Buradaki bağlaçlardan sonra İSİM gelir.

Dolayısıyla cümle içinde anlamı test ederken, boşluktan

hemen sonra gelen isimlere çok dikkat ederek cevap aramalısınız.

Boşluk en başta ise, virgül atılacaktır birazdan. Virgül sonrası kısımla EN BAŞTAKİ BAĞLAÇLI
İFADE arasında nasıl bir ilişki olduğunu görmeye çalışın.

Boşluk cümle içinde ise, önce boşluktan sonraki kısma dikkat edin. Ardından, boşluk öncesine
bakın ve arada nasıl bir ilişki var görmeye çalışın.

1) The enlightenment was an intellectual current that flowed across Europe and beyond
during the 18th century -------- an explosion in printing and widespread use of the French
language.

a) except for (-nın haricinde) b) as opposed to (-nın c) such as (örneğin ... gibi)
Bu ifadenin genellikle tersine, aksine) Bu örnekler %80 birden
preposition'ı (FOR) sorulur. fazla olur. Öncesindeki
kelime %90 çoğuldur,
örnek veriyoruz.
d) thanks to (sayesinde) e) in spite of (-e rağmen, ise
Yalnızca güzel şeylerin de, olsa da)
başına gelir.
.

2) ------- their uses in medicine, antibiotics have also had important veterinary applications
and are used as animal feed supplements to promote growth in livestock.

a) By means of (Yoluyla, b) Contrary to (-nın aksine, c) Instead of (-nın yerine), bu

aracılığıyla) Örnek: By
means of this method ....,
by means of the analysis of
.....
d) Unlike (-nın aksine, ona e) In addition to (-e ilaveten)
benzemeyen bir şekilde).
Izmir is hot UNLIKE
ERZURUM.
.
tersine) Bir inanışın, söylediğim değil de diğeri
algının, anlayışın aksine anlamı verir. =rather than.
derken kullanılır. Contrary Drink water INSTEAD OF
to the common belief, milk COLA.
may be harmful.
ÇOK SORULUR = as well
as; sonrasında virgüller
veya AND,ALSO gibi
başka şeyler çağrıştıran
kelime olur, yakınlarda bir
yerinde OTHER denir sık
sık.
3) --------- jet airliners, highways, and high‐ speed rail routes, we can go on long‐ distance
journeys that would have been unthinkable just a few decades ago.

a) In spite of (-e rağmen, ise
de, olsa da) = despite ;
bir tarafta İYİ, diğer tarafta
KÖTÜ şeyler olur genelde.
d) Apart from (-den başka)
%80 ilave yaparken (=as
well as) veya %20 istisna
olabilecek durumu
(=except for) söylerken
.
b) Thanks to (sayesinde) = c) Unlike (-nın aksine, -ona
because of (yalnızca benzemeyen şekilde-)
güzel şeylerin başına Unlike my father, I don't
gelir). Cümlenin her yanı like football. (zıtlaştırır)
POZİTİVİZM kokar.
e) As well as (yanı sıra
ilaveten) = in addition to

4) --------- the growth in e-mail and fax transmissions, many communications are still best
handled by face-to-face or voice-to-voice contact.

a) Contrary to (-nın aksine, b) In spite of (-e rağmen, ise c) By means of (yoluyla,

tersine) Bu ifade bir de, olsa da) aracılığıyla)
görüşün/sanılanın aksine
derken kullanılır (contrary
to what people think)
d) Since (-den beri veya e) As regards (açısından,
because) bakımından, -e gelince)
.

5) Contrary to perceptions outside Canada, the majority of Canadians are descended from
the English, the Scots, and the Irish -------- from the French.
a) rather than (-den ziyade, o b) more than (-den çok) c) such as (örneğin)
değil de öteki)
d) and so (ve bu yüzden) e) also (aynı zamanda)
.
6) The idea of the Internet was initially to provide redundancy of communications -------- a
catastrophic event like a nuclear blast, which might destroy a single connection or
computer but not the entire network.

a) such as (örneğin ... gibi) b) on behalf of (adına, c) in terms of (açısından,

namına) şıklarda oluyor. bakımından veya nadiren
Bundan sonra bir şahıs o cinsten) Tipik Örnekler:
veya bir kurum adı iyi in terms of money, in
gider. Bu ödülü terms of education, in
arkadaşlarım adına terms of dollars
alıyorum gibi bir cümlede
iyi gider. A lawyer acts and
talks ON BEHALF OF us.
d) in addition to (-e ilaveten) e) in case of (durumunda)
sonrasında PİS-KÖTÜ bir
şey olur hep, cümlenin
diğer tarafında buna karşı
alınan tedbir, yapılan
hazırlık olur.
.

7) --------- its notoriety as a naval weapon, the first modern torpedo was developed in
landlocked Austria, or rather in what was then the Austrian Empire stretching down to
the Adriatic.

a) In terms of (açısından, bakımından)

b) Along with (yanı sıra, ilaveten)
c) Despite (-e rağmen, olsa da, ise de)
d) Due to (sebebiyle, -dığından, -nın yüzünden)
e) Instead of (-nın yerine)
.

8) Driving a car places a particularly high burden on the environment ------- the carbon
dioxide emissions into the air.

a) regardless of b) rather than (-den ziyade) = c) as opposed to (-nın

(bakmaksızın, dikkate instead of aksine) = in contrast to
almaksızın)
d) due to (sebebiyle, e) in spite of (-e rağmen, ise
yüzünden, -dığı için) = de, olsa da)
because of
.
 9) Research has found subtle ways to change our homes, workplaces, schools, or modify
our approach to restaurant dining and grocery shopping, so we mindlessly eat less (25)-
--- eating more.

a) due to (sebebiyle) = b) instead of (-nın yerine) = c) with regard to (-e ilişkin,

because of rather than dair, hakkında) = about
d) in terms of (açısından, e) together with (ile birlikte,
bakımından) onun yanı sıra) = along
with
.

10) In most cultures around the world, men and women typically differ in a number of ways -
--- physical appearance, personality traits, and occupational preferences.
a) in case of (durumunda) ; b) in spite of (-e rağmen) ; c) such as (örneğin .... gibi) ;
sonrasında yangın, kaza, zıtlık yapar. Sonrasında sonrasında virgüller, veya
deprem, vukuat gibi çok net bir pozitif veya and ile ayrılmış kelimeler
istenmedik bir şey olur negatif kelime olur olur genellikle. Öncesinde
genelde. Cümlenin ise %90 çoğul kelime.
devamında bunun tersi Örnek veriyoruz.
olur.
d) similar to (-e benzer, -e e) as well as (ilaveten, ek
benzeyen şekilde). Aldığı olarak) = in addition to.
preposition (TO) OTHER-AND-ALSO gibi
sorulmuştur birkaç kez. bir şeyler eklendiğini
çağrıştıran kelimeler olur
yan taraflarında. Çok
sorulur. İyi şeylere iyi
şeyler eklenir. Kötü şeylere
kötü şeyler eklenir çoğu
zaman.
.

11) In the 1960s, people had greater employment opportunities and a new buying power. -----
-- this growing affluence, music and fashion became mass-market industries.

a) Instead of : -nın yerine
(=rather than)
d) Contrary to : -nın aksine
(Bu kelime inanışın-
algının-beklentinin tersine
derken kullanılır)
.
b) Rather than : -den ziyade c) As a result of : -nın bir
(=instead of) sonucu olarak (=
because of)
e) Regardless of :
bakmaksızın, dikkate
almadan. Örnek:
regardless of age,
regardless of cost,
regardless of the results

12) Venus is far more Earth-like than Mars in its size, composition and surface gravity, but --
---- its harsh environment, it could never host life.
a) due to (sebebiyle) b) instead of (-nın yerine) c) in comparison to (ile
karşılaştırıldığında)
d) unlike (aksine, tersine) e) such as (örneğin ... gibi)
.
13) According to Catherine Kleier, a researcher from Regis University, Colorado, the plant
became very strong ------- a combination of environmental factors (cold at night and hot
in the day) and it is compact to trap heat.

a) rather than (-den ziyade);
yapılmaması gereken,
tecihlenmemesi gereken
şeyin önüne konur. Diğer
tarafta arzulanan şey
belirtilir. Sorulabilir. Bir
örnek yazayım. Kuru
fasulye mi, yoksa iskender
kebap mı? dense, birçok
insan "İskender kebap
herhalde yani RATHER
THAN kuru fasulye"
diyecektir.
d) except for (haricinde);
istisna olan şeyi söyler,
aldığı preposition (FOR)
çok sorulmuştur.
.
b) in addition to (iyiye iyi c) contrary to (-nın aksine)
eklenir, sıfata sıfat eklenir, Tipik olarak: "Contrary to
zarfa zarf eklenir, kötüye the common belief",
kötüye kötü eklenir; böyle Contrary to the
düşünün) idea/myth/expectation"
diye bir inanışı veya algıyı
kastederek kullanılır.
e) because of (Doğruluğunu
test etmek için, diğer
cümleciğe NİYE diye
sorulur, boşluktan sonraki
cevap veriyorsa doğrudur)

14) -------- the promising prospects that carbon capture and storage technology offers to
prevent air pollution, it is still a rather new technique requiring much more research
before it can be utilized on a large scale.
a) Owing to (sebebiyle) = b) Rather than (-den ziyade) c) In spite of (-e rağmen, ise
because of = due to de, olsa da)
d) Similar to (-e benzer, -e e) Except for (-nın haricinde)
benzeyen, onun gibi)
.

15) Accordingly, an extensive testing and approval process is mandated for foods of this
kind, including individual ingredients and additives ------ whole foods.
a) in terms of (açısından, b) regarding (dair, ilişkin, c) thanks to (sayesinde)
bakımından) Nadiren de hakkında) = with regard to devamında hep güzel,
olsa geliyor sınavda. = about olumlu şeyler. Çok sorulur.
Metinlerde çok geçer.
d) despite (-e rağmen); e) as well as (ilaveten);
sonrasında genelde çok boşluğa yakın yerlerde bir
pozitif veya çok negatif algı şeyler eklendiğini
yaratan keskin kelime olur. çağrıştıran AND-ALSO-
Çok çıkmıştır. OTHER gibi kelimeler veya
virgüllerle ayrık bir şeylerin
sıralandığına işaret eden
kelimeler olur. Ekliyoruz
ya, bu yüzden. Çok
sorulur.
.
16) Humans are capable of sophisticated communication ------ the fact that our languages
follow systems of rules.
Sınav Taktiği: Zorda kalırsanız, şıklarda birbirine eş/yakın anlamlı kelimeler varsa, muhtemelen
bunların hepsi yanlış.

a) instead of (-nın yerine, "bu
değil de yan tarafımdaki
öteki" anlamı verir)
d) in spite of = despite (-e
rağmen)
.
b) except for (haricinde) c) due to (sebebiyle) = owing
to = because of
e) in contrast with (-nın
aksine, tersine)

17) One way to reduce the negative impact people have on the environment is to make sure
that as much garbage as possible is recycled -------- being put in a landfill.

a) because of (sebebiyle). Yan tarafa NEDEN diye sorulup boşluk sonrasına bakılır, sebebini
söylüyor mu diye.
b) in terms of (açısından, bakımından). Genel bir konuya hangi açıdan yaklaştığımızı
söylerken kullanılır. Örneğin: IPHONE süper telefon IN TERMS OF kalite. Fakat aynı
telefonu almak mantıksız sanki IN TERMS OF maliyet.
c) for the sake of (-nın aşkına, -nın iyiliği için). Tipik olarak "for the sake of children, for the
sake of the country, for the sake of future generations, for the sake of art" gibi geçer
metinlerde. Bazen şıklarda olur. Doğru şık olarak hatırlamıyorum hiç.
d) instead of (-nın yerine) = in place of = rather than = in preference to. Öyle değil de böyle
yapmak lazım, doğrusu budur derken iyi gider. Sorulur bu ifade bize.
e) in case of (durumunda) boşluktan sonra PİS KÖTÜ bir şey olur. Genelde yangın, deprem,
kaza, hastalık gibi şeyler olur. Cümlenin diğer kısmında bu istenmeyen duruma karşı
yapılan hazırlık, alınan tedbir olur.
.

18) This tradition originates from the psychoanalytic view that play’s main function is to
enable children to work out their inner conflicts. --------- this view, the teacher’s role was
to set the stage for play and to observe children.

a) As opposed to (-nn aksine) b) In spite of (-e rağmen) c) Similar to (-e benzer, -e

benzeyen)
d) In place of (-nın yerine) e) According to (-e göre)
.

19) ------- deriving two-thirds of its power supply from fossil fuels, power producers in India
cannot get enough pipeline space to distribute natural gas.
a) Despite (-e rağmen). Zıtlık. b) Besides (yanı sıra). c) As a result of (-nin sonucu
Bir tarafta iyi şeyler diğer Bağlanan iki kısım olarak)
tarafta negativizm olur arasında paralellik olur. İyi-
genelde. iyi veya kötü - kötü gibi.
d) By means of (yoluyla, e) Rather than (-den ziyade).
aracılığıyla) Metinlerde sık Bu da bize gelebilir. Uzun
sık geçer. Gelebilir bu ifade zamandır çıkmadı sanki.
bize. Dikkat!
.
20) The crimes of the rich and the powerful can be explained -------- the same motives as any
other criminal act.

a) in terms of (açısından, bakımından)

b) prior to (önce, öncesinde) = before
c) apart from (-den başka)
d) in spite of (-e rağmen)
e) instead of (-nın yerine)
.

21) ---------- expansion west across the Mississippi River to the Pacific coast, settlers from
Europe were brought into conflict with Native American tribes who lived in the area,
upon whose lands the settlers were encroaching.

a) Rather than (-den ziyade)

b) Along with (ile birlikte, -nın yanı sıra)
c) As opposed to (-nın aksine, tersine)
d) Unlike (-nın aksine, tersine)
e) Due to (=because of, owing to)
.

22) Having a geopolitical significance --------- its unique aspect of dividing two continents,
the Bosphorus stands among distinguished landmarks of Istanbul.

a) similar to (-e benzer)

b) thanks to (sayesinde, sebebiyle, o yüzden) (=because of)
c) in place of (=instead of) -nın yerine
d) in spite of (-e rağmen)
e) contrary to (aksine, tersine) NOT: Bir inanışın-düşüncenin-fikrin-algının vb. tersine
derken iyi gider.
.

23) The numerous Italian princes’ palaces became significant centres of the Renaissance
and the Baroque periods ------ their comparatively minor political influence.
a) due to (=because of)
b) rather than (=instead of) -den ziyade, A değil de B
c) in terms of (açısından, bakımından)
d) as well as (=in addition to)
e) despite (= in spite of) -e rağmen
.

24) The panda has become an international symbol for conservation since 1990, winning the
public’s affection ------ their distinctive black and white markings and clumsy behaviour.
a) in spite of (-e rağmen)
b) on behalf of (adına, namına) Şıklara konur. Doğru cevap olarak istenmemiştir hiç.
c) thanks to (sayesinde)
d) in contrast to (-nın aksine)
e) except for (-nın haricinde) Bu ifadenin aldığı preposition (FOR) birkaç kez sorulmuştur.
.
25) ------- its similarities with other Italian cities, it is important to emphasise that Venice's
aquatic environment and associations with foreign lands via the sea endowed it with a
uniqueness.
a) Due to
b) By means of (=through) Yoluyla, vasıtasıyla
c) In terms of
d) In case of
e) Despite
.

26) ------- children and older people, who suffer most of their unintentional injuries at home,
young and middle-aged adults are often injured in the workplace.
a) In contrast to
b) Instead of
c) Due to
d) Thanks to
e) In case of
.

27) Being very significant ------- economical and geopolitical aspects, control of the
Bosphorus was always demanded by many countries.
a) in spite of
b) rather than
c) instead of (=rather than) nın yerine, A değil de B derken kullanılır.
d) regardless of (dikkate almaksızın, bakmaksızın)
e) in terms of
.

28) Prejudice may be expressed by people who have developed generally negative
personalities, perhaps ------- being raised in harsh and restrictive families.
a) as a result of (-nın bir sonucu olarak)
b) in terms of (açısından, bakımından)
c) in contrast with (-nın aksine)
d) rather than (-den ziyade) (=instead of)
e) in place of (-nın yerine) (=instead of)
.

29) The henna, which may have spiritual significance in various cultures, is applied -------
different graphic rules, with different symbolic relations.
a) due to
b) except for
c) according to
d) prior to (=BEFORE)
e) unlike
.
 30) ------- the promising prospects that carbon capture and storage technology offers to
prevent air pollution, it is still a rather new technique requiring much more research
before it can be utilized on a large scale.
a) Owing to (= because of)
b) Rather than (= -den ziyade)
c) In spite of (= -e rağmen)
d) Except for (-nın haricinde)
e) Similar to (-e benzer, benzeyen) Bu kelimenin aldığı preposition (TO) çok fazla
sorulmuştur.
.

1.D ... 2.E ... 3.B ... 4.B ... 5.A ... 6.E ... 7.C ... 8.D ... 9. B ... 10. C

11.C ... 12.A ... 13.E ... 14.C ... 15.E ... 16.C ... 17.D ... 18.E ... 19.A ... 20.A

21.E ... 22.B ... 23.E ... 24.C ... 25.E ... 26.A ... 27.E ... 28.A ... 29.C ... 30.C