Professional Documents
Culture Documents
Selman Başaran - Hadislerin Türk Atasözlerine Tesiri
Selman Başaran - Hadislerin Türk Atasözlerine Tesiri
TÜRK ATASÖZLERİNE
TESİRİ
üliîda^Ijmversıteta-Djı.-...,.^. .
Bursa -1 9 9 4
Uludağ Üniversitesi Merkez Kütüphane
Başaran, Selman
Hadislerin Türk Atasözlerine tesiri.
Uludağ Üniversitesi Yayınları Yayın No.: 10-008-0251
I. E.a.
297.3 B29h
ISBN 975-7657-77-8
ÖNSÖZ
Sayfa:
G İR İŞ ......................................................... ....................................................................1
A- İNANÇ.....................................................................................................................11
1- Besm ele.......................................................................................................... 11
2- Allah................................................................................................ ................12
3- İman-Mü’min..................................................................................................17
4- K ader.............................................................................................................. 18
5- H a k -B a tıl...................................................................................................... 21
6- Rızık.................................................................................................................21
7- Dünya - A hiret............................... ............................................................... 23
8- E cel..................................................................................................................25
B- İL İM ..................................... .................................................................................. 29
C- İBADET...................................................................................................................37
1- Gerçek Kulluk................................................................................................37
2- Temizlik.......................................................................................................... 38
3- Niyet.................................................................................................................39
4- Namaz..............................................................................................................40
5- O ru ç.................................................................................................................41
6- Zekât - Sadaka.............................................................................................. 42
7- D ua...................................................................................................................46
D- MUAMELÂT................... ......................................................................................49
-1-
Özellikle arap dilini konuşan milletlerde İslâmî terimlerin ne kadar kısa
sürede yerleştiği âşikârdır. Bu yüzden arap atasözlerinin bir çoğu dînî terim
lerden, özellikle Hz. Peygamber’in hadislerinden kaynaklanmıştır. Hattâ bazı
hadisler aynı ifadelerle arap atasözü haline gelmiştir. Meselâ:.<i*V fS
"Sizin en hayırlılarınız ailesine karşı hayırlı olanınızdıt,A.
,'u^lka } UlUi j^=lSİ "Zalim de olsa, mazlum da olsa müslü-
man kardeşine yardım et" 5. . jJ' <> U*Ji aJi "Veren el alan el
den hayırlıdırJ' 6.
Bu İfadeler aynen hadislerden alınarak arap atasözü haline gelmiştir.
İslâmın zuhurundan itibaren ilk iki asır içerisinde atasözü haline gelen hadis
sayisı 60 kadardır. Tabiî ki bunlar içerisinde sahih, hasen ve zayıf hadis olan
ları vardır. Bunlardan 20 kadarı aynı zamanda Türkçeye de geçmiştir. Ça
lışmamız içerisinde yeri geldikçe bunlara işaret edilecektir.
Şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki, Türk atasözleri de İsiâm Dini’nden
çok etkilenmiş, Türklerin İslama girmesiyle başlayan bu etkileşim yeni bir
kültür ortaya çıkarmıştır. İslâmî hayâtla iç içe olan atalarımız dil yönüyle de
İslâmdan etkilenmiş, bir takım tabirler ve terimler yanında özlü sözleri de İs
lâm Dini’nden aynen almışlardır.
Atasözleri, tarihî gelişim içerisinde çoğalmış, zamanla yeni yeni sözler
ortaya çıkmıştır. Milletimiz dünya üzerinde durdukça da bu böyle devam
edecektir.
Halk dilinde dolaşan sözlerin hangilerinin atasözü, hangilerinin özlü
söz, hangilerinin deyim olduğunu kesin sınırlarla tesbit etmek imkânsızdır.
Çünkü bunlar kitaplarda iç içe ve yanyana yer almışlardır. Tarifleri ayrı ayn
yapılmış olmasına rağmen pratikte hangi sözlerin bu tariflere uygun olduğunu
kestirmek çok zordur. Bu, bir bakıma konuyla ilgili eser yazanların anlayışına
kalmıştır. Biz çalışmamızda böyle bir ayırım gözetmedik. Atasözü kitaplarında
yer almış olan jsözleri araştırdık. Bu sözlerin ne zamandan beri kullanıldığına
ve kimler tarafından ortaya atıldığına bakmadık. Çalışmamızın amacı da zaten
bu değildir. Esasen atasözlerimizin İlk ortaya çıkışı da bizi pek ilgilendirme
mektedir. Biz bugünkü kullanışlarını esas aldık. Ama, bazı sözlerin kitaplarda
yer almasına rağmen günümüzde fazlaca kullanılan sözler olmadığını da gör
dük. Deyimleri mümkün olduğunca araştırmanın sınırları dışında tuttuk.
4 Bkz. Meydânî, MecmaVl-emsâl, I, 248. Hadis olarak bkz. Taberânîden naklen, Suyutî, et-
Fethu’l-kebir, II, 95; değişik rivayetler için aynca bkz- Tirmizî, rada’, B. 11; İbn Mâce, nikâh,
B. 50.
5 Bkz. Meydânî, a.g.e., II, 443. Hadis için bkz. Buhârî, mezâlim, B. 4; Tirmizî, fiten, B. 68.
6 Bkz. Meydânı, a.g.e., 11,414. Hadis için bkz. Buhârî, Vesâyâ, B. 9; Müslim, zekât, 94-97.
- 2-
Bir de aynı atasözlerinin değişik söylenişlerini veya bölgelere göre fark
lı ifade edilişlerini dikkate almadık. Araştırmamızın konusu içine giren ne var
sa, farklı söylenişleri dahil, bir araya getirmeye gayret ettik. Bu söyleniş şekil
lerinden hangisi hadislerin anlamına daha yakınsa ona özellikle İşaret ettik.
Atasözleriyle ilgili kaynaklarımızı son zamanlarda yazılmış atasözü ki
tapları oluşturmuştur. Bundan amacımız daha fazla fayda sağlamaktır.
Her şeyden önce son devirde yazılmış kitaplar atasözlerimizin günü
müzde kullanılan şeklini vermektedir. İkinci olarak da bunlar daha çok atasö
zünü, özellikle sonradan ortaya çıkanları da bir araya getirmişlerdir. Buna ilâ
veten, eski kaynaklarda geçen atasözlerinin hemen hepsini bu eserlerde bul
mak mümkündür. Üstelik bu kitaplardan bazıları atasözlerinin eski kaynak
larına da rumuzlarla işaret etmektedirler.
Bu eserlerin çoğu harf sırasına göre hazırlanmıştır. Bazısı da konularını
esas almıştır. Bir kısmında yalnız atasözleri yer almışken bazısında deyimler
de birlikte zikredilmiştir. Bazı yazarlar ise atasözleri ile deyimleri ayrı ayrı ki
taplarda toplamışlardır.
Biz bu araştırmamızda alfabetik olanlardan en çok sözü bir araya ge
tirdiğine inandığımız, Feridun Fazıl Tülbentçi’nin Atasözleri adlı eserini; konu
esasına göre hazırlananlardan İse İ. Hilmi Soykut’un Türk Atalar Sözü Hâzi
nesi adlı kitabını esas aldık. Bu iki eseri baştan sona gözden geçirdik. Hadis
lerin etkisiyle ortaya çıktığına inandığımız atasözlerini tesbit ettik. Bunlara,
Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Millî Kütüphane Genel
Müdürlüğü’nce hazırlatılan Türk Atasözleri, Abdülbâkî Gölpınarlı’nın Tasavvuf
tan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, Veled İzbudak’ın Atalar Sözü,
Türk Dil Kurumu'nca hazırlanan Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, Arif
Hikmet Par’ın Örnekli Açıklamalı Ata Sözleri gibi diğer kaynaklardan ilâveler
yaptık. Özellikle çeşitli milletlerin atasözlerini karşılaştırmak için Türker Acar-
oğlu’nun hazırladığı Dünya Atasözleri kitabından çok yararlandık.
Bunun sonucunda ortaya büyük bir yekûn çıktı. Sonra da elde ettiğimiz
bu atasözlerinin hadis kaynaklarını tesbite çalıştık.
Hadis kitaplarından başta Buhârî ve Müslim'in Sahihleri olmak üzere
Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve ibn Mâce’nin Sünenleri, bunların yanında
Suyûtî’nin el-Câmi’u's-Sağîr, Münâvî’nin Künûzü’l-Hakâik adlı eseri gibi hadis
leri alfabetik olarak sıralayan eserler taranmıştır. Özellikle de halkın kültürü
nün oluşmasında büyük tesiri bulunan hadisleri toplayan eserler incelen
miştir. Bunların başında Sehâvî’nin el-Mekasıdü’l-Hasene adını taşıyan eseri
gelmektedir. eş-Seybânî’ninTemyîzü’t-Tayyib mine'l-Habîs, Aciûnî’nin Keşfü’l-
Hafâ, Suyûtî'nin ed-Dürerü’l-Müntesira, Zerkeşî’nin et-Tezkira fi’l-Ehâdîsi'l-
Müştehira, el-Hût’un Esne’l-Metâlib adlı eserleri de bu grupta incelenmiştir.
-3-
Deytemî’nin Müsnedü’l-Fırdevs’i ile Kuzâî'nin eş-Şihâb’ı da asıl kaynaklarımız
arasında yer almıştır. Ayrıca uydurma hadisleri ele alan mevzûât kitapları da
taranmıştır.
Bu eserlerin dışında yeri geldikçe başka hadis kitaplarına da müracaat
edilmiştir.
Atasözleri taranırken onlara uygun hadisler, hadis kitapları taranırken
de onlara uygun atasözleri araştırılmıştır.
Atasözlerinin mi hadislerden, yoksa bir takım mevzû hadislerin mi ata-
sözlerinden etkilenerek ortaya çıktığı konusuna ileride temas edilecektir.
Atasözlerinin ne zaman ortaya çıktığı da kesin olarak belli değildir. Bazı
larının muhtevasına bakılarak yaklaşık tarihi tesbit edilebilirse de bu tarihler
kesinlik ifade etmez. Şu kadar var ki dînî muhtevalı veya dînî terimleri ihtiva
eden atasözlerimizin Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra oluştuğu
muhakkaktır. Çünkü terimler islâmîdir. Bunun başka türlü izahı da mümkün
değildir.
Bizim tespitlerimize göre bu çalışmanın dışında kalaır pek çok atasö-
zümüzde dînî tabirler geçmektedir. Tülbentçi’nin eserini esas alarak yaptığı
mız araştırmaya göre 163 çeşit dînî terimin zlkredildiği, 936 atasözü ve deyim
bulunmaktadır. Bunlardan Allah kelimesi 156, şeytan 35, Tanrı 26, hac, hacı
ve sabır 24, din ve kul 23, cehennem 22, cennet ve minare kelimeleri de 20
yerde geçmektedir. Hangi d în î terimlerin kaçar defa zikrediltiiğin! alfabetik sı
rayla gösterelim:
-4 -
Fetvâ 2 Karun 3 Musâ 4
Firavun 3 Kaza 3 Müezzin 1
Gâvur 11 Keramet 6 Mü’min 3
Gazâ-gâzl 10 Kıble 2 Münafık 3
Günah 2 Kısmet 10 Müslüman 5
Hâ nun cim 1 Kıyamet 11 Müstakîm 1
Hacc-hacı 24 Kul 23 Namaz 10
Hacı hoca 2 Kur’an 3 Nasuh tevbesi 1
Hafız 1 Kurban 9 Nazar 1
Hak 6 Kurban Bayramı 1 Nuh Nebi 2
Halil İbrahim 1 Küllü 5 Oruç 3
Haram 12 Küsûf 1 Peygamber 4
Hazreti Süleyman 1 lâ 3 Rab 1
Helâl 7 lâhavle 1 Rahman 2
Hızır 2 lam-cim 1 Ramazan 9
Hoca 18 leyte-lealle 1 Receb ayı 2
Hûrl 2 Lokman Hekim 6 Rükû 1
Hüdâ 4 Mabud 2 Sabır 24
Hüsûf 1 Mahşer 3 Sadaka 1
Hüve’l-Bâkî 2 Mecûsî 1 Salâ 1
ibadet 1 Medine 2 Salavat 5
İfrit 1 Mekke 2 Seccade 4
İftar 3 Mekruh 2 Selâm 9
İmam 19 Merhamet 4 Selamün aleyküm 3
İman 11 Mescid 7 Selmân-ı Pâk 1
İkrar 1 Mevlâ 11 Seyyiât 1
İslam 4 Mevlüd 2 Sırat Köprüsü 1
itikad 1 Mezar 9 Sünnet 1
Kâbe 3 Mezheb 3 Şaban 1
Kabir 8 Mihrab 2 Şafiî 2
Kader 5 Minare 20 Şehit 2
Kadı 18 Mirac 1 Şeriat 4
Kadir gecesi 1 Miras 3 Şeyh 8
Kâfir 2 Molla 2 Şeytan 35
Kamet 1 Muhammed ümmeti 1 Tahiyyat 1
-5-
Takdir 7 Ümmet 1 Yaradan 4
Tann 26 Vaaz 1 Zekât 4
Tekke 5 Vade 1 Zemzem 1
Teşbih 1 Vahdet 1 Zühd ü takva 1
Tevbe 5 Vaiz 1
Tevekkül 2 Velfecri 1
7 Tülbentçi, 283.
8 Tülbentçi, 461.
-6-
Bir de bazı atasözleri vardır ki hadisi erle tam bir lafız benzerliği içinde
bulunmakta, bazıları ise yaklaşık manalar İfade etmektedir. Bu çalışmada tam
bir lafız benzerliği olanlann esas alınmasına gayret edilmiş, bununla birlikte
muhteva benzerliği olanların da pek çoğu zikredilmiştir.
Bu arada âyet meâlinden aynen alındığına inandığımız atasözlerimize
de bu araştırmada zaman zaman yer verilmiştir.
Ancak, hadislerle mânâ benzerliği bulunan atasözlerimiz, kaynaklarda
yer almasına rağmen (daha önce de kısaca temas ettiğimiz gibi) bunlardan
bir çoğunun toplumun her kesiminde ve ülkemizin her yöresinde yaygın ol
madığını gördük. Bundan anlaşılıyor ki bu tür atasözlerimiz ya bazı yöreleri
mizde daha çok kullanılmakta ya da geçmişte yaygın olmasına rağmen günü
müz toplumunda az kullanılır hâle gelmektedir. Meselâ "Nezafet imandan
dır" atasözü bugün "temizlik imandandır“ söyleyişiyle yaygındır. "Her şey
yed-i ilâhiyededir“ atasözü de eskiye aittir. "Bahil adam her dem zelil
olur*' atasözü her yörede yaygın değildir.
Atasözlerimizle doğrudan ilgili bulduğumuz hadisler sahihlik durumları
na bakılmaksızın alınmıştır. Bu sebeple bir atasözümüzle dolaylı yönden ilgili
pek çok sahih hadis olmasına rağmen çoğunlukla onlar alınmamış, yerine
göre, daha yakın mana ilişkisi bulunan zayıf hattâ mevzû (uydurma) hadisler
zikredilmiştir. Bu da, toplumumuzda yaygın olarak bilinen hadislerin bir çoğu
nun zayıf veya mevzû olduğunu göstermektedir. Hattâ halk dilinde hadis ola
rak bilinen fakat aslında hadis olmayıp sahâbeden birinin veya herhangi bir
alimin sözü olan ifadeler bile, atasözü haline gelmişse, alınmıştır. Bu durum
da, araştırmamızda kullandığımız hadisler arasında gerçekte Hz. Peygambere
ait olup olmama durumuna göre derecelendirilen sahih, hasen, zayıf, mevzû
sayılanları bulunduğu gibi, hadis diye bilinen, oysa Hz. Peygamber dışında
başka birinin sözü olan ifadeler de bulunabilecektir. Her ifadenin gerçek ha
dis olarak nitelendirilmemesi için de hadislerin sahihlik durumuna işaret etme
zorunluluğu hasıl olmuştur. Dolayısıyla, bazen hadisin başında bazen sonun
da, bazen de dipnotlarda hadislerin sıhhatıyla ilgili bilgiler verilecektir. Yer yer
de hadis âlimlerinin o hadis konusundaki farklı kanaatlerine temas edilecektir.
Okuyucunun yerinde görmesini sağlamak amacıyla bir kaçı dışında
atasözlerinin tamamının kaynağı verilmiş, âyetlerin, hadislerin ve alimlerin gö
rüşlerinin kaynakları da dipnotlarda gösterilmiştir.
Araştırmamızın genel karakterini ana hatlarıyla böylece izah ettikten
sonra karşılaştığımız bir problemi de dile getirmek istiyoruz:
Atasözlerimizle hadisler arasında kurulabilen anlam bağının sebebi ne
dir? Bu soruya şu şekilde cevap verilebilir:
-7-
1- Bu tür atasözleri, mânâ benzerliği bulunan hadislerden etkilenerek
ortaya çıkmıştır, ki bu çalışma bu ihtimal üzerine oturtulmuştur. Sahih hadis
lerle anlam birliği bulunan atasözlerinin bu hadislerden kaynaklandığında
şüphe yoktur.
2- Atasözleriyle, aynı anlama gelen hadis tevafuk hâlindedir. Yânî birbi
rine etkisi olmadan söylenmişlerdir.
3- Atasözlerimiz, mevzû sayılan bazı hadislerin oluşmasına tesir et
miştir.
Son iki maddede zikredilen ihtimallerin isbatı çok zordur. Çünkü o ko
nudaki uydurma hadislerin ortaya çıkış tarihi bilinmemektedir. Ayrıca, hadisle
anlam birliği bulunan atasözü, eğer dini muhtevalı değilse, bunun hadisten mi
etkilendiği, yoksa ortaya çıktıktan sonra bir hadisle aynı mânâyı mı ifade ettiği,
yânî aralarında tevafuk mu olduğu hususunda kesin karar verilememektedir.
Bununla beraber bir kısım atasözlerimizin hadislerle tevafuk halinde bulunabi
leceği ihtimalini göz ardı etmemek gerekir. Öyle ki bazen hadis ile bir Türk
atasözü aynı manayı ifade ettiği gibi, bir İngiliz ya da Fransız atasözünün de
aynı anlama geldiği görülebilmektedir. Eğer yabancı milletlerin atasözlerini
Türkçeye çevirirken bizimkilere benzetme ve mümkün olduğu ölçüde aynı ke
limelerle ifade etme gayreti yoksa -ki bir çoğunda böyle bir gayretin varlığı se
zilmektedir- böyle olanların tamamen bir tevafuktan ibaret olduğunu kabul et
mek gerekecektir. Aksi takdirde müslüman olmayan milletlerin bir kısım ata
sözlerinin hadislerden kaynaklandığı gibi abes bir iddia ile karşı karşıya kalı
nır. Bu demek değildir ki diğer milletler Türk atasözlerinden hiç etkilenme
miştir. Özellikle bir zamanlar Osmanlı hâkimiyetinde bulunan milletlere birçok
Türkçe atasözü aynen geçmiştir. Meselâ, "Bugünün işini yarma bırakma!'9,
“Kurunun yanında yaş da yanar1' 10 gibi Arnavut atasözleri; "Başkasının
kuyusunu kazma kendin düşersin" 11, "Kurunun yanında yaş da ya
nar”12 gibi Sırp-Hırvat atasözleri Türkçeden geçmiştir.
Hadislerle anlam birliği olduğuna inanarak ele aldığımız Türk atasözle
rinden, diğer milletlerde de benzerleri bulunanlara bazı örnekler verelim. An
cak bunların Türkçeye çevrilirken bizim ifadelerimize benzetilmeye çalışılmış
olabileceğini, değerlendirmede dikkate almak gerekir:
"Acele işe şeytan karışır" (Hristiyan olan Gagauz Türklerinde, İngi-
lizlerde ve Ruslarda kullanılmaktadır)13.
-8-
“Güzele bakmak sevaptır" (Gagauz Türklerinde)14.
"Söz gümüşse sükût altındır" (Fransız ve Rus atasözü)15.
"Sükut ikrardan gelir" (İngiliz ve Rus atasözü)16.
"Ne ekersen onu biçersin" (Fransız ve Sırp-Hırvat atasözü)17.
"Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır" (İngiliz atasözü)18.
"Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim" (İng. atasözü)19.
"Cahil dostun olacağına alim düşmanın olsun" (İng. atasözü)20.
"Duvarı nem, insanı gam yıkar" (İngiliz atasözü)21.
"Gözü bir şey doyurmaz, illâ ki toprak" (Fransız atasözü)22.
"Gülme komşuna gelir başına" (Fransız atasözü)23.
"Herkesin çektiği dili belâsıdır" (Fransız atasözü)24.
"İnsan kazdığı kuyuya kendisi düşer" (Fransız atasözü)25.
"Kanaat tükenmez hazinedir" (Fransız atasözü)26.
"Kısmetin seni arayıp bulur“ (Fransız atasözü)27.
"Vermekle mal tükenmez" (Fransız atasözü)28.
"Elçiye kötü davranılmaz" (Sırp-Hırvat atasözü)29.
"En aziz misafire üç gün yeteriidir" (Sırp-Hırvat atasözü)30.
"Kendi gözündeki merteği görmez, âlemin gözündeki çöpe bahane
bulur" (Sırp-Hırvat atasözü)31.
-9-
etkilenmiştir. Bununla beraber, az da olsa İkinci ve üçüncü ihtimalleri de dik
kate almak gereğini duyduk. Bu yüzden de o tür atasözlerini ele alırken bu ih
timâli ortaya koyan uygun ifadeler kullanmaya özen gösterdik.
Aynı anlama gelenler dahil yaklaşık 660 atasözünü tesbit edip incele
meye değer bulduk. Bu da 120 kadar konu oluşturdu. İlgi kurabildiğimiz ha
dislerin sayısı ise 450 civarındadır. Tabiî ki bu 450 rakamına mükerrer ve ben
zer ifadeler de dahildir.
Araştırmamız hakkında bu genel bilgilerden ve metodumuzu ana hatla-
rıyla belirledikten sonra esas konumuza geçebiliriz.
-10-
A- İNANÇ
1- Besmele
- Besmelesiz çıkma yola başa gelir türlü belâ1.
Her işe besmele ile başlamanın gereğine işaret eden bu atasözümüz
bir başka şekilde şöyle ifade edilmiştir:
- Besmelesiz işe şeytan karışır2.
- Allah Allah demeyince işler olmaz3.
Bu iki atasözü yanında kan-koca ilişkilerinde bile besmelenin zarûre-
tine işaret eden bir başka söz daha vardır:
- Besmelesizden hayır gelmez4.
Şimdi bu atasözlerinin temelini teşkil ettiğine inandığımız hadisleri göre-
ful» V
1 Tülbentçi, 108.
2 Tülbentçi, 108.
3 Tülbentçi, 48,
4 Tülbentçi, 108.
5 Bkz. Ezkâr, 94.
6 Bkz. Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 13.
7 Bkz. Ebû Dâvud, Edeb, B. 18; İbn Mâce, nikâh, B. 19.
8 Bkz. Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, II, 119.
-11-
vayette ise besmele yerine zikrullah (Allah’ın adını anmak) denilmekte ve
şöyle buyrulmaktadır: .j i l aJMjSâj ju İj V JLı ^ İ _yi JS
"Allah adını anarak başlanmayan her önemli iş sonuçsuz kalır1'9. Suyûtî
bu ifadelerle hadisin Nesâî tarafından da rivayet edildiğini belirterek hasen ol
duğunu söylemiştir10.
Yemeğe besmele ile başlamanın gereğini bildiren bir atasözümüz de
şöyledir:
- Yemeğin başı bismillah, aya elhamdü ////a/?11.
Bu atasözümüzün iki hadisin birleşiminden oluştuğunu söylemek
mümkündür. Bunlardan birisi yemeğe besmeleçekerek başlamayı öğütleyen,
. tiLlı U * JS j ıJli>«ı.ı J£ j 4JU1 j»ülâ U “Evlâdım (yemeğe) besmeleyle başla,
sağ elinle ye ve önünden ye" hadisidir12. İkincisi ise, yemekten sonra elham
dü lillah demeyi teşvik eden hadislerdir. Meselâ bunlardan birinde Hz. Pey
gamber (SAV) şöyle buyurmuştur:
Ift Aİ 4İ1 X»aJl J lî (JSI
"Bir kimse yemek yedikten sonra elhamdü lillah... derse geçmiş gü
nahları bağışlanır13.
2- Allah
- Nefsini bilmeyen Allah’ını bilmez14.
Allah’ı tanıyabilmek için kişinin önce kendisini tanımasını şart koşan bu
atasözü hadis olarak nakledilen bir ibarenin Türkçe tercümesinden ibarettir:
"Nefsini bilen Rabbini bilir". Bu ifadenin keşf yoluyla alınmış bir hadis
olduğunu bazı sûfîler iddia etmişlerse de İbn Teymiye "uydurmadır" de
miştir15. Nevevî böyle bir hadisin sahih olmadığını belirtmiş16, Sem’ânî Hz.
Peygamber’in sözü olarak bilinmediğini, Yahya b. Muaz’ın sözü olduğunu
-12-
söylemiştir17. Suyûtî bu haber için bir risale yazmış ve buna "el-Kavlü’l-eşbeh
fî hadîsi men arefe nefsehû fekad arefe rabbeh" adını vermiştir. Bu risale
onun el-Hâvî lil Fetâvâ’sında yer almaktadır18.
- Hakkı tanıyan halka baş eğmez19.
Bu atasözü aynı anlama gelen şu hadisten kaynaklanmış olabilir:
-13-
"Yüce Allah buyuruyor ki: Ben kulumun beni zannettiği ve ümit ettiği
gibiyim. Beni andığı zaman ben de onunla beraberim. O beni gönlünde giz
lice zikrederse ben de onu böylece anarım. Eğer o beni bir topluluk içinde
zikrederse ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde yâd ederim. O kulum
bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın
yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşınm. O bana yürüyerek gelirse ben ona
koşarak varırım"20.
- Ne istersen Allah’tan iste29.
Bu atasözü Kur’an’daki Fatiha sûresinin ,,jj <iîU3 .ipi «*IU
"Ancak sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz"30, âyetinden
alınmış olabilir.
- Bir şem'a ki Allah yaka, halk üflese sönmez31.
Bunun bir başka söylenişi de şöyledir:
- Bir şem’a ki Hak yaka cihan üflese sönmez32.
Bu güzel sözlerin, yaklaşık aynı anlama gelen şu âyetten kaynaklandığı
açıktır: jJ j » j j î ^jj V] ^
"Onlar Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kâfirler istemese
de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır"33.
- Hikmetinden sual olunmaz3*.
- Lâ yüs'el amma yefal35.
Bu sözler, atasözü hâline gelmiş âyet mealinden başka bir şey değil
dir. Çünkü, burada mecaz manası kastedilmiş olsa bile gerçek manasıyla bu
sözlerde kastedilen Allah’tır. O’nun hikmetinden sual olunmaz. Ancak O yap
tıklarından sorumlu tutulamaz. Öyleyse bu atasözlerini duyunca Enbiya Sû
resinin 23. âyetini hatırlamamak mümkün değildir:
, j Lûc- ^
28 Buhârî, tevhid, B. 15, 35; Müslim, zikir, H. 2; Tirmizî, zühd, B. 51; İbn Mâce, edeb, B. 58,
29 Soykııt, 64.
30 Fatiha, 5.
31 Gölptnarh Abdülbâkı, Tasavvuftan Dilimize Geçen Atasözleri ve Deyimler» s. 61.
32 Tülbentçi, 122.
33 Tevbe 32. Ayrıca bkz. Sâf, 8.
34 Tülbentçi, 295.
35 Tülbentçi, 401.
-14-
- Allah eli her elden üstündür36.
Ayet:
"Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir"37.
- İlm-I Allah her şeyi muhittir (Allah'ın ilmi her şeyi kuşatmıştır)38.
Ayet: .U ic. J îû L lJ £ aUI jl j
36 Soykul, 64.
37 Fetih, 10.
38 Tülbentçi, 308.
39 Talak, 12.
40 Tülbentçi, 50.
41 Buhârî, rikak, B. 38.
42 Tülbentçi, 287.
43 Tirmizî, kader, B. 7. Başka rivayetler için bkz. Müslim Kader, H. 17; İbn Mâce, mukaddime,
B. 13; Müsned, II, 168, VI, 182.
44 Mülk, 1.
45 Tülbentçi, 241.
-15-
duğunda şüphe yoktur. Meselâ; "Göklerin ve yerin gaybını Allah bilir"46, "Gök
lerin ve yerin gaybı Allah’a aittir1'47 mealindeki âyetler bunlardandır.
Gayba ait haberleri yalnız Allah’ın bildiğini belirten hadislerden birinde;
.<111 vı v...
"...Onları Allah’tan başka kimse bilmez" buyrulmakta48, bir diğerinde;
.Allı tjğ-
"...O bir gayıptır ki Allah’tan başka kimse bilmez" denilmektedir49.
- Fellah’ın dediği olmaz, Allah’ın dediği olu/50.
- Altı olur yedi olur, hep Allah'ın dediği olur51.
Yüce Allah’ın takdirinin mutlaka gerçekleşeceğini ifade eden bu atasöz-
lerimiz Kur’an’daki, "Dirilten de O ’dur, öldüren de O’dur" âyetinden52 ve
. Aİ1I j-lâ ..
".... Bu Allah’ın takdiridir. O ne dilerse yapar, de." hadisinden53 kaynak
lanmıştır.
Allah’ın kudretine İşaret eden bir başka atasözü de;
- Her şeye kadir Cenab-ı Hak'tır, şeklindedir54
Bu da, "Allah her şeye kadirdir"55 âyetinin türkçesidir.
Allah’ın sıfatlarıyla ilgili olarak atalarımız;
- Doğmaz doğurmaz bir Allah56 demek sûretiyle "O doğmamıştır ve
doğurmamıştır" âyetinden57 ilham almışlardır. Ancak bu atasözü gerçek ma
nasından daha çok, mecaz anlamda kullanılır.
- Bir tahtta iki şah olmaz58. Ya da;
- Bir gemide iki kaptan olmaz59. Veyahut;
46 Hucurât, 18.
47 Hud, 123.
48 Bkz. Buhârî, iman, B. 37; Müslim, iman, H. 5, 7.
49 Bkz. Müsned, V, 266.
50 Tülbentçi, 236.
51 Tülbentçi, 53.
52 Mü’min, 68.
53 Müslim, kader, H. 34; İbn Mâce, mukaddime, B. 10.
54 Tülbentçi, 287.
55 Tülbentçi, 241.
56 Soykut Hilmi, Türk Atalar Sözü Hâzinesi, s. 64.
57 İhtas, 3.
58 Tülbentçi, 122.
59 Tülbentçi, 117.
-16-
- Gemiyi batıran iki kaptandır60, gibi atasözlerinin, "Eğer göklerde ve
yerde Allah’tan başka tanrılar olsaydı ikisi de harap olup gitmişti"61 âyetinden
kaynaklandığı söylenebilir.
3- İman - Mü’min
.ojjjua
"Yüce Allah şöyle buyurdu: Ey insanoğlu... senin günahların gökleri
dolduracak bir yeküne ulaşsa, sonra benden mağfiret dilesen günahına aldır
madan seni bağışlarım. Ey İnsanoğlu, sen bana yeryüzü dolusunca günahla
gelsen, sonra da bana ortak koşmaksızın kavuşsan ben de yeryüzü dolusu
bağışla seni karşılarım'65.
Bir başka hadisin sonunda da şöyle buyrulur:
•ûW! Ö* ^ l/* L)^* Ö-" ^J...
60 Tülbentçi, 247.
61 Enbiya, 22.
62 Tülbentçi, 577.
63 Buhârî, tcvhid, B. 13; Müslim, iman, H. 148,185.
64 Nisa, 48.
65 Tirmizî, daavat, B. 98; Dârimî, rikak, B. 72.
-17-
"...Kalbinde hardal tanesi ağırlığınca imanı olan kimse cehenneme gir
meyecektir"66.
- Birdir imanla ikrar demişler67.
Bu da bir hadis meâlidir: j jU İİJ ı_Jîlb ^sc. ö'-s V'
"iman kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla amel etmektir"68. İbn Mâ-
ce’nin naklettiği bu hadisi İbnü'l-Cevzî mevzû (uydurma) saymıştır69.
- M ü’min yüzünden bellidir70.
Taberânî’den nakledilen bir hadiste de şöyle buyrulmuştur:
.Â-*US3I i*jj ^ jş - j ^
"Onlar yüzlerindeki nur ile tanınırlar"71. Hadisin zayıf olduğu iddia edilse
bile, "Onlar yüzlerindeki secde İzi ile tanınırlar"72 âyetiyle desteklendiği mu
hakkaktır.
- Mü’minin kalbi beytullah73. .s->_>1| s -^ 1
Bu da bir uydurma hadisten alınmıştır:
"Kalp Allah’ın evidir". İbn Teymiye hadisin mevzû olduğunu söyle
miştir74.
4- Kader
-18-
- Korkunun ecele faydası yoktur76.
- Kaderde varsa görülür79.
- Ölüme korkmak fayda vermez?0.
- Takdir tedbiri bozar81.
- Takdirle yazılan tedbirle bozulmaz62.
- Yazıdan kaçmak olmaz83.
- Yazılan başa gelir84.
- Yazılan bozulmaz85.
- Yazılmış da bozulmuş yok68.
- İş olacağına varır87.
Bu atasözleriyle doğrudan ilgili ya da anlam olarak alakalı hadislerden
bazıları İse şunlardır: . j j î jia . çib
"Kaderden kaçmanın faydası yoktur1'88. Suyûtî hadise hasen demiş,
Münâvî ise zayıf, hattâ münker olduğunu söylemiştir89.
Bu hadis aynı zamanda Arap atasözü şekline dönüşmüştür90.
(jjjj ^ lSLoâ V
"Fazla üzülme. Kaderde ne varsa o olur ve takdir edilen rızık sana
ulaşır"91.
Enes b. Mâlik de şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamberin ev ahâlisinden
biri beni kınarsa Rasûlüllah şöyle buyururdu: "Bırakın onu. Kaderde ne yazıl
mışsa o olur"92. Hadisin mürsel olduğu söylenmiştir93.
78 Tülbentçi, 377.
79 Tülbentçi, 327.
80 Tülbentçi, 448.
81 Tülbentçi, 505.
82 Tülbentçi, 505.
83 Tülbentçi, 554.
84 Tülbentçi, 554.
85 Tülbentçi, 554.
86 Tülbentçi, 554.
87 Aksoy Ömer Asım, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, 274.
88 Müsned, V, 234.
89 Bkz. Feyzü’l-Kadir, V, 304.
90 Bkz. Meydânı, II, 310.
91 Beyhakî’nin Şuabü’l-İman’ından naklen Şeybfinî, Temyiz, 192.
92 Ebû Nuaym, Hılyetü’l-Evliya, VII, 125.
93 Bkz. Aclûm, II, 384.
-19-
((jSj U ) öj\£ "Kaderde yazılan oluıJ'94.
Kader konularından biri olan hayır ve şer ile ilgili atasözleri ile aynı an
lama gelen hadisler şunlardır:
- Hayır da şer de Allah'tan?5.
Hadiste de şöyle buyrulur: ,> U jji.
"Hayrıyla, şerriyle bütün işler Allah'tandır"96. Hadisin zayıf olduğu söy
lenmiştir.
- Her zararda bir hayır vardır97.
- Her şeyde bir hayır vardır90.
- Her işte bir hayır vardır39.
Bu atasözlerinin kaynağı olan âyette de şöyle buyrulmuştur:
j Aj Ij£ijİ Jjl ^ mr. j Jjl ^ .ur.
"İhtimal ki hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinizedir ve ihtimal ki sevdiğiniz
bir şey sizin kötülüğünüzedir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir"100.
Kuvvetli ve zayıf mü'minlerin durumlarından söz ederken Hz. Peygam
ber de şöyle buyurmuştur: ... j j î . JS j...
"... Hepsinde bir hayır vardır..."101. Konuyla ilgili bir başka hadis ise
şöyledir: .<3 <} ^ ûJ 1**1t
"Müminin işine şaşıyorum. Çünkü Allah onun hakkında ne hüküm ve
rirse mutlaka onun hayrına olmaktadır''102. Suyutî bu hadisin hasen olduğunu
söylemiştir103.
- Hayır Allah'tan şer şeytandan104.
Taberânî'nin naklettiği hadisin bir yerinde bu hususa şöyle İşaret edil
mektedir:
_________________ .o -jıl
94 Bkz. Aclûnî, 11,215.
95 Tülbentçi, 278.
96 Taberânî'nin M. Evsat’ından naklen Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, VII, 197.
97 Tülbentçi, 289.
98 Soykut, 225.
99 Aksoy, 257.
100 Bakara, 216.
101 Müslim, kader, B. 3.
102 Müsned, İH, 117.
103 Bkz. Feyzü’l-Kadir, IV, 304.
104 Tülbentçi, 278.
-2 0 _
"Ümmetimden bir topluluk çıkacak... Kaderin bir kısmını kabul bir kıs
mını inkâr edecek ve şöyle diyecekler: Hayır Allah’tan, şer şeytandan”105.
Heysemî hadisin isnadının zayıf olduğunu bildirmiştir.
5- Hak - Batıl
JA j j Jâj
"Hak geldi, batıl yok oldu"111.
Hz. Peygamber de Mekke’yi fethettiğinde Kâbe’de bulunan 360 puta
elindeki sopayla vurmaya başlamış ve şöyle buyurmuştur:
.lîjA j (jl£ (Jlılıll j l JiaUll ı3* j j
"Hak geldi, batıl yok oldu. Çünkü batıl yok olmaya mahkumdur"112.
6- Rızık
-21-
- insan kısmetini aramazsa kısmet insanı arar114.
- Kısmetin seni arar bu/ur115.
Konuyla ilgili olan ve birçoklannca zayıf sayılan hadislerde de şöyle
buyrulur:
.A İ ^ I 4 -ılja j L a 5 i ı l l- tı
"Bir insanı eceli nasıl arayıp bulursa rızkı da öyle arar". Bu haber merfu
olarak da mevkuf (yâni Sahabi sözü) olarak da nakledilmiştir116.
Deylemî bu haberi şöyle nakletmiştir:
ı j j I a S A S A i j J ^ w ' jji yi
"insanoğlu ölümden kaçar gibi rızkından kaçsa ölümün ona ulaştığı gi
bi rızkı da onu bulur"118.
Suyûtî ve Münâvî bu haberin zayıf olduğunu söylemiştir119.
- Kısmet ise gelir Hindden Yemenden, kısmet değil ise ne gelir el
den12°.
Deylemî’nin rivayet ettiği hadiste bu husus şöyle belirtilmiştir:
j c . < i]l ,jl£ -C î& U ii q a .\\ * W j p * A İll û
• ÖH ^
"Eğer Yüce Allah’ın kul için ezelde takdir ettiği rızık güneşin içinde olsa
Allah onu bir rüzgânn emrine verir de rüzgâr onu kulun önüne getirip bıra
kır"121. Hadisi Deylemî’den başka rivayet eden olmamıştır.
Kısmet ve nasibi konu alan başka atasözleri de vardır:
- Kimse kimsenin kısmetini yiyemez122.
- Herkes nasibini yer123.
-22-
- Herkes nasibini bulur124.
Rızık verenin Allah olduğunu bildiren âyetin125 meâli atasözlerimizde
şöyle ifade edilir:
- Allah rızkın kefilidir126.
- T anrı kulunun rızkını verir127.
- Yaratan kısmetini de yaratır128.
Bir hadiste de bu hususa şöyle işaret edilir:
... fS S jjj Aİll j l "Allah sizi yarattı, rızkınızı da verdi"129.
7- Dünya - Ahiret
-23-
_ Lâ râhate fi'd-dünya137.
Bu ifadeler halk arasında hadis diye bilinmekte ve çok yaygın bulun
maktadır. Oysa hadis kitaplarında böyle bir hadise rastlayamadık.
.UiAİt ^ 'sf "Dünyada rahat yoktur" şeklindeki bu ifade aslında arap ata-
sözüdür138.
- Rahat ararsan mezarda139.
- Rahat ararsan cennette140.
Bu atasözleri de ibn Mes’ud’un şu sözünden alınmış olabilir:
j V
"Allah'a kavuşmadan mü’mine rahat yoktur"141. Elbânî, "merfû (yani
Hz. Peygamberin sözü) olarak aslı yoktur" demiştir142. Zaten kaynaklarda da
Hz. Peygamberin değil, İbn Mes’ud’un sözü olarak zikredilmektedir.
- Bu bir kervansaraydır konan göçer143.
Dünyanın halini ve insanın dünyadaki ömrünü anlatmak için söylenen
bu atasözüne Buhârî’nin naklettiği şu hadisin kaynak teşkil ettiği söylenebilir:
-2 4 _
- Dünyada eken âhirette b/çer150.
Halk arasında çok yaygın olan ve neredeyse arapça ifadesiyle ezbere
bilinen hadisin meâli de şöyledir:
"Dünya ahiretin ekin tarlasıdır1'151. Sehâvî, "Bu hadisin isnadlı olarak ri
vayet edildiğini görmedim" demiştir152. Ancak mânâ itibariyle sahih olduğu
bildirilmiştir. Bu ifadeler aynı zamanda arap atasözüdür153.
Hâkim’ln rivayet ettiği hadiste de şöyle buyrulur:
JjaJ LilJI jljll ■"' ^'
"Faydalanabilenler için dünya ne güzel konaklama yeridir'1154. Hâkim
bu hadise sahih demişse de Zehebî münker olduğunu söylemiştir155.
- Sırat köprüsü gibi /Tice156. Bu, atasözü değil bir deyimdir. İlgili ata
sözü ise şöyledir:
- Sırat köprüsü kıldan ince kılıçtan keskindir (Nogay Türk atasözü)157.
Bu şekliyle şu hadisin mealinden aynen alınmıştır:
ıtıli jl t C1..1İI
"Sırat köprüsü kılıç gibi keskin ve kıl gibi incedir158. Bu hadisin bir rivayetinin
sahih, bir rivayetinin zayıf olduğu söylenmiştir159. Bu konudaki bir başka ha
dis de şöyledir:
...L-SAuıji (j-* .1^1j
8~ Ece!
-25-
Atalarımızın kafiyeli bir şekle soktukları bu sözün kaynağı şu hadis ol
malıdır:
t**i>& ." ııW a 1 j
-26-
Genel bir hüküm halinde söylenen bu atasözü şu hadisle uygunluk
arzediyor:
-27-
B- İLİM
- 29 —
- Ar eden kâr etmez9.
- Öğrenmeye âr o/maz10.
Hangi yaşta ve hangi şartlarda olursa olsun öğrenmekten çekinme
mek, "bu yaşta ilim öğrenmekten utanırım" dememek gerektiğini bildiren bu
atasözleri Tabiîlerden Mücâhid’in şu sözüne ne kadar uygundur.
Vj jJJi jJaüj V "Utangaç ve kibirli olanlar ilim öğre
nemez"11. Sağânî’nin mevzû hadis olarak nitelendirdiği şu İfadeler de "Âr
eden kâr etmez" atasözünün kaynağı olmalıdır:
"Âr eden mahrum kalır"12.
- İlmi Allah dileyene, malı dilediğine verir13.
Buna yakın mâna ifade eden bir hadiste de şöyle buyrulur:
^ VJ ıj^îV ' Vj V îy tj L>* <ül j]...
"Şüphesiz Allah malı sevdiğine de sevmediğine de verir, imanı ise yalnız
sevdiği kimselere verir"14. Allah’ın malı dilediğine verdiğini bildiren âyette de
şöyle buyrulur. ^ ^ l L o l l ^ t^îll-a - ^m (J5
“De ki: Mülkün sahibi olan Allahım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğin
den çekip alırsın..."15.
Esasında atasözümüz ilim öğrenmeyi teşvik için söylenmiştir. Mal ka
zanmak için aşırı hırs beslemenin yanlış olduğunu, çünkü Allah’ın malı dilediği
kimselere verdiğini, İlmi ise isteyene verdiğini, bu yüzden ilim öğrenmek için
kendi gayretimizin şart olduğunu, "Allah dilerse bana bilmediklerimi öğretir"
diye bekleyip durmamak gerektiğini bu atasözümüz en güzel şekilde ortaya
koymaktadır. Yukarıdaki âyet ve hadiste mülkü Allah’ın dilediği kimselere ver
diği belirtiliyor. Başka hadislerde de ilmin insanlar tarafından öğrenilmesi ge
reğine işaret edilmiş, bunun için, kim ilim ararsa, ilmi öğrenirse, ilim elde et
mek için gayretederse gibi ifadeler kullanılmıştır. Bu ifadeler de göstermekte
dir ki ilim insanın kendi gayretiyle elde edilir ve sora sora öğrenilir.
- Adam sormakla âlim olur16.
- Sormaktan sıkılmayan insan çok şey öğrenirn (Uygur atasözü).
9 Tülbentçi, 58.
10 Tülbentçi, 445.
11 Buhârî, ilim, B. 50.----- — --- -------------------- ----- --------
12 Bkz. Sağânî, Mevzûât, 37.
13 Tülbentçi, 308.
14 Buhârî, Ahlâk Hadisleri, (tere. A. Fıtri Yavuz), I, 289.
15 Ali İmran, 25.
16 Soykut, 81.
17 Acaroğlu, 717.
-30-
Kuşkusuz ilim bir hazinedir, anahtarı da soru sormaktır. İlim bir hazine
ise onu elde etmenin yolu sormaktır. İnsan bilmediğini öğrenmek için sormak
zorundadır. Bu atasözlerine kaynak olabilecek nitelikteki bir hadisi Ebû
Nuaym şöyle nakletmiştir:
Jl j 1^ »1»II
-31-
"Câhil dostun olacağına akıllı düşmanın olsun". Halk arasında hadis
olarak şöhret bulmuş olsa da esasında bu lafızlar Hz. Peygamberin değil,
Ebû Hâzim adında birinin sözüdür26.
Alimin değerini ortaya koyan atasözlerimizden birisi de şudur:
- Alimin uykusu cahilin ibadetinden hayırlıdır27.
- Cahilin ibadetinden alimin uykusu hayırlıdır26.
Ebû Nuaym’ın rivayet ettiği hadiste de bu husus şöyle belirtilmiştir:
•l W ~trX^ ıj* JJİ jJc.
"Bilgili olarak uyumak cahil olarak kılınan namazdan hayırlıdır1'29. Suyû-
tî bu hadisin zayıf olduğuna işaret etmiş, Münâvî ise yalancı bir râvî tarafın
dan rivayet edildiğini bildirmiştir30.
Gazâlî ise alimin uykusunun bile ibadet olduğuna işaret eden şu hadisi
nakletmiştir:
"Alimin uykusu ibâdettir". Ancak bu hadisin de zayıf olduğu belirtil
miştir31. Hadisin bir başka rivayetinde de şöyle buyrulur:
fjA ^lxjl jjı
"İlim ibadetten üstündür"32. Heysemî hadisin zayıf olduğunu bildirir
ken33, Hâkim kendi rivayeti için sahih demiş, Zehebî de ona katılmıştır34.
İnsan ne kadar âlim olsa yine de yanılabilir, unutabilir. Bunu atalarımız
şu şekilde dile getirmişlerdir:
- Alim unutmuş, kalem unutmamış35.
Öğrenilen şeyleri unutmamak için yazmanın gereğine işaret eden bu
atasözünün oluşmasında yazmayı emreden hadislerin etkili olduğu söylenebi
lir. Nitekim duyduklarını unuttuğundan şikâyet eden bir Sahabîye Hz. Pey
gamber şöyle demiştir:
-32-
"Sağ elinden yardım iste"36. Tirmizî bu şekliyle hadisin sağlam olmadığı
nı bildirmişse de hadislerin yazılmasını emreden daha başka sahih hadisler
vardır.
- Her âlimin bir hatası var37.
Her insanın hata yapabileceğini, günah işleyebileceğini, bu gibi vasıfla
rın insanın tabiatında bulunduğunu gösteren atasözleri ve bunların hadisler
deki kaynakları ileride zikredilecektir. Alim de bir insan olduğuna göre onun
da hata yapması kaçınılmazdır. Hadiste bu hususa şöyle işaret ediliyor:
...jjjL k iJ I JS
- "Bütün insanlar hata yapar..."38.
- Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma39.
- Hocanın yap dediğini yap, yaptığını yapma40.
- Okumuşun okuduğunu dinle, işini tutma41.
Alimin ve ilmi temsil eden hocanın sözü ile uygulamasının birbirini tut
madığını, daha doğru bir ifadeyle başkasına yaptığı tavsiyeleri kendisinin uy
gulamadığını anlatan bu atasözlerine kaynaklık edebilecek hadiste hoca ye
rine Kureyş tabiri kullanılmış ve şöyle buyrulmuştur:
-33-
- Lafla peynir gemisi yürümez47.
- Lafla duvar örülmez48
- Lafla pilav pişmez49.
Gerek yukarıdaki hadisler gerekse daha başkaları bu atasözleriyle uy
gunluk arzetmekte, sözden daha çok fiiliyatın önemine işaret etmektedir. Ha
şan Basrî’nin şöyle dediği rivayet edilmektedir:
47 Tülbentçi, 402.
48 Tülbentçi, 402.
49 Tülbentçi, 402.
50 İbn Ebi’d-DünyS, es-Samt ve Ahlâku’I-Lisan, s. 340.
Sİ Hılye, VIII, 98.
52 Par, 283.
53 Tülbentçi, 421.
54 Aksoy, 188.
55 Tülbentçi, 54.
56 Deylemî, H. 4206.
57 İbn Kanî'den naklen Suyûtî, el-Fethu’l-Kebir, III, 133.
58 Bkz. C. Sağîr, 1,31.
-3 4 _
.4,f.ij (J ^ U j (JuUÜ (J1a£ <lullİ ^ nlijj fJUjl (Jlû
"Başkalarına iyilik öğretip kendini ihmal eden alim, insanlara ışık verdiği
halde kendini yakıp bitiren kandil gibidir'159. Heysemî bu haberin râvîlerinin
güvenilir olduğunu söylemiştir60.
Benzer bir ifade kudsî hadis olarak da şöyle rivayet edilmiştir:
"... Şüphesiz kandil kendini yakıp bitirir, fakat insanlara ışık verir..."61.
Bildiği ile amel etmenin gereğine işaret eden atasözlerimizden ikisi de
şöyledir:
- Alim olan ilmi ile amil gerek62.
- İlmi ile amil olmayanın vaaz.ve nasihati tesirsiz kalır63.
Bu atasözlerine kaynaklık edebilecek daha başka âyet ve hadisler de
bulunmaktadır. Nitekim Saf Sûresinin 2. âyetinde, “Ey inananlar, yapmadığınız
şeyi niçin söylersiniz?" buyrulmuş; Deylemî’nin rivayet ettiği bir hadiste de bu
hususa şöyle işaret edilmiştir:
.j UII ^ pJUJİ
"Alim, İlim ve amel cennete girecektir. Alim bildiği ile amel etmezse o
zaman ilim ve amel cennete, âlim cehennemde olur". Suyûtî hadisin zayıf ol
duğunu belirtmiştir64.
-35-
C- İBADET
1- Gerçek Kulluk
"Şüphesiz Allah Teâlâ yalnız kendisi için ve kendi rızasını isteyerek ya
pılan amelden başkasını kabul etmez"2. İkinci kısımda ise suç işleyen insanın
hayâ duygusunun köreldiği belirtilmekte, yânî hayâ duygusu olmayan insanla
rın her türlü kabahati işleyebilecekleri vurgulanmaktadır. Bu konudaki bir ha
diste de şöyle buyrulmaktadır: . c ü 1» ^ ıj]
"Utanma duygun yoksa dilediğini yap"3.
- İbadet de gizli, kabahat efe4.
- İbadet de mahtî (gizli), kabahat de5.
Bu da iki ayrı hadis meâüni ihtiva etmektedir: Bir hadiste Kıyamet gü
nünde Allah’ın gölgesinde gölgelenecek yedi grup insandan birisi olarak, gizli
sadaka veren kişiler zikredilmiştir6. Ayrıca hadislerde farz dışındaki namazla
rın evde, gizli yerde kılınması da teşvik edilmiştir7. Kabahatin gizli olması ge
rektiğini bildiren bir hadiste de şöyle buyrulmuştur:
1 Tülbentçi, 301.
2 Müsned, IV, 126.
3 Buhârî, edeb, B. 78; Ebû Dâvud, edeb, B. 6; İbn Mâce, zühd, B. 17; Müsned, IV, 121.
4 Aksoy, 266.
5 Tülbentçi, 301.
6 Bkz. Buharı, ezan, B. 36; Tirmizî, zuhd, B. 53.
7 Bu konudaki hadisler için bkz. Münzirî, Tergîb, 1 ,178-180.
-37-
,4 _ a \jL İI JJJU \ j ■ ‘^ \ ^ I " 'j f l ^
2- Temizlik
-38-
“Elinizden geldiğince temizliğe riayet edin. Çünkü Yüce Allah İslam Di
nini temizlik üzerine kurmuştur. Cennete de ancak temiz olanlar girecekti-
ri"17. Suyûtî hadisin zayıf olduğunu söylemiştir18.
- Akar su pislik tutmaz19.
- Akar su murdar olmaz20.
Bu atasözlerinin kaynağı şu hadis olabilir: . * ^ 4 ^ 4 ; V «UJi J
"Su temizleyicidir. Hiç bir şey onu kirletmez"21.
- Su bulunmayan yerde teyemmüm caizdir22.
- Su bulununca teyemmüm bozulur23.
- Su varken teyemmüm edilmez24.
Daha çok mecaz anlamda^ve bir şeyin aslının bulunmadığı yerde ben
zeriyle idare edilebileceğini anlatmak için kullanılan bu atasözlerinin gerçek
manasıyla ilgili âyet ve hadislerde de şöyle buyrulmuştur:
3- Niyet
-39-
- Kişinin gönlüne göre verir mevlâ29.
!yi niyetin önemine işaret eden bu atasözlerinin asıl kaynağı şu
meşhur hadis olmalıdır: ...çşjj U U ilj cjI ûJIU JU&Vl Uil
"Ameller niyetlere göredir, herkes niyetine göre yaptığının karşılığını
alır..."30. Diğer hadislerde de şöyle buyrulur: .-dat j * jjİ.
"Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır''31. Ancak bu hadis zayıftır.
.ı—»'İyi L« liil öjz-
4- Namaz
29 Tülbentçi, 373,
30 Buhârî, bed’ü’l-vahiy, B. 1; Müslim, imaret, H. 155.
31 Hılye, III, 255; Şihab, 1 ,119.
32 İbn Asâkir’den naklen Suyûtî, Feth, 1 ,163.
33 Tülbentçi, 425.
34 Tülbentçi, 425.
35 Müslim, taharet, H. 1; Tirmizî, daavat, B. S; Nesâî, zekât, B. 1; İbn Mâce, taharet, B. 5; Me-
kasıt, 428.
36 Şihab, I, 118.
37 Soykut, 124.
38 Tülbentçi, 253.
39 Buhârî, teheccüd, B. 18; Müslim, müsafirin, H. 219.
-40-
- Yıldan aydan bir namaz, o da Hakka yaramaz (Kerkük Türkleri
a ta sö zü f °.
- Alaca namaz Hakka yaramaz 41.
Bu atasözünün de şu âyetten etkilenerek söylendiği anlaşılmaktadır:
5- Oruç
40 Acaroğlu, 513.
41 Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, II, 221.
42 Maûn, 4-5.
43 Tülbentçi, 137.
44 Dârakutnî, Sünen, I, 420; Müstedrek, I, 246; Deylemî, H. 7929.
45 Bkz. Mekasıt, 726; Adûnî, II, 365.
46 Soykut, 222.
47 Buhârî, et'ime, B. 58; Müslim, mesacid, H. 64-66; Ebû Dâvud, et’ime, B. 10; Tİnnizî, mevakît,
B. 145; Nesâî, imame, B. 51; İbn Mâce, i kame, B. 34.
48 Tülbentçi, 79.
49 Tülbentçi, 79.
-41-
Bu atasözleri şu hadisin meâli niteliğindedir:
"Bir kimse Ramazan orucunun ardından altı gün de Şevval ayında oruç
tutarsa bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur"52. Neden bir yılı oruçlu geçir
miş gibi olacağını da bir başka hadiste şöyle belirtmiştir.
j ~'f~. ı 4i ,.'11 j,toj ^laAİl ûu tj*
"Bir kimse Ramazan Bayramı’nın ardından altı gün daha oruç tutarsa
seneyi tamamlamış olur. (Çünkü) her kim bir iyilik yaparsa ona on misli se
vap verilir1®3. Buna göre otuz Ramazan’a bu altı gün daha eklenince 36 eder.
Her oruç on katıyla sevap göreceğinden 36’nın 10 ile çarpımı 360 eder. Bu
da bir yıl demektir. Beş gün zaten oruç tutmanın haram olduğu günlerdir ki
bunun dördü Kurban, biri Ramazan Bayramı günleridir.
6- Zekât - Sadaka
50 Müslim, siyam, H. 7-8; Buhârî, savm, B. 11; Nesâî, siyam, B. 10; İbn Mâce, siyam, B. 7.
51 Tülbentçi, 461.
52 Müslim, siyam, H. 204; Ebû Dâvud, savm, B. 58; Tirmizî, savm, B. 53.
53 İbn Mâce, siyam, B. 33.
54 Tülbentçi, 539.
55 Buhârî, zekât, B. 16; Müslim, zekât, H. 94-97; Ebû Dâvııd, zekât, B. 28; Tirmizî, zekat, B. 38;
Muvatta, sadaka, H. 8.
56 Acarcğlu, 189.
-42-
- Vermekle mal tü ken m ek7.
Bu atasözleri de, zekât ve sadaka vermenin malı bereketlendireceğini
bildiren ve muhtaçlara yardım etmeye teşvik eden şu hadislerin meâlidir:
•(J^4 O*4 ^A^ ^ ı*‘*‘ '~sa'’
"Sadaka vermek malı eksiltmez..."58.
.ÂİAl-3 ^ ajc. JU ,_yasj U "İnsanın malı sadaka vermekle eksilmez"59.
- Bir elinle verdiğini öbür elin duymasın60.
- Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin 61.
Yardımın gizli yapılmasını, sadakanın gizli verilmesini, herkese ilân edil
memesini tavsiye eden bu atasözleri şu hadisten alınmıştır:
^ ^ ' 1^ ( J a . J j . • .-4İ3a V] V Aİlâ \ h j A a y.ı
57 Tülbentçi, 539.
58 Müslim, birr, H. 68.
59 Tirmizî, zühd, B. 17.
60 Tülbentçi, 116.
61 Tülbentçi, 466.
62 Buhârî, zekât, B. 13; Müslim, zühd, H. 91; Tirmizî, cennet, B. 25; Nesâî, kudlt, B. 2; Muvatta,
şiir, H. 14.
63 Tülbentçi, 409.
64 Tülbentçi, 409.
65 Ebu Dâvud, Merlsîl, s. 128; Şihab, I, 401; Hılye. 11, 104; Hatîb, Bağdadî, Târîhu Bağdat, VI,
334.
66 Bkz. Mekasıt, 309.
67 Bkz. C. Sağîr, 1,148; Feyzü’l-Kadîr, III, 382.
68 Bkz. M. Zevâid, III, 64.
69 Tülbentçi, 316.
-43-
İlgili hadislerde de şöyle buyruluyor: o - ji ^ tU. J j J j U ijLei
"At üzerinde bile gelse isteyene (dilenciye) veriniz"70. Suyûtî bu ifade
lerle hadisin zayıf olduğunu söylemiştir71. Hadisin bir başka rivayeti de şöyle-
dir: .(_>»_)* tUk (jj j (JjUull
"At üzerinde de gelse dilencinin hakkı vardır"72. Bu rivayete Suyûtî sa
hih demiş73, İbnü’l-Cevzî ise aslı olmadığını söylemiştir74.
- Az sadaka çok belâ götürür (d efed er)75.
Bu atasözü şu ifadeleri hatırlatmaktadır:. jjjSJI JJUi
"Az sadaka çok belâ defeder"76. Halk diiinde hadis dîye bilinen bu ifa
denin hadis değilse bile mânâ yönüyle sahih olduğu belirtilmiştir77. Deyiemî-
’nin naklettiği bir hadiste de şöyle buyrulur:
,>» U j .wi "Sadaka yetmiş kötülük kapısını kapa
tır"78. Suyûtî bu hadisi şu ifadelerle rivayet etmiştir:
.»2UI ^ Ic. j j "Sadaka yetmiş çeşit belâ ve mu
sibete engel olur..." Suyûtî hadisi naklettikten sonra zayıf olduğuna da işaret
etmiştir79. Bu konudaki diğer rivayetler de şöyledir:
(_!?■j ıjc. ı_ijj-aJ aüi j j "Allah, içlerinden biri
nin sadaka vermesiyle bir topluluğu cezalandırmaktan vazgeçer80.
. sîUJl
"Sadaka vermekte acele edin ki üzerinizdeki belâ çemberini kırıp par
çalasın"81.
- Az veren candan verir, çok veren maldan verir62.
Az da olsa başkalarına malî yardım yapmayı teşvik eden bu atasözüne
şu hadisler kaynaklık etmiş olabilir:
.S_y& (3*^ J I
-44-
"Bir parça hurma vermekle de olsa cehennemden korununuz"63.
... jlS5 7 i jlü y i : jU iV 6- ^
"Üç şey imandandır: Bunlardan birincisi darlık halinde iken (bile) sada
ka vermektir...'64. Heysemî bu son hadis için sahih demiştir85. Buhârî bu ifa
deyi Ammar b. Yâsir’in sözü olarak nakletmektedir86.
- N e verirsen elinle o gider seninle67.
Bu atasözüne kaynaklık edebilecek hadislerden birisinde Hz. Peygam
ber şöyle buyurmuştur: U -OL. j * 4J LJ >s^L« ^La jLu-yı J jL
.(juUll ıi!j\j j iiljj ^-a ^ kcA jl jî
"İnsan malım, malım diyor. Malı ancak üç şekilde onun olur: Yiyip tü
kettiği veya giyip eskittiği veyahut da fakire verip sevabını biriktirdiği. Bunun
dışındakiler yok olup gidecek ve başkalarına kalacaktır"88. Aynı konudaki bir
başka hadiste de şöyle buyrulmaktadır:
(jliîjjU 4 J] -OL* V] .1^1 La 4İ11 <ILa AjJI V-Ukl (JLa -^.İ
L« (JLa j La -ULa
"Hz. Peygamber, varislerinin malı hanginize kendi malından daha se
vimlidir? diye sordu. Ashab, ey Allah'ın Elçisi, içimizde kendi malını daha çok
sevmeyen hiç kimse yoktur dediler. Bunun üzerine Rasülüllah şöyle buyurdu:
Kişinin, ölmeden önce tasadduk edip sevabını âhirete sakladığı mal kendi
malı, öldükten sonra geride bıraktıkları İse varislerinin malıdır"89.
- Açın imanı olmaz90.
- Açlık sofuluğu bozar31.
Muhtemeldir ki bu sözler şu zayıf hadisten kaynaklanmıştır:
.1 ji£ öjSj J jîslı jIS "Fakirlik neredeyse imansızlık olacaktı.."92.
Sehâvî ve Münâvî bu haberin zayıf hadis olduğunu söylemişlerdir33.
- Fıkaraya veren Cenab-ı Kibriyaya ödünç vermiş gibi olurS4.
-45 -
- Fıkaraya veren Mevtaya ödünç verir95.
Bu sözler şu âyetin mânâsına uygun düşmektedir:
4İj ^ic-LıJaJâ Lim% <011 lû ^yi
"Allah'a kim güzel bir ödünç takdim ederse Allah karşılığını kat kat ve-
rir, ona cömertçe verilecek bir de ecir vardır'196.
- M al fitnedir, kandeyse (nerede olursa) fitne kopanı97.
Bu da şu ayetin meâlinden alınmış olmalıdır:
,4jii jij Uil "Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız bir fitne,
(bir imtihanjdır..."98.
- Paranın çoğu da yoğu da ahlâkı bozar99.
Bu atasözüne uygun bir ifade Kuzâî tarafından hadis olarak şöyle nak
ledilmiştir. j <j3â IİA çLlac.1
"Şu malı vermek de vermemek de fitne doğurmaktadır"100. Bu hadisi
Kuzâî’den başka nakleden olmamış, bu rivayetin de senedi zayıf sayıl
mıştır101.
7- Dua
.Ajjİ Va 4^
"Sizden biri namazda âmin dediği zaman gökteki melekler de âmin
der. Bunlardan biri diğeriyle aynı âna rastlarsa o kimsenin geçmiş günahları
bağışlanır"103.
- Mü'minlerin duası müstecaptır104.
95 Tülbentçi, 238.
96 Hadid, 11.
97 Tülbentçi, 408.
98 Tegâbün, 15.
99 Solkut, 214.
100 Şihab, II, 114.
101 Bkz. Şihab, II, 114’le dipnot.
102 Tülbentçi, 422.
103 Buhârı ezan, B. 112; Müslim, salât, H. 74-76.
104 Tülbentçi, 422.
-46-
İnanarak ve samimî olarak yapılan duanın Allah tarafından mutlaka ka
bul edileceğini bildiren bu atasözü şu hadisten kaynaklanmış olmalıdır:
(Jjaj i
-47-
D- MUAMELAT
1- Hak - Adâlet
1 Tülbentçi, 129.
2 Soykut, 234-
3 Müslim, birr, H. 60; Tirmizî, kıyame, B. 2.
4 Tülbentçi, 28.
5 Deylemî, K. 4135; Aclunî, II, 58.
6 Aclûnî, II, 58.
7 Tülbentçi, 24.
-49-
- Adalet dünyanın temelidirs.
Arapça’da .cdLüı J a^ i "Adalet mülkün temelidir'1şeklinde
ifade edilen bu söz bazılarınca hadis diye bilinse de daha çok Hz. Ömer’in
veya Hz. Ali’nin sözü olarak nakledilir. Mustafa Kemal Atatürk’ün vecizesi ol
duğu da söylenir. Bazılarına göre de arap atasözüdür9.
- Anlatışa göre verirler fetvayı'10.
Hz. Peygamberin şu ifadelerinden alınmış olmalıdır:
^ iJnŞİ İ < il L_U kl^lİ ( J İ U U ^ Jjl ~ 1 (JjLİâ. ..
"Aralarında hüküm vermemi istiyenler bana gelirler. Olabilir ki onlardan
biri diğerine göre meselesini daha iyi anlatır, ben de onun lehine hükmede
rim..."11.
Muhakeme usulü ile ilgili atasözlerimizden bazıları da şöyledir:
- Zahire hükmolunıır12.
- Zâhir-i hâle hükmolunur13.
- Şeriat zahire hükmeder14.
Aynı anlamda Hz. Peygamber’den nakledilen haberde de şöyle buyru
lur: <llıj ^ykUâlVj r<-ı
"Ben zahire göre hükmetmekle emrolundum. İç durumları ise Allah’a
aittir". Birçok âlim bu ifadelerle söylenmiş sahih bir hadis bulunmadığını söy
lemiş, Nevevî ve başkaları ise Hz. Peygamberin ifadesi olarak nakletmişler-
dir15.
- Sükût ikrardan gelir16.
Evlenme konusunda fikri sorulan bâkire hakkında Hz. Peygamber
şöyle buyurmuştur: .UJjSl
"Onun susması ikrarı (kabulü) anlamına gelir"17.
S Tülbentçi, 24.
9 Bkz. Acaroğlu, 40.
10 Tülbentçi, 58.
11 Buhârî, şehadet, B. 27; Müslim, akdiye, H. 4; ebû Dâvud, akdiye, B. 7; Tirmizî, ahkâm, B. 11;
Nesâî kudât, B. 13; İbn Mâce, ahkâm, B. 5, Muvatta, akdiye, H. 1.
12 Tülbentçi, 573.
13 Tülbentçi, 573.
14 Tülbentçi, 499.
15 Fazla bilgi için bkz. Aclûnî, 1,192; Nevevî’nin görüşü için bkz. Şerhu Müslim, VII, 163.
16 Tülbentçi, 495.
17 Ebû Davud, nikâh, B. 23. Aynca bkz. Buhârî, Nikâh, B. 41; Müslim, nikâh, H. 64-67, Nesâî,
nikâh, B. 33- İbn Mâce, nikâh, B. 11
-50-
2- Aman Dileme
3- Savaş
-51-
"Mü’minlere zor gelmeyeceğini biisem, hiçbir seriyyenin ardında otur
mazdım. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Allah yolunda de
falarca öldürülüp, defalarca diriltilmeyi çok arzu etmişimdir..."25.
Yine şehitler hakkında söylenmiş bir başka atasözümüz:
- Şehitler ölmez25.
Taberânî’nin rivayet ettiği bir hadiste de şöyle buyrulur:
■ö f i j j j * "Şehitler ölmemişlerdir. Onlar yaşamakta
ve (Allah tarafından) rızıklandırılmaktadırlar"27.
Şehitlerin ölmeyeceği zaten âyette de ifade edilmiştir:
.jjjjı^ îîy jS lj »UaJ Jj tlılyt\ 4İII Lİi*-1 L&i CyA 'jSjÂj Vj
"Allah yolunda öldürülenlere ölüler, demeyin. Zira onlar diridirler, fakat
siz farkında değilsiniz"28. Atasözümüzün daha ziyade bu âyetten etkilenerek
ortaya çıktığı söylenebilir.
4- Hile
-52-
"Harp hiledir'131. Bu hadis aynı ifadelerle arap atasö
zü haline de gelmiştir32.
- Hileli pazar mideyi bozar33.
- Hile ile iş yapan mihnet ile can verir34.
- Aldatan aldanır35.
- Aldatayım diyen aldanır36.
Savaş ve mertlik konularında düşmanı yanıltmanın gerekli olduğunu
çok veciz bir üslupla ifade eden atalarımız, alış-verişte hile yapmanın ise uy
gun olmadığını bu sözleriyle açık olarak vurgulamışlardır. Peygamberimiz de
savaşta düşmana hile yapmanın caiz olduğunu bildirmesine rağmen müslü-
manların ticaret yaparken birbirini aldatmamaları gerektiğini şu meşhur hadisi
ile bildirmiştir:
.Ua Viic. "Bizi aldatan bizden değildir"37.
Bir başka husus da aldanmamaktır. Müslüman akıllı ve uyanık olmalı,
ahmak olmamalı. Musibetten ders almalı, düştüğü bir hataya bir daha düşme
melidir. Atalarımız bu konuda da şunları söylemişlerdir:
- Akıllı iki kere aldanmaz38.
- Adam olan iki kere aldanmaz39.
- Akil bir kere aldanır40.
- Akil düşer mi düştüğü zindana bir da/ıî41.
- Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez 42
- Bir aldanan bir daha aldanmaz43
- İnsan olan bir kere yanılır44
31 Buhârî, cihad, B. 157; Müslim, cihad, H. 18; Ebû Dâvud, cihad, B. 92; Tirmizî, cihad, B.
İbn Mâce, cihad, B. 28.
32 Bkz. Meydânî, 1 ,197.
33 Tülbentçi, 295.
34 Tülbentçi, 295.
35 Tülbentçi, 46.
36 Tülbentçi, 46.
37 Müslim, iman, H. 164; Ebû Dâvud, buyû, B. 50; Tirmizî, buyû, B. 72; Dârimî, buyû, B. 10.
38 Tülbentçi, 40.
39 Soykut, 76.
40 Tülbentçi, 38.
41 Tülbentçi, 38.
42 Tülbentçi, 381.
43 Tülbentçi, 113.
44 Tülbentçi, 312.
-53-
- Tilki iki defa tuzağa düşmez45.
- Deli oldur ki bir düştüğü çukura bir daha düşe46.
Aynı anlama gelen bu atasözlerinin oluşumuna ışık tutan hadisinde
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: a^.Ij ^
"Mü’min bir yılan deliğinden iki defa ısırılmaz"47. Hadis aynı ifadelerle
arap atasözü olarak da şöhret bulmuştur48.
5- Yemin
6> Kısas
45 Soykut, 240.
46 Tülbentçi, 170.
47 Buhârî, edeb, B. 83; Müslim, zühd, H. 63; Ebû Dâvud, edeb, B. 29.
48 Bkz. el-Vâhidî, el-Vasît fi’l—Emsâi, s. 197.
49 Tülbentçi, 557.
50 İbn Mâce, keffârât, B. 5; Müstedrek, IV, 303; Mekasıt, 312.
51 Bkz. Feyzü’l-Kadîr, III, 416-17.
52 Tülbentçi, 421.
53 Mekasıt, 282; Temyiz, 65.
54 Rahman, 60.
55 Tülbentçi, 258.
-54-
Bu söz de tamamen Maide Sûresinin 45. âyetinden alınmış olmalıdır:
"Orada onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve
yaralara karşılık ödeşme (kısas) yazdık...".
7- Hırsızlık
8- Evlenme
"Üç şeyi tehir etmeyiniz. Vakti gelmiş namaz, hazır haldeki cenaze,
dengini bulmuş kadın"62. Suyûtî bu hadisin hasen, Münâvî ise zayıf olduğunu
söylemiştir63.
56 Tülbentçi, 294.
57 Buhârî, hudud, B. 7; Müslim, hudud, H. 7; Nesâî, sânk, B. 1.
58 Tülbentçi, 167.
59 Suyûtî, C. Sağır, (Feth), 1 ,199.
60 Bkz. Feyz, 1,325.
61 Tülbentçi, 366.
62 Tirmizî, mevakît, B. 13; Müsned, 1,105; Müstedrek, II, 162.
63 Bkz. Feyz, III, 310.
-55-
9- Boşanma
10- Kazanç
64 Tülbentçi, 212.
65 Tülbentçi, 215.
66 Bk. Tirmizî, talak, B. 13; İbn Mâce, talak, B. 36; Müsned, II, 42.
67 İbn Mâce, talak, B. 17.
68 Deylemî, H. 7964.
69 tbn Mâce, talak, B. 17; Hılye, III, 165.
70 Tülbentçi, 516.
-56-
- Terlemeden ücret alınmaz71.
Çalışıp terieyen işçinin ücretini hemen vermenin gereğine işaret eden
hadiste de şöyle buyrulur: .aİ jc. i j
"İşçinin ücretini alın teri kurumadan veriniz"72. Suyûtî bu hadisin zayıf
olduğunu söylemiştir73.
- Korkak bezirgan ne kâr eder ne ziyan74.
- Korkak bezirgan ne kâr ed er ne zarar75.
Bu atasözlerine uygun olarak Deylemî’nin rivayet ettiği bir hadiste de
şöyle buyrulmuştur:
"Korkak tüccar mahrum kalır, cesaretli tüccar ise kâr eder"76. Suyûtî
bu hadisin hasen olduğuna işaret etmiştir77.
- Kendin kazan kendin ye, kimseye minnet etme78.
- Yeğdir taş taşımak, nâmerde muhtaç olmaktan79.
Kişinin kendisinin çalışıp kazanmasının başkasına el açmaktan daha
hayırlı olduğunu bildiren hadiste de Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
71 Tülbentçi, 516.
72 İbn Mâce, ruhun, B. 4.
73 Bkz. C. Sağîr, 1,146.
74 Soykut, 300.
75 Tülbentçi, 377.
76 Deylemî, H. 2447; Mekasıt, 247; Temyiz, 56; Aclûnî, I, 294.
77 Bkz. C. Sağîr, 1 ,134; Feyz, III, 279.
78 Tülbentçi, 355.
79 Tülbentçi, 560.
80 Buhârî, zekât, B. 50; Müslim, zekât, H. 150; Tirmizî, zekât, B. 38; Nesâî, zekât, B. 85.
81 Tülbentçi, 370.
82 Bkz. C. Sağîr, I, 75.
-57-
- Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma 83
- Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır*4.
- İyi ve kâmil insanı güneş uykuda görmez85.
- Erken kalkan aldanmamış 06.
- Erken uyanan matlubuna erer67.
Çeşitli şekillerde ifade edilen ve aynı manaya gelen bu atasözleri, bazı
larınca zayıf sayılan şu hadislerden alınmıştır:
. ( jjjlı £Lû "Sabah uykusu rızka mânî olur'’08. Bu hadisi
Suyûtî sahih, Münâvî zayıf saymıştır®9. İbnü’l-Cevzî ise mevzû olduğunu söy
lemiştir90. . ( j j j i ' ^ ' j j S'-j
"Rızık aramak için sabah erken davranınız"91.
. Lus J jl >^ıIU (jc- V
"Sabah namazı sırasında uyuyup rızık aramaktan geri kalmayınız"92.
"Rızık aramak ve ihtiyaçlar için erken kalkınız. Çünkü sabah erken kalk
mak bereket ve kazançtır". Taberânî’nin M. el-Evsat’ından nakledilen bu ha
beri Heysemî zayıf saymıştır93. Münâvî de hadisin zayıf olduğunu söyle
miştir94.
11- Borç
83 Soykut, 227.
84 Soykut, 227.
85 Tülbentçi, 327.
86 Tülbentçi, 221.
87 Tülbentçi, 221.
88 Müsned, I, 73.
89 Bkz. Feyz, IV, 232.
90 Bkz. İbnü’l-Cevzî, Mevzûât, 111, 68.
91 Deylemî, H. 2080.
92 Deyiemî, H. 7380.
93 Bkz. M. Zevaid, IV, 61.
94 Bkz. Feyz, III, 196.
95 Tülbentçi, 445.
-58-
"Emanet geri verilir, ödünç alınan mal iade edilir, borç ödenir, kefil
borçlanmış olur"96.
- Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek97.
- Borç ödemekle yol yürümekle tükenir96.
- Yol yürümekle borç ödem ekle tükenir" .
Lafızlar farklı da olsa mânâ olarak hadislerden etkilendiği söylenebilir.
Sahih bir hadiste borcun ödenmesi gerektiğine şu şekilde işaret edilmiştir:
96 Tirmizî, buyû, B. 39; Ebû Dâvud, buyû, B. 88; İbn Mâce, sadakat, B. 5; Dârimî, buyû, B. 56;
Müsned, IV, 222.
97 Soykut, 176.
98 Soykut, 177.
99 Soykut, 386.
100 Tirmizî, buyû, B. 73; Nesâî, buyû, B. 64; benzer hadisler için ayrıca bkz. Müslim, müsakat, H.
118-122; İbn Mâce, ticârât, B. 62.
101 Hatîb, Târihu Bağdat, VII, 198; Deylemî, H. S260.
102 Bkz. Münâvî, Feyz, V, 377.
-59-
E -A H L A K
A- İYİ HUYLAR
"Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir miras bıraka
maz"4. Tirmizî hadisin garib olduğunu söylemiştir.
- Ağaç yaş iken ( fidan iken, yeşilken, genç iken) eğilir5.
- Çubuğu yaş iken eğm ek g e re li.
- Kart ağacın bükülmesi güç olur7.
- Yaş ağaç tez eğilir9 .
1 Tülbentçi, 203.
2 Tülbentçi, 217.
3 Acaroğlu, 90.
4 Tirmizî, birr, B. 33; Müsned, III, 412.
5 Tülbentçi, 29.
6 Tülbentçi, 159.
7 Tülbentçi, 342.
8 Tülbentçi, 551.
9 Mekasıt, 460.
10 Bkz. Aclûnî, II, 66.
-61-
"Küçük yaştaki çocuğun öğrenmesi taşa nakşetmek gibi, büyük yaştaki
insanın öğrenmesi ise suya yazı yazmak gibidir"11,
- Güzelliğe (g üzele) kırk günde doyulur, iyi huya kırk yılda doyul
maz 12
- Güzelliğe kapılma huya b ak 13
- Güzel huylu olanın can verirler sözüne, çirkin huylu olanın kimse
bakmaz yüzüne14.
insanda boy, soy ve yüz güzelliğinden ziyade huy güzelliğinin esas ol
duğunu veciz bir şekilde ifade eden atalarımız şu meşhur hadisten etkilenmiş
olmalıdırlar:
“Kadın dört şeyinden dolayı nikâh edilir: Malı, asâleti, güzelliği ve din
darlığı. Sen dindar olanını seç ki bereket bulasın"15.
İnsanda yerleşmiş bir kötü huyun kolay kolay çıkmayacağı, atasözleri-
mizde şöyle dile getirilmiştir:
- Can çıkmayınca huy çıkmaz15.
- Huy canın altındadır, huy çıkmayınca can çıkmaz17.
- Huylu huyundan vazgeçm ez18.
11 Bkz. Suyûtî, C. Sağîr, l, 148; Benzer bir başka haber için bkz. Suyûtî, Feth, III, 129.
12 Soykut, 245.
13 Soykut, 245.
14 Soykut, 245.
15 Tülbentçi, 29.
16 Tülbentçi, 139.
17 Tülbentçi, 298.'
18 Tülbentçi, 298.
19 Mekasıt, 496.
20 Tülbentçi, 555.
21 Suyûtî, Feth, i, 415.
22 Bkz. C. Sağîr, 1, 98.
-62-
... Ij (_5^ Aİİi» \ (jl tjj^a.jla*iııi*rj ^ £ j\İ. .» î (3^-J ^js-ula AÜ\ Juc- (J\5
"Abdullah b. Mes’ud bir adamla ilgili olarak şöyle söylemiştir: ... Siz
onun yaratılışını değiştirmedikçe ahlâkını değiştiremezsiniz1'23. Aynı anlamda
bir hadis de Ahmed b. Hanbel tarafından şu ifadelerle nakledilir:
I ilâ (jc- ^axj jvix<am I j l j IjMı^aS 4jlS-ö ıjP* Ül j Ijl
^ 1> 1
"Bir dağın yer değiştirdiğini duyarsanız tasdik edin, fakat bir adamın ah
lakını değiştirdiğini duyarsanız İnanmayınız. Çünkü insan yaratıldığı ahlâk
üzere olur1'24. Ahlak değişmez görüşünü savunanların delillerinden birini teşkil
eden bu hadisin senedinin münkatı olduğu Münâvî tarafından belirtilmiştir25.
Terbiye ve ahlakın mahiyetini böylece belirttikten sonra güzel ahlak ko
nularında, söylenmiş atasözlerine geçmek istiyoruz.
1- İyiliğe Teşvik
23 Buhârî, Ahlak Hadisleri, tere. A. Fikri Yavuz, I, 297; İbn Mâce, zühd, B. 29; Miistedrek, IV,
324.
24 Müsned, VI, 443.
25 Bkz. Feyz, I, 381.
26 Acaroğlu, 489.
27 Buhârî, rikak, B. 7, Müsned, II, 7.
28 Tülbentçi, 284.
29 Meselâ bkz. Buhârî, bed’ü’l-halk, B. 11; Müslim, zikir, H. 28; Ebû Dâvud, edeb, B. 101; T ir
mizî, daavat, B. 94; İbn Mâce, ikamet, B. 201.
30 Tülbentçi, 323. 31 Tülbentçi, 323.
32 Tülbentçi, 229.
- 63 -
- İyilik eden kemlik bulmaz33.
- İyilik eden iyilik bulur, kemlik eden kemlik bulur (Bulgaristan Türk-
leri atasözü)34.
"iyiliğe ehil olana da olmayana da sen iyilik et"42. Ebû Dâvud et-Tayâ!î-
sî’den de şöyle bir hadis nakledilir:
ıj&j Ac-Jj Ajfl jA l5Ls jA (jıül Ş ja I ^1j . ..4İ]1 (jjl
33 Tülbentçi, 323-
34 Acaroğlu, 174.
35 Tülbentçi, 323.
36 Tülbentçi, 278.
37 Buhârî, tefsîru fatiha, B. 1; Aclûnî, H, 126.
38 Rahman, 60.
39 Tülbentçi, 323.
40 Tülbentçi, 324.
41 Müstedrck, II, 518; Suyûtî, Feth, II, 48.
42 Kuzâî, Şihab, I, 436; Mekasıt, 121, Esne’l-Metâlib, 59.
-64-
"Allah’tan kork... Bir kimse sana hakaret etse ve sende olmayan bir va
sıfla seni itham etse bile sen onda bulunan bir kusurdan dolayı onu ayıpla
ma. Bırak günahı onun olsun, sevabını da sen al"43.
- İyilik zayi olmaz44
Atasözü bu şekliyle Hz. Peygamber’den nakledilen şu hadisten alınmış
olmalıdır: . ( )l_sl u7
"İyilik unutulmaz". Ebû Nuaym ve Deylemî’den nakledilen bu hadisin
zayıf olduğu söylenmiştir45.
İyilik yapmayı teşvik eden bu tür atasözlerimiz yanında kötülüğü men
eden bazı atasözlerimiz de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Kötülük eden kötülük bulur46.
- Kötünün kendi belâsı kendine yeter47.
Hz. Peygambere ait olmadığı belirtilen bir söz de şöyledir: -
j ü l ı_i£j _ ^ l fjc. ı_i£ "Sen kötülükten el çek ki şana kötülük do
kunmasın"48. Bu sözün hadis değil, Abdullah b. Cafer’in sözü olduğu bildiril
miştir49. Hâkim'in naklettiği hadiste ise Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
.Uj^ı \f._ya ^ "Kim kötülük yaparsa cezasını dünya
da görür"50.
Bu atasözleri, "Kim kötülük yaparsa cezasını görür" âyetinin51 mânası
na da uygundur.
- £/ için kuyu kazan kendi düşer52.
- Kuyuyu büyücek kaz nâgeh sen düşesin53.
-65-
"Kim kardeşi için bir kuyu kazarsa çok geçmez Allah onu o kuyuya
düşürür"55. Halk arasında hadis olarak bilinen bu söz hakkında İbn Hacer,
"aslını bulamadım" demiştir, ibn Abbas'ın sözü olduğunu söyleyenler de var
dır56. Bununla beraber bu husustaki atasözlerimiz, "...Oysa pis bir şekilde ku
rulan tuzağa sahibi düşer"57, âyetiyle tam bir uyum arzetmektedir.
55 Mckasit, 644.
56 Fazla bilgi için bkz. A dûnî, II, 245; Temyiz, 166.
57 Falır, 43.
58 .Tülbentçi, 229.
59 TüJbejiıçi, 229.
60 Tülbentçi, 147.
61 Tülbentçi, 229.
62 Par, 263.
63 Tülbentçi, 290.
64 Suyûtî, Fcth, II, 332.
65 Bkz. Feyz, V, 48.
66 Bkz. Temyiz, 125.
67 Bkz. Esne’l-MeiaJib, 242.
68 İzbudak, 12.
69 Tülbentçi, 205.
70 Tülbentçi, 372,
71 Tülbentçi, 310.
-66-
- Herkes ektiğini biçer 72
Bu atasözleriyle tam uyum arzeden ve halk arasında hadis diye bilinen
ifade de şöyledir:
"Kim ne ekerse onu biçer"73. Her ne kadar bu lafız hadis değilse de74,
mânâ İtibariyle doğrudur75. Daha açık bir ifadeyle bu haberi Kuzâî Şihab adlı
eserinde Hz. Peygamberin sözü olarak şöyle rivayet etmiştir:
"Kim iyilik ekerse ümit ve arzu biçer, kim de kötülük ekerse pişmanlık
biçer"76. Ancak bu sözün de Hz. Peygambere değil, İbn Mes’ud’a ait olduğu
belirtilmiştir77. Fakat, jji ^ u 0 Ju LK rJJ
"O gün her nefis yaptığı hayrı hazır bulacaktır, işlediği her kötülüğü
de..."78 âyetine uygun düşmektedir.
Bazı insanların iyilik bilmediği, başkalarından gördükleri iyiliğe de kötü
lükle karşılık verdikleri muhakkaktır. Bu da atalarımız tarafından şöyle dile ge
tirilmiştir:
- İnsanoğluna iyilik yaramaz79.
- İnsana çok iyilik yaramaz?0.
- El uşağı hilebazdır kimse bilmez fendini, kime iyilik edersen ondan
sakın kendini (Bulgaristan Türkleri atasözü)81.
- Kime iyilik ettin ise ondan sakın kendini02
Özellikle sonuncu sözün kaynağı şu ifadeler olmalıdır:
.aJI î Yuh-J (j* (jjl "Kime iyilik ettinse onun kötülüğünden sakın"83.
Sehâvî, hadis olarak böyle bir ifade bilmiyorum, demiş, bazıları da bunun ha
dis olmadığını, âlimlerden birinin sözü olabileceğini söylemişlerdi^4.
72 Tülbentçi, 290.
73 Mekasıt, 648.
74 Bkz. Esne’l-Metalib, 293.
75 Bkz. Temyiz, 168.
76 Bkz. Şihab, I, 232-233; Aynca bkz. Dûlâbî, K. el-Künâ ve’l-esmâ, II, 113; Deylemî, II, 393.
77 Bkz. Ahmed b. Hanbel, K. Zühd, 161.
78 Ali İmran, 30.
79 Tülbentçi, 312.
80 Tülbentçi, 312.
81 Acaroğlu, 172.
82 Tülbentçi, 368.
83 Mekasıt, 60.
84 Fazla bilgi için bkz. Temyiz, 9; Aclûnî, I, 43, 44; Arap atasözü olduğuna dair bkz. Acaroğlu,
49.
-67-
2- Yeme İçme Adabı
85 Tülbentçi, 158.
86 Deylemî, H. 4907.
87 Bkz. Tenzîhü’ş-Şerîa, II, 265.
88 Acaroğlu, 542.
89 İbn Mâce, e t’ime, B. 50.
90 Soykut, 256.
91 Tülbentçi, 123.
92 Taberânî’den naklen Heysemî, M. Zevaid, V, 24; Hatib, Tarihu Bağdat, III, 163; İbn Adî, Kâ
mil, II, 80.
93 Bkz. C Sağîr, 1,123. Senedinin zayıf olduğuna dair ayrıca bkz. Temyiz, 31.
94 Bkz. İbnü’l-Cevzî, Mevzû ât, III, 36,37.
95 Aksoy, 351.
-68-
yahut da o topluluktaki en hayırlı kişi başlasın"96. Hadisin mürsel bir isnadla
nakledildiğini söyleyen Suyûtî, ayrıca zayıf olduğuna da işaret etmiştir57.
3- Sözünde Durmak
- Tükürdüğünü ya/amaz98.
Sözünden dönmez anlamında mecaz olarak kullanılan bu atasözü,
'Tükürdüğünü yalamak" şeklinde deyim olarak da meşhurdur99. İlgili hadiste
de şöyle buyrulmuştur: .-Ojî ^ ^ jsuı
"Başkasına verdiği bir şeyi geri alan kimse kustuğunu yiyen (köpek) gi
bidir"100.
- Söz ağızdan ç/Aar101.
Verilen sözden dönmemek gerektiğini bildiren bu atasözüyle doğrudan
ilgili bir hadis ise şöyledir: J jj ; j*] i
"Vadetmek borçlanmak gibidir. Söz verip sonra sözünden dönen kim
seye yazıklar olsun"102. Bu hadisin zayıf olduğunu söyleyenler olmuşsa
da103, çeşitli lsnadlarla rivayet edildiğini dikkate alarak hasen seviyesine
ulaştıranlar da vardır104.
4- Konuşma Adâbı
-69-
Jâ P!sulı "Kelamdan ewel selam gerek"107. Kuzâî ve Deylemî ta
rafından rivayet edilen bu hadisi Tirmizî de nakletmiş ve münker olduğunu
söylemiştir108. Başka rivayetlerinin de zayıf olduğu bildirilmiştir109.
- Ağzından hayır çıkmaz bâri şer söy/eme110.
- Dilsiz olmak çok söylemekten yeğdir 111.
Çok konuşmanın uygun olmadığını Hz. Peygamber de şu hadisiyle
bizlere bildirmiştir. .ı'u .m l j l I j j i JSJj j ± ' i \ ?JA \j 4 İİU S ,>...
"... Allah’a ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin, yahut sus
sun"112.
- Çok söyleyen çok yanılır113.
Aynı ifadeler hadis olarak şöyle nakledilmiştir:
.«JaLa "Çok söyleyen çok yanılır"114. Heysemî, "bu
hadisi rivayet eden râvîler arasında zayıf olanlar v a t diyor115. Ibnü’l-Cevzî de
hadisin sahih olmadığını söylüyor116, ibn Ebi’d-Dünyâ ise bunu Hz. Ömer’in
sözü olarak rivayet ediyor117. Irâkî de Heysemî’nin görüşüne katılıyor118.
- Dilin pek, elin tek, belin berk tut112.
“Eline, diline, beline sahip ol" şeklinde de ifade edilen bu atasözü
değişik hadislerin bir özeti mahiyetindedir. Nitekim Taberânî’nin naklettiği bir
hadiste şöyle buyrulmuştur:
Lftâ : Cılâ * (JU tîlLûjl : tJlâ aIİI j U : o l s : <Jli ^
Esved b. Esram şöyle naklediyor: Dedim ki: "Ey Allah’ın Elçisi, bana
tavsiyede bulun". Hz. Peygamber, "Eline sahip oluyor musun?” diye sordu.
-70-
"Elime sahip olamazsam neyime sahip olayım?" dedim. "Diline sahip oluyor
musun?" buyurdu... Sonra da dedi ki: "Elini yalnız hayır işlere uzat, dilinle de
yalnız güzel söz söyle”120. Bir başka hadiste de şöyle buyrulmuştur:
I ' ’ı^ -^ı ' ^ ' VıâO
120 Taberâm, M. el-Kebîr, VIII, 273; Hıtye, II, 179; Heysemî, M. Zevâid, X, 300.
121 Kış. Buhârî, hudud, B. 19; Tirmizî, zühd, B. 61; Suyûtî, Feth, I, 53.
122 Tülbentçi, 30.
123 Tirmizî, menakıb, B. 9.
124 Tülbentçi, 510.
125 Tülbentçi, 20.
126 Tülbentçi, 373.
127 Tülbentçi, 313.
128 Buhârî, cihad, B. 128; Müslim, zekât, H. 56.
129 Mekasıt, 284.
130 Bkz. Aclûnî, I, 333-334.
131 Bkz. Şihab, I, 164 dipnot.
-71-
5- Dile Hâkimiyet
-72-
Bu atasözleri şu ifadelerden aynen alınmıştır:
"Söz gümüşten ise sükût altındandır". Bu söz halk arasında hadis ola
rak bilinmekte ise de aslında hadis olmayıp hikmetli sözlerden birisidir143.
Bazıları Süleyman Peygamberin, ya da Lokman Hekimin sözü olduğunu iddia
etmişlerdir144.
- Sükût selamettir'145.
- Az söyleyen çok rahat eder146.
- Dilini tutan başını kurtarır™7.
- Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durur
s a l48.
- Dil sükût ederse baş rahat bulur149.
- Selamet istersen dilini tut150.
- Selamet-i insan hıfz-ı lisan iledir’15'1.
- Selamet isteyen dilini tutmak gerek 152.
Bu atasözlerimizin şu hadislerden etkilenerek söylendiğinde şüphe
yoktur: .laJ & "Dilini tutan kendini kurtarır'1153.
.ç u l ö1 ı> "Selâmet isteyen dilini tutsun"154. Zayıf
olarak nitelendirilen şu iki hadis de sükûtun önemine işaret etmektedir:
,<İ£.\İ (Ja&j ^ ı’1'*'
"Sükût bir hikmettir, fakat yapanı azdır". İkinci hadis de şu şekildedir:
-73-
- Dil susmayınca baş esen olmaz 157.
- Dil söylenir saklanır, baş belaya katlanır158.
- Dilim seni dilim dilim edeyim, her başıma geleni senden bi
leyim '52.
6- Birlik - Beraberlik
-74-
"Birlik olmaya bakırı. Çünkü sürüden ayrılan koyunu mutlaka kurt
yer"172. Hadisin bir başka rivayeti de şöyledir: v ;\< jU jy i J i ^ \ jl
"Sürüye dalan bir kurt nasıl sürüden ayrı duran koyunu kaparsa insan
da insana karşı kurt gibidir. Binaenaleyh dağınık durmayın, birlik olmaya ba
kın..."173.
- Yalnızın arkadaşı şeytandır17*.
Hadiste de şöyle buyruimuştur:
,Wİj j l ^ a j»SU j Ac-VaaJU
"Mü’minier bir vücut gibidir. Bu vücudun başı ağrısa bütün vücut rahat
sız olur, gözü ağrısa yine bütün vücut ızdırap duyar"181.
Bir taraftan birlikte yaşamanın gereği vurgulanırken diğer yandan, ba
zen olaylardan uzak kalmanın da gerekli olduğu bildirilerek şöyle denilmiştir:
- Selamet kenardadır162.
172 Ebu Dâvud, salat, B. 46; Ncsâî, imame, B. 48; Miisned, VI, 446.
173 Suyûtî, Feth.I, 306. 174 Soykut, 243.
175 Tirmizî, fiten, B. 7. 176 İzbudak, 38.
177 Tülbentçi, 112. 178 Buhârî, ıtık, B. 19; Müslim, imare, H. 20:
179 Tülbentçi, 118. 180 Tülbentçi, 108.
181 Müslim, birr, H. 66; Müsned, IV, 268, 270.
182 Tülbentçi, 474.
-75-
Deylemînin hadis olarak naklettiği bir ifade de şöyledir:
.S-ÜU <1j*J' "Yalnızlık selamettir"163. Bunun bir başka rivayetinde
ise şöyle denilmektedir: ^
"Selamet yalnızlıktadır"184. Ancak bu son şekliyle hadis değil bir âli
min sözü olduğu bildirilmiştir185.
Birlik ve beraberliğin lüzumu ise şöyle belirtilir:
- Selâmet vahdete (birlikte) d/r186.
Bu ifade kudsî hadis olarak şöyle nakledilmiştir:
^ Â-siLJı j j "Selamet vahdette (birlikte)dir1’137.
Uzlet hakkındaki haberler Hattâbî tarafından yazılan el-Uzle adlı eserde
ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir188.
7- İtidal
8- Haddini Bilmek
-76-
Kişinin her şeye, özellikle kendini ilgilendirmeyen şeylere karışmaması
gerektiğini bildiren bu atasözüyle Hz. Peygamberin şu sözü aynı anlamı ifade
etmektedir: 4 yı»yy La İ^ a
9- Tevekkül
196 Tîrmizî, zühd, B. 11; İbn Mâce, fiten, B. 12; Muvatta’, hüsnü’l-hulak, H. 3; Müsned, 1,201,
197 Bkz. Meydân!, II, 313. 198 İzbudak, 44.
199 Dıvanü Lögâti’t-Türk, III, 7. 200 Tülbentçi, 226.
201 Tülbentçi, 227. 202 Tülbentçi, 90.
203 Soykut, 209. 204 Soykut, 209.
205 Tülbentçi, 179. 206 Tülbentçi, 179.
207 Tırmîzî, kıyame, B. 60. 208 Bkz. Meydânı, II, 26.
209 Tülbentçi, 432.
-77-
Daha önce geçen bir hadiste nefis mücadelesinin büyük cihad olduğu
bildirilmiş210, ancak zayıf olduğu belirtilmiştir211.
11- Emanet
12- Fazilet
13-Doğruluk
-78-
- Kişinin doğru olmalı işi223.
İnandıktan sonra dosdoğru olmayı emreden hadisinde de Hz. Pey
gamber şöyle buyuruyor: .^îU ^ <JS
"Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol"224.
- Doğrunun yardımcısı Allah’tı/225.
Kâ’b b. Mâlik'in de be konuda şöyle dediği nakledilmiştir:
(jjU j Uü aüi ,jl "Şüphesiz beni Allah doğruluğum sayesinde
kurtardı"226.
14- İnsaf
223 Tülbentçi, 373. 224 Müslim, iman, H. 62; Müsned, III, 412.
225 Tülbentçi, 189.
226 Buhârî, megâzl, B. 79; Müslim, tevbe, H. 53.
227 Tülbentçi, 185. 228 Tülbentçi, 310.
229 Tülbentçi, 310. 230 Buhârî, iman, B. 20.
231 Aksoy, 233. 232 Tülbentçi, 229.
233 Tülbentçi, 273. 234 Deylemî, H. 2624.
-79-
"Ev almadan önce komşu araştırınız...". Hadisin râvlsi metrük sayıl
mıştır235. Bu hadisin devamında, Jj» tSiO" j "Yoldan önce yoldaş
gerek" ifadesi yer almıştır ki bizim atasözlerimizde bu İkinci kısım şöyle belir
tilmiştir:
- Yoldan kal yoldaştan fca/ma236.
- Refikin ( arkadaşın) iyisi ile uzun yol kısalır237.
Deylemî’nin hadis olarak rivayet ettiği yukarıdaki ifadeler arap atasözle-
rine de aynı lafızlarla yansımıştır238.
Heysemî’nln zayıf addettiği ve Taberânî’den naklen verdiği bir hadiste
de şöyle buyrulmuştur: . jU l J jî j UJIj J jî
"Yoldan önce yoldaş, evden önce komşu arayınız"239.
- Komşuda pişer bize de düşer240.
- Komşudaki koyu aşın yedi eve faydası \/ar241.
Müslim’de yer alan bir hadiste de şöyle buyrulur:
.liljljja. IAcIa jîüU ^ lij
"Bir çorba pişirdiğin zaman suyunu biraz fazla koy ve ondan komşula
rına da ver"242. "Komşusu açken tok duran bizden değildir" mealindeki hadis
de atasözlerimizin muhtevasına uygundur:
243.£jlş. t JW>J
-80-
- İhtiyarlara saygı gösterenler uğur bulurlar246.
Bu konuyla ilgili hadiste de şöyle buyruluyor:
-81-
- Sakalım yok ki sözüm d/n/ens/n260.
- Sakalın yok sözün geçmez261.
- Sakal koyuverdim kİ sözüm dinlensin diye252.
Bu atasözleri büyüklerin sözünün dinlenmesi gerektiğini, bu arada sa
kalın olgunluğa delalet ettiğini bildirmektedir. Deylemî’nin naklettiği şu hadiste
de bu husus şöyle vurgulanmıştır:
( j i î ıİı5Ü L t j H ıjsc- Ij j j ü c .!
"Şunu bilmelisin ki... zafer sabırla elde edilir"267. Deylemî'nin sabırla il
gili senedsiz olarak naklettiği hadis de şöyledir: ...^
"Sabır sevincin anahtarıdır"268. Bu son hadis Türkçemizde şu atasözle-
riyle ifade edilmiştir:
- Sabreylemek şenlik anahtarıdır269.
- Sabır cennetin anahtarıdır270.
- Sabır necatın (kurtuluşun) anahtarıdır271.
-82-
- Sabır meserretin (sevincin), acele nedametin (pişm anlığın) anahta
rıdır273.
Belaya sabretmenin sevabından bahseden pek çok sahih hadis var
dır274. Ancak atasözlerinin oluşumunda etkisi bulunan fakat aslında hadis ol
mayan ifade şöyledir: .
"Belâya uğrayan sabretsin"275. Bu konudaki atasözlerimizi şöyle sıra
layabiliriz:
- Belaya sabır gerek 276.
- Belaya sabreden ecrini alır277.
Bu atasözü sahih hadislere daha uygundur.
- Belaya sabretm ededir âlemde hüner276.
Hz. Peygamber, ölen çocuğu için ağlayan bir kadına hitaben şöyle
buyurmuştur: .J jV l UiJ
"Sabır ancak belaya ilk uğranıldığında gösterilmelidir4'279.
- Allah sabırlı kulunu sever280.
Bu atasözümüzün de âyet meâli olduğunda şüphe yoktur:
.o l jjU J İ Lnj "Allah sabredenleri sever"281.
- Şükür nimet artırır262.
- Şükür ve senâ nimet artırır283.
-83-
18-Ana - Baba Hakkını Gözetmek
"Üç dua vardır ki mutlaka kabul olur: Misafirin duası, babanın çocuğu
na yaptığı dua ve mazlumun duası"295. Suyûtî hadisin bazı rivayetlerini sahih,
bazılarını hasen saymıştır296.
19” Tedbir
-84-
.Âji'ii "Kapların üzerini örtün..."290.
- Kapını kilitle de hırsıza bahane bulma299
- Kapını pekçe kapa komşunu hırsız çıkarma300.
- Akşamdan sonra kapını kapa301.
Hadiste de şöyle buyrulmuştur:
>■ılr y \ l^ılc. 1 ^ ^ıl. ^aÜ ıâ1^1
"Uyuduğunuz zaman lambaları söndürün, kapıları kapatın..."302.
l ^ j i l a l e l i JjJU 'Jİ
"Gece evinizden çıktığınızda kapıları kapatınız"303. Suyûtî bu hadisin sa
hih olduğuna işaret etmiştir304.
20- Pişmanlık
21- Kanaat
-85-
.jjÜjV JLû <c.Ua]l
"Kanaat bitmez bir servet, tükenmez bir hazinedir*'311. Zehebî bu hadi
sin isnadının zayıf olduğunu bildirmiştir312.
- Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz 313.
Bu söze uygun bir hadiste de şöyle buyrulmuştur:
•LS^'j Jî ^
"Az olup ihtiyacı karşılayan, çok olup azdıran (servetten) daha hayırlı
dır1'314. Heysemî bu hadisin râvîlerinin sağlam olduğunu, Suyûtî ve Münâvî de
hadisin sahih olduğunu belirtmişlerdir315.
... _jaî£ÜI 1 (JjlfiJl j
"Aza şükretmeyen çoğa da şükretmez..."316. Heysemî bu rivayetin râvî-
lerinden birinin meçhûl olduğunu haber vermiştir.
23- Güven
311 Bk. Şihâb, 1,72; Beyhakî, K. Zühd, s, 26, Mekasıt, 492; Temyiz, 118.
312 Aclunî, II, 102. Arap atasözü olduğuna dair bkz. Acaroğlu, 50.
313 Tülbentçi, 85.
314 Kuzâî, Bin İkiyüz Hadis, 43; Şihab, II, 235; Ebû Ya’lâ’dan naklen M. Zevâid, X, 256; Mekasıt,
585.
315 Bk. Feyz, V, 461. Diğer rivayetler için bkz. Aclunî, II, 192.
316 M. Zevâid, VIII, 182.
317 Tülbentçi, 422.
318 Buhârî, edeb, B. 62; Müslim, birr, H. 23; Ebû Dâvud, edeb, B- 47.
319 Tülbentçi, 102.
-86-
,4JjlmeLİl£
"Başkasından haber almak bizzat görmek gibi olmaz"320. Bu hadis ay
nı lafızlarla arap atasözü haline de gelmiştir321. Suyûtî hadisin bir rivayetini
hasen, Ahmed b. Hanbel’in rivayetini İse sahih olarak nitelendirmiştir322.
24- Dostluk
-87-
Bir Kudsî Hadiste de Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
lc.1 ‘-pljSî Ic-ljİ AJU ılijjSj 'lİ^ J jp- ^4^ t-S^
,ÂJjJk <iil ^ıtUj IjJj Ala CujSJ
"Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben
ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kuiaç yak-
laşınm. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak varırım"336.
25- Arkadaşlık
336 Müslim, zikir, H. 20; Aynca bkz. Buhârî, tevhid, B. 15, 50; Tirmizî, duâ, B. 131; İbn Mâce,
edeb, B. 58; Müsned, II, 251, III, 478.
337 Tülbentçi, 311. 338 Tülbentçi, 422.
339 Ebû Dâvud, edeb, B. 49.
340 Bkz. Münzirî, Muhtasaru Sünen..., VII, 234-35.
341 Tirmizî, birr, B. 18.
342 Deyiemî, H. 6587; İbn Hacer, el-Meîâlibü’l-Aliye, II, 162.
343 Buhârî, Ahlak Hadisleri, I, 252. 344 Aksoy, 272.
345 Soykut, 137. 346 Tülbentçi, 379.
-88-
- Kömürcü ile dost olanın eline kara bulaşır347.
- Aktarla konuşan gül yağı, kasapla konuşan iç yağı kokar346.
Bu atasözlerinin şu hadisten esinlenerek ortaya çıktığı söylenebilir.
(J!mj 4_W l^lııl.aİl ı ftl JuA , nll (_^>a
. f i O ^4 A ‘ ^ (JlLoS 6_^L11İ1 ^lUİa.
"iyi insanla arkadaşlık eden, misk satıcısının yanında bulunan kimse
gibidir. Ondan bir parça misk almasan bile onun güzel kokusu sana siner.
Kötü insanla arkadaşlık yapmak da körük çeken kimsenin yanında bulunmak
gibidir ki onun siyahlığından sana bulaşmasa bile isinden siner"349.
- Sağdıcı kurbağa olan batakta güvey girer 350.
- Kişi arkadaşından azar351.
- Kişi arkadaşından bellidir352. '
- itle yatan bitle kalkar353.
- Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan354.
- T o palla gezen aksamak öğrenir3,55.
- Körle yatan şaşı kalkar356.
- Üzüm üzüme baka baka kararır357.
- Arkadaşını söyle kim olduğunu bileyim356.
- Adamın aynası arkadaşıdır359.
-89-
"İnsan arkadaşının yolunda gider. Bunun için herkes kendisiyle arka
daşlık edeceği kimseyi iyi araştırsın"363. Tirmizî bu hadise hasen-garib, Mün-
zirî de zayıf veya mürsel demiş;364 İbnü’l-Cevzî ise bunun mevzû hadis ol
duğunu söylemiştir365.
26- Cömertlik
27- Namus
-90-
"Kadınlarınızın hayırlısı iffetli ve arzulu olanlardır ki bunlar namuslarcko-
nusunda iffetli, kocalarına karşı arzuludurlar"376. Suyûtî bu had.isin hasen ol
duğunu belirtmiştir377.
- Namus (ırz) insanın kanı pahasıdır376.
Şu meşhur hadisten alınmış olmalıdır:
. Vû (jjû (Jjâ ıj^J. ..
"Namusu uğrunda öldürülen şehittir..."379. Tirmizî hadis için hasen-sa-
hih demiştir.
376 Bu hadisi de Deylemî nakletmiştir. H. 2878. Ayrıca bkz. Suyûtî, Feth, II, 103.
377 Bkz. C. Sagîr, II, 11. 378 Soykut, 38.
379 Ebû Dâvud, sünnet, B. 29; Tirmizî, diyât, B. 22; Nesâî, tahrim, B. 23.
380 Tülbentçi, 109.
381 Timıizî, zühd, B. 11; İbn Mâce, fiten, B. 12; Muvatta, husnü’I-huluk, H. 3.
382 Aksoy, 186. 383 Tülbentçi, 245.
384 Tülbentçi, 146. 385 Tülbentçi, 167.
386 Müslim, nikâh, H. 97-98, 103-106; Ebû Dâvud, et’ime, B. 1; İbn Mâce, Nikâh, B. 25; Tirmizî,
savın, B. 63.
-91-
4J ^ .ilâ İ tj-*j
-92-
_ mi mİ
"...İstişare eden pişman olmaz"402. Bu hadisin senedinin zayıf olduğu
bildirilmiştir403.
32- Sorumluluk
-93-
"Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler..."414.
- Yaş ile kuru birlikte yanar 415.
- Yaş yanında kuru da yana/416.
- Kurunun yanında yaş da yanar417.
Bu hususlara hadiste şöyle temas edilmektedir:
t_ıL^al La 1^ A ■ L u lil L_uj^aJ. .eAÂc. <111 ^ a r. ^
- Hayâ imandandır422
- Hayâ imanın nurudur423.
Özellikle ilk atasözü şu hadisin Türkçesidir: . d ^ i P ı> « •'^ l
"Hayâ imandandır1424. Bu hadis aynı İfadelerle Arap atasözü haline de
gelmiştir425.
-94-
B-KÖTÜ HUYLAR
1- Günahkârlık
j ıjlj Vj V j 4-âbUl p jj ^ y
"Üç kimse vardır ki kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz, onları te
mize çıkarmaz ve onlara rahmet nazarıyla bakmaz: Bunlar, zina eden yaşlı
adam, yalan söyleyen idareci ve kibirli fakirdir"5.
.o j <111 l âl^ ı J «alc. 4j_uı iıxJI IİI
1 Tülbentçi, 451.
2 Bkz. Aclûnt, II, 58.
3 Tülbentçi, 364.
4 Tülbentçi, 364.
5 Bkz. Müslim, iman, H. 172; Nesâî, zekât, B. 77.
6 Deyleml’den naklen Suyûtî, Feth, 1,65.
7 Tülbentçi, 386.
-95-
"... Bir insan bir kötülüğe niyet eder, fakat onu yapmaktan vazgeçerse
bundan dolayı Allah o kula kendi katında tam bir iyilik yazar..."0.
2- Tecessüs
3-Öğünmek
"... Ey Fatıma kendini ateşten kurtarmaya bak. Ben Allah katında sizin
için hiçbir şey yapamam. Sadece aramızda akrabalık bağı vardır, onu gelişti
rip devam ettiririm"14.
-96-
Bu husus hadiste şöyle belirtilmiştir:
"... Her kim müslüman kardeşinin dünyada bir kusurunu gizler ve onu
etrafa yaymazsa Allah da kıyamet gününde onun kusurunu gizler"17.
5- Kusur Aramak
^ 4ı-Q jc.
-97
“İçinizden bazıları kendi gözündeki merteği unutur da kardeşinin gö
zündeki çöpü görür"27.
6- Kin ve Haset
"... Bir insanın kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz"31.
- Haset eden mahrum kalır32.
- Haset eden her dem mahrurri33.
- Hasûd aslâ rahat etme z34.
Ahnef b. Kays’a art olduğu iddia edilen şu sözden aynen alınmıştır:
"Hasûd (haset eden) için aslâ rahat yoktur"35. Bir başka ifade de şöy-
ledir: . yı ^ l ı
7- Öfke
27 Şihab, I, 356; Hılye, IV, 99. Burada sahih denilmiştir. Ayrıca bkz. Beyhakî’nin Şuabii’l-lman
adlı eserinden naklen Mekasıt, 249; Esne’I-Metalib, III; Suyûtî Feth, III, 409. Bu eserlerde
Hz. Peygamberin sözüdür.
28 Kuzâî, Bin tkiyûz Hadis, 24; Hılye, IV, 67. Bu son eserde Vehb b. Münebbih’in sözü olarak
geçer* İhyâ, IH, 145; Mekasıt, 443; Künuz, II, 7.
29 Bkz. Esne’l-Metâlib, 192. 30 Soykut, 117.
31 Nesâî, cihad, B. 8. 32 Tülbentçi, 275.
33 Tülbentçi, 275. 34 Tülbentçi, 275.
35 Mekasıt, 308; Aclûnı, 1,359. 36 Mekasıt, 308.
37 Bkz. Temyiz, 71. 38 Tülbentçi, 243.
39 Tülbentçi, 243.
-98-
- Öfke ile kalkan zararla oturur40.
Daha önce geçen ve öfkeli iken hüküm vermemek gerektiğini bildiren
hadisler yanında öfkenin kötü bir hal olduğunu belirten başka hadisler de bu
atasözlerinin oluşumuna ışık tutmuştur. Özellikle birinci atasözüne şu hadis
aynen uymaktadır:
^ ~ ^ \ t .. ^
"Bir adam gelip, ey Allah’ın Elçisi bana tavsiyede bulun demiş. Rasülül-
lah’da, öfkelenme buyurmuş. Bunun üzerine adam diyor ki: Rasülüllah'ın
söylediğini düşündüm ve anladım ki öfke bütün kötülükleri bir araya top
luyor'41. Öfkeyle ilgili diğer rivayetler de şöyledir:
Julâj ■^ı.-îti İl
"Öfke imanı bozar"42.
8- Zulüm
-99-
- Mazlumun âhı yeri göğü türetil54.
Bu atasözlerimiz şu hadisten etkilenmiş olabilir:
. i. Ajli -'I
"Ey insanlar, Allah'tan korkun. Allah’a yemin olsun ki bir mümin bir
başkasına zulmederse Allah kıyamet günü mutlaka ondan intikam alır"59.
"Bir kimse hatasından dolayı bir başkasını ayıplarsa o kimse aynı ha
54 Tülbentçi, 412.
55 Buhârî, mezalim, B. 9; Müslim, iman, H. 29; Ebû Dâvud, zekât, B. 5; Tirmizî, zekât, B. 6; Ne-
sâî, zekât, B. 1; İbn Mâce, zekât, B. 1.
56 Tülbentçi, 242.
57 Buhârî, cihad, B. 180; İbn Mâce, duâ, B. 11.
58 Tülbentçi, 103.
59 Abd b. Humeyd’den naklen Suyûtî, Feth, 1,501.
60 Tülbentçi, 262. 61 Tülbentçi, 507.
62 Tirmizî, kıyâme, B. 54; Kuzâî, Bin İkiyüz Hadis, 35.
-100-
tayı yapmadan ölmez"63. İbnü’l-Cevzî64 ve Elbânî bu hadisin uydurma ol
duğunu söylemişlerdi^5.
63 Deyiemî, K. 5630.
64 Bkz. Mevzuât, III, 82, 83.
65 Bkz. Silsile, I, 213-14. Bu ifadenin Arap atasözü olduğuna dair bkz. Acaroğlu, 48.
66 Tülbentçi, 372.
67 Mekasıt, 187; Deyiemî’den naklen Suyûtî, Feth, 1,285; Esne’I-Metâlib, 76.
68 Bkz. Suyûtî, C. Sağîr. 1,86; Temyiz, 39.
69 Bkz. Mevzûât, 61. 70 Bkz. Aclûnî, II, 125.
71 Tülbentçi, 114. 72 Tülbentçi, 260.
73 Tülbentçi, 506. 74 Tülbentçi, 259.
75 Tülbentçi, 313.
76 Buhârî, rikak, B. 10; Müslim, zekât, H. 116-119; Tirmizî, zühd, B. 48.
77 Tülbentçi, 506.
-101-
- Tamah gözün, tamah kalbin iki düşmanı imiş76.
Hadiste de şöyle buyrulmuştur:
"İhtiyarın gönlü iki şeyin sevgisinde genç kalır: Uzun yaşama arzusu
ve mal sevgisi"88.
11- Gıybet
- Gıybet haramdıf i 9.
Gıybet ve haram tabirlerinin dinden kaynaklandığında şüphe yoktur.
Gıybetin haram olduğu hususunda şüphesiz pek çok hadis vardır: Bunlardan
birisinde, ...^U .« lı l V "... Müslümanların gıybetini yapmayı-
78 Tülbentçi, 506.
79 Tabcrâni’dcn naklen M. Zevâid, X, 248.
80 Değişik rivayetleri için bkz. Mekasıt 222.
81 Suyûtî, Feth, II, 219. 82 Bkz. C. Sağîr, II, 58.
83 Soykut, 223. 84 Soykut, 223.
85 Tülbentçi, 540. 86 Acaroğlu, 671.
87 Müslim, zekât, H. 11S; Tirmizî, zühd, B. 28; İbn Mâce, zühd, B. 27.
86 Müslim, zekâl, H. 114.
89 Tülbentçi, 249.
-102-
nız..." buyrulmuştur80. Gıybetin haram olduğu hususunda, mevzû olduğu söy
lenen, şöyie bir hadis de nakledilmiştir:
12- Yalan
-103-
- Yalan He iman bir yerde durmaz101.
Atalarımızın veciz bir şekilde formüle ettikleri bu husus hadiste şöyle
zikredilmektedir:
"Yalandan sakının. Çünkü yalan iman ile bir arada durmaz"102. Hadisin
bir rivayeti zayıf sayılmış103, Dârakutnî ise bunun bir Sahâbînin sözü olduğu
nu söylemiştir104.
13- ArabozuculuK
"Bir kimse ana ile çocuğunun arasını açarsa kıyamet gününde de Allah
onunla sevdiğinin arasını açar"111. Tirmizî bu hadisi hasen-garib olarak nite
lendirmiştir. , . . . . ,
.A jİİj (ju j fjii (jja tj* <jjI
"Ana ile oğlunun ve iki kardeşin arasını açana Allah lânet etsin"112.
Suyûtî bu hadisin sahih olduğuna işaret etmiştir113.
14- İsraf
- 10 4 -
İbn Mâce’nin rivayet ettiği bir hadiste de şöyle buyruimuştur:
15- Cimrilik
-105-
"Bir dilenci izniniz olmadan evinize girerse ona yiyecek vermeyin”126.
Suyûtî bu hadise de zayıf demiştir127.
18- Bencillik
-106-
20- Kibir
-107-
F -G E N E L KONULAR
1-Adab-ı Muaşeret
"Bir kimse toplantıda iken bir başkasına yer vermek için kalkmasın. Fa
kat biraz sıkışarak ona da yer açın"6.
Oi2' ön d )jk J "Bir kimsenin, iki kişi arasına izinsiz
girmesi helal değildir"7. Bu son hadisi Tirmizi hasen-sahih saymıştır.
2- Çocuk
- 109 -
- Çocuklu ev pazar, çocuksuz ev mezar9.
Kaynağı Deylemi'nin naklettiği şu hadis olabilir.. ajî jUu-o'i
"Çocuksuz evde bereket yoktur"10. Münâvî hadisin çok zayıf olduğunu
belirtir108.
3- Soya Çekim
4- Asalet
9 Soykut, 88.
10 Deylemi, H. 2157; Suyûtî, C. Sağîr, l, 126.
10a Bkz. Feyz, III, 209.
11 Tülbentçi, 144. 12 Tülbentçi, 36.
13 Tülbentçi, 36.
14 Buharî, talak, B. 26; Müslim, liân, H. 18; Ebû Davud, talak, B. 28; Nesâî, talak, B. 46; İbn
Mace, nikah, B. 58; Müsned, II, 279.
15 Soykut, 142. 16 Soykut, 144.
-110-
"Kadınla dört şeyi için evlenilir: Malı, asaleti, güzelliği ve dini..."17.
- Şaraptan bozma sirke keskin olur 18.
Beyhakî’nin rivayet ettiği hadiste de şöyle buyrulur:
J i jA k j t j i "En iyi sirke şarabınızdan bozduğunuz sirkedir"19.
Ancak hadisin zayıf, hatta mevzu olduğu bildirilmiştir20.
5- Çalışmak
- Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi öbür dün
ya için çalış (Batı Trakya Turkleri Atasözü)21.
Bu ifadeler İbn Asâkir ve Beyhakî’nin naklettiği şu hadisin meâlidir:
. l-İC- CjJ-ftJ
"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyan için, yarın ölecekmiş gibi ahiretin için
çalış"22. Elbânî, bu ifadelerle aslı yoktur, demiştir23. Beyhakî'nin nakli ise şöy-
ledir: ı
-111-
Şu hadislerden alınmış olmalıdır: .pjjljâJb JUc-Vl L»jl
"İşler sonucuna göre değer kazanır"30.
(üû ^ "Nasıl sonuçlandığını görme
dikçe işçinin çalışmasına taaccub etmeyin"31. Bu hadise Suyûtî hasen de
miştir.
"işin özü sonuçlandır"32.
- Bugünün İşini yarma bırakm a33.
- Bugünün yarını var, yarının bir başka günü var34.
- Yarınla öbür gün bitm ez (T a ta r atasözü)35.
Birbirini tamamlayan bu atasözleri ibn Sa’din Zeyd b. Eslem’den mür-
sel olarak naklettiği şu hadisten kaynaklanmış olabilir:
? AİS jAiJI i "Bütün zamanlar yarın değil midir?"36.
- Hareket berekettir37.
- Hareket olmayınca bereket olmaz36.
- Nerede hareket orada bereket39.
Bu sözler şu ifadenin tercümesidir: .cjlS_>Jl olS_>=Jl ^
"Harekette bereket vardır"40. Ancak, bu lafızların hadis değil, bir alimin
sözü olduğu bildirilmiştir41. Fakat Nisa Sûresinin 100. âyetine uygundur: "Al
lah yolunda hicret eden kişi yeryüzünde çok bereketli yer ve genişlik bulur".
- Gezen kurt aç kalma z42.
Bir âyette de şöyle buyrul ur:... W5j j ^ V' ı_y*jV l ^ <ılj ^ U j
"Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı ancak Allah’a aittir"43. Ata
sözümüz bir yönüyle canlıların rızkının Allah tarafından verileceğini ifade et
mekte ise de burada asıl anlatılmak istenen çalışan insanın aç kalmayacağı
dır. Bu açıdan bakıldığında âyetle atasözü arasında anlam birliği görülmekte
dir.
- Boş gezeni Allah da sevmez, kul da sevmez.
-112-
- Boşluk şeytanın askeri, hiç olmazsa bir çöp al dişini kurcala44.
- Boş duranı kul da sevmez Tanrı d a45 (Batı Trakya Tiirkleri Atasö
zü ).
Çalışmanın gereğine işaret eden bu atasözleri şu ifadelerle aynı anla
ma gelmektedir: .JlkJi J ^ jii sjSj aüi j
"Allah boş duran adamı sevmez". Zerkeşî, bu ifadeierle hadis oiarak
aslını bulamadım, demiştir46. Saîd b. Mansur’un Söneninde zikredildiğine
göre İbn Mes’ud da şöyle demiştir:
.S j â . 5! ! ' ^ 'İ J ^ V V â jü '
6- Acele
7- Hakkıns Aramak
-113-
8 - Vatan Sevgisi
9- Elçi
10- Üzüntü
55 İzbudak, 45.
56 Acaroğlu, 604.
57 Mekasıt, 297.
56 Bkı. Aclûnî, I, 345; Fettenî, Tezkiretü’I-Mevzûat, s. 11. Bu hadisin uydurma olduğuna dair
bkz. Sa|ânı, Mevzuat, 53.
59 Tülbentçi, 216.
60 Ebû Dâvud, cihad, B. 154; Dârimî, siyer, B. 59; Müsned, III, 488.
61 Mekasıt, 366; Esne’l-Metalib, 161.
62 Tülbentçi, 172. 63 Tülbentçi, 241.
64 Tülbentçi, 196. 65 Tülbentçi, 242.
-114-
Üzüntünün insanı yıprattığına, bedeni çürüttüğüne, ömrü törpülediğine
şu hadisler işaret etmektedir:
"Üzüntü yarı yarıya ihtiyarlıktır"66.
>a.a < aA
11- Meddah
1 3 -Kısa Boy
-115 -
Halk arasında hadis diye bilinen, fakat aslında hadis olmayan şu ifade
ler bu atasözlerinin oluşumuna tesir etmiş olabilir.
jaa-o S (J£
15- Esnemek
-116-
"Şüphesiz Yüce Ailah aksırmayı sever fakaî esnemeyi hoş görmez"83.
Bir başka hadiste de şöyle buyrulmuştur:
. (j\ -Uj.Tıll ı_jjlSUll
"Esnemek şeytandandır1'84.
16-Eğlence
-117-
- İnsan beşer bazsn şaşar30.
- İnsanoğlu kusursuz olmaz?'1.
- İnsan hatasız olmaz32.
- Hatasız kul olmaz93.
. Kul kusursuz olmaz94.
- Kusursuz kul olmaz95.
- Kul tevbe ile mağfur olur96.
. Kul hatasız olmaz, hata tevbesiz olmaz57.
Bu atasözlerimizde insanoğlunun her an hata yapabileceği, bu yüzden
basit kusurların büyütülmemesi, insanın kendi kusurlarını içinde büyütmemesi
gerektiği anlatılıyor ve bu sözler bir çeşit teselli kaynağı olarak söyleniyor. Ni
tekim son iki atasözünde bu husus vurgulanıyor ve tevbe etmekle hatadan
kurtulmanın mümkün olduğuna işaret ediliyor. Hata ve tevbe bir arada zikre-
dildiğine göre atasözlerinin hadislerden esinlenerek söylenildiği aşikârdır. Ha
dislerde de föyle buyruluyor:
"Eğer siz günah Işlemeseydiniz Allah başka bir topluluk yaratırdı, onlar
günah işlerler (de tevbe ederlerdi), Allah da onları bağışlardı"100.
,<J ^ (_>■« *—
jjU]'
-118-
- İnsan nisyan kuludur 104.
- İnsan nisyandan halı' değildir 105.
Bu atasözleri de unutmansa insanın tabiatında mevcut olduğunu vur
gulamakta ve unuttuğu için kimseyi yargılamamak gerektiğini anlatmaktadır.
Unuttuğu şeylerden dolayı insanın sorumlu tutulmayacağını bildiren hadisler
yanında, konuyla iigiii ayetlerin de bu atasözlerine etkisi olduğu söylenebilir.
Meselâ Taberân ’nin naklettiği bir hadiste şöyle buyrulur:
. jlouûll j
"Ümmetimden hata, yanılma ve zorlanarak yaptıkları işlerin sorumlu
luğu kaldırılmıştır"106. Halk arasında hadis diye bilinen bir söz de şöyledir:
19- Akraba
-120-
Zayıf olduğu söylenen bir hadiste de şöyie buyrulur:
p ^ ^ *A^ A^uı
-121-
Bir tecrübe neticesi söylenen bu atasözü Gazâlî'nin zayıf senedle nak
lettiği şu hadisten alınmış olmalıdır:
cI Iö c LûLlİ! ^5- ^ jl
24- Misafir
- Misafirlik üç gündür139.
- Misafir üç gün misafirdir140.
- Misafirin üç gün hakkı vardır141.
-122-
.^\jl Aİj^J L AİVjjJa
"Misafirin misafirliği üç gündür1'143.
- Misafir kısmeti ile gelir 144
- Misafir on kısmetle gelir, birini yer dokuzunu bırakır 145.
Bu atasözlerinin kaynağının da şu hadisler olduğu aşikârdır:
**-âj^>j L
"Misafir rızkıyla gelir, oradaki kimselerin günahlarını da alır götürür1'146.
-123-
26- Gerçek Saklanmaz
-124-
Bu da hadiste şöyle İfade edilmiştir: . j i ' ^'OLi »Lallı Ui'
"Kadınlar (tabiat itibariyle) erkeklerin benzeridirler"165.
- Erkeğin nefsi birdir, kadının dokuz 166.
- Erkeğin nefsi birdir, kadınınki dokuzdur 167.
Kadının şehvetinin erkeğinkinden daha fazla olduğunu ifade eden ha
dislerden alınmış olmalıdır. Hadislerde kadının şehevî arzulanna gem vuran
şeyin haya olduğu da belirtilerek şöyle buyrulur:
^ j fLuıjJI jLîc-l AjluÜ Sjİc. ^jlc. Sj^ıÂJİ ıTıU’şj.
165 Ebû Dâvud, taharet, B. 94; Tirmizi, taharet, B. 82; Darimi. vudu, B. 76; Müsned, VI, 256.
166 Soykut, 129.
167 Tülbentçi, 220.
168 Heysemî, M. Zevâid, IV-293.
169 Beyhakî ve Taberanı’den naklen Temyiz, 94-95; Acluni, II, 15.
170 Bkz. C. Sağır, II, 76. 171 Aksoy, 280.
172 Aksoy, 226. 173 Soykut, 225.
174 Bkz. Suyûtî, Feth, II, 181; Temyiz, 92. 175 Bkz. S. Sağîr, II, 41.
176 Bkz. Esne’l-Metalib, 1B0. 177 Bkz. Silsile..., H. 2764.
178 Tirmizî, radâ, B. 18; Deyiemî, H. 6713. 179 Tülbentçi, 328.
-125-
. Avradın saçı uzun olur, aklı kısa180.
- Kadın kısmının saçı uzun olur aklı kısa 181.
- Karının saçı uzun aklı kısadır 182
- Hatunların saçları uzun akılları kısa 183.
- Karının bir aklı erkeğin dokuz aklı vardır 184.
Bu atasözleri kadınların erkeklere nazaran daha az düşünceli olduklan-
nı anlatmak için kullanılır. Buhârî ve Müslim’in rivayet ettiği meşhur bir hadiste
de kadınların aklının kısa olduğu, ... Jîc. CıL-aSU ^ "... Aklı kısa olanlar
dan..." ifadesiyle bildirilmiştir185. Ancak hadiste bunun sebebi de izah edil
miştir. Gerek hadislerde gerek atasözlerimizde kadının şansı, değeri ve top
lumdaki yerini belirten ifadelere de rastlanır. Meselâ:
- Aîla avratta uğur vardır186.
- Atta avratta uğur vardır187.
- Atta, yurtta, avratta uğur (yümn) vardır 188
Özellikle sonuncu atasözünün aynen hadiste de yer alması tesadüf
olamaz. Mutlak bir etkilenmenin sonucudur. Hadisler şöyledir:
j
"Üç şeyde uğur (bereket) vardır. Kadında, evde ve atta"189.
. j'J Ij.lju jil' j S'j-ai' u i ^ JjaJI iSj V
"Uğursuzluk diye bir şey yoktur. Uğur ise şu üç şeyde olabilir: Kadında,
atta ve evde"190.
"(Üç şey) insanoğlunun mutluluğuna sebeptir: İyi bir kadın, uygun bir
binek, geniş ve ferah bir ev"191.
Atalarımız bunun aksini de söylemişler ve daha önceki atasözlerinde
olduğu gibi kadına güvenilemeyeceğini şöyle dile getirmişlerdir:
- At ile avrata inan olmaz192.
- Avratta vefa zehirde şifa (o lm az)193.
Birçok hadis âlimi tarafından Ebû Hüreyre’nin yanlış veya eksik anla
-126-
ması olarak kabul edilen ve aslında Yahudilerin bir telâkkisini dile getirmek
için söylenen bir hadiste de bu atasözlerinin muhtevasına uygun ifadelere
rastlanmaktadır:
. jliilj ^ LaJİ
-127-
29- Gençlik - İhtiyarlık
"Şu beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bil:... İhtiyarlığından
önce gençliğinin kıymetini bil..."205. Bu hadisin bazı rivayetlerinin hasen, bazı-
lannın ise mürsel olduğu belirtilmiştir206.
-128-
Çölde, yiyeceği ve içeceğini de taşıyan devesini kaybeden bir insanın onu bu
lunca ne kadar çok sevindiği belirtildikten sonra Allah’ın, kulunun tevbe etme
siyle bundan daha çok sevineceği vurgulanarak şöyle buyrulur:
"Bir adam yanında devesi, üstünde suyu, azığı olduğu halde çölde kor
kunç bir yere inmiş, başını yere koyarak hafifçe uyuklamış. Uyanınca devesi
nin başını alıp gittiğini anladı. Onu aramaya çıktı. Hararet, susuzluk, yahut Al
lah'ın dilediği meşakkat, adamcağızın üzerinde etkili olmaya başlayınca, eski
yerime olsun döneyim diye düşünerek dönüp geldi. Birazcık uyudu, sonra
başını kaldırınca devesini yanında buldu. İşte kulu tevbe edince Allah, bu
adamın duyduğu sevinçten daha fazla memnuniyet duyar"213.
- Allah kulunu darda komaz2 H .
- Zahmet çeken rahat bulur215.
- Zahmetsiz rahmet olmaz216.
- Güçlük içinde bir kolaylık bulunur217.
- H er bir üsrün (zorluğun) bir yüsrü (kolaylığı) vardır218.
"Bir zorluk asla iki kolaylıktan üstün olamaz. Şüphesiz zorlukla birlikte
bir kolaylık vardır. Zorlukla birlikte bir kolaylık vardır"221. Zehebî bu hadisin
213 Hadisin değişik rivayetleri için bkz. Buhârî, daavat, B. 3; Müslim, tevbe, M. 1-8.
214 Tülbentçi, 50. 215 Tülbentçi, 573.
216 Tülbentçi, 573. 217 Tülbentçi, 261.
218 Tülbentçi, 282. 219 İnşirah, 5-6.
220 Müsned, 1,307-308.
221 Hâkim, Müstedrek, II, 528; İbn Kesir, Tefsir, IV, 525.
-129-
mürsel olduğunu söylemiş222, Suyûtî ise mürsel ve hasen demiştir223. Bir
başka rivayet de şöyledir:
jiLialI ^ jlj j
"... Bil kİ sıkıntıyla birlikte ferahlık, zorlukla birlikte bir kolaylık vardır*'224.
Heysemî bu hadisin râvîlerinden birisinin zayıf olduğunu söylemiştir.
"Bir şeyi sevmen gözü kör, kulağı sağır eder"227. Ancak Miinzirî, hadisin
zayıf olduğunu bildirmiştir2273.
- İnsan sevdiği şeyi çok söyler226.
- Dervişin fikri neyse zikri d e odur229.
"Bir insan neyi çok severse onu çok söyler"230. Suyûti hadisin zayıf ol
duğuna işaret etmiştir231.
- Bir gönülde İki sevda olmaz232.
Hadiste bu iki sevda dünya ve ahiret sevgisi olarak şekillenmiştir. Yani
insan kalbinde ya dünya sevgisi ya da ahiret sevgisi bulunacağı ifade edil
miştir:
1_JaI jjİ C. l_W ^
4jJl
-130-
"Dünya, âhiret ehline, ahiret de dünya ehline haramdır. Allah ehline ise
dünya da, ahiret de haramdır"2323. Suyûtî bu hadisin hasen, Münavî ise zayıf
olduğu görüşündedirler233.
32- Az - Çok
-131-
- Güzelin kadrini ne bilir ahmak, mürüvvet d eğ il mi yüzüne bak
mak 241.
- Güzele bakmaya doyulmaz242
- Güzele bakmak sevaptır243.
Güzele ve güzel yüze bakanın faydalarından bahseden bir takım hadis
ler rivayet edilmişse de bunların bir kısmı zayıf, bir kısmı da mevzû sayıl
mıştır. Atasözlerimize kaynak olan bu tür hadislerden bazıları şunlardır:
"Güzel yüze bakmak İbadettir. İbn Teymiye bu hadisin aslı yoktur de
miştir"253.
. jlv i ^.n'^kH ili
-132-
34- Ev
"Üç şey müslüman için dünyada mutluluk kaynağıdır: İyi komşu, geniş
ev, iyi bir binek"257. Bu hadisin başka bir rivayetinde bu üç şeyin iyi bir ka
dın, iyi bir binek ve geniş bir ev olduğu bildirilmiştir258.
35- Tuz
"Bir kimse her yemekten önce ve sonra tuz yerse Allah ondan üçyüz
otuz çeşit belayı defeder. Bunların en hafifi cüzzamdır"260. Bu hadisin başka
kaynağı bulunamamıştır.
^ "Katığınızın şahı tuzdur1'261. Hadisin bir râvîsinin met-
rük olduğu bildirilmiştir.
Tasavvufta tuza büyük önem verilir. Yemekten önce ve sonra tuz yala
manın esası bu zayıf hadislerdir262.
36- Kabak
-133-
Kabağın cennet taamı olduğunu bildiren uydurma hadislerden alınmış
olabilir2633. Fakat bu atasözü daha çok mecaz anlamda kullanılır ve toplum
içinde itibarsız kişilerin ya da önemsiz şeylerin, yerine göre önem kazandığını
ve vazgeçilmez hale geldiğini ifade eder.
37- Köpek
38- Öaşağrısı
263a Kabak yemenin faziletine dair bkz. Leâlî, II, 212-13; Fetten , 149.
264 Tülbentçi, 321.
265 Buhârî, bed’u’l-halk, B. 7; Müslim, libas, H. 83-84.
266 Tülbentçi, 96.
267 B u h a r, tıb, B. 28; Müslim, selâm, H. 78.
268 Taberânî’den naklen, A dunî, 1,367-68.
269 Tülbentçi, 175.
-134-
c VLi Aİ J j j t V ' AÜl J j l l \a
‘Tedavi olun ey Allah’ın kulları. Çünkü Allah bir dert vermişse mutlaka
onunla birlikte şifasını da vermiştir. Ancak ölümün ve ihtiyarlığın çaresi yok
tur"279.
Aslında bu atasözleri hastalık ve dertle sınırlı değildir. Her çeşit proble
min çözümünün olduğunu anlatmak için de kullanılır. Hadiste İse ölüm ve ih
tiyarlık dışında her hastalığın şifasının olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte
ölüm ve ihtiyarlık zikredildiğine, bunlar da bir dert ve bir hastalık sayılmadığına
göre hadisteki ifadeyi de genel anlamda alıp "hastalık da dahil per problemin
bir çözümü vardır" demek mümkündür.
-135-
- Allah d erdi sevdiğine verir280.
- Allah sevdiğine dert verir281.
Bu atasözümüzün kaynağının da hadisler olduğunda şüphe yoktur.
Çünkü aynı ifadeye hadislerde de rastlanmaktadır. Bu hadislerden bazıları
şunlardır: ,4i» ı>
"Allah bir kimsenin iyiliğini dilerse ona musibet verir"282.
"Allah bir kulu severse ona dert verir"283. Bu hadisi, Allah sevdiğine
dert verir, şeklinde tercüme etmek de mümkündür. Bu durumda hadis, ata-
sözümüzle aynı kelimelerden oluşur ve aynı manayı ifade eder.
a tlg. ı i ^ \ \ '«*• ■-»^1 Ijl
“Allah bir kulu severse ona çok dert verir"284. Ancak İbnü’l-Cevzî bu
anlamdaki bir hadisin mevzû olduğunu söylemiştir205.
L ajâ <131 -U r. ile. ^Jâc.
-1 3 6 -
"Allah haram kıldığı şeylerde sizin için şifa yaratmamıştır"291. İslam di
ninde Allah’ın haram kıldığı şarabın derman değii, aksine dert olduğu da ha
dislerde belirtilir. Bu anlamdaki hadis de atasözüne kaynak teşkil etmiş olabi
lir292.
- Baş sağlığı dünya varlığıdır293.
Gerçekten de her şeyin başı sağlıktır. Sağlık büyük bir nimettir. Hadiste
ise sağlıkla birlikte boş vaktin de bir nimet olduğuna şöyle işaret edilmektedir:
(iîjia (Jjâ
"Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini iyi bil: Ölümden önce
hayatının, hastalıktan önce sağlığının, meşguliyetten önce boş vaktinin, ih
tiyarlıktan önce gençliğinin, fakirlikten önce zenginliğinin”297. Hakim bu hadi
sin sahih, Suyûtî ise hasen olduğunu söylemiştir298.
- M ide derdin, perhiz dermanın başıdır.
Gazâlî bu atasözünün arapçasını hadis olarak şöyle nakletmektedir:
-1 3 7 -
adlı bir arap tabibinin sözü olduğu bildirilen İfade ise atasözünün esasını
teşkil etmeye daha uygun gözükmektedir: . „
j çlill duj
"Bir yerde Tâun (veba) olduğunu haber aldığınız zaman oraya girmeyin,
bulunduğunuz yerde veba ortaya çıkmışsa oradan kaçmayın"303.
40- Ahmaklık
"Uzun sakal aklın azlığına delildir'1. Halk arasında hadis diye bilinen bu
ifadelerin Tevrat'tan alındığını söyleyenler olmuştur305. Deylemî’den nakledi
len hadiste ise şöyle buyrulmuştur:
...<naJ (Jjla j j i i^ İ (_!■?• 'j
"Kişinin aklını şu üç şeyle ölçünüz: Sakalının uzunluğu ile..."306. Hadisin
İsnadının zayıf olduğu söylenmiştir307. Halk arasında yaygın şekli ise şöyledir:
-1 3 8 -
4_ulDI (Jj j h (J5
“Sakalı uzun olanlar ahmaktır". Ancak bu ifadelerle hadis değildir308.
- Deli dosttan uslu düşman yeğdir309.
- Deli ile konuşmaktan akıllı He dövüşmek yeğdir 31°.
- Akıllı düşman akılsız dosttan yeğdir311.
- Akılsız dosttan akıllı düşman yeğdir 312
- Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun313.
Bu atasözlerinin hepsi aynı şeyi ifade ediyor. Sadece söyleniş biçimleri
farklı. Akılsız ve ahmak kimselerle dostluk etmenin sakıncalı olduğunu anlat
mak için kullanılan bu atasözleri Hz. Ömer’e nisbet edilen şu sözlerden alın
mış olmalıdır:
41- Zenginlik
42- Spor
-1 3 9 -
Hz. Peygamber de ok atmayı ve suda yüzmeyi öğrenmenin gereğine
işaret ederek şöyle buyurmuştur:
A •'.l uliI' 'j
-1 4 0 -
S onuç
-1 4 1 -
sözümüzde dînî terimler geçmektedir. Bu da bizim savunduğumuz tezi kanıt
lamaktadır.
Yalnız açığa kavuşturulması gereken bir nokta var. 0 da atasözlerlne
kaynaklık ettiğine inandığımız hadislerin bir çoğunun ya zayıf hadis yahut da
uydurma söz veyahut da Hz. Peygamber’den başkasına ait ifadeler olması
dır. Burada akla iki ihtimal gelmektedir:
1- Zayıf veya mevzû hadislerin halk arasında daha yaygın olması, bu
sebeple atasözlerimizi de bunların etkilemesi.
2- Atasözlerinin veya bazı vecizelerin halk arasında sonradan hadis
diye takdim edilmesi. Tabiî ki bu ihtimal dikkate alındığı zaman hadislerin ata
sözlerini değil, atasözlerinin hadisleri etkilediği, dolayısıyla birçok mevzû hadi
sin böylece ortaya çıktığı sonucuna ulaşılır.
Türkçe atasözlerinin arapça olan mevzû hadisleri oluşturması uzak bir
ihtimaldir. Çünkü böyle bir durumda mevzû hadisleri oluşturan arapça ifade
lere ihtiyaç vardır. Bu da Arap atasözleri veya vecizeleri olabilir. Yânî Arap
milletlerin eskiden beri söyleye geldikleri ve "emsal" adını verdikleri sözleri
daha sonraları hadis haline getirilmiş, böylece Hz. Peygambere ait olmayan
bir takım veciz ifadeler ona yamanmaya çalışılmıştır. Hele anlam olarak âyet
lere ve sahih hadislere uygunsa böyle durumlarda lafzın şu veya bu şekilde
olmasına bakılmamış ve "lafız olarak Hz. Peygamber’e ait değilse de manası
doğrudur" denilerek onlara da hadis süsü verilmeye çalışılmıştır.
Bu iki ihtimal de doğru olabilir. Belki bu etkileme karşılıklıdır. İki ihti
male uygun örnekler de bulunabilir. Ama bunun tesbiti bu çalışmanın sınırları
içerisinde hemen hemen imkânsızdır. Her şeyden önce atasözlerinin veya
vecizelerin ne zaman ortaya çıktığını bilmeyi gerektirir. İkinci olarak mevzû
hadislerin ya da başkalarına ait olduğu halde Hz. Peygamber’e nisbet edilen
sözlerin hangi tarihlerde hadis diye takdim edildiğini tesbit etmeyi gerektirir.
Bunun için gerekli bilgi ve belgelerin bulunarak ayrı bir çalışma yapılması
düşünülebilir.
Bu durumda yapılacak iş bu iki ihtimal içerisinde kuvvetli olanı üze
rinde durmaktır. Bu da bize göre birinci ihtimaldir. Bununla beraber diğer ihti
mallere uygun birçok örneğin bulunabileceğini dikkatten uzak tutmuyoruz. Ni
tekim, aslında Arap atasözü olduğu halde H. V. ve VI. yüzyıllarda yazılan dînî
kitaplara hadis olarak giren birçok ifadeye her zaman tesadüf etmek müm
kündür. Deylemî’nin, Kuzâî'nin, Ebû Nuaym’ın Gazâlî’nin kitaplarında hadis
diye nakledilen fakat başka hiçbir sahih kaynakta yer almayan lafızların sahih
hadis olma İhtimali hemen hemen yok gibidir. Sadece bu kaynaklarda yer al
mış bulunan hadisler içerisinde tenkide uğramayanlara doğrusu rastlayama-
dık. Bu da gösteriyor ki ikinci ihtimale uygun örnekler de mevcuttur. Ancak
-1 4 2 -
biz birinci ihtimal üzerinde daha çok durmak gereğine inanıyoruz. Çünkü tari
hin hemen bütün devrelerinde görülmüştür ki halk sahih hadisleri fazlaca bil
mez. Zaten sahih hadisleri onlara pek anlatan, nakleden de olmaz. Halkın ha
dis olarak duydukları şeyler, vaizlerin ve kıssacıların anlattıklarından ibarettir.
Bunlar ise çoğunlukla zayıf ve mevzû hadis naklederler. Böyle yapmak onla-
nn daha çok işine gelir. Halkı daha fazla duygulandırır, daha çok coşturur,
dolayısıyla onlardan daha çok bahşiş koparırlar. Uydurma hadislerin tarihi in
celendiğinde bu tür hadislerin ortaya çıkmasının en büyük etkenlerinin kıssa-
cılar ve vaizler olduğu görülür. Tabiî ki doğru ve sahih hadis nakletmeyi şiar
edinen vaizleri bu hükmün dışında tutmak gerekir.
Şu halde halkın hadis olarak öğrendikleri de genelde bu uydurma söz
lerden ibaret kalmaktadır. Özel gayretiyle sahih hadis okuyup öğrenenleri bu
nun dışında tutuyoruz. Durum böyle olunca halkın çoğunluğu duydukları mev
zû hadisleri, özellikle kısa ve veciz ifadeleri hafızalarında kolayca tutabilmiş
ve yeri geldikçe başkalarına aktarabilmişlerdir. Zamanla bunların sahih veya
mevzû hadis oldukları unutulmuş ve bu ifadeler bazen söyleyeni bilinmeyen
bir söz, yâni bir vecize gibi, bazen de topluma mal edilerek bir atasözü gibi
söylenir hâle gelmiştir. Öyle zannediyoruz ki zamanında ve yerinde söylenen
güzel bir söz kolay kolay unutulmamış, bazen kelimesi kelimesine aynen mu
hafaza edilerek topluma malolmuştur. Türk atasözleri kitaplarında Arapça ifa
delerle yer alan sözler bunun böyle olduğunu göstermektedir.
Şunu da söylemek gerekir ki hadislerden etkilenerek oluşan Türk ata-
sözlerinden bazıları hadisin mealinin aynen alınması şeklinde tezahür eder
ken bazıları muhteva olarak alınmış, bazıları da atasözü özelliğine uygun hâle
getirilmiş, bu cümleden olarak bazen takdim-tehir yapıimış, bazen yanına
ikinci bir hüküm konulmuş ve bu ikinci hükmün o hadisle alâkası aranma
mıştır. Bununla beraber bazı ifadeler değiştirilmiş ve Türk töreleriyle bağdaşır
hâle getirilmiş, bazı hükümlere de sadece işaret etmekle yetinilmiştir. Hadis
lerdeki ifadelerin aksine atasözlerinin çoğu mecaz mânâda kullanılmış, bazı
larının ise gerçek anlamı tamamen unutulmuştur.
Ele aldığımız 400 küsür hadisten 285 kadarı Türk atasözleriyle doğru
dan, 140 kadarı ise dolaylı yönden ilgilidir. Ayetlerden de 30 kadarı atasözle
rinin oluşumunda doğrudan, 15 kadarı ise dolaylı yönden etkili olmuştur.
Hadisler içerisinde yaklaşık 140 tanesi sahih, 40 kadarı hasen, 110 ka
darı da zayıf sayılmıştır. Bazı hadis âlimleri 10 tanesine münker, 45 tanesine
uydurma demişler; 50 kadarının da Hz. Peygambere değil, başka âlimlere ait
olduğunu iddia etmişlerdir. Sahih hadisler içerisine, sahih oldukları ayrıca be
lirtilmemiş bile olsa, Buhârî ve Müslim’in rivayet ettikleri dahildir. 8 kadar da
kudsî hadisin atasözleriyle ilgisi tesbit edilmiştir. Bu hadisler içerisinde Buhârî
-1 4 3 -
ve Müslim’in Sahihleri ile Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Dârimî’nin
Sünenlerl, İmam Mâlik’in Muvatta’ı ve Ahmed b. Hanbei’in Müsnedinde yer
alanlar çoğunluktadır. 230 kadar hadisin kaynağını bu eserlerden bir veya bir
kaçı teşkil etmektedir. 50 kadar hadis Deylemî’den, 30 kadan Kuzâî'den, 25
kadan Taberânî’den, 22 kadarı da Müstedrek'ten alınmıştır. Geri kalan hadis
ler ise diğer kaynaklardan nakledilmiştir.
Biz bu araştırmamızda gerek sahih, gerekse zayıf ve mevzû hadislerin
birçoklannın atasözlerimizi nasıl etkilediğini, diğer bir ifadeyle nasıl Türk atasö
zü hâline geldiğini örneklerle göstermeye çalıştık. Hadis olmayan bir takım
arapça ifadelerin ve vecizelerin de atasözlerimize aynen yansıdığını mü
şahede ettik. Ancak biz bunları hadis açısından değerlendirdik. Yânî birçokla
rınca hadis olarak nakledildiği için ele aldık ve atasözlerimizle mukayese ettik.
Araştırmamızın konusu da zaten buydu ve gördük ki hemen her konuda bir
veya birkaç hadis toplumumuzun dilinde atasözü hâlinde dolaşmakta ve ha
dis kültürü bu vesileyle Türk toplumunca yaşatılmaktadır. Önemli olan, bu tür
sahih hadislerin sayısını artırmak ve daha fazla sayıda Peygamber sözünü
halk arasında yaymaktır.
Birçok atasözünün aslında hadis olduğunu fertlere anlatırsak onların
kalbindeki Peygamber sevgisini artırmış, Hz. Peygambere karşı duyduklan
hayranlığı daha da fazlalaştırmış oluruz.
-1 4 4 -
K aynaklar
-1 4 5 -
Gazâlî Muhammed b. Muhammed (ö. 505), Ihyâü Ulûmi’d-Dîn, l-IV, Mısır
1358/1939.
Gölpınarlı Abdülbâkî, Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri,
İstanbul, 1977.
Hâkim Muhammed b. Abdillah en-Nîsâbûrî (ö. 405), el-Müstedrek, i-IV-Hay-
darabad 1334-1341/1916-1923.
el-Hasenî Ahmed b. Muhammed, Fethu’l-Vehhâb, l-ll, Beyrut 1409/1988.
Heysemî Nûruddîn Ali b. Ebî Bekir (ö. 807), Mecmau’z-Zevâid, l-X, Beyrut
1387/1967.
Hindî Ali el-Müttekî (ö. 975), Kenzü’l-Ummâl, l-XVI, Beyrut 1399/1979.
el-Hût Muhammed Derviş (ö. 1276), Esne’l-Metâlib, Beyrut 1403/1983.
İbn Adî Ebû Ahmed Abdullah (ö. 365), el-Kâmil fî Duafâi'r-Ricâl, l-VIII Beyrut
1406/1985.
İbnü'l-Arrak Ali b. Muhammed (ö. 963), Tenzîhü’ş-Şerîa, l-ll, Mısır,
1378/1958.
Ibnü'l-Cevzî Ebü'l-Ferec Abdurrahman (ö. 597), el-llelü'l-Mütenâhiye, l-ll,
Beyrut 1403/1983.
------------- , el-Mevzûâtü’l-Kübrâ, Kahire 1403/1983.
İbn Ebi'd-Dünyâ Abdullah b. Muhammed (ö. 281), es-Samt ve Ahlâku’l-Li-
sân, Beyrut 1409/1988.
İbn Ebî Hâtim Abdurrahman er-Râzî (ö. 327), K. el-llel, l-ll, Kahire 1343/1924.
İbnü’l-Esîr Mübârek b. Muhammed (ö. 606), en-Nihâye fî Ğarîbi’l-Hadis, l-V,
Kahire 1385/1965.
İbn Hacer Ahmed b. Ali el-Askalânî (ö. 852), el-Metâlibü’l-Aliye, l-IV, Neşr.
Habîbürrahman el-A’zamî, yy. 1392/1972.
İbn Hibbân Muhammed b. Hibbân el-Büstî (ö. 354), K. el-Mecrûhîn, l-lll, Ha-
leb 1396/1976.
İbn Kesîr Ebü’l-Fidâ İsmâil b. Ömer (ö. 774), Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm l-IV, Mı
sır ts.
ibn Mâce Muhammed b.Yezîd el-Kazvînî (ö. 273), Sünen, l-ll. Kahire
1372/1952.
İzbudak Veled, Atalar Sözü, TDK yay. İstanbul 1936.
Kur’ân-ı Kerim.
Kurtubî Muhammed b. Ahmed (ö. 671), el-Câmi’li Ahkâmi’l-Kur’an, t-XX, Mısır
1387/1967.
-1 4 6 -
Kuşçu Ülkü - Hüseyin, Atasözleri ve Deyimler, İstanbul 1989.
Kuzâî Ebû Abdillah Muhammed b. Selâme (ö. 454), Bin İkiyüz Hadis, İstan
bul 1327/1909.
------------- , Müsnedü'ş-Şihâb, l-ll, Beyrut 1407/1986.
Mâlik b. Enes (ö. 179), el-Muvatta', l-ll, Mısır 1371/1951.
Medenî Muhammed, el-İthâfâtü's-Seniyye (40 Kudsî Hadis, tere. A. Fikri Ya
vuz), İstanbul 1399/1979.
Meydânî Ahmed b. Muhammed, Mecmau’l-Emsâl, l-ll, Kahire 1379/1959.
Münâvî Abdürraûf (ö. 1036), Feyzü’l-Kadîr, l-VI, Beyrut 1392/1972.
------------- , Künûzü’l-Hakâik (C. Sağîr’le birlikte), l-ll, Kahire 1373/1953.
Münzirî Abdülazim b. Abdilkavî (ö. 656), Muhtasaru Süneni Ebî Dâvud, l-VIII,
Beyrut 1400/1980.
------------- , et-Terğîb ve’t-Terhîb, l-IV, Mısır 1373/1954.
Müslim b. Haccâc (ö. 261), el-Câmiu’s-Sahih, l-V, Mısır 1375/1955.
Nevevî Muhyiddin Yahya b. Şeref (ö. 676), el-Ezkâr, Dımaşk 1391/1971.
------------- , Fetâvâ en-Nevevî, İstanbul ts.
Ötügen Adnan, Türk Atasözleri, l-ll, 1000 Temel Eser, Ankara, 1971.
Par Arif Hikmet, Örnekli Açıklamalı Atasözleri, İstanbul 1988.
Sağânî Haşan b. Muhammed (ö. 650), el-Mevzûât, Beyrut 1406/1985.
San’ânî Abdürrezzak b. Hemmam (ö. 211), el-Musannef, l-Xl, Beyrut,
1390/1970.
Sehâvî Muhammed Abdurrahman (ö. 902), el-Mekasıdü’l-Hasene, Beyrut
1406/1985.
Soykut Hilmi, Türk Atalar Sözü Hâzinesi, İstanbul 1974.
Suyûtî Celâlüddin Abdürrahman b. Ebî Bekir (ö. 911), el-Câmiu’s-Sağîr, l-ll,
Kahire 1373/1953 ve Beyrut 1392/1972 (Feyzü’l-Kadirle).
------------- , el-Fethu'l-Kebîr (Tertib en Nebhânî), l-lll, Beyrut 1351.
------------- , el-Kavlül-Esbeh (el-Hâvî lil-Fetâvâ içinde 68. Risâle), Beyrut
1409/1988.
------------- , el-Leâliü’l-Masnûa, l-ll, Beyrut 1395/1975.
eş-Şeybânî Abdurrahman b. Ali (ö. 944), Temyîzü’t-Tayyib minel-Habîs, Bey
rut 1324/1906.
Tayâlîsî Ebû Dâvud Süleyman (ö. 204), Müsned, Haydarabad 1321/1903.
Tirmizî Muhammed b. Isa (ö. 279), Sünen, l-V, Kahire 1381/1962.
-1 4 7 -
Tülbentçi Feridun Fazıl, Türk Atasözleri ve Deyimler, İstanbul 1977.
Ukaylî Muhammed b. Amr (ö. 323), K. ed-Duafâ el-Kebîr, Beyrut 1404/1984.
Zehebî Muhammed b. Ahmed (ö. 748), Telhîsü’l-Müstedrek (Müstedrekle bir
likte), l-IV, Haydarabad 1334-41/1916-23.
Zerkeşî, et-Tezkirefi’l-Ehâdîsi’l-Müştehire, Beyrut 1986.
-1 4 8 -
AYETLER İNDEKSİ
4 6 , LajI
1 2 9 .I j ^ j jjju J i ,»-4 (jl
14 . J-luJ tiTblj Jjjo i^ÎLjI
2,9.A-a1»-J İ^ûlaoau Lûj (Jj
78...^Lw*J (J-* *^1 cfllû
20...^£i Ll-Uai I^A^Su Jİ ıuf-
39. J jAAJİla $.L« 1
4 1 .(J_$aLui ^ÛL l-3 ^)C* (Jj^â
1 0 6 . C y* j jU £j-û 4_La U1 Jlİ...
30...ıilLıil ı^İLoll u£İİLa ^-111 JlS
29.ö>4İ*j V (jjillj (jjül ( j j ^ i J* cJS
83...f£i^JV jS-^j ^
14 . 1‘ J \_aC- (_J-Li-tiJ ^
1 0 3 . Vj
1 1 2 . ,.V ' <_K>jVl ^ (>4 U j
5 4 ; 6 4 . . . â ^ V I V! û ^ Y 1 * > >
15...(»4 j J j I (J jâ “»-Ul ■İj
1 4 . ..^ a I jâ U ^iîl j j j Ij ^ j q\
1 2 4 ...< ü i j j j ı_ jiik J
6 7 .. . ^ l ^ L«
-1 4 9 -
HADİSLER İNDEKSİ
...100...^_^Uâxll î_yC-J ^Jjl
.67.4^11 d ılu ı^l (j£âl
6 4 ...^ _yc- j ıilo'iı» jj)_j.. .4İJ) (jj)
44.«_vü (jJu jlill ! jîj|
7 0 . . . ? ^ ‘İİLaJİ
.] 2 4 ...4 j j ^ j tİjUJl ( jjj I
■7 1 .^ \ jU j Laj 1«iâi^l
80...(3i_>iJI Ij ijaîII
84.<i=Jl j»js 1$ 1> j f>jil
129. J ı^yi sJjc. Âjjju ^ j i i Alil
112. I^c. <K j a J I 0uul i
124...< jJI (jJI t-ia.1 îljuıl
136....1ı»-U “Ull qa Ll^4
5 0... j& l tJ lj ^So.1 (jl
1 0 9 ,^ -ljlİ4 J j j j (jl U jxl
20...4Ü' ii.
-1 5 2 -
1 3 . . . ^ ij• b e * iic . Uİ
109.^-ljlLft jjjjUII l^ljjl
9 2 . . JLujIj A (jx ^11 Ij^pâjl
3 3 . . . ^ J jB
2 Lajflka j| Ldlla l*ÎLî ,1
73.<-_iAİ (jx ■**<*. <jJaS ^4 j»5l£]l (jl£ (j)
101.ji» L» LSl t ^1 ,jjl (jl
46.<Hâ a£Lul«I j 4Jj2 JUİI Iİa ç.Llac.1 (jl
75...^*-11 1 * * ' ^jLuljVI (jbuuVI (jl
2 2 _İJatll »--lU-aJ j j j J l jjJ
7 6 .S.ı^_^J) <^^LuJ) j
15...<111 ^jLı^l (j^ jjj» jı^>l jjjj ı_ı_jlıll jjl
139.->j »«*k 4_«i (_^j (jl
135...*-I_jaî1_j ^l^î! d j> \ <111 <jl
79.(j-i*-alU <111 (jl
135.elj.iJt J j j l eU I <J_>^ û u L s j^
39...^1 mia1I u j Ij j İI
114.{jWV^ ö ^ * j^ 4 ^
5 3 . ı_j_jaJl
-1 5 5 -
. l l l . f S j A İ . Jiâ. jıL
7 2 . j J i U f^&ll j^â.
1 21 .p A îl) ^ j .,1}i) ^ U l!
90...<uliJl 4j^isJ| ^ L u u
4 7 ...< ^V ^İHKflU ^I jc.ji
1 3 0 . û^p-Vl j î^p-Vl (3*1 L5^* f'
23. 4_İ2kj ^ x_^aJI ^x-uı Lûjİİ
2 5 . û j ^VI ^-c' j j jl
51... jjSVI £}*
8 9 ...< y ^ ûi-i (ej^J*) cJ^jlt
1 15 ...4-ft-û_j AjLuJ JaİÂ £ya 4İİI
1 1 4 .J ^ jV
1 19...(J^J»|MİJ UaâJl CSIİAİ (J&
,8 7 .V 21* *^j j Uc- _j j
123...*Uji5l (jc- ^ill dai\_ui
4 3 ... <11» <111 ^jLtJuü
-İ5 6 -
2 5 .e j* - Ü ' j l t .V^uıM Jal_^ı-a5r
7 3 .L p U .V l ^ u . O U I
1 2 2 .^ 1 Â â lu iîl
1 2 3 .f U Aİiüü L *{ijı>ı\l AİLu^a
123...**-5j j j , j k i i t n . ^ il
9 0 .f r ^ «■İJ'İ jslsıla
^02.ç.lxlxlt f^A ^Uû^aJl ^-jeJsJl
50.iİİİaİI Jjb ü l
3 1. V
95.A ojİ £ yı .lıil e j û c
7 6 . -İU  ljJ l
1 3 6 ...A nı /T-all (->l~ıp. ile . __)^«.Vl fJâc.
-1 5 7 -
140...<jba^llj <^bull ji£ç.Ujl ljxlc-
31. J l j j J l Ig^U Lej jjU l
61. j >% 'l ^^3 ^jc la İI ^ 1t 11
74.. i—ijÂİI (J£b L üli 2 r.l >--" j j&Ac.
75.<s_}illj jk£Uj <c.L&&Jb
120 .JÎI j p JI
99.fûİ (jjl ijS ,^1 î
99.^jUaAmll £j a L_Jj-aiJl
99.(jLajVI AudJ L-JjJaiil
IO3 .U3 II Û-ujI AjiârJl
103.UJİI 4jjxJI
. 1 5 . dı l S IİU...
88.a^Lİ jli
100.4jl^jju^a %jc ,3 ^jli
1 1 7 ...t > ı ıj * J i ^ _*$J1I ^ U1 o “ - j ( l h =) <111
81. jjS
-1 5 8 -
(J£VI Î j j S
85.^1^111 ı _ ı H j \ ;<
65 cŞİ^. jJ J l (_i£j ^ , -,<
103.1» ahi L« (JSj i *:.y%j j l I j İS t_jxlU (^piS
ll .( ^ i = J ) JJJİ _ygj <11 ic a J b < i İAJJ V JİJ _yal j £
12.jjjÎ j^â (<lll ^uıjj «dlljSİj (Iûjj V) ^ jİ j V J b jx î JS
VI (jSLa-a (_jl«l <J£
1 1 8 ...d U a i (JS
3 3 . „ ö ^ In*>'l (J£
139.(3-4^.!
116.<2â J Jy i< (J^
7 5 .< y c -j j Ç^lj
71.43Aj-a 4 jJa ll a_4İ£
101.ji=w J-_^İ4-4 (JS
64,66. ıjİJj (jj-ij
24...4 jjj & (iljl^ LuaİI
5 1 ...^ ! s-ı^l <111 (Jjiu. Jjâl (jV
5 7 ...t.ı]n ~ i^ <1^. İ â .1j jjV
78.<1 “üLsI V (j^l ıj^Hİ
134... 4J S 4^2 <££Lall t J i J j V
2 7 . . . ^ l j J j-u ıS I ‘^ ^
1 9 ...û ^ i I-4 V
5 8 ..,(^ a ljjl ı—ılia ^jc. I_^LSV
24.U3.ill ^ 5^1 j V
9 8 ,Jjju ıaJ <sJ_j V
24.<111 ^Hl ( j j J ^j-ajAİl < ^ l j V
-1 5 9 -
41. W imli (^S V) Aa-uiAİl jL aJ a^Lus V
2 1 .t^LâJI "~,Jg * -Alo a\ <£rÜa V
13.(3^-H J^İ ( jj'A Aİ <*X.Lla V
5 6 .C IÜÎI > u VI <jpUa V
56.c l ^ l tp L k V
5 6 .'J'^ jV (jAİ (JİÜ a V
30. "1a V j ^ -»"i Iıua ^ U l (-ıİT~jj V
4 4 .0 " J * ûJ J (3 ^
55...4-iJa^ll (3^*^ *^11
104...1a^1j_j S^]l_ş]| ( 3 ^ il)-4 tİP^
1 3 5 .«.Ij^ ç.li (J£l
1 2 8 .jb û lj JU3I tsd "
1 2 8 . jj 4 ji.jâ (J£l
1 3 6 .f£;'& aA]| (Ji ş j
I2 9 ...ö ş _ y *ı jjoıc- u jlîu [jl
19.j . ^ <>> J ^ - l^
93.e j j A a A*j f(^j-» l <ill^j ö l
22...L«S < 5 jj qa ı—ı^)* 0^
22...a£ j j V < a jj t > J* û'
22...^j*D jc . 4İ1I j iS (_^MI ı j j j l l (jl
101...Ü K 4 i* j o - j b j i j ^ ı (j^y û 15 j 1
1 3 5 . Vi_ıij aİ J j^ l VI 4ÜI J j j) L«
92. ^AjV ♦• 1-4
8 6 .t5 ^ 'j J & JS ^
7 1 . û^ j-üj (o-^) aAÎI
6 8 . tj-6 ^-û
61...(Jj-îaSİ (_1^-İ (J-* 6-^J c İ^ ^
4 3 ...cJL*
43.43-lt-â (J*6^ 1 L*
34.(J^aJI ^ÜiLlI JJâ
88...4 j =J ü j x ^aj-dl
7 5 ...^ İ J (j^löj-aJl
8 9 ... i^1uiaİI L-lr^Lı-a (JÎLafa ^JL-alI (jjuisJl (JİC
35,..4_»j4İj fiilili ^vi»j (_^Âİ1 ^]L*Jl tJÎLa
51...^juiİj £yA 2AıLa-ti]l
125.ijLlaAiyi c h ^ ^ L . liJİ dI^aII
30.
88.4jlîJ ç\ uiAİİ
138...C-Ij-^îl o ^ J $I,j11 duj S.ij rtl'
20.(jJ^S jJİâJl
1 12.^->ûİj1jîk (J-ûjJl i^J^Lû
29.#İJİ£- (J^ ö*
1 3 6 . dy*
6 7...aj& j Ijji. Cy*
25...t_i^Jl p * (_y* W
}JUL:?‘■(* *6^
1 1 9 . 4.İ1UJ ^1^11...
91 j ^ İ 4-kijfc ( j j j (J^ t> J---
92,.^J_)^>jj “'Jîl w 1 -*r - ^ Lh*_j
95 * vı*t~. <ı\lı l j 1^ 1 1 *U 4u. m ••
115.j»jfJI >-
63 ... jjiâJİj VI
83.c£tajl ^ ( j j l Vj
-163 -
56...ıiljl>4İ (ji-İa ja C- ^)Jİ U
100_AÜI I jÎ jI (jnUİI I j j i L.
110... J t 5 ^ cJ^^1.j ^
1 2 3 . . £İ SV ^ c . L
120.4-ul j ' m ^C- jjl t^lalr. Lal _y£, L
1 2 — Alil
96... jU ll QA fcjlmtj ^oJalİ U
2 6 .. . s C jjli Calıi L* * L
24.AJİC' L« a^c, u
97...Aoâ,l Îliîîl pSjı^l j t n u
2.^-li-uJl Jul! (j-û _)xi. U U ! ûJl
4 5 ...^ ^ ü u syı J jL
2 0 ...^ y i ?ja
126...AİDIj ^ (jxjll
102...j»ûl (jjl jkj ^j
-1 6 4 -
ATASÖZLERİ İNDEKSİ
-1 6 5 -
Alaca namaz Hakka yaramaz - 41
Aldatan aldanır - 53
Aldatayım diyen aldanır - 53
Alına yazılan başa gelir -18
Alında yazılan görülür -1 8
Alın yazısını kullar değiştiremez -18
Alimin uykusu cahilin ibadetinden hayırlıdır - 32
Alim olan ilmi ile âmil gerek - 35
Alim unutmuş kalem unutmamış - 32
Ali’nin günahı Veli’den sorulmaz - 93
Allah Allah deyince işler olmaz - 11
Allah bile kulunun karasını yüzüne vurmaz - 96
Allah dağına göre duman verir - 93
Allah derdi sevdiğine verir -136
Allah eli her elden üstündür -15
Allah fakir kulunu sevindirmek isteyince... -128
Allah herkesin gönlüne göre verir - 39
Allah kulunu darda komaz -129
Allah kulunun götüreceği kadar verir - 93
Allah rızkın kefilidir - 23
Allah sabırlı kulunu sever - 83
Allah sevdiğine dert verir - 136
Allahtan korkmayandan korkulur - 13
Allah yardım ederse kuluna... -15
Alma mazlumun âhını çıkar âheste âheste - 99
Alma mazlumun âhını yuvadan indirir şahini - 99
Altı olur yedi olur hep Allah’ın dediği olur -16
Aman dileyene kılıç kalkmaz - 51
Amca baba yarısı -120
Amelsiz âlim elinde fener bulunun âmâya benzer - 34
Ana ata önünden geçmek hata - 84
Ana baba bedduası alan umnaz - 84
Ana baba duası alanın sırtı yere gelmez ~ 84
Ana baba ile iftihar olunmaz - 96
A na hakkı ödenmez - 84
Ana kalbi kırılmaz - 84
Ananı babanı sayarsan oğlundan da saygı görürsün - 81
Ananın hayır duası babanın bedduası tutar - 84
Anlatışa göre verirler fetvayı - 50
-1 6 6 -
A ra bulucu yalan ara bozan doğrudan yeğdir -103
A r eden kâr etmez - 30
Arkadaşını söyle kim olduğunu bileyim - 89
Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim - 9
Arkasından söyleyeceğini yüzüne söylemeli -103
Aşığın gözü kör olur -130
A t başını yularlayıp rahatlandı - 77
Atanın duası ananın âhı - 84
Ateş dumansız insan isyansız olmaz - 117
Atını bağladıktan sonra Allaha emanet et - 77
Atını sağlam kazığa bağla ondan sonra... - 77
At ile avrata inan olmaz -126
Atla avratta uğur vardır -126
Atta, yurtta avratta uğur vardır -126
Avradı ar zapteder er zaptetmez - 90
Avradın saçı uzun olur aklı kısa -126
Avrat şerri şeytan şerri - 125
Avratta vefa zehirde şifa -126
Ay gördünse bayram et 41
Ay gör oruç tut ay gör bayram eyle - 41
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz - 86
Az sadaka çok bela götürür - 44
Az söyle çok dinle - 72
Az söyleyen çok rahat eder - 73
Az veren candan verir, çok veren maldan verir - 44
Az yaşa çok yaşa akıbet gelir başa - 25
Bağla atını ısmarla Hakka - 77
Bahil adam her dem zelil olur -105
Bahil cennete girmez girse de rahat bulmaz -105
Bahiller cennete girmez, eğerçi evliya ola -105
Bakan göze bağ olmaz -123
Bana benden olur her ne olursa... - 73
Bana bir adım gelene iki adım varırım - 87
Baş ağrısı cehennem gazabından imiş - 134
Başkasına yaptığını oğluyla görür - 81
Başkasının sözünden ziyade kendi gözüne inan - 86
Baş sağlığı dünya varlığıdır -137
Batıla eyvallah demem - 21
Bedduadan korkmayan belasına uğrar - 100
-1 6 7 -
Bekâra karı boşamak kolaydır - 56
Belaya sabır gerek - 83
Belaya sabreden ecrini alır - 83
Belaya sabretmektir âlemde hüner - 83
Ben demek şeytan işidir - 106
Besmelesiz çıkma yola başa gelir türlü bela - 11
Besmelesizden hayır gelmez - 11
Besmelesiz işe şeytan karışır - 11
Beş parmağın hangisini kessen acımaz - 75
Beyhude şeylerin terki aklın kemâlidir - 91
Bez alırsan Musul’dan kız alırsan' asıldan al -110
Bilen ile bilmeyen bir olmaz - 29
Bilen ile bilmeyenin hâli bir midir? - 29
Bin bilirsen de bir bilene danış - 92
Bin işçi bir başçı - 75
Bin işçiye bir başçı lazımdır - 75
Bir adamın karısı o adamın yarısıdır -124
Bir aldanan bir daha aldanmaz - 53
Bir buldu iki ister akçe buldu çıkın ister -101
Birdir imanla ikrar demişler -1 8
Bir elinle verdiğini öbür elin duymasın - 43
Bir gemide iki kaptan olmaz -16
Bir gönülde iki sevda olmaz -130
Bir göz ağlarken öbür göz gülmez - 75
Bir işin önüne bakma sonuna bak -111
Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar - 68
Bir Şem’a ki Allah yaka halk üflese sönmez -14
Bir Şem’a ki Hak yaka... -1 4
Bir tahtta iki şah olmaz - 16
Bol bol yiyen bel bel bakar -104
Borcun iyisi vermek derdin iyisi ölmektir - 59
Borç ödemekle yol yürümekle tükenir - 59
Boş duranı kul da sevmez Tanrı da -113
Boş gezeni Allah da sevmez Kul da sevmez - 112
Boşluk şeytanın askeri, hiç olmazsa bir çöp al... -113
Boya bosa bakma huya husa bak - 122
Boynuzlu koyunun boynuzsuzda hakkı var - 49
Boynumuz keçinin âhını boynuzludan alırlar - 49
Boyu kesat olanın huyu kesat olur - 115
-1 6 8 -
Bu bir kervandır konan göçer - 24
Bu günün işini yarına bırakma - 112
Bu günün yarım var yarının... -112
Büyük küçüğe merhamet küçük büyüğe hürmet - 81
Büyüklere hürmet eden saadet bulur - 80
Büyüklük Allaha yakışır - 107
Büyüklük Tanrıya yakışır - 107
Cahil dostun olacağına âlim düşmanın olsun - 32
Cahilin dostluğundan âlimin düşmanlığı yeğdir - 31
Cahilin ibadetinden âlimin uykusu hayırlıdır - 32
Câmi dururken mescitte namaz kılınmaz - 41
Can çıkmayınca huy çıkmaz - 62
Cemale bakma kemale bak -122
Cennete okiıma koyacak değil kalp koyacak -122
Cennetin kapısını cömert açar - 90
Cins cinse çeker -110
Cömerdin bir akçesi cimrinin hâzinesinden bereketli - 90
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme - 91
Çağrılan yere git ar eyleme, çağrılmayan yere... - 91
Çalma elin kapısını çalarlar kapını - 66
Çıra dibi karanlık olur - 34
Çocuklu evde melek var, çocuksuz evde helâk var - 109
Çocuklu ev pazar, çocuksuz ev mezar -110
Çok söyleyen çok yamlır - 70
Çok söz yalansız çok para haramsız olmaz - 103
Çok yiyen ahmak olur - 68
Çubuğu yaş iken eğmek gerek - 61
Danışan dağı aşmış danışmayan düz yolda şaşmış - 92
Davete icabet lâzımdır - 91
Davul dengi dengine çalar - 55
Deli dosttan uslu düşman yeğdir -139
Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun -139
Deli ile konuşmaktan akıllı ile dövüşmek yeğdir -139
Deli oldur ki düştüğü çukura bir daha düşe - 54
Demir nemden insan gamdan çürür -114
Derdi veren dermanını da verir -134
Dervişin fikri neyse zikri de odur - 130
Destursuz bağa giren hesapsız sopa yer -105
Destursuz dama girenin hâli budur -105
-1 6 9 -
Destursuz bağa girilmez -105
Deveyi bağla da yine tevekkül et - 77
Deveyi sağlam bağla sonra Allaha em anet et - 77
Dilim seni dilim dilim edeyim her başıma geleni... - 74
Dilini tutan başını kurtarır - 73
Dilin pek, elin tek, belin berk tut - 70
Dilsiz olmak çok söylemekten yeğdir - 70
Dil söylenir saklanır baş belaya katlanır - 74
Dil susmayınca baş esen olmaz - 74
Dil sükût ederse baş rahat bulur - 73
Din olan yerde kin olmaz - 98 '
Dini olmayanın insafı olmaz - 79
Doğmaz doğurmaz bir Allah -16
Doğrunun yardımcısı Allah’tır - 79
Doğru söz acıdır - 72
Dost acı söyler - 72
Duvarı nem insanı gam yıkar -114
Dünyada eken âhirette biçer - 25
Dünya kâfire cennettir - 23
Dünya kâfirin cennetidir - 23
Dünya müminlere cehennemdir - 23
Ecelden başka her şeye çâre bulunur - 135
Ecelden kaçılmaz nerde olsa gelir bulur - 26
Ecele çare bulunmaz her şeye çare bulunur -135
Ecel geldi cihane baş ağrısı bahane - 26
Ecel ne bir saat geri ne bir saat ileri - 26
Ecelsiz kul ölmez - 26
Eden bulur - 63
Edene ederler - 66
Edep en hayırlı mirastır - 61
Eken biçer konan göçer - 66
El ağzına bakan karısını tez boşar - 56
Elçiye kötü davranılmaz - 9
Elçiye zeval olmaz -114
Ele uyan eşlerin boşar - 56
El için kuyu kazan ibtida kendi düşer - 65
El için kuyu kazan kendi düşer - 65
Elin gözündeki çöpü görür... - 97
El uşağı hilebazdır kimse bilmez fendini kime iyilik edersen - 67
-1 7 0 -
Emanete hıyanet olmaz - 78
En aziz misafire üç gün yeter - 9
E n hayırlı miras edeptir - 61
Erkeğin nefsi birdir kadının dokuz -125
Erkeğin nefsi birdir kadınmki dokuz -125
Erkeğin şeytanı kadındır -125
Erkeklik on ise dokuzu hiledir - 52
Erken kalkan aldanmamış - 58
Erken kalkan yol alır... - 58
Erken kalktım işime şeker kattım aşıma - 58
Erken uyanan matlubuna erer - 58
E r kocar gönül kocamaz -102
Erliğin onundan dokuzu düzen - 52
Eski dost düşman olmaz - 87
Eski dost düşman olmaz yenisinden... - 87
Eski dost kara gün bineği - 87
Esneyeni Allah sevmez -116
Eşeğini evvel bağla sonra Tanrıya ısmarla - 77
Eşeğini sağlam kazığa bağla sonra Allaha ısmarla - 77
Et ile tırnak arasına giren yiyip çıkar -104
Et ile tırnak arasına girilmez - 104
Et ile tırnak araya giren kırnak -104
Etme bulma dünyası - 66
Etme komşuna gelir başma - 66
Ev alma kendine komşu al - 79
Ev alma komşu al - 79
Evinde rahat olmayan dünya cehennemindedir - 133
Evvela selam sonra kelam - 69
Farzdan evvel farz, namazdan evvel boğaz var - 41
Fazilet Cenab-ı Hakkın ihsanıdır - 78
Fazilet tarafı Hakkın ihsanıdır - 78
Fellahın dediği olmaz Allah’ın dediği olur -16
Fıkaraya veren Cenab-ı Kibriyaya ödünç vermiş gibi olur - 45
Fıkaraya veren Mevlaya ödünç verir - 46
Gaibi Allahtan başka kimse bilmez -15
Gam gam getirir... -114
Gam ile kasavet ömür törpüsüdür -114
Garibin duası makbuldür -100
Gazab gelince akıl gider - 98
-1 7 1 -
Gazab her fenalığın başıdır - 98
Gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen... - 91
Gemiyi batıran iki kaptandır -17
Gençliğin kıymeti bilinirse kocalığın şikâyeti az olur -128
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir -128
Gençlikte vaktim geçiren sefa ile... -128
Gezen kurt aç kalmaz - 112
Gıybet haramdır -102
Gönül Hak binasıdır - 106
Gönül hoşluğu ile olur ibadet - 40
Gönülsüz namaz göklere ağmaz - 40
Gönül yıkan Tanrıya ermez - 106
Gören gözün hakkı vardır - 68
G ..... yere yakından korkmalı - 115
Göze göz dişe diş - 54
Göze yasak olmaz -123
Gözlüye gizli yoktur -123
Gözü bir şey doyurmaz iliâ ki toprak -101
Gözünü toprak doyursun - 101
Güçlük içinde bir kolaylık bulunur - 129
Gülme komşuna gelir başına - 100
Güneş balçıkla sıvanmaz -124
Güneşin yüzü çamurla sıvanmaz -124
Güzele bakmak sevaptır - 132
Güzele bakmaya doyum olmaz -132
Güzel huyiu olanın can verirler sözüne... - 62
Güzeli herkes sever -131
Güzelin kadrini ne bilir ahmak... -132
Güzelliğe kapılma huya bak - 62
Güzelliğe kırk günde doyulur iyi huya kırk yılda doyulmaz - 62
Hak gelince batı! gider - 21
Hakikat acıdır meyvesi tatlıdır - 72
Hakkı tanıyan batıla baş eğmez - 21
Hakkı tanıyan halka baş eğmez - 13
H ak söz acı gelir - 72
H ak söz ağıdan acıdır - 72
H ane alma kendine hem-sâye al - 79
Hangi şey sevilirse onun kusurları görülmez - 130
Haram dan şifa olmaz - 136
-1 7 2 -
H areket berekettir -112
Hareket olmayan yerde bereket olmaz -112
H asta olmayan sıhhatin kadrini bilmez - 137
Haset eden her dem mahrum - 98
Haset eden mahrum kalır - 98
H asta olma bana sağlığın kıymetini bil -137
H asta yatan ölmez eceli yeten ölür - 26
Hasûd asla rahat etmez - 98
Hatasız kul olmaz -118
Hatunların saçları uzun akılları kısa - 126
Hayâ imandandır - 94
Hayâ imanın nurudur - 94
Hayır Allahtan şer şeytandan - 20
Hayır da şer de Allahtan - 20
Hayır sal dostuna hayır gelsin başına - 64
H er acelenin sonu nedamettir -113
H er âlimin bir hatası var - 33
H er bir azın bir çoğu olur -131
H er azın bir de çoğu vardır -131
H er bir üsrün bir yüsrü vardır - 129
H er çok azdan olur -131
H er deliğe elini sokma ya yılan çıkar ya çıyan - 76
H er derdin bir devası vardır -135
H er işte bir hayır vardır - 20
H er hayrın mukabilinde on şer bağışlanır - 63
H er kemâlin bir zevali her zevalin kemâli - 128
H er kemâlin bir zevali vardır -128
Herkes ektiğini biçer - 67
Herkes ettiğini bulur - 66
Herkesin çektiği kendi dili belasıdır - 74
Herkesin nabzına göre şerbet verir - 109
Herkes kendi ayıbını bilmez - 97
Herkes nasibini bulur - 23
Herkes nasibini yer - 22
H er kimin evladı varsa başında büyük derdi var -
H er koyun kendi bacağından asılır - 93
H er kusurun sonu nedamettir - 85
H er riPatin bir zilleti vardır - 128
H er şey bilen bir şey bilmez - 31
H er şeyde bir hayır vardır - 20
H er şeye kadir Cenab-ı Haktır - 16
H er şeyin bir sonu vardır - 26
H er şeyin ortası hayırlıdır - 76
H er şeyin ortası iyidir - 76
H er şeyin yenisi dostun eskisi - 87
H er şey yed-i ilâhiyededir -15
H er yemeğin lezzeti tuzdur -133
H er zararda bir hayır vardır - 20
H er zîruh fenâpezîr olur - 26
Hırsızlık bir yumurtadan başlar - 55
H iç ölmeyecekmiş gibi dünya için... - 111
Hikmetinden sual olunmaz -14
Hile ile iş yapan mihnet ile can verir - 53
Hileli pazar mideyi bozar - 53
Hizmet etmekle kul bey olur -120
Hocanın dediğini yap yaptığını yapma - 33
Hocanın yap dediğini yap yaptığım yapma - 33
Huy canın altındadır huy çıkmayınca can çıkmaz - 62
Huylu huyundan vazgeçmez - 62
İbadet de gizli kabahat de - 37
İbadet de mahfî kabahat de - 37
İbadet ile cennete girilmez temiz kalp gerek - 38
İbadette riya kabahatte haya olmaz - 37
İhtiyarın gönlü iki şeyde gençtir, biri malım... - 102
İhtiyarlara saygı gösterenler uğur bulur - 81
İki kişi konuşursa sen üçüncü olma - 96
İki kişi yerinden kımıldansa bir üçüncüye yer açılır -109
İkiye üçüncü olma - 96
İlme âr olmaz âr eden berhudar olmaz - 29
İlmi Allah diyene malı dilediğine verir - 30
İlm-i Allah her şeyi muhittir - 15
İlmi ile âmil olmayanın vaaz ve nasihati tesirsiz kalır - 35
İnsaf dinin yarısıdır - 79
İnsaf olmayanda iman olmaz - 79
İnsana çok iyilik yaramaz - 67
İnsan beşer bazen şaşar - 118
İnsan ektiğini biçer - 66
İnsan hatasız olmaz - 118
-1 7 4 -
İnsanı arkadaşı azdırır - 89
İnsanın gözünü bir avuç toprak doyurur -101
İnsanın eti yenmez derisi giyilmez tatlı dilinden... - 71
İnsan insanın aynısıdır - 88
İnsan kazdığı kuyuya kendisi düşer - 9
İnsan kısmetini aramazsa kısmet insanı arar - 22
İnsan kocamakla gönül kocamaz - 102
İnsan ne bulursa dilinden bulur - 74
İnsan nisyandan hâli değildir - 119
İnsan nisyan kuludur -119
İnsanoğlu kusursuz olmaz - 118
İnsanoğluna iyilik yaramaz - 67
İnsan olan bir kere yanılır - 53
İnsan sevdiği şeyi çok söyler -130
İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar - 88
İsteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü - 43
İş bitiren yalan fitne koparan doğrudan yeğdir - 103
İşeğün berk bağla andan Tanrıya ısmarla - 77
İşin sonuna bak - 111
İş neticesiyle belli olur - 111
İş olacağına varır - 19
İtin olduğu yere melek girmez - 134
İtle yatan bitle kalkar - 89
iyi bir terbiye en iyi mirastır - 61
İyi ile konuşan çuvalına un doldurur - 88
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik... - 64
İyilik eden iyilik bulur - 63
İyilik eden iyilik bulur kemlik eden... - 64
İyilik eden kemlik bulmaz - 64
İyilik et denize at balık bilmezse Hâlık bilir - 64
İyilik et iyilik bul - 63
İyilik et komşuna iyilik gelsin başına - 64
İyilikten kötülük çıkmaz - 63
İyilik zayi olmaz - 65
İyi ve kâmil insanı güneş uykuda görmez - 58
Kabak deyip geçme cennet taamıdır - 133
Kaderde varsa görülür - 19
Kadın erkeğin şeytanıdır -125
Kadının saçı uzun aklı kısadır -125
-1 7 5 -
Kadının sırtından sopayı karnından... -127
Kadın kısmının saçı uzun olur aklı kısa -126
Kalbinde fesat olmayanın e f ali de sahih olur - 78
Kanaat gibi devlet olmaz - 85
Kanaat en büyük saadettir - 85
Kanaat servettir - 85
Kanaat tükenmez hazinedir - 85
Kapını kilitle de hırsıza bahane bulma - 85
Kapım pekçe kapa komşunu hırsız çıkarma - 85
Kardeşin büyüğü peder küçüğü evlat yerine geçer -119
Karı ile koca arasına girilmez -104
Karı ile koca arasına şeytan bile girmez - 104
Karı koça ipek araya giren köpek -104
Karının bir aklı erkeğin dokuz aklı vardır -126
Karının saçı uzun aklı kısadır -126
Kart ağacın bükülmesi güç olur - 61
Kazma elin kuyusunu kazarlar kuyunu - 66
Kelamdan evvel selam gerek - 69
Kelamın fızza ise sükutun olsun zeheb - 72
Kendi derdine bak aharın gamın çekme - 97
Kendi gözündeki dikeni görmez... - 97
Kendi gözündeki merteği görmez... - 97
Kendi gözündeki merteği görmez âlemin gözündeki... - 9
Kendi işini kendi gören kazanır -121
Kendinden aşağıya bak da haline şükret - 91
Kendinden gayriyi beğenmez câhil -106
Kendinden ileri olanlara bakma kendinden... - 92
Kendini dev aynasında görür -106
Kendin kazan kendin ye kimseye... - 57
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.. - 89
Kırkından sonra azana çare bulunmaz - 95
Kırkından sonra azam teneşir paklar - 95
Kısmetin seni arar bulur - 22
Kısmetin seni arayıp bulur - 22
Kısmet ise gelir Hintten Yemenden... - 22
Kızın on beşe geldikte kendin koca ara - 55
Kibrin hasmı Allahtır -106
Kime iyilik ettin ise ondan sakın kendini - 67
Kimse kimsenin kısmetini yiyemez - 22
-1 7 6 -
Kimsenin âhı kimsede kalmaz - 99
Kimsenin ahi yerde kalmaz - 99
Kisb ile meşgul Allaha makbul - 57
Kişi arkadaşından bellidir - 89
Kişi arkadaşından azar - 89
Kişi bilmediğinin adûsudur - 29
Kişi kendi ayıbını görmez de elin ayıbını görür - 97
Kişi kendini görse eli kınamaz - 97
Kişi menolunduğu şeye haristir - 101
Kişi ne ekerse anı getürür - 66
Kişi ne ekerse onu biçer - 66
Kişinin başına gelen ağzından çıkandır - 74
Kişinin çektiği dili belasıdır - 74
Kişinin doğru olmalı işi - 79
Kişinin gönlüne göre verir Mevlâ - 40
Kişinin miktarı kelamından bellidir - 71
Kişinin refikine nazar etmeli - 89
Kişi refikine nazar etmeli - 89
Kişi üst tarafına değil alt tarafına bakmalı - 92
Kişinin vatanı imanıdır - 114
Komşudaki koyu aşın yedi eve faydası var - 80
Komşuda pişer bize de düşer - 80
Korkak bezirgân ne kâr eder ne zarar - 57
Korkak bezirgân ne kâr eder ne ziyan - 57
Kork Allahtan korkmayandan - 13
Korkunun ecele faydası yoktur - 19
Kömürcü dükkânına giren yüzü kara çıkar - 88
Kömürcü ile dost olanın eline kara bulaşır - 89
Kör Allaha nasıl bakarsa Allah da ona öyle bakar -13
Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez - 53
Körle yatan şaşı kalkar - 89
Kötülük edetı kötülük bulur - 65
Kötünün kendi belası kendine yeter - 65
Kötü söz kalp akçe sahibinindir - 72
Kul azmayınca Hak yazmaz - 95
Kul hatasız olmaz hata tevbesiz olmaz -118
Kul kusursuz olmaz -118
Kul tevbe ile mağfur olur -118
Kurbu’s-sultan âteş-i sûzan -121
-1 7 7 -
Kurunun yanında yaş da yanar - 94
Kusursuz kul olmaz -118
Kuyuyu büyücek kaz nâgeh sen düşesin - 65
Küçüğe merhamet et büyüğe itaat - 81
Küllü kasirü’l-fıtne -116
Lafla duvar örülmez - 34
Lafla peynir gemisi yürümez - 34
Lafla pilav pişmez - 34
Lâ râhate fıddünya - 24
Lâ yüs’el ammâ yefal -1 4
Mâ fevkine bakacağına mâ dününe bak - 92
Mağrurun hasmı Allahtır -107
Mal fitnedir kandeyse fitne koparır - 46
Malın bekçisi sadakadır - 43
Malın bekçisi zekâttır - 43
Maslahatların hayırlısı ortası - 76
Mazlumun ahi yerde kalmaz - 99
Mazlumun ahi yeri göğü titretir -101)
Meddahın imanı sahih değilmiş -115
Meşveretli bilgi muvafık gelir meşveretsiz... - 92
Meşveretsiz yapılan işte hayır yoktur - 92
Meşveretsiz yapılan şeyden hayır gelmez - 92
Meşveret sünnet-i şeriftir - 92
Meşveret sünnettir - 92
Mide derdin perhiz dermanın başıdır - 137
Misafirin üç gün hakkı vardır - 122
Misafir kısmeti ile gelir -123
Misafirlik üç gündür - 122
Misafir on kısmetle gelir... -123
Misafir üç gün misafirdir - 122
Mum dibi karanlık olur - 34
Mum dibine ışık vermez - 34
Mücazat amele göredir - 54
Müminin duasına gökteki melekler âmin der - 46
Müminin kalbi beytullah -1 8
Mümin kişinin dargınlığı tülbent kuruyuncaya kadar sürer - 86
Müminlerin duası müstecaptır - 46
Mümin müminin mir’atıdır - 88
Mümin yüzünden bellidir - 18
-1 7 8 -
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz se n i' 78
Namaz müslümanın miracıdır - 40
Namaz müslümanın misbahıdır - 40
Namus insanın kanı pahasıdır - 91
Nasıl yaşarsak öyle ölürüz - 24
Nasıl yaşarsan öyle ölürsün - 24
Ne ekersen onu biçersin - 9
Nefis ile mücadele dünya ile muharebeden... - 77
Nefsini bilmeyen Allahını bilmez -12
Ne istersen Allahtan iste -14
N erede hareket orada bereket -112
Nereye gidersen kısmetin ardından gelir - 21
Ne verirsen, elinle o gider seninle - 45
Nezafet imandandır - 38
Oğlan dayıya kız halaya çeker -119
Oğulu olmayan avrattan eski hasır yeğdir -124
Ok atmak yazu yazmak suda yüzmek... - 139
Okumuşun okuduğunu dinle işini tutma - 33
Olacakla öleceğe çare bulunmaz - 26
Ödünç yiyen kesesinden yer - 58
Öfke ile kalkan zararla oturur - 99
Öğrenmeye ar olmaz - 30
Ölümden başka her şeye çare bulunur - 135
Ölüme korkmak fayda vermez - 19
Ölüm ne bir soluk evvel gelir ne bir soluk sonra - 26
Ölüye giden ağlar düğüne giden oynar -117
Öz gözünde oku görmez özge gözünde kılı seçer - 97
Özrü kabahatinden büyük - 95
Paranın çoğu da yoğu da bozar - 46
Rahat ararsan cennette - 24
Rahat ararsan mezarda - 24
Rahat döşeğinde ölmekten düşman karşısında... - 51
Rakıda şifa nâmertte vefa olmaz -136
Ramazandan razı olan sitte-i şevvali tutar - 42
Refikin iyisi ile uzun yol kısalır - 80
Sabır cennetin anahtarıdır - 82
Sabır meserretin acele nedametin... - 83
Sabır necatın anahtarıdır - 82
Sabır şadlık anahtarıdır - 82
-1 7 9 -
Sabreden derviş muradına ermiş - 82
Sabreylemek şenlik anahtarıdır - 82
Sabrın sonu selamettir - 82
Sadaka vermekten fukara olunmaz - 42
Sağdıcı kurbağa olan batakta güvey girer - 89
Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin - 43
Sakalım yok ki sözüm dinlensin - 82
Sakalına göre tereği vur -109
Sakalın yok sözün geçmez - 82
Sakal koyuverdim ki sözüm dinlensin diye - 82
Sana vereyim bir öğüt kendi ununu kendin öğüt -121
Say beni sayayım seni - 81
Savaşın büyüğü nefisle savaştır - 51
Selamit-i insan hıfz-ı lisan iledir - 73
Selamet istersen dilini tut - 73
Selamet isteyen dilini tutmak gerek - 73
Selamet kenardadır - 75
Selamet vadettedir - 76
Seversen oğlanı sev kız kendini sevdirir -124
Seyrek git sen dostuna kalksın ayak üstüne - 87
Sık gidersen dostuna yatar ayak üstüne - 87
Sıkça varma dostuna kalksın ayak üstüne - 87
Sırat köprüsü gibi ince - 25
Sırat köprüsü kıldan ince kılıçtan keskindir - 25
Sofradan doymadan kalkanın midesi ağrımaz - 68
Sormaktan sıkılmayan insan çok şey öğrenir - 30
Söz ağızdan çıkar - 69
Söz büyüğün su küçüğün - 81
Söz gümüşse sükut altındır - 72
Su bulunmayan yerde teyemmüm caizdir - 39
Su bulununca teyemmüm bozulur - 39
Su küçüğün sofra büyüğün - 68
Su küçüğün söz büyüğün - 81
Sûrete bakma sîrete bak -122
Su varken teyemmüm edilmez - 39
Sükût ikrardan gelir - 50
Sükût selamettir - 73
Sürüden ayrılanı kurt kapar - 74
Sürüden ayrılan koyunu kurt yer - 74
-1 8 0 -
Sürüden ayrılan kuzuyu kurt kapar - 74
Süt ile giren can ile çıkar - 62
Şaraptan bozma sirke keskin olur -111
Şehitler ölmez. - 52
Şeriat zahire hükmeder - 50
Şükür nimet artırır - 83
Şükür ve sena nimet artırır - 83
Takdirle yazılan tedbirle bozulmaz -19
Takdir tedbiri bozar -19
Tamah gözün tamah kalbin iki düşmanı imiş - 102
Tamahkârın gözünü toprak doyurur - 101
Tamahkârın kısmeti az olur - 101
Ta’netme kqmşuna gelir başına - 100
Tanışıklu tağ aşar - 92
Tanrı kulunun rızkını verir - 23
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır - 71
Tatlıyı küpten almalı kadını kökten -110
Taun olan memlekete ne girmeli ne oradan kaçmalı - 138
Tebdil-i mekânda ferahlık vardır - 116
Terlemeden para kazanılmaz... - 56
Terlemeden ücret alınmaz - 57
Teyze ana yarısıdır -120
Tilki iki defa tuzağa düşmez - 54
Topalla gezen aksamak öğrenir - 89
Tükürdüğünü yalamaz - 69
Üzüm üzüme baka baka kararır - 89
Varlıktan yokluğa var, gençlikten ihtiyarlığa can sakla -128
Vatan sevmek imandandır, vay ona kim... - 114
Veren el alandan üstündür - 42
Vermekle mal tükenmez - 43
Vücut kocar gönül kocamaz -102
Yalancı dünyada rahat olmaz - 23
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen -103
Yalan ile iman bir yerde durmaz -104
Yalnızın arkadaşı şeytandır - 75
Yalnız kalanı kurt yer - 74
Yaratan kısmetini de yaratır - 23
Yarınla öbür gün bitmez -112
Yaş ağaç tez eğilir - 61
-1 8 1 -
Yaş ile kuru birlikte yanar - 94
Yaş yanında kuru da yanar - 94
Yazıdan kaçmak olmaz - 19
Yazılan başa gelir - 19
Yazılan bozulmaz -19
Yazılmış da bozulmuş yok -19
Yedisinde ne ise yetmişinde de odur - 62
Yeğdir taş taşımak namerde muhtaç olmaktan - 57
Yemin seyyiesini çekmeyen yoktur - 54
Yıldan aydan bir namaz o da Hakka yaramaz - 41
Yoksul al ata binse selam almaz -107
Yoldan kal yoldaştan kalma - 80
Yol yürümekle borç ödemekle tükenir - 59
Zâhire hükmolunur - 50
Zahiri hâle hükmolunur - 50
Zahmet çeken rahat bulur -129
Zahmetsiz rahmet olmaz -129
Zalimin ettiği yanına kalmaz - 99
Zaman sana uymazsa sen zamana uy -115
Zengin olana kölesi bile düşmandır - 139
Zerre kadar iman dünya kadar günaha yeter -1 7
-1 8 2 -