Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 97

DE No: 1-2 (1963)

G
suite B

rg
.o
u rd
ak
iv
rs
.a
w
w
w

council
securitY
to the
cC•
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
DENG
No: 1-2 (1963)

g
or
d.
ur
ak
iv
rs
.a
w
w
w

Stockholm, 1998
APEC Yayınları
Yayın no:135

DENG (dergi) No:1-2 (1963)


Birinci tıpkıbasım: Ağustos 1998
Kapak tasarı m: Ap ec

g
Baskı: Apec-Tryck
Cilt: Lenngrens Bakbinderi AB

or
d.
ur
ak
iv
rs
.a

Utgivare: Apec-Förlag
w

isteme adresi:
Box: 3313, SE-163 03 Spanga/Sweden
w

Tel: 08-761 81 18
Fax: 08-761 24 90
w

ISBN: 91-89014-35-9
rg
Yaymevinden ...

Kürt Gazeteciliğinin 100. Yıldönümü dolayısı ile eski Kürt gazete ve dergilerinin

.o
tıpkı basımını yapıp yeni nesillere sunmaya Dicle-Fırat(No:1-8/1962-1963)
gazetesiyle başladık ve Deng dergisiyle devam ediyoruz.
ilk sayısı 15 Nisan 1963'te çıkan aylık Kürtçe-Türkçe, Deng dergisi top-

rd
lam iki sayı çıkmıştır. 3. sayıya matbaada polis tarafından el konmuştur.
Her sayısı 20 sayfa (kapak dahil) olup ebadı: 28x20 cm. dir.

Birinci sayıya göre:


u
ak
Sahibi: Ergun Koyuncu
Yazı işleri müdürü: Yaşar Kaya
Genel yayın müdürü: Medet Serhat
iv

ikinci sayıda Yaşar Kaya'nın tutuklanmasından sonra:


Sahibi: Ergun Koyuncu
rs

Genel yayın müdürü: Medet Serhat


Bu sayıda mesul müdür: Celal Ergün olarak değişmiştir.
.a

Bu her iki sayının basımı için derginin yazı işleri müdürü olarak bize
yayınlama izni veren ve aynı zamanda derginin kısa bir tarihçesini ve önsöz
w

yazan sayın Yaşar Kaya'ya teşekkür ederiz.


w

AyrıcaDeng dergisinin orijinal sayılarını arşivinden aldığımız Mahmud


LewendT'ye bu tıpkıbasımın hazırlanmasındaki yardımlarından dolayı teşekkür
w

ederiz.

Apec Yayınevi adına


Ali Çiftçi

5
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
BU KiTABA DAiR ...

rg
Dili yasak, tarihi yasak, herşeyi yasak yoksul kürt halkının bu mayın tarlasındaki
izlerini sürüyoruz veya sürmeye çalışıyoruz. Elbetteki Kürt basınının zengin bir tarihi

.o
var. Çok gerilere gitmeye gücümüz yetmez. Onu tarihin genç araştırmacıları
muhakkak yapacaklardır. Yani bizim çocuklarımız, ülkemizin ve halkımızın
çocukları ...

rd
Biz kürtlerin ilk yazılı basını olan Kürdistan gazetesinin ilk sayısından tutun da
bugün devam edenlere selam ediyoruz, hepsi bizimdir. Bu arada bir halkasının

u
serüvenini kağıda geçirip kaybolmasını önlemeye çalıştık.
Cumhuriyet dönemindeki bu ilk Kürtçe-Türkçe dergi Bab-ı Ali'de bomba tesiri
ak
yaptı. Şok ve şaşkınlık yaşandı. Devrin Başbakanı ismet inönü kabine toplantısından
sonra verdiği demeçte "Bu anayasa ile bu dergiyi kapatmak mümkün değildir'' dedi.
ilk yazı işleri müdürü olarak tutuklu kaldığım Sultanahmet Cezaevi'nden dönemin
iv

Adalet Bakanı Özyörük'ü şikayet ettim. O günkü hükümet şikayetimi dinlemek üzere
bir adiiye müfettişini gönderdi ve ifademi aldırdı. Bütün bu olaylar yirmisekiz-otuz yıl
rs

öncesinin bir kesitini verme bakımından önemli bence. O dönemdeki toplu basın
mahkemeleri bu olaya nasıl baktılar, savcılar ne diyordu?
Bu kitapçıkta böyle bir yolaçıkışın hikayesini okumaktan öte o dönemde savcılarca
.a

hazırlanan bir iddianamenin bugün ne kadar komik bir duruma düşen tarihi belgeliği
de var. Ayrıca Türk basını bu olaya tamamiyle arka çevirdi ve yazmadı.
w

Biz elimizden geldiğince 3 sayı olarak çıkan ve 3. sayısı matbaada iken polis
tarafından toplatılan ve bugün ne yazık ki benim de elimde olmayan bu dergiden ve
w

dergide yer alan yazı ve resimleri koymaya ne yazık ki imkan olmadı.


15 Nisan 1963 yılında yayına başlayan Deng dergisinin ideolojisi için kısaca
w

birşey söylemek gerekirse dergiyi çıkaranlar ulusal ölçek ağırlıklı kürt demokratik
ve devrimci unsurlarıydı denebilir. Fikir olarak kürt dili üzerindeki yasağı delmeyi
hedef olarak önlerine koymuşlardı. Kürt halkı yalnız kasıtlı olarak geri bırakılmışlık
olgusu dışında kendi insan haklarını kullanma, demokratik önlemlerini dile getirebilme

7
arzusunda idi, ondan dolayı da dergide dile, edebiyata, tarihe, politikaya yer verdiler.
Kürtlerin de Bab-ı Ali'de bir yayın organı çıkarabileceklerine inanmayan çevralere
bunu ispat ettiler. Yine o dönemde bilirkişi olarak seçilen üniversitedeki profesörleri n
böyle bir olayda koydukları teşhis, resmi ideoloji baskısı veya kürt sorununa bakış
açıları bakımından ayrı ayrı bir değer taşıyor.
Ayrıca 1990 yılında isveç'te çıkan Bergeh dergisinin 5. sayısında kendi ince uslubu
ile Deng üzerine çok değerli bir inceleme yazısı yazan Dr. Naci Kutlay'ın bu

rg
incelemesini, istanbul'da çıkan Deng dergisindeki benimle yapılan bir röportajı ve
Malmisanıj ile M. Lawendi'nin Rojnamegeriya Kurdi kitabında Deng hakkında yazılan

.o
yazılarıaynen koymakta yarar gördük.
iık günden bu güne kadar kürt basınının bütün kalem ve emekçilerine, bizi biz
edenlere, bu sevdayı bize verenlere saygı ile ...

rd
05.11.1991
Göztepe/istanbul

u YaşarKaya
ak
iv
rs
.a
w
w
w

8
DENG'iN HiKAYESi

rg
1961 Anayasasının ülkede estirdiği kısmi özgürlük ortamından istifade eden
demokratik kuruluşlar ve basın yavaş yavaş Türkiyenin meselelerini yazmaya, ortaya

.o
koymaya gayret ediyorlardı. 49'1ar tutuklamasından sonra 1961 'de tahliyeler olmuş,
öğrenci olanlar tekrar üniversiteye dönmüşlerdi. Bomba düşmüş gibi kaçışın ve
tahrip olan çevreyi ve arkadaşları birer birer yeniden görüyor ve sohbet ediyordu k.

rd
Bu ortamdan istifade etmek istedik, biz de bir yayın organı çıkarıp o günkü tabiri
ile Doğunun dert davalarını biz de dile getirelim istiyorduk. Bu dergi fikri epeyce

u
tutmuştu. Musa Anter, Ziya Şerefhanoğlu, Sait Elçi, Medet Serhat, Yaşar Kaya,
Fadıl Budak, Kemal Bingöllü, Ergun Koyuncu, Kazım Yıldız, H. Yokuş bu fikri
ak
candan destekliyorlardı. Bir yayın organı çıkarmalı ve bu dergide Kürtçe de olmalı,
yarı Kürtçe yarı Türkçe olmalıydı. Bomba tesiri yapacağı şüphesizdi, çünkü o güne
kadar Cumhuriyet döneminde Kürtçe bir yayın organı olmamıştı.
iv

Ankaradan Kemal Badıllı, Dr. Naci Kutlay, Ziya Acar, Yavuz Çarnilbel ve diğer
arkadaşlar da destek olacaklarına söz vermişlerdi.
rs

O arada onun bunun yazıhanesinde toplanıp tartışıyor ve fikri hazırlık yapıyorduk.


Hiç birimiz basın kanununu bilmiyorduk. Basın, yayın, dizgi, matbaa konusunda
.a

fikri olan bir iki arkadaşımız vardı, esas kadroyu tesbite çalışıyorduk.
49'1ar içerdeyken başlayan ayrışma ve sağ-sol çekişmesi bir dereceye kadar
törpülenmeye çalışılıyordu. Ziya Şerefhanoğlu'nun tahliyeden sonra etrafı
w

boşaltılmış ve Sait Elçi hariç yalnız kalmıştı ve ayrıca rahmetli Haydar Aksu(*) da
onun stajyeri idi. Ziya Şerefhanoğlu ısrarla rahmetli Sait Elçi'nin bu dergi
w

kadrosunda yer almasını istiyordu. Biz hepimiz karşı çıkmıştı k. Bu gerilim bir yerde
kopacaktı. En son ben ve Medet Serhat, Ziya beyin Eminönü-Anadolu handaki
w

yazıhanesine gidiyorduk. Yolda kendisini sıkıştırdım. Dedim ki, bize verdiği sözü
yerine getirsin. Bize bir daktilo, bir teksir makinası ve birde 100 TL. para verecek
her ay, evetse evet, hayırsa hayır, yoksa Sait Elçi'yi kasten ileri sürüyor ve konuşma

(*)Haydar Aksu Karakoçan/i bir avukatt1, 1975'te trafik kazasmda onu kaybettik.

9
istediğimiz gibi neticelendi Sait Elçi yoksa ben yokum, bunları da vermem.
Bizde eyvallah deyip ayrıldı k. Ama Deng Dergisi çıkacaktı, biz kafaya koymuştu k.
Bedeli ne olursa olsun bu dergi çıkacaktı. Durumu arkadaşlarla konuştuk, bütün
köprüleri atıp geldiğimizi ve onlarsız bunu yapmamız gerektiğini vurguladık, o iş
bitti. Nitekim Çağaloğlu Türbedar Sokaktaki Trakya işhanında bir oda tuttuk,
mukavele yapıldı, bir yerimiz oldu ama araç gereç yok, paramız da yok tabi. O
dönemde hepsi elimizde olan gençlik örgütlerinden eski bir masa, 2-3 sandalye

rg
getirdik, birde levha yaptık: "DENG-Doğunun Sesidir".
Telefon büyük bir sorun, 3-4 yılda ancak ulaşılıyor, basın önceliği var ama para

.o
yok. Daktilo da çok önemli ama büyük para bizler için, neticede hepimiz öğrenciyiz
ne yapabiliriz. Aklıma bir fikir geldi. Fetullah Kakioğlu iktisat Fakültesi'nde dernek
başkanı, ona fikrimi açtım. Bir yerden derneğe bir daktilo bağışı bulalım. Ama o

rd
daktiloyu getirip biz kullanalım, Fethullah uygun buldu. ikinci Dünya Savaşı zengini
olup sonradan isviçrede oturan, bir dönemde Yeni istanbul Gazetesinin sahibi Ha-

Poğda'ya gittik. u
bib Edip Törehan'ın genel temsilcisi, bizim fakülte mezunumuz musevi asıllı Renda
ak
Unutmadıysam Renda o zaman 25 yaşlarında, onun bir şirketinin genel müdürü,
söyledik derdimizi, hemen zile bastı. Bize yepyeni kullanıimam ış bir FACIT daktilo
getirdiler. Bizi kapılara kadar uğurladı. Biz sevinçle büroya kadar geldik, ozaman
iv

zaten teleks Türkiyede belki 1-2 gazetede vardı. Fax'ın adını kimse bilmiyordu.
Belkide dünyada henüz icat edilmemişti.
rs

Biz bu şartlarda başladık önce bir tanıtma mektubu yazarak böyle bir dergi
çıkaracağımızı duyurmaya çalıştık. Bu duyuruyu istanbul, Ankara, Diyarbakır, Urfa,
Mardin, Kars v.s. şehirlerde oturanarkadaşlarımızın adreslerine postaladık. Yazılar,
.a

şiirler bekliyoruz. Gazetelere duyuru yapacak ne paramız var üstelik ne de kimse


böyle bir ilanı alır basar. Onun için biz ne yapabilir isek o. Postadan bize de mektup
w

çıktıkça seviniyoruz. Bayağı bir işimiz var artık. Öğleden sonraları fakültede dersleri
biten arkadaşlar ziyarete geliyor. Ama herkes kuşkulu ve tedirgin, kimisi bize deli
w

gözü ile bakıyor, ne demek kürtçe dergi bu iş zor diyorlardı.


Neticede birinci sayının bütün yazıları daktilo edildi. Hazır hale getirildi. Önemli
w

olan dizgiyi yapan matbaa bulmaktı. O dönemde Kürtçe harfler için hurufat sıkıntısı
var, bir de herkes müthiş çekiniyar ve korkuyordu. Öyle bir arkadaşı razı ettik. ilk
sayı çıktı, biz de sevinmiş ve mutlu olmuştuk.

Aradan birkaç gün geçti dersten çıkıp dergiye geldim. Arkadaşlar Basın

lO
Savcılığından polisin gelip beni aradığını söylediler, bir saat sonra tekrar gelecekler
onlarla ifade vermeye gideceksin dediler. Hoş bir haber değildi tabi, hele o
dönemlerde kimseler alışık değildi tevkife falan. Ama nede olsa ben bir kaç sorgu
ve birkaç askeri cezaevi görmüştüm, siviller hakkında bir fikrim yoktu. Öğleden
sonra Basın Savcılığına gittik, ifadem alındı, tevkiftalebiyle mahkemeye çıkarıldım.
istanbul Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi beni tevkif etti. Tevkiften sonra Adiiyenin
altında bir nezarethaneye indirdiler. Bütün günlük "vukuat" sahipleri burada top-

g
lanarak cezaevi arabası ile cezaevine gidiyorlarmış, biz oturup bekledik. Yanımızda

or
iki jandarma oturuyor. Birisi diğerine Doğuda Siirt taraflarında jandarmalık yaparken
aldığı yeşil on liralıkları büküp büküp tüfeğin namlusunanasıl daldurduğunu anlatıyor,
çünkü sonra karakol başçavuşu bu rüşvete ortak oluyormuş, ben de dinliyorum.

d.
Sıkıntılı bir-iki saatten sonra aşina olduğum cezaevi arabasına bindik gidiyoruz.

Sultanahmette indik. Büyük eski bir yapı kapıda SULTANAHMET CEZA VE

ur
TUTUKEVi yazıyor. Demir kapılar açıldı, bir hale girdik. Bu halde görüşme odası,
müdür odasına giden merdivenlere iniyor. O halden sonra bir demir kapı daha açıldı.
Oradan cezaevi bahçesine girdik. Bizleri gardiyanlar aldı. Dip kapalı dedikleri kapı
ak
altından sonraki ilk gelenler koğuşuna gittik. Yer seviyesinden 3-4 merdivenle inilen
uzun bir koridor, küf ve acı sidik kokusu insanın gözlerini açıyor. Hemen ilk hücre
odada 2-3 yataklı ranzalı bir yer var, üstümdeki şoku atmaya çalışıyorum.
iv

Meydancı (koğuş sorumlusu) Kürt Ramazan Malatyalıymış, katil. Hoşbeşten


sonra çay, ekmek, peynir biraz kahvaltı, kendime geldim."Ağabey yatağm haz1r, bu
rs

yatakta ranzada yat sabaha Allah kerim" dedi. Koridorda 90-100 kişi yerde yatıyor.
O rutubette nasıl sabah oldu bilemiyoruım. Ama oldu ve sonradan da öğrendim,
günlük gazetelerde okuduğumuz bütün istanbul vukuatı, hergün 8-1 O kişi (katil,
.a

hırsız vs.) adliyede toplanıyor, oradan doğru cezaevi ve bu dip kapalı dedikleri yere,
burada 100-150 kişi birikince oradan dağıtım yapılıyor. O gece hemen siyasi koğuştan
w

(5. Koğuştan) r~hmetli Şadi Al kılıç bir şişe B-vitamini ve de selam göndermiş bana:
"B-vitamini alsm romatizma olmaz, birşeye ihtiyac/ varsa söylesin", teşekkür ettiğimi
w

söyledim. Ben hem üniversiteliyim hem basın mensubu, saçlarımı kesmeyi kimse
konu bile etmedi. Saçı kesilmeyen tek adam gibiyim. Bizim de günümüz geldi, tek
w

sıra halinde müdür odasına doğru kuyruk yaptık.


Cezaevi müdürü rahmetli Hüsnü Konukçu (mahkumlar Hüsnü Baba diyor) aslen
Bitlisli sonradan Diyarbakırlı olmuş. Yeğenieri beni fakülteden tanıyorlar. Bizim
çocuklar gidip yeğenierini bulmuşlar beni rahat ettirsin diye Baba Konukçuya

ll
göndermişler. Nereden bileceğim, herkes birinci, sen üçüncü, sen beşinci koğuş
diye herkes dönüp sıra ile odasını terkediyor. Sıra bana geldi, "Benim suçum
Kürtçe- Türkçe derginin yaz1 işleri müdürü olmak", dinledi, dinledi. "Eee Yaşar Bey
oğlum, bak çok gençsin, hem öğrencisin, yaz1k değil mi sana?" Birşey demedim.
"Sen de 5. Koğuşa" dedi, çıktı m. 5. Koğuş hakkında 4-5 gündür bilgilenmişim. O
dönemde Türkiyede pek siyasi tutuklu ve basın mensubu yok. 5. Koğuşa gittim.
Ufak bir uzun havalandırma yeri, ona bahçe diyorlar. Kim yok ki; baştaŞadi Al kılıç,

g
Zeki Şahin, Bumin Yamanoğlu, istanbul D.P. milletvekili Enver Kaya, Meclis

or
Başkanvekili Agah Erozan vs. Kayseri Cezaevinden gelmiş Demokrat partililer,
yavaş yavaş tanışıyoruz. Rahmetli Oflu Hasan (Hasan Cevahir), Kağıthaneli Kürt
Mehmet Ali (sonradan Kağıthane Belediye Başkanı oldu), kiralık katil tutarak

d.
babasını öldürten Tahsin Merter, Feriköylü Kürt Mehmet Ali, Sefer Bezal,
kardeşleri Kürt mafiyacılar Abuzer Uğurlu vesaireler hep bu bölümde. Ağrılı bir

Yatağımı
ur
hemşerim var burada; ibrahim Bedo, ben, o ve Şadi Baba aynı odada kalacağız.
ranzaya serdiler, bir de lise öğrencisi tipli bir çocuk var. Sabah akşam
gardiyanlar herkesi ikişer ikişer sıraya sokup yoklama yapıyorlar, en çok o zoruma
ak
gidiyor. Çoğusu okur-yazar değil, dişleri mizi sıkıyoruz. Dur bakalım ne olacak diyoruz,
Oflu rahmetli öğleden sonraları özel çay demletiyor. Beni çağırtıyor onların koğuşunda
çay sohbetleri yapıyoruz. Oflu'nun yemeği ile ilgilenen bir garsonu var, bir koruması
iv

var, varoğlu var. Yavaş yavaş anlıyorum. Demokrat Partililer bana iyi gözle
bakmıyorlar. Onlar beni CHP'li filan zanediyorlar. Çünkü o dönem bütün üniversiteliler
rs

CHP'Ii, biraz bana uzak ve soğuk duruyorlar, ben de öyle.


Koğuş sorumlusu Bumin Yamanoğlu (Adnan Menderes devrinin ünlü polisi)

ibrahim Bedo'ya "Yaşar Kaya gelir gelmez ranzaya ç1kartm, bak yerde koridorda
.a

yat1p s1ra bekleyen 115 kişi var''. Bedo cezaevinin en tehlikeli mahkumu, sonradan
müdür odasında gördüm. Tehlikeli 3-5 kişiden birincisi, filinta gibi bir esmer Kürt
w

delikaniısı cezaevinde aşağı yukarı 6-7 yıldır yatıyor. ilkokulu orada bitirmiş, odası
kitap ve ansiklopedi dolu, Rus klasikleri okuyor, aydın bir delikanlı, kendisine lanet
w

ediyor. "Gariban bir bar kadmm1 öldürdüm ... Bugünkü bilincim olsa öyle birşey yapar
mJYdlm" diyordu. Politikaya biraz da uzaktan Kürt sorununun ne olduğunu öğrenmeye
w

çalışıyordu. Ben ve o beraber yemek yiyorduk. Midemin rahatsızlığını biliyordu. Her

öğleyin birazcık da olsa salata yapıyordu. Adalet Bakanlığının verdiği tek kap yemeğe
ve yarım ekmeğe katık ediyorduk. Bedo, ben, Şadi Baba can yoldaşlığı ediyoruz.

12
BiR ESKi TÜFEK: ŞADi ALKILIÇ

Şadi Baba 1962'de Cumhuriyet'in açtığı Yunus Nadi Yarışmasına "Türkiyenin


tek kurtuluş yolu sosyalizmdir" adlı makaleyi yazıp bu yarışmaya gönderiyor. Yazı
birincilik kazanıyor. Ama takma isimle gönderilmiş. Birinci olunca mecburen benim
diyor. Onu ve yazı işleri müdürü Kayhan Sağlamer'i savcılık tevkif ediyor. Türkiyede
epey gürültü yaratan bir olay oldu. Bir ay kadar sonra TBMM'ye önerge verilerek

g
olay Başbakan ismet inönü'den soruldu. O da verdiği cevaptaŞadi Baba'nın adını
anmaksızın "Kayhan'a yaz1k oldu" dedi. Şadi de içeride "inönü Kayhan'a yaz1k oldu,

or
bu demektir Şadi'ye de kaz1k olsun", çünkü Kayhan tahliye edilmiş ve Şadi 8-10
yılla yargılanıyordu ve ben gittiğimde içeride idi.

d.
Şadi eski bir komünist idi. 1938 Harb Okulu olayında yargılanmış ve ceza almış,
sonradan Dersim Harbine çavuş olarak gönderilmişti. 120-130 kilo ağırlığında, beyaz
saçlı, şişman, tonton bir ihtiyardı. O zamanlar "Oğlum Kaya, ben Karagümrük

r
çocuğuyum, ku
ilk sosyalistlik fikirlerimi önce kendi muhitimden ald1m" diyordu, benim
tevkif edilip oraya gelmeme çok seviniyordu, "Oh be hele lafedecek biradam bulduk"
diyordu.
Kürt solcularından 49'1ar tutuklanmas ında beraber olduğumuz Örfi Akkoyunlu'yu
a
tanıyordu. ileri bir dostlukları vardı. Havalandırma saatinde volta atarken bana
iv

Maxbeer'in Sosyal Mücadeleler Tarihi'ni özetleyerek anlattı. O zaman o kitap tercüme


edilmemişti.
rs

Kürtleri çok seviyordu, bana günlerce Dersime 1938 Harp Okulu davasından

sonra çavuşa çıkarılarak bir katırın başında dizgini çeke çeke Dersimi ve Kutu
Deresi Katliamını anlatıyordu, Harp Okulu olayının can alıcı bir bölümü şöyle idi:
.a

Oğlum Kaya zaten bizi çavuşa Çikarmişfar ha ben sana önce şu Harp Okulu olaym1
anlatayım
(O zaman o kitap henüz çıkmamıştı), okulda sm1fta iki grup öğrenciyiz.
w

Ben, Ömer Deniz, A.Kadir vs. bizler tarih biliyoruz, okuyoruz herkese ders verecek
durumday1z. U/us'a gidip Naz1m'm şiir kitaplanm satan bir kitapç1 var. Onlardan
w

kitap al1p okula getiriyoruz, gizliden sanati seven baz1 arkadaşlara veriyoruz. Ben,
Harp Okulu öğrencisiyim ama evliyirn, o zaman evlilik ordudan atiima sebebi bunu
w

gizliyorum. Ömer Deniz'le kafayQ koyduk bir hafta sonu istanbula gittiğimizde Naz1m1
gidip evinde ziyaret edeceğiz. Hafta sonu bir engel Çikti ben izine Çlkamadlm.
Çocuklanma 1-2 oyuncak almiŞtlm. On/an da Ömer Deniz'e (sonradan Türkiye işçi
Partisi'nin Zeytinburnu ilçe başkanı) verdim. Bizim eve de uğra yengeni gör, ben

13
çtkamadtm okuldan de vs. Ömer bizim eve uğrastn. Ertesi günde resmi elbiseleri ile
Naztmt ziyarete gitsin. Hoşbeşten sonra :
"Üstad, biz Harp Okulunda seni seven şiirlerini okuyan şu kadar öğrenciyiz. Bize
sanat konusunda bir tavsiyen var mı?"

Naztm da idare yollu bazt şeyler söylüyor ona. Ömer Deniz kalktp çtktp geliyor,
Naztm hemen siyasi şubeye telefon açtyor:
"Utanmıyor musunuz değil mi? Her kılıkta benim evime polis gönderdiniz ama

g
şimdide Harp Okulu öğrencisi kılığında adam gönderiyorsunuz."
Halbuki on/ann haberi yok. Pusuyapolis gönderiyorlar ikinci gidişte. Ömer Deniz

or
olduğunu tesbit ediyorlar. Sonradan bakttk okulda haderneler değişti. Bir sabah
şafakla yatakhane, do/ap/ar, masa, st ra gözleri arandt. Apar tapar hepimizi götürüp

d.
hücrelere atttlar. Naztm't da istanbul'dan getirmiş/er. Biz 20-21 gün bu tek hücrelerde
kaldtk, arda sorgular yaptldt. Sonra bizi dtşan çtkanp yüz yüze getirdiler. Naztm

r
hiçkimse ile konuşmadan gidip bahçe duvartntn dibine oturdu ve,
Bugün pazar
ku
Bugün ilk defa hücreden çıkardılar
Gökyüzünün bu kadar mavi
a
Bu kadar bizden uzak olduğuna inanarak
Saygı ile toprağa oturdum.
iv

Şu anda ne kavgam,
Na karım, ne çocuklarım,
rs

Güneş, toprak ve ben


Bahtiyarım.
o gün orada yazdt. Sonra da bizlerle konuştu diyordu, bizi okuldan atttlar.
Şiirini
.a

Ben Dersime gittim, Kutu Deresinde bir gece senin o uzun donlu Kürtler geceyan st
bir basktn yaptiiar, hepimiz perişan olduk. Orada da savaştan kaçtyorsun diye bizi
w

Divan-t Harbe verdiler. Bakttm ki iş kötüye gidiyor. Efendim General kaçtt sonra biz
kaçttk dedim. Zarzor paçayt kurtardtk. Sonra da sürgün cezamt Diyarbaktrda
w

tamam/adtm. Senin Kürtler bana bakttlar, hergün oturduğum kahveye çtktnca peynir,
yiyecek vs. getiriyorlardi. Ben sana bir şişe ilaç göndermişim çok mu?
w

Uzun yıllar işsizliğini ve Kadıköy Belediyesi Şube Müdürlüğünü anlatıyordu. Ben


de zevkle dinliyordum. 4 Haziran 1963'te galiba sabah gazeteleri aldığımızda Nazım
Hikmet'in Moskovada öldüğünü öğrendik. Bir anda kayboldu sandım, gittim baktım.
Şadi Baba yatağına girmiş, kafasını sarmış, batariyeyi kafasına çekmiş ağlıyordu,

14
dokunmadım. Öğleye doğru çay ocağından büyük bardakla çay getirdim, içine limon
sıktım. O çayı verdim ve başsağlığı diledim. Gözleri şişmişti ağlamaktan ve o gün
akşama kadar ranzadan inmedi ve havalandırmaya çıkmadı.
Nazıma verdiği değer veya dostluk o günün üzüntüsü ile ona sinmişti. Sık sık

Doğuda at sırtında hakimlik görevi gereğince keşife giden kızının resmini gösterir
mutlu olurdu. iki oğlu henüz Mülkiyeli bile değillerdi. Belki de damadının Kürt olmasını
çok ister ve bizleri güldürürdü. Mücadele ruhunu seven bu aksaçlı pir-i fani yalnız

rg
kalacağı için hiç benim tahliye olmarnı istemezdi: "Oğlum Kaya" dedi. "Sen hem
Kürt sorununu ortaya atacaksm, hem de tahliye yi düşüneceksin, bu mümkün değil.

.o
inşallah sen de ceza yer, benimle beraber Nevşehir'e sürgüne gelirsin."
Tahliye olduğum güne kadar dostluğumuz devam etti. Benim nam-ı hesabıma
sevinmiş, kendi adına üzülmüştü. Sonra o da dışarı çıktı.

rd
Bir gün Kadıköy vapurunda görüştü k, sevinçten deli oldu. Kah ır çekmiş bir kuşağın
temsilcisiydi, yüzyıllık çınar ağaçlarına benziyordu, heybetliydi. Bir militan değildi,

u
bir filozof tavrı vardı. Sonra öldüğünü gazetede okudum. Kim bilir belki de ben o
zaman sürgün alayında askerdim.
ak
AVUKAT YILMAZ HALKACI
iv

Ben Sultanahmet Cezaevinde yatarkan Talat Aydemir başkaidırısı olmuştu.


rs

Meşhur 21 Mayıs Askeri Harekatı Örfi idare ne kadar ele avuca gelir kürt varsa
hepsini toplamış ve Balmumcu Özel Garnizonuna götürmüştü, dolıyısıyla rahmetli
Ziya Şerefhanoğlu da gözaltındaydı ve ben avukatsız kalmıştım. O dönemlerde
.a

cesaret edip politik davalara giren avukat yok gibi idi. Türkiye işçi Partili olduğunu
gazetelerde duyduğum Av. Yılmaz Halkacı cezaevine geldi vekaletimi aldı ve ilk
w

duruşmada Av. Seniha Serhat ile bulundu, bu beni çok duygulandırdı. Benim için

tatlı bir hatıra oldu.


w

Duruşmadan birkaç gün önce iddianame geldi. Bu arada o zamanlar basın savcısı

olan istendiyar Barüonu Kürtçe metinleri tercüme etmem için beni diğer
w

mahkumlarla kelepçeli olarak adliyeye getiriyor, birkaç paragraf tercüme ettikten


sonra beni tekrar bu eziyetle cezaevine gönderiyordu. Adalet Bakanı Abdülhak
Kemal Yörük'e içeriden bir telgraf çektim, durumu bildirdim ve bu savcıyı şikayet
ettim. Aradan birkaç gün geçti Adalet Bakanlığından bir müfettiş geldi. Bu dergi

15
olayı Türkiye kamuoyunda bayağı büyümüştü, inönü Kabinesinde görüşülmüş ve
büyük yan kı uyandırmıştı. Adliyeye gittim beni bir odaya aldılar, adamcağız oturuyor.
Müfettiş olduğunu ve ifadem için geldiğini bu şikayeti tahkik edeceğini söylüyordu,
olayı anlattım, dinledi, sonunda "Ben sizin yerinize olsam şikayetimi
geri almm."
diyordu. Ben karşı çıktı m, başını sallıyarak zaptı imza ettirdi ve beni de alıp cezaevine
götürdüler, olay sonradan ne oldu halen bilen yok.
Neyse duruşma günü geldi. 2. Toplu Basın Mahkemesine çıktık. Üç sanıktık:

rg
Musa Anter, Kemal Bingöllü ve ben. Musa Anter, Balmumcu Özel Garnizonu'ndan
menkufve mevcutlu getirilmişti. Kemal ise serbestti. Hakim ilk sözü yazıişleri müdürü

.o
olmamdan bana verdi ve bu iddiaya karşı ne söyleyebileceğimi sordu.
Kısaca bu dergideki yazıların geri kalmış, geri bırakılmış olan Doğu ve Güney-
doğuya, oradaki sefalete değinen yazılar olduğunu, bölücü bir gaye güdülmediğini,

rd
bunların gerçeklerin ifadesi olduğunu söylemeye çalıştım. Ben, bunları yazan yalnız
biz değiliz, Fikret Otyam'ın Gide Gide'si, Selahattin Şimşek'in Hakkari Dedikleri

u
vs. kitaplarını getirdim dosyaya konmak üzere, şimdi takdim edeceğim dedim ve
kitapları verdim. Neticede tahliyemize karar verildi.
ak
Mahkeme 1000 TL nakd-i kefaletle beni tahliye etti. Ben cezaevine döndüm.
Onbeşeyakın arkadaşım saatlerini satarak parayı denkleştirrnek üzere iken bugünkü
istanbul Milletvekili Yüksel Çengel* getirip yatırdı. Arkadaşlar gelip beni cezaevinden
iv

aldılar. Yüksel'in o zaman Bebek sırtlarındaki bekar evinde beraber keyifli bir gece

geçirdik. Zaten dışarda onbeş gün kalmadan ikinci duruşmada tekrar tevkif edip
rs

Balmumcu Özel Garnizonuna götürdüler. Ben de böylelikle 23'1er tevkifatma dahil


oldum.
Deng'in çıkışı Türkiye'de ve yurtdışında büyük tepki yaptı. ismet inönü CHP meclis
.a

grup toplantısında "Siz bugünkü anayasa ve bugünkü kanunlara göre bu dergiyi


kapatamazsmtz." diyordu. O zaman Le Monde gazetesinin Ortadoğu masası şefi
w

Armand Gaspard (Ermeni kökenli) kalkıp Türkiye'ye geldi, öyle ya 1938'deki Der-
sim katliamından sonra ilk defa Türkiye'de bir Kürtçe-Türkçe dergi çıkıyordu. Bu
w

üç-dört kişi kimlerdi, nasıl adamlardı, bu iş nereden akıllarına gelmişti? Armand


Gaspard'ı istanbula getiren, bu soruların cevabını bulriıaktı.
w

Bir evde buluşuldu. Sayın Gaspard gelmiş benim kaldığım evde arkadaşlara
sormuş ve kendisini tanıştırmıştı. Evet, buluştuk. 49'1arın davası devam ediyordu,

*Yüksel Çengel Malatyall-Arapkirli Kürt bir arkadaşt1. istanbul milletvekilliği ve CHP Meclis Idare
arnirliği yapti.

16
23'1erin davası sonuçlanmıştı. Genelde Kürt sorunu üstüne tartışıldı. A. Gaspard
şunları söyledi: "Beyler, sizi tebrik etmemek elde değil, bu büyük bir cesaret,
söylenecek bir şey yok, davamzm nastl gelişeceğini bilmiyorum, ama ben gazetemi
temsilen size bir şey söylemeye geldim, görüyorum ki üçünüzde üniversite
öğrencisisiniz, eğerdevlet sizi üniversiteden atarsa Le Monde gazetesi sizi Fransa'da
okutmaya haztrdtr. "Bu laf değildi, belki de hiç kimsenin elde edemiyeceği bir büyük

rg
avantajdı. Hem 1963'te ve hem de Fransa'da tahsil. Bizim pasaport almamız otuziki
yıl mümkün olmadı. Geçtiğimiz günlerde; 24-25 Temmuz tarihlerinde Lozan'daki
konferansın bir oturumunda konuşmacı olan A. Gaspard'la birbirimizi otuzbeş yıl

.o
sonra kucakladık. O çoktan emekli olmuştu. Onun yerine Ortadoğu masası şefi

olan Eric Rouleau'yu Mitterand büyük elçi olarak Ankara'ya atadı, sonra Fransaya

rd
döndü. Ben de artık öğrenci değil, altmışında saçları kırlaşmış bir sürgündüm
Avrupa'da.

SÖZÜN SONUNA DOGRU u


ak
Bugün 22 Nisan 1998. Yani Kürdistan gazetesinin yüzüncü yılı dolayısı ile
Kürdistan Gazeteciler Birliği (Yekitiya Rojnamevanen Kurdıstane-YRK) Köln'de bir
iv

kutlama toplantısı şenliği düzenlemiş. Oraya gideceğiz.


Yıllardır sakladığım Deng Dosyasmt da sayın Mahmut Lewendi ile isveçe
rs

gönderiyorum. Orada tıpkıbasımı yapılacak. Bu mutlu günümüzün sabahına


rastlamış olması da ayrıca bir mutluluk. Çünkü yüzyıllık zindan ve sürgün tarihi olan
Kurt ulusal basınının bir halkasıdır Deng. Törende bir ödül de verilecek, arkadaşlar
.a

Kürt gazeteciliğine ve yayıncılığına olan bu ödülü Bedırxan ailesine ve onların


şahsında kürtlerin ilk TV'si olan Med TV'ye verilmesini kararlaştırmışlar. Ve bu ödülü n
w

benin tarafımdan verilmesini istiyorlar. Kimbilir belki de şu anda en yaşlı Kürt


gazetecilerinden biri olduğum için öyle kararlaştırmışlardır. Birkaç saat zaman bu
w

mutlulukları arkadaşlarla paylaşacağız.


Deng'in büyük yazarı, Musa Anter 20 Eylü11993'te bir kıble gibi sevdiği Diyarbekir
w

(Kara Amid) de şehit edildi. Deng'in genel yayın yönetmenliğini yapan Medet Serhat
istanbulda 1994'te devlet çeteleri tarafından öldürüldü. Ben ise Deng'in bir emekçisi
ve ilk yazıişleri müdürü idim, o zaman tutuklandım. Tarihi Sultanahmet Cezaevinde
yattım. Bunun da kısa hikayesini yukarıda anlatmaya çalıştım. Dedim ya hep kaç-
göç içinde bunlar yapılıyor, eksiklerimizin olduğu muhakkaktır. Dördüncü değerli

17
arkadaşımız bugün çok yüksek kadernede bir bürokrat olduğu için adını
yazamıyorum. O da bu tarihin, bu emeğin ortağıdır. Deng o günkü karanlık dönemde
ve yoksullukta çıktı. Bu gün ulusal kurtuluş mücadelemizin dinamikleri Kürt basınını
belirli bir durağa getirmiştir. Bu olanakları ve bu özgürlük meşalesini yakıp önümüze
koyanlara layık bir kürt basını olmalıdır. Kürt basını artık Kürtlerin ve Kürt ulusal
kurtuluş mücadelesinin sesi-soluğu olmalıdır.
Miqdad Midhet Bedırxan tarafından Kahirede çıkarılan Kürdistan gazetesinden

rg
bu güne tam yüzyıl geçmiş, yani bir asır. Kürt basını Kah ire, isviçre, Londra, istanbul,
Ağrı, Mahabad, Şam ve Bağdat başta olmak üzere birçok yerde çıkarak bu

.o
devamlılığı, bu tradisyonu sağlamıştır. Bu da koskoca bir mücadele tarihidir. Kürt
gazete ve yayıncılığıyla ilgili olanlar elbette bu tarihi, bizi biz yapan bu sevdayı
yazacaklardır, bundan hiç şüphe edilmemelidir.

rd
Bugün biri istanbulda: Ülkede Gündem, biri de Almanyada: Özgür Politika adlı iki
Kürt günlük gazetesi çıkmaktadır. Dergiler artık saymakla bitmez. 1980'1i yıllardan

u
başlayan Kürt kitap yayımcılığı bugün artık bir kütüphaneyi dolduracak kadar
zenginleşti, bu da Kürdistan devriminin arka bahçesindeki kültür rönesansıdır ve
ak
sevindiricidir.
Bazı bilgi ve belgeleri, hem ileride araştırma yapacak tarihçilereve araştırmacılara
hem de Kürt halkının eline ve kütüphanesine ulaştırma zaruretinin olduğuna olan
iv

inancı mı hep sıcak tutuyorum. Bu muhakkak yapılmalıdır. Hele hele arşivi yok edilmiş
ve belleği silinmiş Kürt halkı için bu daha da önem taşımaktadır.
rs

1963 yılı 15 Nisan tarihinde ilk sayısı çıkan ve polisçe matbaada elkonulduğu
için 3. sayısından mahrum olduğumuz tam 35 yıl sonra aynı ayda ve aynı günlerde
tıpkıbasıma gidiyor. Mutluluğumu dile getirirken Deng ailesinin iki şehidini ve sayıları
.a

eliiyi geçen basın şehitlerimizi, Kürdistan devriminin bütün şehitleri için de ellerinde
kalem ayrı bir bölük gibi, ama onlarla beraber yürüdüklerini görüyorum. Hepsinin
w

hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

22 Nisan 1998
w

Köln
w

YaşarKaya

18
DENG

No:1 (15 Nisan 1963)

rg
.o
rd
u
ak
iv
rs
.a
w
w
w

19
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
·:-·..................................... ;:; ; ...•1 •·•e··e.Y:t::t_._.••• ,.,. .•
~••·«:tt§::t.•t.~.:!-~~
'! Ayhk, Siyui, .SO.yal ve K&ltllrel Dersl :

Deng
' Cağaloğlu, Türbede r Sok- Trakya İt Haoı 11
No: 13 ISTANBUL
l-tL : 1 SAYI : 1 IS NİSAN 1963
Abone tartlan: .Yılılık: 12 TL 6 ayiıkı 6 TJ.•.1
1
Dıt memlek etler IÇin iki misli

-....•...
i
DOCUNU~ SESİDİR . __
....... ....... ....... ....... ..
1 _. ! j Baskı ve Dlzgl Sıralar Matbaaııil
1
.-• ..-•••••.• ••••••• ••••••• ••••••• ••• +ii •••••

ÇlK AR KE N

rg
Bir bölgenin sosyal-ekonomik ve kültü- teliğine kavuşmll§tur. Bu hava içinde, çözüm
rel Sll!hadaki gelişmeı>i, o bölgeyi yakından bekliyen yığın yığın dertterin varlığını acı
bilen kişilerin ortak çabası ile gerçekleşir. ile seyrediy oruz.

.o
Deng, Türkiyem izin her sosyal davasınırı Ülkemiz in bütün soısyal dertlerin e ayni
hallinde üstüne düşen görevi gücü nispetind e ilginin gösterilm esi Deng'in deiişmez pren-
ve ülkemiz gerçekle rinin 1şığı altında yeri- sibi olacaktır.
ne getirecek tir. Ve, bütün davalanmızın ge-

rd
Yirmi seneye yakın bir devreyi ckapah
. niş fikirli aydınların ve h ür kalemler in gay- rejim• diye adlandıran Başbakan İnönü si-
reti ile olumlu şekilde oonuçlanacağına ina- yasi tarhilmi ze yeni bir terim kazandırmanın
nıyor.
da ötesinde.ki gerçekle ri belirtiyo r: Ülkemiz
Deng, Türkiyem izin mutlu yarıniarına en·
gel olabilece k her hareket ve görüşün kar-
u
şısındadır. Ve, meselele rimizin Türkiy'! hıd­
inaanl~rı uzun bir müddet aldatılmıştır !..
Bu görüşe dayanar ak, Doğıı'nun yıllar yı­
lı ihmal edildiğini
ak
bugünkü sosyal yatama
kının ortak malı olduğu noktasından hareket
düzeyini n ortalama noktasından da ıtok aşa·
etmekted ir. ğıda olduğunu kabul etmek, zaruretti r. Zi·
Teknolo jinin baş döndürü cü gelişmeı>i ve ra, hiç olmazsa bazı hamlele r yapılan ülke·
atomik çağın sür'atine rağmen doğuda cma- mizde, Doğuya hiç bir yenilik götürülmemlş­
iv

ğara hayatı». veya cmezarl annda yaşayan­ tir.


lar» ın durumu bütün halkımızın kalbini sız­ Gazeteleı:<fe Koçero'n un adı ile dikkati
Iatan ortak bir duygu olduğu bu hare'lcet çeken ve radyolar da içler acısı durumu bir
rs

noktasının dayanağıdır- nevi reklam sahası olan Doğu, hepimizi n


Cumhuri yetimizi n kurucusu Atatürk bölgesi değil midir? Aydınlarımızın bu mev-
«Türkiye Devleti bir bütündü r, parçalan a- zudaki çabası, hükiime tin tutumu· ve yeni
maz» vecizesi ile bütünlüğümüze göz diken zihniyet e sahip idarecile rin çalışması ile bu
.a

dış tesiriere set çekmiştir. Bu görüşün kuvve- sevimsiz manzara kolayca değiştirilecektir.
ti Kurtuluş Savaşını yaratmıştır. Ancak bu
Neden bugüne kadar Doğu, kaderini n
veeizeni n toplum hayatımızın ekonomi k, sos- paslı çemberin de yaşama ma·hkiimiyetinden
yal ve kültürel kesimler inde gereği gibi uy-
w

kurtulamamıştır? .. Bu mevzuda çok şey söy-


gulanmaması büyük kurtarıcının asıl gayesi-
lenebilir ; biz, sadece aydınlarımızın, ülkemı­
nin gerçekleştirilmediği veya aniaşılmadığı
zin morfoloj ik ve. sosyoloj ik yapısını bilmedik
sonucun u gösterir-
w

lerini ve halkııi dertlerin e gereken ilgiyi gös-


Batı milletler topluluğu arasmda ver. tererned iklerini belirtelim .
alan Türkiyem iz'de Doğunun remi edebi-
yattaki adı, bugün dahi «mahrum iyet bölge- Ülkemiz insanlarının çoğunluğunun gör·
w

düğu yakın ilgi, nüfus kayıtlarında adı ol-


si »dir. Devletim izin ve •halkımızın onuru
ması -Doğu için bu dahi tam değil,- vergi
için kara bir leke olan bu durumun daha
ödemek, askerlik yapmak ve her .-ıeçim dev-
fazla devam etmesine hiç bir ferdin gönlü
resinde 'kendisi hesabına konuşacak, fakat
razı olmaz.
kendisin den çok daha uzak kişilere oy ver-
27 Mayıs'ın getirdiği fikir ortamında bir mekten haberda r edilmesi dir. Bir kısmının
ı;ok meselele rimiz gün ışığında tartışılma ni-
(Devamı 16 cı sayfada)

22
Türkler ve Kürdler
Yazan : Ziya Gökal1>

Milli Misakımız bize etnoğrafik bir hu- na isnat etmek hiç bir veçhile reva değildir.
dut çiziyor. Bu .hudud un içine alınan yerler Tarih gösteri yor ki muvaf fakiye t daima
doğruluğun mükafatıdır. Kürd zeki olduğu
nereler idir? İki Milleti n yani Türkle rle ıdır da. Bunu is-
kadar imanlı, dürüst vicdanl
Kürdle rin ı~akin oldukları yerler. Milli pro-
~ramımız, yeni arazımızın haricin de nasıl bat için yalnız şu on seneyi değil on asırlık
müşterek mazim izi hatırlamamız icab
eder.
hiç bir Türk köyünü n kalmas ına rıza göster-

rg
Bunda n on asır mukad dem, bugünk ü Yunan-
miyors a hiç bir Kürd aşireti nin yahut kö-
lılarla İngilizlerin, Fransızların dedele ri «Eh-
yünün burada ki Kürd milleti nden ayrı düş­
ınesine de razı olamaz . Bunda n dolayıd
ır ki li Salih» sürüler i şeklinde İslam ülkeler ine
akın etmeğe başladılar. Bunları İslam yur-
Bağdat 'ta Kürdle rle yahut Türk-

.o
Musul' da,
lerle meskO.n nekada r sancak larla kazala r dundan koğmak için elele veren hangi millet..
varsa hepsin i Anava tan'a kavuşturmak vata- ler, hangi hüküm darlar oldu? Türkle rle
ni vazifel erimizi n en mühim lerinde ndir. Bu Kürdle rin o zaman ki müşterek ciohadı hiç
unutul abilir mi? Kara Bağalar, Alp-Arslan-

rd
gün Anava tandan uzak düşmüş bir «Kürd-
Irak'i» ile bir «Türk · Irak'ı» var. Bunlar lar, Kılıç-Arslanlar, Nureddin-Şehidler bu ci-
Anado lu ·içtimai uzviye tinin koparılması hadda ne kadar uğraştılarsa Saliha ddin Ey-
·mümk ün olmaya n canlı uzuvlardır. yubiler de o derece de çalışmadılar mı? O
sırada Salahaddiiı Eyyub iler de Mısır'da eFat.
:Milli - Mil>akımızın TÜrkle rle Kürdle re
aynı kıymeti, aynı ehemm iyeti vermes i
teriyor ki bu iki millet arasmd a vefa bağla­
u gös- ğu kadar din de dahili muhat aralarl a tehdit
ediliyo rdu. Türkle r «Babekiyye», «Batıniy­
ak
tasavv urun ye» ilhiidları ortada n kaldırınağa çalıştıklan
'~:ı, sadaka t rabıtaları her türlü
r. Filhak ika sırada Salaha ddin Eyyub iler de Mısır'da «Fa-
fevkind e bir samimil iğe malikti
Kürdle r yü· ımiyye» rafıziliğine nihaye t vermed i mi?
Meşrutiyet'ten beri Devlet imiz
zünden ·hiç bir rahatsızlığa uğramadı. Zira Daha sonraları «Safaviyye~ kızılbaşlan
iv

aşiret kavgalarından zarar gören yalnız aşi·


zuhur edince, bu bid'ate de berabe rce mani
retlerd ir. Bu kavgal ar zannolunduğu gibi ne olmak için, bütün Kürd-Beğleri -Bitlis li
Hüküm ete karşı isyan ne de ahaliye karşı Molla-1driıs'i elçi yapar ak- ihtiyar lariyle , ar-
zularıyla Suttan Selim'e bi'at etmedi ler mi?
rs

şakavet mahiye tinde değildir. Balkan Harbi


gibi, Mütare ke zamanları gibi en felaket li İşte bu tari-hi misalle r gösteri yor ki Türk-
günler imizde bize dostluk elini uzatan , bi- lerle Kürdle r muazz ez vatanımızı düşman­
zimle samim i dert (S: 8) ortaklığı eden bu dan, mukad des dinimiz i fesadd an esirgem ek
.a

vefalı millet değli miydi? Bugün kü İstiki al içün daima birlikd e cihada atılmış iki dost
mücad elmine de bütün .•heyetiyle iştirak edip millett ir. Türkle r nasıl daima dini, ahaki
T:irkle rle berabe r «Hep yahud hiç!» diyen mefkO.reler içün çalışmışlarsa, Kürdle rin de
bv sadaka tli millet değil midir? Türk na~ıl rehber leri her zaman iman ile vicdan ol-
w

olur. da bu kadar samim i bir kardeşin, bu muştur. Bu iki millet, bin senede n beri, ay.
kadar hukuk - perver bir arkadaşın emsals iz ni toprak larda ayni mefkO.reler içün elele
vefakı\rlıklarını, ııayısız fedakarlıklarını unu- verere k mücah ede eylemişlerdir. Bu hakika ti
w

tabilir? · · kim inkar edebili r?


Vakıa Kürd bu sadaka t yolund a yürü- Türkle r'le Kürdle r'in içieri birbirin e ben·
mekle, aynı zaman da kendi varlığını, kendi zediği gibi, dışları da benzer . Türk yahud
w

harsini , kendi istiklal ini de muhaf aza etmiş Kürd milleti ne mensub bir adamı gördüğünüz
oldu. Mübar ek yurdu başka ülkeler gibi zaman bunun Kürd mü yoksa Türk mü oldu-
düşmanların murda r ayakları altıncia çiğnet­ ğunu ılimasından tanıyamazııınız. Halbuk i
ı,nedi. Buraısı da doğru olmakl a berabe r,
bu başka milletl erden bazılarına mensub ferd-
neticey i Kürdün civana merdan e sadaka tine Ierin ilk bakışda hangi kavimd en olduklarını
atfetm eyup de, yalnız akiıfuıe ihtiyatkarlığı- (Devamı sayfa 12 de)

2
23
SILO
Yazanı ASLANOOLU

Dünya başına yıkılmş; dokunduğuna de-


Nerede tanıştık, bu dostluk nasıl başla­
ğil şehire indiğine bile Fakat da·
pişmandın-
dı diye sorma. Kaç asırlık hikayedir bu.
Hep sana gelmek, .seninle olmak istedim. Fa- yatamadın. İsyan duygularını her zamanki

rg
kat menfaat gruplarının aramıza ördüğü dağ gibi içine gömdün. Uzaklaştın ordan.
gibi duvarı aşamadım. Güçsüzdüm, yalnız­ Bu bey söz sahibiydi. Seni temsil ederdi.
dım. Çoğu zaman ezdiler, vurdular beni. Hakkını müdafaa ettiğim senden yana oldu-
ğum için iftiratarla aeni benden uzaklaştır­
Ama ylldıramadılar; güçlenmeme mani ola-

.o
mağa çalışırdı.
madılar. Kurttu, kurnazdı onlar. Bilirlerdiki el
ele verdiğimiz gün bütün istismar düzenleri Bu olaydan sonra gerçeği anladın. Dost
yıkılacak menfaatleri elden gidecek. olduk. Fakat herkes senin gibi bir otomobile
dokunmazdı ki ...
mesut bir çağ başlayacak. Bir yanda seni

rd
uyuttular; öte yanda beni ezdiler, beni vur- lll
dular. Çevirdikleri dolaplarla beni sana düş­ Zeyno bacı ağır hastaydı. Kıştı ; dağlar
man gösterdiler. Kandın, kandırıldın bir za- yol vermiyorduı. 40 kilometrelik yol boyunca
sırtında taşımıştın. Bir gün, beklediğ'in has·
man ve onlar korkusu7;ca saltanat sürdüler.

u
Ama int:ıanlar uyanıyor, dünya değişiyor­
du Sılo. insanca yaşama arzun seni saran ka-
tahane kapısında yer olmadığını söylediler.
Sattığın tek ineğinin parası da doktor beyin
ak
hus~i tedavi ücretini karşılamadı. Zeyno
yıtlardan daha kuvvetliydi. Duvarın öte ya-
bacın bir otel odasında gün ağarırkeri kalı­
nındaki savaşı duymuş ilgilenmiştin. Bu ha-
redici bir hayatın yükünden kurtuldu.
reket demekti ve gidiş ileriyeydi. Artık du-
var sarsılıyor, gedikler açılıyor ve ben sana Zeyno hacıma ve öksüz kalan çocuklan-
na ağlıyarak yalnız başına yine aynı yola
iv

geliyorum. Zamanın akışı gibi bu ileri gidiş


koyuldun.
durudurulam az; yeni setler çekiise bile da-
yanamaz. IV
Tozlu bir köy yolunda sesımız kağnı
rs

Korkuyor onlar. Saltanatları yıkılıyor, arabalarının gıcırtılarında boğulurken an·


menfaatleri elden gidiyor diye. tleri gidişi «İki çocuğum
latmıştın. var. Bizden geçti ar·
durduramayınca yavaşlatmak istiyorlar. Bu-
tı~. Okuyamadık. Bu çocuklar da benim gi-
nun için de beni senden ayırmak, seni bana
?ı olmasın. Ok.usun, bir iş sahibi olsunlar.
.a

düşman etmek usulünü kullanıyorlar.


Insan gibi yaŞasınlar. Köyde okul yok Malı
Seni ezenler yine beni karalamağa; seni ~ülkü terk ettim. Şehire yerleşip okutturaca-
uyutmağa, kandırmaya, hakiki dostunu tanı­ gım bunları:.> diyordun.
w

mana mil.ni olmağa çalışıyorlar. Büyük oğlun Ahmo'yu gördüm geçenler-


inanma artık Sılo. Onların ipliği pazara de. Adananın bir çırçır fabrikar-ında ·. ·
çıktı; usulleri iflas etmek üzere. G" I" k ı· · ışçı.
uç u, uvvet ı bır genç. HikAyenin gerisini
w

ll o anlattı.
- . «Babam okutmak için şehire getirdi bi-
Üstündeki elbiı~eler lime lime; yağız zı İş bulamadı. Bilirsin, bir Doğu Anadolu
çehrende bir ezginlik ifadesi; düşüneeli ve şehrinde iş ne gezer. Çalışmak zorunda kal-
w

ürkektin. Şehire kaçıncı inişindi bilmem. dık. Çıraklık, hammallık yaptık. Hiç birimiz
Caddede dur:ın •hPı'lusi otomobile yaklastın. okuyamadık
Nasırlı elierin le dokundun. Emesi kalın,. gö- ~eco'mu !... Afyon kaçakçılığı yapıyordu.
bekli bir bey vardı. Ulurca~.ına haykırdı. Zt.ngın adamlar var bu işi yapan. Onların
«Ulan pis Kürt; ezdin boyasını döktün ... » (Devamı 13 üncü sayfada)

3
24
XERA BO
Bu türkü, Mardin çevresinde Omer· Ez bıtera dq;t bum, tu bı mıra dıjmın buyi.
yan atireti ır.ensupları'ndan derlen· Tu lı paş xanika h mm dıqelışti, te derbek bı
mittir. tıvmge berda mı, ez dukuştım.
Ev dilok, (Stırao, lawık) h dor Mer- Şeve nive şeva te bı deste tola jına xu dıgırt,
dine, jı bıreka Omeriya hatiye ber u ez lı ber diwara dihiştım.
Xerabo, Xerabo! Xude teala bıke Re bi heçi

g
hevdao.
jı xerabe mın ra beje «Tu Xerabo»
Xerabo, Xerabo, Wleh u bıleh tu xerabi Bıla karin u warina zarike ner tu cara dı

or
Tu bı galegale bı gotine çenabi mala wan da nabo !
Male te pıre, jı cane tera edabo! Bıla sed olçek genıme sor lı bıne beriya Mer-
Qama te kme hembel'i taxıme memke mı dine bıçin, h şune bıla ziwana reş ~uline.
nabo!
E mayi bıla kuliye par ıi perar le ra bo!

d.
Şeve Kanune direjm tu jı ber sere mı ranabo!
Bıla sa leke bine ser bedene gere bıke u bıdere,
Belke debara te dıbe, abura mm dı mala ew ji jera bı ka bo! ...
bavemında nabe!
Kulrnek zede jı wanra safi na bo!
Xerabo, wele·h tu xerabi!

ur
Heçi jı xerabe mı ra beje cTu baııi, tu pır
Tu jı dınyaye jı aleme xerabtıri
qenc i» Xude teala bıke, Rebi, kulrnek
Tu jı koma pısmame mı çetiri.
gans lı pışta mala biçine,
Sere memke mı, rebena Xude, minayi tıriye
Çelıke Eliye Remo dı çax u benga xu Li şune sed olçek genıme ser hıline;
ak
da dıkemıJi. Bı ufara bıni qiza şexki, ağa ki jı xu ra bine;
Sere memke mı rebena Xude, mina Quesra Zıkata male we sale bıde mın u baze dıla
Pirota, sere Mihela Meşkina avakıri. e me pe da we to xu h darxinın.
Xerabo, dino, havine, xuş havine, Mm di baze dıla bare xu bar dıke, bere xu
iv

Nan@ cehin e u dewe tırşine. dıde aşe mala Haci Şemdine.


Serrax u bınraxa mın u xelke delal e baki Tu lı we newale ternam bıgere' tu h heft ııe­
şaline riya bıgere, tu çavki dı wanda nabine.
rs

Heçi derde dıla ne dibe. bıla ne bine! Mı di mirata çape lı arvane baze dıle mın
Tu ra be; jı mıra guzaneki berbera bine! dıxine.
Eze sere memıke xu bıçılpinim, jı kalara bı- Heft çap u niva jı arvane baze dıle mı hıl­
kım taşte, jı xortara bıkım fravine tine.
.a

Baze dile mm rojiya se meha dıgıre, bıla Daweta mın u xerabe bı


tene sala we sale
evare pe fıtara xu bışkenine, nivci lı dar dımine.
Xerabo, xerabe dine, te mihka xu daye bı Xerabe mı xeyidi jı gundiya, jı matiya.
w

b ız me Mı di da ser reka Omeriya,


Te gula xu daye bı ,,osıne. Bıla henn xelke delal vegerinin bı kef u eşq
Te bere xu daye qutle u se paye zınC. ıi laqırdıya,
Xude teala bıqedine mırade mıradxwa·
w

Ez ı1 Xerabo bı tene şeve nive şeve lı ıniya Bıla


mala lı hev runıştın. za u dılketiya,
Me gılike xu bı hev kınn Ü gazıııe xu dıhiştin, Bıla mırade mın u xerabe mı bımine heya
Kunde şkera, wawike ber deve çema h hale
w

koçere me vegerin jı deşta Muşe. runın


mın bejna zırav dıponıjm akınciya.
Mirike gore dı mezela e, gı isal hezar il pen- Xerabo, dino, Xerabe xelke,
!!ed sal mıri bun, kefene xu h cımcıme Te bejn zıravo, bı terha benıke
sere xu gerandın, lı ser qebre xu runıştın, Dılke mın u bejna zırav dı hev hebu, çı kula
Lı hale mm u bejna zırav dıponıştın. gı ketiye mala xelke,

.4
25
Xerabo, dino, mala bave keleşgewra mı lı !al bıkıra heqe ramisana, derde dilketıne
we çive, lı we fıtlekll Geli gundi O. malino, car O. cirano, hune bı
Te meşqaze, meşqıtıke, meşordeke, qedre Xudekın mala xerabe mı ziyarete·
Heçi xorte gı bı çeve xu di u bı dıle xu ze. kı pır evzele ehune bı deste mın bıgırın
wıci, ewe se roj o. se şeve xu kuştın u mı bıbıne.
jı dınyaye, jı qoçe feleke. Çı darıka dı bexçe mala have mı da bu, ji
Xerabo, dino, bıla lı te be, lı wi dıli, gula, jı beybuna xemılandi,
Bıla lı mala hazar O. heft sed have te be. lı Xerabo, mı rahişti hejki, Iexı~ti, ternam
we sewdaye, lı wi aqıli. daweşandi.
Çawa te dev jı mı, kıhela sere tewla berda, Be !ome be, çawa dostikek mero geleki
tu lı bergila şugule Rışmıliya O. Qıblaya bedew hebe,

g
dıhesıli. Lı çiyaki mina çiyaye Omeriya be,

Mı jı tera ne go: «Dı


meha bahare, bergila Meri dev je berde dıl bıkeve erebeke, lı

or
bıne beriya jerin iı Hiv deqandi.
lı şuna
kehela metewıli !»
Lı xuşka mezın bıner, du ra xuşka pıçuk jı Xerabo, weleh tu xerabi,
xura weri. Mal e te pır e, jı cane te ra eda bo!
Lawıko, dino, eze çı bıkım? Sala ve sale, ez Tu bı şexki dıwanzde ılmi bo,

d.
bı mer ım, tu bı jını
Sed werde te dı beri ka mı da bo
Kul ti kedere te gelekın, şax herdane ser vi Qenyanti ya d ıle mı bı te na bo!
dıli.
ll lB~WUZWIWl;i&IIIDI
KEL~Ş

ur
Kul O. kedera jı bira nakım,
heya axe meze. Xem&
lan, heHi dı kevıri. Doğu ve Güney • Doğu halkı ara·
Kul O. kedere te pır bune, tu car dernakevın amda dilden dile dolatan bu türkü,
jı vi dıli. gönül çalan aevgili .. Xeme» ye adan-
ak
Xelke dı go : «Keleşgewra te esmere O. ge-
mıttır.
nımg~wine»· Kelet Xeıne
Bı xelke telıle; bı nevsa mı şirine. Xema mm evare, xweş evare
Tu rabe, sere xu dı kulek u şıbake qesre ra Teye bayeki kur i sare
bıderxıne. Şale tenıke,
iv

Bıla ııurra bae Qerejdağe h ser şebıske te Kurke qetiyaye


xine Mı teda sare
Bı ser .henarke ruke raste da vegerine Hay dıl, hay dıl ...
rs

Ez dıkım henm welate ğerib ii ğurbete tu


kani ramisanek e bı mı de, jı boğaza Xema mm hay dı!
qırıke jı xanumane gerdene, Keleşa mın hay dı!...
Bıla kedera ramusane te keçıke lı welate ğe·
.a

rib O. ğurbete dı dıle mı da nemine Dere mala bavemın e hMınne; ku dare


Waxta ezrail dakeve ruhe mı dıstine we gave Jı daran dar çinare
bıla dıwanzde mekuta zede heqe mı lı Xuda bı te de qeweta Hemzeyi palewane
w

mı xine, Tu lınge xwe lexine


Bıla heqe ramisana keleşgewra mı jı mı Jor u jtk'da bine xare
h ıli ne. Xelaske ciye danzde pısmaman
w

Xerabo, Xerabo, Xerabo! Wey lı mıne, wey Heft bıran


h mıne, Kale bavacı, pire diyan
Çawa iro hatiye cewaba ne xer e jı mı keçıkere Ciye bist u dudiyanc
Dı go : «Delale dıle te lı welate ğerib ti ğur­
w

Sıngen ı jı tera doşege


bete nexwaş e, nexwaşeki lı ber mınne. Pare mı jı tera orxane
Eze jı koma pısmamı newerim herım sereki
bıdme. Hay dıl hay dıl
Xwezi jı xera Xude ra, eze bisteke lı tenışta Xema mın hay dıl
xerabe xu runıştama, meye lı hevdu he- Keleşamın hay dı! ....

5
MEMUR
Hepimizin ii:ı:üntwü Ahmet Kemil

Böyle bir başlık altında şazmak utan- kaleye, Şemdinli'ye, Tekman'a gider de Baf-
dırıeı ve üzüntü verici olmakla beraber, ma· ra'ya, Ezineye gönderilmez. Doğu mahrumi-
alesef yirminci yüzyıl Türkiyesinde, bHhllil· yat bölgesi ise ve memur orada cezasını çe-

rg
sa bakımsız ve iktisaden zayıf kalmış Doğu kiyorda Doğulu hayatı boyunca bu mahru-
bölgesinde hakikatin ta kendisidir. «İro He miyt>t içinde yaşamıyor mu? Bütün bunlar
re Sube Ware•• günlük sosyal hayatımızın yetmiyormuş gibi bir de şu veya bu yerden

.o
bir parçası, onu yıkan, yaşamasından bıktı­ sürülmüş memuru doğulunun hizmetine gön-
ran uğumuz teramesidir. Biz bu sütunumuz- dermek doğru mudur? Doğulu vatandaşa
da vatandaşımıza layık görülen bu zihniyetle sürgün memurlar acaba bir mükafat mıdır?
sonuna kadar mücadele etmek azmindeyiz.

rd
Hala Osmanlı zihniyetiyle hareket eden, Bu çilekeş, nizamma saygılı
bu devlet
doğudaki vatandaşımıza zorluklar çıkarıp vatandaşlar, yine de amme' hizmeti yapan
yaşadığına ve devlet müesseseleri ile mecbur memura karşı hürmetkar ve m~hnet hissi
olduğundan dolayı temasa geçtiğine binlerce içinde yaşarlar. Doğuya tayin olunan memu·
def'a pişman ettiren memurla, onun bu nev'i
hareketlerine göz yuman amiri ile mücadele u run ilk öğrendiği Kürtçe kelime «Here, Wa-
re» dir. Kısaca bir müddet sonra da «iro,
ak
edeceğiz. Devamlı şikayetlerle bu gibi me sube» yi öğrenirler. Ve artık gayet rahatlık·
murlannı bölgeden uzaklaştırmayan üst ma· la «iro here sube wareıı derneğe başlar­
kamlanyla uğraşacak, mümkün mertebe on· Söyler, söyler amma düşünmez ki bu vatan-
lan teşhir edip bu duruma eğer sesimizi işit­ daş kaç saatlik yoldan yaya yahut zayıf,
tirebilirsek son verdirmeye çalışacağız.
iv

hasta çocuklarının yemesi için karısı tarafın­


Öncelikle şunu .söyleyelim ki memurlar
dan hazırlanmış bir «satıl yoğurdu satarak
statüsü esasından bir düzensizlik arzeder.
kamyon üstünde kilometreler katetmiştir.
Bu bozukluk ise ne memura ne de devlet
rs

Efendim, ağzımızda klasik bir teranedir


idaresi aleyhinedir. Yalnız ve yalnız perişan,
fakir, ev yerine mağarada yaşayan doğu hal- gidiyor. Doğu fakir, Doğu zavallı, Doğu
kının zaranna işlemektedir. Türkiyenin her-
M.ahrumiyet bölgesi sebep ne? Yıllardan be
ri devlet ısektörünün tutumu bugünkü duru-
.a

hangi bir yerinde bir memur amirine karşı


mı geldi, vatandaşın işini keyfi olarak mı ma tesir etmişiş midir? Şimdilik bunu siz.
lere, sağ duyu sahibi vatandaşiara bırakıyo­
aksattı, siyasetle mi uğraştı, bütün tu ve
ruz. Saygılarımla.
benzeri suçlanndan dolayı ısürgün yeri olan
w

doğuya gönderilir ve orada kendisinden ran-


1
rr:"J!!Mi'~~~·::~:·:,,~,:.ı~ı;;;~,'M1""'ı
dıman beklenir. Böyle bir memuru düşüne­
lim: Memleketin garp bölgesinden gelmiş, i Saitlık ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın~
w

iyi hayat şartları altında senelerini geçirmiş ~Doktor Yusuf Azizo~lu Ankarada tertib edt-1
ve bütün bun1an dahi beğenmemiş, memur- t.: len Doğu Folklor Gecelerine katddı ve ö·l_·i
1

lar kanunu hilafına hareket ederek doğuya


l!~ nemli konuşmalar yaptı- ~
w

sürgün gitmiş olsun. Bu zat-ı muhteremden


normal olarak vatandaşa iyi bir muamele Sayın Azizo~lu'nun Do~ulu hemşehri ve~
bekleyemeyeceğimiz gibi kendisinden alt de- . , lecek hitahen dergimizbuy.azarlanndan Dr-ge. ' '
:.·~gençlere yaptığı konuşmalan r~
f··i

!., Sait Kınnızıtoprak'ın kalemiyle değerlen-'­


sayımıula
recedeki memurlarıııı da iyi murakabe ede-
miyeceğine eminiz.
1 1

Şimdi soruyoruz. Neden Doğu sürgün ye· ~dirilmiş olarak okuyacaksınız... ~


ridir? Neden Yalovadan sürülen memur Baş­ ll.::~~~-::~c:-~-::-;~'::;;,_.c~;:::;:.cV"
-6

27
PORT RELE R

Kem al Bad1ll1
uhakkak ki Kürd edebiyatının Kemal Badillinin bugüne kadar Kom dıbın dor te dı kın güdari
M en feyizli devri, 20 nci Asır­ meydana getirdiği başlıca eserleri Jı gühdara yek ji ez buma

rg
dır. Yüzyıllarca bir çok köhne mü- şunlardır: xwezi
esseseleri ile Kürtlerin rneskiin bu· 1 - Türkçe izahlı, Kürdçe (Kür- Kemal Badilli
lunduğu Orta Dağuyu karanlığa bo manci) gramer,
Türkçesi
ğan Halifelik müessesesi Ata· 2 - Türkçe açıklamalı Künnan-

.o
türk'ün birnınetiyle yok edildikten ci liigat ve kamus,
ÇOBANA
sonra Kürdler de sair kardeş ka· 3 - Kürdlerin sosyolojik durum-
virnler gibi ışığa çıkmışlardır. Bu lan hakkında ilmi bir etüd. Çobansın dere tepe dolatırstn
sayede çok değerli şair, edip ve 4 - Kürrnanci şiirler.

rd
Dert ve zalimlerin yüzünü
muharrir yetişmiştir. Bir şiirini veriyoruz: görmezsin
Ancak, Kürd asıllı olup bu zatla- Her an oğlak ve kuzularını
Şıv~n Ra
nn bir kısmı yaşayış ve rnuhitleri seviyorsun
icabı, eserlerini türkçe yazmışlar,
bir kısmı da kendi ana dili ile yaz-
mışlardır.
Şıvaniy,

u
dot dı biy best-u di·
yaran
Na biniy qe Ruye derd-6 ğe·
Ketke o kuzulardan birisi de
ben olaydım.
Sen yüreğini bütün kötülükler~
ak
Bu yazımııda bütün eserlerini d aran den yıbmıpm
kürdce (Kürrnanci) yazan Kemal Şa dı biy tu her gav bı berx-u Sabaha kartı aürünü kaldırır
Badılli'yi aziz okurlanmıza tanıt­ karan ·otlaraın
maya çalışacağız : Jı wan berxan yek ji ez buma Atk ve sevgiyle arkadat olur-
iv

Kemal Badilli 1923 te Urlada doğ­ ııı:wezi. sun


muş bir Kürd yazardır. İlk ve orta
*
** Ke§ke o arkadqlarda n biri de
tahsilini Urfada, lise tahsilini de Şiitti te dıle xWe
ji tevine ben olaydım.
Kabataş Lisesinde ikmal etmiş ve
rs

Kıt dıkiy
keriye xwe çaxa Karanlık gecelerde kaval üf·
1950 de İstanbul Hukuk Fakül- tevine lersin
tesinden mezun olmuştur. Avukat Tu dıbıy hevale dıl u evine Hangi dHden. onlara ne söy
ve halen de Y.T.P. sinden Urfa rnil- Jı hevalan yek ji ez buma lersin
.a

letvekilidir. xwezi. Dinliyorlar toplanıp etrafında


Evli ve 2 çocuk babasıdır.
•** senin
Küçük yaşta yazmağa başlıyan Pıf dıkiy bıllure dı teven tari Ketke o diniiyenlerde n biri de
Badilli, ana dili olan (Kürrnanci) Çı dı bey "Nanra -bı kijan zari?
w

ben olay dım,


yazınağı tercih etmiş ve bütün eser-
r~-"'~J.~=~~~::~~~:~~=·-''*~-::~..-;;c:~~r~,
lerini bu dilden vermiştir.

~
Kürdçe, Türkçe, Frasça, Arapça

~ ].
w

ve Fransızcaya vakıf olduğu için,


Yazan ,: MUSA ANTER
Kemal, yazılannı mukayeseli ve

lj;
çok mükemmel yazmaktadır. Genç ı Doğu dert ve davalarını savunduğu
n
w

olmasına - rağmen kendi gayreti ile için hadiselere sebep olan bu kitabı okuyu- [i
eski harfleri okur ve bir hattat ka· ~ nuz. Fiyatı: 3 TL- - - ~
dar güzel yazrnaktadır. Bu sayede ~ Deng netriyat: Türbedar Sokak Trat~ya 1
eski Türk - İslam eserlerinden de ·,~, i , ݧ hanı No: 13 Cağaloğlu · İstanbul ~
k.tifade edbeilmektedir. H
:..~;~:::.c:ı:-~:,::~:::~....:;;~:~::....~_:=r~:·::c~::;;~:::~~,~l

7
28
{M. ö.

I.
3000 senesinden z:amanımıza
Kürd tarihinden bazı notlar)
Din
kadat Kürdlerde Din
Ateşperesilik:

Ciddi dini kaynaklara göre (') Kürd· Yazan:


lerde dini (teolojik) fikir ateşten mulhemdir. MUSA ANTER
Çünkü Kürdler ateşi aydınlık, doğruluk ve
hakikatin menbaı olarak kabul ediyorlardı.

rg
Medçe) den beri, Ateş kelimesi bir çok lehçe
Ateşe tapmaları bundan ileri gelmektedir.
değişikliğine uğramıştır.
Zamanla bu kutsiyet güneşe (2) de t.eşmil
etmiştir. Alıura = Işıklık, aydınlık, nurluluk de-
mektir. Ancak Alıura mürekkep bir kelime·

.o
Bugün gerek eldeki tarihi vesikalarla ve dir. Ahur-a. Ahur veya Ahir, Adır, Ağır da
gerekse halen Kürdleı· arasındaki bazı adet- ateş demektir. (a) ise gelmiş veya geldi de-
lerden Kürdleriıı daha önce ateş ve güneş· mektir.
perest olmalanııda şüphe bırakmamaktadır.

rd
Alıura geniş manasiyle ateşten gelen ha·
Zira Kürdlerin meskftn bulunduğu yerlerde kikat demektir. Alıura da Huda kelimesi gi·
şimdi bile bir çok eski ateşgehler bulundu- bidir. Malumdur ki Hud (Xud) kendi, (a)
ğu gibi halkın da işlediği hir çok el işlerinde da gelmiş demektir. İkisi birden iı5e (Kendisi
(halı, kilim, çorap ve· ev tezyiııatı) güneşi
eembolize ederler. (Muşta Alaattiıı Pa-
ııa Camii ve diğer tarihi hanlar. Mardin'de u gelmiş, Kendi kendini yaratmış) demektir.(
Sonradan Araplar da A·huradan mülhem oll\1
ak
rak Nurul enver veya Nurul samavat vel ard'
Zafarna kilisesi güneş motiflerle taşlan oyul- şeklinde ifade etmişlerdir ki bu da Allah de- .
muştur.) Bazı Kürdler halen de ateşe ibadet mektir.
ederler (Yezidiler). İslamiyet ve Hıristiyan­
lığı kabul eden Kürdlerce de ateş ve güneş Daha sonra Kürdler Alıuraya daha da
iv

mukaddes tir- Mesela birçok Kürdlerin: Bı vi kuvvet vererek (Ahuramust) demeye başla­
agıri, bı ve roja gı dırı mala xuede, bı ve çı- dılar. Must · Mazın = Kuvvet, Büyük de-
re - Bu ateş hakkı için, bu Allahın evine gi- mektir. Ve zamanla Ahuramust Hürmüz şek­
den güneş hakkı için veya bu çıra hakkı için linde söylemeye başlamış ve halen de bu şe·
rs

diye yemin ettikleri sık sık işitilmektedir. kilde kullanılmaktadır.


Çok eski bazı
tarihi kaynaklar da bu bu· Tabii aydınlık hakikat ve kuvvet demek
ı>usta şahitliketmektedirler. Mesela tleredot olan Hümüze karşı da karanlık batıl ve şer­
.a

susta şahitlik etmektedirler. Mesela Heredot ri temsil eden (Ehremen) düşünülmüştür; ki


der ki: Madya'da Memlefin altı kabilesin- Araplar (ve beni İsrail kavimleri) buna kar-
den biri olan (Muğlar) ateşe taparlardı­ şılık şeytan rlenmiştir. Tabiidir ki ölüm de
Muğların Kürd olduklan ise tarihle sabittir.
w

Ehremen'den bilinmektedir.
a) - Ateş: Kürdi kadım (Kardakca · Hürmüz kelimeısİ Kürdten gayri diğer
milletler arasında başka başka telaffuz edil-
w

miştir. Mesela eski Asur ·ve Keldaniler (SUr-


1) - Kiliseler tarihi Farsça yazma nua- Yani · Nastori) Hürmüze (Harmıs veya Her·
hada aabife 301 ve Abul · Farac tarihi Türk- nıes) dedikleri gibi eski Yunanlılar da Hür-
w

ı;e 1945, cil: t'e bak. müze (Enoch . Enoh) demişlerdir. Ancak
yani üç kere büyük olan Hürmüz derlerdi.
2) - Bu hususta iki fikir vardır. Kürd·
Yunanlılar Hülwüze (Triıs-magistos (2) ·
ler ilkin günete tapmı§lar ve ondan son_ra
aynı. kutsiyeti gÜnefe de izafe etmitler. Yine bu tarihi kaynaklara göre insanlara ilk
b) - Önce günete tapılmı:t ve ondan son· kitap ve kitabet bilgisini veren. yazı yazma
ra da yer yüzünde güneşe benziyen atet te sanatını öğreten de Hürmüz (Enoch) dır.
mukaddea sayılmıtbr. İlk felekiyat (Kozmorafya-Yıldız ve kayi-

8
29
ların rızası ve aile reisleriniıı mun.faka.n
kafi ve şar tidi. (3 )
.1 - ) Abu·l Farac tarihi · baskı 1945
Türkçe ısahife: 71-72 ve mütaakip ile Urfa
bölgesi tarihi 1960 Türkçe baskı İstanbul
Üniversiteşi Edebiyat Fakiilte~i yayınları
No: 843.
Müellif: Fikret Işıltan ile Süryani ( Amid·
li - Diyarbekirli) Maryeşua tarihinin 1958
nat bilgisi) nide Hürmüz insanlara öğretmiş·

rg
tarihli Türkçe tabı ile Süryanice nüshaların.ı
tir. Büyük şehir kurma ve bu şehirlrede ni- bak
zam ve intizam içinde yaşamak için gerekli 2 - ) Bugün Kürdlerle meskıin yerler·
bilgiyi insanlara lütfeden Hürmüzdür. deki dağ mağaraiarmda sık sık bu tip me-

.o
1 - )Abu-l Faraç tarihi Kronoğrafyası­ zarlıklara rastlanmaktadır.
nın birinci kısmı Türkçe 1945 tap cilt 1 ısahi­
fe 71-72 bak. 3 - ) Babilonyada bulunan Hamurabi
2 - ) Tris-niagistO(:! Üç kere büyük Hür- Hukuk prensibieri ile Gılgamış destanı Mu-

rd
müzden maksat, zerdüştün üç pı::ensibi kast zaffer Ramazanoğlu tercümesi 1944 de bak
Ayrıca bugün Kürdler arasında söylene ge-
edilmektedir. Zerdüştün üç prensibini İranlı­
lar (Kürdler-Farslar) şöyle ifade ederler ki len bir çok maı>allar (Sıleymani ı;indi ve
bizzat Zerdüştün Austa kitabına uygundur: mem c alan gibi) dan da bu esaslar, anlaşıl·

u
a - ) Pendari nik. b -) goftar inik. c-)
Kerdari ni k. Türkçesi: a-) Güzel nasi·hat b()
ma ktadır.
Bu devirlerde Taaddi.it.ıl zcvcat (Birden
ak
Güzel söz c) Güzel amel. · fazla kadmla evlenme) caiz idi. Ancak zina
Fakat İrani olmıyan kavimler bu prenıSib ve cinsi sapıkılğın cezası çok ağır (idam)
leri şu şekilde anlamışlar: a) Güzellik. b- idi.
Aydınlık. c) Şifa Sıhhat.
c - ) Erkek çocuklar sünnet edilmezler-
Hatta bazı kaynaklar Hürmüzün kurdu.
iv

di. Sünnet ancak Kürdler islamiyeti kabul. et·


ğu (veya kurdurduğu) şehir adedinin 180 ol- tikten sonra olmıya başlamışlardır.
duğunu ve bu şehirlerinde en küçüğü Urhai
Rihai (Edessa) ( 1 ) yani bugünki Urfa şehri d _) Ateşperest Kürdlerde tesattur
rs

olduğunu kaydederler. (Çarşaf ve erkekten saklanma) yoktur. Bu-


gün dahi şeh.irler hariç Kürd köylerinci er-
2 - )Ateşperest Kürdlerde dini akide· kekten !'aklanma (örtün me - çarşafianma)
ye müstenid bazı inanç ve hukuki prensib- yoktur.
.a

ler:
AteşperestKürdlerde kız çocuklar bi-
a - ) Ateşperest Kürdler dini itikatları luğ (kamil) cağına kadar kilot (don) giy·
icabı ölülerini yere gömmez, yüksek dağlar­ mezler. yalnız bir entari ile örtünürlerdi.
w

daki büyük taşların üı>tüne bırakarak ceset-


lerin kuşlar ve kartaHar tarafından yenıne­ Erkke çocuklar da biluğ çağına kadar
lerini temin ederlerdi. Zira inanıyorlardı ki kemer (kuşak) bağlamazlardı.
w

canlı bir hayvan tarafından yenen bir cese- e - ) Ateşperest Kürdlerdc ibadet val·
din ruhu o hayvan veya hayvanlar vücudun- nız aile reisine düşerdi ki bunlara «Pir» ·de-
da ilelebet dünyada kalacaktır. niı·di. Ancak zamanla pirler dini gelenek..
lerine bir çok hurafe ve keramet karıştıra­
w

Sonra ölülerini küplere koyarak yine yük- rak işi sihirbazlığa kadar vardırdılar ki, gö·
sek dağlarda (Mağaralarda) (2 ) saklamaya rüleccği gibi zcrdi.ist'ü Kürd, M.ö. 660 se-
başladılar. nesinde bu ba•ıl delaletlerle mücadele için
b - )En eski Kürdlerde bile bugünkü bir peygamber olarak zuhur etmiştir.
şekle ve manaya pek yakın bir nikah akdi Ahmet Kemal
ve sistemi vardı. Nikah akdinde esas taraf. Devamıgelecek sayıda

Q
30
i'""j:ji~r:iiE:i<:'"""l
:aooaaaaaaaaaaoaaaaoaaaa
VAR TA TAR IHI
- ke zaye, gı ne bezaye-
Jı var bunlara? gelelim Atilla- de edilmemiştir. Yani, kökü
nın dediklerine . kazılmamıştır; işte ben. Ya·
Dr. Sait Kırmızıtoprak Yön
Mecmuası'nın 40. sayısında Bir etıbak Demokrat Parti bancı ideolojilere gelince

g
(Kimler için çan çalıyor) baş­ Vatan Cehpesi ocak başkanı o da hava, diğer bütün ta-
lıklı bir etüd yazısı ile Dünya nutku veya pederi muhteremi rihi vesikalannız gibi.

or
gazetesinde çıkan Avni Doğa­ M. Şerif Fıratın Varto tari-hin- Devletten aldığım maaş ta,
nın yazılarına cevap vermişti. den, bir varaktan farksız olan dünyanın en meşru hizmet-

Bu sefer de 1 Kasım 1962 ta- bu karalamayı hayali olarak lerinden biri olan doktorluk
rihli Yeni İstanbul gazetesin aziz okuralrımız önünde Dr. hizmetime karşılıktır. Yoksa

d.
de Atilla Fırat, Dr. Kırmızı­ Sait'le Atilla arasında eleştir­ sizinki gibi babadan kalma
toprağa güya cevap veriyor. ıneyi faydalı bulduk. (tahaisatı mesture) den de-
Atilla - An!ıyamadığım hu- ğildir.
Ve çok daha evvel, 6 Kasım su<~ şudur, sözde sosyalist hit Atilla -:- Bizim anafikrimiz
1947 de Atilla'nın babaı>ı Meh-
met Şerif Fırat'ın (Varto mek-
tubu) başlıklı bir yazısı Hüse-
yin Caıhidin «Tanin~ gazetesin- ur
Kürd gencisin de utanmadan
doğu bölgesi halkları adına
konuşuyo:nsun, sana bu hak·
kı kim ve··di?
doğudaki halkın tamamen
Türk olduğudur bay Sait.
Dr. - Bu deyiş (Ana) fikrin
değil, (Baba) fikrindir. Do·
ak
de çıkmış, tıpkı oğlu gibi o da ğuda ecnebi pasaportlu hal-
Kiit·d-
masum Doğuyu jurnal etmişti. Dr. - Bırak sen şimdi kın olmadığını bilmek de bir
lüğümü gençliğimi, ama ba-
Şimdikiler ayni akibete uğra·
fikir midir? hatta «Fıradın
kıyorum, ııen de büyük m ;i-
ötesine~ hiç bir pasaportlu-
sınlar demiyoruz ama, bu mek- verrih peder gibi şişirme ko
iv

nun geçemiyeceği hususu bi-


tubun yayımından •hemen son- nıışuyorsun. Sosyalist bir va-
le fikirden çıkmış adi bir
ra Tanin neşir hayatından ;e· tandaşın mensup olduğu böi-
olay olmuştur. Elbette hepi·
kilmek zorunda kalmış; me k· geden ayrı olduğunu v.ı o
rs

miz T.C. tabasıyız.


tubun yazan, haksız ve asılsız
bölge yararına söz etmem~­
muhbirliği yüzünden, bizzat Ama doğru söyle Atilla! Bu
si icap ettiğini, şaheser Var
amcaı;ıı Halil bey tarafından yüksek pederşahi fikir için
to tarih!!Hlen mi öğren:li:ı
öldürülmüşt ür. kaç para aldın? bence an-
yoksa? Hem bir bölge adı­
.a

cak iki buçuk eder, amma


Ayni düdüğü çalan bu baba na konuşma utanmayı icap
·herhalde fazla almışsındır.
oğul ve onlara üfürülen jur- ettiriyor;><!, peki baban utarı.
Zira siz, hacıağa müşteri
nalcılık ruhu, bize hıristiyan­ madı mı bütün doğu adına
ailece mahirsiniz.
w

(üçü laf etti cl~?, üstelik bu ettik- bulmakta


lık akldesinde ki teslisi
bir, biri üç) hatırlattı. Orada: ~erine - 'l'arih - dedi? Atilla - Dünyada Kürd diye
Baba- oğul Ruhul Kudus; bu· bir şey olmadığını iıspat için
Atilla - Dersim hadisesind.e
w

rada: Baba - oğul - Ruhul po· s.izin de kapıştığınız İslam


haklı veya haksız, hükumet,
lis. ansiklopedi si 68. fasikülüne
aileni tedip ve tenkil etti.
bir şey ileave etmeğe lüzum
Bir yakınlık daha da var Onun için yabancı ideoloji-
w

görmüyoru m.
bunların arasında: İsayı akra· lere hizmet ediyorsun ve ü&-
baları yani, Yahudiler vurdu. telik te devletten maaş alı­ Dr. - Bu olmadı işte. Elimiz-
Mehmet Şerifi de amcası vur- yorsun. de dev gibi Varto tarihi var-
du. Dr. - Benim ailem zaten ken gayri ilmi islam ansiklo·
Neyse bunlar mühim değil, edeplidir; ·hükumetin edebi- pedisi de kim oluyor?
zaten şaka olmazsa ne lüzum ne muhtaç değildi. Tenkil Atilla - Bir hak talep etmi-

10
31
yen vatandaştarla asırlardır sinin Anadoludaki iki ciltlik Dr. - İyi ya ben senin yerin-
kardeş gibi yaşıyoruz ve ya- batıratma karşılık, Orta As- de olsam bu hakkı iddia
şıyacağız da ... yadaki cenk hayatının, cilt- eder (hidematı vataniye fat>-
lerce hatıratı da olabilir. lından) valideye maaş bağ­
Dr. - Ona bakaman hayvan· latırdım- J ·

larla da kal'deş gibi yaşıyor· O değil de şimdiye kadar bu


sunuz Zira, sütünü, tüyünii, iki kıymetli cildin basılma· Atilla - Bir Atatürk'ün ilke·
derisini, gerisini, hatta yav- dığına üzüldüm. Anlaşılan lernii yayıyoruz, fakat, Tür-
rusunu, kendisini ve diğer sen o kadar becerikli değil­ kiye hudutları dahilinde bu-
sin. Merhum baban sağ ol- lunan milletimizin dini cep·

g
bütün ürünlerini kullandığı­
nız halde hiç bir hak iddia saydı şimdi çoktan kapakla- heden mezhep farklannın
etmiyor. edemiyor zavallı rındaki (Hayat ve Hatıra­ varlığını kabul ediyoruz.

or
hayvanlar tım) i siler bu sefer de me- Dr. - Aferin!.. gerçi bu deyiş·
sela (Varta) tarihini yazar, le mebusluğa hazırlandığııı,ı
Fakat azizim bana öyle geli-
Ankara'da da rahat rahat gösteriyorsun ; fakat yine de
yor ki artık hak iddia etme-
tab ederdi ve tabii bu şe­ şimdiye dek senin gibi Ata-

d.
yen vatandaş bularnıyacak­ refli miras için, bu gün ııen
sm Biraz da ,,Haklı beraber türk ilkelerini anlıyan olma-
serbest ötebilecektin. mıştır. Zaten merhum Ata·
yaşamağa» çalış ve alış bay
süflör. Atilla - Bizi büyük bir halk türk te, mezhep ayrılıklan­

ur
kitlesi destekliyor biliyor- na ·(Laiklik!) demişti.
Atilla - Bir yukardan beri sun.
Kürd diye bir ırkın Anado- Atilla - Evet, babamı öz am·
luda mevcut olmadığını söy- Dr. - Elbette biliyorum. Ni· cası Halil vurdu; bununla
da öldürme meselesinin ide-
ak
lüyoruz. Sorarım sana illa tekim pederin öldürüldüğü
Kürd ırkı vardır demekle ne· zaman günlerce halk gale- olojik gayelerle olmadığı
anlaşılmasın.
yi kast ediyol'l'3un. yana geldi, kaatili linç etti-
ler. Hükumet duruma zor Dr. - Ya! Demek Kürdçü
Dr. - Peki birader, ne kızı­
hakim oldu, halkı yatıştırdı. Halil vurdıı ha! vay iıain
iv

yorsun. Kürdleri ben mi


Anadoluya getirdim? · yok- Ondan sonra da bir matem- vay! ..
sa yok, varsa var bana ne. dir gidiyor ( !) değil mi? ..
Cidden tarih ve aile lıatı­
Atilla - Hem seninle hiç bir Atilla - Merhum babamın öl-
rs

ratlarınıza yakışan en güzel


akrabalığımız da yok. dürülmesi Türklük ve Cum- ad, (Varta) dır.
huriyet uğrunadır. Rabtan
Dr. - Allah razı olsun işte
buna çok memnun oldum. ll !IS
.a

Atilla - Varto tarihi, ·hiç bir


zaman ailemizin hatıratı de-
~ldir. Çünkü ı perlerimin
w

1900 · 1946 yıllarına ait iki


ciltlik basılmamış (Hayat ve
Hatıratım) adlı eseri, eli-
w

mizde mevcuttur. Senin bu


yola saplanman gayri man-
tıkidir.
w

Dr. - Aman yarabbi, ne irsi


mantık, ne irsi mantık. Yahu
iki ciltlik hatırat düzen
adam, üçüncü cildi de düze-
mez mi? Pek ala ııizinki gi- Cağaloğlu • İstanbul
bi böyle köklü bir Türk aile-

ll
32
AYŞO relerin müşterek olması kafi değildir- Tabla·
tın saf evlatlan olan geyikler, kuşlar, balık­
Gökçe deli dolu bakışların Ayşo! lar da kendi nev'ilerinden olanlarla olma-
Yüzüne dal dal vurmuş .toprağın kızılca yanları yalıpız şekillerinden tanımıyorlar mı?
sarılığı,
· Kürdlerin medeniyetçe bir kusuru varsa.,
Bir türküdür gezer dudaklannda hiç bilme- bazı kıısımlarının hala aşiret halinde kalma-
diğim
sıdır. Fakat, Türkler'den de henüz aşiret ha-
Delilo delilo, delUo lo. yatı yaşıyanlar yok mudur? (S: 10) Gerek
Ayşe! bırak şu tıakraçları elinden sana ne- Kürdler'in gerek Türkmenler'in aşiret şeklin­
ler diyeceğim- "

rg
den !henüz kurlulamamalan, cÇöh ile te-
Güneyden esen ılgıt ılgıt bu ıüzgarda bir- masda buiunmalarının neticesidir- Çölde dai-
şeyler var ma seferler halinde aşiretler bulundukça, on-
Dudaklannda garip bir gülüş çözemediğim, lara komşu bulunan alıalilerin de göçebe ve
silahlı- bir halde kalmalan

.o
Garip bir duman ttiter şu tepede Ayşo! zaruridir. Zira
Uzat ellerini bak sana neler diyeceğim.·· başka suretle ırzlarım, hayatlarını servetle-
rini koruyamazlar•
. Akça kara ateş kızılı bulutlar, Kürdlerle TÜrkmenlerin aşiret hayatın­
Diclede garip garip su içen bir koyun var,

rd
dan kurlarılması yalnız bir suretle kabil ola-
Ayşo neden ıslacık yanaklann?
bilirdi. O da çöl'deki aşiretlerle bunların
Remoyu dün gözbebeklerinden vurdular, arasında Çinseddi gibi bir divar yapmakdı.
Kederden. mi? Dicle hep böyle bulanık akar, Fakat, evvelce. imka~ız olan bu i~, şimdi
San. mıdır bu topraklar !hep böylesine?
Dicle senin gözlerinde boşalır, Benin gözlerin-
de dolar. u kendiliğinden mümkün bir hale girdi. Heı·
felaketten bazan iyi bir netice çıkabilir. Hu-
susiyle Arap milleti gibi bir din. kardeşinden
ak
Kına mı yaktın Ayşo! o güzel ellerine? -velevki muvakkaten olsun- ayrı düşme­
Eğilip çatlak ellerini öpesim geliyor. mize nekadar esef etsek azdır- Fakat, çöl
Ayşo ! karda üşümez mi ayakların? . ile vatanımız arasında askeri bir hududun
~ Dizlerinin dibine yatasım geliyor. vücut bulması, aşiretlerin hazeriliğe geçme-
sine çok faldeli olacaktır. Zira, askeri bir
iv

İçimde bir şeyler var söyliyemediğim,


Dudaklarında kınk dökü):c bir türkü hiç hudud calı bir_ seddir ki Çinin meşhur Diva-
bilmediğim.
rından daha ziyade mukavemetlidir. Gerek
Elcezirede, gerek Irakda Çöl ile Kürdler ve
rs

Sana da birşeyler fısrldadı


bu rüzgar bili- Türkmenler arasında blokhavzalar yapıla­
yorum. cak olursa az zamanda bütün aşiretler kendi-
Biliyorum sana da dokundu su içişi karako- liğinden hazeriliği isteyeceklerdir. -Zaten,
yunun, Büyük Millet Meclisi de bu aşiretlerin iska- ·
.a

Ayşo! bırak şu bakraçları elind~n sana ne- nına karar vererek Hükumeti ıcrasına me-
let diyeceğim. mur etmiştir.
Tutuver ellerimden de bırak kendini Dicle- Hülasa, Türklerle Kürdler bin senelik
w

nin sularına. müŞterek din, müşterek tarih müşterek bir


Ayşo! bir bilse n, bir bilsen seni nerelere gö- coğrafya neticesi olarak hem maddi hem
türeceğim. manevi bir suretde birleşmişlerdir- Bugün ise
TURGUT BORAN müşterek düşmanlar, müşterek tehlikeler
w

.........." . . . . . . . . . . .-• • • • •- • . • • • • • ;jo . . . . . . . . . . . . . .


karşısında bulunuyorlar. Bu tehlikelerden an-
1cak müşterek azi m ile kurtulabilirler. (S: 11)
Kürdler ve Türkler O halde büyük bir kanaatle diyebiliriz ki bu
w

(Bqtarafı 2 de) iki milletin birbriini sevmesi her iki taraf


simalarından pek kolay anlayabilirsiniz. Si- ıçun hem dini, hem siyasi bir farizedir:
malann birbirine benzemesi yek diğerine Kürdleri sevmeyen bir Türk varsa Türk de-
kan kaynaması içün başlıca sebepdir. Ken- ğildir, Türkleri sevmeyen bir Kürd varsa
dimize benzeyen bir çehre, kendimize benzi- Kürd değildir.
yan bir ruh demek değil midir? Karşılıklı Ziya GÖKALP
bir itimadın doğması içün kalblerdeki mefku- «İçtimaiyah
12
33
rabın içinde çöreklen ir. Hiç bir m~mlekette
Sıl o müziği yailaklıyan böyle korkunç bır kararırı
alınamıyacağını anlatamazsın.
(Battarafı 3 de)
hesabına çalışıp bir kaç kuruş alıyordu. So· Xl
Hudut boylarında gördüm seni. Kahra-
nunda yakalandı. Hapiste şimdi.»
manca çarpıştın- Madalya lar verip, destanla r
Oğullarıının biri hakim, biri doktor ola-
yazdılar sana. Bir vatan kurtardın. ~akat ge-
cak diyordun . Parlak hayaller in vardı. Her
çimini temin edecek bir karış topraga kavu-
şeyi göze oldın. Alıştığın bir düzeni yıktın.
şamadın. Ancak gurbet elde gıdasızlıkta_n
Fakat başaramadın. Hepmizi n kaderiyd i bu.
hastalanıp genç yaşında öldüğün zaman bır
Yalnız başına yenemez din-

rg
mezarlık yeri zor bulabild iler.
V
Doktoru n önüne bir külçe gibi yığılmış­ X
Senin köyünde okul yok. Çocukların ka·
tın- Rapor vermedi . Savcı davanı takip et-
derine terkedili r. Senin köyünde su yok- Tl-

.o
medi. Kaymak am kovdu seni. Derdini kime
fo ~lgınları baş gösl;erir. Hayvanların bile
anlatabi lirdin. J andarınanın koltuğunun altı­
susuzluk tan ölür. Feza çağında ta§ devri in-
na değiştirerek koyduğu kızgın yumurtaların
sanlarının yaşadığı barınaklarda oturur, ha·
açtığı derin yaralan kime göstereb ildin.
yata kahreder sin. Komşularından bazılarının

rd
Jandarm a, Zeyno bacı, Gezal anayı fa-
yıllık geliri 700 liradır. Çoğunun toprağı yok,
lakaya yatırmış, saatlerce döve döve yürüt-
diğerlerinin de doyuramıacak kadardır. cAl-
müştfi. Seni anlayan bir ilgili çıktı. Onu da
lah açlığı düşmanıının başına vermesin-» Gı·
susturdu lar. Vücudun da'ki yaralarl a hangi
da yetersziliğinden binlerce ki§i hastaıhane­
kapıyı çalabilir din.
VI
u
eRüşvetBiz bir iş yaptıramaz olduk» di-
lere taşınır.
· Huzur yok, güven yok. Yarınından emin
ak
değilsin. Kaderin e hükmede mezsin.
ye kaç dda dert yanmıştın bana. Ama __~u
Hiç yolu olmıyan köyleri bir yana bırak.
korkuyla hiç bir hakkını aramak istemedıgın
En iyisinden yazın bile kağnı arabaları zor
:ı:aman bile bir vergi gibi bunun ııenden alııı­
i§ler. Jandarm a, tahsilda r ve ı:ıeni aldatma-
dığını söylemey i unutmuştun.
ğa gelen siyaset cambazlarından başka kim
iv

VII geçti bu yoldan. Onlar da atma binip seni


Issız dağ . başlarında kanun dışı adam yayan yürüttül er.
olarak rastladım sana. Can diyorlardı, eşki­
ݧte yıllarca uğraştım bu yoldan sana gel·
rs

ya diyorlardı. Jandarm alar peşinde, ölümle


rnek için. Setler çektiler önüme; vurdular ,
burun burunaydın. Kesilen başın sokaklar da
ezdiler beni. Ama durdurmaadılar.
sUrünürk en seni bu yola sürükiliy en sebepler
Şimdi bu yoldayım. Sana yaklaşıyorum.
üzerinde kimse durmadı. Bir karış toprak
.a

Kini, öfkeyi bırak, sahte samimiy etiere de·


senin hayatında. Namusu n, bütün varlığındı.
ğil, imanlı sevgilere inan. Sen de bana doğ­
Bu hakkın da çiğnendikten sonra senin için
ru gel. El ele verip çah§alım.
yaşamakla ölmek arasında ne fark vardı.
Yannından emin olarak huzur içinde ya-
w

Türküle r yaktılar; ağıtlar söyledile r.


şıyacağın bir evin olsun. Çocukların okuya-
Aynı karlerin ağında daha bir çoklan seni
bilsin. Bol mahsul veren tarlaların, iyi süt
takip etti. veren ineklerin , koyunların olsun. Fabrika
w

VIII hacaları tütsün. Yeni yeni iş yerleri açılsın.


Radyoda Evdale Zeyne'ni n bir türküi!Ü- Huzur içinde çalışıp karnın doysun. Medeni-
Yanık bir hava. Bütün ruhun, varlığınla sü-
yete giden bir yolun olsun. Kimse dövemes in,
rükler seni. Eyso nene uzun kış geceleri be-
w

bask ıyapamasın sana. Rüşvetsiz i§in görül-


şiğini sallayıp :Lori lawo lori; lori berxe lo- sün. Gürül gürül akan pınarların, tarlalarını
ri....» ninııiı-ıini söylerke n, mih'o dede çoğu sulayaca k barajların, kanalların olsun.
defa bu türküyü tuttururd u. Kısaca diyeceğim şu ki; insanca yaşama
Radyo kapatılır. «Emir var, Kürtçe din· imkanları doğsun.
!emek yasaktır.» Karakol a çağrıldığın değil, Selam ve sevgiler Sılo.
türkünün yarıda kesilişi kalıreder seni. Izctı-
ASLANO OLU

34
Geçen ay Doğu için neler dendi ?...
TOPRAK Doğu kalkınmasını toplumca
Geçen ay Milliyet Gazetesin-
İstanbulda intişareden Da- aydın Hayrettin Uysal böyle
de MEZARLARlNDA YAŞI·
rendelioğlu İlhan Egemenin görüyor.
YANLAR başlığı altında Doğu
aylık Toprak Dergisi ıs. ısayı· İSTANBUL RADYOSU
ya ait bir seri yazı yayınlan­
sında kendine has Doğu düş­ Şikefden ropörtajları için is
dı.
manlığıyla memleket gerçekle tanbul Radyosu şu ilanı sık sık
Bu röportajında Sayın NEC-
rini görmeyerek DiCLE - FI- tekrarladı.
- Dikkat dikkat sa
Mİ ONUR Doğunun bir par-
yın vatandaşlar:20 nci asır­
çası, bir köyü olan ŞİKEFDAN RAT adlı aylık gazeteye şöyle
da Doğu Anadoluda toprak al-

rg
çatıyor-
dan bahsediyor: Kısaca 20 nci tında mağara hayatını yaşıyan
asır ortasında hala diri diri PARASIZ DUYURU: «Kürd
dili, Kürd edebiyatı, Kürd tari vatandaşlarımızın acıklı baya
toprağa gömülmüş mağara a-
tım yarınki Milliyette okuyu-
damlarının ızdırabından bah-
hi üzerine istanbulda özel bir

.o
öğretim kursu açılmıştır. Bu nuz.
sediyor. Bugünkü Türkiyede
kursta Arnavutların (SO) yıl MİLLİYET
kimsenin bu insanların aesle ·
rine kulak vermediğini, polati önce kendi dilleri içi nkabul et- 3 Nisan tarihli milliyete: Bit·
tikleri Latin alfabesinin Kürt· senatöre göre yatırımlar pay-

rd
kacıların sadece seçim azınan­
çeye tatbiki şeklide öğretilmek laşıldı. Başlıklı yazıda Tunçe-
ları ay için ağaya haber saldı­
ğını, doktor yüzü görmeyen bu
tedir. Bir lira vereerk Dicle - li ısenatörü (Y. T. P-) Mehmet
insanların Türkiyede demokra
Fırat gazetesi olan bu kurs- Ali Demir Senato Başkanlığı­
tan parasız faydalanabilirler. na verdiği «Doğudaki mah
tik rejimi böyle gördüklerini
anlatıyor.
Bunlara göre devlet; sadece u
Meraklllara duyurulur.;ı;
YÖN
rumiyet bölgeleri ile ilgilb ola
rak «genel görüşme» açılması
ak
g!)rdükleri jandarma karakolu 27 Mart ı963 tari·hli sayıda . nı istemiştir. Fakat teklifi red
yanılan detmiştir. Tunceli Senatörü
ve nafakalarına ortak olan jan Doğu meselesinde
yaptığı uzun konuşmada bir
darma onbaşısıdır. Asırlarca kim? - Başlığı altında Hayret·
arpa ekmeği yiyip Diclenin ça- tin Uysal imzasıyla bir yazı süre önce gazeetmizde yayın­
lanan ,,Mezarlannda yaşıyan­
iv

murlu suyunu içmişler ve oh! neşredildi :


devlet bu deyip Allaha şükret­ Bay Uysal Dr. Sait Kırmızı lar» röportajından pasajlar o-
Toprağın daha önce yazdığı kumuş ve şunları söylemiştir.
mişlerdir.
«Plandaki yatırımlar bakan·
rs

Ve daha sonra iı:ıtıanlarla bir yazıyı konu edinerek şöy­


hayvanların aynı inierde bera· le söylüyor; Doğulu vatandaşa lar ile bakanların dostlanna
berce yaşadıklarını, Kürtçe- kendi dili ile hitap etmek yan ait bölgeler tabsis edilmiştir.
den başka dil bilmediklerini u- lıştır, bilimsel değildir diyor ve Hükümet plan tatbikatında ge
.a

zun uzadıya yazmış ve mağa­ gerçekle alakası olmayan bir ta· ri kalmış bölgelerin ön planda
rada politikadan, çalışan ka - kım rakamlar veriyor. Bu ay- tutulacağı vaadini unutmuş­
dınlardan, boş gezen erkekler- dın kişinin cahaletine bakın ki tun ı 9SO den ı 960 yılına ka-
den pislikten doktorsuzluktan Kırınancıya Kırmanço diyerek dar D. P. Politikacıları «Vata-
w

ve okul okul diye feryat eden Kürd dilinin şöyle bir, tarifini nın Doğusu Batısı yoktur» saç-
Şikefdanlılardan bahsediyor. yapıyor: tÇeşitli dillerden ma olağanı ile yurdumuzun ge
Kadınlar «Acıyın bize, ne olur alınan birdil yığmıdır» ve da- ri kalmış bölgeı>i doğu ve gü
w

kurtarın bizi, görün halimizi hası Kütçenin, Zazacanın Çer- neydoğu Anadolunun gerçek
utanın kendinizden diyorlar - kescenin, Osmanlı imparator- · ve tezelden çözülmesi gereken
mı ş.» luğunun sun bir bölünme ka- proplemlerini yüzüstü bıraktı­
w

Bir röportajı ile Necmi O- lıntısı olan aile dilleridir (!) lar. Ve o devrin politikacıları ·
nur, sadece Batman ilçesine diyor. yatırımları kendi seçim bölge-
bağlı Şikefdan köyünde yaşı­ Yazıısında Hayrettin Uysal lerine aktardılar. Plan önceı::i
yan insanların ızdırabını insa Doğuda idare dili, yasa dili tatbik edilecek 1962 program-
ni kalemi ile dile getiriyor. Kürtçe olunca burada çalışa· larında yine devlet planlama
Halbuki, Doğunun her köşesi cak bir yol ve kültürel bağla­ teşkilatının rakamlarından aiı
ayrı bir Şikefdandır. n kapar:ıcak bir yol olurmuş (Devamı 16 ncı Sayfada)
14
35
Beş yıllık kalkınma planı ve Doğu
Kalkınma planımızın ilk beş yıllığı, on iaşarak bizim Keban Projesine benzer J!ir
bölümde düzenlenmiştir. Bunun 8. bölümü projeyi tahakku k ettirmey i başarmıştır. Böy-
«Bölge Planlanması ve Kalkınması» başlığını lece dolaylı olarak geri kalmış bölgemi zin
taşımaktadır. Bu yazımızda, Bölge Planlan- madenie rinin işletilmesinde faydalı bir biz-
masının geri kalmış bölgeler den olan Doğu hizmeti dokunac ak olan Keban Barajı Proje-
ve Güneydoğu Anadolu ya neler kazandırdı­ si de şimdilik tavsamış görünüy or. Bu misal
ğını inceleyeceğiz. Yüksek Planlam a Kuru- de göstermiş oluyor ki gerek plan hazırlayan­

rg
lunca kabul edilen «Plan Hedefle ri ve Stra- lar ve gerektSe Hüküme t, Doğunun meselele -
tejisi» yatınm politikasında takip edilecek rine bigane kalmayı daha uygun bir politika
iki ana esas göz önünde tutulmuştur. olarak benimsiy orlar.
1 - Yatırımiann en çok verimli sahala- 4 - Bölge Planlanması yetişmiş elaman

.o
ra yapılması, azlığı yüzünde n, ancak uzun bir vadede ger-

2 - Yatırımların yapılmasında ve coğ­ çekleştirilebilecek bir iştir deniliyor . Bu şu

rafi dağiışın da bölgeler araısı dengeli bir demekti r: Ne yapalım Doğu ve Güneydoğu

rd
kalkınmanın esasları göz önünde bulundu rul- Anadolu nun geri kalmış olduğunu kabul edi·
ması.
yoruz. Fakat şu kör olasıca elaman yokluğu
Türkiye' de, bölgeler atasında iktisadi sizleri geri kalmışlıktan kurtarm ak için, bi·
faaliyet ve gelir seviyesi bakımından büyük ze imkan vermiyor . Bu izah tarzının tatmin-
farklar vardır. Dengeli bir kalkınmanın esas
u
unsurlarından biri de bölgeler arası eşitı>izlik­
kar olmadığı meydartdadır. Şayet eliiman az·
lığı mevzuub ahis olsaydı beş yıllık plan na-
sıl meydana getirildi. Elman azlığı bence bir
ak
leri ortadan kaldırmaktır. Bu noktalar dan
hareket edilerek bölge planiarına gidilmiş­ bahaned en ibarettir . Bunun arkasında bizim
tir. Bölgeler de yapılacak plan çalışmaların­ kestiremediğimiz başka sebepler olsa gerek·

da geri kalmış bölgeler olarak, büyük bir tir.


öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu 'da Bölge planları, Milli Plan manzumeı>iniıı
iv

başlanacaktır. esaslı bir koludur, yani tamamlayıcısıdır. Bu


yapılmadığına göre bizim beş yıllık planı sa-
Plancılarımız da yukarda özetiediğimiz
kat doğan bir çocuğa benzeteb iliriz. O za-
gerçekl'e ri üade etmıişlerdir. Fakat hastalı­
rs

meharet i, tedavide man buna plan denmez, milletin gözünü bo-


ğı teşhiste gösterdi kleri
yama denir.
gösterememişlerdir. Çare olarak, seçimler de
Bölge plıinlanmasını, 528 sayfalık bir
çkilen nutuk e dası ile:
eserde, topu topuna yedi sayfa ile geçiştir
.a

«1 - Geri kalmış bölgeler deki program -


rnek, bu planlanmaları icap ettirdiği ciddi-
ların uygulanmasını takip ve işbirliği temin
yetle bağdaştırmak mümkün değildir.. Bu mi-
için Bakanlıklararası bir kurul teşkil edile:
sal de gösteriy or ki bölgemiz e realist bir gÖZ·
cektir.» le bakılamamıştır.
w

2 - Bu bölgeler e iyi evsafta memur Bölge planlanm aianna gereken önemin


gönderil ecek ve bunlara iyi hayat şartları verilmeyişinin doğuracağı ı;;iyasi, sosyal ya-
,-ağlanacakt:r. ·.•
raların dışında iki büyük mahzuru daha var-
w

3 - Bölgeler deki madenie rin değt!rlen dır·:

dirilmesi nde, önemli bir rol oynıyacak olan 1 - Kalk~nma yüküne katılacağız, fakat
Keban Barajı Projesi süratle gerçekleştirile­ bunun semerele rinden istifade etmiyeceğiz.
w

cektir.» denilmek tedir. Keban Barajı Projesi Böylece «Plan Hedefle ri ve Stratejis i» nde
üzerinde söyle:nec ek çok şey var. Yalmz şu kabul edilen sosyal adalet prensibi, zedelen-
kadarını ifade edelim ki, gazetele rden öi!-. mekle kalmayıp dngeli bir kalkınma temin
rendiğimize göre biz «yapılacaktır, edilecek · etmek şansımızı da ortadan kaldırmış oluyo-
tir» gibi laflarla milleti uyutınaya uğraşıı·. ruz.
ken, Suriye, Batı Almanya Hüküme ti ile aıı· «Devamı gelecek sayıda»

15
36
bileceği bir ortama girmiş bulunuyoruz.
Çıkarken Bugün, yalınız Doğuda ve Güney-Doğu"
da değil, İstanbul ve İzmire yerleşen vatan-
( Battarafı 1 de) kürtçe'yi konuş-
daşlarımızın ana dili olan
da Devletle alakası ve medeniyet payı jan- tukları gerçektir; vatandaşlarımızın bu hait-
darma ve idare adamlarının zülüm ve bas- kına hürmeten, Deng, neşriyatının bir kısmı-
kısı altında titrernek ve bir kısmına verdiği nı kürtçeye ayıracaktır. Ve bu ağır sorumlu-
rüşvetlerle haytıiyetsiz bir hayat yaşamaktır. !uğu yerine getirdiği takdirde, halka hizme-
Deng, bugünün Türkiyesinde her mese- tin tadına erişecektir. Bu neşriyatla ortak
lenin samimi inanç, demokratik nizanı için- sevgi ortak gayret ve eşit yaşama imkanları-
de şahıslara ve fikirlere saygı ile halledilece- nın daha çok kaynaşacağı ve milli bütünlü-

rg
gıne inanmaktadır. Çünkü, bugüne kadar ğümüze daha çok hizmet edileceği Deng'in
geçerli olan kişisel çıkar ve görüşlerin neti- sarsılmaz inancıdır- Bu, Anayasamız'da ifa.
cesi meydandadır. Toplumumuzun dertlerine deı>ini bulan sosyal adalet ilkelerinin en a>'r
ışık tutmuş, köklü değişikliklere dayanan gö- gari icabı ve garantisidir. Böylece kürtçe ko-

.o
rüş sahibi aydınlara duyulan hasretin gide- nuşan vatandaşlarımızın siyasi ve hukuki te-
rileceğine bağlı ümidimiz her gün biraz da- minat altında olduğu belirtilerek zihinlerin-
ha kuvvetleniyor. de duyulacak hasret en olumlu yöne çevrile-

rd
27 Mayısın aydınlığında mutlu yarınlara cektir.
yönelmiş bir Türkiye görmek zorunluğu her Bir ülke üzerindeki insanların mutluluğ•ı.
sınıftan halkın emelidir. Devlet teşkilatı ve siyasi birliğin içinde, vatandaşların tabii hak-
hükümetin, şaşırtıcı ı:ıaldırı ve işaretiere bak- larını serbestçe -kullanabilmeler i ile orantılı-
madan hedefe ulaşmak için gösterdiği çaba
u
sevindiricidir. Bu zihniyetin ışığı altında Do-
dır. 27 Mayıs ruhu ve Yeni Anayasamız bu
teminatı milli birlik esaıslarının temeli :>la-
ak
ğu'nun çehresinin kazanacağı yenilik husu- rak sağlamıştır.
sunda icra ve idare organlarının yanında yer Deng, basın hayatında açtığı bu çığır ile,
almak Deng için bir borçtur. sosyal dayanışmamızı daha çok kuvvetlendi-
Doğu bölgesindeki halkın hiç olmazsa ek- recek; doğu-batı ayırımının bu yoldaki çahş-
seriyeti kürtçe konuşur. Vatandaşlarımızın malarla silineceği inancına dayanarak biz-
iv

bu hakkına değer vermek bir yana, insanlık- met yolunda ilerliyecektir. Doğuyu, çoğuulu-
la bağdaşmaz usul ve zorlamalarla bu tabii ğumuz tanıyacak, bilecek, sevecek ve böyle-
hakkın bir baskı vaısıtası olduğu inkar edile- ce doğu terkedilmişlikten kurtulacaktır.
rs

mez bir gerçektir. Bugün, kapalı rejim ve Deng milli bütünlüğümüzün ortak sevgi,
karanlık devirlerin geride kaldığı yetkili ki- ortak arzu ve eşitliğe dayandığını anlamı-
şilerce tekrarlanan teminattır. Devlet idare- yanların karşısında olacaktır.
sindeki yanlış bir tutumun serbestçe tartışıla- DENG
.a

IDDDDDDDDDD DDDDDDDDDDDDDDDODDDDDDDDDDDDDDDIDDDDDDDDDDDDDDDDI.DDDDDDODDODDDDDDODDD

Doğu için neler dendi


w

Baştarafı 14 de plan öncesi yatırım


programla- Doğuya yapılan yatırımlar me-
nan neticelere göre, tesadüfi rı iısmini taşıyanbu yatırımla­ ~elesiönem taşımaktadır. E-
olarak alınan, doğu Anado- rın Anadoluya düşen kısmı in- sas zihinleri kurcalayan S yıl­
w

lunun 10 viH1yeti batının celendiğinde bunların doğuda lık kalkınma planında doğuya

.bakımından mukayese edildi- vazife gören personelin amme yapılan yatırımlar nelerdir?
ğinde batıda bu 10 vilayete dü· mekanizmasının zaruri ihtiyaç s yıllık planın bölge planla .-
w

şen yatırım 376 milyon T. L- larının, jandarma karakol ve mak bölümünde yurdumuzun
dır. Doğunun 10 vilayetine ise hizmet binalarının hayli yekiin geri kalmış bölgeelrine önce .
yapılan yatırım 110 milyon lira tuttuğu görülür. Bunlar ileride lik tanınmış mıdır? Ve bu ön-
dır. Üçte bir nispetinde olan milli gelire birşeyler katacak celik tanıma plan tatbikatın­
bu yatırım fazlalığı zaten mev bir yatırım nevi olmaktan u- da nasıl uygulanacaktır. Der-
cut olan iktisadi dengesizliği zaktır. gimizin bu konu hakkında ge.
bir kat daha artırmıştır. 1962 Bundan sonra S yıllık planda reği kadar duracaktır.

16
37
Arınanca Me ..•
Pışti
27 Mayıse (Sewra me) tirja azadi u
serbestiye da ser welate me.
Deng, dı nav rojname u mecmuaye me
da reyeke nuh (teze) vedıke: Ew ji, bı zı·
m ane kurdi nivit;andıne!
Pışti Cumhuriyeti!, zane u xwendıkare
me nivisar u xwendına kurdi bı harf€! lati-
ni hin ne bubun. ··zımane me heta iro. hatıbu
gıredane. Zane u xwendıkare me kı «ehli!-
din bun», ewana nivisandın u xwendına kuı·di

rg
bı herfe (ere bi = ara bi) ne terıkandın. Ew
ji xızmeteke pır ewzele; le ne bese!
İro, xwendıkar u xorted me zımane bav
u hapiren me .bin bune. Te gihiştıne kı zı·

.o
mane kurdi, pır kur u pır hejaye.
Ve care, zımane bav u bapiran bı herfe
latini (goreyi elif ba Tırki) tede avakınne
Deng, bı ve xızmete şaxeke nuh (teze) lı

rd
Türkiye vedika. Ve şaxeda em. rewiye peşi­
nın. Arınanca me jı welat u millete mera
xebate.
Deng, dızane •u dı bej e kı: nıvisar u
xwendına zımane kurdi

u dılxweşiya tername
xelke Tırkiyae. Dı ve reyeda çıqas xızmet
ak
bete kırıne, xelkeme ewqas serfınyaz bıbe.
Lı jore me got kı, em rewiye peşinın. Me
tevna zımane kurdi lı darxıstiye.
Geli xwendıkaren delal (xweşhevist) bı
dest gırtın u arikariye we erne nexşe zımane
iv

kurdi bıbıne seri.


Ve care bare me geleki gıranbu. Çaxeki
denge we gihişte Denge, bare me ye pır sı­
rs

vık bıbe. Dest gırtın u arikariya we xizmeta


zımane kurdi her tım pi!şta · herre.
Çı jı deste me be em xwe je na pare-
lli ı 11
;li/}
.a

zın.
/ / :' / ./ /
. Arınanca Denge. derd u kule rohılat der-
mankırıne. Deng denge weye... Per u bas}!:e
1..i i / .:

Denge hunin. Denge bı denge we bılındbıbe.


w

Deng
w

Deng Deng
DO~UNUN SESiDiR
w

DENGE ROJHILATE
Aylık. Siyası. Sosyal ve Kültürel ı:Jergl Mehecareke r:ıerte Kovare:<e siyası. komeıaı
Ozanendl, ye
Sahibi: ERGUN KOYUNCU
Yazı işleri müdürü: YAŞAR KAYA Xwedi: ERGUN KOYUNCU
Genel yayın müdürü: MED ET SERHAT Mıdirö je pırs: YAŞAR KAYA

iDAREHANE, Türbedar SK. TraKya iş Han ı No. 13


Mıdire capkırınatevai: MEDET SERHAT
Cai)alo{Jiu- Istanbul iOAREXANE, Türbedar SK. TraKya iş Han ı No. 13
Cdi)<!llo{llu- Istanbul

38
DENG
No:2 (15 Mayıs 1963)

rg
.o
rd
u
ak
iv
rs
.a
w
w
w

39
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d.
or
g
Deng için
Başmakale PESNe JI DENGra
Niyazi OKAYGÜN J'İstenbole batı bu dengek belav bu lı Rohılat~
Dün bir mektup aldık. İstanbul'dan, genç bir Je standıbu mm qendek şınntıı:'bu jı nebat~!
Oniversiteli hemşehrimiz yazıyor. Mektup şu: Bı Tırk'ı u Kurmanci xorta dide xebate
«Türkiye'de, her cephesi lle :;"ri kalmış bölge
olan DoGU, bütün aydınlanmızın ve halkımızın baş­ Çı dengeki bejabu iro hate guhemın
ta gelen bir .meselesidlr. Bu bölgcrıln şartlannın de- Gelo gezo nj yabu hınek je ket devemın
ğişebilmesi, o bölgenin şartlanın bllen ~!erin Yan bina mıkebu baye ani pozemın?

g
duygulannı samlıni olarak ifade etmesi ve çalışma
&iyle mümkündür.• Yan den e Sore bu ew radıkıt mıriya?
Bir. gazetenin, . bir mecmuanın çıkardığı bir yav· Yan ava heyatlı xweş dibe!~ :ııendiya?

or
runun doğuşundan hemen hemen farksızdır. O, da Na.. .Agıre Zerduşt'e şcmale dabu· çiya ...
öteki gibi bakım, ihtimam, şefkat ve gıda ister.
Hele bu yavru Doğu'da veyahut Doğu Anadolu Şero - Bıro, duakın buna koalısyone
meselelerine müteveccih bir gaye ile doğmuş ve· Milli Biriike wera hukumdare qanune

d.
onun için büyürnek amacında ise "mutlaka Ve lDUt· ,)?h~ kınn jı derda em X xıstın hebune
laka bizden çok şeyler bekler. ' ·:. /
Beklediklerinin en başında, ona abone olm~ , Mehmet Tirlm - EROH
onu okumak tenkid ·etmek fikir vermek gelir. şa. ~e~ümesi:.
yet yavru b~den aldığı .bıi gıdayı tam ·manasiyl_e haz:/

ur
Deng Dergisine ÖVgü
mederse. fonksiyonu genişler ve iftihar .. !:dilir bir
evlaf halini alır. Hıizmedeme.z de şımanr_ııŞ.ı_n, hare- ~~~ul'dad·!ı.ir ~es geldi, Şarkın bü.tününe dağıidı.
ketlerete bulunursa yer tokatı .. bizden, oturur aşağı ..: Ondıiif~kerlı;~~şyıd~ dah~ . t~tlı bır gend aldım
Ama bizım çocuklar umumiyetle akıllı usludur, GençlerY'J'ütkÇl} v~.J6irtçe dilı ıle çalıştınyor.
ak
lar. Ne yapacaklannı. bizden daha iyi_.bilirler. Nite- ''·· ·... ~:/./~··/:~-
kim mektubu ifade ettikleri- gibi el atıl~ası icajı'e- · BuSüıı._-.k~Illl!- gelen ses ne değerli idi
den bir Doğu meselesi filvakio.mevcuttur. Biz }ıunu .. Acep kudM-helva~~ mı dökülmüştü ki on-
şahsen milli tesanüdün- .ışığı_ alUnda müşahede ect~-­ . /.· ... -· .."&n biraz ·ağzıma düştü?
yor ve Doı;'llda bir sosyal dengenin Zanır~!,ipi inariı· . .. y o}tsa riizgann bl!l1fWna getirdiği misk ko-
yoruz. . ·.·... . ·-. kusu muydu?
iv

Beş yıllık ·kalkınma planında, baş köşeye otur· ·:.~-

tulan bu sosyal denge !atı, plandaki tevzi sistemi- · Yoksa ölülere can bağışlıyan ·· t'srafil Surunun sesi
. nin aksak çalışması sonucu olarak 'doğu:9'a ,şöyle ·-bir. .• miydi?
dokunup ııeçıniş, kalkınm~Ş ,J3atı Anıidoiııyiı ·Ase as· · Yoksa dirilere. hayat bağışlıyan Abihayat mıydı?
rs

lan payını sunmakta tereddüt eteme'mişl'i:-:''' Hayır.·· (bunlann hiçbiri değil) Dağlar çarpar ışık
Anadolu Basınından tutun parlameufo kül'süsii- · Hz. Zerduştun ateşidi.r.
ne çıkıp haykıran Dojuiu .Seriatör ve· Mebuslara. ka- ··
dar herkes bu ·fikitdedir .. ' · . Şe_ro . · Bıra, koalisyone,
İşte Deng. Mecıiıuasi;. ·bu ~e bunlın <fl'Ji d'oğu ·Kimunun hakemi ·oı;ın Milli Birliğe dua edin.
.a

Anadolu elertlerini .dile getir~cek, kadh>suiıun me-· (YaŞasınlar ki) bizi dertlerimizden kurtanp varlığa
sai ve enerjisini zanruniızck, sosyal deng.,nin bu de- kavuştursunlar.
tay:anna yöneltecektir. >··- · ·
Kendilerine başan dilerken, halkımızın dıki/· Sılav
w

- u evlnl..
mekte olan bu fidana lazım geien gıdayı vereı:egine M. Tlrlm
inanıyoruz.
8 Nisan 1963
w

,. . Kürdvarl tarlx
Deng'm gelişi :ı;:z sond buxwım, bl!je yeqin.
Ben yemin edeyim, doğrudur de Aş na gere kı ne ke çeqin
w

Ses Çıkarmadan değirmen dönmez Dı pazdil Nisane Deng· derket


Deng onbeş Nisanda çıktı Dı bist u yeke hate Farqin
Farqin ( Silvan) e 21 de geldi.
Ez zanım kı iro bare we gırane. U hun
Biliyoİum ki bugün yükünüz bizanıbın kı
ağırdır. Fakat .bilin ki hiç bir . tıştek bı siviki... habe. Kwestın u dılxvezi
şey kolayİikla. olmaz. Arzu ve .. . jı me
istek 'bizden, tevfik Allahtan .. .. Tewfiq jı Xudl!...
Farqin'den sevgiler... Evin _jı Farqin
İsa ŞANS - Slivan - SİLİVİ-
42

1
Sevmek Için Bilmek Lazım
.. . . . •

r1ıı fiırklı
dil k~ınalan ve ayrı 11ğl lle dilzelteceğlz. Doğunun, da;
Deng derglıılnln basın
bayauna
dini inançta obnalan cemiyet ha- iıa fıızla Ihmal edUlşlııe göz yum·
katılıtı Dolu ve Güneydolu bölge· mak halkımızın tanıammm huzur
yatmm yapısıiıdald şartlardandır.
lerini ve oralarda yaşayan vatan-
Bir yemek dahi değlflk maddelerin tçlnde yaşaWasına karşi çıkmaktır.
claflarımlZlD sosyal . Aon~~. l!u: Yeni zihniyet ' :
rumunu en aktüeı··maeıe lıallne :P': sentezinden sonra admı ve tadını
alır. Kaldı Id çajPınız buluşlan ve Deng etrafında kopanlan tırtma·
tlnll .Ülkemlzde konlı,.ılDJ...P. ıiJa.: lar neticesi basinımıza sıZaiı ve ku:-

g
bl tahammül e~ sosyal 'bir. teknolojik Ueı1eme . m l 1 1 e .t
unsurlarının muhafazakir ·perdesinl lağa gcııeiı ha!MU:-ltıi-e ı;aJıilına ~.:
gerçeği ortaya ~ .neq ~· lııdirmlştlr buglln. öne~ll olan In· tlhbaraı t~Uannıız, M1Ui . Gı;:
severnk ve milli blıilk,. Için gereken . venllk Kurulu, Bakanlar ~Kuriııu,

or
I8D ve lıısanlıktır; kan ve dil de-
en büyük lıiZmetl YJweDJIIlfbulu; doğunUn sosyal ve ekOııÔmlk çeb·
nuyor. Deng'lıı yaraıtılı tepki ~ ğU.
Bizden uzak tarih resiılin detiftirllınesliıl en iyi bal
klyemlz gerçekl~. iıekadar ··bJ.;
Unmedlğlnln ço~ ·ıya ·bClJ.iltu~, Dünya hukuk ve s~yasi tarihi bir çaresi olarak bellrtlnı.lerdlr. Hlildi:'
takım gözü dönmU.lerlıı ınsaıllara met, gereklrle ~ yıllık .pliııda blt-
Demokratk reJııı.t :~1m~ , ;~
Jtarşı tatbik ettlkleJ1 metotlan cİn- zı öncellklere baş vurmayı dÜfÜD~

d.
Idare sistemi olaralt beıılmltyh · Jd.
santıp karşı cürilm • geııoclde• adı mekt.edir. Bu lyl niyetler harekel.
şllerlıı, devlet adaritlannın anlayış­
lle lqıra sahlfelernlde · saklamakta· noktası olursa mesele kolayca lıaı­
lan sayeııbıı,te sosyal dertlerlmlze
dır. İnsanların finl varhklamu ·yok· ledUeblllr. MIIU gellr datJ.lı~
~ bulunabUecekılr.
etmek bu c:firilmlerln tek sahası de- dengesizlik ı.lojwla daha ac:ı ıııııjJ.
TelAş neden?

ur
ğUdlr: Blr gnıpun, zllmftnın hiüz ·
.Henüz birinci sayısı De basın ha· olduğu diİ, dini Inanç, kültfu. gibi
yatiıia katılan bir dergi içlıı kopa• · değerlerint de yoketmek genoclde'·
nJan fıi1uııilar neden? Bu telAşın dir.
Dünyanın neresinde olursa oısiı~
celer göşterlyor. Türkiyenin kalıdD-
iııasmdan söz edilebllmell 1çln ~
olnıaısa ı.lopmun bııgUiık11 se\llyul·
nin deatştirllınell gerekir.
· Aydınları wa~
.
.
ak
kaynaldannı fUI'Ilda. buluyoruz: Ay· .
dııılalmıız Devlet t~kJli\tmda vazlle bu yolu seçecek d~l~t 'teşkilltı bk ·Kalem ve ftk1r ~pte,l ay~
al8ıııanınız. halkımıza ~k tutacak baski maklnesidir. · Hükilmet bir .. nn yapacaklan. tek teY. yıırdulbuz
olan basılı kunımlanıııız, tilkemlzln · zulüm iUetidlr. 1~ :cnılizı kiiodl· prçeklerlıiden olaa doğu ,derıterl
1~ gerçekleriıle çok uftktırlar. nı llfmdırmak ve yol~ e~ek tçln ~rlne clddl olarak. eğilmeleri~·
Bıı aftçelderiD açıkça tartışılabllce· boşuna dönen bir çarktlr. HAlA eski anl&yıfla· sosyal gerçek·
iv

ği. or4Bma. yeni girmiş bulunuyoruz. S:~m yolı,ı .. letJmbbi dertnliıe Inip nederi.ltırbd
HJul· çWflar ve ezbere kon~aı b~ f1k1r Ileri ııürınek yılla­
. ·Tlirklyeınfze geUnc.e, h~t ..we , rili. )ÜÇ bir tecrübe pırıı]ımadaD
bir ..ckldet .daba devam edecektir.
Idare edenler sosyal ~· de. ' akip 'jİitlğlnl gösterir:
Deaa etrafmdald fırtına akl zlh.. '.Ookratlk ~ç ve ıı;s-~- ~
rs

nlyetln, alıfkanhğın ve dar . görliş­ anlayışla . bakmaktadJrıar. Bu::.M . '. ·


Kürtlük ve Kürtçülük · .
iillijün idare .ve ftk1r ortamımu:da· bütün Türk vatandaşlanıma ·yıü'mll, . ~~t ~ vataııdaflarıınl% ~
. ki kalıntılan&tır. güven lle bakmasını mümkün J<i. di dUl~ kon~ yaakl~·
Va~ vazifelerint yeriıle ge· lan en bilyük temfnattır. Solyal. ve.. y~· . bir. .idare ve zehnlyet düfii-
.a

tinDekten saimimayan etnik biıı llyasi blrlllfmlzln temeli oıa.t d.e- · .nlil~ Konıışulan dilin. :Y~
&rUpwı veya bir :dlmrenln kendi di· ğlştk züın~lerın keiı4ı dUlerini ko- sındakl ~ .~ .~. ~
Uyle konıışup YIIZII18Sl kadar tabii nuşmak ve yazmak. Istemeleri ve · edllebllk ml? Kürtçe,:~~ .ve
bir bak olabtıİr ·ml? Otorlter re- yetkilllerin buna kolaylık göster- yazmak ııerbestiııbıe )"ıına. ·, ~
mesl ılıliU birliğin en. tabU teabı· daşlanmıza Kih'tçiWik ııdf. al~da­
w

jtmlerden demokratik idarelere


kadar düııyamn. nereslnd~ bir :diın· dır. Ancak bunu böyle bDmeyea ve k1 saldınlar gerçek!~.~
ren1n .. dillyle konuşup yazmasına ya böyle kabul etmekten maJınıırı sonımsuz ve. ~kara. ~~·
engel olundtJiu · glSsterUeblllr? Bu- olaıiliır ıntı11 suıır1anmız Içindeki gelmektedir. . Muayyen klfı: veya .
w

nun. &alı ve savuumasını yapmak vatandaşların his ve arıiiranna kar- :diınrelerln çıkarını dUfiineıl!~ . -
Jl!ecburlyetl' kadar garip bir durum ••dırlar ve ntrld)'Ciiıızın: mutlu ya· nımlular elbette aldırmıy~:::..
olamaz. . rınlanna engel olablllrler. MIIU sı· Ayırıc:ı maksat . taşı~; .~
İnsanın kendisine · yap~k ve hlç . nırlanınız Içindeki vatandaşların blr ve aöriişlerlnl aP'açılı; lıiSyWın,~fll'·
*.
w

bir hidı:uk • kaldelinin Izin veya ya· kılınının his. ve arzularını hoş kar- Karanlıia sıiuıırJar. uertJftlıi.
., . . . _ lllzunı kabnildan kul· fllamıyorsak beraberilk ve bütün- visinİ dejll .clerlnl~ dtier:Ye
liınıu:alr ve tıitlfade edeceği bit bak· lliliftt asıl eleğerini bllıplyoniz ve- belderler.~ ' . · '. '. , , :
kı, bildiği diU yazmak ve konUşmak­ ya · bUmemezllkten geleCek kadar Bir bölgellin perlfu.llı!Mı .•.~
tır. V.atııııcl-.lan hep aynı kandan yurdumuz gerçeklerine yabancıyız. mek, bdııun hızla. düzeJtll~ ·lll-
8JJil cW1 konıışur ve yatar blr ülke Doğunun hastalıklan_ t~hls. edll· temek ·ınllll bUtünHlğil:n .1C4bı de
~eblllr ml1 Sosyal, ekDnomik mfl;tlr: Yol yok, Okul yok, doktor iJI midir? ~ --~yer
ve . llyiı.l birilk lçlnde beraber ya· yok, en başta gelen .lııAıı gibi ya- çıkanJip InSan gfbl yiışamaıannı te
şayan ve ~ olan :diınrele- şama anlayışı yok.. Bıınllin el oh- mine ~ ayıncılık ·Dııdır?
-Dq-
43
. ,...

.KeleJ,çeli Bosm Mensuplan


Deııg, henUZ basın: hayatına girmeden bir. losnit
gazeteler Deng mensuplannın hakkında tahkikat
· açıldı~nı ,Deng ,kadrosun un -~tevkif edileceğini de-
vamlı· sıı:.ette yaydılar. Bunlara aldıran olmadı. Çün-
kü bir tlüıkikat olursa evvela Deng mensuplarıiıın

g
bilmesi gerekirdi . Kanuni hiç .bir)şlem yokken, hu-
kuken gizli olmast- lazım gelen tahkikatt an bu ga-
zeteler. nasıl haberdar oluyor ve bu gazeteler , neye

or
day~arak hakianiıda kanuni takibat yapıldığı ken-
Cwenne bildirilm eyen kimseleri n tevkif edileceAini,
tıaıısci yollan8cağını yazabilir di? · (Mesefa 19 ve ~o
tarihli Son Havadis) .

d.
·Bu Çevrenin ilgilileri adeta tahrik eden · neşriya­
tı netice verdi:. 29 Nisan 1963 günü Mes'ul M.üdürü- Y~ Kaya
ıılfitt yaŞar Kaya, B41sın Savcılığına ÇaAnldi. · Bir
riıltti .uıım süren ifadesind en sonra basın sııvCı yar-
' dinicı.ı~ İsfendiyar · Baruönü, Yaşar· Kaya'mn yapti~ ter~ yaı_ıhş olduğunu· ileri süren Me-

ur
t.c. Kaiıunuiıun 142/4 ve 6 bentlcrin e gisre yıttgıllı.- det Serha:f oıihsi geçen yazıyı tercüme etti ve yazı·
. nıp tevkifini talep ederek Yaşar· Kaya'yı mevcude n nin suÇla ıl~gil p~litik. bir tabirle ilgisi buliuımadığı­
iıı belirtti. Aİria 'netice t'naiOİndu: T.C.K. nun 14214
botuzunc u ·Sulh Ceza Mahkeme sine ·yolladı. Sorgusu
'Vf;;6.. benÜerln e' • jıQre -ya:rgıJ~jp tevkifiıİi
yapılan Yaşar· Kaya 9 Sulh Ceza, ~ltiıDIIAi tarafın­ talep
·{ddia ederiın. Fa!{ıit ı: Sulh Ceza Mahkem esi bu ta·
ve
dan teVkif edildi. \fe Sultanalm iet Cezaevüıe 'gtjrille-
ak
.rii4t lki güri sonra tekrar Sivcrlik ·Uırafıiıda !e!>e aynen uymayıp, Medet Serhat'ı 2000 lira nakdi
iı ~- · kefılıetıe ··serbest bıl-akn:•· ·
rııaıı:. Yaşar Kaya; mahkeme~!! 'getirile'iı' adl suçlul~r­ .~ 1;.: ı t
ıa ·beraber kollanna kelepÇe takılarılk ·adliy~e ·•ge- · .. .Asıl ~liicek .durum bundan sonraki .safha, idi.
tirildi. Mes'ul •müdüriim~ halen·· cezaevind e 'lııev­ . Gazete .e:ıııJıa'6irleri gazeteler ine nasıl bir_ haber ve-
bif bWuıuııaktadır. ·DüruŞriıaSi · yakında- 6aş­ . .rec:eklerdi? . Tevkif: mi, tahliye nı i? . Genel .Yayın MU-
iv

.l&yacakur. ·MüstakiJ ·'' "' ı:hahkenieleririı.Wii "'· ·'atdaıı­ .diirüı:l)tizihi:~lw\ıışlan ~ içiıÜie bekliyorlardı.
mıyacağından emin olarak günlerini kitap okı.imaıda :iGt.o ınWııihi'rleri henÜz mahkem e kapısmi terk et-
geçirmekı,ıdir. ·Yaşar Kaya .ktisat Fakükiısi .SOn
sı­ ,•.~erdi.· Medet Serhat mahkem e kapısından .Çı-
ıuftadır ve lmtlbanl ara .çok az biı" :tanı.ım'·~a tevki· .. ~1\-.Jı~ :oıdu sorulann a karşılık • Ya .. ben neı;den
rs

fi Uıüverslteli arkadaşlanıica. diiŞ~uteıı··tek' oıwkta· b~~ ŞIJ· anda 2000 lirayı?• Kısa bir durakla-
dır.· ... "·"· ,,_ --~ ;sollfa duı:uınu öArenen Deng kadrosu ve .
. Medet ·serlıat'ın arkadaşlan hemen etrafa koşuştu­
. .. 30 Nisap 1963 g~ii Gene!. Y~yın Mü,Q.Üri,lni.uz Me-
det Serhat Savcılık basm .. btirosuiı~'Ça~ldl. Bir gün lar.. Ertesi gün tatildi, yanın saate kadar para vez·
.a

once Yaşar Kayanın Siıvctiik._taranndan hiç .bir ka- :11$!ye,,yatınlmazsa Medet Serhat o· gününü c:eZaevın­
nuni day~ak ebnadan · tey!Qf: iatepi ile mahke~e­ ..de gegirecekti.. Medet Serhat'ın arkadaşlan saatleri-
ye sevki · ~ısmda, ·M. Serh~t; .- savcılığa · gitmeden ni rehine koyına!t, yüzükleri ni satmak suretiyle der·
önce hapishan e hıw:rlıklannı yapmayı uygun buldu. hal 2009 lira yatırdılar. Fakat Genel Yayın Müdürü·
w

Ve Deng dergisinİ!l 2. sayısı için son görüş ve ı"' müzün cezaevine gidip Giriş ·- Çıkış Muamele~ ini
. menniler ini telınırladı. · yapması gerekirdi . Polis, Medet Serbatı jandarma ·
Basın savcısı yardımcılanndan İsfendiyar Baru- ' ya teslim etti. iandarm a basın mensubu olall' Genel
önü, ifade. almakİl\11 zi)'ade hulçlı .idi. Deng dergisiai )'ayın Müdürüro üze kelepçe takarak cezaevlııe yolla·
w

,fıiç alAkıldar etmiyen bir takım sualler soruyord•


ı. dı. Görevli jandarm a onbiışısı (ki Kars'ın Seliın ka-
. Genel Yayın Müdürüınüze. Basın , Kanunun ve Ceza zasından olduAu için M. &erhat'uı · hemşehrisi
idi)
Kaiı~ ç4ırçevesindeki .bir· talıkikattan ziyade da· basın mensupi anna kele~ · tııkı,41ıiyaçaAıııa · dair
ha .öriie enıpote' ·e'dilmiş ;sorular ve sonra hangi yazı­ ha~ı.rlııtma yapı.iınca c~Ieyd,i abi,. ama. biiııün eınir
w

da( ne ·gibi suç işlendiAl · beliriiltiıeden kürtçülü k y;ıp­


aldık, tatbike mecburu z• diyordu.· Onbaş_ıya veya
bğılnız iddia ediliyoFib,.;.~f·i>avcaya . göre kürt yoktu
yolda yürüterek -ısrarlara rağınen vas~ bindi
Türkiyed e; Genel. :Y~ı;ıll:~~. göre resmi is- ·
rilmeden -:- •Y~.rü l'en• diyen jandarmanııı- ııe gii-
tatistikle r bir. mil:fmı iiftt,~·>bi'iı- gösteriyo rdu. Me-
nahı ·-vardı? Basın mensupi anna kıılepçe vuniliıııısı
det Serlıat tarafıııdait:t~< (Ar.nıanca ·Me... ) baş­
bir hayli fırtına kopamuştı! Ama şiıudi · ~inleyen
lıklı kürtçe Yazmin .~V~eft'·'~dtı. Daha önce kimdi?

2
44
4iiiiOiwoo6COucioJ;,...~·vwvOUC5ü.
..Hadise yaratan dergi·· ·, .·
1.!~~-~~-:;,:~~-~-~~~-~~-~·· Peng dergisi daha birinci· sayıda Türkiyedt! ha·
BUGÜN cİT, YARIN ·GEL ... diseiere sebep oıihı. · Deng, · bugüne kadar üzerinde
Ahmet KEMAL durulmamış, hattfı duririmasma liizunı hissed\!m.::·
miş sosyal bir gerçek ortaya·. attı: LAtin tıarfleri ve
Medeni milletler seviyesine erişmek için son ay-
larda iktisadi bir ·Çaba göste~ıi,. Türkiye, maalesef Türk alfabeye göre ilk defa Türkiy~e . Kürtçe i1e~ri­
henüz kendi vatan'diışına · nasıl .muamele edececel!i· yat yapmak Deng dergisinin açtığı çığır ol,du.
ni dahi bilmemektedir. Gerçi 961 Anayasası ile va- Deng, hacmi ve tirajınııı,. binlerce misli bir tep-
tandaş can, mal ve haysiye~i . teminat altına al·
ki yarattı. İstilıbarat teşkiliitlanmız, ,Milli Güv.!nlik
mışsa da,. bu da ·e:Vvelkiler gibL yalnız hukuk kitap Kurulu, Bakanlar Kurulu Deng . üzerin<k ·'inem~e

g
Iannda ve kanunlarda kaliniş tır. Tatbikat neyazık·. ·durdular. Gizli toplantılar. yapıldı.; . · . '
ki bunun aksini göstermek!ı:~ir~ Şimdi size bunun Deng'le beraber Türkiyede •Kürd proble,n-ı. · ör-
taya atıldı. Gazetelerimiz büyük· ma:iışetlerle Küttle

or
çok acı ve fakat ·~k bir misalini söyleyelim:
.. 'Uiyet ~iŞJ!!.d.e. aynen şu haber
17/4/963 tarihli ;Mi r~ ~air .. ha~rıerıe doldu. Cum~uriyet, Milliyet gibi
var (Dört köyde 'jiındarmaılır;t~üleri kamçılamış). · cıddi gundelık gazeteler Deng'm çıkışı dolayısı ile
Gerekçe ise iki' firari kaatile · yilaldık ettikleri tah· ortaya atılan teklifierin meseleye bir yenilik ,:ge:ti'i--
min ediliyor ve Kulp'un Raşlkan, . Havre Mamikaıı · -miyecel!ini belirttiler... Me.o;eleyi kabul .. edip ..ona· göre

d.
ve Malagarve köyiiileri hayvanlar gibi, köyün kadtn tedbir al.ınması 'Iüzumunu belirttiler. Mesela Cumhu-
lan sırtianna bindirilerek kamçıalnıyorlar. ' riy~t- G.W:tesind~ Ecvei GÜresin (Yok ı.teınekle yok.
Bu memlekette bilindiAi sibi zabıta kanunu Ba- olmuyor ).başlıklı yazıda ı.ıynen' şöyle diyordu: cl,s~:
ğııJı~ Adiiye ve bütün bunlan'n.i.\stiin&''Am~yasa Kürt,. ister . üçok, ister kurt diyelim Türkiye'de.. biızı.
var. Yalnız tatbikat yok, murakabe yi;)k. Bııiilın tık· larla.. Ügi,IJ mesele vardır ve bu mesele Qüıi~ğml
sini iddia ed~cek .olan ~iıl!Jlllkiı.u)lar liitfe~ talı­
kik.at neticesi~! umumi efkha tıpklası~!ı.ır ;~ liiı •Z:~·
vallr Doğulu vatandaşlanmızın lay~lı;c .ol~u~ ,mu\l~e-
leyi öğrenelim. . . " · .·
ur
önemini. ~tmadan dcv.am eder gider. Yqk k;Wul
. etmıılde davl~Yı ,haliedebilııek kolay. ·Ama· göriuüyor
_ki .• halledjlem.:lyor.• ve bir takım tedbirler tavsiye et-
,ttkten . sapra . ~~ıpı şöyle bitiriy~, cAnç,.k 'ted·
ak
Artık teümüİ etmiş bu_ a.,;m·~ ça~ı~d~ ·~..;,gibi ;~ir ~~dec:;r lr:u.vve,t Qıel!il~( Te'dbir doğuda .. :ıi.~ •
muamelelere son verilmeli; . dili, millcti; mezhebi ne y~ hıç, bır şeypcn .l_ıaben dahi •bulurunay;ın 1XIIlY9ll·
Ölursa olsun aynı b_ayrak altıntlıi 'yıitol1aı.\ insaular11 .. larca.. -c'~~tandaşıl! ve bıınlann içinde , kenıijqi .. Ki,trt
· eşit muamele yapılmalı ve mevzıl'·kiij:iiiitıar ·, t'atbi~ .kabul etl!lİş,_ olan yurttaşların. bıı vat~da biraz. da·
edilmelidir. ·şunu.& bu arada belirtmek isierit ·ki .,ha re{ajıı, bu vatanda. ~&itimi, -b.u. vatanda katdet-
halka Orta Çağ feodalite rejiiıllen~4e ta~Ik ·. .:di ,:.if~~~~~~ftdk-:o. .(~ Ni~~~ .Cunıhu:
iv

196J taribii
len · gayri insani muamelelerin devri "iieçiiliştir. Btm-
lar birike birike iyi neticeler tevlit·~tmly~it. Bu ·lG Ni&iaıl! ;.1963 tarihli Miliiyet Gazetesi Durum
uğurda insanlar şimdi seslerini yü~ltebiliy~'rlar. sütumlltda ;::,~.,özellikle doğı.ı·ılicrimiıdeki geri ti9i-
haklannı arama yollarına başvurabili:torlar ·art«i:: .
rs

'~~~d~-yaşt;911i1' •J:ıti, vatandaşlanmıza şimdiye );.adar


, Mes'ul İnakartılara soruyotuz,' Ve biliyq~_:t,i bu hüki'ımetleômizin gereken ilgiyi gösterdiği iddi~ edi•
sorular teVapsiZ kalacaktır. Bu dört köy halkıridnn lcmez... Kürt n:ie5eleSini ele. almak daima tchlikell·
kaç kişinin kaatfllere yataklık ettiği tesbit edilmiştir? bir koriri~'ıtddeditin~·v~ bu alandal yayıli yajnlmamao-
Kaç köylü kamçılanmıştır? Bunlardan. kaç kişi'' hak· ·sı istenmiştir::: .J\İıliişildi~na 'göre söz konusu yiıyııı
.a

kııida kanuni . kovuşturma açılmıştır? Sebeb If veya organlannın. kapatilm;ısı. ve- ildl' geÇen gruplarm. sıkı
sebepsiz yere· Anayasanın sarih .beyaıu bilanna da: bii· şekilele takibi 'düşünu'ımektcdir: Ancak !m ted.
yıik atan jandarinalar hakkında ne .gibi bir tahki· birler KÜrtçülük davaSını kökUndeli ıial'l~decek; ~çar~
kat. yapılmıştır. Bütün b'unlann cevaplan aleııen çekçi tedbirler düŞünmenin :zamanı gei~iŞtir..~~ . -~~
ler' değildir. Meseleyi cesaretle· ele ·almanın ve "ğer~
w

açıklanmalı ve bir daha bu gibi muamelelerin olma-


yilca~a vatandaş ~in ,lomalıdır. Yoksa şeref ve nilm~ktedir. Aynca Yön ve S9.şyal .· Adal•!t ıı,ıbi. ~­
haysiy~ti her zaman için. tehdit altıiıda .olan boğulu talık gazeteler' de. ayiıı' fitre •btııchtar: · · : ·c' :»'
elbetteki kendini emniyette hissetıniyecek ve :devlet ~ncak, Demokrat Parti mirasının hatıraları ile
w

otoritesnideıi yana olacağına kılatillerden yana ola- halkın hislerini okşayarak · tutuMn gazetcler hid~t'
caktır. Ne acı bir ge~ktir ki kastiller bile jandar- lerini son dainla5ina .kadar· :lfağdırdılıır; Terciiihan'
manın ·yarattığı böl&edeki bu terör havasını yarat- Son Havadis ve Yeni İstaribul doğu mevzuun<hı: <fıi
manıış biiakiS· bundan istifade cihe~lne gidip daima diğer . meseleler gibi fikirden yoksun oldiıldarını
w

Kürt'leri saymış ve sevmiş; bu suretle onlann sem- hemel) _gösterdiler: Su gazeteler işi Rusyadaıı, 'Baria-
patisini kazanmıştır. Halbuld bu sempatyii çok .da- niden. ta:~ N~ım HikJllete kadar uzattılar.' · Böylece
ha kuvvetli olari devlet otoritesi kazanamaz mıydı? halk · efkannı. şaşı~·>tsteaneb Tercünian'da Ah·
&!k tabii ki knanırdı. Fakat öenelerden· ber(~m met · Kabaklı · !Jd..~lıızt U.r.csas~~ bir fikre sahip olma-
bölge ıialkına,' insanlara layık muamele edilını;tiieıJ dığını pek iila fı14_ fllev:tü'- fle 'difJbelirtti. Acaba Bay Ka:
neticesi halk bu otortleden soğumuş ve artık yardım· baklı 22 ve '26 ·'ltısan tarihli yaıılannda ne· deinelı:
cı olmaz olmuştur. Buna sebep yine idarenin ~~rıdi- istediğini kendisi de anladı mı?
. sidir. Eğer hüki'ımet edenler bu eski Demokrat Parti
3
DOğunun Kaderi
Y-=
İsmet NlzaDıi

g
.·~:':vikıuardır •unutulmuşll,lğun çileiiiiii çeken» mış niçin hor göriiimUş ve nıçın, samirniyetle uzat·
~k'm olanaksızlı~ı • yete~izl~ • QikeS~Ai ö}'ie bir, tı~' kollan senelıir senesi bombOş kalmıstır?. · ·
Iki kUru cümle ile ifade edilebıiecek gibi de~ldir.
(lnsaıi) old~u. bı,ı vatanın eviadı old~u

or
Bugilıi' (Batı) dedi~iz cennet köşelenndeıı aYı­ baykıran; kabul ettirmeğe ·çalışan Şarklı anlayış Y<!:
np (Mahrumiyet Bölgesi) anlammda kullandı~ımız rine, •Şark'takileri. si.lrelipı», teklifleriyle karşılaşmış
cŞarlt'ı• Şark yapan nedenler yüzeyde de~ı. bildkis tır. .
)i.izy}Harca gerilerde aranmahdır Bir gün olsun; eBu vataiıı ben kurtardım; kimi,

d.
· Tabiatı icabı. içine kapaluk olan muhafazakar' nereden kovuyorsunuz?• dememiştir.

Şarklı, Osmanlı İinparatorlu~un en şaşaiılı devre- lstiklil Mücadelesinde .tek başına bırakıldığım,
teriride dahi bir 'koşeye animak ve müstakil (Etrak buna ·~. ke.nqi mUcadeleiiini yaptıktan ve düş­
~likleri)· .halinde ·idare odilı'ıiekten kurtplamamış­ Dianı teıİıiZleaikten sonra Batının (Ege ve Marına;

ur
ra Bölgeleri) · yardımına koştu~u ö~ç vesUcsi:
tıt.' '
yapırnim1ştır. Çünkü --Şarklının · {Vatan Şuuru) MiHI
Ş~k. daha o . zamani~ _beri asayişsizliğin,
derebeyll~
Misak'ta ifadeSini bıilan cVatan bir bütündür,.~,. ta-
gerçek yuvası olmuştur.
rihi gerçe~in o hengılıne içinde, o ölüm - kalıin
:Dıevletle alakası sadece ..verji vel'll'lek ve sefere
ak
mücadelesin'tle dılhi gölgelenmesine razı- ılmıyacak
· lftlrik edip kahramanca . ölmekten ibaret olan Şark· kadar kuvvetlidir.
Imm bem kaderi dalia o :zan:ianlardaı:ı •çJzilmiştir.
Şimdi~!. ,Şark. 'o es~in her şeyi afteden, sol
Medcınlyet kapısina koşan - Şarklıya ilk çelme o yüzüne y~d'i~i. · tokaila ra~en sa~ yiizUnü de uzatan
canıanlar atılmıştır'. mütevekkil Şarklı de~Idir artık. Suni _peykleri ma·_
!jarastııın kovu~dan iziiyen 'ŞarJtlı, menfaatinin ŞU·
iv

- Hakkını ·iırıyan, zülme ..baş- kıl!~. gçrçe~t:rin.


uruna ermiştir qı,ıgün.
.,..mcıe IF;~ Şarklı maceraperest de~ldir; asi de-
Pd&. O sadece (İ~) lıpu, .. (VatandaŞ)--lığım ka: İktisadi refahın kepçe ile da~tıldı~ ortamda,
bul ettimıe çabasmdadtr. - Şarklı elbetteki kaşığa kimaat etmiyecektir.
rs

Şark'ın gerçeklerine· eskisi gibi sırt çevirenler,


- ~~ye1ten bi-~beç Ş~~~ gerici de~l.ıJir. Me- Şarkİının sabıra dayanan e:ıeli felsefesine sı~amı·
deniyete susamış olan Şark, e~er bazı hamlelere bi" yaeaiiardır artık. . . · · .
glne kalmışsa; .- l;npı~ vebalini . Şadı:'ın uyanmasını
Şarklı uyanmıştır. Şiiırk'ın güzide eviAtları . onu
. .... - . aykırı
.a

meilfaatlerine görenlerde aramak gerekir.


. ~ menfaat bezirganlannın isti5mar düzeyi olmaktan
Şilrktı• ııel'çek~ete sirt mı çc;vfr:miştir? Asla. .. ktirlaracaklardır.
Şark mutlaka (İnsan) lığını kabul 'ettirecektir.
Vatandaşlık -gerçektenni ifada geri mi kalnuştır?
Çiinkü zamatı hükmÜnü yennektcn gecikmiştir.
.Dkerlik:ten ~i kaçmıştır.. Vergi mi ödememiştir?
w

ôlıiiL Q halde Şarklı niçin töhmet altıntki blrakıl-. lsmet NttAMt


w

tıayırsız ıiıirasçılarınm zihniyetinde olsa idi do~yil neŞriyat yapıyor diye . bir derginin kapatılmıy'l.:.i;Jı
tıirdo4lik, iktisadi tedbir; sosyal buziır yeıine uüıi~ _ neticesine vanyor v,e e~er sqç unsuru olan yiızı.l:U'
aU tak hücunı• işareti -'verecekti. · Bereket' ki hül.-:0." neşr edilirse bunlann süratle mahkemelere·- ~cv~i
w

ı'rıet · «ııinler yılların tecriibesiriin dışında' yurdu~u· için ilgililere uyarmada bulıinmayı uyguh' buluyor. -
'Ziın sosyal :Yaratan,Da .l\iak görüş ve insan sever an- Bundah daha tabii ne ol~bilir. Suç yalnız kürtçe
layl.tla eiiuYorlar... · işl~nmez' ki. TürkÇe•. İngilizce, Fransızca, Ermenice,
• ' • ~.. .. J. 1
Basınımızdan bu çizgilerden sonra Deng •için ya· Rumca hasılı her dilden işlenebilir. Kürtçe yaz~ak
pdan gizli toplantılardan_ gazetelere geltın ve kulıığ:ı suç ..·değil, ama kürt90 de suç işlenirse müstakil
$ıZan haberlere· ııö~ B~ Kurulu sırf· 'cür(çç mahkemelerimiz buna seyirci kalamazlar kL.

46
Ayşoya Mektupt ar·
·.Başaklar diz boyu dallarda baemı Beni ilgilendiren onlann bulundutu. yer delil,
kmah saçJannda ~utuımu.ıutwı KIS1 içinde bulunduldan ·acı şartlardır. ·
. gözlerimiz bir noktada 8lllı. kııldı Benint AYŞO'm beİki bunlann en baht~ızı. Di-
bulutıılrcıan medet umduk yarbakır'm Sancak köyünden. Onu tanımıyorum.
aç köstebeklerle dertlqtlk yillar yilı Bir kez dereye giderken gördüm. Asaleti ve giizelli·
. bir · garip yıltmuniıl sustu dlrldllerlmlz ği ile dikkatimi çekti.' İsmini bilmedi~ halde 'onu
içimden AYşo· diyesitn geldi~ Bu mektuplar Simcak

rg
B8faldar diz bo1u dallarda baemı köyünün gÜzel bahtsiz AYŞO'suna yazıldı. Onu tam·
.geue sözlerinde 'o ~ alh yqliU mıyonun; fakat içinde bunaldıtı çevreyi çok iyi ·bili·
yıliann karaDJıiında yltlrdlk dllelderlmlzi yorum.
gÖkle toprajm karalıtım ayırt· edeınedlk T. B.

.o
bir rilzııir vakti çatiadı dudaldaruıuz a•
BaxÇ~ KemAl Paf8,
l'le deaeıJı sana lo-
deve k.ufundan farksız balimiz . ... · . Bu. till:ldl:

rd
kimimiz kumiant ~ını gömdü, daha· ana memesl· tstila41 Harbl yılla~ Kıtı
lle . doyıııadıuı · (Geti) dolayiarılıdald lıalk iarifua.
sabah aqam daoedlk, seraplan .....pa ~t~k dan teremıüm edUip ·ıazeutllıl lıAIIı
bJlo sarlP bc!flukta k8s.ıldı ,elleıtmJz. · • . muhafaza etmekteeski · ·

Belde cledllef
beldedik yillar
beldiye beldiye
yılı
topraldar çatıadı lo.. u .Dll~ mm buye se~ du dılan
.Desit. mm· btıDe. kıllta ber paşılan

b~ Keıiıal Paşa
ak
Ez jı kı.i vekim miria
~&te JJ,Idızlar ıııkmtılarmdaıı sarardi. artık Baxçe.ld-. sosm · d. wan: sulan. ·
ayı arıılarma ahp ~ bir ·ttirldl.:tıitturdular
DEl.İW DE.Liı.O . . • .. . ..
Xezalaı:nın ü gula mm zınn~rda
.DElJLO LO . Gıı,Ian: ·;e~ .xwıı· Vedane5erhal d holda
iv

DatJarda ekiDier diz boyu baCmı M~la :.x.orted vi zetılaili dı qizılıidiı


güz )'llflariDia sulandı yillar yıh Dıle mi.n ji te jına lı ıiılır da.
bir kadının naylon çoraph bac:aklan
gtinah kızlaruıın davul zurnayla . oyııadıldarı, bir
rs

· sabatı
· ..yete Melihatm çılgın kabkalııllan
sU ·"' güzl~ yaşım artık Aı!Ja bu seferjd Darviıı'in delil, Alunet ~
~ .jllz boyunu geçti Ayşo
.a

bakimm nazariyesidir. Tabit daba miitekADiil·


dir bizim Ahmet'inki.
Bir garip. çı$1 treniyiz Ayşo MeselA pap;ız Darvin;
insan 5oyunu ~
·tfiıD seraplar duratunız oldu maymun'a bağlzyordiı ki, eh ııihılyet insaıi diı ·
nasırlar ayatumza pabuç; tezek parfümllmüz oldu hayvanı natık (Konuşan hayvan) dır. Fakat;
w

ne haiİmlzl sorıuı var, lle de ·bizi arayan. Ahmet ins~n soytın:u ikiye· ayırd~t~· ,.onra
dallar hllzÜııiU, dallar mor, en kötiisÜ .baıt,.lann bir kısmını asil, mütekAmil mUtehakkim ve
mor daiına . haklı sayıyor. ki bu sinıfl soyca hayv•
bir garip pzel dolaşır çöllerde na değil bitkiye bağlıyor, MeselA Abı:ııet· J<a..
w

herkes söld~ erlftl baklı gibi. -. .


biz çöllerde IIU8UZ kaldık Diaer kısım ~se. dahniı suçlu,' hiUn bab~ .
bize. çok yazık oldu. ve b.u bitkisel soyJıı ·ıdŞil~ ~nda t~mayıı '
mecburdur ki bunlar soylan qayvand.,. · gclı:ıı
w

Turgut BORAN
insanlardır. Örneği : Kiirdler · gibL Zfril le.·
baklıya göre Kürd demek, ·Kunl demekmiş.
DOğuda Ayşo Batıda Ayşedir. Arabistanda Aiva
derler. O bazan Ayda bazan Ayşan olur.

47
Siyabende Sıllvi
Çıroka Sıyabende Sılivi ji, çirakek ji çıroken dclave wan çü. Sıyabend Cıwaııega lı dora çel<!ke
meyi kevn fı şeıin e; wek çiroka meme :\lan ü dit- ü da ber tir u kevana. Tirek lı bın çenge cı­
~'Sılemane Sındı fı yen dın. Kesık bı ci nızane kı wange ket ıl cıwange gl!r bii erde. Çl!lek .ü gayen
iı:engi ·ev çırok hauye gotın. Le ji pırsna te te zanin mayi revin çun.

rg
Jcı ~v çırok bi hezar saJıın. kevne. Me,sela dı dilokı
. Cıwanega birindar bu..Siyabend çiı .ser, bu s tu'
ke dı Sıyabend wıha pesne xwe dı de:l
rehe wi gırt kı şerjebike. Cıwanega jı eş ü tırsa lı
cEz Sıyabeıid'ım, Sıyabende Sıllvi ber xwe da Deste Sıyab~md jı stürehe wi tiliti.
Xwedi ye tir ıl. ~evan e zivi.» nige, wi şeıniti' ıl jı hevrazl! de ket_' nevale. Dı kı:

.o
rağa nevale deı. darek' benki (Beniştok) i hışk he-
Te xuyani kı ev çırok, dı dewra tir ıl kevana bu. Siyabend bı piş'te veket ser dare •Cı şax ki. ;dııre
da hatıye gotın.

..
ser dile wi ra.. derket.
'
· · · Lı cina jı v.ıe· çıroke ra dıbeıi .:Çıroka Xe~ u Xec demık xweş ma lı Mviye. Le Siyabend ne

rd
Sıyabend». Ev çırokek bı dilok e. Lı rojhılate dı şıbı hat. Rabfı da .ser ..şopa wiii xw gılıand ser centl•·ke
t.eyl ıl Mecnun, Yusuf ıl Züleyıta, Ferhad ıl Şirin, Lı gakovi. Le Sıyabeiıd ne dit. Lı dora xwe meyıe kır
Rojavayi ji, mina Romeo·'lf•. Jiılyet ıl yiın Po! ıl Vir- dit kı ·Sıyabende we dı· çı· hali deıye.
.iini ye jı nav ji te dızanin ki Sıyabend Sılivi yi. Ya-
ni Sılvani {Miya Farkini) ye. . Siyabend hln.'~a~e. We. 'Çage dınab~~~- Xec~ u
· B~. Kurtıki çitok wihaye:'

u
Xece, lle :dı! e. we dane" )'eki.. Sıyabend, Xec dı
Roj'a daweta we da jı desten heft .bırayen we ·u
Siyabend de _diloken pır. şevat tene gotın tali Xece
awıha dı bejı u paşe. xwe dıghini. Siyabend ~ xwe:
Ez Xecım, · Xec:a cUnlm
ak
. dest gırtye {dergistiye) wfı revando. ıl bın bü se~ Eze şara reıı. lı ser çave xwe B~
Sipanfı (Çiyaye) xelate.
Eze xwe bı. Sıyaben de x\ve glbiDim.
Rojke Sıyabend sere X.we dani bu ser çoga
Xece u dı xew re çu bü... Jı dur ve K"riyek (gara- Çağe k.ı ~~e ji xwe avet nevale; .ewji dı keve
nek) gakovi derbas dı bü ıl. dı çu ser delava. Dı J>..•. ser Sıyabenci' ıl her duk bı hevra dıınrııl.
ıi (garane) de ç6lelqlt, . ı:ıwanegayek u heşt gayeil Di )Jejın 'nih<ı. hin ji lı bınya Sipane Xelate, her
iv

dın hebun. Cıw;ıneg;ıyek dı rex çelekj: · dı Çu iı sal dı .buhare de jı wı ci dü derxen gııla .şındı·,Uıı,
ne dıhışt herheft gayen dın nezikewe bıbııi. ,İieçi gakovi ten dı kurmıçinın. · .
kı ber bı çfıleke dıllatın, stııW!en xwe . dı wiın hıldı
da. . . ' ' '· ·, ..
rs

Xece weke kı ew..' di~, mala · bav~ we, heft bı­


. ,rayen we ü şere roja rev~rtdına we hat bire. Ma Si· SILVANLI SİYABEND
:. yabend ji wek ,vi cıwang~yi Xec ]ı desten heft me-
SilvanlıSiyabend'in hikayesi de bizim klasik
·;· ran ne stand fı revan. dı bu?
.a

. Dıle Xece pe şewuti, dest bı gıri kır ii çend


ve tatlı hikayelerlmizdendir; Meme AJan, l)üleymane
Sındi ve sair gibi. Bu hikayenin ne zaman söylendi-
-~ besttren we ketın ser. ruwt\. ~ıyabt;nd. Sıyabend pe
ği kesin olarak bilinmemektedir. Ancak hikttyede
~; şiy:ir bu ü· jı Xece re got: ·
geçen bazı sözlerden anlaşılıyor ki binlerce· sene-
--:. Ruhniya çaven mm; çıra tü dıgııi?
w

den beridir. Mesela hikayede geçen bir aryada Si-


Xece kır kı neMje, le Sıyabend ıe ne geıiya. yabend öviinürken şöyle der:
Davl Xece . got:
«Ben Sfy~nd'lm, SDvaıılı Sfyabend
· · Şiyabe~do, keriyek gakovi derhas bCın fı çü scr
Ok ve yaylarını gtlmliftendfr.,.
ave.
w

. .Dı keride çelekek, : ciwangayek Cı heft ga hebün. . Burada anlaşılacağı veÇhile hikAye, silablaniı ok
Wel<e kı ınİn ew ditın, roja kı te ez jı deste uo..ft ve yaydan ibaret olduğu bir de\'re aittir; Aynca Si-
bıra revaıidıni hate biramın ıl mın jı xwe re got: liva kelimeside bugünkü Diyarbekir. kazalanndan
w

Hekc; · we ıyjl! yek ji me bılıata kuştun, 4! kuşti tü- olan Silvan'ın İslamiyetten evvelki adıdır.' Zira İsla­
buwa;Ya, .Pıştl te re· hale mıne çawa bıba. Lı ser we mi devirde Silvan'a Farkin veya MiyafarJ,ı:indeiiirdi-
yek~ ~-ryl! nıın' h~t..
Bazı yerlerde bu hikayeye Hace ve '-Siyahencf Jıi­
· Sıyabend rabfı tir (ı kevane xwe hılda kı here ktıyeside derler. Hikaye orijinal bir tarzda ~öylo::n­
\, wi. cıwangayi,, bı kuje. Xcc ket peşiya wi ıl lave kır mektedir. Bildi~imiz hikaye · tarzından · ziyade bir
{ .kı·_-meg:. :Kı~. ne kir Sıyabcnd guh ne daye ü ber bı operet tarzın dadır. Mevzu · ise doğu klasiklerinden

4H
Leyla ve Mecnun, Ferhat ile Şirin veya Yusuf ile
Züleyha'yı andınr. Bau klasiklerinden de ~orn.:o
ve Jüliet ve l'ol ile Virjini'yi andınr.
Bu ,ur t~ir Karşıyaka'da bir
Kısaca hikaye şöyledir:
evde doj!ınuş ve aslen tzmirU. olan
Hace Siyahendi sevdij!i halde başkasına nişan·
kıymetli hoca Halim Yal!cıollu ta-
!anmış. Fakat kahraman Siyabend Hace'yi yedi er. ·
rafından Urlada öğretmen iken ya
kek kardeşinin himayesine raj!men, düj!iin gecesinde
zıiııiıştır. ·
alıp kaçınyor. Sıj!ındıklari yer bugünkü Süphan da·
jpdır. Bir gün Siyabend başını Hacenin dizine koy,
muş uyurken uzaktan bir sürü dal! sıj!ırlan 6Uya

rg
iniyorlar. Sürüde bir inek, bir bol!a ve yedi . tan•:
de· öküz vardır. Öküzler ineğe yaklaştıkça yabani
ANZELHA
boğa onlan boynuzlıyarak kovuyor ve inel!i yalnız
kendine bırakıyor. Hace bu manzarayı görünce ba-
Aıızelha
basının evi, Jtardeşleri ve Siyabend'in onu kaçu·dığı

.o
tki metre eıı1nde
günü hatırlıyarak (kendilerine . benzeterek) ııglıyor.
Sekiz ~etrede biten
Yüzüne göz yaşllın dökülen· Siyabend uyamp iiace'-
yi o halde görünce, ısrarla niçin aAJadığını sonıyor Sokaklarda gezdln ml biç?.
-ve der ki: Sokaklar boyunc:a

rd
Duvarlar
~ ~zlerimin nuru neden al!lıyorsun? Duvarlan gördlln mil ııtç?.,
Duvarlar gerlalııdeld mallpus kadmlann
Hace ilkin söylemek istemezse de sonunda .mec-'
lzclırabım. çektin ~ biç
,buren itiraf ediyor. Bunun üzerine Siyabend ok ve
İnsanlık temizlik demektir AnzeJha
yayını kaparak kendisine benzetilen ve Hace'nin
a~lamasma sebep olan y~bani bOl!ayı vurmaya gi-
diyor. Bol!ayı hedef alan Siyabend, kısa bir :ıaman
sonra bol!ayı okla deviriyor; yabani inek ile dil!er
ku
Dostluk demektir, kardefllk demektir.
:Ses çöpltilderde'~ ml biç
·Duydun mu biç bqka clU koDu.pun vatuMIIıflanD?
Vatammn :içiDde ·
yedi · yaban öküzü kaçıyorlar. · Bol!anın ok darbesi
ile yaralanarak düştüğü yer bir uçurum kenandır. Vatanını
aracim mı biç?
a
Siyabend bol!anın boynuzundan tutup tam kesecek- .Aıızeılia
kC:O hayvanın can havliyle çırpıninasından boynuz · Ben ·rllyalar memleketbıdeylm.
elınden çıkıyor ayağı kayıyor ve Siyabend uçurUm- Eski Unm bilA · ayclmlık peeJerl
iv

dan aşal!i vadiye yuvarlanıyor. Vadinin dibinde bu- Hıınnanı:Yelerlie clol1lfll' ·kılnlqlerlm.
lunan kuru bir sakız alıacı dalı ·siyabend'in sırtın- . oiyeıml muafdan ıırıaım. ıaırt' beyleri
dan girerek, göl!sünden çıkıyor. · Aiızelha"' .. .
Hace bir müddet bekliyor, fakat Siyabend'in 1n1er&i·mı yq8nb vataiıdaflarm?
rs

Böyle'
geç kaldıl!inı göriince !izini takip ·ederek· bolamn Söner mlycil gözleri trahomdan7
düştüi!ü Y,ere kadar gidiyor ve nijıayet Siyabend'in
uçurumun altıiıdıiki fe_ci durumunu-· görüyor.
.DeW.t dl:fJk mlycil yllzler(?
Sonu yok muydlı akpuiİalm?
··Bu ·ara Siyab<md henüz sağdır. Hace ile arala·
.a

nnda çok Iirik muhavere cereyan eder;- Siyabend


. U)'Bilcbnlmamıf bu topraklar
Hace'ye hayatma kıyınamasını ve babasının evine
~- asn yılflyor ·AnzeUıa
dönmesini tavsiye, hatta yalvararak rica eder. Fakat
Hace onsuz yaşıyamıyacağını, yaşasa bile manasız Sen yirminci asırda' D1l yqaclm7
w

bir şey :olacağını karşılık verir . ve en sonunda sun- Medeniyet! böyle ml karfıladuı?
lan söyliyerek kendisini uçurumdan aşal!i atar: Yazık
Yazıklar OIBUl) sana AnzeJha
· •Ben Hac'ııD, deU l&c'uıı Dlifiln.e du.tıııe
w

Kara ~yi gö:ıiliııe saranın


Harap ettim uyltumu
Slyabend'luie kavuşunun.•
· Şark böyle ml baflar Ameuaa
. 'fesadüfen uçurumun (vadinin) · dibindeki aynı Pislik Içinde yiizeıi
kuru sakız aj!acı, Hac'ın da. ölümüne ·sebep olur· ve
w

İslAm bu mu?
_.böylece ~iyabend'le. beraber ve kucak kucal!a ölürler.
HAUM YAGciOOLU
RiVayete göie ·Süphan dal!ının altında ve av nı
yerde şimdi bile her babarda Siy:~band ve H.ı.;:e"•ve cANZElJIA'dan•
izafeten iki gül fidanı biter. Fakat vurulan. yab~i
·boğaya izafeten de, yabani bol!alar gelir o iki giil
fidanını kökünden yerler.

49
L l,S AN 1
tC.~~ üzerlnde
tasa·. notlar

ve
Kürt)er, ırk itibariyle Farslar, Afjanlılar
Ermenilerle birlikte Aryen ırkının. Iran Şu­
Kürtle r oe
besine mensupturlar. K"ıirtçe de Hint-Arvrupa
dilleri ·ailesinin lndo - Aryen kolundan _Iran
dil grupuna dahildir. Garbl İraiia ait olmak-
la beraber Şimali İran dilleriyle de müş­
ll. GORANCA :
terek ellietler arzeden (I) kürtçenin, · konı.işul~
Kendilerine (Ewraman) da denilen Goran'•
makta oldujpı sahalan ilmi ve kati bir şekilde

rg
iar ·ile Zaza (Dımıll)'lann (4) .konuştukları
tesbit etmek cidden zordur. Zira bu !isan,
kürtçedir. Bu lehçeye Gorıın kavmi adı llleni
Za~ros Dağlan ve civan riıerkez olmak üzre
olmuştur. Goran'lar Musul, Zaza'lar da )iy:u·-
Şarkta Horasan ve Afğanistandan Garpte
merkezi Anadolu (Ankara-Konya) lya kadılr,. bekir, Siverek ve Dersim dolaylarında bulu-
nurlar.

.o
şimalde Sovyet Erİnenistıınından cenupta ce-
III. KELHUR CE:
nubl İran, şimali ·Irak ve ·şimali Suriyeye ka·
dar olan çok geniş bir salıada yer yer mev- Soran, Kelhur, Baban Kürtleri ile Soran'-
vii veya mütekbif mıntakalarda konuşulmak­ lardan olan Şexbızıni (Şeyhbızınlı) Küıtleri­
ııin teşkil ettiği şubenin konuştujtu lehçedir.

rd
tadır.
Milattan asırlarca evvel aşiret hayatını bı­ Bu lehçeye de bazan Soran ve bazan da Kel-
ralop toprajta yerleşen (medenileşen) ancak hur kavmi jsmi alem olmuştur. Bu şubey~
·tslamiyetin intişanndan sonr.a bilhass~ Arap- dahil olıin Kürtler Musul dolayiarinda bulun-
Iann ve istilalann içtimal tesiriyle tekrar aşi­ ı maktadırlar. Yalnız . Şexbızıni'Ier her tarafa
ret-göçebı: hayatına dönen (2} Kürtlerin dili, kudağılmıştır. Mesela Diyarbekir, Trabzon ve
kavmi tasnifleri~e mütenazır olmak üzre, bili- Haymana dolaylarında bunlara rastlanır.
nen ilk büyük Kürt tarihçisi Şeref Han'dan IV. K U R M A N C Ç A :
· Diyarbekidi ulu mütefekkir Ziya Gökalp'a ka- Kürtlerin en ·büyük şubesini teşkil eden
clıır 'kabul edilen bir tasnife göre dört büyük Kurmanc/Kurdm anc'Iann konuştuidari lehçe-
şubeye ay~lmaktadır. Her biri bir lehçe- dir. Zazalar ile ·şexbızıni'lc_ır hariç Türkiyedeki
a
den ( 3) ibaret olan bu şubeler şunlardır: büt~ Kürtler v~ Şimali Sw?-ye ve Sovyet Er-
menıstanındaki bütün Kürtler hep bu şubeye
··- L'ORCE: mensupturlar..
Lur (veya LER), Fili, Lek ve Bahtiyari
iv

1
: Kürtlerinin teŞkil ettilti grup tarafından konu- Kürtçenin bu dört şube/lehçesi de aynca ,
şiı,Iaıi ~ürtçedir. Bu grupa _ve bu lehçeye şivelere ve şiveler de a~iarla ayı·ılmaktadır.
Lur/Ler'lerin kavmi ismi .alem olmuştur. Bu Ezcümle kurmancça lehçesi Kurmanciarın
grupu teşkil eden Kürtle~ yalnız İranda lıu­ kavmi tasniflerine mütenazı~ ~lmak Üzre Boh-t
rs

luiımaktadırlar. ti, Mehmedi, Sıiıvi.. ve mıntakav$ bir tasnife gö-


re de Garp. Kurmancçası, Şark-ŞiınaJ. Kurmanc-
. (1) J. Benc1rys - Les J.ımaues dıı Mcmcle, çası, Şark-Cenup Kurınancçası... gibi şivelereve
Paris 1924, p. 39 • 40. · · Diyarbekir, Suruç, fiverek-Viranşehlr gibi ağız
.a

(Z) Kürtler, bu lafket - göçebe bityatma !ara aynlır. Mesela bugün Urfa ve dolaylan~-
tekr'ilr döumezden önceld. devirlerde Iki bakım·
dai1 ·tasnif e!Hilrlerdl : a) Co~fl bakımdan, (4) Türld~'deld Zaza'lar, kendilerint asıl
yüksek yerlerde,, dağlarda, yaylalarda oturan Kürt sayarak kendikendilerin e (KIIW) ve
Kürtlere (MIL), engln yerlerde, ovalarda otu- kendilerinin dışında kalan Kürtlere (daha doğ•
w

ran Kürtlere de (ZIL) veia (SILiv) denirdl. nısu Kurmanc'lara) de, blnız· da küçümseme
b) Renk bakınundail da Kürtler Ikiye aynl- Ue .jDlÜteraflk· ol.lırak, (KIRoAsİ/Kürtçük.
maktaydılar: (itEşKAN/esmerler) ve (ZIR· KürduJnsü) derler., Kurmanelar Zaz:ı'lara na-
diren Zaza, fakat umumiyede (DlMııl) derler.
w

QAN/nıavi gözlüler). Fakat tekrar llf1ret-göçebe


hay-tma dönüldükten sonra bu lklli tasnifler Bu kelime bazan yanlış olarak ( OINUILI/DUN·
unutulmuş ve hatta (MIL ZIL/SILiv, aı;:ş. BUlJ) fCidlnde kuiianJJır. Mevcut blr rivaye-
KAN, ZERQAN) tAbirleri de blr veya birkaç te göre blr zamanlar Vlranşhelr Mtlll aşlredne
w

· ~te alem olmuşlardır. tabi olmaları dolayısiyle · Zaza'lar a( Mılli'lerin


' ( 3) Ziya Gökalp, bu şubeleri (lehçeleri) arkası/devamı veya tabii) manalarma gelmek

müstakll birer ( llsaıı) saymaktadır. Ziya .Gök· üzre (00 Mılli/OOmıll) elenmiş ve zamanla
bu ketlme (Dımıli) · ,ekllne ~tlr- (Kur-
lııp - •Kürt Aşiretleri tJzerlnde SosyoloJik Tet-
kllder (kütüphanemde mevcut yazma nüsha), ıııancçada (du)- kelimesi, arka, sonra mina·
16, 89. smdadır).

50
Bu dört sesin aslında ve hilen ~mevctidi­
yetleri dolayısiyle alfabaye Mı~ 'kanaa:
tinde olmamıza rağmen·' bu·· husustaki ~ · riihal
hükmün atiye bırakılmasını dabft· • uyjun bul·
Kürtçe maktayız. )

-.8-
Yazan: KemAl BADILLI
(Urfa Y.T.P. Mllltveklli) Kurmancça alfabesi (31) halften mürek-
kep olup bu ·harfler şunlardır:
da konu.şulan · kürtçe, kürtçenin i<urman~~ ab c ç d e ef v g h :ıc: i i j q k ,ı m n o p

rg
lehçesinin, Gatp/Sıliv şivesinin Uıfa "ğzıclır. rsştuiıwyz .
Kürtçenin bu şube/lehçeleri yekdiğerinin Bu hal:flerden :
yabancısı olmadıklan gibi· (5) şiveler arasın­
daki farklar de pek cüzi bazi noktalara mhi· (e), türkçe bel, sel, el. (ya~cı) ve kürt-
sar etmektedir. ( 6) çe evar/akşaın, ker/bıçak.. bele/evet ~lime-

.o
lerindeki kapalı (e)'dir.· ·
ll
· (v), (F/V) arası ve kurmancçaya mahsus·
S E S L E R' v e A L F A B E bir sesin karşılığıdır ki eskid~ üç noktalı
(f) ile gösterilirdi. Kulav /k~e'. , reV /kaÇış.

rd
-,A-
evar/akşam... kelimelerindeki (v)'ler bu 'nevi·
Kürmancça lehçesinde (38) ses vardır. Bu dendir.
seslerden üç(\ ,ai;ıi kurmancçada mevcut de-
ğilse de bilhassa Araplarla mümas · olan bazı
(x), arapçadaki (hı 1t ) 'nın ayındır.

u
mınıakalardaki Kürtler tarafından oldukça be·
nimsenmiştir. Buna rağmen gerek asılda bu-
lunmaması veıgerekse büyük ekseriyetçe benim·
(i), türkçedeki noktasız. (i)'nin ayiudlr.
(i), türkçedeki noktalı (i)'den daha ıızı.in
ak
bir (i)'dir.
senınemiş olması dolayısiyle bu seslerin ve
dolayısiyle karşılıklan olan hartelerin alfabe· (q), arapçadaki (kafi J) 'ııı aynıdır.
ye alınmaması icap · eder. (u), bu haıf te kurmanCçaya mahsus olup
(ı/ü/u) arasında bir sesin karşılı~ır. Kur:
Bu sesler· ( h/ c.) , ( ' 1t.) , ( g 1t) mancçada (ö) ve (ü) sesleri · yoktur.. MeselA
iv

· Sesleridir; Kurmanc, kulav, qulıng/keçe, tıırna kelimele-


Ve yine bu (38) sesten dördü asılda mev- rindeki (u)'lar bu (u)'dandırlar.
. cut olmasına rağmen her nedense bugüne ka- (u), türkçedeki (u)'dan daha uiun bir
dar üzerinde durulmamıştır. Kurmancçya (u) sesinin karŞıiığıdıi-.
rs

mahsus olan bu seslerden · üçü (ç/c) arası


(ç), (g/k) arası (k) ve (b/p arası (p)'dir. (w), türkçedeki (v)'nin ayııtdır.

Dördüncüsü de· araPÇadaki ( tı 1.ı. ) Kurmancça sedalı harQerin imtidadı sabit


sesidir; Bu üç ses türkçedeki veya kur;nancça- tir. Bir sedalı harf ya uzun veya kısadir. Me·
.a

daki·ne (ç gb) sesleridir·ve ne de c k p) ses- se!A İıigiliz alfabesindeki (a)'nın beş türlü,
Ieridir. (e)'nin iki türlü (u)'n'un' dört türlü v.b. tc
MeselA : çofdeğı\ek, kuç/taş. çuk/küçük, ·ıMfuzu gibi bir 'Mı kurmancçada bahismevzu
keç/kız, çelek/inek, . çek/silah, kerfsağır, kUr/ değildir, · ·
w

kör, kulavfkeçe, kuvan/yay, ker/faide, par/


··Kurmancçada (e 1 u) sedalı harfleri kısa
. evvelsi sene, perfevvelsi gün, pılıng/kaplan,
ve ( a e i o il) sedalı harfleri de uzundurlar.
pilçek/kundak, sarğı.... kelimelerindeki ( ç k p)
w

harfleri ·hep kunnancçaya mahsus olan ses/


harflerdir. ( 5) Z. . Gökalp1 a.g.e., s.lf. -
Bunlar g!bi ( t.ı f.l.) harfi de fazla- ( 6) XVIII. asırdan zamammı.,. kadar
siyle kullanılmakta~ır. Ezcümle (sen) ve
w

kürtçe llzerlııde yapılan etiid ve. eseıür lçbı


( siz ) minslarına. gelen kelimeterdeki E.R. McCarus ~yle Meadle East Joumalln
(t) ' ler de aslında ( tı f.J• ) olmalarına 1962 (nüııluısındald ıetiidfy!Wfa veya \bunua
rakmen bugüne kadar he.p türkçedeki -filrkçey~ tercüme edilerek ıcdıç Şehhe
noian
sananh tarafmdan (Kiirtlerln Meılfd ve KUrt
( t ) ve · arapçadaki ( t 1.:. ) harfleriyle Dili üze~dc lneelemıeler) adı altmda bu yıl
yazılmışlradır. DCfredllen kitaba balwıız.

51
PORTRELER.
Faik Bucak
lediği her büyülü kıtası bugiliı binlerce hilfızada al:
tınla yazılmıştır. Faik şiirinde daima Tagor :~ibi,
felsefesini in$a eder. Onu ağa. mütegallibe diye suç·
!uyanlara ithaf edebileceğimiz ve aşağıda o:Cu:;aı:a·

rg
ğınız şiiri ile O'nun düşkünler için icabında <\llaba
dahi sitem etmekten çekinıniyen coşkun ve adil tu·
hunun bir ifadesidir.
Gazın Jı Xwede
-~

.o
Ne nane, ne dane, ne şiv u taşte
:ijo rebiyo! ev qas derd u bela jı ku te
Dewlemendi lı me- gırt edın em bune :·;ezan
Hış sere me da nema, bele, mane gej u nezan

rd
Çavan ji bıgre bıla rohnayi bibe zulrnet
,\VliKAT fAİK BUCAK Çı bıkım pışka derdu gama para ~e ket
Ma nıfır lınıe buye kes pigar nabe mera .
Heval sılav nadın pırs nakın bav u.· bıra
Son kuşağın im değerli' Kürd şairlerinden biri Re lı ber me wunda bu nızanım kuda bıçım
de muhakkak ki Faik Bucak'tır. Faik 1919 senesinde
·Siverekte doğmuş ve oradıi ilk t~ilini yaptıktan
sonra Diyarbekir'de lise tahsilini bitirmiştir.
u Rebi! Tina beecini sekınine lı ber Çein. ·
Faik BUCAK
ak
1939 da İstanbul Hukuk Fakültesine devama baş· -Türkçesi-
lıyan Faik, ayni Zl\ffia~da dayısı sayın Mustafa Tanrıya Sitem
Remzi Biıcakla. birİikte \'oksul Doğulu tıilebeleri ba- Ne ekmek, ne . tane, ne akşam ve sabah aşı
nndıran taıjhi Dicle Talebe Yurdunun kurucı,ıluğun­ Hey! Tann bu kadar dert u bela nereden.
da da çalışmıştır. riicle Yurdiınun üniversitede hoca- Zenginliği b;ze kapadın, bize fakirlik kaldı.
I_ar t_arafından demqkratik idare tarzına Illisal olarak Başımızda akıl kalmadı, hepimiz sers"nı ve bilgisiz
iv

ıösterebilme seviyesine · çıkmasında, . Faik'in emeği kaldık


çok biiyüktüı;-. Bari gözleri~izi de kapa, aydınlık da karanlık olsun.
Hele; o zaman (ki . İstanbulda ilk folklor gecesi Ne yapalım dert ve gam hissemize düştii . ·
Die..;; Tafebe Yurdun~ tertipiediği gecelerdir) ter· Bize beddua mı edilmiş? kimse elimizden tutmuyor.
rs

tiplen~n folklor g~celerind~;. ruh ve enerÜ fışkıran Arkadaşlar selam vermiyor, babalar, kardeşler sor·
sergovend (oyunbaŞı) Faik'i İstanbulda yaşıyan muyor.
y.;ışbı doğulular hilla unutmamışlardır. Yolumuzu kaybettik, bilmiyorum nereye gidelim?
Yerine göre ve hususi hayatında çok coşkun Tann 1 susuzluktan çatiadım nehrin önünü tutmuş-.
· · lar.
.a

olan Faik, sosyal haksızlıklar. karşısilldaki tutumu


ile yurtlu arlgıdaşlan arasında nıetod beıızerliğinden F. B.
dolayı (ve biraz da fiziki benzerlikten) Gandi diye
bilinirdi.
····························· ········=·
URFA, ÖZEL
İsa Reco adındaki ağa tarafından evleri )'ıkılan
w

Mesela,· yurtta jilet bulmazsa saka! bırakır. ye· ve eşyalan ile birlikte açıkta kalan Akçakale ılçesi­
rnek bulrnazsa oruç tutar. ders kitabl da yoksa !lOt nin Hırbetli Salih köyü halkının avukatlığını SS ler·
tutardı ama, bütün bunlan kendine dert etme7. den Faik Bucak almıştır.
şahsi için üziilrnez, fakat bütün hayatlan boyunca
Faik Bucak, «Ben ağalık zibnlyetine kBrfıyım, he-
w

o halde olan milyonlarca insana üzülürdü. le altanın böylesi kBrfısında sonuna kadar milcadele
Mulıakkaki daima halktan olan Faik'i · üzen en
etmeye azlmllyim,» demiş ve sözlerine şunları. ek,le·
büyük haksızlık, yine ağa diye haksızca sürülen 55 miştir: cAdalet elnanıyoruln bir köy halkını evslz bı;
.]ere katılmış .olmasıdır. ~"@kan Reco ve Rec0 gibller cezalai'ıru çekecektir.•
w

Faik, Hukuku bitirdikten · sonra hayli hakimlik Urfa Valisi Nurettin Hazer olayı cYiizkarası•
yapmış sonradan istifa ederek Avukatlık mesleğine
olarak vasıflandırmış ve son derece üzüntü duydu-
geçmiştir. Halen 'Urfada Avukattır. Evli 6 çocuk ı,a. ğunu bildirmiştir.
.basıdır.
'Hırbetli Salilıli haklından bir kısmı komşu köy·
. Fakat o her şeyden önce bir şairdir. Gerçi şiir lerde ve çadırda bannmakta, bir kısmı yıkılan ev-
leri· henüz kitap halinde neşredilmemiştir, ama, söy lerin enkazı üzerinde yatı:naktadır. ·

ı o
52
Kt)Jm LİSI\Nl ı: ıııın... benüı:i; dılı:=:başb, j~kadm, ~t=tYi
I
u: Kiırı= o~ı. gCır=~ Ul~ihtiyar . at,
g;Wıd=köy; ... ; ,·: . ' . ••· ' .
Deng'in bir ay gibi kısa neşir hayatına rafımen, Sessiz harflerin teliffuz şekillerine ilav.eten· q,
memleket umum efkannda geniş tepki yaptı. Gayet w, x harfleri almak zarureti vardır. Aynca x w harf·
tabüdir ki bu tepki iki cephelidir: Leyh ve -aleyh. lerinin beraberce yazılıp bir harf gibi okunınası da
Aleyhteki tepkiye di~er sütunlanmızda, ciddi ve- - zanJii.dir. Şimdi bunlar için de örnekler verelim.
ya şaka yollu cevaplar verildi. Leyhteki cereyana q: qab= aşı.k, qad:=meydan, qada qünd=köy
da burada şükran borcumuzu ifa etmek istiyoruz. meydanı, qenç-iyi, qafandm==eld e etınek, muhafaza
Şöyle ki: etmek. ,
Bilhassa batılı aziz okurlanmızdan aldığımız w: ew:=o, welat:=yatan, were:=;_gel, ·westa=yor-.

rg
mektuplarda neşriyatımızdan dolayı bizi ihya eden gun. .
değerli iltifa~lanndan sonra, Kürdçe öğrenmek iste- x: xani=ev, xort=:genç, xurt==kuvvetli, xwarın-=
diklerini ifade ediyorlar. · yemek, vcxwanııo-::içnı.ek. xqbat:.:iş, çalışma
xw: xweli=kül, xwed@=Allah, :xıwe=kendi,
Okurlanmızın bu necip ve vatansever isteklerini

.o
karşılamak için ·neng yazı ailesinden selilhiyetli bır xwin=kan.
heyet, bir yazı serisi hazırladı. Bu heyetin çalışma· Kürdçe llsanında ad, zamir, sıfat, mastar, . fiil,
!anna .değerli dil bilginimiz Kemal Badıllı'nın der· edat, zarf, cproposition• atıf,· ekleri, nida ekle~;
girniz için hazırladığı ilmi notlan esas alındı. müstakil bir şekilde kullanılqtklan . zaman, birbır­
Bu sayımııda ilk yazımızı sunuyoruz. lerinden ay n olarak yazılırlar.

rd
Dünya dil bilginleri Iisanlann taksimatını şöyle Aşağıda kürdçe ..-~Iatfuzq kolaylaştırmak için
yapmışlardır; bir okuma pafc;asını sunuyoruz.
1 - ) Birinci grup lisanlar: İsolantes veya Ev av sar e == Bu su soğuktur. Mala me gelek
monosyllabiques. Çin, Siyam ve Tibet lisanlan gibi. bilind e == Evimiz çok yüksektir. Ez nave te dıza­
nım •= Ben adını biliyorum. Nave xwha wi Zin e .==,
' resindendirler. Mongolca, Türkçe lisanlan gibi.
u
2 - ) İkinci grup lisanlar: Agglutinantes züm.

3 - ) Üçüncü· grup lisanlar: Flexionnlles lisan-


Kızkardeşinin adı Zin'dir. Denge wi xweş e ;= Sesi
güzeldir. Bave. te lı mal e? == Baban e1tde ıni? Na.
ev ne lı mal e = 'ııayıt, o evde cıeAüdir: Mehina te
ak
lardır. İndo - Avrupai lisanlar bu zümredendir. Me-
selll İngilizce, Almanca, Fransızca, sanskrit, Farisi pir e? = Kısrağın ihtiyar mı? Ew xort e == O genç-
ve Kürdçe lisanlan gibi. tir. Tu çavanwi?. = Nasılsm? Ev bajar gelek mezm
e = -Bu şehir çok büyüktür. ' Nave te çı ye? Adın
Burada Kürdçenin Kırmanci lehçesini izaha ça- nedir? Tü i Tajdin? Taceddin sen misin? Na. Tajdin
lışacağız ve bu izahlanmızda Kürdçe dendi~ ~aman ne eziın = Hayır, Taceddin ben deAilim. Ez xelo
iv

Kırmanci (Kürmanci) yi kastettiğimizi işaret ede-


me = Ben Halil'iın. Tü çı dıxwi == Ne yiyorsun? Ez
lim. Yoksa esasen Kürd lisanının taksimi şöyle:iir: nan ı,ı goşt dıxwıriı = Ben et ve ekmek yiyorum.
Kürdi Kadim - Eski Kürdçe - Madi - Med- 1ro · heva gelek genn e == Bugün hava ·çok sıcaknt.
çe - Avustai - Araratça. Sonra bugünkü Kürdçe Zaro hero dıçın xwendegahe «melrtetıe~ == Çocuk-
rs

· yllni Kürdi Cedid :veya yeni Kürdçe. Bu da 1 l~hçe­ lar her gün mektebe giderler. Xwışka mın ira. bl- ·
ye aynlır. nık · nexweş e = Kızkardeşlin bugün biraz hastadır.
1 - Lo Lo 2 - Zaza 3 - Kırmanci De u bave mm çun Diyarbekre == Ana ve babariı.
4 - Gorani 5 - Loıi 6 - Kelhori Diyarbakır'a gittiler. Ew ki ye? = O kimdir? Ew
dotmama ının e = O amcarom kızıdır. Ew pişlnıt­
.a

7 - Gili ki bir çok bilginler hususu ile Kemal


Badıllı bU yedi lehçenin aralanndaki yakınlıktan do- m~'te ye? = O amczının oAlu mudur? Roja te
layı, 4 e indirmişlerdir. xweş = Günaydın. Evara te xweş = Tünaydın. (Ak-
Kürdçeyi telaffuz için Türk latin alfabesini bir şam'i şeıifiniz hayırlı olsun). Şeva te xweş =·· Gecen
kaç harf ilavesiyl!e karşılar, vaziyettedir. Alfabetik hayırlı olsun. ·Dıle tırsak singa gewr na bine = K~
w

harfler şunlardır: a b c ç d e e f g h i ı j k I m kak yürekli beyaz sine görmez. Hetta mınne çav lı
n o p q r s ş t u u v w x y z. kınne = Ölünceye kadar gözü yapmakta. Şığul
Bu harf)erin sekizi sesli, yirmiüçü sessizdir. Ses- şer e, dest avet e, dibe rovi = tş 'aslandır, el atmca.
li harflerin beşi uzun üçü kısa telaffuz olunur. Uzım tilki olur.
w

sesli harfler: a e i o u. bınya gülek e bihn bJite u bıde hevale xwe·. :=


Kısa sesli harfler şunlardır: e ı. u. Oünya bir güldür, kokla ve arkadaşına ver. Şer
Bu harflerin ne şekilde telaffuz edilmeleri la- şer e, çı jın e, çı mer e •= Aslan Aslan'dır, ha erkek
w

zım geldiğini gösteren misaller. ha dişi. Tışte kı dest dıke, de u bav na kc = Elie-
a: av=su, nav.-::ad, dar=ağaç, kar:=iş, nan=ek- rin yaptığını, ana baba yapmaz. Bı xweziya dest na
mek, ba=rüzgar, bar=yük, baran=yağmur. gihe baqe keziya == Keşke ile eller saç örgülerine
e: ner=erkek, mer.-=insan, şer=aslan, der:=ki- kavuşmaz. Ya mere baş be, Ya bıvır u das be, Ya.
·use, zer=altın. bımır jı xwe xelas be = Ya iyi bir erkek ol, ya bal-
i: iıi:=Cuma gün!i, qin=deli, ziiJt=eğer, şin==mavi. ta ve dehre ol (Yani bir balıaya sap ol) veyahutta
o: ol-ı;nezhep, dor=etraf, jorı-::yukan, şor= tuz- öl kendinden kurtul. Hesp dibeze, siwar pesne xwe
lu. dide = At koşuyor, suvari (jokey) övünüyor. N~
u: kur==derin, bun=olmak, hebun-=malik olmak. meran h ser meran deyn e r= Erkeğin ekıne~. er-
e: Ez==Ben, eril=evct, germ=sıcak, ker;=eşek. keğe bo~ur. (Devam edel:ek)
1~ 53
i'~<;><::>

~ H~EK '.;_ ŞAKA . ~


: .

·Açık Oturum : Kürdün Kökü


Bu ara «Kürdleıin kökü• dünyada Kürd Yazan: RAHŞAN
va;_. mıdır yok mudur ve Kürd m~leslue ba- öğrenınlş 'unutkan hlfı7.asız Türklerden ba.~
smımızda sık sık dokunuldu. YazarlarımlZIII
bir_ şey değildir.
bu hususl~dald bUgi ve kanaatleri çeşitlidir­ - Mümtaz· Faik Fenlk : Efendim mesele
Bu deAJflk kanaatli yazarlar· arasmda «hayali»
çok mühimdlr. Haydi biz bize olsak yabancı

rg
olai-ak bir. açık oturum aktetmeyl faydalı bul-
deAtttz: Yassıadaya, HayıfSIZ8daya da atılsak
duk. Açık .oturuma IştirAk ettirdiAlıniz yazar- olur. Ama şu Kürdlere ne oluyor? Hem Ulus.
lar ve yayın organlan şunlardır:
Gazetesiulu BaŞ Yazan Clhat Baban da Kürd
ı _:_ Banş DÜnyası Mecmuasından: Ahmet
tür; kardeşi Selim 've Tahrandaki amcası
Harndi Başar~ .

.o
Şiikrüllah da Kürdtür. Ya! Kürdler hakkında
2 - Milliyet Gazetesluden: Abdi İpekçi.
bu kadar bilglin var Işte. Bu hususta çok ça-
3 - Cumhuriyet Gazetesluden: Ecvet Gü.
lıştım.
resıiı. - Klrzloğlu : Arkadaşımızm Kürdler
M. F.
.4 - Dünya Gazetesindem Fallh Rıfkı
hıikkındald derin bllglsl cldden takdlre lAyık·

rd
Atay.·
tır. Fakat ben ondan da fazla çalıştım. Me·
~ -:-Tercüman Gazetesluden: Ahmet Ka-
seiA Almanca, İngilizce, Farsça, Arapçıı, Sür·
baklı.
yanlce, İbranice, Etlce, Kürdçe, Çluce, Ruaça
6- Son Havadls Gazeteslnden: Mümtaz
hattA dotru dürüst · Türkçe dahi bllmediAJm
Faik Fenlk.

_,
7 ,-. cKürdlerln Kökü• adlı raporun mü·

u
ven1lıl. Mehmet Fahrettin Klrzlotlu.
8 - Deng · Mecm~dan: Anter.
halde, bütün bu cilllerin yazma ve antik kay·
naklarından oKürdlerln Kökü• adlı 'raporu
yazdım ve şimdiye kadar elU yerde tab 've yüz
ak
yerde (\e konferans diye Uşeıımeden ve ıısan·
9 - Yön Mecmuasından: Dolan Avcıoğlu. madan okudum.
10-: Yeni İstanbul Gazeteslnden: Gökhan \
EvHyaoAJU. Büyük eserl:mde de bellrttlAJm gibi vax'
l l :..... Sosyal Adaletten: Turhan Tüket. dıtım son kanaat Kürdlerln kökünün Türk
Otul-umu Idare eden: Ralı.fıin. oluşudiır. Şimdi vereceAJm misaile bütün ar-
iv

- Rahşan: Beyler oturuinu açıyorum. Ko- kadaşlanmm da kanaauma IştirAk edeceklerln


nu şl'zce malfundur. İlk söz sayın hocamız den emlnlm.
.Ahmet Harndi Başar'mdır. Millıtan önce : 900 seneslude .Kürdüstan'a
- A.ll. Başar:- Efendim deAJl dünyada, gelen Heredot adh tarihçi diyor Id: oKürdle-
rs

meınlekethnlzde bl!e mJlyonlarca Kürd vatan· rl,n yaylan üç arşın. okiann uzunlutıı da 2 ar·
~ vardır ve bu bir reaHtedlr. Kürdlerln şm ldb. Halbııld bu ölçüler yalııız Türklerde
kökü Ise hlç ama hiç mühim deAlldlr. Nihayet olur. Öyle Ise Kürdler Türktür ve o üç arşın
hepimiz Insanız ve aynı kökten geHyoruz, de- yaylan içlude bunlar üç oklardır.
.a

All Kürdler, zenciler -bDe. - Abdi İpekçi .: Canım hoca atom devri
Kürd meselesinin .halllue gelince: Bence problemleri okla. yayla hal olmaz. Hakikat
ancak lyiHk,- kardeşlik ve karşılıklı sevgi, say· şudur ki, bugün Türkiyede mllyonlan:a Kürd
gı. ve ltimatta olur. Yoksa bizim mahut yasak vardir ve meseleyl cesaretle ele alm~nın ve ger- .
devled metotlarımızia değil, Kürd .meselesi çekçl tedbirler düşünmenin zamanı gelmiştir.
w

biç bir meselenlu hal ~lmadıtı 40 , senelik Bence böyle bir tedbir · flmdiye kadar kendi
tecrllbe lle sabit olmuştur. hallerine bırıikılan Kiird vatandaşlarımızın .
sosyal, ekonomik ve kültürel · dAvalan lle ya-
- Fallh R. Atay: Ben A.H. Beylu kanaat!·
kından llgllenlp, onlan Türk toplumuna mal
w

ne IştirAk etmiyorum. Bence KürelUn kökü


edebilmek suretiyle gerçekleşecektir.
çok 'mühlmdlr ve mutlaka· kazımalı, yok edll·
melldlr. Bu hususta Demokrasi, llyıldlk, hat· - Ecvet Güreslu : Benim de k.maatlm şu·
ta lusanlıl! dahi feda ederim. Kürd Iyilikten dur ki · Kürd'e yok demekle yok olmuyor. ls-
w

ter Kürd, ister üçok, Ister Kurd diyetim ·Tür-


a~lamaz, daima ezllmelldlr.
kiye'de bunlarla ligltı mesele vardır ~e bu
- ·Ahmet Kabaldı : Gerçi Ellzıtlıyım, ba- mesele gUnbegün önemlnl azaltmadan deVam
na da öyle dlyorlıır ama ben şu Kürd · kellme- eder gider.
slul hiç sevııicii:ı. Onun lçlu Kürd diye bir şey Yok kabul etmekle dftvayı haledebllsek
yolpur. Zaten Kürd lafı Kurd'taıı gelmedlr. · kolay. Ama görülüyor ki hal edllemlyor: Son·
Bugün kendDerlne · Kürd ded!Aimfz kimseler ra bu dlvııluıı ıiatU Için tedblr sadece kuvvet
asimda Türkçeyl unutmuş Arapçıı ve Farsça ve şiddet te deAtldir .Bence alınacak tedbir,
12

54
DoAlıda YllfllYan ve hiç blr şeyden babert dı~· ·. KARA ÇADlR
bi bulunmayan milyonlarca vataada•ın ve Göçebti hayatta kara çadır önemli bir nesnedir.
bunların içinde kendilerlul Kürd kabul etmiş Bu hususta Doğudan · derlediğimiz bir şiiri, (yörük
olan yurttaşliırın bu vatanda biraz daha re- ve koçer bayatını da «Etnografiko olarak 'tesbit et·
fahı, bu vatanda eğitimi, bu vatanda karde~ tiği için), Kürdçe :oıslı ve Türkçe tercümesi ile okur·
li~ buİabilmesidlr. ·. .. .. .. lanımza sunmayı faydalı bulduk. Kürtçe aslı dış kaı
Bir taraftan Nasır'ın radyolan guldur gul· paktadır.
dür Kürtçe yayın yaparken, biz ,.Türklye.'de
bir Kürd meselesi yoktur• diye sadece. Anka· Kara çadır düAroeU, Revılaldı ve çltll

rg
ön ve arka bölmeli, . perde . ~e şerltll'
1
·ra'da nutuk atarsak, bu mesele hallolmaz.
- DoAan' AvcıoAiu : Ben kökten mökten
Altındaçuval, klllm keçe ve· yatak
anlamam. Ne ayıp şeyler bunlar. Bence Küre!·
Sürü deve, katlı-, sı~ ve· kısrak
.ler kardeşlerlmlzdlr ve sosyalist blr Türkiyede
bütün kökler faydalı flllzler verecektir. Hanım sabahleyin pek malnnbr ve uykusuz kalkar

.o
- Gökhan Evllyaoğlu : Efendim h~r ne ka· Sehpayı kurarak, ayran tulumunu ~
dai- sayın Kll-zıoAlu'nun büyük eserinde be- Elinde tulumun orta ve iki baş 'tahtası ~e aitmda
Urt~ gibi ben, Kürdçe mürekkep l:ıir l'elime
olan MalJfatya yiinl (Mal-Geldi) Malatya1ı
teknesi
YoAUrt ayran olur, üste çıkar tereyağının sansı '

rd
· Isem de· Kürd değiilm ve Kürdü de tanımıım..
Ama ağaheylm Kürdtür. ' 1 Tereyağını tuilayıp, tuluğun dibine. atar
Ancak dı\vetlnlzl · aldıktan sonra, bü;hütün Memleketin aşağı · taraflan buna ·tuıiığ, Yukarılar
e~ boş gelmiyeylm diye, Doğu'yıı Iyi bilir. kirlz der
Yılmaz Sanoğlu adlı adamımdan bazı notlar Evin çevl~ ya kızdır ·ya gelhı veya karv8ş
aldıin. Ayııeiı ~kııyonım:
eBu vatanın doAusu bansı yoktur.• cKürd
!elin .ağzına kilit vurmalı.» cKürdün kafası gö- u, Keytan elhıde, artaisında torbası; iengu 've nekaf
Çalı çırpı ve tezelı: topl!n'
ak
rüldüAü her yerde hemen kesilmelidlr.> Oturur, Uso, Bıi:o ii NaUı:ı, yani erkekler.
•Ben de adamıının bu fikrine ·ıştirAk edi- Sürüler sağıma geUr, sağıcılar k~lar
yorum. Zira ağabeylm ·de dalıil bütün Kürdler Ç.ıban sürüyü toplar, baş sağnı8cı önder.
Adalet Partlslııl tutmuyorlar.
Sütü sağıp genç llıtiyar geri döner
- Turhıln Tüke! : Beyler bu, hususta ben
Çaplar ellerinde, süt tulukiarıbl ıiırtl~tar
. bir ~Y söylemek lstemiyonım. Zira doğri'ı
iv

SÖylesem olmaz, yalan söylesem biç. ama biç Akşam olunca çadırlar arasında ııt~ , ve alev pılnl;
CıiJııu. dar
Onun Için,_ Zaten biz ... Olur çırağ lüks gibi veya gökteki yıldızlar.
rs

- Anter : Bence Türkiyede Kürd mesele- i~. patron slllhlı, gilrüitü patJrdoi lle nağra atar
si bazı arkadi!flarm gördüldert gibi pek zor Sürüsünü, düşman, kurt ve. hırsıziareilm eslrger
ve ac:alp değildir. Nihayet biraz mantık ve bl· '·· . ı

raz da lnsafla meselenln kolayca halledilebl· . Konaldarında blr kaç güiı kalır göçebeler
leceiti kanısındayıın. Sonra katır, beygir ve .klerliıl . yükierler.
.a

Evvell ne diye bu kadar Küidün kökü lle


VelveleU sesler geHr, bazen kişneme !ııızeıi 4e
ıi~hr? Bugün ana-baba blr kardeşlerin bl· melemeler
le haksızlıklar karşısında ölünceye kadar yek Köçerler gidiyor atlı, gençler, lhtiyarİar ·ve zarif
diğerleriıiliı yüzlerine bakmadıkları gibi, kar
kızlar
w

ftlıklı saygı ve sevgi lle canciğer olan arkadaş­


lıklar blr vakıa d~ midir? Konak kilavuzlan, dalıiıa yeı,ıi köl!llklıU: 111'111'
MeselA Yıldınm Bayazlı lle TJmurleng Sürü sesi gelir, kuiu melemesl, ~ağırır o~aktar
veya JI,. Bayazlt ve kardeşi Cem Sultan, biri
w

Çadırları kurarlar, Ipleri ön ve arkaya gererler


Türk biri Kürd müydü? Buna karşılık Yavuz
Arka arkaya köy .ve şehir gibi sıralarlar
Sultan Selim. - İdrlsi Bitlisi veya. Fatih Sul·
tan Mehmet Han - Hacasi Goranl Hazretleri Tokmak kazıkiarın başı~ı döver, altmda iı;»ler
biri Türk, diğeri Kürd değil miydi? Döğilşür göAüsler, kolyeler, bllezlkler. .
w

Sonra Anayasamızın çerçevesinde ve in·


~ haklan muvaceheshıde bütün vatandaşları· Otlatırlarçlçekierl, çayır ve reng ~ng otlan ·
mızın hakian - ama palavrasızca - tanındı Geçlrlrlq demlerinl, çiığ ve yıllan.
·lin; bence mesele hal olmuştur demektir. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . -• • • · · · · • • • : : ; ; : • 4 . , • • • • •

··Yoksa, şimdiki gibi kulaklalı dolma her- - Rahşan : Efeııdim. hephıize çok çok .te- .
kes gözünü kapayıp «Kürd meselesi»· etrafmdiı şekkUr ederim. Vaktliniz taınanidır. Deciıkıert­
çıAJrtkanlık yaparsa. elbette ki bu blr hal nlzl ( yazılannızdan) ayııen aldim; Tilkdlr ve
tarzı dejlldlr. hüküm aziz okurlanmızındır.
13
55
Değmez. Ama
Dergimizin geçen ay çıkan ilk sayısı hakkında Mektuplarında bu hustısu açıklamalarını ister-
çok şeyler söylendi. Gazeteler çeşitli yorumlarda bu-. dik. Fakat biz zannetmiyoru z ki bahis mcvzuu et-
lundular. Bir kısmı derin bir ihtjyaca cevap verdi- tikleri gençlik inkılapçı gençlik olsun. Çünkü asıl
~miz için, çıkışımızı takdir ettiler. Bir kısmı da oıılar bu gençliğe muanzdırlar. Oysa bizler her ba-
Kiirtçiilük propagandası yaptığımızı iddia ettiler. kımdan onlarla beraberiz. Beraber de ne kelime,
öyle tahmfu ediyoruz ki· bu gazeteler .dergimizi oku- onlardan bir parçayız. Onlar gibi bizler de Atatürk'çii
madan, sadece Kürtçe çıkalı yazılara. istinaden bu bizler gibi oıılar da doğucu. Tek vücutta, tck gayt.·

rg
kanaate varmişlardır. tık defa Kürtçe - Türkçe de birleşmiş; kader birliği yapmış, kaynaşmışız. YE-
neşriyııt yapan bir derginin çıkriıası çok yadırgandı N! İSTANBUL'cular, kendileri ile aynı yoldan gitmi-
hımıalde. Bunun için kendilerini maıur göriiri.iz. yeniere vatan haini deyip saldınyorlar. Herkesin ·on-
Ama bir gıızete var ki onu degil mazur görmek, larla aynı yolda olmalannı isterler. Oysa bilmiyor-
affetmek bile mümkün değil. YENİ İSTANBUL.

.o
. lar ki her insan memleketine . hizmet ederken çeşit­
Bu gazete, 20 - 4 - 1963 tarihli nÜShasının.- 3. li vollar takip eder. Yine bilmiyorlar ki bu yollar
sabitesinde bir okuyucu mektubu neşretti. Dergimi- bi~- tek noktada birleşir: Memleket! kalkındırmak.
~ ve onu Çıkaran bizlere galiz küfürlerle saldıran Kaldı ki tuttuklan yol .esasen yanlışdır. Sonu uçu-
·l:iir mektup. Yer ·yüzünde bu tiğnette bir insanın rum olan karanlık bir yoldalar. Milletçe ııcıyoruz

rd
mevcudiyet! bizleri üzdü. Kendisine hak ettiil ceva- tmlara Doğru yola getirıİıek için önlerine fener sı­
bı ·vermek istedik; ama · Deng'in gayesi ve aile ter- kıldı mı gözlerini yıımarlar. Çünkü gerçe~ görmek
biyemiz buna miini- oluyor. Ancak o mektubu neş­ istemezler. Onlarca gerçek, şahsi Çıkann ta kendi-
retm~kle 9kuyıı~usunun fikiduine zı~n iştirilk sidir. Memleket problemlerin i biı; kenara itip :nliııe
eden.. Y..eNt İSTAN~UL gazetesine bir şeyler yazma- ti birbiı:ine geçirmekle, vakit öldüriirler. Ne acıdır
dıuı ~eyeceiiz, •

u
Bıı gazetenin alışılmış bir tak~ vardır bilirsi-
niz.. Azalan tirajım yükseltmek için herkese komü-
. ki mevcudiyetle ri memleket için halledllıriesi · ge-
reken bir problem halini almıştır bugün. Gerçi biraz
daha sabredeliilirse k onları uçurumun dibiiıde göre-
ak
tılst 4emek, polenılk mevzuu açıP saAa sola saldır­ biliriz. -0 zaman da problem kendil.iğinden çözülür,
- llu suretle de defalarca ~~ karşıya kaldıAı ama mühim olan onlann islah olmasıdır. Bu ınüı'rı­
~ma tehlikesini hertaraf etinek. Bugüne kadar kün olabilir mi? Hiç zannetmiyoru z. Çünkü onlar
· . t e çıktr~a göre bu takdilfnde muvaffak olmuş öyle. bir hastalığa yakalanmışlar ki tedavisi imkan-
s~ilir.. Ama bu ne iiım;lna. kadar devam ede-.
'sız. Hükt1met nasihat etti; olma<ıı. GençUk ikaz et-
iv

ti; olmadı. Bütün bunlar tedavi şekilleridir.. Dcinek


<:4:' JCeııdi. Çıkarlarına meml~eti alet eden bu za- ki olmuyor. Bu böyle ilaçla geçiştirilecek bir hasta-
vtııııııınn foyalan ergeç meydıuıa çıkacaktır. Komü
lık da değil. Şu halde yapılacak iş onlan kötü ·ka-
tılst kelimıısinin tiryakiisi, haline geİen bu yaratık­
liuln danıgalanmadıklannı bir hesaba vurursak bir derleriyle başbaşa bırakmak. Gerçi bu, insan olarak

yap-
rs

avuÇ fıışistten başka hiç 'kitn5e temize çıkriıaz. Ne hislerimizi renelde eder ama elden ne geÜr ki-..
Ama çok iyi biliyoruz ki bugünlerde bizlere da-
yap komünist damg!lsı yersin. Meriıleket
g'erçek,lerini ortaya döktün 1 ·Kıımijnistsin. ha aAır hakaretlerle saldıracaklardır. Süfli hisleri-
· MaAaralarda yaşayıp ıeU;kle ısınan Şarklı va- ni ortaya dökeceklerdir . Fak't bizler cevap vermi-
yeceğ~ onlara Bağırsmlar, çağırsınlar cevap ala-
.a

tan~!anmıza daha ·ıyi hayat şartlan mı istedin?


mayınca da daha beter seslerini yükseltsinler: Ama
Kcimqmstsin. Köylere okul mu? Komünistsin. Ve ni-
hayet bizler Komifuist damgası yedik YENİ İS­ öyle bir an gelecek . ki boğazlan ağnyacak, sesleri
kısılacak ve susacaklar. İster sussunlar ister bağır­
l-ANBUI..'culardaıı. İş bu kadarla da r.als;yine :.yi. sınlar onlarla uğraşmayı abesl_e iştigal addediyoı:uz.
w

Bir süri.l. küfürle beraber bir takım suçlar isnat tt-


Böyle yaratıklara bir defa dahi olsun cevap verdi-
tikten ,sol)i-a cSıynldığu;ıız her yerde başınız fück
ğimiz için üi:günüz.
gençlijinin yurnruğu altında ezilecektir.» diyerek
ilAve ediyorlıw. İyi, güzel. ama hangi gençlikten i>ah- M-U

ı ~~ı:~l~::!~·B::~:~:~~=~·r!.
w

sc:diyorlar ~unlar. Bizler pek anlıyamadık. İdeol:ıji­


lel-i sapık YENİ lSTANBUL'culılra soralım.

ı aşan saldın-I
BahsettiAiniz gençlik büyük ATATORK'ün izinde
olan, O'nun inkılaplannı hayatı pahasina koruyan, lnsaf, Iz'an, hatta namus ölçiiierini

il
w

son olarak l.S ay evvel sizleri ve sizlerle hemfikir tarla. ı•


olanları tel'in eden gençlik mi? Yoksa her fırsatta Ama biz, sadece Farsça fU beyille kal'fılık
venneyi kMI görilyonız: i·
~ıİıemlelı:eti biraz . daha. uçuruma süriikleyen sakı.t 1..çu AYNİ Kİ BEXTt İN, NE ŞEKLE
.
bir devrln hül..iimlü liderine. bağlılık teıahüratı gös- MENES·T.
WE LEKIN IIALEM DER KEFE DÜŞMENEST» j
i
tererek milleti huzur Çıkmazma sokan, Atatürk in-
kıiAplannı · çiğDemekten zevk duyan sözüm ona
Çizilen bu Çirkin tasvir. benlm şekilm detlldlr it
genÇlik mi?
Uldn kalem, kötü niyetillerin ·eHndedlr. i~
••• ,..••••• **'!\"'!'_.•• :!'*o! *.:!'!!"!'!'.""'t:!.:!_*!' :':.!.!' ._._"!'·.:- t.•• -~

14

56
Kürdlerde Din
ll
(M.Ö. 3000 senesinden zamammıza kadar Kürd Yazan: Musa ANTER
tarihinden bazı notlar.)
Ararat Kürdlerinde milli ilah Haldi'nin· diğer
llerde cKürdlerin Menşei• bahsinde anlatacağı·
iWılardan üstün olduğu, Van civannda Çobanka·

g
mız gibi müverrihler (tarihçiler) Kürdlerin menşei·
pı (2) kayalığında okunan· şu yazıttan da. ::iiılaşil·
ni tetkik için ikiye ayınrlar. Tabii bu ayırma gayet
maktadır. Yazıt şöyledir:
umumi ve coğrafidir. Şöyle ki: Tann Haldi'ye her sene 17 sığır, 34 koyun TESI· ·

or
ı - Doğu Kürdleri veya Madlar · Medler.
Ba ve Ardi-Ni'ye 6 şar sığır ve 12 koyun; Şebitü \r.)
2 - Batı Kürdleri veya Ağn . Ağrarat . Urartu ·
ve sair ilahiara da 2 sığır ve koyuri ·kurban cdiiC.
Cudi Kürdleri.
eektir.
Dini inançlan esas itibarı. ile bir olan-Kürdlerin Kürdlerin dini inançlarınm. tabii · kuvvetiere
tarih içindeki imkAnlar nispetinde bazı tekamüli (Güneş, Rüzgar ve Meş.gibi) istinat ettiğini.yukarı­

d.
farklar göze çarpmaktadır. da görmüştük. Fakat bilhassa .Sami kavjınleri olan
Mesela· Zerdüştler (Zeradeştler) Doğu Kürdlerin· komşulan (Asuriler gibi) bu inançlara. daima insan
den olduğu için bu kısım Kürdlerin djni. inanışlan. da katarak efsane ve hurafeler destanlar meydana
felsefesi ile birlikte zamanımiZa bile mükemmel bir getirmişlerdir. ) '

ur
şeklide 'intikal etmiştir. Ancak maalesef batı Kürd· Mesela bir Aslli' efsanesine göre Asur kraliç.."Si
)erin . dini inançlan sağlam ve muntazam vesikalarla ŞAMURAMAT . ŞAMRAM · ŞAMİAAN - SEMİRA·
(Mesı:Ia birinci Zerdüştün kitabı olan Zent veya III.
MİS, doğu Anadoluda çok _yakışıklı bir kral o;'an
zerdüştü ~ürdün kitabı· Avesta gibi) Zamanımıza
cARA:t (4) ,yıl Aşık olut.
intikal etmemiştir. Van Gölü havzası ile. Mardin ci· Fakat kral Ara, ~çeye yüz vemiez B.ım.un
ak
vann\la Tel . Halef «yani Helfe ve sair bazı Mezo üzerine Semiramis ordusunun başma ·. geçerek Ara·
potilmya şehir harabelerinde bulunan bazı' kitabe rat cUrartu~ Kürdlerinin diyarına .ıaıu:ruz eder. Şir·
ve tabietler hariç, Batı Kürdlerinin dini inançları· detli bir çarpışmada kral Ara öldürüliir, Fakat faa.
nın teferruath safhalannı (efsaneler halinde) c.nlara
!içe Sernkamis bu katle.. çok üzülüı:, ,ve sevgilisinin
komşu yabancı bazı milletierin ( Asuriler gibi) kay·
üzerine kapanarak ilahİ~dan Ara'nın dirilınesine
iv

. naklarından öğreniyoruz. dua eder. Duası kabul olunur ve Ara dirilir.


Kürdi Kadim (Eski kürtlerin) lier .;e•!rinde Aynı efsaneyi eski Yılnan Filozofu Eflltun, Yu~
Ateş ve Tabiat, dini inanç ve dini· fetsereleri ne k<•Y· nan Edebiyatma şöyle aktaimİşur: . .
naklık etmiştir. cAraratta cer• adında, bir .kı;al Öljip bir ~üd·
rs

Yukanda işaret ettiğimiz gibi Bati Klirdlerine, det. yer altında kaldtktan · 5oiıra tekrar dirildi.•
.l)rartu • Ararat • Agri veya Cudi Kür·il~ri de denir- Ancak Kiirdler ilahlarilı ikametgahı telakki e(l; •
di. Huri · Haltu . Haldi (I )ler de Urartuların bir len Hünnüzgahlanna (mabetlerine) bir, çok kıymet·
kısmıdır. İşte bu Batı Kürdlerinde tek Allalı fikrine li eşyayı (husiısiyle harb aletleri) 'adarlardı.
.a

çok yakın bir şekilde milli bir ılahlan ve bunun Mesela Van Gölü havzasında Toprakkalede (6)
maiyetinde !>ugünkü dini inançlarda .M~lek ıncı,abe­ yapılan bir kazıda ele geçen tunç bir kalkan üst~
sinde ikinci derecede ilahlar vardı. de şöyle bir .ibareye rastlanmıştiİ':
. Urartuların ve Hurilerin milli ilahlannin adı cHüküindar ·kudretli Haldiye bu kalk~. Erima-
~Haldb idi. Bu büyük ilahın yanmda dalıa küçük naş'ın oğlı.ı Rusas, hayatı için vakfetti ·.vıı.n kalesin
w

riitbeli teşi • ba ve Ardi • Nt ilahlan vardı.. . (Devamı' 16 ncı Sayfada)


. Teşi . ba : Hava ve riizgar illl.hı.'dır. Malılındur
.ki bugiinkü Kürdçede de •teşi» dönen, dönderen, çe- Bak Prof. Dr; Arif Müfit Maıısel'ln Urartu
viren demektir. cBa» da riizgar, hava'dır. Teşi • ba .tarnıi W·
metkntrett. . .'
w

ise riizgar çeviren, riizgar yapan illl.h' demektir. (') Şebl, Kürtçe'de gece. karımlık deinekdr.
Ardi . Ni Ardi, ateşe mensub, ateşten demek· cTu• Ise yine Kürdçede sen ıQ6Dasmadır,
· tir. «Nb' ise Türkçede •çe• karşılılıtı:lır. Mesela: Me· ki Ararat Kürdlerlnln bu Wıı ~ KUrdie-
rani «Erkek-çe• Keçka-ni ·Kız-ce• gibi: rinin . Ehtemelit (Şeytan) a tekıiblıı eı.ek·.
w

·
tedir.
(ı) Bugüıi cı8hl Bobtllere cHaldl» de .deJ,lir. Ve ,\riı, Ardlnl!deJi .~ektedir, ;~er IWu,
. eski. Bobtan beyJerlne cMire Halda• ckrlerdl. SODra bl, kral dJye ·· -efaıiııelq~ler. ·· Hılkllrat
· bu· ~ IslAm ordulan MeZI)potamya . kumandanı halde sedriunıs devrln-m; Atanatta cAra•
Hiıut bin Velid ne kanştınl~ zamanla aynı alle- adında bir kralc yOktur.
lliii bazı. nıeusuplan bne kendl1erlnf ·galat olarak bu Biık Prof. Dr•. Arif Müflt aıM.eıın litettv
~p !ru,ıiıan~ soyundan saydı. · taribi ve medeııiyetL

ıs

57
Türkiyede çıkan gaıete ve mecmualar
lstanbul'd a bulunan Milli Eğitim lstanbulda 51 gazete, 152' dergi; 5) Alınanca
liıkaııııtı 'Basma Yazı ve Resimle- başka yerlerde 122 gazete, 90 der- 6) İtalyanca 2
ri Derleme Müdürlüğünce 31 Ara- gidir. 7) İbiııııice 2
lik 1962 taıihinı.\e hazırlanan resmi Konu sınıflandırması: Genel ko (Eski yahudice)
bir istatistiğe göre;_ bugün Türki- nular 1029, sosyal ilimler 273, tat 8) Türkçe • Alınanca
yc:cıe tam 1.65~ gazete ve dergi ya- biki ilimler 164; edebiyat ıo8, güzel
2
9) Türkçe-İng.-Aimanca -
yınliınmaktadır: Bunlann 836 sı ga- sanatlar ve spor 43, tarih - coğraf· ıO) Arnavutça

g
zeiti, 817 si d~'l!idlr. Çıkış sürele~ ya 18, din ve ilahiyat 13, dil 3, na- ll) Sırpça
ftibarlyle ~azete ve dergiler şöyle- zari ilimler 2, felsefe ı dir. Bunların 68 ı i İstanbul da, 25
diı·: Günlük 4ı3 (19 u ajans bülteni) Türkiye'de türkçeden · gayn dil- başka yerlerde çıkmaktadır. Bunıar-

or
• _,. _ _._ dan başka yurdumuzdı;ı. Süryaiıice;
u........,. 3 d efa 9, haft ada ı'k'ı def a lerde 93 gazete ve <!ergi çıkmakta-
dır: Kırkızça, Kürtç - Türkc;e v.s. neşri·
39~ haftalık 309, on· günlük ı, onbeş ' yata rastlanmaktadır~
güıılilk 84, aylık 330 iki aylık 20, ı) İngilizce 40 ı96ı, yılında yurdumuz da ı.S73 ga-
iiç aylık 68, dört aylık 7, altı ~ylık 2) Rumca 15 zete ve dergi. çıkmakta idi. 1962 de

d.
222, süresi belirsiz olanlar· 122. Bun· 3) Fransızca Il 80 gazete ve derginin fazla!aşmış
~ ı962 de. çıkmağa başlıyanbr: 4) Ermenice , ll olduğu göriilmekt edir.
t•~~~·~······~···········~······~··~·~***********~********•~t······~·············~
K'ORDLERDE DİN
· TURANLI
ıİeki mabette bulunan meşhur hançerli (•) heykel ele
bilyle bir adaktır. ,
_Kürdlerin mAbetierin e böyle eşya adamalan za-
manla Hürmüzgüılann baba biçilmez birer milli ha·
zbıe ve müze halini alınalanna,yol-aç.ınıştır.
ur Cidden adın, ruha tesiri büyüktür. Zaten lslıimda ·
ana - babalann çocuklann a iyi, güzel, (hasen) Isim
takmatan farz kılınmıştır.
Onun için eski adianmız zemtet, merhamet , ce-
ak
Nitekim Asur kralı Sargon M.O. '715 te Ararat . saret ve fazileti ifade ederlerdi. Bittabidir ki cAD:o
Kilı'dlerinin memleket ini işgali sırasında ilAh Asur'a sahibi de, adına iktidan nispetinde , laik olmaya ça-
bitaben. yazdılı meşhur harb raporunda Muşaşlr lışırdı.
kalesinin (bugünkü Gevar kalesi) mabedind e ele ge-
Şimdi,herhalde bu tesirle olacak ki ta KAhta'·
Çirdiği ganaimin ı,m listesini bulabillyonız.
~an ABDULLAH TURANLI, üşenmcden ve Notere
Bu nıporda geçen eşya listesi aşağı •yukarı ·udur:
iv

17 lira 35 kuruş harç vererek (ki mecmuamızın yıl­


4 talent, 3 min (7) altın 162 talent, 20 - 6/36 min lık abone bedeli 12 liradır) kendisine Deng'in gitme·
gümüş. 3600 talent ham baiOr. · mesini istiyor.
· 6 adet altın kalkan; bunlar ilah evinde sa~tla
Zavallı, ya fazla korktu veya adından do~.,-ı
-.e/solda- asıb idiler ve şaşaalı bir surette panly..ır·
rs

kendisini Turancı sandı.


!ardı ve· ortalannd a S talent 12 min atırlılında. alev · tkisi de çok zor.
J'CQiinde kırmızı altın ihtiva eden köpek başlai-ını
havi idiler. ~~;;:;;:~::ıı:;::.-:r~-.""'~'~~!;!!!l!i
ı adet ......... boyııuzlu ......... , kapılımndaki aştar­

1 ÖZV R
.a

ttı bunlann içine 2 talent ağırlığında ince altın ka-


kılrnıştı,
' Birinci sayımızda Sağlık ve Sosyal Yardım
1 adet insan eli şeklinde altın kilit; bu kilit ka- Bakanı Sayın Yusuf Azizoğlunun Do~u Gezilerin- .
pı kanatlannı kapıyardil
{; deki konuyınasını yayınlıyacağımızı belirtmiştik. 5·.
ve üzerinde kanatlı bir ej-
Yaz;ı.nmız Dr. Sait Kırmızıtoprak vazife dolayısı
w

der ihtiva ediyordu, .


' ile nakl edilince sa.rın Azizoğlu'nun konuşması, '?
(•) Haııçer denen harb Aled Dk ... dergimiz baskıya verildikten sonra elimize geçti. '
.defa olarak
Klirdlerln bubmduiu ·bölgclerdf!ld veslka· Bu sayıda yayınlayamadığımız lçin özüı· dileriz ... ,
~.,..-..,.,~.,.._.;,,"~''~""l:Wiir'''~
w

ıatda ~- Ve hAlende Kürdler ara-


lllllila ideta sebmoUk, ve mukaddes bir si-
~~~,.ç:;,...""'"'"Y::::,~-.
Wıbr.
Mliı, Eski Dabfl ajıı1ılt ölçüsüne göre tak t; Deng, Basm Yasasma Ahli-~ uymayı ı
w

dbeD 501 grallldır Bir fiJdr e4Jnmek lçbı l taahhüt etm.ittir.


s.rdua' III. tin Varula bulunan bir kitabesln· b Aylık,
Siyasi Sosyal ve Kültürel Dergi 1
de -Halba (IIBıep) .-ıhrlnln · Unırtu'ya · sene- O Cağaloğlu, Türbeder Sok. T~ İş Himı
Hk ~ kaydedelbıi: 30 mliı altın, 800 ') No: 14 İSTANBUL
mhi gOınflf, · 3800 elbise, 2000 bakır aşe ve

ı
YIL : 1 SAYI : l 15 MAYIS 1963 .
1533 bakır ldrl' elen tbaıettlr. Abone. şartlan:. Yıllık ll TL. 6 aylık: 6 TL. ,)
Tıileaı, .,e w 1drt ölç(ilerl bugtlnkü ölç(i- Dış memleket ler Için Iki misli -O
lede ueye tekabül ettljl blllıınıemektedlr. (i Baskı ve Dlzgi Sıralar Matbauı -'ı
(Devamı aelecek sayıda) • ,,#.:···'"' .»" .. :···4·~·· ~.,....:.~;......... ,..<;..•.:-..<··....i ..........~"".. ,._l.,.. ·~··· -....~ ...... -:.~~;:
58
Okuyuculardan
DENG Dergisine TEBRİK
Açtığınız çığırdan dolayısize minnet ve · :<ükran- Mübarek Kurban Bayramı dolayısiyle telgraf,
larımı arzeder, bu yolda başarınız için üzerime dü- kart ve mektup yollayan okuyucularımızın hepsi-
şen her ödevi yapacağımı belirtirim 1 ne ayrı ayrı cevap vermek zorluğunu okuyucula-
Bahri Koçkaya - LİCE rımız takdir ederler... Deng, bütün okuyucularına
daha nice mutlu bayramlar diler...
D E N G. Mecmuası Yazı İşleri Müdürlüğüne
DENG Mecmuasını çıkararak, Şark'ın ezeli

rg
~U KALKINMASI
problemlerine el uzatan medeni cesaretiniz önünde
hürmetle eğilirim.
dile getiren ve Biti kırmak için göz
Mecmuanız Şark'ın dertlerini
Toprak için baraj lazım
gerçek bir ihtiyaca cevap veren tek SES olacaktır.
Yol lazım

.o
Kenara itilmişliğin gerçek acısını içten içe du-
Işık lazım
yan bizlerin bundan böyle gayretleri Şark'ın refahı
noktasında birleşmelidir. Bu konuya -yüzde ynz-: Dil lazım

yerli malzemeyle ilk defa el atan Siz DENG men-


Lafta yürümez peynir gemısı
supları, muhakkak ki, bu yolun mümtaz öncüleri

rd
Nutukla yürümez
olmak · şerefini taşıyacaksınız. Bu bakımdan sizlere
Ana yurdu baştan başa
gıpta etmekten kendimi alamıyorum.
Plavrasız sevmek lazm.
t. Nlzaml - Ankara
HALİM YA~IoGLU
Deng Dergisine
Memleket ve Millet için hizmet edecek gazete
nize bir an evvel okuyucu olmam için okuyucuları­
u Eman Einan (ı ı
ak
nızın sırasına lütfen beni de yazınız. Allah yar<lım­ f.v Sıbeye tave daye
cınız olsun. Çok çok selamlar. Tu rabe Serçave xwe bışo
Saffet Aykut Bı sabuna bin, bı ava gülane
Weleh bileh tu sebebi ez qiz mame lı mala bave
Deng Dergisine 1
Bray«'! me yi heja, Eman Eman derde dı la· ez pir kırım.
iv

Kovara we reya xızmet ı1 xebate jı bo millet ı1 Hestre çavan ez kıwır kırım.


welatl! mera vekırıye. Min jı lı reza xwendn•aneu Zewaca be dıl ez tobe kırım.
xu bınıvisin. Xude arikariye bide.
Delal heyran ber dere mala bavemın mermere
rs

Gelek ı1 gelek sılav ...


Seyfeddln Kurl M. Ulde Tu salan derxl! bı gora were
- Beytiişşeblb -- Wexte gored te qetiyan
Eze j ı tera çekım bı hevrişme sor u zere
Deng Dergisine
.a

Diyarbakır'a bağlı Hezan nahiyesindenim. Adım Delal heyran ser xanike xwe megere
Salih Akgül, Deng'inizi aldım, okuyordum; · nahiye Dıwar qelse ıs:l!ran tere
çavuşu . beni Deng'inizden men ediyor. Bize diyor ki 'ımın u jı te ki be bexte '

Dicie. Fırat Gazete ve Barışdünyası, Deng. Bunları Bexte be bextan I wergere.


w

almayın, okumayın, yasaktır. İsterseniz yazın ister·


seniz yazmayın. Çavuşun ismi Ahmet çavuştur. (ı) Bu Dilak, Hazra · dolayianndan derlenmiştir.
Salih Akgül
- Diyarbakır -
w

SÜMERBA NK
Dar günün dostudur. Dosta roja teng e
Deng Dergisine Renkli bezleriıı evidir. Mala çite reng e
Çıkarmış olduğımuz «Deng~ mecmuasının ı.
sa-
Aldanmıyacağınız yer Ciye ne xapiındıne
bir kaç kürtçe eser ismin·
w

yısında, Potreler kısmında


Daima Sümerbanktır. Her tıııi Sümerbank e
den bahsetmişsiniz. Bunların tam olarak adresi hak··
kında malı1mat yoktur. Tarafınızdan yayınlanmış
mevcudu varsa •Türkçe ZİRAAT BANKASI
olduğunu sandığımız için
Köylüye her zaman yar- Her tım deste gUndiya
izahlı Kürtçe gramer• isimlisini aşağıdaki adrese
ödeiiieli olarak yollamanızı rica ederiz dım eder. Paranızı Zi· dıgre. Pere xwe dayııın
Ayrıca cDeng• e 6 aylığına abone oluyoruz. Pa·
raat Bankası'na yatınn. Ziraat Bankaıiı ye.
rasını adresinize telledik.
. Hacı All Bucak
Siverek· URFA

59
Kone Reş

Kone reş bı pışkoj ü rewake ü çit


bı peşmal ü perde ü pargon ü şerit
Dı bınde çewal ü tejber ü kulav ü nıvin
bı pez ü deve ü hestır ü dewar ü mehin
Kebani sıbede radıbi pırçeleng ü be xew
Sepiye lı dar datene ü lı dar dıxe meşka dew

rg
Bıdest novkil ü du lewleb ın ü dıbmre mexmer
mast dıbı dew ü bı ser dıkevi nivişke zer
Nivışke xwe xwe dıkı u taveje bıne hiz

.o
Lı welate jeri hize, lı welate jori diz
Sıvıka hunduru keçe, yan büke yaxud qerwaş
benık bı desta ü türe rengi lı paş
Kom dıke quncık ü sıtünk ü sergin

rd
malxo .rünıştiye Uso, Bıro ü Nalln
Pez te ser dana ü berivan dıçm der
Şıvan pez dıke kom ü serberi lı ber

Şir dıdoşın
kod bı

u
u vedıgenn cıwanık ü pir
desta u lı nav pışte eyar şir
Evare agır ü geti geş dıbe lı
ak
nav konan
Wek çırağ loks yan steren lı ezınan

Reneber ü malxo bı tıfıngın bı qirqir ü gızglz


terşe xwe dı parezın jı dıjmın u gür u dız

Çend roja lı ware xwe dıminın ew koçer


iv

bar dıkın hestır ü hergir u huştır ü ker.


Bı ır ü zır deng jı wan te geh bı şehin ü kalin
Koçer dıçın, sıwann, xort ü kal ü keçen narin
rs

Wardozi tım dıçın d,ıgerın lı waran


denge pez te, kalina berxa ü warina karan
Kona datenın, şerita vedıreşenm paş ü peş nnd.
.a

Lı pıst hev rez dıkın wek bajar u gıınd

Mekut radıbi ser sere sıng u dı bın re pewend


Pev dıçın ~esır u beni ü quflık ü bazın ü zend
Dıçerenın
w

kulilk ü haşıb ü gıhaye rengreng


Lı wan dıboıin sal ü dem ü çax ü beng.
w

Deng Deng
w

DENSt ROJHILATE DOSUNUN SliSIDIR


Aytıw:. sıyası, sosya.ı ve·Kı::ıttoret oergı

Salıipi: ERGUH KOYUNCU


Xwedi: ERGUII! KOYUNCU Gıınııl yayın müdürü: MEDET.SERHAT
Mıd!re çapkıtila tevai: MED ET SERHAT
Bu sayıda meş"u! müdtir: CElAL ERGÜN
.Vi lı6jmor6da mııllr~ jii ııırs: CELAL ERGÜN
iOAn"E.HANt!. ı TUrb"@Oetr Sk,ir&kya. le, Han ı Ne-. t3
iOA;::u~:WANE: Törborı!-d.:lr SK T-re,Kya ş Hi:ıi~>ı Nüc 13 C..:e..i)~to<";ilu "!tııt..ar-ı.bı..;ı
C<':s.\).sl!o<fhı ~ !stanöu4

~---------~~------------~-------------------
60
DiZiN

(Dizindeki kişi adları her iki sayının tüm yazıları okunarak hazırlanmıştır. Buradaki no
sayıyı ve s. sayfayı göstermektedir, sayfa numaraları derginin kendi orijinal sayfa numarasına
göredir. 2. sayının içkapağında rakam olmadığından dizinde o sayfayı "O" olarak gösterdik,
ayrıca 2. sayının arkakapaktan bir önceki sayfanın da sayfa numarası olmadığından onu

rg
da sayfa "17" diye belirttik.-Apec)

.o
Abdi ipekçi, no:2 (s.12)
Abdullah Turanlı, no:2 (s.16)
Ahmet Harndi Başar, no:2 (s.12)

rd
Ahmet Kabaklı, no:2 (s.3, 5, 12)
Ahmet Kemal, no:1 (s.6, 9), no:2 (s.3)
Alp Arslan, no:1 (s.2)
Ara (kral), no:2 (s.15)
Arif Müfit Mansel, no:2 (s.15) u
ak
Aslanoğlu, no:1 (s.3, 13)
Atatürk, no:1 (s.11), no:2 (s.14)
Kemal Paşa [Atatürk], no:2 (s.S)
iv

Atilla Fırat, no:1 (s.10)


Avni Doğan, no:1 (s.10)
Bahri Koçkaya, no:2 (s.17)
rs

Barzani, no:2 (s.3)


Bitlisli Molla idris [idrisi Bitlisi], no:1 (s.2), no:2 (s.13)
Celal Ergün, no:2 (arka kapak)
.a

Cem Sultan, no:2 (s.13)


Cihad Baban, no:2 (s.12)
w

Doğan Avcıoğlu, no:2 (s.12, 13)


Doğan Kılıç Şehhesenanlı, no:2 (s.9)
E. R. Mc Carus, no:2 (s.9)
w

Ecvet Güresin, no:2 (s.3, 12)


Eflatun, no:2 (s.15)
w

Ergun Koyuncu, no:2 (arka kapak)


Faik Bucak, no:2 (s.1 O)
Falih Rıfkı Atay, no:2 (s.12)
Fatih Sultan Mehmet Han, no:2 (s.13)
Fikret lşıltan, no:1 (s.9)

61
Gandi, no:2 (s.1 O)
Gorani [Molla], no:2 (s.13)
Gökhan Evliyaoğlu, no:2 (s.12, 13)
Hacı Ali Bucak, no:2 (s.17)
Halim Yağcıoğlu, no:2 (s.7, 17)
Halit Bin Velit, no:2 (s.15)
Hayrettin Uysal, no:1 (s.14)
Heredot, no:2 (s.12)

rg
Hüseyin Cahid, no:1 (s.10)
i. Nizami, no:2 (s.17)
ilhan Egemen, no:1 (s.14)

.o
isa Reco, no:2 (s.10)
isa Şans, no:2 (s.O)

rd
istendiyar Baruşnü, no:2 (s.2)
ismet Nizami, no:2 (s.4)
J. Bendrys, no:2 (s.8)

u
Kemal Badıli ı no:1 (s.7), no:2 (s.9, 11)
Kılıç Arslan, no:1 (s.2)
ak
Koçero, no: 1 (s.1)
M. U., no:2 (s.14)
Medet Serhat, no:2 (s.2, arka kapak)
Mehmet Ali Demir 1 (s.14
iv

Mehmet Fahrettin Kırzıoğlu 2 (s.12, 13


Mehmet Şerif Fırat 1 (s.1 O
rs

Mehmet Tirim 2 (s.O


Musa Anter, no:1 (s (s.7, 9, 11 ),no:2 (s.15)
Rahşan [MusaAnter], no:1(s.11), no:2 (s.12)
.a

Anter [Musa], no:2 (s.12, 13)


Mustafa Remzi Bucak 2 (s.1 O
Muzaffer Ramazanoğlu 1 (s.9
w

Mümtaz Faik Fenik 2 (s.12


Nazım Hikmet 2 (s.3
w

Necmi Onur 1 (s.14


Niyazi Okaygün 2 (s.O
w

Nurettin Hazer, no:2 (s.1 O)


Saffet Aykut, no:2 (s.17)
Sait Kırmızıtoprak [Dr. Şıvan], no:1 (s. 6, 1O, 14), no:2 (s.16)
Salih Akgül, no:2 (s.17)
Sargon (Asur kralı), no:2 (s.16)

62
Selahaddin Eyyubi, no:1 (s.2)
Selim (Baban), no:2 (s.12)
Semiramis (kraliçe), no:2 (s.15)
Seyfeddin Kuri M.zade, no:2 (s.17)
Sılivi, no:2 (s.O)
Siyabende Sılivi, no:2 (s.6)
Şükrullah (Baban), no:2 (s.12)
Timurleng, no: 2 (s.13)

rg
Turgut Boran, no:1 (s.12), no:2 (s.5)
Turhan Tükel, no:2 (s.12, 13)
Yaşar Kaya, no:1 (arkakapak), no:2 (s.2)

.o
Yavuz Sultan Selim, no:2(s.13)
Yıldırım Bayazit, no:2 (s.13)

rd
Yılmaz Sarıoğlu, no:2 (s.13)
Yusuf Azizoğlu, no:1 (s. 6), no:2 (s. 16)
Ziya Gökalp, no:1 (s. 2, 12), no:2 (s. 8, 9)

u
ak
iv
rs
.a
w
w
w

63
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
rg
.o
DENG

rd
HAKKINDAyAZILAN BAZI y AZI VE BELGELER

u
ak
iv
rs
.a
w
w
w

65
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
Bergeh
(siyasi, kültür, araştırma dergisi),Stockholm,
No:S/1990, s.30-42

"DENG" DERGisi

rg
.o
Naci Kutlay

rd
1963 yılında, 27 Mayıs'ın getirdigi gö- yazılıdır. 2. sayıda ise ayni adres, fakat
receli özgürlük ortamında bazı Kürt bir önceki sayıda Trakya İşhan No. 13
gençlerinin İstanbul'da Türkçe-Kürtçe iken bu kez No. 14 şeklindedir. 15 Ma-
olarak çıkardıkları "Deng" dergisini ta- yıs 1963 tarihinde yayınlanan 2. sayıda

u
nıtmak ve bazı niteliklerinden söz etmek
istiyorum.
Sorumlu Müdür olarak Celal Ergün'ün
Y Cl§ ar Kaya'nın yerini aldıgını görüyo-
ak
"Deng", 15 Nisan 1963 tarihinde yayı­ ruz.
na ba§lamıştır. "Deng" isminin altında Dergi ancak iki sayı çıkmış ve üçüncü
daha küçük puntolarla, "Dogunun sesi- sayı daha basımevinde iken polisce el
dir" kelimeleri yazılıdır. "Aylık, Siyasi, konulmuştur. İki sayısı elimizde olan
iv

Sosyal ve Kültürel Dergi" olarak sunulu- derginin, birkaç ömegi polisten kaçırı­
yor. Adres olarak, Cagaloglu, Türbedar lan üçüncü sayısını da, yöneticilerin yar-
Sok. Trakya İşhanı. No. 13.İstanbul'u dımlariyle o tarihte okuma olanağı
rs

okumaktayız. Fiyatı 100 kuruştur. 1. sa- bulduysam da, ancak, aradan geçen 27
yısının kapağında çanıa§ır yıkayan bir yıl gibi uzun süreden sonra, bugün, bu
Kürt kadınının resmi ve resmin üstünde sayının içerigini anımsamamaktayım.
Kürtçe "Heviya Rojhılat" belirlemesi ve
.a

altında da "Doguda Temizlik" yazısı var- "Deng"in çıktığı dönem ve


dır. Sahibi Ergun Koyuncu, Yazı İşleri ortam.
Müdürü Ya§ar Kaya ve Genel Yayın
w

Müdürü ise Medet Serhat olan derginin Dergi, n)»:•nin askeri bir "hareket"le
arka kapagında Kürtçe "Arınanca Me ... " yönetimden uzakla§tırıldıgı, 27 Mayıs
ba§lıkh, yayına başlama nedenini açıklı­ 1960 tarihinden üç yıl sonra, sivil-asker
w

yan bir sayfalık bir yazı yer almaktadır. karışıını bir dönemde yayına başlamış­
Arka kapağın alt kısımlarında solda tır. Kürtlerin uzun yıllar süren sus-
Türkçe ve sagda da Kürtçe olmak üzere kunluklarından sonra bazı Kürt
w

dergi yöneticilerinin isimleri vardır. entellektüellerinin (49'lar Olayı) bir yılı


Türkçesinde "Deng Dogunun Sesidir", a§kın tutuklu kalmalarının ardından,
Kürtçesinde ise "Deng Denge Rojhılate" burjuva demokratik özgürlüklerin yeni

67
boyutlar kazandığı, göreceli baskısız Doğu Anadolu insamna yönelik ve on-
günlerde çıkı:ıııştır "Deng". O dönem ba- ların kendi dili olan Kürtçe ile yayın yap-
sım incelendiğinde, demokratik ve sol mamn önemi vurgulamyor. "Deng"
arayışların"henüz başladığı ve bundan dergisi, Cumhuriyet döneminde, bu ko-
ötürü de çok yönlü. deneyimsizlikterin nuyu ele alan ilk Türkçe-Kürtçe dergi
göze çarptığı görülmektedir. Bu ortam- oldugunu belirtiyor. Kürtçe yazmamn
da baıı Kürt gençleri bir takım a- ülke bütünlüğü bakımından, zarar değil,
rayışlarda bulunuyor ve "Deng"i tam tersine, büyük yararlar sağladığı be-

rg
çıkarıyorlar. "Deng"i yönetenlerd en Ge- lirtiliyor.
nel Yayın Müdürü Medet Serhat ve 1. 2. sayfada "Türkler ve Kürdler" yaıısı
sayıda Sorumlu Yaıı İşleri Müdürü yer alıyor. Ziya Gökalp'ın bu yazısı "İçti­
Yaşar Kaya, 49'lar Olayı'nda tutuklu bu- maiyat"tan alınmış. Birbuçuk sayfadan

.o
lunan iki kişidir. Yaşar Kaya İktisat Fa- oluşan yaııda Türk ve Kürt uluslanmn
kültesi ve Medet Serhat -o zamanki karşılıklı ilişkileri, Misak-i Milli'nin
Medet YÖ§- Hukuk Fakültesi öğrencisi, Kürt ve Türklerin oturmakta oldukları

rd
Iğdır'lı iki hemşehridirler. Derginin sa- yerleri içerdiği belirtildikten sonra Kürt
hibi Ergun Koyuncu ve 2. sayıdaki So- Beyleri'nin Osmanlı imparatorluğu'na
rumlu Müdür Celal Ergün ise onların geçişleri ve daha önceleri Selahaddin-i
üniversite çevresinden arkadaşları olan Eyyubi'nin İslamiyete hizmetleri sırala­

u
iki Diyarbakır'lı genç. Yani yöneticile-
rin tümü öğrenci durumunda olan bir
myor. Sonunda, "Kiırdlen· sevmeyen bir
Türk varsa Türk değildir, Türkleri sevme-
ak
avuç o zamamn "Doğulu" Kürt genci. yen bir Kürd varsa Kiırd değildir." cümle-
Ekonomik olarak zayıf olan ailelerinden si ile yaıı son buluyor.
gelecek olan parayla geçinen, -Medet
Serhat dışında- bu dört idealist genç, 3. sayfada "Siloya Mektuplar" üst baş­
iv

böylece boyutlarım hesaplamadıkları lıklı ve "Sılo" diye başlıyan, "Aslanoğlu"


büyük bir işe girişiyor. Gerçekten de, bu imzalı bir yazı var. 3. ve 13. sayfalarda
zorluklarla karşılaşmaları için uzun sü- yer alan, akıcı ve yer yer söylemek iste-
rs

re beklemeleri gerekmiyor. 1. sayıdan diklerini sembollerle anlatmaya çalışan


sonra Yaşar Kaya ve ardından da Celal yazar, bazan da çok katı oluyor. Duygu-
Ergün tutuklanıyor. Fakültelerini bitir- lu bir anlatımı vardır. On ara bölümden
meleri gecikiyor ve C. Ergün ise üniver- oluşan mektuplarda, on ayrı somut ko-
.a

siteden ayrılmak zorunda kalıyor. nuyu dile getiriyor yazar. Daha çok sos-
Şimdi, derginin 1. ve 2. sayılanndaki yal eşitsizlikleri ustaca dile getiren
yazılardan söz edelim ve daha sonra ise "Aslanoğlu", insanlar ve bölgeler arasın­
w

genel değerlendirmelere varmaya ça- daki dengesiz gelişmenin birbirleriyle


lışalım. olan bağlantısım kurmada başarılıdır.
1. sayı. "Aslanoğlu" daha sonraki yıllarda Tür-
w

kiye sosyalist hareketinde başarılı işlev­


"Çıkarken" başlıklı birbuçuk sayfalık ler yüklenmiş tir.
yaıı "Deng" imzasım taşıyor. Derginin
w

amacı açıklamrken, Doğu'nun geri kal- 4. ve 5. sayfalarda, Mardin yöresinde,


ı:ııışlığında yöneticilerin yer~ bunun or- ümeryan aşireti arasında derlenen "Xe-
tadan kaldırılmasında aydınların rolü ve rabo" türküsü yer alı:ıııştır. Halkın ara-
baıı ekonomik çareler sıralandıktan sında bugün de yaygın olan Xerabo'dan
sonra, çoğunlukla Kürtçe konuşulan alınan aşk, Kürt adet ve göreneklerini,

68
sosyal yapısını dile getiren bu duygulu Şıven ra
dizeler iki sayfaya yakın bir yer tutuyor. Şıvaniy, doş dı biy best-a diyaran
Ayni sayfada "Keleş Xeme" türküsüne Na biniy qe rQye derd-a xedaran
de raslıyoruz. Şa dı biy tu her gav bı berx-a karan
6. sayfada "Ahmet Kemal" imzalı, lı wan berxan yek ji ez bama xwezi.
"Memur" başlıklı yazı, "İro Here Sube •••
Were" üst başlığı altında veriliyor. Me- şaştite dı/e xwe ji tevine
murların halkın dertlerine karşı ilgisiz- Kış dıkiy keriye xwe çaxa şevine

rg
ligi ve bunun özellikle de "Doğu"daki Ta dıbiy heva/e dı/ u evine
yansıması anlatİlıyor. Bu yazının altında lı hevalan yek ji ez buma xwezi.
çerçeve içine alınıp dikkate sunulan kü- •••
çük bir yazı var. Bunda, dönemin Sağlık Pıf dıkiy bıllure dı şeven
tari

.o
ve Sosyal Yardım Bakanı Sayın Dr. Yu- Çı dı bey
wanra bı kijan zari?
suf Azizoğlu'nun Ankara'da düzenle- Kom dı bın dor te dı lan güdari
nen Doğu Folklor Gecelerine katıldığı lı gühdara yek ji ez buma xwezi.

rd
ve önemli konuşmalar yaptıgı bildiril-
dikten sonra, derginin yazarlarından "Deng" dergisi şiirin Türkçe çevirisini
Dr. Sait Kırmızıtoprak'ın konuşmaları de sunmuş. Ancak bugün kullandığımız
gelecek sayıda değerlendireceği söz ve- Kürtçe yazınıla az farklılıklar gösteren
riliyor.
u
7. sayfada "Portreler" üst başlığından
şiirin dergideki yazılış şekline dokunma-
dan, "Yeni Akış"taki ile karşılaştırdım,
ak
sonra, "Kemal Badıllı" konu ediliyor. herhangi bir fark bulmadım. Bu sayfanın
1923 yılında Urfa'da doğan Kürt yazar sağ alt köşesinde "Musa Anter"in yaz-
ve o yıllarda Yeni Türkiye Partisi Urfa dığı "Kımıl" adlı kitabın "Deng" idareha-
Milletvekili olan Kemal Badıllı'dan söz nesinden, üç lira karşılığında elde
eden bir sayfalık yazıda, kendisinin
iv

edilebileceği bildiriliyor.
eserleri sıralandıktan sonra bir de şiiri 8. ve 9. sayfaların tümünü kaplıyan
yer alıyor. Buradan öğrendiğimize göre, "Musa Anter" imzalı, "Kürdlerde Din"
Türkçe İzahlı Kürdçe(Kürmanci) Gra-
rs

yazısı, gelecek sayıda da sürdürülecek-


mer; Türkçe Açıklamalı Kürmanci Lü- tir. (M.Ö. 3000 senesinden zamanımıza
gat ve Kamus; Kürtlerin Sosyolojik kadar Kürd tarihinden bazı notlar) be-
Durumları Hakkında İlmi Bir Etüd ve lirlemesinden sonra tarihi bir inceleme
.a

Kürmanci Şiirler, yapıtlan vardır. An- yazısı sunan Anter konuyu zenginleşti­
cak özel olarak bildiğim kadariyla Ba- ren bir yaklaşım sergilemektedir.
dıllıı'nın, gramer kitabı dışındakiler 10. ve ll. sayfalarda "Henek" üst baş­
w

yayınianma dı. Yukarda söz ettiğim yazı­ lığı ve "Varta Tarihi" başlığını taşıyan bir
da buna değin herhangi bir bilgi yoktur. yazı vardır. "Rahşan" imzalıdır. Günü-
K.Badıllı'nın "Deng" dergisi tarafından müzde bu konuları daha yetkin birşekil­
w

yayınlanan şiiri daha sonraları, Av. M. de basında sergileyen Musa Anter'in


Ali Aslan'ın çıkarmakta olduğu "Yeni kullandığı Sir- imzadır "Rahşan". 1947
Akış" dergisinde yeniden yayınlandı. yıllannda "Varto Mektuplan"nın ve bir-
w

Başka herhangi bir yerde çıktığına kaç kez Hükümet ve Türkçü-Milliyetçi


değin bilgim yok. K. Badıllı'ya saygım­ kurumlar tarafından yeni baskılan yapı­
dan ve şiirini sizlerin de seveceğiDize lan "Varto Tarihi" kitabının yazarı Meh-
olan sezilerimden ötürü buraya alıyo­ met Şerif Fırat'ın oğlu Atilla Fırat,
rum. babası gibi Kürtleri karalamak için olur

69
olmaz zamanlarda ortaya çıkar, özbeöz yanılan kim?" başlıklı yazı ele alınıyor. (
Türk olma savıyla, Kürt olduklarım söy- Yazar Hayrettİn Uysal Köy Enstitüsü çı­
liyenleri suçlamaktadır. Bu durumla kışlı ve uzun yıllar CHP milletvekilligi ve
alay ederek, hayali bir konuşmayı kale- yöneticiligi yapmıştır.B.N.) Dr. Sait
me alan yazar, o zaman bu konuda Atilla Kırmızıtoprak'ın daha önce Yön'de çı­
Fırat'la polemige giren Dr. Sait Kırmı­ kan bir yazısı konu alınarak Kürt dilinin
zıtoprak'la Atilla Fırat'ı kai'§ılıklı ko- var olmadıgı ve bu nedenle Dogu'lu va-
nuşturmaktadır. Konunun daha iyi tandaşlara kendi dilleriyle hitap etme-

rg
anlaşılabilmesi için yazının giriş bölü- nin bilimsel olmadıgı öne sürülmüştü.
münü aktarıyorum: Yine Milliyet gazetesinde Yeni Türkiye
"-lı ke zaye, gı ne bezaye- Dr. Sait Kır­ Partisi Tunceli Milletvekili Mehmet Ali
mızıtoprak Yön Mecmuası'nın 40. sayı­ Demir'in "Doğu'nun geri kalmışlığı ko-

.o
sında (Kimler için çan çalıyor) başlıklı nusunda Mecliste Genel Görüşme açıl­
bir etüd yazısı ile Dünya gazetesinde çı­ ması istemi" dile getirilmiş. İstanbul
kan Avni Doğan'ın yazı/anna cevap ver- Radyosunda tekrarlanan Şıkeftan Rö-

rd
mişti. Bu sefer de 1 Kasım 1962 tarihli portajına değin olan ilan dergiye akta-
Yeni İstanbul gazetesinde Atilla Fırat, Dr. rılmıştır. İlan şöyle: "Dikkat dikkat sayın
Kırmızıtoprak'a güya cevap veriyor. Ve vatandaşlar: 20. asırdaDoğuAnadoluda
çok daha ewel, 6 Kasım 1947'de A- toprak altında mağara hayatını yaşıyan
ti/la'nın babası Mehmet Şerif Fırat'ın

u
(Varto mektubu) başlıklı bir yazısı Hüse-
vatandaşlanmızın acık/ı hayatını yannki
Mi/liyette okuyun uz."
ak
yin Cahid'in Tanin gazetesinde çıkmış,
tıpla oğlu gibi o da masum Doğuyu jur- 15. sayfada "Beş yıllık kalkınma planı
nal etmişti." Bu yazımn altına gelen bö- ve Dogu" başlıgı altında, ilk 5 yıllık kal-
lümde yine Musa Anter'in "Kımıl" adlı kınma plamnın 8. bölümünde "Bölge
yapıtının bu kez Kürtçe ilanı var. Kımıl
iv

Planlanması ve Kalkınması"'nın "Dogu


şürinden de iki mısra alınmış. "Bı çiya ve Güney Dogu'yu ilgilendiren" kısımla­
ketım Lo Apo- Çiya meıaı bun rebeno." rı incelenmiştir. Yatırımların verimli
rs

alanlara yapılması, cografik dagılışın


14. sayfada "Geçen ay Doğu için neler gözetilmesi, Dogu'ya nitelikli memurla-
dendi?" başlıklı bir yazı var. Milliyet ga- rın gönderilmesi, Keban Barajı Proje-
zetesinde yazar Necmi Onur'un "Mezar- si'ne özel önem verilmesi gibi konular
.a

lannda Yaşıyanlar" adlı seri yazısından işlenmiş olup, "Devamı gelecek sayıda"
söz edilmektedir. Batman ilçesinin denmişse de bir sonraki sayıda bu konu-
"Şikeftan" köyünün dertlerini dile geti- ya raslamadık.
w

ren yazar Dogu'nun geri kalmışlığını ve Arka kapakta, "Arnıanca Me ... " baş­
yöredekilerin Kürtçeden başka dil bil- lıklı, derginin amacım belirtmeye ça-
mediklerini örnekleriyle sunmuş. İstan­ lışan Kürtçe bir sayfalık yazı, "Deng"
w

bul'da çıkan sağcı "Toprak" dergisinin imzalıdır. Ancak 2. sayının 2. sayfasında,


15. sayısında Darendelioglu İlhan Ege- Yaşar Kaya savcılıktaki gelişmeleri an-
men'in "Doğu" düşmanlığı yaptıgı, Dic- latırken, bu yazıyı Medet Serhat'ın
w

le-Fırat gazetesindeki Kürt edebiyatı, yazdıgım ögreniyoruz. Yazıda, 27 Ma-


Kürt tarihi konularına olan tepkisi anla- yıs'tan sonra özgürlük ışıklannın görül-
tılmıştır. Yine "Yön" dergisinde -o dö- meye başlandığına işaret edildikten
nemin ünlü sosyalist haftalık dergisi- 27 sonra, uzun yıllar Kürtçenin yazılmadığı,
Mart 1963 tarihinde "Dogu meselesinde latin harfleriyle okuyup yazmanın olma-

70
dığı bir dönemde böyle onurlu bir görevi nin, daha henüz i§in ba§ında iken, ko-
de yüklenen derginin, bu çok zor görevin pardığı fırtınaya yer verildikten sonra,
başan/abilmesi için okuyuculardan des- "Tela§ neden?" ara başlığı ile, bu konu-
tek beklediğine işaret edilmektedir. nun konuşulmasına karşı çıkan kurum
ve ki§ilere genel olarak değinilmektedir.
İkinci Sayı: Daha sonra yetkin bir şekilde, insanla-
rın ana dillerini kullanabilme haklan be-

rg
Ön kapakta "Kurukenger (Keramber) lirtiliyor, din, dil ve ırk farklannın
Toplıyanlar." ya21sının üstünde kuru di- normal görülmesi gereği vurgulanıyor.
ken toplıyan iki Kürt köylüsünün resmi "Bizden uzak tarih" araba§lığında, geno-
ve resmin üst kısmında "Şewqa Rojhılat" cide -insanlığa karşı cürüm- deyimini

.o
ya21sı vardır. 1. sayıdaki mavi renkli ka- kullanan dergi şöyle demektedir: "Bir
pak 2. sayıda y~il renktedir. Kapağın iç grupun, zümrenin haiz olduğu dil, dini
sayfasında, "Deng için" ba§lığından son- inanç, kaltür gibi değerlerini de yoketmek

rd
ra okuyuculardan gelen mektup veya genocide'dir." Ba§makalenin "Çözüm yo-
şiiriere yer verilmi§tir. Bu sayfada "Ni- lu" bölümünde, ekonomik önlemlerin
yazi Okaygün"ün yazısı (Dersimlidir yanında demokratik bir ortamda bütün
B.N.), Silvan'dan "İsa Şans"ın Kürtçe bir dertlerin dile getirilmesi ve özellikle

u
şiiri var, dergi bunun yanına Türkçe çe-
virisini de koymU§. Şiirin yazarı dini
farklı dillerin konuşulması gereği vurgu-
lanmaktadır. Dergi, "Yeni zihniyet"i be-
ak
öğrenim görmܧ, eski "tarih dܧme" me- lirleme anlayışında devletin, "Doğu"nun
todlarını bilen bir ki§i olmalı, "Kürdvari geri kalmışlığına parmak basması nı, B~
tarix" ba§lığını kullanarak şöyle ba§la- Yıllık Plan'da "Doğu"ya öncelik tanın­
mıştır: masını olumlu bulmaktadır. "Aydınları
uyarma" bölümünde ise genellikle yazar
iv

Ez sond buxwım, beje yeqin.


Aş na gere kı ne ke çeqin ve aydınların bu konudaki görevlerine
Dı panzde Nisan e Deng derket dikkat çekiliyor. "Kürtlük ve Kürtçülük"
araba§lığı ile Kürtçe okuyup yazmanın
rs

Dı bist u yeke hate F arqin.


ayınıncılık olmadığı ileri sürülürken
Eroh'tan Mehmet Tirim imzalı, "Kürt asıllı vatandaşlanmız" deyimi kul-
"Deng"in yayınından duyduğu sevinci lanılmaktadır. 2. sayfada "Kelepçeli Ba-
.a

dile getiren "Pesne Jı Dengra" şiirini sın Mensupları" ba§lıklı haber-yorum


göndermݧ. Dergi bununda Türkçe çevi- karışımı bir ya21 var. Sağ köşede Ya§ar
risini birlikte yayınlamaktadır. Kaya'nın küçük bir fotoğrafı da yer alı­
w

1. sayfada "Deng" imzalı, "Sevmek İçin yor.l. sayıda Sorumlu Yazıi§leri Müdü-
Bilmek La21m" başlıklı bir yazı vardır. rü olan Yaşar Kaya'nın 'tutuklanışını ve
Bu, ba§makale olmalı. Çünkü, "Ba§ma- Genel Yayın Müdürü Medet Serhat'ın
w

kale" üst başlığı bir önceki sayfada oku- 2000 -ikibin- lira kefaletle, tutuklanma-
yucu mektuplan bölümünde, yanlışlıkla sının red edildiğini bu anlatımların ara-
yer alıyor. Derginin ideolojik ve dܧün- sında buluyoruz. Medet Serhat'ın 1.
w

sel yönlerine değinirken bölümler ala- sayıdaki "Deng" imzalı, "Arnıanca Me ... "
cağımız ba§makale, genellikle dergi yazısının yazan olduğu da burada yer al-
kadrosunun dܧünsel yapısını sergile- maktadır.
mektedir. "0/kemizde konuşulmasına 3. sayfada "İro Here Sube Were- Bu-
tahammül edilmiyen sosyal bir gerçeği gün Git, Yann Gel" başlıklı ve Ahmet
ortaya atmak"la çıkışta bulunan dergi- Kemal imzalı ya21, sayfanın yansını tutu-

71
yor. Kulp ilçesinin Ra§ikan, Havre Ma- ne son vereceği özlemi anlatılıyor.
mikan ve Malagarve köylerinde jandar- Turgut Boran'ın "AY§oya Mektuplar"
maların yaptığı baskılar anlatılıp, bunun adlı Türkçe şiiri 5. sayfadadır. Ayrıca
Anayasaya aykın olduğu dile getiriliyor. Kığı yörelerinden derlenmݧ "Baxçe Ke-
Ayni sayfanın diğer yansını kaplıyan mal Paıja" adlı kısa bir Kürtçe türkünün
"Hadise yaratan dergi" yazısı var. dört beyit tutan sözlerinin altında, çer-
Deng'in daha 1. sayısında büyük yankı­ çeve içine alınan "Tekamül Nazariyesi"
lar yaptığı, istihbarat Örgütlerinin, Milli baıjlıklı küçük bir yazı var. Bu, Tercü-

rg
Güvenlik Kurulunun, Bakanlar Kurulu- man gazetesi yazarı Ahmet Kabaklı'nın
nun gizli toplantılar yaptığı belirtiliyor. "Kürd demek, kurd demektir" sözünü
Basındaki yansımalardan örnekler veri- ele alıp Darvin'in Evrim Teorisi'ni
liyor. Örneğin Cumhuriyet gazetesinde anımsatan, A. Kabaklı ile alay eden bir

.o
Ecvet Güresin, (Yok demekle yok olmu- yazıdır. Evrim Teorisine göre bazan in-
yor) btz§lıklı yazısında, "İster Kürt, ister san konU§an hayvan olur, Kürtler'in
Üçok, ister kurt diyelim Türkiyede bun- kurttan gelmesi gibi, bazan da bir bitki-

rd
larla ilgili mesele vardır ve bu mesele gün- den gelir, Ahmet Kabaklı'nın "ka-
begün önemini aza/tmadan devam eder bak"tan geldiği gibi, deniyor.
gider.... "diyordu 22 Nisan 1963 tarihin- 6. ve 7. sayfalarda "Çirok-Hikaye" üst
de. 20 Nisan 1963 tarihli Milliyet'te ise, baıjlığının altında "Siyabende Sılivı"" ba§-

u
ş u cümleler yer alıyordu: "...Kürt mesele-
sini ele almak daima tehlikeli bir konu
lıklı yazı vardır. Siyabende SıliYihikaye­
sinin Kürtçesi ve ardından Türkçesi
ak
addedilmiş ve bu alanda yayın yapılma­ verilmi§tir. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile
ması istenmiştir... Anltz§ıldıgına göre söz Şirin, Rom eo ile J ülyet, Pol ile Virjini gi-
konusu yayın organlannın kapatılması bi Batı ve Doğu'nun a§k, sevgi üzerine
ve adı geçen grnplann sıkı bir şekilde ta- kurulu klasiklerine benzediği söylenen
iv

kibi düşünülmektedir. Ancak bu tedbirler hikayede, Miyafarqin -Silvan- dolayla-


Kürtçülük davasını kökünden halledecek rında Xece, Siyabend'i sevdiği halde
çareler degildir. Meseleyi cesaretle ele al- ba§kası ile ni§anlandınlır. Sevdiğini ka-
rs

manın ve gerçekçi tedbirler düşünmenin çıran Siyabend, Süphan Dağı'nın e-


zamanı gelmiştir..." Yön, Sosyal Adalet teklerine varır. Süphan Dağında,
haftalık dergilerinin yakla§ımlarının da uçurumun kenarında yabani bir erkek
benzeri olduğu ݧaret ediliyor. Sağcı geyiği vurduktan sonra, çırpınan geyiğin
.a

yazar Ahmet Kabaklı, Tercüman, Son Siyabend'in dengesini kaybetmesine ne-


Havadis, Yeni İstanbul gazetelerinin den olU§ u ve uçurumdan yuvarlanırken
şiddet önerdikleri, ancak Bakanlar Ku- bir kuru sakız ağacının Siyabend'in göğ­
w

rulu'nun sırf Kürtçe yazıldığı için suç süne saplanması sonucu ölmesi ve on-
kabul edilemiyerek, suç zanlı yazılann dan ayrılmayı göze alaınıyan Xece'nin
koVU§turulmasını önerdiğini yazan der- kendisini uçurumdan atıp öldürmesi an-
w

gi bu anlayışı memnunlukla kar§ılamak­ latılır. Hikayenin bu varyasyon u Kürdis-


tadır. tan'da ünlüdür.
4. sayfada İsmet Nizarnİ imzalı "Doğu­ 7. sayfanın sağ yansında Halim Yağ­
w

nun Kaderi" yazısı, "Şarklı"nın İstiklal cıoğlu'nun "Anzelha" adlı uzun şürin­
Savaıjı'nda çarpıştığı, vatanı kurtardığı den bir bölüm yer alıyor. İzmirli
ancak şimdi yokluklar ve mahrumiyetler öğretmen H. Yağcıoğlu'nun "Anzelha"
ülkesinde ya§adığı dile getiriliyor. isimli ş ür kitabından alınml§tır. {Kürtle-
"Şark'lının evlatlarının" uyanıp dertleri- ri isyana kışkırtıyor diye H. Yağcıoğlu

72
1950'li yıllarda yargılanmıştı.B.N.) §Ürlerinden söz edilen yazıda "Gazin jı
8. ve 9. sayfalarda "Kürtler ve Kürtçe" Xwede" §Ürinin "Deng" tarafından yapı­
yansı var. "Kemal Badıllı- Urfa Y.T.P. lan Türkçe çevirisi de sunulmU§. (Bu§Ür
Milletvekili" imzasını t~ıyor. Kürt dili- daha sonra Yeni Akı§ ve Demokrat der-
nin dünya dilleri içindeki yeri, Ziya Gö- gilerinde yayınlandı. Yeni kU§ ağa ulaıjtı­
kalp'ın Kürt dilini incelerken ortaya rılması yeteri kadar yerine getirilemedi.
koyduğu tasnif verildikten sonra Kur- Şüri bir kez daha sunarken saygı deger
ınançcanın yaniışı için 38 harili Kürt al- Faik Bucak'ın 1965 yılında Kürdistan

rg
fabesinin anlatımına geçiliyor. Bu Demokrat Partisi'ni kurduğunu ve ilk
bölümde zengin örneklernelere yer veri- genel sekreterligini yaptıgını anımsata­
yor Badıllı. Avrupalı bazı dilbilimcileri- lım.B.N.)
nin isimlerini ve yapıtlarını belirtirken

.o
dipnotu§eklind e birkaç satırla Zaza'lar- Gazın Jı Xwede
dan da söz etmektedir. Ne nane, ne dane, ne şiv ı2 taşte
10. sayfada "Portreler" üst b~lıgının Ho rebiyo! ev qas derd ı2 bela jı ku te

rd
altında, Faik Bucak'ın y~amı dile geti- Dewlemendt lı me gırt edın em bune xezan
rilirken, "Gazın Jı Xwede" isimli Kürtçe Hış sere me da nema, be/e, mane gej ı2
§iiri ve sol kÖ§ede resmi sunulmaktadır. nezan
Çavan ji bıgre bıla rohnayt bibe zulmet

u Çı bı/am pışka derdıl xama para me ket


Ma nıfir lı me buye kes pigar nabe mera
ak
Heva/ sı/av nadın pırs na/an bav ı2 bıra
Re lı ber me wunda bu nı.zanım kuda bıçım
Rebt! T'ına beecim selanine h ber Çem.
iv

Bu yazının altında, ondan ayrı olarak,


"Urfa, Özel" ba§lıgı altında, 55'lerden
Faik Bucak'ın Urfa'da İsa Reco adlı bir
aga tarafından evleri yıkılan Akçakale
rs

ilçesinin Hırbetli Salih köyü halkının da-


vasını aldıgına degin küçük bir haber ya-
zısı vardır.
.a

11. sayfada "Kürd Lisanı" ba§lıklı bir


yazı, "devam edecek" notunu t~ıyor.
AVUKAT FAIK BUCAK Degerli dilbilimci "Kemal Badıllı"nın il-
w

1919 yılında Siverek'te dogan Faik Bu- mi notlarını esas alan bir seri yannın ilk
yazısı olarak sunuluyor. Dünya dil guru-
cak, Istanbul Hukuk Fakültesi'ni bitir-
meden önce Dicle Talebe Yurdu'nun plan ve sonra bunun içinde Kürd dilinin
w

kuruculugunu yapar. Çok ünlü bir folk- yeri ve tarihsel evrimi ele alındıktan son-
lor ustası olan Bucak, İstanbul'da folk- ra Kürt Alfabesi bölümüne geçiliyor.
lorik geceterin düzenlenmesinde 12. ve 13. sayfalarda "Henek-Şaka" alt
w

b~lıgı altında "Açık Oturum: K ürdün


bulunur. 27 Mayıs Devrimi diye anılan
askeri yönetimin D.P.'yi devirip yöneti- Kökü" b~lıklı ve "Rah§an" imzalı uzun
me gelmesinden sonra, ağa olduklan sa- bir yazı var. Yukarıda belirtmݧtik, bu
vıyla sürülen 55 Kürt'ten biri olan Faik
imza Musa Anter'in zaman zaman kul-
landığı bir imzadır. "Hayali" bir açık otu-
Bucak'ın kitap halinde yayınlanmamı§

73
rum düzenliyen yazar, aşağıdaki kişile­ bul gazetesinde bir okuyucu mektubu-
rin katılımiarım sağlıyor. nun terbiye dışı küfürlerle dolu olduğu,
Barış Dünyası Mecmuasından: Ah- mağara yaşamından kurtulmak istiyen
met Harndi Başar. Dogu'luya kominist diyen Yeni İstan­
Milliyet Gazetesinden: Abdi İpekçi. bul'un anlayışı sergilenirken soguk kan-
Cumhuriyet Gazetesinden: Ecvet Gü- lı bir yöntem öneriterek böylelerinin
resin. yanıtlanmaya değmediği de yazılmakta­
Dünya Gazetesinden: Falili Rıfkı dır. Bununla ilintili olarak, yazımn he-

rg
Atay. men altında, çerçeve içine alınan Farsça
Tercüman Gazetesinden: Ahmet Ka- bir beyit Türkçesi ile birlikte verilmiştir.
baklı. " Çu ayni ki bexti in, ne şekle menest. We
Son Havadis Gazetesinden: Mümtaz /ekın kalem der kefe düşmenest.-Çizilen

.o
Faik Fenik. bu çirkin tasvir, benim şek/im değildir.
"Kürtlerin Kökü" adlı raporun müver- Lakin kalem, kötü niyetiiierin elindedir."
rihi Mehmet Fahrettin Kirzioglu. 15. sayfada Musa Anter imzalı "Kürd-
lerde Din" başlıklı, geçen sayıdan sürdü-

rd
Deng Mecmuasından: Ant er.
Yön Mecmuasından: Doğan Avcıo­ rülen tarihsel inceleme yazısı vardır.
ğlu. 16. sayfada ise "Türkiyede çıkan gaze-
Yeni İstanbul Gazetesinden: Gökhan te ve mecmualar" başlıklı kısa, Milli Eği­
Evliyaoğlu.
Sosyal Adaletten: Turhan Tükel
u tim Bakanlığı Basma Yazı ve Resimleri
Derleme Müdürlüğü'nün 31 Aralık
ak
Oturumu idare eden: Rahşan. 1962 tarihli istatistiklerini içeren bir ya-
O güne dek bilinen düşünceleriyle, zı yer alıyor. Tüm dillerde çıkan gazete
onlara bazı çözümler söyletİyor yazar. ve dergilerin sayılan verilmektedir. Bu-
Genellikle A.H.Başar, E.Güresin, rada belirtilcliğine göre, "Süryanice,
A.İpekçi, D.Avcıoglu, T.Tükel ve Anter Kırgızca, Kürtçe-Türkçe neşriyata ras-
iv

Kürt gerçeğini kabul edip daha insancıl lanmaktadır." cümlesi de orada yer al-
önerilerde bulunurken, F.R.Atay, makatadır. Ayni sayfada çerçeve içinde
A.Kabaklı, M.F.Fenik, M.F.Kırzioglu, "Özür" başlığı altında Dr. Sait Kırmızı­
rs

G .Evliyaoğlu ise Kürtlere karşı baskıla­ toprak'ın yeni görev yerine gitmesi
rın arttınlıp seslerinin kesilmesi gerekir nedeniyle Dr. Yusuf Azizoğlu'nun ko-
diyor. nuşmalarına değin yazıları ancak dergi
.a

13. sayfamn sağ yansım "Kara Çadır" hasıma verildikten sonra ellerine ulaş­
başlığı altında, orijinalı derginin arka tığı belirtilerek özür dileniyor. Yine 16.
kapağında yer alııJJ. .. fKone Res" adlı sayfada Kahta ilçesinden Abdullah Tu-
·· Kürtç~, "Doğu'dan derieaiğimiz" notu- ranlı'nın noter kanaliyle "Deng"e baş
w

nu taşıyan şiirin Türkçe çevirisi yer al- vurduğunu, derginin kendisine gönde-
maktadır. Göçebe yaşamım dile getiren rilmemesini istediği yer alıyor.
lirik bir anlatım vardır. 17. sayfa yine okuyuculara ayrılmış.
w

14. sayfada "Değmez Ama" başlıklı ve Lice;den Bahri Koçkaya, Ankara'dan


"M-U" imzalı bir yazıda, Kürtçe yazıları İ.Nizami ve nereden gönderildiği be-
da içeren "Deng"in yayım üzerine bazı lirtilmiyen Saffet Aykut'un Türkçe,
w

dergi ve gazetelerde sert tepkilerle kar- Beytüşşebib'den Seyfeddin Kuri M.za-


şılaştıklarım, "Kürtçülük propagandası de'nin Kürtçe kutlama mektupları var.
yaptığımızı iddia ettiler." diyerek dile Diyarbakır'dan Salih Akgül, Türkçe
getiriyor. Ancak bunlardan Yeni İstan- mektubunda hem Deng yöneticilerini

74
kutluyar ve hem de Dicle-Fırat, Bart§ lilikleri henüz öyle bir aşamaya varmış
Dünyası, Deng dergilerinin okunmama- değil. Ancak bütün bunlara karşın bazı
sı için baskıda bulunan Ahmet adlı jan- ipuçlarını bulmak da olanaklıdır, buna
darma çavı.ışunu şikayet ediyor. çall§acagız.
Siverek-Urfa'dan Hacı Ali Bucak, İlk bakı§ta, akla gelen, bu görünümüy-
Türkçe olan mektubunda dergi ye abone le derginin geleneksel Kürt ulusal istem-
oldugunu yazdıktan sonra, 1. sayıda lerinin ve anlayışının 1960'lı yıllardaki
"Portreler"de söz edilen kitapların nasıl bir yansıması oldugudur. Bunu dogal

rg
elde edilebilec eiini soruyor, ödemeli görmek gerekir. O güne dek Kürt kim-
olarak "Türkçe Izahlı Kürtçe Gramer" liği üzerindeki baskılar zaman zamanje-
kitabını rica ediyor. Yine 17. sayfada da- nosid sınırına getirilmek istenmiştir, bu
ha önce Anzelha isimli §iirinden söz et- nedenle de her Kürdün aklına gelen ilk

.o
tigimiz Halim Yagcıoglu'nun "Dogu §ey, "varlığının" kaybolmamasıdır.
Kalkınması" adlı §iirine yer verilmiştir. Yaşam ve Kürdistan 'daki baskılar, Kürt
Dogu Kalkınması yurtsever ve aydınlannın geniş çerçeve-

rd
li dܧünmelerini sımrlaml§tır. Arayı§la­
Biti lannak için göz rının çok boyutlu olması olanakları
Toprak için baraj lazım kısıtlı olmU§tur. Dönemi anımsayalım,
Yollazım tarihsel birikim yetersiz, Türk entelleji-
Işık lazım
Dillazım u yansı Kemalist ideolojiye sım sıkı bağlı
ve bunun sonucu olarak, Kürt varlığını
ak
Lafta yürümez peynir gemisi bile kabul etmiyor, yönetim ise alabil-
Nutukla yürümez diğine baskıcı. Bu kO§ullarda yaşlan yir-
Ana yurdu baştan başa mi cıvannda olan bir avuç üniversite
Palavrasız sevmek lazım. öğrencisi Kürt genci bundan daha yet-
kin bir yayın çıkaramazdı. Kaldı ki, o dö-
iv

Aym sayfadaki, Hazro dalaylanndan nemde Türk demokrat ve aydınlarının


derlenen Kürtçe "Eman "Eman" türküsü yayınlan da çok ileri sayılmazdı. İnsaflı
olmak gerekir. "Deng", bu durumu ile
rs

temiz bir köylü aşkını dile getiriyor. Sag


alt köıjede Sümerbank ve Ziraat Banka- büyük bir aşama olarak kabul edilmeli-
sı reklamını yapan Türkçe-Kü rtçe kısa dir. Çok dikkatle değerlendirildiğinde,
bir §İir ve slogan vardır. iki sayıda da Kürt aga ve beylerine ve
.a

Derginin arka kapagındaki Kürtçe onların anlaYl§lanna ödün verilme-


"Kone Reş" §iirinin Türkçe çevirisinin miştir. Bunda büyük bir kararlılık var. 1.
13. sayfada yer aldığım ve "Doğudan sayının Sorumlu Müdürü Yaşar Ka-
ya'nın, yeni bir kadro ve anlaYl§ın yayı­
w

derlendiği"ni belirtmiştik.
na soktuğu fakat aynı ismi taşıyan
Deng Dergisi'n in düşünsel -Deng- derginin Ocak 1990, 2. sayısın­
w

daki söyleşisini okuyunca, bu tespitimin


yapısı ve ideolojısı.
dogruluğuna olan inancım arttı. Kendi-
lerinin daha sağında bir dünya görܧü-
Dergiyi sizlere kısaca tanıttıktan son-
ne sahip olan Ziya Şerefhanoglu ile
w

ra hemen eklemeliyim, yalnızca iki sayı­


dergi konusunda anlaşamıyorlar. Ancak
sı çıkan bu derginin ideolojisi ve
dergi sola açılmaktan da çok korkmak-
dܧünsel yapısı hakkında çok §ey söyle-
tadır. Yazıların konulan ve anlatım bi-
mek elbette zordur. Öncelikle eldeki
materyal bunu kısıtlıyor, yazıların çe§it- çimlerinden kolayca anlaşılıyor bu

75
ürkeklik. Kürtler arasında sosyalist veya maktadır. Musa Anter'in varlıgı ve ya-
komünist olarak tanınma korkusu, tecrit zılarıyla dergide önemli bir etkinlikte ol-
olunma korkusu ve bütün bunlara baglı dugu anlaşılmaktadır. Belli ki, dergi
olarak ba§ansızlık korkusu. Dogrusu o momenti iyi yakalamış. Kürt demokratik
dönemde dikkate alınması gereken bir istemlerini güncelleştirmek, onu Türk
durum. aydınlanna ve demokratianna da be-
nimsetmek ... Otuz yıl sonra bile sürekli
olarak tartışılan bir konu. Ne ölçüde

rg
Derginin ideolojisine dair. başarılı olundugunu hem Türk ve hem

Dergiyi çıkaranların sosyal konumlan

.o
çok belirgindir. Kürdistan'ın orta halli
ailelerinden gelmiş ögrencilerdir tümü.
Tipik küçük burjuva unsurlar. Türki-
ye'nin göreceli olarak özgürle§me döne-

rd
minin insanlan. Irak Kürdistanı'nda
Barzani'nin önderliginde gelişmekte
olan bir Kürt ulusal hareketi var. Bu

u
Kürt gençlerinin bir bölümü bir iki yıl
öncesine kadar, 49'lar Olayı nedeniyle
tutukevindeydiler. Bu psikolojik faktör-
ak
ler de, göz önünde bulunduruldugunda
dergiye egemen olan atmosfer daha iyi

____
anla§ılır. Dikkat çekicidir, bu küçük
ögrenci grubu akıllı şeyler söylüyor.
iv
(ovo.,...n-.,...ı...y..ı."'or'ri;d......,.ı..;•od.:A\'10io'"'

....... ' '"" ···---


foıclonn""v•",.."-••,..

Ekstreme kaçmıyorlar. Maceracı de-


giller. Ya§lanndan beklenıniyen bir ol-
gunlukla olaylara yakla§ıyorlar. Daha de Kürt aydınlan tartışıyor.
rs

çok Kürt burjuva-demokrat bir çizgide Örnegin, o zaman ''Türkiye halkı" de-
yürümek istiyorlar. Bunda da başarılı yimini kullanarak, Kemalist ideolojinin
oluyorlar. İki sayı gibi kısa bir yayın katı ve herşeyi "Türk" gözlügü ile gören
.a

yaşamında, degişik Kürt çevrelerinde anlayışına karşı bazı Türk aydınlarını


yankı buluyorlar. Y.T.P.Milletvekili, dil yumuşatmak ve onları bu konuda
bilimci Kemal Badıllı burada yazı ya- düşünmeye yöneltmek istemişler. Nite-
zıyor. Daha sonralann yetkin bir sos- kim sonraları "Türkiye halkı" deyimini
w

yalisti Aslanoglu dergiye etkinlik kullanan bir kısım Türk ilericilerine,


kazandınyor. 1%5 yılında Kürdistan çogu Kemalist ve Türkçiller şiddetle
Demokrat Partisi'nin kurucu ve genel karşı çıkmışlardır. Bu deyimi derginin 1.
w

sekreteri olacak Faik Bucak dergiye çok sayısının "Çıkarken" yazısında bulmak-
sıcak bakıyor. Kürdistan'ın politik şekil­ tayız: "Ve, meselelerimizin Türkiye halkı­
lenmesi çabalarında, daha sonralan yer nın ortak malı olduğu noktasından
w

alacak Dr. Sait Kırmızıtoprak'ın yazıla­ hareket etmektedir."


n yok ama, dergi, yayınını sürdürebil- Birçok küçük burjuva aydın hareket-
seydi, onu da okuyabilecektik. Derginin lerinde oldugu gibi "Deng" çevresi de
iki sayısında da kendisinin yazılannın aydınlara büyük bir işlev yüklemiştir.
yayınlanacagı okuyuculara duyurul- Hem bulundukları çevre ve hem de po-

76
litik deneyimsizlikler onların bu roman- lük çekmezler. "Kürtler" yerine de sık sık
tik düşünce biçimlerini öne çıkarmakta "Doğulu" dennıiş ama yerine göre bunu
etken olmalıdır. Aynca, Osmanlı sosyal a§an deyimiere raslıyoruz. Örneğin, 2.
ve düşünsel ya§amında da aydınlann sayıdaki başmakalede; bazan "etnik gu-
özellikle etkin oldukları örnekleri, böy- rup", bazan "unsur" ve bazan da "Kürt
le düşünmelerini etkilenıiş olabilir. "Çı­ asıllı vatanda§lanmız" deyimi kul-
karken"de ".... Ve, bütün davalanmızın lanılmış. Bu arada "Millet" olgusu ele
alınırken belirgin olmıyan, karışık ifade-

rg
geniş fikir/i aydın/ann ve hür kalemlen"n
gayreti ile olumlu şekilde sonuçlanacagı­ ler e raslıyoruz. Belli ki, günün koşullan
na inanıyor... Toplumum uzun dertlen"ne ile dergi yazarlarının söylemek istedik-
ışık tutmuş, köklü degişiklik/ere dayanan leri ve birikimleri uyumluluk göstermi-

.o
görüş sahibi aydınlara duyulan hasretin yor. Örneğin, 2. sayının ba§makalesinde
giden"lecegine bag lı ümidimiz her gün bi- şu anlatımı buluyoruz; "."Kaldı ki çagı­
raz daha kuwetleniyor..." cümlelerinin mız b uluş/an ve teknolojik ilerleme millet
yanında halkın, ~çinin ve köylünün öne- unsurlannın muhafazak ar perdesini in-

rd
mine değinilmemesi bu yargıya var- dirmiştir bugün. Önemli olan insan ve in-
mamda yardımcı oldu. Yine ayni sanlıktır; kan ve dil degi/... " Klasik
düşünce tarzı Türk aydınlan için de sık sosyalist ulus anlayışına değin hiçbir işa­
ret yok dergideki yazılarda. Ancak, bir

ge~imleri göz u
sık kullanılırken, Osmanlı ve Cumhuri-
yet dönemlerinin sosyal yapıları ve ta-
onune
ülkede dil, ırk ve din birliğinin olmama-
sının dogal olabileceği vurgulanmakta-
ak
rihsel
alınmamıştır, buna değin belirlemel er dır sıkca. Bunu a§an çözümlere
yoktur. O dönemlerin kabalıatı da Türk yakla§ım yoktur. Bu durumu da çok
aydınlarına yüklenm~tir. Örneğin, 1. sa- doğal buluyorum. "Deng"çilerin daha
yı, !.sayfada geri kalmışlığı belirleyen ileri şeyleri söyleme olanaklan var mıy­
iv

nedenlerin başlıcası şu şekilde ifade dı? Güçleri, anlayışları ve Türkiye'nin


edilnıiştir: "".Neden bugüne kadar koşullan bu kadanna bile uygun değil­
Dogu, kaden"nin pas/ı çembednd e y~a­ di. Nitekim iki sayıdan fazla çıkamayan
rs

ma mahkumiyetinden kurtulamamı­ derginin yöneticileri de tutuklandılar.


ştır?..Bu mevzuda çok şey söylenebilir,· Doğu'nun geri kalmışlığı o dönemde-
biz, sadece aydınlanmızın, ülkemizin ki bazı demokrat nitelikli yayınlarda yer
atmaktaydı. Milliyet'te Necmi Onur'un
.a

morfolojik ve sosyolojik yapısını bilme-


diklen"ni ve halkın dertlerine gereken ilgi- Şıkeftan köyünü anlatan "Mezarlan nda
yi gösteremedik/en"ni belirtelim ... ." Yaş ayan lar" yazı dizisi gibi. Deng dergi-
si bunlan öne çıkarmakta ve Dogu'nun
w

Doğu'nun Geri Kalmışlığı. ancak eşkiya Koçero'nun ismi geçince


radyolardan duyulduğunu yazmaktadır.
Kürtlerin özellikle geri bırakılmışlığı Bölgeler arası dengesizlik ellerinden
w

"Dogu" deyimi kullanılarak dile getiril- geldiğince öne çıkarılmıştır. Kürt ger-
nıiş. Sınırlı olan dergi sayfalannda bu çeğinin - o zamanki adıyla Dogu- dile
konu iyi işlenmiş. "Kürdistan" deyiminin getirilmesine "tahammülsüzlügün" ne
w

o dönemde büyük bir anlayışsızlıkla denli etkin old~u şu cümlelerle karşı­


karşıtaşacağını düşünen "Deng" yöneti- mıza çıkıyor: " Ulkemizde konuşulması­
cileri, Kürdistan kelimesini coğrafi an- na dahi tahammül edilmeyen sosyal bir
lamda da, kullanmamışlar. O günleri gerçegi ortaya atmakla Deng vatansever-
anı.msıyanlar, bu tutumu anlamakta güç- lik ve milli birlik için gereken en büyük

77
hizmeti yüklenmiş bulunuyor. Deng'in pışıp madalya alanların daha sonra gö-
yarattığı tepki Türkiyemiz gerçeklerinin mülecek kadar topraklan olmadığı dile
nekadar bilinmediğ inin çok iyi beliftileri- gelir 9. mektupta. 10. ve son mektupta
dir.... bütün zorluklardan sonra Sılo'ya git-
mek, ona ulaşmak isteyen yazar diyor ki:
Sosyal Konulann İşlenişi. "".İşte yıllarca uğraştım bu yoldan sana
gelmek için. Setlerçektilerönüme; vurdu-
Yukarda da belirtmeye ç~tıgım gi- lar, ezdiler beni. Ama durduramadılar.

rg
b~ feodal toplumu aşan, modern bir Şimdi bu yoldayım. Sana yaklaşıyorum.
burjuva anlaYI§ı ile olaylara yaklaşmak Kini, öfkeyi bırak, sahte samimiyetiere
istenmiştir. Dergide, sosyalist önerme- değil, imanlı sevgi/ere inan. Sen de bana

.o
lerin i§aretlerini, belirgin bir şekilde doğnt gel. El ele verip çalışalım ..."
bulamıyoruz. Ancak, 1. sayıdaki, "Asla- Tümü de sosyal dengesizlikleri içeri-
noglu"nun yazdıgı "Sıloya Mektuplar"la yor ve romantik de olsa güzel ve tatlı bir
yazar, sosyalist bir düşünce anlaYJ.§ını yaklaşım var mektuplarda. Biraz roman-

rd
dergiye taşımak istedigi izlenimini ver- tik olunmadan yenilikler olmaz demiyor
mektedir. Yer yer sembollerle bezenmiş muyuz çogu kez. İnsan, "Aslanoğlu"nun
bir şekilde Kürdistan'ın -Dogu'nun- ve aydınlara özgü romantizmini seviyor bu
satırlarda. Mektuplan yazan genç, son-

u
oradan yeti§en aydınların karşılıklı ola-
rak yabancılaştıkları anlatılırken tarihi
determinizm hatırlatılarak bunun aşıla­
ra, bilmem bu söylediklerini gerçekleş­
tirmek için ne yaptı?
ak
cagı umudu verilmektedir. Sılo'ya 2. Yeri ~elmişken söyliyeyim, "Deng"
mektubunda, üstü başı lime lime köylü çevresi Istanbulda Süleymaniye Ca-
ile özel araba sahibini karşılaştınrken, misinin yanındaki Kürtlerin kah-
bu ezilenin genellikle Kürt oldugunu us- vehanelerine sıkca gittikleri ıçın,
iv

talıkla anlatmaktadır. 3. mektupta, tek "Süleymaniyeliler" diye anıldılar. Bazı­


ineğini satarak 40 kilometrelik yolu, larının üniversite yıllan uzadı, yeniler
karda kışta , karısı Zeyno'yu sırtında geldi, ama o "hava" uzun süre yaşadı.
rs

taşıyarak hastahane kapısına getiren Bunların çoğu bugün Kürdistan'da dok-


köylüyü tanıtıyor yazar. Ancak hastaha- tor, avukat, hakim, savcı ve değişik mes-
neye yatıramadığı karısı sabaha karşı lek sahibidir. Genellikle yurtsever,
otel odasında ölüyor. Önünde kansının ileriye açık bir çizgiyi sürdürdüler. Kür-
.a

cesedi ve köyünde öksüz çocukları ... Ya, distan'daki ulusal mücadelenin ön safla-
bari çocuklarımı okutayını diyerek ken- rında bulunanları az oldu, devrimci
te göç eden köylünün, i§siz kalan oğlu­ kadrolara sempati duydular ama içleri-
w

nun afyon satıcılarının elinde nasıl ne girmediler. Tanım yerindeyse, kendi-


peri§an olup hapislerde yattıgını anla- lerine özgü bir işlevi yerine getiren birer
tan 4. mektuba ne demeli?. Tüm mek- "Deng"ci oldular. Bugün onlara daha
w

tuplar birbirinden güzel. 5. mektupta çok gereksinimi var Kürdistan'ın.


jandarma dayagı ve yöneticilerin vur-
dum duymazlıgını, 6. da rüşvetsiz iş ya- Kürt dili üzerindeki
w

pılmadığını okuyoruz. 7. de eşkiya çalışmalar.


olmaya mahkum olanların yaşamı var. 8.
mektupta radyodan "Evdale Zeynıke" O dönemdeki en yetkin kalemlerin
türküsünü dinlerken karakala götürü- Kürt dili üzerindeki çalışmalarının der-
lenler anlatılıyor. Sınır boylarında çar- giye yansımasma önem verilmiştir. Ke-

78
mal Badıllı ve Musa Anter bunların hatta yer yer eskiyle kal'§ıl~tırarak
b~ında geliyordu. Kürt Jolkloruna, ta- memnunluk belirtiliyor. Be§ Yıllık
biat, ~k, sosyal y~ama ait derleme ve Plan'la Doğu'ya öncelik tanınması, yeni
şiiriere yer vermeleri çok olumlu olmuş­ dönemde daha ileri burjuva demokratik
tur. Sloganalıktan uzak, Kürt öz değer değişimierin varolması, "Deng" yöneti-
yargılarını öne çıkarma ustalıkla yürü- cilerinin bir süre önce 49'lar Olayı nede-
tülmüştür. Kürtçe yazıp okumanın milli niyle tutuklu olmalan bu tavırlan
bütünlüge zarar değil, onu pekiştirdiği, takınmalarında etken olabilir.

rg
derginin iki sayısında da işlenmiş tir. Gö-
nül birliği gereği vurgulanmıştır. Bunu Diğer bazı özellikler.
en çok ı. sayı ı6. sayfada ve 2. sayı ı. say-
fada yoğun olarak görmekteyiz. Kürtçe Değerlendirmemizde okuyucuların

.o
yazıların oranı ve seçimi genellikle içe- istem ve konumlanna da değinmek ge-
rikle uyumlu olmuştur. Bazı yazım yan- rekir. Doğal olarak ı. sayıdan sonra
lışlan o günün tekniğindeki gerilikten ve okuyucu mektupları geliyor ve derginin

rd
bu arkad~lann Kürtçe okuyup yazma- 3. sayısı da yayından alıkonuluyor. Bu
daki eksiklerinden kaynaklandığı tah- nedenle söyliyeceklerimiz sınırlı olmak
min edilebilir. zorundadır. Dersim, Silvan, Eruh, An-
kara, Siverek, Diyarbakır ve Lice gibi
Atatürk ve Kemalizm konusu.
u çok değişik yörelerden mektuplar alın­
mıştır. Bunlardan ismen tanıdıklanmız­
ak
"Deng" yazarları Kemalizm ve Ata- dan bazıları daha sonra da Kürt ulusal
türk'e değin görüş belirtmekten genel- demokratik çalışmaların yanında yer al-
likle kaçınmışlar. Örneğin, 1. sayıda dılar.
"Çıkarken" yazısı. ""' Cumhuriyetimizin Türk kökenli demokrat ve ilerici kişi­
iv

kurucusu Atatürk 'Türkiye Devleti bir bü- lerin görüşlerine de, olanaklar oranın­
tündür, parçalanarn az' vecizesi ile bütün- da, yer verilmiştir. H. Yağcıoğlu'nun
lüğümüze göz diken dış tesiriere set şürleri yayınlanmış, Cumhuriyet, Milli-
rs

çekmiştir.Bu görüşün kuweti Kurtuluş yet, Yön, Sosyal Adalet ve Banş Dünya-
Savaşını yaratmıştır. Ancak bu veeizenin sı'ndaki demokrat ve ilerici yazarlardan
toplum hayatımızın ekonomik, sosyal ve söz edilmiştir. Ziya Gökalp'ın "Kürdler
kültürel kesimlerinde gereği gibi uygulan- ve Türkler" yazısı onun bu konudaki en
.a

maması büyük kurtaneının asıl gayesinin olumlu yazısıdır. Kürt ve Türklerin Kur-
gerçekleştirilmediği veya aniaşılmadığı tuluş Sav~ı döneminde elbirliği etmele-
sonucunu gösterir..." "Deng" kadrosu- rinin dayatıcı bir gerek olduğu anlayışı
w

nun, Cumhuriyet dönemindeki asimi- kendisine egemendir. Dikkat edildiğin­


lasyoncu ve baskıcı uygulamalann de yazı d~ Kürdler ve Türkler ayn ayn iki
sorumlutarım nerede aradıklan nı dergi- ulus ofarak gösterilmiş, ancak birlikte
w

deki yazılardan çıkaramadım. Yukarı­ y~amalarının zorunlu olduğu belirtil-


daki satırlan değerlendirmede güçlük miştir. Varlığı unutturulmak istenen
çekiyor insan. Koyu Kemalist bir dö- Kürtleri yeniden aktüelleştirmek için,
w

nemde, geçmişe değin alesaklık ve yanlı­ Türkçü ve Turancı Ziya Gökalp'ın Kürt
şlıkarda Atatürk'ü tartışmaların dışında ulusunu kabul ve saygıya değer bulan
tutmayı uygun buluyor lar. Dönem hükü- söz konusu yazısını derginin birinci sa-
metine karşı çok yumuşak eleştiriler var, yısına almışlar.

79
w
w
w
.a
rs
iv
ak
urd
.o
rg
Deng
(Aylık siyasal ve kültürel dergi), istanbul, Sayı:2, Ocak 1990, s.42-47

1963'te Yayımlanan Deng


Dergisi'nin Yazı İşleri Müdürü
Y. Kaya ile Bir Söyleşi

rg
.o
1963'te yayma başlayan ve ancak üç sayı çıkabilen DENG dergisinin yazıişletimüdürü
YAŞAR KA YA ile sohbet ettik. O günlerdeki DENG'in başına gelenleri bu sıcak sohbe·

rd
tin içinde bulacaksınız. O günkü Deng'i merak edeceğinize şüphe yok. Olanak olsaydı
tümünü yayınlardık. Şimdilik, genel olarak halkımızın geçmişine ve onun yayu.ı ge-·
leneğine sahip çıkar bir tavır içinde olduğumuzu belirtmekte yetiniyoruz. İleride ilgi·
nç bulduğumuz bazı yazılarını da yayımlıyabileceğimizi belirtmek istiyoruz.

u DENG
ak
DENG : Sayın KA VA, ısterseniz söyleşi­ başı Şevket Turan, Sait Elçi, H Yokuş çeşitli hastane-
mize sızın Ozgeçmlşlnlzle başlayalım. lere kak:lırıldılar. Vanılmıyorsam 1OO'ünci veya 105'inci
Lütfen bize kısaca Ozgeçmlşinlzl an- günde bütün bu hücre kapılarını kırarak fiilen (lhtilaftan
men'i) tecriti kaldırdık; görülecek bir "direnişti" dene-
iv

latırmısınız?
bilir. Sonra tutukluluğumuzun devamını Harbiye'deki
KAYA: Bu nazik ziyaretiniz için çok teşekkür
küçük binada, Ankara'da Soğukkuyu Askeri Cezae-
ediyorum. Ben 1938 yılında Kars'ın Iğdır kazasının
vinde tamamladık. 1961 Şubat'ında tahliyeler başladı.
Muça adını değiştirerek Gürpınar yaptılar) köyünün bir
rs

49'1ar davası 10 yıl sürdü ve en sonunda Cevdet


yaylasında doğmuşum, tahminen Temmuz-Ağustos
Sunay'ın Genelkurmay başkanlığı döneminde bizleri
olmalı, annem öyle derdi; yoksa kesin bir tarih yok. 6
mahkum ettiler. Bilebildiğim kadarı ile yurt dışında
yaşına kadar bu köyde yaşadım. Iğdır'da bir evimizin
49'1arla ilgili olarak bir kitap basıldı ama bütün belgele-
olması benim ve kardeşimin okuyabilmesi için önemli
.a

riyle, mahkeme zabıtları vs. ile bir kitap haline getire-


etken oldu. likokulu Iğdır'da 12 Kasım llkokulu'nda, or-
ceğiz. Tarihten gerçeği saklamakla, veya gerçeği tari-
taokulu Iğdır Ortaokulunda okudum, ve lstanbul'a Ka-
he kayıtlı olarak devretmeme tembelliğini göstermek
bataş Er1<ek Lisesi'ne geldim. istanbul'a gelip o liseye
aynı derecede alçaklıktır, önemle bu işleri yapmak
kayıt yapabilmek hayli güç oldu ama, başardık.
w

lazım.
Gerçekten okuduğum liseme çok şey borçluyum, iyi
bir temel. kültür aldığı ma inanıyorum, yoksa, bunca Tahliyeden sonra lstanbul'a döndüm, tek çarem
hapis yatarak fakülteyi bitirebilmede lisemirı önemli alındığım Diyarbakır Öğrenci Yurduna geri dönmekti.
Oraya geldim, bir süre daha kalmak zorundaydım
w

rolü var derim.


Diyarbakır Vurdunda kalan tek yabancı öğrenci ben-
1957-58 ders yılında Istanbul Ünversitesi Iktisat
dim, abartmıyorum; güney-doğu insanını tanımakta
Fakültesine girdim. 1959'da ikinci sınıf öğrencisi iken
benim için bir okul oldu diyebilirim. Ekonomik olarak
çok ünlü 49'1ar tutuklaması oldu. Evet, bizim politika
w

çok zor şartlar yaşıyordum. Bir1<aç ay sonra Site öğren­


tarihimizde 49'1ar tutuklamasını çok ünlü ve üstelik
ci yurduna geçtim; yaşam şartları biraz daha iyicene
1938 Dersim başkalıdırısından sonraki sessizlik döne-
idi.
minin bitimi diye sayıyorum. Ben de 49'1ar tutukla-
masının en genci idim, henüz 19-20 yaşındaydım, 27 Mayıs Anayasasının getirdi{ıi kısmiözgürlük or-
tamında Türkiye'nin Politik yaşamında hareketlilik
hayatımda karakol nedir bilmezken birden bire kendi-
mi Istanbul Mer1<ez Komutanlığın (Harbiyede)deki 30 vardı, onlarca-kitap yayımlanıyordu, adeta yeni bir top-

nolu hücrede buldum. 129 gün bu hücrelerde kaldık. lum, yeni bir politik dalga yaşıyordu üke. 1963'te biz-
Emin Batu adındaki ar1<adaşımız hücrede öldü. Bin- ler de arkadaşlarla beraber o zamanki adı ile "Doğu So-

81
ROportaj DENG

runu· dile getirebilmek için DENG dergisini çıkarmaya vuşluk yaptım, beni törenle terhis ettiler, yıl; 1967
karar verdik, çıkard ık. lik yazı işleri müdürü bendim. Eylül'ü filandı.
Beni 2. Toplu Basın Mahkemesi tevkif etti, Genel gözetim cezamı çekmek üzere (49'1ar da-
Sultanahmet Cezaevine gönderdi. Ben ilk defa sivil vasından) Konya'ya gittim. Genel gözetim 1968
bir Cezaevini bu vesile ile görüyordum. 47 gün tutuk- Ağustos'unda bitince lstanbul'a geldim. Iş arıyordum;
lu kaldım. SuHanahmet'te iken eski Türk solcularından Ağustos 1968'de SIEMENS'e girdim. 1979'dan beri
Şadi Alkılıç ile tanıştım iyi dost olduk. Başka politik tu- kimya ile ilgili bir bürom var; emeğimle geçinmeye çalı­

rg
tuklu olarak Demokrat Partinin Kayseri Cezaevinden şıyorum. Bundan da mutluyum. 1969'da evlendim.
lstanbul'a nakledilen gurubu (Zeki Şahin, Bumin Ya- Hala öğrenci olarak yaşamlarını sürdüren BArivan ve
manoğlu, Istanbul Milletvekili Enver Kaya) vardı. Bu Dara adında iki çocuğum var. Çok uzun bir özgeç-
konudaki dostluk ·ve hatıralarımız epeyce zengindir. mişim oldu. O arada birçok badireli yollardan geçtik;

.o
Çıktığım ilk duruşmada tahliye edildim. Ama ör! i idare bundan da onur duyuyorum. Çünkü yaşam böyle. 3-4
23'1er tevkifatını yapmış yıllık mahpusluk dönemim-
benimde ismimi gazete- de aşağı yukarı 17 hapisha-
de ilan etmişti, aranıyo­ ne gördüm.

rd
rum diye, ben de DENG: lık Deng'ln
Deng'in 3. sayısını çıka­ Yazı Işleri Müdürü
rabilmek için saklanıyor· olduğunuzu sOyle-
dum, yani kaçaktım. 3 dlnlz. DOneminiz-
sayı yapıldı, baskıya veril-
deki DENG hangi
di, polis baskıdan alırken
el koydu. Arkadaşlar 3-5
tane alabilmiş! er. 8-1 O u koşullarda
yaşamına
yayın
başladı
ak
ve nasıl bir süreç
gün sonra Toplu Bası­ Izledi?
nda duruşma vardı. Sn.
Musa Anter'i tutuklu ge- KAYA: Deng Dergi-
tirmişlerdi, ben de gittim.
si"nin ilk sayısı 15 Nisan
Polis, mahkemeden çıkı­ 1963 yılında çıktı. Yaşı
iv

nca beni de Şehzade­ SO'nin üstünde olanların


yakından bileceği gibi,
başın'dan aldı. Böylece
Balmumcu'da arkadaşla­ 1938'deki Dersim Hare-
katın'dan sonra Türkiye
rs

ra katılmış oldum. "Ziver-


Kürdistanı'nda bir suskun-
bey Köşkündeki ilk iş­
kence gecesini Sn. luk devri hüküm sürer.
Enver Ayiekin ve Ali 1959 yılı 17 aralığında politi-
Anagürle beraber ka tarihimizde "49'1ar
.a

yaşadık. Ankara Mamak


TEVKIFATI" (49'1ar tutukla-
ması veya davası) diye bili-
Cezaevi, tekrar
Sultanahmet, oradan, nen olaydan sonra bu sus-
sivil mahkeme ve tahliye; kunluk sona erecektir.
w

yıl 1964 oldu. 1965'te.


49'1ar 1961 yılında tahliye
Haziran'da faküHeyi bitir- edildiler. 27 Mayıs 1960
dim. Eylül'de Piyade döneminden sonra 1961
Anayasası kısmi özgürlük-
w

Yedek Subay okuluna


gittik okul bitince bizim dönemden 5 kişiyi çavuşa çı­ ler getirmiş, bir yandan yeni telif ve tercüme kitaplar
basılırken bir yandan da küçük çapta da olsa demokra-
kardılar; 4'ü Türk kökenliydi, ben Kürt'tüm. 1O gün
Haydarpaşa askeri konakla tutuklu kaldık. Onları 10'cu
tik hak ve özgürlükler tartışılıyordu. Kürt sorununu
w

tümen emrine Elazığ'a gönderdiler. Benim doğuya (tutuklama) 1957'1i yıllardan beri (hiç değilse üniversi-
gitmemi sakıncalı bulduklarından olacak, 3 gün sonra te muhitlerinde) konuşmaya cesaret eden aydınlar
beni de 2. Kolordu emrine Gelibolu'ya gönderecek- sindirilmişti. Böyle bir ortamda "Doğu Sorunu· ismi
lerdi. Ben gece Askeri Cezaevinde kaçtım. 1938'de takılan, aslında Kürt Sorunu'ndan başka bir şey ol-
Mehmet Kemalle(den sonra ilk defa bizlerin başına mayan bu sorunu da tartışmaya getirebilmek için
bu çul örülüyordu, çok korkulu bir rüya idi. Türkiye Işçi DENG dergi~! çıkmıştır.
Partisi, Türkiye Milli Taleb Federasyonu vs.yi haber- Bu çıkış kolay olmamıştır. O zaman böyle bir der-
dar ettikten sonra gidip kıtama teslim oldum. 24 ay ça- giye ihtiyaç duyanlar arasında 49'1ar tutuklanması nda

82
ROportaj DENG

bulunan Musa Anter, Ziya Şerefhano{llu, Sait Elçi, le bütün sivri uçları törpiliyeceklerdi ve Deng'de üçün-
~edet Serhat, Yaşar Kaya, Naci Kutlay, Ziya Acar, cü sayıda kalacaktı. ·
Fadıl Budak, Halis Yokuş ve ayrıca bugün bürokral DENG : Sayın KAYA 49'1ar olayına deği·
olan bir arkadışımız vardı. Konu enine boyuna nır mısınız?
tartışılıyordu. Ziya Şerefhanoğlu, çıkacak bir dergi
KA YA: Kırk Dokuzlar olayı bence Türkiye'nin Po-
kadrosu içinde muhakkak surette Sait Elçi'nin ol-
litika tarihinde çok önemli bir olaydır. Yukarıda da söy-
masını istiyor ve bunda ısrar ediyordu. Hapishanedeki
ledgim gibi yurtdışında çıkarılmışbir kitap hariç bu ko-
guruplaşmanın devamını buraya taşımak istiyor veSait

rg
nuda henüz hiçbir şey yazılmadı. Ben bu konuda bir
Elçiyi kendi yakını olarak görüyordu. Biz buna şiddetle
çalışma yapıyorum: Bu arada şunu da söyleyeyim:
karşı çıktık. En son gün ben ve Medet Serhat kendisi-
için tezgahlandı. Bir defa bu konu-
ni yazıhanesinde ziyaret ederek, kesinlikle ~:::::;;:;;:zzı
bunun mümkün olamayacağını ifade ettik, o

.o
da bize vadettiği, 1 daktilo 1 teksir makinesi
ve ayda 100 TL'nı veremiyecegıni söyledi.
Orada ipleri kopardık; biz d8rgiyi çıkara­
caktık. Ziya Şerefhancg'u ve Sait Elçi bu

rd
işin içinde oırııayacaklaıd;, Bıruırimıze adeta .............~~
iyi şanslar di ler gibi ayrıldık; bir mektup bast-
ırarak böyle bir derginin ç;kacağın: adresini •iiiıllıjiiiiiillıiiiiiılılf*izi~ ŞE\VQA ROJHILAT
bildiğimiz bütün arkad.';ş!ara postalayarak
haberdar ettik. Ziya Şeıe:hı:·.cıglu 3-5 gün
sonra An~ara'ya gıdecnk h; .ıı,~~tubu da
konuştuğu arkadaşlarımıza göstererek bizi
u
ak
komünist olmakla suçlayacak •,e kendisi de
Ziya Acar'dan çok sert tepki görerl:!k istan·
bul'a dönecekti.
Ziya Şer.:ıfhanoğlu ve Sait Elçi REY A.
RAST (Doğru yol, sağ yol) adlı bır dergi çıka­
iv

racaklarını bir mektupla dekiere ettiler ama


böyle bir dergi çıkmadı, çıkamadı, bu konu-
da yalnız kalmışlardı.
rs

Yük omuzlarımıza binmiş!i, elimizde


olan gençlik örgütlerinin birinden bir eski
masa 2 sandalye ve daktilo bularak Cağa­
loğlu'nda Türbedarı sokak, Trakya işhanı
.a

No: 13'teke Deng bürosunu faaliyete geçir-


dik.
Bu bizim Bab-ı Ali'de ilk tecrübemizdi
ilk tanışmamızdı. "Kürtçe metinle(' var diy~
w

dizgiciler ve baskıcılar çekemiyorlar veyahut


normalücretiniki katını istiyorlardı; ona da
razı olduk, bu seer harfler için "hurufat" so-
runu vardı; bu zorluklarla karşı karşıya KURUKE"-GER tKccombcrı TOPLIYANLAR.
w

kaldık. Doğuda d·kl?n onemli bir un5urdur, hem yenir, hem yakılır..

Bir kerre; Deng Cumhuriyet Dönemin'de "Ç!I 1k'§llllhii!IMtpıllllliı-Ei:ı&<::;·dmm::· v.ı' ı '''" ' ''''" ıoo • .,.,
Kürtçe-Türkçe dergi idi. Elbetteki, ondan önce çıkan da Cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük ayaklan-
Dicle Kaynağı, Ileri Yurt, Dicle Fırat gibi dergiler Do{lu malardönemi sona eriyor. 1938'de 20 yıllık bir süku-
w

sorunu için çıkmışlardı, ama Deng, hem Kürtçe-hem net sürmüştür. Dönemin iktidarı Demokrat partisine
Türkçe metinlere yer veriyordu. Bundan dolayı da bir takım malzemeler gerekiyordu. Bunun için de bir
hem toplum ve hem de hükümet bir şok yaşamı ştı. takım tertipiere girişti. Kürt aydınları tutuklandı. Tertip
lsmet lnönü, konu bakanlar kurulunda görüşülürken gerekçeleri korkunçtur. Dosya çok iyi incelenmelidir
"Bu anayasa lle bu Dergi'yi kapatmak m üm- derim. Zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar sayııarı
kOn değildir" diiyordu. Nitekim ört-i Idare 1963'teki 1OOO'e varan birtesbitli listedeki şahısların tenkil edii-
Talat Aydemir ayaklanması ile birlikte kendi deyimleriy- mesi, öldürülmesi" şartını ileri sürüyordu, zamanın

83
ROportaj DENG

Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu da böyle bir kat- na mı değil mi kiminle neyi nasıl tartışacaksın bu müm-
liamın Türkiye'yi dışarda çok zor durumda bırakacağını kün değil. Bütün zorluk demokrat insan yetişmeme­
ileri sürüyordu". "Suçları varsa 50'şer kişilik bir grubu sinden kaynaklanıyor. Bu insanların yetişmesi işlerine
tevkif edelim, cezalarını çeksin ler" der ve karşı çıkar. gelmedi. Halen mevcut partilerin hepsi de Devlet par-
Ikincisi, hiçbir Türk aydınının bu konuda bir araştırma tisi ve resmi ideolojiden başka bir görüş açıları yok.
yapmaması dikkat çekicidir; çünkü, bana göre bu Devlet partisi olma konusunda adeta yarışıyorlar? Bi-
1960'1arda başlıyan, Politik olayların bir başlangıcıdır. reyin özgürlüklerine karşı Devleti kullanan böyle bir
düşünce tarzı, ancak totaliter rejimlerde var. Kürtçe

rg
3'cüsü, bence dosyadaki önemli belgelerdir. Hükü-
mete uzmanlarca (ki isimleri bizde mevcut) verilen ra- Dergi adına gelince. herşeyi çok sakin ele almak lazım.
porlarda bu tevkifatın şöyle değdrlendirilmesi iste- Kürt bizim gerçeğimizdir. bundan kaçmak olanaksız.
niyor: Hükümetten; 1)"Biz bu tevkifatı bir
komünist sızması olarak dünya Kamuoyuna

.o
sunarız ve mütelfiklerimiz nezdinde de bu
tehlikeyi önleyebilmek için yardıma ih-
tiyacımızı görüyorsunuz" der ve paralar
alırız. 2) "Kürt halkı dindardır, bunların ko-

rd
münist olduğunu söylemekle Kürt ileri ge-
lenlerini hem halkın gözünden düşürür
hem de Kürt sorununu 25-30 yıl ertelemiş HEViYA ROJHILAT
oluruz" düşüncesiyle yola çıkılıyor.
4'üncüsü yassıadadaki bütün siyasi tutuk-

u
lular yargıda birbirleri aleyhine bir yığın ~iraf-
larda bulunmuşlardı. 49'1ar davasında ~ade-
ak
siyle birbirlerini suçlayan kimse hemen
hemen yok gibi. 5'1nclsi 49'1ar olayı Kürt
sorununu mahkemede de olsa savunabil-
me ve bu konuda birşeyler söyleyebilme
olanağı verdi. Ama, basına hiç mi hiç. yans-
iv

ımadı.
Kırk dokuzlardan ölenlerin sayısı 11-
12'yi buldu galiba. Hasan Ulus, Emin Batu,
Ziya Şerefhanoğlu, Sait Elçi, Şevket Turan,
rs

Sait Kırmızıtoprak, A. Elem Dolak, Fadıl


Budak, Av. Haydar Aksu, Yusuf Kaçar, Örfi
Akkoyunlu, Ökkeş Karadağ hayatta değil­
ler.
.a

DENG: Seksen sonrası adı Kür-


tçe olan bir dergi çıkıyor. Ya-
bancısı olmadığınız bu ad
DENG. Bunu nasıl karşılıyorsu­
w

nuz?
C,ı-. k~·na:-·",1-! . J',r , ·~;
KAYA: DENG'i sevinçle karşıiadım r.:ı:c.>knr: ;1.ı•: tt! :::-ı:")<
bunda şüphe yok. Seksen sonrası dergile-
w

rin çıkması çok sevindirici, yalnız arzu edilir- i.<, :::ı~-- arı Kın:ı

ki, bunlar uzun yaşasınlar, daha çok kitleye mal olsun- bu gerçeği kabul ettikten sonra Kürt'ün dili var, kültü-
lar. Bence, 1980 ve 12 Eylül nasıl bir dönem idiyse, rü var, medaniyeti var. sosyolojisi var, arkelolojisi var,
1980 sonrası da özellikli bir dönem olacaktır. Dünyada
w

antik, otantik kültürü var. etnografyası var, sanaatı var,


Soğuk savaş yeni bitiyor, artık ki{Tlse soğuk savaş var oğlu var. Bunları konuşacak yazacak; başkaca çare
çığırtkanlığı yapamıyacak; yeni dünyalar kuruluyor, yok. Çünkü bu bir kültürel kimlik sorunudur; hepsi
bunun etkilerini Türkiye de muhakkak yaşayacak. Tür- onun kimliğinin birer parçasıdır. Gönül ister ki, bütün
kiye Demokrat olmak zorunda. Türkiye'de iki "olmazsa Kürt Entelij<'lsiyası böyle bir dergide bir araya gelsin;
olmaz" koşullar vaL Biri Komünist Partisi'nin kurul- yazı kadrosu en az 50 kişi olsun; hem Türk Hem Kürt
mas" ikincisi Kürt Sorunu'nun tartışılabilmesi ola- halkı, aydını, köylüsü, işçisi okuyabilsin. Inanıyorum ki,
nağının olması. Bu olanak olmadan, Türkiye'nin çıkarı- Türkiye'nin demekrallaşma sürecinde Kürtlere çok iş

84
ROportaj DENG

düşmektedir; belki zamanla böyle kadrolar oluşacak. Için neıer yapabilirler.


DENG: Geçmişte sızın karşılaştığınız KA VA: Kürt sorunu dedin de yeniden aklıma
baskılarla bugün DENG'Inde karşıla­ geldi; çünkü, aylardır aynı şeyi düşünüyorum; onu ka-
cağını biliyoruz. Bu baskılar nasıl gOğüs­ famdan atmak ve rahatlamak istiyorum: Türkiye'de
lenmell? Kürt Sorunu deyince adeta şu üç şey akla geliyor.
KAYA: Bu zorluklar olacaktır. Siz dergiyi çıkarmak 1- Her sayısında cahilce, bilgisizce ordan burdan
üzere bir defa yola çıkmışsınız, tevkif edilecek, yazı iş­ (apartma) aklaralmış bilgilerle dergisine bu konuyu

g
leri müdürleri yerine yenisini bulacaksınız, davalarınaza koymasa, tiraj sağlayamayacak pıtırık gibi çıkan dergi-
yüzlerce avukat girmeli, kitlelere mal olmalısınız; ler.
gerçekten sizi okuyan kitleler oluşmalı, bu çok önemli. 2- Çeşitli basın organlarında gayet bilgisizce Kürt

or
Türkiye'de, dal)ıtım büyük Holdinglerin tekelindedir, Sorununu yazan veya tartışan gerçekten cahil yeni
çoOu zaman zorluk çıkaracaklardır, bunlar için alterna- bilginler(!)
tifler geliştirmali Dergi'de çalışan çekirdek kadro pro-
fesyonel olmalı işi de ekmel)i de o olmalı. Iyi bir büro 3- 1980 sonrası şartları
içinde kimisi hapiste kimisi
ve bütün iletişim araçları gerekli. Bu çal)da bismillah yurtdışına çıkmaya mecbur" edilmiş Kürt Sorunu

d.
kuvveti ile bazı şeyler olmuyor. Derginin mutlağında emekcisi/Zahmetkeşi/çilekeşlerinin yokluğunu fırsat
görevli 3-5 tecrübe li kişi olmalı, 6 ay veya 1 yıllık süre- bilerek ön plana çıkabilmek için ellerinde Paris Kürt
de hedeflanecek belli bir tiraja ulaşmalı, o zaman zor- Konferansının davetiyelerini dağıtan bir garip zevat(!)
luklara göl)üs germek çok kolaylaşır. özellikle diğer

ur
Bu noktayı böylece belirtmekte fayda görüyorum.
Kürt basın organlarayla dayanışmada olmak lazım. Gelelim Kürt Sorununun dünyada tartışılmasına. Kürt-
DENG: Sizce DENG nasıl bir yayın politi- ler Ortadoğunun kalbinde bir kızıl hançer gibi
kası, lzlemell? yaşayan, Ortadoğunun en (kadim) eski halkları~dan­
ak
KAYA: Bu çok güzel bir soru, bence Humani- biridir. Tıpkı Ermeniler, Keldaniler, Asuriler, Araplar,
te'den başlamak önce hümanist olmak çok önemli, Farslar gibi bugün 25 milyonluk ve dünyanın en pe-
temel öğe insandır. Bütün çaba insanların mutluluğu rişan, en çok öldürülen, yokedilen kimyasal ölümlerle
içindir. Çok şiddetle inanıyorum ki, hümanist olmayan soyu kırılan bu halkı tartışmayacakta ne yapacak; ayrı­
insan, ne demokrat olabilir ne de sosyalist. Her fikre
ca, 100 yıllık bir dövüşme geleneği olan bir halk o da
açık olmalısınız; sizi eleşiiren her yazıya sayfalaranızda
iv

önemli. Çok güç şartlara rağmen, otantik bir halk olan


yer verecek yüreklilikle olmak lazım. Kürt ve Türk
halkının kardeşçe dostça bir arada ortak çıkarlarını ko-
Kürtler bütün istilalara, savaşlara rağmen 6 bin yıldır
ruyan bir çerçeve içinde politik, ekonomik, sosyal yurdunu terketmemişlerdir. Bazen düşünüyorum da
gerçekten bu kadar zulmü hak etmiş mi bu halk? ikin-
rs

düşünsel bir içerik taş ımalı.


Sekterizmi, her türlü geriliği, ırkçılığı, bağnazlığa cisi, Kürtlerin beraber olduğu halklar kendi sorunlarını
çözememişler; onların sorunları gündeme geldi mi,
reddetmeli. Ilerici, aydın, demokrat, hatta liberal,
sosyalist, yazar ve görüşlere yer vermeHsiniz. Yoksa, Kürt sorunu da tartışmaya geliyor; bunu kimse gözardı
.a

ne demokratlığınız kalır ne de başkalarından farkınız. edemez. Iran öyle, Irak öyle Türkiye öyle. Kendi halka-
Ha unutmadan şunu söylemek istiyorum; sizin uzun larına ne getirmişler ki, Kürde de bir şey gelsin. Dünya
yorucu ve zor bir olayanız daha var, o da şu: Siz bugün gittikçe küçüldü; çok kısa bir sürede dünyanın her-
gerek Kürdistan'da gerekse bütün dünyada bir röne- hangi bir yerinde meydana gelen politik gelişmeden
w

sans yaşayan Kürt kültürünün ana öğelerine yer ver- herkes haberdar oluyor.
mek, onları tarihin ihmal edilmiş karanlık dahiizlerin-
Kürt aydınlarının önünde acil ve kaçınılmaz bir
den çıkararak güneşe serrnek zorundasınız. Bu da
sizin en büyük zorluğunuz bence. Kürt dili, Kürt Ede- görev var; o da Kürt halkının kimlil)i; bu çok önemli. Bu
w

~atı, Kürt tarihi, etnografyası, hatta yaralı coğrafyası, kimliğe sahip çıkmak ve yaşama geçirmek, kendi dilini

sanatı, arkeolojisi ile ilgili bilgin bir kültür kurulu oluş­ konuşmak, yazmak, sanatsal faaliyet yapmak, oku-
turmalısınız; bu konuda böyle bir hazır1ığınız var mı? Bir mak, kitap basmak ve Kürt halkının demokratik özlem-
lerini tartışmak bunun kaçınılmaz parçasıdır. önce
w

arşivlerneye gidiyor musunuz? Bunu da ben size so-


ruyorum. Türk aydınları içinde bazı bilgilere, belgelere bunu yapmak lazım; bu, bence hem birikim, hem çö-
kaynaklara sahip olanlarta temas ederek bunları elde zümdür; çünkü, herkes Kürt halkı sanki bundan başka
etmelisiniz ve yayınlamalısınız. birşey istiyormuş gibi, Kürt sorununu ters düşürmek
7) DENG: Kürt Sorunu genel olarak dün- istiyor, bu konuları aydınlığa kavuşturmak lazım.
yada tartışılıyor. Kürt aydınları sorunun 8) DENG: Mevcut siyası partller Kürt so-
çOzümü ve gerekli birikimin saClanması
rununu resmi Ideoloji çerçevesinde

85
ROportaj DENG

gOrOyorlar. Bunlarla sorunu tartışmak işin arkasında var diye hergün Kürt sorununu aşağı­
mOmkOn değil dedlnlz. Pekiyi kim nasıl layanlar. Açın Uğur Mumcunun yazılarını. O konuda ki-
tartışacak? taplar yazmak mümkün. Sanki kendileri Amerikanın
KAYA: Bu çok geniş bir konu, gerçekten çok dışındalarmış gibi. Ben bunu kafa yapısına örnek
okuyan düşünen ve yazan Kürt aydını çok az ama yok veriyorum. Çok çok hayrettir, Mahmutpaşa Esnafı
değil. Önümüzdeki yıllarda ne olur bilemem, böyle Türk Entelijansiyasının bir çok kesiminden daha de-
yığınla araştırmacı olsun isterdim; Ben bu konu da mokrat. Peşmergelerin sığınması Barolar Birliği, Istan-

g
şunu söylemek isterim: Osmanlıdan bugüne kadar bul Barosu, Türk Tabipler Birliği, Tabip Odaları, Tür-
bunu tartışmak lazım. Osmanlıda ümmet fikri geçerli kiye Yazarlar Sendikaları ve federasyonları gibi
idi. Kürdü, Türkü. Arabı, Arnavutu, Gagavuz'u, Bul- kuruluşlarda hiçbir hareket yaratmazken, Mahmut-

or
garı, Berberisi hepisi Ittihad-ı Anasın Osmaniye'dir. paşa esnafı kendi olanakları ile Sığınmacılara 5-6 ka-
(Osmanlıların esas unsurudu.r), hiçbirinin diğerine üs- myon yiyecek ve giyecek gönderebildi. Demokratlık
tünlüğü yoktur. Bu tavır bile bugünkinden daha de- burnu?
mokratça bir tavır sayılabilir. Jön Türkler, Ittihat ve Te- TKP'nin 70 yıllık tarihi boyunca Kürt sorununu

d.
rakki, tek parti Dönemi CHP'si ve aynı ekolun devamı yanlış görmesi çok uzun tartışmalara konu olmalı
olan SHP'nin bugünkü tutumu belli; ideolojisi belli, bence. Burada söz konusu yapmak istemiyorum.
geldikleri fikir akımları belli, mevcut partilerin hepisi Bütün bunlar bize gösterdi ki, ne Türkiye Demok-
"Önce Devlet" diyor, başka bir şey demiyor. Sanki

ur
rat kafa yetiştirebildi, ne de bugünkü partiler demokrat
devlet partisi olmazsa kendisi olmayacakmış gibi, ille- bir çerçeve içinde Kürt sorununa yaklaşabilirler.
de kendisini bağandireceği gizli bir kfuvvet varmış Durum böyle olunca SHP'nin demokrat olmayışının
gibi ona göre davranıyor. SHP "en iyi devlet partisi iyiden iyiye açığa çıkması bir sorunu daha gündeme
ak
ben olabilirim" çabası :ıda, Doğru Yol keza öyle, yalnız getirdi: Bu sorunu kiminle tartışmak kiminle hayata
iktidardakilerin sözde de olsa; "devlet senin hizmet- geçirmek? ...
karındır, sana karşı değil" gibi lafları var. Şimdi devlet
Elbette ki, dünyadaki bir yığın duvarlar bazı insan-
partisi yarışçıları soruna resmi ideoloji açısından
ların üstüne yıkılırken, yeni dünyalar kurulurken,
bakıyorlar, resmi ideoloji ise biliniyor. inkarcı ve
TKP'nin legale çıkması bizleri sevindirmiştir. Demokra-
iv

asimilasyoncu. 50 yıl kafaları bununla doldurmuşlar,


sinin olmazsa olmaz öğesidir komünist parti. Yeni bir
bu kafalar, faşizmin tek parti ideolojisi gözlüğünü
parti kurarak geniş bir yelpaze içinde yer almak iste-
bırakmadan, bunlarla ne demokrasi ne de Kürt Soru-
meleri, hem olağandır hem de bizce onların bilebile-
nu sağlıklı tartışılabilir derim. Ben, Türkiye'deki De-
rs

ceği bir iştir. Türkiye'de solda bir boşluk vardır, bu da


mokrat kafa yapısı konusunda şu üç şeyi anlıyamıyo­
demokrat bir partidir. Kürt ve Türk demokratlar böyle
rum.
bir oluşumda beraber olmalıdırlar, biz Kürt sorununun
1- Ne zaman birisi bir duvara arap harfleri ile bir yükünü TBKP'nin sırtına bırakamayız, bırakmamalıyız
.a

eski yazı yazsa bunlar koro halinde irtica geliyor diye da, eksiksiz batı ölçülerinde bir demokrasi olmadan bir
bağırmaya başlarlar. Sanki arap dünyasının 24 ülke- şey yapmak mümkün değil. Elbirliği ile bunu sağlamak
sinde komünist partiler marksizmi bu yazı ile okuyup gerekli derim. Ama dönüp bana diyeceksiniz ki; Tür-
yazmıyorlar mı? Bu kafalar bu kadar şekilcidirler. kiye'de hangi sermaye birikimi oldu, hangi sanayi dev-
w

2 - 1958'den beri Türk basınını inceleyin Barza- rimi oldu ki, batı türü eksiksiz bir demokrasi olsun. O
ni'nin adı, "Moskova Uşağı, Kızıl Komünist, Kızıl Gene- doğru; ama hiç olmazsa Demokrat bir anayasa yap-
ral"dir. Ne zamanki kanserden bir Amerikan hastane- mak, yeni bir siyasi partiler kanunu yapmak, Ceza Ka-
w

sinde öldü, bu sefer de Amerikan Uşağı oldu. nunundaı<i düşünceyi suç sayan "maddeleri" kaldı­

3- Ne zaman Kürt halkının demokratik özlemlerin- rmak çok zor bir aşama değil.
den bir tanesi söz konusu olsa, eskiden; "Sovyet- DENG: Son olarak DENG okurlarına bir
w

ler'in parmağı var, ingiliz parmağı" var denirdi.Şimdi de mesajınız


var mı?
Amerikan parmağı aranıyor. Hiç kimsenin parmağının KAYA: Deng okuyucularına mesajım şu, sa-
olmadığı bir Kürt isteği ne zaman olacak diye ben de vaşsız ve sömürüsüz bir dünyada Kürt ve Türk
merakla bekliyorum. Dün Ortadoğu'daki her Kürt ha- halkının bü•ün katmanlarının elele, gönül-gönüle a-
reketini "Sovyetler tahrik ediyor, yardım ediyor, öyley- lınteri ile yarattıkları en güzel nimetleri kardeşçe pay-
se lanetlenmeli" diyen Kemalist takım, bugün, laşacağımız günleri hep beraber yaratalım, bu benim
Paris'teki Kürt Konferansı'ndan sonra da Ar,nerika bu umudu m tabii. o

86
Malmisanij O Mahmud Lewendi
Li Kurdistana Bakur D Li Tirk/ye Rojnameger/ya Kurdl (1908-1981 ),
Jina NO Yayınları, 1989,Stockholm, s.152-158

rg
27- DENG
İstanbul, 1963

.o
Ev kovar bi Kurdi u Tirki derdiket. Li qapaxa weya dawiye,

rd
bi Kurdi hatiye nivisin ku "mehe careke der te, kovareke
siyasi, komelai u zanendi ye." Bi qasi ku em dizanin tenedu
hejmaren we derketine.
Li ser qapaxa peşi, li hela rast a nave kovare, bi Kurdi

u
ibareya "heviya rojhilat " heye. Li ser qapaxa hejmara 2. ji bi
Kurdi ibareya "şewqa rojhilat " heye. Disa li ser qapaxa
ak
dawi ya hejmara peşin, bi Kurdi weha hatiye nivisin:
Xwedi: Ergün Koyuncu
Midire je pirs: Yaşar Kaya (di hejmara 2. de Midire je pirs:
Celal Ergün e).
iv

Midire çapkirina tevai: Medet Serhat

Amanca kovara Deng, di hejmara peşin de hatiye diyarki-


rs

rin (li fotokopiya jerin binere)


Nivisen hejmara peşin ev in:
1- Bi derketine re - Deng
.a

2- Tirk u Kurd - Ziya Gökalp (ev nivis ji kovara lçtimaiyat


hatiye girtin.)
3- Silo - Aslanoglu
w

4- Xerabo (sitraneke bi Kurdi)


5- Keleş Xeme (sitraneke bi Kurdi)
w
w

87
rg
.o
u rd
ak
iv
rs
.a
w
w

Bcrga dawin .a kovara Dcng (no: 1)


w

88
rg
.o
HEViYA ROJHILAT

u rd
ak
iv
rs
.a
w
w

Berga peşin a kovara Deng (no: I)


w

89
6- Ma'mur- Ahmet Kemal
7- Portre (derheqe Kemal Badıllı de niviseke bi Tirki)
8- Li Nav Kurdan Din (01) - Musa Anter (di bine ve nivise de
nave Ahmet Kemal hatiye nivisin).
9- Henek: Tarixa Varta-Rahşan
Ev nivisa Rahşan, li ser polemika Dr. Sait Kırmızıtoprak u

rg
Atilla Fırat (1) hatiye nivisin.
10- Ayşo (şi'reke bi Tirki) -Turgut Boran
11- Meha Çuyi li Ser Rojhelate çi Hat Gotin?

.o
12- Plana Penc Sali ji bo Peşdeçuyine.

Di rupela 7. a hejmara peşin de ilana kiteba Musa Anter,

rd
Kirnil (Qimil) heye. Di rupela 6. a ve hejmare de ji ev agah-
clari heye:
"Wezire Tenduristf u Civakf berez Yusuf Azizoğlu, li Anqere
beşdari şeven folklori yen Rojhelale bu u di van şevan de pe-
yivi.
u
"Berrez Azizoğlu van axaftinen xwe ji bo hemşehri u xorten
ak
Rojhelate kiribu. Di hejmara dahatu (hejmara ku be) de, hun
de li ser van axaftinan nivı"sa yek ji nivfskaren kovara me Dr.
Sait Kırmızıtoprak bixwinin ... "
Di hejmara 2. de niviseke Mehmet Tirim (Eruh) u şi'reke
iv

Kurmanci bi na ve "Kone Reş" h eye, Her weha ji hela Gexi


(Kiği) sitrana "Baxçe Kemal Paşa" u ji hela Hezro ji sitraneke
bi nave "E man Eman" heye. .
rs

Tişteki din e ku bala meriv dikşine ew e ku di rupela 17'an


de bi Kurdi u Tirki reklama "Sümerbank" u "Ziraat Bankası"
hey e.
.a

Di hejmara 2. de bi Tirki nivis u şi'ren van kesan hene: Niy-


azi Okaygün, İsa Şans (Silivan), M[ehmet] Tirim (Eruh),
Yaşar Kaya, Ahmet Kemal, İ[smet] Nizami, Turgut Boran,
w

Halim Yağcıoğlu, Kemal Badıllı, Rahşan, M. U., Musa Anter.


Disa di ve hejmare de nameyen van xwendevanan hene:
Bahri Koçkaya, İsmet Nizami, Saffet Aykut, Seyfeddin Kuri
w

M. Zade, Salih Akgül, Hacı Ali Bucak, Halim Yağcıoğlu.


w

90
Kü r t ç e y a y ı. n

rg
yapanlar sorguya·
çekil diler

.o
•Denk Dotunun Sesidir• adlı T<1rkçe
• Kürtçe yayınlanan dergide milli bü·
tUnlüllü bozucu yayın yaptıkları Iddi-
asıyla haklarında ·dAva ·açılan rlergi
11Iles'ulleil ve yazarlar, dün· Toplu Basın

rd
Mahkemesinde sorguya· çekilmişlerdir.
Yazılarının bir . bilirkişi tarafından
tetkikini isteyen sanıklar, kendllerlni
ihbar.'edenin Atma Fırat oldullıinu. söy-
leı'nlşler ve şu ld!il~da bulunmuşlardır:

u •Atilla Fırat, kendlııini babasının ya1<"'


dıtı:.varto Tarlhh ·nin vlrisl göstere-

,t~i ıtiJ1<6~etten ·.blzı tlv~leı- k!JP!lrmak


Istemektedir. Bu yüzden ve. siyasi bir
ak
mevki kapakltmek Jıırsı lle ılaima .do-
mluları, bilhana ıen,çleri Juniai etmek-.
te4tr. Elimizde bu lddlamızı .lJbat ·ede~
ciık 4el111erlmiz vardır. Weni,r.ae "-~k­
.Jar.ız.a
··Memur. bıqhklı · ya:r.uıı Için sorgu-
iv

ya çekilen Kemtl Bingüllü, mecburi


.tahvile tAbi · memurlar4an doJ..;ıyı . \lt."!l•
nılan ~i7anı anlatmaJı: )stedj.jlni , şöy,la­
mi, ve bunun Idare Kltapla,rıı,.da _,,
tep,kid ~lldllllni ileri. sünni!.lti.ir.
rs

·~•i•m Cemea ~.ıklı de.rımu•


gayesını anlatan ·yazısı Için aorgusıı
yapılan Medet Serhat, yazının yanlı•
tercüme edlldlilinl. bu yazıda •Kürtçe·
nin .m,o.tl,fi,ni ~u,a kaıfar Jöt~C#!ilZ•
.a

dend,IJI !:\&lde '!Q.ayemlzl so;ıı~ ~•ıır


ıötüreeellı• şeklinde t~reüme edlldlitlnl
.bllıl,lm.U'~r. \{ecf.et, f!l,ı1çe'll,_ln .lltlnı:e
:f&Zı~ı Jek,linln -~~ . ~dar.. ,ııö;ü,
-~lec;etlni ifida etmek ltıtedtllnl · bellrt-
w

mlt~l_r.
w

Milliyet (1.5.1963) Milliyet (11.7.1963)


w

91
Pişti derketin a hejmara peşin, derheqe kovara Deng de
da'we (mehkem e) vebu.Yaşar Kaya u xwende kare Fakulta
Huquqe Medet Serhat ji her berpirsiy ariya kovara Deng'e ha-
tin girtin. Bi ithama propaga nda Kurditiy e, tewqifa berpir-
siyare kovara Deng, Yaşar Kaya hat birin u ew demeke di
Hepisxa na Sultanah met'e de ma. Medet Serhat ji ji ali meh-

rg
keme (1. Sulh Ceza Mahkem esi) bi "kefaleta neqdi" ya 2000
lire hat berdan (2).
Di rapora pisporan (bilirkişi raporu) a derheqe hejmara

.o
peşin a kovara Deng'e de hatiye nivisin ku di ve hejmare de
tişteki ku hibe delile suce tuneye. Biryara ve rapore bi
ittifaqa hemu endaman , di 1.6.1965'an de hatiye dayin u di
bine we de imza van kesan heye : Prof. Sabri Esat Siyavuşgil,

rd
Prof. Cemal Tükin, Doçent Ayhan önder.

Li gor ku Dr. Şivan dinivise, pişti derxistin a kovara Deng,

u
karbides ten Tirkiye ji nu ve welatpa rezen Kurdan digrin u
"wan dişinin Hepisxa na Leşkeri ya Balmum cu'ye, li wir bi
ak
mehan işkence li wan dikin u di du re wan dişinin Mehkem a
İdara 'Urfi ya Leşkeri ... " (3)

Ebada kovara Deng: 27,8 X 19,3 cm. ye.


iv

no tarixa derketine
rs

1.. ............... 15.4.1963 ............... 16 rupel


2................. 15.5.1963 ............... 18 ..
.a
w

(1) Atilla Fırat kure M.Şerif Fırat e (M.Şerif Fırat niviskare kiteba
Doğu llleri ve Varto Tarihi ye).
(2) binere: rojnama Milliyet (1.5.1963 ii 11.7.1963) ii rojnama Her
w

Gün (28.6.1963)
(3) Şivan, Dr. S. A. ; r: 60
w

92
rg
.o
u rd
ak
iv
rs
.a
w
w

Rapora pispora.rı (bil irkişi raporu) a ku derhcqc


w

kovara Deng de hatiye niv1sin (1.6.1965)

93
June 2I I96lr
6lt-O W I53 st.apt Suite E
New York 3I, N. Y.

rg
His exeelleney U Tbant
Secretary General
United Nations

.o
New York , N. Y.

rd
Dear Sir:
At the time.of ar~ival of Turkish Prime Minister,His

u
Exeelleney Ismet Inönü l I as a former Deputy in the
Turkeis9 Grand Natinal ssembly, would like to make an
ak
appeal in bebalf of nineteen Kurdish intellectuals who
have been recently condemned to death,by the Turkish
mili tary court. ·
Their guilt - they dared to publish a monthly magazine,
DENG - which was suppressed arter second issue , the
editor and all the writers were arrested and immidiately
iv

imprı:ısoned •
The periodical was in Kurdish and Turkish languages ,
and i~teres~ed itself in Turkey's own minority group :
rs

the EIGHT MILLİON Kurds, who are deprived of their


basic human and ethnic rights,chartered by the United
Nation~
Hear tnıs1 and are without any right and voice in Turkey.
appeal ~
.a

?.f. v:t:-ı..-- - -;;


.~ly, ,.
/~ ~
~stafa Remzi Bucak
w
w

cc. to the Security Council


w

M_ustaf~ Re~zi Bucak'ın 1964'te Deng dergisinin kapatılmasıyla ilgili olarak


Bırleşmış M ılietler Genel Sekreterliğine gönderdiği mektup. (M. Lawendi'nin arşivinden)

94
MEVK UFLU
Hz.1963/112
E.1963/80
IDDIA NAME
mesin e
Istanb ul Toplu Basın Asliye Ceza Mahke
Davacı: A. H. vinde mevku f Ferma n ve Emine oğlu 1938
Vurdunda mukim ve halen Istanbul Cezae
Maznu nlar: 1. Şahzadebaşı Site Talebe
doğumlu Yaşar Kaya doğumlu Mede t Serha t
1O sayıda mü kim lsa ve Bahar oğlu, 1934
2. Kadıköy, Suadiye Emin Ali Paşa Cad. 39 doğum lu Kema l Bingö llü
Halit ve Sadiye oğlu, 4/7/19
3. Şahzadebaşı Site Talebe Vurdunda mükim
Emin Ali Paşa Cad. 1 O sayıda mü kim Anter ve Fes la oğlu Musa Anter
4. Kadıköy, Su ad iye anda yapma k
ve zayıftatıcı mahiyette neşir yoluyla propag
fu!ç; Irk mülahazasıyla milli duyguları yok edici
Suc tarihi: 15 Nisan 1963
Tevki ftarihi : 29 Nisan 1963 5680 sayılı Basın Kanunun 16. Madde si
delaletiyle
da 143. Sayılı kanun la muadd el
Uygul anaca k K. Madde si: Hepsi hakkın
TCK'n un 142/3- 6 Md. k evrakı. Istanbul'da aylık ve siyasi olarak
"Deng-Doğunun Sesidir" dergisi ve hazırlı
Delille r: 15 Nisan 1963 tarih ve 1 sayılı recat ve gerekse:

g
dergi gerek münde
müneşir 15 Nisan 1963 tarih ve
1 sayılı DENG "Doğunun Sesi" isimli e Cumhuriyeti hudutları
ıp 16 sahife de nihaye tlenen ve ÇlKAR KEN başlığı altında neşredilen: Değuyu Türkiy
1-1. Sahifede başlay kurulu bir bölge göster mek ...
mezarlarında yaşayan insanla rdan
içinde ihmal edilmiş, mağara hayatı veya un yıllar yılı ihmal edilme k netices
i günün

or
i ile meşgul olmak bulunduğuna ... Doğun
Derginin gayesinin doğunun sosyal dertler n devletten gördüğü ilginin vergi ödeme
k, askerlik yapma k ve
olduğu nu ... Doğu halkını
sosyal yaşama düzeyinin vesatın çok altında jandarma ve idare adamlarına rüşvet verme
k
oy vermek üzere oy sandığı na gönderilme,
seçim zamanı kendisinden uzak kimselere yerleş en Kürtçe konuş an halka (ki vatandaş tabiri yerine halk
tabiri
ul, lzmir gibi vi layetie re
olduğunu ... Doğuda yaşayan ve Istanb hak olduğunu ve bunu göz önüne alan
Deng dergisinin Kürtçe
ğını, Kürtçe konuşmanın tabii bir
kullanılmıştır) türlü baskı yapıldı

.
sını temin için neşriya tının bir kısmını Kürtçe yapacağını. ..
nın temina t altına alınma
konuşanların siyasi ve hukuki hakları ve Ziya Gökalp'ten iktibasan neşredilen
tlenen TÜRK LER VE KÜRT LER başlığı altında

rd
2-2. Sahifede başlayıp 12. Sahifede nihaye ız dışında ki Kürt aşiret veya köyünün Kürt milletinden ayrı
yazıda: Milli hudutl ar içinde Türkle
rle Kürtlerin oturduklarını ve hudutları m sadak at ve vefa sebebiyle kendi
iyete dayand ığını ve bu
da vefa ve sadak at bağlarının samirn
düşünülmeyeceğini ve iki millet arasın
ettiğini belirtmek. miştir)
varlıklarını ve istikbalini muhafaza imzasıyla (ki imza sahibi tesbit edileme
tlenen ve SILO başlığı altında ve Aslanoğlu
3-3. Sahifede başlayan 12. Sahifede nihaye gelmek, seninle olmak istedim, güçsüz ve
yalnızdım
neşredilen yazıda: Kürtler arasın
da müne

çok zaman beni ezdiler ve vurdular, fakat


ezdi ve vurdular ve çevirdikleri dolaplarla
biliyorlardı, parçalı elbiselerimle şehre
haykırarak "U/an pis Kürt, ezdin
wer ve

beni sana
cahil

inip caddedeki hususi


boyasıni döktün " diye bağırınca

olayda n sonra gerçeği anladı n, dost olduk


fakat herkes senin
ku
tafriki yapılar
yıldıramadılar ve güçlen meme mani
düşma n
otomo
ak:

göster
bile

gibi
hep

diler,
sana

zira
nasırlı
olamadılar, bir yanda seni uyuttu
elele
elinle dokun
verdiğimiz gün mesut bir çağın
unca
lar, öte yanda beni
başiayacağını
ensesi kalın, göbekli bir bey ulurcasına
isyan duygularını her zamanki gibi içine
otomo bile dokun mazki demek
gömüp uzaklaştın, bu
ve yolsuzluk, hastahanesizlik,
va
suretiyle iddia
n ve bilhassa jandar madan kötü
muam ele gördüklerini misall er verme k
okulsuzluk, devlet daire ve memurlarında samim iyetier e değil, imanlı sevgile re inanmasını ve el ele
kurtulmanın çaresi olarak sahte
etmek ve bu kötü muam ele ve yaşayıştan
verip çalışmayı teklif etmek. bölgesine gönderilen memurları, garpte
t Kemal imzası ile neşredilen yazıda: Doğu
4-6. Sahifede MEMU R başlığı altında Ahme mek
si gelmiş kimsel er olarak göster
kanun suz olarak çalışması netice edebiyatı olduğunu ve Kürt edebiy
atının en
neşredilen yazıda: Kürtlerin ayrı bir
si

5-7. Sahifede KEMA L BADILLI başlığı altında


esi.
feyizli devrinin 20'nci asır olduğunu belirtm Kürtlerde d inin menşe ve tarihini göstermek.
Musa Anter imzasıyla neşredilen yazıda:
6-8 ve 9. Sahifede Kürtlerde Din başlığı altında dan kalem e alınıp Rahşan nam ı müste arile neşred
ilen yazıda:
altında Musa Antert arafın
7-10 ve 11. Sahifede Va rta Tarihibaşlığı k iki şahıs karşılıklı olarak konuşturularak Türk
ve
r

çıkan yazılar vesile ittihaz edilere


Yön dergisi ve Yeni Istanbul gazetelerinde talep etmey erek Türkle rle kardeş gibi yaşadıkları ve yaşayacaklar
ı
in şimdiye kadar hak
Kürtlerin ayrı ırka mensup oldukları ve Kürtler en vatandaş bulunmayacağını ve
.a

ve bunda n sonra hak iddia etmey


gibi yaşadıklarını
fikrine karşı hayvanlarla insanlarında kardeş
ndan vurulduğunu belirtmek.
Varta Tarihi yazarının Kürtçü Halil tarafı başlığı altında neşredile yazıda: Milliye
t
tlenen Geçen Ay Doğu Için Neler Dendi?
8-14.Sahifede başlayıp 16. Sahifede nihaye alınar ak yazıda zikredi len hususl arın Yalnız Şıkefhan
da neşredilen seri bir yazı esas
gazete sinde Şıkefhan [Şıkeftan] köyü hakkın ek ve Deng dergisi tutumuna uymayan Kürtçe
neşriyat
un her köşesinde olduğunu belirtm
w

köyünde yaşayan insanlara değil, doğun ndan sırf ticari maksa tla radyoy a verilen ve Deng
i neşriyatını ve Milliyet gazetesi tarafı
ve konuşmaya çatan Toprak ve Yön dergis ve 5 yıllık kalkınma planı ile ilgili genel görüş
me
YTP Senatörü Mehm et Ali Demir 'in Doğu
dergisi tutumuna uygun olan reklamı n ve duraca ğını belirtm ek.
üzerin de gereği kadar
teklifini yayınlamak ve derginin bu konu Beş yıllık kalkınma planının tatbikat
ı mevzuunda
Doğu başlığı altında neşredilen yazıda:
w

9-15. Sahifede Beş YI/Ilk Kalkınma Plam ve an vatand aşların hüküm ete güven ini sarsıcı
mahiyette kaleme
i tahrik edici doğud a yaşay
doğud a yaşayan vatandaşların hislerin
almak. itibariyle memleketimizde yaşayan bir kısım
suretiyle ve seçilen yazılar ve tertip tarzı
10-Dergide Kürtçe bazı şiirler yayınlamak ndan ayrı bir içtimai grup teşkil ettikleri ve bu ayrılığ
ın
w

k bakımı
vatandaşların ırk, dil, kültür, tarih
ve sanat, edebiy at ve gelene eşit muamele gcimıedikleri
n olacağ ı ve bu grubun diğer grupla
riyle el ele çalışmaklamümkü
devamının arzu edildiği ve bunun kendile ayrılık yaratm ak gayesi güdüle
rek ırk mülahazasiyle
açıkça yazılarak bu grubun hislerin
in tahrik edildiği ve vatandaşlar arasında tarih ve 1 sayılı Deng dergisi ve
yapıldı ğı 15 Nisan 1963
tte neşir yoluyla propag anda
milli duyguları yok edici ve zayıftatıcı mahiye ın dergin in sorum lu müdür ü ve Mede t Serha t, Kema l
ldığında maznu nlarda n Yaşar Kaya'n
hazırlık evrakı mündercaından anlaşı la muadd el5680 sayılı Basın Kanununun 16.
e hareke tlerine uyan 143. Sayılı
kanun
Bingö llü ve Musa Anter' in yazı yazan sıfatıyl dırılma ları talep ve iddia olunur.
si gereği nce cezalan
Madde si delaletiyle TCK'n un 142/3-6 madde 6/6/1963
Istanbul C. Savcı Yardımcısı
Z. Ferfdu n Erkon
11016
w
w
w
.a
rs
iva
ku
rd
.or
g
Soldan Sağa:
YaşarKaya
MedetSehat
Musa Anter l:o1J"-~~ ..
Ergün Koyuncu l'i'jJ~"Sll'.!
21 Mart 1963

g
or
.'

.
rd
... 15 Nisan 1963 yılındayayına başlayan Deng dergisinin ideolojisi için kısaca birşey

söylemek gerekirse dergiyi çıkaranlar ulusal ölçek ağırlıklı Kürt demokratik ve devrimci
unsurlarıydı denebilir. Fikir olarak kürt dili üzerindeki yasağı delmeyi hedef olarak önlerine
koymuşlardı.
haklarını
Kürt halkı ya l nız kasıtlı
ku
olarak geri bırakılmışlık olgusu
kullanma, demokratik önlemlerini dile getirebilme arzusunda idi. Ondan dolayı
dışında

da dergide dile, edebiyata, tarihe, politikaya yer verdiler. Kürtlerin de Bab-ı Ali'de bir yayın
kendi insan

organı çıkarabileceklerine inanmayan çevrelere bunu ispat ettiler.


va
.. .Cumhuriyet dönemindeki bu ilk Kürtçe-Türkçe dergi Bab-ı Ali'de bomba tesiri yaptı.
Şok ve şaşkınlık yaşandı. Devrin Başbakanı ismet inönü kabine toplantısından sonra
verdiği demeçte "Bu anayasa ile bu dergiyi kapatmak mümkün değildir'' dedi. ilk yazı işleri
i
rs

müdürü olarak tutuklu kaldığım Sultanahmet Cezaevi 'nden dönemin Adalet Bakanı
Özyörük'ü şikayet ettim. O günkü hükümet şikayetimi dinlemek üzere bir adiiye müfettişini
gönderdi ve ifademi aldırdı.
.a

Biz Kürtlerin ilk yazılı basını olan Kürdistan gazetesinin ilk sayısından tutun da bugün
devam edenlere selam ediyoruz, hepsi bizimdir. Bu arada bir halkasının serüvenini kağıda
geçirip kaybolmasını önlemeye çalıştık ...
w

Yaşar Kaya

---------------------------------------------------
w

DENG No: 1-2 (1963)


Monthly Kurdish Magazine
w

ISBN : 91-89014-35-9

Stockholm 1998

You might also like