Professional Documents
Culture Documents
05 Onkoloji
05 Onkoloji
com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
CIN, servikal epitelin malign değişimleri için kullanılan terimdir ve olay sadece epitelde sınırlıdır.
Epitelin bütün tabakaları anormalse bu duruma in-situ kanser adı verilir. Alt
genital sistem skuamöz intraepitelyal neoplazileri, embriyolojik olarak anogenital epitel kökenli
oldukları için CIN dışında genellikle multisentrik gelişim gösterirler.
CIN tespit edilen olguların yaklaşık olarak %10’da eşlik eden vajinal, vulvar veya perianal
intraepitelyal lezyon da bulunmaktadır.
Servikste karsinoma in-situ (CIS) serviks kanserine göre 10 yıl önce, yani ortalama 25-35
yaşlarında görülür. Aradaki bu fark CIN’in invazif kansere ilerleme süresidir.
Serviks çok katlı yassı epiteli 20-25 kat hücreden oluşan 4 ayrı tabakadan meydana gelmiştir.
Tabakalar düzgün sıralar halinde bulunur.
A. Bazal katman:
En altta yer alır ve bir sıra immatür hücre içerir
B. Parabazal katman:
Bazal tabakanın üstünde yer alan 4-5 sıra hücre tabakasıdır. İmmatür ancak normal mitotik
aktivite gösteren hücrelerden oluşur.
D. Yüzeyel katman:
5-8 sıralı hücre tabakasıdır. Hücreler matürdür ve en üst kısımlarından dökülme gözlenir.
Pap smear ile bu hücreler incelenir.
Tabakalanma düzeninde anormalliklerle birlikte hücresel düzeyde patolojik değişiklikler
olursa CIN’den bahsedilir:
CIN 1: Epitelin 1/3 alt kısmında hücre diziliş bozukluğu ve maturasyon kaybı mevcuttur
(hafif displazi)
CIN 2: Epitelin 2/3 kısmında hücre diziliş bozukluğu ve maturasyon kaybı vardır (orta
derecede displazi)
1
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
CIN 3: Epitelin tam katında hücre diziliş bozukluğu ve maturasyon kaybı mevcuttur
(şiddetli displazi ve karsinoma in-situ)
SERVİKS ANATOMİSİ
Serviks iki kısımdan oluşur:
• Ektoserviks: Spekulum muayenesi ile izlenebilen ve serviksin vajen ile devamlılık gösteren
parçasıdır. Skuamöz epitel ile örtülüdür.
• Endoserviks: Serviksin eksternal servikal os’a komşu ve endoservikal kanala doğru
uzanan parçadır. Buradaki epitel musin salgılayan tek sıralı kolumnar epiteldir (glandüler
2
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
epitel).
3
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Ektropion – Eversiyon
Ektoserviks üzerinde endoservikal glandüler epitelin bulunmasıdır. Pembe skuamöz
epitelin üzerinde kırmızı renkte görülür. Gebelerde ve OKS kullananlarda daha sık
görülür.
Skuamöz metaplazi
Kolumnar epitelin skuamöz epitele dönüşmesine verilen isimdir. Benign bir
gelişimdir ve invazif kansere progresyon göstermez.
Vajinal asiditenin ve hormonal uyarının etiyolojide sorumlu olduğu düşünülüyor. Bu
proses fetal hayatta, adolesan dönemde ve gebelikte en aktiftir. Metaplazinin en aktif
olduğu adet dönemi süresince ve gebelik sonrası dönemde CIN gelişme riski artmıştır.
Tersine, eğer bir kadında menopoz dönemine kadar CIN gelişmemiş ise bu dönemden
sonra çok az metaplazi gelişeceğinden CIN riski oldukça düşüktür.
SERVİKAL SİTOLOJİ
Günümüzde servikal sitolojik değerlendirme için Bethesda sınıflaması kullanılmaktadır. Buna
göre CIN tanımlaması yerine SIL (Servikal Intraepitelyal Lezyon) tanımlaması kullanılmaya
başlandı ve düşük ve yüksek risk grubu olarak ayrıldı. Koilositik atipi ve CIN I düşük
gradeli grubu (LGSIL); CIN II ve III ise yüksek gradeli grubu (HGSIL) oluşturur.
4
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Tüm Pap testlerin %3-5’i ASC olarak rapor edilmektedir. CIN I, benign bir HPV infeksiyonu
olarak kabul edilebilir ve olguların %60’da spontan olarak regrese olur.
Epidemiyoloji
• Düşük sosyo-ekonomik düzey
• İlk cinsel ilişkinin erken yaşta olması (<16 yaş), erken yaşta gebelik
• Çok sayıda seksüel partner (risk partner sayısı ile artar)
• Yüksek riskli seksüel partner (partnerin de çok sayıda seksüel partneri olması)
• Irk (siyah ırkta daha fazla)
• HPV (Human Papilloma Virus) serotip 16, 18, 45, 31, 33 yüksek riskli grup olarak
bilinir. HPV 16 invazif kanser, CIN II ve CIN III olgularında en sık
rastlanan serotiptir. Ayrıca normal sitolojik bulgular gösteren olgularda da en
sık izole edilen serotip HPV 16’dır. HPV 16’dan sonra en sık izole edilen serotip
HPV 18’dir. Bununla birlikte HPV 18 invazif kanser için HPV 16’ya oranla daha
spesifiktir ve adenokarsinomlarda görülme sıklığı artmaktadır.
• HPV, CIN olgularının %80’de, invazif kanser olgularının >%99’da pozitiftir ve HPV
sıklığı erken reprodüktif dönemde yaş ile artarken (yenidoğanda %1, 12-18
yaşlarında %20, 20-29 yaşlarında %30-40), 35 yaş üzerinde azalmaktadır. 50
yaşından sonra %5 oranında pozitif olarak bulunur.
• HPV infeksiyonu servikal neoplazilerin oluşması için tek başına yeterli değildir.
Değişim için bazı tetikleyici faktörlere (ko-faktör) gerek vardır. Sigara (özellikle
skuamöz kanserler için), kombine oral kontraseptif (KOK) kullanımı, infeksiyon,
seksüel geçişli hastalıklar (HPV, HSV, HIV) ve beslenme ile ilgili faktörler HPV’nin
persiste etmesine ve HPV DNA’nın insan genomuna entegrasyonuna neden olur.
HPV tarafından üretilen E6 ve E7 onkoproteinleri, konakçının p53 ve pRB tümör
supresör genleriyle kompleks oluşturarak bunları inaktivite eder ve invazif
kansere progresyon gerçekleşir. Östradiol, HPV’nin E6 ve E7 onkoproteinlerinin
transkripsiyonunu 7-8 kat arttırmaktadır.
5
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
ASC-US ve
ASC-H
Class III Displazi SIL
6
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Class V_ CIS
• Trichomonas vaginalis
• Candiada
• Bakteriyel vajinozis
• Actinomyces
• Herpes simpleks
Tanı
Tanı genellikle servikal sitolojik incelemenin anormal olması nedeniyle yapılan
incelemeler ile konur. Bu nedenle, seksüel aktivite başladıktan 3 yıl sonra
yada 21 yaşına ulaşmış her kadının yılda bir kez servikal sitolojik
örneklemesinin yapılmasını önerilir.
En az 3 kez normal servikal sitoloji gösteren olgularda örnekleme sıklığı, düşük risk grubu
olgularda azaltılabilir. Risk grubunda ise yıllık kontroller devam etmelidir.
7
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Sadece CIN taraması için kullanılır. Diğer jinekolojik kanserlerin taranmasında uygun değildir.
Kolposkopi
Anormal servikal sitoloji veya anormal görünümlü serviksi olan hastaları incelemek
için yapılan 2. basamak tarama testidir. Kolposkopi, transformasyon zonunun
görüntülenmesi ve incelenmesini temel alır.
Kolposkop serviksi 6-40 kez büyüterek incelemeye yarayan çift gözlü bir mikroskoptur.
Modern kolposkoplarda damarların daha iyi görülmesini sağlayan yeşil filtre bulunur.
Asetik asit (%3-5) uygulamasını takiben silindirik ve atipik epitelde nükleer şişme
oluşur, atipik epitel opak veya beyaz, normal epitel ise pembe görülür. İşlem
sonrasında normal epitel ile atipik epitel arasında keskin bir çizgi oluşur.
Bazı kolposkopistler muayeneyi serviks ve vajene iyot (Lugol solusyonu) uygulayarak
tamamlarlar (Schiller testi). Glikojenden zengin normal skuamöz hücreler iyot
tutarken (Shiller -) kolumnar epitel, immatür metaplastik yassı hücreli epitel,
preinvazif ve invaziv kanser hücreleri iyot tutmaz (Schiller +). Bu alanlardan biopsi
yapılır.
• Kolposkopinin amacı, biopsi almak için hastalığın en yoğun olduğu alanı belirlemektir.
8
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
KOLPOSKOPİ ENDİKASYONLARI
• Şüpheli görünen serviks
• İnvaziv kanser düşündüren sitoloji
• Anormal servikal sitoloji (LGSIL, HGSIL, AGC)
• Vulvar ve vajinal neoplazi
• Yüksek riskli HPV infeksiyonu
• Tekrarlayan yetersiz smear
• Post-koital kanama
9
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
10
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Pap smear anormal ve kolposkopi ile neden ortaya konamıyorsa, önce probe küretaj (endometrium
kanseri olabilir) sonra laparoskopi (over kanseri olabilir) yapılabilir.
11
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
KOLPOSKOPİ
Kolposkopi Görüntü Histolojide
Terminolojisi
Orjinal Yassı Epitel Düz pembe sınırları belirsiz damarlar, asetik asit Yassı epitel.
ile değişme yok.
Prizmatik epitel Asetik asit ile üzüm gibi görüntü Prizmatik (kolumnar) epitel
Transformasyon Metaplazik yassı epitel uzantıları, gudde ağızları Metaplazik yassı epitel
bölgesi açık, kapalı (Nabothi kistleri)
Beyaz epitel Asetik asitten sonra beliren keskin kenarlı beyaz Hafif displaziden karsinoma in-
lezyon. Damar görüntüsü yok. situya kadar
Punktuasyon Keskin kenarlı lezyon. Kırmızı benekler asetik
asitle epitel daha beyazdır.
Mozaik Keskin kenarlı lezyon. Mozaik görüntüsü. Asetik
asit ile biraz beyazlaşır.
Lökoplaki Beyaz leke, pürtüklü, asetik asitten önce de Hiperkeratoz, parakeratoz Bazen
belirgin. karsinoma in-situ veya invazif
kanser
Atipik damarlanma Yüzeye paralel horizontal damarlar yer yer Karsinoma in-situ’dan invazif
daralma, genişleme, atipik dallanma. (Windini) kansere kadar
kıvrılmalar.
ID:12t037
YÖNETİM VE TEDAVİ
ASC-US varlığında 3 farklı yönetim uygulanabilir:
1. Seri servikal sitoloji: Servikal smear, ard arda en az 3 normal smear elde edilinceye
kadar, 4-6 ay aralarla tekrar edilir. Ardışık smearlerde tekrar anormal bulgu tespit edilirse
hasta hemen kolposkopiye refere edilir. ASC-H olan tüm olgulara hemen
kolposkopi yapılmalıdır.
2. HPV testi: ASC-US ve LGSIL olgularında kolposkopiye gönderilecek olguların tespitinde
seri servikal sitolojiye alternatif bir testtir. Risk grubunda öncelikle HPV testi veya direkt
kolposkopi uygulanabilir. HPV pozitif gelen olgular kolposkopiye refere edilir. Ancak LGSIL
olgularının %80’i HPV pozitif olduğundan testin kullanılabilirliği sınırlıdır ve LGSIL
olgular direkt olarak kolposkopiye refere edilmelidir.
3. Kolposkopi: Kolposkopi negatif olan olgular, tekrar seri servikal sitoloji takibine
alınmalıdır.
Ancak seri servikal sitoloji, yüksek yanlış negatiflik oranları nedeniyle daha az tercih edilen
bir yöntemdir. Günümüzde hemen kolposkopi, CIN II ve CIN III lezyonların
tanımlanmasında en duyarlı testtir. Yüksek riskli olgularda ve sıvı bazlı sitoloji kullanılmış
ise HPV testi ilk basamak olmalıdır.
Özel durumlar
Gebelik
12
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Postmenopozal dönem
ASC-US ve LGSIL varlığında atrofi var ve östrojen tedavisine engel yok ise diğer
tedavi alternatiflerinin yanı sıra önce topikal (intravajinal) östrojen
kullanılıp tedavi bitimini takiben sitoloji tekrarı yapılabilir.
Adolesans
LGSIL tanılı adolesan olgularda, ASC-US olgularında olduğu gibi hemen kolposkopi,
ilk smearden 6 ay sonra sitoloji tekrarı veya ilk smearden 12 ay sonra HPV-DNA
testlerinden birisi tercih edilebilir. Biopsi ile doğrulanmış CIN II olgularında ise diğer
CIN I olgularında olduğu gibi tedavisiz takip önerilebilir.
HIV infeksiyonu
HIV pozitif bir olguda CIN tedavisi yüksek rekürrens oranları (%80) nedeniyle güçtür.
Yüksek aktiviteli antiretroviral tedavi (HAART) progresif servikal neoplaziye engel olabilir.
Tedavi öncesinde İnvazif karsinom mutlaka ekarte edilmelidir. CIN’ler (özellikle CIN I) her
evrede regrese olabilir. Bu nedenle CIN I için önerilen tedavisiz takiptir ancak
tedavi de kabul edilebilir bir seçenektir. Yüksek gradeli lezyonların büyük bir kısmı ise tedavi
13
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
14
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
15
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Eksizyonel yöntemlerin ablatif yöntemlerden farkı tanı için patolojiye gidecek materyal
olmasıdır.
• ECC negatif
• Soğuk konizasyon
• Histerektomi
Pek çok olguda konizasyon uygun tedavi şeklidir. Lezyon ektoservikste ise krioterapi,
laser ablasyon veya LEEP ile yüzeyel eksizyon yapılabilir. İntraepitelyal lezyon eğer
16
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
endoservikse uzanıyor veya ECC (+) ise yada kolposkopi yetersiz ise konizasyon veya
derin LEEP yapılmalıdır.
Uygun hastalarda, yukarda bahsedilen tüm teknikler eşit tedavi etkisine sahiptir ve CIN’de
%90 başarı sağlar.
Konizasyon Endikasyonları
• Yetersiz kolposkopi (SCJ gözlenemiyor ise)
• Yüksek gradeli servikal sitoloji (HGSIL)
• Serviks mikroinvazif kanseri veya şüphesi
• Serviks adenokanser şüphesi (premalign hücre +)
• Endoservikal kanal tutulumu (ECC +)
• Histoloji-sitoloji-kolposkopi uyumsuzluğu
Anormal bir sitolojik smear varlığında CIN düşünülebilir ancak tanı için mutlaka servikal biopsi
gerekir.
17
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Takip
Tedavi başarısızlıkların büyük bir kısmı ilk yıl içinde ortaya çıkar. Bu nedenle 3-6 aylık
aralar ile servikal sitoloji ve endoserviksin tutulduğu olgularda sitoloji+ECC ile olgular
takip edilmelidir.
Prognoz
SERVİKAL İNTRAEPİTELYAL NEOPLAZİ PROGNOZU
Regresyon Persistans CIN III’e İnvaziv Kanser
Progresyon
CIN I %60 %30 %10 <%1
Servikal polip
Serviksin en sık izlenen neoplastik tümörüdür. En sık endoserviksten köken alır ve endometrial
hiperplazi ile birliktelik gösterebilir.
SERVİKS KANSERİ
İnvazif serviks kanseri önlenebilir bir kanserdir. Uzun bir preinvazif dönemi, etkin tarama
yöntemleri ve preinvazif lezyonların için etkin tedaviler mevcuttur. 40-50 yaşlarında sıktır. Ancak
hem CIN, hem de serviks kanseri ortalama yaşı düşmektedir. Erken tanı ile sağkalım oranları
yükselmiştir (%95).
18
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Kombine oral kontraseptif - serviks kanseri ilişkisi henüz tam olarak aydınlatılmış değildir.
KOK’lerin daha çok CIN ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte KOK’in serviks kanserine
yol açtığına dair çalışmalar mevcuttur.
SEMPTOMLAR
19
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Over ⇒Abdominal distansiyon, ağrı (en önemli bulgu ise pelvik kitlerdir)
Tuba ⇒ Seröz ve seroanjinöz vajinal akıntı (hidrops tubae proflens=Latzko
işareti)
TANI
Evre IA ve bazen IB hastalıklarda tanı serviko-vajinal smear kontrollerinde tesadüfen konulur.
Özellikle preklinik dönemde saptanan şüpheli veya (+) servikovajinal smear sonucunda
kolposkopi ile yönlendirilmiş biopsi, loop eksizyon veya konizasyon tanı koydurucu
yöntemlerdir.
20
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
YAYILIM YOLLARI
1. Direkt: Servikal stroma, üst vajen, uterin korpus, ve parametrium
2. Endometrial: Skuamözlerde nadirdir
21
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
MİKROİNVAZİF KANSER
Stromaya 5 mm’den az invazyon yapan ve 7 mm’den az horizontal yayılım (genişlik)
gösteren kanserler mikroinvazif kanserdir.
Kolposkopi eşliğinde biyopsi sonucu mikroinvazif kanser olarak bildirilen olgularda gerçek
stromal invazyonun varlığının araştırılması, gerçek derinliği ve horizontal yayılımı belirlemek
için öncelikle konizasyon uygulanmalıdır.
FIGO evrelemesine göre <3 mm derinliğinde invazyon evre IA1, 3-5 mm derinliğinde
invazyon ve 7 mm’ye kadar lineer yayılım evre IA2 olarak sınıflanır. Tümörün lenfatik ve
vasküler damar invazyonu tanıyı değiştirmez ancak varlığı bildirilmelidir (3 mm’ye kadar olan
invazyonlarda lenf metastazı ihmal edilebilir düzeydedir).
Lenfovasküler alan invazyonu gösteren evre IA1 olguları, IA2 gibi tedavi edilmelidir.
Mikroinvazif kanserlerde olgunun çocuk doğurma istemi varsa konizasyon yoksa basit
histerektomi %98-100 sağkalım sağlar.
EVRELEME
Serviks kanseri klinik olarak evrelenir. CT, MRI, lenfanjiografi ve PET tedavi planlanması
için faydalı bilgiler verebilir ancak elde edilen bulgular FIGO evrelemesini değiştirmez (uzak
metastazlar dışında). Ayrıca cerrahi sırasında elde edilen metastatik hastalığa ait bulgular
da FIGO evresini değiştirmez. Cerrahi sırasında elde edilen metastatik bulgular varlığında,
tedavi planı TNM cerrahi patolojik sınıflamasına göre yapılmalıdır.
22
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
KORUNMA
• HPV aşısı
• Servikal sitolojik takip
• Risk faktörleri konusunda toplumun bilinçlendirilmesi
23
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Sigara bırakma
TEDAVİ
a. Cerrahi (radikal histerektomi)
b. Radyoterapi
c. Cerrahi+Radyoterapi
Evre IA2, IB ve IIA olgularında cerrahi veya radyoterapi uygulanabilir. Opere edilebilir
olgularda cerrahi ile radyoterapinin 5 yıllık kür oranları aşağı yukarı eşittir.
24
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Tümör hacminin çok büyük olduğu (>4 cm, >%50 stromal invazyon ve lenfovasküler
boşluk tutulumu) evre IB ve IIA olgularında primer tedavinin kemoradyasyon (RT+KT)
ile yapılması önerilmektedir.
Evre IIB - Evre IIIB
Evre IIB, IIIA ve IIIB’de tadavi tartışmasız radyoterapidir (RT). Ancak hastalığın
yayılımını tespit etmek amacıyla RT alanının planlanması öncesinde laparoskopik
retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu yapılabilir. Tedaviye KT (sisplatin) eklenmesi
sağkalımı artırır.
Evre IVA:
Standart tedavi kemoradyasyondur. Fistül gelişen olgularda cerrahi tedavi öncelikle
uygulanabilir (primer pelvik ekzantrasyon).
Evre IVB:
Kişiselleştirilmiş tedavi (palyatif radyasyon veya KT) uygulanır ve radikal cerrahinin yeri
yoktur. Evre IV tümörler, radyoterapi sonrası tümör nüksünde, primer radyoterapinin
etkinliğini arttırmak ve kötü prognozlu olgularda primer cerrahi öncesi indüksiyon
kemoterapisi olarak kemoterapi verilir (kemoterapinin en yaygın kullanım yeri primer
tedavi sonrası tümör nüksleridir) . Kemoterapide özellikle sisplatin ve kombinasyonları
kullanılır.
25
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
PROGNOZ
Prognostik faktörler:
• Hastalığın evresi (en önemli)
• Lenfatik metastaz (aynı evre hastalar için en önemli prognostik faktör): retroperitoneal
lenf nodu tutulumu varlığında yada pozitif lenf nodu sayısı arttıkça 5 yıllık sağkalım
süresi azalmaktadır.
• Tümör hacmi
• Stromal invazyon derinliği
• Cerrahi sınırda tümör
• Lenfovasküler alan tutulumu
SERVİKS KANSERİNDE PROGNOZ
Evre 5 yıllık sağkalım
Mikroinvazif Kanser %98-100
IB-IIA %85 (pozitif pelvik nod → %65)
IIB %35
III %20
IV %10
Serviks kanseri tedavi edilmezse ortalama 2 yıl içinde ölüm gerçekleşir. Serviks kanserli
olguların %50-60’ı üremiden (üreteral obstrüksiyon) ölür. Pulmoner emboli, infeksiyonlar
(sepsis, piyelonefrit) ve kanama diğer ölüm nedenleridir. Fistüller ve ileus ileri evre
komplikasyonlarıdır. Stumph kanserlerinde seçilecek tedavi radyoterapidir.
Serviks kanserinde nükslerin çoğu ilk 2 yıl içinde gözlenir. En sık rekürrens pelvik yan
duvarlara olur. Servikse en sık endometrium ve vajen kanseri metastaz yapar. Ancak
vajen kanseri daha az izlenir.
Gebelikle birlikte en sık görülen jinekolojik malignite serviks kanseridir (%0.05).
Gebeliğin serviks kanseri üzerine, serviks kanserinin de gebelik üzerine negatif etkisi
yoktur.
24. gebelik haftasından önce, gebelik haftası dikkate alınmaksızın olgunun evresine
göre tedavi yapılır. İkinci trimesterde histerektomi veya spontan abortus ile
sonuçlanacağı varsayılarak radyoterapi uygulanması önerilir. Daha büyük gebeliklerde
maturasyona kadar beklenip klasik sezaryanla birlikte hastalığın uygun tedavisi yapılır.
Servikal displazilerde vajinal doğuma izin verilebilir.
26
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ
ETİYOLOJİ
• Anovulasyon (PCOS, adolesan ve premenopozal dönem)
• Endojen östrojen üreten tümörler veya patolojiler (granüloza hücreli tümör, teka hücreli
tümör, adrenokortikal hiperplazi, ovaryan stromal hiperplazi)
• Progesteronsuz eksojen östrojen kullanımı
27
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Sınıflama
1. Atipisiz hiperplazi: Sıklıkla asemptomatiktir. Progestinlerle tedavi sonrası %80
regrese olur, %1 kanser gelişir.
• Basit [kistik] hiperplazi (glandüler hiperplazi, kistik glanduler hiperplazi)
• Kompleks hiperplazi
2. Atipili Hiperplazi: Progesteron tedavisi kesildiğinde relaps sıktır. Endometrial biopsi
örneğinde atipik endometrial hiperplazi saptanan olguların %25’de histerektomi sonrası
endometrium kanseri gözlenir.
• Basit atipili hiperplazi
• Kompleks atipili hiperplazi
28
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Klinik
En sık görülen semptom menometrorajidir. Oligomenore, amenore, polimenore,
menoraji, metroraji gibi menstruel düzensizlikler olabileceği gibi asemptomatik de
olabilirler.
Tanı ve Tarama
• Kesin tanı endometrial biopsidir.
• Postmenopozal kadınlarda USG’de endometriumun >4 mm olması.
• Premenopozal kadınlarda transvajinal USG’de endometriumun 14 mm veya daha fazla
olması. (Clinical Gynecology Endocrinology and Infertility Speroff 2005 7. baskısında
endometrial kalınlık sınırı 12 mm olarak kabul edilmektedir.)
• Postmenopozal dönemde vajinal smearde histiosit varlığı veya normal endometrial
hücrelerin varlığı endometrial hiperplazi yönünden ipucu olabilir.
Tedavi
Progesteron tedavisi, atipi içermeyen olgularda atipi içerenlere oranla daha başarılıdır.
Son yıllarda aromataz inhibitörleri endometrial hiperplazinin medikal tedavisinde
kullanılmaktadır.
Meme kanseri nedeniyle tamoksifen kullanan kadınlarda endometrial hiperplazi,
endometrial polip ve endometrium kanseri gelişme riski artmıştır, ancak
asemptomatik olgularda takipte rutin transvajinal ultrason ve endometrial biopsi
uygulamasının faydası gösterilememiştir. Bu olgularda birlikte bu olgularda
proflaktik olarak levonorgestrelli RIA alternatif olabilir.
Östrojen replasman tedavisi alan ve endometrial hiperplazi tespit edilen peri ve
postmenopozal kadınlarda tedavi kesilir ve sadece progesteron ile tedaviye devam edilir.
Konservatif tedavinin başarısız olduğu veya rekürrensin ortaya çıktığı olgularda,
fonksiyonel over tümörü (örn: granuloza hücreli tümör) varlığı araştırılmalıdır. Pre ve
postmenopozal kadınlarda rekürrens varsa veya progesteronun yan etkileri tolere
edilemiyorsa tedavi cerrahi olmalıdır (histerektomi).
Prognoz
Basit veya kompleks hiperplazi tanısı alan olguların büyük bir kısmında lezyonlar
spontan olarak geriler. Nadiren, basit atipisiz hiperplazi olgularında lezyonlar ilerleyerek
endometrium kanseri oluşturabilir. Ancak kompleks atipik hiperplazili hastalar,
endometrium kanseri gelişimi açısından yüksek risk altındadır ve daha agresif tedaviler
uygulanmalıdır.
29
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Basit atipili %8
Kompleks atipili %50 %29
EIN, endometriumun yüzey epitelini tutan non-invazif, sitolojik malign bir lezyondur. Sıklıkla
uterin seröz karsinom ile birlikte görülür ve bunun prekürsörü olarak kabul edilir.
EIN lezyonları içinde endometrial hiperplazi olarak sınıflanan lezyonlar bulunmasına karşın EIN
kriterleri ile Dünya Sağlık Örgütü (WHO) hiperplazi kriterleri arasında korelasyon yoktur. WHO
30
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
sınıflamasında yapısal değişiklikler net olarak ortaya konamadığı için prekanseröz lezyonların
tanımlanmasında E IN histopatolojik sınıflaması ve adlandırmasının kullanılması önerilmiştir.
ENDOMETRİUM KANSERİ
31
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
RİSK FAKTÖRLERİ
• Yaş
• Karşılanmamış östrojen ile artar [anovulasyon (PCOS), östrojen salgılayan tümörler,
progestinsiz postmenopozal hormon replasman tedavisi]. Risk doz ve süre ile artar,
östrojenin kesilmesi veya karşılanması ile azalır. Öte yandan uzun süreli karşılanmamış
östrojen kullanımından sonra gelişen endometrium adenokanserlerinin büyük çoğunluğu
minimal myometrial invazyon yapan iyi differansiye tümörlerdir. Çoğunluğu erken evrede
yakalanır.
• İnfertilite (nulliparite)
• Selektif östrojen reseptör modülatörü (SERM) olan tamoksifen’in gösterdiği zayıf östrojenik
etki bile endometriumu stimule edebilmektedir. Meme kanserli olgularda rekürrensi
önlemek amacıyla profilaktik olarak kullanıldığında kanser riskini 6 kat arttırmaktadır.
• Erken menarş, geç menopoz
• Obez, hipertansiyon ve diabetes mellitusu olan kadınlarda daha sık izlenir.
• Irk (beyaz ırkta, siyah ırka oranla 2 kat fazla)
• Genetik:
a. Ailevi öykü (ailesel endometrium kanseri) veya kişisel öykü (bireyde over, kolon veya
meme kanseri öyküsü) ile artar.
b. Endometrium kanseri ile ilişkili onkogenler: Ha-, K-, N-ras, c-myc, ve Her-2/neu.
c. p53 ve PTEN tümör supresor genlerindeki değişimler endometrium kanseri ile ilişkili
bulunmuştur.
d. VEGF (Vasküler endotelyal büyüme faktörü) düzeyleri endometrium kanserinde
yüksek bulunmuştur.
e. 8. kromozomun kısa kolundaki delesyonlar sıklıkla endometrial hiperplazi ve
endometrium kanseri ile birliktedir.
• Seksüel öykü ile ilişkisi yoktur.
32
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Endometrial metaplazi
Endometriumun glandüler epitelinin başka bir epitelle yer değiştirmesidir. Neoplastik bir olay
değildir. Genellikle genç kadınlarda gözlenir.
GENETİK FAKTÖRLER
Kötü prognoz İyi prognoz
K-ras onkogen mutasyonu (%10-20) PTEN gen mutasyon ve delesyonları (%30-50)
HER-2/neu onkogen aşırı ekspresyonu (%10-15) Mikrosatellit instabilite (%20)
p53 tümör supresör geni değişiklikleri (%20)
MIB-1 (Ki-67) ekspresyonu (proliferasyon belirteci)
33
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
hücreleri tipiktir.
• Diğer [Müsinöz karsinom: periodic acid-Schiff (PAS)-pozitif, diastaz-resistan intrasitoplazmik
musin içerir. Sekretuar karsinom, Skuamöz hücreli karsinom]
• Over-endometrium kanseri birlikteliği: En sık rastlanan genital malignite
kombinasyonudur. Sıklıkla her iki yapıda da düşük gradeli endometrioid
adenokanserler izlenir.
Seröz ve berrak hücreli (clear cell) endometrium kanseri, over kanseri gibi yayılır.
Yayılım Yolları:
Klinik
%90 olguda anormal uterin kanama görülür. Bunlar çoğunlukla postmenopozal kanama
şeklindedir. Premenopozal dönemde menometroraji veya menoraji şeklinde kanamalar
görülebilir.
Hematometra veya piyometra (özellikle postmenopozal olgularda, endoservikal kanal
obliterasyonuna bağlı olarak) veya çevre dokulara baskı sonucu %10 olguda pelvik ağrı
görülebilir.
34
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
örnekleme gerekir.
• CA125 endometrium kanseri için de kullanılan bir tümör belirtecidir ve evre I olguların
%20’de ve daha ileri evre olguların %80’de preoperatif dönemde yüksektir. HSG ve
histeroskopi endometrium kanseri tanısında kullanılmamalıdır.
• Endometrial örnekleme (endometrial biopsi, probe küretaj veya fraksiyone küretaj):
%90-98 oranında pozitiftir. En önemli yöntemdir. Endometrial kanser düşünülen
olgularda fraksiyone küretaj (önce ECC, ardından endometrial biopsi) yapılır.
EVRELEME VE GRADE
Endometrium kanseri cerrahi olarak evrelendirilir. Evre, tümörün yaygınlığını belirler Tüm
endometrium kanseri olgularının %75’i Evre I içinde yer alır. Kalan olguların %11’i evre II,
%11’i evre III ve %3’ü evre IV içinde yer alır.
Not: Yapısal grade ile uygunluk göstermeyen belirgin nükleer atipi tümörün grade’ini 1 puan artırır.
Seröz papiller ve berrak hücreli kanserler grade 3’tür.
35
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Histolojik tip (adenokanserlerde 5 yıllık yaşam %80 iken berrak hücreli kanserinde %44’tür)
• Tümör büyüklüğü
• Hormon reseptör durumu [progesteron ve östrojen reseptörü (+) olan olgularda prognoz daha
iyidir].
Postmenopozal kanama ile başvuran olguların %20’de altta yatan bir kanser mevcuttur. Bunların
3⁄4’ünü endometrium kanseri, kalan kısmını ise uterus sarkomları, serviks, vajen, tuba ve over
kanseri oluşturur.
36
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
37
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
TEDAVİ
Temel olarak cerrahi + adjuvan radyoterapidir (RT). Tek başına primer RT kür sağlayabilir
ancak kür oranları cerrahinin eklendiği olgulara oranla daha düşüktür.
• Berrak hücreli-seröz ve skuamoz tip veya grade 2-3 endometrioid tümör varlığı
• Myometrial invazyonun ≥ 1/2
• Tümör çapının > 2 cm olması
• Ekstrauterin yayılımının olması
• İstmus ve serviks tutulumu
• Evre I, G II ⇒ Tümör çapı >2 cm, histolojik tip adenoskuamöz, berrak hücreli, papiller
seröz; >%50 myometrial invazyon varsa evreleyici cerrahi yoksa evre 1
gibi değerlendirilir.
• Evre I, G III ⇒ Evreleyici cerrahi: PS, TAH+BSO, pelvik ve paraaortik lenf nodu
diseksiyonu (PLND), omentektomi, appendektomi (müsinöz
tümörlerde).
• Primer RT, laparotomi için medikal olarak stabil olmayan hastalar için endikedir.
Myometrial invazyonun 1/2 ’ten daha fazla olduğu olgularda ve histolojik tip seröz papiller
ve berrak hücreli ise önerilir.
• Adjuvan preoperatif RT, evre I olgularda primer tümörü %50 oranında eradike ederken,
vajinal kaf rekürrensini de azaltmaktadır. Kontrendikasyonları: pelvik kitle, pelvik böbrek,
pyometra, pelvik abse öyküsü, daha önce pelvik RT ve geçirilmiş çok sayıda laparotomiler.
38
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Endometrium kanserinde:
• En sık lokal nüks; vajen kafında
• En sık uzak metastaz; akciğerde gözlenir
Şiddetli kanama ile gelen acil olgularda, vital bulgular stabilize edildikten sonra nazik bir
D&C ve fraksiyone küretaj yapılmalı, D&C ile kanama durdurulamıyorsa yüksek doz pelvik
RT uygulanmalıdır. Nadiren kanamanın durdurulması için hipogastrik arter embolizasyonu
veya histerektomi gerekebilir.
Rekürren tümörler
• Tedavi edilen endometrium kanserli olguların %33’ü ilk 5 yılda kaybedilir.
• Rekürrens tanısında CA125 genellikle yüksektir.
• Lokal nükslerde daha önce RT almışsa ekzanterasyon yapılır.
• RT almamışsa ve lezyon <2cm ise RT
lezyon >2 cm ise eksizyon + RT
• Uzak nükslerde hormonoterapi (progesteron reseptörü varsa) ve kemoterapi
(adriamisin) verilir. Tamoksifen + progesteron birlikte kullanılabilir.
39
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
UTERUS SARKOMLARI
Biyolojik davranış olarak agresif bir tümör grubu olup prognoz genellikle kötüdür. Tüm uterus
tümörlerinin %3-5’ini oluştururlar.
En önemli predispozan faktör pelvik radyasyon öyküsüdür (EST hariç). 1⁄ 3 olgu obez ve
hipertansiftir. Leiomyosarkom (LMS) daha çok premenopozal evrede (40-50 yaş) izlenirken
endometrial stromal sarkom (EST) ve mikst mezodermal sarkom (MMS) daha çok
postmenopozal dönemde (60-70 yaş) ortaya çıkar. Bu kaynak drtus.com’da yayınlanmaktadır.
Uterus sarkomlarının yaklaşık yarısı MMS (en sık), %30’u LMS ve %15-25’i ise EST
olarak görülür.
SINIFLAMA
Tümör tipi Homolog Heterolog
40
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Saf sarkomlar tek tip mezodermal elemandan köken alırken mikst sarkomlar mezodermal ve
epitelyal elemanlardan köken alırlar. Homolog sarkomlar sadece uterusun elemanlarını
içerirken, heterolog sarkomlar çizgili kas, kemik gibi uterus dışı dokuları da içerirler.
41
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Karsinosarkom (homolog)
• Mikst Müllerian Sarkom (heterolog)
LMS’un myometrial hücrelerden köken aldığı düşünülürken, EST ve MMT indiferansiye
endometrial stromal hücrelerden köken almaktadır.
Tümör direkt, hematojen ve lenfatik yolla yayılabilir. Uzak organ metastazları
leiomyosarkomlarda genellikle hematojen yolla olur ve en sık akciğere metastaz
yaparlar. MMT’de ve ESS’da lenfatik metastaz daha belirgindir. LMS varyantı olan
intravenöz leiomyomatozis vena kava inferior ve kalbe metastaz yapabilir.
KLİNİK
• LMS ve EST’da anormal uterin kanama en sık semptomdur. MMS de ise
postmenopozal kanama en sık semptomdur.
• Premenopozal olgularda preoperatif tanı genellikle myoma uteridir. Bilinen bir myomun
ani büyümesi sarkom için en önemli bulgudur.
TANI
• ESS ve MMS olgularında tanı endometrial biopsi ile konulabilir ancak LMS olgularında
preoperatif tanı genellikle mümkün olmaz ve tanı ancak histerektomi materyalinde
konulur.
• Uterin sarkomlar endometrium kanserindeki gibi cerrahi olarak evrelenir.
PROGNOZ
Histolojik olarak mitotik sayı uterus mezenkimal tümörlerinin davranışını belirlemede
en önemli kriterlerdir (MMT dışında). Bununla birlikte koagülasyon nekrozu da önemli
tanısal kriterdir. >10 mitoz/10HPF ve invazif özellik mevcut ise ise tümör agresif
seyirlidir.
Klinik olarak LMS ve MMT’de en önemli prognostik faktör evredir ve tanı anında uterus
dışında tümör varsa 2 yıllık yaşam %10’dur. Düşük grade olgularda ise 5 yıllık yaşam %80-
100 arasındadır. MMT’de rabdomyoblast ve osteoblastların görülmesi kötü prognoz
göstergesidir.
Selüler leiomyom, malign potansiyeli belli olmayan bir tümördür. Mitoz sayısı sarkomlara göre daha
azdır. Tedavide histerektomi veya myomektomi yeterlidir.
TEDAVİ
İlk yaklaşım cerrahidir. Düşük gradeli olgularda TAH + BSO uygun tedavi şeklidir. Pelvik
lenfatik metastaz gözardı edilebileceğinden düşük grade olgularda pelvik lenfadenektomi
şüpheli lenf nodları mevcut ise yapılmalıdır.
Yüksek grade olgularda ise sitoloji + omental biopsi + lenfadenektomi + basit histerektomi +
42
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Rekürrens tedavisi
• Lokalize görülen hastalıkta bile hastaların yarıdan fazlasında nüks görülür. Nükslerin
yarıdan fazlası pelvis dışında ve en sık karın ve akciğerlerde olur.
• Düşük grade olgularda lokal pelvik rekürrensler (10-20 yıl sonra lokal rekürrensler
ortaya çıkar) tekrarlayan cerrahi eksizyonlar ile tedavi edilir.
En ölümcül jinekolojik kanserdir. Over kanseri genellikle ileri evrelerde tanı alır ve
prognozu genel olarak kötüdür. Jinekolojik kanserler arasında 2. ve tüm kanserler arasında 5.
sıklıktadır. %80 postmenopozal tanı konur.
Epitelyal over kanserlerinin %1’i 20 yaş altında, %85’i 50 yaş üzerinde görülmektedir ve
ortalama görülme yaşı 63’tür. Postmenopozal ovaryan neoplazilerin %30’u malign iken, bu oran
perimenopozal dönemde %7’dir. Bir kadının yaşamı boyunca over kanserine yakalanma riski
1/70’tir (%1.5).
43
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
44
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
PATOGENEZ
• Devamlı ovulasyon hipotezi (ovulasyonun oluşturduğu mikrotravma over kanserine neden
olabilir)
• Gonadotropin hipotezi (dolaşımdaki yüksek gonadotropin düzeyleri over kanseri nedeni
olabilir)
• Pelvik kontaminasyon hipotezi (karsinojenlerin genital sistemi geçerek overe ulaştığı var
sayılır)
TARAMA
Etkin bir tarama yöntemi yoktur. Pelvik muayene, Ca125, transvajinal ultrason ve renkli
Doppler ultrasonografinin birlikte kullanımı faydalıdır. Kesin tanı laparotomi ile konur.
Tek başına TVUSG kullanıldığında bir over kanseri yakalamak için 10-15 laparotomi, TVUSG
+ Ca125 kullanıldığında bir over kanseri yakalamak için 4 laparotomi yapmak gerekmektedir.
Renkli Doppler USG’de neovaskülarizasyon ve düşük pulsalite indeksi malign
neoplazilerde görülen özelliklerdir.
CA125 over epitelyal kanser tanı ve tedavi monitorizasyonunda kullanılan bir tümör belirtecidir.
Ca125 normal değeri <35 IU/mL’dir. Over epitelyal tümörlerde %80 pozitiftir; müsinözlerde ve
erken evre olgularda negatif olabilir. Bununla birlikte endometrium, akciğer, karaciğer,
pankreas, meme, kolorektal kanserlerde de CA125 düzeyi artmış olabilir.
Yüksek risk grubu hastaların rutin taranmasında önerilmektedir ancak düşük risk grubu
olgularda faydası tartışmalıdır. Ca125 düzeyinin normal olması over kanserini ekarte ettirmez.
Over kanseri taramasında son yıllarda önerilen tümör belirteçleri arasında TAG 72, HMFG2,
M-CSF ve OVX1 bulunmaktadır.
Ailesel over kanseri olgularında genetik danışmanlık verilmesi ve aile soy ağacının
çıkarılması, rutin yıllık rektovajinal pelvik muayene, transvajinal ultrason ve CA125 tetkikine ek
olarak BRCA1 ve BRCA2 testlerinin yapılması faydalı olabilir.
45
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Pelvik muayenede, reprodüktif yaş grubunda unilateral, kistik kitleler %95 beningdir. 10 cm
üzerindeki ağrılı kitleler şüphelidir. Ayrıca bilateral, fikse, irregüler kalın duvarlı ve nodüler
yapılar over kanseri lehine olabilir. Premenarşal ve postmenopozal solid yada malign kriterler
taşıyan tüm kitleler mutlaka cerrahi olarak araştırılmalıdır.
Bununla birlikte postmenopozal dönemde 5 cm altında, septasyon
içermeyen, kistik kitle varlığında CA125 düzeyi de normal ise olgular
konservatif olarak izlenebilir.
Tümör Belirteçleri:
• AFP ⇒ Endodermal sinüs tümörü (EST), immatür teratom ve embriyonel karsinom
• hCG ⇒ Koryokarsinom, germ hücre tümörleri, embriyonel hücre karsinom
• LDH ⇒ Disgerminom
46
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Epitelyal • Seröz
• Müsinöz
• Endometrioid
• Berrak hücreli (clear cell-mezonefroid)
• Brenner
• İndifferansiye
Over kanserlerinin 90%’ı çölemik epitel (germinal epitel-yüzey epiteli) veya mezotelden köken
alır.
⇒
Endosalpingeal (tubal glandüler epitel)
Seröz (%70-75)
⇒
Endometrial
Endometrioid (%2)
⇒
Transisyonel
Brenner
İndiferansiye ⇒ Anaplastik
47
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
SERÖZ KİSTADENOKARSİNOM
En sık karşılaşılan (%70-75), en sık bilateral olan (%50 bilateral) ve en
malign over tümörüdür. Endometrioid veya müsinöz tümörlere oranla tanı anında çok
daha ileri evrededir. Tanı anında olguların %85’de over dışına yayılım mevcuttur.
Kistik lümene uzanan papiller çıkıntılar gösterirler. Papiller yapıların bütünlüğü tümörün
gradeini belirler ve pek çok seröz kistadenokarsinom kötü diferansiyedir.
Psammoma cisimcikleri (irregüler kalsifiye yapılar) seröz kistadenokarsinom için
karakteristiktir ve daha çok düşük malign potansiyelli seröz kanserlerde gözlenir. İyi
prognozla birlikte olup primer tümör odağında saptanabilirken, metastaz odağında
bulunmaz.
MÜSİNÖZ KİSTADENOKARSINOM
Genellikle unilateral olup (%20 bilateral), %75 solid alan içerir. En büyük boyutlara ulaşan
over tümördür. Müsin salgılarlar. Müsinöz kanserlerin de düşük malign potansiyelli olanları
bulunmaktadır ve histolojik olarak farklı hücre tipleri içerirler: endoservikal kolumnar epitel
benzeri hücreler, GIS tip hücreler, goblet hücreleri, bazal endokrin hücreler. GIS kanseri ile
ayrımı zor olabilir.
• Psödomiksoma peritonei: Peritoneal kavitede müsinöz neoplazmdan salgılanan müsinin
birikmesi sonucu oluşur. En sık borderline müsinöz over tümörleriyle görülmekle
birlikte ovaryan ve appendiks kistadenokarsinomu, appendiks mukoseli ve kolon
kanseri ile beraber de görülebilir. Histolojik olarak benign görülmesine rağmen tekrarlayan
barsak tıkanıklıkları nedeniyle mortalite 50%’ye yaklaşır.
ENDOMETRİOİD TÜMÖR
Histolojik olarak uterus endometrium kanseri ile aynı özelliktedir. Olguların %30-50’de
bilateraldir. Adenomatöz pattern endometrium kanseri ile aynı anda overde de ortaya çıkabilir
(multifokal kanser). %5-10 ipsilateral overde endometriozis veya %30 endometrium
kanseri ile birliktedir.
Multi fokal hastalığın tanısı önemlidir çünkü endometriuma metastaz yapmış over tümöründe
5 yıllık yaşam %30-40 iken multifokal hastalıkta %80’dir. Fibromatöz komponent içeren
borderline endometrioid tümörler adenofibroma olarak adlandırılır.
48
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
BRENNER TÜMÖRÜ
Transisyonel hücreli (mesane epiteline benzer) karsinomdur. Histolojik olarak kahve
çekirdeği (coffee bean) görünümü ve Walthard adacıkları bulunur. Olgular tanı anında ileri
evrededir ve diğer epitelyal over kanserlerine oranla çok daha kötü prognoza sahiptir. KT’ye
%50 yanıt vardır.
MEZOTELYOMA
Multiple intraperitoneal kitleler şeklinde belirti verir. TAH+BSO sonrası ortaya çıkabilir.
Yayılım Yolları
Peritoneal kaviteye dökülen hücrelerle peritoneal (en erken ve en sık), lenfatik [en sık
pelvik (%80) ve paraaortik (%70) lenf nodlarına] veya hematojen (en az) yolla karaciğer
ve akciğere yayılır. En sık yayılım periton (%85) ve omentuma (%70) olur.
Prognostik Faktörler
• Hastalığın evresi, cerrahi sonrası rezidüel tümör hacmi, hasta yaşı ve performans
durumunun her biri bağımsız risk faktörleridir.
• Evre, en önemli prognostik faktördür. Evre I hastalıkta tümör grade’i ve peritona
dens yapışıklık, asit hacmi, preoperatif rüptür olmuş tümör prognozu kötüleştirir.
Ameliyat esnasındaki tümöral rüptürün prognoza etkisi yoktur.
• Histolojik tip: Histolojik tipin prognoz açısından önemi azdır. Berrak hücreli tip
daha kötü prognoza sahiptir.
• Histolojik grade: Yüksek grade kötü prognozla birliktedir.
49
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
KLİNİK VE BULGULAR
Over kanseri %60 oranında ileri evrede saptanır (en sık evre III) ve sıklıkla uzun bir süre
semptom vermez. En sık abdominal distansiyon, gerginlik ve ağrı semptomu vardır.
Gastrointestinal semptomlar (bulantı, dispepsi, tokluk hissi, konstipasyon ve dışkılama
alışkanlıklarında değişimler), menstrual anormallikler ve anormal vajinal kanama, fonksiyonel
(hormon sekrete eden) over tümörlerine bağlı olarak ortaya çıkan semptomlar bulunabilir
ancak çoğu nonspesifiktir. Asit ve intestinal obstrüksiyon genellikle geç dönem
bulgusudur.
En önemli klinik bulgu pelvik kitle varlığıdır. Özellikle solid, bilateral, düzensiz
kenarlı, fikse ve >10 cm kitleler malignite yönünden araştırılmalıdır.
EVRELEME
Over kanseri FIGO sistemine göre cerrahi olarak evrelendirilir. Teorik olarak over kanseri
tespit edildiğinde peritoneal yayılımın olduğu varsayılır.
50
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
intakt
1B: Her iki overde sınırlı tümör; dış yüzeyde tümör veya malign hücre içeren asit veya yıkama sıvısı yok, kapsül
intakt
1C: Tek veya her iki overde sınırlı tümör; ancak malign hücre içeren asit veya yıkama sıvısı veya dış yüzeyde
tümör mevcut veya kapsül yırtılmış
EVRE 2: Pelvik yayılım gösteren tek veya her iki overde sınırlı tümör
2A: Uterus ve/veya tüplere yayılım gösteren tümör
2B: Diğer pelvik dokulara yayılım gösteren tümör
2C: Tümör evre 2A veya 2B; ancak malign hücre içeren asit veya yıkama sıvısı veya dış yüzeyde tümör mevcut
veya kapsül yırtılmış
EVRE 3: Pelvis dışında peritoneal implantlar ve/veya retroperitoneal ve/veya inguinal LAP (+)
3A: Abdominal peritoneal yüzeylerde histolojik olarak kanıtlanmış mikroskopik yayılım; lenf nodu tutulumu yok
3B: Abdominal peritoneal yüzeylerde 2cm aşmayan makroskopik implantlar mevcut; lenf nodu tutulumu yok
3C: Abdominal peritoneal yüzeylerde 2cm’nin üzerinde implantlar mevcut ve/veya retroperitoneal veya inguinal
lenf nodları tutulmuş
Not: Karaciğer kapsül metastazı evre 3 olarak kabul edilir
EVRE 4: Uzak metastaz
Malign hücre içeren plevral effüzyon veya parankimal karaciğer metastazı evre 4 olarak kabul edilir
51
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Appendektomi: Müsinöz tümörler için rutindir, evre I’de appendiks tutulumu %1 iken,
evre III’de %7-8 civarındadır. Bu nedenle evre II’den itibaren diğer over tümörleri için
de uygulanabilir.
• Günümüzde optimal bir evrelendirmeyi içeren primer cerrahi girişim sonrasında
second-look laparotomi (SLL) bilimsel amaçlı uygulanabilir. %30 olguda makroskopik
hastalık olmasa da mikroskopik metastazlar saptanmaktadır. SLL (-) olgularda bile
rekürrens %50’ye kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle uygulanması konusunda görüş
birliği yoktur. Bununla birlikte, SLL KT’nin erken bitirilmesini veya alternatif
kemoterapötik ilaçlara geçilmesini sağlar. SLL’de mikroskopik veya minimal (<1-2cm)
residual tümör var ise intraperitoneal veya sistemik cisplatin verilir. Residuel tümör >2
cm ve hastalıksız geçen süre >12 ay ise sekonder sitoredüksiyon için operasyon
yapılır.
TEDAVİ
Tedavi modaliteleri cerrahi, adjuvan tedaviler ve destekleyici tedavilerden oluşur. Cerrahi
tedavide amaç evreleme yaparak hastalığın yaygınlığını belirlemek ve primer ve metastatik
tümör miktarını mümkün olan en az düzeye düşürmektir. Buna debulking veya sitoredüktif
cerrahi denir.
Amaç tümör hacminin 1 cm3’ün altında kalmasıdır. Cerrahi sonrası rezidüel tümör hacmi
ne kadar az ise prognoz o kadar iyidir.
Tedaviye yanıt 3-6 aylık aralar ile pelvik muayene ve CA125 ölçümleri ile izlenir. İleri evre
olgularda histerektomi ve ooforektomiye ilaveten en çok uygulanan ek cerrahi girişim
sigmoid kolon ve/veya rektumun bir kısmının rezeksiyonudur.
Epitelyal over kanserlerinin aksine germ hücre tümörleri tanı anında daha erken evrede
bulunur. Ayrıca germ hücre tümörlerinde bilateralitenin daha az olması ve daha erken
yaşlarda ortaya çıkmaları nedeniyle, normal görünümlü kontralateral over ve uterusun
korunması önerilebilir. Karşı overe biopsi yapılması ise peritubal ve periovaryan adezyonlar
nedeniyle önerilmez. Germ hücre tümörlerinde de tam bir cerrahi evreleme yapılmalıdır.
52
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Radyasyon Tedavisi
Epitelyal over kanserlerinde RT’nin rolü oldukça sınırlıdır. Evre IC ve SLL mikroskopik (+)
olgularda intraperitoneal P32 uygulanabilir. Buna karşın germ hücre tümörlerinde ve
özellikle disgerminomlarda RT oldukça başarılıdır.
Proflaksi
• Kalıtsal over kanseri sendromlarından birini taşıyan kadınlara proflaktik ovariektomi
önerilebilir. Ayrıca bu olgularda tüp ligasyonu veya histerektomi alternatif yöntemler
olabilir. Proflaktik ovariektomi önerilebilecek olgular:
a. İki veya daha fazla 1. derece akrabasında epitelyal over kanseri
b. Aile ağacında birden fazla kişide endometrium, kolon ve over kanseri
c. Ailede birden çok kişide meme ve over kanseri
• Uzun süre, yüksek doz NSAID kullananlarda kolon, mide, meme, prostat ve over
kanseri insidansında azalma bildirilmiştir. Bu nedenle NSAID’lar risk grubunda proflaksi
amacıyla kullanılabilir.
PROGNOZ
En önemli prognostik faktör hastalığın evresidir. Evre I olgularda 5 yıllık yaşam %75-95 iken,
evre IV olgularda %10’dur.
Genel olarak germ hücre tümörleri epitelyal over tümörlerine oranla daha iyi prognoz
gösterirler. Germ hücre tümörleri içinde en iyi prognoza disgerminoma sahiptir.
Overin metastatik kanserlerinde sitoredüktif cerrahinin rolü net değildir. Overe metastaz
yapan mide kanseri olguları daha iyi prognoza sahipken, overe metastatik meme ve kolon
kanseri olguları 4-12 ay içinde kaybedilir.
Endometriotik odak zemininde endometrioid ve berrak hücreli over kanseri gelişimi artmıştır.
Epitelyal tümörler biyolojik davranışa göre benign, borderline (düşük malignite potansiyelli) ve
malign olmak üzere 3 ana grupta incelenirler. Epitelyal tümörlerin %10-15 kadarı borderlinedır.
Borderline over tümörleri overde sınırlı kalma eğiliminde olan iyi prognozlu tümörlerdir, ancak
%20-25 metastatik gelişim olabilir. Premenopozal dönemde en sık görülen epitelyal over
tümörleridir. Ortalama görülme yaşı 45’tir.
TANI KRİTERLERİ
• Epitelyal pseudostratifikasyon, proliferasyon, papiller formasyon
53
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Hücresel-nükleer atipi
• Artmış mitotik aktivite
• Gerçek stromal invazyonun olmaması
Ortaya çıkan çok sayıda periton implantları iyi diferansiye over kanserinden ayırt
edilemeyebilir.
Tümörlerin %25’inde endosalfingiozis görülür. Endosalfingiozis, histolojik olarak
endosalpinks benzeri benign epitelin sıklıkla pelvik periton üzerinde olmak üzere ektopik
olarak bulunmasıdır. Tümörlerin %15’inde anöploidi bulunur ve bu tümörlere K-ras
protoonkogeninin mutasyonu sıktır. Borderline over tümörleri genellikle erken evrede
tanınırlar. Evre I’de 5 yıllık yaşam %98’dir.
Tedavide standart yaklaşım primer tümörün rezeksiyonudur. KT veya RT ihtiyacı olmaz.
Ölüm sıklıkla intestinal obstrüksiyon nedeniyle gerçekleşir.
Tüm over tümörlerinin %20-25’ni, yirmi yaş altında görülen ovaryan tümörlerin 2/3’ünü
oluştururlar, bunların 1/3’ü maligndir. Primordial germ hücre kökenlidirler. Over dışında primitif
germ hücrelerinin yolk saktan genital tüberküle ulaşıncaya kadar (ekstragenital) katettiği yol
üzerinde de gelişebilir.
Premenarşal 2cm’den büyük adneksiyel kitlelerde akla gelmeli ve karyotipleme yaparak
disgenetik gonad ayırt edilmelidir. Hızlı büyüme eğilimi olduğundan, over kapsülünün
gerilmesine bağlı pelvik ağrı ile belirti verirler. Kemoterapi ve radyoterapi ile genellikle başarılı
sonuçlar alınabilmektedir.
54
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
DİSGERMİNOM
En sık görülen malign germ hücre tümörüdür. Hayatın her döneminde görülebilir ancak
%75’i 10-30 yaşlar arasındadır. Bu nedenle tedavide önemli problem fertilitenin korunma
isteğidir. Gebelikle birlikte olan over malignitelerinin %20-30’unu oluşturur. Gebelikte, seröz
epitelyal borderline kanserlerle beraber en sık görülen malign iki over tümörünü
oluştururlar.
Disgerminomlar, indiferansiye germ hücrelerinden oluşur ve erkekteki seminomlar ile aynı
özellikleri gösterir. Disgenetik gonadlarda en sık ortaya çıkan over malignitesidir (%5).
Bir grup disgerminoma, seksüel anormal dişilerde (gonadal disgenesis, testiküler
feminizasyon) ortaya çıkabilir. Bu olgularda disgerminoma gonadoblastoma zemininde
gelişebilir.
Tümörden, Plasental alkalen fosfataz (PLAP), NSE (Nöron spesifik enolaz)
ve laktik dehidrogenaz (LDH) salınmaktadır. Nadiren izole gonadotropin salgılayan
sinsityotrofoblastik hücreler bulunabilir. Bu hastalarda hCG seviyesi yüksek tesbit edilir.
Bu durum menstrual anomalilere ve puberte prekoks gelişimine neden olabilir.
Tanı anında olguların %75’i evre I’dir. En sık bilateral görülen germ hücreli tümördür
(%10-15). En sık lenfatik yayılım eğilimi olan over malignitesidir. Diğer yapılara
metastaz yapmadan önce pelvik ve paraaortik lenf nodlarına metastaz yapar. Tümör
dokusuna lenfosit infiltrasyonu olabilir ve bu durum iyi prognoz ile birliktedir.
55
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Tedavi
Primer tedavi konservatif ve evreleyici cerrahidir (fertilite koruyucu-unilateral
ovariektomi, karşı overden biopsi). Disgerminomalar, radyoterapiye (RT) ve
kemoterapiye (KT) oldukça sensitiftir ancak fertilitenin korunması söz konusu ise ilk
tercih cerrahi olmalıdır. Evre IA olgularda cerrahi sonrası RT veya KT uygulanması
tartışmalıdır. Sadece cerrahi yapılan bu olgularda %15-20 nüks gelişir. Nüks gelişen
olgularda da kurtarma KT sonuçları oldukça başarılıdır. RT ve KT evre IA üstü olgulara
ve metastatik hastalığı olan olgularda uygulanmalıdır. Cerrahi sonrası 3 kür BEP
protokolü (bleomisin, etoposid, sisplatin) en uygun KT rejimidir.
Gonadoblastom zemininde gelişmiş disgerminomlarda radikal tedavi tercih edilir
(%50’den fazlası maligndir). Bunlarda bilateral olma oranı sıktır ve disgenetik gonadın
korunmasına gerek yoktur. Disgerminomlar diğer tümörlerle birlikte oldukları zaman
tedavi daha kötü prognozlu tümöre göre ayarlanır.
Gebelerde evre IA’da tümör intakt olarak çıkartılır ve gebeliğin devamı sağlanır. İleri evre
hastalığa sahip gebelerde gebeliğin devamı gestasyonel yaşa bağlıdır. KT 2. ve 3.
trimesterde normal dozlarda fetusa belirgin zararı olmaksızın verilebilir.
Disgerminomlarda, rekürrensin %75’i ilk 1 yıl içinde gelişir ve en sık peritoneal kavite ve
retroperitoneal lenf nodları tutulur. Rekürrens tedavisinde relaparotomi yada KT (RT
uygulanmamışsa VAC [vinkristin, aktinomisin-D, sisplatin], BEP [bleomisin, etoposid,
sisplatin]) uygulanır.
TERATOM
En fazla diferansiye olan germ hücre tümörüdür.
56
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Teratom
• Teratomlar her 3 germ yaprağına ait yapılar içeren ovaryan tümörlerdir
• En sık monodermal teratom: Struma ovarii
• Malign olan teratom immatür teratomdur. Disgerminomdan sonra 2. en sık malign germ hücreli
tümördür.
• Matür kistik teratomlara dermoid kist denir. Benign germ hücreli tümördür.
• Gebelikte en sık benign germ hücreli tümör dermoid kisttir.
• En sık görülen komplikasyonu torsiyondur
• Ikinci ve üçüncü dekatlarda en sık görülen over tümörüdür.
• Diş, kemik ve saç gibi yapıların geliştiği alanlardaki ovaryan kalınlaşmaya Rokitansky
57
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
protüberansı denir.
Tedavi
Cerrahi eksplorasyon (ancak evreleyici cerrahi yapılmaz) + unilateral salpingo-
ovariektomi + kombine KT’dir. Histerektomi ve karşı tarafa salpingo-ooforektomi
yapılması sonucu değiştirmez. BEP ideal KT’dir. RT’ye hassas değildir.
KORYOKARSINOM
İleri derecede maligndir. Gelişim yoluna göre 2 formdadır:
• Gestasyonel
• Non-gestasyonel
3 şekilde gelişir:
• Ovaryan gebelik ile birlikte primer gestasyonel koryokarsinom
• Diğer genital organlardan (özellikle uterus) gelişen gestasyonel koryokarsinom metastazı
58
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
• Diğer neoplastik germ hücreleri ile birlikte trofoblastik hücrelerden diferansiye olan germ
hücrelerden gelişen tip.
Gestasyonel koryokarsinoma oranla hCG salınımı daha düşüktür. İsoseksüel puberte
prekoks sebebi olabilir. Mikroskopik olarak sitotrofoblastlar, intermediate hücreler ve
sinsityotrofoblastlardan oluşur. Gestasyonel forma oranla KT’ye daha az duyarlıdır. Uygun
KT rejimi: MAC (Metotreksat, Aktinomisin-D, Sisplatin).
KARSİNOİD TÜMÖR
Olguların çoğu postmenopozaldır. Nörosekretuar hücreli tümörlerdir. Serotonin salgılar.
İdrarda 5-hidroksi indol asetik asit (5HIAA) atılımı vardır.
EMBRİYONEL KARSİNOM
Psödoprekoks puberteye neden olabilir. Klinik ve tedavi EST’deki gibidir (unilateral
ovariektomi + kombine KT).
POLYEMBRİYOMA
Morfolojik olarak normal embriyoya benzeyen değişik embriyoid cisimlerden oluşan nadir
bir tümördür. Oldukça genç premenarşal kız çocuklarında psödopuberte bulguları ile
karşımıza çıkar. Olguların çoğu, diğer germ hücre tümörleri ile mikst formlar oluşturur.
Yüksek AFP ve hCG titreleri tesbit edilir. Tedavide VAC ile kombine KT etkilidir.
GONADOBLASTOMA
Germ hücreleri ve seks kord stromal elemanlar birliktedir. Germ hücre
komponenti disgerminoma (en sık), diğeri ise granuloza yada sertoli hücreli tümöre
benzerlik gösterir. Saf gonadoblastomalar, genellikle benigndir. Disgerminomlar ile birlikte
olanların prognozu daha iyidir. Sağ overde daha sık gelişirler.
Olguların çoğunluğu fenotipik olarak kadındır (%80), kalanı ise kriptorşidizmli, hipospodias,
ve kadın iç genital organlı erkeklerdir. Genellikle primer amenore, virilizasyon veya genital
sistem gelişme bozukluklarına ilişkin araştırmalar sırasında tesadüfen bulunur. Seks
kromozomunda mozaisizm (45,X0/46,XY) yada seks kromozomunun birinde eksiklik gösterir
(45,X0). Gonadlar cerrahi olarak eksize edilirse sonuç mükemmeldir; uterusun çıkarılması
gereksizdir.
• Germ hücreli over tümörlerinde en sık rastlanan histolojik tip matür kistik teratomdur (dermoid
kist).
59
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Tedavi:
Cerrahi + BEP veya MAC. Evre IA, 10 cm’den küçük tümörlerde sağkalım %100’dür.
Disgerminom - - + +
İmmatür teratom - + ± +
Koryokarsinom + - ± ?
Seks kord, ovaryan stroma veya mezenkimal kökenlidirler. Hormon salgılayabilirler, buna bağlı
olarak %50 endometrial hiperplazi ve %10 endometrium kanseri ile birlikte görülürler.
Genellikle benign davranış gösterirler ancak nadiren yıllar sonra rekürrens gelişebilir.
60
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
B. Tekoma
Tek başına görülebileceği gibi, granüloza hücreli tümör veya fibromlarla birlikte olabilir.
%2-3 bilateraldir. Ortalama yaşı 53’dür. Östrojen salgılayabilirler. %78 endometrial
61
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
hiperplazi ve %21 endometrial kanser ile birliktedir. Tedavide fertilite isteği varsa
unilateral ovariektomi, postmenopozal olgularda TAH+BSO yeterlidir.
GYNANDROBLASTOM
İyi diferansiye erkek ve dişi seks kord stromal hücre elemanları (Granüloza-Teka +
Sertoli-Leydig) içerir. Genellikle benign davranışlıdır. İlk tanıdan yıllar sonra rekürrens
olabilir (5 yıl sonra). Östrojen veya androjen salgılar. Leydig komponentinde Reinke
kristalleri vardır.
Meigs sendromu
• Overde fibrom
• Hidrotoraks
• Asit
Tedavi:
Fibromun çıkarılmasıdır. Sonrasında asit ve hidrotoraks düzelir.
62
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Gorlin sendromu:
• Overde fibrom
• Bazal hücreli karsinom
• Odontojenik kistler ve Falks serebri kalsifikasyonları
• Meigs Sendromu: Asit + hidrotoraks + overde fibrom. Reprodüktif çağda görülür. Tümörün
çıkarılması ile tablo spontan olarak kaybolur.
• Gorlin Sendromu: Bilateral fibroma
• Östrojen tedavisi ile en fazla artış gösterebilen over tümörü endometrioid tiptir.
• Postmenopozal palpable overde malignite riski %10’dur.
• TAH yapılmış olgularda over kanseri gelişme insidansı %0.5’dir.
Tüm over tümörlerinin %5-6’sı diğer organlardan metastaz yapan tümörler olup, en sık
kadın genital sisteminden (en sık endometrium), gastrointestinal sistemden ve memeden
kaynaklanırlar. Metastazlar diğer pelvik tümörlerden direkt yayılım yoluyla olabilir. Peritoneal
kaviteye yayılım, tümörün yüzey implantasyonu ile olur. Metastatik over tümörleri overin
primer kanserleri gibi davranırlar ve genellikle (%75) bilateraldirler.
Jinekolojik: Endometrium kanseri over yüzeyine direkt yayılım ile implantasyon yapar ancak
pekçok olguda bunun metastaz mı, yoksa aynı zamanlı başlayan ve her iki yapıyı da tutan
senkron tümörler (multifokal) mi olduğunu ayırt etmek güçtür. Overe en sık jinekolojik metastaz
endometrium kanseri iken, overe metastaz yapma riski en yüksek kanser tuba uterina
kanseridir. Bununla birlikte overe en az metastaz yapan jinekolojik tümör, serviks kanseridir.
Non-jinekolojik: Meme kanserinden ölen hastaların otopsilerinde overlerin %24 oranında
tutulduğu gözlenmiş ve en sık lobüler tip meme karsinomu saptanmıştır.
63
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Overe en sık metastaz yapan lenfoma Burkitt’dir. Lösemi genellikle testis metastazı yapmakla
beraber nadiren bilateral ovaryan metastazı da görülebilir.
• Overe en sık metastaz yapan jinekolojik kanser: Endometrium kanseri
• Overin metastatik tümörü dendiğinde Krukenberg tümörü hatırlanmalıdır.
64
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
açısından epitelyal over kanserlerine benzer. Genellikle 50-60 yaş arasında sık görülür (2⁄ 3
postmenopozaldir).
En sık görülen primer tümör histolojisi seröz papiller karsinomdur (%95).
%40-50 olguda bilateraldir. Ağrı-akıntı-pelvik kitle tanısal triad olarak kabul edilir. Hastaların
%50’sinde pelvik kitle mevcut olup, muayene esnasında bu kitleye bastırılırsa aşırı bir sulu
vajinal akıntı ile birlikte bu kitlenin giderek küçüldüğü hissedilir. Bu tablo patognomonik kabul
edilip hidrops tubae profluens (Latzko bulgusu) denir.
Yayılım daha çok transçölomik dökülme ile peritoneal yüzeylere olur.
EVRELEME
Evreleme ve tedavi over kanseri ile aynıdır. Tanı anında sıklıkla evre III’de bulunurlar (%40-
50). En önemli prognostik faktör tümörün evresidir ve genellikle 5 yıllık yaşam %50’dir.
65
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
VIN ile seksüel geçişli hastalıklar arasında kuvvetli bağlantılar vardır. Sıklıkla HPV 16’ya bağlı
olarak gelişir. Bunula birlikte gonore, sfiliz, gardnerella vaginalis, trichomonas vaginalis ve HIV‘a bağlı
olarak da gelişebilir. Sigara ve diğer genital prekanseröz ve kanseröz lezyonlar diğer risk
faktörleridir.
Son yıllarda HPV insidansındaki artışa paralel olarak in-situ vulvar kanser oranı artmıştır.
Bununla birlikte invazif vulva kanseri oranı ise neredeyse sabittir. VIN ortalama olarak 40
yaşında ortaya çıkar ve son yıllarda daha genç kadınlar hastalıktan etkilenmektedir.
2003’de Vulvar Hastalıklar Çalışma Grubu (ISSVD), vulvar intraepitelyal neoplazi
tanımlamasında değişik yaptı. VIN I kesin olarak tanımlanamadığı, nadiren geliştiği, bir kanser
prekürsörü olduğuna dair yetersiz veriler ve daha çok HPV’ye bağlı olarak gelişen reaktif bir
değişiklik olduğu gerekçesiyle yeni terminolojide yer almadı.
VIN II ve VIN III lezyonlar ise morfolojik, biyolojik ve klinik olarak farklı özellikleri olan 2
kategoriye ayrıldı: olağan (siğilsi, bazaloid veya mikst) ve farklanmış tip. Olağan VIN birçok
olguda HPV ile ilişkili iken, farklanmış VIN daha çok liken sklerozu yada skuamöz hiperplazisi
olan yaşlı kadınlarda izlenmektedir ve HPV ile ilişkili değildir.
Siğilsi veya bazaloid invazif vulva kanseri olağan VIN ile ilişkili iken, keratinize skuamöz hücreli
kanser farklanmış VIN ile ilişkilidir ve HPV ile ilişkisi yoktur. Bu yeni terminolojiye göre:
Skuamöz hiperplazi:
En sık postmenopozal yaş grubunda izlenir. Kronik vulvovajinal infeksiyonlar ve vulvada
irritasyona neden olan diğer patolojiler skuamöz hiperplazi nedeni olabilir. En sık
karşılaşılan semptom kaşıntıdır. Vulva derisi kalınlaşmış ve hiperkeratotiktir; lezyonlar
birbirinden ayrı, çok sayıda ve simetriktir.
Skuamöz hiperplazi tanısı biyopsi ile konur. Semptomatik olgularda tedavide ilk
seçenek kortikosteroidli kremler olup, östrojen kullanımının hiç bir anlamı
66
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
67
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Paget Hastalığı
Vulvanın Paget hastalığı bir non-skuamöz intraepitelyal neoplazi veya
adenokarsinoma in-situ olarak değerlendirilir. 2 farklı lezyon tanımlanmıştır:
• İntraepitelyal Paget hastalığı (daha sık; %80)
• Altta yatan adenokarsinomaya bağlı vulva derisinde ortaya çıkan pagetoid değişimler
(%20).
Başlangıç lezyonu kaşıntılı, kırmızı kadifemsi bir lezyondur ve egzamatöz hale gelip
beyaz plaklar halinde vulva ve perine derisini kaplar. Lezyon labialarda sınırlı kalabileceği
gibi tüm vulva dersini kaplayabilir.
Tipik olarak postmenopozal dönem hastalığıdır ve pik insidansı 70 yaş civarındadır.
Beyaz ırkta daha sık rastlanır. Tanı vulva biopsisi ile konur. Ayırıcı tanıda yüzeyel
yayılan melanom önemlidir ve ayrımında musikarmin boyası kullanılabilir. Paget
hastalığında hücreler musikarmin ile boyanırken, melanomlarda negatiftir.
Paget hastalığına %30 oranında serviks, kolon, mesane, safra kesesi veya meme kanseri
eşlik eder. Tedavide geniş lokal eksizyon veya lazer vaporizasyon (multifokal veya geniş
alanlarda 5 FU) uygulanır, ancak altta yatan bir adenokarsinomun varlığı ekarte
edilmelidir. Eğer altta adenokarsinom varsa, radikal lokal eksizyon yapılır.
Fox-Fordyce hastalığı: Vulvar apokrin ter bezlerinin tıkanmasına bağlı pruritus ile seyreden bir
hastalıktır.
• Vulvanın en sık görülen benign tümörü Bartolin kistidir.
VULVA KANSERİ
Jinekolojik kanserlerin %3-5’ini oluşturur. Ortalama görülme yaşı 65-75’tir. % 22 olguda vulva
kanseri ile birlikte CIN veya invazif serviks kanseri vardır. Vulva kanserli hastaların %5’inde
sifiliz testleri pozitiftir.
ETİYOLOJİ
Vulvar kanserin etiolojisi tam olarak aydınlanmamakla birlikte multifaktöryel olduğu
düşünülmektedir. Skuamöz hücreli kanserler iki şekilde karşımıza çıkar:
• Bazaloid veya siğil benzeri tip: Genelde multifokaldir. Genç hastalarda görülür ve HPV,
olağan VIN ve sigara kullanımı ile ilişkilidir. Risk faktörleri serviks kanserininkine benzer.
• Keratinize tip: Unifokaldir. Daha çok yaşlı hastalarda görülür. HPV ile ilgisi yoktur ve
genelde liken skleroz ve skuamöz hiperplazi alanlarının kenarında bulunur. Farklanmış
tip VIN ile ilişkilidir.
• HPV (Tip 16, 18, bazaloid tip için önemli)
• HSV Tip II
• HIV
68
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Predispozan hastalıklar
• Sifiliz
• Hiperplastik ve atrofik distrofi, liken sklerozis, kronik vulvar irritasyon (keratinize tip için
önemli)
• Kronik granülomatöz hastalıklar (LGV, granüloma inguinale)
• Geçirilmiş pelvik radyoterapi (genellikle invazif serviks kanseri yada vajen skuamöz
kanseri tedavisi sonucu ortaya çıkar)
• Kondiloma akuminatum
69
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Evreleme
Vulvar kanseri cerrahi olarak evrelenir.
Prognostik faktörler
Tek başına en önemli prognostik faktör lenf nodu tutulumudur. Bunu tümör
büyüklüğü izler. Bununla birlikte erken evre olgularda mortaliteyi azaltan en önemli
prognostik faktör lenf nodu diseksiyonudur.
Tedavi
Standart yaklaşım radikal vulvektomi + inguinofemoral ve/veya pelvik lenf nodu
diseksiyonu + RT’dir. Rekürren vulva kanserinde cerrahi + radyoterapi + kemoterapi
70
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
kombinasyonu kullanılır.
Tedavinin erken dönem komplikasyonları içinde en sık radikal cerrahi sonrası yara
açılması gözlenir. Geç dönemin en sık görülen komplikasyonu kronik lenfödemdir.
MALİGN MELANOM
2. sıklıkta görülen vulva kanseridir. En çok postmenopozal kadınlarda (6. ve 7. dekatta) L.
minora ve klitoriste görülür. Genellikle pigmentedir.
Histolojik tipleri:
• Süperfisyal yayılan tip (en sık, daha iyi seyirli)
• Lentigo malign melanom varyantları (daha iyi seyirli)
• Nodüler melanoma (en agresif seyirli)
Malign melanomlar genellikle kötü prognozlu tümörlerdir. İnvazyon derinliği en önemli
prognostik faktördür. Bu nedenle malign melanomların evrelemesinde FIGO evreleme
kriterleri kullanılamaz ve mikroevreleme yapılır. 1 mm altında invazyon gösteren
olgularda radikal lokal eksizyon uygulanır. Daha ileri lezyonlarda end-blok rezeksiyon
ve regional lenf nod diseksiyonu yapılır.
71
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
VULVA SARKOMLARI
En sık leiomyosarkom gözlenir. Tedavide radikal lokal eksizyon uygulanır, ileri olgularda
adjuvan KT verilir.
VERRÜKÖZ KARSİNOM
Skuamöz hücreli kanserin bir varyantıdır. Sıklıkla HPV 6 ve 11’le birliktedir. Buschke-
Loewenstein’nın dev kondilomuna çok benzer. Sıklıkla postmenopozal dönemde gelişir.
Yavas seyirlidir ancak lokal olarak destrüksiyon yapar (kemiğe bile invazyon yapabilir). Geniş
lokal eksizyon genellikle tedavi için yeterlidir; RT faydasızdır.
72
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
VAIN’ler CIN’lerin vajendeki devamı olarak kabul edilir ve neredeyse her zaman CIN ile
birliktedir. Özellikle 1/3 üst vajen displazi ve kanser gelişimine yatkın bir bölgedir. VAIN sıklıkla
multifokal gelişir. En önemli etiyolojik faktör HPV’dir. Bununla birlikte pelvik radyasyon öyküsü
olan olgularda 15-30 yıl içinde tümör gelişimi olmaktadır.
CIN’dekine benzer şekilde 3 farklı epitel maturasyon formu izlenir: VAIN I, II ve III. VAIN III,
karsinoma in-situ’yu ifade eder.
Olguların büyük bir kısmı asemptomatiktir ve anormal Pap smear birçok olguda ilk bulgudur.
Tanı kolposkopi eşliğinde biopsi ile konur. Biopsi alanının belirlenmesinde %3-5 asetik asit
kullanılır.
Tedavi
VAIN I ve HPV olgularında tedavi gerekmez. VAIN II ve III olgularda tedavide lokal
eksizyon yada lazer buharlaştırma kullanılır, krioterapi tercih edilmez. Multifokal VAIN
olgularında 5-FU kullanılabilir.
Takip
Servikal neoplazi nedeniyle serviksi çıkarılan hastalarda vajinal smearin düzenli
aralıklarla alınması gereklidir. VAIN’in malign potansiyeli CIN’den daha düşüktür.
VAJEN KANSERİ
Primer vajen kanseri oldukça nadirdir. Vajinal bir lezyonu primer vajen kanseri olarak
73
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
düşünmeden önce serviks, endometrium, over, GIS ve üriner sistemden olabilecek metastazlar
ekarte edilmelidir. Çünkü sekonder vajina maligniteleri (%80-90) primer vajen
kanserinden daha çoktur.
Tipik olarak postmenopozal kadınların hastalığıdır. 60 yaşında pik yapar. Histolojik hücre tipinin
ortaya çıktığı belli bir yaş düzeyi vardır:
1. Skuamöz hücre karsinomu ve melanomlar postmenopozal yaş grubunda,
2. Sarkoma botroides ve endodermal sinus tümörü çocuk yaş grubunda,
3. DES ilgili berrak hücreli adeno kanser sıklıkla adolesan (11-20 yaş) yaş grubunda,
4. Leiomyosarkomlar ise premenopozal (30-50 yaş) grubunda daha sık görülürler.
Anormal vajinal kanama en sık semptomdur (postmenopozal kanama şeklinde). Vajen 1⁄ 3 alt
kısmından kaynaklanan kanserler sıklıkla inguinofemoral lenf nodüllerine, 1⁄ 3 üst kısmından
kaynaklananlar ise derin pelvik nodlarına (obturator, eksternal iliak, internal iliak) yayılım
yaparlar.
Tanı kolposkopi eşilğinde biopsi ile konur. Biopsi alanının belirlenmesnde %3-5 asetik asit veya
lugol (Schiller testi) kullanılır.
EVRELEME
Vajen kanseri klinik olarak evrelendirilir.
VAJEN KANSERİ EVRELENDİRMESİ
EVRE 0: İntraepitelyal karsinom
EVRE 1: Kanser yalnız vaginal mukozada
EVRE 2: Kanser subvaginal dokuda, fakat pelvik duvara ulaşmamış
2A: Kanser subvaginal dokuda, fakat pelvik parakolpiuma ulaşmamış
2B: Kanser parakolpiumda fakat pelvik duvara ulaşmamış
EVRE 3: Kanser pelvik duvara ulaşmış veya simfizis pubisi geçmiş
EVRE 4: Kanser gerçek pelvis dışında, mesane veya rektum mukozası tutulmuş (büllöz
ödem sayılmaz)
4A: Komşu organlara yayılım ve/veya gerçek pelvis dışına yayılım
4B: Uzak organ metastazı
TEDAVİ
Genç kadınlarda görülen vajinal berrak hücreli adenokanserlerle, vajina 1⁄ 3 üst
bölümünde lokalize evre I skuamöz hücreli kanserler hariç vajinal kanserlerin primer tedavisi
74
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
radyoterapidir.
• Evre I vajen kanserinde tedavi: Radikal histerektomi + vajenektomi + pelvik
lenfadenektomi olup eğer alt 2⁄ 3 vajen tutulumu varsa ingüinal ve femoral lenf nodu
ışınlaması yapılır.
• Mesane ve rektum mukozası tutulumunun olduğu evre IV’te eğer RT hastalığı kontrol
edemezse cerrahi uygulanır (ekzenterasyon).
• Tedavinin en önemli komplikasyonları radyoterapiye bağlı fistül oluşumu, vajinal fibrozis ve
striktürlerdir.
Gebeliğin ilk 8 haftasında DES alan annelerin çocuklarının %90’ında biopsi ile gösterilebilir
vajinal adenozis vardır. Vajinal adenozis aslında benign bir lezyondur ancak yakın takibi
gerekir çünkü pubertede endojen östrojen etkisi ile malign değişim gösterip özellikle berrak
hücreli adeno kansere neden olabilmektedir.
Vajen 2⁄ 3 alt kısmı ön duvardan kaynaklanıp erken dönemde mesane, rektum, bölgesel lenf
nodları, akciğer ve karaciğere metastaz yapar.
Tedavide öncelikle KT (VAC) verilir. Tümör persiste ediyorsa RT, cerrahi tedaviye eklenir. 5
yıllık sağkalım %80’dir.
75
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
En çok iyileştirilebilen jinekolojik malignitedir. Günümüzde kür oranı %90’ı geçmektedir. KT’ ye
oldukça duyarlıdır.
Histopatolojik tipleri:
• Mol hidatiform
• İnvaziv mol (koryoadenoma destruens)
• Koryokarsinom (koryonepitelyoma)
• Plasental bölgeden gelişen trofoblastik tümör (PSTT=plasental site trophoblastic tumor)
İnvaziv mol, koryokarsinom ve PSTT gestasyonel trofoblastik neoplazi (GTN) olarak
sınıflandırılır. Gestasyonel trofoblastik hastalıklar (GTH) fetal doku kökenlidir. PSTT
dışında (intermediate trofoblastik hücre kökelidir), sinsityotrofoblast ve
sitotrofoblast kökenlidir.
MOL HIDATİFORM
En sık görülen GTH’dır. Dünyanın birçok yöresinde insidansı 1/1000-1/1500’dür.
Risk Faktörleri
• Anne yaşı >40 ise 5-10 kat artar (15 yaş altı gebeliklerde insidans sadece 1.5-2 kat
artar).
• Daha önce molar gebelik geçirme (10 kat artar). Daha çok oosit problemleri
suçlanmaktadır.
76
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Parsiyel Mol
• Embriyonik ve fetal dokular vardır. Fetus genellikle 1. trimesterde ölür.
• Triploid karyotip vardır, ebeveynlerden birinden diploid sayıda kromozom gelirken diğer
ebeveynden haploid (n=23) kromozom gelmektedir: 69,XXY (%58), 69 XXX (%40), 69
XYY (%2). Nadiren monozomi (45,X0) ve trizomi gözlenebilir (sadece 16. kromozom
trizomisi izlenir).
77
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
KLİNİK
Anormal vajinal kanama en sık (%90) karşılaşılan semptomdur.
Komplet mol
• Uterus gestasyonel yaşa göre daha büyüktür. Molar gebelikler sıklıkla uterusta
gözlense de nadiren tuba uterina ve hatta overde de rastlanabilir.
• Hiperemezis gravidarum
• 20. gebelik haftasından önce preeklampsi (%25)
• Postmolar komplikasyonlar fazladır (örn: teka lutein kist gelişimi, hipertiroidi, trofoblastik
emboli)
• Hipertiroidi: hCG düzeyi yüksek olgularda daha çok ortaya çıkar. Plazma tiroksin
düzeyleri yükselmiştir. Hipertiroididen şüpheleniliyorsa, molün boşaltılması için
anestezi verilmeden önce, ß adrenerjik ajanlar tiroid krizini önlemek için
uygulanmalıdır.
• Trofoblastik emboli: Tipik olarak molün boşaltımasını takip eden 4-6 saat içinde
gelişen pulmoner emboli ve ona bağlı olarak solunum yetmezliği tablosu vardır.
Nadir gelişen bir tablo olmasına karşın ölümcül olabilir. Trofoblastik doku
pulmoner parankime invazyon yapabilir.
• Teka lutein kistileri olguların %15-30’da izlenir ve %50 olguda her iki over de
etkilenmiştir. Kistler hCG’nin oluşturduğu uyarıya bağlı olarak gelişir ve ß-hCG
düzeyindeki düşüşe paralel olarak involusyon gösterir.
• Gestasyonel trofoblastik neoplazi riski yüksektir.
• Gebeliğin 6-8. haftalarında semptom verir. Boşaltılmazsa 16-18. haftada düşükle
sonlanır.
Parsiyel mol
• Klinik tablo missed abortusa benzer
• Uterus beklenenden küçüktür
• Hipetiroidi ve olmaz
• Teka lutein kisti nadirdir
TANI
• Ultrason: Komplet molde kar yağdı manzarasının gözlenmesi; parsiyel molde ise
plasenta içinde fokal kistik alanlar ve gebelik kesesinin transvers çapında artış
önemlidir.
78
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
TEDAVİ
1. Uterusun vakum ile boşaltılması ve takiben keskin küretaj
2. Histerektomi: Başka bir gebelik düşünülmüyorsa, malign gelişim riski olan yaşlı hastalarda
veya kanamanın durdurulamadığı olgularda uygulanabilir. Histerektomi sonrası metastatik
hastalık riski azalsa da tamamen ortadan kalkmadığından, postoperatif ß-hCG
takiplerine devam edilmelidir.
3. Teka lutein kistlerine müdahale edilmez. Operasyon sadece kist rüptürü ve hemoraji
veya infarkt varsa yada overler infekte ise endikedir.
4. Yüksek riskli gruba (yaş >35, molar gebelik öyküsü, trofoblastik hiperplazi) yada takibin
mümkün olamayacağı hastalara profilaktik KT (Metotreksat veya Aktinomisin D) verilir.
Proflaktik KT metastazı önlediği gibi lokal uterin invazyonu da azaltır.
TAKİP
Küretaj ve histerektomi ile tedavi edilenlerde aynıdır:
• ß-hCG seviyesi arda arda 3 kez negatif olana dek haftada bir, sonra eğer ilk 14 hafta
içinde remisyon gerçekleşmiş ve plato gözlenmemiş ise takip eden bir yıl boyunca ayda bir
izlenir (parsiyel molde 6 ay takip yeterli olabilir).
• İlk pelvik muayene uterusun boşaltılmasını takiben 1 hafta sonra yapılır ardından
remisyona dek 4 haftada bir, sonra bir yıl boyunca 3 ayda bir pelvik muayene ile uterus
boyutları izlenir.
• İlk akciğer grafisi tedavi öncesinde alınmalı, tedavi sonrasında ise 4 haftalık periodlar ile
remisyona kadar, sonrasında ise 3 aylık aralar ile gözlem periodunun sonuna kadar takip
edilmelidir.
Olguların %70’de uterusun boşaltılmasını takip eden 60 gün içinde ß-hCG düzeyleri
normale iner ancak, olguların %15’de 60. günden sonra da ß-hCG düşüşü gözlenmektedir.
Ayrıca yine %15 hastada ß-hCG düzeyleri normale indikten sonra tekrar yükselmektedir.
Takip döneminde aşağıdaki durumların varlığında KT başlanmalıdır:
• Ard arda 2 ölçümde ß-hCG yükseliyor veya 3 ölçümde plato çiziyorsa
• Uterus boşaltılmasınından 15 hafta sonra ß-hCG yüksekse
• ß-hCG normal düzeylere indikten sonra tekrar yükselirse
• Uterus boyutu normale indikten sonra tekrar büyürse
• Uterus boşaltılmasını takiben kanama ortaya çıkarsa (koryokarsinom ve invazif mol
düşündürür).
PROGNOZ
79
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Mol hidatiform sonrası invaziv mol veya malign GTH (koryokarsinom) gelişme riski vardır.
Mol boşaltıktan sonra %15 lokal uterin invazyon, %4 uzak metastaz veya GTN gelişir.
Parsiyel mol sonrası koryokarsinom gelişmez. %4 persistan kalabilir ve remisyon için KT
gerekir. Molar gebelik sonrası bir yıl boyunca KOK ile kontrasepsiyon sağlanmalıdır.
Tedavi ve kontrol dönemi sonrası gebe kalan kadınlarda gebelikle ilgili komplikasyonlar
normal populasyon ile aynıdır. Takip eden gebelikte tekrar molar gebelik gelişme riski %1-2
iken, 2 molar gebelik sonrası bu oran %25’e yükselir.
KOMPLET MOLDE İNVAZYON VEYA MALİGN GTH İÇİN YÜKSEK RİSK FAKTÖRLERİ
• Hasta 40 yaş üzeri
• Teka lutein kisti var
• hCG >100.000/24h idrar, >40.000 mIU/mL serum
• Uterus beklenenden çok büyük ise malignleşme riski artmıştır.
• Patolojik incelemede belirgin nükleer atipi, nekroz ve hemoraji ve trofoblastik proliferasyon varsa persistan
hastalık için risk artar.
80
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Evreleme
Prognostik Skorlama
1. Klinik sınıflama:
A. İyi prognozlu metastatik hastalık
1. Son gebelik oluşalı 4 aydan kısa süre
2. Tedavi öncesi düşük hCG (hCG < 40.000mIU/mL)
3. Beyin ve karaciğer metastaz yok
4. Daha önce KT almamış
B. Kötü prognozlu metastatik hastalık
81
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
1. Son gebelik oluşalı 4 aydan uzun süre geçmişse, term gebelik sonrası
hastalık gelişmişse
2. Tedavi öncesi yüksek hCG (hCG > 40.000 mIU/mL)
3. Beyin ve karaciğerde metastaz (+)
4. Daha önce başarısız KT
82
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
GTN olgularında tek ajan KT metotreksat (MTX) sıklıkla başarılı olmaktadır. Tek ajan KT
en önemli avantajı daha az toksik olmasıdır. Son yıllarda daha hafif tedavilere yönelim
vardır. Bunun da en önemli nedeni tedaviye verilen başarılı yanıtlardır.
Tedavi başarısızlığı
• β-hCG düzeylerinde 10 kat artış
• β-hCG düzeylerinde yükselme sonrası plato
• Yeni metastaz oluşumu
83
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Takip
• β-hCG düzeyi, ard arda 3 ölçümde normal gelinceye kadar haftada
bir, sonraki 12 ay ayda bir, takip eden yılda 2 ayda bir ve sonrasında
ise 6 ayda bir izlenir.
• Haftada bir kan tablosu değerlendirilir (BK <3000 [nötrofil<1500], trombosit <100.000
ve BUN, kreatinin, ALT, AST, bilüribin düzeyleri çok yükselmiş ise tedaviye ara
verilmelidir).
• Remisyona kadar aylık periodlarla fizik muayene ve akciğer grafisi yapılır. Sonrasında
ise ilk yıl 3 ayda bir, daha sonra 6 ayda bir fizik muayene ve akciğer grafisi ile izlenir.
• β-hCG düzeyi negatif olduktan sonra 1 kür daha KT verilir.
Prognoz
Mol hidatiform tamamen kür sağlanan bir hastalıktır. Non-metastatik malign GTH’da kür
%100’e yakındır ve >%90 olguda reprodüktif fonksiyonlar devam eder. Kötü prognozlu
metastatik hastalıkta en iyi neticeler EMA/CO protokolü ile sağlanır ve %75-85 remisyon,
%70 kür elde edilir.
GTH sonrası gebelik gerçekleşirse en sık term canlı doğumla sonuçlanır (%69). Bunu
spontan düşükler (%16.5), preterm doğumlar (%7), ektopik (<%1) ve ölü doğumlar (<%1)
takip eder. Majör ve minor konjenital anomali risinde hafif bir artış izlenir (%4). Mol
hidatiform sonrası takip eden gebelikte mol hidatiform riski artmıştır. Sonraki gebelik eğer
remisyonu takip eden bir yıldan daha önce gerçekleşir ise gebeliğin devamına izin verilir
ancak takip güçlüğü olduğundan risk hasta ile paylaşılmalıdır.
Parsiyel mol hidatiform veya KT ile tedavi edilen GTN olgularında, takip eden gebelikler
için artmış herhangi bir komplikasyon riski yoktur.
84
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Histerektomi uygun tedavi şeklidir. Metastatik hastalığı olanlar KT’ye yanıt vermez (KT’ye
göreceli olarak rezistandır). Bu kaynak drtus.com’da yayınlanmaktadır.
85
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Gebelik sırasında en sık rastlanan kanserler, genital kanserlerdir ve bunlar arasında en sık serviks
kanseri izlenir. Gebelikte tek başına en sık izlenen malignite konusunda Gabbe Obstetrics ve
Current Obstetrics & Gynecologic Diagnosis and Treatment meme kanseri, Williams Obstetrics
malign melanom derken, Novak’s Gynecolgy ve Disaia Creasman Clinical Gynecologic Oncology
ise serviks kanseri olarak belirtmektedir.
Gebelikte en sık rastlanan jinekolojik malignite serviks kanseridir. Genel olarak gebelik döneminde
en sık rastlanan kanserler genital kanserler, meme kanseri ve malign melanom’dur.
VULVAR MALİGNİTELER
Gebelikte çok nadirdir. Çünkü en sık görülen form olan invazif epidermoid (yassı hücreli)
kanser bir ileri yaş hastalığıdır. Ancak son yıllarda gebelik + VIN olgularında artış
bildirilmektedir.
Gebeliğin vulva kanseri üzerine, vulva kanserinin de gebelik üzerine olumsuz bir etkisi
bildirilmemiştir. VIN olgularında, invazif kanser ekarte edilirse, tedavi doğum sonrasına
bırakılmalıdır.
Gebelik, vulva kanseri tedavisinde bir değişiklik gerektirmez. 1. ve 2. trimesterde tanı konmuş
ise radikal vulvektomi + inguino-femoral lenfadenektomi uygulanır. 3. trimesterde tanı konan
olgulara geniş lokal eksizyon uygulanıp, radikal cerrahi için gebeliğin sonlanması beklenir.
Doğum şekli tümör yaygınlığına, lokalizasyonuna ve invazyon derinliğine bağlıdır.
Radikal vulvektomi geçirmiş hasta gebe kalabilir. Doğum şekli vulvadaki skar dokusunun
yaygınlığına bağlıdır.
VAJİNAL MALİGNİTELER
1. ve erken 2. trimesterde tanı konan olgularda öncelikle gebelik sonlandırılır, takiben uygun
tedavi uygulanır. Gebeliğin ikinci yarısında tanı konan olgularda davranış biçimi gebelik yaşı,
fetal pulmoner matürite ve tümör yaygınlığı dikkate alınarak, hasta-hekim arasında
tartışılmalıdır.
Fetus viabilite kazanmış ise sezaryan ile doğum yaptırılır ve takiben uygun tedavi protokolü
uygulanır. Eğer yaygın ve geniş tümör söz konusu ise, gebelik yaşı dikkate alınmaksızın
gebelik sonlandırılır ve takiben uygun tedavi uygulanır (radyoterapi).
Gebelik hastalığın prognozunu etkilemez. VAIN olgularında, invazif kanser ekarte edilirse,
tedavinin doğum sonrasına bırakılması uygun olacaktır.
86
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
SERVİKAL MALİGNİTELER
Gebelikte en sık rastlanan jinekolojik malignitedir. Bazı çalışmalarda gebeliğin serviks
kanserini engellediği, bazı çalışmalarda da serviks kanserinin servikal faktör oluşturarak
gebeliğe engel olduğu bildirilmiştir.
Tanıda kanama ve amniotik zarların yırtılma olasılığı nedeniyle ECC’den kaçınılmalıdır.
Gebelik hastalığın prognozunu etkilememektedir. CIN olgularında, invazif kanser ekarte
edildikten sonra, tedavi doğum sonrasına bırakılır. Vajinal doğum yapmasında sakınca
yoktur.
Tedavide gebelik yaşı ve evresi önemlidir. 3 mm’nin altında invazyon derinliği olan
olgularda, lenfo-vasküler tutulum negatif ise konizasyon yeterli olabilir (ancak cerrahi sınırda
tümör negatif olmalı). Bununla birlikte konizasyon, gebelikte sadece biopsi ile kanıtlanmış
mikroinvazif kanser varlığında ve 2. trimester ve sonrasında uygulanmalıdır. Konizasyon
sonrası evre IA olguların tedavisi de gebelik sonrasına bırakılabilir. Bunun dışında 24.
gebelik haftasından önce gebelik sonlandırılmalı ve uygun tedavi verilmelidir. İleri evre
olgularda 24. gebelik haftasından önce direkt radyoterapi uygulanabilir ve bu olgularda
%70 spontan abortus gelişir. 24. haftadan sonra, fetal akciğer matüritesi tamamlanınca
sezaryan ile doğum yaptırılıp, uygun tedavi protokolü uygulanır. Rekürrensler genellikle ilk 2
yıl içinde gelişir.
ENDOMETRİAL MALİGNİTELER
Gebelikte son derece nadirdir (sıklıkla postmenopozal görülür). Tanısı sıklıkla abortus veya
terapötik nedenlerle yapılan küretajlarda materyalin incelenmesi ile konur. Tedavisi gebelik
dışındaki ile aynıdır.
OVER MALİGNİTELERİ
Over kistleri 80 gebelikte 1 görülür. Çoğu korpus luteum kisti, follikül kisti gibi fonksiyonel
kistlerdir. Bununla birlikte gebelikte en sık izlenen neoplastik oluşum matür
kistik teratomdur. Gebelikte en sık izlenen malign germ hücre tümörü
disgerminomdur.
Gebelikte tanı alan ovarian kitlelerin %2-5’i maligndir. Gebelikte over tümörlerinin üç major
kategorisi (epitelyal, germ hücreleri ve seks kord-stromal) izlenebilirse de germ hücreli over
kanserine gebelikte daha sık rastlanır. Bunun sebebi germ hücreli over kanserinin pik
insidans yaşının doğurganlık çağıyla çakışmasıdır. Gebelikte tanı alan over kanserlerinin
%45’i germ hücreli over tümörleri, %37,5’i epitelyal over tümörleri, %10’u stromal tümörler ve
%7,5’i değişik alt tiplerde ve sınıflanamayan tümörlerdir.
Gebelikte ovaryan bir kitlenin torsiyon ihtimali %10-15’dir. Torsiyon uterusun süratle
büyüdüğü 8-16. haftalar (%60) ve süratle küçüldüğü puerperal dönemde (%40) izlenir.
Gebelikte ilk trimesterden itibaren CA125 düzeyleri arttığından, over tümörlerinin tanısında bir
belirteç olarak kullanılması anlamsızdır.
87
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
Gebeliğin over kanserine karşı koruyucu rolü olduğu ileri sürülmektedir. Over kanserinin
gebelik üzerine olumsuz etkisi yoktur (gebeliğin de over kanseri seyrine olumsuz etkisi
yoktur), ancak akut karına neden olduklarında fetal kayıp, prematür eylem riski artar.
Androjenik hormon salgılayan tümörler, dişi fetusta virilizasyon nedeni olabilir.
MEME KANSERİ
Kadınlarda kanserden ölüm nedenleri arasında 2. sıradadır (1. sırada akciğer kanseri
bulunur). Günümüzde gebeliğin meme kanseri üzerine olumsuz etkisi olmadığı görüşü kabul
edilmektedir. Bununla birlikte gebelikte memelerde ortaya çıkan fizyolojik değişimler
(nodülarite, sertlik, hipertrofi) meme kanseri tanısını geciktirebilir.
Gebelikte görülen meme kanserlerinin %70’i östrojen negatiftir. Gebelikteki yaşam süresi
gebelik dışındakinden farklı değildir. Evre, lenf nodu tutulumu ve yaş önemli prognostik
faktörlerdir. Aksiller lenf tutulumu gebelikte daha fazladır.
Tanıda meme USG, ince iğne aspirasyon biopsisi yapılabilir. Gebelikte mammografiden
kaçınılmalıdır ancak karnın korunması sağlanırsa uygulanabilir. Bununla birlikte gebelikte
memelerde ortaya çıkan dansite artışı nedeniyle mammografi tanı kesinliği azalır. Gebelikte
en güvenilir, en az riskli tanı yöntemi lokal anestezi altında meme biopsisidir. Tanı
konduktan sonra metastaz için araştırma yapılmalı, metastaz varsa tedavi gebelik sonrasına
ertelenmelidir. Metastaz yoksa modifiye radiakal mastektomi + lenf nodu diseksiyonu yapılır.
Tedavi komplikasyonları:
Abortus, preterm eylem, prematür doğum. Radyoterapi aksiller alan dışına verilmez. Son
yıllarda adjuvan kemoterapi verilmesi önerilmektedir.
Meme kanseri tedavisi almış kadınlar, nüksler genellikle ilk 3 yıl içinde geliştiğinden,
tedavi sonrası 3 yıl gebe kalmamaları konusunda uyarılmalıdır. Evre II, III ve IV olgularda
ise gebelik kontrendikedir.
MALİGN MELANOM
Gebelikte malign melanom varlığında lenf nodu metastazı ve rekürrens riski artarken,
hastalıksız geçen süre kısalmaktadır. Plasentaya ve fetusa en sık malign melanom
metastaz yapar. Tedavide geniş lokal eksizyon uygulanır. Bölgesel lenf nodu diseksiyonu
sağkalım süresini uzatmaktadır. Bununla birlikte proflaktik kemoterapi ve immunoterapi
88
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
gebelikte önerilmez.
LÖSEMİ
Gebelikte akut ve kronik lösemiler nadir gelişir. Akut lösemi tanısı kemik iliği incelemesi ile
konur ve kemik iliğinde >%30 blast izlenmelidir. Olguların %60’da lökositoz, %90
trombositopeni mevcuttur. Gebeliğin löseminin gidişine etkisi yoktur. Bugün kombinasyon
tedavileri ile anne ölümü oldukça azalmış, fetal sağkalım %90’a çıkmıştır.
Gebelikte akut lösemi tanısı konmuşsa tedavi vakit geçirmeden başlanmalı ve fetal riskler
gözardı edilmelidir. Muhtemel fetal yan etkiler arasında abortus, intrauterin ölüm,
malformasyonlar, gelişme geriliği ve prematürite sayılabilir.
GEBELİKTE KANSER
• Gebelikte en sık görülen neoplastik over tümörü: Dermoid kist
• Gebelikte en sık görülen jinekolojik kanser: Serviks kanseri.
• Gebelik sırasında germ hücreli tümörler epitel tümörlerinden sonra 2. sıklıkla görülür.
• Gebelikte en sık görülen benign germ hücreli tümör: Dermoid kist.
• Gebelikte en sık görülen malign germ hücreli tümör: Disgerminom.
• Gebelikler sıklıkla 30 yaş altında olduğundan dermoid kist seröz kist adenomlardan bu yaş
grubu içindaha sık izlenir.
Meme kanseri kadın hayatında her yaş dekatı için en sık görülen tümör olmakla beraber,
gebelikte izlenen tümörler içersinde ilk 3 içerisinde yer alır.
89
DrTus.com
İlk ve tek tus portalı
KADIN DOĞUM
90