13-Glikoproteinler Ve Glukozaminoglikazlar

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

53 DrTus.

com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

GLİKOPROTEİNLER VE GLUKOZAMİNOGLİKANLAR
Glikoproteinler: Oligosakkaridlere kovalent olarak bağlı proteinlerdir. Glikoproteinlerin karbonhidrat zinciri
genellikle dallıdır ve negatif yüklü olmayabilir. Karbonhidrat içerikleri ağırlık olarak %1’den %85’e kadar değişir.

Proteoglikan: Proteinlere kovalan olarak bağlanmış glukozaminoglikanlardır. Proteoglikanların ise karbonhidrat


içerikleri %95’ler oranındadır.

Glukozaminoglikan (GAG): Proteoglikanların karbonhidrat kısımlarıdır. Bunlar glikoproteinlerin


karbonhidratlarından farklı olarak düz zincirli yapılardır. Yapıları oldukça basittir. Tekrarlayan disakkarid
ünitelerinden oluşmuş yapıladır. Glikoproteinlerin karbonhidrat kısmı genelde nötr yapılarken, GAG’lar üzerlerinde
çok fazla negatif yük taşırlar. Negatif yükleri yapılarındaki üronik asitlerin karbonil grubundan ve sülfat gruplarından
kaynaklanır.
Mukopolisakkarid GAG’ların eski ismidir. Bu kaynak drtus.com’da yayınlanmaktadır.

Glikoproteinler
Farklı işlevlere sahip bir çok protein glikoproteinlerdir. Albumin dışı insan plazma proteinlerinin tümü
glikoproteindir. Hücre zarı proteinlerinin çoğu önemli miktarda karbonhidrat taşır. Bir bölüm kan grubu maddesi
glikoproteinken diğerleri glikosfingolipidlerdir.

GLİKOPROTEİNLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN BAZI İŞLEVLER


Çatı molekülü Kollajenler

Kaydırıcı ve koruyucu ajan Müsinler

Taşıma molekülü Transferrin, serüloplazmin

İmmünolojik moleküller Ig, doku uyuşmazlı antijenleri

Hormon hCG, TSH

Enzim ALP

Özgül kh’larla etkileşim Bazı lektinler, selektinler, antikorlar

Hücre zarındaki glikoproteinlerin görevleri:


• Hormon, virüs ve başka hücrelerce Hücrenin tanınmasını sağlarlar.
• Hücre yüzeyi antijenlerini oluşturur (kan grubu antijenleri gibi).
• Hücre dışı matriks elemanı olarak görev yaparlar.
• Gastrointestinal ve genitoüriner sistemde müsin salgısı olarak biyolojik koruyucu kaygan yapıyı oluşturmak.
• Sperm oositin plazma zarına ulaşmak için, hücresel olmayan bir zarf olan zona pellucidayı aşmak zorundadır.
Zona pellucida ZP-1, 2 ve 3 olarak gösterilen üç glikoproptein içerir. Bunlardan O-glikozid bağlı
glikoprotein olan ZP-3 sperm için aynı zamanda reseptör görevi görmektedir.
• Beyaz küreler bir çok yangı ve bağışıklık süreçlerinde rol oynarlar. Bu süreçte genelde ilk basamak beyaz küreler
ile damar endotel hücreleri arasında etkileşim olması ve beyaz kürelerin endotel dışına çıkmasıdır. Bu
etkileşimde rol oynayan bazı glikoproteinler: selektinler, LFA-1, Mac-1, ICAM1-2, PECAM1’dir.
• Müsinler: İki temel niteliğe sahip glikoproteinlerdir.
o Müsinlerin kh içeriği genelde %50’nin üzerindedir.
o Omurgalarının merkezinde yinelenmiş aminoasid dizgileri vardır
DrTus.com 54
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

• İnsanda hem sekretuar hemde zara bağlı müsinler izlenir. Sektretuar müsinler solunum, sindirim ve üreme yolları
salgılarında yer alır.
• Mukusun %94 kadarı su, %5 kadarı müsin olup, geri kalanı çeşitli hücre molekülleri, elektrolitler ve hücre
artıklarının bir karışımıdır.
• Müsinler epitel yüzeylerinin kayganlığına yardım eder ve koruyucu bir fiziksel engel oluşturur. Zara
bağlı müsinler çeşitli hücre-hücre etkileşimlerine katılırlar. Proteazların etkilerine direnç sağlarlar ve
bazı yüzey antijenlerini maskeleme görevi görürler.
• Doğada 200 kadar monosakkarid varsa da glikoproteinlerin oligosakkarid zincirlerinde bunların sadece 8 tanesi
sık olarak bulunur. Bunlar galaktoz, glukoz, mannoz, N-asetil nöraminik asit, fükoz, N-
asetilgalaktozamin, N-asetilglukozamin ve ksililözdür.

Yapı:
Glikoproteinlerin karbonhidrat içerikleri L-fukoz, L-arabinoz ve L-iduronik asid hariç genellikle D-heksozlardan
(ve bazende nöraminik asid eklenmiştir) oluşan dallı heteropolisakkariddir.

Glikoproteinler yapısal olarak 3 ana sınıfa ayrılabilir:


1. Karbonhidratların, proteinin serin, treonin gibi OH grubu içeren aminoasidine bağlanmasıyla oluşan
O-bağlı glikoproteinler
2. Karbonhidratların, proteinin asparajin aminoasidinin amid azotuna bağlanması ile oluşan N-bağlı
glikoproteinler
3. Glikozilfosfatidil inozitol (GPI) yardımıyla proteinin karboksil ucu aminoasidine bağlanmış
olanlar. Bu yapıda GPI’e bağlanmış karbonhidratlar fosfatidiletanolamin yardımı ile amid bağıyla
proteinin karboksil ucuna bağlanır. Bu oluşan glikoprotein yapıda GPI’nın yağ asitleriyle plazma
membranına bağlanır. Örnek asetilkolinesterazın eritrosit membranına, alkalen fosfatazın barsak ve
plasentaya, 5’-nükleotidazın hücrelere bağlanması bu yolla olmaktadır.
• Bir glikoprotein O ve N glikozid bağlarının sadece bir tipini içerebildiği gibi her ikisinide içerebilir.
• O glikozid bağları genel olarak membranda bulunan proteinler, müsinler, proteoglikanlar,
kollajenler, nükleer proteinler ve sitozolik proteinlerde yer alır.
• N-glikozid bağı içeren oligo sakkaridler, kompleks oligosakkaridler (ki bunlar ayrıca N-asetilglukozamin, L-
fukoz, NANA gibi şekerler içerebilir) ve çok mannoz içerikli oligosakkaridler olarak ikiye ayrılır.
Sentez:
• Önce GER’da oligosakkaridlerin bağlanacağı protein sentezlenir ve ER lümenine verilir.
• Proteinler ER’dan golgiye doğru hareket ettikçe şekerler proteinlere Glikotransferazlar’ca eklenir.
• Proteinlere şeker grupları UDP-glukaz, UDP-galaktoz, UDP-N-asetil glukozamin, N-asetil galaktozamin, GDP-
mannoz, GDP-L-fukoz, CDP-N asetil nöraminik asidden sağlanır.
• Sentez sırasında “Dolikol fosfat” ve “retinil fosfat” olmak üzere karbonhidrat birimi taşıyıcısı olan 2 önemli
molekül bulunmaktadır:
o Dolikol fosfat kolesterol sentezinde oluşan izoprenoid birimlerden sentezlenir.
o Dolikol fosfat endoplazmik retikulumda yr alır
o Retinil fosfat ise A vitamini türevidir.
o Her ikiside lipid yapılıdır.
o Retinil fosfat normal gelişim için gerekli olan glikoproteinlerin sentezinde ve mukus sentezinde
önemlidir.
o Dolikol fosfat da N-asetilglukozamin ve mannoz transfer reaksiyonlarına katılır.
o Özellikle N-bağlı glikozidlerin sentezinde dolikol ve retinil fosfata gereksinim vardır. O-
bağlılar gereksinim göstermez.
• Golgide hücre dışı alana salınacak olan proteinler lümende serbest olarak bulunurken, hücre zarı
yapısına katılacak olanlar, golgi zarına katılırlar.
• Lizozomal enzimler, mannoz içeriği yüksek olan N-bağlı glikoproteinlerdir. Golgide işleme tabi tutulan N-bağlı
glikoproteinler mannizol kalıntılarından fosforillenebilir. Golgide bulunan mannoz 6-fosfat reseptörleri, bu
yapıların mannoz 6-fosfat kalıntılarını bağlayarak lizozomlara gitmelerine neden olur.
55 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

• Glikolizasyonu inhibe eden moleküller: Tünikamisin, deoksinojerimisin, swainzonin’dir (N-glikozillenmeyi


inhibe ederler).

İnhibitör Etki yeri


Tunikamisin Dolikol-P’a şeker bağlanmasını inhibe eder
Deoksinojerimisin Glikozidaz I-II inhibitörü
Swainzonin Mannozidaz II inhbitörü

I-Cell hastalığı:
• Mannozu fosforilleme yeteneği bozulmuştur.
• İskelet anomalileri, eklemlerde hareket kısıtlılığı, kaba yüz görünümü ve ağır psikomotor bozukluk oluşur.
• Genelde 8 yaş civarında ölüm oluşur.
• I-hücre hastalarından elde edilen hücre kültürleri normal lizozomal enzimlerin hemen tümünden eksik
bulunmuştur. Hastaların serum örneklerinde ise bu lizozomal enzimlerin çok yüksek düzeylerde bulunduğu
saptanmıştır. Yani lizozomal enzimler sentezlenmekte fakat lizozom içine verilememekte, dolaşıma
salınmaktadır.
• Yalancı Hurler polidistrofisi I-hücre hastalığı ile yakından ilişkilidir fakat hastalığın seyri hafifdir ve hastalar
genelde erişkin yaşa kadar ulaşırlar.
Yıkım:
Glikoproteinlerin oligosakkaridlerinin yıkımı α-nöraminidaz, β-galaktozidaz, β-heksozaminidaz, α- ve β-mannozidaz,
α-N-asetilgalaktoz aminidaz, α-fukozidaz, endo-β-N-asetilglukozaminidaz ve aspartilglukozaminidaz dahil lizozomal
hidrolazlar tarafından sağlanır.
Bu enzimlerdeki eksiklikler ve hatalar bulunabilmekte olup, bu kusurlar glikoproteinlerin anormal yıkımı ile
somuçlanır. Dokularda bu anormal yıkılmış glikoproteinlerin birikimi çeşitli hastalıklara yol açar: Bu kaynak
drtus.com’da yayınlanmaktadır.
DrTus.com 56
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

GLİKOPROTEİN SENTEZ BOZUKLUKLARINA BAĞLI OLUŞAN HASTALIKLAR


Hücre yüzey glikanlarında dallanma artışı metastaz oluşumunda
Kanser önemlidir
CDGS
Özellikle merkezi sinir sistemini etkileyen N-glikan sentez bozuklukları
(karbonhidrattan yoksun glikoprotein sendromu)

HEMPAS Özellikle eritrosit membranını etkileyen N-glikan sentez bozuklukları

Yıkım hızlandırıcı faktör (DAF) ve CD59’un GPI çatılarının


Paroksismal nokturnal hemoglobinüri biyosentezindeki kazanılmış kusurlar.
Lizozomal enzim sentezi bozukluğuna yol açan mannozun
I-cell hastalığı fosforillenme bozukluğu

HASTALIK ENZİM EKSİKLİĞİ


Aspartilglukozaminüri 4-L-Asparilglikozilamin aminohidrolaz
β-mannosidozis β-mannosidaz
α-mannosidozis α-mannositoz
GM2 gangliosidozis varyant O
β-N-asetilheksozaminidaz A ve B
(Sandhoff-Jatzkewitz hastalılı)
GM1 gangliosidozis β-galaktosidaz
Mukolipidozis I (sialidozis) Sialidaz
57 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

Fukosidozis α-fukasidaz

Glikoprotein hidrolazların eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkların


genel özellikleri:

• Genel olarak zeka geriliği veya diğer nörolojik anomaliler gösterirler ve bazı hastalarda visseromegali vardır.
• Olayın şiddeti hafifden hızla ilerleyici tipe kadar değişir.
• Otozomal resesif kalıtılır
• Etnik dağılım olabilir.
• Bazı hastalarda mikroskopta hücrelerde vokuolüzasyon izlenir
• Kesin tanı lökositler kullanılarak yapılan testlerle konur.
• Prenatal tanı olasılığı vardır.

GLİKOZAMİNOGLİKANLAR(GAG)

GAG: Tekrarlayan disakkarid ünitelerinden oluşmuş, lineer polimer olan heteropolisakkaridlerdir.


Glikoproteinlerin karbonhidrat kısmı genelde nötr yapılarken GAG’lar üzerlerinde çok fazla negatif yük taşıyan
yapılardır. Negatif yükleri yapılarındaki üronik asitlerin karbonil grubundan ve sülfat gruplarından kaynaklanır.

Özellikleri:
Bu kompleksler negatif yükleri nedeni ile sıvı ortamda birbirlerini iterler ve çevrelerinde bir su örtüsü
vardır. Büyük miktarlarda su bağlama yeteneğine sahip GAG’lar “ground substance” denilen jel bir matriks
oluştururlar. Müküs sekresyonların visköz, kaygan özelliği GAG’ların varlığına bağlıdır.
GAG solüsyonu basıya uğradığı zaman su ayrılır ve daha küçük hacmi işgal eder. Bası kalkınca eski haline gelir. Bu
özellik aköz humör ve synovial sıvının esnekliğini sağlar. Bu kaynak drtus.com’da yayınlanmaktadır.
DrTus.com 58
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

GAG ve/veya proteoglikanların bazı işlevleri


Ekstrasellüler alanın yapısal bileşenidir
Kollajen, elastin, fibronektin, laminin ve gelişme faktörleri gibi diğer proteinlerle etkileşirler
Polianyon olarak polikatyonları bağlarlar
Dokuların karakteristik turgoruna katkıda bulunur
Ekstrasellüler alanın süzgeç gibi davranmasını sağlar
Hücre göçünü kolaylaştırır (HA)
Korneal saydamlığı sağlar (KS, DS)
Sklerada yapısal rol oynar (DS)
Antikoagülen olarak davranır (heparin)
Plazma zarı bileşenidir ve reseptör olarak davranır. Hücre yapışmasına ve hücre-hücre etkileşimine katılır. (HS)
Böbrek glomerülü yük seçiciliğini belirler (HS)

GAG’lar:
• Dokunun, hücre ve fibröz kompenentlerinin kararlılığını sağlar.
• Aynı zamanda vücudun tuz ve su dengesinide sağlamaktadırlar.
• Örnek; deri, tendon, kıkırdak, bağlar ve kemik matriksin bağ dokusu, ground substance’da dağılmış, çözünmez
proteinlerden oluşur.
Bağ dokusu karakteri büyük ölçüde, ground substance ile fibröz proteinlerin göreceli oranına bağlıdır. Örneğin
kıkırdak ground substance’dan zenginken, tendonlar hemen hemen tamamen liflerden oluşmuştur. Özelleşmiş
ground substance’lardan biri eklemlerde, tendon kılıflarında ve bursalarda kayganlığı sağlayan synovial
sıvıdır.
GAG’lar uzun, çoğunlukla dallanmamış ve genellikle tekrarlayan disakkarit birimlerinden (asit şeker-
amino şeker) oluşmuş heteropolisakkarid zincirleridir.
• Amino şekerler genellikle pozitif yükü kaldırılmış D-glukozamin veya D-galaktozamindir.
• Asit şekerler genellikle D-glukronik asit ve L-iduronik asittir.
• Tek istisna asidik şeker yerine galaktoz içeren keratindir.
59 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

GAG’ların sınıflandırılması:

1. Kondraitin 4 ve 6 sülfat (CS):


• Disakkarid ünitesi: N-asetilgalaktozamin ve glukronik asit
• Vücutta en fazla bulunan GAG
• En kısa polisakkarit zincire sahip olan GAG’dır.
• Kartilaj, tendon, ligament, kemik, kornea ve aortada yer alır
• Proteoglikan kümeleri oluşturur
• Kartilajda kollajeni bağlar ve lifleri sıkı ve kuvvetli bir ağ şeklinde tutar
2. Keratan sülfat (KS):
• Disakkarid ünitesi: N-asetilglukozamin ve galaktoz (uronik asit yoktur)
• En heterojen GAG
• Kondroitin sülfatla beraber kartilajda yer alır
• Korneada ve gevşek bağ dokuda bulunur
DrTus.com 60
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

3. Hiyalüronik asit (HA):


• Disakkarid ünitesi: N-asetilglikozamin ve glukronik asit
• Diğer GAG’lardan farkı sülfatlanmamıştır, proteine kovalent olarak bağlı değildir
• Embriyonik dokularda özellikle fazladır. Morfogenez ve yara onarımında hücre göçünde rol
oynar.
• En fazla karbonhidrat ve molekül ağırlığı en fazla olan GAG’dır.
• Kayganlık sağlar ve darbelerin etkisini azaltır
• Synovial sıvı, aköz hümor, kordon kanında ve gevşek bağ dokuda bulunur.

4. Dermatan sülfat (DS):


• Disakkarid ünitesi: N-asetilgalaktozamin ve L-iduronik asit (değişik miktarlarda glukronik asidle beraber).
• Heparin benzeri antitrombik etkisi vardır. Fakat heparinden farklı olarak minimal tam kan
antikoagülan ve kan lipid temizleyici aktiviteleri bulunur.
• Arter düz kas hücrelerinin sentezlediği ana GAG’dır. Plazmada LDL’ye bağlanır ve aterosklerozda
önemli olabilir.
• Deri, kan damarı, korneada ve kalp kapakcıklarında bulunur
• Korneada keratan sülfatla beraber korneal saydamlıkta rol oynar.
• Sklerada yapısal rol oynar

5. Heparin:
• Disakkarid ünitesi: glukozamin ve glukronik asid veya iduronik asit
• Diğer GAG’lardan farklı olarak arterlerin ve diğer hücre içi hücrelerin bileşiğidir
• Antikoagülandır ve lipid temizleyici etkisi bulunmaktadır. Faktör IX ve XI’e bağlansada en önemli
etkileşimi plazma antitrombin III’le gösterir.
• Mast hücreleri, AC, KC ve deride yer alır

6. Heparan sülfat (HS):


• Disakkarid ünitesi heparinle aynıdır
• Bazal membranlarda ve tüm hücre yüzeylerinde bulunan ekstrasellüler GAG’dır.
• Tip IV kollajen ve lamininle beraber glomerul bazal membranının bileşenidir.

Ekstraselliler matriksin diğer glikoproteinleri


Fibronektin:
• Kollajen sentezleyen hücreler hücre yüzeyinde, hücre dışı yatakta ve kanda bulunan iri bir glikoprotein olan
fibronektin salgılarlar.
• Fibronektin suda çözünür halde bulunur. Fibronektin heparin, fibrin, kollajen, heparan sülfat, DNA ve
integrinler adı verilen bir grup proteinle etkileşir.
• Hücre adezyonu ve göçüne katılır.
• Hücre haberleşmesine katılırlar.
Laminin:
• Böbrek glomerülleri ve bazal laminanın ana glikoproteinidir.
• Bazal laminanın yapı taşları laminin, entaktin, tip IV kollajen, heparin ve heparan sülfattır.
• Laminin üç ayrı polipeptid zincirinden oluşur. Hücre yüzeylerindeki tip IV kollajen, heparin ve integrinlere ait
bağlanma bölgeleri bulunur.
Fibrillin:
• Bir çok dokuda yer alan iri bir glikoproteindir ve mikrofibrillerin yapı taşıdır.
• Fibroblastlar tarafından salgılanır ve elastin depolanmasını sağlamak üzere mikrofibrillerin içinde bir çatı
oluşturur.
61 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

Entaktin glikoprotein yapıdadır, laminine bağlanır ve hücre bağlanma faktörü olarak iş yapar.
Proteoglikanların yapısı:
Tüm GAG’lar (hiyalüronik asit hariç) kovalent olarak bir proteine bağlanıp proteoglikan birimlerini
oluşturur.
Kıkırdak proteoglikanındaki GAG’lar kondroitin sülfat ve keratan sülfattır.

GAG sentezi:
GAG sentezi glikojen sentezine benzer tek fark GAG’ların hücre dışı alana verilmek üzere üretilmesidir.
a. Amino şeker sentezi: Amino şekerler GAG, glikoprotein, glikolipid, bazı oligosakkarid ve bazı
antibiyotiklerin önemli bir içeriğidir. Bağ dokusunda amino şeker sentez yolu çok aktiftir.

Fruktoz 6 fosfat: N-asetilglukozamin ve N-asetil nöraminik asitin öncül molekülüdür.


b. Asidik şeker sentezi:
• Glukozun 6. karbondan oksitlenmiş hali D-glukronik asit ve C5 epimeri L-iduronik asittir.
• Glukronik asit GAG sentezinin yanı sıra bilirubin, bazı steroidler ve ilaçlar gibi suda çözünemeyen maddelerin
detoksifikasyonu için gereklidir.
• Memelilerde glukronik asit C vitaminin öncüsüdür. İnsanda bu sentez glukonolakton oksidaz enzim
eksikliğine bağlı olarak gerçekleşemez.
• Glukronik asidin kullanılan aktif formu UDP-glukronik asiddir.
• Glukronik asid besinlerle, GAG’ların lizozomal yıkılmasıyla ve üronikasid yolu ile de az miktarlarda üretilebilir.
• İnsanda glukronik asid metabolizmasının son ürünü ksililöz 5-fosfattır ve gliseraldehit 3-fosfat ve fruktoz 6-
fosfat gibi glikolitik ara ürünlere çevrilir ve özellikle HMY’da değerlendirilir.
DrTus.com 62
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

Hiyalüronik asid hariç GAG molekülleri sülfatlanmıştır. Sülfatın kaynağı 3’-fosfoadenozil 5’-fosfosülfattır
(PAPS). Sülfotransferaz enzimleri ile gerçekleştirilir. PAPS aynı zamanda “sülfatid” (sülfatlanmış glikosfingolipid)
sentezinde de kullanılır.
GAG yıkımı: GAG’lar lizozomlarda yıkılır. Yarı ömrü 120 gün olan keratan sülfat hariç GAG’ların yarılanma ömrü
kısadır.
Hiyalüronidaz: GAG yıkımına katılan önemli bir enzimdi. Bu enzimin eksikliği bildirilmemiştir ve buna bağlı bir
mukopolisakkaridoz yoktur.

Mukopolisakkaridozlar:

• Hunter sendromu hariç hepsi OR’dir.


• Prenatal tanıları vardır fakat etkin tedavileri yoktur.
• GAG yıkımında rol alan enzimler aynı zamanda glikolipid ve glikoprotein yıkımında da rol alırlar. Bu nedenle
mukopolisakkaridozis vakalarında aynı zamanda lipidozis ve glikoprotein oligosakkaridozisde görülür.
Nörolojik disfonksiyon ve yıkım, hepatosplenomegali ve / veya iskelet disostosisi ve progresif hastalık
mukopolisakkaridozisi düşündürür.
Hastalarda tipik olarak kaba yüz görünümü, korneal bulanıklık, organomegali, eklem katılığı, iskelet
deformiteleri, kısa boy, herniler ve bazı hastalarda mental retardasyon oluşur.
GAG’lar konnektif dokunun temel bileşenlerinden olduğu için, mukopolisakkaridozislerde kemik değişiklikleri
karakteristiktir. Röntgenogramlarda izlenen değişikliklerin hepsi birden “Disostosis Multipleks” olarak refere edilir.
63 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

Hastalarda ek olarak kardiovasküler sistem, karaciğer, dalak, tendonlar, eklemler ve ciltte yaygın olarak
etkilenmektedir.
Dermatan sülfat, heparan sülfat ve keratan sülfat mukopolisakkaridozis patogenezine katılan temel
GAG’lardır.
Scheie hariç tüm tipler yaşamı kısaltır.
Tüm tiplerde iskelet anomalileri vardır ama en şiddetli olarak Tip IV ve VI’da izlenir.
Tip IH, IS, IV, VI, VII’de korneal bulanıklık izlenir.
Tip IH, II III ve VII’de (VII’de hafif olmak üzere) zeka geriliği bulunur.
Tip IS, IV, VI ise normal zekalıdır.
Tüm tiplerde eksik olan enzim “asit hidrolazlar”dır. Sadece Sanflippo TipC’de “Asetil transferaz”
eksiktir.

Tanıda:
• Lizozomal enzim düzeyi ölçülür.
• Periferal kanda vokuollü lenfositler vardır
• Hunter sendromunda yaygın vokuollü hücreler diğer bir isimlendirme ile “Gargoyle hücralari” izlenir.
• İdrarda GAG’lara rastlanır

Hurler sendromu (MPS I H):


• α-L-iduronidaz eksiktir en şiddetli formdur.
• İlk dekatta multiple progresif organ yetmezliği, mental retardasyon ve ölümle karakterizedir.
DrTus.com 64
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

• Hasta doğumda normaldir, büyüme ilk yılda hızlanmış olarak izlenir, daha sonra yavaşlar ve kısa boy meydana
gelir.
• Tanı yaklaşık olarak iki yaşda organomegali, korneal bulanıklık, kaba yüz görünümü, iri dil, disostosis multipleks
ve eklem katılığı ile konulur.
• Gelişme geriliği yaklaşık olarak 12-28 aylarda oluşur ve zeka gittikçe geriler
• Ek olarak işitme kaybı, kronik respiratuar enfeksiyonlar, valvüler kalp hastalıkları ve artmış intracranial basınç
izlenir.
• Koroner arterlerde birikimi iskemi ve erken ölüme (10 yaş altında) neden olur.
• Dermatan sülfat ve heparan sülfat yıkımı engellenmiştir.
Scheie sendromu (MPS IS):
• α-L-iduronidaz eksiktir.
• Hastalarda korneada bulanıklık, eklem katılığı, aort kapak hastalığı oluşur.
• Hastalar normal zeka ve yaşam süresine sahiptir.
• Hastalarda dermatan sülfat ve heparan sülfat birikir.
MPS 1H/S Hunter-Scheie sendromu: Orta fenotipte
Hunter sendromu (MPS II):
• İduronat sülfataz eksiktir
• X’e bağlı olarak kalıtılır.
• Değişik derecelerde olabilir. Korneal bulanıklık yoktur, işitme kaybı sıktır, fiziksel deformite, kaba yüz,
eklem katılığı ve zeka geriliği olur
• hepatosplenomegali ve iskelet deformiteleri +++ bulunur. Retinal dejenerasyon izlenir.
• Dermatan sülfat ve heparan sülfat yıkımı engellenmiştir.
• Hastalar şiddetli tipinde genelde 15 yaş öncesi ex olurlar. MPS 1H’den daha hafiftir.
• Orta şiddetteki tipinde ise 30-60 yaşa kadar yaşarlar.
• Etkilenen çocuklar hiper aktiftir.
• Organomegali ve iskelet deformiteleri + düzeydedir.

Sanflippo Sendromu (MPS III tip A-D):


• Tip A → heparin sülfamidaz eksik
• Tip B ve D’de N-asetil glukozaminidaz eksikliği
• C’de asetil transferaz eksikliği vardır
• Klinik bulgular geç infant döneminde çıkar.
• Göz bulguları yoktur.
• Hastalarda ağır sinir sistemi bozuklukları ve zeka geriliği görülür.
• Heparan sülfat birikir.
Morquio Sendromu (MPS IV):
• OR kalıtılır
• IVA’da galaktoz 6-sülfataz eksiktir, şiddetli kemik deformiteleri, korneal bulanıklık, aort yetmezliği, diş mine
tabakası ince olması ve servikal myopati izlenir.
• IVB’de β-galaktozidaz eksiktir. Orta derecede kemik deformiteleri, bulanık kornea servikal myopati izlenir.
• Mental retardasyon ve organomegali yoktur
• İskelet displazileri ++++ olarak ortaya çıkar
• Hastalarda en ciddi komplikasyon atlanta-axiyal dislokasyona bağlı bası olmasıdır
• Hastalarda keratan sülfat ve kondroitin sülfat birikir.
Morateaux-Lamy Sendromu (MPS VI):
• Hastalarda arilsülfataz B eksiktir ve dermatan sülfat birikir.
65 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA

• Normal zekalıdırlar ve 20’li yaşlara kadar yaşarlar


• Şiddetli kemik ve korneal değişiklikler, valvüler kalp hastalıkları, lökositlerde inklüzyonlar ve kaba yüz görünümü
izlenir.
• Organomegali ++, iskelet displazileri ++++ düzeydedir.
Sly sendromu (MPS VII):
• β-glukronidaz eksikdir
• HPSM +++, fiziksel deformiteler ve dizostozis multipleks +++ izlenir
• Korneal bulanıklık olur
• Hastalarda Dermatan sülfat ve heparan sülfat yıkımı engellenir.
• En nadir tiptir
Peptidoglikanlar:
• Bakteri hücre duvarının komponentidir.
• Kısa bir peptid zincire kovalent olarak bağlanmış bir heteropolisakkaritten oluşur.
• Başlıca glikan murein olup N-asetilglukozamin ve N-asetilmuramik asitten oluşur.
• Peptidoglikanlar N-asetilglukozamin ve N-asetilmuramik asit arasındaki β-1→4 glikozit bağının lizozimlerce
hidroliziyle yıkılır.

MUKOPOLİSAKKARİDOZLAR
Adı Enzim kusuru İdrar metabolitleri
Hurler, Scheie sendromu MPS-I α-L-iduronidaz Dermatan sülfat, heparan sülfat
Hunter MPS-II İduronat sülfataz Dermatan sülfat, heparan sülfat
Sanflippo A MPS-IIIA Heparan sülfamidaz Heparan sülfat
Sanflippo B MPS-IIIB α-N-asetilglukozaminidaz Heparan sülfa
Sanflippo C MPS-IIIC Asetil transferaz Heparan sülfat
Morquio Sendromu A MPS-IV A galaktoz 6 sülfataz Keratan sülfat
Morquio Sendromu B MPS-IV B β-galaktozidaz Keratan sülfat
Morateaux-lamy MPS-VI Arilsülfataz B Dermatan sülfat-keratan sülfat
Sly sendr. MPS-VII β-glukronidaz
Mukolipidozlar
Siyalidoz ML-I Siyalidaz(nöraminidaz) Glikoprotein parçaları

I-hücre hastalığı ML-II Mannozu fosforilleme yeteneği bozuk Glikoprotein parçaları

Yalancı hurler polidistrofisi ML-H1 Glikoprotein parçaları

You might also like