Miniklerden Digital Sorular PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 159

Miniklerden

Dijital Sorular

Buğra AYAN
ANKARA 2018

Bu eseri üç şarta sadık kalarak kopyalayabilirsiniz.


İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesidir.
İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda
kullanılmamasıdır.
Üçüncüsü, esere dokunulmaması ve özgünlüğünün korunmasıdır.
Kitap Versiyon: 0.3
Bilişim Sohbetleri ismiyle Youtube üzerinde yayınlanan bu soru-cevapları yazıya geçiren
sevgili Aybars Ayan’a teşekkür ederim.
Sorular

İçindekiler
Sorular ..................................................................................................................................................... 3
Eflin Demir: Google nasıl dünyaya geldi? ............................................................................................ 7
Eda Naz Kuyucu: İnterneti neden yapmışlar? ..................................................................................... 8
Efekan Atar: İnternet neden pahalıdır? .............................................................................................. 9
Emine Eflin Yaşar: Youtube nasıl kuruldu?........................................................................................ 10
Emirhan Tığ: Kablo olmadan görüntü ve ses nasıl gidiyor? .............................................................. 11
Eflin Taşkıran: İnterneti kim icat etti? ............................................................................................... 12
Eymen Nadi: İnternet olmadan Google'a girebilir miyiz? ................................................................. 13
Eylül Duru: Twitter çökerse oradaki bilgilere ne olur?...................................................................... 14
Fatmanur Çilinger: Facebook nasıl kurulmuştur? ............................................................................. 15
Hicran Çolak: Google Dede gerçekten var mı? ................................................................................. 16
İremsu Demirayak: Bilgisayarın çökmemesi için neler yapmamalıyız? ............................................. 17
Latif Parlar: İnternet nasıl çalışır? ..................................................................................................... 18
Metin Kılınç: Oyunlar nasıl yapılıyor?................................................................................................ 19
Onur Bölceci: İnternet nasıl çökecek?............................................................................................... 20
Şevket Demir Ovacık: Kablosuz internete nasıl bağlanılır? ............................................................... 21
Yiğitcan Çamlı: Açılmayan siteler neden açılmıyor? ......................................................................... 22
Aysima Çetindağ: İnternetteki bilgileri nasıl buluyorlar? .................................................................. 23
Ayşe İrmesu Demir: İnternet insan hayatını nasıl kolaylaştırır? ....................................................... 24
Bade Selek: Facebook çökerse ne olur? ............................................................................................ 25
Begüm Ovalı: İnternet nasıl üretilir? ................................................................................................. 26
Beytullah Mert Erdinç: Youtube bir gün çökecek mi?....................................................................... 27
Yusuf Soy: Profesyonel oyunlar yazmak için, hangi programları kullanmalıyız? .............................. 28
Sıla Vural: Google ‘un ismi nereden geliyor? .................................................................................... 29
Zero Tabancacıoğlu: İnternet üzerinden birçok oyun aynı anda oynanıyor, internet buna nasıl
yetişiyor? ........................................................................................................................................... 30
Reyhan Salman: İnterneti kim buldu? ............................................................................................... 31
Melefat Merve Nakasoğlu: İnternet hızı neden ülkelere göre değişkenlik gösteriyor?.................... 32
Dilara Alkan: İnternette bütün bilgiler var ancak yine de aradığımız her şeyi bulamıyoruz, bunun
nedeni ne? ........................................................................................................................................ 33
Hilal Uludağ: Google gizlilik hatası nedir? ......................................................................................... 34
Hayrunnisa Yıldırım: Google, nasıl bu kadar bilgiyibu kadar hızlı bulabiliyor? ................................. 36
Esad Akdağ: Mobil verimize uzaktan başkası erişebilir mi? .............................................................. 37
Elif Ağırdaş: İnternet nasıl popüler oldu? ......................................................................................... 38
Burak Timzan: Oyunlar aracılığıyla bizim bilgilerimizi alabilirler mi? ................................................ 39
Betül Akkasoğlu: Google arama yerinde "kendimi şanslı hissediyorum" yazısı ne anlama geliyor? 40
Yiğit Güneş: Yapay zekalar kendi aralarında konuşursa onları kontrol edebilir miyiz? .................... 41
Umut Avcı: Dünyada ki internet bağlantısının benzeri marsta da olabilir mi veya Dünya ile Mars
arasında bir internet bağlantısı olabilir mi? ...................................................................................... 42
Sinan Ayma: Kodlama konusunda nasıl daha iyi olabilirim bunun için neler önerirsiniz? ................ 43
Seher Taksim: Telefondan gelen insan sesleri nasıl çıkar? ............................................................... 44
Meriç Yılmaz: Facebook , Instagram gibi siteler yapmak için neler öğrenmeliyim? ......................... 45
Kıvanç Kızılırmak: Klavyenin tuşlarına bastığımızda nasıl ekrana yansıyor? ..................................... 46
Hayrunisa Hasman: Bütün bilgisayarlar aynı internete bağlı. Peki bütün bilgisayarlar- bu yüzden-
aynı anda hacklenebilir mi? .............................................................................................................. 47
Beyza Sözer: Google, sorulan sorulara doğru cevapları nereden, nasıl buluyor?............................. 47
Yiğitcan Çetin: Kodlama nedir? ........................................................................................................ 49
Tunahan Gebiç: Facebook nereden para kazanıyor.......................................................................... 49
Tuğçe Yanbalak: Google nasıl "Bunu mu demek istediniz" diyor?.................................................... 50
Sude Güney: 3 boyutlu yazıcılar ile ileride kıyafet çıkarabilecek miyiz? ........................................... 51
Merve Uzun: Robot öğretmenler yakında kullanılmaya başlayacak mı? .......................................... 52
Kerem Kayıkçı: İlk bilgisayar virüsü nasıl ortaya çıktı? ...................................................................... 53
İbrahim Can Öztürk: Youtube nasıl popüler oldu?............................................................................ 54
Fezan Özdemir: İnternette bomba, silah gibi şeyler neden yapılıp insanlara gösteriliyor? .............. 55
Emre Bakır: Neden okulun internetinde Youtube, Facebook gibi siteler açılmıyor? ........................ 56
Dilan Yüksel: Google ’u kim buldu? ................................................................................................... 57
Cansu Bilgin: İnternette nasıl yasaklanan siteler var? ...................................................................... 58
Caner Altay: Geleceğin Teknolojileri nelerdir? ................................................................................. 59
Bilgül Öztan: Bilgisayarı ilk bulan kişi onda hangi uygulamayı kullandı? .......................................... 60
Bahattin Öztürk: İlk web sitesini kim kurdu? .................................................................................... 61
Yusuf Ercan: Hangi alanlarda icat yapmamı önerirsiniz? .................................................................. 63
Samet Utku ÇIĞRI: Yazılımlar neden Türkçe’ye çevrilmiyor ? ........................................................... 63
Mustafa TOPALBEKİROĞLU: 3 boyutlu yazıcılar nasıl çalışır? ........................................................... 64
Mert Eren Mutlu: Scratch programını blok kodlu hale nasıl getirmişlerdir? .................................... 65
Koray Duman: Programlar neden internet olmadan çalışmıyor ? .................................................... 66
Davuthan YILDIRIM: İleriki yıllarda sosyal medya platformları yapay zekadan nasıl etkilenecek?... 67
Sami Yusuf YAMAHAN: Robotlar insanları ele geçirebilir mi ? ......................................................... 69
VEDAT PORTAKAL: Hangi siteler üzerinden kodlama yapabilirim ?.................................................. 69
Tuğbanaz Salman: Bilgisayar oyunu yapmak istiyorum. Nereden başlamalıyım? ............................ 70
Saadet KINSIZ: Web sitesine milyonlarca kişi aynı anda nasıl bağlanabiliyor? ................................. 71
Güldeniz BARIN: Sizce F Klavye kullanma amacına uygun hizmet ediyor mu? ................................. 72
Zeynep İlbasan: Ekran kartı ne işe yarar? ......................................................................................... 73
Zekeriya : Monitör nasıl görüntü verir? ............................................................................................ 74
Yasin Cakir: Bilgisayar oyunları nasıl üretilir?.................................................................................... 75
Tugba Kaya: Bilgisayar ekranı neden küçük karelerden oluşuyor? ................................................... 76
Esmanur Genc: Bellekler nasıl fotoğraf veya başka bir şey saklarlar? .............................................. 77
Selin Kalkici: Instagram’ da ileti gönderme nasıl gönderiliyor, reklam nasıl veriliyor? ..................... 78
Rabia Duru: Hoparlörde sesin cızırtılı ve yankılı çıkması nasıl oluyor? ............................................. 79
Nesim Duru: Bilgisayara virüs bulaşması nasıl bir şey, nasıl kaldırılır? ............................................. 80
Nazar Duru: İndirdiğimiz oyunlar virüse yol açar mı? ....................................................................... 81
Musa Akis: Youtube kanallarına abone olmanın sakıncaları var mıdır? ........................................... 83
Muhammet gezer: Bilgisayardan uyduya bağlanılır mi nasıl bağlanılır? ........................................... 84
Kübra Özkaya: Bilgisayardan fotoğraf çekerken görüntü nasıl karsı tarafa yansıyor ? ..................... 85
Irmak Tunc: Bilgisayardan nasıl birden fazla uygulamayı çalıştırabiliriz? ......................................... 86
Irmak Sarı: CD’deki filmleri bilgisayar nasıl tanıyıp açıyor?............................................................... 86
Hüsnanur kaya: Fotomontaj nasıl yapılır? ........................................................................................ 87
Havin Sasti: Ünlülere internetten nasıl ulaşıp iletişime geçebiliriz? ................................................. 88
Ercan İlbasan: Aydın'dan Adana'ya Facebook'tan mesaj nasıl gönderiliyor? ................................... 89
Elanur kirik: Bilgisayardan nasıl müzik indiririz? ............................................................................... 91
Cihan Duru: Bilgisayar çağı nedir?..................................................................................................... 92
Cansu Şaştı: O kadar küçük aletlere nasıl o kadar büyük bilgiler sığıyor?......................................... 93
Büşra Özkaya: İnternet bütün video resim ve her şeyi nasıl kapsayabiliyor? ................................... 94
Ali Efe Coşkun: Facebook’ta iletişim olayı nasıl gerçekleşiyor? ........................................................ 95
Aleyna Özkaya: Bilgisayar kastı ne demek, nasıl engellenir ? ........................................................... 96
Abdülkadir Kaya: CD’siz, belleksiz format atılır mı? .......................................................................... 97
İlayda Şen:Çocuklar için elektronik eşyalar laptop, bilgisayar gibi şeyler nasıl üretiliyor? ............... 98
Eray Çelik:Teknoloji nasıl süreçlerden geçip günümüzdeki seviyeye geldi? ................................... 100
Umruman Aktaş: Akıllı telefonlardaki anlık fotoğraf ,video paylaşımı nasıl gerçekleşiyor? ........... 101
Metehan Altın: Akıllı telefonlar şu an çok ince, peki ilerde şeffaf olabilir mi? ............................... 102
Enes Duran: Yapay zekâ geleceğimiz için tehlike oluşturur mu? .................................................... 103
Yusuf Emre Haşin: Google a yazdığımız şeylerin cevaplarını kim veriyor? ..................................... 104
Cecile Kara: Yapay zekâ ile üretilen robotlar gelecekte bizden daha zeki olabilir mi? ................... 105
Mehmet Sinan Yıldırım : Sosyal ağ ne demektir? Ne işe yarar ?..................................................... 106
İlkay TAMUR : İnternet nedir? ........................................................................................................ 106
Osman Güneş : İnternet nasıl çalışıyor?.......................................................................................... 107
Sırma Yalçın: İnternet aynı anda; nasıl hem bilgisayarda ,hem tablet de, hem de telefonda
olabiliyor?........................................................................................................................................ 109
Ceren ÖCAL : İnterneti nasıl kullanabiliriz? ..................................................................................... 110
Zeynep Küçüközer: Kodlama dilleri neden Türkçe olarak yazılmıyor?............................................ 111
Muhammed Enis Şahin: İşletim sistemi yazmak zor mudur? ......................................................... 112
Meryem İlhan: Kodlamayı öğrenirken neden çok zorlanıyoruz ? ................................................... 113
Keremcan Arslan: Hangi kodlama dilini öğrenirsek daha iyi olur?.................................................. 114
Ferhatcan Küçükkaya: Türkiye'de yazılım alanında neden ünlü kişiler çıkmıyor? .......................... 115
Hüseyin Furkan Bıçak: Bilgisayar neden piksellerden oluşur? ........................................................ 116
İlkay BOĞA : Bilgisayarda tuşlara basınca nasıl harflere dönüşüyor? ............................................. 117
Hatice AKTUNÇ: Telefonla nasıl konuşuyoruz? ............................................................................... 118
Fatmanur TURAN : Sosyal medyada ki hırsızlardan nasıl korunabiliriz? ......................................... 119
Elif Şule ALKAYIŞ : Youtube'de milyonlarca video varken aradığımızı nasıl hemen bulabiliyoruz? 120
Elif Şafak Yavuz : Bilgisayarlar yapay zekaları ile yeni icatlar üretebilirler mi? ............................... 121
Miyase KIYMAZ: İnternet insanları nasıl bağımlı hale getirdi?........................................................ 122
Zehra ÇELEBİ: Bilgisayarın içine o kadar bilgi nasıl sığdırılmıştır? ................................................... 123
Yıldız ÇETİNKAYA: İnsanlar interneti cep telefonlarına nasıl aktarıyor? ......................................... 123
Safiye ÇETİNKAYA: İnternet, çocukların fiziki ve ahlaki yönden gelişiminde olumsuz etkiler mi? .. 124
Ömer Faruk ŞAHİN: Ülkemizde interneti ilk kullanan il hangisidir? En çok kullanan il hangisidir?. 125
Hatice YÜCEL: İnternet ve bilgisayar hayatımızın olmazsa olmazı mıdır?....................................... 126
Ela Gül ALPTEKİN:Bilgisayarda yada sosyal medyada silinen bilgiler nereye gidiyor? .................... 127
Damla SÜREN:Sosyal medya, Facebook, Whatshapp vb. programlar nasıl ortaya çıkmıştır? ........ 128
Semanur ŞENOĞLU: Wi-fi nasıl kablosuz bağlanır ?........................................................................ 129
Müberra Yüsra İLİTER: Radyasyon nedir? Gözle görünmediği halde insanlara nasıl zarar verir? ... 130
Akif Güleş Ortokulu: Sizce eşyalar katlanıp , küçükçipler haline dönebilirler mi? .......................... 131
Fatma Zehra DEMİR: Telefon dokunmatikleri nasıl çalışır? ............................................................ 132
Azra YAMAN: Telefonlar da parmak izi teknolojisi nasıl çalışıyor ? ................................................ 134
Aslıhan BİLEN: Bluetooth nasıl gerçekleşiyor, özelikle fotoğraflar nasıl aktarılıyor ? ..................... 134
Deniz Kurupınar : Büyük teknoloji firmaları çalışanlarını nasıl belirliyor? ...................................... 136
Bekir Öncü: Canlı yayında görüntü nasıl bu kadar hızlı geliyor? ..................................................... 136
Reyyan Sadıker: Google'da arama yaptığımızda anlamsız sonuçlar çıkmasının nedeni nedir? ...... 137
Tuna Eymen Çakmak: Yapay zekalı robotların ne kadar ömrü vardır? ........................................... 138
Melih Bulut: Kendi sitemizi nasıl oluşturabiliriz? ............................................................................ 139
Kemalcan Boran: Türklerin kendi sosyal ağları ne zaman olacak?.................................................. 140
İsimsiz: Google aranan sorulara aynı anda nasıl cevap verebiliyor? ............................................... 141
Hüseyin Eren Şentürk: Sosyal medyanın yararları ve zararları nelerdir? ........................................ 142
Topkara: Dijital okuryazarlık 50 yıl sonra nasıl olur? ...................................................................... 143
Ezgi Saraç: Kodlama nedir? ............................................................................................................. 144
İrem Nur Çelik: Bilgi İletişim Teknolojileri en çok ne amaçla kullanılır? ......................................... 145
Yiğit Güleş: Hacker nasıl oluruz? ..................................................................................................... 146
Ayşegül Ağırcan: Sosyal ağ ne demektir?........................................................................................ 147
Atakan VARAN: Microsoft Word gibi programları nasıl yapıyorlar ? .............................................. 148
İsmet ARSLAN: Kablosuz internet nasıl çeker? ............................................................................... 149
Emrecan Özcan : Yazılımla , bilgisayarın parçalarına nasıl müdahale edilir ? ................................. 150
Burak Sayım: Hoparlörden ses nasıl çıkar? ..................................................................................... 151
Polat Altay : Yazıcıdan Yazılar Nasıl Çıkar? ...................................................................................... 152
Elvan Rana POLAT : İnternet Şifreleri Nasıl Kırılır? .......................................................................... 153
Ahmet Ataş : Uygulamalar Neden Sürekli Güncelleniyor ?............................................................. 154
Tülin AKPINAR: Facebook Nasıl Yapılmış? ....................................................................................... 155
Rukiye: Meslek Seçimimi Nasıl Yapmalıyım ? ................................................................................. 156
Ömer BUDAK : İnterneti nasıl yapmışlar? ....................................................................................... 157

Eflin Demir: Google nasıl dünyaya geldi?


Cevap:
- Google; 1998 yılında faaliyete geçmesine rağmen, asıl kuruluşu 1996
yılında bir araştırma projesi ile başlıyor. İki tane kurucusu var; Larry Page
ve Sergey Brin. Şimdi bunların ikisi de bir kere iyi öğrenciler bunu bilmemiz
lazım. Doktora yapıyorlar, derslerinde başarılılar ve bu konularla ilgili
çalıştıkları için, şöyle bir şey düşünüyorlar. “Bir sürü internet sitesi açılıyor
ama kullanıcı; Emlak al, Araba satın al" dediğinde hangi internet sitesine
gideceğini gösteren bir yer yok. Bir arama motoru, bunları bir dizin rehber
gibi sunan bir yer yok. Daha sonrasında Google'ı tasarlıyorlar 2004 yılında
da halka açılıyor. Burada en zekice şeylerden biri şu oluyor, onlar
insanların gözünün içine reklamları sokmuyorlar. Güzel şık bir şekilde
reklamları gösteriyorlar ve tabiri caizse onların tabiriyle "Şeytan
olmuyorlar" ve bu şekilde insanların güvenini kazanıyorlar. Şu an dahi
birçok alanda Google çalışıyor. Kendi sağlık projeleri var, araba projeleri
vb. değişik projeleri var. Sürekli yaptıkları projeler ile oradan buraya
geliyorlar.
Eda Naz Kuyucu: İnterneti neden yapmışlar?
Cevap:
- Birçok teknoloji aslında ilk olarak, askeri amaçla kullanılır. Yani; ülkelerin
ayakta kalması için, güvenlik sorununu çözmek için, teröristlere karşı
ülkelerini korumak için veya diğer ülkelere karşı üstün gelmek için askeri
teknolojiler geliştirirler. Askeri teknolojiler kapsamında çıkan şeylerden
biride internet, “arpanet” ismiyle ilk defa çıkıyor. Yıllar geçtikten sonra bu
proje sivil yani askeri olmayan bizim normal hayatımıza taşınıyor. İlk
yapılma amacı, Amerika'da askeri olarak güçlü olmak, ordunun güçlü
olması… Orduya, bir teknolojik silah amacıylayapılmışve daha sonra sivil
hayata geçmiş ve bizim hayatımızın bir parçası olmuştur.
Efekan Atar: İnternet neden pahalıdır?
Cevap:
- Bu soru çok zor ve güzel bir soru. Öncelikle teşekkür ederim. İnternette ne
yapıyoruz? Bazen biz e-devlet'te vatandaşlık hizmetlerini yapıyoruz değil
mi? Öğrenim belgemizi alıyoruz, askerlik durumumuzu sorguluyoruz.
Bunlar çok temel hizmetler. Bunların ücretsiz olması çok güzel olurdu. Bir
hedef olarak da bu belirlenebilir ama, aynı zamanda internette başka biri
de ticaret yapıyor. O ticareti yapana da interneti ücretsiz yapmakla bu
aynı şey değil. Dolayısıyla ilerde senin sorduğu soruyu birçok kişi sorunca
orta bir yol bulunacak. Yani belli hizmetlerin ücretsiz olması sağlanacak.
Bence bu merakının peşinden git. Bu sorunun peşinde gitmeye devam et.
Çünkü eğer bu sorunun cevabında belli hizmetler ücretsiz olursa, bundan
birçok insan faydalanabilir. Örneğin internetten matematik öğrenmek
bence bedava olmalı.
Emine Eflin Yaşar: Youtube nasıl kuruldu?
Cevap:
- Youtube nasıl kuruldu ile alakalı iki tane hikâye var. Ben sana bunlardan
bahsedeyim. Birincisi; deniliyor ki, işte bu siteyi kuran ekipten birileri, üst
kata arkadaşlarına partiye gidiyorlar. Partiyi yapıyorlar. Videosunda var
bu. Partiye katılmayan arkadaşlarına bu videoyu ulaştırmanın kolay bir
yolunu arıyorlar ve o sırada niye böyle bir site yok fikri ortaya çıkıyor. Bir
diğer senaryo da Facebook çıktıktan sonra; ya bu Facebook iyide biz bunu
videolu halini yapalım (çünkü o zaman Facebook’ta video özelliği yoktu)
şeklinde ortaya çıkıyor. Genelde internet projeleri ilk başta "Hadi Youtube
diye bir şey yapalım, Youtuberler olsun, yeni bir jenerasyon bundan
etkilensin" diye yapılmıyor. Genelde bir fikir çıkıyor ve gelen bilgiye, veriye
göre şekilleniyor. Bu iki hikâye var Youtube'un kuruluşu hakkında.
Emirhan Tığ: Kablo olmadan görüntü ve ses nasıl gidiyor?
Cevap:
- İlk olarak radyonun nasıl çalıştığını düşün. Radyo nasıl çalışıyor? Radyoda
kablo yok ama ses geliyor. Sinyaller var, ama radyo bazen çekiyor bazen
çekmiyor değil mi? Modemde de aynı sorun var. Evde modeme
bağlanırken modemin şifresini girince el sıkışmış gibi oluyor ve bilgi
karşılıklı iletilmeye başlıyor. İnternet sitesi sana geliyor, senin yazdıkların
internet sitesine gidiyor. Modemin arkasında yine bir kablolu bağlantı var,
modeme belli bir uzaklıktaysan (çok uzaklaşınca çalışmıyor biliyorsunuz)
sinyaller yönlendiriliyor, elektromanyetik sinyaller havadan iletiliyor ve
orada analog dijital dönüşümler var. Belki ilerde öğrenirsin. Ama işin
özünde radyoya benzer mekanizma şeklinde düşünebilirsin. Sadece ses
veya veri radyoda çift taraflı değil… Burada çift taraflı …Yani biz radyoya
bir veri aktaramıyoruz. Ama bu modem sayesinde çift taraflı veri alışverişi
var.
Eflin Taşkıran: İnterneti kim icat etti?
Cevap:
- Bununla ilgili 2 tane önemli isim var. Hani ilk başta bu internetin kökeni
olan arpanet, Amerika'da orduda kullanılan bir iletişim şekliydi. Bu iki
isimbunu geliştirdiler. Bunlardan biri Vinton Cerf bu adamın karısının
kulakları duymuyor karısıyla daha iyi iletişim kurmak için bir şey
düşünüyor ve internet onun sonucunda ortaya çıkıyor. İkincisi de Tim
Berners Lee. Tim Berners Lee'de, 1990'ların başlarında bu HTLM dediğimiz
"www" kavramını hayatımıza getiren ve anlamlandıran internet
işaretleme dilini hayata getiriyor. Tim Berners Lee ve Vinton Cerf burada
aklında tutman gereken 2 isim. Ama onun dışında temel olarak
Amerika'da orduda geliştirilen bir proje, başlangıcında arpanet ve sonra
internete dönüşüyor.
Eymen Nadi: İnternet olmadan Google'a girebilir miyiz?
Cevap:
- Genel olarak cevap genellikle hayır. Çünkü Google bir internet sitesi ve
internet bağlantısı gerektiriyor. Ama bazı durumlarda, mesela senin
bilgisayarın başka bilgisayara içerdeki ağdan bağlıdır. Senin yaptığın
sorgulamaları eğer bir internet bağlantısı sorunu varsa ağ üzerinden diğer
bilgisayara iletip internete bağlı olan bilgisayardan sonuçları gösterebilir,
ama genel olarak zor. Bazen ise internet olmadığı halde Google 'un ana
sayfası gözüküyor ama arama yapamıyorsun. Bunun nedeni ise şu:
Önceden internete bağlı haldeyken siteye girilmiş oluyor ve Google 'un
resmi yazıları bilgisayarına inmiş oluyor ve aslında kendi bilgisayarında
olan görüntüyü gösteriyor Google ve bu yüzden arama yapamıyorsun.
Eylül Duru: Twitter çökerse oradaki bilgilere ne olur?
Cevap:
- Twitter de; Facebook, Youtube gibi verilerini yedekler. Hacker saldırısına
veya başka bir felakete karşın bilgilerini alternatif bir yerde tutar. Başka
bir ülkede veya kıtada tutar bilgilerini. Ama diyelim ki sistem çöktü. Çok
zor ama yine de çökmesine karşın şunu yapabilirsin: eğer sen kendi
tweet’lerinin silinmesinden korkuyorsan, küçük yazılımlarla kendi
tweet’lerini veya başka birisinin tweet’lerini bilgisayarına indirebiliyorsun.
Çökme sonucunda bilgilerin silinme ihtimali tabii var ama dediğim gibi, bir
sürü önlem alıyorlar belki de bunun için özel sigorta şirketleriyle
anlaşıyorlar, dolayısıyla çok zor ama siz yine de korkuyorsanız
silinmesinden, küçük yazılımlarla kendi bilgisayarınıza yedekliye bilirsiniz
Fatmanur Çilinger: Facebook nasıl kurulmuştur?
Cevap:
- Facebook 2004 yılında ortaya çıkıyor. 2000’lerin başında internet
hızlanmaya başlıyor ve bizim web 2.0 dediğimiz projeler ortaya çıkmaya
başlıyor yani internetin 2. Aşması… Burada ne var; sadece izlemiyorsun
siteyi, içine bir şeyler yazıyorsun yani sitenin sahibi değilsin ama siteye bir
şeyler ekliyorsun değil mi? Mesela, Facebook'ta site senin değil ama
"Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?" yazıyorsun. Bu projeler ortaya çıkmaya
başlıyor, bir sürü proje ortaya çıkıyor.” Sosyal Ağlar Tarihi” kitabımda
bunlar var. Yine oradan istersen göz atabilirsin ve orada ortaya çıkan
projelerden biri de Facebook... İlk lokomotifi sürükleyen şey yani ilk
projenin başlangıcı ilkokul arkadaşlarınızı nasıl bulursunuz? İlk okul
arkadaşlarınızı bulmak için Facebook'u sunuyor ve ilerleyen zamanlarda
birçok farklı slogana sahip oluyor ve güçlü bir dev olarak internette yerini
alıyor.
Hicran Çolak: Google Dede gerçekten var mı?
Cevap:
- Google Dede deyimi şöyle çıktı. Google sorulan tüm soruları bilmeye
başlayınca (tabi hala bilemediği sorular var) bizim kültürümüzde her şeyi
bilen bir dede vardır. "Bilge Dede" oradan “Google Dede” bazen” Google
Amca” tanımı çıktı. Bu kavram farklı kültürlerde var mı bilmiyorum.
Türkiye’de biz bunu diyoruz ama belki İngilizce de Google'a o anlama
gelen bir niteleme yapılıyordur. Eğer bu çok fazlaysa yanı dünyanın her
yerinde Google'a böyle bir şey yapılıyorsa Google bunu görür ve ilerde bir
yapay zeka geliştirdiği zaman buna bir kimlik kazandırabilir. Belki de bir
dede figürü olacak ve onunla konuşacağız.İşte yapay zekayla, doğal dil
işlemeyle öğrenecek ve bizim sorularımıza cevap verilecek. Yani bir
bakıma gerçekten Google Dedeyi göreceğiz. Robot olarak böyle bir şeyin
hayali güzel olurdu.
İremsu Demirayak: Bilgisayarın çökmemesi için neler yapmamalıyız?
Cevap:
- Mesela evlerimizde rahat yaşamak için neler yapıyoruz? Tanımadığımız
insanları eve sokmuyoruz değil mi? Bilgisayarda da tanımadığın
programları bilgisayarına kurmaman gerekiyor, tıpkı evimiz gibi
düşünmeliyiz burayı. Mesela tanımadığın birini eve soktun ve evin her
tarafını kırıp dökse de bir şey diyemezsin ya, orada da bilgisayara
tanımadığın bir program kurduğunda o program bilgisayarına zarar
verebiliyor. Bilgisayarın çökmesi dediğimiz şey ne? Bilgisayar aslında
gelişmiş bir hesap makinesi olarak düşün… Gerekli hesaplamaları yapıp
ekrana yansıtan bir aygıt olarak düşünebiliriz. İçerisine bir anda tüm
tuşlarına basan birini düşün, hesap makinesi bir anda kilitlenir ya
bilgisayarda da zararlı bir program normal işleyişi bozuyor. Ve normal
işleyişi bozulunca bilgisayar sorunlu çalışmaya başlıyor. Bunun sonrasında
da ya bilgisayar çöküyor ya da hata veriyor
Latif Parlar: İnternet nasıl çalışır?
Cevap:
- Bunu bir araba örneği ile anlatmaya çalışıyım; şimdi sen arabayı aldın evin
önünde duruyor. Arabayı nereden aldın ? Araba otogarından veya araba
üreticilerinden… Bunlar aslında internet servis sağlayıcı oluyor. Türk
Telekom veya Superonline vb. benzer şirketler gibi… Her arabanın bir
plakası var değil mi? İşte o da senin IP numaran oluyor. Arabanla, trafik
akarken, sen de o yola çıkıyorsun ve diğer arabaların arasına karışıyorsun.
Diğer arabaları görüyorsun veya etkileşime geçiyorsun ve arabalarla
birlikte aynı ortamda bulunuyorsun. Basit olarak böyle düşünebilirsin.
Ama küçük bir farkı da şu var. Sabit IP’ler var ama, genellikle internete her
bağlandığında IP'n değişir yani her trafiğe çıktığında plakanın değişmesi
gibi bir şey. Bu sistemde kargaşa bu şekilde çıkmıyor. Yani trafiğe plakan
olmadan çıkamayacağın gibi, internete de IP numaran olmadan
çıkamıyorsun ve bu şekilde internet çalışıyor.
Metin Kılınç: Oyunlar nasıl yapılıyor?
Cevap:
- Oyunlar eskiden farklıydı. Ancak şimdi oyun yapacağım dediğin zaman
,oyun motoru adında bir şeyle karşılaşıyorsun. Bunların ücretlileri var,
ücretsizleri var. Ücretsizlerine örnek olarak "Unity, Unreal Engine"
motorlarını örnek verebiliriz. Bu motorlar ne yapıyor. Mesela siz dediniz
ki; oyuna ben bir gökyüzü koyacağım, o programdagökyüzü var hemen
onu sürükleyip bırakabiliyorsun. İşi kolaylaştırıyor yani.. Sana oyunu
sıfırdan yazdırmıyor ama işi kolaylaştırıyor. Ancak ben oyun motoru
kullanmam dersen, her şeyi kodlayarak yapman lazım. Şunu unutmaman
lazım. Oyun dediğimiz şey, aslındabir program ... Ama eğlence amaçlı ve
küçük bulmacalardan oluşur değil mi? Mesela CS:GO da neler yapıyorsun?
Adamı vurmaya çalışıyorsun ama aslında fiziksel olarak onu tutturmaya
çalışıyorsun. Bütün olarak bunların hepsine oyun diyoruz. Sonuç olarak
oyun da bir program ve oyun motorları ile daha kolay yapılabiliyor.
Onur Bölceci: İnternet nasıl çökecek?
Cevap:
- İnternet kesin olarak çöker mi bunu bilemiyoruz. Çok zor ama belki
omurgası bir terör örgütünün saldırısına uğrar, sorunlar yaşanır… Ancak
bir şekilde yeniden ayağa kaldırılacağını düşünüyorum. Çünkü internet
üzerinden çok büyük şirketler para kazanıyor. Bu iştepara olduğu için
alternatif bir şey üretmek durumunda kalacaklar. Ama deselerdi ki ; "Biz
internette takılıyoruz, sadece Youtube'dan video izliyoruz, Facebook'da
resim paylaşıyoruz, kimse para kazanmıyor" o zaman bir şey diyemezdim.
Ama işin ucunda para olduğu için çökmesi çok zor gözüküyor. Bana kalırsa
internet çökmez. Çökse bile kısa sürede onun görevini sağlayacak bir
alternatif bulunur.
Şevket Demir Ovacık: Kablosuz internete nasıl bağlanılır?
Cevap:
- Kablosuz internet veya benzeri BlueTooth gibi teknolojilerde, belli bir
frekans yayan ve o frekansı yakalayan iki cihaz vardır. Eğer bu konu ile
ilgiliysen mutlaka Mikrodalga tekniği, Mikrodalga uygulamaları veya
Elektromanyetik dalgalar gibi şeyleri ilerde okuyabilirsin. Elektrik
Elektronik Mühendisliği okuyabilirsin orada fazlaca bu konular ile ilgili bilgi
var. Burada frekans dediğimiz şeyi nasıl kafamızda düşünebiliriz? Mesela
kuşlar kendi aralarında konuşuyor ancak biz onları anlamıyoruz değil mi?
Onların farklı bir dili var ya bu frekans da öyle… Belli bir frekansta, boşluklu
bir şekilde dalga yayılıyor ve o dalgaları toplayan alet frekansta aynı
boşluklar varsa eşleşiyor. Modeme de böyle bağlanılıyor. İşte ama senin
dalgaların 3000 Herz, dalga yakalayan alet 2000 Herz ise seni
yakalayabiliyor. Yani dalgaların boyutları farklı o cihaz dalgayı
yakalayamıyor. Bizim kablosuz ağlarda 2.4 Gh adında bir frekans var. Yani
bunu senin kuşların bağırması gibi belli bir frekansta bağırman gibi düşün
veya duman çıkarman gibi düşün… Karşıda da o dumanı yakalayan bir şey
var yani bu şekilde eşleşiyor.
Yiğitcan Çamlı: Açılmayan siteler neden açılmıyor?
Cevap:
- Bir internet sitesini bir bilgisayar gibi düşünebiliriz… Yani uzaktan bir
bilgisayara bağlanıyorsungibi… Eğer o anda bağlanacağınbilgisayar
kapalıysa,- ki biz buna sunucunun yayında olmaması diyoruz- (bağlı olduğu
sitenin) siteye giremeye bilirsin bu durumda. Veya site; şöyle düşünebiliriz
bir kapıdan 3 kişi geçebiliyor ama bir anda 100 kişi geldiğinde onların 97'si
kapıdan geçemez. Ayni şekilde internet sitelerinde de bazen saldırılardan
dolayı bazen normal trafik artışından dolayı, örneğin; sizin sınavlarınız
açıklandığında bir anda insanlar siteye giriyor ya, bir anda çok fazla kişinin
kapıya dayandığını düşün. Bunun gibi durumlardan dolayı bağlı olduğu
internet sitesinin sunucusu bu kadar kişinin isteklerine cevap
veremeyebiliyor, bunun sonucunda da site açılmıyor.
Aysima Çetindağ: İnternetteki bilgileri nasıl buluyorlar?
Cevap:
- Eskiden farklıydı, ancak şimdi biraz daha farklı… Eskiden internet
sitelerinin, arama motorlarının kendi algoritmaları vardı. Şimdi biraz daha
kullanıcının seçimine göre. Yani İzmir yazan kullanıcılar en çok İzmir
Valiliğinin sitesine giriyorsa, İzmir yazınca valilik en üstte çıkıyor. Aslında
Google'u biz geliştiriyoruz. Örneğin siz bu zamana kadar Google'da kaç
arama yapmışsındır? Atıyorum 1000 tane arama yaptın. Bu 1000 tane
arama Google'u geliştiriyor aslında. Siz de Google'un geliştiricisiniz,
annenizde Google geliştiricisi, babanda Google geliştiricisi… İnsanların
tercihine göre bu sıralama az çok oluşuyor. Ancak bazı filtreler
uygulanıyor, bazı zararlı siteler buradan çıkarılıyor ama genelde sistem bu
şekilde işliyor.
Ayşe İrmesu Demir: İnternet insan hayatını nasıl kolaylaştırır?
Cevap:
- İnternet; bazen insanların hayatlarını kolaylaştırıyor, bazen ise
zorlaştırıyor. Bu durum biraz da bizim onu nasıl kullandığımız ile de
alakalı… Ama genel olarak internette taşınan şey bilgi… Bilgiye daha kolay
erişirsen hayatın da bazı şeyler kolaylaşabilir. Örneğin; bu soruyu internet
olmasaydı, posta ile cevaplayacaktım belki… Yolda kaybolacaktı belki… Bir
kopyası olmayacaktı ve bu bilgiye ulaşman gecikecekti. Bunu öğrenmen
geciktiği için başka sorularınızı sormak, bu bilgiyi başkalarına aktarmak
uzayacaktı. Bilginin yayılım hızı düşecekti. Bilgi ne kadar hızlı yayılır ise
işimiz o kadar kolaylaşıyor. Tabii üretilen bilgi önemli… Bir silah üretme
bilgisini bu kadar hızlı yayarsak, bu seferde bir sürü risk olurdu. Dolayısıyla
bizim yapmamız gereken şey; bu hızı bizim eğitimimize katkı sağlayacak
şeyleri, ahlaki bilgileri hızlı bir şekilde yaymaktır.

Bade Selek: Facebook çökerse ne olur?


Cevap:
- Facebook gibi büyük şirketler herhangi bir hacker saldırısına karşı veya bir
doğal afete karşı, her tehdide karşı, yedek sunucular veya yedek
makinelerde bilgilerini tutuyor. Örneğin; Amerika'da olabilecek bir
felakete karşı Çin'de, aynı anda hem Çin’de hem Amerika'da olabilecek bir
şey için Avrupa’dabilgilerini tutuyor. Dolayısıyla çökme ihtimali çok zor
ama yinede oldu diyelim, çöktü… Bir şekilde, belki diğer internet’deki
sitelerle,parasını da kullanarak hizmete girip bir şekilde bilgilerini geri
getirebilir. Ancak bu imkansız değil …Örneğin bir dünya savaşı çıktı, herkes
birbirine girdi, Facebook'ta silinebilir.
Begüm Ovalı: İnternet nasıl üretilir?
Cevap:
- Öncelikle buna bir üretim mantığı ile yaklaşmak çok ilgi çekici. Ancak
üretimden kastımız şu: Simdi internet bilgisayarlar arasındaki ağ.
Dolayısıyla bu ağ nasıl çalışıyor? Bilgisayardaki sinyaller elektrik
sinyallerine çevriliyor ve kablo aracılıyla karşıya gidiyor. Diyelim ki
elektrikle kendimiz bir ağ ürettik ama bu ağı kimse kullanmadığı için bir
anlamı olmayacak. Bu durumu şöyle düşünebiliriz; bir kağıdın üzerine
rastgele bir yazı yazıp sonuna para ekledin mesela "Alp parası" ama
sadece siz kullandığınız için bir karşılığı olmayacaktır. Ancak bu parayı tüm
dünya kullanınca o kağıt parçası değer kazanacaktır. İnternette de benzer
bir sistem var aslında. Büyük bir sistem kurulmuş ve insanlar onun içine
kendi bilgisayarlarını ekliyor aslında.

Beytullah Mert Erdinç: Youtube bir gün çökecek mi?


Cevap:
- Youtube, bir gün çöker mi? Yüzde yüz bir şey diyemiyoruz. Ancak bu tarz
büyük siteler bir şekilde kendilerini çökmelere karşı koruyorlar. Ne
yapıyorlar… Bilgilerini farklı bir yerde depoluyorlar. Bunlara felaket
sunucusu gibi bir isim veriliyor. Bunlar yedekleme yapıyorlar. Amerika'da
sunucular Çin'de de aynı bilgiyi tutuyorlar Avrupa'da da tutuyorlar ki
herhangi bir hacker saldırısı veya doğal afet meydana geldiğinde bilgilerini
koruyabilsinler diye …ama çok çok olağan üstü bir durum oldu; Dünya'ya
uzaylılar falan saldırdı gibi bir şeyde çökebilir tabii… %100 çökmez diye bir
şey yok insan yapımı sonuç olarak. Ancak bu senaryo için olabildiğince
fazla önlem alıyorlar.

Kastamonu Bilişim Soru Cevap

Yusuf Soy: Profesyonel oyunlar yazmak için, hangi programları kullanmalıyız?


Cevap:
- Diyebileceğim 2 tane oyun motoru var. Oyun motoru dediğimiz şey sizin
oyunları daha kolay yapmanızı sağlayan programlardır. Mesela gökyüzü
yapacaksın; gökyüzü çizmene gerek yok oradan çizili olanı kullana bilirsin.
Bir Unreal Engine, iki Unity bu programlar ücretsiz bunları kullanabilir
bunlar ile geliştirebilirsin.
Sıla Vural: Google ‘un ismi nereden geliyor?
Cevap:
- Google ismi orijinaldir. Lery Page ve Sergey Brin'dir Google'un kurucuları.
Bu kişiler; on üzeri yüz sayısı var matematikte… On üzeri yüz sayısının
karşılığı Google adında bir terim ve o on üzeri yüzü koyuyorlar isim olarak.
Belki de şundandır; Google üzerinde uğraşmaya başlayınca nasıl büyük bir
işlemler olacağını fark edip orijinal bir isim buluyorlar. Aslında değişik bir
isim 2 tane "o" var 2 tane "g" var simetrik ve bu şekilde Google ismi
bulunuyor.
Zero Tabancacıoğlu: İnternet üzerinden birçok oyun aynı anda oynanıyor, internet
buna nasıl yetişiyor?
Cevap:
- Buna makineler yetişiyor, tarlalar dolusu sunucular var ve bu sunucular bu
işler için ayrılmış… Bazen tırlarla sunucu geliyor ve sisteme bağlanılıyor bu
sayede hızlıca büyüyor. Ancak şunu da diyebiliriz "pekibu nereye kadar
gidecek" sorusuna da şöyle bir sistem gelişebilir… Daha küçük daha güçlü
(güçlü derken daha fazla kapasiteye sahip) makineler üretilebilir. Bu
şekilde gidecek sistem. Şu an bir balon gibi şişiyor sistem bu da doğru bir
yargı. Bu konular ile ilgileniyor iseniz sunucu yönetimi konularını
araştırabilirsiniz. Araştırmak için "Sunucu tarları" yazabilirsiniz, bu konuyla
da ilgili Youtube üzerinde de bir belgesel var izleyebilirsiniz.
MÜKERRER

Reyhan Salman: İnterneti kim buldu?


Cevap:
- İnternet ilk başta Amerika'nın ordu kapsamında bulunan ilk başta Arpanet
adıyla anılan bir icat. Ancak burada başka bir kişiye de hak vermek
gerekiyor; Vinton Cerf adında bir adam var. Bu adam kulakları duymayan
bir kadına âşık oluyor ve bu kadınla evleniyor. Tek isteğim karımı mutlu
etmek diyor ve karısına (kulakları duymadığı için) farklı bir şekilde
ulaşmaya çalışıyor ve o zamanki çalışma alanı ise bilgisayarlar arası iletişim
ve burada ilk defa internet ortaya çıkıyor. Böyle bir aşk hikayesi var.
Bundan sonrada internet patlıyor ve sivil hayatta da kullanılmaya
başlandıkça gün geçtikçe gelişiyor.
Melefat Merve Nakasoğlu: İnternet hızı neden ülkelere göre değişkenlik gösteriyor?
Cevap:
- Birinternet hızını etkileyen şey o ülkedekialtyapı. Altyapıdan kastımız her
şey… Döşenmiş kablolardan tut, oradaki dağılımı yapan teknik cihazlara
kadar her şey. Peki biz neden Amerika'da ki cihazları almıyoruz diye
sorduğunda ise (veya başka bir ülke) şu var; ne yazık ki burada oturmuş
bir internet politikası belirlemek, bir internet yaklaşımı belirlemek çok
önemli… Eğer ülke burada biraz geç kaldıysa veya bu durumu çok
önemsemiyor ise daha yavaş veriliyor. Tabi bunu önemsemesi için ne
olması lazım? Şirketlerin gelir elde etmesi lazım ve biraz daha fazlalaşması
lazım ki biraz daha dikkatini çeksin. Bu yüzden yavaş. Yani arka plandaki
altyapı güçlendirmek için internetten daha fazla insanın faydalanması,
gelir elde etmesi veya ülkenin ihracatla gelir elde etmesi gerekiyor.

Dilara Alkan: İnternette bütün bilgiler var ancak yine de aradığımız her şeyi
bulamıyoruz, bunun nedeni ne?
Cevap:
- Doğru, ancak bu sistem git gide gelişen bir sistem, yani bundan 15 yıl önce
2002 de veya 2003 de biz bunları kullanırken , o zaman çok daha fazla
insan internette aradığınıbulamıyordu. Ne yazarsan yaz, çıkan 10 siteden
birkaç tanesi virüslü siteydi. O duruma göre çok gelişmiş, iyi durumda
yani.. Yavaş yavaş gelişen bir sistem var. O bilgi internetin bir köşesinde
ise o robotlar (Google robotları) git gide daha akıllı oluyor ve bunu bulmak
için çabalıyor. İlerde belki bulacak, belki de bu robotları sizler
geliştireceksiniz. Eğer bunlarla ilgileniyorsanız internette "semantik web"
adında bir arama yapabilirsiniz. Semantik web nedir ? Ne değildir ?
bununla ilgili nasıl projeler yapılır bunlara bakmanızı öneriyorum.

Hilal Uludağ: Google gizlilik hatası nedir?


Cevap:
- Biraz bilgi edindim bu konuyla alakalı… Ne demek istediğini anlamak için.
Ancak bu hatanın milli eğitim ağında daha fazla verilen bir hata olduğunu
gördüm. Genelde Google gizlilik hatası, bir güvenlik sertifikası olayı… SSL
adında bir siteye girerken, güvenli bir şekilde girmeni sağlayan sertifikadır.
Bazen bilgisayarın tarihi veya saati doğru olmadığı için, bazen
bilgisayarında zararlı bir yazılım olduğu için de olabiliyor bu hata. Ancak
MEB ağındaki olay şu anladığım kadarıyla; internet trafiğini izliyorlar,
zararlı bir şey olursa kontrol edelim, belli sitelere girişi engelleyelim diye…
Bu trafiği izlerken Google da diyor ki, gizli değil senin trafiğin, seni birisi
izliyor, dikkatli ol…! anlamında bir mesaj veriyor. Onun dışındaki gizlilik
hataları dediğim gibi bir program indiriyorsun o senin bilgisayarını izliyor
sürekli Google'da diyor ki "Bir dakika, bu seni izliyor" veya tarih, saat yanlış
oluyor. Genelde hata bununla ilgili…
Hayrunnisa Yıldırım: Google, nasıl bu kadar bilgiyibu kadar hızlı bulabiliyor?
Cevap:
- Burada Google ‘un teknik bir özelliği var. Tabi bir sürü sunucuları var,
sunucu tarlaları var. Onun dışında , bilgisayarların REM 'lerini bu işlere
dahil ediyor ve bu yöntemle önemli bir hız sağlıyor. Ancak bunların
dışında, ölçeklenme dediğimiz sistem kullanılıyor. Yani bir kişi sistemi
kullanacak ise bir tane makine koyarsın, atıyorum 100 kişi kullanacak ise
100 tane. Bu sistem işi hızlandıra bilir. Ancak o makineleri koyuyorsun ya,
onları koyacak parayı nereden kazanıyorsun önemli olan bu. Google ‘un
önemli bir gelir modeli var. Gelir modeli dediğimiz şey internet sitesinin
para kazandığı sistem. Şimdi siz annenize, babanıza sorduğunuzda Google
‘un nereden para kazandığını belki bilemeyecekler, çoğu kişi bilmeyecek…
Ancak Google reklamlardan çok fazla para kazanıyorve bu sistemi çok iyi
kurduğu için çok fazla makine alabiliyor. Çok fazla makine alınca da o
makineleri o işe adıyor ve çok hızlı bir şekilde size ulaştırıyor.
Esad Akdağ: Mobil verimize uzaktan başkası erişebilir mi?
Cevap:
- Mümkün… Paketlerimiz havada… Eğer onları birisi çözer ise erişebilir. Yani
kimse “mobil veriye erişemez” diyemeyiz. Verimiz şifreleniyor ancak
güvenli bir şekilde gittiğini düşünüyoruz. Ama bir şekilde onu da çözen
kişileri duyuyoruz.
Elif Ağırdaş: İnternet nasıl popüler oldu?
Cevap:
- Bu sorunun cevabı belki bir kitap edilebilecek kadar önemli bir soru. Bir
şey nasıl popüler olur dediğimizde genelde insanlara bir faydasının
olduğunu, insanların ondan bir çıkarı olduğunda o şey ünlü olabiliyor.
İnternet de bu şekilde ünlü oluyor. Ne oluyor?Bilgi önemli bir silah ve güç.
İnternet üzerinden gerçekleşince (ilk önce Amerika'da askeri ,sonra
sivillere açılıyor) Amerika da diyor ki; buradan insanlar, bilgi transferi
gerçekleştirince ne olacak; Amerika istihbarata sahip olacak. Bu yüzden
Amerika önemsiyor ve bununla ilgili "PR"** dediğimiz medya çalışmalarını
yapıyor. "Şu internetten şunu kazandı, şu internetten şunu sağladı" gibi
söylemlerle yavaş yavaş şişiyor ve insanlar buradaki fırsatları görünce,
işlerini kolaylaşınca, internet popüler oluyor.

**Bir girişimin kamu veya hususi sektörde etkinlik gösteren bir kuruluşun, temasta bulunduğu veya bulanabileceği
kesimlerin anlayış, sempati elde etmek ve sürek ettirmek için yaptığı devamlı ve örgütlü bir yönetim görevidir.
Burak Timzan: Oyunlar aracılığıyla bizim bilgilerimizi alabilirler mi?
Cevap:
- Şimdi; bizim oyun dediğimiz şeyler aslında, eğlence amacıyla kullanılan
programlardır. Doğal olarak program bilgi alabilir. Ancak burada şuna
dikkat etmemiz lazım. Bir oyun şirketi senden neyi alır? Mesela annenizin
adı şirketlerin umurunda olmayabilir. Ama; sizin uyuma zamanlarınızveya
uykuya geçiş aşamaların, ne zaman telefonu elinden bırakıyorsun, bunlar
onlar için önemli olabilir. Çünkü senin 5 dakika daha sistemde kalmanı
isteyebilir.Şirketlerin almak istediği bilgiler genellikle bunlar. Ne zaman
mutlu olursun? Ne zaman mutsuz olursun? Mutlu olduğun zaman oyuna
girer misin? Sinirlendiğin zaman oyunda küfreder misin? gibi sizin
kişiliğinle ilgili tüm bilgileri istiyor oyun şirketleri. Bu bilgileri topladıktan
sonra da seni sistemde daha fazla tutup, tabiri caizse onların terimi ile
"Balina" yapmak istiyorlar.
Betül Akkasoğlu: Google arama yerinde "kendimi şanslı hissediyorum" yazısı ne
anlama geliyor?
Cevap:
Bu konuyla alakalı bir teori var, komplo teorisi de diyebiliriz ama şöyle
diyebiliriz. 1971 yılında bir film çekiliyor adı da "Kirli Adam". Filmin bir
sahnesinde bir adam geliyor ve yerde yaralı bir adam daha var ve ona
soruyor ki "Kendini şanslı hissediyor musun?" diye… Sonra silahı çekerek
tetiğine basıyor. Kurşun çıkmıyor adam da “kendimi şanslı hissediyorum”
diyor ve bu espri bu filmden çıktığı söyleniyor. Ancak kesin bir bilgi yok.
Soruluyor bir an "Bunu kimse kullanmıyor Google niye hala tutuyor?"
diye… Demek ki Google için sembolik bir anlamı var. Ayrıca bu yazının
teknik anlamda, ne anlama geldiğini soruyor isen, arama sitelerinde seni
ilk çıkan siteye göndermek diyebiliriz. Belki de Google, ilk çıktığında şunu
düşünmüş olabilir; "Ya bu insanlar illa bu sonuçlara bakacak. Genellikle ilk
çıkan sonuca gidecek. Zaman kaybı olmasın diye tek tuşla gitsin". Ancak
yine de biz yani kullanıcılar bu zaman kaybını çok dert etmiyoruz, öyle bir
zaman kaygısı olmuyor kullanıcıda. Bu yazının hikayesi genel olarak buna
bağlandırılıyor.
Antalya Bilişim Soru Cevap

Yiğit Güneş: Yapay zekalar kendi aralarında konuşursa onları kontrol edebilir miyiz?
Cevap:
- Şimdi şöyle; evet bu hepimizi etkiledi. Çoğu kişi şunu sordu "ya yapay zekâ
nereye gidiyor?" Bu yapay zekanın programlanmasına bağlı… Eğer yapay
zekayı kötü niyetli insanlar programlarsa, belki hiçbir zaman insanların
durduramayacağı şekilde çalıştırabilirler. Şu an her 2 görüşte savunuluyor.
Yani "Yapay zekâ insanlara çözüm getirecek" ve "Hayır yapay zekâ
insanlara çok büyük sorun getirecek". Belki anlamsızlaşacak insanlar…
Tüm işleri robotlar yapacak. Ancak süreci takip etmek lazım. Burada da
olabileceği kadar insanların yapay zekadan zarar görmemesi için; fikirler,
projeler yapmak gerekiyor. Umarım onların birini sizler yaparsınız.
Umut Avcı: Dünyada ki internet bağlantısının benzeri marsta da olabilir mi veya Dünya
ile Mars arasında bir internet bağlantısı olabilir mi?
Cevap:
- Şu an Mars'a gitmek bir hayal biliyorsunuzdur, ancak üzerine çalışılan bir
şey… Bazıları tarih veriyor (Elon Mask gibi). Önemli olan bence şu; evet
belki ilerde gidilirse bir bağlantı kurulur, dünya ile Mars üzerinde mutlaka
bir bağlantı olur. Bu soruyu soran çok az kişi var. Bu sorunun peşinden
giderseniz belki de bu bağlantıyı kuran kişilerden biri de sizler olabilirsiniz.
Neler yapmanız lazım? Bunun ile ilgili haberleri çok yoğun takip etmen
lazım. Mars ile ilgili bilgileri toplarken(bazıları İngilizce olacak) kendinizi
zorlamanız, onları anlamaya çalışmalısınız. Sonra bir hayal kuracaksınız "
Bu bağlantı, şu şekilde yapılabilir" gibi konularda düşünmeniz lazım. Eğer
bu sorunun peşinden giderseniz siz de o ekipten birisi olabilirsiniz
Sinan Ayma: Kodlama konusunda nasıl daha iyi olabilirim bunun için neler önerirsiniz?
Cevap:
- Kodlama dediğimiz şey aslında, elektronik cihazlardaki dili yapmak. Yani
bir İngiliz ile İngilizce konuşuyoruz ya bir bilgisayar ile de onun dilinde
konuşmamız gerekir. Ancak bir amaca ihtiyacın var, burada senin bir
hayalinin olması lazım… Yani ne yapmak istiyorsun? Telefon uygulaması
yapıp, insanların hayatını kolaylaştırmak mı? Yoksa başka çocukları
internetin zararlarından korumak mı istiyorsun? bunu belirlemen lazım.
Ve hayaline uygun yazılım dili seçmen lazım. Bu yazılım dili ne olmalı…
Belki Python denilen yazılım dili olabilir, bunun ile bir şeyler
geliştirebilirsiniz. Ancak önce hayalinizi net olarak belirlemeniz lazım.
Python ile başlamanızı öneriyorum.
Seher Taksim: Telefondan gelen insan sesleri nasıl çıkar?
Cevap:
- Bu yıllarca sürmüş çalışmaların sonucunda çıkan bir sistem. Çok kısaca
bakarsak şöyle; biz konuşuyoruz, aynı zamanda mikrofon da sesimizi
elektrik sinyaline çeviriyor. Karşıda da bir tane zar var, elektrikte o zarı
titreştirerek sese dönüştürülüyor. Çok hızlı iletildiği için bizde çok kısa
sürede konuşmayı gerçekleştiriyoruz. Bu konular ile ilginiz varsa mutlaka
Elektronik Haberleşme Bölümünü düşünmelisiniz ileride.
Meriç Yılmaz: Facebook , Instagram gibi siteler yapmak için neler öğrenmeliyim?
Cevap:
- Öncelikle tam olarak ne yapman gerektiğine karar vermen lazım. Mesela
bir mobil uygulama yapmak istiyor iseniz kolaydan başlamak gerekir.
"Appinventor" dediğimiz ücretsiz yazılım ile başlayabilirsiniz.
Appinventor'u kurcaladıktan sonra, yani öğrendikten sonra java’ya
geçerek mobil uygulama geliştirebilirsin. Çünkü bu Facebook gibi sitelerin
çoğunun trafiği mobilde… Artık Facebook yapıldı, yeni bir Facebook
yapma fikri çok gerçekçi değil. Ancak belirli kesimlerin kendi arasında
kullanacağı bir sosyal ağ yapabilirsiniz. Mobil uygulama için dediğim gibi
ilk Appinventor ile başla sonra java programlama diline geç ve sonrada
umarım kendi projelerinizi geliştirirsiniz.
Kıvanç Kızılırmak: Klavyenin tuşlarına bastığımızda nasıl ekrana yansıyor?
Cevap:
- Şimdi bu klavyenin altında bir tane elektrik devresi var. O elektrik
devresinde bastığımız yer ile elektrik devresindeki her yeri kapayıp mesela
bir yeri açıyoruz ve bilgisayara bir sinyal yolluyoruz. Bu sinyal "0 ve
1"rakamlarından oluşuyor (bütün bilgisayar gibi). Mesela “k” harfinin
bilgisayar kodunda ki karşılığı "01101011", ama mesela "01101010" bu “j
“ye denk geliyor. Devreye basınca bazı yerlere sinyal gidiyor ve o "0,1"ler
ekranda önceden hangi değerde ise o değere dönüşüyor. Bütün işlem
"0,1"lerden oluşuyor.Bu sisteme "Binary" deniliyor. Eskiden tüm yazılım
bu sistem ile yapılıyordu. Hatta ünlü bir fotoğraf vardır; uzaya giden bir
aracın yazılımının boyutu, normal bir insan boyutuna kadar ulaşmış bir
şekilde. Ancak artık gelişmiş diller sayesinde bu "0,1"li sistemi kullanmak
zorunda değiliz. Ama yine klavyeden bilgi giderken "0,1"ler ile gidiyor.
Hayrunisa Hasman: Bütün bilgisayarlar aynı internete bağlı. Peki bütün bilgisayarlar-
bu yüzden- aynı anda hacklenebilir mi?
Cevap:
- Burada hacklenmekten kastınız ne mesela? Eğer internete girişi
engellenirse, internetin omurgası denilen yere bir saldırı yapılır ise,
olabilir. Bunun dışında bazı bilgisayarlar iç intranet dediğimiz ağlarda
oluyor. Yani internete çıkmıyor. Mesela milli savunma bakanlığında da
öyleydi. İçerde ağlar var. Bu tür iç ağların hacklenmesi söz konusu değil ...
Fakat yine de bu durum olabilir kesinlikle. Belki de bu durumyarın öbür
gün olacak… Ve bu durumun ekonomik etkileri de olacak …Böyle bir konu
üzerine yazı yazabilirsiniz. Bir gün sabah kalkmışız bütün dünyada
bilgisayarlar hacklenmiş. Hiç kimse internete giremiyor ve sonra çıkan
krizler…Çıkabilecek krizler hakkında yazıp, Türkiye Bilişim Vakfı gibi yerlere
de göndere bilirisiniz.

Beyza Sözer: Google, sorulan sorulara doğru cevapları nereden, nasıl buluyor?
Cevap:
- Eskiden Google- ilk kullanılmaya başladığızamanlarında- bu kadar çok
doğru cevap bulamıyordu. Ancak zamanla insanlar aklına takılan,cevabını
aradığı her şeyi bir bir sordu.Her sorudan sonra da, sorununkarşılığında
doğru veya yanlış cevaplar aldı. Doğru cevapları aldıkça da, yanlış cevaplar
aşağı gitti, doğru cevaplar yukarı çıktı. Google en çok bizim cevaplarımızı
kullanıyor. Örneğin "Antalya’nın plakası ne ?" diye arattığımızda 10 tane
sitede bilgi buluyor. O siteler arasında cevabın 07 olduğu siteye insanlar
tıklıyor tıklıyor ve yavaş yavaş onu yukarı çıkarıyor. Ondan sonra ise
Google ilk olarak o cevabı çıkarıyor. Peki her şeye %100 doğru cevap
veriyor mu? Şu an bazı bilgiler Google'da olmadığı zaman benzer,o soruya
yakınbilgileri gösteriyor. Ancak %100 doğru cevap veremiyor. Tabi burada
yapay zekâları da kullanıyor.

Bartın Bilişim Soru Cevap


Yiğitcan Çetin: Kodlama nedir?
Cevap:
- Kodlama basit bir anlatımla ,bilgisayarların dili demektir.Bilgisayarlar veya
telefonlarda kullandığımız internet siteleri var, mobil uygulamalar var,
teknolojide kullandığımız farklı yapılar var…Belki de bir sistem var
bankamatiklerde kullandığımız. Bu sistemler neler ile yazılıyor? İnternetin
kendi dilleri ile yazılıyorlar… Bu dillerden herhangi birini seçerek,
herhangi bir elektronik ortamdakidili kullanarak, içerideki yazılımı
yapmana kodlama deniliyor. Bir sürü kodlama dili var. Bunlardan birini
öğrenebilirsin. Atıyorum A dilinde yazdığın bir kodu B diline çeviren
yazılımlar da var. Ancak genelde şu daha önemli, gelecekte ne popüler
olacak? Yapay zekâ mı ? Yapay zekada neler kullanılıyor ? Python gibi
yazılımlar. Siz de bu yazılımları öğrene bilirsiniz.

Tunahan Gebiç: Facebook nereden para kazanıyor


Cevap:
- Güzel bir soru… Facebook, senin siteye üye olmandan başlayarak, bütün
hareketlerini kaydediyor ve bu bilgileri markalara satıyor. Yani diyor ki
"A kişisi Galatasaray'ı beğeniyor, Galatasaray gel A kişisine kendi formanı
sat" veya diyor ki "A kişisi gece 11 de uyuyor, sen gel saat 10.30 da reklam
göster ki yatmadan hemen önce sizin reklamınızı görsün". Peki nasıl
anlıyor yatma saatini? Siteden çıkma saatine bakarak anlıyor gibi bütün
hareketlerini kaydediyor. Mesela diyor ki "A kişisi buna kalp koydu demek
ki şunu da sevebilir" markaya da diyor ki , sen bunu A kişisine sat. Dolayısı
ile sizin bütün hareketlerinizi kaydederek sizi bir ürüne çeviriyor. Aslında
çok vahşi bir şey ama Facebook bu yöntemle para kazanıyor.

Tuğçe Yanbalak: Google nasıl "Bunu mu demek istediniz" diyor?


Cevap:
- Bunu şöyle biliyor; Google önceden arama yapan kişilerin verilerini
kullanıyor. Siz bir arama yapıyorsunuz, masala "Bartın konuk evi" diye. 100
kişi bu aramayı yapıyor ve ondan sonra 101. kişi geliyorBartın konuk evi
yerine"Bartın konul evi" yazıyor. Google da diyor ki; "Bende daha önce
kimse böyle arama yapmadı. Bu kullanıcı muhtemelen şunu demek
istiyor" diyor. Bunu da nasıl yapıyor. Mesela bir tane harf farklı ise
ötekilerden o şekilde yakalıyor. 2 harf olunca daha azalıyor yakalama
şansı, 3,4 derken git gide azalıyor yakalama şansı (tahmin etme ihtimali).

Sude Güney: 3 boyutlu yazıcılar ile ileride kıyafet çıkarabilecek miyiz?


Cevap:
- Evet bu mümkün, hatta şu an bunun testleri yapılıyor. Birkaç tane deneme
yapıldı, ancak sorunlar var. Malzeme teknolojisi ilerledikçe 3 boyutlu
yazıcılardan her şey çıkarılabilecek. Eğer bu konularla ilgileniyorsanız size
birkaç tane site önermem lazım. Bunlardan birisi "www.thingiverse.com"
ikincisi "www.myminifactory.com" bu sitelere girip buradaki şeyleri
karıştırınız. Çünkü ilerde sizin tasarımlarınızı insanlar tercih edebilir. Tıpkı
mobil uygulamalar gibi (hani rastgele bir geliştirici kodluyor ve binlerce
insan indiriyor ya) Belki de ilerde sen bir ceket tasarımı yapacaksın ve
insanlar indirip çıkaracak ceketinizi… Bununla birlikte bunu yapan insanlar
binlerce dolar kazanacak veçokta ünlü olacak. Mutlaka bunları
araştırmanızı öneriyorum.

Merve Uzun: Robot öğretmenler yakında kullanılmaya başlayacak mı?


Cevap:
- Şimdi şöyle; bu konu çok derin bir konu aslında. Yani öğretmenden
kastımız derslerde gelip bize ders anlatan kişiler ise o farklı… Ama hem
eğiten hem de aynı anda ilham verenlerse farklı… Bir şeyleri sadece
ezberleten kişi ise farklı… Şu an baktığımızda aslında Youtube'da biri bize
bir şey öğretiyor ise mesela ilham vermeden, o da öğretmen… Ama orada
bir ilham verme yok. Robotlar da aynı şekilde bize bazı şeyleri öğretebilir
ancak zor olan bir öğretmen gibi bizi yetiştirmesi, ona ilham vermesi, ona
iyi biri olmayı öğretmesi gerekir. Bu konuda robotların alacak daha çok
yolu var.

Kerem Kayıkçı: İlk bilgisayar virüsü nasıl ortaya çıktı?


Cevap:
- İlk bilgisayar virüsü (biraz tartışmalar var ancak) şöyle genelde kabul
ediliyor; 1982 yılında "Richard Skrenta" adında bir adam tarafından
yazılıyor. "Elk Cloner" adında bir virüs. Bu virüs disketlerden (eski USB'ye
benzer depolama aracı)yayılan bir virüsmüş… İlginç hikayesi de şu; bu
virüsü yazan adam, aslında şiir yazıyormuş ..Ve bu virüs kendini kopyalıyor
ya, 50 kopyalamanın sonunda ekranda bu adamın kısa bir şiirini
gösteriyormuş. Yani buradan ilk virüs yazan adamın şair olduğu bilgisine
ulaşabiliriz.

İbrahim Can Öztürk: Youtube nasıl popüler oldu?


Cevap:
- Güzel bir soru. Acaba Youtube neden bu kadar popüler? Belki de dünyanın
buna ihtiyacı olduğu için mi, yoksa bizim buna ihtiyacımız olduğunu
Youtube gösterdiği için mi? Bunu en basit haliyle, televizyonun internetli
hali olduğunu düşünebiliriz. Biz Youtube'da en çok ne izleniyor?diye
baktığımızda aslında karşımıza televizyonda ki gibi; Diziler, klipler aklımıza
geliyor. Youtube'da ilk1 milyon izlenmeye ulaşan video ise bir reklam
videosu. Yani ilk sürükleyici etkiyi reklamlar yapıyor. Reklam şirketleri
Youtube'a diyor ki; tamam, sen benim reklamımı paylaşabilirsin, bir sıkıntı
yok… Zaten telif hakkı(kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler
üzerinde hukuken sağlanan haklardır.)da yok.. Her halükârda benim reklamım
olacak… (Bir Nike reklamıydı kendisi). Bu şekilde youtube, reklamlar
sürüklemiş oldu. Bundan sonra ne oluyor? İzleyici televizyondan daha
üstün olan bir oluşum olduğunun farkına varıyor. Youtube bu şekilde
popülerleşmeye başlıyor. Peki bu durum değişmez mi? İleride farklı bir
cihaz, yeni bir cihaz gelişmez ise televizyonlarda tabletlerde Youtube yine
popüler kalır. Youtube'u televizyonun evrim geçirmiş bir hali olarak
düşünebiliriz.

Fezan Özdemir: İnternette bomba, silah gibi şeyler neden yapılıp insanlara
gösteriliyor?
Cevap:
- Şimdi şöyle olaya bakmamız lazım… Kötü insanlar her zaman var ve her
zaman olmaya da devam edecek. Bizim yapabileceğimiz şey 13 yaşının
altındaki çocuklara, özellikle (18 yaşının altındakilere de diyebiliriz) daha
net karar veremeyen insanların bu şeylere bulaşmamasını sağlamak.
Bunun dışında da bu tarz şeyleri, olabileceği kadar görünür olmaktan
çıkarmak. Bunun için ne yapılabilir? Yazılımlar geliştirilebilir. Ve belki de
ilerde bunu önleyen insanlardan biride sizlerden birisi olacak. O sitelerde
onların çıkmasını engellersin ve bir sürü çocuğun bu tür şeylere
bulaşmamasını sağlarsın. Şu an yeterince iyi gelişmedi sistemler… Ama
ileride bunları tasarlayacak kişilere daha çok ihtiyacımız olacak. Umarım
ileride bu kişilerden biri sizler olursunuz.

Emre Bakır: Neden okulun internetinde Youtube, Facebook gibi siteler açılmıyor?
Cevap:
- Bunu kısaca açıklamaya çalışıyım. Şimdi şöyle düşün; bir kapının önünde
duruyorsun ve o kapıdan sadece kadınların geçmesi lazım, 100'lerce insan
sıraya girmeden bir anda geliyor. Sizde kadınları seçemeyeceğiniz için bu
kalabalıktan kapıyı kapatıyorsun ve kimsenin geçmesine izin vermiyorsun.
Ancak bu bir çözüm mü, değil. Kısa süreli bir çözüm. Şu an burada
uygulanan yasak da "Evet şimdi biz kapıyı kapattık kimse geçemeyecek"
ama içine girmesi gerekenler var. Yani sizin Youtube'dan izleyebileceğiniz
eğitim videoları var. Facebook'tan izleyebileceğiniz, görebileceğiniz
faydalı şeyler var. Ancak burada 2 taraf da şuna emin mi? Sitelerin engeli
kalkınca, öğrenciler gelip içinde küfür olan videoları aratacak mı? Eğer
öğrencilerde Dijital Okuryazarlık olursa veya birisinde olursa diğerleri onu
yönlendirir ise ileride bu siteler açılır. Ancak öncelikle o kapıya gelen kadın
erkelerin sıraya girmesi lazım ki ,kapıdaki görevli de kapıyı açsın, içeriye
girilsin.

Dilan Yüksel: Google ’u kim buldu?


Cevap:
- Bundan yaklaşık 20 yıl önce Sergey Brin adında bir adam Stanford
Üniversitesinde doktorası için bir ödev yazmaya başlıyor (1996 yılında).
"www" üzerinde çalışıyor ki,internet daha yeni... İki sene sonra Lery Page
adında başka bir adam projeye dahil oluyor. İkisi bir arada 1998 yılında
Google 'u test olarak açıyorlar. İlk başta test olmasına rağmen günde
yaklaşık 10.000 sorgu geliyor ve en iyi arama motoru seçiliyor. Ardından
da arama motoru olarak dünyanın en çok tercih edilen motoru oluyor.
Tabi şu an Google sadece arama motorundan ibaret değil. Birçok özelliği
var; uzayı izliyor, Youtube’un sahibi, onun dışında para kazanıyor
reklamlardan ve bir sürü hizmeti var. Google apayrı bir dünya.

Cansu Bilgin: İnternette nasıl yasaklanan siteler var?


Cevap:
- Aslında interneti günlük hayatın farklı bir mekânda ki hali gibi
düşünebilirsin. Normalde suçlar var, internette de suçlar var. Normalde
sana birinin küfretmesi suç, aynı zamanda birinin sana internetten
küfretmesi de suçtur. Aynı zamanda 18 yaşın altında ki birine silah satımı
yapman suçtur, internette de bunları yapan bir internet sitesi açarsan suç
işlediğin zaman kapatılırsın. Genellikle böyle, bunun dışında farklı
ülkelerde farklı sebeplerden dolayı siteler kapatılabiliyor. Ancak Genelde
şuna bakılıyor; anayasada ki suçu burada işledi mi? Tabi bizim burada iyi
bilişim hukukçularına ihtiyacımız var. Belki ilerde sizlerden biride bu
hukukçulardan biri olursunuz ve ilerde ne internet kullanıcısının ne de
internet sitelerinin mağdur olmadığı kanunlar yaparsınız.

Caner Altay: Geleceğin Teknolojileri nelerdir?


Cevap:
- Saymaya başlıyorum; "Nesnelerin İnterneti", "3 boyutlu yazıcılar", "Yapay
zekâ", "Makinelerin Öğrenmesi", "Doğal Dil İşleme", "Büyük veri",
"Giyilebilir teknolojide gelişim", "Akıllı şehir tasarımcıları", sosyal
medyanın bir sonraki aşaması "semantik medya" (kişilere özel sosyal ağ),
"Sanal öğretmen" (uzaktan öğretim) bu gibi teknolojileri ileride göreceğiz.

Bilgül Öztan: Bilgisayarı ilk bulan kişi onda hangi uygulamayı kullandı?
Cevap:
- Bunun hikayesi şöyle; 1941 yılında "Eniac" denilen bilgisayarı Amerikalılar
buluyor. O zamanda 2. Dünya savaşı olduğu için uygulamalar askeri yönlü
oluyor. İlk olarak bu topçu ateşleri ile ilgili bir amaçla yapılıyor. Ancak
termonükleer silahlar ile ilgili bir program geliştiriyorlar. İlginç bir detay
daha var; bu Eniac'ı (ilk bilgisayarı) 6 tane kadın operatör yönetiyor. Yani
buradan ilk bilgisayarın 6 tane kadın tarafından yönetildiğini
söyleyebiliriz. Tabii kiyıllar sonra bu 165 metrekare alanda kurulan
makine, masrafları çok fazla olunca fişi çekiliyor ve ilk bilgisayar gözlerini
kapıyor.

Bahattin Öztürk: İlk web sitesini kim kurdu?


Cevap:
- İlk web sitesi 1990 yılında Tim Berners Lee isimli biri tarafından "cern"
bilim araştırma teşhisi için kuruluyor. Ancak 1 yıl sonrasında herkese
açılmaya başladı (1991 yılında). Zaten o yıllarda internet çok az kişide çok
kısıtlı yerlerde var. İlk internet sitesi 27. yılını kutluyor bu sene (2017).
Ondan sonrada "Web 1.0, Web 2.0, "Web" 3.0 adında yeni nesiller çıkıyor.
Biz şu anda Web 3.0'dayız.

Bartın Bilişim Soru Cevap


Yusuf Ercan: Hangi alanlarda icat yapmamı önerirsiniz?
Yeni icatlar ve robotlar yapmak istiyorum. Fakat araştırdığımda birçok
düşündüğüm robot icat edilmiş.
Cevap:
- Aslında ben, su soruna verdiğin cevaplara çok fazla katılmıyorum. Bana
göre biraz daha iyi düşünürsen, daha iyi projeler düşünebiliriz. Çünkü
gelişen çok fazla teknoloji var değil mi? Yapay zekâ yeni gelişen bir
teknoloji aslında. “Anlık Konuşmayı “başka dile geçirme yapılabilir aslında.
Aslında her şey yeni başlıyor… Hiçbir şey daha bitmedi. Belki de şu anda
içinde bulunduğumuz çağ "cahillik çağı" olarak adlandırılacak ve gelecek
çağlar çok daha akıllı çağlar olacak. "Doğal dil işleme", "Makine
Öğrenmesi" ve "Yapay Zekâ" gibi konulara yoğunlaşmanızı öneririm.
Mutlaka bir icat çıkar.

Samet Utku ÇIĞRI: Yazılımlar


neden Türkçe’ye
çevrilmiyor ?
Mobil programlamaya meraklıyım. Scratch’de iyi olduğum için appinventor
yazılımını kullanıp mobil uygulamalar yapmak istedim. Ama kodların
platformu İngilizce olduğundan yapamadım. Bu kod bloklarını aynı
Scratch’deki gibi Türkçe ’ye çevirecek yazılım yapmak zor mu? Zor değilse
hala neden Türkçe ‘ye çevrilmiyor?
Cevap:
- Şimdi şöyle, yabancıların şöyle bir mantığı var; eğer ben bunu Türkçeye
çevirir isem, Türkçe ile ilgili karşılaşılan bütün sorunlarda da destek
vermem gerekir. Belki de biz böyle düşünmüyoruz ancak onlar öyle
düşünüyor. Farklı programlarda bende soruyorum "Hadi bunu Türkçe ‘ye
çevirelim" diye ancak diyorlar ki "Bizim bir dil politikamız var, önce
İngilizce sonra İspanyolca sonra Çince …." bu şekilde gidiyor. Aslında
Appinventor'ü geliştiren takımda da Türk var ama nedense yapmıyorlar.
Bunun ile ilgili bir çalışma başlatılabilir. Gayet de güzel olur. Ancak şunu
da unutma… Orada çok çok fazla İngilizce yok. Eğer isterseniz sizde
öğrenebilirsiniz.

Mustafa TOPALBEKİROĞLU: 3 boyutlu yazıcılar nasıl çalışır?


Cevap:
- Güzel bir soru… Ben kendi anladığım şekilde anlatacağım. Şimdi farklı
çalışma mekanizmaları var, ancak teknik konulara girmeyeceğim. Şöyle
oluyor; önce sen bir program aracılıyla projeni çiziyorsun. Bu modeli de,
dilimle diyorsun. O makine da modeli kat kat bölüyor ve sana bir şema
çıkarıyor. Sonra diyor ki; şu şu noktalarda, plastiği eriteceğim ve
donduracağım (koordinat gibi düşün) en son çıktısını alıyor. Ucunda
plastik var. “pla” veya “abs” oluyor genelde… O sıcak eritiliyor ve ondan
sonra donuyor ve birleşiyor. En sonunda da platformdan kazıyarak
alıyorsun. Mantığı bu şekilde.

Mert Eren Mutlu: Scratch programını blok kodlu hale nasıl getirmişlerdir?
Cevap:
- Şimdi şöyle; Scratch ilk çıktığı zaman zaten blok programlı olarak çıkıyor.
Altyapısında Google'ın "blockly" adında bir servisi var. Mesela Google
diyor ki; "bunu kullanarak, javascript, python, php gibi dillerde
uygulamalar geliştirebilirsiniz." Esnektir, açık kaynak kodludur,
değiştirebilirdir. Hatta bir geliştiricisi olabiliyorsunuz isterseniz. Sende
istersenBlockly uygulamasını kullanarak kendi scratch tarzı araçları
geliştirebiliyorsun. Bunun için Google ‘un bir sayfası da var. İçerisinde
resimli anlatımlar da var. Buna bakmanızı tavsiye ederim.

Koray Duman: Programlar neden internet olmadan çalışmıyor ?


Tinkercad 3 boyutlu çizim programını okulda kullanmaktayım. Evde
internetim yok ve bu program internet üzerinden çalışıyor. Bu programı
tasarlayanlar neden internetsiz ortamda çalışabilecek şekilde
tasarlamamışlar?
Cevap:
- Çok güzel bir soru… Yapımcı firmada da bir arkadaşım çalışıyor ona da
ileteceğim. Tabi bu önemli bir sorun. Belki de Amerika'da ki insanların
offline olmaması yani sürekli internete bağlı olmasından dolayı öyle
tasarladılar, bu detayı düşünmediler. Aslında bu konuda bir çalışma
başlatılabilir. Yapımcı şirkete de ulaşabiliriz. Bence olması gereken bir
özellik kesinlikle.

Davuthan YILDIRIM: İleriki yıllarda sosyal medya platformları yapay zekadan nasıl
etkilenecek?
Cevap:
- Çok güzel bir soru… Bir kere kesinlikle etkilenecek. Çünkü orada toplanılan
veri anlamlaştırılıyor. Anlamlaştırıldıkça da benim beynimin bir uzantısı
gibi oluyor. Mesela ben orada bir şeylere sinirleniyorum, sosyal ağ bunu
topluyor ve diyor ki; onun öfke haritasını çıkaralım. Bir şeyleri seviyorum,
onları toplayıp sevgi haritasını çıkarıyor, bir şeyler yazıyorum ondan sonra
siliyorum, onları da toplayıp pişmanlık haritasını çıkarıyor. Bunların
bütününü çıkarıyor ve bir süre sonra bizim tüketim alışkanlıklarımızı,
öfkemizi, sevgimizi her şeyimizi yönlendirmeye başlıyor istediği yönde.
Böylece her şeyimizi etkileyecek. Neyi satın alacağımızı, kimi
seveceğimizi,kimden nefret edeceğimizi… Burada şuna dikkat
etmeliyiz,verimiz kesinlikle yurt içinde kalmalı… Eğer yurtdışına giderse ve
yerli sosyal ağları yapamazsak, işler çok kötü olacak. İşte sizler bilişim
çağının en büyük neferleri olacaksınız.Çok çalışmalıyız.Hedefimiz, büyük
Atatürk’ün söylediği “Muasır medeniyete” ulaşmamız için çok
çalışacağız.Aksi taktirde bu yolda sadece piyon oluruz.

Aydın Bilişim Soru Cevap


Sami Yusuf YAMAHAN: Robotlar insanları ele geçirebilir mi ?
Cevap:
- Şimdi şöyle aslında… Bizim önemsememiz gereken konu şu, yapay zeka
geliştikçe, biz anlamsızlaşıyoruz. En önemli başlık bu. Belki de 50 yıl sonra
bu soru bir robota sorulacak ve belki de çok daha iyi bir cevap alacak.
Dolayısı ile bizim anlamsızlaşmamızı iyi okumamız lazım. Gerçekten belki
de o zaman, hiçbir şey yapmasalar bile, biz anlamsızlaşınca yok olmuş
olacağız. Dolayısı ile bizim sürekli kendimizi de geliştirmemiz gerekiyor. 2.
si ; belki de bir savaş çıkarsa, orada robotlar bu görev için kullanılabilecek.
Çünkü her yeni savaşta, yeni teknolojiler de kullanılıyor. Özellikle dünya
savaşlarında... Bizim ne yapmamız lazım? İnsanların beynini keşfetmesi
lazım, kendimizi daha iyi anlamamız lazım. Sonuçta o robotları biz
yapıyoruz. Onların bizden daha iyi olması aslında çok trajik bir durum.

VEDAT PORTAKAL: Hangi siteler üzerinden kodlama yapabilirim ?


Cevap:
- Bunun için ilk akla gelen site; "www.code.org", onun dışında, MIT'nin
"scratch" ve "Appinverntor" Bunun dışında "TreeHouse" adında bir site
var, "Code academy" var. Bunun dışında yerli olarak "scode" var. Bu
araçları tavsiye ederim.

Tuğbanaz Salman: Bilgisayar oyunu yapmak istiyorum. Nereden başlamalıyım?


Cevap:
- Şimdi şöyle; bunun birkaç tane alt başlığı var. Birincisi, oyun yaparken
kafanda bir senaryo canlandırman lazım. İkincisi, senaryonu
oluşturduktan sonra ,biraz da tasarımsal anlamda bakman lazım. Oyun
karakterleri kötü olsa, hiç kimsenin ilgisini çekmez değil mi? Bu çokönemli.
Bunları aklımızda tutuyoruz. Onun dışında ilk Scratch ile başlanılabilir.
Bunlarda basit olarak bir şey yapmaya başladıktan sonra ,belki de liseye
doğru "Unity" dediğimiz oyun motoruna geçebilirsiniz. Oyun motorları
bizim oyunları daha hızlı yapmamızı sağlayan araçlardır. İçerisinde hazır
kalıplar vardır.

Saadet KINSIZ: Web sitesine milyonlarca kişi aynı anda nasıl bağlanabiliyor?
Cevap:
- Şimdi şöyle düşün… Bir yerde sen güvenlik görevlisisin ve insanlar sürekli
oradan gelip geçiyor. Sende bakıyorsun diyorsun ki günde 10 kişi geliyor
geçiyor. Bana bir kapı yeter. Günde 100 kişi gelmeye başladığında 2,3 kapı
daha koymaya başlıyorsun. Belki de günde 1000 kişi oradan geçince 10
kapı koyuyorsun. Aynı bunun gibi… internet sitesine ne kadar insan gidip
gelirse, ona göre de internet siteleri bu trafiği sunuculara yani özel
bilgisayarlara dağıtıyorlar. Tabii bir anda beklenmeyen bir gelme
olduğunda (biz buna, ddos saldırısı diyoruz) site çökebiliyor. Ancak
genelde senin, gelen insanları, farklı kapılara yönlendirmen gibi
kullanıcıları da farklı sunuculara yönlendiriyor.

Güldeniz BARIN: Sizce F Klavye kullanma amacına uygun hizmet ediyor mu?
Cevap:
- Aslında şöyle burada karışık bir durum var. Bir andan baktığımızda F klavye
Türkçeye göre hazırlandığı için, gerçekten kullanmaya başlandığında daha
hızlı kullanılabiliyor. Bende Q kullanıyorum ama öyle olduğu biliniyor.
Çünkü zihnimizi harflere daha rahat döküyor, dilimiz Türkçe olduğu için.
Ancak diğer taraftan da internet ve bilişim çok uluslararası bir kavram.
Bütün dünyanın sahip olduğu bir şey. Dolayısı ile burada belki de tüm
dünyanın ortak bir klavye kullanması anlamlı olabilir. 2 tane görüş var ve
bu 2 görüş arasında iki tarafından haklı yanları var. Ancak ben kamu
tarafında çok kullanıldığını düşünmüyorum. Çünkü kamuda bilgisayar
bilgisi de o kadar iyi değil zaten. Zamanla olur, özellikle sizler, bilgisayarın
ve teknolojinin içine doğan nesiller bunun belirleyicisi olabilirler. Sizin bu
konularda her 2 tarafında görüşlerini dinleyip kafa yormanız ve bir sonuç
çıkarmanız gerekiyor.

Zeynep İlbasan: Ekran kartı ne işe yarar?


Cevap:
- Ekran kartları görüntünün oluşmasını sağlıyor. Ayrıca şunu da biliyoruz ki;
ekran kartının kalitesine bağlı olarak ekrandaki görüntünün kalitesi de
etkileniyor. Yani bir bilgisayarın içerisinde Ana kart var, işlemci var,
REM'ler var… Bunlar bilgisayar ile ilgili farklı işlemlerin gerçekleşmesini
sağlıyor. Ekran kartının ana özelliği görüntüdür. Birde şunu bilmekte fayda
var. Bu ekran kartlarının içerisinde hafıza gibi bir şey var ve bu hafıza
sayesinde bilgisayarlar görüntüyü o an kaydetmiyor. O kendi hafızasında
tutup ekrana veriyor. Kısaca böyle diyebiliriz. Tabii malzeme teknolojisi
geliştikçe ekran kartları da iyileşiyor, daha iyi görüntüler alıyoruz. (Ancak
ekran kartının iyi sonuç verip vermemesi monitöre de bağlı olabiliyor.)

Zekeriya : Monitör nasıl görüntü verir?


Cevap:
- Bu aslında bizim görüntü işleme dediğimiz şey… Yani görüntü küçük
piksellerden oluşuyor, piksellerin her birinin rengine göre bir numarası var
(0:255 arasında). Her rengin bir numarası var ya ekranda aslında bu
numaraları ekrana yazıyoruz ve o numaralar birleşiyor. Yani şu an
kitabınızın arka planı beyaz değil mi? Ancak beyazın rengi belli olmasına
rağmen milyonlarca piksel var. Bu milyonlarca piksellerin hepsine beyaz,
beyaz, beyaz yazıyor ve tam yazıya geldiğinde ,siyah yazarak biraz yukarı
çıktığında başlığa gelince biraz daha koyu bir siyah veriyor. Böylece bunlar
birleşip görüntü oluşuyor. Ancak bunlar çok hızlı olduğu için gözümüz
algılayamıyor. Belki merakınız varsa bu konu ile ilgili Youtube üzerinden
bu konuyla alakalı videolar izleyebilirsiniz.

Yasin Cakir: Bilgisayar oyunları nasıl üretilir?


Cevap:
- Şöyle; bilgisayar oyunları dediğimiz şeyler aslında programlar. Örneğin
şöyle bir şey şöyleyeyim, ben bir matematik programı yazacağım.
Diyeceğim ki, bu matematik programında girilen her sayıyı, beşle
toplayıpekrana yazdırsın. Sonra siz bir sayı gireceksiniz ve o sayıyı beşle
toplayıp ekrana yazdıracak. Buda küçük bir oyun değil mi? Bu çok basit bir
oyun… Ancak bunu çok büyük düşün… Aslında bilgisayar oyunları
dediğimiz şeyler programlar. Ancak içerisinde bilinmeyenler olup, o
bilinmeyenleri kullanıcının çözdüğü programlar. Dolayısı ile bilgisayar
oyunu yazmakta bunun dışında bir şey yok. Peki bunun için özel bazı şeyler
var mı? Evet, oyun motorları denilen şeyler var. Mesela bunların başında
"Unity" dediğimiz motor geliyor. İnternetten Unity'e bakabilirsiniz. Eğer
sen bir oyun geliştirmek istersen ,oyun motorları sana örnek bir gökyüzü,
örnek bir karakter, örnek bir sandık bir bilgisayar çizimlerini sunar. Yani
kolaylık sağlar. Sizde isterseniz bu programlardan faydalana bilirsiniz.

Tugba Kaya: Bilgisayar ekranı neden küçük karelerden oluşuyor?


Cevap:
- Biz bu küçük karelere piksel adını veriyoruz. Piksellerden oluşmasının
sebebi şu; görüntülerin yazılıma çevrilirken o karelerin renk kodlarına göre
çevrilmesidir. Mesela diyor ki bu kare 225, 225 neye denk geliyor atıyorum
siyaha o renkteki pikseli oraya tak diye koyuyor. Ekranda gördüğümüz her
görüntünün bir renk kodu var ve bilgisayar o renk kodlarını ekrana
gösteriyor. O renkler birleşince siz bir görüntü görüyorsunuz. Hatta
photoshop'ta da, o resimlerdeki renk kodları değiştirilerek, aslında orada
olmayan bir görüntüyü varmış gibi gösteriyor.

Esmanur Genc: Bellekler nasıl fotoğraf veya başka bir şey saklarlar?
Cevap:
- Şimdi bilgisayarlar bilgiyi nasıl saklıyor? Bu aslında insanlarda olduğu gibi…
Hafızamızda yer var. Mesela ben size diyorum ki aklınızdan bir sayı tutun.
Aklından sayı tuttun "4" sonra bir tane daha tuttun "5" sonrada ikisini
topladığınız da dediğimde hemen hafızandan 4 sayısını getiriyorsun değil
mi? Bilgisayarda da böyle bellekler var ( bellek bunların depolama
alanları). Bilgileri bu kutulara koyuyorsun. İçerişinde zaten satarken kaç
tane kutu olduğunu söylüyorlar. Bilgisayarın (örneğin 1TB 500GB gibi) o
dosyanın ne kadar kutu kaplayacağını söylüyorlar. Bu şekilde bunları
saklıyorlar. Virüs ne yapıyor? Mesela bazen girip onların hepsini siliyor.
Ayni insana bazen virüs bulaşır gibi veya hastalık bulaşır gibi. Nasıl Bazı
hastalıklarda hafızada sıkıntı yaşıyorsa öyle düşünebiliriz. Bu şekilde
hafızasında tutuyor.

Selin Kalkici: Instagram’ da ileti gönderme nasıl gönderiliyor, reklam nasıl veriliyor?
Cevap:
- İleti göndermenin mantığı basit… Basıyorsun ve Instagram'ın Amerika'daki
sunucusunda tak diye kaydediliyor. Daha sonra bu sunucu diyor ki , bu
fotoğrafı şu anahtara sahip olanlar (yani gönderilen
kişiler)görebilir…Gelelim reklam vermeye; reklam verme işi biraz karışık…
Reklam nasıl veriliyor? İlk önce hesabını sayfaya çeviriyorsun (yani
kişiselden çıkarıp kurumsal yapıyorsun). Ondan sonra diyor ki, bir
gönderin olunca bu gönderiyi öne çıkar.Parasal olarak ne kadarlık? 10
liralık 20 liralık… Burada kitle seçiyorsun… Eğer Facebook üzerinden
reklam veriyorsan; diyorsun ki, "Aydın’da yaşayan 18:25 yaş arası
erkeklere şu reklamı göster" bunu da Instagram ‘ın üzerinden olan kişilere
gösteriyor.

Rabia Duru: Hoparlörde sesin cızırtılı ve yankılı çıkması nasıl oluyor?


Cevap:
- Şimdi ben şunu biliyordum… Hoparlörün yanına, başka bir manyetik alanı
olan cisim konulunca (cep telefonu, Bilgisayar) ondan etkilenerek
bozulabiliyor. Onun dışında şunu da öğrendim, bir prize takıyoruz ya,
bunao prizin topraklaması da etkiliymiş. Veya bazı bilgisayar oyunlarında
oyun açılırken oluyormuş. Çünkü bilgisayar oyunu açılırken kullanacağı ses
kartında bir sıkıntı olabiliyormuş. Hoparlördeki cızırtı sorunu genellikle
bunlardan dolayı olabiliyor.

Nesim Duru: Bilgisayara virüs bulaşması nasıl bir şey, nasıl kaldırılır?
Cevap:
- Şöyle; virüs dediğimiz şeyi, bir insana hastalıkta bulaşan virüs olarak
düşünebiliriz. Mesela hastalanınca ne oluyor; virüs bulaşmış oluyor ve
vücudumuz düzgün çalışmamaya başlıyor. Örneğin normalde başımız
ağrımaması gerekirken, başımız ağrıyor, midemiz bulanmaması
gerekirken, midemiz bulanıyor gibi. Bilgisayarda da böyle. Virüs dediğimiz
şey aslında bir program. Hani faydalı programlar var ya bunlar zararlı
programlar. Yani normal bilgisayarın işleyişini bozan bir program. Onu
bilgisayar bilmediği için eğer anti-virüs yoksa normal bir program gibi
düşünüyor ve bir anda yüklüyor. Nasıl kaldırılıyor; hani hastalanınca ilaç
alırız ya onun gibi düşünülebilir. Bilgisayara da virüs bulaşınca anti-virüs
programları kuruyoruz. Anti-virüs tarıyor bakıyor ki nerelerde sıkıntı var.
Sonra diyor ki şurada bir sıkıntı var ve hemen onu değiştiriyor.

Nazar Duru: İndirdiğimiz oyunlar virüse yol açar mı?


Cevap:
- Eğer bilgisayar oyununu sen orijinal sitesinden veya "steam", "origin" gibi
yerlerden indirirsen bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Ancak bazı
bilgisayar oyunları ücretlidir ve bazı internet siteleri de derki ben sana bu
internet sitesini ücretsiz olarak verebilirim. Ancak indirdiğinde küçük
dosyalar da indirir bilgisayarına ve bu küçük dosyalar ile senin bilgisayarını
zombi bilgisayar yapar. Ne demek zombi bilgisayar; şöyle, senin haberin
olmadan bazı internet sitelerine tıklar. Bu internet siteleri de zararlı
internet siteleri de olabilir, suç barındıran internet siteleri de olabilir.
Crack dediğimiz programları kullanırsan (yani ücretli oyunları ücretsiz
yapan) bu risk her zaman var. Bu tıklamalar sonucunda senin başın belaya
da girebilir, bir suçta işliyor olabilirsin. O yüzden bir oyun indireceksen,
mümkünse "Steam" denilen yerlerden veya kendi orijinal sitesinden
indirmelisin.
Musa Akis: Youtube kanallarına abone olmanın sakıncaları var mıdır?
Cevap:
Şöyle; gerçekten önemli bir konu… Öncelikle, genellikle 10-15 yaş aralığındaki
çocuklara "Neden youtuber olmak istiyorsun" dediğimde 2 tane şey
söylüyorlar. Bir, çok para kazanmak için, iki, ünlü olmak için. Şimdi şöyle
anlatmaya çalışayım.Ünlü olmak isteyen ve para kazanmak isteyen insanlar
ne yazık ki; bazen yıllar sonra, yaptıkları çekimleri izlediklerinde, çok
utanacağı şeyler yapmış olabiliyorlar.. Bu kanallara abone olanlar da
bunlardan etkilenebiliyor. Bazen de sırf insanları korkutmak için, kendilerine
zarar veren şeyleri o kanallara yükleyebiliyorlar. Dolayısı ile benim sana
tavsiyem, sadece bilgilendiğin ve faydalı bilgiler olduğu bilinen , bir şeyler
öğrendiğin kanallara abone olman. İnsanların birbirine saygısızlık ettiği,
küfrettiği veya sadece oyun oynayan kanallara abone olman, size hiçbir şey
kazandırmaz.
Muhammet gezer: Bilgisayardan uyduya bağlanılır mi nasıl bağlanılır?
Cevap:
- Bilgisayar ekranından uydudan gelen yayını izleyebilir miyiz gibi algıladım
soruyu. Bende hiç düşünmemiştim bu konuda, ancak biraz araştırıca şunu
gördüm; evet bağlanılabiliyor. Bu bilgisayar ekranından bazı ayarlar
yapılarak uyduya başlanılıyormuş. Bunun ile ilgili bir video Youtube'da var.
Tıpkı televizyon ekranı gibi… Girişlerini kullanarak (arada da bir araç var)
uyduya bağlanılabiliyor. Ancak dediğim gibi örneği varmış, yanı
bağlanılabiliyormuş.
Kübra Özkaya: Bilgisayardan fotoğraf çekerken görüntü nasıl karsı tarafa yansıyor ?
Cevap:
- Şimdi şöyle… Bu konunun arkasında bizim çok iyi bildiğimiz bir şey var
"Kendi gözümüz…" Gözümüzü düşün, saniyede kaç tane fotoğraf çekiyor
değil mi ? Çok fazla fotoğraf çekerek onları birleştiriyorsun. Aslında
teknoloji doğayı yani insanı taklit eder. Dolayısı ile böyle çalışıyor. Ne
oluyor; ışık enerjisini, elektrik enerjisine çeviriyor kameralar ve o görüntü
işleme ile videoya dönüştürüyor. Tabi görüntü işleme ile. Ancak şunu asla
unutma… Her zaman doğayı taklit ediyoruz ve en iyi kamera da bizim
gözümüz.
Irmak Tunc: Bilgisayardan nasıl birden fazla uygulamayı çalıştırabiliriz?
Cevap:
- Nasıl çalıştığını merak ettin galiba… Şöyle söyleyeyim; şimdi ben bu soruya
cevap veriyorum, aynı zamanda da bilgisayarın aynı anda nasıl
uygulamalar çalıştırdığını düşünüyorum, aynı zamanda yazıyorum, ancak
bunların hepsini yaparken bana deseniz ki "Buğra Bey bir tane matematik
sorusu soracağım" onu da aynı anda cevaplayamam mesela. Şöyle;
bilgisayarlar da bizim gibi belli bir RAM'i var. Orada diyor ki benim hafızam
bu, ben aynı zamanda on tane uygulamayı çalıştırırım. Ancak 11 tane 13
tane getirirsen çalıştıramam. Bunun gibi, aynı insan gibi düşün. O RAM'leri
sayesinde farklı uygulamaları çalıştırabiliyor. Belli bir geçici hafızasında.
Ancak onu açtığında, donmaya, biraz çocukların tabiriyle kasmaya
başlıyor.

Irmak Sarı: CD’deki filmleri bilgisayar nasıl tanıyıp açıyor?


Cevap:
- Çok güzel bir soru öncelikle. Bende bir daha göz attım. Şimdi bu CD de 5
tane katman var. Farklı farklı; "etiket katmanı", "veri katmanı", "yansıtıcı
katman" gibi katmanlar var (bunlara çok girmiyorum). CD dönerken; bir
tane iğne var, o iğneden çıkan lazer veri katmanındaki verileri okuyarak, o
bilgileri bilgisayara aktarıyor. Yani çalışma şekli basit olarak bu. Bu etiket
kısmında o CD’nin içindeki şey yazılı yani, bazen CD'yi takar takmaz onu
müzik olarak algılıyor ya o da etiket katmanında yazılı oluyor.

Hüsnanur kaya: Fotomontaj nasıl yapılır?


Cevap:
- Şimdi öncelikle pixel denilen kavramı öğrenmemiz lazım. Pixel, bilgisayar
ekranındaki görüntünün en küçük halidir. Mesela bir bilgisayar
ortamındaki resmi çok yaklaştırır isek, karelerden oluştuğunu görebiliriz.
Pixelleri programlar sayesinde değiştirdiğimiz zaman, fotomontaj yapmış
oluyoruz. Genel olarak böyle tanımlayabiliriz. Pixel kavramı da Türkçeye
"gözek" olarak çevrilmiştir bilgilerinize.

Havin Sasti: Ünlülere internetten nasıl ulaşıp iletişime geçebiliriz?


Cevap:
Öncelikle bunun için genel bir cevap yok, ancak genellikle ünlüler twitter
kullanıyor, instagram kullanıyor. İnstagram’da bir hikaye paylaştıklarında
hikayeye cevap verebilirsin. Veya twitterde adlarında tıklayarak bir cevap
atabilirsin. Bu şekilde ulaşabilirsin. Genellikle Facebook'tan ulaşmak zor
oluyor. Ancak Insagram hikâye üzerinden veya Twiter'dan ulaşabilirsin.
Ancak her ünlü bunu cevaplayacak diye bir şey diyemem. Youtube
ünlülerinin Youtube kanallarında çok trafik oluyor ancak diğer sosyal
ağlardan ulaşmak daha kolay.

Ercan İlbasan: Aydın'dan Adana'ya Facebook'tan mesaj nasıl gönderiliyor?


Cevap:
- Aslında şöyle; attığın mesaj Adana'ya gitmiyor. Aydın'dan Amerika'ya veya
Avrupa'ya veya Facebook'un sunucusu neredeyse oraya gidiyor, oradan
Adana'ya gidiyor. Yani aslında yurtdışından belki de çok uzun bir yol
üzerinden gidiyor. Nasıl bu kadar hızlı oluyor? Mesela sen bilgisayarına bir
dosya aç dediğinde, tık diye açılıyor ya, aynı şekilde burada da
Facebook'un sunucuları var. Bunlar da genellikle RAM kullanıyor. Bu
RAM'ler üzerinden işlemler gerçekleşiyor. Son derece hızlı oluyor. Sizin
bilgisayarınızda da nasıl tık diye açılıyorsa onun gibi düşünebilirsiniz. Bir
makine var orada… Oraya tıklamış gibi düşünebiliriz. Ancak önce
Facebook'un merkezine gidiyor dediğim gibi… Hatta bir inceleniyor,
içerisinde suç barındıran bir şey var mı diye. Yoksa Adana’ya seçtiğin kişiye
gönderiliyor.
Elanur kirik: Bilgisayardan nasıl müzik indiririz?
Cevap:
- Ben bunu 2 şekilde düşünüyorum. 1-Bilgisayardaki bir müziği flash belleğe
veya telefonumuza nasıl atabiliriz diye, 2- İnternette ki bir müziği nasıl
bilgisayarlarımıza indirebiliriz diye... Şimdi müzik dosyaları genellikle mp3
denilen formatta oluyor. Bu mp3 formatı dediğimiz format şu; her şeyin
bir formatı var bilgisayarda ki bir resmin veya videonun uzantısı var
bilgisayarın anlaması için. Bunu ne yapıyoruz bilgisayardan telefona
atarken; bilgisayarımızın hafızasından sürükleyip, telefonumuzun
hafızasına bırakıyoruz. Yani bilgisayarımızın hafızasında bir yer var.
Telefonumuzun hafızasında da bir boşluk var ise, sürüklediğimizde
telefonda diyor ki "evet burada bir yer var bu dosyayı buraya
depolayabilirsin. Müzik olduğunu da sonundaki ".mp3" yazısından anlıyor.
Cihan Duru: Bilgisayar çağı nedir?
Cevap:
- Şöyle… Bu konu karmaşık ve tartışmalı bir konudur. Bilgisayar çağındayız,
evet ama kimisi de diyor ki, bilgisayarlardan dolayı biz cahillik çağını
yaşıyoruz. Çok bir şey yapmıyoruz… Kimi buna bilgi çağı diyor, kimi bilgi
çağını da geçtik başka bir çağa geliyoruz diyor, dijital çağ diyorlar. Bunlar
değişebilir, ancak bilgisayar çağından kastedilen şey şu; bilgisayarlar, bizim
hem ticari işlerimizi, hem de sosyal ilişkilerimizin hepsini etkilediği
için,bütün dünyadan bilim adamları diyor ki bu çağa” bilgisayar çağı
“diyelim. Yani bilgisayar çağı denmesinin nedeni bütün işleyişi
etkilemesidir. Ancak burada önemli olan şey şu; bilgisayarlar yavaş yavaş,
düşünmeye de başlıyorlar yapay zeka ile. Biz burada nereye gideceğiz.
Belki de robot çağına doğru geçeceğiz.
Cansu Şaştı: O kadar küçük aletlere nasıl o kadar büyük bilgiler sığıyor?
Cevap:
- Bunu da şöyle düşünebiliriz,bize göre küçük olabilir… Biz belki de onu bir
bardakla, şişe gibi nesnelerle kıyaslıyoruz. Ancak onun içine
yaklaştığımızda orada bir hafıza var. Ve o malzeme, teknolojisi çok
gelişmiş…O malzeme teknolojinin içerisinde, “nano” dediğimiz çok küçük
ölçeklerde bu bilgiyi saklamak mümkün. Bu şekilde yapılıyor. Belki ilerde
çok daha fazla gelişecek ve şunu diyeceğiz belki de, " 2017 yılındaki
kullanılan flash bellekler ne kadar büyükmüş". Bu bir kerede olmadı tabii
ki de… Bundan bir 50 yıl önce çok büyüktü bilgisayarlar.İlk bilgisayarın oda
büyüklüğünde olduğu söylenir. Şu anda onların fotoğrafına bakınca komik
geliyor ancak belki de ileride de biz flash belleklere baktığımızdabize de
komik gelecek.
Büşra Özkaya: İnternet bütün video resim ve her şeyi nasıl kapsayabiliyor?
Cevap:
- Güzel bir soru… İnsan, ciddi anlamda merak ediyor, nasıl o kadar bilgi
sığıyor diye. Şimdi şöyle düşün; siz 1 tane gömlek aldınız, evde 1 tane
dolaba koydun… 100 tane daha aldın 100 tane daha dolaba koydun. 100
tane daha aldın o dolap tek yetmedi yanında başka bir dolap daha aldın,
her gün 100 tane gömlek alıyorsun ve dolaplar git gide artıyor haliyledeğil
mi ? İşte internette de bilgiler arttıkça bu bilgiler sunucu adını verdiğimiz
makinelere koyuluyor. Mesela Facebook'un Amerika'da ve Kanada'da
sunucu tarlaları var. Artık o kadar çok arttı ki her gün tırlarla sunucu
geliyor. Tabii bu gerçekten merak ediliyor. Bundan 10 yıl sonra bu nereye
doğru gidecek? Belki de şöyle olacak… Biz verilerimizi daha çok
anlamlandırmaya başlayacağız. Daha iyi sıkıştırma mekanizmaları
oluşturacağız. Ancak sorduğun sorunun 50 yıl sonra cevabının ne olacağı
bilinmiyor. Şu anda tarlalarca sunucu Dünya'ya yayılıyor. Google ‘un
neredeysesunucu adası var ve bu şekilde gidiyor, bakalım ne olacak.
Ali Efe Coşkun: Facebook’ta iletişim olayı nasıl gerçekleşiyor?
Cevap:
- Bu iletişimden bahsettiği şey, mesajlaşma mı diye düşünüyorum. Bu
eskiden beri olan bir şey aslında. Şöyle oluyor; sen mesajını bir kutuya
bıraktığını düşün, senin kutu numaran belli, üstünde de bir anahtar var. O
anahtara sahip olan kişi de belli… O kişi geliyor o anahtarı kullanarak
mesajını okuyor. Whats App’da da belirli bir şifreleme var ve sadece
şifreleri uyuşanlar mesajı görebiliyor.
Aleyna Özkaya: Bilgisayar kastı ne demek, nasıl engellenir ?
Cevap:
- Bilgisayarın kasması demek bilgisayarın donması demektir. Mesela şöyle
düşünebiliriz; ben size diyorum ki aklından bir sayı tut "3", bir tane daha
tut "4" bir tane daha tut "7" bir tane daha bir tane... diye giderken
diyorsun ki ya artık yeter tutamıyorum aklımda, çünkü bir anda hafıza
doluyor değil mi. İşte bilgisayarda da böyle. Bilgisayarın da bir geçici
belleği var, biz ona RAM diyoruz. Bilgisayara aslında sürekli şunu yap ,aynı
anda şunu da yap, şunu da yap dedikçe, bilgisayarın geçici hafızası doluyor
ve bilgisayar donmaya başlıyor. Mesela oyunlarda neden kasıyor; çünkü
bazı oyunlarda çok ekstra bir hem görüntü, hem işlemde bir sürü bilgi
birikiyor ve en sonunda çok yoğunluk olunca bilgisayar bunu kaldıramıyor
ve yavaşlıyor. Biz bu durum yaşanınca bilgisayar kastı diyoruz.

Abdülkadir Kaya: CD’siz, belleksiz format atılır mı?


Cevap:
- Şimdi… Belleksiz format atılıyor mu? Bende çok yapmamıştım ama baktım
sen sorunca, tahmin ettiğim gibiymiş. Şimdi format dediğimiz şey
bilgisayardaki bilgilerin hepsini silip, işletim sistemini yeniden
yüklemektir. Şöyle oluyor araştırdığım kadarıyla… Kendi sabit diskinde bir
tane yükleme alanı oluşuyor, bunun ile ilgili internette videolar var. Ve
ancak buradan yükleniyor. Ancak bu biraz karışık bir işlem, çoğu kişiye
sıkıntı çıkarmış. Genellikle bu şekilde yapılıyor. USB’den veya CD’den
format atıyorsun. Ancak onarma ve sistemi geri getirme yöntemlerini de
düşünebilirsin, günümüzde çok geliştiler.

İlayda Şen:Çocuklar için elektronik eşyalar laptop, bilgisayar gibi şeyler nasıl üretiliyor?
Cevap:
- Şimdi şöyle; teknoloji firmaları ve diğer firmalar (yemek firmaları gibi)
çocukların çok önemli bir aktör olduklarını biliyor. Mesela bir aile yemeğe
gideceği zaman, çocuk oyun alanı var mı ? diye bakıyorlar ve belki ona göre
tercihini yapıyor. Çocuk belirleyici oluyor. Veya benzer bir şekilde laptop
alacağı zaman aile, ürünün firmasının çocuklara özel bir ürününün olup
olmaması, satın almada etkili olabiliyor. Dolayısı ile burada firmalar
çocuklardan geri bildirim alıyor. Yani çocuklar da test ediyor, çocukları da
gözlemliyor, anlamaya çalışıyor, bunun için uzmanlar çalıştırıyor ve
çocukların isteklerine göre bunlar yapılıyor. Dolayısıyla o ürünlerin en iyi
nasıl olacağını bilen sizlersiniz. Markalar aslında size danışıyor ve fikir
alıyor bunun sonucunda da ürünlerini tasarlıyor. Çünkü çocuklar için ürün
tasarlamak onlar için çok önemli.
Eray Çelik:Teknoloji nasıl süreçlerden geçip günümüzdeki seviyeye geldi?
Cevap:
- Aslında bu sorununcevabı çok uzun… Belki de üzerine kitap bile
yazılabilecek kadar geniş. Ancak birkaç tane şey söylemem lazım; öncelikle
milattan önce 3000 yılından bu zamana kadar gelen bin yıllar süren bir
süreçten bahsediyoruz. Bu binlerce yıllık süreçte, birçok insan teknolojinin
gelinmesinde katkı sağlıyor. Ancak bunların ortak bir özelliği var; bu ortak
özellikleri siyah saçlı olmaları, mavi gözlü olmaları veya Türk olmaları değil,
meraklı olmaları, çevresini iyi gözlemleyebilmeleri ve çalışkan olmalarıdır.
Dolayısı ile teknoloji bu insanların ortak yaptığı bir yemek, bir pasta olarak
düşünülebilir. Sizde içinizdeki merakı, çevrenizi gözlemleme isteğini
sürdürürseniz, sizde teknolojiye değer katan o süreçleri devam ettiren
insanlardan olabilirsiniz. Ve bununla beraber birçok şey daha
geliştirilemedi. Tüm icatlar bitti diye düşünmeyiniz. Son 100 yılda birçok
icat gelişti… Cep telefonundan tut, kredi kartına kadar. Daha çok yol var…
Umarım sizde burada önemli kişilerden birisi olursunuz.
Umruman Aktaş: Akıllı telefonlardaki anlık fotoğraf ,video paylaşımı nasıl
gerçekleşiyor?
Cevap:
- Aslında anlık derken birkaç saniyede gidiyor. Normalden daha iyi çalışması
için bunlara atanmış sunucular var. Yani söyle düşünülebiliriz, bir
bilgisayar var ve o bilgisayarın kullanılmak istenen amaca göre, işlemcisi
gibi parçaları şekillendirilir değil mi? Bunlara sunucu deniliyor. Medya
sunucuları dediğimiz, medyaya özel sunucular kullanılıyor burada. Ancak
yine de birkaç saniye veya salisede gidiyor. Parça teknolojisi geliştikçe, bu
süre git gide hızlanır büyük ihtimalle. Eğer bu konular ile ilginiz varsa,
malzeme teknolojisine kafa yormanızı tavsiye ederim. Belki sizin yaptığınız
bir yazılımın karşısında buğun ki yazılımlar çok yavaş kalır
Metehan Altın: Akıllı telefonlar şu an çok ince, peki ilerde şeffaf olabilir mi?
Cevap:
- Çok güzel bir soru; evet olabilir muhtemelen olacak da zaten. Bunlar
malzeme teknolojisi ile alakalı buna da bakmamız gerekiyor. Eğer olursa
bazı şeyler değişecek değil mi? Belki de masaya tasarımsal anlamda uyan
telefonlar geliştirilecek, tasarım kültürümüz değişecek veya başka benzer
gelişmeler olacak. Dolayısı ile, evet olabilir. Malzeme teknolojisi ile
mümkün, oraya doğru bir gidiş var. Bunun ile ilgili hayal kurmaya devam
etmeliyiz. Sizde hayallerinizi blog olarak yazabilirsiniz.
Enes Duran: Yapay zekâ geleceğimiz için tehlike oluşturur mu?
Cevap:
- Elbette oluşturabilir, burada önemli olan şu; yapay zekâ ile insan
anlamsızlaşıyor mu? Yani şöyle düşün, bugün mesela internetten bir
elektronik liglerden (e-spor) bir maç izliyorsun ancak belki de gelecekte
bunları robotlar oynayacak ve bizde onları izleyeceğiz. Bu sefer o iyi
oyuncular anlamsızlaşacak. İnsanın anlamsızlaşmasına biraz
yoğunlaşmamız lazım. Öyleyse bizim de insan beynine biraz daha
odaklanmamız lazım. Kendimizi geliştirmemiz lazım. Belki de yapay zekâ
öyle bir noktaya gelecek ki şunu diyeceğiz, "Şunun altındaki insanlar ilkel
insan" "Şunun üstündeki insanlar gelişmiş" insan gibi. Belli olmaz belki de
bu yapay zekâ insanlarda bir gelişme başlatır. Aksi taktirde insanlar için
tehlike oluşturacak.
Yusuf Emre Haşin: Google a yazdığımız şeylerin cevaplarını kim veriyor?
Cevap:
- Şöyle düşünelim, Google yaklaşık 20 yıldır var.Tabii ilk başta kullanıcıdan
çok fazla veri almıyordu. Biraz kendi algoritması önemliydi, yani bir zekası
vardı. Sitelerin sıralamasını bir yerden alıyordu, ona göre anahtar
kelimeler alıyordu ve gerçekten sonuçlar kötüydü bundan 15 yıl önce.
Sonra şunu fark etti; ben kullanıcıdan alırım veriyi. Mesela 10 kişi "Gökalp"
diye arattığında, Ankara'da yaşayan birini tıklıyorsa önce onu üst sırada
çıkarmalıyım diyor. Dolayısı ile Google artık bizden aldığı cevapları yine
bize veriyor. Yani sizden, benden aldığı cevabı babanıza,
kardeşinize,annenize veriyor. Ve böylece aslında şu anki Google
cevaplarını bizler veriyoruz. Ancak farklı olarak, bazı filtreler kullanıyor;
eğer içerisinde yasa dışı veya zararlı bilgi barındıran siteler varsa alt
sıralara atıyor.
Cecile Kara: Yapay zekâ ile üretilen robotlar gelecekte bizden daha zeki olabilir mi?
Cevap:
- Şöyle, zaten şu anda Google ‘un Apple'ın "siri" gibi projelerinin zekâları
belli bir rakamla ifade edilebiliyor. Bunlar git gide artacak. Tabii bizden
derken, belki sizden daha zeki olamayacak. Ancak başkasından zeki
olabilecek. Bu soru aslında bize şunu da ifade ediyor. İnsanlar ileride daha
zeki olmak zorunda olacak mı? Bu sorunun cevabını biz hep beraber
vereceğiz. Eğer gerçekten beynimizin üzerine çalışamazsak, git gide
tembelleşirsek, körelirsek çok rahatlıkla robotlar bizden zeki olacak. Ancak
aksine bizde beynimizi keşfedersek, hayal gücümüzü keşfedersek, yine
üstünlük insanlarda kalacaktır.
Adıyaman Bilişim Soru Cevap

Mehmet Sinan Yıldırım : Sosyal ağ ne demektir? Ne işe yarar ?


Cevap:
- Aslında sosyal ağ dediğimiz yapı basit… Bir profil var ve orada kendini
gösteriyorsun. Nasıl gündelik hayatta dışarı çıktığında giyiniyorsun, saçını
tarıyorsun, gözlüğünü takıyorsun bunun aynısı da internette yapıyorsun.
Ne işe yarar dediğinde ise söyle düşünelim; günlük hayatta ne yapıyorsun,
insanlarla konuşuyorsun değil mi, sosyal ağlarda ise insanlarla
mesajlaşıyorsun. Mesela günlük hayatında güzel bir durum oldu, onu
arkadaşlarına söylüyorsun ya, aynısı sosyal ağlar içinde geçerli. Yani
normal sosyal hayatta yaptığımız hareketleri, sanki orada makinenin
içinde biri varmış gibi ve o makinede paylaşıyormuş gibi. Ancak bazıları ne
yapıyor, normal hayatta olmayan şeyleri orada yapıyor. Yani normalde hiç
çalışkan değil, tembel, ancak sosyal ağlarda çalışkan olduğunu yazıyor ve
insanları kandırmaya çalışıyor. Biz sosyal ağlarda olabileceği kadar nasılsak
öyle göstererek kullanmamız gerekiyor.

İlkay TAMUR : İnternet nedir?


Cevap:
- Şöyle izah edeyim… Bir bilgisayar ağı öncelikle. Bilgisayar ağı nedir;
bilgisayarların birbirine bağlı olduğu bir sistem. Yani zaten bilgisayarların
gelişmesi internetin gelişmesi ile ortaya çıkıyor. İnterneti farklı kılan nedir?
interneti sizin babanız, anneniz, kardeşiniz, herkes kullanabilir. Her biri
farklı amaçlar ile kullanılır. Dolayısı ile internetin ana bir amacı yoktur.
Ancak neler vardır, ticari amaçları vardır, belli şirketler burada kurulup
ürün satabilirler. Sosyal ağlar vardır, burada insanlar bilgilerini
paylaşabilirler. Arama motorları vardır, insanlar bilmediklerini ararlar.
İnternet aslında bizim bilgiye daha kolay ulaşmamızı sağlayan sihirli bir
güç.

Osman Güneş : İnternet nasıl çalışıyor?


Cevap:
- Bu sorunun cevabı uzun, ancak şöyle düşünebiliriz. Siz mesela Google'a
gireceğiniz zaman "Google.com" yada "Google" yazdığınızda aslında bir
numaraya bağlanıyorsun, o numarada da bir bilgisayar var. O bilgisayarın
içindeki bilgiler senin bilgisayarının içerisine geliyor. Nasıl geliyor? Küçük
düğümlerden ve paketlerden geçerek geliyor. Aynı şekilde senin oraya
yazdığın bilgiler de bu paketler halinde düğümlerden geçerek oraya
giriyor. Bunu aslında bir bina olarak da öğrenebiliriz. Kat kat yapılar var ve
sen aslında en üst katı kullanıyorsun. Sonra oradaki yazdığın yazı
paketlere, 0 ve 1 dediğimiz bitlere kadar ayrılıyor. Ayrılan bu 0 ve 1’ler
taşınıyor oradan … Sonra karşı taraf en attan giriyor ve en üsten çıkıyor.
Sırma Yalçın: İnternet aynı anda; nasıl hem bilgisayarda ,hem tablet de, hem de
telefonda olabiliyor?
Cevap:
- Aslında şöyle, bu cihazların hepsinin içerisinde aynı yapı var. Bunlar küçük
devreler olduğu için sığmıyor gibi düşünmeyelim, sığıyor. Ve bu devreler
aynı şekilde kablosuz ağla veya başka baz istasyonları ile telefondaki bir
iletişim kuruyor. Bu şekilde çalışıyor. Birde şu var; sen bilgisayardan
girdiğinde de aynı Facebook sayfanı görüyorsun, telefondan girdiğinde de
bu nasıl oluyor. Aslında senin Facebook sayfan bir bilgisayarda tutuluyor.
O yüzden dünyanın neresinden bağlanırsan bağlan aynı sayfayı
görüyorsun.
Ceren ÖCAL : İnterneti nasıl kullanabiliriz?
Cevap:
- İnterneti ister faydalı şeyler için, ister zararlı şeyler için kullanabiliriz. Bu
size kalmış… Eğer faydalı şeyler için kullanırsan, bunun en büyük faydası
size olur. Ne yapabilirsiniz; mesela eksik olduğunu düşündüğün derslere
bakabilirsin, bilmediğin şeyleri oradan öğrenebilirsin, güzel bir şey
yaptığında bunu insanlara duyurabilirsin, aynı zamanda bilmeyen
insanlara internet öğretmek için çalışabilirsin, istediğin her şekilde
kullanabilirsin. Ancak internetten birine kötü bir söz söylediğinde, zarar
verdiğinde bu doğru bir davranış olmaz, aynısının size yapıldığını düşün,
nasıl tepki verirdin? Biz buna "Siber Zorbalık" diyoruz. Özellikle siber
zorbalık yapmayarak interneti kullanmak daha önemli.
Zeynep Küçüközer: Kodlama dilleri neden Türkçe olarak yazılmıyor?
Cevap:
- Şöyle izah edeyim; hani sandalye kapmaca oyunu vardır ya, ilk kim
sandalyeyi kaparsa o oturur, zamanında bu programlama dilleri ilk
bulunduğunda ilk bulan kişiler İngilizce konuştuğu için, ana omurgası
İngilizce olmuş. Yani neler içerisinde "if" geçiyor "for" geçiyor bunlar,
İngilizce. Ancak programlama çokdil kullanılan bir alan değil. Kendine has
kelimeleri olan bir alan. Yani, İngilizcesi iyi olmayan,fakat iyi kodlama
yapan bir sürü insan var.Yani kodlamaona bağlı değil. Ancak ilk başta onlar
kapmış sandalyeyi ve o diller yaygınlaşmış. Şu an Türkçe bir dil de
geliştirebiliriz. Ancak önemli olan insanların bunu kullanması. Milyonlarca
insanı buna alıştırmak zor dolaysı ile mevcut olan dilleri, "C++" "javascript"
gibi dilleri kullanıyoruz ve bu diller İngilizce. Ancak yine söylüyorum çok
çok iyi bir İngilizce bilmene gerek yok. Ancak dokümanları anlamak için
İngilizce bilgisi gerekiyor.
Muhammed Enis Şahin: İşletim sistemi yazmak zor mudur?
Cevap:
Şöyle anlatıyım… Farklı geliştirilen işletim sistemleri genellikle Linux tabanlı
olur. Linux tabanlı bir işletim sistemi geliştirmek evet zor bir iş… Çünkü çok
kompleks… Ancak asıl zor olan; işletim sistemini kullanıcılardan gelen işletim
sistemlerine göre yapılandıracaksın ya, o işletim sistemini bir sürü kişiye
kullandırmak biraz daha zor. Yani orada çok büyük bütçelere sahip olman
gerekiyor ki kullandırabilesin. Mesela; benzer bir şekilde Web tarayıcısı
geliştirebilirsin, ancak onu milyonlarca insana kullandırman gerekiyor ki,
internet sitelerinde ki sorunları öğrenip ona göre tarayıcını sonraki günlerde
geliştirebilesin. Dolayısı ile evet zor bir iş, hem yazılım olarak zor, hem de
pazarlama anlamında zor. Ancak ilerde küçük robotlar için farklı bir işletim
sistemi geliştirilebilir.
Meryem İlhan: Kodlamayı öğrenirken neden çok zorlanıyoruz ?
Cevap:
- Bunun kolay yolu şudur, proje proje ilerlemek… Kafanda küçük küçük bir
proje yapıyorsun, mesela diyorsun ki; ben bir hesap makinesi yapacağım.
Önce bunu yapıyorsun. Ancak sevdiğiniz bir proje olmalı ki kendini
zorlamasın. Ondan sonra diyeceksiniz ki, ben bir ziyaretçi defteri
yapacağım…Orada veri tabanı kullanmayı öğreniyorsun. Sonra diyorsun ki
,başka bir şey yapacağım, yani projeni kafanda belirleyeceksinve ondan
sonra o projeyi yapıyorsun. Böyle yapa yapa aralarda öğreniyorsun. Eğer
kitapların arasında çok zorlanmadan öğrenmek istiyorsan, tavsiye
edebileceğim yöntem bu şekilde.
Keremcan Arslan: Hangi kodlama dilini öğrenirsek daha iyi olur?
Cevap:
- Şimdi kesin bir cevap veremiyorum ancak, örnek verebileceğim python dili
var. Bunun dışında mobil uygulama geliştirmeyi düşünüyorsan Java ile
tanışmanız iyi olabilir. Ancak biraz karışık gelebilir. Web tarafında bir proje
yazmak istiyorsan, php ve javascript'i önerebilirim. Bunların dışında bazı
yazılım öğretme araçları var. Eğer zorlanıyorsanız, onları kullanabilirsiniz.
Bunlara framework deniliyor, yani işin ağırlığını biraz daha üstünden
alıyor. Ancak dediğim gibi python'ı denemenizi tavsiye ederim.
Ferhatcan Küçükkaya: Türkiye'de yazılım alanında neden ünlü kişiler çıkmıyor?
Cevap:
- Şöyle şöyleyim; aslında birçok önemli isim de çıkıyor. Örneğin "udemy"
yani Youtube'un eğitim için olan versiyonunun kurucusu bir Türk. Onun
dışında birçok üst düzey kişi çalışıyor silikon vadisindeki şirketlerle. Gitgide
de artıyor bu. Ancak Elon Musk gibi yada Bill Gates gibi isimler neden
çıkmıyor dersek; bu galiba Türkiye'deki genel dijital iklim ile alakalı. Yani
onun çıkması için çok büyük bir üretim ortamı olması lazım. O üretim
ortamda da Dünya'sı genişlemiş birisinin olması lazım. Bunun için umarım
ileride bir iklim oluşur ve siz o iklimin öncüleri olursunuz.
Hüseyin Furkan Bıçak: Bilgisayar neden piksellerden oluşur?
Cevap:
- Şöyle izah edeyim… Biz bilgisayarda neler görüyoruz; resimler,
videolar,yazılar,rakamlar,şekiller görüyoruz. Bunlar aslında farklı renk
kodlarıdır. Pixel dediğimiz şey aslında dijitalde bir resmin en küçük
parçasıdır. Peki çözünürlük dediğimiz şey ne? Bir videonun çözünürlüğü
fazla ise daha net oluyor çünkü daha çok pixel kullanılıyor. Bu bir nokta
gibi tanımlama. Bilgisayardaki en küçük noktaya bir isim vermek gerekmiş
ve Pixel denilmiş. Bu pixeller de birleşerek resimleri oluşturuyor. Eğer ne
kadar kaliteli bir resim görmek istiyorsak, o kadar fazla pixele sahip
olmamız gerekli.
İlkay BOĞA : Bilgisayarda tuşlara basınca nasıl harflere dönüşüyor?
Cevap:
- Şöyle izah edeyim… Zaten eski bir klavyeyi söküp altına baktığında orada
birkaç katman olduğunugörürsün. Elektriksel ve mekaniksel olmak
üzere,… Bir harfe bastığımızda aşağıdaki mekanik devrede bir yeri kapatıp
açıyoruz. Ve bunun karşılığında bilgisayara "0,1" olarak bir rakam gidiyor.
Bundan sonrada bu "0,1"leri makine harflere dönüştürüyor. Ondan sonra
da bu harfleri kelimelere çeviriyor.
Hatice AKTUNÇ: Telefonla nasıl konuşuyoruz?
Cevap:
- Şöyle bilmemiz gereken şeyler… İlkel sisteminden bahsedersek; telefonun
içerisinde direnç var, bir zar var, sen ne kadar şiddetli konuşursan o zar o
kadar etkileşiyor ve o dirence etki ediyor. Burada ses enerjisi önce
mekanik enerjiye ,sonra elektrik sinyali olarak karşı tarafa taşınıyor.
Ardından da tersine işlemler gerçekleşerek karşıya sesler gidiyor. Yani
elektrik sinyalleri, mekanik enerjiye, sonrada, ses enerjisine dönüşüyor.
Burada böyle bir devre var. Tabi basit anlatıyorum, ancak geliştirmesi çok
uzun sürmüş, tarih boyunca yapılan gelişmeleri biliyoruz.
Fatmanur TURAN : Sosyal medyada ki hırsızlardan nasıl korunabiliriz?
Cevap:
- Bu çok güzel bir soru… Çünkü sosyal medyada birçok bilgimiz çalınabilir.
Öncelikle ne yapmalıyız? Kendi özel hayatımıza ait şeyleri, çok fazla
internette paylaşmamalıyız (Güvenliğimizi zorda bırakacak şeyleri).
Mesela tatile gittiğimizde, tatilden paylaşımı herkese açık yaparsak,
evimizde kimsenin olmadığı anlaşılabilir ve evimize hırsız girebilir. Kendi
kimlik bilgilerimizi, şifrelerimizi veya herhangi kişisel bilgimizi
paylaşmamalıyız. Birde arkadaş listemize, bir isimi olmayan mesela "Baran
Yağmurcu" değil de "Mustafa pide salonu" tarzında ne olduğu belli
olmayan hesapları eklemememiz gerekiyor. Paylaşımlarımızı olabildiğince
gizli yapmamız gerekiyor. Son olarak da güncel çıkan dolandırıcılık
haberlerini de takip etmeliyiz.
Elif Şule ALKAYIŞ : Youtube'de milyonlarca video varken aradığımızı nasıl hemen
bulabiliyoruz?
Cevap:
- Şöyle; Google, Yandex, Bing gibi büyük arama motorları ki Youtube'u da
bir arama motoru olarak düşünebiliriz, RAM adındaki bilgisayar parçalarını
kullanıyorlar. Bu RAM'ler çok hızlı çalışıyor hatta Bilgisayar'ın beyni de
diyebiliriz. Sizin bilgisayarınızda da RAM var. Google'un bilgisayarında da
RAM var. Bu ikisini de birleştirerek; büyük koskocaman bir beyin
yapıldığını düşünebiliriz. Bu şekilde aradığımız sonuçları hızlıca karşımıza
getirebiliyoruz. Ancak şu da var… Yapay zeka sayesinde, bir video
izledikten sonra, senin hangi videoyu izleyebileceğini tahmin ettiriyor ve
bu sayede işleri daha da hızlanıyor.
Elif Şafak Yavuz : Bilgisayarlar yapay zekaları ile yeni icatlar üretebilirler mi?
Cevap:
- Sorunun cevabı; evet. Yapay zekalar makine öğrenmesi sayesinde
bilmediği bir durumda nasıl bir sonuç olabileceğini de kendisi bulmaya
çalışıyor. Dolayısı ile bunları bulurken kendi kendine icatlar bulması da
ihtimaller dahilinde. Bakalım ileride yapay zekalar nasıl icatlar bulacak…
Belki de şöyle olacak; bir icadın patenti bir insanın yerine bir yapay zeka
da olacak. Bütün kullanım hakları yapay zekada olacak. Orada da yapay
zeka hukuku konumuz olacak. Karışık ve heyecanlı bir gelecek bizi bekliyor.
Miyase KIYMAZ: İnternet insanları nasıl bağımlı hale getirdi?
Cevap:
- Şöyle düşünebiliriz… Sadece internet mi bizi bağımlı hale getirdi? Mesela
kola bağımlısı insanlar var, benzer şekilde bazı kahve satan yerlere bağımlı
insanlar var, oyuncaklara bağımlı olan insanlar var, İnterneti markalar ve
şirketler yönetiyor ve şirketler, insanları bağımlı hale getirmekte
profesyoneller. Bu konuda psikologlar çalıştırıyorlar, mühendisler
çalıştırıyorlar ve öyle bir seviyeye geldi ki artık kendileri düşünmüyorlar,
kullanıcılardan aldıkları bilgileri yapay zekalar yorumlayarak satış
teknikleri geliştiriyorlar. Peki bundan nasıl korunabiliriz, karşımızdaki
sistemin bize iyi bakmadığını ve sürekli orada tutmaya çalıştığını
anlayarak.
Zehra ÇELEBİ: Bilgisayarın içine o kadar bilgi nasıl sığdırılmıştır?
Cevap:
- Şöyle düşünelim, bu bilgisayarlar bize gelene kadar 60 yıldır geliştiriliyor.
İlk başlarda bu kadar büyük değildi bilgisayarların işlevi, çok küçüktü.
Hatta bugün bir şarkı diyebileceğimiz 5MB hafızaya sahip bilgisayarlar
5.000-6.000 dolara satılıyordu. Ancak ne oldu; malzeme teknolojisi ve
diğer teknolojiler geliştikçe yavaş yavaş büyüdü. 90'lı yıllarda disketler
vardı yanımızda taşırdık. Ancak bu disketlere bir müzik dosyası bile
sığmazdı. Hatta ilginç bir çalışma var diyor ki; 2010 yılında 128 MB vardı
USB'ler, 2015 de 128 GB’lık versiyonu çıktı, 2020 de 128 TB'lığı mı çıkacak?
Bu TB, MB, GB dediğimiz terimler diğerinin bin katı. Bu malzeme
teknolojisi ile olan bir şey ve zamanla oldu tak diye olmadı. Yavaş yavaş
büyüdü büyüdü ve içine sığar hale geldi.

Yıldız ÇETİNKAYA: İnsanlar interneti cep telefonlarına nasıl aktarıyor?


Cevap:
- Burada cep telefonu olması işi değiştirmiyor, bilgisayara nasıl geliyorsa
cep telefonuna da o şekilde geliyor. Buradaki ana nokta şu; bir tane alıcı
var, bir tane verici var ve bunlar arasında iletişim oluyor. Belki ileride şöyle
bir durum olacak…Vücuduna küçücük bir çip takılacak, ondaki alıcı
vericiyle iletişim kuracak ve internet orada çekecek. Giyilebilir teknolojiler
bu anlamda önemli, yani üstümüze giydiğimiz internetli teknolojiler. Ana
mantık bu, bunu daha detaylı incelemek istiyorsanız modemlerin çalışma
prensiplerine bakabilirsiniz.

Safiye ÇETİNKAYA: İnternet, çocukların fiziki ve ahlaki yönden gelişiminde olumsuz


etkiler mi?
Cevap:
Şöyle söyleyeyim… İnternet de her icat gibi içerisinde bazı riskleri barındırır.
Tabii farklı kılan özelliği de çok fazla hayatımızın içerisinde olması. Yani gün
içerisinde 3-5 saat kullandığımız bir araçta olsa, içerisinde farklı riskleri
barındırıyor. Ancak burada ki bir farklı noktada şu; en büyük sıkıntı, belki de,
internetin kontrolsüz bir güç olması. Yani kontrol eden bir merkezi yok.
Dolayısıyla içerisinde bir sürü risk barındırıyor. Ancak bu tür risklerin önüne
geçmek için; dijital okuryazarlık, siber zorbalık,vb konuları öğrenmeye
çalışmamız lazım. Ardından internet nasıl çalışıyor, buradaki şirketler nasıl
para kazanıyor bunlara kafa yorarız. Bunları yaptığımız zaman, internet'e
bakış açımız değişir. Önümüze koyulan internetin sadece bir yemek değil,
onun mutfakta nasıl hazırlandığını da öğreniriz. O zaman onun bizi
yönetmesinin olabildiğince önüne geçeriz.

Ömer Faruk ŞAHİN: Ülkemizde interneti ilk kullanan il hangisidir? En çok kullanan il
hangisidir?
Cevap:
- İlk kullanılan il Ankara, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde 1993 yılında
kullanılıyor. En çok kullanılan il denilince nüfusundan dolayı en çok
İstanbul'dan kullanıcımız var. Zaten nerdeyse her şehirde, ilçede kullanımı
yoğun. Dünya'ya baktığımızda ise şaşırtıcı bir şekilde, insanların yarısı daha
hiç interneti kullanmadı. Dolayısı ile Dünya'da halen çok büyük bir pazar
var.Aynı zamanda bir şeyler üretmek, insanlara hizmet etmek isteyenler
için de, Dünya'da hala internete hiç dokunmamış milyarlarca insan var.

Hatice YÜCEL: İnternet ve bilgisayar hayatımızın olmazsa olmazı mıdır?


Cevap:
- Aslında bu soruya cevap vermek çok zor. Çünkü artık birbirimize o kadar
bağlı hale geldik ki ve işlerimizi bilgisayar üzerinden yürütür hale geldik ki,
bilgisayarları hayattan çıkarmanın ne kadar kolay olabileceğini
bilemiyorum. Üniversite’de bir hocam bilgisayar kullanmıyordu, telefon
‘da kullanmıyordu hatta, çok farklıydı bize göre, uzaylı gibiydi bizim için.
Bunu yapmak zor bizim için… Çünkü artık işler, ilişkiler, iletişim buradan
yürüyor. Yani demem o ki, hayatımızdan çıkarmaya değil de mümkün
olduğunca yararlı kullanmaya çalışmalıyız. Sonuç olarak yer yer
hayatımızın olmazsa olmazı olabilir, ancak bazı zamanlar da bizi çok kötü
yerlere çekebilir. Bir anda kötü olabiliriz, mahcup olabiliriz, utanılacak bir
hareket yapabiliriz, bunlara dikkat etmemiz gerekiyor.

Ela Gül ALPTEKİN:Bilgisayarda yada sosyal medyada silinen bilgiler nereye gidiyor?
Cevap:
- Şöyle, internet sitelerinin ne kadarının bilgilerini sildiklerinden emin
olamıyoruz. Facebook silmiyor olabilir, gizliyor olabilir veya hukuksal bir
durum için koruyor olabilir. Ancak bilgisayardakini anlatayım; bütün
dosyalar "0 ve 1" lerden oluşur. Bir dosyayı geri dönüşüm kutusuna
attığında bir çekmece olarak düşünebiliriz, orada duruyor. Daha sonra geri
dönüşüm kutusundan da sildiğinde bu "0,1,"lerin hepsi "0"’a dönüşüyor.
Aslında ne oluyor ? Boş bir dosyaya dönüştürüyor ve onu kullanılabilir bir
hale getiriyor. Peki internette nasıl oluyor; aslında internet siteleri
makinelere bağlı aygıtlar ve o makinelerden tarlalarca var. Bu makinelerin
birisinde sen varsın. Eğer gerçekten siliyorsan orada 0'a dönüştürülüyor.

Damla SÜREN:Sosyal medya, Facebook, Whatshapp vb. programlar nasıl ortaya


çıkmıştır?
Cevap:
- Nasıl oluyor… Şöyle söyleyeyim, internet yavaş yavaş gelişiyor. Yavaş
yavaş alt yapı büyüyor ve hızlı bir şekilde çalışmaya başlıyor. Hızlandıkça,
insanlar birbirleri ile daha çok etkileşime giriyor. Daha çok etkileşime
girince de yeni icatlar ortaya çıkıyor. Mesela bakıyorlar ki birbirimiz ile
mesajlaşabiliyoruz, öyleyse bir mesaj paylaşım uygulaması çıkıyor.
Birbirimiz ile fotoğraf paylaşabiliyoruz, öyleyse bir fotoğraf paylaşım
uygulaması yapalım. Ben 500 kişi ile aynı anda fotoğraf paylaşabiliyorum
o altyapı çıkıyor, bu sefer de sosyal ağlar ortaya çıkıyor. Daha sonra
telefonlar, internet bağlantısına kavuşuyor ve deniliyor ki, neden
telefonlarda bir mesajlaşma uygulaması olmasın ve Whatsapp ortaya
çıkıyor. Bu icatların hepsi doğru zamanlama ile ortaya çıktığı için başarılı
olan icatlar. Önümüzdeki yıllarda ise birçok böyle icat ortaya çıkacak.

Semanur ŞENOĞLU: Wi-fi nasıl kablosuz bağlanır ?


Cevap:
- Mesela biz radyo izlerken radyo sinyalinin nereden geldiğini görmüyoruz
değil mi, ya da cep telefonu ile konuşurken, o telefon bir merkeze
bağlanıyor ama görmüyoruz. Tıpkı bunun gibi… Wi-Fi'de de belli bir
frekansta (belli bir titreşim hızı) sinyaller yayılıyor, o sinyaller modem
üzerinden yapılıyor ve bilgisayarlar o sinyal üzerinden bağlanıyor. Burada
kilit olan özellik belli bir frekansta olması, yani belirli bir şifre gibi düşün…
O şifrede yayılınca onu alıcı ve verici tarıyor, orada karşılaşıyor, en
sonunda ise uyum sağlandığında(tokalaştığında)Wi-Fi ye bağlanılıyor.

Müberra Yüsra İLİTER: Radyasyon nedir? Gözle görünmediği halde insanlara nasıl zarar
verir?
Cevap:
Şöyle… Radyasyon dediğimiz şey; maddenin en küçük halinde -yani atomda -
patlamalar oluyor, bu patlamalar sonucunda da bazı durumlarda "alfa,
gamma, beta" ışınları çıkıyor. Bunlar tabii teknik durumlar… Ancak şöyle
düşünebiliriz; kablosuz ağ sinyallerini de görmüyoruz ancak uzaktan
bağlanabiliyoruz, elimizde telefon olunca telefona uzaktan sinyaller geliyor
ya o sinyalleri görmüyoruz, fakat bağlanabiliyoruz. Ancak bu "alfa, beta,
gamma" ışınları bizim vücudumuza gelebiliyor. Gözle görmediğimiz halde...
Bu patlama sonucu çıkan ışınlar vücudumuzda etkiler ve zararlar
bırakabiliyor.

R a dya s yo n :R a dy oa kti f ma dde ler i n a l fa , beta , ga ma g ibi ış ı nla r ı ya y ma sı na ve ya


uza yd a ya yı la n he r ha ng i bir e le ktr oma n yet ik ı şı nı m ey da na get ir en un s urla rı n
ta ma mı na da ra d ya s yo n de nir . İy o nla ştı rı cı ra d ya s y o nla r ve iy o nla ştı rı cı
olma ya n ra dya sy on la r o lma k üz ere i ki ye a y rı lır . İ y o nla ştı rı cı ra d ya s yo n , h ü cre ni n
gen eti k ma te r ya li o la n D NA’ yı pa rça la ya b ile ce k ka da r e ner ji ta şıma kt a dır . D NA’ nı n
pa r ça la nma sı s o nu c u n da hü c re le r öl ür v e b u d ur um ka n sere yo l a ç a bil ir .

Akif Güleş Ortokulu: Sizce eşyalar katlanıp , küçükçipler haline dönebilirler mi?
Cevap:
- Şöyle; elbette bazı şeyler dönmeye başladı, belki kaybolma veya
hatırlamama hastalığı olan insanlara kaybolmalarını engellemek için bir
çip takılacak. Ancak şu var… Eşyalarda insanların gözüne estetik veya hoş
görülme etkisi var ya, o yüzden yemek yerken, "Gözümü de doysun"
diyoruz ya, o yüzden her şeyin de küçüleceğini düşünmüyorum. Ancak
küçülmesi ihtiyacı çok olan cihazlar elbet ki gittikçe küçülecek, her şeyi
küçültme bir moda olabilir, ancak herkesin bunu isteyeceğini
düşünmüyorum.

Fatma Zehra DEMİR: Telefon dokunmatikleri nasıl çalışır?


Cevap:
- Şöyle şöyleyim… Telefonların içerisinde bir direnç var, bir telefona
bastırdığında (telefonlar için dokunduğunda) tıpkı bir yastığa bastırırmış
gibi bir tarafı çöküyor. Telefonun içerisinde de nerenin çöktüğünü
algılayan bir sistem var. O sistem diyor ki, o parmağını bastırdığın yerin
yönünü konumunu ve şiddetini algılayabilirim. Peki neden sadece parmağı
algılıyor, bu telefon üreticisinin inisiyatifine kalmış bir konu. Bazı
telefonlarda sadece parmakla değil, başka eşyaları da algılayabiliyor,
örneğin eldiven. Peki parmağın olduğunu nasıl anlıyor? Parmağının
ucundaki elektriği yakalayarak dokunanparçanın parmak olduğunu
algılıyor.
Azra YAMAN: Telefonlar da parmak izi teknolojisi nasıl çalışıyor ?
Cevap:
- Telefonlarda parmak izi teknolojisi çalışırken şöyle bir özelliği var. Bizim
parmağımızın ucunda aslında harita gibi bir şey var ve bu harita hepimizde
farklı. Biz önce telefonlarımıza elimizin haritasını öğretiyoruz , sonra da
dokunduğumuzda telefon diyor ki tamam benim aklımdaki harita bu.
Sonra güvenlik kilidini açmaya çalıştığımızda başka birisi o parmağı da
tarıyor ve diyor ki, bu harita bu harita ile faklı. Eğer aynı harita karşısına
gelirse açıyor. Aynısı yüzümüzde de var (Apple FaceID), yüzümüzü tarıyor,
tüm detaylarıyla, daha sonra güvenlik kilidine gelince yine aynı yüzün olup
olmamasına karşın kilidi açıyor.

Aslıhan BİLEN: Bluetooth nasıl gerçekleşiyor, özelikle fotoğraflar nasıl aktarılıyor ?


Cevap:
- Şöyle izah edeyim… Bluetooth dediğimiz şey; aslında, iki cihaz arasında
birbirlerine sinyal yollamalarıdır. Bu işlem 20m-100m arasında
gerçekleşiyor. Kullanılmasının sebebi ise pratik ve düşük maliyetli
olmasıdır. Yani ucuza yapılan bir teknoloji ve hızlı bir şekilde oluyor. Ancak
100 metrenin ilerisinde gerçekleşmediği için farklı çözümler orada
devreye giriyor. Fotoğraflar ise yine aynı şekilde kısa mesafede sinyaller
yollanıyor ve önce bir resim "1,0"lere dönüştürülüyor o "1,0"ler karşıya
gidiyor daha sonra orada paketleniyor, bunlar daha sonra paketler
birleşiyor ve bu fotoğrafı çıkarıyor.

Osmaniye Bilişim Soru Cevap:


Deniz Kurupınar : Büyük teknoloji firmaları çalışanlarını nasıl belirliyor?
Cevap:
- Bunu şöyle açıklayayım… Şimdi onlarda aslında her şey çok daha oturmuş
bir durumda, karmakarışık bir durum yok. Ben mesela Microsoft’ta staj
yapmıştım, bizi nasıl seçmişlerdi; dediler ki bir yarışma, bir sunum yapın
ve bizi etkileyin (ayrıca özgeçmişimize bakıyorlar). Tabi önemli konuların
başında dil yani İngilizce geliyor. Onun dışında da şöyle düşünebiliriz;
yapay zekalar ile ilgili sosyal ağlarda kullanılan 3-5 tane kütüphane var. Bu
kütüphaneleri takip eden insanlar var. Bu kütüphaneleri takip eden
insanlar ile forumlarda yazışıyorsun. Dolayısı ile tanınıyorsun. Adam diyor
ki ,bu konu ile ilgili çalışan Dünya'da 100 kişi var belli ki …Çünkü bu çok
nadir bir konu, tanılıyorsun bir forumda tanıdık oluyorsun ve bir süre
sonra mülakata çağrılabiliyorsun. Önemli olan konu şu; teknoloji devleri
neleri yapıyor, nerelere doğru yöneliyor, o konularda çalışmak üretmek,
yazmak, çizmek, konuşmak gerekli.

Bekir Öncü: Canlı yayında görüntü nasıl bu kadar hızlı geliyor?


Cevap:
- Aslında bu biraz karmaşık bir konu… Ancak, bazı kavramlardan
bahsedeceğim. Bunları araştırırsan, nasıl çalıştığını anlayabilirsiniz. İlk
kavramımız "voip" diye yazılan Voice Over IP, ikincisi stream, üçüncüsü ise
Bilgisayar katmanları. Şimdi canlı yayında farklı protokoller kullanılıyor, bir
de Voice Over IP gelişimi nedeniyle bu tarz şeylerin önü açılıyor. Tabii bu
eskiden olmayan bir teknoloji. Olsa bile kısıtlı bir kullanımda olan
teknoloji. Gün geçtikçe de yaygınlaşıyor. Normal internette hızlı bir şekilde
işlemlerimizi yapabiliyoruz ancak, canlı yayının hızlı olması; bilgisayarın
katmanlarına baktığında alt taraftaki protokoller yerine farklı protokoller
kullanılması ile alakalı. Genel olarak bu yüzden bu kadar hızlı.

Reyyan Sadıker: Google'da arama yaptığımızda anlamsız sonuçlar çıkmasının nedeni


nedir?
Cevap:
Şöyle… Sonuçta Google belirli bir yapay zekaya sahip… O yapay zekayı
kullanıcılar geliştiriyor zamanla. Elbette mükemmel sonuçlar çıkmayabilir.
Ancak yavaş yavaş bu gelişiyor. Mesela basit olarak düşünelim. jaguar hem
bir hayvanın ismi hem de bir arabanın ismi. Sen şimdi "jaguar" diye aradığında
Google ‘un şunu bilmesi lazım; acaba kullanıcı arabayı mı arıyor? yoksa
hayvanı mı arıyor? Mesela eğer "Jaguar’ı aramadan önce "Ferrari’yi aradıysan
muhtemelen şimdi de araba olanı arayacak. Bu şekilde geliştirmeler yaparak
gün geçtikçe daha iyi oluyor. Ancak şu da var, Google ‘un zekasını çelmeye
çalışan bir sürü kötü siteler var. Google onlarla da başa çıkmak zorunda, o
yüzden işi biraz zor.

Tuna Eymen Çakmak: Yapay zekalı robotların ne kadar ömrü vardır?


Cevap:
- Öncelikle şunu şöyleyim, çok iyi bir soru… Kullandığımız her şey belli bir
süre sonra eskiyor. Belli bir süre geçtikten sonra eskiyecek şekilde
üretiliyor, neden robotlarda öyle üretilmesin. Muhtemelen
üretildiklerinde onların da son kullanma tarihleri olacak ve sistemli bir
şekilde bize robot aldırmaya çalışacaklar. Şu an daha ticari aşamaya
geçmediği için, bizim hayatımızda robotlar, son kullanım tarihleri yok.
Ancak bu tamamen üreticiye bağlı. Büyük firmalar muhtemelen yeni
robotları kullanıcıya aldırabilmek için belli bir son kullanım tarihi
koyacaklar. Ancak muhtemelen ileride şöyle bir durum daha yapacaklar,
haber yapacaklar. Hani diyorlar ya” Türkler bir telefonu ortalama bir ayda
eskitiyor”, onun gibi belki de şöyle diyecekler "Türkler her 9 ayda 1 robot
alıyorlar" veya robotunuzun ömrünü uzatıcı yeni bir ürün geliştirildi diye
televizyon reklamları göreceğiz. İlginç bir alan ancak biraz daha netleşmesi
için zamana ihtiyacımız var.

Melih Bulut: Kendi sitemizi nasıl oluşturabiliriz?


Cevap:
Şöyle… İnternet sitelerine bağlığımızda öncelikle html adını verdiğimiz
işaretleme dillerini kullanıyoruz. Bunun ile ilgili dokümanları internetten
bulabiliriz. Ancak yaklaşık son yıldır şöyle bir durum var, bir internet sitesi
yapmak istediğin zaman önüne bu süreci hızlandıracak araçlar çıkıyor.
Bunların başında en çok tavsiye edilen "wordpress" isimli sistem var.
Wordpress, kodlama yapmadan senin internet siteni geliştirmeni sağlıyor.
Ancak kodlama bilirsen, html, php, javascript gibi dilleri de bilirsen bu
wordpress hamurunu kendiniz daha iyi bir yapıya dönüştürebilirsiniz.
Öncelikle bir wordpress'i araştırmanızı tavsiye ederim.

Kemalcan Boran: Türklerin kendi sosyal ağları ne zaman olacak?


Cevap:
- Şöyle söyleyim… Dünyada kendi sosyal ağlarını yapan birkaç ülke var,
ancak bunların hepsi süper güç. Yani hangi devletler "Amerika, Rusya, Çin"
var bunların dışında "Almanya, Japonya, Güney Kore" de var büyüklü
ufaklı ancak bunlar biraz daha küçük ve Dünya'ya açılamayan sosyal ağlar.
Türkler ne zaman yapar? Bunun adımlarını önce yapmamız lazım.
Öncelikle yerli bir Youtube yapmamız lazım. Çünkü Youtube'un yapısı
daha basit diğer sosyal ağlara kıyasla. Ardından belki arama motoru ya da
facebook adında bir motoru yapabilir. Ne zaman yapacağımız belli değil,
şu anda ancak en azından adımlar belli. İlk olarak yerli video ağından
başlayabiliriz.

İsimsiz: Google aranan sorulara aynı anda nasıl cevap verebiliyor?


Cevap:
Şöyle düşünebiliriz; bilgisayarda bir iş yapıyoruz hem hesap makinesinde,
hem Word’ü, hem de interneti kullanabiliyorsun. Yüzlerce bilgisayarı yan
yana koyduğunu düşün, Google ‘un böyle sunucuları var ve ağırlığını
RAM'lere veriyor arama motorlarında. RAM'lere verince de çok geniş bir
kullanım alanı oluyor. Sen nasıl bilgisayarda birkaç işi aynı anda yapıyorsan
bilgisayar tarlası düşün, oradaki bilgisayarlar aynı anda bu şekilde milyonlarca
soruya cevap verebiliyor.

Hüseyin Eren Şentürk: Sosyal medyanın yararları ve zararları nelerdir?


Cevap:
- Şöyle, sosyal medyanın zararlarını hızlıca söyleyelim; bağımlılık yapar,
bazen boş bulunup ileride zarar verecek bir harekette bulunabilirsin,
mesela çok sinirlisindir ve bir paylaşım yaptıktan yıllar sonra insanlar bunu
senin önüne çıkarabilir, ayrıca insanlara kırıcı davranabilirsin, bilgisayar
başındaki rahatlığın yüzünden, zararları ilk başta bunlar. Yararlarında da
ilk önce sana çevre sağlar, farklı insanlarla tanışmanı sağlar, normal
hayatında tanışamadığın insanlarla tanışmanı sağlar, ilk akla gelen
faydaları sosyal medyanın bunlar.

Topkara: Dijital okuryazarlık 50 yıl sonra nasıl olur?


Cevap:
- Çok güzel bir soru… Çok beklemiyordum bunun gibi bir soru… Ben de daha
öncesinde düşünmemiştim 50 yıl sonra nasıl olacağını. Ancak şunu
söyleyebiliriz, mesela Japonya'da "Toplum 5.0" adında toplumu bilgi
iletişim teknolojilerine entegre etme ve üzerine düşünme projeleri var.
Muhtemelen Japonlar üzerinden düşünebiliriz, topluma belirli bir standart
getirilecek. Yani tıpkı normal okuryazarlık gibi ülkelerin birbirleri arasında
"Senin Dijital okuryazar oranın ne" gibi sorular sorulacak. Belirli
standartlar getirilecek ve bu konuda özellikle yapay zekâ ve algoritmik
düşünme halk belirli standartlara ulaştırılmaya çalıştırılacak.

Ezgi Saraç: Kodlama nedir?


Cevap:
- Aslında kodlama dediğimiz şey; bilgisayarın anladığı dilinden
konuşmaktır. Nasıl İngilizce öğrendiğimizde İngilizce bilen insanlar ile
konuşuyorsak, kodlama öğrendiğimizde de bilgisayarlar ile konuşmaya
başlıyoruz. Kendi yazım düzeni var ve bu yazım düzeni ile bilgisayara bazı
şeyler söylüyoruz o da bunları anlıyor ve yansıtıyor. Kodlamada yaptığımız
olay bu. Mesela diyoruz ki "Şu tuşa basılırsa ekrana Merhaba Buğra yaz"
ve bu işlemi gerçekleştiriyor. Bu şekilde düşünebiliriz. Bilgisayarın kendi
dilini öğrenmek ve bilgisayarı konuşturmak.

İrem Nur Çelik: Bilgi İletişim Teknolojileri en çok ne amaçla kullanılır?


Cevap:
- Bilgi teknolojileri hayatımızın her alanında kullanılıyor. Ancak alan olarak
düşünür isek; şöyle düşünelim, en çok hangi alanlarda insanların temel
ihtiyaçları varsa o alanlarda kullanılıyor. Örneğin; bir Youtube
videosundaki kişi sizinle iletişime geçtiğini düşünebiliriz, Facebook'u
mesajlaşma olarak düşünebiliriz. Twitter'ı haber verme olarak
düşünebiliriz. Bunun dışında güvenlik çok önemli bir konu…
Güvenliğimizin sağlanması alanında kullanılıyor. Örneğin her birimizin
belirli TC kimlik numaralarımız var, ama bunların belirli bir güvenlikle
devlette saklanması lazım. Bu konularda da iletişim teknolojileri
kullanılıyor. İleride hangi alanda çalışmayı düşünürsen düşün, bilgi iletişim
teknolojileri işinin bir parçası olacaktır.

Yiğit Güleş: Hacker nasıl oluruz?


Cevap:
- Şöyle anlatıyım… Sadece güvenlik anlamında bilgisi olan insanlar hacker
olmuyor, “beyaz şapkalı” dediğimiz kötü niyetli insanlara karşı güvenlik
sağlayan insanlar da var. Eğer güvenliğe ilginiz varsa, beyaz şapkalı hacker
olmanızı tavsiye ederim. Bunlar aynı zamanda çok iyi programcılar oluyor.
Programın yanında bilgisayar sistemlerini ağlarını da iyi biliyorlar. Siyah
şapkalı hackerler zararlı türde yazılım geliştirerek aslında insanların
bilgilerini çalıyorlar veya zarar veriyorlar. Beyaz şapkalı hackerler ise siyah
şapkalılara karşı bizi koruyorlar. Umarım sizde beyaz şapkalı bir hacker
olursunuz.

Ankara Polatlı İmam Hatip Ortaokulu


Ayşegül Ağırcan: Sosyal ağ ne demektir?
Cevap:
- Sosyal ağ dediğimiz yer, aslında insanların profillerinin ön planda olduğu,
profilleri etrafında şekillenen internet siteleridir. Mesela biz wikipedia'yı
sosyal medya olarak görebiliriz. wikipedia'da asıl önemli olan içerik,
bilgidir. Ancak sosyal ağlarda genellikle odak noktamız insanlardır ve
insanların profilleridir. Ne vardır o profillerde, paylaşımları vardır,
beğenileri vardır, yorumları vardır. Bunları esas alarak kurulan internet
sitelerini sosyal ağlar olarak nitelendiriyoruz.
Atakan VARAN: Microsoft Word gibi programları nasıl yapıyorlar ?
Cevap:
- Şu soruyu sormak istemişsin galiba; "Adobe Flash, Microsoft Word gibi
başucu programları olmuş ve herkesin kullandıkları programlar nasıl
yapılıyor". Öncelikle bunların arkasında çok büyük şirketler var. Bu
şirketlerin birçok çalışanı var; mühendisleri var, belki psikologlar var.
Çünkü her program, arkasında sinir stres de barındırıyor, çok farklı
alanlarda kişiler barındırıyor, yapay zekâ uzmanları gibi. Bu gibi
programları küçük küçük her bir kendi alanındaki uzman kişiler titiz bir
şekilde hazırlıyor. Mesela Microsoft Word'ü hazırlayan bir çalışan
tamamının kaynak kodunu görmüyor olabilir. Sadece kendi kısmının işini
görüyor. Tepedeki kişi veya ekip o kodların hepsini alarak birleştiriyor ve
ürünü hazırlıyor. Bu tarz büyük uygulamaların arkasında büyük şirketler ve
onların çok fazla çalışanları var.

İsmet ARSLAN: Kablosuz internet nasıl çeker?


Cevap:
- Şöyle düşünebiliriz… Eski zamanlarda bir radyo nasıl çalışıyordu, bir anteni
vardı ve o anten radyonun yayın yaptığı merkezle iletişim gerçekleştirmesi
ile gerçekleşiyordu. Peki;bir tane alıcımız var, belli bir frekansta yayın
yapılıyor, frekans biraz teknik bir kelime ancak internetten bakarsan daha
rahat anlayabilirsiniz ama belli bir sıklıkta dalga yaymak gibi düşünebiliriz.
Belli bir frekansımız var, bir standart belirlemiş kablosuz ağımız var.
Deniliyor ki bütün kablosuz ağlar 2.4GH frekansında yayın yapar ve ona
uygun modemimiz var, modemimiz de verici oluyor, bir bilgisayarımız var,
o da alıcı oluyor. Bu ikisi arasında bağlantı oluyor. Tabi bu bağlantıya başka
birinin bağlanmaması için de şifre kullanıyoruz. Mesela birisi senin
evindeki internet bağlantısının arasına gelip, senin bilgisayarındaki senin
girdiğin internet sitelerini görmemesi için, burada bir şifreleme
kullanılıyor. Ayrıca genellikle her internet bağlantısının bir şifresi oluyor ve
bu şifreyi biliyorsan, kablosuz bağlantıyı kullanabiliyorsun, bunların hepsi
güvenlik için yapılan uygulamalar.

Emrecan Özcan : Yazılımla , bilgisayarın parçalarına nasıl müdahale edilir ?


Cevap:
- Güzel ve ilginç bir soru… Aslında şöyle, bizim donanım dediğimiz şeylerin
içerisinde bir yazılım var. Yani diğer donanımlarla veya yazılımlarla
etkileşime geçebilmesi için içerisinde bir yazılım katmanı da var. Bu
bilgisayar mimarisine giriyor. Bilgisayar mimarisi katman katman ve o
katmanların birinde mesela bir dış donanım var. Daha sonra o donanımın
yazılımsal kısmına geçiyoruz. Burada OSI katmanı var, araştırabilirsiniz OSI
katmanı diye bakabilirsiniz. Eğer araştırmak isterseniz; bu TCP IP veya OSI
katmanı şeklinde incelemenizi tavsiye ediyorum.
Burak Sayım: Hoparlörden ses nasıl çıkar?
Cevap:
- Hoparlörün arkasında ne var? Elektrikle bağlantı yaptığımız bir yer var
değil mi veya bilgisayardan güç alan şekilleri de olabilir. Ancak elektrik
geliyor hoparlöre. Mesela şunu fark ettiniz mi? Hoparlörden çok fazla güç
çıktığında ve elinizi yaklaştırdığınızda elinizi çarpıyormuş gibi olur, şimdi
hoparlörün içerisinde olan şeyler, kağıt koni (elinizi yaklaştırdığınızda
çarpar gibi olan bölüm), toz kapağı var, elektro mıknatıs var, süspansiyon
var, mıknatıs var, ortalayıcı var. Yani bunlar tabi anlaması zor bilgiler ancak
şunu bilmen gerekiyor, bir elektrik dalgası geliyor ve o elektrik dalgasını
ses enerjisine çeviriyor hoparlör. Yani kısaca elektrik enerjisini hoparlör
ses enerjisine çeviriyor. İçerisinde bunu yapan mıknatıslar var. Daha
detaylı belki daha ilerleyen yıllarda veya durumunuza göre istediğiniz
zaman inceleyebilirsiniz hoparlörü veya çalışmayan bir hoparlör varsa açıp
içerisine de bakabilirsiniz.

Polat Altay : Yazıcıdan Yazılar Nasıl Çıkar?


Cevap:
- Tabii artık lazer yazıcılar var. Bundan yaklaşık 10 yıl önce
püskürtmeli(nokta vuruşlu) yazıcılar vardı. Ancak şu an ,lazer yazıcılar var.
Basınca hemen çıkıyor. Eskiden yavaş yavaş teker teker çıkartılıyordu. Bu
nasıl çalışıyor onun ile ilgili kısa bir bilgi veriyim. Çünkü bu da detaylı bir
konu… Yıllardır bu teknoloji geliştirilsin diye uğraşılmış. Ancak şöyle
anlatayım; yazıcıdakitonerde "+" ,kâğıtta ise "-" elektrik yükü var. Ve ilk
önce yazıcının hafızasına aktarılıyor, basılması gereken noktalar.Kağıt
geçerken de tonerdeki "+" kağıttaki "-"yi çekiyor ve tonerdeki mürekkep
kağıda çekilmiş oluyor ve hemen kuruyor. Belirli noktalara bu yapıştığında
yazdırma işlemini tamamlıyoruz. Mesela bazen yazıcı çalışırken elektrikler
gider ve bakarsın kağıttaki harfler yarıda kalmıştır. Yani harf harf
ilerlemiyordur yazıcı, nokta nokta ilerliyordur. Sonunda ise "+" "-" olayı ile
birbirine yapışıyor.

Elvan Rana POLAT : İnternet Şifreleri Nasıl Kırılır?


Cevap:
- Burada en çok nasıl ele geçirildiklerini söyleyeyim… Şifreyi ele geçirmek
isteyen sahte bağlantı gönderiliyor, kullanıcı gelen bağlantıyatıklıyor ve
şifresini giriyor sahte bağlantıya, hackerda onu çalıyor. Facebook'ta ve
Twitter'da en çok bu şekilde… Ancak bunun dışında eskiden şöyle şeyler
vardı, o kadar güvenli değildi internet siteleri… Ve “brute force” dediğimiz
yöntem ile yani bir anda binlerce şifreyi deneyen mekanizmalar
geliştiriliyordu. Bunların “Wordlist” dediğimiz en çok kullanılan şifrelerin
klasörleri vardı. Not defterlerinde hazırlanmış text dosyaları şeklinde.
Şifrelerin bunlardan birisi ise kırılıyordu. Ancak şu an en çok bu şekilde
kırılıyor. Çünkü Facebook veya instagram güvenliklerini iyi sağladıkları için
orada bir sorun olmuyor. Sadece oltalama dediğimiz bir bağlantıya
tıklayıp şifreni girme yöntemi kullanılıyor. Eskiden farklı yöntemler vardı
ve bu yöntemlerde Web sitelerindeki açıklar kullanılırdı, şifre deneme
kullanılırdı, ancak şu an bağlantı sistemi ile genellikle çalınıyor.

Ahmet Ataş : Uygulamalar Neden Sürekli Güncelleniyor ?


Cevap:
- Burada birçok faktör var.Ancak birincisi; bunlar şirket ve sürekli sitelerini
güncellemek istiyorlar, ikincisi ise "retention" dediğimiz bir olay var.
Uygulamalarda yani kullanıcı uygulamaları ne kadar bağlı kalıyor. Bu
önemli bir konu. Siz bir oyunu indirdiniz, bir ay sonra oynuyor musunuz
?Yada bir hafta sonra oynuyor musunuz ?Yoksa oynamıyor musunuz? Eğer
oynamıyorsanız bu retention oluyor. Uygulamalar kullanıcı tutundurmayı
yüksek tutabilmek için, sürekli güncellemeler yapıyorlar. Çünkü bizim
zevklerimiz de değişiyor. Örneğin 5 sene öncesinde "canlı yayın" diye bir
şey yokken, şu an hayatımızda önemli bir yere ulaştı. Artık insanlar
Instagram üzerinden canlı yayın yapıyor. Birde şu var… Rakipler bir
güncelleme yaptığı zaman, diğerinin de aynı şekilde güncelleme yapması
gerekiyor. Bazen bir uygulama farklı bir özellik ortaya koyuyor ve hemen
diğer uygulamaların onu kapması gerekiyor. Burada gerçekten büyük ve
önemli bir pazar var.

Tülin AKPINAR: Facebook Nasıl Yapılmış?


Cevap:
- Hemen izah edeyim Facebook kaynak kodları tarafından php türünde
yazılmış bir proje ve bu kaynak kodları internette var (ilk kaynak kodları).
Ancak önemli yanı bir kod olarak değil de,internetteürün olarak önemli bir
yerde yer kaplaması. Facebook ilk çıktığı zaman şöyle bir misyonu vardı;
eskiden tanıştığın ama sonradan görüşemediğin ilkokul arkadaşın gibi
insanları bulmak. Fakat bu zamanla değişti, diğer internet siteleri gibi. Şu
anda Dünya'yı daha açık iletişimsel bir yer haline getirmeyi amaçlayan bir
projeye dönüştü. Ayrıca şunu bilmemiz lazım Facebook, 2002 yılında
çıktığında "Web 2.0" adında projeler vardı. Bu projelerden biriydi
Facebook. Diğer rakiplerini eleyerek ön plana çıktı ve şu anda dünyada en
fazla kullanıcıya sahip sosyal ağ haline dönüştü.
(Facebook kaynak kodu: “https://gist.github.com/nikcub/3833406”)

Rukiye: Meslek Seçimimi Nasıl Yapmalıyım ?


Cevap:
- Ben kendi çalıştığım alan ile ilgili cevabımı söyleyeceğim, şöyle; birkaç tane
popüler konu var bizim önemsediğimiz. Bunları göz önünde bulundurarak
yapman lazım. Birincisi gelecekte neler olacak, üç boyutlu yazıcılar çok
önem kazanacak, nesnelerin interneti önem kazanacak yani her şeye
internet bağlayacağız (sandalyeye, masaya, kapıya). Bunun dışında; yapay
zekâ, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, sensorlar, robotik, bunlar çok
önem kazanacak. Yani hangi mesleği seçerseniz seçin bu bahsettiğim
konular ile ilgili yenilik yapmak hedefiniz olsun. Tıp alanında da devam
ederseniz , orada da yapay zekâ robotik gibi konular ön planda olacak.
Mutlaka bu konularla ilgili gelişmeleri takip etmelisiniz.

Ömer BUDAK : İnterneti nasıl yapmışlar?


Cevap:
- Bu çok geniş bir konu… Ancak sana kısaca birkaç noktaya değinerek bunu
anlatmaya çalışacağım. Daha geniş bilgileri de siz internette bulabilirsiniz.
Bizim en çok önemsediğimiz noktalara değineceğim, 1950'lerin başında
bilgisayarların gelişmesi ile artık bilgisayarlar arasında paketlerin birbirine
gönderilmesi konusunda gündeme geliyor ve yavaş yavaş internet
dediğimiz şeyin gelişim süreci başlıyor. 1960'ların başında Amerikan
Savunma Bakanlığı "Arpanet" adında bir ağ yapıyor ve birbirine bu
Arpanet üzerinden kullanıcılar mesaj gönderebiliyor. Bu yıllarca ilerliyor.
Tabii öncelikle askeriyede sonra sivil hayatta kullanıma sürülüyor.
1990'ların ortasında önemli bir isim mutlaka bilmeniz lazım "Tim Berners
Lee" adındaki kişi bugünde kullanmakta olduğumuz internet sitelerinin
işaretleme dilini "HTLM"yi de gündeme getiriyor ve 90'larda artık
mesajlaşma uygulamaları elektronik postalar hayata giriyor. Daha
sonrasında ise Facebook, Instagram ,Twitter gibi siteler hayatımıza giriyor.

Okuyucuya not:
Kitabın 0.3 versiyonuna göz attınız. Yeni versiyonlar ve eklenmesini istediğiniz
bölümler için lütfen iletişim kurun ve sosyal ağlardan takipte olun.

Buğra AYAN
bugra.ayan@yahoo.com
http://www.facebook.com/bugraayan
http://www.instagram.com/bugraayan
http://www.twitter.com/bugraayan

You might also like