Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 40

1.

GİRİŞ

Enerji gereksinimimizi daha çok fosil yakıt ve tükenebilir kaynaklardan


karşıladığımız günümüz şartlarında enerji kaynaklarının tükenmesi gibi bir problem ile
karşı karşıyayız. Bu problemin farkında olan gelişmiş ülkeler şimdiden bu problemin
çözümü için devlet desteği çerçevesinde doğal kaynaklara mümkün olduğunca az zarar
veren ve tükenmeyen enerji alternatiflerinin geliştirilmesi ve uygulamasına
yönelmişlerdir. Bir devlet politikası olarak benimsenen bu yapılanma gelişmiş ülkelerde
özendirilmekte ve devlet tarafından desteklenmektedir. Günümüzde tükenebilir enerji
kaynaklarının ( kömür, doğal gaz, petrol vb. ) yüksek maliyetlerinden dolayı alternatif
enerji kaynaklarına yönelmemiz gerektiği de bir diğer gerçektir. [1]
Jeotermal enerji, dalga enerjisi, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, ısı pompaları gibi
yenilenebilir enerji kaynakları popüler konular olarak gündemde yer almaktadır.
Yenilenebilir enerji kaynakları çevre şartlarıyla sıkı bir ilişki içerisindedir. Dolayısıyla
ülkelerin kendi çevre şartlarına göre bunlardan bir veya birkaçının kullanımını
desteklemesi çağdaş enerji politikaları kapsamında yer tutar. Bunların arasında güneş
enerjisi sistemleri ve ısı pompaları enerji ekonomisi ve ekolojik dengenin bozulmadan
korunabilmesi amacıyla ülkemizde mevcut potansiyelleri de göz önünde bulundurularak
cazip hale gelmektedir[3]. Avrupa ve ABD de güneş enerjisi sistemleri ve ısı pompaları
yaygın bir şekilde uygulanmakta ve bu çalışmalar devlet teşviki ile birlikte
yürütülmektedir.ABD de her yıl 50,000 üzerinde toprak kaynaklı ısı pompası(TKIP-
GSHP) satılmaktadır ve toplamda 1,000,000 üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizdeki çalışmalar ise dünyadaki uygulamalarla karşılaştırıldığında oldukça düşük
bir seviyede bulunmaktadır[8].
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın gerektirdiği enerjiyi herhangi bir darboğaza
düşmeden, en ekonomik maliyetlerle ve çevreyi koruyarak karşılamak gerekmektedir.
Nitekim yedinci beş yıllık kalkınma planında bu husus, "Enerji sektöründe temel amaç,
artan nüfusun ve gelişen ekonominin enerji ihtiyaçlarının sürekli ve kesintisiz bir
şekilde ve mümkün olan en düşük maliyetlerle karşılanabilmesi olarak ortaya
konmuştur.
"Sektörde azalan doğal kaynaklar, artış göstermesi beklenen maliyetler ve
büyüyen talep göz önüne alınarak, uzun dönemde güvenilir ve düşük maliyetli bir enerji
arz sisteminin kurulması esastır. Bu doğrultuda yurt içi enerji kaynaklarının
geliştirilmesi ve tüketimindeki payı zamanla artacak, ithal kaynakların temini için

1
gerekli projeler başlatılacak, ürün bazında ve kaynak ülke bazında çeşitlendirmeye
gidilecektir" ve " Yurtiçi enerji kaynaklarının miktar ve kalite olarak yetersiz ve yüksek
maliyetli olması, ithal enerji kaynaklan için gerekli döviz ihtiyacı, asın enerji
kullanımının çevre sorunu yaratması gibi nedenlerden dolayı, sanayide ve toplumsal
yasamın her kesiminde enerji yoğunluk değerlerinin aşağıya çekilmesi,verimliliğin
artırılması ve tasarruf programlarının hayata geçirilmesi sağlanacaktır" şeklinde ifade
edilmiştir[3].
Öte yandan, enerjinin üretimi, çevrimi, iletimi ve tüketiminden kaynaklanan
çevresel sorunlar ve çevrenin korunması konusu dünya ülkelerinin enerji politikaları ve
programlan içinde giderek daha ağırlıklı biçimde dikkate alınmaya başlanmıştır.Buna
paralel olarak, Türkiye'nin hızla büyüyen enerji ihtiyacının ucuz olarak karşılanmasının
yanı sıra çevre kirliliğinin de kontrol altına alınması gittikçe daha fazla önem
kazanmaktadır.
Enerji politikalarının esas amacı, sosyo-ekonomik gelişmeyi kuvvetlendirirken
aynı zamanda çevreyi korumak ve iyileştirmek olduğundan, dünya ülkeleri enerji
politikaları ve programlan içinde giderek daha ağırlıklı bir şekilde göz önüne alınmaya
başlanan çevre konusunda ülkemiz diğer ülkelerdekine paralel bir görüşle yaklaşmakta,
çevrenin korunarak iyileştirilmesi gerekliliğine inanmakta, çevre kirliliğini ve sera gazı
emisyonlarını azaltıcı çeşitli faaliyetlerde bulunmakta ve önlemler almaktadır.
Çevreye olan zararlı etkileri konvansiyonel sistemlere göre daha az olan ısı
pompalı sistemlerin özellikleri, toprak kaynaklı ısı pompası sisteminin dizayn aşamaları
ve meteorolojik değişimlerin, ısı pompası termodinamik özelliklerini nasıl etkilediğinin
incelenmesi bu tez çalışmasının konusunu oluşturmaktadır[3].

1.2. Isı Pompasının Teknik Gelişimi

Soğutma makinesi ile aynı termodinamik çevrime göre çalışan ısı pompasının ilk
prensibi, 1824 yılında Carnot tarafından tanıtılmıştır. Uygulamaya geçirilmesi, 1850’de
Lord Kelvin’in soğutma cihazlarının ısıtma amacıyla kullanılmasını önermesi ile
gerçekleştirilmiştir.Lord Kelvin’in havayı is gören akışkan olarak kullandığı bu
sistemde dış ortam havası bir silindire çekilir ve burada genişletilerek hem sıcaklığın
hem de basıncın düşürülmesi sağlanır. Daha sonra hava, dış ortama yerleştirilen bir ısı
değiştiricisine gönderilerek genleştirilir, soğuyan havanın dış ortamdan ısı çekmesi
sağlanır. Isınan hava tekrar normal atmosferik hava basıncına sıkıştırılarak odaya

2
verilir. Ancak sıkıştırıldığı için sıcaklığı normal atmosfer sıcaklığından daha yüksektir.
Lord Kelvin “ısı yükselticisi” adını verdiği cihazın doğrudan yanmaya verilen enerjinin
%3’ü ile ısı ürettiğini belirtmiştir. Daha sonra pek çok bilim adamı ve mühendisin,
yaklaşık 80 yıl gibi bir süre içinde yaptıkları araştırmalar sonunda, ısı pompası konfor
ısıtmasında uygulanabilir hale gelmiştir[3].
1927 yılına İskoçya’da çalışmalarına başlayan, aynı zamanda ısı pompasının
isim babası olan Hadlere bu konudaki yayınını 1930 yılında yapmıştır. Avrupa’da ilk
büyük ısı pompası, Zürich’te belediye binasının ısıtılması amacıyla 1938 yılında 175
kW ısıtma gücünde dizayn edilmiştir. Amerika’da imal edilen ilk ısı pompaları, 1940
yılında pazarlanmıştır. Isı pompalarının imalatı, 1952 yılında 1000, 1954’te bunun iki
katı, 1957’de on misli olarak gerçekleşmiştir. 1963 yılında imal edilen ısı pompası
sayısı 76000 olmuştur. Çoğu Güney Amerika’da kurulmuş olan bu tesisler ile kıs
aylarında ısıtma sağlayabilecek şekilde kurulan kombine ısı pompaları, klasik
sistemlerle rekabet etme imkanına ulaşmıştır. 1973 yılında yaşanan enerji krizinden
sonra ısı pompalarına ilgi artarak, 1976 yılında 300,000 adet üretilmiştir. Amerika’da
1978’den sonra inşa edilen binaların %25’inin ısı pompası ile ısıtılması
planlanmıştır[8]. 1980’li yıllarda ısı pompası imalatı bir milyon cihaz/yıl’lık bir
kapasiteye ulaşmıştır. Gelişmiş sanayi ülkelerinde, atık ısı kaynaklarından ısı transferi
için, ısı pompalarından geniş çaplı olarak yararlanıldığı görülmektedir. Gelişmekte olan
ve enerjisinin büyük bir bölümünü ithal eden ülkemizde, enerjinin önemi çok daha
büyüktür. Halen ülkemizde kullanılan alışılagelmiş enerji kaynaklarından petrol ve
kömür bunlarla birlikte hava kirliliğini azaltma amaçlı kullanılan doğal gaz, ithal yolu
ile karşılanmaktadır. Bu ise Türkiye bütçesinde önemli yer tutmaktadır[4].

1.3. Isı Pompasının Tanımı ve Çalışma Prensibi

Gerek sanayide ve gerekse günlük yaşamda ısıtma ve soğutmanın önemi ve bu


amaç ile sarf edilen enerjinin toplam enerji tüketimi içindeki payının yüksekliği,
araştırmaların enerji kullanımında verimliliğin artırılmasında ve güneş enerjisinden atık
ısıya kadar geniş bir yelpaze içerisinde çeşitli kaynakların değerlendirilmesinde
yoğunlaşmasına neden olmuştur.Son yıllarda ülkemizde de adını özellikle konut ısıtma
amaçlı olarak sıkça duymaya başladığımız ısı pompası sistemlerinde dış hava, toprak,
nehir suyu, göl suyu,... gibi bir ortam kış şartlarında düşük sıcaklık kaynağı olarak
kullanılarak alınan ısı , ısıtılması hedeflenen hacimde aktarılmakta; yaz şartlarında ise

3
serinletilmesi hedeflenilen hacimden alınan ısı bu sefer yüksek sıcaklık kuyusu olarak
görev yapan dış hava, toprak, nehir suyu, göl suyu, vb'ne transfer edilmektedir.Sıcaklık
kaynağı veya kuyu olarak kullanılacak ortamın seçilmesi ise iklim şartları, coğrafik
yerleşim, ilk yatırım maliyeti gibi pek çok faktöre bağlı olmaktadır.Carnot, Buharlı Güç
Çevriminin ters çalıştırılması ile ısının çevreden alınıp, yüksek sıcaklık bölgesine
transfer edilebileceğini fark etmiş; ancak, bu prensibe dayanan ısı pompalarının pratikte
uygulanabilirliği fikri ilk defa William Thompson (daha sonra Lord Kelvin) tarafından
ortaya atılmış (1852); belirgin bir şekilde uygulama alanına girmesi ise II. Dünya
Savaşından sonra olmuştur.Isı pompası basit olarak ısı enerjisini bir ortamdan diğer bir
ortama taşıyan ve elektrikle beslenen bir sistemdir. Bilindiği üzere enerji vardan yok,
yoktan var edilemez, sadece ya biçim değiştirir yada bir yerden bir yere taşınır. Isı
pompası da adını, ısı enerjisini bir ortamdan diğer bir ortama "pompalama" veya
"taşıma" kabiliyetinden alır. Örnek olarak dalgıç pompalar verilebilir. Dalgıç pompalar
nasıl suyu üretmiyorlarsa, isi pompaları da ısıyı üretmeyip sadece taşırlar. Dalgıç
pompalarının su pompalaması için bir su kaynağına daldırılmalarına benzer olarak, ısı
pompaları da yeryüzünde bir enerji kaynağına temas etmedikleri sürece ısıyı
taşıyamazlar. Gerekli şartlar sağlandığında yüksek miktarlarda enerji düşük maliyetlerle
kullanıma sunulabilir[1].

4
İçinde bulunduğumuz çevrede de büyük miktarda enerji depo edilmekte olup (toprakta,
suda ve havada), bu enerji ısıma yoluyla sürekli olarak güneş tarafından
yenilenmektedir. Isının düşük sıcaklıktaki kaynaklardan özümlenmesindeki ana esaslar
son yıllarda soğutma ve iklimlendirme ile ilgili olarak geliştirilen teknolojilerde
kullanılan ilkelerle aynıdır. Isı pompasında amaç bir ortamı ısıtmak iken soğutma
tesislerinde amaç ortamı soğutmaktır. Isı pompası ısı akış yönü itibariyle
termodinamiğin sıfırıncı yasasına aykırı düşmektedir. Sıfırıncı yasa ısının yüksek
sıcaklık ortamından düşük sıcaklık ortamına akacağını ifade ederken, ısı pompasında ısı
akımı bu ifadenin tamamen tersi bir durumda meydana gelmektedir. Termodinamiğin
ikinci kanununa göre düşük sıcaklıktan yüksek sıcaklığa ısı aktarımı olabilmesi için
belli bir iş yapılması gerekir. Bu amaçla genellikle elektrik motoruyla çalışan
kompresörler kullanılır[1,2,3].
1.4.Buhar Sıkıştırmalı Isı Pompaları
Sistem kompresör, genleşme valfı ve iki adet eşanjörden meydana gelmektedir.Aşağıda
buhar sıkıştırmalı ısı pompasının ana elemanları gösterilmektedir. Çalışma akışkanı
bu dört parça içinde çevrim yapar. Buharlaştırıcıda, akışkanının sıcaklığı ısı kaynağının
sıcaklığının altında tutulur. Böylece buharlaştırıcıdaki akışkanının ısı kaynağından ısı
alarak buharlaşması sağlanır. Buhar kompresörde yüksek basınca ve sıcaklığa
sıkıştırılır. Sıcak buhar yoğuşturucuya girer ve yoğunlaşarak ısısını dışarı verir. Son
olarak yüksek basınçlı çalışma akışkanı genleşme valfinde genleştirilerek buharlaştırıcı
basınç ve sıcaklığına getirilir. Ortamdan buharlaştırıcıya soğutucu akışkanın buharlaşma
entalpisini sağlamak üzere bir ısı akımı olur. Buharlaşan akışkan daha sonra sıkıştırılır
ve bu sıkıştırma sırasında sıcaklığı yükselir. Çalışma akışkanı ilk durumuna dönmüş
olur ve tekrar buharlaştırıcıya girer. Kompresör genellikle elektrik motoru veya içten
yanmalı motorlar ile çalışmaktadır. [2]

5
1.4.1Performans katsayısı (COP)
Performans katsayısı (COP) ısı pompası verimliliğinin en yaygın ölçüsüdür. COP ısı
pompasının ısı çıkısının elektrik girişine oranı olup aşağıdaki gibi tanımlanır.

COP=

Mesela, hava kaynaklı ısı pompaları genellikle 2 ile 4 arasında değişen COP’lara
sahiptir. Bu şunu ifade etmektedir; enerji tüketimlerinden 2 ile 4 kez daha fazla enerji
vermektedir. Su ve toprak kaynaklı ısı pompaları ise genellikle 3 ile 5 arasındaki COP
değerlerine sahiptir. Hava kaynaklı ısı pompalarının COP değerleri dış ortam sıcaklık
düşmelerine bağlı olarak azalmaktadır. Bundan dolayı, genellikle iki COP değerleri
sistem için verilmektedir: birincisi 8.3 °C ve diğeri 9.4°C . COP’lar karşılaştırılırken,
değerler mutlaka dış ortam sıcaklıklarına bağlı olarak alınmalıdır. Toprak ve su
kaynaklı ısı pompaları için COP’lar büyük ölçüde değişmez. Çünkü toprak ve su
sıcaklıkları hava sıcaklıklarına göre daha fazla sabittir. COP’ların karşılaştırması bilgi
amaçlıdır, ısı pompasının değerlendirmesi için kesin bir sonuç ortaya sunmaz. Dış ortam
sıcaklığı 44°C ’nin altına düştüğü zaman, periyodiksel olarak ısı pompasının dış ortam
ısı değiştirgeçlerinin buzları temizlenmelidir. Isı pompası ısıtma çevrimindeyken, dış
ortam ısı değiştirgeçleri sıcaklığı donma noktasının altındadır. Isı pompası ünitesinin
enerji temelli verimlilik ölçümü (COPısıpomp) ve toplam ısı pompası sistemi
(COPsistem) aşağıdaki gibi tanımlanmıştır[1].

Şekil 1.2'de performans katsayısının evaporatör ve kondenser sıcaklıklarının farkı ile


değişimi verilmiştir.

6
1.5.Absorbsiyonlu Isı Pompası

Absorbsiyonlu ısı pompalarında kullanılan akışkan, çoğunlukla iki farklı akışkandan


(NH3-su, LiBr-su gibi) meydana gelir. Çalışma akışkanı yüksek basınç ve sıcaklıkta
jeneratörde ısıtılmakta buharlaşma sıcaklığı düşük olan akışkan (NH3, LiBr)
buharlaştırılarak yoğuşturucuya aktarılır. Yoğuşturucuda yoğuşan buhar, genleşme
valfinde genleştirilerek buharlaştırıcıya aktarılır ve burada düşük sıcaklık ve basınçta
tekrar buharlaştırılmaktadır. Buharlaştırıcıda buharlaşan akışkan (Amonyak, LiBr...)
yoğuşturucuda jeneratörden gelen zayıf uçucu madde çözeltisi (amonyakça fakir su
çözeltisi gibi) içinde absorblanmaktadır. Elde edilen kuvvetli çözelti ise jeneratöre geri
pompalanmakta ve çevrim tamamlanmaktadır.

Sıvıların kaynama noktası basınç ile doğrudan orantılıdır. Örnek olarak su atmosferik
basınçta (760 mmHg), 100 0C 'de, 6 mmHg mutlak basınçta ise 3,70C 'de kaynar. Li-Br
(Lityum Bromür), sofra tuzu (NaCl) ile kimyasal olarak benzerdir. Li-Br su içinde
çözünebilir. Li-Br/Su solüsyonu, kendi kimyasal eğilimi sebebiyle, suyu absorbe etme
özelliğine sahiptir. Li-Br solüsyonunun konsantrasyonu arttıkça ve sıcaklığı düştükçe
suya karşı olan absorpsiyon eğilimi de artar. Buna ilave olarak, Li-Br'in ve suyun buhar
basınçları arasında büyük bir fark vardır. Bu da demektir ki; eğer Li7 Br/Su solüsyonun
sıcaklığı arttırılırsa, su buharlaşır ama Li-Br solüsyonda kalacağından solüsyon daha
yoğunlaştırılmış hale gelecektir.Absorbsiyonlu sistemlerde soğutma etkisi oluşturmak
için ısı enerjisi kullanır. Bu sistemlerde soğutucu (su), buharlaşma esnasında düşük
sıcaklıkta ve basınçta ısıyı absorbe eder ve yoğuşma sırasında da yüksek sıcaklıkta ve
basınçta ısı açığa çıkartır.Absorbsiyonlu sistemler tek etkili ve çift etkili olmak üzere
ikiye ayrılırlar. Tek etkili absorbsiyonlu sistemler yalnız soğutma amaçlı kullanılırken,
çift etkili absorbsiyonlu sistemler ısı pompası şeklinde çalışarak hem soğutma hem de
ısıtma amaçlı kullanılabilir. [2]

7
1.6.Adsorbsiyonlu Isı Pompası

Faraday tarafından 1848 yılında bulunan adsorbsiyonlu ısı pompası çevrimleri ilk 1920
yılında ısı pompası olarak halk kullanımına sunulmuştur. Adsorbsiyonlu ısı pompaları
enerji kaynaklarının türü ve çevrim süresince gerçekleşen fiziksel olaylar açısından
absorbsiyonlu ısı pompaları ile benzerlikler göstermesine rağmen, iki ısı pompası
arasında farklılıklar vardır. Absorbsiyon bir sıvı/gaz akışkanın diğer bir sıvı/katı
maddenin içine difüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Adsorbsiyon ise bir gazın/sıvının,
sıvı/katı haldeki bir başka maddenin yüzeyi ile fiziksel veya kimyasal etkileşme
olayıdır. Adsorbsiyonlu ısı pompasının çalışma prensibi tamamen adsorbsiyon olayına
dayanır.
Yukarıda da belirtildiği gibi gaz veya buhar/sıvı adsorbsiyonu katı veya sıvı
haldeki başka bir maddenin yüzeyine kimyasal ya da fiziksel etkileşme sonucunda
tutunması olarak tanımlanır. Gaz fazdaki maddeye adsorbat, tutan katı veya sıvı
haldeki maddeye de adsorbent denir. Adsorbsiyon, tanımından da anlaşıldığı gibi,
fiziksel ve kimyasal adsorbsiyon olarak ikiye ayrılmaktadır. Kimyasal adsorbsiyon da
adsorbat, adsorbent yüzeyine kimyasal bağ (kovalent bağ) ile tutunur. Kimyasal
adsorbsiyon reaksiyonunun en önemli özelliği endotermik ve genellikle tersinmez
oluşudur, yani desorpsiyon olayı gerçekleşmez. Burada desorpsiyonu tanımlamak
gerekirse desorpsiyon; adsorblanan adsorbatın adsorbentin yüzeyinden uzaklaşma
olayıdır.Fiziksel adsorbsiyon ise adsorbatın, adsorbent yüzeyine fiziksel bağlar (Van der
Waals, dipol-dipol etkileşmesi gibi) ile tutunmasıdır. Fiziksel adsorbsiyon ortam
sıcaklığının artışı ile ters orantılı olarak azalmaktadır ve reaksiyon
tersinirdir.Adsorbsiyonlu ısı pompalarında kullanılan adsorbent-adsorbat çiftleri
arasında gerçekleşen adsorbsiyon, fiziksel adsorbsiyondur.Fiziksel adsorbsiyon
işleminde, adsorbatın adsorblanması sırasında reaksiyonun ekzotermik olması
dolayısıyla açığa ısı çıkar. Söz konusu bu ısıya adsorbsiyon ısısı denir. Adsorbentlere
örnek, silika jel, aktif karbon, zeolit gibi maddelerdir. Adsorbsiyonlu ısı pompalarında
genellikle kullanılan adsorbatlar su buharı, metanol ve amonyağı örnek verebiliriz.
Adsorbent maddenin fiziksel yapısı adsorbsiyon üzerinde oldukça fazla
etkilidir.Adsorbsiyonlu ısı pompaları, adsorbent, adsorbent yatağı, yoğuşturucu,
buharlaştırıcı, genleşme vanası ve adsorbattan oluşmaktadır. Bu tip pompalar, basit
çalışma prensibine sahip olup, termal enerji ile çalışmaktadır. Soğutma periyodunda
buharlaştırıcıda bulunan adsorbat çevreden ısı çekerek buharlaşmakta, adsorbent

8
yatağında kuru durumda bulunan adsorbent tarafından adsorblanmaktadır. Yoğuşma
sırasında ise, adsorbent yatağına transfer edilen ısı ile adsorbat desorbe edilip,
adsorbent yatağını terk etmekte ve yoğuşturucuda çevreye ısı bırakarak
yoğuşmaktadır. Yoğuşturucuda yoğuşan adsorbat daha sonra genleşme vanasından
geçirilerek buharlaştırıcıya aktarılmaktadır.Şekil 1.6. adsorbsiyonlu ısı pompasının
teorik çevrimi adsorbent-adsorbat çiftinin izoster grafiği üzerinde gösterilmiştir. İzoster
grafiği, sabit miktarlardaki adsorblanmış adsorbatın basıncının sıcaklığa göre
değişimini gösterir. İzoster grafiğinin, adsorbsiyonlu ısı pompası tasarımı esnasında,
sistemin çalışma sıcaklıklarına bağlı olarak adsorbent-adsorbat çiftlerinin seçiminde ve
sistemin teorik performans katsayısının hesaplanmasında büyük faydası vardır. İzoster
grafiği genellikle yatay ekseni (-1/T) ve düşey ekseni (lnP) olarak çizilmektedir. [2]

Şekil 1.6 adsorbsiyonlu ısı pompasının teorik çevrimi adsorbent-adsorbat çiftinin


izoster grafiği

9
Adsorbsiyonlu ısı pompası çevrimini dört ayrı işlemde gerçekleştirir.
İzosterik ısıtma (a-b): Adsorbent yatak sıcaklığı dışarıdan ısı girişi ile Ta’dan
Tb’ye yükseltilmektedir. İşlem sırasında buhar basıncı desorpsiyon olmaksızın
artmaktadır.
İzobarik desorpsiyon, (b-c): Bu aşamada da adsorbent yatağına ısı girişi devam
etmektedir. Ancak desorpsiyon başlamakta ve desorpsiyonla açığa çıkan buhar
yoğuşturucu basıncında yoğuştuğundan basınç sabit kalmaktadır.
İzosterik soğutma (c-d): Maksimum yatak sıcaklığı Tc’ye ulaştıktan ve desorpsiyon
işlemi tamamlandıktan sonra, adsorbent yatağı (buharlaştırıcı ve yoğuşturucu vanaları
kapalı durumda iken) Td sıcaklığına soğutulmakta, dolayısıyla basınç düşmektedir.
İzobarik adsorbsiyon (d-a): Yataktan ısı çekilmeye devam edilmekte,buharlaştırıcıdan
çevreden ısı çekerek buharlaşan adsorbat, adsorbent tarafından adsorbe edilmektedir.
Yatak sıcaklığının sabit basınçta Ta sıcaklığına düşmesi ile çevrim tamamlanmaktadır .
Çevrimde görüldüğü gibi soğutma etkisi, izobarik adsorbsiyon işlemi (d-a) sırasında
buharlaştırıcıda buharlaşan adsorbatın adsorbent tarafından adsorblanması ile
oluşmaktadır. Isıtma işlemi ise izobarik desorpsiyon (b-c) sırasında adsorbent yatağını
terk eden adsorbatın yoğuşturucuda yoğuşması ile meydana gelmektedir.
Ayrıca c-d ve d-a işlemi sırasında adsorbent yatağından çekilen ısı ısıtma amacı ile
kullanılabilmektedir. Buna göre çevrimin ısıtma ve soğutma verimi;

olarak tanılanabilir[1].

1.7.Isı Pompalarının çevrimlerinin Karşılaştırılması

1.7.1.Buhar Sıkıştırmalı Isı Pompalarının Avantajları;


 Performans katsayıları (COP) yüksektir.
Az yer kaplayan bir yapıya sahip olması

10
Kontrol sistemlerinin geliştirilmiştir ve mikro işlemciler sayesinde daha kolay
kontrol edilebilmektedir.
İstenilen sıcaklığa hızlı bir şekilde ulaşabilmektedir.
Diğer ısı pompalarına göre maliyeti daha düşüktür ve çalışma prensibinin yaygın
olarak bilinmektedir[3].
1.7.2. Buhar Sıkıştırmalı Isı Pompalarının Dezavantajları;
 Çevreye zararlı (HCFC gazı gibi ) çalışma akışkanlarının kullanılmaktadır.
 Birincil enerji kaynaklarından doğrudan yararlanılmamasından ötürü birincil enerji
verimi düşüktür
 Elektrik enerjisinin pahalı olduğu yerlerde işletim maliyeti yüksektir.
 Elektrik enerjisinin olmadığı yerlerde çalışamaz ve ekstra cihazlara ihtiyaç duyar.
 Gürültülü ve sarsıntılı çalışmaktadır.
 Büyük sistemlerin sık periyotlarla bakım ve servise ihtiyaç duyar[3].
1.7.3.Absorbsiyonlu Isı Pompalarının Avantajları;
 Doğrudan termal ısı kaynakları ve birincil enerji kaynaklar ile çalışabilirler.
 Sürekli çalışabilme prensibine sahiptirler.
 Buhar sıkıştırmalı ısı pompaları kadar çok hareketli parçalar içermezler.
 Çalışma akışkanı olarak çevreye veya insan sağlığına zarar verici kimyasal
(HCFC gibi...) maddeler kullanılmaz.
 Sarsıntısız ve gürültüsüz çalışırlar[3].
1.7.4.Absorbsiyonlu Isı Pompalarının Dezavantajları,
 Performans katsayıları düşüktür.
 Elektrik enerjisinin ucuz olmadığı yerlerde bu tip cihazların kullanımı cihaz
maliyetlerinden dolayı tercih edilemez.
 Cihazların ağır ve hacimli olması yüzünden montaj ve yerleştirme problemleri
görülür.
 Soğutma esnasında sistemin istenilen yeni duruma ulaşması yavaştır.
 Korozyona neden olan kimyasallar kullanıldığından cihaz ömrü çok kısadır.
 Absorbent 4–5 yıl gibi kısa bir kullanım ömrüne sahiptir. [1]
1.7.5.Adsorbsiyonlu Isı Pompalarının Avantajları;
 Atık ısı ve termal enerji kaynakları doğrudan kullanılarak çalışır.
Adsorbent - adsorbat çiftine bağlı olarak düşük sıcaklık ısı kaynakları ile
çalışabilmesi (50 °C’nin üstü)

11
Uygun tasarım (çift yataklı) uygulandığında sürekli çalışabilir.
Herhangi hareketli parça içermez.
Sessiz ve sarsıntısız çalışır.
Çevreye zararı olmayan su ve benzeri çalışma akışkanları ile çalışır.
Uzun süre bakım gerektirmeden çalışabilir (30 yıldan fazla).
Enerji depolama imkânı sağlayabilir[3].
1.7.6.Adsorbsiyonlu Isı Pompalarının Dezavantajları
 Performans katsayıları çok düşüktür.
Tek yataklı adsorbsiyonlu ısı pompaların kesikli bir çalışma prensibine sahiptir.
Düşük basınçta çalışmasından ötürü kaçak sorunları yaşanır ve yüksek vakum
teknoloji gereksinimi vardır.
Geliştirme safhasında oluşu nedeniyle yaygın olarak bilinmemektedir.
Buhar sıkıştırmalı pompalara göre daha hacimli ve ağırdır.

Avantaj ve dezavantajları verilen ısı pompalarının performans katsayılarının


karşılaştırılması ise Çizelge 2.2’de gösterilmektedir. Görüldüğü gibi buhar sıkıştırmalı
ısı pompasının performans katsayısı termal enerji ile çalışan ısı pompalarıyla
mukayese edilemeyecek ölçüde büyüktür. Ancak birincil enerji kaynağı ile doğrudan
çalışmadığından ötürü, birincil enerji kaynak verimliliği termal enerji ile çalışan ısı
pompalarından daha düşük olabilir[9].
Çizelge 2.2. Isı Pompalarının Performans Katsayılarının Karşılaştırılması

1.8.Isı Pompalarında Kullanılan Soğutucu Akışkanlar

Birçok soğutma tekniği uygulamasında ısı, ikinci bir soğutucu akışkanla taşınabilir.
Herhangi bir sıvı olabilen bu ikinci akışkan esas soğutucu akışkan ile soğutulur ve hal

12
değişimi olmadan ısı geçişini gerçekleştirebilir. Bu tip sıvılar, ısı transferi akışkanları,
salamuralar veya ikincil soğutucu akışkanlar olarak adlandırılırlar.
CFC-12 Düşük ve orta sıcaklık (max. 80 °C)
CFC-114 Yüksek sıcaklık (max. 120° C)
R-500 Orta sıcaklık (max 80 °C)
R-502 Düşük-orta sıcaklık (max. 55 °C)
HCFC-22 Düşük sıcaklık ısı pompaları (max. 55 °C)
1.8.1.CFC (Kloroflorokarbon)
Kimyasal stabilizesini ve içerdiği klorin miktarına bağlı olarak CFC’ler
(kloroflorokarbon) global çevreye zararlıdır. CFC’ler yasaklı akışkan grubuna dahildir.
Yüksek ozon tüketimine sahip olduklarından üretimi ve kullanımı yasaktır.Yalnızca
eskiyen sistemlerdeki gazların temizlenmesiyle elde edilebilmektedirler. Bu grubun
kapsadığı akışkanlar R-11,R-12, R-113,R-114, R-115, R-500, R-11502, R-13 B1’dir[3].
1.8.2.HCFC (Hidrokloroflorokarbon)
Hidrokloroflorokarbonlar da klorin içermesine rağmen kloroflorokarbonlara göre ozon
tüketme potansiyeli çok daha azdır. HCFC’nin ozon tüketme potansiyeli, düşük
atmosferik kimyasal stabilizeye bağlı olarak CFC-12’ ye göre %12 daha azdır.Ayrıca
global ısıtma potansiyeli CFC-12’nin % 20’si kadardır. HCFC’ler geçiş akışkanları
olarak adlandırılır. HCFC’ler R-22, R-401, R-402, R-403, R-408 ve R-409 akışkanlarını
içerir. [3]
1.8.3.HFC (Hidroflorokarbon)
Hidroflorokarbonlar uzun dönemde alternatif akışkanlar olarak değerlendirilebilir.Bu
onların R-134A, R-152A, R-32, R-125 ve R-507 gibi klorin içermedikleri anlamına
gelir. Ozon tüketimine etkileri olmadığı için, R-12, R-22, R-502’ye alternatif olabilirler.
Fakat onların da hala global ısınmaya etkileri vardır. HFC-134A termofiziksel özellikler
olarak CFC-12’ye çok benzemektedir. HFC-134a kullanılan bir ısı pompasının
performans katsayısı (COP) pratik olarak CFC-12 kullanılan ısı pompasınınkiyle aynı
olacaktır. Düşük evaporatör sıcaklığında (-1 ˚C’nin altında) ve büyük sıcaklık
artışlarında performans katsayısı biraz daha düşük olacaktır.HFC-152A esas olarak R-
500’ün bir parçası olarak kullanılmıştır.Karışımlarda eleman olarak kullanılır ve
yanıcıdır.HFC-32 orta yanıcı olarak kabul edilebilir ve sıfıra yakın global ısıtma
potansiyeli vardır. Uzun dönemde ısı pompası ve endüstriyel soğutma uygulamalarında
HCFC-22’nin yerine uygun bir akışkan olarak düşünülmektedir. HFC-32, yanıcı
olmayan karışımlarda R-502 ve HCFC-22 yerine ana bilesen olarak kullanılmaktadır.

13
HFC-125 ve HFC-143A hemen hemen R-502 ve HCFC-22 ile benzer özelliklere
sahiptir. Global ısıtma potansiyeli HFC-134A’ya göre üç kat fazladır. [1,3]
1.8.4.Karışımlar
Bir karışım iki veya daha fazla akışkanı içerebilir. izeotropik karışımlar sabit sıcaklıkta
buharlaşır ve yoğunlaşır. CFC-12 ve R-502’nin yerini alması için ilk karışımlar HCFC-
22 veya HCFC akışkanlarını içerdikleri için geçiş akışkanları olarak kabul edildiler. R-
502’nin ve HCFC-22’nin yerini alması için oluşturulan yeni nesil karışımlar ise klorin
içermezler ve temel olarak HFC’lerden (HFC-32, HFC-134A, HFC-125, HFC-143A) ve
hidrokarbonlardan oluşur.Gelecek için umut veren iki akışkan R-410A ve R-407C’dir.
R-410A R-32 ve R-125’in karışımıdır, R-407C ise R-32, R-125 ve R-134A’dan
oluşmaktadır. R-410A kullanarak R-22’ye kıyasla çok daha iyi COP değerleri elde
edilmektedir. R-410A kullanarak toplam maliyette azalma sağlanabilir, çünkü sistem
bileşenlerinin özellikle kompresörün ölçülerinde, akışkanın volümetrik kapasitesinin
yüksek olması nedeniyle önemli miktarda azalma olacaktır. [3]
1.8.5.Amonyak
Amonyak çoğu ülkede orta ve büyük soğutma ünitelerinde baslıca kullanılan soğutucu
akışkandır. Toksin ve yanıcı karakteri nedeniyle kullanımı için ayarlar ve kurallar
geliştirilmiştir. Termodinamik ve ekonomik olarak yeni ısı pompaları ekipmanlarında
CFC’lere ve HCFC-22’ye en iyi alternatiftir. Bugün için sadece büyük ısı pompası
sistemlerinde kullanılmıştır ve yüksek basınç kompresörleri kondenzasyon sıcaklığını
58˚C’den 78˚C’ye çıkarmıştır. Verimli yüksek basınç kompresörleri geliştirilirse,
amonyak mükemmel bir yüksek sıcaklık soğutucu akışkanı olacaktır. [2]
1.8.6.Soğurmalı sistemlerde kullanılacak akışkan çifti
Absorpsiyonlu sistemlerde uygulamada; genellikle NH3/H2O ve LiBr/H2O çiftleri
kullanılmaktadır. Ancak her iki çiftin de dezavantajları bulunmaktadır. NH3/H2O çifti
yüksek basınçlarda çalışmakta olup, zehirli ve koroziftir. Su /lityum bromür en sık
rastlanılan çalışma akışkanı olmasına karşın, suyun donma problemi nedeni ile bu çiftin
273,15 K altında kullanılamayacağı açıktır. Soğurmalı sistemlerde kullanılacak akışkan
çifti ile ilişkili olarak son yıllarda yoğun araştırmalar sürdürülmektedir. İstikbal vadeden
çeşitli çiftler belirlenmiş olup, üzerlerinde yoğun bir şekilde araştırmalar
sürdürülmektedir Suyun yerini alkollerin alması yönünde çeşitli çalışmalar
bulunmaktadır.Adsorpsiyonlu sistemlerde ise adsorbate adsorbent çiftine ait özgül ısı,
ısı iletişim katsayısı, yoğunluk gibi özelliklere ilaveten çiftin adsorpsiyon özellikleri
özel önem taşımaktadır. [3]

14
1.8.7.Bir soğutucu akışkandan beklenen özellikler
Soğutucu akışkanlarda yüksek gizli ısı istenir. Buna bağlı olarak kompresör ve
buharlaştırıcı küçülecek, dolayısıyla otomatik kontrol teçhizatları ucuzlayacaktır. Bu
özellik aynı zamanda sistemin etkinliğini de artırır. Uygun buharlaşma basıncı ve hacmi
istenir. Yüksek basınçta buhar hacmi düşük, düşük basınçta ise büyüktür. Her ikisinin
de uygun değerlerde olması istenir.Akışkanın normal atmosfer basıncında kaynama
sıcaklığı çok yüksek ise normal soğutma sıcaklıklarında buharlaştırmak için çok düşük
basınç gerektirir. Bu olay vakum oluşturur ve eğer kırık veya çatlak oluşursa sisteme
hava girer ve içindeki su buharı donarak borularda tıkanma olmasına neden olur.
Düşük yoğuşma basıncı istenir. Kompresörde sıkışıp basıncı artan buharı soğutarak sıvı
hale dönüştürmek için uygun soğutma ortamı gerekir. Pratik olarak su ve hava
kullanılır. Basınç ne kadar düşük olursa tesisat o kadar ucuz olur, basıncın artmasıyla
malzeme et kalınlığı da artar.
Yüksek kritik basınç ve sıcaklığı istenir. Buharı sıkıştırmak için gerekli basınç ne kadar
düşük ise kompresör gücü de o kadar düşük olur.
Düşük donma sıcaklığı istenir. Akışkan donma sıcaklığının düşük olmasıyla olağan dışı
durumlarda dizayn yapılması gerektiğinde geniş basınç aralıklarında ısı pompasının
çalışması sağlanabilir.
Yağlama yağı üzerinde fazla etkili olmamalıdır. Kimyasal etki yapmamalıdır. Yağın
incelmesi sistemdeki parçalar için zararlıdır. Akışkan yağda erirse yağ incelir. Bazen de
yağın tümü eriyerek akışkanla sürüklenir ve kompresör tamamen yağsız kalır.Genel
olarak bir miktar yağ akışkanla sistem içine yayılır, bu yağın tekrar kompresör emme
tarafına gitmesi gerekir. Elimizde kullanacağımız uygun akışkan yoksa, yağla eriyen
akışkanı kullanmak zorunda isek yüksek akışkan hızı seçmek gerekir.
Yüksek ısı geçirgenliğine sahip olması istenir. Böylece sistemin mahal ve çevrede
oluşan değişik sıcaklık koşullarına karsı tepkisi daha seri olacaktır. Ayrıca soğutucu
akışkanın bu özelliğe sahip olması ısı transfer yüzeylerinin küçülmesini sağlar.
Küçük viskozite istenir. Akışkanın hem sıvı hem de su buharı halindeki viskozitesi
düşük olmalıdır. Viskozitesi büyük olan akışkanların basınçlandırılması için gerekli
olan enerji miktarı daha azdır. Elektrik iletkenliğinin olmaması istenir. Ayrıca yanıcı,
zehirli ve tahriş edici olmamalıdır. Tamir sırasında borularda mutlaka bir miktar
akışkan bulunur. Ucuz ve saf olmalıdır. Su ile karıştığında asit etkisi yapmamalıdır.
Ozon tabakasına zararlı olmamalıdır. Sera etkisine sebep olmamalıdır. [1,2,3]

15
2.ISI POMPALARINDA KULLANILAN ISI KAYNAKLARI
Isı pompalarında çevre ısısından faydalanmak için ısı kaynağı olarak toprak, su ve
hava kullanılabilmektedir. Bu ortamların tümü güneş enerjisini depoladıklarından
güneş enerjisinden dolaylı olarak faydalanmış olunur. Pratikte bu ısı kaynaklarını
kullanabilmek için aşağıdaki kriterler dikkate alınmalıdır;
 Yeterli miktarda mevcut olmaları
Mümkün olduğu kadar yüksek depolama özelliği
Mümkün olduğu kadar yüksek sıcaklık seviyesi
Yeterli rejenerasyon,
Düşük ilk yatırım giderleri
Kolay bakım
Isı pompalarında baslıca dört kaynaktan yararlanılabilir. Bunlar;
a - Hava
b - Su
c - Toprak
d - Güneş enerjisidir.
Isı kaynağı olarak kullanılan suyu, yeraltı ve yerüstü olarak iki baslık altında toplamak
mümkündür. Yukarıda sıralanan ilk üç ısı kaynağı tek baslarına kullanılabilir ancak
güneş enerjisi genellikle yardımcı kaynak olarak kullanılmaktadır [3].
2.1.1.Isı Kaynağı Olarak Hava Kullanımı
Isı pompaları için hava; her yerde bulunabilen, bedava ve tükenmez bir kaynaktır. En
büyük yararları, sürekli bulunmasından başka, her ortamda kullanılması; kullanılan
ekipmanların makul boyutlarda olması, düşük isletme ve tesis maliyeti gerektirmesidir.
Ayrıca tasarımı için çok geniş ve ayrıntılı bilgi kaynakları mevcuttur. Burada gerekli
olan hava miktarı cihaza entegre edilmiş bir fan ile hava kanalları üzerinden
buharlaştırıcıya gönderilir ve soğutulur [7].
Hava kaynaklı ısı pompalarının iki büyük dezavantajı sıcaklık değişimi ve buzlanma
problemidir. Hava kaynaklı ısı pompalarının tasarımı hava sıcaklığı değişimi ile çok
ilgilidir. Birçok yerde hava sıcaklığının değişimi büyüktür. Dolayısıyla ısıtma yükü,
hava sıcaklıklarının düşük olduğu zamanlarda yüksek olmaktadır. 0˚C ve daha düşük
sıcaklıklarda ısı değiştirici yüzeylerinde meydana gelir. Periyodik olarak donun
çözülmesi gerekir. [1,2]

16
2.1.2.Isı Kaynağı Olarak Su Kullanımı
Yeraltı suyu güneş ısısını depolamak için uygun bir ortamdır. Soğuk kış günlerinde dahi
+7 ile +12 ˚C arasında sabit bir sıcaklıkta olması oldukça avantajlıdır. Isı kaynağının
sıcaklık seviyesinin sabit kalması nedeniyle ısı pompasının performans katsayısı bütün
yıl boyunca yüksektir. Her yerde yeterli ve iyi kalitede yeraltı suyu bulmak maalesef
mümkün değildir. Fakat şartların uygun olduğu yerlerde kullanılması oldukça faydalıdır
Su kaynağı olarak göller, nehirler gibi yerüstü sularından yararlanıldığında sıcaklık,
kuyu sularına göre daha fazla değişmekle beraber hava kadar
değişmemektedir.Ülkemizde yerüstü sularının genellikle 0˚C’nin altına düşmemesi iyi
bir avantajdır.Ayrıca denizlerde 25-50 metre derinlikte sıcaklık 8˚C civarında uygun bir
sıcaklığa sahiptir. Kaynak olarak su kullanıldığı takdirde, kullanılan suyun kalitesi de
önemlidir. Su kalite testi, kesinlikle yapılmalı ve içerdiği mineraller korozyon
probleminden ötürü önceden incelenmelidir. Ayrıca buharlaştırıcı kısa zaman
aralıklarında temizlenmelidir[7].

2.1.3.Isı Kaynağı Olarak Toprak Kullanımı


Güneş ısısı toprak altında uzun bir süre depolanabilir. Bu sayede bütün yıl boyunca
hemen hemen sabit bir sıcaklık seviyesi ve ısı pompası işletmesi için yüksek performans
katsayısı (verim) elde edilmektedir.
Isı kaynağı olarak toprağın kullanılması hava ve su kaynaklı sistemlere nazaran daha
pahalıdır. Toprak altına gömülen boru sistemine “toprak ısı değiştiricisi” adı verilir. Bu
borular vasıtasıyla toprağın ısısı, ısı taşıyıcı akışkana veya çevrimin atık ısısı, ısı taşıyıcı
akışkandan toprağa aktarılır. Topraktan enerji çekilmesi, toprak altında geniş bir alana
döşenmiş olan plastik (PE) boru sistemi ile gerçekleşmektedir.Toprak altına gömülen

17
borularda ısı taşıyıcı akışkan olarak; doğrudan soğutucu akışkan veya su-antifriz
karışımı kullanılır.
Toprağa gömülü boruların içinde doğrudan soğutucu akışkan kullanmak, soğutucu
akışkan ihtiyacının artmasına neden olur. Bu nedenle soğutucu akışkanın pahalı
olmasından dolayı genellikle ısı taşıyıcı akışkan olarak boru içerisinde su-antifriz
karışımı kullanılmaktadır. Toprak altında depolanmış olan enerji, genellikle donma
sıcaklığı yaklaşık –15 ˚C olması gereken bir antifriz-su karışımı ile taşınır. Böylece bu
karışımın işletme sırasında donması önlenmiş olur [7].
Toprak ısı değiştiricileri yatay ve dikey olmak üzere iki şekilde yerleştirilirler.
Toprağın bileşimi, yoğunluğu, içerdiği nem miktarı ve gömme derinliği toprak ısı
değiştiricisinin seçimini ve boyutlandırılmasını etkiler.
Toprak ısı değiştiricisinin uygun derinliğe yerleştirilmesi belirli bir miktarda hafriyat
veya delme gideri gerektirerek ilk yatırım maliyetinin artmasına neden olur. Ayrıca
yatay toprak ısı değiştiricisi kullanılması durumunda belirli bir bahçe alanı gerektirmesi,
toprak kaynaklı ısı pompası sisteminin kullanımını kısıtlayan bir diğer faktördür.
2.1.4.Isı Kaynağı Olarak Güneş Enerjisi Kullanımı
Güneş yeryüzüne sürekli olarak dev enerji miktarları ışır, öyle ki yazın öğlen zamanı bu
enerji miktarı 1000 W/m2, kışın yeryüzünde sadece 50-200 W/m2 ’dir. Bu enerjiden
alışılagelmiş güneş kolektörleri ile % 50 yaralanılabilir. Güneş enerjisinden tek başına
veya diğer kaynaklarla birlikte yaralanılır.Kaynak olarak güneş enerjisinden
yaralanıldığında iki sistem söz konusudur. Bunlar direkt ve en direkt sistemlerdir.
Direkt sistemlerde buharlaştırıcılar doğrudan güneş kolektörüne yerleştirilir. En direkt
sistemlerde ise kolektörlerden su veya su buharı geçirilerek kaynak olarak bunlardan
yararlanılır. Ancak hava kaynağında olduğu gibi, ısı ihtiyacı bulunan günlerde güneş
enerjisi de az olduğundan; ek bir ısıtma tesisatına veya ısının depolanmasına ihtiyaç
vardır ki bu da, zaten pahalı olan sistemin maliyetinin artmasına neden olur[3].

18
3.ISI POMPASI ÇEŞİTLERİ

Şekil 3.1 "Isıtma esnasındaki ısı pompası"

Şekil 3.2 "Soğutma esnasındaki ısı pompası"


Isı pompalarını basitçe ısı kaynağı bakımından üç öğe üzerinde inceleyebiliriz. Bunlar
şöyledir ;
 Isı Kaynağı "Su" Olan Isı Pompaları
 Isı Kaynağı "Hava" Olan Isı Pompaları
 Isı Kaynağı "Toprak" Olan Isı Pompaları

19
3.1.Su Kaynaklı Isı Pompaları
Toprağın ulaşılabilir derinliğinde sürekli akışı olan yeraltı su kaynağı bulunması
durumunda bu kaynaktaki su ısı kaynağı olarak kullanılabilir. +8ºC ila +12ºC
sıcaklıkları arasındaki su optimal bir işletmeye imkan tanır. Bu sistemlerde, yeraltı suyu
açılan bir kuyu ile topraktan emilir, ısı pompasında kullanıldıktan sonra emiş kuyusuna
15 metre uzaktaki bir geri basma kuyusu ile tekrar toprağa gönderilir.

Isı elde etmek için, bir hortum, ısının deniz suyundan birkaç derece daha fazla olduğu
denizin dibine veya deniz dibi balçığının içine yerleştirilir. Hortumun su yüzeyine
çıkması için üzerine ağırlık konulması önemlidir. Hortum ne kadar dipte olursa kaza
riski o kadar az olur. Deniz suyu daha çok relatif yüksek ısı tüketimi olan evlerde ısı
kaynağı olarak kullanılabilir. [1]
3.2.Hava Kaynaklı Isı Pompası
Yeraltı su kaynağı olmaması ve topraktan ısı alınmasının çeşitli nedenlerle mümkün
olmaması durumunda, ısı kaynağı olarak dış hava kullanılır. Bu tür ısı pompaları,
mevcut sistemlere yapılan ekler ve çiftli işletim sistemleri için ideal çözümdür. Isı
pompasında mevcut olan donmayı önleyici sistem sonucu, dış hava sıcaklığının -18ºC
soğuk olması halinde bile kusursuz bir çalışma mümkündür. Bu sistemlerde, ısı pompası
bina içine, buharlaştırıcı sistem ise bina dışına kurulur. [1,3]

20
3.3.Toprak Kaynaklı Isı Pompası
Toprak ısısı %98 oranında depolanmış güneş enerjisidir. Toprak, kışın en soğuk
günlerinde bile, optimal işletme için gerekli olan sıcaklık değerlerine sahiptir. " Toprak
kollektörleri " adı verilen özel kollektörler toprağa yerleştirilerek topraktaki ısı alınır.
Toprak kollektörlerinin içinde dolaşan ısı taşıtıcı sıvı topraktaki ısıyı, ısı pompasına
iletir. Isı taşıyıcının cinsine göre " direkt ısıtma " veya " sole " adı verilen işletim
sistemleri söz konusudur. Direkt ısıtmada, ısı pompasının çalışma elemanı olan Freon
407 C ( R 407C ) vb. gazı toprak kolektörünün içinde dolaşır. Bu durumda, ısı transfer
plakaları ve sole pompası kullanılmaz.
Sole seçeneğinde ise, ısı taşıyıcı olarak sole ( antifrizli su ) dolaştırılarak, ısı topraktan
alınır ve ısı pompasına iletilir[1].
Toprak Kaynaklı Isı Pompası Sistemleri
TSKIP’ larında toprağın veya yeraltı suyunun enerjisinden yararlanmak için iki yöntem
kullanılmaktadır.
 Açık Sistemler
 Kapalı Sistemler
3.3.1.Açık Sistemler
Kuyu, artezyen, göl, nehir gibi açık bir su kaynağından elde edilen suyun, bir hidrofor
sistemi ile TSKIP’ sına pompalanması suretiyle suyun sahip olduğu enerjiden doğrudan
faydalanmak esasıyla çalışan sistemlerdir. Su kaynaklarına yakın ve suyun korozif
özelliğinin fazla olmadığı durumlarda rahatlıkla kullanılmaktadırlar. Sudan doğrudan
yararlanıldığı için verimleri kapalı sistemlere göre daha yüksektir. Ayrıca, kapalı
devrelerde olduğu gibi ilave bir yeraltı ısı değiştiricisi gerektirmediği için ilk yatırım
maliyeti daha az olmaktadır. Ancak suyun korozif etkilerini ve ısı değiştiricilerinin

21
kirlenme riskini azaltmak için cihaz girişlerinde özel filtreler ve korozyona daha
dayanıklı tipte özel alaşımlı (cupronikel) ısı değiştiricilerine gereksinim vardır.
3.3.2.Kapalı sistemler
Açık su kaynağının mevcut olmadığı yerlerde genellikle polipropilen borulardan yapılan
boru demeti (yer altı ısı değiştiricisi) toprağa yatay veya dikey olarak daldırılarak
toprağın veya yer altı suyunun enerjisinden faydalanmaktadır. Yatay uygulama
genellikle arazinin büyük olduğu projelerde uygulanmakta olup, ısı değiştiricisi
boruların toprağın 1.5 – 2 m altına döşenerek üstünün yine toprakla doldurulması
suretiyle oluşturulmaktadır. Dikey uygulamalarda ise yer altı ısı değiştirgeci, arazinin
geniş olmadığı projelerde genellikle 100 – 150mm çapında yaklaşık 15 – 200 m
derinlikte açılan kuyular içerisine daldırılan boru demeti ile oluşturulmaktadır. Isı
pompası sistemlerinde, ısı değiştirici boru uzunluğu aşağıdaki etkenlere bağlı olarak
değişir:
 Sistemin ısıtma ve soğutma kapasitesi
 Toprak ısıl direnci
 Sistemin COP değeri
 Boru ısıl direnci
 Yıllık ortalama toprak sıcaklığı
 Isı değiştirici tipi
 Isıtma ve soğutma için sisteme giren su sıcaklığı
 Çalışma faktörü
3.3.2.1.Yatay toprak ısı değiştiricileri
Yatay sistemler tek bir hendek veya birbirlerine yakın hendekler içine, bir veya birden
fazla borunun yerleştirilmesiyle oluşturulur. Isı değiştiricisinin iyilik derecesi borular
arasındaki mesafeye bağlıdır.Yatay ısı değiştiricileri, salamuranın akış yönüne göre seri
ve paralel olarak sınıflandırılır. Bununla beraber toplam hendek uzunluğunu kısaltmak
amacıyla tek bir hendek içerisine birkaç boru yerleştirilebilir. Her kanala birden çok
borunun yerleştirildiği çok borulu sistemde, toplam kanal uzunluğu azalırken; aynı
kanalda birden çok boru olması ve bu borular arasında birbirlerine ısıl engelleme yapmaları
nedeniyle toplam boru uzunluğu artmaktadır. Hendeklerin genişliği 0,6-0,9 m
civarındadır. Plastik borular (PE) toprak altında 1,2 – 2 m derinliğe ve seçilen boru
çapına bağlı olarak yaklaşık 0,5 - 0,7 m mesafe ile birbirlerine paralel olarak döşenirler.
Böylece her m2 alan için yaklaşık 1,43 ile 2,00 m arasında boru döşenir[7].

22
Helezon yöntemiyle(Bobin Tipi serpantin tipi) yer ısı değiştiricisi aynı verimde daha
ucuza mal olarak toprağın verebileceği ısıl miktar hesaplanarak borunun belli bir alana
yayılması prensibi ile kullanılmaktadır. Helezon yatay serme, klasik yatay serme
yöntemi kadar fazla kazının yapılmadığı fakat sondajla yatay serme arası bir boru
uzunluğu kullanarak enerjinin alındığı bir yöntemdir.Yerleşim yerlerinde gittikçe
yaygınlaşan bir uygulamadır.Avantajı ısı transferi alanını küçük hacme
sığdırmasıdır.Daha az yer ve daha sığ hendek istemesi ev sahipleri için en büyük
avantajdır. Toplam kanal uzunluğu, tek borulu sistemin %20-30'u arasındadır. Ancak bu
sistemde de görülen ısıl engelleme nedeniyle toplam boru boyu artmaktadır.[2,10]
Borular, yüzey şartlarında en az düzeyde etkilenmeleri amacıyla, genellikle 0,5-
2,5 m derinlikte döşenirler. Bu mesafe arttıkça, ısı değiştiricisinin iyilik derecesi gerek
toprak sıcaklıklarının daha uygun olması, gerekse boruların yüzey şartlarından daha az
etkilenmesi sebebiyle artar. Ancak hafriyat masrafları da artacağından gömme
derinliğine ekonomik analiz sonucu karar verilmelidir. şayet tek bir hendek içerisine
birkaç kat boru döşenecekse borular arası kot farkı genellikle 0,3-0,5 m olmalıdır[13].
Borular döşendikten sonra, dikkat edilecek bir başka husus da, toprak ve boru
arasındaki ısı geçişini iyileştirmek amacıyla hendekten çıkarılan toprağın yerine
yerleştirilirken yoğunluğunu artırmak için sıkıştırılması gerekir. Yatay toprak ısı
değiştiricilerinde, 700 m boru boyu, 2 inch boru çapı ve 1 l/s akışkan debisi
kullanılabilir üst sınır değer olarak kabul edilir[7].

Şekil – 3.3.2.1. Yatay Toprak Isı Değiştirgeçleri

23
3.3.2.2.Dikey toprak ısı değiştiricileri
Dikey toprak ısı değiştiricileri yerleştirme şekilleri (şekil 3.1’de gösterildiği gibi), kesit
geometrilerine göre U-tüp, bölünmüş tüp ve es eksenli tüp olarak sınıflandırılabilir. U-
tüp boru çapları, ¾ inch ile 2 inch arasındadır. Isı değiştiricisi derinliği, basınç düşmesi
ve ısı geçişi göz önüne alınarak boru çaplarına göre 15-200 m arasında değişir. Toprak
altına yatay olarak yerleştirilen absorberlerin (kolektörler) kullanılması, oldukça fazla
yer kapladığından yeni inşaatlarda dahi zordur. Özellikle şehir merkezlerindeki arazi
parsellerinin çok küçük olması bu kullanımı daha da zorlaştırmaktadır[7].

Şekil 3.1. Kesit geometrilerine göre dikey yer ısı değiştiricileri (Patlar, 2006)
Yer ısı değiştiricili ısı pompası sistemlerinin tasarımında, ısı değiştiricisinin döşenmesi
gereken alanın azaltılmasının bir amaç olduğu düşünülürse, dikey yer ısı değiştiricili ısı
pompası sistemlerinin diğer sistemlerden en büyük avantajı ortaya çıkar. En az boruya
ihtiyaç duyma, pompalama enerji ihtiyacının diğer sistemlere nazaran daha az olması,
tüm sistemler içinde en az yüzey alanına ihtiyaç duyan sistem olması, toprak
sıcaklığının mevsimlik değişimlerinden etkilenmemesi dikey toprak ısı değiştiricilerinin
diğer avantajlarıdır. Delme makineleri ve ekipmanları gerektirmesi, delme işleminin
hendek açma işleminden pahalı olması dikey ısı değiştiricilerin
dezavantajlarındandır[7].

24
Şekil 3-2 dikey tip Isı değiştirgeci

3.4.Göl-Nehir-Deniz Uygulaması
Kuyu veya göle borular helezonik şekilde yerleştirilir. İki metre derinliğe ihtiyaç vardır
ve boru uygulamalarında ısı transferinin en verimli ve en ekonomik olarak sağlandığı
sistemdir. Burada deniz suyun sıcaklığının dış hava sıcaklığına göre daha az değişiklik
göstermesi ve yazın serin kışında sıcak olmasından dolayı sistem yıl boyunca yüksek bir
verimlilikle çalışmaktadır.

25
Şekil 3-4 Tüm Sistemlerin Şematik Gösterimi

3.5.Çalışma Prensibi
Alkol su veya antifrizli su karışımı ile doldurulmuş polietilen boru toprağın içine
yerleştirilir ve toprakta olan ısı alışverişini gerçekleşmesini sağlar.Sirkülasyon pompası
sole karışımını ısı çukuru ile ısı pompası arasında dolaştırır.Sole karışımı ısı enerjisini
ısı çukurundan alır buharlaştırıcıya transfer eder ve ısı pompasının işletilmesi için
gerekli enerji sağlanır. Ortamdan buharlaştırıcıya soğutucu akışkanın buharlaşma
entalpisini sağlamak üzere bir ısı akımı olur. Buharlaştırıcıya aktarılan enerji sayesinde
soğutucu akışkan buharlaşır Soğutucu akışkan kapalı bir devre içinde ve basınç altında
dolaştırılır soğutucu akışkanın basıncı arttırıldığında sıcaklığı da yüksek mertebeye
ulaşacaktır. Soğutucu akışkan buharlaştırıcıdan gaz halinde çıkarak kompresöre ulaşır.
Kompresörde sıkıştırılan gaz halindeki soğutucu akışkanın basıncıyla birlikte sıcaklığı
da artar.Kompresörden geçen soğutucu akışkan yoğuşturucuya ulaştığında ısının büyük
bir kısmını plakalı ısı değiştiricileri yardımıyla ısıtma tesisatı çevrimine aktarır Soğuyan
akışkan yoğuşur ve sıvı faza gelir Daha sonra genleşme valfinde basıncı düşürülür ve
düşük sıcaklıktaki soğutucu akışkan çevrimin başına dönmüş olur. [2,10]

26
3.6.Toprak Kaynaklı Isı Pompasının Avantajları ve Dezavantajları

3.6.1.Avantajları
Yüksek Etkinlik ve Kararlı Kapasite;
Toprak kaynaklı ısı pompaları uygun bir şekilde tasarlandığı zaman, alışagelmiş hava
kaynaklı ısı pompası ve fosil yakıtlı düzeneklerden daha fazla yüksek bir etki
katsayısıyla ve ekonomik olarak isletil. Çevrim sıcaklıkları dış hava sıcaklıklarıyla çok
az değişir. Bu yüzden kapasitesi kararlıdır.
Konfor ve Hava Kalitesi;
Toprak kaynaklı ısı pompaları, gizli soğutma kapasitesini içermeden, yüksek etki
katsayısı sağlarlar. Yüksek etki katsayısı, kompresörün basma basıncının emme
basıncına oranının azaltılmasıyla elde edilmektedir. Dış hava sıcaklığı, basma
basıncının daha düşük limitini gösterdiği için bazı imalatçılar etkinliği yükseltmek için
emme basıncını artırırlar. Bu, konfor ve iç hava kalitesi sorunlarını bir bütün haline
getiren zayıf nem almaya yol açar.
Basit Kontroller ve Ekipman;
Karmaşık kontroller, konforu ve kısmi yükteki etkinliği sağlamak için gerekli değildir.
Toprak kaynaklı ısı pompası sisteminin giderini düşürmek için pahalı ve özel cihazların
kullanılmaması önerilir. Hava debisi, sabit hacimde olup; merkezi kontrol sadece su
pompasındaki isteğe bağlı değişken hızlı sürücüdedir.
Düşük Bakım Gider;
Toprak kaynaklı ısı pompaları, dış ünite olmadan kurulabilirler. Tüm ısı pompası
ekipmanı iç ünite seklindedir. Ekipmanda, alışılagelmiş ekipmanlarda ortaya çıkan
yüksek ve düşük soğutucu akışkan basınçlarıyla karşılaşılmaz.
Çevre Dostu;
EPA (Environmental Protection Agency) raporuna göre, toprak kaynaklı ısı pompaları ,
“analiz edilen tüm teknolojilerin en düşük CO2 emisyonları ve en düşük toplam çevre
giderleri” olarak tanıtılmaktadır. İyi tasarlanan ve kurulan toprak kaynaklı ısı
pompalarının etkinliğinin artması, gerekli olan enerji miktarını azaltır.Böylece bundan
kaynaklanan kirleticiler ve diğer emisyonlar azaltılır.
Mükemmel Ömür Gideri;
Toprak kaynaklı ısı pompalarının ilk yatırım maliyeti yüksek olmasına rağmen, yapım-
kullanım ömrü gider hesabı yapıldığı zaman toprak kaynaklı ısı pompalarını belirgin

27
olarak öncü kılan üç karakteristik ortaya çıkar: enerji ve bakım giderlerinin düşük
olması, ve ekipman ömrünün uzun olması[3,9,10].

Bunların dışında diğer avantajları da şöyledir;


 Bedelsiz termal enerjinin değerlendirilmesi
 Konvensiyal (sınırlı) enerji kaynakları tüketiminin minimuma indirilmesi
 Kullanılan enerjinin yalnız 1/3'ü bedel ödenerek satın alınır. Kompresör ve
sirkülasyon pompalarının çalışmasını sağlayan elektrik enerjisi dışındaki kısım
topraktan bedelsiz olarak sağlanır
 Karbondioksit atığı oluşturmaması %100 çevreci
 Baca ve yakıt deposu gibi diğer ısıtma sistemlerinde varolan unsura gerek
kalmayışı ve bunların yaratacağı bakım giderlerinin bulunmayışı
 Yakıt depolama ihtiyacı olmadığından enerjiyi kullanmadan önce ödeme
gereğinin olmayışı
 Tamamen sessiz çalışma ve estetik dizayna sahip bulunuşu nedeniyle
yerleştirileceği alan konusunda seçenek sağlaması
 Kulanım basitliği
 Sulu ve kuru sistemlerin her ikisinden de mükemmel uyum
sağlamaktadır.Radyatör sistemi yerine fan-coil sistemi uygulandığında düşük
bedelli soğutma imkanın ancak çalıştığı sıcaklık aralığı diğer sistemlere göre
düşük olduğundan yerden ısıtmalara uygundur.
 Isı pompası teknolojisi sayesinde 1997 yılı süresince İsveç'te 12 TW
yani1.700.000 m3 motorin tasarrufu yapılmıştır.
 Ekonomik sorunsuz ve çevre dostu ısıtma sistemidir.
 İlk yatırımını 3-6 yıl içinde amorti eder.

3.6.2.Dezavantajları

İlk Yatırım Maliyetinin Yüksek Olması;


Yatırım gideri günümüzde standart merkezi ekipmanın giderinin iki katıdır.
Performansın, Toprak Isı Değiştiricisine Ve Ekipmana Bağlı Olması;
Nitelikli ( Ehliyetli ) Tasarımcıların Sayısının Sınırlı Olması;
HVAC tasarımcıları, daralan konstrüksiyon bütçeleri, artan standart istemleri ve giderek
çoğalan yasal sorumluluk arasında sıkışmış durumdadır.

28
Nitelikli Müteahhitlerin Sayısının Sınırlı Olması;
Ekipmanı Satıcı Karının Az Olması;
TKIP’larının satıcılar bakımından çekiciliği düşüktür. [3]

3.7.Uygulamadan kesitler

Türkiye’deki en büyük uygulama METRO-M1 Ümraniye projesidir.Yaklaşık 3500 kw


soğutma ve 1200kw ısıtma yükü hesaplanmıştır.Toplam 18327 m dikey sondaj ile
İskandinav ülkeleri hariç avrupanın en büyük uygulamasıdır.yataylar dahil yaklaşık 55
km borulama yapılmıştır.yaklaşık 1000 kw lık yük toprak tarafından karşılanmaktadır.

Türkiye’deki ikinci büyük uygulama 8000 metre yatay borulama ile Gallipoli Otel-
Çanakkale dir.Toplam yaklaşık 250 kw kapasite temini 8 adet 120 btu/h cihazlar ile
sağlanmaktadır. [11,12]

Şekil 3.7.1 Gallipoli hotel

29
Şekil 3.7.2Mayadrom AVM

Şekil 3.7.3.Mersin Forum AVM

Şekil 3.7.4.İstinye Park AVM İstanbul

30
Şekil 3.7.5.Cevahir AVM İstanbul

Şekil 3.7.6.Korumax AVM Bursa

Şekil 3.7.7.Ford Otosan Kocaeli


31
Şekil 3.7.8.Laura AVM Antalya

Şekil 3.7.9.Apartman projesi Aşkabat

Şekil 3.7.10.Therme maris hotel Dalaman Muğla

32
Bu uygulamada(hotel)( Şekil 3.7.10) sıcak yeraltı (jeotermal ) suyu kullanılarak (27 ºC)
ısıtmada yaklaşık 5,5-6 COP ta çalışmaktadır. Bu kaynak sıcaklığında, 17kW ortalama
ısıtma kapasitesine sahip ısı pompası yaklaşık 26 kW ısıtma kapasitesinde çalışmıştır.
Isı değiştiricisi içerisinde suyun sıcaklığından başka hiçbir fiziksel ya da kimyasal
özelliği değişmemektedir. Isı pompası ve sirkülasyon pompasının birlikte tüketimi
yaklaşık olarak yılda 6272 $’dır. Sistem her yıl yaklaşık olarak 40.000 $ kar ederek
hizmet vermeye devam edecektir.(ısımas). [11]
Washington’da 14864 m2 alana sahip Daniel Boone Lisesi; kısın ısıtma yazın soğutma
yapabilen bir TKIP sistemi ile teçhiz edilmiştir. Daha önce okul, bir boyler vasıtasıyla
ısıtılmakta ve soğutma için bir soğutma kulesi kullanılmaktadır. Isı pompası ile
sağlanan tasarrufun 37000 $/yıl ve amortisman süresinin 6 yıl olduğu belirtilmektedir.
Rinse bu çalışmasıyla 1998 ASHRAE Teknoloji Ödülü’nü kazanmıştır. [1]
Kıncay ve Temir (2002) çalışmalarında, İstanbul Hadımköy’deki bir villanın ısı kaybı
ve ısı kazancı değerleri bulunarak dikey tip toprak kaynaklı ısı pompası ile hem ısıtma
hem de soğutma için boyutlandırma hesapları yapılmıştır. Yaz sezonunda bir metre
sondaj borusu ile toprağa verilen ısı 0,067 kW’dır. “Bir Değere Getirilmiş Maliyet”
yöntemine göre maliyeti bulunan ısı pompası sisteminin hava kaynaklı ısı pompası ile
(aynı ısı kaybı ve kazancı için) maliyet karşılaştırması çizelge halinde sunulmuştur.
Dikey tip toprak kaynaklı ısı pompasının ilk yatırım maliyetinin hava kaynaklı sisteme
göre %6 daha yüksek, isletme maliyetinin %43 daha düşük ve yıllık toplam maliyetinin
ise %19 daha az olduğu bulunmuştur. [1]
Özgener ve Hepbaşlı (2007) tarafından yapılan çalışmada, sera ısıtma için kullanılan
güneş ve toprak kaynaklı (toprak tarafından dikey U-borulu ısı değiştiricisinin
kullanıldığı) bir ısı pompası sisteminin enerji ve ekserji analizi yapılmıştır.

33
4.ENERJİ EVİNİN ISI POMPASI İLE ISITILMASININ
PROJELENDİRİLMESİ
Bu çalışmada, ısı kayıpları ve kazançları hesabı için gerekli olan oda ve dış ortam
sıcaklıkları gibi tasarım sıcaklıkları TSE’ye göre alınmıştır. Bu çalışmada örnek olarak
alınan binanın planı aşağıda gösterilmiştir ve ısı kaybı 5000 W olarak kabul edilmiştir.

34
Bu çalışmada, yatay tip toprak ısı değiştiricisi şeklindeki TKIP sisteminde toprak ısı
değiştiricisi serpantinleri 2 m derinliğinde toprağa gömülmüştür.
Toprak altından çekilen ısı kapasitesi yaklaşık 10 ile 35 W/ m2 arasındadır. (döşeme
aralığı yaklaşık 0,5 ile 0,7 m arası olmalıdır). [2]
Isı pompasının kullanılacağı mekanın ısı gereksinimine ve toprağın niteliğine bağlı
olarak gerekli toprak alanı tespit edilirken, gerekli toprak alanı ısı pompasının
soğutma gücüne QK göre hesaplanır. Isı pompasının soğutma gücü (QK) ısı
pompasının ısıtma gücü (QWP) ile çekilen güç (PWP) arasındaki farka eşittir.
QK = QWP – PWP
ısı gereksinimi 5 kW (kompresör gücü 1,4 kW) olan bina için, QK = 3.6 kW
Spesifik Isı Çekme Gücü PE 25 W/m2 ise Gerekli Alan (FE);
FE = QK / PE
FE=3600/25=144 m2 toprak alanı
Bu örnekte 144 m2 x 1,43 m boru/ m2 = 205 m boru hesaplanmaktadır ki bu 100 m
uzunluğunda 2 boru döngüsüne eşittir.
Toprak ısı değiştiricisi boruları arasındaki mesafe 0.5 m olup 144m2 alandaki bölgeye
toplam 205 m boru serilmiştir.
Bu sistem için, 2 HP (1.4 kW)'lık FH 5524 F tipi tek fazlı kompresör, sirkülasyon
pompası için Q=1,6 m3/saat H= 5 mSS tip pompa seçilmiştir.
Her borunun debisi 1600/2 = 800 litre/saat
Δp = R değeri x boru uzunluğu
Δpçift borulu sonda =154,78 Pa/m x 2 x 100 m =30956 Pa
Δp besleme hattı = 520,61 Pa/m x 10 m = 5206,1 Pa
Δp ısıpompası =9000 Pa
Δp = 30156 + 5206 + 9000 = 45162 Pa = 451,56 mbar = 4,5 mSS

Isı pompalarının buharlaştırıcıları ve kondenserlerinde paslanmaz çelik plakalı eşanjör


kullanılmaktadır.Paslanmaz çelik plakalı eşanjörler bir türbülans akım oluşturur ve
laminer akış göstermez. Sonuç olarak daha gelişmiş bir ısı transferi karakteristiği
gösterir.Ayrıca daha kompakt tasarım daha verimli bir alan kullanımı sağlar. Isı, toprak
kolektörleri üzerinden alınmaktadır Topraktaki ısı enerjisi antifriz devresine
verilir(şekil 4,1), bu devre de ısıyı ısı pompasındaki çevrim akışkanına aktarır. [12]

35
Şekil-4.1 Topraktan Isı Enerjisi Alımı
R 410 A, gazı soğutucu akışkan olarak kullanılmıştır. Hava soğutmalı HS 10 model, 10
m2'lik kapasitesi, 3.770 kW'lık yoğuşturucusu kullanılmıştır. Yoğuşturucu fanı 160 W
gücünde olup, fanın debisi 0.6 kg/s'dir. Toprak ısı değiştiricisi içindeki salamurayı
buharlaştırıcıya getirip buharlaştırıcıdan da tekrar toprak ısı değiştiricisine gitmesini
sağlayan Alarko NPVO-26-P tipi üç hızlı pompa kullanılmıştır.
Toprak ısı değiştiricisinde, ısı iletim katsayısı 0.35 W/mK olan ve Dizayn Grup
tarafından üretilen 16x2 mm ebadında PX-b Cross Link (çapraz bağlı) boru
kullanılmıştır. Topraktaki ısının ısı pompasına veya ısı pompasından toprağa taşınması
toprak ısı değiştiricisinde dolaştırılan akışkan ile olur. Su, termodinamik ve ekonomik
bakımdan oldukça uygun bir akışkandır. Ancak donma sıcaklığının 0 oC olması birçok
uygulamada problem çıkarır. Özelikle toprak sıcaklığının düşük olduğu bölgelerde,
donma problemine karşı donma sıcaklıkları daha yüksek olan akışkanlar tercih
edilmektedir. Bu çalışmada kullanılan su % 25 antifirizlidir.

36
37
5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Enerji ihtiyaçlarımızın hızla artmasıyla, kolay bulunan, çevreyi kirletmeyen,


sürekliliği olan yeni enerji kaynaklarına yönelik çalışmaların hız kazanmıştır.
Çalışmamızda temiz enerji evinde, ısı pompaları incelenmekte ve projelendirilmesi
anlatılmaktadır.
Isı pompaları, elektrikli sistemlere göre üç hatta altı kat daha az kaynak kullanarak
istenilen enerjiyi sağlayabilmekte ve çevre kirlenmesine neden olmadan endüstriyel
ve günlük uygulamalarda kullanılabilmektedir.
Isı yalıtımı uygulamaları ile enerji gereksinimi çok düşük olan temiz enerji
evlerinde ve yeni binalarda elektrikli ısı pompaları iyi bir alternatiftir, enerjiyi korur ve
atmosferdeki zehirli emisyon miktarını azaltır. Güneşten gelen yenilebilir enerjiyi
kullanırlar ve sistem dış havaya bağlı olmadığı için, yapının içindeki havayı daha
temiz tutarlar ve dış kirleticilerden arındırmış olur.
Üreticiler tarafından 25 – 50 yıl garanti altına alınan sistemler istenildiğinde ikili, hatta
üçlü sistem olarak çalıştırılabilir. Kapalı ve açık sistemler şeklinde çalışabilmesi ve
hem yatay hem de dikey olarak uygulanabilmesi ve fosil yakıtlı sistemlerin verimleri
% 50-90 iken, ısı pompaları en az % 300 verimli olması çok büyük avantajdır.
Sistemlerin yurtdışında olduğu gibi, üniversite - sanayi işbirliğinin sağlanması,
sistem konusunda, kullanıcıların bilinçlendirilmesi için, kampanyalar yapılması ayrıca
kullanımını arttırmak amacıyla, yurtdışında olduğu gibi, teşvikler sağlanması ülkemiz
için gerek ve önem arz eder.

38
KAYNAKLAR
[1] YERLİBUCAK M. (2007)Isı pompaları, lisans tezi Dokuz Eylül Üniversitesi
Makine Mühendisliği Bölümü İzmir.
[2] KAÇIKOÇ İ. (2008)Temiz enerji evinde enerji ekonomisi uygulamaları, yüksek
lisans tezi Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Isparta.
[3] ELBİR A. (2010) toprak kaynaklı ısı pompasının termodinamik analizi, yüksek
lisans tezi Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Isparta.
[4] Anonim, 2001. U.S. Department Of Energy, 2001. Energy Efficiency And
Renewable Energy Air Source Heat Pumps, 172 s.
[5] Anonim, 2004. Energy Efficiency Best Practice İn Housing Domestic Ground
Source
[6] Heat Pumps: Design And İnstallation Of Closed-Loop Systems.
[7] Anonim, 2006. Viessmann, Technical Information Heat Pumps. 40-77.
[8]Anonim, 2007. U.S. Department Of Energy, İnternet Sitesi.
Http://www.eere.energy.gov/
[9] Hepbaşlı A., 1999. Geleceğin Teknolojisi: Yer Kaynaklı Isı Pompaları.
[10] Hepbaşlı A., 2005. Thermodynamic Analysis Of A Ground - Source Heat
Pump
System For District Heating. 671-687. İzmir.
[11] ISIMAS A.Ş. , “Yer Kaynaklı Isı Pompası Uygulamaları” ,2004
[12] IGSHPA – International Ground Source Heat Pump Association, “ Closed –
Loop / Ground - Source Heat Pump Systems Instalation Guide”, Oklahoma State
University Division of Engineering Technology Stillwater, Oklahoma 74078. 2006
[13] Esen, H., İnallı, M., "Yatay Isı Değiştiricili Toprak Kaynaklı Isı Pompasının
Performansının Deneysel Olarak İncelenmesi", I. Ege Enerji Sempozyumu ve
Sergisi, Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Denizli, Mayıs, 2003,

39
ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Hüseyin YALÇIN


Doğum Yeri ve Yılı : Nazilli, 1987
Yabancı Dili : İngilizce
Egitim Durumu
Lise : İzmir, Menemen endüstri meslek lisesi motor
bölümü 2004
Ön Lisans : AKÜ Çay myo otomotiv programı 2006
Lisans: Cumhuriyet Üniversitesi makine mühendisliği
2011
İlgi alanı: Otomotiv teknolojileri ve enerji dönüşüm
sistemleri,mmo,sae,nasa,otekon,yenilenebilir enerji
İletişim: hyalcinn@hotmail.com

40

You might also like