Professional Documents
Culture Documents
Vatan Sevgisi
Vatan Sevgisi
Daha ilerde, demir atmış tekneler, martılar ve ellerinde oltalarıyla yan yana dizilmiş
balıkçılar arkanızda bıraktığınız sakin sahile benzemiyordu. Kasabaya yaklaştığınızdan
her yer daha canlıydı. Balıklarıyla ünlü bu kasaba şehirden uzak bir tatil isteyenler
dışında pek de kalabalık değildi. Tabi birde balıkçılar vardı. Onlar için burası geçim
kaynaklarıydı. Dağların eteklerinde ki tek tük evler birbirine yabancı olmayan
insanlardan oluşuyordu. Balık kokusunun eksik olmadığı bir kasabaydı burası. Neşenin
ve mutlu yüzlerin de…
Ama bugün saçları dağınık, üstü başı kir içinde olan bu küçük çocuk limanda
oturmuş boş gözlerle ufuktaki gemilere bakıyordu. Onun için şu anda ne
arkadaşlarıyla oyun oynamak güzeldi, ne de sokaklarda gezen lezzetli balık kokusunu
takip edip katılabileceği bir sofra bulmak. Canının hiçbir şey istemediğini söylüyordu
ısrarla. Hiçbir şey de yapmak istemiyordu. Sadece geleceğini beklediği kişi için,
sabahın ilk ışıklarında kalkıp, gün batana kadar limanda oluyordu. Herkese de
geldiğinde onu karşılamak istediğini söylüyordu. Bunu söylerken o kadar içtendi ki,
diyecek söz bulamıyordunuz.
“Baban aslında ne için gitti biliyor musun? Bence bilmek istersin.“ Balıkçı bunu
söylerken yüzüne bir gülümseme ekledi. Çocuk meraklı gözlerle ona bakmaya devam
ediyordu. “O senin için “ diye söze başladı balıkçı “Annen için, yani ailesi için gitti.
Vatanı için gitti. Millet için gitti. Siz burada güvende ve mutlulukla yaşamaya devam
edin diye, bu kasabadaki herkes güvende olsun diye ve senin gibi her çocuk mutlu
olsun gitti ama sen böyle üzgün olursan onun fedakarlığının bir anlamı kalmaz değil
mi evlat ?“
Çocuk uzun zaman sonra içtenlikle gülümsedi. Gözlerindeki hüzün hafifledi. Bu onu
rahatlatmış olsa da aklında hala bir soru vardı. “Fedakarlık“ çocuk sözünü bitirmeden
balıkçıya baktı. Balıkçı da gözlerini denize çevirdi ve “ O senin kahramanın olmalı.
Biliyor musun, benimde öyle çünkü vatanını canından daha çok severdi, değer verdiği
herkesten çok severdi.’’
“Babam da bir kahraman olmalı o halde.“ dedi çocuk. O da anlamıştı artık. Ama
içindeki hüzün gurura dönüşmüştü.