Mısır'ı Yöneten Hiksoslar Ve Sami Kökenli Akhenaton'un Sonu

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

TARIH VE BILIM ARAMA

Tarih ve Bilime Dair Her Şey

Mısır'ı Yöneten Hiksoslar ve


Sami Kökenli Akhenaton'un
Sonu

Yazan: Senai Sinan Sungur

PAYLAŞ

Etiketler
Akhenaton
Mısır dilinde Yabancı Krallar; Arapça Çoban Krallar anlamına gelen
Asya
Hiksos terimi, Asya'daki Hint-Avrupa kökenli kavimlere verilen ortak Avaris

ad idir. Hurri-Mitanni kökenli bu kavim; savaşçı olmakla beraber Sami Filistin


Goşen
kökenliliğin getirdiği ilmi bilgiler ile de donatılmışlardır. Hareket
Hiksoslar
ettikleri Kerkük bölgesinden, Kuzey Mezopotamya-Kuzey Dicle Hint-avrupa
I. Ahmose
Bölgesi'ne sonra da Güney Filistin topraklarına doğru ilerleyen
III. Amonhotep
Hurriler, Mısır'ın Avaris bölgesini ele geçişlerdir. Onlarca ırmak Kenan
Levililer
halinde Akdeniz'e bağlanan Avaris-Goşen bölgesi, "Çoban Krallar"
Memphis
diye anılmasında rol oynayan çobanlık ve tarım işlerini yapmalarında Sami

kolaylık sağlamıştır.  Teb


Yuya

Bölge içerisinde Nubyalılar'a karşı iyi davranan Hiksoslar, onların

desteklerini alarak kendi topraklarında yaptıkları zırh ve silah

yapımcılığını da Mısır'a getirmişlerdir. Mısırlılar'ın alıştık olmadığı

Asya savaşçılığın Mısır üzerinde uygulayarak Güneybatı yönünde bir

hilal şeklinde ilerleyerek toprakları ele geçirilmiştir. Avaris'i başkent


olarak merkez olarak seçmelerinin sebebi:. Filistin topraklarına yakın

olmasından dolayı herhangi bir saldırıda kolayca bu topraktan

uzaklaşabilecekler idi. Memphis'i de ele geçirdikten sonra Teb

üzerindeki hakimiyetleri de kolay bir şekilde mümkün olmuşlardı

çünkü daha Mısır topraklarına girmemişken dahi Mısır sarayının içi

Hurri-Mitanni kökenli gelinler ve görevliler ile dolu idi. Mısır çok

tanrılı dini inancına karşı savaş açan Hiksoslar, kendilerine ait Sami
inancını ülkede egemen kılmayı hedefliyordu. 12., 13. ve 14. hanedanlık

döneminde sadece küçük şehir devletleri kuran Hiksoslar, bu kez 15.

Hanedanlık olarak kendi hanedanlığını kurmuş, ilan etmişlerdi. Askeri

alanda Mısır İmparatorluğu'nu geliştirerek bir devrim başlatmışlardı.

Mısırlılar artık at arabası kullanıyor, düzenli süvari birlikleri kuruyor,

yeni tip zırhlar takıyor ve yeni profesyonel savaş teknikleri

öğreniyorlardı. Eğitim konusunda Asya felsefesini aşılayarak onları


olaylara nesnel bakmalarını sağlamışlardı. 
Lakin onlar değiştikçe Hiksoslar da değişiyordu. Devlet prosedürlerini

benimsemeleri, dini inançlarını dahi değiştirmişti. Kendilerine Mısır

Tanrısı Set'i dahi önder görüyorlardı. 1648 yılında başlayan bağımsız

hükümdarlıkları, kendilerini istemsizce asimile ederek bitiyordu.

Kendilerini artık birer Mısırlı olarak görüp bu kültürü sahiplenseler


dahi Mısırlılar onları hâlâ düşman olarak görüyordu. Mısırlılar kendi

içlerinde Hiksoslar'a karşı mücadele örgütleri kurmuş ve Mısır

Milliyetçiliği aşılıyorlardı. Eski hanedanlık üyeleri de bu

örgütlenmelere katılıp yeni bir hanedanlık kurmak için halkı

cesaretlendiriyordu. İlk önce halk tarafından düzensiz şekilde yapılan

Hiksoslar'a karşı yapılan saldırılar, daha sonraları eğitim verilmiş

isyancı örgütler ile amaca ulaşmak için daha olumlu-pozitif

oluyordu. 

Ordu içerisinde sevilen milliyetçi Ahmose, Aşağı Mısır'da Hiksoslar'a

karşı başlattıkları atak ile beraber onları hızlı bir şekilde Kuzey'e
doğru püskürtmüştü. Hiksoslar'a ilk üs olarak seçtikleri Tell El-Dab'a
dahi yanaşamıyorlardı. Önceden planladıkları gibi Avaris'i kendilerine

geçiş yolu olarak seçmeleri, onların kolay bir şekilde bu topraklardan

sıyrılmasını sağladı. Bölgede kalan Hiksoslar ise artık köle olarak

kullanılıyordu. Mısır'ın kulları haline dönüşen Samiler, kendilerine

eşit haklar sağlayacak birini bekliyordu.

____________________________________________

18. Hanedanlık kurulduktan sonra başa geçen I. Ahmose, ülkenin

bağımsızlığını tekrar kazandırdığı için "Tanrı'nın Oğlu" sıfatını almıştı.

Ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak bağımsızlık kazandıran Ahmose,

artık kendi soyundan gelenler ile büyük bir teo-monarşi düzeni inşa

etmişti. Lakin kendi torunlarından III. Amonhotep'in evlendiği bir


Sami kökenli Tiye'nin çocuğu olan IV. Amonhotep, yeni bir devrim

yapacaktı.

İbrani kökenli olan Yuya, Yukarı Mısır içerisinde bir köle olarak Mısır
Asillerin sen birine satılmış ve Mısır Asimilasyonu'na tabi tutularak

Mısır devleti içerisinde önemli mevkiler sahibi olmuştur. Zekiliği ve

stratejileri ile Firavun'un Veziri olan Yuya (Hz. Yusuf), Mısır

soylularından Tjuiya ile evlendirilmiştir. İkisinden doğan kızı Tiye ile

evlenen III. Amenhotep, IV. Amenhotep'in de babası olmuştur.  

Amonhotep kelime anlamı ile "Amon Hoşnuttur" demek oluyordu.

Onlarca tanrının olduğu Amon Din Krallığı, paganizmin merkez

bölgelerinden idi. Akhenaton, dedesi gibi tektanrı inancını

benimsiyordu. Hükümdarlığının 5. senesine gelince Akhenaton


(Aton'un Hizmetkârı) ismini kullanmaya başladı. Ülke içerisindeki

Pagan inancını yıkma çabasına girmek için 5 yıl boyunca hazırlanmış

ve tapınak askerlerinden daha güçlü hale gelmişti. Yeni ismini ilan

ettikten sonra ülke içerisinde Amon dinine dair her şeyi yasakladı.

Amon'un ismini sildirip Aton'un ismini yazdırmayı başladı. Kendisinin

Tanrı olmadığını ve sıradan bir insan olduğunu ifade etmeye başladı.

Diğer Firavunların tersine halkın içine çıkarak onlar ile görüşmeye

başladı. İnsanların tapınaklara gitmeden ve din adamlarından yardım

almadan Tanrı'ya dua edebilecek ve iletişim kurabileceklerini anlattı.


Sanat ve din artık birbirinden ayrılmıştı. Akhenaton'u sanatçılar artık

kusursuz ve tanrısal bir yüz ile değil; kusurları ortaya çıkartılmış bir

şekilde, insanlara olanı şeffaf bir şekilde göstermeye çalıştılar. 

Kendisi gibi Aton'a inanan Nefertiti ile evlenen Akhenaton'un

Nefertiti'den hiç erkek çocuğu olmadı ve arkasında 6 kız çocuğu


bıraktı.

              

                 Tel El-Amarna Kuruluyor

Hükümdarlığının 6. senesinde kaldığı Teb içerisinde tehlikede idi.

Kuzeybatı ve Kuzeydoğu'dan gelen çoklu saldırılara karşı Nil


Nehri'nin doğusundaki Tel El-Amarna'ya Dünya'daki planlanmış

şehirlerin ilklerinden birini kurmuştur. Şehiri Aton için yaptığını ve

her hangi bir kişiden emir almadığını ifade etmekte idi. Şehir
içerisindeki konutlar, zengin ve fakir uçurumunu kapatacak bir

şekilde idi. Şehir bir Aton tapınağı gibi olup, sanat ve bilim için

fazlasıyla imkân sağlıyordu. Tahtta kaldığı 15 yıl boyunca kendini

özgürlük ve kendi dinine adadı. Akhenaton, üç semavi dinin atası

durumuna geldi. Lakin dini, kendi ölümüyle beraber öldü.

____________________________________________

Akhenaton öldükten tahta damadı Smenkhkare oturdu. Çok kısa bir

süre tahtta kaldıktan sonra Akhenaton'un 9 yaşındaki oğlu

Tutankhaton başa gelmiştir. Babasının ölmesinden sonra kendisinin

küçük olmasından dolayı cesaretlenen Amon taraftarları yavaş yavaş

devletin içine sızmaya başladılar. Tutankhaton'a karşı uyguladıkları

baskı yüzünden Tutankhamon olarak ismini değiştirmek zorunda


kalmıştı. Amon tapınaklarını yeniden açmaya başlamıştı. Eskisi gibi

büyücülüğe ve paganizme yaklaşan devlet bürokrasisi, çok tanrılı

inancına geri dönmüştü. Artık Tutankhamon yeniden Tanrı olarak

insanlara hükmediyordu. Sözde barış içerisinde yozlaşmaya başlayan

halk, kendi özgürlüklerini de kaybediyordu.

 Akhenaton'un baldızı Nedjemmut ile evlenen Horemheb,

Tutankhamon'u devlet içerisinde bir kukla haline getirmişti. En

sonunda da Horemheb'in arkadan Tutankhamon'un kafasına darbe

indirmesi ile onu 18 yaşında öldürmüştü. Horemheb, Tutankhamon

için aceleyle bir gömülme töreni gerçekleştirmiştir ki gömüldüğü

mezar bile bir başkasına aittir. Daha sonra Horemheb'a yönetimi

bırakmak istemeyen Yuya'nın oğlu Ay tahta geçti. Ay, Akhenaton'un

vezirliğini yapmakta idi ve Tutankhamon'a da naiplik yapmıştı.

Peygamber oğlu Ay, nedeni bilinmez şekilde 4 sene içerisinde öldü.

Ve Akhenaton zamanından beri Amon dinine inanan bir ajan

Horemheb başa geçti. Taht saltanatı içerisinde Akhenaton'a ait her

şeyi sildi. Aton tapınakları tamamen yıkıldı. Tel El-Amarna şehri

dümdüz edildi. Akhenaton "Vatan Haini" ve "Düşman" ilan edildikten


sonra da kendisine ait her şey ya gömüldü ya da imha edildi. Aton'a

inananlar ya sürgün edildi ya da köle yapıldı. Bize Akhenaton'u 3000

yıl boyunca unutturmayı başardı. Bir arkeolog 19. yüzyıl'da bir kanıt

bulamazsa idi belki hâlâ kendisinden haberimiz olmayacaktı.

Lakin Aton'a inananlar hep ezilmeyecekti. Yuya'nın kardeşinin

soyundan gelecek bir önder, tamamını bağımsızlığa kavuşturacaktı.

____________________________________________

• Dünya Uygarlıkkarı Tarihi - Halil Ersin Avcı

• Hiram Abif - Cihangir Gener 

• Hiram'ın Kitabı - Robert Lomas, Christopher Knight

• Aton - Brian L. Taylor 

• Kutsal Kitabın Kayıp Hazineleri: Arkeolojik Yollarla Kutsal Kitabı


Anlamak - Clyde E. Fant, Mitchell G. Reddish 

• Akhenaton ve Tektanrıcılığın Kökenleri - James Karl Hoffmeier

Akhenaton _____________ Atenizm

Nefertiti _______________ Amarna

Tiye ___________________ IV. Tutmosis

III. Amenhotep  _________ Mutemwiya

Yuya ___________________ Yusuf

Tjuyu __________________ Asenath 

Ay ______________________ Efrayim

18. Mısır Hanedanlığı ___ I. Ahmose 

Tutankhamon ___________ Hiksoslar

Neferneferuaten ________ Ankhesenamen

Smenkhkare _____________ Mitanni

Horemheb  ______________ Amon

Hurriler __________________ Filistin

İbraniler _________________ İsrailoğulları
ETIKETLER: AKHENATON, ASYA, AVARIS, FILISTIN, GOŞEN, HIKSOSLAR,

HINT-AVRUPA, I. AHMOSE, III. AMONHOTEP, KENAN, LEVILILER, MEMPHIS,

SAMI, TEB, YUYA

PAYLAŞ

Yorumlar

Yorumunuzu girin...

Katkıda bulunanlar

SAMET

SENAI SINAN
SUNGUR

Arşivleme

Etiketler

Blogger tarafından desteklenmektedir

You might also like