Eski Turkceden Gunumuz Turkcesine Tat Ya

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 7

Eski Türkçeden Günümüz Türkçesine “tat, yāt, gâvur ve yabancı” Göstergelerinin

Kültür Dil Bilimsel Çözümlemesi


Ertan BESLİ

ÖZET
Bu bildiride Eski Türkçe döneminde ilk kez kayıtlara geçen tat, yāt ve Türk
dilinin tarihi dönemlerinde ve günümüz Türkçesinde de geçen gâvur ve yabancı
göstergelerinin sahanın çeşitli temel ve çağdaş kaynaklarındaki kullanımları kültür dil
bilimsel ve anlam bilimsel olarak incelenmiştir. Araştırma konumuz çerçevesinde
gerektiğinde köken bilgisi açıklamalarına da çalışmamızı destekleme amacıyla yer
verilmiştir. Söz konusu incelenen göstergeler Türk dilini farklı zamanlarda ve
coğrafyalarda konuşan Türk halklarının Eski Türkçe döneminden beri dünyayı algılayış
biçimleri, dünyaya bakış açıları, çeşitli durumlar karşısındaki tutumları hakkında bilgi
verdiğinden kültür kelimeleri olarak seçilmiştir. Tespit edilen kelimelerin Türk dilinin
tarihi lehçelerindeki ve günümüz Türkçesindeki görünümleri, anlamları ve örnekleri
incelenmiştir. Böylece Eski Türkçeden beri yakın bir anlam çerçevesinde kullanılan ve
araştırma konumuzu oluşturan bu göstergelerin gösteren ve gösterilenlerinde meydana
gelmiş bazı anlamsal benzerlikler ve değişmeler tespit edilip köken ve anlam bilim
desteğiyle kültür dil bilimsel çözümleme ile incelenmiş ve incelenen göstergelere
yüklenen kültürel anlamlar da tespit edilmeye çalışılmıştır.
Araştırmamızda incelenen göstergelerin yansıttığı leksikolojik gelişmeler art
zamanlı ayrımsal-karşılaştırmalı yöntem ile aydınlatılmaya çalışılmıştır. Kültür dil
bilimde çeşitli dillerdeki eş değer kavramları incelemek yaygındır. Yöntem olarak aynı
inceleme Türk dilinin tarihi lehçeleri ile çağdaş şive ve lehçelerinde yer alan kültür
kelimeleri için de uygulanabilir. Araştırma sonucunda çıkan verilerin işlenmesiyle Türk
dilindeki göstergelerin bünyesinde bulunan Türk kültürünün çeşitli yönlerinin açığa
çıkması mümkün olacaktır. Söz konusu veriler öncelikle sosyal bilimler ve çeşitli bilim
dallarında işlenip bir halkın geleceği ile ilgili planlamalarda kullanılmak üzere önemli
çıktılara dönüşebilecektir.
Kültür dil bilimde sahanın yabancı kaynaklarından Türkçeye çevrilen bazı
yabancı terimler çeviride hiç değiştirilmeden aktarılmıştır. Bu terimlerden birisi de bir
halkın dünya görüşünü, dünyaya bakış açılarını, çeşitli durumlar karşısında aldığı
benzer tutumları açığa çıkaran ve halkın kültürünü de yansıtan konsept kelimelerdir. Bu
kelimelerin gösteren ve gösterilenin de çeşitli tarihi dönemlerde meydana gelmiş ses,
yapı, anlam ve işlev yönünden çeşitli değişiklikler bir halkın kültürel gelişiminin tespiti
için önem arz etmektedir. Çalışmamızda söz konusu kavramı kültür kelimesi olarak
adlandırmayı Türk dili için daha doğru buluyoruz.
Anahtar Kelimeler: Kültür dil bilim, Göstergeler, kültür kelimeleri, Köken bilgisi,
Yabancı.

Araştırılan Kelimelerin Eski ve Günümüz Türkçesindeki


Tanım ve Kullanımları

Araştırılan kültür kelimeleri ET’de tat ve yāt göstergeleri ile yer almıştır. Söz
konusu göstergelerin ET’de anlamları şu şekildedir:


Doç. Dr. Ertan BESLİ, Sinop Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü, Eski Türkçe Bilim Dalı, ertanbesli@hotmail.com.tr
tat göstergesi için ‘yabancı’ temel anlamı verilir (DTS [541]. Bu kavram
bünyesinde başka topraktan gelme, başka millete ait olma anlamlarını barındırır. tat
‘İranlı’ anlamına gelir (EUTS [149]). G. Clauson bu kelimenin temel anlamının ya:t
‘yabancı’ gibi gözüktüğünü söyler (EDT [449]). DLT’de bütün Türklerin nezdinde Fars,
Yağma ve Tohsıların nezdinde Uygur kâfirleri anlamındadır (DLT [317]).

1) On oḳ oġlıŋa tatıŋa tegi bonı köri biliŋ…

“On ok oğullarına, yabancılarına varıncaya kadar bunu görüp anlayın (METY: KT G


12 [80,92], BK K 15 [122,136])”.

2) Keldi maŋa tat

“Bana bir kâfir Uygur geldi.” (DLT [16,17]).

3) Çomaḳ tat boynın çapdı.

“Uygur lehçesinde, Müslüman kâfirin boynunu vurdu” (DLT [233]).

4)Tatıg közre tikenig tüpre.

“Fars’ı gözden vur; dikeni kökten sök” (DLT [318]).

Orhun yazıtları döneminden kalan birinci örnekte tat göstergesi ile gösterilen
yabancı kavramında başka milletten ve yabancı topraklardan olanlar kastedilmektedir.
İkinci ve üçüncü örneklerde aynı göstergenin anlam alanına İslam dininden olmayanlar,
din dışı ve düşman olanlar da alınmıştır. Ayrıca bu yeni anlam alanını kapsayan kâfir
göstergesi kültürümüze girmiştir. Dördüncü örnekte ise diken, nasıl ki kökünden
sökülmeyi hak etmiştir; Uygur da gözünden vurulmayı hak etmiştir. Bu atasözünde
Türk olmayan Farslar ve İslam dininden olmayan Uygurlar kastedilmiştir (Ercilasun,
318, s.).

tat göstergesi ile Göktürkçede daha çok başka milletten olanlar kastedilirken
Türklerin İslamiyeti kabulü ile anlam genişlemesi sonucu bu sefer başka dinden olanlar,
yabancı ve düşman kavramları da söz konusu göstergenin anlam çerçevesine girmiştir.
Yabancıların ve de başka din mensuplarının kötü ve acımasız olduğu onlara amansız bir
şekilde davranmak gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak tat göstergesinin anlam
çerçevesinin ilk basamağını oluşturan yabancı kavramı ile başka millet ve topraktan
olanlar, düşman, kâfir, kötü ve acımasızlık belirtilmiştir. C. Kaya, DLT’de kullanılan tat
‘İranlı’ göstergesinin yat göstergesinin bir varyantı ya da eş değeri olduğuna inanır ve
tat göstergesinin daha çok bölgesel, özel bir kullanımı yansıttığını söyler (Kaya, 1017
.s.).

yāt göstergesi ET’de “yabancı, ecnebi” şeklinde yabancı kavramını gösterir


(DTS [247], EDT [882]; DLT [958]). Söz konusu gösterge Altay Türkçesi hariç tüm
çağdaş Türk şive ve lehçelerinde yabancı anlamında yer alır. Ayrıca bu gösterge
Türkmen, Kumuk, Kazak, Başkurt, Özbek ve Uygur Türkçesinde “karakter, bakış,
davranış, görünüş ve alışkanlıklar bakımından farklı olan” anlamına gelir. Rusça
‘чуждый’ göstergesi yat göstergesine karşılık olarak verilmiştir (ESTYA {[158]).
5)Yat kişi…

“Yabancı adam” (Toy. 23 [58]).

6) Saḳlanġıl. Yat kişilertin yaġı bar.

“Dikkat et. Yabancılardan düşmanlık gelir” (TT I [31214, 215] [254]).

7) Tegme kişi öz bolmas yāt yaġuḳ tüz bolmas.

“Herkes senin kendin gibi olmaz ki ona güvenip sırrını veresin. Yabancı ile yakın da eşit
olmaz” (DLT [187]).

5., 6., ve 7., örneklerde yāt göstergesinin ifade ettiği yabancı kavramı ile başka
milletlerden olan kişiler belirtilip bu kişilere güvenilemeyeceği, bu kişilerin düşmanlık
yapabileceği ifâde edilmiştir. Verilen örneklerde yat ‘yabancı’ kavramının anlam
çerçevesi içinde düşman kavramının da olduğu görülmektedir. ESTYA’da yad
göstergesinin ifade ettiği eskicil kavram olarak yabancı, farklı boydan, milletten olan
açıklaması yapılmıştır. Buradan daha sonra düşman kavramının meydane geldiği
belirtilip Latince hostis ‘farklı toprak ve ülkeden olan’ > ‘düşman’ örneği belirtilmiştir
(ESTYA [158]).

TT: yad ‘yabancı’ < ET yat: yabancı. yadi yabançısi olmak: bir yerde ilk defa
bulunmak… Erzurum (TDK: TTAS).

yâd ‘yabancı’ (Keban, Baskil, Ağın, Elazığ, Urfa merkez) (TDK: TTAS).

yad eller

1. Baba ocağından uzak yerler, gurbet. 2. Yabancı kimseler, yabancılar: “Yiğidin


başına bir iş gelirse / Onu yad ellere açıcı olma” -Karacaoğlan (TDK)

Türkiye Türkçesindeki çeşitli kullanımlarda yad göstergesiyle yabancı, alışılmışın


dışı, evin uzağı, daha az güvenilir kişiler, yerler anlamları ön plana çıkmaktadır.

Araştırıcı C. Kaya çocuk dilinde kullanılan atta kelimesinin Türkiye genelinde


hemen hemen standart biçimde ‘gezme, misafirlik, sokak, dışarısı, başka yer’
anlamlarına geldiğini, bu kelimenin asli şekillerinin at, tat ve tât olduğunu belirtir. tât
şeklindeki uzun ünlüden hareketle ât ve tât şekillerine ulaşır ve Türkçede ât şeklinde
“gezme, misafirlik, sokak, dışarısı, başka yer” anlamında bir kelime olmadığını, fakat
yat (>TT yad) şeklinde yabancı anlamında çok yaygın bir kelime olduğunu belirtip atta
sözünün kökenini anlam kaymasına uğradığını söylediği bu göstergeye bağlar (Kaya,
1017, .s.).

ESTYA’da aynı kök morfemden türeyen ikileme olarak da kullanılan benzer


kelimeler olduğu belirtilir: yavġan yavız ‘kötü’, yaḳın yaġuḳ ‘yakın, yakınlar’, toḳ toḍu
‘toklar’… yat yaġı örneğindeki *ya kök morfemini de bu şekilde yorumlamak
mümkündür (Sevortyan, 56, .s.). DTS’de yat yaġı ‘zorla giren kimse, düşman’ şeklinde
açıklanan bu kelime çifti için AY’den şu örnek verilmiş ve açıklanmıştır (DTS [247]):
Yat yaġıḳa basınturmadın inçkülüg meŋilig bolurlar (AY [8713-14]).

“Düşmanları ezmeden sakin ve mutlu olacaklar.”

gâvur kültür kelimesi < Fa.: gebr ‘ateşperest, Zerdüşti’ (TETTL: [155]) TT’de
şu anlamlardadır:

1. Dinsiz kimse. 2. din b. Müslüman olmayan kimse: Onca yıl gurbetin kahrını,
gâvurun ağzının kokusunu çekmiştik. 3. sf. mec. Merhametsiz, acımasız: Gâvur bana bir
at parası vermeden kalkıp gidecek mi?” -M. Ş. Esendal. 4. sf. İnatçı (TDK)

TT ağızları: gâvur (Diyarbakır, Doğu Trakya), gavur (Aybastı), gavır (Kütahya


ve yöresi), cavır (güney-batı Anadolu) (TDK)

Söz konusu gösterge TT ağızlarında da hemen yukarıda verilen anlamlarda


kullanılır.

8) “ǵavur bu, ǵavur. Eşkiyâmış ǵavur, Nefter isminde.” (İTOBA: TI b [66])


9) bizim ordu, düşman gélcék üzerine. Ondan sora saracék filan derken né ġavır géliyo
né bişé amma… (İTOBA: T10 a [109])
Sekizinci örnekte gavur göstergesi ile eşkiyalık gibi kötü işler yapanlar
anlatılmıştır. Dokuzuncu örnekte araştırılan gösterge Eski Eşme’de temel anlamı
çerçevesinde Yunan askerleri için kullanılmıştır. Bu kültür kelimesinin TT’deki ilk
anlamı dinsiz kimsedir. İkinci anlamıysa Müslüman olmayan kimsedir. Çok kötü işler
yapanlar bu kullanıma göre dinle ilgisi olmayan dinsiz kişilerdir. Söz konusu gâvur
göstergesinin üçüncü tanımında mecaz anlam söz konusudur. Araştırılan kültür
kelimeleri ET’de tat göstergesi ile yabancı ve kâfir kişi, yāt göstergesi ile de yabancı
anlamlarında kullanılmıştır. ET’de bu kişilerden her türlü düşmanlık beklenebilir ve
bunlara karşı dikkatli olunmalıdır gibi bir algı söz konusudur. Dinsiz, Müslüman
olmayan kimselerin sonra da eşkiyaların, çetecilerin TT ağızlarındaki gâvur, gavur,
gavır vb. şekiller ile adlandırılması gösterir ki kötü işler ve davranışlar daha çok dinsiz,
Müslüman olmayanlardan beklenir. Bu yüzden eşkiyalık gibi kötü işler yapanlar da
gavur göstergesiyle ifade edilmiştir.
yabancı göstergesinin türediği yaban şekli için genelde şu şekilde bir tanım
yapılır:
1. insan yaşamayan ıssız yer, 2. Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse (TDES
[437]).
H. Eren yaban şekli için < Far biyābān (< O. Far. viyāpān) ‘uncultivated, desert;
a desert’ gelişimini verip Türkçede biyābān başındaki bi- düşmüştür, der (H. Eren,
1999: 437).
T. Gülensoy incelenen şeklin Farsçadan geldiğini kabul etmez. OT yawa, (yafa,
yava) ‘sıcak, kuytu yer’ (DLT) +n ile birleştirip OT w (v/f) > b ses değişiminin ET’den
beri görülen bir ses olayı olduğunu söyler. Verdiği örnekler bar > var, bar- > var-, bér-
> ver-, owrug ‘dağın yamacı ve bittiği yer’ > obruk şeklindedir (TTKBS [1022]). w (v/f)
> b ses olayı için araştırıcının verdiği dört örnekten üçü b > v ses gelişimine örnektir.
Söz konusu yaban şekli için acaba dil yadigârlarında henüz bulunamadığından ya da
ET’den önce kullanılmış, kayda geçmemiş Türk dilinin tarihi ses olayları için olağan b
> w ses gelişimi sonucu meydana gelmiş bir yaba şekli mi vardır? DTS’de yaba ‘vahşi,
yaban (?)’ maddesi altında AY’da geçen bir ibare yaba tınlıġ oġlanları ‘ıssız yerlerde
yaşayan varlıkların çocukları’ şeklinde okunurken aynı ifadeyi C. Kaya yapa tınlıġ
oġlanları olarak okumuştur (Kaya, 221, .s.). Yukarıda ESTYA’da yad, yaġı
göstergelerinde olduğu belirtilen *ya kökü burada da söz konusu mudur? Bu kelimenin
kökeni üzerine yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
SONUÇ
Kültür kelimelerinin karşılaştırılması ile elde edilen veriler başta sosyal bilimler
olmak üzere çeşitli bilim dallarında işlenip kültürel ve sosyal yönden çeşitli bilim
dallarında veri olabilecek bazı yeni çıkarımlarda kullanılabilecektir.

tat ve yat göstergelerinin anlam çerçevelerinin yakın olduğu görülmektedir.


Ayrıca hemen yukarıda belirtildiği gibi günümüz Türkçesinde de yat şekli yad
biçiminde devam etmektedir. Bu iki göstergenin köken bilimsel olarak nasıl
birleştirilebileceği probleminin çözümü için yeni çalışmalara ihtiyaç duyulduğu
görülmektedir.

Çalışmamızda incelenen kültür kelimeleri ET’de tat, yat göstergeleriyle, TT ve


ağızlarında ise yad, gavur, gāvur, gavır, yabancı vb. şekillerde yer almıştır. Söz konusu
kültür kelimelerinin ET’de ‘yabancı, düşman; kâfir’ gibi bir anlam çerçevesine sahip
oldukları, derin planda aileden, başka milletlerden, topraklardan, farklı dinden olanlara
güvenilemeyeceği, her türlü düşmanlığın bu kişilerden beklenebileceği duygusu ve
düşüncesinin varlığı anlaşılmaktadır. tat ve yat kültür kelimelerinin temel kullanımını
Eski Türkçe dönemindeki yabancı temel anlam biriminin > düşman ˷ kâfir kavramlarını
da alarak anlam genişlemesiyle çeşitli kötü işler ya da kötülükler yapanlar için de
kullanılabildikleri görülmüştür.

Türkiye Türkçesindeki çeşitli kullanımlarda yad göstergesinin sahip olduğu


anlam çerçevesi yabancı > düşman, kâfir kavramlarının etkisiyle yabancı, alışılmışın
dışı, evin uzağı, daha az güvenilir kişiler, yerler kavramlarını içermektedir.

Dinsiz, Müslüman olmayan kimselerin sonra da eşkiyaların, çetecilerin TT


ağızlarındaki gâvur, gavur, gavır vb. şekiller ile adlandırılması gösterir ki kötü işler ve
davranışlar daha çok kâfirlerden, yabancılardan beklenir. Dinin toplum hayatında
taşıdığı ağırlık büyüktür.
TT’deki yabancı göstergesinin kullanımı ve sahip olduğu anlamsal çerçeve ET
dönemi ile benzerlik gösterir. Söz konusu göstergenin gövdesindeki yaban şeklinin
kökeni için hemen yukarıda da belirtildiği gibi yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
KISALTMALAR
BK K: Bilge Kağan Kuzey Yüzü
DLT: Divanü Lûgat-İt-Türk
DTS: Drevnetyurskiy Slovar’
ETD: Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish
ESTYA: Etimologiçeskiy Slovar’ Tyurskih Yazıkov
ET: Eski Türkçe
EUTS: Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü
Far: Farsça
KT G: Kül Tégin Güney Yüzü
METY: Orhon-Uygur Hanlığı Dönemi Moğolistandaki Eski Türk Yazıtları
TDES: Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü
TDK: Türk Dil Kurumu
Toy.: Toyok
TT: Türkiye Türkçesi
TTAS: Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
TTKBS: Türkiye Türkçesi Köken Bilgisi Sözlüğü
KAYNAKLAR
ACAR, Kenan (1998), İzmit’in Taşköprü, Ova ve Balören Ağızları, Basılmamış
Doktora Tezi, Ankara.
CAFEROĞLU, Ahmet (1993), Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, Enderun Kitabevi,
İstanbul.
CLAUSON, Gerhard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century
Turkish, The Clarendon Press, Oxford.
EREN, Hasan (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, 2. Baskı, Bizim Büro Basım
Evi, Ankara.
GÜLENSOY, Tuncer (2007), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi
Sözlüğü, TDK Yay., Ankara.
KÂŞGARLI, Mahmud (2015), Divanü Lûgat-it-Türk, (Hazırlayanlar: Ahmet Bican
Ercilasun, Ziyat Akkoyunlu), 2. baskı, TDK Yay., Ankara.
KAYA, Ceval (1994), Altun Yaruk, TDK Yay,. Ankara.
KAYA, Ceval (2007), Çocuk Dilindeki Atta Kelimesi Üzerine, IV Uluslar Arası Türk
Dili Kurultayı Bildirileri, s. 1015-1018, Ankara.
ÖLMEZ, Mehmet (2012), Orhon-Uygur Hanlığı Dönemi Moğolistandaki Eski Türk
Yazıtları, Bilgesu Yay., Ankara.
MİHAYLOVİÇ, Dimitriy Nasilov, Aleksandr Şçerbak, Tenişev, Ekrem. vd., (1969),
Drevnetyurskiy Slovar’, Nauka, Leningrad.
Sevortyan, E. V., Levitskaya, L. S. (1989), Etimologiçeskiy Slovar’ Tyurskih Yazıkov:
Obşçetyurskie i Mejtyurskie Osnovıy na bukvıy «Җ», «Ж», «Й», Nauka, Moskva.
www.tdk.gov.tr

You might also like