Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 76

'p i

KAFA TAMIRC «
PARS II TABLO^

YAZAN: ISMAlL HAKKI BALTACIO6LU

Kafa Tamircisl MatbuatUmum MQdQrlQQQ


tarafindan tetkik edlierek umumT sahne-
terde oynanmasina 13-2-1940 tarih ve
568-29-1 numarali ka/arla mOsaade edll-
ml9 ve Halkevleri Umum Merkezince de
Halkevlerl repertuarina kabul edllml^tir.

Kultur Basimevi — Istanbul


19 4 0
Ismail Hakki Baltaciogronim
Piyeslen
dlffler (Dram). 25 Kr.
/Indaval Palas (Pars). 50 «

Haxvanlar (Pars). Yent Atfam’tfi tefrika Bdilmfjtir.


Sait Qelebi (Dram), Yen! Adata’da MrlKa edllmisJtir.
thanmak' (Drarn). lO Kr.
I^a Tamircisi (Pars). 50 ,

Akil Taciri (Pars). 50 ,

TopluUik (Okul piyesi> Q^ocuk HikS^elert No. 4

Aslant! ile insan ,


Ayi- » ,10

Tilki ile Horoz. „ , 11

insanlik. « n
, 12
Kulyabani. , ft ,13
23 Nisan- , 9 16
0NS0Z
Kafa TamircisVum senaryosunu 1937’de hazirla-
dim. Sana bu farsm mevzuunu ilham eden, tl? mef-
hmndur: normal, anormai ve tlstnormai mefhumlan.
Normal adam herhangi sosyetenin zaruretlerine:
Orf, adet ve hatta ananelerine uymayi bilen, ko.nkre
adamin kendisidir.
Normal fikri fl? realiteye dayanir: sosyai bir hayat
realitesi, bu sosyai hayatta ya§iyan Orfler, adetler ve
ananeler realitesi, ferdin bunlara uygunlugu. Normal
fikri nevi, ummntlik ve uygunluk fikirlerinden hi?
a3nnlmaz.
Anormai, bu intibak kabiliyetinden mabrum olan
insandir. Anormai, i?inde ya§adigi sosyetenin Orf, adet
ve ananelerine uymak, umumi hayat gekline ah§mak
kudretini kendisinde bulamiyan adam demektir. Fer­
din, akli durumu her ne olursa olsun, bu fiili becerik-
sizligi onun anormai bir insan oldugunu gestermiye
yeter.
Dstnormaie gelince; bu, gQzellik, iyilik ve dogruluk

5
degerleriuin mutlak olarak belirdigi Ostbe§er bir §ah-
siyettir. Peygamberler, kahramanlar, yenilikciler, bQtiln
bQytlk adamlar gibi. Ustnormai insanlar da gQntln
sos^te^uhitine intibak edememek noktasmda ger^i
an&ni^lere benzerler. Ancak, bunlan anormailerden
i^FSn^emelli bir fark vardir ki o da ta§idiklan de-
gerleian ideal gibi insant ve gQniin birinde ger^eklege-
bilir tabiatte olmalaridir. tfstnormailer anormailer gibi
marazt tipler degil, istisnai ve dehai tiplerdir,

Sosyete ipinde ya§iyan ve gitgide nufuz ve tesir


alanmi geni§leterek yeni bir iimmet yaratan llstnor-
mailerin anormailerden farki §udur: anormSIler halkta
tiksinti ve korku heyecanlari uyandinrlar. Halbuki
flstnormailer halkta hep sempati ve saygi yaratirlar.

Gerek normailer gerekse anormSller, sosySl hayatin


zarnri mahsulleri olduklan gibi, UstnormaUer de bu
hayatin zarureti igindedirler. Sogyai evrim icin ikisi
de lazimdir. Sade §eytanla meskfln bir sosyete nasil
ya§iyamazsa, sade evliyalardan te§ekkUl eden bir
sosyetede mutlaka soysuzla§ir.
- Mfa Tamircisi'n^e gerpek bir sosyete tasavvur
ediyorum. Bu sosyetede pazarlik, ah§ veri§te 5eki§me,
ihtikar bir drf haiinde ya§iyor. Halbuki Halici Ahmet
adini ta§iyan insan bu sosyetenin ticaret OrQerine hi?
intibak edememi§‘bir insandir. Hahci Ahmet bir ahiak*
siz, bir densiz degil, saf, ideal ve halk?i bir sosyete-
nin mttmessilidir. Yalan sOyliyemiyor ve m'e§ru bir

6
tcazangla geginmek istiyor. Halici Ahmet bir fistnor-
maidir. Fakat Hahci Ahmet sosyetesihin zaruretlerini
yenemiyor ve zorlarma da tahammtll edemiyor.
Ozaman bir gare ariyor, biraz uymak istiyor, yine ba-
garamiyor, sonunda kafasim degi§tirtiyor, sosyetenin
bfltfln (iteki fertleri gibi garpik kafab oluyor, ve
i kurtuluyor...
p Eserimi bir fars gergevesi igine koydum ve karagbz
ve ortaoyunu kadar sade olmasmi istedim. QQnkil
Kafa Tamircisrnl dar bir sosyete gurubu, aydinlar igin
degil, bfltfln balk igin yazdim, Bu halkgi temayfllle
-eserimin tabiatinden higbir gey kaybetmiyeceginl hfllfl
dflgflnflyomm.
Ben tiyatronun her bakimdan kollektif bir sanat
olabilecegine inananlardanim. Tiyatro kollektif mevzu-
lardan dogar, kollektivitenin yardimiyla oynanir, yine
kollektiviteye sflyler. Piyeslerin yagamasi, bflyflmesi,
kollektif bir mevzu hfllini almasi da yine kollektif dfl-
zenler sayesinde olur. Kafa Tamircisfni yazarken onu
tulflat olarak oynamig olan bfltfln aktflr arkadaglanmm
gahst zeka ve irticflllerinden yararlandim. Diyebilirim*
ki: Kafa Tamircisi yalniz benim degil, onlann da.
eseridir, kollektif bir eserdir, §aheserleri bile gaheserler.
yapan da bu toplu galigmalar degil midir?
1908’den beri bir tiyatro tezi gfldflyorum: Oz tiyatro^
Toplu Tedris adli kitabimdaki yazilar ve Yeni AdanC-
d«id negriyabm bu tez hakkinda temelli bir fikir ve-
rebilir.. 1937’de gambca’da Altunizade’de Albnyurf

7
Spor KlUbU’nde yaptigim yirmi otuz Oz Tiyatro. de-
nemeleri arasmda Eafa Tamircisi de ehemmiyetli Jbir
yer almi§tir. Kafa Tamircisfm ilk defa olarak orada
Oz Tiyatro prensiplerine uygun, ve tultlat olarak oy-
natmi§tim. Ondan sonra 1939’da Balikesir Halkevi’nde
Abidin Dino tarafindan iki tablo olarak monte edilerek
Balikesir Halkevi GDsterit Kolu tarafindan bflyflk bir
mnvaffakiyetle oynandi. Aym yil ipinde Eskigehir
Halkevi Gbsterit Kolu tarafindan da Eskigehir Halkevi
salonunda oynandi.

Kafa TamircisL Babkesir’de temsil edildigi gece


edip ve muharrir Regat Nuri Gtlltekinde tesadOfen
orada bulunuyordu. Piyeslerimle yakmdan ilgilendi ve '
bana “ Igte memleketin muhtap oldugu piyesler; Istan-
bul’a gelince eserlerinizle alfikadar olacagim ure Halk-
evleri repertuarma girmelerine paligaragim' dedi.
Regat Nuri GQltekin’in bu mUnasebetle bana yazdigi
mektupta gu satirlar vardir :

• G gece hakikaten ibende ipok iyi bir hatira birak-


migtir. Eserleriniz yalniz bizim sahnelerimizin pok
nadir gbrdtigtt derecede mttkemmel tiyatro leserlerl
olmakla kalmamiglardir; enlar ayni zamanda - mazahf
edalarma ragmen - yflksek fikri erginliklerinizin pok
temiz ifadeleridir".

‘ Bence eizinkiler tip hattS prototiptir. gekilleri ka-


dinsiz nlmak itibariyle kolayca oynanacak ve berainif
halki ayn ayn enterese edecek mtikemmel sahne
eserleri, fazla olarak kuvvetli bir /onds’lan var"....
Bu satirlah okudugum zaman Istanbul §ehir Tiyat-
rosu idaresinin belliba§li iki piyesim olan OlUler lie
Andaval Palas’a kar§i gbsterdigi menfi alfika ve mn-
kavemeti bQsbtttftn izah edemez oldum.
Bu yil Halkevleri Umum Merkezi temsil repertuannda
bir tasfiye yapmi§ ve sayisi seksene varan eserleri
otuza indirnxi§tir. Bu sirada Kafa Tamircisi ile Anda­
val Pfilas'i repertuanna almi§tir. Matbuat Umum Mtldflr-
lUgli de bu iki piyesin umumi sahnelerde oynamasma
mttsaade etmi§ oldugundan iki piyesim gerek umumt
sahnelerde gerekse Halkevleri sahnelerinde oynanmasi
imkfln hfiline gelmi§ bulunuyor.
Dbmek ki iyi niyetle sahnesi i?iri yerli eserler
hazirladigimiz §ehir Tiyateosu bize ytiz §evirmi§, so-
nuna kadar kar§i durmu§, halbuki tarafimizdan hipbir
mtiracaat olmadigi halde Halkevleri eserlerimize kar§i
samimt ve ciddi bir alftka g5stermi§tir. Bu hMise ve
bu tecrtlbe de gbsteriyor ki Halkevlerimiz milll tiyat-
romuzun gelipmesinde pok hayirli hizmetler gbrebile-
cek bz ktUtbr kurumlaridir.

/. H. B.

9
§ A H 1 S L A R

Hahci Ahmet. 40 ya§tnda


I’inci adam. 60 V
U’nci adam. 30
V
I’inci mu^teri. 50 9

Il’nci mu§teri. 25
*
Kafa tamircisi. 80
Bir hasta . 25
9
' Ba? a'sistah. 25
V
i’inci asistan. 20 «

U'nci asistan. 20
V
Kahve mQ§terisi.'

Kata Tamircisi ilk dela I. H. BattacioSlu’nun Oz Tiyatro


pranalplarine gore 1937'de Qamlica’da Altunizade’de Altunyurt
Spor KlObu genpleri tarafindan tulfiat olarak lamsil adildi.

10
SAHNE: Biiytlk bir §ehrin i§lek bir sokagi gOrtUQr.
Alaturka bir kahve. Oniinde mO§teriler oturmug, kah-
ve, nargile, cigara igiyorlar, kendi aralarmda konu-
fuyorlar, oyun oynuyorlar, Kar§ida bir bina var. Bu
binanm kapisi llzerinde bir tabeltl asili. Bu tabel&da
§u yazi okunur: “Kafa Tamircisi. Burada kafalar tamir
olunur*. Kapmin bir tarafmda bir pencere var. Biu
pencerede i§ik yaniyor. Kapmm Oblir tarafmda da bir
vitrin var. Bu vitrinin ipinde bir?ok resimler ve kafa
muldjlan, afi§ler gbrantlyor. Perde a?ilmca Halici Ah-
met’in kolundaki seccadeleri satmak igin ortada gezin-
digi gOrlUOr.

B I R i N CI TA B LO
BiRiNCi BOLOM

HALICI AHMET’LE VAKIT GEgtRMEK


IglN HALILARI YOKLIYAN iKl KAHVE
MO§TERiS! ARASINDA GEgENLER.

I’iNCi ADAM. — Neler satiyorsun bakalim Halici


Ahmet ?
AHMET* — Ne satarim ben amca ? Hah, halL.. lyi
halilarim var.
Ahmet Vinci Adani’a gaklagir, halilarim gdsterirU
rlNCl ADAM. — gok gQzel! Ne mah bunlar?
AHMET. -- Halis U§§ak bunlar amcal

11
tinci Adam dikkatle goklar, evirir gevirir. Ahmet
haligi gere serer. ObUr adamlar da gelip hakarlar.

AHMET. — Mai iyi, parasi da ucuz,


I
I’lNCl ADAM. — Ya!... Ka?a verdin bunu, Halict Ahmet?
AHMET. — Elli liraya verdik.
rlNCl ADAM. — (Tekrar maagene ederek.) Vallahi iyi...
Has mal... Elli lira da 50k degil buna. Halim
olmasaydi durmaz alirdim dogrusu...

Hind Adam bu sSzler Uzerine gerdeki haltyi dacha


dikkatli evirip gevirmige baglar.
I-

AHMET. — Korkma, ?ik Uzerine gigne, tepin bak I Ba*


na mi demez! Has maldir bu! Halis Us?ak.
Avrupa boyasi yok ipinde hi?! KOk boya, yerli
mall.
2’NCl ADAM. — Son fiati ne olur bunun ?
AHMET. — Son fiati, mon fiati, elli lira i§tel Bizde
yalan yok; anladin mi arkada§ ?
2’NCI ADAM. — lyi ya, Allah hayirli mh^teri «yersin.
AHMET. — Eyvalla {Hemen haligi gerden alir, sirtma
hor, g&rumege baglar.) Halilarim var... Hall...
Halici...
l!NCl ADAM. — Fena mal degil... Qok da Istemiyor
haul...
2nd ADAM. — Elli lira eder mi sanki o hah ?

12

i
I’tNd' AIMM. — (DQ^unSr.) Eh... etmez de degil sauld*

Sahnenin dibinde bir adam gorUnUr.

f K i N C i B e L 0 M

HALICI AHMET iLE BlR M0§TERI ARA-


SINDA DONYANIN EN TEMiZ EN
NAMUSLUCA ALI§ VERl§I OLUR.

Birinci Mu§teri Ahmefin kolandak'ileri gdrUnce


al&kalahir. Hemen Ahmefe gakla§ir. Halilart tutap
goklamiya baglar.

I’lNCl Mtt§TERl. — Nedir bunlar bOyle?


AHMET. — Halilar, kilimler seccadeler, ne isterseniz var.
I’lNCl M0§TER1. — lyi ama ne hahsi bu bbyle %
AHMET. — Halis U§§ak.
1. MC^TBRI. — U§§ak mi dedin ?
AHMET: — Evet U§§ak... halis U§§ak.
1. M0§TER1. — (Halidan anlar bir adam tavrigla tekrar
goklamiya ba§lar, yutUnii feurufftira/’.) U§§ak,
U§§ak, diyorsun ama, hip de U§§ak’a. benze-
miyor !
AHMET. — (§a§irir, hahgi boglu boyunca-yere sever;
sa^ eliyle uzerine vurarak ok§ar. ButUn sa-
u
I I

1'
'I , Benzemiyor mu U§§ak’a? Ah!,
Siz §aka ediyorsunuz kaliba? Eger bunlar
ijf U§§ak degilse, ben de e§ek gibi anmnm §u-
is, rapikta! Gel istedigin adama gOsterelim. Gel,
gel, ayagina ti§enme 1 Kim bunlara U§§ak
I degil derse, ben de sana maliini bedava vere-
cegim, heiai olsun, var gtlle gtlle kuUan... G5-
- receksin, agiz yapmiyorum ben!...
'I
I" Ahmet ^haliyi yerden alir shrUkligerek ttnci
i|« Adam’a yakla§ir.
jl!
P
ij' AHMET. — Amca, dinin hakki i?in sen sSyle, bu
I hall U§§ak mi, degil mi ? Efendi U§§ak degil
diyor, ben de U§§akdir diyorum., 0 mu dogru
I't, sbylQyor, ben mi? SOyle allah a§kinal...

ll® rlNCl ADAM. — {Ualigi yeni goriiyormu§ gibl tekrar


J inceden inceye yoklamiya ba§lar. Halidan
li anlar adam gibi kafasini salUyarak.) Yok...
'■ U§§akligina U§§ak ya... Mai kendini gOsteri*
yor... Dogru sOylUyor bu adam... U§§ak i§te!
U§5ak halisi nasil olur ba§ka ? Hem halls
tJ§§ak, allah i^in iyi mal...
I! 2’NCl ADAM. — (O da aldkadar olur, haligi muayene
1 ederek.) U§§ak... U§§ak... Efendi amca halidan
] „j, anlar. Ben de biraz anlarim. U§§ak. mah bu
hall...
1
1« 14

II
Ahmet. — il-md Mu§terVge) Demedim mi sana ben,
kardegim ? U§§ak halisidir bu ! Bizde yalan
yokl Eger U§§ak degilse bu hah, bileklerimi
keserim ben be I...
1. M0§TER1. — {Ahmefin bu kkttligi ve samimtli^i
kar§isinda bozulmu§ bir hdlde).— Dur canim,
teia§ etme okadarl Anladik' U§§ak, U§§ak
ama, ne istiyorsun bunlara bakalim ? Bir de
fiatini s6yl6f
AHMET. — Kolay iki gbztlm, sen bir kere mail begen
' helel

Ahmet biitun malini yere serer. Mu$teri her biriiii


ayriba gorur, eller, adimlar, kan§lar. Sonra bir tane-
sinin iizerinde durur.

1. Mt)§TERl. — Ey, n'e istiyorsun bakahm buna ?


AHMET. — Kolay... Kolay...
1. M0§TERI. — Kolay diyorsun ,ama ne ? Kap lira?
AHMET. — Elli lira, elli.
I’lNCl MO§TERt Ne?... Elli Ura mi ? •
AHMET. — Evet... elli lira.
rlNCl M0§TER1. — Amma da yaptin ha I Elli lira
olur mu bu hali hie?;..
r
AHMpr. — (Hayretle) Ay, fazla mi istedim?
% M0§TER1. — Elbet fazla istedin ya !

(5
AHMET?. — Ha§a! Ben fazla istemiyornin.
t. MtJ§TERl. — SOyle, sOyle, kaga ?

AHMET. — {Ayni sadelikle). — EUi lira, elli.


1. M0§TER1. — Bak, yine dedigini diyorl Olur mu
elli liraya canim ? Beni halidan anlamaz mi
saniyorsun ?
AHMET. — (Ciddi) Ha§a! Size halidan anlamiyorsu-
nuz dedim mi ben ? Anliyorsunuz elbet. Anla­
maz misiniz big ? Mademki anliyorsunuz,
degerini de vereceksiniz bu habnin.
1, MO§TERb — Veriyorum i§te, yirmi be§ lira.
AHMET; — Yirmi be§ lira mi ? Yirmi beg lira ha ?
Yirmi beg lirabk seccadtf degil ki bu 1 (Kah-
vedeki adamlara.) Siz sOyleyin yahu, yirmi
beg lirabk hab mi bu ?
I’lNCl ADAM. — Yok... Anlagin... Anlagin... Beyoglu-
muz maldan anbybr magallab. Degerini verir
alir, olur biter.
1. M0§TER1. — (Bir in tereddut eder gttfi.) Haydi
otuz lira olsun, artik. diyecegin kalmadi ya ?
AHMET. — Elbet kaldi diyecegim, otuz liraya olmaz,
eUi liraya olur bu mal, daha agagi olmaz.
1. M0§TERI. — (Kizar.) Ammada inatgi adam bu da
be! Otuz beg liraya da diyecegin yok ya ?
AHMET. — (Sikin.) Bdguna nefes tUketiyorsunuz...
Ben bu seccadeyi tarn kirk beg Uraya aldim.

16
Halici Ahmet
1. MtJ§TERt. — Kirk be§ liraya mi ?

AHMET. — Evet, tarn kirk be§ liraya! Sonra tam


tig gtindtir.de sirtiiflda *ta§iyorum. Eger he-
Itilinden bef§ lira' fazlaSirilan, elli lira verirsen,
mal senin ollir; yok, vermezsen, bana kalir.
Elli lirayk' 'Verdikten sonra, bunun elbet alicisi
bulunur.
1. MtJ§TERl. — Amma da agzin kalabalikmig senin ha!
AHMET. ^ (Miitevekkil.j Eh... Ne yapalim, kusura
bakma, esnaf kismi biraz gok sbylerl Bende
gevezeyimdir i§te. Ama ne var ki adam al-
datmasmi bilmem...
1. MtJ§TERl. — Uzatmiyalim arkada§... Bitsin ?u i?.
Benim de, acele i§im var...
AHMET. — Peki... Bitsin!
1. Mt)§TERl. — Sana tam kirk ktigit veriyorum. Sec-
cadeyi veriyor musun ?

AHMET. — (Hiddetlice.) Vermiyorum; kirk dokux lira


doksan dokuz kuzu§ otuz be§ para da versen,
yine vermem !
1. m0§TER1. — (Hiddetli.) ya!... kaga verirsin ?
AHMET. — Elli liraya, elli I
1. M()§TERI. — Haydi sende allahini seversen...

Birinci Ma§teri kizar, halicidan agrilir, yUramige


FT

bs§l&r, birsz ilcriledihien sonrs bir§6ye /i&rkr v^rmif


gibi durar.

1. lfO§TERl. — Kirk be§ lira verdim, yerdin mi?


1. ADAM. — Ver Ahmet ver artik. Uzatmasana i?i
sen de ya!...
AHMET. — (Ba^i oniinde so^uk kanlilikIa.)Bo§unanetes
tllketme! Kirk dokuz lira doksan dokuz ku-
ru§ otuz be§ para versen, yine vermem; tarn
elli lira olacak.
1. MtJ§TERl. — Eh babacigira senin hah satmiya gOn-
lOn yok; o ba§ka mesele !
AHMET. — Var, var, vallShi var efendi.
1. M0§TERI. — (Sinirli haykirir.) Kirk dokuz lira
doksan dokuz kuru§ otuz be§ para veriyorum,
veriyor mu sun seccadeyi arkada§?
AHMET. — {Gayet tabit.),Bayir... vermiyorum. Elli lira
isterim.
1. M0§TERJ. — {Doner, hizla Ahmed’in yamn^ gelir.)
Ey ayol, ben senin gibi esnaf gOrmedim hi? I
Bu ne inat be? Ta$ ?atlasa dedigini diyorsun!

AHMET. — (Qok yiimufak.) Inat degil efendim, inat


degil... Huy! Bizde yalan yok I Bana Halici
Ahmet derler. Benim babam da bOyleydi.
Ben de tipki ona gekmi§im. Bizim dogrulugu-
muzu bQtiin aiem bilir bu memlekette.

19
1. Mt)§TERj. — Allah dcgruluktan ayirmasin.
AHMET. — Amin... Amin!...
1. M(J§TERl. — Ben de senin gibiyimdir, dogrulugu
severim...
AHMET. — Allah dogruluktan ayirmasin.
1. MD^TERI. — Ben tarn elli ya§indayim; §imaiye
kadar kursagima haram lokma girmedi. Bir
kere de yalan sOylemi§ degilim.
AHMET. — Eh... temiz silt emmi§sindir... Mayan bozuk
degilmi§ demek. Sen ona bak yoksa...
i. Mii§teri cebinden ciizdani gikarir, para sayar.
1. Mt)§TERl. — A1 eili lirani, ver seccademi.
AHMET. — Bilyrun. Bereket versin, gtlle gtile kuUa-
nin, aldigmiz malm hayrini gbrtln. Eksik
olmayin, var olun...
1. Ml)§TERl. — Sen de aldigin paranin hayrini gor.
Ey, allahismarladik.
AHMET. -- Gidin gtile gtile. Allah seltimet versip..

Birinci Miigteri savugur.

tigONco bolom
ELLi LiRALIK BIR AL1§ VERl§ i§!NDE
HELAlINDEN BE§ LIRA KAZANAN
HALICl AHMET’iN SAADET HAlI.
1. ADAM. — Ey... lyi i§ yaptin. Halici Ahmet!
Turnayi goztinden vurdun ha ?

20
AHMET. — (Ciddi) Yok... Allah bin bereket versin.
Bak sbyleyivereyim ben sana... Bu haliyi tarn
kirk be§ liraya aldim tUccarimdan. Benim
bunda be§ lira kfinm var. Be§ para fazlaysa
kursagima yapi§sin kalsin!
1. ADAM. — Yok... Orasi byle ya. Hani ali§ veri§
oldu diyorum sanki...
AHMET, — (Ba§ini sallar.) Orasi Oyle, orasi byie...
Adamcagiz begenip de almasaydi ne olacakti
sanki ? E§ek gibi sirtimda dola§tinp duracak
degil miydim baliyi ?
2. ADAM. — Eh... Eh... tyi oldu iyi...
AHMET. — (Kendi kendine soglenir.) Allah Ahmet
kulunu dogruluktan ayirraasm, Allah haram
parayi nasip etmesin... Qok §Qk11r Yarabbi...
Qok §ttkhr, 50k §tiktlr... Seccadeler, kilimler...
\. ADAM. — (Kahvedekile're.) Tahaf adamin biridir
bu Ahmet. Yalan dolan nedir bilmez. Ke9eler
sirtinda, ak§amlara kadar buralarda dola§ir.
Ufak bir kSr buldu mu, hemert verir. Kafasini
kes, yalan sbylemez.
2. ADAM. — Tahaf... Bak hele! Biraz aptalca
galiba? Yoksa bbylemi yapar ba§kasi olSa?..
1. ADAM. — Yok... AkiUidir hani. Ama ne var ki
bbyle g6rmu§...
AHMET, — Halis U§§ak hahlanm var... Halici..'. Ey...
Hahci Ahmet geldi i§te... Hahci... Halici...

21
p.Orddncd BOLDM

HALICI AHMET ILE BIrINCI M0§TERI


ARASINDA OLAN DONYANIN EN TEMIZ,
EN NAMUSLUCA ALI§ VER1§I BOZULUR.■

Bu aralik Birinci Mii§teri elinde seccdde, mStereddit


bir hdlde tekrar sahnege gelir.

AHMET. (Birinci Mu§teri’gigdriir, §a§alar.) Hayirdir


ingaliah?
1. MO5TERI. — Dnuttqm sormiya: bu seccade halis
ytindendir, degil mi ?
AHMET. — Evet, halis ytinden. '
1. M0§TER1. Sen yalan sbyleniezsin, dogru adam-
sin. Onun ipin sOyle bakayim bana:
i?inde‘hiQ pamuk ipligi yok mudur?
AHMET. — {Bu sual kar§isinda duralar, bir an du§u-
nur.) Var, tabit var.
1. MtJ§TERl. — Var, ha ?
AHMET. — Evet, var.
1. MU§TERL — (Fena halde bozulur, ne§esi Mapar.)
, Haibuki ben bunu halis ytinden diye

22
§imdi de iginde pamuk ipligi var diyorsun!
Oldu mu ya ?
AHMET. — Oldu elbet. l^inde hiQ pamuk ipligi olma-
dan da ylln ball olur mu ya ?
1. Mt)§TERl. — Bilmem valiahi !...
AHMET. — (Kahvedekilere.) Siz sbyleyin yahu... Olur
mu, olmaz mi ?
1. ADAM. — Olm^z, olmaz... Biraz pampk ipligi
bulunur elbet! Maldm ya dokuma icabidir.
Biraz pamuk ipli^i de katarlar beyim.
1. Mt)§TERl. — Oyleyse bu bah yttnden degil, kan§ik
demektir!
AHMET. — Hayir, hayir, yiin hall ba§ka, kan§ik, hileli
hall ba§kadir acanim.
1. m0§TER1. — Ey bunun i^inde de pamuk kan§ik ya
i§te! Sen kendi agzmla sbylhyorsun bak !
AHMET. — Of !... Nasil sOyleyim a efendicigim? Siz an-
lamiyorsunuz. Bu seccade halis yiin ama, ne
var ki ustasi arada bir pamuk ipligi de koymu§.
Efendi amcanin dedigi gibi bu da zanaat
icabi. Senin aradigin gibi safi yiin seccade
pek bulunmaz. Seccade ipek de olsa bu
bbyledir;
1. m€§TER1. — Banane?Ben elli lirayi halis yiin diye
verdim.

23
AHMET. — Peki, aldigmiz hali yiindiir dij'oruz ya size
i§te ?
1. Mtl§TERl. — Ama iginde tektQk de olsa, mademki
pamuk ipligi de var, kabuIQm degil!
•AHMET. — (Hayretler iginde.) O ba§ka byleyse. o ba§-
ka mesele can'cagizun!... §imdi anladim ne
dediginizi...
1. M0§TER1. — Madem anladin, artik-al seccadeni.

/ AHMET. — (Tereddutsiiz ve ho§nut.) Hay hay efendi-


cigim, hay hay! Ver malimi.
1. Mt)§TERl. — Ver parami.

AHMET. — Hay, Hay.


(Cebinden elli .lirayi gikanr verir.) Buyrun
gbzilm. Saym bir kere. §imdi sen ho§nut, ben
ho§nut.
1. Mt)§TERt. — (Haltcmm bu diiriist muamelesinden
pok memnan.) Ne yapayim, kusura bakma.
Bana darilma sakm.
AHMET. — Ha§a! Darilmak mi ? 0 ne s5z byle ? Demek
ki kismet degilmi§. Anladin ya efendi, kismet
, degilmi§ I Kismet de olmayinca, ne edeceksin
kuzum ?
1. Mt)§TERl. — Eh, Allahismarladik.
AHMET. — GtUe gtile, eksik olmayiniz. Var olun
beyim...

24
BE$iNCi BOlOM

HALICI AHMET’iN AHLAkI INANgLARi


TA KOkONDEN SARSILMIYA BA§LAR

1. ADAM. — Ayol Ahmet!


AHMET. — Buyur agabey.
1. ADAM. — Ben senin yerinde olsaydim, valiahi geri
vermezdim herifin parasini.
AHMET. — {D&§unur.) yok... olmaz, olmaz...
1. ADAM. — Olm^z mi diyorsun ? Oyle bir joIut ki
alimallah 1
AHMET. — {Sarsilmi§ bir hilde.) Dogru degilkiama..
1. ADAM. — Dogru degil mi ? Oyle dogru ki... Satil-
mi§ mal geriye alinir mi hi? ? Aptal mism sen
oglum ?
AHMET. — (Kuvvetsiz.) Ehalmirda sanki...
2. ADAM. — Gbzti kOr miydi, almiyaydi ? Zorla verme-
din ya ?
AHMET. — .(Meyus.) Efendim mll§teri bu... tnce eleyip
sik dokuyacak degil ya ? G5zil kapali ahr,
alir i§tel...

25
1. ADAM. — Sonra da tutar geri getirir, degil mi?
Sen de alirsin degil mi? Budala misin, nesin
sen de ayol ?
AHMET. — {Ozgiin.) Getirir ya, getirir i§te!...
2. ADAM. — Ey almasana sen de, be adam ?
n AHMET. — Hakkm var... Ben de onu yapamiyorum i§te.
Kimsenin gdnlUntl kirmak istemem, alinm
geri, ne ?ikar bundan diyorum. O almazsa
1" ba§kasi alir, ba§kasi da almazsa bir ba§kasi,
alir diyorum...
iilw
III
1. ADAM. — iyi ama Halici Ahmet, bueziyetde peki-
Itr mi ya? Yazik degil mi sana a oglum ?
•I AHMET. — (Muteoekkiline.) Ziyam yok. AUah insanm
I!, il
III kisnietini verir. Adamin gbnlft ho§ dldu ya,
,#11""
sen ona bak! Sen gene tatlihktan aynlma,
sonu iyi gelir arkada§.

Halici Ahmet sirtindakileri gere kor: istifler, tek-


rar omiizuna alir, dola§miga baglar.

15 % AHMET. — Eh... Bu bOyle gelmi§, bbyle gider. Ahmet!


Vurursun sirtina halilari, dola§irsin sabahtan
ak§ama kadar sokaklarda, kazanacagin be§
It
< on kuru§tur gQnde! Oldu mu bu i§ dersin,
oluyor i§te!...
AHMET. — Halilar, halilar... Iyi hahlarim var, halis
ii
yhn halilar...

26
I'i
1. ADAM. — Aptalin biri bu Ahmet de... Akh olsay-
di bbyle yapar miydi hip ? Efendi, sen bu
mah aldm mi ? Aldim. Ben de parasim al-
dim, bitti artik; satilan mal geri ahnmaz de­
sene? Yok... Hayir... Aptal herif !...
2. ADAM. — Sahi aptal adam, bu Ahmet!

Ahmet durur, soglediklerine kulak misafiri olur,


eski mukavemeti kalmaz, igin igin sarsilir.

AHMET. — {Kendi kendine.) Hani §u adamlann sOyle-


dikleri de - yabana ahlacak gibi degil ya,
neyse!.. Ne diyorlar §imdi bunlar bana?
Aptal! Yalan mi sanki? TOvbeler olsun
yarabbi! Yoksa sahiden aptal miyim ben ?..
{Ba§im iki tarafa sallar.) Hay Allah!... Dogni
yoldan §a§irtma beni sen!..

ALTINCI BOLOM

OMRONDE Htg YALAN SOYLEMIYEN


VE Ilk defa, yalan sOylemI-
YE KARAR VEREN HALICI AHMET.

AHMET. — Hahlar, seccadeler, halilar, seccadeler!


YUnle pamuk kan§ik seccadeler... (Bir hagli
dugundr igigle dogUn&r.) Halilar!... (Birdgn.)

27
Ben sahiden budala adamim yahu! adam
§unu aldi gitti... Sonra geldi, sordu... tginde bir
tane bile pamuk tel yok, desene kOrolasica!
Yok desene... Desene!... Hayir, var de senl...
Ali§veri§i boz I Sonra geri al, gene sirbna
yOklen e§ek gibi ta§i bakalim. Hay sersem
hay!... BUlbtllQn gektigi dill belfisi derler,
dogrudur. Be§ lira kSn kaybettigime mi ya-
nayim, bukadar nefes ttlkettigime, mi ? ...
Hangisine, hangisine ?... (Kar§isinda birine
sdyler gibi.) Halici Ahmet! Halici Ahmet!
Bana bak!... Artik bu yeryllzttnde ^ektigin
sikinti yeter!... Birak, §u dogrulugu artik!...
Evliya degilsin ya, be adam! Dogruluk, dog-
ruluk!... Biraz da igri oluver bakalim ? Bu
seccadenin ifinde bir tel pamuk bulamazsin,
de. Eger sen bu seccadede kil kadar
pamuk bulup pikarirsan, ben de parma-
gimi keserim, de bakalim!... Bu dtinyada dogru,
yalmz sen mi kaldin, be adam?... Oyle, dyle,
herifin hakki var ya, biraz yumu§a bakalim
Halici Ahmet! (Iztirap geken, bir§eye karar
vermek istiyen, fakat veremiyen adam gibi
serf adimlarla sahnede dola§ir. Birden hire.)
Oldu, -oldu, karar... Artik yalan sdyliyecegim,
yalan sOyliyecegim!... (Kahvedekilere ko^ar.)
AHMET. — yahu... hak vei;dim size ! Hakkiniz varmi§,
hakkiniz yarmi§be!... Artik ben de yalan sOyli-
yecegim, vallShi yalan sOyliyecegim artik
ben de!... (Ba^irarak.) Antika satiyoruin, antika,
halilar Iran halilanm var, halis Iran! Antika
seccadeler, antikalanm var!... Halis antika-
lanm var!...

Kahvedekilev guliriekten katihrlar.


1. ADAM. — Hay Allah cezani vermesin erai ?... Hah...
hah... hah!.. Dime sen Ahmet, bime I...

H&l ve tavnndan yabanci oldagu anla§ilan biri


sahneye girer.

YEDiNCi BOLDM

omrOnde Ilk defa yalan sOylemi-

YE MUVAFFAK OLAN HALICl AHMET


MALINl iSTEDtC! FIATA NASIL SATTI.

2. MU§TERl. — Nedir onlar, antikalar mi ?


AHMET. — Evet, antikalar. Iran halilari. Halis.
2. ADAM. — Azitti i§i Ahmet, beybaba !
1. ADAM. — Azitti, azitti artik, bak antikalarj diyor
(Gulerek.) Nerdeyse bizi bile kandiracak Ha-
lici Ahmet! Hah I Hah !*Hah I... '
2. ADAM. *- Oyle, byle yutturuyor artik.

29
2. Mt)§TERl. — (Dikkat oe merakla halilart muagene
eder.) Nerenin- bu ?
AHMET. — (Tereddiltsuz ve bdyuk bir emnigetle.)
Tebriz efenclim. Bu §iraz’in.
1. ADAM. — 0 I... l§i ilerletti bizimki!
2. ADAM. — VallAhi ilerletti, biMhi ilerletti!...
AHMET. — Bu Iran degil, taklit; fakat gok iyi bir
hall, Iran’a bile degi§mem.
2. ADAM. — Baksaria, arada bir dogru da sOylllyorl...
1. ADAM. — Sbyltiyor ! Sdylhyor 1 Hah... hah... hahl...
AHMET. — Zaten mal kendini gSsteriyor; belli, siz
halidan iyi anliyorsunuz...
2. Mt)§TERl. — Evet, gok iyi anlarim. Taklit dedin ya
hani, gbrilr gOrmez anladim.
AHMET. — Ya I... Mti§teri maldan anlamazsa i§te oza-
man felSket I Bunu nasil bulacaksmiz baka-
lim ? Sbyleyin, halts Tebriz rni, degil mi ?
2. MO§TERt. — {Bir here daha muayene eder.) Bu mu?
Evet, Jbalis Tebriz I
1. ADAM. — Halistir, halls! Beyfendi oglum, siz ^bu
Ahmet’i tanimazsiniz; OmrQnde bir kere yalan
s5ylemi§ adam degildir bu adamcagiz. BUttln
esnaf tanir kendisini. Halici Ahmet derler
ona. §ukadarcikken onu taninm ben.
Ondan mal alan gene gelir. *Be§ kuru?
fazla iste be adam? Ne olur sanki ? Hayir
ille dogru sdyliyecek Bu adam da bOyle i§te
yavruml {Ikinciadam’a.) 5yle degil mi arkada??
2. ADAM. — Yo... Oyledir, Oyle...
2. M0§TERl. — Qok iyi, gok iyi, memnun oldum.
Zaten mal kendini gbsteriyor efendim.
AHMET. — Eh, gok §UkOr halidan anliyan birmtl§ie-
riye rasladik. Mtl§teri var, anlar gibi gOrOn-
ntlr, sonra da Tebriz halisina U§§ak der,
bbylesi de var kuzuml»
1. ADAM. — Ama bak Ahmet, bu zat byle mH§teri
degil.
AHMET. — Degil vaMhi, sag olsun!
2. M0§TER1. — Evet, anlamadiktan sonra, ne desen
bo§ 1.. Nasil fiati bu Tebriz’in ?

AHMET. - Ytlz lira c^cagizim.


2. MtJ§TERl. — Seccade iyi ama, parasi da iyi karde§ f

1. ADAM. — Ey... malina gbre olur parasi da beyog-


lumuz.
2. Mti§TERl. — Dogrudur.i. Ey sbyle bakahm, ^yle!

AHMET. — Ben sbyledim, siz de sbyleyin.


2. MO§TERl. — Bilmem ki ne sbyleyim ? Sen ytlz lira
dedikten.sonra, ben ne sbyleyim?
AHMET. — Zaran yok gbztim, sen dp yQz kura? de!..

31
2. Mi)§TERl. — Ytiz lira, yQz lira... §una aitmi§
lira versek, olur mu ?
AHMET. — Bereket versin ama, sizde insaf edin. Ha-
lidan benden iyi anllyorsunuz; bu mall altmi§
liraya verifier mi hi?? Siz sbyleyin, verifier
mi? Ben versem, siz almamali'siniz, bunda
bir oyun var diye!..
2. Mt)§TERl. — {Seccadegle oynar.) Ey, ka?a biraka-
caksin, sen sbyle bakalim?
AHMET. — Alacagimjparanin hayrim gOrmeyim; bu
seccadenin yetmi§ liraya alinmi§ii var. Iki aydir
da sirtimda ta§iyip duruyorum. Sizin gibi
maldan anliyan biri gelecek de satacagim; ka-
zanacagim otuz lira. Haydi on lirasim feda
edeyim, kalir bana yirmi. Verin doksan lira
aim. t
2. ADAM. — Kesi§in, kesi§in..
2. m0§TER1. — Ben pazarliktan ho§lanmam, yetmi§ lira
veriyorum mala, razi mism ?
AHMET. — Raziyim ama, benim kfinmi da verin de
bitsin bu i§. Yetmi§ lira sermayesi, ben bir*
, §ey kazanmiyayim mi sayenizde? Bir |karim,
be§ de ?ocugum var...
2. MO^TERI. — Canim...

AHMET. — Canimi manimi yok, mal meydanda (Yere

32
Ka.fa"Tamircisi
serer). §una bak bir kere, renge bak, cil&ya
baki Hay ma§allah, gtU gibi seccade, gflU...
1. ADAM. — Ama da ballandirdi hal...

AHMET. — (I’inci Adam’a.) Vkr jni bbyle bir Tebriz.


daha efendi agabey, sen slByle !

1. ADAM. — Yok! Allah i^in mal aliyofsunuz bey


ogluin, mail...
AHMET/ — {Haliyi bir yUndkn tulup kaldirir.) Hay
magalllah hay! mala bakm, mala!...
2. MtJ§TERl. — Birak acamm, anladik. On lira da Sa­
na kdr veriyorum, etti mi seksen? Artik
diyecegin kalmadi ya ?

AHMET. — Peki, verdim. Kazan? azdir ama, paran


berekeflidir i§allah.
2. mO§TERI. — Buyrun, tarn seksen lira.
AHMET. — Qok te§ekkllr ederim. Gille gllle kullanm.
Heidi olsun!
2. Mt)§TERt. —'Benin aldigm para da sana helfil
olsun.
AHMET. — Allah razi olsuh.>
2. MtJ§TERl. — Eyvallah arkada§.
AHMET. —Gllle gule... te§ekktir ederim. Allah bin
bereket versin.

^nci Mu§teri haliyi alir m savu§ur.

34
SEKiZiNCi BOLOM

D1§I IglNE UYMIYAN ADAMIN TEK YA-


LAN yOzOnden gEKTiCi OzOntO BU-
KADAR BOYOK VE EZiCl OLABILiR i§TE.

1. ADAM. — Ey Ahmet!... Tumayi t& ghztinden vur-


duh ha?

2. ADAM. — Vurdu, vurdu... Tam gdztinden vurdu !

1. ADAM. — SOylesene Ahmet ?

AHMET. — {Dalgin.) Ne sOyleyim yahu?

2. ADAM. —-Tumayi gOzilnden vurdun diyorlar sana?


AHMET. — (Dalgin.) Ben mi?... Hal... Oyle... Oyle!
Halici Ahmet-gok artik <}algin ve muztariptir ; sog-
lenenleri i§itmez Mr hAldedir.
1. ADAM. — Paralan uplamnca dtinyayi gOrmez oldu!
2. ADAM. — Bak hele! Seksen papel tath geldi
adamcagiza.

Halici Ahmet Mr kriz gegirir, azap dugar, sonun-


da kendi kendine konugmiga baglar.

[ AHMET. — Ahmeti Ahmet, Halici Ahmet! Kirk ya§m-

35
dan sonra dolandmciliga yiktm ha ? Elli
liralik seccadeyi tarn seksen liraya sattin ha?...
Allah’tan koramadm mi? Kendinden sikilma-
dm mi ?... Kirk yillik Halici Ahmet yalanci
Ahmet mi oluyor, §imdi? Besbellil... (Birden
karar verir oe mu§terinin arkasindan ko?ar.)
AHMET. — Efendi! Efendi! Bana bak ! Dur be I...
1. ADAM. — Akhm kagirdi galiba ?
2. ADAM. — Keyfinden ne yapacagim §a§irdi adam-
cagiz!

find ve 2nd Adtam'lar tavla oynamiya ba§larlar.


Ahmet find Mu§tertyle birlikte sahneye giver.

DOKUZUNCU BOlOM

HALICI AHMET DOGRULU6UNUN


AGIR CEZASINI NASIL GORDO?

2. M0§TERl. — Ne 0 ? Satmafitan vaz mi ge^tin yoksa?


AHMET. — Yok, durun anlatayim size...
2. M(j§TERl. — Seni dinliyorum, sbyle.
AHMET. — Kirk yilda bir halt i§Iedim de, onu dttzelt-
mek istiyprum.,
2. Mtr§TERl. — Ne gibi ?
AHMET. — (Stkilmi§ oe azap geker bir halde m&§te-

36
rinin yanina yakla§ir.) Size sattigim §u hah
yok mu ?
2. Mt)§TERl. — Ey !
AHMET. — Onua degeri seksen lira degil!
2. M0§TER1. — (Daha fazla istiyecek sanarak kizar,}
Ya!... Ey, ka? liraymi? bakahm ? ,
AHMET. — Elli lira, okadar.
2. Mti§TERl. — Elli lira mi?
AHMET. — Evet, eUi lira!
2. Mt)§TERl. — Ya sen benden sekseil lira aldin ya ?
AHMET. — Almaz olaydim, emi ?
2. Mtj§TERt. — Ey, neye aldin Oyleyse?... Haydi,
sdylesene yahu ?.,.
AHMET. — Sormayin onu 1 Sormaym 1 ,
2. M0§TERI. — Sbyle yahu !...
AHMET. — l§te fazlasi (30 lirayi geri verir.)
2. MtJ§TERl. — Ben bundan hir §ey anlamadim! "
AHMET. — Durun Oyleyse, ben size anlatayim. Bana
Hahci Ahmet derler.Ben hip yalan sOylemem;
benim babam da Oyleydi, hig yalan sOylemezdi...
2. m0§TER1. — Peki ama bunlardan bana ne? Bahse
gelelim.
AHMET. — l§te anlatiyorum ya canim, demin sizden
Once bu hahyi elli liraya satmi§tim...
2. M(J§TERl. — Elli liraya sattin ha bu haliyi ?
AHMET. — Evet, sOylhyorum bak, elli liraya sattim
diyorum size. Sonra ipinde iplik var dedigim
igin, hani dogrusunu s6ylemi§ oldugum i?in,
mft§teri almadi, geri verdi!
2. mO§TER1. — Tabif geri verir ya!
AHMET. — Verir, verir ya... Baktim ki olacak gibi
degil, ben de artik yalan sbylemiye karar
verdim.
2. Mt)§TERl. — Demek dolandinciliga ba§ladin 5yle-
mi Halici Dayi ?
AHMET. — Evet... evet evet... Ba§ladim. Ba§ladim
ama mtimkiinti yok, beceremedim i§tel Bu
seccade ne Iran’dir, ne de ba§ka bir §ey !
2. Mtt§TERl. — Ya ne seccadesidir bu? Sdyle bakalim ?
AHMET. — Ne seccadesi olacak, halisU§§ak,yerli mall.
2. m0§TERI. — U§§ak mi ? U§§ak ha ?...
AHMET. — Evet halis U§§ak... Dogrusu, bu malm ku-k
be§ lira sermayesi var, be§ lira da k&nm,
eder elli lira; fazlasi fazladir, haramdir,- ala-
mam, zikkim olsun alamam! Anladmiz mi
§imdi, i§in i? yQziinQ ?
2. M0§TERI. — Ey §imdi ne demek istiyorsun sen
bu aklinla sanki ?
AHMET. — Diyeceglm, paranin UstQnii vermek isti-
yorum size, okadar.
2. Mt)§TERl. — (Muztarip ve mUteneffir.) Anladim,

38
anladim. Mademki sen elli liralik mala sek-
sen lira istedin, Syleyse onbe§ liralik bir
mala da elli lira istiyorsun demektirl
Senin gibi yalanciya, senin gibi muhtekire
nasil inanmali, artik sen dil§tln!
AHMET. — Hoppala!... Dogru sOyledigim ifin mi bu
bOyle oluyor?
2. M0§TERI. — Hayir, ne mtinasebet! Ddgru s6ze ca-
nim kurban! t§ri sOyledigin i^in ! Sen ki elli
lira eder dedigin bir mala seksen lira istiye-
biliyorsun... bir dakika i?inde huyun degi§e-
cek degil ya ? Edepsiz herif sen de 1
AHMET. — {Saf oe kirgin.) Pdki Qyleyse, al param
ver halimi.
Mt)§TERt. — Al, al, senin olsun. Zaten be§ liraya
da versen alici degilim artik. Ba§mda parala
seccadeni! Kalibmdan, kiyafetinden utan bir
kere!
AHMET. — Ayol kendimden utanmasam arkandan ko-
§ar miydim bOyle ? Sen de dogruluktan ,an-
lamiyorsun- be adam!
2. Mt)§TERl. — Dogru adam dogru i§ gOrilr. Bu yap-
tigin hokkabazliktan, hilekSrbktan ba§ka
nedir ki ?
AHMEF. - Hakkimz var. Oldu bir kere.
2. Mt5§TERt. — Bir avanak biit da onu dolandir!... Tub
Sana... Rezil!...
2'nci mu^teri kizgin gikar, gider.
OI^UNCU BOLOM

HALICI AHMET BOYOK OZONTO-


SONDEN KURTULAMAYINCA iglNl
DI§INA UYDURMIYA KARAR VERDi.

KAHVEDEKlLER. — Ne oldu gene, ne oldu Halici


' Ahmet ?

Ahmet. — Susun allaha^kmiza siz de !

1. ADAM. No oldu, ne oldu ?

AHMET. — (Ktzgin.) Susun be, susun diyorum sizel..

Kahvedekiler kahkahalar atarlar ue oyunlarina da-


larlar.

AHMET. — (Kendi kendine.) Bak §u ba^ima gelealere,


bakhele! Dogru oldum anlamadilar; igri olajum
dedim, yine beceremedim!... Igri oiayim de-
metle de olmuyor!... Nbderi ? QunkQ kafam
yine o kafa; bu kafa degi§meyince olmiyacak
vesselSm!... Zatenblittin sikmtilari da bu kafanx
ylizflnden pekiyorum ya! Asil bu kafayi de-
gi§tinnenin paresine bakmali. lyi ama bu
kafayi nasil degi§tirmeli? Kelle degil ki atip^

40
yenisini alasm karde§ ! Kafa bu !... Ne yap-
maliyim bilmiyorum!... (Dalgin dalgin dola^tr,
hem de kekelige kekelige sdylenir.) U§§ak...
halilan... var... elli... liraya... veriyorum, elli
liraya; ne be§ para... fazlasina, nede be§ para
eksi^ine. Tam elli liradir bu malm fiah...
elli lira... elli... lira... elli lira... (0 aralik
gdzune Kafa TamircisVnin tabelasi ilifir ve
okar.) Kafa Tamircisi, burada kafalar tamir
olunur„... Ah!... Kafalari mi tamir eifiyqrlar
burada?... Evet, kafalari! Ne iyi, ne iyi...
Acaba?... bur bakalim!... Dur heleL.

■ Halici Ahmet Kafa Tamircisi’nin diikkinma


k'o^r, olanca §iddetiyie kapiya vurmiya ba§lar.

AHMET. — Agin... Agin, yahu agin!...

IgERDEN. — Kim o ?...


AHMET. — Benim ben, Halici Ahmet!... Agin, agra!...

P E R D E

41
iKiNCi TABLO

SAHNE. Kafa Tamircisi’nin 13boratuan her tarafta


Tiafa. taslan, beyin muiajlari, §emalar, resimler, ’me§-
hur adamlann portreleJri, aletler. Ortada bir ameHyat
koltugu, yaninda bir masa. Bembeyaz sagh, beyaz
sakalb, gazlQklO bir ihtiyar, Kafa Tamircisi, bir kol-
tu^a oturmu§, kar§ismdaki hasta ile gdrQgOyor.

BiRiNCi BOL'OM

LABORATUARINA HIRSIZ OLARAK GE-


LEN, FAKAT §EREFLI VlCDANLI BIR
iNSAN OLARAK KALAN BIR RUH HAS-
.mSI iLE KAFA TAMlRCtSi ARASINDA.

KAFA TAMlRClSt. — §iradi nasil buluyorsunuz ken-


dinizi?
BlB HASTA. — ^ok iyiyim efendim.

■42
KAFA TAMlRClSl. - Buraya geldiginiz gttnti h#tir-
liyorsunuzj degil mi ?

BlR HASTA. — Evet, dtin gibi!


KAFA TAMtRCtSl. — Ben de o gtlnti dtln gibi ha-
tirlanm. Ogttn siz buraya kendinizi tedavi
«ttirmek niyetiyle gelmemi§tiniz...

BlR HASTA. — (§a$irir.)Y&‘>...


KAFA TAMlRCtSl. Kendinize hasta stistl verip
hirsizlik etmek i?ui gelmi§tiniz, deP mi ?

BlR HASTA. — (DO§anur, hatirlar, gok sikilir.) Evet


iistadim... Oyle... Mikroskoplanmzdan birini
fyiimak istiyordum. Bu istek okadar §iddetli
idi ki !...
KAFA TAMtRClSi. — Tabil, ne yapmak istediginizi
bilemezdim, HenUz insanm kararlanm di-
^indan okuyamiyoruz. Fakat, ne de, olsa agik-
ca gOrdtigttm bir §ey vardi: siz ogflnkil §iddeffi
iztirann esiri idiniz.
BlR HASTA. — Dogru prma§sUntlz... Fakat b'unu na-
sU anliyabildiniz ? Sorabilir miyim?
KAFA TAMlRCtSl. — §&phesiz; bu i§de keramet 'yok 1
Sirf istidiai. Cok mtisbet, 50k katt bir en-
dtiksiyon, okadar. Hareketleriniz, bakiglanni^
sesiniz, konu§u§unuz, her §ey, her §ey, bana
bu arzunuzu haber veriyordu.
BiR HASTA. — Ya §imdi ? ^inidi nasilsin?

KAFA TAMlRGtSl. — §inidi ahlfiki tekflm&ltiniizOn


en yOksek safhasma girdiniz elbet.
BtR HASTA. — Ya!... Bdyle demek ?

KAFA TAMiRCtSl. — BOyle §Qphesiz. tsbati, deminki


itirafimz I Mazinizi pek aQikpa itiraf ©debili-
yorsunuz. Bu itiraf imkani neyi gdsteriyor?
§imdi en ufak bir ahlSkt ciiramti bile i§ieiniye
gttcOntiz yetecek mi dersiniz ?
BtR HASTA. — (Du§iinur.) Bunu big sanraiyocum.
1 ■ /
KAFA TAMlRClSi. - Bende size teminat veririm ki
hayir, higbir zaman...
BtR HASTA. — Bu esrarengiz degi§iklige big aklim
ermiyor. Bana cahil bir adam depemez. Fa-
kat... nasil oluyor bu i§, big anliyamiyonim I
KAFA TAMlRCtSt. — Victor Hugo’un SefillerVm
okudunuz, tabii ?
BtR HASTA. — Elbet, hem de kag kere...

BAPA TAMlRClSl. — Tamam; orada bir papas vardir,


degil mi ? Bir ak$am bu papasin evine bir
zmdan kagkini gelir, Jean Valjban. Bu sefil,
papasin evinden gatal bigaklari a^u-ir gider.
Demek ki bu adam vicdansizin biridir. Bu
adamdan ne beklenebilir? Hig bir iyillk, degil
mi? Haibuki 6yle degil i§te. Ayni Jean Valjean
sonra bir fedaMr insan, bir’ ahlSk kahramani
olup ?ikar! Bu derin manevl kalkmmayi ya-
pan mtitbi§ kuwet nedir acaba ? Papasm
?ok mil^fik olan muamelesi mi ? Belki, evet.
Bence btiyii bu §efkatin bllylikltigiinde degil-
dir. An, zaman, sira, tav... meselesi!...

BlR HABTA. — lyice anlamak istiyorum bu meselede


sizi, Qstadim.
KAFA TAMlRCtSl. — §imdi anlarsiniz oglum, A§i ne­
dir biliyorsunuz. A§inin tutmasi iQin birgok .
§artlar vardir. Bu .sirada da zaman §arti var.
A§i muayyen zamanda tutar. Sonra a§i kale-
rriiyie yabaninin vaziyeti. Bu §artlar bir kere
var oldumu, a§i kendi kendine bile olur.
Belki de orraanlarda bbyle kendi kendine
a$ilanmi§ agaglara tesadlif etmek mtimktin-
diir. Kafa tamircisinin i§i de bbyledir. Biz
ruhi inkiiaba en uygun olan Sni, mesut Sni
kollanz ve hastamiza yeni bir §uur, yeni bir
ideal, yeni bir vicdan a§ilariz ve ancak oza-
man rauvaffak oluruz.
BlR HASTA. — Sizin i§iniz Sdeta pedagoglarm i§ine
benziyor, degil mi iistadim?
KAFA TAMlRClSt. — Evet-; yalniz biz psikologlarla
pedagoglar arasinda fark vardir, cerrahlar-
la hekimler arasmdaki fark gibi bir fark.
Hekira hastasini saglik rejimine tabi tutarak

45
iyile§tirir; cerrah ise ameliyat yoiuyla, degil
mi? Biz kafa tamircileri de cerrahlara benzeriz.
I§imiz hekimler gibi rejim kurmak degU, cer-
raWar gibi rub tizerinde, sanki, ameliyat yap-
maktir. Bunun ifin, dedigim gibi, en mesut am
ve uygxm vaziyeti segeriz. Halbuki pedagog-
lar hekimler gibi rejim yolunu tutarlar, muhit
vasitasiyla, dolayisiyla miiessir olmiya Qali-
§u*lar. Terbiye cerrahi ameliyatlara big ben-
zemez, o bir muhit ve tekamiil i§idir.
BtFl HASTA. — (Dusunur.) Qok dogru sOylbyorsunuz.
Evet...

Bir Hasta gitmiye d^vranir.

KAFA TAMlRClSl. — gok sOylendim, yordum sizi gaUba?


BtR HASTA^ — Hayir biiakis, gok istifade ediyorum.
Yalmz, hastalanmzi bekletmekten korkuyo-
rum, okadar. Bu tedavi benim igin btlyfik bir
manevt tecrbbe oldu. Oraguay’a gider gitmez,
bir roman yazacagim. Mevzuu, hayabm olacak.
Laboratuanmzda gegirdigim saatler benim
igin bttytlk ilham membai olacak.

Bir Hasta agaga kalkar.

BlR HASTA. — Mfisaadenizi dilerim bstat.


KAFA TAMlRClSt. — Sizi tanidigim ve en ufak bir

46
hizmetinizde bulundugum i?in Qok memnu-
num.
BiR HASTA. — Ben de manevt hayahmi size bor?lu-
yum btlytlk ilstat. Yanimza bir hirsiz olarak
geldim; artik bir insan, §erefli bir insan olarak
gidiyorum. Minnettanm size.
KAFA TAMlRClSl/ — Ben sadece vazifemi yaptun,

BiR HASTA. — Allahaismarladik. (Kafa Tamircisfnin


elini 6per.)
KAFA TAMlRClSl.' — GtUe gille, saadelte sevgili yav-
rum. (Te§gi eder.)

0 aralik Ahmet gok gekingen, korka korka ige-


riye girer.

IKiNCi boldm

BOZUK KAFASINI DOZELTTIRMEK MI,


YOKSADOZGON KAFASINI BOZDURMAK
MI, NE ISTEDIGInI KENDI DE BlLMlYEN
HALICI AHMET ILE KAFA TAMlRClSf.

AHMET. — Ah... kuzum efendi. Insanin kafasmi sit


mi tamir edersiniz ?
KAFA TAMlRClSl. — Evet ben, yavrum.

47
Kafa Tamircisi Halici Ahmet’e yer gdsterir. Fa-
kat Halici Ahmet pekinir, oturmak istemez. Son derece
urkmil§ oldugu anla§ilmaktadir.

AHMET. — Yok... efendim, yok... Oturacak degilim.


Buyilrun, siz oturun.
KAFA TAMiRCiSi. — Peki, ne istiyorsunuz bakalim ?

AHMET. — §ey... Ne diyecektim, unuttuHi...


KAFA TAMlRClSt. — Sikilma 5yle oglum, .sdyle ne isti-
yorsan, soyle !
AHMET. — §ey efendim... Ha... evet... Hani...
KAFA TAMlRClSt. — Dur ben sOyleyim sana, kafani
tamir ettirmek istiyorsun, degil mi ?
AHMET — (§a§irir.) Yok, §ey... Ha... evet!

KAFA TAMlRClSt. — Sikilma, sbyle evlfidim. Senin bir


kafan var... bn kafandan hip memnun degilsin...
ondan hep pikAyetpisin... §imdi de, bu kafayi
tamir ettireceksin, buraya da onun ipin gel-
din, fakat dilin vanp da bir tttrlti sbyliyemi-
yorsun, 6yle degil mi?

AHMET. — {Oilier, ferahlar,) Bak nasil da bildiniz I...


KAFA TAMlRClSt. — Ben bilmeyeyim de kim bilsin?

AHMET. — Ha? ... {Makeup.) Ne buyurdunuz efendim?

KAFA TAMlRClSt. — Kirk yildir insanlann kafasmi


dtlzeltmekle ugra§iyorum ben, diyorum.
AHMET. — Oh, ne giizel, ne giizel efendim ! Hay Al­
lah sizden ho§nut olsun, emi ?... Fakat efen­
dim, insanm kafasi tamir edilebilir mi
hiQ ? ‘Nasil oluyor bu i§ boyle ?

KAFA TAMlRClSl. — Neden tamir edilmesin a yav^ram?.

AHMET. — Ayip degil ya, bilmiyorum ben, Sgreemek:


istiyorum i§te !

KAFA TAMlRClSl. — lyi ya, bgren byleyse. Yhz, di§,


agiz, 5ene, ciger, bagirsak tamir edilebiliyor
Oyle degil mi ?

AHMET. — Ediliyor, dogru bak bunlar !


KAFA TAMlRClSl. — Oyleyse kafa da tamir edilir;
neden tamir edilmesin ?
AHMET. — Hi^ i§itmedim de!
KAFA TAMlRClSl. — Sen hig igitmedin, i§itmedin’ama,
igitenler gok; oluyor demek.

AHMET. — Ayiplamaym efendim ; ben cahil adamim,


bilmem...
KAFA TAMlRClSl. — Yok, hig ayiplamiyorum.

AHMET. — Kafa tamir edildigini hig gOrmedim de...


KAFA TAMlRClSl. — Ayip degil, gOriir bgrenirsin.

AHMET. — Demek benim kafamda...

KAFA TAMlRClSl. — Ey ?

50
AHMET. — Demek benim kafam da tamir edilebi-
lecek ha?
KAFA TAMlRClSl. — Elbet. Neden tamir edilmesin?

AHMET. — Oh, ne iyi, ne iyi!


KAFA TAMlRClSl. — Kafam tamir ettirmeyi bukadar
?ok mu istiyorstin?
AHMET — (Ba§ini sallar.) Qok, ?ok usta... Pek ?ok!

KAFA TAMlRClSl. — Okadar eski mi bakahm senin


kafan ?
AHMET. — {igini geker.) Ah! Sorma efendi, sorma!

KAFA TAMlRClSl. - Ya I...


AHMET. — (Bagini sallar.) Evet efendi, bu kafa bende
iken be§ para etmem ben! Qok yazik oluyor
bana... Evet... 50k yazik!

KAFA TAMlRClSl. — Vah zavalli! Merak edecek bir


§ey yok; bit paresini bulur, dtizeltiriz elbet.
AHMET. — Hay a^mi Opeyim; MevlSm senden razi
olsun.

Ahmet ne sdyligecegini ve he gapacagini hig bil-


mez bir adam vazigetinde, maksatsizca ortada dolagir.
Bir aralik bir §ege karar vermig gibi Wafa Tamircisfne
gakla§ir.
AHMET. — Usta benim gareme bakacak misin sahi?

51
fiAPA TAMtRClSl. — Tabit bakacagim; i§imiz neki?

AHMET. — (Sevinir.) Eh byleyse, dilzeltiver §u kafa-


mi da savu§ayim ben de.
KAFA TAMlRClSl. — Aman oglum, okadar cabuk olur
mu bu i§ Oyle ? Dur biraz bakalim!

AHMET. — Peki... Bekliyorum ya i§te!


KAFA TAMtRCiSi. — Sen kafam tamir ettirmek isti-
yorum ama...
AHMET. — Amasi da nedir ?

KAFA TAMiRClSl. — Dur sOzttm agzimda kaldi... Kafa


tamirinden kafa tamirine fark var.

AHMET. — Park mi var dedin ?


KAFA TAMtRCiSf. —• Vardir ya... Elbet!

AHMET.' — Peki olsun, ne yapalim ?

KAFA TAMlRCtSl. — Dur dinle bir kere, ne cins tamir


istiyorsun bakalim ?
AHMET. — Kafami tamir ettirmek istiyorum. Usta
olacaksm, anlamiyor musun sen yahu?

KAFA TAMlRClSl. — Anliyorum ki soruyorum a og-


lum. Dinle beni.

AHMET. — Dinliyorum, dinliyorum i§te.


KAFA TAMlRClSl. — Senin dogru kafan var da igrilt-

52
I.

mek mi istiyorsun, yoksa... igri kafan var da


dogrultmak mi istiyorsun?
AHMET. — (Sinirlenir.) Daha sen anliyamadin mi
a babacigim ? Benim kafam igri kafa, ?arpik
kafa, Allahin beldsi bir kafa ! Biktim artik
bunu ta§imaktan! l§te onun i?in ben buralara
geldim ya ? Dtizelt §u kafami diyorum sana?
Anlamiyor musun hSl& sen de yahu ?
«
KAEA TAMiRCiSl. — Kafam igridir, igridir, diyorsun
ama, gerpekten igri mi bakalim ?
AHMET. — (Kizar.) Igridir, usta, igridir; vallahi igri! .
Hem ben bunca yilhk kafamm igrt mi, dog-
ru mu oldugunu bilmiyecegim de ba§kasi mi
bilecek ? Sen mi bileceksin ? Kafa benim, yahu4

KAFA TAMlRClSi. — Bilirsin, bilirsin ama, kendine


gbre. Bir de bizim bili§imiz yar. Ya !...

AHMETi — Orasi da byledir a!


KAFA TAMlRClSl. — Haydi diyelim ki kafan igridir;
biinu dogrultmak gtl? i§!

AHMET. — Gtl? mil ?


KAFA TAMlRClSl. — Gti? ya! Hem de pek gu(?!

AHMET. — Eyvah ! Yandik byleyse!


KAFA TAMlRClSl. — Sonra, dogru kafadan dogrd
kafaya da fark var.

53
AHMET. — Ay o da mi var? Ne gibi fark bu acanim?

KAFA TAMlRClSt. — Elbet. Bak meselfi (Davarlardaki


portreleri sira He gostererek.) Eflfitun’unkimi?
Bach’mkimi, Wagner’inki mi ? Fidyas’mki mi?
Michel - Ange’mki mi ? Sinan’in olur, Namik
Kemal’in olur. Dahasi var. Bunlar hep bflyflk
kafalar. Be§ numara a§agi inersek ba^kalarmi
gSrttyoruz, bak: Hipolite Tain, Gustave le Bon,
Edmon Demolins, Charles Lalo, Gabriel
Compayrd...

I AHMET. — (ilk defa i§itti§i hu isimlerden gok §a§i-


rir, ne sdgligecegini hilmez.) Efendicigim ne
bileyim ben ? Kimdir bu adamlar da bdyle ?
KAFA TAMlRClSl. — Kimler olacak, dttnyamn en bttyftk
adamlari; alimler, feylesoflar, sanatkdrlar...
AHMET. — Ey ne olacak sank! ?

KAFA TAMlRClSl. — Ne mi olacak ? Bak hele, bak


hele! Bir de ne olacak sanki diyor! (Daril-
maktan oazgeger.) Yol... Sana danlmiya da
hakkimiz yok! Dur anlatayim sana. Bak,
meseia Bach, depi mi? Kimdir bu- Bach?
Dtlnyanin en btlytlk mhzik dehasi...
AHMET. — Ne buyurdunuz, ne buyurdunuz?
KAFA TAMlRClSl. — DUnyanin en bOytlk mhzik de­
hasi, diyorum.

,>>4
AHMET. — {Anlami§ gibi, bon bdn.) Ha... ha... Oyle
ya!
KAFA TAMtRClSt. — Elbet; melodileriyle bir mtizik
deryasi...
AHMET. — Bakindi hele neler i§itiyoram!
XAFA TAMlRClSl. — (Vecde gelir.) Sinan’i al ele!

AHMET. — (Bon.) Peki, aldik!


KARA TAMtRClSt. — Kimdir.bu Sinan biliyor musun?
Ttlrk kiasik mimari tekamtiltintln apojesi...

AH^t. — Apojesi mi dediniz, usta ?

KARA TAMlRClRl. — Evet apojesi ya, ya I... Ne sandin


sen ?
AHMET. — Yok... Apojesini, mapojesihi anlamadim da!..,

KARA TAMlRClSl. — Ha!... Evet; apojesi, yani en


yOksek zirvesi, kemai derecesi, tepesi, tepesi...
I
AHMET. — (Kendine gore bir §ey anlar ve ba§ini
sallar.) Yo... Syledir... Oyledir...

KARA-TAMlRClSl. — Du§ttn bir kere Ye§ilcami’deki


ar§itektllrai temaytiltl...
AHMET. '— (Yiizunii ■buru§turur, hig bir §eg anlama-
digi, bu dilden gok sikildigi Mlinden anla-
§ihr.) Ey evet... Da§Qndtim, da§ttnttyoru da!..
KARA TAMlRClSl. — (Memnun.) Hah i§te! Gdrdtin

55
mil ya... Eski Yunan klasik mimarisine ta§
0karan bir tecrilbedir bu Sinan, alimallah !...
AHMET, - (Sabri iiikenir.) Qikarsin, bana ne ondan
yahu ? Sen de beni bllsbiitun cahil, e§ek ye-
rine koymasana ya ?
KAFA TAMtRGlSl. — (Sa§irir.) Yok, estagfuruUah;0|[-
lum. Nifin, neden ?
AHMET. — Nigin, neden mi§ ! Neden olacak ? Fafflin
§i§ti artik ha! Bana bunlardan ne yahu Ylnsaf
be! irisaf! (Kirgin ve kizgin iri adimlarla
l&boratuarda dola§miga ba^lar; ne yapmak iste~
digini bilmez, elini miilajlarin iizerine'surer.)
Bana bak! Ben sana bir,§ey deyivereyim mi?
KAFA TAMiRCtSt. — (Sakin.) Sbyieyin, sizi dinliyorum.
AHMET. — Ben bu senin lakirdisini eltigin herifierden
big bir§ey anlamiyorura; i§te okadarl...
KAFA TAMlRCtSl. — A oglum sen de bilsbutiln b6n-
mti^siln ya! Kafani tamir ettirmek igin gel-
medin mi buraya ?'
AHMET. — Evet... geldim...

KAFA TAMlRClSt. — Feki ben de tamir edeyim


diyorum sana;
AHMET. — lyi ya, et i§te! Et, et diyorum sana!

KAFA TAMlRClSl. — Peki, bunlardan hangisinin ka-


fasina benzetelim senin kafani?

56

AHMET. — (Aci duyar.) Hangisine istersen ona benzet [


Ben ne anlanm bunlardan? Ben ne bilirim ?

KAFA TAMlRClSl. — Canim bir elbiseci dtllckanuifit^t-


tigin zaman bir §ey begenmiyor musun ? An-
hyarak mi sanki ? l§te bu da tipki onun gibi.
Gozll kapali se?iver bir tanesini; l§te okadar...
Ostttne giyecegin elbiseyi dilkkanciya seg-
tirmiyorsun ya ? Kafa senin, sen ta^iyacakT
sin, ben degil; sen segeceksin elbet, ben se-
fecek degilim ya ?...

AHMET. — Peki... Pekt.. Anladim §imdi... Anladini.,.,


YalniZj^kuzum efendim, Once siz §unu sOyle-
yin bana, bu sOylediginiz adamlarin kafalari
dtizgttn mlldtir, yoksa bbzuk 'mu ?

KAFA TAMlRClSt — Bu da sorulurrau ya ? Sen .ka-


famn bozuklugundan §ikSyet ediyorsun, kaf^i
dtizeltin, diyorsun. Ben de sana en dtlzgiln
kafa modelleri gOsteriyorum. Bir de buiilar
dtlzgiln mtt, yoksa bozuk mu diyorsun! Hep
dtlzgiln, hep olgun, insanlarm en dtizgun, en
olgun kafalilari bunlardir; ya!...

AHMET. — Oh mtikernmel, mtlkemmel! Isterim vallaM,


dilzelttirmek, onlar gibi olmak... Ne yerece^
giz bOyle bir kafa sahibi olmak i?in ?

KAFA TAMlRClSl. — Ama haiigi kafa ? EMtun kafa^i

57
, mi ? Aristo kafa mi ? Descartes kafasi mi ?
Kant kafasi mi ?... Hangisi ?

ABMET. — (SozUnu keserek.) EflStun olsun camm,


Efl&tun! Efiatunu renk derler hani? (Bdn bon
galer.)
KAFA TAMlRClSl. — Oh! Ama da septin ha! Bak bu
pok giip bir i§ i§te I
AHMET. — Neden gttp efendim?
KAFA TAMlRClSl. — Oyle ya, bunun ipin tarn yanm
asir klinikte pali^mak Ifizim.
AHMET. — Yanm asir mi ?
KAFA TAMlRClSl. — Evet, tarn yanm asir!
AHMET. — (Safca.) Yanm asir da ne kadar ediyor
acaba ?
KAFA TAMlRClSl. — Tam elli yil, eUi I
AHMET. — Of... yandik desene ?
KAFA TAMlRClSl. — Hem bakahm buna benim bmrllm,
senin de servetin yetecek mi ? (Kafa Tamir-
cisi kendi -kendine ve dalgin sdglenir). Efia-
tun... Idea felsefesinin yMabcisi, bflyttk este-
tikpi, bttytik feylesof... Btittin Ortazaman’in ptri
olan koca Eflfitun’un kafasi, ha ?...
AHMET. — Ey efendim, bu sizin buyurdugunuz §eyler-
den gene ben hip bir §eycikler anhyamiyonim!
KAFA TAMlRClSl. — Anliyamazsin elbet her §eyi!

58
Senin anliyacagin oglum, bu kafalar en ince
bir seccade gibi en a$a^ yirmi yilda
dokunmu§tur.

AHMET. — Ya !...
KAFA TAMiRCiSl. — Elbet... en a§agi yfrmi ydda!

AHMET. — Vay, vay, vay !... Amma da ince i§ ha !..*

KAFA TAMlRClSL — Biz de senin kafani Omege


bakip dokuyan habcilar gibi Eflfitun’un ka-
fasina gOre dokuyacagiz; kolay i§ mi bu ? -

AHMET. — Kolay i§ degil alimallah !... Ey, Qaresi ne


bunun usta ?

KAFA TAMlRClSl. — Qaresimi? In a§agi, in bakaiim.

AHMET. — Nereye ineyim ? Anlamadim ki!

KAFA TAMiRCiSl. — In a§agi bakalim in... Daha


kolay bir brnek se? [ Ozaman kolay olur.

AHMET. — Nasil bmek se?eyim? Bilmiyorum ki!...


KAFA TiMlRClSt. — Eh, hi? olmazsa Gustave le
Bon’a, Edmon Demolins’e kadar in bakalim.

AHMET. — Efendim, kulunuz bunlardan da bir gey


anbyamiyorum. Bedim ya, cahilin biriyim;
biraz okurum ama, yazmam yok. Yalniz Allah
bir dogruluk vermig, okadar igte-l
KAFA TAMlRClSl. — (Hayretle.) Ne .dedin, ne dedin ?

5a
AHMET. — i§a§kin.) Allah bir dogruluk vermig bana,
i§te okadar, dedim efendim. Yanli§ degil!
KAFA TAMlRClSl. — (§a§kin.) Dogruluk mu ?
AHMET. — Oyle ya, dogruluk Allah kimseyi dogru
olarak yaratmasin efendi!
KAFA TAMlRClSl. —■ Ey, mademki senin kaf'an dogru
adam kafasidir da, nesini tamir ettirmek
istiyorsun bana onun?
AHMET. — Siz dogru kafa diyorsunuz ama, bir de bana
sorun bakahm ? Dogru mu, igri mi benim
§u kafam ? Siz bu i§in ustasisimz ama, halS
benim derdim ne olduguriu bir turih anliya-
madmiz! Bu kafa bendeyken ben i§ gOre-
mem, anladimz mi §imdi ?
KAFA TAMlRCtSl. — Neden? NiQin gOremezsin ?
AHMET. — Nigin mi ? Dogru sdylerim de onun i^ln!
Dogru sdyleyince de mU§teriler kagiyorlar!...
"Bari igri sbyleyim de dogru sbyltlyor ,san-
sinlar dedim. Sbyledim; soyledim ^ma, onu
da beceremedim!
KAFA TAMlRClSl. — (Guler.) Gordiin mti bir kere!...
A oglum, sen ne sbyledigini bilmiyorsun!
Senin kafan igri degil, dopdogru bir kafa!
AHMET. — A efendim benim kafam dogru kafa olsaydi
boyle soylenmezdim, kafamdan §ikayet et-
mezdim; yaf...

60
KAFA TAMlRClSl. — Kabahat senin kafanda degil,
mllgterUerin kafasinda. Qankil onlann kafasi
igri kafa, anladin mi §imdi?
AHMET. — Ey, benim kafam dogru kafa mi §imdi?

KAFA TAMlRClSl. ~ Evet, ta kendisi!

AHMET. — Ya! Bak hele, kafam dogru kafaymi§ da


ben farkinda bile degilmi§im ha; Ttth!...
KAFA TAMlRClSl. — Degilmi§sin, ya!

AHMET. — Farkinda degilim ama, bu kafayi yine istemi-


yorum ben I Zira gok« zararmi gbrdiim, bilmi-
yorsunuz siz! Yeter artik, yeter!... Istemem
bu dogru kafayi ben, istemem, kinlsin I...
KAFA TAMlRClSl. — Dogru kafam igriltmek istiyor-
sun. §imdi artik mesele anla§ildi.

AHMET. — Hele §akiir, Allah sizden razi olsun.


KAFA TAMlRClSl. — Hem §imdi i§ . kolayla§ti da;
?ok kolayla§ti.
AHMET. — Bakin hele, kolayla§ti ha ?
KAFA TAMlRClSl. — Elbet. Hem 9abucacik olur bRer,
hem de ucuz olur...
AHMET. — Oh, .oh! Hay Allah sizden razi olsun
efendim. Kapa yaparsmiz bu i§i acaba?
KAFA, TAMlRClSl. — Qok ucuz, dedim ya?... Bize senin
gibi mu§teri pek az.gelir.
AHMET. — Ya!... Oyle mi ?
KAFA TAMtRCiSl. — Evet oglum, bize gelenlerin
pogu yabancilardir; bozuk kafalanni dtizelt-
tirmiye gelirler. HalbuM sen...
AHMET. — Halbuki ben, i§te bu dogru kafayi boz-
duraiiya geldim.
KAFA TAMlRClSl. — Evet... Oyle... Bizim asistaniar
ipin mtlkemmel bir tatbikat olacak.
AHMET. — (Hsun efendim, olsun. Her ne olursa olsun!
§u benim kafam degi§sin bir kere del...
KAFA TAMlRGlSl. — Sizden tedavi parasi da alacak
degilim.
AHMET. — Ey, parasiz mi olacak bu i§ ?
KAFA TAMtRCiSl. — Yok... Bttsbatlin parasiz da
denemez; yalmz amortisman parasi alacagim,
okadjir.
AHMET. — Ustacigim ne verecegiz; §una bir ad koy
bakalim ?
KAFA TAMlRCtSt. — Bu i§i size tam yirmibe§ kuru§a
yapanm.
AHMET. — Ne?... Yirmi be§ kuru§ami? Yanli^lik
olmasin sakin, ustacigim ?
KAFA TAMtRCiSl. — Hayir yanb§bgi, manb§bgi yok;
tam yirmi be§ kuru§ !

62
AHMET. — Yirmi be§ kuru§a, ha ? Sudan ucuz be t
Verdim gitti!
KAFA TAMlRCiSi. — Evet, yirmibe§ kuru§ yeter,
karar mi ?
AHMET. — Karar, haydi dttzeltin bakalim §u kafami ?
KAFA TAMiRCiSl. — Dur, okadar acele etme hele !

AHMET. — Gene ne var, ne olacak?


KAFA TAMlRCiSi. — Otur §uraya, kalbini muayene
edeyim bir.
AHMET. — (§asirtr.) Ayol benim kalbimden M5 zoram
yok kil
KAFA TAMlRCiSi. — Olsun; bir kere muayene etmem
Ifizim.

Ahmet koltuga gikar. Kafa Tamircisi Ahmet in


kalbini dikhatlice muayene eder.

KAFA TAMlRCiSi. — Mtikemmel! Mtlkemmel!

AHMET. — Demedim size ben ? Bizde yalan yok !


KAFA TAMiRClSl. — {Giiliimser.) Eh bu i§ de bitti!

AHMET. — {Teligla.)... Oyleyse boz bakalim §u ka­


fami da ben de gOreyim ayol.
KAFA TAMiRCiSi. — Senin de canin nekadar tezmi§ !
Ananin kaminda nasil durdun a oglum ?
AHMET. — {Bon.) Bilmem vallaM! Ne zaman boza-
caksm kafami, sen onu sbylesene bana usta ?

KAFA TAMiRCiSi. — Dur oglum, her §eyin bir yolu


var. Once bir senet alacagiz senden.
AHMET. — Senet mi ?
KAFA TAMiRCiSi. — Oyle ya, sen hasta sayilirsm.
Tedavi olacaksm. Peki ama, bakalim razi
I,

misin bu i§e ?...


AHMET. — Ey, -raziyim elbet! Eglenmiye gelmedim ya
buraya ben ?
KAFA TAMiRCiSi. — Yok, o demek degil; bunun
bSyle oldOgunu senede yazip imzaliyacaksm.
AHMET. — Nigin ama ?
KAFA TAMiRCiSi. - §unun igin ki, sonra bize mes-
uliyet gelebilir. Olabilir ya, gtintln birinde
kalkar, benim kdfam dtlzgtin bir kafaydi, bu
adam bozdu, dersin!

AHMET. — Ben mi derim ? Ben ha ?


KAFA TAMiRCiSi. — Evet, sen!
AHMET. — Demem efendim, demem... Nasil derim?
Kafami bozun diyen benim size; ben istiyo-
rum, siz de bozuyorsunuz acanim. Hak var,
Allah var!
KAFA TAMiRCiSi. — {Gulumser.). Sen sahiden gok

64
Kafa TamircisVmn Balikesir Halkevi gen^leri tarafindan
yapilan temsilinden bir sabue. Cahit Albayrak Kafa Tamir-
cisi, Salih Tozan Halici Ahmet rolundedir.
temiz ytlrekli bir insanmi§sin. Oglum ben de
biliyormn ki sen yalan sbylemezsin. ^QnkO
kafan dllzgQn bir kafadir.

AHMET. — Ey ?
KAFA TAMlRCiSl. — Ama bozulduktan sonra ?

AHMET. — Ey... Bozulduktan sonra ?


KAFA TAMiRClSl. — Bozulduktan sonra artik sen
eski dogru kafali adam olmaktan ^ikacaksm.
Igri kafali olacaksin.

AHMET. — {Memnwi.) Olayub, ben de oliu Jstiyorum


ya, i§te? ' ,'

KAFA TAMiRCiSl. — Ama artik eskisi gibi dogru, iyi,


gttzel dii§tlnmiyeceksin, yalan’ sbyliyeeeksin,
yanli§ sbyliyeceksin, Qirkin sSyiiyeceksin,
adam, aldatabaksin, galacaksin, Qirpacaksin!...
AHMET. — Olsun, olsunbundan si2;e ne a ustaclgim?

, KAFA TAMlRCtSk ~ Bundan bana ne mi ? (Ba§ini


sallar, g&lumser.) Kafan bozulduktan sonra
artik bbyle de dQ§Unemezsin. Ilk i§in bana
kStttlUk etmek olacak belki de! Sonra benim
hSlim nice olur evlSdim? Bak, ya§ yetmi§,
bu ya§tan sanra bir de hapisanelerde mi
stlrQneyim?... ’

AHMET. — Yok, yok... benim yuztlmden size kStUttlk

06
gelrnesini istemem dSgrtisu. Yazm, y&zm,
kalibimi basayim altina. >
KAFA TAMIRCIsI. — Hah §5yle!

AHMET. — Aman efendicigim, ne olursa sizden olur.


KAFA TAMtRCiSl. — Merak etme sen oglum. Elli
yillik Kafa Tamiranesi bunun burasi.- Buraya
her giren memnun pikar. Zaten ohmyacak
t
gibi olsaydi yapamam derdim. Dogyu kafam
igriltecegiz, okadar kolay bir i§ ki bu!
K
AHMET. — Allah senden razi olsun efendi. Allah h
senden razi olsun... J!
it
Kafa Tamircisi elini girpar, geng bir adam gelir.

DQONCO B0LOM

BOZUK KAFAMl DUZELT DIYE GE-


LEN DOZGON KAFALI HALICI
AHMET KAFA TAMIRHANESlNDE BIR-
DENBiRE OLOM TEHLIKESIYLE KAR-
§ILA§T16IN1 SANINCA TELA§ EDER.

ITNCI ASlSTAN. — Emrediniz efendim.

KAFA TAMtRCiSl. — (Ahmefe.) Efedim, Ba§ Asista-


niim size takdim edeyim. '

67
AHMET. — Oh var olun, sag oiun.
KAFA TAMlRClSl. — Oturunuz, yazmiz oglum.

Ba§ Asistah yazi makinesinin ba§ina geger.

KAFA TAMlRClSl. — Adiniz ?

AHMET. — Halici Ahmet.


KAFA TAMlRClSl. — Soy adiniz?

AHMET. — Dogru.
KAFA TAMlRClSl. — Babanizm adi ?
AHMET. — Ibrahim Etem Dogru.
KAFA TAMlRClSl. — Ya§iniz ?
AHMET. — Kirk.
KAFA-TAMlRClSl. — Ne i§ gbrUrslintlz ?
AHMET. — Ne i§ gofecegim, haliciyim ya i§te !
'KAFA TAMlRClSl. — Pek gttzel; yaz oglum: A^agidaki
imzanin sahibi ben, kirk yaginda Ibrahim Et-
hem Dogru oglu Halici Ahmet Dogru, ben
§imdiye kadar dogru olan kafami begenmeyip
sirf cemiyetin iginde ya§iyan bbtir fertlerin
kafalarina benzetmek ve uydurmak ihtiyaciyle
igritmek ve bozdurmak maksadiyle, yukarida
adi ve adresi ve firmasi basili Kafa Tamira-
, nesi’ne ihtiyarimla muracaat ettim ve 25 kuru§
ilcret kar§iliginda bu i§i yaptirmiya razi oldura.

68
l§bu tamir ve tedavi neticesinde olabilecek
hertbrlti bozukluk zarar ve ziyan ve eksiklik
ve uygiinsuzluk ve.ahl&ksizlik §imdiden niak-
bulOmdtlr ve bu yOzden Mq kimseye, hiQbit
suretle §ikayet ve itirazda bulunacak degi-
lim ve §ayet anreliyat esnasinda ka-
zara dlecek olursam vfirislerimden kimsenin
§ikftyet veya itiraza bir gdna hakki da
olmiyacaktir. Beyan ederim.
KAFA TAMtRCtSl. — Bitti. Yalniz imza ediniz.
Halici Ahmet oliim sdziinu i§ittigi igin fdp-
heler ve tereddiitler igindedir. Bununla bir-
likte bir §ey sdylemiye dili de varmamakta-
dir ister istemez imzalar.
AHMET. — (Cesaretlenir.) Usta... sormak ayip olmasm
aiha... malumya, polugum pocugOm var!
KAFA TAMtRClSt. — Ey sdyle, bakalira ?
AHMET. — Hani dltim mOliim ISkirdisi oldu da... Merak
ettim, ayip degil ya!...
KAFA TAMtRCtSl. — Yok camm, yok...
AHMET. — Hayir... hani bir tehlike man olmasm
diyorum...
KAFA TAMtRCtSl. — Yok. canim, ne raUnasebet! Ama
ecel bu, ba§ka naesele! Oltlm insani bulacak
biduktan sonra, her yerde bulur!
AHMET. —''Itemek pek de saglam olmiyacafc bu
i§?... Efendim ?...
,Kafa tamircisi Ahmefin son sdzlerini i§it-
mezlikten gelir-.
KAFA TAMlRClSt. — (M Asistan'a.) Haydi, siz ar-
kada§larmiza haber verin!

Ba§ Asistan sahnenin dibine gider, ba§int Kafa


Tamircisi’ne gevirir bekler.

DORDDNCO BOLOM

- . TABiATiN EN IDEALIST, EN FEDAKAR


VE AHLAKLI OLARAK YARATTIGI HA-
. LICI AHMET’iN KAFASINl BOZMAK iglN^
KAFA TAMiRHANESi’NlN TUTTUGU YOL

KAFA TAMtRClSt. — (Yuksek.) BirinCi asistan, Ikinci


Asistan!
rlNCl ASlSTAN. — (Yizzunii di§ari gevirir.) Birinci
Asistan, tkinci Asistan !
rlNCt ASlSTAN. — {Digaridan.) Birinci Asistan !

2’NCl ASlSTAN. (Digaridan.) Ikinci Asistan!


KAFA TAMlRClsi. — Seksen Q5 numarali. takim!

rlNCl ve 2’NCl ASlSTAN. — (Digariaan.) Seksdn ti?


nuraarah takim !

70
Kafa Tamircisi’nin Balikesir
Halkevi gengleri tarafmdan
yapilan temsilde Kafa Ta-
mircisi rolunu muvaffakiyetle
yapmǤ olan Cahit Albayrak

KAFA TAMlRClSt. — §eytan fonntilU.

BA§ 'AS1STAN. — §eytan formfllQ ! ^


AHMET, — {§upheler iginde muztarip.) Neler oluyor,
anlamiyorum ki ? §eytan, meytan!...
I’NCt ye 2’NCI ASlSTAN. — (Digaridan.) ^eytan r
formtilii.
KAFA TAMlRClSl. - Tam tertip!
11NCI ASlSTAN. — Tam tertip ! . ^
I
KAFA TAMlRCtSl. — Ar§ !

I’lNCl AStSTAN. — At§1


I’iNCl ve- 2’Nd ASISTAN. — {Di$aridan.)^^Av^ !

AHMET. — (Kendi kendine.) Bu i§in sonunu iyi gGr-


mOyOfUm ben ya, neyse !

Birinci we ikinci Asistan igeri girei\ Birinci Asis-


tan’in elinde. koca bir balgoz, ikinci asistan elinde
koca bir balyOt oardir. Fakat afknlariga sakligarak
tutarlar Ahmet bhOe bunlann farktna bile varmaz.

KAFATAMtRClSl. — Birinci Asistan’im, takdim'ederim.

AHMET. - Var olun.


KAFA TAMiRCiSl. — Ikinci Asistamml

AHMET. — Eyvallah, aziz olun.


KAFA TAMlRClSl. — Haydi ^ocuklar, i§ ba§ina!

Ba$ Asistan ustasinin ganina gakla§ir,- kulagina


igilir, birgegler sdgler. Kafa Tamircisi ayni mahre-
nilgeile Cevap verir. Ba§ Asistan’in bir i§areti iizerine
digerine iki asistan elleYinde balgbzlar ve birdehalat
oldugu halde ilerlerler.

AHMET. — (Bunlari goriince gok korkar.) Atnan


ustacigim, bunlar da ne bSyle ?
KAFA TAMiRCiSl. — {Sert) Aletler!

72,
AHMET. — Ajna, ne yapacaksiniz bunlan acanim?

KAFA TAMlRClSl, - iCiddi.) §imdi gOrUrsQn.

AHMET. — {Teld§ iginde.) Aman ben bu i§ten vaz-


gectim artik! Vallahi istemem!... Istemem.

Hahci Ahmet gikmak, kagmak isterse de asistan-
larin ugu de iizerine hiiciim edip tuttular.

KAFA TAMlRCtSl. — Senedi iinza etmeden dace ne


desen kabul ederdira. Fakat §imdi, dinlemem !

AHMET. — (Bagirir.) Nedir bu ba§ima gelenler, nedir


bu?
KAFA TAMtRClSt. — Sus diyoruni sana! Qocuk
byunu mu bu ? §erefi var bu maessesenin.

Ahmet avazi giktigi kadar bagirarak kagmak is­


terse de ug asistan onu kollarmdan simsiki yakali-
yarak oradaki ameligat iskemlesine zorla otuHurlar
ve her tarafindan halatla sikiga bagiarlar.

AHMET. — {Haykirmiya baglar.) Can kurtar^n yok mu ?


Aman, adam .dldilrtiyorlar burada, amani...

KAFA TAMtRCtSl. - Baiyozlari butUn kuwetinizle


kaldinn, bu adamin kafasina indirin bakayini.

AHMET. — Aman Allah! Aman Allah!...

Asistanlar gergekten baiyozlari kaldinrlar ve Ah-

7S
mefin kafasina indirirler. Fakat balyozlar mukavva-
datt oldugu iQin, paralanir, higbir zarar vermez.
Yalniz Ahmet biiyuk korkular gegirir ve birdenbire
bayflir.,

KAPA TAMlRClSl. — Goriiyormusunuz ya gocuklor!


Bu adaru en idealist bir ahl&ki anlayi§min is-
tedigi kadar dogru bir insandi; normfilin tis-
Wnde, stirnormai bir insandi o! Fakat, bozuk
bir cemiyetin ipinde ya§iyordu. Bu cemiyetin
anormal insanlanyla birtQrlQ bogda§amadi!
Sonunda, kafasinin bozuk .olduguna hQkmedip
geldi bizira sanatimize kendini teslim etti.
Biz de onun kafasmi dtlzeltmek, daha dogrusu
bozmak i§ini ve mesuliyetini tizerimize aldik.
BOyle ahiaki yUksek bir §ahsiyet tlzerine
tesir edebilmek igin ilmin bize vere-
bildigi tek vasita §iddetli bir heyecan olabi-
iirdi. Biz de bii i§de heyecanlann en §iddet-
lisi ve mUessiri olan blUm heyecanmi kuUandik.
Adamcagizin kalbi saglam oldugu igin taham-
miil etti, blmedi. Fakat, artik bunun §ahsiyeti
eski ahengini kaybetmi? olacaktir. Bu adam
artik bir nevi psikolojik otomatizme ugra-
- ini§ demektii-. Her ttlrlti ahWksizhk yapa-
bilir artik. Bu suretle bteki anormSllere uya-
cagindan iptimal muhitini hip yadirga-
miyacak ve hayatta muvaffak olacaktir.

74
Og^asistan biribirinin kulagma i^llerek bir §eyler
soglerler. Biribirlerine fikir mrirler.

KAFA TAMlRClSl. — {Elinden ufak bir §i§e alip Ha-


hci Ahmefe koklatir) Ayil bakalirn artik
H9I1C1 Ahmet! ^

Halici Ahmet ayilir, etrafini siyirtmiga ba§lar. Ooz-


leri firil donmektedir. Neye ugradigini anligamaz.

KAFA TAMlRClSl. — Eh, ge?mi§ olsun sana oglum.


AHMET. — {Dogrular.) Te§ekktlr ederim; artik eski
kafamdan kurtuldum, degil mi ?
KAFA TAMlRClSl. — Elbet kurtuldun, ya...
AHMET. — §imdi ben artik kafasi bozuk bir adam
miyim, dersiniz ?
KAFA TAMlRClSl. — Oyle olman Wzim. Biz psikoloji
ilminin icabi olan her §eyi yaptik. Bakahm,
bir de sen tecrilbe et! Eger memnun olmaz-
san, gel, bir tecrQbe daha yapariz.
AHMET.. — Olur, olur, (Toparlanir.) Eh, artik bana
milsaade.
KAFA TAMlRClSl. — Musaade sizin, asilzadem.
AHMET. — Ay, bana asdzade diyorsunuz, neden ?

KAFA TAMlRClSl. — Neden olacak ? Siz eski Habci


Ahmet degilsiniz artik!
Ahmet. Ha sahi... Durun... (Cebinden bozukparAlari
gikanr, bir hayli aradiktan sonra bir yirmi
be$lik bulup verir. Kafa TamircisVnin eline
sikigtirir.) Kusura bakma hocam, az veren
candan verir, gok veren maldan.
KAFA TAMlRClSl. — Qok te§ekkiir ederim. Yirmi be§
kuru§... az para de^i; gbrdttgfimUz hizihete
kar§i iyi paradir...
AHMET. (Asabi ve gig gig giiler.) Hay insafinla
bin ya§a ustacigim. var ol... Allasmarladik.
Ver elini dpeyim... Hakkini heiai et bana...
ha! Allasmarladik pocuklar, var olun.

Yine gig gig gillerek sahneden gikar gider.

BE$lNCi BOLUM

■KAFA TAMlRClSl’NiN KIRK YILLIK D06-


RU HALICI AHMET’t BlR AN IQINDE DtJN-
YANIM EN ICrRt KAFALI BlR AD AMI HAlI-
NE GETlRDlOI NASIL ANLA§ILIVERDl

KAFA TAMlRClSl. — Kafanm da bukadar dQzganttne


hip raslamami§tim Qocuklar. Acaba muvaffak
oldnk mu ?
ASlSTANLAR. — {Hep bir agizdan.) Acaba muvaffak
oldunuz mu, Ostat ?

76
KAFA TAMlRClSl. — Bunu ancak tecrilbe gbsterebiliv!

ASlSTANLAR. — {Hep hir agizdan.) Bunu ancak tec-


rtibe gbsterecek.

Kafa Tamircisi s6z sdylerken, bir gandan da etin-


de tuttugu yirmibe^ligi tirnaginin uzerine vurmakla
me$guldur. Bir aralik ahlina bir§ey gelmi§ gibi, gumii§
parayi parmaklariyla yoklar, di§lerinin arasina gotii-
rur. Yirmibe§Uk di^lerinin arasinda kolayca bukulur,
para kur§undan gapilmi§, kalptir!

KAFA TAMlRGlSi. — Ah! Halis>^kur§un I Bakin {kalp


girmibe§ligi Ba§ Asistan’a atar.) tamam,
tamam. Tam bir muvaffakiyet I
ASlSTANLAR. — {Kalp parayi muayene ettikten sonra
kollarini kaldirarak heyecanla haykirirlar.)
Ya§asin Ostat 1 Ya§asin tistat 1

Di§arida pencereden bakan Halici Ahmefin §eyia-


lia benziyen yeni bozuk surati gbrunur. Oiir ve
alayli sesi i$ldilir.
AHMET. — Ya§asm Ustat!...

You might also like