Islam Ansiklopedisi

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 2

HABIB el-ACEMI

r naklarda 113 (731). 120 (738), 125 (743) bir hicviye sebebiyle takibata uğ rayınca
HABİB el-ACEMI ve 130 (747-48) olmak üzere farklı tarih- İstanbul'a giderek Osmanlı tabiiyetine
(~f~) ler verilmektedir. geçti (ı 86 7). Ali Paşa ile tanıştıktan bir
EbCı Muhammed Habib b. kı müddet sonra Ahmed Vefik Paşa'nın
İbn Hacer'e göre Habib sika bir hadis
b. Muhammed el-Acemi el-Farisl yardımıyla Galatasaray Mekteb-i Sultani-
ravisidir (Tefı?fbü't-Tefı?ib, ll, 189). Hasan-ı
(ö. 1301747-48 [?]) si Farsça ve Arapça hocalığına tayin edil-
Basri. İbn Sirin. Ebu Temime ei-Huceymi
Basralı zahid. di. Ayrıca Darüşşafaka ' da da ders verdi.
L _j ve Bekir b. Abdullah'tan hadis rivayet et-
Özellikle Farsça'ya vukufu ve bu dille ya-
miş. kendisinden de Süleyman et-Teymi ,
zılmış kitaplar hakkındaki geniş bilgisiyle
Aslen İranlı olan ailesi ve hayatı hak- Hammad b. Seleme. Ca'fer b. Süleyman
tanındı. Yirmi beş yıl Osmanlı Devleti
kında yeterli bilgi yoktur. Ebü'l-Feyz ei- ve Mu'temir b. Süleyman rivayette bu-
kadrolarında çeşitli görevlerde bulunan
Menfıfi kaynak göstermeden onun bir lunmuşlardır. Buhari de el-Edebü'l-
Habib Efendi, bir süre Maarif Nezareti
melik oğlu olduğunu kaydeder (Cemhe- müfred (1. 366) ve et-Tari]Ju'l-kebir'de
Encümen-i Teftiş ve Muayene azalığ ı yap-
retü'l-evliya', II, 85). SCıfiliğe yönelme- (ll, 326) ondan bahsetmiştir. İbnü'I-Cev­
tı. 1 Mayıs 1894'te Bursa'da vefat etti ve
den önce ticaretle meşgul olan ve tefe- zi. hadis ravisi olan Habib'in başka bir ki-
Pınarbaşı Mezarlığı ' na defnedildi.
cilik yapan Habib'in, alacağını tahsil et- şi olduğunu söylüyorsa da (Şıfatü 'ş-şaf­
ve, lll, 3 21 ) bu bilgi başka kaynaklarca Arapça ve Fransızca bilen Habib Efen-
meye gittiğinde borçlu ödeme yapamaz-
doğrulanmadığı sürece ihtiyatla karşı­
di, başta Çağatayca olmak üzere çeşit­
sa o kişiden ayrıca ayak kirası aldığ ı ri-
lanmalıdı r.
li Türk lehçelerine de vakıftı. Kendisine
vayet edilir. Söylendiğine göre yemek yi-
Fransa hükümeti tarafından akademi ni-
yeceği bir sırada kendisinden sadaka is- Habib'in tasawuf tarihi açısından asıl
şam. Paris Asya Cemiyeti azalığı ve fahri
teyen dilenciyi sert bir şekilde azarlamış . önemi, zühd döneminden sonraki asır­
muhabirliği unvanı verilmiştir.
bu esnada karısı yemeğ i n kan kesildiği ni larda teşekkül eden tarikatların silsile-
söyleyince Habib yaptığına pişman ola- lerinde Hasan-ı Basri'den sonra yer al- Eserleri. Habib Efendi'nin en önemli
rak dürüst bir tüccar olmaya ve tefeciliği mış olmasıdır. Bu silsitelerde Davfıd et-
eseri Türkçe olarakyazdığı Hat ve Hat-
bırakmaya karar vermiştir. Menkıbeye gö- Tai onun müridi olarak görülür. Nakşi­ tatan'dır (İstanbul 1305). Eser İranil ve
re Habib yoldan geçerken oyun oynamak- bendiyye, Kadiriyye, Mevleviyye gibi bü- Türk hattatların biyografileriyle hat sa-
ta olan çocukların, korkarak kendisinden yük tarikatların silsitelerinde yer alması natına dair çeşitli bilgi ve metinlerden

kaçmaları üzerine son derece üzülmüş ve menkıbelerinin günümüze kadar ulaş­ meydana gelmiştir. Haklarında bilgi ver-
diği kişilere dair Arapça. Farsça ve Türk-
H asan-ı Basri'nin meclisine giderek töv- masını sağlam ıştır.
be etmiştir. AW~r. Habib ei-Acemi'nin BİBLİYOGRAFYA:
çe şiirlerle zenginleştirilmiş olan eserin
gündüzleri Hasan-ı Basri'den ilim tahsil bir özelliği de İbnü'I- Bewab'ın hatta ilgili
Buhari. el-Edebü'l-müfred (nş[ Kemal Yusuf
el-Hüt), Kahire ı388/ı968, 1, 366; a.mlf.• et- Arapça el-Kaşidetü'r-ra'iyye'sinin met-
edip geceleri Fırat kenarında yaptırdığı
Tar11)u 'l-keb1r, ll, 326; Serrac, el-Lüma', s. ni ve Türkçe şerhiyle (s_ 45-47). Muham-
zaviyede ibadetle meşgul olduğunu, Kur-
222; DO!abi. el-Küna ve'l-esma'. Beyrut ı983, med b. Hasan es-S_incarrnin Biçl'atü'l-
'an ' ı doğru okuyamadığı için kendisine
ll, 95; İbn Ebu Hatim, el-Cerh ve't·ta'diL lll, ı ı2; mücevvid ii 'ilmi'l-]Jat ve uşı11ih adlı
"Acemi" nisbesinin ver ildiğini kaydeder. Makdisi. Kitabü 't-tevvab1n, Beyrut ı 984, s.
135 beyitlik Arapça manzum risalesini
Rivayet e göre Habib namaz kıtar ken 200 vd.; Ebu Nuaym. f:lilye, VI, i 49 - ı 55; Ku-
şeyıi. er-Risale, ll, 687, 720; HOcviri, Keşfü 'l·
(s. 278-285) ihtiva etmesidir. Eserin so-
ayetleri yanlış telaffuz ettiğinden Ha-
mahcub (Uludağ). s. ı83 vd .; İbn Asakir, Tar1- nunda ayrıca bazı meşhur müzehhip ve
san-ı Basri onun arkasında namaz kılına­
l)u Dımaş/f:. IV, 32-38; Attar, Tezkiretü'l·evliya m üceilitler hakkında bilgi verilmiştir.
mayacağın ı düşünmüş ; ancak rüyasın­ (tre. Süleyman Uludağ), istanbul 1984. s. 96 -
da, kılmış olduğu bütün namazların Ha- Hat ve Hattatan'ın baş tarafında hat-
102; İ bnü'I-Cevzi, Şı{atü 'ş-şafve, lll, 3 ı 5-32 ı;
bib'in arkasında kılacağı namaz hürme- Zehebi, M1zanü'l·i'tidal, ı , 2ı2, 457; a.mlf.. tın ortaya çıkışı, gelişmesi, özellikle Arap
tine kabul edileceği , çünkü dili düzelt- A'lamü'n-nübela', VI, ı43; İbnü'I-MOiakkın. hattının menşei ve çeşitleri anlatılmış,
Taba/f:atü 'l-evliya', s. ı82-ı86, 493, 504, bu sanata hizmet ederek onu geliştiren
mekle kalbi düzeltmek arasında büyük
5ı3, 52ı, 528; İbn Hacer. Teh?1bü't-Tefı?1b, ll,
üstatların şeceresi verilmiştir. Eserin iki
bir fark bulunduğu kendisine bildirilerek 189; Şa'rani. et·Taba/f:at, ı, 67; Münavi. el-Ke-
uyarılmıştır. Bu rivayet, batını zahirden vakib, 1, 100; Ma'sOm Ali Şah, Tara'i/f:, ll, 75-
bölümden meydana gelen biyografı kıs ­
üstün tutan tasawufi anlayışın ilk ka- 78; Ebü'I-Feyz ei-MenOfi, Cemheretü'l-evliya', mı İran ve Osmanlı hattatlarına ayrılmış.
rakteristik örneklerinden biri olması açı­ Kahire 1967, ll, 85 vd. ; Ali Sami en-Neşşar. ilk bölümde bilhassa ta'lik, ikinci bölüm-
Neş 'etü 'l-fikri'l-felsefi fi'l-İslam, Kah i re 1978,
sından önem taşır. öte yandan, İmam Şa­
Ili, ı55-161; Elbani, Silsiletü'l-enad1şi'ş-şaf:ı1·
fii' nin muhalefetine rağmen Ahmed b. ha, Beyrut 1985, I, 72ı. fA:1
Hanbel'in Habib'i sınamak maksadıyla ona Imi ERHAN YETİK

fıkhi bir soru sorduğu ve aldığı cevaptan


dolayı hayrete düştüğü . ·her iki imarnın
HABİB EFENDi
da kendisini takdir ettiği söylenir. (1835-1894)

Habib'in diğer bir özelliği de yayg ın Hat ve Hattatan adlı


L eseriyle tanınan İran asıllı edebiyatçı. _j
kanaat e göre duaları kabul edilen bir kişi
olmasıdır (ibnü'l-Mülakkın. s. 182) Attar
bu konuda çeşitli menkıbeler zikreder İsfahan yakınlarındaki bir köyde ·doğ­
(Tezkiretü'l-evliya, s. 98). Habib'in eşi du. İsfahan. Tahran ve Bağdat'ta öğre­
Amre de dönemin kadın zahidlerinden- nim gördükten sonra Tahran'a döndü. Habib
di. Habib ei-Acemi'nin ölümü için kay- Sipehsalar Mehmed Han'a yazdığı siyasi Efendi

370
HABiB KARAMANI

de sülüs ve nesih yazan hattatlara geniş HABİB KARAMANI cak kayınpederiyle aralarında önemli bir
yer verilmişti r. Ancak Osmanlı hattatla- ( ö . 902 1 1496)
anlaşmazlık çıkınca iskitip'ten ayrılıp
rıyla ilgili bilgilerde yer yer yanlışlıklar Amasya'ya gitti. Şeyh Yavsi ile Habib Ka-
Anadolu'da faaliyet göster en ramani arasındaki anlaşmazlığın "derviş­
va r dır.
ilk Halveti şeyhle rinden.
Türkçe ve Farsça şiir l e r de yazan Ha- L _j lik kuwetiyle" halledildiğini söyleyen La-
mil Çelebi bu anlaşmazlı ğ ın sebebi konu-
bib Efendi'nin manzı..imelerinin büyük
Niğde yakınlarındaki Ortaköy kasaba- sunda bilgi vermez. Şeyh Yavsl'nin vakfı­
bir kısmı Ah ter gazet esinde yayım l an­
sında doğdu . Anne tarafındanHz. Ebu nı eviadiyelik olarak kurduğunu , Habib
mıştır. Ders kitabı mahiyetindeki Farsça
eserleri ise şunlardır: DüstO.r-ı Sü]]an Bekir. baba tarafından Hz. ömer soyun- Karamani'nin ise "erbabiye" olarak kur-
dan geldiği rivayet edilir. O dönemde masını istemesi yüzünden aralarının açıl­
( İ stanbu l 1289 ), Düsti'ırçe (İstanbu l
Niğde Karaman vilayetine bağlı olduğu dığı rivayet edilir. Habib Karamani İski­
1293, diğer baskı l arı için bk. özege, ı,
için Karamani nisbesiyle tanınmıştır. Hp'ten ayrıldıktan sonra gittiği Amasya'-
270 ). Münte]]abdt -ı <ubeyd-i Za~ö.n1
Ailesi ve hayatının ilk dönemleri hakkın ­ da bir zaviye kurarak ibadet ve ilimle
( İ stanbu l 1303), Berg-i Sebz (İst anbu l
da kaynaklarda bilgi yoktur. Lamil'niiı, meşgul olmaya başladı ve bu şehirde ve-
1304, 1312). Debistan -ı Farisi (İstanb u l
"Rum'dan Seyyid Yahya hazretlerine var- fat etti. Türbesi Mehmed Paşa imareti
1308). Rehnüma -yı Farisi (İstanbu l
dıkta akaid şerhi okurmuş" şeklindeki ifa- içindedir. Yahya-yı Şirvanfnin beş meşhur
1309). ljulaşa -i Rehnüma-yı Farisi (is-
desinden zahir ilimlerini tahsil ettiği an- halifesinden biri olan Ha bi b Karamani pir-
tanbul 1309) . M ünte]]abat -ı Gülistan
laşılmaktadır. daşları Şükrullah Alaeddin er-Rümi, De-
(İstanbu l 1309). Rehber -i Farisi (istan-
de Ömer Rüşeni, Muhammed Sahaed-
bul 1310). Habib Karamani'nin, Halvetiyye tari-
din Erzincani ile birlikte bu tarikatın
katının pir-i sanisi Yahya -yı Şirvanl'ye in-
Habib Efendi ayrıca Maliere'in Le mi- Anadolu'da yayılmasında önemli rolü
santhrope adlı piyesini Merdüm-güriz tisap etmek için memleketinden ayrıla­
olan bir süfidir. Ancak tarikat daha çok
rak Şirvan 'a gittiği tarih belli değildir.
( İ stanbu l 1286). James Morier'in Aven- Pir Muhammed Erzincani ve halifeleri
Lamii'nin verdiği bilgiye göre Şirvan'a
tures d'Hajji Baba d'Ispahan adlı ro- vasıtasıyla devam etmiştir. Evliya Çele-
vardığında Seyyid Yahya ' nın dervişleriy­
manını Jfad Baba-i İşfahfıni (Kalküta bi'nin, Habib Karamani'nin türbesinin Çan-
le ka rşılaşmış. onlara , "Şeyhiniz bana bir
1905). Rifila et-Tahtavi'nin G. Depping'- kırı'nın Kurşunlu kasabasının Karacalar
den çevirdiği Kala ' idü'l-mefa]]ir ii ga- günde mevlam ı gösterebilir mi?" diye
köyünde olduğunu söylemesi yanlıştır.
ribi <ava'idi'l-eva'il ve'l-ev a]]ir adlı sorunca şeyhin kıdemli müridierinden
Hacı Hamza Efendi'den şiddetli bir to- Kaynaklarda Habib Karamani'nin Ki-
eserini Gara' ib-i "Ava' id-i Milel ( İ stan­
kat yiyerek yere düşmüştür. Durumu tabü 'n-Nesayih adlı bir eseri olduğu
bul 1303) adıyla Farsça'ya tercüme et-
öğrenen Yahya-yı Şirvani onu huzuruna kaydedilmekteyse de nüshasına rastla-
miş. Ebu İ shak Hallac Şirazi'nin Dlvan-ı
çağırıp, " Dervişler gayretli olur. aldırma" namamıştır.
Et' im e (ist anbu l 1302) ve Nizameddin
diyerek gönlünü almış ve kendisini der- Habib Karamani iskitip'te cami, med-
Mahmud Karl'nin Divan -ı Elbise'sini de
vişliğe kabul etmiştir. Habib o gün şey­ rese, zaviye ve kütüphane gibi birçok va-
( İ stanbu l 1303) neşretmiştir.
hin kendisine, "Git şu pencerenin yanın ­ kıf kurmuştur. Bunların başında 881
Bİ BLİYOGRAFYA :
da dur, bu gece rüyanda ne görürsen gel (1476) yılında yaptırıp vakfettiği Tabak-
Ferheng-i Fars f, V, 454; Sefername-i Hacf
Pirzade ( n ş r. Hafız Fermanfermaiyan). Tahra n
bize anlat" dediğini, bu söz üzerine gidip hane mahallesinde bulunan Şeyh Habib
1343 hş., ll, 95 -98; Browne. LHP, IV, 450; pencerenin önüne oturduğunu nakleder Camii gelmektedir. Caminin vakfıyesi Va-
İbnülemin. Son Hattatlar, s. ll, 834; a.mlf., ve o anda şeyhte fani olduğunu kaste- kıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'ndedir
Son As ı r Türk Şa i rleri, lll, 472; Tü rkiye'de derek, "O geldi biz gittik" der. Habib Ka- (VGMA, Mücedded Anadolu , XVII I, nr.
Bası lmış Farsça Eser/er, Çeviriler ve İran'la
ramani on iki yıl şeyhin hizmetinde bu- 604, sıra 248, s. 227-229). 370 m 2 'lik bir
İlgili Yay ın lar Bib liyogra{yası , Ankara 1971,
s. 23, 36; Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, ı,
lunduktan sonra ondan hilafet aldı. Ak- alanı kaplayan caminin önündeki medre-

399; Yahya-yı Aryanpür, Ez Şabi'ı ta Nfma, Tah - şemseddin ile (ö. 863/ 1459) tanışarak se bin~ l arı 1925'ten sonra yıktırılmıştır.
ran 2535 şş . , ı, 395-402; Cemşid-i Melikpür. sohbetlerinde bulunduğuna göre (Lamii.
Edebiyyat-ı Nümayişf der iran, Tahran 1363 s. 577) 1450-1 455 yı llarında Anadolu'ya
hş ., ı , 11 2-1 14; M. Emin-i Riyahi. Zeban u
dönmü ş o lm a lı dır. Bir süre ikamet ettiğ i
Adab-ı Farsf der Kalemrü-yi 'Oşmanf, Tahran
1369 hş . , s. 256-257; a.e.: Osmanlı Toprak- . Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli'nin kabrini
larında Fa rs Dili ve Edebiyatı (t re. Mehmet s ık sık ziyaret eden Habib Karamani bir .
Kanar) , İstanbu l 1995, s. 266-267; Mehdi-yi yere yerleşmeyip hayatını Aydın, Kayse-
Bamdad. Şer/:ı.-i Hal-i Rical-i ira n, Tahran 1371 ri, Konya ve Karaman gibi şehirlere se-
hş. , ı, 313-314; Chr istophe Balay. "Litterature
yahatlerle geçirdi. Lamii Çelebi onunla
persane en Diraspora; istanbul 1865-1895"
Les ira niens d 'lstanbu l (ed. Th. Zarco ne - F: Konya'da tanıştığını söyler. Kayseri'de
Za rinebaf). Paris 1993, s. 177- 180; "Habib Akşemseddin'in halifesi İbrahim Tennuri
Efendi", Maari{. IV/97, İstanb ul 1329, s. 289; ve Nakşibendi şeyhlerinden Emir Efendi
"Habib Efendi ", TA, XVIII, 262. ile görüştü . Üç defa hacca gitti. Mekke'-
~
Habib
A Li ALPARSLAN de Zeyni şeyhlerinden Abdülmuti Efendi
Karamani'nin
ile sohbet etme imkanı buldu. Mehmed
Paşa
HABIB b. EVS Habib Karamanl. iskitip'te Şeyh Yavsi
Imareti'ndeki
(bk. EBÜ TEMMMf).
Efendi'nin kızı ve Ebüssuüd Efendi'nin m ezartaş ı ­
L _j kız kardeşi Rukıye Hatun ile evlendi. An- Amasya

371

You might also like