Professional Documents
Culture Documents
Rudolf
Rudolf
RUD0LF STEinER
{l.
lstanbul
1. baskı: Omega Yayınları, İstanbul 2004
n.
•••••
nJETZSCHE
ÖzcüıuüK SAVAşçısı
ISBl'I 97�&473-1
Comega
Ankara Cad. 54/ 12 • TR-3441 O Sirkeci-lstanbul
Telefon: O 21 2 - 51 2 21 58 • Faks: O 212 - 51 2 50 80
http://www.sayyayinlari.com • sayyayinlari@superonline.com
1. BÖLÜM
Karakteri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . ........ . . . . . . . ...... . . . .. . . . . . . . . 23
il . BÖLÜM
Üstinsan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... . . . . . . . . . . . . . . . .... . . . . .. . . .. . . . . . . .. . . ..... 4 5
ili. BÖLÜM
Nietzsche'nin Gelişim Seyri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . ... . ... ...... . 97
iV. BÖLÜM
Psikopatalajik Problem Olarak Friedrich Nietzsche'nin
Felsefesi ....... . .
.. ....... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ı 25
V. BÖLÜM
Friedrich Nietzsche'nin Kişiliği ve Psikopataloji . . . . . . . . . . . . . . . ı 49
VI. BÖLÜM
Friedrich Nietzsche'nin Kişiliği . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ı 67
Vll. BÖLÜM
Kendi "Yaşam Seyri m"den . . .. . ..... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . 1 8 1
7
RU D 0 L F ST E l n E R I n ı ET Z S C H E
menlik yıllannda.
Goethe Arşivleri'nde çalıştı .
8
RU D OLF S T E l n E R
9
R U D O L F STEi n E R ı n t ET l S C H E
19 18
10
R U D0 L f S T E i n E R
1 1
RU D 0 LF STE i n E R ı n I ETl S C H E
12
R U D 0 L f ST E i n E R
1 .3
BiRiNCi BASIMA ÖNSÖZ
15
R U D OLF S T E t n E R ı n I ETl S C H E
?9
• , ( ·
•
Lou Andreas Salome, (Buch Llber Nletzsche von...) Eserleriyle f'riedrich Nletzsc
he, Viyana 1 894 (3. Baskı, Dresden 1 924) Nietzsche. Lou Salome (186 1 - 1 937)
ile l 882'de Roma'da Malvida von Meysenbug ve Paul Ree vasıtasıyla tanışmıştır.
Lou Salome, bir sene Nletzsche'nin öğrencisi olmuş ve kendisine eşlik etmiştir.
•" l'rttz Koegeı ( 1 860- 1 904 ): 1 894-1 897 yıllan arasında Ellsabeth Förster-Nietzsche
tarafından, Nictzsche'nin Toplu Eserleri'nin neşriyatında vazifelendirildi (C. G.
Naumann'da Leipzig. Bak.s. 1 3) ve o sıralar Rudolf Steincr ile yakın bir ilişkisi ol
du. Bu siireç öncesinde olduğu gibi sonrasında da birçok biiy iik endiistri şirke·
tinin genel miidiirliiğiiııii yaptı. Söz konusu kitap, 23 Şubat l 895'de Nr. 8 ola·
rak: f'riedriclı ."iietzsclıe ve Bayan Loıı Andreas Sa/ome, başlığı altında yayınıliln·
ınıştır.
16
B İ Rinci B A S I IhA ö n söz
19
R U D 0 L F STEln E R ı OIETZ S C H E
20
n ı E T l S C H E ' n i n E S E RL E R İ
KARAKTERi
1.
· · Tan Kızıllığı. 2.
· · · "!Schopcnhaucr'ın/ ona ait ill< .sayfayı olwdııktaıı sonra . . ··, Çağa Aykırı Dü
şiiııcclcr. Üçüncü Cilt. Eğitimci O/ara/< Sclıopcıılıaııcr. 2.
25
RU D O L F S T Ei n E R ı n I ETl SC H E
O 1'1:
de söylüyorum sizlere, beni unutun ve kendini
zi bulun; ve ancak hepiniz beni inkar ettiğinizde, sizlere
geri dönmek istiyorum . " •
Nietzsche, bir mesih ve din vakfı değildir; b u yüzden
fikirlerine, herhalde yandaşlar talep edebilir; ancak öğ
retisini kabul edenlerin, onunkini b ulmak için kendi
benliklerinden feragat etmelerini isteyemez .
f'v • Nietzsche'nin kişiliğinde. tüm @k ir alanlarının, çağdaş
larına aykırı düştüğü içgüdüler mevcuttur. Kendisinin,
merkezinde geliştiği, e önemli kültürel fikirlere iç-güdü
sel bir tiksintiyle sırt çevirir; hem de insanın, içinde man
tıki bir çelişki keşfettiği bir savı reddeder gibi de değil,
tam tersine insanın gözünü sızlatan bir renkten yüzünü
çevirir ibi yapar bunu. Bu anti atinin ıkı noktası do- f')
3> 1a sız du mdur; öncelikle bilinçli dü ünce öz konusu :
E_ile değildir. Diğer insanların zihinlerinden ç, vicdan
azabı, günah, ahret yaşamı, ideal, ruhaniyet, vatan gibi
düşünceler geçtiğinde hissettikleri, Nietzsche'yi tedirgin
eder. Sözü geçen düşünceler karşısında duyduğu bu iç
güdüsel tepki biçimi Nietzsche'yi, sözüm ona günün 'öz
gür düşünürler' inden de ayırır. Bu özgür düşün ürlerin
hepsi de 'eski sanrılar ' karşı aklın itirazlarını bilirler; fa
ka i üdülerinin b aklın itirazlarına b ı- ını iti
r ' lenine ne kadar az rastlanır! Tam da bu içgüdü
lerdir, özgür d üşünürlere kötü oyunlar eden. Düşünce,
geleneksel fikirlerden bağımsız bir karakter alır, ancak
içgüdüler akl ın bu değiştirilmiş karakterine uyum sağla-
26
KA RA KT E R İ
27
R U D 0 L F ST E l n E R ı n l ETZS C H E
28
KA RA KT E Rİ
2.
29
R U DOLF ST E i n E R ı n l ETlSC H E
30
KARAKTERİ
31
RUD0LF ST E ı n E R I nı ETl S C H E
32
KARAKTERİ
33
RU D 0 L F S T E J n E R / n ı ETl S C H t
3.
.34
KA RA KT E R İ
· Haçlı seferleri sırasında. Hıristiyan lara karşı, özellikle haşhaşın etkisiyle di·
renip savaş veren Müslüman topluluğu . (Çev. n . )
• • Giz. (Çcv. n )
• • • Ahlakın Soykütüğü Vstiinc. F . Nictzsc h e . Çev . : ı\hmct i na m . Say Yay . .
200.3 . s . 1 4 9- 1 50 . (Ed . n . )
.35
RU DOLF ST E i n E R / n J ETl SC H E
,At-"..-1-
İ ns ni zayıflığın özel bir belirtisini, her türden bir ahi-
rete; insanın içinde yaşadığı dışında, başka bir d ünyaya
olan inançta görür, Nietzsche. Onun görüşüne göre , !!:!
?
san yasama, daha büyük bir zarar getiremez, bu dünya
Z.lJ
.
36
KARAKT E Rİ
37
RUD0 L F ST E l n E R / n I ETl S C H E
5.
38
KA RA KT E R İ
. .
Onun içgüdüsel tüm çabası, kümeden, çokİ Uktari. ,- eK's -
riyetten azat olduğu, kendi ' kalesi ve gizemlerine' ulaş
mak içindir. (İyinin ve Kötünün Ötesinde, 2 6 . Bölüm . )
Şen Bilim'de, d iğer insan ları 'hazmedemediğinden' yakı
nır; • ve İyinin ve Kötünün Ötesinde'de, (282 . Böl üm . )
'genel insani' besinlerin tadına varılan sofraya oturdu
gunda ekseriyetle vahim sind irim sorunlarına yakalandı
gını itiraf eder. İ nsan lar, o, kendilerine katlanmak zorun
da kaldığında, N ietzsche'ye yaklaşmamalıdırlar.
6.
.39
R U D OLf STE l n E R I n ı ETlSC H E
40
KA RA KT E Rİ
7.
4 1
RU D0LF STE l n E R / n t ETZ S C H E
8.
42
KA RA KT E R İ
43
RUD0L F STE l n E R I n ı ETlSC H E
9.
44
il. BÖLÜM
OSTINSAN
10.
48
ü sT i n sA n
49
R U D 0 L F ST E l n E R I n ı ETlSC H E
50
ü sT i n sA n
1 1.
51
R U D O L F STE t n E R ı n l ETl S C H E
• ;ı .g.c . . 9 .
52
ü sT i n s A n
12.
13.
• a.g.c .. 1 0.
RU D O L F ST E l n E R ı n l ETlSC H E
14.
54
ü sT i n s A n
s ı için . Vicdan azabı duyan insan, derler erde mli ler, uy
kusunda kötü rüyalar görüp huzuru kaçan kişiye benzer.
"Bunu bilen azdır; ama insan sahip olmalıdır bütün
erdemlere ki, iyi uyuyabilsin. Yalan yere şahitlik mi ede
ceğim? Zina mı edeceğim? Komşu nun kızına göz mü ko
yacağım? Bunların hiçbirisi bağdaşmaz iyi uykuyla . . .
Tanrı'yla ve komşuyla iyi geçi n . Böyle ister iyi uyku.
Ve hatta komşunun şeytanıyla dahi barışık ol. Yoksa ge
celeri musallat olur sana . " *
Erdemli kişi, içtepilerinin emrettiklerini deği l, ruha
sukunet veren eylemleri gerçekleştirir. O, yaşama dair,
h uzur içinde düşler kurabilmek için yaşar. Aslında, adı
na ruh sükunu dediği uykuyu, hiçbir düşün bozulmama
sını tercih eder. Bu şu anlama gelir: Erdemli kişi, eylem
lerini belirleyici kaideleri herhangi bir yerden almayı ve
ayrıca da sükunete ermeyi ziyadesiyle yeğler. "Onun bil
geliği şu anlama gelir: Uyanık kalmak, iyi uyumak için ve
hakikaten hayatın anlamı olmasaydı ve ben seçmek zo
runda olsaydım manasızlığı, o zaman bence de bu olur
du, en seçilesi manasızlık. " * dedi Zerdüşt.
Zerdüşt'ün dahi inandığı bir zaman oldu, yeryüzünü,
yeryüzü ötesinde bir ruhun, bir Tanrı'nın, yarattığına.
Hoşnutsuz, acı çeken bir Tanrı tasavvur ederdi Zerdüşt.
Tanrı'nın kendisine hoşnutluk sağlamak, ıstıraplarından
kurtu lmak için yeryüzünü yarattığına inanırdı bir zaman
lar. Ama bunun bir sanrı olduğunu kavramayı , kendinin,
kendisini yarattığını öğrendi. "Ah, siz kardeşlerim , be
nim yarattığım bu Tanrı insan eseriydi ve -:- çılgınlığıydı
tüm tanrılar gibi" * * Zerdüşt duygularından faydalanmayı
ve yeryüzünü gözlemlemeyi öğrendi. Ve yeryüzüne inan
dı; bir daha öte dünyada gezinmedi düşünceleri . Bir va
kitler körd ü ve yeryüzünü görememişti , bu yüzden kur
tu luşu yeryüzü ötesinde arad ı. Ama Zerdüşt görmeyi ve
15.
56
ü sT i n s A n
16.
57
R U D O L F STE t n E R ı n l ETZ SC H E
58
ü sT i n sA n
Bölüm . )
Richard Wagner yalnız müziğin a _ nlamına dair görüşle
rini değiştirmiş olsaydı , bu durumda Nietzsche'nin onu,
kınamak için bir bahanesi olmazdı . O takdirde N ietzsc
he en fazla şunu söyleye bilird i : Wagner, eserleri dışında
bir de sanat üzerine yanlış teoriler üretmiştir. Ancak
Wagner'in, yaratısının son dönem inde gerçeklikten kaçı
şı ulu lamak üzere Schopenhauer'ın öte dünya inancını
sanat eserlerinde de belirtmesi, m üziğini bu amaç için
kullanması: Nietzsche'nin zevkine aykırı düşm üştür.
Fakat Wagner Olayı, bu dünya pahasına öte d ü nyanın
ulu lanması kavramı, çilecilik idealleri kavramı, söz ko
nusu olduğunda, hiçbir şey ifade etmez. Sanatçılar ken
di ayakları üzerinde d u rmazlar. Tıpkı Richard Wagner'in,
Schopenhauer'e oağlı olduğu gibi; sanatçılar "daima
özel uşakları olmuşlardır, ahlakın veya felsefenin veya
bir dini n . " •
Filozoflar, hakikatin aşağılanması ve çilecilik idealle
rinin savunuculuğunu yapıyorlarsa şayet, bu farklı bir
şeydir. Onlar bunu, derin bir içgüdüyle yaparlar.
Schopenhauer, bir sanat eserinin yaratı l m ası ve haz
zına varılmasına dair yaptığı betimlemeyle bu içgüdüyü
izah etmiştir. "Kısacası, sanat eserinin, içinde estetik
hazların oluştuğu fikir yorum ların ı böylesine hafifletme
si, sadece sanatın, özü n l ü olanı vurgulamak ve dışınlı
olanı elemek suretiyl e , şeyleri daha anlaşılır ve daha
karakteristik temsil edişine güvenmez, keza aynı şekil
de şeylerin özüne dair salt nesnel bir yorum için gerek
li olan iradenin sükütuna, en kati suretle, seyredilen
objenin, istem ile ilgi kuran şeylerin alanında b ulunma
dığı takdirde ulaşılabilirliğiyle de ilgilidir. " * " (İstenç ve
Tasanm Olarak Dünya 3 . kitaba ilavelt:;r 30. Bölü m . )
59
R U D O L F STE i n E R ı n J ET Z S C H E
60
Ü ST i n SA n
61
RU D O L F ST E l n E R / n l ETZS C H E
62
Ü ST İ n s A n
kı , çeviren: Pfeiffer. )
Bu cümleler, her bir rahibin düşünce biçimini dile ge
tirir. Rahi pl iğin asıl karakteri n i ifade eder. Ve bu karak-
• Yazarın v u rgusu.
63
R U D 0 L F ST E i n E R ı n I ETZS C H E
64
ü sT i n sA n
65
RU D O L F ST E t n E R ı n ı ETl S C H E
�v{,,,,,_,ffe�,-,fl� I
Modern bilime hizmet edenlerde dahi hala çilecilik
idealleri gizlidir. Her ne kadar bu bilim, b ütün eski inanç
tasarımlarını üzerinden atmış olmakla ve yalnız gerçek
liğe uymakla övünse de. Saymaya, parçalamaya, tartma
ya uygun olmayan, görülemeyen ve tutulamayan şeyleri
hükümsüz sayar. Bu suretle "varlığın , hesap uşakları
nın-alıştırmaları ve matematikçilerin sınıfta pinekleme
leri olarak kepaze edilmesine" aldırış etmez bilgin ler.
(Şen Bilim, .373. Böl ü m . ) Böyle bir bilgin , akıl ve duygu
ları önünde cereyan eden dünya hadiselerini, bunlara
düşünceleriyle hakim olabileceği şekilde yorumlamayı
kendisine yüklemez. Şöyle der: Hakikat, benim yorum
lama sanatımdan bağımsız olmalıdır ve benim görevim
hakikati ortaya koymak değildir, aksine d ünyanın görün
güleri tarafından hakikat bana dikte edilmelidir.
Bu modern bilim, her şeyi dünyanın görüngüleriyle
izah ediyorsa, sonunda nereye varacağını, bu bilimin bir
taraftarı olan (Richard Wahle) henüz yayımlanmış olan
bir kitapta (Das Oanze der Philosophie und ihr Ende ·
66
surette gelirler, ki bir bilgiye ait kavram , alelacele, se
bepsiz yere ortaya çıkabilir . . . Ve ' kavramlar' hadiselere
ışık götürebilmek için süratle öne geçmişlerdi, ama bun
lar aldatıcı ışıklardı, bilgiye ulaşmak isteyen ruhlar, za
vallı, açıklıkları içinde hiçbir şey i fade etmeyen , boş bir
bilgi form unun önermeleriydi . Meçhul faktörler değişim
de hüküm sürmelidir. Bun ların tabiatı üzerine, karanlık
•
67
R U D 0 L F ST E l n E R ı n l ETlSC H E
68
ü sT i n s A n
19.
69
RU D O L F ST E i n E R ı n I ETZSC H E
70
ü sT i n sA n
7 1
R U D O L F STE i n E R ı n I E Tl S C H E
72
ü sT i n sA n
20.
73
R U D 0 L F ST E t n E R ı n I ETZ S C H E
74
üsTi nsAn
75
R U D O L F ST E i n E R ı n l ETl S C H E
76
ü sT i n s A n
21.
• Böyle Bııyıırdıı Zcrdiişt. Ü ç ü n c ü Böl ı i m . ' Kü�· ü ltcn Erdc ıı1 Ozcrinc ' . .3 .
77
R U D O L F ST E l n E R ı n I E Tl S C H E
78
ü s T i n sA n
22.
79
R U D O L F STE l n E R I n ı ETlS C H E
80
ü sT i n sA n
23.
81
R U D 0 L F ST E i n E R I n ı ETl SC H E
82
ü sT i n s A n
24.
83
RU D O L F S T E l n E R ı n l ETl S C H E
uğram ışların, fena - zayi olm uşların yükse lişi olurd u . Ni
etzsche, bunun tam aksini amaçlar: Güçlü, otokratik
şahsiyetlerin özeni. Ve her şeyi eşit ve egemen bireysel
liği, umumi aleladelik denizinde yok etmek isteyen ihti
rastan nefret eder-.
Herkes, aynı şeye sahip ve erişmiş olmamal ıdır, Ni
etzsche'ye göre , tam tersine herkes, kendi şahsi kuvve
tinin ölçütleriyle erişebileceği şeye sah ip ve kavuşmuş
olmalıdır.
26.
84
üsTi nsAn
85
R U D 0 L F ST E l n E R / n ı ETlS CH E
86
ü sT i n sA n
27 .
87
RU D 0 L f STE i n E R ı n l ET Z SC H E
88
ü sT i n s A n
28.
89
R U D O L F ST E i n E R ı n t ETlSC H E
90
Ü ST İ O SA n
29.
·
Edimlerinin bütün d ürtülerini,
ir d ı
t<!
e dinden aldığı ve
(
üce itaat etmedi i için, Dıonysial tin özgür
v-ıa
d
,,1 c
91
R U D O L F STE l n E R / n t ET l S C H E
92
ü sT i n sA n
9.3
RU D O L F ST E i n E R ı n I ETlSC H E
94
ü sT i n s A n
99
RU DO L F ST E l n E R / n ı ETZSC H E
1 00
n ı ETlS C H E ' n i n G E L İ Ş İ Rı S EY Rİ
101
RU D O L F ST E l n E R I n ı ETZSC H E
1 02
n ı ETZ S C H E' n i n G E L İ Ş İ Ol S E Y R İ
31.
1 03
RU D O L F S T E t n E R ı n ı E Tl SC H E
32.
1 04
n l ETl S C H E' n i n G E L İ Ş İ Ih S EY R İ
Tragedya 'nın Doğuşu, F . Nietzschc , Çcv . : 1. Z. Eyu boğl u . Say Yay .. 2 00.3 .
(Ed. n . )
1 05
RU D 0 L F ST E l n E R f n ı ETZSC H E
33.
34.
1 06
n ı ETl S C H E ' n i n G E L İ Ş İ ih S EY R İ
35.
1 07
RU D O L F ST E i n E R ı n I ETZ S C H E
36.
1 08
n ı ETZ S C H E ' n i n G E L İ Ş İ Ih S EY R İ
Richard IVagncr Bayrcııth 'da. F. Nictzsc h c . ç.c v . : M. O�man Tokl u , Say Yay . .
2003 ( Ed . n . )
ı o9
RU D 0 L F S T E i n E R ı n J ETl SC H E
t .µ,z('.
f'v ���
i-j/�1.1 bli i
· f"'4dvvu.r . I
- �
1 10
n ı ET l S C H E ' n i n G E L İ Ş İ lh S EY R İ
tgitirnci O/cıra/\ Sclıopc-11/ıaııcr, t'. N ictzschc, Çcv . : Cemal !\tila, Say Yay . ,
2003 . ( Ed . n . l
1 1 1
R U D O LF ST E i n E R ı n J ETZSC H E
38 .
1 12
n I ET l S C H E ' n i n C E L İ Ş İ O'ı S EY R İ
1 13
RU D O LF ST E l n E R ı n I ETZ S C H E
1 14
n t ET l S C H E ' n i n G E Lİ Ş İ Ih S EY R İ
1 1 5
R U D 0 L F STE l n E R / n ı ETlSC H E
39.
1 16
n ı ETZ S C H E ' n i n G E L İ Ş İ fh S E Y R İ
1 17
RU D 0 L F ST E l n E R I n l ETlS C H E
1 18
n ı ETlS C H E ' n i n G E L İ Ş İ ih S E Y R İ
40.
İnsanca. Pek lnsanrn. f. NictLschc. Çcv : Cemal Atila. Say Yay . . 2003. (Ed. n.l
1 19
R U D 0 L F ST E t n E R ı n J ETlSC H E
1 20
n I ET l S C H E ' n i n G E L İ Ş İ lh S EY R İ
12 1
RU D O L F STE i n E R ı n I ETZS CH E
41.
1 22
n ı ETl S C H E ' n i n G E L İ Ş İ l'h S E Y R İ
1 27
R U D 0 L F ST E t n E R ı n t ETlSCH E
1 28
P S İ KO PATO L0 j İ K P R O B L E ih
1 29
R U D O L F STE i n E R ı n I ETlSC H E
1 30
P S İ KO PATO L O İ İ K P R O B L E fiı
131
R U D 0 L F ST E l n E R ı n I ET Z S CH E
• Burada Paul Ree' n i n , aynı zamanda Nietzsche' nin d ü nya görüşü m u h tevi
yatına önemli ölçüde etki yapmış olduğu kesi nlikle iddia· edilmemektedir.
• • Malwlda von Meysenbug ( 1 8 1 6- 1 903): Yazar. Nietzsche, Sorren t ve Ro
ma' da, Malwida'nın muhitinde te krar tekrar, daha uzun süreler b u l u n mak
tayd ı . - Bir idealistin Hatıraları, Uç Cilt. 1 8 7 6 . - Bir İdealistin Hayat Akşamı,
Hatıralara i l işkin Ekler. Berl i n ve Leipzig o. J. ( 1 8981.
1 32
P S İ K0 PAT0 L 0 j İ K P R0 B L E lh
1 33
RU DOLF STE i n E R ı n t ETlS C H E
1 34
P S İ K O PATO L O j İ K P RO B L E lh
1 35
R U D0 L F STE l n E R ı n l ETZ S C H E
2.
' a.g.c . , 4.
· ' kems,yar. Ayarı d oğru olmaya n , ayarı bozuk. (Ed. n . )
1 36
P S İ K 0 P AT0 L 0 j İ K P R0 B L E !h
1 37
R U D 0 L f STE l n E R ı n l ETlSC H E
1 38
P S İ KO PATO L O İ İ K P RO B L E llı
1 39
R U D 0 L F STE i n E R ı n I ETZS CH E
1 40
P S İ K0 PAT0 L0 j İ K P R0 B L E fh
* ,, ,1,. vf �,,,
-f/!- ,.""' !"/t.J .,4.J;-,,_ 4
141
R U D O L F ST E i n E R ı n J ETl S C H E
1 42
P S İ K0 P AT0 L 0 j İ K P R0 B L E ih
1 'L 5
R U D 0 L F STE i n E R ı n I ETlS CH E
1 44
P S İ K O P AT O L O j İ K P RO B L E ih
1 45
R U D 0 L F STE i n E R ı n I ETlSC H E
1 46
P S İ K O PATO L O İ İ K P RO B L E lh
1 47
RU D 0 Lf STE i n E R ı n t ETlSC H E
151
R U D O L F ST E i n E R / n ı ETlS C H E
1 52
F R I E D RI C H n I ET l S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ V E P S İ K 0 P AT0 LO İ İ
1 53
RU DO LF ST E ı n E R ı n t ETlSCH E
i 1,,ı
hayata ya da benzer bir hayata değil : - yeniden dönüp
gelirim ben, sonsuz kere, bu aynı ve bahtiyar hayata, en
� büyük ve en küçük şeyleriyle beraber. " * -
�
·
1 54
F Rı E D R ı C H n ı ETZS C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ V E P S İ K 0 PAT0 L0 İ İ l
'J;".r<J �i AL ?? 41°I' "..W�J' .9. �-
� S}.
.
1 55
R U D O L F ST E i n E R I n t ETZSCHt
1 56
F R I E D R I C H n ı ET l S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ V E P S İ K O PATO LO j i
L"4
yeniden efendi olur zayıfla � bu dan şu anlam çıkar,
onlars�unluslu oluşturur, � m de onlar daha akıllıdır
. . . Darwin , ruh u un utmuştur (- bu l ngiliz'cedir! ) �a�,
daha fazla ruha sahiptir. . . üce sahi olan ruhtan vaz
geçer. " * (Nietzsche'nin Eserleri, Seri 8, s . 1 28 . )
Hiç şüphesiz, yoğun duyarlık v e güdü ler, onun göz
lemlerini, özellikle kendi şahsiyetine yön lend irmek üze
re, belli bir dereceye kadar, birbirlerini gerekli bulurlar.
Hatta her yönden sağlıklı ve ahenkli doğalar, örneğin
Goethe gibi, engin iç gözlemde, düşündürücü bir şeyler
bile bulabilirler. N ietzsche'nin tasarımlarıyla, büsbütün
bir karşıtlık oluşturur Goethe' nin mütalaası : "Kılavuz
olan : Kendini bil sözünü ele alırsak, bu yönde n onu, çi
lecilik an layışıyla yorumlamamız gerekmez. Bu sözlerle
hiçbir şekilde, günümüz h ipokondrist, h ü morist ve he
atontimorunlerin , heatognozisi kastedilmem iştir, aksine
bu, d üpedüz şu demektir: Bir yere kadar kendini sakın ,
kendine u y ki , n e şekilde, seni n gibilere ve dünyaya mal
olduğunu algılayabilsin . Bu arada psikolojik işkencelere
gerek yoktur; yeteneği olan her insan , bilir ve anlar,
onun ne demek olduğu n u ; o yararl ı bir öğüttür, her bir
kişiyi, fiilen , en parlak avan taja ulaştıran . . . Nasıl tanır in
san kendisini? Seyrütemaşa ile asla, eylem sayesinde
1 57
RU D0LF STE i n E R ı n I ETl S C H E
..
• Goethc' nin Doğabilimlerine Müteallik Yazıları, Rudolf Stcincr tarafından ya
yımlanmıştır. Dornach 1 9 75. Seri iV 2. Nesir Biçiminde Vecizeler, Etik,
s. 46 1 .
· • Nesir Biçiminde \lccizeler. Kendisi üzerine Ooethe. s. 537.
1 58
F R I E D R I C H n t ETlS C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ V E P S İ KO PATO LO j i
1 59
RU D O L F STE t n E R I n l ETZ S C H E
1 60
F R ı E D R ı C H n I ETlS C H E' n i n K İ Ş İ L İ G İ V E P S İ K0PAT0 L 0 İ İ
161
R U D 0 L F STE l n E R ı n t ETlSC H E
• Deccal. 8.
1 62
F RI E D RI C H n ı ETlS C H E ' n i n K İ Ş-İ L İ G İ V E P S İ K O PATO LO İ İ
kısa bir süre önce ortaya çıkmış bir şiirin son mısraların
da açıkça görebiliriz:
"Şimdi -
arasında iki Hiç 'in
kıvranmakta,
bir soru işareti,
bir yorgun muamma -
carihalara özgü bir muamma. . .
kuşkusuz "çözecekler" seni
. teşneler "çözümüne"
pır pır kanat çırpmakta/ar etrafında,
carihaların muamması etrafında, Asılmışlar!. . .
Ah Zerdüşt!. . .
Kendi kendinin erbabı!. . .
Kendi kendinin cel/adı!. . . ,, ..
1 63
RU DO LF S T E l n E R ı n t ETl S C H E
arasında �
tan yontulmuşlardır. Onların düşünce ve karakterleri
mansız zorunluk hakimdir j
..
1 64
F R I E D R J C H n J ETl S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ V E P S İ KO PATO LO j i
1 65
R U D O L f STE l n E R ı n I ETZSC H E
1 66
VI. BÖLÜM
f'RIEDRICH NIETZSCHE'NIN
KlşlLlöl
Bir Anma Nutku
Berlln, 13 Eylül 1900
1 69
RU D 0 L f S T E t n E R ı n I ETl S C H E
1 70
F R I E D RI C H n J ETl S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ
171
RU D O L F STE l n E R I n ı ETlSC H E
l"rtedrlch Wllhelm Rlt8chl ( 1 806· I 876): Eski filolog. N ietzsc h e 'n in , önceleri
( 1 863) Bonn'da. kendisinden eğitim aldığı. daha sonra ise. o n u n la birlikte
Leipzig'e gittiği hocası. Bir öğretmen ve aynı zamanda arkadaş olarak. Ni
etzsche'ye her konud a destek vermiştir. ancak Nietzsc hc'nin Tragedyanın
Doğuşu isimli eserine, Ritschl'ın gösterdiği olumsuz tepki nedeniyle birbirle
rine yabancılaşmışlardır. Söz konusu e se re . o zamanın. hemen hemen bü
tiin bilgi nleri. aynı olumsuz te pkiyi vermişlerdir.
1 72
F R I E D RI CH n ı ET Z S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ
· Tragedyanın Doğuşıı. 3 .
. . <ı.g. e . , 1 .
1 73
RU D O L F STE i n E R ı n I E Tl SC H E
1 74
F R I E D RI C H n t ETZ S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ
1 75
RU DOLF STE l n E R / n ı ETlS C H E
1 76
F R I E D RI C H n I ET l S C H E 'n i n K İ Ş İ L İ G İ
yor. " 1 888 yılında, böyle söz eder, 1 878'de yayım lan
mış olan eseri İnsanca, Pek İnsanca'nın amaçları hak
kında. Nietzsche, her şeyden evvel sığınak arar gerçek
likte . Yeni doğabilimlerinde derin leşir, onlar sayesinde,
gerçekliğe dair bir kadın reh ber kazanabilmek içi n . i n
sanları, bu gerçeklikten uzaklaştıran tüm öte dünyalar,
ona göre artık, hazzı, dolayımsız, taze varlıktan alabile
cek güce sahip olmayan zayıf insanların fantezileri tara
fından üretilmiş olan , nefret edilesi art dünyalardır. Do
ğabilimL insanları, salt doğal bir oluşumun sonuna yer
leştirmiştir. İ nsanı n altında yer alan her şey, bu neden
le, insanı, kendinden ortaya çıkarmak gibi daha yüce bir
anlam kazanmıştır. Artık insan, b u kendi anlamı n ı yad
sıyıp, kendisini uhrevi bir anlamın sureti kı lmak isteme
yecektir. i nsan anlamalıdır ki, kendisi, doğaüstü bir gü
cün değil, aksine "bu dünyanın anlamıdır. " . Mevcut ola
na karşı d üşmanlığı gerektirmemelidir, insanın orada
olana yönelik çabası. Nietzsche, gerçekliği katlanılır kı
lacak olan yüce olanın n üvelerini de, gerçekliğin kendi
içinde arar. Bir tanrısal töz olmamalıdır insanın ulaşma
ya çalıştığı; kendi gerçekliğinden, yüce bir mevcudiyet
biçimi doğurmalıdır, kendisi için . Bu gerçeklik, kendi
kendisini aşar; insanlık, üstün i n sanlığa ulaşmaya kadir
dir. Oluşum her zaman vard ı . Oluşumu, insan da, yürüt
melidir. Oluşum yasaları, şimdiye değin oluşmuş o lan
her şeyden daha engin, daha kapsamlıdır. İnsan, sade
ce orada olana bakmakla yetinmeyip, gerçek olanı m ey
dana getirmiş olan asli kaynağa geri dönmelidir. Eski bir
hayat görüşü, ' İyi ve kötü ' n ü n yeryüzüne nasıl gel dikle
rini araştırmıştır. Bu görüş, ' ebedi olanda' ' iyi ve kö
tü 'nün neden lerini keşfedebilmek için, varoluşun ardına
geri dönmesi gerektiğine inanıyord u . Fakat Nietzsc
he'nin, 'ebedi' ve ' u hrevi' olanla birlikte ' İyi ve kötü' nün
saygınlığını da yadsıması gere kmekteydi. İnsan, tabii
olan vasıtasıyla var oldu ve kendisiyle birlikte 'iyi ve kö
tü ' var old u . İnsan yaratm ak ' iyi ve kötü 'dür. Ve yaratı l-
1 77
R U D O L F ST E l n E R ı n l ETZSC H E
mış olandan daha derin olan ise yaratıcıdır. 'İnsan ' , 'iyi
ve kötünün ötesi nde'dir. Birini iyi, diğerini kötü saymış
tır insan . Tutsak almalarına izin vermemelid ir. şimdiye
değin inandığı ' iyi ve kötünün', kendisini. Şimdiye kadar
yürüdüğü oluşum yolunda, gelişimini sürdürebilir. O ,
sürüngenlikten, insanlığa geçti; insanlıktan d a , üstinsan
lığa geçebilir. Yeni bir iyi ve kötü yaratabilir. Halihazırda
ki değerleri 'yeniden değerlendirebilir' . Nietzsche, yapı
tı Değerlerin Yeniden Değerlendirilmesf nı yazarken zi
hin bulanıklığı içine sürüklendi. Sürüngenlikten, insanlı
ğa evrilme, onun, doğa bilimlerinden edindiği bir tasav
vurd u . O , bizzat kendisi araştırmacı olmadı; evrim fikri
ni başkalarından devraldı. Onlar için bu fikir, akıl mese
lesiyd i . Nietzsche için yürek meselesi old u . Diğerleri, fi
kir kavgasını yürütüyorlardı, tüm önyargılara karşı. Ni
etzsche kendisine, yeni fikirler ile nasıl yaşanabileceğini
soruyordu . Onun kavgası, tamamen, onun ruhunda olu
yordu . O, üstün insanlığa giden doğuşa, insanlara katla
nabilmek için gereksinim d uyuyordu . Onun hassas ru
hunun, içime aldığı doğa hükümlerini, bu yönden, ıssız
yücelerde, tek başına aşması gerekiyordu . Son yaratı
devresinde, gerçekliğin bizzat kendisinden elde etmeye
çalışır Nietzsche, daha önce ideal bir sahada, yanılsa
mada, erişeceğin i sandığı şeyi. Yaşam, yaşamın içinde
sıkıca kökleşmiş olan , ancak bununla beraber yaşamın
dışına götüren bir ödeve sahiptir. İ nsan , dolayımsız var
lıkta, gerçek yaşamda donup kalmamalıdır; hatta doğa
bilimleri tarafından aydınlatılmış olan yaşamda da. Bu
yaşamda da dertli olunma/Jd1r. Bu, Nietzsche'nin fikri
olarak kalmıştır. ' Üstinsan'da bir araçtır, varlığa katlana
bilmek için. Bütün bunlar işaret etmektedir ki, Nietzsc
he, 'varoluştan dertli olmak' için doğmuştur. Teselli ne
den leri arayışlardan meydana gelir, onun dehas ı . Hayat
görüşleri uğruna savaşlar, çok defa şehitler hasıl etmiş
tir. Nietzsche, yeni hayat görüşü ideleri ortaya koyma
mıştır. İ nsan , gittikçe daha fazla olacaktır ki, onun deha-
1 78
F R I E D R I C H n ı ET l S C H E ' n i n K İ Ş İ L İ G İ
1 83
RU D O L F S T E J n E R ı n ı E TZ S C H E
1 84
K E n D i "YAŞAflı S EY R İ flı " D E n
1 85
R U D O L F STE l n E R ı n l ETl S C H E
1 86
K E n D i "YA Ş A fh S EY R İ fh " D E n
187
R U D 0 L F STE l n E R I n l ETZ S C H E
1 88
K E n D i "YAŞAfh S EY R İ fh " D E n
1 89
RU D 0 L F ST E i n E R ı n t ETl SC H E
1 90
K E n D i "YA Ş A fh S EY Rİ fh " D E n
191
RU D 0 L F ST E J n E R ı n l ET l SC H E
1 92
K E n o i "YA Ş A lh S EY R İ lh " D E
n
gula nmıştır.
Yaz ar tarafınd an vur
\93
R U D O L F STE i n ER ı n ı ET Z S C H E
böyle
gıcın analoj isine göre sonu tasavvur etmek . Hal
sakı
iken kendi mizi, bu gibi yüzeysel mütel aşilikl erden
dilmiş varlığ ı, gecen in
nalım ; zira evren in, bir kere bahşe
değild ir,
iki konum u arasın da yer alan kayıtsız bir epizot
tam tersine geri adımlar ımızı ve öne atışlarım ızı yapabi
leceğim iz tek zemindir . . .' Dühring'e göre , konumları n
daimi yinelenmesi, yaşam bağlamında bir çilecilik de
arz etmez. Şöyle söyler: 'Şimdi kendiliğinden anlaşıl
maktadır ki, yaşam şevki prensipleriyle, özdeş olan
formların e bedi yinelenmesi birbiriyle bağdaşmaz . . . ' "
N ietzsche, doğa anlayışıyla, bir akıbete sürüklenir ki,
bu, Dühring' in matematiksel incelemeleri ve yaşam kar
şısında onu, umacı gibi görmesi nedeniyle irkilerek geri
lediği bir akıbettir.
Makalem şöyle devam eder: " . . . farz edelim ki, mad
di parçalar ve kuvvet öğeleri ile kombinasyonların sayı
labilir bir miktarı m ümkündür, o surette N ietzsche'nin,
'özdeş olanı n dönüşü' fikrine varmış oluruz. 'Aforizma
20.3'd e karşım ıza çakan, D ühring 'e ait görüşlerden
biri
sine .karşıtlık �lu�turan bir fikrin savu nulm
asınd an baş
ka bır şey değ ıldır: (Koegel Neşriyatı , Seri
��
f 'in Eseri : 'Nietzsche'nin Bengi
Xll ve Norn ef
Dönüşe ilişkin Öğreti
�
sı n�e a orız ma 2 2 ) : 'Evren-kudreti nin
ölç üsü bel irle n
mış .
. tır, tuk enm ez değ ildi r: Ken dim izi
sak ına lım , böylesi
�
konsept dağı l alarınd an! O
hald e, bu kuv vet in kon um
��.
ları , değı ı. lerı , kom bin asy
onları ve gel işim leri , her ne
�
k d ar mu
.
.
thış mu azz am ve fiile n ölç
üle me z ols a da , ke-
,
sın lıkJ e bel irlid ir ve tükenm
ez' değ ildi r, b u şu d em ek tır .
k'ı, kuvv et eb ed iyen özd
eş ve faa ldi r: Şu an a .
sons uz luk ak ıp geçti kadar bır
�� :� � � �
bil e . bu .
!
o ası �� lişmeler yin e/enm �
den ar t r.
d ey e ki, tüm
kı gel ışım , bir y inel a l e, şu an
enm ede n ibare t
ol m alı ve dol ayıs
la, onu m eydan a
getiren �
d n olu şanve b
ıy
riye ve geriye
lığa gelm iş tir, t
doğru d e va
üm k u vv e tıe
�� .
er şey, sayısı z
·
u şekild e ile
d e fala r var-
rın b ü t ü n ko
n u m u ge n.
dön-
1 94
K E n D i "YAŞArtı S EY R İ rtı " D E n
1 95
BU BASKIYA ILfŞKIN NOTLAR
\ 97
f'J>MIYAT Dizini
Yaz.ılar
Konferanslar
lnsanm Menşei Ve Amacı. Tinbilimin Ana Hat/an. 2.3 konfe
rans, Berlin 29 Eylül ı 904'den 8t1aziran 1 905'e kadar. Konferans
1 Aralık 1 904: Tin bilimleri ışığında Friedrich Nietzsche. GA bibi .·
Nr.5.3
1 99
RU D O L F STE l n E R ı n ! ETZSC H E
200