Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 60

Etik İlkeler ve İhlaller

Şener Gönülaçar
sgonulacar@gmail.com

23 Temmuz 2019
Ankara
Etik İlkeler ve İhlaller
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

İçindekiler
I. Etik............................................................................................................. 5
1. Devlet ve etik ..................................................................................................... 8
2. Mesleki etik (profesyonellik) ve yönetim etiği ............................................. 12
II. Temel Etik Değerler ............................................................................... 16
1. Adalet ................................................................................................................ 16
2. Eşitlik................................................................................................................. 17
3. Dürüstlük ve doğruluk .................................................................................... 17
4. Saydamlık ve hesap verebilirlik ...................................................................... 17
5. Hukukun üstünlüğü ......................................................................................... 18
6. Hoşgörü ............................................................................................................ 19
7. Saygınlık ve güven ........................................................................................... 19
8. Hak ve özgürlükler .......................................................................................... 20
9. Vicdan ve iyi niyet............................................................................................ 20
10. Sorumluluk ..................................................................................................... 20
11. Tarafsızlık ....................................................................................................... 21
12. İnsan hakları ................................................................................................... 21
13. Hümanizm ...................................................................................................... 21
14. Bağlılık ............................................................................................................. 21
15. Sevgi ................................................................................................................ 22
16.Tutumluluk ...................................................................................................... 22
17. Olumlu insan ilişkileri ................................................................................... 22
18. Hizmet standartlarının yükseltilmesi ........................................................... 22
19. Emeğin hakkını verme .................................................................................. 23
20. Yasa dışı emirlere karşı direnme .................................................................. 23
III. Etik Dışı Davranışlar .............................................................................24
1. Yolsuzluk .......................................................................................................... 25
2. Ayrımcılık .......................................................................................................... 26
3. Kayırmacılık ...................................................................................................... 26
4. Rüşvet ................................................................................................................ 29
5. Zimmet.............................................................................................................. 31
6. Görevi kötüye kullanma ................................................................................. 31

3 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

7. Görevi İhmal .................................................................................................... 31


8. Sömürü (istismar)............................................................................................. 31
9. Psikolojik yıldırma (Mobbing) ....................................................................... 32
10. Bencillik .......................................................................................................... 32
11. Şiddet-baskı-saldırganlık ............................................................................... 32
12. İş ilişkilerine politika karıştırma ................................................................... 33
13. Hakaret ve küfür ............................................................................................ 34
14. Bedensel ve cinsel taciz ................................................................................. 34
15. Dedikodu ........................................................................................................ 34
16. Davranışın etik açıdan yargılanması ............................................................ 35
17. Etik Dışı Davranışın Haklılaştırılması ........................................................ 36
IV. Çıkar Çatışması ...................................................................................... 38
V. Etik İhlalleri ve Etikten Muafiyet............................................................ 44
1. Kamu görevlileri etik sözleşmesi ................................................................... 44
2. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kararları ............................................... 45
3. Etik’ten muaf tutulan kurum ve kişiler ......................................................... 49
VI. Etik İlkelerin İhlal Sebepleri .................................................................. 51
1. Kişinin değerleri, öncelikleri ve tecrübeleri .................................................. 51
2. Psikolojik nedenler (Kişilik bozuklukları, hırs, aç gözlülük, kin) .............. 51
3. Liyakatsiz personel davranışları ..................................................................... 52
4. Fakirlik ve ücret düşüklüğü ............................................................................ 53
5. Devletin sorunlu örgütsel yapısı .................................................................... 53
6. Sosyo ekonomik nedenler .............................................................................. 54
VII. Eğitim ve Etik....................................................................................... 55
1. Öğretmenlerde rastlanan etik dışı davranışlar .............................................. 55
2. Eğitim Öğretim Hizmeti Verenler İçin Mesleki Etik İlkeler ..................... 56
VIII. Genel Değerlendirme ve Sonuç .......................................................... 58

4 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

I. Etik
Etiğin ilgi alanı, insanın bütün davranış ve eylemlerinin temelinin araştırılmasıdır.
Ahlâk, kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğru ve yanlışları ve bunlara uygun olarak
nasıl davranılması gerektiğini belirler. Ahlâk, geniş tabanlı ve nasıl davranılması
gerektiğine ilişkin yazılı olmayan standartları içerir. Etik ise, hem daha soyut
kavramlara dayalıdır hem de bu soyut kavramlardan ne anlaşılması gerektiğini
tanımlamaya çalışır.1 Osmanlıcada “ilm-i ahlâk” ve “felsefei ahlâkiye” olarak geçen ve
Türkçede törebilim sözcüğü ile karşılanan etik, Yunancada “karakter” anlamına gelen
“ethos” sözcüğünden türetilmiş olup iki farklı kullanıma sahiptir. Birinci kullanımında,
alışkanlık, töre, gelenek anlamını taşımakta ve hareketlerini antik kentte geçerli olan
töreye uygun olarak düzenlemeye alışkın kişi “etiğe” uygun davranmış kabul
edilmektedir. Daha dar ve ikinci kullanımında ise etiğe uygun davranan kişi, aktarılan
değer ve kural ölçülerini kavrayarak ve üzerinde düşünerek iyiyi gerçekleştirmek
amacıyla alışkanlığa dönüştürendir. Böylece alışkanlık, töre veya gelenek karakter
anlamını da almakta ve etik, erdemli olanın temel tavrı haline gelmektedir.2

Felsefeye göre etik, belli yer ve zamana özgü iyi ve kötü olarak nitelendirilen insan
davranışlarının tabi olduğu kural ve ölçütleri araştırıp tartışmaktadır. Modern çağın
bugün en büyük sorunlarından biri ileri düzeyde endüstrileşme ve teknolojinin
sağladığı olanakları tüm insanlığın yararına ve hizmetine sunabilecek toplumsal
organizasyon ve denetim ilkelerini oluşturup uygulayabilmektir. İnsanlık artık en büyük
yıkım ve felaketleri yine insanlığın etik ilke ve değerlerden sapması ve bir arada yaşamın
yegâne vazgeçilmezi olan adalet ilkesinin ihlal edilmesi nedeniyle yaşamaktadır.3

Etiğin yönelttiği sorular, doğrudan tekil eylemlere ilişkin olmadıkları, yani belirli bir
somut, münferit, özel durumla ilgilenmedikleri için ahlâk sorularından ayrılmaktadır.
Ahlâk ve etik arasında bu kavramsal farklılaştırmadan çıkan sonuç, etik düşüncelerin
kendiliğinden ahlâki olmadığı, ahlâka ilişkin belli bir sorunsala duyulan ilgiden de
kaynaklanabileceği ya da tersine, ahlâki düşüncelerin sırf ahlâki olmakla etik düşünceler
olmadığı, ama etik sorunlara dönüşebilme ihtimalinin olduğunun göstergesidir. Etik
daha geniş bir bakış açısı ile değerlendirildiğinde; belli bir ahlâklılık idesine sahip, belli
bir yaşama idealini hayata geçirmek için mücadele eden bireyin yaşayışını, çağının
gidişatını, üyesi olduğu toplumun yaşayışını eleştiren, hatta mahkûm eden ve
dolayısıyla, mevcut değerler silsilesi yerine alternatif değerler, yaşama kuralları veya
ilkeler benimsemeye kalkışan bir prensip sistemi olarak tanımlanabilir. Bir başka
anlatımla etik, bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması, neyin yapılıp

1İnayet Aydın, Kamuda Etik, s. 1, 2. http://www.tbmm.gov.tr/etik_komisyonu/belgeler/makale_KamudaEtik-


InayetAydin.pdf Erişim Tarihi: 22 Ekim 2014.
2Kadir Çalık, Kamu Yönetiminde Etik Değerlerden Sapma: Bir Kamu Örgütü Üzerine Alan Araştırması,
Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2012, s. 1.
3 Serpil Tunçer, Postmodern Etik: Don DeLillo’nun Romanlarında Bireyin Ahlâki Sorunsalı, Doktora Tezi,
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008, s. 22, 224.

5 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

yapılamayacağı, neyin istenip istenmeyeceği ya da neye sahip olunup olunamayacağının


bilinmesi olarak ifade edilebilir.4

Etik, istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Bütün etkinlik ve amaçların


yerli yerine konulması; neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin isteneceği ya da
istenemeyeceğinin; neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir. Kısacası
etik, iyi, kötü, ahlâklı, ahlâksız, erdem, erdemsizlik gibi değerlerin ne olduğuyla uğraşan
felsefenin disiplin alanlarından birisidir.5 Etik kuralların, açık ve belirli bir alana ilişkin
yazılı kuralları içermesi beklenir. Örneğin, sanat etiği, siyaset etiği, tıp etiği, hukuk etiği,
eğitim etiği, çevre etiği, biyoetik, medya etiği vb. alanlar için ortak ilkeler söz konusu
olmakla birlikte, daha çok kendilerine özgü ilkeleri içerirler. Bu ilkeler, uyması beklenen
bireylerin özelliklerine göre değil evrensel kabul gören kavramlara dayalı olarak
geliştirilirler. Ahlâk kavramına değişik açılardan bakıldığında, çeşitli gruplarda geçerli
olan değer yargılarının değişik nitelikler taşıdığı, hatta aynı gruplar içinde de bu değer
yargılarının değiştiği görülmektedir. Değişen zaman ve koşullara bağlı olarak, eskiden
yasaklanmış davranışlar, zaman içinde teşvik edilen davranışlara dönüşebilmektedir.
Aynı eylemin, farklı ahlâk anlayışları açısından farklı yorumlandığı da bilinmektedir.
Ancak özellikle meslek etiğine ilişkin ilkelerin evrensel olma arayışı vardır ve kolay
kolay değişmemektedir.

Etik/Ahlâk en genel anlamda doğru-yanlış, iyi-kötü ile ilgili değerler, ilkeler ve kurallar
demektir. Toplumsal yaşam için kuralların mevcudiyeti şart olup temelde aşağıdaki
tabloda yer alan üç tür kuraldan söz edilebilir. Ahlâk kurallarının önemli bir bölümü
zaman içinde devlet kurumu bünyesinde hukuk kurallarına ve yasalara dönüşmüştür.6

Kurallar

Türü Kaynağı Uyma Nedeni


Din Tanrı Korkusu İnanç-Günah
Ahlâk Toplum ve Vicdan Korkusu İnanma-Ayıplanma
Hukuk Devlet İyi Vatandaş-Maddi Yaptırım Korkusu

Ahlâk; insanlar arası ilişkiler ve insanların toplum içindeki davranış kuralları bütünü,
yani insanların birbirine ve topluma karşı sorumluluklarını (görevlerini) belirleyen
yaşam kurallarının veya standartlarının bütünü olmaktadır. Ahlâk hukuk kavramlarıyla
da ilişkili olup aslında hukuk kuralları ahlâk kurallarının biçimlendirilmesidir.
Dolayısıyla hukuk ve ahlâk kuralları iç içe geçmiştir. Ancak hukuk kuralları insanların
hareketlerine yönelik ve yazılı olduğu halde, ahlâk kuralları insanların iç dünyasına ait
olup yazılı kurallar olarak ortaya çıkmazlar. Yine “Din” olgusu da ahlâkla yakın ilişki
içinde olup, din belli bir ahlâk anlayışını içinde barındırmakta dolayısıyla ahlâk kuralları
ile ilişki içinde bulunmaktadır. Ancak din kuralları doğaüstü ya da olağanüstü kuralları
içeren ve günah olarak yaptırımı olan ve ahlâk kurallarına göre daha uzun süreli
kuralları kapsamaktadır. Etik kavramı ya da olgusu ise, bir felsefe dalı olarak ahlâkın
temelleri ile uğraşmaktadır. Yani ahlâk etiğin bir dalı olarak görülmektedir. Dolayısıyla
etik kavramı en üstün ve kutsal değerler olan ahlâk, hukuk ve dini değerleri temel alan

4Okan Öztutkan, Kamu Yönetiminde Yozlaşma ile Mücadele ve Etik: Türkiye Uygulaması, Yüksek Lisans
Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, Temmuz 2011, s. 57, 58.
5 İnayet Aydın, 2014, s. 2.
6Ümit Berkman, Değişen Etik Anlayışı ve Yolsuzlukla Mücadele, s. 2, 3.
http://www.etik.gov.tr/EgitimDetay.aspx?id=13&tur=2 Erişim Tarihi: 26 Ekim 2014.

6 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

belirleyici bir olgu olmaktadır. Bu nedenle etik, ahlâkla aynı kavram ya da olgu olarak
görülmemelidir. Etik bir bilim olarak ahlâk ve ahlâki davranış doktrinidir. Bu nitelikleri
göz önüne alındığında etik, bir bakıma ahlâk, din ve hukuk kurallarını da içine alan bir
kavram olup, kısaca ve öz olarak; kişinin davranışlarına temel teşkil eden ahlâk
ilkelerinin tümüdür.7

Erdem – Ahlak – Etik

Etik ile ahlâk arasındaki ilişki:8

 Etik, ahlâk felsefesinin kavramsal boyutunu ve ahlâkın teorik kısmını


oluşturmaktadır. Etik, ilke ve kurallar oluşturarak ahlâk üzerinde felsefi çerçevede
düşünmektir. Etik, ahlâkla, ahlâka ilişkin sorun ve yargılarla ilgilenen felsefe dalıdır.

 Etik, soyut ve kuramsal bakarken; ahlâk tersine bireylerin günlük yaşamı içerisinde
nasıl yaşamaları gerektiğini ince ayrıntılar içinde pratik olarak düşünür.

 Ahlâk, etiğin yaşam pratiğine yansıyan kurallar demetidir. Ahlâk ben, etik ise biz
anlamına gelmektedir. Ahlâk bireysel ve somut sorgulamalar yaparken etik, ahlâk
ilkesini ve ahlâkiliği gösteren eylemleri ve davranışları sorgular.

 Etik, ahlâki eylemin yerini tutmak yerine bu eylemlerin bilgiye dayalı olan yapısını
ortaya çıkarmaya çalışır. Etik, ahlâki davranış modellerinin ve temel tutumların
irdelenip anlaşılmasına dönük ölçütler ortaya koyar.

 Ahlâki sorular daha çok emir veya bildirme kipindeki ifadelerdir. Örneğin; “yalan
söylemeyeceğine söz ver”, “işini düzenli ve titiz yap”, “saygılı davran” gibi emir
ifadeleri veya” yardım etmek bir erdemdir”, “başarı için çok çalışmak gerekir” gibi
bildirme cümleleridir. Etik ise konu olarak daha temel ve genel soruları ele alır.

Etikle ilgili beş temel kavramı da burada belirtmekte yarar vardır:9

 DEĞER: Karşımızdaki obje ya da kavramlar arasında bazılarına önem ya da belli


bir anlam yüklemektir.

7Rafet Çevikbaş, Yönetimde Etik ve Yozlaşma, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Erzurum,
Cilt 20, Sayı 1, Nisan 2006, s. 267.
8 Kadir Çalık, 2012, s. 7, 8.
9 İnayet Aydın, 2014, s. 2.

7 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

 ETİK KOD:Belli bir grup ya da ülke içindeki insanların nasıl davranmaları


gerektiğinin gösteren yazılı kurallardır.

 İLKE: Eylemleri yönlendiren temel düşüncelerdir.

 KURAL: İlkelere uygun eylem yollarıdır.

 STANDART: Beklenen davranışların sergilenmesi, istenmeyenlerden


kaçınılmasında rehberlik yapan sistemlerdir.

1. Devlet ve etik
Devletin, üzerinde mutabakata varılmış bir tanımı yoktur. Bu durumun en büyük
sebeplerinden biri insanoğlunun değişimine paralel olarak devlet olgusunun da sürekli
bir devinim içinde olmasıdır. Genel olarak incelendiğinde devlet tanımlarında iki ayrı
genel görüş göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki devlete fazlasıyla aşkın değerler yükleyip
onu kutsal sayan görüştür. İkincisi ise devlete liberal bir çerçeveden bakan ve
faydalanılması gereken bir araç olarak kabul eden görüştür. Aşkın devlet anlayışı,
Platonun ideal devlet anlayışından başlayarak 19’uncu yüzyılda Hegel Felsefesiyle
zirveye ulaşmıştır. Hegel, devleti Tanrı’nın yeryüzündeki sureti olarak nitelendirmiştir.
Buna karşılık liberal anlayış devlete toplumun yaşamının düzenliliğini ve güven içinde
devamını sağlama görevini yüklemiştir. Böylelikle de devlet amaç olmaktan çıkmış ve
bir araç haline gelmiştir.10

10 Okan Öztutkan, 2011, s. 4, 5, 7, 8.

8 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Thomas Hobbes 1651’de yazdığı Leviathan isimli eserinde devleti şöyle anlatır:
“Onları (vatandaşları) yabancıların istilasından koruyabilmenin, birbirlerine zarar
vermekten engellemenin, kendi sanayilerini ve yeryüzünün meyvelerini güvence altına
almanın yolu bütün gücü ve kudreti bir tek insan ya da insanların meclisine vermektir.
Toplumda yaşayan insanlar birbirlerine ‘Ben haklarımdan vazgeçiyorum ve tüm
haklarımı bu insana ya da insanların meclisine veriyorum’ demelidirler. Böylece bütün
güç ve kudret tek bir insanda toplanır. Bu devlet ya da latince civitas olarak adlandırılır.
Bu büyük leviathan‘ın doğması demektir.” Hobbes “İnsan insanın kurdudur” demiş
olsa bile “insan” özü itibariyle “iyi”dir ve fakat “kurt”a dönüşmüştür, yani
yabancılaşmıştır demektedir. Hobbes “kurt”a dönüşen insanların dizginlenmesi için
devletin ve hukukun varlığının zorunluluğuna vurgu yapmaktadır ama o aynı “kurt”un
devlet iktidarının başında egemenlik yetkilerini de kullanabilecek ve yasama, yürütme
ile yargı mevkilerini ele geçirebileceği olasılığını göz ardı etmektedir. Etik, bu anlamda
metaforik olarak “kurt” olmama, yani “insana yaraşır insan olma”nın imkanını
sunmaktadır. Çünkü insanlık tarihi, insanın “kurt” olarak yabancılaşmayacağı ve etik
davranabileceğinin de sayısız örnekleriyle doludur. İnsanlığın geldiği bu noktada
zulmün, yani insanın insana yabancılaşmasının ölmediği ortadadır.11

Etik ve devlet tartışmalarında Machiavelli ve Aristoteles anılmaya değerdir. Bu iki zıt


kutbu izaha çalışmak, etiği daha anlaşılır kılacaktır. Politika biliminin kurucusu sayılan
Machiavelli siyaset ve ahlâka ilişkin ortaya koymuş olduğu düşünceler sonucunda yeni
bir siyaset anlayışı geliştirmiştir. Machiavelli, insanların bencil doğaları sebebiyle hiçbir
zaman etik ilkelere dayalı iyi bir yaşamın oluşamayacağını, insanlar kötü ve bencil
olduklarından siyaset alanında yöneticilerin bu gerçekliği unutmaması gerektiğini ve bu
nedenle de erdemli bir toplu yaşam kurma ve bunu sürdürme idealinden vazgeçilmesi
gerektiğini belirtmiştir. Ona göre, bu idealin peşinde koşan antik dönem düşünürleri
olana değil olması gerekene bakarak, insanoğlunun kötü doğası yerine erdemli bir
toplum yaratma peşinden koşmuş ve sonuç olarak da başarısız olmuştur.

Machiavelli, bir takım ahlâki ve dini sınırlamaları reddederek, siyasal alanda erdem gibi
görünen davranışların (dürüstlük, doğruluk, güvenilirlik vb.), kötü sonuçlar
doğurabileceğini ve bu nedenle bu tür erdemli davranışlardan uzak durulması
gerektiğini, buna karşılık insani değerlerden yoksun olduğu için kaçınılması gereken bir
takım davranışların ise siyasal alanda doğru kabul edilebileceğini ve bu nedenle etik
ilkeleri çiğnemeye yol açsa bile bu eylemleri çekincesizce yerine getirmenin gerektiğini
söylemesiyle, ahlâk alanında günümüze değin süregelen ezberleri bozmuştur.
Machiavelli, böylelikle siyaseti her türlü değerden soyutlayarak, sadece güç ve mücadele
ile tanımlamıştır. Ona göre siyaset alanında başarılı olanlar, erdemli olup olmamasına
bakmaksızın her zaman koşulların gerektirdiği şekilde davranmış yöneticilerdir. Siyaset
alanında başarı her şeydir, başarıya giden her yol mubahtır:12 “Yaşanılan ve yaşanması
gereken hayat arasındaki mesafe o kadar büyüktür ki, her kim, olana gözlerini kapatıp
yalnızca olması gerekeni görürse, aslında başına dert açmayı öğrenir; bu yüzden esas
olarak, diğerlerinden daha iyi olmayı öğrenip bu iyiliği korumaya çalışan prens bu
iyiliğiyle, diğer kötüler arasında yok olup gider. (…) Bir hükümdar gaddar, zalim, cimri
ve yalan söylüyor olabilir fakat aynı zamanda bunları yaparken insanlara merhametli,
cömert ve sözünün eriymiş gibi görünmelidir ve iktidar daima kötü yanlarını
başkalarına yıkmalı iyi olanları kendisine ait gibi göstermelidir.” (Niccolo Machiavelli).

11
İ. Uğur Esgün, Siyaset ve Anayasal Yabancılaşma: Etik İlkelerin Türk Hukukuna Uyarlanması Problemi, TBB
Dergisi, Ankara, Sayı 105, 2013, s. 259.
12
Elif Çetinkıran, Etik-Siyaset İlişkisi Bakımından Aristoteles ve Machiavelli, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman
Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2012, s. 60, 67, 96 - 98.

9 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Buna karşılık Batı düşüncesinin kilit taşlarından biri olarak kabul edilen Antik Yunan
filozofu Aristoteles ise insanların mutluluğa ulaşabilmeleri için erdemli bir karakter
kazanmaları gerektiğini, bu gerekliliği sağlamada devlete büyük iş düştüğünü söyler.
Böylelikle Aristoteles, siyaseti insansal yaşamdan ayırmaz ve ona göre, insansal olandan
bağını koparan topluluk siyasal olamaz. Aristoteles, devleti ya da siyasal toplumu,
insanı insan yapan, onu diğer canlılardan ayıran etkinlik olarak ortaya koymuş ve
devlete etik açıdan yüksek bir görev yükleyerek devletin yurttaşların iyi yaşamını
sağlamak, yani yurttaşları erdemli birer insan haline getirmek amacını taşıdığını
belirtmiştir. İnsan mutluluktan pay alabilen bir varlıktır, insan için mutluluk erdemli
bir yaşam ile mümkündür ve bu erdemli yaşamı insanlara sağlayacak olan ise devletin
kendisidir. Devlet de bunu ancak erdemli bir siyasal ve toplumsal yapı oluşturarak
gerçekleştirebilecektir: “Demek ki erdem de aynı şekilde kötülük de elimizdedir.
Yapılması elimizde olan şeyleri yapmamak da elimizdedir; hayır demek elimizde olan
şeylere evet demek de elimizde. Öyleyse iyi olan bir şeyi yapmak elimizdeyse, çirkin
olan bir şeyi yapmamak da elimizde; iyi ve kötü şeyleri yapmak ve aynı şekilde bunları
yapmamak elimizdeyse- iyi olmak ve kötü olmak da bu idiyse- demek ki doğru olmak
da kötü olmak da elimizdedir.” (Aristoteles).

Aristoteles’e göre, insanın insana yaraşır bir şekilde yaşayabilmesi, etik ilkelere uygun
bir yaşam sürebilmesi için siyaset zorunludur; sadece siyasal bir topluluk içinde insan
kendisini tam olarak gerçekleştirebilir, erdemli bir kişi olabilmek için uygun koşulları
ancak ve ancak siyasal bir yapı içerisinde bulabilir, çünkü kişinin erdemli olabilmesi
için tek başına karşılayamayacağı, ancak toplumsal bir yaşamla ulaşabileceği bazı
koşullar gereklidir, kişi bu koşullara ancak siyasi bir toplulukta ulaşabilir. Bu nedenle
Aristoteles, siyaseti sadece insana özgü kılmış, siyasal etkinlikleri insanın diğer
canlılardan farkını ortaya koyan bir özellik olarak görmüştür. O halde siyasetin işi,
insanlara erdemli olmaları için yol göstermek, insana yakışır bir yaşamı kurmanın
koşullarını oluşturmak, insanın insanlaşmasına katkıda bulunmaktır.13

Siyaset ve devlet, insanların mutluluğunu amaçlar; Aristoteles’in insanın


mutluluğundan kastı ise şudur: Gerek bireyler gerekse şehirler için en iyi yaşam,
erdemin gerektirdiği eylemleri yapmaya yetecek kadar maddi varlıkla desteklenmiş
erdemi olan yaşamdır. Hem kişilere hem de topluma bu mutlu yaşamı sağlayacak olan
ise devletin kendisidir. Aristoteles, bu nedenle siyasal yapının erdemlerden bağını
hiçbir zaman koparmaz, bu bağı koparan topluluklara da siyasal adını layık görmez.
Aristoteles, ancak ve ancak erdemli bir toplumda erdemli kişilerin ortaya çıkacağını
bildiği için, toplumun temel ilkesinin ve değerinin erdemler olması gerektiğini söyler.
Bir siyasal toplumun erdemli olabilmesi için, en başta o toplumu yöneten kişinin ya da
kişilerin erdemli olması gerekir. Bu nedenle, etik ilkelere sahip olmayan kişilerin
yönetimde yer almaması gerektiğini söyler. Yönetici konumundaki kişi, erdemce tam
ve mükemmel olmalıdır, yönetici aldığı kararları erdem süzgecinden geçirebilmeli,
adalet duygusuna ve doğru yargılayabilme erdemine sahip olmalıdır. Zira yöneticinin
alacağı kararlar, tüm toplumun iyisini belirlemektedir, toplum için iyi olanın ne
olduğuna karar verecek olan yöneticidir, bu nedenle de yönetici, olayları ve durumları
iyi yargılayabilmeli, doğru değerlendirme yapabilmelidir. Yönetici olacak kişi, hem
düşünce erdemlerine, özellikle aklıbaşındalık erdemine, hem de karakter erdemlerine
sahip olmalıdır, bu anlamda yönetici kişi, hem akla hem de erdeme göre eylemeli,
gerçek anlamda insan sıfatını almayı hak etmelidir, ancak böyle bir yöneticiyle kurulan

13 Elif Çetinkıran, 2012, s. 60, 67, 96 - 98.

10 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

bir devlette insanın onuruna, değerine yaraşır; başka bir deyişle insan olmaya yaraşır
bir düzen sağlanabilecek, ancak bu şekilde insanca bir yaşam sürebilmek için gerekli
koşullar oluşturulacaktır:14 “Erdemli olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi,
en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.” (Aristoteles)

Tüm dünyada yolsuzlukların artmaya başlaması ve kamu yönetimi değerlerinin


aşınması söz konusu olduğundan, yönetime karşı güven duygusunun azalmaya
başlamasını önlemek ve küreselleşmeyle beraber yönetişim olgusunun eksikliğini
kapatmak amacıyla kamu yönetiminde etik değerler ön plana çıkarılmaya başlanmıştır.
Bununla beraber yurttaşların daha kaliteli hizmet beklerken, kamu hizmetlerinin mali
yönünün artması, ancak verilen hizmetlerin aynı oranda kalması ve rüşvetle kamu
hizmetlerinin gördürülmesi inancı, kamu yönetiminde etik unsurların uygulanması
gerektiğini kanıtlamıştır. Uluslararası örgütlerin de yolsuzluk karşıtı ve etiğin
yönetimde etkili olması amacıyla gerçekleştirdikleri reformlarda, etiğin kamu
yönetiminde yönetimin en önemli tamamlayıcı unsuru olmasını sağlamıştır. Ayrıca
kamu görevlilerinin de gerçekleştirilen reformlar sonucunda değer sistemleri değişmiş
ve etik ilkeleri benimsemeye başlamışlardır. Etik, bu kamu gücünün keyfi kullanımına
set çeken kontrol ve denge noktalarından biridir. Devlete ve kurumlarına karşı güvenin
meydana gelmesi ve bunun korunması hayati bir unsurdur. Ayrıca uygulamaların ve
davranışların sınandığı bir temel oluşturarak kamuoyuna çıkarlarının korunduğu ve
işlerin doğru olarak yapıldığına dair güven verir. Bu yüzden yönetişimin kalitesi
açısından önemli bir kilit noktasıdır.15

Devlette etik çoğunlukla yönetsel işlevlere ilişkin kamu yetkisinin kamu yönetimi ya da
siyasa uygulama sürecinde çıkar gözetilerek kullanılmasıyla devreye girer. Bürokrasinin
aşırı büyüdüğü, gizliliğin esas alındığı ve ekonomide devlet müdahaleciliğinin fazla
olduğu ülkelerde, yönetsel yozlaşma dolayısıyla etik sorunlar kendisinden fazlasıyla söz
ettirir. Kamu yönetiminde etik tartışmaların kökeni, çok eski zamanlara gitse de,
modern anlamıyla bu tartışmaların 1970’lerden itibaren yoğunlaştığı görülür. Gelişmiş
batı ülkelerinde 1970’lerde görülen siyasi-bürokratik sistemdeki küçük ihlallerden
büyük skandallara kadar etik dışı davranışlar, kamuoyunun dikkatini etik olgusuna
çekmiş ve bu durum mevcut mekanizma ve düzenlemelerin yetersizliğini ortaya
çıkararak yönetimleri yeni arayışlara itmiştir. Siyasi-bürokratik sistemdeki yozlaşma ve
etik yıpranmanın giderek artan bir nitelik arz etmesi, birçok ülkenin sosyo-ekonomik
yapısını negatif yönde etkilemekle birlikte, kamu hizmetlerinin felce uğramasına ve
devletin meşruiyetinin sorgulanmasına neden olmuştur.16

Türkiye kamu yönetiminin etik macerası, Osmanlı devlet idaresindeki bozulmayla


birlikte Tanzimat Dönemi’nde (1839) patrimonyal yönetim (devlet baba) geleneğinin
ussal-yasal modern bir bürokrasiye (Weberyen Bürokrasi) dönüştürülmesiyle başlatılır.
Cumhuriyet’e geçişte patrimonyal devletin özü olan halkın devlete tabi olması
değişmemiş, Osmanlının bu mirası sürdürülmüştür. Tüm toplumsal ve ahlâki kodlar
buna göre tanımlanmıştır. Bürokratik-seçkinci yönetim kültürü yanaşmacı ve siyasi
kollamacılık eğilimleri ile birleşerek uzun bir süre Türkiye’nin devlet sistemine hâkim
olmuştur. Türkiye’nin devlet yönetiminde kurumsal reform, kültürel yönler dikkate
alınmadan devam etmiştir. Bu nedenle, özellikle 1970’lerin ikinci yarısında kamu
yönetimi yoğun ve yaygın bir etik kriz ile karşılaştı. Bu gelişme, sadece endüstri sonrası

14 Elif Çetinkıran, 2012, s. 60, 67, 96 - 98.


15 Okan Öztutkan, 2011, s. 69, 70.
16 Kadir Çalık, 2012, s. 1.

11 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

toplumun, enformasyon toplumunun etkisi değil, ancak sistemdeki yapısal-işlevsel


yozlaşmanın bir sonucuydu. 1980 sonrası bürokrasinin azaltılmasına yönelik süreçte
kamu sektöründeki yozlaşma daha da artmıştır. Kamu yönetiminde yozlaşmış
ilişkilerin örgütsel bir sorun olarak ortaya çıktığı yaygın bir şekilde kabul edilmektedir.
Bu durum, yapılmaması gerekenin yapılması ya da yapılması gerekenin yapılmaması
şeklinde tanımlanabilir.17

Devlet yönetiminde etik önemlidir. Çünkü kamu yönetiminde etik, kamu gücünün
yanlış veya kamu yararına aykırı kullanılmasına set çeken kontrol ve denge
noktalarından biridir. Etik bilincin devlet yönetiminde en tepeden aşağıya kadar var
olması, siyasal sistemin iyi işleyişinin garantilerinden birisidir; kamu yönetiminde etik
dışı faaliyetler, her şeyden önce hukuk sistemine ve devlete olan güveni azaltmaktadır,
bunun bir sonucu olarak da bireylerin tüm alanlarda kuralları çiğneme eğilimleri
güçlenmektedir; kamu yönetiminde etik, sosyal sorumluluk bilincini geliştirir; etik
davranış ilkelerine bağlılık kamu yönetiminin işlevlerini verimli olarak yerine
getirmesini sağlar; kamu yönetiminde etiğin ekonomik kalkınmaya olumlu etkisi vardır;
kamu yönetiminde etik ilkelere bağlılık, etik dışı faaliyetlerin yerli ve yabancı
yatırımcıların yatırım kararları üzerindeki önemli negatif etkilerini ortadan kaldırır;
ayrıca kamu yönetiminde etik dışı faaliyetler, devletin meşruiyetini olumsuz yönde
etkilemekte, devletin kamu ihtiyaçlarını karşılamasındaki etkinliğini düşürmekte, sosyal
ve ekonomik kurumların verimli ve etkin bir şekilde çalışmasını engellemekte ve
kaynak dağılımını bozucu etkilerde bulunmaktadır. Etik dışı faaliyetlerin yaygın olduğu
bir ülkede, bazı çıkar grupları ve kamu çalışanları, geniş toplumsal kesimlerin refahının
azalması pahasına tatmin edilmiş olmaktadır. Oysa kamu yönetiminde etik tüm bu
olumsuz etkileri en aza indirir.18

2. Mesleki etik (profesyonellik) ve yönetim etiği


Genellikle herhangi bir mesleği yürüten kişilerin, meslekleri ile ilgili eylem ve işlemlerde
dikkat etmesi ve uyması gerekli olan kurallardan oluşmaktadır. Yani meslek etiği, o
mesleğin içinde yürütüldüğü toplumun genel değerleri ve o meslekle ilgili evrensel
kabul görmüş belirli ilkelerden oluşmaktadır.19 Meslek etiğinin oluşması için de toplum
içinde mesleki etik ilkelerini oluşturacak ve bu ilkelerin yürütülerek denetlenmesini ve
devamını sağlayacak aynı meslekten bireylerin birleşmesine ihtiyaç vardır. Her
mesleğin kendine özgü nitelik ve gerekleri, meslek sahibine bazı görev ve
yükümlülükler yüklemektedir. Bunun en önemlisi, o mesleğin sürdürülebilmesi için
gerekli olan yetenek ve yeterlilik olup, bunun varlığı ahlâki bir gereklilik olduğu gibi,
meslek onurunun korunması açısından da gereklidir. Örneğin tıp bilgisi olmayan bir
kimsenin hekimlik yapması meslek etik ve meslek onuru ile bağdaşmayacağı gibi,
meslek onuru, bireyin yürüttüğü mesleğe karşı kendisinin ve toplumun gösterdiği
saygınlık duygusu olup, mesleğe karşı sorumluluk duygusu olmadan da meslek
onurundan söz etmek yersiz olmaktadır.

Yürütülen mesleğin türüne göre de, bilim etiği, ticaret etiği, basın etiği, yargı etiği, sanat
etiği, yönetsel etik gibi meslek etiğinin alt türlerinden söz edilebilmektedir. Yönetsel
etik, genel olarak, meslek etiğinin bir alt bölümü olup, göreceli bir kavram olan ahlâkın,
17Ömer Faruk Gençkaya, Çıkar Çatışması Türkiye’de Yolsuzluğun Önlenmesi için Etik Projesi Akademik Araştırma
Çalışması, T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Mayıs 2009, s. 25.
18TÜSİAD, Devlette Etikten Etik Devlete: Kamu Yönetiminde Etik Kavramsal Çerçeve ve Uluslararası Uygulamalar,
Cilt 1, Cüneyt Yüksel, İstanbul, Kasım 2005, s. 21.
19 İnayet Aydın, 2014, s. 3.

12 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

belirli bir örgüt içerisinde, örgütçe belirlenmiş kurallarla beslenerek ortaya çıkmış
biçimidir. Yönetsel etik kavramı, siyasal iktidarın yönetsel alanda, doğru eylem ve
işlemlere ulaşmak için gerekli olan ilke ve standartlarının ifadesi olup, doğru ve iyi olanı
yapma kesin kararlılığı ile de ilgilidir. Bu tanımlamalar doğrultusunda, yönetsel etiğin,
kamu yöneticilerinin ahlâk dışı etkinliklerde bulunmaları ile ilgilendiği gibi,
yöneticilerin karşılaştıkları çıkar çatışmaları ve ikilemlerinin çözümünde onlara
yardımcı olacak ilkelerle de ilgilendiği söylenebilir.

Kamu görevlileri, sorumlu yönetim anlayışı içerisinde, kamu çıkarını ya da yararını


öncelikle göz önüne alarak dolayısıyla vatandaşlara etkili, verimli, zamanında, yerinde
ve doğru-dürüst hizmet sunmak, siyasi olarak tarafsız olmak, çalışanların ve
vatandaşların kişilik haklarını korumak, görev ve yetkilerine karşı sorumlu olmak
durumundadırlar. Ancak kamu görevlilerinin bu gibi ilke ve kurallara bağlı kalması ve
bunları sıkı sıkıya uygulaması istenirken, diğer taraftan da verimli ve etkin olmalarının
istenmesi karşısında, kamu görevlilerinin birçok açmaz ve ikilemlerle karşılaştıkları
görülmektedir. İşte bu durum bazı kamu görevlilerinin etik dışı davranış, eylem ve
işlemler içerisine girmesine neden olmaktadır. Weber’in yasal-ussal bürokrasi modeline
dayanan klasik yönetim modeli, etiği gerekli kılmakta olup, kamu görevlilerinin etik
kurallara uygun davranacakları hususunda bazı varsayımlarda bulunmaktadır: Kamu
görevlileri kuralları, yasaları ve kamu politikalarını biçimsel süreçlere uygun olarak
yerine getireceklerdir; kamu görevlileri, objektif biçimsel kurallara uygun şekilde
tarafsız ve eşit bir şekilde hareket edeceklerdir; kamu görevlileri, sadakat ilkesi
doğrultusunda çalıştığı kurumun amaçlarını kendi amaçları üzerinde tutarak tam bir
bağlılık içinde hizmet edecektir.

Yönetsel ya da mesleki etiğin oluşturulmasında ise temel alınacak bazı etik değerler
bulunmaktadır. Bu konuda iki grup etik değer ya da ilkeden söz edilebilmektedir.
Birincisi genel anlamda toplumsal etiğin de temelini oluşturan ve evrensel düzeyde
genel kabul görmüş bazı etik ilkelerdir. Yalan söylememek, hırsızlık yapmamak,
dürüstlük, emaneti korumak ve geri iade etmek, sözünde durmak, aldatmamak vb.
İkincisi ise daha çok kamu görevlilerini ilgilendiren ve uyulması gereken etik ilkelerdir:
Hizmetten yararlananlardan herhangi bir maddi ve manevi çıkar sağlamamak; kamu
malını korumak; görevini tüm bedensel ve fiziksel gücünü kullanarak yerine getirmek;
çalışma saatleri içinde kendi özel işleriyle ilgilenmemek; zimmetine verilen eşya ve
paraları iade etmek; hesap verebilirlik; insan haklarına saygı; yönetimde yansızlık; kötü
muameleden kaçınma (Astlarına kötü söz söylememe, hakaret etmeme.); resmi ve özel
yolsuzluğa bulaşmamak ve bulaşmasına fırsat vermemek; işiyle elde ettiği bilgilerin
gizliliğini korumak; işinde performansını sonuna kadar kullanmak; işi ve görevinin
saygınlığını istismar etmemek; sorumluluğu astlarına yüklememek; astlarını veya
çalışanlarını yetiştirmek.

Kamu yönetiminde etiği gündeme getiren esas unsur, yönetimde yozlaşma olgusudur.
Çünkü yolsuzluk uygulamaları (dolandırıcılık, savurganlık, görevi kötüye kullanma vb.)
halkın yönetime olan güvenini yok ettiği gibi, bunun maliyeti de daha az ve kalitesiz
hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır.20 Kamu görevlilerinin tabi oldukları mesleki etik
değerlerin en önemlisi profesyonelliktir. Vatandaşlara kendini adama ve uzmanlık
gerektiren profesyonellik, çağdaş bir topluma daha çok zenginlik sağlar.
Profesyonellik, yüksek düzeyde eğitim ve uzmanlıktan çok daha öte bir kavramdır. En
gelişmiş haliyle mesleki kültür, kendini düzenleme yeteneği ve kararlara ağırlıklı tesiri

20 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 269 - 273.

13 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

gerekli kılar. Mesleğini etik ilkelere göre ifa etmek, profesyonelliğin en önemli
göstergelerinden birisi sayılmalıdır. Kamu görevinin ifası sırasında vatandaşlarla
etkileşimde bulunmak ve karar alma surecinde kamuoyunun fikrini almak, kamu
yönetiminde etik bilincin yerleşmesi ve halkın kamuya olan güveninin sağlanması
acısından gereklidir.

Küresel rekabet devam ettikçe mesleki etiğin önemi toplumun bütünü tarafından daha
iyi anlaşılmaktadır. Kamu sektörü etik değerlere bağlılık konusunda toplumun
denetiminden kendini sıyıramamaktadır. Kamu sektöründe kabul edilen mesleki etik
ilkelerin başında topluma kendini adama, objektif karar verebilme, nesnellik,
tarafsızlık, uzmanlık bilgisi, vatandaşların taleplerine tarafsız ve eşit bir biçimde cevap
verebilirlik gelmektedir. 21 Kamu yönetimi etiği kavramı, devletin yönetsel alanda,
doğru eylem ve işlemlere ulaşmak için gerekli olan ilke ve standartlarının ifadesi olup
doğru ve iyi olanı yapma kesin kararlılığı ile de ilgilidir. Bu bağlamda kamu yönetiminde
etik kavramı, devletin yönetsel alanında doğru davranış standartları ve ilkelerine
karşılık gelir. Kamu yönetimi etiğinin, kamu çalışanlarının etik dışı davranışları ile
ilgilendiği gibi, çalışanların karşılaştıkları çıkar çatışmaları ve ikilemlerin çözümünde
onlara yardımcı olacak değerlerle de ilgilendiği ifade edilebilir. Kamu yönetimi etiği
kavramı, kamu hizmetinde etik değerler dizgesine değinmekte; kamu görevlilerinin
kamu hizmetini yerine getirirken işlem ve eylemlerde uyacağı ilke ve kuralları
içermektedir.22

Kamu yönetiminde etik dışı faaliyetler oldukça eskilere dayanmaktadır. M.Ö. 4000
yıllarına ait bir Sümer tabletinde aktarılan, bir öğretmenin öğrenci velisinden rüşvet
alması olayı devlette etik dışı faaliyetlerle ilgili bilinen ilk belgedir. Aradan geçen altı
bin senede, insanoğlu kamu makamından kişisel çıkar elde edilmesi veya işlerinin
ayrıcalıklı olarak görülmesi için kamu görevlilerine menfaat sağlanmasının devletlere
büyük zararlar verdiğini öğrenememiştir. Tarihte birçok ülkede devlette etik davranış
ile ilgili düzenlemeler büyük skandallara tepki olarak doğmuştur.

Fransa’da 1970’lerde partilerin yasa dışı gelir kaynaklarıyla ilgili skandallardan sonra,
Fransa Anayasa Mahkemesi Başkanı, 1989-1992 döneminde Fransa Dışişleri
Bakanıyken bir özel şirketten rüşvet almakla yargılanmıştır. İngiltere’de Margaret
Thatcher’ın başbakanlığı döneminde, şirketleri tarafından partiye bağışta bulunan 174
özel sektör temsilcisine asilzade ya da şövalye unvanı verilmiştir. İngiltere’de en son
büyük yolsuzluk skandalı, 3 milyar dolarlık metro inşaatı ihalesinde yaşanmıştır. 1974’te
Amerika’da Watergate Skandalı ile patlak veren etik dışı faaliyetler, hükûmet krizlerine
yol açmış ve birçok demokratik ülkenin konuya olan ilgileri artmıştır. Watergate
skandalı üzerine başkan Nixon istifa etmiş ve Amerika’da devlette etikle ilgili birçok
yasal düzenleme bu tarihten sonra yapılmıştır. İtalya’da ise 1945-1987 döneminde
kamu kaynaklarının yasa dışı kullanıldığı 101 yolsuzluk olayı belirlenmiştir. Yargıç
Giovanni Falcone’nin Mayıs 1992’de öldürülmesinden sonra İtalya’da gündeme gelen
soruşturmalarda çok sayıda siyasetçi, bürokrat ve işadamı sorgulanmıştır. 1992-94
döneminde hakkında soruşturma yürütülen 228 milletvekilinden 111’inin
dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Japonya’da 1955’ten 1993’e değin, Liberal Demokrat
Parti’nin on beş başbakanından dokuzu hakkında yolsuzluk iddiaları ya da
soruşturmaları gündeme gelmiştir. 1976’da ortaya çıkan Lockheed skandalı sonucunda

21 TÜSİAD, 2005, s. 70, 71.


22 Kadir Çalık, 2012, s. 12, 13.

14 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

eski başbakanlardan Kakuei Tanaka dört yıl hapse mahkûm olmuştur. 23 Lockheed
Corporation ve Martin Marietta iştiraki olarak kurulmuş çok uluslu ileri teknoloji ve
havacılık şirketi olan Lockheed Martin dünya çapında 56 ülkede faaliyet
göstermektedir. İki ortaktan bir olan Lockheed rüşvet skandalları ile hatırlanmaktadır.
1976 Şubat’ında Lockheed Aircraft Corporation’ın Japonya, Hollanda, Almanya,
İtalya, Fransa ve Türkiye’de rüşvet dağıttığı ortaya çıktı. Türkiye, 1974-1975 yılları
arasında Lockheed firmasından çok sayıda savaş uçağı satın almıştır. Türkiye dışındaki
ülkelerde yürütülen soruşturmalar sonucunda yolsuzluk skandalına bulaşanlar
yargılanmış ve ağır cezalara çarptırılmışlardır.24

23 TÜSİAD, 2005, s. 39, 40.


24TBMM, Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer
Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla
Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sıra Sayısı 376, Kasım 2012, Cilt 1, s.
152. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss376_Cilt1.pdf Erişim Tarihi: 22 Temmuz 2019.

15 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

II. Temel Etik Değerler


Dünya çapında kamu yönetimindeki reform hareketleri, etik davranış ilkelerinin etik
kodlarda sistemleştirilmesiyle başlamaktadır. Etik dışı faaliyetlerin siyasal sistemlere
verdiği yıkıcı zararların bilincine varılması, çağdaş demokratik ülkelerde, genel olarak
kamuda ve özellikle de etik sisteminde ciddi reform hareketlerini başlatmıştır. Etik
sisteminde reform hareketleri, mevzuatlarda dağınık halde bulunan etik davranış ilke
ve kurallarının bir bütün halinde, açık ve anlaşılır dille yazılmış etik davranış kodlarında
sistemleştirilmesiyle başlamaktadır.25 Temel etik değerler, genel değerlerden beslenen,
kurumsal yapı içinde hareket tarzı ve amaçları tanımlayan, amaca ulaşmak için
kullanılacak araçlara ve alınacak kararlara yön verip kılavuzluk yapan yol gösterici
çerçeve kurallardır. Temel etik değerler, sistemin uzun dönemli kazanımları sonucu
ortaya çıkar, kurumsal süreçler yoluyla beslenir ve davranışların kuşatıcı özelliklerini
ortaya koyan ölçütleri vurgular. Temel etik değerler, kamu hizmetinin temelini
oluşturur. Kamu görevlileri günlük çalışma düzeni içinde neyin doğru, neyin yanlış
olduğunu temel etik değerlere göre değerlendirir. Birçok ülke, kamu görevlileri için
temel etik değerleri içeren kanun, kod ve kılavuz ilkeler yürürlüğe koyarak günlük
kamusal faaliyetleri şekillendirmekte ve etik davranışları sistemleştirmektedir. Etik
anlayış, insandan insana, kültürden kültüre değişebileceği kabul edilmekle birlikte
bütün bireyler ve toplumlar açısından aranan ve hedeflenen etik değerler evrensel
norm haline dönüşmektedir. Bu gerçeklikten hareketle kamu yönetiminde
evrenselleşmiş, bir toplumdan diğerine fazla değişiklik göstermeyen temel etik
değerleri aşağıdaki başlıklarda toplamak mümkündür.26

1. Adalet
Hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Genel olarak adalet, eşitlere
eşit davranmayı içerir. Kurum açısından adalet, personele, kuruma katkıları oranında
haklarını; kurallara aykırı davranmaları oranında da ceza verilmesidir. 27 “Kamu
görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri
doğrultusunda hareket ederler, görevlerini yerine getirirken ve hizmetlerden
yararlandırmada dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet ve benzeri sebeplerle
ayrım yapamazlar, insan hak ve özgürlüklerine aykırı veya kısıtlayıcı muamelede ve
fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalarda bulunamazlar.” (Dürüstlük ve
tarafsızlık - Madde 9).28

25 TÜSİAD, 2005, s. 22.


26 Kadir Çalık, 2012, s. 15, 16.
27 İnayet Aydın, 2014, s. 5.
28Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik. T.C. Resmi Gazete,
25785, 13 Nisan 2005.

16 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

2. Eşitlik
Eşitlik, yararların, sıkıntıların, hizmetlerin dağıtılmasında uygulanacak sınırların
belirlenmesini içerir. Eşitlik, dürüstlük ve adalet kavramları ile bütünleşmiş bir
kavramdır. Eşitlik kavramı temel bireysel eşitlik, kısmi eşitlik ve blokların eşitliği
açılarından ele alınmaktadır.

 TEMEL BİREYSEL EŞİTLİK: Toplumdaki tüm vatandaşların bir oy hakkının


olması gibi, tüm eşitlere eşit davranmayı içeren eşitlik anlayışı buna örnek
gösterilebilir.
 KISMİ EŞİTLİK: Çiftçilerle işadamlarının gelir düzeylerinin farklı olması nedeniyle
farklı vergi ödemelerinde olduğu gibi, toplumdaki farklı gruplara eşitlik sağlamak
için farklı davranılmasını içeren eşitlik bu tür bir anlayışa dayanır.
 BLOKLARIN EŞİTLİĞİ: Kadın-erkek, genç yaşlı gibi doğal blokların eşitlenmesi
çabalarını içerir.29

Demokrasi ve insan hak ve hürriyetlerinin tarihi aynı zamanda “eşitlik” mücadelesinin


tarihidir. İnsanlığın en büyük ütopyası olan eşitliğe ilişkin gerçeği, George Orwell
Hayvan Çiftliği isimli siyasi hiciv romanında şöyle bir ironiyle dile getirir: “Bütün
hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.”

3. Dürüstlük ve doğruluk
Dürüstlük, doğruluğu içerir, ama ondan farklı bir kavramdır. Doğruluk gerçeği
söylemek, yani sözlerimizi gerçeğe uydurmaktır. Dürüstlük ise, gerçeği sözlerimize
uydurmak, yani sözümüze bağlı kalmak ve beklentileri gerçekleştirmektir. Dürüstlüğü
kanıtlamanın en iyi yollarından biri, o sırada yanımızda olmayan kişilere sadakat
göstermektir. Dürüst kelimesinin lügat manası; doğru, hatasız, sağlam, sıhhatli, gerçek
olarak açıklanır. Dürüst insana ise özü sözü bir güvenilir kimse denilir. Doğruluğun ve
dürüstlüğün zıttı ise; hile, yalan, haksızlık, adaletsizlik, sahtekârlık gibi vasıflardır.
Dürüstlük TDK sözlüğünde doğruluk olarak, diğer sözlüklerde ise özü sözü bir olma,
olanı olduğu gibi yansıtma, gerçeği saklamama, bildiğinden, inandığından ve
olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama olarak tanımlanır. Eski
Türkçedeki karşılığı samimiyettir. Kuramsal manada dürüstlük, genelde nesnellik
olarak tanımlanır. Yapılan edimler ve eylemlerin nesnel olması durumunu ifade eder.

4. Saydamlık ve hesap verebilirlik


Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar;
kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden,
kullanılmasından, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin
alınmasından sorumludur, kamuoyuna ve yetkili kılınmış mercilere, açıklık, doğruluk
ve saydamlık ilkeleri doğrultusunda hesap vermek zorundadır. Kamu görevlileri
aldıkları tüm kararlar ve yaptıkları tüm işlerde mümkün olduğunca saydam olmalıdır.
Kamu görevlileri, karar alıp aldığı kararları sunarken açık, anlaşılır, düzenli, güvenilir
ve tutarlı bir şekilde hareket etmelidir. Ayrıca bilgi edinme hakkını kullanmak isteyen

29 İnayet Aydın, 2014, s. 5.

17 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

halka yardımcı olmalı, usulüne uygun bir şekilde istenilen bilgiler verilmelidir. Kamu
görevlileri, kamu hizmetlerini yerine getirirken gerçekleştirdikleri işlemleri rapor
edebilmeli, işlemler konusunda cevap verebilir olmalı, açıklama yapabilmeli, işlemlerin
yükümlülüklerini üstlenip kamusal değerlendirme ve muhakemeye her zaman açık ve
hazır olmalıdır. Kamu görevlileri yaptıkları işlerden bu şekilde sorumlu olmakta ve
yolsuzluklara karışmaları önlenmektedir. Kamuoyunun denetimini sürekli hisseden,
yaptığı işin sorumluluğunu bilen ve korkmadan hesabını verebilen bir kamu görevlisi
etik dışı davranışta bulunamaz.

“Kamu görevlileri, kamu hizmetleri ile ilgili temel kararların hazırlanması,


olgunlaştırılması, alınması ve bu kararların uygulanması aşamalarından birine, bir
kaçına veya tamamına, aksine yasal bir hüküm olmadıkça, o karardan doğrudan ya da
dolaylı olarak etkilenecek olanların katkıda bulunmasını sağlamaya dikkat ederler.”
(Bilgi verme, saydamlık ve katılımcılık - Madde 19). “Kamu görevlileri, kamu
hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında sorumlulukları ve yükümlülükleri konusunda
hesap verebilir ve kamusal değerlendirme ve denetime her zaman açık ve hazır olurlar.
Yönetici kamu görevlileri, kurumlarının amaç ve politikalarına uygun olmayan işlem
veya eylemleri engellemek için görev ve yetkilerinin gerektirdiği önlemleri zamanında
alırlar. Yönetici kamu görevlileri, yetkisi içindeki personelin yolsuzluk yapmasını
önlemek için gerekli tedbirleri alırlar. Bu tedbirler; yasal ve idari düzenlemeleri
uygulamayı, eğitim ve bilgilendirme konusunda uygun çalışmalar yapmayı, personelinin
karşı karşıya kaldığı mali ve diğer zorluklar konusunda dikkatli davranmayı ve kişisel
davranışlarıyla personeline örnek olmayı kapsar. Yönetici kamu görevlileri, personeline
etik davranış ilkeleri konusunda uygun eğitimi sağlamak, bu ilkelere uyulup
uyulmadığını gözetlemek, geliriyle bağdaşmayan yaşantısını izlemek ve etik davranış
konusunda rehberlik etmekle yükümlüdür.” (Yöneticilerin hesap verme sorumluluğu -
Madde 20).30

5. Hukukun üstünlüğü
Hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçirilmesi, hukuk düzeninin toplumda egemen
kılınması, hukuk üzerinde politik baskı olmaması, yasaların kişilere göre çifte standartlı
olarak uygulanmaması, suçlunun kısa sürede yakalanıp cezalandırılması, yargısız
uygulama yapılmaması, yetkili kişi ve kuruluşların yasalara saygılı olması, hukuk
sisteminin sağlıklı ve düzenli çalışmasını sağlar. Hukukun üstünlüğü bireye ve topluma
güven, huzur, mutluluk ve rahatlık verir. 31 Türkiye’deki yozlaşmanın temel nedeni
kurallara uymanın kurumsallaşmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kuralların
yönetilenler için olduğu, yöneticilerin kurallara uymama özgürlüğünün bulunduğu
anlayışı birçok sorunun kaynağıdır. Bu nedenle, yönetim sorumluluğu taşıyanların
öncelikle kurallara uyma ve uyulmasını gözetme konusundaki duyarlılığı büyük önem
taşımaktadır. Devletin sorgulanamazlığı, yönetimde etik davranışların geliştirilmesinde
ve yerleştirilmesinde en büyük engeldir. Böylece, hukuk kurallarına dayanarak
“devletin çıkarlarını korumak” amacıyla gerçekleştirilen birçok suç eylemi etik açıdan
uygun görülebilmektedir. Toplumlarda fay hatlarının oluşmaması ve var olan fay
hatlarının gerilip sosyal depremlere neden olmaması için, öncelikle toplumsal düzenin
vazgeçilmez kurumlarının ve bu kurumlar adına kamu erki kullananların, hukukun
üstünlüğüne gönülden inanmaları ve bütün iş ve işlemlerini bu inanca göre yürütmeleri

30 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
31 İnayet Aydın, 2014, s. 5.

18 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

gerekmektedir. Genelde bütün kamu görevlilerinin, özelde ise hukukçuların gerek


düşünce gerek davranış modellerinde hukuka uygun davranmayı refleks haline
getirmeleri ve kendilerini hukukun her şeyin üstünde olduğu düşüncesi ile teçhiz
etmeleri, toplumsal barışın sağlanmasının ve toplum hayatını kırılmalara maruz
kalmadan devamının tek güvencesidir.32

6. Hoşgörü
Hoşgörü, insanı, insanlığı anlamak, bilmek, saygı duymaktır. İnsanların birbirlerinden
farklı duygu, düşünce, davranış, tutum, eylem biçimleri olduğunu kabul etmektir.
Hoşgörü insanın karşısındaki insanla etkileşirken, onunla empati içinde olmaya;
etkileşim konusunda onun algılarını tanımaya çalışması; böylece ona tepkide
bulunması; ve ona belli bir sınır içinde kusurluluk hakkı tanımasıdır.33

Dünya Değerler Araştırması Beşinci Dalga (2005-2009) ve Altıncı Dalga (2010-2014) Ortalaması
Kişiler Arası Güven. 100 kişi içinde “Çoğu insana güvenebilirim” diyenlerin oranı 34

7. Saygınlık ve güven
Saygı, birçok kişinin bildiği ve beklediği gibi korkmak, çekinmek değildir. Saygılı olmak,
bir insanı olduğu gibi görebilme yetisini ve onu özgün bireyselliği içinde fark
edebilmeyi anlatır. 35 Saygınlık ve güven kavramları vatandaşların kamu kurumlarına
karşı besledikleri en önemli duygulardandır. Kamu görevi, kamu yararına uygun
faaliyette bulunmayı gerektiren güvene dayalı bir hizmettir. Bu nedenle, kamu
görevlileri, halkın kamu hizmetine güven duygusunu zedeleyecek, şüphe yaratan ve
adalet ilkesine zarar veren davranışlarda bulunmaktan kaçınarak güvenilir işlem ve
eylemde bulunmalıdır. Kamu görevlileri görevlerini yerine getirirken halka kötü
davranmamalı, işlerini savsaklamamalı, çifte standart uygulamamalı ve taraflı
davranmamalıdır. “Kamu görevlileri, halka hizmetin kişisel veya özel her türlü
menfaatin üzerinde bir görev olduğu bilinciyle hizmet gereklerine uygun hareket eder,

32Kemal Özsemerci, Türk Kamu Yönetiminde Yolsuzluk ve Yozlaşmanın Kültürel Altyapısı, Sayıştay Dergisi,
Sayı 58, Temmuz - Eylül 2005, s. 11, 12.
33 İnayet Aydın, 2014, s. 6.
34
Esen Çağlar, Türkler neden birbirine güvenmez? 10 Temmuz 2015,
http://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/5273/Turkler+neden+birbirine+guvenmez_+ Erişim Tarihi: 4 Şubat 2016.
35 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

19 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

hizmetten yararlananlara kötü davranamaz, işi savsaklayamaz, çifte standart


uygulayamaz ve taraf tutamazlar. Yönetici veya denetleyici konumunda bulunan kamu
görevlileri, keyfi davranışlarda, baskı, hakaret ve tehdit edici uygulamalarda bulunamaz,
açık ve kesin kanıtlara dayanmayan rapor düzenleyemez, mevzuata aykırı olarak
kendileri için hizmet, imkân veya benzeri çıkarlar talep edemez ve talep olmasa dahi
sunulanı kabul edemezler.” (Saygınlık ve güven - Madde 10).36

8. Hak ve özgürlükler
Özgürlük, bireyin bir şeyi yapma ya da yapmama serbestliğidir. Devlet ya da başka
herhangi bir güç tarafından, herhangi bir şey için zorlanmamayı, baskı altında
tutulmamayı ifade eder. Hak ise, özgürlükten daha geniş bir anlam taşır. Bu terim,
yalnızca serbest olmayı değil, bunun yanı sıra devletten ya da toplumdan bazı
istemlerde bulunmayı da içerir.37

9. Vicdan ve iyi niyet


Vicdan; kişinin kendi kendini veya yaptıklarını ve yapmadıklarını yargılaması sonucu,
eylem ve işlemlerinin ahlâki değerlere uygunluğunu ortaya koyan ahlâki yetenektir.
Yani kişinin benliğinde oluşan ve bir şeyin iyi veya kötü olduğuna ilişkin yargısal
bilinçtir. İyi niyet ise; toplumsal ilişkiler ya da olaylar karşısında, ahlâki açıdan eylem ve
işlemlerine yön vermek üzere takındığı hareket ve düşüncedir. Ahlâki bakımdan uygun
olarak kabul edilen niyet, eylem ve işlemler iyi, bunun aksi ise kötü olarak betimlenir.
Ahlâki değeri olanın iyi niyetle eşdeğer olduğu söylense bile, iyi niyetle yapılan her şeyin
iyi olduğunu söylemek her zaman doğru olmayabilir. Bu yüzden amaca ulaşmak için
kullanılan araç ve yöntemlerin doğru olması da gerekmektedir. İyi niyet dışardan fark
edilemez olup ancak kişinin eylem ve işlemleri sonucu ortaya çıkması, etik açısından
önemli bir sorunu (yanıltma, sahtecilik, takiye vb.) ortaya çıkarmaktadır.38

10. Sorumluluk
Belirli bir görevin istenilen nitelik ve nicelikte yerine getirilmesidir. Genellikle iki tür
sorumluluk vardır. Bunlardan birincisi, üstlere hesap vermeyi içeren “sorumlu
olma”dır. İkincisi ise bir işi yapmayı üstlenmek anlamına gelen “sorumluluk alma”dır.39
Görev bir kimse ya da grubun yapması gereken etkinliklerdir. Sorumluluk ise, görevin
yerine getirilmesi ya da sonucunun yaptırımını içermektedir. Görev ve sorumluluk
duygusu ya da bilinci etiğin başlangıç ve temelini oluşturan değerlerdendir.40

36 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
37 İnayet Aydın, 2014, s. 7.
38 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 268.
39 İnayet Aydın, 2014, s. 6.
40 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 268.

20 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

11. Tarafsızlık
Tarafsızlık ya da nesnellik, insanın bireyleri ya da nesneleri oldukları gibi görebilmesi
ve bu görüntüyü bireyin kendi istek ve korkuları ile oluşturduğu görüntüden
ayırabilmesidir.41 Kamu görevlileri görevlerini yerine getirirken tüm vatandaşlara eşit
mesafede ve hiçbir ayrımcılık, kayırmacılık yapmadan hizmet etmelidir. Hak ve
özgürlükleri kısıtlayıcı davranışta bulunmamalıdır. Kamu görevlileri, siyasi açıdan
tarafsız davranmalı, hiç bir siyasi partinin, kişi ya da zümrenin menfaatine ya da
zararına yol açacak faaliyette bulunmamalı, mevzuata, kararlara uygun hareket
etmelidir. Tüm vatandaşlara eşit bir şekilde hizmet sağlanmalıdır. “Kamu görevlileri,
takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten
uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanırlar. Kamu görevlileri, gerçek
veya tüzel kişilere öncelikli, ayrıcalıklı, taraflı ve eşitlik ilkesine aykırı muamele ve
uygulama yapamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını
hedef alan bir davranışta bulunamazlar, kamu makamlarının mevzuata uygun
politikalarını, kararlarını ve eylemlerini engelleyemezler.” (Dürüstlük ve tarafsızlık -
Madde 9).42

12. İnsan hakları


İnsan hakları, insanın insan olma özelliği nedeniyle sahip olduğu; dokunulmaz,
devredilmez ve vazgeçilmez nitelikte, kişiliğe bağlı haklardır. İnsan haklarının iyi
anlaşılması ve bireylerin bu haklarına saygılı olmak, bir görevlinin mesleki değerleri
arasında öncelikle yer alması gereken unsurdur.43

13. Hümanizm
Hümanizm, insan varlığının insani erdemlerce biçimlendirilmesi, insancıllık çabası;
insanın insancıl bir biçimde eğitilmesi öğretisi; insanların yetişme ve gelişme
yeteneğinden, insanın erdemleriyle, kişiliğinin göz önünde tutulmasından yola
çıkılarak, insanın çok yönlü yetişmesini, özgürce etkinlikte bulunmasını, yaratıcı
güçlerini ve yeteneklerini kullanabilmesini amaçlayan, insan toplumunun gelişmesine
ve insan soyunun daha da yetkinleşmesine ve özgürleşmesine yönelik düşünce ve
çabaların bütünüdür.44

14. Bağlılık
Personelin kurum üyeliklerini sürdürmeleri ve kurumda kalmak istemeleri olarak
tanımlanabilir. Kuruma bağlı personel, kurumdan etkilenirler ve kendileri de ortak
amaçların gerçekleştirilmesi için ortaklaşa bir çaba gösterirler. 45 “Kamu görevlileri,
çalıştıkları kurum veya kuruluşun amaçlarına ve misyonuna uygun davranırlar. Ülkenin

41 İnayet Aydın, 2014, s. 6.


42 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
43 İnayet Aydın, 2014, s. 6.
44 İnayet Aydın, 2014, s. 6.
45 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

21 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

çıkarları, toplumun refahı ve kurumlarının hizmet idealleri doğrultusunda hareket


ederler.” (Amaç ve misyona bağlılık - Madde 8).46

15. Sevgi
Sevgi, insanın kendisiyle ve başkalarıyla yaratıcı bir ilişki kurması demektir. Sevgi,
sorumluluğu, ilgi ve bakımı, saygı ve bilgiyi, başkasının yetişme ve gelişmesi için istek
duymayı gerektirir.47 Tavır ve davranışlarımıza yön veren sevgi, toplumsal ve kişisel
ilişkilerde karşılıksız bir özveriye dayanan duygusal bağ ve eğilim olmaktadır. Sevgi;
kişilerin yapacağı etkinliklerde, kendi çıkarlarından önce toplumsal çıkarları göz
önünde bulundurmasına neden olan bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır.48

16.Tutumluluk
Kurumu amaçlarına uygun olarak yaşatmak, kurumdaki insan ve madde kaynaklarını
en verimli biçimde kullanmakla gerçekleşir.49 “Kamu görevlileri, kamu bina ve taşıtları ile
diğer kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında kullanamaz ve
kullandıramazlar, bunları korur ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli
tedbirleri alırlar.” (Kamu malları ve kaynaklarının kullanımı - Madde 16). “Kamu görevlileri,
kamu bina ve taşıtları ile diğer kamu malları ve kaynaklarının kullanımında israf ve
savurganlıktan kaçınır; mesai süresini, kamu mallarını, kaynaklarını, işgücünü ve imkânlarını
kullanırken etkin, verimli ve tutumlu davranırlar.” (Savurganlıktan kaçınma - Madde 17).50

17. Olumlu insan ilişkileri


Yönetimde olumlu insan ilişkileri, hem amaçlanan üretimin gerçekleştirilmesi, hem de
personelin doyumunun sağlanması açısından gereklidir. Bu anlamda, yönetimde insan
ilişkileri, insanlar için, insanlarla birlikte etkili biçimde çalışabilme becerisidir.51 Sağlıklı
insan ilişkileri için, bireylerin yetenek ve güçleri kadar, zayıf yanlarının ve
gereksinimlerinin neler olduğunun anlaşılması gerekir. İnsan ilişkilerinin niteliği, başarı
ya da başarısızlığın belirleyicisi olmaktadır. “Kamu görevlileri, üstleri, meslektaşları,
astları, diğer personel ile hizmetten yararlananlara karşı nazik ve saygılı davranırlar ve
gerekli ilgiyi gösterirler, konu yetkilerinin dışındaysa ilgili birime veya yetkiliye
yönlendirirler.” (Nezaket ve saygı - Madde 11).52

18. Hizmet standartlarının yükseltilmesi


Tüm kamu personelinin en önemli görevlerinden biri de yurttaşlara sunulan
hizmetlerin kalitesini yükseltmek; yerinde ve zamanında etkili hizmet sunabilmek
olmalıdır. Bunun için yalnızca verilen işin yapılması değil, bu işlerin en iyi biçimde nasıl
46 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
47 İnayet Aydın, 2014, s. 3.
48 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 268.
49 İnayet Aydın, 2014, s. 7.
50 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
51 İnayet Aydın, 2014, s. 7.
52 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

22 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

yapılabileceği konusunda yaratıcı bir yaklaşım içinde olmak da gerekmektedir.53 “Kamu


görevlileri, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde; halkın günlük yaşamını
kolaylaştırmayı, ihtiyaçlarını en etkin, hızlı ve verimli biçimde karşılamayı, hizmet
kalitesini yükseltmeyi, halkın memnuniyetini artırmayı, hizmetten yararlananların
ihtiyacına ve hizmetlerin sonucuna odaklı olmayı hedeflerler.” (Halka hizmet bilinci -
Madde 6). 54 “Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ve diğer personeli, kamu
hizmetlerini belirlenen standartlara ve süreçlere uygun şekilde yürütürler, hizmetten
yararlananlara iş ve işlemlerle ilgili gerekli açıklayıcı bilgileri vererek onları hizmet
süreci boyunca aydınlatırlar.” (Hizmet standartlarına uyma - Madde 7).55

19. Emeğin hakkını verme


Emek, personelin iş performansını elde etmek için harcadığı kafa ve kol gücüdür.
Personelin emeğinin hakkı, kurumun yapacağı ödeme ile verilir. Ödeme, personelin
üretim için kuruma harcadığı emekle yarattığı değer artışından hak ettiği değerin
kendisine döndürülmesidir. Ödeme kavramı içine, personelin kurumca karşılanan her
türlü gereksinmesi girmektedir. Personelin kendilerinden beklenen performans
düzeyine ulaşmaları için onlara emeklerine denk ödemenin yapılması gerekmektedir. 56

20. Yasa dışı emirlere karşı direnme


Hukuken suç teşkil eden emirlerin yerine getirilmemesi konusunda kamu görevlileri
kesin bir tavır içinde olmalıdırlar. Verilen emrin hukuka aykırı olduğu kanısına varan
görevlinin, bu aykırılığı üstüne bildirmesi ve emrin yazılı bir şekilde kendisine
verilmesini sağlaması gerekir. Böylece hukuka aykırı emir veren üstün, bu emrin
verilmesinden veya yerine getirilmesinden doğan sorumluluğu üstlenmesi sağlanır. 57
“Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden
aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine
getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu
emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu
olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren
kimse sorumluluktan kurtulamaz. Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu
düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.”
(Kanunsuz Emir. T.C. Anayasası 137. Madde). Anayasanın bu maddesi hukuk
normları açısından sorunludur ve olması gereken: “Kamu Hizmetinde konusu suç
teşkil eden bir emrin uygulanması sonucu oluşabilecek zarardan emri veren amir ve
uygulayan kişi sorumludur.”

53 İnayet Aydın, 2014, s. 7.


54 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
55 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
56 İnayet Aydın, 2014, s. 7.
57 İnayet Aydın, 2014, s. 7.

23 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

III. Etik Dışı Davranışlar


Etik dışı davranış, etik ilke ve kurallarının ihlali olarak tanımlanabilir. Etik dışı davranış,
yolsuzluktan daha kapsamlı bir kavramdır. Ancak, her türlü yolsuzluk bir etik dışı
davranıştır ve tüm yolsuzluklar etik değerlere uymamakla başlar. Etik dışı davranışlar
için bir sınıflandırma yapılacak olursa, bu sınıflandırmanın ölçütü kamu yetkisi
olmalıdır. Çünkü genel olarak etik dış davranışlar kamu görevlilerinin konumlarından
kaynaklanan kamusal yetkilerini özel amaçları için yasal ve etik düzenlemelere aykırı
biçimde kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Kamu yetkisinin günümüzde, yönetsel
işlevler ve siyasal işlevler olmak üzere iki alanda kullanıldığını ifade etmek
mümkündür.58 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye kamu yönetiminde en
yaygın etik dışı davranışlar sırasıyla; yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık, yetkinin istismarı
ve iş ilişkilerine politika karıştırmadır. 59 Kamu çalışanlarından diğer vatandaşlara
nazaran daha üstün kişisel etik değerlere sahip olmaları beklenir.

Negatif Korelasyon. “Yozlaşma” ile “şeref” ters orantılıdır.


Biri artarken diğeri azalır ya da biri azalırken diğeri artar.

58 Kadir Çalık, 2012, s. 25, 26.


59Yusuf Pustu, Kamu Yönetiminde Etik Bir Sorun Olarak Rüşvet, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 392.

24 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

1. Yolsuzluk
Kamu gücünün özel çıkarlar amacıyla kötüye kullanılmasıdır. Geniş anlamda
yolsuzluk, kamu gücü ile sınırlı olmayarak herhangi bir görevin özel çıkarlar için kötüye
kullanılması veya emanet edilmiş yetkinin, kamusal ve özel çıkarları zedeleyecek şekilde
her türlü kötüye kullanımıdır. Yolsuzlukta sağlanması amaçlanan çıkar, maddi ya da
parasal olmayan özel amaçlara yönelik olabilir. Herhangi bir kamu görevlisinin rüşvet
alması, rüşvet talep etmesi ya da rüşvet için baskı yapması, ayrıca rüşvet olmaksızın
nepotizm, patronaj, devlet mallarının çalınması, zimmet ve iltimas yollarıyla kamu
gücünü özel çıkarları için kötüye kullanılabilmektedir. Ayrıntılı olarak bakıldığında
yolsuzluk aşağıdaki biçimlerde tanımlanabilir:

 Para ya da mal karşılığında, kamu görevlisinin ayrıcalıklı işlem yapmasıdır,


 Kamu görevlisinin parasal ya da diğer ödüller karşılığında, bu çıkarı sağlayanlar
yararına işlem yapmasıdır,
 Kamu görevlilerinin yapılmaması gereken işlemleri yapmaları ya da yapmamaları
gereken işlemleri yaptırmaları karşılığı çıkar sağlamalarıdır,
 Parasal olan ya da olmayan kişisel kazançlar için yetkinin kötüye kullanımıdır,
 Kişisel ya da politik kazanç amacıyla devlet yetkisinin yasa dışı kullanımıdır,
 Kamu hizmeti gören kişinin özel amaçları ya da maddesel çıkarları için normal
görev davranışlarından sapmalarıdır,
 Kişisel amaçlar için, kamu görevlilerinin kurallara aykırı biçimde davranışlarıdır.

Günümüzde yolsuzluğun boyutunu ortaya koymak ve başka ülkelerle karşılaştırmak,


geçmişe göre daha kolaydır ve bununla ilgili birtakım veriler bulunmaktadır.
Uluslararası Saydamlık Örgütü tarafından hazırlanan ve yıllık olarak yayımlanan
Yolsuzluk Algılama Endeksi (Corruption Perceptions Index, CPI) ve Dünya Bankası
tarafından desteklenen endeksler, bu konuda ülkelerle ile ilgili bilgiler vermektedir. Bu
endekslere göre yolsuzluk konusunda Türkiye, hedeflediği batı dünyasında değil
üçüncü dünya ülkeleri içinde yer almaktadır. Yolsuzlukların en az olduğu ülkelerin
(Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, vb.) hemen hemen hepsi, tam demokratik bir
siyasal yapıya ve yüksek bir millî gelire sahiptirler.

Kurumlara Göre Küresel Yolsuzluk Algısı (Global Corruption Barometer 2013)60

60
Global Corruption Barometer 2013, Transparency International, Perceptions of the extent of corruption in different
institutions Average score from the 107 countries surveyed, s. 16, On a scale of 1 to 5, where 1 means ‘not at all
corrupt’ and 5 means ‘extremely corrupt’,
http://files.transparency.org/content/download/604/2549/file/2013_GlobalCorruptionBarometer_EN.pdf Erişim
Tarihi: 1 Şubat 2016.

25 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Küresel Yolsuzluk Barometresi 2013 – Türkiye’de Kurumlara Göre Yolsuzluk Algısı


(Global Corruption Barometer)61

Puan Değeri: 1 - Hiç Yolsuzluk Yok; 5 - Son Derece Yozlaşmış.

2. Ayrımcılık
Önyargılı tutumlarla davranmaktır. Önyargı bir duygu, ayrımcılık ise eylemdir. Bir grup
insana karşı, adaletsiz ve zarar verecek biçimdeki her türlü davranış, ayrımcılık olarak
tanımlanır. Genellikle ayrımcılık iki türde ortaya çıkmaktadır. Birinci tür ayrımcılık,
“açık ayrımcılık; ikinci tür ayrımcılık ise “kurumsal ayrımcılık” olarak adlandırılabilir.62

3. Kayırmacılık
Para ya da mal gibi ekonomik güçler yerine
aile-akrabalık bağları gibi maddesel
olmayan etkileme araçlarının kullanılarak,
kamu görevlilerinin yetkilerini bazı kişilere
kamu işlemlerinde ayrıcalık sağlamak
amacıyla kullanmalarına kayırma denir.
Burada kamu görevlisi, ruhsal-duygusal
nitelikteki geleneksel bağlılıkları ve
yükümlülüklerle yakın çevresine ya da
yakın çevresi veya üzerinde nüfuzu olan
başkalarının etkisi ile birtakım kişilere
ayrıcalıklı davranmaktadır. 63 “Kamu
görevlileri; görev, unvan ve yetkilerini
kullanarak kendileri, yakınları veya üçüncü kişiler lehine menfaat sağlayamaz ve
aracılıkta bulunamazlar, akraba, eş, dost ve hemşehri kayırmacılığı, siyasal kayırmacılık
veya herhangi bir nedenle ayrımcılık veya kayırmacılık yapamazlar. Kamu görevlileri,
görev, unvan ve yetkilerini kullanarak kendilerinin veya başkalarının kitap, dergi, kaset,
cd ve benzeri ürünlerinin satışını ve dağıtımını yaptıramaz; herhangi bir kurum, vakıf,
dernek veya spor kulübüne yardım, bağış ve benzeri nitelikte menfaat sağlayamazlar.

61
Global Corruption Barometer 2013, Transparency International, s. 35, 38.
http://files.transparency.org/content/download/604/2549/file/2013_GlobalCorruptionBarometer_EN.pdf Erişim
Tarihi: 1 Şubat 2016.
62 İnayet Aydın, 2014, s. 8.
63 İnayet Aydın, 2014, s. 8.

26 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Kamu görevlileri, görevlerinin ifası sırasında ya da bu görevlerin sonucu olarak elde


ettikleri resmi veya gizli nitelikteki bilgileri, kendilerine, yakınlarına veya üçüncü kişilere
doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik, siyasal veya sosyal nitelikte bir menfaat elde
etmek için kullanamazlar, görevdeyken ve görevden ayrıldıktan sonra yetkili makamlar
dışında hiçbir kurum, kuruluş veya kişiye açıklayamazlar. Kamu görevlileri, seçim
kampanyalarında görev yaptığı kurumun kaynaklarını doğrudan veya dolaylı olarak
kullanamaz ve kullandıramazlar.” (Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla
kullanılmaması - Madde 14)64

Kamu yönetiminde karar alma süreçlerinde ortaya çıkan bir yolsuzluk türü olan
kayırmacılık, maddesel içerikli olmayan bir yolsuzluk türüdür. Kamu işlemlerini yerine
getiren görevlinin, yakınlarını haksız yere ve yasalara aykırı olarak kayırması ve arka
çıkmasıdır kayırmacılık. Türkçede kullanılan “iltimas” kavramı da kayırmacılıkla eş
anlamlıdır. Halk dilinde kullanılan “torpil” kavramı da iltimas ve kayırmacılık
kavramlarına karşılık gelmektedir.

 NEPOTİZM - Akraba Kayırmacılığı. Beceri, yetenek, başarı ve eğitim düzeyi ve


buna benzer unsurlar dikkate alınmaksızın sadece politikacı, bürokrat ve diğer
kamu görevlileri ile olan akrabalık ilişkileri esas alınarak bir kimsenin devlet
görevinde istihdam edilmesi, atanması, terfien yükseltilmesi, ya da bazı
ayrıcalıklardan istifade ettirmesidir. Akraba kayırmacılığı geleneksel bağların daha
yoğun olduğu, gelişmişlik düzeyi düşük ülkelerde daha yaygın olarak
görülmektedir. Yakınları açısından memur, bir kamu görevlisi değil bir akrabadır.
Memur da karşısındakini vatandaş olarak görmesi gerekirken, yakını olduğu için
ona farklı gözle bakmaktadır. Bu durumda bazen bilerek bazen de farkında
olmadan, kamu görevlisi gerektiği gibi objektif davranamamakta ve akrabalarını
kayırmaktadır. Bu noktada kayırılan akraba kendisine sağlanan ayrıcalıktan
faydalanırken, akrabasına iltimas geçen kamu görevlisi de akraba çevresinde
kazanmış olduğu saygınlığın keyfini sürmektedir.65

 KRONİZM - Eş Dost Kayırmacılığı. Bir kamu görevlisinin özel çaba harcayarak,


kendi dost ve arkadaşlarına çeşitli ayrıcalıklar sağlaması kronizm olarak
tanımlanmaktadır. Kronizmin esas itibariyle nepotizmle benzer olduğu
söylenebilir. Buradaki temel fark, ayrıcalık sağlanan kişiler nepotizmde akraba
olurken; kronizmde eş-dost olmaktadır. Hemşehricilik de eş-dost kayırmacılığının
özel bir türü olarak değerlendirilebilir. Nitekim bugün için aynı memleketten olma,
aynı topraklar üzerinde büyüme gibi faktörler, geleneksel toplumlarda yaygın bir
şekilde kayırmacılığa zemin oluşturmaktadır.

 PARTİZANLIK - Siyasal Kayırmacılık. İngilizcede “patronage”, “favoritism”


olarak karşılık bulan siyasal kayırmacılık kavramı, partilerin iktidara geldikten
sonra kendilerine yakın buldukları kişileri yönetsel kadrolara atamalarıdır. Bunun
yanı sıra politikacıların özel çaba göstererek kendi siyasal yandaşlarına bazı
ayrıcalıklar sağlamaları da partizanlık olarak adlandırılır. Bunun en uç örneği, bir
zamanlar Amerika’da uygulama alanı bulunan ganimet ya da yağma sistemi olarak
adlandırılan “Spoil System”dir. Bu sistemde temel anlayış bir siyasal partinin

64 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
65 Okan Öztutkan, 2011, s. 57, 58.

27 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

iktidara gelmesi sonucunda, onu destekleyen yandaşların, kadrolara yeterlilik


düzeylerine bakılmaksızın, atanmak suretiyle ödüllendirilmeleridir.

 HİZMET KAYIRMACILIĞI - Siyasal iktidarın gelecek seçimlerde yeniden iktidarda


kalabilmek için bütçe tahsilâtlarını, oylarını maksimize edecek şekilde kendi seçim
bölgelerine kaydırmaları ve böylece bütçe kaynaklarının yağmalanmasıdır. Yaşanan
tecrübelerle sabit olarak; seçimleri kazanan siyasi partiler, seçim sonrasında
tamamen bir dahaki seçimi düşünerek uygun gördükleri bölgelere maksadını aşan
yatırımlar yapmaktadırlar. Bu uygulama sonucunda çoğu zaman asıl hak sahibi
bölgeler mahrumiyet yaşarken, iktidar sahiplerinin uygun gördüğü bölgeler yapay
bir rahatlama içinde kalmaktadır.

 LOGROLLİNG - Oy Ticareti. Yasama faaliyetlerinin yürütüldüğü aşamada ortaya


çıkan siyasal bir yolsuzluk türüdür. Yasama faaliyetlerini yürüten parlamentoda
siyasal kararların alınmasında, siyasi partilerin menfaatleri doğrultusunda
parlamentoya sundukları kanun tasarı ve tekliflerini karşılıklı olarak
desteklemelerine “oy ticareti” denir. Bu durum karşılıklı oy alışverişi anlamına
gelmektedir. Örneğin iktidar partisi ile muhalefet partisi kamu çıkarına ve siyasal
ahlâka uymayan bazı konularda, karşılıklı ödün vererek kendi çıkarlarına yönelik
kararlar alınması için oy kullanabilirler. Oy ticareti siyasi partiler arasında
yapılabileceği gibi, iş dünyasının istekleri doğrultusunda da karşılıklı anlaşmalar
yapılabilir.

 LOBİCİLİK. Çıkar ve baskı gruplarının siyasal karar alma sürecinde, iktidar


partilerini, muhalefet partilerini, bürokratları etkileyerek, kendi menfaatleri
doğrultusunda yönlendirmeleridir. Bu tür faaliyetlerle, kamu sektöründe en uygun
kararın alınması engellenmektedir. Lobicilik faaliyetleri; seçimler aşamasında bir
siyasal partiye maddi ya da diğer şekillerde yardımda bulunma, seçimlerden sonra
milletvekilini çeşitli şekillerde etkileyerek, parlamentoda kendi çıkarları
doğrultusunda hareket etmelerini sağlama biçiminde ortaya çıkabilmektedir.66

 RANT KOLLAMA. Rant kollamayı, çıkar ve baskı gruplarının devlet tarafından “suni”
olarak yaratılmış bir ekonomik transferi elde etmek için giriştikleri faaliyetler olarak
tanımlayabiliriz. Burada “gerçek rant” ile “suni rant” arasındaki ayırımı açıklamak
gerekir. Gerçek rant, ekonomide arz ve talep arasındaki ilişkilere göre ortaya
çıkmaktadır. Örneğin toprağın, belirli bir süre sonra sahibine çalışmadan bir gelir
getirmesi gerçek ranttır. Suni rant ise, bizzat devlet tarafından bazı ekonomik
faaliyetler üzerine sınırlamalar konulması ya da ekonomik faaliyetlerin bizzat devlet
tarafından düzenlenmesi şeklide ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla rant kollama, çıkar
ve baskı gruplarının devlet tarafından yaratılan bir “suni rant”ı elde etmek için
girişmiş oldukları faaliyetlerdir. Rant kollama faaliyetleri kaynakların dağılımı
üzerinde önemli bir negatif etkiye sahiptir. Rant türleri: Monopol kollama, tarife
kollama, lisans kollama, kota kollama, teşvik kollama, sosyal yardım kollama vb.67

66 Okan Öztutkan, 2011, s. 57, 58.


67 Kadir Çalık, 2012, s. 33.

28 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

4. Rüşvet
Kamu görevlilerinin para, mal, hediye gibi birtakım maddesel çıkarlar karşılığında bunu
sağlayan kişi ya da kümelere ayrıcalıklı bir kamu işlemi ile çıkar sağlaması rüşvet olarak
tanımlanır.68 En genel şekliyle rüşvet; yetkili birisine başkası tarafından toplumun usul
ve kurallarına aykırı bir şekilde menfaat vaat ederek ya da sağlanarak bir işin
yaptırılması şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir tanımla ise; kamu görevlilerinin bir takım
maddesel çıkarlar (para, mal, hediye gibi) karşılığı, bunları sağlayan kişi ya da kümelere
ayrıcalıklı bir kamu işlemi ile çıkar sağlamalarıdır. Arapça bir kelime olan rüşvet,
“kuyudan su çıkarmak için kullanılan ip” manasına gelen “reşa” sözcüğünden
türetilmiştir.69 “Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini
yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da
olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye
kapsamındadır. Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye
verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Kamu görevlileri,
yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel
kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya
veya aracı eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar.” (Hediye alma
ve menfaat sağlama yasağı - Madde 15).70

Hediye ile rüşveti birbirinden ayırmak oldukça zordur. Çoğu zaman rüşvet ile hediye
birbirine karıştırılmaktadır. Bütün toplumlarda, insanlar arası ilişkilerin bir gereği
olarak hediye almak ve vermek doğal bir davranış olarak değerlendirilmektedir. Hatta
geleneksel değerler açısından verilen bir hediyeyi kabul etmemek ve geri çevirmek
doğru bir davranış olarak görülmemektedir. Bu çerçevede, cumhurbaşkanından en alt
kademedeki memura kadar, kamu görevlileri, özel kişi ve kuruluşlardan veya emrindeki
diğer kamu görevlilerinden hediye alabilmektedir. Hediye, genellikle kamu görevlisinin
bir isteği ve talebi olmaksızın verilmektedir.

Rüşvet ile hediye arasındaki temel farklılıklar:

Rüşvet her durumda karar vericiyi etkilemek ve çıkar sağlamak amacıyla verilmektedir.
Rüşvette, sağlanan bir çıkar karşılığında kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı
hareket etmesi konusunda tarafların karşılıklı anlaşmaları söz konusudur. Süreci kimin
başlattığı önemli değildir. Rüşveti alan kamu görevlisi “kesinlikle” karşı tarafa bir
menfaat sağlayacaktır. Hediye ise her zaman çıkar sağlamak amacıyla verilmemektedir.
Hediyede genellikle süreci hediyeyi veren başlatmaktadır. Kamu görevlisi, hediye alma
karşılığında hediye verene çıkar sağlama konusunda bir taahhütte bulunmamaktadır.
Hediyeyi alan kamu görevlisinin hediyeyi veren tarafa bir çıkar sağlama “ihtimal”i söz
konusudur.71 Hediye verme, rüşvetten farklı gibi görünse de verenin veriş amacının
gerisinde yatan gerçeği saklamaktan öteye geçmemektedir. Bir menfaat elde etmek için
kamu görevlisine açıkça rüşvet veremeyenler, hediye vermek suretiyle ona çıkar
sağlamaktadırlar. Bu anlamda hediyeyi rüşvet olarak değerlendirmek mümkündür.

68 İnayet Aydın, 2014, s. 8.


69 Okan Öztutkan, 2011, s. 27.
70 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
71Mustafa Lütfi Şen, Kamu Görevlilerini Yoldan Çıkaran Bubi Tuzakları: Hediye ve Kişisel Kullanım
Amacıyla Yapılan Bağışlar, s. 362-364. http://www.etik.gov.tr/BilgiBankasi.aspx?id=2 Erişim Tarihi: 6 Kasım
2014.

29 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Devlet Memurları Kanununun konuyla ilgili hükmü: “Devlet memurlarının doğrudan


doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat
sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve
almaları yasaktır.” (Hediye Alma, Menfaat Sağlama Yasağı - Madde 29).72

Rüşvet genellikle “hafif-çabuklaştırıcı rüşvet” ve “ağır-çarpıcı rüşvet” olarak iki


kategoride değerlendirilmektedir. Nitekim önceki Türk Ceza Kanunu da bu sınıflamayı
benimsemiştir. Ancak 2004 yılında kabul edilen 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu,
söz konusu ayırımı benimsememiş, rüşveti: “Bir kamu görevlisinin, görevinin
gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma
çerçevesinde bir yarar sağlaması.” (TCK Madde 252) olarak tanımlamış ve tarafların
anlaşmaya varmasını suçun tamamlanması için yeterli görmüştür. Rüşvet suçunun
teşekkül edebilmesi için, rüşvet veren tarafından rüşveti alana bir menfaat sağlanmalı
ya da vaat edilmelidir. Menfaat kavramının genel anlamda ele alınması ve maddi
şeylerin yanında memuru usulsüzlüğe sevk edecek her türlü vasıtanın da menfaat
sayılması gerekmektedir.73

– Sana diyorum ki onlar hediye! (Rüşvet çuvalını taşıyan şahıs konuşuyor)

Rüşvetle mücadelede önemli zorluklardan biri, bireylerin rüşvet tanımının oldukça dar
olmasıdır. Toplumda hemen hemen herkes başkalarının rüşvet suçuna bulaştığını ifade
ederken, kendi davranışlarını bilinçli ya da bilinçsiz göz ardı etmektedir. Bu durumda,
toplumun önemli bir bölümü, büyük çaplı yolsuzluk ve rüşvet olaylarını dikkate
almakta ve onları referans alarak, kendi kuraldışı davranışlarını meşru kabul
etmektedirler. Hatta zaman zaman kamu yönetimine karşı kuraldışı davranışlarda
bulunarak işini görenlere yetenekli kişi gözü ile bakılmaktadır. Bu bakımdan
yolsuzlukla mücadelede toplumun topyekûn desteğinin sağlanması için büyük çaplı
rüşvet ve yolsuzluk olaylarının üstüne gidilmelidir.

Türkiye’deki yaygın rüşvet yöntemleri sırasıyla: aracılar vasıtasıyla, vatandaşın rüşvet


teklif etmesi yoluyla, bağış adı altında makbuzsuz, tanıdık aracılığı ile kamu görevlisinin
istemesi yoluyla ve kamu görevlisine araç tahsis edilmesi yoluyladır. Türkiye’de rüşvet,
en çok sırasıyla; işini daha hızlı yaptırmak için, hakkı olmayan bir şeyi elde etmek için,
yaptırımdan kurtulmak için, hakkını elde etmek için, haksız muamelelerden korunmak
için ve başkalarını haksızlığa uğratmak için verilmektedir. Buradan hareketle kamu

72 Devlet Memurları Kanunu. 657. T.C. Resmi Gazete, 12056, 23 Temmuz 1965.
73 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

30 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

yönetiminde en yaygın rüşvet verme nedeni olarak, işini daha hızlı yaptırmak
seçeneğinin olması, kamu yönetiminde idari usul eksikliğinin, kırtasiyeciliğin,
merkeziyetçi yönetim anlayışının kamu yönetim yapısında hâkim olduğunun önemli
bir göstergesidir. Hakkı olmayan bir şeyi elde etme amacıyla rüşvet verme seçeneğinin
oldukça yüksek çıkması, kamu yönetiminde hukuk kurallarının ve hukuk devleti
anlayışının da etkisinin son derece sınırlı olduğunu göstermesinin yanında, toplumda
kamu yararı yerine özel yararların ön plana çıkmış olduğunun göstergesidir. Yine
yaptırımdan kurtulmak için rüşvet ödemenin oranının yüksek olması, kamu
yönetiminde denetim eksikliğinin yanında kamu yararı kavramından ziyade kişisel yarar
ve çıkarın ön planda olduğunu göstermektedir. Kamu yönetiminde hakkını elde etmek
için rüşvet verilmesi seçeneğinin de ön plana çıkmış olması, bürokrasinin dışa kapalı
ve gizlilik içinde çalıştığı, idari usul eksikliğini ve kamu hizmetlerinin çok yavaş işlediği
gibi kamu yönetiminin işleyişinde önemli sorunlar bulunduğunu göstermektedir.74

5. Zimmet
Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma
ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine
geçirmesidir.75 Zimmet özünde memur tarafından işlenen bir güveni kötüye kullanmak
eyleminden ibarettir. Bu eylem, konusu bakımından bir çeşit inancı kötüye kullanma
ve failin sıfatı memur olması yönünden ise; görevin kötüye kullanılması şeklinde
belirmektedir. Zimmete geçirme, hizmet görevinin belirli şekilde kötüye
kullanılmasından ibarettir. Ayrıca unutulmaması gereken diğer bir nokta; zimmet
rüşvet gibi iki taraflı değil, tek taraflı bir suçtur.76

6. Görevi kötüye kullanma


Kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış
nedeniyle kişilerin mağduriyetine, kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız
kazanç sağlamasıdır.

7. Görevi İhmal
İşgal ettiği makam itibariyle yasaca belirli bir kamu ödev veya görevini yapmaya memur
olan bir kişinin, yapmaya zorunlu bulunduğu bir işi yapmaması yahut yasa ve
tüzüklerce yapılmasını öngördüğü biçimde yerine getirilmemesi veya belli ve uygun
süre içerisinde yapılması zorunlu bulunan bir hizmet veya hareketi geciktirmesi,
süresinde yapmamasıdır.

8. Sömürü (istismar)
Sömürü, insan ya da nesnelerin adaletsiz kullanımıdır ve çıkar sağlama amacına
yöneliktir. Sömürü, insanın başka insanları kendi amaçları için bir araç olarak

74 Yusuf Pustu, 2011, s. 392, 393, 398.


75 İnayet Aydın, 2014, s. 11.
76 Okan Öztutkan, 2011, s. 44, 45.

31 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

kullanması ve kaynakların adaletsiz kullanımını niteler. 77 Sömürünün çeşitli türleri


vardır: Sömürücü, sömürülen kişiyi zorlayabilir ya da aldatarak kullanabilir. Sömürülen
kişi, yapılan eylemlere gönüllü olarak rıza gösterebilir. Sömüren kişinin amacı, çıkar
sağlamak ve kazancını güvenceye almaktır. Ancak bu durum sömürülen kişinin
aleyhine olabilir, ne aleyhine ne de yararına olabilir, eylemlerden yarar sağlayabilir.
Ancak bu yarar sömürenin yararından daha azdır. Genellikle sömürülen birey,
kendisine haksızlık yapılan bireydir.

9. Psikolojik yıldırma (Mobbing)


Gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun
süreli sistematik baskı uygulamasıdır. Kişiyi iş yaşamından dışlamak amacıyla kasıtlı
olarak yapılır.78 Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlar. İma ve
alayla, karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeye yönelik saldırgan bir ortam
yaratarak kişiyi işten ayrılmaya zorlar. Bu tür duygusal saldırılar, aynı düzeyde
yaşananlar arasında yaşanabileceği gibi ast ve üst arasında da görülebilir.

10. Bencillik
İnsanların başkalarının yararını düşünmeden; kimi kez onlara zarar vererek;
davranışlarını yalnız kendi gereksinimlerini giderecek, kendine çıkar sağlayacak
biçimde yönlendirmesidir. 79 Bencillik (egoizm), insanın sadece kendini düşünme ve
kendi çıkarlarını gözetmesi olan bencillik, sevgi ögesinin tam karşıtı olarak toplumsal
dayanışmanın gelişmemesine ve kişilerin topluma karşı görev ve sorumluluklarının
oluşmamasına yol açmaktadır.80

11. Şiddet-baskı-saldırganlık
Şiddet sözcüğü, aşırı duygu durumunu, bir olgunun yoğunluğunu, sertliğini, kaba ve
sert davranışı nitelendirir. Saldırgan davranışlar, kaba kuvvet, beden gücünün kötüye
kullanılması, yakan, yıkan, yok eden eylemler şiddetin kapsamındadır.81 Şiddet, yapacak
hiçbir şeyin kalmadığı inancı ve korkusu ile ortaya konan negatif anlamda duygusal

77 İnayet Aydın, 2014, s. 8.


78 İnayet Aydın, 2014, s. 8.
79 İnayet Aydın, 2014, s. 8.
80 Kemal Özsemerci, 2005, s. 6.
81 İnayet Aydın, 2014, s. 9.

32 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

taşma halidir. Saldırgan davranışlar, kaba kuvvet ve beden gücünün kötüye kullanılması
şiddet kapsamında eylemlerdir. İnsanda saldırgan davranışlar kalıplaşmış olup,
kızgınlık ve öfke durumunu dışa yansıtan yüz ifadelerinden ya da bir sözcükten
(hakaret, küfür), doğayı, canlıyı yakan, yıkan, yok eden şiddet eylemlerine kadar
yayılabilir.

12. İş ilişkilerine politika karıştırma


Her kamu görevlisi gibi, yöneticinin de tarafsız davranması ve tarafsız hizmet sunması
gereklidir. Yöneticinin politize olması durumunda, kurum bir politik kurum olarak
görülecek ve öyle davranış görecektir. Böylece, kamu görevlileri kurumla ilgili
sorunlarının çözümünde ve beklentilerinin karşılanmasında yöneticiden çok
politikacıyı aracı olarak görecekler ve birçok sorunlarını politikacıya götüreceklerdir. 82
Kamu hizmetleri kurallar çerçevesinde kamu personeli tarafından yürütülür. Buradaki
kurallar ve bu kurallarla hizmet yürütecek olan personel bir güç tarafından oluşturulur.
Bu güç siyasal iktidardır. Siyasal iktidar en genel anlamıyla; bir ülkenin ve toplumun
bütünü üzerinde geçerli olan bir iktidardır. Cebir kullanma yetkisine sahip oluşu onu
en üstün iktidar haline getirmektedir. Bu iktidar, farklı siyasal görüşler arasında kıyasıya
bir mücadele verildikten sonra elde edilebilir. Bu iktidar mücadelesi hiçbir zaman
bitmez ve hayatın her alanında görülür. Bu alanların en önemlilerinden biri ise
bürokratik sistemdir. Hem mevcut siyasal iktidar sahipleri hem de iktidarı ele geçirmek
isteyen güçler bürokrasiyi etkilemek isterler; çünkü bürokrasi kamu yönetimin işleyen
çarkıdır. Oysaki memurlardan beklenen tarafsız olmalıdır. Memurlar görevlerini yerine
getirirken, dil, ırk, cinsiyet, din ve siyasi düşünce ayrımı yapmazlar: “Devlet memurları
siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya
zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil,
ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir
şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere
katılamazlar.” (Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 7’nci
Madde)83

Bürokrasinin siyasallaşması öncelikle vatandaşın hizmet kalitesini etkilemektedir.


Çünkü kamu personeli yapması gerekenlere yoğunlaşmak yerine, yapacağı işlemin
siyasi sonuçlarına odaklanmaktadır. Bir başka sorun ise siyasal iktidar her değiştiğinde
mecburen bürokratik örgütün de yenilenmesi gerekecektir. Sonuçta mevcut personel
eski iktidar tarafından güdülenmiştir ve ona hizmet etmektedir. İşte bu örgütün
yeniden kurulması oldukça külfetli bir işlemdir. Eğer bürokratik örgüt, olması gerektiği
gibi tarafsız personellerden oluşturulsaydı, iktidar değiştiğinde yeni iktidar böyle bir
külfete girmek zorunda olmayacaktı. Siyasetin bürokrasiyi bu kadar etkileyebilmesinin
temelde iki nedeni vardır. Bunlardan ilki; siyasal iktidar sahiplerinin gücünün yeterince
sınırlandırılmamış olmasıdır. İkincisi ise bu kişiler, toplum yararı ve kamu çıkarı gibi
söylemleri adeta bir zırh gibi kullanarak aslında kendi çıkarları peşinde koşmaktadır.84
Düzen içindeki yozlaşmayı gören personel ne yazık ki düzene ayak uydurmakta ve
yükselmenin yolunu liyakatte değil siyasi yakınlaşmalarda aramaktadır. Bu durumda da
kamu personeli yükselmek için siyasilerin her türlü dayatmalarına boyun eğmek
zorunda kalmakta ve buradan itibaren de etik ihlalleri baş göstermektedir.

82 İnayet Aydın, 2014, s. 9.


83 Devlet Memurları Kanunu.
84 Okan Öztutkan, 2011, s. 15, 16.

33 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

13. Hakaret ve küfür


Sözlü taciz olarak değerlendirilebilecek olan hakaret ve küfür, sözel bir şiddet
gösterisidir ve tüm şiddet gösterileri gibi, saldırganlık içerir. Hakaret ve küfür,
basmakalıp sözcüklerle başkalarının kişiliğine saldırıdır. Başkalarına küfür ya da hakaret
ederek saldıran insanlar, onların kişiliğini küçültüp, örseleyerek kendi bencil kişiliklerini
yücelttiklerine inanırlar.85

14. Bedensel ve cinsel taciz


Bedensel ve cinsel taciz şiddetin bir ürünüdür. En sık karşılaşılan bedensel taciz türü
dayaktır. Cinsel taciz ise çocuğa, gence, kadına söz atma, el, kol hareketi yapmakla
başlayan, ırza geçmeye kadar varan geniş bir yelpaze içinde yer alır. 86 Bedensel taciz,
özel yaşamda başarısız olan kişilerin kendinden daha güçsüz olan kişilere bir yansıtma
ve bastırma mekanizması olarak uyguladıkları etik dışı davranış türüdür.

Güvenlik alanları ve kişisel mesafeler

Özel alan veya diğer bir adı ile Mahrem Bölge sadece anne-baba, eş ya da çok çok
yakınların girebildiği bölge olarak tanımlanmıştır. Bu alana başka birinin girmesi
durumunda kalp daha hızlı atmaya ve stres yükselmeye başlar.

15. Dedikodu
Genel olarak dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden başkalarına karaçalmak,
insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalardır.87 İş yerlerinde
yapılan dedikodu, büyük ölçüde zaman ve enerji kayıplarına neden olduğu gibi insan
ilişkilerinde gerginliğe, güven ve saygı duygularının yok olmasına neden olmaktadır.

85 İnayet Aydın, 2014, s. 9.


86 İnayet Aydın, 2014, s. 9.
87 İnayet Aydın, 2014, s. 10.

34 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

16. Davranışın etik açıdan yargılanması


Çalışanlar etik dışı davranışlara açgözlülükten ideolojiye kadar değişen birçok
nedenlerle girişmektedirler. Ancak hiç kimse doğru görünen şeyi yapmak adına,
yasaları bilmezlikten gelmek ya da var olan siyasa ve yöntemleri geçersiz kılma yetkisine
sahip değildir. Karmaşık ve şaşırtıcı olasılıklar arasında karar vermek gerektiğinde etik
dışı davranışlardan kaçınmak için, yapılacak etik testler yararlı olmaktadır. Bu amaçla
bir çalışan, belli bir konuda karar vermeden önce aşağıdaki altı soruya yanıt
vermelidir.88

Bu doğru mu?

Bu soru, doğru ve yanlışın açıkça değerlendirilmesini gerektirir. Bu soruyu yanıtlarken


akılda tutulması gereken bir yaklaşım da “başkalarına, sana davranmalarını istediğin
gibi davran” ilkesidir. Bu ilke çerçevesinde verilen kararın ya da yapılması düşünülen
eylemlerin doğruluğu tartışılmalıdır.

Bu adil mi?

Bu sorunun yanıtı, altın kural olarak nitelenen bir başka soruda gizlidir. Aynı durumda
siz karşıdakinin yerinde olsaydınız ve bu davranış size yapılsaydı, bunun adil olduğunu
düşünür müydünüz? Eğer bu soruya evet diyemiyorsanız, davranış ya da kararı yeniden
gözden geçirmek gerekmektedir.

Eğer birisi zarar görecekse bu kim?

Bu soru faydacılık kavramına dayalı bir sorudur. Bu yaklaşımın diğer boyutu “kim
kazanacak?” sorusudur. Bunu izleyen soru ise bu kişinin kaybetmeyi mi, kazanmayı mı
hak ettiğine karar vermektir.

Eğer verdiğiniz karar gazetelerin birinci sayfasında yer alsaydı kendinizi rahat hisseder miydiniz?

Eğer bu sorunun yanıtı “hayır” ise, hemen “niçin ?” sorusu sorulmalıdır. Bu soruya
verilecek yanıt, sorunun tanımlanmasına yardım edecektir.

Aileniz, çocuğunuz ya da akrabalarınıza bunu söyler miydiniz?

Diğer bir deyişle gerçekleştirilmesi düşünülen eylem ya da davranışlar yakın çevre


tarafından öğrenildiğinde eğer rahatsızlık hissedilecekse bu eylem veya davranışı
yeniden gözden geçirmekte yarar vardır.

Olay nasıl kokuyor?

88 İnayet Aydın, 2014, s. 3, 4.

35 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Bir karar ya da davranışın sonuçlarının neler olabileceğine ilişkin sezgiler üzerinde


dikkatle durulmalıdır. Duyarlı insanlar olaylara ilişkin kötü kokuları kolaylıkla fark
edebilir. Eğer bu tür bir kuşku varsa, bunun nedenlerinin ortaya konulmasına
çalışılmalıdır.89

17. Etik Dışı Davranışın Haklılaştırılması


Bazen etik ilkelerinin iyi bilinmesi bile çalışanları etik dışı davranmanın çekiciliğine
kurban olmaktan kurtaramaz. Etik dışı davranışın haklı gösterilmesi ve ussallaştırılması
süreci dört tür davranışla başlar:

a) Yasal ve etik sınırlar içinde olan ve belli durumları kurtarmak için rahatlatıcı ve
uygun görünen davranış yollarının seçilebileceğine inanmak, etik dışı davranışların
ussallaştırılmasında kullanılan yöntemlerden biridir. Örneğin, bir yöneticinin kurumda
meydana gelen bir iş kazasına tanık olan bir çalışana olayı gizli tutması için izin ya da
para vermeyi önermesi bu tür davranışa bir örnektir.

b) Etik dışı davranışların haklılaştırılmasında kullanılan bir diğer yaklaşım da, kurum
ve birey için çok yararlı olabilecek davranışların gerçekleştirilmesinde bir sakınca
olmadığına inanmaktır. Örneğin bir elektronik mühendisinin, kendi kurumunun
rekabet gücünü artırmada çok yararlı olacağı için rakip kurumlardan yeni bir ürün
taslağı ya da düşüncesini çalması bu tür davranışa örnektir. Burada çalışan kurumsal
amaçları gerçekleştirebilmek için kurumun kendisinden her tür yardım ve katkıyı
beklediğini varsaymaktadır.

c) Yapılan bir şeyin başkaları tarafından fark edilmeyeceği inancı da etik dışı
davranışların ussallaştırılmasında kullanılan bir başka yöntemdir. Ancak işyerinden
çalınan küçük şeylerin fark edilmeyeceği inancı, zamanla yerini büyük suçlara ve
hırsızlıklara bırakabilir.

d) Kuruma yarar sağlayan ancak etik ilkelerini ihlal eden bir davranış nedeniyle çalışan
yakalanırsa, kurumun kendisine arka çıkacağı veya koruyacağı inancı da çalışanların etik
dışı davranışlarına buldukları bir ussallaştırma yoludur. Örneğin, bir çalışanın bir
bankacıya rüşvet vererek kuruma büyük miktarda bir kredi sağlaması durumunda
çalışan, kurumun kendisine minnettar kalacağını düşünebilir. Oysa bu arka çıkılacak
bir düşünce ve eylem biçimi değil, tam tersine çalışanın işten atılmasını gerektiren bir
suçtur.

İşle ilgili kararlar verilirken bu dört ussallaştırma yoluna dikkat edilmesi gerekmektedir.
Eğer bir karara ilişkin rahatsız edici bir yan hissediliyorsa, çalışanların dürüstçe
kendilerini sorgulamaları gerekir. Eylemlerin ve kararların mantıklı nedenler bulunarak
haklılaştırılması tehlikeli bir oyundur ve bu tür düşüncelere karşı dikkatli olunması
gerekir. Davranışların etik ilkelere uygunluğunun sınanmasında, yıllar önce Immanuel
Kant tarafından geliştirilen şu sorunun sorulması gerekir:90 “Kurumda herkes böyle
davransaydı ne olurdu?”

89 İnayet Aydın, 2014, s. 3, 4.


90 İnayet Aydın, 2014, s. 4, 5.

36 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Ayrıca etik dışı davranışın gerekçelendirilmesinde, aşağıdaki yaklaşımlar da


kullanılmaktadır.

 Toplumun çıkarları için işleri çabuklaştırmak amacı ile bazı ilke ve prosedürleri
atlamak.

 Kişisel olarak benim çıkarım yok, önemli olan işlerin yapılması. Bu nedenle
kuralları biraz esnetmekte bir sakınca yoktur düşüncesi.

 Yalnızca bir arkadaşa yardım ediyorum, benim bu işte bir çıkarım yok düşüncesi.

 Üstlerim benim değerimi bilmiyor, ben sömürülüyorum. O halde ben de kendi


çıkarlarımı düşünmek zorundayım düşüncesi.

 Çalışan bir suç işlemiş, cezalandırılması gerekir ama benden bulmasın


düşüncesi.91

91 İnayet Aydın, 2014, s. 2-5.

37 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

IV. Çıkar Çatışması


Kamu hizmetlerinde çıkar çatışmasının tarihi kamu yönetimi kadar eskidir. Geçmişte
birçok toplumda seçilmiş ya da atanmış kamu görevlilerinin kamu makamını kendi
kişisel menfaatlerini geliştirmek için kullandıkları varsayılırdı. Günümüz toplumlarında
kamu görevlilerinin devletin yararına çalışmaları beklenmektedir. Toplumlar
demokratikleştikçe ve hükümetler kendi vatandaşlarına hesap verir hale geldikçe
vatandaşlar kamu görevlilerinin görevlerini kamu yararına ve adil ve tarafsız bir
biçimde yapmalarını isterler. Çıkar çatışması; kamu görevlilerinin görevlerini tarafsız
ve objektif şekilde icra etmelerini etkileyen ya da etkiliyormuş gibi gözüken
ve kendilerine, yakınlarına, arkadaşlarına ya da ilişkide bulunduğu kişi ya da kuruluşlara
sağlanan her türlü menfaati ve onlarla ilgili mali ya da diğer yükümlülükleri ve benzeri
şahsi çıkarlara sahip olmaları halini ifade eder.92 “Kamu görevlileri, çıkar çatışmasında
şahsi sorumluluğa sahiptir ve çıkar çatışmasının doğabileceği durumu genellikle şahsen
bilen kişiler oldukları için, herhangi bir potansiyel ya da gerçek çıkar çatışması
konusunda dikkatli davranır, çıkar çatışmasından kaçınmak için gerekli adımları atar,
çıkar çatışmasının farkına varır varmaz durumu üstlerine bildirir ve çıkar çatışması
kapsamına giren menfaatlerden kendilerini uzak tutarlar.” (Çıkar Çatışmasından Kaçınma
Madde 13).93

Menfaat çatışması, kişinin veya idarenin sorumluluklarını ve görevlerini tarafsız bir


şekilde yerine getirmesini olumsuz yönde etkiler. Çıkar çatışmasının bulunduğu
durumlarda, karar alıcının bireysel çıkarları ile genel anlamda kamu çıkarı
çelişmektedir. Bu nedenle, çıkar çatışmasının görevin tarafsız ve objektif bir şekilde
yerine getirilmesini etkileme “ihtimal”i bulunmaktadır. Çıkar çatışması durumu, görevi
etkilemese bile dışarıdan bakanlarca görevi etkiliyormuş gibi algılanabilmektedir. Çıkar
ilişkisini, karşıdaki insanı veya herhangi bir şeyi sadece kendine yarar sağlamak için
kurulan bağ olarak tanımlanabilir. Çıkar çatışması ise kamu görevlisinin kendisinin ve
yakınlarının (eş, çocuk, kardeş, akraba, vs.) ya da özel bir yakınlık veya ilişkisi olduğu
kişi, şirket ve kuruluşların devletle olan ilişkilerinde bir görev ya da rol üstlenmesi ve
kişisel menfaatin kamu menfaatiyle çatışmasıdır.

Türkiye’de her ne kadar çıkar ilişkisi ve çıkar çatışması çoklukla birbirinin yerine
kullanılırsa da aralarında fark vardır. Çıkar ilişkisi resmen ileri derecede bir ahlâksızlık
sınıflamasıdır. Çıkar çatışması ise her zaman bir ahlâksızlık olarak kabul edilmeyebilir.
Yani bir kişi yolsuzluk-ahlâksızlık yapmadan da çıkar çatışması (conflict of interest) içinde
olabilir, tabii bu da kabul edilen bir durum değildir. Çıkar çatışması ve yolsuzluk
arasında açık bir ayrım bulunmamakla birlikte, bunlar ayrı şeylerdir. Gerçekte, çıkar
çatışması bir eylem değil bir durum olarak anlaşılmaktadır ve bir kamu görevlisi
yolsuzluk yapmadan da kendisini bir çıkar çatışması içerisinde bulabilir. Çıkar çatışması

92 Ömer Faruk Gençkaya, 2009, s. 3, 4, 34 - 35.


93 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

38 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

kamusal bir görev ile özel bir menfaat arasındaki bir çatışmayı içerir ki böyle
durumlarda, özel bir çıkar, kamusal menfaat, faaliyet ve kararları uygun olmayan bir
şekilde etkileyebilir. Örneğin, bir kamu görevlisi dahil olduğu bir karar alma sürecinde
kendisine göre adil ve kanuna uygun olarak davranırsa, sonuç olarak, bir yolsuzluk söz
konusu değildir. Bir başka kamu görevlisi davranışı ile ilgili herhangi bir çıkar çatışması
olmaksızın almış olduğu bir karar karşılığında rüşvet alabilir. Bu bağlamda, çıkar
çatışması mutlaka yolsuzluk ya da hileli bir davranış değildir. Bununla birlikte, çıkar
çatışması “kamu makamının özel menfaat için kötüye kullanılmasını” oluşturur ve
gayri adil davranış için bir potansiyel taşır.94

– Nascar’ı seviyorum!... İmzanızı alabilir miyim?


– Üzgünüm evlat… Ben bir doktorum.

94 Ömer Faruk Gençkaya, 2009, s. 3, 4, 34 - 35.

39 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

 Genel Müdürün emekli olduktan sonra şirket kurarak eski


kurumundan ihale alması; emekli tapucunun emlakçılık yapması;
emekli bir mahkeme kâtibinin iş takipçiliği yapması; emekli bir
generalin özel bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması.95

Türkiye’de bu konuyla ilgili olarak, 2.10.1981 tarihli ve 2531 sayılı


“Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler
Hakkında Kanun” bulunmaktadır. Söz konusu kanunun 2. maddesi
şöyledir: “... görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar,
Kurumdan ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları
ayrıldıktan sonra daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten
kurumla iş başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev
1. yapma Döner ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı
Kapı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk
(Revolving Door) ve temsilcilik yapamazlar.”

Eski kamu görevlileriyle ilişkiler (Madde 21) - Kamu görevlileri, eski


kamu görevlilerini kamu hizmetlerinden ayrıcalıklı bir şekilde
faydalandıramaz, onlara imtiyazlı muamelede bulunamaz. Kamu
görevlerinden ayrılan kişilere, ilgili kanunlardaki hükümler ve
süreler saklı kalmak kaydıyla, daha önce görev yaptıkları kurum
veya kuruluştan, doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir
yüklenicilik, komisyonculuk, temsilcilik, bilirkişilik, aracılık veya
benzeri görev ve iş verilemez.96

 Öğretmenin kendi öğrencilerine özel ders vermesi; memurun


geceleri taksicilik yapması; müdürün araba alıp satması.97

Kamu görevlilerinin kamu görevinin dışındaki ikinci bir işte


çalışması, performanslarının ve sadakatlerinin bölünmesi açısından
sakınca teşkil etmektedir.

Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı (Madde


2. İkinci iş 28) - Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (tacir) veya (esnaf)
sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi
müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya
kolektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak
olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını
temsilen alacakları görevler hariç)... Eşleri, reşit olmayan veya
mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar
bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle
yükümlüdürler.98

95 Mustafa Lütfi Şen, 2014.


96 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
97 Mustafa Lütfi Şen, 2014.
98 Devlet Memurları Kanunu.

40 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya


görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan,
ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak
kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamında
değerlendirilmektedir.

Çıkar sağlama amacıyla verilen hediyeler: Hediyeyi verenin bir menfaat


elde etme ya da hizmetin kolayca ve süratle görülmesi yönünde bir
beklentisi bulunmaktadır. Bu durumda hediyeyi veren, ayrıcalıklı
işlem yapmasını beklediği kamu görevlisine, önceden meşruiyet
kazandırılmış çıkarlar sağlama yoluna gitmekte, böylece doğrudan
rüşvet vermenin risklerini en aza indirmeye çalışmaktadır.

 Araba ya da ev tahsis etmek; tuttuğu takımın kombine maç


biletlerini hediye etmek; konferans verdirmek; inceleme amaçlı
gezilere davet etmek; tatil masraflarını karşılamak vb.

Bu kapsamdaki hediyeler genellikle sembolik olmanın ötesinde


kamu görevlisine belli bir çıkar sağlamayı hedeflemektedir.
Hediyeyi veren başlangıçta niyetini açıkça belli etmemektedir. Çoğu
zaman hediyenin verildiği anda kamu görevlisi ile hediyeyi veren
arasında hizmetle ilgili bir bağlantı da bulunmamaktadır. Böyle
durumlarda kamu görevlisi hediyeyi verenin uzun dönemdeki
niyetini sezememekte ve durumdan şüphelenmeyerek hediyeyi
kabul etmektedir. Kurnazca hazırlanan, şüphe uyandırmayan,
tehlikesiz zannedilen ve kurbanı daha rahat çekebilmek için çekici
Hediye Kabul
3. Etme
bir cisim kullanılan tuzaklara bubi tuzağı denilir.

 Ancak bazı durumlarda da hediyeyi verenin niyeti açıkça belli


olmaktadır. Bazı firmalar promosyon adı altında hediye ve numune
ilaç dağıtmakta ve hekimlerin kendi ilaçlarını yazmalarını sağlamak
amacıyla, tıp kongrelerinde onların konaklama, ulaşım ve kongre
kayıt ücretlerini karşılamaktadır.

 Yine kamu hizmetlerini ihale yoluyla yürüten yüklenici firmalar,


hak edişlerde kolaylık sağlaması amacıyla kontrol mühendislerine
araç tahsis etmekte ve çeşitli hediyeler vermektedir.99

Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye


verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilke
olarak benimsenmiştir.

Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı (Madde 15) - Kamu görevlisinin


tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını
etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya
da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü
eşya ve menfaat hediye kapsamındadır.

Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye


verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir.
Kamu görevlileri, yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya
menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları
veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı

99 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

41 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar.


Kamu görevlileri, kamu kaynaklarını kullanarak hediye veremez,
resmi gün, tören ve bayramlar dışında, hiçbir gerçek veya tüzel
kişiye çelenk veya çiçek gönderemezler; görev ve hizmetle ilgisi
olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları veremezler.

Uluslararası ilişkilerde nezaket ve protokol kuralları gereğince,


yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyelerden, 3628
sayılı Kanunun 3. maddesi hükümleri saklı kalmakla birlikte100, söz
konusu maddede belirtilen sınırın altında kalanlar da beyan edilir.

Hediye alma yasağı kapsamı dışında kalanlar: … Kitap, dergi,


makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar; halka
açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül
veya hediyeler; herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel,
yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra
niteliğindeki hediyeler; tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve
sembolik değeri bulunan reklam ve el sanatları ürünleri vb.

Hediye alma yasağı kapsamındakiler: … Görev yapılan kurumla iş,


hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama,
veda ve kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve
hediye çekleri; taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken,
satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre makul olmayan
bedeller üzerinden yapılan işlemler; hizmetten yararlananların
vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler; görev
yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç
ve krediler vb.101

Hediye alırken kamu görevlisinin kendisine sorması gereken anahtar soru:

“Ben kamu görevlisi olmasaydım ya da işgal ettiğim makam


ve mevkide bulunmasaydım, bu hediye yine de bana
verilecek miydi?”

Cevap kesinlikle “evet” ise hediye alınabilir. Cevap “HAYIR” ise


ya da tereddüt varsa hediye reddedilmelidir.
 İmar Müdürünün, eşinin parselinin bulunduğu bir adada imar
düzenlemesi yaparak arazinin değerini artırması; yemek ihalesinin
Kendi ve kurumun üst yöneticisinin kayınbiraderinin şirketine verilmesi;
4. yakınları lehine kamu bankası yöneticisinin okul arkadaşının şirketine kredi
işlem çıkartması; vergi denetmeninin aile dostuna ait şirketi denetleyerek
bazı usulsüzlükleri görmezden gelmesi.102

100 3628 sayılı Kanuna göre, yabancı devlet, milletlerarası kuruluş ya da Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel
veya tüzel kişi veya kuruluş tarafından verilen ve alındığı tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşmayan
(20.200 TL – 2019 Asgari ücret 2.020 TL) hediyeler alınabilir. Bunun üzerindeki hediye ve hibe niteliğindeki eşyaların
alındıkları tarihten itibaren bir ay içinde kuruma teslim zorunluluğu bulunmaktadır.
101 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
102 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

42 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Çıkar Çatışmasına Somut Örnekler

Nüfuz ticareti
 “Sana bir yakınımı gönderiyorum, işini hallediver.”; “ihaleyi filan
5. firmaya verilecek şekilde ayarla.”; “filan öğrenciyi dersten
geçiriver.”; “komutanın oğluna gece nöbeti yazma.”

 Hastanede yapılan ameliyat için para alınması (bıçak parası); arazi


Yapılan iş için özel ölçümüne giden teknisyenin iş sahibinden para alması; din görevlilerinin
6. ücret alınması görevleri gereği yaptığı işlerden (cenaze işleri, mevlit, hatim vb.) para
(bahşiş) almaları; tapuda, işin hızlı görülmesi sonucunda iş sahibinin para, baklava,
pasta vb. vermesi; evlendirme memuruna nikâh sonrası para verilmesi.

 Denetim görevlilerinin yazdıkları mevzuat kitaplarının, denetlenen


kurumlarca satın alınması; kurumla iş yapan müteahhitten ev alınması ya
da evin dekore ettirilmesi; büyük ölçüde kurum çalışanlarının yararlandığı
bir vakfa bağış yapılmasının istenmesi; bir valinin oğlunun şirketinin
alacağı ruhsat için belediyede daire başkanını arayarak aracı olması;
Görevden özel kurumla iş ilişkisi içinde olan bir firmanın, kurum yöneticisinin çocuğuna
7. çıkar elde edilmesi burs vermesi; müsteşarın bir akrabasının işe alınması için referans olması;
il millî eğitim müdürünün yeğenini, okulun kayıt sınırları içinde
olmamasına rağmen, şehrin en meşhur ilkokuluna kaydettirmesi; merkez
bankası başkanının devalüasyon olacağını yakınlarına haber vermesi/TL
yatırımlarını dövize çevirmesi; imar müdürünün yapılacak imar değişikliği
ile yeşil alanın ticaret alanına dönüştürüleceğini bir yakınına haber
vermesi.103

103 Mustafa Lütfi Şen, 2014.

43 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

V. Etik İhlalleri ve Etikten Muafiyet


Devlet yönetiminde etik altyapının sekiz kilit unsuru bulunmaktadır. Bunlar:

 Siyasi irade,
 Etkili bir yasal altyapı,
 Etkin hesap verme mekanizmaları,
 Uygulanabilir davranış kuralları,
 Mesleki sosyalleştirme mekanizmaları,
 Kamu yönetiminde uygun çalışma koşulları,
 Etik konularda eşgüdüm sağlayan kuruluşların varlığı,
 Kamu görevlilerini denetleyen etkin bir sivil toplum.

İyi işleyen bir etik altyapı, belirli davranış standartlarını destekleyen bir kamu yönetimi
ortamına katkıda bulunur. Etik altyapı, sayılan sekiz unsurdan oluşmaktadır. Ayrıca
denetim, yönlendirme ve yönetim olmak üzere üç işlevi vardır. Her işlev ve unsur,
bağımsız ancak önemli bir yapı taşı olup birbirini tamamlamalı ve takviye etmelidir.104
Kamu etik sözleşmesi, sayılan bu etik altyapının önemli bir fonksiyonunu icra eder. 105

1. Kamu görevlileri etik sözleşmesi


“Kamu görevlileri, görevlerini yürütürken etik davranış ilkelerine uymakla
yükümlüdürler. Etik ilkeler, kamu görevlilerinin istihdamını düzenleyen mevzuat
hükümlerinin bir parçasını oluşturur. Kamu görevlileri (sadece 5176 sayılı Kanunda 106
sayılanlar), bir ay içinde ‘Etik Sözleşme’ belgesini imzalamakla yükümlüdürler. Bu belge,
personelin özlük dosyasına konur. Kurum ve kuruluşların yetkili sicil amirleri,
personelin sicil ve performansını, etik davranış ilkelerine uygunluk açısından da
değerlendirirler.” (Etik davranış ilkelerine uyma - Madde 23)107

104 TÜSİAD, 2005, s. 26.


105 İ. Uğur Esgün, 2013, s. 258.
106Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. 5176. T.C.
Resmi Gazete, 25486, 8 Haziran 2004.
107 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.

44 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK SÖZLEŞMESİ

“Kamu hizmetinin her türlü özel çıkarın üzerinde olduğu ve kamu


görevlisinin halkın hizmetinde bulunduğu bilinç ve anlayışıyla;

 Halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını en etkin, hızlı ve verimli


biçimde karşılamak, hizmet kalitesini yükseltmek ve toplumun memnuniyetini
artırmak için çalışmayı,

 Görevimi insan haklarına saygı, saydamlık, katılımcılık, dürüstlük, hesap


verebilirlik, kamu yararını gözetme ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda
yerine getirmeyi,

 Dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, yaş, bedensel engelli ve cinsiyet ayrımı
yapmadan, fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalara meydan
vermeden tarafsızlık içerisinde hizmet gereklerine uygun davranmayı,

 Görevimi, görevle ilişkisi bulunan hiçbir gerçek veya tüzel kişiden hediye
almadan, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte herhangi bir çıkar sağlamadan,
herhangi bir özel menfaat beklentisi içinde olmadan yerine getirmeyi,

 Kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında


kullanmamayı ve kullandırmamayı, bu mal ve kaynakları israf etmemeyi,

 Kişilerin dilekçe, bilgi edinme, şikâyet ve dava açma haklarına saygılı davranmayı,
hizmetten yararlananlara, çalışma arkadaşlarıma ve diğer muhataplarıma karşı
ilgili, nazik, ölçülü ve saygılı hareket etmeyi,

 Kamu Görevlileri Etik Kurulunca hazırlanan yönetmeliklerle belirlenen etik


davranış ilke ve değerlerine bağlı olarak görev yapmayı ve hizmet sunmayı
taahhüt ederim.”

2. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kararları

Türkiye’nin kamu yönetiminde etik anlayışın ve kültürün


inşa edilmesine, etik ilkelerin yerleşmesine ve dolayısıyla
daha şeffaf, tarafsız, dürüst, hesap verebilir ve kamu
yararını esas alan bir kamu hizmeti anlayışına katkı
sağlamak amacıyla 2004 yılında Kamu Görevlileri Etik
Kurulu kurulmuştur. Kurul, etik değerlere dayalı bir
yönetim anlayışı geliştirmeyi, devletin toplum nazarındaki etik görünümünü
iyileştirmeyi ve kamu kurum ve kuruluşlarında etik kültürün yerleştirilmesini
amaçlamaktadır.

Etik Kurulu, 2005 – 2017 yılları arasında toplam 18 kamu görevlisi hakkında “Etik
ilkelere aykırı davrandığına dair” etik ihlal kararı vermiştir. Bu kararlardan 8 tanesi

45 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Resmi Gazetede, 10 tanesi ise kurumun internet sitesinde yayımlanmıştır. Anayasa


Mahkemesi’nin 4.2.2010 tarihli ve 2010/33 sayılı kararıyla etik ihlali kararlarının resmi
gazetede yayımlanmasına ilişkin yasa maddesi iptal edilmiştir.108 Bu tarihten sonra
Resmi Gazetede yayımlanan karar yoktur.

Etik Kurulu, 5176 sayılı Kanun’un 4’ünüc maddesi gereğince en az genel müdür veya
eşiti seviyedeki kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerini ihlal ettiği iddiasıyla yapılan
başvuruları (Resen de inceleme yapabilmekte) incelemekle görevli ve yetkilidir. 2004
yılında 5176 sayılı Kanun’la kurulduğunda Kurul tarafından incelenen kamu
görevlilerinin etik dışı davranışları tespit edildiğinde buna ilişkin Kurul kararının Resmi
Gazete’de yayınlanması öngörülmüştür. Kurul, ilk yıllarda etik ihlal kararı vermediği
için bu yöntemi kullanmasa da bir belediye başkanı hakkında verdiği etik ihlal kararının
Resmi Gazete’de (RG: 27 Ocak 2009 tarihli ve 27123 sayılı) yayımlanması ile bir anda
gündemde olan bir Kurul haline gelmiştir. Daha sonra verdiği etik ihlal kararları da
kamuoyunca yakından takip edilmiş ve yayınlanan kararlar kamuda ve toplumda
önemli etkiler yaratmıştır. Kurulun toplam 8 etik ihlal kararı Resmi Gazete’de
yayınlanabilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin 4/2/2010 tarihli ve E.:2007/98, K: 2010/33 sayılı kararı ile


5176 sayılı Kanun’un 3’üncü fıkrası (Kurul kararlarının Resmi Gazete’de
yayınlanmasına ilişkin fıkra) iptal edilmiş ve dolayısıyla Kurul kararlarının en önemli
yaptırım gücü Kurulun elinden alınmıştır. Aslında Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile
sorunlu olan alan düzeltilmiştir. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin kararında da
bahsedildiği üzere Kurul kararı icrai nitelik taşımamakta ve mahkeme kararı (idare
mahkemelerinde Kurul kararlarına dava açılması halinde) ile iptal edilebilmekte iken
etkisi icrai olup telafi imkânsız durumlara sebebiyet vermekteydi. Örneğin Kurulun
verdiği etik ihlal kararı Resmi Gazete’de yayınlansa ve sonrasında bu karar, mahkemece
iptal edilse, bu durumda ilgili kamu görevlisi yargı kararına rağmen telafi edilemez
şekilde itibar kaybına maruz kalabilecektir.

Bu açıdan 5176 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin üçüncü fıkrasının iptalini


eleştirmekten ziyade bu fıkra iptal edildikten sonra Kurul kararlarının etkinliğini
sağlayacak yeni bir mekanizmanın önerilmemesi ve bu yönde bir mevzuat
değişikliğinin gerçekleştirilmemesi önem kazanmaktadır. Örneğin, Kurul kararlarına
60 günlük idari dava açma süresi içerisinde dava açılmaması ya da dava açılması halinde
mahkeme kararının kesinleşmesi üzerine Kurul kararının Resmi Gazete’de
yayınlanması; Kurul kararının ilgili üst düzey yöneticinin daha üst pozisyona
atanmasında dikkate alınması vb. şeklinde çözüm önerileri düşünülebilir. Anayasa
Mahkemesi’nin söz konusu kararından sonra Kurul kararları Resmi Gazete’de
yayınlanamayınca Kurul, yeni bir çözüm olarak etik ihlal kararlarının isim ve kurum
adları karartılmak suretiyle Kurul web sayfasında yayınlanması yoluna gitmiştir. Ancak
bu çözüm ne yazık ki beklenen etkiyi gösterememektedir. Çünkü Kurulun aldığı etik
ihlal kararları web sayfasında yayınlanmaya devam etmekte ancak bu kararların hangi
kamu görevlileri hakkında verildiği bilinmediğinden kamuoyunun ve medyanın ilgisi
de yok denecek kadar az olmaktadır. Dolayısıyla bunu ilgili kamu görevlileri hakkında
bir yaptırım olarak düşünmek mümkün değildir. Kurul kararları, 5176 sayılı Kanun’un
5’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ilgililere (İlgili Bakanlık veya Kurum, başvuran
kişi ve hakkında inceleme yapılan kamu görevlisi) yazılı olarak bildirilmektedir. Bu

108T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 2013 Yılı Faaliyet Raporu, s. 12, 13; Murat Altun, Ahmet Sayer,
Abdulkadir Barutçu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kararları Işığında Kamuda Görülen Etik Dışı Davranışlar
ve Yolsuzluklar, Sayıştay Dergisi, Sayı: 91, Ekim-Aralık 2013, Ankara, s. 39, 40.

46 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

bildirimlerin de aslında dolaylı bir yaptırım olduğu söylenebilir. Çünkü ilgili kurum,
kamu görevlisi hakkında ayrı bir inceleme başlatarak yaptırım uygulayabilir ya da
görevden alabilir. Ancak bu, kanuni bir zorunluluk değildir. Dolayısıyla Kurul kararları
bu açıdan da doğrudan bir yaptırım içermemektedir. Mevzuatta yer alan düzenlemeler
çerçevesinde mevcut durumda Kurul kararlarının doğrudan bir yaptırımının kalmadığı
ve dolaylı çözümlerle sürecin yönetildiği görülmektedir. 5176 sayılı Kanun’un ilk hali
ve Kurulun kuruluş amacı düşünüldüğünde Kanun’un böylesi bir hükmünün iptal
edilmesi/çıkartılması ve bunu telafi edici bir düzenlemenin ivedilikle yapılmaması
önemli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu durum Kurulun vermiş olduğu
kararların etkisini azaltmakta, Kurulun etik ihlal iddialarını inceleme görevi açısından
varlığının sorgulanmasına neden olmakta ve Kurula yapılan başvuru sayılarını
düşürmektedir. Çünkü başvuru yapan kişi yaptığı başvurunun sonucunda ilgili kamu
görevlisine bir etkisinin olmasını, devletin ilgili kişilere müdahalesini bekleyerek
hareket etmektedir. Söz konusu etkinin olmadığı görüldüğünde ise Kurula başvuru
yapılmamakta, başka kurum ve kuruluşlara yönlenilmektedir. Sonuç olarak Etik
Kurulu kararlarının yaptırım boyutunun ortadan kalkması, daha sonrasında da bu
yaptırım yerine alternatif etkili çözümler getirilememesi ve mevzuatta bu yönde
değişikliklere gidilmemesi Kurulun inceleme fonksiyonunun gün geçtikçe geri planda
kalmasına, başvuru sayılarında düşmeye, Kurulun etkisinin ve buna paralel olarak
kararlarının saygınlığının azalmasına neden olmuştur.109

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nda 2009-2016 Yılları Arası Çalışan Personel Sayısı 110

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na


2016 ve 2017 Yıllarında Yapılan Başvuruların Konularına Göre Dağılımı111

109İbrahim Akdeniz, Kamu Görevlileri Etik Kurulunu Yeniden Düşünmek, Sayıştay Dergisi, 103, Ekim - Aralık
2016, s. 69-72.
110 İbrahim Akdeniz, 2016, s. 67.
111 T.C. Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 2017 Yılı Faaliyet Raporu, s. 16.

47 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun 2010 Yılına Kadar Resmi Gazetede İlan Ettiği Etik İhlalleler112

KARAR TARİHİ İHLAL EDİLEN ETİK İLKELER İHLAL EDENLER


“Dürüstlük ve tarafsızlık” (Yönetmelik
m.9), “Saygınlık ve Güven” (m.10),
“Çıkar çatışmasından kaçınma” (m.13),
“Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak
1 08.01.2010
amacıyla kullanılmaması” (m.14),
… Kaymakamı
“Kamu malları ve kaynaklarının
kullanımı” (m.16), “Bağlayıcı
açıklamalar ve gerçek dışı beyan” (m.18)

"Dürüstlük ve Tarafsızlık"
2 25.09.2009
(Yönetmelik m.9)
… Büyükşehir Belediye Başkanı

"Saygınlık ve Güven" (Yön. md. 10),


Hediye Alma ve Menfaat Sağlama
3 05.11.2009 Yasağı (Yön. md. 15), "Yöneticilerin … Kaymakamı
Hesap Verme Sorumluluğu" (Yön. md.
20)
"Amaç ve Misyona Bağlılık" (Yön. md.
8), "Saygınlık ve Güven" (md. 10),
4 09.10.2009 "Çıkar Çatışmasından Kaçınma" (md. … Kurumu Başkan Yardımcısı
13) ve "Yöneticilerin Hesap Verme
Sorumluluğu" (m.20)
Hediye Alma ve Menfaat Sağlama
Yasağı
(Yön. md. 15)
5 11.06.2009
Kamu Malları ve Kaynaklarının
… Belediye Başkanı
Kullanımı
(Yön. md. 16)
Saygınlık ve Güven
(Yön.md.10)
6 06.05.2009 Kamu Malları ve Kaynaklarının … Genel Müdürü
Kullanımı
(Yön. md.16)

Hediye Alma ve Menfaat Sağlama


… Yönetim Kurulu Başkanı; …
7 23.1.2009 Yasağı
Genel Müdürü; … Genel Müdürü
(Yön.md.15)

Çıkar Çatışmasından Kaçınma


26.12.2008 (Yön. md.13)
8 Dürüstlük ve Tarafsızlık
… Büyükşehir Belediye Başkanı
(Yön. md.9)

Kurulun yaptığı çalışmaların ve incelemelerin temel fonksiyonu etik dışı davranışların


önlenmesidir. Dolayısıyla, Kurulun etik ihlal kararlarının yayımlanmasındaki en temel
amacı, etik dışı davranışların kamuoyuyla paylaşılması suretiyle kamu görevlilerinin
hesap verme sorumluğu çerçevesinde davranmalarının teşvik edilmesidir. Hesap

112T.C. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kurul Kararları,


http://www.etik.gov.tr/test/kurulkararlari/kurulkararlari.htm, Erişim tarihi: 8 Mart 2015.

48 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

verebilirlikle etik arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Her ikisi de bir kontrol
biçimidir; kişilerin ve kurumların sorumluluğunu geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Kurulun verdiği kararlar ve etik eğitimlerle, etik kültürün Türkiye’de yerleşmesi
konusunda farkındalık oluşturmuştur. Etik Kurulu kararlarında öne çıkan kamudaki
etik dışı davranışlar ve yolsuzluklar şunlardır:

 Özel kalem müdürlüğünün memuriyete geçiş için kullanılması (İstisnai Kadro)


 Mevzuata aykırı danışman alımı
 “Adrese teslim” ilanlarla personel alınması
 Sınav ve eğitim şartının bir üst kadroya atanma yöntemiyle aşılması
 İşyerinde psikolojik taciz (Mobbing)
 Takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılmaması
 Kamu hizmetine güven duygusunu zedeleyen ve adalet ilkesine zarar veren
davranışlar

 Çıkar çatışmasından kaçınılmaması


 Hediye alma yasağına uyulmaması
 Kamu araçlarının keyfi kullanımı
 Kamu kaynaklarının kamusal amaçlar dışında kullanılması
 Kamu kaynaklarıyla hediye verilmesi
 Kamu alımlarındaki etik dışı davranışlar113

3. Etik’ten muaf tutulan kurum ve kişiler


Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile Bakanlar Kurulu üyeleri, Türk
Silahlı Kuvvetleri ve yargı mensupları ile üniversiteler Kurulun denetimi dışındadır.
TSK mensupları ile üniversitelerin kapsam dışında tutulması, etik ilkeleri belirleme ve
uygulamayı gözetme işlevi bulunan Kurulun bu işlevini tüm kamu görevlileri açısından
tam anlamıyla yerine getirmesine engel teşkil etmektedir. Teknik anlamda idare içinde
yer aldığı halde TSK ile üniversitelerin Kurulun kapsam alanı dışında tutulması, etik
konusunun bütünselliğini zayıflatmaktadır. Kurul kararlarının bir yaptırımı yoktur.
Bazı ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında kamu yönetiminde etikle ilgili kanunlarda
disiplin cezalarının öngörüldüğü görülmüştür.114

113 Murat Altun, Ahmet Sayer, Abdulkadir Barutçu, 2013, s. 42-51.


114 Murat Altun, Ahmet Sayer, Abdulkadir Barutçu, 2013, s. 52, 53.

49 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

“Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı
mensupları ve üniversitelere etik ile ilgili mevzuat uygulanmaz ve etik sözleşmesi
imzalatılmaz.” (Kapsam - Madde 2).115

Etik’ten Muaf Tutulan Kurum ve Kişiler

Cumhurbaşkanı TBMM üyeleri TSK Yargı Mensupları Üniversiteler

5176 sayılı Kanun116 ile yönetmeliklerde, siyasi niteliği de bulunan “Cumhurbaşkanı ve


Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri” ile “Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı mensupları ve
üniversiteler”in kapsam dışı tutulması hususu üzerinde durulması gereken kritik bir
konudur. Bu istisna, siyasetin etikten muaf tutulmasının tescili olarak hukukun ve
etiğin siyaseti değil, tersine siyasetin hukuku ve etiği belirlemesinin bir göstergesi olarak
da nitelendirilmeye açıktır. Türkiye kamu yönetiminin “etikten muaf”ları listesine
bakıldığında, “Kral hata yapmaz” kuramının tüm bir siyasete veya üst düzeyde siyaset
potansiyeli taşıyan kurumlara kadar genişletildiği de gözlemlenebilmektedir. Etik
sözleşmesini imzalamaktan muaf tutulan siyasi irade ve egemenliğin üst-uygulayıcıları,
Platon’un ön kabullü “Erdemli Kral”ı ile Thomas Hobbes’un sözleşmeye taraf
olmayan “Leviathan”ını güçlü bir biçimde çağrıştırmaktadır.117

115 Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik.
116 Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.
117 İ. Uğur Esgün, 2013, s. 258.

50 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

VI. Etik İlkelerin İhlal Sebepleri


Psikolojik bir bozukluk olarak ifade edilen etik dışı davranışlar, kişinin ahlâk ve gelir
düzeyi, Weberyen bürokrasi modelinin açmazları ve geleneksel toplum yapılarından
beslenerek ülkelerin gelişme süreçleri önünde bir engel teşkil etmektedir. Etik dışı
davranışların nedenleri arasında; toplumsal alanda yaşanan ahlâki yozlaşma, kamu
yönetiminde gizlilik, aşırı şekilcilik, kamuoyu denetiminin yetersizliği, kamu
çalışanlarının mali sıkıntıları, vatandaşların talepleri ve kamuda etik kültürünün
yerleşmemiş olması ön plana çıkmaktadır. Kamu yönetiminde etik dışı davranışları
etkileyen faktörler üç temel başlık altında toplanabilir. Bunlar kişisel özelliklerden
kaynaklanan nedenler, örgütsel nedenler, toplumsal ve ekonomik nedenlerdir:118

1. Kişinin değerleri, öncelikleri ve tecrübeleri


Kişinin etik duyarlılığa sahip olması ve bunun yoğunluğu, kişinin değerleri, öncelikleri
ve tecrübeleri çerçevesinde gerçekleşmektedir. Örneğin, kişisel menfaatlerini her şeyin
üstünde tutan kişilerin, olayları çarpıtma, yalan söyleme ve insanları kullanma gibi etik
dışı davranışları sergileme ihtimalleri çok daha yüksektir. Kamu yönetiminde yapılan
birçok araştırmada etik dışı davranışların nedenleri arasında kişinin ahlâk anlayışı ve
değerleri başta gelmektedir. Açgözlü olma, bencillik ve aşırı kazanma isteği, kamu
görevlilerini etik dışı davranmaya yönelten başlıca nedenler olarak görülmüştür. Bu
kişiler etik dışı davranışlarını: “Zaten herkes yapıyor.”; “Ben yapmasam, onlar
yapacaktı.”; “Bunu kurumum için yaptım.” diyerek savunurlar veya meşrulaştırırlar.

2. Psikolojik nedenler (Kişilik bozuklukları, hırs, aç


gözlülük, kin)
Psikolojik kökenli yaklaşımlar, etik dışı eylemlerin nedenlerini bireyde var olan ruhsal
bozukluklara bağlamaktadır. Psikanalitik yaklaşıma göre suç niteliğindeki davranış,
bastırılmış bir kompleksin ürünüdür. Kişinin bilinçaltında var olan bu kompleks, onu
çevresinden gelen uyarımlara hırs ve güç gösterimi, bireysel var olma düşüncesi,
intikam duygularıyla hareket etme gibi tepkiler vermeye yöneltmektedir. Kamu
yönetiminde görülen psikolojik kökenli etik dışı davranışların bazıları şunlardır:

 KİŞİLİK BOZUKLUKLARI. Yaşam içerisinde çeşitli şekillerde engellenen ve


mahrum kalan kişi, saldırganlık dürtüleriyle kendini ifade ederek etik dışı
davranışlara yönelebilmektedir. Örneğin ailesinden yeterli sevgi ve ilgiyi görmemiş
bir kamu görevlisi, agresif davranışlar sergileyerek kurum içerisinde huzursuzluğa

118 Kadir Çalık, 2012, s. 229.

51 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

sebep olabilmekte veya aşağılık kompleksi bulunan bir kamu görevlisi sırf güç
gösteriminde bulanmak için yapması gereken işi geciktirerek hizmet alan
vatandaşa eziyet edebilmektedir.

 HIRS, AÇ GÖZLÜLÜK VE GÜÇ İSTEĞİ. Kamu personelinin aşırı kazanma hırsı,


hastalık haline dönüşerek kamu hizmetlerinin çıkar amaçlı yürütülmesine ve
hizmetlerin yozlaşmasına neden olabilir. Kamu yönetiminde statünün, sağladığı
ekonomik doygunluktan ziyade manevi yönü daha önemlidir. Çünkü artan statü
ile birlikte kamu görevlisi kendini güçlü hissetmekte, daha çok paraya
hükmetmekte ve daha çok kişiyi yönetmektedir. Bu nedenle kişi statü elde etmek,
kimi zaman da yükselebilmek amacıyla etik dışı davranışlara yönelebilmektedir.

 KİN DUYGUSU. Kamu görevlileri zaman zaman, kendilerinin amirlerince, çalıştığı


kurumca veya yönetimdeki partilerce sömürüldüklerini, kurumsal anlamda en zor
işlerin kendilerine verildiğini ya da hiç anlaşamadıklarını ifade ederler. Bu sebeple
de çalışanlar, etik dışı davranışları adeta intikam alırcasına gerçekleştirirler.
Örneğin gerektiği kadar çalışmayarak ya da bu kadar paraya bu kadar iş mantığıyla
hareket ederler.

3. Liyakatsiz personel davranışları


Kamu yönetiminde etik dışı davranışların altında kimi zaman bilgi eksikliği, akıl
yürütememe, personelin iyi niyeti gibi bilinçsizce ve iyi niyetli davranışlar yatmaktadır.
Bu tür davranışlar, kamu yönetiminin etik işleyişini olumsuz yönde etkilemektedir.

 BİLGİ EKSİKLİĞİ. Kamu görevlisinin yasal yükümlülükleri, kurum politikaları ve


geleneklerini bilmemesi, etik dışı davranışlara yol açabilir. Bu tür davranışların
ortaya çıkması durumunda, kamu görevlisi sık sık mevcut kuraldan haberim yoktu
şeklinde açıklama yapar.

 AKIL YÜRÜTEMEME. Kitaplardan veya yasal düzenlemelerden öğrenilemeyecek,


ancak bireysel bazda hissedilecek oldukça önemli etik davranış kuralları
bulunmaktadır ve bu kurallar, bireylerin gözlemleri ve yorumları sonucunda
öğrenilebilir. Örneğin kurumsal araç ve gereçlerin kişisel amaçlı kullanma yasağı akıl
yürütülerek bilinebilen bir kuraldır. Bu davranış kurallarının kamu görevlisi
tarafından özümsenememesi, onun yönetsel açıdan etik dışı davranışlar
sergilemesine neden olabilmektedir.

 PERSONELİN İYİ NİYETİ. Kamu görevlisi hizmetsel etkinliği sağlayacağı


düşüncesiyle kimi zaman iyi niyetli bazı davranışlarda bulunabilir. Örneğin kamu
görevlisinin iyi niyeti sonucu görevlendirilmeden iş yapması, başkalarının
görevlerine izinsiz olarak müdahale etmesi, kurumsal anlamda kaynakları kamu
yararına ama kurumun kuruluş amacı dışında kullanması, bürokratik işlemleri göz
ardı ederek kendiliğinden birtakım işlere girişmesi veya kendi düşüncesine göre
devletin çıkarlarını korumak amacıyla kuralları esnek uygulaması gibi.

52 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

4. Fakirlik ve ücret düşüklüğü


Kamu görevlilerinin kamu hizmetlerini yerine getirirken etik dışı davranışlara
başvurmalarının en önemli nedenlerinden biri de düşük ücrettir. Kamu görevlisi maaş
konusunda tatmin olmamaya ve hayatını idame ettirmekte zorlanmaya başlayınca
rüşvete ve haksız kazanca yönelik etik dışı eylemlere girişebilmektedir. Hak
ettiklerinden az maaş aldıklarını düşünen ve kendilerini güvende hissetmeyen, kısaca
moralleri bozuk kamu görevlileri bunu telafi etmek amacıyla rüşvet almayı veya haksız
kazanç peşinde koşmayı kendilerinin bir hakkı olarak görürler. Bu bağlamda işi
geciktirerek ya da bürokratik prosedürleri ön plana çıkararak işlem yapmaya
yanaşmayan kamu görevlilerine, hizmetten faydalanan vatandaşlar mecburi rüşvet
vermekte, belli bir süreden sonra rüşvet işleyen sistemin bir parçası haline gelmektedir.

Toplumsal yaşam içerisinde düşük ücretlere bağlı ortaya çıkan ekonomik koşullar, bu
koşularda yaşamak zorunda olan kamu görevlilerini zor bir seçim yapmak zorunda
bırakmaktadır. Ya onurlarını koruyarak, mevcut duruma katlanıp düşük kalitede bir
yaşam sürecekler ya da o özendikleri hayata ulaşabilmek için onurlarından
vazgeçecekler. Çoğunlukla kamu görevlileri bir süre sonra direncini yitirmekte ve
bunun sonucunda değer yargılarını geri plana itip kamu gücünü kullanırken
vatandaşlardan hakları olmayan menfaatleri temin yoluna gitmektedirler. Konunun
Aristoteles’in anlatımıyla izahı; “Yaşamak için yeterli bazı destekler olmadan, iyi
eylemlerde bulunmak olanaksızdır ya da pek kolay değildir.” ve insanın mutlu
olabilmesi için bir arada bulunması gereken üç temel gereklilik: Uygun ekonomik
koşullar, uygun çevre ve uygun bir siyasal yapıdır. Mutlu bir insan bunların üçünü de
sahip olmalıdır. Aristoteles’e göre, belirli ölçüde gelire sahip olmayan bir insan, zorunlu
ihtiyaçlarını, beslenme, barınma ya da sağlık gibi, karşılayamayacağından mutlu da
olamaz. Ayrıca yaşamak için çalışmak zorunda olan insanların erdemleri öğrenmeye ve
kendini eğitmeye ayıracak zamanı olmadığından erdemli ve dolayısıyla da mutlu bir
yaşama kavuşması da hemen hemen olanaksızdır. 119 Kamu görevlilerine en azından
ortalama hayat standardını temin edecek bir ücret seviyesi sağlanmalıdır. Kamu
görevlilerinin çalışma koşullarının etik davranışa uygun bir ortamın yaratılmasında
önemli olduğu bilinmelidir. Bu sorun, Türkiye’nin kamu yönetiminde etik dışı
faaliyetlerin önemli nedenlerinden biri olarak görülmektedir.120

5. Devletin sorunlu örgütsel yapısı


Kamu yönetiminde kronikleşen ve kötü yönetimin sistemik hastalıkları olarak da
adlandırılabilecek hususlar: Devlet hacmindeki büyüme; merkeziyetçi - hiyerarşik yapı;
yönetimde gizlilik; dışa kapalılık ve tutuculuk; şekilcilik ve aşırı kurallara bağlılık; takdir
yetkisinin kullanımı; aşırı istihdam; hızlı personel devri; bürokratik ayrıcalıklar;
denetimin yetersizliği; siyasilerin kamu yönetimi üzerindeki etkisi; kamuda etik
kültürünün ve hukuk devleti ilkesinin yerleşmemiş olması vb.

119 Elif Çetinkıran, 2012, s. 22.


120 TÜSİAD, 2005, s. 279.

53 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

6. Sosyo ekonomik nedenler


Devletin üzerine inşa edildiği toplumun sosyal dokusundan ve geleneklerinden bugüne
taşınan ve yazılı olmayan kurallar ile ekonomideki üretim şekillerini ihtiva eden
hususlar: Geleneksel yapıların güçlü olması; hediyeleşme geleneği; eğitim eksikliği; hızlı
nüfus artışı ve sağlıksız kentleşme; enflasyon artışı ve devletin ekonomideki ağırlığı;
kayıt dışı ekonomi vb.121

121 Kadir Çalık, 2012, s. 43-63, 229.

54 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

VII. Eğitim ve Etik


Bir lise müdürünün öğretmenlere yazdığı mektup:

“Bir toplama kampından sağ kurtulabilen insanlardan biriyim.


Gözlerim, hiçbir insanın görmemesi gerekenleri gördü; iyi eğitilmiş
mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların
zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin öldürdüğü bebekler,
lise ve üniversite mezunu insanların vurduğu, yaktığı kadın ve
çocuklar. Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim
şudur: Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız,
bilgili canavarlar, becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma, yazma,
matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa,
yalnızca o zaman önem taşır.”122

1. Öğretmenlerde rastlanan etik dışı davranışlar


 Başarı düzeyi düşük öğrencilerle yeterince ilgilenmemek
 Alanıyla ilgili yayınları takip etmemek
 Öğrencileri değerlendirirken nesnel (objektif) davranmamak
 Öğrenciyi sınıf içerinde aşağılamak
 Sınav sonuçlarını zamanında açıklamamak
 Hatalarını kabul etmemek
 Derslere yeterince hazırlıklı girmemek
 Derse geç girerek ya da erken ayrılarak eğitim sürecini kesintiye uğratmak
 Öğrencilere fiziksel ceza (dayak vb.) uygulama
 Öğrenci ya da velilerin hediyelerini kabul etme
 Kendi öğrencilerine okul dışında ücretli ders verme
 Okula içkili gitme
 Okula ait parayı kişisel amaçla kullanma
 Öğrencilerin sırlarını başkalarına anlatma
 Öğrencilerin önünde meslektaşlarını küçük düşürme
 Öğrencilere, velilere bir şeyler satma
 Veli olanaklarını kişisel amaçla kullanma

122 İnayet Aydın, Yönetsel Mesleki ve Örgütsel Etik, Pegem Akademi, Ankara, 2014, s. vii, viii.

55 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

 Sınıf içi kuralları kendi başına belirlemek


 Öğrencileri kişisel işlerinde kullanma
 Öğrencisiyle cinsel yakınlık kurma
 Yalan söyleme
 Okul malzemelerini kişisel amaçlı kullanma
 Küfürlü konuşma
 Haksızlığa uğrayan öğrencilerinin haklarını korumak için çabalamamak
 Derste ideolojik görüşünü yansıtma
 Öğrenciler arasında zengin-fakir ayrımı yapma
 Öğrencilere dinsel inançları veya etnik kökenleri nedeniyle ayrıcalıklı davranma
 Öğrenciler arasındaki anlaşmazlıklarda adil olmama
 Hasta olmadığı halde rapor alma
 Öğrencilerin haklarının çiğnenmesine duyarsız kalma
 İşinde özensiz davranma
 Meslektaşları ile ilgili dedikodu yapma
 Öğrencinin göreceği yerde sigara içme
 Ders süresini özel işlere kullanma.123

2. Eğitim Öğretim Hizmeti Verenler İçin Mesleki Etik İlkeler

24 Haziran 2015 tarihli ve 2015/21 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim -Öğretim
Hizmeti Verenler İçin Mesleki Etik İlkeler Genelgesi

“I-ÖĞRENCİLER İLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER

1. Sevgi ve Saygı
2. İyi Örnek Olma
3. Anlayışlı ve Hoşgörülü Olma
4. Adil ve Eşit Davranma
5. Öğrencinin Gelişimini Gözetme
6. Öğrenciye Ait Bilgileri Saklama
7. Menfi Psikolojik Durumları Yansıtmama
8. Kötü Muameleden Kaçınma

II-EĞİTİM MESLEĞİNE İLİŞKİN ETİK İLKELER

9. Mesleki Yeterlilik

123Dilek Gözütok, Öğretmenlerin Etik Davranışları, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt
32, Sayı:1-2, Ankara, 1999, s. 93, 94; Yahya Altınkurt & Kürşad Yılmaz, Öğretmen Adaylarının Öğretmenlerin
Mesleki Etik Dışı Davranışlar ile İlgili Görüşleri, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl
11, Sayı 22, Burdur, Aralık 2011, s. 120.

56 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

10. Sağlıklı ve Güvenli Eğitim Ortamı Sağlama


11. Mesai ve Ders Saatlerine Uyma
12. Hediye Alma
13. Kişisel Menfaat Sağlama
14. Özel Ders Verme
15. Bağış ve Yardım Talebinde Bulunma

III- EĞİTİMCİLERLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER

Eğitimci; meslektaşları arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne
dayalı ayrımcılık yapmaz. Meslektaşlarına, öğrencilerle ilgili güven sarsıcı veya önyargılı
yaklaşmalara neden olacak şekilde telkin ve yönlendirmede bulunmaz. Meslektaşları ile
ilgili edindiği bilgilerde gizliliğe riayet eder. Öğrencilerin huzurunda ve değişik
ortamlarda meslektaşları aleyhine söz söylemez, olumsuz söz ve davranışlardan
kaçınır. Meslektaşları ile öğrencilerin kaliteli bir eğitim-öğretim alması için işbirliği
yapar, bu süreçte karşılaştığı sorunları okul yönetimi ile paylaşır.

IV-VELİLER İLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER

Eğitimci, öğrencilerin sosyal, fiziksel, duygusal, kültürel, ahlaki, manevi ve düşünsel


açıdan gelişimlerini sağlamak, beceri ve yeteneklerini ortaya çıkarmak için velilerle iyi
iletişim kurar. Çocuklarıyla gerektiği gibi ilgilenmeleri konusunda velileri yönlendirir.
Veliler arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı
ayrımcılık yapmaz.

V- OKUL YÖNETİMİ VE TOPLUM İLE İLİŞKİLERDE ETİK İLKELER

Eğitimci; öğrencilerin kaliteli bir eğitim-öğretim hizmeti almasını sağlamak için okul
yönetimi ile işbirliği yapar, bu süreçte karşılaştığı sorunları yetkili birime bildirir.
Kurum kaynaklarını etkili, verimli ve tutumlu kullanır. Topluma karşı pozitif ve aktif
rol sergiler, sorumluluklarını yerine getirerek örnek olur.

VI- OKUL YÖNETİCİLERİNİN; ÖĞRETMENLER, ÖĞRENCİLER VE


VELİLER İLE İLİŞKİLERİNDE ETİK İLKELER

Okul yöneticileri; eğitim ve öğretimin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yapılabilmesi için
gereken önlemleri alır. Kurum kaynaklarının etkin, verimli ve tutumlu bir şekilde
kullanılmasını sağlar. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler arasında ırk, dil, din, renk,
cinsiyet, siyasi görüş ve aile statüsüne dayalı ayrımcılık yapmaz. Öğretmenler,
öğrenciler ve velilerin okulda yaşanan sorunları açık bir şekilde ifade etmesine imkân
verir, sorunlara çözüm üretme konusunda gayret gösterir. Öğrencilerin eğitim ve
öğretimiyle ilgili olarak velilerle olumlu ve sürekli iletişim kurar. Eğitim hizmetlerinin
yürütülmesinde öğretmenler arasında eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerine riayet
eder.”

57 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

VIII. Genel Değerlendirme ve Sonuç


Toplumsal yozlaşmaya bağlı problemler aslında insanlık tarihi kadar eskidir. Hem Batı
hem Doğu uygarlıkları yolsuzluk, toplumsal yozlaşma ve etik ihlalleri karşısında tarih
boyunca düzenlemeler yapmış, gerekli tedbirleri yaşanılan zamanın ruhuna uygun bir
tarzda almaya çalışmışlardır. Türkiye de tıpkı tüm dünya gibi önlenemez bir değişim
süreci içindedir. Toplumun hızla değiştiği dönemlerde ahlâk kuralları da bu değişimin
neticesi olarak sarsılmaya başlamakta ve ahlâki normlar önemini yitirebilmektedir.
Toplumu etkisi altına alan iş bitirici ahlâk anlayışı, ahlâk sisteminin bozulmasına ve
hukuk sistemini zaafa uğratan yapıların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Toplumların
hızlı ekonomik ve sosyal modernizasyonu ile yozlaşma süreci paralellik gösterir.

Gelişmiş ülkelere oranla azgelişmiş ülkelerde yozlaşmaya yönelik davranışların daha


yaygın olması toplumsal faktörlerin değişim hızına bağlanmaktadır. 19’uncu ve 20’nci
yüzyılda da bazı farklar olmakla beraber günümüzün gelişmiş ülkeleri de şimdiki az
gelişmiş ülkeler gibi büyük bir değişim geçirmiş ve devlet, vatandaş, siyaset gibi
kavramlarda toplumsal ögeler yeniden biçimlenmiş, bu zaman zarfında yozlaşma
eylemlerinin yoğun olarak görüldüğü ama zamanla yozlaşma olaylarının azaldığı
gözlemlenmiştir. “Her şeyin başı eğitim” klişesi, çoğu zaman pek de ciddiye
alınmamaktadır ancak yapılan araştırmalarda yozlaşma olgusunun en çok az gelişmiş
ya da daha şirin bir ifadeyle gelişmekte olan toplumlarda görüldüğü saptanmıştır. Bu
toplumların ortak özellikleri incelendiğinde ise saptanan bulgulardan biri eğitim
eksikliğidir. Kamu hizmetleri iki taraflıdır. Bir tarafta hizmeti alan vatandaş, öteki
tarafta ise hizmeti veren ve kamu erkini elinde bulunduran görevli. Bu noktada her iki
tarafında yeterli düzeyde eğitim almış olması son derece önemlidir. Çünkü bu noktada
görülecek eksikliklerin bir şekilde yozlaşmaya ortam hazırlayabileceği açıktır.124

Türkiye kamu yönetiminde çok yönlü unsurların bir bileşkesi olarak yanaşmacı ilişkiler,
hediye alıp verme, kamu yönetiminde etkisiz liyakat sistemi, iyi tanımlanmamış gizlilik
kavramı ve eşitsizlikçi ve gayri adil ücret/maaş sistemi yolsuzluk kadar etik yozlaşmaya
da neden olmaktadır. Bu durum, mevcut mevzuatın etkili bir biçimde uygulanmasını
da engellemektedir. Nihai olarak, bu durum kamu kurumlarına duyulan güveni, devlet
ve vatandaş arasındaki güveni, kurumlar arasındaki güveni ve vatandaşlar arasındaki
güveni olumsuz etkilemektedir. Yüksek yolsuzluk algılaması ve kamu sektöründeki
yoğun yolsuzluk, Türkiye’de etkili bir etik rejime duyulan ihtiyaca işaret etmektedir.125

Yönetimin iyi, etkin ve verimli çalışması için, genellikle çalışanların seçiminde, bilgi,
uzmanlık ve liyakat özelliklerinin ön plana çıktığı bir yaklaşımla hareket edildiği
görülmektedir. Oysa yönetim, çağımızda sadece teknik ve siyasal bir olgu olmayıp, aynı
zamanda etik olarak işleyiş özelliğine sahiptir. Çünkü etik kavramı, en üstün ve kutsal
değerler olan ahlâk, hukuk ve dini değerleri temel alan belirleyici bir olgu olup, bu
124 Okan Öztutkan, 2011, s. 18, 19.
125 Ömer Faruk Gençkaya, 2009, s. 31.

58 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

özelliği ile de kişinin davranışlarına temel teşkil eden değerlerin tümüdür. Bu değerlerin
unsurları ise; görev ve sorumluluk, vicdan ve iyi niyet, iyilik ve doğruluk, sevgi, onur
ve kamu yararı olarak karşımıza çıkmaktadır. İşte çalışanların eylem ve işlemlerine yön
veren mesleki ve yönetsel etik aynı zamanda verimlilik ve etkinlik için de gerekli
olmaktadır. Siyasal ve yönetsel yozlaşmanın, hemen her toplumda görüldüğü önemli
boyutlara ulaşarak bir yaşam tarzı haline geldiği ileri sürülmektedir.126

Adalet, eşitlik gibi kamu yararını içeren etik kurallara uygun davranış ve kararlar aynı
zamanda kamu yararına uygun davranışlar olmaktadır. Etik dışı davranışın yoğun
olduğu yerde yeterli ve kaliteli hizmetten pek söz edilemez. İyi örgütlenmemiş ya da
iyi yönetilemeyen bir devlette; vatandaşların, özellikle kamu görevlilerinin, bireysel
çıkarlarını kamu yararının üzerinde tuttukları bir olgudur. Kamusal alanda özel
çıkarların güdülmesine karşı en etkili silah, yönetimde etik standartların geliştirilmesidir.
Etik standartlar, kamu görevlilerinin bireysel davranış kurallarıyla yasal konumlarını ve
devlet örgütündeki yapıların bu anlamda kurumsal olarak geliştirilmesini
amaçlamaktadır.127

Kamuda iyi bir yönetim anlayışını tesis etmek ve toplumsal maliyetleri yüksek olan etik
dışı davranış modellerini ortadan kaldırmak için etik bir altyapı oluşturmak
gerekmektedir. Kamu yönetiminde etik altyapı, kamu gücünün etik dışı kullanılmasına
set çeken düzenlemeler, mekanizmalar ve süreçler bütününü ifade eder. Bu yapıyı
oluşturmak; siyasi liderlerin kararlılığı, etkili bir yasal alt yapı, etkili hesap verebilirlik
mekanizmaları, değerleri ve standartları ifade eden davranış kuralları, eğitim gibi
mesleki sosyalleştirme mekanizmaları, kamuda uygun çalışma koşulları, etik konularda
eşgüdüm sağlayan merkezi bir yönetim kurulu veya özel bir etik kurumunun varlığı,
kamuoyunun katılımı ve denetimi ile mümkündür. Kamu yönetiminde etik dışı
davranışlarla mücadele için kamu işlemlerinin basitleştirilmesi ve hızlandırılması, kamu
çalışanlarının mali durumlarının iyileştirilmesi, kurumlarda liyakat esaslı bir insan
kaynakları yönetiminin etkili hale getirilmesi, personele periyodik etik eğitimlerin
verilmesi, e-devlet ve iyi yönetişim uygulamalarının yaygınlaştırılması, etik hattı ve
sorun bildirme sistemleri ve hesap verilebilirlik mekanizmaların geliştirilmesi, hassas
alanlar için özel etik standartlarının geliştirilmesi, kamuoyu denetiminin
etkinleştirilmesi, takdir yetkisinin sınırlandırılması, denetim sisteminin etkinliğinin
artırılması gibi tedbirler alınmalıdır.128

Etik değerlerin başında gelen; adalet, eşitlik, doğruluk, demokrasi, saydamlık, hesap
verebilirlik, hukukun üstünlüğü, hoşgörü, saygı, vicdan ve iyi niyet gibi ilkeler devlet
denen aygıtı yönetenlere aydınlık birer kılavuzdur. Bu ilkeleri çeşitli bahanelerle ihlal
edenler ise yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık ve şiddet gibi belaların pençesine düşerler.
Bu değerlerin ihlali halinde sistemin çıktısı; kişisel çıkarlarını her şeyin üstünde tutan,
vicdan fakiri, bencil, idealizmden uzak Makyavelizm’e yakın, yalan söyleyen, aldatan,
sözünde durmayan, emanete hıyanet eden, kendisi gibi olmayanlara saygısı olmayan,
farklılıklara tahammülsüz, amacına ulaşmak için her yolu ve her metodu mübah gören
“karakterler”in sevk ve idaresi altındaki bir kamu yönetimi olacaktır. Bu gücü

126 Rafet Çevikbaş, 2006, s. 285, 286.


127Ömer Faruk Gençkaya, Kamu Yönetiminde Etik Davranışlar,
http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/asomedya/mart2004/dosyamart2004.html (Erişim Tarihi: 12
Temmuz 2019).
128 Kadir Çalık, 2012, s. 229, 230.

59 / 60
E t i k İ l k e l e r v e İ h l al l e r  23 Temmuz 2019

kullananların kamu yararına ve toplumun refahını artırır nitelikte hizmet verdiğine


şahit olunmamıştır.

Kişilik bozuklukları, hırs, aç gözlülük, bilgi eksikliği, fakirlik ve liyakatsiz personel, etik
ihlallerinin başlıca sebepleri arasındadır. Etik ilkeleri ihlal eden kamu görevlilerinin
makul ve meşru bir gerekçeleri olamaz. Bununla beraber etik dışı davranışların altında
yatan temel sebepler araştırıldığında, erdemli ve mutlu bir toplum için bir arada
bulunması gereken üç temel gereklilik olan uygun ekonomik koşullar, uygun çevre ve
uygun bir siyasal yapının yokluğu ve boşluğu ile karşılaşılır. Çünkü yaşamak için yeterli
bazı destekler olmadan, iyi eylemlerde bulunmak olanaksızdır ya da pek kolay değildir.
Anayasa, kanun, yönetmelik gibi yazılı düzenlemeler, etik ilkelerin ihlaline engel olacak
sihirli değnekler değildirler. Toplumun sosyo ekonomik düzeni, inanç sistemi, eğitim
düzeyi, kültürü ve tarihsel gerçekliği gibi faktörler yasal düzenlemeleri desteklemediği
ve uyuşmadığı müddetçe etik değerlerin kendisine hayat alanı bulması çok zor
olacaktır.

Uluslararası endeksler “refah” ve “etik ilkelere uyma” arasındaki pozitif korelasyonu


doğrular niteliktedir. Yolsuzlukların en az olduğu ve Yolsuzluk Algılama Endeksi,
Küresel Huzur Endeksi, Demokrasi Endeksi ve İnsani Gelişme Endekslerinin ilk
sıralarında yer alan ülkelerin; işleyen demokratik siyasi yapıları, yüksek millî gelirleri,
eğitilmiş insanları ve sosyal sınıflar arasında gelir adaletinin sağlandığı ekonomik
sistemleri mevcuttur. 2000 yılı sonrasında “Avrupa Birliği Adayı Ülke” motivasyonuyla
devlet yönetiminde büyük ve başarılı reformlar gerçekleştiren Türkiye, uluslararası
metinlerde etik ilkelere ilişkin mevzuatı neredeyse eksiksiz olarak bünyesine almıştır.
Bunun olumlu bir yansıması olarak ülkenin 2003 yılı Yolsuzluk Algılama Endeksi
puanı 3,1’den, on yıl sonra, 2013’te 5’e yükselmiştir. Buna rağmen etik değerlerin
benimsenme hızı son yıllarda düşmüş, “yönetimde reform ve değişim” eski heyecanını
kaybetmiştir. Etik değerler arasında yer alan ve aynı zamanda ülkenin ihtiyaç listesinin
başında bulunan demokratikleşme ile birlikte ülkenin kronik sorunlarının
aşılabileceğine olan inanç devam etmektedir. Bu sorunların başında yozlaşma, rüşvet,
siyasi kayırmacılık, liyakatsizlik, hoşgörüsüzlük, ötekileştirilen azınlıklar, mezhep ve
etnik ayrımcılıklar gelir. İnsanın, insanın kurdu olmadığını ve insana yaraşır insan
olmanın mümkün olduğunu göstermek için etik değerlerin kabulü önemli bir fırsattır.

Türkiye’de devlet denilince akla ilk gelen Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı mensupları etik kodlardan, etik
ilkelerden muaf tutulmuşlardır. Etik değerleri ilk önce kabul etmesi ve benimsemesi
gereken kurum ve kişilerin türlü bahanelerle muafiyet listesine dâhil olmaları kabul
edilebilir ve tutarlı bir durum değildir. Sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
tabi “Memurlar”ı kapsayan bir kamu yönetimi etiği ve anlayışı eksiktir ve “eşitlik”
ilkesine aykırıdır. Eğer endişe, bahsi geçen makam ve mevkilerin itibarı ve izzeti ise evi
camdan olanların taştan korktuğunu hatırlatmak yeterli olacaktır. Siyasetçi, asker,
yargıç ve akademisyenin altına imza atacağı, etik davranış ilke ve kurallarının yazıldığı
bir “Etik Sözleşmesi”nin olmadığı, etik hesap verebilirliğin işlemediği bir sistem,
sayılan aktörlerin yararına olamayacak bilakis kamuoyunun kendilerine duyduğu saygıyı
ve güveni zedeleyecektir.■

60 / 60

You might also like