Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 52

2

Algısını Devrimcileştiren
Bir Kuşak Yetişiyor
“(...) Büyük felâket anlarında manevi canlandırıcıları etkili hale getirmek kolaydır; fakat
onların etkisini sürdürmesi için yeni değer yargılarının yer aldığı bir bilincin gelişmesine de
ihtiyaç vardır.(...)” (Che)

“(...) Büyük felâket anların- karşılanmasıdır. dilde eğreti durur; insanı insan
da manevi canlandırıcıları etkili İnsanın değişim ihtiyacına da kılan niteliklerin devamlılığı, ha-
hale getirmek kolaydır; fakat cevap olan bu arayış, ince bir zır olanla veya servis edilenle
onların etkisini sürdürmesi için çizgi üzerinde yürür. Var olanı yetinmemeyi gerektirir.
yeni değer yargılarının yer al- tüketim, gerçeklikten kaçınma “Eski kapitalist toplumun bize
dığı bir bilincin gelişmesine de ve uyuşma biçiminde olabile- bıraktığı en büyük kötülük, en
ihtiyaç vardır.(...)” (CHE) ceği gibi, devrimsel düşlere büyük zorluk kitapla pratik
Çernişevski’nin “...bu teori devamlılık sağlayan bir üret- yaşam arasındaki son derece
soğuktur ama insanoğluna sıca- kenliğin yakalanması da müm- derin uçurumdur. (...) Çalışma
ğın nasıl bulunacağını öğretir.” kündür. olmadan, mücadele olmadan
saptamasındaki gibi mesele, iz- Bu, Jose Marti’nin “Söyle- komünist broşür ve eserlerden
lenecek yolun doğru saptanma- menin en iyi biçimi, yapmaktır.” alınmış kitabi bilgilerin beş ku-
sı ve o yolda, vaktinde üretilmiş sözünde ifadesini bulan diya- ruşluk değeri yoktur, çünkü teo-
olanla yetinmeyen yani tüketici lektiktir; tüm sınıflı toplumların, ri ile pratik arasındaki eski uçu-
değil üretici olan bir kimlikle tüm mülkiyet ilişkilerinin öğretti- rum, eski burjuva toplumun en
ilerlemektir. ği hazıra konma eğiliminin tersi- iğrenç özelliğini oluşturan bu
Yaşanmış olanı tekrar, sahip ne çevrilmesi, üretimin yaşama uçurum hala varlığını sürdürü-
olunan önemi zayıflatır, heye- içerilmesi ve salt maddi olanla yor.” (Lenin)
canı (moral etkiyi) azaltır. Bu yetinmeyerek ruhsal alanın bü- Ama bir farkla; artık prati-
nedenle yeninin, farklının ara- yütülmesidir. ğiyle teoriyi besleyen bir kuşak
yışı hemen her insanın günde- Metabolizmanın durması yetişiyor. Manipülasyon, de-
minde vardır. Önemli olan bu ölümdür. Üretkenliğin durması zenformasyon, spekülasyon ak-
arayışın da bir tüketime dönüş- da bir çeşit ruhsal ölümdür; ez- lını çelmeye yetmiyor; yormak,
memesi, var olan değerlerin beri, taklidi veya hazır tüketimi canını acıtmak, tehdit etmek
devamlılığını kesintiye uğrat- beraberinde getirir. Bilinir ki yıldırmaya yetmiyor. Düşlerini
mayan bir üretimle bu ihtiyacın ezber, aklı ve yüreği beslemez, bugünden gerçekleştirme eği-

3
Devrimci Gençlik Devrimci Kuşak

limine giren gençlik veya yaşı Artık dayatılanın dışında değişikliği istiyor.
ilerlese de genç rüyalar görme- farklı yaşam biçimlerinin (alter- Kısacası teorinin griliğinden
ye devam eden Che’ye sevdalı, natifin) olduğu, gizlenemiyor. hayatın yeşiline geçilmiş, so-
Giap’ın mirasına bağlı kuşak- Egemenler eskisi gibi yöneteme- kaklar özgürlüğün mayalanma
lar, sistemin çizdiği imkan sınır- yeceklerinin farkında, ezilenler alanı haline gelmiştir. Böyle
larını ve meşruiyet tanımını zor- de eskisi gibi yönetilmek istemi- anlarda bardağın boş tarafını
luyor. “Gerçekleşmiş imkânlar, yor. Bu, duyguda da düşünce- göstererek umudu çelmeleme-
zorlanmış imkânsızlıkların so- de de bedel ve kazanımda da ye çalışmak da egemenin atrak-
nucudur” diyen K. Liebknecht’i nitel bir değişimdir, bir sıçra- siyonlarındandır. Bu nedenle,
hayat bir kez daha doğruluyor. madır; elbette devrim değildir. başarıyı hafife almamak, sahip
Yaşam mücadeleyle, mücade- Ancak devrimsel önemdedir. olunan eksiklikleri abartmamak
le yaşamla bütünleştiğinde; aşk, Üstelik bu, seçimden veya aday ve umudu diri tutmak başlı başı-
öğretilmiş figürlerden yaşamın yarışından öte bir alternatiftir. na bir dirençtir.
bütününe taşınıyor; öğretilmiş Ezilenler, kaybettiğini seçimden Unutmamak gerekir ki ezi-
yanlışlar üretilmiş doğrulara ye- de aday yarışından da öte kul- lenler, tarih boyunca hep eşit-
niliyor; kardeşlik milliyetçiliğe, varlarda (doğru yerde) arama siz koşullarda mücadele etmiş,
toplumsal sevda sevgisizliğe eğilimine girmiştir; günü kazan- gücünü inanç ve haklılığından
üstün geliyor. Algı yönetimin- manın ve geleceği kurmanın şif- almış, kazanmak için her tür-
de işler kötü giderken, algısını releri ile tanışmıştır. Magazinin lü araç ve gereçle donanmayı
devrimcileştiren bir kuşak yetişi- yerini toplumsal sorunlar almış, veya koşulların steril bir hal al-
yor. Aynı anda Beyaz Saray ve uyuşma ve uyuşturma faaliyet- masını beklememiştir.
Ankara kara kara düşünürken, leri son bulmamış olsa da uyan- Sınıflar mücadelesinin gerek-
insanlar sokaklarda geleceğini ma sürecine girilmiştir. lerinden biri de taraf olmaktır.
örgütlüyor. İnsanlar, darbe için, vesayet Kızıl Ordu Fraksiyonu’ndan
Elbette hala özgürlüğü türban için üniforma gerekmediğini, Holger Meins’in “Ya sorunun
serbestisinden ibaret gören, faşizmin askercil değil sınıfsal bir parçasısındır ya da çözü-
demokratikleşmeyi kendi öznel bir tanım olduğunu bizzat yaşa- mün. İkisinin ortasında bir şey
ihtiyaçlarıyla sınırlayan, bütün- yarak öğreniyor. Cunta Anaya- yok. Bu kadar basit bu ve yine
lüklü bakamadığı için sistemin sa’sında “Herkes önceden izin de çok zor.” biçimindeki sözle-
toplumsal dinamikleri ayrıştırıcı almadan, silahsız ve saldırısız ri, bu durumu anlatmaya yeter-
atraksiyonlarına hizmet eden toplantı ve gösteri yürüyüşü dü- lidir. Ve artık özgürlük, yaşama
kesimler var. Onlar hala, ege- zenleme hakkına sahiptir” den- içerilmiş görünmez kelepçele-
men yalanın aynasında kırılarak diğini ve bugün bunun gerisine rin ayırdına varanların ve “Ha-
gelen görüntüleri gerçek sanı- düşüldüğü görülüyor. Yaşamın yır, özgür değilsin, senin bağlı
yor. Ancak, acıların yarıştırıla- özgürleştirilmesi yerine klavye- bulunduğun ip, öbür insanların-
mayacağını, anne gözyaşlarının nin özgürleştirilmesi, dil yerine kinden biraz daha uzun! Hepsi
ayrıştırılamayacağını anlayanla- harf verilmesi Kürdü ikna etmi- bu kadar!” (Nikos Kazancakis,
rın kapsamı giderek büyüyor. yor; benzer şekilde Alevi, ta- Zorba.) diyebilenlerin ufkunda
Gezi sürecinde yaşamını yi- bela değişikliği değil zihniyet gizlidir.
tirenlerin adları, resimleri ama
özellikle değerleri örtüşüyor.
Annelerini birbirinden ayırt et-
mek zor. Demek ki değerlerde-
ki ortaklaşma, özdeki buluşma,
şeklî olan her şeyi ikincilleştiri-
yor. Çeteler de kurşunlasa, gaz
kapsülüyle de vurulsa fark etmi-
yor; halk, katili tanıdı bir kez;
tehditlerinden de korkmuyor.
Oğlunu kaybeden ana, acılı di-
ğer analarla empati kuruyor ve
yıllardır devlet eliyle büyütülen
milliyetçilik, ağıtların kardeşliği-
ne yeniliyor.

4
Rantın Yolu Değil
Devrimin Yolu

“Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser.”(Marks)

G ezi Parkı’nda kışla ve AVM


yapma meselesi gündeme
geldiğinde ve devamında tep-
tür; T. Erdoğan’a “Yol için gere-
kirse cami bile yıkarız.” dedir-
ten gerçeklik budur.
kaşıkla verilen kepçeyle alın-
maktadır. Bu, sistemin yapısal
niteliğidir; kurda kırmızı başlık
kilerin büyümesi oranında konu Kanal İstanbul, 3. Köprü, 3. giydirip sevimli göstermektir.
daha kapsamlı tartışılır hale Havalimanı gerçekte rant çıl- Rant, spekülasyon, vb günü-
gelmiş ise de hala, sistemin bü- gınlığının projelenmesidir, ka- müz kapitalizminin öne çıkan
tünlüğünden, sermayenin işleyiş pitalizmin kriz anındaki heze- nitelikleridir; azami kar için
yasalarından bağımsız olarak yanlarıdır, yeni sömürgeciliktir; tercih edilen yöntemlerdir. Yatı-
(tekil bağlamlar içinde) ele alı- faşizmdir. Yeni sömürgecilik, rım, üretim, vb yerine, paradan
nabilmekte ve ülkenin bütününe bir yanıyla hedef coğrafyanın para kazanma, kısa yoldan vur-
bir Gezi Parkı muamelesi yapıl- en ücra köşelerine kadar sömü- gun yöntemleri tercih edilmek-
dığı gözden kaçırılabilmektedir. rünün taşınması ve derinleştiril- te, rantın olduğu her yere el
Gerçekte konu, Olimpiyatların mesi ise, diğer yanıyla emeğin atılmaktadır. Bu, şike meselesi
Türkiye’de yapılabilme ihtima- de imkan ve kaynağın da em- için de, Marmaray, Haydarpa-
line verilen önemden Kuzey peryalizmin ihtiyaçları çerçeve- şa Garı, vb için de geçerlidir.
Ormanları’na, sıraya sokulan sinde yeniden düzenlenmesidir; Rant, kapitalizme içkin ge-
nükleer santrallerden 3. köprü- ülkenin ihtiyaçlarını gözeterek niş bağlamlı bir konu ise de,
ye, 3. Havalimanı’na ve Kanal her alanda üretim hedefiyle de- kentsel dönüşüm adıyla anılan
İstanbul’a dek üzerinde kap- ğil, o ülkeye sistemin bütünlüğü kısmı, bugün çok daha güncel
samlı biçimde durulmayı gerek- içinde biçilen rol bağlamında boyuttadır. Rant söz konusu ol-
tiren bir boyuttadır. hareket etmektir. duğunda akla ilk gelen olgular-
Türkiye’yi elbette muz cumhu- dan biri toprak mülkiyetidir. Bu
HER YER ŞANTİYE riyetine çevirmek mümkün de- nedenle pek çok ülkede (Rusya,
HER YERDE DİRENİŞ ğildi, ama zengini olduğu pek İsveç, İsviçre, Danimarka, İsra-
Gezi, salt parkta yaşananlar- çok ürünü bugün dışarıdan ithal il, vb) yabancılara arazi satıl-
la; ODTÜ, sadece yol bağlamlı eder hale gelmişse, bu yeni sö- mıyor. Örneğin İngiltere’de tüm
gelişmelerle açıklanamaz, an- mürgeci politikalar sonucudur. araziler Kraliyet Ailesi’ne aittir,
laşılamaz. Direnişe konu olan Akla, halka ve doğaya zarar satılamaz. İngiliz vatandaşları
veya olmayan, benzer pek çok bu politikaların icrası, ancak dahi araziyi 49–99 yıllığına ki-
projeden söz etmek mümkün. ona uygun tedbirlerle, yani ralayabilir. 
Hatta asıl büyükleri, hala tam faşizmle mümkündür. AKP’nin Türkiye’de ise, toprak mülki-
anlamıyla öne çıkarılamamış, “Demokratikleşme Paketleri”nin yeti özeldir. Toprak mülkiyeti
direniş sahalarında gündemleş- Pandora’nın Kutusu’na dön- şahıslarda olunca, şehirlerin
tirilememiştir. meleri bundandır. Tüm ağdalı gelişim doğrultusunu önceden
AKP’nin rant alanı oluşturma söylemlere ve vaatlere rağmen, öngörüp etrafındaki ucuz ara-
konusunda kendisinden önce- “tek”lemekten (tek dil, tek bay- zileri satın alarak, kısa sürede
ki iktidarlardan daha yaratıcı rak, vatan…) veya kekelemek- ülkede enflasyonu onlarca kat
olması, dönemle olduğu kadar ten vazgeçilmemiştir. Biçimsel aşan bir artışla satışını yapmak
küresel sermayeyle iç içe geç- bile olsa demokratikleşme yö- ve bu yoldan büyük rantlar elde
miş olması ile ilintilidir. “Serma- nünde bir yasa düzenlemesi etmek, yaygınlıkla başvurulan
yenin dini-imanı-vatanı yoktur.” söz konusu olduğunda, hemen bir yöntemdir. Bu, yıllardır he-
sözünün ardındaki anlam, bu- peşinden güvenlik tedbiri bağ- men her iktidar döneminde çe-
gün artık bir sisteme dönüşmüş- lamlı bir yönetmelik gelmekte, şitli biçim ve oranlarda başvuru-

5
Devrimci Gençlik Rantın Değil Devrimin Yolu

lan bir talan yöntemidir. Vaktinde Cumhurbaş- kapsayacak kadar genişletildi.


Cumhuriyet yıllarında, kanı Süleyman Demirel, Artık İstanbul’un en ücra köşe-
1950’lere kadar olan dönemde Adapazarı’nda açılan otomotiv sindeki bir dönüm tarlanın bile
sermaye birikiminin temel mo- fabrikası için, “Adapazarı’nın inşaat-imar işlerinden İstanbul
deli, köylü kesimindeki yoğun patates tarlalarında artık Co- Anakent Belediyesi sorumludur.
tasarrufların sanayi kesimine rolla yetişiyor” diyerek kar ve Toprakların tamamının ana-
aktarılması ve bu yoldan sana- rant alanlarının nasıl değiştiği- kent belediyesine aktarılması-
yi burjuvazisinin yaratılması bi- ne dair somut bir örnek sergi- nın sonuçları, bugün daha net
çiminde olmuştur. 1950’lerden lemişti. biçimde ortaya çıkmaya baş-
sonra ise, kentlerde oluşan sa- AKP’nin 10 yılı, arsa spekü- ladı. İstanbul’un Akciğerleri
nayileşmeye paralel olarak kır- lasyonu ve rantın zirve yaptığı sayılan Kuzey Ormanlarının
sal kesimlerden kentlere göçün bir dönem oldu. AKP, kendine da kentsel dönüşüm kapsamın-
artması ve kentlerin etrafında yandaş sermaye oluşturmak da talana açıldığı, hatta bu
varoşların oluşmasıyla beraber, üzere hızla zenginleşmenin konuda bir hayli yol alındığı
kamu arazilerinin paylaşımına/ aracı olarak bu alanları kullan- görülüyor. Boğaz’dan başla-
yağmalanmasına yöne- dı. Kamuya ait yerler, düşük bir yıp Çatalca’ya kadar
lik süreç başlamış oldu. giden milyonlarca dö-
Başlangıçta, barınma nümlük bölge imara
sorununu çözdüğü için açıldığında, burada
kamu arazilerine el ko- oluşabilecek rantın
nulmasına izin verildi, birkaç yüz milyar do-
önemli engeller çıka- larlık bir sermaye biri-
rılmadı. Şehirleşmenin kimine denk düşeceği
gelişmesiyle beraber hesaplanıyor. Olim-
ilerleyen yıllarda gece- piyatlar konusunda
konduların arsa değeri- bu denli fırtına kopa-
nin artması, sahiplerinin rılmasının nedenle-
ekonomik olarak belirli rinden biri de budur.
oranlarda rahatlaması- Olimpiyat heyecanı
nı beraberinde getirdi. bölgede yapılacak
Bu, aynı zamanda sınıf- talana alet edilmek
lar mücadelesinin kes- istenmiştir.
kinleşmesini önleyici/ Bugün, gelinmiş
geciktirici faktörlerden olan aşamada gele-
biri olarak işlev gördü. neksel sermayenin sa-
Süreç içinde, kamu arazile- değer üzerinden tarla olarak hip olduğu toplam büyüklük ile
rine el koyarak rant elde etme yandaşlarına aktarıldıktan son- AKP döneminde oluşan yandaş
işi kurumsal olarak, iktidar ve ra imar, parselasyon izni bele- sermayenin rakamsal büyük-
belediyeler tarafından yapıl- diyelere verildi ve söz konusu lüğü neredeyse birbirine denk
maya başlandı. Tarlalar arsaya yerler birden bire arsa niteliği durumda. Ancak, görüldüğü
dönüştürülerek, imara açık ol- kazandı. Kaynaklar bu şekilde gibi süreç devam ediyor ve rant
mayan yerler önce satın alınıp muazzam bir sermayeye dönü- hesapları sınır tanımıyor.
sonra imar planı çıkartılarak şerek el değiştirdi, özelleşti. Emperyalizmle girilen ilişki-
muazzam rantlar sağlandı. İstanbul belediyesi sınırları nin gerektirdiği iş bölümü içe-
Son 20 yıl içerisinde kentlerin içerisindeki bütün araziler bu risinde gelişmekte olan ülkeler
yakınındaki arazilerde nerdey- şekilde kendi yandaşlarına peş- kategorisinde görülen ülkemi-
se paylaşılmayan yer kalma- keş çekildikten sonra, çeşitli ne- zin, ihracat ekonomisi haline
dı. Tarım arazilerinin tamamı- denlerle ulaşılamamış, talan dı- dönüşme sürecinin de tıkandı-
na yakını yapılaşmaya açıldı. şında kalmış yerlere göz dikildi. ğı bu koşullarda, ancak inşaat
Çerkezköy’den Adapazarı’na Ve bunun için büyük şehir bele- sektörü ayakta tutulabiliyor;
varıncaya kadar bütün toprak- diyeler yasasında bir değişiklik sürecin devamlılığı, uzun vadeli
lar gerçek tarımsal değerlerinin yapıldı. Bu son değişiklikle bü- mortgage kredileriyle ve arsa
çok ötesinde fiyatlarla el değiş- yükşehir belediyelerinin alanla- spekülasyonuyla sağlanıyor.
tirir hale geldi. rı, dağın başındaki köyleri bile Bu alan tek rant kaynağı ola-

6
Devrimci Gençlik Rantın Değil Devrimin Yolu

rak görülüyor. Ve hemen her Bugün artık Avrupa’daki TOMA’ya, ölümden tutsaklığa
yerdeki potansiyel rantlara göz sermaye açısından ekonomik her türlü tehdit, direnenlerin
dikiliyor. büyüme büyük oranda durmuş- karşısına çıkarılıyor. Son olarak
ODTÜ’de de yaşanan budur. tur. Faizlerin Euro bazında yılık ODTÜ’ye yönelen sermaye ve
Yol için başlayan tartışma gide- yüzde 1.5-2 olduğu koşullarda devlet ilgisinin sebebi budur.
rek üniversitenin üzerine otur- sermayeyi kar ettirmek mümkün Yapılmak istenen, aynı za-
duğu arsanın yüzölçümünün değildir. Ancak aynı sermaye, manda ODTÜ’nün “DEVRİM”
büyüklüğünün bir üniversite için Türkiye’ye gelerek araziye, öyküsünü geriye doğru silmek
fazla olduğu noktasına gelmiş- imara, vb yatırım yaparak mu- ve bugünün neoliberal harfle-
tir. Kaldı ki yolun bizzat kendisi azzam karlar elde edebiliyor. riyle yeniden yazmaktır; Dev-
de bir çeşit inşaattır, yatırımdır, Türkiye’de burjuvazi sermaye rimin yolunun döşendiği alan-
ranttır. İkincisi AKP, ülkeyi her kıt olduğu için, kısa zaman di- lardan birini yeniden biçimlen-
tür denetimden uzak bütün ku- limlerinde, çabuk para kazan- dirip rantın yolunu döşemektir.
rumlarıyla kontrol altında tuta- mak istiyor. Ama Avrupa’da Bu nedenle, ODTÜ’de di-
bildiği bu dönemde, her yere ya da Amerika’da yoğunlaşmış renmek, DEVRİMCİ GENÇLİK
ulaşmak; seçimler öncesinde, olan sermaye, daha uzun vade- ruhunda ısrar etmektir; serma-
iktidarını da yitirme olasılığına li yatırımlara girebiliyor. yenin tahakkümüne, olası rant
bağlı olarak, en geniş alanları İstanbul’un ve hatta projelerine karşı direnmektir;
yağmalamak istiyor. Türkiye’nin bugünkü ekonomisi Taksim-Armutlu diyalektiğine
Sonuçta bu yapılanlarla, yeni rant ekonomisidir. Aynı zaman- bir halka daha eklemek; yol-
sömürü alanları, rant ve pazar da, her ülkede bulunmayan daşlaşmayı zaman ve mekan sı-
alanları oluşturuluyor; derinli- çeşitli ayrıcalıklara sahiptir. Bir nırlarının dışına taşıyabilmektir.
ğine sömürünün gerçekleşmesi tarafında devasa petrol yatak- ODTÜ’de direnmek; Taylan
sağlanıyor. Korunması gereken larıyla Ortadoğu; diğer tara- Özgür, Ertuğrul Karakaya, Hü-
tarihsel ve doğal alanlar dahi fında bir uçtan diğer uca tama- seyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan
yağmalanıyor. Bu, Marmaray men bakir, sanayi yatırımlarına Cemgil, Alpaslan Özdoğan,
için de geçerlidir. Bu projeye açık Rusya ve Türkî cumhuriyet- Ulaş Bardakçı gibi ODTÜ’lü
yatırılan kaynakla ortaya çıkan ler var. Bu olağanüstü avan- pek çok devrimcinin mirasına
sonuç arasında devasa bir fark tajlar, Türkiye’ye uluslararası sahip çıkmaktır. ODTÜ’de di-
vardır. O fark, rant olarak doğ- sermayenin ilgisinin sürmesine renmek, rantın yolunun karşısı-
rudan küresel sermaye diyebi- sebep oluyor. Ve muhtemel tüm na devrimin yolunu çıkarmaktır.
leceğimiz aktörlere gidiyorsa, rant imkanlarının altın tepside
bu da sömürgecilik ilişkisidir. sunulabilmesi için, dozerden

7
Sizce Hangisi Ahlaklı!

Sizin ahlakınız banka cüzdanlarınız, sizin ahlakınız gayrimenkulleriniz, tahvilleriniz,


senetlerinizdir. Sizin kültürünüz “at, avrat, silah”lı meta/mülkiyet anlayışı; bizim
kültürümüz “yarin yanağından gayrı her şeyde hep beraber” diyenlerin kültürü.

A KP’nin türban söylemi üze-


rinden muhafazakar taba-
nını bir arada tutmaya yönelik
kamera yerleştirip farklı fakül-
telerdeki öğrencilerin birbirini
görmesini engellemeye yöne-
rak hedef haline getirilen olgu
sistem içinde sisteme alternatif
değerlerin örüldüğü yaşam bi-
politikası artık işlevini yitirmeye lik tecrit uygulamalarıyla bas- çimidir. Devrimci değerlerin ye-
başlayınca AKP üniversite öğ- tırılamayan gençlik dinamiğini şerdiği, kök saldığı eleştirel dü-
rencilerinin kadın erkek birlikte üniversitelere polisin yerleştiril- şüncenin sistemli hale gelerek,
kaldıkları, birbirlerini ziyaret et- mesine dönük düzenlemelerle gençlere gelecek vaat etmeyen
tikleri evlere el attı. nasıl ki bastırmaya çalışıyorlar- bozuk düzeni temelinden sar-
Başbakan Erdoğan, kendisini sa şimdi de bu muhafazakar sacak dinamiğin büyüdüğü bu
iktidar kılan sermayenin politi- söylem üzerinden komşularımı- ortamdır.
kadaki ihtiyaçlarının sözlü ifa- zı muhbirleştirerek yapmaya Kadın ve erkeğin evlenme-
desinde doğrudan ve meydan çalışıyorlar. den aynı evde kalmasının “ah-
okuyan tarzda konuşmasıyla laklı” kafalarca “ahlaksız”
dikkat çeken bir aktör. Söy- karşılanması da sorunun
lemlerini kişiselleştirmemek diğer boyutudur. Kadını
lazım. Siz bakmayın, bakan- adeta cinsel bir objece çe-
ların “aslında o izinsiz yurt- viren bu bakış açısında ka-
ları kastetti” dediğine. Zaten dın geleceğin ucuz iş gücü
kendisi de yanlışlığa mahal olan nesilleri 3’er, 5’er
vermemek için bakanların doğurması gereken, yeri
sözlerinin üzerine “böyle geldiğinde –bizzat kendi-
şeylere müsaade edilemeye- sinin de- işsizler ordusunu
ceğini” yineledi. büyüttüğü bir nesnedir. Ka-
Aslına bakılacak olursa pitalizm denilen makinenin
emperyalizmin özel yetkili aparatıdır. Kadının başı bo-
partisi AKP’nin bugüne ka- zuktur. Her biçimiyle başı
dar “özel hayata müdahale bağlanmalıdır. Evlendiril-
gibi algılanıp sınırları aştığı” AŞK DEVRİMCİDİR meli, başı kapatılmalı, at göz-
konuların arkasında doğrudan Aşk her zaman devrimcidir. lüğüyle yaşamı algılaması için
sınıfsal karakteri yatmaktadır. Kalıplara sığmaz . Mevcut gele- aileden okula, ahlaktan dine,
Mesele tek başına başbakanın nek ve göreneklerin katı, kuralcı gelenekten toplum yaşamına
veya birkaç bakanın üslubu de- , ataerkil algısını kırar. Aşk; din, kadar sürekli bir müdahale ve
ğildir. Bugün öğrenci evlerinde dil, ırk, cinsiyet vb. ayrımları yı- hizaya getirme söz konusu ol-
üniversite öğrencilerinin kadın karak düşünce temelinde el ele malıdır. Çünkü ‘’aile toplumun
erkek birlikte kalıyor olmasını veren kadın ve erkeğin yarattığı (siz kapitalizmin diye algılayın)
rahatsız edici ve “ahlaki” bul- sosyalizmdir. Aşk bireylerin el yapıtaşıdır.’’ Bu nedenle daha
mamasının arkasında hastalık- ele vererek birbirlerini sistemin üniversitede okurken bile evlilik
lı bir algının ötesinde sisteme bugüne kadar aile, okul, din/ teşvik edilmektedir. Bu nedenle
topyekün karşı durabilecek gelenek ve görenekle oluştur- üniversitede okurken evlenenle-
gençlik potansiyelinin hedef duğu değer yargılarını yıkıp re kredinin geri alınmayacağı
tahtasına konulması söz konu- yerine yarının, geleceğin, sos- şeklinde bir rüşvet teklif edil-
sudur. YÖK’le disiplin yönetme- yalizmin değerlerini inşa süre- mektedir. Aile ve Sosyal Politi-
likleriyle, soruşturma terörü ve cinde bir pusuladır. Ancak baş- kalar Bakanlığı’nca 18-24 yaş
özel güvenlikleriyle, okul içine bakanın söyleminde temel ola- arasında evlenenlere 10.000

8
Devrimci Gençlik Kapitalizmin Ahlakı

TL’ye kadar kredi verileceği maya ihtiyaç vardır. Üstelik bu bu düzen mi ahlaklı? Yeri geldi-
söyleniyor. işsizler ordusu boynuna kredi ğinde küçücük bedeniyle deva-
Bu uygulamalarla amaçla- ve borçlanma yuları takılacak sa bir ordu karşısında düşünce-
nan; yapısal krizi süreklilik yeni müşteriler de olacaktır. lerini her türlü zorbalığa karşı
arzeden kapitalizmin krizini Üstelik ekonomi tıkanma sin- savunan gençler mi, yoksa Po-
dönemsel olarak rahatlatıp ül- yallerini çoktan verirken, on zantı Cezaevi’nde çocuklara
keyi ucuz emek cennetine yani yılda elde avuçta adeta bir şey tecavüzü bildiği halde hasıraltı
Ortadoğu’nun Çin’i haline çevi- kalmamışken, yer altı ve yerüstü eden bu düzen mi ahlaklı? Ço-
rebilmektir. Kıdem tazminatına kaynaklarımızı (maden, orman cuğuna yiyecek ekmek bulmak
saldırılmasının arkasında yatan akarsularımızı), KİT’lerimizi, için emeğini satan babalar mı,
neden de kürtaj tartışmalarının otoyollarımızı vb’ni sermayeye yoksa çocuklarınıza gemicikler
arkasındaki olgu da budur. Bu peşkeş çekmişken AKP’nin bu- almanızı sağlayan bu düzen mi
politika yeni bir politika değil- gün kadınlarımızın doğurgan- ahlaklı? Kadının özgürlüğü için
dir. Daha önce Mussolini ve lığını sermayeye peşkeş çekme mücadele eden gençler mi yok-
Hitler de benzer politikaları uy- telaşına girmesi onun sınıfsal sa genelevlerinizde yasal fuhuş
gulamışlardı. Kapitalizmin ge- karakteri gereğidir. yapılan düzeniniz mi ahlaklı?
nel yasasıdır; asgari ücret tüm Ama birkaç soru soracak Lütfen bize ahlaktan bahset-
ücretleri şekillendiren ücrettir. olursak; sizce birbirini insan meyin. Sizin ahlakınız banka
Asgari ücret ne kadar düşük olarak seven, el ele vererek cüzdanlarınız, sizin ahlakınız
olursa, ona bağlı olarak tüm eşit, demokratik, bilimsel ve öz- gayrimenkulleriniz, tahvilleri-
ücretlerde bir azalma söz ko- gür bir dünya düşleyerek aynı niz, senetlerinizdir. Sizin kültü-
nusu olacaktır. Asgari ücretin evde kalan bu gençler mi yok- rünüz “at, avrat, silah”lı meta/
düşmesinin teminatı da işsizler sa kadının doğurganlığını bile mülkiyet anlayışı; bizim kültürü-
ordusunun büyümesidir. İşsizler pazarlamayı düşünen bu düzen müz “yarin yanağından gayrı
ordusu ne kadar büyürse işçi mi “ahlaklı”? Yoksul çocuklara her şeyde hep beraber” diyen-
ücretleri de o derece düşer. Bu ücretsiz ders veren bu gençler lerin kültürü.
nedenle daha çok çoçuk doğur- mi, yoksa eğitimi parayla satan 7 KASIM 2013

9
Kampüsler Devrimci Çalışma Alanlarıdır
Faşist Çeteler Sökülüp Atılacaktır

Hayata saldıranların karşısında direnişi örgütleyecek ve kampüslerde dahil tüm odakları


mücadelede birleştirmek ise bizlerin görevidir. Devrimci Gençlik antifaşist mücadelede ön
saflarda yerini almalıdır.

E şitsizliğin, adaletsizliğin, bas-


kının, sömürünün varolduğu
her alan aynı zamanda müca-
zaltına aldı, tutukladı.
Oligarşi direnişin hemen son-
rasında kendi saldırı politika-
önemi olduğu kadar, geçmişten
bugüne üniversitelerde yürütü-
len devrimci mücadelenin öne-
delenin ve direnişin de alanıdır. larının yeni dönem ipuçlarını mi daha ağır basmaktadır.
Faşizm şartlarında ise -ülkemiz- vermeye başlamıştı. Birincisi Kampüsler devrimci mücade-
de yaşanan durum gibi- hayatın toplumsal mücadelelerin ve di- lenin en sıcak ve yoğun olarak
kendisi direniş olmuştur. Gezi renişlerin katelizör gücü dev- yürütüldüğü devrimci mücadele
Parkı eylemlerinin Türkiye’nin rimcilerden ne denli korktuğunu açısından özel önemde olan
dört bir yanında sahiplenilmesi gösterdi. Direnişin sönümlen- alanların başındadır. Şüphe-
ve toplumsal bir direnişe dönüş- meye başladığı anlardan iti- siz oligarşi bu durumun kesin
mesi halkın faşizme karşı biri- baren devrimcileri dayanaksız farkındadır ve üniversitelere
ken öfkesinin açığa çıkmasıydı. iddianamelerle cezaevlerine dönük özel saldırı politikaları
Fiziğin en temel yasasında oldu- doldurmaya başladı. Ülkenin her dönemde geliştirmektedir.
ğu gibi etki tepkiyi doğurur. Ül- dört bir tarafından yüzlerce Haziran direnişinin hemen ar-
kemiz de bu tepki, artık kabına devrimci Gezi parkı olaylarını dından Türkiye egemenlerinin
sığmayan patlayan bir hal aldı örgütlemek gerekçesiyle tutsak ilk saldırdığı alan devrimci mü-
Haziran Direnişi’nde. İnsanlar edildi. İkincisi yıllardır üzerinde cadelenin sembol üniversite-
yaşam alanları olmaktan çıka- ölü toprağı bulunan ve kendisi- lerinden biri olan ODTÜ oldu.
rılan sokaklarını ve parklarını ni göstermeyen gençlik enerjisi Ardından hazırlanan saldırı
terk etmedi, evlerine dönmedi. bu direnişte açığa çıktı. Gençler yasalarının büyük bir bölümü
Paylaşmayan, birbirini tanıma- barikatların ve çatışmaların en üniversiteyi hedef alan içerikte
maktan bıkan insanlar ortak ön saflarında direndi ve potan- gelişti. Öğrenci evlerine karı-
paylaşım alanları yarattı, ko- siyel gücünü gösterdi. İşte bu şılmasından yurtlarda yapılan
münler kurdu. Sosyal alanları durum oligarşiyi bu iki kesimin düzenlemelere, askerlik yaşına
sıfırlanan halk, sokaklarda atöl- buluşacağı alanların en başın- ilişkin düzenlemelerden, üniver-
yeler oluşturdu, empoze edil- da yer alan üniversitelere dö- sitenin kaç dönemde bitirilmesi
mek istenen medya algısını ken- nük faşist politikalarının yönte- gerektiğine ilişkin yasa düzen-
di medyasını yaratarak yerlebir mini değiştirmeye zorladı. lemeleri ile üniversiteye saldırı-
etti. Birbirini dinlemeyen, konuş- larını başlatmışlardı. Üniversite
mayan insanlar ortak acılarda YENİ DÖNEMDE ÜNİVERSİTEYE güvenlik düzenlemeleri adı al-
buluştu, İzmir’de halk Medeni SALDIRILAR BOYUT tında üniversiteli katili polisin
olup meydanları doldurdu. DEĞİŞTİRİYOR kampüslerde görev yapmasını
Kısaca söylemek gerekirse Ülkemizde üniversiteler top- kesinleştirdi.
halk faşizme karşı hayatı dire- lumsal muhalefetin en canlı ve Bu saldırılar oligarşinin yeni
niş olarak örgütledi. Toplumsal örgütlü kesimidir. Ülke genelin- dönemde yasal güvence altına
hayata ‘etki’de bulunanlar yani de yaşanan her hangi bir hak aldıkları, bir de saldırıyı boyut-
egemenler ise bu direnişte ve gaspına, adaletsizliğe ya da landırma hedefleri arasında
sonrasında kendi acz ve kor- toplumsal olaylara önce üni- sivil faşist çeteleri kampüslere
kularını görünür kıldı. Oligarşi versitelerden örgütlü tepkiler yerleştirme, etkinlik alanlarını
polis terörünün en su katılma- yükselir. Bu durumun oluşmasın- geliştirme, organize saldırıla-
mış biçimini halka reva gördü, daki üniversitenin -kısıtlıda olsa- rı doğrudan örgütleme ya da
insanları öldürdü, yaraladı, gö- akademik demokratik ikliminin önünü açma gibi başlıcalarını

10
Devrimci Gençlik Kampüsler Çalışma Alanlarımızdır

sayabiliriz. Bu sene içerisinde tasına çıkan bu süreç 12 Ara- faşistlerin kaçırıldığı EMYO ta-
üniversiteler açıldığından beri lık günü faşistlerin üniversite rafına yürüyüşe geçtiler. Antifa-
ülkenin dört bir tarafında dü- içerisinde yaratmaya çalıştığı şist sloganlarla gelinen EMYO
zenlenen faşist saldırı ve pusu provakasyonla yeni bir boyuta önünde polis TOMA’lar ve çevik
haberleri uzun zamandır du- taşındı. kuvvetlerle devrimcilerin önünü
yulmadığı kadar sık duyulma- Ege Üniversitesi’nde faşist kesip yürüyüşü sonlandırmaları-
ya başlandı. Ülkenin pek çok odakların çalışmaları genel- nı istedi. Devrimci öğrencilerin
üniversitesinde faşistlerin milli- likle ittifak halinde ve topluluk yanıtı bu saldırıları düzenleten
yetçi histeriyi körüklemek için isimleriyle, rektörlük ve polis ve sonrasında koruyan devletin
yürüttükleri çalışmalarla bu sal- korumasında yürütülmektedir. kolluk güçlerinin kampüsü terk
dırıların zeminini hazırlamaya, 12 Aralık günü ise polisin des- etmesi yoksa kendilerinin çı-
üniversite gençliği içerisinde bu teğiyle cesaretlenen Alperen kartacağı şeklinde oldu. Kolluk
saldırıların aslında sağ-sol, kürt- Ocakları diye bilinen eli kanlı güçlerinin-polisin- çekilmemesi
türk çatışmalarının bir sonucu faşist grup kampüs genelinde üzerinde devrimciler polise mü-
olduğu gibi bir algı yaratmaya afiş asıp bildiri dağıtarak do- dahale etti. Polisin TOMA’larla
çalışıyorlar. Bu minvalde faşist laşmaktaydı. Devrimci öğren- karşılık vermesi sonucu çıkan
çetelere çeşitli topluluk, kulüp ciler bu durumun provakasyon çatışmada 5 devrimci gözaltına
v.b. gibi üniversite ve rektörlük- hazırlığı olduğunu bilmeleri ve alındı. Gözaltı durumunun far-
lerin imkanları kullan- kedilmesi sonrasın-
dırılıyor. Aynı zaman- da devrimci öğren-
da bu çeteler arasında ciler gözaltılarını
‘devlet görevinin’ ge- geri istediler, polisin
tirdiği bir ittifak da söz bu isteği geri çevir-
konusu. mesiyle birlikte dev-
rimciler Edebiyat
KAMPÜSLER FAŞİZME Fakültesi önünden
MEZAR OLACAK geçmekte olan gö-
Sonuç olarak üniversi- zaltı aracını çevirdi
telerde düzenlenen tüm fakat gözaltına alı-
bu saldırılar, egemenle- nan arkadaşlarımız
rin yönetme geleneğine o araçtan çıkmadı.
içselleştirilmiş faşizmin Araç çevirmesinin
yeni dönemde uygula- ardından polis okul-
yacağı yöntemler ola- dan hızlıca çıktı.
rak okunmalı ve Devrimci Genç- bu faşist grubu kampüs dışa- Üniversite öğrencilerinin ve
lik mücadelesi kampüslerdeki rısına çıkarmak için gittikleri akademisyenlerin de desteğiy-
antifaşist mücadeleyi örgütleme konservatuar bölümünde kim- le birlikte yaşanan olayların ar-
görevini bu bütünlük içerisinde seyle karşılaşmamaları sonucu dından rektörlüğe bir yürüyüş
ele almalıdır. Oligarşinin si- döndükleri Edebiyat Fakültesi düzenlendi. Öğrenci temsilcile-
vil-resmi tüm faşist odaklarına önünde ellerinde satır ve sopa- rinin görüştükleri rektör yardım-
karşı mücadeleyi örgütlemek larla bekleyen bu faşist çeteyle cısını bu provakasyonların ve
elbette ki mücadele pratiğinden karşılaştı. Kısa bir arbedenin okuldaki polis varlığının önüne
geçer. Dolayısıyla mücadele ardından devrimciler bu çeteyi geçilmesi konusunda uyarmala-
pratiği içerisinden bir örnekle kütüphaneye kadar taşlayarak rıyla birlikte eylem son buldu.
yazımızı noktalamak daha fay- kovaladı. Bu arada devrimci bir Bu bütünlüklü ve kapsamlı sü-
dalı olacaktır. öğrenci başına isabet eden bir recin tarafları bellidir. Hayata
Bu senenin başından beri fa- taşla hafif yaralandı. ÖGB’lerin saldıranların karşısında direnişi
şizmin saldırdığı ve faşist çete- bu çeteyi koruma altına aldılar, örgütleyecek ve kampüslerde
lerle Devrimcilerin pek çok kez ardından ÖGB’lerin devrimci dahil tüm odakları mücadelede
karşı karşıya geldiği alanlardan öğrencilere yönelmeleri olasılı- birleştirmek ise bizlerin görevi-
biri de Ege Üniversitesi olmuştu. ğı devrimcilerin koydukları ira- dir. Devrimci Gençlik antifaşist
Devrimci öğrencilerin faşistlere de ile boşa düşürüldü. mücadelede ön saflarda yerini
Edebiyat Fakültesi’nde sınav almalıdır.
yasağı koymasıyla doruk nok- Bunun üzerine devrimciler

11
Bir Garip Eylem Pratiği
Kredi ve Yurtlar Kurumu Eylemi

Gençliğin politik eyleminin ve birikiminin tarihini gençliğin devrimci eylemini örgütleyenler


oluşturmuştur. Süreç her alanda olduğu gibi gençlik mücadelesinde de 71 devrimci atılımını
bağrında taşıyan DEVRİMCİ GENÇLİK ruhunu göreve çağırıyor.
Ege Üniversitesi Devrimci Gençlik

G ençlik ve Spor Bakanı Suat


Kılıç’ın Ege Üniversitesi’ne
yaptığı ziyaret sonucu kadın ve
nın lokal sorunları olarak tespit
etmeyi tercih ettiler. Bu tercih
kadın ve erkek yurt öğrencileri-
geldiler. Toplanan kitle şarkılar
ve sloganlar eşliğinde kadın
yurtlarına doğru yürüyüşe geç-
erkek öğrencilerin yurtlarının nin yaşam alanına müdahaleye ti. Kitle yurt önüne geldiğinde
beraber olmasına tepki göste- karşı mücadelenin birleştirilmesi kadın öğrenciler yurt içerisinde
rerek dikkat çekmişti. noktasında bir takım sıkıntıların kitleyi karşıladılar. Kadın öğren-
Bu ziyaret sonrasında Kredi varolmasını da beraberinde cilerin yurt içinde erkek öğren-
Yurtlar Kurumu’nun (K.Y.K) yap- getirdi. Tabiiki bunun böyle ol- cilerin dışarıda olması forumun
tığı düzenleme ile kadın ve er- masında yurt içerisindeki politik nasıl gerçekleştirileceğine dair
kek yurtları birbirinden ayrıldı, öznelerin müdahil olmasındaki bir süre kafa karışıklığı yarat-
kadın öğrencilerin yurtları Ege yetersizlik ve kitlelerin beklen- tı. “Kadın ve erkek öğrencile-
Üniversitesi Bornova Kampüsü tilerine yedeklenmeyi tercih et- rin kapılar açılmadan forumun
içerisinde kalırken, erkek öğren- meleri temel faktördü. Ayrıca yapılması, kapıların açılarak
cilerin kaldığı yurt İnciraltına ta- gene bu politik öznelerin yurt erkek öğrencilerin yurda girip
şındı. İnciraltına gönderilen öğ- eylemliliklerindeki çıkar ve bek- forumun gerçekleştirilmesi, ka-
renciler Ege Üniversitesi’ne gel- lentileri genel kitlenin beklenti- pıların kırılması, yurdun o ak-
mek için her gün 1.5, 2 saat yol leriyle de denk düşmemesi, po- şam işgal edilmesine” kadar
gitmek zorunda bırakılıyorlar. litik grupların dar grupçu yakla- pek çok eylem kararının ya da
Bu durumlar özelinde KYK’nın şımları bu süreçlerde bir takım fikrin havada uçuşmaya başla-
yüksek zamlar yapması ve öğ- eksiklikleri içerisinde taşıyarak ması kapının önünde bir kaosun
rencilerin yaşam standartlarının devam etmesine sebep oldu. yaşanmasına ve kitlelerden ko-
düşürülmesi tepkiyle karşılandı. Tüm bu eksiklikleri içerisin- puşların olmasına yol açtı. Bek-
Yurt öğrencileri üniversitenin de taşıyan forumların birlikte leyişin uzun sürmesinin ve net
açıldığı ilk haftalardan itibaren (kadın ve erkek yurtları forum- bir kararın ortaya çıkamaması
yaşanan tüm sorunları düzen- larının) aldıkları karar sonucu 4 üzerine kadın öğrenciler dışarı
ledikleri forumlarda eylemlilik Ekim günü erkek yurdu öğrenci- çıkarak ortak forumu başlattı-
süreçlerine taşıdılar. leri Bornova Kampüs içerisinde- lar.
Düzenlenen forumlara yurt- ki kadın yurduna yürüyüş yapa- Forumun bir süre devam et-
lar içerisindeki örgütlü kesimle- rak burada sabahlanıp, ortak mesi üzerine eylem motivasyo-
rin (politik öznelerin) yanı sıra forumun yapılacağı açıklandı. nu tekrar sağlanarak forumdaki
bütün yurt öğrencileri katılım 4 Ekim Cuma akşamı İnciraltı tartışmaların karara bağlanma-
sağladılar. Yaşam alanını ilgi- erkek yurdu öğrencileri Borno- sı beklendi. Forumun genelinde
lendiren ortak sorunlar etrafın- va Metro önünde toplanmaya yapılan tartışmalar ve öneriler
da buluşan öğrenciler forumla- başladılar. Çağrı sonucunda forumun bütün gece kadın ve
rın içeriğini ülke genelindeki po- yurtlarda kalmayan çeşitli poli- erkek öğrencilerin yurt içerisin-
litikaların bir yansıması olarak tik grup ve kesimlerden öğrenci- de devam ettirilmesi üzerine de-
yurtların düzenlenmesi olarak lerde destek olmak için aynı sa- vam etti. Bu tartışmalar sonucu
değil, kadın ve erkek yurtları- atlerde Bornova Metro önüne yurda girme kararının ortaya

12
Devrimci Gençlik Ege Üni. KYK Eylemi

çıkmasıyla kapılar kırılarak öğ- bütün olarak süreci değerlen- biteni izlemeyeceğiz. Kendi ek-
renciler yurda girdiler. Bu nok- dirdiğimizde politik öznelerin sikliklerimizi bu süreçler içerisin-
tada erkek öğrencilerin yurda sürece müdaheledeki yetersiz- de saptayıp, bunları kapatmak
girmesine forum içerisindeki ka- likleri, kitlelerin taleplerini mü- adına devrimci görevlerimize
dınların tepki göstermeye baş- cadele ekseninde politik talep- daha sıkı sıkıya sarılmalıyız.
laması erkek yurdundan gelen lere dönüştürmekteki acizlikleri Yaşanan tüm yurt eylemlilikle-
öğrencilerde ne yapılmasına bir kez daha açığa çıkmış oldu. ri sırasında soruna dahil olama-
ilişkin bir kafa karışıklığı yarattı. Gençlik mücadelesi içeri- yışımız ve de yurtlardaki örgüt-
Bu sırada forum kitlesi yurdun sinde devrimcilerin kitlelerin lenme faaliyetlerimizin yetersiz-
içerisine girildiği sırada giderek kendiliğinden tepkilerine dahi liği kendi adımıza saptamamız
azalmaya başlamıştı. müdahil olup, devrimci eylem gereken en büyük eksikliktir.
Yurdun yemekhanesine gelin- birlikteliğinde örgütleyemeyişi Çalışma alanlarının çeşitliliği
diğinde yurdun işgali, forumun günümüzün devrimci gençlik ve çokluğunu eksilerden artıla-
devam ettirilmesi ve eylemin mücadelesinin en yakıcı soru- ra dönüştürecek iradeyi sergi-
sona erdirilmesi gibi önerile- nudur. Yukarıda işaret ettiğimiz lemeliyiz yoldaşlar. Gençliğin
rin ortaya çıkması sonucunda bir takım sorunlar genel değer- politik eyleminin ve birikiminin
eylemin iradesi konusunda cid- lendirmeler ve eylem pratikleri tarihini gençliğin devrimci eyle-
di sorunlar ortaya çıktı. Erkek içerisinde pek çok kez karşımı- mini örgütleyenler oluşturmuş-
yurdundan gelen öğrencilerin za çıkmıştır ve çıkacaktır da. tur. Süreç her alanda olduğu
eylemi sonlandırmaları, kadın Bizler bu sorunların sürekli yi- gibi gençlik mücadelesinde de
öğrencilerin kendi içlerinde fikir nelenmesinden şikayet edecek 71 devrimci atılımını bağrında
netliğine ulaşamamaları sonu- ve şu filanca çevre yanlış yaptı taşıyan DEVRİMCİ GENÇLİK
cunda eylem boşa düşmüş, des- bu filanca grup eksik kaldı gibi ruhunu göreve çağırıyor. Yeter
teğe gelen öğrencilerin yurdun yakınmalarda bulunmayaca- ki kendimize olan inancımızdan
içerisinde kaldığı yurt öğrenci- ğız. Ortada var olan yanlış ve şüphe etmeyerek cüretkar ola-
lerinin çekildiği gibi bir görüntü eksiklikleri sorunun çözümü için bilelim yoldaşlar.
ortaya çıktı. değerlendirecek ve tespit ede- YAŞASIN GENÇLİĞİN DEVRİMCİ
Yaşanan yurt eylemlilikleri ve ceğiz fakat kenardan da olup EYLEMİNİN BİRLİĞİ!

13
Rektör Sözünde Durmuyor
Mersin Üniversitesi’nden Bir Devrimci Gençlik Okuru

G eçtiğimiz günlerde Mersin


Üniversitesi rektörlüğü ve
KYK Yönetimi’nin ihmalkarlığı
-Minibüs ve/veya otobüslerin
gece 12’ye kadar çalışmaları-
nın sağlanması.
Fakültesi’nden sonra) tamamen
bitirilmediği, kaldırım yapılma-
dığı ve araç yolunun çalışmala-
sonucu bir kadın öğrenci trafik -Hayatını kaybeden Bahar ve rına başlanılmadığı görülmüş-
kazasında hayatını kaybetti. Bu Feride’nin ailelerinden resmi tür. Yalnızca yolun bir kısmının
duruma tepki gösteren üniversi- sitede yayınlanmak suretiyle asfalt çalışmaları başlamıştır.
te öğrencileri rektör yardımcısı özür dilenmesi. Ring seferleri arttırılmamış
Prof. Dr. Yüksel Özdemir’i yan- -Hafta sonu çalışan araç sayı- fakat 22.45’e kadar (Çiftlikköy-
larına alarak yurt girişine kadar sının arttırılması. Yenişehir Kampüs arası) üniver-
yürüdüler. Burada öğrencilerin -Yemekhanenin özelleştirilme- site ringlerinin çalıştığı görül-
okulla yurt arasında çektiği zor- sinin durdurulması. müştür.
luğu gören Özdemir, ertesi gün -Klima ve kaloriferlerin dü- Kabul edilen siteden yayınla-
konuşmak üzere bir komisyon zenli çalışması. nacak özür mesajıyla ilgili her-
hazırlanmasını istedi.  Bir sonra- -Açılan soruşturmaların geri hangi bir çalışma yapılmamıştır.
ki gün yani 19 Aralık Salı günü alınması. Hafta sonu araç çalışması ile
toplanan komisyonu Mersin -İnşaat işçilerinin tacizlerinin ilgili herhangi bir çalışma yapıl-
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. derhal son bulması ve üniversi- mamıştır.
Suha Aydın kabul etti. Yapılan te ve yurt yönetimlerinin derhal Kantin ihale süreci bitmiş, fa-
görüşmelerde Rektör Aydın’ın önlem alması. kat onlardan özelleşen firmay-
hakarete varan konuşmaları -Yurttaki yemekhane fiyatları- la ilgili olan tüm anlaşmaların
ve olumsuz tutumları sonucun- nın düşürülmesi. feshedilmesi istenmektedir.
da öğrenciler sinirlerine hakim Yurtta acilen bir revir açılması Açılan soruşturmalar halen
olamadı ve rektörlük binasını iş- maddeleri görüşüldü ve kabul iptal edilmemiştir. Derhal iptal
gal etti. Kendi öğrencisine karşı edildi. Kabul edilen şartların edilmesini istenmektedir.
polisi kullanan Aydın çaresiz yerine getirilip getirilmediğini Üniversite ve yurt yönetimleri
kalması sonucu öğrencilerle an- denetlemek amacıyla öğrenci- herhangi bir adım atmamıştır ve
laşma yaptı ve polisi geri çekti. ler tarafından kurulan komite tacizler, işçiler tarafından halen
Yapılan anlaşmaya göre;  bugün bir açıklama yaptı: Ara- sürmektedir.
-Bir hafta içerisinde üniversite dan geçen bir haftalık süreç Revir ile ilgili henüz bir çalış-
ve yurt yolunun tamamlanması. içerisinde yapılan incelemeler ma başlamamıştır.
-Üniversite ve yurt arasındaki sonucu; Mersin Üniversitesi öğrenci-
ring seferlerinin artırılması. Yurda giden yolun (Tıp leri adına oluşturulan komisyon
tarafından yapılan açıklamada;
“Verilen talepler, geçen süre
zarfında tek tek incelenmiş fa-
kat bir iki ufak gelişme dışında
herhangi bir sonuç alınamadığı
görülmüştür. Bizler bu konunun
sonuna kadar takipçisi olaca-
ğız. Bahar arkadaşımızın hesa-
bını soracağız ve başka Bahar-
lar ölmesin diye çalışacağız.”
sözlerine yer verildi. Ayrıca
Mersin Üniversitesi öğrencileri
talepleri yerine gelinceye ka-
dar mücadeleye devam ede-
ceklerini belirttiler.

14
Avukat Eylem Hakverdi ile
Ethem Sarısülük Davası Üzerine Sohbet Ettik
Gezi sürecinde binlerce insan yaralandı, yüzlerce direnişçi hakkında soruşturma açıldı.
Onlarcası tutuklandı, altı insanımız doğrudan polis saldırılarıyla katledildi. Ethem de
özgürlük ve demokrasi için sokağa çıkanlardandı ve katledildi.

G ezi Direnişi ile ortaya çı-


kan tablo devletin emekçi-
ezilen kitlelere karşı alenen bir
kara’daki Gezi olayları baş-
ladığında hepimiz Kızılay
Meydanı’na girmeye çalıştık.
hastanede olduğunu, buna da-
ir rapor almak istediğimi belirt-
tim. Olaya ilişkin herhangi bir
savaş politikası izlediğini orta- Çok insan vardı; Ankara’da işlemin yapılıp yapılmadığını
ya koymakta. Bu süreç boyun- daha önce görmediğim bir ka- öğrenmek istedim. Hemen bir
ca sokaktaki halk muhalefetine labalık. Ethem saat beşi yirmi panikle ‘’Ne zaman vuruldu?
en yüksek mertebeden saldıran geçe civarı, akşam üzeri, Gü- Nerede vuruldu? N’oldu? Ya
ve bastırmaya çalışan devlet, ven Park’ta çevik kuvvet poli- kusura bakmayın bizim perso-
bu baskı politikalarını sokağın sinin silahını ateşlemesiyle öl- nelimiz gidememiş olabilir, bü-
dışındaki alanlarda da göster- dürüldü. Ethem vurulduğu sıra tün personelimiz Kızılay’da za-
meye devam ediyor. oradan bir ambulans geçiyor- ten’’ dedi. Ben de müvekkilimin
Gezi sürecinde binlerce in- du. Hiçbir gecikme olmadan di- Kızılay’da polis tarafından vu-
san yaralandı, yüzlerce dire- rek hastaneye kaldırıldı ve 15 rulduğunu söyledim. ‘’Olabi-
nişçi hakkında soruşturma a- gün sonra kaybettik Ethem’i. lir’’ dedi. Oradaki tavır, sıra-
çıldı. Onlarcası tutuklandı, altı Ailesinden önce abisi bu ha- dan bir polisin tavrı bile, kendi
insanımız doğrudan polis sal- beri almış, abisiyle önceden ta- meslektaşını korumaya yönelik-
dırılarıyla katledildi. Ethem de nışıklığımız vardı. Ethem, vurul- ti. İlk sinyali biz orada aldık za-
özgürlük ve demokrasi için so- duktan bir iki saat sonra abisi ten.
kağa çıkanlardandı ve katledil- beni aradı, kardeşinin kafasın- D.G: Bu sırada yargı ile ilgi-
di. Hakkında ilk günden itiba- dan polis kurşunuyla vuruldu- li ne gibi gelişmeler yaşanıyor-
ren çeşitli şekillerde manipülatif ğunu söyledi. Hastaneye gittik. du?
haberler yapıldı. Ailesi, arka- Ethem’in durumuna dair bilgi E.H: Gelişen süreçte üç dört
daşları tehdit edildi, saldırıla- almaya çalıştık. Normalde bu gün savcılık direkt yazışmaya
ra maruz kaldı. Tüm bunların tip vakalarda Adliye, direk adli başlayıp, polisi kendi huzuru-
yanı sıra başlayan yargı süre- vaka olduğu için polise bildirir, na çağırıp, ifadesini alıp tutuk-
ci de, devletin sokaktaki hamle- polis gelir tutanağı ve raporları lamaya sevk etmesi gerekirken,
lerinden farksız ilerliyor. Devlet alır, direkt delil toplama işlemi- bunların hiçbiri yapılmadı. O-
halkına ilan ettiği savaş politi- ne başlar. Tutanağı hastaneden lay yerinden deliller toplanma-
kalarının gerekliliğince bütün alamadık, polisin vurduğu- dı. Oradaki merminin kovan-
kurumlarıyla ezilenlere saldı- nu bildikleri için zorluk çıkar- larının toplanması gerekirken,
rıyor. Ethem Sarısülük davası dılar. Tutanağa ulaşmak için, bunların hiçbiri yapılmadı. O-
kapsamında Çağdaş Hukukçu- Ethem’in vurulduğu bölgeye lay sırasında meydanı gören
lar Derneği üyesi Ethem Sarı- Çankaya polis karakolunun MOBESE kameralarının başın-
sülük davası avukatlarından baktığını öğrendim. Çankaya da görevli memurların oldu-
Eylem Hakverdi ile süreç hak- polis karakolunu aradım. ğunu biz daha sonra dosyaya
kında görüştük. Telefonda muhatap bulmaya gelen görüntülerden anladık.
D.G: Ethem Sarısülük vurul- zorlandım çünkü o gün bütün Kameralar hareket halinde
duğu günden itibaren egemen polisler Kızılay’da görevliymiş. ve nereye istenirse oraya ya-
medya çeşitli iddialar ortaya Zar zor cevap veren bir me- kınlaştırılıp, nereden görün-
atmakta, bize yaşanan süreci mura ulaşabildim. Kendimi ta- tü alınmak isteniyorsa oraya
gelişmeleri özetleyebilir misi- nıttım, Numune Hastanesi’nde çevrilen bir kamera var. Ethem
niz? olduğumu, müvekkilimin kafa- vurulduğu sıra, Ethem’in vurul-
E.H: 1 Haziran günü, An- sından silahla vurulduğunu ve duğu yeri gören kamera, poli-

15
Devrimci Gençlik Ethem Sarısülük Davası Röportaj

sin Ethem’in vurulduğunu an- konuda. Cenazelerinin başını silah teslim ediliyor. Silah Ad-
lamasıyla direkt gökyüzüne bırakmadılar haliyle. Bizim ad- li Tıp’a gönderildi. İstanbul’da
çevriliyor. İlk delil karartma bu- li tıpta otopsiye girmemizi Adli karşılaştırma yapıldı ve Ahmet
rada oluyor zaten. İkinci bir Tıp Kurumu engellemeye çalış- Şahbaz’ın silahından çıkan kur-
mobese kamerası var biraz u- tı, hiç haddi olmayarak. Dosya- şunla öldürüldüğü ortaya çık-
zakta, Güven Park tarafından ya bir yazı gönderdi ‘’Avukat- tı. Bu rapor geldikten birkaç
bakıyor. Yaklaşık iki yüz metre ların katılması uygun değildir.’’ gün sonra savcı, artık Ahmet
kadar yakınlaştırılmış haldey- diye. Yasal olarak bunun hiç Şahbaz’ın gönderilmesini istedi
ken görüntü, birinin vurulup bir gerekçesi yok. Avukatlar Emniyet Müdürlüğü’nden. Bu
düştüğünün anlaşılmasıyla, çok katılabilir o toplantıya. Tama- arada bir gazetede şöyle bir
uzaklaştırılıyor. Olaylar bu ka- mıyla keyfi bir uygulama. ‘’Uy- haber çıktı; Ahmet Şahbaz’ın
meradan da seçilemez hale ge- gun değildir’’ demişler, sanki henüz ismi bile bildirilmemiş-
tiriliyor. İlk delil karartmalar kendilerine görüşleri sorulmuş ti dosyaya, Ethem’i vuran po-
daha olayın ilk anından başla- gibi. Öyle bir durum da yok. lisin amirlerini tehdit ettiği, ya-
dı ve buradaki görevli memur- Biz de bunu Adli Tıp Kurumu sadışı emirleri ifşa edeceğini,
lar tarafından kendisini yakar-
yapıldı. Savcı- larsa, kendi-
lar derhal de- sinin de onla-
lil toplamaya- rı yakacağına
rak, oradaki dair tehditler
amirlerle bera- savurduğu yö-
ber bu delil ka- nünde haberler
rartmaya ortak çıktı. Olaydan
oldular. Daha sonra, Ethem’i
sonraki süreç- vuran polis-
te, Ethem’i kay- ten önce, poli-
bettikten, beyin sin amirlerini,
ölümü gerçek- olay sırasında
leştikten sonra orada bulunan
kalbi de durdu. diğer görevli
Birkaç gün son- polislerin ifade-
ra adli tıp süre- sini almak üze-
ci başladı, yani re ‘’tanık’’ sıfa-
o kadar tedir- tıyla savcılığa
gindik ki çeşitli getirdiler. Sav-
şekillerde delil- cı, bunların ifa-
ler karartılma- delerini bir kıs-
ya devam ediliyordu. Bu on müdürüyle karşılaştığımızda mı yani bunların hepsi aslında
beş gün geçmesine rağmen po- sorduk; ‘’Nedir bu yazı?’’. Bi- delil karartmaya yönelik gör-
lisin kimliği bildirilmemişti. Sav- ze karşılık olarak müdür ‘’Ben güler olmasına rağmen gör-
cı getirin bile dememişti. As- üstlerime sordurarak yazdır- mediklerine dair ifadelerde bu-
lında tanıkların da getirilmesi dım bu yazıyı.›› dedi. Bunun lundular. Ayrıca oradaki polis
gerekiyordu. Savcılıkta bizim üzerine biz de ‘’Biz size sor- ordusunu, yöneten amir, sanık
şikâyetimiz üzerine soruşturma- madık ama.’’ dedik, ‘’Sorul- olarak şunu söyledi: ‘’Olay sı-
yı başlattı. Zaten kendiliğinden du.’’ şeklinde cevap aldık. Tar- rasında ben başka bir gazdan
yaptıkları hiçbir işlem olmadı. tışma o haliyle kaldı. İlerleyen etkilenen yaralı bir polis memu-
Adli tıp sürecinde Ethem’in süreçte, Ethem’in kafasından ruyla ilgilenirken olay olmuş,
dostları, yoldaşları, yakınla- mermi çekirdeği çıktıktan sonra olay yerine sırtım dönüktü. Biri-
rı Ethem’i kaybettikten sonra bu İstanbul Adli Tıp Kurumu’na nin vurulduğunu fark etmedim.
otopsi işlemi bir gün sonraya gönderildi. Savcı mermi çekir- Daha sonra, birinin vuruldu-
kalmıştı, sabah kadar orada deği çıktıktan sonra, olayda ğunu ve Ethem Sarısülük’ü vu-
beklediler ki dışarıdan bir mü- kullanılan silahın dosyaya tes- ran polisin benim birliğimden
dahale olmasından endişe edi- limini istedi. Yani Ahmet Şah- olduğunu olaydan yarım saat
yorlardı, çok da haklılardı bu baz hala ortalıkta yok. Sadece sonra öğrendim.’’ diyor. Yani

16
Devrimci Gençlik Ethem Sarısülük Davası Röportaj

şuursuzca görev yapıyorum de- nun içinden öne doğru fırlıyor. re rağmen, savcılıkta, mahke-
meye çalışmış. Kalkanını yere atıyor, silahını mede sözüne bu kadar itibar
Ahmet Şahbaz, olaydan yak- belinden çıkartıyor, biraz edilen başka bir katil yoktur
laşık yirmi üç ya da yirmi dört ileride düşmüş bir göstericiye dünyada. Tüm yalanlarına
gün sonra adliyeye getirildi. tekme savuruyor, daha sonra itibar edilerek serbest bırakıldı.
Savcı ifadesi tümüyle yalandı. biraz daha ilerleyerek, silahını Olay günü adliyeye büyük
Bu ifadelerle göstermelik bir tu- kuruyor ve ateş açıyor. Üç el bir koruma ordusu ile getiril-
tuklama sevki maddesi ile -za- ateş etme durumu var burada. di. Bu katil, iki yüz, üç yüz ki-
ten tutuklanmayacağı açık bir İlk atış elli metre kadar ileri- şilik bir polis ekibiyle ifade ver-
şekilde- tutuklanması talebiyle de insan boyundan yarım met- meye getirildi. Kendisini gören
nöbetçi sulh ceza mahkemesine re kadar yüksekte bir flamaya adliyedeki bütün memurlar, ga-
sevk edildi, burada da ifadesi denk geliyor, onu havaya uçu- yet rahat olduğunu, lakayıd bir
alındı. Şimdi katilin anlattığı şu: ruyor. İkinci atışın nereye gitti- tavrı olduğunu, hatta en basit
‘Olaydan önce çok sayıda taş- ği tespit edilemedi. Üçüncü atış kimlik sorularına dahi gülerek
lamaya maruz kaldıklarını kal- da Ethem’in kafasına gelerek cevap verdiğini ifade ettiler bi-
kanını düşürdü- ze. Gayet rahat-
ğünü daha sonra tı, kendinden de
banklardan park- emindi, korunaca-
tan yol tarafına ğından da emindi.
çıkarken sırt üs- D.G: İlk duruş-
tü düştüğünü ifa- maya kimliğini
de etmiş. O sıra- gizleyerek, peruk
da göstericiler ve takma bıyık ile
onu linç etmeye gelmişti, duruşma
kalkmış. Sonra sırasında çıkan o-
doğrulduğunda laylar bahane e-
bir göstericiye dilerek duruşma
tekme savurdu- ertelenmişti. Bu
ğunu, sonra bir süreç ve sonrasın-
anda taşların yo- da yaşananlara i-
ğunlaşması sebe- lişkin neler söyle-
biyle de kendini yebilirsiniz?
koruma amaçlı, E.H:İlk duruş-
güya havaya a- ması yapılamadı
teş açtığını ve Ethem’in. Aylar
sonra geri dö- sonra yapılan ilk
nüp kaçtığını i- duruşma gününde
fade etmiş. Bu i- duruşma saat do-
fadelerin hepsi, kuzdaydı. Sekiz
her bir cümlesi buçukta duruşma
ayrı ayrı yalan. salonuna dört sıra
Yalan olduğunu onu öldürüyor. Yani burada halinde -ki bu sayı
da tek tek delillerle kanıtlaya- zaten meşru savunmadan ke- yaklaşık 100 kişiye yakın- sivil
bildik. Hem tanıklar, hem ka- sinlikle bahsedilemez, aksine halde çevik kuvvet polisi doldu-
mera görüntüleri, olay öncesin- saldırı hali var. Üstelik bu sıra- rulmuştu. Polisin burada olma-
de Ahmet Şahbaz’ın düştüğüne da polislere verilmiş bir geri çe- ması gerekiyor. Birincisi müş-
dair hiç bir emare yok. Katilin kilme emri var. Geri çekil em- tekileri yani mağdurları baskı
ayakta olduğu gayet net, on i- rine rağmen bu şahıs saldırıda altına alma durumudur bu. İ-
ki ila on üç kişilik bir polis gru- bulunmayı tercih ediyor. Bu bir kincisi mahkemeyi baskı altına
bu içerisinden öne doğru fır- tercih, haksız saldırı durumun- almaktır. Devletin silahlı gücü-
lıyor. Olay yerinde, bir taksi dayken, meşru müdafaa ile ik- nün orada bulunması, mahke-
durağı kulübesi ve ağaç var. na edemezsiniz. menin kendi bağımsız tepkisini
Taksi durağı kulübesinin ar- Bütün bu yalan ifadelere rağ- pek mümkün kılmıyor. Yasa bu
kasında bulunan polis grubu- men dosyadaki diğer delille- konuda silahlı olarak polisle-

17
Devrimci Gençlik Ethem Sarısülük Davası Röportaj

rin gelemeyeceğini belirtir ama oyun ortaya çıktı ve duruşma yaptırmanın göstergesi. Uygu-
buradaki amaç bellidir, mahke- yapılmayarak ertelendi. lamaların hemen hepsi keyfi.
menin ve tarafların baskı altına İkinci duruşma da Pazartesi Bir video yansımıştı medyaya
alınmasını engellemektir. Bura- günü yapıldı. Cuma gününden bu olaylar sırasında; polisle-
da mahkeme salonuna alınan duruşma salonuna televizyon, rin ifadesine göre o gün veri-
polis alenen mahkeme heyeti ü- kamera sistemi kuruldu. len yasadışı emirlerin tümü do-
zerinde bir etki oluşturmak için Duruşma salonu mikrofonlarla kuzuncu kanaldan veriliyordu.
bulunuyordu. Dolayısıyla bizim ses kaydı, kameralarla da Biz Ethem’in dosyasına gelen
itirazlarımıza rağmen buradan görüntü kaydı yapılabilir kayıtlarda gördük ki gerçek-
çıkmak istemediler. Hakim de hale getirildi. Meğer ilk ten o beşinci kanalda kayde-
çok fazla tavır koymadı bu ko- duruşmadan sonra karşı dilen, verilen emirler o kadar
nuda. Uzun süren tartışmala- tarafın avukatları, yani sanık temiz bir dille, o kadar nizami
rın sonunda onların çıkarılma- avukatları bir dilekçe vermişler. bir türkçe ile sakin, sukünet ha-
sına karar verdi. Nedensiz bir Bu hali talep etmişler. Aynı linde verilmiş ki, sanki dışarıda
şekilde duruşmanın da kapalı Kenan Evren›in ifadesinin bir çatışma hali değil de sıra-
yapılmasına karar verdi. Önce- alınma şekli gibi. Böyle bir dan bir konferans yönetiliyor-
likle polisler salondan çıkarıldı, sanığın Şanlıurfa’ya tayininin muş gibi. Gerçekten böyle bir
ardından Ethem’in yakınlarının çıktığını belirterek ifadesinin dokuzuncu kanal olduğu rahat-
da çıkmasını istedi mahkeme. telekonferans yöntemiyle alın- lıkla anlaşılıyor.
Onlar çıkınca da dışarıda hem masını talep etmişler. Mahke- Katil ilk duruşmada da
Ethem’in yakınlarına hem ta- me de bunu hiç bir yasal da- Şanlıurfa Koruma Şube
nıklarımıza hem de avukat ar- yanağı olmamasına karşın tüm Müdürlüğü’nde görevliydi
kadaşlara polisler saldırdı. Bir itirazlarımıza rağmen kabul et- Şanlıurfa’dan geldi duruşma-
tanığın kafasına telsizle vura- ti. Zaten mahkeme heyeti hiç ya. İlk duruşmaya gelebiliyor-
rak yaraladılar, bir tanığı mer- bir itirazımızı da dikkate almı- sa, ikinci duruşmaya da gelebi-
divenden atmaya kalktılar. A- yor, söylenen çok ağır sözleri leceği açıktır. Yasal veya fiziki
vukat arkadaşların üzerine pet bile büyük bir sakinlikle karşılı- hiç bir engel yok buna. Burada
şişe fırlattılar, küfürler ettiler. yordu. Bu durum kolaylıkla a- amaç tabi ki farklı, polisin psi-
Yani büyük bir arbede oldu. Bu çıklanabilir; ne yaptıklarını çok kolojik olarak rahat etmesi is-
sırada içerideki avukatlar dışa- iyi biliyorlardı. teniyor. Kendini güvende his-
rıdaki polis saldırısını engelle- D.G: Başbakan Erdoğan’ın setmesi isteniyor. Eğer bu polis
mek üzere dışarıya yöneldiği bütün bu süreç boyunca çeşitli rahat etmez ise, polisler ‘’Ön-
sıra, katil Ahmet Şahbaz da bir açıklamaları olmuştu. Bu açık- ce bize böyle emirleri verip uy-
arbedenin içinde buldu kendi- lamalar süreci nasıl etkiledi/et- gulatıyorlar, sonra da bizi yar-
ni. kiliyor ve mahkeme sürecinin gılayacaklarsa biz neden bu işi
Duruşmaya perukla, takma nasıl devam edeceğini öngör- yapalım?’’ diye düşünürlerse,
kaş, bıyık ve gözlükle gelmiş- mektesiniz? bundan sonraki süreçte yasadı-
ti. Kimliğini gizliyordu, hakim E.H: Ethem henüz hayatını şı işlerini daha zor yaptıracak-
ve savcı da buna hiç bir şekilde kaybetmemiş, hastanedeyken, lardır. Kendi politikalarını daha
müdahalede bulunmadı. Yasa- bu ağır ve sert polis saldırıları- rahat uygulayabilmek adında
da bu durum şöyledir, kimliğini na karşı haliyle tüm ülkede ve polisi koruma konusunda özel-
doğru olarak bildirmek zorun- ülke dışında tepkiler yükseli- likle yüksek bir çaba harcıyor-
dadır. Kimlik sadece nüfus cüz- yordu. Tayyip Erdoğan bir a- lar. Bugüne kadar Ankara’da
danından ibaret değildir. Yani çıklama yaparak ‘’Polisimi ye- Gezi direnişi boyunca oluşan
kaşın, gözün, vücudun da se- dirtmem.’’ dedi. Gerçekten de vakalarla ilgili polisler hakkın-
nin kimliğine dahildir. Yani biz yedirtmiyor. Bütün koruma iş- da yapmış olduğumuz hiç bir
o gelen kişi ‘Ahmet Şahbaz mı- lemleri özellikle duruşmaya suç duyurusu ciddiye alınmadı.
dır, değil midir bunu bile bile- polis yığınağı yapılması, dışa- Hepsi tek bir dosyada birleşti-
meyiz aslında. Mahkeme heye- rıdan gelen izleyicilere, tanık- rildi ve halen hiç bir işlem ya-
ti de bu duruma ortak oldu, hiç lara, avukatlara saldırılması, pılmıyor.
bir şey yapmadı. Suç duyuru- müthiş bir koruma kalkanının D.G: Verdiğiniz bilgiler için
sunda da bulunmadı. Duruşma oluşturulması, bundan sonra teşekkür ederiz.
salonunda katilin peruğu çıka- çevik kuvvete bir anlamda as- E.H: Ben teşekkür ederim.
rıldı. Haliyle o zamanda bütün lında hükümetin ordusu gibi iş

18
Ekim Devrimi
Taksim’de Petrograd Kokuları Almaktır

İnsanlığı sevme sanatının zirvesiyse devrim,


1917 Ekim bunun en güzel ve en final halidir.

E kim Devrimi, öncelikle fikrî


netleşmedir; kapitalizm ko-
şullarında burjuva ideolojisinin,
Ekim Devrimi, özel mülkiye-
tin kolektif mülkiyete, “ben”in
“biz”e dönüştürülmesi; kadın
ve iktidarı ele geçirmek şart de-
ğildir.
Devrim, gerçekte çoklu bir ol-
bireycileşme ve yabancılaşma- sorunundan ulusal soruna, sı- gudur ve zafer anıyla sınırlana-
nın etkisine rağmen, karşıtını nıflı toplum ürünü her sorunun mayacak kapsamda bir gelecek
geliştirip bir sistem haline ge- köklü biçimde çözülmesi zemi- tasavvurudur; yaşamın tepeden
tirebilme irade ve başarısıdır; nidir; niceliğin yerini niteliğe bı- tırnağa, yeniden örgütlenmesi-
direnmenin menzilindeki büyük rakması halidir. dir; sınıflı toplumun etkilerinden
kazanımları, küçük hesaplara Ekim Devrimi, tarihi ana taşı- arınırken, sınıfsızlığın merdiven-
feda etmemektir. mak; Taksim’de Petrograd koku- lerinde ilerlemektir. Böyle an-
“Ekim Devrimi, Marksizm’in ları almaktır. Devrimin özelliği, larda bedelle kazanım, acıyla
reformizm üzerindeki, masalları gerçek kılmak, filmle- mutluluk öylesine iç içe geçer
Leninizm’in sosyal-demokratizm re özgü kareleri sınıf kavgasın- ki, insanın ruhsal dünyasına “O
üzerindeki, III. Enternasyonal’in da yaşamak, hiçbir yönetmenin unutulmaz göğe tabut çivileri
II. Enternasyonal üzerindeki za- kurgulayamayacağı sahnelerle gibi/ sert yıldızlar çaktım! Ben
feri demektir.” (Stalin) hayatı örgütlemektir. Bugünün Goya’yım!” türünde mısralar
Ekim zaferini kutlamak, uğ- devrimciliği, yenilenme adına düşer.
runda bedel ödeyenleri an- toplumsal mücadeleler tarihin-
mak, devrimin kazanımların- de yaşanmış ve birikmiş olanı KENDİ DEVRİMİNİ YAPARAK
da olduğu kadar Marksizm- yadsımak değil, nabız kardeş- EKİM TADIYLA BUGÜNDEN
Leninizm’de de bir devamlılık liğini geliştirebilmektir. Bunun TANIŞMAK MÜMKÜN
gerektirir. Bugün de Stalin’in için, Kışlık Sarayı’na yürümek Kendinde devrim yapama-
vurgusuna denk bir saflaşma
ihtiyacı vardır. Tarih elbette te-
kerrür etmiyor. Ancak, refor-
mizmin, sosyal-demokratizmin
ve II. Enternasyonal’in örtük
veya açık biçimleri yaygınlıkla
devam ediyor.
Feodalizmin Jakobenlere,
kapitalizmin Bolşeviklere karşı
beslediği kinin sınıfsal devamı,
AKP şahsında egemen sınıflar
adına devam ediyor. Halktan/
ezilenlerden yana her değer,
boy hedefi yapılmış durumda.
Bu topraklara da düşmüş Ekim
tohumları filizlenmesin diye,
zulmün bilinen tüm biçimleri
devlet eliyle ithal ediliyor.

19
Devrimci Gençlik Ekim Devrimi

yanlar, bırakalım toplumsal rimlerden ibaret olmadığının sokaklar Haziran’a göre şimdi
devrimi, onun yaşama içerilmiş göstergesidir. Önce Taksim’de, daha sakin, ama bilinçler Gezi
tadıyla bile tanışamazlar. Dev- sonra da 81 ilin 79’unda öncesine oranla daha ilerde,
rimin tek bir zaferden ibaret ol- Gandhi’nin, “Güç fiziki kapa- yürekler daha hızlı ve soldan
maması, yolu zorlaştırdığı gibi siteden değil, boyun eğmeyen atıyor.
güzelleştirir de. “Ben”e içeril- iradeden gelir.” sözü gerçek Devrim, öncelikle değişimin
miş kapitalizmin “biz”e içerilmiş oldu. Sistemi güçlü, kendilerini mümkünlüğüne inançtır; öznel
sosyalizmle mücadelesi, her ki- zayıf zanneden halk kesimle- hiçbir nedenle doğruları eğip
şinin şahsında ve her an devam ri, potansiyel güçleriyle tanıştı; bükmemek, niceliğe değil nite-
eden bir mücadele olduğu için, yalnız olmadıklarını gördü. Sı- liğe yatırım yapmaktır. Armutlu
bir devrimcinin yolun hemen nıf kardeşliği, nabız ve amaç halkı, yumruklarını yıldızlara
her aşamasında irili ufaklı dev- kardeşliğine dönüştü. değdirircesine direnerek, dev-
rimler yaşaması mümkün. Yeter Sokaktaki buluşma, bir devri- rimin amaçları arasında olan
ki, bilinçaltında dahi kendine min gerektirdiği ittifak ve birlik- kolektif yaşamı ana taşıdı; ölü-
yer bulan bu mücadelede kişi, teliklerin niteliğini, kapsam ve lerinden yeni bir yaşam maya-
yöntemsel olanı bireysel çıkar boyutunu, en nitelikli metinler- ladı. Şimdi Armutlu tek bir aile
hesaplarına feda etmesin. Ve den daha iyi anlattı; fiili olan, ve binlerce Ali’si, Ahmet’i ve
yeter ki Che’nin “Bu gün taçsız yazılı olanın en mükemmelini Abdullah’ı var.
krallar var, tekeller bunlar, tüm geride bıraktı. Süreç devam ediyor;
ülkelerin, bazen de tüm kıtala- Ekim Devrimi, Stalin’in deyi- Taksim’le Armutlu, anla gele-
rın gerçek efendileri” tespitine miyle dünya kapitalizminin tü- cek arasındaki mesafe kısalı-
içerilmiş haldeki yöntemsel kav- münün varlığını soru işareti ha- yor. Daha da kısalabilir; Ekim
rayışa sahip olabilsin. line getirmiştir. Gezi de özelde deneyimi güne çağrılıp okulda,
Ekim Devrimi, Lenin’in, AKP’ye genelde bütün sisteme evde, mahallede güncellenebi-
“Marksizm’in en değer verdiği dair soru işaretlerini büyütmüş, lir. Her kişi, kendi devrimini ya-
şey, kitlelerin tarihsel inisiyati- devrimi bugüne dek kendi ha- parak bugünden Ekim tadıyla
fidir,” sözünün fiili karşılığıdır. linde yaşayan insanların bile tanışabilir.
Gezi ise, bunun toplumsal dev- gündemine sokmuştur. Belki 7 KASIM 2013

20
Trakya Üniversitesi’nde
Taşeron İşçilerin Durumu

Trakya Üniversitesi’nden Bir Devrimci Gençlik Okuru

T aşeron işçi çalıştırmanın, dü-


şük ücretin ve güvencesiz-
leştirmenin günden güne daha
Üniversitesi’nde yaşanıyor.
Üniversite bünyesinde bulunan
Menza Yemekhanesi’nin ça-
Yemekhanede toplam yetmiş
kişi çalışıyor. Bu sayı iş bölümle-
rine ayrıldığında daha da aza-
dehşet verici bir konuma ulaş- lışanları, en temel haklarının lıyor. Çalışma saatlerinin var-
ması, kapitalizmin sistem çark- gasp edilmesi karşısında sessiz diyalı olması gerekirken işçiler
larının dönmek zorunda olduğu bırakılmak isteniyor. Atılmak is- tek vardiya çalıştırılıyor. Bu da
şu koşullarda pek de şaşılacak tenen her adım, işten çıkartılma bütün iş gücünü yetmiş kişinin
bir durum değildir. Nitekim korkusu ablukasında baltalanı- sırtlaması demek oluyor. Sa-
yap-boz parçaları gibi bah saat 08.00’da işe
iç içe geçmiş, sağlam başlayan işçilerin çıkış
görünen fakat geliş- saatleri şirket tarafın-
meye başlamasından dan keyfi olarak belir-
itibaren çürümeye de leniyor. Öğrencinin az
başlamış ve aynı za- olduğu dönemlerde –
manda kendi kendi- yaz dönemi gibi- ücret-
ni sürekli bir biçimde siz izinler uygulanıyor,
tekrar eden bu bozuk bazen de ücret kesin-
sistemin Pir Sultan tileri yapılıyor. Geçti-
Abdal’ın da söylediği ğimiz yaz dönemi de
gibi sağlam bir çarkı dâhil olmak üzere bu
yoktur. Tabir yerindey- sürekliliği olan bir so-
se ayakta duruşuyla run ve üniversite ko-
da, kendisine alterna- nuyla ilgili hiçbir adım
tif olan her düşünceye atmıyor.
yönelik yoğun korku- Güvencesiz koşullar,
larıyla da adeta bir ip sağlıksız koşulların te-
cambazının durumunu tikleyicisidir. Günde
anımsatır. Bu durumda binlerce kişiye hizmet
dengeyi koruyabilmek veren çalışanlar yeterli
için, sınıfsal kimliğinin donanıma sahip değil-
de getirisiyle kendisi- dir. Görünen bu orta-
ne biçilen belli rolleri oynamak- yor. mın, çalışanların lehine değiş-
tan feragat etmez. Kapitalistin Yemekhane çalışanlarının, tirilmesi için üniversite yönetimi
başrolü “emek düşmanlığı” ve doğrudan üniversitenin bileşeni derhal gereken adımı atmalıdır.
“emek hırsızlığı”dır. Taşeron- sayılmayarak esnek, güvence- Bu süreçte devrimci-demokratik
laştırma da kendisine çıkış yolu siz çalışma ortamına mahkûm öğrencilerin, kararlılıkla, Men-
arayan sistemin doğal süreçle- edilmeleri; maaşların üç ayda za çalışanlarıyla dayanışma
rinden biridir fakat aynı zaman- bir ve eksik ödenmesi; sigorta içinde olmaları gerekmektedir.
da her alanda mücadele edil- primlerinin eksik yatırılması; Buna yönelik içinde bulunulan
mesi gereken bir sorundur. köylerden gelen işçilerin yol üc- her eylemlilik sınıfsal duruşumu-
Taşeronlaştırmanın güncel retlerinin karşılanmaması gibi zun getirisi olacaktır.
örneklerinden biri de Trakya çok çeşitli sorunları var.

21
TMMOB’la TMMOB Yasası Üzerine Röportaj

D.G: TMMOB Yasası süreci na- ruluna sevk etmedi. Sevk edip diyelerinden de bu yetkiler alı-
sıl gelişti? bakanlar kurulundan onay alıp, narak ve bizim meslektaşlarımı-
Resmi Gazete’de yayınlandı- zın alanlarda yürüttükleri proje
TMMOB Süleyman Solmaz: ğında aynı yetkiyi de bakanlık faaliyetlerini denetleme yetki-
1983 yılında çıkan bir yasa kullanmış olacak. Bu durumun miz var. Yani biz kamu yararına
ile TMMOB, bakanlıklar tara- başlıca iki tane sakıncası var; faaliyetini yürütürken iki ayakta
fından mali ve idari denetime birincisi, Mühendislik Odaları, bunu yürütüyoruz. 1: Kamunun
tabi olmuştur. Bu yasa, ‘Mes- Anayasa’nın 135. maddesine yürüttüğü faaliyetlerin toplum
lek odaları, mesleki faaliyet ilgi göre kurulmuş anayasal kurul- yararına olup olmadığı konusu-
alanlarına gelen bakanlıklar lar ve yerindelik faaliyeti yü- na bir denetim mekanizmamız-
tarafından mali ve idari olarak rütüyorlar. Yani şimdi odalara la bunu yürütüyoruz. 2: “Üyele-
denetlenebilir’ şeklinde. Ama bağlı bütün şubelerimiz yerin- rimizin yürüttükleri mesleki faa-
bu yetki de bakanlar kurulu delik faaliyeti üzerinden faali- liyetlerde kamu yararını dikkate
kararıyla kullanabilir deniyor yet yürütüyorlar. Durum böyle alıyorlar mı? Kamu çıkarlarını
yasada. Normalde TMMOB şu olduğunda yerindelik faaliyeti koruyorlar mı? Meslek etiğini
anda yasal bir kurum olduğu yürüten odaların merkezi ola- dikkate alıyorlar mı?” deneti-
için yalnızca Başbakanlık, Cum- rak bakanlık tarafından denet- mimiz var. Mesela en çok son
hurbaşkanlığı, Devlet Denetle- lenmesi bir kere işin ruhuna ay- çıkarılan yasayla bu konudaki
me Kurulu tarafından idari ola- kırı. İkincisi, politik bir baskıya meslektaşlarımızı denetleme
rak denetlenebilir diyor yasa. maruz kalınacak. O zaman ilgi- yetkimiz ortadan kaldırıldı. Na-
TMMOB’a bağlı odalar da li bakanlığın ve bakanın müste- sıl kaldırıldı? Tabi anayasal bir
doğal olarak böyleydi. 1983 şarının bir takım talepleri ve bir kurul olduğumuz için bu konu-
yılında çıkarılan yasadan kay- takım kararlarıyla her zaman da bir yasal düzenleme yapıla-
naklı ilgili bakanlıklar, karar- meslek odaları idari ve mali mıyor, bir yönetmelik değişikliği
name ve başbakanlıktan yetki olarak denetlenip ve bu dene- yaptılar. Biz üyelerimize her yıl
istediler. Nitekim Orman ve Su timlerin sonucunda da bir takım mesleki faaliyetlerini yürütürken
İşleri Bakanlığı’na Başbakan- özel niyetlerle de hareket ede- her yılın sonunda onlara yeterli-
lık böyle bir yetkiyi verdi. Şu rek odaların ciddi şekilde politik lik belgesi veriyoruz. O belgeyi
anda bu yetki, kararname ba- baskı altına alınma süreci baş- bizden almayan üyelerimiz ser-
kanlar kurulundan geçti, Resmi layacak. Zaten iktidar, uzun yıl- best müşavirlik mesleki faaliyet-
Gazete›de yayınlandı ve yürür- lardır odaları idari-mali olarak lerini yapamıyorlar. Kamu ku-
lüğe girdi. Eğer Orman ve Su ve meslek faaliyetleri açısından rumları da bu belgeyi onlardan
İşleri Bakanlığı gerekli görürse çıkardıkları kanundaki karar- istiyor. Şimdi bir yönetmelik de-
Orman Mühendisleri Odası’na namelerle, anayasa referandu- ğişikliğinde dediler ki: Meslek
bağlı kurul evlerini mali ve idari mundaki yasa değişikliğiyle ve odaları, üyelerine 1 yılın sonun-
olarak denetleyebilecek. Buna çıkardıkları yasalarla en son daki belgeyi vermekle yükümlü-
bağlı olarak Şehircilik ve Çev- 8 Temmuz 2013’te çıkardıkla- dür. Bu konuda herhangi bir şe-
re Bakanlığı; 7 Oda hakkında, rı yasayla zaten bizim mesleki kilde belgeyi vermiyoruz şu ko-
kendi ilgi alanına giren, mi- faaliyetlerimizi denetliyor. Mes- şulları yerine getirmediniz diye
marlar, elektrik, makine, şehir lek alanlarımızdaki yürüttüğü- vermiyoruz diyemezler belgeyi
plancıları, çevre mühendisleri müz faaliyetlerin birçoğunda vermek zorundalar. Onun dı-
odalarını idari ve mali olarak yetki Şehircilik Bakanlığı’na ve- şında mesela biz üyelerimizin
denetlemek için kararname rildi. Yani illerdeki Büyükşehir yürüttükleri projelerin deneti-
hazırlamış ama bakanlar ku- belediyelerinden il ve ilçe bele- mini ancak şöyle denetleyebili-

22
Devrimci Gençlik TMMOB Yasası Üzerine Röportaj

riz son çıkarılan yönetmelikte: ne, odalarına, örgütlülüklerine düzenliyor meslek alanlarıyla
Üyelerimiz bu işi yapabilirler sahip çıkmalarının engelleme- ilgili. 85’li yıllarda Ulaştırma
mi? Bu konuda uzmanlıkları var yeceğini düşünüyorum. Sempozyumunda yapılan sem-
mı? Uzmanlık belgeleri varsa D.G: TMMOB’un Marmaray pozyumlarda böyle bir görüş
biz bakanlığa ancak bunun de- meselesindeki etkisizleştirilmesi oluşturulmuştu ve odalar bunu
netimini yapabiliyoruz. Her ay ne gibi sonuçlar doğurdu? hem kamu kurumlarına hem de
ilgili bakanlıklar kendilerine ge- TMMOB – Süleyman Solmaz: kamuoyuyla paylaşmışlar. Ve
len projeleri bize gönderiyor- Oradaki somut bir konu kamuo- o proje, bizim olmasını istedi-
lar. O projedeki proje üreten yuna çok yansıdı, kamuoyunun ğimiz bir projeydi. Ama proje-
mühendislerin o alandaki uz- çok da yakından bildiği bir du- nin gelişim ve uygulanış safhası
manlıkları var mı yok mu diye rum. Marmaray’da uzun yıllar- daha sonra iktidarın Türkiye’yi
biz bakanlığa ancak bu konu- dır projeler olarak bizim oda- yönetme tavrı, alışkanlığı, baş-
da bilgi verebiliyoruz. Zaten larımızın da emeği ve fikri olan ta odalarımız olmak üzere her-
bu alanda bir problem vardı. ve bizim odalarımızın ta 1980’li kesi dışlayan bir tavrı var. Bu
Şimdi bunu daha da yayarak, yıllardaki projelerin geliştirilme- projede ciddi rantlar söz konu-
daha da politikleşerek bakanlık sine emeği olan bir proje. Biz su, yani bu ülkenin kaynakları-
düzeyine indirdiler. Zaten 2012 karayollarının İstanbul’da ku- nın ciddi şekilde birileri tarafın-
de hazırladıkları bir TMMOB rulan boğaz üzerindeki köprü- dan el konulması söz konusu.
yasasında bütün bunları öngör- lerin hem ulaşımın çözümü açı- Onun için bu denetimin bizim
müşlerdi. Ama gibi kamu
Türkiye genelin- yararına de-
deki TMMOB’a netim yapan
bağlı odaların meslek oda-
yürüttükleri faa- larının de-
liyetle bunu geri netiminden
çektiler. Kanun uzak olması
olarak bunu gerekir. Bu
hazırlamışlardı soygunun,
bunu geri çek- sömürünün
mişlerdi. Şimdi devam ede-
bunu yönetme- bilmesinin
liklerle yapı- koşulu budur.
yorlar. Ama bu Onun için bu
TMMOB’a bağlı iktidarlar bü-
odaların ve oda- tün projelerin
ların üyelerinin bütün aşama-
alışık oldukları larında biz-
bir durum. Çün- le ve bütün
kü siyasi iktidar- sından ekonomik olmadığı, çev- meslek odala-
lar yalnızca bu dönemde değil reye zararlı olduğu ve öyle bir rıyla- bırakın meslek odalarını
her dönemde siz kamu çıkar- karayollarına dayalı bir ulaşım kamuluyla da paylaşmıyor. 29
larını koruduğunuzda mutlaka projesinin hem ülkenin imkanla- Ekim’de açılması kararı alındı-
mevcut siyasi iktidarların karşıtı rının verimsiz kullanılması hem ğında burada çalışan üyeleri-
durumuna geliyorsunuz. Onlar de doğasının ve çevresinin ko- mizin bize verdikleri bilgilerle
sizi bir şekilde kendi faaliyet- runması açısından doğru pro- bu sürecin doğru yürümediğini,
lerinin engellenmesi, sizin yü- jeler olmadığını, ulaşımın ve bir takım proje eksikliklerinin
rüttüğünüz mücadelenin kendi taşımacılığın demir yoluyla ya- olduğunu, aslında projenin 76
faaliyetlerinin engellenmesi pılması yönünde zaten odaları- km. Gebze-Halkalı arasında bir
olarak anlıyorlar. O açıdan mızın temel bir görüşü var. Ve bütün olarak projelendirildiği-
odalarımızın üyeleri buna alı- biz Asya ve Avrupa geçişlerinin ni, güvenlik ulaşım ve sinyali-
şıklar bu baskılarında TMMOB bir demir yoluyla yapılması yö- zasyon sisteminin buna göre
ve TMMOB’a bağlı odaların ve nünde zaten odalarımızın bir kurgulandığı, işletme deneme
onların üyelerinin ülkelerine sa- görüşü vardı. Bizim odalarımız tecrübelerinin buna göre geliş-
hip çıkmaları, mesleğinin etiği- her 2 yılda bir sempozyumlar tirildiği ama bu 76 km’lik proje-

23
Devrimci Gençlik TMMOB Yasası Üzerine Röportaj

nin yalnızca 14 km lik kısmının ve de tecrübe edilmemesinden var, projeyi ayırıp yalnızca tüp
boğaz geçişinin hizmete açıla- kaynaklı bir sorun ortaya çıktı. geçiş kısmını açtıkça geçici bir
cağının yarı bir proje olacağını Yanlış komut verildi, bu komut- güvenlik sistemi oluşturmak du-
ve bu projenin kullanılmasında tan dolayı da trafo kitlendi ve rumunda kaldılar. 10 bin Euro
ciddi işletme sorunlarının çı- enerji kesilmesi meydana gel- harcadılar bu güvenlik sistemi-
kacağı bilgilerine sahiptik. 28 di. Mesela bunu kamuyuyla ne. 10 bin Euro belki ülkenin
Ekim’de bunu kamuyuna açık- paylaşabilirlerdi, çok vahim bir bütünün söz konusu olduğunda
ladık: Bu proje şuanda ulaşıma durum değil bu. Tabii ki olma- ihmal edilecek bir rakam gibi
açılmamalıdır, eksikleri vardır. ması gerekir, tabi ki başından gözüküyor ama Türkiye’de as-
İki sebeple eksikleri vardır. 1: itibaren test etme süresi düzgün gari ücretin 10 lira zam yapmak
Proje bir bütündür. Bunu par- kullanılmalıydı. Mesela böyle için bu ülkenin yöneticileri gün-
çaladığınızda onun güvenliği- bir projenin test edilme süresi lerce tartışıyorlar: “ülkemizin
ni, ulaşımını, projesini, sistemini dünya ölçeğinde 4 ay gibi bir imkânları kısıtlıdır biz asgari üc-
parçalıyorsunuz, güvensiz hale süreyi kapsaması gerekiyor. rete 10 lira zam yapamayız” di-
getiriyorsunuz. 2: Tek başına Hâlbuki bizimkiler bu işi 15 gün- yorlar. Asgari ücret bu ülkedeki
boğaz geçişinde eksikleri ve de yapıverdiler! Artı, böyle bir 10 milyon insanı etkiliyor ve bu
yanlışları var. Bunlar tamamlan- süreçteki testin gerçek ulaşım alanda bu kadar cimri olan ikti-
sın ondan sonra ulaşıma açılsın, araçlarıyla yapılması gerekiyor darlar, bu alanda doğru yönet-
dedik. İktidarlar yine bizi bilin- elektrikli vagonlar kullanılıyor me tarzlarını uygulamadıkları
dik, klasik “Bunlar bize karşılar, hâlbuki bizimkiler bunu dizelli için 10 milyon liralık bir ödeme-
başarılı projeler üretmemizi, ül- lokomotiflerle yaptIlar. Projeyi yi kolaylıkla yapabiliyorlar. Bu-
keyi yönetmemizi hazmedemi- yeterince koordine edemedi- rada söylemeye çalıştığım son
yorlar ”gibi bir takım ideolojik ler, baştan arkeolojik kazılar şey şu: Bilimi, teknolojiyi ve ev-
kalıplarla karşılık verdiler. Yete- yapmadılar, beklenmedik du- rensel yönetme kurallarını esas
rince dikkate almadılar. Ne ya- rumlarla karşı karşıya geldiler. almalıyız. sonuçta ülkeler bir
zık ki biz bundan mutluluk duy- Başka anlamlarda da finans bütün, insanlığın ürettiği kültür,
madık ama işletmeye alındıktan zorlukları yaşadılar, finansal bilgi ortak bi kültür. Bunu kul-
sonraki ayın 10’unda bile Mar- zorluklardan dolayı iş biraz ya- lanabiliriz. Dünyadaki gelişmiş
maray arıza yaptı. 29’undan vaş ilerledi, yeterince gecikti. ülkeler bunu böyle yapıyorlar.
10’una kadar; yani her gün ol- 2010 yılında devreye alınması İlla da her şeyi bizim bulmamız,
masa bile günde birden fazla, gereken bir proje 2013 yılın- bizim keşfetmemiz gerekmiyor.
bazen de birçok eksikliklerle, da devreye alındı bir de bunu Ama insanlığın ürettiği evrensel
aksaklıklarla yürüyen bir sis- daha önceden kamuyuyla pay- bilgiyi doğru yöntemlerle doğ-
tem. Ve bu aşamada da aslında laştılar. Kendileri de “biz söyle- ru yerde herkes kullanıyor, biz
orayı ulaşım aracı olarak kulla- dik, yaparız” iddiasında olmak de bunu yapabiliriz. Bunu kulla-
nan insanlar için de ciddi riskler için projeyi açtılar. Sorunlar da nınca o ülkenin yaşayanları, o
oluşturdu bu eksiklikler. Mesela devam ediyor ama bu sorunlar ülkenin yöneticileri de dâhil her-
ilk gün olan kazada enerji kesil- giderilemeyecek sorunlar değil. kes daha kazançlı, daha mut-
mesi söz konusu oldu. Ülkenin Ama ulaşım aracı olarak kulla- lu oluyor. O açıdan da bizim
başbakanı, ulaştırma bakanı nan insanlar için ciddi riskleri bunu talep etmemiz hem göre-
“Ülkede elektrik kesilmesi var. olabilecek pozisyonlar bunlar. vimiz, hem hakkımız. Ne yazık
Ne yapalım? ” diyor. Hâlbuki Böyle şeyler dünyada bilimi, ki bu konuda bizim ülkemizin
böyle bir şeyin mümkün olma- teknolojiyi esas alan yönetme çok gelişmiş bir talep alışkanlığı
dığını biliyoruz. Çünkü Marma- biçimlerinin söz konusu olduğu yoktur, talep etmiyor yurttaşlar.
ray direk Keban’dan besleniyor yerlerde yapılmıyor. Bu ancak Yurttaşlar talep etmediği içinde
yani oranın elektriği kesilmesi çok geri, ilkel, bilimi ve teknolo- iktidarlar bu konudaki eksiklik-
demek Keban’ın üretim dışı kal- jiyi kendisine rehber edinmemiş lerini, yanlışlarının hesabını ver-
ması demek. Keban’ın üretim bir yönetme kültürünün -belki me konusunda kendini yükümlü
dışı kalması mümkün değil, ora- çok abartı olur ama- Afrika’da- hissetmiyor, sorun bundan kay-
da olan şuydu: 4000 waltluk ki göçebe yöneticilerinin yapa- naklı.
hattan beslenen ve Maltepe’de bileceği bir yönetme tarzıyla D.G: Yapım süreci biraz erken
konuşlandırılan indirme trafo kararlar veriliyor. Bu durumda bitirildi. Kaymalar, batmalar
merkezindeki çalışan insanla- da tabi toplum zarar görüyor. söz konusu mu ?
rın yeterince eğitilmemesinden Mesela orada basit bir şey TMMOB – Süleyman Solmaz:

24
Devrimci Gençlik TMMOB Yasası Üzerine Röportaj

Projeyi söylediğimiz gibi kamu dolayı işinden istifa ediyor. Bu Bu zemin hareketlenmesinden
yöneticileri ilgili meslek odala- doğru bir yöntem değil, bu tüp- dolayı bu esnek bağlantılarda
rıyla paylaşmadılar. Dünyanın ler yerinden sökülerek yeniden bir yırtılma olursa tüp içine bir
gelişmiş ülkelerinde işler böyle bir eksiklik olmadan yerleştiril- deniz suyu dolması durumun-
yürümüyor. Bu işin yöneticileri, mesi gerektiği görüşünü ifade da nasıl bir önlem alınacağı
ilgili tarafları, üniversiteleri, bi- ediyor. konusu şu an da çalışılmamış.
lim adamları, meslek odalarını Mesela dışarıdan yağmur suyu-
ve projedeki sorumluluk sahip- D.G: Bunun bir depremde- İs-
tanbul deprem kuşağında- ki nun dolmasına karşı bir önlem
lerini zaman zaman bir araya alınmış; Sarayburnu’nda ve
getiriyor, burada proje akışı, Marmaray ray hatların yakının-
dan geçtiği söyleniyor. Ayrıca Üsküdar’da giyotin kapaklar
proje süreci paylaşılıyor. Hat- var, dışarıdan bir su dolması
ta zaman zaman projenin fiili projenin 7,5 büyüklüğündeki
bir sarsıntıya karşı dayanıksız söz konusu olduğunda bu kapı-
işleyişini danışmak durumunda
olduğu ifade ediliyor, neler di- lar kapanıyor ve tüp içerisine su
kalıyorlar –bu doğru da bir iş-
yeceksiniz? girmesi engelleniyor. Bu doğru
ama bizde böyle bir şey olmu-
yor, doğal olarak biz bilgileri bir projelendirme ama deniz
TMMOB – Süleyman Solmaz: içerisindeki ek yerlerden su dol-
projelerde çalışan meslektaşla-
Bizim mesleğimiz pozitif bilgi- ması söz konusu olduğunda na-
rımızdan alıyoruz. Orada konu-
şulan bir durum var, gazetelere ye dayanan şeyler. Yani eğer sıl bir önlem alınacağı konusu
haber oldu üstelik. Boğaz geçişi siz bir bilgiyi test edemiyorsa- çalışılmamış, şu anda boşta du-
tüplerle sağlandı. Yani birbirine nız ya da daha önceden test ran bir konu. Bu projede çalışan
eklenmiş 2 tüp batırılarak tünel edilmiş bilgilere dayanmıyorsa, meslektaşların dikkat çekmek
oluşturuldu. Bu tüplerin batırıl- “bu konuda bu böyle olur” de- istedikleri konulardan bir tane-
ma, zemine oturtulma aşama- mek bizim mesleğimiz açısın- si de şu: Mesela tüp içerisinde
sında Üsküdar’dan numaralan- dan çok tutarlı bir ifade şekli ol- lokomotiflerin arızalanması söz
dırılarak Sarayburnu’na doğru maz. Ama Jeoloji Mühendisleri konusu olduğunda ani kurtar-
6 nolu tüp batırılıp, bir de 7 nolu Odası bununla ilgili bir çalışma ma lokomotiflerinin hem Avru-
tüp eklendiğinde eksen kayma- yürütüyor ama bu projenin asıl pa hem de Anadolu yakasında
sı oldu. Bu da 2 tüp arasında sahipleriyle -yani Ulaştırma hazır bekletilmesi gerekiyor. Ve
15 cm lik bir eksen kaymasına Bakanlığı’nın- odanın ortak bu lokomotiflerin yalnızca bu iş
neden oldu, yani tüpün eğimi çalışması sonucunda ortaya için istihdam edilmesi gerek. Bir
doğru hesaplanamamış. Ve bu çıkarılabilecak bir durum. Ne cepte, tünel girişinde bekleme-
projelerin uygulayıcıları, denet- yazık ki bu konuda Ulaştırma si gerekiyor. Orada olabilecek
leyicileri var. Denetleyici firma Bakanlığı, meslek odalarıyla herhangi bir arıza söz konusu
tarafından, uygulamayı yapan bu alanda yürütülecek bir ça- olduğunda bu lokomotiflerin
firmaya hem de projenin sahibi lışmaya destek vermiyor. Nasıl otomatik olarak burada çeki-
olan ulaştırma bakanlığına bilgi sonuçlanacak bilmiyorum ama ci görevi yaparak tünel dışına
verilmiş. “Tüp montajlarımızda bugün itibariyle şunu söyleye- çıkarması gerekiyor. Mesela
aksama var. Bunun düzeltilmesi
meyiz; “ Bu sistem depreme da- şimdi bu projelendirilmiş ama
gerekir” diye. Bu arada uygula-
yanıklı değildir. 7.3 şiddetinde işletme aşamasında bunlar ye-
ma firması “ Evet böyle bir ek-
deprem olduğunda tüpler de rine getirilmemiş. bu lokomotif-
siklik var ama biz bununla ilgili
zemin dolgusu sağlayarak 15 zarar görür” diyemeyiz çünkü ler henüz hazır değil. Ulaştırma
cm’lik eksen kaymasını ortadan bu bilimsel olarak bir rapor ha- bakanlığı bu konuda sorulan
kaldırdık. Risk oluşturmuyor” line gelmemiştir. Ama mesela bir soruya devlet demir yolları
diye bir görüş ortaya atıyor. şöyle bir kaygımız var. Bu tek- kanalıyla cevap veriyor: Halka-
Bunu projenin sahibi Ulaştırma nolojik bir kaygı aslında. Bu lı ve Gebze’de lokomotiflerimiz
Bakanlığı’yla paylaşıyor, Ulaş- kaygı proje yüklenicileri tara- var, bunlarla bu işi yapacağız
tırma Bakanlığı da uzmanlarına fından önlemi alınması gereken diyorlar. Hâlbuki dünyadaki bu
sorarak kabul ediyor; ” Evet bu bir kaygı. Bu tüpler birleştirilir- tip projelerde böyle bir kurtar-
hata giderilmiştir, böyle bir yön- ken birbirine esnek bağlantıyla ma yöntemi uygulanmıyor. Şu
tem bizim için kabul edilebilir ekleniyor. Bu esnek bağlantı an da mesela projede çalışan
bir yöntemdir” diye. Ama mü- yerlerinde bu deniz tabanında arkadaşların verdikleri işletme
şavir bunu kabul etmiyor. Hatta bir kanal açılarak toprak yüze- risklerinin 2 tanesini biliyoruz.
müşavir firmanın proje yöneti- yine bırakılmıyor. Bir kanal açı-
cisi arkadaşımız bu sebepten lıp kanalın içine konuluyor bu.

25
DEVRİMCİ
HALKIN AYDINLIK YÜZÜDÜR, BİLİM V
D evrimci Gençliğin, kimliğine
yazılı ve dünden bugüne
uzanan nitelikleri içerisinde en
sol rüzgara kapılmadan, kendi
yolunu çizebilmenin de tarihi-
dir; bunun örgütsel gereğini
Kopardılar Dalından.” diyerek
Turak Emeksiz’i sahiplenen,
onunla yetinmeyip o tarihler-
belirgin olanı, iktidarın belir- gençlik zemininde kesintisiz bi- de nispi de olsa genişleyen
lediği gündemlerin esiri olma- çimde yerine getirebilmenin ifa- demokratik ortamın artılarını
mak, görev ve sorumluluklarını, desidir. değerlendiren, Marksist kla-
dolayısıyla da yönünü, nihai Bilinir ki örgütlenmeler birer siklerin Türkçeye çevrilmesiyle
hedefle ilişkilendirerek tayin araçtır; bu, biçimden çok içe- fikri açıdan yöntemleşip zengin-
etmektir. Bu nedenle Devrimci riği, özü öne çıkarır. Diğer bir leşen gençliğin, kendini daha
Gençlik, örneğin iktidar “Ça- ifadeyle, önemli olan örgütlen- bütünlüklü ve kurumsal şekilde
pulcu” dediğinde, “hepimiz menin içinin nasıl doldurulduğu ifade etmeye başlamasıdır. An-
çapulcuyuz” reaksiyonuyla ye- ve hangi amaca bağlı olarak cak aynı zeminin homojen değil
tinmez; iktidar, “kızlı-erkekli” işlevlendirildiğidir. heterojen olması, devrim ufuklu-
tanımlar yaptığında, sanki ilk Tarih yazarken öznelleşmek, ların yanında evrimci ufuksuz-
kez kızlı erkekli bir araya geli- en sık rastlanan eğilimlerden- luğun bulunması, FKF’yi dışsal
niyormuş gibi refleksten ibaret, dir. Amaçlanan sonuca varmak olduğu kadar içsel mücadele
içeriksiz yanıtlar vermek yerine, için bütünden istenen karelerin zemini haline getirmiştir.
bunun gereğini bizzat hayatın seçilmesi de, yaşanmışlıkların Aslında Türkiye genel tablo-
içinde eylemiyle yerine getirir. ihtiyaca göre eğilip bükülerek sunda sol ne ise, FKF de onun
Tarihi incelendiğinde görü- aktarılması da resmi tarih yazı- gençlik boyutundaki kesitiydi.
lecektir ki, Devrimci Gençlik, mı örneklerindendir. Bu neden- Kimileri Marksizm Leninizm
halk içindeki mezhepsel, etnik, le, objektif olma kaygısıyla biz, ışığında emeği sokakla, soka-
cinsel, vb farkların kaşınması diyalektik ve tarihsel materya- ğı bilim ve bilinçle buluşturma,
yoluyla yapay saflaşmaların lizmin ışığında, tarihi âna taşı- mücadele alanlarını ortaklaştır-
oluşturulması yönünde atılan yıp güncelleyebilmeli, geçmişi ma öngörüsü ile hareket eder-
her adımın karşısında durmuş, tabulaştırmamalı, ama hafife ken, kimileri de günü kurtaran
onu boşa çıkarmakla kalmamış, de almamalıyız. küçükburjuva kaygan zeminde
sistemin toplumsal dinamikleri Devrimci Gençliğin tarihi söz varlık göstermekte, popülizmle
parçalayıcı adımlarına karşı, konusu olduğunda bu, aktarıcı- malul entelektüel bir duruşla ye-
tamamen alternatif zeminde bü- ya ek görev ve sorumluklar yük- tinmekteydi.
tünleştirici rol oynamıştır. Gezi ler. Çünkü devam eden, yaşa- FKF, solun gençlik kesitindeki
süreci bu bağlamda Devrimci yan bir tarih söz konusudur. Bu aynasıydı; gücünü de güçsüzlü-
Gençliğin yaklaşık 45 yıldır iz- bağlamda anla bağ kurmak bü- ğünü de karakterini de yansıtı-
lediği çizgiyi doğrulamış, geniş yük önem taşır. Örneğin FKF mi yordu; karşıtını aşamamanın,
bir yelpaze oluşturan demokra- anlatılacak, içerikten kopuk bir alternatifini üretemeyip ona öy-
tik taleplerin aynı program için- an fotoğrafı çekmekle yetinil- künmenin yanında, antitezinin
de çözümünün mümkünlüğünü memeli, dün bugün diyalektiği de zeminini mayalıyordu.
göstermiştir. içinde olguya yer verilmelidir. Sınıflar mücadelesinin geliş-
Devrimci Gençliğin tarihi, ka- mesi ve keskinleşmesi açısından
dın sorununu feminizme, ekolo- 1965’TE FKF’Lİ OLMAK… da objektif şartlarda bir değiş-
ji sorununu çevrecilere bırakan, 1965’te FKF’li olmak, verili me/gelişme söz konusuydu.
gençlik mücadelesini okul içine olanla yetinmemek, hem güne Kapitalizmin, dolayısıyla da
hapseden, dolayısıyla da top- hem geleceğe cevap olabilecek tekelleşmenin gelişmesi, sınıf
lumsal dinamikleri devrim pers- arayışın öznesi olmaktır. karşıtlıklarını büyütmekte, daha
pektifiyle ortaklaştırmak yerine, 1965’te FKF’li olmak, “28 Ni- ileri mücadelelere zemin hazır-
sistem içine doğru çeken liberal sandı Yavri Hey! Ham Meyveyi lamaktaydı.

26
GENÇLİK
VE BİLİNÇTİR, FELSEFE VE GELECEKTİR !
FKF içinde, nitelik sorununa Türkü, Alevi Sünni’yi ilgilendirir. Mihri Belli’li bir ideolojik kuşat-
olduğu kadar, nicelik sorununa Kitleselleşme, bu alan, zemin mayı yarıp, THKP-C’lileşme yo-
bakışta da bir farklılık ve mü- ve öznelerden birinin diğerine lunda yürüyebilmektir.
cadele hali gözlenmekteydi. tercih edilmesini değil, tersine 1969’da Dev-Genç’li olmak,
Nitelik, TİP’in ideolojik politik her birinin bir diğerini gözete- her şeyden önce bir özgüven
havuzunda etkisizleştirilirken; bildiği bir bilinçlenme halini ve içerir. Tercihler, kimlerle yü-
nicelikten anlaşılan, sandıkta sahiplenmeyi gerektirir. Bunun ründüğü değil, hangi yolda ve
oyun artırılmasıydı. Bu nedenle, 1968 olarak bilinen süreçte de, hangi ölçülerle yüründüğü üze-
Devrimci Gençlik ruhu olarak 1970 15-16 Haziran’ında da, rinden belirlenir. Mücadelenin
tanımlayabileceğimiz duruş, fındık mitingleri, antiemperya- ihtiyaçlarının daha nitelikli bir
FKF’de başından beri gidişata list gösteriler ve benzerinde de hareketi ihtiyaç haline getirme-
bir itiraz zemininde gelişmiş; ni- karşılığı vardır. si sebebiyle; yerinde sayan,
cel ve nitel anlamda farklı bir Ancak, hiçbir süreç bir diğe- sistem içinde hareket eden ge-
anlayışın mayalayıcısı olmuştur. rinin tekrarı olmadığı gibi, top- lenekle yol ayrımı kaçınılmaz-
Yıllar sonrasında Kızıldere’nin lumsal dinamikler de bu dina- laşır. Dev-Genç bu bağlamda,
devamında yapılan geçmiş de- miklerin ihtiyaçları da yerinde devrimci ölçüler üzerinden bir
ğerlendirmelerinde, farklı mü- saymamaktadır. Bu bağlamda, saflaşmanın, geleceğe devrim
cadele alanları arasındaki ko- 1965’te FKF’li olmak, 1969’da perspektifiyle bakmanın, do-
ordinasyonun kopukluğundan Dev-Genç’li olabilmenin ufkunu layısıyla da teorik netleşmeye
ve kitlelerle kurulan ilişkilerde taşımaktır; ve giderek saflaşma giden yolda önemli bir adımın
zayıf kalınan nıoktalardan söz oranında, geniş kitle içinde dar ifadesidir.
edilecekti. Kimileri bunu, vaktin- kadro olabilmek; antiemperya- Devrimci Gençlik, Türkiye’de
de savundukları reformist duru- lizmi, antioligarşik demokratik toplumsal hareketin daha nite-
şa haklılık için gerekçe sayar- mücadele ile birleştirebilmektir. likli bir örgütlenmeye (partileş-
ken, kimileri de 1970’li yılların Gençlik mücadelesinin yaşla, meye) sıçrama eşiğidir. Sistem
ikinci yarısında TİP reformizmini okulla, vb. ile sınırlı olmadığını içinde kendine yer aramanın,
güncellemek için kullanacaktı. bilmek, partileşmeyi öngören dolayısıyla da bir çeşit yerinde
Gerçekte 1960’lı veya 1970’li bir harekete kesintisiz geçebil- saymanın son bulduğu, rotanın
yıllarda olduğu gibi bugün de menin niteliğine sahip olmaktır. reformist yoldan devrimci yola
kitleselleşme, duruşunu ve id- döndüğü bir milattır. Türkiye
dialarını geri çekmeyi değil, 1969’DA DEV-GENÇ’Lİ OLMAK… devrimci hareketinin köklerini
hayata ve mücadeleye bütün- 1969’da Dev-Genç’li olmak; oluşturan, her devrimci için te-
lüklü bakabilmeyi gerektiriyor. sürekli hedef büyütebilmek, ko- mel öneme sahip onursal bir
Marksizm’e bir nebze de olsa şullar gerektiğinde nicelik so- evredir.
vakıf olanların bildiği gibi mü- runlarını nitelik sıçramalarının 1969’dan sonra, ideolojik
cadelede; ideolojik, politik ve önünde engel olarak görme- birliğin ve ideolojik netliğin hız-
ekonomik-demokratik zeminde mektir. la sağlanmasıyla, merkezileş-
yürür. Bunlar, birinin diğerini 1969’da Dev-Genç’li olmak; me ve kadrolaşma eşliğinde sü-
yadsımadığı bir bütündür. Ör- üniversiteden Dolmabahçe’ye reç öncü bir partiyi doğurmuş,
gütsel hareket, bu bütünün gü- akabilmek, emperyalistleri de- mücadele stratejik öngörülerle
vencesidir; her biri kendi başına nize döktükten sonra Vedat yürütülür hale gelmiştir. Bu ta-
önemli olan bu alanları, devrim Demircioğlu’nun mirasını devri- rihsel kesit, gençlik-hareket di-
hedefli mücadelede birleştirir. me taşımak üzere, hızla nitelik yalektiğinin nasıl kavranması
Yani okuldaki mahalledekini, büyütmektir. gerektiğine dair oldukça öğre-
evdeki sokaktakini, dağdaki 1969’da Dev-Genç’li olmak; ticidir.
barikattakini, kadın erkeği, Kürt Sadun Aren’li, Doğu Perinçek’li,

27
Devrimci Gençlik Orta Sayfa

1975’TE DEV-GENÇ’Lİ OLMAK… merkezi bir siyasal yapılanma dünü bugüne taşıyıp anda ye-
Devrimci Gençliği geleceğe ufkuyla menzil büyütmektir. niden üretmekse; bugün de
hazırlayanlar, ihtiyaç duydukla- Devrimci Gençlik ismiyle sü- Devrimci Yolcu olmak, Devrimci
rı özsuyu, binyıllar öncesinden reci geleceğe taşıyanlar; Ma- Gençlik dahil dünün tüm değer-
aldılar. ‘68’de Yankee’ye kar- hir, Hüseyin, Ulaş’ın mirasını lerini teorik ve pratik üretimleri-
şı dikilip, ‘69’da kurumlaştılar. kısa sürede bayraklaştırdılar; ni bugüne taşımak ve güncelle-
’70 Aralık’ında hem parti hem 1977’de hem yıldız hem yum- mektir.
cephe oldular. Kızıldere’deki ruk oldular. Halkın potansiyel Devrimci Gençlik, Devrimci
kesinti, daha büyük sıçramalar gücüne yolgöstericiliği kattılar. Hareket’ten bağımsız, soyut,
içindi. Nitekim 1975’te Devrim- O süreçte Devrimci Gençliği, kendi halinde bir olgu olmadığı
ci Gençlik, daha büyük iddiala- gençliğin dönemsel ihtiyaçların- için, Türkiye devrimine özgü te-
rın habercisi bir hareketin ismiy- dan ibaret geçici bir yapılanma mel tespitlerde de, alana özgü
di; tohumun ağaca dönüşmekte olarak değerlendirip, potan- üretimlerde de bir güncelleme-
olduğunun müjdesiydi; yenilgi siyel halde içerdiği Devrimci yi, parça-bütün ilişkisi içinde bir
psikolojisinden, eksik ve hatala- Yol’u görememek nasıl özünü değerlendirmeyi gerektiriyor.
rın sebebini yanlış yerde arama inkar etmekse, bugün de bu Devrimci Gençlik bugün, fikri
çarpıklığına; ezber, tekrar ve miras ve potansiyeli, mülkiyet duruşuyla aydınlatıcı ve yolgös-
öykünmeden, bütünlüklü redde tartışmalarına konu etmek ve terici olabilmeli, eleştirel duru-
kadar ortaya çıkan hemen her tekelci bir zihniyetle sahiplen- şuyla Sokrates gibi sistemi her
yanlış yönelimin alternatifiydi; meye kalkmak, Devrimci Genç- noktada rahatsız eden bir “at
hem eleştireldi hem de üretken liğin dününü de, bugününü de sineği” işlevi görebilmeli, fiili
ve yolgöstericiydi. anlamamaktır. duruşuyla alternatif ölçüleri ya-
Her süreçte olduğu gibi Devrimci Gençlik, Türkiye şamına ve eylemine taşıyabilen
1975’te de Devrimci Gençli- halklarının devrime, dolayısıyla bir örgütsel özne haline gelebil-
ğin mücadelesi, baş çelişmenin da alternatif bir sisteme doğru melidir.
sınıflar mücadelesindeki yan- yol alışında, ihtiyaç duyduğu Bugün Dev-Genç’li olmak,
sımaları bağlamında biçimlen- örgütsel olgunlaşmanın gerçek- ‘68’i de ‘78’i de doğru oku-
miş, özerk demokratik üniversi- leşmesi bağlamında önemli bir yup, ânda güncelleyebilmektir.
te mücadelesi, faşizme karşı de- role sahiptir. Hem antiemper- Dikkat edilirse, bir dönem
mokrasi mücadelesinin bir par- yalist hem antifaşisttir. İtirazı ve ‘68 adına yapılanlar, bugün
çası olarak hayata geçirilmiştir. alternatifi bir arada taşıyan, sis- kimi kesimlerce ’78 adına yapı-
Demokrasinin gerçekte bir dev- teme öykünmeyen, reformlarla lıyor. Koca bir süreç, nostaljiye,
rim sorunu olması, genelde dev- da yetinmeyen bir örgütlenme- dayanışma kurumlarına veya
rimci harekete özelde Devrimci dir. Onun rekabete, didişmeye, kişisel ihtiyaç gidermekten öte
Gençliğe ikili bir görev yükle- ben kavgalarına alet edilmesi, anlamı olmayan anı devşirme
miştir. Bir taraftan günün ihti- mülkiyetçi anlayışla ele alınma- yazınına indirgeniyor. Süreçler,
yaçları temelinde demokratik sı, hiç mi hiç anlaşılmadığının bugüne taşınabilecek nitelikle-
hak ve özgürlükler çerçevesini göstergesidir. riyle veya buna hizmet edecek
zorlamak, diğer taraftan daha değerlendirmeler eşliğinde de-
uzun erimli bir perspektifle dev- GÜNÜMÜZDE DEV-GENÇ’Lİ ğil, öznellik ağırlıklı bir tarih
rimi gözeten bir mücadele hattı OLMAK… aktarımı şeklinde ele alınıyor.
izlemek, Devrimci Gençliğin bü- Devrimci Gençlik, alternatif Halbuki aynı süreçlerin, büyü-
tünlüklü duruşunu ifade etmiştir. toplum örgütlenmesinin gençlik me ve yükselme dönemleri gibi
Yenilgi sonrası ortamın etkile- zeminindeki ifadesidir. Okulda tıkanma, dağılma veya farklı
rine, kavram ve kafa karışıklık- da sokakta da, müfredatta da rotalara evrilme dönemleri de
larına rağmen 1975’te Devrim- hayatta da geleceği örgütleye- vardır. Bugün örnek alınacak
ci Gençlik, 1969’a oranla ide- bilmek, itiraza üretimi ekleye- ve güncellenecekse, bunlar da
olojik birlik ve netlik açısından bilmektir; sistemden fikri ve fiili bilinmelidir.
daha ileri bir aşamayı, ufkunda kopuşa giden yolda özne ola- 1968’de antiemperyalizm ek-
Devrimci Yol’un olduğu bir sü- bilmektir. senli olarak başlayan ve Fran-
reci tarif eder. Bu bağlamda Devrimci Yol nasıl ki sa, Almanya gibi ülkelere dev-
1975’te Dev-Genç’li olmak, Marksizm’in Türkiye özgülünde rimsel sarsıntılar geçirten süreç,
Devrimci Yolculaşma bilinciyle güncellenmesi ve Türkiye’nin bir süre sonra sadece tüketimin
okullardan alanlara taşmaktır; Marksizm’ini oluşturmaksa, protesto edildiği zeminlere

28
Devrimci Gençlik Orta Sayfa

veya magazinleştirilmiş araç mamışsa, geriye dönüp bakıl- rejime dönüşmüştür. Bu rejim-
ve yöntemlere dek daralınca, dığında, vaktinde görülmemiş de okuldan atılmak dahil çe-
yönlendirilmesi de sistem içine olanları görebilmek dolayısıyla şitli cezalara çarptırılmak için,
hapsedilerek söndürülmesi de da aşılmış süreçlere dair daha özel yetkili mahkemeye ihtiyaç
kolay oldu. Sonradan geleceğe sağlıklı değerlendirmeler yap- kalmadan özel yetkili rektör,
dönük olarak taşınması gereken mak mümkün hale gelir. Bu dekan, güvenlik, vb yeterli ol-
nitelikleri veya çıkarılması gere- bağlamda bizlerin ‘68’den de maktadır. Bir yanıyla öğrenci
ken dersler, magazinleştirilmiş ‘78’den de öğreneceği çok kitlesini mücadele zemininden
veya kişiselleştirilmiş sonuçların şey vardır. O süreçleri, içerdiği dolayısıyla da devrimcilerden
gölgesinde kaldı. şifrelerle bugün daha net de- uzaklaştırabilecek gibi görünen
1978’de antifaşizm eksen- ğerlendirmek mümkündür. Az mevcut abluka, doğru anlatı-
li olarak yükselen mücadele imkanla çok şey yapan, imkan- labildiğinde, öğrenci kitlesine
1979-80’de tarihinin hiçbir dö- sızı isteyen ve fiziki yenilgilere doğru araç ve yöntemlerle gidi-
neminde görülmemiş bir zirve rağmen neredeyse kesintisiz lebildiğinde, en sıradan hakları
ve ivme yakaladı. Özellikle bir mücadeleye birikimlerini ve için dahi mücadeleden başka
Devrimci Gençlik’ten Devrimci değerlerini aktaran ‘68; imkan yol kalmadığı anlatılabildiğin-
Yol’a evrilen ve “Türkiye’nin çoğaltarak büyüyen ve antiem- de, süreci ters çevirme şansı do-
Marksizmi”ne karşılık düşen ni- peryalizme antifaşizmi ekleyen, ğacak, abluka kısa sürede da-
teliğiyle, ezberle veya tekrarla devrim ufuklu niteliğiyle ‘78, ğılmasa da güçlü bir karşı duruş
malul olmayan bir yeniden üre- bugüne doğru taşınabildiğinde geliştirmek mümkün olacaktır.
timin gerçekleşmesi, burjuva sis- güne yanıt olabilecek hemen Daha önce yaptığımız, “Dün-
temin hemen her alanda alter- her üretim için muazzam bir den Bugüne Devrimci Gençlik”
natifini yaratıp halkla paylaşan kaynaktır; zengin ve bütünlüklü değerlendirmesinde “İdeolojik
dinamik bir yapı ortaya çıkardı. bir zemindir. mücadele, 1974 sonrasında da
Süreç, aynı zamanda nitelik ve Bugün derinleşen yeni sömür- devam etti. Başkaları, soyut bir
nicelik sorunlarının aşılabilece- gecilik ilişkileri ve keskinleşen tartışma konusuymuş gibi he-
ğini, bunun için sistem içi kanal- sınıflar mücadelesine paralel nüz kadro yeterliliği oluşmamış-
lara yönelmeye ihtiyaç olmadı- olarak, gençliğin sorunları da ken temel mücadele biçiminden
ğını gösterdi. büyümüş, yükü ve sorumlu- söz ediyor, Devrimci Gençlik
12 Eylül Faşist Darbesi’ne lukları artmıştır. Artık kültürel ise temel siyasi görev tanımı ya-
karşı geliştirilen direnişin sürekli bağlamda da iktisadi ve siyasi parak, örgütsel yeterliliğe ulaş-
kılınamaması, yaşanan kesin- bağlamda da emperyalizm var- ma koşulunu öne çıkarıyordu.”
tiler, vb özellikle o üretimlerin lığını doğrudan hissettirmekte, demiştik. Temel siyasi görev
geleceğe doğru biçimde taşın- hemen her alanda, kazanılmış saptaması ile ne kastedildiği
masını güçleştirdi. Ancak buna hakların da gaspını içeren top- anlaşılmadan, Devrimci Yol’la
rağmen, alınan fiziki yenilgiyi, yekun bir saldırı hali rutinleşe- taçlanacak olan o sürecin, dog-
1975-80 sürecinin yanlışlığına rek sistemleşmektedir. matizmden, tekrar veya şablon-
kanıt olarak görmek, bilimsel Bunun okuldaki karşılığı, culuktan uzak nasıl bir yaratıcı-
olmayan kolaycı bir yaklaşım üniversitenin ticarethane, öğ- lık üzerine oturduğunu anlamak
olur. rencinin müşteri olması; bu du- zordur. Bu bir yanıyla da kad-
Bu türden süreçlerin bir süre ruma itiraz etmemesi için de, rolaşma ihtiyacına yapılmış bir
sonra farklı iradeler, değerlen- öğrenciden öğretim görevlisine vurgudur. Ancak kadrolaşmayı
dirmeler, vb doğurması nor- kadar herkesin sindirilmesi, kö- da “nasıl bir kadro?” sorusu,
maldir. Rekabet veya mülkiyet leliğe razı hale getirilmesidir. bu soruyu da “nasıl bir müca-
kültürüyle hareket edilmediği Bu amaçla, bir taraftan özel dele anlayışı ve çalışma tarzı?”
sürece, bunun önemli sorunlara üniversiteler yaygınlaştırılırken, soruları önceler. Bu sorular an-
sebep olması da beklenmeme- diğer taraftan özel güvenlikten laşılmadan iş yapılıyor, üzerin-
lidir. Devrimci Gençliğe düşen polise, yönetmelikten yasalara den atlanıyor veya yok sayılı-
görev, bir miras kavgası gütmek kadar hemen her araç faşizmin yorsa; mücadelenin ihtiyaçları,
değil, söz konusu değerlerin güncel ihtiyaçlarına göre biçim- sübjektif ihtiyaçlarla ikame edi-
yeniden üretiminin/güncellen- lendirilmektedir. liyor veya ezberlenmiş/alışılmış
mesinin adresi/zemini olmaktır. Deyim yerindeyse F tipi, bir olanlar ihtiyaç olanın yerine ko-
Bilinir ki eğer ideolojik-poli- hapishane modeli olmaktan nuluyor demektir.
tik olarak bir sapmaya uğran- çıkmış dışarıyı da kapsayan bir Halbuki, temel siyasi görev,

29
Devrimci Gençlik Orta Sayfa

örgütsel yeterliliğe ulaşma ko- tanımın gerektirdiği nitelikler, yeniden üretmektedir. Bu bağ-
şulunu öne çıkarıyorsa; böyle bırakalım sisteme öykünmeyi lamda, diyalektik algılayışın
bir yeterlilik de “yeni insan” veya ben eksenli hareket etme- hem temsilcisi hem taşıyıcısıdır.
tanımını ihtiyaca göre yapmayı, yi, her sabah yeniden doğarca- Devrimci Gençlik, bu pers-
sistemin tekçi, bireyci, dayatma- sına sistemle sürekli bir mücade- pektifle, öncelikli sorunu diplo-
cı niteliklerinin tersine çoğalan le halini gerektiriyor. ma almak olan öğrenciden, en
ve çoğaltan kolektif kimliklerin Gençliğin BİZ tanımının, sis- ileri beklentilere sahip olanına
komünal yaşamı hayatın her teme alternatif komünal bir ya- kadar her öğrenciye hitap et-
anına taşıyabilen yaratıcı etkin- şamın veya yolsuzluk ve rüşvet meli; umudu, ufku ve güven-
liğini yaygınlaştırmayı gerektiri- düzeninin antitezini, daha önce cesi haline gelmelidir. Taşınan
yor. Bu, aynı zamanda CHE’de olduğu gibi bugün de Devrim- kimlik, aklın da duyguların da
somutlanan, Devrimci Yol’da ci Gençlik yazacaktır. Devrimci ifadesi olabilmeli, aşk eyleme,
yeniden üretilerek somut koşul- Gençlik; ismiyle, deneyim ve eylem de aşka içerilerek, en bi-
lardaki tanım ve gereklilikleri birikimiyle yaklaşık 45 yıllıktır. reysel meselelerde bile BİZ olu-
güncellenen “yeni insan”a ulaş- Ama içeriğiyle, değerlendirme- nabilmelidir.
ma mücadelesidir. Böyle bir leri ve görev tanımıyla kendini

Er Meydanı
Er meydanı ;
Alanlar , okullar, fabrikalar
Er meydanı bu
İki sınıfın savaş alanı
Aydınlık ve karanlığın..

Nice yiğitler düştü,


Bardaktan boşanırcasına aktı cansuyumuz
Gökyüzü kimbilir kaç kez ağladı.
Namlular patladı
Gece yarıları
Yırtmak için
Sessiz karanlığı..

Kardeşce yaşam düşlüyoruz


Sınıfların karanlığın kalmadığı
Geceleri ayın,
Daha bir güzel parladığı
Sevginin hüküm sürdüğü
Bir ülke.
Canların yanmadığı
Kardeşce bir yaşam düşlüyoruz..

Bu yüzden andlar içiyoruz,


Düşen bir tek arkadaşımızı dahi
Unutmadık
Sevda ile biledik,
Yüreklerimizi, bileklerimizi, bilinçlerimizi
En haşin yollardan gidiyoruz
Yalın ayak
Hesap sormaya…..

30
Faşizm Kan ve İrin Kokan Bir Suç Rejimidir
Devrimcilere ve Halka Kalkan Elleri Kıracağız!

S ınıflar mücadelesinin, dev-


let biçimleri üzerinde etkili
olduğu; oligarşinin, kendisine
yandan da adeta akıllarla alay
edilecek biçimde tezgâhlanan
“adalet” senaryoları uygulan-
Tam da bu nedenle ezilenle-
rin direnmekten ve faşizme kar-
şı anladığı dilden konuşmaktan
yönelen tehditlerin boyutuna maya devam etmektedir. başka şansı yoktur. Bu durum
göre, egemenliğini sürdürme Biz bu görüntülere yabancı tarihsel bir olgudur ve sınıflar
biçiminde değişikliğe gittiği bir değiliz! mücadelesinin doğruladığı bir
gerçektir. Ancak bu durum ne Austhwitch’ten, Madımak’a, duruştur. Dolayısıyla faşizm
genel anlamda burjuva devlet Reichstag’dan, Gezi Direnişi’ne koşullarında örgütlenmek ve
biçimlerinin ne de özelde faşiz- dönük saldırılara kadar yaşa- mücadelenin sürekliliğini sağ-
min yapısındaki çirkinliği örtme- nanlar faşizmin gerçek yüzü- lamak durumunda olan devrim-
ye yetmez. dür. ciler olağanüstülüklerin “ola-
Zira dün olduğu gibi bugün Zaman ve mekan değişse de ğan” sayıldığı bir rejimle karşı
de egemenlerin her tür aracı onun niteliği hep aynıdır. karşıya olduklarını bilerek bir
kullanarak uygulamaya koy- duruş sergilemelidirler. Bu ne-
duğu projeler, faşizmin niteli- FAŞİZME KARŞI GÖREV BAŞINA denle taşları oyunun kurallarını
ğini örtmeye yetmiyor. Ne de- Faşizm çirkinliktir, zulümdür, dikkate alacak biçimde dizmeli
mokratikleşme söylemleri ne katliamdır, şiddettir… ve mücadelenin ivmesini buna
de sınır tanımayan manipülatif Bu nedenle faşizmin halka göre artırma yoluna gitmelidir-
atraksiyonlar, hafızaların yeni- saldırıp her türlü vahşeti gerçek- ler.
den ve yeniden tazelenmesini leştirmek için bahaneye ihtiyacı Faşizmi tanımak, sınıfsal ola-
önleyemiyor. yoktur. Zira faşizm, saldırganlık rak doğru yere oturtmak, doğ-
Geçtiğimiz günlerde 100. Yıl için kendi bahanelerini de ya- ru tavır almayı da mümkün kı-
halkı ve ODTÜ öğrencileri ta- ratma özelliğine sahip bir rejim lar. Devrimciler için sorun her
rafından ODTÜ’ye yönelik sal- olarak varlık gösterir. Bu baha- zaman destansı direnişler gra-
dırılara karşı yapılan yürüyüşe neler kimi zaman taş atmayla, fiğini yakalamak değil, doğru
oligarşinin polisi tarafından sal- kimi zaman da yüze sarılan bir devrimci tutumu almaktır. Yakı-
dırıda bulunulmuş ve Öğrenci bez parçasıyla yaratılmaya ça- lan, katledilen yoldaşlarımızın,
Kolektifleri üyesi bir öğrenci dö- lışılır. Savcılara verilen talimat- hastanelerde yaşam savaşı ve-
vülerek ateşe atılmıştır. larla oluşturulan iddianamele- ren kardeşlerimizin, zindanlar-
Bugün ise Ankara’da görülen rin trajikomik yanları da buna da bedel ödeyenlerimizin he-
Ethem Sarısülük’ün duruşması- bağlıdır. sabını sormanın, dahası halka
na polis tarafından gaz bom- Bilinir ki, kâr hırsının uyarıldı- kalkan elleri durdurmanın tek
balarıyla saldırılmış ve birçok ğı kapitalist sistemlerde ve  di- yolu budur.
eylemci polis tarafından yara- reniş dinamiğinin uyarıldığı Haziran Direnişi bu duru-
lanmıştır. Sanık olması gereken yerlerde her zaman bir karşı şun en önemli pratiği olurken,
faşist katil Ahmet Şahbaz isimli karşıya geliş söz konusu olur. toplumsal mücadelenin araç ve
polisin yeni görevler verilerek Burada vazgeçmesi gereken, yöntemlerinde sanıldığından da
ödüllendirilmesi ve avukatların haksız olan taraftır. Kaynağını öte bir yaratıcılığa sahip olun-
tutuklama taleplerinin mahke- var olan sistemden alan baskı, duğunu yeterince göstermiştir.
me tarafından reddedilmesinin belirli oranlarda kabullenilerek
ise Başbakan’ın “Polisimizi ye- durdurulabilecek türden değil- HALKA UZANAN ELLERİ
dirtmeyiz” talimatının uygulan- dir. Çünkü kapitalizmin varlık KIRACAĞIZ!
masından başka bir şey olmadı- nedeni budur. Hatta engelsizlik KAHROLSUN FAŞİZM!
ğı net biçimde görülmüştür. onu daha çok kamçılar ve freni
Bir yandan diri diri insan yak- patlamış bir araç gibi, hızını art- 28 EKİM 2013
ma teşebbüsleri sürerken, bir tırarak yol alır.

31
Mücadele Tarihimizden
Necdet Erdoğan Bozkurt

N ecdet Erdoğan Bozkurt,


Köy Enstitüsü mezunu sağ-
lıkçı bir babanın ve sağlıkçı bir
çözülmeyeceğini ifade edip ve
her gün kavga etmek pahasına
okula girip çalışma yaparak
ları yürütür. Bir süre sonra çalış-
ma yapmak için İskenderun’a
gönderilir. 20 Aralık1979 günü
annenin ikinci oğlu olarak, 2 aşılacağı kararını alır. Eğitim Maraş katliamını protesto mitin-
mart 1954 günü Kars’ın Sarıka- hakkımız engellenemez şiarıy- gi örgütlenir ve bu çalışmalar
mış ilçesinde doğdu. la okula girilir. Bir süre faşistler sırasında gözaltına alınır. 26
1974 yılı Ekim ayında, okumak devrimcilere saldırır ancak çok Aralık’ta kaymakamlık binasın-
için Kars’tan ayrılır.1974-1975 geçmeden Devrimci Gençlik ör- da işkence tezgâhına yatırılır.
eğitim ve öğretim yılında, bu- gütlenir ve faşist işgal kırılır. 31 Aralık günü kaçarken vurul-
günkü adı Gazi Üniversitesi Eği- 3 Ocak 1976 günü, bir faşis- duğu iddia edilerek işkencede
tim Fakültesi olan Yüksek Teknik tin yaralanması bahane edile- kalbinden vurularak katledilir.
Öğretmen Okulu’na kaydolur. rek Necdet Erdoğan Bozkurt Katil polis olayı örtbas etmeye
Necdet Erdoğan Bozkurt çok tutuklanır. 8 ay Ankara Merkez çalışır, ancak iki gün sonra ka-
yönlü bir kişiliktir, edebiyatla Kapalı Cezaevi’nde kalır. Bu çarken vurulduğu yalanını uy-
ilgilenir ve o çocukluk hayali dönemi okuyarak geçirir. Ceza- durur.
olan kemanını alır, eğitimine evinden çıktıktan sonra Devrim- NECDET’İN KATLEDİLMESİ TÜM
başlar. Hayata baktığı estetik ci Gençlik merkez yürütme ku- YURTTA PROTESTO EDİLDİ
bakış açısını kemanına yansı- rulunda görev alır, Ankara Dev- 3 Ocak günü halkın Necdet’in
tır ve o çok sevdiği yaşamına cenazesini almak üzere Dev-
kemanın o gergin tellerinden let Hastanesi’ne gelişini gören
dökülen nağmeleri katar. Okul polis ve jandarma tüm yolları
açılır ve okula gidip gelmeye keser. Gördüğü her kalabalı-
başlar bu sırada aralarında Ali ğa saldıran polis ve jandarma
Başpınar’ın da olduğu devrim- 300’e yakın kişiyi gözaltına
ci öğrencilerle tanışır. Devrimci alır. Tankların ve zırhlı kariyer-
Gençlik çalışmalarında yer alır. lerin desteğinde ilerici bildiği
Okulda TEK-DER’in (Yüksek her yeri işgal etmeye çalışan
Teknik Öğretmen Okulu Me- jandarma karşısında devrimci-
zunları ve Öğrencileri Derneği) ler mahallelere çekilir.
kurulması için çalışmalara baş- Kaymakamlık cenaze töreni
lanır. Necdet Erdoğan Bozkurt için yeniden şehir merkezine
bu çalışmada aktif bir şekilde yürünmesini engellemek için
yer alır. Kurucu başkan okulda- cenazeyi kaçırarak gömdürür.
ki faşist saldırıda ağır yaralanır Bunun duyulması üzerine dev-
ve okuldan bir süre uzak kalır. rimci Gençlik Derneği başkanı rimciler ve halk Gültepe ma-
Yapılan kongrede Necdet Erdo- olur. O sevgi dolu yüreğine kur- hallesinden yürüyüşe geçer.
ğan Bozkurt TEK-DER başkanı şun dökülmüşçesine acılar için- Kavşaklara barikatlar kurarak
seçilir. de kıvrandıran dost kurşunları- ilerleyen yürüyüş kolu Yıldırım-
O dönem Gazi Üniversitesi na hedef olur ve yaralanır. Kısa tepe mahallesine, oradan da
faşist işgal altındaydı. Okul içe- sürede iyileşir ve mücadeleye Esentepe’ye geçer. Halkın Kur-
risinde polis destekli faşistler te- kaldığı yerden devam eder. tuluşu ve Halkın Birliği’nin de
rör estiriyordu. Bu durumu pro- 1 Mayıs 1977’de Türkiye dev- son anda katıldığı 1000 kişilik
testo eden çeşitli gruplar boykot rimci hareket tarihine damgası- kortej Esentepe’de devrim andı
kararı alır ve okulu adeta faşist- nı vuracak Devrimci Yol kurulur. içtikten sonra Gültepe’ye geri
lere bırakır. Ancak Devrimci Necdet Erdoğan Bozkurt da döner. Jandarma ve polis ise
Gençlik bu durumun boykot ile Devrimci Yol içerisinde faaliyet- tanklarla kanal üzerindeki köp-
lerini sürdürür, mahalle çalışma-

32
Devrimci Gençlik Mücadele Tarihimizden

rüyü tutarak şehir merkezine


inilmesini engellemekten başka
bir şey yapamaz. 1 saate yakın
süren mitingin dağılmasından
sonra polisin Gültepe mahalle-
sini aramak istemesi üzerine çı-
kan çatışmada polis yaralılarını
sırtlayıp kaçmak zorunda kalır.
Bunun üzerine jandarma tank-
larla saldırıya geçer. Tankların
gecekondu aralarına sıkışması
üzerine jandarma da püskürtü-
lür. 2 saat süren çatışma sonu-
cu jandarma ve polis mahalleyi
terk etmek zorunda kalır.
4 Ocak günü 8 ayrı yerde ya-
pılan korsan gösterilerde işken-
ceciler lanetlenir.
İskenderun dışında da
tüm yurtta çeşitli gösterilerle
Necdet’in katledilmesi protesto
edilir.
İsyan bayrağımız gibi
döğüştün 
Her gün en önde, ön safta 
Vuruldun kavgada dağ gibi
düştün 
Zelzelen duyuldu dört bir
tarafta

Bardak Değil Göl Olalım

Y aşlı Hintli usta çırağının


sürekli her şeyden şikayet
etmesinden bıkmıştı. Bir gün
cevap verdi. Usta gülümse-
yerek çırağını kolundan tuttu
ve dışarı çıkardı. Sessizce az
-“Hayır.” dedi çırağı.
Bunun üzerine yaşlı adam su-
yun yanına diz çökmüş olan
çırağını tuz almaya gönderdi. ilerdeki gölün kıyısına götürüp, çırağının yanına oturdu ve şöy-
Yaşamındaki her şeyden mut- çırağına bu kez bir avuç tuzu le dedi:
suz olan çırak döndüğünde, göle atıp, gölden su içmesini
yaşlı usta ona, bir avuç tuzu söyledi. Söyleneni yapan çırak -“Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibi-
bir bardak suya atıp içmesini ağzının kenarından akan suyu dir, ne azdır, ne de çok..Istıra-
söyledi. koluyla silerken yaşlı adam bın miktarı hep aynıdır. Ancak
aynı soruyu sordu: bir ıstırabın acılığı, neyin içinde
Çırak yaşlı adamın söylediğini -“Tadı nasıl?” konulduğuna bağlıdır. Istırabın
yaptı ama, içer içmez ağzında- olduğunda gereken tek şey,
kileri tükürmeye başladı. -“Ferahlatıcı”, diye cevap verdi ıstırap veren şeyle ilgili hislerini
genç çırak . genişletmektir. Onun için sen
-“Tadı nasıl?” diye soran yaş- -“Tuzun tadını aldın mı?” diye artık bardak olmayı bırak, göl
lı adama öfkeyle “acı” diye sordu yaşlı adam . olmaya çalış...”

33
Gezi’yi Toplumsal Bir Şarkıya Dönüştürmek*
Gezi aynı zamanda, ezgilerin ve acıların ortaklaşmasını sağlayan bir kültür kardeşliğidir;
tekçiliğin ve tekelciliğin antitezidir; faşizmin panzehiri ve geleceği kazanmanın
güzergahıdır…
Mehmet Yeşiltepe

S anat bir düşündürme etkin-


liğidir; yaratmanın sınırları-
nı zorlar. Koşullarını değiştir-
raz alanı haline gelir. Mülkiyet-
çi sisteme dair olan mesailer,
ücretler, çıkar ve kâr ilişkileri
Belgeleyen karanlık dönemle-
ri.” sözlerinde içerilmiş halde
vardır.
me amacında olan insan için devredışı olur. Sanat bize yaşamın tüm an-
hayalgücü ve yaratıcılık çok Bugün artık sistem, bilimin im- larında gereklidir. Karanlıkta
önemlidir. İşte sanat insanda kanları dahil, birikim ve tecrü- önümüzü görmek, sıkıştığımızda
bu özelliklerin gelişmesine yar- belerini öylesine bütünleştirmiş çözüm üretmek, F tipinde du-
dımcı olur. Olgularla kurulan ki, dünyanın herhangi bir köşe- varlar ötesiyle ilişkilenebilmek
estetik bağlar yaşama bakışı in- sindeki itiraz, anında sermaye için sanat, insana gerekli olan
celtirken aynı zamanda zengin- kökenli bir sorgulamayla kar- yöntemsel bir dosttur. Bir tutsak,
leştirir. Kişi, gerçekliğe estetik şılanmakta ve mümkünse boşa Goethe’nin, “Dünyadan kurtul-
penceresinden baktığı oranda düşürme, değilse ezme yöntem- manın sanattan daha iyi bir yolu
güzeli çirkinden ayırmakla kal- leri el birliği ile aranmaktadır. yoktur... ama insan dünyayla
maz; doğruyu yanlıştan ayır- Onların yaratıcılığı, insanı en sağlam bağı da sanat aracı-
mada gerekli olan “ölçekte gemlemek, yaratıcılığını öldür- lığıyla kurar” sözlerindeki diya-
isabet”i de geliştirir. Kuramsal mek ve direncini kırmak içindir. lektiği kavrarcasına, yaratıcılığı
analizlerin ve teorik varsayım- Bizim yaratıcılığımız, insanın uf- silaha çevirip direnebildiğinde,
ların gelecek kurgusu için yet- kunu, dolayısıyla yaratıcı etkin- yenilgiye uğratamayacağı hiç-
mediği durumlarda sanat, bir liğini büyütmek içindir. Onlar bir hapishane yoktur.
canlandırma ve hatta uygula- AVM yapar, hapishane yapar; Öğretilmiş çaresizliklerle ku-
ma alanı olarak imdada yetişir. biz, görünmez bariyerleri, per- şatılmış olan insan, ayrılık, sa-
Azla yetinmek, varolanı ka- de ve parmaklıkları yok etme- vaş, yenilgi, vb. hallerde ya yı-
bullenmek, verilene rıza gös- nin derdine düşeriz, mülkiyetsiz kıma ya da teslimiyete yönlen-
terme kanaatkarlığı; yaşamı, ilişkiler için mücadele ederiz. dirilir. Gerçekte ise, zor anların
ufuk zenginliği ve kavrayış de- Kapitalizmde ölümün türlü insanda gizli kalmış potansiyel-
rinliği içinde karşılama şansın- biçimleri vardır. Kimi 20’sinde leri açığa çıkarma ve daha bü-
dan yoksun bırakır. Van Gogh ölüp 80’inde gömülür; kimi ya- yük üretimlere yöneltme özelli-
gibi “Dünya tamamlanmamış şayan ölüdür; kimi de ölü umut- ği vardır. Direniş günlerindeki
bir taslaktır.”  dendiğinde, o larla ruhen ölü, fiziken vardır. bestelerin derinliği, aşkların
taslağı tamamlama ve giderek Bu bağlamda tüm itiraz ve ya- anlam ve kalitesi buradan ge-
taslak olmaktan çıkarma etkinli- ratıcılıkları öldüren kapitalizmin lir. Temmuz Devrimi sırasında
ğinin öznesi olabilme yolunda, panzehiri, Malraux’nun, “Ölü- Fransa’da yaşayan Berlioz’u,
en önemli adım atılmış demek- me karşı tek yanıt sanattır.” sö- Shakespeare’in Hamlet adlı
tir. zünde gizlidir. Bertolt Brecht’in oyunundan Harriet Smithson’un
Yaşam karşısında sorularını “Gerçekçi sanat, savaşçı sanat- (oyundaki Ophelia’nın) aş-
doğru sormayanlar doğru ya- tır.” sözü bir sistem tahlili gibi- kına ve oradan da Fantastik
nıtlar vermekte güçlük çeker.  dir. Bu sanat aynı zamanda en Senfoni’yi bestelemeye götüren
Kapitalizm koşullarında doğru- karanlık anda bile şarkı söyle- süreç, bu türden, zorun insanı
ya götürecek sorular sormak, yebilme yöntem ve kapasite- yıldırmadığı ve daha büyük üre-
sistemi sorgulamaktır. Yaşam sidir. Yani yaşamı politik olan- timlere yönelttiği bir süreçtir.
bir mücadele, mücadele de dan, politik olanı yaşamdan Albert Camus’un “Asi”yi,
“Mücadele bir çember gibidir, ayırmadan yol alabilme kabili- “Hayır diyen insan” olarak ta-
her noktasında başlar ama asla yetidir. Bu diyalektik, Brecht’in, nımlaması ile Mayakovski’nin,
bitmez…” (Marcos) sözünde- “-Karanlık dönemlerde peki,/ “Sanat dünyayı yansıtan bir
ki gibi algılandığında, hayatın Şarkı da söylenecek mi?/ -El- ayna değildir, dünyayı biçim-
bizzat kendisi bir yaratma ve iti- bette şarkılar da söylenecek/ lendireceğiniz bir çekiçtir” ara-

34
Devrimci Gençlik Kültür-Sanat

sında doğrudan bir bağ vardır. Gauguin’in, “Sanat ya çalıntıdır sanatı (yaratıcılığı) içerip onu
Diğer bir ifadeyle sanat, ege- ya da devrim” derken kast etti- özgürlükle emzirebilmesi için,
men olana itirazın geleceği bi- ği, tam da budur. Görünürde kişiliğindeki en mikro “ben”leri
çimlendirici yaratıcılıkla birleşti- bunun ortası da vardır, ancak öldürmesi ve yönteminden sabır
rilmesidir. dikkatli bakıldığında görülecek- damıtan bir tahammülle değer-
Özgürlüğün veya mutlulu- tir ki, ya devrim eksik yapılmış lerinde ısrar etmesi gerekiyor.
ğun göreliliği,  etkili bir söz ya da içine “çalıntı” katılmıştır. O zaman sahip olunan sözle-
olmaktan çıkarılıp doğru kav- O halde işe, kendimizde dev- rin, renk ve notaların sonsuz bir
randığında, her koşulda özgür rim yaparak, yani kendimizi şarkıya dönüştüğü görülecektir.
soluklar almak ve her koşulda yeniden yaratarak başlayabi- Acının acıya, dilin dile, eme-
mutlulukla gülümsemek olanak- liriz. Bu türden bir eylemin ko- ğin emeğe değdiği Gezi süreci,
lı hale gelir. Bu aynı zamanda layı, kaçak güreşmesi olmaz. böyle bir şarkı için gerekli olan
“devrim bugünün işidir, yarına Bunun için, Schiller’in, “Sanat, söz, renk ve notaya sahiptir. Bu
bırakılmamalıdır” sözünü so- özgürlük tarafından emziril- potansiyel doğru değerlendiril-
mutlamak, düşsel olanı gerçek dikçe büyür.”  dediğini bilmek diğinde, kazanımları toplumsal
kılabilmektir. veya Jean-Luis Joubert’in “Sa- bir besteye çevirmek ve “1959
Eğer yöntemsel olarak sis- natçının dünyayı değiştirmek Küba’sının resmini yapar gibi”
teme öykünüp kendimizi kan- için sözcüklerden, renklerden, milyonlar halinde hep bir ağız-
dırmayacaksak, yaşamı dev- notalardan başka bir gücü yok- dan özgürlük şarkısını söylemek
rim algısıyla karşılamak dışın- tur.”  tespitinden haberdar ol- imkânlı hale gelecektir.
da bir yolumuz yoktur. Paul mak yetmez. İnsanın hayatına *Birgün, Paza Eki

ANA ve Haziran’da Ölmek Zor Oyunu Şubat Ayı Programı


Maksim Gorki ANA
Önder Babat Politik Tiyatro Topluluğu, Maksim Gorki’nin romanından Bertolt Brecht’in tiyatroya uyarladığı
ANA’yı Şubat ayında da seyircisiyle buluşturuyor.
Ana’da okuma yazması olmayan bir ev kadını olan Palega Vlasova, oğluyla birlikte gün gün gelişen
ve kederini elleriyle çizen bir iradeye dönüşüyor. Bir halkın uyanışını simgeleyen Ana’yı izleyenler
sıradan insanın yaşamında beliren umudu görüyorlar. Sevginin, dostluğun, umudun esirgendiği günümüz
koşullarında “Ana” özlenen bu değerleri bizlere hatırlatan bir başyapıt. Ana’da somutlanan insan sevgisi
önceleri bir oğlum vardı şimdi binlerce diyen bir şekilde çoğalıyor.
İzlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederiz.

Tarih: 22 Şubat 2014 Cumartesi Saat: 20:00


Yer: Aksaray Su Sahnesi (Pertevniyal Lisesi Arkası)

HAZİRAN’DA ÖLMEK ZOR


Önder Babat Politik Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği “Haziran’da Ölmek Zor” adlı 2 perdelik oyun,
Orhan Kemal ve Nazım Hikmet’in hapishane günlerinin ve anılarının anlatıldığı, Zeki Göker’in yazdığı,
Bilge Can Göker’in yönettiği, Adalılar müzik grubunun Nazım şarkılarını canlı seslendirdiği oyun muhteşem
bir görsel şölen. İzleyenler izlemeyenlere öneriyor.

Gösterimler
Tarih: 15 Şubat Cumartesi Saat:19:00
Yer: Şişli Kent Kültür Merkezi (Divriği Kültür Derneği ve ÖBKM ortak gösterim)

Tarih: 21 Şubat Cuma Saat:20:00


Yer: Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi

Tarih: 1 Mart Cumartesi Saat:20:00


Yer:Aksaray Su Sahnesi (Pertevniyal Lisesi Arkası)

35
Sanata Dair

Vildan Deniz
Varlık olarak insanı doğada yal kurmanın bir yansısı değil, görmekteyiz.
farklı kılan asıl şey üretimdir. var olabilme çabası sürecinde Buraya kadar söyledikleri-
Üretim, yani beynini ve diğer bir iletişim kurma ve yardımlaş- mizden ancak ve ancak sanatın
uzuvlarını kullanarak kendini ma mesajıdır. Gerektiğinde ya anlamına ve var oluşuna ilişkin
ayakta tutma, yok olma tehli- vahşi bir hayvanın çevredeki genel bir anlam çıkarabiliriz.
kesinden uzaklaştırma çabası varlığına dikkat çekme, ya da Mademki sanat insanın maddi
onun aynı zamanda sosyal bir avlanılabilecek hayvanların ge- üretiminden bağımsız değil, o
varlık olarak doğup gelişimini çiş alanlarına imada bulunma halde toplumsal ilişkiler içindeki
sağlamıştır. faaliyetidir. yerinde de sınıf çelişkilerinden
İnsanın sosyal varlığı onun İnsan var olma ve üretim sü- bağımsız ele alınamaz. Ta ba-
ortaya çıkışını, ayakta kalma recinde beynini de farklı bir şından beri yani ilk toplumsal iş
mücadelesini, alet kullanma ve açıdan devreye sokmuştur. bölümü olan cinsiyete dayalı iş
bunları geliştirme, cinsler ara- Düşünme, hayal etme, yaratı. bölümü, bunu takip eden tarım
sında işbölümüne gitme, topra- Doğaya karşı üstünlük bir kez ve hayvancılık işlerine dayalı
ğı/madeni işleme, ihtiyacından ele geçirildikten sonra sosyal işbölümü aynı zamanda sanat-
fazla ürün elde etme, mülk edin- ilişkilerin karmaşık -kaotik değil- sal etkinliğinden farklı cinsler
me, mülkiyeti koruma örgütlen- gelişimi içinde sanatsal faaliyet- arasında, farklı üretim faaliye-
mesini sağlama, mevcut üretim lerde çok yönlü gelişerek zihnin ti alanlarında o üretime özgün
ilişkileriyle çatışmaya girme ve düşünsel varlığı o denli ileri biçim kazanmıştır. Aynı farklılık
gibi çok yönlü ve çok karmaşık boyutlara taşınacaktır. üretimin sınıfsal boyutta ilerle-
bir süreci kapsar. Peki, başta insanın var olma, yip devam etmesinde de kendi-
Sosyal bir varlık olarak insa- ayakta kalma mücadelesine ni iyicene belli etmiştir.
nın kendi türünü ayakta tutma hizmet eden insanın yaratıcı
direnci bir canlının içgüdülerin- faaliyeti olarak sanat sonraki Bilgi Edinme ve Üretici Güçlerin
den yola çıkıldığında bile ko- süreçte bu özelliğini yitirmiş mi- Gelişmesindeki Rolüyle Sanat
laylıkla açıklanıp anlamlandı- dir? Diyalektik açıdan bakıldı-
rılabilecek bir faaliyettir. Mad- ğında hiçbir şey yok ki insanın Dış dünya tıpkı kendi maddi
di varlık ve üretim sürecinde maddi üretim ilişkilerinden ta- gerçekliğimiz gibi bilincimiz-
insanın kendini çok daha özel mamen bağımsız olarak varlık den, tinsel yanımızdan bağım-
kılan bir faaliyeti vardır ki, bu göstersin. Üretim fazlalığı, mülk sız olarak vardır. Sanat dış
da sanat dediğimiz yaratıcı et- edinme, toplumsal sınıfların be- gerçekliğimizin duyularımız ta-
kinlikleridir. Burada insan zihni- lirginleşmesi, devlet aygıtının rafından algılanmasıyla ortaya
nin incelikli, görünmeyen soyut mülk sisteminin korunması ve çıkar. Ancak maddi gerçekliği
yetileri farklı biçimlerde kendini geliştirilmesine yönelik orga- salt tanımlamaya, varlığını ko-
görünür kılar. Öyle ki maddi nizasyonu hem maddi, hem numlandırmaya yönelik algı,
üretim ve var olma mücadele- düşünsel üretimin alt-üst yapı olsa olsa basit bir bilgi ve bilinç
sinin en başından beri insan. düzleminde karşılıklı birbirini oluşumu sağlar. Ortada bilgi ve
zihinsel kapasitesini de sonraki etkilediği bir süreçte olmuş ve bilinç vardır ancak henüz este-
aşamaya oranla ilkel biçimde olagelmektedir. Sanatı yani tik (güzel duyu) bir unsur ola-
kullanmaya başlar. Mağara yü- insanın çevresini kuşatan koşul- rak sanat yoktur.
zeylerine kazınan hayvan figür- landıran şeyleri, geleceğe dair Estetik ancak dış dünya ger-
leri düşünme ve hayal kurmanın hayallerini duygu ve düşünce- çekliği karşısında insanın dü-
bir ürünü olarak ortaya çıkar. lerini imgesel yolla ve etkili bir şünsel, duygusal etkileşimi,
Buradaki amaç bir boş zaman şekilde kullanarak yürüttüğü gerçeklik algısını eğip-bükmesi
eğlencesi veya temelsizce ha- faaliyeti üst yapı unsuru olarak yoğurması ve imgesel boyutta

36
Devrimci Gençlik Kültür-Sanat

değerlendirmesiyle ortaya çı-


kacaktır. Sanatı bilgiden, salt
gerçeklikten farklı kılan şey de
budur. Dışımızdaki şeylerin
algılanmasıyla oluşan salt ger-
çeklikten kopartarak aldığımız
bilgi sanat olmadığı gibi, sa-
natın kendisinin de tamamen
bilginin dışında, bilgi olmayan,
bilgi içermeyen ya da bilgiden
yoksun şey olarak yorumlaya-
mayız. “Her sanat yapıtı, var-
lık hakkında bir yorumdur; her
sanat yapıtı, kendine özgü kav-
ranmış, yorumlanmış bir ger-
çekliği, bir bilgi objesini somut-
laştırır” İsmail Tunalı, Marksist
Estetik 2.basım sf.38)
Eğer sanat ürünleri bilgiden kası için bir propaganda mal- derekesine indirgeyerek bunun
tamamen yoksun olsaydı, üre- zemesine dönüştürmeye çalışır. propagandasını yapar. Sanat
tici güçlerin gelişiminde de hiç- İlk başta insanın doğaya karşı ve insanın başından beri yarat-
bir işlevi ve etkisi olmayacak; üstünlük sağlama çabasına ara- tığı sanat ürünlerini alınıp satı-
mevcut sömürü sistemine karşı cılık eden, insanın doğaya karşı lan metaya çevirir; Sermayenin
direnen, onu aşmaya çalışan güçlü bir iletişim ve örgütlenme gücüyle sanat ve sanat yapıtla-
toplumsal sınıfların mücadele- bağı oluşmasına etki eden sa- rının koruyucusu, dolayısıyla in-
sinde sanatın da hiçbir etkisi natın işlevi sosyal yaşamında sanlığın hizmetkârı olarak lanse
olmayacaktı. Oysa ki sanat bil- eşitsizlikler, haksızlıklar ve bas- eder. Vakıflar kurar, sanatçıla-
giyi de içerdiği, bilgi edinmeyi kı altında olan insanın mevcut rın özgürlüğünü burs ve spon-
eğlenceli ve zevkli hale getir- durumdan kurtulması mücade- sorluk faaliyetleriyle etki altına
diği, mükemmeli yakalamada lesinin yanına geçmiştir. İnsanın alıp sınırlar. Sponsoru olduğu
insanın coşkusunu arttırdığı için toplumsal ve tarihsel varlığın- sanatçı ve sanat etkinliklerini
sınıfların ilerlemesinde önemli dan bağımsız olmayan sanat, reklam aracı olarak kullanır.
bir yere sahip olmuştur. Tıpkı fe- insanın insanı sömürmesini artık Geniş çaplı sanatsal faaliyetle-
odalizmin karanlığına karşı ay- dert edinmiştir. Köleci baskıyı, rin organizatörlüğünü yaparak
dınlanma ve özgür düşüncenin esareti, diktatöryel yönetimle- (film festivali, resim sergileri,
gelişimine Rönesans temelinde re karşı demokrasiyi, savaşları, müzik konserleri) sanat etkinli-
sarılan yeni sınıf burjuvazi gibi, savaşın insan emeğine dayalı ğini halk kitlelerinin erişiminden
günümüzde de toplumun genel uygarlığı yıkımını, işkenceleri, koparttığı gibi, halka da sana-
olarak sömürüden kurtarılması- katliamları dert edinmiştir. İnsa- tın varlıklı kesimlerin işi ve zevk-
nı sağlayacak olan proletarya- nın dertleri çoğaldıkça sanat bu li eğlenceleri imajını yaratır.
nın sanatı ve sanatçıyı paranın karmaşık, çelişkili sancılar için- Devlet de aynı şeyi kamusal
hükümranlığından, meta olma de daha da kıvranarak, insanın alanda yapar. Kültür ve sanat
özelliğinden ortadan kaldırma- en iyi, en güzel, en adil olanına birikimlerini ve etkinliklerini hal-
yı hedeflediği gibi. erişme mücadelesinde insanın kın kullanımına ve izlenimine
Düşünsel ve duygusal yo- önüne geçmişe ve günümüze sunulmasını sermayenin çıkar-
ğunluğun imgesel yansısı olan göre mükemmelleşmenin esteti- ları gereği mümkün olduğunca
sanat (edebiyat, resim, yontu, ğini koyar. sınırlar. Sanatsal ve sportif faa-
müzik, gösteri sanatları vs.) in- Günümüzde egemen kapita- liyetleri kar amaçlı olarak tica-
sanın aynı şekilde duygusal ve list sınıflar sanatın iyiyi güzeli ri kuruluşların eline tutuşturur.
düşünsel etkilenmesini sağlar. bulma sancısını kendi çıkarla- Emekçi halkın bu etkinliklere
Bunun için özellikle egemen rı açısından törpüleme gereği ulaşması, faaliyetlerden yarar-
olan sınıflar sanatçıyı ve sanat duyarlar. Öncelikle ideolojik lanması ticari ilişki kurallarına
ürünlerini kendi haline bırakma- olarak sanatı insanın üretimden tabi kılınınca sanatı izleme, işle-
yıp, onu egemen düzeninin be- kopuk basit bir zevk nesnesi me, geliştirme gücü sınırlandırıl-

37
Devrimci Gençlik Kültür-Sanat

mış ve baskı altına alınmış olur. tanıması halinde insanlarda o Tüm bunlardan, burjuvazinin
Sanatın Bir Tarafı Vardır ana kadar kazanılmamış yete- sanatı sınıflar üstü bir yetenek
Sanat egemen güçlerin dü- neklerin kapısı aralanmakta, ve çaba olarak gösterme ça-
zeninin sürdürülmesi açısından düşünmede ve yapmada ısrar basının bir demagojiden ibaret
nasıl ki bir propaganda, halkın insanda sanat yönünde yeni ka- olduğunu anlamamız gerekir.
elinden sanatı alma, onu uzak biliyetler ortaya çıkarmaktadır. Sınıf çatışması toplumsal ilişki-
tutma etkinliğine dönüşüyorsa Eğer sanat veya sanat dalları- lerdeki kavganın en büyük ve
halkın sömürü ve yoksulluktan nın birinde ürün verme salt do- keskin noktasıdır. Bunun orta-
kurtulma mücadelesinde sanat- ğuştan gelen bir yetenekle sınır- sında bir yerde duruş, bu iki
sal yaratılarının olabildiğince lı olsaydı, bu alandaki eğitim ve yandan öte üçüncüsüne hizmet
açığa çıkarması, sanat etkinliği disipliner tutumların hiç birinin ediş diye bir şey yoktur. Sus-
araçlarını en iyi şekilde kullan- uygulanmaması gerekirdi. Kimi mayı ve tarafsız kalma politi-
ma mücadelesini sürdürmesi insanlar doğuştan gelen müzik kası burjuvazinin ılımlı liberal
gerekir. Çünkü bir kere sanat yeteneği doğrultusunda küçük bir politikasıdır. Tarafsız olmak
artık insanın en iyiye, en doğru yaşta hep o doğrultuda ilerler, da burjuvaziye hizmet etmek,
ve güzele, mükemmele erişme- büyür. Kimi de yaşamının bel- sınıf savaşında burjuva sınıfın-
sinin bitip tükenmeyen bir ara- li bir döneminde ilgi duyarak dan yana saf tutmak demektir.
cı olmuştur artık. Bu araç Tıpkı ‘ne sağcıyım ne solcu
eskimiş bitip tükenmiş, bur- futbolcuyum, futbolcu’ de-
juva sınıfının elinde basit nilerek gerektiğinde futbo-
bir duyu ve zevk nesnesi lun gençliği uyutma aracı
olmaktan çıkarılmalıdır. olarak kullanılmasında ol-
Sömürüsüz bir geleceği duğu gibi, aynı şekilde ‘ne
kurma dinamizmine sahip sağcıyım ne solcu sanatçı-
yeni üretici güçler, yani yım, sanatçı’ bakış açısıyla
ezilen sınıflar mücadelede sanatçının tarafsızlığı ön-
sanatın işlevini yok sayıp görülür. Sanatçının siyaseti
görmezden gelemezler. olmaz, o halkın sanatçısı-
Sanatın tarihi insan ilişki- dır gibi üstü örtülü kara bir
lerine bağlı olarak sınıfsal propaganda vardır orta-
bir karaktere bürünmesi da. “Halkın sanatçısı” kav-
gerçeği yine sömürücü ramı ise bizim anladığımız
egemen sınıflar tarafından emekçi halkın safında yer
propagandatif şekiller- alma bazında bir kavram
de karartılmaya çalışılıp, değil, tarafsızlık denilen
onun hep sınıflar üstü, salt ortada durmaya çağıran
gitar çalmak, şiir yazmak vb.
kişiye özel bir yetenek düzeyin- burjuva siyasetidir. Öyle ya
ister ve diğer sorumlukları ya-
de göstermeye çalışmıştır. Tüm burjuvazi bütün yönleriyle satın
nında bunu geliştirmeye yöne-
bunlardaki amaç ezilen sınıf- alamadığı bir sanatçıyı tarafsız-
lir. Kimi ise var olduğunu bildiği
ların sanatı bir eğlence eğitim laştırma adına halka sırt çevir-
sanatsal yetilerini görünür kılıp,
aracı olarak kullanmasının önü- mesini sağlamak da kendi adı-
geliştirmek için günlük geçim
ne geçmek, bu alanda bilinç bu- na bir başarı elde etmiş olur ki
derdine ilişkin sorunlarını önce-
lanıklığı yaratarak ezilenlerin bu da yabana atılacak bir şey
likle çözmeyi hedefler. Emekli
kendi sanat tarihlerinde sönük değildir. Oysa tarafsız gösteri-
olup da resim yapma, fotoğraf
ve geri kalmasını sağlamaktır. len sanat ve sanatçı günümüz-
çekme, el sanatlarıyla uğraş-
Sanatın bir özel yetenek ürü- de kapitalist ilişkiler içinde do-
ma, yaratıcı yazarlık etkinlikle-
nü olduğu gerçeği doğrudur laylı da olsa sermayenin işine
rine katılma gayreti içinde olan
ama her koşulda mutlak değil- yarar. Özgür sanat ve sanatçı
insanların varlığını göz önünde
dir. İnsan beyni çok karmaşık sermayenin etkisinden uzak,
bulundurduğumuzda sanatsal
yapıya sahiptir. En yoğun, in- üretici güçlerin gelişip bilinçlen-
faaliyetin kalıtımla gelen bir
celikli düşünebilen insan bile mesinde tarafım demeyi kendi-
yetenekten öte genel insan ya-
mevcut beyin kapasitesinin çok ne onur sayar.
şamında göz ardı edilmeyecek
azını kullanmaktadır. Dolayı-
bir çaba olduğu anlaşılabilir.
sıyla olanaklar ve yeni fırsatlar

38
Çingeneler Zamanı

Sevda Alp

Sanki hiç var olmamışçasına bu yeteneği, evlenmelerine razı cağı bu iyilik karşısında kadına
mahcup, olması için pek kayda değer bir karşı kendini borçlu hisseder.
Ardında buruk bir tebessüm miktar değil. İyi bir insan olma- Ertesi gün Perhan’ların kapısını
bırakarak çekip giden bir diyar. nın “meteliksiz” damgasını ye- çalan Ahmet, dile benden ne
Gidişinde de zaman ile arasında mekten daha da tehlikeli olanı dilersen der gibi elini cüzdanı-
bir küslük… ise, “deli” gözüyle bakılmasına na götürdüğü anda cüzdan yü-
Ne de güzel bir söylenişi vardı neden olan “nine yadigarı” zünde paralanır. Hiç kimseden
adının: YUGOSLAVYA! telekinetik güçleri… O ninesi ki şifa karşılığı para kabul etme-
Ya çocukların? “Ruhumu iste, vereyim” diyerek yen Hatice Nine’nin Ahmet’ten
Daha mevsimi bile gelmemişti sever Perhan’ını… En büyük tek bir isteği vardır: Ayağındaki
dökülen yaprakların çilesi torunu Danira’nın sakat sakatlık gün geçtikçe ağırlaşan
için ağlarken bir ağaç ayağı; en çok canını yakansa Danira’nın, Ljubljana’daki ke-
çaresizliğinde… mahalledeki genç kızı olan an- mik hastalıklarını tedavi eden
Medeni Ljubljana, Hayalperest nelerin korkulu rüyası oğlu Mer- hastaneye yatırılması. Böyle-
Zagreb, Umutsuz Belgrad, Şair can. Mercan, Charlie Chaplin’i likle birkaç gün sonra kardeş-
Saraybosna… Chaplin gibi canlandıracak ka- leriyle İtalya’ya gidecek olan
dar komik, annesi kumar parası Çingeneler Şeyhi, yol üzerinde-
25 yıl öncesinin Saraybos- vermedi diye evin çatısını uçu- ki Ljubljana’ya götürmek üzere
nası… Ülkemizde Yugoslavya racak kadar da zırdeli. Danira Perhan ve kardeşi Danira’yı da
Konsolosluğu’nun olduğu yıl- ve Mercan’ın hali buyken, Per- yanlarına katarlar. Torunlarına
lar… Saraybosna şehir merke- han: mahalledeki her evde ha- yolculuk boyunca verebileceği
zinin tepelerinde konumlanmış yat için sağlık bırakmış Hatice tek maddi şey elma şekeri olan
yoksul ama bir o kadar da Nine’nin kendi evinde hayatını bu hüzünlü ve gururlu kadına
gamsız bir çingene mahallesi… sağlıklı bir şekilde devam ettir- bir söz verir Ahmet: “Hele bir
Arabaların arkasından koşan mesinin tek nedeni. iyileşsin, Marilyn Monroe gibi
çıplak ayaklı çocuklar, her fil- O günlerde yılın belli zaman- bacakları olacak !” Perhan,
minde Kusturica’dan rol kap- ları mahalleye gelen para ba- ne ninesi, ne Azra ne de nokta
malarıyla meşhur, oradan ora- bası Ahmet için eğlence düzen- haline gelene kadar, Saraybos-
ya dolaşan kazlar, hayat dersi lenir. Mahalleli yarı Tanrı ola- na’sından bir an olsun gözünü
veren tımarhane kaçkınları… rak gördükleri bu adamın yurt ayırmaz. Ruhunu da o an ora-
Bir de Perhan’ı var mahallenin. dışındayken ne tür işler yap- da bırakıp bir daha hiç geri ala-
Çoğu çingene yaşıtı gibi sefa- tığını tam olarak bilmese bile mayacağını bilmezcesine…
let içerisinde büyümüş, gelece- ekmek kapısı açması umuduyla Ljubljana’ya vardıklarında
ği için küçük beklentiler içinde çocuklarını ona emanet edecek söz verildiği gibi Danira kliniğe
olan temiz kalpli bir genç… kadar da güvenirler. O eğlence yatırılır. Tam da Perhan, bu yar-
O küçük beklentiler doğrultu- akşamı Ahmet’in oğlu Roberto dım karşısında kul, köle misali
sunda yaşadığı insanca hayat kriz geçirir. Ahmet, mahalle- Ahmet’in ayaklarına kapana-
bile çevresindekilere güven ve de doktorlara bile taş çıkartan cakken, Ahmet delikanlıya ses
sevgi dağıtan cinsten. İnsan, meşhur Hatice Nine den oğlu- ve görüntü itibariyle de ben-
21.YY.’da yaşayınca en çok nu kurtarması için yardım ister. zediği Don Corleone’ye selam
ihtiyaç duyduğu da bu iki şey, Yaşlı kadın kendi yöntemleriyle çakarcasına “reddedemeyece-
ne de olsa… Ancak sevdiği kız çocuğu hayata döndürür ve Ah- ği bir teklif” yapar: Para, ev,
Azra’nın annesi için Perhan’ın met başka kimsenin yapmaya- mahallede ün ve koşulsuz say-

39
Devrimci Gençlik Kültür-Sanat

gınlık karşılığında Ahmet’in pis biraz daha artsa da, bu durum dan Azraların kapısında belirir.
işlerini yapmak. Yolculuğunun onu içten içe rahatsız ediyordu. Kapı açıldığında adına “hayat”
Ljubljana’da sona ereceğini Derken, o günlerde İtalyan denen serap, Perhan’ı karşısına
sanan Perhan tıpkı mahallede- polisi karavana bir dizi operas- alarak: “Hikâyedeki kahraman-
kiler gibi Ahmet’in ne tür işler yon düzenler ve Perhan dışın- lar arasında en doğru insan,
çevirdiğini tam olarak bilmese da herkes yakalanır. Baskınla sen bile ruhunu satabiliyorken
de, uğruna canını koyduğu Az- eş zamanlı olarak Ahmet’in hiç kimseden bıraktığın gibi te-
ra’sıyla evlenebilmek için teklifi felç geçirmesiyle şebeke dağıl- miz ve aynı kalmasını isteme
kabul eder ve korkuyla karışık ma sürecine girer. Ahmet onca hakkının kalmadığını unutma!
İtalya’ya doğru yola devam sahtekâr adamın içinde bulabi- Ya da her şeyi unut, ama şunu
eder. leceği en dürüst adamın yine asla unutma; benim bile yazdı-
Milano’nun ıssız banliyöle- de Perhan olduğunu bildiğin- ğımdan çok yalan söylemişken
rinden birine park ettikleri ka- den patron olarak onu seçer ve kendine, benden sana rüya-
ravanda dilenciler ve hayat larını canlı kılacak gerçek-
kadınlarıyla aynı yastığa ler sunmamı bekleme! On-
başını koyma fikri başlarda dandır ki, ne Azra’ya sen
epey canını sıksa da Azra ile yokken seni aldatıp gebe
yaşayacakları güzel günler kalmasına öfkelen, ne de
için kendini tüm bunlara alış- ninenin artık eski Perhan’ı
maya zorluyordu. Bu işten bulamayıp senden dahi vaz-
eline para geçtiğini görme- geçmesine dertlen!”
siyle, başlarda o iğrendiği Ruhunu satmak… Az-
adamların yanlarına ait his- ra’nınki mi daha çok para
setmeye başlaması da dönü- etmişti, yoksa Perhan’ınki
şümündeki sürecin ilk doğal mi? Perhan cebimize so-
sonuçlarıydı. İlk hırsızlık de- kuşturacağı üç beş kuruşla
neyiminde, eli, evin çekme- susturabilirdi belki bizi ama
celerinden önce salondaki Azra hiçbir yere gidemeye-
piyano tuşlarına giden o te- cek kadar ortadaydı. Azra,
miz çocuk, şimdilerde çaldık- uzun süredir görmediği sev-
larını masaya döktüğünde gilisi Perhan’la karşılaştı-
arka fonda çalan alkışlarla ğında heyecanı sakarlığına
gururu okşanıyor; ayna kar- vurması gerekirken, şimdi
şısına geçip eskiden olduğu durumunun açıklanamaz ol-
gibi romantik Richard Gere bu, elbette ki yıllardır birlikte iş masından kaynaklı gözlerini
pozları değil, elindeki puroyla yürüttüğü kardeşleri tarafından halıdan yukarı kaldıramıyordu.
Al Pacino rolü kesiyordu. Bir de hiç hoş karşılanmaz. Küçük kar- Azra, kısa bir süre öncesine
sözüm ona gözü öyle bir açıl- deş Saddam, Hırvatistan misali kadar onun en büyük isteğiy-
mıştı ki, çaldıklarının bir kısmını ilk bağımsızlık söylemini ateşler ken, şimdi yutkunamama sebe-
köprü altlarına saklıyor; tüm ve çalıştırdıkları çoğu kişiyi hi- bine dönüşmesiydi bu yaşadığı
Milano yetmezmiş gibi meslek- mayesine katarak yeni bir çete şaşkınlık Perhan’ın… Kızgınlık
taşlarını (!) da dolandırıyordu. kurar. Ahmet’in güvenini boşa değildi gerçekten, şaşkınlıktı
Bir zamanlar “çalışırım ama dü- çıkarmak istemeyen Perhan ise bunun tanımı. Ninesinin neden
rüst bir işte” diyerek Ahmet’in dilendirecek 4–5 gariban bul- baba olacağına inanmadığını
kafasını ütüleyen, onunla birlik- mak için memleketine doğru sorduğunda “Kendime yalan
te İtalya’ya gelip hayat kadını yola çıkar. Azra’nın annesinin söylediğimden beri kimseye
olmaya zorlanan genç kızla yüzüne intikam alırcasına fırla- inanmaz oldum” diye cevap-
birlikte olmak istemedi diye da- tacağı dolarları, akabinde dü- layacak kadar da gamsızdı.
yak yiyen o delikanlı, şimdiler- ğününü, ninesinin onunla gurur İnanmadı, hatta şaşkınlık za-
de İtalya-Yugoslavya sınırında duyarcasına sarılacağı hayalini manla racon gereği kızgınlığa
insan ticareti yapan bir şebeke- kurar da kurar yol boyunca. da dönüşünce Perhan’ın adım
nin hatırı sayılır bir elemanı olu- Yalnız intikamı sıcak tatmak adım yükseldiği kariyerinde
vermişti. Her ne kadar Ahmet’e istediğinden Saraybosna’ya (!) Azra’nın oynayabileceği
olan hayranlığı gün geçtikçe geldiğinde daha evine uğrama- tek rol artık para için amaçtan

40
Devrimci Gençlik Kültür-Sanat

ziyade, araç olmaktı. Azra ile Tüm bunların yanında ğı bu çocuk saflığındaki tepki,
evlenmeyi de bu nedenle kabul Danira’nın ağzından çıkan kendi dönüşümünü başlattığı
etti; doğacak bebeği satma- ve Perhan’ın aklına bile gel- yıllardan beri, planladığının dı-
yı kafasına koymuştu bi’ kere. meyen bir şey vardır ki, o da; şında karşısına çıkan şanslara
İnanmadı; taa ki Azra İtalya’ya kendi adını taşıyan küçük oğlu karşı yıllardır ördüğü duvarla-
vardıkları gece doğum sonrası Perhan… Azra’nın ölümünden rı bir bir yıkmış olur böylece.
bir tren rayında duvağı dışında sonra geçirdiği ağır depresyon Korku yoktur artık oğluna sarı-
kimsesiz ölene kadar… sonrası hiç görmediği oğluna lırken, çünkü Ahmet’i gördüğü
Danira bakmıştır. Tüm bunları andan itibaren biliyordur ki bu
HAYALLERİ OLMAYAN BİR yorgun gözlerle başını bir öne oğluyla ilk ve son kez gözlerini
ÇİNGENE NE İŞE YARAR Kİ? bir arkaya sallaya sallaya din- birbirine değdirişleridir. Minik
Ninesinden dinlediği masal- ledikten sonra oğlunu da alıp Perhan’ı kucakladığı gibi kız
lara akordiyonuyla eşlik eder eve dönmek için düğünün ya- kardeşiyle Saraybosna trenine
Perhan; ama hayatında sahip pılacağı yere giderler. Vardık- bindirir. Gerçek anlatılamaya-
olmak istediği şeyler için öde- larında Danira çayırda futbol cak kadar çıplaksa, saklanama-
yeceği bedellerin sertliği karşı- oynayan çocukların arasındaki yacak kadar da anlaşılır değil
sında ne bir akordiyon sesi du- minik Perhan’a seslenir. Oğlu- miydi o zaman? Perhan anlamış
yulur ne de keman melodisi… nu doğumundan sonra ilk defa mıydı sanki babasının onları tre-
Kaldı ki o, artık sahip olmak is- görecektir Perhan. Bu heyeca- ne bindirip gittiğinde bir daha
tediği şeyler bir yana, inanacak nın yarattığı merak ve aceleden gelmeyeceğini? Danira onu ba-
bir şeyi kalmamış bir adamdır. olsa ki kendisine çevrilen onlar- basının hikâyesiyle büyütmemiş
Yalnız şu hayattan ağır bir dep- ca bakış arasından sadece oğ- miydi? O hikâyede Ahmet’in
resyon sonucu göçüp gitmeden luna ait olanın hangisi olduğu- rolünü bilmiyor muydu? Babası-
yapacağı son bir görev vardır: nu bilmek ve sadece onunkiyle nın bir daha dönmemek üzere
Ljubljana’daki Danira’yı baba- göz göze gelmek ister… Aynı gidişini izleyen bir çocuğun öy-
annesine Marilyn Monroe ba- anda yan taraftaki Ahmet ve lesine söylediği sözler değildi
caklarıyla birlikte teslim etmek. kucağındaki oğlu Roberto’ya bunlar: “Biliyorum gelmeyecek-
Hastaneye geldiğinde karde- bir de karşısındaki adamın ba- sin. Bana akordiyon almaya-
şinin yatırıldıktan çok kısa bir bası olduğunu bilmeyerek ona caksın!”
süre sonra bizzat Ahmet tara- doğru yürüyen minik Perhan’a Sözü sözdü bir kere
fından hastaneden alındığını bakar. Sadece birkaç saniye Perhan’ın. Hatice Nine’ye yaz-
öğrenir. Vaatleri konusunda hiç- önceki acelesi, yaklaşan adım- dığı son mektupta Ahmet’in
bir zaman şaşırtmayan Ahmet, lar ve ona sabitlenmiş masum yüreğini sökmek için gerekirse
neyse ki bu sefer yaşattığı hayal bakışla birlikte yerini o anki dörtyüz yıl yaşayacağını söyle-
kırıklıklarına çare bulunmasında gördüğü resmi yırtıp oradan mişti. Lakin intikamını almak için
aralık bir kapı bırakmıştır. Kal- kaçma isteğine bırakmıştır. Dört dörtyüz yıl bekleyemeyecek
dı ki Perhan, Danira’nın neden yıl boyunca yaşadığı gerçek o olan Perhan, düğün salonuna
tedavi görmediğini ve onu ne- kadar çıplaktır ki, bu çıplaklığa girdiği gibi Ahmet’in tam karşı-
rede bulabileceğini kendi tecrü- ne giydirse hangi hayalle yu- sındaki masaya ceketini atar ve
belerinden de gayet iyi biliyor- muşatsa da dört yaşındaki bir önündeki çatala gözlerini dik-
dur. Kız kardeşini tahmin ettiği çocuğun masal sınırlarını aşa- mesiyle, çatal, Ahmet’in boy-
gibi Milano sokaklarında dile- caktır. Yalnız herkes bilir ki dört nuna saplanmak üzere emrine
nirken bulur ve hikâyeyi bir de yaşındaki bir çocuk en azından girer. O an sorası gelir insanın
ondan dinler. Danira, İtalya’ya o yaşına kadar, gerçeği değil Perhan’a: “Bırak hayallerini
geldiğinden beri Ahmet ve kar- babasını tercih edecektir. Kaldı gerçekleştirmeyi, bu doğaüstü
deşleri için dilendirildiğini ve ki kendisiyle göz göze gelmek- yetenekle dünyayı bile değişti-
Ahmet’in birçok şeyde yaptığı ten çekinen o adamın babası recekken, neden onurunu kay-
gibi bu olayı Perhan’dan takdi- olduğunu öğrendiğinde verdiği betmeye göz yumdun?”
re şayan bir sahtekârlıkla gizle- tek tepki kandırılmaktan kork- Kim bilir cevaplamıştır belki
diğini anlatır. Uzun süredir kav- mak olur Minik Perhan‘ın. “Ne- de sorumuzu Perhan. Demiş
galı olan Ahmet ve kardeşleri, den beni bırakıp gittin” diye olamaz mı? : “Hep öyle olmaz
tekrar barışmış; bunun şerefine babasına çıkışabilecek kadar mı zaten, nerede insanca ya-
de Ahmet’e düğün yapma ka- haklı bir kızgınlığa sahipken üs- şamak için insanca yürünecek
rarı almışlardır. telik… Perhan’ın oğlundan aldı- yollar varken, yükselmek uğru-

41
Devrimci Gençlik Kültür-Sanat

onları karşı ederler.


karşıya getir- Yugoslavya’nın dağı(tı)lması,
diği gerçek- 20. yy’a damgasını vuran olay-
lerle sert bir lardan biridir. Kusturica’nın,
tokat yiyordur Yugoslavya kadar büyük bir ol-
zaten. Konu, guyu, tarihleri boyunca ezilen,
açık bir şekil- dışlanan ve ötekileştirilen çinge-
de Yugoslavya ne toplumunun üzerinden anlat-
ve işin çinge- ması, filmin en göze çarpan ni-
nece olan kısmı teliklerinden biridir. Zira bunu,
Yugoslavya’nın dağılma sonrasında birbirini
da, aşkın da, boğazlayan Yugoslavya’nın
na kendimizden ödün vererek ölümün de çingene gözüyle an- evlatları üzerinden anlatsaydı
çıkacağımız tepelere tırmanırız. latılışıdır. Aralık 88’de dünyaya büyük bir ihtimalle Çingene-
Sahi yürümek değil de tırman- gelen filmin tarihsel özelliği ise; ler Zamanı’ndaki tarafsızlığını
mak isteriz değil mi hep? Bir yönetmenin dağılmadan önce koruyamaz, birbirlerinin katili
de tırmanış sırasında aşağıya çektiği son film olmasıdır. Ülke- yapılmış kardeşlerden ziya-
bakıp geriye çamurlu ayaklar- nin içinde bulunduğu ekonomik de bu katliamları tasarlayan
la basıp geçtiğimiz onur ve vic- çalkantılardan ziyade artan sistemi eleştiremezdi. Kaldı
danımızla göz göze gelme gibi etnik çekişmelerin (daha son- ki Kusturica kronolojisini az
bir huyumuz vardır ki, bile bile rasında da katliamların) “ba- çok bilen biri, tıpkı evlatları-
kaybettiklerimiz için mücade- ğımsızlık” söylemleri için daha nın Yugoslavya’ya en azından
le başlatırız sonra kafamızda. elle tutulur bir bahane olduğu o eski huzuru aratmayacak ka-
Bu Azra için, bu ninem için, bu günlerde dağılma tahmini Kus- dar dahi sadık kalamadıkları
Danira için nidalarıyla Ahmet turica gibi zeki bir adam için gibi, maalesef Kusturica’nın da
ve tüm kötü adamlara sapladı- kuşkusuz zor değildir. Filmdeki zamanla bazı olayların tarafı
ğımız bıçakla ellerimizi kanla politik göndermeleri ise daha olduğunu görebilir. Parçalan-
yıkar, intikamın verdiği vadeyi çok ülkesiyle arası bozuk olan ma sonrası hemen hemen her
tamamlama huzuruyla, bir köp- Perhan’ın dayısı Mercan üze- bölgede gerçekleştirilmiş tarifi
rüden tren raylarının üzerine rinden yapar. Bitime 4–5 da- imkânsız ve bahanesiz katliam-
atarız kendimizi. Ardımızda bi- kika kala Mercan’ın, Perhan’ın lar karşısında hala “peki ger-
zimle aynı kaderi ve adı taşıyan cenazesinden çıktığı gibi ağla- çekte ne oldu”yu soracak ka-
oğullar bırakarak… ya ağlaya kiliseye gittiğini gö- dar soğukkanlı kalabilmek, Ber-
Kafka “Bir Kızılderili olsa in- rürüz. Kilisede sola yatmış İsa lin Duvarı’nın yıkılışından sonra
san! diyerek eksik söylemiş as- portresini yerine koyarken “Ne bırakın Balkanları tüm dünya
lında. Kızılderili gibi çingene olmuş sana böyle yüce Tanrım? siyasetinin akışını tahmin etmek-
de olsa insan… İnsan ki, ancak Sen de ülkemiz gibi tepetaklak ten elbette ki daha zor olduğu
o zaman Ederlezi ağıtlarıyla olmuşsun!” dedikten hemen da bir gerçek. Yugoslavya’nın
uğurlana gökyüzüne…” sonra portre bu seferde sağ ta- yıkılışındaki dramatiklik tam
rafa düşer. Bu sahneyle kapanı- da burada yatıyor zaten: 88
DEĞERLENDİRME şı yapılan film daha 3 yıl önce- yılındaki bir Saraybosnalıya
Çingeneler Zamanı’nı yurt sinden Yugoslavya’yla bir veda bundan 5–6 yıl sonra şehrin
içinde ve yurt dışında çoğu değil de nedir? Politik gönder- tepelerinden mahallelere kadar
eleştirmenin yaptığı gibi sadece meler sadece Yugoslavya ile de inecek büyüklükte bir şehit me-
“Çigan dilinde çekilmiş ilk film“, sınırlı değildir. Kusturica filmde zarlığı olacak deseler ne cevap
“Çigan kültürü” ve büyük mü- zaman zaman küresel konulara verirdi acaba? Sahi, savaştan
zisyen Bregovic’in imzasını attı- da atıfta bulunmuştur. Filmde sağ çıkabilmiş, ülkesinde kaç
ğı müzikleriyle değerlendirmek Kusturica’nın bizi Perhan’ın rü- rejim, kaç savaş görmüş 70 yaş
başta Emir Kustica’dan büyük yasına konuk ettiği bir sahne- üzerindeki binlerce Saraybos-
bir küfür yemek ve filme yapıl- de Perhan’ın petrol varili evine nalı şehrin neresinde olursa ol-
mış en büyük saygısızlık anlamı- döndüğünü görürüz. Ev ahalisi sun başlarını kaldırdıklarında o
na gelir. Ki bu yönlendirmeyle Perhan’ı farketmediği gibi pet- mezarlıkla karşı karşıya geliyor
filmi seyredeceğini sanan izle- rol varilini kucaklar, dakikalar- değil mi?
yici film boyunca Kusturica’nın ca petrol varili etrafında dans

42
Ege’de 6 Kasım

E ge Üniversitesi bu seneki
YÖK protesto eylemlilikleri-
ni EGE ÜNİVERSİTESİ FORU-
MU bileşenleri olarak öğrenci
ve akademisyenler hep birlikte
düzenlediler. YÖK’ün kuruluş
tarihi olan 6 Kasım’dan önce daha sonra Edebiyat ve İletişim gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve
düzenlenen forum ve söyleşiler- Fakülteleri’nin içerisinden yü- konuşmaların ardından yürüyü-
le YÖK düzeni ve YÖK’e niçin rüyüşü başlattılar. Fakültelerin şe devam eden kitle yürüyüşü
karşı mücadele edilmesi gerek- içerisinde sesli ajitasyonlar ve sonlandırmak adına öğrenci
liliği üniversite bileşenlerinin sloganlarla tüm üniversite bi- çarşısı (25 Aralık’tan itibaren
ortak gündemi olarak tartışıldı. leşenleri eyleme davet edildi. öğrenciler tarafından ismi Ali
4 Kasım günü ise EGE ÜNİVER- Fakültelerin içlerinden katılım- Serkan Eroğlu Yolu olarak de-
SİTESİ FORUMU ortak etkinliği larla çoğalan kitle yemekhane ğiştirildi) istikametine yöneldi.
olarak film gösterimi düzenlen- önünde toplanan öğrencilerle Çarşıya gelindikten sonra yü-
di. 5 Kasım günü ise YÖK ve birleşerek yürüyüşüne Meslek rüyüş öğrencilerin insiyatifiyle
Gezi Direnişi gündemli panel- Yüksek Okulu istikametinde de- kampüs dışındaki ana yola Ma-
forum gerçekleştirildi. vam etti. nisa kavşağı olarak bilinen yola
6 Kasım tarihinde ise üniver- Kitle mühendislik fakülteleri- taşındı. Anayolun trafiğe kapa-
site gençliği yine alanlarday- nin yakınında bulunan ve gene- tılıp basın açıklamasının yapıl-
dı. “GEZİ’DEN ÜNİVERSİTEYE likle faşist çetelerin örgütlenme- masının ardından öğrenciler
YÖK TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE” ye çalıştıkları Gıda Cafe önüne marşlarla kampüse geri döndü.
pankartıyla edebiyat fakülte- geldiğinde Gezi direnişi şehit-
si önünde buluşan öğrenciler leri için kısa bir anma etkinliği

Ege Üniversitesi Ali’leri Unutmayacak!

2 4 Aralık 1997 yılında ken-


disine dayatılan ajanlık
teklifini reddettiği için katledi-
anlatan standlar kurdu. Katledi-
len öğrenciler anısına üniversi-
tenin çeşitli alanlarında tiyatro-
Serkan’ın dönem ve mücade-
le arkadaşları da destek oldu-
lar. Kitle Öğrenci Çarşısı önü-
len, devrimci öğrenci Ali Ser- lar oynanarak anma yürüyüşü- ne geldiğinde burada yapılan
kan EROĞLU, Ege Üniversitesi ne çağrılar yapıldı. kısa anma töreninin ardından
öğrencileri tarafından anıldı. öğrenciler Çarşı içindeki yolun
Bu sene ki anma programında 25 Aralık günü ise Edebiyat adını Ali Serkan EROĞLU Yolu
Gezi Direnişi’nde katledilen Fakültesi önünde toplanan öğ- olarak değiştirdiler.
üniversite öğrencisi Ali İsmail renciler ‘öğrenci çarşısı’ yönü-
KORKMAZ da unutulmadı. ne yürüyüşe geçtiler. Ali Ser- Anma yürüyüşünün ardından
kan ve Ali İsmail’in fotoğrafla- Edebiyat Fakültesi’ne dönen
25 Aralık Çarşamba günü rının bulunduğu ‘ÜNİVERSİTE eski ve yeni jenerasyondan Ege
düzenlenen anma yürüyüşü ön- ALİ’LERİ UNUTMUYOR KATİL Üniversiteliler düzenledikleri
cesinde üniversitedeki devrimci DEVLET HESAP VERECEK yazılı söyleşi-forumla anma programı-
kurumlar günlerce Ali Serkan’ı pankartın taşındığı yürüyüşe Ali nı sonlandırdılar.

43
Ege Üniversitesi’nde Faşistlere Sınav Yasağı

E ge Üniversitesi’nde yurtse-
ver-devrimci öğrencilerin
düzenlediği Rojava Duvarları
Bu durum üzerine Ege Üniver-
sitesi devrimcileri faşistlere bu
saldırıyı düzenleyen histeriyi
fakülteye girmeye çalışsalar da
başarılı olamadılar.

Yıkılsın eylemini sözlü saldırı- sahiplendiğini beyan eden tüm Sınavların bitiminin ardından
larıyla provake etmeye çalışan şoven algıya vize sınavlarına sınava gelmeyen faşist elebaş-
faşistlerle kısa süreli arbedenin girmelerine yasak getirdi. Tes- ların sivil polis ordusuyla birlik-
yaşanmasının ardından, akşam pit edilen faşistlerin öğrenci te okulun boş olduğu zamanlar-
saatlerinde Bornova Metro kartlarına el konularak gönde- da sınavlarına girmesi bu çete-
önünde dolaşan üç Kürt öğren- rildiler. Reis olarak tanımlanan lerin korunduğunu bir kez daha
ci linç edilmeye çalışıldı. Orga- ele başları ise kendi sınavların- gözler önüne serdi. Ayrıca fa-
nize olarak düzenlenen linç gi- dan kendileri feraget etmeleri şistlerin ellerinde döner bıçak-
rişimiyle birlikte biri ağır olmak dikkatlerden kaçmadı. larıyla çekilmiş fotoğraflarıyla
üzere arkadaşlarımız yaralan- ilgili olarak rektörlüğün yoldaş-
dı. Cuma günü gerçekleşen bu Vize haftası içerisinde bir larımıza ve siper yoldaşlarımı-
olayın sonrasındaki pazartesi hafta uygulanacağı bildirilen za soruşturma açması, rektör-
günü Edebiyat Fakültesi’nin sınav yasağına karşı faşistler lüğünde koruyuculuk görevine
vize haftasıydı ve arkadaşları- küçük gruplarla ( ellerinde sa- soyunduğunu göstermektedir.
mız vize sınavlarına giremedi. tır ve döner bıçaklarıyla gelen)

Mine Bademci
Kültür Merkezi’ndeki Çalışmalar

K ıvançtır
cin
sanat,
kaynağıdır.\
tınada alev alev tutuşur.
sevin-
Fır-
hayatı ve paylaştığımız sevda-
yı; kollektif değerler içinde ve
emek harcayarak büyütmeliyiz.
Halk Oyunları, Takı Tasarım
ve Kürtçe kurslarımızla birlikte
kültür merkezimiz hareketliliğini
Işığı aydınlatır mavi göğü\Sa- Egemenlerin sanatı halkın bağ- ve canlılığını koruyor. Sanatı,
nat görkemidir tüm insanlığın\ rından koparıp kendi sınıf ger- kültürü, umudu ve birlikteliğin
Gözlerindeki kıvılcımdır hal- çekliklerine göre kurgulamaları devamını sağlamak için ileriki
kın… üzerine, halk kendi sanatını icra dönemlerde sinema haftaları
Victor Hugo… etmelidir. düzenlemeyi önümüze koyduk.
Sanatın amacını ‘insanlığın, Mine Bademci Kültür Merke- Ayrıca yine yeni dönemde tiyat-
insanlık tarafından, insanlık zi olarak bizlerde kendi sana- ro, kurgusal metin ve kısa film
için yönetilme çabası adına sa- tımızı insanlığın ortak paydala- atölyeleri inşa etmek ve müzik
nat’ olarak tanımlıyor Orhan rında, kollektif bir şekilde üreti- çalışmalarını hızlandırmak gibi
Kemal. Kapitalist toplumlar- yoruz. Atölye faaliyatlerimizde planlamalarımız var. Sizleri
da sanat, mücadele etmenin, dostlarımız ve arkadaşlarımızla sevginin ve umudun yeşerdiği
paylaşmanın, birlikte olmanın birlikte sohbetler ve gündem yeni dönemde atölye, kurs ve
yerini bencilliğe ve rekabete değerlendirmesi yapıyoruz. sinema gösterimlerimize bekli-
bırakmıştır. Bizler yaşadığımız Ayrıca her hafta devam eden yoruz.

İstanbul Ünivesitesi’nde Roboski Anması

B eyazıt’ta üniversite öğrencileri Roboski katliamının 2.yılında katliamı protesto etmek ve devletin katliamcı
yüzünü teşhir etmek için bir yürüyüş gerçekleştirdi. ‘’Zilan’dan Roboski’ye Katleden Devlettir’’ pankartı
ile yürüyen kitle Beyazıt Meydan’da basın açıklamasının ardından saat 19’da Taksim’e çağrı yaparak
eylemi sonlandırdı. 
Devrimci Gençlik/Haber Komitesi 27.12.2013

44
Eğitimde Faşizmin Yeni Tezahürü

E ğitimde faşist uygulamalara


bir yenisi daha eklendi.
Tüm alanlarda demokratik bir
Sistemi’nin (TEOG) ilk dönem
sonuçları dün açıklandı. Ve açık-
lanan sonuçlara göre oluşan
yılda toplam 12 sınav yapılma-
sını öngören sistemin ilk 6 sına-
vı, geçen yıl 28-29 Kasım’da
uygulama başlattıklarını söyle- tablo, birkez daha “Dindar ne- gerçekleştirildi. 1. dönem sınav-
yen AKP’nin, geçtiğimiz günler- siller yetiştireceğiz” argümanı- larının açıklanmasıyla birlikte
de yapılan Roboski operasyonu nın pratik adımının ifadesi oldu. azınlık okullarında okuyan öğ-
ve azınlık öğrencilerinin temel Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi renciler, merkezi sistemle yapı-
haklarına kadar  uygulanan dersinden muaf gayrimüslim lan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
politikalarda demokrasiden öğrenciler e-okul sistemine ‘G’ dersinin sınavından muaf olma-
ne anladıklarını gözler önüne yani “Sınava girmedi” diye kod- larına rağmen sınavlara “gir-
serdi. Liselere geçişte SBS’nin lanıp sıfır almış gibi işlem gör- memiş” olarak işlendi ve hep-
yerine getirilen 6 dersten 12 sı- düler ve 33.34’e varan puan sinin notları “sıfır” almış kabul
nav yapılmasını öngören Temel kaybı yaşadılar. 6 dersten her edilerek hesaplandı. 22 OCAK
Eğitimden Ortaöğretime Geçiş dönem birer tane olmak üzere 2014

Marmara Ünivesitesi’nde Faşist Saldırı

D evlet destekli faşist saldırıların odağı Marmara Üniversitesi’nde bir kez daha faşist saldırı vardı. Bugün
gerçekleşen saldırı da devletin kiralık katilleri, bir devrimci öğrenciyi daha yaraladı. Palalar ve satır-
larla gerçekleşen saldırı da yaralanan öğrencinin durumunun ağır olduğu ifade ediliyor.
Son günlerde polis ve ÖGB’ler tarafından desteklenerek sürdürülen gerginlik bugün sabah saat 10.00
sıralarında Rasim Paşa Mahallesi, Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde yürüyen Yavuz Ulaş isimli İktisat Fakül-
tesi öğrencisine 5 kişinin saldırısıyla doruğa çıktı.
Ulaş’ı arkadan takip ettikleri öğrenilen faşist güruh, yanlarında getirdikleri satır, bıçak ve demir çu-
buklarla Ulaş’ı yara-
ladıktan sonra kaçtı.
Vatandaşların haber
vermesiyle olay ye-
rine çok sayıda polis
geldi. Bir süre yerde
ambulans bekleyen
yaralı arkadaşımız,
gelen ambulans ekip-
leri tarafından has-
taneye kaldırıldı. Bu
arada devrimci öğ-
renciler ile polis ara-
sında kısa süreli bir
arbede yaşandı.Ulaş,
acil serviste tedavi al-
tına alındı.
Devrimci Gençliğin
de yer aldığı öğrenci-
ler Göztepe Kampü-
sü önünde bekleyişle-
rini sürdürüyorlar.

45
Talan ve Yalan Cumhuriyeti’ne Hayır!
Yolsuzluğa, Talana, Yağmaya, Faşizme Karşı
Sokağa, Eyleme, Özgürleşmeye!

A KP, sermayenin yalan ve


talan için kurdurduğu bir
hükümettir. 11 yıldır bu niteli-
çok konuşulur hale geldiği bu
süreçte, gerçek alternatifin
“kötünün iyisini seçmek” olma-
AKP eliyle yapılan illüzyon-
lar miadını doldurmuş, mızrak
artık çuvala sığmaz hale gel-
ğine rağmen, sola ait değer- dığı bilinciyle hareket edilme- miştir. Sistemin biriktirdiği içsel
ler dahil halkın beklentilerini li; daha zor ve uzun erimli de cerahat, kendini zehirlemeye
sömürerek niteliğini şu veya olsa, halkın söz, yetki ve karar başlamıştır. Buna rağmen ken-
bu oranda gizlemiş, niteliğinin sahibi olduğu, tepeden tırnağa diliğinden çökmesi veya demok-
açığa çıkmasını geciktirmek için farklı gerçek alternatif için mü- ratik alternatifleri kendi içinden
hemen her yola başvurmuştur. cadele edilmelidir. çıkarması sınıfsal niteliği gereği
Sayıştay’ın işlevsizleştirilme- “Kim gelirse gelsin yeter ki olanaksızdır.
si, basının susturulması, ihale AKP gitsin.” dendiğinde, şimdi- Muhalefet yapılacaksa, yal-
düzeninin göstermelik hale geti- den sağcılaşma antrenmanları nızca AKP’ye karşı değil, onun
rilmesi boşuna değildi. Rantiyer- yapmaya, ABD’ye sempatik da içinde olduğu sınıf iktidarı-
ler, rant cumhuriyetinde istediği mesajlar vermeye başlayan ve na, sisteme karşı yapılmalıdır;
gibi cirit atabilmeli; formaliteye adı dışında “sosyal” veya “de- alternatif, sistem içinde değil
uydurulmuş soygunların yeterli mokrat” hiçbir niteliği olmayan dışında aranmalıdır. İnsanların
olmadığı yerde, hırsızlık, gasp CHP gibi seçeneklere yönelindi- basiretini bağlayan; en yakının-
ve rüşvet devreye sokulmalıydı. ğinde, sermayenin “B” planına dakiyle bile rekabete ve yarışa
Bu, yalnızca AKP’nin değil; uygun davranılmış ve yıllardır yönelten, mülkiyet hırsıyla ay-
dini, imanı, vatanı olma- rıştırıp bireycileştiren, ka-
yan sermayenin kimliği pitalist nitelikler üzerine
ve niteliğidir. Emperyalist bina edilmiş sistemdir. Sis-
tekellerin tüm dünyada tem, AKP ve Cemaat’le
yaptığı budur. Buna, Ce- beraber, tüm sermaye ke-
maat örgütlenmesi de da- simleridir; burjuva-gerici
hildir. Düne kadar, halka yapılar ve ideolojilerdir.
karşı uygulanan zulümde Bu koşullarda ge-
de yalan ve talanda da liştirilecek alternatifin
ortak hareket edenler, üzerine oturması gere-
bugün ayrışmışsa, bu du- ken nitelikler, Gezi’de
rum birini diğerinde daha belirli oranlarda orta-
temiz veya haklı kılmaz. ya çıkmıştır. Alterna-
Gerçekte, sınıflı toplumlar olduğu gibi “ya kırk katır ya tif, Taksim Komünü’dür;
tarihi boyunca savaşların, işgal- kırk satır” tuzağına düşülmüş Güvenpark’tır; Antakya’dır;
lerin, iç ve dış çatışmaların kay- olur. kardeşliğin, dayanışmanın ve
nağını bu kâr hırsı, sömürü ve Evet, AKP nezdinde sistemin geleceği birlikte kazanmanın
talan amacı oluşturmuştur. yıpranması, gerçek kimlikleri- adıdır.
Mevcut durum “temiz eller” nin, halk düşmanı karakterleri- Direniş eksenli geliştirilmesi
edebiyatıyla aşılacak cinsten nin ortaya çıkması bir fırsattır. gereken bu alternatif, dilini 1871
değildir. Böylesi anlarda ser- Ancak bu fırsat doğru değer- Parisi’nden, 1917 Rusyası’ndan,
mayenin tüm temsilcilerinin işi, lendirilmeli; adı ne olursa ol- 1959 Kübası’ndan almalı, yol-
yıpranan rejimi tahkim etmek sun, oy avcılığı yapan, halkın daşça üretip yoldaşça uygula-
için enkaz devraldığını söyle- beklentilerini sandığa taşıyıp malıdır. “YALAN VE TALAN
yip, işlevini tamamlamış eski etkisizleştiren seçeneklerden CUMHURİYETİ’NE HAYIR!”
üzerine aynı içerikteki yeniyi uzak durulmalı; özgürlük, eşit- diye haykırılmalı, “Hep bera-
bina etmek ve sömürü düzeni- lik ve adaletin sahtesine razı ber sulardan çekmek ağı” di-
nin devamını sağlamaktır. olunmamalıdır. yen bir değerler sistemiyle ge-
Bu nedenle, alternatifin daha lecek örgütlenmelidir.

46
İnanç Yitimi Bir Tesadüf Değildir
İnanç dediğin
yemin gibi bir şeyse
bizim yeminlerimiz
madde kadar gerçektir
ve
tuttuğunu koparmak içindir

D evrimci değerlerin doğru


tanımı kadar doğru kavran-
ması da çok önemlidir. Feodal
dığı söylenen bir nal izi vardı.
Elbette saçmaydı bu ama, asıl
sorunun da bu olmadığını söy-
leniyor. Ve ister hareket tara-
fından verilmiş, isterse kişinin
kendi ön kabulü olsun, devrimci
normların etkisinde, biraz da ledim kendi kendime ve adamın birikim -dini olmasa da- feodal
keyfi ölçüler içerisinde tanım- derin bir inancı olduğunu dü- değerlerden ibaret bir sınırlılık-
lanmış devrimci değerlerin, sü- şündüm. Ayin bittikten sonra, ta kalmışsa, kırılma ve geri bo-
reç içerisinde şu veya bu neden- duasını almak için yanına git- şalma ihtimali adeta kaçınılmaz
le terkedilmesi şaşırtmamalıdır. tim. Papaz giysisini çıkarıp bir bir hal alır.
Zaten doğru kavrama, doğru kenara koydu ve: ‘Burada mum Marksist Leninist öğretinin
sahiplenmeyi ve giderek kalı- satmak için bir dükkan açtık, uzun yıllara yayılan disiplinli
cılaşmayı beraberinde getirir. iyi para kırdık!’ dedi. İşte pe- bir çabayla kavranması gerek-
Devrimcilikte inanç olgusu, kimi şinden koştuğum inanç buydu! tiği, kavranmadığı takdirde, bir
maksatlı yorumcuların yansıt- Eve nasıl geldiğimi bilmiyorum. hareket tarafından doğru yön-
maya çalıştığı gibi, bilimsel ol- O zamanlar ressam bir arkada- lendirme yapılsa dahi bunun
mayan, dini çağrışım yapan bir şım vardı, adı Vereşçagin. İkide yeterli olmayabileceği bilinme-
olgu değildir. En azından, doğ- bir zorluyordu beni: ‘Bırak şu lidir. Böyle bir durumda bir
ru kavranmış hali bu değildir. papazlığı’ diye. Düşündüm ve süre sonra, kişinin geriliği, bir
Örneğin devrime inanç, başa- şu karara vardım: Köyde an- direnç noktasına dönüşmeye,
rıya/zafere inanç, bu olgularla nem ve babamın saygın bir ko- uyumsuzluklar büyümeye baş-
ilintili olarak sunulan verilerin numları var. Bütün köy halkının layacak ve büyük olasılıkla so-
sonuç vereceğine dair pozitif gözünde saygıdeğer bir adam nuç, etrafımızda gördüğümüz
bir kanaatin oluşması anlamın- olan babam, muhtar. Eğer pa- eskimiş devrimciler enkazına
dadır. Bunun dine benzer hiçbir pazlığı bırakırsam, herkes, oğlu katılmak olacaktır.
yanı yoktur. Dini öğelerin temel- dinden döndü diye, yapmadığı- Kişi, eğer kendisi bir bilimin
siz oluşu, terkedilişini de kolay- nı bırakmayacak ona. O neden- önermelerini özümseyecek den-
laştırır. Lenin’in Papaz Gapon le bırakmadım papazlığı.” li kapsamlı bir çalışma/araştır-
ile ilgili bir anısı, bu konuda İşte inanç olgusu, yukarıdaki ma yapamayacak durumday-
öğretici boyutlar taşımaktadır. gibi içi boş ve temelsiz olduğun- sa; o noktada, böyle bir kav-
Gapon, Lenin’e şunları anlatır: da, yani metafizik tanımlara rayışa sahip olduğuna inandığı
“Bir ara kuşkular içinde kıv- dayandığında, inanç yitiminin hareketin yönlendirmelerine
ranıyordum, inancım sarsılmış- şu veya bu biçimde ortaya çık- içtenlikle ve disiplinli bir şekil-
tı. Bu durum beni hasta etti, ması normal ve anlaşılır bir hal de uyarak, söz konusu eksikli-
en sonunda, kutsal bir yaşantı alır. Ancak, eğer sözü edilen ğin bir probleme dönüşmesini
sürdürdüğü söylenen bir keşişin inanç, siyaset biliminin ve sos- önlemeye çalışmalıdır. Tabii bu
yaşadığı Kırım’a gitmeye karar yolojinin doğruluğu kanıtlanmış noktada da harekete geçirici
verdim. İnancımı pekiştirmek önermelerine ve Marksizm’in dinamikler, somut olmalı ve an-
amacıyla, kalkıp bu yaşlı keşi- defalarca kanıtlanmış gücüne laşılır bir tanımla aktarılmalıdır.
şe gittiğimde, onu, bir pınarın dayanıyorsa; bu, bilimsel bir Devrimciler, nedenini bildiği ve
başında dua ederken buldum. olgudur ve metafizik olanla bir doğru bulduğu olgular sebebiy-
Çevresinde, onun yönettiği ayin ilgisi yoktur. Bu noktada sorun, le mücadele ettiğinde, beyince
için bir sürü kalabalık toplan- devrimci zeminde yaşanmakta ve yürekçe ikna olduğunda,
mıştı. Pınarda Aziz Georgius’un olan inanç yitiminin nedenleri- bedel ödeme olasılığı ile daha
atının nalı tarafından bırakıl- ni doğru tanımlamakta düğüm- barışık olacaktır. Ve o zaman,

47
Devrimci Gençlik Devrimci Kişilik

en bilinçli ailelere bile, ödenen ğu, bildiği, izlediği bir alternatif lem sonrasında da savunuluyor-
bedelin nedenini/gerekliliğini yaşamın artılarını çoğaltmakta, sa, bilinç rolünü oynamış; ara-
anlatamaz duruma düşülmeye- var olan tuğlalara yenisini ekle- ya mistik, feodal, vb. olgular
cektir. mektedir. girmemiş demektir. Bu bilinçteki
Devrimcilikte “bedel öde- Devrimciliğin tüm dünya insanlar, eylemde örneğin ba-
mek”, bir amaç değil bir sonuç- Marksist’lerince (veya Mark- cağını mı kaybetti; diğer bacağı
tur. İnsanlar, bedel ödedikleri sist kamuoyunca) belirlenmiş ile yaşamını yine aynı değerler
için devrimci olmaz, devrimci ol- genel kabul görmüş, uygula- dahilinde, daha olgun, kendin-
dukları için bedel öder. Ancak, mada farklılıklara sebep olma- den emin bir şekilde sürdürür.
meseleyi bu tür soyutlamaların yan projesi yoktur. Çünkü dev- Hatta durumu bir çeşit “gazi”lik
sınırlayıcılığı dışına taşıdığımız- rimcilik, aritmetik kesinliklerle sayılacağı için; bundan sonraki
da, daha kapsamlı biçimde de- tanımlanan projelerden farklı yaşamında onurlanmada artı
ğerlendirme koşulu doğar. nitelikler taşır. Bu, bir belirsiz- sebeplere sahip olacaktır. Tersi
Devrimcileşmede olgunlaşma lik, normsuzluk hali değilse de, durumlarda, dün ile maddi-ma-
sürecini tamamlamış ve devrim- farklılıkları yok etmek ve proje- nevi bağını kesen insanlar; ba-
ci kimliğin gereklerini yaşamına yi teke indirmek adeta olanak- kımını üstlenen annesi-babası,
içermiş bir insan, her an bir de- sızdır. Bu nedenle; kötü, yan- vb. tarafından bir “sakat” mua-
ğerler bütünü dahilinde hareket lış, eksik, vb. projelerin neden melesi görecek, dün çok büyük
edeceği için, bedel ödemek ge- olduğu tahribat, verdiği zarar; olan yerden, bugün çok küçük
rektiğinde, ayrıca düşünmesi, pek çok insanın devrimci zemin- olan bir yere düşecek; yaşamın
tereddüt etmesi, vs. söz konusu den uzaklaşmasına veya o ze- tüm karelerine bir nedamet hali
olmaz. Onu değerlendirirken mine karşı soğukluk duymasına çökecektir.
de salt bu yanını büyütecin al- sebep olmaya devam ediyor. Bugün, yaklaşık otuz üç yıllık
tına yerleştirmek gibi bir tarza bir sürecin bilançosu çıkarıldı-
gerek kalmaz. Hatta böyle bir DEVRİMCİLİK BİR TERCİH ğında, ortaya çıkan enkaz hali,
tarz, uygun düşmez. İSE DE BU, BASİT ANLAMDA salt kaçkınlık, ihanet, döneklik,
İş yaşamını, eğitimini, sevinci- BİR TARAFTARLIK OLARAK vb. ile değerlendirilecek olur-
ni veya üzüntüsünü; yani bütü- GÖRÜLMEMELİDİR sa, ne süreç anlaşılmış olacak,
nüyle yaşamını devrimci gerek- İnanç olgusunun bilimselli- ne de alternatif oluşturmak için
liliklerin belirlediği bir insanın, ği, insanın eylemine yön veren gerekli olan veriler yakalanmış
bedel ödemek gerektiğinde ka- etmenlerdeki bilinç oranı ile olacaktır.
çınacağını düşünmek ne denli ilintilidir. Doğru kaynaklardan 1991’de hemen tüm yapıla-
ters ise, bedel ödediğinde bu öğrenilen, benimsenen ve bir rın, önderlik mekanizmalarının
fiili abartılı tanımlamalarla yan- kimliğin gerekleri olarak bir ve bir dönemin etken kadrola-
sıtmak da terstir. Çünkü devrim- değer seviyesine taşınan ol- rının kelepçeleri çözüldüğünde,
ciler için bu, saygın bir olay ise guların önemini tekrar tekrar ortaya akışkanlığı arttıran bir
de aynı zamanda “doğal”dır. anlatmak, gözetilmesi gerekti- katılım hali değil, bir şaşkınlık
İş yaşamında kişi, mesai saati- ğinin altını çizmek gerekmez. hali çıktı. Bugün dünyadaki ve
nin dolmasını çoğu kez sabırsız- Eğer bu gerekiyorsa, ya yanlış ülkedeki pek çok başka geliş-
lıkla bekler. Fazladan çalışma- kaynaklardan bilgi edinilmiş ya meler nedeniyle farklı bir sü-
sı gerektiğinde ya fazla mesai da o bilgi/bilme süreci şu veya reçten geçiliyor olsa da, bir ya-
ücreti alır; ya da en azından bu nedenle tamamlanmamış nıyla da benzer bir süreçten ve
çok çalıştığına dair yakınmada demektir. Böyle olduğu zaman, şaşkınlık halinden söz edilebilir.
bulunur. İşte devrimci yaşamı iş bedel ödeme ihtimali ürkütücü Yenilenme arayışlarına da ör-
yaşamından ayıran en belirgin bir olasılık gibi durur. Ve sonuç- gütlenme ve mücadele anlayışı-
nitelik budur. Devrimci yaşam- ta ya o ihtimalden kaçılır; ya da na da yansıyan ve ortaya çar-
da mesai yoktur. Kişi, daha az yaşanması sonrasında “gençliği pık bir duruş değil, adeta bir
değil daha çok çalışmaya gay- boşa gitmiş, harcanmış insan” duruşsuzluk çıkaran bu şaşkınlı-
ret eder. Koşulları ve enerjisi psikolojisi ile hareket edilir. ğın aşılması, nedenlerinin doğ-
uygunsa, 24 saat çalışır ve ya- Bir bedel ödeme sonrasında ru tanımlanması ile mümkündür.
kınmak yerine bundan mutluluk önemli olan bedenin değil ru- Kendi gerçekliğini kabul etme-
duyar. Çünkü, yapılan çalışma hun ne denli zarara uğradığıdır. yenler, o gerçekliği aşma yön-
gönüllüdür ve sonuçları birebir Eğer ruhsal bir tahribat yoksa; temini geliştiremezler.
kendisinin de içinde bulundu- eylem öncesindeki değerler ey- Devrimciler, dört gol yedikten

48
Devrimci Gençlik Devrimci Kişilik

sonra bile “biz iyiydik hakem kendini adeta devrimci normlar şüyorsa; bu, sol adına vahim ve
kötüydü” diyen antrenörler gibi eksperi kabul eden ve bir çeşit yürek yaralayıcı bir durumdur.
değil; galibiyet sonrasında bile, tekel veya hegemonya oluştu- Siyasal yapı/önderlik, bir
gerekmesi halinde “galibiyet ran özneler, eğer hâlâ ağırlık- kişi gibidir; orada da zaaflar,
bizi aldatmasın aslında kötü larını kabul ettiriyorsa; sorun, yanlış hesaplar, ölçü bozuklu-
oynadık” diyebilen antrenörler kabul edenlerin özgüveni ile ğu, vb. olabilir. Eğer bir yapı,
gibi olmalıdır. Bu örnekler için ilgilidir. yukarıda anlattığımız kavrayışı
üzgünüz ama, 1970’li yıllardan Moskova Önlerinde roma- içselleştirememişse; kendi yol-
bugüne devrimci yapılar hâlâ, nını okuyanlar bilir; savaş ha- daşlarını sırf “yapma-etme” fiili
insan kazanma olgusunu taraf- linde ve hatanın ölüm demek üzerinden değerlendirir. Onla-
tar kazanma olarak algılıyorsa; olduğu koşullarda gerçekleşen ra; tereddütlerini, zayıflıklarını
futboldan örnek vermek uygun bazı olaylar, öğretici bir şe- ifade edip aşma koşulu bırak-
düşer hale geliyor. Birbirimizi kilde sunulmuş ve kavganın, maz. Gerçekte ise bir devrimci;
sevmek için “bir ton” neden ihtiyaçların, somutun dikkate korkusunu, tereddüdünü, zaafı-
varken, yapay ve anlamsız me- alınması ile normların diyalek- nı en kolay yoldaşlarına, yani
safelerle adeta dostluğu bile tik bir yaklaşımla uygulanması hareketine açabilmelidir. O za-
“bir deri bir kemik” haline ge- konusunda tam bir ustalık ser- man, eksik ve zaaflar bilindiği
tirmişken; sırf farklı takımlardan gilenmiştir. Romanda ilk disiplin için, aşılması da doğru yöntem
oldukları için birbirini taşlayan suçu ölümle cezalandırılırken, ve araçlarla sağlanacak ve kişi,
taraftarları ne yazık ki çağrıştır- sonraki suçlarda öğreticiliğin eylemini; yoldaşlarına “yok”
mış oluyoruz. ve bağışlamanın (anlayışın) çok diyemediği için değil, inandığı
1970’li yıllarda, devrim- özel biçimlerine tanık olunur. ve istediği için yapacaktır. Bu
ci yapılar yeni yeni organize Bu örneklerden öğrenmek, ken- tür eylemlerde doğal olarak
olurken ve en naif duygularla di sürecini ustalıkla örme şansı fire oranı düşük olacaktır. İşte
norm/ölçek tanımı yapılırken; verir. Tabii ki öğrenmenin en bugün eğer firelere salt suç ve
şovenizmin çeşitli biçimlerin- kötü biçimi, ezberlemektir. Çün- ceza ikilemi içinde bakılır, kay-
den söz edilirdi. Bugün hâlâ kü yaşam bir gün gelir ezberi- naklarına inilmezse; gerçek ka-
bölge şovenizmi (hemşehrici- mizi bozar ve geriye yaratıcılık bahatlinin kabahati gölgelen-
lik) gibi örgüt şovenizmine de özürlü bir duruş kalır. miş olacak, yanlış teşhis yanlış
tanık olunmaktadır. “Kuzguna Eylem, politikanın fiili halidir. tedaviye sebep olacaktır.
yavrusu şahin görünür” misali, Politikadan bağımsız eylem, Tutsaklık koşullarında ellerine
objektif olmaktan uzak yakla- amaçtan bağımsız araç demek- geçirdikleri iğne ile kuyu ka-
şımlar, doğruyu da yanlışı da tir. Devrimciliğin bilinmediği, zacak kadar sabırlı davranan,
görmeyi güçleştirir. Marksist- kulaktan dolma kimi bilgi kırın- taşınan kimlikle barışıklığın ve
Leninist gıdayı doğru kaynak- tıları ile hareket edildiği durum- üretkenliğin eşsiz örneklerini
lardan ve yeterli biçimde almış larda, “çocukça” sayılabilecek sunan devrimciler; dışarı çıktık-
olan bir devrimcinin kendine ve fiillerin yaşandığına hepimiz larında, çok daha uygun ze-
durduğu zemine güveninin ol- tanık olmuşuzdur. İyi bir şey minlerde -bırakalım iğneyi- kaz-
ması doğru ve gereklidir. Zaten yapıyorum zannederek veya mayla bile kuyu kazamaz hale
böyle olunca, kendi zeminin- can sıkıntısını gidermek için du- geliyor, yaşamın basit tuzakları
deki yanlışlar da oluşturduğu varlara “Tek Yol Devrim - CHP” ve az bilinmeyenli denklemleri
süzgece takılır. Kişi, eğer her yazan bir gencin durumu, “ço- karşısında bocalıyorsa; sonra
olguya, subjektivizmden uzak cukça” olduğu için anlaşılabilir. da devrimcilikten uzaklaşıyor-
bir duruştan bakıyorsa; yapay, Aynı şekilde büyük bir hararet- sa, mutlaka kabahatlidir; ama,
biçimsel, rekabetçi, vb. yakla- le devrimcilerin arasına katılıp, galiba kabahatin büyüğü bir
şımların kaygan normları yeri- o coşkuyla, salt fiil olsun diye başka yerde aranmalıdır.
ne, doğruluk testinden geçmiş işe kalkışan ve canı yandığında
normları ölçü alır ve vardığı geri kaçan insanların da duru- Devrimciyseniz eğer
sonucu savunmakta tereddüt et- mu anlaşılabilir. Ancak, ciddi eşini yitiren kumrunun
mez. Duruş, böylesine sağlam bir gıda alış verişinden/ eği- ilk konacağı yer
temeller üzerine bina edilmişse; timden sonra ve hatta eğiticinin sizin omzunuz olacaktır
kimi kişi veya çevrelerden da- kendisi tarafından da fiil ile po- Yaprak dalını
yatılan normlara uymak gibi bir litika arasında diyalektik bağ böcek kozasını size soracak
zorunluluk olmaz. Bugün solda, kurulamıyor ve fiil amaca dönü- Yara almış yüreklerin

49
Devrimci Gençlik Devrimci Kişilik

acıyan yanına
sizin dokunuşlarınız ilaç olacak
Devrimciyseniz eğer
çiçek tozlarını sizin avuçlarınıza dökecek
yıldızlarla konuşmak için geceyi beklemeniz gerekmeyecek
Kendini ve dolayısıyla yöntemini gözden geçirmek, hata kabul etmek ve gerekiyorsa ölçek değişimine
gitmek, sadece kişiler için değil hareket için de geçerlidir. Böyle bir yöntem hareketi küçültmez; aksine,
asıl bu büyüklüktür.
Bir devrimcinin örgütünden korkması, utanması ve bu nedenle açık olamaması, devrimciler adına üzücü
bir sonuçtur ve kabulü güç bir paradokstur. Gerçekte bir devrimcinin sadece gücünü değil, zayıflığını;
sadece sevincini değil, üzüntüsünü; sadece politik meseleleri değil, özel meseleleri paylaşabileceği ilk ve
en güvenilir başvuru yeri olması gereken örgütün; korkulan, çekinilen bir olgu haline gelmesi; bir şeylerin
ters gittiğinin ifadesidir.
İnsan, severek ve isteyerek girdiği örgütsel ağdan çekinir hale gelmemelidir; aksine sevgi ve bağlılık,
sürekli yükselen bir eğri çizmelidir. Kişi; iyi ki örgütlüyüm, ne kadar şanslı bir insanım; benim gerçek ailem
budur; şefkat ihtiyacı için bile, ilk başvuracağım yer örgütüm olacaktır; diyorsa, o kişi örgütten ayrılmaz,
sahiplenir ve bu kimliğin her türlü gereğini -bedel ödemek dahil- yerine getirmekten kaçınmaz. Gönüllü-
lükten bu anlaşılmalıdır.
Soru soran, düşünen insandan korkanlar; yani eleştirilmekten, sorgulanmaktan rahatsız olanlar, dev-
rim amacıyla bağdaşır örgütlenmeler oluşturamazlar. Oluştursalar bile o örgütlenme, içten içe kendini
tüketir. Devrimciler, karşı durdukları ve insandışılaştırıcı olarak kabul ettikleri sistemin, ne ölçülerine ne de
yöntemlerine itibar etmemelidir. Örgütlenmenin veya
kurumlaşmanın hiçbir biçiminde sisteme öykünmenin
izlerine rastlanmamalıdır. Örneğin, Beyaz Ordu’da, Aşk
düşünceye ne kadar az yer verilirse o kadar çok ita- Bazen kaybolursun, kendi bendinde..
at sağlanır kanaati hakimdir. Devrimci örgütlenmede Bir sigara dumanıyla
ise bunun tersi olmalıdır. Devrimciler için, düşünceden Yok olursun
korkmak, ölüm demektir. Ve önemli olan, eğer itaat
Gidersin uzaklara.
aranacaksa; bunun düşünerek, yani bilerek olması-
Aşık olursun
dır. Kısacası bugün, devrimcilik hafife alınmaz, doğru
Uzak deryalarda, bir denizkızına..
kavranır ve aslında objektif bakabilenler için yabancı
olmayan normlarda ısrarcı olunursa; sırf taraftar ka-
Seversin
zanayım diye devrimci zeminde yeri olmayacak denli Bir ömür seversin
erozyona uğramış olan şahıslara prim verilmezse; ka- Doyamazsın çoğu zaman
zanılanlara ise, sembollerden ve kahramanlık türküle- Öpmeye, sevişmeye
rinden daha derin şeyler öğretmek bir zahmet olarak O vardır sade aklında.
görülmezse; bütün sorunlar değil, ama önemli ayak- Güzel bir hayaldir
bağları aşılmış olacaktır. Hep yanı başında.
Bugün hemen her yapıyı sarmış olan yenilenme ara- Kavgalara tutuşursun
yışı, yukarıda altını çizdiğimiz sorunlar dikkate alına- Bazen ölür tekrar dirilirsin
rak ve yaşamın bizzat içinde, yaşamın sunduğu soru- Ve vazgeçilmez
lara yanıt arayarak gerçekleşirse; o çaba hem anlamlı O saf acemi güzellikle
olur hem de sonuç verme olasılığı güçlenir. Yaşar gidersin..
Doğru dalı seçmek için
kaybettiğin vakit Sistem korkar bu aşktan
düşmene sebep olabilir diye Düşman kesilir, herşey bir anda
çürük dala tutunma Aç kalırsın susuz kalırsın
O zaman peşinen kaybetmiş olursun Adeta yüreğini kuşatır kontrgerilla
Çocuklarına özgür bir dünya bırakamıyorsan Bombalar patlar ansızın
özgürlüğe giden yolun öldürürler
haritasını bırak O masum, acemi
Bunu da yapamıyorsan Tek suçu sevmek olan güzelliği
onları yanıltma yeter
Onlar kendi yolunu bulur.
İzmir’den Bir Devrimci Gençlik Okuru

50
51
52

You might also like