Serbest Cumhuriyet Fırkası

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Serbest Cumhuriyet Fırkası

20. yüzyılın ilk yarısında, henüz yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci kez çok partili bir
yönetime geçme çabası, 12 Ağustos 1930 günü Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması ile kısa
fakat öğretici bir dönemi doğurmuştur. Bu çaba henüz genç olan Türkiye Cumhuriyeti’nde başarılı
olamamış ve parti, kurulmasından çok kısa bir süre sonra, 17 Kasım 1930’da tarih sahnesinden
çekilmiştir. Yine de demokrasi rejimine yeni kavuşmuş ve onu uygulamada yeterli başarıyı
gösterememiş bu genç ülke adına, bu dönemin faydalı bir deneme olduğu söylenebilir. Bu faydaya
değinmeden önce partinin kuruluş nedenleri ve aşamalarını kısaca gözden geçirelim.

İlk olarak söylenmesi gereken bu yeni muhalif partinin, bizzat Türkiye Cumhuriyeti’nin ve
Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tavsiyesi ve icraatları ile
kurulmuş olduğudur. Halihazırda dönemin ekonomik durumu zaten pek iyi durumda değilken üstüne
1929 genel buhranı ile halkın huzursuzluğu iyice artmış, ayrıca halk nazarında fazla kontrolcü
uygulanan devletçi politika bu huzursuzluğu iyice körüklemişti. Huzursuzluğunun sorumlusu olarak
halk, tek partili yönetimin bir sonucu olan, denetimsiz iktidarı görmüştür. Halk arasında sorumlu
tutulan hükümete karşı söylemler fısıltılar halindeydi çünkü basın, dönem şartları gereği, susturulmuş
durumdaydı. Ayrıca bu söylemler meclis tribünlerine ulaşamıyordu. Bunun sebebi ise halkı temsil
etmesi gereken Cumhuriyet Halk Fırkası hükümetinin bu görevini tam olarak başaramaması ve halkın,
kendi sesini iletebileceği başka bir kanaldan, bir partiden yoksun olmasıydı.

Ekonomik ve siyasi huzursuzlukların dışında, demokratik bir cumhuriyet rejiminin


gerekliliklerinden en önceliklisi, çok partili bir siyasal yaşamdı ve o dönemde Türkiye Cumhuriyeti bu
gereklilikten mahrum haldeydi. Bu ise yeni kurulmuş olan ülkeyi, ulaşması amaçlanan muasır
medeniyetler seviyesinden uzakta göstermekteydi.

Gazi Mustafa Kemal bütün bu sorunların farkındaydı. Ayrıca o kendi ölümünden sonra dahi,
ilelebet ayakta durabilecek bir cumhuriyet sevdasındaydı. Ne de olsa “Egemenlik kayıtsız şartsız
milletin” idi ve hep öyle kalmalıydı.

Cumhuriyet Halk Fırkası Gazi’nin bizzat teşvikiyle Cumhuriyet Halk Fırkası Ali Fethi Bey’in
idaresinde kuruldu. Partinin kuruluş süreci, dönemin Paris Büyükelçisi Ali Fethi Bey’in 1930
Temmuz’unda, Gazi Mustafa Kemal ile görüşmek adına Yalova’ya gelmesiyle başladı. Bu görüşmeler
sırasında Fethi Bey ülkede gördüğü genel huzursuzluk ile beraber İsmet Paşa hükümetine ilişkin genel
görüş ve eleştirilerini açıkladı. Görüşmelerin altıncı gününde Gazi Mustafa Kemal Ali Fethi Bey’e
yeni bir muhalif fırka kurmasını bildirdi. Ali Fethi Bey partiyi kurmanın şartı olarak Gazi Mustafa
Kemal’in tarafsızlığına ve onayına dair yazılı bir güvence almayı öne sürdü. Buna müteakip Ali Fethi
Bey’in Mustafa Kemal’e ve Mustafa Kemal’in Ali Fethi Bey’e birer mektup yazması ve bu
mektupların basında yayınlanması kararlaştırıldı. Kararlaştırılan oldu ve Mustafa Kemal tarafsızlığının
güvencesini gösteren bir mektubu basın yoluyla tüm ülkeye sundu. Böylece yeni fırkayı kurmakla
görevlendirilen Ali Fethi Bey, 12 Ağustos 1930 tarihinde fırkanın tescilini isteyen dilekçeyi İstanbul
Valiliği'ne gönderdi ve resmi işlemlerin tamamlanmasıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası siyasal yaşama
atılmış oldu.

Ancak yeni kurulan muhalefet partisi bir takım sebeplerle tarih sahnesinde uzun süre görünemedi
ve kısa bir süre içinde feshedildi. Yine de bu bozgunun Türk demokrasi hayatına yankıları kısa süreyle
sınırlı kalmamış ve kendinden sonraki dönemlere örnek teşkil edecek düzeyde fayda sağlayabilmiştir.

Serbest Cumhuriyet Fırkası ile edinilen yeni çok partili rejim denemesi halkın durumunu gözler
önüne sermişti. Hükümetin, memlekette neler olup bittiğinden haberi yoktu. Artık bu farkındalık ile
hareket etmek icap ederdi. Hükümet kendine çekidüzen vermek zorundaydı. Ayrıca Gazi Mustafa
Kemal fesih olayından hemen sonra, halkın durumunu kendi gözleriyle görmek adına, 3 aylık bir yurt
gezisine çıktı.

Ne olursa olsun, benim şahsi fikrim, ikinci kez çok partili hayatın hüsranla sonuçlanması genç
cumhuriyet için bir kara leke olarak kalacağıdır. Bunun haricinde ikinci denemenin, yani Cumhuriyet
Halk Fırkası’nın, bir önceki parti olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası gibi doğuştan bir muhalefet
ile değil, iktidarın güdümünde ve yapay yollarla oluşturulmuş bir parti olması, demokratik bağlamda
sorgulanabilir bir bakış açısını karşımıza çıkarmalıdır. Sağladığı fayda, yapılan devrimleri halkın, tam
olarak iştirak edemediğini ve hükümetin halktan bihaber durumda olduğunun, hükümetçe fark
edilmesidir. Ancak faydasının yanında, bu denemenin demokrasi tarihimiz adına başarısızlıkla
sonuçlandığını unutmamak gerekir.

Kaynakça

Meşküre, Yılmaz, Serbest Cumhuriyet Fırkası, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya,
1990. (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi)

Yüksel, Mehmet, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Araştırılması, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Niğde, 2008. (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi)

You might also like