Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 351

(Sanskrit dilinden bir sözcük . . .

O Gerçek özümüzü belirleyen şeyler;


O Doğruluk;
O İnsanlığın manevi niteliklerinin temeli;
O Evrensel düzeni oluşturan yasalar;
O Tüm öğretilerin temeli. ..
Kabala: "Sınırsız"a Yolculuk / Ahmet Akıncı

1. Basım: Nisan 2005, Dharma Yayınları

Yayıncı: Namık Kemal Atalay


Editör: Nehir Pamuk
Kapak tasarımı/uygulama: Bekir Akgün

Kitap Matbaası'nda basılmıştır.

Bu kitabın Türkçe yayın hakları


Ahmet Akıncı aracılığıyla
Dharma Yayınları'na aittir.
Yayıncının yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz.
Kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir.

Dharma Yayınları:
Molla Fenari Sokak, 17/2, Cağaloğlu 34410, İstanbul
Tel: (212) 512 81 21 •Faks: (212) 512 50 21
dharma@dharma.com.tr
www.dharma.com.tr
internet satış adresi: www.dharma.com.tr/dukkan

Kütüphane Bilgi Kartı (CiP):


Akıncı, Ahmet
Kabala: Sınırsıza Yolculuk
1. Din 2. Mistisizm 3. Musevi Mistisizmi 4. Kabala
. İsJanbul, Dharma Yayınları, 2005, 352 sayfa
ISBN: 975-8729-74-8
KABALA
" S ınırsız"a Yolculuk

Ahmet Akıncı
İçindekiler

Sunuş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 9 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Önemli Not . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1

1. Kabala . . . . . . ...
. . . . . . . .. . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13
Kabala Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. .. . 13
Kabala Kelimesinin Anlamı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . 14
Kabal-Kbl Kökünün Karş ı lık G elm e/Uygu n O lma Anlamı . .. . 15
Kbl Kökünün "Alma" ya da "Kabul Etme" Anlamı . . . . . . . .. . 17
Eski Ahit- Tanakh . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. .. . 20
Ta/mud . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22
Midrash . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
Zohar . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23
Kabala Ne Kadar Eski ? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. ... 25
Pratik Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... 27
Harfi Kabala- Gematria, Notorikon, Temura . 1 31
Gematria, İbrani Numerolojisi . . . . . . . . . . . . . . . . : . . . . . .
. . . . . • • • • • • • • •

... 34
Sözlü Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . , , . . . ' . . . . . . . . ... 37
Dogmatik Kabala . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. ... 37

2. Kabala'da T-nrı ve Tezahüi''. : . . . . . . . ... . . . . . � . 39 . . . . . . . . .

Kabala 'nı n Temel Kavramı: Denge ' . . . . . . . . . 40 . . . . . . . . . . . ·, .

Negatif ve Pozitif Varoluş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42

3. Hayat Ağacı ve Sephiroth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 49


Hayat Ağacı-S ephirotik Sistem . . . . . . . . . . . 51 . . . . . . . . . . . . . .
4. Yaratılış'ın Mekanları: Alemler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59
Sınırsız lşı k-Ain Soph Aur . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 60
Sı nırsız ışığ ın Büzü lmesi-Tzimtzum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 75
Bağlama-Akudim, No ktalar-Nekud im ve
Bağ lantı-Brudim Alem leri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 80
İlk Çıkış Aıemi-Atzi/uth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . 84
Alemler-Tanrısal Birlik'in Kapalı B ilincinin Dışarıya Açı lması . . . . 99
Alemler B irbiriyle Nas ı l E tkileşir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 08

5. Tanrısal Tecelliler Sephiroth • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 111


.

Taç·Kether . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 114
Bilgelik, H ikmet-Chochmah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 119
Anlayış, Kavrayış, İdrak- Binah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 23
Sevg i-Chesed, Büyü klük, Azamet-Gedulah . . . . . . . . . . . . . . . 1 30
.

Sertli k-Gevurah, Sı nırlama, Adalet, Yargı ·Oin, Korku -Pachad . . 1 33


.

Güzellik- Tiphereth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 35
Zafer, Sonsuzlu k- Netzach . . . . . . . . . . . . . . . . . ·
.
· . . . . . . . . 1 38
.

Görkem-Had . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 39
.

Temel-Yesod . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . 1 41
Krallık-Malchuth . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 43
.

6. T-nrı'nın Adları . . ... .


. . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 53
Ad lar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 54
T-nrı 'nın Ad larının Yaz ılması . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . 1 55
Adlar Nered en G elir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 58
A.T-nrı'nın sephiroth İle İlişki lend iri len On Bir Ku tsal Ad ı . . . . . . . 1 59
IHVH-Tetragrammaton, Havayah . 160 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

AHIH-Eheieh . . . . . . . . . . . . .
163 . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . .

IH-Jah .. .. . . . . .
. . . . . . . . . 165
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

AL-El . . . . . . . . . . . . . . . . . . 166
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

ALH-E/oah . . . . . . . . . .. . . . . 168
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

ALHIM-Elohim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . 169
TzBAVTh-Tzabaoth . .. . . . . . . . 173
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

SHDl-Shaddai . . . . . .
. . . . .. 175
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

ADNl-Adonai . . . . . . . . . . . . 178
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

AHVH-Ahavah . . . . . . .
. . . . . . .
. . . .. 180
. . . . . . . . . . . . . . . . .

AHVl-Ahavai . . . . . . . . . . . . . . . 182
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

B .T- nrı 'nı n Pratik Kabala'da Belirtilen Adla rı . . . 183 . . . . . . . . . . . . .

H, Tek Harfli Ad-Monogrammaton . . 183 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

il ya da IH-İki Adl ı Harf Ad-Digrammaton .. . 184 . . . . . . . . . . . . .

IHVH T-nrı 'nı n Dört Harfli Adı -Tetragrammaton . 184 . . . . . . . . . .

T-nrı 'nın S ekiz Harfli Adı . 185


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

T- nrı 'nı n On İki Harfli Adı . . . . . 185


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

T-nrı 'nı n On Dört Harf li Adı . . . . 185 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

T-nrı 'nı n Yirmi İki Harfli Adı . . . . . 186 . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

T-nrı 'nı n Kırk İki Harfli Adı . . . . 186


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

T- nrı 'nı n Kutsal Yetm iş İki Harfli Adı-Shem Ha Maphoresch 187

7. Ruhun Seviyeleri . . . .
. . . . . . 193
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Yaşam Gücü , Hayva nsal Alt Ruh ya da Nefs-Nephesch . . . . . . 197


Dış Ruh-Ruach . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 198
İç Ruh-Neshamah . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 202
Yaşayan Ruh-Chiah . . .. . . . . . . . . 204. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Tek [Olan] Ruh- Yechidah . . . . . . . 205


. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

8. Melekler Alemi . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 209


. . . . . . . .

Melekl er Kim lerdir? . . . . . . .. . . . . . . . . . ·. . . . . .


. . . . 210
. . . . . .

Başmelekler . .. .. .
. . . .... . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . 216
. . . . . .

Metatron (Methratton) . . . . . . . . . . . . . . . . .. .
. . . . . 218
. . . . . .

Ratziel . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . 223
Tzaphkie/ . .. ... .
. . . ... . . . . . . . . . . . . .. . . .
. . . . 225
. . . . .

Tzadkiel . . . . . .. . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . 227
. . . . . . .

Samael ..
. . ... .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 227 . . . . . .

Michael, Gabriel, Raphael ve Auriel . . . . . . . . . . . . . . 230


. . . . .

Michae/ . . .. . . . . . .. .. .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 231
. . . . . . .
Auriel (Uriel) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 233 . .

Raphael . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 236 . .

Gabriel (Cebrail) . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . 238 . . .

Sandalphon . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . 240 . . .

9. Kabuklar Alemi K/ippoth - . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 245


İlk Çıkış Alemi-Atzi/uth ve Düşüş Kapların Kırılması . . . . . . . . . 245
Klippoth Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 248
Demonlar .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 256
Günlerin Sonu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 259

10. İbrani Harflerinin Sırları . . 261 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Zohal'a Göre İbrani Harfleri . . . . 262 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Aleph (Alef) . . .. . . . 267 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Beth . . . . . . . . 271
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Gimel . . . . . . . .. . 275 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Daleth . . .. . . . . . . . 277
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

He . . . . . . . . . . 279
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Vau . . . .
. . . .. .
. . . . 281
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Zain . ..
. . . .. . . . 284
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Cheth . . . . . . . . . . . . . 287
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Teth . . . .
. . . . ..
. . ..
. 291
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Yod . . . . . . . .. . .
. 293
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Kaph (Kaf) . . . . .. . .. . . 295 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Lamed . . . ..
. . . . . . 298
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Mem . . . . . . . ... . . . . . 301 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Nun . . . . . .. . .. . .. 303 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Samech (Sameh) . . . ... . 306 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Ayin ... . . ... . . .


. . . 309 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..

Pe . . , ......................................... 313
. .

Tzaddi ........................................... 316


Koph . . . . .. . . . . . . 320 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Resh . . . . . . .
. . . . 323 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Shin . . . . . .
. . . . .. . 326 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Tau . . . . . . .
. . . . 328 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sonsöz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 331
Sözlükçe . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 333
Kaynakça . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . 348
Ahmet Akıncı
1963 yılında İstanbul' da doğdu.
İ.T.Ü Kimya Fakültesi mezunudur.
S unuş

Krin sembolizminin içinde kaybolur. Ne okuduğunu, nerede ol­


abala zordur. Karmaşıktır. İnsan bazen üzerinde çalışırken de­

duğunu, üzerinde çalıştığı şeyin ne olduğunu unutur. Öyle olur ki


insan bazen bir cümlesini anlamak ya da sembolizmine erişmek için
onu defalarca yeniden okur. Anlamak için günlerce araştırması, yal­
nızca bir cümlesi için birkaç kitap karıştırması gerekir. Sonra ani­
den, okuduğu bir kelime ya da kısa bir cümle birden zihninde bir
ışık yakar. Birden anlamadığı her şey birbiri sıra çözülmeye başlar.
Kişi o an hiçbir şey anlamadan okuduğu onca şeyin, bugüne kadar
çok az kişinin sırrına erişebildiği gizemler olduğunun farkına varır.
Hiç üşenmeden geri döner ve o sayfalarca yazıyı ya da kitabı tekrar
okur. Anlamadığı o şeylerin şimdi ona büyük bir heyecan verdiğini
hissetmiştir. Okudukça, daha önce farkına varmadığı bazı gerçekle­
ri şimdi kavramaya başladığını büyük bir keyifle görür. Yaşamı bo­
yunca çeşitli nedenlerle üzerinde hiç düşünmeden bir kenara bırak­
tığı bazı evrensel kavramları, bu kavramlara ait gerçekleri artık his­
setmeye, öğrenmeye başladığını fark eder. Okuma arzusu giderek
artar. Haftada bazen bir kitap bitmeye başlamıştır. Sonra birden her
şeyin nasıl, neden yaratıldığının ve yaratılmış olan bu mükemmel
sistemin heyecan verici sırlarının gizemine vakıf olmaya başladığı­
nı büyük bir şaşkınlıkla hisseder. En çarpıcı olanı ise öğrendikçe
içinde hissetmeye başladığı bir bağın varlığıdır. İşte bu inanılmaz
bir deneyimdir. Bağın varlığı öyle bir duygudur ki kişi tam olarak
ne olduğunu anlayamaz ama onun varlığını şiddetle hisseder. Kişi­
yi sarmalayan, yaşantısının tamamında onunla olan ve sonsuza ka­
dar da onunla olacak olan bir şey ile olan bir bağdır bu. Orada bir

9
K A B A L A : " S IN I R S I Z " A Y O L C U L U K

yerlerde var olan gizemli bir şey! Bilinemeyen, tanımlanamayan,


gücü sonsuz. Öğrendikçe bu şeyin varlığı içinde giderek güçlenir.
Ve bir gün kişi, "Bu inanılmaz!" der: "Onu hissediyorum! Gerçek­
ten varmış! Ve ben O'nu kendi başıma buldum. Kimsenin yardımı
olmadan." O'nu hissetmeye başladıkça içinde bir mutluluk dalgası
yayılmaya başlar. Birden sonsuz gibi görünen bu alemde yalnız ol­
madığının farkına varmıştır. Kabala'yı çalıştıkça fark eder ki sade­
ce kendisi değil etrafındaki canlı, cansız yaratılmış, var edilmiş her
şey bunun bir parçasıdır. Her şey! Sadece fiziksel değil aynca ruh­
sal da olan her şey. Artık dünyaya başka bir pencereden bakmaya
başladığını, bambaşka biri 'olduğunu görür. Etrafındaki olaylara,
canlılara, diğer insanlara ve tüm evrene başka gözlerle bakar. Bu
sonsuz ve mükemmel sistemin bir parçası olmak harika bir şey di­
ye düşünür. Giderek artan bir heyecanla okumaya, öğrenmeye üze­
rinde çalışmaya devam eder. . . Ne zamana kadar mı?
Bunu henüz kimse bilmiyor.
Öğrenin! Tüm yaşam bilgidir. Bilgi ise kavrayıştan, idrakten do­
ğar. Kavrayış ise bilgelikten. Ve bilgelik içinde bilgi, inanç, irade ve
hazzı taşır.
Bilgelik nereden mi doğar? Tüm nedenlerin nedeninden . . . O!
Adı Kutlu Olsun!

10
O nemli Not

Kbasılı Adlarının tahrif edilmesi, bir adın sahibinin özünü orta­


abala geleneğinde Yaratıcı 'nın Adlarının yanlış yazılması ya da

ya koyduğu inanışına bağlı olarak yasaktır. Bu nedenle Kabala ge­


leneğinde, Yaratıcı 'nın Adlarının Latince harflerle yazılışı kasıtlı
olarak değiştirilir. Bu kitapta da aynı yol izlenecektir. Bu gelenek
doğrultusunda Yaratıcı'nın bu kitapta yer alan Adlarının Latin harf­
lerle, gerçek ve Kabala'da kullanılan değiştirilmiş yazılışları aşağı­
da verilmektedir. Adlar kitabın tüm bölümlerinde telaffuz edildiği
haliyle değil değiştirilmiş halleriyle yazılacaktır. Aynı doğrultuda
Y üce Varlığın Türkçe Adı da "T-nrı" biçiminde yer alacaktır.

Adın Kabala'da
Latince Gerç ek Değiştirilmiş
Yazılışı Hecelemesi Telaffuzu Yazılışı
IHVH yod-he-vau-he Bilinmiyor Havayah,
Tetragrammaton
AHIH aleph-he-yod-he Eheieh Ekyeh
AL aleph-lamed El Kel
ALH aleph-lamed-he Eloah Elokah
ALHIM aleph-lamed-he-yod-mem Elohim Elokim
TzBAVTh Tzaddi-beth-vau-tau Tzabaoth Tzevakot
SHDI shin-he-daleth-yod Shaddai Shakai
ADNI aleph-daleth-nun-yod Adonai Adnut
AHVH aleph-he-vau-vau-he Ahavah Akvah
AHVI aleph-he-vau-yod Ahavay Ehevi

11
1
KABALA

Eğer o meşhur sorunun yanıtını öğrenmek istersen....


Ve eğer kalbinle dinlersen, eminim Kabala'yı öğrenmek
konusunda duyduğun tüm şüpheler hiçbir iz bırakmadan
kaybolacak... Bu dünyaya doğan herkes tarafından sorulan
biraz acı ama son derece açık ve net bir sorunun:
Nedir hayatın anlamı?
Rabbi Yehudah Ashlag,
Talmud, Eser Sephiroth

Kabala Nedir?

• nsanlığı çağlar boyu derinden etkileyen bir öğreti olarak Kaba­


I la'nın ne olduğuna geçmeden önce Kabala kelimesinin yazılışı ile
ilgili küçük bir konuyu aydınlatmakta yarar olacaktır. Öğreti ile yü-.
zeysel olarak ilgilenen bir kişinin bile hemen fark edebileceği gibi
literatürde bu kelimenin telaffuzuna ait pek çok değişik yazılış bu­
lunmaktadır. Bu yazılışlardan en çok kullanılan üçü ise Kabbalah,
Qabalah ve Cabbalalı'tır. Bunların dışında ise Cabala, Qaballah,
Qabala, Kaballah vs. ve Türkçe'de ise Kabala vb. çeşitli yazılışlar
da zaman içinde kullanılmış ve halen de kullanılmaktadır. Tek bir
kelimenin bu kadar değişik şekilde yazılmasının nedeni, İbrani al­
fabesinde kullanılan bazı harflerin Latin alfabesinde birden fazla

13
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O LC U L U K

karşılığı olması ve bu nedenle de aynı İbranice harfin Latince kar­


şılığının "k", "q" hatta bazen "c" olarak yazılabilmesidir. Bu neden­
le bazı yazarlar kelimenin bir yazılışını tercih ederken diğerleri baş­
ka bir biçimini tercih edebilir. Hatta bazısı "q" ve "k" harflerini ay­
nı metnin içinde karıştırır ve yazının bir yerinde Kabala kelimesini
kullanırken bir başka yerinde Qlippoth1 diyebilir. Halen bu konuda
tam bir uzlaşma olmamakla birlikte son zamanlarda modem İbrani­
ce sözlüklerin koph (kot) harfinin karşılığı olarak Latince "k" har­
fini göstermeleri, gerçek yazılışın Kabala olduğu yönündeki eğilimi
arttırmıştır. Genel olarak bu yüzyılda basılan ve Yahudi olmayan
yazarlara ait, öğretinin özellikle pratik yanı ile ilgili çeşitli kitaplar­
da Qiıbalah yazılışına rastlarız. Yahudi basımları ise oldukça uni­
fonn bir biçimde Kabba/ah yazılışını yeğlerler. Bir genelleme yap­
mak gerekirse, İbrani kaynaklar Kabbalah, bu öğretinin rituel ve
pratik yanının en büyük uygulayıcısı olan Altın Şafak Hennetik Ce­
miyeti1 (Golden Dawn) Qabalah ve Hıristiyan kabalistler ise Cab­
balalı yazışını tercih ederler diyebiliriz. Bu kitapta ise kelimenin
yazım kolaylığı bakımından kelimenin Türkçe kullanımı olan Ka­
bala yazılışı tercih edilmiştir.

Kabala Kelimesinin Anlamı

Kde, çok geniş bir aralıkta ifşa edilen ve gizli bir biçimde nesil­
abala (KBLH, koph-beth-lamed-he) kelimesi İbrani geleneğin­

den nesile aktarılan mistik düşünceye ve pratiğe ait standart bir te­
rim haline gelmiştir. Bu terimin yaygın kullanımı ise yaklaşık 800
yıl kadar geriye gitmektedir. Bu tarihten önce Judaizm'in mistik öğ­
retileri başka isimlerle anılıyordu. Sözlü Torah'ın (Tevrat) mistik

1 Kabuklar Alemi. (Bkz. bölüm 9)


2 1888 yılında Londra'da Dr. W.W.Wescott ve S.L.MacGregor Mathers tarafın­
dan, insanlığın felsefik, ruhsal ve psişik evrimi için kurulan, pratik uygulama­
lara ve daha ziyade büyüye yönelik (hermetik) bir kardeşlik cemiyeti (Golden
Dawn resmi sitesinden www.hermeticgoldendawn.org)

14
KABALA

yorumu olarak değerlendirebileceğimiz Talmud'da bu öğretilere ait


şu isimleri buluyoruz: Sitrei Torah-Torah'ın Sırlan, Ta'amei Torah­
Toralı'ın Sebepleri, Ma'ase/ı Bereslıitlı-Yaratılış* Üzerine Çalışma­
lar, Ma'aselı Merkavah-Araba ya da Taht Üzerine Çalışmalar. Tal­
mud sonrası kaynaklarda ise bu ezoterik geleneğe ait şu çalışmala­
rı görüyoruz: Clıochmah Penimit-İçsel Bilgelik, Chochmah
Ha' Emeth-Gerçeğin Bilgeliği, Chochmah Nesthorah-Gizli Olanın
Bilgeliği, Sod-Gizem.
Kabala terimi her yerde kullanılan, genel "anlamıyla "Alınmış
Gelenek" olarak tercüme edilebilir. Bu bağlamda Kabala, yıllar bo­
yunca kuşaktan kuşağa geçirilmiş mistik bir bilginin ve geleneğin
sürekliliğini aktarır. Bu mistik bilginin aktarımı ise hiç şüphesiz
doğrudan Kabala kelimesinin anlamına odaklanır. Ama Kabala'nın
en genel olarak kullanılan bu "alış/kabul ediş" kavramından başka,
onun İbranice kbl (kaba/ ya da kabel, koph-beth-lamed) köküyle
ilişkili diğer başka anlamları da bulunur. Öğretinin özüne inmek is­
tersek bunları dikkatlice incelememiz gerekir. Gerçekte Kabala'nın
İbranice kökü olan kbl-kabal kelimesi Eski Ahit;te çeşitli anlamlar­
da olmak üzere tam on beş yerde görünür (Bu rakamın içine Arami­
ce bölümlerdeki kbl kökünü taşıyan kelimeler dahil değildir.) Eski
Ahit'in üç bölümünün her birinde (Torah, Peygamberler ve Yazma­
lar) kbl kökü farklı anlamlara gelir. Buna göre Kabal-kbl kökü Eski
Ahit'te; Torah'ta (iki yerde) "karşılık", Peygamberler'de (iki yerde)
"zıtlık", Yazıtlar'da ise (on bir yerde) "alma/kabul etme" anlamın­
da kullanılır. Bunları kısaca incelemek gerekirse:

Kabal-Kbl Kökünün Karşılık Gelme/Uygun Olma Anlamı: Yu­


karıda da belirttiğimiz gibi her ne kadar İbranice kabal-kbl kökü Es­
ki Ahit'te toplam on beş kere geçiyorsa da, Torah'ta sadece She­
moth-Çıkış Kitabı'nda olmak üzere iki yerde görünmektedir. Keli-

• T-nrı'nın yarattıklarını tümü. Yaratılış kelimesi yaratılmış olan şeylerin tümünü


ortaya koyar ve isimdir. Var edilmiş olan olan her şey anlamına. (İng. Creati­
on)

15
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y O L C U LU K

menin geçtiği iki ayn ayet ise taşınabilir bir çadırın üzerinde asılı
işlemeli bir örtü ile ilgilidir. Söz konusu çadır çok önemli bir kaba­
listik semboldür. İsrailoğullan'nın çölde geçirdikleri uzun yıllar sü­
resince kullandıkları bir ibadet yeridir ve "Toplantı Çadın" olarak
bilinir. Bahsedilen işlemeli örtü iki uzun kumaştan oluşur ve bu ku­
maşlardan her biri, bir ucundan diğer ucuna kadar elli düğüm içerir.
Kumaşlar uçlarından, düğümleri altın tokalarla tutturmak sureti ile
birbirine bağlanır. Torah bu düğümleri makbilot- "birbirine karşılık
gelen" olarak tanımlar ve böylece kabal-kbl kökünün ilk görünüşü­
nü ortaya koyar. Örtü ile ilgili olarak T-nn'nın Musa'ya emrettiği
ilk ayet şöyle der: "Bir perde için elli düğüm yapacaksın... Ve onun
karşısında yer alan perde için de elli düğüm yapacaksın!.. Düğüm­
lerden her biri diğerine (kız kardeşine doğru bakan bir kız gibi) kar­
şılık gelecek (uygun olacak, kbl kökünden)!"
I

Musa'nın bu ayrıntıyı gerçekleştirmesini anlatan ikinci ayet ise


şöyledir: "Ve Musa bir perdede elli düğüm yaptı .. :Ve karşısındaki
ikinci perdede de elli düğüm yaptı ... Düğümlerden her biri diğerine
karşılık geliyordu (uygundu, kbl kökünden)"
Böylece görüyoruz ki Torah'ta kabal-kbl kökünün orijinal anla­
mı, "birbirine uygun olma" ya da "karşılık gelme" ve "tamamlama"
ya da "bütünleme" kavramlarını belirtir. Torah'ta herhangi bir keli­
menin kökünün ilk görünüşünün, onun kavramsal kökenini (ya da
kabalistik terimlerle söylersek "tacını") belirttiğini bu şekilde orta­
ya koymak, bize Kabala kelimesinin diğer yan anlamlarını da anla­
ma ve onun neden İbrani mistik geleneği olduğunu kavrama konu­
sunda ışık tutacaktır.
T-nn ile İsrail arasında (kabalistik açıdan ise T-nn ile İnsanlık
arasında) bir toplantı tentesi olan Çadır pek çok simetrik motifi ve
"birbirine karşılık gelen" ya da "birbirine uygun" elemanı bir arada
içerir. Bunlardan en önemlisi ise içte Kutsalların Kutsalı adı verilen
bölümde yer alan Ahit Sandığı'nın üzerinde işlenmiş olan iki altın
cherubim'dir.* Onların tasarımını ve yerleşimini dikte ettirirken T-

• İnsan başlı melekler. Tek. cherub, çoğ. Cherubim

16
K A B ALA

nrı Musa'ya şöyle der: " ...ve onların yüzleri, her biri diğerine baka­
cak biçimde ... " (erkek kardeşine doğru bakan bir erkek gibi, karşı­
lıklı gelecek biçimde). Her ne kadar kabal-kbl kökü burada İbrani­
ce yazıda görünmüyorsa da, Targum'un1 Aramice tefsirinde bulun­
maktadır.
"Erkek kardeşine doğru bakan bir erkek gibi" terimi cherubim 'in
erkek olduğunu belirtir gibi görünse de (cherubim kelimesinin teki­
li olan cherub gramer olarak da bir eril isimdir. Deyim erkek biçim­
de okunmalıdır) rabbinik kaynaklar onları (hayat arkadaşları sembo­
lündeki gibi) T-nrı ile İnsanlık ilişkisinde olduğu gibi, erkek ve dişi
olarak tasvir ederler. Kabala Toplantı Çadın'nın kendisinin de aslın­
da bir evlilik çadırını temsil ettiğini öğretir. Yani T-nrı'nın sevgili
halkı ile söyleşeceği bir yeri. Bu söyleşi Çıkış Kitabı'nın da söyledi­
ği gibi, "Ahit Sandığı'nın üzerinde bulunan cherubim'in arasından
çıkan mesajlar biçiminde" gerçekleşir. Aynı Toplantı Çadırı gibi,
Ahit Sandığı'nın da boyutları, malzemesi, oranları, üzerinde yer alan
Merhamet Koltuğu ve cherubim'in tasarımı gibi tüm özellikleri T-nrı
(IHVH) tarafından [dolaylı olarak] Musa'ya tek tek tanımlanmış ve
uygulattınlmıştır. Burada bu ayrıntılara girmeyeceğiz.

Kbl Kökünün "Alma" ya da "Kabul Etme" Anlamı: Eski Ahit'in


son bölümünde (Yazıtlar) kabal-kbl kökü en önemli ve büyük anla­
mına ulaşır. Bu bölümde tam on bir yerde görünür ve her zaman
"alma/kabul etme" anlamındadır. Kelimenin bu anlamına ait ilk
ayet ise Meseller Kitabı'nda karşımıza çıkar: "Fikirleri duy ve tali­
mat al! Böylece işin sonunda bilge olabilirsin."
Ayette görünen "duy!" ve "al!" talimatları arasında görünen

ba lantı Kabala'da duyma duyusu ile ilişkilendirilen ve Tanrısal
Işık'ın dişil yansıması olan Binah2 yani Anlayış kavramının önemi­
ni kastetmektedir. Anlayış ve duyma kavramları arasındaki ilişki
Kabala'da anlayışın, içsel tefekkür yolu ile, gerçek olanı gerçek ol-

1 Eski Ahit'in Aramice tercümeleri ya da açıklamaları.


2 Hayat Ağacında Anlayış, Kavrayış, İdrak sephira'sı. Bkz.Sephiroth

17
K A B A L A: " S I N ! R S I Z " A YO L C U L U K

mayandan ayırt etmeye yardım etmesinde oynadığı rol üzerinden


tarif edilir. Bu işlem de aynı duyma işleminde olduğu gibi belli bir
duyarlılık gerektirir. Duyma kavramı öğretide her zaman dişil yan
ile ilişkilendirilir. Çünkü duyma bir alma, özümleme işlemidir ve
bu da dişil tarafın temel özelliği ve durumudur. Bunlar kabalistik
düşünce tarafından aktarılan, çözümü zor ve çoğu zaman da anlaşıl­
ması güç Tanrısal gerçekleri kavramak için gereken niteliklerdir.
Kabala terimini talimat alma kavramına bağlayan ve Meseller' den
alınan yukarıdaki ayet, kişiyi daha üst seviyede bir bilgeliği alma
konusunda etkileyen ve buna teşvik eden önemli bir karakter özel­
liğine karşılık gelir. Hasidik* kaynaklarda egonun üstesinden gelin­
mesi olarak tanımlanan ve Torah tarafından insanlığa aktarılan, "T­
nrı 'nın buyruklarının ya da talimatlarının isteyerek kabul edilmesi"
kavramı, Tanrısal Bilgeliği içeren bir "kap" olabilme yolunda önce­
den sahip olunması gereken mutlak bir kavramdır. Ayette vurgula­
nan duyma ve kabul etme kavramlarının amacı ise kişinin kendi so­
nuna geldiğinde bilge olabilmesidir. "Sonun bilgeliği" ise Günlerin
Sonu'na yaklaşıldıkça daha da artarak açığa çıkmakta olan, Kaba­
la'nın gizli bilgeliğinin karşılığıdır.
Kabala'nın yolu olarak adlandırabileceğimiz kabalistik öğrenme
ve yükselme sistemi, ilerleyen bölümlerde de göreceğimiz Hayat
Ağacı ya da sephiroth modeline uyarlanmış biçimde Şekil-1 'deki
gibi resmedilebilir:

• Chassidut. Judaizm'in içinde Rabbi Yisrael Ba'al Shem Tav (BeShT) tarafın­
dan oluşturulan öğreti. Amacı, Yahudi halkının Torah yardımı ile kendi iç bo­
yutunun farkına varmasını sağlamak ve böylece Mesihin gelmesinin yolunu
açmaktı.

18
Yol

/'1 f',
I Bilgi \
\ '
\ I
' /

Şekil 1 -

19
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Kabala temelde Torah'ın ezoterik boyutu olarak tanımlanır. O


halde öğreti hakkında daha geniş açıklama yapmadan önce Torah'ın
kabalistik açıdan ne ifade ettiğini de kısaca açıklayalım. Çünkü bu
açıdan bakıldığında bilinen anlamından biraz farklıdır. Öncelikle
Eski Ahit ve bölümlerini çok kısaca açıklayarak başlayalım.

Eski Ahit-Tanakh: Eski Ahit temelde T-nn'nın (IHVH) Yahudi hal­


kına öğretilerini içerir. Eski Ahit'te Ha Shem* Yahudi halkına bu
dünyada nasıl yaşamaları gerektiğini öğretir. Bu nedenle Eski Ahit
pek çok emir (mitzvah) içerir ve bunlar T-nn 'nın (IHVH) doğrudan
emirleri olarak büyük bir titizlikle uygulanır. Eski Ahit aynca pek
çok özlü hikaye de içerir. Bu hikayeler gerçek olup tarih ile ve T-nn
ile olan ilişkilerle ilgili bilgi veren yazılardır. Eski Ahit kısaca aşa­
ğıdaki bölümlerden oluşur:
!.Yazılı Torah (Tevrat)-Torah Shebiksav: Bu kısım, Eski Ahit'in
Musa'ya Sina Dağı'nda doğrudan T-nn (IHVH) tarafından vahye­
dilen ve "yazıya geçirilen" kısmıdır. Beş kitaptan oluşur ve bu ne­
denle Pentateuch (Beş Kitap) olarak da anılır. Her bir kitap bir Chu­
mash adını alır. Bu beş kitap şunlardır: Tekvin-Bereshith (Genesis),
Çıkış-Shemoth (Exodus), Levililer-Vayikra (Leviticus), Sayılar-Ba­
midbar (Numbers), Tesniye-Devarim (Deutoronomy).
2. Peygamberler-Nevi im: Peygamberler T-nrı 'nın buyruklarını
'

alabilen kutsal kişilerdir. Bu kitaplar vahiy yolu ile Ha Shem'in


peygamberlere aktardıklarının bazılarının kayıtlarını oluştururlar.
Bunlar aşağıdaki kitaplardır: Josh�a-Yehoshua , Yargıçlar-Shaftim,
Samuel-Shmuel (iki kitap), Krallar-Melachim (iki kitap), Jeremiah­
Yirmiyahu, Ezekiel-Yechezkel, lsaiah-Yeshayahu, Trey Asar-On iki
(Hoshaia, Joel, Amos, Ovadiah, Jonah, Michah, Nachum, Chabak­
kuk, Tzephaniah, Chaggai, Zçıchariah, Malachi)

* Kelime anlamı olarak "Ad" demektir. Kabala'da T-nrı'nın IHVH Adının telaffuzu
yasak olduğundan onun yerine saygı belirtmek için kullanılır.

20
KABALA

3. Yazıtlar-Kesuvim: Bu kitaplar ise yine T-nrı'nın (IHVHJ Kıla­


vuzluğunda yazılmış olmakla birlikte doğrudan peygamberler ara­
cılığıyla yazılmamışlardır. Bunlar: Mezmurlar-Tehil/im (Davut),
Meseller-Mishlei (Süleyman), Eyüp-lyov (Eyüp), Neşideler Neşi­
desi-Shir Ha Shirim, Merhamet-Ruth, Mersiyeler-Eichah, Vaazlar­
Koheleth, Esther, Daniel, Ezra ve Nechemiah, Kayıtlar-Divrei Ha
Yomim (iki kitap) olarak bilinirler. Shir Ha Shirim, Ruth, Eichah,
Koheleth ve Eshter kitapları ayrıca Megi/los olarak da adlandırılır­
lar.
Buna göre Yazılı Torah beş, Peygamberler-Nevi im sekiz ve Ya­
'

zıtlar-Kesuvim on bir olmak üzere hepsi birlikte Eski Ahit'in yirmi


dört kitabını oluştururlar. Bu yüzden bu üç kısım (Torah, Nevi' im,
ve Kesuvim) sık sık TNKh (Tanakh) akronimi ile de anılır.
Kabalistik açıdan baktığımızda ise Torah 'ı yukarıdaki tanımdan
farklı olarak başlıca iki biçimde tanımlamak doğru olur: 1 . Bir kıs­
mı Yahudi halkına yazılı olarak aktarılan Tanrısal öğretinin ve bil­
geliğin tümüdür. Yazılı Torah, Tanakh'ı oluşturan yirmi dört kutsal
yazıtın ilk beş kitabı ile eş anlamlıyken Sözlü Torah, sadece Mu­
sa'ya sözlü olarak aktarılan ancak daha sonra zaman içinde Talmud,
Midrash ve Zohar biçiminde yazıya geçirilen öğretilerden oluşur. 2.
İnsan ile iletişim kurduğu biçimi ile T-nrı'nın (IHVH) iradesi ve bil­
geliğidir. Buna göre Torah Yaratılış'tan önce var edilmiş ve T-nrı
Torah'ı, alemi yaratırken Kendisinin mükemmel tasarlanmış bir
planı olarak kullanmıştır.
Özetle Torah'ın klasik anlamı ile kabalistik anlamı arasındaki
farka değinecek olursak şu sonuca varabiliriz:
"Torah dendiğinde klasik anlamda Musa'nın beş kitabı ya da da­
ha geniş bir açıyla bakarsak bu beş kitap üzerine inşa edilmiş tam
dinsel yapı anlaşılır. Kabalistik açıdan ise Toralı kelimesi, Yaratı­
lış 'm ruhsal tasarımının tamamına karşılık gelir."
Kabala'da Torah bir denize benzetilir. Simgesi sudur. Çünkü o
en yüksek ruhsal kaynaklardan en düşük ruhsal seviyelere hatta
onun da altında bulunan fiziksel aleme kadar ilham verebilmek için

21
K A B A L A : " S I N I R S IZ " A Y O L C U L U K

bir su gibi akar. Kabala'ya göre Torah T-nrı'nm Bilgeliğinden çıkar


ve ileride de göreceğimiz gibi bu seviye Yaratılışın Günleri'nin* de
üzerindedir. Kabala'da Torah'ın Yaratılış'ın yedi gününden iki
"gün" önce yaratıldığı ifade edilir. Burada sembolizme dikkat et­
mek gerek. Günler, bildiğimiz takvim günleri değil sembolik zaman
kavramlarıdır. T-nrı (IHVH) Torah öğretilerini bir tür formda
Adem'e (Adam) iletmiş ve o da daha sonra bunları kuşaktan kuşa­
ğa aktarmıştır. İşte bu form Kabala'dır. Mamafih Torah insanlığa
"resmen" Sina Dağı'nda İÖ 1 3 1 3 ve onu izleyen kırk yıl boyunca
Musa'nın aracılığı ile aktarılmıştır. Kabala'ya göre Torah insanlığa
iki bölüm halinde verilmiştir: Yazılı Torah ve Sözlü Torah. Yazılı
Torah orijinal olarak Musa'nm beş kitabından oluşur. Sözlü Torah
ise daha sonra, Musa başta olmak üzere sayıları bilinmeyen bilge­
ler tarafından, içerdiği yasaların açıklanabilmesi için Musa'nın beş
kitabı ile birlikte çalışılmıştır. Bu malzeme daha sonra sözlü To­
rah'ın bilgeleri tarafından Talmud, Midrash ve Zohar yazıtları ola­
rak yazıya geçirilmiştir. Temelde sözlü bir biçimde aktarılan bir öğ­
reti olan Kabala'nın çok önemli yazılı eserleri olan bu yazıtlara kı­
saca bir bakalım.

Talmud: Talmud sözlü Torah'ın büyük kısmından alıntıdır. Daha zi­


yade vaaza yönelik ve hatta açıkça mistik materyal içerir. Talmud
esas olarak Mishnah (tekerrür) ve Gemara (tamamlama) bölümle­
rinden oluşur. Mishnah kanunların temel özetidir (her biri bir mish­
nah olarak bilinir) ve birkaç yüzyıl boyunca Kutsal Topraklar ve
Babil'deki akademilerde işlenmiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan
materyal ise Gemara adını alır. Dolayısıyla iki Talmud vardır: Kut­
sal Topraklarda yazılmış olanı Jerusalem Talmud'u-Talmud Yerus­
halmi olarak bilinir ve 3. yüzyılda tamamlanmıştır. Talmud'un daha
yaygın olan şekli (daha yoğun ve üzerinde analiz yapması daha ko­
lay olan) ise Talmud Bavli Babil Talmud'u olarak bilinir ve altıncı
-

* Torah'ta, T-nrı'nın ruhsal ve fiziksel alemleri yaratırken izlediği sırayı gösteren


·

sembolik zaman kavramları . ,

22
K A B A LA

yüzyılda tamamlanmıştır. Talmud altı bölümden oluşur. Her bir bö­


lüm bir sıra-seder olarak adlandırılır ve her sıra ise risale-mesech­
tos denilen birkaç kitap içerir. Söz konusu altı sıra-sedarim ise şun­
lardır: 1 . Zera' im-Tohumlar. Bu bölüm tarım ile ilgili yasalardan
oluşur. Ayrıca dua ve kutsamalarla ilgili konulardan da bahseder.
Zera' im on bir risale içerir. 2. Mo' ed-Mevsim. Bu bölüm haftanın
son günü.:shabbath ve tatillerden-yom tov bahseder. Mo' ed on iki ri­
sale-mesechtos içerir. 3. Nashim-Kadınlar. Evlilik ve boşanmanın
yasaiarından bahseder. Nashim yedi mesechtos içerir. 4. Nezikin­
Zararlar. Bu bölüm toplumsal yasalardan bahseder (hırsızlık, zarar­
lar vs.). Aynı zamanda etik değerlerden bahseden yazılar da içerir.
Nezikin on mesechtos'tan oluşur. 5. Kedoshim Kutsal Şeyler. Bu
-

bölüm fedakarlıklardan bahseder ve on bir mesechtos içerir. 6. To­


horos-Safhk, Arınmışlık. Ritüel yani törensel arınmışlıktan bahse­
der. Tohoros on iki mesechtos içerir.

Midras/ı: Midrash ise sözlü Torah'ın Talmud dan sonra ikinci ana
'

kısmıdır. Biblikal (Kutsal Kitap'a ait) yazıların törensel ve vaaza


yönelik linguistik analizini içerir. Midrash yüzyıllar boyunca (2 İ.S.
ve 8 İ.S. arası) özellikle Kutsal Topraklarda yazılan çeşitli eserlerin
· külliyatıdır. Vaaz� yönelik midrashik malzemenin ana koleksiyonu
ise Rabbah-Görkemli serileri olarak bilinir ve bunlar Musa'nın beş
kitabını ve beş yazmayı kapsar. Diğer önemli koleksiyonlar, Mid­
rash Tanchuma, Midrash Tehilim, Pirkei d' Rabbi Eliezer ve Tana
d'vei 'Eliah ıı ' dur. Bu eserlerden sonra yazılan birkaç koleksiyon eli­
mize orijinal haliyle kalmıştır. Bunlar Midrash Ha Gadol ve Ya/kut
Shimoni dir. Bunlara ek olarak pek çok daha küçük midrash bulu­
'

nur. Bunlardan bazıları Otzar Ha Midrashim koleksiyonunda mev­


cuttur. T örensel, ya da rituel Midrash ise Mechilta, Sifra ve Sifrei
eserleridir.

Zohar: Kabalistik açıdan üzerinde en çok durulması gereken yazıt


olan Sepher Ha Zohar (İhtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı) Kaba-

23
K A B A L A: " S INI R S I Z " A Y O L C U L U K

la'nın temel kitabıdır ve tarih boyunca üzerinde en fazla spekülas­


yon yapılan eserlerden biridir. Kutsal T-nn'nın (Ain Soph*) tezahü­
ründen başlayarak tüm Yaratılış'ı kademe kademe bizim sonlu fi­
ziksel evrenimize kadar açıklar. Bunun yanında, geldiğimiz sonsuz
kaynağa geri dönebilmemiz için bu dünyada yapmamız gerekenle­
ri ve Yaratılış'a ve insan ruhuna ait pek çok sım son derece ağır bir
sembolizmle anlatır. Zohar aynca Torah'ın ezoterik bir yorumunu
da içerir ve Torah'ı Bereshith-Tekvin'den başlamak üzere ayet ayet
yorumlar. İlk Zohar Aramice yazılmıştır ve çok sayıda ciltten olu­
şan dev bir eserdir. Aramice yazılmasının sebebi ise [meleklerin in­
sanoğluna açıklanmasını istemedikleri pek çok sım açıkladığından]
bu dilin melekler tarafından konuşulamayan, anlaşılamayan (Gab­
riel hariç) tek dil olmasıdır. Kabalistler arasında Zohar şu sözlerle
tanımlanır: "Kutsal Torah'tan önce . . . Ve Kutsal Kur'an'dan önce ...
Abraham'ın kitabı Zohar vardı. O, Kabala'nın Kutsal Kitabı'dır.
Dünyanın uzun süredir unutulmuş olan ruhsal bilgeliğidir... O bir
ruhsal Işık kitabıdır.. . Bir gerçek kitabı, bir barış kitabı ... Zohar ka­
ranlığın içine yakılmış bir mumdur."
Kabalistlere göre Zohar insanları birbirinden ayıran tüm dinsel,
dilsel ve fiziksel farklılıkların ötesine geçer. Onun yerine hepimizi
birleştiren tek ortak bağın üzerinde yoğunlaşır- "insan ruhunun".
Ağır sembolizminden kaynaklanan karmaşık yapısı nedeni ile Ka­
bala öğretisine dışarıdan bakan kişiler tarafından bir düzmece kitap
olarak nitelendirilirken, bazıları tarafından da bir ölümlü tarafından
yazılması mümkün olmayan ve ancak ruhsal destek alınması halin­
de yazılabilecek muhteşem bir eser olarak değerlendirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ileriki bölümlerde Torah, Tev­
rat ya da Pentateuch deyimleri Musa'ya ait olan ilk beş kitabı ve
Kutsal Kitap deyimi ise Torah'a ek olarak Tesniye'den sonraki di­
ğer bölümleri de içeren ve tamamını kapsayan Tanakh-Eski Ahit'i
belirtecektir.

• Sınırsız Olan. Bkz. T-nrı ve Tezahür

24
Kabala Ne Kadar Eski?

slında tamamen sözlü bir öğreti olan Kabala'nın kaynağını ger­


Açekte kimse bilmez. Bu nedenle kaynağı konusunda söylenen
tüm şeylere şüphe ile yaklaşmak gerekir. Kabala kaynağı kesin ola­
rak bilinmeyen, son derece gizemli ve tarih boyunca üzerinde ina­
nılmaz bir yoğunlukta çalışılmış ve tüm insanlık tarihini derinden
etkilemiş, temelde sözlü bir öğretidir. Aslında öğreti terimi ile sınır­
lamak ona haksızlık etmek olur. Çünkü o ileride de göreceğimiz gi­
bi, T-nn'yı, Varoluşu, İnsanı ve diğer varlıkların Varoluş içinde al­
dıkları yeri açıklamaya çalışan, muazzam bir bilgi, inanç ve felsefe
sistemidir. Çoğu kişinin düşündüğü gibi onu sadece bir felsefe ola­
rak görmek de ona haksızlık etmek anlamına gelir aslında. Çünkü
Kabala her şeyin başlangıcında inancın, bilginin ve bilgeliğin, bir­
likte Yaratılış'ın temelini oluşturduğunu kesin bir biçimde vurgular.
İleride de göreceğimiz gibi, Ain Soph-Sınırsız T-nn 'nın ilk sonlu te­
zahürü olan Taç-Kether yani "Yaratılış'ın Tacı'nın" üç başından bi­
ri inançtır. Ve yine Yaratılış'ın en yüksek üçlüsü olarak nitelendire­
ceğimiz "Taç-Bilgelik-Kavrayış" (Kether-Chochmah-Binah) üçlü­
sünde yine inancı, bilgiyi ve kavrayışı birlikte göreceğiz. Bu du­
rumda rahatlıkla: "Kabala inancı, bilgiyi (dolayısıyla bilimi) ve fel­
sefeyi bir arada içermektedir" diyebiliriz. Sonuç olarak Kabala hak­
kında şu sonuca varabiliriz: "Kabala Sınırsız T-nrı'ya inancı, Yara­
tıhş'ın temel amacı olan O'nun bilgeliğine (dolayısıyla O'na) giden
yolda, en önemli unsurlardan biri hatta birincisi olarak ortaya koyan
bir inanç, bilgi ve düşilnce sistemidir."
Yukarıda da belirttiğimiz gibi doğuşu konusunda kesin bir kay­
nak olmamakla birlikte kabalistik olarak nitelendirilen en eski yazı­
lı dökümanlar 1 İ.S. civarlarına aittir. Bununla birlikte Kabala'nın
en eski biçimlerini oluşturan vahiy olgusunun çok daha eski sözlü
geleneklere dayandığı konusunda görüşler de vardır. Yirminci yüz­
yılın en önemli kabalistlerinden Gershom Scholem Kabala'nın kay­
nağının ancak 12. yüzyıl civarına kadar yazılı olarak izlenebildiği

25
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

sonucuna vannıştır. Kabala kelimesinin orijini ise "Sephirothik Te­


zahür" kavramını da (ileride açıklanacak) ilk ortaya atan kişi olan
Ama İshak'a (Isaac the Blind, 1 1 60-1236 İ.S.) dayandırılır.
Yukarıdaki bilgilere ek olarak; Kabala'nın doğuşu ve gelişimi,
takipçileri tarafından şöyle açıklanır:1 "Kabala başlangıçta T-nrı ta­
rafından Cennet'te bir teosofi okulu oluşturan seçkin bir melek gru­
buna öğretilmişti. Adem ve Havva'nın Cennet'ten kovulmasından
sonra, insanların tekrar eski asalet ve mutluluklarına kavuşabilme­
leri için melekler bu öğretiyi dünyanın bu itaatsız çocuklarına sabır­
la öğretmişlerdi. Bu öğreti Adam'dan (Adem) Noah'a (Nuh) ve son­
radan T-nrının dostu Abraham 'a (İbrahim) aktarılmıştı. Abraham,
Mısır'da sırların bir kısmının açığa çıkmasına izin verdi. Böylece
Mısırlılar bilginin bir kısmına sahip olup, bunları diğer doğu ülke­
lerinin felsefi sistemlerine aktarabildiler. Mısır bilgeliğinin tamamı­
na vakıf olan Musa ise doğduğu bu ülkede Kabala'ya lnisiye olmuş­
tu ve çölde inzivaya çekildiği kırk yıllık süre içinde bütün vaktini
ayınnasına ek olarak bir melekten (Metathron2) aldığı derslerle de
bu konudaki melekelerini iyice geliştinnişti. Bu öğreti sayesinde bu
kanun koyucusu, savaşlar ve halkının bitmeyen çileleri boyunca İs­
railoğulları 'nın yönetiminde ortaya çıkan tüm zorlukları çözümle­
yebilmişti. Bu gizli doktrinin ilkelerini şifreli bir şekilde Torah' ın
ilk dört kitabına yerleştirdi, ancak beşinci Tesniye kitabına ekleme­
�i. Musa ayrıca yetmiş kıdemlilerini de bu doktrinin sırlarına inisi­
ye etti ve onlar da kişiden kişiye onu aktardılar. Kuşaktan kuşağa
aktarılışı sırasında Davut ve Süleyman Kabala'ya en derin inisiye
olanlardandı. Ancak kimse onu ikinci mabedin yıkılışı sırasında ya­
şayan Rabbi Schimeon Ben Jochai'ye dek yazıya dökmeye cesaret
edemedi. Jochai'nin ölümünden sonra ise oğlu Rabbi Eleazar, sek­
reteri Rabbi Abba ve müritleri O'nun yazmalarını derlediler ve Ka­
balizm 'in bilgi hazinesi İhtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı Zohar or­
taya çıktı."

1 Kabbalah Unveiled, MacGregor Matthers, 1970.


2 Metathron ya da Methratton. Kabalistik öğretide Başmeleklerin başı. Bkz.
Başmelekler.

26
KABALA

Her yönüyle gizemci ve mistik bir öğreti olan Kabala'nın özün­


de Y üce T-nn'nın melekleri aracılığı ile Musa'ya aktardığı Torah'ın.
"yazılı olmayan özünü" içerdiği belirtilir. Temelinde Torah'a daya­
lı olmasına karşın Yahudilikten farkı; "Yahudiliğin temel ilkesinin
Musa'nın yasalarına uymak olmasına karşılık Kabala'nın T-nn ile
insan arasında doğrudan bir bağ kurmaya çalışan ezoterik bir sistem
olmasıdır."
Kabala öğretisi genel anlamda şu dört başlık altında toplanabi­
lir: 1 . Pratik Kabala-Kabbalah Ma' asit, 2. Harfi Kabala, 3. Sözlü
Kabala, 4. Doğmatik Kabala.

Pratik Kabala

ratik Kabala-Kabbalah Ma' asith öğretinin pratiğe ve büyüye


P(majiye) yönelik olan kısmıdır ve Kabala'nın bilgisini doğal
olaylan, gerçek durumları ve gerçek olaylan doğrudan etkilemek
için kullanır. Bu bazen, ruhsal güçleri çağırmak ve onlara Tanrısal
Adlar 'ın rituel büyüsü ya da bu adların (ya da melek adlarının) özel
hazırlanmış amuletler (muska) üzerine yazılması gibi bazı teknikler
yoluyla, gerçekliğin içinde kumanda etmeyi de kapsar. Kabala'ya
göre Kabbalah Ma' asit-Pratik Kabala'nın hem iyi hem de kötü
amaçlarla kullanılması mümkün olduğundan yalnızca en kutsal ve
'
sorumluluk sahibi bireyler tarafından yapılabilir. Yaratılış 'ın yaran
ve T-nrı'nın Yaratılış'taki en yüce arzusunun idrak edilmesinin hız­
landırılması dışında hiçbir amaçla yapılamaz. Öğretileri bugün ka­
balistik doktrinin temelini oluşturan Ari* öğrencilerini Kabala'nın
pratik sanatlarını uygulamaktan kesinlikle men eder (amulet yaz­
mak dışında). Çünkü o bu pratiğin, ondan önce yapılması gereken
rituel saflaştırma olmadan uygulanmasına kesinlikle karşıdır. Bu
saflaştırma işlemi, kişinin kendisini rituelin olumsuz etkilerinden
korumasını sağlayan bir işlemdir. Kutsal Tapınağın henüz ayakta

• Rabbi lsaac Luria.

27
K A B A L A : " SıNıR s ı Z " A Y O L C U L U K

olduğu ve yeryüzünde peygamberlerin yürüdüğü çağlarda Pratik


. Kabala ile uğraşan kişinin, Kızıl Düve'nin küllerini kullanmak yo­
lu ile kendini ölümle yüzleşmekten doğan safsızlıklardan arındır­
ması mümkündü:*
"Ve IHVH Muşa ve Harun'a konuştu: Bu IHVH'ın emrettiği Ya­
sa'nın hükmüdür. Bunu /srael'in çocuklarına söyle! Sana kızıl bir
düve getirecekler . . . Özürsüz ve lekesiz olacak ve hiç boyunduruk
görmemiş olacak. Onu rahip Eleazar'a vereceksin! Kampın dışında
ve rahibin olduğu yerde kesilecek. Sonra rahip Eleazar kanının bi­
razını parmağının ucuna alacak ve bu kanı yedi kere Toplantı Çadı­
rı 'nın girişine doğru serpecek. Düve onun olduğu yerde yakılmalı;
postu, eti, kanı ve dışkısı da yakılmalı . .. Sonra [rahip] giysisini yı­
kamalı ve bedenini suda temizlemeli. Bundan sonra kampa geri gi­
debilir, yine de sabaha kadar temizlenmemiş (arınmamış) olarak ka­
lacak. Düveyi yakan kişi de elbiselerini yıkamalı ve bedenini suda
temizlemeli ve o da yine de akşama kadar kirli (arınmamış) kala­
cak. Düvenin küllerini toplayan adam da ritüel olarak temiz olmalı
[bedenen arınmış]. Onları kampın dışında, temiz bir yerde tutacak.
Küller Israel'in çocuklarının arınma suyu yapmak amacıyla tören­
sel kullanımı için saklanmalı. O, günah için bir kurbandır [günah­
karların üzerine onları günahtan arındırmak için serpilecek]. Düve­
nin küllerini toplayan adanı elbiselerini de yıkamalı ve yine de ak­
şama kadar kirli kalacak" (Sayılar 1 9: 1 -1 0)
Mamafih günümüzde ne Kutsal Tapınak kalmıştır ne de Kızıl
Düve. Bu nedenle artık pratik Kabala'nın gerektirdiği arındırma iş­
lemlerini yapabilme olanağı kalmamıştır. Pratik Kabala sanatları,
arınmamış ve saf olmayan bir kişi tarafından yapılmaya çalışıldı­
ğında ruhsal ve fiziksel olarak son derece yıkıcıdır. Hem yapan ve
hem de işin içinde olan tüm kişiler için. Bu nedenle Ari'nin bu ya­
sağı Pratik Kabala uygulamalarını, Tapınağın yeniden inşa edilme-

* Boyunduruk görmemiş kızıl bir düvenin kurban edilip kanının ve yakılarak kül­
lerinin arındırma için kullanılmasına dayanan bir rituel. IHVH tarafından Musa
ve Harun'a doğrudan dikte ettirilmiştir.

28
KABALA

si ve gereken saflığın yeniden kazanılmasına kadar ertelemiştir. Ta­


pınak uygulamaları Kabala'nın pratik yanının ana çerçevesini oluş­
turur. Pratik geleneğin başlıca dinsel töreni, T-nrı 'nın Kutsal ve Te­
mel Adı olan IHVH'in (gerçek telaffuzu bilinmediğinden Tetrag­
rammaton ya da IHVH harflerinin bir permutasyonu olarak Hava­
yah şeklinde söylenir ve "varoluş" anlamına gelir) telaffuzu ile ya­
pılır ve Y üksek Rahip tarafından Yom Kippur'da1 gerçekleştirilen
Tapınak uygulamasının esasını oluşturur. Pratik geleneğin diğer uy­
gulamaları gibi T-nrı'nın Kutsal Adlarının gerçek telaffuzları ve bü­
yüsü de kuşaktan kuşağa geçirilmiştir. İkinci Tapınak döneminin
sonunda Adların hak etmeyenler tarafından yanlış kullanımının kor­
kusu ile bilgeler bunların daha fazla ifşa edilmemesine karar ver­
mişler ve hatta bu amaçla tapınak töreni sırasında kullanılması ge­
reken Adı bir şarkının içine gizlemişlerdir. Tapınağın yıkılmasıyla
da Adların telaffuzları unutulup gitmiştir. T-nrı'nın Adlarının gerçek
telaffuzunun saklanması ile bilgeler, Ari gibi pratik uygulamalara
karşı çıkan kabalistlere bir örnek oluşturmuşlardır.
Kabalist bilgelerin en önemlilerinden biri olan Ba' al Shem Tov2
da artık günümüzde Pratik Kabala'ya gerek kalmadığını öğretir.
Ona göre alem hızla Messianik çağa3 yaklaşmakta ve yüksek bir po-

1 Yahudi yılının en kutsal günü. Yahudi takviminin 7. ayının 1 0. günüdür. Vayik­


ra 23:26 da belirtilir. Oruç tutmak, günahları itiraf etmek ve onlardan duyulan
pişmanlığı dile getirerek geçirilir.
2 Ba'al Shem Tov, Hasidik öğretinin kurucusu olan Rabbi Yisrael ben Eliezer'e
(1 698-1 760) verilen isimdir. Anlamı, "[f-nrı'nın] Güzel isminin (Ahavah) efen­
disi". Ahavah sayısal karşılığı 1 7 dir. Bu sayı aynı zamanda tav-güzel kelime­
sinin de karşılığıdır.
3 Kabala'da Mesihin gelişi kavramı insanlığın dünyada varoluş amacının tam
olarak idrak edilmesini simgeler ve tüm yaratıkların en yüksek potansiyelleri­
ni icra edecekleri bir barış ve armoni çağını gösterir. Buna göre ilk aşamada,
bildiğimiz anlamda bir fiziksel gerçeklik olacaktır. Teknolojik gelişmenin etkile­
ri altında olmakla birlikte Mesihin generasyonu korku, sevgi ya da büyük bir
acı ile de olsa T·nrı'yı seçerek bir kutsallık derecesine erişecektir. Dolayısı ile
Mesih denen kişi bir generasyonu alacak ve onu yeniden şekillendirecek
değildir. Sadece çoktan başlamış olan ruhsal bir bağlılığı yansıtacak ve tem­
sil edecektir.

29
K A B A L A: " S IN I R S I Z " A Y O L C U L U K

tansiyel bilinç seviyesine ulaşmaktadır. Baal Shem Tov'a göre de ar­


tık pratik uygulamalara ve mucizelere gerek yoktur. Tov mucizeler
yerine, yaşadığımız jenerasyonda var olan saf ve kutsal ruh ve bi­
linç seviyelerine sahip gerçek erdemlilere kendimizi bağlamak yo­
luyla, ruhlarımızda var olan enerjinin sonsuz kaynaklarına ulaşabi­
leceğimizi öğretir.
Bunun dışında Zohar da büyünün.kötü ve yasak olduğunu yazar.
Zohar'a göre büyü sol tarafın 1 işidit. Hem yapan ve hem de tüm
alem için büyük riskler taşır. Ain Soph-Sınırsız Olanın Adlarının
hangi nedenle olursa olsun kullanımı ve kötü amaçlarla telaffuzu
Kabala'da yasaklanmıştır. Zohar'a göre Musa bile Mısırlı rahipleri
yenebilmek ya da İsrail oğullarını Kızıl Deniz' den geçirebilmek için
Kabala'nın bu pratik uygulamasını ancak "T-nrı'nın izni ve iradesi
ile" kullanabilmiştir. O'na verilen ve gizemli güçlere sahip olduğu
söylenen ünlü asası bile, Musa'nın onu kendi isteği doğrultusunda
kullanmak istediği anda bir yılana dönüşmüş ve gücünü yitirmiştir.
Söz konusu olayda T-nrı susuzluktan zor durumda olan Musa'ya su
çıkarmak için bir taşa konuşmasını ister. Ama Musa uygunsuz bir
öfke ve inanç eksikliği ile taşa asasıyla birkaç defa vurur (Bamid­
bar-Sayılar, 20:7-1 3). Bu nedenle asasının güçleri kendisinden alın­
dığı gibi Kutsal Topraklar 'da ölmesine de izin verilmez.
Burada aslında mucize ile büyü kavramlarını birbirinden ayır­
mak için kısa bir açıklama yapmak yerinde olur. Büyü ile mucize­
nin arasındaki fark her ikisinin değişik alemlerde işlemesinden kay­
naklanır. Kabala'ya göre mucize Cennet'in iradesidir ve Yaratılış'ın
kabalistik dört aleminin ikincisi olan Briah'ın2 "eterik" seviyesin­
den kaynaklanır. Büyü ise insan iradesinin, daha alt bir alem olan
Yetıirah'ın3 "psikolojik" seviyesinde gerçekleştirdiği bir uygulama­
dır. Alemler konusuna ileride ayrıntılı olarak değineceğiz. Kaba­
la'ya göre gelecekte Mesih'in gelişi ve Tapınağın inşası ile birlikte
1 Sağ ve sol Kabala'da sık kullanılan sembollerdir. Sağ taraf her zaman mer-
hamet ve iyiyi, sol taraf ise sertliği ve kötüyü temsil eder.
2 Yaratılış Alemi. Yaratışılın dört aleminin ikincisi. Bkz. alemler.
3 Şekillenme Alemi. Yaratılışın dört aleminin üçüncüsü. Bkz. alemler.

30
KABALA

mucizevi irade "doğaya" ve ezoterik irade ise "ortak bilgiye" dönü­


şecektir. İnsanlık daha sonra hem beden hem de ruh olarak saflaşa­
cak ve T-nn 'nın telaffuz edilemez Adı da (IHVH) bizim doğal bi­
lincimizin ayrılmaz bir parçası olacaktır.

Harfi Kabala
Gematria, Notorikon, Temura

arfi Kabala üç ana bölümde incelenebilir. Bunlar İbranice'de


H Gematria (GMTRIA), Notorikon (NVTRIKVN) ve Temura
(ThMVRH) adlarını alırlar.
Gematria Arapça'daki ebced sisteminin karşılığıdır. İbrani alfa­
besinde de Arap alfabesinde olduğu gibi sayılar için kullanılan ayrı
işaretler yoktur. Bunun yerine her harfin bir sayısal karşılığı vardır.
İşte w İbrani harflerinin, kelimelerinin ve deyişlerinin sayısal karşı­
lıklarının kullanılması yolu ile birbiri ile ilişkili kavranılan açıkla­
yabilme ve bu yöntem ile kelimelere anlamlar yükleme yöntemidir.
Buna kısa bir örnek vermek gerekirse: İbrani'ce Sh-shin harfi sayı­
sal olarak üç yüz (300) değerini taşır. Aynı zamanda Ruach Elokim
(RVCh ALHIM) yani "Elokim' in* Ruhu" deyişindeki harflerin sa­
yısal değerlerinin toplamı da aynı değere eşittir ve dolayısıyla shin
harfi Elokim 'in ruhunun bir simgesidir (R=200, V=6, Ch=8, A= l ,
L=30, H=5, I= I O, M=40 ve toplamları 300). Aynı biçimde başme­
lek Metathron (MTTRVN) adının sayısa� değeri olan üç yüz on dört
(3 1 4) ile T-nnnın Adlarından Shakai'nin de (ShDI) sayısal değeri
aynı sayıya eşittir ve dolayısıyla biri diğerini simgelemektedir. Aşa­
ğıda İbrani harfleri ve onların sayısal değerlerini ve anlamlarını gö­
rüyoruz:

* T-nrı'nın Kutsal Adlarından biri. Orijinal yazıl ışı kitabı n başında belirtildiği gibi
ortadaki "k" harfi yerine "h" harfi iledir. Ancak T-nrı 'nın Adlarından biri olduğu
için değiştirilerek yazılır.

31
İbrani ve
Keldani Adların Ses ya da
Harf Adları Manaları G üç Sayısal Değerleri

� Aleph Öküz a (yumuşak 1 (Binler hep


nefesle)
.:J Beth Ev b, bh (v) 2 daha büyük bir
� Gime/ Deve g (sert) , gh 3 harfle gösterilir.
i Dafeth Kapı d, dh (düz th) 4 Dolayısıyla,
;ı He Pencere h (sert nefesle) 5 diğer harflere
ı Vau Çivi V, U , 6 kıyasla büyük
T Zayin Silah, Kılıç z, dz 7 bir Aleph'in
ii Cheth Çit h, ç (eh) 8 değeri 1 OOOO'dir)
(g ırtlaktan)
� Teth yılan t (kuwetli) 9
� Yod El i, y 10
� son= l Caph Avuç k, kh 20 son = 500
t..
r · Lamed Öküz 1 30
üvendiresi
� son= C Mem Su m 40 son = 600
J son= j Nun Balık n 50 son = 700
O Samekh Destek s 60
JJ Ayin Göz o , a, ng 70
(g ırtlaktan)
D son= =) Pe Ağız p, f (ph) 80 son = 800
� son= i' Tzaddi Balık ts, tz, j 90 son = 900
kancası
""I
, .... Ooph Başın arkası q, qh (g ırtlaktan) 1 00 (son harflerin
ı Resh Baş 200 sayısı her
tV Shin Diş ş (sh), s 300 zaman yüksek
n Tau Haç işareti th, t 400 gösterilmez

İbrani Alfabesi ve Harflere Karşılık gelen Sayısal Değerleri

32
KABALA

Notorikon ise Latince'de kısaltma anlamına gelen notarius keli­


mesinden türemiştir. İki şekli vardır. Birincisinde bir kelimenin her
bir harfi başka bir kelimenin baş harfi olarak alınır ve bu kelimenin
harflerinden bir cümle elde edilir. Buna bir örnek olarak Eski Ahit
Tekvin-Bereshith bölümünün ilk kelimesi olan BRAShITh (Beres­
hith) yani "B aşlangıçta" kelimesini alalım. Bu kelimenin harfleri
kullanılarak, "BRAShITh RAH ALHIM ShIQBLV IShRAL
ThVRH", (Bereshith Rahi Elokim Sheyekebelo /srael Torah Baş­ -

langıçta Elokim, lsrael in yasayı kabul edeceğini görmüştü) cümle­


'

si elde edilir. (Kabbalah Unveiled, Mac Gregor Matthers)


İkinci notorikon şekli ise birincisinin tam tersidir. Burada da bir
cümlenin ilk ve son harfleri ya da her ikisi ya da orta harfleri alınır
ve bir kelime ya da kelimeler üretilir. Bu yönteme bir örnek olarak
ChKMh NSThRH (Chokhmah Nesthorah) deyişini verebiliriz. B u
deyiş Kabala için kullanılır v e "gizli bilgelik" demektir. İkinci no­
torikon yöntemi ile bu iki kelimenin baş harflerini (Ch ve N) alır­
sak İbrani'ce "zarafet" anlamına gelen ChN (Chen) kelimesini elde
ederiz.
Temura ise devşirim demektir ve İbrani alfabesindeki harflerin
birbirileri ile yer değiştirmesi esasına dayanır. Burada, bazı kuralla­
ra göre bir harf, alfabetik sırada onu takip eden ya da ondan önce ge­
len başka bir harfin yerine geçer ve bir kelimeden, tamamen farklı
başka bir kelime elde edilir. Bunu yapmak için alfabe tam ortasın­
dan ikiye katlanır ve bir yarısı diğer yarısının üzerine oturtulur ve
sonradan ikinci satırda ilk harfi veya ilk iki harfi değiştirerek yirmi
iki (22) çevirme ortaya çıkar. Bunlara tzirııph-birleşme tablosu deni- ·
lir. Bu konuda pek çok değişik sistem vardır ve bunlardan bazıları
anlaşılması oldukça kolaydır. Bunlardan en çok kullanılan ve kitabı­
mızda da sık sık göreceğimiz At-bash yönteminde İbrani alfabesinin
ilk harfi sonuncu ile, ikinci sondan ikinciyle vs. yer değiştirilir.
Bu üç yöntemden özellikle gematria Kabala' da çok sık kullanı­
lan bir yöntemdir. Bu nedenle onu biraz daha ayrıntılı açıklamakta
yarar olacaktır.

33
Gematria, İbrani Numerolojisi


branice'de sayılar için ayn işaretler bulunmaz. Bunun yerine her
Iharf bir sayısal değer taşır. Gematria da harflerin, kelimelerin ya
da deyişlerin sayısal eş değerlerinin hesaplanması yöntemidir ve
buna dayanarak değişik kavramların birbiriyle ilişkisini kurabilme­
yi ve kelimelerle fikirler arasında bağlantı oluşturabilmeyi sağlar.
Bu tekniğin arkasındaki kabul kriteri ise bu sayısal eş değerliliğin
rastlantısal olmadığıdır. Ruhsal ve fiziksel alemler "T-nn 'nın Sözü"
(Kelam) doğrultusunda yaratıldığına göre her bir harf bir yaratıcı
kuvveti ifade ediyor demektir. Dolayısıyla da farklı iki kelimenin
sayısal eş değerliliği, her birinin yaratıcı potansiyelleri arasında bir
içsel bağlantıyı açığa çıkarır.
Gematria'da harflerin sayısal eş değerini hesaplamanın dört yo­
lu bulunur: 1 .Harfin Mutlak Değeri ile, 2.Harfin Sıra Değeri ile,
3.Harfin İndirgenmiş Değeri ile, 4.Harfin integral (bütünleşik) İn­
dirgenmiş Değeri ile.
Harfin Mutlak Değeri: Bir harfin mutlak değeri aynı zamanda
normatif değeri olarak da bilinir. Burada her harfe, onun kabul edi­
len sayısal eş değeri verilir: Buna göre ilk harf aleph ı , ikinci harf
beth 2 vs. değerlerini alır. Onuncu harf olan yod sayısal olarak 1 0
değerine v e onu izleyen harfler sırayla 20, 30, 40, 5 0 değerlerine
eşit olurlar. Koph harfi 1 00 ve son harf tau ise 400 olur. Harflerin
sayısal değerlerine ait tabloyu daha önce yukarıda vermiştik. Keli­
me sonlarında farklı olarak gösterilen beş harf olan son kaph, son
nıenı, son nun, son pe ve son tzadik (kaplı sophieth, menı sophieth
v.s.) harfleri de kelime sonlarında kullanıldıklarında, bazen harfin
standart değerini bazen de 500, 600, 700, 800, 900 değerlerini alır­
lar. Bunun dışında İbrani alfabesi tam bir döngü oluştumr. Son tza­
dik 900 değerindedir ve dolayısıyla tekrar başa dönüldüğünde aleph
bu sefer I 000 değerini alır. Gerçekten de İbranice' de aleph harfi ile
"bin" ( 1 000) anlamına gelen ele/ için aynı tel affuz kullamrlır.

34
KABALA

Harfin Sıra Değeri: Harflerin sıra değerlerinde, her bir harfe


birden yirmi ikiye kadar bulunduğu sıra değeri verilir. Örneğin,
aleph 1 , beth 2, ... ,kaph 1 1 , .. ,tau 22 olur. Farklı yazılan kelime sonu
harflerden, son kaph 23, son mem 24, . .. , son tzadik 27 değerlerini
alırlar.
Harfin İndirgenmiş Değeri: Harfin indirgenmiş değerinde
(matematiksel terminolojide mod 9) her harf tek rakamlı bir şekle
indirgenir. Buna bir örnek vermek gerekirse, aleph (1), yod ( 1 0),
koph ( 1 00) hepsi 1 sayısal değerini alırlar. Aynı biçimde beth (2),
caph (20), ve resh (200) hepsi iki (2) sayısal değerini alırlar vs. Do­
layısı ile bu yönteme göre harfler yirmi iki yerine sadece dokuz sa­
yısal eş değer taşırlar. Hem sıra hem de indirgenmiş değer olarak
kelime sonunda değişen beş harf zaman zaman değişen değerler
alır. Mesela son nun bazen 14 bazen 25 olur. Benzer olarak indir­
genmiş değeri de bazen 5 bazen de 7 olabilir.
Harfin İntegral (Bütünleşik) İndirgenmiş Değeri: Bu yön­
temde ise bir "kelimenin" toplam sayısal değeri bir rakama indirge­
nir. Eğer sayıların toplamı 9 değerini aşarsa toplamın tam sayı de­
ğeri tekrar toplanarak tek basamaklı bir değer elde edilene kadar iş­
lem devam eder. Burada değerin mutlak, sıra ya da indirgenmiş ol­
duğuna bakılmaksızın aynı değere ulaşılır. Bazen kelimelere bir ka­
deme daha sayısal değer verilir. Burada harfler sayısal değer almak­
la kalmazlar onlar ayrıca komple kelimeler olarak dikkate alınırlar.
Bu durumda ana kelimeyi heceleyen harfler onun içinde "hamiley­
miş" gibi düşünülürler. Buna mi/ui-dolgu adı verilir (Çoğ. miluinı).
Bir örnek vennek gerekirse; C-Jıen (ChN) kelimesi iki harften olu­
şur (cheth ve nun). Cheth harfi ise kendi içinde: clıetlı, yod, tau ola­
rak hecelenir (Clı-1-Tlı) ve sayısal olarak dört yüz on sekiz ( 4 1 8) de­
ğerine eşittir. Nıın ise nwı-vau-nuıı olarak hecelenir (N-V-N) ve sa­
yısal olarak yüz altı (106) değerine eşittir. Dolayısıyla chen kelime­
si milui 'si ile beş yüz yiımi dört (524) değerine eşit olur.
Bu kavrama göre bazı harflerin birden fazla mil1ti içerebildikle­
rini söylememiz gerekir. Örnek vermek gerekirse H-he harfi HI-he-

35
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

yod, HH-he-he ya da HA-he-aleph olarak hecelenebilir ve sırası ile


on beş ( 1 5) , on ( 1 0) ya da altı (6) sayısal değerinde olabilir. Şunu
belirtmek gerekir ki bu değişik hesaplamalar saf ve katıksız mate­
matiksel egzersizler değildir. Ama her sayısal eş değer daha ziyade,
Tannsa] etkinin değişik bir yanını ya da boyutunu ortaya koyar. En
klasik ve çok bilinen miluim ise Tanrısal Ad IHVH (yod-he-vau-he)
ile ilgili olandır. Burada harflerin kendi gematriası 26 değerindedir.
Mamafih V-vau ve H-he h arflerinin nasıl hecelendiklerine bağlı
olarak milui ile değişik biçimler ortaya çıkabilir. Aşağıda IHVH
Adının Kabala'da başlıca miluim'ini görebiliriz:

Havayah 72 Havayah 63 Havayah 45 Havayah 52

yod yod-vau-daleth 20 yod-vau-daleth 20 yod-vau-daleth 20 yod-vau-daleth 20


he he- yod 15 he-yod · 15 he-a/eph 6 he-he 1O
vau vau-yod- vau 22 vau-a/eph-vau 13 vau-aleph-vau
1 3 vau-vav 12
he He- yod 15 he-yod 15 he-aleph 6 he-he 10
Toplam milui 72 Toplam milui 63 Toplam mifui 4 5 Toplam mifui 52

Bu dört toplam 72, 63", 45 ve 52 T-nn Adı IHVH harflerine (ve


on sephiroth'a*) aşağıdaki biçimde karşılık gelirler:

IHVH harfleri IHVH değ eri On Sephlroth


1(yoa) 72 Chochmah Görüş, bilgelik
H (he) 63 Binah Anlayış
V (vau) 45 Ch.esed-Yesod Duygusal nitelikler
H (He) 52 Malchuth Krallık

• Tekili sephirah. Sephirah bir tanrısal enerji ya da yaşam gücü kanalıdır. T-nrı
Yaratılış ile sephiroth boyunca etkileşir. Bu tanıma göre sephiroth T-nrı'nın
"nitelikleri" ya da "sıfatları" olarak adlandırılır. Bkz. Tanrısal Tecelliler.

36
KABALA

Sözlü Kabala

Sözlü Kabala öğretinin hiç bir zaman yazıya dökülmeyen ve takip­


çileri arasında ancak sözlü aktarılan kısmıdır. Bu konuda yazılabi­
lecek, bilinen daha fazla bir şey yoktur. Rabbi Schimeon Ben Joc­
hai tarafından yazılan İhtişam kitabı Zohar' a kadar Kabala'nın hiç
bir kısmı yazıya dökülmemişti.

Dogmatik Kabala

Dogmatik Kabala, esas olarak sözlü aktarılan bu öğretinin yazıya


dökülmüş doktrinlerini içerir. Bu konuda farklı tarihlerde yazılmış
çok sayıda eser bulunmaktadır. Bunlardan en temel olanları ise (her
biri Yaratılı ş'ın ileride göreceğimiz alemlerinden birine karşılık gel-
. mek üzere) şunlardır: Zohar-İhtişam kitabı ya da Işığın Kitabı ve
doktrini, Sepher Sephiroth-Tecelliler Kitabı, Sepher Yetzirah-Şekil­
lenme Kitabı ve Asch Metzareph-Arındırıcı Ateş. Bu eserlerin içe­
riği ile ilgili kısaca bir bilgi vennek gerekirse:
1. Zohar- İhtişam Kitabı ya da Işığın Kitabı. Aşağıdaki eserleri
içennektedir:
a. Siphra Dtzenioutha-Örtülü Gizem Kitabı. Zohar'ın açılış ki­
tabıdır. Yaratılış 'ın dört aleminin ilki olan İlk Çıkış-Atziluth A le­
mi 'ne ait bir çalışmadır. S/ıemoth-Çıkış Kitabı 'nın içine yerleştiril­
miş beş bölümden oluşur. Yaratılış'ın sırları, insan ruhu, ruh ve
madde arasındaki ilişkilerden bahseder.
b. Idra Rabba Qadislıa-Büyük Kutsal Meclis. Örtülü Gizem Ki­
tabı 'nın devamıdır. Rabbi Simeon Ben Jochai'nin, Torah 'ın sırları­
nı refakatçilerine anlattığı kismı içerir.
c. /dra Zuta Qadisha-Küçük Kutsal Meclis. ldra Rabba'ya bir
ilave özelliğini taşır. Bu üç kitap yaratıcı Tanrısal Varlık'ın ve bera­
berinde Yaratılış 'ın kademeli gelişmesini anlatmaktadır.

37
KABALA: "SJNJRSIZ"A YOLCULUK

d. Beth Elokim-Elokim' in Evi. Ruhani bir eserdir. Melekler, if­


ritler, elemental varlıklar* ve ruhlar üzerine yazılmıştır.
e. Ruhların Devirleri. Söyleşi şeklinde özgün bir konudur
2. Sepher Sephiroth-Tecelliler Kitabı. Tanrısal Varlık'ın kademeli
olarak negatif varoluştan pozitif varoluşuna evrimini anlatmaktadır.
İkinci alem olan Briah-Yaratılış A lemi 'ne aittir.
3. Sepher Yetziralı-Şekillenme Kitabı. Yaratılış'ın dört kabalistik
aleminden üçüncüsü olan Yetzirah-Şekillenme Alemi'ne ayrılmış
bir eserdir. Tanrısal Bilgelik'in "Otuz İki Yolunu" oluşturan on ra­
kam (sephiroth) ve İbrani alfabesinin yirmi iki haıfıne dayanan ev­
rensel bir kozmolojiyi açıklamaktadır.
4. Asclı Metzareph-Arındırıcı Ateş. Kabalistik alemlerin dördün­
cüsü ve en düşüğü olan Asiah-Hareket A lemi 'ne aittir. Varlığı çok
az kişi tarafından bilinir. Son derece karmaşık bir yazıttır. Çok az
kişi tarafından anlaşılır.
Yukarıda bahsedilen bilgilerin ışığında Dogmatik Kabala'nın
sonuç olarak aşağıdaki konular üzerine yoğunlaştığını görüyoruz:

a) İlahi Varlık-Ain Soph ve Nitelikleri-Sephiroth.


b) Evren bilimi (Kozmoloji).
c) Meleklerin ve insanların yaratılışı (A lemler).
d) İnsanlık ve meleklerin kaderi.
e) İnsan ruhunun içeriği.
f) Melekler, iblisler ve elemental varlıkların içeriği.
g) İnsanlığa tebliğ edilen yasaların önemi.
h) Sayıların Tanrısal sembolizmi.
i) İbrani harflerinin sırlan.
j) Denge.

• Ateş, Hava, Su, Toprak olmak üzere maddesel alemin dört elementi ile sem­
bolize edilen, doğaya ait, şekillenebilen ruhsal varlıklar.

38
2
KABALA' DA
T- N R I v e T E Z A H Ü R*

T-nrı, T-nrı' dır...


O' nunla karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur...
T-nrı, T-nrı' dır. .. O, O' dur...

V abal� 'da, her şeyi yaratan Yüce T-nrı Ain olarak adl andırılır.
� in Ibranice'de "Hiç" anlamına gelir. Kabala öğretisinde T-nn
tüm Varoluşun ötesinde olarak kabul edilir ve buna göre O (Ain) ne
aşağıdadır ne yukarıda, ne hareketlidir ne de sabit. O "hiçbir yerde­
dir". T-nrı Mutlak Hiçliktir.
Fizikse� ve ruhsal evrenleri (ya da alemleri) yaratan Ain Hiçbir-

Şey Kabala' da sıfır olarak kabul edilir. Kabala 'ya göre başlangıçta
sadece O (Ailı) vardı. Oldukça kannaşık olan Ain kavramı insan id­
rakinin, aklının ve düşüncesinin tümüyle ötesindedir. O, bilinen ya
da idrak edilebilen tüm niteliklerin yokluğu olarak açıklanır. Bu
kavram Kabala'da insan aklının ve düşüncesinin ulaşamadığı ve as­
la ulaşamayacağı bir seviyeyi gösterir. o tanımsızdır ve bilinen her

• Bu bölüm S.L. MacGregor Mathers, Kabbalah Unveiled 1970 notlarıyla des­


teklenmiştir.

39
KABALA: " S INIRS IZ"A YOLCULUK

şeyin ötesindedir. Ancak ruhsal ve fiziksel varlığımızı ortaya koyan,


idrak edilebilir bir varoluştan bahsedebilmek için bir şekilde bu son­
suz derecede soyut kavramdan yani "Hiçlik" kavramından , somut
fiziksel alemlere yani "Varlık" kavramına bir geçiş olmalıdır. Kaba­
listik öğretiye göre bu amaca yönelik olarak Yaratılış 'ın var olması
ya da tezahür etmesi sırasında "sonsuz derecede soyut olan"
Ain'den "sonsuz derecede somut olan" Ain Soph-Sınırsız Olan teza­
h ür etmiş ve bunu da Ain Soph Aur-Sınırsız Işık izlemiştir. Burada
dikkat edilmesi gereken bunun sadece bir tezahür olduğudur. Bu as­
la bir çoğalma değildir. Ain , Ain Soph, Ain Soph Aur farklı tanrılar
ya da varlıklar değillerdir. Ama idrak edilemez T-nn 'nın (Ain), Ya­
ratılış 'ın var olabileceği ve insanın da bunu idrak edebileceği bir
aşamaya ya da seviyeye doğru tezahürüdür. İşte bu önemli nokta
Kabala'nın temelini oluşturur. "Her Şey Birdir" ve Yaratılış "Bir
Olan"ın çoğalması sonucu değil tezahürü sonucu var edilmiştir. Ka­
bala, Ain Soph 'tan tezahür eden ve başlangıç seviyesine oranla biraz
daha somutlaşmış olmakla birlikte, fiziksel alemlerin var olabilme­
si açısından halfı çok fazla soyut olan Ain Soph Aur-Sınırsız Işığın,
tezahürün devam eden aşamasında bir "merkeze" doğru yoğunlaştı­
ğını ve bu sayede "ilk pozitif fikrin" tezahür ettiğini öğretir. Bu po­
zitif fikir ise Kabala' da Taç-Kether olarak adlandırılır. O, İlk Olan­
dır ve Bir Numaradır. Tanrısal Tezahür'ün devam eden aşamaların­
d a ise bu Birden ( ! ), Ona ( 1 0) kadar olan diğer Sayısal Tecelliler
(Sephiroth) tezahür eder ve böylece sayılar bir ondalık skala oluştu­
rurlar. On sayısı ise Kabala'da Bir'in Sıfır'a dönüşünü temsil eder
ve böylece Tanrısal Tezahür' ün döngüsü tamamlanır.

Kabala'nm Temel Kavramı: Denge

şığın Kitabı Zohar'm ilk bölümü olan ve esas olarak Yaratılış ön­
Icesi Tanrısal Varlık'
Ö
ı ve Tanrısal İlk Çıkış Alemi 'ni anlatan Siph­
ra Dtzenioııtha- rtülü Gizem Kitabı şu sözlerle açılır: "Öı1i.ilü Gi­
zem Kitabı, Dengenin Muvazenesi 'nin kitabıdır."

40
K A B A L A ' D A T- N R I ve TEZAHÜR

Denge ve muvazene Kabala'nın en temel kavramlarındandır.


Çünkü entropiye yani çokluğun ve tüm kapalı sistemlerin (evren)
kararsızlığa olan eğilimlerine karşın, yaratılmış tüm alemler ve her
şey yani tüm Yaratılış, T-nrı 'nın görkemini ortaya koyan mucizevi
ve sonsuz bir denge halindedir. Dengenin muvazenesi (İng. equilib­
rium of balance) ise bu sonsuz dengeyi (ve dolayısıyla T-nrı 'nın
Varlığını) ortaya koyan diğer önemli bir kavramdır. Bu yüzden bu
konuyu biraz açalım.
Buna göre denge kavramı birbirine karşıt ama eşit iki gücü sim­
geler. Nedir bu birbirine eşit ama karşıt güçler? Evrenin ve maddenin
yapısından ruhsal alemlere kadar tüm evrensel, ruhsal, fiziksel, mo­
ral ya da duygusal kavramlar bunun içine girer: Negativite-Pozitivi­
te, Işık-Karanlık, İyilik-Kötülük, Sevgi-Nefret, Sertlik-Merhamet vs.
Muvazene ise bu birbirine eşit karşıtların denkliğinden doğan uyum­
dur. Birbirine zıt ama aynı zamanda eşit güçlerin birbiriyle çatıştığı
ve dolayısıyla hareketin donduğu durgun merkez, orta noktadır ve
kadim sembolizmde "daire içinde nokta" olarak gösterilir.
Siphra Dtzenioutha- Örtülü Gizem Kitabı ilerleyen bölümünde;
"Muvazene negatif olarak var olan bölgede asılı durur" der. Kısacık
ve çok basit gibi görünen bu cümle, her bir kelimesi tek tek ve bü•
yük bir dikkatle incelenmesi gereken son derece ağır bir semboliz­
mi içinde barındırmaktadır. Bu deyişe ait kabalistik açıklama ise şu
biçimde verilebilir: Birbirine zıt ama eşit güçte evrensel kuvvetle­
rin sonsuz ve mükemmel bir muvazenesi durumunda bulunan tüm
Yaratılış "negatif olarak var olan bir yerde" varlığını sürdürüyor de­
mektir. Bu ağır sembolizmin bu basit açıklaması bile insanın aklına
hemen bir cevabı olup olmadığı bile tam olarak söylenemeyecek
derece karmaşık pek çok soru getirebilir: Tüm Yaratılış'ı içeren bu
"yer" acaba neresidir? Bu yerin negatif olarak var olması ne anla­
ma geliyor? vs. Tüm bu soruların yanıtları Kabala' da verilmektedir.
Yukarıdaki bu cümle, üzerinde düşünmeye başlandığında da anlaşı­
labileceği üzere bizi T-nrı kavramına doğru götürmektedir. Ancak
Kabala'da T-nrı kavramını açıklamadan önce negatif ve pozitif va­
roluş kavramlarını biraz tanımlamaya çalışmak yerinde olacaktır.

41
K ABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Negatif ve Pozitif Varoluş

egatif ve pozitif varoluş kavramları bütün bu tartışmanın en


Ncan alıcı noktasını oluşturur. Bu nokta Yaratılış'ın başlangıcı
üzerine olan tartışmada ezoterik (içrek, içe dönük) ve egzoterik
(dinsel, dışa dönük) öğretilerin ayrılma noktasıdır. Kitabımızın içe­
riği Kabala olduğundan egzoterik öğretilerin ya da dinlerin konuya
olan yaklaşımından bahsetmeyeceğiz. Ancak konuya biraz aşina
olan okurlar aradaki farkı hemen algılayacaklardır. Şimdi negatif
varoluş ve pozitif varoluş kavramlarını açıklamaya çalışalım. (Dik­
kat! Bu aşamadan itibaren Yüce T-nrı 'nın Hiçlikten Varlığa ve bi­
zim sonlu fiziksel alemimize doğru tezahürünü yani Yaratılı ş'ı ka­
balistik açıdan açıklamaya başlıyoruz.)
"Negatif varoluş" insana ilk bakışta oldukça garip gelen bir kav­
ramdır. Nedir negatif varoluş? Neden yok oluş değil de negatif va­
roluş? Ya da varsa neden yok anlamını çağrıştıran negatif kelimesi
ile tanımlanmaktadır? Bu soruların cevabı negatif varoluşun son de­
rece belirsiz, tanımlanması mümkün olmayan bir kavram olmasın­
da yatar. Çünkü eğer "açık bir şekilde tanımlanması mümkün olsay­
dı o zaman negatif varoluş olmaktan çıkardı". Bilinen, tanımlanabi­
len somut bir kavram haline dönüşürdü (O zaman da ona pozitif va­
roluş derdik). Bu nedenle Kabala'da Yüce T-nrı 'yı ifade etmek üze­
re kullanılan; Negatif Olarak Var Olan-Ain, Sınırsız Olan-Ailı Soph
ve Sınırsız Işık-Aİlı Soph Aur kavramları insan kavrayışının ötesin­
de kavramlar olarak kabul edilir. _(Bu terimler kitabın ilerleyen bö­
lümlerinde açıklanacaktır.) İnsan bu kavramların üzerinde düşündü­
ğünde ya da onları anlamaya, nasıl kavramlar olduklarını bilmeye
çalıştığında zihninde sadece belli belirsiz soyut bir kavram oluşabi­
lir. Kişi tefekkürün (ya da meditasyonun, derin düşüncenin) en ile­
ri aşamalarında ise zihninde bir türlü somutlaştıramadığı bu kavra­
mın "yani henüz tezahür etmemiş şekli ile" T-nn olarak nitelendire­
bileceği o Bilinmeyen, Sınırsız Olan, Tanımlanamayan ve Adı ko­
mılamayan Mutlak Olan 'ın temel şeklinin böyle olması gerektiğini

42
K A B A L A ' D A T-N R I ve TEZAHÜR

hisseder. O, Mutlak'tır, ancak O 'nu tanımlamak olanaksızdır. Buna


cüret etsek bile O, anlayışımıza ve kavrayışımıza sığmaz. Çünkü ta­
nımlanabildiği anda O, Mutlak olmaktan çıkar. Peki Negatiflik, Sı­
nırsızlık ve Mutlaklık kavranılan, onları tanımlayamadığımıza gö­
re mantıksız kavramlar mıdır? Değillerdir. Çünkü tanımlayabilsey­
dik onları "bilirdik". Böylece onları sınırlandırmış olurduk ve bu
durumda aklımızdan üstün olamazlardı. O zaman da o artık T-nrı
kavramaı olmazdı. Neden? Çünkü bir nesneyi tanımlamak demek
ona bazı sınırlar konması anlamına gelir. Bu da Sınırsız'ı ya da
Mutlak Olan 'ı sınırlandırmak anlamına gelir ki bu olanaksızdır. Do­
layısıyla "negatif olarak var olmak" ya da "negatif varlık" kavramı
kişinin zihninde ancak bir fikir olarak var olabilir; onu tanımlamak
mümkün değildir. Çünkü tanımlamanın doğasına tamamen aykırı­
dır. Yine de hiçlikten varlığa doğru giden Tanrısal Tezahür'ü sürdü­
rebilmek için negatif varoluş ve pozitif varoluş gibi birbirine zıt bu
iki kavram arasında bir bağlantı gerekli olduğundan bu bizi pozitif
varoluşa yakın olmasına karşın yine de açıkça tanımlanamayan
"potansiyel varoluş" diyebileceğimiz bir başka biçime götürür.
Potansiyel varoluş ise olası bir biçimde varoluştur. Kabala'da
çok bilinen bu örneğe göre potansiyel varoluşu, bir tohumun içinde
ondan yeşerecek ağacın gizli olması biçiminde gösterebiliriz. Bura­
da tohumun içinde gizli olan ağaç potansiyel varoluş durumundadır.
Tohumda gözükmemektedir ama yine de vardır. Ancak henüz ta­
nımlanabilir değildir. Potansiyel bu ağacın vereceği sonraki tohum­
ları ve onlardan gelecek ağaçları da düşünürsek bu tanımlamaya gi­
derek daha da uzak olacaktır. Bu durumda potansiyel varoluşa ben- .
zer olmasına rağmen henüz o kademeye erişmemiştir (yani negatif
olarak vardır). Bunun tersine pozitif varoluş tanımlanmaya açık bir
kavramdır. Sınırları vardır, dinamiktir, belirli güçlere sahiptir ve do­
layısıyla negatif varoluşun karşıt kavramını oluşturur. Yani o artık
tohumda gizli olan ağaç değildir. Ağacın kendisidir. Ancak bir başı
ve bir de sonu, sınırları olmakla birlikte yine de dayanak olarak baş­
ka bir biçime ihtiyacı vardır. Çünkü arkasında negatif varoluş olma­
dan dengesiz ve dayanaksızdır.

43
K A B A L A : " S I N IR S IZ " A Y O L C U L U K

Negatif olarak var olan Ain 'den sonraki aşamada tezahür eden ve
pozitif olarak var olan Ain Soph ise Sınırsız Olan (İng. The Limitless
üne) anlamına gelir. Kabala öğretisinde Ain "hiçbir yerde var olan"
Yüce T-nn 'nın Adıyken; Ain Soph, O 'nun tezahürü olan ve "her yer­
de var olan" T-nn 'nın yani tezahür etmiş durumunun Adıdır. Asla
ayn bir varlık değildir. Bu önemli noktaya dikkat etmek gerekir. Ain
Soph var olan ve olmayan her şeyin toplamıdır. O, her yerde var olan
T-nn yani Mutlak Her Şey'dir. Hiçbir sıfat içermez, çünkü sıfatlar
sadece Varoluş içinde tezahür ederler ve Varoluş ise sonludur. O ise
tüm şeyleri doğuran Tanrısal Enerji 'dir. Bu nedenle bir şekil, bir ka­
rakteristik ya da bir irade içermez. Hiçbir harekette bulunmaz. Son­
suz bir sükunet ve denge halindedir. O sadece O 'dur. Var olan tüm
şeyler Sınırsız Olan-Ain Soph 'un sadece bir yansıması, bir tezahürü­
dür. İşte bu noktada Kabala' da T-nn kavramı aniden, kendiliğinden
ve bütün ihtişamı ile ortaya çıkıverir. Ahı-Mutlak Hiçlik, Ain Soph­
Mutlak Varlık ve Ain Soph Aur-Sınırsız Işık kavramlarını bir araya
getirdiğimizde ortaya Yüce T-nn 'nın zihnimizdeki soyut "fikri" çı­
kar. Buna, tanımı demek asla doğru olmaz; sadece bir fikri. Sonsuz
derecede soyut ve tanımsız bir fikir. Tanrısal Tezahür'ün buraya ka­
dar bahsettiğimiz aşamalarını özetleyecek olursak: l Ain-Mutlak
Hiçlik, Neg�tif Olarak Var Olan, 2Ain Soph-Mutlak Varlık, Sınırsız
Olan, 3Ain Soplı Aur-[O'nun] Sınırsız Işık[ı].
Bu durumda O, "Yaratılmış olan her şeyin ve tüm ölümlülerin
idrakinin ötesinde, asla kavranamayan, asla bilinemeyen, Adı konu­
lamayan, hiçbir zaman tanımlanamayan ve asla tanımlanamayacak
olan, Mutlak olandır."
Torah'ta O'nun Varlığının doğasına istinaden karşımıza çıkan
ilk deyiş, AHIR AShR AHIR (Ef...yelı Asher Ekyeh) biçiminde görü­
lür. Bu deyiş çeşitli kaynaklarca; "Ben Ben Olanım.", "Ben Var
. Olanım." ya da "Varoluş Varolu ştur." olarak tercüme edilir. Kaba­
la' da üzerinde çok durulan bu önemli ve temel deyiş T-nrının Adla­
rı kısmında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

44
K A B A L A ' D A T- N R I ve TEZAH Ü R

Kabala'nın sözlü geleneğinde T-nrı 'nın Yaratılış'ı "var etme"


nedeni ise şu ünlü deyiş ile açıklanır:
"T-nrı T-nrı 'yı görmek istedi."
Buna göre var ediliş öncesinde, henüz Yüz' ün Yüz'e bakmadı­
ğı 1 yani T-nrının Kendini henüz Varoluş aynasında görmediği bir
var olmayış yani hiçlik (ain) durumu vardır. Ve tam bir serbest ira­
de hareketi ile Mutlak Hiçlik (Ain), Mutlak Her Şeyi (Ain Saplı) çe­
kip çıkarır ve içinde Varoluş'un aynasının tezahür edebileceği bir
boşluk yaratır. İşte bu çekÜme-tzimtzum2 Kabala' da; "T-nrı 'nın me­
kanı filemdir, ama T-nrı alemin mekanı değildir" deyişinin arkasın­
da var olan harekettir.
Sınırsız Olan-Ain Saplı' a kadar insanın kavrayışının ötesinde
olan Tanrısal hareketin idrak edilebilir aşamaya gelmesi ise Kaba­
la' da şöyle açıklanır: Ain Saplı-Sınırsız Olan'dan tezahür eden, ya­
ratılan bu boşluğun ya da vakumun etrafını saran Ain Saplı Aur-T­
nrı 'nın Sınırsız Işığı, içinden bir ışık ışını (iplikçiği) çıkarır ve bu
ışın çevreden merkeze doğru işler. Bu Tanrısal İrade'nin Işını Kaba­
la' da kav olarak adlandırılır ve on ayrı aşamada tezahür eder. İşte bu
on değişik aşama Kabala'da sephiroth yani Tanrısal Tecelliler ya da
Tanrısal'ın Sıfatları, Nitelikleri adını alır.
Yaratılış 'ın Tanrısal Kaynağı' nın bizim sonlu fiziksel evrenimi­
ze doğru tezahürünü ya da şekillenmesini anlatmaya devam etme­
den önce T-nrı kavramınına ünlü kabalistlerin gözünden bir kez da­
ha bakalım. Aşağıdaki somut örnekler Kabala' nın T-nrı 'ya bakış
açısını yansıtması açısından oldukça yararlıdır. Böylece yukarıda
anlattığımız karmaşık, soyut tanımların somut örneklerini bulma­
mı � mümkün olacaktır:

1 Kabala'da Yaratılış kavramı Tanrının Yansıyan Yüzü ya da Sureti ile sembo­


lize edilir. Dolayısı ile Yüz'ün Yüz'e bakmaması, henüz yaratılmış bir şeyin ol­
madığı bir varoluş öncesi var olmayış durumunu sembolize eder.
2 Bağımsız gerçekliğin yaratılışına yer açabilmek amacı ile T-nrı'nın sonsuz ışı�
ğının büzülüp "çekilmesi". .İlksel büzülme-tzimtzum sonucu, T-nrı'nın varlı­
ğının direkt bilincinden mahrum, "boşaltılmış bir yer" (chala� oluşmuştur.

45
K A B A L A : " S I N ! R S I Z " A Y O LCU L U K

"Dualite yoktur. Sadece O, Ain Soph dışında hiçbir şey yoktur.


Tanrısal'ın Özü tek tek her bir şeyde mevcuttur. O 'nun dışında hiç­
bir şey yoktur. O her şeyin varoluş nedeni olduğundan O olmadan
hiçbir şey yaşayamaz. O her şeye yaşam verir. O'nun varlığı her
varlıkta vardır. Sizler asla T-nrı 'ya dualite ithaf etmeyin. T-nrı yal�
nızca T-nrı'dır. Eğer Ain Soph'un belirli bir noktaya kadar tezahür
edip o noktadan sonrasının O 'nun dışında olduğunu varsayarsanız
O'nu dualize etmiş olursunuz. T-nrı korusun! Bunun yerine Ain
Soph'un her varlıkta var olduğunu anlayın. "Bu bir taştır T-nrı de­
ğildir." demeyin. T-nrı korusun! Tüm Varoluş T-nrıdır ve taş yalnız­
ca O 'nun tarafından kapsanan bir şeydir. . . "(Moses Cordovero,
Shi' ur Qomah.)
"Herhangi bir şey henüz tezahür etmemişken sadece O, Ain
Soph vardı. O var olan her şeydir. Yine var olan bu her şeyi var et­
tiğinde yine O'ndan başka hiçbir şey yoktur. O 'nun dışında olan
hiçbir şey bulamazsınız. T-nn var olan her şeydir. Bununla beraber
var olan her şey T-nrı değildir. O her şeyde vardır ve her şey O'nun
tarafından var olabilir. Hiçbir şey O 'nun tanrısallığının dışında de­
ğildir. Her şey O'nun içindedir. O ise her şeyin içinde ve her şeyin
dışındadır. Hiçbir şey yoktur sadece O vardır. . . " (Moses Cordove­
ro, Elimah Rabbati, 1 558)
"T-nrı'nın varlığı tüm şeyleri ayakta tutar: Hiçbir şey T-nrı'nın
dışında değildir. Buna göre küçük ya da büyük, var olan her şey yal­
nızca onları saran ve içlerinden akan Tanrısal Enerji sayesinde var
olabilir. T-nrı 'nın bakışı yalnızca bir an bile [Varoluştan] çekilse
tüm Varoluş bir anda yok olur. Bunu anlar ve bilirseniz alçak gönül­
lü olursunuz, düşünceleriniz saflaşır. . " (Moses Cordovero, Or Ya­
.

qar, 1 6 yy.)
"O, Ain Soplı her türlü anlayışın ve açıklamanın ötesindedir. Ain
Soph kavranamaz ve her ne kadar O her şeyde varsa da ve her ne ka­
dar O'nun dışında hiçbir şey yoksa .da, O elbette açıklanamaz. Hiç­
bir harf, hiçbir isim, hiçbir yazı, hiçbir şey Onu sınırlayamaz ... Ain
Soph hiçbir irade, hiçbir istek, hiçbir niyet, hiçbir düşünce, hiçbir ko-

46
K A B A L A ' D A T- N R I ve TEZAHÜR

nuşma, hiçbir hareket içermez. Yine de O'nun dışında hiçbir şey


yoktur... " (Gerona'lı Azriel, On Sephirotlı Üzerine Yorumlar, 1 2 yy.)
"Hiçbir yerde Ain Soph'u araştıracak bir görüş yoktur. O'nun
hakkında hiçbir şey bilinemez, çünkü O mutlak hiçliğin gizeminin
içinde s aklı ve gizlidir . . . " (David ben Judah he-Hasid, Aynalar Ki­
tabı 1 3 00)
"Hiçbir harf ya da imaj T-nrı 'ya uygulanamaz. Ain Soph resme­
�ilemez; hakkında konuşulamaz, yargı ya da şefkat, heyecan ya .da
öfke gösterilemez. O değişmez ve sınırlandırılamaz. Uyumaz ve ha­
reket etmez ve O'na hiçbir özellik atfedilemez. Ne tezahür etmeden
önce, ne de şimdi. . . " (Moses Cordovero, Or Ne' erav. 1 587)

47
3
H AY A T A G A C I ve
SEPHIROTH

Hiçlikten gelen on sephiroth. On' dur onlar dokuz değil.


Ve on' dur onlar on bir değil. Bu yüce bilgeliği anla ve bu bilgiyi
kavramaya çalışarak bilge ol. Bunu göz önüne alarak araştır.
Söz' ü yaratıcısına iade et ve O' nu yeniden tahtına oturt. . .
Sepher Yetzirah, 2. yy.

in Mutlak Hiçlik'ten Ain Soph-Mutlak Varlık ve Ondan da Ain


ASoph Aur Sınırsız Işık tezahür ettikten sonra Ain Soph-Sınırsız
-

Olan'ın kendi içine çekilmesiyle artık içinde Yaratılış'ın var olabil­


mesi için gereken bir "yer" açılmıştır. Ancak T-nn'nın Sınırsız Işı­
ğı Yaratılış için hfila hem muazzam derecede kuvvetli ve hem de
çok fazla soyuttur. İşte bu aşamada Sınırsız Işık tek bir merkeze ya
da noktaya doğru yoğunlaşarak kademe kademe alemleri oluştur­
maya başlar. İlk oluşum ise İlk Çıkış Alemi Atziluth'un birinci sep­
hira'sıdır ve Taç-Kether adını alır. Kabala'da tezahürün bundan
sonraki aşaması Alemler ve Hayat Ağacı ya da "Sephirothik Sis­
tem" kavramı ile açıklanır. İleride ayrıntılı biçimde açıklayacağımız
bu konuya önce kısaca bir bakalım.

49
AIN : MUTLAK HİÇLİK
AIN SOPH : MUTLAK VARLIK

AIN SOPH AUR SONSUZ IŞIK


Kether Taç

Bilgelik
Binah Anlayış
Chesed Merhamet
Gevurah Yargı
Tiphereth Güzellik
Netzach Sonsuzluk
Hod Yankı
Yesod Temel
Malchuth Krallık

lşığın Çizgisi

BOŞLUK

Şekil-2. ilk Çıkış

50
Hayat Ağacı-Seplıirotik Sistem

ephiroth (tek. Sephira) kabalistik olarak, Tanrısal Enerji ya da


SYaşarrı Gücü'nü (yukarısı) Yaratılış' a (aşağısı) aktaran kanallar
olarak adlandırılabilir. Kelimenin tekili olan sephira İbranice'de
"sayı" ya da "şifre" demektir. Kabala' da on sephiroth Tanrısal Kay­
nak'tan doğan on temel oluşum olarak açıklanır. Bu kutsal oluşum­
lar Yaratılış'ın her seviyesindeki tüm ifşaata başarılı bir biçimde ön­
derlik eden ana kuvvetlerdir. Sınırsız Yaratıcı T-nrı 'dan yansıyan ve
her biri O ' nun ayrı bir yaratıcı niteliğini ifade eden "tecelliler" ola­
rak da yorumlanabilir. Genel anlamda baktığımızda sephiroth kav­
ramı içinde T-nrının Sıfatlarının ya da bir başka deyişle Nitelikleri­
nin gelişmesini buluruz. Kavrarrı ilk olarak Kabala'nın bilinen en
eski yazıtı (İS.2 YY) Şekillenme Kitabı-Sep/ıer Yetzirah'ta görülür.
Burada İbranice kelimeler SPVRTh BLIMH (Sephiroth Belimah)
olarak verilir. İbraniceye tam vakıf olamamış yazarlar tarafından
"hiçlikten gelen sesler" ya da "hiçliğin sephiroth'u"olarak çevrilir.
Bir başk<ı yazar (Buxtorf) sephiroth'u predicationes logicae yani
"mantıksal fiiller" olarak tanımlar. Kelime biraz Latince spiritus ve
İngilizce spirit yani "ruh" ya da "rüzgar" kelimelerini çağrıştırır. Bir
başka yazar Quintillian tarafından "tını" ya da "gürültü" anlamında
kullanılır. Bunların hepsi doğruya yakındır ancak kabalistik öğreti­
nin sırlarına vakıf olabilenler için ise anlamı daha derindir. Yaratı­
lış 'ın üçüncü alemini anlatan ve Kabala'nın bilinen en eski yazıtı
Sepher Yetzirah' a göre sephiroth, ALHIM'in (Elokim) enerjisinden
doğar. Çünkü ALHIM Kabala' da T-im'nın "canlı yaşamı oluşturan
formudur"* ve sephiroth da bu yaşam enerjisini alt alemlere ileten
kanallardır. Kabalistik literatürde on bir tane sephiroth vardır. An­
cak iki tanesi, aynı güce ait farklı boyutları temsil eden iki ayrı sep­
hiroth (Taç-Kether ve Bilgi-Daath) olarak kabul edildiğinde on sep­
hiroth ' tan söz edilir. Sephiroth var ediliş düzenine göre aşağıdaki
biçimde sıralanır:

* Lütfen bir sonraki sayfaya bakınız.

51
K A B A L A : " S I N I R S I Z " A Y OL C U L U K

1 . Kether Taç
2. Chochmah Bilgelik, Hikmet
3. B inah Anlayış, Zeka
Daath Bilgi
4. Chesed, Gedulah Şefkat, İyilik, Merhamet, Azamet
5 . Geburah, Pachad, Din Azamet, Korku, Sınırlama, Adalet
6. Tiphereth Güzellik, Zarafet
7. Netzach Zafer, Sonsuzluk
8. Hod İhtişam, Şükran, Haşmet, Yankı
9. Yesod Temel
10. Malchuth Krallık

Yukarıdaki sırayla sephiroth, T-nrı 'nın (Ain Soph) kendi Sonsuz


Varlığının Mutlak Özünden doğurduğu yaratılış sürecinde, yaratıl­
mış aiemlerin birbiri ardına açığa çıkarak (tezahür ederek) bizim
sonlu fiziksel evrenimizde biten çeşitli aşamalarını oluşturur. Sonlu
evrenimiz terimi garip gelebilir, ancak Kabala Sınırsız Olan'ın sade­
ce T-nrı (Ain Soph) olduğunu ve O 'nun yanında, yaratılmış tüm di­
ğer şeylerin sonlu olduğunu ifade eder. Bir arada var olan bir grup
olarak sephiroth, tek bir metafizik yapının birbiriyle etkileşen çeşit­
li bileşenlerini oluşturur. Bu yapının genetik mührü ise Yaratılış'ın
tüm seviyelerinde ve tüm safhalarında bulunur. Kabalistik kayıtlar­
da sephiroth konfigürasyonu grafiksel olarak birbirine paralel, dikey
üç eksen (kavim) biçiminde resmedilir. Her bir eksen ise Yaratılış

• [Önceki sayfadan] Eski Ahitte T-nrı'nın kullanılan ilk Adı ALHIM'dir. Bu Ad form
olarak dişil tekil bir kelimenin (ALH-Elokah) eril çoğuludur. Bazen prensler,
yargıçlar ve diğer güçlü varlıkları tanımlamak için de kullanılır. Elokim genel­
likle hatalı olarak "T-nrı" olarak tercüme edilir ve güçlü, kudretli ve en yüksek
anlamına gelir. Yazıtlarda T-nrı'nın kudretini, yaratıcı gücünü, yönetme ve
adalet sıfatlarını vurgulamak gerektiğinde kullanılır. ALHIM Adı günümüz din­
lerinde özellikle hristiyanlıkta yanlış bir biçimde eril ve tekil olarak söylenir.
Ancak aslında İ branice'de bu kelime içinde hem dişil hem de eril kavramları
içerir. Kabala'da ise Elokim tek bir Tanrısal'dan gelen ve yaratılmış yaşam
alemini kontrol eden Yedi Güçtür ve çoğuldur.

52
H A YAT A G A C I ve S EP H I R OT H

içindeki Tanrısal bir etkiyi simgeler. Bu konfigürasyon kabalistik li­


teratürde bir merdivene (sulam), bir ağaca (etz) ya da T-nrı'nın İla­
hi Suretine (tzelem Elokim) karşılık getirilir. Son tanıma göre Sephi­
roth konfigurasyonu -Torah 'ta da yazıldığı gibi- insanın T-nrı'nın
Suretinde "şekillendirildiğini" belirtir. Dolayısıyla sephirothik yapı­
da her bir sephira insan vücudunun bir uzvuyla ilişkilendirilir.
Burada yeri gelmişken açıklamamız gereken önemli bir nokta
daha var. Yukarıda da bahsedildiği üzere Bereshith-Tekvin'de insa­
nın, toprağın tozu ve çamurundan "T-nrı'nın suretinde" şekillendi­
rildiği ve daha sonra burun deliklerine yaşam nefesi üflenmek sure­
ti ile yaşayan bir cana dönüştürüldüğü belirtilir. Kabala da bu ayete
paralel olarak, T-nrı'nın Nitelikleri ya da Sıfatlarını (Sephiroth'u)
sembolik olarak insan vücudu ile ilişkilendirir. Çünkü "Aşağısı Yu­
karısı gibi olduğundan" ve Yaratıcı kendi nefesini Yaratılanın burun
deliklerine üflediğinden (ki bu da bir semboldür, bire bir almamaya
dikkat etmek gerekir. Yani bir varlık olarak T-nrı topraktan yarattı­
ğı bir nesneye nefesini üflüyor değildir.) O'nun nitelikleri "yaratı­
landa" da mevcut olmalıdır. Burada sözü edilen insan ise Adam
Kadmon-Tannsal İnsan'dır. Bu aşamada Kabala çeşitli görüşler ta­
rafından insanı T-nrı ya da T-nrı'yı insan olarak görmekle itham
edilir. Öğretinin özü iyice çalışılmadan yapılan bu yorumun kaçır­
dığı nokta ise şudur: Kabala'ya göre insan T-nn'nın sadece bir yan­
sımasıdır. Tıpkı Güneş ve ondan yansıyan ışınlan gibi. Ama asla
Kendisi değildir. İnsan tanrısaldır çünkü (ama sadece) O'nun sure­
tinde yaratılmıştır, ama asla· T-nn değildir. Yaratıcı T-nrı 'nın Sıfat­
ları insanda mevcuttur ancak kaynağına oranla oldukça süzülmüş
ve yoğunluğunu kaybetmiş şekliyle. (Ayrıca daha sonra ayrıntılı
olarak açıklayacağımız gibi Tanrısal İnsan Adam Kadmon terimin­
-

den kastedilen de zaten fiziksel, beşer insanı değildir.) İleride de gö­


receğimiz gibi tezahürün devam eden aşamalarında T-nrı 'nın Sınır­
sız Işığı, O'nun tarafından yaratılmış olan dört alem boyunca gittik7
çe yoğunluğunu azaltarak bizim sonlu fiziksel alemimize doğru
iner. Her alemde ise Tanrısal'ın Niteliklerini yansıtan bir Hayat

53
K A B A L A : " S ı NıR S I Z " A Y O L C U L U K

Ağacı bulunur. Yukarıda T-nrı kavramından bahsederken de söyle­


diğimiz gibi O'nun Varlığı her şeyde mevcuttur. Dolayısıyla Kaba­
la insana T-nrı sıfatını yakıştırmaz. Bunu zaten yukarıda T-nrı kav­
ramını incelerken yaptığımız tanımda da kolayca görmek mümkün­
dür. T-nrı 'yı, yaratılmış olan her şeyin ve tüm ölümlülerin idrakinin
ötesinde tanımlayan bir öğretinin ölümlü insanoğluna T-nrı sıfatı
yakıştırması pek akla yatkın olmasa gerek.
Hayat Ağacı şekle döküldüğünde üç sütuna ayrılır. Sağ sütun
"Merhamet", sol sütun "Yargı Sütunu"dur. Ortada ise, denge kavra­
mında da açıkladığımız gibi, birbirine eşit güçte ama zıt karakter­
lerde olan ve bu iki sütunu dengeleyen "Ilımlılık Sütunu" bulunur.
Denge, kitabın başında da söylendiği gibi Kabala'nın anahtar kav­
ramıdır. Buna göre yaratılmış olan her şey ve tüm evren mükemmel
bir denge durumundadır. Tüm kapalı sistemlerin düzensizliğe yani
entropiye olan eğilimlerine karşın evrende var olan bu mükemmel
denge Kabala'da T-nrı'nın en büyük mucizesi olarak görülür. Ev­
rende yaratılmış olan tüm şeyler birbirleri ile etkileşim halindedir
ve aslında kaos ya da kararsızlık yoktur. Yaratıcı mükemmel oldu­
ğuna göre O 'nun yarattıkları da mükemmeldir. Buna göre bizim sı­
nırlı algımızla kaos olarak gördüğümüz düzensizlik, O'nun açısın­
dan bakıldığında mükemmel bir düzeni ifade etmektedir. Bu kavra­
ma ileride değineceğiz. Kabala'da bu mükemmel uyum ve denge
kendisini Hayat Ağacı ya da Sephirothik Sistem' de açığa çıkarır ve
Yaratılış 'ın her aşamasına kolaylıkla uygulanabilir: Evren, doğa,
felsefe, insan ruhu, fiziksel ve kimyasal olaylar vs. Hayat Ağacı ya
da Sephirotik Sistem olarak adlandırılan bu yapının çeşitli zamanla­
ra ait çeşitli çizimleri olmakla birlikte en karakteristik olan ikisi
aşağıdaki gibidir:

54
Şeki/-3

55
SEPHmom
AIN SOPU SJNmsIZ OLAN
Sol SOtun Orta SOiun sae satun
Adılet Jlımlılık Merhamet

Makroprosopus
DOyllk Yaz
Beyaz Baş 1 Kadim Olan
KE111ER·T•e
EHEIEH-Varoluı

ilksel Nokta Durgun Noktl


Erifilmez YOk.seklik

1
ilk CçlO
Alıılsll Alem
3 2
BINAH·l:eka CHOCHMAff·Dllgel!k
Iill'.!l !!!
Gllksel Ana Baba

PAC�D-Ko�
ku iklnci Cçltl �tlce gll !tıutııtık
5 4
1 cm;şED-Xtrh•net
Manevi Alem
GED�-GOe ·

......___
DiN-Adaiet M�prosopns
----tl
--: ç:k v:-----
· GEDULAH·Azamet

8
HOD-Görkem
AUUM T DYTff z �
/"'1?'""�HYHTıBYTH
"'" "" , .Cçtınca CçlO
Madd:I Alem
. NEIZACH·Z.fer

fESOD-Temel
Al&!!Al
1
Knıllçe
10
Makroprosopos'un GellnL MALCHUTH-KraUık. �ağı Ana
ADNI
Slıeklnah

Şekil-4. Hayat Ağacı ya da Sephiroth

56
Her bir sephira'yı birbirine bağlayan ve her biri İbrani alfabesinin
bir harfi ile ifade edilen kanallar, onların birbirileri ile olan etkile­
şimlerini ifade eder ve bir ağ-yapı oluşturarak Tanrısal Enerji 'nin
Yaratılış içinde nasıl dolaştığını, aktığını gösterir. Bu şekilde On Sa­
yısal Tecelli ve onları birbirine bağlayan, İbrani Alfabesi 'nin yirmi
iki harfi Kabala' da -kadim Sepher Yetzirah kitabında da belirtildiği
gibi- "Bilgeliğin Otuz iki Yolunu" oluşturur. Bu bağlantılar ya da
kanallar ise sephiroth'u kendi içinde bazı alt gruplara ayırır. Her bir
alt grup kendi içinde ortak bir dinamiğe sahiptir. Taç-Kether, Bilge­
lik-Chochmah,.Anlayış-Binah alt grubunun dinamiği kavramsaldır.
Bu üçlü (triad) Yaratılış'ın en yüksek üçlüsüdür ve entellektüel ale­
mi yani aklı ve zekayı temsil eder. Şefkat-Chesed, Sertlik-Geburah,
Güzellik-Tiphereth ise dinamiği saf duygusal olan bir başka alt grup
oluşturur. Buna karşılık ise Sonsuzluk-Netzach, İhtişam-Had, Te­
mel-Yesod üçlüsünün oluşturduğu grubun dinamiği ise içgüdüsel
ve pragmatiktir. Son sephira Krallık-Malchuth ise bazen bu son alt
gruba ait ek bir sephira olarak, bazen de onlardan enerji alan ba­
ğımsız bir varlık, bir oluşum olarak değerlendirilir.
Kabalistler sephiroth'un sayısını aynı çağdaş super-string teoris­
yenleri gibi onda (1 0) tutarlar. Onlara göre filem dört değil on boyut­
tan oluşmuştur ve gerek ruhsal gerek fiziksel ve gerekse maddesel
varoluşların hepsinin bu boyutların ya da yapıların değişen kombi­
nasyonlarından oluşmaktadır. Aynca onlar, sephiroth'un içinde in­
san kalitesini yani irade, bilgelik, sevgi ve tutku gibi özellikleri de
göriirler. Aslında bu özellikler Kabala'ya göre sadece basit bir bi­
çimde insan aklının niteliklerini değil ama bunlara ek olarak aynı
zamanda alemin elementlerinin niteliklerini de içerir. Doktrinin en
eski şeklinde sephiroth, Yaratılış'ın araçları ya da yapı taşlarıdır. Şe­
kilenme Kitabı- Sepher Yetzirah' a göre sephiroth "yaşayan sayısal
varlıklar" yani tüm şeylerin gizli "derinlik" ve "boyutlarıdır". Azri­
e/'e göre sephirotlı, Ain Soplı yani Sınırsız T-nrı'nın sonlu yansıma­
ları ya da güçleridir. Onlar T-nn 'nın bütünlüğünün ve mükemmelli­
ğinin gerekli kısımlarıdır. T-nn'ya, sonsuz Tanrısal Güç'ü tamamla-

57
KABALA: "SıNıRSıZ"A YOLCULUK

mak için sonlu güç sağlarlar. Onlar Sınırsız Olan-Ain Soph ile bir­
dirler. Aynı alev, kıvılcımlar ve auranın ateşle bir oldukları gibi.
Işığın Kitabı Zohar ise sephiroth terimini pek kullanmaz, onun
yerine bazı çoklu terimler kullanır. Çünkü Zohar'ın yazarına göre
sephiroth, kozmosun boyutları, Tanrısal olmayan varlıkların arke­
tipleri, alemdeki ruhsal güçler, Tannsa! 'ın Aktiviteleri, Tanrısal
Alem'e (Atziluth) giden kapılar, T-nn 'nın Nitelikleri ya da T-nrı 'nın
algılanabildiği yollar olarak görülür. Kabala' da T-nn; kozmos, in­
san ruhu ve bilginin hareketi ve tek bir özün ya da maddenin birleş­
miş halidir.
Sephiroth'u bölümlendirmenin diğer bir yolu ise onu profil, yüz
ya da suretlere-partzufim ayırmaktır. Bir profil her bir sephira'nın
(ya da grup olarak sephiroth'un) kendi bağımsız on sephiroth'unu
oluşturduğu, insan suretinin mecazi bir figürü ya da şeklidir. Kaba­
la'ya göre Taç-Kether, Bilgelik-Chochmah, Anlayış-Binah ve Kral­
lık-Malchuth her biri birbiri ile ilişkili iki profil-partzufim oluşturur.
Bu surete Kabala' da Büyük Yüz-Arich Anpin (Macroprosopus) adı
verilir. Sevgi-Chesed'ten Temel-Yesod'a kadar olan altı sephiroth
ise kendi içinde ortak ve dışında birbirinden bağımsız olmak üzere
kendi profillerini oluşturular ve bu surete de Küçük Yüz-Ze' ir An­
pin (Microprosopus) adı verilir.
Sephiroth hakkında bazı açıklayıcı bilgiler verdikten sonra Tan­
rısal Tezahür'ün bir sonraki aşaması olan Alemlerin yaratılması
aşamasına geçebiliriz.

58
4
YA R AT I L I Ş ' I N
A A

MEKANLARI: ALEMLER

in-Mutlak Hiçlik Ain Soph-Mutlak Varlığa doğru tezahür ettik­


A çe Yaratılış var olmayıştan varoluşa doğru şekillenmeye devam
eder. Şimdi kabalistik sistemin bu tezahürü aşama aşama nasıl açık­
ladığına kısaca bir bakalım. Bu noktada değerli okuyucuların bun­
dan sonra açıklanacak, ruhsal ve fiziksel evrenlerin Yaratılış aşama­
larını, özellikle fiziksel evrenimizin Yaratılış'ı özelinde, günümüz­
de bilimin konuya ilişkin açıklamaları ile karşılaştırmalarını öneri­
rim. Bilimin evrenin yaratılışına ait 20 yy. da ortaya koyduğu bazı
görüşlerin insanlık tarihi kadar eski bir öğreti tarafından nasıl orta­
ya konduğu oldukça dikkate değer bir durumdur. İşte bu da tüm
ezoterik öğretilerin ortak, "Her şey Birdir" deyişini kanıtlayan bir
örnek.
Alemlerin yaratılış aşamaları kabalistik açıdan genel haliyle
aşağıdaki biçimde ifade edilebilir:

59
Sınırsız Işık-Ain Soph Aur

in Soph-Sınırsız Olan 'ın Yaratılış 'ı var etmesi öncesi durumu ve


A Yaratılış'ı hazırlayan kademeli eylemleri Kabala'da aşağıdaki
aşamalar ile açıklanır:

A. T-nrı'nın [Mutlak] Özü-Atzmuth:


"Henüz hiçbir şey yokken sadece O vardı. Başka hiçbir şey yok­
tu ve her yer O'nun Sonsuz Varlığı ile doluydu."
Kabala'da, her şeyin temeli olan T-nrı'nın Mutlak Özü-Atzmuth
Kabala'da, "Hiçbir düşünce Seni kavramaya yetmez" deyişi ile ifa­
de edilir. Kabala'ya göre T-nrı 'nın Özü-Atzmuth ne varlık ne de hiç­
liktir. Çünkü O, Ain Soph-Mutlak Varlık'ın ve Ain-Mutlak Hiçlik'in
bir olmuş halidir. O'nun Mutlak Özü'nün böyle kesin kavramlarla
ifade edilmesi sizi yanıltmasın. BU ve buna benzer tüm diğer kav­
ramları, tanımları ve O'nunla ilgili; "O paradoksların paradoksu­
dur" biçiminde ifade edilen tüm diğer görüşleri de dikkate alsak bi­
le bunlar T-nrı 'nın Mutlak Özü 'nü tanımlamaktan ziyade, sadece
insan doğasının O'nun hakkındaki deneyimini yansıtır. Çünkü insa­
nın sınırlı aklı ve de mantığı Sınırsız'ı tanımlamaya asla yetmez.
Hatta Kabala' da tüm Yaratılış'ı bir anda ve bir arada kavradığı ifa­
de edilen Tanrısal İnsan-Adam Kadmon 'un ilksel ve yüce "düşün­
cesi" bile Yaratıcı T-nrı 'nın Özü'nü bilmeye ve anlamaya yetmez.
Her ne kadar Tanrısal Ruh'un (Ruach Ha Kodesh Holy Spirit)
-

akılsal gücü dahi T-.nrı'nın Özü'nü bilemezse de yukarıdaki deyişte


belirtildiği gibi (Hiç bir düşünce Seni kavrayamaz) insanın içsel
varlığı [yani T-nrı'nın yukarıdaki bir parçası] doğrudan ve sezgisel
bir yolla T-nrı 'nın özüne bağlanır. Çünkü temelde Yaratıcı ve Yara­
tılmış Olan birbirinden ayrı varlıklar değillerdir (Çünkü Her Şey
Birdir). Her ne kadar Yaratıcı ve Yaratılış arasındaki perde onları
birbirinden ayırıyor gibi görünse de O'nun Özü Kendi yarattığı ger­
çekliğe bir şekilde bağlıdır. Nasıl mı? Bunu sephiroth'u ayrıntılı bi­
çimde anlatırk.en göreceğiz.

60
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Kabala'da T-nn dediğimiz zaman aslında O'nun Mutlak Özü'n­


den (Atımuth) bahsediyoruz. İbranice'de Atzmuth kelime olarak
"Benlik" anlamına gelir. Torah'ın verilmesi' sırasında On Emirin ilk
kelimesi olan Ben-Anochi, T-nn'nın Mutlak Özünün yani O'nun
"Benliğinin" insanlığa yansımasıdır. Bu yansımanın insanda dene­
yimlenmesi ise ruhun üzerinde, T-nn'nın paradokslann paradoksu ol­
duğu, etkisini kuvvetle belirtir. Sık söylediğimiz "Paradokslann Pa­
radoksu" deyişinden kasıt ise O'nun insana hem çok uzak hem de çok
yakın olmasıdır. Bu konu ileride daha aynntılı olarak ele alınacaktır.

B. Tek Olan-Yachid: Kabala, Tek Olan-Yachid seviyesini, Atzmuth­


T-nn 'nın Mutlak Özü'nün içinde saklı olan, Kendisine bile ifşa ol­
madan önceki Sonsuz Işığı'nın Özü olarak tanımlar. Bu tanıma gö­
re Tek Olan-Yachid Kabala' da T-nnnın Kaadir-i Mutlak oluşu kav­
ramına karşılık gelir. Bu kavram bize O'nun her şeyi yapmaya muk­
tedir olduğunu gösterir. Ancak O her şeyi yapmaya muktedir oldu­
ğu gibi yapmamaya da muktedirdir. Bu ise T-nn 'nın Mutlak
Özü 'nün içinde var olan iki hattın yani sağ ve sol tarafın (chasadinı­
merhamet ve gevuroth-sertlik) en yüce kaynağı olarak belirtilir. Ay-
. nen Yachid-Tek Olan'ın içinde sağ ve sol dualizminin olması gibi
(ancak tamamen gizlenmiş olarak), bu seviyede yer alan tüm on
sephiroth yani Yaratılış'ı hazırlayan Tecelliler de tamamen bir "ya­
pabilme, muktedir olma" durumu içindedirler. Bu aşamada yer alan
on sephiroth, T-nn 'nın Sonsuz Varlığı içinde ezelden beri vardır.
Ancak henüz tezahür etmemiş durumdadır (negatif olarak vardır).

C. Bir [olan] E c/ıad: Echad İbranice'de kelime olarak "bir" ( 1 ) an­


-

lamına gelir. Bu aşamada ise bir önceki seviyede (Yachid) saklı olan
T-nn ve O'nun içinde hep var olan Sınırsız Gücü açığa çıkar. Kaba­
la bu açığa çıkışın iki seviyede ifade edilebileceğini belirtir: 1 .
O'nun kendine [doğru] parlayan Işığı, 2. O'nun bir diğerine [doğ­
ru] parlayan Işığı.

61
KABALA: "SINIRSIZ"A Y O LCULUK

O'nun Kendine [doğru] parlayan Işığı Kabala' da "T-nrı'nın Ben­


liğinin Hazzı" olarak tanımlanır. Diğerine doğru parlayan Işığı ise,
T-nrının Sınırsız Işığı 'nın içinde var olan iyiliği, başkalarına vermek
üzere "uyandırmasına" karşılık gelir. Diğerine parlayan ışık bu tanı­
ma göre "diğerinin iyiliği için" anlamına gelir. Ancak bu aşamada
henüz bir "diğeri" var olmamıştır. Bir başka deyişle potansiyel varo­
luş durumundadır. İşte burada, Bir-Echad seviyesinin sırrı saklıdır.
Yaratılış sürecinin başlamasından da önce, T-nrı 'nın Sınırsız Işığı'nı
bir diğerine yansıtmayı "arzu ettiği" andan itibaren bir başkası artık
vardır. Ancak bu başkası Varoluş'un her durumunda tamamen boş­
tur. Burada T-nrı ve O 'nun "yaratma arzusu" tamamen "Bir"dir.
Genel olarak Bir-Eclıad seviyesi Kabala'da T-nrı'nın telaffuz
edilmesi yasak Temel Adı IHVH (değiştirilmiş haliyle Tetragram­
maton ya da Havayah olarak söylenir) Adının sırrıdır. IHVH Adı T­
nrı'nın Özü'nü Yaratılış'ın başlamasından önce açığa çıkaran, [Ken­
dine] ifşa eden Ad'dır. Bu Ad'ın gerçek telaffuzu çok büyük bir sır­
dır. Tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. O sırların sırrıdır ve hiç
kimse tarafından bilinmez. Torah 'ta bu kavramı ortaya koyan deyiş
ise; "Duy Ey Israel, Havayah Elokimdir, Havayah B irdir" (IHVH
ALHIM, IHVH AChD-Havayah Elokim, Havayalı Echad) deyişidir.
Kabala'ya göre bu deyiş, T-nrı'nın Yaratılış içindeki gerçek ve mut­
lak birliğini ifade eder. Bir-Echad seviyesi ise bu birliğin Yaratı­
lış'tan önceki en yüce kaynağını ortaya koyar. Kabala' da bu dört ke­
lime (IHVH ALHIM, IHVH AChD) T-nrı'nın Temel Adı IHVH'in
dört harfine karşılık gelir (yod-he-vau-he). İlk iki kelime ("Havayalı
Elokim 'dir") ilk iki harf olan yod ve he harflerinin üst birliğini sim­
geler. Bu üst birlik "gizlenmiş olan şeyler T-nrı'mız Havayah'adır"
biçiminde yorumlanır. Takip eden iki kelime "Havayah Bir'dir" ise
sonraki iki harf olan V-vau ve H-he harflerinin alt birliğini simgeler
yani: "İfşa edilen şeyler bize ve bizim çocuklarımızadır."
Kendine [doğru] Parlayan Işık (Benliğin Hazzı) yani yukarı bir­
lik kendi içinde I-yod ve H-he harflerine karşılık gelen iki seviye­
den oluşur. Aşağı birlik ise V-vau ve H-he harflerine karşılık gelen

62
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

ve O'nun Yaratma İradesi ve Yönetme Düşüncesi adında olmak


üzere iki seviyeden oluşur. "Havayalı Birdir" deyişinin sırrını yan­
sıtan ise aşağı birlik olduğundan Bir-Eclıad seviyesi Kabala'da "T­
nrı 'nın alemi yaratmak için yükselen iradesi" ve "T-nrı 'nın yönet­
me düşüncesinin birliği" olarak anlaşılır. Biraz sonra bu kavramla­
rı da açıklayacağız.

Üst Birlik, T-nrı'nı� Benliğinin Hazzı-Slıa'ashuim Atzmi'im:


Kabala'da O 'nun Kendisine [doğru] Parlayan Işığı olarak da nite­
lendirilen bu aşama, T-nrı'nın Kutsal Adının (IHVH) ilk iki harfi
olan I-yod ve üst H-he harflerine karşılık gelir. Bu seviye Kabala
sembolizminde "Kral'ın Kendi Hazları" olarak da adlandırılır ve T­
nrı 'nın içsel ışığının (yani O 'nun başlangıçtan beri var olan yetene­
ğinin) yine Kendisine ifşa oluşunun ilk seviyesidir. Bu ifade To­
rah'ın (T-nrı'nın tüm seviyelerde açığa çıkan Sonsuz Işığı olan Yac­
lıid'den, tüm alemlerin en aşağısı olan bizim sonlu fiziksel alemi­
mize verilinceye kadar) birinci ağızdan konuştuğu, Kral Süley­
man ' ın mesellerindeki bir ayete dayanır: " . . . ve ben gün be gün
O'nun hazları (sha' aslıuim) idim." Gün be gün deyişinde yer alan
iki "gün" kelimesi Kabala' da neşe ve hazzın iki seviyesine karşılık
gelir. Bunlardan üst ya da yukarı seviye T-nrı 'nın Kendi Mutlak
Varlığı'nın ve Özü'nün yine Kendine ifşa olması sırasında aldığı
hazdır. İkinci seviye ise T-nrı 'nın başlangıçtan beri var olan her şe­
yi yapabilme gücünün (ya da yapmama gücünün) yine Kendisine if­
şa olması sırasında aldığı hazdır. Ain Saplı-Sınırsız Olan'ın Yaratı­
lış ' a yer açmak için oluşturduğu büzülme-tzimtzum sürecinden ön­
ce, T-nrı 'nın kendisine doğru parlayan ışığı olarak sembolize edilen
bu seviye, O'nun tüm Yaratılış boyunca uniform bir biçimde teza­
hür etmek üzere her şeyi çevreleyen Işığının en yüce kaynağıdır.
İbranice'de, çoğul olan sha' ashuim-hazlar kelimesi bir ileri-ge­
ri hareketin ikili dinamiğini belirtir. Kabala davranışın ya da hare­
ketin tasarımının hazzın deneyiminden doğduğunu öğretir. İbrani­
ce' de bu kelimenin sadece çoğul formu olan sha' ashuim değil, te-

63
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

kil formu olan sha' ashuah-haz da ikili bir dil yapısı içerir. İki kere
tekrar edilen sha hecesi (shin, ayin) Kabala sembolizminde T­
nn 'nın yüzünden yansıyan ışıkların sayısını (370) temsil eder. On­
lar Tanrısal Yüz'ün (Arich Anpin) içinden dışarıya ve sonra tekrar
geriye içeri doğru parladıkça bir haz ya da keyif-sha' ashuah doğar.

Alt Birlik, T-nn'nm filemi yaratmak için yükselen iradesi-Ali­


yat Ha Ratzon: O'nun başkasına [doğru] parlayan ışığı olarak da
nitelendirebileceğimiz bu seviye Kutsal Adın (IHVH) son iki harfi­
ne yani V-vau ve alt H-he harflerine karşılık gelir. Kabala T-nn'nın
yaratma işlemini motive eden gücün O'nun kimlik duygusu olduğu­
nu ifade eder. Bu duygu ise O'nun tarafından, insanlığın ruhları sa­
yesinde (onlar bu dünyaya inip fiziksel bedenlere girerek görünüş­
te "ayn" hale geldikçe) hissedilir. T-nnnın Mutlak Özü�Atzmuth
Kabala' da aynca "iyiliğin özü" olarak algılanır. Aynı "iyinin doğa­
sı, başkalarına iyilik yapmaktır" kavramında olduğu gibi T-nn
[Kendi İlahi iyiliğini üzerlerine koymak amacıyla] diğerlerini yarat­
mak için motive olur. Böylece O'nun kendi keyif alma talebi baş­
kaları tarafından paylaşılmış olur. Aynı "lsrael (İnsanlık) T-nn'nın
düşüncesinde yükseldi" deyişinde olduğu gibi T-nn'nın, yaratmak
amacıyla iradesinin açığa çıkması da Kabala'da "yükselme" sözcü­
ğüyle tanımlanır. Zohar bu konuda şöyle der: "O, alemi yaratmak
için Kendi İradesinde yükseldiğinde ..." T-nn'nın özünde var olan
"diğerlerinin de var olması" duygusu, O'nun Kendi İradesinin için­
de "yükselir". Bu da T-nn'nın kendi yukarıdan gelen uyanışının
içinde de var olan aşağıdan gelen uyanıştır.
T-nn 'nın yaratma iradesi, O'nun temel Chesed-Sevgisinin Bir­
Echad seviyesindeki ifadesidir. Bundan sonra ise Yaratılış sürecini
başlatan, O'nun Sınırsız Işığı'nın ilk büzülmesi gelir (tzimtzum).
Kabala'da bu seviye ilk Yahudi ve aynca Chesed-Sevgi seviyesinin
arketipal ruhu olan Hz. İbrahim'in (Abraham) ruh-kökü biçiminde
tanımlanır. Abraham (ABRHM) kelimesinin harfleri harf transpo­
zisyonu ile "onlar yaratıldıklarında" anlamına gelen hebaram

64
YA R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

(HBRAM) kelimesini (Bereshitlı-Tekvin 2:4) oluştururlar. Buna gö­


re Kabala insan ruhunun kaynağının, T-nn 'nın [Kendi sonsuz iyili­
ğini Yaratılış'ın üzerine yaymak amacıyla] yaratma iradesi olduğu­
nu ortaya koyar.

D. T-nrı'nın ilksel Kral olma iradesi-Ana Emloch:


"Ve Chagit'in oğlu Adoniah övünerek; "Ben yöneteceğim! " de­
. di (Krallar, 1 :5).
Bu deyiş Kabala'da yoğun şekilde kullanılan Ana Emloch-Ben
Yöneteceğim! deyişinin kaynağıdır. Burada Adoniah (Efendi, Kral­
lık seviyesi Malchuth'un Tanrısal Adı, İlahi isim ADNI-Adnut ile
aynı kökten) olarak bahsedilen isim ruhun henüz ıslah edilmemiş,
düzeltilmemiş halini belirtmektedir. Kabala sembolizminde Edom
krallarının (T-nrı'nın Sonsuz Işığının ilk büzülmesinden sonra va­
kumda oluşmuş ilk kararsız alemler) her birinin küstahça "Ben yö-
. neteceğim ! " dedikten sonra düştüklerini ve yok olduklarını buluruz.
Bu seviye ileride ayrıntılı olarak anlatacağımız, dengenin muvaze­
nesinin kurulması öncesi yaratılmış ve yok olmuş kararsız alemle­
rin seviyesidir. Buna göre "Ben yöneteceğim ! " diyebilecek sadece
bir "kişi" vardır: O! T-nn'nın "Ben yöneteceğim" deyişi aslında Ya­
ratılış sürecinin fiili başlangıcının motive edici gücünü simgeler.
Birazdan da açıklanacağı gibi o, T-nrı'nın Sınırsız Işığı'nın, sonsu­
zu sonluya bağlamak üzere büzüldüğü ya da kendini sınırladığı se­
viyenin gücüdür.

E. Sınırsız Olan-Ain Soplı: Bu aşama, T�nn 'nın sonsuz derecede


soyut olan ve hiçbir yaratılmış varlık tarafından idrak edilemeyen
varlığının yavaş yavaş somut hale dönüşmesinin başlangıç aşama­
sıdır. Gerçi O'nun Sonsuz Varlığının bir yere kadar sınırlandırılma­
sı yoluyla somut Yaratılış'ın varoluşuna olanak sağlayan büzülme­
tzimtzum süreci henüz başlamamıştır, ancak T-nrı'nın iradesi ve ya­
ratma isteği Yaratılış'ı hazırlayan somut bir araca dönüşmek üzere-

65
KABALA : " S !N I R S IZ"A YOLCULUK

dir. Yani bir varlık olarak Yaratılış'ın tezahürü henüz başlamamıştır.


Ancak yine de bu aşamada, hiçbir şekilde idrak edilmesi mümkün
olmayan Mutlak Hiçlik, bir seviyeye kadar idrak edilebilecek olan
Mutlak Varlığa doğru tezahür etmeye başlamıştır.
Daha da ayrıntılı bakıldığında Ain Soph- Sınırsız Olan seviyesi,
Yaratılış prosesinin başlaması öncesi, Ain Soph Aur-T-nrı'nın Sınır­
sız Işığı 'na doğru tezahür etmeden hemen önceki Mutlak Varlık se­
viyesine karşılık gelir. Genıatria ile baktığımızda da sayısal değer
olarak Ain Soph kelimesi iki yüz yedi (207) sayısına karşılık gelir
ve bu da Aur-Işık kelimesi ile aynı değerdir. Ayrıntılı biçimde ince­
lendiğinde görülür ki Sınırsız Olan-Ain Soph, Bir-Echad seviyesi­
nin Krallık-Malchuth'u (Her seviyede bir Hayat Ağacı olduğunu
daha önce söylemiştik) tarafından üretilen Sonsuz Işığa karşılık ge­
lir. Yani bu aşamada T-nrı'nın, "Ben Yöneteceğim!" biçimindeki
"düşüncesi" ve "arzusu", Yaratılış sürecini hayata geçiren sonsuz
bir enerji ve ışık dalgasıyla sonuçlanır. Kabala ve Chassidut'ta Sı­
nırsız Olan-Ain Soplı ile Bir-Eclıad seviyesinin Krallık-Malc­
huth 'unun gücü arasında var olan bu ilişki ise Ain Soph = Adon
Olanı yani; "Sınırsız Olan Evrenin Efendisidir." şeklinde açıklanır
(Ain=6l =Adon, Soph=146=0lam). Kabala'da yine bu ilişkiyi orta­
ya koyan bir başka deyiş ise şöyledir: "Ey Evrenin Efendisi! Sen,
hiçbir varlık henüz yaratılmamışken onu yönetensin." Bu sonsuz
enerji ve ışık dalgası (Ain Soph) Zohar da da "Yüce İhtişam" söz­
'

cükleri ile ifade edilir.

F. İlksel Olan-Kadmon: Bir sonraki seviye olan Kadmon seviyesi,


Yaratılış sürecinin fiilen başlaması olan Sonsuz Işığın büzülmesi­
tzimtzum aşamasından önce Atzmuth-İlahi Özün var olan üç genel
seviyesinin üçüncüsüdür ve Tek Olan-Yachid ile Bir-Eclıad seviye­
lerini takip eder. Bu seviye T-nrı'nın İlksel İradesi-Ana Emloch ve
Sınırsız Olan-Ain Soplı seviyelerinin hemen ardından gelir. Bu üç
seviye Zohar'da bir arada şöyle ifade edilirler: "Başlangıçta Kralın
buyruğu [Varoluşu] yüce ihtişamın içinde bir oya [gibi] işledi"

66
YA R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Normal bir biçimde okuduğunda basit şiirsel bir ifade gibi görü­
nen bu deyiş kabalistik açıdan incelendiğinde ise Yaratılış öncesi
seviyelerden üçünü ortaya koyar. Burada, "Kralın başlangıçtaki
buyruğu" T-nrı 'nın İlksel İradesinin düşünce ve arzusuna ve "Yüce
ihtişam" ise Ain Soph seviyesine karşılık gelir. Yüce ihtişamın için­
deki oya ise Kadmon seviyesidir. Kadmon seviyesinin bulunduğu
alem Kabala' da Giysiler Alemi- Olam Ha Malbush olarak adlandı­
rılır. Giysiler Alemi terimi, T-nrı 'nın Sonsuz Işığı 'nın büzülmesi­
tzimtzum öncesi tüm Yaratılış için yapılan ilahi bir süper planı ta­
nımlamak için kullanılan figuratif bir deyimdir ve Kabala'da aşağı­
daki deyişle ifade edilir: "Ve O ışığını bir giysi gibi üstüne sardı.
(Mezmurlar 1 04:2)
Buna göre T-nrı Sonsuz Işığı'nı bir giysi gibi üzerine örterek
Kendini, Kendi yarattığı gerçeklikten gizler. Bu gizlemenin nedeni­
ni daha sonra göreceğiz. Sembolizm uyarınca T-nrı 'nın yönetme ar­
zusu bu süper plan tarafından örtülmüş ve Yaratılış'tan gizlenmiş
gibi görünür. Yaratılış'ın bu süper planına Şekillenme Kitabı Sepher
Yetzirah "İki yüz otuz bir Kapı" anlamına gelen Rela Shearim adı­
nı verir. Rela shearim İbrani alfabesinin yirmi iki (22) harfi tarafın­
dan üretilen iki yüz otuz bir (23 1 ) olası ikili harf kombinasyonları­
dır. Her kombinasyon (kapı) iki permütasyon içerir: "yüzü" (alfabe­
deki ilk harf ikincinin önündeyken) ve "arkası" (ilk harf ikincinin
arkasındayken). Böylece bu toplam dört yüz altmış iki (462) permu­
tasyon İbrani alfabesinde bulunan ikili harf alt köklerinin tamamını
oluşturur. Sepher Yetzirah 'ta iki yüz otuz bir kapı-Re/a Shearim
mantıksal olarak yirmi iki ikili-harf düzeninde sıralanır.

67
KABALA: "SINIRSIZ"A Y OLCULUK

Şekil-5: 231 Kapı (Rela Shearim)

G. İlksel Atmosfer-Avir Kadmon: Yaratılış'ın başlangıcında, T­


nn'nın Sonsuz Işığı'nın ihtişamı tüm boşluğu doldunnuştu ve ba­
ğımsız bir varoluşa izin venniyordu. Her yer O'nunla dolu idi. Sa­
dece O vardı ve başka hiçbir şey yoktu. Ve daha önce de bahsettiği­
miz gibi "T-nn, T-nn 'yı [Yaratılış Aynasında] gönnek istedi". Önce
tüm alemlerin içinde yer alacağı bir yeri (Yaratılış) yaratmaya baş­
lamak için ilksel "giysisini" (yukarıda bahsettiğimiz Yaratılış'ın ta­
sarımını yani Kendi Sonsuz Varlığını) ikiye katladı, "büktü" ve
böylece "giysinin" kapladığı ilksel karenin alt yansına varoluş için
bir yer açtı. Artık bağımsız bir varoluş için gereken yer hazırdı. Bu
yer açma işlemi dah;ı. sonraki aşama olan büzülme-tzimtzum işlemi­
nin başlangıç noktasını oluşturur. Yer açma sonrası Ain Soph Aur-

68
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Sınırsız Işığın bir kısmı da Yaratılış'ın tezahürünü sürdürebilmek ve


Kendi ile Yarattığı arasındaki bağlantıyı sağlayabilmek için burada
kaldı. İlksel "yerin" ya da "uzayın" bu alt kısmı Kabala'da İlksel
Atmosfer-Avir Kadmon olarak adlandırılır. Yer açma işlemi sonucu
burada kalan İlahi Işığın parlaklığı önceki durumuna oranla olduk­
ça azalmış olmakla birlikte bildiğimiz kadarıyla Yaratılış ' ın daya­
nabilmesi için hala çok şiddetliydi.
Avir (AVIR) yani "atmosfer" ya da "hava" sözcüğü, üç harften
oluşan "ışık" yani Aur kelimesine (AVR) dördüncü harf olan
yod'un (I) eklenmesiyle oluşur. Kabala'da avir içindeki aur (hava
içindeki ışık) Yaratılış 'ın ilksel planından önce ışıyan sonsuz ışığın
"kalıntısını, izlenimini" simgeler (T-nrı'nın içine Varoluşu [bir oya
gibi] işlediği, nakşettiği ışık). Burada AVR kelimesine eklenerek
AVIR kelimesini oluşturan I-yod harfi ise ilahi planın "etkisini"
simgelemektedir. Yani büzülme sonrası alt kısımda kalan Tanrısal
. Işık' ın kalıntısını. İşte bu noktada T-nrı 'nın tarifi olanaksız Yüceli­
ğinin boyutu hakkında yine bir ipucu yakalıyoruz. Yukarıda gördü­
ğümüz gibi tüm Yaratılış için ayrılan yerde O'nun Sonsuz Işığından
bir kalıntı kalmıştır. Sadece bir iz, eser miktarda bir ışık. Ve sonsuz
olarak bildiğimiz tüm fiziksel ve ruhsal alemler, -tezahürün ilerle­
yen aşamalarında da göreceğimiz gibi- bu eser miktarda kalıntının
tezahüründen oluşacaktır (küçükten doğan büyük).*
H.Gizli İlksel Adem-Adam Kadma'alı Stima'ah: Kabala, Işığını
ikiye katlayarak Kendi Sonsuz Varlığı'nın içinde Yaratılış için yer
açan Yaratıcı'nın, yaratılacak alemin bir sonraki hazırlığı olarak ışı­
ğı kısmen azaltılmış bu "düşük parlaklık küresinin" (kadur, kelime
anlamı olarak top) içinde küre biçiminde on halka oluşturduğunu
öğretir. Yani ilksel, ezeli alemin on sephiroth' unu. İşte bu on halka
burada yaratılacak olan Tanrısal Adem'in (Adam Kadmon) ilahi
"düşüncesi" ya da "fikri" <lir. Bu seviyede insanın ilahi biçimi yani
arketipi yatmaktadır. Bir başka deyişle burası Adam Kadmon olarak

• "Büyük" ile tüm alemler "küçük" ile de "Sadece bir iz, eser miktarda bir ışık"
deyişindeki Sınırsız lşığın kalıntısı kastediliyor.

69
KABALA: "SJNIRSIZ"A YOLCULUK

adlandırılan, İnsanın Arketipinin negatif olarak var olduğu yerdir.


Adam Kadmon-TannsaI İnsan bu seviyede potansiyel varoluş duru­
mundadır. Bu da Kabala'da "T-nn 'nın suretinde yukanda yaratılan
insan" olarak adlandırılır. Bu seviye insanın T-nn'ya benzeyebilme­
si için tüm yaşanılan boyunca kullanacağı, ona verilen serbest seç­
me olanağının gücünün kaynağıdır. İnsan ileride de açıklayacağı­
mız gibi ancak ona verilen bu olanak sayesinde iyiyi ve kötüyü bir­
birinden ayıracak ve bu sayede T-nn 'ya ulaşma yolunda yürüyecek­
tir. Kabala'da İlahi düşüncenin bu seviyesine erişebilen insan hak­
kında şöyle denir: "İnsan nerede olduğunu düşünürse gerçekte ora­
dadır". Bu seviye insan ruhunun bilincinin en yüce kaynağı ve ori­
jinidir. Kabala'ya göre T-nn yaratacağı sonsuz nesli görmesi için
Abraham'ı yarattığı evrenin üstüne çıkardığında onu işte bu seviye­
ye yükseltti: "Ve Abraham orada kendisinden sonra gelecek olan
tüm nesilleri gördü."

Sınırsız Işığın Büzülmesi-Tzimtzum

annsa! İnsan-Adam Kadmon'un "düşünce" olarak yaratılmasın­


T dan sonra artık Yaratılış'ın ve iilemlerin vücuda getirilmesi için
her şey hazırdır. İşte Kabala'ya göre tam bu aşamada Yaratılış süre­
ci somut olarak başlar. Ain Soph-Sınırsız Olan parlaklığı hala sonlu
varlıklann dayanabilmesi için çok şiddetli olan Işığını bir noktaya
doğru giderek yoğunlaştırmaya başlar. Kabala' da T-nn 'nın Sınırsız
Işığının büzülmesi ya da İbranice adı ile tzimtzum olarak bilinen bu
proses üç aşamada gerçekleşir: 1 . Büzülme. T-nn 'nın Sonsuz Işı­
ğı 'nın çekilmesi ya da küçülmesi-tzimtzum, 2. T-nn'nın Yaratı­
lış'tan geri çektiği "etki" ya da "izlenim"-reshimu, 3. İlksel, Ezeli
Karanlığın içine yansıyan Tannsa! Işık'ın "ışını"-kav. Şimdi bu aşa­
malan biraz daha aynntılı olarak inceleyelim:

A. Büzülme-Tzimtzum: Büzülme-Tzimtzum Kabala'da bağımsız


gerçekliklerin yaratılışına yer açmak amacıyla Ain Soph Aur-T-

70
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

nn'nın Sınırsız Işığı'nın büzülmesi anlamına gelir. Kabala'nın te­


mel eserlerinden biri olan Aydınlanma Kitabı-Sepher Ha Bahir'in
en önemli konulanndan biridir. Tzimtzum' a ait en net açıklama ise
Rabbi Jsaac Luria (Ari) yazıtlannda görülür. Luria'nın Etz Chay­
yim (Hayat Ağacı) kitabında bu süreç şöyle ifade edilir: "Tüm şey­
ler yaratılmadan önce yalnızca Tanrısal Işık vardı ve tüm Varoluşu
dolduruyordu ... Hiçbir boşluk yoktu...Ve O'nun saf İradesi tüm ev­
renleri yaratmaya karar verdiğinde O, Işığını kenarlara doğru çeke­
rek [ortada] boşaltılmış bir hacim yarattı ... Bu boşluk mükemmel
bir biçimde [bir küre gibi] yuvarlaktı ... Bu kenara çekme bittikten
sonra artık içinde tüm şeylerin yaratılabileceği bir yer oluşmuştu ...
Ve O Sonsuz Işığından bir [ışık] ipliği çekti ve onu bu boş hacime
getirdi... İşte bu ince ışın sayesinde Sonsuz Işık aşağıya kadar indi­
rilmiş oldu ...
"

Ancak Luria'dan sonra gelen kabalistler büzülme-tzimtzum'un


sadece kelime anlamı olarak alınmaması gerektiği konusunda uya­
rıda bulunurlar. Onlara göre bu tür uzaysal, fiziksel bir kavramı T­
nrı 'ya doğrudan uyarlamak olanaksızdır. (Çünkü O uzay ve zama­
nın ötesindedir.) Dolayısıyla bu olayı daha ziyade kavramsal olarak
ele almak gerekir. Çünkü eğer T-nrı tüm mükemmelliği dolduruyor
olsaydı insanın yaratılması için hiçbir neden olmazdı. O bu neden­
le sonsuz mükemmelliğini sınırlamış ve insanın serbest iradesi ve
becerisi için bir "yer" açmıştır.
Kabala'da yukarıdaki iki görüş uyarınca büzülme-tzimtzum'un
anlamıyla ilgili iki ayrı düşünce oluşmuştur. Bunlardan biri bu kav­
ramı; T-nrı'nın Sonsuz Işığının, yaratılmış evrenin "vakumunda" ya
da "rahminde" artık bulunmadığı biçiminde yani kelime anlamı ile
alırken diğeri (Ba' al Shem Tov ve ondan sonraki öğrencileri) yuka­
rıdaki paragrafta bahsettiğimiz biçimde ikinci şekliyle yani tam ola­
rak kelime anlamında değil ama daha ziyade T-nrı'nın, Varlığını
kendi yarattığı fiziksel ve sonlu gerçekliğin bilinci üzerinde vurgu�
layış biçimi olarak algıladı.
Gerçekte (daha çok kabul gören ikinci görüşe göre) T-nrı'nın

71
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

açısından bakıldığında, O 'nun Varoluşu (omnipresence) ve Sonsuz


Işığı her yerde sabittir ve Yaratılış'tan önce ve sonra asla değişmez.
Ancak yaratılmış, sonlu varlıkların açısından bakıldığında, Yaratı­
lış'ın var edilmesi sırasında birbirini izleyen tzimtzum öncesi aşa­
malardan sonra giderek azalıyormuş gibi görünür. Böyle bir azalma
ise hem Yaratılış 'ın yararı, hem özgür iradenin insana verilebilmesi
ve hem de T-nrı 'nın en Yüce İradesi 'nin Yaratılış içinde tamama er­
mesi (Kendini aşağıya yansıtması) açısından gereklidir. Böylece en
büyük felsefi çıkmazlardan biri olan, "Mutlak Birlikten çokluğun"
ya da "sonsuzluktan sonluluğun" nasıl çıktığı soruları büzülme­
tzimtzum doktriniyle yanıtını bulur. Pek çok kabalist tarafından vur­
gulanan bir başka önemli nokta ise büzülme-tzimtzum'un Atzmuth­
T-nrı 'nın Özü'nde değil ama O 'nun- Işığı'nda yer aldığıdır. Bu Işık
var edilen ilk şeydir. O, T-nrı 'nın yaratma gücünü gösterir ve bu
Işık evreni yaratmak için var edilmiştir.
Birçok tarihçi hatalı olarak büzülme-tzimtzum doktrinin Luria
kaynaklı olduğunu yazar. Halbuki tzimtzum' a ait bir tanımlama çok
daha eski bir eserden, üstelikte çok daha açık bir biçimde gelir. Işı­
ğın Kitabı Zohar şu sözlerle açılır: "Kralın egemenliğinin başlangı­
cında, Karanlığın Lambası (Ain Soph) [Yaratılış'ı] İlahi Parlaklığın
içine bir boşluk [biçiminde] oydu. Ve Gizlilerin Gizlisinin, Sonsuz
Olanın Gizeminden şekilsiz bir çizgi çıktı. .. Bir yüzüğün içine yer­
leştirilmiş gibi . . . Bir iplik ölçüsünde...
"

Pek çok kabaliste göre bu deyiş büzülme-tzimtzum'a doğrudan


bir referanstır. Büzülme-tzimtzum'un nedeni ise temel bir paradoks­
tan çıkar. Bu kavrama göre Yaratılış'ın var olabilmesi için T-nrı iile­
min içinde olmalıdır; ama eğer Kendini ondan sınırlamazsa tüm Ya­
ratılış O'nun Özü tarafından ezilir. O, Yaratılış'ın bağımsız olarak
varlığını sürdürebilmesi için ondan uzak olmalı, ama O olmadan
Yaratılış bir an bile var olamayacağı için aynı zamanda da ona bağ­
lı olmalıdır. Buna ek olarak tzimtzum-Sınırsız Işığın büzülmesi ya
da sınırlanması kavramı, içinde çözülmesi çok daha zor bir para­
doksu daha barındırır: Buna göre T-nrı Işığını yaratılan boşluktan

72
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

çektiği için, burası O'nun Özü'nden mahrumdur. Yine de T-nrı bu


boşluğu doldurmalıdır çünkü "O 'nun olmadığı hiçbir yer yoktur ve
her yer O'nun görkemiyle doludur... " İşte bu en temel paradokstur
ve Kabala'da T-nrı 'nın yakınlığı ve yüceliği kavramları ile ilişkilen­
dirilir. Bu paradoksun yanıtı ile ilgili olarak verilen açıklama ise bu
boşluğun yalnızca "bize göre" boş ve karanlık olduğudur. Zohar bi­
ze, T-nrı açısından bakıldığında Karanlığın Lambası teriminin de
ışığı ifade ettiğini öğretir. Çünkü T-nrı açısından bakıldığında sınır­
lama-tzinıtzunı hiçbir zaman var olmamıştır. Büzülme-tzinıtzunı'un
amacı Yaratılış için bir yer yaratmaktır ve bu T-nrı için değil bizim
için gereklidir. Sonuçta bu paradoks T-nrı 'nın, yarattığı Yaratılış ile
hem içinde hem de dışında olacak biçimde ilişkide bulunmasını
sağlayan sephiroth kavramı ile açıklanır.

B. Sonsuz Işığın Kalıntısı-Reslıimu: Reshimu, büzülme-tzimtzum


prosesi sırasında T-nrı 'nın Yaratılış'tan geri çektiği Işığı'nın kalın­
tısının izidir. Avir Kadmon-İlksel Atmosferin içinde kalan Sonsuz
Tanrısal Işık'ın ve Yaratılış 'ın Tanrısal Planın 'ın aksine buradaki
kalıntı oldukça "zayıf' ve fiilen "görünmez"dir (var olmayan).
Böylece bağımsız gerçekliğin varlığına izin verir ve onun İlahi bir
"geri planı" olarak hizmet eder. Kalıntı-reshimu bir bardakta yer
alan şarabın içildikten ya da döküldükten sonra kalan kokusuna
benzer. Reshimu sık sık T-nrının tzimtzum-büzülmeden sonraki Yü­
ce Işığı olarak anılır. B üzülme-tzimtzum öncesi mevcut olan Gerçek
Yüce Işıkla Her Yerde Var Olan Işık-kav arasında bir ara aşama olan
kalıntı-reshimu Kabala'da "tüm alemlerin taşıyıcısı" olarak adlan­
dırılır. O, İlahi Birlik'in içinde var olan sonlu varoluşun çokluğunu
"taşımaya" muktedir bir güçtür; tüm Yaratılış ' ı destekler ve ayakta
tutar. Tanrısal Kalıntı-reshimu tüm alemlerin "kaplarının" "madde­
sinin" en yüce kaynağıdır. O, gerçekliğin ilk ve mutlak soyut "göv­
desidir". Tıpkı Adem'in (Adanı) [T-nrı'nın burun deliklerine yaşam
nefesini üflemesinden önce] yaşamsız bir beden olarak dünyanın
tozundan yaratılması gibi kalıntı-reshimu 'nun da varoluşu kav'ın
girişinden önce gelir.

73
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

C. Sonsuz Işığın "ışını/çizgisi"-Kav:


Büzülme-tzimtzum sayesinde yaratılan ve kalıntı-reshinıu'nun
potansiyel varlığıyla doldurduğu vakumun "gecesinde" T-nn ezeli
karanlığın içerisine İlahi Işığın bir "ışınını" gönderdi..."Sabahın"
ışınını.( Zohar, 1 3 yy.)
Yaratılış sürecinin bu aşamasında Yaratıcı, Kendi içine doğru
çekilmesi-tzimtzum sonucu yarattığı o sonsuz karanlığın içine Sınır­
sız Işığından ince bir ışık ışını ya da iplikçiği gönderir. İşte bu nok­
ta bizim sonlu fiziksel alemimizin şekillenmeye başladığı noktadır.
Burada sembolik olarak belirtilen "sabahın" ışını, T-nrı 'nın her yer­
de varoluşunun (omnipresence) açığa çıkmasıdır. O yaratılmış her
varlığın (herbirinin bilinç seviyesi ile orantılı olmak üzere) T­
nn 'nın onunla birlikte olduğunun (her nerede her ne durumda olur­
sa olsun) farkında olmasını ve onu sürekli olarak yenilediğinin far­
kına varmasını sağlar. Sonsuz diye nitelendirdiğimiz fiziksel evre­
nin T-nrı'nın Sonsuz Işığı'nın küçük bir iplikçiğinden yaratıldığını
düşündüğümüzde O'nun görkemi olanca şiddetiyle ortaya çıkıverir.
Sonsuzluk kavramı dahi O'nu tanımlamaya yetmez. Çünkü sonsuz­
luk bile O'nun nezdinde sonlu bir kavramdır. Sonsuzluk ancak son­
lu varlıklar için sonsuzdur. Ama "O" mutlaktır. Her şeyin sonunu en
başından ve Yaratılmış olan her şeyi henüz yaratılmadan görür. Bu
yüzden O bir varlık değildir ama tüm varlıkların ve tüm varoluşun
ötesindedir.
Sonsuz Işığın çizgisi kav'ın iç ve dış olmak üzere iki boyutu var­
dır. Dış boyut "ölçümün çizgisi, ölçme çubuğu" ya da "cetvel" an­
lamına gelen kav hamidah deyişiyle ifade edilir ve Kabala sembo­
lizminde T-nrı 'nın "ölçme" yani yaratılmış her varlığın sınırlarını
belirleme gücüne ve dolayısıyla aralarındaki aynını yaratma gücü­
ne karşılık gelir. İçsel boyutu ise yaratılmış gerçekliği birbirine "di­
ken iplik"-chut olarak anılır ve O'nun parçalan kapsama gücüne,
[parçaların tamamı olan] bütünün varlığını tüm parçalarında açığa
çıkarma gücüne karşılık gelir. Kav'ın içsel boyutunun açığa çıkma­
sı Kabala' da "Torah'ın lsrael'e verilişi" ile sembolize edilir (Çün-

74
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

kü Kabala'ya göre gerçek "parçalan kapsama" ve Yaratılış'ta görü­


len çokluğun içinde Birliği açığa çıkarma gücü Torah'ındır). Bu ne­
denle Torah Eski Ahitte "üç katlı iplik" olarak da anılır. Bunun ne­
deni, Torah'ın kabalistik açıdan sadece bir kutsal kitap olmakla kal­
mayıp Yaratılış öncesi var olan ve Yaratılış'ın hazırlanması aşama­
larında devrede olan yüce bir ruhsal bilgelik olmasıdır.
İbrani alfabesinde KV-kav (ışın) kelimesini oluşturan iki harf
gerçekte uzay ya da boşluk anlamına gelen MKVM (makom) keli­
mesinin iki iç harfidir. Makom kelimesinin ilk ve son harfleri ise M­
mem harfinin telaffuzunu oluşturur (MM); yani yukarıda anlatıldığı
gibi ilksel atmosferin içindeki İlahi Varlığın sımnı. Dolayısıyla
uzay ya da boşluk sözcüğü bize kav'ın, T-nn 'nın ilksel boşluğun
içinde bulunan sonsuz merhametinin potansiyelini açığa çıkardığı­
nı öğretir. Böylece Yaratılış prosesinin başlamasından önce, T­
nn'nın Sonsuz Işığı (T-nn'nın tüm Yaratılış'ın yararına olmak üze­
re sonsuz iyiliğini onun üzerine yayma isteğinin uyanması) şefkat
ve merhametin (Chesed) Tanrısal Nitelik'ine karşılık gelir. Yaratıl­
mış gerçekliğin var olabilmesine izin vermek üzere sonsuz ışığı sı­
nırlayan ve gizleyen İlahi Güç (tzimtzum'un gücü) ise Kudretin
Tannsa! Nitelik'ine (Gevurah) karşılık gelir. İlahi Her Yerde Varo­
luşun (omnipresence) sabah ışını-kav ise Güzellik sephira'sı Tiphe­
reth '.in İlahi niteliğine karşılık gelir ki bu da merhamet tir.

Tanrısal İnsan-Adam Kadmon

"Ve T-nn insanı Kendi Suretinde yarattı . . . Bu suret bizi bu fileme


ilk geldiğimizde kabul eden, biz büyüdükçe bizimle birlikte gelişen
ve dünyayı terkettiğimizde ise bize eşlik eden surettir. O'nun kay­
nağı Cennet'tedir." (Zohar, Işığın Kitabı, 1 3 yy.)
Kabala sembolizminde Adam Kadmon, Ain Soph Aur-T-nn nın '

Sınırsız Işığının büzülmesinden sonra oluşan vakumda (chalal)


açığa çıkan ilk profil, suret ya da yüzdür. Yani T-nn'nın suretinde

75
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

yaratılan arketipal insandır. Bu sembol T-nrı, İnsan ve Alemi birbi­


rine bağlayan temel eksene! bir kavramdır. Ain Saplı-Sonsuz Tanrı­
sal 'dan ilk çıkan varlık olarak Adam Kadman, temelde ondan ayrı­
lamaz derecede Tanrısal bir varlık olmakla birlikte bedeni ruhsal ve
fiziksel alemi de doğurur ve oluşturur. Bu durum ise O'nun aşağıda
bahsedeceğimiz paradoksal doğasını ortaya koyar. "Aşağıda" T­
nrı 'nın suretinde yaratılmış olarak belirtilen insan da kabalistlere
göre "yukarıdaki" Adam Kadman'un bedenini oluşturan aynı koz­
mik elementlerden (sephirath) oluşur. Buna göre de Tanrısal İnsan­
Adam Kadmon sembolü kozmosun kendisinin de -aynı insanda ol­
duğu gibi- hem bir ruh hem de bir bedene sahip olduğu fikrini orta­
ya koyar. Kabala Adam Kadmon'un vakumun içine ilk olarak işle­
yen İlahi Işığın Işını-kav tarafından açığa çıktığını öğretir. Bu açığa
çıkış ise iki aşamada gerçekleşir: 1 . kav'dan yansıyan on ortak mer­
kezli daire-egulim, 2. kav ' ı "sarmalayan" insan benzeri bir varlık
biçiminde (yaslıer).
Kabala'ya göre Tanrısal İnsan-Adam Kadman saf ı şıktan oluşur
ve hiçbir kap ya da taşıyıcı içermez. Onun vakumdaki genişlemesi,
Tanrısal Kalıntı-res/ıimu 'nun gücü ve buna ek olarak Adam Kad­
man'un kendi içinde var olan ışığın gücüyle (ışığın kapları yaratma
potansiyeli) sınırlanır. Adam Kadmon, büzülmeden sonra T-nrı' nın
İlahi Atziluth-İlk Çıkış Alemi'ni ve ondan doğan diğer üç alt alemi
(Briah-Yaratılış, Yetzirah-Şekillenme ve Asiah-Hareket) ortaya çı­
karmak üzere ortaya koyduğu iradesinin ve mükemmel planının bir
yansımasıdır. Böylece T-nn 'nın dört harfli Adına (IHVH), dört sep­
hirath 'a (Bilgelik-Chachmah, Anlayış-Binalı, Güzellik-Tiphereth
ve Krallık-Malchuth), ruhun dört alt seviyesine (Yaşayan Ruh-Chi­
ah, İç Ruh-Neshamah, Dış Ruh-Ruach, Alt Ruh--Nephesch) karşı­
lık gelen ve AB YA olarak adlandırılan dört alem (İlk Çıkış-Atziluth,
Yaratılış-Briah, Şekillenme-Yetzirah, Hareket-Asiah) ile bağlantılı
olmak üzere Adam Kadman, T-nnnın Kutsal Adı IHVH'in yad har­
finin üst tırnağına (katzo shel yad), ruhun yechidah ' ına (ileride bah­
sedeceğiz) ve Hayat Ağacında ise Taç-Kether'e karşılık gelir. Son-

76
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

lu Yaratılış 'ın Tanrısal Planı ise Tanrısal İnsan-Adam Kadmon için­


de saklıdır ya da potansiyel varoluş durumundadır. Bu Tanrısal Plan
sephirotik sistemde ise Taç-Kether'de bulunur. Adam Kadmon 'u
oluşturan Adam ve Kadmon isimleri ise bu varlığın paradoksal do­
ğasını son derece çarpıcı bir biçimde gösterir. Bir yanda yaratılmış
bir varlık olarak Adam, diğer yanda ise ilksel, ezeli Tanrısallığın
yansıması olarak Kadmon. Bu nedenle Kabala öğretisinde Adam
Kadmon Mesih'in arketipal ruhunu, T-nrı'ya ait olan Yaratılış 'ın en
yüce "tacını" ve ilksel sonsuzluğu sonlu, yaratılmış gerçekliğe yan­
sıtan Tanrısal "ortayı" simgeler. İşte bu noktada dışarıdan öğreti­
ye, insana tanrılık atfettiği iddiası gelir: Tanrısal İnsan da ne demek­
tir? İnsan hiç T-nrı olur mu? vs. Ancak sembolleri doğru bir biçim­
de anlamaya başladığımızda görürüz ki Adam Kadmon beşer insanı
değildir. O İlahi bir varlıktır. Saf ışıktan oluşur ve fiziksel bir doğa­
sı yoktur. O, tezahürün devam eden aşamalarında beşer insanının
şekillenmeye başladığı, Yaratılış ile fiziksel insan arasındaki bağ­
lantı noktasıdır. O insanın arketipidir yani "yukarıda" yaratılan in­
sandır ve beşer dediğimiz insan varlığı değildir. O, yaratılmış tüm
alemlerin üzerindedir. Tüm bunlara rağmen yine de ve asla T-nn de­
ğildir. Kabala terminolojisinde Adam Kadmon İrade, Zeka, Duygu
ve Hareketten oluşan bir anatomiye sahiptir. Bu yapının uzantısı ise
kolaylıkla anlaşılabileceği gibi Yaratılış'ın dört alemine eş değerdir
(İrade-Atziluth, Zeka-Briah, Duygu-Yetzirah ve Hareket-Asiah ale­
mi). Buna göre beşer insanının mikrokozmik anatomisi içinde Ya­
ratılış' ın makrokozmik yapısı temsil ediliyor demektir. Bunu biraz
daha açarsak; "sephiroth ve tüm alemler Adam Kadmon'dan çıkar­
lar" anlamına gelir. Bu çıktıların en yükseği ve yücesi ise İlk Çıkış­
Atziluth Alemi'ni oluşturur'. Atziluth kelimesi İbranice "etzel" yani
[T-nn ' ya] "yakın" kelimesinden çıkar. Özellikle Rabbi /saac Luria
takipçilerine göre İlk Çıkış Alemi-Atziluth'un bile üstünde yer alan
Adam Kadmon Alem' i o kadar yücedir ki Sınırsız olan-Ain
Soph'tan neredeyse ayırt edilemez. T-nn'ya bu kadar yakın olmak
suretiyle Adam Kadmon bu alemden, diğer alt alemlerde birbirini
izleyen olayların seyrini yönetir.

77
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

En alt alemde (Hareket-Asiah) ise fiziksel bedenimiz bulunur.


Milyonlarca yılda evrimleşen bu fiziksel yapı dünyevi koşullara
uyarlanmış belirli ilkeler üzerine kurulmuştur ve kökleri, varoluşu
yöneten arketipal yasalarda (sephiroth) bulunmaktadır. Dolayısıyla
en elemente! bazda baktığımızda fiziksel beden [sembolik olarak]
toprak, su, ateş ve hava ile etkileşimli olarak çalışmaktadır. Fiziksel
bedenimizin belirli sistemleri Hayat Ağacının belirli sephiroth 'u ta­
rafından yönetilir. Bu sistem aynı biçimde kimyasal olaylar, elekt­
ronik aktiviteler vs. için de geçerlidir. Dolayısıyla sephiroth ya da
Hayat Ağacı model olarak tüm fiziksel Yaratılış'a uygulanabilir.
Ağaç içinde yukarıya doğru çıktıkça (Şekillenme-Yetzirah filemine)
bir bağlantı olan eterik bedene oradan ruhsal bedene ve kitabımızın
ilerleyen bölümlerinde anlatacağımız ruhun üst seviyelerine (Yara­
tılış-Briah Alemi 'ne) doğru çıkılır. Tanrısal İnsan-Adam Kadmon,
bulunduğu bu en üst filemde sadece sephiroth ve alt alemlerin oluş­
masını sağlamaz, ama aynı zamanda onların yeniden yapılanmasını
ve düzeltilmesi prosesini de yönetir. Bu proses gereği Adam Kad­
mon 'dan çıkan ışıklar kırılmış kaplan yıkar, arındırır ve onların
partzufim-suretlere dönüşerek düzeltilmelerini de sağlar. Buna göre
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon sadece alemin oluşumunun değil
onun kurtuluşunun da bir aracıdır. Yani filemin kurtuluşunu (Tikkun)
sağlamak ve onu yeniden, geldiği Tanrısal Kaynak'a geri döndür­
mek erkek ve kadını bir arada ifade eden insanın elindedir. İşte T­
nrı 'nın suretinde yaratılan insandan kastedilen budur. Kabala'ya
göre insan fiziksel ve ruhsal özellikleriyle tüm Yaratılış'ın bir min­
yatürüdür. Tipik kabalistik bir deyimle; "Bir insan tüm Yaratılış' a eş
değerdir. Bir insan minyatür bir Alemdir." (Rabbi Nathan)
Sephiroth ya da Hayat Ağacı modelinin fiziksel ve ruhsal filem­
lere uygulanışını gösteren kabalistik şema aşağıdaki gibi verilebilir:

78
Anatomi
Yetzirah ve asiah
akıl ve beden
,
' ,\ ,\ Iı 1ı / I, / atziluthun malchuthu
','V..J(J",,"' briahın tipherethi
yetzirahın ketheri

Şekil-6
KABALA: "SINJRSIZ"A YOLCULUK

Yukarıda da açıklandığı gibi, Adam Kadmon'un insan-yosher


boyutu, insan biçimi bir form ya da suret içerir. Adam Kadmon'un
tezahürün içindeki ana amacı ise T-nrı'dan yansıyan ışıkları tutmak,
içinde taşımak ve dış gerçekliğe yayabilmek için onları tutacak kap­
lar oluşturmaktır. Bu amaç ile tezahürün bundan sonraki aşamasın­
da, bir "yüz" ya da "suret" biçiminde sembolize edilen Adam Kad­
mon 'un yine sembolik olarak kulak, burun ve ağzından ışıkların ya­
yıldığı bir proses başlar.

Bağlama-Akudim, Noktalar-Nekudim ve
Bağlantı-Brudim Alemleri

anrısal İnsan-Adam Kadmon yaratıldıktan sonra, sıra içinde T­


Tnrı 'nın Kendini görebileceği varlıkların bulunacağı Yaratılış'ın
alemlerinin oluşturulmasına gelmiştir. Bu amaçla T-nrı'nın Sonsuz
Işığı Adam Kadmon'dan aşağıya doğru, parlaklığını yaratılmış var­
lıkların dayanabileceği seviyelere doğru azaltarak inmeye devam
eder. Bu aşamada Adam Kadmon'dan üç ayrı alem tezahür eder.
Bunlar: 1 . Bağlama Alemi 0 /am Ha'Akudim, 2 . Noktalar Alemi-
-

0/am Ha'Nekudim, 3. Bağlantı Alemi 0/am Ha' Brudim.


-

A. Bağlama Alemi-Akudim: Akudim-Bağlama Alemi, Tanrısal İn­


san-Adam Kadmon'dan yaratılan kaptan doğan ilk alemdir. Bu ale­
me ait on ışık (sephiroth) tek bir kabın içinde bulunur. Tüm ışıkla­
rının yan yana bir tek kap içinde bağlı bulunmasından dolayı bu
alem bir bağlama alemi olarak adlandırılır. "Aşağısı Yukarısı ve Yu­
karısı da Aşağısı gibidir." ilkesi uyarınca bu Tanrısal seviyenin fi­
ziksel alemde ve insan ruhunda yansıması, kişinin tüm zihinsel ve
duygusal niteliklerinin, kendilerini açıklamak ya da ifade etmek
için tek bir yol ya da davranış içermeleri durumuna karşılık gelir.
Kolay anlaşılması bakımından bu aşamayı tüm değişen duygularım
ancak tek bir kelimeyle (ya da ağlama ile) ifade edebilen bir bebe­
ğin durumuna benzetebiliriz.

80
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Bu tek kaba sığamayan ışıklar sürekli bir gidiş geri dönüş mati -

'
v lo mati dinamiği içine girerler (kelime anlamı olarak "ulaşan ve
ulaşamayan"). Adam Kadmon 'un "ağzından" inen bu ışıklar Aku­
dim-Bağlama Alemi'nin kabına girerler ve sonra bir kısmı tekrar
kaynaklarına Adanı Kadmon'un "ağzına" dönerler ve bu hareket
yukarıdaki dinamik uyarınca sonsuza kadar sürer. Bu hareket kadim
Sepher Yetzirah'ta şöyle belirtilir. "Hiçliğin on sephiroth'u . .. Men
ederler ağzını konuşmaktan ve kalbini düşünmekten ... Ve eğer kal­
bin kaçarsa senden, geri döndürürler onu ait olduğu yere. O yüzden
denmiştir ki: "Yaşayan Yaratıklar gider ve geri dönerler." (Ezekiel
1 :24). Ve işte anlaşma bu gizem üzerine inşa edildi . . . "(Sepher Yet­
zirah M.S. 2. yy.)

B. Noktalar .Aıemi-Nekudim: Bağlama Alemi-Akudinı'in yaratılı­


şından sonra Tanrısal Işık, Adanı Kadmon'dan aşağıya doğru teza­
hür etmeye devam eder ve giderek parlaklığını azaltarak aşağı sevi­
yelere doğru iner. Bu aşamada bu alemin on ışığım (sephiroth) içer­
mek üzere on bağımsız kap yaratılır. Yaratılan bu kaplar küçüktür,
tam oluşmamıştır ya da olgunlaşmamıştır. Kaplar ancak noktalar
olarak göz önüne alınabilir. Bu nedenle de burası Nekudinı-Nokta­
lar Alemi olarak adlandırılır. Tek bir kapta bulunan on ışığın gidiş
geri dönüş-nıati v ' lo mati dinamiği ile serbestçe içeri ve dışarı aka­
bildiği Akudinı-Bağlama aleminden farklı olarak, Nekudinı-Nokta­
lar Alemi'nde ışıkların tümü onlara karşılık gelen sephiroth'un içi­
ne zorlayarak girerler ve onları birer birer "kırarlar". İnsan ruhunda
ise bu durum, sahip olduğu nitelikleri açıklamak amacıyla, farklı
ama çok sınırlı bir dil ya da deyimler kullanan, henüz olgunluğa
erişmemiş bir gencin durumuna benzetilebilir. Bu, insan vücudunun
fizyolojisiyle bağlantılı olarak ölüme de benzetilebilir. Ölümde ol­
duğu gibi ışıklar (ruh) kaynaklarına geri döner, kınlan kaplar (bede­
nin fiziksel uzuvları) ise gerçekliğin daha aşağı alemlerine doğru
inerler (toprağa gömülürler). Ama kınlan kapların içinde, yaşam
gücünün geçici olarak saklanmış ve inaktif kıvılcımlan-nitzozot

81
KABALA: "SINIRSıZ"A YOLCULUK

kapların "yeniden dirilmesini" sigorta etmek için kalırlar. Nekudim­


Noktalar Alemi Kabala öğretisinde genelde Kaos Alemi-Tolıu ola­
rak değerlendirilir. İki alem Bağlama-Akudinı ve Noktalar-Nekııdim
kaosun iki durumu olmak üzere "kararlı kaos" (Akııdim, kaosun kı­
rılmaz durumu) ve "kararsız kaos" (Nekudim kaosun kırılan duru­
mu) halini belirtirler. Günümüzde ortaya konulan modem Kaos Te­
orisi ise bu iki kaos durumunu fiziksel dünyaya istinaden tanımlar.
Noktalar Alemi'nde bulunan ve Adam Kadmon sembolizminde
O 'nun gözlerinden yayıldığı ifade edilen ışıklar; yaşamındaki ana
amacı T-nrı'nın bir habercisi ya da temsilcisi olarak davranan -ve
bu sayede T-nrı'nın Işığını ve İyiliğini tüm gerçekliğe ve insan bi­
lincine yaymak ve nüfuz etmek suretiyle onların T-nrı 'yı dünyanın
Kralı olarak tanımalarını sağlamak olan- insanlığın ruhlarının kökü­
ne karşılık gelir. Bu anlayışa dayanarak, kapların kırılması
(bkz.Klippoth) olarak ifade edilen aşama bu ilk temsilcilerin iste­
dikleri amaca ulaşamadıkları anlamına gelir. Yani bu aşama Kaba­
la' da sembolik olarak, T-nrı'nın tüm gerçekliği tek başına idare et­
tiği değil ama to/ıu-kaosun her bir "kralının" (Torah'ta lsrael'den
önce hüküm süren Edom kralları olarak geçer) "Ben yöneteceğim!"
iddiasıyla alemi yönetmeye çalıştıkları aşama olarak öğretilir. Ol­
dukça karmaşık gibi görünen bu aşama aslında insana T-nrı 'yı ara­
yış yolunda, serbest seçme olanağının verildiği aşamadır. Daha ile­
ride ayrıntılı biçimde anlatacağımız ve Kabala'da Kapların Kırıl­
ması olarak öğretilen olayın başlangıcı olan bu aşama, insana ser­
bestçe seçebilmesi için iyi ve kötünün ayrı ayrı verilmesinin başlan­
gıç aşamasıdır. Evrenlerin yaratılışı sırasında ki, henüz dengenin
muvazenesinin oluşmadığı kaos aşamasını tanımlar. Ne kadar tanı­
dık geliyor değilmi? Bilim adamları büyük patlama (Big Bang) ön­
cesi bir kaos durumunu bu yüzyılda öngördüler; halbuki Kabala'da
birkaç bin yıl önce ifade edilmişti.

82
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

D. Bağlantı-Brudim ve Düzeltme-Tikkun Alemleri: Kabala'ya gö­


re, Nekudim-Noktalar Alemi'nin kaplarının kırılmasından sonra T­
nrı, Adam Kadmon 'un "alnından" (sembolik olarak) yeni bir ışık çı­
kardı ve bu ışık Brudim-Bağlantı Alemi tarafından doldurulan aleme
indi. Bu yeni ışığın gücü ve amacı tohu-kaosun yukarıda bahsettiği­
miz kırılan kaplarını yeniden yaşama döndürmek yani onları dirilt­
mek ve ıslah etmek ya da düzeltmektir. Bu düzeltme prosesi nihai
olarak Atziluth-İlk Çıkış Alemi'nde tamamlanır. Daha aşağıda yer
alan üç alemde gerçekleşen (Yaratılış-Briah; Şekillenme-Yetzirah,
Hareket-Asiah) düzeltme prosesi ise içine gerçekliği ıslah etmek
amacıyla (Tikkun) Tanrısal Ruh'un-Ruach Ha Kodeslı yeni bir ışıkla
parladığı, insanlığın T-nrı 'ya olan hizmetine bağlıdır. İnsanların ben­
liklerini T-nrı ile birleştirme ve varlıklarını T-nrı'nın Varlığı içinde
eritmeleri yolundaki erdemli çabalarıyla da T-nrı Alemin Kralı ol­
muştur. Kabala terminolojisinde Bağlantı Alemi 'nin bu yeni ışığı
Ne-Malı adıyla anılır. İbranice bir kelime olarak Malı, Musa'nın ken­
di benliğini T-nrı 'nın benliği içinde eritmesini (bitul) vurgulamak
için kullandığı "Ne[yim Ben]?" deyişine karşılık gelir. Yaşam gücü
kıvılcımları ile birlikte kaosun kapları ise Ban olarak adlandırılır.
Kaos 'un kırılan kaplarını düzeltme işleminin sırrı Ban isminin
her noktasının, Malı ismi içinde kendisine karşılık gelen "ruh eşi­
nin" ruhuyla "evlenmesi"olarak ifade edilir. Malı (düzeltme kuvve­
ti) evlilikte erkek bileşeni, düzeltilmesi gereken fiili gerçeklik
(Ban) ise evlilikte dişi bileşeni simgeler. Dolayısıyla Kabala'da Dü­
zeltme Alemi-Tikkun evliliğin alemi olarak görülür. Varlığın bir ön­
ceki aşamasında (Tolıu-Kaos Alemi'nde) ise "krallar daha evlenme­
miştir". (Aslında evlenmek için henüz gençlerdir.) Düzeltme alemi
ise olgunluğun, evlenmek için gerekli fizyolojik ve psikoloijk duru­
muna karşılık gelir. Zolıar'da bu düzeltilmiş durum "mükemmel
denge" olarak adlandırılır. Burada erkek ve dişi komponentler "yüz
yüze" olacak biçimde, gerçekliğin her noktasında vardır ve birleş­
miştir- B irdir.

83
İlk Çıkış Alemi-Atziluth

annsal Tezahür'ün bu aşamasında yaratılan ilk alem Atziluth-İlk


TÇıkış Alemi'
A
<lir. Kabalistik öğretide bu alem, içinde yalnızca
Tanrısal İnsan-Adam Kadmon 'un ikamet ettiği ve "kendi bilincinin
tamamen farkında olan" ve saf ışıktan oluşmuş bir mekandır. İlk Çı­
kış-Atziluth seviyesi beşer insanının bilincine ve idrakine tamamıy­
la kapalıdır. T-nn 'nın Sonsuz Işığı bu aşamadan başlayarak ve gide­
rek daha da somutlaşarak aşağıda yer alan yaratılmış alemlere doğ­
ru, parlaklığını yavaş yavaş azaltarak inmeye devam eder. Ancak bir
kere daha vurgulayalım ki, gerçekte ışığın parlaklığı değişmez sade­
ce yaratılmış varlıklara giderek parlaklığını yitiriyormuş gibi görü­
nür. Işığın giderek zayıflaması ise filemlerin yaşabilmesi ve ayakta
kalabilmesi için gerekli olan bir şeydir. Daha önce de belirttiğimiz
gibi böyle olmasaydı T-nn'nın Sonsuz Işığı' na doğrudan maruz ka­
lan hiçbir alem varlığını sürdüremezdi. Yaratılış'ın varlığı açısından
çok önemli olan bu kavramı bir örnekle açıklamaya çalışalım:
Evimizdeki televizyonun fişini bir nükleer reaktörün çıkışına
doğrudan bağladığımızı düşünelim. Sonuç ne olacaktır? Tabii ki te­
levizyonumuz o muazzam gücün, gerilimin şiddetine dayanamayıp
yanar. Ama o nükleer santraldan çıkan gerilimin şiddetini trafolar­
dan geçirmek suretiyle kademe kademe düşürerek evimize getirdi­
ğimizde artık televizyonumuzu sorunsuz bağlayabilecek bir seviye­
ye indirmiş oluruz. İşte benzer bir durum burada da söz konusudur.
Eğer T-nrı 'nın Işığı Sonsuz Kaynağındaki şiddetiyle bizim alemi­
mize inse bir an bile var olamayız. Bu nedenle İlk Çıkış Ale­
mi 'nden başlayarak aşağıya, bizim sonlu fiziksel alemimize kadar
her bir alem T-nn 'nın Sonsuz Işığını bir tür filtre etme görevi görür.
Böylece sonlu alemimiz ve biz T-nn'nın Işığı'nı zarar görmeden ve
varoluşumuza bir zarar gelmeden alacak düzeye gelmiş oluruz.
Atziluth-İlk Çıkış Alemi 'ni kendisinden sonra gelen üç alt alem­
den farklı kılan özelliği onun, kendi varlığının tamamıyla bilincin­
de olmasıdır. Altında yer alan diğer alemler ise ondan yaratılmış

84
YA R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

alemlerdir. Her alemde bir Hayat Ağacı olduğunu daha önce belirt­
miştik. Tanrısal Atıiluth Alemi diğer alemleri doğuran alem olması
sıfatıyla bilinçli bir alemdir. Bu alemin Taç-Kether'i ise bizim fizik­
sel gerçekliğimizin başlangıç noktasını oluşturur. İlk Çıkış-Atıiluth
Alemi 'nin Taç-Kether'i [Sonsuz Işığın ilk aşamasından başlayarak
bizim sonlu fiziksel alemimize kadar olan tezahürünün başlangıcı­
nı oluşturması nedeniyle] kabalistik açıdan büyük öneme sahiptir.
Zohar'ın açılış kitabı olan Siphra Dtıenioutha-Örtülü Gizem Kita­
bı bu aşamayı son derece ağır bir sembolizmle ve ayrıntılı biçimde
işler. Zohar'ın bunu yaparken kullandığı sembolizm ise Taç Ket - ­

her'in suretleridir. Daha önce sephiroth 'u bölümlendirmenin bir yo­


lunun onu profillere, suretlere-partıufim ayırmak olduğunu söyle­
miştik. Kabala'da bir profil ya da suret her bir sephira'nın (ya da
grup olarak sephiroth'un) kendi bağımsız on sephiroth'unu (ya da
Hayat Ağacını) oluşturduğu, insan suretinin mecazi bir figürü ya da
şeklidir. Kabala, İlk Çıkış-Atıiluth aleminin Taç-Kether'inin bu su­
retlerini ya da seviyelerini aşağıdaki biçimde ifade eder.

Taç-Ketlıer'in suretleri

A. Günlerin Kadimi-Atik Yomin: İlk Çıkış-Atıiluth aleminin Taç­


Kether'inin ilk sureti Günlerin Kadimi Atik Yomin adını alır. Gün­
-

lerin Kadimi (İng.The Ancient of Days), Taç-Kether'in Tanrısal


Haz'zın bilinç üstü gücüne karşılık gelen içsel suretidir. Atik Yomin
Aramice bir terimdir. Kutsal Kitap'ta ve Daniel'in kitabında açıkça
görülür ve Daniel'in "Mesihin gelişi" vizyonunda görülen Kaadir-i
Mutlak T-nrı kavramına karşılık gelir. Kabala'da bir alemin Taç­
Kether'i onu bir önceki yüksek aleme bağlayan bir orta kademe ola­
rak hizmet görür. Her orta kademe kendi içinde iki seviye içerir ve
böylece bu seviyelerden her biri iki değişik ve genelde birbirine zıt
bu alemlerden birine, diğeri ise diğerine bağlanır. Bu örnekte oldu­
ğu gibi Günlerin Kadimi-Atik Yomin sureti, bir üstteki alemin içsel
parçası ve uzantısı olarak; Taç-Kether'in diğer sureti Uzun Yüz ya

85
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

da Sonsuzluğun Yüzü-Ariclı Anpin ise, bir aşağıdaki alemin fiili


başlangıcı ve dışsal bir parçası olarak iki alemi birbirine bağlar. Do­
layısıyla Günlerin Kadimi-Atik Yomin "üstekinin altı" olarak anılır­
ken Uzun Yüz-Ariclı Anpin 'den "alttakinin üstü" olarak bahsedilir.
Atik Yomin terimi "alemin günleri" (yaratılmış gerçekliğin bilinci)
ile ilişkili olarak Mutlak Yüceliği belirtir. Atik kelimesi Aramice
"kadim" anlamına ek olarak "kopya" anlamını da taşır. Bu nedenle
o Kabala'da, bir alt alemin üstüne daha yukarıdaki bir alemi kopya­
layan Tanrısal Güç olarak da nitelendirilir.

B. Uzun Yüz, Sonsuz Sabırlı Olan-Arich Anpin: Atzilutlı-İlk Çı­


kış Alemi 'nin Taç-Ket/ıer'inin ikinci sureti olan Ariclı Anpin Kaba­
la'da "Uzun Yüz" ya da "Sonsuz Sabırlı Olan" olarak ifade edilir ve
Taç-Ketlıer'in Tanrısal İrade'nin bilinç üstü gücüne karşılık gelen
dışsal suretini gösterir. Ariclı Anpin terimi Arich-uzun kelimesinin
sonsuzluk kavramını belirtmesi nedeniyle Kabala' da genelde "son­
suzluk" ya da "sonsuz güç" kavramı ile tanımlanır. Dolayısıyla O,
ulaşılması, incelenmesi mümkün olmayan T-nrı'nın Gizli İradesidir.
Kabala öğretisinde Uzun Yüz-Arich Anpin T-nrı'nın alemi yarat­
mak için insan bilgeliğinin ve anlayışının tamamen ötesinde olan
Kendi Motivasyonunu ifade eder.

C. Bilinmeyen Yüz-Raslıa D'Lo ltyada: Zohar, Taç-Ketlıer'in bu


seviyesini; "Bilinmeyen Yüz ne bilen ne de bilinen Yüz'dür" sözle­
riyle tanımlar. Bu tanıma göre Taç-Kether'in bu seviyesi ne kendi iç
varlığının bilincindedir ne de onun dışındaki herhangi bir bilinç se­
viyesi tarafından bilinir. Kabala'da açıklandığı üzere bu seviye İlk
Çıkış-Atziluth Alemi'nin Taç-Kether'inin üç yüce "yüzünden" en
yükseğidir. Bilinemeyen Yüz seviyesi Kether'in içsel profili olan
Atik Yomin-Günlerin Kadimi'nin üst üç sephiroth'unu (Taç-Kether,
Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binalı) içerir (her profilin kendi on
sephiroth'unu oluşturduğunu unutmayalım). Geri kalan yedi sephi­
roth ise Sonsuz Sabırlı Olan-Arich Anpin içinde "sarılmıştır". Bili-

86
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

nemeyen Yüz'ün üst üç sephirotlı'u ise hiçbir profilin hiçbir seviye­


si tarafından çevrelenmemiştir. Bu nedenle o, "Açımlanmış Yüz"
olarak da adlandırılır. Bunun nedeni sadece bilinç olarak açılmış ol­
ması değil ama doğası olarak hiçbir başka gerçekliğe tarafından
kapsanmamış ve saklanmamış olmasıdır. İnsan ruhunda ise Biline­
meyen Yüz, her insanın T-nrı'ya karşı duyduğu saf inancın kayna­
ğıdır. İnsanın doğasında var olan bu inanç, gelecek dünyanın son­
suz hazzının derin bir varoluşsal duygusunu içerir. Bu da Bilineme­
yen Yüz suretinin neden Kether'in iç profili olan Atik Yomin-Gün­
lerin Kadimi'nin başı olduğunu ve neden genelde ruhun bilinç üstü
hazzına karşılık geldiğini açıklar.

D. Hiçliğin Yüzü-Resha D'Ayin: Hiçliğin Yüzü olarak adlandırılan


bu seviye, Günlerin Kadimi-Atik Yomin profilinin Uzun Yüz-Arich
Anpin içinde çevrelenmiş durumda olan yedi alt sephiroth'una karşı­
lık gelir. İnsanlığın Tanrısal Ruh'unda var olan haz ve huzurun en üst
duygusu onun gerçek "hiçlik" duygusudur. Her ne kadar insanın dün­
yevi ruhu yani nefsi-nephesch, hazzı "bir şey" ya da "varlıksal" ola­
rak deneyimlerse de Tanrısal Ruh-Ruach Ha Kodesh hazzı "hiçlik"
olarak deneyimler. Yalın sözlerle söylersek: "bağımsız bir varlık ola­
rak ne kadar az var olursam, ne kadar az yer kaplarsam, o kadar iyi
hissederim" biçiminde algılar. Gerçekliğin ilahi kaynağının deneyim­
lenmesinin verdiği haz yani tüm varlığın yaratıldığı Tanrısal Hiçlik,
kişinin kendi benlik duygusunu hiçlik durumuna indirgemesine ne­
den olur. Kabala sembolizmi varlığın bu seviyesi hakkında şöyle der:
"Bilgelik hiçbir şeyde bulunur". Hiçlik, özgecilik ya da benliksizlik­
bitu/ konusuna ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak değineceğiz.

E. Sonsuzluğun Yüzü-Resha D'Arich: Sonsuzluğun Yüzü sureti


genel olarak Arich Anpin-Sonsuz Sabırlı Olan'a yani Taç-Kether'in
ruhta bilinç üstü iradeyi simgeleyen dış profiline karşılık gelir.
Özelde ise onun Taç-Kether'i yani Adam Kadmon'un kafatasına
(Gulgalta). Zohar der içi: "Her kim küçükse, [o] büyüktür." Varo-

87
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

luşsal küçüklüğün ya da hiçliğin deneyiminden (Resha D 'Ayin ' in


deneyimi) sonra sonsuz genişlemenin deneyimi gelir (Resha
D Ayin 'i çevreleyen Resha D'Arich'in deneyimi) yani yeni ve dü­
'

zeltilmiş gerçekliği yaratan iradenin gücü. Kabala'da bu şöyle ifa­


de edilir: "Hiçbir şey iradenin yüzünün önünde duramaz".

F. Kafatası-Gulgalta: Gulgalta-Kafatası, Arich Anpin-Uzun Yüz


profilinin Taç-Kether'idir ve Kabala'da "iradenin kaynağı" ol�rak
tanımlanır. Yani O, "iradeyi yaratan iradedir." Kafatasının içinde
Atik Yomin Günlerin Kadimi'nin Sevgi-Chesed'i çevrelenir. Burası
-

"iradeye" giden "hazzın" ilk buluşma noktası ve bağıdır. İrade ve


hazzın birliği (iki karşıt kavram, haz doymuş, irade ise doymamış­
tır) Kabala'da "istek" (arzu) olarak tanımlanır ve hem elde etmek
üzere bir amaca yönelik iradeyi hem de amaca ulaştıktan sonraki
haz ve tamamlama duygusunu belirtir. İstek duygusunu ruhta uyan­
dıran ise kişinin iradesinin bir şeyin sonucuna giden "nedene" doğ­
ru değil ama o şeyin "sonucuna" doğru olmasıdır. Alemin yaratılı­
şına ilişkin olarak söylenen ifade bunu açıklar: "T-nrı nasıl istediy­
se O, öyle yaptı".

G. Gizli Beyin-Mocha Stima'ah: Gizli Beyin ya da Gizli Bilgelik­


Chochmah Stima' ah, Arich Anpin Uzun Yüz profili içindeki Bilge­
-

lik-Chochmah sephira'sıdır ve iradenin gücünün içinde bulunan


bilgeliğin kaynağıdır. Chassidut öğretisinde "yeni zekalar oluştur­
ma gücü"-coach hamaskil olarak da anılır. Kabala'da, Gizlenmiş
Beyin seviyesinde "irade için gizli bir neden vardır" denir. Bu sevi­
yede sebep ile sonuç arasında açık bir ayrım görülür. Her sebep bir
sonuç uğrunadır. İşte bu, iradenin arkasındaki gizli mantıktır.
Atik Yomin Günlerin Kadimi'nin Gevurah-Sertlik niteliği, Uzun
-

Yüz-Arich Anpin' in Bilgelik-Chochmah sıfatı olan Gizlenmiş Be­


yin içinde çevrelenmiş durumdadır. Bu sephira gerçekliği ölçen ve
sınırlayan gücün kaynağıdır. Gizlenmiş Beyin yaratılmış tüm var­
lıkların sınırlarını belirleyen seviyedir. Dolayısıyla Atik Yomin-

88
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Günlerin Kadimi 'nin Chesed-Merhamet sıfatını çevreleyen Kafata­


sı-Gulgalta İlk Çıkış Alemi-Atziluth 'un "ışıklarının" en yüce kay­
nağıyken, Mocha Stima' ah-Gizlenmiş Beyin de aynı alemin "kap­
larının" yüce kaynağıdır. Saklı beyin henüz ıslah edilmemiş aydın­
latmanın ve düzeltmenin yüce gücünü içerir ve mantık-üstü sezgi­
sel gücü kullanarak düzeltilmemiş bu gerçekliğin içinde yakalanmış
ve gizli halde bulunan Tanrısal kıvılcımlan tanımlar. İçsel iradesi­
nin gücü ile (ki O iradenin bilgeliğidir) kutsal kıvılcımlan içinde
bulundukları esaret ve sürgünden- çıkartabilir ve "rehinden kurtara­
bilir". Kabala; "Mesihin içinde bulduğumuz ilk güç yeni zekalar
oluşturmanın gücüdür" der. İncil'de /saiah'da yazdığı gibi: "Bak ve
Gör! Hizmetçim [Mashiach] başaracak". Kabala'ya göre Mesihin
ilk "başarısı" Tannsal'ın düşen kıvılcımlarının (sürgündeki ruhlar
ve dünyevi gerçekliğin her yerinde bulunan kıvılcımlar) bedelini
ödemek, kurtarmak ve onları tam Tanrısal Bilinç durumuna yükselt­
mektir.

H. Sakal-Dikna: Kabala sembolizminde Arieh Anpin Uzun Yüz 'ün


-

"sakalı" Tanrısal Merhamet'in on üç ( 13) ilkesine karşılık gelen on


üç kısmı ya da "düzeltmenin on üç bağımsız seviyesini" (Tikunei
Dikna) içerir. Bu sembolizmde sakalın her bir "teli" Uzun Yüz'ün
içindeki sonsuz ışığın açığa çıkabilmesine ve İlk Çıkış-Atziluth Ale­
mi 'nde geçerli olabilmesine imkan vermek ve böylece onların üze­
rine T-nrı'nın sonsuz merhametini yaymak amacıyla sınırlayan
tzimtzum-büzülme prosesinin ayn bir gücünü simgeler. Dikna-Sa­
kalın, "gerçeğin" Tanrısal ilkesine karşılık gelen yedinci bölümü
(ortası ya da merkezi, 7 sayısı 13 sayısının ortasıdır.), Arich Anpin­
Uzun Yüzün sakalla kaplanmamış kısmı olan "yanaklarıdır". Bura­
da Uzun Yüz'ün ışığı tzimtzum olmadan parlar. Yüzün ışığından üç
yüz yetmiş (370) ışık olarak bahsedilir ve hakkında şöyle denir (Zo­
har, Siphra Dtzenioutha): "Yaşam, Kralın yüzünün ışığındadır". Sa­
kalın sekizinci ve on üçüncü kısımlan sırasıyla Tanrısal akışın yük­
sek kaynağı ve alçak kaynağı olarak tanımlanır. Yüksek kaynak

89
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Arich Anpin-Uzun Yüz'den Abba !la' ah-Yüksek Baba1 olarak ad­


landırılan seviyeye alçak kaynak ise yine Arich Anpin-Uzun
Yüz'den lmma !la'ah-Yüksek Ana olarak adlandırılan seviyeye
akan yaşam-gücünün kaynağıdır. Dolayısıyla genel olarak Arich
Anpin-Uzun Yüz'ün Dikna-Sakalının gizemi, Uzun Yüz'ün henüz
sonsuz olan ışıklarıyla onun arkasından gelen İlk Çıkış-Atziluth ale­
minin profillerinin nispeten sonlu ışıklarının ve kaplarının arasında
bir köprü olmasıdır. İnsan ruhunda ise bu kavram, ruhun bilinçüstü
ile bilinci arasındaki köprü olarak açıklanır.
Sonsuz Işığın kademeli tezahür aşamalarında oluşan ilk alem
olan Tannsa! İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nin ilk sephira'sı olan Taç­
Kether'inin seviyelerini kısaca açıkladıktan sonra aynı alemin Ha­
yat Ağacının diğer aşamalarında yolculuğumuzu · sürdürmeye de­
vam ediyoruz. Yukarıda ayrıntılı biçimde anlattığımız ilk sephira
Taç-Kether'in suretlerinden sonra sıra ikinci sephira olan Bilgelik­
Chochmah'a ve hemen ardından üçüncü sephira olan Anlayış-Bi­
nah'a gelir. Kabala'da birbirinden asla ayrılmayan iki yoldaş olarak
nitelendirilen bu iki seviyenin suretleri aşağıdaki biçimde açıklanır:

Bilgelik-Clıoc/ımah ve Anlayış-Binah'ın suretleri


A. Baba-Abba : Kabala'da Abba-Baba kavramı ile sembolize edilen
bu seviye, İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nin Hayat Ağacı'nın Bilgelik­
Chochmah sephira'sının genel profilidir. O, Atziluth'ta bulunan ilk
"bilinçli" güç, ilk yıldırım ya da ruhun iç gözüne görünen görüşün
çakan şimşeğidir.2 Baba-Abba sureti kendi içinde iki alt profile bö­
lünür. Bunlar Yüksek Baba-Abba İfa' ah ve Aşağı Baba-Jsrael Saba
olarak ifade edilirler. Yüksek Baba, genel Baba suretinin ilk üç Sep­
hiroth'unu (Kether-Chochmah-Binah) içerirken Abba !la' ah-Aşağı
Baba genel Abba-Baba suretinin son yedi sephiroth'undan tam bir

1 Bkz. İlk Çıkış Alemi -Atziluth.


2 Çakan şimşek sembolü Kabala'da Tanrısal "fikrin" en tepeden başlayarak tüm
Hayat Ağacı boyunca bizim sonlu fiziksel alemimize kadar inişini sembolize
eder. (Bkz. Şekil 7)

90
İrade

Pasif

/ ,. - ..... ,
\
1 Daath \
\ Bilgi I
'
.... _ _ .,,

Yaratılışın Çakan Şimşeği

Şekil-7
KABALA: " S INIRSIZ"A YOLCULUK

profil olarak gelişir. Abba-B aba profili Kabala' da genelde Arieh An­
pin-Sonsuz Sabırlı Olan suretinin "sağ yanını" "oluşturur". Yüksek
Baba-Abba /la' ah, Sonsuz Sabırlı Olan-Arich Anpin'in "çenesin­
den" başlayarak "göğsüne" doğru uzanırken Aşağı Baba-/srae/ Sa­
ba "göğsünden" "midesine" doğru uzanır. Zohar tarafından son de­
rece ayrıntılı olarak ifade edilen bu sembolizm biraz karmaşık gö­
rünmekle birlikte İlk Çıkış Aiemi-Atziluth'ta ikamet eden tek varlık
olan Tannsa! İnsan-Adam Kadmon'u tam bir insan figürü olarak dü­
şünürsek, Uzun Yüz-Arich Anpin onun Taç-Kether'i ·yani başıdır
(dışsal sureti). Kabala'da eril ya da sağ taraf her zaman T-nrı'nın
Merhamet sıfatını ifade eder. Bu tanıma göre Yüksek Baba-Abba
/la' ah sureti Tannsa! İnsan-Adam Kadmon'un sağ tarafını sembolik
olarak çenesinden bacak kısmına kadar oluşturuyor demektir.

B.Ana-Imma: Ana-/mma sureti İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nde Anla­


yış-Binah sephira'sından gelişen genel profildir. O, Atziluth'taki
ikinci "bilinçli" güçtür ve aklın bir fikri kavrama, geliştirme ve onu
bilincin içine entegre etme yeteneğini ortaya koyar (Ana-/mma'nın
Baba-Abba'dan aldığı, tam olarak gelişmemiş bir anlayış). Bu pro­
fil bir gerçeği, o .gerçek kişinin bilincine tamamen yerleşene kadar
"duyma", onun üzerinde düşünme ve tasarlama yetisinin ruhsal gü­
cünü ifade eder. Ana profili de kendi içinde iki alt profile bölünür.
Bunlar Yüksek Ana-lmma /la' ah ve Aşağı Ana-Tevunah olarak ifa­
de edilirler. Yüksek Ana-/mma /la' ah genel Ana-/mma suretinin ilk
üç sephiroth'undan doğar ve tam bir profil oluştururken Aşağı Ana
sureti genel Ana suretinin son yedi sephiroth'undan gelişir ve tam
bir profil oluşturur. Genel profil olan lmma-Ana Uzun Yüz-Arich
Anpin'in "sol yanını" "oluşturur". Özelde ise Yüksek Ana-lmma
/la' ah sureti Uzun Yüz-Arich Anpin'in "çenesinden" "göğsüne"
doğru uzanırken Aşağı Ana-Tevunah sureti "göğsünden" "göbeği­
ne" doğru uzanır. Burada, yukarıda Baba-Abba suretine benzer bi­
çimde Adam Kadmon'un bu sefer sol yanını oluşturuyoruz. Kaba­
la' da sol taraf her zaman Sertlik ve Yargı niteliğini sembolize eder.

92
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Kabala'da öğretildiğine göre, Baba-Abba ve Ana-Jmma suretle­


rinin iki alt profili Yüksek Baba-Abba /la' ah ve Yüksek Ana-Jmma
/la' ah "Bir" olmak üzere birleşirler. İki alt profil olan Aşağı Baba­
/srae/ Saba ve Aşağı Ana-Tevunah da yine aynı biçimde birleşirler
ve "Bir" olurlar. Şimdi bu dört profili tek tek kısaca açıklayalım.

Yüksek Baba-Abba Ila'alı: Bu profil, Bilgelik-Chochmah sephi­


ra'sından gelişen ve birli_kte Baba-Abba temel profilini oluşturan iki
alt suretin en yüksek olanıdır. Zohar'da; "Uzun Yüz-Arich Anpin 'in
sağ kolunu çeneden göğüse kadar çevreler" biçiminde ifade edilen
Yüksek Baba-Abba /la' ah profili, Tanrısal Enerji ya da Işık'ın üst
kaynağı-Maza/ Elyon'u ortaya koyar. O 'nun hakkında şöyle den­
miştir: "O şefkati korur."
Yüksek Baba-Abba /la' ah sureti Chassidut'ta birinci patriark*
Abraham 'ın (ki isminin ilk iki harfi Ah-Baba kelimesi ile başlar) ar­
ketipal ruhuyla tanımlanır. Abraham hakkında şöyle denir: "Doğu­
dan parlayan kimdir?" Kabala'ya göre Abralıam fileme yeni bir ışık
ışını gibi parlar. O'nun ruhu sonradan kansı Saralı' ın arketipal ru­
huyla sembolize edilen Yüksek Ana-Jmma /la' ah profili tarafından
"kavranan" yeni bir kavrayışı temsil etmek üzere, bir şimşek gibi
"çakan" Tanrısal Güç'ü simgeler. Yüksek Baba ile Yüksek Ana su­
retlerinin birliği kadim Seplıer Yetziralı tarafından "Bilgeliği anla! "
deyişi ile tanımlanır (Clıoclımalı-Bilgelik-Baba, Binalı-Anlayış­
Ana). Bu bilgelik figüratif olarak ise (Sina'daki Tanrısal Vahye is­
tinaden) "görüleni duyuş" olarak belirtilir.

Yüksek Ana-Imma Ila'alı: Yüksek Ana sureti, Anlayış-Binah sep­


hira'sından gelişen ve birlikte Ana-Jmma genel profilini oluşturan
iki alt profilden en yüksek olanıdır. Kabala sembolizminde "Uzun
Yüz-Ariclı Anpin'in sol kolunu çeneden göğüse kadar çevrelemesi­
ne" ek olarak Yüksek Ana-Jmma /la' alı, Uzun Yüz-Ariclı Anpin'in

• Bir kabilenin, soyun ilk atası, erkek.

93
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

sakalının on üçüncü kısmından, Tanrısal Enerji ya da Işık'ın aşağı


kaynağı-maza/ taclıton 'u açığa çıkarır. Uzun Yüz-Arich Anpin 'in
sakalının on üçüncü kısmının kılları boyunca Yüksek Baba-Abba
/la' ah'a doğru akan bu yaşam gücü ise iki enerjiden oluşur. Bunlar­
dan biri Kafatası-Gulgalta ve diğeri ise Gizlenmiş Beyin-Mocha
Stima' a/ı'dan doğar. Bu enerji kaynakları birlikte Hiçliğin Yüzü­
Reislıa D'Ayin 'in yüce saflık duygusunu ifade ederler. Mutlak Tan­
rısal saflık durumu ise Yom Kippur'da tecrübe edilir: "T-nrı'nın
önünde arınacaksın! " İbranice tit/ıaru-arınacaksın kelimesi gemat­
ria ile sayısal değer olarak altı yüz yirmi (620) yani Taç-Kether ile
aynı sayısal değere karşılık gelir. Kabala'da öğretildiğine göre bu
kısım, Tanrısal Merhamet'in v ' nakeh olarak tanımlanan kanalı bo­
yunca Taç-Kether'in, Imma-Ana profilinde açığa çıkışına (kutsal
gün Yom Kippur'un sım) karşılık gelir. Dolayısıyla Yüksek Ana­
Imma /la' ah Kabala'da bağışlamanın ve telafi etmenin kaynağıdır.
Yani temizleyip arındıran Tanrısal Güç'ün.
Kabala'da Yüksek Ana-Imma /la' ah profili birinci matriark*
Sarah'ın arketipal ruhuyla temsil edilir. Saralı adının gematria ile
sayısal değeri beş yüz beştir (505). Bu da yine aynı yöntemle zec­
hor l'Abraham-"Abraham aşkına hatırla! " deyişinin sayısal değeri­
ne karşılık gelir. O'nun ruh kökü bu nedenle Abraham'ın ruhuna ta­
mamıyla entegre etme gücü yani onu her zaman "hatırlamak" ola­
rak ve T-nrıya dua yolu ile geri dönmek olarak anlaşılır. Çünkü T­
nrı çocuklarının üzerinde merhameti uyandırmak için Abraham'ın
çabalarını her zaman hatırlar. Burada Kabala'da sıkça ve büyük bir
önemle üzerinde durulan ve evrendeki Mükemmel Dengenin temel
niteliği olan dişi ve erkeğin uyumuna bir örnek olarak /mma-Anne­
nin "rahminin" Abba-Babanın "tohumu" ile nasıl entegre olduğuna
dair çok açık bir örnek görüyoruz.
Aşağı Baba-Israel Saba: Bu suret, Bilgelik-Chochmalı sephira'sın­
dan gelişen ve birlikte genel Baba-Abba profilini oluşturan iki alt
profilin daha aşağıda olanıdır. Aşağı Baba-Israel Saba ruhta, kişinin

* Aile veya kabile reisi kadın.

94
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

kalbini "doldurmak" ya da "döllemek" üzere aklın henüz gelişme­


miş kavrayışının içinde var olan eğilimi simgeler. Yargılamada sert
olmanın (Bet Shammain) ve yargıda yumuşak olmanın (Bet Hille[)
doğasında var olan eğilimler Aşağı Baba-/srael Saba'nın akılsal ya
da entellektüel seviyesinden doğar. Aşağı Baba-/srael Saba kişinin
bilgeliğini ve anlayışını, onun [kalbinin] bilincine tamamıyle asimi­
le etmek için Anlayış profili Aşağı Ana-Tevunah ile birleşir.
/srael Saba profili Chassidut'ta ikinci patriark /saac 'ın arketipal
ruhuyla temsil edilir. Her ne kadar /srael adı özellikle üçüncü patri­
ark Jacob' a atfedilirse de genel olarak her üç patriark da /srael ola­
rak adlandırılır ve her biri lsrael'in ayn bir seviyesi ile ilişkilendiri­
lir. /saac'in iki oğlu Esaıı ve .Tacob, Israel Saba'nın içinde Sertlik
(Esau) ve Yumuşaklık (.Tacob) doğrultusunda var olan iki eğilimi
simgelerler. Kabala'da sıkça geçen /srael kelimesinin bugünkü İsra­
il devletini ya da vatandaşlarını kastetmediğini burada özellikle vur­
gulamak gerekir. Her ne kadar genelde .Tacob'un Tanrısal adı olarak
ifade edilirse de evrensel anlamda baktığımızda Kabala'da Israel te­
riminden kastedilen aslında tüm "insanlıktır." Özelde ise /srael teri­
mi insanlığın ruhlarının yukarıdaki yüce seviyesini ifade eder..

Aşağı Ana-Tevunah: Bu suret Anlayış-Binah sephira'sından geli­


şen ve birlikte genel Ana-/mma suretini oluşturan iki suretin daha
alt seviyede olanıdır. Anlayış-Binah ruhta kişinin kendi aklı tarafın­
dan "kavranmış" olanın, yine kişinin kendi kalbinde "özümsenme­
si" gücüdür. Chassidut terminolojisinde Yüksek Ana-/mma /la' ah
kavramanın gücü-koach ha'tfisa (havada giden bir oku "yakala­
mak" biçiminde sembolize edilir) ve Aşağı ya da Alçak Ana-Tevu­
nah ise özümsemenin gücü-koach ha' klita (erkek tohumunu asimi­
le eden kadın rahminin gücü) olarak tanımlanır. lnınıa /la' ah olarak
tanımlanan kavrama'nın gücü Aşağı Baba-Israel Saba sureti tara­
fından aktive edilir. Aşağı Ana-Tevunah sureti gücünü, akılsal kav­
ramayı özümsemek ve böylece aklın gelişmemiş görüşü içinde var
olan eğilimin (lsrael Saba) deneyimlenir hale gelmesini sağlamak

95
K A B A L A : "SıNıRsıZ"A YOLCULUK

üzere alır. Aşağı Ana-Tevunah sureti Chassidut'ta Isaac'in kansı


ikinci matriark Rebecca'nın arketipal ruhuyla temsil edilir. O 'nun
kalbinde tecrübe edilen anlayışın derin seviyesini baz alarak iki ço­
cuğundan (Esau ve Jacob) hangisinin gerçekten babasının takdisi­
ni, kutsamalarını almayı hak ettiğine yine o karar verecektir.
Aşağı Baba-Israel Saba ve Aşağı Ana-Tevunah birliği Şekillen­
me Kitabı Sepher Yetzirah 'ta "Anlayışını kullanarak bilge ol !" teri­
mi ile tanımlanır. Burada Anlayış kelimesi Binah'a ve Bilgelik de
Chochmah'a karşılık gelmektedir. Bu, bilgeliğe giden yol anfayış­
tan geçer anlamına gelir (Hayat Ağacında da Bilgelik-Chochmah'a
giden yol Anlayış-Binah 'tan geçer.) Kabalist bilgeler bu birliği şe­
kilsel olarak "duyulanı görüş" olarak tanımlarlar (Sina'daki Tanrı­
sal Vahye istinaden). Eski Ahit'te, Sina' da Toralı 'ın verilmesi sıra­
sında İsrailoğulları'nın T-nrı'nın Sesini "gördüğü" belirtilir. Hak­
kında çok tartışılan bu kavram yani T-nrı 'nın Sesinin "görülmesi"
kavramı Kabala'da bu biçimde açıklanmaktadır. Yukarıdaki küçük
örnekte de görüldüğü gibi Torah'ta bir hikaye ya da kronolojik
olaylar silsilesi biçiminde belirtilen tüm metnin anahtarı Kabala' da
verilmektedir. Buna göre Torah'ta yazanların tümü, anahtarı Kaba­
la olan bir gizemler ya da semboller bütünüdür.

Küçük Yüz-Ze'ir Anpin


Küçük Yüz olarak ifade edilen bu suret, İlk Çıkış-Atziluth'un Hayat
Ağacında Kether-Chochmah-Binah triadının altında yer alan Sevgi­
Chesed ve Temel-Yesod arasında yer alan altı sephiroth'un özünün
(midot) suretidir ve aşağı alemlerde de ruhun duygusal yetenekleri­
ne karşılık gelir. Bu altı sephiroth İlk Çıkış-Atziluth'un düzeltilmiş
aleminde, içlerine üç akılsal gücün işlemesi ile (üzerlerinde yer alan
Abba-Baba ve Imma-Ana aracılığı ile) Küçük Yüz-Ze' ir Anpin
(Microprosopus) adı verilen profili oluştururlar. Uzun Yüz-Arich
Anpin (Macroprosopus) sonsuzluğun deneyimini simgelerken Kü­
çük Yüz-Ze' ir Anpin sonlululuğun deneyimini simgeler. Midot-Kü­
çük Yüz'ün Öz'ü kelime anlamı olarak "ölçülmüş" anlamına gelir
ve varlığın belirlenmiş ve tanımlanmış sonlu durumlarını belirtir.

96
YA R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Tanrısal İnsan Adam Kadmon sembolizminde Küçük Yüz-Ze' ir


-

Anpin Büyük Yüz-Arich Anpin'i "göbekten" "ayağa" kadar "çevre­


ler". Bu, sonsuzluğun deneyiminin aşağı kısmının (ruhun bedeni
canlandırmasında olduğu gibi) sonluluğun deneyim sahasına girdi­
ği anlamına gelir. (Musa'nın suretinde gördüğümüz gibi "T-nn'nın
adamı" ve "Yandan aşağı insan, yandan yukarı T-nrı" olarak bize
çağrıştırdığına istinaden her profilin aşağı kısmı onun insan şeklin­
de olan yarısıdır.) Aynı Uzun Yüz-A rich Anpin tanımının sonsuz
sabrı sembolize etmesi gibi Ze'ir Anpin Kü çük Yüz ifadesi de gö­
-

receli sabırsızlığı simgeler.--Bu kavram Kabala'da; "Ölümlülerin


yaptıkları işler Küçük Yüz'ün öfkesine neden olabilir" (ve bu ne­
denle Yüz kısalabilir ya da küçülebilir) biçiminde anlaşılır. Küçük
Yüz-Ze' ir Anpin üçüncü patriark Jacob'un arketipal ruhu ile sem­
bolize edilir. Ölümlülerin eylemlerinden, davranışlarından dolayı
Küçük Yüz-Ze' ir Anpin profilinin uzunluğunun değişmesine göre
(yukarıdaki profillerin tersine olarak) Jacob iki temel isim alır: Ja­
cob ve Israel (Abraham'ın aksine, çünkü o T-nn tarafından Abra­
ham adını aldıktan sonra bir daha asla Abram olarak anılmamıştır).
Nispeten küçük olduğunda Jacob, ruhsal olarak tam anlamıyla bü­
yüdüğünde ise Israel olarak anılır. Chassidut'ta ise Jacob ismi tüm
ruhlar tarafından ulaşılabilen Tanrısal seviyeye-beinoni ve lsrael
adı ise her jenerasyondaki eşsiz derecede erdemli ruhlar-tzaddik se­
viyesine karşılık gelir. Küçük Yüz Kabala'da Yüksek Adem-Adam
Kadmon yani peygamber Ezekiel'in araba-merkabah vizyonunda
gördüğü T-nn'nın suretine ya da imajına karşılık gelir. Yukarıda
açıklandığı gibi Yüksek Adem ise Aşağı Adem'den etki alır. Aynı
şekilde Aşağı Adem (beşer) ise Yukarı Adem'in (Adam Kadmon) ni­
teliklerini gaye edinir ve onlara ulaşmaya çalışır.

Küçük Yüz'ün Dişil Prensibi-Nııkvah d'Ze'ir Anpin


Küçük Yüz-Ze' ir Anpin'in dişil prensibi olan Nukvah, İlk Çıkış-At­
ziluth Alemi'nde Krallık-Malchuth seviyesinin ilk sephira'sından
gelişen surettir ve Tanrısal Enerjisi'ni erkek sureti olan Küçük Yüz-

97
Ze' ir Anpin aracılığı ile alır. Ruhta ise bu prensip dışa vurumun tüm
çeşitlerine ve özellikle konuşmanın gücüne karşılık gelir. Bu neden­
le burası "konuşma alemi" ya da genelde "açılmış filem" olarak ta­
nımlanır. Küçük Yüz-Ze' ir Anpin'in altı sephiroth'u üç ayn akılsal
gücün "tamamlanmasını" gerektirirken Dişil Prensip-Nukvah
d'Ze'ir Anpin tek başına bir nokta içerir (Krallık-Malchuth'unun
Taç-Kether'i) ve dolayısıyla sephirotik sistemini ya da Hayat Ağa­
cını oluşturabilmesi için kendisine diğer dokuz sephiroth'un eklen­
mesini gerektirir. Bu oluşumun gerçekleşebilmesi ise Kabala'da;
"ölümlülerin dünyada yaşadık.lan süre boyunca yaptık.lan ve yapa­
cakları işlere ve davranışlarına bağlıdır" biçiminde ifade edilir. Ka­
bala' daki eğilimlere göre Küçük Yüz'ün erkek ve dişi prensipleri­
nin birleşmesi Kutsal Olan ve Tanrısal Varlık'ı olarak belirtilir.
Chassidut'ta açıklandığı gibi tüm ışıklar, alemler ve suretler T­
nn'nın Mutlak Özünden-Atzmuth Küçük Yüz-Ze'ir Anpin'e kadar
bütün hepsi sonuç noktasını Küçük Yüz-Ze' ir Anpin sureti içinde
bulurlar. Bu nedenle Kabala'da Ze'ir Anpin "Kutsal Olan" (İng. The
Holy üne, Blessed Be He) olarak tanımlanır. Aynı alt alemlerde par­
layan tüm Tanrısal Işık'ın Küçük Yüz'ün Dişil prensibinde (O'nun
Tanrısal Varlık'ı) konsantre olması gibi. İşte bu nedenle Küçük
Yüz'ün erkek ve dişi prensiplerinin birliği Kabala' da T-nn ve Yara­
tılış ' ın en yüce ve nihai "buluşma noktası" olarak ifade edilir. Kü­
çük Yüz'ün Dişil Prensibi Kabala' da iki alt profile ayrılır: Leah ve
Rachel (üçüncü ve dördüncü matriarklar yani Jacob'un iki karısı.
a. Leah: Kabala tasvirlerinde Leah profili yüz-sırta olacak bi­
çimde (Leah'ın "yüzü" Küçük Yüz-Ze' ir Anpin'in "sırtına") Küçük
Yüz'ün "başının" "arkasından" "göğsünün" "arkasına" yerleştirilir.
Leah profili ruhta "düşüncenin harflerini" temsil eder. Leah fiilen
Aşağı Ana-Tevunah profilinin Krallık-Malchuth'undan Küçük Yüz­
Ze' ir Anpin 'in "başına" doğru görüntülenir. Jacob ve Israel' in bilinç
seviyeleri arasındaki farklardan biri de Jacob'un Leah' ın ruhsal se­
viyesini (düşüncenin harfleri) idrak etme gücüne sahip olmamasıdır.
lsrael ise bu güce sahiptir. Bu nedenle Kabala sembolizminde genel
olarak /srael, Leah'ın evlilikteki eşi olarak göz önüne alınır.

98
Y A R AT I L I Ş IN M E K A N L A R I

b. Raclıel: Kabala betimlemelerinde Rachel profili "sırt-sırta"


(Rachel 'in "sırtı" Küçük Yüz-Ze' ir Aııpin 'in "sırtına") olarak gös­
terilir. Küçük Yüz'ün "göğsünün" "arka" kısmından "ayaklarının"
"arkasına" kadar. Rachel profili ruhta, "konuşmanın harflerini"
simgeler. Nasıl konuşma yeteneği, açılmış, dışa vurulmuş bir alem
ise Rachel'in güzelliği de aynı öyle açığa çıkar: "Ve Rachel'in çok
güzel bir sureti, yüzü vardı". O'nun ruhu T-nrı'nın alemi yaratırken
kullandığı On Sözün sırrıdır. O'nun güzelliği doğanın yapısında var
olan güzelliktir: "Ve Jacob Rachel'e aşık oldu". Onların bidiği Ka­
bala sembolizminde "ses" ve "konuşmanın" birliği olarak adlandı­
rılır (Jacob hakkında şöyle denir: "Ses Jacob'un sesidir"). Dolayı­
sıyla genelde Rachel profili ile birleşen Jacob seviyesidir. Her ne
kadar başlangıç olarak Küçük Yüz-Ze' ir Aııpiıı ile "sırt sırta" ise de
zamanla Rachel profili onunla "yüz yüze" döner. "Yüz" kelimesi
burada "içsellik" anlamına gelir. Zamanla kalbin en derin duygusu­
nun seviyesi (Küçük Yüz) konuşmanın en derin anlamı (Rachel) ile
Bir olur.

Alemler - Tanrısal Birlik'in


Kapalı Bilincinin Dışarıya Açılması

Yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız İlk Çıkış Alemi 'nden sonra


Tanrısal Tezahür'ü aşağıya doğru sürdürerek Yaratılış'ın alemlerine
genel olarak bir bakalım. T-nrı 'nın Ain Soph Aur-Sınırsız Işığı 'nın
sonlu Yaratılış' a ifşa olması ve bizim sonlu fiziksel evrenimizin
"şekillendirilmesi" ile biten aşamalar Kabala' da "alemler" kavramı
ile açıklanır. Kabala alemlerin sayısını dört olarak verir. Bu alemler
en yükseğinden aşağıya doğru sırası ile; Tanrısal İlk Çıkış Alemi-
0/am Ha' Atziluth, Yaratılış Alemi-0/am Ha' Beriah, Şekillenme
Alemi-0/am Ha' Yetzirah ve Hareket Alemi-0/am Ha'Asiah olarak
ifade edilirler. Seplıirotik sistemde, en yüksek alem olan arketipal
İlk Çıkış-Atziluth sadece Taç-Kether'i içerir. Oluşum Alemi olarak
adlandırılan ikinci alem Briah ise Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-

99
K A B A L A : ·· s r N I R S l Z " A Y O L C U L U K

Binalı'tan oluşur. Üçüncü seviye olan Şekillenme Alemi Yetzirah


altı merkez sephiroth'u içerir. Son olarak dördüncü alem Asiah
Maddesel Alem'dir ve Krallık-Malchuth tarafından temsil edilir.
Şimdi Yaratılış'ın bu alemlerini biraz daha ayrıntılı olarak inceleye­
lim. Öncelikle kabalistik alemlerin diğer görüşler ya da inanışlarda­
ki karşılıklarını bir tablo halinde verelim. Böylece bir karşılaştınna
yapma şansımız olacaktır:

· Ortak adı Kabalistik Eliphas Levi Neo-platonik Gnostik


Fiziksel A lem Asiah Beşeri Işık Hissedilebilir Sublunarik
A lem
Astral A lem Yetzirah Astral Işık Evrensel Ruh Archonik
Göksel A lem Briah Akılsal Işık Tanrısal Akıl Plemora
Kutsal A lem Atziluth Tanrısal Işık o Gerçek
Tanrısallık

Tanrısal İlk Çıkış Aıemi-Olam Ha'Atziluth:


İlk Çıkış Alemi-Atziluth Tanrısal Tezahür'ün yani tecellinin ilk ola­
rak açığa çıktığı, ifşa olduğu alemdir. Kutsal Alem olarak da adlan­
dırılır ve gerçekliğin en üst noktasıdır. O, sephirotik Hayat Ağa­
cı 'nın Kether ya da Tacıdır. Bilgelik-Choc/ıma/ı ve Anlayış-Binah
dualizminin ötesinde İlk Çıkış-Atziluth yüce ve nihai Tanrısal
Güç ' ün Birliğini sembolize eder. "Her-Şey-Bir'de, Bir-Her­
Şey'de". Ancak Atziluth sadece içinde Tanrısal'ın ikamet ettiği bir
filem biçiminde düşünülmemelidir. Aslında İlk Çıkış-Atziluth Tanrı­
sal' ın kendisidir. İşte bu nedenle de onu altında yer alan diğer üç
alemden ayıran en önemli fark daha önce de vurgulandığı gibi "ken­
di Tanrısal Kaynak 'nın tamamen bilincinde olmasıdır". Alemlerin
İlk Çıkış-Atziluth'tan başlayarak birbiri ardına açığa çıkması süreci
Kabala'da "saklanma ve açılma" yani T-nrı 'nın şimdiye kadar giz­
lenmiş olan Özü 'nün açımlanması olarak adlandırılır. Onun altında
yer alan üç aşağı alemin ise hepsi yaratılmış diyarlardır yani onlar
"hiçbir şeyden (gizli Tanrısal Kaynak) yaratılmış olan bir şey (ba­
ğımsız bilinç)" olarak düşünülürler.

1 00
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

Yukarıda da açıklandığı gibi İlk Çıkış Alemi-Atzilutlı [kendisin­


den önceki Kaos Alemi-Tohu 'nun "kaplarının kırılması" (bkz. Klip­
poth) aşamasından sonra] ilk açığa çıkışından başlamak üzere mü­
kemmel ve sonsuz bir ıslah edilme, düzeltilme prosesi içindedir.
Ama bu düzeltme durumu onun altında yer alan diğer üç alt alem
için geçerli değildir. Onlar Tanrısal'ın düşen kıvılcımlarının kefare­
tini ödeyebilmek ve böylece kendilerini tam bir ıslah olma durumu­
na getirebilmek (İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nde olduğu gibi) için bi­
zim dünyadaki Tanrısal hizmetimize ihtiyaç duyarlar.
Kabala' da Yaratılış'ın bu dört alemi T-nrı'nın Kutsal IHVH (Tet­
ragrammaton, Havayah) Adının dört harfine karşılık gelirler. IHVH
(yod-he-vau-he) Adında 1-yod harfinin üstündeki çentik-kotzo shel
yod İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin hemen üzerinde yer alan Tanrısal
İnsan Adam Kadmon seviyesine karşılık gelir. IHVH kelimesinde
-

bulunan 1-yod harfi zaman ve uzayın üzerinde, İlk Çıkış-Atzilutlı


aleminde parlar. Geriye kalan ve birlikte "şimdi" kelimesini oluştu­
ran üç harf HVH (he-vau-he) ise yaratılmış zaman ve uzayın içsel
gerçekliğin yansıtarak daha aşağıdaki üç alemde parlar. Bu dört
alem ayrıca insan ruhunda, ruhun dört seviyesine karşılık gelir: Chi­
ah (İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nden), Neschamah (Yaratılış-Brialı
Alemi'nden), Ruaclı (Şekillenme-Yetzirah Alemi 'nden) ve Nep­
hesch (H areket-Asia/ı Alemi 'nden). Ruhun Yeclıidalı'ı ise Adam
Kadmon Alemi 'ne karşılık gelir. (bkz. Ruhun Seviyeleri)

HVHI


11 1 11
Tablo-6: T-nn'nın dört harfli adı (Tetragrammaton) IHVH

1 01
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nde bulunan on sephirotlı 'un üç alt


alemle olan ilişkisi ise ruhun on temel gücünün (bkz. Ruhun Güç­
leri) kendi üç giysisi olan düşünce, konuşma ve hareket eylemleri
ile olan ilişkisine benzer. Her ne kadar kendini ifade etme eylemi­
nin tüm biçimleri İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nin Krallık seviyesi
Malchuth 'undan çıkarsa da ilahi "konuşma alemi" ve ruhun fiili
"giysileri" (ruhun kendisinden ayrıdırlar) üç aşağı alem Oluşum­
Briah, Şekillenme-Yetzirah ve Hareket-Asiah ile ilişkilidirler. İlk
Çıkış-Atziluth Alemi insan kavrayışının ve idrakinin ötesinde ve saf
Tanrısaldır. Burada varlık olarak yalnızca Adam Kadmon yer alır.
Bu alemde bulunan Hayat Ağacı'nda sephiroth'a verilen Tanrısal
isimler izleyen bölümlerde anlatılacaktır.

Yaratılış Alemi-Olam Ha'Briah:


Yaratılış-Briah Alemi Tanrısal İlk Çıkış-Atziluth Alemi'nin altında
yer alan üç aşağı alemin birincisidir. Göksel Alem olarak da adlan­
dırılır. Tanrısal Tezahür'ün devam eden bu aşamasında "saf hiçli­
ğin" içinden Yaratılış'ın birincil eterik maddesi açığa çıkar. Kendi
gerçeklik durumuna istinaden İlk Çıkış-Atziluth'un bir ain-hiçlik
alemi olmasına karşın Yaratılış Alemi bir "potarisiyel varoluş"
(yesh-varlık) durumundadır. Kabala öğretisinde bu aşamadaki var­
lığın durumu amorf ya da şekilsiz madde-chomer hiyuli olarak ifa­
de edilir. Burada Tanrısal Akıl ya da Zihin yavaş yavaş bir "şekil"
almaya başlar ve ondan da tüm Yaratıhş'ın düşüncesi hiçliğin için­
den fışkırır. Yaratılış Alemi-Briah'ta Yaratılış eylemi, Bir'in Çoklu­
ğa ayrılması biçiminde gerçekleşir. Bu alem Kabala'da Chochmah
(Bilgelik, Erkek) ve Binah (Zeka, Kadın) biçimini alır. Yaratılış­
Briah Alemi "tahtın alemi" olarak adlandırılır. Buna göre İlk Çıkış­
Atziluth krallığı Yaratılış-Briah tahtında oturur. Taht-kisai kelimesi
İbranice'de "kapsamak, örtmek" kökünden doğar. Taht Atziluth'un
görkemini ve ışığını bir defada örter, saklar ve aynı zamanda onu
yaratılmış gerçekliğe doğru aşağı çeker.

1 02
Kabala'da İlk Çıkış Alemi 'nin altında bulunan üç alt alemin her
birinde bir melekler sınıfı (T-nrı 'nın varlığını yayan ve aşağı filem­
lerde yaratılmış varlıkları yöneten elçileri) mevcuttur. Yaratılış Ale­
mi ise başmelekler seraphim'in (ateşten melekler) ruhsal mekanı­
dır. Bu melekler /saiah peygamberin Tanrısal Taht-merkabah viz­
yonunda gördüğü başmeleklerdir. Onlar T-nrı'ya "Kutsal! Kutsal!
Kutsaldır T-nrı'nın Orduları! Tüm dünya O'nun görkemiyle dolu­
dur" diye haykıran meleklerdir. Yaratılış Alemi-Briah insan zekası­
nın ruhsal originidir. İlk Çıkış Alemi'nin Anası-/mma Yaratılış Ale­
minde ikamet eder. Burada Rambam'ın* bahsettiği soyut zekfilar­
sechalim nivdalim bulunur.
İlk Çıkış-Atziluth Alemi 'nden Yaratılış-Briah Alemi 'nin doğuşu
ve aralarındaki ilişki, kabalistik bir bakış ile sayfa 1 04 'teki biçimde
gösterilebilir.

Şekillenme Alemi-Olam Ha'Yetzirah:


Şekillenme Alemi-Yetzirah üç aşağı alemin ikincisidir. Astral Alem
olarak da adlandırılır ve Fiziksel bir filem olan Hareket-Asiah Ale­
mi 'nin üzerinde yer alır. Burada Yaratılış-Briah Alemi'nin eterik
"maddesi" ruhsal ve varlıksal bir şekil almaya başlar. Bu filemin
özel bilinci "şekillenme" yani "bir şeyden [doğan] bir şeydir"-yesh
m'yesh. Burada varoluş genel arketiplerin ya da türlerin şeklini alır.
Kabalistik açıdan bu durum -Yaratılış-Briah Alemi 'nin "potansiyel
varoluş" durumuna zıt olarak- "genel varoluş" olarak adlandırılır.
Şekillenme-Yetzirah Alemi (Astral Plan) ruhsal anlamda en fazla
bilinen ve keşfedilen alemdir. Pek çok alt plana ya da küreye ayrı­
lır. Çeşitli inanışlar b� seviyelere değişik adlar vermişlerdir. Bir öğ­
retide üç temel bölgeye ayrılır; Kama (Alt astral)-Manas (Orta Ast­
ral)-Budik (Üst Astral). Bir başka öğretide yedi plana ayrılır ve bun­
lar "çakralar" adını alır. Kabalistik olarak ise Küçük Yüz-Ze' ir An­
pin içinde bulunan altı sephiroth bu aleme aittir. Buna göre sephi-
• Rambam: Rabbi Moses ben Maimon'un (Maimonides, 1 1 35-1 204) kısaltma­
sıdır. Meşhur bir 1 2. yüzyıl filozofu ve fizikçisiydi. En ünlü eseri 14 kısımdan
oluşan Mishnah'ıdır.

1 03
:S

.!:::!
'G:
"t;
'::::J


OJ
.;;:;:
S2
""'

u..
.�
-s

".5
'G:
.c:
-�
cı::ı
"t;
•::::J
:S

.!:::!
'G:

Şekil-8: Atziluth ve Briah: İlk çıkış Yaratılışı doğurur.

1 04
rotik Hayat Agacı 'nın büyük kısmı Şekillenme-Yetzirah Alemi için­
de bulunur (Sevgi-Chesed'den Temel-Yesod'a kadar altı sephiroth).
Bu seviye kişinin astral bedeni ile ya da kabalistik terminolojisi ile
ruach' ı ile dahil olduğu seviyedir. Kişi rüya gördüğünde astral be­
den-ruach'ı ile bu alemdeki olayları deneyimliyor demektir. Benzer
olarak astral seyahat ya da astral projeksiyon yapan kişi yine bu se­
viye ile ilişkide bulunuyor demektir. Aynı bir altında yer alan alem
olan Hareket-Asiah aleminin bir yaşam içermesi (hayvanlar, bitki­
ler ·v s) gibi bu alemde de daha soyut olmak üzere benzer biçimde .
yaşam bulunur. Şekillenme-Yetzirah'ın en alt seviyeleri bizim fizik­
sel alemimize en çok benzeyen alanlardır ve astral seyahat adını
verdiğimiz rüya-benzeri bir durum içinde görülebilir ve keşfedile­
bilir. Daha üst seviyeleri ise daha soyuttur ve sadece bir renkler ve
sesler okyanusu biçiminde deneyimlenebilir. Fiziksel maddenin fi­
ziksel evrenimizi oluşturması gibi Şekillenme-Yetzirah Alemini
oluşturan medya ise Astral Işık ya da kabalistik deyişi ile Ruach Ha
Kodesh-Kutsal Ruh'tur. Sınırsız T-nrı 'nın Işığı'nın bir parçası ola­
rak Ruach Ha Kodesh tüm Şekillenme-Yetzirah' ı doldurur, sarma­
lar ve ona hayat verir. Akaşik Kayıtlar* olarak adlandırdığımız ol­
gu da Kutsal Ruh'un bir parçasıdır. Neoplatonizmde Evrensel Ruh
olarak adlandırılan Akaşik Kayıt zamanın başlangıcından itibaren
Evrenin tüm tarihini, düşüncelerini ve anılarını içeren muazzam bir
anılar okyanusudur. Ölüm sonrası ölülerin ruhları burada "erir" ve
yeniden fiziksel dünyaya doğumla yeni bir ruh bu Kutsal Ruh'un
içine doğar. İşte bu nedenle Şekillenme-Yetzirah Alemi inanılmaz
büyüklüktedir (aslında sınırsızdır). O sadece Dünya üzerinde var
olan tüm insanlığın ve her şeyin anılarını içermekle kalmaz aynca
Hareket-Asiah Aleminin kayıtlarının da tamamını içerir.
Şekillenme Alemi-Yetzirah Kabala'da "melekler atemi" olarak
da adlandırılır. Her ne kadar her alemin kendi melekler sınıfı varsa
da bilinçli varlıklar olarak duygusal güce sahip meleklerin gerçek­
liği (T-nn'nın iradesini harekete geçirmek için gereken bağımsız
• Var olan her tür düşünce, kelime ve hareketi kaydeden evrensel bir dos·
yalama sistemi.

1 05
KABALA : "SıNIRSIZ"A YOLCULUK

motivasyon) esas olarak Şekillenme-Yetzirah Aleminin karakteris­


tik bilinç durumuna aittir. Şekillenme-Yetzirah Alemine ait melek­
ler sınıfı "yaşayan kutsal yaratıklar"-chayot ha' kodesh olarak ad­
landırılır. Bunlar Ezekiel'in Tanrısal Araba-merkabah vizyonunda
gördüğü meleklerdir. Bu melekler daha önce bahsettiğimiz sürekli
bir "gidip geri dönme"-mati v' lo mati durumu içindedirler yani ay­
nı insan vücucundaki nabız gibi sürekli atışların ana yaşam dinami­
ğinin devinimi içindedirler. Yaratılış-Briah Alemi'nin ateşten me­
lekleri İlk Çıkış-Atziluth'un Tanrısal gerçekliğine girebilmek ve
orada hiçliğe ulaşabilmek için ateşin içinde yükselerek kendi top­
lam "hiç oluşlarını" deneyimlerken, Şekillenme Alemi-Yetzirah'ın
yaşayan canlı yaratıkları kendi yaşam çarpıntılarını deneyimlerler
(kendi yüce özlerinden bağımsız olarak). Bu filem insan duyguları­
nın ruhsal/spirituel kaynağıdır. İlk Çıkış-Atziluth Aleminin altı duy­
gusal sephiroth 'u Şekillenme-Yetzirah Aleminde yaşar.

Hareket Aıemi-Olam Ha'Asiah:


Hareket Alemi-Asiah Yaratılış 'ın üç aşağı fileminin üçüncüsü ve en
düşüğüdür. Genellikle Fiziksel Alem olarak adlandırılır. Burası, in­
sanlığın bilim yoluyla keşfettiği ve anladığı görülebilir evrendir ve
kozmosun görülebilen en uzak sınırlarındaki tüm yıldızları, geze­
genleri ve galaksileri içerir. Gerçekte ise ondan önce gelen alemler
gibi bu filem de özünde bir ruhsal diyardır. Bizim sonlu fiziksel ev­
renimiz ise onun son sephira'sını "kapsar" (Krallık-Malchuth). An­
cak sadece "evren" adını verdiğimiz fiziksel alem çeşitli araçlar ile
gözlemlenebilir. Çünkü burası fiziksel maddeden yapılmıştır. İnsan
gözü, kameralar ve teleskoplar daha üst filemleri göremez (Şekil­
lenme-Yetzirah ve ötesini) ancak astral beden-ruach bir üst filem
olan Şekillenme-Yetzirah'ı ve neschamah ise onun da üstünde yer
alan Yaratılış Alemi-Briah' ı görüp deneyimleyebilir.
Hareket-Asiah Aleminin varlıkları doğanın kurallarına ait ruhsal
bilinçlerine istinaden anlaşılabilirler. Asiah alemindeki bu varlık
durumu "özel varoluş" adını alır. Burada türlerin her bir üyesi öz bi­
lincin sınırına gelir. Asiah kelimesi "hareket" yanında aynı zaman-

1 06
YA R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

da "ıslah etme" anlamına da gelir. Bu alemde her birey kendi kişi­


sel ıslah olma işlemini arar. Hareket-Asiah aleminin bu düzeltme
prosesi temel olarak bireylerle ilgilidir. Hareket Alemi (özellikle fi­
ziksel boyutu) Kabala' da göksel küreler alemi-galgalim olarak ad­
landırılır. Bu kürelerin her biri bireysel olarak kendi ayrı bilincini
içerir. İçlerinde en yükseği olan "günlük küre" Kabala'da tüm evre­
nin dönmesini sağlayan güç olarak ifade edilir. Hareket Aleminde
ikamet eden melekler sınıfı (özellikle ruhsal boyutundaki) ophanim
olarak adlandırılır (tekerlekler). Ophanim ve galgalim ilişkisi doğa
ile doğanın kendi kuralları arasındaki ilişki gibidir. Ophanim'in sü­
rekli hareketi ya da devinimi, Şekillenme-Yetzirah aleminde yaşa­
yan canlı yaratıkların duygusal ve deneyimsel hareketinin aksine
kendiliğinden ve içgüdüseldir (doğal). Seraphim'e zıt olarak hem
ophanim hem de chayot ha kodesh Tanrısal hizmetlerinde yukarıya
(seraphim seviyesine) doğru "büyük bir gürültüyle" ilham alma ni­
teliğini paylaşırlar. Birlikte şöyle ilan ederler: "T-nrı'nın Görkemi
Kendi mekanında (tahtında) kutlu olsun! ".
Tanrısal İlk Çıkış-Atziluth'un Krallık-Malchuth'u özellikle Ha­
reket-Asiah Aleminde ikamet eder. Kabala sembolizminde burası
insanların Kral'ın esas "halkı" olmayı istedikleri alemdir. "Halksız
bir Kral olamayacağına" göre T-nrı 'nın tüm yaratılmış gerçeklik
üzerinde hüküm sürme arzusu Asiah'ta yani yaratılmış alemlerin en
aşağısında (özellikle onun fiziksel boyutunda) tamamlanır. Hareket
Alemi-Asiah ruhun içgüdüsel güçlerinin kaynağıdır. Hareket-Asi­
ah'ın ruhları doğal olarak dindar ruhlardır. Onlar Cennet' in boyun­
duruğunu ve Torah'ın emir ve öğütlerini almaya karşı doğal bir eği­
lim gösterirler.

1 07
KABALA: "SıNıRSıZ"A YOLCULUK

Alemler Birbiriyle Nasıl Etkileşir?

anrısal İlk Çıkış Alemi-Atziluth da dahil olmak üzere her alem


T kendi içinde kendi Hayat Ağacı 'nı ve buna bağlı on sephiroth 'u
içerir. Ancak bu alemler birbirleri ile ilişkili olduklanndan iç içedir­
ler. Yaratılış'ın dört alemi İlk Çıkış-Atziluth, Yaratılış-Briah, Şekil­
lenme-Yetzirah ve Hareket-Asiah her ne kadar kendi özel nitelikle­
rine sahiplerse de birbirlerinden ta­
mamen bağımsız değillerdir. Her bir
alem bir altındaki ya da üstündeki di­
ğer alem ile içiçedir ve her birinin di­
ğeri ile nasıl etkileştiğini gösteren
sistematik bir yapı vardır. Bu yapıyı
iki alem için örnek olmak üzere aşa­
ğıdaki biçimde gösterebiliriz:
Burada verilen örnek ilk iki alem İlk
Çıkış-Atziluth ile Yaratılış-Briah
Alemlerinin birbiriyle nasıl etkileşti­
ğini göstermektedir. A harfi ile göste­
rilen sephira İlk Çıkış-Atziluth Ale­
mi 'nin Taç-Kether'idir. Ağacın stan­
dart yerleşiminde İlk Çıkış-Atzi­
luth 'un Güzellik-Tiphereth'i B ile
gösterilen sephira olacaktır. Buna
göre bir alt filemin başlangıcı onun
bir üstünde bulunan alemin Güzellik­
Tiphereth'inden çıkmaktadır. Yani İlk
Çıkış-Atziluth Alemi 'nin B ile göste­
rilen Güzellik-Tiphereth' i, Yaratılış­
Briah Alemi'nin Taç-Kether'i olmaktadır. Aynı biçimde İlk Çıkış­
Atziluth Alemi'nin İhtişam-Had (C) ve Zafer-Netzach (D) sephi­
roth'u Yaratılış-Briah Alemi'nin Anlayış-Binah (C) ve Bilgelik­
Chochmah (D) sephiroth'una karşılık gelmektedir. E noktasında ise

1 08
Y A R AT I L I Ş I N M E K A N L A R I

üst Atziluth'un Temel-Yesod'u alt Briah'ın Bilgi-Daath (E) sephi­


ra'sı olmaktadır. (Eğer karışık geldiyse B noktasının aynı zamanda
Yaratılış-Briah'ın Taç-Kether'i olduğunu düşünebilirsiniz ve ora­
dan aşağı doğru sayab'ilirsiniz) Burası önemli bir noktadır. Çünkü
buna göre ancak bir alt alemin Bilgi-Daath' ı aracılığı ile (ki burası
Ruach ha Kodesh-Kutsal Ruh'un diyarıdır), bir üst alemin Temeli­
ne yani Yesod'una ulaşılır. (Sembolizme dikkat ederseniz; bu, ancak
"bilgi" yolu ile bir alt alemden üst aleme geçildiği anlamına gelir.)
Daha aşağıya doğru indiğimizde ise F noktasına geliyoruz. Burada
ilginç olan ise üç üst alemin bir kesişmesine denk gelmemizdir. Bi­
zim örneğimizde F noktası İlk Çıkış-Atziluth aleminin Krallık­
Malchuth'u Yaratılış-Briah Alemi'nin Güzellik-Tiphereth'i ve ayn­
ca Yaratılış-Briah'ın bir altında bulunan Şekillenme-Yetzirah alemi­
nin de Taç-Ketheri'dir. G sephira'sı hem Yaratılış-Briah Alemi'nin
İhtişam-Hod'u hem de Şekillenme-Yetzirah aleminin Anlayış-Bi­
nah'ıdır ve H noktası· da benzer olarak Yaratılış-Briah Alemi'nin
Zafer-Netzach' ı ve Şekillenme-Yetzirah aleminin Bilgelik-Choch­
mah'ıdır. Briah aleminin Temel-Yesod sephira'sı Yetzirah aleminin
Bilgi-Daath'ı ile 1 ve Briah"uı Krallık-Malchuth'u ile de Yetzirah
aleminin Güzellik-Tiphereth'i J noktasında üst üste gelir. Burada yi­
ne bir başka üçlü kesişme olarak J noktasının aynı zamanda en alt
alem olan Hareket-Asiah'ın Taç-Kether'i olması ile gerçekleşir. Her
bir yeni alemin başlangıcının bir üstteki alemin Güzellik-Tiphe­
reth'i olması prosesi, takip eden dört alem boyunca devam eder.
Ancak görüleceği gibi her ne kadar bu yöntem Güzellik-Tiphe­
reth 'de başlarsa da alemlerin temeli her bir alemdeki Ağacın alt yü­
zünün ortasında yer alan Temel-Yesod' da gerçekleşir.
Her alem kendi Hayat Ağacı'nı içerir demiştik. Yukarıdaki örnek­
te de bunun ne şekilde gerçekleştiğini ve alemlerin birbiri ile ne şe­
kilde ilişkide bulunduğunu gördük. Genel anlamda baktığımızda ise
Alemler-Hayat Ağacı ilişkisini sayfa l lO'daki biçimde görüyoruz.

1 09
1 10
5
TA N R I S AL
TECELLLILER­
SEPHIROTH

annsal Tezahür'ün birbirini izleyen aşamalarında, T-nrının Sı­


Tnırsız Işığı 'nın yukarıdan aşağıya doğru, sonsuz derecede soyut­
tan somuta yani hiçlikten varlığa doğru kademeli olarak indiğini
vurgulamıştık. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Tanrısal İrade'nin Işı­
nı-kav aşama aşama aşağıya inerek alemleri ve bu alemlerde bulu­
nan sephiroth'u oluşturmaya başlar. Sephiroth kavramı Kabala'nın
en temel kavramlarından biridir. Tanrısal Nitelikler olarak da ifade
edebileceğimiz sephiroth, Ain Soph-Smırsız T-nrı'nın sonlu yansı­
maları ya da bir başka deyişle tecellileridir. Sephiroth'un T-nrı'nın
Nitelikleri ya da Sıfatları olduğunu ortaya koymak üzere Hayat
Ağacı ya da sephirotik sistemde yer alan her bir aşama T-nrı 'nın bir
Adı ile ifade edilir. Bu aşamada -konuya yabancı pek çok kişi ve gö­
rüşün yaptığı gibi- dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta sephi­
roth seviyelerine verilen bu Tanrısal Ad'ları çeşitli sayıda tanrı ola­
rak görmemektir. Sürekli olarak vurguladığımız gibi onlar yalnızca
ve yalnızca Sınırsız Olan'ın sonlu alemlerdeki sıfatları, yansımala-

111
K A B A L A : "SI N I R S IZ"A YOLCULUK

ndır. Daha önce Ain Saplı-Sınırsız Olan 'ın Işığının Yaratılış süreci­
nin başlangıç aşamalanndaki şidddetine yaratılmış varlıkların da­
yanmasının mümkün olmadığını vurgulamış ama aynı zamanda O
olmadan da Yaratılış'ın tezahürünün olanaksız olduğunu belirtmiş­
tik. Burada varoluştaki en temel paradokslardan biri olan "T-nrı'nın
Yaratılış içinde hem olması hem de olmaması gerektiği" paradoksu
ortaya çıkar. Yine daha önce bu paradoksun seplıirotlı doktrini ile
açıklanacağı belirtmiştik. Şimdi bu konuya açıklık getirelim.
Üstün ve Yüce T-nrı'nın kendi yarattığı Yaratılış ile bağlantılı
olabilmesi için bir sonraki aşama olan iilemlerin oluşması sırasında
bir seri seplıirotlı var edilir. Bu sayede Sınırsız T-nn, sonlu Yaratı­
lış'a Kendi Sıfatlarını ya da Niteliklerini seplıirotlı aracılığı ile teza­
hür ettirir ya da yansıtır. Böylece hem Yaratılış O'nun Sonsuz ve Sı­
nırsız Varlığına doğrudan maruz kalmamış olur ve hem de Yaratılış
T-nrı 'nın Varlığından mahrum kalmamış olur. Aksi takdirde her iki
durumda da Yaratılış'ın varlığını sürdürmesi mümkün olmayacaktır.
İşte bu Kabala'da; "O tüm iilemlerin içinedir, yine de hiçbiri O'nu
kapsayamaz" deyişinin sımdır. Buna göre sephiroth sayesföde T-nrı
yarattığı Yaratılış ile sürekli temas halindedir. O, tüm niteliklerini
Yaratılış'ın dayanabileceği mertebede, aşağıya bu sayede yansıtır.
Böylece tüm il.lemler O'nun Sonsuz Varlığı ile dolmuş olur. Aynı za­
manda da Işığın gücü sonlu il.lemlerin ve bu il.lemlerde var olan tüm
şeylerin (yalnızca canlılar değil her şeyin) dayanabileceği bir sevi­
yede tüm Yaratılış'a yaşam vermiş olur. Kabala bunu Yaratılış'ın
varlığını sürdürebilmesinin yegane sebebi olduğunu ifade eder.
Yaratılan ilk iki sephiroth ise (İlk Çıkış-Atziluth il.leminde) Taç­
Kether ve Bilgelik-Chochmah olarak ortaya çıkar. İlk sephira Ket­
her-Taçtır. Taç başın üzerine takılır ve dolayısıyla aklın kavrama ya
da idrak etme yeteneklerinin "üzerinde" olan şeylere karşılık gelir.
Ancak Taç-Ketlıer'in tüm varlıkların idrakinin ötesinde olması ne­
deniyle, normalde Hayat Ağacının ikinci sephira'sı olmasına rağ­
men Bilgelik-Chochmah aklın kavrayabileceği, idrak edebileceği
"ilk şeydir" ve bu yüzden Kabala'da "başlangıç"-bereshith olarak

112
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

adlandırılır. Ayrıca ikinci sephira olduğundan İbrani alfabesinde


ikinci harf olan betlı ile temsil edilir. Ayrıca o, Torah 'ın da ilk keli­
mesidir. Böylece kabalistik bakışla denir ki; "Taralı bilgelik ile baş­
lar". Bu noktada yine kitabımızın başlangıç sayfalamda da belirtti­
ğimiz gibi Kabala'nın [yalnızca] dinsel bir sistem olmadığı ama bir
inanç-bilgi-mantık sistemi olduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz. To­
ralı' m bilgelik kavramı ile başlaması ise bunun en dikkat çekici ör­
neğini oluşturur. Hayat Ağacı 'nda yer alan ilk üçlü (triad) olan Ket­
lıer-Clıoclımalı-Binah (Taç-Bilgelik-Kavrayış) üçlüsü entellektüel
alemi yani aklı ve zekayı temsil eder. Sınırsız, Yaratıcı T-nrı 'dan
yansıyan Işık Taç-Kether'de yoğunlaştıktan sonra Bilgelik-Choch­
malı ve Anlayış-Binalı aracılığı ile Yaratılış içinde yoluna devam
eder. Bu üçlünün ilki olan Taç-Kether ise altında yer alan tüm diğer
seplıiroth 'a göre özel bir konuma sahiptir. Hayat Ağacı 'ndaki ikin­
ci triad olan Clıesed-Gevurah-Tipheretlı (Sevgi-Sertlik-Güzellik)
üçlüsü ise moral ya da duygusal alemi oluşturur. Son olarak Net­
zach-Hod-Yesod (Zafer-İhtişam-Temel) triadı Fiziksel Alem'i ya da
Hareket Alemi 'ni ortaya koyar. Böylece Hayat Ağacı 'nın üç triadı
oluşur. Son sephira olan Krallık-Malclıuth ise kendi başına hiçbir
ışık içermeyen (tıpkı Güneşin ışığına gereksinim duyan Ay gibi),
sadece yukarıdaki alemlerin ona aktaracağı ışığa bağımlı olan bir
seplıira'dır. Daha önce de belirttiğimiz gibi her dört alemde bulu­
nan birer Hayat Ağacı birbiri içinde girift durumdadır. Buna göre
Tanrısal İlk Çıkış Alemi Atziluth'tan başlamak üzere son iki sephi­
roth 'unun bizim sonlu fiziksel alemimizi oluşturduğu Hareket Ale­
mi Asiah' a kadar dört alem de birbiri ile ilişkilidir. İşin sembolizmi­
ni bir kenara bıraktığımızda ise T-nrı'nın Varlığının yaratılmış
alemler boyunca insan bilincine ve ruhuna aşama aşama indiğini
söyleyebiliriz. Doğrudan algılamamıza olanak olmayan bu yüce
Varlık (Ain Soph) ancak sephiroth ya da ruhsal alemler aracılığı ile
bilincimize ulaşır. Önemli olan nokta kişinin ruhunun ya da bilinci­
nin ve tabi ki bedeninin O'nu "hissetmeye" ne ölçüde hazır olduğu­
dur. Bu nedenle her bir yaratılmış varlık O'nu Yaratılış içinde, ken­
di ruhu ve bedeninin hazır olduğu kadarıyla ve farklı bir dereceden

1 13
KAB ALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

algılar. Şimdi Yaratılış'ın her dört aleminin kendi içinde birer tane
içerdiği Hayat Ağacı'nı oluşturan sephiroth'u biraz daha ayrıntılı
bir biçimde incelemeye başlayalım.

Taç-Kether

aç-Kether Hayat Ağacı'nın ilk sephira'sıdır. O aynı zamanda


T matematikteki ilk sayı olan Bir (1) sayısina karşılık gelir. Sıfır
(0) ise Kabala' da Ain-Hiçliği sembolize ettiğinden sephiroth 'ta ya
da sayılar skalasında yer almaz. Sıfır sayısı bilindiği gibi matema­
tikte en son keşfedilen sayıdır. Halbuki o ve içerdiği hiçlik kavramı
matematiksel keşfinden önce kabalistler tarafından biliniyordu.
Ain Soph Aur-T-nn'nın Sınırsız Işığı'nın büzülmesi-tzimtzum
sonrası oluşan sonsuz karanlık boşluğa gönderilen Tanrısal İra­
de 'nin ışını-kav merkezden içeri doğru işledikten sonra bir noktaya
yoğunlaşarak ilk sephira olan Taç-Kether'i oluşturur. Bu kavram,
sonsuz diye nitelendirdiğimiz evrenimizin aslında yalnızca "bize
göre" sonsuz olduğunu ama Tanrısal boyutta denizde bir kum tane­
si bile olmadığını göstermesi bakımından güzel bir örnek teşkil et­
mektedir. Aynca Kabala bu tanımla evrenimizin yaratılışının açılma
ya da genişleme (Taç-Kether'den diğer sephiroth'un oluşması) ön­
cesi bir küçülme prosesi içerdiğini öngörür. Günümüzde evrenin
yaratılışını açıklamaya çalışan en bilinen kuram olan "Büyük Patla­
ma" kuramının, evrenin büyük bir patlama ile oluşmaya başladığı­
nı öngördüğünü biliyoruz. Benzer biçimde bu aşama Kabala'da
Taç-Kether sonrası sephiroth'un oluşma aşamasıdır. Ancak Kabala
bir adım öteye giderek (ya da bir adım öncesini görerek) bu açılma
ya da patlama öncesi bir küçülme ya da bir merkeze doğru yoğun­
laşma (Taç-Kether'in oluşması) öngörmektedir. Yani tüm sonsuzlu­
ğu doğuran sonsuz derecede küçük bir nokta (bir kara delik mi aca­
ba?). Bu konuyla ilgili bazı bilimsel teorilerin tartışma alanı buldu­
ğunu yavaş yavaş görüyoruz. Bilimin bu noktaya da ulaşması da
fazla zaman almasa gerek!

1 14
oO
o •o • • ••
-·• •• Oo
oo
o0 • A • 0
' o
.
o0- . . • • .. • •
• :-o
o • " Soph • o
o • R
o •
'" ' • • .. ' -1� 1 ••o
�,, o
O ı
\ , "' A ' :;- ı O

o . •. . .. • .. � Ain Soph .. .. • ..
o • •

• o
• o
O • .
o.
·
' P
"' . .
• A " '• . . . ·.o
Oı 1 t . 1 1 ı ıO
o. T
:·.
o .. ..
' ' Negatıf •
· ·� .· · ·
.
o
·- .... ...... ·
• '
' N •O

::
.. • o
. •
�· •""' , '..N Vaı;oluş 1 ,' • -� ' :
o .' •, V .. . • ' •• N .. ,'
o •
,• oo
' ·

.. .. ..� s ınırsız •,
• ..
0o ,' A ' • 8 ,,o0
.. .. . s .. ••
• .. o
o ..
o • • . .. .
.. . . . o
0o � Sınırsız Işık ! 0o0
0 p v 0
0
' .... •

0
o O" ô ••• ..
• • • Ö'O o0
•• •
• • • • • ••

Şekil- 1 0
Ain-Hiçlik örtülerinin gizli sephiroth'u oluşturması. ve
ilk sephira Taç-Kether' de yoğunlaşması.

Taç sephira'nın temsil ettiği Bir ( 1 ) sayısı Kabala öğretisine gö­


re içinde potansiyel olarak diger dokuz sayıyı (sephiroth) içeren sa­
yı olarak görülür. Bir sayısı matematikte de tam olarak bölünmez
bir sayıdır. Kendisiyle çarpılarak çoğaltılması mümkün olmadığı
gibi kendine bölündüğünde de yine kendisi olarak kalır. Kabala
sembolizminde o bu nedenle negatif varoluş ile pozitif varoluş ara­
sında bir köprü olarak ifade edilir. Hiçbir şekilde artma kapasitesi­
ne sahip olmayan Sıfır (O) ise Kabala'da negatif varoluş kavramını
sembolize eden sayıdır. Kabalistik açıdan konuşursak: Sıfır, Ain­
Mutlak Hiçlik ve ondan tecelli eden Bir ise Ain Soph-Mutlak Var­
lık'ı ifade eder. Bu aşamada insanın aklına gelen soru ise sanının şu
olacaktır. Sıfır artma kapasitesine sahip değilse ve Bir sayısı da bö­
lünerek ya da çarpılarak çoğatılamıyorsa bu durumda Yaratılış pro-

1 15
KABALA: "SINIRSıZ"A YOLCULUK

sesi nasıl ileriye doğru yürüyecek? Başka bir sayı (sephira) nasıl el­
de edilecek? İşte Kabala'da bu sorunun cevabı "tezahür" ya da
"kendini yansıtma" kavramları ile ortaya konur. Sıfır (O) tanımlana­
maz ise de Bir ( 1 ) tanımlanabilen bir sayıdır ve onu tanımlamak yo­
luyla bir yansıması yani sureti-partzuf oluşturulabilir. Böylece Bir
( 1 ) ve onun yansımasından oluşan bir duad (ikili) ortaya çıkar. Bu
nedenle diğer sayılan doğuran Bir (1) sayısı değişmez Hiçlik ile
Varlık arasında bir köprüdür ve Kabala'da bütün şeylerin Ba�ası
olarak ifade edilir.
On sephiroth'un birincisi olarak Taç-Kether yaşamın bilinç üstü
alemine karşılık gelir ve böylece aynı bir taç gibi kişinin bilincini
çevreleyen bir aurayı gösterir. O, asla ulaşılamaz, idrak edilemez ve
bilinemez T-nrı 'nın ilk Tecellisi, Sonsuz ve Tezahür Eden T-nrı 'nın
idrak edilebilir, kavranabilir ilk Niteliğidir. Hayat Ağacı konfigu­
rasyonunda Taç-Kether, orta eksenin (Ilımlılık Sütunu) en üstünde
yer alır. Sephiroth'un en yükseği olan Taç-Kether kalite olarak di­
ğer tüm sephiroth 'dan ayrıdır ve seviye olarak Ain Soph-Sınırsız T­
nrı 'dan ancak belli belirsiz bir biçimde ayrılır. Kether-Taç öylesine
gizli ve yücedir ki kabalistlere göre hiçbir şey onu tanımlayamaz.
Nasıl bir taç onu giyen kişiden ayrılabilir ise Taç-Kether de alemin
yaratılışının yaşayan arketipi olan İlksel İnsan-Adam Kadmon'u
oluşturan sephiroth 'dan ayrıdır. Her biri kutsal bir harf ile simgele­
nen diğer sephiroth 'tan ayrı olarak Taç-Kether İbranice' de hiçbir
linguistik harf tarafından temsil edilmez. Onun yerine T-nrı'nın
Kutsal IHVH Adındaki 1-yod harfinin tepe noktası ya da tımağına­
kotzo shel yad eş tutulur. Böylece Taç-Kether'in Atzmuth-Tanrısal
Öz'ü yansıttığı ve yaratılmış insan formunda "T-nnnın Suretini"
öngördüğü kabul edilir. Ayrıca Taç-Kether Kabala terminolojisinde
"tüm iradelerin iradesi" olarak ifade edilir ve kabalistler tarafından
İrade-ratzon olarak adlandırılır. Eski Ahitte AHIH (Ekyeh = Ben
[Olanım] ya da Varoluş) ile temsil edilir. Taç-Kether Zohar'da da
Ekyelı (Ben olanım) olarak adlandırılır ki bu kavram Sina'da T­
nrı 'nın Musa'ya deklare ettiği Mutlak İradesi'ni yansıtır. Kabala' da

1 16
TAN R I S A L T E C E L L İ L E R

İbranice AHIH AShR AHIH (Ekyeh Asher Ekyelı) deyişi "Ben, Ben
Olanım" ya da "Ben, [Var] Olacak Olanım" biçiminde çevrilir. An­
cak kabalistik anlamda baktığımızda, gerçek tercümesinin; "Ben
Var Olmuş Olan, Var Olan ve [hep] Var Olacak Olanım!" şeklinde
olması bence daha uygun olacaktır. Buna göre AHIH Adı Tacın son­
suz potansiyelini ve onun geleceğe doğru irade mekanizması ile or­
taya çıkan hareketini belirtir. (Deyişin içerdiği zaman kavramı dik­
katinizi çekmiş olmalı.)
Taç-Kether Zohar'da Ain-Hiçlik ve aynı zamanda da tüm ışığın
kaynağı olan sonsuz bir "karanlık" olarak belirtilir. Taç-Kether'in
bu hiçlik durumu ise Yaratılış ve Ain Saplı-Sınırsız Olan arasında
epistomolojik 1 ve ontolojik2 bir uçurumu belirtir. Taç-Kether algıla­
manın sınırları dışındadır. Kabala'da O, düşüncenin kesildiği yer­
dir. Hiçbir ışığın kaçamadığı metafiziksel bir "kara delik" gibidir.
Kaynakları olan Ain Soph'a dönmeye çabalayan sephirotlı'un ışık­
larını söndüren ve aynı zamanda da Ain Soph'un Yaratılış'ın üzeri­
ne yaydığı ışığı saklayan bir karanlık gibidir. Taç-Kether'in bu yok
edici özelliği tüm şeylerin yapısında ve yaşamda bütünsel bir deği­
şikliği gösterir. Tüm geçişlerde bir "yokluk" görünür. Ama Taç-Ket­
her' in bu muazzam negatifliği (yokluğu) aynı zamanda tüm sephi­
roth'un varlığını da ortaya çıkarır. Bu negatiflik aslında ana irade­
nin ortaya çıkmasının gereğidir (negatif varoluş).
Taç-Kether sayısal değer olarak altı yüz yirmi (620) sayısına
eşittir. Bu değer T-nrı'nın Torah'ta yer alan emirlerinin tam sayısı­
dır. Bakacak olursak: Yazılı Torah'ta altı yüz on üç (6 1 3) ve Sözlü
Torah'ta yedi (7) olmak üzere toplam altı yüz yirmi (620) emir
(mitzvot) vardır. Ayrıca On Emir'i içeren Torah'ta yine altı yüz yir­
mi (620) harf bulunur. Kabala altı yüz yirmi emrin sımnı, "İlk sep­
hira Taç-Kether'den fışkıran altı yüz yirmi (620) ışık hüzmesinin,
Taç-Kether'in tavanını son sephira Krallık-Malchuth'un tabanına
bağlaması" şeklinde açıklar. Böylece birincinin tavanı sonuncunun
tabanına bağlanarak Yaratılış prosesi tamamlanır.
1 Bilgi kuramı.
2 Yaratılmışları inceleyen bilim dalı.

1 17
KABALA: " S ı N ı R s ıZ"A Y OLCULUK

Kabala' da Taç-Kether daha önce de beliıttiğimiz gibi iki alt su­


rete-partzufim ayrılır. Bunlardan Taç-Kether'in dış sureti olan Uzun
Yüz-Arich Anpin insan ruhunda irade ve isteğin bilinçüstü gücüne
karşılık gelir. İç suret olan Günlerin Kadimi-Atik Yomin ise ruhta
memnuniyet ya da hazzın gücüne işaret eder. Günlerin Kadimi'nin
yedi seplıiroth'u Uzun Yüz'ün içinde yer alır ve dolayısıyla hazzı,
irade ya da isteği yönlendiren ana motivasyonel güç olarak belirtir.
Günlerin Kadimi Atik Yomin'in Arich Anpin-Uzun Yüz içinde yer
-

almayan diğer üç üst sephiroth'u ise inancın bilinç üstü hazzını


temsil eder. Böylece Kabala'da daha önce de açıkladığımız biçi­
miyle Taç-Kether'in üç başından ya da yüzünden bahsedilir. Bun­
·
lar: 1. Uzatılmış Yüz-Reisha d'Arich iradenin gücünü, 2. Hiçliğin
Yüzü-Reisha d'Ayin hazzın, memnuniyetin gücünü ve 3. Bilineme­
yen Yüz-Reisha d' lo ltyada ise inancın gücünü gösterir. Taç-Ket­
her'in bu üç başı ya da yüzü İbrani alfabesindeki Taç-Kether keli­
mesinin üç anlamına karşılık gelirler. "Taç" anlamına ek olarak Ket­
her kelimesi "beklemek" ve "çevrelemek" anlamlarına da gelir.
Bunları sırayla inceleyecek olursak:
a. Beklemek. Kether'in Bilinemeyen Yüz'üne karşılık gelir
(Radla). Buna göre biz (insanlık) T-nn'nın yaşadığımız dünyanın
bilinç seviyesinden kesinlikle gizlenmiş ve saklanmış, yalnızca ge­
lecek alemde açığa çıkacak olan mükemmelliğine yaklaşabilmek
için mutlak bir inanç içinde bekleriz.

Üç Yüz Temsil ettiği Kether'in T.·nrı'nın Yansıttığı


Kuvvet anlamları Ozelliği
Bilinemeyen Yüz- İnanç- Beklemek T-nrı her şey[de]dir,
Reisha d'/o ltyada emunah Her şey T-nrı[da]dır

Hiçliğin Yüzü- Haz- Taç Her yerde varoluşu


Reisha d'Ayin ta'anug {Omnipresence)

Uzatılmış yüz- İrade istek- Sarmak Her şeye kadir oluşu


Reisha d'Arich ratzon Çevrelemek {Omnipotence)

118
b. Taç. Ruhta Tanrısal Bilgi'yi kavramaktan doğan ilahi hazzın
kaynağı olan Hiçliğin Yüzü'ne karşılık gelir. Taç kişinin bilincine
Tanrısal Vahyi alan ve entegre eden ruhsal gücü sembolize eder.
c. Çevrelemek. Tanrısal İrade düzeyi olan Uzatılmış Yüz'e kar­
şılık gelir. İradenin gücü ruhtaki tüm bilinçli güçleri çevreler (Bil­
gelik-Chochmah'tan KrallıkcMalchuth'a kadar olan Tanrısal Olu­
şumlar'ı içerir).
Kabala'da bu seviyenin melekler grubu Chaioth Ha Qadesh-Ya�
şayan Kutsal Varlıklar yani Cherubim'dir (Ezekiel Vizyonu). Bu
varlıklar burçlar kuşağı Zodyakta Boğa, Aslan, Akrep ve Kova (İn­
san) olarak belirtilirler. T-nrı'nın, Hayat Ağacında Kether Sephi­
ra'sına karşılık gelen Kutsal Adı AHIH (Ekyeh) yani "Ben[im]" ya
da "Varoluştur."

Bilgelik, Hikmet-Chochmah

ayat Ağacı'ndaki ikinci sephira Chochmah olarak adlandırılır


H ve Kabala öğretisinde T-nrı 'nın Hikmet ya da Bilgelik Niteli­
ğini yansıtır. Bilgelik-Chochmah, Taç-Kether'den yansıyan eril
güçtür. Bu sephira aktiftir ve Kabala sembolizminde Baba-Abba ile
sembolize edilir.
T-nrı'nın hem her şeyden üstün olması (bize uzaklığı) hem de
her şeyin içinde oluşu (bize yakınlığı) paradoksu Kabala' da sık sık
ifade edilen temel konulardan biridir. T-nrı sadece her şeyi sarmala­
makla kalmaz, aynı zamanda tüm Yaratılış'ı ve tüm alemleri doldu­
rur. Kabala' da bu iki seviye arasındaki bağlantı ise Aydınlanma Ki­
tabı Bahir tarafından, beth harfi ile temsil edilen Bilgelik niteliği ile
açıklanır. Buna göre bilgelik kavramı, T-nrı'nın üstünlüğü (uzaklı­
ğı) ve yakınlığı arasındaki geçiştir. Bahir'e göre bilgelik T-nn'nın
Özünü alt alemlere ileten bağlantıdır ve dolayısıyla tüm şeyleri des­
tekler ve ayakta tutar. Yaratıcı ve Yaratılış arasındaki bağ olması do­
layısıyla da tüm şeylerin potansiyelini içeren bir kaptır.

1 19
KABALA: " S I N I R S IZ"A YOLCULUK

Talmud sorar: "Kim Bilgedir? ...Ve cevap verir: "Henüz doğma­


mış olanı gören." Buna göre Bilgelik-Chochmah, T-nn'nın tüm Ya­
ratılış'ı henüz yaratmadan önce görmesini sağlayan (ki bu nedenle
Kabala'da gözler ile ilişkilendirilir) ve bunun için O'na tavsiyede
bulunan kavramdır. Kabala'ya göre tüm Torah T-nrı 'nın Sonsuz
Bilgeliğini alt alemlere ileten bir araçtır. Pirkey Rabbi Eliezer'in
Midraslı'ında T-nn 'nın evreni yaratmadan önce Toralı'tan tavsiye
aldığı ima edilir.
Bilgelik-Chochmah Yaratılış'ta bilinçli zekanın birinci gücü ola­
rak görülür. Çünkü ondan önce gelen Taç-Kether bilinç üstü aleme
aittir ve insan idrakinin tamamen dışındadır. Bilgelik-C/ıochmah
sephira'sı Hayat Ağacı ya da sephiroth konfigürasyonunda sağ ek­
senin (merhamet sütunu) en üzerinde yer alır ve T-nrı 'nın suretinde
yaratılan insanda (Tzelem Elokim) beynin sağ yarısına karşılık ge­
lir. Bilgelik-Chochmah Kutsal Kitap'ta Kral Süleyman ile semboli­
ze edilir. Açımlanmış şekliyle iki sureti vardır: Bunlardan yüksek
olanı Yüksek Baba-Abba !la' ah adını alırken daha aşağıda olanı
Aşağı Baba-lsrael Saba olarak isimlendirilir. Daha önce açıklandı­
ğı gibi bu iki profil birlikte Baba-Abba olarak adlandırılırlar.
Kabala'da Bilgelik-Clıochmah ruhta sezgiye dayalı kavrayışın
gücüyle bağdaştırılır. O, bilincin karşısında çakan bir şimşek parlak­
lığı gibidir. Bilgeliğin üst seviyesi olan Yüksek Baba-Abba !la' ah
sureti bu kavrayışı bilinç üstü alemden kendiliğinden alan güçken
daha alt seviyedeki Aşağı Baba-/srae/ Saba onu sonradan bilincin
içine doğru yönlendiren gücü oluşturur. Fiziksel yaşantımızla bağ­
daştırdığımızda Bilgelik-Chochmah'ın bilgeliği ayrıca bir gerçekli­
ğin bir saflıasına derinlemesine bakmak ve onun altında yatan ger­
çeği açığa çıkarana kadar kavramsal özünü irdeleme yeteneğidir.
Buradan elde edilen gerçeğin tohumlan daha sonra Anlayış-Bi­
nah 'ın gücünün eşliğinde entellektüel analiz ve gelişme için kulla­
nılabilir. Daha önce de söylediğimiz gibi Taç-Bilgelik-Anlayış üçlü­
sü Hayat Ağacı 'nda entellektüel seviyeyi oluşturur. Buna göre her
şeyin başlangıcı bilgeliktir ve buradan elde edilen bilgi ise daha

1 20
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

sonra anlayışın analiz gücüyle (bir sonraki sephira olan Anlayış-Bi­


nah konusunda göreceğiz) birleştirilerek aklın ve buna bağlı olarak
da bedenin gelişmesi için kullanılabilir. Bilgelik-Chochmah daha
önce ifade ettiğimiz üzere Yaratılış prosesinin "başlangıç" kuvveti­
dir. Torah'ın ilk kelimesi olan Bereshith, "Başlangıçta" [T-nrı Cen­
netler'i ve yeryüzünü yarattı] kelimesi "Bilgelik ile-be Chochmah
[T-nrı yarattı Cennetler' i ve yeryüzünü]" şeklinde de tercüme edilir.
Kabala' da daha önce de belirttiğimiz gibi Taç-Kether'in insanın
kavrayışının ötesinde olması nedeni ile Bilgelik-Chochmah Sınırsız
T-nrı'nın (Ain Soph) ilk yaratıcı hareketi olarak görülür ve başlan­
gıç-reshith olarak adlandırılır. Yani Kabala öğretisi bilgeliği insan
idrakinin, kavrayışının başlangıcı olarak tanımlar. En Yüce Taç­
Kether E/yon yani T-nrı'nın Yüce İradesi Yaratılış ' a ilk olarak Bil­
gelik-Chochmah sephira'sı boyunca kanalize olur. Bilgeliğin ya da
zekanın iradeden doğması Freud'un daha sonra vardığı sonuç olan,
zekanın tutkunun üzerine bir üst-yapı gibi çıktığını ön görmesiyle
de uyuşmaktadır (Freud'un bir kabalist olduğunu unutmayalım).
Kabalistler için zeka hem insan ruhu hem de alem için yepyeni bir
başlangıçtır. Kabala'ya göre "Varoluşun başlangıcı Bilgelik-Choch­
mah denen gizli noktanın sırrıdır" ve tüm şeyler bu tek noktadan
doğar. Işığın kitabı Zohar bunu şöyle sembolize eder:
"Tüm sırların sırrı (Kether) ifşa olmak istediğinde O, her şeyden
önce tek bir nokta yaptı ve bu "Düşünceye" dönüştü. O, tüm tasa­
rımları burada yaptı. Ve O, tüm işlemeleri burada yaptı."
Harflerinin permütasyonu ile Chochmah kelimesi koach mach
olarak dönüştürülür ve "Ne[yin] gücü" olarak anlaşılır. Bilge/ik­
Chochmah Kabala'ya göre bizi aydınlatmaya ve güçlendirmeye ça­
lışan Tanrısal Kuvvet'in akışını engelleyen egoyu ve bencillliği
uzaklaştıran gücü simgeler. Bu gücün işlevini yerine getirmesi an­
cak içimizde bizden daha büyük bir "boşluk" varsa mümkün olabi­
lir. Bu boşluk kavramı ise bizi "benliğin yokluğu" ya da "özgeci­
lik"-bitu/ kavramına götürür. Kabala'ya göre Tanrısal Kuvvet' in içi­
mizdeki akışı bizim benliksizlik, özgecilik seviyemizle orantılıdır.

1 21
K A B A LA : " S I N I R S IZ"A Y O LCULUK

Buna göre Bilgelik-Chochmah 'ın içsel niteliği yani insanın ruhunda


yansıttığı özelliği benliksizlik ya da özgeciliktir ve Kabala'ya göre
bu özellik, kişinin kendini eleştirme yolunda attığı her adımın başı
ve sonu olmalıdır. Benliği geliştirmek amacı ile yapılan her türlü ça­
ba, gerçek bilgelikten türemelidir (ki bu da benliksizlik/özgecilik­
tir). Aksi takdirde ters etki yapar ve biz yalnızca kendimizle saplan­
tılı bir biçimde ilgili bir durumda kalırız. Yani kişi T-nrı 'yı içimizde
aramalıdır evet ama bu arayışın kaynağı gerçek bilgelik olmazsa el­
de edeceğimiz tek şey kendi kendimize olan saplantılı bir bağımlı­
lık olacaktır. T-nrı'nın Bilgelik-Chochmah niteliği aklımızda bir
şimşek gibi çakan, bir şeyin iç yüzünü kavrama yeteneğinin ani par­
laklığını simgeler. Bir anlık yoğun bir parlaklık ve derin bir farkın­
dalık duygusu biçimde çakar ve birden geldiği bilinç üstü alemlere
geri döner ve geride sadece kendi gerçeklerinin küçük bir etkisini
bırakır. Eğer bilincimizde daha uzun sürecek bir etki bırakacaksa o
zaman konunun başında da belirttiğimiz gibi Anlayış-Binah'ın ana­
litik yetenekleri ile geliştirilmesi ve sağlamlaştırılması gereklidir.
Zohar Yaratılış' ı oluşturan tüm formların bilgeliğin bu tek nok­
tasında yoğunlaştığını öğretir. Buna göre Bilgelik-Chochmah bize
tüm alemin tek bir basit "fikirden" (idea) türediğini açıklar. Her ne
kadar Bilgelik-Chochmah görülemez ya da algılanamazsa da o her
şeyin doğasında vardır ve her şeye "hayat verir." Kabala'da O "tüm
yaşamın tohumu" ve "var olan her şeyin gerçek potansiyeli" olarak
adlandırılır. Zohar'da Bilgelik-Chochmah gizli düşünce olarak gö­
ze alınır ve tüm bireyselliğin, ayrısallığın ve tüm şeylerin boşluğu
olarak tanımlanır. Bizim alemimize yansıdığı biçimiyle ise Bilge­
lik-Chochmah Hyle yani kaostur (tohu*). Yani o, Yaratılış'ın en te­
mel aracı ve Platonik anlayıştaki formlar ya da fikirler olarak göz
önüne alınabilir. Kabala'da T-nrı alemi B ilgelik-Chochmah ile (be
Chochmah, Mezmurlar 1 04:24) yaratır ki kabalistler bunu "Choch­
mah ile" (onu Yaratılış'ın aracı yaparak) ve "Chochmah'ın içinde"
(onu tüm şeylerin varlığının potansiyeli yaparak) kavramları ile ifa-

• Tohu Yaratılış'ın ilksel, ıslah edilmemiş durumu. Kaos

1 22
TA N R I S A L T E CE L L İ L E R

de ederler. Bilgelik-Chochmah aynca Kabala'da Cennet Bahçesi


(Gan Eden) olarak da görülür. Çünkü kabalistler onu tüm formların
ideal alemi olan ilksel bahçe olarak görürler. Kabalistik anlayışta
Bilgelik-Chochmah, Taç-Kether ile ilgili "bir şey"-yesh ve alemle
ilgili "hiçbir şey"-ain '<lir. Onun içinde vücut bulan fikirler hala ger­
çekleşmek ve sabitleşmek durumundadır. Aynı Taç-Kether gibi. Bu
nedenle o da zaman zaman ain-hiçlik olarak görülür. Zohar'da
Chochmah kelimesi, koach mah-benliksizliğin [kendi benliğini T­
nrı 'nın benliğinin içinde eritebilme durumu] gücü ya da alternatif
olarak cheich mah-benliksizliğin hazzı olarak nitelendirilir. Benlik­
sizliğin "gücü" ise yalnızca benliksizliğin kendi niteliğini değil ay­
nı zamanda onun gerektirdiği büyük yaratıcı gücü de belirtir. Ben­
liksizliğin "hazzı" ise ruhun, kişinin benliksizlik seviyesinin erde­
mini kullanarak T-nn 'yı "tatma" yeteneğidir. Mezmurlarda şöyle
yazar: "Tat ve gör T-nn iyidir, güzeldir." Genelde gözlemlemek,
keşfetmek duygusu Bilgelik-Chochmah ile ilgilidir (yukarıdaki par­
layan şimsek örneği). Bu ayetten de öğrendiğimiz gibi Bilgelik­
Chochmah' ın, keşfetme duygusunu ortaya çıkaran, başlatan bir ruh­
sal tad durumu vardır.
Bu sephira'nm melekler grubu Auphanim-Tekerlekler olarak
adlandırılır (Ezekie/ viz.). T-nn'nın, Hayat Ağacı'nda Bilgelik­
Chochmah sephira'sma karşılık gelen Kutsal Adı IH (Kah) ve Ka­
bala'da B ilgelik-Chochmah' a atfedilen ruhsal özellik ise bitu/-ben­
liksizliktir.

Anlayış, Kavrayış, İdrak-Binah

nlayış-Binalı Hayat Ağacı 'ndaki on sephiroth 'un üçüncüsü ve


AYaratılış'ta zekanın ikinci bilinçli gücü olarak ifade edilebilir.
Hayat Ağacı 'nda sol eksenin (Yargı) en üstünde bulunur ve T-nn'nın
suretindeki insanda (Tzelem Elokim) beynin sol yarısına karşılık ge-

1 23
lir. Kutsal Kitap'ta ise matriark leah ile sembolize edilir. Kabala' da
Anlayış-Binah sephira'sı dişil, pasif bir güçtür ve eril, aktif güç
olan Bilgelik-Choclımah'a eş değerdedir. Clıochmah-Binah seviye­
si Kabala' da dişi ve erkeğin en yüce seviyesidir ve onların birliği
"Mükemmel Denge" olarak adlandırılır. Kabala'da kadın ve erke­
ğin eşitliği öğretinin her aşamasında vurgulanır. Tanrısal Tecelliler
sephiroth'ta da diziliş olarak her ne kadar dişil Anlayış-Binah eril
Bilgelik-Chochmah'tan sonra gelse de onunla eşit değerde ve eşit
seviyededir. Ayrıca Bilgelik-Chochmah yalnız başına hiçbir yeri sa­
ramayan iki paralel çizgi gibidir. Dolayısıyla Anlayış-Binah 'ın da
katılması ile Hayat Ağacı 'nın Kether, Chochmah ve Binah'tan olu­
şan, en yüksek üçlüsü (triad) tamamlanır. Denge kavramınının bu
öğreti içindeki önemini daha önce açıklamıştık. Buna göre tüm Ya­
ratılış mükemmel bir denge durumundadır ve Kabala' da erkek
(Chochmach) ve dişinin (Binah) dengesi de bunun en yüce sembo­
lizmini oluşturur. Aralarına Taç-Kether'in de katılmasıyla Tanrısal­
lık niteliği de bu kavramın içine girer ve dengenin muvazenesi olu­
şur (bkz. T-nrı ve Tezahür). Anlayış-Binalı iki suret içerir. Kabalis­
tik öğretide O, Yaratılış içindeki tüm ruhların kaynağıdır ve dolayı­
sıyla en yüksek profil olan Yüksek Ana-Jmma İla' alı olarak adlan­
dırılır. Daha alçak olanı ise Alçak Ana-Tevunalı'tır. Bu iki yüz bir­
likte Ana-Jmma olarak isimlendirilirler. Bu konuyu daha önce açık­
lamıştık. Kabala'da Anlayış-Binalı, suretinde kadın ve erkeğin ya­
ratıldığı T-nrı 'nın dişil formu Elokim'dir (ALHIM). O, ruhta hem
tümden gelimsel hem de tüme varımsal olarak kavramsal analizin
ve muhakemenin gücüyle bağdaştırılır. Yüksek Ana-Jmma !la' ah
profili bilgeliğin anlayışlarını idrakin gücüyle ilişkilendirirken Aşa­
ğı Ana-Tevunah buradan çıkan sonuçların kişinin bilinci tarafından
tamamen özümsenmesinin gücünü simgeler. Binalı'ın "anlayışı"
ayrıca bir fikrin doğasında var olan doğruluk ya da yanlışlığın de­
recesinin incelenmesi yeteneğini de belirtir. Bu fob da ( 1 2: 1 1 ve
34:3) "Kulak kelimeleri sınar." sözleri ile belirtilir. Kulak yani duy­
ma duyusu Kabala'da Binalı ile ilişkilendirilir. "Dinle, Ey Israel..."
ile başlayan ayette "dinle" aynı zamanda "anla" anlamını taşır. İb-

1 24
TAN R I S A L TECELLİ L E R

ranice "Kulak kelimeleri sınar" cümlesinin baş harfleri ise enıetlı­


gerçek (AMTh) kelimesini oluşturur.
Anlayış-Binalı ile tanımlanan bir başka özellik ise kişinin kav­
ramları, kendine ve başkalarına açıklama, aydınlatma ve izah etme
yeteneğidir. Anlayış-Binalı bu nedenle Kabala'da "engin nehir" ola­
rak da sembolize edilir. Binalı kelimesi İbranice'de "arasında" an­
lamına gelen bein kökünden türer. Bunun nedeni ise Kabala'da şöy­
le açıklanır: "Yaratılış öncesi yalnızca Sonsuz Varlık vardı. Her yer
O ' nunla doluydu ve dolayısıyla var olan her şey aynıydı ve homo­
jendi." Bu nedenle aynılık ya da monotonluk Sınırsız Varlık ile kar­
şılaştırıldığında insan aklının idrak edebileceği en yüksek kavram­
dır ve bu nedenle Bilgeliğin özüdür. Yaratılış ise Yaratıcı'nın karşı
kutbudur. Buna göre Yaratıcı varoluşu verir ve Yaratılış ise onu alır.
Dolayısıyla Yaratılış var edilmeden önce bir farklılaşma var edil­
miştir ve bu da Anlayış'ın özüdür. İşte bu nedenle Binalı kelimesi
"arasında" anlamına gelen bein kökünden çıkar. B aşlangıç ya da
Clıochnıah seviyesinde var olan her şey farklılaşmamış, potansiyel
durumdadır. Ama bu farklılaşmamış potansiyel Elokim (T-nrı) ya da
Anlayış-Binalı diyarına girdiğinde Cennet ve Dünya olarak farklı­
laşır. Kabala Anlayış-Binah'ın gücünün fikirler "arasında" ayırım
yapmak ve onları birbirinden ayırt etmekte saklı olduğunu öğretir.
Anlayış-Binalı, Bilgelik-Chochmah ve Bilgi-Daath arasında bulu­
nan ikinci "beyin" dir. O Bilgelik-Chochmah' a eşit değerdedir. Ya­
ni Kabala sembolizminde "kadın erkeğe eşit değerdedir ve elbette
ondan aşağı değildir." Talmud kadınların Binah'ın "fazladan bir
özelliğine" sahip olduklarını öğretir ve; "bu fazlalığın kendisini
göstermesinin yollarından biri de onların iletişimin inceliğine ya da
kurnazlığına karşı olan aşırı duyarlılıklarıdır" der. B ilimsel çalışma­
lar göstermiştir ki kadınlar bir grup olarak erkeklere oranla daha
yüksek konuşma yeteneğine sahiptirler. Taralı bunu onların "fazla­
dan" sahip oldukları Anlayış-Bina/ı ' a bağlar.
Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Binalı birliği (Kabala' da Yüksek
Birlik) süreklidir ve bu iki kavram Zohar da "asla ayrılmayan iki

1 25
K A B A L A : " S I N ! R s ı z ·· A Y O L C U L U K

yoldaş" olarak ifade edilir. Kabala'ya göre bu birlik (Bilgelik ve


Anlayış) alemin sürekli bir biçimde yeniden yaratılışı için gerekli­
dir. Bu Yüce kavramı ezoterizmin ünlü "Aşağısı Yukarısı, Yukarısı
Aşağısı gibidir" deyişi uyarınca alt alemlere yani bizim sonlu ale­
mimize uyguladığımızda da görürüz ki aynı olay dişi ve erkeğin fi­
ziksel (beşeri) birliği için de söz konusudur. Yani fiziksel yaşamın
sürmesi için onları fiziksel birliği gereklidir.
Anlayış-Binalı Kabala'da Bilgelik-C/ıochma/ı'dan çıkan bir "sa­
ray" olarak sembolize edilir. Kavramsal bir nolüa olarak Anlayış­
Bina/ı, Bilgelik-C/ıac/ınıalı'ı kapsayan gizlenmiş düşüncenin geniş­
lemesi ya da tamamlanmasıdır. Anlayış-Binalı sık sık sebeplendir­
me prosesinin kendisi olarak değerlendirilir. O, içinde sonlu ayrı
varlıkların ilk görülmeye başlandığı Brialı-Yaratılış Alemi'nin bas­
kın seplıira 'sıdır. Ayrıca Kabala'da "Göksel Ana" olarak görülür ki
bu O'nun yaratıcı rolünü ortaya çıkarır. Gerçekte kozmik ana ola­
rak O, altındaki tüm seplıirotlı'un içinde geliştiği ve tüm ayrıntıla­
rıyla oluştuğu rahimdir. Bu yedi seplıiroth O 'nun rahminden doğan
yedi çocuk olarak algılanır. Buna göre Yaratılış'ta ruhların ve ona
bağlı olarak da fiziksel bedenlerin oluşması Anlayış-Binalı aşama­
sındadır. Bu nedenle Toralı'ın Türkçe çevirilerinde, ilk ayet olan
"Başlangıçta T-nrı Cennetler'i ve Dünya'yı yarattı" cümlesinde T­
nrı karşılığı kullanılan İbranice Ad Anlayış-Binalı 'ın Tanrısal Adı
olan Elokim'dir (ALHIM). Yani gerçek çeviri "Başlangıçta Elokim
(ALHIM) Cennetler'i ve Dünya'yı yarattı." olmalıdır. Benzer bi­
çimde bir hata yapılarak Eski Ahitin Türkçe çevirilerinde Yaratı­
cı 'ya ait Adlar bazen T-nrı, bazen Rab diye çevrilir. Ama bu çeviri
gerçek boyutu tam olarak yansıtmaz. İngilizce çevirilerde de durum
aynıdır. Tüm Adlar "G-d" olarak yazılır. Halbuki kabalistik açıdan
durum oldukça farklıdır. ALHIM (Elokim), IHVH (Havayalı), AD­
NI (Adnut) gibi tüm Adlar olduğu gibi çevrilmeden bırakılmalıdır.
Çünkü onlar Yüce Varlığın, Yaratılış 'ın değişik seviyelerinde Ken­
dini ifade etmek üzere O 'na verilen Adlarıdır. Bu çok hassas konu­
yu T-nrı 'nın Adları kısmında daha ayrıntılı olarak göreceğiz.

1 26
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

Anlayış-Binalı aynı zamanda "taht" seviyesidir. Taht olarak ad­


landırılır; çünkü Kabala'da genel olarak oturma kavramı "alçaltma"
anlamına gelir. Dolayısıyla da T-nn 'nın oturduğunu söylediğimizde
aslında alt alemlere erişmek için Özünü alçaltıyor ve böylece Ken­
di evreni ile ilişki kuruyor ve onun tarafından idrak edilebiliyor de­
mektir. İşte burası bizim T-nrı 'yı anlayabildiğimiz ya da idrak ede­
bildiğimiz Anlayış-Binalı seviyesidir. Bu ise Ezekiel (1 :26) ve /sa­
iah 'ta (6: 1 ) bahsedilen tahttır.
Kabalistlerin sik kullandığı metaforik (mecazi) geometride An­
layış-Binalı cisimsel varoluşun başlangıcını simgeleyen bir "daire"
biçiminde belirtilir. Kabalistlerin Hayat Ağacı'nın tümünü semboli­
ze eden ve onun tümünü kapsayan T-nrı'nın kutsal ismi IHVH (Ha­
vayah ya da Tetragrammaton) da boyutsuz İbrani harfi I-yod ile
sembôlize ettikleri Bilgelik-Choclımah'ın tersine Anlayış-Binalı,
uzunluk ve genişlik boyutları olan H-he harfi ile sembolize edilir
(bkz. İbrani Harflerinin Sırrı) ve açıklamanın, anlayışın ve kendini
göstermenin "boyutlarını" ortaya koyar. Her ne kadar bu tür bir
açıklama ile Anlayış-Binalı'ı uzaysal ya da fiziksel aleme bağlamak
doğru değilse de onu tüm sonlu varoluşun deneyimi için bir örnek
olarak görebiliriz. Zolıar'a göre varoluş ilk olarak Anlayış-Bina/ı'ta
yüce kaynağından ayrılmış ve farklılaşmaya başlamıştır. Anlayış­
Bina/ı, Bilgelik-Chochmah'ın oluşumlarının sürekli ve var olan
gerçekliğe dönüşmeye başladığı ilk yerdir.
Psikolojik açıdan ise Anlayış-Binalı, Taç-Kether'in "tutkusu" ile
Bilgelik-Clıochmah 'ın "zekası" arasında bir ara bulucu görevi ya­
par. Gerçekten de o, karşıt ilkelerin arasını bulan ve onların armo­
nisini sağlayan birkaç sephiroth'un birincisidir. Burada görüyoruz
ki Yaratılış 'ı ve insan aklınin anlayışını sağlayan şey, yalnızca ne
irade ne bilgelik ne duygu ne de zeka ama tüm bu ikililerin dialek­
tik karışımıdır. Chochmalı 'ın "bilgeliği" ancak Kether'in "tutkusu"
tarafından bilgilendirildiği zaman kişi değer taşıyan bir şey yapabi­
lir ya da tam olarak "anlaşılabilir" (Binalı).

1 27
K A B A L A : ·· s ı N I R S I Z " A Y O L C U L U K

Hayat Ağacında negatif haliyle Sertlik-Gevurah niteliği Anla­


yış-Binalı 'ın dışsal boyutundan (arka taraf) doğar. Diğer bir deyişle
Binah sertliğin kökü ve temelidir. Ama bu yönü onun yalnızca ya­
pay ve saf olmayan ifadesidir. Anlayış-Binalı' ın "ön tarafı" ve en
derin ve gerçek ifadesi ise, "öğrencisinin" iyiliği için bir "öğretme­
nin" büyük bir güç ve dikkatle öğrencisinin karşılaşabileceği tüm
kabalık ve terslikleri yumuşatabilme yeteneğine benzetilebilir. Öğ­
retmen anlayışını düzeltmek suretiyle kendi duygusal ve akılsal ye­
teneklerini katı sabırsızlıktan nazik şefkate dönüştürebilmek için
kendiyle sürekli mücadele etmelidir. Kabala' da Anlayış-Binalı ayn­
ca meditasyon-hitbonenut ile ilişkilendirilir. Çünkü İbranice'de iki­
si de aynı kökten gelir. Meditasyon Kabala'da sembolik olarak şa­
raba karşılık gelir, çünkü her ikisi de bilinçte bir değişiklik meyda­
na getirir. Dolayısıyla sertlik ya da yargıyı yumuşatmak için To­
rah 'ta "kötü şarabı" ("sertlik iyidir" şeklindeki yanlış anlayışı sim­
geler) "iyi şaraba" ("pozitif bir değişikliği sürekli kılan gerçek uya­
nış yalnızca şefkat yoluyla mümkündür" şeklindeki anlayışı simge­
ler) dönüştürmek biçiminde bir benzetme yapılır.
Binalı melekler grubu Aralim-Tahtlar'dır (Ezekiel Viz.). Hayat
Ağacı 'nda T-nn 'nın Binah sephira 'sına karşılık gelen Kutsal Adı
ALHIM (Elokim) ve Binah' a atfedilen ruhsal (spirituel) özellik ise
simchah-haz, neşedir.
Chochmah-Binah ilişkisi: Yaratılış'ın Tacı Kether kavrayışın
ötesinde bir seviye olduğundan Kabala, insan idrakinin başladığı
yer olarak Bilgelik-Chochmah seviyesini gösterir. Bu nedenle bu
seviye "başlangıç" olarak adlandırılır. Torah'ın ilk kitabı Tekvin­
Bereshith'in açılış kelimesi Bereshith-Başlangıçta Kabala' da bu ne­
denle Bilgelik-Chochmah seviyesine karşılık gelir. T-nn 'nın İbrani­
ce Adlarından biri olan Elokim Adı ise Kabala' da Anlayış-Binah se­
viyesine karşılık gelir. Çünkü biz T-nrı kelimesini kullandığımızda
(O'nun Mutlak Özünü kavramak olanaksız olduğundan) gerçekte
O 'nun hakkındaki anlayışımızı konuşuyoruz demektir ki bu da An­
layış-Binah seviyesidir. Bu seviye sayesinde insan aklı şeyleri fark-

1 28
TANRISAL TECELLiLER

lılaştırabilir. Kabala'da Chochmalı-Binah seviyesi ayrıca zamanın


kaynağını ifade eder. Bu anlamda Clıoclınıah-Bilgelik geçmiş ve
Binah-Anlayış ise gelecektir. Geçmiş geleceğe hayat verdiğine gö­
re Bilgelik ve geçmiş erkek, Anlayış ve gelecek ise dişidir. Bu da
Kabala'da yukarıda bahsettiğimiz "T-nrı dişiye fazladan Anlayış
verdi" (Bereshith Rabbah 18: 1 ) deyişinin sırrıdır.
Bilgelik-Clıochmah 'ın geçmişe Anlayış-Binalı 'ın ise geleceğe
paralel olması gibi Taç-Kether ise "sonsuz şimdiyi" ifade eder.
Çünkü o zamanın tamamen üzerinde olan bir planda var olmakta­
dır. Bu seviye insan idrakinin tamamen ötesinde olduğundan idrak
edilmesi gerektiğinde Bilgelik-Clıochnıalı ile Anlayış-Binalı arasın­
da bir ara-yüz olan yarım sephira Bilgi-Daath ile ifade edilir. Bu se­
viye (Bilgi-Daath) ise geçmiş ile gelecek arasında var olan "geçici
şimdi" dir. Böylece Taç-Ketlıer'in tümüyle insan idrakinin ötesinde
olan içsel konsepti Bilgi-Daath ile dışlaştırılarak insan zihni tara­
fından algılanır hale getirilir.

Bilgi-Daatlı
Hayat Ağacı 'nın dördüncü sephira'sı Bilgi-Daat/ı'tır. Bilgi-Daatlı
Kabala' da bir yarım sephira olarak görülür ve bu nedenle Taç-Ket­
her'in varlığında bir sephira olarak sayıya dahil edilmez. Bizde bu
nedenle onu dört numara olarak adlandırmadık. O, Yaratılış'ta aklın
dördüncü ve son bilinçli gücüdür. Bilgi-Daath Hayat Ağacında ge­
nellikle '"[aç-Kether söz konusu olmadığı zaman dikkate alınır. B u­
nun nedeni ise onun, Taç-Kether'in bilinç alemindeki bir yansıma­
sı (içsel boyutu) olmasıdır. Dolayısıyla Bilgi-Daath, Sephiroth kon­
figürasyonunda orta eksenin (Ilımlılık) üzerinde ve Taç-Kether'in
hemen altında yer alır ve insan suretinde (tzelenı Elokim) cerebel­
lum yani beyinciğe karşılık gelir. Daath yani bilgi kavramı insan ru­
hunda hafızanın ve konsantrasyonun güçleriyle ilişkilendirilir. Bu
güçler kişinin Bilgelik ve Anlayış güçleri tarafından yaratılan fikir­
lerin potansiyel anlamlarına olan duyarlılığına ve onları kabulune
dayanır. Bu duyarlılık ise Bilgi-Daath'ın, ruhun bilinçüstü kökeniy-

1 29
K A BALA : "SJNIRSIZ"A YOLCULUK

le olan bağlantısından kaynaklanır. Bilgi-Daath genelde iki düzey­


de işler: l .Üst Bilgi-Daath Elyon ya da Gizli Bilgi-Daath Ha­
ne' elam. Zekanın iki yüksek gücü Bilgelik-Binah ve Anlayış­
Chochmah arasında var olan kesintisiz bağın güvenliğini sağlar.
2.Alt Bilgi-Daath Tachton ya da Uzatılmış Bilgi-Daath Hamipas­
heth. Zekayı ve aklı bir bütün halinde duygu iilemine bağlar. Bu sa­
yede kişinin kararlılığını arttırır ve gerçeklerle bağlantılı çalışması­
nı sağlar. Kabala'da Bilgi-Daath'ın bu seviyesiyle ilgili olarak şöy­
le denir (Meseller 24:4): " . . . odalar Daath ile doludur". Bu sembo­
lizmde odalar kalbin bölümleri, ruhun duygulan ve heyecanlarıdır
("oda" İbrani'ce cheder sözcüğüne istinaden ruhun üç temel duygu­
su olan chesed-sevgi, din-sertlik ve rachamim-merhamet'in akroni­
midir.) Bilgi-Daath'ın iç bilinci bu odaları doldurur ve ruhun bede­
ne yaptığı gibi onları canlandırır. Zohar'da ise B ilgi-Daath' ın bu
seviyesi "altıyı içeren anahtar" olarak adlandırılır. Bilgi'nin "anah­
tarı" kalbin altı odasını da (alttaki altı Sephiroth) açar ve onları ya­
şam enerjisiyle ve gücüyle doldurur. Bilgi-Daath ile dolduklarında
altı odanın her biri ruhun bir haline (dei' ah) karşılık gelirler.
Kabala'da Daath'a karşılık getirilen ruhsal özellik yichud-bir­
leştirme, bir araya getirmedir.

Sevgi-Chesed; Büyüklük, Azamet-Gedulah

evgi-Chesed Hayat Ağacı 'nı oluşturan dördüncü sephira' dır. O,


S Yaratılış sürecinde yer alan duygusal niteliklerin yani moral ya
da duygusal alemi oluşturan sephiroth'un birincisidir. Sephiroth sis­
teminde sağ eksenin üzerinde tam Bilgelik-Chochmah'ın altında
yer alır ve tzelem Elokim'de sağ kola karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta
Abraham ile sembolize edilir. Kabala'da Sevgi ruhta tüm Yaratılış'ı
kucaklama ve onu erdemin v e mükemmelliğin üzerine inşa etme is­
teği ile ilişkilendirilir. Ruhu dış gerçekliğe bağlanmaya zorlayan ve
sürekli genişleyen bir kuvvet olarak Sevgi-Chesed ilham verir ve

1 30
TA N R I S A L T E C E LL İ L E R

böylece ruhtaki tüm diğer duygusal kuvvetlerin kendilerini ifade et­


melerine eşlik eder.
Sevgi-Chesed Kabala' da Yaratılış'ın ilk gününü sembolize eder.
Merhametin herkesi kaplayan Tanrısal Işık' ı onun üzerine yaratıl­
mıştır. Torah'ta ilk gün için "Bir'in günü" olarak ifade edilir (yom
echad). Bu güne ait Tanrısal Bilinç ise şu deyişle ifade edilir: "Tüm
Yaratılış Bir'dir ve bu Bir, Yaratıcı'nın Birliği ve Sevgisi'yle kucak­
lanır." (Echad İbranice'de "Bir" demektir ve gematria'sı 1 3 sayısı­
na eş değerdir. Bu sayı ayriı zamanda ahavah-sevgi kelimesinin de­
ğerine eşittir.) Sevgi-Chesed ile ifade edilen Yaratılış'ın ilk günü
Mezmurlar'da (42:9) "T-nn'nın Merhametine emrettiği gün" olarak
ifade edilir. Zohar ise Yaratılış'ın bu ilk günü hakkında şöyle der:
"O, tüm günlere eşlik eden bir gündür". Zohar' a göre ilk gün yani
merhametin günü ışığıyla Yaratılış'ın tüm diğer günlerine eşlik eder.
Sevgi-Chesed Kabala' da moral yani ahlaki özellikleri simgeleyen
yedi alt sephiroth'un birincisidir ve bu nedenle insan karakteri üze­
rinde doğrudan etkilidir. Dolayısıyla kişinin kendini geliştirmesi açı­
sından çok önemli bir kavram olarak ifade edilir. Aynca o duygusal
alemi oluşturan üç sephiroth'un da ilkidir. Sınırsız sevgi ya da neza-
. keti simgeleyen Chesed T-nn 'nın alemi yaratışının ve sürekli yenile­
mesinin ana ilkesidir. Sevgi-Chesed T-nn ' nın Yaratılış'a karşı olan
sınırsız iyilikseverliğini yansıtır. Kabala öğretisi saf sevgi'nin sürek­
li olarak genişlemesinin Yaratılış'ın yok olmasına neden olacağını
vurgulayarak bu Tanrısal Nitelik'in, duygusal filemin triadını oluştu­
ran karşıt yöndeki diğer sephiroth olan Sertlik niteliği (Gevurah) ile
ılımlılaştınlarak dengelendiğini ve o şekilde deneyimlendiğini öğre­
tir. Bu anlayışa göre T-nn sonsuza doğru genişlemeye devam eden
Merhameti (Chesed) Yeter-Dai! diyerek sınırlamıştır. Kabala'da bu
sınırlama Adalet-Din ya da Sertlik-Gevurah sıfatıyla gerçekleştirile­
rek denge oluşturulur. Chesed-Sevgi'nin insan ruhunda deneyimlen­
mesi saf Tanrısallık ya da spirituellik boyutuna karşılık gelir ve T­
nn 'nın iyiliğini yansıtan insan sevgisinin çeşitli görüşleri olarak ta­
nımlanır. Böylece o yaratılmış olan fileme ruhsal değerleri sunar.

1 31
KABALA: "SINIRS IZ"A YOLCULUK

Psikolojik açıdan ise Sevgi-Chesed tüm insan ilişkilerinde yer


alan temel unsurdur. İnsanın yaşantısında o, anne ve babanın çocuk­
larına yansıttığı temel sevgi, aşıkları bir araya getiren güç ve psiko­
lojik iyileştirmede gereken temel unsurdur.
Sevgi-Clıesed genıatria ile sayısal olarak yetmiş iki (72) değeri-
2
ne karşılık gelir. Bu sayı ise 2x6 olarak açımlanabilir. Burada altı-
2
nın karesi (6 ) Yaratılış'ın altı gününe karşılık gelen kalbin altı duy-
gusunun mükemmelleşmiş hallerini temsil eder (Kabala'da. bir sa­
yının karesi , o sayının karşılık geldiği kavramın mükemmelleşmiş
2
durumunu sembolize eder.) 2x6 ise Yaratılış 'ta var olan mükemmel
sevgi ve armoniyi simgeler. Mesellerde bu kavram (27 : 1 9) şöyle
ifade edilir: "Kişinin yüzünün suda (Clıesed'in temel fiziksel sem­
bolü sudur) yansıması gibi [bir] kalp [başka bir] kalbe karşıdır."
Zolıar bu seviye ile ilgili olarak Sevginin yetmiş iki (72) "köprü­
sünden" bahseder. Bu sayı T-nrı'nın Yetmiş iki Adı'na karşılık gel­
mektedir. İleride daha ayrıntılı olarak bahsedeceğimiz bu Ad Kaba­
la' da Slıem Ha Maplıoresclı olarak bilinir ve T-nrı 'nın tüm "fiziksel
filemi" bu Ad ile yarattığı ifade edilir. Bu köprüler tüm yaratılmış
gerçekliği mükemmel bir arınoniyle birbirine bağlar. Buna istinaden
Kabala T-nrı'nın tüm Yaratılış'ı sevgi üzerine yarattığını öngörür.
Sevgi-Clıesed seplıira'sının melekler grubu Chaslımalim (Ezeki­
e/ viz.) yani "parıldayan, kıvılcımlar saçan alevlerdir". Temsil eden
rengi ise beyazdır. Kabala'ta Clıesed için verilen diğer bazı sembol­
ler şöyledir: Üst sular*, Aslan. Hayat Ağacında T-nrı 'nın Clıesed ile
ilişkilendirilen Kutsal Adı AL (Kel) ve Sevgi-C/ıesed'e atfedilen
ruhsal özellik ise a/ıava/ı-sevgidir.
* Zohar (1 : 1 1 7a) toplumumuzda bugün olacak ilişkileri iki bin yıl önce ön gör­
müştür. Buna göre 6. bin yılın altı yüzüncü yılında bilginin "alt suları" dünya
üzerinde büyük bir patlama yapacaktır. Altıncı bin yıl ı n altı yüzüncü yılı kaba-
. ca, bilimsel ve endüstriyel devrimlerin başlangıcına karşılık gelir. "Alt suların"
yükselişi, Mesihin zamanında tüm dünyayı saracak ve "alt sularla" bir olacak
olan Tanrısal Bilginin "üst sularının" düşüşünün bir başlangıcı olarak göz
önüne alınır.

.1 32
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

Sertlik-Gevurah ; Sınırlama, Adalet,


Yargı-Din ; Korku-Pachad

eıtlik-Gevurah Hayat Ağacında beşinci seplıira ve Yaratılış pro­


S sesi içinde yer alan duygusal niteliklerin ikincisidir. Ağaçta sol
eksen üzerinde, tam Anlayış-Binalı 'ın altında yer alır ve tzelem Elo­
kim'de sol ele karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta /saac ile sembolize edi­
lir. Sertlik-Gevuralı ruhta (eğer karşıdaki kişi yanlış kullanmaya eği­
limli ya da buna _değmeyen biriyse), kişinin mükemmelliği diğerle­
rine yaymaya karşı olan dürtülerini "sınırlayan" gücü temsil eder.
Yaratılış'ın değerliliğini ölçen ve ona eşlik eden bir kuvvet olarak
Sertlik Kabala' da ayrıca yargı durumu-midat ha din olarak değerlen­
dirilir. Kişinin iç (kötü eğilimleri) ya da dış düşmanlarının üstesin­
den gelmesini sağlayan şey Sertlik-Gevuralı' ın bu sınırlayıcı kudre­
tidir. Kabala öğretisine göre Merhamet ve Yargı birlikte çalışarak ru­
hun dış dünyaya karşı olan yaklaşımına bir iç denge getirirler. Sev­
gi-C/ıesed'in "sağ kolu" diğerlerini kendine doğru yakınlaştırırken
Sertlik-Gevuralı'ın "sol kolu" hak etmeyenleri dışlama seçeneğini
her zaman saklı tutar. Sonuçta Sertlik kudreti, kişinin doğuştan ge­
len ve Merhamete karşı olan arzusunu tamamlayan bir güç haline
gelir. Yalnızca Sertlik-Gevuralı'ın gücüyle Sevgi-Clıesed gerçekli­
ğin kaba yüzeyine işleyebilir. Gevuralı/Din seplıira'sı Kabala' da öl-
. çü, sınırlama ve engelleme ilkelerinin seplıira'sıdır. Sertlik-Gevu­
rah'ın gücü ise daha önce de belirttiğimiz gibi T-nrı'nın Sınırsız
Chesed-Sevgisi'ni sınırlaması ve onu alıcının kapasitesine göre ya
da daha önemlisi hak etme derecesine göre dağıtmasıdır. Gevuralı
Yaraiılış'ın kendi özünü yansıtır (sınırlama ve engelleme) ve ayrıca
Tanrısal Yargı ve Erdemlilik'i yaratılmış olan fileme sunar. Gevurah
bu nedenle etik değerlerin deneyiminin yansıtıldığı sephira'dır.
Kabalistlere göre T-nrı 'nın Kudreti-Gevurah ya da Adaleti-Din
büzülme-tzimtzum hareketinin arkasındaki güçtür. Yani Ain Saplı

1 33
K A B A L A : "SINIRSIZ"A Y O LCULUK

il.lemleri Tanrısal Sınırlama/Engelleme ile yaratmıştır. Her açığa çı­


karılan şeyin sınırlanması Gevurah'tır. Her küçülme ya da büzül­
me-tzimtzum Din'dir. Sevgi-Chesed eğer kontrol edilmezse sonlu
il.lemin yaratılmasını engelleyecek sınırsız bir genişleme ortaya ko­
yar. Bu nedenle Kabala, Gevura/ı-Sertlik'i C/ıesed-Sevgi'nin karşı­
tı ama aynı zamanda onun tamamlayıcısı olarak görür. Buna göre
yalnızca Gevurah'ın sınırlaması sayesinde sonlu varlıklar Ain
Saplı 'un içinde tekrar hapsolmadan ortaya çıkabilir ve yaşayabilir­
ler. Ne Sevgi ne de Sertlik nitelikleri Yaratılış 'ı tek başına taşıya­
maz. Ancak bu ikisinin birbirini tamamlaması bir alemin varoluşu­
nu sağlayabilir. İnsanın psikolojik seviyesi açısından ise merhamet
ve yargının dialektiği kişinin hem kendi hem de başkaları ile olan
ilişkilerinde elde etmesi gereken kritik bir dengedir.
Sertlik-Gevurah iki yüz on altı (2 1 6) sayısal değerine karşılık ge­
lir ve bu da 6x6x6 olarak açımlanabilir. Musa'nın Sina Dağı 'nda al­
dığı tabletler 6x6x6 el-genişliği boyutlarındaydı (1 el-genişliği yak­
laşık I Ocm). Aynca Kabala Torah 'ın Musa'ya ve lsrail'e Gevurah'ın
ağzından indirildiğini öngörür. Bir diğer önemli nokta da Anlayış­
Bina/ı ve Sertlik-Gevurah haricinde hiçbir sephira'nın adının (Elo­
kim) T-nn 'yı tanımlamak için kullanılmamasıdır. Kabala'ya göre
Sertlik-Gevurah T-nn'nın Sonsuz Işığı'nı ve Kuvveti'ni Torah'ın
sonlu harflerine küçülten ve yoğunlaştıran esas gücünü gösterir
(özellikle de anlaşma tabletlerinin üzerine işlenmiş olan On Emir) .
Gevurah'ın sayısal değeri olan iki yüz on altı (21 6) bir başka açım­
lamayla 3x72 (Chesed) olarak da elde edilebilir. Sevgi bahsinde be­
lirttiğimiz T-nn'nın yetmiş iki gizli Adı'nın (Schem ha Maphoresch)
hepsi üçer harften oluşur. Anlamlan ise isimlere ve harflere bağlıdır.
Her bir Adın gerçek anlamı ise T-nrı 'nın "Kendi yarattığı Yaratılış' a"
duyduğu Chesed-Sevgisinin bir ifadesidir. Her bir Ad O'nun sevgi­
sini nadir ve eşsiz bir biçimde ifade eder. Kadim Sepher Yetzirah 'ta
da belirtildiği gibi her bir kelime ve ismin komponentleri yani Yara­
tılış' ın "yapı taşlan", kelimeleri oluşturmak üzere bir araya gelen
"harfler" dir. "Başlangıcın" hammaddesinden şekillendirilen bu

1 34
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

harfler T-nrı'nın Gevurah'ını yani kudretini yansıtırlar.


Kabala'da tüm yaratılmış gerçekliği şekillendirmek için birlikte
hareket eden iki el olarak nitelendirilen Sevgi-Chesed (72) ve Sert­
lik-Gevurah (2 1 6) sayısal değerlerini topladığımızda iki yüz seksen
sekiz (288) sayısını elde ederiz. Bu sayı da (288) Kabala'da yaratıl­
mış olan gerçekliği etkileyen ve onun içine işleyen "düşen kıvılcım­
ların" ("kapların kırılmasından" sonraki ilk yok oluştan kalan) sayı­
sıdır (bkz. Kapların Kırılması, Klippoth). Sevgi-Clıesed ve Sertlik­
Gevurah 'ın ikili etkisiyle gerçekliği sadece şekillendirmek değil
aynı zamanda da düzeltmek üzere bu kıvılcımlar, geriye kendi öz
kaynaklarına dönmek için yükselir ve O'nunla birleşirler. Evrensel
bir bakış açısıyla Kabala' da bu, ölülerin dirilişi ve Mesih'in gelişi­
nin sımdır.
Kabala'da Gevurah seplıira'sının melekler grubu ise Serap­
him'dir (Ezekiel Viz.) İbranice'de bu kelime "ateşte yananlar" anla­
mına gelir. Gevurah'ı sembolize eden renk kırmızı ve T-nrı'nın bu
Sephira ile ilişkilendirilen Kutsal Adı ALHIM (Elokim) dir. Kaba­
la'da Gevurah'a atfedilen ruhsal özellik ise yira/ı.-;},q>rkudur. . ,
,,.,....;:..!· .� , •• (' '

#'(l ••••

ıl/ \ '!, :� ��
• •

'.i �·; t:�


(�-�--·---.::
':i, • .
1(� __ :·. , : . : ·

ı - .1.,.,,ıpIıeretl��'O���§F"�!:.:;;ı.;ı;.;;_;:�i�:;
""
G uze
.. ll'k
··.

���:-�ı\f��) �'�· (!.��-.::�:-;;


"�...:��·-·� ....

üzellik-Tıphereth Hayat Ağacı 'nda altıncı sephira ve Yaratı­


G lış'ta yer alan duygusal niteliklerin üçüncüsüdür. Orta eksende,
Daath-Bilginin altında yer alır ve tzelem Elokim'de üst göğüs kıs­
mına karşılık gelir (özellikle kalbe). Kutsal Kitap'ta Jacobllsrael,
Musa ve Adem ile sembolize edilir. Güzellik ruhta, şefkatle yaklaş­
mak suretiyle Sevgi ve Yargı'nın çelişen eğilimlerini yumuşatma
gücüyle ilişkilendirilir. Böylece Sevgi-Chesed ve Sertlik-Gevu­
rah 'ın birbirine eşit ama karşıt güçlerine Güzellik-Tiphereth'in de
katılmasıyla Hayat Ağacındaki moral alemin üçlüsü oluşur ve den­
genin muvazenesi sağlanır. Bu sephira Kabala' da merhamet özelli­
ği-midat ha rachamim olarak adlandırılır. Güzellik ayrıca görkem

1 35
alma eylemine de işaret eder. Buna göre de T-nrı 'ya Güzellik-Tip­
lıeretlı ' in bilincine dayanarak hizmet etmemizi ve onu yüceltmemi­
zi, bu görkemi sürekli yenileme isteğiyle yapmış oluruz. Sevgi­
Chesed ve Sertlik arasındaki ilişki Güzellik-Tiplıereth sephira'sm­
da açığa çıkar ve burada çözülür. Bu sephira bir yandan T-nrı'nın
sonsuz sevgisini diğer yanda da O'nun şiddetli yargısını dizginler.
Bu dengeleme ya da annoni, güzelliğin temeli olarak da anlaşılabi­
lir. Bu durumda şunu söyleyebiliriz: Güzel şeyler ruhsalı (Clıesed),
şekil (Gevurah) ile sınırlanmış ve koşullandırılmış olarak içerirler.
Bu tanım belki bazı bireylerin ruhsallığı neden doğal ve artistik gü­
zellik ile deneyimlediklerini de açığa çıkannaktadır. Bu şekilde Gü­
zellik-Tiphereth Yaratılı ş'a estetik bir boyut katmaktadır. Bu ilk üç
duygusal sephiroth üçlüsü (Clıesed-Gevurah-Tiplıereth) arasındaki
ilişki (kısaca ChaGaT) aynı yüksek üçlü Kether-Choc!ımah-Binah
arasındaki gibidir ve paradigmatiktir. Biri diğerini belirten ve yara­
tan bu karşıtlar "dialektik" düşünceyi "çizgisel" düşünceden ayıran
merkezi fikri oluştururlar ve bu da Kabala'nın merkezi konuların­
dan biridir. Bu fikir Güzellik-Tiphereth kavramı içinde bedenlenir
ve bu nedenle Kabalistler Güzellik-Tiphereth' i mutlak gerçek­
emeth ile tanımlarlar. Güzellik-Tipheretlı'in mutlak gerçeği, bu gö­
receli gerçeklerin karşıt olarak bir diğerini belirlediğidir ve işte bu
dinamik yani karşıtların birbirlerini belirlemesi en yüce anlamıyla
"gerçektir". Çeşitli seplıiroth 'un gerçeklerini birbirleri ile uyumlan­
dınnasından dolayı Güzellik-Tiphereth sephirotik ağaçta merkez
durumundadır ve bu nedenle de Kabala' da "Kutsal Olan" (İng. The
Holy üne, Blessed Be He) olarak tanımlanır.
Psikolojik açıdan bakıldığında ise Güzellik-Tiphereth belki de
Anlayış-Binalı 'tan daha çok insan aklının zıtlık ve çelişmeyi uyum­
landırabilme kapasitesini ortaya koyar. Şefkat-Raclıamim psikolo­
jik iyileşme açısından temeldir ve bu şefkat ile kişi kendi içindeki
ve ayrıca kendisi ile diğerleri arasındaki çelişmelerle birlikte yaşa­
yabilir. Buna ek olarak Güzellik-Tiphereth insan ruhunun güzelliği­
nin uyumunun anlaşılmasını da belirtir.
Güzellik-Tipheretlı' in sayısal değeri bin seksen birdir ( 1 08 1 ).

1 36
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

Bu sayı ise birden ( 1 ) kırk altı (46) sayısına kadar olan tüm sayıla­
rın toplamıdır ve Levi adının yani Jacob 'un üçüncü oğlunun sayısal
değeridir ve kalbin (Tiplıereth) üçüncü özelliğine karşılık gelir. Le­
vi aşireti (lsrael'in "seçilmiş" aşireti) Kolıanim ve Leviim olmak
üzere iki gruba ayrılır. Orta çizgideki Güzellik-Tipheretlı ise sağda­
ki ve soldaki bu hatları birbirine bağlar ve onlara bir denge getirir.
Bunu yapabilmek için ise iki "yanı" olması gerekir. Tiphereth ' in
sağ yanı (Chesed'e bakan) Kabala'da Kolıanim ile özdeşleştirilir­
ken sol yanı ise (Gevurah ' a bakan) Leviim ile özdeşleştirilir.
Kalbin üç ana özelliğinin birliği Sevgi-Chesed (72), Sertlik-Ge­
vurah (2 1 6) ve Güzellik-Tipheretlı ( 1 08 1 ) sayısal değerlerinin top­
lamı bin üç yüz altmış dokuzdur ( 1 369) ve bu da otuz yedi sayısı­
nın karesi (372) olarak tanımlanabilir. Bu sayı Torah 'ta On
Emir' den önce lsrael'in Sina Dağı'nda Torah' ı almaya hazırlanma­
sını anlatan kısmı oluşturan harflerin sayısıdır. Bu sembolizmde Ta­
ralı lsrael'e T-nrı 'nın her iki elini de (Clıesed ve Gevurah) kullan­
masıyla verilmiştir. Bu sayı aynı zamanda ikinci ayetin bitiş cümle­
sinin sayısıdır. Ayet şöyledir (Bereslıith-Tekvin 1 :2): " . . . ve Elo­
kinı 'in ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyordu" ( 1 369).
Kabala'da "su" kavramı kitabımızın başında da açıkladığımız
gibi her zaman Toralı' ı sembolize eder. "Elokim'in ruhu suların yü­
zü üzerinde hareket ediyordu" deyişi ise Torah 'ın verilmeden önce­
ki kısmını sembolize eder. Ayrıca otuz yedi (37) sayısı hevel (keli­
me anlamı olarak "buhar", aynı zamanda Adem ve Havva'nın oğlu
Abel kelimesinin de değeridir. Kabala buradan şu sonucu çıkarır:
"Bu A lemde var olan Taralı Gelecek A lemde var olacak Torah' a
göre bir buhar gibidir."
Kabala'da bu sephira'nm melekler grubu Shinanim (Ezekiel
Viz.) ya da Me/akim-Krallardır. Kabala'da Tiphereth'i sembolize
eden renkler yeşil ve mordur. T-nrı 'nın Güzellik-Tiphereth ile iliş­
kilendirilen Kutsal Adı, IHVH ALHIM (Tetragrammaton Elokim)
ve Tiphereth' e insan ruhunda atfedilen ruhsal özellik ise rachamim­
merhamettir.

1 37
K A B A L A : '" S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K

Zafer, Sonsuzluk-Netzach

afer ya da Sonsuzluk-Netzach Hayat Ağacı 'nda yedinci sephira


Zve Yaratılış içinde yer alan duygusal niteliklerin dördüncüsüdür.
Ağaçta sağ eksen üzerinde Sevgi-Chesed'in tam altında yer alır ve
tzelem Elokim 'de sağ bacağa karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta Musa ile
sembolize edilir. Aynca O, Kutsal Tapınak 'ın sağ "Jachin" sütunu­
dur. Zafer insan ruhunda, mükemmelliği Yaratılış'ın üzerine inşa
edebilmesi için Sevgi'nin kişiye verdiği ilhamı almasına engel ola­
cak sorunların üzerinden gelen kuvvet ile ilişkilendirilir. Buraya ka­
dar Netzach hem "zafer" ve hem de "sonsuzluk" kavramlarını ifade
eder. Kabala' da Netzach'ın son ve esas zaferi ise Sevgi'yi aramaya
en son engel olan ölümün üstünedir. Kutsal Kitap'ta Ama/ek kralı
Agog'u öldürmeden önce peygamber Samuel şöyle der: "Ve /sra­
e/'in Netzach'ı (T-nn) pişman olmayacak çünkü O pişman olacak bir
[ölümlü] insan değildir." (Samuel 1 5:29). "Pişman olmak" kişinin
fikrini değiştirmesi anlamına gelir. Netzach ise sonsuza kadar karar­
lı ve sabit durur ve asla pişman olmaz .. Çünkü o ölümden korkan ve
dolayısıyla ölümün yüzü karşısında pişman olma durumunda kalan
bir ölümlü [insan] değildir. Dolayısıyla Kabala' da kişinin yaşamını
T-nrı 'ya ve Torah'a adamaya hazır olma durumu, gerçek tanımını
Netzach'ta bulur. Netzach ayrıca kelime olarak "yürütmek", "idare
etmek" (David'in pek çok Mezmurunun başlangıç kelimesi olan
lamnatzeiach'ta olduğu gibi) anlamına da gelir. Böylece Zafer-Net­
zach'ın bilinci (İlahi bedenin toprağa ilk basan organı olan sağ aya­
ğına karşılık gelmesindeki yansıması gibi) doğal olarak pragmatik­
tir, yani pratiğe yöneliktir. Kabala sembolizminde Güzellik-Tiphe­
reth (İlahi damat) ve Krallık-Malchuth'un (İlahi gelin) ya da duygu
(kalp) ve ifade etmenin (ağız) aşağı seviyedeki birleşmesi: "damat
Netzach'ta ve gelin Had' dadır" biçiminde ifade edilir. Damadın ge­
linle olan birlikteliğindeki deneyimi, zamanın kendi sonlu paramet­
releri içinde sonsuz yaşamın ve zamansızlığın bir duygusudur. Bu

1 38
TAN R I S A L T E C E L L İ L E R

deneyim ise Netzach-sonsuzluğµn niteliklerinden biridir.


Zafer-Netzach'ın sayısal değeri olan yüz kırk sekiz ( 148) sayısı,
Sevgi- Chesed'in duygusal arzusunu alıp onu tamamlama durumu­
nu yansıtır. Kabala'da bir kelime ya da kavram anlamını ve varlığı­
nı kendi telaffuzunu "yaratmak" suretiyle bir altındaki seviyeye
yansıtır. Buna bir örnek olarak Chesed kelimesini verelim. Chesed
üç harften oluşur: chet (8)-samech (60)-daleth (4) ve yazılışını bun­
ları şöyle toplayarak "yaratır": chet (8) + chet samech (68) + cheth
.
samech daleth (72) = 148. Bu sayı ise Zafer-Netzaclı'ın değeridir.
Bu sephira'nın melekler grubu (Ezekiel viz.) Elokim ve Tharslıi­
sim' dir (Pırıltılı Olanlar). Hayat Ağacında bu seplıira'nın Tanrısal
Adı Tetragrammaton Tzevakot ve insan ruhunda ona atfedilen ruh­
sal nitelik ise bitachon yani güvendir.

Görkem-Hod

örkem-Hod Hayat Ağacı ' ndaki sekizinci sephira ve Yaratılış 'ta


Gyer alan duygusal niteliklerin ise beşincisidir. Hayat Ağacında
Sertlik-Gevurah ' ın hemen altında sol eksen üzerinde yer alır ve tze­
lem Elokim'de sol bacağa karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta Musa'nın
kardeşi H arun (Aaron) ile sembolize edilir. Tanrısal Adı Elokim
Tzevakot'tur. Kutsal Tapınağın sol "Boaz" sütununu temsil eder.
Görkem ruhta, kişinin yaşam amacını gerçekleştirmeye giden yolda
kendi iç dünyasından doğan bir kararlılık ve azimle sürekli olarak
ilerlemesini sağlayan güçle ilişkilendirilir. Yaşamda yüce bir ama­
cın olduğunun kabulü ve bunun yarattığı ilhamla kişinin tamamen
kendini bu amaca adaması, o kişinin ilham kaynağının bir görkem
aurasına sahip olmasını sağlar. Dolayısıyla Had kelimesi hem kabul
etmek-hoda ah hem de ışığın yansıması-hed ile oluşan bir aura gi­
'

bi "ihtişam" anlamına gelir. Görkem-Hod'un kabul etme tarafı ken­


disini aynca itiraf etmenin gücüne ek olarak minnettarlık duymanın
gücü olarak da gösterir. Kabala' da bu iki sephiroth, Zafer-Netzach

1 39
ve Görkem-Had "tek bir bedenin iki yarısı" olarak belirtilirler ve
genellikle tek bir sephira olarak da göz önüne alınırlar (T-nn 'nın
Adları 'nda onları tek bir isim temsil eder: TZBAVTh-Tzevakat).
Sevgi-Clıesed ve Sertlik-Gevııralı 'a (sağ ve sol kol) oranla değişik
olarak Zafer-Netzaclı ve Görkem-Had (sağ ve sol bacak) işlevlerini
(yürümek) ancak birlikte çalışarak gerçekleştirebilirler. Zafer ve
Görkem nitelikleri, Işığın Kitabı Zalıar'da "adaletin terazisinin ke­
feleri" olarak adlandırılırlar. Zafer-Netzaclı hak ederken Görkem­
Had kabul ya da itiraf eder. Ayrıca İnsan vücuduna uyarlanmış ha­
liyle bedenin iki kalçası olarak Netzaclı ve Had bedenin genel den­
ge durumundan sorumludurlar. İlginçtir İbranice terazi (kefeler­
nıaznaninı) kelimesi Netzach ile sayısal olar::ık aynı değerdedir. Te­
razide denge bir yana doğru bozulduğunda bir kazanan bir de kay­
beden olduğu gibi Zafer-Netzach ve Görkem-Had arasındaki ilişki­
de de bu böyledir. Bir yanda zafer, karar verme, doğrulama yetene­
ği, tam yerinde verilen hayat kararlan ve diğer yanda ise şükran, uz­
laşma ve bir başkasının kararını kabul edebilme yeteneği, teslim ol­
maya karşı direnç gösterme, şüpheleri elimine etme ve bir şeyin
gerçekleşebilmesi için gereken tüm enerjiyi ortaya koyabilme. İşte
bu bir kararın gerçekleştirilebilmesi için gereken gücün kaynağıdır.
Sonsuzluk-Netzach ve Görkem-Had ayrıca Kabala'da "pratik
öğütün yeri" olarak adlandırılan böbrekler ile ilişkilendirilirler. Bil­
giyi tartma yeteneği, problemi teşhis etme ve buna karşı bir strateji
geliştirme iyi analiz yapabilmeyi gerektirir. Ancak bu analiz anlayış
seplıira'sı Anlayış-Binalı'ın gerçekleştirdiğine oranla daha pragma­
tik yani pratiğe yöneliktir. Pratik hayat durumlarının analizi (sorun­
lar ve onların üstesinden gelme çabaları) zihin seviyesinde yer alan­
lara oranla çok daha dikkatli bir tasarlama ve tefekkür işlemi gerek­
tirir. [Netzach'ta ifade edilen] "Aşağı birlikte" gelin, görkemin bi­
linç alanına girer ve kendine ve damada getirdiği "İlahi Takdiri" de­
rinlemesine yaşar. Kalbinin derinliklerinde evliliğinin "üçüncü or­
tağı" olan T-nn 'ya minnettarlığını ve şükranını açığa vurur.
Görkem-Had sephira 'sının değeri on beş (15) sayısıdır ve bu de-

1 40
TAN R I S AL TECELLİLER

ğer bir den ( l ) beşe (5) kadar olan tüm sayıların değerlerinin topla­
mına karşılık gelir. Bu sayı ve dolayısıyla Görkem-Had, Sevgi­
Chesed'den Görkem-Hod'a kadar olan kalbin tüm duygularını açı­
ğa vurur ve yansıtır.
Hod'un melekler grubu (Ezekiel viz.) Beni Elokinı (Elokim oğul­
ları) ve Hod' a atfedilen spirituel nitelik ise içtenlik-tenıimut'tur.

Temel-Yesod

emel-Yesod Hayat Ağacı 'nın dokuzuncu sephira'sı ve Yaratı­


T lış'ta yer alan duygusal niteliklerin altıncısıdır. Sephirotlı siste­
minde orta eksende Güzellik-Tiplıeretlı' in altında yer alır ve Tzelem
Elokim'de üreme organına karşılık gelir. Kabala'da o, tüm Hayat
Ağacı boyunca yukarıdan aşağıya doğru akan ruhsal enerjinin, ışı­
ğın toplandığı bir rezervuar olarak ifade edilir. Kutsal Kitap'ta Jo­
seplı ile sembolize edilir. Temel-Yesod ruhta [Krallık-Malclıutlı ile
temsil edilen] dış gerçeklik ile temas etme, ona bağlanma ve onun­
la iletişim kunnanın gücüyle ilişkilendirilir. Bir binanın temeli-Ye­
sod onun zemini yani yeryüzü ile (Malclıııtlı) olan birliğidir. Temel­
Yesod insanın bilinçaltından bilincine doğru giden kanaldır. Bu sı­
fatla o Kabala'da sinir sistemi ile ilişkilendirilir. Kabala' da erkeğin
üreme organına, kadının ise rahmine karşılık gelen Temel-Yesod ge­
lecek kuşakların temeli olarak ifade edilir. Öğretide üreme ve çoğal­
manın gücü sonsuzluğun, yaratılmış insanın sonlu koşullan içinde­
ki bir yansıması olarak tanımlanır. Buna göre her insan kendisinden
doğacak kuşaklara oranla "ufaktır." Temel-Yesod ise insanın "küçük
uzvu" olarak değerlendirilir; yani "büyüğü (sonsuz) içeren küçük
(sonlu)". Temel-Yesod üremenin sonsuz potansiyeli ile onun insan
soyunu devam ettiren fiili oluşumu arasındaki "küçük" ve "dar"
köprüdür. Bu nedenle Torah 'ta Erdemli Kişi (Tzaddik) olarak tanım­
lanır ve onun hakkında şöyle denir: "Erdemli kişi dünyanın temeli­
dir". Özelde ise bu tanım o kuşağın erdemli kişilerinin en mükem-

1 41
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

melini belirtir. Erdemli kişinin zaman ve mekan açısından sonlu ve


sınırlı olan bedeninde Yüce T-nrı 'nın sonsuz ışığı ve yaratıcı yaşam
gücü yansır. Erdemli kişi fiziksel planda olduğu gibi ayrıca ruhsal
planda da üretir ve çoğaltır. O, kendi bilincinin iç aleminde var olan
yeni anlayışların ve Torah 'taki gerçek keşiflerin sürekliliği sayesin­
de çoğaltmanın ve üretmenin deneyimini yaşar. Yine o, T-nrı 'ya dö­
necek olan kendi kuşağının ruhlarını uyandırarak üretir ve çoğaltır.
Temel-Yesod aynı zamanda kutsal ve erdemli kişiyi-tzaddik temsil
eden ve T-nrı 'nın İbrahim ile etin sünneti üzerine yaptığı Anlaş­
ma'nın kutsal simgesidir (Sepher Yetzirah). Bu erdemli kişi Kral
Süleyman'ın mesellerinde "dünyanın temeli" olarak adlandırılır.
Temel-Yesod erdemli kişinin sünnetle yapılan anlaşmayı tam olarak
yerine getirmesinin sembolüdür. Bu anlaşmayı yerine getirmekle
cinsel işlevi, yasak olan tarafa doğru değil sadece ve sadece iyiye
yönlendirir. Bunu başarmak suretiyle erdemli kişi sıradan insandan
hatta bir Torah öğrencisinden bile ayrılır. Bu özelliğine istinaden
Kabala'da Yusuf (Joseph) Erdemli Yusuf olarak (Yosef Ha Tzaddik)
adlandırılır. Çünkü o Firavun Potiphar'ın güzel karısının cinsel ca­
zibesine karşı direnmiş ve bu sayede sünnet anlaşmasını ıslah ede­
bilmiştir. O direnci sayesinde testi geçmiş ve Temel-Yesod "kabını"
mümkün olan en derin seviyede tamamlamış ve sağlamlaştırmıştır.
Kabala'ya göre Temel-Yesod iki Tanrısal Nitelik olan "gerçek" ve
"b�nş" arasında var olan anlaşmadır: " ... ve gerçek ve barış birbirleri­
ni sevecekler" ('Zachariah 8: 1 9). Sevginin kaynağı Kabala' da Abra­
ham 'ın ruhu ile sembolize edilir. O'nun tüm şefkati ve merhameti
(Chesed) bir su gibi akarak Yesod'da toplanır ve burada Torah'ın
mutlak gerçeği ile emirleri arasında bir anlaşma meydana getirir.
Temel-Yesod Kabala' da "bedenin sonu" olarak adlandırılır. Be­
denin üreme organında bitmesi gibi Hayat Ağacında da Tiphereth
(Beden) Yesod' a (Üreme Organı) kadar uzanır ve bu ikisi için: "be­
den ve [üreme] organ[ı] birdir" denir. Temel-Yesod'un içerdiği ba­
rış kavramı-shalom Kabala'da aynca bir hareketi sonuçlandırmanın
gücünü de belirtir. Dolayısıyla Temel-Yesod'un tüm gücü onurr baş-

1 42
TAN R I S A L TECELLİLER

langıç ve son arasındaki birliği oluşturabilme yeteneği olarak ifade


edilir. Temel-Yesod'un bu özelliği Sepher Yetzirah'ta şöyle belirti­
lir: "Ve son başlangıcın, başlangıç da sonun içinde sıkıştırılmıştır".
Yesod sayısal olarak seksen (80) değerine sahiptir. Bu da 8 (chet)
x 1 0 (yod) olarak açımlanabilir. On ( 1 0) sayısı ise bu seviyenin Tan­
rısal Adı olan ChI (C/ıai) Adının değeridir. Erdemli kişi chai olarak
adlandırılır. Hayat ağacında Sevgi-Clıesed'den Temel-Yesod'a kadar
olan altı sephiroth birleşerek Zeir Anpin-Küçük Yüz'ün (micropro­
sopus) bir suretini oluştururlar. Küçük Yüz ise başını ya da beyin gü­
cünü Baba-Abba ve Ana-Imma 'nın daha üstteki suretinden yani da­
ha yukarıda bulunan üç üst sephiroth olan Kether-Chochmalı-Bi­
nah 'tan alır. Hayat Ağacındaki en alt dört seplıiroth olan Zafer-Net­
zach, Görkem-Had, Temel-Yesod ve Krallık-Malchuth için bazı ka­
balistler "doğal" terimini kullanır. Onlar da üstlerinde bulunan Sev­
gi-Chesed, Seıtlik-Gevurah ve Güzellik-Tiphereth üçlüsünün dallan
ya da kanalları olarak dikkate alınır. Bu alt dörtlü, üç üst sephi­
roth 'un "zarfları" olarak görülürler ve yaratılmış iileme ait olan mer­
hamet, yargı ve şefkatin uygulamalarının araçları ya da kaplan ola­
rak hizmet ederler. Mamafih irade ve muhakemeye dayalı hareket
eden üst üçlünün tersine bu alt dörtlü mekanik olarak hareket eder ve
bu nedenle de doğal uzay-zaman aleminin nedensel sırasını izlerler.
Hayat Ağacı'nda Yesod sephira 'sının melekler grubu Aishim'dir
(Alevler). Sephira 'nın Tanrısal Ad'ları, ALHIM ChIIM (Elokim
Chayyim, Yaşayanların T-nrı 'sı), AL SHDI (El Shakai, Kadir-i Mut­
lak), ve AL ChI (El Chai) dir. İnsan ruhunda Yesod'a atfedilen ruh­
sal nitelik, kişinin inançlarını ve duygularını doğrulama gücü ve
kendini tamamlamayı başarması anlamına gelen emeth-gerçektir.

Krallık-Malchuth

rallık-Malch uth Hayat Ağacı'nın ve Yaratılış 'ta yer alan duy­


K gusal niteliklerin sonuncusudur ve Kabala'da, kişinin düşünce

1 43
KABALA: "SI NJRSIZ"A YOLCULUK

ve duygularını diğerlerine açıklama gücü olarak ifade edilir. Ağaç­


ta Temel-Yesod'un hemen altında orta eksende yer alır ve tzelem
Elokim 'de üreme organının taç kısmına (erkekte korona, kadında
labia) ya da ağıza karşılık gelir. Kutsal Kitap'ta David ve Matriark
Raclıel ile sembolize edilir. Bu seviye İsa Peygamber'in telaffuz et­
tiği "göklerin melekutunun" seviyesidir. Krallık seviyesi Kabala
sembolizminde, yetkiye sahip olan ve altındakileri nasıl yönetece­
ğini bilen kralın arazisi olarak belirtilir. Kral bu arazinin kontrolü
için ise çeşitli şeylere gereksinim duyar -silahlara. Krallığının daha
da mükemmel olmasına yönelik vizyonları vardır ve o bu fikirleri­
ni ödül ve ceza, takdir ve eleştirme gibi aletleri kullanarak gerçeğe
dönüştürmelidir. Kabala' da Kralın ödül ve cezayı nasıl dengeli da­
ğıtacağına yönelik bilgisi onun Kralların Kralına olan itaatinden ge­
lir. Krallık-Malchutlı sephira'sındaki ruhsal hizmetin iç ifadesi al­
çakgönüllülüktür. Buna göre Kral ancak T-nrı 'ya kendini teslim et­
me durumunu gösterebilirse adaletli bir biçimde krallığını yönete­
bilir. Kabala'ya göre T-nrı kozmik ödül ve ceza sistemini, insan var­
lıklarının akılsal, duygusal ve fiziksel bedenlerini mükemmelleştir­
mek amacıyla kullanır. Bir kral da aynı aletleri, hareketlerinde Tan­
rısal Takdir'i yansıtabilmek için kullanır. Dolayısıyla görüyoruz ki
Krallık-Malchutlı insanlığın tepkisini ve cevabını ıslah etmenin ale­
midir. Her ikisi için de gerekli olan ise gelişmiş bir zamanlama duy­
gusu, uygun anı keşfedebilme yeteneği ve eğer gerekiyorsa bekle­
medir. Buna örnek olarak, hem Adem' in Bilgi Ağacı ile ilgili güna­
hı hem de Davut' un Batlısheba ile ilgili günahı* verilebilir. Her iki­
si de bir zamanlama hatası sonucudur. Her iki durumda da zaman
henüz gelmemiş, an olgunlaşmamıştı. Halbuki zamanlama hatası
olmasaydı sonunda Adem Bilgi Ağacı 'ndan yeme hakkına sahip
olacak ve Davut da Kral Süleymanın annesi olan Bathsheba ile so­
runsuz bir biçimde evlenebilecekti. Zamanlamaya olan bu duyarlı­
lık Kralın bir özelliğidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Ibranice'de

* Kral Davidin Uriyah'ın karısı Bat-sheba ile işlediği günah. Bat-sheba ile evli­
lik dışı ilişkiye giren David onunla evlenebilmek için Uriyah'ı bilerek savaşa
yollar. Bu ilişkiden ise Kral Süleyman doğar.

1 44
TA N R I S A L T E C E L L İ L E R

Kether kelimesi "taç." ile birlikte aynı zamanda "bekle" anlamına da


gelir. Kral beklemenin sırrını bilen ve hareket için uygun anı hisse­
debilen kişidir. Kabala'da Malchuth Hayat Ağacı 'nın ya da başka
bir deyiş ile tüm Yaratılış sürecinin amacının "meyvesi" olarak an­
laşılabilir. Eğer Yaratılış sürecinin amacı, Sınırsız Olan-Airı
Soph 'un içinde var olan şeylerin yaşama geçirilmesi ise bu durum­
da Krallık-Malchuth bu Tanrısal Plan'ın tamamlanmış halidir. Yani
kabalistik bir ifade ile söylersek: "Ain Saplı nihayet Kendini bir
başkasının rçinde (Malclıutlı) görür hale gelmiştir."
Zolıar, Krallık-Malclıutlı 'u "Yaratılış'a sebep olan mimar" biçi­
minde tanımlar ve hiçbir şeyin onun kanallarından geçmedikçe alt
aleme inemeyeceğini belirtir. Sık sık T-nn'nın dişil yanı-Shekinah
olarak da tanımlanan Krallık-Malchuth Kabala'da "Aşağı Ana" ola­
rak belirtilir ve onun esasında Anlayış-Binah'ın rahmine yerleştiri­
len alemin embriyosunu aldığı söylenir. Bu embriyo Krallık-Malc­
hutlı'un içinde alt gerçekliğe ifşa olacak biçimde gelişir. Binah na­
sıl Göksel Ana ise Malclıutlı da gerçek bir biçimde, içinde bulundu­
ğumuz fiziksel alemin anasıdır. Malclıuth'tan ayrıca "T-nrı 'nın Ağ­
zı" olarak bahsedilir ve seplıirotlı'un Tanrısal Düşünce'yi (Yaratı­
lış 'ın nedeni) yansıttığı göz önüne alındığında Malchuth 'da bu dü­
şüncenin ses ya da konuşma olarak açığa çıkarılmasıdır (Yaratılış'ın
tamamlanması). O, alemin yaratılışına aracılık eden on Tanrısal İfa­
de' nin yani Tanrısal Konuşma'nın eş değeridir.
Kabala'da pek çok yorumcu Krallık-Malclıutlı ve zamanın do­
ğal boyutu arasındaki ilişkiye işaret eder. Diğer seplıirotlı'un aksine
Krallık-Malchutlı bir varlık durumudur ve kendi içinde bir hareket
içennez. Nasıl bir kral tebaası olmadan hüküm sahibi değilse Kral­
lık da diğer seplıirotlı'un aktivitesi olmadan var olamaz. O bir pasif
sephira'dır ve ancak başka bir yerden aldığı ışığı yansıtarak parla­
yabilen Ay 'a benzetilir. Zolıar, Krallık-Malchutlı ile sonlu varlıklar

1 45
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

arasında karşılıklı bir ilişki olduğundan bahseder. Yalnızca Malc­


huth aracılığı ile her şey sonlu bir varlık haline gelebilir, ama aynı
zamanda da ancak sonlu varlıklar sayesinde egemenlik (Malchuth)
gerçek olabilir. Burada zaman boyutunun analojisi de oldukça çar­
pıcıdır. Zaman her ne kadar tüm sonlu yaratıkları gerçeğe getiren,
var eden kuvvetse de zamanın kendisi de kendi varoluşu için bu ya­
ratıkların hareketine bağımlıdır. Krallık-Malchuth ve onun zaman­
sal boyutu Zohar'da "ölümü içeren ağaç" olarak tanımlanır ve bu
nedenle de onun yüzünden "alemde ölmeyen hiçbir şey yoktur".
Kabala'ya göre zaman, ideal bir gerçekliği var olan fiziksel evrene
dönüştüren elementtir. Bu tanımda bu ideal gerçeklik "zamansız"
ve fiziksel alem ise "zamansal" olarak tanımlanır. T-nrı insanlığa
kendini zaman içinde (Malchııtlı) ifşa eder ve hem T-nrı hem de in­
sanlık kendi değerlerini anlamaya ve kendi varlıklarını yaşama ge­
çinneye çabalarlar. Sonlu bir varlık olarak kendi doğasını mükem­
melleştinneye çabalayan birey kendini zaman içinde tamamlar ve
dolayısı ile T-nrı 'nın Kendi Sonsuz Birliği 'nin ve mükemmelliğinin
gereklerini yerine getirir. kabalistlere göre bu olay ancak insanlık
Torah ' ı "gerçekten aldığında" ve tüm değerleri (sephiroth) olması
gerektiği gibi yerine getirdiğinde tamamlanacaktır. İşte bu kavram
son sephira Krallık-Malchııth'un en yüce anlamıdır. Çünkü o T­
nrı 'nın dünyadaki egemenliğini tamamlar.
Krallık-Malchuth insan ruhunda kendini ifade edebilmenin gü­
cüyle ilişkilendirilir. Kabala ruhun kendini ifade etmeyi başarabil­
mesini sağlayan üç temel "giysi" tanımlar. Bunlar: ruhun kendisini
insanın kendisine (içeriye) doğru ifade etmesini sağlayan düşünce­
machshavah, başkalarına (dışarıya) doğru ifade etmesini sağlayan
konuşma-dibıır ve düşüncelerini uygulamaya dönüştünnesini sağ­
layan eylem-ma' aseh. Krallık-Malchuth çoğunlukla ruhun kendisi­
ni dış dünyaya ifade etmesinin en önemli aracı olan "Konuşma Ale­
mi" olarak tanımlanır ve kelimenin bu yolla kendini ifade etmenin
temel aracı olarak gösterilir. Bu araç sadece kişinin kendisini dış
gerçekliğe ifade etmesine olanak sağlamakla kalmaz aynı zamanda

1 46
TAN R I S A L TECELLİLER

bu gerçekliği etkiler ve yönlendirir. Dolayısıyla konuşma yeteneği


kişinin, Krallık-Malclıuth ' un kelime anlamı olan egemenliği, otori­
teyi ve krallığı test etmesine olanak sağlar. Krallık-Malchutlı aynca
dış gerçekliği tanımlamaya da h izmet eder. Egemenliği test etmek
ve deneyimlemek, kişinin yönetmeyi istediği alemin gereklerine
karşı üstün duyarlılık gerektirir. Ruh, Tanrısallığı ancak Malc­
huth 'un "kapısı" ve "penceresinden" algılayarak bir üst boyuta ya­
ni üst aleme ya da seplıira 'ya geçebilir: "Burası (Malclıutlı) yalnız­
ca erdemli ve dürüst olanların (tzaddik) geçebileceği, T-nrı'ya giden
[ilk] kapıdır" (Mezmurlar 1 1 8:20).
Kabala'da Malcuth'u simgeleyen renkler mavi ve siyahtır. Bu
sephira'nın melekler grubu Cherubim'dir. Chassidut'ta ise insan ru­
hunda Krallık-Malchuth ' a atfedilen ruhsal nitelik slıifluth-alçak gö­
nülllülüktür.

Kether-Malchuth ilişkisi
Hayat Ağacı ya da sephirotik sistemde Chochmah-Binah (Bilgelik­
Anlayış) seviyesinin zaman kavramını ifade etmesine benzer olarak
Kether-Malchuth (Taç-Krallık) bağlantısı da Yaratılış'ın "iyi-kötü"
boyutunu ifade eder. Taç-Kether seviyesi T-nrı 'ya en yakın seviye
olup iyiyi, Krallık-Malchuth ise T-nrı'dan en uzak seviye olarak kö­
tüyü temsil eder. Benzer biçimde geri kalan altılı sephiroth ' dan olu­
şan Küçük Yüz-Ze' ir Anpin ise üç boyutlu uzayı ifade eder. Böyle­
ce Hayat Ağacı ya da on sephiroth beş boyutlu bir üst uzayın on te­
mel yönünü tanımlar. Bu durumda Hayat Ağacının bütününe baktı­
ğımızda Kabala Yaratılış'ın beş boyuttan oluştuğunu gösterir: Uza­
yın üç boyutu (genişlik-uzunluk-yükseklik), dördüncü boyut Za­
man ve beşinci olarak Ruhsal boyut. Kadim Sepher Yetzirah'da fi­
ziksel uzayın üç boyutu "Evren", Zaman boyutu "Yıl" ve Ruhsal
boyut ise "Ruh" ile ifade edilir. Bu boyutlara karşılık gelen sephi­
roth ise: 1 . Ruhsal boyut (Ruh). Kether-Malchuth, 2. Zaman boyu­
tu (Yıl). Chochmah-Binah (Daath), 3. Üç boyutlu Uzay (Evren).
Zeir Anpin (Kalan altı sephiroth)

1 47
KABALA: "SINIRSıZ"A YOLCULUK

Böylece Hayat Ağacı 'nın yapısını ve oluşum nedenlerini ruhsal


açıdan ve kabalistik bir bakışla incelediğimizde aşağıdaki sonuçla­
ra varırız:
Yaratıcı ve Yaratılış arasında mümkün olan en temel ilişki ne­
den-sonuç ilişkisidir ve bu ilişki Kabala' da Kether-Malchuth (Taç­
Krallık) ilişkisi ile ifade edilir. Buna göre Yaratıcı tüm Nedenlerin
en Yüce Nedenidir (İng._Cause of All Causes) ve Yaratılış da en Yü­
ce Sonuçtur. Bu kavramlara felsefik açıdan baktığımızda bu Neden­
Sonuç ilişkisi kavramı ise bize bir başka yeni bir kavramın yolunu
açar ki bu da "karşıtlar" kavramıdır. Çünkü bir şeyin nedeni ve so­
nucu birbirine karşıt kavramlardır. Ancak karşıtlardan bahsedebil­
mek için ise aynı zamanda "benzerlikler" kavramını da gündeme
getirmek gerekir. Bu durumda neden-sonuç ilişkisine ek olarak kar­
şımıza benzerlik ve karşıtlık kavramları da çıkar. Yani felsefik açı­
dan bakarsak bunları "tez" ve "antitez" olarak açıklayabiliriz. Do­
layısıyla ilk olarak Aydınlanma Kitabı Sepher Ha Bahir' de bahse­
dilen bu görüşe göre bu karşıtlar Bilgelik-Chochmah ve Anlayış-Bi­
na/ı'tır. Bu kavramlar Kabala'da aynı zamanda T-nn'nın telaffuz
edilemez, Kutsal IHVH (Tetragrammaton) Adının I-Yod ve ilk H­
He harfleri ile temsil edilirler.
Benzerlik ve karşıtlık terimleri ise bizi yine bir başka ara kav­
ram olan "ilişki" kavramına götürür ve bu da felsefik açıdan bakıl­
dığında "sentez" kavramıdır. Yani kabalistik açıdan IHVH Adı'nın
V-Vau harfi. Toparlayacak olursak Kabala' da Hayat Ağacı 'nın ya da
Yaratılış'ın oluşumu ve yapısı aşağıdaki beş kavramda toplanabilir.
Bunlar: 1 . Neden. Taç-Ketlıer, 2. Sonuç. Krallık-Malclıutlı, 3. Ben­
zerlik. Bilgelik-Choclımalı, 4. Karşıtlık. Anlayış-Binalı, 5. İlişki ya
da Bağlantı. Küçük Yüz-Zeir Anpin (Geri kalan altı seplıirotlı)
İşte burada Yaratılış prosesinin bütününü kavramsal olarak gö­
rebiliyoruz: Kether ile ifade edilen Tanrısal İrade tüm nedenlerin
nedenidir. Clıoclımalı ise benzerliktir. Çünkü T-nrı 'nın iyiliğini di­
ğerlerinin üstüne yayma ve yarattıklarını mümkün olduğunca Ken-

1 48
TANRISAL TECELLiLER

dine benzetebilme isteğini ifade eder. Binalı ise farklılık, T-nrı'yı


idrak etmektir. Çünkü O'nun diğerlerinden ne kadar farklı olduğu
gerçeğinin kavranmasını içerir. Zeir Anpin ilişki ya da bağlantıdır.
Tanrısal Olan 'ın Işığı için bir kap olma kavramını içerir. Bu anlam­
da Zeir Anpin-Küçük Yüz insanın yukarıdaki karşılığıdır. Ve son
olarak Malclıutlı sonuçtur, çünkü tüm prosesin nihai etkisi insanın
T-nrı'ya bağlanması gerektiğidir.
Kabala'da Hayat Ağacı kavramı tüm Yaratılış ' ın bir prototipi
olarak göze çarpar. Bu nedenle kabalistler tarafından Evreri ve Koz­
molojiden (makrokozmos) insan bedenine ve ruhuna (mikrokoz­
mos), felsefi düşünceden, öğrenmeye ve insan DNA'sına kadar Ya­
ratılış'ın tüm aşamalarına uygulanabilir. Bu uygulamaya tipik bir
örnek olarak aşağıdaki şekli verebiliriz.

Sonuç: Teolojik açıdan Hayat Ağacı olarak nitelendirilen bu kaba­


listik sistem hem insanın içsel doğasını hem de Tanrısalın yaratıcılı­
ğını anlamaya yarayan bir rehberdir. Psikolojik açıdan ise seplıirotlı
insan kişiliğinin ya da ruhunun özsel, kavramsal, kültürel ve birey­
ler arası boyut olarak gelişmesini sağlayan bir rehberdir. Aynca üze­
rinde çalışan kişiye içinde bulunduğumuz ruhsal ve fiziksel alemin
anlaşılması açısından da olanak sağlar. Kabala T-nn, İnsanlık ve
Alem arasında dairesel bir etkileşim olduğunu öngörür ve sephirotlı
bu üçünün buluştuğu ortak boyutlar ya da arketipler olarak hizmet
verir. Ancak sephirotlı 'u yalnızca durağan, yapısal terimler olarak al­
mak bizi büyük bir yanılgıya götürür. Çünkü seplıiroth kendi içinde
dinamik bir ilişki içindedir. Bu yüzden kabalistler sephiroth' u yaşa­
yan kozmik bir insan ya da ağaç olarak tasvir ederler. Boyut olarak
ise seplıirotlı sürekli bir biçimde hem evren hem de insanlık içinde
birbiri ile etkileşir (birleştirir, mücadele eder, karıştırır, ayırır ve ye­
niler). Bu tanımı vurgulamak üzere Zolıar şöyle der: "O'nun (Ain
· Soplı) gündüz giydiği giysiler akşam giydiklerinden farklıdır".
İşte bu bize astrolojik ve metafiziksel açıdan "alemlerin her an
değiştiği ve bir anın diğerinden farklı olduğu" gerçeğini gösterir. Ha-

1 49
1) Ehyeh 39) Pasif Psiko-biyolojik
2) Elohim prosesler Beden
3) YHVH 40) Uyanış
4) YAH 4 1 ) Bilinç Eşiği
5) El 42) Hissetme
6) YHVH E/ohim, Metatron 43) Aktif Psiko-biyolojik
7) Arabot prosesler Hayat
8) Yüzün Kutsal Ruhları 44) Ego
9) Makom 45) Düşünce
1 0) Elohim Zevakot, Zapkiel 46) Pasif iyonlar
1 1 ) YHVH Zevakot, Ratziel 47) Hareket
1 2) El Hai Shaddai 48) Aktif İyonlar
1 3) Takdiri ilahi 49) Omurgasızlar
1 4) Üst Pasif Ruhlar (SP.) 50) Anabolik Prosesler
1 5) Takdiri İlahi 51) Metabolizma
1 6) Alt Aktif Ruhlar (SP) 52) Katabolik Prosesler
17) Samael Kozmik Kötülük 53) Omurgasızlar
1 8) Zadkiel Kozmik İyilik 54) Moleküler
1 9) Moom 55) Kimya
20) Alt Pasif Ruhlar (SP.) 56) Pasif Hormonlar
21) Adonai Michael Taç 57) Beden
(Mesih)
· Merkezi Sinir Sistemi
22) Alt Aktif Ruhlar (SP.) 58) Aktif Hormonlar
23) Zebel 59) Hücreler
24) Raphael Pasif zeka 60) Bitki
25) Ruh 61) Doku
26) Hane! Aktif zeka 62) Havyan
27) Shehakim 63) Hücreler
28) Rakiyah Gabriel Bilgi 64) İzleme Sistemleri
29) Ruh (spiril) 65) Zar
30) Pasif Kavramlar 66) Organlar Üst Bitkisel
31) Ruh (spiril) 67) Dolaşım Sistemleri
32) Aktif Kavramlar 68) Otonom Sinir Sistemi
33) Pasif Duygu Alt Bitkisel
34) Can (soul) 69) Sinirler
35) Aktif Duygu 70) Zar
36) Pasif Duygusal 71) Kaslar
Kompleksler 72) Zar
37) Vian Sandalphon 73) iskelet Deri
Benlik Duyu organları
38) Aktif Duygusal Mineral
Kompleksler

1 50
TANRISAL TECELLİLER

yat Ağacı ya da sephirotik sistem, Sınırsız, Bir ve Tek Olanın teza­


hürünü ve Kendini Kendi yarattığı sonlu aleme ifşa edişini ve bu if­
şaat sonucunda yaratılan sonlu alemi açıklamaya çalışan bir sistem­
dir. Bu sistem dışsal boyutu ile T-nn 'nın niteliklerini ya da sıfatları­
nı ortaya koymaya çalışır ama asla T-nn 'yı değil. Çünkü T-nn daha
önce de belirttiğimiz gibi tüm ölümlülerin idrakinin ötesinde, asla
kavranamayan, asla bilinemeyen, Adı konulamayan, hiçbir zaman
tanımlanamayan ve asla tanımlanamayacak olan, Mutlak Olan' dır.
Buradan kolaylıkla anlayabileceğimiz gibi Hayat Ağacında her bir
sephira Yaratıcının sadece bir niteliği, sıfatıdır ve asla kendi başına
bir T-nn değildir. Okuyucuları sonraki bölümde bahesedeceğimiz,
her sephira'nın içerdiği ayn Tanrısal Ad'a bakarak bunları ayn tan­
rılar olarak algılamamaları konusunda uyarmak isterim.

151
6
T- N R l ' N I N A D L A R I

uraya kadar Ain Soph-Sınırsız Olan 'ın Mutlak Hiçlik'ten başla­


B yıp Mutlak Varlık ' a ve oradan da sonlu Yaratılış' a doğru teza­
hür edişini kabalistik bir bakış açısı ile kısaca açıkladık. Daha son-
. ra, yaratılan bu sonlu alemde Tannsal'ın Sıfatlarını Hayat Ağacı
sembolü ile kısaca tanımladık. Sephirothik sistem T-nrı 'nın hiçbir
yaratılmış varlık tarafından kavranamayacak olan Atzmuth-Mutlak
Özü'nün Işığının en soyuttan başlayarak insan aklının algılayabile­
ceği hale gelmesi için nasıl aşama aşama "örtündüğünü" ya da aza­
larak alt seviyelere doğru indiğini bize açıklar. İşte insan T-nrı 'yı
yani kendi bilinç düzeyine bağlı olarak bu seviyelerden herhangi bi­
rinde algılar. Ruh en alt alemin en alt sephira'sından başlamak üze­
re tekamül edip aşama aşama saflaştıkça algılama seviyesi giderek
artar ve üst alemlere doğru bilinç düzeyi yükselir. Fiziksel tekamül
ise insanoğlunun fiziksel alemde yani içinde yaşadığı dünyada dü­
şünceleri, davranışları ve sözleri ile ruhsal açıdan gelişmesi ve yap­
tığı hatalardan aldığı dersler yoluyla kendini geliştirmesi olarak
açıklanan bir olgudur. "Her Şey Birdir" ifadesi gereğince bir bütü-

1 53
KABALA: " S IN I R S IZ"A YOLCULUK

nün parçaları olan beden ve ruh hem ayrı ayrı hem de birlikte teka­
mül ederler. Buna göre ruh varlığı zaman içinde çeşitli bedenlere gi­
rerek tekamül yolculuğunu sürdürürken beden ise aynı işlevi yaşa­
dığı fiziksel alemde gerçekleştirir. Bin yıl öncesinin insanı ile günü­
müzün insanı arasındaki farka bakarak bunu kolayca görebiliriz.
Her şey bir olduğuna göre uzay ve zaman da dahil olmak üzere ya­
ratılmış olan "her şey" tekamül eder. Değişmeyen ve Mutlak olan
sadece T-nrı 'dır. Bu kavram Torah'ta şu ayette belirtilir (Malachi
3:6): "Ben T-nrı 'yım (IHVH). Ben değişmedim".

Adlar

K
abala'ya göre bir ad sadece belli bir varlığa verilen keyfi bir ta­
nımlama ya da seslerin gelişigüzel bir kombinasyonu değildir.
Bir varlığa verilen ad, adlandırılan o varlığın doğasını ve özünü dış
aleme iletir. Adlandırılan o şeyin geçmişini ve itibarını ortaya koyar.
Bu aslında ilk bakışta sanıldığı gibi garip ya da alışılmamış bir kav­
ram değildir. Hemen hemen tüm dillerde bir kişinin ünü sık sık onun
"güzel adı" olarak değerlendirilir. Mesela bir şirket satıldığında sa­
tılan aslında o şirketin vasiyetidir ve bu da şirketin adını kullanma
hakkıdır. Bir adın İbranice içeriği de bu fikirlere çok benzer. Bah­
settiğimiz kavrama örnek olarak Shemoth-Çıkış 3: 1 3-22 ayetini ve­
rebiliriz: Burada Musa T-nrı'ya "Adının" ne olduğunu sorar. Aslın­
da burada Adını sormaktan kasıt "Seni hangi Adla çağırmalıyım?"
değildir. Burada sorduğu şudur: "Sen Nasıl Bir Varlıksın?" Kaldı ki
gerçek T-nrı 'nın cevabından da anlaşılmaktadır. T-nn Musa'ya şöy­
le yant verir: AHIH AShR AHIH-Ben Ben Olanım! " (Ekyeh Asher
Ekyeh) Bu noktada Musa T-nn ile konuştu derken belirtmemiz ge­
reken bir şey daha var. Başta da anlattığımız gibi Kabala' da T-nn
Birdir ancak [sonlu varlıklar açısından] her alemin bilinç seviyesi­
ne göre değişen Yücelikte algılanır. Her bilinç ya da her algılama
seviyesinde aynı biçimde varlığını göstermez. Musa da çok yüksek
bir ruhsal seviyede olmasına karşılık sonuçta bir ölümlüdür. Buna

1 54
T-N R l ' N I N A D L A R !

göre T-nrı ile konuşmuştur evet ama kendi ruhsal gelişmişliğine


bağlı olmak üzere belli bir seviyeden. Yani bu, T-nrı ile yüz yüze,
doğrudan konuşmuş anlamına gelmez. Çünkü daha önce de belirtti­
ğimiz gibi hiç kimse, hiçbir yaratılmış varlık T-nrı ile doğrudan ko­
nuşamaz yani kabalistik terimlerle söylersek, "O'nun Mutlak Özü­
ne erişemez." Bu konuyla ilgili ayette bu kavram çok net ve kesin
bir biçimde belirtilir: "Hiç kimse Benim Yüzümü göremez, çünkü
hiçbir ölümlü Beni görüp canlı kalamaz! " (Shemoth-Çıkış 33:20).
Bir ad o varlığın şerefini ortaya koyduğundan o varlığın kimli­
ğine eşit bir saygı ile kullanılmalıdır. Bu nedenle Kabala'da T­
nrı 'nın Adları hangi formda olursa olsun çok büyük bir saygı ve
özenle kullanılır.

T-nrı'nın Adlarının Yazılması

V abala' da T-nrı 'nın Adlarının yazılması yasak değildir. Ancak T­


�rı 'nın bir Adı 'nın silinmesi ya da tahrif edilmesi yasaktır. Ka­
balistler bu nedenle bilinçsiz kişilerce tahrif edilme, bozulma ya da
tahrip edilme riskini önlemek için T-nrı 'nın Adı 'nı sık yazmazlar. T­
nrı 'nın Adları'nın silinmesini ya da tahrif edilmesini yasaklayan
emir ise Tevrat' ta Tesniye-Devarim. 1 2:3 ayetinde yer alır. Bu pasaj­
da Yahudi halkına vaad edilen toprakları ele geçirdiklerinde o böl­
gede yer alan bütün putları ve tüm bölgesel tanrı adlarını yok etme­
leri gerektiği söylenir. Hemen bunun ardından aynısını T-nn 'ya
(IHVH) yapmamaları emredilir. Kabalistler bu ayetten hiçbir kutsal
şeyin tahrip edilmemesi, T-nrı 'nın Adı 'nın silinmemesi ve tahrif
edilmemesi gerektiği sonucunu çıkarırlar. Burada dikkat çekici bir
nokta bu yasağın sadece sürekli bir form üzerine yazılan Adlar için
geçerli olduğudur. Bu nedenle mesela bir bilgisayarda T-nn'nın
Adını yazıp silmek ya da kesip yapıştırmak sürekli form olmadığın­
dan yasak değildir. Ancak bir kere kağıda bastıktan sonra o artık sü­
rekli bir form haline gelir. Bu nedenle web siteleri vs. gibi yerlerde

1 55
KAB ALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

kabalistler T-nrı 'nın adını doğrudan yazmazlar. Çünkü bir başkası­


nın onu basma ve tahrif etme riski vardır. Bu nedenle bu tür durum­
larda T-nrı Adı yazılırken bazı harfler ya da heceler değiştirilir. Ör­
neğin İngilizce' de T-nrı anlamına gelen "God" yerine "G-d" yazılır.
Aynı nedenle on beş ( 15) sayısı normalde İbranice Yod-He (10-5)
olarak yazılması gerekirken Teth-Vau (9-6) olarak yazılır. Çünkü
Yod-He T-nn 'nın IH-Kalı Adına karşılık gelir. Torah 'ta T-nrı Adının
telaffuz edilmesini yasaklayan hiçbir emir yoktur. Gerçekten de ya­
zıtlarda T-nrı adı rutin olarak telaffuz edilir. Hatta pek çok İbrani adı
T-nrı 'nın dört harfli adının (Tetragrammaton) bir parçası olan Yah
ya da Yahu adlarını içerir. Ayrıca törenlerde de T-nrı adı günlük ola­
rak kullanılır. Mishnah da antik çağlarda Adın telaffuzuna yönelik
bir kısıtlama getirmez. O da Adın arkadaşlar arasında rutin bir say­
gı gösterme ifadesi olarak kullanımını önerir (Berakhoth 9:5). An­
cak Talmud zamanında T-nrı Adlarını kullanırken yer değiştirme
yapmak bir gelenekti. Hatta bazı rabbiler yer değiştirme yapmadan
T-nrı adını telaffuz edenin Gelecek Dünyada yerinin olmadığını ve
hatta bunların ölümle cezalandırılmaları gerektiğini bile söylemiş­
lerdir. Bu ya da diğer nedenlerle Kabala'da T-nrı 'nın Dört Harfli
Kutsal ve Temel Adı (IHVH) günümüzde tellafuz edilmesi gerekti- .
ğinde onun yerine ADNI (Adnut-Efendi) ya da basitçe Ha Shem (lit.
Ad) denir. Ya da onun yerine "dört harfli ad" anlamına gelen Tet­
ragrammaton kelimesi kullanılır. Bu yer değiştirme sadece dört
harfli Ad için geçerli olmasına rağmen bazı Kabalistler dua ya da
çalışma sırasında T-nrı'nın hiçbir Adını yer değiştirmeden kullan­
mazlar. Böylece Adonai yerine Adnut, Adoshem ya da Ha-Shem;
Elohaynu ve Elohim yerine Elokaynu ve Elokim vs derler. Kaba­
la' da Hayat Ağacı ya da sephirothik sistemde her bir algılama sevi­
yesi yani her bir sephira Yüce T-nrı 'nın bir Adı ile anılır. Daha ön­
ce de bahsettiğimiz gibi bu Adlar çeşitli tanrıların adları olmayıp
Bir ve Sınırsız Olan 'ın, insanoğlunun onu algılayabilmesi için bu­
lunduğu seviyelerdeki Adlarıdır. Yahudiler her ne kadar İngilizce
olarak sadece "T-nrı" (G-d) adını kullanırlarsa da ve her ne kadar
Torah 'ta Adların sayısı oldukça sınırlı ise de İbranice'de bunların

1 56
T-N R I ' N I N A D L A R I

dışında T-nrı 'ya atfedilen birçok alternatif isim ve sinonim vardır ve


bunlar Kabala' da çok çeşitli biçimlerde söz edilir ve kullanılırlar.
T-nrı 'nın Adları Kabala'da üzerinde çok söz edilen ve çok geniş
biçimde çalışılan bir konudur. Teorik Kabalistler Adlar üzerinde
kendi ruhsal araştırmalarına yönelik olarak çalışır ve meditasyon
yaparlar. Pratik kabalistler ise onları fiziksel ve doğa üstü alemleri
etkilemek için ve özellikle de koruyucu amuletler (muska) üzerine
işleyerekdemonları (ifritler) kontrol etmek ve onlarla mücadele et­
mek için kullanırlar. Her iki durumda da Adlar büyük bir saygı, dü­
yarlılık ve dikkatle işlenmeli ve bu uygulamaya cesaret eden kişi
öncelikle kendisini tüm negatif duygularından ve isteklerinden arın­
dırmalıdır. Ruhsal anlamda kendini hazırlamadan başlayanlar ve
sözleri kullanırken hata yapanlar büyük risk ile karşı karşıyadırlar.
Bazılarına göre tüm bu nedenlerle T-nrı 'nın Adları asla telaffuz
edilmemelidir ancak sadece ruhsal amaçlarla bu adlara yoğunlaşıla­
rak meditasyon yapılabilir. Kabala takipçileri arasında Adların kul­
lanımına yönelik bir başka problemli konu ise şudur: Bu işlemlerde
tam olarak kim kimi ya da neyi kontrol etmektedir? Sınırsız olan T­
nrı nasıl olur da bir ölümlünün iradesine maruz kalabilir? Joshua
Trachtenberg'e göre cevap Adların gücü ile T-nrı'nın gücü arasın­
daki ayrımdır. T-nrı 'nın İbrani alfabesinde bulunan kutsal harfler­
den oluşan sıfatları olarak Adlar gücü elinde bulundurur. Dolayısıy­
la kişi işlem sırasında Adın gücünü kendine doğru çekmektedir, as­
la T-nrı'nın gücünü değil. Mamafih bu tarz bir muhakeme her Ya­
hudi otorite tarafından kabul edilmemektedir ve pek çok durumda
pratik kabalistlerin Adları kullanımı saçma hatta bazen doktrine ay­
kırı olarak görülmektedir.
Kitabın başında Pratik Kabala kısmında da söz ettiğimiz gibi Ain
Soph-Sınırsız Olan'ın Adlarının olumlu dahi olsa dünyevi bir amaç
ile kullanımı ancak ehil olanın ve kendini arındırmış olanın yapma­
sı gereken bir olaydır. Olumsuz amaçla kullanımı ise zaten büyüye
girer ki kim yaparsa yapsın Kabala'da her şekilde yasaktır. Pratik
Kabala kısmında belirttiğimiz gibi arınma işlemi için ise iki şeye ge-

1 57
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

reksinme vardır. Kutsal Tapınak ve Kızıl Düve. Burada Kızıl Düve


ile uygulama öncesi yapılan bir tören söz konusudur. Düve kötülü­
ğü, sol tarafı ve sertliği sembolize eder. Yapılan tören sonucu kesilip
kanı akıtıldıktan ve Toplantı Çadırının girişine doğru serpildikten
sonra tamamen yakılır. Buna ait ayeti kitabımızın başında vermiştik
(bkz. Pratik Kabala). Sembolik olarak yapılan bu işlemin amacı kö­
tülüğü uzaklaştırmaktır. Bu işlemin ezoterik anlamı burada bahsedi­
lenin çok ötesindedir. Sonuç olarak günümüzde ne Tapınak ne de Kı­
zıl · Düve vardır. Bu nedenle Pratik Kabala uygulamaları amuletler
dışında tümüyle yasaklamıştır. Yapanlar yok mudur? Belki vardır
ama bunun sorumluluğu sadece kendilerine aittir. Aynca Kabala' da
son dönemlerde vurgulanan bir başka gerçek, insanlığın bilinç düze­
yinin giderek artması sonucunda mucizeler için bu tür pratik uygu­
lamalara gerek kalmayacağıdır. Bu görüşe göre insanlık kendi muci­
zelerini yaratacağı bilinç düzeyine giderek yaklaşmaktadır.
Burada anlattıklarımızın ışığında T-nrı'nın Kutsal Kitap ve Ka­
bala' da geçen Adlarını iki ayrı şekilde ele almakta yarar olacaktır:
1 . Dogmatik Kabala yani Hayat Ağacı ya da sephiroth ile ilişkilen­
dirilen Adlar, 2. Pratik Kabala' da kullanılan Adlar.

Adlar Nereden Gelir?

v abala'da T-nn'nın bazı Adları doğrudan Torah'tan gelir. Bir


.r\..kı smı ise kısaltmalar ya da formal alternatifler olarak günlük
konuşmada kullanılırlar. Buna karşılık Yahudi mistikler tarafından
geliştirilmiş pek çok Ad vardır. Bunların bazıları son derece gizli­
dir. Çoğunun ise anlamları ve kaynaklan geçmişin derinliklerinde
tamamen kaybolmuştur. Bunlara ek olarak pek çok alternatif Ad ise
değişik formuller uygulanarak Kutsal Kitap 'ta bulunan ayetlerden
türetilmiştir ve T-nn'nın zaten var olan Adlandır. B u amaç ile kul­
lanılan türetme yöntemlerinden (notorikon, temurah ve gematria)
kitabımızın başında bahsetmiştik. Öğretinin pratik kısmında T­
nrı 'nın hangi Adlarının kullanılacağı ise zamana, yere ve mezhebe

1 58
T-N R I ' N I N A D L A R I

bağlı olarak değişebilir. Örneğin bazı Adlar özellikle Ortadoğu Ya­


hudileri tarafından kullanılırken Samatarian mezhebi M.Ö 722 de
Judaizm'den ayrılmış ve kendi isimlerini geliştirmeye başlamıştır.
Zucato 'nun yayımlanmamış çalışması Sepher Ha Shoreshai Hashe­
moth ise T-nrı 'nın birkaç bin Adı 'nı ve bu Adların originlerini içer­
mektedir. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Şimdi Ad­
ları Hayat Ağacı ya da Sephirotik sistemden başlayarak kısaca ince­
lemeye başlayabiliriz.

A. T-nrı'nın Sephiroth İle İlişkilendirilen


On Bir Kutsal Adı
Dogmatik Kabala'da Hayat Ağacı ya da sephiroth Tanrısal Varlık'ın
tezahür aşamalarını içerir ve her seviye Sonsuz T-nrı 'nın o sephi­
ra'ya ait niteliğini ya da sıfatını yansıtan bir Adı ile ifade edilir. Ka­
bala'da T-nrı 'nın adları Sınırsız Işığın bir sonraki aşaması, tezahü­
rü olan İlk Çıkış A leminde bulunan Hayat Ağacı sisteminde aşağı­
daki biçimde sephiroth ile ilişkilendirilir.

1 . AHIH (Ekyeh). Kether-Taç ve Binah-Anlayış, İdrak ile


2. IHVH (Jehovah, Jahweh, Havayah ya da Tetragrammaton).
Chochmah-Bilgelik ile
3. IH (Kah). Chochmah-Bilgelik ile
4. AL (Kel). Chesed-Sevgi ile
5. ALH (Elokah). Chesed-Sevgi ile
6. ALHIM (Elokim). Gevurah-Sertlik ve Binah-Anlayış ile
7. TzBAVTh (Tzevakot). Netzach-Zafer ve Görkem-Had ile
8. SHDI (Shakai). Yesod Temel ile
-

9. ADNI (Adnut). Ma lchuth-Krallık ile


10. AHVH (Akvah). Daath-Bilgi sağ tarafı, ya da Temel-Yesod ile
1 1 . AHVI (Ehevi). Daath-B ilgi sol tarafı ile.

1 59
KABALA: "SINIRSIZ"A Y OLCULUK

Şimdi Adları ayrıntılı biçimde incelemeye başlayabiliriz. Başla­


madan önce konu başlıklarında görülecek olan, Adların yazılış sıra­
sıın açıklayalım: İlki, İbranice Adların Latin harfleriyle yazılışı,
ikincisi Adların İbranice harfleriyle açılımı ve normal parantez için­
dekiler ise Adların Latince yazılışlarıdır. Ancak T-nrı Adlarını yan­
lış yazmanın Kabala'ta sakıncalı görüldüğünü bu yüzden yanlış ya­
zılma riskine karşı kasıtlı olarak değiştirildiklerini kitabımızın en
başında belirtmiştik. Burada okuyucuya kolaylık olsun diye bir ke­
re daha gerçek yazılı şlarını normal parantez içinde belirttik. Köşeli
parantez içindeki yazılışlar ise Adların kabalistler tarafından bilinç­
li olarak değiştirilmiş yazılışlardır.

IHVH, Yod-He-Vau-He, (Gerçek telaffuzu bilinmemektedir) [Tet­


ragrammaton, Havayah, Jehovah ya da Jalıweh]:
Kabala T-nrı 'nın Adlan içinde en önemli ve kutsal olanın, İbrani
harfleri yod-he-vau-he (IHVH) ile gösterileni olduğunu vurgular.
Kabalistik öğretide T-nn 'nın Telaffuz Edilemez Adı, Tanımlanamaz
Adı, Temel Adı ya da Özel Adı olarak anılan bu Ad linguistik ola­
rak "olmak" anlamına gelen he-yad-he kökünden gelir ve T-nn'nın
Varlığının sonsuz olduğu gerçeğini yansıtır. Yazıtlarda bu Ad T­
nrı 'nın insanoğlu ile ilişkisini belirtmek ve O'nun şefkat ve merha­
met sıfatını vurgulamak için kullanılır. Sık sık IH (Yah), IHV (Ya­
hu) şeklinde kısaltılarak özellikle isimlerle ve deyişlerle birarada
edilerek kullanılır. Örneğin Yehoshua (T-nn benim Kurtuluşumdur),
Eliyahu (0 [IHVH] benim T-nnmdır [ALHIM]) ve Halleluyah (T­
nrı 'yı kutsa). Bazıları bu dört-harfli kutsal Adı Jehovah olarak gös­
terirler. Ama bu telaffuz özellikle olasılık dışıdır. Çünkü Jehovah
kelimesi antik İbrani yazıtlarının (halkın IHVH Adını yazıldığı gibi
okumaması için) "ADNI-Adnut" seslilerini IHVH sessizlerinin altı­
na koymaları gerçeğinden gelir. Bu nedenle Adın gerçek okunusu
değildir. Kabala'ya göre IHVH adı T-nn ;nın bütün isimlerinin için­
de en kutsal olanıdır. Bu Ad üç biçimde anlaşılır.

1 60
T-N R l ' N ı N A D L A R I

1 . Atzmuth-Tanrısal Öz'ün Mutlak Yüceliğini temsil eden Temel


Adı (Shem Ha Etzem) olarak, 2. Yaratılış 'tan önce ve sonra değiş­
meden kalan, T-nrı 'nın her yerde varoluşunun ve O 'nun her şeye
kadir oluşunun varoluşsal paradoksunu simgeleyen Eşsiz Adı-Slıem
Ha Meyuchad olarak, 3. Kendi Özünü aleme ifşa etmek isteyen T­
nrı 'nın Yaratılış 'taki Yüce İradesini simgeleyen Kesin ve Açık Adı­
Shem Ha Maphoresch olarak.
Zaman içinde bazı bilgeler bu Adın telaffuzuna yönelik bazı de­
nemelerde bulunmuşlardır. Bunlar arasında daha önce de belirttiği­
miz gibi Jehovalı, Jalıweh sayılabilir. Ancak IHVH Adının gerçek
telaffuzu tarihin derinliklerinde kaybolmuştur. Günümüzde bu Adın
gerçek söylenişini bilen yoktur. IHVH Adının gerçek telaffuzu tam
bir sırdır. O tüm sırların sımdır. Bu Adı tam ve gerçek söylenişi ile
telaffuz edebilen kişinin "evreni temelinden sarsabileceği" söylenir.
Kutsal Kitap 'ın herhangi bir yerinde bu Ad ile karşılaşan bir Yahu­
di onu asla telaffuz etmeye çalışmaz. Onun yerine bu Adı yani dört
harften oluşan Tetragrammaton' u ADNI (efendi) olarak telaffuz
eder. Bunun dışında ise O, Ha Shem-Ad ya da Havayah (Tetrag­
rammaton harflerinin bir perrnütasyonu) olarak söylenir. Kabala'da
Havayah Adı Tanrısal olarak açığa çıkan İlk Çıkış Alemi'nde yer
alan on sephirotlı'un içsel ruhunu ve ışığını simgeler. Bu Adın dört
harfi ise, I-yod harfinin sivri çıkıntısı-kotzo shel yod ile birlikte, Ha­
yat Ağacı 'nın ya da sephirotlı'un tamamına karşılık gelir. Bu tanı­
ma göre: l-Yod harfinin üst çıkıntısı-Kotzo she/ yod Taç-Kether'i, I­
yod Bilgelik-Chochmalı 'ı, ilk H-Jıe Yüksek Ana Binah'ı, V-vau Kü­
çük Yüz Ze' ir Anpin' i (Sevgi-Chesed'den Temel-Yesod'a kadar
olan altı Sephirotlı) ve son H-he ise Krallık-Malchuth'u içerir. Bu­
na göre Kabala' da T-nrı 'nın Kutsal Adı, Sephirot, İnsan bedeni ve
Sayılar-A lemler ilişkisi aşağıdaki biçimde gösterilebilir:

1 61
Kutsal Adın İnsandaki
Harfleri Alemler Sephiroth Karşılığı Sayılar

1 Atziluth Chochmah Gözler Binler


H Briah Briah Kulaklar Yüzler
v Yetzirah Zeir Anpin Burun Onlar
H Asiah Malchuth Ağız Birler

Özelde ise Havayah Adı kendini iki seviyede açığa çıkarır. Bun­
lardan birincisi içsel spirituel durumu benliksizlik-bitu/ olan, Kaba­
la'nın Baba ilkesi Bilgelik ve ikincisi ise iç spirituel durumu Mer­
hamet-raclıamim olan Kabala'nın "Oğul" ilkesi Güzellik-Tiplıereth
seviyesidir. Bu iki ilkenin Havayah Adı 'nın gücüyle birleşmesi aşa­
ğıdaki ayette şöyle belirtilir: "O'nun ve [O'nun] Oğlunun adı Ne­
dir? (Meseller 30:4)" (Ne-Mah kelimesinin sayısal karşılığı olan
45, Havayah Adının ana yazılışının sayısıdır).
Bilgelik-Choclımah sephira'sına istinaden bakıldığında Hqva­
yah adı tüm gerçekliğin sürekli yenilenmesini sağlayan Tannsa!
Güç'ü yansıtır. Bu yenilenme, Tetragrammaton'un dört harfine kar­
şılık gelen dört aşamayı içeren bir prosestir: 1 . Yod. T-nn'nın Son­
suz Işığının [bir noktaya doğru] büzülmesi-tzimtzum, 2. He. Geniş­
leme (gizlenmiş alemin içinde), 3. Vau. Uzama (gizlenmiş alemden
açığa çıkmış aleme doğru), 4. He. Genişleme (açılmış alemin için­
de). Bu Tannsa! Güç ise [ilk açığa çıkışı zamanın yaratılışı olan]
Bilgelik-Chochmah sephira'sından çıkar. Bu gerçek ise Torah'ta
şöyle açıklanır: "Ve IHVH Chochmah ile alemi kurdu."
Kabala IHVH Adının Yaratılış'ta ilk yansımasının Güzellik-Tip­
hereth seviyesinde olduğunu belirtir. IHVH Adı genelde T-nrı'nın
merhamet sıfatını yansıtır. Torah'ın ilk Yaratılış açıklamasında T­
nrı 'nın sadece ALHIM (Elokim) adı görünürken ikinci açıklamada
IHVH adı Elokim adının önüne gelir (IHVH ALHIM). Türkçe çevi­
rilerde Rab T-ıirı Olarak yazılan bu Ad ise Kabala' da şöyle açıkla­
nır: "Başlangıçta T-nn alemi sert yargı sıfatıyla (ALHIM) yaratmak

1 62
T-N R ı ' N ı N A D L A R I

istedi; fakat gördü ki böyle olursa alem buna dayanamaz ve yaşaya­


maz. Böylece O, sert yargının önüne merhameti (IHVH) koydu."
Tetragramınaton'un harfleri ruhsal aleme paralel olan uzay-za­
man süreminde de kendini gösterir. 1-Yod harfi "verilen şey" olan
Bilgelik-Chochnıalı seviyesini gösterir. İlk He harfi ise Binalı-An­
layıştır ve verilen şeyi tutan ve onu "veren" eldir. Uzay-zaman açı­
sından bakıldığında ise 1-Yod verilen şey olan "geçmiş", ilk H-He
ise geçmişin ona verdiği şeyi elinde tutan "gelecektir". Geçmiş ve
geleceğin ara-yüzeyinde ise V-Vau harfi ile ifade edilen ve altı yön­
den oluşari üç boyutlu uzay süremi bulunur. Bunlar Tetragranıma­
ton'un ilk üç harfidir. 1-Yod harfinin üst ucu ile ifade edilen Taç­
Ketlıer seviyesi ise T-nn'ya en yakın olandır dolayısıyla iyiyi ifade
eder. Buna karşıt olarak Tetragranımaton'un son H-He harfi olan
Krallık T-nn'dan en uzak olandır ve kötüyü ifade eder.
Gematria ile sayısal olarak bakıldığında IHVH adı yirmi altı
(26) sayısına karşılık gelir. Bu da 2x1 3 olarak açımlanabilir. Daha
önce gördüğümüz gibi on üç ( 1 3) sayısı echad (bir) kelimesinin de
değeridir. Böylece ayette "Dinle Ey Israel . . . Havayalı T-nrı'nızdır,
Havayah Birdir" denince (IHVH ALHIM, IHVH AChD) T-nrı 'nın
Mutlak Birliği 1 3/26 oranında yani "bütünün" "yarısına" oranında
ifade ediliyor demektir. Yani T-nrı (bütün olan) ve O 'nun yarattığı
Yaratılış (yarısı) esas olarak Bir'dir demektir. Atbash temurasında
. Havayah adı menı-tzadik-pei-tzadik, olarak dönüştürülür ve bu da
gematria ile üç yüz (300) sayısına karşılık gelir. Üç yüz sayısı ayrı­
ca T-nrı Adı Elokim'in en yüksek tam yazılışına eşittir. İşte bu eşit­
lik, IHVH ALHIM Adının üzerinde yapılan tüm çeviri, yorum ya da
fikri bir anda silercesine deyişin gerçek anlamını bütün ihtişamıyla
ortaya çıkarır: Havayah Elokimdir! (yani IHVH-doğa üstü tezahür,
ALHIM-doğal düzen ile birdir.)

AHIH, Aleph-He-Yod-He, (Elıeielı)[Ekyelı]: Kabala'da T-nn'nın


AHIR (Ekyeh) adı genelde Taç-Kether seviyesi ile ilişkilendirilir.
Bunun yanında bazen Anlayış-Binalı ile de ilişkilendirildiği olur.

1 63
KABALA: " S l N ! R S !Z"A Y OLCULUK

Tanrısal bir Ad olarak AHIH (Ekyeh) Torah'ta yalnızca tek bir yer­
de (Çıkış-Slzenıotlı 3 : 1 4) görünür. T-nrı ve Musa arasındaki dialog­
da Musa T-nrı 'ya, insanlara kendisini kimin gönderdiğini söylerken
hangi Adı kullanması gerekti ğini sorar. Ve T-nrı ona cevap verir:*
AHIH AShR AHIH (Ekyeh Aslıer E/..yeh). . "Ve sen !srael'in çocuk­
larına şöyle de: Beni size AHIH gönderdi."
İşte bu deyiş Kabala' da çok geniş bir tartışma alanı yaratır. Bu
yanıtın tercümesi birkaç şekilde yapılır. Bunların arasında "Ben
Ben Olanım", "Ben Var Olacak Olanım" ya da "Varoluş Varoluştur"
sayılabilir. En gerçekçi tercümesinin ise; "Ben Var Olmuş Olan, Var
Olan ve Hep Var Olacak Olanım" olacağını daha önce ifade etmiş­
tik. Böylece O geçmişi, şimdiyi ve geleceği bir arada kapsayan sı­
nırsızlığını açığa çıkarmış olur. AHIH yeni bir doğumu ya da açığa
çıkışı simgelemek üzere "Ben olacağım" anlamına da gelir. Bu ifa­
deyle T-nrı 'nın Kendi Özü sembolik olarak Yahudi halkının (Mısır
sürgününden kurtarılması sembolü ile) ruhsal doğumu ile birlikte
fiziksel gerçekliğe doğar (Burada Mısır sembolü rahmi simgeler).
T-nn 'nın ",o luşumu" ise Taç-Kether sephira 'sının gücünü yansıtır.
Bu nedenle AHIH Adı Kabala'da genelde Taç-Ketlıer seviyesi ile
ilişkilendirilir. İlahi rahimden insanlığın ruhlarının doğuşu ise Ek­
yeh 'i Yüksek Ana (Binalı) seviyesi ile de ilişkilendirir. Kabala'da
Ekye/ı'in açıklaması bu bağlamda Ketlıer'deki E/...yelı Binalı'taki
"

Ekye/ı'tir" anlamına gelir.


AHIH Adı aleplı-lıe-yod-/ıe harflerinden oluştuğu için IH (Kah)
ve IHVH (Havayalı) gibi T-nrı 'nın temel adlarından biri olarak göz
önüne alınır. Sayısal olarak bakıldığında ise Ekyeh Adı yirmi bir
(21 ) sayısına karşılık gelir. Böylece Ekyeh As/ıer Ekyelı cümlesi beş
yüz kırk üç (543) sayısına toplar. Bu sayı ise üç yüz kırk beş (345)

• Burada tekrar belirtelim, Musa T-nrı ile asla doğrudan temas kurmamıştır. Kul­
lanılan "konuştu", "cevap verdi" gibi terimler Torafttaki anlatımı aktarmak için­
dir ve tamamen semboliktir. Musa T-nrı ile O'nun meleklerinden biri aracılığı
ile temas etmiştir. Çünkü hiçbir ölümlü varlık O'nunla doğrudan iletişim kura­
maz. Buradaki aracı melek bazı kabalistik kaynaklarda Metatron, bazılarında
ise Michael olarak belirtilir.

1 64
T-N R l ' N I N A D L A R !

sayısının yani Musa'nın gematriasının tersidir. Yine bu sayı Mu­


sa'nın ilk doğan oğlunun [Gers/ıonı] değeri ve inanç enı una/ı ile bir­
-

likte gerçeğin-enıeth toplam sayısal değeridir. At baslı yöntemi ile


Ekyeh Adı; tau-tzadik-mem-tzadik olarak dönüştürülür ve altı yüz
yirmi (620) sayısına yani Taç-Kether'in sayısal değerine eşitlenir.
E/...')'eh Adı'nın Kutsal Kitap'ta üç kere geçmesi (hepsi tek bir
ayette olmak üzere) gibi aynı şekilde Ad'da üç tam yazılış içerir.
Bunlar da gematria ile yüz altmış bir ( 1 61 ) , yüz kırk üç ( 1 43) ve
yüz elli bir (l:Sl) sayılarına eşittirler ve toplamları döıt yüz elli beş
(455) yapar. Bu sayı ise yine genıatria ile "Tüm dünya O'nun gör­
kemiyle doludur" deyişinin sayısal değeridir.

IH, Yod-He, (Jah)[Kalı] : IH (Kah) Adı T-nrı 'nın temel Adı


IHVH'ın ilk iki harfinden oluşur. Kabala' da IH genellikle Bilgelik­
Chochmah seviyesi ile ilişkilendirilir. IHVH Adı'nın bu ilk iki har­
finde I-yod özellikle Clıochnıah ve H-he ise Binah'a karşılık gelir
ve bu ikili Kabala'da "hiç ayrılmayan iki yoldaş" olarak ifade edi­
lir. Bu iki harf aynca IHVH Adı 'nın gizli boyutunu (son iki harfi de
ifşa olmuş, açımlanmış boyutunu) simgeler. Kah seviyesinden ge­
len Tanrısal Varoluş genelde insan anlayışına ve idrakine kapalıdır.
Dolayısıyla Kabala'da türlerin acı çekişinin her ne kadar iyi bir
amaç içinde olsa Kah 'tan kaynaklandığı söylenir. Bunun açık bir
paradoksu olarak ise Davut'un Mezmur'larında Kah' a olan övgüler
tekrarlanarak söylenir (özellikle hallelu-Kah deyimi). Mezmur'la­
rın tamamı şu ayetle biter: "Her ruh Kah' ı övmelidir, hallelu-Kah".
Bilgeler "her ruh" terimini "her nefes" olarak tercüme ederler; yani
yaşamın her soluğu ve tüm solukları Kalı' ı övmenin bilinci ile alın­
malıdır. Kabala ve Chassidut'ta öğretildiğine göre içten gelen bir
övgüyle kişi, övdüğü kişinin içindeki o övülmeye değer niteliği or­
taya çıkarır. Dolayısıyla sürekli olarak Kah 'ı överek görülen acının
içinde "gizli" olan sonsuz iyiyi ortaya çıkarabilir ve onu deneyim­
leyebiliriz. Bilgelik- Clıochmalı'ın içsel ruhsal temsilcisi olarak
Kah' ın bilinci (ve övgüsü) kişiyi benliksizlik-bitul durumuna yani
T-nrı 'nın sonsuz Varlığı içinde eriyişin gerçek durumuna getirir. Bu

1 65
K A B A L A : '· S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K

da Sonsuz Tanrısal Işık'ın ve Haz 'zın kişinin bilincine akmasına ve


kişinin tüm varlığına işlemesine izin verir. Bu deneyim Kabala'da
"Cennet Bahçesi"nin üzerindeki "Cennet"i simgeler.
Kalı Adı on beş ( 1 5) sayısına karşılık gelir. Adı oluşturan harfle­
rin sayısal değerlerinin birbirine oranı yani yod harfinin ( 10) he
harfine (5) oranı bütünün yansına oranı olarak oıtaya konur. Dola­
yısıyla Kah adı Kabala'da "bütün ve yarısı"-slıalenı v' clıetzi genel
ilkesini simgeler. "Bütünün" boyutu bilinç üstündeki hazzın kayna­
ğını yansıtır. "Yarımın" boyutu ise bilinç üstündeki iradenin kayna­
ğını ortaya koyar. Dolayısıyla IH Adı Kether'in yani bilinç üstünün
içinde kök salan, ruhun iki temel ilkesini Bilgelik-Clıochmah 'ın
bakış açısından (bilinçliliğin başlangıcı) yansıtır. Kabalist bilgelerin
öğrettiğine göre IH Adı 'nın iki harfi erkeğin-ais/ı (orta harfi yod' �

dur. T-nn 'nın Gelecek Alemi yarattığı harf) ve kadının-aishah (son


harfi /ıe'dir. T-nrı 'nın Mevcut A lemi yarattığı harf) iki aleminde gö­
rünür. Ve eğer çift (kadın ve erkek) IH Adı' nın harflerini ortaya çı­
karmak amacıyla ondan yararlanırsa "Tannsa! Varlık onların arasın­
da yaşar". Ancak tersi olursa (aish ve aishalı'ın kalan iki harfi ash­
ateşi oluşturur.) "ateş onları yakar". IH Adı Kabala' da evliliğin uyu­
munun sırrını simgeler. Onun içinde tüm negativiteyi yumuşatan
güç yatar. Kah 'ın gücüyle fiziksel çift birlikte hiç ayrılmayan iki
yoldaşın ruhsal seviyesine (Chochmah-Binah) yükselir.
IH adı İbranice'de üç tam yazılış içerir ve bunlar yirmi altı (26),
otuz (30) ve otuz beş (35) sayılarına karşılık gelir. Bunlardan yirmi
altı (26) sayısı IHVHAdının değeridir. Bu fenomen ise ayette şöy­
le belirtilir: "Havayah Kah 'ın içindedir, Evrenin kayası" İsaialı
26:4). Diğer sayısal değerlerin toplamı ise 30+35=65 yapar ve bu
sayı da ADNI (Adnut) Adının değeridir.

AL, Aleplı-Lamed, (EL)[Kel]: Kabala'da AL (Kel) Adı genellikle


Sevgi-Chesed sephira 'sı ile ilişkilendirilir. AL ile Chesed arasında­
ki bu ilişki Mezmur 'larda açıkça belirtilir: "Kel'in Chesed'i (sevgi­
si) tüm gündür [sürer]";

1 66
T- N R I ' N I N A D L A R I

İbranice'de -el kökü "dayanıklılık", "güç" anlamına gelir. Dola­


yısıyla AL Adı T-nrı 'nın sonsuz cömertliği içinde yarattığı gerçek­
liğe destek olan ve onu ayakta tutan sağ elinin gücünü simgeler. AL
Adı T-nrı 'nın merhametinin on üç niteliğinin Zahar'da ve Arizal'in
yazdıklarında olduğu gibi birincisidir. AL Adı T-nrı 'nın diğer üç
Adı 'na eklenerek Tanrısal Varlık'ın üç alt il.lem olan Yaratılış-Bria/ı,
Şekillenme-Yetzirah ve Hareket-Asiah alemlerinde açığa çıkışını
simgeler. AL ShDI (El Slıakai-Briah), AL IHVH (El Havayalı-Yet­
zirah), AL ADNI (El Adnut-Asiah).
Sayısal değer olarak bakıldığında ise AL otuz bir (3 1 ) sayısına
karşılık gelir. Kutsal Kitap 'ta bu sayının göründüğü en önemli yer
ise Jashua ve lsrael halkının seçilmiş topraklara girerken yendiği
otuz bir Kenan kralından bahseden yerdir. Dolayısı ile AL Adı se­
çilmiş toprağı ("sağ tarafın toprağı" olarak da geçer) seçilmiş halkı­
na veren (sağ eli ile) Tanrısal Güç'le ilişkilendirilir. Tara/ı 'ın başın­
da Reshith kelimesi ile açıklandığı gibi bir toprağı fethetmek ve mi­
ras almak için gereken kendi gücümüz T-nrı 'nın o toprağı bize he­
diye eden elinin uzantısıdır. At bash yöntemine göre AL Adı tau-kaf
olarak dönüştürülür ve bu dönüşüm de dört yüz yinni (420) sayısı­
na karşılık gelir. Bu sayı 6x70 olarak açımlanır ve bu açılım da Ta­
rah ' ın yetmiş (70) yüzüne denk gelen altı (6) yüzü ya da "kanatı"
içerir. AL Adı geriye doğru yazıldığında LA (la) olarak telaffuz edi­
lir ve bu kelime İbranice "hayır" anlamına gelir. Hayırın gematria
ile değeri ise yetmiş (70) sayısıdır ve ken-evet kelimesine karşılık
gelir. Böylece altı (6) sayısı "evet" ve "hayır" kelimeleri ile birlik­
te Yaratılış 'ın altı gününe (işe izin varken "evet") ve yedinci Shab­
bath gününe (iş yapmak yasakken "hayır") karşılık gelir. AL
Adı'nın tam yazılışı olan yüz seksen beş ( 1 85) sayısı ise İbranice
yüz-hapanim kelimesine karşılık gelir. Kabala'da yüz bir profildir
(bir yanak). Tam bir yüz iki hapanim içerir yani 2x 1 85=370. Bu sa­
yı da Kabala'da Tanrısal Yüz'den yansıyan üç yüz yetmiş (370) ışı­
ğın (sha neharin) sırrıdır.

1 67
KABALA: "SINIRSIZ .. A YOLCULUK

ALH, Aleplı-Lanıed-He, (Eloalı) [Elokalı] : Kabala'da ALH Adı


genelde Sevgi-Clıesed seviyesi ile ilişkilendirilir (ALH Adının ilk
iki harfinden oluşan AL Adı gibi). ALH da aynı AL gibi bir meta­
Adı temsil eder. Yani T-nrı 'nın bir Adlar "spektrumu" içeren Mut­
lak (adlandırılamayan) Özünü (ya da giysilerini).
Sayısal değer olarak baktığımızda ALH (Elokah) Adı gematria
ile kırk iki (42) sayısına karşılık gelir. Bu sayı da 2x2 1 iki tane Ek­
yeh olarak açımlanır. A lemin T-nrı 'nın kırk iki harfli Adı ile yaratıl­
masına istinaden ALH Adı Yaratılış'ın gücünü simgeler. Kabala' da
kırk iki (42) sayısının evrenin yaratılışı ile ilgisinin sırlarından biri.
de Tanrısal Hareket'in T-nrı'nın; " ... olsun!" (yehi=25) sözü ile baş­
layıp yine T-nrı 'nın, yarattığı şeyin (Yaratılış) "güzel" (tov= 1 7) ol­
duğunu görmesi ile bitmesidir. Bu durum sayısal olarak 25 (Yara­
tılış prosesinin başlangıcı) + 1 7 (Yaratılış prosesinin bitişi) = 42
(Yaratılış'ın tümünü içeren güçlerin hepsi) biçiminde dönüştürülür.
ALH Adı 'nın tam yazılışlarının en temel olanı ise iki yüz üç (203)
sayısına karşılık gelen barah ([O] yarattı) Torah 'ın ikinci kelimesi­
dir. Sevgi-Chesed sephira 'sına (ki Tanrısal Adı ALH ya da ALH tır.)
karşılık gelen ilk Baba Abraham T-nrı 'nın bu dünyadaki varlığını
ilk açığa çıkarandır. Abraham adının harfleri ise barah ma yani
"[O] Ma'yı yarattı" biçimde dönüşür. Ma ise kelime olarak "Ne"
anlamına gelir ve Kabala'da "yokluk" ve "varlık" arasındaki ara
durumdur. Yani Yaratılış 'ın yokluktan varoluşu sırasındaki sürekli
olarak yeniden yaratılışının süregelen prosesini yansıtan amorf du­
rumudur (Hinduizmde yaratıcı varlığın adı olan Brahma ile olan
benzerliğine dikkat). İki kelime, barah-yarattı ve ma-ne sayısal
olarak iki yüz üç (203) ve kırk beş (45) yani ALH ve IHVH Adları­
nın tam yazılışlarına karşılık gelir. Torah 'ın sözlerinde T-nrı "Hava­
yah Kel Olanı" olarak açığa çıkar. Yani: "Havayah T-nrı-ev­
ren[dir]." (Tekvin 2 1 :33). Ayet bunu özellikle "Evrenin T-nrı'sı"
olarak okumaz çünkü o zaman T-nrı ve evren iki ayrı varlık olarak
anlaşılır [T-nrı kendi yarattığı evrenin efendisi olmak üzere] . Ama
aksine "T-nrı evren" yani mutlak gerçekte "T-nrı Kendi [yarattığı]

1 68
T-N R ı ' N I N A D L A R !

evren ile Bir 'dir". İşte bu Abralıam tarafından açıklanan gerçek tek
tanrıcılıktır. Ve bu deyiş sayısal olarak bakıldığında iki yüz üç (203)
sayısına yani ALH Adına (tam yazılışı ile) eşittir.

ALHIM, Aleplı-Lamed-He-Yod-Mem, (Elohim) [Elokim] : Kaba­


la' da ALHIM Adı genel de T-nrı 'nın Sert Yargı-Gevuralı niteliği ile
ilişkilendirilir ve T-nrı' nın Sevgi Sıfatı'nı tamamlayan güç (Clıe­
sed'in Adı AL de �LHIM Adı' nın ilk iki harfini oluşturur) olarak
göz önüne alınır. (Kabala' da denge kavramından daha önce söz et­
miştik. Her bir nitelik her zaman, kendine karşıt ama eşit güçte bir
başka nitelik ile dengelenir.) Bu Ad Torah ' ın Yaratılış hakkındaki
ilk bahsinde T-nrı 'nın açık olarak yazılan ilk Adı 'dır. ALHIM Adı
sayısal değer olarak seksen altı (86) sayısına karşılık gelir ve bu da
hateva-doğa kelimesiyle aynı değer demektir. Bu sonuca göre AL­
HIM büzülme-tzimtzum hareketi ile doğayı yaratır. ALHIM Adı
kendini sephiroth sisteminde özellikle Anlayış-Binalı seviyesinde
gösterir. Burada dört harfli Tetragrammaton (IHVH) ALHIM sesli­
leri ile noktalanır ve ALHIM olarak telaffuz edilir. Bu seviyede T­
nrı, Elokim Hayyim (ALHIM ChIIM, Yaşayan T-nrı) olarak adlan­
dırılır. O, yaratılmış tüm gerçeklik boyunca akan (kan gibi) yaşam
gücünün en yüce kaynağıdır. Doğanın ve doğa yasalarının özü ola­
rak ise T-nrı, Malchutlı seviyesindeki Elokim'dir.
Sayısal değer olarak baktığımızda ALHIM Adı [M-mem harfi­
nin sayısal değerinin kırk (40) olmasına göre] seksen altı (86) sayı­
sına eş değerdir. Bu da 26 (Havayah) ile 60 (keli-kap) sayısının top­
lamıdır. Dolayısıyla ALHIM, IHVH ' ın kabı ya da taşıyıcısı olarak
anlaşılır. Bu iki Adın aralarındaki ilişki şöyle belirtilir: "Güneş ve
kalkanı Havayah [ve] Elokim dir" (Mezmurlar 84: 1 2). Bu ayette
yer alan "Güneş" ve " Kalkan" kavramları arasındaki ilişki Kaba­
la' da ışık (kaynak) ve onun kabı olarak ifade edilir. Aynı şekilde
Elokinı Adının sayısal değeri olan seksen altı (86) ile kap kelimesi­
nin sayısal değeri olan altmış (60) toplandığında yüz kırk altı (146)
sayısı elde edilir ve bu da o/am-alem kelimesinin sayısal değeridir.

1 69
K A B A L A : " S I N I R S I Z '' A Y O L C U L U K

Bu da şunu belirtir ki nasıl Elokinı Havayalı 'ın kabıysa (yani en yü­


ce amacı Hal'ayalı 'ı aleme açıklamaya hizmet etmek o lan Tanrısa­
lın seviyesi ise) aynı biçimde alemin kendisi de Elokim ' in bir kabı­
dır (yani içinde, doğanın T-nn 'nın açığa çıkardığı bir kavram olarak
deneyimlendiği Tanrısal olarak yaratılmış olan çevre)
Ain Soph 'un Yaratılış içinde Kendini açığa çıkannası işlemi AL­
HIM Adının sımdır. Bu nedenle bu Adı biraz daha ayrıı1tılı incele­
mek yerinde olur. ALHIM adının sayısal değerine göre Yaratılış
içinde oynadığı rölu daha net bir biçimde görebilmek için Ad'ın sa­
yısal değerinin gematria ile yorumuna daha ayrıntılı biçimde baka­
lım şimdi.

ALHIM (Elokim)

bd �
11 � �
401600 10 5 30 1

Gematria: 86/646

ALHIM Adı İbrani harfleriyle Aleplı-Lamed-He-Yod-Mem biçi­


minde yazılır. "İbrani Harflerinin Sırrı" bölümünde ayrıntılı biçim­
de açıklayacağımız bu harflerin kabalistik olarak Yaratılış içinde
temsil ettikleri kavramlar ise öyledir:

Aleplı: Sonsuz, zamansız, yaratılış, bilinmeyenin i şareti


Lamed: Organik hareket, işlevsel, var olan
He: Yaşamın arketipi
Yod: Varoluş, zaman süreci, mevcudun temeli
Mem: Doğurgan sular, organik yaşamın projeksiyonu.

1 70
T-N R l ' N I N A D L A R I

İbranice'de Elokinı Adı kabalistik açıdan, M-nıem harfinin aldı­


ğı değere göre iki biçimde yazılır. Her iki yazılış da aynı olmakla
birlikte son M-nıenı haıfi 40 ya da 600 değerini alabilir. Buna göre
ALHIM Adı 1 +30+5 + 1 0+40=86 ya da 1 +30+5+10+600=646 ol­
mak üzere iki değer alır. Bir karşılaştırma yapabilmek için 86 değe­
rinde olanı Elokinı, 646 değerinde olanı ise Elokinı biçiminde gös­
terelim. Bu yazılışlarda, her iki kelime de sonsuz ve bilinmeyenin
(A-Aleph), dünya ya da varoluş (1-Yod) üzerindeki projeksiyonunu
ya da yansımasını ortaya koyar. M (600) harfi İbrani Harflerinin
Sım kısmında da göreceğimiz gibi V-Vau (6) harfinin arketipal ya
da ulaşılmış en yüksek seviyesini oıtaya koyar. Vau doğurganlık, to­
humlamanın sembolü olduğuna göre M-Mem (600) harfi de doğur­
ganlığın en üst derecesini sembolize eder. L-Lamed (30) ise deği­
şikliğin hareketlerine doğru olan bir projeksiyondur; var olanın dö­
nüşümünün ya da var olan boyunca transferin ya da iletişimin pro­
jeksiyonu. Ve harflerin bu sembolizmi uyarınca ALHIM Adının an­
lamı aşağıdaki biçimde ortaya çıkar:
"Biosferin suları (McMenı) biçiminde olmak üzere, kendi yansı­
ması ile (I-Yod) bir oyun oynayan, yaşamın (H-He) organik hareke­
ti tarafından ya da organik hareketin (L-Lamed) içine doğru iletilen,
bilinmeyen güç ya da enerji (A-Aleplı)."
Dolayısıyla M mem (40) prosesin kendisini ifade eder. M mem
- -

(600) ile yazılan Elokinı ise prosesin en yüksek dereceden başarıl­


masının sürmekte olduğunu gösterir. Üstelik kapsama alanını sü­
rekli ve sürekli olarak genişleterek. Elokim' in hareketi ile biosferin
"sulan" yaşayan şeylerle (varlıklarla) dolup taşar ve bunların tümü
bireysel olarak Elokim prosesine iştirak ederler. Normal kullanımda
ise M (600) çoğul son haıftir ve "birden" başlayarak "pek çok" ve
"yığınlar" biçiminde olmak üzere sayısal bir doğurganlık kavramı­
nı gösterir. (Suares, Tree Il)
Eski Ahitte T-nn 'nın kullanılan ilk Adı ALHIM' dir. Bu Ad form
olarak dişil tekil bir kelimenin (ALH) eril çoğuludur. Bazen prens­
ler, yargıçlar ve diğer güçlü varlıkları tanımlamak için de kullanılır.

1 71
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Bu Ad yazıtlarda T-nrı 'nın kudretini, yaratıcı gücünü, yönetme ve


adalet sıfatlarını vurgulamak gerektiğinde kullanılır. ALHIM Adı
günümüz dinlerinde özellikle Hristiyanlık'ta yanlış bir biçimde eril
ve tekil olarak söylenir. Ancak aslında İbranice'de bu kelime içinde
hem dişil hem de eril kavramları birlikte içerir. Şöyle:

ALHIM > ALH + IM


ALH (Elokah) > Dişil, tekil kök
IM (im) > Eril, çoğul eki

Buna göre bu Ad eril bir fikir ile bir olmuş dişil bir potansiyeli
gösterir ve dolayısıyla doğurgandır. Yine buna benzer olarak yine
özellikle Hristiyanlıkta olmak üzere, Kutsal Ruh (Holy Spirit) teri­
mi eril olarak görülür. Ancak aslında o dişildir. Sepher Yetzirah'ta;
AChTh RVCh ALHIM ChIIM (Ahath Ruach Elokim Chiim), yani
"Yaşayanların T-nrısı Elokim'in Ruhu Bir'dir." şeklinde geçer. Bu­
rada "Bir" anlamına gelen AChTh (ahath) kelimesi dişil bir kelime­
dir. Aynı kelimenin eril şekli ise AChD (ehad) olarak yazılır. AL­
HIM Adının sırrına yönelik olarak Işığın Kitabı Zohar ise aşağıda­
ki muhteşem açıklamayı getirir:
"Gözlerini yukarıya çevir ve gör! Kim yarattı [tüm] bunları?"
(Isaiah. XL 26)
Zohar bu ayet uyarınca, Yaratılış'ın sırlarına ilişkin sorulabile­
cek soruların ve bunlara karşılık alınabilecek yanıtların var olduğu
iki seviye olduğunu vurgular. Bunlardan biri olan Kim? kelimesinin
İbranice karşılığı olan MI (Mi) sözcüğüdür ve Zohar tarafından
"Cennet' in üst sınırı" olarak adlandırılır. Diğeri ise Ne? seviyesidir
ve İbranice kelime karşılığı MH (Mah) tır. Yaratılış'ın sırlarına yö­
nelik esas arayış MI-Kim? kavramına yöneliktir. Ancak kişi ne ka­
dar araştırırsa araştırsın, meditasyonun ya da bilginin gelip son bu­
lacağı yer en fazla MH-Ne? seviyesidir. Bunun ötesinde MI seviye­
sine yönelik soruların yanıtı ise yoktur. Böylece "Kim yarattı bun­
ları?" cümlesi "MI yarattı bunları " biçiminde anlaşılır.

1 72
T-N R I ' N I N A D L A R I

Peki "bunlar" nedir? Bu sorunun cevabı ise Zalıar'da şöyle ve­


rilir: "Elbetteki yıldızlar ve diğer göksel nesneler değil. Çünkü on­
lar görünür şeylerdir ve Malı-Ne ile yaratılmışlardır." Ve devam
eder: "Bilinmeyen (O), Kendini açığa çıkannak istediğinde, O tek
bir nokta üretti ve bu nokta bir fikre ya da düşünceye dönüştü. Bu
düşüncenin içinde O sayısız tasanmlar yaptı. Ve bu düşüncenin tam
ortasından Gizemli Işığın içinde, gizemli ve kutsal bir tasarım işle­
di. Bu tasarım harikulade bir saraydı. Var Olan ve Var Olmayan.
O'nun Adı bilinmez. S-adece Mi-Kim olarak söylenir."
"Ve MI açığa çıkmak ve bir Ad ile çağrılmak istedi. Kendini de­
ğerli bir örtü ile giydirdi ve "Bunları" (Eleh) yarattı. Ve böylece
Eleh bir isim elde etti. Eleh (ALH) ve Mi (MI) Adlarının harfleri
birbirine karıştı ve bütün bir Adı oluşturdu: ALHIM (Elakim)."
Zahar' a göre MI (Kim?) kesin ve mutlaktır ancak bir Ad alınca­
ya kadar doğurgan değildir. Ama ALH yaratılıp (E/eh-Bunlar, Mah­
Ne. Yani maddesel şeyler) bir Ad alınca o artık ALHIM (Elakim)
<lir: "Ve bu Ad'ın gücüyle O var olan tüm şekilleri yarattı." Buna
göre Elakim, gizli özne MI ve gizli nesne ALH birliğini ortaya ko­
yan ve Yaratılış'ın sürekliliğini sağlayan T-nrı 'nın Adıdır.

TzBAVTh, Tzaddi-B etlı-Alep/ı-Vau-Tau, (Tzabaotlı) [Tzevakot]:


Kabala' da T-nrı'nın TzBAVTh Adı kelime olarak "ordular" anlamı­
na gelir ve genelde Zafer-Netzach ve Görkem-Had sephirotlı 'u ile
ilişkilendirilir. Bu Ad Kabala' da T-nrı'nın liderlik ve egemenlik sı­
fatlarını vurgulamak için kullanılır. Özellikle, TzBAVTh Adı IHVH
Adı 'nı izlerse yani IHVH TzBAVTh (Havayah Tzevakat) olarak kul­
lanılırsa bu kombine isim Zafer-Netzach ile ilişkilendirilir. ALHIM
Adı 'nı izler ve ALHIM TzBAVTh (Elakim Tzevakat) olarak kullanı­
lırsa, o zamanda Görkem-Had seviyesi ile ilişkilendirilir. T-nrı 'nın
Adı olarak Tzevakat Torah 'ta açıkça gözükmeyen tek Tanrısal
Ad'dır. Kutsal Kitap'ta ise ilk olarak (Samuel 1 : 1 1 ) kısır kadın Cha­
nah' ın bir çocuk isteyen kalpten duasında görünür: "Ve Chanah de­
di ki: Ey Havayah Tzevakat! Eğer hizmetkarının kederini görüyor-

1 73
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

san beni hatırla ve hizmetkarını unutma ve ona erkeğin tohumunu


ver; ben de onu tüm yaşamı boyunca T-nn 'ya adayacağım... " T-nn
bu duasına cevap verir ve Clıanalı bir erkek çocuk sahibi olur- Sa­
nıııel, "Musa ve Aaron 'a eşit bir çocuk". Kabala sembolizminde Mu­
sa ve Aaron iki seplıiroth Zafer-Netzaclı ve Görkem-Hod seviyeleri­
ne karşılık gelirler. Netzach ve Hod seviyesi Hayat Ağacında pey­
gamberliğin seviyesidir ve buradan peygamberliğin tüm seviyeleri
çıkar. Chanah 'ın duasında (ki bilgeler tarafından Kutsal Kitap'ta du­
anın arketipi olarak değerlendirilir) liavayah Tzevakot Adı Netzaclı
sephira'sına karşılık gelir yani Musa'nın seviyesine. Daha da şaşır­
tıcı olanı Samuel'in kitabının başından itibaren T-nrı 'nın TzBAVTh
(Tzevakot) Adı'nın kitabın 148. kelimesi olmasıdır. Bu sayı ise Za­
fer-Netzach' ın sayısal değerine eşittir. Kabala'da sembolizminde Sa­
muel adı, Esau'nun meleğinin Jacob'un uyluğunu yaralaması sonu­
cu bozulan Netzach sephira'sının düzeltilme prosesini simgeler.
TzBAVTh Adı Kabala'da T-nrı 'nın Kendisini üç aşağı alemde
(Yaratılış, Şekillenme, Hareket) bulunan Kendi "Orduları" içinde
açığa çıkarmasını simgeler. Kabalist bilgeler Tzevakot'u, "Ordula­
rının arasında O bir işarettir" olarak okurlar (Ot hıı btzava shelo).
Burada "ordular" kelimesi meleklere ya da daha doğrusu insanlı­
ğın ruhlarına karşılık gelir. Çıkış-Shemoth'ta (12:41) Yahudi halkın­
dan Havayah'ın Orduları-Tzivot Havayah diye bahsedilir. Clıa­
nah'ın duasında ise bu Ad kutsal bir ruhu fiziksel bir bedene indir­
menin ve sonsuz hayatın Tanrısal "işaretini" fiziksel plana yaymak
için orduları harekete geçirmenin gücünü simgeler.
Gematria ile baktığımızda ise TzBAVTh Adı dört yüz doksan
dokuz (499) değerine karşılık gelir. İnsanda dişi varlık 25 1 uzuv
içerirken erkek 248 uzuv içerir. Bir araya geldikleri zaman toplam­
ları 499 sayısını verir. Yerii doğmuş bir embriyoda ise 499+ 1 =500
uzuv bulunur. Bu rakam ise yine gematria ile Torah'ta yer alan pru
urevu-verimli olun ve çoğalın deyişine karşılık gelir. Dolayısıyla T­
nrı'nın Kutsal Kitap'ta açıklanan sonuncu Adları sonsuz bir biçim­
de birincilere bağlanır. Bu, Torah'ın yeni yaratılmış olan insana

1 74
T- N R l ' N I N A D L A R I

dünyayı T-nrı 'nın "işaretiyle" (ya da suretiyle) doldurması için ve­


rilen emirdir (her kutsal ruh, fiziksel bir bedene girer). Kabala'da
dört yüz doksan dokuz (499) sayısı aynı zamanda kutsal beden-gu/
kadaslı kelimesinin sayısal değerine eşittir. Yani Yüce T-nrı 'nın ger­
çek bir parçası olan insanlığın Tanrısal Ruh 'unu içeren her erkek ve
dişinin kutsal bedeni. At baslı yönteminde TzBAVTh Adı lıe-slıin­
tau-pe-aleph olarak dönüşür. Bu da shin kökünden bir kelime çıka­
rır ve "oıtak" anlamına gelir. Zafer-Netzach ve Görkem-Had birlik­
te "ortaklar" olarak söylenir (aynı ayaklar gibi [eller gibi değil]) ve
işlevlerini (yürümek) ancak birlikte gerçekleştirebilirler. Bir çocu­
ğu dünyaya getirme eyleminde anne, baba ve T-nrı (yaşamı veren)
bilgeler tarafından "insanın üç oıtağı" olarak değerlendirilir. Bu or­
taklıkta koca Netzaclı (Havayalı Tzevakat) durumunda ve karısı ise
Had (Elakim Tzevakat) durumunda bulunur.
T-nrı Adı TzBAVTh-Tzevakat'un en yüce gücü, Cennet'in iki
ağacının özünü birleştirmek ve böylece dünyaya onun sonsuz yaşa­
mını ve tüm görünen kötülüğü iyiliğe dönüştüren gerçek Tanrısal
İyiliği getirmektir.

SHDI, Shin-He-Daletlı-Yod, (Slıaddai)[Slıakai]: SHDI Adı Kaba­


la'da genellikle Kadir-i Mutlak T-nrı olarak çevrilir. Ancak Slıakai
kelimesinin gerçek kaynağı belirsizdir. Midraslı' a göre bu kelime;
"Dai diyen" (dai, yeterli demektir) anlamına gelir. Kabala'da SHDI
Adı genellikle Temel Yesad seplıira'sı (yani tüm Varoluşun "teme­
-

li) ile ilişkilendirilir. Kabalist bilgeler SHDI Adı 'nı şöyle ifade eder­
ler: "Ve bu Ad ile O [yarattığı] aıeme şöyle dedi: "Yeter! " (dai).
Kabala'ya göre T-nrı yarattığı aıemin hiç durmadan genişleme­
sini ve yok olmasını bu biçimde engeller. Aksi takdirde Yaratılış
sonsuz bir biçimde genişlemektedir. Bu nedenle SHDI Adı T­
nrı 'nın, Yaratılış'ın "doğal" sonsuz genişleme eğilimini sınırlama
gücünü simgeler. T-nrı'nın Temel Adı IHVH genelde doğaya ve
onun yasalarına meydan okuyan "açımlanmış mucizeler" ile ilişki­
li olmasına karşın SHDI Adı, doğanın içinde olup onun yönünü de-

1 75
KABALA: "SINıRSıZ"A YOLCULUK

ğiştiren "gizlenmiş mucizeler" ile ilişkilendirilir. Yukarıda verilen


sonsuz genişleme durumunu sınırlama gücü, böyle bir gizli mucize­
ye klasik bir örnektir.
SHDI Adının bir başka yorumu ise: "Bu Adla, O 'nun T-nrı'lık
vasfı her bir yaratık için ve tüm yaratıklar için yeterlidir" biçimin­
dedir. Bu yorum T-nn 'nın Kendi Tanrısal Vasfı 'nı bilinçli ve [ruh­
sal durumlarından ya da Yaratılış hiyerarşisi içindeki yerlerinden
bağımsız olarak tüm yaratıkları tarafından] "ulaşılabilir" yapma gü­
cüne karşılık gelir. Temel-Yesod sephir'a'sının her zaman, erdemli­
tzaddik figürü ile kişiselleştirilmesi gibi O, kendi Tanrısal Vasfı'nın
sonlu bir aleme girmek suretiyle (kendi bedeni ve bilinci) oluştur­
duğu ideal bir modelidir. Dolayısıyla bir "fener" gibi hizmet ederek
fileme T-nrı 'nın saklı mucizelerini açıklar ve böylece doğanın ent­
ropiye (sınırsız genişlemeye) olan eğilimini yapısal olarak sınırla­
yarak bilinç filemini düzeltir.
SHDI Adı Kabala'da genel olarak AL adıyla birlikte görülür ve
AL SHDI olarak telaffuz edilir. Bu Ad T-nrı' nın Kendini ve Varlığı­
nı patriarklara yansıttığı Ad 'dır. Musa'ya Mısır' ı ziyaret etmeden
önce on felaket mucizesini açıklarken söylediği gibi:
"Ve ben Abraham' a ve Isaac'a ve Jacob ' a AL SHDI [Adı] ile
göründüm . . . Fakat Benim Adım IHVH! Ve onlar tarafından bilin­
medim." (Çıkış-Shemoth 6:3)
SHDI Adı üç yüz on dört (3 1 4) sayısına eşittir. S ayısal değeri
otuz bir (3 1 ) olan AL ile birlikte 3 1 +3 14=345 yapar. Bu da Mu­
sa'nın adının sayısal değeridir. Dolayısıyla bu Kabala'da, "T-nn
patriarklara kendini Musa'nın ruhsal köküne "örtünerek" açıkla­
mıştır" şeklinde ifade edilir. O Musa ki kaderi, onların çocuklarını
sürgünden kurtarınak ve onlara T-nn 'nın en yüce hediyesini yani
Torah ' ı vermektir.
Kabala' da gizli mucizelerin doğanın içinde süre gelmesinin sır­
rı, bir dairenin çevresinin çapına oranı olan pi sayısı ile ilişkilendi­
rilir. Kabalist bilgeler pi 'yi yaklaşık 3 kabul ederler. T-nrı 'nın El
Shakai olarak iki Adı 'nın sayısal değerlerinin yanyana koyulması

1 76
T-N R I ' N I N A D L A R I

yüce sayı pi'yi -Kabala' da sayısal teorinin bir saklı mucizesi olarak
değerlendirilir- temsil eden tek gerçek yolu ima eder. Yani limiti pi
olan sonsuz bir ilerleme: 3 (pi)-3. 1 (AL)-3. 1 4 (SHDI). Burada gö­
rüyoruz ki El Shakai Adı 'nda bulunan sınırlama gücü ayrıca sonlu
terimlerin sonsuz bir ilerlemesi olarak gösterilen bir prosesin sonlu
limitine ulaşma yeteneğini de gösterir. At bash yönteminde SHDI
Adı beth-kopf-mem olarak dönüşür. Bu üç harf ise üç patriark'ın son
harfleridir: Abraham (mem), lsaac (kop/), ve Jacob (beth). Bu du­
rum da T�nrı'nın patriark'lara kendini El Shakai Adı ile açığa çıkar­
dığı tezini destekler. Buna göre T-nrı Adının gücünü "mühründe"
(patriarkların son harfleri) somutlaştırır. Mühür kavramı ise Kaba­
la' da Temel-Yesod sephira'sını simgeler (T-nrı'nın gerçeğinin mü­
hürü olarak görülür). Üç patriark'ın "ortak" mühürü olan tzaddik,
Joseph'in (Jacob'un oğlu ve O ' nun tüm oğullarını, Jsrael'in aşiret­
lerini, ve onların tüm soyunu sonsuza kadar doğuran ruhsal gücü)
ruhudur. Yani Yesod'un arketipal ruhu (tzadik Yesod alam). Beth,
kopf ve mem sıralama olarak Patriarkların sondan başa doğru son
harfleridir. Bu, Patriarkların zaman olarak geriye doğru sıralandık­
ları ayete karşılık gelir: "Ve senin için Jacob ile olan anlaşmamı ha­
tırlayacağım ve lsaac ile olan anlaşmamı ve .Abraham ile olan an­
laşmamı ve o yeri hatırlayacağım" (Levililer-Vayikra 26:42). Bu
ayet Levililer-Vayikra kitabında Lanetler bölümünün sonunda yer
alır. O sadece insanlığa verilmiş olan bir yüce iyiliğin ve kutsama­
nın sözü değil aynı zamanda tüm lanetlerin "yumuşatılması yönün­
de bir sözdür ve lanetlerin aslında saklı kutsamalar olduğunu açığa
. çıkarır. Kabala' da lanetleri açığa çıkmış kutsamalara dönüştürme
gücü olan gerçek erdemli kişi-tzaddik, Yesod ve Shakai Adının gü­
cüdür. Aynı biçimde yeter-dai sözcüğü T-nrı'nın yaratılmış aleme
(ki Ondan çok fazla uzaklaşmış gibi görünmektedir), bu hile ve ya­
lan aleminin lanetine söylediği sözdür. Bu, doğanın içinde saklı mu­
cizelerin sürekli olarak açığa çıkması ve T-nrı'nın İlahiliği'nin ken­
di yarattığı her yaratık için yeterli bir biçimde açığa çıkmasıdır.
SHDI Adı 'nın tam yazılışının sayısal karşılığı sekiz yüz on dört
(814) değeridir. Bu sayı da 3 1 4 (Shakai) + 500 (pru urevu) deyişle-

1 77
KA BALA: "SINI R S I Z" A Y O LCULUK

rinin toplamıdır. ''Prıı ıırevu-doğurgan olun ve çoğalın" deyişi To­


ralı 'ın ve Yesod'un yaratıldığı günde (altıncı gün) Adem'e verilen
ilk büyük emirdir. Bu sayı yani sekiz yüz on dört (8 1 4) ayrıca
22x37 olarak açımlanır. Yesod seplıira'sı İbranice ot yani "işaret" ya
da "harf' (ot, insanın eti ile yapılan Tanrısal anlaşmanın işareti ot
brit kodesh-anlaşmanın kutsal işareti) olarak ifade edilir. O, İbrani
alfabesinde bulunan yiımi iki harfin içinde var olan tüm yirmi iki
gücün potansiyelini içerir (aynı insan tohumundaki 22 bağımsız
kromozom gibi [23. ise çocuğun cinsiyetini belirlemek üzere karşı
cinsin kromozomları ile birleşir.]).

ADNI, A lep/ı-Daletlı-Nun-Yod, (Adonai)[Adnut]: Kabala'da T­


nrı 'nın ADNI Adı "Efendi" anlamına söylenir ve genellikle Krallık­
Malchuth seviyesi ile ilişkillendirilir. ADNI İngilizce kitaplarda
"Lord" biçiminde çevrilir. Ancak aslında ADNI çoğul bir kelimedir.
Tekili ise ADN (adan) kelimesidir. Efendi ya da Lord anlamına ola­
rak Eski Ahit'te üç yüz kere geçer ve T-nrı 'ya istinaden söylendi­
ğinde her zaman çoğuldur. Tekil kullanıldığında ise bir insan lordu­
nu belirtir. Eski Ahitte insana istinaden ise iki yüz on beş kere (21 5)
kullanılır. Ağırlıklı olarak Isaiah kitabında ve ADNI IHVH (Adnut
Havayalı) olarak geçer. ADNI Adı Kabala' da, IHVH Adının temel
giysisi olarak belirtilir. Bu iki Ad arasında var olan ilişki ise ilk ola­
rak T-nrı'nın Musa'ya Sina Dağı'nda yanan çalıda bahşettiği keli­
melerde görülür: "Bu, sonsuza kadar Benim Adım ve kuşaktan ku­
şağa Benim Hatırlanışımdır." (Çıkış-Shemoth 3: 1 5)
Kabala'ya göre bu deyişte "Benim Adım" IHVH Adına, "Benim
hatırlanışım" (aynı zamanda "Benim telaffuzum" olarak da geçer)
ADNI Adına karşılık gelir. Yani Kabala' da IHVH Adı dua sırasın­
da ya da Toralı'ı okurken ADNI olarak telafuz edilir demektir (Söy­
lenmesi yasak olan Kutsal Ad IHVH sadece Kutsal Tapınak'ta ay­
nen telaffuz edilebilirdi.). T-nrı 'nın her yerde varoluşunu temsil
eden ADNI Adı [yaratılmış] zamanın ve uzayın boyutları içinde
kendini açığa çıkararak T-nrı 'nın Yüceliğini temsil eden Ad
IHVH'in kendini yansıtmasına hizmet eder. Kabala'da ADNI Adı-

1 78
T-N R l ' N I N A D L A R I

nın dört harfi IHVH Adının dört harfi ile kendi içinde örülerek
(IHVH Adı 'nın yod'u ile başlayıp Adnut'un yod'u ile bitecek biçim­
de) elde edilen Ad yani IAHDVNHI, Yüksek Birlik'i-Yichuda
İfa' ah temsil eder. Yani yaratılmış zaman ve uzayın yüceltilmesi
yolu ile T-nrı'nın zaman ve uzayın üzerinde yer alan yüceliği ile
birleşmesi. IHVH Adı 'nın dört harfinin ADNI içine yerleştirilmesi
ile (Adnut'nin aleph'i ile başlayıp Havayah Adının son He'si ile bi­
tecek biçimde) elde edilen AIDHNVIH Adı ise, Alçak Birlik-Yichu­
da Tataah yani T-nrı'nın yüceliğinin her yerde varoluşu ile birleşe­
rek Kendini zamanın ve uzayın sürekli Yaratıcısı olarak ortaya çı­
karmasıdır. Bu iki isim arasındaki sayısal ilişki ise şöyle ifade edi­
lir: IHVH Adı yirmi altı (26) ADNI Adı ise altmış beş (65) sayısal
değerini içerir. İki Ad'ın toplamı ise doksan bir (9 1) yapar. Buna
göre bu iki Adın sayısal değeri birlikte AMN (amen) kelimesinin
değerini oluşturur.
Bu iki Ad arasındaki bir başka sayısal ilişki ise şöyledir: Her iki
ismin de sayısal değeri matematiksel anlamda bir sayının karesi + 1
2 2
<lir (26=5 + 1 ve 65=8 + 1 ). Matematiksel olarak her kare+ 1 kendi­
sinden önce ve sonra gelen karelerin ortalama değeridir. Dolayısıy-
2 2
la 5\ 1 değeri, 4\6 sayılarının ortalama değeri ve 8 + 1 değeri ise
2 2 •

7 +9 sayılarının ortalama değeridir. ileride bahsedeceğimiz T-


nrı 'nın gizlenmiş Güzel Adı AHVH da sayısal olarak on yedi ( 1 7)
2 2 2 .
değerine karşılık gelir. Bu sayı da 4 + 1 <lir ve bu da 3 +5 'nin orta-
lama değeridir. Aynı biçimde IH Adında I harfinin sayısal değeri
2
olan on ( 1 0) sayısı 3 + 1 ve H harfinin sayısal değeri olan beş (5) ise
2
2 +1 <lir. Torah'ın ilk harfi olan beth de sayısal olarak iki (2) yani
2 .
1 + 1 <lir. Kavramsal olarak bir kare + 1 T-nrı 'nın Yüce Işığının,
O'nun her yerde var olan Işığının (üs kare ile simgelenir) mükem­
melen açığa çıkmış halinin üzerindeki tezahürüdür. Buna benzer bi­
çimde Anlayış' ın ellinci kapısı* (T-nrı'nın Yüce Özü) ancak kırk

* Bir sonraki sayfaya bakın.

1 79
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

ı
dokuz (7 ) kapının yerine getirilmesinden sonra açığa çıkabilir (Ju-
2
bilee yılında olduğu gibi). Yani 50=7 + 1 .

AHVH, A leplı-He-Vau-He, (Alıavalı)[Akvalı]: T-nrı'nın bu gizli


Adı İbranice aleph-lıe-vau-Jıe olarak yazılır ve Kutsal Kitap'ta hiç­
bir zaman açıkça belirtilmez. Bu Ad Kabala' da bazen Bilgi-Daath
(özellikle onun sağ tarafı ile, yani kalpte sevgiyi ortaya çıkarmak
üzere aklın odaklanmış gücünü) bazen de Yesod (daha ilerde açık­
lanacağı gibi Cennetler'i ve Dünya'yı bağlamak için tzadik Yesod
olam 'ın gücü) ile ilişkilendirilir. Buna göre Bilgi-Daath nasıl Taç­
Kether'den Krallık-Malchuth'a kadar olan on sephiroth'un içinde
gizliyse AHVH-Akvah Adı da Torah'ın tamamı boyunca aynı bi­
çimde gizlenmiştir.
AHVH Adı Kabala'da sık sık "T-nrı'nın Güzel Adı" olarak ad­
landırılır. Çünkü bu ad "güzel" kelimesinin sayısal değerine eşittir
(tov=l 7). O, T-nrı'nın güzel olarak gördüğü, Torah'ın içine sakladı­
ğı ve yalnızca gelecek aleme ifşa edilecek olan Yaratılış'ın ilk gü­
n ünün ilksel ışığıdır. T-nrı 'nın Güzel Adı AHVH Torah 'ta ilk olarak
açılış ayetinde görünür: "Başlangıçta ALHIM Cennetler'i ve dün­
yayı yarattı". Bu ayetteki dört kelimenin (İbr. Cennetler ve Dünya)
baş harfleri bir araya geldiğinde AHVH oluşturur. Ondan önce ge­
len "T-nrı yarattı" sözü ise sayısal olarak iki yüz seksen dokuz (289)
2
değerine eşittir ve o da 1 7 '<lir. Buradan da görüyoruz ki T-nrı'nın
yaratılıştaki amacı genelde Kendi Sonsuz Tanrısal İyiliğini (ya da
Güzelliğini) tüm gerçekliğe ifşa etmek ve özelde ise iki yaratılmış
alem olan Cennetler ve Dünya'yı (ruhsal ve fiziksel alemler) ilişki­
lendirmek ve onları birleştirmektir.

[önceki sayfadan] Binah (anlayış) sephirasından yansıyan ve bilgeliğin bir tas­


nifi olan bu kabalistik plan Sepher Yetzirah'ın bazı baskılarına eklenmiş ola­
rak bulunur. Ve melekler, cennetler, insanlık, hayvan ve bitki ve mineral alem­
leri boyunca Hyle ve kaosa doğru iner. Kabalistler, kişinin Bilgeliğin Otuz-iki
Yoluna ulaşabilmek için bu kapılardan geçmesi gerektiğini söylerler. Musa bi­
le sadece kırk-dokuzuncu kapıyı geçebilmiş ve ellinciye asla girememiştir.

1 80
T -N R I ' N I N A D L A R I

T-nrı'nın gizlenmiş adı AHVH, O'nun Temel Adı IHVH ile çok
benzeşir. Aralarındaki tek fark IHVH Adının I-yod ile başlarken
AHVH Adı 'nda I-yod ile A-aleph harflerinin yer değiştirmiş olması­
dır. IHVH Adının her harfinin (özellikle Chochmah' a karşılık gelen
ilk H-he harfinin) karesi alındığında ortaya çıkan sonuç yüz seksen
altı (186) sayısıdır ( 100+25+36+25). Bu sayı da makom-uzay keli­
mesine karşılık gelir, yani tüm Yaratılış'a ait olan genel ve soyut
uzay. Aynı işlev AHVH adına uygulandığında ise ortaya çıkan sonuç
seksen yedi (87) sayısıdır ( 1 +25+36+25). Bu sayı ise belimah-boş­
luk kelimesinin değeridir. Belimah Torah'ın, "dünyanın içinde yara­
tıldığı boşluk" anlamına kullandığı sözdür. Tıpkı "O alemi boşlukta
asılı tutuyordu" ayetinde olduğu gibi. Bu cümlenin ·s ayısal değeri ise
dokuz yüz on üç (91 3) sayısına karşılık gelir ve bu değer ise Tekvin­
Bereshith' in açılış kelimesidir: "Başlangıçta . . . (Bereshith)" Aynı iş­
lev T-nrı 'nın Anlayış-Binah seviyesindeki Adına (AHIH) uygulandı­
ğında ise çıkan sonuç yüz elli bir ( 1 5 1 ) sayısıdır (1 +25+100+25). B u
sayı d a ha' olam-alem kelimesinin sayısal değeridir. Dolayısı ile b u
üç Ad [doğal Bilgelik-Chochmah, Anlayış-Binah v e Bilgi-Daath sı­
rası ile] birlikte şöyle okunurlar: "Alemin mekanı [Tanrısal] boşluk­
tur."-mikom ha olam belimah. Bu deyişin sayısal değeri olan dört
yüz yirmi dört (424) sayısı ise İbranice Mashiach Ben David-"bu
Tanrısal Gizem'i ifşa etmek için dünyaya gelen kişi" deyişinin sayı­
sal değerine eşittir. Peki nedir bu Tanrısal Gizem? Bu sorunun ceva­
bı ise Kabala' da aşağıdaki biçimde verilir: "Senin var olmadığın hiç­
bir yer (Yaratılış'ın boşluğu bile) yok[tur]."
At bash yöntemi ile AHVH Adı tau-tzadik-pe-tzadik olarak dö­
nüşür ve bu da altı yüz altmış (660) sayısına karşılık gelir. Bu sayı
ise "Adın kutlu olsun Havayah" şeklinde T-nrı'ya edilen her tür du­
anın açılış sözcüğünün değeridir. T-nrı 'yı fark etmenin içsel gücü
ise Bilginin gücüdür. Daath'ın, Tanrısal Bilgi sıfatının sephira'sı
olması dolayısıyla T-nrı'yı fark etmenin gücünün bilgiden geçmesi
ne kadar dikkate değer bir durum değil mi?

181
K A B A L A : '" S J N I R S I Z " A Y O L C U L U K

AHVI, A leplı-He-Vau-Yod, (Allavay) [Elıevi] : T-nn 'nın Ad'ların­


dan AHVI aleplı-he-vaıı-yod harflerinden oluşur. Bu döıt harf birer
sessiz harf olarak hizmet etmelerine ek olarak İbrani alfabesinin ay­
nı zamanda dört sesli harfini de oluşturur. Dolayısı i le Kabala'da
onlar alfabenin ruhsal boyutu ya da ruhu olarak sembolize edilirler.
T-nrı 'nın tüm temel Adları (IHVH, IH, AHIH ve gizlenmiş Adı
AHVH) yalnızca bu harflerden oluşurlar. Alfabetik sıralamada bu
grup harfler birden ona kadar mükemmel bir biçimde simetriktir
(on seplıirotlı'un alfabenin 22 harfi içindeki içsel varlığına benzer
olarak): aleplı= I , he=5, vau=6, yod=lO. Buna ek olarak yirmi iki
(22) sayısına eşit olacak biçimde toplanırlar. Böylece alfabenin yir­
mi iki harfinin içinde var olan güçleri kendi özlerinde içerdiklerini
belirtirler. T-nrı 'nın AHVI Adı AHVH Adına eşlik eden bir Tanrısal
Ad olarak söylenir. AHVH Adı Bilgi-Daatlı'ın erkek prensibinin .
kaynağı olan sağ yanına karşılık gelirken AHVI Adı dişi prensibi
simgeleyen sol yanına karşılık gelir. Sayısal değerleri toplandığın­
da yani birlikte bu iki Ad 1 7+22=39 sayısını oluşturur. Bu sayı ise
Havayalı Eclıad yani "IHVH Birdir" deyişinin sayısal eşitidir
(26+1 3=39). AHVH Adı Tora/ı' ta ilk olarak başlangıç ayetindeki
İbranice "Cennetler ve Dünya" kelimelerinin baş harflerinin bir ara­
ya getirilmesiyle görülür. Bu dört kelim�n}n Torah'ın başından iti­
baren sıra değerlerinin (4, 5, 6 ve 7) toplamları yirmi iki sayısını ve­
rir. Buna ek olarak Tekvin 'in ilk ayetinin tüm yedi kelimesinin baş
harflerinin toplamı yine yirmi iki olur. Bu değer de AHVH'a eşlik
eden AHVI Adı 'nın değeridir. Yine Yaratılış 'ın (Tekvin-Bereshith)
ilk ayetinin tüm yedi kelimesinin sayısal değerlerini toplamı da yir­
mi iki sayısına eşittir. Ayrıca bu iki Adın harflerini harf harf çarptı­
ğımızda (lxl = l , 5x5=25, 6x6=36 ve 5xl 0=50) ise toplam değer
yüz on iki ( 1 1 2) yani T-nn'nın Tam Adı IHVH ALHIM'in sayısal
değeri olur. IHVH yani T-nrı'nm merhamet niteliği O'mın ALHIM
yani sert yargı niteliğini yumuşatır. Bu birlik ve yumuşama ise [T­
nrı 'nın iki gizlenmiş Adinın birliğinin yani Daath'ın iki yanı, Akvah
ve E/ıevi'nin gücü olan] Daatlı'ın gücünün bir fonksiyonudur.

1 82
T-N R I ' N I N A D L A R I

Böylece dogmatik Kabala'da yer alan ve T-nn'nın, kutsal sephi­


roth ile temsil edilen kutsal Adlarına kısaca bir göz atmış oluyoruz.
T-nrı Adları seplıirotik sistem dışında Pratik Kabala'da da çeşitli
amaçlara yönelik olarak sıkça kullanılır. Kutsal sephiroth ile ilişki­
li Adlardan sonra şimdi bu Adlara da bir bakalım:

B. T-nrı'nm Pratik Kabala'da Belirtilen Adları

ratik Kabala'da Tcnrı'nın Adlarının gücü çeşitli yönelik olarak


Pamaçlara (doğaya hükmetmek, demonları kontrol etmek, onlar­
dan korunmak vs.) kullanılır. Yine daha önce ifade edildiği gibi
dogmatik Kabala'da T-nrı'nın Adlarını olumsuz ya da dünyevi ve
kişisel amaçlara ve büyüye yönelik olarak kullanmak sol tarafa ait
bir eylem olarak görülür. Ariza!' den itibaren amuletler dışında gü­
nümüzde Kabala'ı pratik amaçlar doğrultusunda kullanmak öğreti­
nin takipçilerine yasaktır. Bunun nedenlerinden bir tanesi daha ön­
ce de söylediğimiz gibi arındırma prosesi için gereken iki temel un­
surun (Tapınak ve Kızıl Düve) artık günümüzde mevcut olmaması­
dır. Ayrıca yine daha önce belirttiğimiz gibi insanlık giderek kendi
mucizelerini yaratacağı ruhsal gelişime erişmek üzeredir. Dolayı­
sıyla artık pratik ya da ritüel yöntemlere gerek yoktur. Bu nedenle
burada Pratik Kabala'da kullanılan Adlar hakkında yalnızca bilgi
vermekle yetineceğiz. Bunların kullanımı Kabala öğretisinde ehil
olsun olmasın kullanan herkese yasaktır. Bu yetki sadece T-nrı 'nın
elçilerine ve ancak sadece T-nrı'nın iradesi doğrultusunda kullanma
koşuluyla ve o çağlara ait olmak üzere verilmiştir.

H, Tek Harfli Ad-Moııogrammatoıı: Pratik Kabala' da bu amaç ile


kullanılan H-he harfi genellikle Batı Avrupa amuletlerinde ya tek
başına ya da T-nrı 'nın Adını simgelemek üzere beş kere tekrar edil­
mek sureti ile bulunur.

1 83
KABALA: "S INIRSIZ"A Y OLCULUK

11 ya da IH, İki Harfli Ad-Digrammaton: T-nn'nın bu iki-harfli


Adına uygulamalarda il (yod-yod) ·ve/veya IH (yod-he) olarak rast­
lanır. Her ikisi de IHVH (Tetragrammaton) Adının kısaltılmış hali­
dir. II özellikle liturjide (ayinler kitabı) ve ADNI (Adnut, Efendi)
kelimesi ile birlikte kullanılır.

IHVH T-nrı'nın Dört Harfli Adı-Tetragrammaton: Tanrısal İlk


Çıkış Alemi 'nin on kutsal . sephiroth ile ilişkilendirilen Adlarında
olduğu gibi T-nrı'nın Torah'ta görülen en güçlü ve en önemli Adı
olan IHVH Pratik Kabala'da da "Telaffuz Edilmesi Yasak Ad" ola­
rak kabul edilir. Doğru ve Gerçek Telaffuzu geçmişin derinliklerin­
de kaybolmuştur. Onun hakkında şöyle denir: "Onu gerçek ve doğ­
ru biçimiyle telaffuz edebilen Evreni temelinden sarsar! " Çok eski­
den sadece Yüksek Rahip tarafından sadece Yom Kippur'da (Kefa­
ret Günü) söylenirdi. Tarih boyunca pek çok bilge bu Adın telaffu­
zuna yönelik çeşitli spekülasyonlar yapmış ve Jehovah ya da Jah­
weh adlarını türetmişlerdir.
Kutsal Kitap'ta karşılaştıklarında Yahudiler bu Adı telaffuz et­
meye teşebbüs bile etmezler ve dua sırasında onun yerine daha za­
yıf olan bir Adı, tercihan ADNI (Adnut) Adını kullanırlar. Bazıları
ise dua haricinde Ha Shem ya da Adoshem gibi daha rastgele ve
saygıya yönelik adlar kullanırlar. Bu Ad ve onun permutasyonları
pratik amaçlarla meditasyonlarda, amu­
letlerde ve çeşitli dualarda çok sık kulla­
nılır. Bu örnekleri meditasyonlarda sekiz
harfli ve on iki harfli Adlar ve bunların
permutasyonlarında göreceğiz. İnsanın
T-nn'nın suretinde yaratıldığını sembo­
lize etmek üzere Tetragramnıaton harfle­
ri şekilsel olarak aşağıdaki gibi yazılır.
Burada I harfi başı, H ve V gövde ve
Şekil-12: Tetragrammaton
harflerinin insan şeklinde
kolları, son H harfi ise vücudun altı kıs­
oluşturulması mı ve bacakları sembolize eder. "T-

1 84
T-N R I ' N I N A D L A R I

nn 'nın Sephiroth 'a karşılık gelen Adları" kısmında bahsedildiği


için (Havayah olarak) bu Ad üzerinde daha fazla durmayacağız.
T-nrı'nın Sekiz Harfli Adı: Çok nadir görülse de sekiz harfli Ad
daha çok Kürt ve Iraklı Yahudiler tarafından kullanılır. Adın sayısal
değeri AMN (Amen) kelimesinin sayısal değerine eşittir. Bu Adı el­
de etmek için basit olarak IHVH Adı ADNI Adı ile karıştırılır (sağ­
dan sola doğru okunur):
IHNVDHAI

T-nrı'nın On İki Harfli Adı: T-nrı'nın on iki harfli Adı konusun­


daki bilgi karışıktır. Bu konuda ki üç ayrı kaynak üç değişik bilgi
verir. Joshua Tractenberg "Jewish Magic and Superstition" (1 939)
adlı kitabında [her ne kadar Talmud'da bu Ad' dan bahsedilirse de]
on iki harfli Ad'ın kayıp olduğunu yazar. Aynca bu Adın rahiplerin
kutsamalarından türediğini söyler. Buna karşıt olarak Sir E. A. Wal­
lis Budge "Amulets and Talismans" (196 1 , s.377) adlı kitabında
Adın ilk üç sephirot'tan (Taç-Kether, Bilgelik-Chochmah ve Anla­
yış-Binah) türediğini iddia eder. (sağdan sola doğru okunur):

HNYBMh KhKRTK

T-nrı'nın On Dört Harfli Adı: Bir başka az kullanılan Ad ise She­


ma' da bulunan, Adnut Elohainu Adnut ayetinden türeyen on dört
harfli Ad'dır. Bu Ad temura ile aşağıdaki biçimde açığa çıkar (sağ­
dan sola okunur):
VZVK ZSKVMB VZVK

1 85
K A B A L A : " S I N I R S I Z '' A Y O L C U L U K

T-nrı'nın Yirmi İ ki Harfli Adı : T-nn 'nın bu yirmi iki harfli Adı
pratik kabalistler tarafından hem çok geniş olarak kullanılır hem de
çok popülerdir. Scplıer Ratzi el de (Başmelek Ratziel'in Kitabı) yer
'

alır ve Eleazar Ben Judah 'a (c. 1 1 65-c . 1230) atfedilir. Bu yirmi iki
harfli Ad Pratik Kabala' da rahiplerin takdisi ile ilişkilendirilir ve
kutsama ile nasıl ilişkili olduğu ve ondan nasıl türediği ya da dönüş­
türüldüğü vs. konusunda çeşitli teoriler vardır. Bu Ad şöyledir (sağ­
dan sola doğru okunur):
MTKNA
MTSP
MYSPSP
MYSNVYD

� lı i' .d �
bl rl td �
bd q 6' � td �
bJ q C J \ q i
Ad ve ona eşlik eden dua 1 7 . yy.' da ayinler kitabına eklenmiş­
tir. Adın belki de en önemli özelliği onun yirmi iki harften oluşma­
sı ve bunun da Kabala 'ya göre alemin üzerine inşa edildiği İbrani
alfabesinin yirmi iki harfine karşılık gelmesidir. Bazı bilgeler her ne
kadar birkaç tane önerseler de bu Ad için var olan bilinen bir telaf­
fuz yoktur.

T-nrı'nın Kırk İki Harfli Adı: T-nn 'nın kırk iki harfli Adının da
diğerleri gibi bilinen bir telaffuzu yoktur. Ve gene telaffuzu konu­
sunda diğerleri gibi birbirinden farklı öneriler vardır. Bu Ad'ın 2.
yy. duası Ana Bekoah ya da Torah'ın ilk 42 harfinden türediğine da-
-,

ir çeşitli spekülasyonlar olsa da Schrire onun ilk yüzyıldan beri bi-

1 86
T- N R I ' N I N A D L A R I

!indiğini söyler. Talmud' da (Rashi karşı çıksa da) ise bu Adın insan­
lığa Torah'ta verilmeyen Ad olduğu belirtilir (Sağdan sola doğru
okunur. Okurken zT, zY ve hK harflerini Tz, Yz ve Kh diye okuyu­
nuz):
NTSIRQ zTIIGBA
GTzTRTB SKYDGN
QZPLGY INTDKhK
TYzTVKS

l � W li i i' � 11 \ d :J �
d fı � i l :l Wd q i d J
i' T � t, d q D J t ı p r;
w q � \ i' W
Adın bazı kısımlan Pratik Kabala'da çeşitli zamanlarda çeşitli
sebeplerle kullanılmıştır. Mesela ikinci segmenti "Şeytanı (Satan)
Kır! (ya da Parçala)" olarak tercüme edilebilir ve kişiyi demonlar­
dan korumak için kullanılır. Genellikle de boyuna asılan bir amule­
tin üzerine konulur. Beşinci segment ise sayısal olarak melek
Gzrel'e eş değerdir ve onu harekete geçinnek için kullanılabilir. Bu
Adın tamamını telaffuz etmek suretiyle Cennet'e karşı çalışan kö­
tülüğe karşı konulabildiği söylenir.

T-nrı'nın Kutsal Yetmiş İki Harfli Adı-Shem Ha Maphoresch:


Bu Ad Torah'm üç ayetinde bulunan İbrani harflerinin üçlü kombi­
nasyonundan oluşur. Toplam yetmiş iki tane üçlü kombinasyon içe­
rir ve bir kabalistin. kullanabileceği en güçlü ve kudretli isimlerden
biridir. Torah'ta her satın yetmiş iki (72) harften oluşan Çıkış-She­
moth 14: 1 9, 14:20 ve 14:21 bölümlerinden türetilmiştir. Harflerin
ilk üçlüsünü oluştunnak için Çıkış-Shemoth 14: 1 9 ayetinin ilk har-

1 87
K A B A LA : " S I N ı R S I Z " A Y O L C U L U K

fini 1 4:20 ayetinin son harfi ve 14:21 ayetinin ilk harfiyle birleştir­
mek gerekir. İkinciyi oluşturmak için 14: 1 9 ayetinin ikinci harfi,
1 4:29 ayetinin sondan ikinci harfi ve 14:21 ayetinin ikinci harfi bir­
leştirilir ve tüm harfler kullanılana kadar böyle gider. Pasajlar Çı­
kış-Shemoth 1 4: 1 9 ayetinde doğru yönde (sağdan sola doğru), Çı­
kış-Shemoth 1 4:20 ayetinde karşıt yönde (soldan sağa doğru) ve Çı­
kış-Shemoth 1 4:21 ayetinde ise doğru yönde tam birbirinin altına
gelecek biçimde yazılır. Bu işlem sonucu aşağıdaki tablo ortaya çı­
kar. Bu tablo sağdan üst köşeden başlayarak sola doğru olacak bi­
çimde dikey olarak okunduğunda 72-harfli Adı oluşturan üçlü Ad­
lan verir (VHV, ILI, gibi). Efsaneye göre bu Ad Musa'ya Sina D a­
ğı 'nda Yanan Çalı 'da bahşedilmiş ve Musa bunu kullanarak Kızıl
Deniz'i ikiye bölmüştür. Kadim kabalistlerden, Işığın kitabı Zohar'ı
yazıya döken kişi olan Rabbi Simeon ben Jochai de kitabında, Kı­
zıl Deniz'i ikiye ayırıp Yahudilerin Firavun ve Mısır ordusundan
kaçmasını sağlayanın doğrudan T-nn değil Musa olduğunu yazar.
Musa'nın bunu yapmak için kullandığı özel bir formulü vardı.
O 'nun, doğanın yasalarının üstüne çıkmasını sağlayan bu formülü
iki bin yıl boyunca Zohar'ın içinde gizli kaldı. Zohar' a göre bu for­
mül T-nn'nın Yetmiş iki Adıdır. Ama bu yetmiş iki Ad bildiğimiz sı­
radan Adlar değillerdir. Bu Adlar hem doğa ananın hem de insan
doğasının yasalarının üzerine çıkılmasını sağlayan, İbrani harflerin­
den oluşan yetmiş iki üçlü harf kombinasyonlarıdır. Bu yetmiş iki
sıralama "Işığın" enerjisinin çeşitli karışımlarını bizim fiziksel file- ·
mimize ileten devreler gibidir. Yetmiş iki Ad'ın gücünü kullanarak
ve onların reaktif doğasının üstesinden gelerek Musa Kızıl Deniz
mucizesini yaratmayı başarmıştır. İbranice karakterler ile bu yetmiş
iki Ad aşağıdaki gibi bir tabloda gösterilir (Sağ üst köşeden başla­
yarak sola doğru okunur):

1 88
T-N R I ' N IN A D L A R I

, ,. . ..��, .p.-... .
_., l ' ' ' '· . ' ,.
rı·M" � �·�-� :ı"" �-h·� '0"·5' b"-''O ,,�., ı·iı·ı
'C·�·M .,.., :ı ""'"" 5'·n·M ,.�s
� 'ı�·� '·Hı
±"'f -
. .,,..,
.,.;,.,-., :ıs-�
lS ! ':>:ıg ,.,ı.,
.,!:ı ,:ı..,.� ı-�S
-ı·w·ı =·�ı., 'C·ı·x ,., .., n·'K·W rı·-ı ·' �-�·M h-M·i
'

, ..,.ı, 5'·M·i 'C·}'·ı"I ' l� . "ı1� " ,.� 'fı M " ı ·'fı '
. :>·"·� hh·tı
:,..,.� "·w·� , ..,.;_, S·K"O t-t S ·' Slı
,.,.9 � rı-''·l �li '0·�·5' �·'f'l h '1"ı ı·h·ı

-�-
,.,.,.� ııv iı·i:ı·' ·ı .�.� 'f'l·-ı·h s..,.., 'C·�·�
- 7� .,

'C·ı·�
.,.,,.M O·�·' i'ı·?ıt·-ı ı·!:ı·'l'ı 51·'·� � 1� �-�·'ı

Bu adlar ve Latince harfler ile okunuşları ise şöyledir (Sağ üst­


ten sola doğru)

Kahath Aka Lelah Mahash Aulem Sit Yeli Vehu


Haqem Heri Mebah Yezel Hahau Lav Elad Hezi
Chaho Melah Yiai Nelak Pahel Levo Keli Lau
Vesher Lekab Aum Riyi Shaah Yereth Haa Nethah
Yeiz Rehau Chaum Ani Menad Keveq Lehach Yecho
Miah Aushal Auri Sael Yelah Veval Mik Hahah
Poi Mebeh Neith Nena Aumem Hachash Doni Vah o
Mechi Vamet Yehah Aunu Metzer Harach Yeli Nem em
Möum Haiai Yebem Raah Chebo Aiau Menaq Dameb

Adların şekilleri, sesleri, sıralan ve titreşimleri geniş bir enerji


açığa çıkarır. Onların yaydığı Işık kalplerimizi arındırır ve onların
ruhsal etkileri insan doğasından yıkıcı etkileri temizler. Yaydıkları
kutsal enerji korku, heyecan gibi olumsuz duygulan varlığımızdan

1 89
K ABALA: "SJNIRSIZ"A YOLCULUK

uzaklaştırır. Kabala'ya göre İbrani harfleri gücün anahtarlandır.


Gerçekte İbranice "harf' kelimesi darbe ya da titreşim anlamına ge­
lir ve bir enerji akışını belirtir. Kabala'ya göre İbrani alfabesi sayı­
lar ve sesler ile birlikte Yaratılış'ın temel taşlarından biridir ve din,
ırk, coğrafya ve dil kavramlarının üstüne çıkar. Harfleri oluşturan
üçlü kombinasyon bir enerji akımı yaratmak üzere üç ruhsal kuvve­
ti pozitif yük, negatif yük ve nötr yükü belirtir. İbrani harflerinin
sembolizmine kitabımızın ilerleyen bölümlerinde çok geniş olarak
yer vereceğiz. Kabala'ya göre Yüce Ad'ın (IHVH) dört harfinin Pi­
sagor teoremine göre düzenlenmesi ile de T-nrı 'nın Yüce Adı 'nın
yetmiş iki gücü aşağıdaki biçimde tezahür eder.
• = 1 = 10 = 10
• • = H I = 5+ 1 0 = 15
• • • = V H 1 = 6+5+ 10 = 21
• • • • = H V H 1 = 5+6=5+ 1 0 = 26
Bunların toplanması ile ( 1 0+ 1 5+21 +26) T-nrı 'nın 72 Adı elde
edilir. Gerçekte ise orijinal olarak tüm tablonun tek bir Yüce Adı
oluşturduğu söylenir. Bu Ad, demonları alt etmek ya da onları kont­
rol etmek, insanlara şifa vermek vs. gibi amaçlar ile kullanılan bir
"örtü" Ad 'dır. Ancak Kabala öğretisine göre temiz olmayan bir
kalple ya da kötü niyetle söylendiğinde söyleyen kişi ciddi riskler­
le karşı karşıya gelebilir. Büyük olasılıkla, karmaşıklığı ve içerdiği
bu tehlike nedeniyle tek bir Adı oluşturan bu Ad çeşitli kısımlara
(daha küçük triadlara) ayrılmıştır ve bu kısımlar özel amaçlar ile
kullanılabilir. Gerçek kullanımlar ve Adın tam olarak nasıl bölün­
düğü kabalistler arasında halen tartışma konusudur. Kabala'da bu
Ad daha sonra Jacob'da olduğu gibi meleklerin adlarının listesine
dönüştürülür. Jacob vizyonunda (Tekvin-Genesis 28: 1 2) Dün­
ya'dan Cennet'e doğru uzanan bir merdiven görür: "Bak ve anla! T­
nrı'nın melekleri onun üzerinde iniyor ve çıkıyorlardı! " Her ne ka­
dar bu pasajda belirtilmemişse de meleklerin sayısının yetmiş iki
olduğuna inanılır. Meleklerin isimlerini oluşturmak için ise Shem
ha Maphoresch üçlü Adlarına (triadlara) -el ya da -ih son ekleri ek-

1 90
T-N R J ' N I N A D L A R I

lenir. Örneğin VHV (\!elıu) Adına IH-Kalı eklenerek elde edilen


VHVIH (Vehuviah) gibi. Jacob'un merdiveni pek çok kabalist tara­
fından İlk Çıkış-Atzilııtlı, Yaratılış-Briah, Şekillenme-Yetziralı ve
Hareket-Asiah Alemleri 'ni temsil eden dört Hayat Ağacı diagramı­
nın üst üste gelmesi biçiminde düşünülür. Burası Shem Ha Mapho­
resclı meleklerinin Cennet'ten Dünya' ya gelip tekrar geri döndük­
leri yerdir. Dolayısıyla Hayat Ağacı üzerinde meditasyon yapan ka­
balistler için bu melekler her zaman karşılaşılabilecek ve kullanıla­
bilecek varlıklardır.

1 91
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Bir önceki sayfadaki şekil, T-nrı 'nın Adını yetmiş iki dilde sem­
bolik bir ayçiçeğinin taç yaprakları üzerine işlenmiş olarak göster­
mektedir. Dairenin üzerinde İbrani Kabala'sına göre T-nn'nın yet­
miş iki gücü (adı) bulunur. Aşağıda solda gezegenlerin sembolleri­
ni ve sağda Zodyak'ın işaretlerini ve lsrael'in aşiretlerinin adlarını
içeren iki ağaç bulunmaktadır.

1 92
7
. .

RUHUN SEViYELERi

abala, Mutlak Hiçlik ve Mutlak Varlığın birliği olarak ifade


Kedilen Atzmuth-T-nn'nın Özü'nün, kaynağından itibaren çeşit­
li seviyelerden geçerek tezahür ettiğini ve bizim sonlu fiziksel ale­
mimize yansıdığını öğretir. "Her Şey Birdir" anlayışına göre de T­
nn ve [yarattığı] Yaratılış bir bütündür. Hayat Ağacı örneğinde de
olduğu gibi ağacın kökleri, dallan, yapraklan ve meyveleri bir bü­
tün olarak düşünülür. Tıpkı Güneş ve ondan yayılan ışınlan gibi ruh
varlığı da bu bütünün içinde ve T-nn 'nın bir yansıması olarak görü­
lür ve alt alem (maddesel) ile üst alem (ruhsal) arasında bir köprü
olarak görev yapar. Yaratılış'ın alemlerine (Atziluth, Briah, Yetzi­
rah, Asiah) paralel olarak varoluşun da "bedenleri" ya da kabalistik
adıyla ruhun da seviyeleri vardır. Kabala'ya göre insan ruhu "hepsi
bir bütünü oluşturmak üzere" beş ayn seviyeden oluşur. Bu seviye­
ler en aşağıdan en yukarıya doğru şöyle adlandırılır:
1. Nephesch-Yaşam Gücü ya da Hayvansal Ruh, Nefs. Ruhun bu en
alt seviyesi insanın fiziksel davranış ya da hareketleri (Krallık-Mal­
cuth seviyesi) ile ilişkilidir. Yaşam gücü olarak da adlandırılır. Bi-

1 93
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

limsel açıdan bakıldığında ise bedeni canlı tutan kısım olarak ta­
nımlanabilir. Pek çok inanışta "kan" ile ilişkilendirilir.
2. Ruach-Dış Ruh (İng. Spirit). İnsanın duyguları (Küçük Yüz­
le' ir Anpin) ile ilişkilidir.
3. Neshamah- İç Ruh. Akıl ve zeka özellikleri (Anlayış-Binah) ile
ilişkilidir.
4. Chayalı-Yaşayan Ruh. Bilinçli kavrayışın ilk ışığı (Bilgelik­
Choc/ımah) ile onun bilinç üstü kaynağı (Taç-Ketlıer) arasındaki
köprüdür. T-nn'nın varlığını, alemi sürekli olarak yaratışı (rekreas­
yonu) biçiminde deneyimler.
5. Yeclıidah- Tek [olan] Ruh. T-nn ' nın Ruhu'nda var olan nihai ve
en yüce birliğe karşılık gelir. Saf inanç, mutlak adayış ve kişinin ya­
şamını T-nn 'ya adamasına sürekli olarak hazır olması biçiminde te­
zahür eder.
Kolaylık olması açısından bu seviyeleri kabalistik terminoloji­
nin dışında diğer görüş ya da inanışların terminolojisiyle birlikte bir
tabloda toplarsak bize bir karşılaştırma yapma fırsatı verecektir.
Burada Yeclıidah seviyesi ruhun fiziksel bir bedene bağlıyken dene­
yimlemesi olanaksız bir seviye olması nedeni ile Kabala dışında di­
ğer öğretilerde öngörülmez. Bu nedenle tabloda yer almamakla bir­
likte konu içinde açıklanacaktır.

Ortak Adı Kabballstik Mısır Neoplatonik Freud

Yaşam Gücü (Kan) Nephesch Kha (Beden) Animus ld (içgüdüsel dürtü)


Can (Soul) Ruach Ka/Ba (.Ölümlü Ruh) Psyche Ego
Ruh (Spiril) Neschamah Ankh (Olümsüz Ruh) Pneuma S uper-ego
Tanrısal Kıvılcım Chiah Sekhem Nous
(Tanrısal Ruh)

Ruhun yukarıda bahsettiğimiz her bir seviyesi onun bir altında


ve/veya üstünde yer alan diğer seviye ile bir zincirin halkaları gibi
birbirine bağlıdır. Buna göre ruhun seviyelerini kabalistik açıdan
aşağıdaki tabloda yer aldığı şekli ile Tetragrammaton, sephirot/ı ve
alemler ile ilişkilendirmek yerinde olur:

1 94
Tetragrammaton Sephiroth Evren Ruhun Seviyeleri

Yodun üst tırnağı Kether Adam Kadmon Yechidah (Eşsizlik)


Yod Chochmah Atziluth (Yakınlık) Chiah (Canlılık)
He Binah Briah (Yaratılış) Neshamah (Soluk)
Vau Ze'ir Anpin Yetzirah (Şekillenme) Ruach (Rüzgar Ruh)
He Malchuth Asiah Hareket,Yapma) Nefesh (Alt Ruh)

Tek Ruh-Yechidah, Yaşayan Ruh-Chaya� ve İç Ruh-Neshamah


ruhun yüksek arzularına, isteklerine cevap verirler ve Hayat Ağa­
cında Tanrısal Üçlü'ye yani Kether-Chochmah-Binah (Taç-Bilge­
lik-Anlayış) seviyelerine karşılık gelirler. Dış Ruh-Ruach ise zihin
ve muhakeme güçlerine cevap verir ve Sevgi-Chesed seviyesinden
Temel-Yesod seviyes�ne kadar olan altı sephiroth'tan oluşan Küçük
Yüz-Zeir Anpin'e karşılık gelir. Nefs-Nephesch ise hayvansal içgü­
dülere cevap verir ve Hayat Ağacındaki en düşük sephira olan Kral­
Iık-Malchuth'a karşılık gelir.
Kabalistik anatomi teozofik bakışa orama insanın fiziksel bede­
ni üzerinde çok daha fazla modelleme yapar. Onun sembolizmi, be­
dene ya da daha çok fiziksel bedeni yumurta biçiminde saran bir
ışıktan oluşan ve adına Duygu Küresi denen bir eterik beden ya da
auraya dayanan bir Hayat Ağacı ile açıklanır. Hint Yoga kavramın­
da yer alan yedi çakra ya da bedendeki enerji halkalarına benzer bi­
çimde Tek Ruh-Yechidah ya da Tanrısal Bilinç, başın Tacının üze­
rinde Taç-Kether'de ve bedenden ziyade aurada yerleşiktir. Buna
karşılık arzu ve isteğin gücü olan İç Ruh-Neshamah melekesi başın
Tacının içinde yerleşiktir ve ruhun buraya kadar olan seviyeleri in­
san idrakinin ötesinde olarak açıklanır, Yechidah ve Neshamah se­
viyeleri arasında ortada bulunan Yaşayan Ruh-Chayah seviyesi ise
gerçek Yaşam Prensibi olarak tanımlanır ve bu üçü birlikte genel
olarak Hayat Ağacının Yüksek Üçlüsü (Kether, Chochmah, Binah)
ile ilişkilendirilen İç Ruh-Neshamah seviyesini oluştururlar. Enerji­
ler ruhun düşük seviyesi Ruach ile bağlantılı iken bir triad oluştu­
ran bu üçlü meleke (Neshamah) yukarıyı işaret eder. Aradaki bağ-

1 95
KABALA: "SINJRSIZ"A YOLCULUK

lantı ise Bilgi'sephira'sı Daatlı'ın "gölgesi" aracılığıyla olur. Neden


gölgesi dedik? Çünkü bilindiği gibi Hayat Ağacında Bilgi-Daath
aslında bir sephira değildir ama daha ziyade Bilgelik-Chochmah ve
Anlayış-Binalı arasında bir bağlantıdır ve Denge'nin ya da Uzlaş­
ma'nın orta sütununda yerleştirilmiştir (Bir başka deyişle Bilgi, An­
layış ve Bilgelik arasındaki köprüdür) Bu sayede Hayat Ağacının
bu çok önemli elemanları ağacın merkez ekseninde verimli bir bi­
çimde yerleşebilirler. Bilgi-Daath bu kuvvetlerin Ruhsal Bilinç
içinde sentez edildiği ve İç Ruh-NesJramah' ın hareketinin odaklan­
dığı yerdir. Ruhsal bilinç melekesi ise Düşünce'nin ikamet ettiği
yerdir. Bu nedenle insanın amacı, baş kısmında bulunan ve İç Ruh­
Neshamalı ile Dış Ruh-Ruach arasındaki bağ olan Bilgi-Daath ilke­
sinin geliştirilmesi olarak düşünülebilir. Yani bu kabalistik ifadeyi
daha günlük bir dille ifade etmek gerekirse, "Kişinin yaşam amacı,
daha düşük ruh seviyeleri olan, içgüdülerinin daha çok hakim oldu­
ğu Nefs-Nephesch ve duygularının daha çok hakim olduğu olan Dış
Ruh-Ruach'ını Tanrısal Bilgi ile geliştirmek yoluyla daha üst sevi­
ye olan, akıl ve zeka (Neshamalı) seviyesine yükseltmek olmalıdır."
diyebiliriz. İşte bu, fiziksel iileme doğmamızın ya da bir başka de­
yişle enkame olmamızın amacıdır. Aksi takdirde kişi daha yoğun
olarak hayvansal içgüdülerine (Nephesch) ve duygularına (Ruach)
dayalı bir yaşamı seçiyor demektir. Ancak kitabımızın başından be­
ri belirttiğimiz gibi aşağıdan gelip yukarıya, T-nrı 'ya giden yolda
anahtar kavram bilgidir. Dolayısıyla içgüdü ve ahlaki değerlerimi­
zi, inancımızı ve duygularımızı ancak bilgi ve akıl ile düzelterek
gerçeğe (T-nrı) giden yolu bulmak mümkün olabilecektir. Şimdi in­
san ruhunun bu seviyelerini en alttan en yukarı doğru biraz daha ay­
rıntılı bir biçimde tanımlayalım. Burada ruhun seviyelerinin sephi­
roth ya da: Hayat Ağacı seviyeleri ile olan ilişkisine dikkat edelim.

1 96
Yaşam Gücü, Hayvansal,
Alt Ruh ya da Nefs-Neplıesch

addesel ya da fiziksel bedenin doğası hakkında bugün pek çok


Mşey bilim tarafından öğrenilmiştir aslında. Fizik tarafından
açıklanabilen, ışık ve diğer dalgalar ya da partiküller biçiminde
enerjinin diğer biçimleri de dahil olmak üzere tüm bunlar fiziksel
ve gözlemlenebilir alem olan Asiah 'ın içindedir. Cansız varlıklar
yalnızca maddesel bir beden içerirken yaşayan organizmalar ise bir
beden ve içlerinde yaşamın gerekli kıvılcımını taşırlar. İşte bu kıvıl­
cım nefs-nephesc/ı'tir. Nefs-Nephesch insan ruhunda hayvansal iç­
güdüleri idare eder ve Hayvansal Ruh adını alır. Ruhun en alt sevi­
yesini oluşturan neplıesclı İbranice, "Ve O dinlendi" anlamına gelen
vayinaplıash kelimesi ile ifade edilir. Dolayısıyla Alt Ruh-nep­
hesch seviyesi bir üst seviye Dış Ruh-ruaclı'ın fiziksel bedenin
içinde dinlendiği seviyedir. Alt Ruh, ruhsal ve fiziksel beden arasın­
da bir ruhsal ara-yüz oluşturur. Kabala Nefs-Nephesch'in (ki fizik­
sel değildir) kanda (ki fizikseldir) yerleştiğini ifade eder. Bu neden­
le Toralı'ta hayvan kanı içmek, kanı iyi temizlenmemiş ya da kan
içeren yemekler yasaklanmıştır. Bu yasak ilgili ayette şöyle tanım­
lanır (Tesniye 12:23): "Kanı yemediğinden emin ol; çünkü kan ya­
şamdır! "
Bu ayette yaşam anlamına kullanılan kelime ise nephesch 'tir.
Ayet bazıları tarafından nefs-neplıesclı'in hiç de ince (ruhsal) bir
madde olmadığı biçiminde yorumlanabilir. Halbuki gerçekte o ya­
şamın fiziksel taşıyıcısıdır. Hayvansal Ruh-neplıesch kişinin fizik­
sel bedenini inşa eden yaşam gücüdür. Bir erkek eşiyle birleştiğin­
de tüm gücü bu birliğe verilir ve onun nefs-neplıesclı'i ve yüksek
irade gücü aktive olur. Bu anda embriyonun nefs-neplıesch'i ruhsal
alemlerden aşağı doğru, dişi tarafından alınan tohumun içine çeki­
lir. Tohumu aşılayan ise bu güçlü arzu ve neplıesclı-yaşam gücünün
aşağı çekilmesi işlemidir. Kabala'ya göre bu çekim ruhsal seviye-

1 97
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

den tohumun içine islıim adı verilen bir başka gücü çeker ve bu güç
tohumla kaynaşır. Embriyonun bedeni böylece bu güçlerden inşa
edilir. Alt Ruh-neplıesch seviyesi, üç seviyenin ilk ve en düşük ola­
nıdır. Alt Ruh-Neplıesch doğumdan başlayarak bedene çok güçlü
bir biçimde bağlanır ve onun temelini oluşturur. İşte bu seviye Kut­
sal Tapınak'ta kefaret için kurbanın verildiği seviyedir. Bu kurbanın
bir kısmı ayrıca ishim ruhsal seviyesine yönlendirilir. Çünkü nep­
hesch 'in bir bölümünün inşası için gereken yer orasıdır. Beden öl­
düğünde· nefs-nephesch asla bedenin gömüldüğü yeri terketmez.
Nefs-nephesch her ne kadar bedenin kendisi değilse de fiziksel.be­
dene sıkı bir biçimde bağlıdır. O, üzerine fiziksel bedenin geldiği
görünmez bir biçimde saf astral ışıktan yapılmış eterik bedendir. Fi­
zik beden boyunca ışıyan ve Duygu Küresini oluşturan olgudur.
Aşağıdaki bu "Duygu Küresi" ise yukarıdaki "Evren Küresinin" bir
kopyasıdır (Aşağısı Yukarısı gibi, Yukarısı Aşağısı gibidir.) ve bu­
rada evrenin okült kuvvetleri bir küre üzerine yansıtılır biçimde
temsil edilir. Dışarı doğru dış bükey ama kendi kabuğu içinde var
olan insana doğru iç bükeydir. Bu beden ise mikrokozmostur. Yani
kabalistik olarak konuşmak gerekirse, fiziksel insan boy olarak en
fazla yaklaşık 2.3 m civarında olurken ruhsal insan aşağının en al­
tından yükseğin en üstüne kadar değişen bir aralıkta olabilir. Yani
kendini ruhsal olarak yükseltmek ya da alçaltmak onun kendi elin­
dedir.

Dış Ruh-Ruach

ış Ruh-Ruach, insan ruhunun Alt Ruh-Nephesch'ten sonraki


D bir üst seviyesidir ve bir üst aıem olan Şekillenme Alemi Yet­ -

zirah ile ilişkilidir. İçinde fiziksel yaşamımızın hüküm sürdüğü Asi­


alı-Hareket alemindeki tüm nesneler aynı zamanda bir üst 1ilem
olan Yetzirah-Şekillenme 1ileminde de mevcuttur. Bilinçli ve "ken­
dini bilen" varlıklar bir astral varlığa sahip olmak suretiyle fiziksel

1 98
RUHUN SEVİYELERİ

bedenin düşünce eylemlerini etkileyebilir ve geri yansıtabilirler. Ya­


ni üst alem Yetzirah'ın bilincine varabilirler. İnsan bu varlıkların bir
örneğidir. Bununla beraber maymunlar, yunuslar ve filler de bir
noktaya kadar bilinçlilik gösterirler. İşte bu tür yansıtma yeteneği
olan astral varlık rııach adını alır. Dolayısıyla bilincin kendisi ru­
aclı 'tır diyebiliriz.
Ruhun bu seviyesi bir üst seviyedeki İç Ruh-Neshamah ile bir
alt seviyedeki Alt Ruh-Nephesch arasında bir geçiş seviyesidir. Dış
Ruh-Ruach, chiaJı-yaşam gücünün bizim sonlu fiziksel füemimizde
yani dünyamızda dayanabilmesi için gereken güçtür. Ruach erke­
ğin, dişinin arzusuyla birleşmek için bilinçsiz olarak aşağı çektiği
ve bunun sonucu olarak dişinin arzusunun uyanmasına neden olan
güçtür. Bundan sonra dişi ruach'ın bu seviyesinde, kendi uyanışın­
dan dolayı aynı kocasının yaptığı gibi bunu tohuma yansıtır. Bu gi­
zem ise ayette şöyle belirtilir (Ecclesiastes 1 2:6): "Ve toz ait oldu­
ğu toprağa karışır... Ama ruach onu veren T-nrı'ya geri döner".
Ayette belirtildiği gibi beden öldüğünde ruach vücudu terkederek
yükselir ve bedenin olduğu yerde kalan nephesch 'ten ayrılır ve ruh­
sal aıemlerde Cennet Bahçesi olarak adlandırılan yere girer. Orada,
aynı meleklerin alemimize indiğinde bizim aıemimizin giysilerini
giydiği gibi (bedenler) ruach da o aıemin giysilerine bürünür. Çün­
kü hem melekler hem de ruach ayette belirtildiği gibi aynı alem­
dendirler: "Ve O meleklerini ruhlar-ruach gibi yapar".
Benzer biçimde, bizim alemimizden yükselen ruach aşağı Cen­
net Bahçesi'nde bu alemdeki bedeninin fiziksel formunu giyer ve
buranın güzelliklerini deneyimler. Alt Cennet Bahçesi hem bu fizik­
sel aleme hem de üst ruhsal alemlere ait suretler ve şekiller içerir.
Burası erdemlilerin içinde bulunduğu ve tad, haz aldığı yerdir. Ka­
bala'ya göre bu erdemli ruhlar her Yeni Ay'da ve Shabbatot'da bir
sonraki üst seviyeye yükselmek isterler. Bahçenin ortasında türlü
renklerle işlenmiş bir sütun bulunur ve Ruach yükselmek istediğin­
de bu "giysiyi" çıkarır. Bu sütuna girer ve daha da yukarıya, geldi­
ği original kaynağına doğru yükselir. İşte bu, "Ve Ruach onu veren

1 99
KABALA : "SIN I R S IZ"A YOLCULUK

T-nrı 'ya geri döner" ayetinin açıklamasıdır. Daha sonra bu ruhsal


alemde hüküm süren başmelek Miclıael, Ruach' ı tatlı kokular saçan
bir kurban olarak T-ım'ya sunar. Ruach bir süre bu alemde ikamet
eder ve burada yaşam gücünün özünü deneyimler. Daha sonra alt
Gan Eden-Cennet Bahçesi 'ne geri döner ve tüm zevkleri tadar
(Eden kökünden gelen İbranice kelime Edunim haz demektir). Ru- ·

ach buraya has biçimde giyinir ve orada başında eskisine oranla iki
kat parlak bir taçla oturur.

Ruh Göçü-Gilgıılim: Dış Ruh-Ruach seviyesi üzerinde çok konu­


şulan ve tartışılan reenkamasyon ya da kabalistik deyimiyle trans­
migrasyonun (transandantal migrasyon) yani gilgulim-ruh göçünün
yer aldığı aşamadır. Tekamül seviyesine bağlı.olarak çeşitli neden­
lerle yukarıda bahsedildiği gibi bir üst bahçeye (seviyeye) yani Ya­
ratılış-Briah Alemi 'ne yükselemeyen bir ruach, Astral Işığın içinde
yani Şekillenme-Yetzirah aleminde kalır ve ondan yeni bir ruh do�
ğar. Ancak acaba hangi proses (tabii varsa) ruach'ın bu yeniden do­
ğuşundan ya da göçünden sorumludur? Bu noktada üç olasılıktan
söz edilebilir: ! .Doğada bunu sağlayan basit ve kendiliğinden geli­
şen bir proses olabilir. 2.Ruh göçü ya da reeenkamasyon Tanrısal ya
da Göksel bir güç tarafından yönetilebilir. 3.Böyle bir proses hiç ol­
mayabilir.
Eğer böyle bir proses hiç yoksa o zaman ruh göçü de gerçekleş­
mez ve ruaclı sonsuza kadar astral ışığın bir kısmı olarak kalır. An­
cak fiziksel olarak ruh göçünü gösteren pek çok kanıt (geçmiş ya­
şanılan hatırlama, dejavu vs) ve hayaletlerin varlığı gibi pek çok
olay vardır. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz gibi ruh göçü olmaması
tekamül yasasına da aykırıdır. Bu, son olasılığı ortadan kaldırır.
İkinci olasılıkla yani göçün Tanrısal bir güç tarafından yönetilmesi
ile ilgili olarak ise şunları söyleyebiliriz: Dinsel öğretiler ve dinler
ruhun ölümden sonra Tanrısal ya da Göksel bir güç tarafından yar­
gılandığını ve bu yargılamanın ruhu ya bir üst aleme yüksellttiğini
ya cezalandırılmak üzere alt alemlere indirdiğini ya da yaşamak

200
RUHUN SEVİYELERİ

üzere fiziksel dünyaya enkame ettiğini söylerler. Ancak bir Üst Gü­
cün araya girmesi Doğa'nın yasasına aykırıdır. Kabala'da bunun
için şöyle denir: "T-nrı kuralları koyar ve koyduğu kurallara uyar."
Dolayısıyla bir üst varlığın bu prosese müdahele etmesi bu yasaya
aykırı düşmektedir. Bu durumda geriye yalnızca birinci olasılık kal­
maktadır. Yani doğal ve kendiliğinden yürüyen bir işlem. Bu işlem
ise Kutsal Ruh olarak da adlandırdığımız Ruach Ha Kodesh (Ruh­
ül Kudüs, Holy Spirit) içinde gerçekleşir. Buna göre ruach tüm bi­
linçli düşüncelerin, anıların ve kişiliklerin astral ışık içindeki bir iz­
lenimidir ve diğer tüm ruhlarla birlikte Kutsal Ruh-Ruach Ha Ko­
desh'i oluşturur. Kutsal Ruh ise tüm ruhların toplamı ve aynı za­
manda doğacak olan tüm yeni ruhların da kaynağıdır. İşte Kaba­
la'ya göre bu ortak nokta nedeniyle ruh göçü-gilgulim ya da reen­
kamasyon prosesi bir ruhun bir tek bedene bağlandığı tekil bir pro­
ses değil ama her ruhun Kutsal Ruhun bir parçası olduğu kollektif
bir olaydır. Buna göre her ruh Kutsal Ruh'tan ya da Kutsal Ruh 'un
içine doğar. İşte bu da bize neden pek çok insanın eski yaşamların­
da aynı kişiler olduklarını (bir Kleopatra, Sezar vs) iddia ettiklerini
kanıtlıyor.
Kabala, Ruach'ı aklın muhakeme gücü, ruhun merkezsel koordi­
ne edici gücü ve dört uzvu olan bir beden olarak tanımlar. Bu uzuv­
lar ise Güzellik-Tiphereth'i çevreleyen dört sephiroth'u oluştururlar.
Bunlardan Chesed-Sevgi ve Gevurah Sertlik Ruach'ın elleri ya da
-

"yönetici gücünü", Netzach-Zafer ve Had-Görkem ise ayaklarını ya


da "yürütücü gücünü" oluştururlar. Sonraki merkez sephira Temel­
Yesod ise genital organlar ile bağlantılıdır ve düşük arzuların ve oto­
matik bilincin yeridir. Bu, irade değil ama Güzellik-Tiphereth seviye­
sinde iradenin sureti ya da taklididir. Temel-Yesod ise Ruaclı'ın en
düşük sephirası 'dır ve Temel Hareketi ya da Davranışı simgeler.
B ilim ise ruach-ruh fikrini kesin bir biçimde reddeder. Çünkü
ruach gözle görülmez, ölçülemez ya da fiziksel aletler ile etkilene­
mez. Ancak çok hassas kişiler (psişik) ruach'ı hissetme ya da algı­
lama yeteneğine sahiptirler. Öte yandan bir takım bedensiz ru-

20 1
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

ach 'lar da fiziksel alem üzerinde bazı etkiler yaratabilirler. Bunu dı­
şında bizler zaman zaman bilinçli ya da bilinçsiz olarak rüya sıra­
sında ya da ruach 'ımızı Yetzirah alemine yansıtmak suretiyle (ast­
ral projeksiyon) bu alemi deneyimleyebiliriz.

İç Ruh-Neshamah

eshamah İb�anice neshimah kelimesinden türer ve "soluk" an­


N lamına gelir. T-nn 'nın "ağzındaki" bir soluk ya da bir insanın
üflemeden önce ağzını havayla doldurması gibi. İç Ruh-Neshamah,
Dış Ruh-Ruach ve Alt Ruh-Nephesch'e oranla daha yüksek olan ya­
şam gücüdür. O, Hayat Ağacının gizeminde bulunan eril tarafın gü­
cünden gelir. İç Ruh-Neshamah fiziksel bedenin ölümünden hemen
sonra üst Cennet Bahçesi'ne-Gan Eden doğru yükselir. Bahsedilen
tüm ruh seviyeleri birbirleri ile ilişkilidir ve bir aradadırlar. Ancak
bedenin fiziksel dünyadan göçü sırasında birbirlerinden ayrılırlar ve
her biri original olarak çıktığı kaynağa geri döner.
İç Ruh-Neschamah (pneuma) Dış Ruh-ruach'tan (psyche) bile
daha soyut bir kavramdır ve insanları diğer tüm canlılardan ayıran
seviyedir. O bize kaderimizi tayin edebilme yeteneğini veren yük­
sek ruhsal bilinçtir. Ancak sık sık Dış Ruh-ruach ile karıştırılır. Hal­
buki ruach sadece bilincin bir yansımasıyken İç Ruh-neschamah,
insanın idrakinin ötesinde olan Yaşayan Ruh'un-Chiah bir örtüsü ya
da taşıyıcısı olan Göksel bedendir. Aynca ruach maddenin yansı­
ması olarak "aşağıdan" gelirken neschamah Tanrısal Olan'ın Gök­
sel Olan içine yansıması biçimde "yukarıdan" gelir. Neschamah İn­
cil' de melekler, Kutsal Ruh ya da İsa'nın Ruhu gibi terimlerle Gök­
sel ruhları ifade etmek için de kullanılır. Neschamah Kabala' da ki­
şinin "ölümsüz ruhu" olarak adlandırılır. Burası saf irade ve ruhsal
bilincin mekanıdır ve geçmiş yaşamların tüm anılarını içerdiği hal­
de hiçbir kişilik içermez. İç Ruh-Neschamah üst seviye olan Yaşa­
yan Ruh-Chiah 'ın bir taşıyıcısı olarak işlev görür ve T-nn'ya tutun-

202
R U HUN SEVİYELERİ

mak iÇin bir tür göksel ip gibidir. İşte bu fikir; "T-nrı herkesin için­
de, herkes T-nrı'nın içindedir." deyişinin kaynağıdır. Ancak burada
çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Bazı felsefeler, filozof­
lar ya da görüşler bu kavramı herkes bir anlamda T-nrı'dır (küçük
bir T-nrı anlamına) biçiminde kullanırlar. Ancak bu tür bir görüş
tehlikeli bir biçimde benmerkezcidir. Kabala bu görüşü kesinlikle
reddeder. Çünkü öğretiye göre süreç "Yaşayan Ruh ya da Tanrısal
Kıvılcım-Chiah'tan Nesclıamah'm içine yukarından aşağıya gelir"
biçiminde işler ve tersine yani aşağıdan yukarıya doğru işlemez.
Daha önce, ölümden sonra ruach'ın Kutsal Ruh'un bir parçası
haline geldiğini ve orada o muazzam Ruhlar Denizi 'nden yeniden
doğabileceğini belirtmiştik. Her ne kadar ruach ölümden sonra yok
olmazsa da ayrılığını kaybeder ve o büyük bütünün bir parçası olur.
Diğer taraftan neschamalı ise Yaratılış Alemi Briah 'ta ayrı bir bilinç
olarak kalır. Bir ruh, siklusu ya da döngüyü kırıp Chiah 'mı Tanrısal
Atziluth Alemi'ne geri dönecek biçimde "aydınlatana" kadar, sürek­
li bir biçimde Yetzirah' a geri dönüp Kutsal Ruh 'tan gelen yeni bir
ruaclı ile örtünür ve fiziksel aleme doğar. Ölüm anında bu ruach yi­
ne Kutsal Ruh 'un içinde erir ve nesclıamah ise bir kere daha yeni
bir ruaclı ile ve ruaclı ise yeni bir neplıesch-fiziksel beden ile örtü­
nür. Ve bu döngü yukarıda bahsedilen "aydınlanmaya" kadar devam
eder.
İç Ruh-Neslıamah, Bilgi-Daath' dan aşağıya Dış Ruh-Ruach'a
doğru, Hayat Ağacının merkezinden Sevgi-Chesed'den Temel-Ye­
sod'a doğru ama daha çok Güzellik-Tiphereth'e yakın olarak yansır
ve kalbin üst kısmında yerleşir. Burası bedenin merkezi kalesidir ve
özellikle alçak (fiziksel) iradenin yeridir. Yüksek irade ise bedenin
Taç-Kether'indedir. Yüksek iradenin t�celli edebilmesi için onun İç
Ruh tarafından alçak iradenin içine yansıtılması gerekir. Ama insa­
ni Neshamah ancak yüksek irade, alçak bedenin içine Taç-Ket­
her'den gelen istek aracılığı ile yansıtıldığında var olabilir. Alçak
irade ise insani IHVH'tır. Yani O, Torah'ta bahsedilen kızgın ve kıs­
kanç T-nrı, tüm elementlerin yaratıcısı, bedendeki yaşamı tecelli et-

203
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

tirendir. Ama Yüksek irade tarafından aydınlatıldığında o Yeheshu­


alı olur ve artık kızgın ve kıskanç değildir. Başkası için kendini fe­
da edendir ve Kefaret Eden, Uzlaştırıcı Olandır.
Anlattıklarımıza bakarak İç Ruh-Neslıamalı sadece potansiyel
olarak vardır diyebiliriz. Ama o, Taç-Ketlıer'in kendi kuvveti ol­
maktan ziyade bu kuvveti transfer eden bir olgudur. Dolayısı ile al­
çak ve yüksek iradenin bu ikili (dual) şekli İç Ruh tarafından birbi­
rine bağlanır. Buna göre "İç Ruh-Neslıamalı ruhun yüksek özellik­
lerini idare eder" diyebiliriz.

Yaşayan Ruh-Clıialı

uhun bu seviyesi insan kavrayışının dışındadır ve ancak iç ru­


R humuz-nesclıamalı aracılığı ile bizi sarar ya da etkiler. Clıialı
İbranice "yaşam" anlamına gelir. Çünkü bu seviye ruh zinciri için­
de "yaşamın kaynağı" olarak adlandırılan seviyedir. Varoluş içinde
bulunan herhangi bir tecellinin ilk seviyesidir. Aynı Yeclıidalı-Tek
Olan'ın ona yaptığı gibi Yaşayan Ruh-Clıiah da Ain Soph-Sınırsız
Olan'ın ışığını bir seviye daha düşürerek İç Ruh-Neslıamah seviye­
mizin proses ederken zarar gönneden alabileceği bir düzeye indirir.
Kutsal İlk Çıkış-Atziluth Aleminden çıkan Yaşayan Ruh-Chiah
Kabala'da sembolik olarak, Tanrısal' dan çıkan kıvılcımlar biçimin­
de ifade edilir. O, En Yüce Tanrısal tarafından (Yechidah) bir alt se­
viye olan Neslıamah'ın içine "üflenir" ve bu da ruach 'ın yükselme­
sini ve böylece fiziksel bedene yaşam vermesini sağlar. Buna göre
Tanrısal Kıvılcım-C/ıiah İlk Çıkış alemini dolduran Adam Kad­
mon' dan aşağı iner ve Yaratılış-Briah AJemi'nde İç Ruh-Nesha­
mah tarafından "örtülür". Sonra Yaşayan Ruh-Chiah'ı içeren Nes­
hamah daha da aşağı inerek Yetzirah-Şekillenme alemine girer ve
burada Evrensel Ruh'tan bir parça alarak bir Ruach (psyche ya da
astral kabuk) oluşturur. Bu kabuk ya da Ruach da benzer biçimde'
neshamah'ı örter. Ölüm anında ise Ruach Şekillenme alemine yük-

204
RUHUN SEVİYELER!

selir; ancak bireyin Neshamah'ı yeterli ruhsal gelişimi sağlayama­


mışsa yeni bir Ruach ve daha sonra da yeni bir beden oluşturacak
biçimde yeniden şekillenmek için geri döner (yeniden doğar ya da
reenkame olur). Eğer bireyin Neshamah ' ı yeterli ruhsal gelişim se­
viyesine ulaşmışsa ancak o zaman Kıvılcım ya da Chiah serbest ka­
lır ve Tannsal'a (Yechidah, Ain Soph'un Işığı) geri döner.

Tek [Ola.n] Ruh-Yechidah

·B
'
· u seviye, ruhun fiziksel bir bedene bağlıyken deneyimlemesi
olanaksız bir seviyeyi oluşturur. Gerçekte bu seviyedeki bir ruh
fiziksel bir çerçeveye sığmaz ve bedenimizi saran bir ışık biçimin­
de bizi etkiler. Yechidah (kelime anlamı "Tek") ruhun beş seviyesi­
nin en yüce olanıdır ve Ain Soph 'un ışığıdır (yani T-nn 'nın diğerle­
rine vermek için yarattığı Sonsuz Işık). O kadar kutsal ve soyuttur
ki ondan ancak güçlükle bahsedilebilir. Ama o, T-nn 'nın ışığını aşa­
ğısında bulunan daha alt seviyelere iletmek ve bu sayede yaşamı
yaratmak ve sürdürmek amacı ile alan ilk ve en önemli bağdır. Yec­
hidah Ain Soph'un Sonsuz Işığını aldıktan sonra onu altında bulu­
nan bir alt seviye olan Chayah' a iletebilmek için süzer ve bir mik­
tar yoğunluğunu azaltır. Sonsuz Işığın neden kademeli olarak şidde­
tini ve parlaklığını azalttığını kitabımızın başında alemleri anlatır­
ken açıklamıştık. Yecidah seviyesi ile ilgili söylenecek çok fazla şey
yoktur. O dediğimiz gibi fiziksel bir bedene bağlıyken idrak edile­
mez bir seviyedir ve ruhun ulaşabileceği en üst noktadır.

Ruhun seviyeleri yaşamımızda nasıl ortaya çıkar?


Fiziksel yaşam ile ilgili dikkat çekici şeylerden biri de yaşamımızın
geri kalan kısmında ihtiyacımız olan şeylerin tamamına nasıl olup
da doğarken sahip olduğumuzdur. Her ne kadar gelişimimiz boyun­
ca belli noktalara ulaşmadan onu kullanamasak da ihtiyacımız olan
her şey önceden var olmuş biçimde, belli bir seviyede beklemekte-

205
KABALA: "SINIRSıZ"A YOLCULUK

<lir. Aynı biçimde her insan ruhun tüm beş seviyesi ile birlikte do­
ğar. Çünkü Sınırsız Oları:'.Aiİi Soph 'un ışığı olmadan hiçbir şey bir
an bile var olamaz ve'daha öncede söylediğimiz gibi "Her Şey Bir­
dir" ve T-nrı açısından qakıldığında her şey zaten önceden vardır.
Sonsuzluk sadece yaratılmış varlıklara göre . bir kavramdır. Diğer
yandan ruhun dört üst seviyesi Ain Soph'un Sınırsız Işığı'nı süze­
rek iletmezse fiziksel beden asla bu Işığa maruz kalıp hayatta kala­
maz. Aynı T-nrı 'nın Sina'da Musa'ya söylediği gibi: "Hiç kimse
Benim Yüzümü göremez. Çünkü hiçbir ölümlü Beni görüp canlı
kalamaz! " (Shemoth 33:20). İşte bu ayette belirtilen "yüz" T-nn 'nın
(Ain Soph) doğrudan, süzülmemiş ışığıdır. Bununla birlikte eğer du­
rum böyleyse neden doğduğumuz ilk günden itibaren mükemmel
olamıyoruz? Neden ruhun Neshamah gibi seviyelerine biraz olsun
yaklaşabilmek için tüm bir yaşam süresi gerekiyor? Neden bir ço­
cuk başlangıçtan itibaren otuz yıl sonrasında olduğu gibi davrana­
mıyor?
Buna verilebilecek cevap ise şöyledir: Yeni doğan bir insan her
ne kadar "kaplara" sahip ise de onlara erişme yeteneğine sahip de­
ğildir. Aynı biçimde her ne kadar ruhun tüm beş seviyesi ile doğsak
da onlara erişim hakkı ile doğmayız. Ariza!, öğretisinde bunu şöyle
açıklar: "Kişi doğduğu andan itibaren Nefs-Nephesch ona bağlanır.
Ve eğer ruhu, davranışları sayesinde yeterli derecede yücelebilirse
o zaman on üçüncü yaşının sonunda yani "tam bir kişi" olduğunda
Dış Ruh-Ruaclı ona bağlanır." (Mishpatim 94b) . . . (Sha' ar Ha Gil­
gulim, Bölüm 2)
Diğer bir deyiş ile bir bebek doğduğunda, yaşamını sağlamak ve
devam ettirmek için gerekli olan en düşük ruh seviyesine yani Alt
Ruh-Neplıesclı'e erişme hakkına sahiptir. Ruhun bu düzeyi genel­
likle "hayvansal ruh" olarak adlandırılır. Çünkü o bizim hayvanlar­
la paylaştığımız bir düzeydir. Dolayısıyla o bizim yaratılmış diğer
varlıklardan ayırt . edilmemizi sağlayayan bir düzey değildir. Bu ne­
denle Kabala'ya göre çocukluk eğitimi daha ziyade bir terbiye ve
ıslah etme eğitimidir. Bu aşamada çocuğun eğitim sorumluluğu kı-

206
RUHUN SEVİYELERİ

lavuzlarının yani anne, baba ve öğretmenlerinin omuzlanndadır.


Yaşamın bu aşamasındaki çocuklar zaman zaman büyüklerle ve on­
ların kendi serbest iradeleri ile aldığı kararlarla alay edebilirler ama
gerçekte kendilerinin bu noktada hiç bir serbest iradeleri yoktur.
Kabala'ya göre bu yüzden Torah'taki emirlere karşı da bir sorum­
lulukları yoktur. Eğer ıslah etme işlemi başarılı ise ve çocuk Ru­
ach' ına erişmek için yeterince hazırlanmışsa o zaman bu kapı on
üçüncü yaş civarında açılır. Ama eğer değilse o zaman çocuk bü­
·yüyüp bir yetişkin olup bu hakkını kazanıncaya kadar kapı kapalı
kalır. Alt Ruh-Nephesch yeterince terbiye edilmezse kişi o zaman
sürekli olarak sadece onunla yaşar ve ruach ve neschanıah 'tan yok­
sun kalır. Ve bu biçimde bir takım yeniden doğuşlar boyunca kişi,
nefs-nephesch' ini terbiye edip ruach düzeyine ulaşıncaya kadar
ruhsal gelişimine devam eder.
Dolayısıyla ruh, ruach seviyesine ulaşıncaya kadar fiziksel be­
den ölmek ve tekrar geri dönmek zorundadır. Bunun ötesinde ruach
yeterince terbiye edilince o bu sefer de neshanıah'a erişmek için
tekrar ölmek ve yeniden doğmak durumundadır. Mamafih eğer kişi
olması gerektiği gibi tekamül ederse ve nefs-nephesch ve dış ruh­
ruach 'ı zamanında tamamlarsa Zohar'a göre o zaman yirminci ya­
şına geldiğinde iç ruh-neshanıah'ı ona bağlanır. Ama yine, Ru­
ach 'mı gerektiği gibi ıslah edemezse o zaman neshanıah ona bağ­
lanmaz ve yaşamını sadece nephesch ve ruach'ı ile sürdürür ve ye­
niden doğuşlarla neshamah seviyesine ulaşmaya çalışır. Kabala'ya
göre bu seviyelerden sadece en altta yer alan üçü; Nephesch, Ruach,
ve Neshanıah bu dünyada geçilebilir. Bu ruhsal yükselişi becerebil­
menin yolu ise her insanın bu dünyada yaptığı işlere bağlıdır. Bu iş­
ler din kitaplannda çeşitli biçimde belirtilmekle birlikte zaman için­
de oldukça büyük değişimlere ve yorumlara uğramışlardır. Birkaç
bin yıllık olmasına karşın tüm diğer ezoterik öğretilerde olduğu gi­
bi Kabala da insanın ruhunu yüceltmesinin ve T-nrı 'ya giden yolda
mesafe alabilmesinin gerçek yolunun T-nn 'yı kendi içinde araması
ve davranışlarına T-nrı'ya olan inancı doğrultusunda ama kendi öz-

207
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

gür iradesi, mantığı, aklı ve vicdanı ile yön vermesi olduğunu belir­
tir. Hayat Ağacında İnanç ve İrade-Ketlıer ile birlikte en üst üç [hat­
ta Bilgi-Daath ile birlikte dört] sephiroth ' un Bilgelik, Anlayış (Ze­
ka) ve Bilgi olduğunu hatırlatmakta yarar var.

208
8
MELEKLER ALEMİ

v abala'da bilinemez ve idrak edilemez T-nn'dan (Ain) başlaya­


I\...rak bizim fiziksel ve sonlu evrenimize kadar inen dört ayn
alem bulunduğunu belirtmiştik. Şimdi ise bu filemleri dolduran can­
lı, yaşayan varlıklardan ve Kabala'nın bu varlıklara bakış açısından
bahsedeceğiz.
Dört filemin ilki olan Kutsal İlk Çıkış Alemi Atziluth, içinde sa­
dece Tannsa} İnsan-Adam Kadmon'un bulunduğu, saf ışıktan olu­
şan ve kendi varlığının tamamen bilincinde olan en yüce iilemdir.
Onun altında bulunan diğer üç il.lem ise ondan yaratılmış iilemler­
dir. Yalnızca Adam Kadmon'un saf ışıktan varlığı ile doldurduğu İlk
Çıkış-Atziluth'un aksine alt iilemlerde çeşitli varlıklar bulunur. Ge­
nel olarak baktığımızda bunlardan Yaratılış Alemi olan Briah baş­
meleklerin alemidir. Şekillenme Alemi Yetzirah ise melekler alemi
olarak kabul edilir. Nihayet iilemlerin en aşağısı olan Hareket Ale­
mi Asiah ise Kabala'da, son iki sephiroth'u bizim fiziksel alemimiz
olmak üzere çeşitli ruhlar, kabuklar (ifritler) ve fiziksel varlıklar
filemi olarak kabul edilir.

209
Melekler Kimlerdir?

utsal Kitap'ta bu üç aleme ait pek çok varlıktan söz edilir ve bu


Kmeleksel varlıklar çeşitli isimler alırlar. Tanrısal ya da beşeri
olsun, "mesaj taşıyan" anlamına gelen Yunanca kelime angelos gi­
bi İbranice malaklı terimi de kelime anlamı olarak bir ulağı ya da
haberciyi belirtir. Kabala'da diğer öğretilere oranla melekler Yara­
tılış içinde daha önemli bir rol oynadıklarından sadece Tanrısal
ulaklar olarak kabul edilirler. Kabala'ya göre tüm Kutsal Kitap bo­
yunca (peygamberler Ezekiel, Zecharialı ve Daniel kitapları hariç)
melekler T-nrı 'nın gücünün sembolik uzantıları olarak görülürler.
Kendilerine ait bağımsız bir yaşamları, kişilikleri ya da tanımları,
özel bir isimleri ve hiyerarşik dereceleri yoktur. Dolayısıyla melek­
ler T-nrı 'nın Çocukları-Beni Elokim, Kutsal Varlıklar-Clıaiotlı ha- ·
qadeslı ve Gözleyici-' ir gibi isimler alırlar. Bunların içinde ise en
ünlüleri, Abralıam ve Saralı' ı ziyaret eden ve lsaac'ın doğumunu
önceden haber veren, Sodom ve Gomorralı'ı yerle bir eden ve Ja­
cob ile ırmağın kenarında güreşen meleklerdir ve bunlar kısaca islı­
adam adını alırlar. Kutsal Kitap öncesi yazıtlarda ise bu varlıklar in­
sani varlıklar olarak görünürler ama aynı zamanda da Tanrısal İra­
de 'ye tamamen boyun eğmiş durumdadırlar. Bu meleklerin davra­
nışları peygamberseldir ve genellikle yararlı bazen de cezalandırı­
cıdırlar. Her ne kadar aniden görünüp yine aniden ortadan kaybo­
lurlarsa da daha sonraki diğer peygamberlerin tanımladığı yaratık­
lar gibi doğa üstü ya da eterik olarak karakterize edilmezler. Dola­
yısıyla melekler bazen yardım edici olarak Hagar'ın yardımına ge­
lirler ya da Abraham'ı doğacak çocuğu ile ilgili olarak haberdar
eder, İsrailliler' i onları izleyen Mısırlılar' dan korur, onlara kıraçta
refakat eder ve peygamber Zechariah ve Daniel'in vizyonlarını yo­
rumlarlar. Bunun yanında ise cezalandırıcı olarak Sodom ve Go­
morrah 'ı yerle bir ederler, Kudüs'ün vatandaşlarını cezalandırırlar
ve Assyria kampını yıkarlar. Kutsal Kitap' ta melekler ayrıca göksel
görevler de alırlar. Cennet'te T-nrı'nın tahtını çevrelerler ve O 'nun

210
MELEKLER ALEMİ

konseyini ve mahkemesini oluşturular. Yukarıda da belirttiğimiz gi­


bi görevlerinin doğasına bağlı olarak melekler kurtarıcı ya da yok
edici olabilirler.
Peygamberlerin yazıtlarında ise melekler daha doğa üstü roller
alırlar. Bu yazıtlarda, zamanın başlangıcından itibaren Yaratıcı'ya
durmaksızın övgüler söyleyen göksel bir koroyu oluştururlar. Kaba­
la' da da peygamberler tarafından Tanrısal Taht ya da Araba-Merka­
bah ile ilişkili olduğu belirtilen varlıklar şu değişen isimleri alırlar:
Seraphim-Ateşten Olanlar, Cherubim-Güçlü Varlıklar (İslamiyet'te
Karubiyun), Chaioth-Yaşayan Yaratıklar ve Ophanim-Tekerlekler.
İsrail halkının Babil sürgünü ile birlikte Yahudi Angelolojisinde
önemli değişiklikler görülür. Mesela Talmud, "Meleklerin isimleri
Babil'den Yahudiler tarafından getirilmiştir" diye yazar. İsrail'in
Babil sürgününden sonra melekler aniden bireyselleşir ve Babil
ruhları gibi özel isimler ve dereceler almaya başlarlar. Babil sürgü­
nüne giden en önemli kişilerden olan peygamber Ezekiel vizyonla­
rında gördüğü yedi melekten bahseder. Bunların altısı yıkıcı, yedin­
cisi ise yazıcıdır. Zechariah'ın gördüğü "kırmızı bir ata binen"
adam ise "dünyanın üzerinde oradan oraya yürüyen" meleklerin şe­
fi olarak tanımlanır. Bu süreç peygamber Daniel kitabında doruğa
ulaşır ve melekler açık bir biçimde dereceler alır ve sınıflandırılır­
lar. Bunlardan özellikle yüksek dereceli iki melek kişisel isimler
alırlar. Bunlar Michael (Mikail) ve Gabriel (Cebrail) <lir. Ve bu ki­
tapla birlikte ulusal koruyucu meleklerden (sarim) ilk defa söz edil­
meye başlanır.
Kabala öğretisinde ise melekler aşağı alemlerde (Yetzirah. ve
Asiah) insanlarla temas eden ve başmelekler ise daha üst alem olan
Briah-Yaratılış Alemi'nde ve onun sephiroth'unda yaşayan varlık­
lar olarak kabul edilirler. Melek kelimesi daha önce de vurguladığı­
mız gibi İbranice malakh-ulak anlamına gelir. Kabala' da melek nü­
fusu neredeyse sınırsızdır. İhtişam Kitabı Zohar (2:42b) meleklerin
varoluş nedenini şöyle açıklar: "T-nrı, varlıkları kutsal kaplara (sep­
hiroth) hizmet etmesi için yarattı. .. Dört kolon üzerine oturan bir

21 1
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

taht, tahta doğru çıkan altı basamak, toplam on ... Ve O Kendi tahtı­
na hizmet etmesi için meleksel bir hiyerarşi yarattı".
Kabala'da "melekler" kelimesi ile barış ima edilir. Jerusfilem
Talmud'u meleklerin ateş ve sudan oluştuğunu belirtir (Rosh Ha
Shanalı Böl. 2). Kadish duasının son ayeti bu konuda şöyle der:
"Cennetler'de barışı sağlayan O, bize ve tüm aleme de barış getir­
sin." Cennetler'de barış yapmak kavramı Kabala' da meleklere kar­
şılık gelir. Onların varlıkları birbirine taban taban zıt iki kuvvet olan
ateş ve suyun barış içinde bir arada bulunmalarından oluşmaktadır.
Kabala'nın bilinen en eski yazıtı olan Seplıer Yetzira/ı ise melekle­
rin Yaratılış-Briah Alemi' nin Anlayış-Binalı sephira'sında ateşten
yaratıldıklarını belirtir. Görkemin Tahtını çevreleyen bu en yüksek
melekler grubu seraphim adını alır. Seraplıim kelimesi İbranice se­
raph kelimesinden gelir ve anlamı "yanmaktır". Kelime anlamına
bakarak onların Işık ile nasıl ilişkili olduklarını kolayca görmek
mümkündür. C/ıaioth-Yaşayan yaratıklar ise Şekillenme Aleminde
(Yetzirah) ve Anlayış-Binah'ın altındaki altı sephiroth'da bulunur­
lar. Bu melekler Ezekiel'in Merkaba/ı vizyonunda (Ezekiel 1 ) gör­
düğü meleklerdir. Ezekiel vizyonu bu nedenle mistik tercümenin
anahtar kaynağı haline gelmiştir. Krallık-Malchutlı sephira'sında ise
Oplıanim yani Hareket-Asia/ı Aleminin tekerlek biçimli melekleri
yaşar ve bunlar zaman zaman insan varlıklarına görünürler. Bu du­
rumda akla şu sorular gelmektedir: Başmelekler ve melekler kimler­
dir? Nasıl varlıklardır? Yaratılış amaçlan nedir? Şimdi bu soruların
cevaplarını yine Kabala'nın bakış açısıyla vermeye çalışalım:
Kabala'ya göre Yaratılış Alemi-Briah'ta bulunan melekler sevi­
ye olarak Şekillenme Alemi-Yetziralı'a göre daha yüksektirler ve
Başmelekler adını alırlar. Yukarıda da belirttiğimiz gibi yanmak an­
lamına gelen İbranice tekil seraph kökünden gelen çoğul seraplıim
ortak adı ile ifade edilirler. Yetziralı lileminin melekleri gibi serap­
him de bireysel soyut varlıklardır ve değişmezler. Ancak Şekillen­
me-Yetzira/ı alemi meleklerinin saf duygusal varlıklarına karşın An­
layış-Briah 'ın seraphim'i saf zekanın varlıklarıdır. Seraphinı aklın
üst seviyelerini ortaya koyarlar ve aynca bilincin ve idrakin değişen

212
MELEKLER ALEM!

seviyeleri arasındaki farklılıkları yansıtırlar. Ayrıca bir mesaj taşıyı­


cı gibi bir altlarındaki alemden aldıkları mesajları Yaratılış Alemi
içinde üst seviyelere ve sonsuz yüksekliklere aktarırlar. Başmelekler
bulundukları bu üst alemin sürekli olarak yeniden yaratıldığının bi­
lincindedirler. Ayrı kişilikleri vardır ve bulundukları üst seviye nede­
ni ile Tanrısal Işık'ın varlığını ve O'nun her şeyde bulunan egemen­
liğini idrak edebilirler. İnsanlığın idrak etmesi mümkün olmayan
çok yüksek bir anlayış ve zekaya sahip olmalarına ve bu sayede Tan­
nsal 'a çok yaklaşabilmelerine karşın yine de kendilerinin bir yaratıl­
mış gerçeklik olduklarının ve T-nrı'dan ayrı olduklarının bilincinde­
dirler. Buna karşılık bir melek ise Yetzirah aleminde yaşayan ruhsal
bir varlıktır. Kendi içeriği, kalitesi ve karakteri vardır. Melekleri bir­
birinden ayıran şey sahip oldukları alemsel uzaklığın fiziksel niteli­
ği değil ama daha ziyade o varlığın Yaratılış'taki temel amacıdır. Bir
meleğin esas niteliği bir etki ya da bir sürücü güç olabilir. Örneğin
sevgiye, korkuya ya da merhamete olan bir eğilim gibi.
Kabala'ya göre melekler yaratılmış varlıklardır. İnsanlar gibi,
ayn bireylerdir ve insanlar gibi onlara ayrılan alemlerde kendi
amaçları ve işlevleri vardır. Her gün insan ruhuna ya da bedenine
hizmet etmek için Krallık-Malchuth sephira'sına gönderilirler. Me­
leklerden bazıları yol gösterici melekler olarak adlandırılırlar ve
Hayat Ağacı'nda merhametin sağ sütunu üzerinde aşağı ve yukarı
hareket ederler. Diğerleri ise bozucu, yoldan çıkarıcı meleklerdir ve
Hayat Ağacı'nda şiddet ve sertliğin sol sütununda aşağı ve yukarı
hareket ederler. Bu meleklerden bazıları Dünya'da Tanrısal cezala­
n uygulamakla görevlidirler. Bir meleğin doğası, bir elçi olarak
alemler arasında sürekli bir bağlantı oluşturmaktır. Kabala'ya göre
bir meleğin görevi iki yönde ortaya çıkar: l .T-nn'dan dünyevi ola­
na, diğer meleklere ve Yetzirah'ın altında bulunan alemlere ve ya­
ratıklara doğru (yukarıdan aşağıya), 2.Aşağıdan Cennet'e doğru bi­
zim alemimizden üst alemlere doğru (aşağıdan yukarıya).
Kabala' da süregelen tartışmalardan biri de melekler ve insanlar
arasındaki seviye farkıdır. Burada pratik ve teorik kabalistler ara-

213
KABALA: "SINJRSIZ"A YOLCULUK

sında bir fikir ayrılığı görülür. Pratik kabalistler melekleri seviye


olarak insanlardan daha üstün olarak değerlendirip adlarını kader
üzerinde etki yaratmak üzere kullanmaya çalışırlar. Buna karşılık
teorik kabalistler insanlığın, T-nrı 'nın yarattığı Yaratılış'ın doruğu
olarak seviye bakımından meleklerin üzerinde olduğunu düşünür­
ler. Klasik Kabala'da melekler insana (Adam Kadmon) hizmet et­
mek için yaratılmış varlıklar olarak kabul edilirler. Fiziksel beden­
leri olmayıp ışıktan yaratılmışlardır ve insanlarla aralarındaki temel
fark serbest iradelerinin olmamasıdır. Sadece· kendilerine verilen
görevleri yerine getirmekle yükümlüdürler. Kabala bize insanlarla
melekler arasındaki temel farkın ruhsal ve fiziksel varlık farkı ol­
madığını öğretir. Çünkü melek ile insan arasında yapılan karşılaş­
tırmada insandan kastedilen onun ruhudur. Kabala öğretisine göre
insan ruhu yaratılmış en karmaşık yapıdır ve tüm türlerin yapısını
oluşturan değişik elementlerden oluşan bir alemi içerir. Buna karşı­
lık bir melek tek bir özden oluşan bir varlıktır dolayısıyla bir yerde
tek boyutludur. Ayrıca insan çok-yüzlü doğasından ve karşıtları bir
arada içerebilme kapasitesinden dolayı iyi ve kötü arasında bir se­
çim yapabilme yeteneğine sahiptir. İşte ona ruhsal bakımdan yük­
seklere çıkabilme olanağını sağlayan da bu yeteneğidir. Tabi aynı
zamanda aşağıya düşebilme şansını da. Bu yeteneklerden hiçbiri bir
melek için geçerli değildir. Öz olarak bir melek sonsuza kadar ay­
nıdır. Statik ve asla değişmeyen bir varlıktır ve yaratılışından itiba­
ren ona verilmiş olan sınırların içinde sabitlenmiştir. Bir melek ger­
çek formunu insana asla gösteremez. Çünkü insanın varlığı, duygu­
ları ve idrak araçları yalnızca içinde bulunduğu Hareket-Asiah ale­
mine aittir ve burada bir meleği kavrayabilmenin hiçbir yolu yok­
tur. Hangi formda algılanırsa algılansın o yine de başka bir boyuta
ait olmaya devam edecektir. Yine de Kabala meleklerin insan var­
lıklarına iki şekilde görünebildiklerini söyler: l .Bir peygamberin,
medyumun ya da kutsal kişinin vizyonları ile. Bu bir kişinin en yük­
sek dereceden sahip olabileceği bir deneyimdir. 2.Sıradan bir kişi­
nin aniden yüksek seviyelerden ayrıcalıklı olarak aldığı ifşaat ile.

214
MELEKLER ALEMİ

Kabala 'nın Başmelekler ve meleklere bakış açısını yukarıdaki


biçimde özetledikten sonra Yaratılış'ın dört alemi ve onlarla ilgili
olarak da melekler hiyerarşisini aşağıdaki gibi biİ- tabloda toplaya­
biliriz:

Atziluth Briah Yetzirah Asiah


On On On On On On On
Sephiroth Tanrısal Ad Baş melek Melek Grubu Gezegen İfrit Gru bu Başiblis

Kether Ekyeh Methratton Chaioth ha Prim um Thamiel Satan,


Qadesh Mobile* Moloch
Chochmah Kah Ratziel Auphanim Zodyak Chaiçıidel Bee/zebub
Binah Elokim Tzaphkiel Ara/im Satürn Satariel Lucifuqe
Chesed Kel Tzadkiel Chashmalim Jüpiter Gamchicoth Ashtaroth
Geburah Eiokim Sama el Seraphim Mars Galab Asmodeus
Gibor
Tiphereth Elokah Michael Malachim Güneş Tagaririm Belphegor
V'Oaath
Netzach Jehovah Auriel Elokim Venüs Harab, Baa/
Tzevakot {Hanie/J Serape/
Hod E/okim Raphael Beni Elokim Merkür Sama el Adrammeleet
Tzevakot
Yesod Shakai Gabriel Cherubim Ay Gamaliel Lilith
Malchuth Adnut Sandalphon lshim Elementler Mahemoth Nahema

Daha önce de belirttiğimiz gibi İlk Çıkış-Atziluth alemi yalnız­


ca Adam Kadmon'u içerir. T-nn'nın Sonsuz Işığının ilk tezahür et­
meye başladığı filemdir ve insan idrakine kapalıdır. Atziluth alemi
başka hiçbir varlık içermez. Yaratılış'ın varlıkları ise Yaratılış-Bri­
ah Alemi'nden itibaren yerlerini alırlar. Bu alem başmeleklerin me­
kanıdır. Şimdi Yaratılış'ta çok önemli işlevleri olan bu varlıkların
Yaratılış prosesi içinde oynadıkları rolün Kabala'da ne şekilde ifa­
de edildiğini incelemeye başlayabiliriz.

* Hareketi n ilk kaynağı. Doğudan batıya doğru yirmi dört saatte dönerek tüm
gök cisimlerini taşıyan gök küresi.

215
KABALA: "SJNIRSIZ"A YOLCULUK

Başmelekler

abala'ya göre başmelekler Yaratıhş'ın en önemli varlıkların­


K dandır. Kabalistik öğretiye göre Hayat Ağacı insana başmelek­
ler tarafından aktarılmıştır. İnsana bahşedilen bu hediyenin amacı
ise ona evrenin sırlarını vermek ve bu sayede onu kendi hatası so­
nucu ayrılmak zorunda kaldığı Tanrısal Kaynak'ına geri döndür­
mektir. Kabala'da her bir başmelek Hayat Ağacı üzerinde bulunan
sephiroth 'dan birinin yöneticisidir. Başmelekler T-nrı ' nın doğrudan
tecellileridir ve serbest iradeleri yoktur. Onlar Yaratıcı'nın sağ ko­
ludurlar ve aynı bizim sağ kolumuz gibi kaynaklarından ayrı bir ira­
de taşımazlar. Yaratıcının ve dolayısıyla her şeyin genişlemesi dı­
şında gelişmez ve büyümezler. Özel konular için yaratılmışlardır ve
bu amaçlarını görkemli bir biçimde yerine getirirler. Görevlerini
başarısızlık, zorluk, kendi dirençleri, yanlış inanışları, ihtiyaçları ya
da arzuları söz konusu olmadan yaparlar. Yaratıcı 'ya tam program­
landıkları gibi hizmet ederler. Kabala'ya göre Yaratılış içinde belli
bir sürecin sonunda kaynaktan çekilecek ve kaybolacaklardır. Ama
şu an için onların Yaratıcı 'ya olan hizmetlerinden yararlanma şan­
sımız bulunmaktadır. Kabalistik öğretiye göre başmelekler işlevle­
rini yerine getirirken, yapılması gerekeni yorumlar ve meselenin
çözülmesi için onu büyük miktarlardaki melek gruplarına aktarırlar.
Melekler ise bu emirleri alıp onları hayata geçirirler ve bunu yapar­
ken herhangi bir yorum getirmezler. Aynı büyük bir �irketin işleyi­
şinde genel müdürün üstleri tarafından verilen programı yorumla­
ması ve altındaki departmanlara aktarması ve bu departmanların da
verilen emirleri aynen uygulaması gibi. Kabala'da, Hayat Ağa­
cı'nda yer alan her bir sephira'nın melek gruplarını ve o sephi­
roth'u yöneten başmelekleri ve işlevlerini aşağıdaki tablodaki gibi
ifade edebiliriz.

216
MELEKLER ALEMİ

Sephira Melek Anlamı Başmelek Nitelikleri Arketipler Yaratılış


Grubu ve İşlevi Günleri

Kether Chaioth Kutsal Methratton/ Aydınlanma, Tüm Adların Yaratılış


Ha-Qadesh Yaşayan Metatron Gerçek İdrak ötesinde Öncesi
Varlıklar
Chochmah Auphanim Tekerlekler Ratzief/ Tanrısal Tüm Adların yaratılış
Raziel Bilgelik, ötesinde üncesi
Hareketin
bilinçli
kontrolü
Binah Ara/im Tahtlar Tzaphqiel iç yüzünü Tüm Adların Yaratılış
kavrayarak ötesinde Öncesi
anlama
Chesed Chashmalim Parlak Tzadqie/ Kibarlık, Abraham / 1 . Gün
Varlıklar memnuniyet Miriam
yumuşaklık
Geburah Seraphim Alevli Khamael Disiplin, /saac / 2. Gün
Yılanlar kuwet, Leah
odaklama
Tiphereth Malachim Krallar Mikhael Merhamet, Jacob / 3. Gün
Güzellik, Hannah
Armoni,
denge,
bütünlük
Netzach Elokim T-nrılar Haniel/ Zafer, Moses / 4. Gün
Anael Arzunun Rebecca
yerine
aelmesi
Hod Beni-Elokim T-nrıların Raphael ihtişam, Aaron l 5. Gün
Oğulları Gerçeğin Sarah
ışığında kendi
ve diğerleri
tarafından
savm qörme
Yesod Cherubim Güçlü Gabriel Temel, Joseph l . 6. Gün
Varlıklar Dayanıklılık, Tamar
stabilite aüc
Malchuth lshim Ateşin Sandalphon/ Krallık, Tecelli, David / 6. Gün
ruhları Shekinah Tamamlanma, Rachel
dünyevi /
maddesel

217
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Metatron (Metlıratton)
Bu başmelek Varoluş'un en gizemli varlığıdır. Konu ile yakından il­
gilenen kişiler dışında adı pek fazla duyulmamıştır. Çünkü dinsel
yazıtlarda ondan ismen bahsedilmez. Ancak Kabala'da büyük bir
öneme sahiptir. Metatron Taç-Kether sephira 'sını yöneten, Yaratı­
lış'ın en yüksek başmeleğidir ve T-nrı'nın tüm diğer varlıklarından
daha fazla hürmet edilen, kıymetli olan varliktır. Adı'nın harfleri ve
anlamı büyük bir sırdır. Kilise dışı yazıtlarda Metatron tüm Tanrısal
hiyerarşinin en yükseği olarak belirtilir. O, Yaratılış-Briah Ale­
mi 'nin on başmeleğinin birincisidir (aynı zamanda sonuncusu).
Meleklerin kralı, Tanrısal Yüz'ün ya da Varlığın Prensi, Cennet'in
Yöneticisi, Anlaşmanın Meleği, Yol gösterici meleklerin başı ve kü­
çük IHVH olarak adlandırılır. Kabala' da Metatron insanlığın sürek­
liliğinden sorumludur. Ta/mud ve Targum'a göre o, İnsan ve Tanrı­
sal arasındaki bağlantıdır. Çağlar boyunca adının gerçek anlamı
hiçbir zaman yeterince tanımlanamamıştır. Adının açıklamaların­
dan biri olarak O 'nun "İlahi Taht'ın yanındaki tahtta oturan" oldu­
ğu söylenir. Adı aynca Latince metator "yol gösteren" ya da "öl­
çen" anlamına da gelir. Metatron Kabala'da pek çok yerde bir kur­
tarıcı melek olarak belirtilir. O'nun, T-nrı'nın ikameti olan yedinci
Cennet'te bulunduğu söylenir. Belirdiği zaman görünüşü "bir ateş
sütunu" gibidir. O'nun yüzü güneşten çok daha parlaktır. Metatron,
Mısır'dan çıktıktan sonra İsrail'e kıraçta yol gösteren melektir. Ay­
rıca Kabala'da O, Cennet'te bulunan en uzun boylu melektir. Zohar
boyunun "tüm alemin genişliğine eşit" olduğunu yazar. Kabala'da,
T-nn 'nın birçok Adı olduğu gibi Metatron'un da birçok Adı olduğu
düşünülür. Bu Adların kullanımı ise O'nun yüce meleklerinin güç­
lerine ulaşmayı ve aynca onlardan korunmayı sağlar. Yahoe/, Yofı­
e/, Surya ve Lad O'nun diğer adlarından sadece birkaçıdır. T-nn 'nın
yanındaki tahtta oturduğu kabul edilen Metatron 72 isme sahip taht
meleğidir ve dişil karşılığı Shekinah 'tır. İkizi ise başmelek Sanda/p­
hon 'dur. Metatron, Michael (Mikail) ve Gabriel (Cebrail) de dahil
olmak üzere tüm başmeleklerden daha yücedir.

218
MELEKLER ALEMİ

Metatron apokaliptik literatürde "Krallarının yüzünü görebilen"


bir grup meleğin başıdır. Bu melekler "Yüzün Prensleri" olarak ad­
landırılırlar (Ethiopic Book of Enoch; Enoch'un Etiopik Kitabı,).
Bu sembolizmden kasıt bu meleklerin T-nn'nın varlığının idrakine
varmış olmalarıdır. Metatron kişilik olarak literaturde daha kesin
bir tanım aldığında ise kısaca "Yüzün Prensi" olarak adlandırılır.
Bazı yazıtlarda Metatron'un aynca Enoch'un 1 enkamasyonu oldu­
ğu da söylenir. Bu görüşe göre O henüz Enoch iken Cennet'e geldi­
ğinde ateşten bir ruha dönüştüğü ve ona otuz altı çift kanat ve sayı­
sız göz verildiği söylenir. Metatron Tanrısal Taht'ın hemen yanın­
daki tahtta oturur. O ölümün yüce meleğidir. Belirlenen günde ala­
cağı ruhların listesi ona verildiğinde o bu listeyi Gabriel ve Sama­
el' e verir. Metatron ayrıca Hayat Ağacını ve Kabala öğretisini yö­
netir. Metatron, Varlığın Meleği, Alemin .Prensi ve Taç-Kether ile
ilişkili olan başmelektir. (Godwin's Cabalistic Encyclopedia, David
Godwin 1 975; Godwin'in Kabalistik Ansiklopedisi)
Dolayısıyla kişi Metatron'un işlevleriyle ilgili değişik görüşlere
sahip olabilir. Bir yerde o Tanrısal Taht' a hizmet edip onun ihtiyaç­
larını yönetirken başka bir yerde Kutsal Tapınak'ta ya da kendi özel
çadırında bir hizmetçi olarakgörünür (na' ar-genç). Amoraik süreç­
te2 Alemin Prensi ünvanına daha önce başmelek Michael sahipken
daha sonra bu unvan Metatron'a devredilmiştir (Yevamot 1 6b). An­
cak Metatron'un alemin prensi olarak bu rolü O 'nun önceleri Enoch
olup daha sonra Cennet'e alınması kavramına ters düşmektedir.
İbranice'de O'nun ismine ait iki yazılış bulunur. Bunlardan biri
altı harf ile yazılırken öbürü yedi harf ile yazılır. Bazı kaynaklar bu­
nu Metatron'un iki olası kökeni olmasına bağlar: Birinci yaratılışı
bir melek olarak Yaratılış anında ve ikincisi bir zamanlar Enoch
olup Cennet'e yükseldiğinde bir meleğe dönüşmesi sırasında. İki

1 Jaredin oğlu, Nuh'un büyükbabası (Genesis 5:1 8-24). Ölümü tatmadığı ve


T-nrı tarafından cennete alındığı söylenir.
2 Bir grup rabbinin Filistin ve Mezopotamya'daki okullarda, eski öğretileri de ça­
lışıp bunları Mishnahik yasaya uyguladıkları süreç. Bu tartışmalar Talmudda
belirtilir.

219
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

ayrı yazılışa bağlı olarak Metatron adının iki ayrı anlamı vardır. Bi­
rinci yani altı harfli olan adı "saatin (zamanın) ko(uyucusu" anlamı­
na ve ikinci yani yedi harfli adı ise "tahtın arkasında hizmet eden"
anlamına kullanılır (Debbie, Kabala Notları.). Kabala'ya göre Prens
(Metatron) sonsuz ışığın sonsuz akışını almak üzere yukarıdan aşa­
ğıya doğru yükseldiğinde o altı harf ile Metatron olarak anılır. Çün­
kü bu Ad ona koruyuculuğu nedeni ile verilmiştir. Mamafih yukarı­
dan aşağıya doğru indiğinde, Prens on sephiroth'u bastırır ve yod
harfi adına eklenir ve O, yedİ harfle anılan Mitatron olur. Bu aşa­
mada o başmelek değil bir melek olarak görülür çünkü alt alem
(Malclıuth) O'nun tarafından idare edilir ve bu nedenle de o ayrıca
"Elçi" olarak anılır. Metatron adı İbrani harefleriyle aşağıdaki bi­
çimde yazılır.

'

1 � � �
501700 6 200 9 9 40

Gematria: 3 1 4/964

Şimdi Metatron 'un varlığına ait kabalistik literatürden bazı alın­


tılar yaparak bu önemli varlığın hakkında biraz daha fazla bilgi sa­
hibi olalım.
a. Zoharik referanslar: Zohar, Tekvin-Bereshith 1 : 1 üzerine
olan yorumunda Metatron'u Torah 'ın ilk ayetinde gösterir. Zo­
har 'ın yazarı Simeon ben Yochai yorumunda Metatron'un "ilk ya­
ratılan" [kadmon] ve "en yüksek olan" olduğunu belirtir. Ayrıca
Metatron'un ölümsüz olduğunu söyler: "O [Methratton] ilk olandır.
Hiç kimse O 'nun hakkında bundan daha fazla bir şey anlayamaz.
Neden? Çünkü, O aklın idrakine kapalıdır. T-nrı 'nın Aklı yukarıdan
kapatılmış bir sırdır. İnsanın aklı [yaratılmış] şeylere erişebilir ama
hiç kimse yukarıdan T-nrı'nın Aklına ya da O'nun düşüncelerine
erişemez. O sınırsızdır."

220
MELEKLER ALEMİ

Zohar yukarıdaki tanımı verir ama Metatron adının kökeni yine


de bir sır olarak kalır. Bazılarına göre bu ad İbranice matara yani
"saatin, zamanın bekçisi"; bir kısmına göre İbranice kabalistik bir
terim olan nıetator yani "rehber" ya da "yol gösterici" anlamına ya
da iki Yunanca kelime meta ve thronos-"tahtın arkasında [hizmet
eden]" anlamına gelir. Yahudi bilgeleri Metatron adının etimolojisi­
ne ait ortak bir fikir ortaya koyamamışlardır.
Rabbi Bec/ıai: Zohar 'da yazan bir başka kadim bilge Rabbi
'Bechai ise T-nrı'nın Kutsal Adındaki (IHVH) H-he ve 1-yod harfle­
rinin Metatron ile bağlantılı olduğunu söyler. Rabbi Beclıai'nin bu
konuyla ilgili olarak yorumladığı Çıkış-Shenıoth 24: 1 T-nrı 'nın Mu­
sa'yı dağın tepesine çağırmasından bahseder ve şöyle yazar: "O
Musa'ya dedi ki: Sen, Aaron, Nadab, Abihu (Aaron 'un oğulları) ve
İsrael' in yetmiş yaşlısı T-nn'ya (IHVH) gelin ve [ona] [uzaktan]
ibadet edin."
Rabbi Bechai bunu şöyle yorumlar: " . . . 'O' Metatron'dur, T­
nn 'nın elçisi, İsrael'in yol göstericisi [Mezmurlar 1 2 1 :4]. T-nn Mu­
sa'ya der ki: Aşağı git, senin halkın günah işledi [Çıkış-Shenıoth
33: 1 ]. Ve Musa H-He ile ve 1-Yod ile T-nn'ya dua eder... Noah
(Nuh) ise günahkarlar için dua etmez ve böylece onlarla aşağıya gi­
der (düşer)."
Eliezer lsaac'e bir gelin arıyor: Bereshith Kısım 24, Abra­
ham'ın oğlu lsaac'e bir gelin bulması için en yaşlı uşağını gönder­
mesi ile ilgili bir hikayeyi anlatır. Hikayede Abraham hizmetkarı
Eliezer'e elini uyluğunun altına koymasını söyler ki bu o zamanlar­
da yemin etmenin bir yoluydu [Tekvin-Genesis 24:2]. Bu ayet üze­
rine daha uzun bir yorumda Simeon ben Yochai, Eliezer'in Metat­
ron olduğunu ve aynı zamanda Shekinah olduğunu öğretir. O Me­
tatron'u aynca alemin yöneticisi (Rab) olarak sunar. Bedenleri me­
zarlarında dirilten. Bu konuda Zohar'da şöyle yazar:
"Ve Abraham hizmetkarına dedi ki ...vs.". Rabbi Shimeon sorar:
Kimdir Abraham'ın hizmetkan?--Shekinah. Bu, Metatron'dur, hiz­
metkar, Yaratıcının elçisi. Metatron zaman zaman genç adam olarak

221
K A B A LA : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

da adlandırılır. Bu konuda ayette şöyle yazar: "Ben genç[tim] ve ay­


nı zamanda da yaşlıydım" [Mezmurlar 37:25]. O, alemin yöneticisi­
dir. Yeşil, kırmızı ve beyaz içinde tecelli eder ki bu üç renk sırası ile
Zarafet Tiplıereth , Yargı-Gevurah ve Merhameti-Chesed simgeler.
-

Bilindiğine göre de alem bu üç oluşum tarafından idare edilir.


" ... Ve Abraham hizmetkarına dedi ... ". Neden hizmetkarına? T­
nrı 'nın hizmetkarı. Kimdir O? Bu Metatron'dur. O, mezardaki be­
denlere hayat verecek olandır."
"Abraham hizmetkarı ile konuştu. O Metatron'dur. Evin en yaş­
lısı ve T-nrı'nın yarattıklarının birincisi. T-nrı'nın evini yöneten. T­
nrı ona (Metatron) tüm yarattıklarını yönetme görevini verdi."

b. Talmudik Referanslar: Talmud (Hagiga 1 5a), edilen bir ye­


mini bozmanın günah olduğunu ifade ederek bu ayeti Metatron'a
bağlar: "Bedenini günaha sokacak şeyler söyleme! O neyi gördü? O
Metatron'u gördü ki ona oturup insanlığın yararlılıklarını yazma
görevi verilmiştir."
Bir başka Talmudik pasajda, (Yebamoth 1 6b, ayrıca Mezmurlar
37:25 'e de referanstır) şöyle der: "Ben gençtim ve [aynı zamanda]
yaşlıydım."
Simeon ben Yochai Tekvin 24:2'de daha önce bahsedilen yoru­
munu yapar ve aynı sonuca o da gelir ki bahsedilen bu kişi Metat­
ron 'dur. Bazı kaynaklar ise Metatron 'un Enoch olduğuna inanır
ama Yebamoth 1 6b ("Ben gençtim ve [aynı zamanda] yaşlıydım".)
bu sonucu yalanlar: "Bunu kim söylemiş olabilir? Eğer T-nrı söyle­
miş olsa yaşlılık T-nn'ya atfedilebilir mi? Peki bunu David'mi söy­
ledi. O bu kadar yaşlı olabilir mi?" Ama burada öğreniyoruz ki bu­
nu söyleyen alemin prensidir. Tosefos bu prensin genç olduğunu
söyler. O Metatron dur. Yüceltilen ve korkulan. Metatron alemin
'

prensidir. O "genç olan" dır.


Yesod Tokeh şiirinde Metatron etten ateşe dönen bir prenstir. Bu
şiirde Enoch un Metatron olduğu belirtiliyor gibi gözükmektedir
'

222
MELEKLER ALEMi

ama o olamaz. Burada bahsedilen, alemin prensi olamaz. Çünkü


[Talmudik kitap] Chulin 60: 1 der ki: "Yaratılış'ın ilk altı gününde
alemin prensi [Metatron] dedi ki: "Ve T-nn yaptığı işten memnun ol­
du". Ve Enoclı o zaman henüz doğmamıştı." [Tosefos Yebamoth 1 6b.]
Metatron Kutsal Kitap'ta Yok: Kutsal Kitap Metatron kelime­
sini hiç kullanmaz. Bununla beraber kadim Yahudi bilgeleri bu
önemli varlığın idrakindedirler. Onlardan bazılarına göre O, T­
nrı 'nın aktif yanlarının temsilcisidir. Yine onlar yukarıdaki referans­
larda olduğu gibi Metatron'un varliğının, O'nun stratejik zamanlar­
da lsrael'in (insanlık) tarihinde oynadığı rolün bilincindedirler.
Yaratılış 'ın en gizemli ve önemli varlığı olan başmelek Methrat­
ton hakkında söylenecek daha çok şey var. Ancak bunu belki ileri­
de başlı baş.ına bir kitabın konusu yapmak söz konusu olabilir. Me­
tatron hakkında yalnızca Kabala'da değil başka ezoterik öğretiler­
de de çok çeşitli görüşler vardır. Kabalistik açıdan özetle şunu söy­
leyebiliriz: Metatron, T-nrı 'nın yarattığı her şeyi, tüm Yaratılış ' ı ve
insanlığın varoluşunu sürdürmekle, T-nrı 'nın koyduğu kurallar çer­
çevesinde yönetmekle ve şekilden şekile çevirmekle sorumlu yüce
bir varlıktır.

Ratziel
Kabala'da Ratziel Bilgelik Chochmah sephira'sının Başmeleğidir
-

ve "T-nrının Gizemi" ya da "Sırlar Meleği" olarak adlandırılır. O


gizemli yerlerin meleğidir ve yüce sırları yönetir. Ratziel içinde tüm
göksel ve dünyevi bilginin bulunduğu Ratziel'in Kitabı'nın (Sepher
Ha Ratziel) efsanevi yazarıdır.. Efsaneye göre Ratziel içinde Yaratı­
lış'ın İlahi sırların da bulunduğu bu bilgi kitabını, "düşüşlerinden"
sonra evrenin sırlarını öğrenebilmeleri ve eve dönen yolu bulabil­
meleri için Adem ve Havva'ya verir. Bu kitapta tüm Yaratılış'a ait
açıklamalar ve Dünya'da tecellinin ve yaratılışın nasıl yapılabilece­
ğine ait sırlar bulunmaktadır. Bu nedenle onu bir tür büyü kitabı
olarak kabul edenler de vardır. Söylendiğine göre Abraham, Sarah,
Rachel, Nuh, Solomon, Elijah gibi pek çok kadim peygamber bu

223
KABALA: "SıNıRsıZ"A YOLCULUK

sırlan başmelek Ratziel'den öğrenmişlerdir. Zohar'a göre kitabın


tam ortasında alemin sırlarına giden bin beş yüz anahtarı içeren ve
meleklere bile verilmemiş gizli bir yazı bulunmaktadır.
Kabala öğretisine göre Ratziel başlangıçta T-nn 'nın haberci me­
leğiydi ve düşüş öncesi başmelekler arasında mesaj taşıyordu. An­
cak düşüş sonrası Adem ve Havva Cennet Bahçesi 'nden atılınca ro­
lü değişti. Ratziel söylendiğine göre T-nn 'yı Yaratılış 'tan ayıran per�
deye yakın bir yerde durmakta ve tahtın etrafında söylenenleri du­
yup yazmaktadır. Duyduğu her şeyi yazmış ve dünyaya "öüşen" ya­
ratıklara (insanoğlu) karşı duyduğu acıma hissi nedeni ile T-nn'nın
sırlan ile dolu kitabı Adem' e vermiştir. Ancak bu hareketi Cennet 'te
bir grup melek tarafından hoş karşılanmamış ve kitap Adem' den ge­
ri alınarak bir daha asla bulunmaması için denize atılmıştır. T-nn ise
insanlık ile olan bu ilişkisinden dolayı Ratziel'i yok etmek yerine de­
nizin şeytanı Raheb'e kitabı çıkarması için emir verir. Böylece kitap
Adem'e değil fakat Cennet'e geri döner ve içerdiği bilgi geçici ola­
rak kaybolur. Daha sonra Ratziel yeniden insanlıkla ilgilenmeyi ona
yardım etmeyi dener. Söylendiğine göre kitabını başmelek Rapha­
el'e vermiş ve Raphael de kitabı Nuh'a aktarmıştır. Nuh kitabı okur
ve içindeki bilgilerden yararlanarak "gemiyi" inşa eder. Aynca efsa­
neye göre Kral Süleyman ile temas kurarak büyü güçlerini ona ve­
ren y�ne Ratziel'dir. Söz konusu kitap göksel güçler ve yapılar ile il­
gili içsel bilgiler içermektedir. İçinde, özellikle meleksel kuvvetler
ile ilgili kapsamlı açıklamalar vardır. Kitap daha sonra insanların bu
güçleri nasıl taklit ve kontrol edebileceklerini anlatır. Toprağın ço­
cuklarının (insanoğlu) büyüyü nasıl kullanıp geliştirebileceklerini
anlattığından ateşin çocuklarının (melekler), onun insanın eline geç­
mesini neden istemediklerini anlamak mümkündür. Çünkü bu saye­
de insanlar ateşin çocuklarının en güçlüsü ile bile çarpışabilecek gü­
cü kazanacaklardı. Kitapta aynca meleklerin tarihe ve güne bağlı
olarak mucizeleri nasıl gerçekleştirdikleri, insana giren kötü ruhları
nasıl kovdukları, Güneşin, Ayın ve yıldızların hareketlerini nasıl ter­
sine çevirdikleri, insanı nasıl hasta edip tekrar iyi edebilecekleri, bit­
kisel filem, değerli taşlar, balıklar, kanatlılar, vahşi hayvanlar, yıldız-

224
MELEKLER ALEMi

lar sayesinde gelecekten bilgi venne, Musa'nın mucizeler gerçekleş­


tiren asasının sım vs. hakkında bilgiler vardı.
Ratziel Kutsal Kitap zamanlarında ortalıktan kaybolur. Bu esna­
da o Cennet'teki varlıklar arasında mesaj taşımakla meşguldur. Or­
taçağ zamanlarında ise kitabının kötü kopyalarının büyücülerin
elinde dolaşmaya başlamasıyla birlikte yeniden ortaya çıkar. Kita-
. bın kalbinin sadece Ratziel tarafından bilinen bir anahtar içennesin­
den dolayı o, bi.ı insan yaratıkları ile çalışmak'istemez ve bunun ye­
rine onların Cehennemin dalkavuklarının eline düşmesine izin ve­
rir, Yine de orta çağlarda doğru bilgilerin doğru ellere geçebilmesi
ve yanlış hikayelerin ve yalanların yok edilmesi için uğraşır. Yine
efsaneye göre o bazen Horeb Dağı 'nın üstünde oturur ve evrenin gi­
zemlerini, meleklerinin alıp onları hak eden insanlara iletebilmesi
ümidi ile havaya savurur. Kabala'ya göre bir ophanim olan Ratziel
İnsanların makrokozmos (evren) hakkında her şeyi öğrenmeye hak­
lan olduğuna sıkı bir biçimde inanır. Vizyonlarda genç bir adam gö­
rüntüsündedir. Uzun ve incedir ve yüzünde pek çok şeyi bildiğini
gösteren ince bir gülümseme ifadesi vardır. Neşeli ve heyecanlıdır.
Bilim ve teknoloji ile ilgili her yeni konuyu öğretmeye hazırdır.
Çünkü ona göre bilim ve teknoloji kavranılan T-nn 'nın yarattıkla­
rını anlamanın en iyi yoludur. Ratziel'in başının etrafı parlak san bir
aura ile çevrelenmiştir. Sıvıdan yapılmış gibi görünen ve sürekli ha­
reket eden gri renkli bir rob giyer ve geniş gök mavisi kanatlan var­
dır. Neptün gezegenini yönetir. O saf fikirlerin ve özgünlüğün gar­
diyanıdır. Aynca mistik sanatların da öğretmenidir ve evrendeki pek
çok okült gerçeğin arkasında yatan gerçeği açıklayabilir.

Tzaphkiel
Kabala'ya göre Tzaphkiel (Tahtların Mimarı) Anlayış-Binah sephi­
ra'sının başmeleğidir. O tüm mistik mezh�plerin geri planında yer
alır. Kutsal Tapınağın başmeleğidir ve merkezinde pembe bir par­
laklık içeren, yaşayan bir karanlıktan oluşmuş görkemli bir varlık
biçiminde betimlenir. Tzaphkiel esas olarak zihinsel, duygusal ve fi-

225
KABALA: "SıNıRsıZ"A YOLCULUK

ziksel seviyelerde odaklanır. Anlayış-Binalı Kabala'da, zamanlama


ve yerleşimi birlikte içeımesi gereken bir kavramdır. Buna göre ki­
şi değişiklik için gereken uygun zamanı beklemeli ve/veya değişik­
liğin olabilmesi gereken yerde bulunmalıdır. Tzaphkiel "tahtları in­
şa eden" varlık olarak her bir ruha. kendisine gerçekliğin içinde bir
"krallık" inşa edebilmesi için yardımcı olur. Bu krallık kişinin ben­
liği içinde var olan hammaddelerden inşa edilir. Tzaphkiel gerçek­
lere ait anlayışı ve ayrıca ki�iye kendini keşfetmenin yeni bir yak­
laşımını getirir. Kişiyi, anlamaya çalıştığı konuları çözmesi ve çö­
züm sonucu elde ettiği bu yeni bilgi ile ne yapacağını anlayabilme­
si için teşvik eder. Tzaphkiel'den elde edilen bu anlayış, kaderimiz
ile yüzleşebilmemiz için gereken doğru zamanlama ve yerleşim ile
ilgili bilgiyi içerir. Tzaphkiel anlayış ile ilgili en derin seviyeyi, bi­
lim aracılığı ile gücü ve gizli olan her şeyf anlamayı sağlar. Başme­
lek Tzaphkiel ayrıca Kabala' da kötülüğe karşı yapılan ruhsal sava­
şın prensidir ve insana kötülük edebilecek şeylerin karşısına dikilen
müthiş bir müttefiktir. Kendisiyle temas kurınaya ruhsal açıdan ha­
zır olmayanlar için korkutucu gibi görünebilir. Çünkü onun sundu­
ğu, mükemmelliğe giden son derece yoğun bir ruhsal yolculuktur.
Bu tür bir durumu aramayanlar ve buna hazır olmayanlar için ise
varlığının enerjisi büyük bir korku uyandırır. Söylendiğine göre
"sadece hazır olmayanlar döner ve kaçarlar". Bu klişe Tzaphkiel ile
birikte yürümeye başlayanlar için son derece doğrudur. Mamafih
onun asistanlığı ile yaşam boyunca göğüs gerdiğiniz engelleri anla­
ma ve onlarla nasıl başa çıkabileceğinizi son derece etkin bir biçim­
de öğrenme şansına sahip olursunuz. Başmelek Tzaphkiel ayrıca si­
ze zaman içinde ve giderek artan bir anlayış ve kavrayış ile ifşa edi­
lecek olan akaşik, tekamül ile ilgili kayıtların da koruyucusudur.
Tzaphkiel altındaki melek grubu Aralim'dir. Onlar "Güçlü ve
Azametli Olanlar" olarak bilinirler. Çünkü onlar insana yaşam mü­
cadelesi süresince gerekli olan ruhsal yardımı sağlarlar. Bu melek
grubu ayrıca "Tahtlar" olarak da adlandırılır ve başta çimler, ağaç­
lar, meyveler olmak üzere tüm Doğa Ana'yı korurlar. Ara/im tüm

226
MELEKLER ALEMi

Dünya ile ilgili olarak anlamanız gereken yakın ilişkiyi ve Dün­


ya 'ya yapılacak bir etkinin nasıl herkesi yakından etkileyeceğini
anlamamızı sağlar. Dolayısı ile Anlayış-Binah'ta var olan bu enerji
her ne kadar zaman zaman talep edici ve sert özelliğinden dolayı
eril zannedilse de aslında dişildir.

Tzadkiel
Tzadkiel "T-nrı 'nın Yardımseverliği" olarak anılır ve merhameti
simgeleyen dördüncü sephira Sevgi-Chesed'i yöneten başmelektir.
Huzur, nezaket ve memnuniyetin kuvvetini temsil eder ve bir sevi­
yeye kadar şu andaki sağlımızı, mutluluğumuzu ve zekamızı yöne­
tir. Tzadkiel "merhamet" titreşimini kullanarak kişinin aşırı stres al­
tına girmesini ve zorlanmasını engeller. Kişi bir kriz ya da fırsat
oluştuğu zaman stres ve zorlanmanın farkına varır ve kendisini et­
kileyen stres ve zorlamanın derecesine dikkat etmeyi öğrenir. Bu da
ona büyük bir korunma sağlar. Merhamet aşırı kullanıldığında kişi
için yıkıcı olabilir. Merhametin çok yoğun biçimde kullanımı sonu­
cunda kişi yaptığı şeyden uzaklaşır ve teması kaybeder. Tzadkiel
tam bu aşamada kişinin ihtiyaçlarını ve amaçlarını işaret eden tutu­
nacak bir dayanak noktası sağlar. Kabala'ya göre başmelek Tzadki­
el insanın içinde her zaman var olan Tanrısal Işık'ın görmemize
yardımcı olur. Yaşantımıza inanç, şefkat ve bağışlama getirir. O bir
merhamet meleğidir. Moriah Dağı'nda Abraham'ın elini tutarak
oğlunu kurban etmesine engel olan melektir ve bu yüzden kabalis­
tik tasvirlerde genellikle elinde kullanmaya hazırlandığı hançeri tu­
tar durumda resmedilir. Tzadkid bize T-nn 'ya güvenmeyi öğretir.
Aynca O, Tzaphkiel ile birlikte başmelek Michael'in arkasında, kö­
tülük ile yapılan büyük savaşa giren iki taşıyıcı başmelekten biridir.

Samael
Yargı ve sertlik sephira'sı Geburah'ın ruhsal yöneticisi ve başmele­
ği olan Samael zayıfların koruyucusu ve aynı zamanda kanunu ih-

227
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

lal edenler için bir intikam meleğidir. Seraphinı melekler grubuna


aittir ve hangi ruhun masum ve gerçek olduğunu saptayan saflaştır­
ma prosesini yürütür. Bu sembolik anlayışa göre kişi, yaşantısında­
ki tüm sertlik ya da şiddetle ilgili sorunları masumiyetini açığa çı­
kannaya yönelik saflaştııma, arındııma dersleri olarak görmelidir.
Sanıael Yaratılı� 'ın eneıjisini kendi özünde yoğunlaştırır ve eğer
belirli zamanlarda daha fazla enerji ihtiyacı gerektiğinde o ya da
melekleri gereken bu enerjiyi yönlendinnekle görevlidirler. Ancak
yönlendirilen bu enerjinin meyveleri zaman içinde yavaş yavaş or­
taya çıkar. Olayın iç yüzünün kavranması belli bir süreç içinde be­
lirir ve kişi yapılması gerekeni tedricen görür. Sanıael'in "sertlik"
titreşimi ise duygular bir sürecin içine girdiği anlarda noktasal sap­
tamalar sağlar. Tansiyon, endişe, korku, panik ve histeri, kişinin
duygularını olması gerekenin dışında kullanmaya çalışmasından
doğar. Daha sakin sertlik titreşimine girince duygular rahatlar ve
akıl, prosesin ayrıntılarını görmek için en etkin ve sistematik yolu
keşfeder. Sanıael Hayat Ağacı 'nda sol tarafta yer alır. Gücü ve sta­
tüsü emrinde yer alan yetmiş meleği tarafından ortaya konulan bu
başmelek on iki kanatlıdır ve yıkıcı melekleri yönetir. Ancak yüce
melek Metatron 'dan farklı olarak Samael gücünü Tanrısal Işık'ın
büyük enerjisinden almaz. Çünkü o Metatron'un arkasında yer alır.
Kabala' da Hayat Ağacı'nın sol tarafında yer alan kötü yaratıklar
bir takım isimler alırlar. İhtişam Kitabı Zohar kötülük krallığının
temsilcileri olan ölümsüz bir çiftten söz eder. Bunlardan Samael, şey­
tan ya da iblis Asmodeus'tur. Ona Sitra Ahra-Arka Taraf adı da veri­
lir. Eşi Lilith ise aslında erkek için (Adem) yaratılan ilk kadındır. An­
cak o, erk.�ğin kontrolü altına girmeyi reddetmiş ve bu nedenle Cen­
net 'ten kovulmuştur. Lilith Cennet Bahçesi'nde bir yılan formunda
kalan şeytana (Satan) katılmış ve onunla birlikte yıkıcı meleklerin
krallığında bulunan ve Satan' ın, safsızlığın ve kirliliğin dehlizlerinde
kontrol ettiği bir başka zaman boyutuna gitmiştir. Satan burada T-nn ·

tarafından yaratılmışlar için savcı olarak kullanılmakta ve metafizik­


sel kötülüğün güçlerini arttınnaya ve böylece kozmik dengeyi nega-

228
MELEKLER ALEMİ

tif tarafa doğru bozmaya çalışmaktadır. Lilitlı Kabala'da demonlann


yüce anası ve onların kraliçesidir. Kabala'da Samael kelimesi "Sami"
adından doğar ve "kör" anlamına gelir. Samael Mars gezegeni ile
ilişkilendirilir ve alemdeki tüm iğrençliğin kaynağıdır. "Karanlıklar
Meleği" ve "Ölüm Meleği" gibi çeşitli adlar alır. Adının sonundaki -

el eki ise onun Tanrısal Kaynak' ını oıtaya koyar ve kabalistler bu nec
denle onu şeytani hiyerarşinin başına (kansı Lilith ile birlikte) ya da
Tanrısal hiyerarşiye koymak konusunda ayrılırlar.
Samael Kabala'da başmeleklerin en güzeli olarak tanımlanır.
Pek çok başmelek altı kanatlı olmasına karşın Sama el 'in Metatron
gibi on iki kanatlı olduğu söylenir. Başmelek Sanıael ayrıca Sam­
nıael, Sami/, ya da Kanıael olarak da bilinir. Beşinci Cennet'in şef
meleği olmasına karşın genelde Yedinci Cennet'te yaşadığı öğreti­
lir. Samael şeytanların prensi olarak hem Talmudik hem deTalnıud
sonrası literaturde önemli bir figürdür. O, suçlayıcı, baştan çıkarıcı
ve yok edicidir. Ölümün meleği olduğundan (Tekvin .iii.6) ve in­
sanları bir damla zehirle tutsak ettiğinden (Ab. Zarah 20b; Kohut,
"Angelologie und Danıonologie," s. 69, 7 1 1 866) adı "T-nn'nın
Zehiri" olarak da anılır. Ancak Samael adının bir Suriye tanrısı olan
Shemal'dan türediği de iddia edilir (Bousset, "Religion," s. 242
1 903) . Sanıael'den bir yandan İblislerin Şefi (Tesniye ... xi.9) ve İf­
ritlerin Prensi (Jellinek, B.H. i . 1 25 ve Matt .ix.34) olarak bahsedil­
mekle birlikte melekleri ve güçleri yöneten, "Cennet'teki Muhte­
şem Prens" olarak da bahsedilir (Martyrdom, lsaiah, ii. 2). Kötülü­
ğün enkamasyonu olarak o, Edom ve Esau 'nun tanımlandığı gü­
nahkar imparatorluğun (Roma) semavi patronudur (Tan. ,
Gen·. xxxii.35; Jellinek, Le. vi. 3 1 , 1 09) . Havada bir kuş gibi uçar
(Targum Job xxviii. 7) ve Chaioth ve Ophanim altı kanatlı iken o,
on iki kanatlıdır ve iblislerden oluşan bütün bir orduya kumanda
eder (Pirche Rabbi. Eliezer. xiii). Buraya kadar o bedensel ve dün­
yevi arzuya sahip bir yılan (J.Q.R. vi. 1 2) ve ölüm meleği olarak ta­
nımlanır. Satan ile ilişkili tüm efsaneler eşit olarak onunla da ilgili­
dir. Ayrıca bir imansız olarak o Belial ile de mukayese edilir. Sama-

229
K A B A L A : " S ıNıRSıZ"A Y O LC U LUK

el' in tüm bu tanımlanmaları bize onun insanlık üzerine getirilmiş


tüm kötülüklerin ana ilkesi olduğunu gösterir. Alemin yaratılışı sı­
rasında Lucifer' di. Kötülüğü arayan ve Adem ile kötülük dolu uğ­
raşa giren varlıktı. Onun karşıtı ise iyilik ilkesini simgeleyen ve Sa­
mael ile sık sık karşı karşıya gelen başmelek Michael'dir.*
Kabala sembolizminde, öğretinin her yerinde olduğu gibi melek­
ler hiyerarşisinde de iyi ve kötünün çatışması vardır. Bu da bir duali­
teyi gösterir. Ancak bu dualite yalnızca insan bilincine yöneliktir ve
yalnızca insan bili"ncinin Yüce Birliği anlayabilmesi içindir. Daha
önce de bahsettiğimiz gibi Kabala öğretisine göre "Her Şey Birdir"
ve bu birlik Yüce Birliktir. Ve bu birlik T-nrı'dır. Bu durumda biraz
önce bahsettiğimiz ikiliği (dualiteyi), birlik içinde algılamak işin sır­
rıdır. Yani Birlik içinde İkilik. İşin özüne bakıldığında Kabala' da ne
dualite vardır ne de trinite. Var olan sadece, insan bilincinin algıla­
ma seviyesinde, onun işin özünü anlayabilmesi amacıyla, iyiyi algı­
layabilmesi için kötüyü, ışığı algılayabilmesi için karanlığı vurgula­
maktır. Bu noktada Samael bu amaca hizmet eden bir semboldur ve
Samael'in karşısında Hayat Ağacı 'nın en güçlü başmelekleri vardır.
Şimdi bu melekleri aşağıda detaylı olarak inceliyoruz.

Mic/ıael, Gabriel, Raplıael ve A uriel


Hayat Ağacında Samael'in karşısında yer alan bu dört başmelek
dünya ile yakın ilişkidedirler. Bu başmelekler dünyanın dört ele­
menti, belirli renkler, dünyanın dört köşesinden her biri, Zodyak'ın
üç burcu ve çeşitli enerjiler ile ilişkilendirilirler. Bu dört başmelek
arasında Michael (Mikail) ve Gabriel (Cebrail) en çok bilinenleri­
dir ve onlardan Kutsal Kitap ayetlerinde sık sık Tanrısal haberciler
olarak söz edilir. Michael, Gabriel ve Raphae/ sünnetinden sonra
Abraham'ı görmeye gelen üç yüce melektir (Zohar, Vayera l l üb­
l ü l b). Michael'in görevi lsaac'ın gelecekteki doğumunu haber
vermek (Zohar, Vayera 103a) , Gabriel'inki ise Sodom'u yerle bir

* Jewish Encyclopedia viii. 536; Lucken, "Michael," s. 22.

230
MELEKLER ALEMi

etmektir. Michael tamamiyle ateşten Gabriel ise sudan yapılmışlar­


dır ve her ne kadar yan yana dursalar da birbirlerini hiçbir zaman
incitmezler. Dolayısıyla T-nn'nın "barış" gücünü belirtirler. Agga­
dah 1 hem Michael hem de Gabriel'in gelecek olan Mesih'e eşlik
edeceklerini ve daha sonra da günahkarlar ile mücadele edecekleri­
ni yazar. Kabala ise Michael'i derece olarak Gabriel'e göre daha
yukarıda belirtir ve Michael'in göründüğü her yerde Slıekinah'ın
ihtişamı ve Kutsal Ruh'da onunla birlikte görülür. Her ulusun bir
koruyucu meleği vardır ve Kabala'ya göre Miclıael'de Israel' in ko­
ruyucusu olarak görülür. Buna göre Michael Sarah'a /saac'ın do­
ğumunu haber veren, Abraham 'ı fırında yanmaktan kurtaran, Mu­
sa'ya yol gösteren, Israel'in sürgüne gönderilmesini engellemek
amacı ile T-nrı 'ya karşı onun yanında olan ve İran Yahudilerini, Ha­
man onları yok etmek üzereyken savunan melektir.

Michael
Michael "T-nrı gibi olan" anlamına gelir. Kabala'ya göre O Isra­
el'in patron meleğidir2 ve Cennetin Orduları 'nın başkumandanıdır.
Başmelek Michael; Gabriel, Raphael ve Auriel ile birlikte "Varolu­
şun Melekleri" olarak adlandırılan en üst seviyedeki dört melekten
biridir. T-nn O'nun için "Adım onun içindedir" demiştir. Bu deyiş
ayette şöyle belirtilir: "Dikkat edin! Sizden önce bir melek gönde­
riyorum. O sizi yolunuzda tutacak ve sizin için hazırladığım yere
götürecek. Ondan sakının ve sesine itaat edin. Onu sakın kışkırtma­
yın. Çünkü o sizin günahlarını affetmeyecek. Çünkü BENİM ADIM
O'NUN İÇİNDEDİR! " (Çıkış-S/ıenıa t/ı 23:20)
Meleklerin prensi ve kumandanı olan Michael Güzellik sephi­
ra 'sı Tiphereth' i yönetir. Malachim (Krallar) melekler grubuna ait­
tir. İnsanlık tarafından "dürüstlerin koruyucusu" olarak tanınır ve
insanların kendi gerçek kimlikleri ile uyum sağlayabilmeleri ve Ya-

1 Rabbinik bir öğreti. Aggadik literatür Filistin'de ikinci Tapı nak zamanı nda, Tal­
mudik periyodun sonuna kadar olan süreçte gelişmiştir.
2 Oanie/.Xll, 1 ve Yoma. 77. a Sayılar Bamidbar Rab. s. 2, Hul.40a
-

231
KABALA: " S INIRSIZ"A Y O LCULUK

ratılış 'ın gerçekliği içinde yer alabilmeleri için onların hakkını sa­
vunur. Yahudi inancına göre Michael Musa'ya Sina Dağı 'nda yanan
çalının ortasında görünmüş ve yine öldüğünde de gömülmesi sıra­
sında yeniden ortaya çıkmış ve Şeytan (Satan) ile onun ruhu için sa­
vaşmıştır. O aynı zamanda peygamber Daniel'i aslanların ininden
kurtarandır. İncil 'e göre (Revelation 20: 1 ) elinde sonsuz boşluğun
(abyss) anahtarı ve büyük bir zincir ile Cennet'ten inip satanik ej­
derhayı bin yıl boyunca bağlayan yine Michael'dir.
Bilindiği gibi Varoluş 'ta bir kutuplaşma söz konusudur ve her
şey bir denge haline ulaşmaya çabalar. Varoluş bir yana ya da diğer
yana doğru eğilim gösterdiğinde Michael ve/veya melekleri bu den­
geyi sağlamakla görevlidirler. Michael'in titreşimleri kişinin içsel
güzelliğin, barışın ve sevginin gerçek duygusunu deneyimlenmesi­
ni sağlar. Bu işlemden doğan sevgi ise saf sevgidir. Herhangi bir ki­
şinin ya da herhangi bir şeyin sevgisi değil sadece sevgi. Michael
bir koruyucu başmelektir. O mucizelerin meleğidir. Zor zamanlarda
ve tehlikeli durumlarda ruha güç verir. Michael erdemlerin ve düze­
nin egemenliğinin şefidir. O pişmanlığın ve erdemliliğin meleği,
dördüncü Cennet' in yöneticisi ve Şeytanı mağlup edendir. Michael
Ateş elementi ile ilişkilidir. İnsan kalbine gerçeğin, sabrın ve sevgi­
nin ilhamını getirir. Ayrıca ruhlarımızın Cennet'e yolculuğunda yol
gösteren melektir. Cennet 'teki yedi büyük başmeleğin en üstüdür
(Metatron hariç) ve Cennet Orduları 'nın lideridir. İnsanlığı koruyan
ve İfşaat Kitabı'na göre melekleri ile birlikte ejderhaya (Satan) ve
onun düşen meleklerine karşı savaşandır. Genel olarak kanatlı ve
elinde kını olmayan bir kılıç taşır durumda resmedilir. Genç, güçlü,
yakışıklı ve genellikle zincirden bir zırh giyer durumda elinde kılıç,
mızrak ve kalkan taşıyan, T-nrı'nın Savaşçısı olarak gösterilir.
İslam kaynaklarında ise Michael (Mikail) yeşil zümrüt kanatlı
ve her bir dili sayısız diyalekt konuşan ve Allah 'ın bağışlaması için
yardım dileyen pek çok ağıza ve her biri 700.000 gözyaşı döken
milyonlarca göze sahip milyonlarca yüz içeren, safran sarısı saçlı
olarak tanımlanır. O, Cennet'ten kovulan Lucifer ve onun "düşen

232
MELEKLER ALEMİ

meleklerine" (İng. fallen angels) karşı yapılan sonsuz savaşta iyili­


ğin ordularının kumandanıdır. Yine O, Ölü Deniz yazmalarında be­
lirtildiği biçimiyle Karanlığın Çocuklarına yani Belial'ın başkanlı­
ğındaki düşen meleklere karşı yapılan savaşta tarif edilen Işığın
Prensidir. Hıristiyanlara göre o, Meryem'e yaklaşan ölümünü haber
veren melektir. Michael ile ilgili literatüre ait bazı kabalistik kanıt­
lar şöyle verilebilir:
"Zannedilmemelidir ki Metatron [alemi] tek başına yönetir.
Esas gerçek şudur: Çadır ona [Metatron'a] aittir ve Michael Yüce
Rahip, Metatron'un Çadırında (yukarıda kimseye ifşa edilmemiş
olan ve sadece Gelecek Alemin gizemi ile ilişkili olan öbür Çadır­
da) onun işlevini yansıtarak hizmet eder. İki ilahi Çadır vardır: Giz­
lenmiş Çadır ve Metatron'un Çadırı. Ve yine iki rahip vardır; biri
İlksel Işık ve diğeri Miclıael, aşağıdaki Yüce Rahip. " (Zohar, Bö­
lüm 2, Sayfa 1 59a)
"R. Judah dedi ki: Yukarıda Orduların Lord'unun (IHVH
TzBAVTh) meleği olan bir rahip var olduğu gibi aşağıda da Ordu­
ların Lordu 'nun meleği bir rahip vardır. Orduların Lordu 'nun yuka­
rıdaki meleği ilahi merhametten (Chesed) çıkan yüce prens Micha­
el'dir ve o ilahi Yüce Rahiptir." (Zohar, Bölüm 3, Sayfa 1 45b)
" ...Tapınak açısından bir sorun yok çünkü onun taslağı apaçık or­
tadadır (Harabeleri inceleyerek Tapınağın her kısmında ne kurban
edildiğini kolayca görebilirler). Ancak sunağı[n] [yerini] nasıl bildi­
ler? R: Eleazar dedi ki: [Onlar] Onu [bir vizyonda} yapılırken gör­
düler. Ve Michael, yüce prens orada duruyordu ve üzerinde bir adak
sunuyordu. Ve R. lsaac Nappaha dedi ki: [Onlar] lsaac'in küllerini
orada gördüler. (Efsaneye göre lsaac bağlıydı ve onun yerine koç
kurban edildi ve küller hfila oradadır.)" (Talmud, Zevachim 62a)

Auriel (Uriel)
Hayat Ağacı'nın yedinci niteliği Zafer, Sonsuzluk-Netzach ve bu
sephira'yı yöneten de başmelek Auriel'dir. Auriel kilise dışı yazıt-

233
K A B A L A : " S INIRSIZ"A Y OLCULUK

!arda varlığın prenslerinden biridir ve çeşitli kaynaklar tarafından


bir seraplı ve clıerub olarak tanımlanır. Güneşin vekili, T-nn 'nın
Alevi, Varlığın Meleği ve Tartarus'un (Hades) yöneticisi gibi isim­
lerle anılır. O, T-nn'nın Işığı ve Ateşi olarak bilinir. Elokim melek­
ler grubuna aittir ve kurtuluşun başmeleğidir. Auriel insanlığa T­
nn 'nın bağışlama müjdesini getirir ve kişinin daha önce yaptığı ha­
talan düzeltebilmesi için onu cesaretlendirir. Kişinin Tannsal'ı id­
rak edebilme yeteneğinden sorumludur ve ona daha yüksek bilince
ulaşabilmesi yolunda gereken yardımı sağlar. Bu, kişiye bu yolda
gereken fedakarlıklan fiziksel ortama uyarlayabilme yeteneği verir.
O, bedensel ifşaatının gücü ile kişiye T-nn ile bir olmaya giden yol­
da kişisel fedakarlık yapabilmenin yolunu gösterir. Ancak bunun
için birey T-nn'nın Yüzünü (Işığını) görebilmek için bu fazladan
çabayı göstermeye istekli olmalıdır.
Netzaclı-Zafer, arzunun ve isteğin doyurulmasını temsil eder ve
bununla birlikte bir zafer kazanma ve başan duygusu getirir. Kişi za­
fer duygusunu keşfettikçe bu duygu onun içinde gittikçe büyür ve
emniyet, kendine güven, iç banş ve yaşamda tatmin olmanın derin
seviyelerini elde etme olgusu ile sonuçlanır. Auriel kişinin yaratıcı
gücünün ateşini hızlandırmak amacıyla onun zaferlerini ve başarıla­
nnı yönlendirir ve onun içini umut ve cesaretle doldurur. Bu da bi­
reyin arzu ve motivasyon ateşinin yakıtıdır. Zafer'in titreşimi en
güçlü enerjidir. Sürekli olarak Zafer-Netzaclı durumunda yaşamak
tüm kişiliği yeniler ve tam ve anlamlı bir yaşam yaratır. Kabala' da
Auriel Hayat Ağacını insanlığa veren başmelek olarak bilinir. O, T­
nn tarafından Cennet B<ihçesi 'nin ortasına Cennet' in kapısını koru­
ması ve içeri girilmesine engel olması için yerleştirilmiştir. Aynı za­
manda Işığın ve Karanlığın Oğullan arasında geçen efsanevi savaş­
ta Işığın Oğullan tarafında yer alan dört lider melekten biridir. O
uyum, güzellik ve aynı zamanda küreler, gezegenler, bitkiler, hay­
vanlar ve insanlar arasındaki etkileşimlerden sorumlu olan sephi­
ra 'ya (Netzach) bağlıdır. Auriel sempatik vibrasyonun (olumluya
yönlendirmenin) büyük temel örneğidir. Yeşil ve san bir alevle par­
layan ve başının üzerinde gül rengi ışık halesi taşıyan bir varlık ola-

234
MELEKLER ALEMi

rak tasvir ed_ilebilir. O aynca yaratıcılığın meleğidir. Ölümlü kalpler­


de sanatsal ateşler yakar. Edebiyat ve müziğin baş meleğidir. Auriel
ayrıca peygamberliğin hediyesini bağışlar ve dolayısıyla psişik yete­
neklerimizin ve durugörümüzün ilhamını verir. Seraphim ve cheru­
bim grubunun şefidir. Sık sık elinde ateşten bir kılıçla Cennet' in ka­
pısında bekleyen bir melek biçiminde tanımlanır. Başmelek Auriel
barış ve yardımı yönetir. Adı, "T-nrı Işığımdır", "T-nn Işıktır", "T­
nn 'nın Işıması" ve "T-nrı Işığın Işıma İlkesidir" ya da "T-nn 'nın
Ateşi" biçiminde tercüme edilir. Onun sembolü, sevginin ateşini tüm
ruhlara sunduğunu gösteren ve içinde bir ateş tutan açık bir eldir.
Auriel aynca Eylül Ayının meleğidir ve rituellerde bu ayda do­
ğanlar tarafından adı anılır. Milton "Kayıp Cennet III" adlı eserin­
de onu Güneşin Vekili ve Cennet'te yer alanların içindeki en keskin
görünüşlü ruh olarak tanımlar. Çıkış-Shemoth 4:25 ayetine ait bir
yorumda Musa'ya oğlu Gershom'u sünnet ederken anlaşmanın ritu­
ellerine uymadığı gerekçesiyle saldıran "iyi niyetli" bir melekten
bahsedilir. Midrash Aggadah Shemoth bu meleğin Auriel, Zohar (I,
93b) ise Gabriel olduğunu yazar. Zohar'a göre Gabriel ateşten bir
sütunun içinde yanan bir yılan görünümünde günahından dolayı
Musa'yı yok etmek için iner. Yahudi Efsaneleri (II, 328) adlı eser­
de ise bu melek her ikisi de değil ama iki günahkar melek Hemah
ve Aftır. Auriel çeşitli kaynaklarda yargılama günü Hades'in pi­
rinçten yapılmış kapılarının muazzam çubuklarını kırarak tüm gü­
nahkar ruhları yargının tahtının üzerinde oturan T-nn 'nın önüne ge­
tirecek olan ölümsüz meleklerden biri olarak tanımlanır. Auriel'in
elementi topraktır. Yüzü Kuzeye dönüktür. Metatron gibi Auriel de
Varoluşun en yüce meleklerinden biridir. Bunun nedeni ancak en
yüksek titreşime sahip olan meleklerin T-nn'nın Varlığı karşısında
dayanabilmesidir. Enoch'un Kitabında o fırtına ve terör meleğidir
ve aynı kitapta T-nn'nın, Auriel'i yaklaşan seli Nuh'a haber vermek
için yolladığı yer alır. Başka bir yerde ise ilahi sırları Ezra'ya açık­
ladığını ve aynca Abraham'ın Kalde* bölgesinde Ur şehrinden çık-

* Fırat deltası, İran Körfezi ve Arabistan Çölü arasında yer alan antik bir bölge.

235
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

masını sağladığı ifade edilir. Bazıları simyanın ilahi sırlarının Dün­


ya'ya Auriel tarafından getirildiğini iddia ederler. Yine bazılarına
göre o, mistik İbrani geleneği Kabala'ı insanlığa getiren melektir.
Auriel adı ilk olarak Nep/ıilinı'lerin şiddet ve kan dökmeye dayanan
yönetimini sona erdiımesi için T-nrı 'ya yalvaran Enoch tarafından
telaffuz edilir. Varoluşun diğer melekleri arasında Uriel, Enoch'un
üst Cennetler'deki rehberi olarak hizmet eder ama onun ana işlevi
melek ordularını ve Ölüler Diyarı Sheol'u yönetmektir. T-nn 'nın
tahtını çevreleyen dört meleğin dört kutsal hayvanla tanımlandığı
kabalistik literatürde Auriel kartal ile ve bazen de aslan ile ilişkilen­
dirilir. Bu dört melek ışıklarını Cennet' in dört rüzgarı üzerine ya­
yarlar ve batı üzerine yayılan en mükemmel ışık Auriel'in ışığıdır.

Raphael
Hayat Ağacı'nın sekizinci niteliği Görkem-Had ve bu sephira'nın
yöneticisi başmelek Raphael'dir. İyileştiren Parlayan Varlık. Rap­
hael Dünya'ya yüksek bilincin en uygun şeklini getirmenin mantık­
sal kararını verme yöntemi ile ilişkilidir. B u proses ise Dünya'nın
değişen titreşimi ile bağlantılıdır. Raphael adı, "T-nrı şifa verir" an­
lamına gelir. O lider meleklerden biıidir ve görevi Evrenin sürekli­
liğini sağlamaktır. Kabala'ya göre Raphael Şeytan Azazel'i Kıya­
met Gününe yani T-nn'nın son adaletini yerine getireceği güne ka­
dar sonsuz karanlığa gönderen melektir. Raphael çektiğimiz acılar
ve insanoğlunun başına gelen her türlü keder ve bela ile ilgilenir. O,
kişinin koruyucu meleklerini (ruhsal rehberlerini) rehberlik ve yar­
dım etme konusunda cesaretlendirir. Raphael ve melekleri Dünya
ve insanlığı iyileştirme kutsal görevi ile yükümlüdürler. İhtişanı­
Hod, kendimize karşı doğru hissetme durumudur. Gerçek ihtişam
insanda sadece kişilik seviyesinde değil üç değişik seviyede (spiri­
tual, mental ve fiziksel) bulunur. Raphael kişiye hem kendi öz ben­
liği ile hem de diğerlerinin benlikleri ile uyum içinde olması için
rehberlik eder. Bu da kişinin denge, stabilite ve güç durumuna gir­
mesine yardımcı olur. İhtişam kişinin değişebileceği, daha yüksek

236
MELEKLER ALEMİ

amaçlar yaratabileceği ve kendisinin sınırsız potansiyeli olduğunu


· fark ederek büyüyebileceği duygusudur. Sınırsız potansiyel gerçek
benliğin kendi doğasıdır. Kabala'da Raplıael Cennet Bahçesi 'nde
bulunan Hayat Ağacı'nın koruyucusudur. O, Abralıam'ın sünnet
acısını .iyileştiren, Jacob'un nehrin kıyısında başmelek Samael ile
savaştıktan sonra çıkan uyluğunu iyi eden melektir. Ayrıca o Nuh'a
içinde, gemiyi nasıl yapabileceğini gösteren bilgiyi taşıyan bir güç
yüzüğü veren melektir. O iyileştirme, bilim ve bilginin meleğidir.
Raplıael hastalıkları, yaraları ve fiziksel acıları iyileştirebilir.
Raplıael İslamiyette ise "İsrafil" adını alır. Kıllı vücudu ağızlar
vedillerle kaplı olarak tasvir edilir. Dört kanatlıdır. Kanatlarından
biri vücudunu ve diğeri Onu T-nrı 'nın Sonsuz Işığının şiddetinden
korurken diğer ikisi tüm alemde Doğu' dan Batı 'ya kadar uzanır. İs­
lam inancında o son yargılama gününde Kıyamet Borusunu üfleye­
cek olan melektir. Raplıael aynı zamanda "İlahi Yönetici" anlamına
gelir. İyileştirmenin yanı sıra ölümlülere sevgi, neşe, yaratıcılık ge­
tirir. Hava elementi ile ilişkilendirilir. O, kişinin kendini motive et­
mesini teşvik eder. İkinci Cennet'in yöneticisidir. Beni Elokim me­
lek grubuna aittir. Genellikle elinde bir hacı asası taşır durumda res-
. medilir. Başmelek Raplıael ayrıca daha sonraları Yahudi ve Hristi­
yan alimleri tarafından da İyileştirme Meleği olarak tanınan eski bir
Kalde* tanrısıdır. İkinci Cennet'in bu yöneticisinin nitelikleri bize
anlayış, bilgi, kimya ve ilaç alanında yardımcı olur. Her ne kadar
Raplıael adı Kutsal Kitap'ta yer alırsa da ilk defa bir melek adı ola­
rak Apocrypha'da yedi başmelekten biri olarak geçer. İblis Asmode­
us'u yener ve iblislerin şefi Azazel'i sonsuz enginliğe (abyss) atar.
Talmud da Raphael [Miclıael ve Gabriel ile birlikte] Abraham'ı
'

sünnet işleminden sonra ziyaret eden üç melekten biridir.

* iö 900 yılı nda Sümer ve Akad ülkesini işgal ederek Babil'i başkent yapan,
astrolojide çok ileri bir Sami kavmi.

237
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Gabriel (Cebrail)
Gabriel Cennet'in Valisi, cherubim' in (Güçlü Olanlar) yöneticisi ve
dokuzuncu sephira Yesod'un meleğidir. Gabriel birinci Cennet' in
yöneticisidir ve burası insanlığa en yakın olan Cennet'tir. O merha­
met;in meleğidir. Ayrıca "Doğum Meleği" olarak bilinir. Doğmak
üzere olan her çocuğu dikkatlice izler ve onlara herkesin içinde za­
ten var olan Cennet'in bilgisini verir. Doğumundan hemen önce
Gabriel her bebeğin üst dudağına bu bilgiyi hatırlamasını önlemek
için dokunur.
Başmelek Gabriel Varoluş'u aydınlatmaya ve fizikselin bilinci­
ni Tanrısal olanın yükseklerine odaklamaya çalışır. Gabriel ve me­
lekleri dünya planına ifşa edilmesi gerekenleri gözlemek için astral
planda yer alırlar. Gabriel daha sonra kişiye fiziksel plana ifşa ol­
mak üzere gerekli olan astral illüzyonları verir. Eğer bilinç ifşa edi­
lecek olanı görürse üzerinde çalışması gereken şeyin ne olduğunu
bilir. Gabriel Yaratılış'ın ifşa edilmek üzere olan tüm nitelikleri üze­
rinde odaklanır ve daha sonra onları fiziksel alemin başmeleği San­
dalphon 'a aktarır. Gabriel'in seviyesi olan Erdem-Yesod önemli bir
seviyedir. Çünkü o, kişiye zorluklara ve engellere karşı dayanabil­
mesi için gereken enerjiyi sağlar. Kişi barışını ve kendi gerçek iç is­
tikrarını sağlamayı sürdürdükçe hayatı kolaylaşır. Bu da kişiye kor­
ku, üzüntü, stres ya da endişe üzerine daha az enerji harcama olana- ·
ğını sağlar. Kişisel gelişimin bu noktasında, Gabriel kişiye daha bil­
gece ve daha üretken davranma imkanını sunar. "Tüm diğer şeyle­
rin kötü gittiği noktada, siz başarısız olmayın". Temel ya da Erdem
sephira'smın gerçeği işte budur. Gabriel çeşitli rollerinin arasında
"Mesaj Meleği", "Tebliğ Meleği" ve "İletişim Meleği" olarak bili­
nir. O, müzik yeteneklerinin de gözlemcisidir ve müzisyenlere diğer
insanları müzikleri ile iyileştirebilmeleri için yardımcı olur. Müzik
yetenekleri ile donanmış kişiler de bu müziği, yaratmak ve çalmak
yoluyla diğerlerine aktararak T-nrı 'nın Sevgi ve Işığının dağıtılma­
sında yardımcı olurlar. Gerçekten sevdiğimiz bir müziği dinledikten
ya da çaldıktan sonra genellikle kendimizi daha iyi hissederiz. Gab-

238
MELEKLER ALEMİ

riel bizimle müziğin işaretleri yolu ile iletişim kurar. Gabriel, Ju­
dao-Hristiyan ve İslam inancında da en yüksek dereceye sahip iki
melekten biridir. Gabriel adı "T-nrı 'nın Gücü" ya da "T-nrı Benim
Gücümdür" anlamına gelir. Bazılarına göre o dişi bir melektir ancak
Kutsal Kitap'ta hep eril zamirler kullanılarak anılır. O, Meryem'e
İsa'nın doğuşunu ve yapacaklarını müjdeleyen melektir. Su elemen­
ti ile ilişkilendirilir ve neşe, gerçek, adalet ve sevgiyi teşvik eder.
Rüyalarımızda ve vizyonlarımızda bize bilgeliği aktarır.
Gabriel İslamiyet'te ise Cebrail adını alır ve T-nrı'nın Işığını ve
tüm ifşaatını taşıyan melektir. Doğudan batıya doğru açılmış 600
kanat içerdiği söylenir. Dünya ve Cennet arasında bir sandalyede
oturmaktadır. Gabriel (Cebrail) Hz. Muhammed'e göre Kuran-ı
Kerim'i yazdıran ve İslam dininin temelini oluşturan melektir.
Kabala'da ise Gabriel yüz kırk (140) çift kanata sahip olarak T­
nrı 'nın sol tarafında oturur biçimde tasvir edilir. Gabriel suların ha­
kimidir. O, Meryem'e gelen tebliğin, İsa'nın yeniden doğuşunun,
merhametin, ölümün, intikamların ve ifşaat'ın meleğidir. Gabriel
kelimesi "T-nrı'nın Adamı" anlamına da gelir. Elementi Sudur, yü­
zü Batı'ya dönüktür. Bu da O'nun "T-nrı'nın Habercisi" sıfatını
doğrular. O, Kızıl Deniz'in sularını yararak Musa ve halkını Firavu­
nun ordusundan kurtaran, Sanherib'in ordularını yenen ve ölümün­
den sonra Musa'yı gömen melektir. Uzun saçlı, renkli kanatlı ve
elinde bir asa ya da zambak tutar durumda bir insan figürü ile res­
medilir. Yüksek alemlerden en sık gelen ziyaretçimizdir. T-nrı'nın
solunda oturduğu söylenen Gabriel günahkar Sodom'u yok eden
melektir. Ayrıca O, Yahudi halkının sürekli koruyucusu olarak bili­
nir. Tamar'ı erdemsizliğinin cezası olan yanmaktan kurtaran, Jo­
seph'i Potiphar'ın kötü planlarından koruyan ve ona dünyanın yet­
miş iki. dilini öğreten, bebek Musa'nın ağlamasına sebep olarak Fi­
ravunun kızının ona karşı merhamet duymasını sağlayan ve Firavun
Musa'yı sadakatinden dolayı sınarken önüne sunulan içi altın ve ya­
nan kömür dolu iki çanaktan Musa'nın elini akkor halinde kömür
dolu olanına uzatmasını sağlayan ve böylece tahtta gözü olmadığı-

239
KABALA : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

nı vurgulamasını temin eden melektir.* Kabala'da Gabriel hakkın­


daki yazıtlardan bazı örnekler vermek gerekirse:
"Gabriel, "T-nn 'nın Adamı", Daniel' in Kitabı VIII, 1 6-26; IX,
2 1 -27 'de belirtilir. O T-nn 'nın habercisidir ve Dünyada O'nun ira­
desini yerine getirir." (Talmud, Slıabbath 55a)
"Gabriel geldi ve [Joseph' e] yetmiş lisanı öğretti (V. infra.,
Gabriel istisnadır; çünkü diğer meleklerin hiçbiri Aramice'yi bil­
me�.)'' (Talmııd, Sotah 33a)
"Gabriel geldi ve [Joseph'e] yetmiş lisanı öğretti, ama o onlan
öğrenemedi. Bunun üzerine [Gabriel] kendi adının sonuna Kutsal
Olan'ın Adından bir harf ekledi ve [lisanları] ona öyle öğretti: Ve O
[lisanı] denemek için Joseph'in zihnine koydu (V.p 179, n 7). Mısır
diyarına gittiğinde O [Joseph] hiç bilmediği bir lisan duydu (Ps.
LXXXI, 6). Ertesi gün Firavun hangi lisanda konuşursa konuşsun
Joseph ona cevap verdi. Ama [Joseph] ona Kutsal Dil'de konuşunca
Firavun O'nun ne dediğini anlamadı. Ve O (Firavun) bu dili kendisi­
ne öğretmesini söyledi. [Joseph] o dili Firavuna öğretti ama O öğre­
nemedi. Firavun ona dedi ki "Bana bunu kimseye açıkmayacağına
dair yemin et (Çünkü O İbranice'den habersizdi ve bir kral her dili
bilmek zorundadır) ve O (Joseph) yemin etti." (Talmud, Sotah 36b)

Sandalphon
Hayat Ağacı 'nın onuncu niteliği Krallık-Malclıuth ve yöneticisi de
Sandalp/ıon' dur. Tanrısal Şarkı'nın Efendisi ve Dua Meleği. San­
dalplıon Cennet'in kavşağında durur ve erdemli ve dürüstlerin ruh-

* Bu öyküye göre küçük bir çocukken ve Firavunun kucağında otururken Musa


Firavunun başından tacını alır ve kendi başına koyar. Firavunun büyücüleri
bunun kötü bir işaret olduğunu söylerler ve onun test edilmesi gerektiğini be­
lirtirler. Hangisini alacağını görmek için ortaya, içi altınla ve yanan kömürle do­
lu iki kap koyarlar. Musa eğer altını alırsa öldürülecektir. Ve Gabriel ortaya çı­
kar. Musa onun yönlendirmesi ile elini kömüre atar ve alarak ağzına koyar. Bu
da onda tüm yaşamı boyunca kalacak bir konuşma sorunu bırakır (Çıkış­
Shemoth, 4: 1 0). Ancak bu sayede öldürülmekten kurtulur.

240
MELEKLER ALEMİ

lannın Cennet'i bulmasına yardım eder. O ve melekleri dünya pla­


nına ifşa olacak olanlann fiziksele dönüştürülmesinden sorumlu­
durlar. Malchuth dünyevi boyutu ve yoğun maddenin içindeki spi­
ritüel değerleri yani Atomun Ruhu'nu kapsar. Sandalphon'a Dört
Elementin Lordu tanımı da yapılır. Bu başmelek bilhassa fiziksel
planla uyum sağlamakta güçlük çeken kişilerin yardıma çağırabile­
ceği bir yüce varlıktır. Çünkü fiziksel nesnelerin ruhu O 'nun dene­
timi altındadır. Sandalphon fiziksel niteliklerden sorumludur. Doğ­
rudan Taç-Kether'e bağlıdır ve dört ana başmelek Michael, Auriel,
Gabriel ve Raphael ile yakın bir biçimde çalışır. Bu dört başmelek
alemin dört köşesinin melekleri olarak adlandırılırlar. Bir takım ola­
rak çalışırlar ve enerjilerini fiziksel planda tecelli etmesi gerekenle­
ri gerçekleştirebilmek için yoğunlaştırırlar. Sandalphon ise daima
dünyevi enerjilerle çalışır ve onlan mümkün olan en yüksek sevi­
yeye çıkaıtarak dünyayı daha yumuşak akan bir titreşime doğru
yönlendinneye uğraşır. Sandalphon Hayat Ağacı 'nın en altında
Krallık-Malchuth seviyesinde ve ikiz kardeşi Metatron ise Taç-Ket­
her' de Ağacın en üstünde yer alır. Birlikte aşağıdan yukan ve yuka­
ndan aşağı doğru çalışırlar. Bu da ruhsal ve maddesel planlarda
denge ve . odaklanmanın kombinasyonunu sağlar. H.:!r iki nitelikte
Hayat Ağacı' na giriş ve çıkış noktalannı oluşturur.
Kabala ve Judaik öğretiye göre Sandalphon T-nn 'nın başına,
inananların dualarından bir taç dokur. Aynca kabalistik öğretiye gö­
re embriyoda erkek ve dişi farkını oluşturan yine odur. Bir inanışa
göre O ilk önce peygamber Elijah'tı. Sandalphon merhamet melek­
lerini yönlendirir ve doğrudan Yaratılış'tan sorumlu T-nn'nın dişil
niteliği Slıekinah ile çalışır. Kabalistik öğretide o Krallık-Malc­
huth'un gardiyanıdır ve O'nun izni olmadan Hayat Ağacı'nda [ruh­
sal olarak] yukanya doğru çıkış olanaksızdır. Bu konumu O'nun ay­
nca dünyanın gardiyanı, maddesel krallığın kurallarının yöneticisi,
doğa elementlerine annoni ve uyum getiren varlık olduğunu belirtir.
Dolayısıyla onu, bizi topraklaması için ve dünyanın iyileştirilmeye
ihtiyacı olduğu zaman çağırabiliriz. O elemental enerjilerle ilişki

241
K A B A L A : ·· s ı N I R S J Z " A Y O L C U L U K

kuıınamıza yardım edebilir. Sandalphon pek çok değişik fom1 kul­


lanır ve böylece açıkça idrak edilmesi zorlaşır. Geleneksel eril foıın­
da büyüleyici güzellikte bir bahçede dolaşan ve ona sihir ve muci­
zelerle bakan bir büyücü olarak görünür. Geleneksel dişil foımunda
ise büyüleyici güzellikte bir buz ya da kristal prensesidir. Bu pren­
ses formunu çocuklar için kullanır. Baptist John formunda ise san­
daletler ve şort giyer. Bazen Sandalphon ışıktan oluşan devasa bir
varlık ya da bir tür üst rahip olarak görünür. Bu O'nun Elijah for­
mudur. Elijah foıınu, Sandalphon'uff görebileceğiniz en yakın Tan­
nsa! biçimidir. Bu formda elinde bir asa taşır ve bu asa O'nun gücü­
nü ve bilgeliğini simgeler. Bazılarına göre O ilk önce İbrani Pey­
gamber Elijah'tı. Söylendiğine göre yanan bir savaş arabasının için­
de hala yaşıyorken bir hortum tarafından Cennet'e alındı. Bu nokta­
da Sandalphon oldu. Sandalplıon olarak meleksel hiyerarşide Tanrı­
sal Araba-Merkabah'ın arkasında durur. Açık yeşil, zeytin yeşili,
koyu kırmızı ve siyahdan ibaret olan Malchuth'un dört kabalistik
rengini de taşıyan bir büyük meleksel form olarak betimlenir. Düşük
bir vibrasyon hızına sahip ve oldukça hantaldır. Çünkü yoğun mad­
de boyutuna ve hemen yakındaki eterik boyuta aittir. O, Metat­
ron dan sonra meleklerin en uzunudur. Musa onunla ilgili "uzun
'

melek" tanımını yapmış ve Cennet'e Torah'ı almak için yaptığı [ast­


ral] yolculuk sırasında Sandalplıon'u görmüş ve onun görünüşü kar­
şısında yüreği korkuyla dolmuştur. Yine söylendiğine göre ayakla­
rından başına kadar ulaşabilmek için beş yüz yıl yürümek gerekir.
Diğer raporlar da onu ateşten görünüşlü ya da saf enerjiden oluşmuş
ve yüzüne bakılması bile zor bir görünüşe sahip bir varlık olarak ta­
nımlarlar. Hangi foıınu kullanırsa kullansın Sandalphon eşşsiz bir
varlıktır. [Astral yolculuklarda] Malchuth küresinde karşılaşacağı­
nız bütün varlıklar Sandalphon ile ilintilidir. O yüce bir öğretmen­
dir ve sağlığınız ve refahınızla ilgilenir. O, Malchuth'u ve bütün ha­
rikalarını, sizi Hayat Ağacı'nın geri kalanındaki yolculuğunuza ha­
zırlamak için kullanır. Adı "ikiz kardeş" anlamına gelir. O, Dünya
Krallığı'nın koruyucu meleğidir ve müziğin ve Tanrısal Şarkı 'nın
patron meleğidir. Fiziksel alemde, insanlığın ve tüm varlıkların ori-

242
MELEKLER ALEMİ

ginal kopyasını varoluşa getirmekle ve dolayısı ile bir rehber olarak


sizi doğru yöne götürmekle sorumludur. Değişik inançlara göre
Sandalphoıı değişik Cennetler' in yöneticisi olarak görülür. İslam
inancında o, dördüncü Cennet'tedir, Eııoc/ı 'un üçüncü kitabında al­
tıncı, Zohar'a göre ise yedinci Cennet'tedir. Başmeiek Michael (Mi­
kail) ile birlikte Satan'ın kötü güçlerine karşı ayrılık ve kaosu yok
ederek ve onu armoni ve uyuma dönüştürerek amansızca savaşır.

243
9
KABUKLAR ALEMİ­
KLIPPOTH

V ötülüğün varlığı, kaynağı ve varoluş nedeni Kabala'da k/ip­


l.""-poth-kabuklar kavramı ile açıklanır. Klippoth' un var olma ne­
deni ve yapısı aşağıdaki biçimde açıklanabilir.

İlk Çıkış Alemi-Atziluth ve Düşüş


Kapların Kırılması

Lurianik Kabala'ya göre Yaratılış'ın başlangıcında ilk yaratılan


sephiroth'un doğası orijinal olarak saf ve henüz tezahür etmemiş
Işık'tan oluşuyordu. Adam Kadmonik alemlerin en düşüğü olan Ko­
nuşma A lemi ya da Sınırlı Alemde (Malchuth) onları içeren sade­
ce tek bir kap ya da tezahür karakteristikleri elde etmişlerdi. Bu,
Adam Kadmon 'dan çıkan ilk alem olan Tohu-Kaos A lemine ya da
Nekudim-Noktalar Alemine sadece bir girişti ve dolayısıyla gerçek
tezahür varoluşuna sahipti. Tohu kelimesi Kabala' da orijinal sephi­
roth'un henüz bir şekil ve sıra kazanmamış durumuna karşılık gelir.
Tekvin-Bereshith 1 :2 bu aşamadan şöyle bahseder: "Ve dünya şekil-

245
KABALA: " S I N I R S IZ"A YOLCULUK

siz (tolıu) ve boştu (bo/ıu) ... Ve karanlık, engin derinliğin (abyss) yü­
zü üzerinde idi ." .
Burası daha önce tezahürün aşamalannı açıklarken de bahsetti­
ğimiz Noktalar Alemidir. Böyle adlandırılır çünkü Yaratılış'ın bu
anında sephirotlı birbiri ile ilişkili değildiler. Organize olmamış ka­
otik bir atoınistik (atom boyutunda küçük) aynlık durumundaydılar.
Dolayısıyla birbirlerine hiçbir şey veremiyorlardı. Tek yapabildik­
leri yalnızca T-nrı 'dan almaktı. İlk üçü hariç üç kolon halinde orga­
nize olmamışlardı (yani ideal sephirotik dlizene henüz kavuşma­
mışlardı). Ancak tek bir sıra halindeydiler ve bu da onların birbiri
ile ilişkili olmalarını olanaksızlaştırıyordu. Bu nedenle Adam Kad­
m o n' un saf muazzam ışığı içlerine parlayınca atomistik seplıiroth'u
taşıyan kap buna dayanamadı. Kırıldılar ve "düştüler". Düşen kap­
lar sephirothik ışığın kıvılcımlarını tutan klippoth ya da kötülüğün
"kabukları" haline geldiler. İşte bu nedenle To/ıu-Kaos Alemi Kaba­
la'da kötülüğün kaynağı olarak adlandırılır. Noktalar Aleıni-Neku­
dinı ayrıca Şiddetli Yargı-Gevurah ve Sınırlama-Din ile de karakte­
rize edilir. Lurianik Kabala' da Din-Sınırlama niteliği sadece düşü­
şün bir nedeni değil büzülme-tzimtzum prosesi de dahil olmak üze­
re tüm Yaratılış'ın en yüce nedenidir. Çünkü tüm Yaratılış ve teza­
hür, original "tezahür etıneyişin" ve Sınırsız Olan-Ain Soph'un
Kendi Yarattığı 'nı sınırlaması sonucu oluşmuştur. Burası aşın nefs
(Nephesclı, düşük tutkular ) ya da sınırlama ile karakterize edilen
bir alemdi. Buna ek olarak buradaki sephirothik kaplann ışıkları
"kalındı". Dolayısıyla bu alemin sephirotlı'u daha üst kaynaktan
gelen ı şık akışını tolere etmeye yeterli değildi. Bu durum ise "Kap­
lann Kırılması" ya da Zohar'da sembolize edilen "Krallann Ölü­
mü" ile sonuçlandı. "Krallann ölümü" terimi Tekvin-Bereshith'te
de yer alır. Burada Edom'un ölü yedi kralından bahsedilir ve Edom
kötülüğün kaynağıdır. Zohar'ın açılış kitabı olan Örtülü Gizem Ki­
tabında da bu an şöyle tanımlanır: "Antik çağın kralları ölmüştü.
Taçlan artık yoktu; ve dünya ıssızdı." Burada bahsedilen krallar
Edam krallandır. Zohar'a göre onlar evrenimizin şekillenmesinin
hemen öncesi var olan "dengelenmemiş kuvveti" sembolize ederler.

246
KABUKLAR ALEMİ

Kapların kırılması prosesi farklı sephirotlı 'u farkl ı biçimlerde


etkileyecek biçimde tanımlanır. On sekizinci yüzyıl kabalisti Moses
Luzzatto bunu şöyle açıklar: " .. .İlk üç seplıirotlı düşme işleminden
sadece bozulma biçiminde etkilendi. İlk üç sephirotlı 'un sadece ar­
ka kısmı düştü ve bu arka bölüm bile İlk Çıkış Alemi-Atzilutlı ka­
dar düşmedi [Moses Luzzatto, Kabala'nın Temel İlkeleri-General
Principles of the Kabala]
. Buna göre üst üç seplıiroth'u (Taç-Ketlıer, Bilgelik-Clıoclınıah,
Anlayış-Binah) içeren kaplar kaynağa yakındılar ve bundan dolayı
daha saf bir yapıya sahiptiler. Dolayısıyla içleıinden geçen ışığın
muazzam şiddetine dayanmayı ve onu tutmayı başardılar. Ama
Chesed'den Yesod'a kadar olan altı alt seplıirotlı daha zayıftı ve bu
nedenle ışığı tutmayı başaramadılar. İçlerinden akan muazzam şid­
detteki Işığın gücü karşısında dayanamadılar ve birbiri peşi sıra kı­
rıldılar. İşte bu proses Kabala' da "kapların kırılması" adını alır. Son
sephirah Malchutlı ise çatladı ancak üzerinde bulunan altı sephiroth
kadar büyük zarar görmedi. İşte bu İlahi Kriz sayesinde alt alemler
var olabildiler: " ... Bu şekilde, her kabın en iç kısmı Yaratılış Ale­
mi'ne (Briah), iç kısmı Oluşum Alemine (Yetziralı) ve en dış kısmı
da Hareket Alemine (Asiah) indi ... "

Dolayısıyla Noktalar Alemi-Nekudim'in yedi alt sephiroth'unun


düşüşü ile alt alemler (Briah, Yetzirah ve Asiah) oluştu. İlk üç sep­
hiroth 'un parçalanmış kısımlan yani Taç-Kether'in Zafer-Netzach,
Görkem-Hod ve Temel-Yesod'unun arka kısımlan (her sephiroth
kendi içinde tam bir onlu alt sephiroth grubu içerir demiştik) ve Bil­
gelik-Chochmah ve Anlayış-Binah'ın ise Zafer-Netzach, Görkem­
Hod ve Temel-Yesod'lannın tamamı, İlk Çıkış Alemi-Atziluth'un
geri kalan kısmını oluşturdular. Kapların içinde bulunan ışığın bir
kısmı Atziluth aleminde kendi kaynağına giden yolu yeniden bula­
bildi. Geri kalanı ise dağıldı ve kaplarla birlikte düştü ve onların
parçalarından k/ippoth-kabuklar ya da kötülüğün kuvvetleri-sitra .
ahra (diğer taraf) şekillendi.

247
K A B A L A : " S IN I R S !Z"A YOLCULUK

Taralı 'ta "Ve Dünya şekilsiz-ta/ıu ve ıssızdı-bahu" biçiminde


ifade edilen Yaratılış prosesinin başlangıcında da gördüğümüz talıu
ve bahu kavranılan her ne kadar basit anlamda kaos ve ıssızlık ola­
rak kullanılırsa da onlar aslında Kabala'da Yaratılış'ın temel ele­
mentleridir. Buna göre: T-nrı tüm şeyleri var eder ve dolayısıyla en
yüce Vericidir. Diğer taraftan Yaratılış ise T-nrı'dan Varoluşu alma­
lıdır ve dolayısıyla en yüce Alıcıdır. Kabala'da venne kavramı
"ışık" ve alma kavramı ise "kap" kavranılan ile ifade edilir. Hem
tahu-kaos hem de ba/ıu-ıssızlık bu ilksel kaplara karşılık gelirler.
Tahu-kaos kınlan ilk kapları simgelerken ba/ıu-ıssızlık yeniden ya­
şama döndürülen ve düzeltilen kaplara karşılık gelir.

Klippoth Nedir?

Vlippalı (çoğ. klippatlı) kelimesi İbranice'de "kabuk" ya da "kı­


l\.. rık" anlamına gelir. "Giysi", "kaplama" ya da "kap" kavramla­
rı Kabala'da "Ain Saplı-Sınırsız Olan'ın Işığını taşıyan" anlamına
olmak üzere oldukça sık kullanılır. Örneğin seplıirotlı "ışığı alan"
anlamına olmak üzere kelim-kap olarak adlandırılır. Taşıyıcı ve ta­
şınan arasındaki dualite, "Yaratıcı Hareket" (Primum Mobile) kav­
ramının en önemli kabalistik açıklamalarından biridir. Klippalı ke­
limesi ise bu mecazın bir uzantısıdır. Bir klippalı hem bir örten hem
de bir taşıyandır ve her seplıira tezahür ediş sıralamasında kendisin­
den bir öncekini kaplayan bir kabuk olarak davranır. Teknik anlam­
da k/ippotlı Hayat Ağacı 'nın yaratılışında vardır denebilir. Bir ağa­
cı kestiğimizde yapısında, dışında ince kılıflar içeren halkalar bu­
lunduğunu görürüz. Hayat Ağacı on tane iç içe aynı merkeze sahip
halka içerir ve bazen klippalı dış kabuğa karşılık gelir. Kelime ge­
nellikle hiçbir ışık içenneyen ama onun üstünü örten bir örtü anla­
mına kullanılır. Yani boş bir kabuk, ölü bir kınk parça. Klippatlı Ka­
bala' da aynca kötülüğün şeytani güçleri olarak görünür ve alemde
bulunan tüm kötülükten sorumlu demonik bir hiyerarşi içinde yer
alan kötü demonesler (dişi demonlar) olarak kabul edilir. Klippah

248
KABUKLAR ALEMi

kelimesinin basit bir anlamı olmamasının nedeni, onun kabalistik


kötülüğün bir parçası olması ve monoteistik yani dualistik olmayan
tek tanrılı bir öğretide kötülük kavramının belli bir karmaşıklık dü­
zeyine varmadan açıklanmasının mümkün olmaması olarak açıkla­
nır. Bu durumda sonuç olarak konu şu soruya gelebilir:

Eğer T-nrı "İyi" ise Neden "Kötülük" Var?


Kabul edilmelidir ki hiçbir kısa açıklama bu karmaşık sorunun ce­
vabını vermek için yeterli olamaz. Kabala' da dualitenin ve dolayı­
sı ile kötülüğün varoluşunun nedeni şu cümleyle ifade edilebilir:
Talmud sorar: "'Kim bilgedir? Ve cevap verir: Her insandan bir şey
öğrenen."
Kabala'da Bilgelik seviyesinde tüm insanlar birdir. Dolayısı ile
eğer bir kişi bilgelik seviyesine (Clıochmalı) erişmiş ise herkesten ve
her şeyden bir şey öğreniyor demektir. Tek tek durumlara ve fikirle­
re ayrılma kavramı ise Bilgelik seviyesinin altında oluşur. Baal Shem
Tov'a göre bilgelik seviyesine erişmiş olan kişi tüm Yaratılış'tan ol­
duğu gibi kötülükten de bir şey öğrenmelidir. İyilik ve kötülük ayrı­
mının yapılabileceği yer yalnızca bu seviyenin (Chochmalı) altıdır.
Bahir 1 yorumunda Aryeh Kaplan bu konuda şöyle der: "Kötü­
lük, Yaratılış'ın ikincil elementlerinin sonucudur ve amacı, var ola­
bilmek için serbest seçime izin vermek ve insanoğlunun temel ama­
cı olan T-nrı'ya bağlanmayı sağlamaktır" (Bahir; s 1 15, 1 989). İşte
bu tanım temel kabalistik teodisenin 2 açılımıdır. Buna göre, "kötü­
lük T-nrı ile yapılan bir mücadele değildir. O, bizim T-nn'nın "Işı­
ğını" almamızı sağlayan çabanın bir kısmıdır".

1 Kabala'nın en önemli kitaplarından. Tanrısal nitelikleri sayılar olarak ele alan ,

Sepher Yetzirah tan farklı olarak On Sephiroth sembolizmini ilk,vurgulayan


'

kitaptır. Burada keneset lsrael yani Yahudi halkının midrashik cisim­


'
lendirmesinde onları, Tanrısal Varlık Shekiaah ile eşit gösterir. Rabbinik
gelenekte ise bunlar iki ayrı kavramlardır.
2 İ yiliğin var olabilmesi için kÖtülügün gerekli oldugunu ileri süren felsefe.

249
KABALA: "SINJRSIZ"A YOLCULUK

Yukarıda kapların kırılması kavramına da bahsettiğimiz gibi


kapların birbiriyle etkileşebilmeleri için hem almaları hem de ver­
meleri gerekir. T-nrı 'nın ışığını alabilmek için ise kap bir şekilde
Ona bağlanmak zorundadır. Ruhsal ile fiziksel arasındaki temel
fark ise fiziksel uzayın ruhsal alem içinde var olamayacağıdır. Do­
layısıyla seplıirotlı T-nrı ile doğrudan fiziksel olarak bağlanamaz.
Mümkün olan tek bağlantı yolu ise benzerliktir. Dolayısıyla T­
nrı 'nın Işığını alabilmek için kap en azından bir dereceye kadar T­
nrı 'ya benzemek zorundadır. Ancak bu kavram ortaya bir zorluk çı­
karır. Eğer T-nrı en yüce Verici ise ve Kap sadece alabiliyor ama ve­
remiyorsa bu durumda bu ikisi mutlak karşıtlardır. Bu durumda ge­
reken şey ise hem alan ve hem de verebilen bir kaptır. İşte Kaba­
la'ya göre bu en yüce kap insandır. Eğer insan T-nrı 'nın Işığını alı­
yorsa o önce bir verici olup Ona benzemek durumundadır. Bunu
gerçekleştirebilmek ise ancak O'nun Emirlerine uyarak ve böylece
ruhsal alemlere destek vererek mümkündür. Bir verici olabilmek
için ise insan hem özgür iradeye hem de seçme özgürlüğüne sahip
olmalıdır. Ve bu da ancak hem iyilik hem de kötülüğün aynı anda
var olabilmesiyle mümkündür.
Sonuç olarak, kapların tolıu-kaos aşamasında belirtildiği gibi ori­
jinal olarak Işığı tutamayacak biçimde yaratılmalarının sebebi, kötü­
lüğün var olabilmesi ve böylece insana serbest seçim özgürlüğünün
verilebilmesi içindir ve bu da kapların yeniden düzeltilebilmesi için
gereklidir. Daha da ötesi, kötülük en yüksek orijinal kaplardan doğ­
duğundan düzeltilebilir ve yeniden bu seviyeye yükseltilebilir. Ka­
bala'ya göre T-nrı 'nın en fazla haz duyduğu an tüm kötülüğün iyili­
ğe dönüştüğü andır. İnsan serbest iradeye sahiptir. Böylece kötülü­
ğün üstesinden gelebilir ve bu da Yaratılış'ın en yüce amacıdır. Kö­
tülük yenildiği zaman ise bu yüce amaç yerine getirilmiş olacaktır.
İşte bu T-nrı'nın hazzıdır. Daha derin anlamda düşünürsek, kişi kö­
tülüğü yendikçe daha fazla serbest iradesini kullanıyor ve böyle ya­
parak daha fazla T-nrı'ya benziyor demektir. Bu durumda kötülüğün
varoluş amacı, insana serbest seçim olanağını vermek ve bunu başa-

250
KABUKLAR ALEMİ

rarak Yaratılış'ın en yüce amacını vücuda getinnektir diyebiliriz. Bu


en yüce amaç ise Kabala'da "T-nn 'ya bağlanmak" biçiminde ifade
edilir. Klippoth kavramı bize kabalistik dualiteyi açıkça gösterir. Ya­
ni taşıyıcı (kap) ve taşınan (ışık). Karşıtlar birliği oluştunnak üzere
birlikte çalışıyorlar. Verilen "ışık", alan ise "kap". Karşıtlar: Veriş ve
alış. Aktif ve pasif. Ve birlikte ilksel amacın yerine gelmesine yar­
dım ediyorlar. T-nrı'nın Varoluş'u yaratmasının temel amacı, O'nun
Kendini Yarattıkları'na tümüyle göstennek istemesiydi. Ya da Zo­
har'da sembolize edildiği gibi: "Yüz'ün Yüz'e bakması."
Kabala, T-nrı 'nın Işığını alacak olan gerçek kapların insanlık ol­
duğunu öngörür. Ancak insan bunu gerçekleştirebilmek için önce bir
şekilde T-nrı'ya bağlanmalıdır. Venneyi ve etkileşmeyi başaramayan
original kapların aksine insanoğlu ayrıca bir verici olarak yüzünü T­
nrı 'ya dönmeye (zaten O'nun suretinde yaratılmıştır), O'na yaklaş­
maya çalışmalıdır. Karşıtların kombinasyonu: Biz hareketlerimizle
ilahi alemleri besleyerek "veririz". Ama bunu yapabilmeden önce
"almak" için, hem serbest irade hem de serbest seçim sahibi olarak
-ki bu, ancak hem iyi hem de kötü var olduğunda mümkündür- T­
nrı 'ya yaklaşmaya, yüzümüzü O'na dönmeye çalışmalıyız.
Zohar'a göre tam bir kap vizyon açısından bir bütünlüğe ve ka­
pasiteye sahiptir. O anlaşılabilir bir fikir içerir. Kırılmış bir kap ise
birlikten mahrumdur ve dolayısıyla onun vizyonu karışık ve şekil­
sizdir (tohu). Bu tür bir vizyonu izlemek kişiyi T-nrı'dan ayrılmaya
götürür ve biz T-nrı'nın ışığını tamamen anlamak ve onu taşıyabil­
mek için bu tür vizyonlara dikkat etmeliyiz. Böylece bir tam daire­
ye gelmiş oluyoruz. Taşıyıcı [kap] ve taşınan [ışık]. Bilge kişi kötü­
lükten de [bir şeyler] öğrenir. Bu nedenle klippoth Yaratılış içinde
yer alan gerekli bir bileşendir. T-nrı'ya karşı bir mücadele değil ama
insanlık açısından ona ulaşmamıza yardım eden bir mücadele. Işığın
kitabı Zohar kötülüğün temel nedeni olarak ayrılma hareketini gös­
terir. Ayrılma hareketi, Zohar'da "filizlerin kesilmesi" kavramı ile
sembolize edilir. Birleşmiş olan bölünmüş hale gelmiştir. Zohar'da
bir şey ile diğeri arasında oluşan sınır ise kabuk olarak algılanır. İlk

25 1
KABALA: "SINIRSIZ"A Y OLCULUK

aynlma ise Hayat Ağacı ("bir şey", Merhamet Sütunu) ile İyi ve Kö­
tünün Bilgisi Ağacı 'nın ("diğeri", Şiddet Sütunu) bölünmesidir.
Normal kavrayış olarak alem "bir şey" ile "diğeri" arasındaki bölün­
meler ile karakterize edilir. Bunun sonucu olarak teknik anlamda ki­
şi bizim bir kabuklar dünyasına gömülmüş durumda olduğumuzu
söyleyebilir. Original, bölünmemiş ışıktan alınan (bir ayrılma daha
yaparak) kabuklar tezahürün ölü kalıntılarıdır ve ölü deri, saç, ka­
buk, deniz kabukları ya da pislik olarak tanımlanabilirler. Onlar içi­
len bir şarap şişesinin dibinde kalan kalıntılar ya da altın madenini
anttıktan sonra geriye kalan safsızlıklar olarak görülürler. Scho­
lem' e göre Zohar kötülüğü, "yaşamın gizli organik prosesinin kalın­
tısı ya da reddedilmiş kısmı" olarak tanımlar. Kötülük aslında ölü
bir şeydir ama T-nrı 'nın küçücük bir kıvılcımı üzerine düştüğünde
yaşama döner. Kendi başına ise sadece yaşamın ölü bir kalıntısıdır.
Aşağıda yer alan listede klippoth'un bir sephira'yı çevreleyen
ve kuvvet içermeyen şekle sahip, boş kabuklar olduğunu gösteren
tercümeleri verilmiştir.

Kether Yararsızlık
Choclınıah Keyfi hareket
Binah Kadercilik
Chesed İdeoloji
Geburalı Bürokrasi
Tiphereth Boşluk, Sahtecilik
Netzach Rutin, Tekerrür, Alışkanlık
Hod Sert, katı. düzen
Yesod Zombiizm, Robotizm
Malchuth Hareketsizlik (Dolaşım)

Klippoth hakkındaki ikinci bir ortak tercüme ise onların bir sep­
hira 'nın karşıt ya da negatif durumunu temsil ettikleridir. Bu fikrin
birçok değişik kullanımı vardır. En çok kullanılanlardan birine gö­
re kötülük, Yaratılış sırasında din-sınırlama sıfatının aşin güçleri

252
KABUKLAR ALEMi

nedeni ile ortaya çıkmıştır. Bu dengesizlik prosesin özünden kay­


naklanmış olabilir. Yani her bir sephira'nın dengesizlik ve kararsız­
lık durumuna girdiği (dengesiz kuvvetin krallıkları) bir dönemden
kaynaklanan Yaratılış hareketinin sonucunun bir kalıntısı olabilir.
Ama diğer bir görüş ise bu dengesizliğin nedeninin insanoğlunun
Hayat Ağacı yerine İyilik ve Kötülüğün Bilgisi Ağacı 'na olan eğili­
minin sonucu olduğunu belirtir. Din yani şiddetin güçlerinin denge­
sizliği Ağaçtan dışarıya sızar ve sitra achra yani "diğer taraf' ya da
"sol tarafın" yani kötülüğün bağımsız krallığının temelini oluşturur.
Bu kavram kendi içinde tam bir ağaç olarak, bazan büyük bir dra­
gon yani ejderha·olarak hazan da yedi cehennem ile gösterilir. Kac
bala ile ortaçağ demonolojisini birleştiren bazı kaynaklar ayrıntılı
demon listeleri yapmışlar ve Samael ve Lilith' i onların kral ve kra­
liçeleri olarak göstennişlerdir.
Görüldüğü gibi Klippoth' un aslında basit bir açıklaması yoktur.
Kabalistik düşüncede her zaman olduğu gibi mecaz sadece anlama
ve meditasyona yönelik bir araçtır. Kannaşıktır, çünkü üzerinde ça­
lışılan fikirler kannaşıktır. Kannaşıktır, çünkü tanımlama yetimizin
çok ötesinde olan düşünce ve fikirleri ad ve sayı olarak tanımlaya­
bilmeye yönelik çabalardır. Üzerinde anlaşılan tek konu ise şudur:
klippah kelime anlamı olarak "kabuk" ya da "kırıktır". Nasıl seplıi­
roth kelimesi hazan kelim yani "kap" anlamında kullanılıyorsa klip­
poth da taşıyıcılar olarak göz önüne alınır. Sephiroth' a karşılık (zıt)
gelen klippotlı Crowley'e göre aşağıdaki biçimde sıralanır:

253
Yol (Sephiroth) Klippothik Sıra Anlamı Cehennem
Ain Qemetie/ Tanrıların Tacı
Ain-Soph Belial Tanrısız
Ain Sooh Aur Athiel Belirsizlik
Kether Thaumie/ İkiz tanrılar En Derin Cehennem
Chochmah Ghaaiel Enqel Olanlar
Sheo/, Mezar
Binah Satarie/ · Gizleyenler
Chesed Gasheklah Parcalarına Ayıranlar Yıkımın Mekanı
Gevurah Golachab Yakanlar Kül Cukuru
Tiphereth Tagerion Çekisenler Çamur Bataklığı
Netzach Orev Zarak Dağılmanın Kuzgunları Olümün Kapısı
Hod Samael Suçlayıcı Olümün Gölgesi
Yesod Gama/ie/ lqrenç olanlar
Gehenna
Malchuth Lilith Gecenin Kad ını

(Godwin'in "Cabalistic Encyclopedia; 1975" adlı eserinden türetilmiştir.)

Klippoth Kabala' da merkezse! Tanrısal Işık'ı ya da Kıvılcımları


çevreleyen karanlığın katmanları olarak görülür ve hem ruhsal kir­
liliğe hem de ahlaksal günaha karşılık gelir. Klippoth ayrıca kirlili­
ğin ya da günahkarlığın şiddetine göre derecelere ayrılır. Daha ka­
ranlık katmanlar daha kuvvetli kötülüğe ve daha az karanlık kat­
manlar (klippah nogah-parlaklık) ise "şeffaf' hareket ve davranış­
lara karşılık gelir. Şeffaf denir çünkü kısmen ilahi kabul edilir. Ka­
bala 'ya göre klippoth katmanlarının temizlenmesi işlemi ise kişinin
[T-nrının suretinin mükemmel bir yansıması olan] ruhunun içsel kı­
vılcımlarını açığa çıkanr. Katmanların temzilenmesi içsel bir ruh­
sallık açığa çıkanr ve böylece kişinin Tanrısal'ı görmezliğini tersi­
ne çevirir. Aynı "kıvılcımların yükselmesinin" kabalistin ruhunu
sonsuzlukta (Ain Soph) kaynağı ile birleştirmesinde olduğu gibi.
Yahudi kabalistler klippoth'u Kabuklar Krallığı olarak tanımlarlar­
lar. B u şeytani krallık aynı zamanda Cehennem olarak da bilinir.
Ancak şunu da söylemek gerekir ki burada kasıt tam anlamı ile halk
arasında ceza çekme yeri anlamına gelen Cehennem değildir. Kaba­
la' da kabuklar genellikle Hayat Ağacı'nın negatif bir yansıması

254
KABU KLAR ALEMİ

olan ve demonları ve şer ruhları içeren alemler olarak kabul edilir­


ler. KlıjJpotlı bazen Krallık-Malchuth sephira'sının altında bulunan
Yedi Engin Boşluğa (Abyss) ayrılır. Bunlar: l . Yedi Saraylar'ın
(C/ıesed'den Malchuth'a) karşıtı olan Gehenna, 2. Ölümün Gölge­
si, 3. Ölümün Kapısı, 4. Çamur Bataklığı, 5 . Küf Çukuru, 6. Yıkı­
mın Mekanı, 7. Sheol.
Dikkat edin ki klippoth Hayat Ağacı 'nın tersidir. Onun, tohu (saf
olmayan toprak), bohu (saf olmayan su) ve karanlıktan (Işığın kar­
şıtı) oluştuğu söylenir. Tüm bu terimler Tekvin-Bereshith'te 1 : 1 de
mevcuttur.
Peki eğer klippoth kabalistik teodisenin bir parçası ise kişi neden
üzerinde çalışmak ya da onu yaşamak istesin ki? Eğer onlar kötülük
ise yalnız başına bırakılmaları gerekmez mi? Klippoth'un bir Kaba­
la öğrencisi açısından oynadığı rol nedir? B ir Kabala öğrencisi için
bu sorulara verilebilecek belki de en iyi cevap klippoth'un kabalis­
tik bütünün bir parçası olduğudur. Onlar yapının içinde vardır ve
dolayısıyla farklarına varılmalı ve çalışmalar sırasında bir noktaya
kadar anlaşılmalıdır. Kabuklar-K/ippot/ı) hakkında Zohar şöyle der:
"Ve Rabbi Shimeon dedi ki: "Şimdi artık klippoth'un on sephi­
roth 'unu açıklama zamanı gelmiştir... Onlara bu ad verildi, çünkü
onlar kendi başlarına hiçbir yaşam kuvveti içermezler. Bir portaka­
lın kabuğu gibidirler, tadları acıdır ama sonuçta iyi bir amaca hiz­
met ederler: içindeki meyveyi korumak. Tek başına bir varlık ola­
rak bir kabuğun hiçbir yararlı amacı yoktur ve meyveyi yiyebilmek
için soyulup atılması gerekir. Bu klippoth kendi nihai amaçlarını ise
esas olarak Tanrısal Alemler'de bulurlar ve oradan aşağı alemlere
inerler ve Briah, Yetzirah ve Asiah boyunca inerek Pharaoh-Fira­
vun seviyesine gelirler. Pharaoh adını heceleyen harfler Po-Ra
(Burası kötüdür) olarak yeniden düzenlenebilir. Ama neden ayette
"Pharaoh'a git" yerine "Pharaoh' a gel" yazmaktadır? Çünkü eği­
lim Pharaoh'un ruhsal seviyesi olan "Büyük Timsah'a" doğrudur."
"Ve T-nrı Musa'yı bu dış kuvvetlerin değişik seviyeleri boyun­
ca götürerek odaların içinde odalara aldı. Ta ki Büyük Timsah'ın

255
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

bütün kuvvetiyle hüküm sürdüğü ruhsal seviyenin sırrına erişince­


ye kadar. (Burası, safsızlığın pek çok değişik seviyesinin kaynağı
olan yerdir. İbranice' de safsızlığı simgeleyen kelime "Dıımah"tır ve
mühürlenmek kavramını içerir. Bu mühürlenme, saf ve kutsal İlahi
kaynak ile olan bağlantıdan mühürlenme yani izole olma anlamını
taşır. Dunıah 'ın bu seviyesi izole etme rolünü oynayan klippoth'un
ruhsal kaynağıdır, yani dış alemden bir meyve.) ... Ve Musa safsızlı­
ğın bu seviyesi tarafından kirlenmekten korktu. Ve ona yaklaşmak
istemedi. Çok yaklaşmaktan korkuyordu, çünkü bu kötülüğün kök­
lerinin, onun yüce kaynağı olan Dumah'ta olduğunu görüyordu ...Ve
O Musa'nın korktuğunu ve tüm diğer ruhsal seviyelerin ondan
uzaklaşmaya başladığını gördü ve dedi ki: Dikkat et Ey Firavun!
Mısır kralı, "Ben" senin karşındayım!
Kabala'da Mısır Kralı olarak sembolize edilen Firavun kötülü­
ğün yani Dunıah'ın kaynağını gösterir ve sadece T-nn ona karşı sa­
vaş ilan edebilir, başkası değil. Bu nedenledir ki Mısırlılann ilk do­
ğan çocuklannı kıran Ha Shem'in (IHVH) kendisidir- sadece O. Ne
bir melek ne de bir başka elçi."

Dem onlar

ukanda da kısmen vurguladığımız gibi Judaizm ve Kabala baş­


Y melekler ve melekler bakımından olduğu gibi demonlar bakı­
mından da zengindir. Kabala' da bu doğa üstü varlıklar çoğunlukla
kötü niyetli olarak ifade edilirler. Işığın kitabı Zohar demonlan üç
sınıfa ayınr: 1 . Melekler gibi olanlar. Bunlar melekler gibi uçabilir
ve onlar gibi sürekli fiziksel bir forma sahip değillerdir. 2. İnsana
benzeyenler. Yerler, çoğalırlar ve ölürler. 3. T-nn 'ya hiçbir saygısı
olmayan ve hayvan görünümlü olanlar.
Kabala ve İbrani geleneğini incelediğimizde de yukandakine çok
benzer olarak demonlan genel anlamda üç sınıfta toplayabiliriz:

256
KABUKLAR ALEMi

1. İ b ran i Demonlar. Kabala'ya göre Yaratılış'ın altıncı gününün


sonunda T-nrı melek görünümlü demonları yaratır. Onlara ruh ve
zeka verir ancak Sabbath günü geldiğinde zaman yetmez ve de­
monlar bedensiz ve tamamlanmadan kalırlar. Bu demonlar O'nun
yarattığı varlıklardır. T-nrı 'dan korkarlar ve ona bağlıdırlar. Ancak
tamamlanmamış formlarından dolayı kırgındırlar ve insana karşı
büyük bir kıskançlık duyarlar. Bunlar dünyevi demonlar adını alır­
lar ve insanlar gibi evlenir ve yaşarlar. Genel olarak bunlar makul
bir·neden olmadıkça insanlara zarar verıneye yeltenmezler. Sepher ·
Hasidim adlı eserinde Rabbi Judah bu demonların yalnızca insan­
lar onları rahatsız ettiğinde onlara zarar vermeye kalktığını yazar.
Kabala'da Asmodeus İbrani demonların başı olarak görülür. Asmo­
deus'un öğrenmek amacıyla Cennet'e kadar yükseldiği söylenir.
O'nun demonlan T-nn 'ya bağlıdır ve zaman zaman günahkarları
cezalandırmak amacıyla O 'nun hizmetinde yer alırlar. Örneğin kut­
sal kitapları düzgün kullanmayan kişileıi cezalandırmak için görev­
li bir demon vardır. Bir melek değil ama bir demon. Samael ve or­
duları gibi bu demonların bazıları saf kötülüktür. Bunlar Hristiyan­
lıktaki "düşen meleklere" benzetilebilir.

2. Lilith ve soyu. Kabala'da T-nn'nın Havva'dan önce Adem ile ay­


nı anda Lilith' i yarattığı anlatılır. Her ne kadar Adam kendini daha
yüce görse de Lilith aynı fikirde değildir. Ona göre o kendi kendisi­
ne aittir. Adam ve Lilitlı sürekli tartışırlar (bazı kaynaklara göre
özellikle seks hakkında) ve en sonunda Lilith öfkelenir ve Cennet
Bahçesi ' nden uçar. Bir mağaraya yerleşir ve demonlarla olan ilişki­
leri, soyunun ilk çocuklarını ortaya çıkarır. Original demonların ak­
sine Lilitlı ve hibrid çocukları kötü niyetlidirler ve sürekli olarak in­
sanlara zarar vermek için uğraşırlar. Lilitlı ne Tekvin-Genesis ne de
diğer belli başlı din kitaplarında yer almaz. Ancak Adem'in ilk ka­
nsı ve dişi demonların başı olarak hikayesi yüzyıllar boyunca hep
var olmuştur. Tekvin 1 :27 şöyle der: "Ve T-nn insanı kendi suretin­
de yarattı. T-nrı 'nın suretinde yarattı O onları. O onları erkek ve di­
şi olarak yarattı."

257
K A B A L A : "' S I N I R S I Z "' A Y O L C U L U K

Ama hemen bunun ardından Tekvin 2:7"de T-nrı 'nın insanı toz
ve topraktan yarattığını ve 2:20-23 'te de Havva'nın Adem'in kabur­
gasından yaratıldığını buluruz. Görüldüğü gibi önce erkek ve kadın
birlikte daha sonra ise kadın erkeğin kaburgasından yeniden yaratıl­
mıştır. Yani kadın iki kere yaratılıyor gibidir. Peki eğer gerçekten
böyle ise öbür kadına ne olmuştur? Efsaneye göre erkek ve kadın
(Adam ve lilitlı) diğer tüm hayvanlara benzer biçimde aynı anda
yaratılmışlardır. Ama eşitlik konusunda sürekli birbirleri ile kavga
etmektedirler. En sonunda ise Lilitlı kızar ve T-nrı 'nın Kutsal Adını
kullanır. Kanatlara sahip olarak Cennet Bahçesi 'nden uçar. Bir ma­
ğarada saklanır ve demonlarla ilişkide bulunarak çocuklar doğurur.
Yalnız kalan Adem ise T-nrı 'ya şikayette bulunur ve bunun üzerine
T-nrı lilitlı 'i geri getirmeleri için üç melek yollar. Bu meleklerin
adları SNVY, SNSNVY ve SMNGLF olarak söylenir (okunuşları
konusunda çelişkiler vardır, Sanoi ya da Sanvi; Sanasanoi ya da Sa­
nasanvi, Smengelef ya da Samnagloj). Melekler lilith'i yakalar ve
dönmezse tüm çocuklarının öleceğini belirtirler. Ancak Lilith onlar­
la mücadele eder. Meleklere şöyle der: "Bilmiyor musunuz! Ben
yalnızca annelere ve çocuklarına zarar vermek için yaratıldım." Ve
melekler onların adlarını ve suretlerini gördüğünde kaçması şartıy­
la gitmesine izin verirler.
Adem ve Havva'ya ne olduğunu biliyoruz. Peki ya lilith? O, de­
monlann kraliçesi haline gelir ve uzun, kabarık saçlı ve kanatlı ola­
rak tanımlanır. Adı bazen İbrani demon Asmodeus'un karısı bazen
de T-nrı tanımaz demonlann saf kötülükle dolu yöneticisi, Sama­
el'in yandaşı olarak geçer. Kabala'ya göre lilith ve çocukları ölüm­
lüler ile rüyalarında ilişkide bulunarak çeşitli melez demonlar yara­
tırlar. Yine Kabala'ya göre günümüzde lilith ve soyu haHi anne ve
çocuklarına zarar vermek için uğraşmaktadırlar. Onları durduracak
bir tek şey vardır: Üç meleğin adları.

3. Sitra Ahra ve köleleri. Sitra Ahra İbranice' de "diğer taraf' ola­


rak tercüme edilebilir. Bazılarına göre Yaratılış'ta T-nrı 'nın elinin
terkettiği (ki bu asla doğru olamaz) ya da en azından içinde yaşa-

258
KABUKLAR ALEMİ

yanların T-nrı 'ya saygı duymadığı bir yer vardır. Bu düşünce Kaba­
la'da Öbür Taraf-Sitra Ahra fikrini doğunnuştur. Burası Hristiyan
geleneğindeki Cehennem kavramına çok yakın bir yerdir. Yaşayan­
ları saf kötülüktür ve T-nrı tarafından tamamen terkedilmişlerdir.
Şeytanla bir tutulan demon Samael'in bazen burada yaşadığı söyle­
nir. Sitra Ahra'dan çıkan her şey tümüyle kötülüktür, kötü niyetli­
dir ve çok tehlikelidir. Tabii bu noktada vurgulamamız gereken bir
şey var. Kabala Yaratılış 'ta T-nrı 'nın bulunmadığı hiçbir yerin ol­
madığını her fırsatta vurgular. "Tüm alem O'nun görkemiyle dolu­
dur". Bu nedenle Sitra Ahra daha ziyade ikinci anlayış olan, içinde
yaşayanların T-nrı'ya saygı duymadığı bir yer olarak düşünülebilir.
Aslında Kabala yaratılan tüm ruhların dünyevi görevini tamamla­
dıktan sonra ruhsal aleme ginneden önce arınmaları gereken bir yer
olduğunu öğretir. Dünyevi zevkler, tutkular, arzular ile kirlenmiş
olan ruh geldiği yer olan Işığa ya da Cennet Bahçesi 'ne giımeden
önce bu kabuklardan arınmalıdır. Temelde Sitra Ahra bu amaç ile
var edilmiş bir yer olarak öğretilir. Bu anlayış "T-nrı Yaratılış'ın her
yerindedir" (bize göre kötülük ile dolu olsa bile) görüşüne de uy­
maktadır. Ayrıca aynı tzimtzum-büzülme kavramını anlatırken gör­
düğümüz Sonsuz Karanlığın yalnızca bizim bakış açımızla karanlık
olduğunu ancak O'nun gözünde karanlığın da bir ışık olduğunu ha­
tırlayalım. Aynı şey burada da geçerlidir diye düşünebiliriz. Ket­
her'i anlatırken de belirttiğimiz gibi, "Onda dualite yoktur ve her
şey tek taraflıdır. Bu tek olan şey ise saf Sevgidir, İyiliktir, Işıktır."

259
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Günlerin Sonu

aratılış'ın yedi evrensel döngüsünün1 her birinde Tanrısal Bi­


Ylinç'in itici gücü bir seplıirotik zincir boyunca geçerek Briah­
Yaratılış Alemi 'nden aşağıya doğru, maddenin içinde tam olarak te­
zahür etmek üzere iner ve tecrübe ile dolu olarak yeniden geriye,
Briah Alemine yükselir. Ve yedinci döngünün son gününde sondan
bir önceki aşama başlar. Bu günde, tasarlanmış, yaratıl�ış, şekillen­
dirilmiş ve yapılmış olan her bir varlık tüm zaman içindeki kendi
kişisel performansına göre değerlendirilerek Yaratılış içinde hak et­
tiği yere gönderilir. Bundan sonra var edilmiş tüm varlıklar Tanrısal
Atzi/utlı-İlk Çıkış Alemi 'nde Adam Kadnıon 'un Tanrısal Varlığı
içine gömülür.
... Ve Adanı Kadmon var olan bu her şeyin deneyimini emip tü­
münü idrak ettiğinde, Tanrısal'ın sureti kimin içerde ve dışarıda ol­
duğunu bilir. Ve bu gerçeğin aynasında "Yüz, Yüz'e bakar" ... Ve
toplam birlik oluşur... Ve BEN BEN OLANIM2 Bir olur...Ve Varoluş
T-nrı 'yı tek başına bırakarak gözden kaybolmaya başlar.

T-nrı, T-nn 'yı gördü !

1 Siklus ya da shemittot
2 AHIH AShR AHIH (Ekyeh Asher Ekyeh)

260
10
. .

IBRANI HARFLERiNiN
SIRLARI

• brani alfabesi ilk bakışta diğer tüm alfabeler gibi şekillerden olu­
Işup çok basit gibi görünmekle birlikte Kabala'ya göre içinde Ya­
ratılış 'ın en derin sırlarını ortaya koyan çeşitli mistik anlamlan ba­
rındırır. Kabalistik öğretinin bilinen eski yazılı eseri olan Sepher
Yetzirah İbrani alfabesinin yirmi iki harfini aşağıdaki sözlerle "Ya­
ratılış ' m yapı taşları" olarak tanımlar.
"Ve O bu yirmi iki harf ile, yaratılmış olan ve bundan sonra ya­
ratılacak olan her şeyi şekillendirdi, ölçtü ve oluşturdu." (S.Y.
Böl.11. Kıs.2.)
Kabala'ya göre İbrani alfabesinin her bir harfi farklı mistik an­
lamlar taşır ve Yaratılış' ın belli bir bölümünü oluşturur. Yine Sep­
her Yetzirah'a göre T-nrı alemi İbrani alfabesinin harfleri, sayılar ve
tınılar (sesler) üzerine yaratmıştır:
"IH (Kah), IHVH , orduların muzaffer kumandanı, lsrael'in T­
nrı'sı, Yaşayan Elokim, tüm çağların Kralı, bağışlayıcı ve merha­
metli T-nrı, Yüce Varlık, Sonsuzluğun Sakini ve en yüksek ve kut-

261
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

sal varlık olan O, Adını B ilgeliğin Otuz iki Yolunun içinde, üç Sep­
lıarim 'i (sayılar, harfler ve tınılar) kullanarak Alem'in her yanma
işledi." (S.Y. Böl.I, Kıs. l )
Kabala'ya göre Yaratıcı Bilinç üç aşamada oluşur. Uzay, zaman
ve ruh. Bu üç aşama ise fiziksel gerçekliğe İbrani alfabesinin her bir
harfinin şekli, adı ve sayısal değeri olarak yansır. Ba' al Shem Tov
ayrıca her bir harfin, alemlerin, ruhların ve Tanrısallığın her bir bo­
yutunda aynca var olduğunu öğretir. Burada alemler fiziksel, insa­
ni, moral ve kişisel boyutları, "ruhlar dinsel/spirituel boyutu ve Tan­
rısallık ise Tanrısal boyutu gösterir. Bu boyutlar her bir harfin üç
yönünde -şekli, adı ve sayısal değeri- yansıdığından, her bir harfin
anlamına ait dokuz ayrı kategoriden bahsedebiliriz demektir.
İbrani harfleri ayrıca bir kabalistin çeşitli amaçlarla meditasyon
yaptığı bir alandır. Her bir harfin ifade ettiği ya da temsil ettiği özel­
liğe, o harfin anlamına ya da Yaratılış içinde aldığı işlevine göre ka­
balist o harf üzeıine meditasyon yaparak, ruhunu arındırır, ruhsal
alemlere yolculuk eder ve ruhunu T-nrı 'ya doğru yükseltmeye çalışır.

Zolıar'a Göre İbrani Harfleri

ohar Sepher Yetzirah 'ta vurgulanan, İbrani harflerinin Yaratı­


Zlış'ın yapı taşları olması i şlevini daha da açarak alemlerin bu
,

harfler aracılığı ile nasıl yaratıldığını anlatır. Zohar'a göre evrende­


ki tüm yaşamın kaynağı , tüm organik türlerin yaratıcısı sıfatıyla
Kutsal Olan T-nrı (The Holy One, Blessed Be He) alemi yaratmaya
karar verdiği ilk anda alfabenin harfleri henüz embriyonikti ve iki
bin yıl boyunca Kutsal Olan T-nrı onların üzerinde düşündü ve on­
ları tasarladı. Alemi yaratma sırası geldiğinde alfabenin tüm harfle­
ri sondan başa doğru olmak üzere O'nun önünde sırayla kendileri­
ni gösterdiler ve aşağıdaki biçimde Yaratılış ' ı kendileri ile başlat­
ması için T-nrı 'ya yalvardılar:

262
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

Önce Th-tau T-nrı 'ın huzuruna gelir ve T-nrı 'nın mührünün üze­
rine kazınmış gerçek-emet/ı (AMTh) sıfatının son harfi olması ne­
deni ile Yaratılış 'ın başlangıcının kendisi olmasını ister. T-nrı ise
ona bunu hak ettiğini ancak onun başka görevi olduğunu, kendisi­
nin Yasayı (Taralı) tau 'dan aleph 'e kadar korumakla görevli erdem­
lilerin (tzaddik) alınlarında bir işaret olduğunu (Ezek. IX,4), bu işa­
ret olmadan geri kalanların hepsinin öleceğini ve kendisinin de bu
durumda mawetlı-ölüm kelimesinin son harfi olacağını söyleyerek
·tüm bu nedenlerle Yaratılış'ı onunla başlatamayacağını belirtir.
Böylece Yaratılış 'ı Th-tau harfi ile başlatmaz.
Sonra Slı-slıin T-nrı 'nın huzuruna gelir ve Kadir-i Mutlak-Sha­
kai (SHDI) Adı'nın ilk harfi olması nedeniyle Yaratılış'ın başlangı­
cı için en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. T-nrı ise ona bunu
hak ettiğini ancak kendisinin aynı zamanda ShKR (yalancılık) keli­
mesinin baş harfi olduğunu söyler. Ve Sh-shin harfinin aslında doğ­
ruluğun harfi olduğunu ancak K-kaph ve R-resh harflerinin kötü ta­
rafa ait olup kendilerini Sh-slıin harfine yamadıklarını ve bunun da
bir komplo (KShR-Kesher) olduğunu belirtir. Ve Yaratılış slıin, resh
ve kaplı harfleri ile de başlamaz.
Tz-Tzaddi harfi huzura gelir ve kendisinin erdemlilik ve dürüst­
lüğün harfi olduğunu (tzaddik) ve "T-nrı erdemli olduğu için, O er­
demlileri sever" (Ps. XI, 7) deyişinde olduğu gibi T-nrı 'nın "Erdem­
li" olarak adlandırılması nedeni ile alemlerin yaratılışının başlangı­
cı için en uygun harfin kendisi olduğunu belirtir. T-nrı ise ona da
bunu hak ettiğini ancak şekil olarak yapısında bulunan nun ve yad
harflerinin erkek ve dişi prensipleri simgelediğini, bunun da yaratı­
lacak olan ilk insanı gösterdiğini ve onların şimdilik tzaddik harfi
içinde sırt sırta durduklarını söyler ve gelecekteki bir zamanda bir­
birlerinden ayrılıp yüz yüze dönecekleri ana kadar bu harfin saklı
kalması gerektiğini belirtir. Ve Yaratılış Tz-tzaddi ile de başlamaz.
Sonra P-Pe harfi gelir ve kendisinin T-nrı 'nın aleme vaad ettiği
kurtarma-purkana ve kurtuluşun- peduth ilk harfi olduğunu ve bu
nedenle en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. T-nrı ise ona bu-

263
K A B A L A : "SINIRSIZ"A Y O L C U L U K

nu hak ettiğini ancak onun aynı zamanda pesha-bozgunculuğu ifa­


de ettiğini ve daha da fazlası şekil olarak bir yılan biçiminde oldu­
ğunu ve başı eğik bir insanı yani bir suçluyu sembolize ettiğini söy­
ler. Ve Yaratılış P-pe ile başlamaz.
Au-Ayin harfi ise anavah-"tevazunun", "alçak gönüllülüğün"
harfi olmasına rağmen aynı biçimde, avon-adaletsizliği göstermesi
nedeni ile Yaratılış sürecinin başlangıcı olmaz.

. Sonra S-sameklı harfi görünür ve kendisinin semikah-"deste-


'""' .
ğin", "ayakta tutmanın" harfi olduğunu, bu nedenle "T-nrı düşen
her şeyi destekler, ayakta tutar" deyişi (Ps. CLXV) uyarınca en uy­
gun harfin kendisi olduğunu söyler. T-nrı ise ona varoluş nedeninin
zaten bu olduğunu, bu nedenle kendisini alıp Yaratılış 'ı onunla baş­
latırsa onun sayesinde ayakta duran düşmüşlerin akibetinin ne ola­
cağını sorar. Bunun üzerine sanıekh T-nrı 'nın huzurundan çekilir.
Ve Yaratılış onunla da başlamaz.
Sanıeklı 'ten sonra N-nun harfi huzura gelir ve kendinin "övgü­
lerde endişeli"-nara (Ex. XV, II) ve "Erdemliler için övgü hoş ve
güzeldir" -nawa (Ps. XXXIII, ı) deyişlerinin ilgili kelimelerinin baş
harfi olması nedeni ile en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. T­
nrı ise ona: "Ey nun yerine geri dön! Çünkü S-samekh senin iyiliğin
için (N-nun harfi nephilim-düşenleri sembolize ettiğinden) yerine
geri döndü, o yüzden orada onun desteği altında kal" der. N-Nun ye­
rine gider ve Yaratılış onunla da başlamaz.
Ve M-mem harfi gelir ve kendisinin, T-nrı 'nın ünvanı olan Me­
lekh-"Kral" kelimesinin baş harfi olması nedeni ile en uygun harf
olduğunu söyler. T-nrı ise onu bu nedenle Yaratılış'ın başlangıcı ya­
pamayacağını söyler ve şöyle der: "Yerine dön ve L-lanıed ve K­
kaph ile kal çünkü alemin bir Krala (MLKh) ihtiyacı var."
Bunun üzerine K-kaph hemen görkemli tahtından iner ve T­
nrı 'nın önünde titreyerek kendisinin kabod-onur ve şeref kelimele­
rinin baş harfi olması nedeni ile en uygun harf olduğunu söyler. Ve
K-kaplı tahtından indiği anda iki yüz bin alem birden sarsılmaya
başlar. Taht titrer ve tüm alemler sallanır, neredeyse yıkılmak üze-

264
İBRAN! HARFLERİNİN SIRLARI

redirler. T-nn kaplı 'a seslenir: "Kaph, kaplı burada ne yapıyorsun?


Yerine geri dön, çünkü sen yıkımm-kelayah harfisin. Ve ben alemi
seninle yaratmayacağım!" K-Kaph hemen yerine geri döner ve Ya­
ratılış ne K-kaph ile ve ne de M-mem ile başlar.
Ardından 1-yod harfi T-nrı'nın huzuruna gelir ve kendisinin T­
nrı 'nın en Kutsal Adı 'nın (IHVH) baş harfi olduğunu ve bu neden­
le Yaratılış 'ın başlaması için en uygun harf olduğunu söyler. T-nrı
ise ona şöyle der: "Benim içimde yazılı olman yeterlidir. Sen Be­
nim irademin kanalısın ve Adım'dan çıkmamalısın."
Daha sonra T-teth gelir ve "tav-iyi" kelimesinin baş harfi olma­
sı sıfatıyla en uygun harfin kendisi olduğunu söyler. Ama T-nrı ona
alemi onunla da yaratmayacağını çünkü temsil ettiği iyiliğin yalnız­
ca onun içinde saklı olduğunu söyler. Kendi içinde gizli olduğun­
dan bu iyliğin, yaratacağı alemde yeri olmadığını belirtir. Dahası,
Clı-cheth harfinin de onun tarafında olduğunu ve ikisi bir araya ge­
lince günah-C/ıeT kelimesini oluşturduklarını belirtir.
Tetlı 'ten sonra Z-zayin T-nrı 'nın huzuruna gelir ve "Kutsallığını
koruyabilmek için Sabbath gününü hep hatırlayın-zaklıor" (Tekvin.
XX, 8) deyişi uyarınca kendisinin en uygun harf olduğunu belirtir.
Ancak T-nıı : "Alemi seninle yaratmayacağım. Çünkü sen keskin
ağızlı bir kılıç şeklindesin ve savaşı simgeliyorsun" der. Zayin he­
men çekilir.
Daha sonra V-vau gelir ve kendisinin, T-nn 'nın Kutsal Adı'nda­
ki (IHVH) harflerden biri olduğundan, en uygun harf olduğunu be­
lirtir. T-nn ona cevap verir: "Vau aynı He gibi sen de Benim Adım­
daki harflerden birisin, Benim Gizemimin bir parçasısın ve Benim
Adımın içine kazılısın. Bu sizin için yeterlidir. Bu yüzden Yaratılış'ı
seninle ve H-He ile başlatmayacağım!". Ve vau da yerine geri döner.
D-Daletlı ve G-gimel görünürler ve benzer taleplerde bulunur­
lar. T-nrı da onlara benzer cevaplar verir ve şöyle der: "İkinizin hep
yanyana durması gerekir, çünkü yardımseverliğe ihtiyacı olan "Fa­
kir kişiler bu topraklarda hep var olacaktır." (Tesniye XV, il). Ka­
bala'da Daleth fakirliği-dallutlı, Gimmel ise yardımseverliği-gemu/

265
K A B A L A : "SIN I R S IZ"A YOLCULUK

sembolize eder ve bu nedenle birbirlerinden ayrılmamaları gerekir.


Ve onlar da bu nedenle Yaratılış 'ın başlangıç harfleri olmazlar.
Ve B-beth harfi T-nrı'nın huzuruna gelir ve der ki: "Ey Alemin
Efendisi ! Lütfen beni Yaratılış'ın başına koy, çünkü ben aşağıda ve
yukarıda Sana sunulan kutsamaları, takdisleri-berakhoth temsil edi­
yorum"... Ve Kutsal Olan ona cevap verir: "Bu alemi elbette senin­
le yaratmaya başlayacağım ve sen alemin yaratılışının başlangıcı
olacaksın."
A-Aleph ise yerinde durmakta ve kendini göstermemektedir. T­
nrı sorar: "Aleph, aleph neden diğer harfler gibi sen de huzuruma
gelmezsin?" Aleph cevap verir: "Çünkü diğer harflerin huzuruna
gelip hiç başarı sağlayamadan yerlerine geri döndüklerini gördüm.
Burada ben ne başarabilirimki? Ve dahası sen zaten beth harfine bu
büyük hediyeyi verdin. Yüce Kral'ın birine verdiği hediyeyi geri
alıp başkasına vermesi onun için uygun bir davranış olmaz." Evre­
nin Efendisi ona döner ve: "Aleph, aleph her ne kadar Yaratılış'ı
beth ile başlatacaksam da sen tüm harflerin ilki olarak kalacaksın.
Ve benim Birliğim sen olmadan asla ifade edilemeyecek. Alemin
tüm hesaplan ve işlemleri senin üzerine oturtulacak ve Birlik aleph
harfi olmadan asla ifade edilemeyecek."
"Ve Kutsal Olan üst alemleri büyük ve geniş harflerle, alt alem­
leri ise küçük harflerle yarattı."
Zohar'a göre işte bu nedenle, Torah'ın açılış cümlesinde (Tek­
vin-Bereshith) beth harfi ile başlayan iki kelime (Bereshith bara) ve
aleph harfi ile başlayan (Elokim eth) iki kelime bulunur. Bu iki harf
modeli üst-alem harflerini (büyük harf) ve alt-alem harflerini (kü­
çük harf) simgelerler ve ikisi de aşağıda ve yukarıda bir olarak ça­
lışırlar. Şimdi İbrani alfabesinin bu yirmi iki harfine ve bunların ka­
balistik açıdan anlamlarına ve işlevlerine kısaca bir bakalım.

266
1. Aleph (AleO �
A-Aleph İbrani alfabesinin ilk harfidir ve sayısal değeri birdir ( 1 ).
Kabala'da tüm varlıkların ötesinde, Bir ve Tek olan Yüce T-nrı'yı
simgeler. Harfin şekli Tekvin'de de belirtildiği gibi Yaratılış 'ın alt
ve üst sularını simgeleyen iki tane yod harfinden ve aralarında on­
ları birbirine bağlayan diagonal bir V-vau harfinden oluşur. Ü st 1-
yod Tanrısal Gerçeklik'i hiçbir zaman kavrayamayacağımızı ortaya
koyan T-nrı'nın Yüceliğini simgelerken alt 1-yod O ' nun tüm Yaratı­
lış 'ta Her Yerde Varoluşunu ve Onu bir şekilde bilebileceğimizi
gösterir. Harfin şeklinde bu iki 1-yod (1) bir diagonal V-vau ile bir­
leştirilirler. Bu vau harfi ise bir yandan alt suları üst sulardan ayıran
gök kubbeyi gösterirken diğer yandan bize, onlara ulaşabilme ola­
nağını sağlayan ve arada bu suları birleştiren bir merdiven gibi du­
ran T-nrı 'yı simgeler. Kabala'nın temel sembollerinden biri olan su
kavramı Torah'ta ilk olarak Yaratılış'ın ilk gününe istinaden görü­
nür: "Ve T-nrı 'nın (Elokim) ruhu suların yüzü üzerinde [havada] ha­
reket ediyordu."
Yaratılış 'ın bu anında üst ve alt sular birbirinden ayrı değildir. O
anda birbirlerine göre olan durumları "su içinde su" olarak görüle­
bilir. Yaratılış'ın ikinci gününde ise Elokim gökkubbeyi (sema) iki­
sinin arasına "gerdi" ve alt ve üst suları birbirinden ayırdı. Kaba­
Ja'da suya ait iki temel kavram onun "ıslak" ve "soğuk" olma özel­
likleri olarak gösterilir. Buna göre Ü st Sular T-nrı' nın Yüceliği ile
bir olma hissi ile ıslak, Alt Sular ise ondan ayrılma ya da ona uzak
olma hissi ile soğuktur. Bu ifadelere göre burada T-nrı'ya ait iki pa­
radoks ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri, Onu hem asla kavraya­
mayacağımız, bilemeyeceğimiz (üst 1-yod) ve hem de bir şekilde bi­
lebileceğimiz (alt 1-yod) paradoksu ve diğeri de, Ondan hem uzak
olmak (üst 1-yod) ve hem de Ona yakın olmak (alt 1-yod) paradok­
sudur. Bunlar da Kabala' da T-nrı 'nın paradoksların paradoksu olma
sıfatını ortaya koyan kavramlardır. Daha önceki bölümlerde kısaca
bahsettiğimiz ve A-Aleph harfinin ortaya koyduğu bu kavrama şim-

267
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLC U LUK

di biraz yakından bakalım:


Talmud kadim çağlarda, ancak muazzam yoğunlukta bir medi­
tasyon ve kabalistik tefekkür ile ulaşılması mümkün olabilen Par­
des'e (Cennet) yani ruhsal yüksekliğin doruk noktası olan o mistik
bahçeye ulaşmayı başarabilen dört bilgenin hikayesini anlatır. Bil­
gelerin adları Ben Azzai, Ben Zoma, Acher (asıl adı Elisha ben Avu­
ya. Pardes'e girdikten sonra başına gelenlerden dolayı acher yani
diğeri olarak anılır) ve Rabbi Akiba'dır. Bu ruhsal yolculuğun sonu
ise biri dışında diğer üçü için tam bir ruhsal ve fiziksel yıkım ol­
muştur. Bu dört bilgeden en büyüğü olan Rabbi Akiba yolculuk için
ruhsal açıdan en hazır olanlarıydı ve kendini fiziksel aleme sağlam
bir biçimde topraklaması sayesinde ruhu başarılı bir biçimde bede­
nine geri dönebilmişti. Diğer üçünün başına gelenler ise Kabala'da
şöyle anlatılır:
Bilgelerden Ben Zoma Tanrısal Varlık'a bakar ve aklını yitirir.
O' nun hakkında ayet şöyle der: "Balı buldun mu? Sadece ihtiyacın
olan kadarını ye! Yoksa fazla gelir ve kusarsın" (Mezmurlar 25: 16).
"Diğeri" ise (Acher) bahçede birbirinden ayrı iki T-nrı gördüğünü
sanır ve dinden çıkarak bir kafir olur. Diğer bilge Ben A zzai 'nin ru­
hu ise gördüğü o muhteşem manzara karşısında geri dönmek iste­
mez ve Işığın cazibesi karşısında bedenini üzerinden atarak orada
kalır (Tanrısal Varlık'ı görür ve ölür). O 'nun hakkında ise ayet şöy­
le der: "T-nrı 'nın gözlerinin önünde O 'nun inanan kullarının ölümü
çok değerli sayılır" (Mezmurlar 1 1 6: 15).
Yolculukları sırasında Rabbi Akiba bahçeye girmeden önce di­
ğerlerini uyarır (Mezmurlar 1 0 1 :7): Saf mermer taşların olduğu ye­
re geldiğinizde sakın "Su, Sut" diye konuşmayın. Çünkü burası için
denir ki: "Burada yalan konuşan asla benim gözlerimin [yüzümün]
önünde duramaz"
Arizal'a göre saf mermer taşların olduğu bu yer aleph harfinin
simgelediği üst ve alt suların birleştiği yerdir. Burada "Su, Sut" bi­
çiminde yüksek sesle konuşmak ise bu "yerde" bir araya gelmiş iki
ayn su varmış gibi görmek ve böyle konuşarak alt ve üst suları bir-

268
İ B R A N ! H A R FL E R İNİN S I R L A R I

birinden ayınnak anlamına gelir. Ayrıca burada yani T-nrı'nın "göz­


lerinin önünde" iki ayrı su kavramı dualitenin paradoksuna karşılık
gelir ve bu da bir yalandır. Halbuki saf menner taşın bulunduğu bu
yer gerçeğin mekanıdır. Yani iki karşıtı bir arada taşıyan Tanrısal
Güç' ün. Rabbi Shalom ben Adret in söylediği gibi: "O paradoksla­
'

rın paradoksudur! "


Peki paradoksların paradoksu ne anlam taşır? B u kavram Kaba­
la' da, "T-nrı 'nın Yüceliği ve O'nun insana yakınlığı, insanın düşük-
. lüğü ve onun T-nn'dan uzaklığı ile bir olur" anlamına gelir. Ali su­
lar "acıdır" ve bir kannaşa durumunu ve T-nrı 'dan ayrı olma ya da
ona uzak olma durumunu gösterir. Ü st sular ise "tatlıdır" ve ruhun
T-nrı'ya olan yakınlığını simgeler. Aynı "Shema ... Havayah Ec­
had", yani "Duy... T-nrı Bir[dir]" ayetinde olduğu gibi. Bu ayetin
ilk harfi olan Sh-Shin bizi fırtınalı sulardan güvenli bir biçimde ge­
çirip amacımıza doğru götüren bir gemiyi sembolize eder. Bu gemi
ile yaptığımız [ruhsal] yolculuk bizi merdivene doğru götürür. Mer­
divenin ilk ve en temel basamağı olan, "Bir olan, Evrenin Efendisi­
nin Yüceliğinin kabul edilmesi" aşamasından başlayarak basamak­
ları birer birer çıktıkça O 'nun Bilgisi ve Sevgisi ile büyürüz. Tanrı­
sallığın en yüksek seviyesinde ise kişi hem Tanrısal Varlık'ı hem T­
nrının Özü'nden gelen kendi özünü ve hem de kişinin T-nn'nın ço­
cuğu olduğunun deneyimini edinir.
Aleph harfi İbranice'de kelime olarak "öküz", "bin", "efendi" ya
da "öğreti" anlamlarına gelir. Kabala' da öküz kavramı en temel fi­
ziksel gerçeklik olan, bilincin başlangıcını sembolize eder. Öğrene­
rek edinilen bilginin en yüksek fonnuna ise adım adım ulaşılır ve
bu en yüce fonn asla bizim kapasitemizin ötesinde değildir. Binler­
ce basamaktan oluşan bir yolculuk her seferinde bir adım atılarak
tamamlanır. Bin sayısı on kere on kere ondur ve Yaratılış'ın tüm bo­
yutlarına nüfuz eden on Sephiroth'u simgeler. Yani yaratılmış olan
gerçekliğin her noktasına nüfuz eden Tanrısal Etki 'yi. Aleph en yü­
ce Birlik ve Evrenin Yaratıcısı olan T-nrı'yı sembolize eder (her şey
Bir'den doğar). İbranice'de sayılar ve harfler arasındaki ilişkiden

269
KABALA: "SINIRSIZ"A Y OLCULUK

dolayı Bir ( 1 ) değerini taşıyan aleph hepsinin özüdür (tüm sayılar


Bir' i içerir). Aleph ayrıca, insanlığı hayvanlardan ve yaratılmış di­
ğer yaratıklardan ayıran yaşam gücünü simgeler. Torah'ta (Tekvin.
2:7) T-nrı tozdan yarattığı insanın bumuna yaşam nefesini üfler "ve
insan yaşayan bir ruh olur". Burada, Sepher Yetzirah'ta da belirtil­
diği gibi hava elementi ile yaşam gücü arasındaki ilişkiyi kolayca
görmek mümkündür. Bu ilişki basit bir gematria ile de şöyle göste­
rilebilir:
İbranice ADM (adam) kelimesi (ki erkek ve dişiyi birlikte içe­
rir) J i � (sağdan sola aleph-daleth-mem) olarak yazılır. Eğer bu
kelimden aleph kaldırılırsa ortaya çıkan kelime DM � İ (daleth­
mem), yani "kan" olur. Kan ise fiziksel hayatı verir ve yaşamın sür­
mesini sağlar. Ancak bu fiziksel hayatın verilmesi aleph aracılığı ile
olmaktadır. Aleplı harfinin temel doğasıyla ilgili bir başka örnek de
"gerçek" yani emeth .ıı � � (aleplı-mem-tau) kelimesidir. Bu keli­
meden de aleph çıkartılırsa geriye kalan kelime ise .ıı � (mem-tau)
yani "ölüm"dür.
Bu her iki örnek te aleplı harfinin temel yaşam-veren doğasını
çarpıcı biçimde göstermektedir. Aleph Kabala'da ayrıca insanlığın
deneyimleyebileceği bilgeliğin ve aydınlanmanın en yüksek seviye­
sini simgeler. O, Varoluşun tüm formlarındaki fikirlerin saflığıdır.
Kişide aydınlanmış aklı (muhakeme, kavrama, en yüce gerçeklerin
idrak edilmesi) ortaya koyar ve entellektüel yetenekleri uyandırır.
Aleph her şeyin merkez noktası ve bir şeyin soyut ilkesi olarak da
görülebilir. Alep/ı Kabala'da kutsal bir harftir çünkü sadece Bir'i
simgelemekle kalmaz ayrıca içerdiği iki yod ve bir vau harfinin sa­
yısal değerlerinin toplamı yirmi altı (26) sayısını verir ve bu da
IHVH yani Kabala'da T-nrı' nın en kutsal adının (yod-he-vau-he,
Tetragrammaton, Havayalı)) sayısal değerine eşittir. Üst 1-yod (üst
gerçeklik) ve alt 1-yod (alt gerçeklik) harflerinin Torah'ın vau harfi
ile birleşmesi aleph harfinin en büyük sımdır. Aleph Hayat Ağacın­
da Chesed ile Gevurah'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Aleph
aynca Şekillenme Kitabı Sepher Yetzirah 'ta tüm harflerin temeli

270
İ B RANİ HARFLERİNİN SIRLARI

olarak belirtilen üç ana harften (aleph, nıem, sizin) biridir. Sepher


Yetzirah'a göre bu harfe karşılık gelen kavramlar ise şöyledir: Ele­
ment: Hava, Zaman: İlkbahar/Sonbahar, Beden: Göğüs kısmı

2.Beth ::ı
İbrani alfabesinin ikinci harfi olan B-beth Kabala'da çokluğun baş­
langıcı olan 'dualite kavramını ifade eder ve sayısal değeri ikidir
(2). B-Beth harfi Torah 'ın ilk harfidir ve Yaratılış hikayesi onunla
başlar (Bereshith-Başlangıçta deyişi ile). O, Yaratılış'ın bolluğunu
simgeler. Beth harfi İbranice'de "ev" anlamına kullanılır. Kabala'ya
göre tüm Yaratılış T-nrı 'nın bir evi olma amacında ve çabasındadır
ve buna göre beth harfi T-nrı 'nın mekanı kavramını sembolize eder:
"Ve Benim evim tüm halklar için bir Dua Evi olarak anılacaktır!"
Midrash Yaratılış prosesini motive eden gücün, T-nrı 'nın kendi­
sine alt iilemlerde ya da aşağı gerçeklikte bir mekan edinmek arzu­
su olduğunu belirtir. Bu arzunun yerine getirilmesi ise insanın yara­
tılışı ile başlar (fiziksel bir beden giydirilmiş Tanrısal bir ruh) ve
"tüm iilemi T-nrı'nın bir krallığı yapmak üzere" insanın çoğalması
ile devam eder.
B-Beth harfi sayısal olarak ta' avah kelimesinin değerine eşittir.
Ta' avalı kelime olarak "arzu" ya da "tutku" anlamını taşır. Aslında
tutku genellikle insana ait negatif bir özellik olarak değerlendirilir.
Ancak Kabala' da pek çok yerde "tutku" ya da "arzu" erdemli, dü­
rüst kişinin (tzaddik) olumlu arzusunu belirtir. Mesellerde bir pasaj­
da bununla ilgili olarak şöyle söylenir: "O, erdemli kişinin arzusu­
nu yerine getirecektir". Ve bir diğeri: "Erdemlilerin tutkuları yalnız­
ca iyidir."
Kabala'ya göre T-nn 'nın "arzusu" ile "alemdeki erdemli, dürüst
[kişi]" birlikte sebep ve mantığın üzerindedirler. Bu seviyede kişi
"neden" diye soramaz. Çünkü T-nn iyiliğin özüdür ve dolayısıyla
O'nun tutkusu ve arzusu da "yalnızca iyidir". Yukardaki Erdemli

271
K A B A L A : "SINIRSIZ"A Y O LCULUK

[kişi] Aşağıdaki Erdemli [kişi] tarafından kendisi için yapılan evde


(beth) ikamet eder." Burada Yaratıcının en derin arzusunun yerine
getirilmesini, tamamlanmasını görüyoruz. Torah'ın başlangıç keli­
mesi olan Bereshith-Başlangıçta kelimesinin ilk harfi olan beth har­
fi bu en yüce amacı ortaya çıkaımak üzere özellikle geniş ve büyük
yazılır. "Son eylem ilk düşünceden doğar".
Yine Torah 'ın BRShlTh (Bereshith-başlangıçta) kelimesini
oluşturan üç "hizmetçi" harf (önek olan B-beth harfi ve iki sonek
olan 1-yod ve Th-tau harfleri) "ev" anlamına gelen baith K:elimesini
oluştururlar. Bu kelimenin kökü olan rosh kelimesi ise "baş" anla­
mına gelir. Dolayısı ile bereslıith kelimesinin en "doğal" permutas­
yonu: rosh baith-"evin başı" olarak yazılır. Rosh kelimesinin bir
başka permutasyonu olan osher ise "mutluluk" demektir. Buna gö­
re, "Erdemli [kişi] T-nn'yı (Başı) Evine doğru çektiğinde o kişi ger­
çek ve sonsuz mutluluğun bir evi haline gelir" demektir. Başın aşa­
ğıda yer alan Kendi evine doğru gerçek bir mutluluk ile çekilmesi
ise Kabala'da bracha (kutsaina) kelimesinin sımdır ve bu kelime
de beth harfi ile başlar. Kabali stik öğretiye göre büyük beth kutsa­
manın gücü ile hem tüm Yaratılış ' ı ve hem de bir bütün olarak To­
rah 'ı başlatır. Ve T-nn, şefkat sıfatı (Chesed, Kabala' da Abraham
ile sembolize edilir) ile yaratmaya başladığı Yaratılış'ı kutsar. Ab­
ram'a daha sonra Yaratılış'ın büyük beth'i olan kutsamanın Tanrı­
sal Güç'ü emanet edilir: "Ve sen [üzerine] kutsamalar [verilmiş ki­
şi] olacaksın!". Daha sonra sünneti anında Abram ' a Yaratılış 'ın kü­
çük he harfi verilir. Yani mutluluğun Tanrısal kutsamasını bizim fi­
ziksel gerçekliğimizin en küçük ayrıntısına kadar indirebilmenin
gücü. Böylece Abram adı Abraham olur.
Beth harfi Kabala'da aynca arketipal taşıyıcıyı (kap) simgeler.
Buıia göre o tüm tezahürün temelidir. A/eph'in genişlemeye meyil­
li birliği beth harfi tarafından taşınır ve onun tarafından inşa edilir.
Beth harfi olmadan hiçbir yapı söz konusu olamaz. Bu anlamda B­
beth, Taç-Kether ile olan ilişkisine de bakılarak Bilgelik-Clıoch­
mah 'a benzetilebilir. Betlı aynca doğası gereği sürekli bir biçimde

272
iB RAN! H A R FLERiNiN SIRLARI

büyür. O, enerjiyi sadece yapılandırmakla kalmaz ama aynı zaman­


da onun büyümesine de izin verir.
"O Beth'i yaptı ve onu Bilgelik (Chochmah) ile ilişkilendirdi.
Onu tamamladı ve onunla Evren'de Ay'ı, haftanın ilk gününü ve in­
sanda sağ gözü birleştirdi ve şekillendirdi." (S.Y. Böl.4 Ek)
Aynı iki (2) sayısı gibi beth harfi de Kabala'da dualite kavramı­
nı ortaya koyar. Tüm karşıtlar beth harfinin içinde bir arada bulu­
nurlar. Sepher Yetzirah'ta �eth ilk çift harftir ve arketipal dualiteyi
vurgular. Böylece burada aleph'in Bir'liğinden gelişmiş olan
beth'in İkiliğini yani dualiteyi görüyoruz.
A-Aleph harfinden B-beth harfinin gelişmesi Kabala'da Taşıyı­
cılar Kuramını da ortaya koyar. Kabala'ya göre üzerinde çalışıldı­
ğında İbrani alfabesinin harflerinin her biri değişik ruhsal kuvvetler
içerir. Bu harflerin kelimeler oluşturmak üzere birbirleriyle kombi­
nasyonu ise Tannsal'ın temel enerjisini çevremizde gördüğümüz fi­
ziksel formlara dönüştürür. İki ya da daha fazla harf bir kelime oluş­
turmak üzere bir araya geldiklerinde Tanrısal Enerji 'yi inşa eden ve
onu dış gerçekliğe doğru yayan bir taşıyıcı kap oluştururlar. Kaba­
la'ya göre bu kavram Torah'ta şöyle belirtilir: "Ve topraktan, O -
IHVH ALHIM- yeryüzünde yürüyen tüm hayvanları ve Cennet'te
uçan tüm kuşları şekillendirdi... Ve onlara ne ad koyacağını görmek
için onları insana getirdi... Ve insan yaşayan her canlıyı nasıl çağır­
dıysa onların adı bundan sonra o oldu." (Tekvin. 2 : 1 9)
Burada bir şeyin yaratılışının esas bir parçası olmak üzere o şe­
ye bir ad verilmesini görüyoruz. Aslında Torah 'ta bundan daha ön­
ce (Tekvin. 1 :20-26) T-nn (Elokim) balıklan, kuşları ve hayvanları
şekillendirir. Ama buradaki şekillendirme maddesel ya da gerçekten
ziyade potansiyel anlamında bir yaratmadır. Bu potansiyel, daha
sonra onların "topraktan" yaratılmaları yolu ile kısmi bir tezahür
halinde gelişir ve adlandırılmaları eylemi ile de (harflerin kombi­
nasyonu) fiziksel gerçekliğe dönüşür ve yapısal olarak son şeklini
alır. Yukarıda bahsedilen ayet aynca bize T-nn (Elokim) ile insanlık
arasında var olan ve Yaratılış'tan gelen bir ortak hareket etme eyle-

273
KABALA: "SINIRSIZ"A Y OLCULUK

mini göstermektedir. Dolayısıyla kabalistik bir bakış açısı ile yakla­


şırsak, etrafımızda gördüğümüz evren T-nn ve insanlık arasındaki
ortak bir çabanın ürünüdür diyebiliriz.
Beth harfi T-nn ile insanlık arasındaki ilişkiyi yani kabalistik
açıdan konuşursak temel polariteyi simgeler. İnsanlığın en yüce va­
roluş amacı ise var olan bu polariteyi dengelemektir. Şu an insanlı­
ğın geldiği noktadaki mevcut durumunda mekanizma "T-nrı verir,
insanlık alır " biçiminde işlemektedir. Bu durumda hiçbir denge söz
konusu değildir ve durum tamamen insanın tarafına doğru yürüyen
ve hiçbir şey vermeden sadece alma biçiminde işleyen bir sistemi
göstermektedir. Ancak T-nrı bize enerji akışının "ver-al-geri ver"
şekline dönüşmesini sağlayacak bir anahtar vermiştir. Kabala'ya
göre bu anahtar insanlık ile T-nrı arasındaki armoni ve uyumu sağ­
l ayan 6 1 3 emir ve 7 Evrensel Yasadır*. Bu uyum ise Torah'ta şu
ayette vurgulanır (Levililer-Vayikra 26:3-6): "Eğer Benim yasala­
nmla yürürseniz ve Benim emirlerime uyarsanız ve onları uygular­
sanız; Ben de yağmurlarınızı mevsiminde vereceğim ...Ve toprak
bol ürün verecek... Ve topraktaki ağaçlar bol meyve verecek ...Ve
Ben size topraklarınızda barış vereceğim ... Rahatça uyuyacaksınız
ve kimse sizi korkutamayacak."
Bu ayette Tanrısal Yasa'ya uymanın nasıl bir denge, armoni ve
barış getireceği vurgulanmaktadır. Bunun tersinin ise getireceği so­
nuçlar Levililer-Vayikra 26 'da "Lanetler" bölümünde açıklanmak­
tadır.
Beth harfi Hayat Ağacında Taç-Kether ile Güzellik-Tiphereth' i
birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah ' a göre beth har­
fine karşılık gelen kavramlar: Kavram: B ilgelik/Budalalık, Uzay:
Ay, Zaman: Pazar, Beden: Sağ göz

• Putlara tapmayacaksın! 2 . Küfüre yönelmeyeceksin! 3. Kimseyi öldürmeyecek­


sin! 4. Uygunsuz cinsel ilişkide bulunmayacaksın, zina yapmayacaksın! (yakın
akrabalar, eşcinsel ilişki ve hayvanlarla) 5. Çalmayacaksın! 6. Canlı bir hayva­
nın bir uzvunu yemeyeceksin! (daha çok hayvanlara zarar verme anlamına,
vejetaryan ol anlamına gelmiyor) 7. Yasanın gereklerine uyacaksın.

274
3. Gimel l
G-Gimel (G) harfi şekil olarak baktığımızda koşan bir insanı gös­
termektedir. Uzun bir Th-tau ve küçük bir I-yod harflerinden oluşur.
Kabala' da fakir bir kişiye yardıma koşan zengin bir insanı simgeler.
Seplıer Yetzirah'ta vurgulanan, ruhun T-nn'dan hem ruhsal hem de
fiziksel bereketi alabilmek için "gidip geri dönmesini" (mati v' lo
mati) ve sonra onu başkaları ile paylaşarak bu dün�adaki görevini
tamamlamasını sembolize eder. Tüm fiziksel ve ruhsal alemler bu
gitme ve geri dönme köprüsü ile birbirine bağlanır. Koşma ayrıca
Kabala' da seçme özgürlüğünü de ortaya koyar ve bu da inancın te­
mel niteliğidir. İrade vasıtası ve hareketi ile kişi ayağını sağlam bir
biçimde toprağa basar ve koşarken fiziksel gerçekliği etkiler. Aynı
yapılan seçimin ruhsal hareketinin, bizim sonradan yaptığımız iyi
ve kötü hareketler yolu ile fiziksel dünyayı etkilemesi gibi. İbrani­
ce'de hem ödül hem de ceza verme hareketi aynı kelime ile açıkla­
nır ve koşan bir insan figürü ile belirtilir (koşmak anlamını taşıyan
ratz kelimesi, irade anlamına gelen ratzon ile ilişkilendirilir).
Kabala'da ödül ve ceza insanın iyi ve kötü arasında serbestçe se­
çim yapma özgürlüğüne karşılık gelir. Rambam (Maimonides) ser­
best seçimin, inancın temel özelliği olduğunu özellikle vurgular.
Ona göre Gelecek Alem bir ödül zamanıdır. Tamamen ruhsal bir
alemdir ve bedensiz ruhlardan oluşur. Bu noktada Ramban (Nach­
manides) aynı fikirde değildir ve seçimin tüm serbestliğinin bu
alemde olması nedeni ile Gelecek Alemin ödülünün de yine fizik­
sel planda olması gerektiğini söyler. Kabala ve Chassidut da bu gö­
rüşü destekler. Taralı ise bu konuda şöyle der: "Bugün (bu alemde)
onları yaparız". Bu deyişten bilgeler şunu çıkarır: "Yarın (Gelecek
Alemde) onların ödülünü alınz". Sadece "bugün" biz iyi ve kötü
arasında seçim yapma şansına sahibiz. Yaptığımız bu seçim doğrul­
tusunda da bizler "yarının" ödül ve cezasını tanımlarız. Kötülük na­
sıl sonlu bir fenomen ise cezalandırma da aynen öyledir. Ama iyilik
ve ödül öyle değildir, onlar tamamen sonsuzdurlar. Bu aleme ait bir

275
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

saatlik bir pişmanlık, tövbe ya da iyi davranış gelecek alemdeki tüm


bir yaşama bedeldir ve bu da bugünün gimel'inin sımdır. Aynı bi­
çimde gelecek alemdeki bir saatlik huzur bu alemdeki tüm bir yaşa­
ma bedeldir. Bu da Kabala'da yarının gimel'inin sımdır. Buna göre
de en son ödül yani T-nn 'nın Esas Işığının en yüce ifşaati da ruha
bu fiziksel alemdeki davranışlarına uygun olarak verilecektir.
Gimel kelimesi İbranice "deve" anlamına gelir. Deve bize çölde­
ki yolculuğumuzda (hayat yolculuğu) yardım eden, bizi çölden ge­
çiren hayvandır. Kabala' da ise o ölümün simgesidir. Bizi bir alem­
den diğerine taşıyan hayvan olarak da sembolize edilir. Gime/ har­
finin sayısal değeri üçtür (3). Bu sayı kararlılığın, stabilitenin sayı­
sıdır ve iki karşıt arasındaki dengenin bulunmasını sağlar. Tanrısal
Tezahür'ün üç durumu Kabala'da üç patriark tarafından sembolize
edilir: Abraham T-nn 'nın bilgeliğini ve şefkatini (Chesed) gösterir.
Buna karşılık lsaac T-nrının adalet ve kudretini (Gevurah) ve Jacob
ise bunların birliğini yani kudret ve merhamet gibi iki karşıt gücü
uzlaştırmanın, ılımlılığın kuvvetini (Tiphereth) gösterir. Bu bize
tüm doğanın dengesi olan ve Jacob ile ilişkilendirilen Yaratılış'ın
güzelliğini verir. Bunun dışında üç sayısının kabalistik anlamlarına
örnek olarak T-nrı-Torah-İnsanlık üçlü bağı ve Yahudilerin rahipler
(kohanim)-Levililer (/eviinı)-İsrailliler (Jsraelites) olarak üç ayn
gruba ayrılması verilebilir. Aynca ateş-su-hava ile sembolize edilen
üç aktif element üçgenin solunda, sağında ve merkezinde bulunur­
lar. Bu üç element doğada mükemmel bir denge halindedirler. Ateş
fedakarlığa ve kurban etmeye, su (ki hayat verir) şefkate ve hava da
Torah'a karşılık gelir. Daha pasif element olan toprak ise bir sonra­
ki harf daleth ile ilişkilidir.
G-gimel, B-beth harfinin dualitesinin bir sentezini, birleşimini
ortaya koyar. Bir sentez ya da birleşim her zaman onu oluşturan du­
alistik kısımlarının toplamından daha büyüktür. Hayat Ağacında
ikinci yol olan, beth harfinin temsil ettiği Taç-Kether ile Güzellik­
Tiphereth arasındaki yolda dualitenin birleştirilmesinin bir taslağı
çizilir (Tannsa! yasaların uyumu ile). Burada yani Sevgi-Chesed ile

276
İBRAN! HARFLERİNİN SIRLARI

Bilgelik-Chochma/ı arasındaki üçüncü yolda ise bu sentezin sonu­


cunu görürüz.
Gimel harfi şefkat sıfatı ile yakından ilişkilidir. Tanrısal yasala­
rın uyumu T-nn ile insanlık arasında (Lev. 26), insanların kendi ara­
sında ve bireyin kendi içinde bulunan şefkati ortaya çıkarır. Gimel
üzerine yapılan meditasyon bireyin içine barışı aşılar. Dolayısı ile
mutluluk ve kişisel tatmini sağlar ve buna bağlı olarak da haşan ge­
tirir. Gimel Hayat Ağacında Chesed ve Chochmah'ı birbirine bağla­
yan yoldur. Sepher Yetzirah'ta aşağıdaki kavramlara karşılık getiri­
lir: Kavram: Zenginlik/Yoksulluk, Uzay: Mars, Zaman: Pazartesi,
Beden: Sağ kulak.

4. Daleth

İbrani alfabesinin dördüncü harfi olan D-daleth T-nn 'ya olan tüm
bağımlılığımızı gösterir. Kabala'ya göre kendi başına hiç ışığı ol­
mayan ve yalnızca Güneşin ışığını yansıtan Ay gibi tüm işlerimiz ve
tüm varoluşumuz T-nn'nın hiçbir karşılık beklemeden bize verdiği
hediyelere ve lütuflara bağlıdır. O bizim çok büyük işler başarabil­
memizi sağlar ve serbest iradeni.iz sayesinde O'nunla olan işbirliği­
miz Yaratılış'ın pek çok seviyelerine katılabilmemizi sağlar. Ancak
sürekli olarak hatırlamamız gereken şey, tüm bunların sadece ve sa­
dece O'nun aracılığı ile olduğu ve ancak O 'nun sayesinde "her şe­
yi" yapabilmemizin mümkün olduğudur. Daleth Kabala semboliz­
minde, zengin adamdan (gimel) hediyeler alan fakir adamın harfi­
dir. İbrani alfabesinde daleth harfininden sonra gelen ise H-he har­
fidir. Daleth'in yüzü Tanrısal Yaratıcılık'ı simgelemek üzere he har­
fine doğru bakar. Aynı kendi küçüklüğünün farkında olan kişinin
yardım ve destek alabilmek için sürekli olarak T-nn'ya bakması gi­
bi. Bu tevazu davranışı T-nnsal Bilincin kapısından girebilmenin
temel koşuludur.
Daleth İbranice'de kelime olarak "kapı" anlamına gelir. Yazma-

277
KABALA: "S !NIRSIZ"A YOLCULUK

!arda harfin etrafı beyaz bir boşlukla çevrelidir. Bu beyaz boşluk


Taralı 'ın hem mecazi heın de gizli anlamlarını sembolize eder.
Harflerin ifşa olmuş, açıklanmış anlamı ise kelime anlamı ve yazı­
larda bulunan benzetmelerdir. Daletlı harfinin anlamının mecazi,
gizli, literal ve benzetme olmak üzere dört seviyesi doğada ve tarih­
te bulunan pek çok "dört" ile dile getiıilir. Döıt element olan top­
rak-hava-ateş-su kavramları, kimyasal elementler olan Oksijen (ha­
va)- Karbon (ateş, yanma)- Nitrojen (toprak, büyümenin gücü)­
Hidrojen (su) ile eşleştirilirler. Bu elementlerin atom numaraları ·8,
6, 7 ve 1 olup toplamları 22 sayısına eşittir. Bu sayı da İbrani alfa­
besinin tüm Yaratılış'ı simgeleyen harflerinin sayısıdır. Abraham,
Isaac ve Jacob ise Kral David ile birlikte "T-nrısal Tahtın dört aya­
ğı olarak değerlendirilirler. Kabala'ya göre onlar yaratılmış tüm
ruhların dört prototipidir.
Dalet/ı ayrıca insanlığın düşüşünden önce Cennet'ten dışarı
doğru akan dört nehri simgeler (Tekvin. 2: 10). Bu dört nehir sem­
bolik olarak, yaratılmış evrene doğru akan T-nrı 'nın özüdür. Bu
sembolizm Kabala'da bereketin bir formunu oluşturur. B u dört ne­
hir kırsal bölgeyi sular, bunun sonucu alemde şefkat doğar ve insan­
lığı besler.
İbranice � � . ainıa (ana) anlamına gelir ve i (daletlı) tarafın­
dan tohumlandığında � ı � (adnı) yani adam (insanlık) elde edilir.
Zohar'da daleth (D) harfi "kendi başına hiçbir şeye sahip olmayan"
olarak geçer. Bu kavram kendi başına ışığı olmayan ancak üstünde­
ki Sephirotlı 'tan ışık alabilen ve T-nrısal Tezahürlerin en düşüğü
olan Malclıuth sephira'sını simgeler. İnsanın T-nrı 'ya olan hizme­
tinde daletlı harfi "benliksizliği" ve "alçakgönüllüğü" yani kişinin
kendine ait olan hiçlik duygusunu temsil eder. Kendine ait bir ser­
best seçim hakkı olmasının farkındalığı ile kişi kendisine başarı ge­
tiren bu gücün ona T-nrı tarafından verildiğinin bilincinde olmalı­
dır. Bunu asla kendi elinin kuvveti ve kendi gücü olarak görmeme­
lidir. Bu alemde elde edilmiş herhangi bir başan tamamen Tanrısal
yardıma bağlıdır. Bu özellikle kişinin kötülüğe karşı olan mücade­
lesinde geçerlidir.

278
İBRANİ HARFL E R İN İN SIRLARI

D-Daleth harfinin sayısal değeri dörttür (4) ve Hayat Ağacında


Anlayış-Binalı ile Sertlik-Gevuralı 'ı birbirine bağlayan yolu oluştu­
rur. Daletlı Seplıer Yetziralı 'ta aşağıdaki kavramlar ile ilişkilendiri­
lir: Kavram: Bereketlilik/Kısırlık, Uzay: Güneş, Zaman: Salı, Be­
den: Sağ burun deliği.


5. He

H-He harfi İbranice'de telaffuz edilirken sessiz bir soluk biçiminde


söylenir ve Kabala'da Tanrısal Varlık'ın sembolü olarak ifade edi­
lir. Kutsal Kitap 'ta anlatıldığına göre, peygamber Elijah' a ne kük­
reyen rüzgar, ne deprem ne de ateş T-nrı 'yı ifşa etmemiş ama bu fe­
laketleri izleyen tatlı meltemin sesini duyduğunda T-nrı 'nın varlığı
ona ifşa olmuştur. He (H) harfi şekil olarak bir daletlı ve bir yod
harfinden oluşur. Torah'ta Yaratılış öyküsünde (Tekvin) " ...T­
nrı'nın Ruhu (Soluğu) suların yüzü üzerinde [havada] hareket edi­
yordu" biçiminde ifade edilir. İbrani geleneğine göre T-nrı bu deyiş­
te söylendiği biçimiyle fiziksel alemi simgeleyen D-daletlı ve Ge­
lecek Alemi ya da ruhsal alemi simgeleyen küçük I-yod harfinden
meydana gelen H-Jıe harfini söyleyerek evreni yaratmıştır. He har­
fini oluşturan harflerden daletlı fiziksel filemdeki enine ve yüksek­
liğine olan genişlemeyi gösterirken yod bize T-nrı'nın yaratılmış
alemde "her yerde varoluşunu" hatırlatır. H-Jıe yaşam anlamına ge­
lir. Abram Bir Olanı, Evrenin Yaratıcısını görüp O'nun varlığını ka­
bul ettiğinde adına bir Jıe harfi verilmiş ve adı Abraham olmuştur.
Aynı biçimde karısı Sarai uzun yıllar kısırdı ve çocuğu olmuyordu.
T-nrı'nın varlığını kabul ettiğinde adına bir he harfi eklenerek ona
da yeni bir ad verilmiştir. Böylece o da oğlu Isaac' ı doğurduğunda
Sarah adını almıştır.
He ayrıca İngilizcede özelleştirmeyi vurgulayan "the" artikeli­
nin karşılığıdır. Yani genel anlamdaki insanlık he ile bireysele dö­
nüşür. Tanımlayıcı ek (the) formunda he harfi "olacak" anlamını ta-

279
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

şır. Burada bu harfin içinde bir gelecek zaman duygusu taşınmakta­


dır. Ayrıca he Kabala'da canlandırıcı ruhu sembolize eder. Bu an­
lamda aleph harfine benzer ve var olma fikrini ortaya koyar ama
aleph harfinin esas özüne oranla daha az soyut, daha az arketipal­
dir. Buna göre aleph insanlığın bütün olarak özünü, he ise bireyin
özünü simgeler diyebiliriz.
Kabala insan ruhunun kendisini üç araç ile dış aleme ve kendi­
ne ifade ettiğini belirtir: düşünce, konuşma ve hareket. Bunlara Ka­
bala ve Chassidut'ta "giysiler" adı verilir. Daha yüksek olan giysi
yani düşünce, kişinin iç zekasını ve duygularını kendisine açıklama
biçimidir. Düşünce yoluyla zeka ve duyguların bilinçli hale gelme­
si tıpkı kişinin kendini bir başkasına vermesine benzer. Daha düşük
seviye olan diğer iki giysi, konuşma ve hareket ise kişinin kendini
başkalarına ifade etmesinin araçlarıdır. H-he harfini oluşturan üç
çizgi bu üç giysiye karşılık gelir: üstteki yatay çizgi düşünceye, sağ­
daki dikey çizgi konuşmaya ve onlara bitiştirilmemiş küçük ayak
biçimindeki olan çizgi ise harekete. Yatay çizgi bir ılımlılık, sakin­
lik durumunu sembolize eder. Düşüncenin sürekli ve yatay bir bi­
çimde akışı T-nrı 'nın her yerde ve her şeyin içinde nasıl eşit olarak
var olduğunun tefekkürüdür. Burada kişinin anlaması gereken şey
her birimizin Tanrısallığın bir içsel noktasını içerdiğimiz ve yaratıl­
mış tüm insanların özde eşit olduğudur. Bu anlayış yani bir başka­
sına oranla kişinin bu yatay yüksek seviyesi, tüm bireysel ve kişisel
ilişkilerin esas görüntüsünü oluşturur. Konuşmanın yani he harfinin
sağ dikey çizgisinin kaynak noktası doğrudan düşünmenin çizgisi­
ne inerek bağlanır ve dolayısıyla kişinin düşüncelerini ve iç duygu­
larını başkalarına ifade etmesini belirtir. İbranice'de konuşma keli­
mesinin kökü olan dabar, liderlik anlamına gelir. Bununla ilgili ola­
rak şöyle denir: "Bir kuşakta bir lider [dabar] bulunur, iki lider de­
ğil" Liderlik aşağıya ve yukarıya doğru birbiri ile bağlantılı ilişki­
leri yani hiyerarşiyi gerektirir ve bu hiyerarşi, he harfindeki dikey
çizgi ile ifade edilir. Kral ve aynı biçimde her lider halkını konuş­
masının gücü ile yönetir: "Kralın egemenliği O'nun sözcükleri ile
sürer"

280
İBRAN! HARFLERiNiN SIRLARI

Hareketin yani lıe harfinin bitiştirilmemiş ayağının üst yatay


çizgiden yani düşünceden ayrılması, hareketin doğası hakkındaki
derin gerçeği yansıtır. "Çoktur insanın kalbindeki düşünceler. Ama
yine de T-nrı 'nın tavsiyesi hakim olacaktır." T-nn 'nın hizmetkarı
olarak insan kendi düşünceleri ve hareketleri arasında hep var olan
bir boşluğu sürekli olarak deneyimler. O, çoğunlukla arzularını an­
layabilmekten uzaktır. Umulmadık zamanda umulmadık biçimde
gelen başarılardan şaşkınlık duyar. Ama her iki durumda da hare­
ketlerini yönlendiren T-nrı'nın elini üzerinde hisseder. Bahsettiği­
miz boşluk ise Tanrısal Hiçlik'in yani hareket halindeki tüm Yaratı­
lış'ın kaynağının deneyimidir yani: hiçbir şeyden [doğan] bir şey.
Yukarıdaki üç harfle (gimel, daletlı, lıe) birlikte kişinin kendin­
den başkasına vermesi prosesinin sonucuna gelmiş oluyoruz. Ayak
ile sembolize edilen hediye yani lıe harfinin bitiştirilmemiş ayağı,
alıcı ile tamamen entegre olduğunda onun hareketinin ve kendinden
başkalarına vermesinin gücü haline gelir. Daha da fazlası, o artık bir
gerçeği daha fark eder: hareketlerinin ve davranışlarının en yüksek
potansiyeli ve etkisi gerçekte Tanrısal Takdir'in hareketinin bir so­
nucudur. He harfinin sayısal değeri Beş'tir (5) ve Hayat Ağacında
Taç-Ketlıer ile Bilgelik-C/ıoc/ıma/ı' ı birbirine bağlar. Kelime anla­
mı olarak "pencere" demektir. Seplıer Yetziralı'a göre he harfinin
karşılıkları: Kavram: Konuşma, Uzay/Yön: Koç Takımyıldızı, Üst
Doğu Zaman: Nissan (Yılın ilk ayı, Gregoryen eş değeri Mart) Be­
den: Sağ bacak.

6. Vau

V-Vau İbrani alfabesinin altıncı harfidir dolayısı ile sayısal değeri


altıdır. Şekil olarak bir sütun biçimindedir ve ayakta duran bir insa­
na ya da bir çengele benzer. Kelime olarak "kanca" anlamına gelir.
V-Vau harfinin sayısal değeri olan altı (6) Kabala'da Davud'un Yıl­
dızı'nın altı kanadını, ateşten meleklerin (seraplıim) altı kanadını,

281
KABALA: "SINıRSıZ"A YOLCULUK

sütunların altı kancasını ve altı seplıiroth 'a karşılık gelen kalbin al­
tı gücünü sembolize eder. Ayakta dimdik duran bir insana benzeyen
V-vau harfi T-nrı ' 11111 sevgisi ve yasaları ile birleşmiş insanlığı sem­
bolize eder. Sevginin bu bütünlük durumunda insan varlığı mükem­
mel bir denge halindedir. Vau harfi T-nrı 'nın Kutsal Adı 'nda
(IHVH) yer alan üçüncü harftir ve Hayat Ağacı 'nda Zeir Anpin-Kü­
çük Yüz deyimi ile birlikte kendi sayısal değeri olan altı sephiroth 'u
sembolize eder. Vau kendini bu altı sephiroth içinde aşağıdaki bi­
çimde yarrsıtır:
l . Güzellik-Tiplıeretlı sevgi yoluyla T-nn ile ve kendi arkadaşla­
rı ile tam bir uyum içinde olan kişinin niteliğidir.
2. Şefkat-Chesed kişiyi, T-nrı 'nın öğretilerini diğer arkadaşları
ile paylaşması yolunda teşvik eder ve böylece erdemli ve dürüst bir
kişi olarak yaşamasını sağlar. Bir yandan da sadece gelenekler yo­
luyla öğretilenleri uygulamak değil kendi iç motivasyonlarını kul­
lanmaları gerektiğini vurgular.
3. Disiplin, aynın ve adaletin kudreti-Gevura/ı yaşamımızı etki­
leyen hangi günlük kararları nasıl almamız gerektiğini, arkadaşları­
mız ile olan ilişkilerimizdeki davranış biçimimizi, yaşamımızda ne­
lere tutunup nelerden uzak dunnamız gerektiğini belirtir.
4. T-nn ile ilişkilerimizde doğru bir kavrayış yolu ile ihtişamı­
Hod doğuran ise şükran duygusudur. Şükran-Had olaylara dayanan
bilgi birikimi ile ilişkilidir. Ama aynı zamanda bize, sahip olduğu­
muz her şeyin T-nrı'dan bir hediye olduğunun ilhammı verir. Bu da
Ona şükretmemiz yolunda bizi teşvik eder.
5. Yaşamdaki hedeflerimizi gerçekleştirmenin, özellikle duygu­
larımızı sanat yoluyla ifade edebilmenin getirdiği başarı ve bundan
kaynaklanan duygu ise zafer duygusudur (Netzaclı).
6. Hedeflerimizi gerçekleştirme başarısı ise en içsel bilinçsiz
duygularımızın temelinde (Yesod) yatar. Bunu gerçekleştirdiğimiz­
de ise tüm maskelerimizi çıkarma ve iç korkularımızla yüzleşme ve
öykülerin ve mitlerin en derin anlamlarını keşfedebilme şansını ya­
kalarız.

282
İBRAN! HARFLERİNiN SIRLARI

Kabala'da V-Vau bağlantı ve dönüşümün harfidir. İbranice'de o,


"ve" bağlacıdır. Kanca ya da çivi olan kelime anlamı da bunu des­
tekler. Aynca bu harfin, onun dönüştürücü gücünü simgeleyen bir
başka gramer kullanımı da vardır: Bir fiile ön ek olduğunda o fiilin
zaman kipini gelecek zamandan geçmiş zamana ya da tam tersine
çevirir. Dolayısıyla vau harfi geçmiş ve gelecek zamanı birbirine
bağlayan "zamansız şimdi" ya da "şu an" olarak görülebilir. "Şim­
di" her zaman bizimledir. Biz ne geçmişte ne de gelecekte yaşanz.
Böylece "şu an" ya da "şimdi" ve dolayısıyla vau aynı zamanda sü­
rekliliği de sembolize eder. Bu harfin düşünce ile olan yetziratik*
ilişkisi, onunla birlikte zamansızlığın elementlerini de içerir. Kaba­
la düşüncelerin zaman ve uzayın dışında var olduğunu öğretir. Ka­
bala'ya göre onlar bizim de kapısını çaldığımız ruhsal a!emin bir
parçasıdır ve ruhsal a!em bizim bildiğimiz fiziksel anlamdaki uzay
ve zamandan bağımsızdır. V-Vau harfinin yukarıda bahsettiğimiz
bağlantı özelliği Kabala'da şu biçimde vurgulanır:
Yaratılış'ın başlangıcında Sonsuz Işık tüm gerçekliği kaplamış
durumdayken T-nrı Işığını bir boşluk yaratmak üzere geriye çekti
(tzimtzum) ve sonlu a!emlerin var olabilmesi için bir mekan yarattı.
B u vakumun-chalal içine -figuratif olarak konuşursak- Sonsuz
Kaynaktan ince bir ışık ışını ya da iplikçiği gönderdi. İşte Sonsuz
Işığın bu ışını V-vau harfinin sırrıdır. Her ne kadar bu ışın görünüş­
te tekse de aslında iki boyut içeriyordu. Bunlar bir dışsal kuvvet ve
bir de içsel kuvvet olmak üzere iki kuvvettiler ve her ikisi de Yara­
tılış prosesinde ve Yaratıcı Güç ile yaratılmış gerçeklik arasında var
olan· sürekli etkileşimde yer aldılar.
Işının dışsal kuvveti, gerçekliğin çeşitli yanlarını ve durumları­
nı aymnak ve dolayısıyla Yaratılış içinde aşağı ve yukarı olacak bi­
çimde bir hiyerarşik yapı oluştunnak üzere var olan güçtür. İçsel
güç ise gerçekliğin içinde var olan çeşitli yanlann ya da durumların
birbirlerine göre ve birbirleri ile olan ilişkilerini ifşa etmenin ve
böylece onları birleştirerek organik bir bütün oluşturmanın gücüdür.

• Yetzirah Şekillenme Alemi'ne ait.


-

283
KABALA: " S INIRSIZ"A YOLCULUK

Vau harfinin bu özelliği İbranice'de "ve" bağlacını vurgulamak üze­


re vau lıachibur (vau bağlacı) olarak belirtilir. Torah 'ın ilk vau har­
fi olan, "Başlangıçta T-nn Cennetler'i ve dünyayı yarattı" deyişin­
deki vau, deyişte de görüleceği gibi tüm Yaratılış içinde ruh ve
maddeyi, Cennetler ve Dünya 'yı birleştirmeye hizmet eder. To­
rah 'ın altı kelimesinin başında yer alan bu vau ayetin aynı zamanda
yirmi ikinci harfidir ve Yaratılış içinde var olan tüm yirmi iki gücü
birbirine bağlama ve ilişkilendirmenin gücüyle benzeştirilir.
Kutsal Kitap İbranicesi 'nde V-vau harfi aynca bir fiilin görünen
zaman kipini gelecekten geçmişe ya da geçmişten geleceğe olmak
üzere tersine çevirme işlevini de yüklenir. V-Vau harfinin bu işlevi­
nin ilk görünüşü ise Yaratılış'ın (Tekvin) yirmi ikinci kelimesiyle
başlayanıdır. Bu, Yaratılış'ta yer alan on deyişin ilk açık olanıdır:
"Ve T-nn dedi: Işık olsun ve ışık oldu." Burada "dedi" fiili kelime­
nin başında yer alan ve kelimesi nedeniyle gelecekten geçmiş zama­
na dönüşmüş durumdadır. Işığın ilksel büzülme-tzimtzum 'un karan­
lığının içine işleyerek onu kırışı, uzayın içine işleyen zamanın sım­
dır (geleceğin geçmiş olması). Vau Hayat Ağacı 'nda Taç-Ketlıer ile
Anlayış-Bina/ı'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah
vau harfine karşılık gelen kavramları söyle belirtir: Kavram: Düşün­
ce, Uzay/Yön: Boğa takımyıldızı, Kuzey doğu Zaman: lyar (Yılın
ikinci ayı, Gregoryen eş değeri Nisan) Beden: Sağ böbrek.

7. Zain r
Bir önceki harf V-vau T-nn'nın bizim alemimize inen ışığını sem­
bolize ederken ondan sonraki harf olan Z-zain bu ışığın "geriye dö­
nen" imgesi olarak kendini gösterir. Işık muazzam bir kuvvetle ge­
riye dönerek geldiği kaynağı bile aşarak yükselir. Kabala'da ışığın
bu geri dönüşü yedili şamdandan (menorah*) yükselen duman ile

• Çadırda (Tabernacle) ve daha sonra da Kutsal Tapınak'ta günlük olarak yakı­


lan yedi-kollu şamdan. Kabala'da Hayat Ağacını ve Yaratılış'ı simgeler.

284
İBRAN! HARFLERİNİN SIRLARI

simgelenir. Bu da T-nrı 'ya olan özlemimizi ve ona bağlanma çaba­


mızı ortaya koyar. lain İbranice 'de kelime olarak "silah" ya da "kı­
lıç" anlamına gelir. lain harfi formunda yukarıya doğru yükselen
ışık kılıcın (harfin) üstüne doğru gelerek iki yöne doğru ayrılır ve
tutamak yerini oluşturur. Hayat Ağacı 'nda bilinçüstünün en üst se­
viyesine (Kether) karşılık gelen bu noktada T-nrı'ya duyulan sevgi
ve huşu ile karışık korku birbirinden ayırt edilmez durumdadır. Kı­
lıcın tepesi her iki yöne de bakar ve bu yönlerden sol taraf T-nrı 'ya
duyulan huşu ile korkuyu ve sağ taraf T-nrı 'ya duyulan sevgiyi sim­
geler. Gerçekte Uzun Yüz-Arich Anpin hiç sol taraf içermez. O'nun
hakkında şöyle denir: "O'nda her şey sağ taraflıdır." Buna göre T­
nrı sevgisinin en üst düzey tezahür seviyesi (sağ) olan bu bilinç üs­
tü seviyede T-nrı 'ya duyulan korku (sol) ayırt edilemez. Tezahürün
bu en üst seviyesinde sadece sağ taraf vardır. Kabala' da bu tezahür
seviyesinde T-nrı 'nın sureti ya da profili tek taraflı olarak öğretilir.
O her türlü dualiteden uzaktır ve Birdir. Yani kaynağında T-nrı saf
sevgi ve ışıktır, onda hiçbir kötülük yoktur.
Zain harfinin üstünde bulunan bu taç Kabala'da ayrıca, kocası­
nın tacı olan cesur kadının da sembolüdür. Bu kavram Kabala'da,
"Cesur bir kadın kocasının tacıdır" deyişi ile sembolize edilir. Yani
erkeğin bilinçüstünün en yüksek durumuna yükselebilmesi ancak
kadının, kocasının iradesini mükemmelleştirerek yerine getirmesi
sayesinde gerçekleşebilir. Kabala' da yaşam hedeflerinin yerine ge�
tirilmesi sonucu gerçekleşen bu mükemmelleşme haftanın yedinci
günü olan sabbath günü ile sembolize edilir. Bazı kabalistik çizim­
lerde Abraham'ın eşi Saralı başının üzerinde büyük bir yıldız taşır
durumda resmedilir. Bu, O'nun Yaratılış'ın amacının (sabbath) bi­
lincinde olduğunu gösterir ve bu bilinci, onu seviye olarak kocası
Abraham'ın üzerine çıkartır. Bir noktada o Abraham'dan daha yu­
karıdadır ve bu olgu şu deyişle vurgulanır: Ve T-nrı Abraham'a de­
di: "Sarah sana her ne söylerse O ' nun sesini dinle!"
Kabalistik resimlerin pek çoğunda Abraham başının üzerinde
altı köşeden oluşan bir yıldız ile tasvir edilir. Bu yıldız O'nun haf-

285
K A B A L A : "' S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K

tanın altı gününde yapılan bütün hareket ve davranışları yöneten er­


demliliğini, tüm Yaratılış'ı ıslah eden çalışmalarını ya da T-nrı'nın
yaratıcılığına iştirak etmesini simgeler. Zain ise yedi (7) sayısıdır ve
sembolik anlam bakımından çok zengin bir harftir. Bu semboller­
den bazıları: Haftanın yedi günü, yedi yıldız, yedi kollu şamdanın
(nıeıwralı) yedi mumu ve Israel'in yedi çobanı (Abralıam, Jsaac,
Jacob, Moses, Aaron, Joseph ve David) olarak verilebilir. Yedi kol­
lu şamdanın yedi mumu ayrıca insanlığın ruhlarının yedi arketipal
seviyesini de sembolize eder. Yedi sayısı ayrıca Sukot* zamanı sal­
lanan yedi dalı (üç menekşe, iki söğüt, bir palmiye dalı ve bir tu­
runç) fiziksel uzayın altı yönünü ve daha sonra onların birleştiği
merkezi yani yedinci noktayı gösterir. Yine yedi sayısı shabbat/ı gü­
nü sofraya konulan şeyleri simgeler. Bunlar mum, şarap, et, balık ve
ekmek (dilimler) olup gematria ile sayısal değerlerinin toplamı ye­
di olur.
Zain harfinin şekli olan keskin kılıç Kabala'da sadece bir silahı
sembolize etmekle kalmaz o ayrıca, gerçekliğin en ücra oyuklarına
işlemek suretiyle doğadaki türlerin varoluş ya da yok oluşunu belir­
leyen bir araçtır. Dolayısıyla zain ayrıca kendi yarattığı canlıların
sürekliliğini sağlayan Tanrısal devamlılığın da bir sembolüdür.
Zain harfi ile ilişkilendirilen yedi sayısı ise bir odak noktasıdır.
T-nrı iilemi altı günde yaratmış ve Shabbath günü (yedinci gün) din­
lenmiştir. İlk altı günün akitiviteleri yedinci günde odaklanır. Sep­
her Yetziralı ta da altı temel yön görürüz. Bunlar Kuzey, Güney,
'

Doğu, Batı, Yukarısı ve Aşağısıdır. Bu yönlerin merkezinde ise du­


rağanlığın yedinci noktası bulunur. Bu insan hayatında da böyledir.
Biz yaşantımızda sürekli olarak altı yönün kuvvetlerini dengeleme­
ye çalışırız ama merkezde bir sakinlik noktası vardır. İşte bizim he­
deflememiz gereken nokta da burasıdır. Ancak bu bir pasiflik duru­
mu olarak düşünülmemelidir. Tam tersine o etrafımızdaki dış kuv­
vetleri aktif olarak dengelediğimiz bir durumdur. Zain İbrani alfa-
* Sukkot, ekinlerin toplanmasının ve Mısır'dan çıktıktan (Shemoth) sonra çölde
geçen zaman süresince sağlanan Tanrısal korunmanın anısına yapılan yedi
günlük festival. Çardaklar Bayramı.

286
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

besinin yedinci harfidir ve Hayat Ağacında Bilgelik-C/ıoc/ıma/ı ile


Bilgi-Daatlı 'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Daatlı 'ın aslında
bir sephira olmayıp Taç-Kether'in bir boyutu olduğunu ve ancak
onun yokluğunda bir sephira olarak dikkate alındığını daha önce
belirtmiştik. Seplıer Yetzirah 'a göre zain harfine karşılık gelen kav­
ramlar şunlardır: Kavram: Hareket, Uzay/Yön: İkizler takımyıldı­
zı/Alt Doğu Zaman: Sivan (Yılın üçüncü Ayı, Gregoryen eş değeri
Mayıs) Beden: Sol Ayak

8. Cheth fi_
Ch-Cheth harfi İbrani alfabesinde sekiz (8) sayısal değerine sahip­
tir. Şekil olarak bir geçiş kapısı ya da geçit biçimindedir ve İbrani­
ce'de kelime olarak "yaşam" anlamına gelir. Chassidut öğretisi ya­
şamın iki seviyesi olduğunu ifade eder: temel yaşam ve canlandın­
cı yaşam. Buna göre T-nrı 'nın Kendisi temel yaşam formundadır.
O'nun tüm gerçekliğe sürekli olarak nüfuz eden yaratıcı gücü ise
canlandırıcı yaşam olarak belirtilir. T-nrı ve O'nunla bir olan Özü
temel yaşam seviyesidir. İnsan bedenini ve onun fiziksel deneyimi­
ni gerçekleştirmek yani canlandırmak için aşağıda parlayan ruhun
ışığının yansımas_ı ise canlandırıcı yaşam seviyesini içerir. Bizim
genel anlamda yaşam diye bildiğimiz bu ikinci seviye kendini bir
nabız atışı biçiminde tezahür ettirir ve bu da Sepher Yetzirah'ta be­
lirtilen "ruhların kaçış ve geri dönüşleri" deyişinin sırrıdır. Kaba­
la'ya göre fiziksel ve ruhsal alemde pek çok yaşam ya da enerji se­
viyesi bulunur ve bunların her biri kendi enerjisini aşağısında bulu­
nan diğer alt seviyelere aktarır. Bahsettiğimiz bu kavram bir atom­
daki enerji seviyelerine benzetilebilir. Buna göre elektronlar bu
enerji seviyeleri üzerinde daha yukarılara doğru çıkabilirler. Kendi
normal enerji seviyelerine döndüklerinde ise foton denilen bir ener­
ji paketi (kuantumu) saçarlar. Kabala bize atomdaki bu enerji sevi­
yelerine benzer olarak dört alemin varlığından bahseder (Atziluth,

287
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Briah, Yetziralı ve Asialı). Bunlardan en düşüğü ise bizim içinde ya­


şadığımız fiziksel iilemdir (Hareket-Asia/ı iileminin Hayat Ağacının
son iki sephirotu). Her üst iilem bir alttakinden daha parlaktır ve da­
ha yüksek enerji titreşimleri yayar. Clıeth harfi ise bu alemler ara­
sında bir kapı oluşturur ve ışığın üst alemlerden bir alttaki aleme
akmasını sağlar. Daha sonra inceleyeceğimiz tzaddik harfi ise bu
kapılardan girebilen ve üst iilemlerde edindiği bilgi ve enerji ile ya­
şadığıırıız fiziksel filemde bizlere yardımcı olabilen, ruhsal açıdan
·gelişmiş olan kişiyi gösterir. Işığın kitabı Zolıar bir yerden çıkabil­
me yeteneğinin oraya girebilme yeteneğinden daha önemli olduğu­
nu söyler: "Bir yere sadece girmeyi bilen ama oradan çıkmayı bil­
meyen kişi hiç girmese daha iyidir." Kabala'ya göre içinde yaşadı­
ğımız fiziksel alemdeki (Malkuth) ilk geçiş kapısından girebilmenin
yolu ise sevgi ve saflıktır.
Kabala öğretisinde Ch-cheth harfi ile ilgili olarak oldukça bü­
yük ruhsal öneme sahip bir geometrik sembol ise küptür. Küp bil­
diğimiz gibi altı yüz ve sekiz köşede buluşan on iki kenara sahip bir
şekildir. Bu üç sayının (altı, sekiz ve on iki) toplanılan yirmi altı ya­
par ve bu Kabala'da T-nn 'nın Kutsal Adı 'nın (IHVH) sayısal değe­
ridir. Bu sayılar içinde cheth sekiz sayısına karşılık gelen harftir ve
Yaratılış'ın yedi Cennet'te ve Dünya'da yer alan çokluğunu sembo­
lize eder.
Rulo biçiminde olan Torah yazmasında Ch-cheth harfi kendisin­
den önce gelen V-vau ve Z-zain harfleri ile onlara eklenen ve yuka­
rıyı işaret edecek biçimde onları üstten birbirine bağlayan ince bir
çizginin (chatoteret) kombinasyonu biçiminde yazılır. Cheth harfi­
ni oluşturan bu üçlüden zain harfi Kabala'da kadını yani ruhsallığın
dişil yanını simgeler. Tanrısal Işık'ı almak için yukarıya doğru uza­
nır ve kapıdan "girebilme" yeteneğini sembolize eder. Vau harfi ise
erkeği yani Tanrısal Yaşam Gücü'nü aşağıya iletme gücünü ve ka­
dının "girmeyi" gösterdiği kapıdan "çıkabilme" yeteneğini simge­
ler. Yukarıdan onlara katılan ince çizgi (chatoteret) ise bize yukarı­
da hep var olan T-nrı 'yı hatırlatır. O'nun Özü paradoksal bir biçim-

288
İ B R A N İ HARFLERİNİN SIRLARI

de insan idrakinin tümüyle ötesinde olmak üzere tüm yaratılmış


gerçekliği doldurur ve onu ayakta tutar. Paradoksal olarak, çünkü O
yukarıdadır ve bizim idrakimizin ötesindedir ama yine de vardır ve
bize aynı zamanda da çok yakındır.
Cheth harfinin iç kısmı bir chupah yani altında evliliğin gerçek­
leştiği bir çadır biçimindedir. Kabala yeni bir hayatın erkeğin, kadı­
nın ve T-nrı 'nın işbirliğinin bir sonucu olduğunu belirtir. Gelin ve
damat düğünde ellerinde yukarı doğru tuttukları bir eşarp ile danse­
derler. Eşarp gelinle damadı birleŞtiren bir köprüyü ifade eder. Çif­
tin neşeli dansı ise kapıya giriş çıkışı ve T-nrı 'nın Bilgisini, Sevgi­
sini ve O 'nun Varlığını, evlilikleri boyunca birlikte yaşayarak ve
O'nunla gizemli bir biçimde temas ederek bizim alemimize getiri­
şini gösterir (Bu sembolizmi izleyen Tzaddik harfi ise en yüksek ka­
pı olarak en üst formunda yani bir kelimenin sonunda bulunan biçi­
miyle* ruhsal gelişmenin son aşamasını gösterir.). Yani Tanrısal
Varlık ile bütünüyle bir olma aşamasını. Kabala'da cheth harfinin
vau ve zain harflerini birbirine birleştiren ince üst ucu, havada dö­
nen bir kartal sembolü ile ifade edilir ve Kabala'.da T-nrı 'nın bir
başka sembolüdür: "değen ama yine de değmeyen". Tıpkı havada,
yuvasının üzerinde dolaşan bir kartal gibi. Kabala' da kartal özelde
Kendi çocuklarını, genelde ise Yaratılış'ı sürekli biçimde kollayan
T-nrı'yı simgeleyen bir mecazdır. Buna göre T-nrı Kendi Yüce Var­
lığını kendi yarattığı aleme tamamen ve açık olarak ifşa etse ya da
tam tersine gücünü bu rekreasyondan tamamen çekse alem bir an­
da varoluş özelliğini kaybeder. O'nun Yaratılış ya da insana çok ya­
kın olması yani tüm gücünün ifşaatı da yıkıcı olabilir, gücünü ve
varlığını Yaratılış 'tan ya da insandan tamamen çekmesi de. İşte bu
deyiş bu hassas dengeyi gösterir: "değen ama yine de değmeyen".
0'11un varlığı Yaratılış'ın varoluşunu sağlar. Tekvin açılış kısmında
" ...Ve Elokim'in (T-nrı'nm) Ruhu suların yüzü üzerinde [havada]
dolaşıyordu" der. İbranice "güç" kelimesinin sayısal karşılığı yirmi
• İbrani harflerinden bazıları bir kelimenin sonuna geldiklerinde değişik şekilde
yazılırlar ve sayısal değerleri de büyür. Tzaddik harfi 90 değerindedir. Kelime
sonuna geldiğinde ise 900 değerini alır.

289
K A B A L A : " S I N I R S IZ"A YOLCULUK

sekiz (28) ve "[havada] dolaşmak, hareket etmek 28x26 (26 T-nrı­


nın Kutsal Adı IHVH'in değeri.) 728 sayısına karşılık gelir. Dolayı­
sıyla "havada dolaşmak" kelimesinin sayısal değeri ile belirtilen gi­
zem Kabala'da "T-nrı'nın Gücü" olarak açıklanır. Böylece, yaratıl­
mış gerçekliğin "üzerinde dolanmak" suretiyle T-nrı Yaratılış 'ı
ayakta tutar ve sürekli olarak yeniler. Bunu yaparken de aynı za­
manda her yaratığa ya da Kabala terminolojisindeki adıyla kaba
"bağımsız" olarak büyüme ve gelişme olanağını verir. "Havada do­
laşıyordu" deyişi bize T-nrı 'nın gücünün bizi desteklemesi ve aynı
zamanda da bireyselliğimizi ve özgürlümüzü sağlaması suretiyle
ortaya çıkan hassas dengeyi anlatır. Böylece cheth harfi, T-nrı 'nın
Varlığının bize ifşaatı ya da yakınlığı (cheth'i oluşturan harflerden
vau) ile O'nun Yaratıcı Gücünün Kendi yarattığı Yaratılış'tan sak­
lanması ya da uzaklığı (cheth'i oluşturan zain harfi) arasındaki has­
sas dengeyi içinde saklar.
Havada dolanmanın bu değen ama yine de değmeyen seviyesi
Kabala'da canlandırıcı yaşam fenomeninin başlangıcıdır. Yani "Yu­
karıdan değen ama yinede değmeyen" kendisini "Aşağıdan (yani
yaşayan her yaratığın içsel titreşimlerinde) giden ve geri dönen" bi­
çiminde yansıtır. Bu kavram kadim Sepher Yetzirah'ta şöyle belirti­
lir: "On tanedir tanımlanamaz sephiroth. .. Onları yorumlamaya
kalktığında [senin] dudaklarını mühürlerler... Onları düşündüğünde
ise [senin] kalbini korurlar... Ve eğer aklın senden kaçarsa onu [se­
nin] kontroluna geri döndürürler... Aynen söylendiği gibi: 'kaçarlar
ve geri dönerler' ...Ve işte Anlaşma bu Gizem üzerine inşa edildi."
(S.Y. Böl.I, Kıs. 8)
Cheth harfinin sayısal değeri sekizdir (8) ve kelime olarak "çit"
anlamına gelir. Hayat Ağacı 'nda Anlayış-Binah ile B ilgi-Daath ara­
sındaki yolu oluşturur. Sepher Yetzirah 'ta bu harfe karşılık gelen
kavramlar aşağıdaki biçimde açıklanır: Kavram: Görüş Uzay/Yön:
Yengeç takımyıldızı/Üst Güney Zaman: Tamuz (Dördüncü Ay, Gre­
goryen eş değeri Haziran) Beden: Sağ el.

290
9. Teth �
T-Teth harfi içinde yaşamın büyük sırlarını içeren kabın harfidir ve
sayısal olarak bir kadının hamilelik periyoduna karşılık gelen dokuz
(9) sayısı değerindedir. Hamilelik Kabala sembolizminde bir potan­
siyeli gerçeğe dönüştürmenin gücü olarak görülür. Doğum yani ye­
ni ve gerçek bir enerjiyi açığa çıkarma kavramı ise bir sonraki harf
olan 1-yod harfinin sımdır. Buna göre 1-yod, Ch-cheth harfinin için­
de idrak edilen ve T-teth harfinin içinde taşınarak döllenen Temel
Yaşamı açığa çıkarır. Teth aynca Kabala'da tüm kutsamaların teme­
li olan barışın takdisini taşıyan kaptır. Barış olmadan bir ruh ve bir
ulus diğer takdislerin ve kutsamalann hiçbirini alamaz. Teth harfi­
nin ters çevrilmiş şekli gerçekliğin görülebilen kısmında potansiyel
halde gizlenmiş ya da saklanmış iyinin ya da güzelin bir sembolü­
dür. Güzellik kelimesi İbranice'de pek çok eş anlam içerir. İçsel gü­
zelliğin en yüksek formu Kabala'da iki kadın Rebecca ve Bath She­
eba ile sembolize edilir ve güzel-tov kökünden türer. Bu kadınlar
görünüş olarak çok güzel (iyi) biçiminde tanımlanırlar. Buna göre
yaşadığımız alemde olagelen her şey aslında en yüksek "iyi" için
olmaktadır. Her ne kadar biz insan olarak sınırlı vizyonumuz ile bir
şeyin ne kadar iyi ya da güzel olabileceğini göremesek de Güzel
olan T-nrı 'nın Takdiri, Yaratılış içinde var olan "her şeyin" gizemli
bir biçimde O'nun çocuklarının yani bizlerin yararına olacak biçim­
de işlemesini sağlar. Teth harfi İbranice' de "asa" kelimesinin temel
sessiz harfidir. Bu kelime aynı zamanda "yılan" ile de ilişkilendiri­
lir. Buna göre Musa asasını bir yılana dönüştürerek Firavun 'a bir
işaret göstermiştir. Yılan Kabala'da ayrıca bilinci ifade eden bir
semboldür. Kabala sembolizmine göre Cennet Bahçesi'nde yılan
insana yardım etmek olan orijinal ve gerçek işlevinden sapmış ve
onu bir "kendi kendini yok ediş" yoluna sevk etmiştir. İslah edildi­
ğinde ise yılan, adaletli bir biçimde yargılamanın gücünü ve Mesi­
hin gelişi ile sembolize edilen en yüksek bilinç seviyesini ortaya
koyar. Yılan, meleklerin en yüksek alemlerine kadar ulaşır ve bizim

29J
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

bilinçüstüne ulaşabilme çabamızı gösterir.


T-Tet/ı harfi Kabala'da ayrıca "direncin" bir işaretidir ve yukarı­
da da belirttiğimiz gibi "iyi" kavramı ile ilişkilendirilir. İyilik insan­
lığın, kötülük eğilimine-yetzer ha ra olan direncidir. İbranice "iyi"
kelimesi � � (sağdan sola okunarak, tet/ı-beth) biçiminde yazılır.
Burada temel dualitelerden birinin diğerine karşı olan direncini gö­
rüyoruz. Yani kötülük eğilimi yetzer ha ra ile iyilik eğilimi-yetzer
-

ha tov arasındaki sonsuz savaşı. Bu savaşta Teth harfi dominant du­


rumdayken (yani kelimenin başındayken) ortaya çıkan sonuç iyilik­
tir. Beth harfi dominant olduğunda ise, yani kelime � � olduğun­
da ortaya çıkan ekte konuşmanın düşüricesizliğini ya da aceleciliği­
ni gösteren pek çok kelimenin kökünü buluruz.
Teth harfi biçim olarak ters çevrilmiş durumdadır. Dolayısıyla
Zohar'da gizli ve tersine dönmüş iyiyi sembolize eder: "O'nun iyi­
liği kendi içinde gizlidir." Cheth harfinin şekli gelin ile damadın id­
rak ile birleşmesini de sembolize eder. Buna göre teth harfinin sırrı
hamileliği boyunca kendi içsel gizli iyiliğini (fetus) taşıyan annenin
gücüdür. Torah'ta Teth harfi ile başlayan tov yani "iyi" ya da "gü­
zel" kelimesinin vurgulandığı bir başka yer ise Yaratılış 'ın başlan­
gıcında görünen ışığın T-nrı 'nın gözünde iyi olarak tanımlandığı
yerdir: "Ve T-nrı gördü ki ışık iyiydi."
Kabala'ya göre Torah 'ın açılışındaki "Başlangıçta T-nn Cennet­
leri ve Dünya'yı yarattı" ayetinde "Cennetleri ve Dünya'yı" deyişi­
nin başlangıç harfleri T-nrı 'nın Yaratılış 'ta yer alan gizli Adını
(AHVH, aleph-he-vau-he) oluşturur. Bu Adın değeri olan on yedi
(17) sayısı ise aynı zamanda tav-iyi kelimesinin de sayısal değeri­
dir. Tzaddik yani erdemli kelimesi 1 2x l 7 = 204 sayısını yani gizli
Adın (AHVH) dört harfinin on iki pennutasyonunu oluşturur. Ka­
bala'ya göre iyi-tov olarak adlandırılan erdemli kişiler-tzadikim
Cennet'i ve dünyayı birleştinnek ve böylece Yaratılış'ın amacını
açığa çıkannak için gereken gizli iyilik olan T-nn'nın gizli Adı'nm
(AHVH) gücüne sahiptirler. Aleph harfinin karşıtları birleştinne gü­
cüne sahip olması gibi (gökkubbenin, aşağı ve yukarı sulan birleş-

292
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

tirme gücü) tetlı harfi de aşağı ve yukarı filemleri birleştirme gücü­


ne sahiptir. Yani "Cennetleri ve Dünya'yı". Chassidut öğretisine gö­
re ruhun hizmetinde bu güç, kişinin varoluş durumunu "dünyada ol­
mak ama aynı zamanda dünyada olmamak" biçiminde algılaması
halinde açığa çıkar. Dünyada olmak, onu ıslah edebilmek için dün­
yevi gerçekliğin tamamen bilincinde olmak anlamına gelir. Dünya­
nın dışında olmak ise şu gerçeğin tamamıyla farkına varmaktır:
"O'nun gibi biri daha yoktur."
Kabala'ya göre ışık ve iyi kavramları arasındaki bir başka bağ­
lantı ise Musa'nın doğuş öyküsünde görülür: "Ve O (Yocheved, Mu­
sa'nın annesi) gördü ki O (Musa) güzeldi". Musa'nın doğduğu sıra­
da odayı büyük bir ışığın doldurduğu rivayet edilir. Bu ayette bulu­
nan iyi-tav kelimesinin T-teth harfi normalden daha büyük yazıl­
mıştır. Kabala'ya göre bu, Mutlak Tanrısal İyi'nin Musa'nın ruhu­
na emanet edildiğinin sımdır. Musa'nın yaşam misyonu ise Mı­
sır'dan kurtuluş görevini yerine getirmek ve Sina' da Torah' ı insan­
lığa ifşa etmektir. Mısır sürgünü böylece Jsrael'in iki yüz on yıl bo­
yunca içinde hamile kaldığı bir rahim ile karşılaştırılır. Sina' da ise
A-aleph harfinin gizeminde belirtildiği gibi Cennet ve Dünya bir
olmuştur. Böylece T-teth harfinin sembolizminin tam anlamı Kaba­
la' da şöyle ifade edilir: Ruhun hizmeti boyunca tüm yaratılmış ger­
çeklik T-nrı'nın Sonsuz İyiliği ve Güzelliği ile hamile kalmıştır ve
bu da "Cennetlere ve Dünya'ya" uyum ve barışı getirir. T-Teth har­
fi Hayat Ağacı 'nda Bilgi-Daath ile Sevgi, Merhamet-Chesed'i bir­
birine bağlayan yolu oluşturur. Kadim Sepher Yetzirah kitabında
teth harfi ile ilişkilendirilen kavramlar şöyledir: Kavram: Duyma
Uzay/Yön: Arslan takımyıldızı/Güneydoğu Zaman: Av (Beşinci Ay,
Gregoryen eş değeri Temmuz) Beden: Sol böbrek.

10. Yod q
I-Yod harfi İbrani alfabesinin onuncu harfidir ve şekil olarak bir
nokta biçimindedir. Bir dua ya da meditasyon sırasında kişi T-

293
K A B A L A : " SINIRSIZ"A Y O LCULUK

nrı 'nın önünde ayakta durur ve I-yod harfinin şekli kişinin bu dua
ya da meditasyon sırasındaki duruşuna istinaden, hem Tanrısal ve
hem de dünyevi ile olan bağlantısını gösterecek biçimde hem aşa­
ğıyı hem de yukarıyı işaret eder. Yod İbrani alfabesindeki tüm diğer
harflerin temelini oluşturan harftir. Alfabenin bütün harfleri onun
hareketi sayesinde şekillenir. Yaratılış sırasında, sonsuz derecede
küçük olan bu nokta gezinirken işaretini bırakır ve bunun sonucun­
da tüm alfabe ve nihai olarak da tüm alem yaratılır. Bu fenomen bir
televizyon ekranında tek bir ışının çok hızlı bir biçimde hareket
ederek ekranda işaretini bırakması ve aydınlık ve karanlık noktalar
oluşturarak tüm resmi şekilllendirmesine benzer (Bazı bilim adam­
ları tüm fiziksel evrenin, tek bir partikülün zaman içinde ileri geri
gitmesi sonucu oluştuğuna inanırlar.). T-nrı 'nın Kutsal Adı da
(IHVH) yod harfi ile başlar. Bu küçücük harf ayrıca Yaratılış öykü­
sünde (ya da Big Bang Teorisi örneğinde) olduğu gibi, T-nrı 'nın
Sonsuz Işığını tek bir noktaya yoğunlaştırması sonucu bizim çok
boyutlu gerçekliğimizi oluşturan büzülmenin de-tzimtzum sembolü­
dür. Bu harf aynı zamanda "el" ya da "itmek" anlamına gelir. T-nrı
ve insanlığa giden yolda birleşen eller Kabala'da dua sırasında kal­
kan eller ya da yol gösteren güçlü bir el kavramları ile ilişkilendiri­
lir. I-Yod harfinin sayısal değeri ondur. Literaturde bu sayıya ait pek
çok biblikal referans mevcuttur: On Emir, Adem'den Nuh'a kadar
on ve Nuh 'tan İbrahim'e kadar olan on kuşak, İbrahim tarafından
mağlup edilen on günah ve yod'dan fışkıran on sephiroth gibi. Ka­
bala' ya göre Tanrısal Sevgi'nin sonlu alemimize ifşa olan on kana­
lı yani insan ruhunun yapısına yansıyan Tanrısal Nitelikler olan on
sephiroth, I-yod harfinden açığa çıkar.
Küçük bir nokta biçiminde yazılan I-yod harfi Kabala' da T-teth
harfinin içinde saklı bulunan temel iyiliğin kıvılcımını ortaya çıka­
rır. Buna göre T-nrı'nın Sonsuz Işığının Yaratılış'a yer açmak için
büzülmesi yani ilk tzimtzum 'un hemen peşinden ortaya çıkan boş­
luğun içinde tek bir potansiyel "nokta" ya da "etki"-reshimu kalır.
Bu noktanın sım, Sonsuz Olanın Kendi içinde Sonlu Olanı içerme­
si ve onu dışsal gerçekliğe ifşa etmesinin gücüdür. Bu sonlu tezahür

294
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

sıfır boyutlu bir noktadan başlar daha sonra tek boyutlu bir çizgiye
ve sonra da iki boyutlu bir yüzeye doğru gelişir. Bu gelişme yad
harfinin tam yazılışına (YVD, yad-vau-daleth) karşılık gelir: "nok­
ta" (yad), "çizgi" (vau) ve "yüzey" (daleth). Bu üç aşama Kaba­
la'da: nokta-nekudalı, spektrum-seplıira ve suret-partzııf olarak be­
lirtilir. İlk nokta olan yad'un temel gücü "büyüğü elinde tutan kü­
çük" biçiminde gösterilir. "Büyük" kavramı ifşaatın ilk noktası
içinde gizli bulunan T-nn 'nın Sonsuzluğuna karşılık gelir. Yani
"noktanın" kendini zaman ve uzayın sonlu boyutları içinde gelişti­
rip açığa çıkarmasının sonsuz potansiyeli biçiminde yansıtmasına.
Kabala'ya göre büzülme-tzinıtzum öncesi sınırlamanın gücü he­
nüz T-nn'nın Sonsuz Özü içinde saklıydı ve tam gelişmemişti.
Tzinıtzum sonrası ise sınırlamanın gücü açığa çıktı ve önceden bu
gücü içinde "saklayan" T-nn'nın Sonsuz Özü şimdi paradoksal ola­
rak, büzülmüş ya da sınırlanmış ışığın içinde saklı hale geldi (gerçek
anlamda değil ama sadece bizim sınırlı perspektifimize göre). Bu sı­
nırlama noktasının içinden on sephiratlı yani T-nn'nın onlar saye­
sinde sürekli olarak Kendi Varlığını yaratılmış sonlu aleme ifşa etti­
ği, ışığın Tanrısal kanallarının sım açığa çıktı. I-Yod harfinin sayısal
değeri olan on aynı zamanda T-nrı 'nın insanlığa ifşa ettiği emirlerin
de sayısıdır. Kabala'ya göre tüm emirler ve aslında Taralı'ın her bir
harfi "büyüğü elinde tutan küçüğün" gücünü kapsar. Her biri T­
nn 'nın Sonsuz Işığının sonlu gerçekliğe ifşa oluşunu sağlayan birer
kanaldır. Yad harfi Hayat Ağacı ya da Sephiroth sisteminde Bilgi­
Daath ile Sertlik, Yargı-Gevurah'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur.
Sepher Yetziralı'ta yod harfine karşılık gelen kavramlar: Kavram:
Hareket Uzay/Yön: Başak takımyıldızı/Alt Güney Zaman: Elul (Al­
tıncı Ay, Gregoryen eş değeri Ağustos) Beden: Sol el.

11. Kaplı (Kat) _d


K-Kaph (K) harfi İbranice'de kelime olarak "avuç" anlamına gelir
ve elin "potansiyel" olanı "gerçek" olana dönüştünne özelliğini

295
KA BALA : '· S 1 N I R S I Z " A Y O L C U L U K

simgeler. Bu kavram T-nrı 'nın evreni sürekli olarak yeniden yarat­


masıı11 (rekreasyon), desteklemesini ve O olmadan yaratılmış ger­
çekliğin bir an bile var olamayacağını oıtaya koyar. Bu destek Kut­
sal Kitap'ta "Sen Avucunu benim üzerime koydun" biçiminde ifade
edilir. B u kavram, "gerçekleşmiş olanın içinde hep var olan, potan­
siyeli gerçekleştirmenin gücü" olarak belirtilir. Yahudilerin başları­
na giydikleri başlık-kipah Kabala'da T-nrı 'nın "Avuçlarının" bizim
başımızın üzerinde olduğunu yani insanı sürekli yeniden yaratması
işleminin farkında olduğumuzu (ya da olmamız gerektiğini) sembo­
l ize eder. Kaplı-avuç kelimesi Kabala'da ayrıca bulut imajını belirt­
mek için de kullanılır. Efsaneye göre Musa T-nrı 'nın dağına ulaşa­
bilmek için bulutun içinden geçmek zorunda kalmıştır. Bulut sem­
bolü bizim zayıf görüşümüzü Yüce T-nrı 'nın Sonsuz Işığının par­
laklığından koruyan bir kalkan olarak ifade edilir ve doğanın büyük
ve görünmeyen güçlerinin bir ifadesidir. Kabala'da T-nrı 'nın
"Avuçlarını" üzerimize uzatmış biçimindeki görüntüsünü veren
gökyüzünü dolduran bulutlar, O 'nun bize olan sevgisinin değişmez­
liği ve özümüzün kökünün O ' nun içinde olduğunun bir göstergesi­
dir. "Ve Ben sizi Elimin Ayasına (Avcuma) [bir kumaş gibi] işle­
dim"
K-Kaph harfinin sayısal değeri yirmidir (20). Yirmi sayısı Jo­
seph 'in kardeşleri tarafından yirmi gümüş parçasına satılmasını
sembolize eder. Kardeşleri onu satarak elde ettikleri bu para ile
ayaklarını korumak için kendilerine ayakkabı alırlar. Kabalistik öğ­
retide bu örnek sembolik olarak fiziksel tutkularımızın en düşüğü­
ne olan eğilimimizi gösterir ve bu eğilimimiz ruhumuzun yine ken­
dimizce esir edilmesi ile sonuçlanır.
Kabala sembolizminde yukarı doğru çevrilmiş avuçlar ise T­
nrı 'nın verdiği hediyeleri alan kaplar biçiminde değerlendirilir.
Kaph harfinin sayısal değerine karşılık gelen on çift yukarı dönük
avuç ise Tanrısal Enerji 'nin kanalları ya da T-nrı 'nın gerçeklik üze­
rindeki yaratıcılığının izi olan on seplıiroth'a karşılık gelir. Sephi­
rotlı 'un en yükseği Kether-Taç sephira'sıdır. Kaph harfi de şekilsel

296
İBRANİ H A R FL E R İNİN SIRLARI

olarak yuvarlanmış köşeler ile birleştirilmiş üç çizgi biçiminde, bir


tarafına yatmış gibi duran bir tacı sembolize eder. Buna göre Kral,
T-nn'nın karşısında tam bir sevgi ve teslimiyet ile hafifçe öne doğ­
ru eğilmiştir. Harfin bu üç çizgisi (iki yatay ve bir dikey çizgi) Tan­
rısal ve insan ilişkisinin üç seviyesini sembolize eder. Bunlar: 1 .
Mutlak İnanç. T-nrı 'nın takdirine olan güven. O 'nun sayesinde hem
bireysel yaşantımızda hem de Yaratılış'ın tümünde mümkün olan
en iyi elde edilebilecektir. 2. Asil ve Yüce Haz. T-nn 'nın her birimi­
zin içinde olan neşesi, hazzı O'nun güzelliğinin eşsiz bir yansıma­
sıdır ve O'nunla bir olmaktan dolayı hissettiğimiz büyük neşedir. 3.
İradenin Toplam Birliği. Bu kavram aynca kişinin, kendi iradesi
doğrultusunda gerçeklik üzerinde güç elde etmek üzere T-nrı ile bir
olma potansiyelini gösterir.
Kaph harfi İbrani alfabesinde bir kelimenin sonuna geldiğinde
değişik biçimde yazılan beş harften biridir (nıem, nun, pe ve tzaddi
harfleri ile birlikte). Kelimenin sonuna geldiğinde boyu uzar ve
uzun ve yüksek bir harfe dönüşür. Bu biçimiyle son kaph harfi Ka­
bala sembolizminde, kendimizi tamamen T-nrı 'ya teslim ettiğimiz­
de O'nun bizi potansiyelimizin en üst seviyesine yükselteceği ger­
çeğini gösterir.
K-Kaph harfi (sayısal değeri 2) B-betlı ile (sayısal değeri 20)
benzer bir tezahüre sahip gibi düşünülebilir. Ancak beth "arketipal"
bir kap ya da taşıyıcı olup "ev" anlamına gelirken kaph harfi "el
ayası" ya da "avuç" olarak daha çok "kişisel" bir taşıyıcı gibi görü­
lür. Buna göre Pratik Kabala açısından bakıldığında bir kabalistin
kaplı seviyesinde çalışması, daha yüksek ve arketipal bir seviye
olan beth'e oranla daha kolaydır. Kaplı harfinin bir taşıyıcı olarak
kullanılması ile başlatılan hareketler beth harfine oranla daha dar
bir çerçeve içinde olur. Betlı bazlı hareketler ise geniş ve daha koz­
mik bir yapıdadır.
Fiil olarak kaph kelimesi "boyun eğdinnek" ya da "zorlamak"
anlamına gelir. Talmud'da söylendiğine göre Sina'da Torah'm ve­
rilmesi sırasında "O, dağı bir varil gibi onların üzerine kaldırdı."

297
K A B A L A : "S INIRSIZ"A YOLCULUK

Chassidut öğretisinde bu hareketin açığa çıkabilmesi için gereken


Tannsa! motivasyon T-nn 'nın Jsrael'e karşı duyduğu sevgidir. Si­
na'daki bu muazzam ifşaat sonucu o denli büyük bir sevgi ortaya
çıkmıştır ki halk bu muazzam sevgiye yani Cennet'in boyunduru­
ğuna sevgiyle karşılık vermek için "zorlanmıştır". Burada dağın
kendisi de insanlan kucaklamak için zorlanmış biçiminde düşünü­
lebilir. Kaph harfinin burada ki işlevi ya da sım, "küçük" 1-yod har­
finden ifşa olan "büyük" olmasıdır (bkz. büyüğü tutan küçük. 1-yod
harfi). Kaph Hayat Ağacı 'nda Sevgi-Chesed ile Zafer ya da Sonsuz­
Iuk-Netzach'ı birbirine bağlayan yoldur. Sepher Yetzirah'ta bu harf
ile ilişkilendirilen kavramlar ise: Kavram: Yaşam/Ölüm Uzay/Yön:
Venüs Zaman: Çarşamba Beden: Sol göz

12. Lamed

L-Lamed İbrani alfabesinin en uzun boylu harfidir ve yazılırken di­


ğer harflerin üst çizgi seviyesini geçen tek harftir. Ondan hemen ön­
ce ve hemen sonra gelen harflerle birlikte yazıldığında "Kral" keli­
mesi ortaya çıkar (mem-kaph-lamed, melekh). İnsan vücudunun. or­
tasında bulunan kalp gibi alfabenin tam ortasında yer alan lamed bu
nedenle kalbi de simgeler. Birbiri ile ayna görüntüsünde olacak bi­
çimde yanyana yazılan iki L-lamed harfi T-nn'nın sevgisinin alevi­
ni almaya açık bir kalp şekli oluşturur. Şekil olarak L-lamed harfi­
nin en tepesinde, harflerin en küçüğü olan yod yer alır ve T-nn'nın
tevazusunu ortaya koyan küçük bir alev biçiminde belirir. Yani O
(T-nn) Kendini küçülttükçe biz de Onu kalplerimize sığdırabiliriz.
Kalp kelimesi tersine çevrildiğinde ise İbranice "yapma! " kelimesi­
ni oluşturur. Torah B-beth harfi ile başlar ve L-lamed ile biter. Ka­
balist biİgelere göre sevgiyi ve içtenliği ortaya koyan kalp kelimesi
ile Torah ' ın içinde bulunan ve kaçınmamız gerekenlerin farkına
varmamızı sağlayan "yapma" kelimesini içeren emirler bize günlük
yaşamımızı nasıl geçirmemiz gerektiğini gösterir. Kabala'da "bil­
geliği anlayan kalp" deyişinde (lev meivin da' at) kelimelerin ilk

298
İ B RANİ HARFLERİNİN SIRLARI

harfleri lamed'in tam yazılışını (lmd) oluşturur. Dolayısıyla bu har­


fin kısa yazılışı bu deyişin bir ifadesidir. Deyişin sayısal değeri olan
608=32 (kalp)x1 9 (Havva) yani "Havva'nın kalbi" olarak söylenir.
Cennet Bahçesi ile ilgili yorumunda, Rabbi Avraham lbn Ezra,
Adem' in beynin sırrı, Havva'nın kalbin sırrı ve yılanın ise karaci­
ğerin sırrı olduğunu belirtir.
Adem ve Havva (erkek ve dişi) Kabala' da verme ve alma kav­
ramlarının prototip ruhsal kuvvetleridir. Evlilik bağı ve erkeğin di­
şiye verdiği hediye "Ve Adem kansı Havva'yı bildi" deyişinde ol­
duğu gibi bilginin sırrını oluşturur. Bu nedenle Kabala' da Adem ve
Havva sık sık öğretmen ve öğrenciyi temsil eder biçimde görünür­
ler. Öğretmen öğretisini öğrencisine aktarabilmek için zekasını bir
noktaya kadar (yod) küçültür ve öğrenci de önceki idrak seviyeleri­
ni yok ederek kendisini, öğretmeninin bu yeni mucizevi öğretileri­
ni almaya uygun bir kap haline getirir. Kabala öğretisine göre bu
öğrenme süreci sayesinde kişi T-nn' nın Sonsuz Işığını geçiren mü­
kemmel bir saydamlığa ulaşabilir. Kabala'ya göre bu da bizi Yara­
tılış içinde "yeni Cennet ve yeni bir Dünya" için bir araç yapar.
Lamed fiil olarak hem "öğrenmek" hem de "öğretmek" anlamı­
na gelir. I-Yod harfi ile benzeştirilen bilgeliğin tohumu, kalbin
(Havva) tam bilinçlilik seviyesini dölleyebilmek için beyinden
(Adem) aşağı doğru iner. Kalp ise bu kavrayış noktasının ilhamını
alabilmek için yukarı doğru yükselir. İşte bu yükseliş lamed harfi­
nin şeklinin sırrıdır. Bu şekil ise L-lamed harfinin tepesinde bulu­
nan ve yod ile temsil edilen bilgelik noktasını kavramak (bilgeliği
anlamak, Sepher Yetzirah) ve izah edebilmek için ilhamla ile yuka­
rıya doğru yükselen kalbi gösteren yanyana ayna yansıması şeklin­
de yazılan lamed harfini oluşturur. Lamed otuz (30) sayısal değeri­
ne sahiptir ve ayın günlerinin sayısıdır. Aynı zamanda ayın büyüme­
sini ve küçülmesini ve kadındaki adet periyodunu da sembolize
eder. Dolayısıyla lamed harfi Kabala' da Ay ve yirmi ile altmış yaş­
lan arasındaki kadını temsil eder.
Lamed harfi İbranice'de "öküz üvendiresi" anlamına gelen keli-

299
KABALA: "SIN!RS!Z"A YOLCULUK

menin kökünü oluşturur. Üvendire ise Kabala'da sembolik olarak


hayvansal içgüdülerimizi yönlendirme ve kontrol etmenin ve böy­
lece kötülüğe olan eğilimimizi aşmanın sembolüdür. Kabala'ya gö­
re her jenerasyonda otuz altı (36) erdemli kutsal kişi-tzadikim bulu­
nur ve onların duaları yaşadığımız filemi ayakta tutar. Ancak Kaba­
la Gelecek Alemde bu kişilerden otuz (30) sıra olacağını öğretir.
Lamed ayrıca yönlendirilmiş hareketi de ifade eder. Yod harfinin
dölleyici, aşılayıcı gücü gebeliğini kaph harfinin taşıyıcı kabında
sürdürür ve bu lamed harfinin "doğumu" ile sonuçlanır.
Kaph ile betlı harfleri arasındaki ilişkiye benzer bir ilişkiyi bu­
rada da görüyoruz. Bu ise Pratik Kabala'da G-gimel harfinin üç (3)
değeri ile L-lamed'in otuz (30) değeri yani kozmik bir hareket ile
daha kişisel tezahür arasındaki fark olarak ifade edilebilir.
Lamed aynca Kabala'da "havada süzülen bir kule" biçimine
benzetilir ve Torah 'ta tam üç yüz yasanın bu havada süzülen kule­
nin sım ile ilişkili olduğu ifade edilir. Uçan kule ise kişinin Torah 'ın
öğretilerine olan sadakatinin, sevgisinin ve onun içsel gerçeklerinin .
kavranabilmesi için alınan ilhamın bir ifadesidir. Bu ilham kişiyi,
dünyevi ikametin yerçekimi bariyerinin üzerine yükseltir.
Avuç yani bir potansiyeli gerçeğe dönüştürmenin gücü, T­
nrı 'nın İradesi yani Torah 'ın öğretileri ile birleşebilmek ve onu kav­
rayabilmek için kalbin iradesinin (Kether) içinde tezahür eder. La­
med yani kalp ise yukarı doğru yükselir ve Tanrısal Kavrayış' ın
yod'una bağlanır. Bu kavram ise lamed harfinin şeklinde yansıtılır.
Buna göre lamed harfi bir yod ile cina doğru yükselen bir kaph har­
finden oluşur. Bu ayrıca keli (taşıyıcı kap) kelimesinin harflerinde
gizli olan dizilişin de sırrıdır (KLI, kaph-lamed-yod): potansiyeli
gerçekleştirme gücü (avuç-kaph), kalbin (lamed) ilhamının içinde
tezahür eder ve Tanrısal Bilgelik'in (yod) sırrını kavrayabilmek için
yukarıya doğru yükselir. Tüm Torah boyunca kalp, taşıyıcı kabın te­
mel kavramını sembolize eder -Havva'nın sımnı-. Lamed Hayat
Ağacı'nda Chesed ile Tiphereth'i birbirine bağlayan yolu oluşturur.
Seplıer Yetzirah'ta bu harf ile ilişkilendirilen kavramlar ise: Kav-

300
İ B R A N İ HARFLERİNİN SIRLARI

ram: Çiftleşme, cinsel ilişki Uzay/Yön: Terazi takımyıldızı / Üst


Batı Zaman: Tishrei (Yedinci Ay, Gregoıyen eş değeri Eylül) Be­
den: Safra kesesi

13. Mem kJ
Kabala'da M-Mem su-mayim kelimesinin harfidir ve bilinç üstünü
anlamaya çabalayan bilincimizin içinden aktığı Tanrısal Bilgelik' i
sembolize eder. Fiziksel bir çeşmenin (kaynak) sularının, bilinme­
yen bir yeraltı kaynağından (Yaratılış açısından bakıldığında sonsuz
derinliğin sım) fışkırması gibi (kendilerini dünyaya ifşa etmek için)
bilgeliğin çeşmesi de bilinç üstü kaynaktan akan gücü benzer bir bi­
çimde ortaya çıkarır. Kabala terminolojisinde bu akış Taç-Ket­
her'den Bilgelik-Chochmah'a doğrudur. Bu akış Mesellerde "akan
ırmak, bilgeliğin kaynağı" biçimine ifade edilir. Yeraltı sularının fi­
ziksel alemde yaşayan canlıları beslemesi gibi bizim ruhsal yaşamı­
mız da Tannsa} Bilgelik'i tezahürlerinden doğan bu Sonsuz Kay­
naktan beslenir.
Kabala öğretisine göre insanın evreni anlamaya yönelik arzusu­
nu belirten ve havada süzüleri bir kule şekli ile belirtilen lamed har­
fi "ilksel atmosferde" yer alır. Bu'ilksel boşlukta ise on üç tane mem
(bilincimizin "ekranında" çakan bilgeliğin şimşeklerini ortaya çıka­
ran kanallar) harfi vardır. Yaşayan Suların ırmakları her bir mem'in
içinden akar ve bir havuz oluşturur. Kabala'ya göre hepimiz bu Ya­
şam Kaynağında yer almaya davet ediliriz ve bu sayede Yaşayan
Sulardan içerek Sonsuz Olan ' a olan susuzluğumuzu giderme fırsa­
tını buluruz.
M-Mem İbrani alfabesinin on üçüncü harfidir ve bu harfin öne­
mi onun, Bir-echad ve Sevgi-ahavah kelimeleri ile olan ilişkisinden
doğar. Mem İbrani alfabesinde, kelimenin içinde bulunduğu yere
göre iki farklı şekli olan beş harften biridir. Buna göre kapalı mem
harfi embriyonun içinde geliştiği ve onu koruyan ve destekleyen

301
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

rahmi sembolize eder. Aynı zamanda da echad yani "bir" kelimesi­


nin de sımdır. Açık mem ise yukandan ruhun içine bilinç seviyesin­
de akan bilgeliğin kaynağıdır. İçinden bilinçli kavrayışın noktasının
(yod) doğduğu açık mem sevginin ruhtaki ilk tezahürüdür. Açık ve
kapalı olmak üzere mem harfinin bu iki çeşmesinin arasındaki bağ­
lantı ise Kabala' da Merhametin on üç Tanrısal Nitelik'in gücü ola­
rak belirtilir. Bu da T-nrı'nın Temel Adı IHVH-Havayah'ın (Merha­
metin Adı) sırrıdır. Havayah Adı 26=2x l 3 yani "bir" ve "sevginin"
sayısal değerlerinin toplamı, onlann birliği olarak belirtilir. Buna
göre "Sevgi" ve "Bir" kelimelerinin birliği, T-nrı 'yı bizim sınırlı bi­
lincimize getirmenin gücünü ifade eder. Kabala bilinç üstü kaynak­
tan bilincin başlangıcına kadar on üç akış kanalı olduğunu belirtir.
Bu kanallar Sina Dağı'nda Musa'ya aktanlan, Merhametin on üç
niteliğine karşılık gelirler.
İbranice'de "su" kelimesinin şekli, çok küçük bir değişiklik ile
"lekelemek" anlamına gelen kelimeye dönüşebilir. "Gizleme" keli­
mesi ise 86 olan sayısal değeri ile "lekelemek" kelimesi ile aynı de­
ğere sahiptir. T-nn'nın Yüceliği Yaratılış içinde sadece açığa çık­
maz ama aynı zamanda Yaratılış tarafından saklanır da. Bu hem açı­
ğa çıkma ve hem de saklanma kavramı şu ayette belirtilir: "IHVH
ALHIM bir güneş ve bir kalkandır". Bu deyişe göre biz ancak Ya­
ratılış aracılığı ile bilmenin koruyucu kalkanı (Elokim) sayesinde
Bir Olan'a bakabiliriz. Eğer doğrudan bakmaya kalkarsak O 'nun
Yüce Işığı bizi kör edebilir. Kabala'da Bir Olan çoğu zaman Güneş
sembolü ile ve Elokim kelimesi de Kalkan ile sembolize edilir. Bu
iki dairenin ara kesiti ise mandorla adı verilen bir şekildir. Bu şekil
ise Tannsal'ın doğasında bulunan karşıtlann paradoksunun tefek­
kürü ile kazanılabilen muazzam kavrayış seviyesinin kadim bir
sembolüdür. "Su" anlamı ile mem ilk olarak daleth harfinde karşı­
laştığımız sulamak prensibini alır ve onu tezahür ettirir. Mem bir
ana harf olarak Hayat Ağacının zıt sütunlarını (Zafer-Netzach ve
Gorkem-Hod) birbirine bağlar. Sepher Yetzirah'ta belirtilen üç ana
harf aleph, mem ve shin harflerinden mem'in yolu içsel, manevi bir

302
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

yol iken shin harfinin yolu dışsal ve haricidir. Aleplı ise bu iki du­
rum arasındaki durağanlık halini ortaya koyar. Yani kitabımızın
başlangıcından beri ifade ettiğimiz karşıtların birliğini ya da "den­
genin muvazenesini."
Beth (2) - kaplı (20), gimel (3) - lamed (30) ilişkisinde olduğu
gibi Pratik Kabala uygulamaları açısından bakıldığında mem (40)
daha bireysel ve daleth (4) ise daha arketipaldir.
J:fem harfi kırk (40) sayısal değerine sahiptir ve yukarıda bahset­
tiğimiz şekli ile "su" anlamına gelerek Hayat Ağacı'nda Sonsuzluk,
Zafer-Netzaclı ile Görkem-Hod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur.
Kadim Sepher Yetzirah'ta mem harfi ile ilişkilendirilen kavramlar
ise; Element: Su Zaman: Kış Beden: Karın

14. Nun d
M-Mem harfinin suyu sembolize etmesi gibi Nun kelimesi Aramice
"balık" anlamına gelir. Kabala sembolizminde nun, mem'in yani
"gizlenmiş alemin" sularının içinde "yüzer". Gizlenmiş alemin ya­
ratıkları kendi kişisel bilinçlerine sahip değillerdir. Balıkların aksi­
ne dünyanın yüzünde açığa çıkmış olan kara hayvanları ise kendi
kişisel bilinçlerine sahiptirler. Kabala' da insanlığın ruhları deniz ve
kara canlıları ile sembolize edilen iki genel kategoriye ayrılırlar. Bu
kategorilerin iki prototipi ise leviathan ve behemoth'tur. Leviathan
deniz, behemoth ise karada yaşayan canlıları sembolize eden iki ca­
navardır. İçinde bulunduğumuz zamanda ise ruhların bu iki katego­
risi, ruhun iki içsel ve yaratılıştan beri var olan eğilimlerine karşılık
gelir. Gelecekte ise bu iki prototip leviathan ve behemoth araların­
da yaptıkları savaşta, her biri diğerinin egosunu öldürecek ve birle­
şeceklerdir. Ve "etleri" daha sonra Gelecek Alemde yer alan erdem­
li ruhlara (tzaddikim) ziy�fet olarak sunulacaktır. Gelecek Alemin
bu erdemli ruhları bizim mevcut ruh seviyemizin kökünü tükete­
cekler ve onu tamamen yeni ve daha yüksek bir bilinç seviyesine

303
KABALA : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

entegre edeceklerdir. İşte burada bir kere daha insanlığın tekamül


yolculuğunu görüyoruz. İyi ve kötünün, sevgi ve sertliğin yani du­
alitenin mutlak birlik yolundaki mücadelesini. leviathan kelimesi
gematria ile Krallık-Malc/ıuth seviyesine (496) karşılık gelir. Kaba­
la'da Krallık-Malchuth, Tannsa! İlk Çıkış Alemi Atziluth 'ta deniz
ile sembolize edilir, dalgaları Ay'ın (David' in sembolüdür) çekim
gücü ile kontrol edilen denize. Malchuth alt iilemleri (Briah, Yetzi­
rah ve Asiah) canlandırmak için alçaldığında ise dünya ile sembo­
lize edilir. Dolayısıyla leviathan Kabala'da krallığın Tanrısal kay­
nağının bir sembolüdür.
İbranice'de ise nun "Krallık" ve "Tahtın Varisi" anlamına gelir.
Alfabenin on dördüncü haıfi olarak nun harfi, sayısal değeri on dört
olan Kral David ile ilişkilendirilir. David Kabala'da Ay, harp ve taç
sembolleri ile gösterilir. Ay mem'den akan sulann dalgalarını kont­
rol eder. Bu sular bilinç ötesi, insanlığın bilincinden saklanmış iile­
me karşılık gelir ve balıkların doğal ortamıdır. O'nun oğlu ve tahtın
varisi ise Mesih'tir. Kabala'da onun sembolü ise güneştir ve içine
hiçbir ışığın işlemesine izin vermeyen koyu karanlığın içine bir gü­
neş gibi parlar. Aynı biçimde sudan dışanya doğru çıkan balık da fi­
ziksel alemimize, Tanrısal İlk Çıkış 'ın gizli Alemi 'ni (Atziluth) ifşa
eden Mesih'i sembolize eder. Nun haıfinin bir başka sembolizmi ise
Musa yani İsrail' in ilk Kralı ile ilgilidir. O, Firavun'un kızı tarafın­
dan bir balık gibi sudan çıkarılmıştır. O 'nun görevi de İsrail'in ço­
cuklannı Mısır esaretinden kurtarmaktır. (Ya da insanlığı mevcut
kötü eğilimlerinden. Sembolizme dikkat.) Bu kurtarış yalnızca bir
tarihsel olay değildir, aynı zamanda insan ruhunun, günahkarlığın
ve ihmalkarlığın esaretinden kurtuluşunu da simgeler. Çöldeki ika­
metleri boyunca İsrail halkı zehirli yılanlar tarafından sokulur. Yı­
lan sokmalarından hastalananlar ise Musa tarafından asasının üze­
rinde bulunan bir pirinç yılan vasıtasıyla iyileştirilirler. Çok sayıda
balığın bir arada olması Kabala'da Aramice anlamı ile "doğurgan­
lığı" ve T-nn'nın bizi Kendi gizli Krallığına davet etmesini belirtir.
Yukarıdaki örnekte de olduğu gibi insanlığa çeşitli dönemlerde

304
İ B R A N ! HARFLERiNiN SIRLARI

verilen tüm kutsal kitaplar oldukça yoğun bir sembolizm ile dolu­
dur. Okuyanlar açısından fark ise, kişinin onu hangi seviyeden oku­
duğuna yani sembolleri çözüp çözmediğine ve eğer çözüyorsa nasıl
çözdüğüne göre değişir. Bu değişim ise doğrudan kişinin ruhsal te­
kamül seviyesi ile ilişkilidir.
Kabala'da nun harfinin sembolizmi ile ilgili bir başka kavram da
kadim Seplıer Yetziralı yazmasında da belirtilen Anlayışın ya da Ze­
kanın Elli Kapısı kavramıdır. Nun harfinin sayısal değeri ellidir (50)
ve bu harf T-nn 'nın Krallığına ulaşabilmek için geçilmesi gereken
bu elli kapıyı gösterir. Nun harfi de kaph ve nıem gibi kelimedeki
yerine göre değişen iki şekle sahiptir. Bir kelimenin başında ya da
oı1asında bükülmüş şekli, kelime sonunda ise dik şekli kullanılır.
"İmanlı" (ya da mümin) kelimesi nun harfi ile başlar ve yine nun ile
biter ve bu kelimede yer alan her iki şeklinde de nun harfi T-nn 'nın
imanlı ve sadık kulunu simgeler. Bükülmüş şekli tevazu sahibi,
kendi içindeki boşluğun farkında olan ve T-nn'nın desteğine gerek­
sinme duyan ve O'na tam bir güven ve bağlılıkla hizmet eden insa­
nı gösterir. Gerçekte kullarından en fazla tevazu sahibi olanı O'nun
gözünde en fazla yücelendir. Kelime sonlarındaki dik şekli "dik ve
bağımsız imanlı kişiyi" sembolize eder. Bu kişi karanlığa T-nn'nın
Işığını, yani tüm karanlığı ışığa çevirebilen görkemin bulutunu ge­
tirebilir. Bulut kavramı Kabala'da Mesih' in "Cennet'in bulutlan
ile" birlikte gelişini sembolize eder. Kabala'da Mesih'in adlarından
biri de Yinon'dur. Bu kelime "yönetecek" anlamına gelir ve nun ile
aynı köktendir. Mesih aynca "düşme" ya da literal olarak [dünya­
ya] "düşen" [kişi] anlamına kullanılır. Genelde nun harfi Torah'ta
düşme (doğma) suretine karşılık gelir. Mesih 'in ruhu kendisini sü­
rekli olarak tekrarlanan bir [dünyaya] düşme yani doğma ve peşin­
den ölme biçiminde deneyimler (Ruh göçü, gilgul). Kabala'ya göre
eğer T-nrı'nın her yerde ve her zaman var olan eli onu tutmasa ye­
re çakılır ve parçalanarak ölür. Düşüşün bilinci balığın sudayken
kendini kuru toprağa çıkmak üzere zorlandığı yani egosundan kur­
tulmuş halinin bir yansımasıdır. Mesih'in gelişi ile ilgili olarak ara-

305
K A B A L A : " S I N I R S IZ"A Y O LCULUK

daki ilişki Kutsal Kitap 'ta lsaialı tarafından şöyle beliıtilir: "O gel­
diğinde dünya T-nn'nın bilgisiyle dolacak, aynı suların denizi ört­
tüğü gibi."
Sayısal değeri elli (50) olan ııuıı harfi "balık" anlamına gelir ve
Hayat Ağacı'nda Sertlik, Yargı-Gevurah ile Güzellik-Tiplıereth'i
birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah'ta ııuıı harfi ile
ilişkilendirilen kavramlar; Kavram: Koklama Uzay/Yön: Akrep ta­
kımyıldızı / Güney Batı Zaman: Cheshvaıı (Sekizinci Ay, Gregor­
yen eş değeri Ekim) Beden: Bağırsaklar.
Beth (2) - kaplı (20), gimel (3) - lamed (30) ve daleth (4) - mem
(40) ilişkisinde olduğu gibi nuıı (50) bireysel ve he (5) ise daha ar­
ketipaldir.

15. Samech (Sameh)

S-Samech harfi son mem harfiyle birlikte İbrani alfabesindeki iki


tam kapalı harften biridir. Kabala' da T-nn On Emri tabletlere işle­
diğinde bütün harflerin olması gerektiği gibi taşa kazındığı ve sade­
ce bu iki harfin (samec!ı ve son mem) orta kısımlarının düşmeyip T­
nn 'nın desteğinin tüm durumlarda var olduğunu gösterecek biçim­
de mucizevi bir şekilde tabletlerin üzerinde kaldığı öğretilir. Sa­
mech bu kavrama istinaden Kabala' da desteğin harfidir ve bize tüm
Yaratılış'ın Tanrısal Varlık tarafından ayakta tutulduğunu ve mev­
cut düzenin, tüm kapalı sistemlerin düzensizliğe olan eğilimlerine
(entropi) rağmen mükemmel bir biçimde sağlanabildiğini gösterir.
Samech harfinin şekli, sınırlarında bir iç ve bir dış daire bulunan
kapalı bir yüzüğe benzer yani bir evlilik yüzüğüne. Gelin düğünde
parmağını uzatır ve yüzük (samech) gelinin parmağına takılır. O,
uzattığı parmağı ile Gelecek Zamanı işaret etmektedir. Yüzük iki
yarımın birliğini yani T-nrı ' nın varlığı altında erkek ve kadının gi­
zemli birlikteliğini sembolize etmektedir. Bu gizemli birlik onların
samech harfinin sırrını keşfetmelerini sağlar. T-nrı 'nın Sevgisinin

306
İ B R A N İ HARFLERİNİN SIRLARI

büyük gizemine en çok yaklaştığımız nokta T-nrı tarafından kutsa­


nan evlilik bağının içsel sevgisidir. Bir daire üzerinde bulunan nok­
taların tamamının dairenin merkezine eşit uzaklıkta olmaları gibi
samech harfinin şekli de bize tüm ruhların T-nrı'ya eşit yakınlıkta
olduğunu gösterir. Sanıech'in dairesel şekli ayrıca, Torah'm ve ya­
ratılmış gerçekliğin tüm seviyelerinde yansıtılan şu temel gerçeği
de sembolize eder: "Sonları başlangıçlarında, başlangıçları da son­
larında kazınmıştır." Başlangıç ve son arasındaki bu yaratılıştan ge­
len birliğin farkına varılması ve realizasyonu (ki derinlemesine id­
rak edildiğinde sonsuz dairenin tüm aşamalarındaki itidali gösterir)
esasında gerçekliğin eşit biçimde her tarafını sarmalayan T-nrı 'nın
Yüce Işığının (sovev kol alnıin) tezahürüdür. Sanıech harfinin iç da­
iresi başlangıcı ve sonu olmayan T-nrı'yı (Ain Soph) sembolize
eder. Dairenin içinde hiçbir şey yoktur. Bu ise T-nrı'nın Hiçlik ol­
duğunu (Ain) simgeler yani Kabala'nın T-nrı kavramına olan, "T-nrı
bizim bildiğimiz ya da söyleyebildiğimiz hiçbir şey ile tanımlana­
maz" yaklaşımını.
İbrani alfabesinde nıem ve samech harfleri nun harfinin sağında
ve solunda yer alırlar. Bu da Kabala'da bu iki harfin nun harfini
desteklediği anlamına gelir. Samech adının harfleri İbranice'de
"destek" kelimesini oluştururlar ve içlerinde ayrıca "teşvik etme"
ve "iyi olma, sağlık" kelimelerinin harflerini de içerirler. Bu da bi­
ze bu üç kavram arasında derin bir bağın olduğunu gösterir. Samech
harfi mem karesinin içinde bulunan bir daire biçiminde düşünülür,
yani daire içinde bir altıgen. Bilindiği gibi bir altıgenin kenarları bir
dairenin çapında olduğu gibi tamamen birbirine eşit uzunluktadır.
Bu basit geometri bize T-nrı 'ya olan yakınlığımızın diğer insan var­
lıklarına olan yakınlığımızla tamamen aynı olduğunu belirtir. Hek­
sagonun altı kenarı Mısır'ı terkeden ve Sina Dağı'nda T-nrı'nın an­
laşmasını kabul eden altı yüz bin (600.000) ruhu da sembolize eder.
Mem ve samech harflerinin sım Tanrısalın Gelmekte Olan Aleme
ve Gelecekteki Aleme ifşa olmasıdır. Kabala bize bu ifşaatın iki
aşamada gerçekleşeceğini öğretir. Bunlardan birincisi, geçmiş ve

307
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

şimdiki kuşakların idrak edebilecekleri bir seviyede Tannsa! düze­


nin açığa çıkışı, ikincisi ise mevcut idrak seviyesinin tamamen öte­
sinde olan mutlak ifşa oluş durumudur ve işte bu da sanıech harfi­
nin sırrıdır.
Şekil olarak baktığımızda samech harfinin iç içe iki eş merkezli
daireden oluştuğunu görürüz. Böyle bir sistemde dıştaki dairenin
tabanı içtekinin altında yer alır ama yine de üst parçası içtekinin
üzerindedir. Bu diziliş "başlangıcın" içinde kazınmış olan "sonun"
en yüce bir biçimde açığa çıkışıdır. Burada "son" dıştaki dairenin
hizmetine karşılık gelir. "Başlangıç" ise içteki dairenin en yüce he­
defidir. Bu hedef ise T-nn'nın Yüce Özü'nün aşağıdaki yani yaratıl­
mış alemlerdeki vahyi yani açığa çıkışıdır.
"Destek" anlamına gelen samech "[dünyaya] düşeni" (yani fi­
ziksel aleme doğanı) destekleyen, ayakta tutan ve yükselten Tanrı­
sal Güç'tür. Ayetlerden birinde bununla ilgili olarak şöyle denir: "O
düştü ve kalkamayacak... " Ancak bir başkası ise buna tam karşıt bir
biçimde "nasıl düştüysem elbette öyle kalkacağım." der. Bu ayetler­
den ilki samech harfini oluşturan dıştaki statik dairenin hizmeti ola­
rak anlaşılabilir. Yani tüm dünyevi fenomenin niteliği ile ilişkili
olan gerçek itidal ve ılımlılık. Buna göre kişi fiziksel gerçekliğin
"en düşük enerji seviyesine" kadar düşebilir ve kendi başına ayağa
kalkmaktan aciz olabilir ve bunun için tamamen onu destekleyen
Tanrısal Takdir 'in şefkatine güvenebilir. Ayağa kalkmak için gere­
ken içsel, aktif motivasyonu belirten ikinci ayet ise -yine samech
harfinin şeklinde bulunan- ruhsal arzunun içteki dinamik dairesi
olarak anlaşılabilir. İşte bu Eıekie/ vizyonundaki "tekerler içinde te­
kerlek" deyişinin sırrıdır.
Samech'in gücü çift yanlıdır. Buna göre biz kendimizi ya onun
dairesel doğasında hapsolmuş bir halde, sürekli aynı yerde dönüp
hiçbir yere gidemez durumda buluruz ya da daireleri bir spirale çe­
virip ve onun üzerinde sürekli olarak yukarı doğru çıkarız. Samech
harfi altmış sayısal değerini taşır ve Hayat Ağacında Güzellik-Tip­
hereth ile Zafer, Sonsuziuk-Netıach'ı birbirine bağlayan yolu oluş-

308
İB RAN! HARFLERİNİN S IR LARI

turur. Seplıer Yetzirah' a göre sanıech harfi ile ilişkili olan kavram­
lar şunlardır: Kavram: Uyku. Uzay/Yön: Yay takımyıldızı / Aşağı
B atı. Zaman: Kislev (Dokuzuncu Ay, Gregoryen eş değeri Kasım).
Beden: Mide.

16. Ayin IJ
Au-Ayin İbranice 'de "göz" anlamına gelir. Göz dış dünyayı idrak
edebilmemiz, kavrayabilmemiz için kullandığımız en baskın duyu
organımızdır. Kabala'da ise geniş ve iyice açılmış göz, bize veril­
miş olan tüm Tanrısal Bilgi 'yi alabilmemizi sağlayan ·duyularımızı
sembolize eder. Çoğu kabalistik resimlerde bulunan üç göz Tanrısal
Takdir' in üç yanını temsil eder. Bu yanlardan birincisi, tüm düşün­
ce ve davranışlarımızın T-nn tarafından bilinmesi. İkincisi, T-nrının
her birimizi bir anne ya da baba şefkati ile gözleyip gözetmesi, bi­
ze kol kanat germesi ve koruyup yönlendirerek iyi ve kötü arasın­
daki farkı görmemizi sağlamasıdır. Üçüncüsü de her birimiz Yaratı­
lış 'taki Tanrısal amacımızı yerine getirebilmek için Tanrısal Takdir
tarafından yönlendiriliriz. Böylece tüm evren hem T-nrı'nın Sonsuz
Güzelliğini yansıtır ve hem de bütün evrende tüm zaman ve uzay
boyunca her bireyin yardımıyla tam bir uyum ortaya çıkar. Kabalis­
tik betimlemelerde ayin harfi tam ortaya yerleştirilir ve şekli optik
sinirler ile beyne bağlanan iki göze benzer biçimde çizilir. Sağ göz
alfabede ayin harfinin iki yanında bulunan harflerden samech 'e ba­
kar ve T-nn 'nın Yüce Işığını ve tüm yaratılmış varlıklara olan des­
teğini simgeler. Sol göz ise diğer yanındaki pe harfine doğru bakar.
Açık bir ağızı belirten pe harfi ise Erdemli Kişi tarafından söylenen
güzel kelimeleri, kutsamaları ve huzuru sembolize eder. Kabala'da
İlahi Takdirin sabitliği bir balığın her zaman açık olan gözü (göz ka­
paklan yoktur ve gözlerini hiç kapamaz) ya da avcıları gözlemek
üzere uyurken bile bir gözü açık olan geyik ile sembolize edilir. Ne­
şideler Neşidesi-Shir Ha Shirinı; "Gözlerin kumrular gibidir" der.

309
K A B A L A : "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Böylece T-nrı ve insanlığın ruhları arasında bulunan sürekli ve sev­


gi dolu ilişkiyi sembolize eder. Ayin harfinin sayısal değeri yetmiş­
tir (70) ve bu sayı Sanhedrin yani Torah'ın korunması amacı ile bir
araya gelmiş Bilgelerden oluşan meclisin üyelerinin sayısıdır. Bu
kişiler geçmişte toplumun gözleriydiler ve topluma akılcı ve uzlaş­
tırıcı bir biçimde liderlik etmekle görevliydiler.
Au-Ayin harfinin sayısal değeri ile ilgili olarak bir deyiş şöyle
der: "Şarap her içeri girdiğinde ağızdan bir sır dışarı çıkar." Bu de­
yiş kelime anlamı olarak şarabın dili gevşettiği biçiminde anlaşıla­
bilir. Ama daha derin bir seviyede baktığımızda bu iki kelime yani
"şarap" ve "sır" kelimelerinin her ikisinin de gematria ile yetmiş
(70) sayısal değerine sahip olduğunu görürüz. Sır, Torah tarafından
kişiye verilen moralin derin içsel anlamı ve kalitesidir. Şarap ise
üzümün iç kalitesini ve özünü de ortaya koyar. Bu öz ise üzüm ta­
nelerinin ezilmesi sonucu elde edilen sıvının fermantasyonu ve dö­
nüştürülmesi ile elde edilmiştir. Dolayısıyla Kabala'da en derinde­
ki İç Benliğin dönüştürülmesi ve ifşa edilmesi şarap ile sembolize
edilir. Ayin kelimesi aynı zamanda "çeşme" anlamına da gelir.
Damlalar çeşmeden aynı gözyaşlarının gözden döküldüğü gibi dö­
külür. Mineraller dünyanın gizli derinliklerinden, çeşmenin suları
sayesinde yeryüzüne getirilirler. Benzer biçimde bilgeliğin suları da
ruhun derinliklerinden bu biçimde yüzeye çıkarlar. Ayin harfi bize
T-nn 'yı sevgi yoluyla bilmek suretiyle tüm şeylerin içsel ve sevgi
dolu bilgisi olan Bilgeliği kavramayı öğretir.
Zayin harfinin altı yönün aktif olarak dengelenmesini sembolize
etmesi gibi (bkz. zayin) ayin de yine aktif bir dengeyi belirtir. Göz
genellikle pasif bir organ olarak değerlendirilir. Üzerine düşen ışığı
toplar ve onu beynin görüntüyü oluşturan bölgesine transfer eder.
Ancak göz aslında aktif bir organ olarak görülmelidir. Çünkü biz
gördüğümüz imajlar arasında bir seçim yapabiliriz ve daha önemli­
si bu imajların üzerimizde ne tür etkiler yaptığına karar verebiliriz.
Kabala'ya göre yapmamız gereken şey kendimizi "T-nn'nın Gözü
ile" görebilmek için eğitmektir. Etrafımızdaki her şey T-nn tarafın-

310
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

dan yaratılmıştır, hatta en korkuncu bile. Bizim tüm yapmamız ge­


reken ise T-nrı'nın yaratılmış tüm şeylerde var olan etkisini görme­
ye çalışmaktır. Dolayısıyla zayin harfi arketipal seviyede aktif bir
denge durumunu yansıtırken ayin harfi aynı akitiviteyi yaratılmış
varlıkların seviyesinde yansıtır.
"O yer T-nrı'nın, [sizin] T-nrı'nızın aradığı yerdir. T-nrının, [si­
zin] T-nrı'nızın gözleri yılın başından yılın sonuna kadar hep oraya
bakar".
Yukarıda, yılın başından yılın sonuna kadar deyişiyle ifade edi­
len yıllık döngü, başlangıçtan sona kadar (son başın içinde yazılı­
dır) olan sonsuz döngüye karşılık gelir ve yukarıda da açıklandığı
gibi samech harfinin sımdır. İlahi Takdir yani T-nrı 'nın döngüyü
kontrol eden "gözleri" ise onu takip eden ve göz anlamına gelen
ayin harfinin sımnı oluşturur. Chassidut öğretisi koklama hissinin
kaynağının, iradenin motivasyonunu yönlendiren bilinç üstü duyar­
lılık olan Taç-Kether olduğunu öğretir. Yukarıdaki deyişte yer alan
İbranice "yer" kelimesi "irade" anlamına gelen ratzon kelimesinden
türer. Kabalist bilgeler sorar: "Ona neden eretz-irade denir? Çünkü
o. Yaratıcısının İradesini yerine getirmeyi ister. Görme duyusu ilk
bilinçli duyudur ve Bilgelik-Chochmah' a karşılık gelir.
Ayin harfinin tam yazılışı (ayin-yod-nun, AIN) 1 30=5x26 sayısı­
na karşılık gelir. Bu sayılardan yirmi altı T-nrı 'nın en kutsal Adı Ha­
vayah 'ın sayısal değeridir. Kabala'da bu fenomen gözün beş Tanrı­
sal Güç'ü içermesi olarak anlaşılır. Sağ göz şefkatin beş durumunu
içerirken sol göz sertlik ve kudretin beş durumunu içerir. Mezmur­
larda T-nrı 'nın insan üzerindeki Takdirine ait iki ayet buluruz. Bir
ayette şöyle der: "T-nrı 'nın Gözü Ondan korkanların üzerindedir."
Diğeri ise şöyle der: "T-nrı'nın Gözleri Erdemlilerin üzerindedir."
T-nrı korkusu sıfatı Krallık-Malchuth sephira'sının bilinç seviyesi­
ne karşılık gelir. Bu seviye ise Kabala' da daha önce de gördüğümüz
cesur kadın deyişi ile benzeştirilir; "T-nrı 'dan korkan kadın kutsa- .
nacaktır." Krallık-Malchuth T-nrı'nın sol gözünün sım olan beş
"kudret" tarafından inşa edilir ve yönetilir. Bu nedenle "T-nrı 'nın

31 1
KABALA: " S INIRS IZ"A YOLCULUK

Gözü ondan korkanların üzerindedir" ayetinde "göz" kelimesi tekil


yazılmıştır ve sadece sol gözü sembolize eder. Kalbin altı niteliğine
karşılık gelen erkek figüründe İlahi Takdir T-nrı' nın beş şefkati
(Clıesed) ile beş kudretinin (Geburah) dengesini birden yansıtır.
Böylece "T-nrı 'nın Gözleri Erdemlilerin üzerindedir" ayetinde
"gözler" çoğul fonnda yazılır ve T-nrı 'nın hem sağ hem de sol gö­
züne karşılık gelir. Chassidut aynı zamanda ilk ayette de belirtilen
T-nn'nın tek yanlı gözünün Hayat Ağacı 'ndaki bilinç üstü seviye
olan Taç-Ketlıer'in (Macroprosopus, Ariclı Anpin-Büyük Yüz) "sü­
rekli açık olan gözüne" de gizli bir referans olduğunu öğretir. Bura­
daki tek yanlı deyimi "sadece sağ taraflı" kavramının sımdır. Kaba­
la şöyle. der: "Kadim Olan 'da (Arich Anpin) hiç sol taraf yoktur,
O 'nda her şey sağ taraflıdır. "
Yani O'nda dualite yoktur, sadece sevgi vardır. İlahi Takdirin en
gizli ve üst seviyesini içeren ve onu açığa çıkaran T-nrı korkusu,
gerçekliğin her noktasına işleyen T-nrı 'nın Yüce Işığı ile yüz yüze
gelme sonucu duyulan huşu ile karışık korkudur ve bu da samech
harfinin sımdır. Bu korku asla kötü anlamda değildir. Çünkü T-nrı
sadece sevgidir. Yarattıklarına karşı sonsuz bir sevgi besleyen Yüce
bir Varlıktır (aslında varlık ötesidir). Bahsettiğimiz korku ise sade­
ce O'nun Yüceliği, Büyüklüğü ve Azameti karşısında duyulan ayrı­
ca O 'nun sürekli bizi izlemesi nedeniyle kötü davranışlarda bulun­
maktan kaçınmamız gerektiği hissini uyandıran saygıyla karışık
korkudur.
Ruhun ilahi hizmetinde İlahi Takdirin üç seviyesi hizmetin üç
aşamasına karşılık gelir. Bunlar, itaat, ayrılma, yumuşatma ya da
tatlılandınnadır. Yaptığı her hareketin yukarıdan izlenmesi ve kay­
dedilmesinin deneyimi kişiyi Cennetin Krallığı'na karşı bir korku
duyma ve ona itaat etme durumuna getirir. B u krallığın Yasaları ve
Düzeni tüm Evreni kontrol etmektedir. Kişi daha sonra, onu sevgi
ile izleyen ve koruyan T-nrı 'nın Gözlerini deneyimler. Bu deneyim
de kişiyi kutsal olanı olmayandan, erdemliyi günahkardan ayınna­
nın ve iyilik yolu ile onları tanımlamanın varoluşsal durumuna ge-

312
İ B RAN! HARFL ERİNİN SIRLARI

tirir. Ve son olarak kişi her bir varlığı en yüce amacına doğru yön­
lendiren ve böylece tüm Yaratılış'ı Tanrısal amacına doğru götüren
T-nrı'nın Sonsuz Gözünü deneyimler. Burada kişinin duyduğu hu­
şu ile karışık korku T-nrı 'nın herkes için olan Sonsuz Sevgisinin if­
şa oluşunun sayesindedir. Bu da yumuşatmanın sırrıdır. Ayin harfi
Hayat Ağacı'nda Güzellik-Tipheretlı ile İhtişam-Had arasındaki
bağlantı yolunu oluşturur. Sepher Yetziralı'a göre bu harf ile bağlan­
tılı olan kavramlar: Kavram: Öfke Uzay/Yön: Oğlak takım yıldızı /
Üst Kuzey. Zaman: Tevet (Onuncu Ay, Gregoryen eş değeri Aralık)
Beden: Karaciğer.

17. Pe @
P-Pe harfi kelime olarak İbranice'de "ağız" anlamına gelir. Ayrıca
"burada" ya da "şimdiki zaman" demektir. Dolayısıyla Kabala'da
"buradalığın" ve "şimdinin" farkına varabilmenin sırrı bu harfin öğ­
retisi dahilindedir. Harfin şekli bir ağzı ve ağzın içinde, ağız boşlu­
ğuna doğru çıkmış bir üst dişi gösterir. Söylenen söz ve özellikle
kutsama Kabala'da çok önemlidir. Doğru sözleri sarfederek, dua
yolu ile ya da Torah'ı okuyarak kişi ağzında bir güce sahip olur ve
bu güç alemin ıslahı için bize T-nrı tarafından verilen güçtür. Yani
özelde kişi ve genelde insanlık, konuşma gücünü kullanarak bu
dünyayı daha iyi bir yer haline getirme olanağına sahiptir. Pe harfi­
nin içinde bulunan boşluk (Torah yazmasında beyaz boşluk) "ev"
anlamına gelen B-beth harfini içerir. Bu gizli harfin sırrı ise To­
rah'ın verilişi sırasında T-nrı ile Musa arasında kurulan içsel bağdır:
"Benim evimin her yerinde o sadık ve imanlı bir kuldur. Ben ağız­
dan ağıza onunla konuşurum ..."
Neşideler Neşidesi-Shir Ha Shirim şu sözlerle başlar: "Bırakın
beni ağzının öpücükleri ile öpsün. Senin sevgin şaraptan bile daha
lezzetlidir . . . Zariftir senin parfümünün kokusu, senin adın dökülen
(sürülen) bir yağdır... " Bu alegorik şiir Torah'ın içsel boyutlarının

313
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

insanlığa Mesih tarafından ifşa edileceğini ortaya koymak üzere bil­


geler tarafından tercüme edilmiştir. Kabala'ya göre o bahsedilen za­
manda insanlık, T-nrı'nın "öpücüğünü" yani O'nun bize olan Son­
suz ve Sınırsız Sevgisinin ifadesini doğrudan deneyimleyecektir.
P-Pe harfi yani ağız ayrıca ruhsal yolculuklarımız sırasında ruh
varlığının T-nrı 'nın Sonsuz Varlığı içinde dolaşmasını da sembolize
eder. Bu seyahatimiz sonucunda ruhsal uyanışın vaat edilen toprak­
larına ulaşırız ve bu da Kabala'da Au-ayin harfi ile sembolize edilir
(göz · anlamına gelen, alfabenin bir önceki harfi). Au-Ayin ve P-pe
harfleri ise birlikte İbranice' de "uçmak" anlamına gelen kelimeyi
oluşturur. Kuşlar uzağı görebilir ve uzağa uçabilirler, dolayısıyla ·
büyük ruhsal uyanışın sembolüdürler. İnsan ruhunun Tanrısal
Göz'ün ilhamı ile Tanrısal Ağız'ın içinde taşınması onun tıpkı bir
melek gibi Tanrısal "burada ve şimdiye" doğru uçmasını sağlar. P­
Pe harfinin tam yazılışı P-pe ve A-aleph olarak yazılır (PA). A­
Aleph şekil olarak daha önce belirttiğimiz gibi 1 6+ 1 6 sayısal değe­
rini gösteren iki vau ve iki yod harfine ayrılır, yani alt ( 1 6) ve üst
( 1 6) dişlerin tam bir seti (32). Bu şeklin önemi ise Kabala' da bilge­
lik sözlerini oluşturan ve söyleyen, tamamen gelişmiş bir ağzı sem­
bolize etmesidir.
P-Pe harfinin sayısal değeri seksendir (80) ve Hayat Ağacı 'nda
Sertlik, Yargı-Gevurah ile İhtişam-Hod'u birbirine bağlayan yolu
oluşturur. Bu ikili yapı ağız ve onun çıkardığı sesler ile kuvvetlenir.
Bu da sesimizi ve dolayısıyla ağzımızı kullanmak yolu ile T-nrı'ya
olan bağlantımızı kuvvetlendirmenin ya da zayıflatmanın bizim eli­
mizde olduğunu gösterir. Kabala'ya göre sessizlik bir erdem ve boş
konuşma ise negatif bir harekettir. Kabala kişinin ağzından çıkan
kelimelerin gücünün yabana atılmaması gereken bir kavram oldu­
ğunu öğretir. Buna göre söylediğimiz her şey, içerdiği kelimelerin
ötesinde bir etki yaratır. Her bir kelime bir yaratılış hareketini gös­
terir. Dolayısıyla sözlerimiz negatif ise biz de içimizde, o sözleri
duyanlarda ve evrenin tümünde bir negativite yaratırız. Tersi olarak
pozitif sözcükler ise kişisel, kişiler arası ve evrensel seviyelerde po-

314
İ B R AN İ H A R F L E R İ N İN S I R L A R I

zitif etkiler yaratır. Yalan söyleme eylemi ise evreni etkili bir biçim­
de tahrip eden bir harekettir. Bir yalan, var olan bir şeyi inkar etme,
yok sayma hareketidir. Eğer bu yalan yeterince kişi tarafından yete­
rince kuvvetli bir enerji ile söylenirse o şey yok olmaya yüz tutar.
Buna yaşadığımız hayattan bir örnek olarak bir kişinin şöhretinin,
başka bir kişi tarafından başlatılan ve daha sonra medya tarafından
büyütülen bir yalanla bir daha tamir edilemeyecek kadar zarar gör­
mesini verebiliriz. Kozmik seviyede ise yalanlar evrenin üzerine
oturtulduğu ruhsal temeli etkiler. Her yalan T-nn ve O'nun yarattı­
ğı Yaratılış arasındaki bağlan zayıflatır. Kabala'ya göre kişi kutsal
bir metni çalışırken onu seslendirerek okumalıdır. Bu tarz bir hare­
ket o metnin hem kişideki hem de evrendeki gücünü arttınr (kişi ke­
limeleri öğrenir). Gözle okumak da pozitif bir etki yapar ama bu et­
kinin enerjisi sesle okumanın verdiği enerjiye oranla çok daha dü­
şüktür.
Ağız yani pe harfi alfabede gözü yani ayin harfini takip eder.
Ayin harfi Kabala'da Daath-Bilgi sephira'sını sembolize eder. Ka­
bala'da Bilgi-Da' ath birliğin ve iletişimin gücüdür. Takdir ise göz­
ler tarafından görülen Daath' ın gücüdür. Daath'ın ağız tarafından
açığa çıkarılan gücü yani "konuşma" ise bireyler arasındaki tema­
sın ve iletişimin daha açık ve net şeklidir. Aynı izleyen ayette oldu­
ğu gibi: " ...ve Adem kansı Havva'yı bildi." Bildi! Yani burada Bil­
gi-Daath ' ın gücü erkeğin ve kansının fiziksel birliğini gösterir ve
"konuşma" kavramı bilgeler tarafından bu birliğe atfedilir. Ve Zo­
har, Işığın Kitabı bunu şöyle öğretir: "Daath[ın gücü] ağızda saklı­
dır."
Kabala'ya göre okurken göz teması ile takip etme (gözle sessiz
okuma) seviyesindeki Bilgi-Daath Yazılı Torah'ın sımdır. Ağız ile
temas edilen ise (sesle okuma) Sözlü Torah'ın sımdır.
Pe harfi İbrani alfabesinin on yedinci harfidir ve sayısal değeri
teth harfinde belirttiğimiz " tav-güzel" kelimesi ile aynıdır. Yaratı­
lış'ta (Tekvin) T-nn'nın "Ağzından" çıkan ilk sözcükler, "Işık Ol­
sun! " deyişi, Kabala'da ışığın fiili yaratılışı olarak anlaşılır ve he-

315
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

men peşinden bu ışık O'nun "gözleri" tarafından "güzel" olarak gö­


rülür. "Güzel" kelimesi Toralı'ta otuz üçüncü sözcüktür ve sayısal
olarak ayin ve pe harflerinin sıralı değerlerinin toplamıdır
(16+17=33) ve dolayısıyla Bilgi-Daatlı'ın (temas) iki seviyesinin
birliğini sembolize eder (göz temasıyla Yazılı Toralı ve ağız tema­
sıyla Sözlü Toralı).
Bilgeliğin ifadesi kalbin iç gözünden ağıza doğru ilerler. Kaba­
la' da bunun hakkında şu deyiş kullanılır: "bilge kişinin kalbi ağzı­
nı haberdar eder" Bilgelik sözcükleri ağız tarafından içten ve alçak­
gönüllülükle söylendiğinde T-nrı'nın ve insanın gözünde lütuf bu­
lur: "Bilge kişinin ağzındaki sözcükler lütuf, erdem bulur." Kadim
Sepher Yetzira/ı kutsal ağıza verilen "hediyenin" erdem olduğunu
söyler. Kabala da iyinin içinde var olan iki temel özelliğin "gerçek"
ve "erdem" olduğunu öğretir. Her ne kadar Torah'ın her bir boyu­
tunda bu iki özelliğin etkileşimi birlikte ifade edilirse de gerçek
kavramı ("eril figür" temel olarak Kabala'da Tiphereth ve Yesod ile
tanımlanır) daha ziyade Yazılı Torah'ın bilinç seviyesi, lütuf ya da
erdem ise ("dişil figür" Malchuth) Sözlü Torah'ın bilinç seviyesidir.
Dolayısıyla Kabala pe harfinin gücünün Sözlü Torah'ın erdemini
ifade etmek olduğunu ortaya koyar. Sepher Yetzirah'ta pe harfi ile
ilişkilendirilen kavramlar şöyledir: Kavram: Egemen Olma / Boyun
Eğme Uzay/Yön: Merkür Zaman: Perşembe Beden: Sol kulak.

18. Tzaddi

Tz-Tzaddi harfi (genellikle tzaddik olarak söylenir) Kabala' da erde­


min, inancın ve tevazunun sembolüdür. Tzaddi İbrani alfabesinde
farklı yazılışa sahip beş harfin sonuncusudur ve iki şekli vardır: Ke­
limenin başında ya da ortasında kullanılan bükülmüş formu ve ke­
limenin sonunda kullanılan dik formu. Kabala anlayışında bir tzad­
dik (erdemli kişi) yüksek bir inanca ve T-nrı ile içten gelen bir te­
masa sahip çok özel bir insandır. Kabala' da bu kişi hakkında şöyle

316
iBRAN! HARFLERiNiN SIRLARI

denir: "Tzaddik inancı ile yaşar." O'nun derin inancı ve T-nn bilgi­
si "doğrudan T-nn 'nın ağzından" gelir ve tüm yaşamı bu bilgiyi ve
sevgiyi diğerlerine ifşa etmeye adanmıştır. Kabala' da bu kişi aynca
bir palmiye ağacına benzetilir. "Ağaçların kralı" olarak adlandırılan
palmiye hakkında ise şöyle denir: "Tzaddik palmiyenin çiçek açtığı
an gibidir." İbranice çiçek açmak kelimesinin kökü (perach) iki yüz
seksen sekiz (288) sayısal değerine eşit olur ve bu da erdemli kişi­
nin çabalan ile Tanrısal 'ın seviyesine yeniden yükseltilen iki yüz
seksen sekiz düşen kıvılcımın sırrıdır (bkz. Kapların Kırılması).
Tüm bu çabalan sırasında o, T-nn'yı bilir (yani tzaddi harfinden ön­
ceki iki harfin, ayin ve pe, sırrında anlatıldığı gibi "temas eder"):
"Tüm [dünyevi] yaşamın boyunca Onu bil."
Tz-Tzaddik harfinin özgün söylenişi tzaddi olup "avlamak" an­
lamına da gelir. Yeme işleminin kutsal "duyusu" olan tzaddik harfi­
nin işlevi, kapların kırılması sırasında düşen 288 kıvılcımı, onları
kurtarmak amacı ile avlama yeteneğidir. Erdemli kişi bu amaçla
Tanrısal Bilinç'in düşen kıvılcımlarını teker teker avlayıp bir araya
toparlamaya ve onları yeniden T-nn'ya doğru yükseltmeye çalışır.
"Erdemli kişi ruhunu doyurmak için yer" ayetinde sembolize edil­
diği gibi kurtarılan kıvılcımlar erdemli kişinin ruhunu Tanrısal İd­
rak'in en üst seviyelerine doğru yükseltebilmesine hizmet eder. Er­
demli kişi, T-nn'nın seçilmiş insanlarının O'nun İlahi Sevgisinin
yarattığı mucizeleri anlayabilmesi için Kavrayışın elli kapısını açar
ve böylece her kişi kendi ihtiyacına göre bu yardımdan yararlanma
olanağına sahip olur. İbrani alfabesinde her harf şekline ve önemi­
ne göre bir başka harf ile bir çift oluşturur. Tüm alemin üzerine ku­
rulduğu tzaddik (erdemli kişi) ise T-nn 'yı yani "Evrenin Efendisi­
ni" sembolize eden aleph harfinin eşidir. Kabala' da hakkında şöyle
denir: "Erdemli kişi dünyanın temelidir."
Kabala'ya göre tzaddik Mesih 'in gelecekteki yoldaşı olarak ya­
ratılmış ve Evrenin tüm potansiyelini fiiliyata geçirmek amacıyla
seçilmiştir. Bir başka deyişle, tzaddik T-nn tarafından seçilmiştir ve
Sevgisini açığa çıkarma yolu ile insanlığa kurtuluşu getirmek için

317
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

kendisini bir araç olarak seçmesini ve kullanmasını büyük bir içten­


likle ve istekle kabul eder. Tzaddi harfinin sayısal değeri doksandır
(90) ve Kabala'da insanlığın "toplam bilinç seviyesini" gösterir.
Isaac'm annesi ve dolayısıyla İsrael'in ilk annesi olarak adlandırı­
lan Sarah' ın onu doğurduğunda doksan yaşında olduğu söylenir.
Sarah ve yaşı olan doksan yıl, bir tzaddik'in inancını ve farkındalı­
ğını ifade etmek için her gün söylediği doksan amen sözcüğü ile
ilişkilendirilir. Tz-Tzaddik harfini şekillendirmek için N-nun harfi­
nin üstüne bir 1-yod harfi çakılır. Yod, yaratılmış her bir varlığın
sembolü olan bükülmüş nun harfinin potansiyelini eyleme dönüştü­
ren yaratıcı yaşam gücünü ortaya koyar. Yod ve nun arasındaki iliş­
ki ise şekil ve maddenin tüm yaratılmış gerçeklik içinde birbiri ile
olan ilişkisi gibidir. Yod madde olan nun'a şeklini verir. Tzaddik de
T-nrı ile bütün bir birlik içindedir ve gerçekliği O'nun iradesi doğ­
rultusunda şekillendirir. T-nrı'nın Gücünün açığa çıkışı Kabala'da
aleph harfinden tzaddik harfine doğru akan ışık ırmakları ile göste­
rilir. Tzaddik Kabala' da hem Tanrısal Vahyi aşağıya ulaştırma hem
de aşağıdan yükselen tüm duaları T-nrı 'ya ulaştırma işlevini yerine
getirir.
Tzaddik harfi İbranice'de suret-tzelem kelimesinin ilk harfidir
ve Tekvin'de belirtildi�j gibi T-nrı insanı kendi suretinde yaratmış­
tır. Kabala'da öğretildiğine göre tzelem yani suret kelimesinin ilk
harfi olan tzaddik ruhun üç bilinç seviyesine karşılık gelir: Akıl­
kalp-hareket. Tzelem-Suret kelimesinde (TzLM) tzaddik harfini iz­
leyen iki harf (L-lamed ve M-mem) ise H-he harfinin sırrında bah­
sedildiği gibi (at bash ile he harfi tzadik olarak dönüştürülür) ruhun
iki yüce seviyesine yani Yaşayan Ruh-Chiah ve Tek Ruh-Yechidah
seviyelerine karşılık gelir. Bu iki bilinç üstü seviye ise tzadik harfi­
nin verdiği içsel uyanış ile kişinin bilinç seviyesine doğru inancın
iki aşamasında inerler. Bu iki aşama ise: 1 . Yaratılış'ın en Yüce kay­
nağı olan T-nn'nın Yüce Işığına olan inanç, 2. Torah'ın en yüce
kaynağı olan T-nrı'nın Özüne olan inanç. İşte bu nedenle tzaddik
(sayısal değeri 204) kelimesi gematria ile iki kere emunah (inanç,

318
İ B R A N ! H A R F L E R İ N İ N S IR LA RI

sayısal değeri 102) kelimesine ve kavramına eşit olur. Dolayısıyla


yukarıda söylediğimiz "Erdemli kişi inancı ile yaşar." ayetinde
"inancı ile" kelimesinin harfleri "inancın iki seviyesi" olarak oku­
nabilir.
Dünya üzerinde yer alan bitki örtüsü, Toralı'a göre Yaratılış'ın
üçüncü gününde yaratılır. İbranice' de ağaç kelimesinin karşılığı
olan "etz" kelimesinin değeri gematria ile tzelem-suret kelimesinin
(yani altıncı günde insanın içinde yaratıldığı "Tanrısal Suret") sayı­
sal değeri olan 1 60 değerine eşit olur: "İiısan bahçenin ağacıdır." 1
Kabala'da üçüncü gün (Tiplıeretlı-Güzellik) altıncı günün (Yesod­
Temel) kaynağıdır. Tiplıeretlı ve Yesod Hayat Ağacı 'nın orta sütunu­
nun gizemi içinde birbirlerine bütünüyle entegre olurlar. Buna isti­
naden şöyle denir: "beden ve brit2 bir bütündür."
Kabala'nın bilinen en eski kadim kitabı Seplıer Yetziralı İbrani
alfabesindeki on iki basit harfin (bkz. Seplıer Yetziralı) yılın on iki
ayına karşılık geldiğini öğretir. Ayrıca her bir ay ruhtaki bir "özel"
his ile ilişkilidir. Tzadik ise Slıevat-Ocak ayının harfidir ve "yeme"
duyusu ile ilişkilendirilir.
Tzaddi doksan (90) sayısal değerine sahiptir ve kelime anlamı
olarak "olta iğnesi" anlamına gelir. Hayat Ağacı 'uda Zafer, Sonsuz­
luk-Netzaclı ile Temel-Yesod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur.
Seplıer Yetziralı 'ta bu harfe atfedilen kavramlar ise: Kavram: Tad
alma Uzay/Yön: Kova takımyıldızı / Kuzey Batı Zaman: Slıevat
(Onbirinci Ay, Gregoryen eş değeri Ocak) Beden: Kolon (Kalın Ba­
ğırsak).
Tzaddi ayrıca Kabala'da insanlığın yaratılış amacının tamama
erdirilişini de sembolize eder. Bu harf "tzaddik-erdemli" kelimesi-

1 İ nsan tüm Yaratılış'ın meyvesidir. Ağaç-etz ve suret-tzelem gematria ile aynı


degerde olduklarından İ nsan Ağaçtır. Bahçe ise 3. Gunde yaratılan bitki ör­
tüsü yani Cennet Bahçesi'dir. Dolayısıyla insan ki burada Tanrısal Surettir fi­
ziksel insan değil, Cennet bahcesindeki bir ağaçtır yani Yaratılış'ın meyvesi­
dir.
2 T-nrı ile Hz. İ brahim arasında yapılan Sünnet anlaşması ile ilişkilendirilen er­
keklik organı .

319
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

nin ilk harfidir ve Kabala'da erdemli olmak, yaratılmış bir varlık


olarak enkamasyonumuzun yani fiziksel aleme doğuşumuzun en
nihai ve yüce amacına ulaşmak anlamına gelir. Kabalistik sistemde
tzaddi harfi kendini şekil, ad ve sayı olarak alemler, ruhlar ve Tan­
rısallık boyutları içinde aşağıdaki biçimde ortaya çıkarır:

19. Koph i'


K-Koph İbrani alfabesinde yer alan harflerin on dokuzuncusudur ve
sayısal değeri yüzdür (100). On dokuz sayısının önemi ise Havva
adının da (Chavah) sayısal değeri olması ve bu nedenle dikkatimi­
zi Havva'nın "tüm yaşamın annesi" olması sıfatıyla, dünya ile olan
bağlantımıza çekmesidir. Kabala' da kabul edildiği şekli ile Havva
her ne kadar İyi ve Kötünün Bilgi Ağacı'na yaklaşarak tüm aleme
günahın gelmesine sebep olmuşsa da kurtuluşu sağlayacak olan da
(Mesih) yine onun aracılığı ile gelecek ve bu bedeli ödeyecektir.
K-Koph harfi şekil olarak bir resh ve bir zayin harfinin kombi­
nasyonundan oluşur. K-Koph harfinde sol tarafta olan Z-zayin satır
çizgisinin altına iner ve sağ taraftaki R-resh ise onun üzerinde, ha­
vada asılı durur. Koph harfinin bu bileşenlerinin paradoksal birliği
Kabala'da, "T-nrı gibi kutsal [hiçbir şey] yoktur" ayetinin de sım­
dır. Koph İbranice kedushalı-kutsallık kelimesinin ilk harfidir. Ka­
bala 'ya göre T-nrı 'nın Özünde var olan bu kutsallık seviyesi ise Zo­
Jıar' da şöyle ifade edilir: "O tüm alemlerin içinde yer alır, gene de
hiçbiri Onu kapsayamaz." Koplı harfinin çizginin altına doğru inen
zayin kısmı T-nrı 'nın, "çizginin altındaki" alemler de dahil olmak
üzere tüm alemlerde Varoluşunu sembolize eder. Resh yani T­
nrı 'nın sürekli var olan Yüceliği ise "ayrı" ve "kutsal" olarak kalır
(İbranice'de kutsal kelimesi aynı zamanda ayn anlamına gelir).
Torah 'ta on dokuz sayısının önemi Ayın Güneşe göre olan on
dokuz yıllık döngüsünü göstermesidir ve bu döngü İbrani takvimi­
nin temelidir. Kabala'da Ay, Havva (Chavah=1 9) ile özdeşleştirilen

320
İBRANİ HARFLERİNİN SIRLARI

Malchuth sephira'sının sım olan dişil figürü temsil eder. Güneş ise
Adem ile özdeşleştirilen Yesod sephira'sı (Yesod, 80=8xl ü, chetlı x
yod = chai) olan eril figürdür (Güneş ışığı veren, Ay ise ışığı alan).
Koph harfi tzaddik harfinin önüne geldiğinde ise İbranice keitz-za­
manın sonu kelimesi oluşur. Bu da şu ayette gizlidir: " ...ve O karan­
lığa bir son-keitz verdi." Zamanın sonu kavramı Kabala'da Me­
sih 'in gelişi ve onu izleyen ölülerin dirilişi kavramı olarak ve yine
koph harfinin sım içinde bulunan, yüce ışığın ve enerjinin nihai açı­
ğa çıkışı, vahyi olarak öğretilir.
Kaplı harfinin sayısal değeri yüzdür ( 1 00) ve efsaneye göre kar­
tal da yüz sene yaşar. Her on yılda bir güneşe doğru süzülerek yük­
selir ancak yüz yaşına gelene kadar ona yaklaşmadan geriye döner.
Zamanı dolduğunda yani yüz yaşında geldiğinde ise geri dönmez ve
güneşe iyice yaklaşarak onun ışınlan ile yanarak kaybolur. Kaba­
la' da bu metafor bizim T-nn 'ya doğru olan ruhsal yolculuğumuzu
sembolize etmektedir. Yaşantımızın değişik aşamalannda O'na gi­
derek yaklaşır ve sonunda O'nun her şeyi içine alan sevgisi ile bir
oluruz. On kere on ise Kabala'da aynca yerine getirme, tamamlama
ve mükemmelliğin de sembolüdür. Oğlu Isaac doğduğunda Abra­
ham'ın 1 00 yaşında olduğu ifade edilir. Yeni doğan çocuğunu elle­
rinin arasına alarak onu T-nrı 'ya bir kurban olarak sunmak üzere
havaya doğru kaldım. Bu çocuk (lsaac) on iki oğlu İsrael'in on iki
aşiretinin babası olacak olan Jacob'un babasıdır.
Koph ve onu izleyen üç harf (resh-shin-tau) kabalistik öğretide
insanlığın mükemmelleşmiş durumunu sembolize eder. Kabala'da
bir ile dokuz arası (1 -9) sayılar arketipal kavranılan, on ile doksan
( 10-90) arası sayılar aynı kavramlann insanoğluna ifşa edilmiş ha­
lini ve yüz ile dört yüz (1 00-400) arası sayılar da mükemmelleşmiş
insanoğlunun başarabileceği seviyeyi gösterir. Koph harfi ise mü­
kemmelleşmiş yaşam gücünün fiziksel olarak bedenlenmiş halidir.
Daha önce açıkladığımız gibi tzaddi harfi Tannsal'ın düşen kı­
vılcımlannı "avlar". "Çizginin altında" yani fiziksel maddede yaka­
lanan kutsal kıvılcım ise Kabala'da tzaddi harfini izleyen koph har-

321
KABALA: "SıNIRSIZ"A YOLCULUK

tinin sımdır. Burada tzaddi harfi düzeltilmiş, tamamına enniş tzad­


dik kelimesini oluştunnak üzere koph harfine bağlanır (Tzaddi +
koplı = Tzaddik).
Tzaddik alfabenin on sekizinci harfidir ve gematria ile chai-ya­
şam kelimesine karşılık gelir ve koplı harfi ile sembolize edilen dü­
şen kıvılcımları canlandıran, yaşama döndüren gücü sembolize
eder. On dokuzuncu harf olan koph ise "Havvanın" sımdır. Havva­
Clıavah (ChVH) sayısal olarak on dokuz ( 1 9) değerine sahipken sı­
ra sayıları olarak A'dem-Adam (ADM) kelimesi ise l +4+ 1 3=18 sa­
yısal değerine sahiptir ve bu değer de gematria ile chai-yaşam ke­
limesine karşılık gelir. Buna göre Havva-C/ıavah adı aynı zamanda
"yaşam anlamına gelen chai kelimesinin kökünden türer: " ... ve
Adam-Adem karısının adını Chavah-Havva koydu, çünkü o tüm
yaşamın anasıydı." Her şeye rağmen Havva hakkında dendi ki:
" ...O ' nun ayakları ölüme doğru indi". Çünkü Kabala sembolizmin­
de Havva yaklaşmaması gereken İyi ve Kötünün Bilgisi Ağacı'nın
meyvasından yemesinden doğan ilksel günah nedeni ile tüm aleme
ölümü getinnekten sorumludur. Ancak Kabala' ya göre ölü bir cese­
din içinde bile yaşamın bir kıvılcımı gizli kalır ve tzaddik yani ya­
şamın (chai) gücünün, ölü bedenin içinde bulunan yaşam potansi­
yelini canlandırarak bedeni yeniden diriltebilmesi için bekler. Ka­
bala' da yine sembolik olarak yaşamın bu gizli içsel kıvdcımına ek
olarak onun da üzerinde ve ondan daha da yüce olmak üzere, her
ölü fiziksel bedenin üzerinde var olan bir "buhardan" söz edilir
"Buhar" kelimesinin İbranice karşılığı olan hevel aynı zamanda
Abel'in yani Adem ve Havva'nın ağabeyi Cain tarafından ölüdürü­
len ikinci oğlunun karşılığıdır. Hevel (37) = Adam ( 1 8) + Chavah
( 19). Yaşamın bu iki komponenti ölümün görünen yüzünün içinde
mevcutturlar ve koph harfinin şeklini oluşturan resh (havada mev­
cut olan buhar) ve zayin (saklı kıvılcım) harflerine karşılık gelirler.
Bu nedenle koph T-nrı'nın yüceliği ve her yerde varoluşunun para­
doksuna ek olarak özellikle düşen kıvılcımların gerçekliğini de
sembolize eder.

322
İBRAN! HARFLERiNiN SIRLARI

Koph kelime olarak "başın arka kısmı" anlamına gelir. Hayat


Ağacı'nda İhtişam-Had ile Temel-Yesod'u birbirine bağlayan yolu
oluşturur. Seplıer Yetziralı ' a göre koplı harfi aşağıdaki kavramlar ile
ilişkilidir: Kavram: Gülme Uzay/Yön: Balık Takımyıldızı / Aşağı
Kuzey Zaman: Adar (On-ikinci Ay, Gregoryen eş değeri Şubat) Be­
den: Dalak.

20 Resh
. . ı
Yukarıya doğru dönen bir sağ köşeye sahip R-reslı harfi şekil ola­
rak D-daleth harfine benzer ve Kabala'da kişinin T-nrı 'ya olan mut­
lak bağımlılığının farkına varışını sembolize eder. Resh aynı za­
manda kişinin Yaratıcı ile olan ilişkisini açıklamaktan yoksun olu­
şundan doğan mutlak yetersizliğinin de sembolüdür. Resh kelime
olarak "baş, kafa" ya da "başlangıç" anlamına gelir. İbrani alfabe­
sinde bulunan dört harf değişik yönlerden bir "başlangıcı" gösterir­
ler. Bunlardan A-aleph alfabede bulunan harflerin ilkidir, R-resh
kelime olarak "başlangıç" anlamına gelir, I-yod her bir harfin yazı­
lırken ilk çizilen kısmıdır ve H-he ise tüm harflerin telaffuzunun
başladığı nefestir ve aynca T-nn'nın evreni yaratan Sözünün kay­
nağı olan Nefesinin ya da Ruhunun bir sembolüdür. Bu dört harf bir
araya geldiklerinde aryeh-aslan kelimesini (ARIH) oluştururlar. As­
lan ise Ezekiel vizyonundaki Tanrısal Araba'yı taşıyan dört kutsal
varlıktan (clıaiotlı) birincisidir. Bu dört harfin bir sonraki kombi­
nasyonu ise yiralı, "korku" ya da "huşu" kelimesini oluşturur. Ka­
bala'ya göre "Bilgeliğin başlangıcı T-nn korkusudur". Chassidut
öğretisine göre ruhun, bilgeliğin yeni kıvılcımlarını içeren ve doğu­
ran kabı olan içsel deneyimi benliksizliktir (bitu/). Yani kişinin ben­
liğini yücelterek T-nrı 'nın sonsuz özü içinde eritmesidir. Bilgeliğin
başlangıcı olan korku ise ruhun bu durumunun kaynağına karşılık
gelir. Korku ego da bir şok dalgası yaratır ve kalbin içsel kabalığı­
nı kırar. Kalbin bu kabalık ya da benmerkezciliği kişinin genelde

323
K A B A L A : "' S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K

dış çevreyi özelde ise tüm gerçekliğin Tanrısal Öz'ünü idrak etme­
sini engelleyen etkendir. Bir başka deyişle ise resh bir merkezdir.
Sayısal değeri olan iki yüz (200) sayısı nedeni ile alfabenin ilk har­
fi olan A-aleplı ( 1 ) ile. son harfi olan Th-tau (400) arasında yer alır.
Resh harfinin merkeziliği bize kalbimizin merkeziliğini anımsatır.
Kalp ise yalnızca bedenin fiziksel merkezi değil ama aynı zamanda
ruhsal yaşamımızın da merkezidir. Bizler ancak başımızı eğip kal­
bimize doğru döndüğümüzde kalbimizden kaynaklanan sevgi saye­
sinde T-nrı 'nın gerçek bilgisini deneyimleyebiliriz. Bu· gerçek ve
engin bilgi ise insanlar arasında entellektüel ve teorik bilginin kalp
aracılığı ile, sezgisel bilgiye boyun eğmesi durumunda paylaşılabi­
lir. Böylece kişiler kalplerinin aracılık etmesi sayesinde edindikleri
kişisel deneyimlerinin gücü ile birbirleriyle iletişim kurabilirler.
Kabalistik yazıtlar Jacob ve Lealı'ın oğlu ve lsrael'in dokuzuncu
aşiretinin reisi olan lssachar'ın aşiretler içinde en derin bilgiye sa�
hip kişi olduğunu belirtir. Yazıtlara göre O'nun aşireti Sanhedrin
içinde 200 üyeye sahipti. lssachar'm "zamanları anlama" bilgisi
vardı ve bu da O ' nun doğumun ve ölümün, hamilelik ve doğal olay­
ların döngüsel doğasını anlama yeteneğini gösterirdi.
Taralı 'taki On Emirden ilki D-daletlı harfi ile ifade edilir ve tek
T-nn 'ya inanmayı emreder. İkinci Emir R-resh harfi ile ifade edilir
ve yabancı tanrılara ibadet etmeyi yasaklar. Israel T-nrı'ya (IHVH)
sırtını dönüp altın buzağıya taptığında, T-nrı Musa'ya Sina Da­
ğı 'ndan "aşağı inmesini" emreder. "Aşağı inmek" kelimesi İbrani­
ce' de reslı harfinin daletlı'in önüne gelmesiyle oluşur. Musa T­
nrı'nın insanlarına hizmet etmek ile görevliydi ve lsrael T-nn 'ya
sırtını dönmüşken o Sina Dağı 'nda Cennet'i temsil eden T-nn ile
birlikte oturamazdı: "Ve Musa dağdan indiğinde altın buzağıyı ve
etrafında danseden halkını gördü. O ' nun geldiğini gören İsrailliler
büyük bir korkuyla kaçıştılar. Ama Musa'nın öfkesi korkunçtu. T­
nrı tarafından işlenen, üzerinde On Emrin yazılı olduğu iki tableti
oracıkta parçaladı. Asasını kaldırdı ve Levililere herkesi kılıçtan ge­
çirmelerini emretti. Asasını indirdiğinde ise sonuç üç bin ölü ve ya­
ralı ile yerle bir olmuş bir kamptı."

324
İ B R A N ! H A R FL E R İ N İN S I R L A R I

Bu olaya istinaden R-resh hafifçe eğilen yumuşak köşesi ile ya­


şadığımız dünyanın etkilerine kolayca boyun eğmememiz ve T­
nn 'nın gösterdiği yoldan ayrılmamamız konusunda bizi uyarır.
R-Reslı harfini dolduran 1-yod ve Sh-slıin harfleri bir araya ge­
lerek "bir şey" anlamına gelen yesh kelimesini oluştururlar. "Bir
şey" kavramı Chassidut öğretisinde egonun bilinci ya da ayn bir
varlık olmak anlamına gelir. Reslı bu "dolgu" ile "hamile kalan" tek
harftir. Buna göre her ne kadar alt, aşağı "bir şey" yani "yaratılmış
bir şey" Yaratıcısının bilillcinden ve onu sürekli olarak yenileyen
yaşam gücünden tamamen ayn gibi görünüyorsa da onun bu görü­
nüşteki "ayn bir şeyliği" gerçekte, eşsiz bir biçimde bağımsız olan
"Mutlak" ve "Gerçek Bir Şeyin" yansıtılmasına hizmet etmektedir.
Ve hizmet ettiği bu yüce şey ise "Tüm Nedenlerin Nedeni" olarak
adlandırılan Tanrısal başlangıçtır yani Ketlıer'dir (bkz. Ketlıer).
Tanrısal Bilgelik'in iç yüzü "bir şeyin" iki durumu arasındaki
"hiçbir şey" olarak ifade' edilir ve amacı "gerçek bir şeyin" bilinç
seviyesini alt ya da aşağı "bir şeyin" deneyiminin içine doğru çek­
mektir. Islah etme, düzeltme prosesinin gücünün içinde ego önce T­
nn korkusu yani bilgeliğin başlangıcı ile "silkelenmelidir". Daha
sonra kişinin "maddesi" gerçek "bir şeyi" yansıtan bir ayna haline
gelebilmesi için arındırılıp aydınlatılabilir. Bu aydınlanma prosesi
bilgeliğe ve onun başlangıcı olan korkuya bağlıdır. Bu da ayette
şöyle belirtilir: "Sen her şeyi bilgelik ile yaptın". Burada "yaptın"
fiili ıslah etme, düzeltme işlemi karşılık gelir. Zolıar ise bu ayeti:
"Sen hepsini bilgelik ile aydınlattın." Biçiminde ifade eder. Kaba­
la'ya göre "aydınlatma sanatı" yani resh "sonun başlangıcıdır". Bu­
na göre İbrani alfabesinin son üç harfi (reslı, slıin, tau) sırasıyla so­
nun başlangıcı, ortası ve sonudur.
Son olarak reslı harfi mükemmelleşmiş taşıyıcıyı (kap) sembo­
lize eder (betlı harfinden başlayarak kaplı boyunca devam eden ve
reslı harfine kadar olan prosesin sonuçlanması). Mükemmel kap ise
alma, saklama ve aldığına eşit ölçüde geri verme yeteneğine sahip
bir kaptır. Kabala'ya göre bizim amacımız ise gerçekten T-nn 'nın

325
KABALA: "SJNJRSJZ"A YOLCULUK

suretinde yaratıldığımızın farkına varmaktır. T-nn bize sürekli bir


biçimde vermektedir ve biz de yukanda bahsettiğimiz mükemmel
kap örneğindeki gibi sürekli olarak T-nn 'ya ve başkalanna verdiği­
mizden emin olmak durumundayız. Kabala'ya göre ise en mükem­
mel kap insandır.
Reslı harfinin sayısal değeri iki yüzdür (200) ve kelime olarak
"baş" anlamına gelir. Hayat Ağacı 'nda Güzellik-Tipheretlı ile Te­
mel-Yesod'u birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah 'ta
bu harfe atfedilen kavramlar ise aşağıdaki gibidir; Kavram: Ban ş /
Savaş Uzay/Yön: Satum Zaman: Cuma Beden: Sol burun deliği.

21. Shin

Sh-Shin harfi Kabala 'da, ölümsüz doğadaki ateşin, simetrinin, ne­


zaketin ve uyumun harfidir. On Emir' de taşa kazınmış şekliyle Sh­
shin harfi aslında dört başlıdır ancak taşın içinde üç başlı görünür.
Kabala'da bu görünüş, bizden gizlenmiş olan İlahi Yolu sembolize
eder. Kabala öğretisine göre ilahi dört başlı Sh-shin harfinin yalnız­
ca içine kazındığı taşın dış hatlanyla görülebilmesi gibi biz de Tan­
nsa! yolu ancak Yaratılış ve vahiy yoluyla görebiliriz. Neşideler
Neşidesi'nde-Shir Ha Shirim Kral Süleyman T-nn 'nın bu gizli yol­
lanndan şöyle bahseder: " ... bir kafesin arkasından bakar gibi". Ay­
nı bir kafesin arkasına bakan kişinin arkada var olanı görememesi,
ama kafesin arkasında duranın dışanyı görebilmesi gibi O bizi gö­
rebilir ama biz O'nu göremeyiz.
Shin harfi Sepher Yetzirah 'ta evrenin yaratılması sırasında var
olan üç ana harften (Aleph, Mem ve Shin) biridir. Hayat Ağacı'nda
Bilgelik-Chochmah ile Kavrayış, Anlayış-Binah' ı birbirine bağlayan
yolu oluşturur ve tüm hareketin mükemmelliğini sembolize eder (gi­
mel-/amed-shin). Bu hareket mükemmel bir kap (resh) gibi davranan
tzaddik-erdemli kişi tarafından gerçekleştirilen harekettir. Shin harfi
tefilin'in üstünde her iki yanına işlenmiş olarak bulunur. Sağ yanda-

326
İ B R ANİ HARFLERİNİN SIRLARI

ki slıin üç başlıdır, soldaki ise dört. Üç başlı slıin içinde yaşadığımız


alemi, dört başlı olanı ise Gelecek Alemi sembolize eder.
Slıin harfinin sım Kabala' da "kömüre (Tannsal Öz) bağlı görün­
meyen ateş (Tannsal Vahiy)" sembolizmiyle ifade edilir. Bu sembo­
lizmde yanan kömür, gerçekte içinden yukanya doğru kömür yan­
dıkça yükselen ve gözle görünmeyen bir alevi içerir. Yanan kömür­
de mevcut olan üç seviye: kömür, iç ateş ve dış ateş kavranılan ise
bir sonraki tau harfinin sımna (chash-mal) karşılık gelir. Shin har­
finden türeyen kelimelerden biri olan shinui kelimesi "değişiklik"
anlamına gelir. Kabala sembolizminde kömür T-nn'nın Değişme­
yen Özünü sembolize eder yani izleyen ayetin sımnı: "Ben T­
nn 'yım, Ben değişmedim!"
Bu ayet Yaratılış'tan önce de Yaratılış'tan sonra da T-nn'nın
Özünde hiçbir değişiklik olmadığını belirtir. Yanan kömür sembo­
lizmindeki iç ateş paradoksal bir biçimde değişmezin içindeki deği­
şimin gücünü gösterir. Diğer yandan shin harfinin dış ateşi ise sü­
rekli olarak bir hareket, bir değişim içindedir. Yukarıda bahsedilen
ayette olduğu gibi değişmeyen Öz ise T-nrı'nın Kutsal Adı olan
IHVH-Havayah Adı'nın sımdır. Yaratılış'tan önce henüz gelişme­
miş biçimde T-nrı 'nın özünde mevcut bulunan ve daha sonra sürek­
li danseden ateşin güzelliği ve karmaşıklığı içinde ifşa olan "deği­
şimin gücü" ise Yaratılış'taki açık Adın yani ALHIM-Elokim'in, T­
nrı 'nın Kutsal Kitap'ta çoğul olarak belirtilen tek Adı 'nın sımdır.
Shin harfinin sayısal değeri olan üç yüz (300) bu iki Kutsal Adı ay­
nı "kömüre bağlı bir ateş" gibi birbirine birleştirir. At' baslı temura­
sı ile Havayah Adı mem-tzadik-pe-tzadik olarak dönüşür ve üç yüz
sayısına eşit olur. Elokim Adı'nı oluşturan beş harf (aleph-lamed­
he-yod-mem) ise tam olarak yazıldıklarında yine aynı üç yüz sayı­
sına eşit olurlar. B u da daha önce de defalarca yazdığımız gibi bize
şunu gösterir: "IHVH ALHIM yani Havayah Elokim[dir]."
Bu aleme ait olan Sh-shin harfinin üç başı yukanda belirtildiği
gibi "değişmez", "potansiyel" ve "fiili" değişimi simgeler. "Değiş­
mez" bu dünyada kara kömür ile sembolize edilir. O, alevin ifşa ol-

327
KABALA: "SıNIRS IZ"A YOLCULUK

muş ışığı gibi değildir. Bununla beraber alevin direnci, dayanıklılı­


ğı kömürün bu değişmez özüne bağımlıdır. Gelecek Alemde bu de­
ğişmez öz kendini alevin içinde ifşa edecek, açığa çıkaracaktır. İşte
Kabala'ya göre bu açığa çıkış shin harfinin dördüncü başının sım­
dır. Benzer biçimde özellikle Zohar' da vurgulandığı gibi bir mum
alevine bakan kişi birbirinden farklı üç ışık seviyesi görebilir. Bun­
lar: l . Mumun fitilinin etrafındaki "kara ışık", 2. Kara ışığı çevrele­
yen beyaz alev, 3. Beyaz alevin etrafında var olan şekilsiz bir aura.
Bu· ifşa olmuş ışığın her üç seviyesi de kömürün içinde var olan gö-·
rünmez alevin bir boyutunu yansıtırlar. Genelde Kabala'da alev
sevgiyi, aşkı sembolize eder. Bu sembolizm ayette şöyle belirtilir:
"Sevgi en az ölüm kadar güçlüdür ... T-nrı'nın alevi."
Yukarıda mum sembolizminde bahsedilen "karanlık ışık" Kaba­
la'da fiziksel bedenler içindeki ruhların sevgisini sembolize eder.
Onu çevreleyen "beyaz ışık" Toralı'ın sevgisine ve beyaz ışığın et­
rafındaki şekilsiz aura ise T-nrı 'nın Sevgisine karşılık gelir. Gelecek
Aleme ait olan shin harfinin dördüncü başı ise (kömürün özünün
açığa çıkması) Kabala'da kutsal toprakların sevgisi olarak gösterilir
ve bunun hakkında şöyle denir: "Kutsal Topraklar gelecekte, dünya­
nın tüm toprakları ile birleşmek üzere alabildiğine açılacaktır."
Shin harfinin sayısal değeri üç yüzdür (300). Slıin kelime olarak
"diş" anlamına gelir ve Hayat Ağacı 'nda Kavrayış-Binalı ile Bilge­
lik-Chochmah 'ı birbirine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzi­
rah'ta shin harfi ile ilişkilendirilen kavramlar; Element: Ateş Za­
man:Yaz Beden: Baş.

22. Tau

İbrani alfabesinin son harfi olan Th-tau harf sonlarında kullanılan


bir mühüre benzer. Bu mühür ise Işığın Kitabı Zohar'ın açılış satır­
larında söz edilen on üç yapraklı gülü, lotus çiçeğini ya da zamba­
ğı sembolize eder. Gül, lotus ya da zambak sembolü Kabala' da Tan-

328
İBRAN! HARFLERİNİN SIRLARI

rısal Bilgelik, Tanrısal Sevgi ve T-nrı ile O'nun halkı arasındaki bü­
yük sırları içerir. Tau harfi Kabala'da insanlığın son gideceği yeri
sembolize eden emetlı-gerçek kelimesi ile gösterilir. Bu kavram ise
alfabenin A-aleplı harfinin özünde bulunan arketipal yaşamdan baş­
layan ve Th-tau harfinin mükemmelleşmesi ile biten, insanlığın
yolculuğunun tamamını gösterir. İbranicede emet/ı-gerçek kelimesi
yukarıda da gösterildiği gibi üç harften oluşur. Bunlardan ilk harf
A-aleplı T-nrı 'nın sembolüdür. Aleph kişinin, S onsuz Kaynağın
içinde (ki burada üst ve alt sular, neşe ve üzüntü mutlak bir biçim­
de birdir) var olan Tanrısal paradoksun farkına varışının ilk aşama­
larına karşılık gelir. Bu farkına varıştan da M-mem yani Tanrısal
Bilgelik'in çeşmesi (Torah'ın sırlarını çözmek üzere kavrayışın sü­
rekli olarak artan gücü) doğar. Tanrısal Bilgelik'in ruhun içinde akı­
şının doruk noktası (her şey söylenip yapıldıktan sonra) ise T­
nrı 'nın mutlak her yerde varoluşunda ve insanlığın ruhunda mevcut
bulunan saf inancın sonsuz "hazinesinin" görkemli bir biçimde ifşa
oluşudur. Gerçek ve saf inancın bu doruk noktası ise Kabala'da Th­
tau harfinin sımdır. Bu oluşum "gerçeğin" baştan sona kadar tüm
yaratılmış gerçekliği sarmaladığını gösterir. Aleplı harfi bu üçlüden
çıkarıldığında ise menı ve tau (mt) İbranice "ölüm" kelimesini oluş­
tururlar yani T-nrı olmazsa "gerçek" "ölüme" dönüşür. Güller ger­
çeğin güzelliğini ve "gerçek" ve "güzelliğin" Bir Olan' ın içindeki
birliğini sembolize ederler. Bunı:ınla beraber güllerin arasında di­
kenler de vardır ve bu dikenler bu dünyanın endişeleri ve sıkıntıla­
rının dikkatimizi nasıl Tanrısal Gerçek'ten başka yönlere çektiğini
ve T-nrı olmadığında o güzel gülün nasıl boğulduğunu gösterir. Bu
ise ruhsal ölüm anlamına gelir.
Zolıar der ki: " . . . tau harfi Günlerin Kadimi-Atik Yonıin üzerin­
de bir etki, bir iz bırakır." Günlerin Kadimi ise kitabımızın başında
da açıkladığımız gibi Tanrısal Çıkış'ın Tacı Ketlıer'in içinde var
olan yüce hazzın suretidir. Tau harfi (burada Sonsuz Olan'ın Kral­
lığına karşılık gelmektedir) etkisini ya da izini "Günlerin Kadimi­
nin" üzerinde bırakır. Bu etki ise T-nrı'nın mükemmel bir biçimde
her yerde varoluşundaki (sonlunun içinde var olan Sonsuz) saf ve

329
K A B A L A : .. S I N I R S I Z " A Y O L C U L U K

basit inancın sımdır. Zolıar'da yer alan yukandaki alıntının sonucu


buna göre "O 'nun gibi olan hiçbir şey yoktur" biçiminde anlaşılma­
lıdır. Bu inanç bir miras olarak kuşaktan kuşağa, alemden aleme ak­
tanlır ve bu sayede üst alemin Malchutlı'u alt alemin Ketlıer'ine
bağlanır. Tau, alfabenin son harfi, Malclıutlı' a yani son Tannsal
Güç'e, Tecelliye karşılık gelir. Bu da "Senin Krallığın tüm alemle­
rin Krallığıdır" deyişinin sımdır. Tau harfinin etkisi alemleri ve ku­
şaklan birbirine bağlayan gücün sımdır.
Kabala'da "Hepsi mührü takip eder" deyişi tau 'dan aleplı 'e
doğru "geri dönen" ve böylece ta-hücre kelimesini oluşturan ışığın
sımdır. Antik Çağ'da Kutsal Tapınak'ta yer alan İç Tapınak pek çok
"hücre" ya da "küçük odadan" oluşmaktaydı. Bu hücreler pencere­
sizdi ve dolayısıyla içerisi tamamen karanlıktı. Chassidut öğretisine
göre, bu hücreler şu deyişin seviyesini açığa çıkarmayı sembolize
ediyordu: "O gizli yerini karanlığın içine yerleştirir." Yani saf ve
basit inancın, T-nn 'nın mutlak bir biçimde "karanlık" olan Özünün
farkına varmasını. Böylece Kabala'ya göre "Taralı Tannsallığın izi
[tau] ve lsrael de Toralı' ın izidir [tau]." Tannsallık ilk olarak tam
bir sessizlik içinde ve en derin biçimde meditasyon ile idrak edilir.
Daha sonra ise "sünnet" gelir. Toralı ise iyi ve kötü arasındaki ayn­
ının (sünnet) yani erkeklik organının başını örten derinin (kötülük)
kesilmesinin sımdır.
Kabala'ya göre alfabenin harfleri sembolik anlamda aynı Ja­
cob'un vizyonunda gördüğü gibi Cennet'e doğru çıkarlar (ya da
Cennet'ten aşağı doğru inerler). Her bir meleğin farklı ve eşsiz bir
mesajı taşıması gibi her harf de bize ayn ve eşsiz bir şeyi öğretir. A­
A leplı'ten Th-tau'ya kadar her bir harfin verdiği dersleri dinlediği­
mizde ruhsal yolculuğumuzun sonunda anlanz ki "daha da fazlası
vardır''. Böylece öğrenme prosesi daha yüksek seviyelerde olmak
üzere devam eder ve Sonsuz Olan ' a doğru gider. Tau'dan sonra al­
fabe yeniden başlar ve devam eder ve Tannsal Sırlar' ın "basamak­
lanndan" yukanya doğru gider. İbrani alfabesinde tau'nun sayısal
değeri dört yüzdür (400) ve kelime olarak da "haç" anlamına gelir.

330
iBRAN! HARFLERiNiN SIRLARI

Tau harfi Hayat Ağacında Temel-Yesod ile Krallık-Malchuth'u bir­


birine bağlayan yolu oluşturur. Sepher Yetzirah 'a göre karşılıkları
ise; Kavram: Zarafet/Çirkinlik. Uzay/Yön: Jupiter Zaman: Sabbath
(Cumartesi) Beden: Ağız.

Sonsöz

üyük ·olasılıkla kitabı bitiren okurların büyük bir çoğunluğu şu


B an: "Bu da neydi böyle?" demişlerdir. Kabala çalışırken, kaba­
listik yazıtları okurken, her kitabın ya da çalışmanın sonunda ben de
şu an sizin hissettiklerinizi hissettim. Bir daha, bir daha okudum.
Yine de anlamadığım pek çok şey oldu. Kitabımızın önsözünde de
belirttiğimiz gibi başlangıcında "Kabala oldukça zordur". Neredey­
se tamamı sembollerle doludur. Bu, insana çok karmaşık gelebilir.
Ancak bence çok haklı bir nedeni var bu kadar sembolizmin. Önce­
likle, Sınırsız Olan tarafından yaratılan son derece soyut bu kadar
kavram ve Tanrısal Nitelik başka nasıl somutlaştırılıp sınırlı olanla­
ra anlatılabilirki? Kişi başka nasıl bu kavramları zihninde canlandı­
rabilirki? Ancak hiç merak etmeyin. Okudukça, üzerinde çalıştıkça
bu sembolizm rahatsız etmemeye başlar. Zamanla taşlar yavaş ya­
vaş yerine oturur ve kişinin zihninde Yaratılış, Yaratıcı, Varoluş ve
tüm bunları hazırlayan sebepler şekillenmeye başlar. Aynca kişi ça­
lıştıkça fark etmeye başlar ki Kabala tamamen Judaik bir öğreti gi­
bi görünse de aslında değildir. O aslında evrenseldir. Sadece ruhsa­
la hitap etmekle kalmaz, ondan çıkarılacak sonuçlar aynı zamanda
fiziksel dünyamızı, yaşantımızı, düşünce ve davranışlarımızı da de­
ğiştirir. Ancak unutulmamalıdır ki her ne kadar evrensel olsa da, ki­
tabımızda da zaman zaman bahsettiğimiz gibi Kabala'nın günlük
yaşantımıza uygulanması kişinin onu algılama şekline, derecesine
göre farklılıklar gösterir. İşte bu nedenle Kabala bir din değildir, bir
öğreti değildir, bir ritüeller bütünü değildir, büyüsel bir öğreti hiç
değildir. Peki nedir?

331
KABALA: " S ! N ! R S IZ"A Y O LCULUK

Kabala Sınırsız Yaratıcı'ya giden evrensel bir yoldur. O 'nun Ya­


ratılış'ı hazırlayan sebeplerini öğrenmeyi sağlayan ve O'nun yarat­
tıklarını tanıyarak, öğrenerek ve bilerek O'na yaklaşmayı sağlayan
bir evrensel dildir. Tek yol mudur? Hayır. Yaratıcıya giden yollar
çoktur. Önemli olan bunlardan birini seçmemiz ve o yolda yürüme­
mizdir. Kabala ile veya bir başka yol ile. Fark etmez, yeterki yürü­
yün. Yürüdükçe yollar yavaş yavaş şekillenir, önünüzde açılır, yu­
karıya giden basamaklar birer birer ortaya çıkar. Unutulmaması ge­
reken tek şey var. Attığımız her adımda inancımızı; mantığımızı,
bilgimizi ve vicdanımızı kullanmalıyız. Hata olmayacakmı? Elbet­
te olacak. Hatalardan ders aldıkça öğrenecek, öğrendikçe basamak­
ları daha hızlı çıkmaya başlayacağız. Nereye kadar mı? Hele bir yü­
rümeye başlayalımda...
İyi yolculuklar.

332
Sözlükçe

A
Abba (bkz. Baba)
Abba Ila'alı. Chochmah (Bilgelik) sephira'sından gelişen iki ana
suretin daha yüksek olanı.
Adam Kadmon. Tüm alemlerin üzerinde yaratılan Tanrısal İnsan.
Beşeri insanın arketipi.
ADNI (Adnut) Efendi anlamına gelir. T-nrı'nın Malchuth (Krallık)
seviyesi ile ilişkili kutsal Adı.
Aggadalı. /srael'in Mısır' dan çıkış öyküsünü anlatan yazıt.
AHIH. (Ekyeh) T-nrı 'nın özellikle Kether, bazen de Binalı seviyesi
ile ilişkilendirilen kutsal Adı.
AHVH (Akvah) T-nrı 'nın Daath ve Yesod seviyesi ile ilişkilendiri­
len kutsal Adı.
Ahit Sandığı. On Emir tabletlerini içeren ve yapımı, boyutları ve
tüm ayrıntıları JHVH tarafından Musa'ya bizzat aktarılan An­
laşma Sandığı. IHVH'ın emirlerinin sandık üzerinde bulunan
iki cherubim aracılığı ile Musa'ya iletildiği söylenir. Halen ner­
de olduğu bilinmemektedir.
Ain. Hiçlik. Kabala' da T-nrı 'nın Mutlak Hiçlik Sıfatı.
Ain Soplı. Sınırsız Olan. T-nrı 'nın Mutlak Varlık Sıfatı.
Ain Soplı Aur. Sınırsız Işık. Tanrısal Tezahür'ün Ain Soph 'tan son­
raki seviyesi.
Akudim. İlk Çıkış (Atziluth) Alemi 'nin gelişmesinin ilk aşaması.
AL (Kel) T-nrı 'nın Chesed (Sevgi) sephira'sı ile ilişkilendirilen
kutsal Adı.
Alem. Yaratılış'ta var olan ruhsal seviyelerden her biri. Her alem
Tanrısal Bilinç'e giden yolda bir basamağı ifade eder.

333
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

ALH. (Elokah) T-nrı'nın Clıesed (Sevgi) sephira'sı ile ilişkilendiri­


len kutsal Adı.
ALHIM (Elokim) T-nrı'nın Hayat Ağacı'nda özellikle Biııah (İd­
rak) bazen de Gevurah (Sertlik) seviyesi ile ilişkilendirilen kut­
sal Adı.
AL ShDI. (El Shakai) T-nrı 'nın Yesod (Temel) seviyesi ile ilişkilen­
dirilen kutsal Adı.
Amidalı. Edilen her duanın özü ve en yüksek noktası. Duanın geli-
şimi boyunca en üst alem Atziluth'a karşılık gelir.
Ana. (bkz. lmma)
Apokaliptik. Vahye dayalı
Arich Anpin. "Uzun Yüz" ya da "Sonsuz Sabırlı Olan". Kether'in,
Tanrısal İ rade'nin bilinçüstü gücüne karşılık gelen dışsal sureti.
Ari. Rabbi Yitzchak Luria [Ashkeııazi] ( 1534- 1 572) akronimi. Dev­
rinin en büyük kabalistlerinden. Öğretileri kabalistik doktrinin
ve Zohar'ın anlaşılmasına yönelik çalışmaların temelini oluştu­
rur.
Asia/ı. Hareket Alemi. Yaratılış' ın dört aleminin en düşüğü.
Asmodeus. Gevurah seviyesi ile ilişkilendirilen başiblis. T-nrı 'nın
emrinde günahkarları cezalandırma ile görevli olduğuna inanı­
lan demonların lideri.
Ateş. Ateş sembolü Kabala'da Atziluth Alemi'ni, Tetragramma­
toıı'da yod harfini ayrıca Tanrısal İrade'yi simgeler. Kabala' da
T-nrı ateş ile Cennetler'i yaratır. Ateş dört mistik sembolün
(ateş, hava, su, toprak) en üstündedir.
Atik Yomin. Günlerin Kadimi. Kether'in, Tanrısal Haz'zın bilinçüs­
tü gücüne karşılık gelen içsel sureti.
Atzilutlı. İlk Çıkış Alemi. Yaratılış'ın dört aleminin birincisi ve en
yükseği.
Atzmuth. T-nrı 'nın Mutlak Özü. Bilinemeyen, asla idrak edileme­
yen ve edilemeyecek olan.

334
S ÖZLÜKÇE

Auplıanim. Ezekiel vizyonunda Tanrısal Taht-merkabah tekerlekle­


ri biçiminde görülen ruhsal güçler (melekler). Asiah aleminde
yerleşiktir.
Ay. Ay Kabala'da İnsanlığa ve fiziksel alemimize karşılık gelir. Ay­
nı Dünya'nın uydusu Ay gibi fiziksel iilemimiz de kendi başına
bir ışığa sahip değildir. Fiziksel alem ışıksız Ay ile ve Işık'la
dolu olan üst iilem de Güneş ile sembolize edilir. Ayrıca Kaba­
la' da David' in de sembolüdür.
Azazel. Enoch kitabında belirtilen ve insan kızlarıyla evlenerek
dünyada Nephilim 'ler çağını başlatan "düşen" meleklerin başı.
Lucifer olarak da bilinir. Cehennemin başı. Düşüşünden önce
bir başmelek olduğu söylenir.

B
Ba'al Slıem Tov. Hasidik öğretinin kurucusu Rabbi İsrael ben Eli­
ezer ' e ( 1 698- 1760) verilen unvan. Anlamı "Güzel Ad 'ın efen­
disi".
Baba. Chochmah (Bilgelik) sephira'sının genel suretinin adı.
Bahir. Aydınlanma Kitabı. En eski kabalistik yazıtlardan biridir.
Rabbi Nehunia Ben Hakana'ya atfedilir. Zohar yayınlanıncaya
kadar Kabala'nın en temel kitabıydı.
Belıemotlı. Kaderi Leviathan'a karşı savaşmak olan arketipal yara­
tık, "kuru toprağın" (Kabala' da açımlanmış, ifşa olmuş iilemin
sembolü) hayvanı. Bu iilemde de aynı biçimde açığa çıkan er­
demli ruhlar kategorisini sembolize eder.
Binalı. On Sephiroth'un üçüncüsü ve zekanın Yaratılış içindeki
ikinci bilinçli gücü. T-nrı 'nın Zeka ve Kavrayış, İdrak Sıfatı.
Bitul. Benliğin erimesi, yok olma ya da benliksizlik. Chochmah'ın
içsel deneyimi ile ilişkilendirilen ruhsal durum.
Bolıu. Issızlık, boşluk. Kabala' da Kaos ' un (Tohu) kırılan kaplarının
yeniden yaşama döndürülen ve düzeltilen durumuna karşılık
gelir.

335
KABALA: "SINJRSIZ"A YOLCULUK

Brialı. Yaratılış Alemi. Yaratılış' ın dört aleminin ikincisi.


Erit. T-nn ve Abraham arasında yapılan "Sünnetin Anlaşması" ile
ilişkilendirilen erkeklik organı.
Brudim. Noktalı, benekli anlamına. Atziluth Alemi 'nin gelişiminin
üçüncü ve son aşaması. Tikkun (Düzeltme) Alemi ile eş anlam­
lıdır.

c
Cennet (İng. Heaven, İbr. Slıamaim). 1 . Kozmolojik olarak, Evre­
nin iki (Tekvin-Bereslıitlı 1 : 1 , 14: 1 9) ya da üç büyük -Cennet,
Dünya ve Dünya'nın altındaki sular- (Çıkış-Shemoth 20:4) bö­
lümünden biri. 2. T-nrı 'nın (Gen. 28: 17; Meseller 80: 14; Jsaiah
66: 1 ; Matta 5: 12) ve iyi meleklerin (Matta 24:36) mekanı.
Cennet (Eden). Ezeli Adem ile Havva'nın bir Tanrısal mükemmel­
lik durumunda bir arada var olduğu saflık seviyesi.
Cennet (Pardes). (Bkz. Pardes)
Clıaiotlı. Ezekiel tarafından Tanrısal Araba-merkabah vizyonunda
görülen dört kanatlı melekler. Yetzirah alemine aittirler.
Clıassidut. Dindarlık, şefkat anlamına gelir. Judaizm'de Rabbi Isra­
el Ba' al Shem Tov tarafından kurulan hareket. Amacı Torah 'ın
içsel (ezoterik) boyutu sayesinde Yahudi halkının içsel benliği­
ni uyandırmak ve Mesih'in geliş yolunu hazırlamaktır.
Clıerubim. 1. Amacı, Adem ve Havva'nın kovuluşundan sonra
Cennet'in kapısında durarak onların yeniden girip Hayat Ağa­
cından yiyerek ezeli günahı ebedileştirmelerini engellemek
olan melekler. 2. Toplantı Çadırında, Kutsalların Kutsalı 'nda
bulunan Anlaşma Sandığı'nın üzerinde yer alan bebek yüzlü
melekler. Erkek ve dişi biçiminde görünmek suretiyle cherubim
kabalistik anlamda, gerçekliğin içinde var olan erkek ve dişil
güçler olarak Tanrısal verici ve alıcıya karşılık gelirler.
Clıesed. (Sevgi) On Sephiroth'un dördüncüsü ve Yaratılış'ta yer
alan duygusal niteliklerin birincisi. T-nrı 'nın Sevgi Sıfatı.

336
SÖZLÜKÇE

Clıialı. Ruhun beş seviyesinin eıı yüksek ikinci seviyesi.


Clıoclımalı. (Bilgelik, Hikmet) On Seplıiroth'un ikincisi ve Yaratı­
lış 'ta bilinçli zekanın birinci gücü.

D
Daatlı. (Bilgi) 1 . Yaratılış'ta zekanın üçüncü ve son bilinçli gücü.
Kether olmadığında sayıya dahil edilir. 2. On Sephiroth içinde­
ki birleştirici güç. T-nrı 'nın Bilgi Sıfatı.
Devekut. İki farklı benliğin, ayrı varlıklar biçiminde mevcut olan
kendi farkındalıklarını kaybederek kendilerini tek bir aynı öz
olarak deneyimlemeleri.
Din. T-nrı 'nın Yaratılış ya da Hayat Ağacı 'nda Adalet, Yargı ya da
Sınırlama Niteliği.
Dumah. Sessizlik Meleği. Ölümden sonra yargılanan ruh eğer suç­
lu ise bir sonraki enkamasyona yani doğuşa kadar, bir süre ce­
zalandırılmak üzere Dumah tarafından Gehennom'a (Cehen­
nem) alınır. /saialı 2 1 : 1 1 , Babil Talmud'u (Sanlıedrin, 94a) der
ki: "[Dünyayı] Terkeden ruhlardan sorumlu melek Dumah
adıyla anılır".
Düşünce. Tüm Nedenlerin Nedeni. Kabala Yaratılış 'ın varlığa geti­
rilmeden önce T-nrı'nın "düşüncesinde" oluştuğunu öngörür.
Ain Soph 'tan önceki seviye.

E
Eclıad. Bir. Kendini varlığın tamamı biçiminde açığa çıkaran birli­
ği simgeler.
Edom. Zohar'da vurgulanan, evrenin mükemmel denge oluştuktan
sonra yaratılmasından önce var olan "dengelenmemiş kuvvet"
alemleri.
Enoclı. Peygamber. Adem'in oğlu Cain 'in oğlu. Enoch'un Kita­
bı 'nın yazan.

337
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Ezra. Rabbi Ezra ben Solonıon. Kabala'nın popülerleşmesinde bir


öncüydü. Toralı'ın emirleri üzerine olan açıklamaları Kabala li­
teratüründe genel bir tarz haline gelmiştir.

G
Gan Eden. (Bkz. Cennet-Eden) Cennet Bahçesi.
Geburalı. On Sephiroth'un beşincisi ve Yaratılış'ta yer alan duygu­
sal niteliklerin ikincisi. T-nn 'nın Sert Yargı Sıfatı.
Gedulalı. Clıesed sephira'sının eşdeğeri. T-nn 'nın Azamet (Büyük­
lük) Sıfatı.
Gehemıom. (Trk. Cehennem). Fiziksel alemi terkeden ruhun yargı­
da suçlu bulunması halinde gelerek saflaşıncaya kadar ikamet
ettiği ruhsal mekan. Kabalistik anlamıyla bir ceza çekme yeri
değildir.
Gematria. Harflerin, kelimelerin ve deyişlerin sayısal eşdeğerlerini
hesaplayan sistem. Birbirleriyle ilişkili kavramlar hakkında gö­
rüş kazanmak için kullanılır.
Gulgalta. Kafatası. Arich Anpin yani Uzun Yüz'ün Kether'i. Psiko­
lojik terimlerle, bilinç-üstü iradenin kaynağı olarak hizmet
eden, Haz ve İrade arasındaki ara-yüz.
Güneş. Kabala' da, ışıkla dolu üst alemin simgesi. Hayat Ağacı'nda
Tiphereth için kullanılır.
Günlerin Kadimi. (Bkz. Atik Yomin)

H
Ha Slıem. T-nn'dan bahsederken O'nun Kutsal Adı yerine kullanı­
lan terim. "Ad" anlamına gelir.
He İbrani alfabesinin beşinci harfi. Kabala'da T-nn'nın Kutsal
Adında (IHVH) yer alan ilk (üst) He Binalı (İdrak) sephira'sı­
na, ruhun Neslıamah seviyesine ve Briah (Yaratılış) Alemi'ne

338
SÖZLÜKÇE

karşılık gelirken ikinci (alt) He harfi Malclıutlı seplıira sına, ru­


'

hun Nephesch (nefs) seviyesine ve alemlerin en düşüğü olan


Asiah (Hareket) alemine karşılık gelir.
Halachalı. Yahudi yasasının tamamında yer alan genel bir yazı baş­
lığı ya da rituel pratik sistemi. Aynca bu sistem içinde yer alan
özel bir yasa. (çoğ. halachoth).
Hanukah. Kutsal Tapınak'ın, Yunanlılarca kirletilmesinden sonra
yeniden takdis edilmesini ku�lamak amacıyla düzenlenen sekiz
günlük bir bayram.
Havayah. IHVH Adı 'nın değiştirilmiş söylenişi.
Hayat Ağacı. Kabala' da Yaratıcı T-nn 'nın fiziksel aleme Tezahürü­
nü, Sıfatlarını ya da Niteliklerini bir arada gösteren, Yaratılış 'ın
sembolik modeli.
Hod. Görkem. Onuncu sephira ve Yaratılış'ta yer alan duygusal ni­
teliklerin beşincisi.
Horeb. Musa'nın IHVH ile yanan çalının ortasında iletişim kurdu­
ğu ve emirleri aldığı dağ. T-nn 'nın Kutsal Dağı olarak da bili­
nir.
Hyle� Platonik anlayışta kaos. (ibr. tohu)

1
IH (Kah) T-nn'nın Chochmah seviyesi ile ilişkilendirilen kutsal
Adı.
IHVH. T-nn 'nın tüm Yaratılış'ı bir arada kapsayan kutsal Adı. Ge­
nellikle Chochmah (Bilgelik) seviyesi ile ilişkilendirilir.
lmma. Binalı (Anlayış, Kavrayış) sephira 'sının genel sureti.
lmma İla'ah. Bina� sephira'sından gelişen iki ana suretin daha
yüksek olanı. Kabala'da bağışlamanın ve telafi etmenin kayna­
ğıdır
lsrael. Patriark Jacob'a (Hz. Yakup) verilen bir ek ad. Yahudi hal-

339
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

kının tümü. lsrael terimi Kabala'da, insanlığın ruhlarının yuka­


rıdaki yüce seviyesini ifade eder.
Işık. Evreni doğuran ve ayakta tutan Tanrısal Enerji için kullanılan
bir metafor (mecaz).

K
Kanonik. Hristiyan kilise yasalarına ait.
Kav. Tzimtzum sonrası yaratılan boşiuğa gönderilen ışık ışını.
Keli. Kap. Kabala'da Tanrısal Işık'ı içeren ve taşıyan kap anlamına
kullanılır.
Ketlıer. On Sephiroth' un birincisi. Yaşamın bilinçüstü alemine kar­
şılık gelir
Kırmızı. Hayat Ağacı 'nda T-nrı 'nın Sert Yargı Niteliğini (Gevurah
seviyesini) sembolize eden renk.
Klippotlı. (tek. Klippah) Evrenin her yanına yayılmış olan Tanrısal
Işık'ı çevreleyen ve onu saklayan, kötülüğün figüratif kabuğu.
Kutsal Olan. Zohar'da İnsanlığın ahlaki çabalarını destekleyen,
türlerin yaracısı sıfatıyla canlı yaşamın kaynağı olan, tüm evre­
ne yaşam veren T-nn.
Kutsal Tapınak. T-nrı 'nın dünyadaki fiziksel mekanı olarak hizmet
eden, Kudüsteki merkezi kutsal yer. Kabala' da Tapınak kişinin
ruhsal bilincinin merkez noktasıdır. İlk Tapınak Kral Süleyman
tarafından yapıldı (833 İÖ) ve Babilliler tarafından yıkıldı (423
İÖ); ikinci Tapınak Nehemiah tarafından yapıldı (37 1-353 İÖ)
ve Romalılar tarafından yıkıldı (70 İS); üçüncü sonsuz Tapına­
ğın ise Mesih tarafından inşa edileceğine inanılır.

L
Leviathan. Kaderi, Behemoth 'a karşı savaşmak olan arketipal "de­
niz yaratığı" (gizlenmiş alemin sembolü). Bu alemde gizli olan
erdemli ruhları sembolize eder.

340
SÖZLÜKÇE

Lilith. Samael'in (Asmodeus) karısı. Mistik literatürde Erkek için


(Adem) yaratılan ilk kadındır. Ancak o, erkeğin kontrolu altına
girmeyi reddetmiş ve bu nedenle Cennet'ten kovulmuştur.
Lucifer. (Bkz. Azazel)
Luria (lsaac, ) . Bkz. Ari

M
Macroprosopus. (Bkz. Arich anpin)
Mah. "Ne". Zohar'da Cennet' in alt, nesnel ucu. Ruhun T-nrı 'ya yö- ·
nelik araştırması sonucu ulaşabileceği en yüksek derece.
Maimonides. (Bkz. Rambam)
Malclıuth. On Sephiroth'un sonuncusu. Yaratılış'ın duygusal nite­
liklerinin yedincisi. Fiziksel alemimizin de içinde yer aldığı
ruhsal iilem.
Mashiaclı. (Mesih) Nihai Lider, Barış Getirici. Kral David'in so­
yundan. Sürgündeki Yahudi halkını bir araya toplayıp onları
kutsal topraklara geri getireceğine ve kendisinin yöneteceği To­
rah bazlı monarşiyi yeniden sağlayacağına, Kutsal Tapınak'ı
tekrar inşa edeceğine, tüm alemin Bir T-nrı 'ya inanmasının il­
hamını vereceğine ve tüm insanlığın birlikte barış içinde yaşa­
masını sağlayacağına inanılır.
Matriark. Kadın aile reisi, yönetici.
Matrona. Shekinah'ın bir diğer söylenişi. (Bkz. Shekinah)
Mazal. 1. Tanrısal İyilik' in ruhsal kanalı. 2. Bu tür bir ruhsal kana­
lın fiziksel şekli (yıldız, gezegen, burç vs) 3. Arich Anpin' in sa­
kalının (Dikna) on üç püskülü. 4. Özel anlamda, Zodyakın on
iki burcu.
Menoralı. Toplantı Çadırında ve daha sonraları Kutsal Tapınak'ta
günlük olarak yakılan yedi kollu şamdan. Kabalistik anlamda
Yaratılış'ın alemlerini ve Hayat Ağacını sembolize eder.

341
KABALA: " S INJRSIZ"A Y O LCULUK

Merkabalı. Ezekiel vizyonunda söz edilen ve üzerinde Tanrısal İn­


san Adam Kadmon 'un oturduğu, dört alemin melekleri tarafın­
dan taşınan Tanrısal Taht, Araba.
Metatlıron. Yaratılış Alemi' nde ikamet eden başmeleklerin başı.
Ayrıca Shekina/ı'ın "hizmetkarı" ya da "bedeni" olarak da anı­
lır.
Mezuzalı. İçinde S/ıema duasının ilk iki paragrafı yazılı olan ve ka­
pı gi.rişlerine yapıştırılan yazılı parşömen.
Mi. "Kim". Zohar'da Cennet'in üst, öznel ucu. Ruhun sonsuz yaşa­
mı boyunca aradığı Tanrısal seviye.
Microprosopus. (Bkz. Ze' ir Anpin)
Midrash. Talmud'dan sonra sözlü Torah'ın ikinci ana kısmı. Bibli­
kal yazıtın linguistik analizini içerir.
Mishnah. Yahudi yasasının altı bölümden oluşan yorumu. 2 yy. da
derlenmiştir.
Mitzvoth. Emir. Toralı'ta yer alan emirlerin genel adı.

N
Nachmanides (Bkz. Ramban)
Nekudim. "Noktalı". Atziluth aıeminin gelişiminin ikinci aşaması.
Nephesch. Ruhun kabalistik seviyelerinin, fiziksel yaşamla ilişki-
lendirilen en düşük seviyesi.
Neshamah. l .T-nrı 'nın, ilk insanın burun deliklerine üflediği, yaşa­
mın soluğu. 2.Ruhun beş seviyesinin akılsal yaşam ile ilişkilen­
dirilen üçüncü seviyesi.
Netzaclı. On Sephirotlı'un yedincisi ve Yaratılış 'ın duygusal nite­
liklerinin yedincisi.
Notorikon. Kelime harflerinden cümleler ya da cümlelerin harfle­
rinden kelime oluşturma yöntemi.

342
S Ö ZLÜKÇE

p
Pardes. [T-nrı 'nın] Bahçe[si] anlamına gelen İbranice kelime. Cen­
net. Gerçekte bir akronimdir. P (Peshat) = Basit ve genellikle
Literal anlam. R (Ramez) = Mecaz anlam ya da yazının içinde
gizli anlam. D (Drash) = Alegorik anlam ya da ahlaki anlam
(Midrash kelimesi hurdan gelir) S (Sod) = Gizli, mistik ya da
Ezoterik anlam.
Paclıad. T-nrı 'nın, Hayat Ağacı'nın Gevurah sephira'sı ile ilişki­
lendirilen Korku Sıfatı.
Partzuf (Çoğ. Partzufim) B ir sephira'nın gelişiminin son aşaması.
Mecazi anlamda, akılsal ve duygusal güçlere sahip bir insan su­
reti biçiminde ifade edilen on alt Seplıiroth' a ayrılır. Gelişimin
bu aşaması Tolıu'dan Tikkun'a yani Kaos aleminden Düzeltme
Alemine (Nekudim'den Brudim'e) doğru bir geçiş oluşturur.
Patriark. Erkek aile reisi.
Pentateuch. Torah'ın "beş kitap" anlamına gelen bir diğer söylenişi.
Primum Mobile. Hareketin ilk kaynağı. Doğudan batıya doğru yir-
mi dört saatte dönerek tüm gök cisimlerini taşıyan gök küresi.

R
Ralımanides. (Bkz. Ramban)
Rambam. Rabbi Moses ben Maimon'un ( 1 1 35-1204) bir akronimi.
Meşhur 12 yy. bilgin, filozof ve fizikçisi. En iyi bilinen eseri on
dört bölümden oluşan Yahudi yasası özetidir (Mishnah Torah).
Ramban. Rabbi Moses ben Nachman'ın akronimi. Ünlü bilgin ve
filozof ( 1 1 94-1270).
Ratzon. İrade. Kether'in üç başının en düşüğü ile ilişkilendirilen
ruhsal seviye.
Reshimu. T-nrı 'nın tzimtzum prosesi sırasında Yaratılış'tan "geri
çektiği" Tanrısal Işık'ın kalıntısı.

343
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

Ruach. Kişinin duygusal yaşamı ile ilişkilendirilen, ruhun beş sevi­


yesinin ikincisi.

s
Sağ Taraf. Hayat Ağacının, Chochmah-Chesed-Netzach'tan oluşan
ve merhamet ve iyilik sıfatlarını temsil eden yanı.
Samael. Yargı ve sertlik sephira'sı Gevurah'm ruhsal yöneticisi ve
baş meleği
Sc/ıem Ha Maplıoresc/ı. T-nn 'nın, tüm Yaratılış'ı üzerine bina et­
tiği, gizli yetmiş iki harfli Adı.
Seplıira. (Çoğ. Sephiroth) Bir sephira Tanrısal Enerji'yi ya da ya­
şam gücünü aktaran bir kanaldır. T-nrı sephirotlı aracılığı ile
Yaratılış ile etkileşir. Buna göre sephiroth O 'nun nitelikleri ya
da sıfatlarıdır.
Seraplıim. Tanrısal Taht vizyonunda görülen altı kanatlı melekler.
Brialı (Yaratılış) Alemi 'ne aittirler.
Shabbatlı. Cuma gün batımından Cumartesi akşamına kadar süren
dinlenme günü. Kabalistik anlamı ile Yaratılış ' ın şekillendiril­
mesinin tamama erdiği seviye.
Slıekinalı. Evrenin doğasında bulunan ve her yerde var olan Tanrı­
sal Varlık. Tanrısal ' ın (Ain Soph) Malchuth sephira'sına karşı­
lık gelen "dişil" yanı.
S/ıema. Üç biblikal pasajdan (Tesniye 6:4-9, 1 1 : 13-2 1 , Sayılar 1 5:37-
4 1 ) oluşan Shema Israel duası. İlk ayeti monoteizmin temel ifa­
desidir: "Duy Ey lsrael! IHVH ALHIM' dir, IHVH Birdir."
Slıeol. Ölüler Diyarı.
Sol Taraf. Hayat Ağacının Binah-Gevurah-Hod'dan oluşan ve T­
nrı 'nın sert yargı ve Yaratılış'ın kötülük niteliğini senbolize
eden yanı.

344
SÖZLÜKÇE

Sözlü Toralı. Yasa'nın IHVH tarafından Musa'ya sözlü olarak ak­


tarılan, daha sonra zaman içinde Talmud, Midrash ve Zohar
olarak yazıya geçirilen kısmı.
Sukkoth. Hasadın toplanmasını ve aynca Israel' in Çıkış (Exodus)
sonrası çölde Mısır tarafından izlenmesi sırasında IHVH tara­
fından korunmasının anısına kutlanan yedi günlük bayram.
Sular. Yaratılış'ın canlı varlıklarca doldurulmasının sembolü. Su
kavramı Kabala' da canlı yaroluşu simgeler. Aynca su, üst ruh­
sal alemlerden bizim sonlu fiziksel filemimize doğru "akan" To­
rah 'ın da sembolüdür.

T
Ta'anug. Tanrısal Haz 'zı simgeleyen, Kether'in ikinci başı ile iliş­
kilendirilen ruhsal durum.
Talmud. Sözlü Torah'ın büyük kısmını oluşturur. Çoğunlukla legal
ama aynı zamanda vaaza yönelik ve hatta mistik materyal içerir.
Tanaklı. Yazılı Torah.
Tanrısal. (Godhead) (Bkz. Ain Soph)
Targum. Tercüme. Kutsal Kitap'ın Aramiceye çevirisi.
Temura. İbrani alfabesindeki harflerin birbirileri ile yer değiştirme­
si esasına dayanan kavram açıklama yöntemi.
Teshuvalı. Bireyin ya da bir toplumun, belli bir yabancılaşma süre­
sinden sonra T-nn ve O'nun Torah'ı ile birlik durumuna dön­
mesi.
Tetragrammatoıı. T-nn 'nın kutsal Adı IHVH için kullanılan ve
"dört harfli kelime" anlamına gelen sözcük.
Tikkun. Düzeltme. 1 . Bir mükemmellik ve düzen durumu 2. Dü­
zeltme Alemi (Olam Ha Tikkun) bu durumu ortaya çıkaran
alemdir ve Atziluth 'un düzeltilmiş durumuna karşılık gelir. 3. T­
nn 'nın varlığından habersiz, materyal filemde sıkışmış Tanrısal
Işık'ın parçalarının serbest kalmasını ve geri kazanılmasını sağ-

345
KABALA: "SINIRSIZ"A YOLCULUK

layan ve böylece alemi ilk mükemmellik durumuna döndüren


ruhsal proses.
Tiphereth. Güzellik, zarafet. On Sephiroth'un altıncısı ve Yaratı­
lış'ta yer alan duygusal niteliklerin dördüncüsü.
Tohıı. Kaos. Yaratılış'ın düzeltilmemiş ilk durumu. 2. Tohu Alemi,
bu durumu ortaya koyan alemdir. Atziluth'un ilk, premature for­
munu ·ortaya koyar. İki aşamada gelişir: Kararlı Kaos (Akudim)
ve onu izleyen Kararsız Kaos (Nekudim).
Toplantı Çadırı. (Tabernacle) Geçici, taşınabilir ibadet yeri (Kut­
sal Tapınağın taşınabilir versiyonu). Mısır' dan kutsal toprakla­
ra kadar olan seyahat sırasında kullanılmış ve Kutsal Tapınak
yapılana kadar bu amaca hizmet etmiştir.
Torah. 1 . Musa'nın beş kitabı 2. Yahudi Halkına verilen Tanrısal
öğretinin ve bilgeliğini tamamı. 3. İnsanlık ile ilişkide bulundu­
ğu biçimiyle T-nn'nın iradesi ve bilgeliği.
Tzaddik. Kendi hayvansal ruhunun (Nefs, Nephesch) kötü eğilim­
lerinin tamamen üstesinden gelebilen, böylece kendi potansiye­
lini iyiye dönüştürebilen ve aynca kendini, halkının ruhsal yük­
selmesine adayan kişi.
Tzelem. Suret
Tzimtzıım. T-nn 'ının Sonsuz Işığı'nın, bağımsız gerçekliklerin ya­
ratılışına olanak sağlayabilmek amacı ile küçülüp "çekilmesi"
kavramı.
TzBVTh (Tzevakot). T-nn' nın Netzach ve Hod ile ilişkilendirilen
kutsal Adı. "Ordular" anlamına gelir.

y
Yachid. "Tek Olan". T-nn'mn Mutlak Özü'nün içinde saklı olan,
henüz Kendisine bile ifşa olmadan önceki Sonsuz Işığı 'nın Özü
Yaratılış. T-nn'nın yarattıklarının tümü.
Yechidah. Ruhun beş seviyesinin en yükseği.

346
SÖZLÜKÇE

Yesod. Temel. On Sephiroth'un dokuzuncusu ve Yaratılış'ın duygu­


sal niteliklerinin altıncısı.
Yetzirah. Yaratılış'ın dört aleminin üçüncüsü. Briah'ın eterik mad­
desinin ruh ve · cinsle ile ilgili şekil ile donandığı mekan. "Bir
şeyden [çıkan] Bir şey" bilinci. Chaioth'un (Yaşayan canlı var­
lıklar) ruhsal mekanı. İnsan ruhunda Ruach'ın origini.
Yılan. Kötülüğün ve fiziksel arzuların sembolü. Yine de Kabala' da
iyi-kötü ayrımına yönelik olmak. üzere Tanrısal bir amaca hiz­
met ettiği belirtilir.
Yod. İbrani alfabesinin onuncu harfi.
Yom Kippur. Yahudi yılının en kutsal günü. Oruç, teshuvah ve özel­
likle günahların itiraf edilmesi ile belirtilir.

z
Ze'irAnpin. (Küçük Yüz) Hayat Ağacında Chesed' den Yesod'a ka­
dar olan altı Sephiroth'tan oluşan suret. Ruhun duygusal yete­
neklerine karşılık gelir.
Zohar. İhtişam, Nur. Rabbi Shimon ben Yochai tarafından (2. yy.)
yazılan ve sonradan öğrencileri tarafından derlenen eser. Sözlü
Torah' ın ve Kabala'nın en temel kitabıdır. Zoharik literatürü
oluşturan eserler Zohar, Tikunei Zohar ve Zohar Chadash'tan
oluşur.

347
Kaynakça

1 . Rabbi Aryeh Kaplan (The Patriark Avraham): "Sefer Yetzirah.


The Book Of Creation (Formation). in Theory and Praetice",
Samuel Weisner, ine, 1 990
2. RabÇi Simeon bar Yohai / Rabbi Moshe De Leon "The Zohar 5
Volumes", Soncino Press, 1984
3. Rabbi Aryeh Kaplan (Raabi Nehuniah ben HaKana): "The B a­
hir", Samuel Weisner, ine, 1 989
4. Rabbi Aryeh Kaplan: "Meditation And Kabala", Samuel Weisner,
ine, 1 982
5. Rabbi Moshe Cordovero (the Ramak): "Tomer Devorah (The
Palın Tree of Devorah)" , Targum Press, ine, 1 993
6. Rabbi Moshe Cordovero: "Or Ne'erav (The Pleasant Light)",
The Miehael Seharf Publieation Trust of the Yeshiva University
Press, 1 994, Translated by Ira Robinson
7. Rabbi Moses ben Maimon (the Rambam): "Mishneh Torah: Hilc­
hot Yesodai Ha Torah (The Seeond Torah: Foundation Laws of
Torah)", Moznaim Publishing Corporation, 1 989
8. Rabbi Moses Maimonides (the Rambam): "The Guide for the
Perplexed", Dover Publieation, ine, 1 904
9. Melinda Ribner: "New Age Judaism: Ancient Wisdom for the
Modem World", Simeha Press, 2000
10. Adin Steinsaltz: "The Thirteen Petalled Rose", Basic Books,
Ine, 1 980
1 1 . David Sheinkin, M.D.: "Patlı of the Kabala", Paragon House
Publishers, 1 986
12. Edward Hoffman: "The Heavenly Ladder", Four Worlds Press,
1 985

348
KAYNAKÇA

13. Melinda Ribner: "Kabala Month by Month: A Year of Spiritual


Practice and Personal Exercisesn", Jossey-Bass, 2002
14. Rabbi Yehuda Ashlag: Ten Luminous Emanations, Vol 1 & 2
(From the Writings Of Rabbi Isaac Luria the Ari) ", The Rese­
arch Centre of Kabala, 1 973
15. Moshe Idel: "Kabala: New Perspectives", Yale University
Press, 1 988
1 6 . Gershom Scholem: "Origins of the Kabala", The Jewish Publi­
cation Society, 1962
1 7 . David R. Blumenthal: Understanding Jewish Mysticism: The
Merkabah Tradition and the Zoharic Tradition", Yale Univer­
sity Press, 1 978
18. Rabbi Simeon bar Yohai / Rabbi Moshe De Leon (with com­
mentary by Rabbi Yehuda Ashlag): "The Zohar Multi Volume
Set Unabridged English Translation", Press of the Yeshiva Kol
Yehuda, 1 984
19. Eliphaz Levi: "La Clef des Grands Mysteres, 1 86 1 " (The Key
of the Mysteries, Translated By Aleister Crowley)
20. Z'ev ben Shimon Halevi: "Kabala, Tradition of Hidden Know­
ledge, 1 979"
2 1 . "The Book of Enoch" (Translated from the Ethiopian by R.H.
Charles, 1 906.)
22. Marcus Cordey: "Higher Worlds and the Soul"
23.S.L. MacGregor Mathers: The Kabbalah Unveiled, translated
from the Latin 'Kabbala Denudata' , Weiser Books, 1 970

Yararlanılan web siteleri:

1. www.inner.org
2. www.hermetics.org
3. http://www.crystalinks.com/kabala.html

349
KABALA: " S INI RSIZ"A Y O LCULUK

4. http://www.dıjoshuadavidstone.com/72nameskaballah.htm
5.http://www.geocities.com/Area5 l /Chamber/7227/godnames.html
6. http://www.totse.com/en/religion/pagans_and_wiccansn2.html
7. http://www.kabala.info/engkab/zohar/index_zohar.htm
8. http://kabalaclub.com/prevarticles/golem.html
9. http://www.psyche.com/psyche/cube/cube.html
10.http://www. worko fthechariot.com{fextFiles{franslations-Sefer-
Yetzirah.htm
·

1 1 . http://www.aril.org
12. http://www.bahaifaith.net/kabala.htm
13. http://www.normativejewishthought.com/Metatron.html
14. http://www.kabala.info/engkab/commentary.htm
15. http://www.crystalinks.com/kabala.html
16. http://www.mirach.org.uk
1 7 . http://www.ascent.org.il/NewAscentOfSafed{feachings/Ad­
vanced/kabala.html
1 8 . http://www.kabbalaonline.org/WeeklyTorah/Ari/Arks_and_An-
gels3_Skin_and_Skulls.asp
19. http://www.steliart.com/angelology_angels_demons_chart.html
20. http://www.unmuseum.org/lostark.htm
2 1 . http://sg.geocities.com/shenlan.geo{forah/mishkan.html
22. http://www.yashanet.com/studies/revstudy/rev6h.htm
23. http://www.christadelphia.org/books/tabemacle3.htm#9
24. http://www.jewfaq.org/moshe.htm
25. http://www.kheper.net/topics/Kabala/tikkun.htm
26. http://www.lightofmashiach.org/one.html
27. http://www.metatronics.net/links2.html
28. http://www.domini.org/tabem/goatcovr.htm#Atonement

350

You might also like