Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 12

eleştirenlerin değil , değiştirenlerin sesi Kasım 2004 Sayı : 26

A
Avvccıılla
arr L
Liisse
essii d
dee ““Ş
Şiim
mddii O
Okku
ullllu
uOOlld
duu””
Toplum Gönüllüleri’nin Lafarge Türkiye ile 6 okulda başlattığı “Şimdi Okullu Olduk” projesi kapsamında
iyileştirme çalışmaları yapılan okullar açılmaya devam ediyor. Avcılar Lisesi’nde yenileştirme faaliyetleri
tamamlanan Bilgisayar Laboratuarı ve Konferans Salonu’nun açılışı, 7 Kasım Pazar günü gerçekleştirildi.

Şimdi Okullu Olduk projesi kapsamındaki Bandırma Şehit Öğretmen Mustafa Boz İlköğretim Okulu’nun
26 Ekim’de gerçekleştirilen açılışının ardından Avcılar Lisesi’nin açılışı da, çeşitli il ve üniversitelerden
genç Toplum Gönüllüleri’nin katılımıyla tam bir kültürel kaynaşma örneğine sahne oldu. İstanbul
Üniversitesi Toplum Gönüllüleri’nin (İ-TOG) düzenlediği Avcılar TOG Atak’a Bahçeşehir, Balıkesir
(Bandırma), Beykent, Bilgi, Boğaziçi, Cumhuriyet, Galatasaray, İstanbul Ticaret, İTÜ, Kadir Has, Kocaeli,
Koç, Maltepe, Marmara, Mimar Sinan, Ondokuz Mayıs, Sakarya, Samsun, Trakya, Yeditepe ve Yıldız
Teknik Üniversitelerinden 40 Toplum Gönüllüsü gencin yanı sıra 20 yetişkin gönüllü katıldı.
Konferans Salonu’nda İ-TOG tarafından gerçekleştirilen TOG tanıtım sunumunun ardından Toplum
Gönüllüleri, Lafarge Türkiye ve Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle birlikte Bilgisayar Laboratuarının
açılışını yaptılar. Açılış törenlerinin yanı sıra Toplum Gönüllüsü gençler, düzenledikleri çeşitli etkinliklerle
Avcılar Lisesi öğrencileriyle kaynaşma imkanı buldular. Lise öğrencileriyle birlikte okulun çevre
duvarlarını boyayan, basketbol ve voleybol oynayan Toplum Gönüllüleri, okulda hafta sonu
düzenleyecekleri çeşitli kurslar için öğrencilerin kayıtlarını gerçekleştirdiler.
Çok farklı gündem maddelerinin sıralandığı bu son dönemde, “AB’den müzakere tarihi alacak mıyız”,
“Gelinim Olur musun’u izledin mi” diye birbirimize sorarken, öte yandan gençlerin artık birbirlerine
“Gönüllülük yapsak mı?” dediklerine şahit olmaya başladım. Bunları gözlemlediğim yer ise İstanbul
Üniversitesi Avcılar kampüsü. Toplum Gönüllüsü bir avuç gencin bir buçuk yıl önce dikmeye çalıştığı
gönüllülük fidanları filizlenmeye başladı.

Bu yaz başında çalışmalarına başladığımız İ-TOG olarak Şimdi Okullu Olduk projesi altında ilk
sürdürülebilir projemizi yürütüyoruz. Proje kapsamında Avcılar Lisesi’nde 100 kişilik bir konferans
salonu ve 16 bilgisayarlık bir laboratuar kurduk. İkinci aşamasına geldiğimiz projemizde 20 Aralık’ta
Gönüllü Eğitime Destek Projesi’ne başlıyoruz. İnşallah projemizi başarıyla sonlandırdığımızda yine
umutlarımızı, başarımızı, mutluluğumuzu sizlerle paylaşacağız.

Gürkan Turan

1
TOG’un geçen seneden beri yaptığı faaliyetlerini Avcılar TOG Atak bir başlangıçtı benim için. Ancak
dışarıdan izliyor, çok iyi işler yaptıklarına bir bütüne dahil olarak yapabileceklerimin ilk
inanıyordum. Sonra kendi kendime, neden ben de adımı. Her başlangıç gibi heyecan verici ve sancılı.
bir nebze olsun bir katkıda bulunmayayım, diye Beynimde her daim beliren soru işaretleri, ev sahibi
düşündüm. Arkadaşlar vasıtasıyla İ-TOG’la olmanın verdiği o keyifli sorumluluk, bir işin
çalışmalara başladım. Aktif olarak görev aldığım ucundan tutmak için oradan oraya koşturmalarım
Avcılar TOG Atak, katıldığım ilk organizasyondu. ya da ne yapacağımı bilemeden öylece duruşlarım...

Kendileri için bir şeyler yapıldığının farkında olan Açıkçası bütün bunlar ne hissettiğimi farketmeme
o güzelim lise öğrencilerinin gözlerindeki ışıltıyı izin vermedi o esnada. Yani yaptığım, yapabildiğim
görünce duygulanmamak elde değildi. O gün her şey el yordamıyla. Hisler ancak gün sonunda
hayatımda şöyle bir karar aldım: Sürekli itip çıktı ayyuka. Vedalaşırken yüzlerdeki memnuniyete
kakılan ve ilgisiz bırakılan ülkemizin geleceği olan bakılacak olursa, güzel de olmuştu hani. Yepyeni
bu çocuklar için daha fazla şey yapmalıyım. Zaten dostlukların kurulduğu, tüm acemiliklerin
hepimiz iyi bir gelecek için uğraşmıyor muyuz? kendiliğinden doğallığa, samimiyete dönüştüğü
İşte geleceğimiz, işte onlar; el ele verelim, (şımartıyorum biraz kendimizi!!) nice TOG Ataklar
çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkalım. diliyorum herkese!
Rezan Ökten Begüm Kara

Ç
Çaan
naak
kkka
alle
e,, T
TOOG
G’’u
unnK
Kaalle
elle
erriin
ndde
ennO
Ollm
maay
yaaA
Adda
ayy
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Topluluğu (TOGkale), resmi kayıtlara göre
henüz bir aylık geçmişe sahip. Ancak bu kadar kısa zamanda bile boş durmadık ve Kızılay’a kan
bağışında bulunup, bir de Huzurevi ziyareti gerçekleştirdik. Aralık ayı boyunca tüm hafta sonlarında
yapacağımız etkinlikleri de planladık, her etkinliğin zamanının gelmesini bekliyoruz. Buradaki gönüllü
sayımız tam 520’ye ulaştı. Üniversite yönetimimiz topluluğumuza Çanakkale merkezdeki Kültür
Evi’nden bir oda tahsis ediyor. Uzun lafın kısası, TOGkale olarak projelerimizle yakın zamanda
karşınızda olacağız.
Serhat Şanver
İlk Huzurevi ziyaretinden sonra Toplum Gönüllüleri’nin Görüşleri:
Huzurevine yaptığımız moral ziyaretinde bir insan olarak hayatımda hiç yaşamadığım duyguları Toplum
Gönüllüsü olarak yaşadım. Oradaki insanların suratlarındaki ifadeleri gördüğümde ne kadar doğru bir
işin içinde olduğumuzun farkına vardım. Huzurevinde geçirdiğim süre içerisinde anladım ki
büyüklerimizin orada yaşadıkları süreçte hayattan bekledikleri umutlarının yavaş yavaş tükenmesi değil,
bizim gibi gönüllülerin çoğalarak onlara ümit olması… İnsan mutlu olduğu bir ortamdan kolay kolay
ayrılamıyor, bu nedenle şimdi zorunlu olarak huzurevinden ayrılıyor olsak da en kısa sürede tekrar
buradaki insanları görmeye, onların sorunlarına çözüm olmaya geleceğiz…
Hasan Öner

O akşam Huzurevine gittiğimde amacım oradaki insanları mutlu etmek, yüzlerine bir parça da olsa
gülücük katmaktı. İnanıyorum ki oradaki atmosfer bunu başardığımızı gösteriyordu. Onların dertlerini,
kederlerini paylaştık, tıpkı mutluluklarını paylaştığımız gibi. Bu mutluluk paylaştıkça büyüyor, küçük
parçalardan kocaman bir mutluluk toplamı çıkıyor. Şimdi ise ben, o büyük mutluluğun oluşturduğu
küçük parçada bir Toplum Gönüllüsü olarak çok mutluyum…
Eylül Dalkıran

2
B
Biillk
ke ntt Ü
en Ün niiv ve
errssiitte
essii TTooppllu
ummG Göönnü üllllü
ülle
errii G
Grruubbuu,, T
Toopplluummssa all
DDuuyya
arrllııllıık
kPPrroojje elle
erriiy
ylle
eA Annk
kaarra
allıı Ç
Ço occuukklla
arrıı A
Ayyddıın
nlla
attııy
yoorr
BilTOG olarak bu yıl da projelerimize 3 sürdürülebilir ve 1 kısa süreli projeyle devam ediyoruz. Bu arada
Sarı, Mavi ve Yeşil Anahtar eğitimlerini de aldık. Neyse biz projelerimize dönelim:
Üniversite Personeline Destek Projesi:
Üniversite personelinin 6, 7 ve 8.sınıflardaki çocuklarına dersler ve sosyal etkinlikler şeklinde 2003-2004
öğretim yılında başlanan projeye bu yıl da devam ediyoruz. Proje kapsamında 70 öğrenciye ders veriyor,
sosyal etkinliklerle onların kişisel gelişimlerine katkı sağlıyoruz. Bu amaçla şimdiye kadar film gösterimi,
origami ve açık hava etkinliği yaptık. Seramik, tiyatro ve bilgisayar etkinlikleri ise bu dönem yapılması
planlanan diğer etkinlikler. Şu an için sadece çocuklara yönelik; ama velileri de içine alacak bir açılım
üzerinde çalışıyoruz.

Toplum Gönüllüleri Grubu’yla tanışmam 2003- İnançlarımız ve buna paralel hedeflerimiz vardı
2004 eğitim yılında yapılan Fidan Şenliği’yle bizi BilTOG çatısı altında birleştiren… Aslında
oldu. Arkadaşlarımdan hiçbiri müsait hepimiz birbirinden farklı iklimlerin, birbirinden
olmadığından, şenliğe tek başıma gitmiştim; farklı kültürlerin insanlarıydık. Bir yola çıktık hep
ama şenlikten tek başıma döndüm birlikte. Yol uzun, çetrefilli ve eğlenceliydi;
diyemeyeceğim. Çünkü beş çocukla şenlik yolculuksa içimize doğru… Bu yolda attığımız her
sırasında öylesine kaynaştık ki sonunda adımla içimizdeki inanç kaynağına daha bir
yakalamacılık oynarken çok gürültü yaptığımız yaklaşıyorduk ve bu kaynaktaki inanç, ayak
için azar bile işittik! :) Ama inanın buna bastığımız, nefes verdiğimiz ve sesimizi
değmişti. Şenlikten sonra, yurttaki odamı ulaştırdığımız her yere ışık oluyordu.
öğrenip beni ziyarete gelmeleri ve neredeyse
bir sene olmasına rağmen konseyde beni Kocaman bir gruptuk ve ben 2,5 aydır içinde
görünce, “Zehra Abla, biz Fidan Şenliği’nde bulunduğum bu grup sayesinde, hiçbir kan
birlikteydik. Nasılsın?” demeleri tarif edilmez bağımın olmadığı çocukları kardeşim gibi görmeyi
bir mutluluk kaynağı olmuştu benim için. O ve dünya üzerindeki en güzel görevlerden birini
günden sonra hepsi birbirinden tatlı bu paylaşmayı öğrendim, öğreniyorum da birçok
çocuklar için gerçekten bir şeyler yapmak şeyi…
istediğimi anladım ve Tog-Bilkent’in Üniversite
Personeli Destek Projesi’ne katılmaya karar Artık ben de bir Toplum Gönüllüsüyüm, Toplum
verdim. Şimdi gerek gruptaki dostluklar gerekse Gönüllülüğünün tanımını arayan. Belki de bu
çocuklarla aramızda oluşan bağ sayesinde tanım bizim çocukların gözlerinde gizlidir, kim
anlıyorum ki doğru yerdeyim. bilir!

Bal tatlısı kalmanız dileğiyle… Aynen Zehra’nın dediği gibi kalın… :)

Zehra Fırat Gülsüm Kaya

3
Sincan Genç Bakış Projesi:
“Gençlerden Gençlere Proje” parolasıyla 2003-2004 döneminde Şentepe Lisesi’nde gerçekleştirilen proje
bu yıl da Sincan Ahmet Andiçen Ticaret Meslek Lisesi’nde gerçekleştirilecek. Projede lise öğrencilerine
özgüven aşılayan, gönüllülüğü anlatan programlar ve eğitimler uygulanıyor. 10 Aralık cuma günü okulda
sınıf öğretmenlerine bir tanıtım yapılacak.

Sokak Lambası Projesi:


Sokak çocuklarına yönelik projenin temelleri aslında yaz tatilinde atılmıştı. Şu anda ise ICC (International
Children Center) ile temasa geçtik ve hedef kitlemiz olan iki ilköğretim okulunda hem çalışıp hem okuyan
öğrencilere eğitim, kültür, sağlık alanlarında çalışmalar uygulanacak.

Ankara Yerel Koordinasyon Merkezi (YKM) Açılışı:


Ankara’da Yerel Koordinasyon Merkezi’ni bir proje dahilinde açmak için Ankara’daki 6 üniversitedeki
Toplum Gönüllüleri bir araya geldik. 30 gönüllüyle YKM’nin bütün ihtiyaçlarını bu proje dahilinde
karşılamaya çalıştık, zorlandığımız zamanlarda TOG Ofis’in yardımlarıyla bu engelleri de aştık.
YKM’mizi 18 Aralık’ta açıyoruz!!!
Daha fazla bilgi için: http://tog.bilkent.edu.tr
Muharrem Bayraktar

D
Deem
mook
krra
assii v
veeH
Haak
klla
arrıım
mıızz P ojje
Prro essii D
Deev
vaam
mEEd
diiy
yoorr
Demokrasi ve Haklarımız Projesi’nde Eğitim Programı hazırlandı. Eğitim kitapçığında, Kamil Masaracı
tarafından çizilen demokrasi ve haklarımız konulu birçok karikatür de yer alacak. Ayrıntılarına Aralık
sayısında yer vereceğimiz proje kitapçığında yer alan karikatürlerden bazıları:

4
D
Diiy
yaarrb
baak
kıırr T
Toop
pllu
ummG
Göön
nüüllllü
ülle
errii B
Booşş D
Duurrm
muuy
yoorr
Biliyoruz, sizlere uzun süredir Diyarbakır’dan haber yollayamadık. Ama bu boş durduğumuz anlamına
gelmiyor tabii ki. Neler mi yapıyoruz?! İşte cevabı:
Üç sürdürülebilir proje yürütüyoruz. İlki, Pfizer’in desteğiyle sürdürülen Benim Okulum. Proje kapsamında
yaz boyunca Hüseyin Uluğ, Süleyman Nazif ve Vali Cemil Serhatlı İlköğretim Okullarının tüm iç cephe
boyaları, kapı pencere tamiratları, lavaboların yenilenmesi gibi fiziksel ihtiyaçları karşılandı. Ayrıca bu üç
İlköğretim Okulu ile Sağlık Meslek Lisesi’ne bilgisayar ve fen laboratuarı yapıldı. Projenin 2.etabında ise
33 Toplum Gönüllüsü arkadaş, Süleyman Nazif ve Hüseyin Uluğ İlköğretim Okullarında hafta sonları
toplam 720 öğrenci ile velilerine Türkçe, İngilizce, bilgisayar, matematik, Fen Bilgisi, resim, spor, dans ve
drama dersleri vereceğiz. Eğitimler, tüm eğitim yılı boyunca devam edecek.
İkinci projemiz ise, Gönüllü Veli. Maddi imkansızlıklardan dolayı okulu bırakmak zorunda kalan
öğrencilerin gönüllü abla ve ağabeyleri, onları tekrar okula döndürmeyi amaçlıyor. Yerelden ve
İstanbul’dan gönüllü veli olmak isteyen yetişkinler, öğrencilerin okul masraflarını karşılayacak, gönüllü
gençler ise öğrencilerle her hafta sonu tiyatro ve sinema başta olmak üzere kültürel, bilgisayar ve internet
eğitimi gibi eğitsel faaliyetlerde bulunacaklar.
Üçüncü projemiz de, Sağlıklı Dişler. Diş Dostu ve TOG’un işbirliğiyle yürütülecek projenin pilot aşaması
Şehitlik İlköğretim Okulu’nda başlıyor. 8 hafta boyunca Toplum Gönüllüleri, oyunlar eşliğinde öğrencilere
diş ve diş sağlığı üzerine eğitimler verecekler. Eğitim süresince çocuklara diş fırçası, diş macunu, sakız,
boya kalemleri gibi hediyeler verilecek. Eğitimin sonunda ise gönüllü diş hekimleri tarafından diş sağlığı
taraması yapılacak.

Bu arada ilk Yerel Danışma Kurulu toplantımızı yaptık. Toplantı sonunda Danışma Kurulu’nu projeler
üzerinden (aynen Saha İhtiyaç Belirleme’den çıkan gönüllü sistemimiz gibi) kuruyoruz. Ayrıca Danışma
Kurulu portföyü de oluşturduk. Bizden sonra gelecek gönüllüler bu portföyden yararlanarak hangi
yetişkinden hangi desteği alabileceğini bilecek. Bu sistemi herkese öneririz.

1-2-3 Aralık’ta yapacağımız Mini TOG Atak için hazırlıklara devam ediyoruz. Türkiye’nin çeşitli
üniversitelerinden Atak’a katılacak 15 gönüllü arkadaşımızı sürprizler bekliyor :) Ayrıca proje havuzumuz
boş kalmasın diye çeşitli STK’larda deneyimli 8 arkadaşla Proje Oluşturma Ekibi kurduk, bomba gibi
projeler yolda…
Bize ulaşmak için:
Tel : (412) 228 01 76
E-Mail : togdi@yahoo.com
Günlerini boş geçiren, hoplayan-zıplayan bir ‘hip- 24 Ekim 2003’te Silvan TOG Atak hazırlıkları son
hop’çu olarak hayatımı sürdürürken 5 ay önce hızla devam ederken sınıf arkadaşım Seda, bana
teyzemin oğlu vasıtasıyla TOG’la tanıştım. Biz TOG hakkında bilgi verip projeye davet etti. Tarih,
‘hip-hop’çular, hayatta bir takım şeyleri hep 24 Ekim 2003. Silvan’a gitmek üzere yola koyulduk.
eleştiririz ve bunları değiştirmeye çalışırız; ama Birden Hazal belirdi: “Arkadaşlar, lütfen herkes
değiştirmek için ne destek bulabiliyoruz, ne de tanımadığı birinin yanına otursun. Bu sayede
(açık söyleyeyim) buna pek fazla çaba birbirimizle tanışıp kaynaşmış oluruz” dedi. Bu
gösteriyoruz. Ama ben TOG’da şunu gördüm: kıvılcım artık beni, yolumu çevirmek istesem de bir
Değiştirmek… En önemlisi, projeleri kendin şekilde yine aynı noktaya çıkacağım bir yola soktu.
üretip, arkadaşlarınla mükemmel hale getirdikten Artık TOG ve gönüllülük vardı hayatımda. Silvan
sonra yetişkin gönüllülerimiz olan abla ve projesinde son saatleri yaşadığım sıralarda 50
abilerimizin maddi ve manevi desteğini alıp kişilik bir arkadaş grubum olmuştu.
hayata geçiriyoruz. O zaman şunu söylüyorum
kendime: Hem öğrenip hem öğretiyorsam ve bir Artık sadece eleştirmek değil, aksine büyük bir
takım şeyleri değiştiriyorsam, ne mutlu bana, ne azimle onu değiştirmeye çalışmak, giderek büyüyen
mutlu bizlere, ne mutlu TOG’a…. arkadaşlıklar yaratabilme becerisi… TOG ailesine
katılmak için sizce bunlar yeterli değil mi?!
Veysel Eminoğlu
Gökhan Günsel
5
Ç
Çaan
nkka
ayya
aTTo
oppllu
ummG
Göön
nüüllllü
ülle
errii P ojje
Prro elle
erre
eHHıızzllıı B
Baaşşlla
addıı
Toplum Gönüllüleri’yle tanışmamız, iki arkadaşımızın III.Gençlik Konseyi’ne katılımıyla gerçekleşti. Kısa
sürede Toplum Gönüllüsü olmak isteyen 35 aktif gönüllüye ulaştık ve TOG’un vizyon, misyon ve amaçları
doğrultusunda 4 Ekim’de Çankaya Üniversitesi Toplumsal Dayanışma Topluluğu’nu kurduk. Topluma
hizmet etmek için gönüllülerimizin oluşturduğu projeler üzerinde çalışmaya başladık.
Bu toplumdaki çocuklara sevgimizi biraz olsun hissettirebilmek yolunda ilk adımımızı İhsan Yazman
Çocuk Yuvası’nı ziyaret ederek attık ve sonraki grup toplantısında bunu uzun vadeli bir proje haline
getirmeye karar verdik. Bu kapsamda Ankara’daki çocuk yuvalarını araştırmaya başladık.
Bu etkinliğimizin yanı sıra, maddi yetersizliği olan ilköğretim
öğrencilerine sürekli eğitim projesi uygulamaya karar vererek
ilk sürdürülebilir projemiz 100. Yıl ve Çukurambar Haydi
Derse Projesi’nin temellerini attık. 15 Aralık’ta
başlayacağımız proje kapsamında Arjantin ve Milli Egemenlik
İlköğretim Okulları’nda okuyan 93 öğrencinin eğitim
süreçlerine elimizden geldiğince katkıda bulunmaya
çalışacağız. Projede ihtiyaç duyduğumuz yerel kaynağı
bulduk, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gerekli izinlerin
alınması süreci devam ediyor.
Ankara’daki tüm Toplum Gönüllüsü arkadaşlarla birlikte Yerel Koordinasyon Merkezi’nin altyapısını
oluşturmak üzere düzenlenen atölye çalışmasına katıldık. 21 Kasım’da Hilton Oteli’nde düzenlenen hayır
balosu Charity Ball’da diğer Ankaralı Toplum Gönüllüsü arkadaşlarla TOG’u başarıyla temsil ettik.

Henüz çok genç bir topluluk olan Çankaya Üniversitesi Toplumsal Dayanışma Topluluğu her geçen gün
kazandığı ve kazandırdığı bilinçle, içindeki enerji ve potansiyelle çalışmalarına hızla başladı. Her geçen
gün daha çok proje, daha çok etkinlik yapma isteğimiz artıyor ve bunu başarabileceğimizin de farkındayız.
Varız, çünkü eleştirmek değil, değiştirmek istiyoruz!
Çankaya Üniversitesi Toplum Gönüllüleri hakkında ayrıntılı bilgi için:
http://tdt.cankaya.edu.tr
Belgin Gazioğlu & Mehmet Alper Şentürk

Çağdaş Bale Topluluğu, Toplum Gönüllüleri İçin Sahne Aldı


Çağdaş Bale Topluluğu, 29 Kasım’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde Toplum
Gönüllüleri yararına Bale Gösterisi düzenledi. Türkiye’nin ilk özel bale topluluğu
olan ve 33.sanat yılını kutlama başarısı gösteren Çağdaş Bale Topluluğu, Haziran
1972’de Cem Ertekin ve Nildan (Tuğbay) Atsız tarafından kuruldu.
Yoğun ilginin yaşandığı gösteri öncesinde Toplum Gönüllüleri’nin yeni tanıtım
filminin gösterimi yapıldı. Benim Mavi Galaktikam, Genç Adam ve Ölüm, Aria,
Büyüleyen Mandarin ve Akdeniz Öyküleri isimli eserler sergilendi.

6
Eg
E eÜ
ge Ün
niiv
veerrssiitte
essii’’n
ndde
eGGö
önnü
üllllü
üEEğ
ğiittiim
mP essii İİk
ojje
Prro kii K
Koolld
daan
nYYü
ürrü
üyyo
orr
Ege Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Öğrenci Topluluğu olarak iki proje yürütüyoruz: İlki, Gönüllü Eğitim
Projesi (GEP). Projede temel amacımız, İzmir’de sosyokültürel yapısı düşük, ekonomik sıkıntı içerisindeki
ilköğretim okulu öğrencilerinin derslerine yardımcı olmak, onları sosyal aktivitelere yönlendirmek, onlara
örnek birer abi-abla modeli oluşturmak ve öğrenci ailelerine yönelik eğitici paneller organize etmek.
İkinci yılına girdiğimiz GEP çerçevesinde çalışmalarımıza GEP-1
(Konak Vasfi Çınar İlköğretim Okulu) ve GEP-2 (Esentepe ilköğretim
Okulu) olarak iki ayrı koldan devam ediyoruz. 45 gönüllünün
katılımıyla gerçekleştirdiğimiz proje, hafta sonları 4 saat Türkçe,
İngilizce, sosyal bilgiler, matematik ve fen bilgisi gibi temel derslerin
yanı sıra eşli danslar, tiyatro, satranç gibi sosyal aktiviteler üzerinden
işliyor.
Ailelere yönelik olarak gerçekleştirmeyi planladığımız paneller için de
Ege Üniversitesi akademik kadrosundan gönüllüleri okullara götürüp Toplum Gönüllüsü arkadaşlarla
projeye katılarak yerinde hizmet vermek istiyoruz.
İkinci projemiz ise, görme engelli üniversiteli arkadaşlarımızın
eğitimlerine yardımcı olabilmek amacıyla hazırladığımız Kütüphane
Projesi. Toplum Gönüllüsü gençlerin önceden belirlediği saatlerde
görme engelli arkadaşların talep ettikleri kitapları okuyarak onların
seslerinin kaydedilmesiyle sürdürülecek proje sayesinde aynı sıraları
paylaştığımız görme engelli arkadaşlarımızın kütüphaneden
faydalanabilmelerini amaçlıyoruz.
Emin Görgün

TOG’un ilk toplantısına katıldığım gün çok Üniversiteyi kazandığım zaman yaptığım planların
heyecanlanmıştım. Toplumda ters giden olayları arasında yardıma muhtaç çocuklara yardım etmek
değiştirme çabası içerisinde bulunan kişilerle de vardı. Geçen senenin sonlarında bunu nasıl
birarada bulunduğum için kendimi çok şanslı yapacağımı düşünmeye başladım. Birçok kuruluş
hissetmiştim, hala da öyle hissediyorum. En çok vardı. Hepsini çok detaylı şekilde araştırdım. TOG,
GEP’te başarılı olabileceğimi düşünerek bu projeye diğerlerinden farklıydı; çünkü her şeyi öğrenciler
dahil oldum.. organize ediyordu. En önemlisi de, bana söz hakkı
veriliyordu. Bu nedenlerden dolayı TOG-Ege GEP’e
Projemizin hazırlık aşamaları çok keyifli geçti. Her katılmaya karar verdim.
toplantımızda yeni arkadaşlarımız katılıyordu ve bir
okulla başlamayı düşündüğümüz projemize iki okul Ders vereceğimiz okul, genellikle yoksul ailelerin
dahil ettik. Gerçekten değişikliğe, yeniliğe ihtiyaç bulunduğu varoş bir mahalledeydi. Amacımız, o
duyan okullarla beraberdik artık. çocuklara yalnızca ders vermek değil, onları daha
sosyal hale getirmek, kendilerine güvenmelerini
Ve nihayet proje…. Cumartesi akşamı, ertesi gün sağlamak ve onları bir şeyleri başarabileceklerine
yapacaklarımı düşünmekten uyuyamamıştım. Sabah inandırmaktı.
kalkıp arkadaşlarımla buluştuğum anda “Evet oldu,
başlıyoruz” dedim. Okul yoluna koyulduk, ama yol Artık sıra derslere gelmişti. Ders vereceğim için
bir türlü bitmek bilmiyordu. Okulun kapısında inanılmaz heyecanlıydım. Sınıfa ilk girdiğimde
bekleyen çocukları görünce tüylerim diken diken heyecanım ikiye katlandı. Ama çocuklarla tanışıp
oldu. O an gerçekten de doğru yerde bulunduğumu sohbet ettikten sonra o büyük heyecan, yerini büyük
hissettim. İlk ders, ilk gün hem benim hem de bir mutluluğa bıraktı. Çocuklar çok sıcak ve
çocuklar için çok heyecanlıydı. Gözlerindeki ışıltı, ilgiliydiler. Bizi çok iyi karşıladılar ve sevdiler.
eğitime ve değişikliğe açık beyinleri, davranışları, Orada geçirdiğim zaman tek kelimeyle mükemmeldi.
kısacası her şeyleriyle o çocuklar beni çok
etkilemişti. Daha birçok güzel projede beraberce el Toplum adına bir şeyler yapabildiğim, hedefimi
ele değişmeye, değiştirmeye… gerçekleştirebildiğim, o çocukları tanıdığım ve de
TOG’lu olduğum için çok mutluyum!
Pınar Kurt
Seyfi Yiğit
7
T
Toop
pllu
ummG
Göön
nüüllllü
ülle
errii,, A
Avvrru
uppa
aGGö
önnü
üllllü
üHHiizzm
meettii’’n
ndde
edde
eYYe
erriin
nii A
Allııy
yoorr
Avrupa Komisyonu, AB üyesi ülkeler, aday ülkeler ve bazı program ülkelerindeki gençlerin eğitim, bilgi
ve kültürlerarası diyalog konularında deneyim kazanmasını ve yeni açılımlar yaratmasını sağlamak
amacıyla Gençlik (Youth) programlarını kurdu. Gençlik programları 5 eylemden (Action) oluşuyor. Eylem-
1 “Avrupa İçin Gençlik”, Eylem-2 “Avrupa Gönüllü Hizmeti”, Eylem-3 “Gençlik Girişimleri”, Eylem-4
“Ortak Eylemler”, Eylem-5 “Destek Faaliyetleri” ve EUROMED.
Bu adımlardan benim için en önemlisi Eylem-2 Avrupa Gönüllü Hizmeti (AGH – European Voluntary
Service). AGH hakkında daha geniş bilgiye Ulusal Ajans’ın sitesinden ulaşabilirsiniz. (www.ua.gov.tr)

23-28 Kasım tarihlerinde İletişim Sorumlumuz Altan Kolbay ile İtalya’nın Crodo şehrinde AGH başlıklı
bir İrtibat Kurma Semineri’ne katıldık. 4 gün süren seminerde katılımcı olarak 3 Avrupa Birliği (İtalya,
Fransa, Finlandiya) üyesi ülke ve 3 Akdeniz ülkesi (Türkiye, Mısır, Fas) vardı. Bunların bir kısmı ev
sahibi kuruluş, bir kısmı da gönderen kuruluş olarak seminere katılmışlardı. Altan, TOG Ofis’i temsilen,
ben de gönüllü olarak toplantıya katıldım. Seminerin amacı, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden katılımcı
olarak gelen kuruluşlar ile Akdeniz ülkelerinden gelen kuruluşların ve gönüllülerin eşleşmelerine imkan
sağlamak. Semineri düzenleyen İtalyan kuruluştan iki tane eğitmen, seminerin moderatörüydüler; ama 2.
ve 3. gün katılımcılardan bazıları da bazı oturumlarda moderatörlük yaptı. Bu bir riskti, ama moderatörlük
yapan insanlar genelde bu işi daha önce yaptıkları bilinen kişilerdi.

İlk önce AGH hakkında detaylı bilgiler aldık. Daha sonra herkes kendi kuruluşunu ve faaliyetlerini tanıttı.
Gönderen kuruluş olarak katılanlar sunumlarında ayrıca gönüllülerini tanıttılar. Gönüllü olarak bizler neler
yapmaktan hoşlanırız, eğitimlerimiz ne, gönüllülük geçmişlerimiz ne, nerede AGH yapmak istiyoruz gibi
soruların cevaplarını verdik. Böylece Ev Sahibi kuruluşlar da gönüllüleri tanıma imkanı bulmuş oldular.
Küçük gruplarda çalışmalar yaptık. Sonra ortak olmak istediğimiz kuruluşu seçtik ve gönüllünün o ülkeye
gittiğinde hangi projede yer alacağını konuştuk. Sonra da Avrupa Komisyonu’na sunulabilecek hale
getirebilmek için, en azından başlıkları birlikte belirleyebilmek önemliydi, proje yazımına başladık. Proje
yazımlarının tamamlanmasının ardından tüm gruplar birbirlerinin projelerini okudu ve eleştirilerde
bulundu. Son halini verdiğimiz projelerimiz elimizde, büyük umutlarımızla ülkelerimize döndük. Şimdi
yapılacak olan en önemli şey, ortak olduğumuz kurumla ilişkimizi kesmemek ve başvuru tarihi geldiğinde
başvuruyu yapmak. Sonrası kabul edilip edilmemesine göre değişebilecek bir süreç.
Bu dört günde inanılmaz arkadaşlıklar kazandım. Umarım kurduğumuz ilişkiler sürer ve en önemlisi
umarım projemiz kabul edilir. O zaman size Finlandiya’dan yazarım :) Sevgiler…
Mehru Öztürk

8
““S
Saam
mssu
unn’’d
daaB
Biirr K
Kööy
yVVa
arr U
Uzza
akktta
a””
Umut yolumuzun Şimdi Okullu Olduk Projesi durağındayız. Ondokuz Mayıs ilçesi Tepeköy'ünde tüm yaz
sürdü iyileştirme çalışmalarımız. Aydınlansın istedik çocuklarımızın dünyası; tüm elektrik tesisatını
değiştirdik, okulu boyadık, gelişen dünyaya ayak uydurabilsinler diye bilgisayar laboratuarı oluşturduk.
Mutluluğumuzu paylaşmak için 10'u çevre illerden toplam 97 genç Toplum Gönüllüsü arkadaşımız, köy
halkı ve yetişkin gönüllülerle beraber açılışımızı yapmaya karar verdik. Açılış öncesinde 12 arkadaşımızla
hazırlık yapmaya köyümüze gittik. Akşam ayazında nöbetleşe süpürdük okul bahçesini ve nöbetleşe
paylaştık sobanın sıcaklığını.
Açılış günü 28 Kasım’da buluştu gönüllerimiz! Veee başladı çalışmalarımız... Bahçe düzenleme ekibimiz,
çiçeklik alan oluşturma çalışmalarını kazma kürekle yaptı. Çöp toplama ekibimiz, okul çevresinde temizlik
yaptı. Resim ekibimiz, tüm TOG hatırası resimler yaptı okul duvarlarına. Kütüphane ekibimiz, kitapları
özenle yerleştirdi kitaplıklara. Oyun ekibimiz, çocuklarla beraber palet yarışı yaptı, halat çekti. İşlerimizi
tamamladığımızda köy halkıyla beraber halay çektik, davul zurna eşliğinde, omuz omuza. Ve hepimizin
yüreğinde eski Türk filmlerinden kalma bir şarkı yankılandı aynı anda: Orda bir köy var uzakta / O köy,
bizim köyümüzdür…
Peki yapılanların hepsi bu kadarla mı kalmalı? Tabii ki kalmayacak. Bundan sonra her hafta sonu gönüllü
arkadaşlarımız eğitime destek, bilgisayar, sağlık, ziraat, psikolojik danışmanlık, okuma-yazma,
halkoyunları, tiyatro programları ve daha fazlası için hizmet verecek. Ve nihayet bizler Samsun Mini TOG
Atak’la “ŞİMDİ OKULLU OLDUK!”
Fatma Yüce & Semine Şahin
Emek, zaman ve paylaşım! Topluma gönül veren Merhaba cesurlar! Sakın ha cesaret deyince, yüksek
tüm insanların karşılıksız sundukları şeyler bunlar bir yerden ayağına ip bağlı bir şekilde kendini
hayata. Her zaman anlamlı, her zaman değerli bu aşağıya bırakmak gelmesin aklınıza. Cesaret,
karşılıksız verişler, bu defa bir o kadar daha aslında birinin sevgisini, gülücüğünü kazanmaktır.
anlamlı, önemli bizler için!... Mağdur durumda olan, okuyamayan ya da
kilometrelerce yolu okula gidebilmek için sabırlı bir
28 Kasım sabahı 6 aylık emeği, harabe bir yapının şekilde yürüyerek tüketen minik ayaklar. Sizce
sevgiyle nasıl sevimli ve insana yakışır bir hal utanması gereken onlar mı? Sizce bu bir engel mi?
alabildiğini görmek için gittik Tepeköy'e. Klasik Engel olarak görsek bile o engelin üzerine çıkacak
deyimiyle Anadolu insanının sıcaklığıyla ve yükseltecek yeni engelleri yıkmak bizim
karşılandık yine. İnanılmaz şirin bir okul, gülen görevimizdir. Siz bir insanı sevindirmek ne demek
çocuk gözleri, mutlu bir köy, karşılıksız vermenin hiç bilir misiniz? Nasıl bir duygudur bu? Sevgiden
kutsallığını tatmış huzur dolu gönüller ve fazlası... yoksun insanlara şu kocaman yüreğimizden bir
Zordu belki ama değmiş arkadaşlar! Tuvaline parça sunduğumuzdaki güzel duygu... Nasıl tarif
ustalıkla dokunan bir ressam gibi sevgi harmanlı edeyim size? Hani bütün streslerden kurtulup
resimler yaptık okulumuzun duvarlarına. Bir çimlerin üzerine uzandığında gökyüzüne bakıp o
ışıktır hayat, paylaştıkça anlam kazanır. Artık yeşil kokuyu içine çektiğinde duyduğun haz var ya;
Tepeköylü her çocuk birer ışık! HAYATA!... işte o an bu andır! Hadi sıvayın kolları; herkes için
yanımızda yer var...
Atakan Ahmet Yıldırım
Alaattin Bahar

Herkese selam! Geçtiğimiz hafta sonu Samsun TOG Atak’taydım. Gerçekten her şey o kadar güzeldi ki,
hala bu güzelliğin etkisi altındayım diyebilirim. İl dışından gelen arkadaşları Samsun ekibi o kadar güzel
ağırladı ki hiçbirimizin dönesi gelmedi :) İyileştirilen köy okulu ise bir başka güzeldi. Yapılanların bir kez
daha ne kadar gerekli olduğuna ve yerini bulduğuna tanık olduk. O miniklerin gözlerindeki ışıltıyı, bizlere
olan ilgilerini ve o her şeye bedel olan gülücükleri görmenizi isterdim!
Samsun ekibi bir kez daha bu duyarlılığınız için sizleri tebrik ediyorum. En kısa zamanda görüşmek üzere;
herkese kucak dolusu sevgiler!!!
Banu - İstanbul

9
N
Naassııll B Eğ
Biirr E ğiittiim
mBBuuB Bööy
ylle
e ((????)) y
yaad
daaA
Akkrra
an Eğ
nE ğiittiim
miin
nii
A
Annlla
ammaakk…… ((1 1))
“Toplum Gönüllüleri’nin eğitimleri oyunlu mu?” Ne çok karşılaşıyoruz bu soruyla…
Sahada da benzeri konuşmalar oluyormuş (ben hep gönüllülerin yalancısıyım). “Aaa!
Eğitimler pek keyifli, sürekli oyunlar var” ya da “Çocuk muyuz yahu böyle hopbidi zibbidi.
Anlatacaklarsa anlatsınlar” ya da “Oyun oynadık tamam da ne öğrendik ki şimdi?”
Bir de eğitmenler konusu var şüphesiz. “Eskiden TOG Ofis’ten eğitmen geliyordu. Şimdi diğer şehirlerden
gönüllüler geliyor eğitimlere; eğitmen eğitimi almışlar” ya da “Ee, tabii tek başına nasıl yetişsin tüm
sahaya, eğitmen eğitimi yaptı o yüzden…” (burada bahsi geçen benim) ya da “O da gönüllü, ben de
gönüllüyüm, kim kime ne öğretmeye kalkıyor?!”
Yukarıdaki iki paragrafla çok olumlu bir tablo çizmediğimin farkındayım. Gerçek tablonun büyük bölümü
çok olumlu. Bu güne dek 90’ın üstünde anahtar eğitimi, toplam 54 gönüllünün katılımıyla 3 eğitmen
eğitimi ve değerlendirme formlarının analizi sonucu yüksek bir başarı. Ama bu yazının amacı Toplum
Gönüllüleri’nin eğitimlerini övmek değil, akran eğitimini ve formal olmayan öğrenme metodolojisini
anlatmak. Toplum Gönüllüleri’nin eğitim metodolojisine yakından bakmak.
Nasıl Bir Eğitim Bu Böyle?..
Eğitim ve öğrenme üzerine pek çok teori, bir o kadar çok araştırma var. Öğrenmeden bahsettiğimizde
yaygın olarak kabul gören modellerden biri, üç farklı öğrenme metodolojisi sunuyor bize. Formal
öğrenme, formal olmayan öğrenme ve informal öğrenme. (Eğitim modeli de formal eğitim -bir diğer
adıyla örgün eğitim-, formal olmayan eğitim -yine bir diğer adıyla yaygın eğitim- ve son olarak informal
eğitim -yaşam boyu eğitim- olarak bu ayrımı yapıyor.)
Formal öğrenme yaygın olarak okullarda gerçekleşen bir eğitim. Belli bir müfredat, öğretmen ve öğrenci
var. Bilen ve öğrenmesi gereken... Formal eğitimin sonunda diploma var. Formal olmayan eğitimde ise
müfredat yerini değişime daha açık bir programa, öğretmen eğitmene, öğrenciler ise katılımcılara
bırakıyor. Diploma da katılım sertifikasına dönüşüyor. Okul eğitimi belli seviyeye kadar zorunluyken,
formal olmayan eğitimin ilk şartı katılımcıların gönüllü olarak eğitimlere katılmalarıdır. GÖNÜLLÜ
OLARAK.. Katılımcılar üzerinde yasal hiçbir yaptırım yoktur. Informal öğrenme ise diplomasız,
sertifikasız her gün, her an yaşadığımız öğrenmedir. Dışarıda kar yağarken kısa pantolonlarla ve
ayakkabısız dışarı çıkarsanız, bu şartlarda üşündüğünü, devamında hasta olunabilindiğini ve nane-limonun
iyi gelebileceğini zamanla öğrenirsiniz. İşte bu informal öğrenmedir. Müfredat ve program olmadığı gibi
bu öğrenme için kimse size diploma ya da katılım sertifikası da sunmaz. (Ne çok diplomamız olurdu oysa
ki? Ayakkabı bağlamayı, televizyon istemeyi, üşümeyi, ısınmayı, kızdırmayı, sevdirmeyi ve
sinirlendirmeyi bildiğimiz için..)
Toplum Gönüllüleri’nin eğitim metodolojisi formal olmayan eğitimi temel alıyor. Katılımın ve
öğrenmenin tamamen gönüllü olduğu, yöntemlerin kesin doğrular sunmak yerine tüm katılımcıların kendi
sonuçlarını çıkarmalarına yardım eden eğitim metodolojisi. Birçok kez “oyun” diye isimlendirdiğimiz
yöntemler, katılımcıların oturup dinlemek yerine eğitimde aktif olarak yer almalarını (e adı üstünde,
katılımcı) sağlamaya yönelik. Formal olmayan eğitimde, eğitimin başarısı eğitmenin yetileri kadar
katılımcıların katkılarına da bağlı… Önemli olan sonuç kadar süreç de…
İşte tam da bu metodoloji nedeniyle, Toplum Gönüllüleri’nin temel eğitimlerinde (Anahtar Eğitimleri)
keskin doğrular yoktur. Katılımcıların kendi görüşlerini sunmaları ve savunmalarına yönelik ortamlar
sağlanır. Eğitim, değişim demektir. Dolayısıyla sunulmaya çalışılan ikinci ortam da katılımcıların
birbirlerinin fikirlerinden ve eğitmenin önerilerinden etkilenerek kendileri için doğru olan sonuçlara doğru
değişmelerini sağlamaktır. Bu uzun ve dolaylı süreç sadece bilgi edinimini değil, tutum değişikliğini
hedefler. Her katılımcı için ayrı ayrı… Farklı noktalarda başladığımız eğitimi nasıl aynı noktada
bitirebiliriz ki? Farklılıklarımız bu kadar gerçek ve bu kadar değerliyken…
Gülesin Nemutlu (Toplum Gönüllüleri Vakfı Eğitim Koordinatörü)
Yorumlarınız için: gulesin.nemutlu@tog.org.tr

10
V
Vaan
nGGE
EMM İİççiin
nÇ allıışşa
Ça ann ““D Diişş DDo
ossttu
u””
T
Toop
plluummGGö ön nüüllllü
ülle
errii . . . ib ra h im b e t il
Van Gençlik Hizmet Merkezi (GEM) çalışmaları Ekim’de
başladı. Tabii ilk işimiz, GEM için gelen malzemeleri
TIR’lardan gönüllü gönüllü indirmek oldu. Biraz
yorulduk, ama eh kötü de olmadı hani :)
F
Fıırrssa
attlla
arr v
veeS
Soorru
ummllu
ullu
ukklla
arr
Derken çalışmalar başladı. Ne yapalım, nasıl yapalım
derken kendimizi çok yoğun bir temponun içinde bulduk. Sivil Toplum çalışmalarının dünyada ve
İki günde bir toplantılar (tabii bir toplantıyı kaçıran, ülkemizde giderek güçlendiği, saygın
diğerlerinin zamanını kestiremeyebiliyordu) ve nihayet STK’ların özellikle kamu yönetimi
22-23 Ekim tarihlerinde bir toplantı ile biraz tarafından önemsenmeye başlaması
dinlenebildik. Çünkü Yönetim Kurulu’ndan Orhan Bey, 21.yüzyılın başlangıcı itibariyle
TOG Ofis’ten de Sevil Hanım, Yörük ve Serra sevindiricidir. STK’ların toplumun aydınlık
yorgunluğumuza su serptiler ve bizim biraz daha rahat geleceğinde daha etkili olabilmesi, bugüne
olmamızı sağladılar. Ofis ve Yönetim Kurulu bu konuda kadar eleştirilenlerin değiştirilebilmesini
bizi yalnız bırakmıyor, her an Van’da olabiliyorlar. 4-5 sağlayabilmeleri için şimdi her zamankinden
Kasım’da da İbrahim Bey, Danyal Bey, Sevil Hanım ve daha dikkatli ve özenli olmak gibi bir
Ayşe, GEM ve Yerel Danışma Kurulu hazırlıkları için sorumlulukları vardır.
Van’daydılar.
Böyle bir sorumluluğun altından
kalkabilmek, iki ayrı ciddi kaynağı harekete
geçirmekle yakından ilgilidir. Birincisi,
maddi kaynaktır. Para olmadan özellikle
eğitim alanında yapılması hedeflenenleri
gerçekleştirmek olası değildir. Her kim ki
“Bu iş parasız da yapılır, kaynak önemli
değildir” gibi düşüncelere dalarsa
yanılmaktadır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin
kendi çocuklarının eğitimine ayırdıkları pay,
GEM çalışmaları hafifledi derken; tabii gönüllü bu, boş bizim kendi çocuklarımıza ayırdığımızın 10
durur mu?! Diş Dostu ile iletişime geçtik ve Van’da diş kat fazlasıyken, eğitime para ayırmadan
sağlığı konusunda okullarda eğitime başlamaya karar gelişmeyi beklemek boşa kürek çekmektir.
verildi. Hedef, bu dönem 441 öğrenciye 15 gönüllü Maddi kaynak, Sivil Toplumun uğraştığı
tarafından eğitim verilmesi. Bu hedef doğrultusunda Milli diğer alanlarda da önemlidir. Bu kaynağı
Eğitim’den de gerekli izinler alındı ve 3 Kasım 2004 sağlamak büyük sponsorların, büyük
itibariyle İrfan Baştuğ İlköğretim Okulu’nda Diş Dostu kurumların, yasak savarcasına değil, anlamlı
ortaklığıyla Diş Sağlığı Projesi’ne başlandı. 8 hafta ve sürekli desteğiyle; bireylerin de küçük
sürecek proje kapsamında çocuklara diş fırçası, diş ama sürekli katkılarıyla mümkündür.
macunu, diş koruyucu sakızlar veriliyor, eğitmen kitabı ve
çocuklar için öğrenci kitabı ile dersler işleniyor. İkinci büyük kaynak, insan ve gönüllü
kaynağıdır. STK çalışmalarını geniş bir
Projede yer alan 4 diş doktoru da porselen dişler üzerinde profesyonel kadroyla yapmak ve “sivil bir
diş fırçalama tekniklerini gösterip, verdiğimiz karnelerle merkezi otorite” haline gelmek yerine,
gönüllü olarak bir kereliğine çocukların diş kontrolünü tasarımdan uygulanmasına projelerde
yapıyorlar. gönüllülere etkili ve sorumlu katılım
Eğitimler, gönüllülerin eğitici kitaptaki uygulamaları olanakları sağlayarak insan kaynağı ve
yaptırması ve çocukların diş konusunda eksik yerlerini gönüllü tabanını artırarak, genişleterek
tamamlamasıyla sürüyor. Tabii gönüllü arkadaşlar yürütmek önemlidir.
kendilerinden de bir çok şey katıyorlar. Diğer yandan STK’ların en ciddi sınavı ise:
Ayrıntılı bilgi için: Gerek maddi kaynak sağlayıcılara gerekse
www.disleryolunda.org gönüllülere karşı sergileyecekleri şeffaf
duruş ve hesap verebilmedir.
Hüdazan Yaşin
11
Kasım Basında TOG
01 Kasım Cosmopolitan “Davetten Davete”
04 Kasım Bizim Anadolu “Toplum Gönüllüsü Gençlerin Onardığı Okul Eğitime Açıldı”
05 Kasım Diva Life “Dik Duruş’un Geliri Eğitime Hayat Olacak”
06 Kasım NTV – Hayatın Ritmi “Bandırma TOG Atak”
06 Kasım Halka ve Olaylara Tercüman “Pfizer’e Anlamlı Ödül”
07 Kasım Birgün - Pazar “Şimdi Okullu Oldular”
09 Kasım Vatan – Vatan 34 “Avcılar Lisesi’ne Eğitim Desteği”
11 Kasım NTV – Günlük Hayat “Bandırma TOG Atak”
12 Kasım CNN Türk – A’dan Z’ye AB “Işın Gürel’in hazırladığı programa İbrahim Betil konuk oldu”
19 Kasım Milliyet Miço “Ünlülerin Sesinden Çocuk Hikayeleri”
20 Kasım Referans - Ek “İlk Özel Bale Grubu TOG İçin Sahnede - Necla Dalan”
25 Kasım Radikal “Gösterinin Geliri Üniversitelilere”
26 Kasım TV8 – TV8’de Bu Sabah “Çağdaş Bale Topluluğu Gösterisi konulu haber; Gen.Md.Sevil
Seventürk ve genç gönüllüler M.Çamır ve E.Kepenek konuk oldu"
30 Kasım SKY Türk – Kültür Sanat Gündemi “Çağdaş Bale Topluluğu Gösterisi”
30 Kasım Önce Vatan “Eğitime Yüzde Yüz Destek”

Deniz Burs Fonu’na katkılarından dolayı Ayşegül - Nuri Doğan KARADENİZ, İbrahim BETİL ve Mehmet
BETİL’e; TOG burs fonlarına katkılarından dolayı Edip Gökhan GÜLDAL, Hayri Devrim CÖBEK, SOM
Gümrük Müşavirlik ve Ümit Değer ONUR’a; ayrıca Toplum Gönüllüleri’ne değerli bağışlarından dolayı
Bahar AYBAR, Cin KAPANCI, Gülay KIROĞLU, Güzin UTKAN, Korhan SEZER, Mehmet Murat
GAZİOĞLU, Ömer KURT, Perihan ÇALIK ve REMAKS – TEK Grubu’na teşekkür ederiz.

Dergimizin hazırlanmasında bize verdiği destekten dolayı NECDET OZALİT’e, kağıt sponsorumuz SİMGE
KAĞITÇILIK’a ve ofisimizin temizlik sponsoru NWG’ye teşekkür ederiz.
TTO
OGG İİyyii K
Kaallpplleerr D
Düükkkkaannıı,, bbaağğıışş vvee zziiyyaarreettlleerriinniizzii bbeekklliiyyoorr!! Bu ay TOG İyi Kalpler Dükkanı’na bağışta bulunan
Ayşen Üzmez, Ayten Yuvarlakkaya, Can Sandıkçı, Canan Koray, Canan Pak, Ceyda Öner, Enis Bahar, Ganimet
Sünter, Gülden Eruzun, İbrahim Betil, Müge Titiz, Nedret Öcalan, Nevle Sönmez, Özel Alev Okulları, Sedef Betil
ve Suzan Bayazıt’a çok teşekkür ederiz.

TOG Banka Bilgileri :


Garanti Bankası Kavacık Şubesi 6692784 TRL 9096819 USD
Vakıflar Bankası Finansmarket Taksim Şubesi 2036838 TRL 4036839 USD

Burhaniye Mahallesi Atilla Sokak No:16 Beylerbeyi , Altunizade – İstanbul


tel: +90 216 321 89 88-89 faks: +90 216 422 64 19 info@tog.org.tr

You might also like