil-
diginden dolay1, smmn tam olarak nerede oldugunu gosteren bir
i§aret kalmamt§tl. Bu §ekilde, Batt tarafmdan duvara yakla§an
herkes kendini 'diger tarafta' buluyor; bu da onlan her an duva-
rm uzerindeki kaptlardan <;tkabilecek Dogu Alman askerleri
tarafmdan tutuklanma tehlikesiyle kar§L kar§tya b1rakiyordu.

256
TA RIHI DEGl~TIR E N OLAYLAR

Duvarm golgesinde yel§am


Ouvarm in§ast, Berlin , bzellikle de Batt Berlin h alkmm h em
ruhsal durumlanm h em de ya§ad tklan yerleri arttk §ehrin bir
parc;ast o lan du vara gore belirleme ve tammlamalan yla son u<;-
land1. Duvann as tl etkisi, §ehrin her parc;as mm kendisine ayn
bir yo! <;izmesiyle fa rkltltklann dah a da derinle§mes i oldu.
Oogal hinterlandmdan aynlan Batt Berlin, 196 1'den 1983'e
kadar 340 bin vatanda§mt kaybetti ve sadece federal yardtmla
ayakta kalabildi. Nufus azalmasm t telafi etmek i<;in Ti.irkiye'den
131 bin, Yugoslavya'dan 35 bin ve Polonya'dan da 22 bin goc;men
i§<;i c;agnld1. Boylelikle Berlin Duvan, dolaylt da o lsa, Ti.irklerin
'Aci Vatan A lmanya' seriivenini de ba§latmt§ oluyordu.
Ouvar, smm oldugu bo lgeleri de deg i§tird i. Dogu ktsmmdan
battda bulunan apartmanlara, parklara, kiliselere ve mezarltkla-
ra ula§tm beton tuglalarla kes ilmi§ti . Evler terk edilmi§ ve h atta
Kreuzberg'de oldugu gibi <;Qkmi.i§ti.i . Duvar sayesinde olu§an bu
mah alleler, Batt ktsmt i<;erisinde bir anti-burju va ki.ilti.iri.ini.in,
toplu ya§am tarzmm ve bzybnetimin o lu§masma katktda bulun-
mu§tu .
Ytldoni.imi.i kutlanan ilk olay ise batt ktsmmda meydana
ge len ve gi.inlerce si.iren gbstericilerin Sovyet arac;lanna saldtrdt -
gt §iddet o laylan o ldu. Senato, nihayet Araltk 1963' te Dogu
Alman yetkililerle ge<;i§ler konusunda bir anla§maya vardt ve
Batt Berlin'de ya§ayanlann , yeni ytl ve N oel kutlamalan i<;in
dogudaki akraba ve dostlannt ziyaret etmelerine izin verildi . Bu
anla§ma 1966'ya kadar yenilend i. 1966'dan sonra ise ailev i
durumlar i<;in (dogum, oli.im, evlenme, hastaltk) ozel izinler
verilmeye ba§land1. Oogud a ise l 964'ten itibaren emekl ilerin,
Bat1'daki yakmlanm ziyaret etmelerine izin verildi . Bu ki§iler,
196 1 ve 1983 ytllan arasmda Dogu Almanya'dan ge<;i§ izni veri-
len 383 .18 1 ki§inin bi.iyi.ik bir ktsmmt olu§turdu .
Oogu A lman ya, A ralik 1964 tarihinde Batt A lman ya ve
Batt Berlin'den ge len ziyaretc;ilere kullandtklan paralan degi§-
tirme zorunlulugu getirdi. Haziran 1968'de de Ban Almanya

257
ALI ~/MEN

ve Bat1 Berlin'den ge lenlere para kar§d1gmda alman bir pasa-


port ve vize ta§1ma zorunlulugu getirildi. Bu ise Dre ilin'den ve
Helmstedt'tek i kontrol noktalarmda uzun ku yruklarm olu§ma-
sma sebep oluyordu.
Willy Brandt, Bat1 Almanya ba§bakani o ldugunda iki
Almanya arasmdaki gerilimi azaltmak i<;in yeni bir Dogu
Po litikas1 hamlad1. Bu politikay1 Berlin i<;inde ve etrafmd a
sukGneti saglamaya yonelik pek <;ok anla§ma takip etti. ilk o la-
rak, onceki Muttefikler Kontrol Konsey i'nin dort i§galci gucu -
nun el<;ilerinin 3 Eyliil 1971 'de ger<;ekle§tirdigi toplant1da bir
Berlin Anla§mas1 imzaland1. Bu anla§mayla SSCB, Bat1 Berlin'e
ge<;i§i garanti ederken, Bat1 da bunun kar§1l1gmda Bat1 Berlin' in,
Bat1 Almanya'nm bir par<;as1 olmad1gm1 kabul etti . Bu antla§-
mayla Bat1 Berlin 'de Amerika, Fransa ve ingiltere'nin sorumlu-
lugu devam ediyor ama Bat1 Berlin'i temsi l yetkisi Federal
Almanya'ya ge<;iyordu. Sovyetler Birligi ise Dogu Berlin uzerin-
deki haklanni Demokratik Alman hukumetine devretmeyecek-
ti. Berlin Antla§mas1'nm ardmdan Almanlarla daha <;ok detay-
larla ilgili olan iki anla§ma daha yapdd1. Bunlardan birincisi, 17
Aralik 1971 'de iki Alman huki.imeti tarafmdan da kabul ed ilen
ve Bat1 Almanya ile Bau Berlin aras mdaki ge<;i§leri kolayla§t l-
ran bir anla§ma oldu. ikincisi ise bu anla§madan 3 gun som a
Berlin Senatosu ile Bau Almanya arasmda imza lanan ve Bat1
Berlinlilerin, doguya ge<;i§ini ko layla§tlrarak ve her yil 30 (dah a
som a 45 'e yukseltildi) gun orada kalmalanna olanak taniyan
anla§ma oldu .
Bu anla§malardan soma Berlin'e geli§ler ve gidi§ler bir anda
<;ok h1zl1 bir §ekilde arm . Bir yd som a 21 Aralik 1972 tarihinde
de iki Alman hukumeti, ili§kileri normalle§tirmek ve en sonun-
da UNO'ya (United Nations Organization-a zamanki Birle§mi§
Milletler) katdmak i<;in bir anla§ma imzalad1.

Sovyetler'in riizgan duvan yikiyor


Duvar, hem i<;ren hem de di§andan ge len baskilann netice-
sinde gun geldi <;aktu . Sovyetler'in ge<;irdigi evrim, bu y1kilma

258
TARI HI DEC'.il$TIREN OLAYLAR

18 ya~1nd a ki Dogu Alman va t anda~1 Peter Fechter duvari a~1p bat1ya ka~maya
~ali ~ 1r ke n
Dog u Alman sinir muhaf1zlari ta raf1ndan yaka lanip duvar dibinde
ku r~ u na dizi ldi . Fechter'in bu fotog raf1 17 Agustos 1962'de di.inya bas1 n1na
d i.i~tl.i .

surecinde <;ok bnemli bir rol oynad1. 0 zamanki amac1, ulkesini


dag1lmaktan kurtarmak ve yeniden yaptlanma (perestroika) ile
§effaf11k (glastnost) uzerine kurulu bir politikayla ybn etmek olan
Mihail G orba<;ov, May1s 1989'da Batt Almanya'ya duzenledigi
ilk resml ziyarette Ba§bakan Kohl 'e, me§hur Brejnev Doktrini'nin
terk edildigi h aberini verdi: Moskova, artik uydu devletlerdeki
demokratikle~me hareketlerini ~ iddet kullanarak onleme taraftan

259
A LI <;:IME N

degildi . Bu kisa vadede Dogu Alman ya ic;in kelimenin tam anla-


m1yla 'olum opucugu' o lacakt1. Olay m hemen ardmdan 2 May1s
gi.ini.i Macaristan 'demir perdeyi' kald1rmaya karar verd i ve
A vusturya smmm ac;t1. Bu hareketler, Almanlann Bat1
Alman ya'ya akmasma yol ac;t1. Digerleri ise Prag ve Var§ova'daki
e lc;iliklerde Bat1 Alman ya'da goc;men olmanm yollanm aradilar.
Alt1 ay iyerisinde 220 bin Dogu Alman yali batiya gec;ri. Bu
arada Dogu Alman ya'y1 iyeriden degi§tirmek isteyen muhalefet
gru plan ise (Yeni Forum, $ imdi Demokras i, Demokra tik
Yenilenme gibi) kiliselerin §emsiyes i altmda bi.iyi.idi.i ve Dogu
A lmanya'da gi.ici.i elinde tutan otoritelere kar§l pro testo go teri-
leri di.izenlemeye ba§lad i. Leipzig'de ban § gonulluleri tarafmdan
duzenlenen Pazartes i G osterileri'ne, binlerce §iddet istemeyen
goni.illi.i kat1liyordu; ancak kat1lanlar arasmda §iddetli polis
mi.idah alesi de vard1. 4 Eylul'de bin kadar gosteric i, 16 Ekim'de
de 120 bin gosterici "O zgi.ir se9im istiyoruz", "Buradan aynlm1-
yoruz" ve "Biz h alkiz" §eklindeki tarihe gec;en sloganlar at1yordu.
7 Ekim tarihinde Dogu Alman ya 40. yildoni.imi.ini.i kutlad1;
ancak kutlamalar rejim aleyhinde bir protesto gosterisine
doni.i§ti.i ve binden fazla ki§i tutukland1. Kutlamalann onur
konugu olan Gorbac;ov, C umhuriyet Saray1'nm oni.inde "Gorbi,
bize yardim et !" slogam atan halk tarafmdan kar§iland1. Bunu
duyan G orbac;ov, "Kim gee; kalirsa, bedelini h ayat1yla oder"
diyerek, bir bakima olabileceklere i§aret ediyordu.

Duvardan geriye amlar kaldi


Duvarm resml y1kil1§1, 13 H az iran 1990'da Bernauer
Caddesi'nden ba§lad1. 300 Dogu Alman ya sm1r gorevlisi ile
ba§layan y1kim i§lemi, 600 asker, 13 buldozer, 55 kaz1m arac1, 65
vine; ve 175 kamyon ile tamamland1. iki Berlin arasmdaki
duvar, bu o lay1 kutlamak i<;in 6 boli.imi.ini.in saklanmas1 dt§mda
30 Kas1m gi.ini.i tamamen ortadan kald1r1ld1. G eri kalanlar da
199 1 y1lmda tamamen ortadan kayboldu. Beton duvann parc;a-
lan , ogi.iti.i lerek yol yaptmmda kullamld1. Duvardan kopanlan
250 parc;a ise duzenlenen ac;1k artlrmalarla 10 bin mark ile 150

260
TA RIHI DEGl$T IREN OLAYL A R

bin mark arasmda degi§en fi yatlarda sa ttld1. Bugi.in Bri.ikse l'deki


Avrupa Birligi Parlamento binas mm onunde bu pan;alardan
birini gorebilirsiniz.
Bugun, her ne kadar bir zamanlar durdugu yer, Berlin' in a§ag1
mah allelerinde 20 kilometre boyunca ktrmm bir c;izgi veya c;ift
katmanlt kaldmm ta§ t ile i§aretlenmi§ olsa bile duvar, arttk c;ok
zor gori.ilebiliyor. G eriye kalanlar sadece hatna olsun diye sakla-
nan parc;alar ... Berlin 1989 ytlmda tamamen degi§mesine rag-
men, yine de hic;bir §ey duvarm kentte ve insanlann zihinlerin-
de b1rakt1g1 izi tamam1yla yak edemedi . Alman yazar Peter
Schneider dedigi gibi; 'Duvann zihinlerden kaldmlmas1, ayrn i~in
bir y1k1m ~irke ti tarafmdan yapilmasmdan daha uzun sii.recek.'

N ot: Berlin Ouvan'nm y1kilmas1 ile ilgili geli~meleri Sovyet cephe-


sinden izlemek ii;in kitabm SSCB'nin dagilz~mz konu edinen
"Sovye tler Birligi'nin dagilmas1" b~ligirn okuyabilirsiniz.
A ynca, ABO B~karn Reagan'm duvann yzkzlmaszna ybnelik
i;agnszrn ii;eren konu~mas1 ii; in bakzrnz; Ali <;imen, 'Yzkm Bu
Duvan Bay Gorbai;ov', T arihi Oegi~ tiren Konu~malar ,
Tima~ Yaymlan , istanbul, s. 189.

261
SOVYETLER BiRLiGi'NiN DAGILMASI

(8 Aralik 1991)

"Sovyetler Birligi, ~eytan


imparatorlugudur ,
Sovyet komunizmi de
modem dunyanm ~eytan odagidir ."
Ronald Reagan (1911-2004),
Kendisini komi.inizm ile mi.icade leye adamI§,
Amerika'nm 40. Ba§kam

1980'lerin ikinci yansmda Dogu Bloku'ndaki sistemlerin ba§


dondi.iri.ici.i bir h1zla birbiri ardma c;okmesi, hic;bir §eyin ozgi.i rli.ik
talepleri oni.inde duramayacagt gerc;egini bir kez dah a mi.ihi.irli.i-
yordu . Ya§anan gel i§meler, insanm ve on a yarat1c1 tarafmdan
bah§edilen ozgi.irli.igi.in, sistem ve ideolojiden once gelmesi
gerektigini gosteriyordu. Koku§mu§ rejimlerin domino ta§t gibi
yuvarland1g1 donemi, ba§taki ta§ t dev iren don emin Sovyetler
Birligi Komi.inist Partisi Gene! Sekreteri Mihail Gorbac:;:ov, te k
kelime ile ozetlemi§ti: "Ge~ kal.an olur!"
Di.inya tarihi, 80'li y1llann ikinci yansmdan ba§lay1p 90'!t
y1llann ba§lanna kada r devam eden, heyecan!t, ge rilimli ve bir
o kadar da dramatik bir 'ozgi.irli.ik mi.icadelesine' §ahitlik etti.

Bu adama dikkat edin


$ubat 1985- Downing Street 10 numara ... Demir Leydi ic;eri
girdiginde, ingiliz ic; istihbarat Servisi MIS ile Ot§ istihbarat
Servisi M16'nm ba§kanlan ve diger onde gelen kurmaylar ayaga

262
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

kalkarak ba§bakam selamlad1lar. Gbrunii§te rutin bir degerlen-


dirme toplanttsmdan farklt degildi. Ama odadakiler, birkac;::
dakika ic;::inde onlerindeki doneme damgasm1 vuracak bir tespite
§ahit olacaklard1. Birkac;:: selamlama ciimlesinin ardmdan M16
ba§kam sozii ald1:
"Saym Thatcher! Bu adam digerlerinden r;ok farkl1. Sanznm bir-
ka<; yzl i<;inde ruyam1zda bile gorsek inanamayacag'im1z geli~melere
tanzk olacag'iz. Her yonden bunlara hazirlikli olmaliy1z!"
Margaret, onaylar §ekilde ba§tnl sallad1.
Hep birlikte duvardaki dev ekrana yans1t1lm1§, kafasmda
brmm bir ben olan adamm dondurulmu§ goriintiisiine babyor-
lard1. Adam bir ay sonra, kar§I tarafm bir numaralt ismi olacak-
t1. ..

Generalin itirafr.
Yeti§kinlik hayatmm buyiik bir boliimunde komiinist rej ime
kar§l di§ bilemi§ olan Ronald Reagan, Amerika'nm silah yan§m-
da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi'nin (SSCB) ardmda
kald1gma inamyordu. Reagan'm ba§kanligmm ilk y1llannda
Sovyetler gerc;::ekten inamlmaz bir silahlanma hm yakalamt§tL
Donemin Amerikan Oi§i§leri Bakam Casper Weinberger, duru-
mu §byle tammliyordu: "Hi<; ~uphem yak ki, Sovyetler'in amac1
dunya hakimiyetine u~makn. Askerf yap1lanmalan, di~ politika
giri~imleri ve saldirgan tutumlan, bu iddiam1z1 dogrular nitelikteydi."
Uzaym kapilarm1 ilk aralayan Sovyetler olmasma ragmen, iler-
leyen y1llarda Sovyet yonetici sm1fmm yiiregine bir korku dii§-
mii§tii: Teknoloji. Amerikali rakipleri, teknolojiyi onlardan
daha iyi kullamyordu. New York Times muhabirlerinden Leslie
H . Gelb, bu korkuyu, "Moskova'da Rus Genelkurmay B~kanz
Marshal Ogarkov ile bir mulakat yapm1~nm. Bana, 'Biliyorsunuz ki
tum modem askerf teknolojilerin bel kemigini bilgisayarlar ol~turu­
yor. Sizin Amerika' da u<; y~mdaki r;ocuklar bile bilgisayar kullan-
mayz bilirken, bizim daha once hi<; bilgisayar kullanmam1~ askerf
teknisyenlerimizi egitmek aylar yzllar aliyor. A<;tk<;as1 bilgisayarlardan
korkuyoruz. Eger bilgisayar donanzmlt bir yapiya ge<;ersek, bu aynz

263
ALI c;:IM EN

zamanda Sovyet liderliginin politik w;:zdan kontrolu kaybedecegi anla-


mma gelir .. .' demi~ ti " diyerek ozetliyordu.
Kremlin'deki ihtiyarlarsa si..iper gi..i<;: olmanm getirdigi maliye-
te katlanmaya istekli gori..ini..iyorlard1. Bu ise, Slfadan Sovyet
vatanda§ Lac;ismdan, rutin s1kmtdann ve yoklugun devam etme-
si anl amma geliyordu. Bu esnada Brejnev, Kremlin'deki liderli-
ge yeni bir yi..izi..i taniyordu: Mihail G orba90v. Kendisine Sovyet
tanm politikalannda 1slahat yapmas1 gorevi verilmi§ti. Stalin'in
ac1mas 1zca kamula§ttrd1g1 topraklardan verimli i..iri..in almak
neredeyse imkans1zd1. Kremlin'dekilere gore gen e; say1labilecek
adamm elinde tarnm 1slah gorevi, ama aklmda ise sistemi yeni-
leme fikri vardt. Ona gore, "Sistem sallaniyordu . insanlar, ken-
dilerine inisiyatif h akki vermedigi ic;in i§lerinden zevk alm1yor
ve gorevlerini savsakltyordu. Sistem insanlara rahat konu§ma
imkam tanim1yordu ."
Silahlanma ti..im si..iratiyle devam ediyordu. T araflar silahla-
rm yok etme gi..ici..i ve menzili hususunda adeta birbirlerine nazi-
re yap1yorlard1. T ekrar ivme kazanan silahlanma yan§t ve
Reagan'm anti-Sovyet retorigi, Batt Avrupa'da ni..ikleer kar§ttl
h areketi uyandmnt§tl. Ban§ kampanyas1 yapanlann bilmedigi
bir §eyse protestolann aslmda Beyaz Saray'da da yank1 uyand1r-
d1g1yd1. Reagan'm bilimsel dant§manlarmdan G . A. Keyworth,
"Aslznda Reagan'da silahlanma yan~mm , birbirimizin kafasma silah
dayamz~ olmaktan farksiz olmadzgznz biliyordu . Bu durumdan olduk-
~a rahatszzdz. Etik olarak da nukleer gitce dayanan caydzrzcilzgzn
dogru olmadigzna inanzyordu" diyerek done mi yans1ttyordu.

Son hamle Yildiz Savll.§lan


Bilgisayar ve lazer teknolojisindeki ilerlemeler Reagan 'a yeni
imkanlar sunabilirdi. Boylelikle di..inyay1 ni..ikleer c;eli§kilerden
kurtarabilecekti. Sonuc; olarak devrim niteligindeki yeni savun-
ma siste mi ya da popi..iler ismiyle 'Ydd1z Sava§lan Projesi'
(Strategic Defense Initiative-SDI) uygulamaya sokuldu . Kimi tarih-
c;ilere gore bu adun, teknolojinin ardmdan soluk soluga ko§an
Sovyet sisteminin nefesini tamamen kesen h amle olmu§tu .

264
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

Reagan, 23 Mart 1983'te, "Ozgilr insanlar gU.venli y~am hak-


lanmn, Rus fuzelerine kon~landmlmz~ Amerikan fuzeleriyle elde
edilen nukleer caydmczlzga baglz olmadan mevcut oldugunu bilseydi
naszl olurdu? Rus fuzelerini hedeflerine varmadan atmosferin ilk
tabakalannda tespit edip ortadan kaldzrabilecegimizi bilselerdi .. .
Biliyorum , bu olaganustu teknik bir i;alz~ma ve ancak yuzyzlzmzzm
sonunda tamamlanabilir . Bundan dolayz bize nukleer silahlan kazan-
dzran bilgi birikimimizi, insanlzgz nukleer korkudan uyandzracak bir
r;alz~ma yapmaya r;agznyorum" diyordu. SDI, ac;1kland1g1 andan
itibaren Moskova'da soguk du§ etkisi yaratt1. Sovyet Uzay
Ara§ttrmalan Enstiti.isi.i'nden Ronald Sagdeev, "$ok olm~tuk.
Silahlanma yan~zmn ne kadar tehlikeli oldugunu idrak etmeye ba~la­
dzgzmzz bir donemde, yan~ uzaya ta~mmz~tz" derken, Sovyetler' in
Amerika'daki bi.iyi.ikelc;isi Anatoly Dobrynin, "Silahlanma yan-
~mda yeni bir donem ba~lamz~tz. Bu daha fazla para harcamamzz
gerektigi anlamzna geliyordu . Bizde olmayan paramn daha fazlaszm
yani ... " sozleri ile ic;inde bulunduklan c;1kmaz1 ozetliyordu.

Yeni isimden yeni ruh


Leonid Brejnev, 1982 ytl1 Kas1m aymda oldi.i. Yerine bir
ba§ka ihtiyar kurt, KGB'nin §efi, Yuri Andropov gec;ti.
Andropov, Reagan'm Sovyet rejimi ile ilgili konu§malarmdan
ve SDI'dan ac;1kc;a c;ekiniyordu. Batt'nm Rusya'ya kar§I topyekCtn
bir saldmsmdan §i.iphelenen Andropov, KGB'nin Bat1'daki her
hareketi mercek altma almasm1 emretti. 1985 y1lt Mart aymda
Konstantin Chernenko oldi.i. Cenaze tbreninde di.inya liderleri-
nin gozi.i, Sovyetler Birligi'nin di.imenindeki yeni adamda,
Gorbac;ov'dayd1. Amerikan Ot§i§leri Bakam George Shultz,
cenazeye ba§kan yard1mc1s1 s1fat1yla kat1lan George Bush'a yak-
la§tt:
"George, bu adam daha 6nceden gordugumuz Sovyet liderlerine
hir; benzemiyor, ne dersin?"
Ruslar da ktsa zamanda far kt fark edecekti. Gorbac;ov, sosyal
<;Oki.intiilerden, Komiinist Partisi ic;indeki yolsuzluklardan ve
alkolizmden muzdarip, makyajlt bir rejimin direksiyonuna gee;-

265
ALI ~IMEN

Mihail Gorba-;ov, seleflerine nazaran olduk<;a


gen<; ya~ta Komunist Partisi Genel Sekrete r li~i ' ne
getirilmi~ti. Kendisinden beklenen, ba~ta tanm
olmak uzere, Sovyet makinesinin bozulan di~liler i­
ni de~i~tirmes i ydi. Arna o, makineyi de~i~tirmeyi
tercih edecekti.

mi~ti . H astaltklard an kurtulmak ve <;Qki.inti.i i<;indeki ekon omiyi


kurtarmak niyetinde olan G orba90v, doneme damgas m1 vura-
cak silahlanni a91kltyordu: Perestroyka (yeniden yap1lanma ) ve
Glasnost (yen i bir di.iri.istli.ik ruhu) .
Oonemin Sovyet 01 ~ i~leri Bakani Eduard Shevardnadze,
yeni donemi ~i:iy l e ifade ediyordu: "Gorbi'nin soyledikleri halen
kulaklanmda . 'Onumuzde iki yol var, ya kemerleri sikzp tuketimi
azaltacagzz -ki halkm artik buna tahammulunun kaldigzm sanmzyo-
rum- ya da uluslararasi tansiyonu azaltarak Ban ile Dogu arasmdaki
antla~mazliklan ortadan kaldzracagzz ... Silahlanma i~in harcad1gzm1 z
korkun~ miktarlardan da tasarruf edebiliri z' demi~ ti. "

266
TARIHI DE Gl~TIREN OLAYLAR

Kaza rejimin pisliklerini sizdirdi


Kastm 1985'te Gorbac;ov ve Reagan, Cenevre'de ilk kez bir
araya geldiler. Reagan, yeni muhatab1yla nereye kadar gidilebi-
lecegini ogrenmek istiyordu . Gundemde, insan haklan,
Afganistan'daki Rus i§gali ve silahlarm kontrol altma almmast
gibi derin maddeler bulunuyordu. iki liderin uzerinde anla§ama-
d1g1 konularm ba§mda SDI geliyordu. Reagan, daha guvenli bir
dunya i<;cin bu projenin gerekli oldugunu ve hatta soz konusu
teknolojiyi Rusya'yla payla§maya ham olduklanm soylediginde
Gorbac;ov guldu:
"Sut sagma makinelerinin teknolojisini bile bizimle payla~miyor­
sunuz Saym Ba~kan. Lutfen buna inanmami beklemeyin!"
Gorba9ov, Cenevre'den istedigini -silahlanma yan§mm
frenlenmesini- elde edemeden donmesine ragmen taraflar goru§-
meye devam ediyordu. Gorbac;ov iktidara geleli bir yd olmu§tu
ama Soguk Sava§ halen suruyordu. Cenevre'de yapilmas1 du§u-
nulen ikinci zirve ertelendi. Ni.ikleer sava§ korkusu artarak
devam ediyordu. Nihayet 1986 y1li Nisan aymda nukleer bir
felaket patlak verdi. Arna iki super gu<; arasmda degil.
Ukrayna'nm Kiev kentindeki Cemobil nukleer gi.i9 unitesinin 4
numarali reaktori.inde. Goni.illi.iler, reaktbrden smnt1y1 temizle-
mek i<;cin yetersiz teknolojiyle harekete ge9tiklerinde, Sovyet
rejiminin teknik ve bilimsel yetersizligi de smtmaya ba§lami§tL
Bolge tahliye edildi ve di§ dunyaya kapat1ld1.

'Doveryai, no proveryai!'
izlanda'nm Reykjavik kentinde iki lider tekrar bir araya
geldi. Gorbac;ov, Reagan'm 's1ftr opsiyon' teklifini inceleyecekti.
Buna gore Sovyetler SS-20 fuzelerini <;cekerse, Amerikalilar da
Avrupa'daki cruise ve pershing fuzelerini sokecekti. Gorbac;ov,
yeni bir anla§maya ula§maya 93li§1yor, Reagan ise SDI'dan taviz
vermiyordu. Anla§ma olmad1. Bu arada gen9 bir amatbr pilot
olan Batt Alman Matthias Rust, Cesna tipi u93g1yla Kremlin'in
gobegine inerek, hem dunyay1 hem de Ruslan §awtt1. Koca Rus
Savunma Sistemi, Kremlin'e inen ku<;cUk u93g1 tespit edememi§-

267
ALI <;:IMEN

ti. Rust, bir baknna kml rej imin yetersizligini fotograf11yordu.


Gorbac;ov'un dani§manlanndan Anotoly Cherniayev, "Rust'a
c;ok iyi davrand1k. Boyle bir ~eyin Gorbac;ov doneminden once ger-
c;ekle~mi~ olmasmt hayal bile etmek istemezdim. Muhtemelen K1ztl
Meydan'm gobeginde id.am edilirdi" diyerek rejimin esnemeye
ba§ lad 1gmm i§aretlerini veriyordu. Gorbac;ov, kisa sure hapis
yatan Rust'u serbest birakt1rd1 ama Sovyet komuta kademesinde
birtakim kelleler ll(; mu§tu .
SSCB'de medya hizmetleri, faks ve bilgisayar kullanim1 geli-
§iyordu. Gorbac;ov ve Po litburo uyeleri, ofislerinde uydu kan al-
larm1 seyrediyorlard1. Sovyet telev izyonu da degi§im ruzgarlann1
ardma alm1§tJ. Margaret Thatcher ile canl1 mulakat yapma ris-
kini bile gaze aliyorlardi! G orbac;ov, parti ic;inden kendine
yoneltilen ele§tirilere "i~c;i konseylerine daha c;ok soz hakk1, daha
c;ok reform ve daha c;ok demokrasi. Bizi ileriye gotilrecek tek yol, bize
gerc;ek gilcu verecek tek c;ozum bu!" derken, Reagan, SDI'da 1srar-
c1yd1. Kremlin'dekiler ise silahlanma yan§mm durmas1 gerekti -
gine inanmaya ba§laml§tl. ilk kez Amerika Birle§ ik Devletleri'ne
gelen Gorbac;ov, tarihl bir antla§ma imzalayacakti . Sovyet tele-
vizyonlarmdan da canli yaymlanan ziyareti, ic; ve d1§taki itiban -
m art1rm1§t1. Anla§ma esnasmda Ba§kan Reagan, bozuk telaffuz-
lu Rusc;as1yla muhatabma tarihe gec;ecek §U soz leri soyluyordu:
"Saym Genel Sekreter, belki telaffuzum size bozuk gelecek ama
'Doveryai, no proveryai!' (Guven ama kontrol et !)" Boylece iki
lider tum nukleer silah kategorilerini ortadan kaldiracak tarihl
antla§maya imza atml§tl .
Amerikan Cruise ve Pershing fu ze leri ile Sovyet SS-20'leri
kameralar onunde sokulmeye ba§land1. Bu aym zamanda sembo-
lik o larak Dogu Bloku rejiminin de sokulmesi anlamma geliyor-
du . Reagan, ba§kanligmm son ytlmda Kremlin'e ziyarette
bulundu.
Demir perdenin beton uzant1s1 Berlin Duvan, Batt-Dogu
bolunmi.i§li.igi.ini.in somut semboli.i o larak gorevine, dikenli telle-
rin dogusunda kalan ordularsa komi.inist halklan kontrol altmda

268
TARIHI DE<'.il$TIRE N OLAY LAR

Yild 1z Sava?lari Projesi ile Sovyetler' in


pes etmesine yol a~an ad1m1 atan
donemin Amerikan Ba?kani Ronald
Reaga n, bu sure~ten k1sa bir sure
sonra, o zamana kada r akla gelmeye-
cek bir i?e imza atacak; Moskova
Devlet Universitesi'nde, ustelik de
Lenin heykeli alt1nda yapacag1 konu ?-
ma ile Rus ogrencilere seslenecekti.

tutmaya devam ediyordu. Arna Moskova'da degi§ik ri.izgarlar


esmeye ba§lamt§tt. 1988 y1li Araltk aymda Gorbac;ov, gorev
si.iresi dolmakta olan Reagan ve ba§kan yard1mc1s1 George Bush
ile bir araya geldiginde kafasmda 'Soguk Sava§ arttk bitmeli'
fikri vardt. Buna kar§m Amerika ihtiyatl1yd1. Gorba<;:ov,
1989'dan itibaren birlik i<;:indeki uluslar i.izerindeki kontroli.i
gev§etmeye karar vermi§ti. Dogu A vrupa halklarma da kendi
geleceklerini kendilerinin belirlemesi gerektigini soyli.iyordu
ama halklar yine de endi§eliydi. "Komunist olmayan iktidara gelir-
se Moskova buna seyirci kalir m1yd1?"
Moskova'dan ozgurluklerini istemeyenler de vard1. Mesela
Oogu Almanya'nm lideri Erich Honecker, iktidarmt

269
ALI <;:IMEN

Sovyetler'den ge len destege baglamt§tt. Daha sonrad a n


H onecker'in dant§manlanndan Frank Joachim Herman §a§km-
l1gm1 §byle dile getirecekti: "40 yillik bir birlikteligin ardmdan
hi~birimiz Sovyetler'in sosyalist ulkeleri kendi b~ma bzrakacagma ve
onlara sirtmz donecegine inanmam1~t1k. 0 gilne kadar duyulmu~ bir
~ey degildi. "

Hurriyet treni Macaristan' da


1956'da Sovyet tanklan Macaristan'daki ozgurluk ve bag1m-
stzl 1k giri§imlerini ezip ge<;mi§, imre Nagy ve diger muhalif
liderler idam edilmi§ti. Ekonomik reformlar ba§lang19ta ba§an
gostermesine ragmen, bir mi.iddet sonra c;:amura saplanm t§tt.
1989'da komi.inist irade kontroli.i kaybediyordu. Sovyet birlikle-
ri halen Macar topraklarmdayd1. Halkm kizgml1g1 arttyordu.
Korku, rejimi politik degi§iklikler yapmaya ve daha fazla demok-
rasi yoni.inde itiyordu. Macaristan Ba§bakam Miklos Nemeth
donemi §i:iyle anlattyordu: "Olke dipsiz bir u~urumun qigindeydi.
Ekonomik olarak ~okm~tuk. Politik kadrolann hepsi sosyalist rejime
makyaj yaparak, daha iyi bir y~am standard1 yakalayacagimzza ikna
olm~tu."

1989 ytlt Mart aymda Nemeth, Moskova'y1 ziyaret etti. <:;:ok


partili sec;:imlere girmeyi planltyorlard1. Moskova'nm nabzmt
o lc;:ecekti. Acaba bu kadar ileri gitmelerine Gorbac;:ov ne derdi?
iki lider, ba§ ba§a kald1gmda Nemeth c;:ekingen bir tav1rla sordu:
"Boyle bir donemde nasil serbest se~imler yapacagim1zi bilmiyorum
a~1k~asz. T opraklanm1zda 80 bin Rus askeri var, zihinlerimizde ise
56'mn ac1 hanralan. Se~im yaparsak, bunu tekrarlar mmmz?"
Gorbac;:ov tereddi.it etmeden cevap verdi: "C::ok partili sistem
konusunda sizinle hemfikir degilim. Arna bu benim sorumlulugumda
degil, bilakis sizin elinizde. Bunu engellemek i~in bir talimanm1z ya
da giri~imimiz olmayacak."
Nemeth mesaj1 almt§tt. imre Nagy ve arkada§lanna iade-i
itibarda bulunuldu. Halk, bunun sadece bir iade-i itibar degil,
aym zamanda cesaret 91gltg1 oldugunun farkmdaydt. Bir ay once
Soguk Sava§, sembollerinden birini kaybetmi§ti. Macar huki.i-

270
TARIHI DElil5TIREN OLAYLAR

meti, Avusturya ve Batt ile olan smmndaki dikenli telleri kal-


d1rmt§tl. Sovyetler hi9bir tepki vermedi. Her ne kadar seyahat
bzgi.irli.igi.i tam anlam1yla i§lemese de demir perde sallanmaya
ba§lamt§tl.
Macaristan'm tavn Var§OVa Pakt1 i9indeki §ahin liderleri
endi§e lendiriyordu. Arna hie; kimse Honecker kadar endi§eli
degildi. Olkesi, Sovyetler'in Bat1'daki uc; kalesiydi. Honecker bu
durumdan duydugu rahats1zltg1 gostermek ic;in dt§i§leri bakanm1
Moskova'ya gonderdi. Ald1g1 cevap kisa ve netti: "Elimizden bir
§ey gelmez, kendi bilecekleri i§." Moskova daha once hie; boyle
bir tepki vermemi§ti.

ilk atak Polonya'dan


Macarlar gibi Polonyaltlar da komi.inist sistemle hesapla§ma-
ya gidiyordu. Muhalefet hareketi Solidarity (Dayam§ma) onder-
liginde yap1lan grev dalgas1, idarenin duvarlanm sarsmaya ba§-
lamt§tt. Sovyetler'in onay1yla 1981 'de Polonya ordusu tarafm-
dan bastmlan Solidarity Hareketi, ozgurluk inancmdan bir §ey
kaybetmi§ degildi. Hareketin lideri Lech Walesa, "Hepimiz
komunist sistemin oldugunu biliyorduk ama sorun, onu kazasiz bela-
szz bir yerlere gommekti" diyordu.
1989'un ba§lannda huki.imet Solidarity'le yuvarlak masa
toplant1lanna ba§lad1. Demokrasiye yumu§ak bir ge9i§ yapmaya
ve iktidan payla§maya hamlamyorlard1. Yap1lan sec;imlerde
komi.inist rejim adeta sahadan silinmi§ti. Parlamentodaki 100
koltuktan 99'unu Oayam§ma Hareketi ald1. Birkac; hafta ic;inde,
Sovyet Bloku'ndaki ilk anti-komi.inist ba§bakan goreve gelmi§ti.
Var§ova Pakt1 zirvesinde liderler aras1 gori.i§ aynltklan ortaya
91kmt§tt. Honecker gibi, Romanya Devlet Ba§kam Nikolay
Gavu§esku, Jakes ve Honecker, bir ti.ir komplo haz1rl1gmdayd1.
Gorbac;ov ile konU§UP Polonya ve Macaristan'daki geli§melere
mudahale etmesini isteyeceklerdi. Onlara gore, daha fazla ozgur-
luk ve refah isteyen iki ulke c;izmeyi a§mt§tt. Tekrar Nemeth'e
kulak veriyoruz: "<:;avu~esku'nun bu konudaki teklifini duyar duy-
maz masamn oteki ucunda oturan Sovyet Delegasyonu ile goz gaze

271
A LI (I M EN

geldik . Bana adeta gozleri ile 'Siz bildiginiz gibi devam edin , hi~bir ~ey
olmayacak' mesaj1 veriyorlard1. Hi~bir ~ey olmadi. "

<;oziilme bel§hyor
T emmuz'da Ba§kan Bush, Polonya ve Macaristan '1 ziyaret
etti. Batt, demokrasi mi.icadelesine destegini gbsteriyordu . A yni
donemde Komi.inist <;in'deki demokrasi talepleri , Tiananmen
Meydani 'nda tanklann paletleri altmda ezi liyordu . <;in ordusu,
bzgi.irli.ik isteyen kendi h alktni katletmi§ti. Oi.inya sarstld1 .
Acaba Oogu A vrupa'daki reform hareketlerinin sonu da boyle
olabilir miydi ? <;in'deki rejimin reform isteklerine kar§t uygula-
d1g1 politika H onecker'i olduk<;:a memnun etmi§ti. Kendi sis-
temlerinde bir yanlt§ltk oldugunu kabul etmeye yana§mtyordu .
G orba<;:ov o donemi §by le anlattyordu : "Onlara kendi ii.lkelerinde-
ki durumdan , kendilerinin sorumlu oldugunu soyledim . 'Neye ihtiya-
c1rnz varsa onu yapm, bizim Perestroyka'ya (yenilenme) ihtiyac1m1z
var, sizin ihtiyQ{lanrnz size kalm1~ ' dedim . Honecker, 'Biz kendi
Perestroyka'm1zi yaptik ve yeniden yap1land1rmay1 gerektirecek bir
durumumuz yak' ~eklinde cevap verdi ."
Gerc;ekte ise Dogu Almanya <;i.iri.iyordu. H ava, su ve c;evre
kirleniyordu. Ekonomi bataktaydi. Rej im, yenilik isteklerini
bastmyordu. H alk robotla§mt§, bzgi.irli.igi.i sadece ri.iyasmda ya§ t-
yordu. 0 yaz Dogu Almanlar, Macaristan 'da tatil yap1yordu . Bir
ka<;t§ yolu bulmu§lardi. Macaristan'm Bat1'yla o lan smm gev§e-
mi§ti. Budape§te'de Batt Alman El9iligi'ni ku§atan Dogu Alman
vatanda§lan , iltica etmek i<;in yard1m istiyordu . Batt Alman
~ a nsb lye H e lmut Kohl, G orba9ov'a gi.i veni yord u. Dogu
Almanlann Bat1'ya ge<;mesine izin verilmes i durumunda Macar
ekonomisine yard1m etmeyi planhyor, G orba<;:ov'un Macarlarla
yapacag1 anla§may1 enge llemeyecegine inam yordu. Macarlar
ge<;i§e izin verdi . H onecker mi.iltecileri 'toplum d t§l ahlaks1zlar'
olarak tanimltyordu . Dogu Alman ya'dan Macaristan'a trafigin
artmas1 i.izerine smm kapatttrdt.
Ozgi.irli.ik aray t§mda olanlar bu kez rotay1 <;ekos lovakya'daki
A lman El9iligi'ne c;evirmi§ti. El9ilik do lup ta§mt§tl ama ilticac1-

272
TARIHI DEC':il~TIREN OLAYLAR

,------------
1
I

Dogu Bloku'nun gev?emesiyle taraflar aras1nda ziyaretler s1kla?m1?tL


Gorba~ov'a, Amerika'ya yapt1g1 resml ziyaret ~er~evesinde ugrad1g1 New
York'ta, Ba?kan Reagan ve o d6nem yard1mc1s1, daha sonra da hem kendisi
hem de oglu Amerika ba?kani olacak olan George Bush e?lik ediyordu.

lar 91kmay1 reddediyordu. (:ek polisinin aktm1 durdurma c;abala-


n sonuc; vermedi. Sovyet ve Batt Alman baskts1 altmda kalan
Honecker, kendini kurtaracak bir anla§maya razt olmu§tU.
ilticaetlar, Dogu Almanya iizerinden goc;mek ko§uluyla, Batt
Almanya'ya gidebilirdi. Boylelikle Honecker, onlan vatanda§-
ltktan atttgm1 iddia ederek, karizmasm1 kurtarmay1 planltyordu.
Trendekilerden biri, y1llar soma o am §i::iyle nakledecekti: "Tren
durdu . iki culam i~eri girerek, 'Iyi gii.nler, devlet gii.venlik te~kilatla­
rmdan geliyoruz ve ~imdi bize pasaportlanmzz vereceksiniz' dediler .
Yere egilip pasaportlanmzzz naszl topladzklanm unutamzyorum.
(:unku hepimiz pasaportlanmzz1 yere atmz~nk . 'Alm pasaportlanmz1,
arnk bize istediginiz gibi muamele edemeyeceksiniz' diyorduk hep bir
agizdan."
Bu arada Prag'daki elc;ilige ilticac1 akm1 siiriiyor, Batt'ya
ula§ma c;abalan giderek artiyordu. Birkac; gun ic;inde tam 7 bin
ki§i elc;ilige s1gmmt§ti! Dogu Almanya'da tansiyon yiikseliyordu.
Gosteriler artmaya ba§lad1. Herkes Gorbac;ov'dan ald1g1 ithamla

273
ALI <;:IMEN

demokrasi taleplerini gun L§tgma 91kanyordu . Leipzig gosterici-


lerin merkez i olmu§tu. Bir muddet soma yeni bir protesto §ekli
geli§tirildi: "Burada kaltyoruz!" Kai;arak bir yere vanlamayacagt-
nt anlamt§tl Dogu Almanlar. Mucadele verilmeliydi.

Gosteriler armki;a hukumetin sinirleri de gev§iyordu. Dogu


Alman Politbt:1rosu'ndan Gunter Schabowski, ii;inde bulunduk-
lan durumu, "Kisacasi ne yapacagrmizi bilmiyorduk. Yardimsi z
kalmi~nk ve sesimiz i;zkmiyordu. Olke ve liderligi, hii;bir zaman boy-
lesine apk dile getirilen taleplerle kar~i kar~iya kalmami~tz" §eklinde
yansltlyordu.

'Duyuyor musun?'
Olanlarm farkmda olmayan tek isim Honecker'di. Dogu
Almanya'nm kurulu§unun 40. ytldoniimiinde, Egon Krenz ile
birlikte §eref konuklan Gorba90v'u kar§tlamaya hamlamyorlar-
d1.
Sovyet Delegasyonu ise Dogu Alman rejiminin sallant1da
oldugunun farkmdaydt . Ot§anda kurulu§ ytldoniimii i;eri;evesin-
de yap1lan gosteriler devam ediyordu. Ge9it alayt yapan partili
genc;ler, birdenbire klasik mar§lan bir kenara b1rakarak, ba§ka
bir ismi hayktrmaya ba§ladt: "Gorbi! Gorbi! G orbi!"
Honecker, duymazltktan gelmeyi tercih ediyordu. Gorba90v:
"Bu geni;ler ozel olarak sei;ilmi~, egitilmi~ti. Saglikli ve dint; gorunu-
yorlardi. Ne~eli gorunmelerine ragmen birlden mod degi~tirip 'Gorbi
bize yardim et, Gorbi burada kal' diye bagrrmaya ba~ lami~lardi.
Polonya lideri Rakowski yarnma geldi ve 'Almanca anliyor musun?'
diye sordu. 'Evet, biraz ... ' dedim . 'Peki dediklerini duyuyor musun? '
diye tekrar sordu. 'Evet!' dedim. ' i~te bu yolun sonu' diye kar~ilik
verdi."
Yaptlan toplanttlarda Gorba90v, durumun boyutlanm sergi-
lemeye c;alt§tyordu; "Honecker ile tam 3 saat gor~tUm. Nii;in
kendisi ile goru~me yapngrmz anlamamz~ gorunuyordu. Ne yapngrmi-
Zl anlattim. 0 da bana ne yapngrrn anlanyordu. Olan bitenleri zafer
havasmda sunuyordu. 'Geride kalan olur' dedim. "

274
TARIHI DEc:":il~TIREN OLAYLAR

Daha kutlama resepsiyonu bitmeden, Honecker'in ipi c;ekil-


mi§ti bile. Dogu Alman Politburosu ondan kurtulmaya karar
verdi. Honecker Var§ova Paku'nm liderlerine ve Gorba90v'a
tum misafirperverligini gosterirken, dt§andaki kalabaltk slogan
atmaya devam ediyordu. Berlin'deki gosteriler o ak§am da
devam etti ve giderek yay1lmaya ba§lad1. Polis geni§ <;:aplt tutuk-
lamalar yaptt. Arna iki gun soma daha geni§ bir protesto dalgas1
ba§lamt§tt. Ordu ham bekliyordu. 70 bin gosterici Leipzig
sokaklarmda ozgurluk sloganlan at1yordu. Sovyet Buyukel<;isi
Viacheslav Kochemasov, bolgedeki Sovyet birliklerinin komu-
tanma bagmyordu: "Askerlerinize karargaha donme emri verin! ilk
emrim bu. Ikinci olarak tum manevralan durdurun! Ve sonuncusu,
tum asker! w;~lan iptal edin. Ne olursa olsun geli~melere mudahale
etmeyeceksiniz!"
Leipzig'deki yetkililerle gostericiler arasmda goru§meler ba§-
lamt§tt. Yukandakilere darn§madan polise ve askerlere geri
c;ekilme emri verildi. Kimsenin bumu kanamamt§tt. Bu, Egon
Krenz liderligindeki Dogu Alman halki a<;1smdan bir donum
noktas1yd1. Krenz komutasmdaki Dogu Alman Politburosu 17
Ekim'de Honecker'i ala§ag1 etti. Krenz halka reform sozu vere-
rek, Bau Almanya'ya seyahatin kolayla§acagm1 soyledi. Kriz
<;Qzulmu§tu.
1 Kas1m'da Kremlin'de Krenz, Gorba90v'la konu§uyordu.
Gorba90v, "Saym Genel Sekreter, eger vatanda~lannzzm Bati'ya
seyahati hususunda bir i;:ozum bulamazsanzz, sizin ii;:in de eruli~eleni­
yorum" dedi. Krenz birtakim ozgurlukler vaat etti.
Gosteriler buyuyor ve halk daha fazlasm1 istiyordu. 4
Kas1m'da Dogu Berlin sokaklannda yanm milyona yakm goste-
rici toplanmt§tt. 9 Kas1m 1989'da Gunter Schabowski,
Berlin'deki gazetecilere Batt Almanya'ya seyahat engelinin kal-
dmlacagm1 soyledi. Hukumet aslmda degi§ikligin bir gun soma
ba§layacagm1 soylemek istemi§ti ama Schabowski zamanlamay1
yanlt§ anlamt§tl. Haber dalga dalga §ehre yaytld1. Dogu Almanlar,
kontrol noktalarmm a<;tltp a<;1lmad1gm1 gormek i<;in duvara
dogru akm ettiler. Sm1r muhafolannm kafas1 kan§tktt. Emre

275
ALI <;:IMEN

gore kaymaya yi.lt§anlarm vurulmas1 gerekiyordu ama koca bir


§ehir uzerlerine dogru geliyordu. Birden onlar da kalabahgm
arasma kan§t1lar. Bariyerleri kaldird1lar. Bat1 Berlinliler ise kar§I
taraftan geliyordu. Brandenburg Kap1s1'ndan itibaren duvan
paryi.lamaya ba§lam1§lard1. .. Paryi.lanan, halkm iradesine kar§I
1srarla ayakta tutulmaya yi.lt§1lan rejimin kendisiydi aslmda.
Gorba90v, "Bir sonraki sabah beni aray1p olan biteni anlattilar.
Onlara 'jyi yaptimz. Ne yapacaktimz, smmn bir tarafmdan diger
taraftaki Alman/an gormeye giden Alman/an m1 vuracaknmz?'
dedim. Politikamn degi~me zamam gelmi~ti" diyordu.
Duvann ardmdaki iki blokun halklan kucakla§maya ba§la-
mt§tl. Oi.i§manhklan tarihe gbmulmU.§, iki Almanya birle§mi§ti.
Arna A vrupa'nm komunizme kar§t verdigi mucadele henuz bit-
memi§ti.
Alt1 ay soma Bush ve Gorba90v, Soguk Sava§'a nihai darbe-
yi vurmak ic;in bir araya geliyordu. Bu arada Gorba90v'un evin-
deki durum parlak degildi. Sorunlar giderek art1yordu . Herkesin
aklmda 'Sovyetler Birligi kendini muhafaza edebilecek mi?'
sorusu vard1. iki lider Akdeniz'deki bir gemide bir araya geldi.
Fmma c;1km1§, dalgalar yukselmi§ti. Liderleri deniz tutunca,
gorU.§meler bir sonraki gune ertelendi. Durumda aslmda ilginc;
bir ironi de vard1. iki lider bir bakima dalgah denizdeki gemiyi
idare etmeye yi.lt§1yorlard1.

<;eklerden beyaz ihtilal


\:ekoslovakya'da Komunist Parti halen iktidardayd1. 19
Kas1m'da aralannda edebiyat91 Vaclav Havel'in de bulundugu
'sivil forum' isimli muhalefet grubu olu§turuldu. Havel o gunleri,
"Toplum sorunlara gebeydi. Er ya da gef rejimin devrileceginden
emindik ama hif kimse ne zaman ve nasil olacagim bilmiyordu. Boyle
bir durumda kii{uk bir kartopu, pga donu~ebilirdi" cumleleriyle
anlatiyordu. C::ekoslovakya'daki gosteriler devam ediyordu.
Komunist Parti istifa etti. Y1lsonu gelmeden Vaclav Havel dev-
let ba§kam sec;ilmi§ti. Ozetle kan dokulmeden beyaz bir ihtilal
gerc;ekle§mi§ti.

276
TARIHI DE G l~TI R EN OLAYLAR

Gef kalan oldii


Ozgiirluk riizgan Romanya'y1 da etkisi altma almt§tl. Arahk
aymm ortasmda komiinist rejime yonelik protestolar siiriiyordu.
Guvenlik birimleri 73 ki§iyi oldurmil§til. \=avu§esku, ayaklanma
giri§imlerini tum ac1mas1zhg1yla bastmyordu. 21 Arahk'ta
Romanya hukiimeti \=avu§esku yanlts1 buyuk bir kar§t gosteri
duzenledi. Fabrikalardaki i§9iler, \=avu§esku lehine tezahurat
yapmalan i9in topland1. Kendinden emin bir §ekilde konutunun
balkonuna 91kan \=avu§esku, "Bukre~'teki bu populer toplantiy1
organize edenlere ~ukranlanm1 sunuyorum" derken, kendisi i9in
sonun ba§langtc1 oldugunu bilmiyordu. Liderlere dalkavukluk
yapmas1 ic;in meydana toplanan kalabaltk 91gmndan 91km1§,
aleyhte gosteriler ba§lamt§tl. Romen halki da tercihini daha
fazla ozgiirlukten yana koyuyordu.
Oiktac1 liderlerin hepsinde oldugu gibi \=avu§esku da orduya
guveniyordu. Arna evdeki hesab1 c;ar§tya uymad1. Ordu da ozgur-
lukten yana tav1r koyunca diktator lider ve e§i, iktidan boyunca
ozenle besledigi gizli servisi Securitate, halkla kar§t kar§tya kald1.
Olaylar dalga dalga yay1lmaya ba§lad1. Devlet televizyonu canh
yaymdan olan bitenleri dunyaya yans1t1yordu. \=avu§esku ve e§i
helikopterle kac;maya c;alt§masma ragmen Bukre§'in 45 km
dt§mda yakaland1 ve ihtilal mahkemesince yarg1lanarak 22
Araltk 1989'da idam edildiler.
Bu arada Gorbac;ov ulke i9indeki sorunlarla bogu§maya
devam ediyordu. Peyk ulkelerine ozgurluklerini vermekte
comertti ama aym §eyi Orta Asya Sovyet Cumhuriyetleri'ne
yapacak m1yd1? 15 cumhuriyet vard1 ve c;ogu ozgiirliigiinii isti-
yordu. Sovyet Komiinist Partisi kontrolii kaybediyordu. Raflar
bombo§tu. Gorbac;ov, "Haklz olarak ozgilrlugu ve demokrasiyi sef-
mi~tik ama unuttugumuz bir ~ey vardi. Halk, sistemin durumunu
marketlerden satin alabildiklerine gore degerlendiriyordu .. ." diye-
cekti. Pazar ekonomisine ge9i§ zordu ama Moskova'daki ilk
McDonalds ac;1lm1§tl bile. Gorbac;ov, tarihte ilk kez halka goste-
ri yapma hurriyetini verdi. Gosterilerde amk Komiinist Parti'nin
ilga edilmesi c;agnsmda bulunuluyordu. Partinin ag1r toplan

277
ALI <;:IMEN

buna hararetle kar§I <;1kiyordu. Gorba<;ov'un kendisi de komu-


nist olmasma ragmen <;ogulculugu sec;ti. 1917 'deki Ekim
Devrimi'nden bu yana ulkeyi yoneten parti, iktidan payla§acak-
t1. Stalin ve Lenin'in uygulamalan rafa kaldmliyordu. En biiyii-
gunii Rusya Federasyonu'nun olu§turdugu 15 Cumhuriyet'in
<;ogunlugu, Gorba<;ov'un reformlanna, tam bag1ms1zltk taleple-
riyle kar§tltk veriyordu.

Baltiklar sahip pkti


1940'ta Stalin tarafmdan ilhak edilen Balttk ulkelerinden
Estonya, Letonya ve Litvanya'nm hedefi tam bag1ms1zltkt1.
1990 y1lt Ocak aymda Litvanya'nm ba§kenti Vilnius'a giden
Gorba<;ov, SSCB'nin dag1lmamas1 <;agnsmda bulundu. Boris
Yeltsin o esnada Moskova'da Komunist Parti §efiydi. Popiiler ve
ihtiraslt biri olan Yeltsin, ekonomik ho§nutsuzlugu kullanarak
Gorba<;ov'u ve SSCB'yi zay1flatma politikas1 guduyordu. May1s
1990'da Rusya Federasyonu Parlamento liderligine se<;ildi.
Birligin en zengin ulkesi olan Rusya Federasyonu'ndaki konumu
onu iktidara ta§1yacakt1.
Eduard Shevardnadze, "GorbQ,fOV, SSCB'nin dagzlacagm1 hi~
kabul etmek istemiyordu ama Yeltsin bunun farkmdayd1 ve inisiyatifi
ele alarak, Rusya Federasyonu'nun bagzmsizligzm ilan etmesi gerek-
tigini soyledi. Boylelikle aym zamanda diger cumhuriyetlerin de
onunu Q{lyOrdu" tespitinde bulunmU§tU.
Uluslararas1 arenada Bat1'nm muhatab1 halen Gorba<;ov'du.
Gorba<;ov, Bush'tan i<;inde bulunduklan ekonomik guc;lukler-
den dolay1 yard1m istiyordu. Bush, Balt1k ulkelerindeki bag1m-
s1zltk isteklerine kar§I §iddetle kar§tltk verilmemesini istedi. Kml
Ordu, y1llard1r demir att1g1 Dogu Avrupa'dan c;ekiliyordu.
C::ekilirken de arkasmda bir soru b1rakiyordu; 'Sovyetler birle§ik
bir Almanya'nm NATO'ya girmesine izin verecek miydi?'
Gorba<;ov, Birle§mi§ Almanya'nm NATO'ya girmesine itiraz
edemedi. Edecek hali de yoktu, zira Batt'nm ekonomik destegi-
ne ihtiyac1 vard1.

278
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

2 Agustos 1990'da lrak, Kuveyt'i ilhak etti. Saddam Huseyin,


Sovyetler'in miittefiki olmasma ragmen, Amerikan Dt§i§leri
Bakam James Baker, Shevardnadze'yi ikna ederek ilhakt kma-
masm1 saglad1. Shervardnadze, bunu yaparken Gorbac;:ov'a
dam§mt§tL ama ikisi de bu tav1rlann derin devleti ktzd1racagmm
farkmdayd1. Moskova'da ise degi§en bir §ey yoktu. Kuyruklarla
birlikte, reformlann ba§anstz olmasma yonelik tepki de arttyor-
du. Shevardnadze Arahk'ta istifa etti. Basktdan bunalan
Gorbac;:ov c;:areyi hukiimete sertlik yanlilanm almakta buldu.
Komiinistligi ile her ftrsatta gurur duydugunu dile getiren
Gennady Yanayev'i yard1mc1l1gma atad1. 11-12 Ocak 199l'de
Sovyet birlikleri, bzgurluk taleplerini basttrmak ic;:in Litvanya'nm
ba§kenti Vilnius'a giriyordu. Halk parlamento, televizyon ve
radyo istasyonunu savunmak ic;:in harekete gec;:ti. Eger Litvanya'y1
durduramazlarsa digerlerini de durduramazlardt. 14 ki§i olmii§,
yuzlerce ki§i yaralanmt§tt. Moskova'da binlerce ki§i yap1lan sal-
dmy1 protesto ediyor, Gorbac;:ov hukumetini savunmaya c;:alt§t-
yordu.

Derin devletin reform rahatsizhgz


Gorbac;:ov, merkez ile diger cumhuriyetler arasmdaki baglan
gev§etmeye yonelik yeni bir ticari birlik tasansm1 imzaya ham
hale getirdiginde, Boris Puga, Dimitri Yazov, Gennady Yanayev
ve Vladimir Kru§kov'dan olu§an sertlik yanlilan, 'ozgurluk ate§i'
yakarak birligin temelini c;attrdatan Gorbac;:ov'a kar§t harekete
gec;:mi§ti. Delegasyon 18 Agustos 1991'de Gorbac;:ov'un tatil
yapttg1 Kmm'a giderek Gorbac;:ov'dan s1ktyonetim ilan etmesini
ve iktidardan c;ekilmesini istedi. Reddedince de kendisini tutuk-
lad1lar.
19 Agustos sabah1 Moskovaltlar tank sesleri ile uyand1.
Sovyet liderlerin, muhalifleri ortadan kaldtrmak ic;:in geli§tirdigi
'agtr hasta' modeli yine perdedeydi. Gorbac;:ov 'agtr hasta oldugu
ic;:in', Acil Durum Komitesi ybnetime el koymu§tu. Endi§eli ve
§a§km halk Moskova'daki parlamento binas1 Beyaz Ev'in bniin-
de toplanmaya ba§ladt. Hie;: kimse Gorbac;:ov'un nerede oldugu-

279
ALI <;:IME N

... ~ - ii -- -
""

Rusya Federasyonu Ba?kan1 Boris Yeltsin, muhafazakar koml.inistler tara-


f1ndan darbe ile ala?a<:)1 edilmek istenen Gorba\:ov'a destek vermi?, tank1n
l.izerine \:lkarak halka direni? \:a<:)ris1nda bulunmu?tu. Kellesini ortaya
koyarak sergiledigi demokrasi yanlis1 bu tavrin kar?il1<:)1n1, Sovyetler'in
da<:)ilmas1ndan sonra ortaya ~1kan Rusya'nin ilk devlet ba?kani olarak ala-
cakt1.

nu ve ne durumda oldugunu bilmiyordu. 'Ag1r hasta' iddiasmm


gerc;ekte ne anlama geldigini gayet iyi bilen Yeltsin, siyasi rakibi
o lmasma ragmen harekete gec;erek onu ve parlamentoyu savun-
maya ba§lad1. Etrafmdakilere "Gelin kar~1 koyalim . isyanc1/ar
b~anli olamayacak" diye bagmyordu. Parlamento binasma gire-
rek direni§e hamland1. isyanctlar zordayd1. A skerler Acil
Durum Komitesi'nin emirlerine uymakta gbni.ilsi.izdi.i. H atta baz1
komutanlar tanklarma tekrar kt§laya donme emri vermi§ti.
<";1kan <;att§malarda uc; ki§i oldi.i. Halktaki ofke giderek art1yor-
du. Romanya o laylanndan gbzi.i korkmu§ olsa gerek, Kru§kov
sabaha kar§t i.i<;te Yeltsin'i arayarak yenilgiyi kabul ettiklerini
bildirdi. Rejimin kendini korumaya ybnelik son refleksi de
savu§turu lmu§tu. Yeltsin, bir uc;ak gi:indererek Gorbac;ov'u
Moskova'ya geri getirtti . G orba<;ov <;ok §eyin degi§tigini anla-
mt§tt. Arttk gi.i<;li.i olan Yeltsin'di. Komi.inist Parti'nin bir fonk-
siyonu kalmad1gm1 anlayan Gorba<;ov, Gene! Sekreterlik'ten

280
TARIHI DE~l~TIREN OLAYLAR

istifa etti. 8 Aralik 1991'de Minsk'te bir araya gelen i.i<; Slav
cumhuriyeti; Rusya, Belarus, Ukrayna, SSCB'nin dag1lmasma
ve onun yerine Bag1ms1z Devletler T oplulugu olarak yeni bir
olu§umun kurulmasma karar verdi. Sovyetler Birligi ile birlikte
Gorbac;ov da tarihe kan§tyordu.

281
Koyun Dolly'den Mitler'in ikizine giden f antastik bir yol
KOPYALAMA (KLONLAMA)

"insan kopyalanmanm yasaklanmasi


insanlijtimizzn gostergesidir. Bu yontemle yeni bir
c;:ocugun dogmaszna kapi aralamak, temel deger
ve inanc;:lanmizm sorgulanmasmm yolunu Q{ar.
Kutsal aile baglannm sarsilmasmi saglayacak
potansiyele sahip a/an insan kopyalama, daha da
kotusu, belli ozelliklere sahip c;:ocuklar
'yaranlmasina' donuk giri~imlerin kap1sm1
ac;:arak, c;:ocuklanmizi kutsanmi~ bireylerden
ziyade 'qyaya' don~turebilir."
Bill Clinton,
ABO eski ba§kant, 9 Haziran 1997

$ubat 1997'de di.inya, i.inli.i bilim dergisi Nature'de 91kan


haberle c;alkalandt. isko9 bilim adamlan, genetikte bir ilk ger-
<;ekle§tirerek, Dolly ismini verdikleri bir koyun kopyalamt§lard1
(Kopyalama, ingilizcesinden hareketle daha c;:ok klonlama (cloning)
olarak da yaygm olarak kullamlmakta). Oi.inya c;alkalanmakta pek
de haks1z say1lmazd1. Zira bilim, memelilerdeki iireme zincirini
degi§tirmi§ti. Memelilerde i.ireme, bir di§i ve bir erkek olmak
i.izere iki yeti§kinin ya§ad1g1 cinsel si.irecin sonunda meydana
geliyordu ama bilim ilk kez kopyalama yontemi ile yeti§kinler-
den birinden ald1g1 hi.icre ile hayvanm genetik a91dan t1pktsmm
aymsm1 'ortaya 91karmay1' ba§artnt§tt. Bu inamlmas1 zor gori.i-
nen ad1m, pe§i ma din!, felsefi ve bilimsel bir90k tartt§manm da
kap1sm1 aralad1. C:::unki.i teorik olarak insan kopyalamaya giden
yol a9tlmt§tt; Hitler'i bile . ..
1995'te Edinburgh'daki Roslin Enstitiisi.i'nde bir grup bi lim
adam1 9iftlik hayvanlarm1 genetik a91dan degi§tirmenin yollan-

282
TARIHI DEGl~TIRE N OLAYLAR

m anyorlard1. Dolly'nin dogumundan bir y1l once de arad1klan-


m buldular. Embriyo hucrelerinden Megan ve Morag'1 klonlad1-
lar ve birka<; hafta laboratuvarda buyuttuler. Belki de surpriz bir
§ekilde bu devrim, medyada veya kamuoyunda 90k fazla ilgi
uyand1rmamt§tt.

·Ve Dolly gdeldi


Dolly, 5 Temmuz 1996'da dogdu; ancak bir sonraki y1lm
ba§larma kadar varl1gmdan pek de kimse haberdar olmamt§tl.
Dolly, bir embriyo yerine yeti§kin bir hucreden kopyalanan ilk
memeliydi ve dogumu, kamuya ai;1kland1gmdan itibaren tum
gazetelerin man§etlerine ipotek koydu. 0 andan itibaren ba§la-
yan kopyalama tartl§malan ise h1z kesmeden suriiyor.
Dolly'nin 'uretilmesi' o giine dek ah§tlagelmi§ tiim dogum ve
ureme §ablonunu altust etmi§ti. Yaptlan i§in dinen uygun olma-
d1gmdan, ahlaki ai;1dan da etik olmad1gma kadar bir dizi itiraz
yukseldi. Kimilerine gi::ireyse bilim haddini a§mt§, Yaratan'm
sahasma mudahale etmeye ba§lamt§tt. Hayvanlarm kopyalan-
mas1 ve insanlann kopyalanabilecegi ihtimaline donuk ele§tiri-
lerin odagmda yatan nokta ise 'dogal olmama' geri;eginden
kaynaklamyordu. Bu i§in ash neydi?

Kopyalama nedir?
Kopyalamay1 kabaca, yeti§kin bir canhdan alman herhangi
bir beden hucresinin DNA'smm kullamlmas1yla, o canlmm
genetik ikizinin olu§turulmast sureci olarak tammlayabiliriz.
Nasti geri;ekle§tirildigine gelince; bir canlmm yumurta hucresi
almir ve i;ekirdegi 91kartthr. Ardmdan yine aym canhdan ya da
aym turdeki ba§ka bir canhdan herhangi bir viicut hucresi alm1r
ve onun da i;ekirdegi 91kartthr. ii;i bo§alttlmt§ yumurta hucresi-
ne vucut hucresinin i;ekirdegi nakledilir. Naklin ba§anh olmas1
durumunda yeni olu§an hucreye hafif bir elektrik §Oku verilir ve
hucre bolunmeye zorlamr. Embriyo ozelligini kazanan hucre,
ta§1y1c1 annenin rahmine yerle§tirilir. Geri;ekle§en dogumla da
kopyalanmt§ canh dunyaya gelir.

283
ALI <;IMEN

Dolly'nin genleri viicudundan daha mi yQ§liydi?


Kopyalamanm potansiyel kullammlan arasmda <;ifo; ilik,
t1bbi alanda veya besin olarak protein iiretimi olarak veya gene-
tik olarak degi§tirilmi§ domuzlann, insanlara organ nakli i<;in
kullamlmas1 gibi alanlar bulunuyor. Buna ek olarak, Alzheimer
ve Parkinson gibi insanlardaki hucre bozulmalan gibi durumlar-
da iyile§tirici bir rol oynayabilecek hucreleri elde etmek i<;in
embriyolann kopyalanmasm1 i<;eren bir 'iyile§tirici' kopyalama
da soz konusu ... Ancak yine de kamuoyu, her tiirlii kopyalama
konusunda etik a<;1dan bolunmii§tii ve Dolly'nin olumii, bu tar-
tl§may1 korukledi.
14 $ubat 2003'te Roslin Enstitiisii'ndeki bilim adamlan dun-
yanm en unlu koyunu Dolly'i 'sonlandnmaya' karar verdiler.
Dolly, akcigerlerinden rahats1zd1 ve uzun siiredir ac1 <;ekiyordu.
Dolly'nin oliimu de dogumu gibi kopyalama konusundaki kor-
kulan yeniden tazeledi. Sadece alt1 ya§mda olan Dolly, oldi.igiin-
de nispeten gen<; idi. Ancak kopyalamay1 su<;layacak hi<;bir deli!
yoktu. Dolly'nin genetik maddesi alt! ya§mdaki bir koyundan
geldiginden Dolly'nin 'ger<;ek ya§1' hakkmda hep sorular sorul-
du. 1999 y1lmda Dolly'i 'kopyalayan' bilim adamlanndan bazila-
n Dolly'nin genetigini inceledi. Bilim adamlan, Dolly'nin huc-
relerindeki telomer denilen yapilarm, onun ya§mdaki bir
koyunda olmas1 gerekenden daha kisa oldugunu buldular; yani
Dolly'nin DNA's1, bir §ekilde viicudundan daha ya§liyd1. Bu
sayede bilim adamlan, Dolly'nin daha da erken olmii§ olabilece-
gini ke§fetmi§ oldular. Her ne kadar Dolly'nin kopya olmasm-
dan dolay1 erken oldugiine dair bir kamt olmasa da, oliimii,
kopyalamaya doniik §iipheleri beslemi§ti.

1930'lardan bu yana pe§inden ko§uluyordu


$uphesiz ki kopyalama maceras1 Dolly ile ba§lamam1§t1.
Ge<;mi§i 1938'e kadar gidiyordu. Soz konusu tarihte Alman
embriyolog H ans Spemann, ilk olarak, kopyalama olarak isim-
lendirilebilecek bir siire<;le orta ya da ge<; evredeki bir embriyo-
nun <;ekirdeginin <;1kanlarak bir yumurtaya aktanlabilecegi fik-

284
TARIHI DE(;l~TIREN OLAYLAR

Ba?ariyla kopyalanm1? ilk canli olarak tarihe ge~en


koyun Dolly, gunumuzde de devam etmekte olan
t1bbi, dinf ve felsefi tart1?malarin ate?leyicisi oldu.
Dolly, sadece 6 yd ya?am1? olsa da, kendisinden
sonra kopek, maymun, domuz gibi onlarca hayvan
ba?ariyla kopyaland1. Dolly ile birlikte teorik olarak
insanlarin kopyalanabilmesi konusu da gundeme
gelmi?ti. Gunumuzde insan kopyalama ~ali~malan
Amerika ve Avrupa'da uluslararas1 anla?malarla
yasaklanml? olsa da, t1bbi ara~t1rmalarda kullanilmak
uzere lngiltere, Guney Kore, <;:in ve Singapur'da
insan embriyolari kopyalanmasma izin veriliyor.
Embriyo kopyalama, tip alaninda devrim yaratacak
bir potansiyeli bannd1nyor. Hastal1kli hucrenin yerine
sa~ la m1ni koyarak hastali~1n tedavisini mumkun kil-
mas1 bekleniyor (Foto: Ilk ba~an/1 kopya Dolly ve
ondan dogan kuzu Bonnie, Ros/in EnstitUsu).

rini dile getirm i§ti. Ardmdan fikri hayata ger,::irme yalt§malan


ba§ladi. 1952'de Profesor Robert Briggs ve T. J. King, ileri a§a-
madaki bir kurbaga yumurtasmm r,::ekirdegini pipetle r,::ekerek
r,::1kard1ktan soma ba§ka bir kurbaga yumurtasmm ir,::ine yerle§ti-
rerek, ilk kopyalama deneyini gerr,::ekle§tirmi§ti . Arna yumurta
geli§medi. 1970 yilmda aym deney kurbaga yumurtalan i.izerinde

285
A LI <;:IM EN

denenmi§; kurbaga yumurtalan , iriba§ olan a kadar ge li§mi§ ama


akabinde o lmii§tii. Bu denemeler Do lly'e kadar siirdii . Do lly'nin
ardmdan da say1s1z hayvan kopyaland1. 1998'de insan kopyala-
ma konusu giindeme ge ldi. 7 Ocak 1998'de c;:tlgm bilim adam1
olarak tanman fizikc;:i G . Richard Seed, insan kopyalamak iste-
digini ve bu yonde c;:alt§malara ba§lad1gm1 duyurunca tum dunya
kan §tt. T artt§malar sonucu Amerika Birle§ik Devletleri'nde
insan kopyalamaya doniik c;:alt§malar yasakland1. l 999'da ise 19
A vrupa iilkesi insanm genet ik olarak kopyalanmasm1 yasakla-
yan sozle§meyi Paris'te imzalad1.

'Teorik olarak Hitler bile kopyalanabilir ... '


2005 y1lmm $ubat aymda ise tip biliminde yen i bir c;:1g1r
ac;:1ltyordu. Zira Giiney Koreli genetik bilimciler, kok hiicreleri
kopyalamay1 ba§armt§lardt. Bu, Do lly'den sonraki en biiyiik
ad1m olarak kabul ediliyordu. Buna gore, ktsa bir zaman dilimi
ic;:inde, arttk kullamlamaz h ale gelmi§ bobregimizi ya da diger bir
orgammm, yine kendi bedenimizden alman h am maddeyle iire-
tilen t1pktsmm aym s1yla degi§tirebilecektik !
Soz konusu donemde genetik biliminin diinyaca tanman
uzmanlanndan Harvard Universitesi Genetik ve Kompleks
H astaltklar Boliimii Ba§kam Profesor G okhan Hotamt§ltgil ile
gbrii§erek, 'Kopyalama' mevzuunu enine boyuna irdelemi§tim.
Surrealist sorulanma oldukc;:a realist cevaplar vererek, bu konu -
da ilginc;: ac;:1klamalar yapan Prof. H otamt§ltgil ile yapttg1m
roportajt bu kitapta sizlerle de payla§manm isabetli olacagmt
dii§iini.iyorum. Hotamt§ltgil, yapttg1m1z bu gorii§mede, kopyala-
manm iizerindeki perdeyi §6yle kaldmyordu :

Genetik kopyalama , dogal olmayan bir i~lem mi?


Kesinlikle, dogada kopyalama diye bir §ey yok. Arna bu
'dogal olma' kavramt c;ok ciddiye almmamalt. H ayat1m1zda kul-
land1g1m1z birc;ok §ey doga l degil zaten. Eger h er §eyin dogal
olmas1 gibi bir h edefimiz olursa, o zaman tekrar magaralara
donmemiz gerekir.

286
TARIHI DEc;l~TIREN OLAY LAR

Kopyalanmz~ bir insam,


tek yumurta ikizlerinden
birine benzetebilir miyiz?
Bazt a<;tlardan olabilir;
ama tam olarak aym oldu-
gunu soyleyemeyiz. T ek
yumurta ikizleri, birbirleri-
nin genetik ozelliklerini
ta§trken, bu ozellikleri ebe-
veynlerinden alm1§lard1r.
Prof. Dr. Giikhan Hotam1~ligil.
Ozetle, materyal ebeveyn
(Foto: Steve Gilbert)
genlerinden olu§an bir
kan§tmd1r. Kopyalar soz
konusu oldugunda ise ti..im genetik malzemenin kaynag1 tek bir
<;ekirdektir (nucleus) ve bundan dolayt da sadece soz konusu
<;ekirdek sahibinin genlerini yans1t1r ( ve tabii ki aym zamanda
ge<;mi§ nesillerin genlerini de ). Soz gelimi sizin deri hi..icrelerini-
zi kopyalarsam, bu kopya sadece sizin anne ve babamzdan ald1-
gm1z genetik ozellikleri ta§tyacakttr.

0 halde szk szk polemigi yapzlan bir ~ey sormak


istiyorum . insan kopyalama teknigi mukemmelle~tirilse,
bir gun bazz ~zlgmlar ~zkzp da Hitler'i tekrar ortaya
~zkartabilir mi?
Bu a§amada bunun mi..imki..in olabilecegini sanm1yorum.
Bununla birlikte eger bir yerlerde dondurularak saklanmt§ hi..ic-
releri varsa; buradan bir <;ekirdek elde edilebilir ve teorik olarak
Hitler'in 'biyolojik kopyas1' i..iretilebilir. Bu tabii ki Hitler'in
tekrar ortaya 91kt1g1 manasma degil, sadece biyolojik olarak bir
benzerinin ortaya 91kt1g1 manasma gelecektir. Hatta h ayal gi.ici.i-
nu biraz daha zorlarsak §UOU da soyleyebiliriz: Hitler'den arta
kalanlardan (ornegin sa9, kemik vs.) genetik kodu tespit edile-
bilir. Laboratuvarda yeniden sentezlenir ve bir kopyasm1 uret-
mek i<;in misafir olabilecegi bir hucreye transfer edilebilir. Bu
imkans1z degil; ama neredeyse 3 milyar unite barmd1ran tum

287
ALI t;:IME N

genetik dokunun tekrar sentezlenmesini gerektirecegi i<;in pek


olas1 gbzi..ikmi..iyor. Sonu<;ta bu olas1liklar ve ti..im bu anlatttkla-
nm koti..i bir filme senaryo alma dt§mda fazla bir ge<;erlilik ta§t-
m1yor.

Kopyalar, kopyalandzklan bedenin asli sahibine , doku


uyu~mazlzgz olmakszzm, yedek organ temin edebilecek
~ekilde fOgaltzlabilir mi?
Sorulanmz birtaktm beklentileri ve aym zamanda insan sbz
konusu oldugu i<;in de kopyalama teknolojisinin barmd1rd1g1
ortak endi§eleri dile getiriyor. Oyle ya da boyle, benim fikrime
gore, yedek organ i..iretmek i<;in kopya insanlann seri olarak
i..iretilmesi ya da dile getirdiginiz gibi 'organ hasad1' i<;in bilirn;siz
insanlann kopyalanmas1 kabul edilebilir bir §ey olmayacakt1r.
Bunlar mi..imki..in olabilse de temel olarak ger<;ek<;i olmayan pro-
jeksiyonlar ... Bu teknolojinin ger<;ek vaadi, kullamlamaz hale
gelmi§ organ ya da hi..icre sistemlerini, doku uyu§mazlig1 ya da
benzeri sorunlara sebebiyet vermeden, kopyalanmt§ hi..icrelerden
yap1lacak takviyeyle tekrar saglikli bir hale doni..i§ti..irebilecek
olmas1d1r. Bunun olacagma kesinlikle inamyorum. Bu ttpta bir
<;1g1r a<;acak .

Ben bir sure daha Uflarda do~acagzm izninizle. Soz


gelimi kopyalanmz~ bir insamn ruhu olabilir mi?
insanlar, sadece genlerden, proteinlerden ya da diger kimya-
sal materyallerden mi..ite§ekkil paketler degil. Genier, diger
kimyasallar gibi insam insan yapan par<;alardan sadece biri ...
Bunlar h ayati bneme sahip ve gerekli bile§enler, ama kesinlikle
resmin bi..iti..ini..ini.i anlamam1z i<;in yeterli degiller. insanm 'bir
bi..iti..in' olmast i<;in, baz1lan ol<;i..ilebilen, baztlan hissedilemeyen
neredeyse sm1rs1z diyebilecegimiz bilqenlerin bir araya gelmesi
gerekiyor. Bir de bunlara ki.ilti.iri.i, ruhaniligi, egitimi, <;evreyi ve
benzerlerini ekledigimizde ortaya bir 'siz' ya da bir 'ben' <;tktyor.
Bunlan hi<;bir teknoloji i..iretemez. Peki, boyle bir durumda kop-
yalanmt§ bir insanm ruhu olabilir mi? Buna da siz cevap verin!

288
TA RIHI DElil~TIR E N OLAYLA R

Cevabznz da vermi§ kadar oldunuz zaten. Arna diger


yandan insanzn aklzna tii.rlii. dii.§ii.nceler gelmiyor degil.
Soz gelimi , 'super sava§p' sznzfz ya da 'olaganii.stii. zeki
bir sznzf or taya pkarmak if in kopyalama kullanzlabilir
mi?
Evet, bunlann h epsi imkan dahilinde. H atta bunlan, kopya-
lamayla sm1rlamadan, h alen mevcut ya da h1zla geli§tirilmekte
olan teknolojik platfo rml an kullan arak da gen; ekle§tirmek
miimkiin . .. Bunlann hepsi kendi ic;erisinde onemli sorular ama
dah a da onemli soru §U: Tum bunlara kim eri§ebilecek? Super
askerlere kim sahip olacak ve kullanacak ? (:ok zeki ve sagltklt
bebeklere sahip olma ayncaltgmdan kim yararlanacak ? Bunlarm
iiret imini ve kullammm1 kim kontrol edecek ? Bugiin dunya
iizerindeki insanlann dortte birine temiz su dag1tam1yoruz ve
sadece bu sebepten dolay1 h er ytl milyonlarca insan oluyor. Eger
hayatm kendisi ve ya§am kalitesi ula§tlabilir bir ayncaltga donii-
§ecekse, o zaman insanlann tiimiiniin bu ayncaltg1 nasil tadabi-
lecegi benim ki§isel olarak iizerinde durdugum ahlaki meseleler-
den biri... Bunlar, iizerinde c;ok dii§iiniilmesi gereken c;etin
sorular .. .

Pekala , madem konu , hayatz idame ettirmeye geldi , o


halde sorumu bu yone kanalize edeyim . Kopyalama ,
nesli tii.kenmekte olan canlzlarz kurtarmak ifin
kullanzlabilir mi?
Evet , bu da kopyalamanm en heyecan verici ve ilgirn; boyut-
lanndan biri ... Bununla birlikte bu makul yolu takip edebilmek
ic;in bile <;Oziilmesi gereken bir siirii husus var. K1sa zamanda
miimkiin olacagm1 sanm1yorum, ama nihai a§amada kesinlikle
olacakt1r. Kopyalama yoluyla ilretilen hayvanlarda birc;nk sagltk
sorunu oluyor. Durum oyle gosteriyor ki, kopyalanan genetik
malzeme , nas1l oluyorsa kopyaland1g1 bunyenin 'kimyasal ya§t ve
sab1kasm1' h at1rl1yor. Tiikenen nesilleri kurtarmaya yon elik
kopyalamanm hayata gec;irilmesinden once c;bziilmesi gereken

289
A LI <;: IMEN

temel mesele bu . . . Eskimeye dire nc;::li, gec;::mi§i h at1rlamayan ,


'ya§lanma ac;::1smda n s1firlan abilen bir kimyasal h afoa' o lmal1.

$u an insan kopyalamak mii.mkii.n mii.?


Evet , ama h eni.iz sorunsuz degil. Daha once de belirttigim
gibi §U anki teknolojik platform yi.izde 100 etkinlikte degil. Yani ,
her kopyalama giri§imi ba§an ile sonuc;::lanm1yor. Bu deneysel
olarak sorun olmasa da, insan uygulamalan ic;in buyi.ik bir
engel... Bumm yam m a kopyala nan 6 rneklerde gozlen en bir
sorun, bir 6nceki hucrenin maruz kald1g1 genetik eskime ve
ya§lanmanm kopyalan an yeni canliya aktanlmas1 ve burada
ortaya c;::1kan adaptasyon sorunlan. Bunlar a§ilmadan in san kop -
yalama uygulamalan mi.imki.in gozi.ikmi.iyor.

290
Dunya tarihin en buyuk terorist saldms1 ile sars1ld1,
tarih yeniden yaz1lmaya ba~land1

II EYLOL 2001

"Du§manlarzmzz, Amerika'nm dit§manlanmn


her zaman yaptigr hatayz yaptz.
Gzgii.rlugu gorduler ve gorduklerinin
bir zaaf oldugunu dit§unduler .
Ve §imdi de hezimeti goruyorlar .. ."
ABD Ba~kam George W . Bush
(11 Eyli.il sonras1 g iri~t ikleri
asker! operasyonlara ithafen . .. )

Oi.inya kamuoyu 11 Eyli.il 2001 tarihini hi9bir zam an unut-


mayacak. Zira i<;inde ya§ad1g1m1z yi.izy1lm ta rihi o gi.in adeta
yeniden yaz1ld1. Oi.inya, o gi.in tarihinin en bi.iyi.ik terorist sald1-
n s1 ile sars1!trken , h erkesin aklmdan aym di.i§i.ince ge9iyo rdu:
'Bir dah a hi9bir §ey eskisi gibi o lmayacak!' Boyle di.i§i.inen ler
h ak!t d a 91kt1. Di.inya d en geleri sars1ld1. Sarsmtt ve yan e tkileri,
gi.ini.imi.izd e de devam ediyor. Kartlann yeniden dag tld1g1 gi.i9
oyununda, ti.im di.inya bir kumar m asas m a doni.i§ti.i . $imdilik
m asad an kimin kazan i;!t ka lkacag1 mei;hul... T ek bilinen , masa-
dakileri izleyen lerin kaybe ttigi ... Biz ta rihi degi§tiren gi.ine , 11
Eyli.il 200l 'e geri don e lim ...

291
ALI <;:IMEN

11 Eyliil 2001
08:45 American Airlines'a ait 11 sefer say1li uc;:ak, New
York'un finans merkezi Manhattan'daki Dunya Ticaret
Merkezi'nin kuzey binasma c;:arpt1. Boston'dan kalkan uc;:ak, 92
yolcusu ile birlikte Los Angeles'a gidiyordu .
09:03 - United Airlines'a ait 175 sefer say1 li uc;:ak, Dunya
Ticaret Merkezi'nin guney kulesine c;:arpt1 ve buyuk bir patlama
meydana ge ldi. Boston'dan kalkan uc;:ak, 65 yolcusu ve murette-
bat1 ile Los Angeles'a gid iyordu. \:arp1§may1, kaza oldugu du§u-
nulen ilk c;:arpt§manm sonrasm1 televizyondan canli olarak izle-
yen milyonlar §Ok oldu. Ya§ananlar kaza degildi!
09: 10 ABO Ba§kani George W. Bush, Florida'da ziyaret
ettigi bir ilkokulda c;ncuklara kitap okurken Beyaz Saray perso-
nel §efi Andrew Card, kulagma egilerek olanlan haber verdi.
Ba§kan Bush, 11 dakika hic;bir §ey soylemeden bo§ gozlerle etra-
fma bakt1.
09:20 FBI, ka9mlan uc;:aklan soru§turmaya ba§lad1.
09:29 Kay1plar konusunda ilk raporlar ge lmeye ba§lad1.
Ticaret Merkezi'nde 50 binden fazla ki§i bulunuyordu.
09:30 Ba§kan Bush, 'Ulusal bir trajedi y~adzk . Gbrun~e gbre
ulkemize yonelik bir terorist saldms1 duzenleyen iki w;ak Ticaret
Merkezi kulelerine saldzrdz.' ac;1klamasm1 yapt1.
09:40 64 yolcusuyla Washington'dan Los Angeles'a gitmek-
te olan American Airlines'a ait 77 sefer say1li uc;:ak,
Washington'daki Savunma Bakanlig1 binas1 Pentagon'a c;:arpt1.
Amerikan asker! gucunun en onemli merkezi olan bina yanma-
ya ba§lad1 ve be§ taraf\1 binanm bir taraf1 tamamen <;Qktu.
09:45 Beyaz Saray ve Kongre binas1 olas1 saldmlardan dola-
y1 bo§alt1ld1.
09:50 ABO hava sahas1 tum uc;u§lara kapacild1, hava sahas1
i<;indeki tum uc;:aklara en yakm limana inme emri verildi, aksi
takdirde vurulacaklardi.

292
TAR I HI DEGl~TIREN OLAYLAR

11 Eylu l sald1rilari, benzerleri fil mlerde bile hayal edilemeyen sars1c11ikta sahneler
yara tt 1~1 i ~ in , zihinlerde yol a~t1 ~ 1 teror halen devam ediyo r. Sa ld1rilarda 3 bin
dolay1nda Ame rikan vatanda?1 hayat1n1 kaybetmi?ti. Buna mukabil, Amerika' n1n
terorle sava?1ndaki toplam can kayb1 ise 700 bine yak la?1yor.

09:58 Pennsylvania'daki acil durum merkezi United


Airlines'a ait 93 sefer say1h uc;:aktan §6yle bir mesaj ald1:
"Ka9mld1k, ka9mld1k!"
10:00 United Airlines'a ait 93 sefer say1h uc;:ak, Pittsburgh'un
80 mil gilneydogusunda du§tu. U c;:ak N ewark-N ew Jersey'den
San Franc isco'ya gid iyordu .
Bu esnada tum dunya olan bitenleri , §Ok olmu§ gozlerle
ekranlarmdan canlt olarak izliyordu . N eredeyse tum telev izyon
kanallan canlt yayma ge<;mi§, olan biteni aktarmaya c;:ah§tyor-
lard1 ama a<;1kc;:as1 hi9 kimse ne olup bittigini bilemiyordu .
O stelik ya§anan §Ok bitecek gibi de degildi. Ve i§te bir anda, §U
an a kadar televizyon kameralannm kaydettigi en deh§et verici,
y1llarca akddan 91kmayacak gorilntuler akmaya ba§ladt. ..

09:50 Dunya Ticaret Merkezi'nin gilney kules i <;Oktu .


10:29 Dunya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesi <;Qktu.
12:39 Bush ikinci bir a<;1klama yaptl ve sorumlulann cezalan-
dmlacag1m belirterek su9lulan yakalayacaklanna <lair yemin etti.

293
ALI <;:IMEN

Sald1nlartn ard1ndan
Amerika tam bir
milliyet~ilik girdab1na
yakaland1. Olkedeki
bayrak sat1~lan patlad1.
Yabancilara donuk
sald1nlar artt1(11 gibi,
ulkedeki sivil haklan
golgeleyen kanuni
duzenlemeler de
yap1ld1.

13:20 Bush, Louisian a'daki Barksdale Hava Ossu'nden ayn -


larak, guvenlik amaetyla N ebraska'daki Offutt H ava Kuvvetleri
Merkezi'ne hareket etti.
13 :44 Pentagon, be§ sava§ gem isin in ve 2 uc;:ak gemisinin,
N ew York ve W ashington'daki hava kuvvetlerine destek ver-
mek (izere ulkenin dogu kty1sma yerle§tirildigini duyurdu.
13:50 W ash ington Belediye Ba§kani Anth ony W illiams,
ba§kentte olagan ustli hal ilan etti.
14:00 ABO Sermaye Piyasas1 Kurulu, ulkedeki tum borsala-
rm ogleden sonra kapand1gm1 duyurdu.

294
TARIHI DEGl~TIREN OLAYLAR

14:48 New York Belediye Ba§kant Rudy Giuliani, saldmla-


rm yol a<;m1§ olabilecegi can kayb1n1 "Dayanabilecegimizden
c;ok daha fazla olabilir" §eklinde tanimlad1.
16:30 Ba§kan Bush, Offutt Hava Ossu'nden aynlarak sava§
uqaklannm eskortlugunda televizyondan yapacag1 ulusa sesleni§
konu§mas1 ic;in Washington'a dondu.
17 :20 Dun ya Ticaret Merkezi kompleksindeki 7 no'lu 4 7
katl1 bina c;oktu.
20:30 Ba§kan Bush televizyondan ulusa seslendi: "Bu terorist
saldmyi duzenleyenlere ve yataklik edenlere en sert ~ekilde cevap
verecegiz! ,,.

Nitekim verdi de. Bush iktidan, dt§ politikada radikal bir


degi§iklige giderek, Demokrat Partili eski ba§kan Bill Clinton'm
ban§ ve uzla§ma politikasmm yerine 'Ya bizdensiniz ya da onlar-
dan' ve 'Once sen vur' politikalannt ikame etti. Daha ikiz
Kuleler y1k1lmadan Amerikan hukilmeti suc;luyu bulmu§tu bile:
El-Kaide! Daha olaym uzerinden 24 saat gec;meden tum sue;
delilleri ve zanltlar tespit edilmi§ti! Enkazdan yanmadan 91kan
terorist pasaportundan tutun da, teroristlerin geride b1rakt1klan
iddia edilen arabalardan 91kan uc;u§ manuellerine kadar bir dizi
§aibeli delil, teror saldmsmm failleri olarak Afgan Daglan'nda
yuvalanmt§ radikal teroristleri gosteriyordu. Karar almmt§tL
Taliban yonetimi y1ktlacakt1 ! Amerika'da bunlardan hareketle
kendince bir adalet arayt§ma girdi ve o andan itibaren dunyanm
c;ivisi 91kt1.

* Amerikan Ba§kani George W . Bush'un 11 Eyliil saldmlan ardmdan yapt1g1


tarihl konu§malar i<;in bakm1z; Ali (imen, Tarihi Degi§tiren KonU§malar,
TiMA$ Yaymlan, istan bu l, s. 283.
Aynca saldmlarla ilgili komplo teorileri i<;in bakm1z; Ali ( imen-H akan
Y1lmaz, iipler Kimin Elinde/Komplo Teorileri, Tima§ Yaymlan, istanbul.

295
ALI <;:! MEN

ilk hedef Afganistan


Tum dunya saldmlarm §Oku ile Amerika'nm arkas mda,
h aklt o larak saf tutmu§tu. O yle ki Soguk Sava§ boyunca
Amerika'nm bir numaralt di.i§mam Rusya , 'terorle mi.icadele'de
Amerika'nm yanmda saf tutmakta gecikmedi . Rusya Devlet
Ba§kani Vladimir Putin, saldmlardan som a Bush 'u arayan ilk
lider o ldu ve Amerika'ya destek vermek ic;in askerlerini alarma
gec;irdigini ilan etti . Bunun sebebi daha sonradan an la§1lacakt1.
Putin de kendi kafasmdaki planlan hayata gec;irmek ic;in s1k s1k
'terorle sava§' §ablonunu kullanacaktt.
T arih 7 Ekim 2001 'i gbs terirken A fganistan i.izerine
Amerikan ve ingiliz bombalan di.i§meye ba§lamt§tl . Hedef, 11
Eylul'i.in miman oldugu ilan edilen U same Bin Ladin'i yakala-
mak, El Kaide brgi.iti.ini.i dagmnak ve onlara yard1m ve yatakltk
eden T aliban rejimini y1kmakt1. Amerikan bzel birlikleri, Bin
Ladin'i bulmak ic;in Afgan Daglan 'ni kan § kan § taramaya ba§la-
d1. N eredeyse O rtac;ag §artlannda ya§ayan Afganistan ' m iki
teknoloji devine teslim olmas1 uzun si.irmedi. T aliban rejimi
y1ktld1. El Kaide tamamen olmasa da ktsmen etkisiz h ale getiril-
di . Amerikan bze l timleri ise, olaym i.izerinden bunca y1l gec;me-
sine ragmen, h alen Afgan Oaglan'nda Bin Ladin'i aramaya
devam ediyor.
Bu arada, "Bin Ladin bahane, Amerika'nm as1l amac1 bir
§ekilde O rta A sya'ya yerle§ip enerji kaynaklanna giden yollan
konrroli.i altma almakt1" diyenleri de yabana atmamak gereki -
yor. Zira A merika, 11 Eylul'i.in yayd1g1 ilk korku ve empati §Ok-
lannin yaratttg1 karambol ortammda bir o ldubittiye ge tirerek,
belki de bir zamanlar hayal bile edilemeyecek bir §eyi yaptt ve
Ozbekistan ve K1rg1zistan gibi Orta Asya C umhuriyetleri'nde
i.isler ku rarak, bu bolgeye bir daha c;1kmamak i.izere yerle§ti.
Peki , A fganistan'a ne oldu ? Hic;:bir §ey! En az md an Afgan
h alb ic;in h alen gozle gbrulur bir iyile§me yok. Hedefl enen yap1 -
sal deg i§im ve ekonomik ilerleme hala gen;ekle§tirilemedi .
T erorle Sava§ slogam ise h alen Afgan Oag lan'nda yanktlanma-

296
TARIHI DEGl~T IREN OLAYLAR

ya devam ediyor. Amerika ve ingiltere, Taliban devrildikten


bsa bir sure soma Afganistan i<;ine diger uluslan da dahil
etmekte gecikmedi. Sava§tn ardmdan kurulan Batt yanllSI
Hamid El Karzai yi:inetimi, ge<;en onca zamana ragmen, gi.iven-
lik a<;tsmdan halen Uluslararast Ban§ Gi.ici.i'ni.in (ISAF) varltgt-
na bagtmlt. .. Ulkede ba§kent Kabil dt§tnda hi<;bir yerde can
gi.ivenligi yok. Ot§mdaki <;arpt§malarsa devam ediyor ...
Afganistan'daki Taliban rejiminin ytblmast Amerika'yt ve
intikam ate§i ile yanan yi:inetimini kesmedi. Onlann gi:izi.i, daha
bi.iyi.ik olan lokmada; Birinci Korfez Sava§t'ndan bu yana si.irekli
didi§ip durduklan lrak'taydt. Kimilerine gore ise zaten Afganistan
11 Eyli.il'i.in §amar oglam, lrak ise i§gal edilmesi i<;in uzun
zamandtr saglam bir bahane beklenilen astl kurbandt. ..

20 Mart 2003 ... Irak'ta sonun ba§langici


Amerika, hem 11 Eyli.il'i.in faillerini destekledigi hem de
kitle imha silahlan geli§tirdigi bahanesiyle 20 Mart 2003'te, tum
uluslararast toplumu da kar§tna alma pahasma lrak'a saldirdt.
Zaten on ytldir abluka altmda dizleri i.izerine <;Qkmi.i§ olan lrak,
ancak 3 hafta kadar dayanabildi. 40 ytlhk Baas rejimi, i.ilkenin
dart bir yanmdaki Saddam heykellerinden daha <;abuk bir §ekil-
de ytbld1. Ba§kan Bush, 1 Mayts 2003'te resmen sona erdigini
duyursa da, bu tarihten itibaren i.ilkedeki direni§ Amerikan
askerlerine kan kusturmaya ba§lad1.
Steak sava§tn ya§andtgt ilk ii<; haftada kaybetmedigi askeri,
sava§tn resml olarak bitiminden soma kaybetmeye ba§layan
Amerika, lrak'ta yalpalamaya ba§ladt. $u sattrlann yaztldtgt
anda bile, direni§, intihar saldmlan, mezhepler arast <;att§malar
son hm ile devam ediyor. lrak'm gi.ineyinde konu§lanan ingiliz
askerleri, ulkeden aynlmaya hamlamrken, Amerika yeni birlik-
ler gi:inderiyor.
Kurtlerin kontroli.indeki kuzey nispeten daha sakin olsa da,
Sunni direni§in yogunla§ttgt orta bi:ili.im tam bir kan gi:ili.i ...
O!kenin gelecegi belirsiz.. . Mevcut huki.imetin i.iyelerinin bile
can gi.ivenligi saglanamtyor. Sava§tn ba§mdan bu yana i:ilenlerin

297
ALI t;:IMEN

11 Eylul saldmlari, Amerikal1 baz1 stratejistlerin uzun zamandir raflarda beklettigi


birtak1m planlari hayata ge<;irmelerine de imkan tanid1. Amerikan ozel timleri,
Afgan Dag lari'nda Usame Bin Laden'i arama iddias1yla y1llard1r turlarken, Orta
Asya'daki Amer_ ikan varlig1 da peki~iyor.

say1s1 600 b ini geQni§ durumda. Fiill o larak i.ic;e boli.inmi.i§ i.ilke
ic;in, federasyondan konfederasyon a, oradan h er bir parc;as1 ic;in
bag1ms1zliga vanncaya kadar, onlarca ge lecek tasanm1 yaptl1yor.
Kuzeyde Ki.irtlerin bag1ms1zligm1 ilan etme ihtimali , ba§ta
Ti.irkiye olmak i.izere, bolge i.ilkelerini rah ats1z ediyor. Belki de
durumu en iyi D1§i§leri Bakani Abdullah G i.il'i.in lrak sava§1
bncesi i§gal gi.ic;lerine doni.ik yapt1g1 uyan ozetliyor: "Bu bolgede
Pandora'nzn kutusu Qftlirsa bir daha kapanmayabilir ..."

11 Eyliil diinyayi tehdit eden bir Tsunami oldu


18 12'de n bu yana Ame rikan topraklanna yap tlan ilk sald m
o lan 11 Eyli.il Olaylan, 29 73 ki§inin oli.imi.ine sebep o ldu.
Kulelerin y1kilmasmm milyarla r tarafmdan canli olarak izlen-
mes i ile o zaman a kadar gori.ilme mi§ sarsictl1kta bir 'gorse! teror'
olu§turan sa ldm dalgas t, Amerikan dt§ politikasmda keskin bir
don i.i§i.ime n eden o ldu. Sa ldmlar, Amerika'nm di.inyaya baki§tni
degi§tirdigi gibi, akab inde ald1g1 tav1r da di.inyanm A merika'ya

298
TARIHI DElil~TIREN OLAYLAR

bakt§tnt degi§tirdi. Irak Sava§t'yla birlikte, hie;: sebepsiz yere ve


'Acaba kendi c;:1karlanrn garantilemek adma mt saldmyor?' §Up-
hesi, dunya kamuoyunun Amerika aleyhine donmesine neden
oldu. Sava§ oncesi, o zamana kadar yap1lan en buyuk sava§ kar-
§tt1 protestolara sahne oldu. Ba§ta Almanya, Fransa ve Turkiye
olmak uzere, tum dunyada Amerikan kar§ttltg1 patlad1.
Saldmlarm ardmdan sefere c;:1kan Amerika ac;:1smdan
Turkiye, Orta Asya ulkeleri ve Afganistan uzerinde etkili olan
Pakistan'm stratejik degeri arm. Turkiye'nin Irak Sava§t ic;:in
Amerika'ya topraklanrn ac;:may1 reddetmesi, Amerikan yoneti-
minin Turkiye'ye kar§l hasmane bir tutum almasma sebep oldu.
Turkiye'de Amerika'ya destek verilmesini savunanlarla kar§t
c;:1kanlar arasmda fikir sava§lan ya§and1, grupla§malar oldu.
Akabinde Amerikan askerlerinin Kuzey lrak'ta Turk ozel birlik-
lerini tutuklay1p kafalanna c;:uval gec;:irmesiyle patlak veren ofke
dalgas1, Turkiye'deki ulusalci-milliyetc;:i dalgay1 artt1rd1g1 gibi,
dizilerden kitaplara varmcaya kadar birc;:ok alanda Amerikan
kar§itltgmm prim yapmasma kap1 araladt. Resmi heyetler ara-
smdaki ili§kiler normalle§se de, Turk kamuoyunda 'c;:uval
travmas1'nm yaratttgt ofke dalgast hala dinmi§ degil.
11 Eylul, uluslararas1 ittifaklan da c;:atlattt. Saldmlarla birlik-
te Amerika'nm Rusya ile ili§kilerinin niteligi degi§irken, BM'yi
saf dt§t b1rakarak lrak'a sald1ran Amerika ve ingiltere'nin
Almanya ve Fransa ile aras1 ac;:1lm1§, bu durum AB ic;:inde de
c;:atlaga yol ac;:mt§ttr. Kimilerine gore topraklanrn Amerika'ya
ac;:mayan Turkiye'nin AB ve islam ulkeleri nezdindeki prestiji
de artmt§ttr.
11 Eylul saldmlannm yaratttg1 §Ok dalgas1yla ba§ta Amerika
olmak uzere, Muslumanlann azmlik olarak ya§ad1g1 her ulkede
yabanctlara kar§t yUkselen aynmc1ltk ve 1rkc;:1 saldmlar arm. 11
Eylul'un devam1 olarak lanse edilen Londra ve Madrid'deki El
Kaide etiketli bombalt saldmlarm da tazyikiyle Medeniyetler
~atz~masz tezi raflardan indirilerek dola§tma sokuldu. Hukumete
izinsiz telefon dinlemeden kutuphanelerden odunc;: alman kitap-
lan takip etmeye kadar izin veren, o gune dek telaffuz edene deli

299
ALI (IME N

gozu ile baktlmasma sebep olabilecek bin;xik duzenlemeyi haya-


ta gec;:iren 'Vatanseverlik Yasas1' ile tant§an A merika ba§ta
olmak uzere, birc;:ok ulkede insan h aklanm ayaklar altma alan
duzenlemeler yap1ld1. 'Once guvenlik' diyen Bat1h kamuoylan ,
demokratik degerlere ters dLi§en ve 'farkh olam' potansiyel dLi§-
man ilan eden bu kanunlara estirilen 'DLi§man geliyor!' h avasm-
da sesini c;:1karamad1. Ya§anan bu geli§meler, baz1 kesimler tara-
fmdan 'Kuresel Fa§izm' olarak isimlendirildi.
'islami teror' ya da 'Musluman teroristler' en s1k kullamlan
terimler h aline geldi. T erorun islam'la ozde§le§tirilmesi,
Amerika ve Avrupa 'da milliyetc;:iligin artmas1 sonucu
Muslumanlara bakt§m degi§mesi, Bat1 ile islam toplumlan ara-
smdaki mesafeyi ac;:n . Oyle ki Michigan Oniversitesi S iyaset
Bilimi h ocalanndan Michael Traugott, "11 Eylul saldmlan ,
Pearl Harbor Baskm1 ve Kennedy'nin oldurulmesi gibi, bir
ku§ak uzerinde iz b1rakt1" diyerek, Amerikan halkmm ya§ad1g1
bu derin donLi§Lime bir izah getirmeye c;:ah§1yordu. Ozetle, 11
Eylul sonras1, 'H ayat tammm koruyalim' c;:agnlan ile beslenen
Amerikan ha lki, kucagmda nur topu gibi bir 'Amerikan
Milliyetc;:iligi' bulmu§ oldu.

11 Eyliil istenilen fr.rsati verdi


Yaygm bir kan aate gore Amerikan yonetimi, 11 Eylul'u bir
firsat olarak kullanarak enerji guvenligi politikalan geregi,
Ortadogu ve O rta Asya'ya konu§landnd1g1 asker! varl1g1yla
dunya enerji koridorlarma yerle§ti. Ba§kan Bush 'un c;:evresine
yerle§en ve 'yeni muhafazakarlar' olarak bilinen kadronun
lrak'm i§gali ic;:in bir bnceki ba§kan olan C linton'a bash yapt1k-
lannm ortaya c;:1kmas1 ile bu iddialar haklil1k pay1 kazandi. 11
Eylul sonras1 sure<; Amerikan ekonomisine de yaradi. Ag1rl1kli
olarak sava§ sanayi uzerinde yukselen ekonomi Afganistan ve
Irak sava§lan ile kendine geldi, uretim kapasitesi arttt , i§sizlik
azaldi.
O te yandan Amerika'nm hem Ortadogu hem de Orta
A sya'ya yerle§mesi, Ortadogu petrollerine bag1mli olan Fran sa

300
TARIHI DEGl$TIREN OLAYLAR

ve Almanya'yt oldub;a rahatstz ettigi gibi, son y1llarda htzlt bir


biiyiime trendi yakalayan (:in, Rusya ve Hindistan da burunla-
nnm diplerindeki Amerikan asker! varl1gmdan huzursuz oldu.
Ostelik bu kimilerine gore, yeni bir Soguk Sava§'tn da temelle-
rini att1. ..
Kaynaklan a<;1smdan uzun bir sure daha diinya ekonomisinin
gelecegini §ekillendirecek olan Ortadogu'daki payla§tm sava§t-
nm fitilini ate§leyen, dunyay1 dogu ve bat1 ekseninde bolen,
islamiyet'i zihinlere 'dii§man' olarak kaz1yan ve Amerika'nm tek
tarafl1 a§tn gii<; kullammt ile diger ulkeleri de silahlanmaya ve
hatta Kuzey Kore ve iran omeginde g6riildiigii gibi niikleer silah
edinme yolunda kt§ktrtan 11 Eyliil saldmlan, 21. yiizy1l tarihi-
nin yaz1lmasmda onemli bir referans noktas1 olmaya devam
edecek.

301
P a P U L E R T A R i H
ISBN 978-975-263-532 -6

9 11~ ~~~~~lllllJIJIJ~llll
17
t

ti mas.com.tr

You might also like