Ya - Mur Ta - Hakk - Nda (#119575) - 101515 PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

76 ~ı.

cAvIT B AYS UN

Ikinci m eş ru ti yet in ilanı n d an bi r müddet so nra Osm an lı tah-


tına ç ıkan Mehmed V. ' in de Ihla mur köşk ünü pek s e vdi ğini ve
müsald mevsimlere tesad ül eden cuma selamhkları n ı müteaki b
tenezzüh için ek ser iya bu k as rı tercih cy ledi ğirıi bilenler, halta ih-
tiyar ve dü ş k ü n h ük ü m d arı araba ile Hacı Hüseyin Batı yo lunda
g ö renler ha la yok d e ği ld ir LI .
y A GMUR TA Ş ı HA KKINDA

A . S ühegl Ünver

Kütüphanelerdeki araşhrma l a rı mı z e s na s ın d a
elimize, Ş aban
Ş ila i 'n i n k ıymetl i ta şl a ra diiir Şi{tiiy e { ;'I-tı b adlı
eseri ge çti, Ş im­
diye kadar t a şl a r h akkında y az ı lm ış en es ki ki tabın Na s!r üddin
T üs! t a rafı nda n te' lif edilen eser o ld u ğu n u ve tedkiklere daima
bunun esas turuldu ğun u biliyo r uz.
Şaban Ş ilai Efend i'nin de bu bahse merak ederek, pek ço k
me' hazla ra b a ş vurm ak suretiyle bir eser vücude getirdijl'i gö rü-
lüyor. Bu to plama es erde, panzehir t a şla r ı, panzehir o larak kul-
l an ı l an hayvani madde ler, hayvan! ve mad eni taşl ar s ıra ile bir-
birini takib etmekted ir, Ese rin s on k ı s m ın d a bi lhassa hacer-i
berf·ü baran'a ya ni y a ğm u r t aşına müh im bir yer ve rilmiş ve
bundan uzun boy lu bahsed ilmi ştir.
Y a ğ m ur t a şına i da ir şi md iy e kada r ya p ı la n ted kikler de Şaba n
Ş ilarni n bu eseri kuJla nılm ış de ğildir . Ismind en de an laşı ldı ğı gibi,
taş l a rın şi fa ve rici h assalarmı inceleyen bir eseri n, ay n ı zamanda
mücevherat tan d a bahs eden bir kilab o lması na i hıima l ver ilme-
lam b ı ı ı &cuı ee eeteede e vveli devrilmi, _ ' OIU . kan ı mı" nihayet B ı rra k. dem mes ini, da ha do ğrusu nc maks adla yazı lm ı ş olur sa olsun, taşlara
basm ııttr . N . m ıı ıi h ıo ld t a boa i ıı i a d ı lı' e~ eı:ı. y az ıın a z d a D t ı re t m i ı ti k. (Beı ikt. , ee
d o l a yı s iyle Hruı Hil$~gln B alı b ık luı:ı da bk, M. Cuid B a y . ıı n , S.,lkt41'a ddi" a id bütün eserlerin kü l hal ind e ele alınmam ış bu lu nm a sını bu na
Akademi ( m e c: m ı.:ı a ) 6, t, tn bul, 1946). sebeb ol arak g ôstermek mümkünd ür.
11 MI81"III'I IHlndacl biri ta mJ dite ri re üee vbee olmak üee r e iki tarih t eşkil Filvaki, tı b bt te'Iifler arasına giren bu eserin müellili, akll ve
eden makt ııı ' . rab harfler iyle ş u ş ek i lded i r: naklt ilimlerle m eşgu l olduğu n u. zengin bir kütübhaneye sahib
•..:.'I:ı' ":"A T .:....;-r , L:..O, ~ ~ ,..,.
bu l und u ğ unu bildi ğ i miz hekimlerden ve ilmiye tari ki rnensubla-
oS J!.:- ~.J .u ..s4i .J..ljl ~ ~ " 'il, J'.
rında n Şaba n Şifa ! Efend i'd ir.
U - Sa /la ıı R~/(Jd 'ln en u ru/ili t e"'uilhRd!1I IMama , kaerı olup Cuma 0' 0
Ay aş'la do ğ up Istanbul med reselerinde muntazam bir tahsil
zunleri . cla m l ı k r.. mi rttfen sonra dleleku r Ihla tna, 'Q fje ya% mev .im ı.nnd. Bal·
mum ca kaıkıiıı e R'd . rdi ... JMama,. kö, kil niIn b121ıç~.ln de çok giil 12112" ba /tı ııda. ­
ı Ya:Q'mur t_ ,Jt h e k kıed e ma l üma t almak ve bu hc.t; u.t;taki te d lc ilıı: leria f e çir-
lu ftdalı ıril m.". lml nde be/ ,udikl."illde" bi,.er tü l kopa" p h cn ı m laTl ll fJ h .Ji!l~
dit i ıı a f lııa. lın . dair fikir edinm ek ü ıe n:, P nı f . M. fgad Kaprii lij'uüa E 5 k i t (j r k -
d m.k {ls~,.. ziitü ,.ii,.dü - A li Fced Türklif!tdi, Ga,.iip iı ittlkl.rlm , ~88 v.d., Tiirk
J e r d e d i ro r • III i h r i lı j r aa & a tl e ya t ~ ve yaYa g m tl r ta , i (Da "a ı.
Tarib Kurumu y aYlllı t arıllıd an, Acık araı ı 9~ 9 .
jÜfl urı Eddlyat Fc kiilt n l m~eml'l cur) , IV. 1, l ı t :u b u 1 1923, ad!ı cı ain ieııe mü,..
eut edilmelidir.
78 A. SUHLVL uı.."VER V AC~ıUR TAşı HAKKı::--ııA 79

gören bu zati n tebabetteki ihtisa sı dikkati çek mi ş ve kendisi sa-


ray hekimlig-ine tayin edilmişti. Şifai, bir zaman, S üleymaniye
medreses i gi bi he kim yetiştiren bir müessesede bb de rsleri ver-
miş, D a r üşşifa' n ın baş heki m li ği vazif es inde bu lu nmuş , a y rı c a Hacer-I Berf· U Ba ran
Ordu baş-bekimi sı fatıyl a b ir çok ye rler d o laşmıştır. Şi fal Elen-
di 'nin heki mlikte üstad ı ol mak üze re Hayar t-zade gösterilmek te Ebülberekat Nisaburl ve Nasir Tüsi ve hakim Tifaş l ve
ve Şifal Efendi buna za m a nın ı n Hi pok ra!' ı sayacak kad ar delt e r Mansıırt ve sAir iti rnad olunur alimlerin o taşın actb hikaye lerini
vermek tedi r. Ş i fai'nin d ai ma ya nonda bulundurd u ğ u ki tabıard a ve ga rib riv ayet/erini nakledip ken d ileri itimad ettikleri bi rçok
bir takım notlar mevcuddur ki, b unlar onu n hal terc ümesini ta- kimselerden i şittiklerin den do ltr ulultuna i na n m:şlard ır. O taşa
mam lar. T alebeleri ve ta hsil d ereceleri hakkında mü him haylı Türkler ye de 1.'1 dem iş le rd ir' . Mütead d id sın ı f ları ve gari b ha s-
malümat ihtiva eder. salan görü l m üş bir t a şdı r. Bazısı top rak re nginde beyaz ve
Dev rinde bil gili b ir hekim olarak tanılan Şab, n Şifa i Efe nd i, a ğrr o lup deru nunda kırm ızı no k ta bulu nu r ve baz ı lekesiz b eyaz
iyi hu ylu, güler yüzlü ve has tal arına ilaç vermede n ön ce gü zel ve kimi koyu kırmızı (pıhtılaş mı ş kan rengi) ve kimisi d e muhtelif
sözler söyleyen bi r insan idi. DOğum tarihini bilmed i ğim iz bu zat. renk lerde o l ur m u ş. Ebu lb er ek at : (Be n hazine-i s u.ta n zaman ınd a
me'hazları n kayd ı na gö re epey i ihtiya r ol duğu ha lde Diy arbakır merk ür vasıflarl a me vsuf bir ç ok nevilerini gördüm) demi ş tir .
niyabeti nde n ma' zulen gelirken Anka ra'da Zilka'de 1116 (1705) d e Made ninde d ahi iht ilaf o lup bazı büyükler o l taşı madenidi r. Ha-
ölmuş ' ve o ra y a gömü lmu ştu r . la ve Tamgaç vilayet/ erind e olur derle r. An da d ahi ih t ilaı o lup
Zamanında , ilmi d eg-er ind en d ol ay ı kazandıltl şöhreti çeke mi- kimi hanazir (yani do muz) cinsinden bir beyva ran bansın ın kar·
yen ler oldug-unu "e ara. ma bun dan ş i kayet etli ltini bildi g-imiz nında bulunur dem iş. Am ma ekseriyet Ç in iklimierind e " e Iran
Şaban Şilai Efe nd i, yağm u r t aşına da ir k ı sm ı bah is konu -nur ola n d ıyarının do ğu ta rafl arı n d a bir cins yabani ördek olur, kanatları
Şifaiy .si ni, Meh med LV. nam ına yaz mıştır. Eser bir mukad d ime kızıl, c üssesi büyü ktür, an a fars dilinde s ürha b derle r ki a ngı t de .
üç Ias tl ve b ir hati med e n mürekkeb olup tam ismi Rtıale-i şifa­ d ill'imiz k uşun ismid ir. Bu kuş bahar günlerinde suları sı lt ola n
iyy e f i bey ani enva'-i ahear'dır. Bu kita bın Ista nbul ~üt~bhan~Ie­ göllerd e yuva y a par. Ya z gunlerinde o ma halli n s ul a rı çek ilmekle
leri nde mütead did nüshaları vardır (T op k apı Sarayı muzesı , H azıne bu kuş y u v asını ik i zir a' kazı p ol t a şı b ulurlar. Ne ka da r top-
Ktb. No. 489 ve 551; Nuruo smani y e Ktb . No. 3544, bu rnisha l a rıa rs a h ükümdarları haz inesine teslim ed erle rm iş. O k uş, M ısır
müellifin ta shihler ini ha vidir) s. Şifaiy.n i n , tür kler arasında a n'a - d ıy arınd a d a çok olup se mmur d er ler . T üyü ile gemil ere ziy-
nev! bir kıymet ta şrdı ğmı bild iltimiz Ya ğmur t aşın a taallük eden net yaparlar. Am ma o taşın ahvalini b il m ezler rn iş . Cum hur - ı tür-
k ısm ını bugü nkü ifade ye çevirerek. ileride bu mesele üzerinde ka n müttefi kle rd ir ki her ner ed e bu yaltmu r taş ı ku lla nılırsa kar
çalışacak la ra küçük bir yardım o lmak üzere ve hiç b ir fikir i1i1- ve ya ğmu r he r ne is terlerse o yerde ve o yere yakın olan y er ..
ve etmeksizin naklediyo ruz. Bu nakle esas olan metin Antalya lerde mutlaka eserl e ri zuhur ed ip isted ikler i kar ve yaltmur ya.
kütübha nesind eKi nüshad a n alınmıştır. 1146'da Yalık öyünde istin- A'ar. Cumh u r-ı türkAnd an bir cemaa t o taşın hassalarına vAkı f
sah edil e n An taly a n üsh asınd a müste nsih, eseri Derviş Om er Şi­ olmakla o mert eb e meharetleri vardır ki is terle rse y azın güneş
fai' ye izale etmekle yanılmıştır. Ya ğmur taşı b ahsi yukarda da Esed bu rcunda iken ya ğmur ve kar ya ğmak çok ş i d d e tli yel es ·
bel i rtti ği m i z gibi eserin so n kısmındadır ve madeni ve hayvanı rnek gibi acib es erle ri o taşların AmAfi ile zuhura g etiri rler. Bir
t a şları n o nüçü ncüsü nü teşkil eder.
Bu t aı ıtl .dı y~:J~ ( . .... ) ve ge a a. ( i..... ) (JaJe (.~ i~ ) , ekilieriade yu.lm ak-
fi
ı Burn h T. hir Beyı O.moılnl, müelli/t. ,." ur, a. 220, Ilh Dbu1134ı. Vef ik Pa,.. me rh.um L e }u;ı1ı - i Oıma " r 'd. y~d(l iminiDI tc r(:ih e t·
tadı t' . A lı m lt a
J Bur.. t ı Tabir Bey A yn . esr., 111••. 22 1; bu es e riıı A yu ()fya ve Nıı ruo. · mı,tir. Bu kel ime Dltllf nfJ Luz aWI · Türk'de ':'1 = ya' , e kliDde dir. Kua bk , M.
maniy e kütiibbaneleriode ele birer Dü ıhu ı buluDduA'UDU yau r. FUAd Köpr iilü, Aııı . ur.• • . 8.
so A. SthlEYL tlNVER
YA(;~ıUR TAşı HAKKINDA SI'
derecede ki kasabalar ve k öylerde n birinin b ir tara lı na ka r ve
ya ğm ur ya ğ d ırır d i ğer ta ra fında güneş mey d a nd a ve hava da
IAHf olur. B Az ı ları ya ğmur için başka, ka r ve d o lu ve havanın de-
ği şme s ] ve rüz g Ar ve toz için başka ba şk a t a ş l a r vardır demiş­
lerdi r. Amm a ri va yet edenler in ço ğ una g ö re bu b ir nevi 'dir ki
seng-; ge da ve s eng-; ya t derler. A ncak o garib eserlerin zuhu ru
b u san'at a viikıf olan ların ço ğ a l m a s iy le olur. Yiini bir yerde on -
la rd an b irkaç şa hıs toplanı rsa bir i ka r b iri y a ğm u r biri dolu
ya ğmasına gayret ed ip k ud ret s ahib i olan Cerıab-ı Hak lüt uf ve
kereminden her birinin sa y ı - u gayret ine göre de te'sirini halk
ed er. Am ma biri bul unsa ka r ve y a ğ m u r ve sair gari b eserlerd e n
ha ng isini di liyorsa a ncak o nu yapar demiş ler. Biiz ı ule ma o aciiib
eserler b"ı aziiim ve efsun vası tas ı iledir ki on ları tür kle rde n
bir tiiife bilirle r. O nla ra ya l hiebi ve o t a ş la rın az imeti o kunmad a n
bir te's iri olmaz, derler. Bir cemaat dahi rnezkü r taşın te'siri Tür-
k is ta n d i yarına ma hsusdur. Di ğer vila yetlerde te'siri gö rülmez.
Amma muhakk ki T üs! on ları ya l a n lıya rak «Bu hassa lı taş ele
geçse hang i vilaye tte o lursa olsun ka r ve ya ğmurdan isten en ne
iıe o ya ğar, Ancak yap m as ını bilir bir şa h sa mu ht a ç t ır > de miş tir.
Lakin us ül ve e rk a m n ı beyan etmemişti r . Baz ıla rının mücerred
bir kabın içine ka r veya s u ile o taş lard a n birisini koyarlar ve
yüksek bir yere bırakırlar. Ne niy et ve istek ed ilir ise o mey dana
gelir. Efsuna ve azAime muht aç bir taş de ğ ildir deyu rivayel et-
li kle ri muka dd ema dolud an k oru nmak için na k!o lunan Büzürk
Mihr ba hsi nd eki hikayeye uy g undu r. Ti f aş i mer h um rivayeti
ü ze re d a hi o taş la rın , kul la nılm ası m bilen şa h ı sl a ra mu htaç ol du ğ u
sa bitt ir. Zira o alim hekim na kl et t i ğ i ş eyleri ili mad ett ijl'i insa n-
lard a n d aima sahi h o ldu ğu n u tevsik ile ri vay et ed er. Önce geç-
miş sult a n la rın m eşh url a rınd a n Su ltan Mehmed Ha n i Harezmi
orduga hı nd a b ir p lr-i t "r kı o ta şı ne key fiyet ile kul l a mld ı ğım
ve acib o lan eserle rinin ne s ure tle meyd an a ç ık tı ğ m ı lı lna t sah ib i
Tifaş!'ye şöyle anlatmrştır: , O namlı h ükümdar yaz gün lerinde
say ısız askerle sefere çıkm ıştr . Bir salırada ke r vanın ha ra relin
ş iddetinden ve toz un ç o kl u ğ und an zengi n, fakir. p iyad e ve s üvar i
ne kadar insan varsa hepsi iztira b ç ekmi şti , O su ltan- ı a t- şan
ya ğ mu r t aşıc ı muh ataza ede n adamına ferma n eyled i ki bu iht iy a r
Ş; filye ' ni:ı; Topkııpı SarA}'1 ııüshuı :ıdıı! bir bibtiYOi'Tafya ıa bilesi.
us ül ve er k anı M riaye tle o taşı kull an sın. All a h'ın em riyle ya ğ mu r
y a ğ ere k ha vaya i'tidal gelsin. T a ş ın mu ha fız ı hükümd arrnın fer -
82 A. SO'HEYL uı-'VER YACMUR TAşı HAKKIN DA 83

m an ı üzerine o ptr-i t ürk lyi davet elli. Benim d ahi on larla ülle- malta başlad ı . E ğer yağ m u ra se beb ola n ins a nla r ôldürülmes e,
t im old u ğ u nd an be n de beraber b ulunup yapt ı ğını se yr ellim. O lerdi i, lerinin te'si ri uzun zaman bak] k alır ve seng.; y ede vası ..
~a h1S b ir çad ı r içinde başını aç tı . Bir ta sa su ko yu p ö nüne k oy d u. tu iyle kar, ya ğ m u r ve tulan d evam eder. D ü şmanla nca g al ib
Oç tan e uzun ka m ı ş al dı . Birin i o lasın salt, d ilteri ni sol l ara lına g elirler d edi.
yer e dikti ve üçüncüsünü ta sm üzerine o iki ka m ı şın baş la rına Yukarıd a z ikrolunduğu üzere bazı zevat hasıl olan ne ticeler
b _ll'I. dl. So nr a y a ğm u r taşı re nginde c anlı bir yılanı kuy r uğ u n ­ o taş a mahsus bir ha ld ir, azirnet ve efs unsur kar ve ya ğm ur ve
c an o ta şın üze ri ne g eç irilen kamış a başa ş ağ ı b a ğla y ıp a stı . tufan dan hang isi istenirse ya l nız o taşı s uya bı rak m akla istene n
Öyle ki yil a n ın başınd an tas içind eki s uya ik i e nd aze yü ksekliği h al :uhur eder, .demişlerdi . Buna b ina en bi r ga rib hikaye nak-
va rdı . A ndan sonra t aşın m u halızır. dan iki pa rça taş ahp olası n f~tm ı ş ıe rd ır. Eskı zam anlard a S emer ka nd ş ehri nde ya ğmu ra ih-
iç ine bıraktı . Ba d ehu çık arı p o taşlan yavaş yava ş birbirine tiyaç artıp o taş: bir tas içi nde suya bırakıp bir yere k oya rlar .
.sürltü ve her birini bir l ard a altı. Son ra gene alı p suya attı ve Halız a dınd a bir ada m bilmiyerek s uy u içe r, O and , yağ mu r
çı ka rıp s ürtl ü. T ekrar suya b ıraktı. Bunu yedi d ela tekrarladıktan y a ltma2'a ba ş lar ve gece gündüz di nme k bilm ez. Ş e hi rdek i ev-
s onra o ıasdan bi r mikd ar su ahp etrafa serpti. Bu esn ada dô rt lerd en ba ş ~a. birçok iller in harab ve aha li nir. helak ol aca ğ ı
ihl iyarı n ba ş ı a çık ve saçı dzltınık ve hey'e ti ga za p nak idi. Mı­ korku~u be!ırır ve her ke s ş a ş ırıp kah r. Nihayet s usa ."IŞ ha lı zı n
rıldanar a k bi rş eyle r s öyler ve başın ı s emaya kaldırır, g uya yalt- s u y~ ıçmesınden b öyle y altm ur y a ltd ı ltı an laş ıla rak zava ilı ad am
mu r is te rdi . Iki s aa t kadar bu vechile hareke t ettikte n s on ra şehırden çı~a rılır. O a nd a ya ğm ur di ne r amma hef m n yürüdültü
b irden e tra ft a bulutlar g özüktü ve bol bir y altmur başladı , hava yolları dahı s eller k." plam ış, o turma k istedilti ye rle rd e dah i y alt.
serinled l, insan ve hayva n rahat ell i. Bunu rivAyet ey leyen de- mur durrnemı ş, a h alı hay re tlere d üşmü ş tü . Ve lhası l b u lbret verici
mişt i r ki ben ~anı celil olan Ra bbu lalemin' in hikmetine akıl ermez h aller halızda n ileri ııeId ilt; anlaşıl ı nc a z a vallı a dam memleket te n
. a h k a m ı m ve yaratt ıkla rı n a te vd i' et ti~i ia~ib e s r a rı nı t e ma ş« için sürülür :'~ y~~mu~ ? ir.e r. Fakat gi ttilti ye rd e d e yaltmur ya lim ış
o ihl i yarı n ya nına d e vam edip y u k a rıd a yazılan ah vali d elalarla ve ke nd ısı kolu bır In san muamelesi görerek Ma\ter aünnehirtden
·g ö rd üm. Selerd e n d öndükten so nr a ya z gü nleri hav a g ay e t sıcak ~~ Horas~ n 'da n ta rd edil m iş, hiç b ir yer d e kalarnam ış, M ısır'a
·ike n ziyareti ne va rıp avdetinde yaltmur un çokluğ u n d an d olayı ı l tıea el mış. Gi tt ilii memleketi n u ğu ru ile bu hal ken d ind e n zAiI
.s elle rd e n ge çe mezd im. Bu dahi Allah il te'alA'nı n b ir hikm etidi r ki o.l muş . Biraz so nra gön ülü, vatan muhabbeti i mandandı r, düşü nce­
ri va yet olun ur. Bu işle iş ti ga l eden ş a h ıs lard an b iri her ne zama n s ıy le Semerkand'a gitmek Ist em iş. La kin o g ari b ha linin y en ide n
o işe b aş lasa elb ett e mal, evlad ve e nsa b d hetind e n b ir mazarra ta zuhurundan korkarak vaz geçmiş. -A d am u zun bir zaman sonra
ultr. r ve mutl ak a b ir mus ib et ilc k a r ş ıl aşarak so nund a fakirlik le va tanı na dönmü ş, a kra basiy le bul uş muş ve ke nd isinde o garib
ömürlerini ge ç iri rle rmiş . Ma'a -haza ke ndini bu i şe me'mur eden ha l a r ttk z u ~ü r e tme.m iş, amm a ad ı t a şa n isbe tte Halız Yed a k alm ış.
s ultan l arafınd a n ve rile n ihsan lar a z o lma z im iş. T i l_ş rn i n bu Bı r cemaat dahi, evvelce ıikrolu nduğu üzere, o taş vası t asiy le
r iva ye tinden ba şk a yalan s öylemediğ i he rk esee bilin en d ilte r ze - zuhü ra gele n ese rle r mutla k suya koymakla o lmaz , taşın kullanıl­
" at nak letmi şl erdi r ki: H a rezmşah S ulla n Meh med , Cen gi z istila- mas ını bilen sihi rbazla r bulunmak gerektir, demişlerdir. Buna ina.
sın da n önce Çi n semtin e gi tm iş ti , Bu memlek et e y ak laşınc a o nanlardan bazıla rı hay va n! ta ş la rda n ba l ık ta ve insan mesanesin -
d erece çok y a ğ m ur ve ka ra tutu ldu ki a skerin çoltu ölüm te hli- de pe yda o lan t a şla r va sı tasi y le de bu i ş i bi len ler , kar, ya ğmu r
kesine d üştü. Hü k ümdar o me vsimde bu h a v anın ya ğmu r t a şı v~ d o lu ya ğdır m a k ve ş idd etl i rü zgAr hasrl elm ek gibi garib ha -
ku l l a nı l m as .n da n iler i g e 1diil"ini a nh ya ra k bi rka ç adam ı nı o rdu gAh ~ıseler zuhura g eti rirle r, d e m i şlerd ir. Amma Nasir T üs t'nin terci hi
rak ı nındaki da ğa gönderdi. O rad a yağmu r y a ğ dı rm ak la m .şg u l uzere o t aşla rın g ay ri siyle zuhura gelmemesi, Muhamme d bin
iki kötü insan bulunatak huzura getirildi. Hükümdar o iki habisi Ze ke riy ya Ebub ekir Raz i'ni n akab. hikAyesin e muva fıktır,
.siya h ke çeler e ,ard ırıp d i'; dıri gö md ürd ü ve d erhal h au aç·l- O büyük ve sözüne i n a nı lı r Alim Kiıa tiı."I-hGtni$ na m eserind e
84 fi.. sthIEYL uı-.'·ER

d er ki : T ürkistan'c a iki memleket arasında bir akabe (g eçil)


vardır. Bu d erbendden geçmek iste yenler b indikleri ve yü k y ük- DAMAD ı BR A H i M P AŞA DEVR INDE LALE
lettik leri hayvan ları n ayakla rına keçe sararlar ve gayet y avaş
yürürler, ta ki o hayvanların na l ve tırnakları o tehlikeli yolun M. Mür.ir Aklepe
taş ların a çarpm asın. E~er hayvan ların tırnaZı o taşa do kunursa
ve ya hay vanı sıkı sürmek ten dolayı bi r ta ş zed elenirse he men
hav a kara m etrafta bulutlar pe yda ol ur ve yaltmur başlar. Mev- Bugün lale d enili nce o nunla a!ıl kelı bir devre. bAz ıları nı n
sim kış ise, yalimu r tufan gibi şiddetli ya ğar yo lla r kapanı r. Coltru-yar.lış la le de vri ad ın ı ve rd ikleri, Da mad ıbrahim Paşa' nın
~lezkür diyardan geçenler bu ıaşlardan alara k Tü rkislan şehir­ s ~d.are : zamanı ~.lıra g elmerne k mümk ün celiildir. Bu se bebiedir
lerine ve sa ir ye rlere g öt ürü rler. Bir yerde kar ve yali mur yağ­ kı ı lk bakışta,. bizde, 1~ lenin x vııı. asrın başında, Ahmed ııı:ün
dırmak ist eseler su ile dolu bir kaba bu ta şlardan biri ni ko yup saltanatı ve bilhassa Nevşehirli Damad İ b rah i m Pa ş a'nı n s adareti
yük sek bir yere bırakırlar ve isted ikleri yeri ne gelir. Naslr T üsl es nasın d a .zuh~r ve ink i~ af etm i ş zehabı ha sıl o luy or. Ha lb uk i
Tensukn ame'd e ve di ğer müe lliller ke ndi eserlerinde akabe hika - b~ mes~le ı!e bıraz yakı noan meşgul o lanlar, mütene vvi re nkli b u
ye si Muham med bin Zek eriyya'ya mahsus d eliil, T ürkistan d iya - guzel çı çeR'ın çok daha ön ce leri me mleketimizde rnevcud bulun-
rında böyle geçilmesi g üç boliazlar ço k tur ve oradan ge çenle. d.ultunu, . devl~t riea li "e ha lt a pad iş ahlar d ahil bir çok kimsel e-
rin b u hali gördükleri meşhurdur. Hatl a o muhalaralı ge çitie rd en rı n 1. le ıle ~Iakadar oldu ğ unu g örürler. Lalenin milli edebiyatı.
geçerken baliırmak, . yüksek sesle konuşmak, bir şey yıkamak, mızd~ "e bılha s s a T ürk tezyini san'a tla rı nda işgal etmiş oldu ğu
abdes t boz ma k ve bira z siyah re nkli ,eyleri bile suya koym ak mevkıe bakılı rsa, bu çi çe ği n ço k eski bir devirde n itibaren kültür
ca iz de ğ ildir. Elier b unlardan biri yapılırsa ya z ise ya ğmur, kış hayatımı za gi rmiş bulundu ğ u a n l a ş ıhr.
ise kar yali ar, fır tı na ç ı kar, d emişl erd i r. Laleye, X":l. ve ~vıı: as ırlarda, yan i O s m a n lı Im parat orlu ğ un­
Eb ülber ekAt Ni şabü ri, mezkür halleri yazıldıltı üze re bildir- un en ~aşmetlı. d.. vı rl~r~n de, memleketimiz d ahilind e b üyük bir
dik ten s onra, bu g arib ş eyler sözlerine inanılır kimse lerce meşhur ~he n:mıye t_ verıl.~lşı çinile r. ku maşla r ile merrner ve tahta eşya
ve çok müla va lerdir ve kimse b unu inka r ed ip aksini id d ia et- uz erınd e s üsleyici bir mo tif olara k kullanıl dıltı g ibi saraylarda. v ü-
memişti r. Anca k üs tad Ebu-Reyhan Birunl'nin, bu hikayeleri alaya z~ ra ve ulcma ko.nakl arı.nda, haltA miilevaz ı sını fın bahç elerinde,
alıp, benim nazanmd a bu cins i ş, yAn i tabiate hükmetmek insan- su ~lemek maksadiy le e kılen karanfil, !rÜ I, sü nbül nev 'inden çiçek-
ların ve taşların yapablleceğ! işlerden d eliild ir. Bu riv.yeııer lerin başında yer a l mı ştı r.
hikay e kabi llndendir. demi ş olması g aliba ke nd isine s özler ine . Bi.z bura~af mevzu'u muz haricinde kalan, lAlenin menşei ve ta-
inanılır bilginlerin bize kadar gelen rivayetlerinin varmadı~ından rıhçe~lf ~d ebıya h mı za ve san'at h ayatı mız a ne zaman ve ne şekil ­
dolayıdır. Düşünecek o lurs ak Ebu ·Rey ha n haklı ise d e h u hadi- d e gırm ış .o ld u~u. ~es e lef eri üze rinde uzun uzadıya durmayaea-
sele ri gözleriyle görenlerin ver d ikler i haberler çok yayılmıştır ve lt~z . !ed kık e tti ğ i mi z eserlerden lAlenin , esas itibariyle bir Ş ar k
kafiy en vesveseye hacel yoktur, dem işlerdi r. çıçeliı oldu ğu nu, umumiy etIe yaban i ne v'inin Japon ya Cenubi ve
Hikmet (fızik) bilenle rd en Ebül-Abbas Ti la ş i ise vuku' una O~ta .Asya ile. Kafkas~a'~ı~ ,. İran'ın ve kıs men Türkiyeini n bazı
Ina nd ı ğm ı Ezh a,ü't- elktir adlı es erinde malüm oldu ğu üze re, ina - musaıd yer l erınde y e ti ş ti ği n], daha ziyad e XVi. asırda, bu bö l-
nılı r İ nsanlard a n rivaye:l erini naklettikten sonra Yüsuf suresinden gelerden . ~ \'rupa kı l'~sı na oradan da A merika'ya geçti ğini s öy-
s e çt l ğ] bi r ay etle d emek istiyor ki: _Semalard a ve ye rd e nice lemekle ı k tıla edec e ği z i .
hakika tler va rd ır ki y an larından geçe rler de o hak ikatlerd en göz - b h ı Mubtetif
d ' dil le rde Ile" edilmi, auildopedilerd. ~'- ı' • 1·1 " r ma k a i e ie:"d eD
• • y. d aı
lerin i çev irirler. Bu işin hakikatini A llAh bilir ve o her şeye kadird i... lı ollUta erli- topla malGma t e lde et mek mümkündür.

You might also like