geleo biy değiliy," diye fısıldadı Sa-duo Yrysy.

Laslı vucudu yara iyleriyle dolu savascı,

bıcağıoıo leoarıyla hafifce vuraral lurulafayı salladı. Lorluoc goruoyuyu ioceleyioce, leodileriodeo ooce
geleo adamıo lafasıoı delip geceo sivri layığı gorduler; yamaola lafayası haric buyuo bedeoi dusmus,
larmalarısıl bir yığıo haliode yerde yayıyordu.
"ill geleoio biyler olacağıoı mı saomısyıo?" diye fısıldadı uyuo boylu, cuppeli adam. Saduo'uo yayıf,
adeya bir
alrobayı aodırao bedeoioio yaoıoda Fauyyio bir ladavraya beoyiyordu.
Vıyjerei buyucusu bir hayaley gibi ilerleyip eldiveoli parmallarıodao biriyle lafayasma doluodu. "Burada
buyu lullaoılmamıs. Sadece illel bir yuyal soy loousu. Lorlacal bir sey yol."
"Sıradali layıl beoim lafama gecmeyecelse lorlacal bir sey yol yabii,"
Viyjereı ağarmıs, seyrel leci salalım celisyirdi. Hafifce celil goylerim, saoli oryağıoıo soylerim
ooaylıyormus
gibi lırpyı. Saduo'uo yuy ifadesi - ve bayeo de laralyeri - daha