Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 108

RİSALE-İ NUR

FİHRİSTİ
İman Ve Küfür Muvazeneleri
Takdim
Bediüzzaman Said Nursî
Mühim Bir Suale Cevap

BİRİNCİ SÖZ
Besmelenin anlam ve önemi. Çeşitli varlıkların dilinde besmele. Allah'ın adını anmak ve Onun
adıyla hareket etmek neler kazandırır?

İKİNCİ SÖZ
İnananların ve inkâr edenlerin bakış açıları arasında bir karşılaştırma. Cennet hayatını insan bu
dünyada yaşamaya başlayabilir mi?

ÜÇÜNCÜ SÖZ
Allah'a kulluk görevlerini yerine getiren ve getirmeyenler arasında bir karşılaştırma. Tevekkülün
tanımı ve kazandırdıkları.

DÖRDÜNCÜ SÖZ
Namaz kılan ve kılmayanların kazanç ve kayıpları arasında bir karşılaştırma. Bir saatlik ibadetle
günün yirmi dört saatini ibadet haline getirmenin yolu.

BEŞİNCİ SÖZ
Dünya işleri namaza engel olabilir mi? Rızk için çalışmak ne zaman ibadet olur, ne zaman ibadete
engel teşkil eder?

ALTINCI SÖZ
"Allah, inananlardan, mallarını ve canlarını, Cennet karşılığında satın almıştır" mealindeki âyetin
bir açıklaması. Yetenek ve organlarımızın Allah için nasıl kullanılabileceğine dair pratik örnekler.

YEDİNCİ SÖZ
Namaz kılmaya ve büyük günahlardan kaçınmaya dair. Sabır, tevekkül, şükür, kanaat nedir?
Allah'tan korkmak nasıl olur?

SEKİZİNCİ SÖZ
"Fenalığı kendinden, iyiliği Allah'tan bil" mealindeki âyetin bir açıklaması. İnananların ve
inanmayanların dünya hayatındaki kazanç ve kayıplarına dair bir karşılaştırma.
ON İKİNCİ SÖZ
Kur'ân ile din dışı felsefe arasında bir karşılaştırma ve Kur'ân'ın bütün kelâmlar üzerindeki yeri.
İkinci Esas: Kur'ân ve felsefenin, bireylerin hayatı üzerindeki etkileri.
Üçüncü Esas: Kur'ân ve felsefenin toplum hayatı üzerindeki etkileri.

On Üçüncü Sözün İkinci Makamı


Kabir, gençlik, tutuklulular ve kan dâvâsı ile ilgili bazı parçalar.

ON YEDİNCİ SÖZ
Dünyadaki ölüm ve ayrılıklar, her şeyi kuşatan bir rahmetle nasıl açıklanabilir?
Kalbe Farisî olarak tahattur eden bir münacat: Dünyanın faniliğine dair bir nazım: önce
gafletle bakış ve yakınma, sonra tevekkülle sükûna eriş.

YİRMİ ÜÇÜNCÜ SÖZ


İnsan ve iman ilişkileri; insanın kuvvetli ve zayıf yönleri ve tekâmül yolları.
Birinci Mebhas: İmanın güzellikleri ve insana kazandırdıkları.
Birinci nokta: İnsanın, Yaratıcısına mensup olmakla kazandığı değer.
İkinci nokta: İman ışığı altında geçmiş ve geleceğe bakış.
Üçüncü nokta: İman ve tevekkülün verdiği kuvvet. Tevekkülün tanımı.
Dördüncü nokta: İnsanın yaratılışındaki tekâmül amacı; âcizlik ve güçsüzlüğünden
aldığı kuvvet.
Beşinci nokta: Duanın gücü, anlamı, çeşitleri, cevaplandırılması ve kabulü.
İkinci Mebhas: İnsanın sonsuz yükseliş ve sonsuz alçalış sırları. "Ahsen-i takvim," "âlâ-yı
illiyyîn," "esfel-i sâfilîn" kavramlarının açıklanması.
Birinci nükte: İnsanın evrensel ihtiyaçları; iyilik ve kötülük yönündeki yeteneği;
Allah'a kul olmakla kazandığı güç. "Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir"
meâlindeki âyetin bir açıklaması.
İkinci nükte: İnsanın dünyaya ve âhirete bakan yönleri; duygu ve yeteneklerinin
ayrı ayrı kulluk görevleri.
Üçüncü nükte: İnsan duygu ve yeteneklerini sadece dünya hayatına yöneltmekle
ne kazanır, ne kaybeder? Dünya hayatından alınan lezzetlerin bir kulluk görevine
dönüştürülmesi.
Dördüncü nükte: İnsanın âcizliğiyle kazandığı güç; bütün varlıkların insana
hizmetkâr olmasındaki sır.
Beşinci nükte: İnsanı, yaratılmışların en üst mertebesine çıkaran tefekkür ve kulluk
görevlerinin iki yönü.
Yirmi Dördüncü Söz Beşinci Dal
Birinci Meyve: Sevginin varlık âlemindeki yeri; sevgi ve korkunun yöneltilmesi gereken
hedefler. Allah korkusu nedir, nasıl olur?
İkinci Meyve: İbadetin sebebi; niyetin önemi; bütün varlıkların ibadetini kendi ibadeti
olarak Allah'a sunmanın yolu.
Üçüncü Meyve: Sünnetin önemi ve Sünnete uymanın sonuçları.
Dördüncü Meyve: Dinden uzaklaşma konusunda Müslümanlar ile ecnebîler arasındaki
fark.
Beşinci Meyve: İnsanın çokluk ve birlik âlemlerine bakan yönleri.

Yirmi Beşinci Söz İkinci Cilve:


Kur'ân'ın her çağda süregelen gençliği; hakikatlerinin ve kanunlarının eskimeyişi; Kur'ân
medeniyeti ile beşer medeniyeti arasında bir karşılaştırma.

Meyve Risalesi: Onuncu Meseleye Bir Hatime Olarak İki Haşiye


Birincisi: Kur'ânın hakikî tercümesi mümkün değil.
İkinci Haşiye: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği nur, kâinatın, yokluk, vazifesizlik,
anlamsızlık perdesini kaldırır.

Yirmi Altıncı Söz Üçüncü Mebhasın sonu


Hürriyet ve kader.
Dördüncü Mebhas: Sıkıntı ve musibetlerin hayırlı yönleri ve İlâhî rahmetle uyumluluğu.

Otuzuncu Söz Birinci Maksat:


Ene'nin (benlik) mahiyeti

Otuz İkinci Söz İkinci Noktanın İkinci Mebhası

BİRİNCİ LEM'A
Hz. Yunus'un (a.s.) kıssası anlatılarak, her insanın dünya ve âhiret hayatı için nefsiyle karşı karşıya
kaldığı mücâdeleyi açıklar.

On Yedinci Lem'a Beşinci Nota


Avrupa ikidir diyerek yapılan uzun bir tahlil.
YİRMİ DÖRDÜNCÜ LEM'A
Tesettür (örtünme) Hakkındadır. Tesettür Risâlesi olup, Kur'ân'ın tesettürü emreden hükümlerini
açıklayan bir tefsirdir. Tesettürün insan yaratılışına da son derece uygun olduğunu, kadın fıtratının
tesettürü gerektirdiğini, hem âile, hem cemiyet saadetinin bozulmasında tesettürsüzlüğün ne
kadar büyük rol oynadığını açıklar.
Birinci Hikmet: Tesettürün kadınlar için doğuştan gelen bir özellik olduğu ispat e-dilir.
İkinci Hikmet: Kadın-erkek arasındaki alâkanın ebedî olduğu ispat edilir.
Üçüncü Hikmet: Aile mutluluğu kadın-erkek arasındaki samimî saygı ve sevgi ile devâm
eder.
Dördüncü Hikmet: Açık saçıklık neslin çoğalması hikmetine terstir.

Birinci Mektubun Dördüncü Suali


Mecazi aşktan hakiki aşka geçişin yolunu gösterir.

Dokuzuncu Mektubun Üçüncü Kısmı

Yirmi Dokuzuncu Mektup Beşinci Risale olan Beşinci Kısım


"Allah göklerin ve yerin nurudur." (Nur Sûresi, 24:35.) âyetine dair.

Gençlik Rehberinden: Bir Zaman Eskişehir Hapishanesinin Penceresinde


Oturmuştum

Birden İhtar Edilen Bir Mes'ele-i Mühimme

Meyve Risalesi İkinci Mes'elenin Hülâsası


Ölümün karşısında takınılacak tavır

Meyve Risalesi Üçüncü Mes'ele


Eskişehir hapishanesinin penceresinden lise talebelerinin hâline ağlaması.

Meyve Risalesi Dördüncü Mes'ele


Dünya savaşından daha önemli olan hakikat.
Meyve Risalesi Sekizinci Mes'elenin bir Hülâsası
Ahiret inancının ferdî ve toplumsal hayata faydaları.
Birincisi: İnsanın mahiyeti ebediyetle fıtraten alakadardır.
İkinci meyvesi ve hayat-ı şahsiyeye bakan bir faydası: Âhirete imanla ölüm bir cennet
kapısına dönüşür.
Hayat-ı şahsiyeye ait üçüncü bir faydası
Dördüncü bir faydası ki, insanın hayat-ı içtimaiyesine bakıyor

El-Hüccetü'z-Zehra'nın İkinci Makamı


Nur âyetinin penceresinden ehl-i dalalet ile eh-i hidayetin muvazenesi.

Yirmi Dokuzuncu Lem'a İkinci Bab


Elhamdü lillah hakkındadır.
Birinci Nokta: Altı cihetten iman gözlüğüyle nasıl bakılacağını anlatır.
İkinci Nokta: Altı noktayı aydınlatan iman nimetine de şükür lâzımdır.
Üçüncü Nokta: İmanın yardım noktası ile dayanak noktası olduğunu açıklar.
Dördüncü Nokta: İnsan ruhunu sıkan ayrılık acısıdır. İman o acıları giderir.
Beşinci Nokta: İnsan imansızken düşman gördüğü şeyleri iman nuruyla kardeş görür.
Altıncı Nokta: İman nuru dünya ve ahireti ayrı ayrı iki sofra görür.
Yedinci Nokta: İman nuru ile Allah'ın varlığına iman bütün nimetlerin üstünde bir
nimettir.
Sekizinci Nokta: Kâinat kitabı Allah'a sayısız hamd delilleriyle doludur.
Dokuzuncu Nokta: Ezelden ebede her şeyden, her şeye olan hamd Allah'a mahsustur.

Lemeattan

Asâ-yı Mûsâ
Asâ-yı Mûsâ

ASÂ-YI MÛSÂ'DAN BİRİNCİ KISIM (On Birinci Şuâ)


Denizli Hapsinin bir nevî müdafaası hükmündeki meyvesi olup, aynı zamanda iman, ibadet ve
tevhide dair önemli meseleleri açıklar ve ispat eder
Meyve Risalesi: On Bir Meseledir
Birincisi: Her gün 24 saatin bir saatini ahirete sarfetmeye vesile olan namaz ibadetinin
önemi vurgulanıyor.
İkinci Meselenin Hülâsası: Ölümün karşısında takınılacak tavır.
Üçüncü Mesele: Eskişehir hapishanesinin penceresinden lise talebelerinin hâline
ağlaması.
Dördüncü Mesele: Dünya savaşından daha önemli olan hakikat.
Beşinci Mesele: Gençliğin değerini bilip ona göre davranmak
Altıncı Mesele: İlimlerin diliyle Allah'ı tanıma
Yedinci Mesele: Bize âhireti anlat diyen mahpuslara bir izah.
Sekizinci Meselenin bir Hülâsası: Âhiret inancının ferdî ve toplumsal hayata faydaları.
Birincisi: İnsanın mahiyeti ebediyetle fıtraten alâkadardır.
İkinci meyvesi ve hayat-ı şahsiyeye bakan bir faydası: Âhirete imanla ölüm bir cennet
kapısına dönüşür.
Hayat-ı şahsiyeye ait üçüncü bir faydası
Dördüncü bir faydası ki, insanın hayat-ı içtimaiyesine bakıyor
Birinci Nükte: Cehennemin varlığı hakkında bir değerlendirme.
İkinci Nükte: Cehennemin varlığının ve şiddetli azabının, rahmete ve adalete
zıddiyeti yoktur.
Dokuzuncu Mesele: Cüz'î bir iman hakikatini inkâr etmek küfrü gerektirir. Çünkü iman
bir bütündür.
Birinci Nokta: Cenâb-ı Hakkın varlık delilleri aynı zamanda âhirete işaret ve delildir.
İkinci Nokta: Bütün peygamberler ve Kur'ân'ın en esaslı unsuru Allah'a ve haşre
imandır.
Üçüncü Nokta: elhamdü lillâh'ın mânâsını ifade eden bir cümle...
Onuncu Mesele: Emirdağ Çiçeği
Kur'ân'daki tekrarlara ilgili edilen itirazlara cevap
Bu onuncu meseleye bir hatime olarak İki Haşiye
Birincisi: Kur'ânın hakikî tercümesi mümkün değil.
Hâtimeden ikinci haşiye: Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği nur, kâinatın, yokluk,
vazifesizlik, anlamsızlık perdesini kaldırır.
Hüsrev'in Üstadına yazdığı mektup
On Birinci Mesele: Meleklere iman rüknünün pek çok meyvelerinden küçücük bir
meyvesine işaret.
Hâtime: Felâk suresinin bir yönüyle izahı.
Bir ihtar: Her bir âyetin çok mânâları vardır.
Bu sureye ait bir nükte-i i'câziyenin haşiyesidir
On Birinci Meselenin haşiyesinin bir lâhikasıdır.

ASÂ-YI MÛSÂ'DAN İKİNCİ KISIM Hüccetü'l-Bâliğa Risalesi

BİRİNCİ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Âyetü'l-Kübradan)


Birinci Makamın Birinci Basamağında: Semâvâtın Allah'ın varlığına delâleti
İkinci Mertebesinde: Atmosfer ve içindekilerinin Allah'ın varlığına delâleti
Üçüncü Mertebesinde: Yerküresi ve içindekilerinin Allah'ın varlığına delâleti
Dördüncü Mertebesinde: Deniz ve nehirlerin Allah'ın varlığına delâleti
Beşinci Mertebesinde: Dağların ve ovaların Allah'ın varlığına delâleti
Altıncı Mertebesinde: Ağaçların ve bitkilerin Allah'ın varlığına delâleti
Yedinci Mertebesinde: Hayvanların ve kuşların Allah'ın varlığına delâleti. Üç hakikati var
Sekizinci Mertebesinde: Peygamberlerin Allah'ın varlığına delâleti
Dokuzuncu Mertebesinde: Âlimlerin Allah'ın varlığına delâleti
Onuncu Mertebesinde: Kudsî mürşidlerin Allah'ın varlığına delâleti
On Birinci Mertebesinde: Meleklerin ve ruhî varlıkların Allah'ın varlığına delâleti
On Üçüncü Mertebesinde: Nurlu akılların ve selim nurâni kalplerin Allah'ın varlığına
delâleti.
On Dördüncü ve On Beşinci Mertebesi: Vahiy hakikati gelecek şu beş hakikati netice
veriyor:
Cenab-ı Hakkın beşerin akıl seviyesine göre hitap etmesi.
Cenab-ı Hakkın, yüce kelâmıyla Kendi Zâtını tarif etmesi.
İnsanların dualarına cevap vermesi Onun yaratıcılığının şe'nidir.
Kelâm sıfatı, ilim ve hayat sıfatının ayrılmaz bir gereğidir.
Yüce kelamıyla insanları uyarması ulûhiyetinin gereğidir.
Ve ilham ile vahyin arasındaki fark.
Birinci Makamın On Altıncı Mertebesinde: Fahr-i Âlem olan Muhammed'in (a.s.m.)
Allah'ın varlığına delâleti
On Yedinci Mertebesinde: Kur'ân'ın vech-i i'câzı ve Allah kelâmı olduğunun delilleri.
On Sekizinci Mertebesinde: Kâinatın Allah'ın varlığına delâleti
On Dokuzuncu Mertebesinde: Allah'ın isim ve sıfatlarının Kendi varlığına delâleti.

İKİNCİ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Otuz İkinci Sözden)


Cenâb-ı Hakkın Vahdâniyetinin ispatı. Vahdet ve Ehâdiyet-i İlâhiyeye dâir gelen şüphe ve
îtirazlara cevap. Ehl-î dalâlet ve ehl-i hidayetin dünya hayatına bakış açıları.
Birinci Mevkıf: Cenâb-ı Hakkın Vahdâniyetinin ispatı.
Birinci mevkıfın küçük bir zeyli: "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl bina
edip süsledik..." (Kaf Sûresi, 50:6) âyetinin tefsiri.

ÜÇÜNCÜ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Yirmi Üçüncü Lem’a)


Her şeyin Allah tarafından yaratıldığını, ikna edici delillerle anlatan Tabiat Risâlesidir.
Mukaddime: İnsanların ağzından şuursuzca çıkan ve dinsizliği ima eden kelimelerden
söz eder.
Birinci Mesele: Sebeplerin tesiriyle varlıkların yaratılmasının imkansızlığının üç halle îzâhı
yapılmaktadır.
İkinci Mesele: Varlıkların kendi kendine oluşmasının üç muhalle îzâhı yapıl-maktadır.
Üçüncü Mesele: Tabiatın gereği olarak varlıkların oluştuğu iddiası üç muhalle anlatılır.
Hatime: Tabiatçılık fikrinden kurtulup imana gelen kişinin sorularını içerir.
Birinci sual: Cenab-ı Hakkın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var?
İkinci sual: Her varlığın tüm halleriyle Cenab-ı Hakkın kontrol ve tedbiri altında
kolayca idaresinin sırrı nedir?
Üçüncü sual: "Hiçten bir şey yaratılmıyor ve yok edilmiyor" diyenlerin iddialarına
cevap veriliyor.

DÖRDÜNCÜ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Otuzuncu Lem’anın İkinci Nüktesi)


Adl isminin cilvesini gösterir.

BEŞİNCİ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Otuzuncu Lem’anın İkinci Nüktesi)


Birinci Noktası: Hakîm isminin en büyük tecellisini ele alır
Üçüncü nüktenin ikinci noktasi: İki meseledir.
Birinci Meselesi: Sonsuz kemâl ve cemâl sahibi kendini görmek ve
göstermek ister.
İkinci Noktanın İkinci Meselesi: Kâinat sanatkârının mülkünde şirke yer
yoktur.
Üçüncü nokta: İnsanı kâinatın merkezi yapmıştır. Bütün ilimler ona hizmetkârdır.
Dördüncü nokta: Bu sarayı binler hikmetlerle yapan usta, boş ve abes iş yapmaz.
Beşinci nokta: İki meseledir.
Birinci Mesele: Sâni-i Hakîm, israf, abes ve faydasız yaratmaz.
İkinci Mesele: Sâni-i Hakîm, Resül-i Ekremin (a.s.m.) Risâletine delâlet
ediyor.

ALTINCI HÜCCET-İ İMÂNİYE (Onuncu Sözün Dokuzuncu Hakikati)


Canlılar dünyasında, özellikle kış ve bahar mevsimlerinde görünen "öldürme" ve "diriltme"
fiillerinin ve Muhyî ve Mümît isimlerinin âhirete işareti.

YEDİNCİ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Otuzuncu Mektubun On Yedinci Penceresi)

SEKİZİNCİ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Münâcât)


“Göklerin ve yerin yaratılmasında, gecenin ve gündüzün değişmesinde, insanlara faydalı şeylerle
denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten su indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra
diriltmesinde, her türlü canlıyı yeryüzüne yaymasında, rüzgarları sevk etmesinde ve gökle yer
arasında Allah’ın emrine boyun eğmiş bulutlarda, aklını kullanan bir topluluk için Allah’ın varlık
ve birliğine, kudret ve rahmetine işaret eden nice deliller vardır” (Bakara Suresi, 2:164) âyetinin
münâcât tarzında bir nevi geniş tefsiridir.

DOKUZUNCU HÜCCET-İ İMÂNİYE (Dokuzuncu Şuâ’ın Mukaddime-i Haşriyesi)


Öldükten sonra dirilmeye ve âhirete îman, insanın hem şahsî, hem de cemiyet hayatının huzuru
için ne kadar gereklidir? Bu hususu, öldükten sonra dirilmenin delilleriyle beraber açıklayan ve
ispat eden önemli bir tefsirdir.
Mukaddime
Birinci Nokta: Ahiret inancı, toplumsal ve ferdî hayatin saadetinin esasıdır.
Birincisi: İnsanlığın yarısını teşkil eden çocuklar için ahiret inancının faydası.
İkinci Delil: İhtiyarlar için ahiret inancının dünyevî faydalarını izah eder.
Üçüncü Delil: Gençler için faydasını izah eder.
Dördüncü Delil: Aile hayatı için faydasını izah eder.
İkinci Nokta: Haşre imanın, diğer iman hakikatlerini ispatı ele alınıyor.

ONUNCU HÜCCET-İ İMÂNİYE (Yirminci Mektup)

Allah'a iman ile tevhid mertebeleri hakkında müjdeli ve şifalı tesellilerin beyanı ile "Allah'tan
başka ilâh yoktur" hükmünü ispat eder. İki makam ve mukaddimeden oluşuyor.
Birinci Makam: Kelime-i Tevhid'deki müjdeleri açıklar.

ON BİRİNCİ HÜCCET-İ İMÂNİYE (Yirmi İkinci Sözün Birinci Makamı)

Evrende Allah'ı tanıtan san'at eserleri; bunlardaki birlik tecellîlerini ve san'at inceliklerini çözmenin
ve tahkikî bir imanı kazanmanın yolları.
Birinci Makam: Dünyada olup biten sıradan olayların ardındaki olağanüstülüklere dikkati
çeken bir temsil.
Birinci burhan: Ağaçların yaratılış ve yaşayışındaki olağanüstülük ve birlik tecellîsi.
İkinci burhan: Tohumlardaki ve canlıların yaratılışındaki olağanüstülük ve birlik
tecellîsi
Üçüncü burhan: İnsan ve hayvanların yaratılış ve yaşayışındaki olağanüstülük ve
birlik tecellîsi.
Dördüncü burhan: Ağaçların çevre ile ilişkilerindeki olağanüstülük ve birlik tecellîsi.
Beşinci burhan: Ağacın sonucu olan meyve ile evrenin sonucu olan insanın,
üzerlerindeki san'atla bir San'atkâra işareti.
Altinci burhan: Bahar ve yaz mevsimindeki değişikliklerde görünen olağanüstülük
ve birlik ve kudret tecellîsi.
Yedinci burhan: Varlıklar arasındaki yardımlaşma ve dayanışmada görünen
olağanüstülük ve birlik tecellîsi.
Sekizinci burhan: Bütün varlıkların yaratılış ve işleyişinde rol alan hava, su, ışık,
toprak gibi unsurların yerine getirdiği görevlerdeki olağanüstülük ve birlik
tecellîsi.
Dokuzuncu burhan: Bütün eserlerin sahibi ve san'atkârı olarak birtek zatı tanımanın
kolaylığı.
Onuncu burhan: Varlıkların gelip geçmesinde, onları değiştirenin değişmezliğini
gösteren işaretler.
On birinci burhan: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği haberlerin, evrendeki
varlıklar tarafından doğrulanması.
On ikinci burhan: Kâinat Yaratıcısı hakkında Kur'ân'ın verdiği haberler.

LEM’ALAR
BİRİNCİ LEM'A
Hz. Yunus'un (a.s.) kıssası anlatılarak, her insanın dünya ve âhiret hayatı için nefsiyle karşı karşıya
kaldığı mücâdeleyi açıklar.
İKİNCİ LEM'A
Hz. Eyyûb'un (a.s.) duasını anlatan âyet-i kerimenin bir tefsiri olup, musibet ve hastalıklara karşı
sabrın önemini açıklar, asıl musîbetin küfür ve sapıklık olduğunu ispat eder.
Birinci Nükte: Hz Eyyûb'un (a.s.) maddî hastalıklarına karşılık bizim ahiret hayatımızı
tehdit eden manevî hastalıklarımız, günahlarımız olduğunu anlatır.
İkinci Nükte: Musibet ve hastalıklardan insanların şikâyete hakkı olmadığı anlatılır.
Üçüncü Nükte: Musibetin kısa zamanı nasıl uzun zamana dönüştürdüğü îzâh edilir
Dördüncü Nükte: Sabır kuvveti dağıtılmazsa her musibete yetebilir.
Beşinci Nükte: Üç meseledir.
Birinci mesele: Asıl musibet dine gelen musibettir.
İkinci mesele: Maddî musibetler büyük görülürse büyür, küçük görülürse küçülür.
Üçüncü mesele: Bu zamanda musibet, bir lütf-u İlâhîdir.
Hatime: Musibetler ve elemler insan makinesinin çarklarını harekete geçirir.

ÜÇÜNCÜ LEM'A
Bekà için yaratılan ve bekàya aşık olan insan ruhunun, Cenâb-ı Hakka karşı hakikî görevini
bilmekle, hem dünyada, hem de ebedî hayatında huzur ve saadeti kazanacağını açıklayan bir
tefsirdir.
Birinci Nükte: Fâni sevgililerden alâkayı kesmek ve onları terk etmeye dairdir.
İkinci Nükte: İnsan bekàya aşıktır, onun için Bâkî'ye alâka peyda etmek ve isimlerine
yapışmak en önemli görevdir.
Üçüncü Nükte: Fâni, kısa, faydasız ömrü, baki, uzun faydalı yapmanın çaresi anla-tılır.

DÖRDÜNCÜ LEM'A
Ehl-i Sünnet ve Cemaat ile ehl-i Şia olan Alevîler arasındaki meselelerin hakikatini açıklar.
Birinci Nükte: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ümmetine karşı olan eksiksiz şefkât ve
merhameti anlatılır.
İkinci Nükte: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Hz. Hasan ve Hüseyin'e (r.a.) olan sevgisi
küllîdir.
Üçüncü Nükte: Peygamber Efendimiz Âl-i Beytin İslâm'a yapacağı büyük hizmete karşılık
bizden onlara sevgi göstermemizi istiyor
Dördüncü Nükte: Şialarla, Ehl-i Sünnet arasındaki anlaşmazlığı kaldıracak bir îzâh
İkinci Makam: 11. Lem'a olarak te'lif edilmiştir
BEŞİNCİ LEM'A
On Birinci Lem'aya dahil edilmiş olduğundan ayrıca te'lif edilmemiştir

ALTINCI LEM'A
Yirmi Dokuzuncu Lem'ada Arapça olarak telif edilmiş olup, bu Lem'a boş kalmıştır

YEDİNCİ LEM'A
Fetih Sûresinin son üç âyetinin bir tefsiri olup, Kur'ân'ın mu'cizeliğini gösterir şekilde, geleceğe dair
verdiği haberleri anlatır
Birincisi: Mekke Fethini haber verir.
İkincisi: Hudeybiye antlaşmasının dış görünüş itibariyle İslâm aleyhinde, gerçekte ise
lehinde olduğunu belirtir.
Üçüncüsü: Hz. Peygamber (a.s.m.) ve Ashabının Kâbe'yi emniyet içinde tavaf edeceklerini
belirtir.
Dördüncüsü: İslâm'ın bütün dinlere galebe çalacağı anlatılır.
Beşincisi: Peygamber Efedimizden (a.s.m.) sonra gelecek halifelerin özelliklerini haber
verir.
Altıncısı: Tevrat'ın Sahabeye işaretleri anlatılır.
Yedincisi: İncil'in Sahabe hakkındaki haberlerini anlatır.
Bir tetimme: Fetih Sûresinin son âyetinin haberini teyit eden âyet-i kerimenin îzâhıdır.
Birinci Nükte: Kur'ân sarih mânâsıyla olduğu gibi işarî mânâsıyla da hakikat ifade eder.
İkinci Nükte: İnsanlık içinde doğru yoldan ayrılmayan beş taifeyi ele alır. Peygamberler,
sıddıklar, şehidler, salihler, tabiinler ve onların reislerini anlatır.
Hatime: Bu tetimmeye ikinci bir îzâh. Hz. Hasan'a (r.a.) beşinci halife olarak işaret eden
âyeti ele alır. Bismillâhın ebced hesabıyla sırlarını açıklar.

SEKİZİNCİ LEM'A
Hûd Sûresi 105. ve 112. âyetlerinin tefsiri mâhiyetinde olan bu risâle, Gavs-ı Âzam Abdülkadir
Geylanî'nin kerâmet-i gaybiyesiyle Kur'ân'ın esrârına âit olan Risale-i Nur'un makbuliyetini
gösterir ve bu zamanın Kur'ân hizmetkârlarına işaretle beraber onların mânevî güçlerini ve
şevklerini artıran, sıkıntılarını gideren lem'adır.

DOKUZUNCU LEM'A
Üç önemli sorunun cevabında ruha ait bir meseleyi, ilm-i cifirle ilgili açıklamaların yalnız bir
işaretle bırakılmasının hikmetini ve Vahdetü'l-Vücud meselesini açıklar ve ispat eder.
Birinci Sualiniz: Hulûsi'nin nesebi hakkında bir açıklama.
Senin İkinci Sualinin Hülasası: Ruh ve Vahdet-i Vücudla ilgili ince bir mesele.
Üçüncü Sualiniz: İlm-i cifirle ilgili bir ders.
Dördüncü Sualiniz: Hz. İsa'nın (a.s.) babasız yaratılışı hakkında bir îzâh.
MUHYIDDIN-I ARABÎ HAKKINDAKI SUALIN CEVABINA ZEYLDIR.
Birinci Nükte: Vahdet-i Vücud meşrebine girmeye sebep olan konuları açıklar.

ONUNCU LEM'A
Kur'ân hizmetinde bulunan Nur talebelerinin yanlış ve hatâlarına mukabil yedikleri şefkat
tokatlarını anlatır.
Birincisi: Üstad kendisinin tokadını anlatır.
İkincisi: Öz kardeşi Abdülmecid'in tokadını anlatır.
Üçüncüsü: Hulûsi Beyin tokadını anlatır.
Dördüncüsü: Muhacir Hafız Ahmed'in tokadını anlatır.
Beşincisi: Hakkı Efendidir.
Altıncısı: Bekir Efendidir.
Yedincisi: Şamlı Hafız Tevfik'tir.
Sekizincisi: Seyrânî'dir.
Dokuzuncusu: Büyük Hafız Zühtü'dür.
Onuncusu: Hafız Ahmet'tir.
On Birincisi: Rızası olmadığı için yazılmadı.
On İkincisi: Muallim Galip'tir.
On Üçüncüsü: Hafız Halid'dir.
On Dördüncüsü: Üç Mustafa'nın ayrı ayrı tokatlarıdır.

ON BİRİNCİ LEM'A
Sünnet-i Seniyenin ve ona uymanın önemini anlatır.
Birinci Nükte: Ümmetin bozulduğu bir zamanında Sünnete sarılmanın önemi belirtilir.
İkinci Nükte: İmam-ı Rabbanî'den Sünnetin önemine ait bir sözü açıklar.
Üçüncü Nükte: Üstad Bediüzzaman bizzat kendini misal alarak Sünnetin kendi
hayatındaki etkisini anlatır.
Dördüncü Nükte: Üç mühim cenazenin başında Üstadın tefekkürü.
Beşinci Nükte: Allah'a muhabbetin yolunun Habibullahtan geçtiğinin îzâhı.
Altıncı Nükte: Sünnet-i Seniyenin mertebelerinin îzâhı.
Yedinci Nükte: Sünnet-i Seniyenin edeb oluşunun îzâhı.
Sekizinci Nükte: Sünnet-i Seniyenin maddî mânevî hastalıklara karşı hikmetleri
Dokuzuncu Nükte: Sünnete tümüyle uymak olmasa da niyet, kast ile taraftar olunması
gerekir.
Onuncu Nükte: Allah'a muhabbetin, Habibullaha tabi olmak suretiyle olacağını îzâh
eder.
Birinci nokta: İnsanın yaratılışındaki muhabbet ve gayesi.
İkinci nokta: Allah'a muhabbet, Sünnete uymayı gerekli kılar.
Üçüncü nokta: Cenâb-ı Hakkın merhameti ve sevgisi sonsuzdur.
On Birinci Nükte: Üç meseledir.
Birinci mesele: Sünnet-i Seniyenin kısımlarını anlatır.
İkinci mesele: Sünnete önem vermeyenlerin bedbahtlığı nazara verilir.
Üçüncü mesele: Efendimizin (a.s.m.) bütün hallerinde ifrat ve tefritten uzak
istikamet üzere oluşu anlatılır.

ON İKİNCİ LEM'A
İlim adamları tarafından eleştirilen, astronomi ile ilgili bazı âyetler tefsir edilir.
Birinci Nükte: İki noktadır.
Birinci nokta: Rızkın doğrudan Allah'ın elinde oluşu anlatılır.
İkinci nokta: Mantıkta imkânın çeşitleri nazara verilir.
Birinci mesele-i mühimme: Gökler gibi yerin de yedi tabaka oluşu îzâh edilir.
İkinci mesele-i mühimme: Göklerin yedi tabaka oluşu ispat edilir.

ON ÜÇÜNCÜ LEM'A
Şeytanların ve çirkinliklerin kâinatta yaratılmasının hikmetini ve şeytana karşı Allah'a sığınmanın
önemini tefsir eden bir risâledir.
Birinci İşaret: Şeytan taraftarlarının çoğu kez hakikat ehline galip gelmelerinin sırrı nedir?
İkinci İşaret: Sırf kötülük olan şeytanların yaratılıp mü'minlere musallat edilmesi ve bu
yüzden Cehenneme düşülmesi İlâhî rahmetle nasıl bağdaşır?
Üçüncü İşaret: Kur'ân'da ehl-i dalâletten aşırı şikâyet edilmesinin hikmeti anlatılır.
Dördüncü İşaret: Şer tahrip, hayır tamirdir.
Beşinci İşaret: Şeytanların işi tahrip olduğundan, az işle büyük zarar verirler.
Altıncı İşaret: Şeytan vesvese verir, küfrün hayalini, tasdikle karıştırır.
Yedinci İşaret: Şerrin icadını Allah'a vermeyen Mutezile görüşünün hatâ olduğunu izah
eder..
Sekizinci İşaret: İki kısım küfür ve dalâlet olduğunun îzâhı.
Dokuzuncu İşaret: Ehl-i imanın, ehl-i dalâlete mağlup düşmelerinin hikmeti nedir?
Onuncu İşaret: İblisin en mühim desisesi kendini inkâr ettirme hilesidir. Buna karşı ne
yapılması gerekir.
On Birinci İşaret: İnsanların isyanları kâinat unsurlarını kızdırıp harekete geçiriyor.
On İkinci İşaret: Dört sual ve cevaptır.
Birinci sual: Sınırlı bir hayat ve sınırlı günahlara karşı ebedî Cehennem adalet mi?
İkinci sual: Cehennem amellerin cezası, Cennet fazl-ı İlâhî olduğunun îzâhı
üçüncü sual: Neden kötülük bir yazılırken, iyilik on ve bin yazılır?
Dördüncü sual: Dalâlet ehlinin hak ehline bazen galip gelmesinin sırrı nedir?
On Üçüncü İşaret: Üç noktadır.
Birinci nokta: Şeytan, bir olan Allah'ın yalnız kendisi atomlardan yıldızlara kadar
kâinatı nasıl idare ettiğini sorup imâna şüphe vermek istiyor.
İkinci nokta: Şeytan, insana kusurunu itiraf ettirmez.
Üçüncü nokta: Şeytan, bir mü'minin bir kusuru ile tüm iyiliklerini örttürür.

ON DÖRDÜNCÜ LEM'A
Birinci Makamında "dünyanın öküz ile balık üzerinde olduğuna" dair hadislerin mâhiyet ve hakiki
anlamları, İkinci Makamında ise Bismillâhirrahmânirrahîm'in altı sırrı açıklanır.
Birinci Esas: İsrail alimleri müslüman olunca eski bilgileri de onlarla birlikte Müs-lüman
oldu.
İkinci Esas: Benzetmeler, ehlinin elinden halkın eline düşünce, yanlış anlamaya sebep
olur.
Üçüncü Esas: Kur'ân ve hadis, derin meseleleri anlatmak için müteşabih üslûbunu
kullanır.
Birincisi: Gök ve yerin müekkel melekleri vardır.
İkinci vecih: "Devlet, kılıç ve kalem üstünde durduğu gibi insanlar da ziraat ve
denizcilik ile geçimini sağlarlar" benzetmesi.
Üçüncü vecih: Burçların biri balık, biri de öküz burcudur.
İkinci sual: Âl-i Âba hakkındadır.
İkinci Makam: Bismillâhirrahmânirrâhîm'in binler sırrından altı sırrına dairdir
Birinci sir: Kâinat, yer ve insan simasında üç Rububiyet sikkesi vardır.
İkinci sir: Vâhidiyet içinde ehadiyet cilvesi îzâh edilir.
Üçüncü sir: Kâinatı şenlendiren rahmettir.
Dördüncü sir: Rahmâniyet içinde ehadiyet sikkesi gösterilir.
Beşinci sir: "Allah insanı Rahmân sûretinde yaratmıştır" hadisinin îzâhı yapılır.
Altinci sir: Rahmetin kıymeti anlatılır.

ON BEŞİNCİ LEM'A
Risâle-i Nur Külliyatından Sözler, Mektubât, Lem'âlar'ın On Dördüncü Lem'asına kadar olan
kısmın fihristesi olup, her eserin sonunda derç edilmiştir.

ON ALTINCI LEM'A
Bazı önemli meselelere dair suallerin cevaplarıdır.
Birincisi: Ramazanda beklenen mânevî fetihlere engel olan sebebin îzâhı.
İkinci Meraklı Sual: Kendine zulmedenlere bile taraftarlık göstermenin sebebi.
Üçüncü Meraklı Sual: Savaş aleyhinde bulunma gerekçesinin îzâhı.
Dördüncü Meraklı Sual: Nur hizmetinde neden ihtiyat tavsiye ediliyor?
Hatime: Sakal-ı şerifle ilgili bir açıklama.
Birincisi: Mülhitlerin tenkit ettiği "Güneşin çamurlu bir çeşmede batması" âyetinin
açıklaması
ikincisi: Zülkarneyn Seddinin nerede olduğu.
Üçüncüsü: Hz. İsa'nın ahirzamanda gelip, Deccalı öldüreceğinin îzâhı
ikinci sualiniz: Sedd-i Zülkarneyn nerede, Ye'cüc Me'cüc kimlerdir?
Üçüncü sualiniz: Hz. İsa'nın inmesiyle ilgili açıklama

ON YEDİNCİ LEM'A
Notalar sûretinde yazılmış çeşitli konuları içeren bir Risâledir. Ele alınan konulardan bazıları
şunlardır: İnsanın mahiyeti ve dünyaya ait şeylerin kaybolmasına üzülmenin yetersizliği, Allah'tan
başkasını büyük görmeme, dünyanın geçiciliği ve ömrün faniliği, haşirde insanın cismiyle tekrar
dirileceği, Avrupa medeniyeti ve fenleri, insanın kıymeti ve buna bağlı olarak kâfirlerin çokluğunun
önemsizliği, v.s.
Birinci Nota: Âlemin fenasından sonra, insanı terk edecek şeyle kalbi bağlamak akıl kârı
değil.
İkinci Nota: Varlıklar, Mabudiyetten uzaklıkta eşit olduğu gibi, yaratık olarak da eşittirler.
Üçüncü Nota: His yanılması ile çevrenin bir nebze sabit olmasını, fâni nefsin devâ-mı ile
karıştırıyor.
Dördüncü Nota: Allah önemli şeyleri ayniyle tekrar yaratıyor.
Beşinci Nota: Avrupa ikidir diyerek yapılan uzun bir tahlil.
Altıncı Nota: Kıymet kemiyette değil keyfiyettedir, kâfirlerin çokluğunun önemi yoktur.
Yedinci Nota: Müslümanları dünyaya çağıranlara esaslı bir cevap.
Sekizinci Nota: Çalışmadaki lezzet ve saadeti îzâh eder.
Dokuzuncu Nota: Peygamberliğin, insanlıktaki kemalâtın esası olduğunun îzâhı
Onuncu Nota: Marifetullahın (Allah'ı tanımanın) üç türlü şahitleri olduğunun îzâhı.
On Birinci Nota: Kur'ân ifadesi halkı nazara alan bir şefkat üslûbundadır.
On İkinci Nota: "Ey Rabb-ı Rahimim" şeklinde kalbin içli niyazlarına yer verir.
On Üçüncü Nota: Birbirine karıştırılan beş meseledir.
Birincisi: Kendi vazifesini yapıp, vazife-i İlâhiyeye karışmanın gereği
ikinci mesele: Kulluk, Allah'ın emrine ve rızasına bakar.
Üçüncü mesele: Kullukta haddini bilmek nasıl olur?
Dördüncü mesele: Zâhirî sebep eliyle gelen nimetleri, Cenâb-ı Hak hesabına almak
gerektir.
Beşinci mesele: Cemaatin malı bir adama verilse zulüm olur.
On Dördüncü Nota: Tevhide dair dört remizdir.
Birinci remiz: İnsan İlâhî bir saraydır, maddî ve manevî cihazları başka başka
âlemlerden getirilmiştir.
İkinci remiz: İnsanın kalb aynasındaki muhabbet kendisine ait değil.
Üçüncü remiz: İnsanın mahiyetindeki duygular, kâinatı içine alabilir.
Dördüncü remiz: Geniş sanılan dünya dar kabir hükmündedir.
On Beşinci Nota: Üç meseledir.
Birinci mesele: Hafîz isminin tam tecellisine işaret eden âyetin îzâhıdır.

ON SEKİZİNCİ LEM'A
Gizli kalmış mühim bir Peygamber (a.s.m.) mu'cizesini açıklayan ve evliyânın kerametlerinin hak
olduğuna kesin bir delil teşkil eden Hz. Ali'nin (r.a.) gaybî bir kerametini açıklayan Birinci
Keramet-i Aleviye Risâlesi isminde bir lem'adır.

ON DOKUZUNCU LEM'A
İsraftan men edip, iktisat ve kanaati emreden âyetleri tefsir eden İktisat Risâlesidir.
Birinci Nükte: Yaratıcı, insanlara verdiği nimetlere karşı şükür ister.
İkinci Nükte: Yaratıcı, insan vücudunu mükemmel bir saray şeklinde yaratmıştır.
Üçüncü Nükte: Dil bir kapıcıdır, sadece maddî cesede değil, ruha da bakar.
Dördüncü Nükte: İktisat eden geçim derdi çekmez.
Beşinci Nükte: Allah en fakire de en zengin gibi nimetinin lezzetini hissettirir.
Altıncı Nükte: İktisatla cimriliğin farkı tevazu ile tezellülün farkı gibidir.
Yedinci Nükte: İsraf, hırsı netice verir.

YİRMİNCİ LEM'A
İslâmiyette ihlâsın en mühim bir esas olduğunun sırlarını anlatır
Birinci Nokta: Dalâlet ehlinin ittifak etmesi, hidayet ehlinin ayrılığa düşmesinin sebepleri
nelerdir?
Birincisi: Hidayet ehlinin vazifesi umuma bakar, makam ve ücretler
belirlenmemiştir.
İkincisi: Hidayet ehlinin izzetli oluşları, hak yolda müstakil gitmelerine sebep
oluyor.
Üçüncüsü: Sevap hırsı hidayet ehline ayrılık sebebi oluyor.
Dördüncü sebep: İhlâs muhafaza edilemediğinden ehl-i hak ihtilaf ediyor.
Beşinci sebep: Ehl-i hidayetin ittifaksızlığı kâmil imanın verdiği güvenden
kaynaklanıyor.
Altinci sebep: Ehl-i hak çok geniş meseleler sebebiyle himmeti dağıldığında ittifak
edemiyor.
Yedinci sebep: Rekabetten dolayı ehl-i hak ihtilaf eder.

YİRMİ BİRİNCİ LEM'A


İhlâs Hakkındadır. Hayırlı amellerde ve özellikle uhrevî hizmetlerde muvaffak olmanın sırlarını
açıklar.
Birinci Düsturunuz: Amelde rıza-i İlâhî olmalıdır.
İkinci Düsturunuz: Kardeşleri tenkit etmemek, faziletfüruşluk yapmamak.
Üçüncü Düsturunuz: Tüm kuvveti hakta ve ihlâsta bilmektir.
Dördüncü Düsturunuz: Kardeşlerin meziyetleriyle iftihar etmektir.
İhlâsi kiran sebeplerden; birincisi: Maddî menfaatten gelen rekâbet.
İhlâsi kiran ikinci mâni: Makam sevgisinden gelen şöhret duygusu.
ÜÇÜNCÜ MANI: Korku ve tamâ.

YİRMİ İKİNCİ LEM'A


Risâle-i Nur ve hizmeti üzerine yöneltilen bir kısım suallerin cevabıdır.
Birinci İşaret: Sen ehl-i dalâletin dünyasına karışmadığın halde onlar neden senin
ahiretine karışıyorlar.
İkinci İşaret: Tenkitkârane suale cevaptır.
Üçüncü İşaret: Mugalatalı bir suale cevaptır.
Hatime: Ehl-i dünya enaniyeti sezip karşı çıkıyorlar.

YİRMİ ÜÇÜNCÜ LEM'A


Her şeyin Allah tarafından yaratıldığını, ikna edici delillerle anlatan Tabiat Risâlesidir.
Mukaddime: İnsanların ağzından şuursuzca çıkan ve dinsizliği ima eden kelimelerden
söz eder.
Birinci Mesele: Sebeplerin tesiriyle varlıkların yaratılmasının imkansızlığının üç halle îzâhı
yapılmaktadır.
İkinci Mesele: Varlıkların kendi kendine oluşmasının üç muhalle îzâhı yapıl-maktadır.
Üçüncü Mesele: Tabiatın gereği olarak varlıkların oluştuğu iddiası üç muhalle anlatılır.
Hatime: Tabiatçılık fikrinden kurtulup imana gelen kişinin sorularını içerir.
Birinci sual: Cenab-ı Hakkın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var?
İkinci sual: Her varlığın tüm halleriyle Cenab-ı Hakkın kontrol ve tedbiri altında
kolayca idaresinin sırrı nedir?
Üçüncü sual: "Hiçten bir şey yaratılmıyor ve yok edilmiyor" diyenlerin iddialarına
cevap veriliyor.

YİRMİ DÖRDÜNCÜ LEM'A


Tesettür (örtünme) Hakkındadır. Tesettür Risâlesi olup, Kur'ân'ın tesettürü emreden hükümlerini
açıklayan bir tefsirdir. Tesettürün insan yaratılışına da son derece uygun olduğunu, kadın fıtratının
tesettürü gerektirdiğini, hem âile, hem cemiyet saadetinin bozulmasında tesettürsüzlüğün ne
kadar büyük rol oynadığını açıklar.
Birinci Hikmet: Tesettürün kadınlar için doğuştan gelen bir özellik olduğu ispat e-dilir..
İkinci Hikmet: Kadın-erkek arasındaki alâkanın ebedî olduğu ispat edilir.
Üçüncü Hikmet: Aile mutluluğu kadın-erkek arasındaki samimî saygı ve sevgi ile devâm
eder.
Dördüncü Hikmet: Açık saçıklık neslin çoğalması hikmetine terstir.
Kadınlar taifesiyle bir muhavere:
Birinci nükte: Risâle-i Nurun bir esası şefkattir. Kadınların şefkat kahramanı olması
ile Nur'a ilgileri daha çok artar.
İkinci nükte: Aile hayatından gelen şikâyetlerin sebebi.
Üçüncü nükte: Meşrû daire dışındaki zevklerin zahmeti ve elemi daha çoktur.

YİRMİ BEŞİNCİ LEM'A


Hastalar Risalesidir. Ehl-i imâna gelen musibetlerin aslında birer musibet olmadığını, belki Cenâb-
ı Hakkın bir hatırlatması ve şefkatli bir iltifatı olduğunu gösteren, şifâ hakkındaki âyetlerin bir
tefsiridir.
Birinci Devâ: Hastalık dert değil, bir nevi devâ olduğundan sabredilmesi gerektiğini îzâh
eder.
İkinci Devâ: Hastalık her bir ömür dakikasını, birer saat ibadet hükmüne geçirdiğinden
şükredilmeli.
Üçüncü Devâ: İnsan bu dünyaya keyif sürmek, lezzet almak için gelmediğinin ispatıdır
Dördüncü Devâ: İnsanın vücud ve âzâları kendi malı değil, onların mâliki onlarda dilediği
gibi tasarruf eder.
Beşinci Devâ: Hastalık bazıları için bir ihsan-ı ilâhidir.
Altıncı Devâ: Geçmiş sefalı ve elemli günlerin tahlilidir
Altıncı Devâ haşiye: Bu devâ ikinci kez ama farklı olarak yazılmıştır.
Yedinci Devâ: Hastalığın elemi sıhhatin lezzetini arttırır.
Sekizinci Devâ: Hastalık sabun gibi günahların kirlerini yıkar, temizler.
Dokuzuncu Devâ: Hasta olma korkusu ölüme sebebiyet vermesinden kaynaklanır...
Onuncu Devâ: Merak hastalığı ağırlaştırır.
On Birinci Devâ: Geçmiş hastalığın elemi gitmiş, sevabı kalmıştır.
On İkinci Devâ: Hastalık zamanı yapılamayan ibadet sevabı, hastalığın meşakkatinden
dolayı aynen verilir.
On Üçüncü Devâ: Hastalık bir define, bir hediye-i İlâhiyedir.
On Dördüncü Devâ: Göz hastası olanlara bir müjde verir.
On Beşinci Devâ: Hastalığın mânâsı güzel olmasaydı, Allah en sevdiği kullarına hastalık
verir miydi?
On Altıncı Devâ: Hastalık insanlar arasında hürmet ve merhameti telkin eder.
On Yedinci Devâ: Hastalık, hastaya ve ona bakanlara sevap kapısıdır.
On Sekizinci Devâ: Hastanın şikâyete hakkı yoktur.
On Dokuzuncu Devâ: Hastalık Esma-i Hüsnânın ortaya çıkmasına sebep olur.
Yirminci Devâ: Hastalık iki kısımdır; Hakikî ve vehmî...
Yirmi Birinci Devâ: Hastalık, yakınların ilgisini hastanın üzerine odaklar.
Yirmi İkinci Devâ: Mü'min için nüzûl hastalığı mübarektir.
Yirmi Üçüncü Devâ: Allah'ın rahmeti yalnızlığa devâdır.
Yirmi Dördüncü Devâ: Hasta çocuklara, çocuk tabiatlı yaşlılara hizmet edenlerin
mükâfatı vardır
Yirmi Beşinci Devâ: Hakikî devâ imanı inkişaf ettirmektir.
Yirmi Beşinci Lem'anın Zeyli: On yedinci Mektup olup, Mektubat mecmuasına dahil
edilmiştir.

YİRMİ ALTINCI LEM'A


İhtiyarlar Risâlesi. Cemiyetin ve insan hayatının önemli bir kısmını teşkil eden ihtiyarlar ve
ihtiyarlık hakkında çok lüzumlu ve güzel tesellileri ifade eden âyetlerin bir tefsiridir.
Birinci Rica: İhtiyarlık zamanında bulduğum ricaların madenî çeşmesi imandır.
İkinci Rica: İhtiyarlığımızda en büyük rica Rahmet-i İlâhiyedir.
Üçüncü Rica: Berzah memleketi, ahbabların toplandığı yerdir. Başta Şefaatçimiz oradadır.
Dördüncü Rica: Kur'ân her zulmete bir ziya, her ye'se bir ricadır.
Beşinci Rica: Âhiret imanında kuvvetli bir rica ve teselli vardır.
Altıncı Rica: Rahîm bir Yaratıcımız var, bize gurbet yoktur.
Yedinci Rica: Madem iman ehliyiz, imanda çok nurlu, lezzetli, şirin defineler var- dır.
Sekizinci Rica: Gençliğin gitmesi, tehlikelerinden uzaklaşma sonucunu verir. …368
Dokuzuncu Rica: Bediüzzaman'ın esarette Volga kenarındaki camideki ruhî intibahıdır
Onuncu Rica: Bediüzzaman'ın esaretten geldikten sonra Eyüp Kabristanındaki
tefekkürüdür
On Birinci Rica: Bediüzzaman'ın esaretten geldikten sonra Çamlıca'daki tefekkürüdür.
On İkinci Rica: Bediüzzaman'ın Barla'da iken yeğeni Abdurrahman'ın vefatını haber
alması.
On Üçüncü Rica: Bediüzzaman'ın Van Kalesinde savaşta yıkılan bölgeyi izlerken
tahassürüdür
On Dördüncü Rica: "Allah bize yeter" âyetinin nurlu mertebeleri.
On Beşinci Rica: Bediüzzaman'ın Emirdağ'da hapsi özleten sıkıntılı tecriddeki vaziyetidir.
On Altıncı Rica: Bediüzzaman'ın Kastamonu'da polis karakolu karşısında nezaret
altındaki hayatdır.
Yirmi Altıncı Lem'anın Zeyli: Yirmi Birinci Mektup'tur.

YİRMİ YEDİNCİ LEM'A


Eskişehir Mahkemesi müdafaası olup, Tarihçe-i Hayat'ta neşredildiğinden buraya yazılmamıştır.

YİRMİ SEKİZİNCİ LEM'A


Eskişehir hapishanesinin hatırası olup Yirmi Sekiz Nüktedir.
Birinci Nükte: Risale-i Nurdan haber veren İkinci Keramet-i Aleviye Risalesidir. Sikke-i
Tasdik-i Gaybî'de yer aldığından buraya konulmamıştır. Fihrist Risalesinin ilgili
bölümü bu kitabın arkasında yer almaktadır.
İkinci Nükte: Risale-i Nur talebelerinin İlâhî kader doğrultusunda hapishaneye
girmelerinin ardındaki hikmetler anlatılır.
Üçüncü Nükte: Sineğin yaratılışında gizli olan hikmetlerden bazıları izah edilir.
Dördüncü Nükte: Demirin gökten indirildiğini beyan eden âyet-i kerimeye yönelik
itirazları susturan bir cevap ve gayet lüzumlu bir ilim ve Kur'ân'ın hikmetli dersini
gösteren kıymetli bir nüktedir.
Beşinci Nükte: Sebe Sûresinin 25. âyetinde ifade edilen İlâhî sıfatları, san'atının ölçücüğü
ile tarif eden Süleyman'ın (a.s.) Hüdhüd kuşu hakkındadır.
Altıncı Nükte: "Denizler mürekkep olsa Rabbimizin kelimelerini bitiremez" ayetinin
îzâhında ezelî kelâmın sonsuzluğuna işaret edilir.
Yedinci Nükte: Vahdetü'l-vücud meşrebinin, bu zamanın maddî sebepler içinde boğulan
insanlarına üç büyük zarar vereceği izah edilir. Son bölümde ise Hz. Muhyiddin hakkında
yöneltilen bir itiraza cevap verilir.
Sekizinci Nükte: "Binlerce salât ve selâm senin üzerine olsun ey Allah'ın Resulü"
cümlesinin namaz tesbihatında inkişaf eden bir hakikatına dairdir.
Dokuzuncu Nükte: Uykunun gaylûle, feylûle ve kaylûle şeklinde üç tür olduğunu, faydalı
ve zararlı vakitlerini Sünnet-i Seniyye dairesinde gösterir. Böylece insanın en mühim bir
sermayesi olan ömrünün uzamasına ve mühim bir gayesi olan rızkının bereketine yardım
eden vakitlerin dersini verir.
Onuncu Nükte: İnsanlığın ağlanacak gülmelerine ait gelecek endişesi ve akıbeti
düşünme merceğiyle ve "Her gelecek yakındır" sırrıyla, hak ve hakikat muvazenesiyle
görülen bir ümitsizlik durumu aktarılır. Buna karşılık edepli ve bekâya âşık insanların kalb
ve ruhunu güldürecek ve sevindirecek meşrû dairede gafletsiz eğlencelerin ve sevap
cihetiyle bâki kalan sevinçlerin olduğunu hatırlatan bir fıkradır.
On Birinci Nükte: Risale-i Nur Talebelerine yönelik Nur hizmetinin taşıdığı öneme dair
Kur'an'dan ve Sünnetten övgü dolu ifadeler aktarılır. Risale-i Nur'un dışında onun
talebelerinin, onu bırakıp başka yerde nur aramaması gerektiği, eğer aranırsa nur yerine
zulmet ve manevî ticaret yerine hasarete uğranılacağı ihtar edilir.
On İkinci Nükte: Bir tenkid olmasından yazılmadı.
On Üçüncü Nükte: Risale-i Nur'un önde gelen beş talebesine yönelik hizmetle alâkalı
bazı hatırlatmalar aktarılır.
On Dördüncü Nükte: Risale-i Nur, Kur'ân güneşinin ışığındaki yedi rengi ve yedi nuru
kendi aynasında yansıttığı, bu yönüyle önceki dönemlerde telif edilen eserlerden çok
daha ileride bir rehber ve mürşid olacağını müjde eder.
On Beşinci Nükte: Tutuklu bulunan yüz yirmi küsûr Nur Talebelerinin bazı tehlikelerden
kurtulmalarının onların nasıl Rahmanî bir koruma altında bulunduklarını ve bu büyük
ni'mete karşı tahdis-i ni'met olarak hakikat yoluna hayatımızı feda ve vakfetmemiz lâzım
geldiğini beyan eden ve her şeyde rahmetin izini, yüzünü, özünü görmeye çalışmaya
teşvik eden beliğ bir nüktedir.
On Altıncı Nükte: Risale-i Nur talebelerinin hapishane sıkıntısından dolayı birbirlerinin
galiz sözlerine tahammülü tavsiye eder.
On Yedinci Nükte: ‫ َاخَ ْذنَا ُه ْم‬...ِ‫ِكِّرُ وا ِبه‬ab ‫ َفلَمَّا َنسُوا مَا ُذ‬âyetinin ehl-i isyan hakkında nazil olduğu
halde, bir işaretle Risale-i Nur şakirtlerine sürekli ve ısrarla verilen ihlâs dersini unutup ayrı
ayrı hatalarda bulunmalarından çıkarılacak ibretli dersler hakkındadır.
On Sekizinci Nükte: Her başa gelen şeyin iki yüzü olup biri kader-i İlâhiye, diğeri insanın
kendi isteğiyle elde etmesine baktığını bildiren bir nüktedir.
On Dokuzuncu Nükte: "Kısa bir zamandaki küfre karşılık, hadsiz bir Cehennem nasıl
adalet olur?" sorusuna insanların uyguladıkları kanunlar çerçevesinde adalet-i İlahiye
ispat edilir.
Yirminci Nükte: "O bir şeyin olmasını dilediğinde, ‘Ol' der ve o şey hemen oluverir" âyet-
i kerimesindeki yalnız bir emir ile icadı, sûrelerin başlarındaki mukattaa harflerinin
özellikleri, faziletleri ve maddi tesirleriyle ilgili hadislerin akla yaklaştırılmasıyla ilgili bir
nüktedir.
Yirmi Birinci Nükte: Risale-i Nur yazarının ve şakirtlerinin başına gelen musibetlerin bir
dest-i inayetle tanzim edildiğini (beş mânidar tevafuk ile) ispat eder, gösterir.
Yirmi İkinci Nükte: Herkese lâzım olan ve herkesin daima kendi hayat aynasında
hissedip görebileceği bir nüktedir.
Yirmi Üçüncü Nükte: Risale-i Nur'un bir talebesinin tarafgir bir şekilde ve Risale i Nur'la
rekâbet edercesine söylenen sözlere karşı, tatlı ve şirin bir şekilde karşılık verilmesine dair
bir fıkradır.
Yirmi Dördüncü Nükte: Risale-i Nur'un müellifine işaret eden bir talebenin rüyasıdır.
Yirmi Beşinci Nükte: Risale-i Nur'dan tahkikî iman dersini alan bir talebenin fıkrasıdır.
Yirmi Altıncı Nükte: Koyun, keçi, manda ve deve gibi hayvanların her şeyin nimet olup,
semâdan rahmet hazinesinden indirildiğini göstermekle; her açıdan nimeti nimet bilip
şükür kapısını açan, herkese lâzım olan Kur'ânî bir mu'cizedir.
Yirmi Yedinci Nükte: İnsanın en zararlı düşmanı nefsi olduğunu gösteren çok mühim bir
hakikat dersidir.
Yirmi Sekizinci Nükte: Bazı âyetler hakkında gelen şüpheler ve itirazları; bir soru-cevap
ve mühim bir temsil ile tefsir ve izah eder.

YİRMİ DOKUZUNCU LEM'A


Arapça olarak yazılan bu Risâle tevhid delillerini gösterir. İmana dair yüksek bir tefekkürnâmedir.
İfade-i Meram: Akıl ve kalbin kaynaşmasıyla gelişen tefekkür mesleğinin özlü hülâsası.
Birinci Bab: Sübhânallah'a dair üç fasıldır.
Birinci fasil: Göklerden, yere, bitkilere, çekirdeklere kadar her şeyin, Allah'ı tesbih
ettiği anlatılır.
İkinci fasil: Bütün varlıkların diliyle Allah'ı tenzih ve tesbih ettiği anlatılır.
Üçüncü fasil: Celâl sahibi olan Allah'ın tenzih ve tesbih edilmesi
İkinci Bab: Elhamdü lillah hakkındadır.
Birinci nokta: Alti cihetten iman gözlüğüyle nasıl bakılacağını anlatır.
İkinci nokta: Altı noktayı aydınlatan iman nimetine de şükür lâzımdır.
Üçüncü nokta: İmanın yardım noktası ile dayanak noktası olduğunu açıklar.
Dördüncü nokta: İnsan ruhunu sıkan ayrılık acısıdır. İman o acıları giderir.
Beşinci nokta: İnsan imansızken düşman gördüğü şeyleri iman nuruyla kardeş
görür.
Altinci nokta: İman nuru dünya ve ahireti ayrı ayrı iki sofra görür.
Yedinci nokta: İman nuru ile Allah'ın varlığına iman bütün nimetlerin üstünde bir
nimettir.
Sekizinci nokta: Kâinat kitabı Allah'a sayısız hamd delilleriyle doludur.
Dokuzuncu nokta: Ezelden ebede her şeyden, her şeye olan hamd Allah'a
mahsustur.
Üçüncü Bab: "Allahü Ekber"in mertebelerine dairdir.
Birinci mertebe: Kâinatı ve insanı yaratan Allah her şeyden büyüktür.
İkinci mertebe: Büyüklüğü, celâli tüm varlıklar üzerinde görülür.
Üçüncü mertebe: Allah ilim ve kudretiyle her şeyden büyüktür.
Dördüncü mertebe: Kâinat ağacının yaratılışındaki hikmet, inâyet, rahmet gibi
tecellileriyle büyüklüğü anlaşılır.
Beşinci mertebe: Allah, kudret sahibi bir yaratıcı, gören bir tasvirci olarak büyüktür.
Altinci mertebe: Allah adâlet, ilim, birlik, açısından her şeyden büyüktür.
Yedinci mertebe: Büyüklüğü Hallâk, Fettah, Faal, Allam, Vehhab ve Feyyaz isimleri
ile gösterilir.
Dördüncü Bab: İki fasıldır.
Birinci fasil: Hz. Hızır'ın altmış üç mertebeye işaret eden virdi esas alınıyor.
İkinci fasil: Hz. Gavs'ın yüceltme ve taziminden 99 tevhid ve marifet mertebesi
çıkarılmış.
Beşinci Bab: Hasbünallah mertebelerine dairdir. Beş nüktedir.
Birinci nükte: İnsan acz ve fakrını tedavi eden bir devâdır.
İkinci nükte: Benim mûcidim, Hâlikım, Mâlikim bâkîdir. Ben de onun bekâsıyla
bekâ bulurum.
Üçüncü nükte: Bu mevcudat onun tecellisine aynadır.
Dördüncü nükte: Beni ve emsalimi basit bir sudan yaratan bana yeter.
Beşinci nükte: İnsanı yaratıp, hayata mazhar eden bana yeter.
Altıncı Bab: "Lâhavle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azim" hakkındadır.

OTUZUNCU LEM'A
İsm-i Âzamın altı nüktesini altı isimle açıklar.
Birinci Nükte: Kuddüs isminin nüktesine dairdir. Kâinat fabrikasının bu cilve ile
temizlenmekte olduğunu îzâh eder.
İkinci Nükte: Adl isminin cilvesini gösterir.
Üçüncü Nükte:
Birinci noktasi: Hakîm isminin en büyük tecellisini ele alır.
Üçüncü nüktenin ikinci noktasi: İki meseledir.
Birinci Meselesi: Sonsuz kemâl ve cemâl sahibi kendini görmek ve
göstermek ister.
İkinci Noktanın İkinci Meselesi: Kâinat sanatkârının mülkünde şirke yer
yoktur.
Üçüncü nokta: İnsanı kâinatın merkezi yapmıştır. Bütün ilimler ona hizmetkârdır.
Dördüncü nokta: Bu sarayı binler hikmetlerle yapan usta, boş ve abes iş yapmaz.
Beşinci nokta: İki meseledir.
Birinci Mesele: Sâni-i Hakîm, israf, abes ve faydasız yaratmaz.
İkinci Mesele: Sâni-i Hakîm, Resül-i Ekremin (a.s.m.) Risâletine delâlet
ediyor.
Dördüncü Nükte: Ferd isminin âzamî tecellisini anlatır.
Birinci işaret: Ferd ismi kâinatın bütününe ve her bir ferdine bir tevhid mührü
vuruyor.
İkinci işaret: Kâinatın unsurları birbirine girifttir. Birine sahip olamayan hiçbirine
sahip olamaz.
Üçüncü işaret: Kâinat sayısız Samedanî mektuplardır.
Dördüncü işaret: Ferd isminin açık oluşu üç noktada ele alınır.
Beşinci işaret: Hâkimiyetin en esaslı özelliği istiklâldir, infiraddır.
Altinci işaret: Allah'ın ferdiyeti bütün kemâlâtın esasıdır.
Yedinci işaret: Ferdiyeti en mükemmel ders veren Muhammed'dir (a.s.m).
Beşinci Nükte: Hayy isminin azamî tecellisini anlatır.
Birinci remiz: Hayat ve mahiyetini anlatır.
İkinci remiz: Hayatın iki yüzü de şeffaf olduğu îzâh edilir.
Üçüncü remiz: Kâinatın neticesi hayat; hayatın neticesi de şükürdür.
Dördüncü remiz: Hayat imanın altı erkânına bakıp ispat ediyor.
Beşinci remiz: Hayat girdiği şeyi âlemle bütünleştirir.
Hatime: İsm-i Âzam hakkında bir değerlendirme.
Altıncı Nükte: İsm-i Kayyûma bakar.
Birinci şua: Kâinatın Yaratıcısı bizatihî kâimdir, dâimdir. Her şey onunla ayaktadır.
İkinci şua: İki meseledir.
Birinci mesele: İsm-i Kayyûm'un bir âzamî cilvesine işaret eder.
İkinci mesele: Eşyanın kayyûmiyet sırrıyla oluşan faydalarına işaret eder.
Üçüncü şua: Hâllakıyet ve faaliyet içindeki kayyûmiyet sırrını açıklar.
Dördüncü şua: Kâinattaki hayret verici faaliyetin hikmetinin üçüncü şubesini anlatır.
Beşinci şua: İki meseledir.
Birinci meselesi: Kayyûm isminin cilve-i âzâmını gösterir.
İkinci meselesi: Kayyûmiyetin insandaki cilvesini anlatır.

OTUZ BİRİNCİ LEM'A


Şuâlar'da neşredilen On Dördüncü Şua olup, Afyon Mahkemesi müdafâasıdır.

OTUZ İKİNCİ LEM'A


Risâle-i Nur'un çekirdeği hükmünde Lemeât adlı Risâle olup, Sözler mecmuasının sonunda
yazılmıştır. Eski Said döneminin en son telifidir.
OTUZ ÜÇÜNCÜ LEM'A
Kur'ân ve Hz. Muhammed'in (a.s.m.) eşsiz duâsı Cev-şen'den ilhâmen kaleme alınan ve Cenâb-ı
Hakk'ın varlığına, birliğine bütün varlık âlemini kuşatan bin bir Esmâ-i Hüsnâsına, âhiret
âlemlerine işaret eden sayısız delil ve şahitleri gösteren bir Risâledir.

Münacat
Fihrist

Tarihçe-i Hayat
Takdim
Önsöz
Giriş

1. BEDİÜZZAMAN'IN İLK HAYATI


İlk hayatına kısa bir bakış
Şarktaki aşâirle muhavere
Gönüllü alay kumandanlığı
İfade-i Meram

2. BARLA HAYATI
Risale-i Nur'un zuhuru
Risale-i Nur'un telifi-neşri

3. ESKİŞEHİR HAYATI
Eskişehir Müdafaası
Bir suç olarak sorulan mesele
Son müdafaata sonradan ilhak edilmiş bir mukaddeme

4. KASTAMONU HAYATI

5. DENİZLİ HAYATI
Denizli mahkeme müdafaası

6. EMİRDAĞI HAYATI
Emirdağı'na sürülmesi
Emirdağı'nda zehirlenmesi
Gelenlerle ne konuşurdu?

7. AFYON HAYATI
Afyon Mahkemesi

8. ISPARTA HAYATI

Tahliller (Eşref Edip)


Said Nur ve Talebeleri
Bediüzzaman'ı zehirlediler
Bediüzzaman Said Nur
Bediüzzaman kimdir?
Demokratlar'a tavsiye
Emirdağı'na dönüşü
İstanbul Mahkemesi
Üstadın Müdafaası
Bediüzzaman ve Risale-i Nur (Risale-i Nur Nedir, Nasıl Bir Tefsirdir)
Konuşan Yalnız Hakikattir
Nur talebelerine Üstad Bediüzzaman'ın son dersi
Reis-i Cumhura ve Başvekile
Risale-i Nur (dış ülkeler)

MEKTUBAT
BİRİNCİ MEKTUP
Dört farklı sualin cevabıdır:
Birinci Sual: Hazret-i Hızır'ın hayatta olup olmadığını ve hayatın beş mertebesinin neler
olduğunu açıklar.
İkinci Sual: Ölümün bir nimet olduğunu Kur'ân ayetleriyle açıklar.
Üçüncü Sual: Cehennemin nerede olduğuna dair gayet makul bir açıklamadır.
Cehennemin Büyük ve Küçük diye iki çeşit olduğunu mantıkla ispat eder; bunların Allah'ın
lütuf ve kahrının iki tecellisi, kâinat ağacının iki meyvesi ve bu dünyanın iki ürünü
olduğunu ortaya koyar.
Dördüncü Sual: Mecazi aşktan hakiki aşka geçişin yolunu gösterir.

İKİNCİ MEKTUP
Dini tebliğle görevli insanların zaruret olmadıkça sadaka ve hediyeleri kabul etmemeleri
gerektiğini ve mümkün olduğu kadar kanaatle hareket etmelerini altı sebeple izah eder.

ÜÇÜNCÜ MEKTUP
Kur'ân-ı Kerimin, yıldızların doğuş ve batışı üzerine ettiği kasemin i'caz ve belağatini gösteren bir
tasvir ile imansızlık yolunda nihayetsiz zorluklar olduğunu; iman ve tevhid yolunda ise sonsuz
kolaylıklar bulunduğunu açıklar.

DÖRDÜNCÜ MEKTUP
Risale-i Nur'un, Cenâb-ı Hakkın Rahîm ve Hakîm isimlerine mazhar olduğunu; göklerin ve
yıldızların tasvirini şiirsel bir tarzda dile getirir.

BEŞİNCİ MEKTUP
Velâyetin suğrâ, kübrâ ve vustâ olarak üç kısma ayrıldığını, tarikatlarda asıl maksadın, iman
hakikatlerinin inkişafı ve sünnet-i seniyyeye uymak olduğunu, Risale-i Nur'un daha kısa bir
zamanda o görevi gördüğünü açıklar.

ALTINCI MEKTUP
Üstad Bediüzzaman'ın gurbetteki hâlini ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir" meâlindeki âyetin
verdiği teselliyi güzel bir şekilde ifade eder.

YEDİNCİ MEKTUP
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) birden fazla evliliğinin ve özellikle Hz. Zeyneb ile evlenmesinin
hikmetlerini açıklar.

SEKİZİNCİ MEKTUP
Besmeledeki Rahmân ve Rahîm isimlerini tefsir ederek bu isimlerin bir vesilesi olan şefkatin aşktan
daha yüce, daha parlak ve daha hâlis olduğunu anlatır.

DOKUZUNCU MEKTUP
Kerâmet, ikram ve inayet hakkında önemli bir kuralı açıklar. Ayrıca İslâm ile iman arasındaki
ilişkiyi ve bunların farklı yönlerini ilmî tarzda izah eder.

ONUNCU MEKTUP
Kitâb-ı Mübin'le İmâm-ı Mübin'in tanımını yaparak kader, levh i mahfuz gibi konulara açıklık
getirir ve haşir meydanının nerede olacağı hususunda bilgi verir.
ON BİRİNCİ MEKTUP
"Muhakkak ki, şeytanın hilesi pek zayıftır." (Nisâ Sûresi: 76.) ayetini tefsir ederek şeytanın verdiği
vesveseye karşı manevî bir ilâç sunar.
Ayrıca çağdaş uygarlığın Kur'ân'ın mucizeliği karşısında ne kadar aciz olduğunu ortaya koyar ve
miras konusundaki Kur'ân prensiplerinin ne kadar adâletli olduğunu gösterir.

ON İKİNCİ MEKTUP
Hazret-i Âdem'in (a.s.) Cennetten çıkarılması, insanların bir kısmının Cehenneme girmesi,
Şeytanın ve kötü şeylerin yaratılması, musibet ve belâların mâsum insanlara ve hayvanlara
musallat edilmesinin hikmetlerini izah eder.

ON ÜÇÜNCÜ MEKTUP
Üstad Bediüzzaman'ın sürgün hayatındaki durumuna; izin belgesi için neden müracaat
etmediğine ve siyasetten niçin uzak durup ilgilenmediğine dair soruların cevapları yer alır.

ON DÖRDÜNCÜ MEKTUP
Telif edilmemiştir

ON BEŞİNCİ MEKTUP
Sahabeler zamanında ve daha sonraki devirlerde cereyan eden Cemel ve Sıffin hadiseleriyle hilâfet
ve saltanat mücadeleleri, Kerbela Olayı hakkında yapılan izahlar ile ahirzaman ve kıyamet
alametleriyle ilgili sorulan altı suale verilen cevapları içerir.
Birinci Sual: "Sahâbîler, velilerden büyük oldukları hâlde aralarındaki bozguncuları neden
velâyet gözüyle bulup ortaya çıkarmadılar ve sonuçta dört halifeden üçü şehit oldu?"
İkinci Sual: "Hz. Ali'nin (r.a.) zamanında başlayan savaşların mahiyeti nedir? O savaşlarda
ölen ve öldürülenler nasıl açıklanır?"
Üçüncü Sual: "Âl-i Beyte yapılan acımasız muamelelerin hikmeti nedir?"
Dördüncü Sual: "Âhir zamanda Hz. İsâ'nın (a.s) yeryüzüne ineceği, Deccal'ı öldüreceği,
bütün insanların hak dini kabul edecekleri, ama buna karşılık Kıyamet Gününde "Allah!
Allah!" diyen kimse kalmayacağını söylüyorlar"
Beşinci Sual: "Kıyamet günü olaylarından bâki ruhlar da etkilenecek mi?"
Altıncı Sual: "Herşey helâk olup gidicidir - Ona bakan yüzü müstesna." (Kassas Sûresi,
28:88.) âyeti âhiret, Cennet ve Cehennemi de ihtiva ediyor mu?"

ON ALTINCI MEKTUP
Tek parti dönemindeki, sosyal hayat ve siyaset konularında yöneltilen sorulara Üstad
Bediüzzaman'ın beş nokta halinde verdiği cevaplardır.
Birinci Nokta: Kur'âna hizmet etme maksadının Bediüzzaman'ı siyasetten menettiğine
dairdir.
İkinci Nokta: İhlâs ve sadakatle hizmet-i imaniye ve ebedî hayat için ciddi bir şekilde
çalışmak siyasetten uzak durmayı gerektirir.
Üçüncü Nokta: Üstad Bediüzzaman'a yapılan ağır baskılara karşı tahammülünün önemli
bir sebebini iki misalle anlatır.
Dördüncü Nokta: Ehl-i dünyanın şüpheli sorularına karşı verilen cevaptır. Bu cevapta
onun Kur'ân hizmetine ait bir keramet olarak hiçbir şekilde inkâr edilemeyen İlâhî inâyeti
açıklar.
Beşinci Nokta: Ehl-i dünyanın adaletsiz bir şekilde Üstad Bediüzzaman'a teklif ettikleri
kurallara ve bid'alara karşı onları susturacak bir cevaptır.
On Altıncı Mektubun Zeyli: Ehl-i dünyanın ve dinsizlerin dünya ve siyasetlerinden
tamamen çekildiği hâlde, Üstad Bediüzzaman hakkında gösterdikleri esassız şüphe ve
telaşları def etmek ve ilmin değerini korumak için Eski Said'in diliyle yazılmıştır.

ON YEDİNCİ MEKTUP
Çocuk Taziyenamesi: Küçük yaşta çocuğu ölenlere bir tesellidir. Ergenlik çağına gelmeden vefat
eden çocukların ebedî âlemde yine sevimli bir çocuk olarak anne ve babalarının kucağına
verileceği hakkında bir müjdedir.

ON SEKİZİNCİ MEKTUP
Vahdetü'l-vücud meselesi, kâinatta devam eden faaliyetin hikmeti ve varlığın sırları gibi konuları
işler.
Birinci Mesele-i Mühimme: Evliyaların keşifle gördükleri ve gözlemledikleri hâdiselerin,
şehadet âleminde bazan gerçeklerle çelişmesindeki sırrı örneklerle açıklar.
İkinci Mesele-i Mühimme: Tartışma konusu olan Vahdetü'l-Vücud meselesine dair
önemli bir açıklamadır.
Üçüncü Mesele: Kâinattaki hayret verici faaliyet ve değişmelerin hikmetini açıklar.

ON DOKUZUNCU MEKTUP
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliğinin delilleri olan üç yüzden fazla mu'cizeyi zevkli ve akıcı
bir üslup ile açıklar. On dokuz işaretten oluşuyor:
Birinci Nükteli İşaret: Kâinatın Sahibi olan Yüce Allah, insanların en mükemmeli olan Hz.
Muhammed (a.s.m.) ile konuşmuş ve onu tüm insanlığa rehber yapmıştır.
İkinci Nükteli İşaret: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliğine dairdir.
Üçüncü Nükteli İşaret: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) elçiliğinin umumiliğine dair gösterilen
deliller.
Dördüncü Nükteli İşaret: Yüce Peygamberin (a.s.m.) Ashabı, ailesi ve ümmetiyle ilgili
önceden haber verdiklerinin tam olarak anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılmış 6
prensipten oluşuyor.
Beşinci Nükteli İşaret: Âl-i Beytin başına hangi olayların geleceğini haber verir.
"Hz. Ali (r.a.) halifeliğe herkesten daha fazla lâyık olduğu hâlde neden ona öncelik
verilmedi?"
"Neden onun halifeliği süresince İslâm'da birçok karışıklık oldu?"
"Mübarek İslâmiyet ve nuranî Saadet asrının başına gelen o dehşetli kanlı fitnenin hikmeti
nedir?"
Altıncı Nükteli İşaret: Geleceğe ait haberlerle ilgili Hz. Muhammed'in (a.s.m.) mu'cizeleri.
Ayrıca Şiilerin Hz. Ali'ye (r.a.) olan muhabbetlerine dair bir sorunun cevabıdır.
Yedinci Nükteli İşaret: Yemek bereketiyle ilgili Peygamber Efendimizin (a.s.m.)
mu'cizelerini on altı örnekle anlatıyor.
Sekizinci İşaret: Peygamber Efendimizin elinden çeşme gibi suyun akması ve ağız
suyunun temasıyla sulardaki bereket mu'cizesini açıklar.
Dokuzuncu İşaret: Ağaçlarla ilgili Peygamber mu'cizeleridir. Ağaçların insanlar gibi
Peygamber Efendimizin emirlerini dinlemeleri ve yerlerinden çıkıp onun yanına gelmeleri,
ona olan sevgi ve bağlılıklarını dile getirmeleri gibi mu'cizeleri anlatıyor.
Onuncu İşaret: Kuru bir direğin inlemesiyle ilgili mu'cizeyi anlatıyor.
On Birinci İşaret: Kayalar, dağlar gibi cansızların Peygamber mu'cizelerini gösterdiklerine
işaret eder.
On İkinci İşaret: On birinci işaretle ilgili olan ve çok önem arz eden üç mu'cizeyi anlatır.
On Üçüncü İşaret: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) hastaları ve yaralıları iyileştirmesiyle
ilgili mu'cizeleri anlatıyor.
On Dördüncü İşaret: Peygamberimizin Efendimizin (a.s.m.) dualarıyla ortaya çıkan
mu'cizelerden bahseder.
On Beşinci İşaret: Üç şûbeden oluşuyor:
Birinci Şûbesi: Bir mu'cize olarak hayvan türlerinin, Peygamber Efendimizi (a.s.m.)
nasıl tanıyıp tasdik ettiklerini açıklar.
İkinci Şûbe: Ölülerin (cesetlerin), cinlerin ve meleklerin Peygamberimizi (a.s.m.)
nasıl tanıyıp tasdik ettiklerini açıklar.
Üçüncü Şûbe: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Allah (c.c.) tarafından korunmasıyla
ilgili engin bir mu'cizedir.
On Altıncı İşaret: Efendimize Peygamberliğin gelmesinden önce ortaya çıkan, fakat
peygamberlikle ilgili olan ve "İrhasat" denilen harikalardan bahseder. Üç kısımdır:
Birinci Kısım: Tevrat, İncil, Zebur ve diğer kutsal kitapların Hz. Muhammed
(a.s.m.) hakkında verdikleri haberlerdir.
İkinci Kısım: Kâhinlerin ve bir nevi evliya hükmünde olan bazı insanların Hz.
Muhammed'in (a.s.m.) geleceğini haber vermeleri.
Üçüncü Kısım: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) dünyaya teşrifleri anında meydana
gelen bazı olağanüstü hadiseler.
On Yedinci İşaret: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) kendi zatının mu'cize olması
hakkındadır.
On Sekizinci İşaret: Resulullahın (a.s.m.) en büyük mu'cizesi olan Kur'ân-ı Kerim
hakkındadır. Kur'ân'ın mu'cizeliğini anlatan üç nükteden oluşuyor:
Birinci Nükte: Kur'ân-ı Kerimin i'câzını anlamada insanların dereceleri...
İkinci Nükte: Kur'ân'ın irfan sahiblerine meydan okuyuşu.
Üçüncü Nükte: Kur'ân'ın mahiyetindeki gerçek tefekkür.
On Dokuzuncu Nükteli İşaret: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) sıdkı ve bunun tevhide
delâleti.
Bir İlâhî İkram Ve İnayetin Eseri
Mu'cizat-ı Ahmediye'nin Birinci Zeyli: On Dokuzuncu Söz, Hz. Muhammed'in risâletine
ve Ay'ın iki parça olması (Şakk-ı Kamer) mucizesine dairdir.
Ay'ın iki parça olması (Şakk-ı Kamer) Mucizesine Dairdir.
Mucizat-ı Ahmediye (a.s.m.) Zeylinin bir parçasıdır: Mirac hakkında sorulan bir
sualin cevabı.
Ayetü'l-Kübra Risalesi'nin Risale-i Ahmediyeden bahseden On Altıncı Mertebesi

YİRMİNCİ MEKTUP
Allah'a iman ile tevhid mertebeleri hakkında müjdeli ve şifalı tesellilerin beyanı ile "Allah'tan
başka ilâh yoktur" hükmünü ispat eder. İki makam ve mukaddimeden oluşuyor.
Birinci Makam: Kelime-i Tevhid'deki müjdeleri açıklar.
İkinci Makam: İsm-i Âzam noktasında, Tevhidin ispatına dair bir özettir.
Yirminci Mektubun Onuncu Kelimesine Zeyl: Vahdette sonsuz derecede kolaylık
olduğunu ve şirkte de sonsuz derece zorluk olduğunu ortaya çıkarır.

YİRMİ BİRİNCİ MEKTUP


İhtiyar anne ve babaya veya akrabalara karşı şefkat ve merhametle davranılmasının önemini
açıklar.

YİRMİ İKİNCİ MEKTUP


İki mebhastan oluşuyor.
Birinci Mebhas: Müslümanlar arasındaki kardeşlik ve sevginin önemini vurgular. Nifak,
kin ve düşmanlığın hem İslâmiyet açısından, hem de sosyal, ferdî ve manevî hayat
açısından ne kadar zararlı olduğunu ikna edici bir üslûpla izah eder.
İkinci Mebhas: Düşmanlık kadar İslâmiyete zararlı olan hırstan korunma yollarını açıklar
ve zekatın önemini beyan eder.
Hatime: Gıybet hakkındadır. "Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?"
(Hucurât Sûresi: 12.) âyetine ait altı kelimenin her birine tek tek izah getirir.

YİRMİ ÜÇÜNCÜ MEKTUP


Değişik konularda sorulan yedi suale verilen cevaptır.
Birinci Sualiniz: Mü'minin mü'mine en iyi duası nasıl olmalıdır?
İkinci Sualiniz: Sahabelerin adı geçince söylenen "radıyallâhu anh" ifadesini başka
insanlar için de kullanabilir miyiz?
Üçüncü Sualiniz: "Müçtehidlerin büyükleri mi daha üstün, yoksa hak tarikatlerin reisleri
mi?"
Dördüncü Sualiniz: "Allah sabredenlerle beraberdir" âyetinin hikmeti ve gayesi nedir?
Beşinci Sualiniz: Peygamberlik makamı verilmeden önce Hz. Muhammed (s.a.v) nasıl
ibadet ederdi?
Altıncı Sualiniz: Hz. Muhammed'e (a.s.m.) peygamberliğin olgunluk yaşı olarak kabul
edilen 40 yaşında gelmesinin hikmeti nedir?

Yedinci Sualiniz: "Gençlerinizin hayırlısı ihtiyarlarınıza benzemeye çalışanlar;


ihtiyarlarınızın kötüsü de gençlerinize benzemeye çalışanlardır.." Bu bir hadis midir ve
hikmeti nedir? Ayrıca Hz. Yusuf'un (a.s.) "Allahım, benim canımı Müslüman olarak al ve
beni salihlere kat." (Yusuf Sûresi: 101.) demesinin hikmetini de açıklar.

YİRMİ DÖRDÜNCÜ MEKTUP


Kâinatın anlaşılması zor olan sırlarından önemli bir sırrını ve Esmâü'l-Hüsnâdan olan Rahîm,
Kerîm, Vedûd isimlerinin tecellilerinin hikmetlerini açıklar. İki makamdan oluşur.
Yirmi Dördüncü Mektubun Birinci Zeyli: "Ey insanlar! Duanız olmazsa ne
ehemmiyetiniz var?" meâlindeki âyetin tefsirini beş nüktede açıklayarak duanın önemini
belirtir ve çeşitlerini açıklar.
Yirmi Dördüncü Mektubun İkinci Zeyli: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) Mirâcı ve Mevlîdi
hakkında kısa bir açıklama. Mevlidin anlamı, mevlid okutmanın lüzumu.

YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP


Yâsin Sûresine dair, 25 nükteden oluşan bir risaledir. Telif edilmemiştir.

YİRMİ ALTINCI MEKTUP


Dört Mebhastır:
Birinci Mebhas: Şeytan ve ona tabi olanların Kur'ân'a yönelik vesvesesine karşı verilmiş
bir cevaptır.
İkinci Mebhas: Üstad Bediüzzaman'ın üç değişik şahsiyetini açıklar.
Üçüncü Mebhas: Milliyetçilik ve toplumdaki yardımlaşmayla ilgili yedi meseleden
oluşuyor:
Birinci Mesele: "Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da
birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız ve aranızdaki münasebetleri bilesiniz diye sizi
milletlere ve kabilelere ayırdık" ( Hucurât Sûresi: 13.) âyetinin ifade ettiği yüce
hakikati Eski Said'in diliyle açıklar.
İkinci Mesele: Söz konusu âyetin "birbirini tanıma ve yardımlaşma" düsturunu
açıklar.
Üçüncü Mesele: Milliyetçilik fikrini olumsuz bir şekilde İslâma sokmaya çalışanlara
verilen bir cevaptır.
Dördüncü Mesele: Toplumsal hayatı canlandıran müspet milliyetçilikten bahseder.
Beşinci Mesele: Asya ve Avrupa milletlerinin farklı yapılarda olmaları.
Altıncı Mesele: Menfi milliyetçilikte ifrat edenlere bir hitap ve İslâm hamiyetinin
önemini dile getirir.
Yedinci Mesele: Menfi milliyetçilikte fazla hamiyet gösterenlere bir çağrı.
Dördüncü Mebhas: Altı sorunun cevabı olan, birbirinden bağımsız on meseleden oluşur:
Birincisi: "On sekiz bin âlem" ifadesinin hikmetinden bahseder.
İkinci Mesele: Muhyiddin Arabî, Fahreddin Râzî'ye yazdığı mektubunda şöyle
diyor: "Allah'ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır" Bu ne demektir?
Üçüncü Mesele: "Şüphesiz Biz insanoğlunu şerefli kılmışızdır" (İsrâ Sûresi: 70.)
âyetinin "Şüphesiz o çok zalim ve çok cahildir" (Ahzâb Sûresi: 72.) âyetiyle uyumu
nedir?
Dördüncü Mesele: "Lâilâhe illallah ile imânınızı tazeleyiniz" hadîs-i şerifinin hikmeti
nedir? İman nasıl yenilenir?
Beşinci Mesele: "Lâ ilâhe illallah" diyen fakat "Muhammedur-Resulullah" demeyen
kurtulur mu?
Altıncı Mesele: "Şeytanla Münâzara" adlı Birinci Mebhastaki konunun açıklaması.
Yedinci Mesele: Çeşitli nedenlerle hizmetlerine ara vermiş ve bu yüzden şefkat
tokadı yemiş olanların korkularını gidermek ve onlara moral vermek amacıyla
yazılmıştır.
Sekizinci Mesele: Kur'ân'ın ve zikir cümlelerinin tercümesi mümkün müdür?
Dokuzuncu Mesele: "Ehl-i Sünnetin dışında velâyet yolu olabilir mi?"
Onuncu Mesele: Bediüzzaman'ı ziyaret etmek isteyenlere ait bir düstur.

YİRMİ YEDİNCİ MEKTUP


Barla, Kastamonu, Emirdağ Lâhikaları olup müstakil olarak neşredilmiştir.

YİRMİ SEKİZİNCİ MEKTUP


Birbirinden farklı konuları ihtiva eden sekiz meseledir:
Birinci Risale olan Birinci Mesele: Rüya tabirlerine ait gerçekler.
İkinci Mesele olan İkinci Risale: "Hz. Mûsâ (a.s.), Hz. Azrail'in (a.s.) gözüne tokat
vurmuş..." mealindeki hadisin açıklaması.
Üçüncü Mesele olan Üçüncü Risale: Risale-i Nur bu zamanda önemli bir irşat görevi îfa
ediyor.
Dördüncü Risale olan Dördüncü Mesele: Kardeşleri uyaracak cüz'î bir meseleye ait bir
sorunun cevabı.
Beşinci Risale olan Beşinci Mesele: Şükür Risalesi
Altıncı Risale olan Altıncı Mesele: Vehhâbîler hakkındadır
Yedinci Risale olan Yedinci Mesele: "Onlara söyle ki: Allah'ın lütfuyla ve rahmetiyle
ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların dünyada toplayıp durduklarından daha
hayırlıdır" (Yunus Sûresi, 10:58.) âyetinin, Risale-i Nur talebeleri hakkındaki önemli bir
sırrını, yedi İlâhî yardımı açıklar.
Mahrem bir suale cevaptır: Risale-i Nur'un tesiri hakkında sorulan bir sualin cevabı.
Yedinci Meselenin Hâtimesidir: İlâhî yardım şeklinde gelen gaybî işaretler
hakkındaki şüphelerin dağıtılması.
Sekizinci Risale olan Sekizinci Mesele: Altı soruya cevaben yazılmış olan "Sekiz
Nüktedir".
Birinci Nükte: Gaybî işaretlere dair
İkinci ve Üçüncü Nükteler
Dördüncü Nükte: Kıyamet Günü ve Haşir meydanına dair...
Beşinci Nükte: Fetret Devrinde, Hz. Muhammed'in ecdadı (a.s.m.) hangi dine
mensuptu?
Altıncı Nükte: Hz. Muhammed'in (a.s.m) ecdadlarından peygamber gelmiş midir?
Yedinci Nükte: Hz. Muhammed'in (a.s.m) annesi, babası ve dedesinin imanı
hakkında en doğru olan haber hangisidir?
Sekizinci Nükte: "Amcası Ebu Talib'in imanı hakkındaki en doğru söz." nedir?

YİRMİ DOKUZUNCU MEKTUP


Yirmi Dokuz önemli nükteyi içeren dokuz kısımdan oluşuyor.
Birinci Risale olan Birinci Kısım:
Birinci Nükte: "Kur'ân'ın sırları bilinmiyor. Tefsir edenler Kur'ân'ın hakikatini
anlamamışlar" diyenlere verilen cevap.
İkinci Nükte: "Yemin olsun güneşe ve aydınlığına." (Şems Sûresi, 91:1.) gibi
âyetlerde Cenab-ı Hakkın bir çok şeye yemin etmesinin hikmeti.
Üçüncü Nükte: Kur'ân-ı Kerimde sûrelerin başlarında bulunan harflerin (hurûfü'l-
mukattaa) hikmetine dair.
Dördüncü Nükte: Kur'ân-ı Kerimin manevî i'câzındaki üslubun neden tercüme
olunamayacağını açıklar
Beşinci Nükte: Kur'ân-ı Kerimin lâfızlarını tercüme etmek mümkün değildir.
"Elhamdulillah" örneğinde olduğu gibi.
Altıncı Nükte: "Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz." (Fâtiha
Sûresi, 1:5) bir mânâsına dair.
Yedinci Nükte: "Bizi doğru yola ilet—kendilerine nimet ve ihsanda bulunduklarının
yoluna." (Fâtiha Sûresi, 1:6-7) âyetinin hikmetine dair.
Sekizinci Nükte: İslâm şeriatındaki hukukun iki çeşidi ve şeair-i İslâmiye hakkında.
Dokuzuncu Nükte: Şeriat meseleleri iki kısma ayrılır: Bir kısmı Allah emrettiği için
yapılır, diğer kısmı da aklîdir.
İkinci Risale olan İkinci Kısım: Ramazan orucuna dairdir.
Ramazan-ı Şerifin pek çok hikmetlerinden dokuz hikmeti.
"O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık hidayet delilleri taşıyan ve
hak ile batılın arasını ayıran Kur'ân, o ayda indirilmiştir." âyetinin açıklaması.
Üçüncü Risale olan Üçüncü Kısım: "Allah" kelimesi (Lafzullah) hakkında.
Dördüncü Risale Olan Dördüncü Kısım:
Beşinci Risale olan Beşinci Kısım: "Allah göklerin ve yerin nurudur." (Nur Sûresi, 24:35.)
âyetine dair.
Altıncı Risale olan Altıncı Kısım (Şeytanın desiseleri ve Kurtuluş Çareleri): Kur'ân-ı
Kerim talebeleri ve hadimlerinin uyarılmaları ve aldanmamaları için.
Birinci Desise: Şöhret tutkunluğu.
İkinci Desise: Korku damarı.
Üçüncü Desise-i Şeytaniye: Tamah.
Dördüncü Desise-i Şeytaniye: Irkçılık.
Beşinci Desise-i Şeytaniye: Bencillik ve gurur.
Altıncı Desise-i Şeytaniye: Rahata düşkünlük ve görevi ihmâl.

Kudsi bir Tarihçe


Altıncı Risale olan Altıncı Kısmın Zeyli: İstikbâlde bize gelebilecek nefret ve hakaretten
sakınmak için yazılmıştır.
Yedinci Risale olan Yedinci Risale (İşârat-ı seba): "Allah'a Ve resulüne iman edin ki, o
ümmî peygamder de Allah'a ve onun sözlerine iman etmiştir. Ve ona uyun tâ ki doğru
yolu bulmuş olasınız." (A'râf Sûresi, 7:158.) ve "Allah'ın nurunu üflemekle söndürmek
isterler. Allah ise nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz kâfirler isterse
hoşlanmasınlar." (Tevbe Sûresi, 9:32.) âyetlerinin bir sırrını ve hakikatini yedi işaretle
açıklıyor. Yedi mühim suale verilen cevaplardan oluşuyor:
Birinci Sual: "Hidayete eren ecnebîler ezan ve kamet gibi çok şeyleri kendi dillerine
tercüme ediyorlar. İslâm âleminin onlara karşı itiraz etmemesi, şeriatın buna cevaz
vermesi anlamına geldiğini göstermez mi?" diye soran bid'at ehline verilen bir
cevap.
İkinci: Avrupa'da devrimciler ve filozoflar, katolik mezhebinde devrim yapmakla
gelişmişler; acaba İslâmiyette de böyle bir dinî devrim olamaz mı?" diyen bid'at
ehlinin sualine karşı verilen cevaptır.
Üçüncüsü: "Avrupa, taassubu bıraktıktan sonra ilerlemiş, biz de taassubu bıraksak
daha iyi olmaz mı?" diyen bid'at ehlinin sualine karşı verilen cevaptır.
Dördüncüsü: İslâmiyetin milliyetçilik yoluyla güçlendirilebilineceğini iddia edenlere
karşı verilen bir cevaptır.
Beşincisi: "Dinî hislerin zayıfladığı ve toplumun bu kadar bozulduğu bir zamanda
Mehdî birkaç sene zarfında dünyayı nasıl ıslah edecek?" sorusunun cevabı.
Altıncısı: "Hz. Mehdî'nin Süfyan komitesine zaferi; Hz. İsa'nın (a.s.) Deccal
komitesini dağıtması ve İslâmiyete tabi olmasına dairdir.
Yedincisi: Ona"Senin eski zamandaki İslamîyetle ilgili savunma ve çalışmaların
şimdiki tarzda değil. Hem de Avrupa'ya karşı İslâmiyeti savunan düşünürlerin
yoluyla gitmiyorsun. Neden Eski Said'in vazifesini değiştirdin?" diye soranlara
verdiği cevap.
Sekizinci Kısım olan Rumuzat-ı Semaniye:
Dokuzuncu Kısım (Telvihat-ı Tis'a): Velâyet ve tarikatler hakkındadır.
Birinci Telvih: Tasavvuf, tarikat, velâyet ve seyr ü sülûkun açıklanması.
İkinci Telvih: Allah'ı zikretme ve tefekkür.
Üçüncü Telvih: Velâyet, peygamberliğin, tarikat de şeriatın bir delilidir.
Dördüncü Telvih: Velâyet mesleğinin çok kolay olmakla beraber çok zor, çok kısa
olmakla beraber uzun, çok kıymetli olmakla beraber çok tehlikeli olduğunu
açıklar.
Beşinci Telvih: Vahdetü'l-vücud ve vahdetü'ş-şühudun mahiyetini açıklar.
Altıncı Telvih: Velâyet yolları içinde en güzelinin, sünnet-i seniyeye tabi olmak
olduğunu; velâyetin en önemli esasının ihlâs ve en keskin kuvvetinin muhabbet
olduğunu belirterek bu dünya mükâfat ve ücret değil, hizmet kapısı olduğundan,
tarikatın zevk ve kerametlerini talep etmemek gerektiğini açıklar.
Yedinci Telvih: Tarikat ve hakikâtin şeriata hizmet etmesi gerektiğini; ve daima
şeriata tabi olmaları gerektiğini belirtir ve "Sünnet-i seniye ve şeriat hükümleri
dışında evliya bulunabilir mi?" sorusuna cevap verir.
Sekizinci Telvih: Tarikattaki sekiz önemli tehlikeden bahseder.
Dokuzuncu Telvih: Tarikatın faydaları.
Zeyl: Nefsin temizlenmesinin ve ruhun geliştirilmesi yolları.

OTUZUNCU MEKTUP
Orijinali Arapça yazılmış olan İşârâtü'l-İ'caz adında tefsirdir. Müstakil kitap olarak basılmıştır

OTUZ BİRİNCİ MEKTUP


Müstakil olarak yayınlanan Lem'alar adlı eserdir.

OTUZ İKİNCİ MEKTUP


Kendi kendine manzum şeklini alan Lemeât risalesidir. Aynı zamanda Otuz İkinci Lem'a olup,
Sözler mecmuasının sonunda yazılmıştır.

OTUZ ÜÇÜNCÜ MEKTUP


Yaratıcıyı tanıtan ve otuz üç pencere şeklinde yazılmış bir risaledir. Aynı zamanda Otuz Üçüncü
Söz olduğundan ve Sözler mecmuasının sonunda yazıldığından buraya dâhil edilmemiştir.
İşârât-ı Gaybiyye Hakkında Bir Takriz
Hakikat Çekirdekleri: İlk defa 1920 senesinde yayınlanmış Hakikat Çekirdekleri isimli
risaleden vecizelerdir.

Fihrist
Hakikt Işıkları
Gönüller Fatihi Büyük Üstada

KASTAMONU LÂHIKASI
1: Sohbete zaman ve mekân mâni değil
2: Zaman, cemaat zamanıdır
3: Üstadın bazı talebelerine nasihatleri ve onlar hakkındaki kanaatleri
4: Risaleler birbirine tercih edilmez
5: Risale-i Nur'un diğer kitaplardan farkı
6: Birden hatıra gelen dört nokta: Zelzele, hizmetteki sıkıntının azlığı, tekrarlar ve 29. Lem'anın tercümesi
7: Musibetler nasıl karşılanmalı?
8: Üç gurbete ve hastalık
9: Teveccühü, Kur'ân ve Risale-i Nur adına kabul etme
10: Talebelerin Nur'a ait ikramı gösteren mektubu
11: İkinci Cihan Savaşı ve beşere gelen tokatlar
12: Risale-i Nur mânevî yaraları tedavi eder
13: Nur talebeleri imanla kabre girecek
14: Risalelerin yazılması: Bayram hediyesi
15: Üstadın ölüme telaşsız bakması
16: Hizmetteki İlâhî ikramlar
17: Nur'un kerametlerinden misâller
18: Risale-i Nur talebesi kime denir?
19: Ehl-i İslâmın, ehl-i dalâlete bilmeden taraftar çıkması
20: Talebelerin Nur'a sahip çıkması
21: Kıyametten haber veren hadis
22: İbrahim Sûresi ve Risale-i Nur
23: Risale-i Nur'da iman ve tevhid konularına yapılan tahşidatın önemi
24: İkinci Vatan: Barla
25: Üç mesele: Talebelerin sadakati, ehl-i dünyanın evhamı ve bir tevafuk
26: Tekrarlar ve inayet-i İlâhiye
27: Zaman, imanı kurtarmak zamanı
28: Bazı talebelerin meziyetleri
29: Risale-i Nur tabiat tağutunu yok eder
30: Siyaset dairesi aklı, kalbi dağıtır; mâneviyatı bozar
31: İmanla kabre girileceğine bir misâl
32: Hizmete gelen mükâfat ve şefkat tokatları
33: Risale-i Nur'un korunduğunu gösteren hâdiseler
34: İmam-ı Ali'nin Âyetü'l-Kübrâ'ya önem vermesinin sebebi
35: Talebelerin vazifesi: Şerh, izah, tekmil, tahşiye, neşir ve tâlim
36: Risale-i Nur'a hizmetin dünyevî faydaları
37: Salâhaddin Çelebi'nin bir kazadan kerametkârane kurtulması
38: Tevafuk-u cifrîde küçük bir hatâ
39: Tevafukların önemine dair bir ihtar
40: Tevafuklar teşvik edicidir
41: Hâfız Ali'nin Risale-i Nur'a âyetten çıkardığı bir istihraç
42: Bir adam, nasıl binler adam kadar günah işleyebilir?
43: Nur ve Gül Fabrikaları
44: Her asırda en büyük makam Kur'ân'ındır
45: Sahabelerin mânevî şahsiyetinin bir cilvesi
46: Şefkatin yanlış yerde kullanılması
47: Eski Said'in eserleri faydalı; fakat bir parça mahremdir
48: Risale-i Nur başka eserlere ihtiyaç bırakmaz
49: Gelecek olan Nurun, dar ve geniş dairelerdeki iltibası
50: Deccal ve Hazret-i İsâ (a.s) ile ilgili hadislerin gerçek tevilleri
51: Risale-i Nur'a işaret eden âyetler
52: Isparta kahramanlarına benzemenin şartı
53: Risaleleri yazı ile çoğaltanlara dua
54: Hizmet haberlerinden duyulan memnuniyet
55: Sırr-ı ‫' ِانَّا َاعْ ط َ ْينَا‬nın işaret ettiği gerçek mânâ
56: ihtar
57: Talebelerin medihlerine cevap
58: Hayalî Ziyaeddin, gerçek Ziyaeddin
59: Üç mühim mesele: İman, hayat, şeriat
60: Ramazan'da her gün bir hâtim
61: Başa gelen sıkıntıların hikmetleri
62: İştirâk-i a'mâl-i uhreviye sırrı
63: Üstadı sürurla ağlatan hanım talebelerin hizmeti
64: Günahlara kalkan: İştirak-i a'mâl-i uhreviye düsturu
65: Küllî ibadete sahip olabilmek
66: Dualarla gelen şifâ
67: Üstadın yerine çalışan talebeler.
68: Sav Köyü bir Medrese-i Nuriyedir
69: İkinci Hüsrev olan Birinci Tahir
70: Namaz tesbihatının önemi. / Dünya hayatını bilerek âhirete tercih etme
71: Ehl-i iman için kâinat nurlu, ehl-i dalâlet için karanlıklıdır
72: Musibetlere şifâ kaynağı: İnşirah Sûresi
73: Hüsrev Altınbaşak ve tevafuklu Kur'ân
74: Dinîn dünyaya basamak yapılması
75: Haşre dair kısımların Onuncu Sözün âhirinde toplanması
76: Gayrî Müslimlerin Cehennemden kurtuluş yolu
77: İman hakikatleri gaybî sırlardan daha ehemmiyetlidir
78: Risale-i Nur'u yazarak çoğaltmanın ehemmiyeti
79: Rüya-yı sadıka kader-i İlâhinin her şeyi ihata ettiğine delildir
80: Mâsum çocukların ve ümmî ihtiyarların Nurları yazmalarının verdiği sevinç
81: Hakakik-i imaniyeye Risale-i Nur'la hizmet, en birinci vazifedir
82: Risale-i Nur'a ekmek kadar ihtiyaç var
83: Mâsumların ve ümmî ihtiyarların yazdıkları risalelerin fütuhatı
84: Risale-i Nur, kazandırdığı tahkikî imana bedel hâlis bir sadakat, sarsılmaz bir sebat ister
85: Binbaşı Muhyiddin'in gördüğü rüyânın tabiri
86: Taarruza karşı demir gibi sebat
87: Talebelerin senakâr mektuplarına cevap
88: Üstadın talebelerini teşvik eden mektubu
89: Risale-i Nur'un yayıldıkça dikkatleri üzerine çekmesine karşı ihtiyat tavsiyesi
90: Risale-i Nur belâların def ve ref'ine vesiledir
91: Harama bakmak unutkanlık verir. / Âhiret sevabını dünyada istememeli
92: İman hizmeti hiçbir şeye alet edilemez
93: Risale-i Nur hizmeti Sünnet-i Seniyeye medardır
94: Ta'likat ve Kızıl İ'caz'ın önemi ve Risale-i Nur'la irtibatı
95: Açlık musibetinin sebebi şükürsüzlük
96: Risale-i Nur telifi ihtiyara tabi değildir
97: Zaman, cemaat zamanıdır
98: Nur dairesi sarsılmaz bir sadakat ve metanet ister
99: Tâhir'de bir Lütfi, bir Hâfız Ali, bir genç Said, bir Hüsrev gizli
100: Risale-i Nur'un emniyete faydası
101: Risale-i Nur'un mânevî galebesi
102: Talebelerin memurlukla Nurlardan uzaklaştırılması
103: Takva ve amel-i salihin tarifi ve önemi
104: Tarafgirlik duygusu zulme ortak yapar
105: Zındıkların tesanüdü bozma çabaları
106: Yirmi Beşinci Sözün sonuna Lemeât Risalesinin eklenmesi
107: Risale-i Nur'un fütuhatının devam etmesi
108: Geçim sıkıntısı âhiret işlerini ikinci dereceye bırakır
109: Hakikî gençlik Nur talebelerinin gençliğidir
110: Birkaç bîçare gençlere verilen bir tenbih, bir ders, bir ihtarnâmedir
111: Risale-i Nur hakkında verilen bir itiraza verilen cevap
LEMEÂT: Nazma benzer şekilde kaleme alınmış, Risâle-i Nur Külliyatı'nın çekirdeği hükmünde olan bir
risale.
112: Kadir gecesini ihlâs, tesanüd ve iştirâk-i a'mâl-i uhrevî düsturu ile kazanmak
113: Virdü'l-âzam-ı Kur'ânînin basılması
114: "Said başka eserleri beğenmiyor" iddiasına cevap
115: Riyaya sevk eden sebepler
116: Küçük Hüsrev Feyzi'nin bir istihracıdır.
117: Zamanın müceddidi, bir şahs-ı mânevî olabilir
118: Risale-i Nur ve talebeleri hakkında gıybet
119: Açlığı kanaat, iktisat ve riyazetle karşılamak
120: Risale-i Nur ve talebelerinin şahs-ı mânevîsi "Ferid" makamına mazhar
121: Fütur vermek ve geçim sıkıntısı çekmek hizmetten alıkoyar
122: Beş erkân-ı İslâmiye ve vücub-u zekât rüknü
123: İslâmköylü hocaların Risale-i Nur'la alâkası
124: Maişet peşinde koşmak yerine hizmette ciddî çalışmak
125: Salâhaddin Çelebi'nin bazı tavsiyeleri
126: Mânevî hasâretlerden kurtulmanın çaresi: İman ve amel-i salih
127: Mânevî tahribata karşı büyük bir cemaat 200 sene mücadele edecek
128: Isparta, mânevî Medresetü'z-Zehrâ'dır
129: Zalimlerin boğuşmalarına bakmak, zulme ortak eder
130: Risale-i Nur'un bir vazifesi Kur'ân harflerini korumaktır
131: Bu âlem haşri zımnî ve perdeli gösteriyor
132: Şerlerden hayır çıktığının izahı
133: Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Nur'un hak olduğuna işaret eden mahrem bir risaledir
134: Dört mektuba cevap
135: Risale-i Nur aklı inkardan kurtarıp tesellî verir
136: Risale-i Nur dostlara tiryak, düşmanlara saika olur
137: Hizmette mazhar olunan suhulet ve tevafuklar
138: Şerlere hikmet ve rahmet gözüyle bakmak
139: Kelimeler yanında fiillerde de tevafuklar var
140: "Elmas kalemli kardeşlerim matbaaya ihtiyaç bırakmıyor"
141: Geçim sıkıntısı, tesanüdünüzü bozmasın
142: Fil Sûresinin asrımıza bakan yönü
143: Hizbü'l-Ekber-i Nurî'nin yazılması ve yaşanan bir tevafuk
144: Medreseden çıkan Risale-i Nur'u, medrese hocalarının tanımaması
145: İman hakikatlerini hiçbir şeye feda etmeyen Ispartalı talebeler
146: Tam fedakâr talebe dünya ile alâkasını kesmeli
147: Risale-i Nur esmâ-i hüsnânın tecellî ettiği kâinatı delil gösteriyor
148: Mecazî nefs-i emmâre nedir?
149: Her şeyi tesanüde feda etmek
150: Geçim sıkıntısına daha fazla hizmetle mukabele etmek
151: Hüsrev'in yazdığı İ'cazlı Kur'ân
152: İhtilâfı, meşveret-i şer'iye ile halletmek
153: Marangoz Ahmed'in manzumesi
154: Risale-i Nur hizmeti rahmete vesiledir
155: Risale-i Nur neden siyasete âlet edilemez?
156: Nur talebelerinin tesanüdünü tebrik
157: Sebatkâr talebelerin sadakat ve uhuvveti
158: Mehmet Zühtü Efendinin vefatı ve Hulûsi Efendinin birincilik makamını koruması
159: Risale-i Nur'un kerametleri
160: Sırr-ı ihlâsa dayanan Nur mesleği dünyaya bakmaz
161: Ehl-i bid'a ile zihnen de meşgul olmamak
162: Bu zamanda çocuk sahibi olmanın mesuliyeti ile inayet mevzuları
163: Nur talebeleri talebe-i ulûmdur
164: Üstad attan düşmesinin hayırlı neticelerini anlatıyor
165: Musibetin ondan bire inmesi ve bazı Nur talebelerinin sorularına verilen cevaplar
166: Bir musibetin Sekîne'deki dersi açıklamaya vesile olması
167: Adapazarı depreminin mânevî sebebi ve Nurların musibetlere kalkan olması
168: Risale-i Nur'un dünyaya âlet edilmesi ihlâsı kırar
169: Beşer zulmeder, kader-i İlâhî adalet eder
170: Bir kapı kapansa, daha mühim kapılar açılır
171: Üç kerametli risale: Mu'cizat-ı Ahmediye, Yirmi Dokuzuncu Söz ve İşârâtü'l-İ'câz

SÖZLER
Birinci Söz
Besmelenin anlam ve önemi. Çeşitli varlıkların dilinde besmele. Allah’ın adını anmak ve Onun
adıyla hareket etmek neler kazandırır?
On Dördüncü Lem`anın İkinci Makamı: Bismillahirrahmanirrahim`in binler esrarından
altı sırrına dairdir.
Birinci sir: Kainat, yer ve insan simasında üç rububiyet vardır.
İkinci sır: Vahidiyet içinde ehadiyet cilvesini izah eder.
Üçüncü sır: Kainatı şenlendiren rahmettir.
Dördüncü sır: Rahmaniyet içinde ehadiyet sikkesini gösterir.
Beşinci sır: “Allah insanı Rahman suretinde yaratmıştır” hadisinin izahı.
Altınci sır: Rahmetin kıymetini anlatır.

İkinci Söz
İnananların ve inkar edenlerin bakış açıları arasında bir karşılastırma. Cennet hayatını insan bu
dünyada yaşamaya başlayabilir mi?

Üçüncü Söz
Allaha kulluk görevlerini yerine getiren ve getirmeyenler arasında bir karşılaştırma. Tevekkülün
tanımı ve kazandırdıkları.

Dördüncü Söz
Namaz kılan ve kılmayanların kazanç ve kayıpları arasında bir karşılaştırma. Bir saatlik ibadetle
günün yirmi dört saatini ibadet haline getirmenin yolu.

Beşinci Söz
Dünya işleri namaza engel olabilir mi? Rızk için çalışmak ne zaman ibadet olur, ne zaman ibadete
engel teşkil eder?

Altıncı Söz
“Allah, inananlardan, mallarını ve canlarını, Cennet karşılığında satın almıştır” mealindeki ayetin
bir açıklaması. Yetenek ve organlarımızın Allah için nasıl kullanılabileceğine dair pratik örnekler.

Yedinci Söz
Namaz kılmaya ve büyük günahlardan kaçınmaya dair. Sabır, tevekkül, şükür, kanaat nedir?
Allah`tan korkmak nasıl olur?

Sekizinci Söz
“Fenalığı kendinden, iyiliği Allah`tan bil” mealindeki ayetin bir açıklaması. İnananların ve
inanmayanların dünya ve hayatındakı kazanç ve kayıplarına dair bir karşılaştırma.
Dokuzuncu Söz
Namaz niçin günde 5 vakit kılınır? Her vaktin ayrı ayrı açıklaması.
Birinci Nükte: Namazın anlamı. Namaz tesbihatındakı sözlerin namazla ilişkisi.
İkinci Nükte: İbadetin anlamı. Namaz içindeki sözlerin ve hareketlerin dile getirdiği
manalar
Üçüncü Nükte: Bütün ibadetlerin özeti olarak namaz
Dördüncü Nükte: İnsanın, dünyanın ve kainatın ömründe, beş vakitinin karşılıkları ve bu
vakitler arasındakı ilişkiler
Beşinci Nükte: Herbir insan ve kainat ömründe belirli devrelere işaret eden
vakitlerdenamaz kılan bir kul, bu hareketiyle hangi manaları dile getirir?

Onuncu Söz
Öldükten sonra dirilme, âhiret âlemi, Cennet ve Cehennem. İçinde yaşadığımız dünyada, âhiretin
varlığını gösteren deliller. Giriş Bölümünde temsilî bir hikâye yer alır ve bunu izleyen "Suret"ler ile
bir sonraki bölümün "Hakikat"leri, bu temsildeki önemli unsurları açıklar.
Birinci Suret: Dünyada eseri görünen bir egemenliğin, başka bir dünyadaki ödül ve
cezaya işareti.
İkinci Suret: Egemenlik sahibinin ikram arzusunun ödüllendirmeye, adaletinin ise
zalimleri cezalandırmaya işareti ve "Mahkeme-i Kübrâ"ya delil teşkil edişi.
Üçüncü Suret: Varlıklarda görünen hikmet ve düzenin adalete, adaletin ise "Mahkeme-i
Kübrâ"ya işareti.
Dördüncü Suret: Dünyada sergilenen eserlerin ortaya koyduğu cömertlik ve güzelliğin,
daha geniş ve devamlı bir sergiye işareti.
Beşinci Suret: Her yerde eseri görünen bir şefkatin başka bir âleme işareti. Özellikle,
Âhirzaman Peygamberinin bu konudaki duaları ve Allah'ın ona karşı olan şefkat ve sevgisi.
Altıncı Suret: Dünyanın her yanında görülen sürekli faaliyet ve değişikliklerin bir başka
âleme işareti.
Yedinci Suret: İnsan hafızası ile Levh-i Mahfuz arasındaki ilişki. Dünyada olup bitenlerin
kayda geçirilişi ve "Mahkeme-i Kübrâ"ya işareti.
Sekizinci Suret: Temsildeki Padişahtan gelen mesajda bir ödül ve ceza yerine dair
vaadler ve bu vaadlere inanmayı gerektiren nedenler.
Dokuzuncu Suret: Temsildeki Padişahla teması bulunan bazı önemli kişilerin, Sekizinci
Surette geçen vaadleri doğrulayan haberleri.
Onuncu Suret: Temsildeki Padişahla teması bulunan bazı önemli kişilerin, Sekizinci
Surette geçen vaadleri doğrulayan haberleri..
On Birinci Suret: Ortalıktaki faaliyetlerde eseri görünen hikmet, merhamet ve adaletin
başka bir âleme işareti.
On İkinci Suret: Temsildeki Padişahın ordusundaki en yüksek rütbeli subaylara verilen
görev ve donanımların ebedî bir âleme işareti. Padişahın en yüksek rütbeli yaverinin ondan
getirdiği mesaj.
Mukaddime:
Birinci İşaret: Birinci bölümdeki hikâyede yer alan kahramanların açıklaması. Kâinatın,
mutlak egemenlik sahibi bir Yaratıcıya işareti
İkinci İşaret: Temsilde en yüksek rütbeli yaver olarak işaret edilen Âhirzaman
Peygamberinin görevleri ve doğruluğunun delilleri.
Üçüncü İşaret: Temsilde yüksek rütbeli subaylar olarak işaret edilen insanların önemi ve
âhiretin varlığına işareti.
Dördüncü İşaret: Temsildeki padişahın şu geçici memleketi çok özenle icad etmesi, ama
bunun yerine daimi bir memleket icad etmemesine o padişahın şanına yakışmayacağının izahı.
Birinci Hakikat: Malikiyet ve egemenlik hakikatlerinin ve İlâhî isimlerden Rab isminin
âhirete işareti.
İkinci Hakikat: Kerem, rahmet, izzet ve celâl hakikatleri ile Kerîm ve Rahîm isimlerinin
âhirete işareti.
Üçüncü Hakikat: Hikmet ve adaletin dünyadaki delilleri ve Hakîm ve Âdil isimlerinin
âhirete işareti.
Dördüncü Hakikat: Dünyada eserleri görünen cömertlik ve güzellik hakikatleri ile Cevad
ve Cemîl isimlerinin âhirete işareti.
Beşinci Hakikat: Canlılar dünyasında eserlerini gösteren şefkat hakikatinin, Hz.
Muhammed'in (a.s.m.) ve Mücîb ve Rahîm isimlerinin âhirete işareti.
Altıncı Hakikat: Dünyada sürüp giden ve sürekli olarak değişen faaliyetlerin ortaya
koyduğu haşmet ve sürekliliğin ve Celîl ve Bâkî isimlerinin âhirete işareti.
Yedinci Hakikat: Tohum, çekirdek ve hafıza gibi varlıkların ortaya koyduğu bir "saklama
ve koruma" fiilinin ve Hafîz ve Rakîb isimlerinin âhirete işareti.
Sekizinci Hakikat: Bir büyük ödül ve ceza gününe dair Kâinat Yaratıcısının
peygamberlerle bildirdiği vaadlerin ve Cemîl ve Celîl isimlerinin âhirete işareti.
Dokuzuncu Hakikat: Canlılar dünyasında, özellikle kış ve bahar mevsimlerinde görünen
"öldürme" ve "diriltme" fiillerinin ve Muhyî ve Mümît isimlerinin âhirete işareti.
Onuncu Hakikat: Varlıkların ve olayların, herşeyi kuşatan bir hikmet, inayet, rahmet ve
adalete; bu hakikatlerin ve Hakîm, Kerîm, Âdil ve Rahîm isimlerinin âhirete işareti.
On Birinci Hakikat: İnsanın yaratılış, yetenek ve görevlerinin ve Hak isminin âhirete
işareti.
On İkinci Hakikat: Peygamberimizin, Kur'ân'ın ve Bismillâhirrahmânirrahîm'in âhirete
işareti.
Hatime: "Hepinizin yaratılması ve diriltilmesi, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir"
meâlindeki âyetin açıklaması.
Onuncu Sözün Mühim Bir Zeyli ve Lahikasının Birinci Parçası: Öldükten sonra
dirilmeye ve âhirete îman, insanın hem şahsî, hem de cemiyet hayatının huzuru için ne kadar
gereklidir? Bu hususu, öldükten sonra dirilmenin delilleriyle beraber açıklayan ve ispat eden
önemli bir tefsirdir.
Mukaddime:
Birinci nokta: Ahiret inancı, toplumsal ve ferdî hayatın saadetinin esasıdır.
Birincisi: İnsanlığın yarısını teşkil eden çocuklar için ahiret inancının faydası.
İkinci Delil: İhtiyarlar için ahiret inancının dünyevi faydalarını izah eder.
Üçüncü Delil: Gençler için faydasını izah eder.
Dördüncü Delil:  Aile hayatı için faydasını izah eder.
İkinci nokta: Haşre imanı, diğer iman hakikatlerinin ispatı ele alınıyor.
Zeylin İkinci Parçası: Hayat, imanın altı erkânına bakıp ispat ediyor.
Zeylin Üçüncü Parçası: "Korkunç bir ses onlara yetti" (Yâsin Sûresi, 36:29); "Kıyametin
gerçekleşmesi ise göz açıp kapayıncaya kadar" (Nahl Sûresi, 16:77) âyetleri kıyametin kopmasının
zamansız olacağını haber veriyor. Aklı bu hususta ikna etmek için örnekler veriliyor.
Birinci mesele:  Ruhların cesetlerine gelmesinin örneği dağılmış ordunun düdük
sesiyle toplanması misaliyle ispatlanır.
İkinci mesele:  Cesetlerin yeniden diriltilmesinin örneği büyük bir şehrin karanlık
bir gecede bir merkezden bir anda aydınlatılması ile ispatlanır.
Üçüncü mesele:  Cesetlerin yeniden diriltilmesiyle ilgili örneği baharda birden
sayısız çiçek ve bitkilerin açılıp gelişmesiyle ispatlanır.
Dördüncü mesele:  Dünyanın ölümü ve Kıyamet kopması bir anda bir gezegen ve
kuyruklu yıldızın çarpmasıyla izah edilir.
Zeylin Dördüncü Parçası:  Dünyanın ölümü ve Kıyamet kopması bir anda bir gezegen ve
kuyruklu yıldızın çarpmasıyla izah edilir.
Zeylin Beşinci Parçası: Ahirete imanda kuvvetli bir ümit ve teselli vardır.

On Birinci Söz
Namazın dile getirdiği anlamlar. Duygu ve yeteneklerin yaratılış amaçları. İnsan hayatının dokuz
gayesi.

On İkinci Söz
Kur'ân ile din dışı felsefe arasında bir karşılaştırma ve Kur'ân'ın bütün kelâmlar üzerindeki yeri.
Birinci Esas: Kur'ân ve felsefenin evrene bakış açıları. "Mânâ-yı ismî" ve "mânâ-yı harfî"
kavramlarının açıklaması.
İkinci Esas: Kur'ân ve felsefenin, bireylerin hayatı üzerindeki etkileri.
Üçüncü Esas: Kur'ân ve felsefenin toplum hayatı üzerindeki etkileri.
Dördüncü Esas: Vahiy ve ilhamın tanım ve karşılaştırması. "Ağaçlar kalem, denizler
mürekkep olsa, Rabbinin kelimelerini yazmakla bitiremezdi" meâlindeki âyetin bir
açıklaması

On Üçüncü Söz
Kur'ân, alışılagelmiş olaylardaki olağanüstülüğü nasıl ortaya çıkarıyor? Kur'ân'ın üslûbundan zevk
almanın yolları.
İkinci Makam: Kabir, gençlik, tutuklulular ve kan dâvâsı ile ilgili bazı parçalar.
Meyve risalesinden altinci mesele: İlimlerin diliyle Allah'ı tanıma.
Hüve nüktesi: Hava zerrelerindeki İlâhî ilim, irade ve kudret tecellîsi.

On Dördüncü Söz
Anlaşılmasında güçlük çekilen bazı âyet ve hadisler: Yer ve göklerin altı günde yaratılışı; yaş ve
kuru herşeyin bir kitapta yazılmış olması; kırk bin başlı melek; Allah'ın birtek emirle herşeyi
yaratması.
Hatime: Dünya hayatı ve ölüm.
On Dördüncü Sözün Zeyli: Deprem; İlâhî bir takdir olarak sebep ve sonuçları.
Felâketlerdeki hikmetler. Tabiat kanunları ve İlâhî irade.

On Beşinci Söz
Uzaydaki canlılar, melekler, cin ve şeytanlar. "Dünya semâsını kandillerle süsledik ve onları
şeytanlar için taş yaptık" meâlindeki âyetin açıklaması.
Birinci Basamak: Meleklerin varlığı ve yaratılış sebebi.
İkinci Basamak: Gökten yere inenler ve yerden göğe çıkanlar.
Üçüncü Basamak: İnsanın önemi ve yeryüzünün gökler kadar değer kazanmasının
nedeni.
Dördüncü Basamak: Melekler ve şeytanlar arasındaki çarpışmalar.
Beşinci Basamak: Şeytanların melekler tarafından taşlanması.
Altıncı Basamak: Şeytanların taşlanmasında İlâhî egemenliğin haşmetine işaret eden
yönler.
Yedinci Basamak: Şeytanların taşlanmasındaki üç mânâ.
On Beşinci Sözün Zeyli: Şeytan ve ona tabi olanların Kur'ân'a yönelik vesvesesine karşı
verilmiş bir cevaptır.
Şeytanın İkinci Küçük Bir İtirazı: Şeytanın bir itirazı üzerine, Kur'ân'ın mu'cizelik esasının
en mühimlerinden biri olan îcâz yönünü açıklar.

On Altıncı Söz
"Birşeyin olmasını dilediği zaman, Onun işi sadece ‘Ol!' demektir; o da oluverir" meâlindeki âyetin
açıklaması.
Birinci Şua: Allah'ın her yerde birden hazır bulunması ve herşeye herşeyden yakın
bulunması; vahidiyet ve ehadiyet.
İkinci Şua: Varlıkların yaratılışındaki san'at, kudret ve kolaylık.
Üçüncü Şua: Herşey Ondan sonsuz derecede uzak iken, Allah'ın herşeye sonsuz
derecede yakın olması.
Dördüncü Şua: Namazda ve hacda Allah'ın huzuruna çıkmak.
Küçük Bir Zeyl: Tabiat kanunlarının işleyişinde İlâhî iradenin tecellîsi. Yağmur ve rızık.

On Yedinci Söz
Dünyadaki ölüm ve ayrılıklar, herşeyi kuşatan bir rahmetle nasıl açıklanabilir?
On Yedinci Sözün İkinci Makamı: Tevekküle dair bir nazım.
Siyah dutun bir meyvesi: Ölüm ve âhirete Kur'ân'ın ışığında bakış.
Kalbe farisî olarak tahattur eden bir münacat: Dünyanın faniliğine dair bir nazım:
önce gafletle bakış ve yakınma, sonra tevekkülle sükûna eriş.
Birinci levha: Gaflet ehlinin dünyaya bakışı.
İkinci levha: Hidayet ehlinin dünyaya bakışı.
Barla yaylasi, çam, katran, ardiç, karakavağin bir meyvesi: Farsça bir tefekkürname ve
açıklaması.
Yildizlari konuşturan bir yildizname: Göklerin ve yıldızların tasvirini şiirsel bir tarzda
dile getirir.

On Sekizinci Söz
Birinci Nokta: Başarılarda insan nefsinin payı; gurur ve şükür.
İkinci Nokta: Çirkin görünen varlık ve olaylardaki güzellikler.
Üçüncü Nokta: Kâinattaki san'at eserlerinin seyircisi olarak insan; ve insanlık içinde Hz.
Muhammed'in (a.s.m.) yeri
Firkatli ve gurbetli bir esarette, fecir vaktinde ağlayan bir kalbin ağlayan
ağlamalarıdır: Seher vaktinde tevbeye dair bir manzume.

On Dokuzuncu Söz
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliği.
Birinci Reşha: Rabbimizi bize anlatan üç büyük tanıtıcıdan biri olarak Hz. Muhammed
(a.s.m.).
İkinci Reşha: Semavî kitapların verdiği haberler, irhasat ve mucizeler, ahlâk ve takvâsının
ışığı altında Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliği.
Üçüncü Reşha: Bütün varlıklara hitap eden ve kâinatın yaratılış sırrını açıklayan bir hatip
olarak Hz. Muhammed (a.s.m.).
Dördüncü Reşha: Onun yaydığı ışıkla evrenin aldığı yeni şekil.
Beşinci Reşha: Onun yaydığı ışıkla varlıkların kazandığı değer.
Altıncı Reşha: Kulluk ve elçilik yönleriyle Hz. Muhammed (a.s.m.).
Yedinci Reşha: Onun akıl, kalb, ruh ve nefisler üzerindeki etkisi.
Sekizinci Reşha: Onun kötü âdet ve gelenekleri kaldırıp güzel ahlâkı yerleştirmekteki
benzersiz başarısı.
Dokuzuncu Reşha: Onun görev başındaki cesareti.
Onuncu Reşha: Kıyamet ve âhiret gibi, gelecekteki çok önemli olaylara dair verdiği
haberler.
On Birinci Reşha: Onun Kâinat Yaratıcısından getirdiği haberlerin doğruluğu ve önemi.
On İkinci Reşha: Onun, insanlığın en önemli ihtiyacı için ettiği dualar.
On Üçüncü Reşha: Onun, ebedî bir mutluluk ve Cennet için ettiği duaların kabulündeki
kesinlik.
On Dördüncü Reşha: Kur'ân'ın tanımı; Kur'ân'daki tekrarların hikmeti; Kur'ân ile
felsefenin varlıklara bakışındaki fark.

Yirminci Söz
Kur'ân ile ilgili bazı sorulara cevaplar ve Kur'ân'ın mucizelerinden bazı örnekler.
Birinci Makam: Kur'ân ile ilgili bazı itiraz ve vesveselere cevaplar.
Birinci nükte: Küçük ve önemsiz görünen olaylarda büyük ve kapsamlı yasalara
Kur'ân nasıl işaret ediyor? Meleklerin Âdem'e secdesi.
İkinci nükte: İsrailoğullarının ineği kesmesine dair kıssadaki dersler.
Üçüncü nükte: Taşlar hakkındaki âyetin verdiği dersler.
İkinci Makam: Peygamber mucizeleri hakkındaki âyetlerde geleceğe ve teknolojik
gelişmelere dair işaretler.
Mukaddime: Tabiat kanunlarına uymak suretiyle, peygamber mucizelerine
teknoloji yoluyla yaklaşabileceğine dair örnekler.
Bir nükte-i mühimme ve bir sirr-i ehem: Bilim branşları ile İlâhî isimler arasındaki
ilişki.
İki mühim suale karşi iki mühim cevap: Teknolojik gelişmelerin haberleri Kur'ân'da
nicin açık bir şekilde yer almıyor? Kur'ân niçin kâfirleri de tasdike mecbur
bırakacak bir şekilde bu haberleri vermiyor?

Yirmi Birinci Söz


“Hergün 5 vakit namaz usanç veriyor” şeklinde bir itiraza cevap.
Birinci Makam:
Birinci ikaz: Usançlığa yol açan bir aldanma: "tevehhüm-ü ebediyet."
ikinci ikaz: Kalbin günlük ihtiyaçlarını karşılamakta namazın rolü.
Üçüncü ikaz: Sabır nereye ve nasıl harcanmalı? Üç çeşit sabır.
Dördüncü ikaz: Kulluk görevlerine verilen ücretle dünyaya ait işlerin ücreti arasında
bir karşılaştırma.
Beşinci ikaz: İnsanı oyalayarak kulluk görevlerinden uzaklaştıran nedenler. Dünya
işleri nasıl ibadete çevrilir?
İkinci Makam: Vesvese; tanımı ve kurtuluş çareleri.
Birinci vecih: Vesvesenin yol açtığı telâş ve ümitsizlikten korunmanın çaresi.
İkinci vecih: Mânâların insan hayalinde aldığı şekiller ve bunların vesvese ile ilişkisi.
Üçüncü vecih: Kavramlar arasındaki çağrışımlar ve vesvese ile ilişkisi.
Dördüncü vecih: Dindeki aşırılığın yol açtığı vesvese.
Beşinci vecih: İman ile ilgili konularda vesvese.

Yirmi İkinci Söz


Evrende Allah'ı tanıtan san'at eserleri; bunlardaki birlik tecellîlerini ve san'at inceliklerini çözmenin
ve tahkikî bir imanı kazanmanın yolları.
Birinci Makam: Dünyada olup biten sıradan olayların ardındaki olağanüstülüklere dikkati
çeken bir temsil.
Birinci burhan: Ağaçların yaratılış ve yaşayışındaki olağanüstülük ve birlik tecellîsi.
İkinci burhan: Tohumlardaki ve canlıların yaratılışındaki olağanüstülük ve birlik
tecellîsi
Üçüncü burhan: İnsan ve hayvanların yaratılış ve yaşayışındaki olağanüstülük ve
birlik tecellîsi.
Dördüncü burhan: Ağaçların çevre ile ilişkilerindeki olağanüstülük ve birlik tecellîsi.
Beşinci burhan: Ağacın sonucu olan meyve ile evrenin sonucu olan insanın,
üzerlerindeki san'atla bir San'atkâra işareti.
Altinci burhan: Bahar ve yaz mevsimindeki değişikliklerde görünen olağanüstülük
ve birlik ve kudret tecellîsi.
Yedinci burhan: Varlıklar arasındaki yardımlaşma ve dayanışmada görünen
olağanüstülük ve birlik tecellîsi.
Sekizinci burhan: Bütün varlıkların yaratılış ve işleyişinde rol alan hava, su, ışık,
toprak gibi unsurların yerine getirdiği görevlerdeki olağanüstülük ve birlik
tecellîsi.
Dokuzuncu burhan: Bütün eserlerin sahibi ve san'atkârı olarak birtek zatı tanımanın
kolaylığı.
Onuncu burhan: Varlıkların gelip geçmesinde, onları değiştirenin değişmezliğini
gösteren işaretler.
On birinci burhan: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği haberlerin, evrendeki
varlıklar tarafından doğrulanması.
On ikinci burhan: Kâinat Yaratıcısı hakkında Kur'ân'ın verdiği haberler.
İkinci Makam: Evrendeki varlıkların, Allah'ın varlık ve birliğine işaretleri.
Birinci lem'a: Allah'ı bir olarak tanımakta hakikî ve zahirî tevhidin farkları.
Evrendeki olayların sebeplere bağlanmasındaki hikmetler.
İkinci lem'a: Hayat üzerinde, Allah'ın varlık ve birliğini gösteren damga. Birşeyden
herşeyin, herşeyden birşeyin yapılması.
Üçüncü lem'a: Canlılar üzerinde Allah'ın varlık ve birliğine işaret eden damgalar.
Dördüncü lem'a: "Hayat verme" fiili üzerinde, Allah'ın varlık ve birliğini gösteren
damgalar. Herbir zerrede Allah'ın varlık ve birliğine açılan üç pencere. Zerrelerdeki
"ehadiyet" ve "samediyet" damgaları.
Beşinci lem'a: Allah'ın birliğine inanmanın kolaylığı.
Altinci lem'a: Bahar mevsiminde Allah'ın varlık, birlik ve kudretini gösteren
damgalar ve âhirete işaretler.
Yedinci lem'a: Varlıklar arasındaki yardımlaşmalarda Allah'ın varlık ve birliğini,
hikmet ve rahmetini gösteren işaretler.
Sekizinci lem'a: Varlıkların yaratılışında kullanılan temel unsurların birliğinde ve bir
varlıkla bütün varlıklar arasındaki ilişkilerde Allah'ın varlık ve birliğine işaret eden
deliller.
Dokuzuncu lem'a: Türlerin yaratılışındaki benzerlik ve kolaylığın, Allah'ın varlık ve
birliğine işareti.
Onuncu lem'a: Ölüm üzerindeki birlik ve devamlılık damgası. Eserden fiile, fiilden
isim, sıfat ve zâta geçiş.
On birinci lem'a: Allah'ın varlığının ve birliğinin şâhidi olarak Seyyidimiz
Muhammedü'l-Emîn (a.s.m.).
On ikinci lem'a: Allah'ın varlık ve birliğinin şahidi olarak Kur'ân.
HÂTİME: Marifetullahın arşına çıkmak ve tevhidi ilan etmek.

Yirmi Üçüncü Söz


İnsan ve iman ilişkileri; insanın kuvvetli ve zayıf yönleri ve tekâmül yolları.
Birinci Mebhas: İmanın güzellikleri ve insana kazandırdıkları.
Birinci nokta: İnsanın, Yaratıcısına mensup olmakla kazandığı değer. İnsanın
yaratılışında, iman ışığında okunan mânâlar.
İkinci nokta: İman ışığı altında geçmiş ve geleceğe bakış.
Üçüncü nokta: İman ve tevekkülün verdiği kuvvet. Tevekkülün tanımı.
Dördüncü nokta: İnsanın yaratılışındaki tekâmül amacı; âcizlik ve güçsüzlüğünden
aldığı kuvvet.
Beşinci nokta: Duanın gücü, anlamı, çeşitleri, cevaplandırılması ve kabulü.
İkinci Mebhas: İnsanın sonsuz yükseliş ve sonsuz alçalış sırları. "Ahsen-i takvim," "âlâ-yı i
lliyyîn," "esfel-i sâfilîn" kavramlarının açıklanması.
Birinci nükte: İnsanın evrensel ihtiyaçları; iyilik ve kötülük yönündeki yeteneği;
Allah'a kul olmakla kazandığı güç. "Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir"
meâlindeki âyetin bir açıklaması.
İkinci nükte: İnsanın dünyaya ve âhirete bakan yönleri; duygu ve yeteneklerinin
ayrı ayrı kulluk görevleri.
Üçüncü nükte: İnsan duygu ve yeteneklerini sadece dünya hayatına yöneltmekle
ne kazanır, ne kaybeder? Dünya hayatından alınan lezzetlerin bir kulluk görevine
dönüştürülmesi.
Dördüncü nükte: İnsanın âcizliğiyle kazandığı güç; bütün varlıkların insana
hizmetkâr olmasındaki sır.
Beşinci nükte: İnsanı, yaratılmışların en üst mertebesine çıkaran tefekkür ve kulluk
görevlerinin iki yönü.

Yirmi Dördüncü Söz


"En güzel isimler (Esmâ-i Hüsnâ) Allah'ındır" meâlindeki âyetin hakikatlerine dair bazı
açıklamalar.
Birinci Dal: Farklı varlıklarda ve varlık âleminin değişik mertebelerinde, farklı isimlerin
tecellîsi.
İkinci Dal: İlâhî isimlerin tecellîsinde mertebeler: herşeyi kapsayan umumî tecellî;
topluluklara yönelik tecellî; fertlere yönelik tecellî.
Üçüncü Dal: Kıyamet alâmetleri gibi bazı konularda yanlış anlaşılan hadislerin doğru bir
şekilde anlaşılabilmesini sağlayan On İki Asıl.
Birinci asil: Kıyamet alâmetlerinin üstü kapalı bir şekilde bildirilmesinin nedeni.
İkinci asil: Dinî meselelerde delil gerektiren ve gerektirmeyen konular.
Üçüncü asil: Bazı hurafelerin İslâma girişi.
Dördüncü asil: Hadise dair yorumların hadisle karıştırılmasından doğan sonuçlar.
Beşinci asil: Evliya ilhamının hadisle karıştırılmasından doğan sonuçlar.
Altinci asil: Hadisteki temsil ve kinayelerin, kelimelerin gerçek anlamlarıyla
karıştırılmasından doğan sonuçlar.
Yedinci asil: Hadisteki teşbih ve temsillerin, cahillerin eline düşmesiyle gerçek
sanılması. "Yetmiş yılda Cehennemin dibine düşen taş" ve "öküz ile balık"
hadisinin açıklaması.
Sekizinci asil: Kıyamet vaktinin ve bazı önemli kişilerin gizli bırakılmasının
sebepleri. Mehdî, Süfyan, Deccal, Ye'cüc ve Me'cüce dair bazı açıklamalar.
Dokuzuncu asil: Dünyanın önemsizliğine ve bazı sûrelerin fazilet ve sevabına dair
rivayetlerde mübalâğa olarak görülen hususların açıklaması.
Onuncu asil: Bazı işlerin fazilet ve sevabına, yahut kötülüğüne dair rivayetlerde
mübalâğa olarak görülen hususların açıklaması.
On birinci asil: Hadislerde, yorumlanmayı ve tabir edilmeyi gerektiren benzetmeler.
On ikinci asil: Kur'ân ve felsefenin bakış açılarındaki farklılık ve bu farklılığın
doğurduğu sonuçlar.
Dördüncü Dal: Bütün varlıkların Allah'a secde ettiğine dair âyetin açıklaması. Varlıkların
kendilerine özgü ibadetleri.
Beşinci Dal:
Birinci meyve: Sevginin varlık âlemindeki yeri; sevgi ve korkunun yöneltilmesi
gereken hedefler. Allah korkusu nedir, nasıl olur?
İkinci meyve: İbadetin sebebi; niyetin önemi; bütün varlıkların ibadetini kendi
ibadeti olarak Allah'a sunmanın yolu.
Üçüncü meyve: Sünnetin önemi ve Sünnete uymanın sonuçları.
Dördüncü meyve: Dinden uzaklaşma konusunda Müslümanlar ile ecnebîler
arasındaki fark.
Beşinci meyve: İnsanın çokluk ve birlik âlemlerine bakan yönleri.

Yirmi Beşinci Söz


Kur'ân'ın mucizeliğine dair.
Mukaddime: Kur'ân'ın üç ayrı tanımı.
Birinci Şule:
Birinci şua: Kur'ân'ın mucize derecesindeki ifade üstünlüğü.
Birinci Suret: Kur'ân'ın meydan okuyuşuna karşılık, onun benzerini
kimsenin getirememesi.
İkinci Suret:
Birinci Nokta: Kur'ân'ın kelime ve cümlelerindeki düzen ve
birbiriyle ilişkileri.
İkinci Nokta: Kur'ân'ın mânâsındaki üstünlük.
Üçüncü Nokta: Kur'ân'ın üslûbundaki benzersizlik ve
olağanüstülük.
Dördüncü Nokta: Kur'ân'ın lâfzındaki olağanüstülük; tekrar tekrar
okunmasına rağmen usandırmaması.
Beşinci Nokta: Kur'ân'ın, konuları açıklamasındaki olağanüstülük.
İkinci şua: Kur'ân'ın kapsamlılığındaki olağanüstülük.
Birinci Lem'a: Kur'ân'ın lâfzındaki kapsamlılık; bir sözün pek çok anlamı
içine alışı.
İkinci Lem'a: Kur'ân'ın mânâsındaki kapsamlılıkla birbirinden farklı pek çok
topluluklara rehber oluşu.
Üçüncü Lem'a: Kur'ân'ın içerdiği bilimlerin kapsamlılığı.
Dördüncü Lem'a: Kur'ân'ın konuları ele alışındaki kapsamlılık.
Beşinci Lem'a: Kur'ân'ın üslûp ve özlü ifadesindeki kapsamlılık.
Birinci Işık: Bir âyette bir sûreyi, bir sûrede Kur'ân'ı ve kâinatı
toplayan kapsamlılık.
İkinci Işık: Herkesin her ihtiyacına cevap veren kapsamlılık.
Üçüncü Işık: Kur'ân'ın mucize derecesindeki özlülüğü.
Dördüncü Işık: Kur'ân'ın, cüz'î olaylarda kapsamlı kanunları dile
getiren özlülüğü.
Beşinci Işık: Kur'ân'ın gerek içerik, gerekse üslûp itibarıyla bütün
üstünlükleri, hiçbir karışıklığa yol açmadan kendisinde toplayan
kapsamlılığı.
Üçüncü şua: Kur'ân'ın gaybdan verdiği haberler; her zaman gençliğini koruması ve
herkese birden hitap etmesi.
Birinci Cilve: Kur'ân'ın gayba dair haberleri.
Birinci Şavk: Kur'ân'ın geçmişe dair haberleri.
İkinci Şavk: Kur'ân'ın geleceğe dair haberleri.
Üçüncü Şavk: Kur'ân'ın İlâhî hakikatlere, yaratılışa ve âhiret
âlemine dair haberleri.
İkinci Cilve: Kur'ân'ın her çağda süregelen gençliği; hakikatlerinin ve
kanunlarının eskimeyişi; Kur'ân medeniyeti ile beşer medeniyeti arasında
bir karşılaştırma.
Üçüncü Cilve: Kur'ân'ın, her çağdaki insan tabakalarından herbirine aynı
dersi ayrı ayrı vermesindeki olağanüstülük.
İkinci Şule:
Birinci nur: Kur'ân'ın bütünlüğü.
İkinci nur: Kur'ân'ın, âyetleri özetlerken ve İlâhî isimlere dikkat çekerken ortaya
koyduğu olağanüstülük.
Birinci Meziyet-i Cezalet: Kur'ân'ın, dünya üzerindeki eser ve fiillerde İlâhî
hakikatleri gösterişi.
İkinci Nükte-i Belâgat: Kur'ân'ın İlâhî san'at eserlerini tasvir ederek İlâhî
isimlerle özetlemesi.
Üçüncü Meziyet-i Cezalet: Kur'ân'ın İlâhî fiilleri ayrıntılandırması ve
özetlemesi.
Dördüncü Meziyet-i Cezalet: Kur'ân'ın, yaratılmışlardaki düzeni, ardında
İlâhî isimleri gösterecek bir şeffaflıkla ortaya koyması.
Beşinci Meziyet-i Cezalet: Kur'ân'ın, cüz'î veya sıradan olaylardaki İlâhî
hakikatleri göstermesi ve tefekküre ufuk açması.
Altıncı Nükte-i Belâgat: Kur'ân'ın, varlık âleminde, çok geniş bir alanda
cereyan eden olayları birlik içinde yahut kapsamlı bir kanun altında
göstermesi.
Yedinci Sırr-ı Belâgat: Kur'ân'ın, sebeplerin arkasında İlâhî tasarrufları ve
İlâhî isimlerin tecellîlerini göstermesi.
Sekizinci Meziyet-i Cezalet: Kur'ân'ın, âhirete ait İlâhî fiilleri anlatırken,
dünyada gözlenen fiillerle kalb ve zihinleri ikna etmesi.
Dokuzuncu Nükte-i Belâgat: Kur'ân'ın, cüz'î olaylarda, İlâhî isimler
vasıtasıyla, kapsamlı hakikatleri göstermesi.
Onuncu Nükte-i Belâgat: Kur'ân'ın, ümit ve korku arasındaki dengeyi
korumasındaki olağanüstülük.
Üçüncü nur: Kelâmın sahibi, muhatabı, amacı ve içeriği yönünde kur'ân'ın
üstünlüğü.
Üçüncü Şule:
Birinci ziya: Kur'ân'ın , varlık âleminin hakikatlerine ve İlâhî fiil, isim ve sıfatlara dair
ifadelerindeki düzen, âhenk ve olağanüstülük.
İkinci ziya: Kur'ân ile felsefenin dünyaya bakış açısı.
Üçüncü ziya: Kur'ân'dan ders alan ilim ve kalem sahiplerinin eserleriyle Kur'ân'ın
karşılaştırması
Hatime: Kur'ân'ın ve Hz. Muhammed'in (a.s.m.) birbirlerine karşı mucize oluşları.
Birinci Zeyl: Kur'ân'ın vech-i i'câzı ve Allah kelamı olduğunun delilleri.
Emirdağ Çiçeği: Kur'ân'daki tekrarlara edilen itirazlara cevap.
Bu onuncu meseleye bir hatime olarak iki haşiye:
Birincisi: Kur'ânın hakikî tercümesi mümkün değil.
İkinci Haşiye: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) getirdiği nur, kâinatın, yokluk,
vazifesizlik, anlamsızlık perdesini kaldırır.

Yirmi Altıncı Söz


Kader Risalesi
Birinci Mebhas: Kader; cüz'î irade; hayır ve şerrin yaratılması; insanın sorumluluğu.
İkinci Mebhas: Kader ve cüz'î iradenin birbirine uyumuna dair Yedi Vecih.
BIRINCISI: Hikmet ve adalet açısından cüz'î irade.
İKINCISI: Cüz'î iradenin varlığı.
ÜÇÜNCÜSÜ: İlâhî ilim, kader ve cüz'î irade.
DÖRDÜNCÜSÜ: İlim ve malûm (bilgi ve bilinen); ezeliyetin tanımı.
BEŞINCISI: Kader, sebep ve müsebbep konusunda Cebriye, Mutezile ve Ehl-i
Sünnet anlayışının farkları.
ALTINCISI: Fiillerin yaratılışı ve kulun sorumluluğu.
YEDINCISI: Kulun iradesi ile İlâhî irade arasındaki ilişki ve kulun sorumluluğu.
Üçüncü Mebhas: Varlık âleminde kader; Kitab-ı Mübîn ve İmam-ı Mübîn; bedihî kader ve
nazarî kader; hürriyet ve kader.
Dördüncü Mebhas: Sıkıntı ve musibetlerin hayırlı yönleri ve İlâhî rahmetle uyumluluğu.
Hatime: Nefsin gururuna karşı Allah'ın birlik ve mutlak egemenliğini dile getiren ve
mutluluğu Ona teslim olmakta gösteren Beş Fıkra.
Zeyl: Rahmân, Rahîm ve Hakîm isimlerine ulaştıran, Kur'ân'dan alınma "acz, fakr, şefkat
ve tefekkür" yolu; bu yolun şartları ve tarikatten farkları.
Birinci hatve: Nefsi temize çıkarmamak.
İkinci hatve: Ölüm ve hizmette nefsi düşünmek, zevk ve arzularda unutmak.
Üçüncü hatve: Kusuru kendinde görüp, eriştiği iyilikleri, kudret ve zenginliği
Allah'tan bilmek.
Dördüncü hatve: Benliği unutup, kendi varlığını, Allah'ın tecellîsine bir ayna olarak
bilmek.
Hatime: “Acz, fakr, şefkat ve tefekkür" yolunun vahdet-i vücut ve vahdet-i
şuhuddan farkı; herşeyde Allah'a bir yol bulmanın ve huzur-u daimîyi kazanmanın
çaresi.

Yirmi Yedinci Söz


İçtihad (dinî konularda Kur'ân âyetlerinden ve Peygamberimizin hadislerinden hüküm çıkarmak)
ile ilgili olarak tartışılan bazı meseleler. İçtihadın önündeki altı engel.
Birincisi: Bu zamanın şartları karşısında yeni içtihadların sakıncaları.
İkincisi: İçtihada konu teşkil eden nazariyattan önce, içtihad gerektirmeyen ve kesinlik
ifade eden dinin temel konuları üzerinde yoğunlaşmanın gerekliliği.
Üçüncüsü: İçtihad yeteneğini geliştiren koşullar açısından, Peygamberimizin zamanı ile
günümüz arasında bir karşılaştırma.
Dördüncüsü: İçtihadda hakim olması gereken bakış açısı: dünya mı, âhiret mi?
Beşincisi: "Arzî" ve "semavî" içtihad nedir? Bu zamanın içtihadını "arzî" yapan üç sebep.
Birincisi: Hükümlerde illet ve hikmetin farkı.
İkincisi: Bakış açısında âhiret mutluluğu yerine dünya mutluluğunun öncelik
kazanmış olması.
Üçüncüsü: Zamanımızda bağımlılık derecesine varan bazı kötü alışkanlıkların, dinin
bazı kesin yasaklarına yaklaşma tarzını etkilemesi.
Altıncısı: Doğruluk ve yalan açısından Peygamberimizin zamanı ile günümüzün
karşılaştırması.
Hatime: Farklı mezheplerin varoluşundaki nedenler. Hakikat birden fazla olabilir mi?
Yirmi Yedinci Sözün Zeyli: Sahabenin (Peygamberimizle beraber bulunan ve bizzat ondan
ders alan Müslümanlar) derecesine diğer insanlar niçin yetişemez?
Birinci hikmet: Peygamber sohbetinin etkisi.
İkinci sebep: Sahabe zamanında doğru ile yalanın birbirinden uzaklığı ve
Sahabenin doğruluğu. İslâmın meydana getirdiği inkılâbın Sahabe zamanındaki
tazeliği ve etkisi.
Üçüncü sebep: Nübüvvet ile velâyet, evliya makamı ile Sahabenin makamı
arasındaki fark.
Birinci vecih: Sahabe zamanındaki sosyal çevrenin yetenekler üzerindeki
etkisi.
İkinci vecih: Allah'a yakınlık ve "zahirden hakikate geçme" konusunda
Sahabenin yolu ile tasavvuf arasındaki fark.
Üçüncü vecih: İslâmın başlangıcındaki hizmetleri yönünden Sahabenin
üstünlüğü.
Sual: Peygamberimizi görmeden ona inananların imanı, onu
görerek inanan Sahabenin imanından üstün olmaz mı?
İkinci sual: Dünya hayatının içinde bulunan Sahabe, dünyayı terk
eden evliyadan nasıl üstün olabilir?
Üçüncü sual: Allah'tan başka herşeyi terk edenler, niçin Sahabeye
yetişemiyor? Nefis ve diğer duyguların, insanı Allah'a
yaklaştırmadaki rolü ve önemi.
Dördüncü sual: Sahabeye üstünlük iddiasının çıkış nedenleri.

Yirmi Sekizinci Söz


Cennet ile ilgili bazı soruların cevapları. Cennette maddî lezzetler ve nikâh lezzeti var mı? Yetenek
ve düzeyleri çok farklı insanlar, Cennette nasıl bir arada bulunarak aynı lezzetlerden
yararlanacak? Cennette bir kişiye dünya kadar yer verilecek mi?
Cennet Sözüne küçük bir zeyl: Cehennemin varlık sebebi.

Yirmi Dokuzuncu Söz


Ruhlar, melekler ve ölümden sonra dirilişe dair.
Mukaddime: Melekler ve ruhanî varlıkların kulluk görevleri ve çeşitleri hakkında genel
açıklamalar.
Birinci maksat: Melekler hakkında.
Birinci esas: Varlık âleminde hayatın önemi. Madde dışı hayatın varlık âlemindeki
yaygınlığı.
İkinci esas: Tabiat kanunları ile melekler arasındaki ilişkiler.
Üçüncü esas: Kur'ân'ın, Peygamberimizin ve daha önceki peygamberlerin,
meleklerin varlığı hakkındaki ittifakı.
Dördüncü esas: Varlıkların zikir ve tesbihleriyle ilgili olarak meleklerin görevleri.
"Kırk bin başından herbirinin kırk bin ağzında kırk bin tesbihat yapan melek" ile
ilgili açıklama.
İkinci maksat: Kıyamet ve âhiret hakkında.
Mukaddime: Kıyamet ve âhiretin kanıtlanmasıyla ilgili üç soru: Kâinat tahrip
edilecek mi? Tahripten sonra yeniden kurulacak mı? Bunları yapacak olanın,
kâinatı yıkıp yapmaya gücü yeter mi?
Birinci esas: Ruhun ölümsüzlüğü hakkında.
Mukaddime: Ruhun ölümsüzlük için yaratılmış olduğuna ve ölülerin
ruhlarının yok olmayıp korunduğuna dair deliller.
Birinci menba: Ruhun cesetten bağımsızlığı.
İkinci menba: Ruhun varlık ve ölümsüzlüğüne dair dış dünyadaki deliller.
Üçüncü menba: Bir kanun ve bir hakikat olarak ruhun varlığı ve
ölümsüzlüğü.
Dördüncü menba: Varlıklardaki sürekli değişime rağmen kanunların
değişmezliği; tabiat kanunlarından daha güçlü bir kanun olarak ruhun
ölümsüzlüğü.
İkinci esas: Âhiretteki sonsuz mutluluğun delilleri.
Birinci medar: Kâinattaki düzenin sonsuz mutluluğa tanıklığı.
İkinci medar: Varlıkların yaratılışında gözlenen hikmet ve faydaların sonsuz
mutluluğa tanıklığı.
Üçüncü medar: İnsanın yetenek ve duygularının sonsuz mutluluğa
tanıklığı.
Dördüncü medar: Kâinattaki ölüm ve dirilişlerin kıyamet ve yeniden dirilişe
tanıklığı.
Beşinci medar: İnsanın yaratılışındaki sonsuz mutluluk isteğinin, sonsuz
mutluluğa tanıklığı.
Altıncı medar: Varlıklarda eserleri gözlenen rahmetin sonsuz mutluluğa
tanıklığı.
Yedinci medar: Kâinatta görünen lütuf ve merhamet eserlerinin sonsuz
mutluluğa tanıklığı
Sekizinci medar: Vicdanın sonsuz mutluluğa tanıklığı.
Dokuzuncu medar: Peygamberimizin sonsuz mutluluğa tanıklığı.s
Onuncu medar: Kur'ân'ın sonsuz mutluluğa tanıklığı ve buna dair
âyetlerden örnekler.
Üçüncü esas: Kıyamet ve âhireti vaad eden Kâinat Yaratıcısının kudret sıfatıyla ilgili
üç özelliğin ve "Sizin yaratılışınız da, diriltilişiniz de tek bir kişinin yaratılıp
diriltilmesi gibidir" (Lokman Sûresi, 31:28) meâlindeki âyetin açıklaması.
Birinci mesele: İlâhî kudretin zatî ve sınırsız oluşu.
İkinci mesele: Varlıkların içyüzünde büyük-küçük, az-çok gibi farkların
olmayışı nedeniyle kudretin sınırsızlığı.
Üçüncü mesele: İlâhî kudret ile ilgili altı kanun: şeffafiyet, mukabele,
muvazene, intizam, tecerrüt ve itaat.
Dördüncü esas: Kâinatın ölüm ve dirilişinin sebep ve delilleri.
Birinci mesele: Varlıklarda hükmeden tekâmül kanununun bir gereği olarak
evrenin ölümü ve daha güzel bir şekilde tazelenmesi.
İkinci mesele: Semâvî dinlerin ve varlık âlemindeki değişimin, evrenin
ölümüne tanıklığı
Üçüncü mesele: Âlemin yeniden dirilişi ve bu dünyada karışık halde
bulunan iyilik ve kötülüklerin yeni âlemde birbirinden ayrılışı.
Dördüncü mesele: Evreni yeniden diriltmeye gücü yeten Yaratıcının, bunu
yapacağına dair vaadleri ve bu vaadlerin doğruluğu.

Otuzuncu Söz
İnsandaki "Ene"nin (benlik) mahiyeti. Tahavvülât-ı zerrat olarak tabîr edilen atomların ve
moleküllerin çeşitli maddelerin oluşumundaki görevleri.
Birinci Maksat: Ene'nin (benlik) mahiyeti
İkinci Maksat: Atomların ve moleküllerin çeşitli maddelerin oluşumundaki görevleri.

Otuz Birinci Söz


Peygamber Efendimizin Mi'rac mu'cizesinin hakikati, lüzumu ve tahakkuku.
Birinci Esas: Mi'racın sırr-ı lüzûmu
İkinci Esas: Mi'rac hakikatı.
Üçüncü Esas: Mi'racın hikmeti.
Dördüncü Esas: Mi'racın faydaları
On Dokuzuncu ve Otuz Birinci Sözlerin Zeyli: Şakk-ı Kamer Mu'cizesine dairdir.
Otuz İkinci Söz
Cenâb-ı Hakkın Vahdâniyetinin ispatı. Vahdet ve Ehâdiyet-i İlâhiyeye dâir gelen şüphe ve
îtirazlara cevap. Ehl-î dalâlet ve ehl-i hidayetin dünya hayatına bakış açıları.
Birinci Mevkıf: Cenâb-ı Hakkın Vahdâniyetinin ispatı.
Birinci mevkıfın küçük bir zeyli: "Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl bina
edip süsledik..." (Kaf Sûresi, 50:6) âyetinin tefsiri.
İkinci Mevkıf: Vahdet ve Ehâdiyet-i İlâhiyeye dâir gelen şüphe ve îtirazlara cevap.
Birinci maksat: Tevhidin ispatı
ikinci maksat: Bir tek zat sonsuz sayıdaki işleri nasıl yapabilir?
Hatime ve iki sorunun cevabı
üçüncü maksat: Ahsenü'l Hâlikîn ve Erhâmü'r-Rahimîn gibi ayetlerin açıklanması ve
İlahî kemal hakkındaki bir soruya cevap.
Üçüncü Mevkıf: Ehl-î dalâlet ve ehl-i hidayetin dünya hayatına bakış açıları.

Otuz Üçüncü Söz


Herşeyde Cenâb-ı Hakka açılan bir pencere bulunduğunu otuz üç örnekle açıklar.

LEMEÂT
Nazma benzer şekilde kaleme alınmış, Risâle-i Nur Külliyatının çekirdeği hükmünde olan bir
risale.

Konferans
1950'de Ankara Üniversitesinde profesörler, meb'uslar, Pakistanlı misafirler ve muhtelif fakülte
talebelerinin huzurunda, Fakülte Mescidinde gece yarısına kadar devam eden bir mecliste verilen
ve büyük bir alâka ve ehemmiyetle dinlenmiş olan bir konferanstır.

Mesnevî-i Nuriye
Takdim
Bediüzzaman Said Nursî
İtizar
Mukaddime
Lem'alar
Reşhalar
Lâsiyyemalar
Katre
Katrenin Zeyli
Hubâb
Zeylû'l-Hubâb
Habbe
Zeylü'l-Habbe
Zeylü'z-Zeyl
Zühre
Zerre
Şemme
Onuncu Risale
On Dördüncü Reşha
Şule
Şulenin Zeyli
Nokta
Fihrist

EMİRDAĞ LÂHİKASI
EMİRDAĞ LÂHİKASI – I
TAKDİM
1: "Üstad Bediüzzaman, dünya ve siyasete karıştı" demek bir divaneliktir
2: Mühim bir suale hakikatli bir cevaptır: Risale-i Nur yüz binlerin ebedî hayatını kurtardı
3: Kerametlerin yazılma sebebi
4: Ankara ehl-i vukufunun ittifakla verdikleri raporun sûretidir
5: Denizli mahkemesinin ittifakla verdiği karar suretidir
6: Kendi kendime bir hasbihaldir (Üstada oynanan gizli oyunlar)
7: "Kendi Kendime Hasbihal" namındaki parçaya lâhika olarak Adliye Vekiliyle ve Risale-i Nur'la alâkadar
mahkemelerin hakimleriyle bir hasbihaldir
8: Üstad, hükûmetin maaş teklifini reddetmiştir
9: Risale-i Nur belâlardan korunmaya vesiledir
10: Âyetü'l-Kürsî'nin tetimmesi olan üç âyetin nüktesi
11: Meyve Risalesinin önemi
12: Hürriyetten men edilen Üstadın şekvâsı: "Bu istida, üç makamata gönderilmiştir. Oradaki kardeşlerime
bir me'haz olmak için gönderildi"
13: Bakanlar Kurulu ve Meclis Başkanına yazılan maruzat
14: Yağmur duası yapıldığı halde yağmurun gelmemesinin sebebi
15: Hizbü'l-Kur'ânü'l-Muazzam Kur'ân'ın bir nümune-i kudsîsidir
16: Leyle-i Regaiple gelen rahmet
17: Cenâb-ı Hak tazyikleri, baskıları Risale-i Nur lehine çeviriyor
18: Üstadın siyasetle alâkadar olmamasının sebebi
19: Miraç Risalesinin tevafuklu bir kerameti
20: Risale-i Nur'un mesleği şefkat olduğu için çocuk, kadın ve hastaların ilgisini daha çok çeker
21: Risale-i Nur'un vazifesi rû-yi zemindeki bütün muazzam mesâilden daha büyüktür
22: Hâfız Mustafa'nın yaptığı hizmetler, bu memleket ve âlemi İslâmı minnettar ettirir
23: Risale-i Nur'un beraati, yağmurun gelmesine vesile oldu
24: "Risale-i Nur, Kur'ân'ın malıdır, benim kusurlarım ona sirayet etmez"
25: Hazret-i Ali'nin (r.a.) Âyetü'l-Kübrâ ile selâmete çıkılacağını haber vermesi
26: Risale-i Nur'un serbest kalmasının sebebi: Meyve Risalesi ve Hüccetü'l-Bâliğanın sarsılmaz hakikatleri
27: Kerametlerin yazılma sebebi
28: Risale-i Nur'un zuhurundan kırk sene önce hissedilmesi
29: Hiss-i kablelvukuun tetimmesi: Nur talebelerinin hayatı kader-i İlâhîyle Risale-i Nur'a göre tanzim
ediliyor
30: Meyvenin Dördüncü Meselesi, merak duygusunun yanlış kullanılışı
31: Denizli ikinci bir Isparta'dır
32: İkramı izhar mektubunun tetimmesi: Talebelere metanet, sebat veren gaybî işaretler
33: Üstadın merdümgirizlik hastalığının hikmetleri
34: Bu zamanda en büyük vazife imanı kurtarmaktır
35: Masum ve ümmîlerin yazdığı risalele
36: Tavâif-i beşerin ihtiyaçları yazdırılıyor
37: Risale-i Nur mesleği Sahabe mesleğinin bir cilvesidir
38: Hülâsatü'l-Hülâsa ruhlara iman nurunu telkin eder
39: "Bâki bir hakikat, fâni şahsiyetler üstüne bina edilemez"
40: Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsi Hz. Hasan'ın bir muavini ve mütemmimidir
41: On adama iman dersi vermek bin adamı irşattan daha mühimdir
42: Risale-i Nur âsâyişi muhafaza eder
43: Afyon Emniyet Müdürlüğüne (Bu millet gelecekte dünyaya karşı Risale-i Nur'a muhtaç olacak)
44: Alevîlere münafık denemez
45: İhanet plânı akîm kaldı
46: Risale-i Nur'un tab'ında ihlâs ve tesanüdün önemi
47: Tahriklere karşı metanet ve tesanüd gerekir
48: Talebelerin yaptığı hizmetlerden Üstadın duyduğu memnuniyet
49: Risale-i Nur'un serbest olmamasının ve tab edilmemesinin sebebi
50: Hasan Feyzi'nin Risale-i Nur'la alâkalı mektubuna cevap
51: Hasan Feyzi'nin Üstad ve Risale-i Nur'la alâkalı mektubu
52: Nur talebelerinin keşif ve keramet aramamalarının sebebi, sırr-ı ihlâstır
53: Risale-i Nur, ilimle hakikate yol açar, felsefî dalâletlere galebe çalar
54: Sabri, Hulûsi ve Hakkı'nın sadakat ve metaneti
55: Hasan Şükrü'nün memnun eden mektubu
56. Hizmet-i Nuriyeyi tam yapan talebeler: Küçük Ali, Büyük Mustafa ve Hâfız Mustafa
57: Hülâsatü'l-Hülâsa ulvî bir inşirah verir, usancı izale eder
58: Talebelerin bayram tebriki
59: Küçük Ali'nin istinsah ettiği Sikke-i Tasdîk-i Gaybî mecmuası
60: Halil İbrahim'in Risale-i Nur'u metheden fıkrası
61: Halil İbrahim'in kasidesi
62: Zekâi Efendinin kasidesi
63: Matbuat lisanı ile konuşmanın zamanı
64: Bolşevizm, küfr-ü mutlak ve fikr-i tabiata karşı Risale-i Nur
65: Afyon Emniyet Müdürlüğü'ne bir rica
66: İstanbul'da komünistleri protesto
67: Risale-i Nur'un yangındaki kerameti.
68: Risale-i Nur yalvarmaz
69: Hasan Feyzi'nin manzumesi Sikke-i Tasdîk'teki imâlar tarzındadır
70: Camideki kulübeciğin kaldırılması
71: Hasan Feyzi'nin Sikke-i Tasdik'ten aldığı ilhamla yazdığı kasidesi
72: Allah nurunu tamamlayacaktır—kâfirler hoşlanmasa da…
73: Münafıkâne desiselere karşı sebat gerekir
74: Âsâyişi ihlal bahanesiyle artık kimseyi kandıramazlar
75: İtham ve hakaretlere karşı sabrı seçtim
76: Afyon Emniyet Müdürüne şikâyet mektubu
77: Hocalar kendi malları olan Risale-i Nur'a sahip çıkıyor
78: Risale-i Nur gibi bir hakikat güneşi, üflemekle sönmez
79: Zahiren çirkin perdeler altında, güzel neticeler vardır
80: Risale-i Nur, komünizm yangınına su yetiştiriyor
81: Vasiyetnamemdir
82: Asâ-yı Mûsâ mecmuası ile Haşir Risalesi ve Mucizât risalelerinin yazılması
83: Halil İbrahim'in tevafuklara medar mektubu
84: Zaman telif değil, neşir zamanıdır
85: Tevafuklar birer keramet-i Nuriyedir
86: Mânevî kışın maddî hastalığa da sebep olduğu
87: Üstadı yeniden zehirlediler: "Şahsım Risale-i Nur'a ve şakirtlerine siperdir"
88:iliye Vekili ile hasbihalden bir parçadır
89: Çalışkanlar hanedanı! Risale-i Nur ve şakirtlerini himaye etmeye vazifelidir
90: Talebelerden gelen hizmet haberleri
91: Ehl-i hakikatin enfüsî tefekkürü
92: Eski Said yok; yenisi ise herşeye tahammül ediyor
93: Celcelûtiye'de Risale-i Nur'a açık işaretler var
94: Mu'cizât Mecmuasının çoğaltılması ve tashihin önemi
95: Kastamonu talebelerinin Ispartalılarla omuz omuza vermesi
96: Taarruz anında kar, fırtına ve zelzelenin gelmesi
97: Sava ve Safranbolu talebeleri
98: Yeşil oğlu Mehmet Salih'in Dahiliye Vekiline yazdığı Üstad ile ilgili ricanâmesi
99: Eski bir dost: Mehmed Salih
100: Yeşil Salih'e cevap
101: On üç yaşındaki Hatice'nin yazdığı Asâ-yı Mûsâ
102: Komünizm, Müslüman-Hıristiyan ittifakını bozmaya çalışacak
103: Nurlar umumun malıdır; hiçbir tarafa tabi olmaz
104: Risale-i Nur'un büyük kahramanları: Hüsrev ve Tahirî
105: Üstadın sergüzeşte-i hayatı
106: Cevşenü'l-Kebîr'in sevabı hakkındaki hadis-i şerif
107: Neden resmî hocalar Risale-i Nur'dan kaçıyor?
108: Hıllet, ihlâs ve uhuvvet şahsî medihleri kabul etmez
109: Tashihlerdeki sıkıntılara bedel iki ücret ve üç ayların sevabı
110: Risale-i Nur'u yazmak mahrumiyete değil, berekete vesiledir
111: Samimî ve çalışkan Konyalı Sabri ve kahraman Rüştü
112: Muhacir Hâfız Ahmed Üstada: "Mezarın Barla'da olmalı."
113: Zaman ve mekân Nur talebelerinin beraberliğine engel değildir
114: Tebrike gelen mübarek güvercin
115: Feyzi ve Emin Efendilerin sadakatlerinin kerameti
116: Risale-i Nur'a set çekildiğinde, belâ fırsat bulup gelir
117: Emirdağ zabıtasıyla bir hasbihal.
118: Kapımı kırsalardı zelzele yalnız ihtar için olmayacaktı
119: Nur'un fütuhatı sırasında yağmurun gelmesi
120: Risale-i Nur'un serbestliğini kuşlar tebrik ediyor
121: İnebolulu Mehmed Zekeriya Efendinin hizmetleri
122: Evrad-ı Bahaiye'deki Risale-i Nur'a işaret
123: Isparta yangını ve Isparta medresesinin vazifeleri
124: Abdülmecid Efendinin haşirle ilgili yazısına düzeltme
125: Kastamonu'nun hanım talebeleri
126: Müjdeli ve tesellikâr mektuplar
127: Teksir makinesi, yazıya da kuvvet verecek
128: İstirahatim için ehl-i siyasete tenezzül etmem
129: Büyük Ali'nin varisi, tam bir Abdurrahman olan Küçük Ali
130: Asâ-yı Mûsâ risalesinin tashihinin bitmesiyle gelen üzüm
131: Maddî ve manevî Said'ler benim vazifemi görebilirler
132: Siyaset ve Nur mesleği
133: Yirmi Beşinci Söz niçin yazılmıştır?
134: Risale-i Nur felsefenin zararlı kısmıyla mücadele eder
135: Rumuzat-ı Semaniye Risalesi
136: Nazif, Salâhaddin Çelebilerin ve Ahmed Kureyşî'nin hizmetleri
137: Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikar'ın Câmiü'l-Ezher'e gönderilmesi
138: Hasan Feyzi Yüreğil'in Üstada bedel hastalanması
139: Günah cihetinden ölmek, sevap cihetinden yaşamak
140: Bir Hasan Feyzi gitti, yerine bir dârü'l-fünun gelecek
141: Ahmet Nazif ile Mustafa Osman Efendiler ve onların hizmet arkadaşları
142: Nurları yazmanın ve sadakatle talebelik yapmanın neticeleri
143: Suikastın ikisi akîm kaldı, biri bir kahramanı aldı
144: Sıddık Süleyman ve Nur Santralı Sabri'nin ziyareti
145: Üstada yapılan ve yirmi senedir süren zulümler, işkenceler…
146: Hasan Feyzi'nin ruhunu ve sadakatini taşıyan yeni talebeler
147: Hasan Feyzi, diğer Hasan Feyzi'leri vazife başına davet edip öyle gitti
148: "Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni tâciz ederken, bu fıkra onu tam susturdu, şükrettirdi."
149: Üstad: "Nefsimi ölüme razı ettim."
150: Hacı Hafız Mehmed'in ölümü ve talebeler arasındaki makamı
151: "Herkes Allah'ı bilir, yeni ders almaya ihtiyaç yoktur" şeklindeki itiraza cevap
152: Küfr-ü mutlakın hücumu karşısında İslam tarihindeki ihtilâflı meseleleri tartışmanın yanlışlığı
153: Zülfikar'ın çıkışı, din lehinde müjdeli gelişmelerin müjdecisidir
154: Geçmiş olayları tartışma konusu yapmanın zararları
155: Risale-i Nur hizmetinin, Cenâb-ı Hakkın ve Resullah'ın rızasına uygun düştüğü sahih rüyalarla da
tasdik ediliyor
156: Hizmette izlenecek yol: "sırren tenevveret"
157: Üstadın yerine kendi hayatlarını ortaya koyanlar
158: Hacı Hâfız'ın kerametli vefatı
159: Sadık Beyin sadakat ve hizmeti
160: Bazı büyük hocaların risalelere uzak durmalarının sebepleri
161: Has şakirtlerin Risale-i Nur'a kendi malı gibi sahip çıkması
162: Risale-i Nur âsâyişi temin eden mânevî inzibat memurudur
163: Üstadın çocukların yaptığı hizmetten memnun olması
164: Üstad Bediüzzaman'ın Eski Dahiliye Vekili Hilmi Uran'a ikaz ve tavsiyeleri
165: Jandarma Komutanı ve bir milletvekilinin Üstadı ziyareti
166: İsveç, Norveç ve Finlandiya'nın Kur'ân'ı kabul etmeleri
167: Siyasî kafalar Risale-i Nur'u çabuk anlayamaz
168: Üstad yapılan bütün hizmetlerden haberdar oluyor ve yapılanları takdir ediyor
169: Balıkesir'in cesur hocasını tebrik
170: "Neden bütün meziyetleri Risale-i Nur'a verip, kendini çok kusurlu bir hâdim gösteriyorsun?"
171: Nurlarla meşgul olmak her türlü belâyı def eder
172: Semavat dinsizliğe karşı hiddete geliyor
173: Üstad hiçbir hediyeyi kabul etmiyor
174: Zülfikar, Asâ-yı Mûsâ dinsizlik cereyanına karşı Kur'ân'ın iki keskin kılıcıdır
175: Üstadın Isparta adliyesine yaptığı dua
176: Risale-i Nur'un hakikatleri dünyanın hiçbir menfaatine âlet edilemez
177: Kainat Zülfikar ve Asâ-yı Mûsâ'nın fütuhatlarını alkışlıyor
178: Risale-i Nur Diyanet Riyasetinde takdir görüyor
179: Ölüm gerçeği: Asıl güzellikler, toprak perdesinin arkasında
180: Kur'ân ebedî hayat için okunur
181: Üstad Bediüzzaman'dan talebelerine: "Benim vazifem size verildi"
182: Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikar'ın Ravza-i Mutahharayı kendine bedel ziyaret etmesi
183: Risale-i Nur hizmeti, Medine âlimlerinin manevî bir evlâdı, bir talebesi ve küçük bir şubesidir
184: Beşeriyetin ebedî hayat ihtiyacını Kur'ân karşılayacak
185: Al-i beyt muhabbeti Alevileri küfr-ü mutlaka düşmekten korur
186: Üstadın, çocukların yazdığı risalelerden duyduğu memnuniyeti
187: Risale-i Nur'la iştigal marifetullah, zikrullah, huzur-u kalbî ve muhabbet-i imaniye verir
188: İnsanları hizmetten alıkoyan, maişet derdi, tamah, korku, makam sevgisi gibi mânevî engellere işaret
eder
189: Üstad geçmiş tehlikelerden Risale-i Nur'un kerametiyle korundu
190: Üstad hizmete zarar verir diye hem hastalığını hiçe saydı, hem dünya savaşını izlemedi
191: İnsanlığın başına gelen felaketler ve Kur'ân'ın irşadı, insanoğlunu ebedî saadeti aramaya sevk
edecektir
192: Ankara Mahkemesince risalelerin geri iade edilmesi hayırlı bir gelişmedir
193: Hapishaneler Nur medresesine dönüşüyor
194: Çocukların Üstada olan ilgisinin sebebi, onların Nur talebesi olup mânevî tehlikelerden
kurtulacaklarına işarettir
195: Hüve Nüktesi
196: Risale-i Nur ağır şartlar altında intişar ediyor
197: Risale-i Nur, hiçbir şeye âlet edilemez
198: Üstad, Risalelerin iktibasına izin veriyor
199: Risalelerin gerçek fiyatı: bir kişinin en az on kişiye okutması
200: Mu'cizatlı Kur'ân tab edilip Hindistan'a gönderiliyor
201: Üstad yazılan risaleleri satın alabilmek için zarurî eşyalarını satıyor.
202: Nurların yayılmasını önlemek için kurulan komplo boşa çıktı
203: Üstadın Hüve Nüktesinin sonuna eklenmesini istediği bir bölüm
204: Nurların korunması, inayet-i İlâhiyedir
205: İlmin izzetinin muhafazası Üstadı harama baktırmıyor
206: Risale-i Nur'un şahs-ı mânevisi bir çeşit Mehdi telâkki ediliyor
207: Bismark ve Carlyle'in Kur'ân ve Peygamberi tasdikleri
208: Üç merkezde üç berberin benzer hizmetleri memnuniyet verici
209: Kur'ân talebelerine ilişmek semayı hiddete getirir
210: Siyasî tarafgirliğin zararlarını anlatır
211: Nur avukatı Ahmed Feyzi'nin Risale-i Nur'la ilgili istihraçları
212: Üstadın parayla risale satın alması
213: İslâm âleminde risalelerin takdir görmesi
214: Emirdağ'da beş teyyare ile Üstadın takip edilmesi
215: Üstad, evine yapılan baskının kanunsuzluğunu açıklıyor
216: Yasak ettikleri Kur'ân nüshası Diyanet Başkanlığında
217: Risale-i Nur belâların def'ine bir vesiledir
218: Şerefler orduya, kusurlar reislere verilir
219: Üstadın kıyafetine ilişmek isteyen Ankara Valisi Nevzat Tandoğan tokat yiyip intihar ediyor
220: Gençlik Rehberi gençleri dine çekiyor. Risale-i Nur'a yapılan zulümler musibeti celbediyor
221: Risale-i Nur ve talebeleri Allah'ın himayesi ve inayeti altında
EMİRDAĞ LÂHİKASI – II
1: Üstad talebelerine icazet veriyor
2: Üstad, Diyanet Başkanı Ahmet Hamdi Beyden risalelere sahip çıkmalarını istiyor
3: Hediye kabul etmeyen Üstada bu kuralı bozduran üç hadise
4: Diyanetin risaleleri ileride neşretmeyi vaad etmesi
5: Kur'ân'ın camilerde tercümesinin okunmasına karşı ikaz
6: Hocalar ehvenüşşer düsturuyla hareket ederek tehlikeyi azaltmaya çalıştılar
7: Üstad: Hüsrev risaleleri ve tevafuklu Kur'ân'ı Ankara'ya götürsün
8: Hâfız Mustafa'nın vefatıyla ilgili tâziye
9: Üstad hayatının devamıyla Nur talebelerine siper oluyor
10: İstibdat ve zındıka cereyanının kuvveti kırılıyor
11: Celâl Bayar'ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesini Üstad tebrik ediyor
12: Din siyasete değil, siyaset dine âlet edilebilir
13: Her türlü baskıya rağmen, Nurlar gençler arasında yayılıyor
14: Zübeyir'in Üstadı müdafaa eden mektubu
15: Ezanın minarelerde okunmasını tebrik ve demokratlara dua
16: Genç Saidlerin sayısı artıyor
17: Beraat etmiş risalelere keyfî olarak el konuyor
18: Üstadın devlet yetkililerine mektubu
19: Demokratlar masonlara ve komünistlere karşı uyarılıyor
20: Risale-i Nur on senelik medrese ilmini bir senede verir
21: Üstad risaleleri ücretsiz vermiyor
22: Talebeler, Risale-i Nur'a yapılan zulmü Demokratların kaldırmasını ister
23: Risalelerin imhasına izin verilmeyecek
24: Demokratlarla Nur talebelerinin arasını bozma teşebbüsü
25: Risalelerin yakılma kararı Halkçıların bir oyunu
26: Lozan'ın iç yüzü ve Yahudilerin dini yok etme plânları
27: Ankara'daki güzel gelişmeler
28: İhvan-ı Müslimînin risaleleri Arapça'ya tercüme etmek istemesi
29: Cumhurbaşkanı Doğu Üniversitesinin gerekliliğini kabul ediyor
30: Siyaset tarafgirliği mânâyı zedeler, ihlâsı kırar
31: Hizmet haberleri, Üstadın hastalıklarına ilâç oluyor
32: Asâ-yı Mûsâ'nın Arapça'ya tercüme edilmesi
33: Türkler Peygamber övgüsüne mazhar oluyor
34: Üstadın yapılmasını istediği birkaç tashih
35: Nurcuların şevkiyle Cevşenü'l-Kebir nurlandıracak
36: Üstadın sofimeşrebli tenkitçiliği affetmesi
37: Demokratlar, risalelere ve Nurculara yapılan bu işkenceye engel olmalıla
38: Abdurrahman ve Ceylân'a olan muhabbet
39: Ankara'da Üstadın yerine görev yapan genç Saidler
40: Üstad ehli imanın tenkitlerini bir çeşit nasihat olarak kabul eder
41: Meşrep farklılıkları kardeşliği bozmamalı
42: Lemeat: Risale-i Nur'un çekirdeği
43: Üstadın, ülkede az da olsa hürriyetin başlamasından duyduğu memnuniyeti
44: Allah'ın adaleti ve inayeti
45: Nur talebesi hanımlara evlilik konusunda tavsiyeler
46: Nurcuların hapse girmelerinin hikmetleri
47: Bazı milletvekillerinin Üstad ve hizmetini takdirleri
48: Demokratlar görev başına çağrılıyorlar
49: Risale-i Nur ehl-i tarikatın da en büyük dairesidir
50: Halka kabul ettirmek, Allah'a aittir
51: Üstadın canlı mektupları
52: Celâl Bayar Üstada teşekkür ediyor
53: Üstadın talebelerinden bazı istekleri
54: Küfre karşı gençleri koruyacak olan Risale-i Nur'dur
55: Camiü'l-Ezher'e risaleler gönderiliyor
56:an Menderes'in Üstada haberi "Merak etmesin, meyus olmasın"
57: Eflâni ve Safranbolu talebeleri Isparta kahramanlarına benziyor
58: Başbakan ve İçişleri Bakanına risalelerin iadesi için mektup
59: Vatikan'dan gelen teşekkür mektubu
60: Sabır ve tahammül oyunları bozuyor
61: Seyyid Salih'in İslâm ülkelerine ziyareti
62: Mersin ve Tarsus Emniyeti risaleleri iade ediyor
63: İşaratü'l-İ'câz iade ediliyor
64: "Hüve Nüktesi" küfr-ü mutlakın belini kırıyor
65: Şiddetli kış ve zelzele ilâhî bir ihtardır
66: Üstad, hayatındaki inayetleri anlatır
67: Nurların parlamasına engel olunamıyor.
68: Risale-i Nur zabıta görevi yapıyor
69: Konuşan yalnız hakikattir
70: Birisinin hatasıyla başkası mesul tutulamaz
71: İşârâtü'l-İ'câz Risale-i Nur'un bir fihristesi ve menbaıdır
72: Kur'ân'ı, mütehassıslardan oluşmuş bir heyet tefsir edebilir
73: Kur'ânın maksatları: Tevhid, Nübüvvet, Haşir ve Adalet
74: Üstadın siyasetten ve şimdiki medeniyetten uzak durmasının sebepleri
75: İttihad-ı İslâm'a dair müjdeli gelişmeler
76: Çocukların Üstada muhabbetinin sebebi
77: Evleri bir medrese-i Nuriye yapmak
78: "Neden dini siyasete alet yapmakla suçlandım?"
79: Mahkemenin ertelenmesindeki hayır
80: Afyon Mahkemesinin adaletsiz kararı
81: Talebeler Medresetü'z-Zehrânın mânevî hakikatini gösteriyor
82: Eski Said kırk sene sonraki olayları önceden hissetmiş
83: Teşehhütte okunan Tahiyyat Miraç'ta İlâhî huzurda okunmuştur
84: Ülfet perdeleri hakikatleri gizliyor, marifet-i İlâhiye yollarını kapatıyor
85: Mahlûkata mânâ-yı harfiyle bakmaya engel olan perdeler
86: Ankebût Sûresindeki âyet hakkındaki vehmi yok eden bir i'caz pırıltısı
87: Gençlik Rehberi'nde "Dini siyasete âlet var" diyen ehl-i vukufa cevap verilsin
88: "Vukufsuz" ehl-i vukufun raporundaki suç unsurlarına cevap
89: 1952'de İstanbul'da görülen Gençlik Rehberi mahkemesine, ehl-i vukufa cevaben verilen itiraznamedir
90: Gençlik Rehberi'nin tekrar müsaderesi anarşilik ve dinsizlik hesabınadır
91: Hulûsi Yahyagil: Mesleğim Risale-i Nur dairesinde istihdamdan ibarettir
92: Üstad İhtiyarlar Risalesini gençlere, Hastalar Risalesini sıhhatte olanlara yazmış
93: Şahs-ı mânevî Mehdilik yapar, aksi halde mağlup olur
94: Talebeleri medyumlukla kandırmaya çalışıyorlar
95: Yirmi sekiz yıllık asılsız iddialar
96: İki mühim eserin çoğaltılması
97: Siz bu asrın hidayet serdarısınız
98: Hal-i hazırdaki partiler ve Demokrat Partinin dikkat etmesi gereken iki nokta
99: Değil dünya hayatımı, âhiret hayatımı dahi millet-i İslâmiyeye feda ederim
100: Nur talebeleri ve İhvan-ı Müslimîn mensupları arasındaki farklar
101: ed-Difa gazetesi yazarı Risale-i Nur'un Arap ülkelerindeki durumunu anlatıyor
102: Adnan Menderes'e hatırlatılan üç kanun-u esasî
103: Dindar Demokratlara tavsiye: Ayasofya'yı açın, Risale-i Nur'u neşredin
104: Büyük Cihad'da yayınlanan Üstadın şekvâsına açılan dava
105: Samsun Mahkemesinden gelen tebliğe verilen cevap
106: Gayet ehemmiyetli bir hâdise, bir istida ve bir şekvâdır (es-Sıddık dergisinde yayınlanan risale)
107: Nurları himaye etmek Diyanet dairesinin hakikî vazifesidir
108: Asâ-yı Mûsâ ve Gençlik Rehberi'nin kerametle muhafazası
109: Doğunun kalkınmasında Şark Üniversitesinin rolü
110: Doğu Üniversitesi hakkında tahrifçi bir gazeteye cevaptır
111: Ankara Mahkemesine havale edilen dava ve Zübeyir
112: Üstadın ziyaretçilere dair bir mektubu ("Risale-i Nur'u okumak, ziyaretten on defa daha kârlıdır")
113: Hizmette Urfa'nın ehemmiyeti
114: Üstadın Urfa'ya özel duası
115: Üç hastalığa Âyet-i Hasbiyeyle gelen şifa
116: Görüşmek isteyenlere Üstad buyuruyor: "Risale-i Nur'un her bir kitabı bir Said'dir"
117: Şark Üniversitesinin İslâmî programı: Risale-i Nur
118: Yazıları beş vecihle iftira ve yalan olduğunu gördüğüm bir gazeteyi bana okudular. Böyle iftiraların
hem Isparta'ya, hem neşredenlere büyük zararı var
119: Üstadımızın köylerde dolaştığına dair çıkarılan uydurma habere karşı bir cevaptır; mûcib-i merak
hiçbir şey yoktur
120: Deniz zahiren hiddetlendi, mânen şefkatkârâne okşadı
121: Üstadın İstanbul'a gelişi ve ifadesinin alınması
122: Üstadın vasiyetnâmesi
123: Vasiyetnamenin Haşiyesidir
124: Adnan Menderes'in Konya nutkunun tahrif edilmesine dair bir açıklaması
125: Isparta'nın hayır kazanmasının yolu: Risale-i Nur'un iade edilmesine çalışmak
126: Üstadın kabrini gizlemesinin sırrı
127: Üstadımızın Afyon Mahkeme heyetine gönderdiği yazının suretidir
128: Üstadın Demokrat Partiyi desteklemesinin gerekçeleri
129: Demokratlara büyük bir hakikati ihtar
130: Üstad, çektiği işkenceye rağmen Adliye memurlarına beddua etmez
131: Dindar Hürriyetçilerin Üstada Diyanet'te vazife teklifi
132: İmanın dünyada dahi bir nevi cennet lezzetini benim hayatımda temin ettiğine dair
133: İhlâsı muhafaza etme düsturu sohbete mâni oluyor
134: Üstadın Isparta Tugay camiinin temeline harç atması
135: Hüseyin Avni ve Tahsin Tola'nın seçimleri kazanamamasının hikmeti
136: Vasiyetnamenin bir zeyli (Üstad Bediüzzaman Nur'un sermayesiyle talebelerin ihtiyaçlarının
karşılanmasını vasiyet eder)
137: Muhalif gazetelerin Üstada ve Nur talebelerine attıkları iftiralara cevap
138: "Mahkeme-i Kübrâya Şekvâ"ya bir zeyl
139: Medresetü'z-Zehra ifsat komitesinin dalaletlerinden bu milleti koruyacak bir tedbirdir, ırkçılık
zararlıdır
140: Bir ihsan-ı İlâhî olarak gelen hastalık
141: Üstadın istiğnaya verdiği ehemmiyet
142: Cumhuriyet gazetesinin yalan haberi
143: Nur medreselerine devam, talebe-i ulum şerefini kazandırır
144: Risale-i Nur'un satılan nüshalarının sermayesi Risale-i Nur'un malıdır
145: Risale-i Nur'un sermayesi, hizmette olan ve nafakasını temin edemeyen talebelerin tayinine sarf
edilecek
146: Tarihçe-i Hayat'ın ehemmiyeti
147: Üstadın Namık Gedik, Adnan Menderes ve Tevfik İleri'den dilekleri
148: Eski Partinin Risale-i Nur'a minnettar olması gerekir
149: Üstad savcılara hakkını helal ediyor
150: Üstadın hükümetçe Emirdağı'na sevkinin hikmeti
151: Umum Nur talebelerine Üstad Bediüzzaman'ın vefatından önce vermiş olduğu en son derstir

Şuâlar
Şuâlar 
İKİNCİ ŞUÂ
Allah'ın birliğini, "Ehad" ismini açıklar. İsm-i Azamın altı nüktesinin yedincisi...
Birinci Makam: Gayet güzel ve çok şirin ve nihayet derecede lâtif üç meyve-I tevhid ve
üç muktazisi ve üç hüccetine dairdir.
Birinci Makamın Birinci Meyvesi: Tevhid ve vahdette cemâl-i İlâhî ve kemâl-i
Rabbanî tezahür eder. Vahdet olmazsa o hazine gizli kalır.
Tevhidin İkinci Meyvesi: Kâinatın zatına ve mahiyetine bakar. Vahdet sırrıyla,
kâinatın kemâlâtı gerçekleşir ve varlıkların ulvî vazifeleri anlaşılır, bu âlemdeki İlâhî
maksatlar ortaya çıkar.
Üçüncü Meyve: Şuurlu varlıklara, özellikle insana bakar. Vahdet sırrıyla insan,
kâinattaki bütün varlıkların en mükemmeli ve Alemleri Yaratan'ın muhatabı ve
dostu olabilir
İkinci Makam: Tevhid ve Vahdâniyeti iktiza eden; şirki ve ortaklığı kesinlikle kabul
etmeyen deliller.
Birincisi: Bu kâinattaki sanatlar, Hakîm olan Allah'ın sınırsız sıfat, isim, kudret ve
ilmiyle yapılıyor.
Vahdaniyetin İkinci Muktazisi: Tevhid ve hidayet yolunda sonsuz kolaylıklar, şirk
yolunda ise sonsuz zorluklar olduğunu açıklar.
Tevhidin Üçüncü Muktazisi: Bir çekirdeği yaratanla kâinatı yaratan aynı Zattır.
Çünkü çekirdek kâinatın küçük bir örneğidir.
Üçüncü Makam: Tevhidin üç küllî alâmetini özet olarak açıklar.
Birinci Alâmet ve Hüccet: Her şeyde vahdet var. Vahdet ise, bir vâhide işaret eder...
birliği olan eser, birden meydana gelir.
İkinci Alâmet ve Hüccet: Zerrelerden kâinatın en geniş dairesine kadar her şeydeki
mükemmel düzen ve ölçü, yalnız bir vahdetle olabilir, çeşitli eller karışsaydı bu
düzen bozulurdu.
Sualin Birinci Şıkkı: "Kâinatı güzellikler ve adalet kuşatmıştır. Gözümüz önündeki
bu kadar çirkinliklere, hastalıklara, musibetlere, ölümlere ne diyeceksin?"
Sualin İkinci Şıkkı: "Sonsuz bir merhamet ve servet sahibi olan Allah, neden cüz'î
varlıkları ve şahısları musibete, şerre ve çirkinliğe müptelâ ediyor? Bu sualin cevabı
çok evhamı izale eder."
Üçüncü Alâmet ve Hüccet: "Mülk Onundur ve ezelden ebede her türlü hamd ve
övgü, şükür ve minnet Ona mahsustur." ifadesi ile işaret edilen tevhid delilleridir.
Hatime: Diğer iman esaslarına Tevhid sırrı içinde kısa işaretlerdir.
Uzunca bir Haşiye: "Korkunç bir ses onlara yetti." Yâsin Sûresi, 36:29. "Kıyametin
gerçekleşmesi ise göz açıp kapayıncaya kadar." Nahl Sûresi, 16:77. âyetleri kıyametin
kopmasının zamansız olacağını haber veriyor. Aklı bu hususta ikna etmek için örnekler
veriliyor.
Birinci Mes'ele: Ruhların cesetlerine gelmesinin örneği dağılmış ordunun düdük
sesiyle toplanması misaliyle ispatlanır.
İkinci Mes'ele: Cesetlerin yeniden diriltilmesinin örneği büyük bir şehrin karanlık
bir gecede bir merkezden bir anda aydınlatılması ile ispatlanır.
Üçüncü Mes'ele: Cesetlerin yeniden diriltilmesiyle ilgili örneği baharda birden
sayısız çiçek ve bitkilerin açılıp gelişmesiyle ispatlanır.
Amma Bir Dördüncü Mes'ele: Dünyanın ölümü ve Kıyamet kopması bir anda bir
gezegen ve kuyruklu yıldızın çarpmasıyla izah edilir.
Tevhidî Bir Münâcât ve Mukaddimesi

ÜÇÜNCÜ ŞUÂ
Allah'ın varlığının zorunluluğunu; birliğini ve kudretinin büyüklüğünü açıklar ve ispat eder.
Münâcât: "Göklerin ve yerin yaratılmasında, gecenin ve gündüzün değişmesinde,
insanlara faydalı şeylerle denizde akıp giden gemilerde, Allah'ın gökten su indirip onunla
yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, her türlü canlıyı yeryüzüne yaymasında,
rüzgârları sevk etmesinde ve gökle yer arasında Allah'ın emrine boyun eğmiş bulutlarda,
aklını kullanan bir topluluk için Allah'ın varlık ve birliğine, kudret ve rahmetine işaret eden
nice deliller vardır." (Bakara Sûresi, 2:164.) âyetinin münâcât tarzında bir nevî geniş
tefsiridir.

DÖRDÜNCÜ ŞUÂ
"Allah bize yeter; O ne güzel vekildir." (Âl-i İmrân Sûresi: 173.) âyetinin anlam, hikmet ve insan
hayatındaki önemini açıklar.
Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Bekà aşkının, Bakî-i Zülkemâl'e imanda ve Onu
bilmede olduğunu izah eder.
İkinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Aciz insanın Allah'a iman etmekle, hadsiz kuvvet ve
kudrete dayanabileceği açıklanır.
Üçüncü Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Sınırsız Kudretin faaliyeti ve insanın önemi
Dördüncü Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: İman bağı ile her mü'min kâinattaki varlıklar
sayısınca varlığa kavuşur.
Beşinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: İman gözüyle hayata bakış
Birinci Mesele: Hayatın mahiyeti ve hakikati
İkinci Mesele: Hayatın gerçek hukuku
Üçüncü Mesele: Hayatın fıtrî vazifeleri
Dördüncü Mesele: Hayatın gerçek zevki ve saadeti
Altıncı Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Varlıkların durmayarak gelip gitmesi ve onlarda
görülen güzelliklerin ebedi bir güzelliğe ayna olmasını üç bürhanla izah eder.

ALTINCI ŞUÂ
Namazda teşehhüdde okunan "Ettahhiyâtü" duasının bir tefsiri olup, namazın, mü'minin bir nevî
miracı olduğu gerçeğinin iki nüktesini açıklar

YEDİNCİ ŞUÂ
Yaratıcısını kâinattan soran bir seyyahın gözlemlerini anlatan temsilî bir ifade ile birçok tabiat
olayları ve varlıkların diliyle Allah'ı tanıtan Risâledir.
Âyetü'l-Kübra
Birinci Makamın Birinci Basamağında: Semavatın Allah'ın varlığına delâleti
İkinci Mertebesinde: Atmosfer ve içindekilerinin Allah'ın varlığına delâleti
Üçüncü Mertebesinde: Yer Küresi ve içindekilerinin Allah'ın varlığına delâleti
Dördüncü Mertebesinde: Deniz ve nehirlerin Allah'ın varlığına delâleti
Beşinci Mertebesinde: Dağların ve ovaların Allah'ın varlığına delâleti
Altıncı Mertebesinde: Ağaçların ve bitkilerin Allah'ın varlığına delâleti
Yedinci Mertebesinde: Hayvanların ve kuşların Allah'ın varlığına delâleti. Üç
hakikatı var
Sekizinci Mertebesinde: Peygamberlerin Allah'ın varlığına delaleti
Dokuzuncu Mertebesinde: Alimlerin Allah'ın varlığına delaleti
Onuncu Mertebesinde: Kudsî mürşidlerin Allah'ın varlığına delaleti
On Birinci Mertebesinde: Meleklerin ve ruhî varlıkların Allah'ın varlığına delaleti
On Üçüncü Mertebesinde: Nurlu akılların ve selim nurâni kalplerin Allah'ın varlığına
delâleti.
On Dördüncü ve On Beşinci Mertebesi: Vahiy hakikati gelecek şu beş hakikati netice
veriyor:
Cenab-ı Hakk'ın beşerin akıl seviyesine göre hitap etmesi.
Cenab-ı Hakkın, yüce kelâmıyla Kendi Zâtını tarif etmesi.
İnsanların dualarına cevap vermesi Onun yaratıcılığının şe'nidir.
Kelâm sıfatı, ilim ve hayat sıfatının ayrılmaz bir gereğidir.
Yüce kelamıyla insanları uyarması ulûhiyetinin gereğidir.
Ve ilham ile vahyin arasındaki fark.
Birinci Makamın On Altıncı Mertebesinde: Fahr-i Âlem olan Muhammed'in (a.s.m.)
Allah'ın varlığına delâleti
On Yedinci Mertebesinde: Kur'ân'ın vech-i i'câzı ve Allah kelâmı olduğunun delilleri
On Sekizinci Mertebesinde: Kâinatın Allah'ın varlığına delâleti
On Dokuzuncu Mertebesinde: Allah'ın isim ve sıfatlarının Kendi varlığına delâleti.
İhtar
İkinci Bab: Tevhid Delillerine Dairdir
Birinci Hakikat: Cenab-ı Allah'ın mutlak ulûhiyyetini açıklar.
İkinci Hakikat: Cenab-ı Hakkın mutlak Rububiyyetini açıklar.
Üçüncü Hakikat: Kemâlattır.
Dördüncü Hakikat: Hâkimiyettir. Beş kuşatıcı hakikatı içine alır.
Birincisi: Kibriya ve azamet hakikatidir.
İkinci Hakikat: Kâinatta tasarrufları görünen Rabbanî fiillerin nihayetsiz bir şekilde
ortaya çıkmalarıdır.
Üçüncü Hakikat: Mevcudatın çok hızlı ve çoklukla yaratılmasına rağmen, son
derece sanatlı ve intizamlı oluşu.
Birinci Sır: Bir şey zâtî ise, zıttı ona arız olamaz.
İkinci Sır: Nuraniyet, şeffafiyet sırrıyla az çok birdir.
Dördüncü Hakikat: Kâinatı Rububiyet cihetiyle inkısam kabul etmez bir kül
olduğunun izahı.
Beşinci Hakikat: Kainatın umumunda olan birlik hakikatın izahı dört kuşatıcı hakikatı
içine alıyor.
Birinci Hakikat: Fettâhiyet hakikatidir.
İkinci Hakikat: Rahmâniyet hakikatidir.
Üçüncü Hakikat: Müdebbiriyet ve idare hakikatidir.
Dördüncü Hakikat: Rahîmiyet ve rezzâkıyet hakikatidir.
İhtar

DOKUZUNCU ŞUÂ
Öldükten sonra dirilmeye ve âhirete îman, insanın hem şahsî, hem de cemiyet hayatının huzuru
için ne kadar gereklidir? Bu hususu, öldükten sonra dirilmenin delilleriyle beraber açıklayan ve
ispat eden önemli bir tefsirdir.
Mukaddime
Birinci Nokta: Ahiret inancı, toplumsal ve ferdî hayatin saadetinin esasıdır.
Birincisi: İnsanlığın yarısını teşkil eden çocuklar için ahiret inancının faydası.
İkinci Delil: İhtiyarlar için ahiret inancının dünyevî faydalarını izah eder.
Üçüncü Delil: Gençler için faydasını izah eder.
Dördüncü Delil: Aile hayatı için faydasını izah eder.
İkinci Nokta: Haşre imanın, diğer iman hakikatlerini ispatı ele alınıyor.

ONUNCU ŞUÂ
On Beşinci Lem'adan buraya kadar olan risâlelerin fihristesidir. Burada yazılmamıştır.

ON BİRİNCİ ŞUÂ
Denizli Hapsinin bir nevî müdafaası hükmündeki meyvesi olup, aynı zamanda îman, ibadet ve
Tevhîde dair önemli meseleleri açıklar ve ispat eder.
Meyve Risâlesi: On Bir Mes'eledir
Birincisi: Her gün 24 saatin bir saatini ahirete sarfetmeye vesile olan namaz ibadetinin
önemi vurgulanıyor.
İkinci Mes'elenin Hülâsası: Ölümün karşısında takınılacak tavır.
Üçüncü Mes'ele: Eskişehir hapishanesinin penceresinden lise talebelerinin hâline
ağlaması.
Dördüncü Mes'ele: Dünya savaşından daha önemli olan hakikat.
Beşinci Mes'ele: Gençliğin değerini bilip ona göre davranmak.
Altıncı Mes'ele: İlimlerin diliyle Allah'ı tanıma
Yedinci Mes'ele: Bize ahireti anlat diyen mahpuslara bir izah.
Sekizinci Mes'elenin bir Hülâsası: Ahiret inancının ferdî ve toplumsal hayata faydaları.
Birincisi: İnsanın mahiyeti ebediyetle fıtraten alakadardır.
İkinci meyvesi ve hayat-ı şahsiyeye bakan bir faydası: Âhirete imanla ölüm bir cennet
kapısına dönüşür.
Hayat-ı şahsiyeye ait üçüncü bir faydası
Dördüncü bir faydası ki, insanın hayat-ı içtimaiyesine bakıyor
Birinci Nükte: Cehennemin varlığı hakkında bir değerlendirme.
İkinci Nükte: Cehennemin varlığının ve şiddetli azabının, rahmete ve adalete
zıddiyeti yoktur.
Dokuzuncu Mesele: Cüz'î bir iman hakikatini inkâr etmek küfrü gerektirir. Çünkü iman
bir bütündür.
Birinci Nokta: Cenab-ı Hakkın varlık delilleri aynı zamanda ahirete işaret ve delildir.
İkinci Nokta: Bütün peygamberler ve Kur'an'ın en esaslı unsuru Allah'a ve haşre
imandır.
Üçüncü Nokta: Elhamdülillâh'ın mânâsını ifade eden bir cümle...
Onuncu Mes'ele: Emirdağ çiçeği
Kur'ân'daki tekrarlara ilgili edilen itirazlara cevap
Bu onuncu meseleye bir hatime olarak İki Haşiye
Birincisi: Kur'ânın hakikî tercümesi mümkün değil.
Hâtimeden ikinci haşiye: Muhammed (a.s.m.) ın getirdiği nur, kâinatın, yokluk,
vazifesizlik, anlamsızlık perdesini kaldırır.
Hüsrev'in Üstadına yazdığı mektup
On Birinci Mes'ele: Meleklere iman rüknünün pek çok meyvelerinden küçücük bir
meyvesine işaret.
Hatime: Felâk suresinin bir yönüyle izahı.
Bir ihtar: Her bir âyetin çok mânâları vardır.
Bu sureye ait bir nükte-i i'câziyenin haşiyesidir
On Birinci Meselenin haşiyesinin bir lâhikasıdır.

ON İKİNCİ ŞUÂ
Denizli Mahkemeleri müdafaalarından alınmış, Risâle-i Nur meslek ve meşrebiyle Nur cemaatinin
mahiyetini açıklayan parçalardır.
İddianameye karşı itiraznamenin tetimmesidir
Bu gelen kısım çok ehemmiyetlidir
Bu defaki küçük müdafaatımda demiştim: Risale-i Nurdaki şefkat bizi siyasetten menetmiş.

ON ÜÇÜNCÜ ŞUÂ
Bediüzzaman'ın talebelerine gönderdiği önemli mektuplardır.
Ed-Daî: Yıkılmış bir mezarım
Burada başı yazılmayan zelzele hadisesinin maba'di Hüsrev'in mektubunda
Güzel ve tam yerinde bir taziyename

ON DÖRDÜNCÜ ŞUÂ
Bediüzzaman ve talebelerinin Afyon Mahkemesinde yaptığı müdafaalarla, o dönemde
Bediüzzaman'ın talebelerine yazdığı mektuplardır.
Afyon Müddeiumumisi ve Mahkeme Reisi ve azalarına Denizli adliyesine sunulan
dokuz esaslı dilekçe tekrar sunuluyor.
Afyon Mahkemesinin bizi itham etmesine karşı itiraznamenin tetimmesidir
Afyon hükûmet ve mahkemesine ve zabıtasına daha birkaç nokta maruzatım var
Ankara'nın altı makamatına ve Afyon Ağır Ceza Mahkemesine verilen müdafaanın
itirazname tetimmesi ve lâhikasıdır
İddianamede benim hakkımda dört iddiaya cevap.
Lâhika
Afyon Mahkemesine, iddianameye karşı verilen itirazname tetimmesinin bir zeylidir
Son Sözüm
Heyet-i Vekiliye gönderilmiş bir istidadır: İçinde üç nokta belirtiliyor.
Ehl-i Vukufun insaflı hocalarından üç sualim var
Hata-Savab cetveli
Hatalar ve cevapları
Hata-Savab cetvelinin zeylidir
Temyiz Mahkemesi Riyasetine: Haşirdeki Mahkeme-i Kübraya bir arzuhaldir.
Risâle-i Nur'un hakkaniyetine bir nümune; Tenbih

ON ALTINCI MEKTUP
Mektubat'ta yer almaktadır.
Gençlik Rehberi'nin küçük bir haşiyesi: Gençlik darbesini yiyip ömrünü geçirenlere bir teselli.
"Başta müdür olarak hapsin heyet-i idaresine sureten ehemmiyetsiz, fakat bence çok ehemmiyetli bir
maruzatım var" başlığ ı altında tahammül edilmez işkenceleri şikâyet ediyor.
Müjdeli ve tabiri çıkmış latif bir rüya
Başbakanlığ a, Adliye Bakanlığ ına, Dahiliye Bakanlığ ına verilen geniş bir dilekçe
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Hüsrev'in müdafasıdır.
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Tahiri'nin müdafasıdır.
Afyon Ağ ır Ceza Hakimliğ ine: Zübeyir'in müdafasıdır.
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Mustafa Sungur'un müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Mehmed Feyzi'nin müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Ahmed Feyzi'nin müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Ceylan'ın müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Mustafa Osman'ın müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Hıfzı Bayram'ın müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Emirdağ lı Mustafa'nın müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Halil Çalışkan'ın müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Mustafa Gül'ün müdafaasıdır
Afyon Ağ ır Ceza Mahkemesine: Küçük İbrahim'in müdafaasıdır

BEŞİNCİ ŞUÂ
Âhirzamanla ilgili bazı hadis-i şerifler ve yorumları
Mukaddime: Âhirzamanla ilgili hadis-i şerifleri doğru yorumlamak için bazı prensipler.
İkinci Makam: Hz. Muhammed'in (a.s.m.) Kıyamet alâmetleri ve şartları hususunda
buyurdukları hadislerin yorumları.

ON BEŞİNCİ ŞUÂ
El-Hüccetü'z-Zehra ismindeki Tevhid hakikatine dair bir Risâledir.
El-Hüccetü'z-Zehra: İki makamdır
Birinci Makam: Üç kısımdır
Birinci Kelime: "Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur." Bunun delili Âyetül Kübra
Risalesindedir.
İkinci Kelime: "O birdir." Bu delile kısa bir işaret.
Üçüncü Kelime: "Onun hiçbir şeriki yoktur." Bu delile kısa bir işaret.
Dördüncü Kelime: "Mülk umumen Onundur." Bundaki uzun hüccete kısa bir işaret.
Beşinci Kelime: "Hamd ve sena, medih ve minnet Ona mahsustur." Geniş delile kısa
işaret.
Altıncı Kelime: "Hayatı veren ve hayatı rızık ile devam ettiren Odur." Hüccetine kısa
işaret
Yedinci Kelime: "Ölümü veren de Odur." Hüccetine kısa işaret.
Sekizinci Kelime: "O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-ı Ezelîdir." Deliline kısa
işaret.
Dokuzuncu Kelime: "Bütün hayır Onun elindedir." Hüccetine kısa işaret.
Onuncu Kelime: "O herşeye hakkıyla kadirdir." Hüccetine kısa işaret
On Birinci Kelime: "Dönüş Onadır."ın kısa bir izahı.
Fatiha-i Şerifenin bir muhtasar hülâsası
Birinci Kelime: "Hamd ve sena, medih ve minnet Ona mahsustur."
İkinci Kelime: "Âlemlerin Rabbi"dir.
Üçüncü Kelime: "O Rahman'dır; rahmeti bütün varlıkları kuşatır ve bütün
yaratıklarının her türlü rızkını merhametle yetiştirir."
Dördüncü Kelime: "O hesap gününün sahibidir."
Beşinci Kelime: "Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz."
Altıncı Kelime: "Bizi doğru yola ilet."
Yedinci Kelime: "Kendilerine nimet ve ihsanda bulunduğun peygamberlerinin ve
onlara tâbi olan sâlih kullarının yoluna ilet."
Sekizinci Kelime: "Gazabına uğrayanların ve sapıtmış olanların yoluna değil."
Dokuzuncu Kelime: "Âmin." Buna kısa bir işaret.
Üçüncü Medrese-i Yusufiye'nin tek bir dersinin üçüncü kısmı
Mukaddime: "Ve Muhammed'in (a.s.m.) Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet ederim."
ifadesinin diliyle, Hz. Muhammed'in (a.s.m.) peygamberliğini üç işaretle ispat ediyor.
Birinci İşaret: Muhammed (a.s.m.) bu kâinat sahibinin Rububiyyetine karşı küllî bir
ubudiyetle mukabele ediyor.
İkinci İşaret: Muhammed (a.s.m.) risaletine şehadet eder;
Birincisi: Peygamberimiz (a.s.m.) on bir hâlinden çıkan bir risalet delilidir.
İkinci şehadet: İmanın altı rüknü Muhammed (a.s.m.) risaletine şehadet eder.
Üçüncü küllî şehadet: Yani o zat güneş gibi kendi zatına delildir.
Dördüncü şehadet: Kur'an sayısız delilleriyle onun risaletine şehadet eder.
Beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci küllî şehadetler: Bin bir esmayı içine alan Cevşenü'l-
Kebir'deki hakikatler onun risaletine şehadet eder.
Dokuzuncusu: Âl-i Resûlün, Evliyaların, Kutupların şehadeti.
Onuncusu: Sahabelerin şehadeti.
On Birincisi: Müctehid imamları, allâmeler, dâhi filozofların şehadetleri
On İkincisi: Keşfiyata dayananların, aktapların şehadeti.
On Üçüncü şehadet: Dört küllî ve kat'î hüccetlerden ibarettir.
On Dördüncü şehadet: Kâinatın şehadeti.
On Beşinci şehadet: Cenab-ı Hakkın Rububiyet fiillerinin şehadeti.
El-Hüccetü'z-Zehra'nın İkinci Makamı: Nur âyetinin penceresinden ehl-i dalalet ile eh-i
hidayetin muvazenesi.
On beş delilden birincisi: Bütün varlıklardaki ölçülü düzgünlüktür.
İkinci delil: Bütün varlıklarda düzgün bir ölçü bulunmasıdır.
Üçüncü delil: Umumî ve kasdî hikmetler.
Dördüncü delil: Hususî inayetler yardımlar.
İhtar
Beşinci ve altıncı delil: Her şeyin şekilleri kaza ve kaderin düsturlarıyla biçilmiş
dikilmiştir.
Yedinci, sekizinci delil: Muayyen eceller ve rızıklar.
Dokuzuncu, onuncu delil: Fennî sanatlar, süslü ihtimamlar
On birinci delil: Tam intizamla, kolaylıkla,canlı makinaların yaratılışı.
Bu Arabî fıkranın kısaca meali: Herşey onun iradesiyle olur.
Kudrete dair Arabî fıkrası: Dokuz basamaklar hâlinde ele alınıyor.
El-Hutbetü'ş-Şamiye namındaki Arabî dersin tercümesinin mukaddimesidir

BİRİNCİ ŞUÂ
Kur'ân-ı Kerîm otuz üç âyetiyle Risale-i Nur'a manen ve cifren işaret ediyor. Bu Şua'da o
âyetlerden yirmi dokuzunun mânâları verilerek, Risale-i Nur'un asrımızda Kur'ân'ın mânevî bir
mûcizesi ve harika bir tefsiri olduğu açıklanıyor.
Birinci Sual: Okunan Kur'ân ve duaların sevapları sayısız insanlara bağışlanıyor. Bu
sevaplar o insanlara nasıl ulaşıyor ve sevabın aynısı onların her birisine veriliyor mu?
İkinci Sual: Kur'ân Risale-i Nur hakkında ne diyor?
Birincisi (Risale-i Nur'a işaret eden birinci âyet): Nur Sûresi, 24:35.
Resaili'n-Nur'a İşaret Eden İkinci Âyet: Hud Sûresi, 11:112.
Üçüncü Âyet-i Meşhure: Ankebut Sûresi, 29:69.
Dördüncü Âyet-i Meşhure: Hicr Sûresi, 15:87.
Beşinci Âyet: En'âm Sûresi, 6:122.
Altıncı Âyet: Hadîd Sûresi, 57:28.
Yedinci Âyet: Yûnus Sûresi, 10:82.
Sekizinci Âyet: En'am Sûresi, 6:61.
Dokuzuncu Âyet: Bakara Sûresi, 2:256; Lokman Sûresi, 31:22.
Onuncu Âyet: Bakara Sûresi, 2:269.
On Birinci Âyet: Bakara Sûresi, 2:129.
On İkinci Âyet: Bakara Sûresi, 2:151.
On Üçüncü Âyet: Âl-i İmran Sûresi, 3:7.
On Dördüncü Âyet: Nisa Sûresi, 4:162.
On Beşinci Âyet: Nisa Sûresi, 4:174.
On Altıncı Âyet: Fussilet Sûresi, 41:44.
On Yedinci Âyet: Tevbe Sûresi, 9:129.
On Sekizinci Âyet: Mâide Sûresi, 5:56.
On Dokuzuncu Âyet: Tahrim Sûresi, 66:8.
Yirminci Âyet: İsra Sûresi, 17:82.
Yirmi Birinci Âyet veya Âyetler: Nahl Sûresi, 16:121. En'âm Sûresi, 6:161.
Yirmi İkinci Âyet ve Âyetler: Yûnus, Yusuf, Ra'd, Hicr, Şuarâ, Kasas ve Lokman
sûrelerinin başlarındaki âyetler.
Yirmi Üçüncü Âyet: Kalem Sûresi, 68:32.
Yirmi Dördüncü Âyet veya Âyetler: Zümer Sûresi, 39:1.
Yirmi Beşinci Âyet: Fussilet Sûresi, 41:1-2.
Yirmi Altıncı Âyet: Hûd Sûresi, 11:105. Hûd Sûresi, 11:108.
Yirmi Yedinci Âyet: Saf Sûresi, 61:8.
Yirmi Sekizinci Âyet: Tevbe Sûresi, 9:32.
Yirmi Dokuzuncu Âyet: İbrahim Sûresi, 14:1.
Yirmi Dokuzuncu âyetin sehvine dair açıklama.

SEKİZİNCİ ŞUÂ
Hz. Ali'nin (r.a.) Risâle-i Nur'a dair kerâmetkârâne müjdelerinden üçüncüsünü açıklayan bir
risaledir. Bu arada, Bediüzzaman, Risâle-i Nur'un kıymet ve önemini gösteren hakikatleri
açıklamasının sebep ve hikmetlerini de burada belirtmektedir.
Üçüncü bir keramet-i Aleviye: Sekiz Remizdir.
Ed-Daî

Fihrist

İşârâtü'l - İ'câz
Takdim
Bediüzzaman Said Nursî
Tenbih.
İfadetü'l-Meram
Kur'ân Nedir, Tarifi Nasıldır?
Fatiha Sûresi

Bakara Sûresi
1. âyetin tefsiri: "Elif, Lam, mim" Sûrelerin başlarında bulunan mukattaa harflerine ait
açıklamalar.
2. âyetin tefsiri: "Şu yüce kitap ki, onda asla şüphe yoktur. O, Allah'ın emir ve yasaklarına karşı
gelmekten sakınanlar için bir yol göstericidir." (Bakara Sûresi, 2:2.)
3. âyetin tefsiri: "O takvâ sahipleri ki, görmedikleri halde Allah'a ve Onun bildirdiklerine îmân
ederler, namazı dos doğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda
bağışta bulunurlar." (Bakara Sûresi, 2:3.)
4. âyetin tefsiri: "Onlar sana indirilen Kur'ân'a da, senden önceki peygamberlere indirilen
kitaplara da inanırlar. Onlar, âhirete de kesin olarak iman etmiş kimselerdir." (Bakara Sûresi, 2:4.)
5. âyetin tefsiri: "İşte, Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerinde olanlar onlardır. Dünya ve
âhirette saâdet ve kurtuluşa erenler de onlardır." (Bakara Sûresi, 2:5.)
6. âyetin tefsiri: "İnkâr edenlere gelince, sen onları inkârlarının âkıbetinden sakındırsan da birdir,
sakındırmasan da. Onlar inanmazlar." (Bakara Sûresi, 2:6.)
7. âyetin tefsiri: "İnkârlarında ısrar ettikleri için Allah onların kalblerini de, kulaklarını da
mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de, hakkı görmelerine mâni bir perde vardır. Âhirette ise
onların hakkı pek büyük bir azaptır." (Bakara Sûresi, 2:7.)
8. âyetin tefsiri: "İnsanlardan bir kısmı da, mü'min olmadıkları halde, ‘Allah'a ve âhiret gününe
inandık' derler." (Bakara Sûresi, 2:8.)
9-10. âyetin tefsiri: "Allah'ı ve mü'minleri güya aldatmaktadırlar. Halbuki onlar yalnız kendilerini
aldatırlar da farkında bile olmazlar. Onların kalblerinde nifak hastalığı vardır. Âyetler peş peşe
inip İslâm inkişaf ettikçe Allah da onların o hastalıklarını arttırmıştır. Âyetlerimizi yalanlayıp
durmaları yüzünden onlara pek acı bir azap vardır." (Bakara Sûresi, 2:9-10.)
11-12. âyetin tefsiri: "Onlara ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın' dendiği zaman, Biz ancak ıslah
ediciyiz' derler."Dikkat edin, asıl bozguncular onlardır; fakat farkında değildirler." (Bakara Sûresi,
2:11-12.)
13. âyetin tefsiri: "Halkın imana geldikleri gibi siz de imana geliniz, diye imana dâvet edildikleri
zaman, ‘Süfeha takımının imana geldiği gibi biz de mi imana geleceğiz?' diye cevapta bulunurlar.
Fakat süfeha takımı ancak ve ancak onlardır; lâkin bilmiyorlar."
14-15. âyetin tefsiri: "İman edenlere rastladıklarında ‘İnandık' derler. Şeytanlaşmış reisleri ve
arkadaşlarıyla baş başa kalınca da, Aslında biz sizinle beraberiz; onlarla sadece alay ediyoruz'
derler. Alaylarına karşılık Allah onları maskaraya çevirir. Ve onlara mühlet verip azgınlıkları içinde
bırakır da, şaşkın şaşkın bocalayıp dururlar." (Bakara Sûresi, 2:14-15.)
16. âyetin tefsiri: "Onlar, hidayeti verip dalâleti satın alan birtakım kafasızlardır ki,
ticaretlerinden bir fayda görmedikleri gibi o zarardan kurtulmak için yol da bulamıyorlar."
17-20. âyetin tefsiri: "O münafıkların hali, karanlık bir gecede ateş yakan kimsenin durumu
gibidir ki, ateş tam onların çevresini aydınlatmışken, Allah birden nurlarını alıp götürmüş ve
onları karanlıklar içinde bırakmış; onlar da artık hiçbir şeyi göremez olmuşlardır. Sağır, dilsiz ve
kördürler; gece karanlığında bir ses işitmez, kimseye birşey işittiremez, bağırsalar da yardıma
gelen olmaz, yollarını bulamazlar. Çabaladıkça batar, o musibetten kurtulup geri dönemezler.
Yahut onların hali, şiddetle boşanan karanlıklı, gök gürültülü ve şimşekli bir yağmura tutulmuş
yolcuların misaline benzer. Yıldırımdan ölme korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki
Allah o kâfirleri kudretiyle çepe çevre kuşatmıştır. Şimşeğin çakması neredeyse gözlerini alır.
Etraflarını aydınlatınca birkaç adım yürürler. Fakat üzerlerine karanlık çökünce oldukları yerde
kalırlar. Eğer Allah dileseydi onlara verdiği işitme ve görme nimetlerini de alıverirdi. Muhakkak ki
Allah herşeye hakkıyla kàdirdir." (Bakara Sûresi, 2:17-20.)
21-22. âyetin tefsiri: "Ey insanlar! Sizi ve sizden evvelkileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki,
takvâ mertebesine vâsıl olasınız. Ve yine Rabbinize ibadet ediniz ki, arzı size döşek, semayı
binanıza dam yapmış ve semâdan suları indirmiş ki, sizlere rızık olmak üzere yerden meyve ve
sair gıdaları çıkartsın. Öyleyse, Allah'a misil ve şerik yapmayınız. Bilirsiniz ki, Allah'tan başka
mâbud ve hâlıkınız yoktur."
23-24. âyetin tefsiri: "Abdimiz üzerine inzal ettiğimiz Kur'ân'da bir şüpheniz varsa, Kur'ân'ın
mislinden bir sûre yapınız. Hem de, Allah'tan başka, işlerinizde kendilerine müracaat ettiğiniz
şüheda ve muinlerinizi de çağırınız, yardım etsinler. Eğer sözünüzde sâdık iseniz hepiniz beraber
çalışınız, Kur'ân'ın mislinden bir sûre getiriniz. Eğer bir misil getiremediğiniz takdirde zaten
getiremezsiniz ya öyle bir ateşten sakınınız ki, odunu, insanlar ile taşlardır."
25. âyetin tefsiri: "İman eden ve iyi işler işleyen mü'minlere beşaret ver ki, altında nehirler akan
Cennetler onlarındır. O Cennetlerden bir meyve yedikleri zaman, ‘Bu, bundan evvel yediğimiz
meyvedir' derler. Biribirine benzer bir surette rızıkları getirilip verilir. Ve o Cennetlerde, onlar için
temiz kadınlar vardır. Ve onlar, o Cennetlerde de daimî bir şekilde kalacaklardır."
26-27. âyetin tefsiri: "Cenab-ı Hak, kullarını irşad ve ikaz etmek üzere, sivrisinek gibi hakîr,
kıymetsiz bir hayvanla veya bir mahlûkla misal getirmeyi, kâfirlerin keyfi için terk etmez. İmanı
olanlar, onun, Rablerinden hak olduğunu bilirler. Amma kâfirler, ‘Allah bu gibi hakîr misallerden
neyi irade etmiştir?' diyorlar. Allah, onunla çoklarını dalâlete atar ve çoklarını da hidayete
götürür. Fakat fâsıklardan maada dalâlete attığı yoktur. Fâsıklar da ol adamlardır ki, Allah'ın
tâatinden huruçla, mîsak-ı ezelîden sonra ahidlerini bozarlar ve Allah'ın akrabalar arasında veya
mü'minler beyninde emrettiği hatt-ı muvasalayı keserler; yeryüzünde işleri ifsattır. Dünya ve
âhirette zarar ve hüsrana maruz kalan ancak onlardır."
28. âyetin tefsiri: "Ne suretle Allah'ı inkâr ediyorsunuz? Halbuki sizin hayatınız yoktu, O size
hayatı verdi. Sonra sizi öldürecektir, sonra yine hayat verecektir, sonra ona rücu edip
gideceksiniz."
29. âyetin tefsiri: Yeryüzünde ne varsa sizin için O yarattı. Bundan başka semaya da iradesini
yöneltti ve gökleri yedi tabaka olarak tanzim etti. O herşeyi hakkıyla bilendir." (Bakara Sûresi,
2:29.)
30. âyetin tefsiri: "Düşün o zamanı ki, Rabbin melâikeye hitaben Ben yerde bir halifeyi
yaratacağım' dedi. Melâike de Yerde fesat yapacak, kan dökecek kimseleri mi yaratacaksın?
Halbuki biz, hamdinle Seni tesbih ve takdis ediyoruz' dediler. Rabbin de Sizin bilmediğinizi Ben
biliyorum' diye onlara cevap verdi."
31-33. âyetin tefsiri: "Eşyayı melâikeye göstererek dedi ki: Eğer iddianızda sadık iseniz, bunların
isimlerini bana söyleyiniz.' Melâike, dediler ki: Seni her nekaisden tenzih ve bütün sıfât-ı kemaliye
ile muttasıf olduğunu ikrar ederiz. Senin bize öğrettiğin ilimden başka bir ilmimiz yoktur; herşeyi
bilici ve her kimseye liyakatine göre ilim ve irfan ihsan edici Sensin.' Cenab-ı Hak dedi ki: Ya
Âdem! Bunların isimlerini onlara söyle.' Vakta ki Âdem, isimlerini onlara söyledi, Cenab-ı Hak
dedi ki: Size demedim mi semavat ve arzın gaybını bilirim ve sizin Âdem hakkında lisanla izhar
ettiğinizi ve kalben gizlediğinizi bilirim.'"

Ecnebî Filozofların Kur'ân'ı Tasdiklerine Dair Şehadetleri


Bir Müdafaa (Takriz)
Mukaddime:
Temsilin yerleri ve tesiri
Belağat Hakkında Bir Fasıl ve Bir Mukaddime

BARLA LÂHIKASI
TAKDİM
(Yirmi Sekizinci Mektup'tan) Yedinci Risale Olan Yedinci Mesele: "Onlara söyle ki: Allah'ın
lütfuyla ve rahmetiyle ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların dünyada toplayıp durduklarından daha
hayırlıdır" (Yunus Sûresi, 10:58.) âyetinin, Risale-i Nur talebeleri hakkındaki önemli bir sırrını, yedi İlâhî
yardımı açıklar.
Mahrem bir suale cevaptır: Risale-i Nur'un tesiri hakkında sorulan bir sualin cevabı.
MUKADDEME

Yirmi Yedinci Mektup ve Zeyilleri:


1: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey, Kur'ân ve iman hakikatlerini bu asrın insanına anlatmanın
önemini belirterek, Üstad Bediüzzaman'ın Kur'ân ve iman hizmetindeki görevinin henüz
bitmediğini altı madde ile açıklar.
2: Hulûsi Beyin mektubudur. Allah için muhabbetin önemini anlatır.
3: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey, Kur'ân hakikatlerini duyurmakla görevlendirilen Üstad
Bediüzzaman'a hizmet etmenin hayatındaki tek gayesi olduğunu anlatır.
4: Hulûsi Beyin mektubudur. Tarikatlar hakkında Üstad Bediüzzaman'dan aldığı dersin önemini
ifade eder.
5: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un, Nûr isminin bir tecellisi olarak, bu asırdaki insanların
ihtiyacına binaen, zamanın şartlarına uygun olarak yazdırıldığını anlatır.
6: Hulûsi Beyin mektubudur. Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfında çok yüksek mânâların
bulunduğunu, bu Risalenin diğer bütün Risalelere nisbeten, daha fazla parlayan ve etrafa nur
saçan bir yıldız olduğunu ifade eder.
7: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân hizmetinde, Üstad Bediüzzaman'a "Ashab-ı Kehf" gibi arkadaş
olduklarını yazar.
8: Hulûsi Beyin mektubudur. Hulûsi Bey bu mektubunda, Kur'ân hizmetinde, acz ve fakrına
bakmayarak gayret etmenin önemini anlatır.
9: Hulûsi Beyin mektubudur. Mektuplarındaki ifadelerinde niçin Üstad Bediüzzaman'ı taklid ettiğini
izah eder.
10: Hulûsi Beyin mektubudur. Kur'ân'ın bir nuru olan Risale-i Nur'un, Allah'ın izniyle, insanları
karanlıktan aydınlığa çıkardığını dile getirir.
11: Hulûsi Beyin mektubudur. Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi olan On Dokuzuncu Mektubun
kendisinde bıraktığı tesiri anlatır.
12: Hulûsi Bey bu mektubunda, Mektubat'ta yer alan Dördüncü Mektup hakkındaki mülâhazalarını
dile getirir.
13: Hulûsi Beyin mektubudur. Şu isyan, tuğyan ve küfür asrında Üstad Bediüzzaman'ın, İslâm
ümmetine Cenâb-ı Hakkın gönderdiği bir lütuf olduğunu yazan Hulûsi Bey, kendisinin Nur yoluna
ulaşmasına vesile olduğu için Üstada duada bulunur.
14: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Kendisine ulaşan bazı Risalerden dolayı yaşadığı sevinci
dile getirir ve lafzî bir üstada bedel bir çok mürşide kavuştuğunu yazar.
15: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini teselli eden iki cihetin olduğunu yazan Hulûsi Bey, elindeki
Risaleler vasıtasıyla sürekli olarak Üstad Bediüzzaman'ın mânevî sohbetinde bulunduğunu, ikinci
olarak da Üstada duyduğu muhabbetin "hubb-u fillâh" mertebesinde olduğunu dile getirir.
16: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un mânevî bir güneş, her bir risalenin de birer yıldız ve
Otuz İkinci Sözün ise bu yıldızlar içinde çok parlak bir yıldız olduğunu belirtir.
17: Hulûsi Beyin mektubudur. Her işinde Allah'a dayandığı için, içinde bulunduğu ağır şartlara
rağmen ümitsizliğe düşmediğini belirtir.
18: Hulûsi Beyin mektubudur. Kendisini Risale-i Nur'un emanetçisi olarak gördüğünü yazan Hulûsi
Bey, Cenâb-ı Hakkın inâyeti ve Üstadın dualarıyla, lâyık olan kulaklara duyurabileceğini ümit
ettiğini söyler.
19: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur'u mütalâa ettiği, yazdığı ve gücü nispetinde başkalarına
tebliğ için harcadığı vakitlerin hayatının en mübarek anları olduğunu beyan eder.
20: Hulûsi Beyin mektubudur. Yirmi Dördüncü Sözün Birinci ve İkinci Zeyillerini iki farklı cemeata
okuduğunu ve dinleyenlerin hayranlık içinde kaldıklarını dile getiren Hulûsi Bey, bu Risalenin
bütün Risalelerin en münevverleri safında mütalâa ettiğini yazar.
21: Hulûsi Beyin mektubudur. Mühim âlimlerin ve tanınmış zâtların Yirmi Altıncı Mektup
hakkındaki takdir ve övgülerini dile getirir.
22: Abdülmecid Nursî'nin mektubudur. Risale-i Nur'un toplumdaki her kesimin büyük takdir ve
övgüsüne mazhar olduğunu, ancak muhatapların anlayış seviyelerine göre takdir derecelerinin de
farklılık arzettiğini belirtir.
23: Üstad Bediüzzaman'ın yeğeni Abdurrahman Nursî'nin vefatından bir-iki ay evvel yazdığı
mektubudur. Üstadının emrine uymayıp ondan ayrı kaldığı ve pişmanlıklarla dolu olan dönem
hakkında açıklamalar yapar.
24: Üstad Bediüzzaman'ın mektubundan bir bölümdür. Onuncu Sözün, yeğeni Abdurrahman'ı bir
nevi velâyet mertebesine çıkardığını ve onun için bir mürşid-i hakikî hükmüne geçtiğini yazar.
25: Sabri Efendinin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın "Hulûsi-i Sânî ve büyük bir âlim"
ifadeleriyle takdir ettiği Sabri Efendinin, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bin mu'cizesini ihtiva eden
On Dokuzuncu Mektup hakkındaki değerlendirmeleri yer alır.
26: Sabri Efendinin mektubudur. Benzersiz incilere benzettiği Risale-i Nur'un tamamını bir an önce
yazıp mütalâa etme arzusunu dile getirir.
27: Sabri Efendinin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Sözü eliyle yazdığı sırada, bu Risaledeki mânevî
atmosfere kendisini kaptırarak aldığı mânevî feyiz ve zevkleri yazar.
28: Sabri Efendinin mektubudur. Otuzuncu Sözün, müşrik ve inkârcıları mağlup eden çelik bir kale
hükmünde olduğunu belirtir.
29: Sabri Efendinin mektubudur. Risale-i Nur sayesinde bir senelik sürede çok büyük mânevî
terakkî elde ettiğini yazan Sabri Efendi, bu bir senelik zaman diliminin her bir gününe, daha
önceden geçirmiş olduğu bütün hayatının bile mukabil olamayacağını dile getirir.
30: İkinci Sabri olan Ali Efendinin fıkrasıdır. Risale-i Nur'u ehil bir doktora benzeten Ali Efendi,
Allah'ın inayetiyle bu eserlerin insanlığın iktiza ettiği insaniyeti bahşettiğini ifade eder.
31: Sabri Arseven'in mektubudur. İki sene süresince Risale-i Nur'u okumakla elde ettiği ilim ve
meziyetleri yazar.
32: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Sekizinci Sözün her bir kelimesinin birer elmas mahzeni
olduğunu ifade ederek, bu Risalenin önemine dikkat çeker.
33: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'un muazzam hakikatleriyle adetâ yeniden dirildiğini
ifade ederek, hayranlığını dile getirir.
34: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirminci Mektubun, Risale-i Nur'un adetâ bir hülâsası ve özeti
olduğunu belirtir.
35: Sabri Arseven'in mektubudur. Birinci Sözde besmelenin önemi ve kullanılan temsil yönteminin
harikalığı üzerinde durur.
36: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirminci Sözün Kur'ân-ı Azîmüşşânın son asırdaki teknolojik
keşiflere yaptığı işaretleri göstermekle, Kur'ân'ın mu'cizeliğini bir başka açıdan da ortaya
koyduğunu, bu yönüyle dost ve düşman herkesi hayrette bıraktığını yazar.
37: Sabri Arseven'in mektubudur. On Dokuzuncu Mektubu yazarken, diğer zamanlarda sadece bir
satır yazabildiği mürekkeple yarım sayfa yazması şeklide gerçekleşen harika bir hâdiseyi anlatır.
38: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Altıncı Mektubun meziyetlerini aktarır ve bu risalenin ilim
ehli tarafından bütün yönleriyle tedkik edildiği halde eksik veya yanlış bir yönünün bulunmadığını
ifade eder.
39: Şamlı Hâfız Tevfik'in (Tevfik Göksu) mektubudur. On Dokuzuncu Mektubun, Resulüllah'a
(a.s.m.) dil uzatan dinsiz ve inkârcıları susturduğunu beyan eder.
40: Sabri Arseven'in mektubudur. İman hakikatlerini aklî ve naklî delillerle ispat eden Yirmi İkinci
Sözü, Allah'ın yardımıyla yazmaya muvaffak olduğunu belirtir.
41: Üstad Bediüzzaman'ın "hakikî ve birinci kardeşimiz" olarak nitelendirdiği Hakkı Efendinin
mektubudur. Yüksek hakikatleri ihtiva eden Risale-i Nur'u anlayabildiği kadarıyla istifade
edebilmenin kendisi için büyük bir nimet olacağını ifade eder.
42: Hakkı Efendinin mektubudur. Kendisinden istenen görüş talebine karşı, ince hikmet ve ilmî
hakikatlerle süslenen Risale-i Nur hakkında bir değerlendirmeye ilmi konumunun yeterli
olmadığını belirtir.
43: Üstad Bediüzzaman'ın "İkinci Sabri" olarak nitelendirdiği Hâfız Ali'nin mektubudur. Yirmi
Beşinci Sözün, tazeliğini daima muhafaza eden Furkan-ı Hakîmin mahsulü olduğunu ve felsefe
çıkmazına saplanmış gafillere müthiş bir darbe vurduğunu açıklar.
44: Sabri Arseven'in bir mektubudur. Bütün âlemi nurlarıyla aydınlatan Risale-i Nur'u yazıp
çoğaltmaya devam ettiğini ifade eder.
45: Seyyid Şefik'in mektubudur. Otuz Üçüncü Sözün, otuz üç cihetten mânen hasta olan yaralı
kalbinin tedavisine vesile olmasını istirham eder.
46: Üstad Bediüzzaman'ın "İnşaallah Kur'ân'a büyük hizmet edecek" duâsıyla andığı Küçük Hâfız
Zühdü'nün mektubudur. Yirmi Beşinci Söz ve Otuz Üçüncü Mektubun kendi iç dünyasında
bıraktığı izleri izah eder.
47: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'un feyziyle yazdığı mektuplarının, Risale-i Nur içine
katılmasından dolayı duyduğu mahcubiyeti ifade eder.
48: Hulûsi Yahyagil'in bir mektubudur. Siyasetin insanlar arasında meydana getirdiği zararlardan
dolayı siyasetten nefret ettiğini yazar. Siyaset sebebiyle insanlar arasında meydana gelen
ayrılıklara karşı, çok sayıda birlik noktalarının bulunduğunu ifade eder.
49: Sabri Arseven'in mektubudur. Birinci, Yirmi Birinci ve Yirmi İkinci Sözleri okuyan bir kişinin,
diğer Risalelere eli yetişmezse dahi, kalbî hastalıklarının tedavî olunacağını ve ruhunun
aydınlanacağını yazar.
50: Hüsrev'in mektubundan bir bölümdür. Risale-i Nur'un değil hepsini, bir kısmını dahi insafla
okuyanın hakkı teslime, inkârcı ise gittiği yolu terke, günahkar ise tevbeye mecbur olacağını söyler.
51: Re'fet Beyin mektubundan bir bölümdür. Risale-i Nur'un gayet dikkatli olarak ve tahlil edilerek
okunması gerektiğini ifade eder.
52: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur'u Kur'ân'ın bu yüzyıla uzanan nuranî bir meyvesi ve
elmas kadar değerli hazinesi olduğunu yazan Sabri Arseven, bu eserleri insanlığın istifadesine
sunan Üstad Bediüzzaman'a bir duâ takdim eder.
53: Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Üstad Bediüzzaman'ın Kur'ân'dan çıkararak bütün insanlığın dikkatlerine
sunduğu iman hakikatlerinin bütün muhtaç gönüllere ulaşması için temennî ve dualarda bulunur.
54: İkinci Zeyl: Âdilcevazlı Emrullah oğlu Bekir Ağanın Sözler hakkında dile getirdiği bazı hisleridir.
Güneşin nuruna sed çekilemediği gibi, Risale-i Nur'un yayılmasına da sed çekilemeyeceğini açıklar.
55: İkinci Hulûsi olan Sabri'nin bir mektubudur. Onuncu Sözün, haşir meselesini aklî ve mantıkî
delillerle ispat ettiğini beyan eder.
56: Hüsrev Beyin mektubundan bir bölümdür. Risale-i Nur'u birden kavramanın kolay olmadığını,
bunun için daima okumak gerektiğini belirtir.
57: Hüsrev Beyin mektubudur. Risale-i Nur'un ihtiva ettiği yüksek hakikatlerin lâtif bir şekilde
sunulmasının herkesi takdire sevk ettiğini belirtir.
58: Küçük Hâfız Zühdü'nün mektubudur. On Dokuzuncu Mektubun, adeta Peygamber Efendimizin
(a.s.m.) yüksek huzurunda sohbet-i Nebevî şerefine nâil olma zevkini verdiğini belirtir.
59: Zekâi'nin mektubudur. Mirac Risalesini bir yandan eliyle yazıp çoğalttığını, bir yandan bu
Risaleyi mütalaa ettiği sırada yaşadığı bazı hislerini ve kanaatlerini dile getirir.
60: Zekâi'nin mektubudur. Namaza dair olan Dördüncü, Dokuzuncu ve Yirmi Birinci Sözler'in
ruhundaki karanlıkları nasıl aydınlattığını yazar.
61: Doktor Yusuf Kemal'in mektubudur. Risale-i Nur'dan aldığı dinî, insanî, vicdanî, iktisadî ve ilmî
derslerin hayatta kendisini başarılı kılacağını dile getirir.
62: Doktor Yusuf Kemal'in mektubudur. Risale-i Nur'un, fikir ve düşünce yapısını değiştirdiğini ve
kendisini çok güzel bir mecrâya sevk ettiğini ifade eder.
63: Hulûsi Beyin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın kendisi hakkında ifade ettiği üç farklı
şahsiyetle ilgili kanaatlerini dile getirir.
64: Süleyman Efendinin mektubudur. Risale-i Nur hakkında ruhunda oluşan hissiyatı ayrıntılı
olarak dile getirir.
65: Re'fet Beyin mektubudur. Yirmi Beşinci Sözde anlatılan Kur'ân-ı Kerimin mu'cize oluşuyla ilgili
aktarılan bilgileri ayrıntılı olarak değerlendirir.
66: Âsım Beyin mektubudur. Çoktan beri aradığı iman hakikatlerini Kur'ân'ın burhanlarından
süzülen Risale-i Nur'da bulduğunu ve bu eserlerin kalbini aydınlattığını belirtir.
67: Üstad Bediüzzaman'ın Hüsrev Efendiye hitaben yazdığı mektubudur. Risale-i Nur talebeleri
açısından, Yirmi Yedinci Mektup olan mektuplarının önemini izah eder.
Yirmi Yedinci Mektubun Üçüncü Zeyli:
68: Üstad Bediüzzaman'ın Doktor Kemal'e yazdığı mektubudur. Ümitsiz bir hastaya mânevî bir
tesellinin bazen bin ilâçtan daha faydalı olduğunu belirtir.
69: Sabri Efendinin bir mektubudur. Risale-i Nur'daki gaybî tevafukları anlatır.
70: Sabri Efendinin mektubudur. İçinden geçen gizli bir arzusuna binaen Ramazan Risalesinin
aynen gönderilmesinin Risale-i Nur'un kutsiyetine bir işaret olduğunu belirtir.
71: Zekâi'nin bir mektubudur. Yirmi Yedinci Sözün ehl-i imanı dine hizmete teşvik ettiğini, Otuz
Üçüncü Sözün ise beşerin gözünden gaflet perdelerini kaldırdığını açıklar.
72: Zekâi'nin bir mektubudur. Risale-i Nur'un insanlardaki gizli kalbî hastalıklarını tedavi ettiğini
beyan eder.
73: Zekâi'nin bir mektubudur. Kur'ân-ı Kerimin ulvî bir sesi mahiyetinde olan Risale-i Nur'un,
kendisini inkârcılık cereyanından kurtardığını açıklar.
74: Zekâi'nin bir mektubudur. Risale-i Nur'da yer alan her bir eserin ayrı ayrı mecralardan akarak
büyük bir denize dökülen berrak ve saf ırmaklar gibi çağladığını ifade eder.
75: Ahmed Zekâi'nin mektubudur. Risale-i Nur'daki hakikatlere olan büyük arzu ve ihtiyacını "Ulu
pınarın sularından kana kana içmek için acele etmeyeyim mi?" sözüyle dile getirir.
76: Hüsrev Beyin mektubudur. Kendilerine Risale Nur gibi bir nimeti ihsan ettiği için Cenab-ı
Hakka şükürlerini ifade eder.
77: Hüsrev'in mektubudur. Altıncı Mektuptaki Üstad Bediüzzaman'ın gurbet hâlini düşünerek,
hissettiği hazin hâlleri dile getirir.
78: Lütfi'nin arkadaşı Zeki'nin mektubudur. Risale-i Nur'un sahip olduğu yüksek hakikatlerin bütün
karanlıkları aydınlatacağına olan inancını anlatır.
79: Hüsrev'in mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın, Yirmi Dokuzuncu Mektup hakkında kendisinden
istediği mülâhazaları yazar.
80: Hüsrev'in mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın kendisine gönderdiği mektuptan dolayı
duyduğu sevinci ifade eder ve ondan uzak kalışından dolayı da üzüntüsünü dile getirir.
81: Ahmed Zekâi'nin mektubudur. Otuz İkinci Sözün, kalp ve ruha huzur veren paha biçilmez bir
hazine olduğunu açıklar.
82: Hüsrev'in bir mektubudur. Kur'ân-ı Kerimin tevafuklu olarak yazılmasıyla ilgili kanaatlerini
aktarır.
83: Lütfi'nin arkadaşı Zeki'nin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın şahsı ve Nur hizmetiyle ilgili
duygu ve düşüncelerini ifade eder.
84: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Risale-i Nur talebelerinin birbirlerine sarsılmaz mânevî
bağlarla bağlı bir aile olduklarını ifade ederek, bu hizmette bulunmasından dolayı hissettiği
mutluluğu dile getirir.
85: Sabri Arseven'in mektubudur. Dellâl-ı Kur'ân olan Üstad Bediüzzaman'ın Kur'ân-ı Azîmüşşânın
hakikatlerini asrın idrakine uygun olarak sunduğunu izah eder.
86: Sabri Arseven'in Üstada yazdığı mektubudur. Yirmi Yedinci Mektup olan Lâhikaların telif, tesis
ve tertibinde izlenen metodun önemini açıklar.
87: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Üçüncü Kısmının, Risale-i Nur'un
bütün güzelliklerini üzerinde toplayan bir eser olduğunu açıklar
88: Sabri Arseven'in Üstada yazdığı mektubudur. Kur'ân'ın yüksek hakikatlerinin öğrenilmesinde
Hulûsi Beyin çok önemli bir rol üstlendiğini dile getirir.
89: Hulûsi Yahyagil'in mektubudur. Dine ve Kur'ân'a yönelik yapılan saldırılar ve bu saldırılara karşı
izlenecek tutum izah edilir.
90: Binbaşı Âsım Beyin Üstada yazdığı ve Risale-i Nur'u güzel ifadelerle övdüğü bir şiirdir.
91: Hulûsi Yahyagil'in Üstada yazdığı mektubudur. Yirmi Sekizinci Mektubun Beşinci ve Altıncı
Meselelerinde yer alan biri şükre, diğeri harem-i şerife dair açıklamalarla ilgili görüşlerini ortaya
koyar.
92: Hulûsi Yahyagil'in mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın "Zaman iman kurtarmak zamanıdır"
sözünün hakikatine dair açıklamalarda bulunur.
93: Sabri Arseven'in mektubudur. Risale-i Nur talebelerinin özelliklerini beyan eder.
94: Yüzbaşı Re'fet Barutçu'nun mektubudur. Risale-i Nur'da yer alan her bir Risaleyi gökte
parlayan bir yıldıza benzetir ve kıymet itibariyle bu risaleler arasında tercih yapılamayacağını izah
eder.
95: Mehmed Mesud'un Üstada yazdığı mektubudur. Gençlik yıllarından itibaren şeytanın zihnine
yerleştirdiği bazı meseleler hakkındaki şüpheli sorulara Risale i Nur'dan cevaplar bulduğunu
açıklar.
96: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Cifir ilminin bir düsturu ve Kur'ân'ın gaybî sırlarının bir
anahtarı ve tevafuklara dair olan Rumuzat-ı Semaniyeye dair bazı değerlendirmelerde bulunur.
97: Yüzbaşı Re'fet Barutçu'nun mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmının
Sekizinci Remzi olan Rumuzat-ı Semaniyeden aldığı feyizleri yazar.
98: Rüşdü Efendinin mektubudur. İ'câz-ı Kur'ânîden İhlâs-ı Şerif, Muavvizeteyn, Fatiha-i Şerif
Sûrelerindeki harf tevafuklarıyla ilgili sırları anlatan Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Remziyle
ilgili görüşlerini aktarır.
99: Saatçi Lütfi Efendinin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Remzindeki İhlâs,
Nâs, Felâk ve Fatiha Sûrelerinde gösterilen tevafuk sırlarına dair görüşlerini sunar.
100: Binbaşı Âsım Beyin Üstada yazdığı mektubudur. Risale-i Nur'un meziyet ve özelliklerini çeşitli
yönleriyle anlatır.
101: Ahmet Galip'in mektubudur. Hz. Âdem'den (a.s.) Resul-i Ekrem Efendimize (a.s.m.) kadar
erişen nur ve hakikatler manzumesinin bu asırdaki yansıması olduğunu şiir şeklinde ifade eder.
102: Galip Beyin Arapça olarak yazdığı bir mektuptur. Galip Bey bu asrın insanına hitap eden ve
ihtiyaçlarına cevap veren Risale-i Nur'u takdir eden ifadeler kullanmıştır.
103: Murat Efendinin mektubudur. Risale-i Nur'un yüksek meziyetlerini dile getirir.
104: Sabri Arseven'in mektubudur. Hicrî on dördüncü asırda Risale-i Nur'un taşıdığı önemi dile
getirir.
105: Ahmed Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Kendi nefsinin onu Nur hizmetinden
uzaklaştırmaya çalıştığını, ruhunun ise kendisini hizmete çağırdığını yazar ve elinden geldiğince bu
hizmete devam etmeye gayret ettiğini belirtir.
106: Hâfız Küçük Zühdü'nün mektubudur. Bekir Beyle okudukları Yirmi Dokuzuncu Mektubun
Yedinci Kısmının dinsizleri susturacağına kanaat getirdiklerini ifade eder.
107: Sabri Arseven'in mektubudur. Ehl-i dalâletin ve inkârcıların dinin mukaddesatına karşı
yaptıkları hücumlara ve kalbinde oluşan mânevî yaralara Yirmi Dokuzuncu Mektubun Yedinci
Kısmının ilâç olduğunu yazar.
108: Bekir Ağanın mektubudur. Kur'ân'daki hakikatleri içinde bulunduran ve açıklayan Nur
risalelerinin, şu yaşanan dönemde, ehl-i imanın kalplerinde açılan yaraları izale ettiğini anlatır.
109: Ahmed Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Dokuzuncu Kısmının
kendisinde hasıl ettiği tesir ve intibaları anlatır.
Yirmi Yedinci Mektubun Üçüncü Kısmı ve Üçüncü Zeylin Nihayetidir:
110: Hâfız Ali'nin mektubudur. Şu zamanda iman ve küfür olarak iki büyük akımın insanlar
üzerinde çok etkili olduğunu, iman cereyanının kumandasının Cenâb ı Hak tarafından Üstad
Bediüzzaman'a verildiğini açıklar.
111: Hulûsi Yahyagil'in mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Yedinci Kısmının bu asrın
insanına ve ehl-i imana vermiş olduğu dersler anlatılır.
112: Sabri Arseven'in mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Dokuzuncu Nüktesininin
kendisine sınırsız feyizler ve birbirinden farklı hadsiz mânevî zevkler verdiğini izah eder.
113: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın kendisine gönderdiği ve görüşlerini
talep ettiği Kenzü'l-Arş duasıyla ilgili kanaatlerini dile getirir.
114: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Kur'ân-ı Kerimdeki âyet, kelime ve harfler arasındaki
tevafukları ortaya çıkaran bir çalışmanın yapılmasıyla ilgili kanaatlerini ortaya koyar.
115: Nasûhizade Şeyh Mehmed Efendinin şiir tarzında yazdığı mektubudur. Bediüzzaman'la henüz
görüşmeden bir ay önce mânevî âlemde görüştüğünü beyan eder.
116: Binbaşı Âsım Beyin mektubudur. Bediüzzaman'ın bizzat kendisine yazdığı mektupta,
kendisine ettiği dualar ve Bediüzzaman'ın kendisini vâris olarak kendi yerine bırakmak istemesiyle
ilgili görüşlerini dile getirir.
117: Hâfız Ali'nin mektubudur. Hayatın bir emanet olduğunu ve ne zaman alınacağının meçhul
olduğunu yazar. Hayat ismine lâyık olarak, o hayatı ihsan eden Allah'ın emri dairesinde harcamak
gerektiğini vurgular.
118: Hulûsi Beyin mektubudur. Üstad Bediüzzaman tarafından kendisine gönderilen Yirmi
Dokuzuncu Mektubun Altıncı Kısmı, Kenzü'l-Arş Duasının feyzinden gelen bir Nükte-i Kur'âniye ve
Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmının Sekizinci Remzi ve Altıncı Remzi isimlerini taşıyan
risaleler hakkındaki kanaatlerini ortaya koyar.
119: Üstad Bediüzzaman'ın Hacı Nuh Bey ve Molla Hamid'e gönderdiği mektubudur. Nur
talebelerinin yapmakta oldukları Nur hizmetleri hakkında bilgi verir ve Nuh Beyin kendisine
gönderdiği hediyeyi niçin kabul etmediğini açıklar.
120: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Kur'ân ve iman hizmetinde bulunan Risale-i Nur
talebelerine sosyal hayata ilişkin önemli bazı prensipleri ders verir.
121: Hâfız Ali'nin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Üçüncü Kısmının Dokuzuncu
Meselesinde emir buyurulan Kur'ân hizmetinden kendisine düşen payı aldığını belirtir
122: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Kevser Sûresinin tefsirine ilişkin Risaleyle ilgili
mülâhazalarını, intibalarını dile getirir.
123: Hulûsi Beyin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın kendisine gönderdiği Kenzü'l-Arş Duasının
feyzinden gelen İkinci ve Üçüncü Nüktelerle Zeylini içine alan mektubu almakla çok bahtiyar
olduğunu ve Üstadın Kur'ân'daki tevafuk sırlarını açmasının mühim bir şükür ve hamdi
gerektirdiğini yazar.
124: Âsım Beyin mektubudur. 29. Mektup olan Telvihat-ı Tis'a Risalesiyle ilgili mülâhazalarını dile
getirir.
125: Re'fet Beyin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmında yer alan Remizlerle
ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
126: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Otuz Birinci Mektubun Birinci ve İkinci Lem'âlarını ve Yirmi
Dokuzuncu Mektubun Sekizinci Kısmından İkinci Remzine ait mühim bir i'câzı alıp okuduğunu
yazar ve bununla ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
127: Zeki'nin mektubudur. Bazı mazeretlerden dolayı hakikat hazineleri olan Nurlara yeterince
zaman ayıramadığını ve elinde yeni eserler bulunmasının kendisini mutlu kılacağını ifade eder.
128: Hulûsi Beyin mektubudur. Yûnus Sûresinin 62. âyetinden yola çıkılarak, velâyet yolunun temel
işareti olabilecek özellikler dokuz madde olarak ortaya konulur.
129: Muhammed Sabri'nin mektubudur. Onuncu Sözle ilgili mülâhazalarını dile getirir ve Kevser
Sûresinin inkârcılara nasıl hitap ettiğini anlatır.
130: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Süleyman Efendiyle birlikte okudukları Otuz Birinci Mektubun
Otuz Birinci Lem'asının On Birinci kısmının kendilerinde bıraktığı düşünce ve izlenimleri dile getirir.
131: Bediüzzaman'ın Hüsrev, Lütfi ve Rüştü'ye hitap eden mektubudur. Üstad, talebeler ve ders
arkadaşlarıyla ilgili bazı düşüncelerini ortaya koyar.
132: Kuleönülü Sarıbıçak Mustafa Hulûsi'nin mektubudur. Üstad Bediüzzaman'a talebe olma
sürecini anlatıp, Yirmi İkinci Mektupla ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
133: Hâfız Halid'in mektubudur. Bediüzzaman'ın Nur İsm-i Celîline mazhar olduğunu çeşitli
örneklerle açıklar ve Haşir Risalesiyle ilgili düşünce ve izlenimlerini ortaya koyar.
134: Hulûsi Beyin mektubudur. Otuz Birinci Mektubun On Üçüncü ve On Dördüncü Lem'alarıyla
ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
135: Hüsrev Altınbaşak'ın Fihriste Risalesiyle ilgili mektubudur. Otuz Birinci Mektubun On Beşinci
Lem'asının önceki dönemlerde kaleme alınan eserlere göre benzersiz özelliklere sahip olduğunu
ifade eder.
136: Dereli Hâfız Ahmed Efendinin çok mânâlı bir rüyâsını aktardığı mektubudur. Rüyâ Hz. İsa (a.s.)
ve Bediüzzaman'la ilgilidir.
137: Âsım Beyin mektubudur. Fihriste Risalesi ile ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
138: Kuleönünden Sarıbıçak Mübarek Mustafa'nın kardeşi Küçük Ali'nin mektubudur. Mânevî
açıdan yaralarının derinleştiği bir anda geçmiş yaralarını nasıl unuttuğunu ve Üstad Bediüzzaman
ve Risale-i Nur'la tanışma sürecini anlatır.
139: Kuleönü'nden İbişoğlu Mehmed'in mektubudur. Yaptıkları hizmete devam ettiklerini ve daha
önce Risale-i Nur'a karşı olanların zaman içinde nasıl değiştiklerini anlatır.
140: Kuleönü'den Hâfız Mustafa'nın mektubudur. Üstadın kendileriyle ilgili şefkat tokatları
risalesindeki zikrettiği şefkat tokatından bahseder ve Üstadın Isparta'ya hicretiyle Peygamber
Efendimizin dünyaya teşrifi arasında bağlantı kurar.
141: İmamoğlu Hâfız Mustafa'nın mektubudur. Elle yazıp çoğalttığı Sözler ve Mektubat'taki
nüktelerle ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
142: Şamlı Hâfız Tevfik'in mektubudur. Ziyaeddin Mevlânâ Şeyh Hâlid (k.s.) ile Bediüzzaman
arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koyar.
143: Mustafa, Lütfi, Rüştü, Hüsrev, Bekir ve Re'fet Beylerin mektubudur. Risale-i Nur'un Isparta'ya
ne derece rahmet olduğu bir tevafukla anlatılır.
144: Şem'î, Mustafa Çavuş, Bekir Bey, Muhacir Hâfız Ahmed, Süleyman Efendilerin mektubudur.
Isparta'da Risale-i Nur'un bereketiyle şahid olunan iki yağmur hâdisesinin iki sûrette hizmet-i
Kur'âna ve Risale-i Nur'a baktığını anlatır.
145: Lütfi Efendinin mektubudur. Bismillâhirrahmânirrahîmin sırrını anlatan Risaleyi yazarken
yaşadığı ibretli bir hadiseyi ve çok sıkıntı içindeyken Üstaddan himmet istediği günün gecesinde
gördüğü bir rüyâyı yazar.
Mektubat'ın Üçüncü Kısmı:
146: Hüsrev Efendinin mektubudur. Arkadaşlarıyla okuduğu Mirkatü's-Sünne ve Tiryâk-ı Marazü'l-
Bid'a olarak adlandırılan Otuz Birinci Mektubun On Birinci Lem'asıyla ilgili düşünce ve izlenimlerini
dile getirir
147: Sabri Efendinin mektubudur. Hazret-i Kur'ân'ın, İslâma hizmet edenleri himaye ettiğini,
dinsizlerin plânlarını da sonuçsuz bıraktığını nazara verir. Ayrıca Risale-i Nur'un insanları
karanlıklardan ve imansızlık bataklığından kurtardığını dile getirir.
148: Osman Nuri Efendinin Kur'ân'ı öven ve değerini çeşitli açılardan anlatan bir şiiridir.
149: Hâfız Ali'nin bir mektubudur. On Üçüncü Lem'anın aklı ve duyguları üzerinde yaptığı derin
etkilerden bahseder.

150: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Hikmetü'l-İstiâze ve On Dördüncü Lem'anın Birinci Makamıyla


ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir ve Üstadın bazı özelliklerini anlatarak Onu Lokman
Hekim'e benzetir.
151: Sabri Efendinin mektubudur. Risale-i Nur'un herkesi, her an doyurmaya kâfi mânevî gıda
olduğunu muhtelif açılardan izah eder.
152: Zekâi Efendinin mektubudur. İnsanların mizaç ve kalbî meyilleriyle ilgili bazı açıklamalarda
bulunur.
153: Sabri Efendini mektubudur. Hikmetü'l-İstiâzenin ikinci kısmının vesvese hastalığına karşı bir
ilâç olduğundan bahseder.
154: Hâfız Ali'nin (r.h.) mektubudur. Hâfız Ali, Hikmetü'l-İstiâze Risalesinin ikinci kısmında yer alan
8-13 arasındaki işaretleri özetler ve bunlarla düşüncelerini ortaya koyar.
155: Vezirzâde Mustafa'nın mektubudur. Peygamberimiz (a.s.m.) ve Şâh-ı Geylânî'yle (k.s.) ilgili
rüyâsından bahseder.
156: Âsım Beyin mektubudur. Yirmi Dördüncü Söz, Yirmi Dokuzuncu Söz, Otuz Birinci Mektubun
Beşinci Lem'ası ve Mirkatü's-Sünne Risaleleri ile ilgili düşünce ve izlenimlerini anlatır.
157: Rüşdü Efendinin mektubudur. Nur talebeliğiyle ve Risalelerle ilgili duygularını ortaya koyar.
158: Hâfız Ali'nin mektubudur. On Dördüncü Lem'a'nın besmeleye dair olan İkinci Makamıyla ilgili
düşünce ve izlenimlerini ortaya koyar.
159: Müftü Ahmet Feyzi'nin mektubudur. Bediüzzaman'a medih ve senalardan sonra; kendisininin
nur hizmeti halkasına kabul edilmesi için niyazda bulunur.
160: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Otuz Birinci Mektubun On Dördüncü Lem'asının İkinci
Makamıyla ilgili düşünce ve izlenimlerini dile getirir.
161: Re'fet Beyin mektubudur. Şerif Efendiyle birlikte Bediüzzaman'ın yazdığı bütün eserleri
okuduklarını ve bu eserlerle ilgili gürüş ve izlenimlerini dile getirir.
162: Doktor İbrahim'in mektubudur. Diğer kardeşleri gibi imanî meseleleri anlayamaması
noktasında üzüntü duyduğunu; ancak "Bu müessesenin bir dağıtıcısı, bir hademesi olursam ne
zararı var deyip?" tesellî bulduğunu ifade eder.
163: Osman Nuri'nin mektuptur. Risale-i Nur'un kendisinde bıraktığı derin his ve tesirleri bir şiirle
dile getirir.
164: Hulûsi'nin mektuptur. Mirkatü's-Sünne Risalesiyle ilgili bazı açıklamalarda bulunarak,
Abdülkadir-i Geylânî Hazretleriyle ilgili bir rüyâdan bahseder.
165: Sabri'nin mektubudur. Okuduğu Fihriste Risalesiyle ilgili düşünce ve izlenimleri anlatır.
166: Hâfız Ali'nin mektubudur. Otuz Birinci Mektubun On Beşinci Lem'asının birinci kısmını
okuduğunu yazar ve Sözler'le ilgili bazı mülâhazalarda bulunur.
167: Abdülmecid Nursî'nin Hulûsi Beye yazdığı mektubun bir bölümüdür. Mektupta kendi ruh
hâlini dile getirir.
168: Re'fet Beyin mektubudur. Sözler, Mektubat ve 33. Sözün fihristleriyle ilgili düşünce ve
izlenimlerini dile getirir.
169: Hulûsi Beyin Eğirdirli bir kardeşe gönderdiği mektubudur. Otuz Birinci Mektubun On Üç ve
On Dördüncü Lem'larıyla ilgili düşünce ve izlenimlerini yazar.
170: Bediüzzaman'ın Eğirdir Müftüsüne yazdığı bir mektubudur. Mektupta müftünün Nur
hizmetine karşı takındığı tavır anlatılır.
171: Bediüzzaman'ın talebesi Süleyman ile ilgili yazdığı bir mektubudur. Süleyman hakkında
kendisine yöneltilen ve menfî iddiaların bulunduğu bir soruya Üstad, çeşitli açılardan cevap verir.
172: Hulûsi'nin mektubudur. Otuz Birinci Mektubun Birinci, İkinci Lem'aları ve Yirmi Dokuzuncu
Mektubun Birinci Remzinin Birinci Makamını almasıyla ilgili bir tevafuktan ve Yirmi Dokuzuncu
Mektubun Sekizinci Kısmının Birinci Remzinin Birinci Makamının Birinci Bâbından ve Nasr
Sûresindeki büyük sırlar ve tevafuklardan bahseder.
173: Sabri Efendi'nin mektubudur. Bediüzzaman'ın kendisine verdiği "İkinci Hulûsi" ismi ile ilgili
mülâhazalarda bulunur.
174: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Şeyh Abdülkâdir-i Geylâni'nin kasidesinde yer alan
Bediüzzaman ve talebeleriyle ilgili kısma değinir.
175: Re'fet Beyin mektubudur. Abdülkadir Geylâni (k.s.) ve İmam-ı Rabbânî'nin (k.s.) âhirzamanda
gelip iman hakikatlerini açık bir şekilde neşir ve ilân edecek diye işaret buyurdukları zâtın
Bediüzzaman olduğunu yazar ve buna delil olabilecek bazı gerekçeler ortaya koyar.
176: Re'fet Beyin mektubudur. Minhâcü's-Sünne Risalesiyle ilgili düşünce ve izlenimlerini dile
getirir.
177: Hâfız Ali'nin mektubudur. Bediüzzaman'la ilgili bazı açıklamalarda bulunur.
178: Hulûsi'nin mektubudur. Şeyh Abdülkâdir-i Geylâni'nin (k.s.) eserlerinden okuduğu gaybî ve
mânevî haberler karşındaki hâlet-i ruhiyesini bir şiirle dile getirir.
179: Mesud'un mektubudur. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ve Bediüzzaman'la ilgili bir rüyasını
anlatır.
180: Vezirzâde Küçük Mustafa'nın mektubudur. Cenâb-ı Hakkın, dalâlete giden ruhları, neşrettiği
nurlarla kurtulması için Bediüzzaman'ı bu memlekete bir nimet olarak gönderdiğini yazar ve bunu
teyid için de iki rüyasını anlatır.
181: Hulûsi Beyin mektubudur. Nurlarla meşgul olma sürecini detaylı olarak aktarır. Ayrıca bu
mektupta Gavs-ı Âzam Hazretlerinin keramet-i gaybiyesiyle açık bir şekilde Üstad Said Nursî'ye
işaret ettiklerini dile getirir. Minhâcü's Sünnedeki dört nüktenin özetini verir.
182: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Bediüzzaman'dan aldığı son mektubun tesiriyle kaza ve
kadere razı olmak suretiyle mânevî ızdıraplarından kurtulduğunu; âlem-i İslâma indirilen âzim
darbelerin, âlemi İslâm hesabına Bediüzzaman'ın omuzuna isabet ettiğini söyler.
183: Babacan Mehmet Ali'nin mektubudur. Âsım Beyden Üstadın gönderdiği emanetleri aldığını
ve alırken yaşadığı heyecanlı ve sevinç dolu halleri dile getirir.
184: Zeki Zekâi'nin mektubudur. Bediüzzaman'ın büyük zulümlere maruz kaldığını, ancak büyük
felâketlerin, güler yüzlü intibahlar doğurduğunu yazar.
185: Zekâi'nin mektubudur. Derin bir ihtiyaç ve iştiyak içinde Üstadı ziyaret etme isteği içinde
bulunduğunu, Üstadın nasihat ve telkinlerine müştak ve muhtaç olduğunu dile getirir.
186: Müzeyyene'nin mektubudur. Bediüzzaman'ın nurlu nasihatlerine şiddetle ihtiyacı olduğunu,
gözlerinden akan yaşlara karşılık kendisini Nurları okumakla teskin ettiğini ifade eder
187: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. İslâm Cemiyetinin yükselmesi için çalışan Bediüzzaman'ın
maruz kaldığı zulümler ve işkenceler karşısında yüreğinin parçalandığını yazar.
188: Sabri Efendinin mektubudur. Eğirdir'den Hulûsi Beyin mektubunda geçen ifade ve taleplere
aynen kendisinin de katıldığını belirtir.
189: Aydınlı İsmail'in mektubudur. Sözler'i yazmaya başladığını bununla ruhunda bir ferahlık
hissetiğini dile getirir.
190: Aydın'dan Doktor Şevket'in mektubudur. Okudukları kıymetli ve nurlu eserlerle kasvetli
kalplerinin aydınlandığını ve buna vesile olanlara minnettar ve müteşekkir olduğunu söyler.
191: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beyin sorularına verdiği
cevaplarla ilgili düşüncelerini dile getirir.
192: Üstad Bediüzzaman'ın Kürt Bekir Bey'e yazdığı bir mektubudur. Dinsiz münafıkların ortaya
attığı, "Said Kürttür; bir Kürdün arkasında bu kadar koşmak hamiyet-i milliyeye yakışmaz"
desisesine cevap verir.
193: Zekâi'nin mektubudur. Bediüzzaman sayesinde sabır ve tevekkül gibi saadet ve necât
definesinin kıymetini öğrendiklerini söyler.
194: Galib'in Fârisî fıkrasıdır. Risale-i Nur'dan hissettiklerini Farsça bir şiirle dile getirmiştir
195: Âsım Beyin mektubudur. Minhâcü's-Sünnenin çok kıymetli ve benzeri olmayan bir Risale
olduğunu ifade eder.
196: Ahmet Hüsrev'in mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin
meşrebiyle ilgili açıklamalarını Re'fet Beyle beraber okuduklarını ve bundan büyük feyiz aldıklarını
söyler.
197: Babacan Mehmet Ali'nin mektubudur. Nurları bulduktan sonra istikbalini gördükçe
kahkahayla güldüğünü, ferahladığını; Said isminde bir zâtın vasıtasıyla esrar-ı Kur'âniyenin kendi
imdadına yetiştiğini ve bununla nefsi emmaresinin belalarından kurtulduğunu ifade eder.
198: Binbaşı Asım Beyin fıkrasıdır. Üstad Bediüzzaman'ın kendisine gönderdiği mektuplarında,
yapmış olduğu hizmetleriyle ilgili takdir dolu sözleri ve kendisine yönelik olarak dile getirdiği
"Hizmet-i Kur'âniyede kuvvetli arkadaşım ve tarik-i Hakta ve ebed yolunda enîs yoldaşım" gibi
ifadeleri karşısında yaşadığı hissiyatı yazar. Risale-i Nur'a hangi vesilelerle ulaştığını anlatır ve bu
hizmetin önemini çeşitli yönleriyle dile getirir.
199: Vezirzâde Mustafa'nın mektubudur. Kalb ve ruhunun Risale-i Nur'un tesiriyle intibaha
geldiğini ifade eder; bunu rüyâlarıyla anladığını söyler ve gördüğü iki rüyâyı anlatır.
200: Hâfız Ali'nin mektubudur. Risalelerin umumiyetle bir mu'cizelik özelliğinin olduğunu ve
Şems-i Sermedînin sönmez bir hakikat ışığı olarak kendisini gösterdiğini, bu yönüyle Kur'ân-ı
Mucizü'l-Beyânın parlak bir mu'cizesi olduğunu ifade eder.
201: Hâfız Ali'nin mektubudur. Mirkatü's-Sünne Mecmuası ilgili mülâhazalarını yazıp, Risalelerin
Kur'ân ömrünün, asırlar senelerinden on dördüncü asırda bir baharı taşıdığını ve Bediüzzaman'ın
Kur'ânî elmaslarla o koca baharın bir müjdecisi olduğunu ifade eder.
202: Hulûsi-i Sâni'nin kısa bir mektubudur. Hafız Ali'nin mektubundaki tavsifata iştirakini bu
mektubu ile dile getirir
203: Hulûsi Yahyagil'in mektubudur. Çok cüz'î ve nâkıs hizmetlerden, çok büyük neticeler
alınmasının sırları üzerinde durarak, peygamberlik güneşinden gelen, Kur'ân'a bağlı olan Risale-i
Nur'un, gelişme ve yayılma sistemini özetler.
204: Hâfız Ali'nin mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Sözü elle yazıp çoğaltırken "Medarlar" başlığını
taşıyan bölüme geldiğinde kalbine doğan intibaları kaleme alır.
205: Hâfız Ali'nin mektubudur. Risale-i Nur'un sahip olduğu izah kuvvetini anlatır. İnsaflı bir
nazarla yaklaşıldığı takdirde şimdiki zaman zındıklarının ve inkârcılarının kolayca iman edeceklerini
belirtir.
206: Hulûsi Beyin mektubudur. Yirmi Beşinci Sözün Kur'ân'ı çok parlak bir şekilde ispat eden bir
eser olduğunu, farklı benzetmelerle izah eder.
207: Üstad Bediüzzaman'ın Mustafa Efendiye hitaben yazdığı mektubudur. Üstad, Mustafa
Efendiyle olan hediyeleşmelerini anlatır ve risalelerin basılması noktasında dikkat edilmesi gereken
hususları nazara verir.
208: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. Hulûsi Beyin bazı
hasletlerinin yanısıra, Risale-i Nur'da bir çok yerde askerlikle ilgili misal verilmesinin ifade ettiği
mânâ açıklanır.
209: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. Hulûsi Efendinin şikayet
ettiği tembelliğe ve onun iki vazifesine değinerek; Sözler'in, Otuz Üçüncü Sözden sonra
yazılmamasının sebeplerine değinir.
210: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. İman-ı tahkikî dersinde
bulunmanın önemine değinip, yazdığı eserler hakkında talebelerinin fikirlerini sormasının sebebini
açıklar. Ayrıca mektupta Hulûsi Efendinin suallerine cevap verir.
211: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. Hediye kabul etmeme
prensibiyle ilgili bazı açıklamalarda bulunur.
212: Üstad Bediüzzaman'ın Nuh Bey, Molla Abdülmecid ve Molla Hamid'e hitaben yazdığı
mektubudur. Van'dan gönderilen hediyenin ifade ettiği mânâ anlatılır.
213: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. Hulûsi Beyin, İmam-ı
Gazâli'nin bir sözü ve Sa'd-ı Taftezânî'nin bir görüşüyle ilgili sorularına cevap verir.
214: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. Hulûsi Beyin Üstad
Bediüzzaman'a yönelttiği İmam-ı Gazâlî'nin ahiretle ve Sa'd-ı Teftazanî'nin ruhun yaratılmasıyla
ilgili iki soruya cevap verilir.
215: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye yazdığı mektuptur. Bu mektupta Sözler'le ilgili Hulûsi Beye
yönelttiği soruyu tekrarlar. İkinci olarak, göndermiş olduğu Nokta Risalesiyle ilgili kısa bir açıklama
yapar ve bu risaledeki bazı eksik noktaların Yirmi Dokuzuncu Sözde tamamlandığını yazar. Ayrıca
Şeyh Mustafa'nın yazıp gönderdiği Kader Risalesinden dolayı çok memnun olduğunu, bu risaleyi
Abdülmecid'e gönderdiğini ifade eder.
216: Mektubat'ta On Sekizinci Mektubun başı ve İkinci Mesele-i Mühimmedeki sualinin cevabına
bir zeyildir. Üstad Bediüzzaman, Hulûsi Beye daha önceden kendisine yöneltilen bazı sorulara dair
bir cevap yazdığını söyler ve Hüsrev'in bu soru ve cevapla ilgili bir izah istediğini, buna karşılık bu
konuya dair bir zeyil yazıp onlara gönderdiğini yazar.
217: Hulûsi'nin İkinci Sualinin Cevabına Bir Zeyildir: Muhyiddin-i Arabî hakkındaki sualin cevabına
bir zeyildir. Bazı insanların Vahdetü'l-Vücud meşrebine teveccüh etmelerinin altında yatan
sebeplerden ikisi açıklanır.
218: Yirmi İkinci Mektubun Hâtimesindeki Gıybet Bahsine Bir Zeyildir:
219: Yirmi Altıncı Mektubun İkinci Mebhasının Âhiridir: Üstad Bediüzzaman'ın kendisiyle
görüşmek isteyenlere yazdığı ve bazı yakınlarına gönderdiği mektubudur.
220: Mesâil-i Müteferrika: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Bu mektubunda, altı ayrı meselenin
izahını yapar. Bu maddelerde salâtla beraber selâmın zikredilmesini, tabiat ve küfrün mânevî bir
Cehennem olduğunu, ehl-i küfrün dünyada bazen ehl-i hidayete galip olmasının sırrını, Kur'ân'ın
baştan sona mu'cize oluşunu, otuz üç adet Sözlerin ve otuz üç adet Mektupların tamamına neden
Risaletü'n-Nur namı verildiğini izah eder.
Birinci Mesele:
İkinci Mesele:
Üçüncü Mesele:
Dördüncü Mesele:
Beşinci Mesele:
Altıncı Küçük Bir Mesele:
221: Hulûsi Yahyagil'in dişlerin kaplanıp kaplanamayacağı sorusuna Üstad Hazretlerinin verdiği
cevaptır.
222: Üstad Bediüzzaman'ın "Üç cesetli bir ruh" şeklinde nitelediği, İslâm karyesinden Hâfız Ali,
Sabri Arseven ve Kuleönü'nden Sarıbıçak Ali'nin mektubudur. İhlâs Risalesi, Yirmi İkinci Lem'a ve
Keramet-i Aleviye Risalesiyle ilgili mülâhaza ve intibalarını dile getirirler.
223: Üstad Bediüzzaman'ın Hüsrev Altınbaşak'a yazdığı mektubudur. Hüsrev Altınbaşak'ın Sözler'e
başlamadan iki ay evvel gördüğü rüyasını yorumlar ve Hüsrev'in yazdığı Mu'cizât-ı Ahmediye
(a.s.m.) Risalesiyle ilgili iltifatlarını yazar.
224: Üstad Bediüzzaman'ın Sabri Arseven'e yazdığı bir mektubudur. Risale-i Nur'un, nurlu ve
hakikî ilm-i kelâmın dersleri olduğundan bahseder. Kendisinin âhirzamanda gelecek ve kelâm
ilminin imanî meselelerini en güzel şekilde anlatacak olan büyük şahsiyete bir hizmetkâr ve bir
asker olduğunu yazar.
225: Üstad Hazretlerinin, Sabri, Hâfız Ali, Hüsrev, Re'fet, Bekir, Lütfü ve Rüşdü Efendilere hitaben
yazdığı mektubudur. Mektupta, yaşanılan yeni bir hâdisenin tahlili yapılır.
226: Üstadın Hulûsi Yahyagil'e yazdığı mektubudur. Üstad, talebesi Halil Nâci'nin başına gelen
dünyevî bir musibet karşısında yenilmeyeceği temennisini aktarır.
227: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Üstad, Allah'ın yardımı ile kanaat ve iktisadın kendisini
ihtiyaçtan kurtardığını belirterek halini arz eder.
228: Üstad Bediüzzaman'ın Hulûsi Beye hitaben yazdığı mektubudur. Hulûsi Beyin, maddî
rütbesinden çok, mânevî yüksek rütbesinden dolayı istihdam olunduğunu ve ayrı ayrı yerlere
gönderildiğini belirtir.
229: Yıldız Mektubu. Üstad Bediüzzaman'ın Sabri, Hüsrev, Hâfız Ali, Re'fet, Bekir, Lütfü, Rüşdü
Efendilere hitaben yazdığı mektubudur. Cemâziye'l-Âhir ayında meydana gelen bir gök olayıyla
bağlantılı bir mesele hakkında açıklamalar yapar. Kur'ân nüshasında yer alan Lafza-i Celâllerin
(Allah kelimelerinin) tevafukunun çok güzel olduğunu belirtir ve Lafza-i Celâl tevafukunun kaç kez,
nasıl oluştuğu ve "Rab" ismiyle olan tevafuku hakkında izah yapar.
230: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Üstad, kendi hattıyla yazdığı fihriste-i hurufu talebelerine
gönderip, talebelerinin hattının ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koymak istediğini ifade eder.
231: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Hz. Muhammed'in (a.s.m.) doğumunda bütün putların
kırılması gibi, Cemâziye'l-Âhir ayında vuku bulan gökyüzü olayının da Avrupa suretperestliğinin
kökünü kesecek diye düşündüklerini ve çok sevindiklerini dile getirir. Üstadın gönderdiği Kur'ân
nüshasında görünen tevafukların ne kadar şirin ve hayret verici olduğunu ifade eder.
232: Hüsrev Altınbaşak'ın mektubudur. Kur'ân-ı Kerimi kendi hattıyla ilk başladığı sıralarda
yaşadığı bazı zorlukları ifade eder. Daha sonra yazdığı hatta Lâfza-i Celâllerde tevafuklar olduğunu
görünce bu zorlukların zail olduğunu dile getirir.
233: Milaslı Halil İbrahim Çöllüoğlu'nun mektubudur. Risale-i Nur'un rehberliğinin yeryüzünü
aydınlatan bir nur ve insanlığı kurtarıcı bir mürşid olduğunu anlatır.
234: Hulûsi Beyin mektubudur. Nur talebelerinin beş çeşit ibadet yaptığından bahseder ve On
Yedinci Lem'adaki her bir Nota'nın hangi âyete tekabül ettiği konusunda bilgi verir.
235: Doktor Abdülbakî Beyin mektubudur. On Dokuzuncu Mektup hakkında övgüler sıralar ve bu
risalenin kendi zihninde yer eden Asr-ı Saâdete ait bazı karanlık noktaları aydınlattığını, kalbinin en
derin yerlerine nüfuz ederek nurlandırdığını yazar.
236: Bekir, Re'fet, Hüsrev ve Rüşdü Beyler tarafından yazılan bir mektuptur. Bediüzzaman'ın
eserlerinin siyasî gayeler taşımadığını ve iman hakikatlerini açıkladığını belirtilir. Ayrıca sadaka ve
hediye kabul etmediği vurgusunu tekrar yapar.
237: Hulûsi Beyin mektubudur. Risale-i Nur hizmetinin Asr-ı Saadetten beri büyük şahıslarca işaret
edilen bir hizmet olduğunu ve onların himayesinin bu hizmet üzerinde devam ettiğini örneklerle
dile getirir. Ayrıca İktisat Risalesi, İhlâs Risaleleri ve Yirmi Beşinci Lem'a hakkındaki görüşlerini
aktarır.
238: Kuleönülü Hacı Osman'ın mektubudur. Hastalar Risalesinin mânevî yaraları tedavi ettiğini, bu
eserleri yazmayı çok istediğini, ancak okuma-yazması olmadığı için üzülerek bu hizmete bir
hizmetçi veya postacı olarak kabul edilmek istediğini belirtir.
239: Müzeyyene Hanımın bir mektubudur. Üstad Bediüzzaman'ın ne kadar büyük bir mürşid
olduğundan ve yazdığı hakikatlerin zulmet ve gafleti nura dönüştürdüğünden bahseder.
240: Müzeyyene Hanımın bir mektubudur. Risale-i Nur'dan elde ettiği feyizden, yeterince hizmet
edememekten duyduğu üzüntüden ve Üstadın Barla'dan ayrılmasının kendisinde bıraktığı derin
hüzünden bahseder.
241: Üstadın Hoca Sabri Efendi ve Hâfız Ali'ye yazdığı bir mektubudur. Üstad Hazretleri, rüyasında
Sabri Arseven'i gördüğünü ve kendisine inayat-ı seb'a (Yedinci Risale olan Yedinci Mesele)
adındaki inayetler varken Onuncu Sözün küçük inayetine niçin bu kadar çok önem verdiği
sorusunu cevaplar. Bu rüyâdan dolayı, Onuncu Sözdeki bu küçük inayete önem vermesinin üç
sebebini anlatır.
242: Üstad Bediüzzaman'ın Sabri, Hüsrev, Ali, Re'fet, Bekir, Lütfü, Rüştü Efendilere yazdığı bir
mektubudur. Tevafukların, Hâlık-ı Zülcelâlin hususî iltifatı anlamına geldiğini, bu tevafukların
önemli olduğunu, doğruluğuna kesin kanaat getirdiğini anlatır ve Onuncu Sözün tevafuklarından
örnekler verir.
243: Mesud Efendinin bir mektubudur. Rüyasında Üstadın kendisini ahiret saadetine ulaştıracağı
söylenir ve bu yüzden Üstad Hazretlerinin duasına ne kadar muhtaç olduğunu ifade eder.
Yirmi Altıncı Mektubun Dördüncü Mebhasının Birinci Meselesi:
244: Üstadın İbrahim Hulûsi Beye yazdığı mektubunda, Yirmi Altıncı Mektubun Dördüncü
Mebhasının Birinci Meselesi ele alınır. Hulûsi Beyin bulunduğu yerde yaptığı hizmetin ne kadar
önemli ve başarılı olduğu anlatılır.
245: Üstad Bediüzzaman'ın biraderlerine yazdığı bir mektubudur. Halet-i ruhiyesini, "Geçmiş ömrü
israf ettik, çok mübarek zâtlar, ahbaplar kaybettik, o mübareklerle beraber âhirete çalışamadım"
meâline gelen bir şairin mısralarıyla anlatır.
246: Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin İkinci Nüktesi: Tevafukat-ı gaybiye ile ilgili
yöneltilen bir soruya Üstad tarafından ikna edici cevaplar verilir.
247: Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Üçüncü Nüktesi: Onuncu Söz hakkındaki
tenkitlere karşı, Üstadın kardeşi Abdülmecid'in yaptığı savunmanın eksik kalan birkaç yanını izah
eder.
248: Üstadın Hulûsi Beye yazdığı bir mektubudur. İki acemi katibin çoğalttığı Mu'cizât-ı
Ahmediyedeki tevafuklardan bahseder ve içindeki tevafukları belirgin bir şekilde gösteren
nüshalar yazdırıldığını ifade eder.
249: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Yirmi Dokuzuncu Mektubun doğrudan doğruya i'câz-ı
Kur'ân'ın bir aynası olduğunu söyler ve Yirmi Sekizinci Mektubun Yedinci Meselesindeki
tevafuktan bahseder.
250: Binbaşı Asım Beyin sorduğu, "Kur'ân âyetlerinin altı bin altı yüz atmış altı (6666) olmasının,
Kur'ân'ın yeryüzünde altı bin altı yüz atmış altı (6666) yıl hüküm süreceğine işaret ettiği" sorusuna
Üstadın verdiği cevabının yer aldığı mektuptur.
251: On Beşinci Notanın Üçüncü Meselesidir. Burada Üstad Bediüzzaman, kendimize ait
zannettiğimiz her şeyin asıl sahibinin Allah olduğunu, bize ise, sahibinin istediği çerçevede
kullanmak üzere, emaneten verildiğini anlatır.
252: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Kur'ân hizmeti dairesine yeni
girdiği için Üstad Hazretleri tarafından talebeliğine kabul edilmesiyle ilgili açıklamalarda bulunur.
253: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Onun evliliğini tebrik eder ve
ardından yeni hayatının, Risalelerin hakikatine karşı yeni bir şevk uyandırması temennisinde
bulunur.
254: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Tekrar hizmete
başlamasından duyduğu memnuniyeti ifade eder. Nur talebelerinin en önemli vazifelerinden
birisinin bir çocuğa Kur'ân öğretmek olduğunu söyler.
255: Üstad Bediüzzaman bu mektubunda bir talebesine, yaşadığı hususî müşkilatı çözmeye
yönelik tavsiyelerde bulunur.
256: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet Bey ve onun gibi
talebelere sahip olmaktan çok memnun olduğunu ve Allah'a şükrettiğini ifade eder. Re'fet Beyin
İsm-i Âzamın mahiyetiyle ilgili sorduğu soruya cevap verir.
257: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Üç ayların çok önemli
olduğunu, bu yüzden çoğaltılmasının ve mütalaasının çok kazanç sağlayacağını belirtir.
258: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye yazdığı mektubudur. Bu mektubunda Bediüzzaman Said
Nursî, İslâma hücum edenlerin mutlaka cezalarını bulacağını söyler. Buna ilave olarak Bedreddin
isimli bir çocuğun Risale-i Nur'a olan ilgisinden dolayı evlatlık mertebesinden talebelik
mertebesine yükselmekte olduğunu ifade eder. Ayrıca kendi el yazısıyla bir mektup isteyen Re'fet
Beye elle yazmanın kendisine çok zor geldiğini yazar.
259: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Üstadın her mektubun başına "Hiçbir şey yoktur ki Onu
övüp Onu tesbih etmesin" meâlindeki âyeti eklemesindeki hikmeti ve yedi büyük günahın
hangileri olduğuna dair soruları cevaplar.
260: Üstad Bediüzzaman, Mu'cizât-ı Ahmediye Risalesi ile İ'câz-ı Kur'âniye Risalesi olan Yirmi
Beşinci Sözün çoğaltılmasıyla ilgili bilgi verir.
261: Üstadın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Risale-i Nur'un mânevî bir gıda olduğunu
anlatır. Ölümlerinden sonra tasarrufları devam eden Gavs-ı Âzam, Mâruf-u Kerhî ve Şeyh Hayâtü'l-
Harrânî gibi kutuplardan bahseder.
262: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Üstad, sürekli gözlem altında
tutulmasından dolayı bazı hizmetlerin aksadığını, ancak bütün bunların, nazarında hiçbir
ehemmiyetinin olmadığını anlatır ve Re'fet Beyin, Yemen imamı Zeydîler Seyidi hakkındaki
sorusuna kısaca cevap verir.
263: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. "Bir şeyden her şeyi yapmak
ve her şeyi bir tek şey yapmak" hakikatinden neyin kastedildiğini izah eder.
264: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet Beyin yazısının, yeğeni
Abdurrahman'ın yazısına aynen benzediğini belirtir. Ruhen de ona benzemesini çok arzu ettiğini
söyler.
265: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Bey ve Hüsrev Efendiye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet ve
Hüsrev Efendilerin "Es-sebebü ke'l-fâil" (bir şeye sebep olan, o işi yapmış gibi olur) sırrınca, iman
hakikatlerini ulaştırdıkları her bir kişinin sevaplarından aynen hisseli olduklarını söyler.
266: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Üstad Hazretleri
mektubunda, On Dokuzuncu Mektuptaki salâvat-ı şerifenin her sayfada birbirine bakmasının
tesadüf işi olamayacağını, gaybî bir kastla derc edilen bir belâgat ve letafetin tereşşuhatı, sızıntıları
olduklarını belirtir.
267: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Üstad, Re'fet Beyin On İkinci
Lem'anın izahıyla ilgili bir açıklama yapar ve ardından Âl-i Abâ hakkındaki sorusuna kısaca cevap
verir.
268: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet Beyin dünyaya gelen
kızının doğumunu tebrik eder ve "Erkek çocuk kız gibi değildir" meâlindeki âyete işaret ederek
dua eder. Herkesin her Risaleyi anlamaya gücünün yetmediğini, zaten her Risalenin hepsini
anlamaya da ihtiyacı olmadığını belirtir. Ayrıca Âlem-i Misâlin mahiyetini izah eder.
269: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Aralarında olan üstadlık,
kardeşlik ve dostluk görüşmelerinin ne şekilde olduğunu açıklar. "Erkek çocuk kız gibi değildir"
meâlindeki âyetle bağlantılı olarak Hz. Peygamber Efendimizden (a.s.m.) rivayet edilen "Erkek
çocuklarınızı seviniz" meâlindeki hadis-i şerif hakkında açıklama yapar. Ayrıca İbrahim Hakkı'nın
"Cû' İsm-i Âzamdır" sözü hakkında izahta bulunur.
270: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet Beyin letâif-i aşere ile
mânâ-yı ismî ve mânâ-yı harfînin mahiyeti hakkındaki sorularına cevap verir.
271: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Müslim-i gayr-ı mü'min ile
mü'min-i gayr-ı müslimin ne anlama geldiğini, ecel-i mübrem ile muallâk'ın ne olduğunu,
risalelerdeki otuz üç sayısının çokça tekrar edilmesindeki hikmetin ne olduğunu açıklar.
272: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet Beyin soruları ve yazı
hizmetinin birçok cihetlerden bir ibadet olduğu hakkında açıklamalar yapar.
273: Üstad Bediüzzaman'ın Re'fet Beye hitaben yazdığı mektubudur. Re'fet Beyin Ramazan
orucunun keffaretiyle ilgili sorusuna cevap verir. Bu tür fıkha yönelik meselelerden ziyade, iman
esaslarıyla meşgul olunması gerektiğini belirtir.
274: Hüsrev Altınbaşak'ın, Üstad Bediüzzaman'ın kendisine kızdığını zannedip, bir meseleye dair
üzülerek yazdığı mektubundan bir bölümdür.
275: Hâfız Ali'nin mektubudur. "Göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin,
seslerinizin ve simalarınızın farklılığı da yine Onun âyetlerindendir" meâlindeki âyetten yola çıkarak
Risale-i Nur'un her bir parçasının gördüğümüz şu âlemin tılsımını tam olarak açan ve keşfeden
anahtar olduğu yorumunu yapar.
276: Üstadın Bediüzzaman'ın mektubudur. Rüşdü Efendinin kendisine gönderdiği otuz liradan, üç
banknotu onun adına hayırlı işlere kullanmak üzere aldığını ve kalan yirmi yedisini geri gönderdiği
söyler. İhtiyacı olmadığı ve düsturuna ters olduğu için gönderdiğini belirtir.

277: Üstadın Hulûsi Beye yazdığı bir mektubudur. Hüsrev Altınbaşak'la ilgili yaşadığı bir
tevafuktan, Yirmi Dokuzuncu Sözdeki tevafuktan ve bu tevafukun fıtrî ve ihtiyarsız olmasından
dolayı bir keramet sayılabileceğinden söz eder. Ayrıca Risale-i Nur şakirtleri ve yazıcılarının
çoğalmasından; ne vakit az fütur başlasa, bir teşvik kamçısı hükmünde bir gelişmenin
yaşandığından bahseder.
278: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Risale-i Nur mesleğinin bir şevk ve zevk kaynağı olan
tevafuk lâtifelerinden bazı örnekler sunulur.
279: Üstad Bediüzzaman'ın mektubudur. Kalben rahatsızlığından dolayı Süleyman Efendi, Şamlı
Hâfız Tevfik, Abdullah Çavuş ve Mustafa Çavuş'tan başkasını kabul etmediğini kısaca bildirir.
280: Üstad Bediüzzaman'ın Isparta Cumhuriyet Müddeiumumîliğine yazdığı mektubudur. Dokuz
sene boyunca kendisini sebepsiz olarak zorunlu ikamete memur ettiklerini, bu süre içinde hiçbir
zaman siyasetle ilgilenmediğini anlatır. Bütün bu sıkıntılara sabırla karşılık verdiği halde kendi
aleyhinde bir iddianın yayıldığını söyleyerek bu konuda kendisini savunmak mecburiyetinde
kaldığını ifade eder.
281: Ahmed Nazif Çelebi'nin Üstad Bediüzzaman'a yazdığı mektubudur. Ahzâb Sûresinin 41-47.
âyetlerinin mânâ-yı işâriyle Risale-i Nur'a baktığını; âyetlerde sayılan vasıflara haiz olması ve
vazifelerini yerine getirmesi cihetiyle Risale-i Nur'a remizler ve işaretler olduğunu ifade eder.
282: Ahmed Nazif Çelebi'nin, bayram münasebetiyle takdim ettiği hediyenin kabul edilmemesi
üzerine yazdığı mektubudur.

ONUNCU LEM'A
Kur'ân hizmetinde bulunan Nur talebelerinin yanlış ve hatâlarına mukabil yedikleri şefkat
tokatlarını anlatır.
Birincisi: Üstad kendisinin tokadını anlatır.
İkincisi: Öz kardeşi Abdülmecid'in tokadını anlatır.
Üçüncüsü: Hulûsi Beyin tokadını anlatır.
Dördüncüsü: Muhacir Hafız Ahmed'in tokadını anlatır.
Beşincisi: Hakkı Efendidir.
Altıncısı: Bekir Efendidir.
Yedincisi: Şamlı Hafız Tevfik'tir.
Sekizincisi: Seyrânî'dir.
Dokuzuncusu: Büyük Hafız Zühtü'dür.
Onuncusu: Hafız Ahmet'tir.
On Birincisi: Rızası olmadığı için yazılmadı.
On İkincisi: Muallim Galip'tir.
On Üçüncüsü: Hafız Halid'dir.
On Dördüncüsü: Üç Mustafa'nın ayrı ayrı tokatlarıdır.

Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî


Takdim
Bediüzzaman Said Nursî
Risale-i Nur'dan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım Güzel Mektuplar.
Yirmi Yedinci Mektubun Lâhikasından Alınmış Mühim Parçalar.
Küçük Hüsrev Feyzi'nin bir istihracıdır.

BİRİNCİ ŞUÂ: Kur'ân-ı Kerîm otuz üç âyetiyle Risale-i Nur'a manen ve cifren işaret ediyor. Bu
Şua'da o âyetlerden yirmi dokuzunun mânâları verilerek, Risale-i Nur'un asrımızda Kur'ân'ın
mânevî bir mûcizesi ve harika bir tefsiri olduğu açıklanıyor.
Birinci Sual: Okunan Kur'ân ve duaların sevapları sayısız insanlara bağışlanıyor. Bu
sevaplar o insanlara nasıl ulaşıyor ve sevabın aynısı onların her birisine veriliyor mu?
İkinci Sual: Kur'ân Risale-i Nur hakkında ne diyor?
Birincisi (Risale-i Nur'a işaret eden birinci âyet): Nur Sûresi, 24:35.
Resaili'n-Nur'a İşaret Eden İkinci Âyet: Hud Sûresi, 11:112.
Üçüncü Âyet-i Meşhure: Ankebut Sûresi, 29:69.
Dördüncü Âyet-i Meşhure: Hicr Sûresi, 15:87.
Beşinci Âyet: En'âm Sûresi, 6:122.
Altıncı Âyet: Hadîd Sûresi, 57:28.
Yedinci Âyet: Yûnus Sûresi, 10:82.
Sekizinci Âyet: En'am Sûresi, 6:61.
Dokuzuncu Âyet: Bakara Sûresi, 2:256; Lokman Sûresi, 31:22.
Onuncu Âyet: Bakara Sûresi, 2:269.
On Birinci Âyet: Bakara Sûresi, 2:129.
On İkinci Âyet: Bakara Sûresi, 2:151.
On Üçüncü Âyet: Âl-i İmran Sûresi, 3:7.
On Dördüncü Âyet: Nisa Sûresi, 4:162.
On Beşinci Âyet: Nisa Sûresi, 4:174.
On Altıncı Âyet: Fussilet Sûresi, 41:44.
On Yedinci Âyet: Tevbe Sûresi, 9:129.
On Sekizinci Âyet: Mâide Sûresi, 5:56.
On Dokuzuncu Âyet: Tahrim Sûresi, 66:8.
Yirminci Âyet: İsra Sûresi, 17:82.
Yirmi Birinci Âyet veya Âyetler: Nahl Sûresi, 16:121. En'âm Sûresi, 6:161.
Yirmi İkinci Âyet ve Âyetler: Yûnus, Yusuf, Ra'd, Hicr, Şuarâ, Kasas ve Lokman
sûrelerinin başlarındaki âyetler.
Yirmi Üçüncü Âyet: Kalem Sûresi, 68:32.
Yirmi Dördüncü Âyet veya Âyetler: Zümer Sûresi, 39:1.
Yirmi Beşinci Âyet: Fussilet Sûresi, 41:1-2.
Yirmi Altıncı Âyet: Hûd Sûresi, 11:105. Hûd Sûresi, 11:108.
Yirmi Yedinci Âyet: Saf Sûresi, 61:8.
Yirmi Sekizinci Âyet: Tevbe Sûresi, 9:32.
Yirmi Dokuzuncu Âyet: İbrahim Sûresi, 14:1.
Yirmi Dokuzuncu âyetin sehvine dair tafsilât.
SEKİZİNCİ ŞUÂ: Hz. Ali'nin (r.a.) Risâle-i Nur'a dair kerâmetkârâne müjdelerinden üçüncüsünü
açıklayan bir risaledir. Bu arada, Bediüzzaman, Risâle-i Nur'un kıymet ve önemini gösteren
hakikatleri açıklamasının sebep ve hikmetlerini de burada belirtmektedir.
YİRMİ SEKİZİNCİ LEM'ANIN BİRİNCİ MESELESİ: Risale-i Nurdan haber veren İkinci Keramet-i
Aleviye Risalesidir.
ON SEKİZİNCİ LEM'A: Gizli kalmış mühim bir Peygamber (a.s.m.) mu'cizesini açıklayan ve
evliyânın kerametlerinin hak olduğuna kesin bir delil teşkil eden Hz. Ali'nin (r.a.) gaybî bir
kerametini açıklayan Birinci Keramet-i Aleviye Risâlesi isminde bir lem'adır.
SEKİZİNCİ LEM'A: Hûd Sûresi 105. ve 112. âyetlerinin tefsiri mâhiyetinde olan bu risâle, Gavs-ı
Âzam Abdülkadir Geylanî'nin kerâmet-i gaybiyesiyle Kur'ân'ın esrârına âit olan Risale-i Nur'un
makbuliyetini gösterir ve bu zamanın Kur'ân hizmetkârlarına işaretle beraber onların mânevî
güçlerini ve şevklerini artıran, sıkıntılarını gideren lem'adır.
Risale-i Nur'dan Parlak Fıkralar ve Bir Kısım Güzel Mektuplar.
Hüve Nüktesi: Hava zerrelerindeki İlâhî ilim, irade ve kudret tecellîsini anlatır.
Yirmi Dokuzuncu Mektubun Beşinci Risale olan Beşinci Kısmı: "Allah göklerin ve yerin
nurudur." (Nur Sûresi, 24:35.) âyetine dair.

Na'büdü Nüktesi:
"Risale-i Nur nedir ve hakikatler muvacehesinde Risale-i Nur ve tercümanı ne
mahiyettedirler?" diye bir takriznâmedir.

Muhâkemat
Muhâkemat
MUKADDEME:

BİRİNCİ MAKALE (Unsuru'l-Hakikat):


Birinci Mukaddeme: Kur'ân'ın esas maksatları sayılmakta ve bu maksatlardan ayrı olan
ay, güneş, yıldızlar gibi kâinatla alâkalı bahislerin, Kur'ân'da ne gibi gayelerle zikredildiği
anlatılmaktadır.
İkinci Mukaddeme: İnsanların maddî bilgilerinde telâhuk-u efkâr ve tedricî tecrübeler
sayesinde bir meylü't-terakki olduğu izah edilmekte; ayrıca maddî ilimlerle mânevî ilimler
arasındaki fark ortaya konmaktadır.
Üçüncü Mukaddeme: İsrailiyat ve Yunan felsefesinin bir kısmının, bazı İslâmî ilimlerin
içine nasıl girdiği ve din süsüyle görünerek fikirleri nasıl ihtilale verdiği gayet mânidar bir
şekilde tahlil edilmiştir.
Dördüncü Mukaddeme: Şöhretin insanın malı olmayan şeyi insana nasıl mal ettiği; bu
yüzden de ne gibi hurâfât kapıları açıldığı etraflıca izah edilmektedir.
Beşinci Mukaddeme: Mecaz ve teşbihlerin zamanla hakikate inkılap edip hurâfâta nasıl
kapı açtığı ve bunun sebepleri beyan edilmektedir.
Altıncı Mukaddeme: Tefsirde zikredilen her bir meselenin ve malûmatın tefsirden olması
lâzım gelmediği; bir tefsir kitabında tefsir veya âyetin asıl mânâsından başka, sair fenlere
ait bazı meselelerin de olabileceği, o fenlere ait malûmatın yanlış olmasının, âyetin veya
tefsirin yanlışlığına delil sayılamayacağı izah edilmektedir.
Yedinci Mukaddeme: İnsanların muzır seciyelerinden olan tezayüd, mücazefe ve
mübalağa meyilleri ve bu meyillerin ne gibi zararlara sebep olduğu beyan edilmektedir.
Sekizinci Mukaddeme: Müellifin ifadesiyle "Her kemâli mahveden ye'si öldürmek ve her
saadetin mâyesi olan ümidi canlandırmak" için yazılmıştır. Mazinin insanları ile hâl ve
istikbalin insanlarının mukayesesi yapılmaktadır.
Dokuzuncu Mukaddeme: Hilkat-ı âlemde maksud-u bizzat ve galib-i mutlak yalnız
hüsün, hayır, hak ve kemâl olduğu; şer ve kubh ve batılın ise tebeiyye ve mağlube
oldukları, hakka galip gelseler bile muvakkat olduğu anlatılmaktadır.
Onuncu Mukaddeme: Mütekellimin, söylediği sözünde muaheze edilip edilemeyeceği
noktaların neler olduğu anlatılmaktadır.
On Birinci Mukaddeme: Tek bir kelâmda ve sözde birden fazla hükümler olabileceği
misallerle anlatılmaktadır.
On İkinci Mukaddeme: Zahirperestleri aldatan noktalarla mübalağalı netice veren
sebepler üzerinde durulmuş; ayrıca mübalağa meylinin ne gibi gariplikleri netice verdiği
izah edilmiştir.
BİRİNCİ MESELE: Küre-i arzın yuvarlak olduğunu ispata dairdir. Bu meselede sükutî icma
olduğu bildirilmekte ve bazı muhakkikînin eser ve sözlerine havaleler yapılmaktadır.
İKİNCİ MESELE: "Arz, öküz ile balık üzerindedir" şeklinde rivayet edilen hadisin tahkiki
yapılmakta ve tazammun ettiği mânâlar mânidar bir şekilde anlatılmaktadır.
ÜÇÜNCÜ MESELE: Kaf Dağı hakkındadır. Bu güne kadar bu hususta ileri sürülen
görüşlerin tenkit ve tahkiki yapılmaktadır.
DÖRDÜNCÜ MESELE: Zülkarneyn ve Seddi, Ye'cüc–Mecüc ve Seddin harabiyeti hususları
üzerinde durulmaktadır.
BEŞİNCİ MESELE: Cehennemin yerinin nerede olduğuna dairdir.
ALTINCI MESELE: Kur'ân'ın irşad mesleğinin ne gibi hususiyetler taşıdığı, ehl-i tefsire bu
bakımdan düşen vazifelerin neler olduğu beyan edilmektedir.
YEDİNCİ MESELE: Sadece âyeti kerimelerin zahirine bakarak menfî şekilde hüküm veren
inkârcıların iddialarının doğru olmadığına dair izahlar vardır..
SEKİZİNCİ MESELE: Ehl-i zahiri, ulûm-u âdiyede bile tereddüde sevkeden hususlar
anlatılmaktadır.

UNSURU'L-BELÂGAT:
İKİNCİ MAKALE: Belâgatın ruhuna taalluk eden on iki meseledir.
BİRİNCİ MESELE: Arap olmayanların, Arapçanın belâgatıyla meşgul olmaya
başlamalarıyla zevk-i belâgatı, fikrin mecra-yı tabiîsi olan nazm-ı maânîden nazm-ı lâfza
nasıl çevirdikleri anlatılıyor.
TENBIH: Lâfız, üslûp, teşbih, hayal ve kafiye gibi unsurların kelâm içinde ne kadar
yer alması lâzım geldiği anlatılıyor.
İKİNCİ MESELE: Kelâmın canlılık ve hareket kazanmasının nasıl mümkün olacağı
anlatılıyor.
ÜÇÜNCÜ MESELE: Bir mânâyı herkesin kendi sanat ve mesleğine uygun üslûplarla ifade
etmesinin sırrı izah ediliyor.
DÖRDÜNCÜ MESELE: Bir kelâmı meydana getiren harf ve kelimelerin, o kelâmın umumî
maksadına müteveccih olup yardım etmesi için nasıl tanzim edilmesi gerektiği anlatılıyor.
BEŞİNCİ MESELE: Kelâmın müstetbeatındaki telmihlerin ve üslûbundaki işaretlerin
insanın duygularını nasıl ihtizaza getirip coşturduğu anlatılıyor.
ALTINCI MESELE: Bu meselede, bir memurun hükûmet işinde kendi kabiliyetine göre bir
vazife alması gibi kelâmın meyvedar olması için kelâm içinde mânâların nasıl tanzim
edilmesi gerektiği anlatılıyor.
YEDİNCİ MESELE: Bu meselede, Beyan'ın felsefesinin ne olduğu ve bunun belâgata olan
büyük tesiri anlatılıyor.
SEKİZİNCİ MESELE: Bu meselede, Beyan ilmindeki mânâların tesiriyle bir tek kelimenin
nasıl müteaddid mânâlar ifade ettiği anlatılıyor.
DOKUZUNCU MESELE: Bu meselede, kelâmı en yüksek derece-i belâgata çıkaran dört
husus gayet ilmî ve yüksek bir ifade ile izah ediliyor.
ONUNCU MESELE: Bu meselede, bir kelâmın selîs ve akıcı olması için hangi hususiyetlere
sahip olması lâzım geldiği anlatılıyor.
ON BİRİNCİ MESELE: Bu meselede, kelâmın dörtbaşı mâmur ve hiçbir itiraza mahal
kalmayacak şekilde selâmetli ve sıhhatli olması için dikkat edilmesi icab eden hususlar
anlatılıyor.
ON İKİNCİ MESELE: Kelâmın tam kıvamında ve mutedil olması için, kelâmın kayıtlarına
nasıl bir nizam vermek icap ettiği anlatılıyor. Sonra, üslûpların çeşitleri, hususiyetleri ve
kullanılacağı yerler izah ediliyor. Bir Hatime ve İşaret'le belâgatın çok mühim iki noktasına
işaret ediliyor. Tenbih'te de bir şeyin âlimi olmakla, sanatkârı olmak arasındaki ince fark
anlatılıyor.

UNSURU'L-AKÎDE (ÜÇÜNCÜ MAKALE):


İşaret: Kelime-i şehadetin iki kelâmının birbirinin doğruluğuna nasıl şehadet ettiği
anlatılıyor.
Mukaddeme: Kur'ân'ın esas maksadı dörttür: Sâni-i vâhidin ispatı, nübüvvet, haşr-i
cismânî ve adalet.
Birinci Maksat: Cenâb-ı Hakkın vücud ve vahdetini ispat eden delillerin kâinattaki
zerrelerden kat kat fazla olduğu halde neden herkesin aklıyla göremediği hususu izah
ediliyor.
İşaret: Nokta-i istinat ve nokta-i istimdadın Sâniin vücud ve vahdetini ispat
vecihleri beyan ediliyor.
Tenbih: Mârifetullaha ulaşmanın yolları sayılıyor. Bilhassa mirac-ı Kur'ânî yolu
üzerinde durulup bunun iki nevi olan delil-i inayet ve delil-i ihtira' anlatılıyor.
Vehim ve Tenbih: Tabiat, kavanin ve kuvanın mahiyetleri anlatılıyor.
Vehim ve Tenbih: Burada, tabîiyyûnun, Mu'tezile'nin, felsefecilerin ve Mecûsîler'in
Cenâb-ı Hak hakkında İslâm akaidine muhalif olan batıl itikatlara niçin saptıkları
bildiriliyor.
İşaret: Delil-i ihtira' hakkında akla gelebilecek bazı vehimleri izale edici izahlar
yapılıyor ve cevaplar veriliyor.
İşaret: Mutasavvifîn'in mesleğiyle Maddiyûn'un mesleğinin mukayesesi yapılıyor.
İKİNCİ MAKSAT
Mukaddeme: Kelime-i şahadetin iki rüknünden biri olan Hazret-i Muhammed'in
(a.s.m) Cenâb-ı Hakkın vücud ve vahdetine delil oluşu anlatılıyor.Bunun için evvelâ
Resûl-i Ekremin (a.s.m.) doğruluğu, nübüvvet-i mutlakanın zarureti ispat ediliyor.
İşaret: Burada, bürhanın suğrası olan nübüvvet-i mutlakanın insanlık için neden
zarurî olduğu izah ve isbat ediliyor.
İşaret ve İrşad: Burada da, bürhanın kübrası olan nübüvvet-i Muhammed'in (s.a.v.)
sıdkının isbatı yapılıyor.
MUKADDEME: Resûl-i Ekremin (s.a.v.) doğruluğuna ve Peygamber oluşuna delil olan
bazı hususların beş "meslek" halinde ispat olunacağı beyan edilmektedir.
Birinci Meslek: Resûl-i Ekremin (a.s.m.) güzel ahlâk ve seciyelerinin Onun
nübüvvetine nasıl delil olduğu izah ediliyor.
İkinci Meslek: Mazinin, yani Asr-ı Saadetten evvelki zamanın Resûl-i Ekremin
(a.s.m.) sıdk-ı nübüvvetine nasıl delil olduğu anlatılmaktadır.
Üçüncü Meslek: Hâlin, yani Asr-ı Saadetteki icraatının nübüvvetinin hakkaniyetine
nasıl delil olduğu anlatılmaktadır.
Dördüncü Meslek: Burada da, istikbalin Resûl-i Ekremin (a.s.m.) doğruluk ve
haklılığına nasıl delil olduğu izah edilmektedir.
Hâtime: İslâm düşmanlarının Kur'ân-ı Kerim hakkında yaydıkları üç itiraza
fevkalâde muknî cevaplar verilmektedir.
Beşinci Meslek: Resûlullahın (a.s.m.) mu'cizeleri hakkında mühim bir ölçü
zikredilerek bu ölçü dahilinde altı nevi mu'cize sıralanmaktadır.
Tenbih: Şakk-ı Kamer mu'cizesine yöneltilen bir itiraza cevap verilmektedir.
ÜÇÜNCÜ MAKSAT: Kur'ân'ın dört maksadından haşr-i cismaniye dairdir
Mukaddeme: Haşr-i cismanî hakkındaki deliller on bir madde halinde hülâsa
edilmektedir.

İlk Dönem Eserleri


Takdim
Önsöz
Giriş

1. NUR'UN İLK KAPISI


Birinci ders
İkinci ders
Üçüncü ders
Üçüncü dersin zeyli
Dördüncü ders
Beşinci ders
Altıncı ders
Yedinci ders
Sekizinci ders
Dokuzuncu ders
Onuncu ders
On birinci ders
On ikinci ders
On üçüncü ders
On dördüncü ders
Maraz-ı Vesveseye Müptelâ Olanlara Bir Ders
On üçüncü lem'anın on ikinci işaretinden
On üçüncü lem'anın on üçüncü işaretinin üçüncü noktasından
Bir nur talebesinin Üstad hazretlerinin dâr-ı bekaya irtihallerinden evvel Risale-i Nur ve
Üstad hakkındaki bir takrizi
Ankara Üniversitesinde okunan bir konferans
Ecnebî Filozofların Kur'ân'ı Tasdiklerine Dair Şehadetleri

2. NOKTA RİSALESİ
Birinci Burhan
İkinci Burhan
Üçüncü Burhan
Dördüncü Burhan
İfade
MELÂİKE TASDİKİ, İMANIN BİR RÜKNÜ
Birinci Nükte
İkinci Nükte
Üçüncü Nükte
Dördüncü Nükte
HAŞİR
Birinci Makam
Birinci Kıyasın Hülâsası
İkinci Kıyasın Hülâsası
İkinci Makam
Üçüncü Makam
Dördüncü Makam

3. ŞUAAT (MARİFETÜ'N-NEBİ)
Birinci Şuâ
İkinci Şuâ
Üçüncü Şuâ
Dördüncü Şuâ
Beşinci Şuâ
Şeriatın Ferde, Neve, Medeniyete Karşı Birkaç Nüktesi
Altıncı Şuâ
Tevhidin Tenviri

4. RUMUZ
Birinci Sual: Kur'ân'ın i'câzını icaz ile beyan et
İkinci Sual: Burhanlarda meydana gelen şüpheler imana zarar vermez mi?
Yüksekten bakmak isteyen dessas bir papaza cevap
Mücahid bir hayvan mersiyesi
Mühim bir nokta

5. İŞÂRÂT
Bakara Sûresinin 3. âyetinin bir îcâz-ı i'câzı
Misleyn telâkki edilen zıddeyn
Nefisperestlerin nazar-ı dikkatine
Lezzetperestlerin nazar-ı dikkatine
Evlenmeli
Zulmet-i münevvere

6. SÜNUHAT
Kur'ân'da sâlihat kelimesi
Kur'ân'ın hâkimiyet-i mutlakası
Rüyada bir hitabe
Rüyanın zeyli
Birkaç vecizeler
Bundan yedi sene evvel bir risaleme yazdığım zeyl
7. TULUÂT
Âlem-i İslâm ulemasının ortasındaki müthiş ihtilâfların nedenleri
Nasraniyet, İslâmiyetin inkişafına bundan sonra mâni olmayacak mıdır?
Cerbeze nedir?
Zamandan şikayet Allah'ın san'atına itiraz olmaz mı?
Zulmün şedit bir nev'i
Müstehak bir ceza
Hadsî bir hakikat

8. HUTUVAT-I SİTTE
Takdim
Birinci Hatve
İkinci Hatve
Üçüncü Hatve
Dördüncü Hatve
Beşinci Hatve
Altıncı Hatve
9. HUTBE-İ ŞAMİYE
Arabî Hutbe-i Şâmiye'nin Mukaddemesi
Arabî Hutbe-i Şâmiye eserinin tercümesi
Birinci Kelime
İkinci Kelime
Üçüncü Kelime
Dördüncü Kelime
Beşinci Kelime
Altıncı Kelime
Arabî Hutbe-i Şâmiye'nin zeylinin kısa bir tercümesi
Hutbe-i Şâmiye'nin Zeylinin Zeyli
Yaşasın Şeriat-ı Garrâ
Yaşasın Şeriat-ı Ahmedî
Hakikat
Sadâ-yı Hakikat
Reddü'l-Evham
Hutbe-i Şâmiye'nin birinci zeylinin zeylinden son parçadır
Kahraman askerlerimize
Asakire Hitap
Cemiyetlere ihtar-ı mühim
HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ
Hutbe-i Şâmiye'nin İkinci Zeylinin İkinci Kısmı
Sûre-i İhlâs'ın bir remzi

10. MÜNÂZARAT
İfade-i Meram ve Uzunca Bir Mazeret
Sualler ve cevapları

11. DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ


İfade-i Nâşir
İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi
Mukaddime
Hâtime
Yaşasın Şeriat-ı Ahmedî
Hakikat
Sadâ-yı Hakikat
Yaşasın Kur'ân-ı Kerîmin Kanûn-u Esasîleri
Hürriyete Hitap
Referanslar: www.sözbasımyayin.com

You might also like