Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1

Atatürk’ün Sarayburnu Konuşmasından

kendinin kusuru değildir. Kusurlu hareketlerin acı, kötü sonuçları vardır. Bunun
İstanbul’da Sarayburnu parkındaki gazinoda gece toplantısında söylenmiştir: farkında olmamak, suçtur.
Sevgili kardeşlerim, İşte Türk milleti bunun için üzüntü duydu. Fakat artık millet hatalarını kanı ile
Karşınızda olmakla ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Memnunum, duygulu- ödemiş ve iyileştirmiştir. Artık rahattır, yaratılışında olduğu gibi, artık Türk şen-
yum, mutluyum. Bu durumdan duyduğum mutluluğu ufak notlar halinde belirle- dir, keyiflidir. Çünkü ona ilişmenin tehlikeli olduğunu tekrar ispat istemez, inan-
dim. Bunları içinizden bir vatandaşa okutacağım. cındadır. Bu inanç aynı zamanda dilektir.
Atatürk elindeki küçük notları orada bulunanlardan bir gence verdikten sonra tek- Nutuk bitince halk arasında bir kişinin Cumhurbaşkanı’na heyecanlı bir sesle ko-
rar alarak şu sözleri söyledi: nuşma yapması üzerine Atatürk tekrar ayağa kalkarak şunları söyledi:
Vatandaşlar, bu notlarım asıl Türk kelimeleri, Türk harfleriyle yazılmıştır. Karde- Vatandaşlar, Arkadaşlar!
şiniz bunu hemen okumağa girişti, biraz çalıştıktan sonra birdenbire okuyamadı. Çok söz, uzun söz bir şey için söylenir: Gerçeği anlamayanları gerçeğe getirmek
Şüphesiz okuyabilir. İsterim ki, bunu hepiniz beş on gün içinde öğrenesiniz. için… Ben bu devirleri geçirdim.
Arkadaşlar, Şimdi sözden çok, iş zamanıdır. Artık benim için, hepiniz için çok söz söylemeye
Bizim düzenli ve zengin dilimiz, yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Asır- gerek kalmadığı inancındayım. Bundan sonra bizim için uygulama, hareket ve
lardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve an- yürümek gerekir. Çok işler yapılmıştır, ancak bugün yapmaya zorunlu olduğumuz
layamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak zorundasınız. An- son değil, fakat çok gerekli bir iş daha vardır: Yeni Türk harfleri çabuk öğrenil-
ladığınızın eserlerine yakın bir zamanda bütün dünya şahit olacaktır. Buna kesin- melidir. Vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanse-
likle eminim. verlik ve milliyetseverlik görevi biliniz. Bu görevi yaparken düşününüz ki, bir
milletin, bir sosyal topluluğun yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bil-
Yeni Türk alfabesiyle yazdığım bu notları bir arkadaşa okutacağım, dinleyiniz.
mez. Bundan insan olanlar utanmalıdır.
Atatürk notlarını Bolu Milletvekili Falih Rıfkı (Atay)’a vererek okuttu:
Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir; övünmek için yaratılmış,
İstanbul halkının bu geceki toplantısına beni kattığınız için çok teşekkür ederim.
tarihini övünçle doldurmuş bir millettir. Fakat milletin yüzde sekseni okuma yaz-
Her zaman, her yerde olduğu gibi, bu gece burada da halk ile karşı karşıya geldi-
ma bilmiyorsa bu hata bizde değildir. Türk’ün karakterini anlamayarak kafasını
ğim anda, büyük, yüksek bir kuvvetin etkisi altında kaldığımı duydum.
birtakım zincirlerle saranlardadır. Artık geçmişin hatalarını kökünden temizle-
Bu kuvvet nedir? mek zamanındayız. Hataları düzelteceğiz. Hataların düzeltilmesinde bütün vatan-
Türk harflerinin, Türk sosyal heyetini oluşturan yüksek insanların, kalp kaynakla- daşların hareketini isterim. En sonunda bir sene, iki sene içinde bütün Türk sos-
rından yükselen duyguların, isteklerin, heyecanların, niyetlerin; bir noktada, bir yal heyeti yeni harfleri öğreneceklerdir. Milletimiz yazısıyla, kafasıyla bütün uy-
hedefte, bir amaçta birleşmesidir. garlık dünyasının yanında olduğunu gösterecektir.
Bu kuvvetin bu kadar ortaklaşa olabilmesi, onun çok temiz, çok soylu olmasından
kaynaklanır. Bu benim ve bütün dünyanın gördüğü kuvvet, mutlaka en yüksek nite- Halka doğru kadehini kaldırarak:
liklerle kendini gösterir. Eskiden bunun bin mislini süprüntülüklerinde aşağılıklarında gizli gizli içen iki
Bir millet, bu anlamda bir kuvvet ve canlılık gösterdiği zaman, o milletin insanlık yüzlü sahtekârlar vardı. Ben sahtekâr değilim, milletimin şerefine içiyorum.
tarihinde yepyeni bir devre açmakta olduğuna şüphe etmemelidir. İki musiki heye-
tini dinledim. Özellikle sahneyi birinci olarak süsleyen Müniretül Mehdiye Hanım
Hakimiyet-i Milliye, 11 Ağustos 1928
sanatkârlığında başarılı oldu.
Fakat benim Türk duygularım üzerinde artık bu musiki, bu basit musiki, Türk’ün
çok açılmış ruh ve duygusunu karşılamaya yetmez. Şimdi karşıda uygar dünyanın
musikisi de duyuldu. Bu ana kadar Doğu musikisi denilen şakımalar karşısında
kansız, cansız gibi görünen halk, hemen harekete ve uygulamaya geçti. Hepsi oy-
nuyor ve şen, neşelidir. Eğer onun bu güzel huyu bir zaman için fark olunmamışsa,

You might also like