Professional Documents
Culture Documents
Reddedilmek Ve Sonrası İçin Yapılması Gerekenler
Reddedilmek Ve Sonrası İçin Yapılması Gerekenler
Reddedilmek Ve Sonrası İçin Yapılması Gerekenler
Reddedilmek gerçekten iğrenç bir olay olsa da her insanın yaşaması gereken bir
deneyim. İlişkilerden iş hayatına kadar her alanda her insan sürekli reddediliyor.
Şuan bunları okurken bile dünyanın çeşitli yerlerinde birileri reddediliyordur.
Yapmamız gereken bununla başa çıkabilmeyi öğrenmek. Ancak o zaman mutlu
bir hayat sürebiliriz. Daha önceki konumuzda Neden Reddediliyoruz? sorusunun
cevabını vermeye çalışmıştık. Bu yazımızda ise, A dan Z ye reddedilmek ve
sonrası için yapabileceklerimize değineceğiz.
(bkz: Neden Reddedildim?)
Reddedilmek ve Yaşattıkları
Reddedilmek ve yaşattığı psikolojik travma, başlı başına bir yıkım. Öyle ki ölüm
korkusundan bile daha güçlü. Bir nevi yaşarken ölme durumu. O an size göre
hayatınızın en önemli ânı, karşınızdaki insan veya çevreniz için hiçbir önemi yok
ama sizin için durum tamamen farklı, bir yok oluşun başlangıcı.
Net olarak bir fiziksel acı çekiyorsunuz. Şokun etkisiyle IQ seviyeniz %30’lara
varan bir düşüş gösteriyor. Reddedildim ama hala seviyorum, onsuz yaşayamam,
öldüm, bittim gibi saçma düşüncelere kapılıyorsun. O an, zaman bile sizin için
farklı akıyor. İnsanlar gülüp eğleniyor, yiyip içiyor, keyfine bakıyor fakat sizin
için her şey durmuş gibi. Neredeyse yağmur damlalarını göreceksiniz.
Şunu bilmelisin! Doğa hiçbir zaman seninle yüz yüze konuşmayacak. Bunu en ilkel
yollarla sana yaşatacak. Kendisi kısaca sen duygusal, güçsüz bir beta isen, bu
dünyada çoğalmaya hakkın yok diyor. Kullanışlı bir araç olarak hizmet et ve yok ol.
Git bir köşede ölümünü bekle ki zaten sen bu aciz durumunla eş ve çocuk
yapamazsın, kaybolur gidersin. Yani sen bu reddedilme duygusuna dayanabildiğin
kadar varsın. Çoğu insanın nefret ettiği, imrenerek baktığı duygusuz görünen afla ,
bu sayede alfalığa ulaşmıştır. O ki, reddedildiğinde asla umursamaz ve diğer
işlerde, diğer eş adaylarıyla şansını dener. Hayatın acımasızlığının, romantizm ve
duygusallığın boş işler olduğunu kavramıştır. Çünkü gerçek zorluklar duygusallıkla
çözülemez. Yani duyguları yüceltmenin bir anlamı yok, hayat bu…
Kariyer yaparken, bir firmada üst düzey çalışan olmak için yaptığınız
başvurunuz elemelerden geçmiş olabilir. Masanızın başına oturana kadar,
kendinizi hayaller denizine bırakmayın. Mümkünse ilk maaşınız yatana kadar
kendinizi tutun. Kutlama için daha çok erken. Elemelerden geçmiş olmanız
bir sonraki elemeden geçebileceğiniz anlamına gelmez. Durumu kafanızda
büyütmeyin, yelkenleri de suya indirmeyin. Sadece hayatınıza devam edin.
Yapmanız gerekeni yapın. Belki eleman yokluğu yüzünden şansına elemeleri
geçtiniz. Kim bilir?
Adamın ilk buluşmasında olumlu sinyaller veren o kadın, yeni biten ilişkisinin
acısını hafifletmek isteyen biri de olabilir. Belki de iki çift laf edemeyeceği
kadar kültürsüz biri çıkar. Belki de onunla ilk görüşmesinde kadının kafası
çok karışıktı, hata yaptığını yeni anladı. Bir sonraki buluşmada yaptığı yanlış
yüzünden kibarca özür dileyecek ve reddedecek. Bu durumda bu adamın
alacağı darbeden sağ çıkması çok zor?
Bir video sitesi açtığınızda bir sürü ezikçe yapılmış ifşa video ile
karşılaşmışsınızdır. “Yılın kaşarı”, “Kahpenin Yaptığı” gibi tuhaf tuhaf ifşa
videoları vardır. Adam kıza sinirlenip en özel anlarını internet alemiyle
paylaşmış ya da kıza fiziksel zarar vermiş. Sebep ne? Çünkü o videodaki kız
bu ezik arkadaşın duygularıyla oynadı. İstediğini vermedi.
Reddeden kişiden intikam alma isteğine gelirsek, bu gücü aslında iyi bir yere
yönlendirebiliriz. Bunu yapabilmemiz için de azıcık beynimizi çalıştırmamız
gerek. Kardeşim sen bu kızın geri gelmesini istiyor musun? O halde
“fotoğraflarını ifşa edersem geri gelir mi?” diye düşünmen lazım. Giden kişi
geri gelmez genelde. Bunun olasılığını arttıran genelde biz oluruz. Yani o
kişinin geri gelmesi, hayallerindeki film senaryosu gibi sana geri dönüp
yalvarması senin doğru senaryoyu oynamış olmana bakar. Sana geri
dönmesini mi istiyorsun?
Mutlaka ve mutlaka yaptığınız işte başarılı olun. Yelkenleri suya indirip ağıtlar
yakmayın ya da bu kendine hakim olamayan aciz herifler gibi sağa sola
saldırmayın. Milletin hayatını zindan etmeyin. Özellikle de kendi hayatınızı.
İşinizde başarılı olun!
Reddedilmek sizi hırslandırsın. Siz öfkenizle, hırsınızla herkesten on adım
öndesiniz zaten. Pes ettiğiniz anlarda, yorulduğunuzda “ben boşa mı
uğraşıyorum” dediğinizde nefretinizi ve öfkenizi kullanın. Öfkelenmek güçlü
bir yakıttır. Bunu az az, kararında bünyenize salın, NOS ateşler gibi,
zamanında ve kararlı şekilde. Anında patlatıp motoru boğmayın. Bunlara
dikkat ederseniz, öfkeyi olumlu yönde kullanmış olursunuz. Şunu söylemeden
geçmeyeyim. O sizi reddeden kıza veya sizi işe almayan patrona bir halt
olmayacak, şimdilik ama. Biraz sabredin ve sinirinizi iyi amaçlar için
depolayın
Pasif “skill” lerin ne olduğunu çoğunuz bilirsiniz. Etkisi gözle görülmez ama
aktif ettiğiniz anda karakterinize hep destek olur. Gelişiminiz hızlanır, vuruş
gücünüz artar. Pasif intikam da böyledir. Hasmınıza hep zarar verir, içine
oturur ama yavaş yavaş kalbine doğru ilerler. Şu deminki anlattığım sağa
sola saldıran barbarın etrafa savurduğu baltanın verdiği zarar hızlıdır etkilidir
ama gelip geçicidir. Kısa zamanda unutulur. Gerçek bir ezik olarak akılda
kalır. Belki de o kız için komik bir anı olur.
Reddedilmek sizi böylesine mükemmel bir insan yapar mı? Evet yapar.
Dediğimiz gibi bu biraz da sizin isteğinize ve hamurunuzun kalitesiyle doğru
orantılı. Reddedilmenin bu aşamasındayken sağı solu yıkmak yerine
kendinize yatırım yaparak bu tanrısal özelliklere sahip olun. Ancak böyle
karşınızdaki insana derin pişmanlık duygusu verebilirsiniz.
Doğanın kanunu mudur, yoksa gizli bir örgüt karar mı aldı da bu böyle
bilinmez. Ne hikmetse sizin yerinize tercih edilen kişi sizden on kat daha
çirkindir. Abartmıyorum. Elli kişi getirip sorsanız “bak kardeşim benim yerime
bunu seçti” diye, kahkahalar atarlar bu duruma. Adam kayırma da öyle, yahu
kardeşim tamam amcanın oğlunu işe almışsın da, en azından şunun tüylerini
tıraş etseydiniz. Muhtemelen hayatı boyunca kaşe basarak sizin alacağınız
paranın iki katını alacak. Herkesin nefret ettiği şu lanet kapitalizm işlese, o
maymunu şirketin kapısından sokmazlardı. (Evet, biz komünizmi yaşıyoruz
aslında o yüzden her şey böyle) Sonuç olarak yaşadığınız haklı bir kıskançlık
süreci var. Üstesinden gelmezsek biz haksız duruma düşeriz. Sonuçta bir
kenara atmak sizin elinizde. Size tekrar bir önceki anlattığım konuyu
hatırlatıyorum. Nefretinizi verimli işler için kullanın.
Bir garson “tatlı ister misiniz” diye sorduğunda gelen “hayır” cevabına
üzülmez. Bu duruma kafaya takıp restoranın batacağını düşünmez. Bu çok
saçma ve komik olurdu.
Ortada sebep yokken olur üstelik. Bir şarkı, bir hatıra, bir fotoğraf bu zehri
tekrar aktif eder. Sürekli başa sarar durum, en uzun iki yıl en kısa iki aya
kadar devam eder bu döngü. Şanslıysa iki ay gider ömründen. Bu zehir tüm
vücudunu sarınca, artık onu oradan ancak ilaçlar ve psikoterapiler kurtarır, o
da şanslıysa. Bu yüzden tetikleyicilerden uzak durun. Hüzünlü şarkılar, laf
sokan anlamlı yazılar ve hüzünlü entel edebiyatından olabildiğince kaçının.
Bunlar sadece vakit kaybı
Reddedildim Ne Yapmalıyım?
Reddedildim ne yapmalıyım, bize somut şeyler söyle! Hep bir tanımlar, hep bir
benzetmeler, entel entel konuşuyorsun bir şey anlamıyorum ben, diyenler için
bu bölüm bir özet olacak. Yazıyı tekrar tekrar okumanız yerine bu maddeleri
sırayla uygulamanız, reddedilmek hakkında daha kullanışlı uygulama arşivi
olur diye düşündüm. Sonda verme sebebim ise bunu reddedilen kişinin hak
etmesi. Buraya kadar dayanan biri bunları hayatına geçirmeyi hak ediyordur.
Zaten sizin gibi okuyan, bir şeyler yazıp çizen, bir şeyler biriktiren, bir şeylere
önem veren insanların yararlanmasını istiyoruz. Bu ne lan diye giden zaten
hak etmiyor bunları. Neyse devam.
Reddedilmek ve Sonrası