Siddhartha - Hermann Hesse (Dragged) 1

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1

binlerce yabancı kılıkta Ben’inden sıyrılıp çıkıyor dışarı, hayvan oluyor, leş

oluyor, taş oluyor, tahta oluyor, su oluyor ve her defasında yeniden uyanarak
kendi kendisine kavuşuyor, gökyüzünde ister güneş parlasın, ister ay, yine
Ben olup çevrim içinde salınımını sürdürüyor, susuyor, susuzluğunu
dindiriyor, yeniden susuyordu.

Siddhartha pek çok şey öğrendi Samanaların yanında, kendisini Ben’den


uzaklaştıran pek çok yolu yürümesini öğrendi. Acılara katlanarak, gönüllü
ıstırap, açlık, susuzluk ve yorgunluk çekip bunları yenerek nefsini öldürme
yolunda yürüdü. Meditasyonla, tüm imge ve düşünceleri kafasından
uzaklaştırarak benliğini öldürme yolunda yürüdü. Bu yollarda ve daha
başkalarında yürümesini öğrendi, kendi Ben’ini terk etti binlerce kez, saatler
ve günlerce Ben’sizlikte yaşadı. Ama yollar kendisini ne kadar Ben’den
uzaklara alıp götürse de, bir yerde durup ileri geçmiyor, onu yine alıp Ben’e
getiriyordu. İsterse Siddhartha binlerce kez Ben’den kaçıp gitsin, hiçlikte
yaşasın, hayvanda, taşta kalsın bir süre, sonunda yine Ben’e dönüşün elinden
kurtulamıyor, vakti gelince yine kendini bulmaktan kaçamıyordu, güneş
ışığında ya da mehtapta, gölgede ya da yağmurda yeniden Ben oluyor,
Siddhartha oluyor ve zorunlu çevrimin sıkıntısını duyuyordu yine.

Yanı başında Govinda vardı, gölgesi Govinda; o da aynı yolları izliyor,


aynı zahmetlere katlanıyordu. Tapınma ve egzersizlerin zorunlu kıldığından
başka bir konuşma seyrek geçiyordu aralarında. Zaman zaman birlikte köyleri
dolaşıyor, kendileri ve öğretmenleri için yiyecek dileniyorlardı.

Yine dilenmeye gittikleri bir gün, “Ne diyorsun, Govinda?” diye başladı
Siddhartha konuşmaya. “Ne diyorsun? İlerledik mi sence? Hedeflerimize
ulaştık mi?”

Govinda şöyle cevap verdi: “Öğrendik ve öğrenmeye devam ediyoruz. Sen


büyük bir Samana olacaksın, Siddhartha. Bir gün gelecek, ermiş biri
olacaksın, ey Siddhartha.”

Siddhartha da şöyle konuştu: “Ama bana öyle gelmiyor, dostum. Bugüne


kadar Samanaların yanında öğrendiklerimi, dostum Govinda, başka bir yerde
daha tez ve kolay öğrenebilirdim. Diyelim fahişelerin yaşadığı bir semtte
hangi meyhaneye girsem, arabacılardan ve zar atıp kumar oynayanlardan
öğrenebilirdim hepsini.”

You might also like