Professional Documents
Culture Documents
Osmanlı Türkçesi Giriş
Osmanlı Türkçesi Giriş
Osmanlı Türkçesi Giriş
Harfler
Kitabımızın ilk ünitesinde de belirtildiği üzere, Ġslâmiyet’i kabul etmeden önce
Türklerin, yer yer farklı alfabeleri olmuĢsa da, yaygın olarak Göktürk ve Uygur
alfabelerini kullanmıĢlardır. Ġslâmiyet’in kabulü ile birlikte, daha önceki
alfabeleri bırakıp, Kur’an’ın yazılmakta olduğu Arap alfabesini kullanmaya
baĢlamıĢlardır. Bu durum tarih boyunca kesintisiz olarak devam etmiĢ, 1928
yılında Türkiye Cumhuriyeti’nde, Latin alfabesi temeline dayanan bugünkü Türk
alfabesinin kabulüne kadar, aynen bu Ģekilde devam etmiĢtir. Asırlar boyu
kullanılan bu Arap harfli alfabe, daha çok Osmanlı döneminin yazısı olduğundan
zamanla “Osmanlı Türkçesi” Ģeklinde telaffuz edilmiĢtir.
Be ب Tâ ط
Pe پ Zâ ظ
36
Osmanlı Türkçesi’nde kullanılan alfabenin aslını Arap alfabesi teĢkil eder.
Bu yazı Türklerden önce Ġranlılar tarafından kullanılmaya baĢlanmıĢtır.
Onlar, Arap alfabesine Farsçanın gerekli kıldığı bir takım harfler ilave
etmiĢlerdir. Ġslâmiyet, Ġran üzerinden Türklere ulaĢınca, Türkler tarafından da
aynı yazı kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Ancak Türkler Türkçeye ait sesleri ifade
etmek üzere bazı harfler katarak bu alfabeyi daha da geniĢletmiĢlerdir.
Bunlardan “hemze ( ) ء, se ( ) ث, hâ ( ) ح, zel ( ) ذ, sâd ( ) ص, dâd ( ) ض,
“Je: ( ”) ژTürkçede olmayan bir sesi temsil etmek üzere kullanılan bu harf,
Arap alfabesine Ġranlılar tarafından ilave edilmiĢtir. Farsça ve batı dillerinden
Türkçeye geçmiĢ kelimelerde bulunur.
“Hı: ( ”) خ harfi Arapça ve Farsça kelimelerde yer alan bir harftir. Ancak
Türkçedeki “dahi” bağlacı ile Azerî lehçesi etkisindeki bazı kelimelerde de
kullanılır; “akĢam – ahĢam”, “yok – yoh” gibi.
“Kâf: ( ”) قharfi Arapça ve Türkçede ortak olarak yer alan bir sesi temsil
eder ve sâdece Arapçadan dilimize geçmiĢ kelimelerle Türkçe kelimelerde
yer alır.
“Gayın: ( ”) غharfi Arapça ve Türkçede ortak olarak yer alan bir sesi temsil
eder ve sâdece Arapçadan dilimize geçmiĢ kelimelerle Türkçe kelimelerde
yer alır.
“Sağır kef: ( ”) ﯔdiye adlandırılan (kâf-ı nûnî ve nazal nun olarak da anılır)
harf, Türkçeye mahsus olan, genizden gelen ve “ne” sesini andıran bir sesi
temsil eder.
Ancak Türkçeye mahsus olan “Sagır kef” ile, Türkçe ve Farsçada ortak olan
“Gef” harfleri, Osmanlı dönemi yazısında, Arap alfabesindeki “Kef” harfiyle
yazılmıĢtır. GörünüĢleri aynı olmakla beraber, ses olarak farklıdır. Bu
bakımdan bunlar ayrı harfler kabul edilir.
Arapça kelimelerin sonundaki müenneslik/diĢillik ifade eden “te: ( ”) ة, Ģekil
itibariyle kelime sonlarındaki “he: ( ”) ىile aynıdır; onun üzerine iki nokta
konulmuĢtur. Türkçeye geçmiĢ Arapça kelimelerin sonundaki bu “te”ler, belli
bir kurala tâbi olmadan ve kulaktan duyularak yerleĢmiĢ olduğundan bazan
telaffuz edilir, bazan da telaffuz edilmez. Telaffuz edilen “te”ler, yazıda
normal “te: ( ”) ت, telaffuz edilmeyenler ise “he: ( ”) ػوolarak yazılır.
Farsça ve Türkçede ortak ünsüz sesleri temsil eden Ç ve P harfleri de, Ç: ( )چ
ve P: ( )پĢeklinde yazılırlar. Örnekler:
Bunlar dıĢında kalan ünsüz sesleri ifade eden harflerin Osmanlı Türkçesi
metinlerindeki karĢılıkları, içinde bulunduğu kelimenin ait olduğu dile veya
ince ya da kalın oluĢlarına göre değiĢir. Bu bakımdan bunların her birini tek
tek ele almak uygun olur:
- G: ( ) غve ( ) گ.
Bu harfin temsil ettiği sesin Osmanlı Türkçesi metinlerindeki karĢılığı
kelimenin menĢei ile, ince ve kalın oluĢuna göre değiĢir. Arapçadan dilimize
geçmiĢ bir kelimede aslına uygun olarak “gayın: ( ”غgâlip: ;)غالبFarsçadan
dilimize geçmiĢ bir kelimede “gef: ( ”گdergâh: درگاه, meges: ;)مگسTürkçe
kelimelerde, kalın ise “gayın: ( ”غyorgun: يورغوف, algı: )آلغی, ince ise “gef: گ
(gönül: گوﯕكؿ, güzel: ”)گوزؿĢeklinde yazılır.
- Ğ: ( ) غve ( ) گ.
Bu harfin temsil ettiği sesin de Osmanlı Türkçesi metinlerindeki karĢılığı
kelimenin menĢei ile, ince ve kalın oluĢuna göre değiĢir. Arapçadan dilimize
geçmiĢ bir kelimede aslına uygun olarak “gayın: ( ”غmağlûp: ;)مغلوب
Farsçadan dilimize geçmiĢ bir kelimede “gef: ( ”گmeğer: ;)مگرTürkçe
kelime ve eklerde de, kalın ise “gayın: ( ”غdağ: طاغ, -cağım: )جغم, ince ise
“gef: ( ”گeğri: اگری, -ceğim; )جگمĢeklinde yazılır.
- K: ( ) ؽve ( ) ؾ.
Bu harfin temsil ettiği sesin Osmanlı Türkçesi metinlerindeki karĢılığı
kelimenin menĢei ile, ince ve kalın oluĢuna göre değiĢir. Arapçadan dilimize
geçmiĢ kelimelerde aslına uygun olarak “kaf: ( ”ؽmuhakkak: )حمققya da “kef:
( ”ؾkerâmet: )كرامتolarak yazılır. Türkçe kelime ve eklerde, kalın ise “kaf:
( ”ؽkorkmak: )قورقمق, ince ise “kef: ( ”ؾkürek: )كورؾile yazılır. Farsça
kelimelerde “kef: ( ”نkeĢkül: )كشكوؿile yazılır.
- N: ( ) فve ()ڭ.
Arapça, Farsça ve Türkçedeki “n” sesi esas olarak ( )فharfi ile gösterilir
(maznûn: مظنوف- nerdübân: نردباف- uygun: )اكيغوف. Ancak Türkçeye mahsus
olan, genizden gelen ve “ne” sesini andıran ses ise ( )ڭile (deniz: دﯕيس-
anlamak: آﯕـالمك- önce: ً )اَگجgösterilir.
- T: ( ) تve ( ) ط.
Bu harfin karĢılığı Osmanlı Türkçesi metinlerinde “ta – ”طĢeklinde olabilir.
Esasen bu ses Arapça dıĢında baĢka bir dilde yoktur ve içinde bu harften
bulunan bir kelime mutlaka Arapça’dır (hattât: ;)خطاطancak sonradan Türkçe
kelimelerin baĢ tarafındaki kalın T’lerin de bu harfle yazılması geleneği
yerleĢmiĢtir (tutmak: )طومتق. Her üç dilden olan diğer kelimelerde de aslına
uygun Ģekilde “te – ”تolarak yazılır (titrek: تيرتؾ- Fâtiha: – فاحموtehî: )هتی.
- A: Türkçe kelimelerin baĢındaki A’lar ( ) آĢeklinde yazılır: At: آت, ad: آد,
aç: أچ, ağ: آغ, ak: آؽ, aĢ: آش, alt: آلت.
Türkçe kelimelerde hece ortasınta gelen A’lar, ( ) اile gösterilir: Adak: آداؽ,
ayak: آياؽ, acar آجار: , akar: آقار, baĢ: باش, kar قار: , kaĢ: قاش, taĢ: طاش.
- E: Türkçe kelimelerin baĢındaki E’ler ( ) اile gösterilir: Et: ات, ek: اؾ, el:
اؿ, eĢ: اش, ev: اك, er : ار.
Türkçe kelimelerin ortasındaki E’ler için herhangi bir harf veya iĢâret
kullanılmaz: Etek: اتك, elek: الك, gerek: گرؾ, kelek: كلك, gel: گل, ser: سر,
sev: سو, tek: تك.
Aynı kelime içinde birden fazla E bulunduğunda bazan karıĢıklığı önlemek
ve okunuĢu kolaylaĢtırmak için arada hâ-i resmiyyenin kullanıldığı görülür:
(Kelebek: )كلػوبكgibi.
Türkçe kelimelerin sonundaki E’ler hâ-i resmiye ( )وile gösterilir: ( Dede: دده,
dere: دره, deve: دكه, efe: افو, yine: يينو, tepe: )تپو.
ġu Türkçe fiillerin fiil kökleri, konuĢma dilinde ve bugünkü yazıda “e” ile
olduğu halde, Osmanlı Türkçesi metinlerinde “i: ”لile yazılmıĢlardır.
Meselâ: Demek: دميك, etmek: ايتمك, vermek: كيرمك, yemek: ييمك.
I ve Ġ Türkçe kelimenin baĢında olduğu zaman ( ) الile yazılır: Ġç: ايچ, iğ:
ايگ, in: اين, is: ايس, iĢ: ايش, ilk: ايلك, ırak: ايراؽ, ırmak: ايرماؽ.
İstiklâl Marşı
Korkma, sönmez bu Ģafaklarda yüzen al sancak,
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O, benim milletimin yıldızıdır parlayacak.
O, benimdir, o benim milletimindir ancak.
ّاستمالل مارش
Türkçe kelimeler: Kork-, sön-, yüz-, al, sancak, sön-, yurd, üst, en, son, ocak,
yıldız, parla-, ancak, çat-, ol-, dökül-, kan, sonra, yok, tap-.
Arapça kelimeler: İstiklâl, şafak, millet, kurbân, hilâl, helâl, ırk, ebediyyen,
izmihlâl, hak, istiklâl.
Türkçe Ekler
Ekler, bir metnin hangi dile ait olduğunu gösteren unsurlardır. Dilde
kullanılan kelimelerin bir kısmı, hatta bazan bir cümle, tamamıyla baĢka bir
dilden geçmiĢ kelimelerden oluĢabilir. Nitekim Osmanlı Türkçesi
metinlerinde bazı cümlelerin kelimelerinin tamamının Arapça veya Farsça
kelimelerden, ya da her iki dilden dilimize geçmiĢ kelime ve terkiplerden
meydana geldiği görülebilmektedir. Bu durumdaki bir metni Türkçe yapan, o
kelimelerin cümle içindeki yerini tayin eden ve bu yerine göre birbirine
bağlayan, kelimelere cümle içindeki anlamını yükleyen eklerdir ve yine
eklerle yapılmıĢ fiillerdir. O ekler sayesinde cümlenin Türkçe olduğunu
anlayabilmekteyiz. Bu bakımdan ekler bir dil için çok önemlidir. Metni
anlayabilmemiz, ekleri anlayabilmemize bağlıdır.
2. ġimdiki zaman ve geniĢ zaman dıĢında, eklerin ortasındaki ünlü sesler için
hurûf-ı imlâ genellikle kullanılmaz:
-dır, -dir, -dur, - dür, - tır, -tir, -tur ve -tür: ( ;) در
-lar ve -ler ( ;) لر
-cı, -ci, -cu, -cü, -çı, -çi, -çu ve -çü () جى
Eklerdeki ince Ğ’ler de “gef - ”گile yazılır: -ceğim ( ) جگم, -ceğiz ( ) جگز.
-mak: مق,
-mek ( ) مك,
-sın, -sin, -sun ve -sün ()سني. Ġkinci tekil Ģahıs olursa ); (سك
10. Fiillerin kiplerini belirten ekler, birden fazla heceden oluĢsa da tek bir ek
olarak kabul edilir ve ortasında hurûf-ı imlâ kullanılmaz:
-cağım ( ) جغم,
-caksın ( ) جقسك,
-ceksiniz ( ) جكسكز.
11. Birden fazla ek arka arkaya geldiklerinde her ek, tam olarak, tek baĢına
yazıldığı haldeki gibi yazılır: -lar-ı: لرل, -miş-tim: مشدـ, -cak-tı-nız: جقديكز, -
duk-tan: دقدف, -dı-ğı-mız-dan: ديغيمزدف, -tü-ğü-nüz-de: ديگيػﯖزده.
12. Fiil kökü ile ek arasında, kaynaĢtırma için gelen -e ve -a, ( ;) و-ye ve ya,
( ) يوĢeklinde yazılır: Al-a-caksın: آلػوجقسػڭ, gel-e-ceğim: گلػوجكم, oku-ya-sın:
اكقويػوسػڭ, sürü-ye-rek: سوركيػورؾ.
Ancak ünsüzle biten fiil kökü ve kelime ile ek arasında kaynaĢtırma için
gelen -ı-, -i-, -u- ve -ü- yazıya geçmez: Kitab-ı-m: كتامب, okul-u-n: اكقولػڭ,
defter-i-miz: دفرتمز, yüz-ü-nüz: يوزكز.
13. Kelimenin son harfi ile, o kelimenin sonuna gelen ekin ilk harfi aynı
olduğu zaman, Arapça kelimelerde olduğu gibi harf tek olarak yazılıp üzerine
şedde ( ) ﹽkonularak yazılmaz, aynı harf iki kere yazılır: Ad-dan: أددف, gül-
ler: گللر, akıl-lı: عقللى, güzel-lik: گوزللك, sus-sa: صوسسو.
1. Yükleme eki (ismin -i hâli), ismin ünlü veya ünsüzle bitmesine, sahip
olduğu ünlünün yuvarlak veya düz, ya da ince ve kalın oluĢuna göre sekiz
ayrı Ģekilde telaffuz edilir ve günümüz alfabesiyle sekiz ayrı Ģekilde yazılır.
Bunlardan, ünsüzle biten isimlerin sonunda, -ı, -i, -u ve -ü Ģeklindedir ve
Osmanlı Türkçesi metinlerinde “ye- ”لile yazılır.
Ünlü ile biten isimlerin sonunda da (-yı, -yi, -yu ve –yü) Ģeklindedir ve iki “ye
- ”ىيile yazılır.
Meselâ: Baba-yı: باباىي, dede-yi: دده ىي, korku-yu: قورقوىي, sürü-yü: سوركىي.
2. Yönelme hâli eki (ismin -e hâli), ismin ünlü veya ünsüzle bitmesine, sahip
olduğu ünlünün yuvarlak veya düz, ya da ince ve kalın oluĢuna göre dört ayrı
Ģekilde telaffuz edilir ve günümüz alfabesiyle dört ayrı Ģekilde yazılır.
Bunlardan, ünsüzle biten isimlerin sonunda, -a ve -e Ģeklindedir ve Osmanlı
Türkçesi metinlerinde “hâ-i resmiye - ”ػوile yazılır.
Meselâ: Baba-ya: بابايو, dede-ye: دده يو, korku-ya: قورقويو, sürü-ye: سوركيو.
3. Bulunma hâli eki (ismin -de hâli), kelimenin ince ve kalın ünlülere sahip
oluĢuna ve ismin sonundaki ünsüzün sert olup olmaması durumuna göre, dört
ayrı Ģekilde telaffuz edilir ve bugünkü yazıda dört ayrı Ģekilde yazılır. Bunlar
-da, -de, -ta ve -te Ģekilleri olup hepsi ( )دهĢeklinde yazılır.
Meselâ: Baba-da: باباده, dede-de: دده ده, korku-da: قورقوده, sürü-de: سوركده.
4. Ayrılma hâli eki (ismin -den hâli), kelimenin ince ve kalın ünlülere sahip
oluĢuna ve ismin sonundaki ünsüzün sert olup olmaması durumuna göre, dört
ayrı Ģekilde telaffuz edilir ve bugünkü yazıda dört ayrı Ģekilde yazılır. Bunlar
-dan, -den, -tan ve -ten Ģekilleridir ve ( )دفĢeklinde yazılır.
ġahıs Zamirleri
İyelik Ekleri
Bir ismin sonuna gelen iyelik-sahiplik ekleri, konuĢmada ismin kalın veya
ince, yuvarlak veya düz ünlülere sahip oluĢlarına göre değiĢik Ģekillerde
telaffuz edildiği halde Osmanlı Türkçesi metinlerinde tek Ģekilde yazılır.
Bunlar da kalıplaĢmıĢ yazılıĢ Ģekline sahiptir ve baĢına gelen Ģahıs zamiri ile
birlikte Ģöyledir:
Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ekleri ismin ünsüz ile veya ünlü ile
bitiĢine göre farklı olur. Ünsüz ile biten tamlayanlarda (-ın, -in, -un ve -
ün)’dür ve ( )ڭĢeklinde; ünlü ile bitenlerde (-ı-nın, -i-nin, -u-nun ve -ü-
nün)’dür ve ( )نػڭĢeklinde yazılır. Tamlanan ekleri de ismin ünsüz ile veya
ünlü ile bitiĢine göre farklı olur. Ünsüz ile biten tamlayanlarda (-ı, -i, -u ve -
ü)’dür ve ( )لĢeklinde; ünlü ile bitenlerde (-sı, -si, -su ve -sü)’dür ve ()سى
Ģeklinde yazılır.
Misâller: Kalın-lık: قالكلق, beyaz-lık: بياضلق, çalı-lık: چاليلق, tuz-luk: طوزلق, on-
luk: اكنلق, korku-luk: قورقولق, beş-lik: بشلك, çiçek-lik: چيچكلك, elbise-lik:
البسهػولك, saatlik: ساعتلك, göz-lük: گوزلك, gün-lük: گونلك, yüz-lük: يوزلك, kör-
lük: كورلك.
2. Genellikle bir meslek veya iĢi ifade etmek için bir kelimenin sonuna
getirilen ek, kelimenin sahip olduğu son ünlünün yuvarlak veya düz ya da
ince veya kalın oluĢuna göre sekiz ayrı Ģekilde telaffuz edilir ve günümüz
yazısında sekiz ayrı Ģekilde yazılır: (-cı, -ci, -cu, -cü, -çı, -çi, -çu ve -çü ).
Misâller:
Sandal-cı: صانداجلى, kira-cı: كراجى, araba-cı: آرابػوجى.
gemi-ci: گميجى, demir-ci: دمريجى.
koru-cu: قوركجى, sürü-cü: سوركجى, yüzü-cü: يوزكجى.
kitap-çı: كتاجبى, çıkrık-çı: چيقريقجى, ırk-çı: عرقجى.
iş-çi: ايشجى, hadis-çi: حديثجى.
yoğurt-çu: يوغورجتى, hukuk-çu: حقوقجى.
kürk-çü: كوركجى, günlük-çü: گونلكجى.
3. Sıfat yapmak için isimlerin sonuna getirilen (-lı, -li, -lu ve -lü) ekleri ()ىل
Ģeklinde yazılır.
Misâller:
Azı-lı: آزيلى, dal-lı: داللى, budak-lı: بوداقلى,
giz-li: گيزىل, ev-li: اكىل, denge-li: دنگػوىل,
huy-lu: خويلى, soy-lu: صويلى, korku-lu: قورقوىل, toz-lu: طوزىل,
göz-lü: گوزىل, söz-lü: سوزىل, ütü-lü: اكتوىل.
Osmanlı dönemi metinlerinde çoğu zaman özellikle de resmî yazı ve
mektupların baĢındaki hitaplarda, bu ekin ( )لوĢeklinde yazıldığı ve bu
yazılıĢa paralel olarak (-lu ve –lü) Ģeklinde okunduğu görülmektedir:
Misâller:
Saâdet-lü: سعادتلو, izzet-lü: عزتلو, atûfet-lü: عطوفتلو, muhabbet-lü: حمبتلو,
sevgi-lü: سوگيلو, fazîlet-lü: فضيلتلو,
acı-lu: آجيلو, ağı-lu: آغيلو.
Misâller:
Budak-sız: بوداقسز, baba-sız: باباسز, kapı-sız: قاپيسز.
ev-siz: اكسز, yer-siz:يرسز, defter-siz: دفرتسز, kalem-siz: قلمسز.
okul-suz: القولسز, korku-suz: قورقوسز, uyku-suz: اكيقوسز.
gözlük-süz: گوزلكسز, yüz-süz: يوزسز, ütü-süz: اكتوسز.
3. ĠĢin tarz ve Ģeklini bildiren (-ış, -iş, -uş ve -üş) ekleri (( ;)ش-yış, -yiş, -yuş
ve -yüş) ekleri de ( )يشĢeklinde yazılır.
al-ış: آلش, bak-ış: باقش, sat-ış: صاتش,
gel-iş:گلش, gid-iş: گيدش,
uç-uş: اكچش, dur-uş: طورش,
gül-üş: گولش, düş-üş: دكشش,
anla-yış: اكاليش, kavra-yış: قاكرايش,
dinle-yiş: ديكلو يش,
oku-yuş: اكقويش.
Fiil Çekim Ekleri
2. Anlatılan geçmiĢ zaman (-miş’li geçmiş zaman) ekleri (-mış, -miş, -muş ve
-müş) Ģeklindedir ve ( )مشĢeklinde yazılır:
al-mış: آملش, kır-mış: قريمش, aç-mış: آمچش,
iç-miş: ايچمش, geç-miş: گچمش, bil-miş: بيلمش,
duy-muş: طوميش, koy-muş: قوميش, vur-muş: ككرمش,
düş-müş: دكمشش, gül-müş: گوملش.
3. Şimdiki zaman eki, üçüncü tekil Ģahıs esas alınırsa, -yor Ģeklindedir ve
bütün fillerde aynı Ģekilde gelir. Osmanlı Türkçesi metinlerinde de, hurûf-ı
hareke kullanılarak, ( )يورĢeklinde yazılagelmiĢtir. Bu arada Ģunu da belirtmek
gerekir: KonuĢmada, ünsüz sesle biten fiil kökleri ile Ģimdiki zaman eki
arasında (-ı-, -i-, -u- ve -ü) Ģeklinde kaynaĢtırma sesleri meydana gelir; bu
sesler Osmanlı Türkçesi metinlerinde yazılmamıĢtır:
al-ı-yor: آليور, kır-ı-yor: قرييور,
ver-i-yor: كيريور, geç-i-yor: گچيور,
dur-u-yor: طوريور, kur-u-yor: قوريور,
öl-ü-yor: اكليور, tüt-ü-yor: توتيور.
4. Gelecek zaman eki, üçüncü tekil Ģahıs esas alınacak olursa, fiilin kalın
veya ince ünlü seslere sahip olmasına göre, -cak ve -cek Ģeklindedir. Bunlar
Osmanlı Türkçesi metinlerinde ( )جقve ( )جكĢeklinde yazılmıĢtır. Bu arada
Ģunu da belirtmek gerekir: KonuĢmada, ünsüz sesle biten fiil kökleri ile
gelecek zaman eki arasında (-a- ve -e-) Ģeklinde kaynaĢtırma sesleri meydana
gelir; bu sesler Osmanlı Türkçesi metinlerinde hâ-i resmiye ( ) olarak ق
yazılmıĢtır:
al-a-cak: آلػوجق, kır-a-cak: قريهجق, dur-a-cak: طورهجق, kur-a-cak: قورهجق,
ver-e-cek: كيرهجك, geç-e-cek: گچػوجك, öl-e-cek: اكلػوجك, tüt-e-cek: توتػوجك.
Bu ses, ünlü ile biten fiil köklerinde (-ya ve -ye) Ģeklindedir ve ( )يوolarak
yazılır:
koru-ya-cak: قوركيػوجق, anla-ya-cak: آﯕاليػوجق, uyu-ya-cak: اكيويػوجق,
ekşi-ye-cek: اكشييػوجك, dinle-ye-cek: ديكلػويػوجك.
Bu üçüncü tekil Ģahıs ekleri dıĢındaki eklerin yazılıĢları da bunlar gibi
kalıplaĢmıĢtır. ġimdi bunları üç ayrı fiil üzerinde uygulayalım:
GeniĢ zamanın olumsuzunda da, aynen olumluda olduğu gibi hurûf-ı hareke
kullanılır. Üçüncü tekil Ģahıs ekleri olan -maz, ( )مازĢeklinde; -mez de ()مز
Ģeklinde yazılır:
Bak-maz: باقماز, tut-maz:طومتاز, sor-maz: صورماز, al-maz: آملاز, geç-mez: گچمز,
dök-mez: دككمز, düşün-mez: دكشومنز, çürü-mez: چوركمز.
6. Dilek-şart eki, fiil kökünün kalın veya ince ünlü sese sahip olmasına göre,
(-sa veya –se) Ģeklinde gelir ve ( )سوĢeklinde yazılır:
Bak-sa: باقسو, tut-sa: طوتسو, sor-sa: صورسو, al-sa: آلسو, dağıl-sa: طاغيلسو, oku-sa:
اكقوسو, geç-se: گچسو, iç-se: ايچسو, dök-se: دككسو, dökül-se: دككولسو, düşün-se:
دكشونسو, çürü-se: چوركسو.
Bu ekten sonra gelen Ģahıs ekleri de tam olarak yazılır.
Bunda da üçüncü tekil Ģahıs ekleri dıĢındaki eklerin yazılıĢları bunlar gibi
kalıplaĢmıĢtır. ġimdi bunları üç ayrı fiil üzerinde uygulayalım:
7. Gereklilik eki, fiil kökünün kalın veya ince ünlü sese sahip olmasına göre,
(-malı veya –meli) Ģeklinde gelir ve ( )ملىĢeklinde yazılır:
Bak-malı: باقملى, tut-malı: طومتلى, sor-malı: صورملى, al-malı: آمللى, dağıl-malı:
طاغيلملى, oku-malı: اكقوملى, geç-meli: گچملى, iç-meli: ايچملى, dök-meli: دككملى,
dökül-meli: دككومللى, düşün-meli: دكشومنلى, çürü-meli: چوركملى.
Bunda da üçüncü tekil Ģahıs ekleri dıĢındaki eklerin yazılıĢları bunlar gibi
kalıplaĢmıĢtır. ġimdi bunları üç ayrı fiil üzerinde uygulayalım:
9. Fiillerde olumsuzluk eki, fiil kökünün kalın ve ince ünlülere sahip oluĢuna
göre, (-ma ve -me) gelir ve bunların her ikisi de ( )موĢeklinde yazılır:
Bak-ma: باقمو, tut-ma: طومتو, sor-ma: صورمو, al-ma: آملو, dağıl-ma: طاغيلمو,
oku-ma: اكقومو, yaz-ma: يازمو,
Geç-me: گچمو, iç-me: ايچمو, dök-me: دككمو, düşün-me: دكشومنو, çiz-me: چيزمو,
gel-me: گلمو, sil-me: سيلمو.
Olumsuzluk eki fiilin son hecesi olarak gelmiĢse bu örneklerde olduğu gibi
yazılır. Eğer bu ekin arkasından baĢka bir ek gelmiĢse, Osmanlı Türkçesi
metinlerinde genellikle sondaki hâ-i resmiye yazılmamıĢtır:
Bak-ma-dı: باقمدل, tut-mu-yor: طومتيور, sor-ma-yacağım: صورميػوجغم, al-ma-sa:
آملسو, dağıl-ma-dı-lar: طاغيلمديلر, oku-ma-dık: اكقومدؽ, yaz-ma-ya-cak: يازميػوجق,
geç-me-seniz: گچمسػًﯖز, iç-me-diniz: ايچمدﯖز, dök-me-sin: دككمسػڭ, düşün-me-
yeceğiz: دكسومنيػًجػﯖز.
10. Zaman bildiren birden fazla ek (birleĢik sigalar) bir arada geldiğinde her
biri kendi yazılıĢ Ģekli ile yazılır ve eğer harfleri birbiriyle bitiĢen harflerden
ise bitiĢtirilir:
Bak-mış-tım: باقمشدـ, tut-u-yor-du: طوتيوردل, sor-ar-dım: صوراردـ, al-mış-sa:
آملشسو, dağıl-mış-tınız: طاغيلمشدكز, oku-ma-malıydı: اكقودمليدل, geç-i-yor-lar-dı:
گچيورلردل, iç-me-ye-cek-miş: ايچميػوجكمش, dök-tür-dü: دككدردل, dökül-ü-yor-
muş: دككوليورمش, düşün-dün-se: دكشوندﯖسو, çürü-ye-cek-ti: چوركيػوجكدل.
Bildirme Ekleri
Bildirme eklerinden en çok kullanılanı üçüncü tekil Ģahıs ekidir. Özellikle
isim cümlelerinin sonunda cümlenin yüklemi olarak kullanıldığı için ismin
kalın ve ince ünlülere sahip olması ile, sert veya tersi ünsüzle bitiĢine göre, -
dır, -dir, -dur, -dür, -tır, -tir, -tur ve -tür Ģeklinde sekiz ayrı telaffuzu vardır
ve günümüz yazısında da o Ģekilde yazılır. Osmanlı Türkçesi metinlerinde
bunların hepsi aynı Ģekilde, ( )درolarak yazılmıĢtır.
Misâller: Baba-dır: بابادر, kısa-dır: قيصادر, defter-dir: دفرتدر, böyle-dir: بويلػﻪدر,
okul-dur: اكقولدر, kuru-dur: قوركدر, üzüm-dür: اكزكمدر, açık-tır: آچيقدر, kurak-tır:
قوراقدر, sert-tir: سرتدر, çiçek-tir: چيچكدر, korkunç-tur: قورقونچدر, güç-tür: گوچدر,
çürük-tür: چوركکدر.
Ben-im بنم
Sen-sin سنسػڭ
O-dur اكدر
Biz-iz بزز
Siz-siniz سزسػﯖز
O-n-lar-dır اكنلردر
1. Çoğul ekleri: Ġsimlerin sonuna gelen (üçüncü çoğul Ģahıs için fiillerde de
kullanılır) çoğul ekleri, ismin kalın veya ince ünlüye sahip olmasına göre (-
lar veya -ler) Ģeklinde gelir ve her ikisi de ( )لرĢeklinde yazılır.
Misâller: Kitap-lar: كتابلر, okul-lar: اكقوللر, yazı-lar: يازيلر, yazar-lar: يازارلر,
masa-lar: ماسالر, âyet-ler: آيتلر, sûre-ler: سورهلر, sevgi-ler: سوگيلر, bilgi-ler:
بيلگيلر, takvim-ler: تقوميلر, ağladı-lar: آغالديلر, gelse-ler: گلسػولر, okur-lar-dı:
اكقورلردل.
2. Soru ekleri: Türkçede soru eki, sonuna geldiği kelimenin sona gelen
ünlüsünün kalın veya ince oluĢu ile, ünlülerinin yuvarlak veya düz oluĢuna
göre değiĢen dört ayrı Ģekildedir. Bunlar, (-mı, -mi, -mu ve -mü) Ģekilleridir
ve Osmanlı Türkçesi metinlerinde, ( )مىĢeklinde yazılmıĢtır. Ayrıca, Osmanlı
Türkçesi metinlerinde bu ek ayrı yazılmamıĢtır.
Misâller:
kitap mı: كتامبى, arkada mı: آرقادهمى, hizâda mı: حذادهمى, uzak mı: اكزاقمى,
gelecek mi: گلػوجكمى, sürer mi: سوررمى, defter mi: دفرتمى, bilir mi: بيلريمى,
uygun mu: اكيغومنى, kabuk mu: قابوقمى, uyudu mu: اكيودميى,
gördü mü: گوردميى, düzgün mü: دكزگومنى, görmüş mü: گورمشمى.
3. Aitlik ekleri: Bir Ģeyin bir yere veya kimseye ait oluĢunu veya nerede
bulunduğunu haber vermek üzere kullanılan -ki eki ( )كىĢeklinde yazılır. Bu
ek bazan kelimenin ince yuvarlak ünlüsüne uyumlu olarak -kü Ģeklinde de
telaffuz edilebilmektedir. Bu halde de, aynı Ģekilde yazılır.
Misâller: Gördüm ki: گوردـ كو, anladı ki: آﯖػالدل كو, şu ki: شو كو, bilmektedir ki:
بيلمكديدر كو.
5. Türkçedeki sıra bildirme eki, sonuna geldiği sayının ünlülerinin kalın veya
ince oluĢu ile, yuvarlak veya düz oluĢuna göre değiĢen sekiz ayrı Ģekildedir.
Bunlar -ncı, -nci, -ncu, -ncü, -ıncı, -inci, -uncu ve -üncü Ģekilleridir.
Bunların Osmanlı Türkçesi metinlerindeki yazılıĢları hep aynıdır ve ( )نجى
Ģeklindedir.
6. Fiilden, özne isim yapan ek, dilimizde, sonuna geldiği fiil kökünün
ünlülerinin kalın veya ince oluĢu ile, yuvarlak veya düz oluĢu ve ünlü veya
ünsüzle bitiĢine göre değiĢen sekiz ayrı Ģekilde söylenir ve yazılır. Bunlar, (-
ıcı, -ici, -ucu ve -ücü, -yıcı, -yici, -yucu ve -yücü) Ģekilleridir ve Osmanlı
Türkçesi metinlerinde hepsinin karĢılığı, ( )يجىĢeklinde yazılmıĢtır.
Misâller: Al-ıcı: آليجى, sat-ıcı: صاتيجى, ver-ici: كيرجيى, kes-ici: كسيجى, yor-ucu:
يورجيى, tut-ucu: طوتيحى, gör-ücü: گورجيى, sür-ücü: سورجيى, ara-yıcı: آراجيى, dinle-
yici: ديػﯖلػًجيى, yi-yici: يييجى, koru-yucu: قوركجيى, oku-yucu: اكقوجيى, sürü-yücü:
سوركجيى, kürü-yücü: كوركجيى.
Misâller: Al-ıp: آلوب, sat-ıp: صاتوب, ver-ip: كيركب, kes-ip: كسوب, yor-up: يوركب,
tut-up: طوتوب, gör-üp: گوركب, sür-üp: سوركب, ara-yıp: آرايوب, dinle-yip: ديػﯕلػويوب,
yi-yip: يييوب, koru-yup: قوركيوب, oku-yup: اكقويوب, sürü-yüp: سوركيوب, kürü-yüp:
كوركيوب.
8. Ġsimden fiil yapmak için çok kullanılan eklerden birisi de, kalın ünlü sahibi
isimlerin sonuna gelen (-la) eki ile, ince ünlü sahibi isimlerin sonuna gelen (-
le) ekidir. Bunlardan birincisi ()ال, ikincisi ( )لهĢeklinde yazılır.
9. Fiilden fiil yapmak için kullanılan ve fiil kökünün durumuna göre, (-dır, -
dir, -dur, -dür, -tır, -tir, -tur ve -tür) Ģeklinde sekiz ayrı telaffuz Ģekli olan
ekin Osmanlı Türkçesi metinlerindeki yazılıĢı da yalnız ( )درĢeklindedir.
Misâller:
Yaz-dır-mak: يازدرمق, kız-dır-mak: قيزدرمق,
gez-dir-mek: گزدرمك, bil-dir-mek: بيلدرمك,
dur-dur-mak: طوردرمق, bul-dur-mak: بولدرمق,
gül-dür-mek: گولدرمك, sür-dür-mek: سوردرمك,
aç-tır-mak: آچدرمق, bık-tır-mak: بيقدرمق,
biç-tir-mek: بيچدرمك, dik-tir-mek: ديكدرمك,
konuş-tur-mak: قونوشدرمق, sus-tur-mak: صوسدرمق,
küs-tür-mek: كوسدرمك, bük-tür-mek: بوكدرمك.
10. ÇeĢitli anlamlarda yeni kelime yapmak üzere kullanılan bazı eklerin
söyleniĢleri ve Osmanlı Türkçesi metinlerindeki yazılıĢ Ģekilleri Ģöyledir: (-
laş: الش, -leş: لش, -lan: الف, -len: لن, -ar: ار, -er: ر, -an: اف, -en: ف, -yan: ياف, -
yen: ين, -alı: وىل, -eli: وىل, -yalı: يػوىل, -yeli: يػوىل.)
Misâller:
Beyaz-laş-mak: بياضالمشق, siyah-laş-mak: سياىالمشق, uz-laş-mak: اكزالمشق,
yüz-leş-mek: يوزلشمك, güzel-leş-mek: گوزللشمك,
ayak-lan-mak: آياقالمنق, silah-lan-mak: سالحالمنق,
ev-len-mek: اكلنمك, ek-len-mek: اكلنمك,
ağ-ar-mak: آغارمق, sar-ar-mak: صارارمق, kız-ar-mak: قيزارمق, baş-ar-mak:
باشارمق,
yeş-er-mek: يشرمك, gid-er-mek: گيدرمك, ev-er-mek: اكرمك,
dur-an: طوراف, tut-an: طوتاف,
gel-en: گلن, ver-en: كيرف,
oku-yan: اكقوياف, kuru-yan: قوركياف,
çürü-yen: چوركين, eri-yen: اريني,
al-alı: آلػوىل, yaz-alı: يازهىل,
gir-eli: گريهىل, düş-eli: دكشػوىل,
oku-yalı: اكقويػوىل, ara-yalı: آرايػوىل,
dinle-yeli: ديكلػويػوىل, bekle-yeli: بكلػويػوىل.
BÜLBÜL
بلبل
اشػڭ كار ،آشيانػڭ كار ،هبارڭ كار كو ،بكلردڭ.
قيامتلر قوپارمق نػﻪيدل ،ال بلبل ،نػﻪدر دردؾ؟
اك زمرد حتتو قوندڭ ،بر مساكل سلطنت قوردڭ؛
جهانػڭ يوردل ىپ چيگننسو ،چيگننمز سنػڭ يوردڭ،
بو گوف بر مييشيل كادل ،يارين بر قيپقيزيل گلشن،
گزرسػڭ ،خامنانػڭ شن ،ايچػڭ شن ،كائناتػڭ شن.
خزانسز بر زمني ايسرتسو ،شايد ركح سربازڭ،
افقلر ،بعد مطلقلر بوتوف حمكوـ پركازڭ.
دگيل بر قيده ،صيغمزسك – قانادالندڭ مى؟ -ابعاده؛
حياتػڭ اڭ حميل غايػﻪدر احراره دنياده،
نػﻪدف اكيلػﻪيسو مامتلرلو ايامػڭ پريشاندر؟
نيچوف بر طامالجق گوگسػﯖػده بر عماف حركشاندر؟
خري ماًب سىنػڭ حقػڭ دگيل ...ماًب بنم حقم:
عصرلر كار كو ،آيديىلق نػﻪدر ،ىيچ بيلينمز آفاقم!
تسليدف نصيبم يوؽ ،خزاف آغالر هباؤمده؛
بو گوف بر خامنانسز سرسرييم اكز ديارمده!
نو خسراندر كو :شرقػڭ بن كفاسز اكالدل،
سراپا غربو چيکنتچم چو چيقدـ خاؾ اجدادل!
حيامل گچركن شيمدل ،فكرـ ىرج ك مرج اكلدل،
صذح الدين ايوبيلرڭ ،فاجتلرڭ يوردل.
نو ذلتدر كو ،ناقوس ايػﯕلػوسني بيننده عثمانػڭ؛
اذاف صوسسوف ،فضالردف سيلسنسني يادل موالنػڭ!
نو ىجراندر كو ،اڭ شوكتلى بر ماضى سراب اكلسوف؛
اك قدرتلر ،تو صتوتلر حراب اكلسوف ،تراب اكلسوف!
چوكوؾ بر قبو قالسني معبدندف ييلديرمي خانػڭ؛
شناعتلرلو چيگننسني معظم قربل اكرخانػڭ!
نو ىيبتدر كو ،كحدتگاىى دينػڭ دكريلوب طاش طاش،
سوركنسوف شيمدل ميايونلرجو مأكاسز قاالف دينداش!
ييقيلمش خامنانلر يرده ايشكنجيلو قيورانسني؛
سريلمش گوگدہلر ،بيػﯖلرجو ،يوز بيػﯖػلرجو طوغرانسني!
... اسالمػڭ حرمگاىنده ناحمرـ، صوﯕره،طوالشسني
! سنػڭ حقػڭ دگيل ماًب، صوس ال بلبل،بنم حقم
حممد عاكف ارصول
ġimdi bu metinde yer alan ekleri ve yazılıĢlarını, alfabetik sıra ile görelim:
-a ()ﻪ, -an ()اف, -cık ()جق, -da ()ده, -de ()ده, -den ()دف, -di ()دل, -dır ()در, -dir
()در, -du ()دل, -dun ()دڭ, -ı ()ل, -ım ()ـ, -ımda ()مده, -i ()ل, -im ()ـ, -imden
()مدف, -ın ()ڭ, -ında ()نده, -in ()ڭ, -inden ()ندف, -ip ()كب, -landım ()الندـ, ken
()كن, -lar ()لر, -larca ()لرجو, -le ()لو, -ler ()لر, -lerce ()لرجو, -lerin ()لرڭ, -lerle
()لرجو, -lık ()لق, -li ()ىل, -mak ()مق, -mez ()مز, -mı ()مى, -mıĢ ()مش, -miĢ ()مش, -
nın ()نػڭ, -r ()ر, -rdin ()ردڭ, - se ()سو, -sın ()سني, -sız ()سز, -sin ()سني, -sun ()سوف,
-sün ()سوف, -tim ()دـ, -tir ()در, -u ()ل, -yim ()مي.
Sayılar
Bu gün kullandığımız sayı isimlerinin Osmanlı Türkçesi metinlerindeki
yazılıĢları Ģu Ģekildedir:
Esasen Türkçe kelimelerde ve aynı ek içinde iki ünlü veya ünsüz yan yana
gelmez. Ancak bazı kelimelerde bunun aksini görebilmekteyiz; “elli” sayı
ismi bu istisnâlardan birisidir. Bu Ģekilde olan çok az sayıdaki kelimenin,
Osmanlı Türkçesi alfabesi ile yazılması sırasında aynı harf iki kere yazılır.
Elli: اللى, bellemek: بللو مك, belli: بللى, issi: ايسسى, anne: آننو.
Ġki kelimenin bitiĢik olarak bir araya gelmesiyle ortaya çıkan kelimelerde de,
aynı harf arka arkaya gelebilir. Bunlarda da harf iki kere yazılır:
Bakkâl: بقاؿ, berrak: براؽ, cennet: جنت, cerrah: جراح, cadde: جاده, fennî: فىن,
hürrem: خرـ, kuvvet: قوت, millet: ملت, şiddet: شدت.
2. “Ve” harfi yerine kullanılan “kâf-ı Fârisî = gef - ”گ: Bazı kelimelerin
içindeki seslerden birisi “v” telaffuz edildiği ve bugünkü yazıda “v” yazıldığı
halde, bu kelimelerin içindeki bu “v”lerin Osmanlı Türkçesi metinlerinde
“gef - ”گile yazıldığını görmekteyiz.
Dövmek: دكگمك, övmek: اكگمك, sövmek: سوگمك, güvercin: گوگرجني, güvey: گوگی,
üvey: اكگی.
Örnek Metin
“Akıl ve rûhun kamaĢma noktası…
Tek tek ve kesik kesik fikir çığlıklarıyla konuĢalım: Gâye!.. Evet!..
Bu kara torağın karañlık dehlizlerinden geçmek. Evet!..
Hay ve Lâyemût olanla ölümsüzlüğe ermek... Evet!..
Ebedî aydınlığa çıkmak... Evet!..
Bu dünyânın kendisiyle yalan, yaratıcısıyla doğru söylediği hayâtı bulmak...
Hayâtı bulmak, hayâtı... Hayât ismini verdiğimiz hayatsızlığın içinden hayâta
geçmek...
Gâye-insan toprakta yatıyor.
Kara toprak ve içinde o... Bu nasıl geçiĢ?..
ĠĢte kara toprakta... Bu gâyeyi getiren, varlık gâyesinin “Gaye-insan”ı kara
?toprağa nasıl girer
Akıl!.. Ġstersen çatla, zerre zerre infilâk et, kara toprağa kapanıp onu tırmık
!tırmık pençele
Ömer’in, haberini duyunca kılıcını çekerken düĢtüğü bir lahzalık hâl,
hâlimiz...
Ebû Bekr, nûrânî teslîmiyet rûhu,; ona yapıĢalım.
Kara toprak, onu da alan kara toprak!.. O kapkara dudakları ki, konuĢan,
!sırlara dil veren sıcak dudakları yemeğe mahsustur; onlar konuĢsun
Ne o? Toprağın göğsü inip çıkıyor ve dudakları kıpırdıyor.
Eğilin insanlar eğilin!.. Kara toprak ses veriyor...
Kara toprak Hayy ve Lâyemût’u anıyor.
Kara toprak zikrediyor..
Kara toprak içinde lisân ve mânâların eridiği tek kelimeyle sonsuzluğa açılan
bir dehliz gibi yiv yiv derinleĢiyor...
”Kara toprak Allah’ı anıyor...
Türkçe kelimeler: Açılan ()آچيالف, alan ()آالف, an- ()آڭ, aydın ()آيدين, bir ()بر,
bu ()بو, bul- ()بوؿ, çatla- ()چتال, çek- ()چك, çık- ()چيق, çöl ()چوؿ, derin ()درين, dil
()ديل, doğru ()طوغرل, dudak ()طوداؽ, duy- ()طزل, düĢ- ()دكش, eğil- ()اگيل, er- ()ار,
eri- ()ارل, et- ()ايت, evet ()اكت, çığlık ()چيغليق, geç- ()گچ, geçiĢ ()گچيش, getiren
()گتريف, gibi ()گيىب, gir- ()گري, göğüs ()گوگوس, iç ()ايچ, in- ()اين, inen ()اينن,
Ġstanbul ()استانبوؿ, iste- ()ايستو, iĢte ()ايشتو, kamaĢ- ()قاماش, kapan- ()قاپاف,
kapkara ()قاپقارا, kara ()قارا, karanlık ()قاراݣػلق, kendi ()كندل, kesik ()كسيك, kılıç
()قيليچ, kıpırda- ()قيپريده, kısa ()قيسا, konuĢ- ()قونوش, kürek ()كورؾ, o ()اك, ne ()نو,
olan ()اكالف, ölüm ()اكلوـ, ses ()سس, sıcak ()صيجاؽ, son ()صوڭ, söyle- ()سويلو, tek
()تك, tırmık ()طريميق, toprak ()طوپراؽ, var- ()كار, ver- ()كير, veren ()كيرف, yalan
()ياالف, yapıĢ- ()ياپيش, yarat- ()يارات, yat- ()يات, yayın ()يايني, ye- ()ىي, yiv ()ييو.
Arapça kelimeler: Akıl ()عقل, Allah ()اهلل, dehlîz ()دىليز, dünyâ ()دنيا, ebedî
()ابدل, Ebû Bekir (بكر )ابو, Fâzıl ()فاضل, fikir ()فكر, gâye ()غايو, haber ()خرب, hâl
()جاؿ, Hay ()حى, hayât ()حيات, infilâk ()انفالؾ, insân ()انساف, isim ()اسم, kelime
()كلمو, lahza ()حلظو, Lâyemût ()الميوت, lisân ()لساف, mahsûs ()خمصوص, mânâ
( معنا-)معىن, Necip ()ذميب, nokta ()نقطو, nûr ()نور, nûrânî ()نوراىن, Ömer ()عمر, rûh
()ركح, sır ()سر, teslîmiyet ()تسليميت, ve ()ك, zerre ()ذره, zikr ()ذكر.
Nasıl ()ناصل, Türkçe “Ne: ”نوsorusu ile Arapça “asıl: ”اصلkelimesinin bir
araya gelmesinden ortaya çıkmıĢ bir bileĢik kelimedir; “Aslı nedir?” gibi bir
anlamı vardır. Zamanla “Ne: ”نوdeki “ً” düĢmüĢtür.