Professional Documents
Culture Documents
15-Keton Cisimleri-Eikosanoidler-Fosfolipid-Glikolipdler
15-Keton Cisimleri-Eikosanoidler-Fosfolipid-Glikolipdler
15-Keton Cisimleri-Eikosanoidler-Fosfolipid-Glikolipdler
com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
KETON CİSİMLERİ
• Keton cisimleri metabolizmanın normal işleyişi sırasında da ürtilen ve dokular tarafından enerji metaboliti olarak
kullanılan maddelerdir. Fakat keton cismi üretimi açlık, uzun süreli şiddetli egzersiz ve kontrolsüz diabet gibi
durumlarda artmaktadır.
• Keton cisimlerinin tek öncül molekülü Asetil koenzim A’lardır. Keton cismi üretimine katılan asetil
KoA’ların büyük kısmı yağ asidlerinin yıkımından elde edilir. Bununla beraber lösin, izolösin, lizin,
fenilalanin, tirozin ve triptofan aminoasidlerinden de keton cisimleri sentezlenir.
• Keton cisimleri mitokondride üretilen asetil KoA’lar TCA’nın kapasitesini aşmaya başladığında
senzlenmektedir.
• Keton cismi sentezi ve yıkım insanda mitokondrilerde gerçekleşmektedir.
Keton cisimleri:
• Asetoasetat
• β-hidroksibütirat
• Aseton’dur (aseton metabolize olmayan bir yan üründür)
Bu bileşikler kan yolu ile periferik dokulara taşınırlar. Bu dokularda tekrar Asetil KoA’ya dönüşürler ve TCA’da
oksitlenirler.
• Beyin normalde keton cismi kullanamaz ancak uzun süreli açlık ve kontrolsüz diabet gibi
durumlarda glukoz yetmemeye başladığında kullanabilir.
Keton cismi sentezi:
Ketotik durumda hormona duyarlı lipaz aktiftir ve TAG’ler yağ asitleri ve gliserol oluşturmak üzere parçalanmaktadır.
Oluşan yağ asidleri adipositten kan yolu ile albuminle kompleks halinde karaciğere taşınır. Karaciğerde β-oksidasyon
ve ketogenez oluşur. Oluşan keton cisimleri (asetoasetat ve D-3-hidroksibütirat) özellikle kas ve beyinde
yakıt maddeleri olarak kullanılmak üzere dolaşıma verilir.
1. Basamak 2 Asetil KoA birleşerek, asetoasetil KoA thiolaz enzimi ile asetoasetil KoA’nın oluşumudur.
2. Basamakta oluşan asetoasetil KoA’ya 3. bir asetil KoA birleşerek, HMG KoA sentaz varlığında 3-hidroksi 3-
metilglutaril CoA (HMGCoA) oluşur (HMGCoA ayrıca kolesterolün öncül maddesidir).
• Mitokondriyal HMGKoA sentaz keton cismi sentezinde hız kısıtlayan basamktır ve sadece
karaciğerde bulunur.
3. basamakta HMG KoA HMG KoA liyaz enzimi ile asetoasetat ve Asetil KoA oluşturmak üzere ikiye ayrılır.
Asetoasetat, D-3-hidroksibütirat oluşturmak üzere H vericisi olan NADH’ın kullanıldığı reaksiyon ile D-3-
hidroksibütirat dehidrogenaz enzimi ile indirgenebilir veya aseton oluşturmak için kendiliğinden
dekarboksile olabilir. Bu kaynak drtus.com’da yayınlanmaktadır.
Beynin dahil olduğu fakat mitokondrisi olmayan (RBC) hücrelerin hariç olduğu ekstrahepatik dokular,
keton cisimlerini A KoA’ya çevirir ve TCA’da yıkarak enerji elde ederler. Bu işlem için üç enzim gereklidir:
• D-3-hidroksibütirat dehidrogenaz
• 3-ketoaçil KoA transferaz
• asetoasetil Ko tiolaz
Keton cismi yıkımı:
Hidroksibütirattan başlanırsa:
1. Basamakta: 3-hidroksibitürat, 3-hidroksibitürat dehidrogenaz ile asetoasetata oksidlenir ve NADH
üretilmiş olur. D-3-hidroksibütirat dehidrogenaz mitokondri membranına bağlı olarak yer alır.
2. Basamakta: Oluşan asetoasetat, 3-ketoaçil KoA transferaz (tioforaz) enzimi ile süksinil KoA’dan bir
molekül KoA alarak asetoasetil KoA’ya döner.
3. Basamakta: Asetoasetil KoA asetoasetil Ko tiolaz ile aktif olarak 2 mol Asetil KoA oluşturur.
• KC’de 3-ketoaçil KoA transferaz bulunmaz ve keton cisimlerini yakıt olarak kullanamaz.
Enerji eldesi:
D-3-hidroksibütirat dehidrogenaz basamağında → 1 mol NADH → 3 ATP
2 mol Asetil KoA’dan TCA’da → 6 mol NADH → 18 ATP
→ 2 mol FADH2 → 4 ATP
→ 1 GTP oluşur (1 süksinil KoA asetil KoA’dan asetoasetil KoA
oluşumunda harcanır).
Toplam net enerji kazancı: 26 ATP’dir.
Ciddi açlık ve diabette ketonemi ve ketonüri görülür. Keton cismi artışı, asidoza yol açar. İdrarda glukoz ve keton
cismi atılımı hücrelerin su kaybetmesine yol açar. Bu nedenle artmış H+ konsantrasyonu, azalmış plazma hacmi ile
birleşince ciddi asidozlara neden olur.
Diabetik ketoasidozda β-hidroksibütirat (BOHB) dominant keton cismidir ve asetoasetata göre klinik
durumu daha iyi yansıtır. BOHB/Asetoasetat oranı normalde 3/1’dir. Bu oran ketozisde 6/1, 12/1’e kadar
artabilir.
Ketogenez üç basamakta düzenlenir:
1. Denetim ilk olarak yağ dokusunda uygulanır. Yağ dokusunda hormon duyarlı lipaz aktiflenir, dolaşıma çok fazla
miktarda serbest yağ asidi çıkmadıkça ketogenez oluşmaz. Dolayısıyla yağ dokusunda lipolizi denetleyen
etmenler ketogenezde önemlidir.
2. Açlıkta lipolizin artışıyla karaciğere gelen aktif yağ asidi (açil-KoA) miktarı artar. Açil KoA artışı asetil Ko A
karboksilazı (yağ asidi sentezi hız kısıtlayıcı enzimi) inhibe eder ve malonil KoA mikatı azalır. Malonil KoA
azalınca karnitin açil transferaz-1’in üzerindeki inhibisyon ortadan kalkar ve daha fazla yağ asidi mitokondriye
taşınarak lipolizi artırır.
3. Yağ asidi oksidasyonun artışı karaciğer mitokondrilerinde yüksek enerjili bir duruma yol açar. Yüksek enerjili
durumda TCA hızı azalır ve yağ asidi yıkımıyla ortaya çıkan asetil KoA2lar özellikle ketogeneze kayar.
PROSTAGLANDİNLER
Doğal bir yağdaki doymamış yağ asidi içeriği, yağın erime noktasını dolayısıylada akışkanlığını belirler. Diyette çoklu
doymamış yağ asitlerinin, doymuş yağ asitlerine oranının yüksek oluşu plazma kolesterol düzeyini azaltır ve koroner
kalp hastalığı riskini azaltır.
Memelilerde metabolik öneme sahip bazı uzun zincirli doymamış yağ asitleri :
* Esansiyel yağ asidleri
Trans yağ asidleri: Metabolizması doymuş yağ asidlerine benzer ve hiperkolesterolemik etkilidir
Araşidonik asit memelilerin çoğunda linoleik asitten sentezlenebilirse de (linoleik asitte diyetle alınması
zorunlu olan yağ asitlerinden olduğu için) diyetle alınması zorunlu olan yağ asitlerindendir.
Prostaglandin ve löktrien oluşumu bir yana bırakılırsa, diyetle alınması zorunlu olan yağ asitlerinin işlevleri çok
çeşitlidir:
• Hücrenin yapısal lipidlerinde yer alır ve mitokondri zarı yapısal bütünlüğü ile ilişkilidir.
• Araşidonik asit zarlarda yer alır ve fosfolipidlerde yer alan yağ asitlerinin %5-15’inden sorumludur.
• α-linoleik asitten sentezlenen veya balık yağlarında doğrudan alınan doksohekzaenoik asit retina, serebral
korteks, testis ve spermde yüksek oranda bulunur. Beyin ve retina gelişimi için özellikle gereksinim vardır.
Retinitis pigmentozada doksohekzaenoik asit düzeyleri düşük olarak bulunmuştur.
Prostaglandinler ve ilişkili bileşikler olan tromboksanlar, lökotrienler (hepsine birden eikosanoidler denilir) oldukça
potent bileşiklerdir.
Kortikosteroidler Lizofosfolipid
Araşidonik asit
Elongasyon-desatürasyon
Araşidonik asit linoleik asitten sentezinin yanı sıra, fosfalipaz A2 etkisi ile membrana bağlı fosfolipidlerden
serbestleştirilir. Membranda araşidonik asid deposu olarak iş gören fosfolipid özellikle fosfatidil inozitoldür (PI).
PI’ün 2. Pozisyonuna araşidonik asit bağlanır ve fosfalipaz A2’nin etkisi ile 2. Pozisyondaki yağ asidi
(araşidonik asit) serbestleşir.
Fosfolipaz A2 etkisi ile araşidonik asid serbestleşmesi travma, hipoksi, epinefrin, bradikinin, trombin,
vazopressin ve anjiotensin II tarafından artırılır. Bu basamak prostaglandin sentezinin hız kısıtlayıcı
basamağıdır.
Pg sentezinde ilk basamak araşidonik asidin PgG2 ve PgH2 oluşturmak üzere prostaglandin endoperoksit
sentaz kompleksi ile oksitlenmesi ve çembersel şekil almasıdır.
Pg sentez inhibisyonu:
Kortizol fosfolipaz A2’yi inhibe eder. Araşidonik asit oluşamaz.
Aspirin, indometazin ve fenilbutazon gibi nonsteroidal antiInflamatuar ilaçlar Pg endoperoksit sentazı inhibe
eder ve böylece PgG2 ve PgH2 gibi Pg’lerin sentezini inhibe ederler fakat Lökotrien sentezini etkilemezler.
Aspirin geri dönüşümsüz bir inhibitördür fakat diğer NSAID ise yaklaşık 48 saatte geri döner.
Lt sentezi:
Araşidonik asit 5-lipooksijenaz ile nötrofillerde 5-hidroksiperoksieikozatetraenoik asite (5-HPETE) dönüştürülür.
5-HPETE Lökotrienleri meydana getirir.
Lökotrienler (LT):
• Lipooksijenaz aktivitesinin en fazla olduğu yerler: bazofiller, polimorf nüveli lökositler, plateletler, mast
hücreleri, ve akciğerler, kalp ve vasküler dokulardır.
• Nötrofil, PNL ve eozinofil lökositlerin kemotaksisini sağlarlar. SRS-A (LTC4, LTD4, LTE4) astmada bronş düzkasını
kasar.
• Hızlı hipersensitivitede polen ve benzeri antijenler IgE molekülleri ile etkileşir ve mast hücrelerine bağlanırlar.
Sonuçta SRS-A ve histamin salınır. Bunlar da düz kaslarda kasılma ve küçük damarlarda permiablite artışına
neden olurlar.
• Lökotrien sentezinde ilk olarak LTA4 sentezlenir. LTA4 daha sonra LTB4 ve SRS-A (LTC4-LTD4-LTE4) moleküllerine
çevrilir. LTA4’den LTB4’e dönüşümde glutatyon S-transferaz aktivitesinden yaralanılır.
LTC4, LTD4, LTE4:
Prostaglandinlerin fonksiyonları:
1. Kardiovasküler sistem:
DrTus.com 35
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
• Pg E’ler, Pg A’lar ve prostasiklinler potent vazodilatatör maddelerdir. Sistemik kan basıncını azaltırlar
2. Hematolojik yanıt:
• Kapiller permiablite artışı: Pg-E1, E2, F1α ve F2α
• Platelet: Pg-E1 ve Pg-I platelet agregasyonunun potent inhibitörüdür. TX A2 platelet agregasyonunu sağlar.
3. Gastrointestinal sekresyon:
• Gastrik sekresyon: Pg-E1, E2, I ve A1 beslenme, histamin veya pentagastrinle uyarılmış olsa bile gastrik
sekresyonu (volüm ↓, asit ve pepsin içeriği ↓) inhibe eder. Bu etkiyi cAMP ile gösterirler.
• Pankreatik sekresyon: Etkileri tersdir. Volüm, bikarbonat ve enzim içeriğini artırırlar.
• İntestinal sekresyon: Mukus salınımını artırırlar. Su ve elektrolitlerin intestinal lümene hareketini artırırlar. Pg-
E1 oral olarak uyfulandığında sulu diare yapar. İntestinal adenilat siklazı aktive ederek, mukozadan Na emilimini
inhibe ederken, Cl ve suyun dışarı çıkmasına neden olurlar.
4. Düz kasa olan etkileri:
• Gİ kaslar: Pg-E ve F’ler Gİ longitudinal kaslarını kasarlar.Pg-E oral olarak uygulandığında purgatif etkisi vardır.
• Tiroid medüller karsinomunda tümör dokusunda Pg’ler salınır ve hastada flushing, diare ve hiperkalsemi
izlenir. Hiperkalseminin nedeni Pg’lere bağlı olarak kemik rezorpsiyonunun artışıdır.
• Bronş düz kası: Bronşial ve trakeal düz kasları, genellikle Pg-F’ler kasar, Pg-E’ler gevşetir. Pg-E1 ve Pg-E2 status
astmatikus tedavisinde kullanılır.
• Uterus kası: Gebe olsun veya olmasın Pg-E1, E2 ve Pg-F2α’nın İV uygulanması doza bağlı olarak uterus tonusunu
ve ritmik kontraksiyonu artırır.
5. Metabolik etkileri:
• Lipoliz: Pg-E’ler adenilat siklazı inhibe edip, cAMP’yi azaltarak lipolizi inhibe ederler.
• Pg-E’lerin karbonhidrat metabolizmasına insülin benzeri etkileri vardır.
• PTH benzeri etkiyle kemiklerden kalsiyum mobilizasyonunu artırırlar ve hiperkalsemi yaparlar.
• Tiroid bezde tirotropin benzeri etki oluştururlar.
• Adrenal korteskde steroid hormon üretimini artırırlar.
• Pg-F2α’nın parenteral verilmesi, progesteron sekresyonundaki azalmayı uyararak luteolizise neden olur. Bu etki
erken gebeliklerin sonlandırılmasında önemlidir.
• PGE2 cAMP’yi ikincil haberci olarak kullanan hormonların salınımını artırır
6. Renal etki:
• Pg-E, I ve A’ların İV infüzyonu, renal plazma akımını, GFR’yi ve idrar oluşumunu artırır. Pg-E2 renal tübüllerde
vazopressinin etkisine aracılık eden cAMP’yi azaltarak etki eder.
• Na+ ve K+ atılımı artar.
• Pg-E’ler juxtaglomerüler hücrelerden renin sekresyonunu artırır.
• Pg-E inhibitörleri diabetes insipitus tedavisinde kullanılabilir.
7. İnflamasyondaki etkileri:
• PgE’ler ve Pg-D2 travma ve yanık olanından salınarak vazodilatasyon ve kapiller permiablite artışına
yol açar.
• Pg-D2 bronkokonstruksiyona yol açar ve anaflakside çok önemli bir mediatördür.
8. İmmünolojik cevap:
• Pg-E’ler makrofajlar tarafında salınır ve B ve T lenfosit fonksiyonunu azaltır.
• Ayrıca lenfosit mitojenik afktörü baskılayark lenfosit proliferasyonunu azaltır.
• Pg-E2 Malign hücrelerden salınan pgler N-killer hücrelerini inhibe ederek immüniteyi azaltır.
36 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
• PGE2 ve PGF2α bir çok dokuda birbirine çevrilebilir. Bu önemlidir çünkü her ikisi ters etkilidir.
Diğer
prostaglandinlerin
Uterin Kasılma Kasılma Hafif kasılma
yarattığı kasılmayı
engeller
Platelet PgE1, cAMP’yi artırır ve inhibe eder. İnhibe eder (cAMP’yi Uyarır. (cAMP’yi
agregasyonu PgE2bifazik etkilidir artırır) azaltır)
Pankreatik ekzokrin
Uyarırlar
sekresyon
Pg’lerden daha az
İnflamasyon İnflamasyonu yaratır
etkilidir
Pirojenik etkilidir.
Santral sinir sistemi
Sedasyona yol açar
DrTus.com 37
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
Fosfatidik asid yapısına çeşitli alkol grupları PO4 grubundan yapıya fosfodiester bağı ile bağlanarak çeşitli
fosfolipidler oluşturulur. Bu grup fosfolipidler gliserol omurga yapısı içerdiği için “Gliserofosfolipidler” adı verilir.
Yağ asidi
G
L Ester bağı
İ
S Yağ asidi Fosfodiester bağı
E
R
O
L
PO4 Alkol
Gliserofosfolipidler
(genel yapısı)
Yağ asidi
G
L
İ
S Yağ asidi
E
R
O
L
PO4
2 molekül fosfatidik asit, fosfat grupları aracılığı ile ek bir gliserol ile birleşirse bu bileşik “kardiyolipin” dir.
Kardiyolipin [(fosfaridil gliserol + fosfatidil gliserol) – gliserol] olarak da tanımlanabilir. Kardiyolipin antijenik olan
tek insan fosfogliserididir (iç mitokondri zarı ve bakteri zarının önemli bileşenidir).
Sfingozin yapı olarak gliserolden farklıdır. Sfingozin kendisi kuyruklu bir yapıdır ve
üzerinde moleküllerin bağlanacağı iki bölge bulunur:
Sfingozinin 1. Bölgesine 1 mol yağ asidi bağlanır. 2 bölgeye 1 mol H’nin bağlandığı en basit yapıya “seramid” adı
verilir.
S
F
İ
N
G
O Yağ asidi
Z
İ
N
Seramid
DrTus.com 39
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
1. Seramid + Fosfokolin = Sfingomyelin oluşur. Sfingomyelin yapısı PO4 (fosfat) taşıdığı için fosfolipid olarak
sınıflandırılır. Sfingozin içeren tek fosfolipid yapısı “Sfingomyelin” dir.
S
F
İ
N
G Yağ asidi
O
Z
İ
N PO4+Kolin
Sfingomyelin
2. Seramid’e bir monosakkarid bağlanabilir. Oluşan yapının adı “serebrozid”dir. Birleşen monosakkarid glukoz ise
“glukoserebrozid”, galaktozsa “galaktoserebrozid” adı verilir.
S
F
İ
N
G
O Yağ asidi
Z
İ
N
Monosakkarid
Serebrozid
3. Seramide bir oligosakkarid bağlanabilir. Oluşan yapıya “globosid” adı verilir. Globosid yapısı fizyolojik pH’da
yüksüz bir yapıdır.
S
F
İ
N
G
O Yağ asidi
Z
İ
N
Oligosakkarid
Globosid
40 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
3. Seramide bir oligosakkarid ve 1 veya daha fazla nöraminik asid (NANA) (sialik asid) bağlanabilir. Oluşan
yapının adı “gangliozid”dir. Gangliozid yapısı üzerindeki sialik asid nedeni ile fizyolojik pH’da negatif
yüklüdür ve bu özellikle globosidden ayrılabilir. Bu kaynak drtus.com’da yayınlanmaktadır.
S
F
İ
N
G
O Yağ asidi
Z
İ
N
Oligosakkarid + NANA
Gangliozid
Sfingozin ana omurgası içeren lipidlerden sfingomyelin dışındakilerin hepsi karbonhidrat birimleri taşıdıkları için
“Glukolipidler” olarak sınıflandırılırlar. Glukolipidlerin hepsi sfingozin yapısı içerirken, fosfolipidlerden sadece bir
tanesi (sfingomyelin) sfingozin içermektedir.
Fosfolipidler:
• Polar ve iyoniktirler
• Yağ asitleri gibi PL’lerde amfipatiktir. Yani herbiri hidrofilik bir başa (fosfat grubu ve ona bağlı serin,
etanolamin, kolin v.s.) ve uzun hidrofobik bir kuyruğa sahiptir (iki yağ asiti zinciri).
• Olgun eritrositler hariç tüm hücreler PL sentezlerler. Oysa TAG sentezi esas olarak karaciğer, yağ doku, süt
veren meme bezleri ve barsak mukoza hücrelerinde gerçekleşmektedir.
• Gliserofosfolipidler ve sfingozin içeren sfingomyelin hücre zarının bileşenidir.
• Gliserol içeren PL’ler ek olarak:
• Safranın esansiyel bileşenidir
• Bazı proteinlerin hücre membranına tutunmasını sağlar
• Membran boyunca yayılan sinyal geçişinde yer alır
• Akciğerde sürfaktanın bileşenidir.
Fosfolipid sentezi:
Olgun eritrositler hariç tüm hücreler PL sentezlerler. Oysa TAG sentezi esas olarak karaciğer, yağ doku, süt veren
meme bezleri ve barsak mukoza hücrelerinde gerçekleşmektedir. PL’ler DER’de sentezlenir. Buradan golgiye taşınır
ve daha sonra organellerin membranına yerleşir veya ekzositozla dışarı salınır. Fosfolipid sentezinde ilk önce
hücrelerde serbest gliserolden (serbest gliserolden gliserol fosfat sentezi sadece karaciğerde yapılır) veya glikolitik
ara ürün olan DHAP’dan (dihidroksiaseton fosfat) gliserol 3-fosfat üretilir.
DrTus.com 41
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
Gliserol kinaz
Gliserol Gliserol 3-fosfat
Gliserol 3-
fosfatdehidrogenaz
DHAP Gliserol 3-fosfat
NADH+H NAD
Sonraki basamakta gliserol 3-fosfata açil-transferaz enzimleri ile 2 mol yağ asidi aktarılır:
Son aşamada fosfatidik asit yapısına alkol grubu eklenir. Bu işlemden önce ya alkol grubu veya fosfatidik asit yapısı
CTP ile birleştirilerek aktiflenir (örnek CDP-kolin veya CDP-Diaçil gliserol vb.).
Fosfokolin
Kolin
Kolin Fosfokolin sitidiltransferaz CDP-Fosfokolin
CTP CDP
ATP AD Yağ asidi
Yağ asidi G
G L
L İ
İ S
CDP-Fosfokolin + Yağ asidi
S Yağ asidi E
E R
R O
O L
L PO4 Kolin
PO4
Fosfatidil kolin
Fosfatidikasid
Fosfatidil-
etanolamin-serin
transferaz
Fosfatidiletanolamin Fosfatidilserin
Serin Etanolami
42 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
Metiltransferaz
Fosfatidiletanolamin Fosfatidilkolin
SAM Homosistein
Fosfatidil etanolamin (PE) (Sefalin) - fosfatidil kolin (PC):
• PE, PC ökaryotik hücrelerde en fazla bulunan fosfolipidlerdir.
• Sentezlerinde kullanılan kolin ve etanolamin diyetle alınır veya fosfolipid turnoverından elde edilir.
Kolin ayrıca membranlardaki fosfatidil etanolaminden de sentezlenebilir.
• Akciğer tip II pnömositlerinde sentezlenen dipalmitoil fosfatidil kolin (lesitin) bileşiğinde gliseroldeki 1. ve
2. Pozisyonlar palmitat ile doldurulmuştur. Bu akciğer sürfaktanının (alveollerin iç yüzeyindeki ECL sıvı
tabakası) analipid kısmıdır. Sürfaktan bu sıvı tabakanın yüzey gerilimini azaltmakta görev görür ve
akciğerlerin kollabe olması engellenir. Yenidoğan RDS’da eksik üretim vardır. Yetişkinde immün sistem
baskılanması ve kemoterapötik ilaçlarla olabilir.
RDS veya Hyalen membran hastalığı: Bu sendrom immatür akciğerde sürfaktan olarak bilinen lesitinin
üretiminde veya alveole verilişindeki bozukluk sonucu ortaya çıkar. Sürfaktan normalken akciğer yüzey gerilimi azalır
ve alveollerin ekspiryum sonunda kollabe olması engellenir. Sürfaktan eksikliğinde ise alveoller ekspiryum sonunda
kollabe olur ve tekrar açılabilmesi için yüksek bir (-) basınca gereksinim gösterir.
Normal gebelikte akciğerler 36 veya 37. Haftada normal matürasyona ulaşırlar. Akciğer matüritesinin
değerlendirilmesinde kullanışlı olan bir yöntem amniotik sıvı lesitin/sfingomyelin oranın ölçümüdür.
Düşük L/S oranı kaçınılmaz şekilde ARDS ile ilişkilidir. Oran >2 ise genelde RDS izlenmez. 2’den
azaldıkça RDS ihtimali ve şiddeti artar.
PI ve PG son trimesterde sentezlenen ve genelde L/S oranı >2 olduğu zaman tesbit edilebilen fosfolipidlerdir.
Bunların ölçümüde akciğer matüritesi hakkında ek bilgi verebilmektedir.
Gebelikte hipoksi ve asidoz fosfolipid sentezini azaltırken, kortikosteroid uygulaması artırmaktadır.
Fosfatidilinozitol (PI):
• PI alışılmamış bir fosfolipiddir. Çünkü sıklıkla gliserolün 1. karbonunda stearik asit, 2. Karbonunda ise
araşidonik asit içerir. Bu nedenle PI membranlarda, araşidonik asit deposu gibi görev görür ve
gerekli olduğunda prostaglandin sentezi için substrat sağlar.
• Membranlara bağlı fosfatidilinozitol 4,5-bifosfat sekonder mesajcı sistemde rol alır. Bu sistemin
aktiflenmesiyle intrasellüler Ca++ mobilizasyonu ve protein kinaz C aktivasyonu ile sonuçlanır. Her iki olay
sinerjist çalışır ve membran boyunca sinyal geçer.
DrTus.com 43
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
• Özgün proteinler ve enzimler membrana bağlı PI’e bir karbonhidrat köprüsü ile bağlanabilirler (ALP,
Asetilkolinesteraz, lipoprotein lipaz).
Kardiyolipin:
• Kardiyolipin antijenik olan tek insan fosfogliserididir.
• İç mitokondri zarı ve bakteri zarının önemli bileşenidir. Özellikle kalp kasında fazladır.
• Yüksek negatif yük taşıyan bir fosfolipiddir.
• Fosfat taşıyıcısı işlevi için ve sitokrom oksidaz etkinliği için özgün olarak gerekmektedir.
Sfingomyelin:
• Molekül omurgası olarak sfingozin içeren grubun en basit bileşiği seramiddir.
• Seramid sfingolipidlerin öncül maddesidir ve ER’da sentezlenir.
• Seramid yapısı fosforilkolin ile esterleşirse sfingomyelin oluşur. Sfingomyelin sinir liflerinin önemli
bileşenidir.
• Sinir doku membranlarının temel yapısal elemanlarından birisidir. Sfingomyelin ağırlıklı olarak lignoserik ve
nervonik asitler gibi daha uzun zincirli yağ asitlerini içerir.
• Oysa beyin gri cevherinde sfingomyelin sadece stearik asit içermektedir.
Fosfolipid yıkımı:
Fosfolipid yıkımı tüm dokularda ve pankreas sıvısında bulunan fosfolipazlarla sağlanır. Sfingomyelin lizozomal
enzim olan sfingomelinazla yıkılır.
Fosfolipaz
A
G
FFA
L
İ Fosfolipaz
S A
E FFA
R
O
L
PO alkol
Fosfolipaz C Fosfolipaz D
Fosfolipaz A2:
• Bir çok memeli dokusunda ve pankreas sıvısında da bulunmaktadır. Ayrıca yılan ve arı zehirinde de bulunur.
Aktivitesi için Ca+2 gerektirir.
• PI etki ettiğinde araşidonik asit salınır.
• Pankreas sekresyonlerı özellikle Fosfolipaz A2’ce zengindir. Ön enzim şeklindedir. Tripsin ile aktive olur.
Aktivitesi için safra tuzları gerekir.
• Glukokortikoidlerle inhibe olur.
Fosfolipaz C:
• KC lizozomlarında, klostridyanın α-toksininde ve diğer basillerde yer alır.
• Membrana bağlı fosfolipaz C ikinci haberci sisteminde rol oynamaktadır.
Glikolipid metabolizması
• Vücutta tüm membranların esas bileşenidir, en fazla sinir dokuda yer alır. Her zaman plazma
membranı dış yüzeyinde yer alırlar ve dış ortamla etkileşirler.
• Hücresel etkileşimler büyüme ve gelişmenin düzenlenmesinde rol oynar.
• Oldukça antijeniktirler. Kan grubu antijenleri, çeşitli embriyojenik antijenler ve bazı tümör antijenleri
tanımlanmıştır.
• Ayrıca bazı virüsler için olduğu gibi difteri ve kolera toksinleri içinde hücre yüzey reseptörü olarak görev görürler.
Nötral glikolipidler (Glikoserobrozid):
DrTus.com 45
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
• Glukosfingolipidler plazma membranı dış yüzünde bolce bulunurlar ve fosfat grubu yerine 1 veya daha fazla
“şeker grubu” içerirler.
• Fosfolipid olan sfingomyelinde olduğu gibi hemen hemen tüm glikolipidler seramid türevidir.
Serebrozid:
• Seramid + 1 mol şeker’den oluşmıştur. Bu şeker nöral dokularda genelde “galaktoz”, nöral olmayan
dokularda ise “glukoz”dur.
• Yüksüz moleküllerdir. Beyin ve periferik sinir dokularında ve bu dokuların myelin kılıflarında yer alır.
Globosid:
• Seramid + 2 mol veya daha fazla şeker’den oluşmıştur.
Gangliozid:
• Seramid + olgosakkarid ve 1 veya daha fazla N-asetil nöraminik asid (siyalik asid)’den oluşmıştur.
• Siyalik asid gangliozide nötral pH’da (-) yük kazandırır ve pH 7’de globosidden ayrılmasını sağlar.
• En karmaşık glikosfingolipidlerdir.
• Esas olarak santral sinir sistemi ganglion hücrelerinde ve özellikle sinir uçlarında yer alır.
Sülfatidler: Sülfatlanmış galaktozil kalıntısı içeren serebrozidlerdir. Esas oalark sinir dokuda yer alırlar. Sülfat
grupları PAPS (fosfoadenozil fosfosülfat)’dan sağlanır.
Glikolipid Sentezi: Endoplazmik retikulum ve golgide olur. Yer alan enzim glikozil transferazlardır
(bu enzim hem glikosfingolipid hemde glikoproteinleri substrat olarak alır) .
Yıkım: Endositozla hücreye alınırlar, yıkım enzimleri lizozomlarda yer alır. Enzimler:
• α-β galaktozidazlar
• β-glukozidaz
• Nöraminidaz
• Heksozaminidaz
• Sfingomyelinaz
• Sülfataz
Sfingolipidozlar:
Normalde sfingolipid yıkım ve sentezi dengededir. Bir hidrolaz eksik ise lizozomlarda sfingolipid birikir ve
sfingolipidozlar ortaya çıkar. Sfingolipidozlarda sinir sistemi hasarı ve erken ölüm görülmektedir.
Herbir hastalıkta tek tip sfingolipid tutulan organda birikir. Biriken lipidin sentez hızı normaldir.
Enzim eksikliği olanlarda yaşamın ilk ayı sonrası ölüm izlenir. İstisnaları Goucher ve Fabry
hastalıklarının erişkin şekilleridir.
X’e bağlı kalıtılan Fabry hastalığı hariç hepsi OR olarak kalıtılır.
• Hepatomegali,
• İskelet deformiteleri, hayatın ilk aylarında hasta hipotonik görülür.
• Disostosis multipleks,
• Kemik iliğinde köpük hücreleri ortaya çıkar
• Hastalarda hem ganglizidlerin hem de mukopolisakkaritlerin birikimi vardır
• Otozomal resesif ve ölümcüldür.
• Tip 2
• 1 yaştan sonra motor gelişimde duraklama olur.
• İlk semptom ortaya çıktıktan sonra hızla spastisite ortaya çıkar.
• Orta derecede disostosis multipleks izlenir.
Tay-Sachs hastalığı (GM2 Gangliozidosis):
• Heksozaminidaz A eksik (β-N-asetilheksozaminidaz isoenzim A)
• GM2 gangliozid birikir. Hastalarda:
• Mental retardasyon,
• Körlük,
• Kiraz kırmızısı makula,
• Kas zayıflığı,
DrTus.com 47
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
48 DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
• Hiperakuzi,
• Makrosefali,
• Nöbetler ortaya çıkar.
• OR ve ölümcüldür.
Sandhoff hastalığı:
• Heksozaminidaz A ve B eksik (β-N-asetilheksozaminidaz isoenzim A ve B)
• Tay-Sachs ile aynı semptomlara sahiptir fakat daha hızlı ilerler.
• Orta derecepe periferal nöropati izlenir.
• Kiraz kırmızısı maküla,
• Makrosefali,
• Hiperakuzi ortaya çıkar.
• Otozomal resesiftir.
Fabry Hastalığı (lipid depo hastalığı)
• α-galaktozidaz eksiktir.
• Plazmada, vasküler endotel hücrelerinde, düz kas hücre lizozomlarında globozid birikir.
• Kırmızı-mor deri döküntüleri,
• Hipertansiyon,
• Dilate kojonktival ve retinal venüller,
• Angiokeratoma,
• İskemi ve infarkt major semptomlardır.
• Miokardiyal iskemi,
• Böbrek ve kalp yetmezliği ortaya çıkar.
• Alt extremitelerde ağrı özellikle çocukluk ve adölesan dönemde önemlidir. Apandisit ve renal kolikle karışan
ağrılar olabilir.
• Hastalarda major ölüm nedeni vasküler yetmezliklerdir.
• XR kalıtım
Gaucher hastalığı (tip 1,2 ve 3 olmak üzere 3 tipi vardır) (lipid depo hast.)
• β-glukozidaz eksik
• Glukozilseramid (glukoserebrozid) birikir.
• KC ve dalak büyür (++++).
• Köpük hücreleri izlenir.
• Osteoporoz, kemikte litik lezyonlar,
• Serum fosfat ve sıklıkla ACE yüksekliği,
• Bebek tipinde mental gerilik oluşur.
• OR ve sıklıkla ölümcüldür.
Metakromatik lökodistrofi (sülfatid lipidozis)
• Arilsülfataz A eksiktir
• Sülfatidler birikir. Hastalarda:
DrTus.com 49
İlk ve tek tus portalı
BİYOKİMYA
• Mental gerilik,
• Periferal nöropati, kollarda ve bacaklarda intermittant ağrı ,
• Demiyelinzasyon,
• Derin tendon refleksleri alınamaz ve ayakta plantar fleksiyon yoktur,
• İlerleyici paralizi ve bunama ortaya çıkar.
• Sinirlerin “cresyl violet” ile sarı kahve rengi boyanma özelliği gösterir.
• İlk 10 yılda ölümcüldür.
• Otozomal resesif kalıtılır.
SFİNGOLİPİDOZLAR
Cer-Glc-Gal(NeuAc) -/-
Tay-Sachs hastalığı Hekzosaminidaz A GalNAc Zeka geriliği, körlük ve kas halsizliği
GM2-Gangliyozid
Cer-Glc-Gal(NeuAc) -/-
Tay-Sachs varyantı veya
Hekzosaminidaz A ve B GalNAc Tay-Sachs’ın aynısı, fakat daha hızlı ilerler
Sandhoff hastalığı
GM2-Gangliyozid ve globosid
Deride kepeklenme, böbrek yetmezliği (sadece
Fabry hastalığı α-Galaktozidaz Cer-Glc-Gal -/-Gal
erkeklerde, tüm semptomlar X’e bağlı çekinik)
Cer-Glc-/-Gal İlerleyici beyin hasarı, karaciğer ve dalak
Seramid laktozid lipidoz Seramid laktozidaz
Seramid laktozid büyümesi
Metakromatik Cer-Gal-/-OSO3 Zeka geriliği, erişkinde psikolojik bozukuluk,
Arilsülfataz A
lökodistrofi 3-sülfogalaktozilseramid demiyelinizasyon
Cer-/-Gal
Krabbe hastalığı β-Galaktozidaz Zeka geriliği, myelin tamamen toktur
Gelaktozilseramid
Cer-/-Glc Karaciğer ve dalakta büyüme, uzun kemiklerde
Gaucher hastalığı β-Glukozidaz
Glukozilseramid erozyon, çocukta zeka geriliği
Karaciğer ve dalakta büyüme, zeka geriliği,
Neimann-Pick hastalığı Sfingomyelinaz Cer-/-P-kolin
erken evrede ölüm
Seste kabalaşma, dermatit, iskelet
Açil-/-Sfingozin
Farber hastalığı Seramidaz deformasyonu, zeka geriliği, erken evrede
Seramid
ölüm